You are on page 1of 129

A D A M PH ILLIPS

Adam Phillips, Londradaki W olverton Gardens ocuk ve


A ile Danm anl M erkezinde ocuk Psikoterapisi B
lm bakamdir.
Psikoterapinin yan sra edebiyatla da yakndan ilgilenen
Phillipsin pm e, G dklanm a ve Sklm a zerine adl ki
tab son derece olumlu eletiriler alm ve N ew York Tim es
gazetesi tarafndan Yln D ikkate D e er K itab seilmitir.
ngilterenin saygn gazetesi G u a rd ia n 'da Phillips hak
knda unlar sylenmiti: "Phillips, tpk ehov gibi, hem
iyi bir doktor hem de iyi bir yazar; insan davranlarnn in
celiklerine gsterdii ilgi iyi bir hikye anlatcs olm asn
salyor... Her insann derinlerindeki o tem el yabancla
ho bir aklkla yaklayor.
YAPITLARI: W innicott; On K issing, T ickling a n d B eing
B o red (1993; pme, Gdklanma ve Sklm a zerine,
ev.: Fatma Takent, Ayrnt Yay., 1996); O n F lirtation
(1994; Flrt zerine, ev.: zden Arkan, Ayrnt Yay.,
1997); M onogam y (1996; Tekelilik, ev.: Blent Somay,
M etis Yay., 1997) ve Terrors a n d E xperts (1996; Dehetler
ve Uzmanlar, ev.: Tuna Erdem, M etis Yay., 1999). A y
rca u kitaplar derleyip yayna hazrlamtr: C harles
L am b, S elec ted P rose; W alter P eter: The R enaissance; E d
m u n d B urke: A P hilosophical E nquiry; The E lectrified
T ightrope: Selected P ychoanalytical P apers o f M ich a el
E igen; R ich a rd H ow ard: S elected P o em s (Hugh Haughton
ile birlikte) ve John C lare in C o n text (H. Haughton ile bir
likte).
A yrnt: 274
inceleme dizisi: 150
K reteki Y abani
Adam Phillips
ngilizceden eviren
zden Arkan
Y aym a hazrlayan
Erdal Alova
K itabn zgn ad
The Beast in the Nursery
Faber and Faber/1998
basm ndan evrilm itir.

A dam Phillips

Bu kitabn T rke yaym haklan


A ynnt Y aym larna aittir.
K apak illstrasyonu
Sevin Altan
K apak dzeni
Arslan Kahraman
D zelti
S. AsafTaneri
B ask ve cilt
Mart Matbaaclk Sanatlar Ltd. ti. Tel: (0212) 212 03 39-40
Birinci basm 2000
ISB N 975-539-265-3

A Y R IN TI Y A Y IN LA R I
Dizdariye emesi Sk. No: 23/1 34400 emberlita-stanbul Tel: (0 212) 518 76 19 Faks: (0 212) 516 45 77
Adam Phillips
Kreteki Y abani
N C E L E M E D Z S
ENLKL TOPLUM//. Mich / YEL POLTKA/J. Porritt j* MARKS, FREUD VE GNLK HAYATIN ELETRS/S.
Brovm / KADINLIK ARZULARI/R. Coward / FREUDDAN LACAN'A PSKANALZ/S. M. Tura / NASIL SOSYALZM?
HANG YEL? NN TNSELLK?//?. Bahro / ANTROPOLOJK AIDAN DDET/Der: D. Riches / ELETREL ALE
KURAMI/M. Poster / KBNE DORU/fl. Williams / DEMOKRAS ARAYIINDA KENT/K. Bumin / YARIN/f. Ha-
vemann j* DEVLETE KARI TOPLUM/P. Clastres / RUSYA'DA SOVYETLER (1905-1921)/0. Anweiler / BOL-
EVKLER VE DENETM/M. Brinton jrt EDEBYAT KURAMI/T. Eagleton / K FARKLI SYASET/L. Kker
/ ZGR ETM/J. Spring / EZLENLERN PEDAGOJS/P. Freire / SANAY SONRASI TOPYALAR/S. Frankel
/ KENCEY DURDURUNl/T. Akam /ZO R U N LU ETME HAYIRI/C. Baker / SESSZ YIINLARIN GL
GESNDE YA DA TOPLUMSALIN SONU/J. Baudrillard / ZGR BR TOPLUMDA BLM/P. Feyerabend / VAH SA
VAININ MUTSUZLUU/P Clastres /C EHENNEM E VG/G. Vassa/ /G S T E R TOPLUMU VE YORUMLAR/G.
Debord / AIR EKM/L. Segal / CNSEL DDET/A. Goderai / ALTERNATF TEKNOLOJ/D. Dickson /A T E
VE GNE//. Murdoch /O TO RTE//?. Sennett j r i TOTALTARZM/S. Tormey / SLAM'IN BLNALTINDA KADIN/P
Ayt Sabbah / MEDYA VE DEMOKRAS/J. Keane / OCUK HAKLARI/Dov S. Franklin z KTEN SONRAIDer: R.
Blackburn /D N Y A N IN BATILILAMASI/S. Latouche /T R K Y E NN BATILILATIRILMASI/C. Aktar / SINIRLARI
YIKMAK/M. Mellor / KAPTALZM. SOSYALZM, E K a O J/A G az / AVRUPAMERKEZCLK/S. Amin / AHLK VE
MODERNLK/R. Poole / GNDELK HAYAT KILAVUZU/S. Willis / SVL TOPLUM VE DEVLET/Oa; J. Keane
/TELEVZYO N: LDREN ELENCEN. Postman / MODERNLN SONULARI/A. Giddens / DAHA AZ DEVLET
DAHA OK TOPLUM//?. CanOen / GELECEE BAKMAK/M. Albert - R. Hahnel z MEDYA, DEVLET VE ULUS/P Schle
singer / MAHREMYETN DNM/A. Giddens / TARH VE TN/U. Kovel / ZG RL N EKOLOJS/M. Bo-
okchin / DEMOKRAS VE SVL TOPLUM/J. Keane / U HAN KALPLERMZ//?. Coward -KAKLA VEDA/P. Fe
yerabend ./B E Y N FAL EBEKES/A. Mattelart /K T S A D AKLIN ELETRS/ A. G a z VMODERNLN
SIKINTILARI/C. Taylor / GL DEMOKRAS/B. Barber / EKRGE/B. Suits / KTLN EFFAFLII/-/ Ba
udrillard /ENTELEKTEL/E. Said / TUHAFHAVA/A./?oss /Y E N ZAMANUR/S. Hall-M. Jacques /TA H A K K M
VE DREN SANATLARI/-/.C. Scott / SALIIN GASPI//. Illich / SEVGNN BLGEL/A. Finkielkraut / KMLK VE
FARKLILIK/HZ Connolly / ANTPOLTK ADA POLTKA/G. Mlgan /Y E N BR SOL ZERNE TARTIMALAR//?.
Wainwright /DEM OKRAS VE KAPTALZM/S. Bowles-H. Gintis Jvt OLUMSALLIK, RON VE DAYANIMA//?. Rorty /
OTOMOBLN EKOLOJS/P Freund-G. Martin / PME, GIDIKLANMA VE SIKILMA ZERNE/A. Phillips
/M K NS IZIN POLTKASI/M. Besnier /G E N L E R N HAYAT BLGS EL KTABI//?. Vaneigem /C E N N E T N
DB/G. Vassal /E K O LO JK BR TOPLUMA DORU/M. Bookchin 'D E O LO J/T. Eagleton /D Z E N VE KAL
KINMA KISKACINDA TRKYE/A. inse! /AM ERKA/J. Baudrillard j *POSTMODERNZM VE TKETM KLTR/M. Fe-
atherstonej*E R K E K AKIL/G. Uoyd / BARBARLIK/M. Henry /K A M U S A L NSANIN K//?. Sennett
j *P O P L E R KLTRLER/D. Rowe /BELLE N YTREN TOPLUM/flJacoby /G LM E /H . Bergson / L M E
KARI HAYAT/A/. O. Brown /S V L TAATSZLK.: Y. Coar /A H L K ZERNE TARTIMALAR/J, Nuttall
/T K E TM TOPLUMU// Baudrillard / EDEBYAT VE KTLK/G. Bataille / L M C L HASTALIK UMUTSUZLUK/
S. Kierkegaard /O R T A K BR EYLER OLMAYANLARIN ORTAKLII/A Lingis /V A K T LDRMEK/P Feyerabend
Z VATAN AKI M. Viroli / KMLK MEKNLARI/D. Mbffey-K. Robins / DOSTLUK ZERNE/S. Lynch Z KSEL
LKLER/H. LaFotette / KADINLAR NEDEN YAZDIKLARI HER MEKTUBU GNDERMEZLER?. Leader
/ DOKUNMA/G. Josipovid /T R A F EDLEMEYEN CEMAATM. Blanchot /F L R T ZERNE/A. Philips
/FE LSE FE Y YAAMAK/R. BMngton /P O L T K KAMERAM. Ryan-D. Kellner / CUMHURYETLK/P. Pettit
/POSTMODERN TEOR/S. Best-D. Kellner /M AR KS ZM VE AHLK/S. Lukes /V A H E T KAVRAMAKU P . R e
emtsm / SOSYOLOJK DNMEK/Z Bauman / POSTMODERN ETK/ZBauman /TO P LUM S AL CNSYET VE
KTDAR//?.WZ Com et / OKKLTRL YURTTALIK/M?. K ym kka /KARIDEVRM VE SYAN//?. Marcuse
Z KUSURSUZ CNAYET//. Baudrillard / TOPLUMUN McDONALDLATIRILMASI/G. Ritzer / KUSURSUZ NHLST/
K A Pearson / HOGR ZERNE/M. Walzer / 21. YZYIL ANARZM/D.. / . Purkis S /. Bowen / MARXIN Z
GRLK ET/G. G. Brenkert /M E D Y A VE GAZETECLKTE ETK SORUNLAR/Da/.: A. Beisey t R. Chadwick
/H A Y A T IN DEER//. Harris / POSTMODERNZMN YANILSAMALARI/T. Eagleton /D N Y A Y I DETRMEK
ZERNE/M. Lwy / KZN ASI/B. Sanders / TAHAYYL GCN YENDEN DNMEK/Dez: G. Robinson S J.
Rundet /T U T K U LU SOSYOLOJ/A. Game & A Netcatfe / EDEPSZLK, ANAR VE GEREKLK/G. Sartre /
KENTSZ KENTLEME/M. Bookchin / YNTEME KARI/P Feyen&end z HAKKAT OYUNLARI//. Forrester
/TO PLUM LAR NASIL ANIMSAR7/P. Conrrerton / LME HAKKI/S. inceolu /ANARZMN BUGN/O/.: Hane
Jrgen Degen / MELANKOL KADINDIR/D. Binkert / SYAH 'AN'LAR l-ll//. Baudrillard / MODERNZM, EVRENSELLK
VE BREY/. Benhabb /K LT R E L EMPERYALZM//. Tomlinson / GZN VCDANI//?. Sennett Z K
RESELLEME/Z Bauman / ETE GR/A. P /e p e r / MEKNLARI TKETMEK//. Urry /Y A A M A SANATI/G. Sart-
wet /A R Z U AI//. Kovel / KOLONYALZM POSTKOLONYALZM/A. Loomba /KRETEK YABAN/A. Phitips
/Z A M A N ZERNE/N. Elias

H A Z I R L A N A N K T A P L A R
FREUD SAVALARI//. Forrester / T E Y E ADIM/M. Blanchot POSTMODERNLK VE HONUTSUZLUKLARI/Z Bauman
/B A T A N IKARMA ZERNE//. Baudritard /M AR KS ZM VE DL FELSEFES/V. N. Voloinov / GENEL ETK/A.
Heller Jtf POSTYAPISALCI ANARZMN POLTK FELSEFESi/TaMy May / TOPLUM VE BLNDII/K. Leledakis
J a cq u elin e R o s e a
Konumaya balamamn sebebi, una
mutlaka cevap bulma isteimden
vazgem em i olmamdr: Baka insanlar
byle zevkler yayor mu?
F y o d o r D o s to y e v s k i, Yeraltndan N otlar

... ahlki idealin zorunlu olmaktan ziyade


cazip olarak sunulmas.
H e n r y S id g w ic k , Etik Yntemleri

Bir ey var ki yanl olmaktan fena halde


uzak.
S a m u e l B e c k e tt, W orstw ard H o

ve herkes repliine gre.


B ir Yaz G ecesi Ryas, II I, i
indekiler

GR............................................................................................................... 11
1. LGL T AR AF............................................................................................. 19
2. KRETEK Y A B A N ..................................................................................42
3. BR RTK MESAJ GRM...............................................................66
4. HAKLI FK E................................................... 94
FN A L ...........................................................................................................108

Kaynaka...................................................................................................... 119
D izin .............................................................................................................. 121

9
TEEKKR
Bu kitabn eitli blmleri, L ondon R eview o f B ooks, C olre (yay. haz.
Pierre Pachet; Paris, Autrement, 1997) ve P hilosophy as E ducation' da
(yay. haz. A m elie Rorty; N ew York, Routledge Kegan Paul, 1997) farkl
biimlerde yaymland. Ayrca Bir rtk Mesaj D enem esini nceki bi
im leriyle Britanya ile Amerikadaki eitli niversite blmlerinde ve
psikanaliz gruplarnda sunma olana bulduum iin kendilerine teekkr
ediyorum. Buralardaki dinleyicilerimin, yaznn son biimini okurken
kendi katklarn tanyacaklarn ummaktaym. Kitabn birbirini izleyen
blmlerinin Toronto ada Psikanaliz Enstitsne sunulmasyla, son
raki aamada ok nemli farkllklar ortaya kmtr.
Giri

Btn hikyelerimiz, dileklerimizin bana gelenleri anlatr. Ol


masn istediimiz haliyle dnyay ve dileklerimizden bamsz
olarak ve umutlarmza ramen, kendi oluverdii haliyle dnyay
anlatr. htiyalarmz, bakalarnn ihtiyalaryla kstlanmtr;
gnl servenlerimiz, daima trajedi tehdidi altndadr; fkralarmz,
onlar anlamayanlar yznden heba olur gider. Hayal ile gerek
arasndaki bildik atma. Freud, bu eski hikyeyi yeniden ta
nmlamt; ilk bata, kendi tabiriyle haz ilkesi ile gereklik ilkesi
arasnda bir atma olarak, bizim istediimiz doyum ile arzumuzu
engelleyen ya da terbiye eden ey arasndaki atma olarak. Sonra
da, olduka farkl bir tanma ynelerek Yaam igds ile lm
igds arasnda bir sava dedi buna; yetim e, byme ve mem-

11
nuniyet ile artk iimizde, bizim yaama sevincim izi ykmaya u
raan her ne ise onun arasnda hayali bir sava. Freud, yaama se
vincimizin nasl da sallantda olduunu, yalandka tehlikeye
nasl ak bir hale geldiini fark eden ilk insan deildi elbette. Ama
zellikle bu tutkunun kaderine etki eden ey, ar lde kafasna
taklmt; yle bir tutku ki hem temel nitelikte hem de en canl bi
imde tahayyl edilii, baars deil de baarszl zerinden
olsun. Cinselliin olas muhteviyat zerine ilk emareleri ise Freud,
paradoksal bir ekilde, semptomlar araclyla yakalad; sy
lenmemi olann btn zenginlii, dil srmeleri zerinden gs
teriyordu kendini. V e ok ge kalm bir romantik olarak Freud,
ocuktaki tutkularla kafa karklklarnn bir rnek tekil ede
bilecei sonucuna vard; sonu gelm ez merak, ard kesilmez so
rular ve srarc bedeniyle ocuu ele ald. Sz ile jestin tuhaf bi
leimleri ve bu ikisi arasndaki kopukluklar yoluyla yanl yapmay
renen ocuu, bir kii haline gelm e yolunda el yordamyla iler
leyen ocuu.
Aslnda Freud, bir dbozumu (ya da geree gzn ama) s
reci olarak bymeyi konu edinen geleneksel hikyeyi, o
cukluun ilk dnemine tercme etmekteydi. ocuun zihninde ge
lien ufak apl bir destan -b ir tr ironik aray romansn-
tanmlyordu. Elzem bir eyi isteyen (karn ackan) biri olarak ta
hayyl edilmiti ocuk, ve sonra da o eyin yokluu karsnda,
kendini omnipotent (kadir-i mutlak) addederek onca zledii me
menin fantezisini kuruyordu. Geri byk ihtimalle meme, tam da
arzuland anda kmayacakt ortaya, ama ocuun isteine uygun
olarak tam o anda hayal edilebilirdi. Haz ilkesi byle iliyordu ite.
Ama tabii sonra ocuk, hayalindeki memenin bir noktadan sonra
yeterince doyurucu olmadn fark etmeye balar; hatta aslnda hi
doyurucu olmadn. Bylece devreye giren gereklik ilkesiyle
ocuk, doyumu ertelemeyi renir, arzusunun engellerle dolu bir
yol olduunu, nk kendisi dnda bir eyleri gerektirdiini ka
bul eder. Sonunda kendi omnipotentliini bir yana brakma -kendi
sihirli gcnden feragat etm e- gerei duyar ve beklemeyi renir.
Kendi bamlln kabullenip ana-babasnn ondan bamsz ol
12
duu gereine katlanarak hayatta kalmay baarr ve kendi kendini
doyurma fantezilerini (omnipotent bir ekilde kendini doyurmay)
brakr. Bu sre tehlikeler ierirse de -o cu k ile ana-babas kim
olursa olsun, kuaklartesi bir tarih vardr, ocuun iine katld-
gerekli bir dbozumudur yaanan: Gereki olmak, haz asndan
daha fazla garanti salar. steklerinde makul olmak, sk verilen bir
ttr. ocuk, kendinden ve bakalarndan dnyalar bekleyebilir,
ama dzgn bir ekilde byrse baka bir ey istemeye ba
layacaktr. Peki istemek, her eyi istemek olmad-mda ve kiinin
istedii eyi istemek olmadnda nasl bir ekle brnr? Baka
trl -yetikin bak asndan- syleyecek olursak, istemek ile il
gili olarak iyi bir hikyeye nasl karar veririz? Ve itahmz, tanm
gerei yaama olan itahmz ayakta tutacak hikyeler, han
gileridir? lm istemek iin bile yayor olmak gerekir. Ahlk, is
temeye snrlar koyulmasn salamann yoludur; arzu etmeyi,
bizim iin iler hale gelecek ekilde yeniden tanmlamann yo
ludur.
Klein ekolnden psikanalistler, Freudun omnipotentlik dedii
eyin tehlikelerini en ak ifade eden kiiler olmutur;* kiinin, ba
kalarna duyduu ihtiyac karalamada ya da reddetmede ba
vurabilecei btn yollar; hayal dnyamzda ihtiyatan kamamz
salayan snaklarn, korkudan kaynaklanan birer duygusal alk,
megalomani ve gereklie ynelik tahrifat biimi olduunu en an
lalr biimde onlar aklamtr. Omnipotentlik fantezisi hkm
srmekteyken diye yazar Hanna Segal, haz ilkesi uyarnca arzu
edilen koullar, gerek koullara ar basar. Gereklik snavndan
geilem em i o lur...; ve Segaln ok ak bir ekilde ifade ettii
zere bu fantezinin sonucu, yanl alglamadr. ocuk - y a da bu,
herkese ak ruh hali ierisinde bulunan yetikin- bakt yerde
duran eyi deil, kendi grmek istediini grr. Burada, doru al

* Psikanalitik balamda omnipotentlik (kadir-i mutlaklk), bebein yaantsna


hkim olan tarz belirtir: Bebek, ihtiya duyduu kiiler ve eyler kendi de
netimindeymi gibi yaar; istemek bal bana doyumun garantisidir. Fan
tezisinde -yani zihninde- bebek, istedii her eyi, istedii ekilde elde eder. Ye
tikin zihninin bebek kalm ksm da, mr boyu bu mitvar perspektifle
yaamay srdrr.

13
glamann ne olduuna kimin karar verecei - y a da neyin buna
l olaca- gibi bir soru sorulaca apaktr. Zaten bu da ceza
olarak geliim in -kltrlem enin- bir biimidir. Yani bu tarz ger
ekiliin daima arl vardr, ama gustosu eksik kalr (tpk
Kleinc ve Ortodoks Freudcu yazlarn ou gibi); ama ite kitsch
ciddiyet de ok kolay kuruyor hkmn. Bu hikyede dnya, o
cuun bak asndan, isteklere gre yaratlm dnyadr; ye
tikinin bak asndansa -yan l alglama kusurunun cezasn ek
mekte olan - ocuk, ya tam olarak hakl deildir ya da tamamen
yanlmaktadr. ok temel bir ey vardr ki ocuk ona uyum sa
lamay, onu yerine getirmeyi becerememitir.
Srf saf tutmakla zlem eyecek bir ikilem var burada. Ona di
renen bir ey olmadka arzu yetersizdir, yavandr, kelimenin ger
ek anlamyla bir varlktan yoksundur; tam tamna karlanacak
olursa (omnipotent fantezide olduu gibi), hibir ey bu
lamayacaktr karsnda - kendinden baka hibir ey. Fakat benim
arzuma ok fazla direnen bir dnya da barnlr gibi deildir, ya
anacak yer deildir. Ancak ondan bir ey isteyerek o dnyay ken
dime ait klabilirim - kendimi o dnyann iinde bulabilirim. Bir
yemei dnmek karnm doyurmaz; ama bende hi itah uyan
drmayan bir yem ei yemek de yle. Y iyecei yem ee dntren,
olsa olsa benim almdr. O halde psikanalistlerin omnipo-
tentlik dedii eye bizden bir ift tezahrat, nk Blakein
hayal (vision) dedii eyin bir baka biimidir o. Blakein bu ke
limeye bazen (ve belki kanlmaz olarak) ykledii o tekinsiz an
lamyla hayal ise tam da analistlerin gerek kuruntular asndan
gerekli bir tamamlayc unsurdur - ya da bir nans olarak, kar ar
gmandr. nsan, ok fazla gereklie katlanaM/r; makul bir e
kilde istemek, akllca istemek, bir yandan da arzunun lm ola
bilir. Freudun da bildii gibi boyun eme ile itah, hi de iyi
geinen dostlar olamazlar. Hem itah dgcnn, hayalin, bir
baka addr. Blake zerine yazd o mthi yorumda yle de
mitir Northrop Frye:

En azndan ocukluumuzda hepimizin yle hissettii olmutur: Bir

14
eyi nasl hayal edersek, o ey yle olur veya o hale getirilebilir.
Bunun hemen hemen hibir zaman olm adn, yahut da ancak ok k
stl biimlerde byle olduunu hepim iz renmek zorundayz: Oysa
ocuklar gibi hayalperestler de, bunun mutlaka olacana inanmaya
devam ederler. Kabul grmek gibi bir vazifem iz olduu dncesine
yle kaptrmz ki kendimizi, doutan kazandmz hayal hakkn
unutuyoruz, saduyulu ve makul insanlar da buna tevik ediyorlar bizi.
Aptallnda direten aptal, sonunda akll olur gibi aforizmalara
B lakete bu kadar ok rastlanmasnn sebebi budur. Bu akllln te
melinde, hayal ederek gerekliin yaratlabilecei olgusu vardr ve
arzu da hayalin bir paras olduuna gre arzuladmz dnya, pasif
bir ekilde kabullendiimiz dnyadan daha gerektir.

Oysa hayalin gereklii yaratabilecei, hayal asndan ba


kldnda bile bir olgu olamaz elbette. Ama faydal bir dilek,
ok verimli sonular dourabilecek bir kurmaca olabilir. Arzu ya
da pasif kabulleni, birer alternatif olarak pek bir ey vaat etmiyor
kukusuz; yine de Blake iin - v e psikanalizde de Freud, Ferenczi,
Winnicott, Milner ve Searles iin - verimli kartlklard bunlar (ya
da Blakein dilinde aykrlklar). Analistler, dilemenin neleri red
dettii zerinde fazla titizlikle durmakla, neleri olumladn gz
den karmlardr. Nihayetinde ocuk, vaatlerle dolu bir dnya
kurmaktadr kendine. Hayalperest ya da ocuk ya da bebek cin
sellii ya da rya ya da espri ya da (adn koymak gerekirse) bi-
lind, baka pek ok ey iin uramann yannda bir de pasif ka-
bullenie alternatif bulmaya alr hep; yeniden kurma olanak
larn arar; hazlanm z korumann bir yolunu bulmak iin durumu
bir daha gzden geirmeye alr.
Blakein hayal dediini Freud, uykuda gerekleen rya a
lmas ve (u veya bu lde) uyankken yaadmz erotik ha
yatmz olarak yeniden tanmlamtr. nsann bir bilindnn ol
mas demek, perde arkasnda gerekleen ilerinin olmas demek
tir; Andr Greenin ifadesiyle bizi yoldan karan akl yrtme
tarzlar ya da biimlerine tabi olmaktr. Ruhumuzu mesken tutmu
bu yabanc dnme biimleri, tecrbemizle gerekletirdiimiz
gayri resmi (ya da gayri meru) ilere benzer. Arzumuzun -y a da

15
farkl dillerde lgnlm z, ihtirasmz, hayalimiz denebilecek
ey in - kendine zglnn aa karlmas, eylere dair olu
turabileceimiz o tuhaf anlam, hem sreci tamamlayan bir ar
maandr hem ironik bir tamamlaycdr (kimse sizin hayatnz ya
amay sizden iyi beceremez). Bizi yoldan karan bu tr farkl
dnme biimlerinin kendilerine gre ykc bir hayatiyeti vardr;
geri ou zaman kendi cokunluumuzu yldrc, yeni bir hayata
balamay rktc eyler olarak yaarz. Bir baka deyile, kendi
iimizdeki anomalileri hayat belirtisi olarak yeniden tanmlamann
bir yolu vardr; stelik byle olmas da daha az dehet verici de
ildir. Zihnimizdekini biliriz de, iimizdeki dier zihinlerde neler
olduunu bilm eyiz. Bu anlamda biz de, baka insanlar kadar ay-
ryzdr kendimizden.
Bu dnm kapasitesi, gndelik deneyimin hayal gcyle ve
ou zaman tuhaf bir ekilde yeniden biimlendirilmesini salayan
kapasite, aslnda ocuun, bulduu eyleri kendine ait klma (verili
olan, yaratlm olan haline gelinceye dek etkisizdir) ynndeki
amaz, kanlmaz yetenei olarak kmtr ortaya. Doyum amac
gderek gzden geirme, ocuun projesidir (ve ayn sebeple psi
kanaliz de yle sorar: Gzden geirilerek yenilenm eye kar
koyan nedir, yeniden tanmlamayla deim eyecek olan nedir?).
ocuklar, bir eyleri merakla bekleme konusunda sebatkr bir
coku gsterirler; oysa yetikinler, ellerini uzatp almalar iin bek
leyen eye kar heveslerini kaybedebilirler. Freuda gre ocuk,
arzunun virtzyd; hayatn anlam ancak arzunun doyurulmas
olabilirdi onun iin. Yine de iten ve dtan -y a n i lm i
gdsnden ve Freudun olduka soyut bir ekilde kltr diye an
d eyden- en ok tehdit altnda grnen, bu itaht ite: Bireyin
hayatla bayd. Bir baka deyile psikanalizin konusu, insanlarn
itahn neyin sndrdyd; nasl olup da bizi hayatta tu
tabilecek olan yegne eyin, bizi en ok korkutan ey olduuydu.
Bylelikle Freud, her insann hayatnda dikkatini ilginin kaderine
verdi - hayal gcnn, merak denen o alna; benim, yaama se
vincinin bir paras olarak adlandrdm eyin kaderine. nsann
zlem le bekleyecei eylerinin olmas, zlem le bekleyecei eyler
16
yaratmas, kaybolup gitmi bir sanat dal olabilir Freuda gre.
Beklemenin hazlarm unutmak, dorudan bellei unutmaktr.
Hazlarmz yaratmaya ve tatmaya devam edeceksek demeye
getirir Freud, eyi yapabilmemiz gerekir: Baka insanlar iin
iine katmak, uradmz kayplardan olumlu sonular karmak
ve atmann tadn karmak (ya da en azndan atmaya ta
hamml etmek). Hayalimizde esnem e ve toparlanma yeteneidir
bu, besleyip bytmek zorunda olduumuz acmaszlktr, yoksa
ruhlarmzn derman kalmaz. Belki psikanalitik bakta daha da
ackl olan ironilerden biri, hazza bu kadar uzun bir yoldan va
rlmasdr; hazza ermek iin bu kadar zorlu (ahlki) talepleri kar
lamak durumunda kalmamzdr. Zaten Freudun haritasn
kard ey de, haz iin verdiimiz mcadele ile hayatta kalmak
iin verdiimiz mcadele arasndaki karmak ilikidir. Bu ikisinin
birbiriyle atma halinde olmas Danvinci bak asndan an
lamszdr elbette ve Freudcu bak asndan da mantkldr (do
ann yasalar vardr, ama mutluluun yasalar yoktur). Yine de
psikanalizin meziyetlerinden biri, atmalar dile getirerek in
sanlarda yeterince karmaklk iin pay brakmasysa, kusurla
rndan biri de belli bir kr noktadr - yani insanlarn kolayclk po
tansiyelini destekleme konusundaki gnlszl (bir ey, ancak
onu yapamyor-sanz zor olur). Elence istiyorsanz ite elence.
ocuklarla ilgili en arpc eylerden biri, oyun oynarlarken, gzel
eyleri kolayca elde edebilmeleridir.
Psikanaliz ise gzel eyleri kolayca elde etmekten bizi al
koyann ne olduunu anlatr; doyuma giden yoldaki gerek en
gelleri niye kabullenmemiz gerektiini, ama ayn zamanda nasl
olup da bunlar yaratmaya ihtiya duyar grndmz anlatr.
Przsz ilerleyen bir sre ve bu srecin przlerle kesilm esi hak
knda bir hikyedir psikanaliz. nsanlarn nasl esin bulduunu ve
bunun nasl olup da bir srklenme duygusuna dntn an
latr. Bu kitapta, itah ifade etmek iin elimizdeki en iyi kelimenin
esinlenme olduu kabul edilmektedir ve itahn da, elim izdeki en
iyi ey olduu (ocuklar birer hayalperest yapan, istediklerini der
hal elde edeceklerine olan inanlardr sadece). Nasl ki hayatlar
F2 N /K reteki Y abani 17
yaanabilir klan -ekonom ik bakmdan yaanabilir olduklar anda-
hayal gc ise, bir eyi yenebilir klan da itahtr. Ve ocuklarn
sorgusuz sualsiz kabul ettii zere hayat, ancak haz veriyorsa ya
anabilir bir eydir: Yani hazlarmz yenileyebilir, younluklarn
hatrlayabilirsek. V e umudun bize salad sadece zulm ya da
korunma olmaz, ondan sevin de yaratabilirsek.

18
lgili taraf

B en de bakalar gibi yzebiliyorum , ya ln z benim ,


hakalarnnkinden daha iyi b ir hafzam var. E skiden
yzm eyi becerem ediim i unutm u deilim .
A m a ite bunu unutm adm iin de, y zm e becerim
hibir ie yaram yor ve sonuta yzem iyorum .
K a f k a , M eseller ve Paradokslar

I H. G. W ells, bir mektubunda Henry Jamesi, hayatn sanat


iin feda etmekle sulaynca, kendine zg sanatkrane f
kesiyle yle cevap vermi James: Yayorum ben, youn ya
yorum ve hayatla besleniyorum ve ne olursa olsun benim de
erim, bunu kendime gre ifade etmektir. Hayat yaratan, ilgiyi ve
nemi yaratan, sanattr. Kendi ne srdne gre Jamesin de
eri, kendisini besleyen eyi ifade ediindedir; youn bir ekilde
yaanan, hayat denen bir ey besler onu; o da bundan bir ey ya
ratr, kendine ait bir ey, adna sanat denen.
Onun tarif ettii, hem sanatnn yeteneidir hem de sradan
denen insann gereklilii. Deneyimlerimizi dntrmemek eli

19
mizde deildir -Freudun bunun iin kulland sembol, rya a
lm asdr- ve kendimizi ifade etmemek de yle. Houmuza gitse
de gitmese de, bize verilen eyden bir baka ey yaratrz, srf eli-
mizdekiyle idare ediyor olsak bile. nsanlar, yeterince bes-
lenemediklerini dndkleri zaman psikanalize gelirler; ve bu da
-kiinin psikanalitik tercihlerine bal olarak- ya kendilerine ve
rilmi olan yeterince iyi olmad iindir, yani ondan yeterli bir ey
yaratamyorlardr; ya da kendi dntrme kapasitelerinde bir
sorun olduu iin. Jamesin tabiriyle onlar, kendi hayatlarnn sa
nats olmay baaramamlardr. Onlar besleyecei varsaylan
eyden, kendilerini hayatta tutacak bir eyler karmay u ya da bu
nedenle becerememilerdir. lgi duyacaklar -Jam esin, insann ha
yat sevm esini salayacan ima ettii trden bir ilg i- bir ey ya
ratamamlardr ne de paylarna den her ne ise ondan yeterince
beslenebildikleri kansndadrlar. Bu bilgilerin nda iki trl
psikanaliz olduu sylenebilir; veya psikanalizin, iki trl ta
nmland. Bir psikanaliz tr, ortamdaki bir eksiklikten olumlu
bir ey yaratmay hedefler - erken dnemdeki ortamnda kiiye ve
rilmi olanlar yeniden kurgulama yoluyla olsa da. En ar bi
im iyle -y a da onu eletirenlerin gznde- buna, dzeltici duygu
sal deneyim olarak analiz ad verilir. teki tr ise hastann iindeki
sanaty, hayatnn ilk evrelerindeyken iinde bulunduu ortama
ramen veya o ortam ne olursa olsun kiinin, ilgi duygusuna sahip
olan parasn canlandrmay hedefler. Kendi hayatnn sanats
olan insan iin ona neler verilmi olduu o kadar nemli deildir;
asl m esele, ona verilmi olanlarla neler yapabileceidir (kimse
ana-babasn kendi semez, ama herkes onlar yaratr, onlardan ne
yapabilecekse onu yapar). Buradaki psikanalitik model ryadr, ya
da ocuun bebeklik andaki cinsel teorisi; burada szde ger
eklik, bir talimat olmaktan ok rtk mesaj olarak ilev gsterir,
ryay gren ile ocuun, dntrme iine koyulmasn salar.
W ellse cevaben kaleme ald heyecanl meru mdafaasnda
James, ... ne olursa olsun benim deerim, bunu kendime gre
ifade etmektir. Hayat yaratan, ilgiyi ve nemi yaratan, sanattr,
diye yazmakla, hem bu kendini ifade anlayna -dntrmenin o
20
tmyle kendine zg mahremiyetine- imtiyaz tanm olmaktadr,
lern de youn yaamakla i ie gem i, ayrlmaz bir btn olarak
grmektedir onu. Jamese gre hayat, sanata feda edilmi deildi,
e de sanat, hayata bir alternatifti; ikisi birbirinden ayrlmaz ey
lerdi. Bu tpk, btn gnn, ryada kullanabilecei gndz ar
tklar aramakla geiren birinin, hayatn ryalara feda ettiini sy
lemeye benzer.
Demek ki yine ayn nedenle, Jamesin iindeki sanat, ma
teryalist diyebileceim iz adamdan kopmu deildir. Jamesin had
sadiadaki incelii, daima kaba denecek lde bire bir olan fark
etmeye arr bizi: Aslnda hayat yaratan, sekstir (Jamesin o
cuu yoktu); ve 20. yzyl bann o son derece rekabeti roman pi
yasasnda, Jamese gre sanat nem kazandryordu ona - belli bir
konumda bulunmann gcn kazandryordu. Ve tabii balkta
yaptm kelime oyununda* Sanatn ona salad ilgi alan, ya
trmnn getirdii mali kazant da (bir eye ya da birine ilgi duy
mak, ne getirecei belli olmayan bir kumardr). Sanat, kazan g e
tirir; Hayat ya da Deneyim ad verilebilecek olan bir eye yatrm
yapmann yoludur - yani bir tr risktir. Kazan salanabilir de,
salanmayabilir de; ama Sanat, dem eye getirir James, bir nevi ser
maye ve hissedir: Piyasa, dalgalanmalara aktr. Kazan sa
lamaya/ilgi oluturmaya, merak ayakta tutmaya, itah korumaya
urarken bir eyler dntrlr - bir eyin zerinde allr.
Jamesin romanlar okurda ilgi uyandrmazsa, insanlar okumazlar
onu, kitaplarn satn almazlar. Yazarn itah, okurda da itah
uyandrmak durumundadr.
Btn o eitli biimleriyle psikanaliz teorisi, Jamesin Sanat
(byk S ile) dedii u dntrme srecine dair bir dizi hikyeden
oluur, nitekim biz de gnlk hayat sanatndan sz edebiliriz; bes
lenmeye olan inancmz, arzuya olan arzumuzu koruyacak ekilde
kendimizi nasl besleyeceim ize dair bir dizi hikyedir bu da. u

* Interest kelimesi ilginin yan sra kar ve faiz anlamlarna gelir. Bu b


lmn ngilizce bal olan The Interested Partynin ilk anda dndrd
anlam da, bir ie, projeye vb. sermaye yatrm olup salanacak kazantan pay
hakk olan kiidir, (.n.)

