Professional Documents
Culture Documents
A dam Phillips
A Y R IN TI Y A Y IN LA R I
Dizdariye emesi Sk. No: 23/1 34400 emberlita-stanbul Tel: (0 212) 518 76 19 Faks: (0 212) 516 45 77
Adam Phillips
Kreteki Y abani
N C E L E M E D Z S
ENLKL TOPLUM//. Mich / YEL POLTKA/J. Porritt j* MARKS, FREUD VE GNLK HAYATIN ELETRS/S.
Brovm / KADINLIK ARZULARI/R. Coward / FREUDDAN LACAN'A PSKANALZ/S. M. Tura / NASIL SOSYALZM?
HANG YEL? NN TNSELLK?//?. Bahro / ANTROPOLOJK AIDAN DDET/Der: D. Riches / ELETREL ALE
KURAMI/M. Poster / KBNE DORU/fl. Williams / DEMOKRAS ARAYIINDA KENT/K. Bumin / YARIN/f. Ha-
vemann j* DEVLETE KARI TOPLUM/P. Clastres / RUSYA'DA SOVYETLER (1905-1921)/0. Anweiler / BOL-
EVKLER VE DENETM/M. Brinton jrt EDEBYAT KURAMI/T. Eagleton / K FARKLI SYASET/L. Kker
/ ZGR ETM/J. Spring / EZLENLERN PEDAGOJS/P. Freire / SANAY SONRASI TOPYALAR/S. Frankel
/ KENCEY DURDURUNl/T. Akam /ZO R U N LU ETME HAYIRI/C. Baker / SESSZ YIINLARIN GL
GESNDE YA DA TOPLUMSALIN SONU/J. Baudrillard / ZGR BR TOPLUMDA BLM/P. Feyerabend / VAH SA
VAININ MUTSUZLUU/P Clastres /C EHENNEM E VG/G. Vassa/ /G S T E R TOPLUMU VE YORUMLAR/G.
Debord / AIR EKM/L. Segal / CNSEL DDET/A. Goderai / ALTERNATF TEKNOLOJ/D. Dickson /A T E
VE GNE//. Murdoch /O TO RTE//?. Sennett j r i TOTALTARZM/S. Tormey / SLAM'IN BLNALTINDA KADIN/P
Ayt Sabbah / MEDYA VE DEMOKRAS/J. Keane / OCUK HAKLARI/Dov S. Franklin z KTEN SONRAIDer: R.
Blackburn /D N Y A N IN BATILILAMASI/S. Latouche /T R K Y E NN BATILILATIRILMASI/C. Aktar / SINIRLARI
YIKMAK/M. Mellor / KAPTALZM. SOSYALZM, E K a O J/A G az / AVRUPAMERKEZCLK/S. Amin / AHLK VE
MODERNLK/R. Poole / GNDELK HAYAT KILAVUZU/S. Willis / SVL TOPLUM VE DEVLET/Oa; J. Keane
/TELEVZYO N: LDREN ELENCEN. Postman / MODERNLN SONULARI/A. Giddens / DAHA AZ DEVLET
DAHA OK TOPLUM//?. CanOen / GELECEE BAKMAK/M. Albert - R. Hahnel z MEDYA, DEVLET VE ULUS/P Schle
singer / MAHREMYETN DNM/A. Giddens / TARH VE TN/U. Kovel / ZG RL N EKOLOJS/M. Bo-
okchin / DEMOKRAS VE SVL TOPLUM/J. Keane / U HAN KALPLERMZ//?. Coward -KAKLA VEDA/P. Fe
yerabend ./B E Y N FAL EBEKES/A. Mattelart /K T S A D AKLIN ELETRS/ A. G a z VMODERNLN
SIKINTILARI/C. Taylor / GL DEMOKRAS/B. Barber / EKRGE/B. Suits / KTLN EFFAFLII/-/ Ba
udrillard /ENTELEKTEL/E. Said / TUHAFHAVA/A./?oss /Y E N ZAMANUR/S. Hall-M. Jacques /TA H A K K M
VE DREN SANATLARI/-/.C. Scott / SALIIN GASPI//. Illich / SEVGNN BLGEL/A. Finkielkraut / KMLK VE
FARKLILIK/HZ Connolly / ANTPOLTK ADA POLTKA/G. Mlgan /Y E N BR SOL ZERNE TARTIMALAR//?.
Wainwright /DEM OKRAS VE KAPTALZM/S. Bowles-H. Gintis Jvt OLUMSALLIK, RON VE DAYANIMA//?. Rorty /
OTOMOBLN EKOLOJS/P Freund-G. Martin / PME, GIDIKLANMA VE SIKILMA ZERNE/A. Phillips
/M K NS IZIN POLTKASI/M. Besnier /G E N L E R N HAYAT BLGS EL KTABI//?. Vaneigem /C E N N E T N
DB/G. Vassal /E K O LO JK BR TOPLUMA DORU/M. Bookchin 'D E O LO J/T. Eagleton /D Z E N VE KAL
KINMA KISKACINDA TRKYE/A. inse! /AM ERKA/J. Baudrillard j *POSTMODERNZM VE TKETM KLTR/M. Fe-
atherstonej*E R K E K AKIL/G. Uoyd / BARBARLIK/M. Henry /K A M U S A L NSANIN K//?. Sennett
j *P O P L E R KLTRLER/D. Rowe /BELLE N YTREN TOPLUM/flJacoby /G LM E /H . Bergson / L M E
KARI HAYAT/A/. O. Brown /S V L TAATSZLK.: Y. Coar /A H L K ZERNE TARTIMALAR/J, Nuttall
/T K E TM TOPLUMU// Baudrillard / EDEBYAT VE KTLK/G. Bataille / L M C L HASTALIK UMUTSUZLUK/
S. Kierkegaard /O R T A K BR EYLER OLMAYANLARIN ORTAKLII/A Lingis /V A K T LDRMEK/P Feyerabend
Z VATAN AKI M. Viroli / KMLK MEKNLARI/D. Mbffey-K. Robins / DOSTLUK ZERNE/S. Lynch Z KSEL
LKLER/H. LaFotette / KADINLAR NEDEN YAZDIKLARI HER MEKTUBU GNDERMEZLER?. Leader
/ DOKUNMA/G. Josipovid /T R A F EDLEMEYEN CEMAATM. Blanchot /F L R T ZERNE/A. Philips
/FE LSE FE Y YAAMAK/R. BMngton /P O L T K KAMERAM. Ryan-D. Kellner / CUMHURYETLK/P. Pettit
/POSTMODERN TEOR/S. Best-D. Kellner /M AR KS ZM VE AHLK/S. Lukes /V A H E T KAVRAMAKU P . R e
emtsm / SOSYOLOJK DNMEK/Z Bauman / POSTMODERN ETK/ZBauman /TO P LUM S AL CNSYET VE
KTDAR//?.WZ Com et / OKKLTRL YURTTALIK/M?. K ym kka /KARIDEVRM VE SYAN//?. Marcuse
Z KUSURSUZ CNAYET//. Baudrillard / TOPLUMUN McDONALDLATIRILMASI/G. Ritzer / KUSURSUZ NHLST/
K A Pearson / HOGR ZERNE/M. Walzer / 21. YZYIL ANARZM/D.. / . Purkis S /. Bowen / MARXIN Z
GRLK ET/G. G. Brenkert /M E D Y A VE GAZETECLKTE ETK SORUNLAR/Da/.: A. Beisey t R. Chadwick
/H A Y A T IN DEER//. Harris / POSTMODERNZMN YANILSAMALARI/T. Eagleton /D N Y A Y I DETRMEK
ZERNE/M. Lwy / KZN ASI/B. Sanders / TAHAYYL GCN YENDEN DNMEK/Dez: G. Robinson S J.