21
ya da bu biimde her hastann analiste anlatt, onu ilk balarda
ayakta tutmakta olan itahn (ve bakmn) n alnmaz bir ekilde
karmaklaarak zgveninin kayna ve sabotajcs durumuna gel
mi olduudur. Bizim imdi arzu adn verdiimiz ey, hem umut
tur hem de umudun imknszl; iimizdeki hayat, her zaman biz
den yana deildir. O halde, eer ilgi, Jamesin inand gibi bizim
yarattmz bir eyse, kendi hayatmza, onu srdrmeyi isteyecek
lde ilgi duymamzn yolu nedir? Hem de en azndan gndelik
dilde, ilgi oluturmann tam tersi, onu bulmak deil de kaybetmek
olduu halde.
Bir baka deyile gndelik dil -e n azndan ilk eserlerinde
Freudun da yapm olduu g ib i- ilginin bizde nceden bulunan
bir ey olduunu varsaymaktadr. Yani ilginin var olduu bir nok
tadan balarz ie (zaten insanlardaki patolojiyi anlatrken ba
vurduumuz her trl tanmlama da onlarn doru eylere, daha
dorusu ideallere ilgilerini kaybetmi olduuna dair ifadeler ie
rir). Sonu olarak burada, ilginin hangi anlamda ya da hangi ko
ullarda yaratldn ve onu kaybetmeyi nasl baardmz, yahut
tezghladmz ele almak istiyorum. Ayrca ilgi duygusunu ta
yor olmamzn ve bir eye ilgi gsterme konusundaki n
koullarmzn, ilgi duyduumuz her ne ise her bakmdan onun
kadar manidar olduunu ne srmeyi amalamaktaym. (lginin
bedeli ya da mantkla aklanmaya kesinlikle gelem eyecek oluu
zerine bir eyler okuyacaksak, szgelim i Beckett, ya da Francis
Tustinin otizm zerine yazdklarn, B ionun balanmaya ynelik
saldrlar zerine, Freud ile K leinn lm igds zerine, ya da
Ernest Jonesun afinizi zerine yazdklarn ' okumalyz.) lgiyi
batan verili kabul etmek, hem kelimenin en iyi anlamyla sradan
bir durumdur hem de kelimenin en iyi anlamyla bir nevi hs-
nkuruntu. Her depresyon, her psiik donuklama, ilgi ve merakn
getirdii riskin tandr. Jamesin aabeyi William, lgimizi can
landran ve uyaran her ey gerektir, diye yazmtr Psikolojinin
ilke lerinde, gerek olandan ne kadar korkabileceimizi bilerek.
Psikanaliz, kilitlenip kalm ilgiden ilgi yaratma sanatdr. Bir
baka deyile, futbol taraftarnn aslnda futbolla ilgilenmediine
22
inanmayz; kendi kendine bilincine varma imkn verebileceinden
ok daha fazla ilgilendiine inanriz. Psikanalizde biz, ilgi nes
nelerini birer ipucu ve sufle olarak, nokta gibi gzken birer virgl
olarak alrz. Her arzu nesnesi, arzunun belirsiz bir nesnesidir ve u
iki soruyu da sormamza sebep olur: N iye o deil de bu ve niye ille
ile bir ey? Serbest gezinen dikkat dediimiz yntemin kendisi, il
ginin kaprislerine bir vefa borcudur. Havada dmdz szlp
duran ilgi, bir yere ini yapmak ister. Yani Freudun da ima ettii
gibi ilgide, bunun iin bir kapasiteyi ele geirme istei sz ko
nusudur.
Zaten bilindndan sz etmek de kendimize ramen baz ey
lerle ilgilendiim izi belirtmek demektir; u ya da bu lde bilinli
tercihlerimiz veya eilimlerimiz bulunduunu gsterir -am a bir de
bakarz ki alternatif, ou zaman kafa kartrc ilgi alanlaryla u
ramaktayz. Bir arkadamla bulumaya gider, yolda alveri
etlerken bulurum kendimi; bir kadna k olurum, ama babam ha
trlatmaktadr bana. ok eitli ve gizli gnelere bakan g-
nebakanlar gibi her trden dorultuya ynelm i buluveririz ken
dimizi, hem de ou kez hepsine ayn anda. Psikanalizin hasta
adna biimselletirdii de budur: K iisel ynelimleri ieren bir re
pertuar, dikkatin kendine zg srklenmeleri - ki buna, bilind
arzu ad verilmektedir. Psikanalizde, hastann kendine bir ilgi nes
nesi yaratmada ve bir nesneye ilgisini sndrmede kulland yol
lar izleriz. V e ak ya da rtl bir biimde onu, baz ilgi nes
nelerinin dierlerinden daha iyi olduuna ikna etmeye alrz:
Szgelimi insann yalnzca bakalarnn bedenine deil de sanat
eserlerine bakarak zaman geirmesinin daha iyi bir ey olduunu
syleriz; ya da sohbet edip iliki kurmann, isel hezeyanlardan
daha iyi olduunu; ya da hibir eyin hibir eyle balantl ol
mad duygusunun, insana sevinten ziyade kasvet vereceini. yi
bir insan yaratmaya uygun decek ilgi nesneleri konusunda her
analistin kendine gre -o u zaman b ilind- bir repertuar ola
caktr. Bu (ansa bal olarak) hem kanlmaz hem arzu edilir bir
ey gibi geliyor bana; tanm gerei ilgi ve karlar arasnda a
tmay da, uyumu da ieren bir sre olarak analizin kanlmaz
23
bir parasym gibi geliyor. Ama psikanalitik adan baknca da,
bir eyle ya da biriyle ilgilenmekle ne yapmakta olduumuzu, ilgi
konusundaki nkoullarmz ve bunlarn nasl ilerlik gsterdiini
merak etm eye deer. Hastada ilginin nasl olutuu da merak ko
nusu, buna (bu kiiye, bu faaliyete, bu film e...) kar nasl ilgi
olutuu da. Heyecann uyandrlmas ile srdrlmesi arasndaki
ilikiye kalm bir mesele bu - ki erotik hayatn merkezinde yer
alyor. ansmz varsa ya da kendimizi zinde veya yeterince tetikte
hissediyorsak, daima bizi harekete geiren, grnrde bize va
atlerde bulunan bir ey kyor. Vaat edici olmaktan ok vaatler
alm oluyoruz hep, nk arzumuzun bizi gtrecei yere git
meye direnme konusunda ok hnerliyiz. Savunmada olmak, ia
retleri iim ize geldii gibi okumaya, kendi dikkatimize yeterli dik
kat gstermemeye, ilgimizi eken neyse gvenlii ona tercih
etmeye ynelik bir yetenek.

II Benim ilgi dediim ey iin psikanalizde kullanlan ilk ke


limelerden biri, merak idi. Freuda gre bebek cinsellii, m e
rakn tanrsallatrlmas gibi bir eydi; hem merak duygusunun k
keniydi birey asndan, hem de sonradan brnd btn
biimler iin geerli paradigma. Freudun ilk - 1 9 1 0 dan nceki-
eserlerinde bu konuda salad tanmlarda ocuu yaatan, cinsel
merakyd deta ya da ocuk, cinsel merak araclyla ya
amaktayd: Stracheynin, ocuklarn cinsel aratrmalar diye ter
cme ettii eydir bu. Standart B a sk'nn dizininde ocuklarn
cinsel aratrmalar bal altndaki gndermelerin says, cin
sellikle ilgili dier btn konulara yaplm gndermelerden faz
ladr. Freudun grne gre sanatnn, bilim aratrmacsnn,
hukukunun, retmenin birletii nokta, hangi kisve altnda olur
sa olsun hepsinin de ocukluktaki cinsel sorularla ilgileniyor ol
masyd. Psikanalizi baka alanlardan ayran ise merak merak et-
24
mcsiydi; kiinin hayatnda merakn kaynan ve ilevini merak et
mesi. Freuda gre ocuk, merak duygusunun niteliine gre de
rinlik kazanyordu. Hayatn gerekleri kendilerine anlatlm olup
da hl kendi cinsellik teorilerine inanmaya devam eden o
cuklardan bahsederken Freud, gizli gizli kendi putlarna ta
pnmaya devam ederler der, gerekliin ivasna uramam, ba
kalarnn hakikatinden etkilenmemi biri olarak ocua sayg
borcunu demektedir bu szleriyle. Freudu derinden etkileyen, o
cuun sorularnn ard arkas kesilm ez niteliiydi, ocuun m e
raknn, onun kaderi olduu anlayyd. ocuk, ilgisini ekenin ne
olduunu kendisi biliyordu: Bebeklerin nereden geldii, cinsiyetler
aras farkllklar, ana-babasnn ilikisi; ocua esin salayan ko
nular bunlard ite. Seim e bal deildi bunlar, birer aciliyetti -
ocuk, bir hobi araynda olmad gibi, hangisini seeceini bi
lemedii mallarla dolu bir spermarkette de bulunmuyordu. o
cuun tad merak duygusunda en ok ne kan ey ise o
cuktaki bilme ihtiyacyd, bir de bu ihtiyac doyurmann imknsz
oluu. Teorik ya da epistemolojik insann bir nevi parodisi olarak
Freud ocuunu harekete geiren, sorulardr ve o, ald cevaplarn
hibirine inanmaz, tatminkr bulduu kendi cevab hari (ne de
olsa ocuk iin anlam, haz karl kullanlan kibar szdr, in
celikli ve nezih sz). ocuk, bilmediklerine tutkundur, onlarn et
kisiyle hareket eder. Ancak onun gerek istikbali deilse de sa
adeti, Freudun ifadesiyle ocuun cinsel aratrmalarna, kendine
zg teorileri uydurmasna baldr. ocuun cinsel hayat, teori
uydurmaktan oluuyordu; ocuk kendi tensel yaantsn youn bi
imde yaamakta, kendine gerekli olan sanat buradan karmak
tayd. Bunun dorudan psikanaliz - v e e itim - asndan tad
anlamlar ise ok dikkat ekiciydi: Freud, rtk biimde merakl o
cukla zdeleirken, analist ile hastas -v e y a retmen ile
rencisi- karlkl cinsel teorilerini anlatan iki ocuk tablosu i
zerler. ocuklarn C insel Teorileri zerine'de Freud, ocuun
fantastik cinsel speklasyonlarn aka yetikinlerin teorilerine
benzetmektedir. Bu yanl cinsel teoriler, diye yazar Freud, ok
ilgin bir zellik tar. Sama denecek lde rndan km va
25
ziyettedirler, ama yine de her birinde asd hakikatten bir para var
dr; bu itibarla da, birer deha muamelesi gren yetikinlerin, insan
kavray asndan fazlasyla etin olan evren problemlerini
zm e abalarn andrrlar.
Freud, kendisininki de dahil btn teorilerin sorgulanmasn ge
tiren bir teoriletirme teorisi sunmaktadr bize. ocuun te
orilerinin kkeninde, diye yazar, ocuk organizmasnda karman
orman olmu cinsel igdlere ait unsurlar vardr. ocuktan tam
anlamyla ampirisist diye sz edemeyiz; o, gerek denen eyleri
dncesi iin besin olarak kullanmaktadr sadece, tpk Def-
terler'de Henry Jamesin hikye tohumu dedii ey gibi. Bizim
dilimizde bir teorinin ince ince rlm btnl olan eyden
sama denecek lde nndan km diye sz etmektedir
Freud. Yetikin iin olduu gibi ocuk iin de bilgi, esin kayna
cinsellik olan bir projedir; rya almasnda da olduu zere ha
kikatin bir parasndan, gndz art gibi gerek bir eyden, bi-
lind arzulara dayal ve kiiye zg hakikatler rlmektedir.
Freudun senaryosunda asl hakikatin bir paras olan ey, o
cuun kendi teorisinde hayatn biyolojik olgularndan kaynaklanr
(hayatn olgular, kiinin bebek yapmay istemesi ya da istememesi
lsnde hakikidir; reme diye bir proje ya da bir ama ol
masayd, hakikatin parasna tekabl edecek ne olabilirdi ki?)
Freud kendini, ocuun teorisindeki hakikat parasn tehis ede
bilecek kii olarak grdkten sonra, ocuktan ayrmas mmkn
olur. Kendine yle bir konum bulmaldr ki oradan baknca o
cuun konumu ayn zamanda naif, abes ya da dpedz yanl g
zksn. Kimsenin teorisini sama gsteremeyecek olduktan sonra
kendi teorilerimizi nasl ayracaz (bu balamda hakikat kavram,
aalamay hem mmkn hem gerekli hale getirmektedir)? Bir
yanda hakikatin paralan vardr, bir yanda sama denecek lde
nndan kma. Freudun hem kaamakl bir dille szn ettii
hem de aklmzdan karmamamz istedii farkllk budur.
Freuda gre her trl merak, [ocuun] cinsel ilgisinin ilk d
nemine ait olup da o zamandan beri bilindnda kalm izleri ye
niden yzeye karr. Bunlar hem bilgi ve yntemin izleridir, hem
26
gocuun yarattklarnn (uydurduklarnn) ve bunlar uydurma tar
znn. Merak duyma biimlerimiz gem ie balar bizi. Resmi ve
gayri resmi aratrma alkanlklar kazanmzdr (dolaysyla
resmi ve gayri resmi birer kiisel geliim im iz vardr). Sevme ko
nusundaki nkoullarmz, cinsel ilginin bu ilk dneminde be
lirlenmitir ve o dnemden beslenir.
Freudun ocukta cinsel merakla ilgili aklamalarndan net bir
ekilde anlaldna gre bu merak, itaha ok yakn bir ey ya da
itahn bir biimiydi: Onun da doyurulmas gerekiyordu, ama fan
teziyle, hikyelerle. deta ocuun igdsel yaants, tutarl an
latlara, tatminkr kurmacaya duyulan bir alk biimini almt.
Ircudun sk sk iaret ettii gibi ou zaman bir kardein do
masyla uyarlan bu fanteziler, -n e de olsa baka insanlar da ka
tlmaya balamaktayd Freudun psikanalizine, hem meslekta hem
rakip olarak- ister cinsel teori olsunlar, isterse klk deitirmi ve
daha incelikli aile romanslar, ocuun psiik hayat mcadelesinin
getii ortam oluturuyor; ocuun, ne kadar beyhude de olsa bu
dnyada kendine yeniden yer bulma mcadelesini ieriyordu.
Frcud, teorinin yaps gerei rekabeti olduunu ima eder: Bir ba
kasndan daha iyi bir yere gelm e m eselesiyle ilgilidir teori.
ocuun merak ve teoriler uydurmas, gerek anlamyla, ken
disinin nasl olup da burada bulunduunu ve kardeinin do
umundan sonra hangi anlamda hl orada olduunu konu alr. Bu
da, bir bakma artk orada olmad anlamna gelir tabii; yerinden
atlmtr o. Baka bir yerdedir. Dilemek, kaybetmi olmaya iaret
eder; bir eyin, beklendii gibi olmamasndan tr baka trl ol
masn istemektir. Merak duygusunu yaamak, ocuk asndan
kaybn kabullenilmesi demektir; bir hayat belirtisi olarak, bir eyi
istemekte olduunun kabullenilmesidir.
Yine de matemli bilgiye duyduumuz ala ramen -m atem
olarak bilgidir burada sz konusu olan, nk kaybetmi ol
duumuz eyin bilgisidir Freudun kaamakl aklamasnda o
cuun keifleri, bugn eksiklik, dkrkl ve yas tutma ko
nusundaki post-Freudiyen konumalardan aina olduumuz lde
kesinlikli bir strap iermez her zaman ya da tam olarak iermez.
27
Kaybetme m eselesi, psikanaliz teorisi iin takntl bir m esele ha
line gelmitir, daha dorusu psikanaliz, bu konuda takntl hale
gelmitir, oysa ocuklarn sama denecek lde rndan kma
biimlerinde Freud, ayn zamanda bir muhayyile zenginlii, ken
dini aka gsteren bir hayatiyet de bulur. Freudu onca etkileyen,
ocuun daima paradoks ieren uysall olmutur - apak ortada
olan yetersizlikten; saduyunun, hayatn gereklerinin red
dedilmesinden doan icatlardr bunlar. Ancak Lacan, Winnicott ve
Kleinm ok farkl biimlerde kabul ettii de, ocuun formatif a
resizliiyle ilgili olarak Freudun yapt yorumdur. Zira bunlarn
her biri iin ocuk, temel bir eyi eksik, kaybolmu ya da yok edil
mi biridir; aynadaki btnlemi grnt, annenin potansiyel zen
ginlii ile avutuculuu, babann sahip olduu haklar veya ana-
baba arasndaki cinsel iliki olabilir bu. Nasl yorumlanrsa yo
rumlansn ocuk, bireyler dzeyinde karlatrmalar yapan biridir
znde. Sanki ocuun en kuvvetli istei ya da en derindeki arzusu
bymek, ocuk olmaktan kp cinsel ya da zihinsel bakmdan
daha yeterli, daha beceri sahibi olmakm gibi. Yahut kendini, ye
tikin karsnda kesin biimde aa konumda alglarm gibi
(tabii romantizmin kimi versiyonlarnda da yetikin, eksik bir
ocuk olarak grlr). Bir baka deyile, dorusallktan potansiyel
olarak uzak bir teori, basit bir dorusal ilerleme mitosuyla des
teklenmektedir. ocuklarn skntsn ektii kabul edilen ey, ye
tikin olarak dndkleri eyi olamamalardr; sonuta da ye
tikinlik, ocukluktan sonraki yaam haline gelir, ki bu da, arzunun
o yattrlmaz tabiatn daha iyi tanmak demektir. Ya bildii
kabul edilen bir yetikin olursunuz ya da sonu gelm ez sorularyla
bir ocuk. Soru iaretlerimizden kamaya alsak da, almasak
da psikanalistler, bir ekilde yokluk kavram etrafnda, yokluk ile
ilikili olarak rgtlenmi bir hayat anlayna balanmtr. nsan,
bir eylerin yokluunu hisseden hayvandr ve yokluu hissedilen
de daima ayrcalkl bir eydir. Oysa tuhaftr ki yokluu hissedilen,
ilgilenelim diye orada bizi beklemekte olan eydir. Merak duy
gumuz, gerilemekte olan bir ufka baldr. yi kurulmu kr-zarar
hikyeleri gerekten de byleyicidir. Yine de ocuklar veya ye-
28
tekinleri yetersiz olarak tanmlarken unu merak edebiliriz: N eye
gre yetersiz? Szgelim i, neden Tanrnn lm, kendimizi eksik
ya da bir eyden yoksun olarak alglama takntmzn lmn ge
tirmemitir? Yokluk dncesini feti haline getirmek, ypranm
bir ilahiyatta son admdr. Bolluk fantezilerimiz, bilindmdan
kendi kendimizle dalga gemede -ken di kendimizi kk d
rmede- bavurduumuz birer yol olabilir ve byle takntl d
nceler de ocukta yer almaktadr. Eksiklik ya da yetersizlik te
orilerinin moda haline gelm esi sapkn bir bbrlenmeye dnm;
ocuk muhayyilesinin son derece gerek olan kazanmlarn saf d
etmede bavurulacak bir yol olmutur. Adeta elinde olmayan bir
ey, sahip olmad ve kendinde eksik olan ey (ehliyet, cinsel ol
gunluk, bamszlk vesaire) tarafndan bir ekilde lanetlenmitir
ocuk. Yetikinin tersine ocuun tek yapt, yetikin olamamay,
yahut kendine yeterli olamamay telafi etmek deildir. nk o
cuun hayatnda, o hayat yaamann hazzndan baka ama yok
tur. Bir baka deyile, adna gelim e denen eye inanan, ocuk de
ildir.
Psikanalizin merkezinde, youn bir engellenm ilik ve hsran
iindeki ocuk varsa -kendi aclarn tam bir gsteri haline getiren,
her trl kaynak ve beceriden yoksun oluunu gururu incinmeden
yaayan ve bununla bir ekilde rnek tekil eden ocu k - Freudda
bir de yanl yere yerletirilmi ocuk vardr. Yalnzca doyum bul
mu olmasyla tanmlanan ocuk deildir bu (geri bana kalrsa,
ampirik esasl geliim teorisinin artc lde yeterli ve b
tnlkl ocua ilikin ada anlatlarnda byle olduu ima edi
lir: Bebekliin iki yznde de doutan hnerli olan ocuk). Benim
szn ettiim .ve psikanalizde yanl yere konmu olan, ender ola
rak psikanalitik teorinin konusunu tekil eden ocuk, hazza, daha
dorusu ilginin hazlarna ilikin artc bir kapasite tayan o
cuktur; duyumsal deneyim konusunda irade d, kendiliinden bir
tat ve merak gsterir ki bundan sevecenlik diye sz etme ar
zusundaki yetikinlerin huzurunu karr. Umut ve beklenti ile -bir
dondurma ile - dengesi bozulabilecek olan bu ocukta hayata y
nelik tutkulu bir sevgi, bir merak grlr ve u ya da bu nedenle
29
olsun, onu korumak her zaman kolay olmamakladr, (,'ockluun
ilk dnemlerinde yaanan ve burada tanmlamakta olduum zevk
deneyiminde omnipotent unsurlar vardr cihetle, ama hunim o-
nipotentlikten ibaret olduunu sylemek hileye sapmak olur. Ben,
buna frsatlar karsnda duyulan bir liir veed diyeceim (Blake ise
cokunluk demiti).
Fakat, ad her ne ise ocukluktaki hu cokulu merak, psikana
lizdeki ileli geliim srecine kolay kolay uymamaktadr. ocuun
hayalperest niteliklerini duygusallatrmak ve idealletirmek ok
kolay olduundan psikanaliz, romantizm mirasnn hu ksmndan -
ki en ak ifadesini Blake ile Wordsworth(e ve Coleridgede
bulur- feragat etmitir. Freudun tarif etlii ocuk, yani sana de
necek lde rndan km , cinsellik teorisyeni ocuk, ro
mantizmin hayalci-khin airine denk der ve o da 11e kelimenin
hangi anlamnda dnecek olursak olalm - masum biridir elbette
ne de atmalardan muaftr. Yahut daha dz bir ekilde ifade ede
cek olursak ocuklar, ok tuhaf baz eyler sylerler. Fit rafta olan
bitenle ok ilgili grnrler. Ve insan bedeniyle da ok ilgilenirler.
Bedenin iinde ve dnda olan biteni, ayrca kendi bedenlerinin
iinde olan biteni gerekten renmek isterler.
Ne var ki psikanalizde tanmlanan ocuun nnde yaln/.ca iki
edebi tr vardr ounlukla: Romantik komedi ile trajedi. Tra
jedide ocuun merak, kahraman soyllalrr ve ldrr; komik
romansta ise ocuun merak onu maskara eder. Benim ilgi de
diim eyin bu trlerdeki kaderi byledir: Ya stlaha yol aar ve
lmden sonra hret getirir ya da daha lalif bir sonu dourarak
kahramann rezil olmasn, bakalarnn da bununla elenmesini
getirir. Oidipus olarak ya da Don Kiot olarak ocuk. Yine de
Uygar Cinsel Ahlk ve Modern Sinir I lastalklan" adl nemli
makalesinde Freud, erken dnem ocuk cinselliini tanmlarken
ocuun merak iin bundan ok farkl bir akbet ileri srmtr.
Daha dorusu ocuun, onun ilgisini eken eyin ne olduunu
-cinselliktir b u - tam tamna bilmesi yznden merakn, kltr
asndan bir skandal haline geldiini ne srer; hmm bir nedeni
de ocuktaki ilginin, onun iin sonsuz bir haz kayna olmasdr.

30
Dolaysyla ocuk, kanlmaz olarak sblimasyona, yceltmeye
bavurur:* Fantezisinde ve dilinde teoriler uydurur; fakat bunlarn
konusu cinsellikten baka bir ey deildir (bedenin iine giren ve
dna kanlar ile iinde olup bitenler). Oyuna katlmay daima
reddeden bir yceltmedir bu; bedenlere ve haz iin bedenlerin ya
pabilecei eylere iaret eder durur. Bir baka deyile yceltme, ye
niden yaratmann, yeniden tanmlamann mecazdr, ama hazzn
hizmetindedir. O halde ocuun (ve sonra da yetikinin) soraca
soru udur: Cinsellii yle bir eye dntrmeliyim ki hem yeterli
doyumu yaayp hem de baka baz eyleri -kitap okuma, zengin
olma, baarsz olm a- peinden komaya ve hayata geirmeye
deer bulaym; peki bunlar neye dntreceim?
Philip R ieffin Teraptik Yaklam n Z aferi'nde yazdna gre
Freud, psikanalizin insanlara mutluluk verem eyeceine, ama on
larn yaad sefillii azaltabileceine inanyordu. Yine de
Freudun tanmnda ocuk, stoacln reddini temsil eder. Kendi
snrlarn dolayl yoldan ifade etme anlamnda yceltmedir bu:
Bizi bedene geri gtrecek olan szlerdir.

IH Uygar Cinsel Ahlk ve Modern Sinir Hastalklarnda


Freud, yaln, ama yine de arpc bir iddia atar ortaya: Bir in
* Sblimasyon aslnda bir kimya terimi olarak ortaya atlmt ve bir dntrme
ilemini ifade ediyordu: Kat bir maddeyi s yoluyla buhara dntrmek ya da
uucu hale getirmek iin uygulanan fiziksel eylem ya da ilem; ayn madde, so
utulunca tekrar katlar (Oxford English Dictionary). Freud, bebek cin
selliinin, toplumsal bakmdan daha kabul edilir davran biimlerine doru ge
irdii dnm ifade etme amacyla bu analojiden yararland - yeniden
ynlendirme, ikame etme, kanalize etme, dntrme, bu hileli paralellikte kul
lanlacak baka baz terimler olabilirdi. Yasak arzular zerinde allmas ge
rekmektedir -simyaya benzer bir almadr bu- yle ki bunlar, kltrel anlamda
varln srdrebilir hale gelsin. Psikanalitik adan baktmzda her trl kltr
retimini cinsellik ve saldrganlk arzular besler, ancak bu arzularn kendisi mas
kelenmitir. Bu mekanizmann tam olarak nasl iledii -szcn kullanm bi
imleri- her zaman kafa kartrc olmutur.

31
sann cinsel davran, ou zaman onun hayal karsndaki dier
btn tepki biimleri iin de geerli olan modeli ohir." o
cuklarn cinsel davrannn ayrlmaz bir paras, daha dorusu bu
davran meydana getiren paralardan biri de cinsellikle ilgili me
raktr. Hatta ocuklarn cinselliinin, meraklarndan ibaret olduu
bile sylenebilir. Ama Freudun grne gre ocuklar asndan,
yine Freudun deyiiyle eitim idealleri ile leel bir alna ya
ratan da cinsellikle ilgili meraklarnn la kendisidir. ocuklar cin
sellii bilmek ister, bykler ise baka bir eyi bilmeleri gerekti
ini syler onlara; ve gerekten ilgi duyduklar eyden dikkatlerini
uzaklatrmak iin de ocuklarn bir baka eyi hna kltr di
yelim - bilmeleri gerekmektedir. Eitim, der Freud, ya kendini en
ok ilgilendiren eye olan ilgisini kaybetmeyi relir ocua ya da
bu ilgiden fedakrlk etmeyi. lginin kabul edilebilir bale gelmesi
iin ona bir ey katmak gerekir ki eitimdir bu da. Fretd, szlerine
devam ederek trnak iinde uygar diye belirtilen cinsel ahlkn,
bu ilginin iddetini azaltc etkisini aklar. "Genel olarak, diye
yazar, cinsel perhiz sonucunda enerjik ve kendine yeterli eylem
adamlarnn, yahut zgn dnrler ya da cesur kurtarclar ile re
formcularn ortaya kt yolunda bir izlenim edinmi deilim.
Bunun halim selim ve zayf insanlar yaratma ihtimali daha kuv
vetlidir ve bunlar da sonradan byk halk kitleleri iinde kay
bolarak kendi iradeleri dnda, gl bireylerin gsterdii yoldan
gitmeye yatkndrlar.
Burada daha ok Reich andran Freud, cinsel perhizi t
leyen uygar cinsel ahlkn, ironik bir ekilde, kltrn en ok ba
rna bast karakter ideallerinin tamamen altn oyduunu gayet
ak belirtmektedir (tabii psikanalizde, insanlarn onun gsterdii
yoldan gitmesine yol aabilen eyin ne olduunu da merak etmitir
belki). Zaten bu makaleyi (ilgintir, Oidipus kompleksine dair hi
bir deinmeye rastlanmaz burada) gelecee ynelik bir pers
pektifle okuduumuzda, Freudun uygar cinsel ahlk ya da ei
timin idealleri adn verdii eylerin, lm igdsnn habercileri
olduunu dnebiliriz; yani kltrn ilevi, merak ldrmektir -
ya da daha incelikli yollardan merak baka yne ekerek veya dik
32
katini datarak veya baka yere yanstarak (Freudun bu makalede
deinmi olduu) yceltmeyi gerekletirmektir. Yceltme yoluyla
-k i incelikli hale getirilmeye dikkate deer lde diren gsteren
bir psikanalitik kavramdr- ikisini de yapabiliriz. Yahut da buna
inanmaya ihtiyacmz vardr; bunu mit ederiz.
Freud, u soruyu sorabiliriz pekl diyerek arballkla sona
erdirir makalesini: Uygar cinsel ahlkmz, bize dayatt feda
krlklara deer mi, hele de bireysel mutlulua dayal belli bir mik
tarda tatmini kltrel geliim hedeflerimiz arasnda sayacak kadar
hedonizmin klesi olmu durumdaysak. Anlalan, neden, diye
sormaktadr Freud, neden ideallerimiz arasna birey iin bir para
tatmini de koyma zahmetine girdik? Neden toptan vazgemedik bi
reysel tatminden? Neden ocukluktan sonra mutlulua ilgim izi ta
mamen kaybetmiyoruz?
Burada basit - v e kimilerine gre de basite indirgenmi olduu
apak - bir mantk vardr. ocuklar, demektedir Freud, hedonisttir
- kafalar hep hazzn erotikasyla meguldr. Bir insann cinsel
davran, ou zaman onun hayat karsndaki dier btn tepki
biimleri iin de geerli olan modeli oluturur. Uygarlk, ocuun
gerek ilgi alanna ynelik ilgisini nlemek ister. Eitim -geliim
teorisine olduka benzer bir ek ild e- yeni bir din sunar ocua:
kame dini. Sembol oluumu, gei fenomenleri, Babanm Yasas,
Oidipus kompleksi, sanat yoluyla paylalabilen yceltme bi
imleri; ocua verilen mesaj hi deimez: Bunun ikamesi yoktur
ama sen bir tane bulmak zorundasn; bir eyden vazgemek zo
rundasn, hem de onun yerine koyacan eyin, en az onun kadar
iyi ya da ondan daha iyi olmak yle dursun, sana yeteceine dair
bir gvence bile olmad halde.
lgiyi bulmak iin nce kaybetmek zorundasn; geliim in kutsal
kitab budur ite. Ana-babana duyduun umutsuz tutkunluun, mu
hayyel, idealize edilmi zdelemelerinin, seni tmyle saran ten-
selliinin ardndan yas tutmak zorundasn; dili renmek zo
rundasn. kame kavram olmakszn gelim e -hatta aslnda
yaanabilir bir hayat- diye bir ey dnebilir miyiz? Ama yine de
Uygar Cinsel Ahlk ve M odem Sinir H astalklarnda Freudun
F 3 N /K reteki Y abani 33
bizden istedii tam olarak budur. Bizler, der, tabiatmz gerei cin
sellie ilgi duyarz, hatta cinsellik karsnda byleniriz ve sonra
da uygarlk, bizi bu ilgiyi yem den yaratm aya, kendimizi eitilebilir
birer yaratk olarak yeniden yaplandrmaya davet eder. Bizi il
gilendiren eye ilgim izi kaybetmenin bedeli, diye yazar, hayatla
ilgili endielerin ve lm korkusunun artmasdr ve daha gl li
derlere eilim duyulmasdr; deta demokrasinin, ancak kendi cin
sel canllklarn tayabilenlere gre bir ey olduu ima edil
mektedir burada. Bir baka deyile, kutsal kitabmz olan ikame,
radikal bir tehlike yaratmaktadr bizler iin.
Yceltmenin ne olduunu. bilmiyor olabiliriz, ama Freudun
yapt gibi, biri kp da bunun o kadar da iyi bir ey ol
mayabileceini aklmza sokunca hepimizin bir para huzuru
kaar, yahut kukuya deriz (Donald Kaplan, Yceltmede Y
celtilen Nedir? gibi gayet yerinde bir balk koyduu makalesine
u szlerle balamaktadr: Btn bir yceltme kavram, en ba
ndan beri psikanaliz asndan iinden klmaz bir sorun ol
mutur. Kaplann da kabul ettii zere yceltme -yan i cinsellie
duyduumuz ilgiye yeni bir yn verme biim im iz- znde iinden
klmaz danklklar ve balanglarla ilikili bir sorundur, g
ebe olarak tercme edilme sorunudur). Kltrn barbarln, do
ann barbarlna tercih ederiz, ou zaman ikisini birbirinden
ayramasak da; hibir ey, doaya ilikin fantezilerimizden daha
fazla girmi deildir kltrn etkisi altna. Artk kimse cinsellik
hakknda pastoral olamamaktadr ve kltr etkisi tamayan bir
cinsellikten sz etmek de kendi iinde elikili bir eydir. B elli bir
anlamda dndmzde, kltr olmadan cinsellik olamaz (sanat
eserlerinin tamam, yceltilmi cinsellikten ibaret olabilir, ama cin
selliin tamam da yle). Yine de bu makalesinde Freud -k i ellili
yalarnn bandayken yazmtr bunu ve tabiat itibaryla yeniden
domu bir ergen olmaya da yap olarak uygun deildi kendisi-
bize sunduu yol gsterici romansta hem kendi yazlarnn ouyla
ters dmektedir hem de onun izinden giden psikanalistlerle. n
sanda, diye yazar, cinsel igd hi de organik olarak reme
amalarna hizmet etmez, hedefi belli trde hazlara ermektir.
34
Freudun bebek cinsellii dedii eyin yaratt asl skandal buydu
ite. Bebek cinsellii, yalnzca yetikinlikteki hayat iin (gdk
kalm) bir snma egzersizi -dolaysyla da ocuk, cinsel varln
prototipi- olduundan deil, tek hedefi belli trde hazlara ermek
olduundan, erotik hayatn temel paradigmasdr. remeyle ba
larn koparm -hatta belki remeye kart- bir insan cinselliini
ima eden bu kar Darvvinci bak, ok yaratacak niteliktedir. M e
sele ocuklarn byyp remeye ynelik doru drst bir cinsellik
yaamak iin sabrszlanmalar -yetikinler asndan rahatlatc bir
inantr b u - deildir belki de; Freudun grne gre ocuklar,
kendi olgunlamam cinsel bnyeleri araclyla cinsellie ilikin
bir hakikati kefetmilerdir: Cinselliin belli hazlar verilmesini ve
alnmasn ierdiidir bu da, ve iliki ile aileye dair uygar kav
ramlar da bunu maskelemekten baka ie yaramamaktadrlar. Bu
umulmadk Freudiyen pastoralde cinsellik, ehevi hazdan, yeniden
kazanlm itahtan baka hibir hedefe ynelmez.
Loevvald, bu konudaki byk kitabnda Yceltm e, diye balar
sze, psikanalist asndan ayn anda hem ayrcalkl bir konudur
hem de phe uyandrr. ocuk iin de yle olduu ilave edilebilir
buna (insanlarn yceltme hakknda kurduu ilk cmleler ok et
kileyicidir daima; ne de olsa sorulmas gereken, bunun nasl ve
neden balam olduudur). ocuk, bir trajedi ya da komedi kah
raman olmaktan ibaret deildir: Yceltme gereini ortadan kal
drmak iin abes bir yceltme projesine girmi olan bir estet, vecd
halinde biridir o. Loevvaldun yceltilmi, soyut teorik diliyle ifade
ettii gibi, psiik yaantnn ayrm ya da daha ileri biimleri
[nin], yap olarak savunmaya ynelik, hatta yanlsama dolu olup
zde yer alana, igdsel-bilind yaantya ait psiik gereklii
saklayan birer maske yahut u ya da bu lde hileli, fantezi dolu
birer sslem e olduuna inanr.
Bir baka deyile ocuk, gelimenin szmona faydalarna da,
onlarn gzlerden sakladklarna da kanmaz. Fakat yceltmenin ol
mad bir hayat denemek ve tanmlamak da bal bana eksiksiz
bir yceltme edimi olacaktr elbette. Cinselliin teoriletirilmesi bi
zatihi ironi ierir. Ancak Freudun Uygar Cinsel Ahlk ve Modem
35
Sinir Hastalklar makalesinde anlatt hikye, daha acil, daha az
soyut bir soruyla anszn -neredeyse bir m eselm iesine- kar kar
ya brakmaktadr bizi: lgilendiimiz ey ile ilgilenmemiz ge
reken ey arasndaki fark nasl anlarz - yahut da anlayabilir
miyiz?
Freudun hikyesindeki ocuk, merakta irade d, kanlmaz
bir momentumu temsil eder: Ben buna zihnini verme ya da cezb-
olma kapasitesi; bir eye ya da birine kaplp gitmeye istekli olun
mas diyorum. Freudun bu makalesinde uygar ahlk, eitimin ide
alleri dedii eyi ise W innicottn terimleriyle yeniden tanmla
yarak boyun eme diye adlandracam; yani bir eyi yapyorum
nk yapmamak fazlasyla tehlikeli hali.
ocuun cinsellikle ilgili olduunu nereden biliriz diye sorar
Freud. nk ocuk, belli zamanlarda bu konuda ard arkas ke
silmeyen sorular sorar ve Freudun stne basa basa teori demeyi
tercih ettii hikyeler uydurur; fantezisinde, bilind arzularnn
formlasyonudur bu. ocuun ilgisi hikyelere ynelmitir (Jamesin,
sanat araclyla ilgi yaratmak dedii budur). ocuun byle m e
rakl, hevesli, teorilere dkn bir hedonist olarak bavurduu en
iyi yol, dildir. V e btn ciddi hedonistler gibi ocuk da -am a tabii
hedonistlerin sorunu daima ciddi olmalardr- inceliksiz, bire bir
yorumlar yapmaz. Bir pornografi dkn deildir o; daha in
celikli araclklarn erotikasna, ksmen szcklerle seks yapmaya
balamtr kendini. Ama szcklerden olumu bir diyete de
(Freud buna perhiz der) raz olmaz. Szckler, onu bedene geri g
tren yoldur.
ocuun, ilgi duyduu alanlar kendi bedeninin ve birbiriyle
ilikileri iinde annesiyle babasnn bedenlerinin tesine g
trebilme yeteneini gelitirmesini btn psikanaliz teorisi des
tekler ve yreklendirir. nerebilecei baka bir ey var mdr ki
zaten? En azndan resmi dzeyde ocuk, kendisinin ve ba
kalarnn bedeniyle ancak yeri gelince ilgilenmeyi renmeli, ei
tim yoluyla da kendi kltrnn diline ve karakter ideallerine ay
rlmaz bir biimde balanmaldr. Bu makalesinde Freud, kltrn,
ele gem ez bir eyin peindeki kanlmaz ve gerekli abasnn -k i
36
psikanaliz de bunun bir parasdr- bireyi hem tketip hem de onda
kklemi bir ylgnlk yaratabileceini ima eder; ama bireyin de
gidecek baka yeri yoktur. Kendi zihnindeki en mahrem, en derin
takntlar kltrn kamusal diliyle bilebilir ancak. En iyi ihtimalle
onun mahremiyeti, gizli kalm bir kamusal yaantdr.
Bu ilk nemli makalelerinde bebek cinselliini tanmlarken
Freud, bizim iin ilgi duymamann mmkn olmad eyi ta
nmlamaktadr. V e merak duygumuz -b ir zamanlar olduu gibi -
kar konulmaz olsayd bunun neye benzeyeceini; Picassonun
Ben aramam, bulurum szleriyle kastettii sanatsal ura ta
nmlamaktadr.

jy Jamesin daha nceki szleriyle ifade edecek olursak o


cuklar, youn yaarlar; onlarn Sanat da -cin sel teoriler uy
durmalar- hayat yaratan, ilgiyi ve nemi yaratan [dr]. Freudun
bakna gre cinsellikleri, bir anlamda onlarn sanatdr. Hayatlar
teori kurmaya feda edilmi deildir, tersine bu sayede mmkn k
lnr. Ana-babalarnn cinselliinden kaynaklanan tehditle kar
karya kalm nemleri ise aileye ilikin romanslarnda harfiyen
korunup srdrlr. Aslnda denebilir ki -e n azndan ocuklara ve
onlarn cinsel aratrmalarna uygulanm biim inde- yceltme
kavramyla Freud, Sanat ile Hayat arasndaki ayrm ortadan kal
drmtr. Yeatsin nl szleriyle hayatn yetkinlem esi ile a
lmann yetkinlemesi arasnda varsaylan seimin yerine Freud,
yapmaktan hibir ekilde kaamayacamz tek bir ey olduu d
ncesini geirmektedir ve bunu yaparken rnek aldmz model
de ocuklardr: Yceltmedir bu. Bu ilk makalelerinde Freuda gre
ocuklar rnek tekil eder nk onlar kendi cinselliklerini, cin
sellie ynelik bir ilgi haline getirirler. D olaysyla Jamesin,
W ellse kar sanatn savunmak zere kaleme aldklarndan ve
Freudun, ocuklarn cinsel aratrmalarna ilikin aklamalann-
37
dan doacak olan soru, Yceltmeli ini yceltmemeli mi? deildir.
Sorulmas gereken udur: yi bir yceltme nasl olur? Yceltmenin
-tpk, m esela, psikanaliz g ib i- bizim iin yeterince ie yarar hale
gelm esini salayan nedir? Bunun iin bireysel ltlerimiz nelerdir
ve neye dayanrlar? Neden pornografi izlemek yerine Henry James
okuruz? - nihayet ikisi de yceltmedir elbette. Aktr ki bu, en
ok tutkuyla ilgi duyduumuz konularn kklerine ve sonularna
ilikin ahlki bir sorudur. lgi duyulan konular da, Freudun gs
termi olduu gibi asla masum deildir ve daima ahlken mu
laktr. Hayata dair Freudiyen tanmlamalarn belirli bir biimde
formle ettii, resmi ve gayri resmi dzeyde ilgi duyduumuz du
yumlar ve ikisi arasndaki farkn ou zaman farknda olmadmz
gereidir (Henry James okurken, pornografi okuyor olabilirim
pekl). Kaba bir Freudcu olarak -bugnlerde kaba Freudcu ol
maya almak hi de ilgi ekici olmayan bir ura deildir- has
talarn sorununun, yceltm eyi yeterince baaramamalar olduu
sylenebilir; kendileri iin en ok nem tayan eylerden -u ya
da bu nedenle- gittike daha fazla uzaklamlardr; resmi ilgi
alanlar -F reud un uygar ahlk, eitim idealleri d ed ii- onlar
kesin etkisi altna alm, gayri resmi ilgi alanlar sakl kalmtr.
Aldklar resmi eitim, gayri resmi eitimlerinin snp gitmesine
sebep olmutur. yi bilgilenmi olmak her zaman yaama co
kusunu artran bir ey deildir.
Szgelimi psikanalitik (ya da baka trden bir) eitimi, Freudun
anlatt gibi kendi cinsel aratrmalarna dalm ocuklarn bak
asndan dnrsek derhal bir bulmaca kacaktr karmza.
Kendi tarihlerimizin, u anda hayatta yaadmz sorunlarn,
Freudun tabiriyle bulunduumuz libido evrelerinin baka kim-
seninkine benzememesinden tr her birimizin belirli, zgl, zel
zihinsel takntlar vardr. Buna ramen son derece geni bir yel
pazede yer alan teorik almalar okumaya zendiriliriz - zaten
eitim programnn gereidir bu. Herhangi bir verili gnde
Lacandan u sayfa, Sullivandan bu makale, Kleinn u kavram
anlaml olabilir mi benim iin? Resmi eitimim iin bana gerekli
olan daha gayretke benliim haftalar boyu bunlar okuyabilir.
38
Gayri resmi eitimim -vazifelerim dense eilimlerim, meraklarm-
asndan bakldnda ise bunlar, ancak zaman zaman ve ngr-
lem eyecek bir ekilde ilgi ekici olabilir. Durmadan hayatn ger
ekleri anlatlmaktadr bize - temel psikanaliz ya da edebiyat m e
tinlerinin, yani profesyonellere, profesyonel olmalar iin gereken
kitaplar- yine de bu gereklerin ancak bir ksmndan tam olarak bir
eyler alabiliriz; onlardan kopya ekebilir, onlar hafzamza kay
dedebilir ve oaltabiliriz - fakat onlar, yeterince kendimize ait bir
ey haline getiremeyiz. Bir baka deyile kk lekli trav
malardr bunlar; isel dnme uramazlar. nsann evkini en
ok kran da dnm kart nesnelerdir: Hibir ekilde d
ntrme ynnde bir ilgi duymadmz -yan i hibir ilgi duy
m adm z- nesneler ya da bizden kendilerini dntrmemizi
deil, yalnzca kendileriyle bir arada var olmamz talep edenler.
Mutlak itaat, ilgi asndan korkutucu bir eydir. Denebilir ki trav
ma, insan artp afallatan bir kme bilind talimattr.
Bunun tersine salam bir yorum, tekrar tekrar yapmaktan ken
dimizi alamadmz bir eydir (psikanalizde hastaya verilen ko
mutlar, birer soruya dnr). Bu anlamda psikanaliz, Laplan-
chen ne srd gibi hastann sunduu malzemenin tercme
sini bozup paralar; hastann alkanlk haline gelm i olan, sa
vunmaya ynelik armlarn bozarak kendiliinden ortaya kan
yeni bileimlerin hizmetine verir. Yarm kalm sonular yeni birer
balang olur.
Yine de psikanalitik algs gelim i olup sanat ile ilgili btn bu
yazdklarmz -ilk sanat olarak Freudiyen ocuk ile, tutku dolu
merak duygusunun mucizeleri ile ilgili yazdklarm z- okuyan her
kes, bir eit bezgin dj vu hissetmeye balyor olabilir; alt
mlarn alacakaranlk yuvasna yeniden girer gibiyizdir sanki,
Freudcu solun kimi versiyonlarnn nostaljik mezarlna girer gi
biyizdir. aa ayak uydurmu, ada insanlar olmak istiyorsak,
Freud, insan znesini, birbiriyle ekien projelerin oca olarak
grmken (Richard Rorty, bizim atfettiimiz niteliklerden ba
m sz olarak hibiri znde bir dierinden daha deerli ya da ger
ek olmayan bir grup inan ve arzudan olumu oulluk de
39
mitir buna) nasl olur da ocuun veya aslnda yetikinin- ger
ek ilgi alanlar olduundan sz edebiliri/.? Btn bir yceltme
kavram, ancak yceltilecek bir eyler varsa anlam kazanr. Ve
zaten bu her ne ise -cin sellik , saldrganlk, sapknlk- ona ge
tirdiimiz tanm da bal bana bir yceltmedir; ortak bir kltrel
inadr. u ya da bu eit birer esansiyalistsek, zc isek yle di
yebiliriz: ocukluk benliklerimiz zmzdr bizim ve birer ocuk
olarak zde cinsellik ile ilgiliydik, yahut daha bilimsel bir ifadeyle
biyolojik yazgm zla ilgiliydik. Zaten Freudun sylediklerinin bir
versiyonu da, daha oul ya da diyelim ki daha oulcu olma m
cadelesi veren birer zc olarak dnyaya gelmi olduumuzdur.
Bu anlamda zc -s zd e sapkn ya da histerik ya da saplantl ya
da narsisist- olgunlamamtr; darkafal biri olarak kalmtr. Op
timal olarak geliim , cinselliim izi daha doyurucu biimler halinde
yeniden ekillendirmeyi ierir; heyecan ile gvenliin yeterli bir
uyum halinde bir arada yaamasn salamann yollarn bulmaktr
bu. Patoloji dediimiz ey ise psiik alann daralmasn, erotik mu
hayyilenin klielemesini ierir daima.
Benim ilgi dediim ey, psikanaliz dilinde yeterince iyi y
celtme adn alabilir, bedenin ancak daha iyi hatrlanmak zere
unutulmu olduu yceltme - bir aktrn, kendini dardan izliyor
olmann tedirginliinden syrlm olarak roln oynamas gibi.
Serbest arm yaparken, konuabilmek adna kendimizi unu
turuz. Analiz yoluyla kendimizi daha iyi anladka daha az tanrz.
Kendimizi kim olarak dnmekte idiysek onu ya da kim olarak
dnme ihtiyacnda olduumuzu sanyor idiysek onu unuturuz.
Kii, kendi hayatndaki olumsallklara ve maksatllklara daha
fazla dikkat ve uyanklk gsterdike, gelecek benlikleri de ancak
kendi ngrlemezlikleri iinde kesinlik kazanr. G elecek de ge
mi gibi olacaktr, kendini tekrarlama anlamnda deil, ama n
ceden hesaplanamaz olma anlamnda. Dolaysyla analizdeki he
deflerden biri, gelecee ilgi duymaktan baka herhangi bir ey
yapmayacak ekilde zgrletirmektir insanlar. Belki de iki tr
ilgi arasndaki fark burada: n kesilmi ve gerek anlamda muh
temel (psikanalitik terimlerle, Lacanm ayna evresindeki o

40
cuunun aynada grdklerinden meydana getirdii ey ile Win-
nicottm ocuunun, analiste izilen tanmsz izgilerden yaratt
ey arasndaki fark).* Kanaat ile olas bir srpriz arasndaki farktr
bu, zc ile oulcu arasndaki artk aina olduumuz fark. Ka
nlmaz sonulan ancak srprizler - v e travma denen o daha az da
vetkr srprizler- sabote edebilir.
Sonuta Freudun, teorisyen olarak ocuk -baarsz bir bilim
aratrmacs olmak istedii iin sanat olan ocu k - ile ilgili ilk
dnem yazlarndan basit bir nermeye varmak istiyorum: He
pimiz, oulcu olmaya alan birer zc ve zc olmaya alan
birer oulcu olabiliriz; ayn anda bu ayrm izgisinin iki tarafna
da balamak isteyebiliriz kendimizi, hem de ayn lde inandrc
ve belagatli bir ekilde; iimizdeki atmay askya alp onu z
meyi denemeyebiliriz bile. Psikanalitik adan baktmzda o
cuklar zcdr; ada yetikinler ise yle olmak zorunda deildir.
kisi de olmadan ikisinden biri olmann yolu yoktur. kisi de ol
mazsak, Freudun uygar ocuklar gibi biz de ilgimizi yi
tirebiliriz, evkimizi kaybedebiliriz. Haz iin fazlasyla evkle dolu
olarak fazla ihtiyar kalm olabiliriz.

* Bkz. The mirror stage as formative of the function of the I," Ecrits, Jacques
Lacan (Londra, Tavistock, 1977) ve Therapeutic Consultations in Child Psychi
atry, D. W. Winnicott (Londra, Hogarth Press, 1971).

41
II
Kreteki yabani

B eni etkileyen, d zen siz b iim lerdir - ne zam an


bizim iin nem tayan b ir eyi denem eye y a da
sylem eye kalksa k ii bozan hatal szler
ve inat sesler.
J o h n A s h b e r y , S y le i

.Psikanaliz, doal kkenleri -bilindm , igdy, o


cukluu- idealletirmesi ve kaybetme konusundaki ta
kntsyla znde modemdir. Doyum ynndeki arzularn -a c il bir
yaama sevinci, itaha ballk- u ya da bu ekilde ocuu ge
lecee ynelttii varsaylrsa, byme de hazlarn azaltlp da
raltlmas olarak dnlebilir. Arzularnn ynn deitirerek ve
onlar ikame ederek ocuk, olgunluun, yaama ans daha yksek
kabul edilen doyumlarn gvence altna alma amacyla hep bir
eylerden feragat etmektedir: Omnipotentlikten, ana-babaya y
nelik arzudan ve onlara hkmetmekten, bebek sesleri karmaktan;
bunlann tm de, giderek daha sofistike bir nitelie brnen temsil

42
biimlerini ierir. Psikanaliz, i karartacak lde huzur verici olan
bu ilerleme mitosunu kabul edip gelitirmesiyle znde re-
aksiyoner olmutur. Dnyaya ynelik alkantl bir sevgiyle do
arz biz, nk dnyann bizim iin yaratlm olduu, bizim ar
zularmza tam anlamyla denk dt varsaylr; sonra dbozu-
muyla burnumuz srtlr, yle ki burada kapldmz fke, umu
dumuzun son kalntsdr. Sonra, eer ansmz varsa -karakterimiz
msaitse ya da iyi bir ana-babamz varsa, yahut her ikisi birden ge
erliyse- yetersizliklere uyum salarz. Dnyann haline gsterdi
imiz aydnlanm uyarlanmann kahraman oluruz. Bir baka de
yile psikanaliz, aslnda yanl yerde dnyaya gelm i olduumuz
eklindeki geleneksel gr dorulamaktadr; ama bir nedenle
-selam ete ermek, ahlki salamlk, haz, genetik m iras- bu dnyada
olabilecek en iyi ekilde yaamaya bakmamz gerekir.
nsann geliimini tmyle snfsal bir bakla, politik bakmdan
yattrc ve grnrde tarihd bir ekilde aklayan bu mitos -k i
bazen hayat dngs adn alr, sanki dne dne sonsuza dek
srp gidecekm iesine- psikanalizin deerleri karsnda gitgide
dmanca bir tutum benimseyip meruiyet talep eden bir dnyada,
psikanalizin en azndan baz versiyonlarna kstl bir inandrclk
salamtr (dolaysyla kendi kltrnn bocalamalarn ifade eden
semptomatik bir meslek olarak psikanalizin yararll da ksmen
buradan kaynaklanr). Artk sama denecek lde rndan
kma creti gstermez olan -artk acayip dncelere kaplmay
beceremeyen ve mutabakatn mptelas olan - ocuk gibi psi
kanalizin bylesine budanmas da, deerinden bir eyleri glgede
brakmtr: Dzensiz olana, kurald olana, her kiinin kendisine
verilmi olanlardan yarattklarnn ngrlemezliine; her kiinin
kendi benzersiz tarihesindeki tekillie. Tutku dolu bir hayatn iyi
olduu iin iyi hayat olduu anlay, her zaman tartmaldr.
Freudun 1912den nceye dayanan erken dnem almalarnda
psikanaliz, anlam yaratma biimlerimizi snrlayan, yolumuzu
kesen (akcln koptuu noktada hayatn yeniden balamas) ey
leri tanmlamann -id ealize etmeden ayakta tutmann- yoluydu.
Ryalarda, dil srmelerinde, ocuklarn cinsel teorilerinde, semp
43
tomlarda Freud, insanlarn (manevi) tutarllklarna, kendileri nez-
dindeki anlalrlklarna mdahale eden bir eyler grmt ve
bunlar, yine insanlarn kendi ilerindeki bir ey tarafndan bozulup
kesintiye uratlmaktayd, onun cinsellik ya da bilind adn
verdii bir ey tarafndan. nsanlarn davran biimleri -fiiliyatta
yaptklar- kendi kendileriyle oluumsal bir anlamazlk halinde
bulunduklar dncesini getirdi onun aklna; sanki her semptomda
ya da hatada, insann iindeki bir mutabakat bozuluveriyordu.
Daima istediimizden daha fazlasn ya da daha azn yaparz. o
cukluktan itibaren deneyimlerimizi kendi bilinli projelerimize
gre ve onlara ramen dntrrz. Konuurken konudan uzak
lamamza yol aan da en azndan konunun kendisi kadar ilgintir.
Yani psikanaliz yle bir bak as sunmaktadr ki bize, bir an ipin
ucunu karmamzdan ya da gereksiz bir kelime oyunundan kay
naklanan kk lekli bir rahatszlk ilgiyi artrr (kesinlikte
daima sinsi bir yan vardr). Hatalarmz, yalnzca cezaya davetiye
karmakla kalmayp merak kkrtabilir de; verimliliimiz bir s
nak olabilir.
Ama hata yapabilmek iin de kurallar bilmek gerekir elbette.
Hata, becerinin bir fonksiyonudur. Yahut baka trl ifade edelim:
Kk ocuklar hangi anlamda hata yaparlar? nk kltr
zmsemek, bir bakma hata yapmann ne olduunu renmek de
mektir. Kre andaki -ik i ile ya arasndaki- ocuklar hem
konumay yeni yeni renmekte hem de aile ortamndan okulun
ilk biimine gei gibi ok mhim bir ey yaamaktadrlar. Baka
pek ok eyin yannda bunun getirdii bir sonu da, ocuk iin pa
radoksal bir feragat biimidir. Tam merak duygusunun giderek in
celik kazanmakta olduu bir dnemde, aslnda hibir zaman vaz
geem eyecei bir eyi brakmak durumunda kalm gibidir ocu k -
ifadesiz benliidir bu, dil ncesi benlii (Seamus H eaneynin d
nce ncesi yaanm deneyim dedii ey). ocuk kendi in
celikli teori yaratma urana -n asl yaanaca ve kim olunaca
konusundaki cinsel aratrmalarna- atlrken, szcklerin ol
mad, tutku dolu hayat vardr geride, toprakta kalm kkler
gibi. Hayatnn bu noktasnda ocuk, birden ok evi geride b
44
rakmaktadr - her konutuunda yapaca bir eydir bu, zaten ko
numas da daima nceki sessizliinden kaynaklanr. Dilin devreye
girmesinden nceki o grltl sessizlik, onun kendi tarihinin uzun
bir blmn oluturur. Sz, szszln yerini tutan bir ey de
ildir yalnzca; tamamen baka bir eydir.
Konumay renmek zordur, giderek kolaylamaz da. Kree
giden ocuk, tam da kaderini belirleyecek o geii ilk kez -am a son
kez d e il- gerekletirdii adadr, yani dil grubuna katlaca,
grnrde konuma becerisini kazanm kiilerden oluan top
luluun bir paras olaca adadr - ama asla eksiksiz olamaz bu
gei, ocuk bunu asla btn kalbi ve samimiyetiyle gerekle
tiremez nk gerekletirilen feragat, yani konumayan benliin
kayb, ok byktr. Sz niye var ki? diye merak ederdi herhalde
ocuk, elinden gelseydi eer. Konumay renmek, neyi
renmek demektir, yahut neyi renmeye benzer? V eya psikanalitik
bakmdan daha net bir ekilde soracak olursak, konuabilme u
runa vazgeilm esi gereken tam olarak nedir? Kre andaki o
cuklarla alan yahut o ada ocuu olan herkes, bu sorularla
kar karya kalmtr, daha dorusu bu sorular hatrlamtr.
Fakat yetikinler kanlmaz olarak ocuklara konumay
retirse, ocuklar da yetikinlere, konuamamann nasl bir ey ol
duunu retir (veya hatrlatr). Yetikinler, bu ocuklardan, me
sela bir edebiyattan rendiklerini renirler: Szl ifadenin, kendi
seslerini bilinir klmann mcadelesini, gerilimini, grnrdeki ta
vizlerini ve erotik hazlarm. Nasl olup da insan bedeninden sz
ckler kt eklindeki muamma, insan bedenine giren ve o be
denden kan baka her eye hem benzer hem de benzemez (ne de
olsa szcklerin geldii yer, her bakmdan bebeklerin geldii yer
kadar kafa kartrcdr: Szckler de konuan kiileri besleyebilir,
yattrabilir, heyecanlandrabilir ve zehirleyebilirler); ve tabii dilin
snrlarnn, neyin snrlar olduunun tam anlamyla ak ol
mamasndan kaynaklanan muammadr bu. Sonuta ilerlemeci bir
eitim perspektifiyle baktmzda yle deriz: ocuk konumay,
ihtiyalarn iletmeyi renmek zorundadr. lerlemeci olmayan
perspektifte ise unu ilave etmek zorunda kalrz: ocuk (ve ye
45
tikin) konumamay renmek zorundadr, nk konumaya di
renir gzken deneyim alanlarnn, duygu dnyalarnn da bu
lunduunu fark edecek ya da kendi kararl kaytszlyla bilfiil ya
ayacaktr; bu alanlarda szckler uygun dmeyebilir ya da yersiz
olabilir. Bir yetikin olarak ocuun kendini ya fiilen dilsiz ya da
zellikle konukan bulabilecei alanlardr bunlar (cinsellik, para,
snf, ayrcalk gibi alanlar), ama asla bu alanlara tam anlamyla
denk dtn ya da buralarda zgn biri olduunu d
nemeyecektir. Psikanalitik adan kvrak bir konuma ya da ses
sizlik, insan afallatan younluklar anlatr; diren, tutkunun iare
tidir, terbiye ve slah edilmekte olan merak duygusunun iaretidir.
Konuma kiinin isteklerini, kendisi iin en ok nem tayan ey
leri anlatmas demekse, o halde konumak, kk dme riskine
girmek de demektir. Yetikinlerin, ocuklua zg yenilikilii,
szel canll ve hnzrl ounlukla kaybetmi olduklar -a b
srd iirin ve srrealizmin parodisini yapabilecei- bir post-ro-
mantik kliedir. Oysa ocuklarn daima kaybetmeye zendirildii
ey, (doru drst) konumay bilmiyor olduklar bilgisidir. Bir
eyi yapmasn fazlasyla iyi biliyorsanz, zgn bir eyler yaratma
ihtimaliniz daha dktr. Yenilikilik, beceriye baldr; ama be
ceri de cehalete. Kaynaklanabilecei baka bir yer yoktur.

II Kreimize gelen ocuklarn ou diye yazar Anna Freud,


ya hi konuamyor ya da istek ve ihtiyalarn yeterli bi
imde sze dkemiyorlar; bunun yerine jestlerle, hareketlerle, huy
suzluk yaparak ve baka duygusal patlamalarla ifade ediyorlar duy
gularn.
Anna Freudun ya hi konuamyor ya d a... yeterli biimde
sze dkemiyorlar diye ifade ettii durum, onun grne gre
byk lde evresel mahrumiyetin sonucudur; ocuun, ih
tiyalarn konuma yoluyla ifade etmeyi yava yava renme
46
ynndeki doal kapasitesi, yeterli bakm olmadndan gdk kal
mtr. V e tabii bu ayn zamanda hepimizin en bataki durumuna
dair bir tasvirdir. Bunun yerine -k i burada nemli bir szdr-
yeterli biimde sze dkme yerine, der Freud, ocuk jestlerle, ha
reketlerle, huysuzluk yaparak ve baka duygusal patlamalarla ile
tiim kurar. Burada en azndan iki varsaym bulunduu aktr:
Bunlardan birine gre yeterli biimde sze dkme diye bir ey
vardr ve bu da beraberinde u (estetik) soruyu getirir: Yeterli,
uygun, yeterince iyi konumann ne olduuna kim, hangi ltlere
gre karar vermektedir? (Bu hneri, duyulara elik eden incelmi
bir zevk m eselesi olan bu marifeti hepimiz iitince tanyoruzdur da,
nasl renilebileceini bilmiyor olabiliriz.) Konumay renme
kavram da bir btn olarak bu beceriyi ne zaman uygulamaya ko
yabileceinizi bileceiniz imasn ierir; yani ocua, kendini us
talkla ya da baaryla ifade etmi olduunu bildirecek konumda
bulunan biri -buna bir yetikin d iyelim - vardr. ocuun ih
tiyalarna karlk veren kii olarak yetikin -ocuklarn ya
pamayaca bir ey varsa o da ocuk yetitirmektir- ocuun ile
tiim becerisi konusunda kanlmaz olarak hakemlik eder. Ancak
yetikinin bunu yapabilmesi iin de ocuun ifade edecek neyi ol
duunu nceden u ya da bu lde bilmesi gerekmektedir (o
cuklarn iinde olup bitenlere dair kabulleri kltrden reniriz;
szgelim i bir psikanalist igdler diyebilir buna, nrobiyolog ise
genler diyecektir). Btn bunlar potansiyel olarak son derece a
rtc olduundan -tpk olaan konuma srasndaki serbest a
rmlara kulak misafiri olmak g ib i- kre anda ocuu olan ye
tikin, kendi kendine u soruyu sormakta acele etmeyebilir: Neden
bu ocuun kendini doru ifade etmi olduunu dnyorum, u
anda bana bunu dndren nedir? Nasl oldu da bunu yeterli bir
szel ifade olarak kabul edip onayladm? te bunu merak etmek
demek, ocuk ile bir zamanlar ocuk olan yetikin arasnda erken
dnemde bagsteren kanlmaz atmay hatrlamak demektir.
Benim ne syleyeceim e ve bunu sylem i olup olmadma kim
karar veriyor? Bir sonraki blmde ne sreceim gibi yeterli
szel ifade konusunda kafamzda kurduumuz en canl, ama en
47
yanltc tablo, bir komutu vermi olan kiiyi grnrde memnun
etmek zere yerine getirilen komuttur. Ya hi konuamama ya da
yeterli biimde sze dkememe sorunu asla ortadan kalkmaz. Ne
ustalalabilir bunda ne de geliim sreci iinde baar elde edi
lebilir, nk bu yeterlilik daima sorgulanabilir bir eydir, daima
tartma konusudur. Hatta ocuklukta bu tartma yeraltna inmek
zorunda kalsa bile. imizdeki hayat, szcklerde bile kaamaz
kendinden.
ocuklar, kendi dillerinin yetikinler tarafndan anlaml, ie
yarar bir ey olarak alglanmasn salamay abuk renirler.
Fakat taklit, ayn zamanda adn sylem e cesaretini gsteremeyen
parodidir. (Resimde demi Francis Bacon, bir syleinde, al
kanlk olmu ok fazla eyi brakrz erevenin iinde, asla ye
terince ortadan kaldramayz... ) Doru konuma, dili aa yu
kar herkes gibi kullanabilme alkanln kazanmak iin zamana
gerek vardr. Dil, bebekliin tedavisidir; ancak ocuklarn buna
alma konusundaki gayretleri farkllk gsterir (ve otizm gibi daha
ar patolojiler, belki de bir hsntabir olarak dil gecikm esi diye
adlandrlan eyle ilikilidir daima). Zaten Anna Freudun kabaca
psikanalitik bir nitelik tayan ikinci varsaymnda da szcklerin,
szszln zm olduu imas vardr. Kltrmzde hibir ey
yiyecein ve szcklerin reddedilmesi kadar dehete drmez in
sanlar (uygarln bu iki dayanan reddeden kii nasl biridir -
bir insann bunlar reddedecek hale gelmesine sebep olacak neler
gem i olabilir bandan?) Son derece anlalr bir ekilde Anna
Freud, ocukta jestlerin, hareketlerin, huysuzluklarn, duygusal
patlamalarn yerini dilin almasyla sonulanan bir ilerleme, baarl
bir gelim e ve incelik kazanma sreci olduunu varsaymaktadr;
yani ocuk, kendini szcklerle snrlayarak uygarln iini dol
duran eylerin bir ksmn edinebilir. Bebek benlik yontulmam
bir elmastr daima ve dil sayesinde bizler... ne oluruz? Anlalr,
idare edilebilir, memnun, iletiim kurabilen, ilgin, itaatkr, beceri
sahibi, ekici, sevilebilir, utanma duygusu olan biri mi? Anna
Freudun aklamasnda -m odern dilbilimciler Freudun teorileri
gibi buna da dokunmamtr h i - karma bir nimet olarak dil an
48
lay grlmez; bunun da kendi lnce, radikal bir deiiklie
uram bir biimde jestler ile huysuzluk nbetlerinin ierdii
btn o bocalama ve alkantlar genilettii gibi bir anlaya rast
lanmaz (yetikinler gayet gzel konuabildikleri iin ounlukla
huysuzluk nbeti geirememektedirler; laf kalabal, bir sanat bi
imi deildir). Anna Freuda gre dil temel bir eydir (onun n
cesine ait olup da szn etmeye deecek hi kimse yoktur) ve
Szl fadenin lerlemesinde Krein Rol balkl blmde onun
ocuk ile azami lde ve dikkatle planlanm szel etkileim ku
rulmas dedii eyden salanacak avantajlara phe yoktur. Szl
ifade ile ilgili bir balkta ilerleme {promoting) sz, hem iler
leyiini hzlandrma hem de ayn zamanda tantmn yapma, se
yirlik hale getirme gibi anlamlaryla dikkate deer. Denebilir ki
ocuk, konuma araclyla kendisinin medeniyeti renmi biri
olduunu gstermekte, bu ekilde kendi tantmn yapmaktadr;
ilkel ve hayvani yann srtndan atp insaniyet konusundaki ye
terliliini sergiler.
Bunu abartmamn sebebi, ilerleme mitoslarnn ya da u ge
liimsel baar denen eyin ardnda gizlenenlere dikkat ekme ar
zusudur; bir yandan da psikanalizin (yenilikilik yerine deil de)
yenilikilik kart bir ekilde uyarlanmaya balanmakla ok ey
kaybetmi olduunu gstermek istiyorum. Hem teori hem uy
gulama olarak psikanaliz, insanlarn kltr ile arasndaki kaba, iyi
oturmam uyumu srdrmesine yardmc olarak da (baml ol
duumuz insanlar ile kurumlara katlanabilme becerisine mazoizm
denir) knt yaratabilir onlarda. Szde igr hikyeleriyle
(nasl oldum da ben, ben oldum hikyeleri) insanlarn gvence
duygusunun tazelenmesi, insann (ocuklarn teori uydururken, he
pimizin de rya almasyla yapt gibi) kendi dnyasn d
ntrme kapasitesinin yerini tutamaz kolay kolay. Psikanaliz, ada
letsizlie kar teselli dl kabilinden bilginin ilerlemesini
salamamaldr.
Anna Freud tarafndan zenle planlanm szl iletiimin
azami lde salanm asndan ocuun pek ok ey kazand
ak; Anna Freudun kendisinin de belirttii gibi bu, odadaki ya
F 4 N /K releki Y abani 49
da boyama kitabndaki nesnelerin adlarnn sylenm esi gibi basit
uygulamalardan gelikin uygulamalara, szgelim i hikye anlatma
ve sohbet grubu denen ortamlarda iletiime kadar eitlilik gs
termekteydi. Bu ortamlarda her ocuk, grup arkadalarna evde
olan bitenleri, kiisel gr ve deneyimlerini bildiriyordu. o
cuu, kltrn sohbet grubu tarafndan mahvedilmi bir soylu
vahi ya da ilkel air olarak grmemiz gerekmiyor; hem ko
numann keyfini baka nerede renecek ve baka kiminle ko
nuacakt ki? Zaten kltre ilikin itirazlarmz mmkn klan da
kltrdr. Ancak bu kltrn bir paras olarak psikanalizin -farkl
bir biimde olmakla birlikte belki Darwinizmin d e - bize gs
terebilecei, szl iletiim yokluu (kltr ncesi [pre-kltrel] ol
maktan ok nkltrel [proto-kltrel] biimde) ile greli bir szel
akclk arasnda her insann iinde barndrd atma ve i
birliidir; benliin konuabilen ve bazen konumay isteyen par
as ile szel anlamda snrl kalm (kltre dmanca bakmaktan
te onunla aras bozulmu) paras arasndaki atma ve ibirlii.
Konumay renmek, konuamayan da canl tutmay ierir; a
rtc doyum durumlar ve bunlarn yokluunda da sarsc bir fke
yaayabilen bir benlik. C insellik Teorisi zerine D enem e'nin
ad ktye km bir blmnde Freud yle yazar: Tatmin duy
gusuyla memeden uzaklap pembe yanaklar ve mutluluk dolu te
bessmyle uykuya dalan bir bebei grp de, bu tablonun, ha
yatn ileri dnemlerindeki cinsel doyum ifadesinin prototipi olarak
devam edeceini dnmemek elde deildir. Madem bu bir pro
totip, o halde bunun szl dnem ncesine ait olduunu d
nmemek de elde deildir. Tatmin bulmu, konuan yetikin iin
kendi tatmin duygusunun habercisi ve modeli, szn olmad bir
durumdu belki de, ama dil araclyla bilgisine sahip olduumuz
bir durum.

50
IH Konumay renmek, yabanc dil renmeye benzemez.
Kk ocuklarn bir tr eviri iiyle uramakta olduunu
varsaymak yanltc olur; sz, sesin evirisinden ibaret deildir ki;
evrilen ne olabilir burada? Bir hayatn, bir baka hayatn te
rimleriyle ifade edilm esi sz konusu deildir, nk o dier, tutku
dolu hayatn elinde terimler yoktu. Sz olmadan ifade buluyordu o
hayat. ocuk zamanla szel bakmdan daha tutarl hale geldike
-benliinin medeniyet d ksmnn etkisinden uzaklatka- hem
dilin oyunlarn renerek hem de dil ile hayat arasndaki tuhaf
uyumun farkna vararak ifadenin snrlarn sonsuza dek amakta
ve tekrar tekrar amaktadr. Kre andaki ocuklarla bir arada bu
lunmu olan herkes, cokularn etkisini ne lde yaadklarn, en
tutkulu, dolaysyla en kafa kartrc duygularn hem deneyimini
hem de -o u zaman ba dndrc bir hz ve akclkla- uyann
yaayabildiklerini bilir. Kk ocuklarda baka pek ok ey gibi
sevgi ile nefret de aralksz biimde birbirinin yerini almaktadr
sanki. Bu yzden yetikinlerin, ocuun szszl -k i kendi sz
sz yaantlarn hatrlatr durur onlara- amas iin bir para acele
etmeleri o kadar da artc deildir; ocuun, szel becerisi daha
gelim i olan gelecek benliiyle gereinden fazla zdelemeleri,
onu gereinden fazla tevik etmeleri de artc deildir. Kk
ocuk iin gelecek, dildir. Fakat baka kimselerin yan sra psi
kanalistlerin de bildii gibi gelecek, tam anlamyla gem iin
zm olamaz. Kk ocuklarn ve onlara bakan yetikinlerin ba
ndaki belay yeniden tanmlamak iin erotik deneyimlerimizde
szcklerin nasl hileli biimlere brnebildiini dnmemiz
yeter. Sz ile arzu arasnda huzursuz bir evlilik vardr ve szlerin
bizi hangi biimlerde yanltt, yine sz ile tanmlanabilir ancak.
Baz duygusal alkantlarda da -insanlarn birbirleri zerinde sa
layabilecei katksz etkide- szcklerin uygun dmedii grlr
ya da bu durumlarda dil, ancak gem ie dnk olarak ie ya
rayabilir. Yeni yeni konumasn keyifle izlediim iz ocuk, ayn
zamanda oyuna katlmay reddetmesinden yahut szleri ol
mamasndan korktuumuz ocuktur. Yetikinlerin kulland ben
zetmeler -uygun sz bulamamak, dili tutulmak, diri diri g
51
m lm ek- balangta ocuun iinde bulunduu, ama oluum s
recinde at o yokluk durumunu deil, bir kaybedii anlatr hep.
Bebein ve kk ocuun asndan baknca dil, yokluu duyulan
(dil ncesi benliin yasn tutaca) bir ey deildir. Yetikinlerin
youn duygu dedii ey yine vardr ve kanlmazdr.
Kk ocuklar konuma iinde birer rak, ou zaman da m e
rakl birer amatrdr. Cmle kurmaya hevesli acemilikleriyle, far
knda olmadan dille deneyler yapmaktan kanamazlar nk ku
rallar -szdizim ve syleyi teamllerini- renmelerinin yolu,
yetikinlerin bak asyla onlar inemekten geer. Ama bir yan
dan da bize, doru drst konuamamann nasl bir ey olduunu
retirler; bunu retmekle de yalnzca kendi ifadesiz ve ne
redeyse ifadesiz benliklerimizi deil, kendimizin bu gml, ka
lnt biimleriyle isel ilikimizi de hatrlatrlar. Kk ocuklarla
yaayan ya da alma yapan herkes, dil alanndaki beceri ye
tersizliinin zihni nasl uyardn, ne kadar yeniliki, ne kadar a
rtc, ne kadar sinirlendirici ve engelleyici olduunu bilir. Zaten
oluum andaki ocuklarla ilikimiz -bizim le ve birbirleriyle
srdrdkleri kesinlikten uzak konumalarn stesinden gelmemiz
ve bunlara karlk verm em iz- dil ncesi ve dilsel olan kendi ben
liklerimizle ilikimizin bir tablosunu sunar. Kendi iim izde yer
alp da, dtan ve iten gelen gl direnlere kar ifade bulmasn
salamak iin mcadele ettiimiz ya da bundan tat aldmz o
snr blgesine geri gtrr bizi bu ocuklar. Bunun karlndaki
risk ise yetikinlerin, kk ocuklar farknda olmadan kendi ye
terlilik duygularn pekitirmek iin kullanmasdr (tpk kendini
akll hissederek gven duymak uruna yorum yapmaya girien bir
analist gibi).
Psikanalist J.-B. Pontalis, B alang Sevgisi adl otobiyogra
fisinde Szckler, der, szcklerden domaz. Konuan ve ko
numay reddeden, szcklerle deneyler yapan ve szcklerden
umudu kesen kk ocuklarn yannda, szcklerin bir yerlerden
gelmekte olduu duygusunu olaanst bir kesinlikle yaarz.
Beden diyebiliriz buna; bedensel benliin dillerin bulac etki
siyle, yani kltrle bulutuu o belirsiz yer de diyebiliriz. Her ko
52
nutuumuzda ve belki zellikle de konumakta glk ektii
mizde -bylelik le, konumadaki akclmzn hasralt etmekte ol
duu eylere bir gz atma imkn bulduumuzda- konumaya yeni
yeni baladmz o dnemle bilinsizce balant kurarz. Aktr ki
kekelemenin ve baka konuma zrlerinin bylesine iddetle ya
kc ya da rahatsz edici olmasnn nedenlerinden biri, tereddt et
meye duyduumuz tutkuyla, oluum dneminde szckleri bask
altndan kurtarmakta ektiim iz skntlarla bizi fazlasyla kesin bir
ekilde yz yze getirmesidir. Hayatmzn szel bakmdan daha
beceriksiz, ama cokular bakmndan ok daha zengin bir d
nemiyle balant kurmamz salar bunlar; duraklamalar ve te
reddtlerle dolu olduumuz, fkeden kaskat kalakaldmz ve
Shelleynin deyiiyle frtnalarn barnda yatan o saadet duy
gusunu yaayabildiimiz dnemdir bu.
Dilden nce nasl bir evre yaandm dnyorsak -nitekim
szl dnem ncesindeki ocukla ilgili hikyelerimiz de, geliim
evrelerinden herhangi birine ilikin anlatlarmz kadar kltr et-
kisindedir, elde mevcut malzemeden retilmitir- o evreden dile
geite ocuun, hem merak duygusunu daha gelikin biimde e
killendirip hem utanma, sululuk duyma, boyun em e gibi
renilmi davranlarn deneyimini edinmeye balad aktr. o
cuun acilen isteme durumu -k i ondaki gelecek sevgisidir b u -
hafifleti mitir. Baka insanlarn varlnn tannmas -psikanalizde
bu, kiinin baka insanlara bamllnn tannmas olarak yeniden
tanmlanr- benliin terbiye ediliini getirir.
Psikanaliz literatrnde dbozumu, narsistik fke ve depresif
durum gibi deiik biimlerde tanmlanan eyler, hep ayn bildik
hikyenin versiyonlardr: Bu hikyede de hayatta kalabilecek olan
benlik, klp zayflam bir benliktir. (Bunun kltrel dzeyde
tuhaf bir biimde arptlmasyla modern a bebekleri, ana-
babalar tarafndan hem birer emperyalist hem de meta olarak ni
teleniyor ve ou zaman da yle alglanyorlar.) O halde byme,
gerekli bir katr; ifadesizlik durumundan, daha az etkili biimde
rgtlenmi benlikten, en iyi davranlarn daha gsterecek olan
benlikten, aclaryla sevinlerini yetikinlerin ou zaman skc
53
bulduu bir alanda yaayan bir benlikten ka. Uygarlk ve hu
zursuzluklarna dair u eski modern meselde ne ocuk bir iblis gibi
gsterilir ne de kltr. Fakat geliim i yalnzca dilsel -dolaysyla
m oral- becerilerin edinilmesi olarak tanmlamaz ya da bundan iba
ret grmezsek, ifade becerisi olan ve olmayan benlikler arasndaki
gerekli gidi-gelii ocukta daha iyi besleyebiliriz. Son nefesini er
genlik anda vermek yerine mr boyu nefes alp verebilmelidir
bu gidi-geli; mistik durumlarda da vermemelidir son nefesini,
kald ki bu durumlar ironik hale getirenler daima byk bir sihir
ve phe yaratrlar bunlarn etrafnda (adna sapknlk denen ey de
mistisizmin fazla taviz vermi halidir).
Dikene mesajnda Wordsworthn yazd gibi ihtiras dolu
duygular aktarma abas, kendi yeteneklerimizin eksikliine ya
da dilin yetersizliine dair bilinlilik ierir. Yeni yeni konuan o
cuklarn yanndayken tank olduumuz ya da zihnimizdeki uy
kusundan uyanan ey, tam olarak budur ite. letiim teknolojisine
-hem psikolojik hem ekonomik adan etkili gelim eye (verimlilik
anlamnda)- adanml gitgide pekien bir politik ethos sz ko
nusu olunca psikanaliz de, oluum evresindeki dilsel ye
tersizliimiz adna, szel bakmdan kesinlikten uzak oluumuz ile
szel akclmz arasndaki gerekli iliki adna, kaybetmenin ka
zanc adna sz sylemenin yolu haline gelmektedir. Varlmzn
ilk evrelerine bizi balayann sesler ile sessizlik oluu, belki de en
iyi mzikte (ya da insan sesinin tonlarnda) yakalanm bir pa
radokstur. Biz bebekken ana-babamz trl szler sylem i olabilir
yanmzda, ama bizim iin birer sz olmamtr ki onlar.
ocukta szel yetersizlie tahamml ve bu yetersizlikten haz
almay kolaylatrmak mmkndr elbette (doruyu talep et
mekten taviz vermeyen gl birinin yannda yanl yapmak, olsa
olsa kltc olur). zl formlasyonlar, kesin aklamalar -tpk
analiz srasnda yaplm ok net bir yorum g ib i- ocuk asndan
yanltc bir tablo oluturabilir; hatta ocukta yeni gelien temsil
yeteneini fazlasyla zorlayacak bir dayatc g, imknsz bir
talep haline gelebilir (Blakein yazd gibi, retim asndan en
dorusu, fazla kesin ve net olmayandr, zira bylesi akln me
54
lekelerini harekete geirir). Kre andaki ocuk, aklk ve net
liin deil, ifade edebilmenin mcadelesini vermektedir. ocuun
kendini en gl biimde dayatan mesajlar da belirsizlik ve ift
anlamlarla ykl olacaktr. Sonuta, mesela bu yataki ocuklarla
psikanaliz yaplmas, bir paradoksun kabullenilmesini gerektirir:
Yaplan, anlamas en g (ya da alglan, anlama szyle dile ge
tirilemeyecek) olan iletiimleri kolaylatrmaktr; onu yo
rumlamakta olduu iddiasnda bulunan yetikin gibi kk ocuk
da, olsa olsa anlalrln kysna yaklar. Yetikinlerdeki serbest
armda olduu gibi kk ocuun konumasnda da an
lalmaz olan, ama anlamsz olmayan eyler alnr kulaa. Ele
tirmen Lucy N ew lynin, dilsel yetersizliin... yaratc baar a
sndan nem i derken anlatmaya alt budur. Duygusal ya da
zihinsel younluk, diye yazar N ew lyn, ... szel yetersizlikle ba
ntldr. Konumada belli akclk trlerinin dllendirilmesi,
istek ve ihtiyalarn nispeten ak bir dille iletilmesi, konuma or
tamnda bizdeki gven duygusuna destek veren eylerdir; hatta is
temenin potansiyel berrakl karsnda, temenniye dayanan, te
melsiz inancmz da yle. te bunlar ocukta, konumay
becerememesiyle yok yere sknt yaratabilecei gibi, cinsellik ile
hastalkta tadklar nem - v e cisim len i- konusunda srarc dav
ranan ifade ncesi benlikler tarafndan da yok yere terrize edi
lebilirler. Ben kimim? gibi saduyuya dayanan bir soru, sz
cklerle cevaplanabilir. Psikanalizdeki soru ise Madem tam olarak
zannettiim kii deilim , yleyse ne olabilirim? eklindedir ve dil
ile ilikimizde kanlmaz biimde karklk yaratmaktadr.