Rundet /T U T K U LU SOSYOLOJ/A. Game & A Netcatfe / EDEPSZLK, ANAR VE GEREKLK/G. Sartre /
KENTSZ KENTLEME/M. Bookchin / YNTEME KARI/P Feyen&end z HAKKAT OYUNLARI//. Forrester
/TO PLUM LAR NASIL ANIMSAR7/P. Conrrerton / LME HAKKI/S. inceolu /ANARZMN BUGN/O/.: Hane
Jrgen Degen / MELANKOL KADINDIR/D. Binkert / SYAH 'AN'LAR l-ll//. Baudrillard / MODERNZM, EVRENSELLK
VE BREY/. Benhabb /K LT R E L EMPERYALZM//. Tomlinson / GZN VCDANI//?. Sennett Z K
RESELLEME/Z Bauman / ETE GR/A. P /e p e r / MEKNLARI TKETMEK//. Urry /Y A A M A SANATI/G. Sart-
wet /A R Z U AI//. Kovel / KOLONYALZM POSTKOLONYALZM/A. Loomba /KRETEK YABAN/A. Phitips
/Z A M A N ZERNE/N. Elias
H A Z I R L A N A N K T A P L A R
FREUD SAVALARI//. Forrester / T E Y E ADIM/M. Blanchot POSTMODERNLK VE HONUTSUZLUKLARI/Z Bauman
/B A T A N IKARMA ZERNE//. Baudritard /M AR KS ZM VE DL FELSEFES/V. N. Voloinov / GENEL ETK/A.
Heller Jtf POSTYAPISALCI ANARZMN POLTK FELSEFESi/TaMy May / TOPLUM VE BLNDII/K. Leledakis
J a cq u elin e R o s e a
Konumaya balamamn sebebi, una
mutlaka cevap bulma isteimden
vazgem em i olmamdr: Baka insanlar
byle zevkler yayor mu?
F y o d o r D o s to y e v s k i, Yeraltndan N otlar
GR............................................................................................................... 11
1. LGL T AR AF............................................................................................. 19
2. KRETEK Y A B A N ..................................................................................42
3. BR RTK MESAJ GRM...............................................................66
4. HAKLI FK E................................................... 94
FN A L ...........................................................................................................108
Kaynaka...................................................................................................... 119
D izin .............................................................................................................. 121
9
TEEKKR
Bu kitabn eitli blmleri, L ondon R eview o f B ooks, C olre (yay. haz.
Pierre Pachet; Paris, Autrement, 1997) ve P hilosophy as E ducation' da
(yay. haz. A m elie Rorty; N ew York, Routledge Kegan Paul, 1997) farkl
biimlerde yaymland. Ayrca Bir rtk Mesaj D enem esini nceki bi
im leriyle Britanya ile Amerikadaki eitli niversite blmlerinde ve
psikanaliz gruplarnda sunma olana bulduum iin kendilerine teekkr
ediyorum. Buralardaki dinleyicilerimin, yaznn son biimini okurken
kendi katklarn tanyacaklarn ummaktaym. Kitabn birbirini izleyen
blmlerinin Toronto ada Psikanaliz Enstitsne sunulmasyla, son
raki aamada ok nemli farkllklar ortaya kmtr.
Giri
11
nuniyet ile artk iimizde, bizim yaama sevincim izi ykmaya u
raan her ne ise onun arasnda hayali bir sava. Freud, yaama se
vincimizin nasl da sallantda olduunu, yalandka tehlikeye
nasl ak bir hale geldiini fark eden ilk insan deildi elbette. Ama
zellikle bu tutkunun kaderine etki eden ey, ar lde kafasna
taklmt; yle bir tutku ki hem temel nitelikte hem de en canl bi
imde tahayyl edilii, baars deil de baarszl zerinden
olsun. Cinselliin olas muhteviyat zerine ilk emareleri ise Freud,
paradoksal bir ekilde, semptomlar araclyla yakalad; sy
lenmemi olann btn zenginlii, dil srmeleri zerinden gs
teriyordu kendini. V e ok ge kalm bir romantik olarak Freud,
ocuktaki tutkularla kafa karklklarnn bir rnek tekil ede
bilecei sonucuna vard; sonu gelm ez merak, ard kesilmez so
rular ve srarc bedeniyle ocuu ele ald. Sz ile jestin tuhaf bi
leimleri ve bu ikisi arasndaki kopukluklar yoluyla yanl yapmay
renen ocuu, bir kii haline gelm e yolunda el yordamyla iler
leyen ocuu.