55
|y Paris R eview dergisiyle yapt rportajda eserlerini el-
yazsyla yazp yazmad sorulunca Ted Hughes, cevabnda
bir para otobiyografiye yer vererek hem kendi ocukluundan
hem baka ocuklarn yazsna ilikin deneyiminden sz etmi.
Bir film irketinde almaya balaynca demi Hughes,

kendimle ilgili ilgin bir keifte bulundum. Ynetmenlere film po


tansiyelleri hakknda bir fikir vermek iin roman ve oyunlarn ksa
zetlerini yazmam gerekiyordu - her kitap ya da oyundan yaklak bir
sayfalk zet, arkasndan da kendi yorumum. te ilk kez o dnemde
dorudan daktiloyla yazmaya baladm. O zamanlar yirmi be ya-
larndaydm. nceden tasarlamadan dorudan daktiloyla yaznca gr
dm ki cmlelerim misli uzun oluyor, ok daha uzun yani. Yan
cmlelerimden yeni dallar kyor, bunlar oalp ta sayfann sonuna
kadar yeni kollara ayrlarak gidiyorlard, elle yazabileceim her ey
den ok daha tumturaklyd bunlar. Geenlerde yine buna benzer bir
baka keif yaptm. Yaklak otuz yldr W. H. Smith ocuklar aras
yaz yazma yarmasnn jrisinde grev yapmaktaym... Katlan ya
zlar genellikle bir sayfa, iki sayfa, sayfa. Norm bu. Ksack bir iir
ya da ondan biraz daha uzun bir dzyaz metin. Fakat seksenlerin ba
nda birden yetmi-seksen sayfalk yazlar gelmeye balad. ou
uzayda geen bilimkurgu rnleriydi, hepsi de gayet yeniliki ve ola
anst akc yazlmt - szckler ve dzyaz zerinde kesin
hkimiyetleriyle son derece etkileyici, ama hi istisnasz hepsi de
tuhaf bir ekilde skc. Bunlar batan sona okumak neredeyse
imknszd. ki- yl sonra, bunlarn says arttka anladk ki yeni bir
eydi bu. Aratrdk. ocuklarn bu yazlar szck ilemcide mey
dana getirdii ortaya kt. Mesele u ki szckleri kda dkmede
kullanlan gerek aralar gitgide daha esnek olup dsallatka yazar
da hemen hemen her dnceyi, yahut her dnce uzantsn sayfaya
aktarabiliyor. Bunun bir avantaj olmas gerekirdi. Oysa bu anlattm
yazlarn hepsinde de her eyin birazck fazla uzamasn salyor, o
kadar. Her cmle fazlasyla uzun. Her ey biraz fazla ileri gtrlm,
fazla hafifletilmi. Her eyden birazck fazla var ite, ve hepsi fazla
hafif. Oysa elle yazarken, henz hi yaz yazamayan biriyken yazmay
renmeye baladnz ilk ylda... abalayp dururken, harfleri ya
zyormu gibi yaparken yaadklarnz, korkun bir direnle di-
kiliveriyor karnza. ok eskide kalm olan bu duygular kendilerini
dayatyor size, ifade bulmak istiyorlar. Elinizde kalemle masaya otur

56
duunuzda hayatnzn her bir yl da orada, sizinle birlikte, beyniniz
ile yaz yazmakta olan eliniz arasndaki iletiim srecine karm du
rumda. Karakteristik olarak kendiliinden bir diren var orada ve sizin
hakiki elyaznza benzer belli bir sonu douruyor. Bu yerleik dirence
kar ifade gcnz zorladnzda her ey otomatikman skp ufa
lyor, zet hale geliyor ve galiba psikolojik bakmdan daha youn olu
yor.

Burada, ierdii btn o sahte egemenlik imalar ile birlikte o


cuklarn szck hkimiyeti ve tuhaf bir ekilde skc yazlar
arasnda kurulan balar zerine, modern teknolojinin insan mu
hayyilesini yeniden ekillendirme biimleri zerine pek ok ey
sylenebilir elbette. Bu kitabn temasna daha uygun decek bir
ekilde de, elinizde kalemle masaya oturmanzn en azndan yakn
zamana kadar tayor olaca anlamlar zerine ok ey sy
lenebilir: Hayatnzn her bir yl da orada, sizinle birlikte, bey
niniz ile yaz yazmakta olan eliniz arasndaki iletiim srecine ka
rm durumda. Ama konuma sz konusu olunca bununla
benzerlii kurulabilecek teknolojik destekler yok tabii. Kendi ya
zmn evrimine gre kurun kalemden tkenmeze, oradan daktiloya
ve szck ilem ciye gei yapabilirim, ama her zaman azmla ko
numak durumundaym. Psikanalizin gsterecei gibi, benim ba
langtaki dnyam meydana getiren, gerekli baka insanlarla iliki
halinde azn tarihncesi evrimi, benim konumam asndan her
bakmdan yazmn teknolojik geliim i kadar nemlidir. Bu an
lamda denebilir ki sanat, geliim in ilk evrelerine daha kesin bir e
kilde balar bizleri: Mikroskop kullanmadan nce parmak boyas
yaparz, matematik renmeden nce anlalmaz sesler karrz.
N efes almak, yemek yem ek, bebek sesleri karmak, ark sy
lemek ve konumak kafa kartrc bir deneyim sreklilii olu
turur: Nerede olursak olalm daima oral evredeyizdir. Szcklerden
ne cins yemekler yapar ocuk? Szckler onun azndan kar,
ama hangi anlamda -y em ek ya da hava g ib i- girerler azna? Sz
ckler, dar pskrtlen, tkrlen eyler midir? ocuk, hem
kendisine sunulan dili hem de evresinde kullanlmakta olan dili
nasl sindirir? Psikanalitik adan baktmzda bunlar, herhangi bir

57
ocuun, insan bedeninin iliki srasndaki ileyiiyle ilgili, byk
lde bilindmda kalan fantezilerine dair sorulardr. Bedene da
yanan analojilere ocuk adna ncelik verirsek, ocuk asndan
konuma ve dinlemenin neye benzediini (iine nfuz edilmesine,
yattrlmasna, ieri alnmasna, martlmasna vb) merak etmeye
balarz. Ayn zamanda da ocua, kendisine ait klabilecei sz
ckler (rtk mesaj ya da ipucu niteliindeki szckler) sunmak
ile ancak ya boyun eip ya da reddedebilecei szckler (komut
niteliindeki szckler) sunmak arasnda bir ayrm yapmaya ba
layabiliriz. Sindirebileceiniz szckler ile ancak kopya ede
bileceiniz szckler arasnda fark vardr, iir ile slogan arasnda
fark vardr. Birer otokrat ya da zorba deil de ana-baba ya da
retmen (ya da psikanalist) olabilmek iin, taklit edilecek sz
cklerden olumu bir daarck -kendini feti olarak ya da z
deleilm ek zere (byle konuan biri gibi olunmas iin) sunan bir
daarck- ile dnm davet eden bir daarc birbirinden ayr
masn renmemiz gerekir (m esela bir iir ile kullanma klavuzu
arasndaki fark gibidir bu). Ayrca bireyde yenilikilii des
tekleyen ve kstekleyen nkoullar da -ilik i biimlerini d e - dik
kate almamz gerekmektedir. Freudun bunun iin ngrd mo
dellerden biri, daha nce de sylediim gibi rya almasyd,
yani rya gibi tuhaf bir rn ortaya koyan sre.* Kltrel ba
lamda tannabilecek malzemeden ina edilmi olan rya, hem d
ncemizi uyarmay baarr hem de anlalabilir olana dair sradan
anlaymz snrlamay. Kre andaki ocukta ifadesiz benlii
* Grnrde bir oksimoron olan rya almas, Freud'un tanmna gre r
yann ortaya kn salayan dntrme srecidir. Sanki rya gren kiinin
elinde yar sanatsal kimi teknikler" varm da bilind arzular ile o ann ko
ullar (Freudun tabiriyle gndz artklar) bir arada dokunarak allmn d
nda bir obje meydana getiriliyormu gibi. Bu teknikler ise younlatrma, yer
deitirme, ikincil olarak gzden geirme, temsil edilebilirliin gz nnde bu
lundurulmasdr. Btn bunlardan ama, ryann, rya gren kiinin uykusunu
bozmayacak lde kabul edilir olmasn -yani rahatsz edici olmamasn- sa
lamaktr. Freudun Rya Yorumu adl eserinin Yedinci Blm, bu konudaki
zgn aklamay ierir; Christopher Bollas'n Being a Characte'mda (Bir Ka
rakter Olmak, Londra, Routledge, 1992) en aydnlatc ada aklama yer alr.
Charles Rycroft'un The Innocence of Dreams (Ryalarn Masumiyeti, Londra,
Hogarth Press, 1979) adl almas da bilgilendirici niteliktedir.

58
besleyip byttmzde ocuk, dili kullanma ile kullanamama,
anlamlandrma ile ipin ucunu karma arasndaki gidi-gelilerde
daha az anlalr, ama iletiim asndan daha faal, bildiren biri ol
maktan ok, yahut bildiren biri olmann yan sra hissettiren biri
olacaktr. Bir baka deyile rya almas - v e farkl ama ta
mamlayc bir ekilde de W innicottn nesne kullanm kavram-
konumaya deer hissi, yani W innicottn o etkileyici ifadesiyle
sahici hissi uyandran bir dili renmek asndan daha iyi model
olabilir.
Freudun teorisine gre ocukta zihni besleyen, sz ncesi de
neyimdir; bu ocuk, tutku ile gereklik arasndaki huzursuz uyu
mann dlerini kurar. Grsel dlere dalar, bakmadan grr d
lerini ve bunlar ancak sz araclyla bildirebilir (hibir szl
yorum olmakszn resme dklseydi bunlar, d olduklarn bi
lemezdik). Ryalarda, cinsellikle ilgili teoriler retmede ve ileride
greceimiz gibi Winnicottm nesne kullanm dedii durumda
deta yle demektedir ocuk: Neyin doru olduunu bilmiyorum,
sadece neye inanmak ilgi ekici geliyorsa bana, bendeki merak
duygusunu tatmin eden neyse, onu biliyorum. Konumay biliyor,
ama sadece benim iin gerek olanlar sylem ek istiyorum. Bir

* Winnicott'in geliim emasna gre ocuun projesi, yine Winnicottin "nesne


kullanm" dedii aamaya erimektir; bu da anne ile (balangta) gerek bir
kii, bir baka kii olarak iliki kurulmasn ierir. ocuk, annesinin kendi sihirli
(omnipotent) denetimine tabi olmadn, kendi ihtiyalarna gre yn-
lendirilmeyip bamsz bir aktr olarak devreye girdiini, aslnda kendisinin an
neye baml olduunu kavradnda, anne gerek nitelii kazanr. Winnicotta
gre annenin tmyle dsel bir nesne deil de gerek olabilmesi iin, ocuun
en youn, en cokulu sevgi ve nefret duygularn aabilmesi" gerekmektedir.
Mutlak biimde hkimiyet altna alnmay, dolaysyla ocuk tarafndan yok edil
meyi reddetmesiyle annenin, dolaysyla da ocuun ayr bir varlk olduu kabul
edilir. Winnicott'a gre ocuun sormas gereken soru, kendi varln sr
drebilmek iin kendinden -kendi muhayyilesinden- baka bir eyi nasl bu
labileceidir. Winnicottin "nesne kullanm kavramn kullan biimi iin bkz. D.
W. Winnicott, The Use of an Object and Relating through Identifications (Bir
Nesnenin Kullanm ve zdelemeler Yoluyla likilendirilmesi), Playing and
Reality (Oyun ve Gereklik, Londra, Tavistock, 1971) ve benim almam: On
Risk and Solitude, pme, Gdklanma ve Sklma zerine (stanbul, Ayrnt
Yaynlar, 1996). Bamlln tehlikeleri ve baka pek ok konu iin bkz. Harold
Boris, Envy (Haset, New Jersey, Aronson, 1995).

59
baka deyile Freud ocuu, bir pragmatist ve bir hayalperesttir,
ancak renmek istedii retilebilir ona.

y Freuda gre psikanalizin konusu, ilgi ve merakn yazgsdr;


herkesin hayata ynelik itahn nasl beslediidir - ya da
besleyemedii: Yani bu itaha saldrmas, onu sabote etmesi ya da
ondan vazgem esi (itah konusuyla ilgilenmek demek, insanlarn
umut ile ilikisine ilgi duymak demektir). Psikanalizin kimi ada
versiyonlarnda bundan yle bir soru kar ortaya: nsann bana
ne gelmelidir ki dnyann, yaamaya deer bir yer olduunu his
setsin? Yahut da hayatlarmz yaanr, hatta akla sar hale ge
tirmek iin kendimizle ilgili olarak kabul etmemiz gereken nedir?
ada psikanalistler kendilerini ister problem zm ekle ykml
grsnler, ister hakikati bulmakla, daima baz eylerin insanlar iin
niye nem tar olduunu; bu deer hiyerarilerinin,-insanlarn,
kendi hayatlar hakknda kendilerine anlattklar hikyelerle uyum
iinde olup olmadn; hayatlarn nasl yaanr hale getirdiklerini
merak etmilerdir.
ngiliz psikiyatrist D. W. Winnicott, 1950de psikoloji ve sos
yal hizmet uzmanl rencileri nnde yapt Evet, ama bunun
doru olduunu nereden biliyoruz? balkl bir konumada, psi
koloji renimi srasnda insanlarn iki aamadan getiini ne sr
mt. lk aamada, diye yazar Winnicott, tpk baka eyleri
rendikleri gibi, psikoloji hakknda da retilenleri renirler.
kinci aamada ise psikoloji retisi, asla renilemeyecek bir ey
olarak dierlerinden ayrlr. Gerek bir ey olarak hissedilmesi ge
rekir onun, yoksa rahatsz edici, hatta ldrtc olur.
reniminin ilk aamas, Freudun diliyle zdelem e diye ad
landrlabilir; renci, bu konulan bilen baka herhangi biri gibidir.
Winnicottn diliyle bu, uyum gsterme olarak adlandrlacaktr:
ocuk, retmeninin retme ihtiyacna, bunun dolayl sonucu
60
olarak da byle konularn renilmesi gerektii ve bu ekilde
renilecei yolundaki kltrel talebe uyar. Yani ilk aamada
renci, retilen konu olarak kabul edilmi eye uyum salar. Bu
aamada rekabet, bir tr taklit biimini alr; proje, balama gre ta
nmlanr.
kinci aamada, Freudun rya almas, W innicottn ise daha
farkl bir terimle nesne kullanm diye adlandrd durum sz ko
nusudur. Bilinli ya da bilinsiz biimde her renci, bundan ken
dine ait bir ey karr; kendi kullanabilecei paralar, kiisel ola
rak anlamlandrabilecei paralar bulur. retim deneyimi, kiisel
ihtiyalara gre kkl bir balam deiimine urar. renci, ko
nunun kendisi asndan deerli paralarn (varsa) bulmak ve
byle paralar yaratmak zorundadr. Winnicottn nesne kul
lanmna ilikin tanmnda olduu gibi konu karsnda renci,
soru ve eletiriyle saldrya geer, sonra bu saldrdan geriye ka
lanlar bulup karr; bu eletiriden -b u nefretten- arta kalanlar ko
nunun asl z (toparlanma esnekliini gsterebilen, yozlamaz,
dayanak olarak kullanmaya deer) kabul edilir. Bylelikle renci,
psikolojiyi kendisi asndan sahici bir alan haline getirmeyi baarr
(veya baaramaz). Freudun rya almasna ilikin ak
lamasndaki terimlere bavuracak olursak retilen konu, Freudun
rya gn adn verdii eydir; bu gn boyunca bizler, hibir e
kilde farknda olmadan, gece greceim iz ryalar iin malzeme
toplar ve seeriz. Sanki resmi iim iz neyse onu yapyormuuz gibi,
iimizdeki sanat da hi durmadan ryalar yaratabilecei mal
zemeyi semektedir. Dolaysyla, rya almas asndan bak
tmzda renci, retilen konunun belli paralarna doru ken
disi farknda olmadan srklenmektedir - retmen hangi para
lara arlk veriyor olursa olsun, fark etmez; sonra da bunlar, u ya
da bu lde gizli bir ekilde (kendinden bile gizli bir ekilde) ol
duka farkl bir eye dntrecektir. Bunu uykusunda yapm ol
sayd, adna rya diyecektik; uyankken yaptnda ise yanl an
lama, hezeyan ya da konuya yaplm zgn bir katk denecektir.
Bir baka deyile, ikinci aamada renci, konuyu kendi bilind
projesine uygun hale getirir. Kendini biimlendirmek iin kullanr
61
ya da ondan vazgeer. W innicottn tanmlad ilk aamaya
rencinin resmi eitimi diyebiliriz; ikinci aama ise ister nesne kul
lanm adn alsn, ister rya almas, daha ok rencinin gayri
resmi eitimi olacaktr aslnda.
Bir bakma Winnicottn nesne kullanm kavram, liberal e i
timin, kendi iddialarna gre tartma ve eletiriden yana olan li
beral kuramlarn ve deer ltlerine ilikin demokratik (ya da tar
tma yntemine odaklanm) formlasyonun pratiine deilse de
ilkelerine uygundur. Oysa Freudun rya almas dedii -k i Win-
nicottn yararl veya kullanma uygun kavram da bununla ba
lantldr- retme ve renme konusundaki hikyelerimiz a
sndan daha radikal rtk anlamlar tar. Bunlardan birine gre
insanlar renebilir, ama insanlara retilemez ya da en azndan
gerekten anlaml bir ey retilemez. Bunun bir nedeni, ne
renci ne retmen hi kimsenin, kiisel adan anlaml olan; ki
inin tam olarak anlaml bulup ryada kullanmak zere seecei,
hatrlayaca ya da unutaca ve zerinde alaca eyin ne ol
duunu asla nceden bilem eyecek oluudur. Bir kiinin neye ilgi
gsterdii -F reudun tabiriyle sevmenin nkoullar- hem mu
lak hem de kkl bir biimde kendine zgdr, kiisel tarih ile bi-
lind arzularn i ie getii o tuhaf dokunun bir fonksiyonudur.
ngrlemez ve ayet anlalabilir bir yan varsa bile ancak geriye
dnk olarak anlalabilir. N e de olsa kiinin kendini bilmesi, her
zaman gndemden dm olan konularn yeniden yaplandrl
masyla eriilir bir durumdur. Benlik, gem ie ait bir eydir.
Psikanalitik adan baktmzda, benim bilinli olarak zihnimi
megul eden konular ve bilinli hrslarm var; ite bunlar beni, de
ien dzeylerde eitilebilir biri haline getiriyor. Ama bir yandan
da, bilinli ideallerimle hi de uyumuyor olabilecek bilind ar
zularm ve eilimlerim, ynelimlerim ve dikkatimi alp gtren ko
nular var. Psikoloji konulu bir konferansa gidip bylenmiesine
dinleyebilirim; te yandan o gece, konferans boyunca yanmda
oturmu olan kadnn kpelerini grebilirim ryamda. yle ki r
yadaki bu ayrntyla ilgili armlar yapmaya balayacak olsam,
tpk Proustun efsanevi kurabiyeleri gibi, kiisel tarihimin, var
62
ln daha nce kabul etmediim grnmleri alacaktr nmde.
Dolaysyla Freuda gre erdem retilebilir, ama benliin ancak
bir parasna (Freudun metapsikolojisinde sperego, balangta
ana-babadan alnarak iselletirilir, sonra egonun bir ahlk olur;
bu, hem speregonun dayatmasyla hem de egonun, kendini ko
ullara uyarlamasyla gereklemektedir). Benliin daha gl ya
da onunla eit gte olan baka paralar -k i Freud deiik adlar
verir bunlara: d (temel igdler) ya da daha geni kapsaml olan
bilind (id art rya gren benlik) g ib i- ya her trl etkiye kar
koyar ya da kendi kurallarna gre yaarlar (geri bu kurallarn ne
reden renildiinden hi sz etmemektedir Freud. Kurallar gelse
gelse kltrden gelebilir). Bu Freudiyen hikyede ego ve daha
dk bir dzeyde olmakla birlikte speregonun ikisi de, tanmlar
gerei eitilebilir ve renmeye heveslidir. Zaten ego asndan
baktmzda kltrn bir paras haline gelmek, varln ko
rumakla eanlamldr (ada ocuk psikoterapistleri, ocuun
okulda derslerini iyi renip renmediini mutlaka bilmek is
terler). Fakat eitimle ilgili geleneksel sorulara Freudun asl zgn
katks, benim ifademle rya gren benliktir - rya almasyla ve
kendine zg arzularyla. (Szgelim i erdem, retilemez, ancak
nerilebilir.) Rya gren benlik asndan renme, arzulamann
yceltilmesidir; arzu olmadan renme olmaz, ya da W innicottn
diliyle, sahici olarak hissedilen renme olmaz. Rya gren ben
lie geleneksel anlamda okul eitimi verilemez nk o,
retmenlerini daima kendisi seer; btn mevcut kltrel nizamlar,
rya gren asndan rya gnne benzer yalnzca (bu anlamda
rya gren, daima toplumu okulsuzlatrmaktadr). Bilinem ez (bi
lind) bir lt dizisine gre baknca kii, kendisi bile farknda
olmadan kendi istedii paralar ayklar ve dntrr; bilind
arzunun sakl projelerinde kullanlabilecek olan paralardr bunlar
(bizi hayata balayan, kendimize ilikin duygularmzdr). Uyur
gezer birinin kendi kendini eitmesini andran bu srete Fre
udiyen zne, kendi kendini yetitiren Viktoryen insann ro
mantikletirilmi biimidir deta. Rya almas, angarya nitelii
tamayan bir itir.
63
Sonu olarak Freud, ocuk eitimi zerine yazmaya giriince
daha ok ocuklarn kendi kendini eitm esiyle, yetikinler y
znden deil, yetikinlere ramen rendikleriyle ilgili eyler yaz
mtr - ve de bu tip yazlar daha ilgintir. Zaten Freudun
retme ve renme ile ilgili olarak rtk biimde ortaya att
paradigma, ocuklarn, onun deyiiyle cinsel aratrmalarn ger
ekletirme biimiydi - bununla bir yandan da, sorunlu bir sre
olan psikanaliz retimine ve renimine gndermede bulunmak
tayd. ocuklarn kendi cinsel teorilerini hangi yollardan edindii
ve bu teorilerin hangi biimlere brnd, rya almasna konu
olan gecelerin gn ndaki karlyd. ocuklara cinsellik hak
knda gerek anlamda bir ey retilemeyeceinin farkndayd
Freud; bunu onlara ancak yine kendileri retebilir, o andaki ih
tiyalarna gre yollarn kendileri bulurlard. Yine Freudun g
rne gre en kapsaml anlamyla cinsellik, ocuklarn bilip
renmek istedii her ey olduundan, cinselliin renilmesi,
renmenin paradigmasyd (arzuyu merak etmek, arzulamann bir
parasdr; arzuyu merak etmek demek, gelecei, bir an nce ger
eklemesi istenenleri merak etmek demektir). Peki madem o
cuklar, cinsellii tpk rya grdkleri biimde reniyorlarsa, on
lara bir ey nasl retilebilir? (Birine rya grmeyi retmeye
altnz dnn bir.) Bir baka deyile, yetikin iin olduu
gibi ocuk iin de hayatn gerekleri, bir dzen oluturmann ya
nnda birer rtk mesajdr da. ocuklar ryalara kaplr, yetikinler
ise onlara retmek ister, daha dorusu retme gerei duyar; o
cuklar, ilgilerini neyin ektiini bilir, oysa yetikinler onlarn ei
tilmesini ister.
ocukluktaki merak duygusu ile eitim arasndaki sava bu e
kilde dramatize etmekle Freud, kendi romantizm versiyonunu an
latmaktayd; nitekim sonralar, mutlulua ve insann kendine ili
kin bilgi edinmesine yakt o byk atta Uygarlk ve
Huzursuzluklar adn verecekti buna. Fakat bunu bu ekilde yap
makla -ocuun, cinsellikle ilgili aratrmalar ieren gayri resmi
eitimini ciddiye alm akla- Freud, bir dizi ilgi ekici soruyla yz
yze brakmaktadr bizi: Ryay ve ocuklarn cinsel konulardaki
64
merakn, retme ile renme edimlerine model olarak alsaydk,
eitim neye benzerdi? Yetikin benliklerimizi, Freudun tanmyla
daha ok birer ocuk benlik ve rya gren benlik olarak kursaydk
kafamzda, eylere ve insanlara ynelik ilgim iz neye benzerdi?
Yani bir baka deyile kendimizi, ancak rtk mesajlardan anlayan
insanlar olarak dnyor olsaydk?

F 5 N /K reteki Y abani 65
III
Bir rtk mesaj giriim i

ocuklar, pen isin uyarlm asndan


kaynaklanan rt k m esajlarn izini srebilselerdi,
sorunun zm ne biraz daha ya kla m olurlard.
F r e u d , ocuklarn Cinsel Teorileri zerine

Irtk mesaj konusunda bir eyler ima etmekle yetinmek, se


vimli bir abadan ibaret kalrd. Oysa bildiim iz gibi ima,
psikanalizde daima pis bir sz olagelmitir; imalar ieren, yorum
gerektiren, kanlmaz biimde bilind veya trevleri olsa da -
kald ki ancak ima ierebilir bunlar. rtk mesaj gibi ima da,
kimse kulak verme niyeti gstermezse boa atlm bir mermi ola
caktr.
Onun iin ben, daha kesin bir ey deneyecek ve yapacam;
sanki son noktay koymak istermiesine, rtk mesaj konusunda
son sz sylemekten daha abes bir ey olamayaca bilgisiyle, bir
rtk mesaj giriiminde bulunmak istiyorum. Rya gibi rtk

66
mesaj da yorum sorunuyla uratrr bizi, hep bir eyler gsterip
sonuca gtrmeden brakr; doru yoruma nasl varlaca ve
bunun lsnn ne olaca sorunlaryla uratrr.
rtk mesajla ilgili bir teori -k i psikanaliz de baka eylerin ya
nnda bir rtk mesaj teorisidir- belki kanlmaz olarak sonuca
gitme eilim inde olacandan, psikanaliz ncesi tabloyla ba
lamak istiyorum: rtk mesaj konusunda teorik olmayan
hikyedir bunlar; meselenin znde u ya da bu ekilde bu kilit
szck yer almadka tam anlamyla ilerlik gsteremeyecek olan
hikyelerdir. Keats, 19 ubat 1818de Reynolds adl dostuna u
mektubu yazar:

Sevgili dostum Reynolds,


nsann hayatn ok gzel geirmesi iin bir fikrim var benim - her
hangi bir gn, kusursuz iir ya da ar Dzyaz ile dolu belli bir Sayfa
okumal kii ve bu metin boyunca bir geziye kmal ve ondan esin al
mal, zerinde dnmeli, onu iyice kavramal, hakknda tahminlerde
bulunmal ve dlere dalmal - ta ki bayatlayp kokuuncaya kadar -
ama ne zaman bu hale gelir metin? Asla - nsan, belli bir zek ol
gunluuna erimise, grkemli ve manevi deer tayan her metin,
btn Saraylara varan yolda bir hareket noktas ilevi grecektir. Ne
mutludur byle bir fikir gelitirme yolculuu ne tatldr gayret ve ih
timamla srdrlen Aylaklk! Divann zerinde biraz kestirmek engel
deildir buna, Zenginlie kavuup bunun zerine biraz ekerleme yap
maksa, belli belirsiz parmaklarn sizi iaret etmesine sebep olur - o
cukluktaki bo lakrdlar kanatlandrp uurur onu, orta yan soh
betleri bunlarn stesinden gelecek gc verir insana - mziin
nameleri Adann tuhaf bir kesinden ses verir ve yapraklar f
sldamaya baladnda bir kuakla evreler yeryzn. Ne de soylu
Kitaplarn insan esirgeyen dokunuu, Yazarlarna hrmetsizlik ge
tirecektir - zira byk Eserlerin srf pasif bir ekilde var olmakla iyi
liin Ruhu ile gidiatna yapt Hizmetin yannda, nsann nsana
gsterdii hrmetin sz bile olmaz belki. Ezbere bilgi dememek ge
rekir - Nice zgn Kafa vardr ki bunu dnmezler - Adet olan yol
dan gitmekle yetinirler - imdi yle geliyor ki bana hemen hemen her
nsan, kendi iinden balayarak kendi havadar Kalesini dokuyan
rmcei sevebilir - rmcein ie giriirken kulland yapraklar ile
dallarn ulan az gelir de gzelim dnleriyle sarar Havay; insan da

67
Ruhun incecik An dokumak iin olabildiince az yaprak ucuyla ye
tinmeli ve semavi bir hal dokumaldr - yle bir hal ki manevi g
zne hitap edecek Simgeleri, manevi dokunuuna elverecek yu
muakl, Zevkte sekinlik uruna yapaca gezintiler iin yeterince
alan olmaldr - ancak lmllerin zihni yle farkldr ve yle eitli
Gezintilere eilimlidir ki bu varsaymlara gre iki ya da kii ara
snda her trl ortak beeni de, ahbaplk da ilk balarda imknsz g
rnebilir. - Oysa tam tersi geerlidir - Zihinler, birbirlerinden ayrlp
zt ynlere gider, sonra Saysz noktada keserler birbirlerini ve Gezinti
sona erince nihayet hepsi birbirini selamlar - Bir ihtiyar Adam ile bir
ocuk birbirleriyle konuacak ve ihtiyar Adam kendi Yoluna giderken
ocuk geride kalp dnceye dalacaktr - nsan komusuyla tar
tmamal, iddialamamal, sadece ald sonular fsldamaldr ona,
bylece Ruhun her tohumu manevi topraktan zsuyu emebilir ve her
insan bykle erebilir, yle ki sonunda da nsanlk, cra kelerinde
yer yer bir Mee ya da am aac olan engin bir Fundalk ve allk
olmaktan kurtulup Orman Aalarndan oluan bir byk de
mokrasiye dnebilir. teden beri zorlamayla bavurduumuz bir
Benzetme olagelmitir - Ar kovan - oysa bana kalrsa Ar ol
maktansa iek olmay yelemeliydik - nk vererek deil de alarak
daha ok ey kazanld dncesi, yanl bir anlaytr - hayr, alan
ile veren, kazandklar bakmndan eit konumdadr - iein de Ar
dan haka bir mkfat kazandna kukum yok benim - ertesi ba
harda yapraklar daha canl renklerle aacaktr - hem Erkek ile Ka
dndan hangisinin daha ok memnuniyet duyduunu kim bilebilir ki?
Oysa Merkr gibi umaktansa Jpiter gibi oturmak daha soyluca olur
- yleyse tela iinde bir oraya bir buraya koturup arlar gibi bal top
lamayalm, nereye varacamz bilgisinden hareketle sabrszca bir
orada bir burada vzldamayalm: ylesindense bir iek gibi aarak
yapraklarmz pasif ve alc olalm - Apollonun gzleri nnde sa
brla tomurcuk verelim ve ziyaretiyle bizi ereflendiren her soylu b
cekten rtk mesajlar yakalayalm - zsuyu Et, iy iecek olarak ve
rilmitir bizlere - ite bu dnceleri, sevgili dostum Reynolds,
Aylaklk duygusu iinde geip giden sabahn gzellii getirdi aklma
- hi Kitap okumadm - benim hakl olduumu syledi Sabah - Sa
bahtan gayr hibir eyin dncesi yoktu aklmda ve hakl olduumu
syledi Ardkuu.

Denebilir ki bu, insann ne kadar az eye ihtiyac olduuna dair bir


mektuptur; nasl yaanaca konusunda bceklerden neler

68
renebileceimiz (rnek alnan bcek rmcektir, ar deil) hak
knda; aylaklk ve icat ve tabii kitaplar nasl okuyacamz hakkn
da (frsat tannrsa daha az, daha ok haline gelebilir) bir mektup.
Bu grkemli mektubunda Keats, allm anlamda kusursuz ol
mama adna ve bunun erdemleri yararna sz syler: Bir air olarak
yazmaktadr o, bir bilgin olarak deil - kendi hayat da mcade
lelerle engellenm i, ama direnli biri olmaya gayret gstermitir.
Mektubu, bilinli bir gayretle almaya kar ufak apl bir ma
nifestodur; psikanalistlerin rya almas diyebilecei, Keatsin
ise daha sevim li bir dille, ihtimamla srdrlen aylaklk adn ver
dii durumdan yana bir metindir. Bymeden yana olduu iin
Keats, kendi iddiasnca, abaya kardr (mektupta sk sk yem e, to-
zaklanma ve meydana getirme imgelerine rastlanr). Zorlamayla gi
rilen ilikilere deil, cezbedilme durumuna methiye niteliindedir
mektup - iein cazibesine kaplveren soylu bcek. Bir eyi yap
may cannz istemiyorsa, cannz istemiyordur; eree dnk bir
hrsla dolu olmak - nereye varaca bilgisinden hareketle sa
brszca bir orada bir burada vzldayan arnnki g ib i- lgnlktr.
Elbette ki sululuk duymaktadr Keats ve zekice tembellie
dzd bu methiyeye mazeret arar: Hi Kitap okumadm - be
nim hakl olduumu syledi Sabah almamaktan tr sululuk
duygusu olabilir; almamann hazzndan tr bir sululuk duy
gusu da olabilir. Nasl ki gerek anlamda bir i grmeden para ka
zanma biimi olarak tefecilik bir zamanlar lanetlenmise, rya a
lmasnn hazz da -g e c e boyu uyku ya da gn boyu oradan oraya
gezinen dnceler- gayri meru bir ey, kazan getirmeyen bir tr
i olarak grlebilir. Amalarmz, ou zaman aralarmza
uymaz.
Keatsin bu mektubunda en aylaka zahmetlere girierek an
latmaya alt, ok az grnenden ne ok ey karlabileceidir.
Ne yapmakta olduunuzu bilme ihtiyac duymadnz mddete,
ilerin grlmesini salamak iin ok fazla ey yapmanz ge
rekmez. ok oturmu bir plannz varsa, elinizde de grlecek ger
ek bir i var demektir. Gayret ve ihtimamla srdrlen A y
laklksan tat alabilmek iin kusursuz iir ya da ar Dzyaz ile
69
dolu belli bir Sayfa zerinde dnceye dalmak yeter (mesela bir
kitab srf cmleleri hatrna okumak ile bir senaryo olarak okumak
arasndaki fark gibidir bu). rmcein ie giriirken kulland
yapraklar ile dallarn ular az gelir ama yine de bu azck utan*
-rastlantsal deildir bu szck - kendi havadar Kalesini dokur.
Amalarmzla megul, hedeflerimizden tr gergin olmamza
gerek yoktur, bunun yerine, der Keats, pasif ve alc olalm -
Apollonun gzleri nnde sabrla tomurcuk verelim ve ziyaretiyle
bizi ereflendiren her soylu bcekten rtk mesajlar yakalayalm.
te bu yzden ar olmaktansa iek olmak yedir: iek, rtk
mesajlar yakalayabilir. Keatse gre esinlenme, rtk mesajlar ya
kalamak demektir.
Keatsin mektubu, tarif ettii eyi yapmaktadr; hatta Keatsin,
R eynoldstan yapmasn istedii eyi de yapar: Senin Omuz
larndan biraz zaman kaldrmaya yetiyorsa, u veya bu adan
hakl olmuum, haksz olmuum nemli deil. Argmann ama
lar asndan bu mektupta yeterli olan, Keatsin bizi ba baa b
rakt iki sorudur: rtk mesaj almak ne demektir? V e bunu ba
arabilmenin nkoullar nelerdir? H ele de Keatsin ima ettiine
gre, rtk bir mesaj almann, m esela bir espri iin sz konusu
olann aksine doru ya da yanl anlamakla ilgisi yoksa. Yani
kimse rtk mesaj veremez size, ancak kendiniz alrsnz - en azn
dan Keatsin kast ettii anlamda.

1884te Longm an s M a gazine'de yaymlanan ve bugn artk ok


nl olan makalesi Roman Sanatnda Henry James de esin
lenmenin nasl bir ey olduundan sz etmitir:

nsann deneyimlerinden yola karak yazmas gerektiini sylemek


hem mkemmel bir eydir hem de ayn lde anlamsz. Esin bul
duunu varsaydmz kii [yazar] byle bir sz karsnda kendisiyle
alay edildii hissine kaplabilir. Ne tr bir deneyimdir kastedilen ve
nerede balayp nerede bitmektedir? Deneyim snrszdr ve asla ta-
* ng. point; ayn zamanda gaye, hedef; bir szn altnda yatan maksat, anlam;
bir meselenin z. (.n.)

70
marnlanmaz; muazzam bir duyarllktr o, ipeksi incelikte ipliklerden
rlp bilincin duvarlarndan sarkan devs bir rmcek ana benzer
ve havadaki her zerreyi yakalayp katar dokusuna. Zihinde hkm
sren atmosferin ta kendisidir o; zihin muhayyilenin hkm altna gir
mise -hele bir de bir dhinin muhayyilesiyse bu- hayatn gnderdii
en belli belirsiz rtk mesajlar bile yakalar, havadaki titreimleri birer
vahye dntrr... Bir anlk bakla bir tablo olutu; sadece bir an
srd bu, ama o an, deneyimdi... dolaysz [bir] kiisel izlenimdi.

James, kendi iindeki hikyeyi harekete geiren ve tohum adn


verdii eyden nszlerinde olsun, defterlerinde olsun birok kez
sz eder: ou durumda bu, akam sofrasnda nceden kulak ve
rilmi ya da kulak misafiri olunmu bir sohbetten ibarettir. Sz
gelimi W hat M aisie K n ew 'dan kck bir palamuttan koca bir
mee aacnn yetim esiyle sonulanan srecin bir baka rnei
diye sz eder James. nsznde yazdna gre, en azndan, k
ck tohumunun ilk anda akla getireceinden ok daha geni
alanlara yaylan bir aa olmutur bu. Tohum, kck meepa-
lamudu, bir ocuk ile boanm ana-babasndan kazara sz edil
mesi idi; defterlerinden anlaldna gre yemekte ikinci azdan
duyduu bir eydi bu. Ama James, rtk mesaj yakalamt tabii.
Bayan Ashton, ki hakknda bilgi sahibi olduu bir durumdan bah
setmiti de bana, daha ilk anda etkisinde kalm, bundan bir hikye
karlabileceini dnmtm, ne yaptnn farknda bile de
ildi. Hem nasl farknda olabilirdi ki? James sofrada bir bakas
nn yanna dm olsa, bu hikyeyi hi yazmayacakt belki de.
Sofra arkada, farknda bile olmadan bir eyleri harekete ge
irmiti onun iinde; geri her eyin ne kadar hzl gelitiine ba
kacak olursak, bir eylerin harekete gem esi iin koullar ol
gunlam zaten. Keatsin mektubunda olduu gibi Roman
Sanatnda da bir rmcek a imgesi yer alr, bir pasif yrtclk
imgesidir bu; hazr bekleme imgesidir. Durup bekler - tam olarak
neyi beklediini tanm itibaryla kendi de bilemez - ama bir ey
yakaladnda bunu bilir; yenebilir bir eydir bu, telala sindirmeye
balad bir ey (adna rya besini diyebiliriz). James, aktif ola
rak tetikte, pasif olarak hazr beklemede bir dnm edimini ta

71
nmlamaktadr ve Freudun rya almas dediinden ok farkl
deildir bu. Hikye, annda onun kullanabilecei bir eye dnr
(Keatste de olduu gibi ilkah an abasz gerekleir). Hayatn
gnderdii en belli belirsiz rtk mesajlar bile yakalar; ha
vadaki titreimleri birer vahye dntrr. Keats gibi James de
minimal bir eyden -sr f rtk mesajlardan deil, belli belirsiz
rtk mesajlardan; uzun uzadya incelemelerden deil, bir anlk
baklardan- ve byle minimalliklerin aslnda ne arlklar k-
krtabileceinden sz etmektedir. Yalnzca koullara gre ayar
lanm bir yant verme durumu deil, ayn zamanda kendini cez-
bedebilecek eylere, insann kendi sesini kullanarak onunla
konuan eylere (bir eyin ya da hirinin bizimle konumakta ol
duunu byle anlarz ya, bizi de konuturur) evrilm i bilind
bir radardr sz konusu olan. James iinse bu, kelimenin tam an
lamyla bir ey yapmaya davet edilmeye benzer (tpk analiz s
rasnda salam bir yorumun sizi arma yneltmesi, kar ko
nulmaz bir ekilde oraya itelemesi gibi). Ama verili olana baldr;
yahut da kimi zamanlar, verili olandan neler karabildiimize.
Jamesin burada dikkat ektii paradoks, ie yarayan rtk mesajn
ie yarar bir ey niyetine dnlmemi olmasdr. Bildiimiz ka
daryla Bayan Ashtonn niyeti, Jamese hikyesi iin malzeme
salamak deildi; kendisi bir hikye anlatmaktayd ona. leride
daha ak grlebilecei gibi bu, analiz asndan ilgin sonular
dourur. nsann neyi kullanabileceini olsa olsa bir Tanr -lim -i
mutlak, her eyi bilir bir Tanr- ngrebilir. Birine doum gn ar
maan olarak gei nesnesi vermeye ya da o gece ryasnda kul
lanabilecei bir gndz artn iaret etmeye benzer bu.
Keats ile Jamesin zihnini megul eden, insann elde etme an
sna erecei ve kullanma kapasitesini gsterebilecei ey ol
duuna, dgc ile olumsallk arasndaki olmazsa olmaz iliki ol
duuna gre, benim vereceim son rnek de ar yemenin
tehlikeleri, lzumundan fazla olann umutsuzluu ile ilgilidir; ki
tab yle bir gzden geirmek yerine tamamn okursanz neler
olaca ile; fazla uzun sre dikkati bir yere younlatrmann risk
leri ile ilgilidir.
72
Ekim 1949da Wittgenstein, Smith C ollegeda bir konuma yap
mas iin filozof Bouwsma tarafndan A B D ye davet edilmiti. Bir
gn le zeri ikisi birlikte yrye kmlar ve Bouw sm amn
hatrladna gre Wittgenstein, ders vermenin etii hakknda ko
numaya balam:

Daha sonra tepede durup da aadaki kente bakmaya baladmzda


bir soru sordu bana: Kierkegaard okumu muydum hi? Okumutum.
O da biraz okumutu. Kierkegaard ok ciddidir. Ama kendisi fazla
okuyamam. rtk mesajlar yakalam. Bir bakasnn dncesini
sonuna kadar yutmak istememi. Bir iki szck yeterli oluyormu
bazen. Fakat Kierkegaard, neredeyse ortak bir hayat yaamlarcasma
arpc gelmi ona. Dualarn alalm mesela. Hi etkilememiler onu.
Ama bir keresinde Samuel Johnsonm dualar ile meditasyonlarm
okumu. Bunlar, gdas olmu onun. Kt dncelerin iddet ykl
gezintileri. (Burada Kierkegaardla ilgili yargs hakknda emin de
ilim.)
Sonra, tepelerde yrrken, bakalarnn dncelerini ne ekilde alp
kullandmz konusuna dnd yine - rtk mesajlara. Yirmi iki ya
ndayken bir oyun izlemi, nc snf, kt bir oyunmu bu. Ama
oyundaki bir ayrnt ok gl bir iz yaratm onda. ok nemsiz bir
ayrntym. Kylnn biri, hayat boyu her elini attm kurutan bir
adam yle diyormu oyunda: Hibir ey incitemez beni. O sz ak
lnda kalm ite, hl da hatrlyor. Hi akla gelmeyecek birok eyin
balangc olmu bu sz. En nemli eyler, ylesine geliverir insann
bana.

Burada ilgi ekici pek ok ey bulunduu ak. Keats ve James


gibi Wittgenstein da bir eyin nasl yaplaca -b u rnekte, nasl
yazlaca deil, etiin nasl retilecei- hakknda konumaya
balad m, rtk mesajlara getiriyor sz. rtk mesaj, onun iin
de bir eyleri kolaylatryor ve Wittgenstein, ilgi duyduu yazarla
ok fazla temas kurmasna yol aan belli bir dikkat trnn kar
sna yerletiriyor onu. Kierkegaard fazla okuyamam; Bir
bakasnn dncesini sonuna kadar yutmak istememi. Bir iki
szck yeterli oluyormu bazen. Bu anlatda ilgin bir belirsizlik
var: W ittgensteinin istemedii, Kierkegaard fazla okumak m,
yoksa kendi dnceleri zerine fazla Kierkegaard yutmak m?
73
Hangisi geerli olursa olsun, fazla ey yutmak sindirim asndan
iyi deildir; yani mecazi olarak da, insann kendi dnceleri ze
rine dnme yeteneini olumsuz etkiler (Keatsin, mektubunda
det olan yoldan gitmekle yetinirler dedii gibi). Bir iki szck
yeterli olabilir insann dnmesi iin; daha fazlasnda ise ken
dinizi baskna uram, zorla beslenmi, fazla ikin hissedersiniz.
W ittgensteinm rtk mesaj ile dn alma, yani birine ait bir
eyi kullanmak zere alma arasnda kurduu balant da ko
numuzla ilgili grnyor. Bir eyi sahibi yokken almak, elbette
(analiz edilen kiinin, analistin yorumunu dn almasndan sz
etmiyoruz, ama belki etmeliyiz: Hibir ey, ald halde geri ve
rilmez.) Bununla birlikte de nceden zerinde daha az dnlm
olan bir dn alma durumu -K eats de, James de deinmitir
buna- yani bir eyden hi beklenmedik biimde etkilenme, onun
sizinle konutuu hissine kaplma durumu gelir. Belki btn bun
lar iinde en nemli olan, W ittgensteinin, rtk mesajn tad
deerin grnrdeki estetik deerinden bamsz olduu yolundaki
szleridir; yani insann, bunlarn etkisine kaplan yan her ne ise,
tamamen baka llere gre hareket ediyor demektir. Kt bir
oyundaki kyl, ok anlamsz ve ahsiyetsiz bir laf etmektedir
- Hibir ey incitemez beni- ve yine de O sz aklnda kalm
ite, hl da hatrlyor. Birok eyin balangc olmu bu sz.
rtk mesajlar, birok eyin balangc oluverir; bizim iin neyin
rtk mesaj ilevi grecei hakknda da nceden hibir fikir bu
lunmaz kafamzda. ki kat aresiz durumdayzdr; bir eylerin ba
lamas iin rtk mesajlara ihtiya duyarz ve W ittgensteinin sy
ledii gibi, bunlarn ne olaca da hi akla gelm ez nelerin
balangc olaca da. En nemli eyler, ylesine geliverir insann
bana, diyor Wittgenstein; yahut da bir Freudcunun diyebilecei
gibi, kim olduumuzun, bizi neyin etkileyeceinin, ne ola
bileceimizin kesinlikle bilincinde deilizdir. Bizi cezbedecek ey
lerin -p siik ballklarmzn- nereden geleceinin ve bizi ne
relere gtrebileceinin bilincinde olmayz. Her rtk mesaj, bir
ipucu gibi dramatik yapy biraz daha ileri gtrr; ama oyunun
tam olarak ne olduunu bilemeyiz.
74
Keats, James ve Wittgenstein -g eri de, bir zamanlar Yk
sek Kltr ad verilebilecek olan eyin kahramanlardr, am a- ke
sinlikle sradan bir eyin szn etmektedirler; yani hem yaratp
hem katkda bulunmu olduklar kltrn, gndelik ayrntlar ze
rine gelitiinden sz ederler. Onlarn anlatt deneyimi hepimiz
yaam, byle rtk mesajlar yakalamzdr. rtk mesaj gn
dermenin, sradan konuma ve okuma ile analiz srasnda olup bi
tenler arasnda bir ba meydana getirdii u ana kadar akla ka
vumutur diye kabul ediyoruz. Psikanalitik adan baktmzda
bu yazarn da yapt, iyi bir yorumun bir versiyonunu an
latmaktr: Hastann, kendine ait bir ey yaratmakta kullanabilecei;
kullanma srecinde, neler yaratabileceini kefetmesini salayacak
bir ey. Ama yine de bunlarn akla getirebileceinden ok daha
karmak bir durum sz konusudur, nk geleneksel olarak biz,
rtk mesaj gnderenin -b ilinsizce, armlar araclyla-
hasta olduunu, analistin yaptna ise rtk mesaj gnderme deil,
hastann rtk mesajlarn tercme etme, yani yorum yapma ol
duunu dnrz. Ve bu yazarlarn nn de srarla belirttii
gibi, en deerli rtk mesajlar -m alzem e olarak kullanabileceiniz,
iinizde bir eyleri ateleyen rtk m esajlar- farknda olmadan size
verilenler olabilir. Hesapl olarak verilmi rtk mesaj, kendi iin
de elikili bir ey olur; iyi rtk mesaj, daima bakann gzndedir.
Feda edilen deil de salverilen bir ey olarak grldkleri iin de
serbeste kabul edilir bunlar. Sizi gerek anlamda etkileyecek olan
eyin ne olduunu kim bilebilir? En az bilecek olan da sizsinizdir.
Neyin sizi harekete geireceini bir biimde anlayabilirsiniz belki,
-aslnda bunun ne olduunu bulmak iin fazlasyla acele ediyor da
olabilirsiniz- ama yine de srprizler kacaktr karnza. Hazdan
duyulan korku, hazz nelerin kkrttna kar kr edebilir insann
gzlerini.
O xford English D ictio n a ry' z aklandna gre rtk mesaj,
bir vesile, bir frsat. B elli belirsiz bir gsterge: rtl, ama an
lalabilir bir ekilde iletilen mana ya da imadr. Analistin rtk
mesaj gnderme konusundaki zgrlne ya da manal dav
ranlarla ilikisine (mesela seanslarn sresini deitirmesine) gre
75
analiz okullar arasnda ayrm yaplabilir. Fakat yine de, Keatsin
ve Jamesin ve W ittgensteinn da dndrd gibi, rtk mesaj
gndermenin analistin yapt ey olup olmadna ancak hasta
karar verebilecektir. Ne de olsa her ey bir rtk mesaj olarak ta
sarlanm olmayabilir, ama her ey bir rtk mesaj olarak al
glanabilecektir. En nemli eyler, ylesine geliverir insann ba
na. Denebilir ki iyi yorum, analistin bir rtk mesaj olarak
tasarlamad, ama hastann yle alglad yorumdur.

II Otuzlarnn balarnda bir erkek -baarl bir ticari bankac-


son sevgilisinin kendisini terk etmesi zerine hafif bir dep
resyon geirdii iin bana gelmiti. Bu duygular kendisini de a
rtyordu - alrken bile onu dnr olmutu. Yiitliine yava
yava leke srdrmeye baladn belli eder bir tavrla, Hibir
kadn dedi bana, almaktan alkoyamamt beni. Kadnlara
ancak bana ok faydas dokunacak bir ekilde serbeste gezinen
dikkat diye adlandrd eyden gstermiti o. Btn bu ko
numalar srasnda, kadnlar dnmenin ne gibi bir sakncas ola
can sormutum ona ve ok rahatsz olarak yle cevap vermiti:
Ee, kadnlar nasldr, siz de bilirsiniz ite! Bilm ediimi sy
lediimde ise kendim renirsem daha iyi olacan belirtti - son
derece haklyd tabii.
lk seanslarda srekli tekrarlanan bir tema, madem bil
miyorsun, ben de sana sylemem ite biiminde formle edi
lebilecek olan tutumuydu. Ona kendisiyle ilgili sorular sormakla
kendi konumumu akl almaz lde mulaklatryormuum iz
lenimi veriyordu bana. Adamn yanstt ahlki yaklama gre bir
eye ihtiya duymak -yahut bir ey ister durumuna dm ek- ap
tallk gstergesiydi. Buna biraz deindiimde dedi ki, Ee tabii,
insan ancak bilmedii bir konuda soru sorar! Onun yannda a
lmann neye benzeyeceini tahayyl etmek kolayd; bu adamn
76
sevgililerinin yerinde olmay istem eyeceim de akt elbette. Ge
erli olan ey, kzgnlkt. Hayal krkln kuru sk atarak rt
meye alt ok abuk aa kmt benim iin. Ayr kutuplar
oluturan iki zne arasnda bir kmazda buluyorduk hep ken
dimizi: Bunlardan biri kmseyici bir tavrla reddediyor, br
kendi yetersizlii karsnda sknt duyuyordu. Hastamn saknmak
durumunda olduu facia, tam tersi bir durumun getirecei aa-
lanmlkt. Bu adamn, aralksz biimde bir nesne karsnda
kibrini krma durumunda yaadn -bilincinde olmadan ya
yordu tabii; dnya karsnda srdrd davran kalbnn tam
tersiydi b u - bir kez fark edince, bir tr imknszlk duygusuna ka
plr olmutum. N e de olsa birinin kibrinin ne ekilde krlacan
tarif etmek, onun kibrini krmak demektir. En azndan onun ya
nnda dnrken bu durumda buluyordum kendimi. Oysa psi
kanalizde her gn yaptmz eydir bu elbette: Birinin kibrini kr
mann elverili tanmlarn bulmak. Yine de bu adamn yannda bir
k yolu bulamyordum. nsann aalanm olmas, aalayc
bir eydir. Geri benim iin gitgide netleen bir ey vard ki o da,
bu iki tarafl etki zelinde, birbirimiz iin bulduumuz bu rutinde
iki karakterin -gurursuz ve aptal olan ile kaba ve kstah olan - bir
ortak yan vard aslnda: kisini bir arada tutan ortak srlar, daha
dorusu ortak karlaryd bu. Ben ona diyorum ki, N iye her sabah
kalkp ie gidiyorsun? O da, Sen niye zannediyorsun? diyor. Bir
baka deyile ikimiz de anlamyoruz ite. kimiz de kar tarafn
cevap verememesi (ya da cevap vermekte bocalamas) yznden
tam bir kafa karkl iinde kalyoruz.
Karlkl debelenerek geirdiimiz bu birka hafta boyunca
hsran duygumuzla birlikte birbirimizin direngenliine saygmz
da artt. Nitekim sonunda, annesiyle ilgili gzel bir hikye anlatt
bana. Seansa gelip kanapeye uzand ve yle dedi: Galiba an
nemden bahsetmeliyim size. Annda aklma ve dilimin ucuna
gelen u dnceyi gbela iimde tuttum: Anneniz niye nemli
ki? Bir analiste yarar biimde m m m dedim ve hastam, par
fmden nasl da nefret ettiini anlatmaya balad bana. Annesinin
parfmnden hep nefret etmi: Annesinin hep dar kmak zere
77
giyinip hazrlanm bir ekilde ve kendi ifadesiyle parfm kokular
saarak onun odasna gelip iyi geceler deyiini hatrlyor; yle ki
yatarken okuduu kitaba burnunu sokarak saklamak zorunda ka
lrm. Bu adamn daima iyi bir okur olduunu belirtmek gerek.
Dedim ki, Belki de o anda onu arzulamak ya da kskanla ka-
plmaktansa kitap okumak daha iyiydi, ha? Penisinizi kitabn iine
saklyordunuz. Ve beni ok artacak bir ekilde bunu devam et
tirdi, deta sohbet ediyormuuz gibi. Sanki bir rtk mesaj gibi
gelirdi bana. Neyin rtk mesajn veriyordu diye sorduumda
dedi ki N iye byle dedim, bilmiyorum; rtk mesaj deildi, bir
hileydi. Ben de, rtk mesaj ile hile arasndaki fark nedir diye
sordum. Fark yoktur dedi. kisi de ayndr. Hile deyince ya
birinin enayi yerine konduu geliyor benim aklma dedim, ya da
fahielerden sz etmekte olduumuz. imdiki zaman kullanarak
cevap verdi: N iye dar kmas gerekiyor annemin? fke dolu
bir yakar gibiydi bu: kimiz arasnda geen ilk gerileme, yani
regresyon benzeri an; hasl, ilk itenlik an. Dedim ki, Annenizin
parfm, bakalaryla paylamak zorunda kaldnz kokuuydu
onun. Parfm srd zamanlar, sizden uzakta yaad heyecan
dolu bir hayata dair rtk mesaj vermi oluyordu size. Tam bir
olan ocuu ve megalomanyak gibi konuarak, ok sayda ka
dnn sevdii bir parfm icat edip sonra da ortadan kaldrsalar ha
rika olurdu dedi. Ben de, Yani dedim, kadnlarn nasl koka
ca zerinde gerek anlamda denetim kurulmas m? Dorulad.
Bu yaz, rtk mesajn ne cins bir hile olduunu konu alyor.
Dilin, her eyiyle rtk mesaj vermekten ibaret olduunu, do
laysyla balang noktas olarak tercih ettiimiz yerde son bul
duunu sylemekten kanp kanamayacamz konu ediniyor;
buna gre de psikanalizde, rtk mesajlarn birbirine dolanp kar
makark olduuna deil de iki tr iletiim bulunduuna -hasta,
arm yapar; analist, yorumlar- inanabiliriz. Analizi -hatta belki
sradan bir sohbeti- karlkl rtk mesajlar vermekten ibaret say
mamak iin iyi nedenlerimiz vardr, o kadar iyi olmayan ne
denlerimiz de vardr. Fakat benim hastamn oluturduu rnek,
onun iin de olduu gibi zorlayc bir durumdu. Dilin parfm gibi
78
olduu sylenebilir; ortalkta dolap ngrlemez etkiler yaratr.
Szcklerimizin olabilecei lde gzel kokmasn salayabiliriz,
ama dnyaya karacak ve kimi zaman en lgnca niyetlerimizi
bile aan biimlerde kullanlacaklardr. Gndelik hayatn, adna de
dikodu denen o rya almasna yakt olacaklardr. Dinleyicilerde
tmyle kendine zg kiisel tarihleri uyandracaklardr - biz buna
arm diyoruz. (sko air W. S. Graham, Kulak daha fazlasn
syler/ Her dilin syleyebileceinden./ Kulak daha gzel arklar
syler/ Her trl sesten/ itilebilir olan, yeryznden diye yazm
The Hill o f Intrusionda.) Szckler parfm gibidir ve parfm de
rtk mesajlar verir. Baz ruh durumlarnda -b e lli balamlarda-
rtk mesaj, bir hile gibi gelecektir insana.
W ittgensteinTn F elsefe Soruturm alar' nda verdii nl ve g
ln bir rnek, burada tehlikede olann niteliini temsil eder.
Neden, diye sorar Wittgenstein, biri parmayla bir yeri iaret et
tiinde, onun koluna deil de iaret ettii yere bakarz? Sylediine
gre basit bir cevab vardr bunun: aret edilen nesneye bakarz,
nk bellem i olduumuz bir kural vardr. Bizim gibi insanlar da
paylar bu deti; kltrmz, iaretlerin anlamn, nereye bakmak
gerektiini retmitir bize. B iz bunun nasl ilediini biliriz ve
biri bir yere iaret ettiinde dnp onun koluna bakan kii, hibir
sonuca ulaamayacaktr.
rtk mesaj gnderme, hibir ekilde bunu sorunlu hale ge
tirmez elbette. Belli bir tarzdaki psikanaliz mant yle diyebilir:
nsanlar szcn gerek anlamyla olsun, mecazi biimde olsun
bir eye iaret ederken, bilindnda bizden istedikleri, kollarna
bakmamz olabilir. Kendi bedenleri, bize gstermek isteyecekleri
her eyden daha ilgin olmal. Burada yle bir soru kyor ortaya:
aret etmeyi rtk mesaj gnderme haline dntrebilmek iin ne
yapmak gerekir? Yorumla amalanann, hastann armlarn in
celeyerek neyi iaret ettiini bulmak olduunu dnebiliriz; has
taya, rtk mesaj gndermekte olduunu ve/veya neyin rtk me
sajn vermekte olduunu gstermek isteyip istemediimizi de.
Oysa denebilir ki rtk mesaj, bir bakasnn kullanabilecei bir
eydir; zaten kullanlsn diye tasarlanmtr, hatta kar tarafn, ile
79
tiimden yararlanma kapasitesini snamaya yneliktir (rtk mesaj,
bir baka insann kibrini krabilir ya da iindeki bir eyi serbest b
rakabilir; bir eik kavram olarak bir tr meydan okumadr). Bu an
lamda da komutun zdddr. Sizin evinize gelip, Bana iecek bir
ey verin demem ile Bugn hava ok scak,'demem arasndaki
farktr. Adaba uygun olduu sylenen byle birok davran, r
tl anlam klna girmi birer komuttur aslnda. Psikanalizde iki
trl yorum olduunu ne sreceim. Bunlardan birinde ama,
rtk mesajlar komuta evirmek, brnde ise komutlar rtk
mesaj haline getirmektir. Her ikisi de yararldr, fakat ok farkl
dnyalar kurarlar. Hastann romantik hikyesini pornografi haline
mi getirmek istiyoruz, yoksa pornografisini romantik bir hikye
haline mi diye sorarak karikatrize edebiliriz bunu. (Bana kalrsa
burada, hangisinin daha licenapa olaca konusunda ciddi bir
soru vardr karmzda.) rtk mesaj bo mitler yaratabilir, ama
yoruma davetiye de karr; aslnda en iyi olaslkla, nesnenin d
nce ve yant kapasitesini uyarr. rtk mesaj, kardaki kiiye
alan salayabilir (bo yere mit yarattyla da kalabilir); komut
ise onu belli bir alanla snrlamak zere dzenlenmitir.
Psikanalizde hastann rtk mesaj gndermekte olduunu bi
liriz; arzunun yaratt sknt, rya almas, ikincil gzden ge
irme, savunma repertuvan gz nnde bulununca baka ne ya
pabilirdi ki? Analist, kendini bu srelerden muaf tutmaz ve tuta
maz elbette; yine de yeniden kurma ve yorumlama srecinde ser
best armdan baka bir ey yapmakta olduu varsaylr. Ana
list, srf dili kullanyor olmasndan trdr ki rtk mesaj ver
mekten sakmamayabilir -belirsizlik yaratmaktan kaamaya-bilir-
ancak onun ii, bizatihi rtk mesaj vermek deildir. Amac bu de
ildir. rtk mesaj gnderme dncesinden yararlanarak iki
yorum tarzn karlatrmak istiyorum; yapmay istediim bir
baka ey de, yine ayn noktadan hareketle, rtk mesaj vermeye
soyunmu analistin ne sonula karlaacan bulmaya almak
tr. imdi, yine parfmn hilesine kanm bir baka ocua de
ineceim: Melanie K leinn son derece etkileyici eseri B ir ocuk
A nalizinin A n la ts'nn on yandaki kahraman Richard bu.
80
IH Richard, kinci Dnya Sava srasnda Melanie K leinn drt
ay sreyle tedavi ettii on yanda bir ocuktu. K leinn bize
anlattna gre annesini hayal krklna uratmt Richard; anne,
onun aabeyini daha ok seviyor, nk aabey annesini hi me
rakta brakmyordu. Oysa K leinn yazdna gre Richard, bir
likte yaamas son derece g bir ocuktu; kendini oyalayacak hi
bir hobisi yoktu, annesiyle ilgili olarak ar evhamlyd ve ona
ar dknd, nk ondan ayr kalmaya hi dayanamyor, srarc
ve bezdirici bir ekilde yapyordu annesine; kendisiyle olduu
kadar annesinin de salyla ilgili hipokondriyaka korkular
vard. Asla annesinin efkatini elde edemeyen, ok evhaml bir
ocuk tablosu var karmzda.
Kleinn Richard gayet duyguda bir ekilde tanm olmasn
dan tr ocuu olduu kadar herkesi de etkileyecek baz dikkate
deer yorum almalarndan sonra, altnc seansta Richard, an
nesinin bu terapiyi ayarlarken ona ne anlattn sorar K leina. Ba
yan K. ksaca bilgi verdi: Anne, ocuun ar endieli olduunu,
ocuklardan korktuunu ve baka skntlarn anlatt. Ayrca ge
irdii operasyonlar dahil onun kkl hakknda bilgi verdi
Bayan K .ya. Kleinm hem ok bilgilendirici olmayan hem de
ksa eyler sylem esi dikkat ekmektedir ve uygun olan da budur.
Zaten ocukta sim gesellik faaliyetini uyaran da onun analizde ge
rektii gibi srdrd az sk tutumdur. Birka olaslk ko
nusunda rtk mesajlar vermitir Klein - kendi tekniinin ayrlmaz
bir paras olarak grd birka oyuncak iin de geerlidir bu; so
nunda ocuk, K leina bir hikye anlatr. Kleinn ayrntlar asgari
dzeyde tutmas, ocukta bir eyleri harekete geirir: Klein ok az
ey anlatr ona, ocuk da kendi snnetini anlatr, yani birilerinin
ondan bir eyi alp gtrn. En azndan kendi yaad haliyle
bir baka kadn, annesi, hileyle travmatik bir yoksunluk yaatmtr
ocua: ok temel bir eyi, elinden alnmtr, penisinin bir paras
yani; annesi ile Klein arasnda gerekten neler getiinin bilgisi.
N e kadar ok okur ve zaman iinde ne kadar ok an varsa, se
anslara dair de o kadar ok okuma, o kadar ok yorum mmkndr
elbette. Kleinn ksaca bilgi vermesi karsnda Richardn gs-
F 6 N /K reteki Y abani 81
terdii tepkiye ilikin benim okumamda ocuk, baka eylerin yan
sra analizle ilgili bir mesel anlatmaktadr ona; insanlarn kendisine
bir eyler vermeleri ve o eyleri geri almalaryla ilgili bir mesel:

Richard bunu duyunca ok memnun oldu, ama hl kuku duyduu da


akt. Derhal geirdii operasyonlarn hikyesini, son derece ayrntl
biimde anlatmaya balad. Yaklak yandayken yaplan snneti
hakknda da bir eyler hatrlyordu. Ac duymam, ama kendisine eter
verilmesi ok korkunmu. Ondan nce kendisine bir parfm kok
latlacam ve baka hibir ey yaplmayacan sylemiler ocua
(annesinin anlattklaryla uyuuyordu bu). O da yannda bir ie par
fm gtrm, kendi parfmleri yerine onu kullanmalarn istemi.
Buna izin verilmeyince ieyi doktora frlatmak gelmi iinden, u
anda bile onunla dvme istei duyuyordu. O gn bu gndr dok
tordan nefret etmi. Eter kokusundan nefret etmi ve hl da kor
karm bundan. Birdenbire, kendisine eter koklattklar ana deinerek
yle demiti: Sanki yzlerce, binlerce insan vard orada. Ama ba
kcsnn da yannda olduunu ve kendisini koruyacan hissetmi.

ocua bir tr parfm koklatacaklarn ve baka hibir ey ol


mayacan sylemiler; oysa yle olmam (koklattklar parfm
deil etermi; stelik ocuu snnet etmiler). Belki yannda par
fm getirmeye tevik etmilerdir onu, getirmesine izin verildiine
ise phe yok -h em zaten yannzda kendi parfmnz varsa niye
bakasnnkini kullanasnz k i? - ama onu kullanmasna izin ve
rilmemi tabii, nk annesi yalan sylemi ocua. Annesinin,
sanki ona gvence vermeye alyormu gibi yaparak ocuu kan
drd ok ak. Kleinn, en azndan seansa ilikin kendi an
latsnda parfmn szn etmemesi dikkat ekici: Richard, yine
eter yznden travmatik biimde yaad iki operasyondan daha
sz ediyor ona. Klein, ocuun parfmle ilgili armlarn
renmiyor, sormuyor da. Hikyenin z u: Sizi, kendinizinki ye
rine bir bakasnn parfmn kullanmaya zorluyorlar, sonra da
penisinizden bir paray kaybediyorsunuz. ocuun parfm, pe
nisi ve tercihleri kmseniyor. Onun arkasndan her ne e
viriyorlarsa -ister Klein ya da annesi onun hakknda konuuyor
olsun, ister doktor ona bir operasyon yapyor olsu n - parfmle ili

82
kili bir hile sz konusu. Baz insanlarn elindeki parfm -ad eter
olmasa b ile - son derece tehlikeli ve rktc olabilir. nsanlarn
bunu kullanarak size neler yapacan asla bilemezsiniz.
Richardn annesi, hi de allm olmayan bir biimde ya
nnda ocuklar olmasndan ok korkuyor diye gtrm onu se
ansa. Yani bir bakma Richard, seansa parfmn yannda g
trm; ama sonra K leinn parfmn vermiler ona. Dolaysyla
Richardn soraca sorulardan biri yle olabilirdi: Analiz, ne tr
bir operasyondur? K leinn aslnda bu malzemeye getirdii yorum
ise tmyle anlalr:

Bayan K., ocuun bask ve zulme urama duygularnn gcn yo


rumlad: Etrafnda yzlerce, binlerce dman varm gibi geldiini
sylyordu ocuk ve kendini ok gsz dm hissediyordu. Onu
koruyacak tek bir dostu vard, iyi anneyi temsil eden bakc. Ama bir
de kt anne vard kafasnda, ona yalan syleyen, bu yzden de o
cuun, dmanlaryla ibirlii halinde grd anne. ocuun d
vme istei duyduu kt doktor ise onu aresiz klan ve penisini
kesen kt babay temsil ediyordu.

Burada benim ilgimi eken, Kleinn bildirdii yorumlar boyunca


aslnda vaka yks boyunca- tekrarlanan ve bir eyin bir ba
kasn tem sil etm esi eklinde ifade bulan bu (cinsel arm
uyandrc) szdr. Bunun, iaret etme biimini alm yorum ol
duu sylenebilir. Klein, kt doktordan sz ederken aslnda kt,
hadm edici babadan sz etmekte, onu iaret etmekte olduunu
gsteriyor Richarda, yahut anlatyor. ocuun szlerine iaret
ederek bu szlerin neyi gsterdiini anlatyor ona. W ittgensteinn
rneinde de aka grld gibi iaret etme, bir detin kabulne
dayanmaktadr. Bu lkede -d iyelim ki Melanie K leinn muayene
hanesinde- geerli dete gre Richard, iyi bakcdan sz ettii o
zel anda aslnda iyi anneyi kastetmektedir. Ama Richard, Bayan
Klein ile karlamadan nce bu deti, bu kural bilmiyor olabilir
tabii. Bu itiraz karsnda Bayan Klein da ocuun elbette bildiini,
zira kendisinin, bilindnn hakikatlerinden sz ettiini sy
leyecektir; ya da i dnyann ileyi tarzndan. Ama yine de yle

83
bir soru vardr nmzde: Klein bu bilgiyi nereden, daha dorusu
kimden edinmitir? Bu dili -ayrcalkl bir daarck oluturmak
iin gereken retorii- kimin yannda renmitir? Burada atalara
doru bir gerileme olduu grlebilir (sorularn cevaplar yle
olacaktr: Bunlar Ferencziden, Abrahamdan, Freuddan, o
cuklarndan vb renmitir). u veya bu biimde komutlar, soy
izgisi boyunca aktarlm. Bir eyin bir bakasn temsil ettiini
sylemek, bir ima ya da rtk mesaj olmaktan ok komuta yakn
durmaktadr. Daha doru ya da daha yanl deildir -zaten kim
buna hakemlik edecek k i? - sadece farkl bir ilemdir. Parfm ya
da analiz neyi temsil eder? Kendi yararnz iin sizi uyutmay m?
ok etkili ve bulac bir ey. Adna eter dedikleri bu parfm, size
neler yapacanz bildirir. B yle yapmann, karlarnz asndan
en iyisi olaca aikr olduunda bile, ona boyun emekten baka
yapabileceiniz bir ey yoktur. Yani parfm sizi yle bir sa
vunmasz brakr, yle bir batan karr ki, bunun altnda ne var
diye merak etmeye balayabilirsiniz. Merak etmemek elde deil,
Kleinn diliyle syleyecek olursak, parfm neyi temsil et
mektedir?
lgintir, seansla ilgili ikinci notunda Klein yle yazar {Anlat
ile ilgili ok sayda etkileyici eyden biri de K leinm, neredeyse
lmne dek Notlar zerinde almay srdrm olmasdr):

Kendisine ynelik cinsel arzulara yol amakla annenin, yalnzca byle


arzular uyandrmaktan deil, ocuu batan karmaktan da sorumlu
olduu eklindeki sulamalara analizde sk rastlanr. Bu sulamann
kkeninde, dokunulmak ve bu dokunmadan tr uyarlmak gibi fiili
bir -deneyim yer almaktadr. Baz vakalarda annenin ocukla ilikisine
belli bir lde bilind, hatta bazen bilinli batan karma da ka
rr gerekten. Yine de kanmca ocuun kendi cinsel arzularnn ve
anneyi batan karma arzusunu ona yanstmasnn dikkate alnp ana
liz edilmesi ok nemlidir.