Aslnda Freud, bir dbozumu (ya da geree gzn ama) s
reci olarak bymeyi konu edinen geleneksel hikyeyi, o
cukluun ilk dnemine tercme etmekteydi. ocuun zihninde ge
lien ufak apl bir destan -b ir tr ironik aray romansn-
tanmlyordu. Elzem bir eyi isteyen (karn ackan) biri olarak ta
hayyl edilmiti ocuk, ve sonra da o eyin yokluu karsnda,
kendini omnipotent (kadir-i mutlak) addederek onca zledii me
menin fantezisini kuruyordu. Geri byk ihtimalle meme, tam da
arzuland anda kmayacakt ortaya, ama ocuun isteine uygun
olarak tam o anda hayal edilebilirdi. Haz ilkesi byle iliyordu ite.
Ama tabii sonra ocuk, hayalindeki memenin bir noktadan sonra
yeterince doyurucu olmadn fark etmeye balar; hatta aslnda hi
doyurucu olmadn. Bylece devreye giren gereklik ilkesiyle
ocuk, doyumu ertelemeyi renir, arzusunun engellerle dolu bir
yol olduunu, nk kendisi dnda bir eyleri gerektirdiini ka
bul eder. Sonunda kendi omnipotentliini bir yana brakma -kendi
sihirli gcnden feragat etm e- gerei duyar ve beklemeyi renir.
Kendi bamlln kabullenip ana-babasnn ondan bamsz ol
12
duu gereine katlanarak hayatta kalmay baarr ve kendi kendini
doyurma fantezilerini (omnipotent bir ekilde kendini doyurmay)
brakr. Bu sre tehlikeler ierirse de -o cu k ile ana-babas kim
olursa olsun, kuaklartesi bir tarih vardr, ocuun iine katld-
gerekli bir dbozumudur yaanan: Gereki olmak, haz asndan
daha fazla garanti salar. steklerinde makul olmak, sk verilen bir
ttr. ocuk, kendinden ve bakalarndan dnyalar bekleyebilir,
ama dzgn bir ekilde byrse baka bir ey istemeye ba
layacaktr. Peki istemek, her eyi istemek olmad-mda ve kiinin
istedii eyi istemek olmadnda nasl bir ekle brnr? Baka
trl -yetikin bak asndan- syleyecek olursak, istemek ile il
gili olarak iyi bir hikyeye nasl karar veririz? Ve itahmz, tanm
gerei yaama olan itahmz ayakta tutacak hikyeler, han
gileridir? lm istemek iin bile yayor olmak gerekir. Ahlk, is
temeye snrlar koyulmasn salamann yoludur; arzu etmeyi,
bizim iin iler hale gelecek ekilde yeniden tanmlamann yo
ludur.
Klein ekolnden psikanalistler, Freudun omnipotentlik dedii
eyin tehlikelerini en ak ifade eden kiiler olmutur;* kiinin, ba
kalarna duyduu ihtiyac karalamada ya da reddetmede ba
vurabilecei btn yollar; hayal dnyamzda ihtiyatan kamamz
salayan snaklarn, korkudan kaynaklanan birer duygusal alk,
megalomani ve gereklie ynelik tahrifat biimi olduunu en an
lalr biimde onlar aklamtr. Omnipotentlik fantezisi hkm
srmekteyken diye yazar Hanna Segal, haz ilkesi uyarnca arzu
edilen koullar, gerek koullara ar basar. Gereklik snavndan
geilem em i o lur...; ve Segaln ok ak bir ekilde ifade ettii
zere bu fantezinin sonucu, yanl alglamadr. ocuk - y a da bu,
herkese ak ruh hali ierisinde bulunan yetikin- bakt yerde
duran eyi deil, kendi grmek istediini grr. Burada, doru al
13
glamann ne olduuna kimin karar verecei - y a da neyin buna
l olaca- gibi bir soru sorulaca apaktr. Zaten bu da ceza
olarak geliim in -kltrlem enin- bir biimidir. Yani bu tarz ger
ekiliin daima arl vardr, ama gustosu eksik kalr (tpk
Kleinc ve Ortodoks Freudcu yazlarn ou gibi); ama ite kitsch
ciddiyet de ok kolay kuruyor hkmn. Bu hikyede dnya, o
cuun bak asndan, isteklere gre yaratlm dnyadr; ye
tikinin bak asndansa -yan l alglama kusurunun cezasn ek
mekte olan - ocuk, ya tam olarak hakl deildir ya da tamamen
yanlmaktadr. ok temel bir ey vardr ki ocuk ona uyum sa
lamay, onu yerine getirmeyi becerememitir.
Srf saf tutmakla zlem eyecek bir ikilem var burada. Ona di
renen bir ey olmadka arzu yetersizdir, yavandr, kelimenin ger
ek anlamyla bir varlktan yoksundur; tam tamna karlanacak
olursa (omnipotent fantezide olduu gibi), hibir ey bu
lamayacaktr karsnda - kendinden baka hibir ey. Fakat benim
arzuma ok fazla direnen bir dnya da barnlr gibi deildir, ya
anacak yer deildir. Ancak ondan bir ey isteyerek o dnyay ken
dime ait klabilirim - kendimi o dnyann iinde bulabilirim. Bir
yemei dnmek karnm doyurmaz; ama bende hi itah uyan
drmayan bir yem ei yemek de yle. Y iyecei yem ee dntren,
olsa olsa benim almdr. O halde psikanalistlerin omnipo-
tentlik dedii eye bizden bir ift tezahrat, nk Blakein
hayal (vision) dedii eyin bir baka biimidir o. Blakein bu ke
limeye bazen (ve belki kanlmaz olarak) ykledii o tekinsiz an
lamyla hayal ise tam da analistlerin gerek kuruntular asndan
gerekli bir tamamlayc unsurdur - ya da bir nans olarak, kar ar
gmandr. nsan, ok fazla gereklie katlanaM/r; makul bir e
kilde istemek, akllca istemek, bir yandan da arzunun lm ola
bilir. Freudun da bildii gibi boyun eme ile itah, hi de iyi
geinen dostlar olamazlar. Hem itah dgcnn, hayalin, bir
baka addr. Blake zerine yazd o mthi yorumda yle de
mitir Northrop Frye:
14
eyi nasl hayal edersek, o ey yle olur veya o hale getirilebilir.