Cinsel arzu bir komut mudur, yoksa rtk mesaj m? Yahut baka
trl syleyecek olursak, nereden kaynaklanr, ocuktan m yoksa
anneden mi? D iyelim ki parfm -adna eter denen o parfm el

84
bette- kar konulmaz, saknlmaz bir eyi temsil ediyor; psi-
kanalitik terimlerle ifade edersek, kar konulmaz olduu iin bizde
kar koyma gdsn uyaran bir eyi. Psikanaliz ne tr bir par
fmdr? Belki de Klein bu notta yalnzca cinselliin nereden kay
naklandn -annenin neden mi, yoksa gereke mi olduunu-
deil, analizde bilindnn nereden kaynaklandn da merak et
mektedir, yani analistten mi yoksa hastadan m? Bizim bilind
dediimiz ey, kiinin kabul ettii -olum lu ya da olumsuz bir ilgi
duyduu- bir tanmlamadan ibaret olabilir, ama belli ki daha nce
hi karlamamtr bununla. Belki de K leinn almasnn baz
kimselerde byle iddetli bir dmanlk uyandrmas, analistlerin,
yaptklarn bile kabul etmeye yanamayacaklar bir eyi -aslnda
yapmamas ellerinde olmayan bir eyi; yani hastann bilindm
kurmay- onun aka yapyor olmasndandr; bu da inandrc
aklamalara bavurarak hastann bilindnn neye iaret ettiini,
kulland szcklerin neyi temsil ettiini gstermektir. Bilind,
kendi tanmlannda yer alr. Yorum yoksa, bilind da yoktur.
Kleinn notu ok basit bir soruyu ileri srer: Kim kimi batan
karmaktadr? Anne mi ocuu batan karr, yoksa ocuk mu an
neyi? Cinsellik, batan karmann rn mdr, kayna m?
Belki de o zaman analiz, ayn ekilde kimin kimi batan
kardna dair bir soruya dnebilir. Yahut da hastann bi-
lindm kim retmektedir; (hastann bilmiyormu gibi yapt) en
zorlayc sz daarcn kim retmektedir? Kleinn bu nemli no
tundaki drt cmle ivme kazanrken, ocuktaki arzunun kaynann
anne olduu -batan karan anne- dncesinden ocuun ar
zusunun kaynann yine ocuk olduu dncesine kesin bir gei
yapar Klein. Bir baka deyile bu not, psikanalizin minyatr bir ta
rihesidir, batan karma teorisiyle ilgili daha eski bir travmann
yeniden ilenmesidir. Baz vakalarda, diye sonulandrr Klein,
annenin ocukla ilikisine belli bir lde bilind, hatta bazen
bilinli batan karma da karr gerekten. Yine de kanm ca o
cuun kendi cinsel arzularnn ve anneyi batan karm a arzusunu
ona yanstm asnn dikkate alnp analiz edilm esi ok nem lidir [ita
likler bana ait]. Bu sonu cmlesini, analistin kendinden kukuya
85
dmesine kar nceden giriilmi bir hamle olarak grmek hi de
tuhaf kamaz. Sanki yle dnyordur Klein: Ya ben, yani ana
list, psikanalitik yorum adn alan yceltilmi cinselliim le hastay
batan karyorsam ne olacak? Analistin, bilind deyince kimin
bilindnn anlalaca, kimin bilindnn tanmlanmakta ol
duu konusunda kesin biimde net olmas gerei, K leinn yn
teminin ayrlmaz bir parasdr. K leinn tutumunun bu kadar kesin
oluu kkrtcdr elbette. Kesin bir dille ifade edilen iddia ve ta
lepler, soru sorulmasna kar tepki oluturmadr.
rtk mesajlarn, baka insanlarla ilikilerimizi kartrdn
ne srmek istiyorum; karlkl ve ngrlmez imalar ierirler
(rtk mesajlar ben, bilind iletiim dediimiz eyin, yani d
ncelerimizin kanlmaz biimde birbirine karmasnn, yerini
alacak biimde dnyorum). Bunun tersine komutlar bir tr da
nkl dv ierir ki bu da bir fark yaratmaktadr. Temelde bir
komut ya kabul edilir ya da ret; rtk mesaj gibi kolayca kul
lanlamaz. Klein, bir eyin bir bakasn tem sil ettiini yazarken,
retme ya da komut vermeye benzer bir eyin szn etmektedir:
Budur gerekten de. Bence onun psikanaliz tarihinde byle
retici bir ahsiyet olmasnn sebebi de budur. Bilindnn nereden
ya da kimden kaynakland biimindeki temel soruyla srekli yz
yze getirir bizi Klein - daha dorusu srekli olarak bu soruyla bo
uur. ki insan birbiriyle konuurken batan karmann geerli al
ternatifleri var mdr, varsa nelerdir? Bylesine etkileyici olan yan
da bu konularda bu kadar tiz ve kesin bir sesle konumasdr - tabii
Kleindan, kendi kendimizin gzn korkutmak iin yararlan
myorsak.
Bana kalrsa Klein asndan rtk mesajn bir hile olduunu
sylem ek hakadr; zaten bu kadar takat kesici olan da benliin
baz paralarnn hileli oluudur. M esela bu noktada Kleinn, ks
kanlk, haset duygusunun incelikli hnerleri, lm ig-dsnn
kiiliin iine karmak yollardan nfuz etmesi -F reud-un, bu i
gdnn sessizlii diye and e y - konusu zerinde bu kadar d
nm olmas gelebilir aklmza. Denebilir ki Winnicott, eski bir
kartl dramatize ederek hep rtk mesajlar vermitir; birine ne
86
yapacann sylenm esi konusunda neredeyse fobiktir ve bunun so
nucu olarak zorlayclkta daha aa kalmaz kukusuz. En azndan
onu eletirenlerin gznde K leinn kusuru hastay bilgilendir
mekse -hastann sylediklerinin anlamn ona aklam aksa- Win-
nicottn kusuru da hastay dnmeye yneltmektir (onu ele
tirenler ise W innicottn kusurunun cana yakn davranmak ve buna
oyun adn vermek olduunu syleyecektir). W innicottn izgi
oyunu, hastaya verilen rtk bir mesaj deilse nedir? W innicottn
masasnda duran mehur spatulalar, ocuu batan karmak iin
konmutu oraya.* Winnicott, analiz srasnda ancak ok yorgun
ise retici olmaya baladn iddia etmektedir. K leinn Anna
Freuda ynelttii eletiri ise onun, ocuu analist ile zdele
meye yreklendirmekle olsa olsa ona igd denetimini
rettii, fakat Klein gibi ocuun kiiliinin derinine inemediidir.
Bir baka deyile hem K leinn hem W innicottm gznde retici
-batan karcdan sonra- negatif analist idealidir. Klein ile Win-
nicottn psikanalizde kendi yaptklarndan ayrt etm eye urat,
retme ve batan karmadr - birbirinden ayrlmaz grnmesi
ok kolay olan iki faaliyet. Yine de Freudun, analizi bir eitim
sonras eitim diye niteledii o nl szyle anlatmaya alt,
analizde bir iki ey renmekten korkmamamz; hatta analistin
bize kendimiz hakknda bir eyler retmesinden de korkmamamz
gerektiidir herhalde. Baka trl ifade edecek olursak, retme
iini kimin ya da neyin yapt, hatta renmenin ne olduu her
zaman ok ak olmasa bile renme dediimiz eyin, analizde

* Winnicott, ocuk terapisinde bir teknik olarak geleneksel izgi oyunundan ya


rarlanmtr - Therapeutic Consultations in Child Psychiatry (bkz. lgili Taraf, s.
40-41'de yer alan not) adl almasnda bunu anlatr. Oyunda terapist, bir
kda bir izgi eker -herhangi bir biimde tanmlanmayan bir iarettir bu- ve
ocuktan bunu tanmlanabilir bir nesne haline getirmesini ister. ocuklarn el
lerine geirdikleri nesnelerle neler yapabilecei konusundaki taknts do
rultusunda Winnicott, anneler ve kk ocuklarla grrken masasna daima
spatulalar koymu, ocuun bu nesneleri alp kullanmas durumunda neler yap
tna dikkat etmitir. Winnicott, bu srece dair ok basit gzlemlerden yola
karak ocuklarn duygusal geliimi konusunda dikkate deer ve kapsaml so
nulara varmtr. Bkz. The Observation of Infants in a Set Situation," D. W.
Winnicott, Through Paediatrics to Psychoanalysis (Londra, Hogarth Press, 1975).

87
sona ermesi gerekmez. retme ve batan karmadan farkl ola
rak analizin, rtk mesajlar gnderme yoluyla, rtk mesajlar gn
derme hakknda bir eitim olduunu ne srmek istiyorum; is
terseniz rtk mesaj gndermenin, retme ile batan karma
arasnda bir tr arabulucu olduunu, hem bir su ortakln hem
de bir farkll ayakta tuttuunu syleyelim . En kt batan
karma gibi en iyi retme de sadece rtk mesajlardan oluur. Ba
zlar iinse bunun tam tersi geerli olacaktr.
Marion Milner, serbest armn bir tr grsel edeeri olarak
serbest izim adn verdii yntemi denerken, R esim Yapmay
B ecerem em e zerine'de aklad zere gereksiz karalamalarla il
gili olarak unu bulmu: Bir iziktirme, ok ksa zamanda ta
nmlanabilir bir nesneye dnr.

B yle anlarda, yeterince uzun zamandr karmzda belirip duran ey


deki kargaa ve belirsizlie daha fazla dayanlamazm gibi, ifade bul
maya alan dnce ya da ruh hali henz o aamaya ulamad
halde iziktirmeyi tanmlanabilir bir btn haline getirmek g e
rekiyormu gibi gelirdi. Bunun sonucu ise sahte bir kesinlik duygusu;
zorlama ve yanltc bir tutarllk; tanmlanmak iin uraan baka bir
eyi, hkim anlay asndan geerli gereklik yerine hayal gcyle
ilikili olan baka bir eyi yok sayma pahasna, nesneyi daima nesne
olarak gren hkim anlayn zorbaca zaferi olurdu.

Milnerm burada anlatmaya alt, tanmlanabilir nesnelere du


yulan ihtiya ile onun deyiiyle sahte bir kesinlik duygusu; zor
lama ve yanltc bir tutarllk arasnda temel bir su ortakl ya
da ba bulunduudur. Yani kstlayc bir isel idealin, aka an
lalr olan hedeflemenin zorbal sz konusudur. Konumay
renmekte olan ya da dil alanna admn atmaya balayan ocukta
da olduu gibi, bir eyi kolaylkla paylalr klma, belirsiz ya da
muammal nesne yerine bir mutabakat nesnesi -kabul edilebilir
szck bei, gven verici izim - yaratma ynnde kanlmaz bir
bask vardr. Bu gerekletiinde ise rtk mesaj -olabilirliin
ierdii risk - komuta dnr. Bilinem ez olan karsndaki korku,
anlalr olana snarak tedavi edilir. Yeni olandan -M ilnerm

88
henz belirsiz olmakla birlikte ifade bulmaya alan dnce ya
da ruh hali diye bahsettii eyd en - nce davranlm olur. Bildik
olan, artc olmayan, dankl dvle kurduumuz tutarll
mz, akl salm z korur.

rtk mesajlardan -M iln ern iziktirmeleri gibi kendi gn


derdiklerimiz de dahil- bir ey yaratlabilir; komutlara ise ya
itaat edilir, ya kar klr. M ilnern rneinden sanki srekli
kendi kendimize komutlar veriyoruz, zorlayc isel ideallere uya
cak ekilde yaamaya alyoruz gibi bir anlam kmaktadr. ok
abuk anlam kazanan eye korku yznden uyum gsterirsek, ta
nnmaya duyduumuz ihtiya, kendi kendini krletirmeye d
nr. Fazlasyla tandk nesnelerle kendimize anlalr bir dnya
kurma hevesine kaplmakla zaten bilmekte olduumuza, gem ie
aman tanmaz bir ballk gsteririz; ya da gem i konusunda her
eyi bildiimiz kanaatine -k i bu daima sahte bir kanaattir ve ge
mii, bilip tandmz dnya olarak dnme imkn verir b ize -
balanrz (oysa ailemiz, hibir zaman bizim tandmz in
sanlardan olumu deildi; insanlar tanmaya oradan baladk,
hepsi bu). Sanki gem i, tanyabileceimiz nesnelerle doluymu
gibi; sanki mutabk kalman gereklik, bizi gvende tutacak kadar
tutarlym gibi - ve bunun tersi de geerli tabii.
Ancak Milnern, merak duygusunun yazgs hakknda anlatt
fabln yapsnda yle bir ironi var ki, komutlardaki ironiye ok
yakn. Sanki (tam anlamyla) tanmlanabilir nesne diye bir ey var
m imasn ieriyor; tpk bir komutun, komut verir ve bir komutu
yerine getirirken ne sylediim izi, ne yaptmz biliyormuuz
imasn iermesi gibi (komutlar, bilind diye bir ey olmadnn
kesin kantdr). Bir komutu, yahut herhangi bir kural ya da ta
limat sadece ima ieren, dnceyi harekete geiren bir ey olarak
ele almak -kendi zevkine gre yorumlamak- otoritenin yapsn
89
kkl biimde yenilemek demektir (itaat, yalnzca yorum kar
snda duyulan korkuya dnr). Her trl egemenlik biiminin
imknszln, dolaysyla da ierdii iddeti tanmaktr bu - tpk
psikanalizin, bilind kavram ve ona bal rya almas ile yap
t gibi (Egemenlik, diye yazar Jean Elshtain, bir i ve bir
hikye olarak... bizzat hayata tepeden bakmay getirir.) Sizi, sy
lediklerimi arptmakla suluyorsam, szlerimin ne anlama geldii
konusunda kendimi mutlak otorite olarak grdm imas vardr
burada (yani sizde hibir yorumlama zgrl, bende de bi
lind diye bir ey olmad imas). Ne olduunu anlayamyorum
diye sizin karalamanz -aslnda kendi karalamam- aptalca bul
musam, neyin akla yakn, hatta geerli olaca konusunda ken
dimi mutlak otorite olarak grdm ima ediyorum demektir.
Byle estetik ltlerin hepsi de neyin mmkn saylaca ko
nusundaki ltlerdir. En kt durumda, gelecei, ondan nce dav
ranarak ngrrler. Ama kurallar da hep, asla bilinem eyecek bir
gelecek iin koyulur. Tabii her trl modern ahlki reeteyi bu
kadar kark hale getiren de budur. Kiisel ahlkmz, ahlki sz
daarcmz, asla hayal edilmemi durumlar iin tasarlanmtr.
Tandk -aslnda modas g em i- ilkelere snarak, M ilnern
kargaa ve belirsizlik dedii eyden kanr. Kurallara uygun ya
amak, gelecein de gem i gibi olacan mit etmenin bir baka
biimidir.
Bir baka deyile, Milnern merak hakknda anlatt fabl, ayn
zamanda ahlk hakknda bir fabldr. Bir zamanlar keramet (merak
ve yan rnleri; aknlk ve dehet duygular) diye adlandrlm
olan ile ahlki ideallerimiz arasndaki ilikiyle ilgilidir. Merak ve
benim ilgi adn verdiim duygular daima yeni olann, yenilenmi
olan eskinin hizmetindeyse, gemiten gelecekler yaratmak da
daima deiiklik ierir demektir. Komutlar birer rtk mesaja d
ntrmek ve izlerinden gitmek demektir; bu komutlar hem b
yme srecinde yer alan retici bilgilerdir hem de bunlarn, m ev
cut gelenekler ile kltrn sunduu ilkelerde bulunan kaynaklar.
Peki ocuk, Freudun ifadesine gre hayatn biyolojik ger
ekleri ile yaptklarn, hayatn ahlki gerekleri -kendisine hem
90
miras kalan hem de retilen ahlktan sz ediyoruz- ile hangi an
lamda yapabilir? Btn cinsel teoriler ahlki birer teori olduuna
gre -insanlarn neyi yapmasnn mmkn ve/veya kabul edilir ol
duunun hikyesidir bunlar- cinsel aratrmalar srasnda ocuk,
bir yandan da bizatihi elikili grnen bir eyi gelitirmektedir:
Kiisel ahlktr bu. O ann geliim le ilgili ihtiyalarna gre ta
sarlanm bir ahlk (yani eer Freudun teorisini benimsiyorsak,
oral ahlktan, anal ahlktan vb sz edebiliriz). Yine ayn bakla
bu, kendi geliim aamalarnn her birini barndracak bir ahlktr -
o aamalardan geliip ortaya kmakla yetinmeyecektir. Do
laysyla insann kiisel ahlk, resmi ahlkndan farkl olarak ha
yatndaki farkl dnemlerin st ste binmesidir - tam bir orbadr
yani.
Yetitiriliinde geerli olan ahlk anlayna gre ocuk,
ahlken daha ok ya da daha az merakl olabilir; bilinli ya da bi
linsiz biimde yetikinler tarafndan daha ok ya da daha az ce
saretlendirilmesine bal olarak ahlk ya bir komut gibi grecektir
ya da rtk mesaj; tanmlanabilir (nceden olumu) bir btn ola
rak ya da tpk bir ocuk gibi evrim sreci iinde bir ey olarak.
Szgelim i onu nazik davranmaya zorlayan sesin kendisinin pek
nazik olmadn, hatta taleplerinde zalim ce davrandn fark ede
bilir, yahut fark etmesine izin verilebilir; yahut bir durumda kt
olan eyin bir baka durumda iyi olduunu; yahut ahlk ku
rallarnn da tpk onlar yaratan insanlar gibi lml, fani ol
duunu. Ergenlik ana geldiinde ahlkn, hayat ne kadar ok
basitletiriyorsa, o kadar kat ve rktc olduunu; en anlalmaz
eyin ahlki hayat basitletirmek olduunu fark edebilir. Psi
kanalizde sperego deiimi diye tanmlanan durum, ahlkn ye
nilenmeye ak olduu, sperego neredeyse egonun da orada bu
lunabilecei anlayn getirir beraberinde (hem ahlk bir zorba
hem de kiinin en deerli ideallerinin koruyucusu olarak s-
peregoya, kendisinin her eyi bilmediini, egemenliin insan yol
dan kardn hatrlatmak gerekir deta). ocuk, merak ve hayal
yoluyla kendi ahlkn doatan gelitirmekte ve ana-babas ara
clyla kltrn nne koyduu karakter idealleri ile z

91
delemesine dayanan gerekli uyarlanma srecinde de bu ahlk
ona alanmaktadr. Kltrn kabul edilir davran biimleri re
pertuar zorla dayatlr ocua; ocuk da ou zaman buna fkeyle
yant verir, ama yaratclk ve yeniliklerle yant vermesi daha kabul
edilir bir durumdur.
ocuun zgrl, ocuun kendini biimlendirme projesi,
komutlarla talimatlar ayn zamanda birer rtk mesaj ve ima ola
rak da ele alabilmesine, birer reete olarak grmekle kalmayp ak
davetiye olarak da kabul edebilmesine baldr. Kurallar uymak
iin deildir sadece, inceleyip snamak iindir de; tahmin yrtme
denen o kurumlamam beceriyi de gerekli klarlar. Fakat bu da
ocuun, yava yava bu alana sokulurken isel idealler arasnda
kark bir arpmann ortasna dmesi demektir (hem beceri
edinme arzusu vardr, hem de bu becerinin edinilm esiyle birlikte
kaybedilecei iin yas tutulacak bir ey sz konusudur). Kabaca
ifade edersek gerekli olan uyum salama, kabilenin standartlarna
gre u ya da bu ekilde iyi bir insan olma ideali sz konusudur
burada. Bu da ocuun temas halinde kalmasna imkn tanyacak
karakteristiklerin -drstlk, hijyen, rekabet- kazanlmas de
mektir (bir keresinde analist John Rickman, insann kendisine kat
lanacak kimse bulamaynca delirdiini sylemiti). Yetime denen
eyin daima uyumu iermesi ilgi ekici olabilecek bir paradokstur:
ocuk, baz eylerin el dem eyecek kadar scak olduu gereini,
ana-babasnn bir tarihi bulunduunu vb kabul etmek zorundadr.
Ama gruba katlmak, zoraki anlamalardan ibaret deildir; psi
kanalist gibi ocuk da, kltrn kendisinden bekledii balantlar
bozar ve yeniden kurar (ele alrsnz bunu, nk ele alnamayacak
kadar scaktr). D olaysyla uyum salama idealinin yan banda
-en azndan geleneki yapy geride brakm toplumlarda- daima
doalama ideali vardr: ocuun ve yetikinin, verili kltrel de
erleri kendi bilind arzularfha gre dntrme ynndeki g
reli zgrldr bu. Bunda da ou zaman kurallar deitirmekle
yetinilmez, oyunun da deitirilmesi gerekir (bir eyin nemi, bir
baka eyin neminin yerine geer ve bu yeni eyi beenenler,
adna ilerleme derler). Dem ek ki ortak anlaytan kaynaklanan ha
92
yatta kalma mcadelesi diyebileceim iz bir durum sz konusudur
ve dgcne dayal bakn hayatta kalmas iin yaplan bir m
cadeledir bu. Psikanaliz terimleriyle bunun arzu ve onu kar
layacak her ey olduu sylenebilir. Freuda gre ocukluktan
kalan miras, doyum olaslklar konusunda ifrata kamay da ierir,
bunlar ehliletirmek iin gerek duyulan ahlki ideallerde ifrata
kamay da (bunlara Oidipus kompleksinin zl ya da ana-
babann getirdii yasaklarn yeterince iselletirilmesi de denir).
Sanki dnya bizim iin yaratlm gibi yaarz ve bizimle ilgili hi
bir ey bilmeyen bir bakas iin yaratlm gibi. steklerimiz do-
yurulduunda, hayatn tam olarak ne olduunu bilirmi gibi yaarz
sanki - sonra da (lml bir ifadeyle) isteklerimizin nasl gelitiini
fark ederiz. Oysa dnyann bizim istediim iz gibi olduuna ya da
olabileceine inanmak -b ir ironi olarak da yaanabilir bu, ironi ol
madan da; yani ya komedi ya da trajedi olarak- ocuun hayatnn
nkouludur. Balangta var olan da budur: Sz deil, Vaat. Bir
baka ifadeyle ocuk, taahhtler olmad iin ac ekmez. Huy
suzluk nbetleri, yalnzca taahht altna girmi olanlar iindir.
Olaylarn devam etmesinden ya da sona ermesindense balyor
olmas daha ilgintir belki (hayatmzdan eksilenlerin ardndan yas
tutabiliriz, peki ya hayatmza eklenenlere ne yapacaz?) ster
gnderiliyor ister alnyor olsun, rtk mesaj bir tr umuttur. Dn
yalar umarsak, bir eyler elde ederiz.

93
IV
Hakl fke

H ayatn gerekleri, inanlarm z stne


titreyerek koruduum uz alana girem iyor: Bu inanlar
onlar m eydana getirm edi, o yzden de ortadan kaldrm aya
yetm iyo r gleri.
P r o u s t, Swann iarm Semtinden

IDerinlere kk salm olup da bizde kzgnlk yaratacak bir


dzen duygusuna sahip olmasaydk, hibir eyi trajedi olarak
grmezdik. Gnlk hayatn ufak trajedileri bir yana -haka-retler,
kazalar, gnlk melodramlarmza ya da tedirginliklerimize vesile
olan engeller- sanatta olduu gibi hayatta da trajedi, dnyann
nasl olmas gerektii konusunda ounlukla bilindnda bes
lediimiz kabulleri altst ederek gsterir kendini; dnyann olmas
gerektii gibi (szgelim i, bizim lmmz iermeyen bir dnya)
olduu yanlsamasna ne kadar sk kapldmz gsterir. Eli
mizdeki anahtarlar kaybedince kapldmz fke -k iisel anlam
ya da isel blnme yoluyla aa kard her ne olursa olsun-
bir yandan da anahtarlarn daima el altnda olduu bir dnyada ya

94
admz gsterir bize.
Bir baka yerde akc, kesintisiz becerilerle dolu bir dnya var
dr; her eyin tkr tkr iledii (trenlerin hep zamannda geldii)
bir dnya. Asla fkeye kaplmaya gerek duymadmz - daha do
rusu ortadan kaldrmak, iimizden aktmak iin fkeyi kul
landmz o dayanlmaz atmaya gerek duyulmayan bir dnya
(bir keresinde psikanalist Ernest Jones, ldrmek istediimiz in
sann en ok nefret ettiimiz deil, bizde en dayanlmaz atmay
yaratan insan olduunu sylemitir). Yani hibir fke yoktur ki in
tikam nitelii tamasn; bir ideale ihanet edilmesi sz konusu ol
madka fke de olmaz, o ideal ne kadar bilind, ne kadar eri
ilmez olursa olsun. Hiddete kapldmda yalnzca kontrolsz
lm ak etmi olmam -b ir snr amak iin ne ok arzu edilir
b u - daha utan verici olan, gizli gizli beslediim topyacl ak
etmemdir: Kendimle ilgili olarak ve kendi adma beslediim o deh
et verici, tutkulu idealdir bu. Bir baka deyile, grnen ben ile
olmak istediim ben arasndaki kopukluu daha fazla tayama
dn -yan i rasyonalize edem ediim - anda, aalanm his
sederim kendimi; psikanalizin dilinde bu, egom ile ego idealim ara
sndaki uurumun kapatlmaz olduu andr. Kaybndan tr ar
dndan yas tutmaya dayanamayacam yegne kii, idealimdeki
bendir. Her ey, hatta aalanmann yaratt utan verici k
krtma bile buna yedir.
Madem ki fke, idealimizi, kendimizi nasl idealize ettiimizi
-hakkaniyet anlaymzn ne kadar bilinsiz, ne kadar lgnca ol
duunu- gsterir, ayn hesaba gre kibrimizden feragat po
tansiyelimiz de ahlkn kkenidir. Aslnda kltldmz an
larn bizde byle bir etki yaratmas ilgin; kk drlme ve
alaya alnma konusunda hep nasl da savunmasz oluyoruz (sanki
bir yerlerde daima kendi gzmzde zaten istihza konusuymuuz
gibi; sanki bir bakma, her trl iddiamz birer bbrlenmeden iba
retmi gibi). Bir ahlktan yoksun olmann imknszln -ahlki
bir dnyayla btnlemi olduum uzu- hibir ey kibrimizden fe
ragat kapasitemiz kadar ak biimde dorulamaz. Kendimizi k
lm hissettiimizde, bizim iin nemli olanlarn bizim iin ne

95
kadar nemli olduu kar ortaya. Kapldmz fke bir eye olan
ballmzdr aslnda, tercih edilen bir eye. Zaten aalanmaya
kar bakl olan ya da bu duyguyu hi tanmayan biri, iyi bir
hayatn ne olduunu nasl bilirdi ki? fke annda aa kan iha
netlerimiz, arpklklarmz -anahtarlar kaybetmemiz ereti ve
vakitsiz birer ifaattr.
fkemizin ak ettii ahlkmz bir tr ahsi deliliktir sanki;
ahsi dinimizin onca el stnde tutulan deerleridir de, ancak i
nendiklerinde varln fark ederiz bunlarn, tabii eer fark edersek.
Bilinli olarak formle ettiimiz ve yolundan ayrlmamaya a
ltmz erdemlerin resmi ahlkmz oluturduu sylenebilir.
Gayri resmi ve daha bize zg olan ahlkmz ise ancak, deyi ye
rindeyse, aalanma sonucunda kendini gsterir. Sizi aalayann
kim ya da ne olduunu bildiiniz anda, kendinizle ilgili olarak
mutlak biimde deer verdiiniz, taptnz eyin ne olduunu da
biliyorsunuz demektir. Hiddete kaplmanza -kendinizi sahiden
kk dm hissetm enize- neyin sebep olduunu syleyin bana,
size kendinizle ilgili olarak neye inandnz, neye inanmak is
tediinizi syleyeyim . Yani yaama sevincinizi korumak adna
neyi kendiniz iin gerekli kabul ettiinizi.
Size yle dediimi varsayalm: Aalar savuran rzgra bak,
btn grebildiin, kendi bildikleri gibi salnan aalardr. Kendi
zel - v e ounlukla da fazlasyla kam usal- ahlkmza bakmak is
tersek, grebileceimiz, iitebileceim iz ve hissedebileceim iz ey
fkemizdir. deallerimizi memnuniyetsizliklerimizden karsarz.
Freudun bize kabul ettirmeye alt da, igdlerimiz -yani
onun, igdnn ieriine ilikin kurgusu- dorultusunda hareket
ettiimize gre, bize yol gsterenin ideallerimiz olduu d
ncesiydi. Cinselliin insan hayatnda gl bir drt olduu d
ncesi, modern Avrupada yle byk bir keif deildi (cinsellii
Freud kefetmedi; onun kefettii, cinselliin ifade edilmeye nasl
direndiiydi); belki daha artc olan, ahlkmz, cinselliimizin
brnd biimlerden biri olarak tanmlayabilmemizdi. Sz
gelimi cezalandrma kavram olmakszn ne adaleti dnebiliriz,
ne de cinsel sapknl. Bir baka deyile, psikanaliz asndan bak
96
tmzda ideallerimiz, birer arzu nesnesidir; daha dorusu y
celtilmi, daha kabul edilir biimlerde yeniden tanmlanm olan
arzunun nesneleridir (kt bir insan olmak, anneyle evlenm ek is
temekten daha iyi gelebilir kulaa). deallerimizin - iy i olmak, kt
olmak, baarl olmak, adil olm ak- bizim iin, bakalar asndan
olduundan niye ve nasl daha zorlayc olduunu grmek ko
laydr. nsanlar sevmek, idealleri sevmekten daha gtr ve daha
tatmin edicidir. Ve ideallerimiz, zaman durdurabileceimiz ya
nlsamasn, biz gelip gesek de bir eylerin kalc olduu ya
nlsamasn yaratr bizde.

U yleyse fke, yalnzca taahhtleri olanlara, kendileri iin


nem tayan projelere sahip kiilere gredir (kaytszlara, ta
saszlara, depresyon geirenlere gre deil). Yani bir eylerin ters
gittiini dnen ve bunun baka trl olabileceini fke annda
bilen insanlara gredir. ster ieriden, varsaymsal bir lm i
gdsnn sessiz sedasz ileyiinden kaynaklanyor olsun; ister
dardan, bize u ya da bu eyi asla yeterli lde vermeyerek
daima engellenmilik duygusu yaratan tekinden kaynaklanyor
olsun, bir kopu sz konusudur. Bu en alt dzeyde olduunda, ka
famzdaki tabloda bir ey kesintiye urar, aniden engeller belirir.
Engel olamad bir ekilde hedefinden (tatminden, adaletten, hk
metmekten, daha fazla yaamdan, kendi bildii yoldan lmekten)
uzaklatrlm bir yaratk tablosudur bu. Haksz mdahalelerden,
baltalamalardan, ihanetlerden sz eder fkemiz; ama paradoksal bir
ekilde de ayn zamanda srardan, reddediliten, mitten. Bir baka
deyile, intikamdan ayr tutulamaz. Hem zaten ou zaman nes
nesini gizlem e -ikam e etm e- gerei duysa da, intikam hrsyla dolu
olmayan bir fke dnebilir miyiz?
fke duygularmz, dillendirilmemi adalet teorileridir; in
tikamla dillendirilir, hayata geirilirler. Denebilir ki intikam, f-
F7N/Kreteki Yabani 97
kenin tarzdr, janndr (kanapedeki hastalar hep unu sorar: Ne
yapacam ben bu fkeyle? N e yapmam gerekiyor bunu? Buna u
soruyla cevap verilebilir: Olas cevap nedir sizce?). fke bizi
acze drrse, intikam da yaplacak bir ey koyar nmze. Ka
famzdaki dankl dzene sokar. nsann dnyaya ya da kendi
hayatna anlam kazandrmasnn yollarndan biridir. ntikam, bu
koputan bir hikye yaratr. V e uranan kayplarn iyiye doru de
itirilebilecei inancyla (gz dnmesine iyimser biimde yas
tutma olarak intikam) anlamn, dzeltme olana ile ne lde i
birliine girdiini gsterir bize. Trajedi daima eylem olanann
nn tkama tehdidi ierdiindendir ki -gerek trajediler kadar
ufak trajedilerimiz d e - intikam, umudu diri tutar.
Gerek trajedi, anlam yaratma kapasitemizi -iste im iz i- sor
gular: ntikam, bu sorgulamadan nce davranr. ntikamc, ete ke
mie brnm erektir. Hamlet deilse eer, hem bir eyler ya
plabileceini bilir, hem de ne yapacan. Zaten Ham letin, kendi
hayatnn yaanmaya deer olup olmadm sorgulamasna sebep
olan da intikam dncesiydi; Hamletin o kadar olaand olan
yan budur. Fakat ortalama intikamc, bir kez yaraland m, ha
yatn ne uruna yaadn bilir: Kendisini ilgilendirenin ne ol
duunu bilir. Onun iin yara, saf anlamdan oluan bir armaandr,
bir uratr. ntikamc iin yegne soru, nasldr. Korkun bir
iyimser olarak adalete inanr o: Hem olabilirliine hem de de
erine. N e istediini (artk) bildiine gre de kendi hayatnn ne
anlama geldiini bilmektedir. Yine de aalanmann ne olduunu,
fkeye ne lde yatkn olduumuzu kendimize sormamza sebep
olan, intikamn kurtarc, rahatlatc niteliidir kesinlikle - rtk
olarak ierdii dzeltme, iyi bir ey karma ya da deme inan
cdr. fke ayn anda hem an lde savunmasz olmamz kar
snda bir itirazdr, hem de boyun em eyi reddediimizin be
yandr.