Bunun hemen hemen hibir zaman olm adn, yahut da ancak ok k
stl biimlerde byle olduunu hepim iz renmek zorundayz: Oysa
ocuklar gibi hayalperestler de, bunun mutlaka olacana inanmaya
devam ederler. Kabul grmek gibi bir vazifem iz olduu dncesine
yle kaptrmz ki kendimizi, doutan kazandmz hayal hakkn
unutuyoruz, saduyulu ve makul insanlar da buna tevik ediyorlar bizi.
Aptallnda direten aptal, sonunda akll olur gibi aforizmalara
B lakete bu kadar ok rastlanmasnn sebebi budur. Bu akllln te
melinde, hayal ederek gerekliin yaratlabilecei olgusu vardr ve
arzu da hayalin bir paras olduuna gre arzuladmz dnya, pasif
bir ekilde kabullendiimiz dnyadan daha gerektir.
15
farkl dillerde lgnlm z, ihtirasmz, hayalimiz denebilecek
ey in - kendine zglnn aa karlmas, eylere dair olu
turabileceimiz o tuhaf anlam, hem sreci tamamlayan bir ar
maandr hem ironik bir tamamlaycdr (kimse sizin hayatnz ya
amay sizden iyi beceremez). Bizi yoldan karan bu tr farkl
dnme biimlerinin kendilerine gre ykc bir hayatiyeti vardr;
geri ou zaman kendi cokunluumuzu yldrc, yeni bir hayata
balamay rktc eyler olarak yaarz. Bir baka deyile, kendi
iimizdeki anomalileri hayat belirtisi olarak yeniden tanmlamann
bir yolu vardr; stelik byle olmas da daha az dehet verici de
ildir. Zihnimizdekini biliriz de, iimizdeki dier zihinlerde neler
olduunu bilm eyiz. Bu anlamda biz de, baka insanlar kadar ay-
ryzdr kendimizden.
Bu dnm kapasitesi, gndelik deneyimin hayal gcyle ve
ou zaman tuhaf bir ekilde yeniden biimlendirilmesini salayan
kapasite, aslnda ocuun, bulduu eyleri kendine ait klma (verili
olan, yaratlm olan haline gelinceye dek etkisizdir) ynndeki
amaz, kanlmaz yetenei olarak kmtr ortaya. Doyum amac
gderek gzden geirme, ocuun projesidir (ve ayn sebeple psi
kanaliz de yle sorar: Gzden geirilerek yenilenm eye kar
koyan nedir, yeniden tanmlamayla deim eyecek olan nedir?).
ocuklar, bir eyleri merakla bekleme konusunda sebatkr bir
coku gsterirler; oysa yetikinler, ellerini uzatp almalar iin bek
leyen eye kar heveslerini kaybedebilirler. Freuda gre ocuk,
arzunun virtzyd; hayatn anlam ancak arzunun doyurulmas
olabilirdi onun iin. Yine de iten ve dtan -y a n i lm i
gdsnden ve Freudun olduka soyut bir ekilde kltr diye an
d eyden- en ok tehdit altnda grnen, bu itaht ite: Bireyin
hayatla bayd. Bir baka deyile psikanalizin konusu, insanlarn
itahn neyin sndrdyd; nasl olup da bizi hayatta tu
tabilecek olan yegne eyin, bizi en ok korkutan ey olduuydu.
Bylelikle Freud, her insann hayatnda dikkatini ilginin kaderine
verdi - hayal gcnn, merak denen o alna; benim, yaama se
vincinin bir paras olarak adlandrdm eyin kaderine. nsann
zlem le bekleyecei eylerinin olmas, zlem le bekleyecei eyler
16
yaratmas, kaybolup gitmi bir sanat dal olabilir Freuda gre.
Beklemenin hazlarm unutmak, dorudan bellei unutmaktr.
Hazlarmz yaratmaya ve tatmaya devam edeceksek demeye
getirir Freud, eyi yapabilmemiz gerekir: Baka insanlar iin
iine katmak, uradmz kayplardan olumlu sonular karmak
ve atmann tadn karmak (ya da en azndan atmaya ta
hamml etmek). Hayalimizde esnem e ve toparlanma yeteneidir
bu, besleyip bytmek zorunda olduumuz acmaszlktr, yoksa
ruhlarmzn derman kalmaz. Belki psikanalitik bakta daha da
ackl olan ironilerden biri, hazza bu kadar uzun bir yoldan va
rlmasdr; hazza ermek iin bu kadar zorlu (ahlki) talepleri kar
lamak durumunda kalmamzdr. Zaten Freudun haritasn
kard ey de, haz iin verdiimiz mcadele ile hayatta kalmak
iin verdiimiz mcadele arasndaki karmak ilikidir. Bu ikisinin
birbiriyle atma halinde olmas Danvinci bak asndan an
lamszdr elbette ve Freudcu bak asndan da mantkldr (do
ann yasalar vardr, ama mutluluun yasalar yoktur). Yine de
psikanalizin meziyetlerinden biri, atmalar dile getirerek in
sanlarda yeterince karmaklk iin pay brakmasysa, kusurla
rndan biri de belli bir kr noktadr - yani insanlarn kolayclk po
tansiyelini destekleme konusundaki gnlszl (bir ey, ancak
onu yapamyor-sanz zor olur). Elence istiyorsanz ite elence.
ocuklarla ilgili en arpc eylerden biri, oyun oynarlarken, gzel
eyleri kolayca elde edebilmeleridir.
Psikanaliz ise gzel eyleri kolayca elde etmekten bizi al
koyann ne olduunu anlatr; doyuma giden yoldaki gerek en
gelleri niye kabullenmemiz gerektiini, ama ayn zamanda nasl
olup da bunlar yaratmaya ihtiya duyar grndmz anlatr.
Przsz ilerleyen bir sre ve bu srecin przlerle kesilm esi hak
knda bir hikyedir psikanaliz. nsanlarn nasl esin bulduunu ve
bunun nasl olup da bir srklenme duygusuna dntn an
latr. Bu kitapta, itah ifade etmek iin elimizdeki en iyi kelimenin
esinlenme olduu kabul edilmektedir ve itahn da, elim izdeki en
iyi ey olduu (ocuklar birer hayalperest yapan, istediklerini der
hal elde edeceklerine olan inanlardr sadece). Nasl ki hayatlar
F2 N /K reteki Y abani 17
yaanabilir klan -ekonom ik bakmdan yaanabilir olduklar anda-
hayal gc ise, bir eyi yenebilir klan da itahtr. Ve ocuklarn
sorgusuz sualsiz kabul ettii zere hayat, ancak haz veriyorsa ya
anabilir bir eydir: Yani hazlarmz yenileyebilir, younluklarn
hatrlayabilirsek. V e umudun bize salad sadece zulm ya da
korunma olmaz, ondan sevin de yaratabilirsek.