98
... Laf dolandrmadan soracak olursak, nedir aalanma?
Bunca fkeye kaplmamza sebep olan yan nedir? Yahut da
yegne mmkn zm, yegne aresi fke olan ey nedir? Bu
sorularn cevab -h em ahsi hem siyasi dzeyde- adalet ile a
resizlik arasndaki ilikiyle yz yze getirir bizi; bir baka deyile,
hak sahiplii duygumuzun kaynayla. Haklarm deyince neyi an
ladm, fke duygumdan yola karak yeniden kurmam ironik bir
durumdur. Bir de herkesin bildii gibi, insan haklar denen ey ile
bireyin, kendi hakk konusunda daima mphem olan, bilind an
lay arasndaki u huzussuzluk dolu gerilim vardr. Ben, gizli bir
takm ayrcalklara sahibim: Kendime hak grdm baz ih
tiyalarm var benim; hayatm, ritelletirilmi bir prestijden
ibarettir. Y ine de dierleri arasnda bir insanm ite. Her ocuun
ksa zamanda farkna vard gibi, kendisi ne kadar nemli olursa
olsun -n e kadar gzel ya da sevilen ya da akll biri olursa olsun-
bir yandan da hibir ekilde zel biri deildir. Daima onu tmyle
nemsiz ve konu d brakan bir bak as vardr - ve bu d
nce, sonsuza dek musallat olacaktr ona (ocuun, ana-babasn
cinsel iliki halinde grd o ilk ann gc buradan kaynaklanr:
likinin ihtiam iinde ocuun hibir nemi yoktur). Onda ancak
fke uyandrabilecek bir bak as, bir noktaya taklm bo bir
baktr bu ve bunun iinde ocuk, kendini srekli olarak yeniden
oluturmak durumundadr; narsisizm dediimiz ey, en canl te-
cessmn depresyonda ya da cinsel iliki halinde ebeveynde
bulan bu bak asn ortadan kaldrma yolundaki (mitsiz) a
badr. fke annda varlmzn hissedilmesini salarz, sadece
kendi kendimize de olsa. Kapldmz heyecan bir tr hatrla
tcdr, bir hayat belirtisidir. Yahut bir eye ihtiya duyduumuz s
rada grmezden gelinmenin yol at o yakc aalanmlk duy
gusunu dzeltebilme mididir.
Aalama, mit ile oynanan bir oyundur daima. stemeyi bir
tr zulme dntrr. Vaatlerde bulunan birer hayvan olabiliriz
biz, ama ayn baka gre bir yandan da aalayan, midi yok et
mede son derece becerikli olan hayvanlarz; bir bakasn ve elbette
kendi kendini kltmekten bu kadar ok haz alabilen hayvanlar.
99
deta aalama -tecrit, ihanet, hakka tecavz; gurursuzluumuzla
heybetimizi birletirir bunlar- insanlarn bir araya gelince neler ya
pabileceine dair en esasl tablolardan birini oluturur. Aalanma
sahnesinin kendisi, srekli tekrarlanan ilksel bir karabasan gibidir,
zel ve politik hayat arasndaki kanlmaz badr (bask ve zul
mn geer akesi olarak aalama). Birini aalamak, kendini
unutulmaz klmak,demektir, birinin zihninde daima yer edinmenin
ktcl yoludur (psikanalizin etik projesi aalamay ortadan kal
drmaktr; insan ilikilerinde model olarak sado-mazoizme bir al
ternatif bulmaktr). Aalamann ayrlmaz paras ve garantr ise
boa kan umutlar yaratmaktr: Her zaman vaat olarak kalabilecek
vaatlerdir bunlar; tanm gerei her zaman sahte olabilecek, ar
zumuzu havaya savuran vaatlerdir. Birini aalamak, ancak umut
besliyorsa mmkndr elbette. Ancak bir gelecei olan insanlarda
bo yere umut yaratlabilir.
Birini aalamak iin size olan bamlln smrmeniz ge
rekir. nce bamll salar, sonra kullanrsnz (karnzdakinde
korku yaratarak kendiniz iin temel niteliinde olan belli eyleri
gvence altna alrsnz). Karnzdakinde bir ihtiya yaratr ya da
bir ihtiyac karlarsnz; sonra da onda bu yzden utan, sululuk
ya da korku yaratrsnz (kabul grme, arzulanma, gvenlik ih
tiyacdr bu, yine temel nitelik tayan bir eye ynelik ihtiyatr).
Kesin biimde sado-mazoiste denemese de son derece ktcl
olan ve her ocuun ana-babas elinde yaad deneyimin tarifidir
bu. Oidipus kompleksinin tarifidir. Sizdeki ihtiyac kar
layabilecek olan yegne kiilerin, sizin bak anzdan bunu yap
mamas, kendi bak alarndan da yapamamas, aalaycdr.
Ana-baba ocuk iin her ey olabilir, ama ocuk asla ana-baba
iin her ey olamaz (ocuun ana-baba iin her ey olabilecei ya
nlsamasn beslemek, psiik felakete yol aabilir). Sonuta da srf
ocuk olmann aalayc bir yan vardr - geri ana-baba, o
cuktaki greli aczden u ya da bu lde yararlanyor olabilir;
ocuk kendine yeterli deildir, kendi kendini yetitiremez. O halde
aalama, bir insann bir baka insana olan ihtiyacnn ierdii
gaddarlktr; daha dorusu bir insandaki kanlmaz ihtiya, gad
100
darlk olarak yaanr - ya da gaddarla dnr. Yine de bir an d
necek olursak, gaddarca olann ihtiyacn kendisi deil, kendine
yeterlik fantezisi olduunu grrz. Ben, her eysem , her eyi bi
liyorsam ve her eye sahipsem, istemek diye bir ey dnlemez
bile (Henry Jamesin K um runun K anatlar adl eserinde Morton
Denshern syledii gibi, Her ey, hibir eydir,). fkeye ka
plrz, nk her ey zaten hazrm gibi yaarz ve zaten bizimmi
gibi. Dolaysyla fkemiz, hibir zaman var olmam bir ey iin
yaklan attr, cinnet raddesindeki nostaljidir. Asla var ola
mayacak bir ey iin. Neticede hangisi daha ok bamldr di
erine: Tanr m, yaratt m?
En azndan en banda kendimizi, sanki kaynaklar bizim de
netimimizdeymi gibi tanmlyorsak -W innicottn deyiiyle anne,
bebein, onu kendisinin yaratm olduu eklindeki omnipotentlik
yanlsamasn besliyorsa- fke dediim iz, aydnlanma srecinin ilk
aamas olmal. lksel bir yanlsamann dalmas. Dnyada baka
insanlarn da bulunduunun kabullenilmesinden ibaret yaln ve
aka kanlabilir bir durum; kendi faniliimizin kutlanmas.
teki olmaya, hem iimizdeki hem dmzdaki tekilie denen
ilk sayg borcu olarak fke. Yine de olsa olsa ironik bir hale ge
tirebiliyoruz; anlalan o ki hak sahiplii duygumuzun heybetinden
asla vazgeemiyoruz. Ama fkem izi kaybedecek olursak, o
cuklukla, tanrnn yokluunda artk kutsal saydmz o balangla
aramzdaki ba da kaybederiz. Cinsellikte ocuksu olabiliriz, ama
fkede, tam anlamyla bebeksiyiz.

iy Bir bakma aalanmay mmkn klan, kendimize -daha


dorusu kendi benliimizin idealize edilm i versiyonuna-
duyduumuz sapknca ballktr. Kiisel tanrlarmz kutsalln
yitirdiinde, yani ou zaman bilindnda yer alan deerlerimiz
ile ideallerimiz tahkir ya da tehdit edildiinde aalar ya da aa-
101
lamrz - psikanaliz asndan baktmzda her ikisini de yapar,
reddettiimiz konumla bilinsizce zdeleiriz. Bu kltrde erkek
ler, erkeklikleri tehlikeye dtnde ounlukla kadnlar suiis
timal ederler; kadnlar ise aklarnn kurtarc gc pheye d
tnde ou kez o tehlikeli ilikilere dnerler. ocuklarn ayrca
lk ve hak sahiplii konularnda ounlukla hn duygular bes
lemesi artc deildir. fke, kendi benliimizin hasar grm
versiyonunu yeniden kurma dorultusundaki ounlukla beyhude
umuda dnr; tam olarak varlmz hissettirme deildir sz ko
nusu olan, kendimizde mevcut ve dolamda olan eyler arasnda
en ok deer verdiimizi korumaktr. Psikanalitik adan bak
tmzda byyme, stat kaybn -b ir tr cisim sizlem eyi- ve ar
dndan onu geri alma giriimini ierir. Byme srecinde en ok
stat kaybna urayan da ocukluk arzulardr. Bir baka deyile
Freud, ironik bir ilerleme mitosu karmaktadr karmza: Zaten
neysek onu olmak isteriz. fkemizle talep ettiimiz, bir eyin bize
geri verilmesidir; ya da bizi bo yere mitlendirdii iin yok edil
mesi.
ada psikanalizin eitli meraklarndan -g elim e mitoslar,
duygusal beslenm eye dair sapkn romans, dilin fetiletirilmesi,
iliki taknts- her biri, kendi lnce ocukluun tensel haz-
larmn reddine doru srklenir. Tm dikkatlerini ocuun ge
leceine yneltmekle onun bedensel balanglarn unuturlar.
Freuddan (ve Ferencziden) sonra ocuklua dair psikanalitik
hikyeler, ocukluktan nasl kurtulunacana dair birer hikyeye
dnm, erken dnem ocuk cinsellii ve ocuun bedenlere
duyduu ilgi konusunda fobiler gelitirmitir (ocuklara ynelik
cinsel suiistimal konusunda tam tersi geerlidir bunun; yetikin,
ocuun bedeniyle ar ilgilidir). Ancak ilk bata Freudun a
lmalarnn asl en kafa kartrc olan yan, bir bakma ocuk
luktan sonra gidecek baka bir yer olmad imasyd ve Oidipus
kompleksinde yaanan dbozumu da bunun kabullenilmesiydi.
Annenizle ya da babanzla evlenem ezdiniz, fakat tutku dolu o ilk
ilikilerin potasnda gelien erotik yaant, kar koyulmaz bir ide
aldi. Ondan asla vazgeem ez, ancak onu ikame edebilir ya da er
102
teleyebilirdiniz (ya da yle olacan mit edebilirdiniz). V e daha
bu Oidipal krizler balamadan nce bile bebek ve kk ocuk,
btn olas dnyalarn en iyisine gml durumdadr. Norman O.
Brownin bundan krk yl nce lm e Kar H a ya tta yazdna
gre Freudun iddias uydu:

temelde insann, esrarengiz tesadfi nedenlerle bir bedende hapsolmu


bir ruh olduu anlayna dayal 2.000 yllk yksek eitim e ramen
insan, onm az bir biimde maneviyattan yoksundur ve hl gizli gizli
ncelikle bir beden olarak dnr kendini. Bastrlm arzularmz
hazza ynelik deildir yalnzca; zel olarak, kendi bedenlerimizdeki
yaam doyurmann hazzna yneliktir. Freudun kritik olduunu d
nd ilk evrede ocuklar, ruhlarn bedenlerinden ayramazlar; Fre-
udiyen terminolojiye gre onlar, kendi kendilerinin idealleridir...
Freud, masumiyet aamasna dn ne savunmakta ne de mmkn
grmektedir tabii; ocukluun, insann sarslmaz hedefi olarak kal
dn syler yalnzca.

Freud, aslnda hepimizin ocuk olduunu sylememektedir, onun


syledii, ocukluktaki tensel younluklarn yok edilemeyeceidir.
deallerimizin, ocukluktaki hazlarn dnme uram biimleri
olduunu; yetikinin deerleri ile hrslarnn -tem sillerinin- o
cukluk andaki tutkular ile atmalarn ve meraklarn bulank bir
tablosunu meydana getirdiini syler. Yani, szgelim i zengin olma
arzusu, her eye yasaklanmadan erime, yahut bamllk getiren
ihtiyalardan muaf olma fantezisine dnr. Brownin ifadesiyle
ileriye bakmak, geriye bakn paradoksal biimidir. Gelecek, in
sann gem iin hazlarn, bedensel hazlarn bulduu yerdir. V e
Freudun ima ettiine gre insann, ocukken (ve yetikinken de)
kafasnda gelim i olan takntlardan uzaklatrlmas, aa
lanmann incelikli ve sinsi bir biimidir. ocuklukta fke duy
gular canl bir nitelik kazannca -ocuun huysuzluk nbeti kar
snda yetikinin ileden karak acze dmesi bu ikileme iaret
eder- boyun eme daima kltc bir ey olarak yaanr ocuk ta-

* lme Kar Hayat - Tarihin Psikanalitik Anlam, Norman O. Brown, ev.: Ab


dullah Ylmaz, Ayrnt Yaynlar, 1996. (.n.)

103
rafndan (sado-mazoizm, yetikinlerin boyun em e ve hk
metmeyi cinsel adan heyecan verici hale getirerek katlanlr kl
masn salayan bir hiledir). Peki majesteleri bebek ile ona
bakan yetikinlerin ihtiyalar arasnda kanlmaz bir atmay
iermeyen bir ocukluk tahayyl edebilir miyiz? Nasl olur da b
yme, kendi dnda bir eye uyum salamaktan, dolaysyla da
dbozumundan baka bir ey olabilir? Daha eski bir szck olan
mcadele -hissetm e ve da vurma uruna m cadele- bu er
evede uyum salama gibi biyoloji terminolojisinden alnm, k
stlayc bir szckten daha yararl olacaktr; ancak yine de o
cuun, kendi kltryle btnlemesi gerekmektedir.
Btn ocuk yetitirme biimlerinde -btn psikanaliz biim le
rinde de olduu g ib i- ocuk ile ebeveyn bir eylere uyum salar.
Farkl statden insanlar arasnda temel anlama biimlerine gerek
duyulmaktadr. Analist, hastann gerek anlamda okmerkezli biri
olduuna inanyorsa, onu bunun byle olduuna, buna inanrsa ha
yatnn daha iyi olacana ikna etmek durumundadr. Ana-baba,
ocuun gerek anlamda bir ilk gnah rn olduuna inanyorsa,
ocuu buna ve iyi olmay hedefleyen abalarnn sonuta ge
tirecei deere inandrmak iin yapabilecei her eyi yapmaldr.
(Aalanma, bilinli ya da bilinsiz olarak ocuun, yetikinin
inanmasn istemedii bir eye inanmasyla ortaya kar.) Diyelim
ki ocuk, annesi onun kendi bedeninin bir parasym ya da kar
dei, Marstan gelm e bir uzaylym gibi yaamaktadr. Ana-baba,
ocuu byle ykc inanlardan kurtarmaya alr. Ama Freuda
gre ocuk, her ikisine de inanmaya devam eder; aslnda kendi
hazzndan ok fazla fedakrlk etmeksizin hayatta kalmak iin m
cadele verirken, farkl sz daarcklar arasndaki atmann or
tasnda yaamaktadr. Freudun ocuklukla ilgili olarak sunduu
hikye, atmaya deer vermemiz, her bak asnn kendi a
sndan doru olduunu kabul etmemiz gerektiine inandrr bizi.
Freud gibi erken dnem ocuk cinselliini -Brovvnn ne sr
dne gre Blakein gr [vizyon] kavramna benzer bir ekilde
ocuun, gereklii erotik bir ekilde kavramasn- ne karacak
olursak, bir hayat projesini nasl grdmz de etkileyecek so
104
nular douracaktr bu. Kkenlere dair her hikye, gem i hak
knda bir ngrdr ve bu da gelecek hakknda st kapal bir n
grye dnr.
Freudun hikyesinin ok dolaysz bir versiyonunu hatrlamakta
fayda var: Bir paramz uyum salarken, bir paramz salamaz.
Lionel Trillingin ifadesiyle, uyum salamayan paramz kltrn
dnda deildir, nk ancak kltrn diliyle tanmlanabilir.
Freud, uyum salamayan paradan eitli biimlerde sz eder: Er
ken dnem ocuk cinsellii olarak, okbiimli sapknlk olarak, bi-
lind, rya almas, lm igds, id olarak. Uyum salayan
paraya ego adn verir; hem uyum salayan hem salamayan par
aya ise sperego adn verir. Yani kltrn iinde de deilizdir,
dnda da; birbiriyle atan ve elien biimlerde iindeyizdir kl
trn. Freud, atmadan tr ac ekmediimizi ima eder; bize
ac veren, ok az atmay tayabilir oluumuzdur. W illiam Emp-
sonn harikulade ifadesiyle, atmalar arasnda kpr olu
turmaya hevesli olmaymzdr: Yani her trl sese kulak ver
meye, oyunu sonuna kadar gtrmeye hevesli deiliz ve oyunu
durdurmakla da sonsuza dek kendi kendimizle konumaya
mahkm oluyoruz.
Gndelik hayatn birok ufak ayrntsnda bize yeterince itibar
edilmiyor gibidir; bizi yeterince ciddiye almazlar, istemezler, fark
etmezler, yeterince sevmezler, bize inanmazlar (kltme ile ilgili
geni sz daarcnn bir paras olarak ufak sz, grnmez-
lie, ocuk olmaya bir parack daha yaklatrr bizi). B yle sra
dan ufak ayrntlara verdiimiz tepkiler de, dnyadaki yerimiz hak
knda ounlukla bilinsizce srdrdmz kabulleri korkun bir
berraklkla gzler nne serer. Bir baka deyile byme, yalnzca
kendimize ilikin daha gereki bir kavray kazanmak deildir;
daha ok, en eski haklarmz, szcklere dnen bedensel ihti
yalarmz (W innicottin bir keresinde fiziksel ilevlerin muhay
yilede ayrntlandrlmas dedii eyi) unutma srecidir. Bu an
lamda biz, bedenimizin kltre yant verme biiminden ibaretizdir.
Byme srecinde temel bir eylerin kayba urad ya da en
azndan arln yitirdii artk herkese benimsenen bir kabul.

105
Adna ister hayal, ister dgc, yaama gc ya da umut diyelim,
hayatn zamanla anmaya urad dnlyor (ocukluk ile er
genliin idealize edilmesi, bu inana verilen bir tepkidir). Tabii
lmn hayatmzla i ie olduunu kabul etmek yerine onu d
man ilan etmek de -sava halinde olduumuz, bize srpriz sal
drlar dzenleyen bir ey olarak grm ek- bu hikyenin bir par
asdr. En hainane biimde ibirliine yneldiinde psikanaliz
-yar bilimsel yeniden tanmlamalar yolu yla- bu geleneksel
hikyeleri pekitirmenin tesine gememitir. Hayal krkl ya
ratmann yksek sanat olarak psikanalizdir bu; aydnlanm hs
rann modern mitolojisi, arzunun avutucu biimde ironikle-
tirilmesidir.
Yine de Freud, bedensel itah, dolaysyla da muhayyileyi
kendi hikyesinin kahraman haline getirmekle bizi ayn zamanda
hazza yneltmi, bedenin inancna inandrmaya, semptomlar, esp
riler, ryalar ve hatalarla bedenin mr boyu kendi uyumsuzlu
unu nasl eylem e dntrdne iknaya almtr. Freudun
rya almas -m odern pragmatizmin ise yeniden tanmlama-
adm verdii ey, hayatn gereklerinin hayatn fantezileri eliyle
aralksz biimde yeniden ekillendirilmesiydi. Bireyin mr boyu
megul olduu bu gizli alma -tarihi yapan bu istek bolluu, bu
srarc, fantastik gzden geirm e- tek bir ama uruna ger-
ekletirilmekteydi: Hayat yaamaya deer klmak, yalnzca bizi
ayaklarmz stnde tutanlar deil, kendimizden geirenleri de
aa karmak (vecd durumlarndan uzak durmakla psikanaliz, do
utan getirdii hakkn bir saadet yuma karlnda satmtr).
Freudun ima ettiine gre istek ve dileklerimiz, bizi mutlulua g
trse de, gtrmese de esinleyicidir; ve eer dileklerimiz mutlu et
mezse bizi, hibir ey etmez demektir. Freudun formle etmeye
alt muamma buydu ite. Srf istediimiz iin yaanz, kendi
kendimize kar mulak olduumuz alan da isteklerimizdir yine.
Doyuma inanrz, ama atmaya inanmayz. Bydke, kendi
hazzmzn incelikli kartlar haline geliriz.
steklerimiz ve kendimize ilikin bilgim iz, psikanalizin akla ge
tirdii gibi - v e tanm gerei ocuklukta olduu g ib i- birbiriyle
106
kkten atma halindeyse, o halde psikanaliz, tedavi olma id
diasndaki bir semptom demektir. Doyum iin yetersiz ikameler
bularak -yceltm eyi byle iddial, kibir ve fantezi dolu bir hikye
haline getirerek- hazza inancn yitirilmesini rtk biimde tevik
ediyor olabilir. Bir baka deyile, hazzn daima bedende ve be
denin kanlmaz olan, hayat veren, hayat daim klan a
tmalarnda balayp bittiini unutmutur. ocuun ustalkl ya
ama sevincini de unutabilir. Bymek, bir eylerin dna karak
deil de tekrar tekrar iine girerek gerekleiyorsa, iyi hayat
hikyesi dediimiz eyin ekil deitirmesi gerekecektir. Bize ok
farkl biimlerde cevap verilebilir demektir.
Final

Antropologlar, diye yazar Anthony Giddens, byk lde,


haklarnda sylenenlere verecek karl olmayan insanlar ve
gruplarla urarlard. Ayns psikanalistler iin de geerli olsayd
ok tuhaf olurdu gerekten. Psikanalizin, karlk verme olanaklar
ile ilgili bir sre olduunu; hastann nihayet cezalandrlma kor
kusu olmadan konuabilmesi iin, karlk vermenin nndeki en
gellerin analizini kapsayan bir sre olduunu dnebiliriz (de
nebilir ki serbest arm, kendi adna sz sylem e cesaretini
bulamayan karlktr). Grld kadaryla Freudun psikanaliz
teorisi de, bireyin kltr iinde ve kltre karlk vermede ba
vurduu hem geleneksel hem ykc yoldur. Freudun bilind
adn verdii ey, dnyaya gelm eye verilen, u ya da bu lde

108
gayri meru karlklardan ibaretti, ki arzu deniyordu bunlara; ra
dikal lde lgn yeniden tanmlamalara dayanan rya da bal
bana bir karlkt; yasak bir urat bilind. Freudda, kitabn
banda yer verildii zere kendi cinsel aratrmalarna atlan
ocuk, hayatn gereklerini asla olduu gibi kabul etmez.
Freudun ilk vaka incelemeleri -H iste ri zerine alm alar-
kimi kadnlarn aile iinde verdii karlklar ve ailenin de gelitii
ortam oluturan daha geni lekteki kltrn, onlarn byle kar
lklar vermemesi ynndeki tercihini ortaya koyan, ustalkla ka
leme alnm hikyelerden meydana geliyordu. Freudun yeni ge
litirdii psikanalitik yntem, bu kadnlar fiziksel semptomlarla
deil, daha etkili bir ara olan szcklerle karlk vermeye y
reklendirmekteydi (semptomlar, asl istei bulanklatran karlk
verme biimleridir). Btn bunlar yeterince makul grnyordu ki
Freud, hastann, kendi de bilincinde olmadan psikanaliz ortamn
balangtaki travmatik senaryoyu yeniden yaratmak iin kul
landn fark etti birden. Analistin yegne rol hastaya yataklk
etmek, asl ebeveyni temsil etmek olduu mddete hasta, ce
zalandrlma korkusu olmakszn yeniden konumaya ikna edi
lebilirdi. Ancak Freudun da bu bedel pahasna kefetmi olduu
gibi analist, hastann deneyiminde asla bir ikameden ibaret ola
myordu. Zaten btn bir aktarm kavram da ancak aktarma d
nmemi bir eyler kaldnda anlam kazanmaktayd. Bylece u
soru kt ortaya: Hasta, hangi anlamda, bir yetikinin bir baka ye
tikine karlk verdii ekilde karlk verebilirdi analiste? Psi
kanalizin btn yapt, benzer bir sorun yaratmak zere bir sorunu
zmekten mi ibaretti? N e de olsa analist, kendini gerek ele
tirinin menzili dnda tutarsa, bundan ekinmesi gerekir. Aktarm
bir kez zldkten sonra, hasta ile analistin yapabilecei tek ey
niye ayrlmak oluyor?
Bu adan psikanaliz, srf reddetmek zere bir talep kartr or
taya; bo mitler yaratarak ifa verir gibidir sanki. A ktarm daki A k
zerine G zlem lerde, Erotik aktarmn ikrar ettii anda hastay
bunlar bastrmaya, knamaya ya da yceltmeye zorlamak, bunlarla
ba etmenin analitik yolu deildir, olsa olsa anlamsz bir yoludur

109
diye yazar Freud; hasta kendini aalanm hissedecek ve
bunun intikamn almaktan geri kalmayacaktr. Bir baka deyile
hasta, bir reddedilii (yeniden) yaamaya; anlamak adna, korkun
bir narsistik yarann deilmesini kabullenmeye yreklendiril-
melidir: Hasta analisti sever/arzular ve meydana gelecek olan tek
ey de bunun, (gem ile balantl olarak) ama elbette daha iyi bir
gelecek adna tanmlanmas olacaktr. ocukluunda olduu gibi
hastaya, bir kez daha hayatn gerekleri anlatlmaktadr, hayatn
Oidipal gerekleri.
Bu durumda, teoride akla yakn bir tns vardr hayatn ger
eklerinin (yle olmasayd kimse bunlara inanmazd). Ak
tarmdaki akn serbestisi diye yazar Freud, olaan hayatta or
taya kp da normal diye nitelenen akmkinden bir derece
dktr belki: ocukluun ilk dnemindeki modele bamlln
daha ak biimde gsterir ve uyarlanma, deiim e uratlma ka
pasitesi daha snrldr. Bu adan baktmzda, dnme tabi ol
mayan her ey -zerinde yaplabilecek deiikliklerin nn kesen
her e y - bir travmadr. Yenilenmeyi sabote ederek zaman don
durur. Doalamay nler. Aktarmdaki ak demek olan ocuksu
ak, bizi yeni olann okundan esirgedii iin bal bana bir so
rundur; aslnda yeninin ya da ngrlmezin oluturduu kategoriyi
gereksiz bir fazlalk haline getirir. Herkes, ya bizim asl ailemizin
bir ferdi haline gelir ya da bizim kendi versiyonumuz. Yaptmz
en salam yeniden tanmlamalarda imdiki zaman, bir gelecek
kurma adna gem ie karlk verir (ryalarmzda bize ramen
gerekleir bu). W. H. Auden, Ballk ve zek, diye yazmtr
bir keresinde, birbirine dmandr; yeni olan kabullenmek -k e n
di kendine srpriz yapm ak- bir tr sadakatsizliktir, gem ie iha
nettir.
O halde hasta, analisti -daha dorusu herhangi birini- srf bir
ikame olarak m sever, bir zamanlar sevm i olduu birini ona ha
trlatt iin mi? nsanlarn birbirlerini alglamalar ile birbirlerini
icat etmeleri arasndaki ilikinin gndeme getirdii bu m eseleye
Freud, elikili bir cevapla karlk vermitir. Binlerini severiz,
nk ana-babamza ve kendimize kar beslediim iz en eski tut
110
kularmz hatrlatrlar bize; ve ancak yeterince farkl olarak, ba
kas olarak tanyabildiimiz lde tam anlamyla sevebiliriz on
lar. Bu kitapta benim doalama (emprovizasyon) ile iten gelen
zorlama (komplsiyon) arasnda, rtk mesaj ile komut, merak ile
alkanlk arasnda ngrdm farkn aynsdr bu. Ancak bize
sorduklarn ve bizden istediklerini gzden geirerek ana-babamza
karlk verirsek bir erotik yaantmz olabilir.
Peki btn bunlarla ilgili teorilerimize ne dereceye kadar kar
lk verebiliriz? Denebilir ki, nasl baz kitaplar yorumlanmaya
daha yatknsa - v e baz okurlar da kitaplar kendilerine mal etmeye
nasl bakalarndan daha h evesliyse- baz psikanalitik (ve baka)
teoriler de gzden geirilmeye direnir gzkmektedir. Belli bir il
giyi hak eden bir kanlmaz durum: Bir teori ne kadar de
terministse, bireysel yeniliklere o kadar direnir. Szgelim i hem
Freudculuk hem de Danvincilik, iki ayr trden ynlendirme ara
snda skp kalm olarak grr bireyi. Freuda gre bireyin
egosu, idin dayattklar ile d dnyann, kltrn dayattklar ara
snda mcadele verir. Darvvincilie gre de doal ayklanma ve ge
netik vardr. Bunun bir sonucu olarak en indirgeyici biimleriyle
her iki senaryoda da ahlk, u ya da bu lde incelikli bir opor
tnizm biimidir (her iki senaryo da insanlarn, kendi hayatlarna
ne kadar ok nem verdiklerini ve bu hayat korumak iin el
lerinden gelen ne kadar az ey olduunu vurgular). Ahlk, varln
srdrme yetenei ile varln srdrmenin gerei olan bir ya
nlsama arasnda bir ey haline gelir: remenin varln sr
drmesi ve hazzn varln srdrmesi. Yani birey yaratcdr, ama
ancak nceden bilinen bir ufkun snrlan dahilinde. Fazlasyla net
bir projedir bu. Ne yapmamz gerekiyorsa onu yapmaktayzdr.
Yapmamak da elimizde deildir. Aslnda ne yapmakta ol
duumuzun bize sylenm esi, ne yapmamz gerektiinin (arzumuza
gre yaamak, genlerimizi oaltmak) sylenm esi demektir. Bize
verilmi temel ilevi yerine getirmekten ibarettir yaptmz. Sanki
hayatlanmz bizim iin nceden dzenlenmi de, bize bir tek onlan
yaamas kalm gibi. nceden tasarlanm olan u ya da bu eree
kendimizi adamaya mahkmuzdur.
111
nsan tabiatnn zn tanmlama ynndeki btn giriimler,
insanlara bir proje, hayatlarna bir ekil kazandrma abasndan
ibarettir; deerleri de buradan gelir. M esela insan hayatnn ya
ama igdleri ile lm igdleri arasnda bir savatan ibaret ol
duu yolundaki psikanalitik dnce -btn o hrmete ayan te
olojik tarihiyle birlikte- baka trl kafa kartrc bir grnm
arz edecek olan bir abaya yol gsterir. zmz, grnmlere
arlk kazandrmak, yeterince ehemmiyet kazandrmak zere on
lara ekleyebileceim iz eydir. Ama ayn anlayla unu da merak
edebiliriz: Gzmzle grebildiklerimizi daha ilgi ekici klmak
iin neden sakl duran bir eyler -d iy elim ki bilind igdsel
yaant- olduunu tahayyl etmemiz gerekiyor (sakl duran, g
rlecek olann tehir edildii bir vitrin de olabilir); ve her eyden
nce niye determinist teorileri tercih ediyoruz?
Btn determinist teorilerin barndrd paradoks, bunlarn
ancak tanmladklar determinizmler vastasyla kefedilebilir ol
masdr: Tanr, Tanry vahyeder bize; genlerimiz bizi Darwinci
yapar (ya da genetiki); arzumuz, psikanaliz teorisini yaratr. Bun
lar birer kapal sistemdir - kendi kendini doru karan birer ke
hanettir; nk kendilerini rtebilecek olan her eyi hem ak
lamakta hem de iermektedirler. Bu teorilerin terimleriyle dne
cek olduumuzda, genetik hakknda hibir ey bilmeyen btn kl
trlerin hl karanlkta yaamakta olduunu kabul etmek du
rumundayz; kendi hayatn, yaam ve lm igdleri arasnda bir
sava olarak tahayyl etmeyen btn bireylerin, kendilerini kan
drmakta olduunu kabul etmek zorundayz. Darwin ve Freudda
yerel bilgi, evrensel hakikat halini alr; sanki yerel yeterli deilmi
ve hakikat de, asl istediimiz eym i gibi. Bylece kltre ve ta
rihsel dneme zg iki teori, deta insanlar yalnzca inan sis
temleriyle programlanm da bunlar birer senaryo olarak kabul
edip onun gereklerine gre oynuyorlarmasna, model haline
gelir.
Bu trden determinist teoriler - k i u veya bu eyden (bi-
lindndan, kltrden, D N A dan) emir alarak hareket ettiimizi
varsayyor gibidirler- sonular bakmndan daima ironiktir, nk
112
-n azndan sekler bir toplumda, ancak ve ancak insanlar ta
rafndan ortaya konabilirler; her ne kadar - o kltrn hakikat ile il
gili hkim teamllerine uygun olarak ileyen retorik stratejileri ara
cl y la - Gerekliin gnderdii birer ynerge izlenimi verseler
dc. Yahut sadece dnyann durumuyla ilgili hikyelerdir bunlar,
te o kadar diyen hikyeler (bilimde, sanrsnz dnya nihayet
kendi adna konuuyor da gerekten neye benzediini anlatyor
bize). stelik sylediklerimizin, bir tek bizim ya da bizden birinin
eriebilecei stn bir kaynaktan -T an rdan, G elenekten, Bi-
lindndan, B ilim sel Yntem d en - geldiini ne srerek bir ay
rcalk da kazandrabiliriz buna. Modas gemi bir dille buna al
ternatif uydurmak istiyorsak, kanunlar koymayp yalnzca
nerilerde bulunan bir Tanr tahayyl etmek zorundayz. Her eyin
bilgisine sahip olanlarn hayat iin nerdii ok sayda proje, N i
etzschenin oluumun masumiyeti - o geliigzel, hesapsz, gay
ret dolu hayat projesi- eklindeki o grkemli deyiinin yolunda pu
suya yatmtr.
Tanm itibaryla, byle determinist teorilere inanmamay tercih
edebileceim izi dnmekle pek bir yere varamayz elbette. Yahut
varabileceksek bile D ostoyevskinin Yeraltndan Notlar sunan kah
raman gibi olmak zorunda kalabilir, iki kere ikinin be ettii yo
lundaki iddiamz ortaya atp bunun nmzde nasl bir dnya a
tna bakabiliriz (Yeraltndan N o tla rm kahraman asndan
hangisinin daha kltc olduu belli deildir: D oa yasalarna
meydan okumak m, onlar kabullenmek mi; kltrn ideallerine
gre yaamak m, onlara bovermek mi?). M esele udur: Bilimin
sunduu eitli determinizmleri bir hayat tanmlamakta kullanacak
olursak ne kaybederiz, neyi gzard etmek ya da gzden karmak
durumunda kalrz? Bilim sel geerlilik ltlerine, onlar baka l
tleri dlayacak ekilde kullanmadan deer verebiliriz. oumuz
iin nemli olan eylerin pek ounun, dorulanabilir ya da
rtlebilir olmak yle dursun, ille de bakalarna inandrc gel
mesi gerekmez - herkesin bildii bir eydir bu, aslna bakarsanz
byme anda her ocuun yeniden kefettii bir kliedir.
Etik Derslerinde Wittgenstein, Mucize diye bir ey ol-
F 8 N /K reteki Y abani 113
madiim bilim kantlamtr, demek samalktr diye yazar. in
asl, bir olguya bakmann bilimsel yolunun, bir m ucizeye bak
makla ayn olmamasdr. M esele bilimden sonra mucize diye bir
\ ey kalmamas deil; bilimin, mucizelere bakmann (ya da mucize
aramann) en iyi yolu olmamasdr. Dnyaya yalnzca bilim sel bir
gzle bakarsak, mucizeler grnmez olur. Bundan byle satran
talaryla yalnzca dama oynanacana karar vermisek, satran
szc neyi ifade edecektir ki? Satran, sanki bir by ya
plmasna hayalimizden silinir gider. Benliimizin belli ver
siyonlar gzn bilimin ilerlemesine dikerken, o da -yabans ve
devrini doldurmu- bir eylerin kalnts gibi grnecektir. Psi
kanalizin, bilim sznn ierdii btn prestiji ve kltrel otoriteyi
de tayarak bir bilim haline gelm esi, Freudun tutkusuydu. Fakat
kendi tanmlad biimiyle rya gren kii ile ocuk, bir eyi yap
mann baka yollar da olduunu ona hatrlatmay srdrdler.
Freudun alegorisinde modern birey, rya gren ile bilim yapann,
ocuk ile gerekinin, yabani ile krein arasndaki atmann ge
tii yerdir.
Psikanaliz teorisi - y a da baka bir teori- dorulanabilir ya da
rtlebilir hipotezlerdense ocuklarn cinsel teorilerine (ve bun
larn bilindmdaki karl olan ryalara) benzemeye zense idi
neye benzerdi, diye merak etmeye deer belki de. te o zaman ke
sinlikle emin olabiliriz ki psikanaliz, hayatn belli biimlerde ta
nmlamann kendisini daha iyiye gtreceine; psikanalizden ge
menin, baka trl nasl tanmlanrsa tanmlansn, aslnda bir dili
renmek demek olduuna, o dilin de ideal haliyle her eyi daha
iyiye gtreceine (geri o eyler, ancak bu dilin mmkn kl
dklar olacaktr ama) hastay ikna eden bir retoriktir. O zaman psi
kanalizin hibir versiyonu, bir bakasndan daha derin ya da daha
doru olmaz; nk bunlarn deerlendirilmesinde bavurulacak,
nceden paylalm ltler bulunmaz. Her teorisyenin -k i
Freudun, cinsel konulara merak duyan ocuu da bunlardan bi
ridir- bize kendi olmasn istedii haliyle dnyay anlattn, ac
larn nasl dindirilebileceini anlattn, ama bunu da dnya hali
byledirin daha inandrc grnen bir biim iyle yaptn d-
114
rdk (psikanaliz ilerlemezdi o zaman, sze karm olurdu).
Kltr gibi dileklerimizin de sonuna kadar gittiini, ikisinden de
asla muaf olamayacamz kabul ederdik. Yahut belki de, onlarn
dnda bir yksek mevki bulur, her ikisini de oradan de
erlendirirdik. Bir baka deyile psikanaliz, Freudun ilk dile ge
tirenler arasnda yer ald karmak soruyu cevaplamaya devam
edecektir: Neden yetikinler, benzem eyi istediklerinden daha fazla
benzerler ocuklara?
nsann daha yakndan bakabilecei bir bilind yoktur; yal
nzca bizi daha ok ya da daha az mitvar klan konuma biimleri
vardr. Kk ocuk daha fazla mit dolu olamaz. Oysa yetikinler,
o mide gz kulak olacak yegne kiilerdir. ocuklara anlatlacak,
ocuklarn bir eyler yaratmasna, kendi varlklarn daim kl
masna ara olacak hikyeleri uyduran ve seen de onlardr.

1934te Joseph Wortis adnda gen bir Amerikal hekim, Freudun


teorileriyle ilgili bir konuyu ilk elden anlayabilme amacyla ksa
bir didaktik analiz iin V iyanaya, Freudu grmeye gitmiti.
Profesyonel olarak ecinsellik aratrmalaryla ilgilenmekteydi,
ama yine profesyonel nedenlerle Freudu da merak ediyordu. Wor
tis, bu merak dnda dayatan hibir kiisel sorunu olmadan gitti
Freuda; fakat ok gemeden Freud, Wortis iin bal bana bir
sorun haline geldi. Freud, bana salkl demekten amacnn beni
pohpohlamak olmadn syledi diye yazar bu bulumaya dair
anlarnda. Karmakl, eriilem eyecek kadar uzak kelerde
saklanmakta olduu iin salkl kabul edilen insanlardan bi
riymiim ben de. Bunun gururlanacak bir taraf y o k dedi. Analz
boyunca Wortis, Freuda ve psikanalize ilikin eletirilerini kesin
ve ak bir dille ifade eder; Freud ise hem bizlere savunma me
kanizmas olarak rettii eye snr, hem de gen Amerikalnn
kukuculuuna ilikin analizinden insann gzn korkutacak
kadar emindir. Wortisin cokulu anlatsnda simge niteliinde bir
diyalog olarak yerini alr bu: Genlik ile yallk arasnda, Yeni
Dnya ile Eski Dnya arasnda, pragmatizm ile metafizik arasnda,
115
kstaha masumiyet ile ironik otorite arasnda bir diyalog ( ...
Btn koullan dikkate alacak olursak, son derece talihli ve an
layl bir ekilde yetitirildiimi dnyorum. Bunu duy
duuma ok sevindim der Freud, zira allmn kesinlikle d
nda bir durum.). Freudun W ortise bir iki ey retmekten
ekinmedii bellidir; W ortisin, Freudun aksiliinden gelen ca
zibesini hem ok heyecan verici hem yorucu bulduu da. Btn iyi
ikili etkileimler gibi - v e analizin de olmas gerektii g ib i- al
lmadk bir perdeden diyalogdur bu da; asla bilinem eyecek olan
bir eyin her an ortaya kacakm gibi bekledii bir konumadr
(atma ve karmakln, salkllk da normallik de olmadn,
ilai deerler olduunu ima eder Freud). Her ikisi de kar
sndakinin, kendi kabullerini koruyarak bu ii tamamlamasna
i/in vermeyecektir deta. W ortisin kabullerinden biri, kendisinde
pek salksz bir durum bulunmaddr; Freudun kabullerinden
biri, Wortisin kendini bir sr haline getirdii, salkllk ve nor
mallikle zihninin bu kadar ok megul olmasnn kendini ya
nltmak iin bavurduu bir yol olduudur: Anormal hale gel
menin o kadar ok yolu var ki, dedim, insann normal kalabilmesi
mucize gibi bir ey. Bu bana hastane ziyaretine giden Yahudiyi
hatrlatt dedi Freud, hastaneden karken demi ki, ne feci bir
dnya bu byle, herkes hasta ve tek bir kii salkl. Wortis,
aormallememenin (meselenin z deilse bile) ama olduunu
kabul eder; Freudun arm ise bir fkradr: Fkradaki Yahudi,
kendi bak asna safdillikle imtiyaz tanyarak bununla dalga ge
mektedir. Bu alverite Freudun Wortise gsterdii ey, onun
gvenlik adna kendi durumunu nasl basitletirdii (kendinizi ne
kadar normal grrseniz, baka herkes de o kadar deli grnr g
znze), haz ald eylerin ne kadar yavan bir gvenlik duygusu
saladdr. W ortisle ilgili olarak patolojik bir tablo izmek de
ildir Freudun derdi, onca vnd akl salnn ne kadar s
olduunu gstermeye alr ona. W ortisin Freuda nazik bir s
lupla ynelttii sulama ise onun, W ortisin iinde olup bitenler
konusunda ard arkas kesilm eyen temelsiz iddialarda bu
lunmasdr. Tartlan, W ortisin aslnda nasl biri olduu ve her

116
hangi biri iin aslnda herhangi bir ekilde olmann ne anlama gel
diidir. Yani btn analizlerde olduu gibi burada da, sz da
arcklar arasnda arpma ile ibirlii; varln srdrme uruna
mcadele veren eitli hikyeler; inandrclk sarslmaya ba
ladka u ya da bu lde keskinleen eitli tercihler birbirini
izler.
Ancak Freudun, duygularn hi yanstmayan o donuk ve
souk tavrn en arpc biimde sergiledii an, ilk konumala
rndan birine denk gelir. Akta ve hayatta yaadklarm an
latmaya baladm diye yazar Wortis. Freud, yer yer dostane, duy
gudaa yorumlarda bulunuyor, benim drstlk konusunda ken
dimi iyi yetitirmi olduumu dnr grnyordu, nitekim
bunun... analiz iin iyi bir hazrlk olduunu sylemiti. Kendimle
yle ok fazla ilgilenm ediim i, iime gcme baktka kendimi
daha iyi hissettiimi syledim. Bu da ilgi ekici dedi Freud. u
ana dek anlattklarnz hep yle ak bir ekilde ortaya koydunuz
ki, bana da ilgin gzkmediler.
Bu szlerdeki keskinlik W ortiste ok yaratr elbette; ancak iki
seans sonra Freudun durumu dzelttiinden sz eder. Freud dedi
ki, ilgilenmediini kastetmemi, benim ilgilenm ediim i dnm,
nk hep ok ak, yzeysel eylerden sz ediyormu-um. Freud,
buradaki sam im iyetsizliine ramen - y a da retorik inceliine ra
men; bak asna b a l- yine de akln lzumsuz (yani z iti
baryla savunmaya ynelik), ilgi gstermeninse -dikkatini ver-
m eninse- sahiciliin ltlerinden biri olduunda diretir. Bir baka
deyile Freud, nemli olann tanm gerei ilgin olduunu var
saymaktadr. Peki, ama aklk yzeysel bir eyse, bu benlik je
olojisinde derinde yer alan katman hangisidir? V e kendimize ya da
bakalarna ilgi ekici gelmiyorsak, ne yaparz?
Aklktan kuku duymak ve dikkatimizi eken eye deer ver
mek. Akla yakn olan her zaman biraz abes bulmak. V e tutkular
karsnda korkuya kaplmak. Freudun Wortiste brakmak istedii
izlenim, aa be yukar byledir. Ayn zamanda da bu, ka
ytszl asla bir seenek olarak grmeyen ocuun ta
nmlamalarndan biridir tabii. ocuklar ve ocuklua dair hikyeler
117
(psikanaliz gibi) yar dini bir anlam kazanmsa -bizdeki en inan
drc zclk haline gelm ise- belki de ocuklar, ana-babalarnn
hep dedii gibi, imknsz olduundandr bu. Hep sahip ola
bileceklerinden fazlasn isterler. Ve en azndan balangta, bun
dan hi utan duymazlar.