18
lgili taraf
19
mizde deildir -Freudun bunun iin kulland sembol, rya a
lm asdr- ve kendimizi ifade etmemek de yle. Houmuza gitse
de gitmese de, bize verilen eyden bir baka ey yaratrz, srf eli-
mizdekiyle idare ediyor olsak bile. nsanlar, yeterince bes-
lenemediklerini dndkleri zaman psikanalize gelirler; ve bu da
-kiinin psikanalitik tercihlerine bal olarak- ya kendilerine ve
rilmi olan yeterince iyi olmad iindir, yani ondan yeterli bir ey
yaratamyorlardr; ya da kendi dntrme kapasitelerinde bir
sorun olduu iin. Jamesin tabiriyle onlar, kendi hayatlarnn sa
nats olmay baaramamlardr. Onlar besleyecei varsaylan
eyden, kendilerini hayatta tutacak bir eyler karmay u ya da bu
nedenle becerememilerdir. lgi duyacaklar -Jam esin, insann ha
yat sevm esini salayacan ima ettii trden bir ilg i- bir ey ya
ratamamlardr ne de paylarna den her ne ise ondan yeterince
beslenebildikleri kansndadrlar. Bu bilgilerin nda iki trl
psikanaliz olduu sylenebilir; veya psikanalizin, iki trl ta
nmland. Bir psikanaliz tr, ortamdaki bir eksiklikten olumlu
bir ey yaratmay hedefler - erken dnemdeki ortamnda kiiye ve
rilmi olanlar yeniden kurgulama yoluyla olsa da. En ar bi
im iyle -y a da onu eletirenlerin gznde- buna, dzeltici duygu
sal deneyim olarak analiz ad verilir. teki tr ise hastann iindeki
sanaty, hayatnn ilk evrelerindeyken iinde bulunduu ortama
ramen veya o ortam ne olursa olsun kiinin, ilgi duygusuna sahip
olan parasn canlandrmay hedefler. Kendi hayatnn sanats
olan insan iin ona neler verilmi olduu o kadar nemli deildir;
asl m esele, ona verilmi olanlarla neler yapabileceidir (kimse
ana-babasn kendi semez, ama herkes onlar yaratr, onlardan ne
yapabilecekse onu yapar). Buradaki psikanalitik model ryadr, ya
da ocuun bebeklik andaki cinsel teorisi; burada szde ger
eklik, bir talimat olmaktan ok rtk mesaj olarak ilev gsterir,
ryay gren ile ocuun, dntrme iine koyulmasn salar.
W ellse cevaben kaleme ald heyecanl meru mdafaasnda
James, ... ne olursa olsun benim deerim, bunu kendime gre
ifade etmektir. Hayat yaratan, ilgiyi ve nemi yaratan, sanattr,
diye yazmakla, hem bu kendini ifade anlayna -dntrmenin o
20
tmyle kendine zg mahremiyetine- imtiyaz tanm olmaktadr,
lern de youn yaamakla i ie gem i, ayrlmaz bir btn olarak
grmektedir onu. Jamese gre hayat, sanata feda edilmi deildi,
e de sanat, hayata bir alternatifti; ikisi birbirinden ayrlmaz ey
lerdi. Bu tpk, btn gnn, ryada kullanabilecei gndz ar
tklar aramakla geiren birinin, hayatn ryalara feda ettiini sy
lemeye benzer.
Demek ki yine ayn nedenle, Jamesin iindeki sanat, ma
teryalist diyebileceim iz adamdan kopmu deildir. Jamesin had
sadiadaki incelii, daima kaba denecek lde bire bir olan fark
etmeye arr bizi: Aslnda hayat yaratan, sekstir (Jamesin o
cuu yoktu); ve 20. yzyl bann o son derece rekabeti roman pi
yasasnda, Jamese gre sanat nem kazandryordu ona - belli bir
konumda bulunmann gcn kazandryordu. Ve tabii balkta
yaptm kelime oyununda* Sanatn ona salad ilgi alan, ya
trmnn getirdii mali kazant da (bir eye ya da birine ilgi duy
mak, ne getirecei belli olmayan bir kumardr). Sanat, kazan g e
tirir; Hayat ya da Deneyim ad verilebilecek olan bir eye yatrm
yapmann yoludur - yani bir tr risktir. Kazan salanabilir de,
salanmayabilir de; ama Sanat, dem eye getirir James, bir nevi ser
maye ve hissedir: Piyasa, dalgalanmalara aktr. Kazan sa
lamaya/ilgi oluturmaya, merak ayakta tutmaya, itah korumaya
urarken bir eyler dntrlr - bir eyin zerinde allr.
Jamesin romanlar okurda ilgi uyandrmazsa, insanlar okumazlar
onu, kitaplarn satn almazlar. Yazarn itah, okurda da itah
uyandrmak durumundadr.
Btn o eitli biimleriyle psikanaliz teorisi, Jamesin Sanat
(byk S ile) dedii u dntrme srecine dair bir dizi hikyeden
oluur, nitekim biz de gnlk hayat sanatndan sz edebiliriz; bes
lenmeye olan inancmz, arzuya olan arzumuzu koruyacak ekilde
kendimizi nasl besleyeceim ize dair bir dizi hikyedir bu da. u
21
ya da bu biimde her hastann analiste anlatt, onu ilk balarda
ayakta tutmakta olan itahn (ve bakmn) n alnmaz bir ekilde
karmaklaarak zgveninin kayna ve sabotajcs durumuna gel
mi olduudur. Bizim imdi arzu adn verdiimiz ey, hem umut
tur hem de umudun imknszl; iimizdeki hayat, her zaman biz
den yana deildir. O halde, eer ilgi, Jamesin inand gibi bizim
yarattmz bir eyse, kendi hayatmza, onu srdrmeyi isteyecek
lde ilgi duymamzn yolu nedir? Hem de en azndan gndelik
dilde, ilgi oluturmann tam tersi, onu bulmak deil de kaybetmek
olduu halde.