118
Kaynaka

W . H . A u d e n , E d u c a tio n a l T h e o r y , The English A uden, y a y . h a z . E d w a r d M e n d e ls o n


( L o n d ra , F a b e r , 1 9 7 7 )
F r a n c is B a c o n , a ln t: Bacon, Portraits and Self-Portraits, g ir i y a z s : M ila n K u n d e r a
(L o n d r a , T h a m e s & H u d s o n , 1 9 9 6 )
W illia m B la k e , The Letters o f William Blake, y a y . h a z . G e o f f r e y K e y n e s ( O x f o r d , O x
fo r d U n iv e r s ity P r e s s , 1 9 8 0 )
O . K . B o u w s m a , Wittgenstein: Conversations 1949-51 ( I n d ia n a , H a c k e tt P u b lis h in g
C om pany, 1986)
N . O . B r o w n , Life A gainst D eath ( C o n n e c tic u t, W e s le y a n U n iv e r s ity P r e s s , 1 9 5 9 )
F y o d o r D o s to y e v s k i, N otes From The Underground, e v . R ic h a r d P e a v e r v e L a r i s s a V o -
lo k h o n s k y ( L o n d r a , V in ta g e , 1 9 9 3 [Yeraltndan N otlarI e v . M e h m e t z g l, s
ta n b u l, E n g in Y a y n c lk , 1 9 9 3 ])
J e a n B e th k e E l s h ta in , T h e ris k s a n d r e s p o n s ib ilitie s o f a f f ir m in g o r d in a r y lif e , P hi
losophy In an A ge o f Pluralism, y a y . h a z . J a m e s T u l ly ( C a m b r id g e , C a m b id g e U n i
v e r s ity P r e s s , 1 9 9 4 ) i
W illia m E m p s o n , Collected Poems ( L o n d r a , H o g a r th P r e s s , 1 9 4 9 )
A n n a F r e u d , T h e N u r s e r y S c h o o l o f th e H a m p s te a d C h ild - T h e r a p y C lin ic , Bulletin o f
the Anna F reud Centre, C ilt 1 1 , K s m 4 , 1 9 8 8
A n n a F r e u d v e D o r o th y B u r lin g h a m , Infants W ithout Fam ilies ( L o n d r a , A lle n & U n w in ,
1943)
S ig m u n d F r e u d , The Standard Edition o f the Complete Psychological W orks o f Sigm und
Freud, 2 4 c ilt, y a y . h a z . J a m e s S tr a c h e y , e v . A n n a F r e u d ile b ir l ik te ( L o n d r a , H o
g a r th P r e s s , 1 9 5 3 -7 4
N o r th r o p F r y e , Fearful Sym metry (P r in c e to n , P r in c e to n U n iv e r s ity P r e s s , 1 9 4 7 )
A n th o n y G id d e n s , In Defence o f Sociology ( L o n d r a , P o lity P r e s s , 1 9 9 6 )
W . S . G r a h a m , Collected Poems (L o n d r a , F a b e r , 1 9 7 9 )
A n d r G r e e n , On Private M adness ( L o n d r a , H o g a r th P r e s s , 1 9 8 6 )
S e a m u s H e a n e y , Preoccupations ( L o n d r a , F a b e r , 1 9 8 0 )
T e d H u g h e s , r p o r ta j: Paris Review, 1 3 4 , ilk b a h a r 1 9 9 5
H e n r y J a m e s , The Com plete Notebooks o f H enry Jam es, y a y . h a z . L e o n E d e l ( N e w
Y o r k , O x f o r d U n iv e r s ity P r e s s , 1 9 8 7 )
H e n r y J a m e s , T h e A r t o f F ic tio n , H enry Jam es, Essays, Am erican and English W ri
ters, y a y . h a z . L e o n E d e l (N e w Y o r k , T h e L i b r a r y o f A m e r ic a , 1 9 8 4 )
H e n r y J a m e s , Letters, y a y . h a z . L e o n E d e l ( C a m b r id g e , M a s s a c h u s e tts , H a r v a r d U n i
v e r s ity P r e s s , 1 9 8 4 )
H e n r y J a m e s , The W ings o f the Dove, y a y . h a z . P e te r B r o o k s ( O x f o r d , O x f o r d U n i
v e r s ity P r e s s , 1 9 8 4 )
W illia m J a m e s , The Principles o f Psychology ( N e w Y o r k , D o v e r , 1 9 5 0 , [Ruhiyat, 1 9 3 3 ,
1 9 3 7 ,2 c ilt] )
E r n e s t J o n e s , H am let and Oedipus ( L o n d r a , V ic to r G o lla n c z , 1 9 4 9 )

119
D o n a ld M . K a p la n , Clinical a nd Social Realities ( N e w J e r s e y , A ro n s o n , 1 9 9 6 )
J o h n K e a ts , Letters o f John Keats, y a y . h a z . R o b e r t G ittin g s ( O x f o r d , O x f o r d U n iv e rs ity
P ress, 1970)
M e la n ie K le in , N arrative o f a C hild Analysis ( L o n d r a , H o g a r th P r e s s , 1 9 6 1 )
J e a n L a p la n c h e , P s y c h o a n a ly s is a s a n ti- h e r m e n e u tic s , ? e v . L u k e T h u r s to n , Radical
Philosophy, 7 9 , E y liil/E k im 1 9 9 6
H a n s L o e w a ld , Sublimation (N e w H a v e n , Y a le U n iv e r s ity P r e s s , 1 9 8 8 )
M a r io n M iln e r, On N ot Being Able to Paint ( L o n d r a , H e in e m a n n , 1 9 7 1 )
L u c y N e w ly n , Paradise Lost and the Rom antic Reader ( O x f o r d , O x f o r d U n iv e r s ity
P ress, 1993)
F r ie d r ic h N ie tz s c h e , The W ill to Power, y a y . h a z . W a l te r K a u f m a n ( N e w Y o r k , V in ta g e
B o o k s, 1968)
J .-B . P o n ta lis , Love o f Beginnings, ? e v . J a m e s G r e e n e ( L o n d r a , F r e e A s s o c ia tio n B o o k s ,
1993)
P h ilip R ie f f , The Triumph o f the Therapeutic ( C h ic a g o , C h ic a g o U n iv e r s ity P r e s s ,
1978)
H a n n a S e g a l, Psychoanalysis, Literature and W ar ( L o n d r a , R o u tle d g e , 1 9 9 7 )
D . W . W in n ic o tt, Thinking About Children ( L o n d r a , K a m a c B o o k s , 1 9 9 6 )
W ittg e n s te in , L e c tu r e s o n E th ic s , Ludwig W ittgenstein, Philosophical Occasions
1912-1951 ( I n d ia n a , H a c k e tt, 1 9 9 3 )
J o s e p h W o r tis , Fragments o f an Analysis with F reud ( N e w Y o r k , C h a r te r , 1 9 6 3 )

120
D izin

A B a c o n , F r a n c is 4 8
ac ek m ek 93 b a ta n k a r m a 8 8
a f in iz i 2 2 b e b e k b e n lik 4 8
a h l k 1 3 , 1 7 , 3 8 , 6 3 , 9 0 , 9 2 , 9 5 , 9 6 , 111 b e b e k c in s e lli i 1 5 ,2 4 , 3 4 , 3 5 , 3 7
a h l k i 7 6 , 9 0 b e c e r i e d in m e a r z u s u 9 2
a h l k i id e a lle r 9 0 B e c k e tt, S a m u e l 7 , 2 2
a h l k i s a la m lk 4 3 b e d e n s e l i ta h 1 0 6
a ile r o m a n s la r 2 7 b e lle k 17
a k ta r m d a k i a k 1 1 0 b e n lik 4 0 , 5 0 , 5 1 , 5 2 , 5 3 , 5 4 , 5 5 , 6 2 , 6 3 ,
a k ta r m a 1 0 9 6 5 ,8 6 , 114
a n a -b a b a 2 0 , 2 5 , 2 8 , 3 7 ,4 3 ,5 8 , 7 1 ,9 1 , b e n lik j e o lo jis i 1 1 7
9 2 , 9 3 , 1 0 0 , 104, 110, 118 b ilim s e l y n te m 1 1 3
a n a - b a b a y a y n e lik a r z u 4 2 b ilin 6 2
a n a liz 2 0 , 2 3 , 4 0 , 5 4 , 7 2 , 7 4 , 7 5 , 7 6 , 7 8 , b ilin d 1 5 , 2 3 , 2 3 , 2 6 , 2 9 , 3 9 , 4 2 , 4 4 ,
8 1 ,8 3 , 8 4 ,8 8 , 108, 115, 116, 117 5 8 ,6 1 ,6 2 ,6 3 ,6 6 ,7 2 ,7 9 , 8 3 ,8 4 ,8 5 ,
a n a liz y o lu y la k e n d in i a n la m a 4 0 8 6 , 8 9 ,9 0 ,9 4 ,9 5 , 9 9 , 101, 105, 108,
a n o r m a lle m e 1 1 6 109, 112, 113, 114, 115
a rz u 1 1 , 12, 13, 13, 14, 1 5 ,1 6 , 2 1 , 2 3 , 2 4 , b ilin d a r z u 2 3 , 2 6 , 5 8 , 6 3 , 9 2
2 8 , 3 9 ,4 2 ,4 3 , 5 1 , 6 3 , 6 4 , 8 4 , 85, 93, b ilin d a r z u la r 3 6 , 6 2
9 5 , 9 7 , 1 0 0 , 1 0 3 ,1 0 6 , 1 0 9 , 1 1 0 ,1 1 1 , b ilin d i g d s e l y a a n t 112
112 b ilin d ile ti im 8 6
a rz u n e s n e s i 9 7 b ilin li b a ta n k a r m a 8 5
a r z u la m a n n y c e ltilm e s i 6 3 b ilin li id e a lle r 6 2
a r z u n u n l m 1 4 b ilm e ih tiy a c 2 5
a r z u n u n y a r a tt s k n u 8 0 B io n , W ilf r e d 2 2
a r z u y u m e r a k e tm e k 6 4 b iy o lo ji te r m in o lo jis i 1 0 4
A sh b e ry , J o h n 42 B la k e 1 5 , 3 0 , 5 4 , 1 0 4
a a la m a 1 0 0 ,1 0 1 B o u w sm a 73
a a la n m a 9 6 , 9 9 , 1 0 4 b o y u n e m e 1 4 ,5 3
a a la n m lk 7 7 B ro w n , N o rm a n O . 1 03, 104
a k 117
A u d en , W . H . 110 c-
a y n a e v re si 4 0 c e z b o lm a k a p a s ite s i 3 6
c in n e t 101
B c in s e l a h l k 3 2 , 3 3
B a b a 'n m Y a s a s 3 3 c in s e l a r z u 8 4

121
c in s e l a r m u y a n d r c 8 3 d e p r e s if d u r u m 5 3
c in s e l d o y u m 5 0 d e p re sy o n 2 2 ,7 6 , 9 7 ,9 9
c in s e l i g d 2 6 , 3 4 d e te r m in iz m 1 12
c in s e l ilg i 2 6 , 2 7 d id a k tik a n a liz 115
c in s e l ili k i 2 8 , 9 9 d il 2 2 , 3 3 , 3 6 , 3 6 , 4 4 , 4 5 , 4 8 , 4 9 , 5 0 , 5 1 ,
c in s e l m e r a k 2 4 5 2 ,5 4 , 5 4 , 5 5 ,5 7 , 5 9 , 6 0 ,7 8 , 7 9 , 8 0 ,
c in s e l o lg u n lu k 2 9 8 4 , 8 8 , 114
c in s e l p e r h iz 3 2 d il g e c i k m e s i 4 8
c in s e l s a p k n lk 9 6 d il n c e s i 5 2
c in s e l s o r u la r 2 4 d il n c e s i b e n lik 4 4 , 5 2
c in s e l te o r ile r 91 d il s r m e le r i 1 2 ,4 3
c in s e l te o r ile r u y d u r m a k 3 7 d ili tu tu lm a k 51
c in s e l v a r lk 35 d ilin f e ti le r ilm e s i 1 02
c in s e lli e d u y d u u m u z ilg i 3 4 d ille n d ir ilm e m i a d a le t te o r ile r i 9 7
c in s e llik 1 2 , 2 4 , 2 5 , 2 6 , 3 1 , 3 1 , 3 2 , 3 4 , 3 4 , d ils e l y e te r s i z lik 55
3 5 ,3 5 , 3 6 , 3 7 ,4 0 ,4 4 ,4 6 ,5 5 ,5 9 ,6 4 , d in 3 3 , 9 6
8 5 , 8 6 , 9 6 , 101 D N A 112
C o le r id g e 3 0 d o a y a s a l a n 1 7 , 1 13
a d a o u k p s ik o te r a p is tle r i 6 3 d o a l a m a ( e m p r o v iz a s y o n ) 9 2 , 1 1 0 , 111
a r m 4 0 d o a l a y k la n m a 111
o c u u n b a k a s 14 d o r u a lg la m a 13
o c u u n b e b e k lik a n d a k i c in s e l te o ris i D o s to y e v s k i, F y o d o r 7 , 1 1 3
20 d o y u m 1 1 , 1 3 , 1 6 , 1 7 , 2 9 , 31
o c u u n c in s e l a r a tr m a la r 2 5 , 4 4 d n t r m e 2 0 , 31
o c u u n c in s e l h a y a t 2 5 d u y g u s a l a lk 13
o c u u n i g d s e l y a a n ts 2 7 d u y g u s a l p a tla m a 4 8
o c u u n ile ti im b e c e r is i 4 7 d u y g u s a l p a tla m a la r 4 7
o c u u n te o ri y a r a tm a u ra 4 4 d b o z u m u 12, 1 3 ,4 3 ,5 3 , 102, 104
o c u k c in s e lli i 1 5 , 3 0 , 1 0 2 , 1 0 5 d g c 14, 7 2 , 93
o c u k e itim i 6 4 d k n k l 2 7
o c u k m u h a y y ile s i 2 9 d n c e n c e s i y a a n m d e n e y im 4 4
o c u k - if a d e s iz b e n li i 4 4
o c u k l a r a y n e lik c in s e l s u iis m a l 1 0 2 E
o c u k la r n c in s e l a r a tr m a la r 3 7 eb ev ey n 99
o c u k la r n c in s e l te o r ile r i 4 3 , 1 1 4 e d e b i y a t 3 9 ,4 5
o c u k lu k a r z u la n 1 0 2 e g o 6 3 , 9 1 , 9 5 , 1 0 5 , 111
o c u k lu k a n d a k i tu tk u la r 1 0 3 e itim 2 5 , 3 2 , 3 3 , 6 4 , 8 7
o c u k lu k ta k i h a z la r 1 0 3 e itim id e a lle r i 3 2 , 3 6 , 3 8
o c u k lu k ta k i m e r a k d u y g u s u 6 4 E ls h ta in , J e a n 9 0
o cu k su a k 110 E m p s o n , W illia m 1 05
o c u k t a c in s e l m e r a k 2 7 e n g e l le n m i tik d u y g u s u 9 7
o k b i im li s a p k n lk 1 0 5 erd e m 6 3 ,6 9
erg e n 3 4
D e r g e n lik 1 0 6
D a r w in 1 1 2 e r g e n lik a 5 4
D a r w in c i 1 7 , 1 1 1 , 1 1 2 e r o tik h a y a t 3 5
D a r w in iz m 5 0 e r o tik h a z 4 5
d e h e t d u y g u la n 9 0 e r o tik m u h a y y ile n in k li e le m e s i 4 0
D e n s h e r , M o rto n 101 e r o tik y a a n t 111

122
e s in le m e 17 h a z ilk e s i 1 1 , 1 2 , 13
e s in le n m e 7 0 h a z z n e ro tik a s 3 3
e s te tik 4 7 H eaney, Seam us 44
e s te tik d e e r 7 4 h e d o n iz m 33
e c in s e llik 115 h e r k e s e a k r u h h a li 13
e tik 7 3 h e z e y a n 61
e v h a m 81 h id d e t 9 6
H u g h es, T ed 56
F h u y s u z lu k n b e ti 4 9
F e re n c z i, S a n d o r 1 5 , 8 4 , 102
fk r a 1 1 , 15 i
F r e u d 1 1 , 1 2 , 1 3 , 1 5 , 16, 1 7 ,2 0 , 2 2 ,2 3 , i g r 4 9 , 4 2 , 4 7 , 8 7 , 9 6
24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, i g d s e l- b ilin d y a a n t 35
34, 36, 37, 37, 38, 40, 41, 43, 44, 47, i s e l h e z e y a n la r 2 3
50, 58, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 7 2, 84, i s e l id e a lle r 9 2
87, 9 0 , 9 1 , 9 6 , 102, 103, 104, 105, 106, i te n g e le n z o r la m a ( k o m p ls iy o n ) 111
108, 109, 110, 111, 112, 114, 115, 116, id 6 3 ,1 0 5 , 111
117 id e a lle r i s e v m e k 9 7
F reu d , A n n a 4 6 , 4 8 ,4 9 , 87 if a d e b e c e r is i 5 4
F reu d cu 17, 3 8 , 7 4 ih tir a s d o lu d u y g u la r a k ta r m a 5 4
F reu d c u sol 39 ik a m e 1 0 9
F r e u d c u lu k 111 ik a m e d in i 3 3
F r y e , N o r th r o p 14 ik a m e e tm e 3 1 , 9 7
ik a m e k a v r a m 3 3
G ik in c il g z d e n g e i r m e 8 0
g e le n e k 1 1 3 ile r le m e ( p r o m o tin g ) 4 9
g e li im te o r is i 3 3 ile r le m e m ito s la r 4 9
g e li im s e l b a a r 4 9 ile ti im 4 8 , 5 5 , 7 9
gen 47 ile ti im te k n o lo jis i 5 4
g e n e tik 111 ilg i a la n la r 2 3
g e n e tik m ir a s 4 3 ilg i d u y g u s u 2 2
g e r e k lik ilk e s i 1 1 , 12 ilg i n e s n e s i 2 3
g e r ile m e 7 8 ilg iy i y e n id e n y a r a tm a 3 4
G id d e n s , A n th o n y 1 0 8 ili k i ta k n ts 1 0 2
g r [v iz y o n ] 1 0 4 ilk g n a h 1 0 4
G ra h a m , W . S . 7 9 in c e lik li a r a c lk la r n e r o tik a s 3 6
G r e e n , A n d r 15 in tik a m 9 7
g n d e lik d il 2 2 ir o n ik a r a y r o m a n s 12
g n l k h a y a t s a n a t 21 i ta h 1 4 , 1 6 , 1 7 , 1 8 , 2 1 , 2 2 , 2 7 , 3 5 , 4 2 , 6 0

H J
h a s ta n n i in d e k i s a n a t 2 0 J a m e s , H e n ry 1 9 , 2 0 , 2 1 , 2 2 , 2 6 , 3 6 , 3 7 ,
h a y a l (v is io n ) 14 3 8 , 7 0 , 7 1 , 7 2 , 7 3 , 7 4 , 7 5 , 7 6 , 101
h a y a l g c 1 6 ,1 8 J a m e s , H e n ry 1 9 , 2 6 , 3 8 , 7 0 , 101
h a y a l k r k l 7 7 , 8 1 , 1 0 6 je s t 1 2 ,4 6 ,4 7 ,4 8 ,4 9
hayat dngs 43 Jo n es, E rn est 22, 95
h a z 1 3 ,1 7 , 1 8 ,2 5 ,2 9 ,3 1 ,3 4 , 3 5 ,4 1 ,4 2 ,
4 3 , 5 4 ,6 9 ,9 9 , 103, 104, 106, 107, 111, K
116 K a f k a 19

123
k a n a l iz e e tm e 31 m u h a y y ile 5 9 , 7 1 , 1 0 5 , 1 06
K a p la n , D o n a ld 3 4 m z ik 5 4
k a r D a r w in c i b a k 3 5
k a y b e t m e m e s e le s i 2 8 N
K e a ts , J o h n 6 7 , 6 9 , 7 0 , 7 2 , 7 3 , 7 4 , 7 5 , 7 6 n a r s is iz m 9 9
k e k e le m e 53 n a r s is tik f k e 5 3
k e n d i k e n d in i d o y u r m a f a n te z ile r i 13 n e f r e t 51
k e n d in e z g ll k 16 n e s n e k u lla n m 5 9
k e n d in i d n t r m e k a p a s ite s i 2 0 N e w ly n , L u c y 5 5
k z g n lk 7 7 , 9 4 N ie tz s c h e 1 13
k ib ir 7 7 , 8 0 , 9 5 n o r m a llik 1 1 6
K ie r k e g a a r d , S o r e n 7 3
k i is e l ta r ih 6 2 o -
K le in 1 3 , 2 2 , 2 8 , 3 8 , 8 0 , 8 1 , 8 3 , 8 4 , 8 5 , O id ip a l k r iz le r 1 03
8 6 ,8 7 O id ip u s k o m p le k s i 3 2 , 3 3 , 9 3 , 1 0 0 , 1 0 2
K ie in c 14 o lu u m u n m a s u m iy e ti 1 13
k o m ik r o m a n s 3 0 o m n ip o te n t 1 2 , 5 9
k o n u m ay re n m e 4 5 ,4 7 ,8 8 o m n ip o te n tlik 1 4 , 3 0 , 4 2 , 101
k lt r 1 6 , 3 0 , 3 2 , 3 3 , 3 4 , 3 6 , 3 7 , 4 0 , 4 3 , o m n ip o te n tlik f a n te z is i 1 3 , 14
4 4 ,4 7 ,4 8 ,4 9 , 50, 52, 53, 54, 58, 61, o ra l e v r e 5 7
6 3 ,7 5 ,7 9 ,9 0 ,9 1 , 102, 104, 105, 108, o r to d o k s F r e u d c u 14
1 0 9 , 1 1 1 , 1 1 2 , 1 1 2 , 1 1 3 , 1 1 3 , 1 15 o tiz m 2 2 , 4 8
k lt r e l o to r i te 1 1 4 fk e 1 9 ,9 2 ,9 4 ,9 4 ,9 5 ,9 6 ,9 7 ,9 7 ,9 8 ,9 9 ,
k lt r le m e 14 1 0 1 , 1 0 2 , 103
l m 1 3 , 3 0 , 9 4 , 1 0 6
L l m i g d s 1 1 , 1 6 , 2 2 , 3 2 , 8 6 , 9 7 ,1 0 5 ,
L acan , Jacq u es 2 8 , 3 8 ,4 0 ,4 1 112
L a p la n c h e , J e a n 3 9 r t k a n la m 6 2
lib id o e v r e le r i 3 8 r t k m e s a j 2 0 , 5 8 , 6 4 , 6 6 , 7 0 , 7 1 , 7 2 , 7 3 ,
L o e w a ld , H a n s 3 5 7 4 , 7 5 ,7 8 ,7 9 , 8 0 , 8 1 , 8 4 , 8 6 , 8 7 , 8 8 ,
8 9 ,9 0 ,9 3
M r t k m e s a j ile k o m u t 111
m a h r e m iy e t 3 7 r t k m e s a j te o r is i 6 7
m a z o iz m 4 9 te k i 101
m e g a lo m a n i 13 te k ilik 101
m e ra k 2 1 ,2 2 ,2 4 ,2 6 ,2 8 , 2 9 ,3 0 ,3 2 , 3 6 , z c 41
3 9 ,4 4 ,4 6 ,6 0 ,6 5 ,8 1 ,9 0 ,9 1 z d e le m e 3 3
m e ra k d u y g u su 2 7 ,5 9 zg v en 22
m e ra k d u y m a 27
m e r a k ile a l k a n lk 111 P
m e r a k n k a y n a 2 5 P ic a s s o 3 7
m e r a k n t a n n s a lla tn lm a s 2 4 P o n ta lis , J .- B . 5 2
m e ta 5 3 p o rn o g ra fi 3 6 , 3 8 ,8 0
m e ta f iz ik 115 p o s t- F r e u d iy e n 2 7
m e v c u t k lt r e l n iz a m la r 6 3 p r a g m a tiz m 1 15
M iln e r, M a r io n 1 5 , 8 8 , 9 0 P ro u st 6 2 ,9 4
m is tik d u r u m l a r 5 4 p s ik a n a liz 1 5 ,1 6 , 1 7 ,2 0 , 2 1 , 2 2 , 2 3 , 2 4 ,
m is tis iz m 5 4 2 5 ,2 7 ,2 8 ,2 9 ,3 0 , 3 1 ,3 2 ,3 4 ,3 6 ,3 7 ,
m o d e m p r a g m a tiz m 1 0 6 3 8 ,3 9 ,4 0 ,4 2 ,4 3 ,4 4 ,4 9 ,5 0 ,5 3 ,5 4 ,

124
5 5 ,5 7 ,6 0 ,6 4 ,6 6 ,6 7 ,7 7 ,7 8 ,7 9 ,8 0 , s u lu l u k d u y m a 5 3
8 5 , 8 6 , 8 7 , 9 0 , 9 1 , 9 3 , 9 5 , 9 6 , 1 0 0 ,1 0 2 , s b lim a s y o n 31
1 0 4 , 1 0 6 , 1 0 7 , 1 0 8 , 1 0 9 , 1 1 2 , 1 1 4 ,1 1 5 , s n n e t 8 1 ,8 2
118 s p e r e g o 6 3 , 9 1 , 105
p s i ik g e r e k l ik 35 s r r e a liz m 4 6
p s ik o lo ji 6 0 , 6 1 , 6 2 a k n lk 9 0
p s i ik a la n n d a r a lm a s 4 0 ehevi haz 35
p s i ik d o n u k la m a 2 2
T
R t a k n t 3 7
re g re sy o n 7 8 T a n r 2 9 , 7 2 , 1 0 1 , 1 1 2 ,1 1 3
R e ic h , W ilh e lm 3 2 ta tm in d u y g u s u 5 0
R ic k m a n , J o h n 9 2 te m e l i g d 6 3
R ie f f , P h il ip 31 te n s e l h a z l a r 1 0 2
r o m a n tiz m 2 8 , 3 0 , 6 4 te n s e l y a a n t 2 5
R o r ty , R ic h a r d 3 9 te n s e l y o u n lu k 1 03
r y a 1 5 ,1 9 ,2 0 ,2 1 ,2 6 ,4 3 ,4 9 ,5 8 ,5 9 ,6 1 , te n s e llik 3 3
6 2 ,6 3 ,6 4 ,6 5 , 66, 6 9 ,7 1 ,7 2 ,7 9 , 80, tr a v m a 3 9
9 0 , 105, 106, 109, 110, 114 T r illin , L io n e l 105
r y a g r e n b e n lik 6 3 T u s tin , F r a n c is 2 2
r y a g n 6 1 ,6 3 tu tk u 1 2 , 3 8 , 4 3 , 4 6 , 5 1 , 5 3 , 5 9

s- u-
s a d o - m a z o is t e 1 0 0 u m u d u n im k n s z l 2 2
s a d o - m a z o iz m 1 0 0 ,1 0 4 u m u t 1 1 ,2 2 ,2 9 ,9 8 ,1 0 0 ,1 0 2 , 106
sa d u y u 2 8 , 55 u ta n m a 5 3
s a lk llk 1 1 6 u ta n m a d u y g u s u 4 8
s a ld r g a n lk 3 1 , 4 0 u y g a r a h l k 3 6 , 3 8
sa n a t 1 7 ,1 9 ,2 0 ,2 1 ,2 5 ,3 3 ,3 6 , 3 7 ,3 7 , u y g a r c in s e l a h l k 3 2
39, 49, 94 u y g a r lk 3 4 , 4 8 , 5 4
s a p k n r o m a n s 1 0 2 r e m e 111
s a p k n lk 4 0 , 5 4
s a v u n m a m e k a n iz m a s 115 V-W
s a v u n m a r e p e r tu v a n 8 0 v a r lk 1 4 , 5 4
S e g a l, H a n n a 13 W e lls , H . G . 1 9 , 2 0 , 3 7
s e k s 21 W in n ic o tt, D . W . 1 5 , 2 8 , 3 6 , 4 1 , 5 9 , 6 0 ,
s e r b e s t a r m 5 5 6 1 ,6 2 ,8 6 ,8 7 ,1 0 1 ,1 0 5
s e v m e n in n k o u lla r 6 2 W ittg e n s te in , L u d w ig 7 3 , 7 4 , 7 5 , 7 6 , 7 9 ,
S h e lle y , P e r c y B y s s h e 5 3 11 3
S id g w ic k , H e n ry 7 W o r d s w o r th , W illia m 3 0 , 5 4
sz 1 2 ,4 5 ,5 1 ,5 5 ,9 3 W o r tis , J o s e p h 1 1 5 ,1 1 6 ,1 1 7
s z c k h k im iy e ti 5 7
s z c k le r le s e k s y a p m a k 3 6 Y
s z e l b e c e r i 51 y a n l a lg la m a 1 3 ,1 4
s z e l e tk ile im 4 9 y a n l c in s e l te o r ile r 2 5
s z e l y e te r s iz lik 5 5 yas 92
s z l if a d e 4 9 y a s a k a r z u 31
s z l ile ti im 4 9 , 5 0 y aam a co k u su 38
S tr a c h e y , J a e s 2 4 y a a m a i g d le r i 1 1 1 ,1 1 2

125
y a a m a o la n i ta h 13
y a a m a s e v in c i 1 2 , 1 6 , 4 2 , 9 6 , 1 07
Y e a ts 3 7
y e n id e n ta n m la m a 1 0 6
y e n id e n y n le n d ir m e 31
y e te rli b i im d e s z e d k m e 4 7
y e te rli s z e l if a d e 4 7
y e ti k in in b a k a s 14
y e ti k in lik te k i h a y a t 3 5
yo u n d u y g u 52
y c e ltilm i c in s e llik 3 4
y c e ltm e 3 1 , 3 3 , 3 4 , 3 5 , 3 7 , 3 8 , 4 0 , 9 7

z
z ih in 1 2 , 1 3 , 1 6 , 2 8 , 3 6 , 3 7 , 3 8 , 5 2 , 5 4 , 5 5 ,
5 9 ,6 2 ,6 8 ,7 1 , 100, 116
Norman 0 . Brown
lm e Kar Hayat
T A R H N P S K A N A L T K A N L A M I

ncelemelev.: Abdullah Ylmaz/371 sayfa/ISBN 975-539-171-1


Bireyin bastrlmas zerine kurulmu olan yaadmz toplumsallk
biimi, bugn insan trn yok edebilecek bir noktaya varmtr. Bu
nu da dnk lm igdsyle, yani saldrganlkla ya da ak ve ha
yat ldrerek yapmaktadr.
Norman O. Brown, lme Kar H ayat kitabnda Freudun yazdklar
n bir btn olarak grmekte ve onun snrlarn geniletmektedir. Bu
yolla insann paraya ve lme teslimiyet tarihini incelemekte ve bu s
reten k yollar nermektedir. Browna ve genelde psikanalize g
re bireyin z, kendi insan doasnn bastrlmasdr. Bastrlanlar, ak
ln reddettii hazlar, arpk ikameler olarak (rya, espri, nevrotik
semptom) geri dnerler. Yani herkes nevrotiktir, salklnn dierle
rinden fark, toplumsal bakmdan alldk bir nevroz yaamasdr.
Browna gre lm hayatn kart deil, parasdr. Oysa insan lm
ve hayat uzlamaz kutuplara ayrr. lm bastrr. Bastrlm lm
igds lm olumlayamaz; insana tek are olarak lmden ka
mak kalr. Bu ka yolculuunda, insanolu, zamana meydan okuyan
piramitler, lmszlk vaat eden dinler, soyu devam ettirecek torun
lar, ilelebet yaayacak kurumlar, karsnda lmn bile cce kalaca
yce amalar... icat etmitir. lm karsndaki bu acizlik, ironik ola
rak insan yaamaktan uzaklatrr, aktif lm isteine yaklatrr.
lmden kamak iin lmn kucana atlar insan.
Ancak Eros (yaama igds) bedenin hayatn olumlayarak lm
olumlayabilir. zm, bedenin diriliindedir. zm, biiindn da
vurma kapasitesi olan sanattadr. Bakmz, dolaysyla bedenimizi
deitirebilen iirdedir. zm, bedeni mkemmelletirmeyi hedefle
yen mistisizmdedir. zm, zorunlu almann ortadan kalkaca, bi
reyin yalnzca kendini gelitirmekle uraaca gnlerin topyasn
kuran Marxtadir. Bize biiindn anlama aralarn veren psikanaliz
dedir zm.
Bedenin gizilgcn harekete geirmek, akln kemiklemi tahakk
mnden kurtulmak isteyenlere...
Adam Phillips
Flrt zerine
nceleme/eviren: zden Arkanl268 sayfa/SBN 975-539-188-6
F l r t d e n in c e k im im iz d e b e lli b e lirs iz b ir te b e s s m , k im im iz d e is e h a fif
b i r k z g n l k if a d e s i b e l i r i r . H e r i k i d u r u m d a d a e s a s o l a n , t e p k i m i z d e k i
h a f i f l i k tir , y a n i f l r t y a f a z l a c i d d i y e a l n m a y a c a k , g l n p g e i l e c e k
h a rc le m b ir u ra tr y a d a k a n lm a s g e re k e n , a m a c id d i b ir m e v z i s a
v a n d a g e re k tirm e y e n h a f i f b ir te h lik e . D o ru , h e p im iz in h a y a tn d a ,
b u a rz u e d ilm e y e n o y u n u n c a z ib e s iy le b a e d e m e y ip k e n d im iz i k a p trd
m z d n e m l e r o l m u t u r , o l m a k t a d r . D o r u , f l r t d e n e y i m l e r i n i h e p a s l
d u ru m a g id e n y o ld a y a a n m a s z o ru n lu b ir g e i d n e m i o la ra k d n
m v e b y le y a a m z d r. D o ru , y a a rk e n d e il d e y a a d k ta n s o n ra , y a
n i g e i ta m a m la n d k ta n y a d a h s ra n la s o n u la n d k ta n s o n r a g e riy e b a
k p fl r t z e r in e d n m z d r.
D a h a n c e y a y n l a r m z a r a s n d a n k a n pm e, G dklanm a ve Sklm a
zerin e'n in y a z a n o l a n A d a m P h i l l i p s , b u k i t a b n d a d e l i l i k , l m ,
t e k i g ib i c i d d i e y l e r l e d e f l r t e t t i i m i z i h a t r l a t a r a k , b i z i , b u h a f i f e a l
m a e ilim in i s o rg u la m a y a d a v e t e d iy o r. Y a ln z c a c in s le r a ra s b e ra b e rlik
le r e y n e l i t e k a t e d i l e c e k b i r y o l d e i l , " b i r in s a n , b i r id e o l o j i , b i r h a y a t
t a r z g ib i b t n b a l l k l a n m z d a n k o p u r i s k i ile y e n i b i r e y e b a l a n m a
ih tim a li a ra s n d a h a y a t b o y u o y n a m a k z o ru n d a o ld u u m u z te h lik e li, a m a
h a z v e ric i b ir o y u n o la ra k fl r t z e r in e d n m e y e a ry o r. F l rt b ir
k a z a o l m a k t a n o k h a y a t n a s l d u r u m l a n n d a n b i r i o l a r a k e l e a lm a y a ,
h a t t a h a y a t n b t n n y a a m l a l m a r a s n d a b i r f l r t d e n e y i m i o la r a k
y e n id e n a n la m la n d rm a y a k k rty o r . K s a c a s fl rte , b e lirs iz lik v e k a o s
te h lik e s in in o ld u u k a d a r , o lu m s a ll n v e z g rl n a la n o la ra k d a b a k
m a y n e riy o r.
A m a b u k i t a p , f l r t s a v u n m a k i i n g i r i i l m i b i r a b a d a n i b a r e t g r l m e
m e l i . P h i l l i p s in a k , b a a r , iy i v e k t , d e p r e s y o n , s a p k n l k , s u l u l u k ,
t r a n s v e s t i t l i k g ib i g e n i b i r e t i k , f e l s e f i v e p s i k a n a l i t i k s o r u n l a r d iz is in i
p r a g m a t i k v e o lu m s a l b i r y a k l a m l a y e n i d e n e l e a l d b u o n d o k u z b
l m d e , k i t a b n i d d i a s z a d n n o k t e s i n d e , f l r t te m a s e t r a f n d a b t n
b i r 2 0 . y z y l A v r u p a 's n n k l t r e l t a r i h i y l e p s i k a n a l i t i k b i r h e s a p l a m a
a b a s b e liriy o r . B u ta rih in y a a d ilk tra v m a d a n - B ir in c i D n y a S a v a -
g n m z e , f e l s e f e d e n p s i k a n a l i z e , r e s i m d e n r o m a n v e iir e , b u m a d d i k l
t r e k a t k d a b u l u n m u o n l a r c a i n s a n n b i r b i r l e r i y l e , h a y a t ta r z l a r y l a ,
l m l e , t e k i l e r l e v e i i n d e y a a d k l a r a l a f l r t l e r i n i n b u u s t a l k l a n la t
s n d a , P h i l l i p s i n k e n d i h i k y e s i k a d a r k e n d i h i k y e n i z i d e b u l a c a k s n z .

You might also like