Bir baka deyile gndelik dil -e n azndan ilk eserlerinde
Freudun da yapm olduu g ib i- ilginin bizde nceden bulunan
bir ey olduunu varsaymaktadr. Yani ilginin var olduu bir nok
tadan balarz ie (zaten insanlardaki patolojiyi anlatrken ba
vurduumuz her trl tanmlama da onlarn doru eylere, daha
dorusu ideallere ilgilerini kaybetmi olduuna dair ifadeler ie
rir). Sonu olarak burada, ilginin hangi anlamda ya da hangi ko
ullarda yaratldn ve onu kaybetmeyi nasl baardmz, yahut
tezghladmz ele almak istiyorum. Ayrca ilgi duygusunu ta
yor olmamzn ve bir eye ilgi gsterme konusundaki n
koullarmzn, ilgi duyduumuz her ne ise her bakmdan onun
kadar manidar olduunu ne srmeyi amalamaktaym. (lginin
bedeli ya da mantkla aklanmaya kesinlikle gelem eyecek oluu
zerine bir eyler okuyacaksak, szgelim i Beckett, ya da Francis
Tustinin otizm zerine yazdklarn, B ionun balanmaya ynelik
saldrlar zerine, Freud ile K leinn lm igds zerine, ya da
Ernest Jonesun afinizi zerine yazdklarn ' okumalyz.) lgiyi
batan verili kabul etmek, hem kelimenin en iyi anlamyla sradan
bir durumdur hem de kelimenin en iyi anlamyla bir nevi hs-
nkuruntu. Her depresyon, her psiik donuklama, ilgi ve merakn
getirdii riskin tandr. Jamesin aabeyi William, lgimizi can
landran ve uyaran her ey gerektir, diye yazmtr Psikolojinin
ilke lerinde, gerek olandan ne kadar korkabileceimizi bilerek.
Psikanaliz, kilitlenip kalm ilgiden ilgi yaratma sanatdr. Bir
baka deyile, futbol taraftarnn aslnda futbolla ilgilenmediine
22
inanmayz; kendi kendine bilincine varma imkn verebileceinden
ok daha fazla ilgilendiine inanriz. Psikanalizde biz, ilgi nes
nelerini birer ipucu ve sufle olarak, nokta gibi gzken birer virgl
olarak alrz. Her arzu nesnesi, arzunun belirsiz bir nesnesidir ve u
iki soruyu da sormamza sebep olur: N iye o deil de bu ve niye ille
ile bir ey? Serbest gezinen dikkat dediimiz yntemin kendisi, il
ginin kaprislerine bir vefa borcudur. Havada dmdz szlp
duran ilgi, bir yere ini yapmak ister. Yani Freudun da ima ettii
gibi ilgide, bunun iin bir kapasiteyi ele geirme istei sz ko
nusudur.
Zaten bilindndan sz etmek de kendimize ramen baz ey
lerle ilgilendiim izi belirtmek demektir; u ya da bu lde bilinli
tercihlerimiz veya eilimlerimiz bulunduunu gsterir -am a bir de
bakarz ki alternatif, ou zaman kafa kartrc ilgi alanlaryla u
ramaktayz. Bir arkadamla bulumaya gider, yolda alveri
etlerken bulurum kendimi; bir kadna k olurum, ama babam ha
trlatmaktadr bana. ok eitli ve gizli gnelere bakan g-
nebakanlar gibi her trden dorultuya ynelm i buluveririz ken
dimizi, hem de ou kez hepsine ayn anda. Psikanalizin hasta
adna biimselletirdii de budur: K iisel ynelimleri ieren bir re
pertuar, dikkatin kendine zg srklenmeleri - ki buna, bilind
arzu ad verilmektedir. Psikanalizde, hastann kendine bir ilgi nes
nesi yaratmada ve bir nesneye ilgisini sndrmede kulland yol
lar izleriz. V e ak ya da rtl bir biimde onu, baz ilgi nes
nelerinin dierlerinden daha iyi olduuna ikna etmeye alrz:
Szgelimi insann yalnzca bakalarnn bedenine deil de sanat
eserlerine bakarak zaman geirmesinin daha iyi bir ey olduunu
syleriz; ya da sohbet edip iliki kurmann, isel hezeyanlardan
daha iyi olduunu; ya da hibir eyin hibir eyle balantl ol
mad duygusunun, insana sevinten ziyade kasvet vereceini. yi
bir insan yaratmaya uygun decek ilgi nesneleri konusunda her
analistin kendine gre -o u zaman b ilind- bir repertuar ola
caktr. Bu (ansa bal olarak) hem kanlmaz hem arzu edilir bir
ey gibi geliyor bana; tanm gerei ilgi ve karlar arasnda a
tmay da, uyumu da ieren bir sre olarak analizin kanlmaz
23
bir parasym gibi geliyor. Ama psikanalitik adan baknca da,
bir eyle ya da biriyle ilgilenmekle ne yapmakta olduumuzu, ilgi
konusundaki nkoullarmz ve bunlarn nasl ilerlik gsterdiini
merak etm eye deer. Hastada ilginin nasl olutuu da merak ko
nusu, buna (bu kiiye, bu faaliyete, bu film e...) kar nasl ilgi
olutuu da. Heyecann uyandrlmas ile srdrlmesi arasndaki
ilikiye kalm bir mesele bu - ki erotik hayatn merkezinde yer
alyor. ansmz varsa ya da kendimizi zinde veya yeterince tetikte
hissediyorsak, daima bizi harekete geiren, grnrde bize va
atlerde bulunan bir ey kyor. Vaat edici olmaktan ok vaatler
alm oluyoruz hep, nk arzumuzun bizi gtrecei yere git
meye direnme konusunda ok hnerliyiz. Savunmada olmak, ia
retleri iim ize geldii gibi okumaya, kendi dikkatimize yeterli dik
kat gstermemeye, ilgimizi eken neyse gvenlii ona tercih
etmeye ynelik bir yetenek.
30
Dolaysyla ocuk, kanlmaz olarak sblimasyona, yceltmeye
bavurur:* Fantezisinde ve dilinde teoriler uydurur; fakat bunlarn
konusu cinsellikten baka bir ey deildir (bedenin iine giren ve
dna kanlar ile iinde olup bitenler). Oyuna katlmay daima
reddeden bir yceltmedir bu; bedenlere ve haz iin bedenlerin ya
pabilecei eylere iaret eder durur. Bir baka deyile yceltme, ye
niden yaratmann, yeniden tanmlamann mecazdr, ama hazzn
hizmetindedir. O halde ocuun (ve sonra da yetikinin) soraca
soru udur: Cinsellii yle bir eye dntrmeliyim ki hem yeterli
doyumu yaayp hem de baka baz eyleri -kitap okuma, zengin
olma, baarsz olm a- peinden komaya ve hayata geirmeye
deer bulaym; peki bunlar neye dntreceim?
Philip R ieffin Teraptik Yaklam n Z aferi'nde yazdna gre
Freud, psikanalizin insanlara mutluluk verem eyeceine, ama on
larn yaad sefillii azaltabileceine inanyordu. Yine de
Freudun tanmnda ocuk, stoacln reddini temsil eder. Kendi
snrlarn dolayl yoldan ifade etme anlamnda yceltmedir bu:
Bizi bedene geri gtrecek olan szlerdir.
31
sann cinsel davran, ou zaman onun hayal karsndaki dier
btn tepki biimleri iin de geerli olan modeli ohir." o
cuklarn cinsel davrannn ayrlmaz bir paras, daha dorusu bu
davran meydana getiren paralardan biri de cinsellikle ilgili me
raktr. Hatta ocuklarn cinselliinin, meraklarndan ibaret olduu
bile sylenebilir. Ama Freudun grne gre ocuklar asndan,
yine Freudun deyiiyle eitim idealleri ile leel bir alna ya
ratan da cinsellikle ilgili meraklarnn la kendisidir. ocuklar cin
sellii bilmek ister, bykler ise baka bir eyi bilmeleri gerekti
ini syler onlara; ve gerekten ilgi duyduklar eyden dikkatlerini
uzaklatrmak iin de ocuklarn bir baka eyi hna kltr di
yelim - bilmeleri gerekmektedir. Eitim, der Freud, ya kendini en
ok ilgilendiren eye olan ilgisini kaybetmeyi relir ocua ya da
bu ilgiden fedakrlk etmeyi. lginin kabul edilebilir bale gelmesi
iin ona bir ey katmak gerekir ki eitimdir bu da. Fretd, szlerine
devam ederek trnak iinde uygar diye belirtilen cinsel ahlkn,
bu ilginin iddetini azaltc etkisini aklar. "Genel olarak, diye
yazar, cinsel perhiz sonucunda enerjik ve kendine yeterli eylem
adamlarnn, yahut zgn dnrler ya da cesur kurtarclar ile re
formcularn ortaya kt yolunda bir izlenim edinmi deilim.
Bunun halim selim ve zayf insanlar yaratma ihtimali daha kuv
vetlidir ve bunlar da sonradan byk halk kitleleri iinde kay
bolarak kendi iradeleri dnda, gl bireylerin gsterdii yoldan
gitmeye yatkndrlar.
Burada daha ok Reich andran Freud, cinsel perhizi t
leyen uygar cinsel ahlkn, ironik bir ekilde, kltrn en ok ba
rna bast karakter ideallerinin tamamen altn oyduunu gayet
ak belirtmektedir (tabii psikanalizde, insanlarn onun gsterdii
yoldan gitmesine yol aabilen eyin ne olduunu da merak etmitir
belki). Zaten bu makaleyi (ilgintir, Oidipus kompleksine dair hi
bir deinmeye rastlanmaz burada) gelecee ynelik bir pers
pektifle okuduumuzda, Freudun uygar cinsel ahlk ya da ei
timin idealleri adn verdii eylerin, lm igdsnn habercileri
olduunu dnebiliriz; yani kltrn ilevi, merak ldrmektir -
ya da daha incelikli yollardan merak baka yne ekerek veya dik
32
katini datarak veya baka yere yanstarak (Freudun bu makalede
deinmi olduu) yceltmeyi gerekletirmektir. Yceltme yoluyla
-k i incelikli hale getirilmeye dikkate deer lde diren gsteren
bir psikanalitik kavramdr- ikisini de yapabiliriz. Yahut da buna
inanmaya ihtiyacmz vardr; bunu mit ederiz.
Freud, u soruyu sorabiliriz pekl diyerek arballkla sona
erdirir makalesini: Uygar cinsel ahlkmz, bize dayatt feda
krlklara deer mi, hele de bireysel mutlulua dayal belli bir mik
tarda tatmini kltrel geliim hedeflerimiz arasnda sayacak kadar
hedonizmin klesi olmu durumdaysak. Anlalan, neden, diye
sormaktadr Freud, neden ideallerimiz arasna birey iin bir para
tatmini de koyma zahmetine girdik? Neden toptan vazgemedik bi
reysel tatminden? Neden ocukluktan sonra mutlulua ilgim izi ta
mamen kaybetmiyoruz?
Burada basit - v e kimilerine gre de basite indirgenmi olduu
apak - bir mantk vardr. ocuklar, demektedir Freud, hedonisttir
- kafalar hep hazzn erotikasyla meguldr. Bir insann cinsel
davran, ou zaman onun hayat karsndaki dier btn tepki
biimleri iin de geerli olan modeli oluturur. Uygarlk, ocuun
gerek ilgi alanna ynelik ilgisini nlemek ister. Eitim -geliim
teorisine olduka benzer bir ek ild e- yeni bir din sunar ocua:
kame dini. Sembol oluumu, gei fenomenleri, Babanm Yasas,
Oidipus kompleksi, sanat yoluyla paylalabilen yceltme bi
imleri; ocua verilen mesaj hi deimez: Bunun ikamesi yoktur
ama sen bir tane bulmak zorundasn; bir eyden vazgemek zo
rundasn, hem de onun yerine koyacan eyin, en az onun kadar
iyi ya da ondan daha iyi olmak yle dursun, sana yeteceine dair
bir gvence bile olmad halde.
lgiyi bulmak iin nce kaybetmek zorundasn; geliim in kutsal
kitab budur ite. Ana-babana duyduun umutsuz tutkunluun, mu
hayyel, idealize edilmi zdelemelerinin, seni tmyle saran ten-
selliinin ardndan yas tutmak zorundasn; dili renmek zo
rundasn. kame kavram olmakszn gelim e -hatta aslnda
yaanabilir bir hayat- diye bir ey dnebilir miyiz? Ama yine de
Uygar Cinsel Ahlk ve M odem Sinir H astalklarnda Freudun
F 3 N /K reteki Y abani 33
bizden istedii tam olarak budur. Bizler, der, tabiatmz gerei cin
sellie ilgi duyarz, hatta cinsellik karsnda byleniriz ve sonra
da uygarlk, bizi bu ilgiyi yem den yaratm aya, kendimizi eitilebilir
birer yaratk olarak yeniden yaplandrmaya davet eder. Bizi il
gilendiren eye ilgim izi kaybetmenin bedeli, diye yazar, hayatla
ilgili endielerin ve lm korkusunun artmasdr ve daha gl li
derlere eilim duyulmasdr; deta demokrasinin, ancak kendi cin
sel canllklarn tayabilenlere gre bir ey olduu ima edil
mektedir burada. Bir baka deyile, kutsal kitabmz olan ikame,
radikal bir tehlike yaratmaktadr bizler iin.
Yceltmenin ne olduunu. bilmiyor olabiliriz, ama Freudun
yapt gibi, biri kp da bunun o kadar da iyi bir ey ol
mayabileceini aklmza sokunca hepimizin bir para huzuru
kaar, yahut kukuya deriz (Donald Kaplan, Yceltmede Y
celtilen Nedir? gibi gayet yerinde bir balk koyduu makalesine
u szlerle balamaktadr: Btn bir yceltme kavram, en ba
ndan beri psikanaliz asndan iinden klmaz bir sorun ol
mutur. Kaplann da kabul ettii zere yceltme -yan i cinsellie
duyduumuz ilgiye yeni bir yn verme biim im iz- znde iinden
klmaz danklklar ve balanglarla ilikili bir sorundur, g
ebe olarak tercme edilme sorunudur). Kltrn barbarln, do
ann barbarlna tercih ederiz, ou zaman ikisini birbirinden
ayramasak da; hibir ey, doaya ilikin fantezilerimizden daha
fazla girmi deildir kltrn etkisi altna. Artk kimse cinsellik
hakknda pastoral olamamaktadr ve kltr etkisi tamayan bir
cinsellikten sz etmek de kendi iinde elikili bir eydir. B elli bir
anlamda dndmzde, kltr olmadan cinsellik olamaz (sanat
eserlerinin tamam, yceltilmi cinsellikten ibaret olabilir, ama cin
selliin tamam da yle). Yine de bu makalesinde Freud -k i ellili
yalarnn bandayken yazmtr bunu ve tabiat itibaryla yeniden
domu bir ergen olmaya da yap olarak uygun deildi kendisi-
bize sunduu yol gsterici romansta hem kendi yazlarnn ouyla
ters dmektedir hem de onun izinden giden psikanalistlerle. n
sanda, diye yazar, cinsel igd hi de organik olarak reme
amalarna hizmet etmez, hedefi belli trde hazlara ermektir.
34
Freudun bebek cinsellii dedii eyin yaratt asl skandal buydu
ite. Bebek cinsellii, yalnzca yetikinlikteki hayat iin (gdk
kalm) bir snma egzersizi -dolaysyla da ocuk, cinsel varln
prototipi- olduundan deil, tek hedefi belli trde hazlara ermek
olduundan, erotik hayatn temel paradigmasdr. remeyle ba
larn koparm -hatta belki remeye kart- bir insan cinselliini
ima eden bu kar Darvvinci bak, ok yaratacak niteliktedir. M e
sele ocuklarn byyp remeye ynelik doru drst bir cinsellik
yaamak iin sabrszlanmalar -yetikinler asndan rahatlatc bir
inantr b u - deildir belki de; Freudun grne gre ocuklar,
kendi olgunlamam cinsel bnyeleri araclyla cinsellie ilikin
bir hakikati kefetmilerdir: Cinselliin belli hazlar verilmesini ve
alnmasn ierdiidir bu da, ve iliki ile aileye dair uygar kav
ramlar da bunu maskelemekten baka ie yaramamaktadrlar. Bu
umulmadk Freudiyen pastoralde cinsellik, ehevi hazdan, yeniden
kazanlm itahtan baka hibir hedefe ynelmez.
Loevvald, bu konudaki byk kitabnda Yceltm e, diye balar
sze, psikanalist asndan ayn anda hem ayrcalkl bir konudur
hem de phe uyandrr. ocuk iin de yle olduu ilave edilebilir
buna (insanlarn yceltme hakknda kurduu ilk cmleler ok et
kileyicidir daima; ne de olsa sorulmas gereken, bunun nasl ve
neden balam olduudur). ocuk, bir trajedi ya da komedi kah
raman olmaktan ibaret deildir: Yceltme gereini ortadan kal
drmak iin abes bir yceltme projesine girmi olan bir estet, vecd
halinde biridir o. Loevvaldun yceltilmi, soyut teorik diliyle ifade
ettii gibi, psiik yaantnn ayrm ya da daha ileri biimleri
[nin], yap olarak savunmaya ynelik, hatta yanlsama dolu olup
zde yer alana, igdsel-bilind yaantya ait psiik gereklii
saklayan birer maske yahut u ya da bu lde hileli, fantezi dolu
birer sslem e olduuna inanr.
Bir baka deyile ocuk, gelimenin szmona faydalarna da,
onlarn gzlerden sakladklarna da kanmaz. Fakat yceltmenin ol
mad bir hayat denemek ve tanmlamak da bal bana eksiksiz
bir yceltme edimi olacaktr elbette. Cinselliin teoriletirilmesi bi
zatihi ironi ierir. Ancak Freudun Uygar Cinsel Ahlk ve Modem
35
Sinir Hastalklar makalesinde anlatt hikye, daha acil, daha az
soyut bir soruyla anszn -neredeyse bir m eselm iesine- kar kar
ya brakmaktadr bizi: lgilendiimiz ey ile ilgilenmemiz ge
reken ey arasndaki fark nasl anlarz - yahut da anlayabilir
miyiz?
Freudun hikyesindeki ocuk, merakta irade d, kanlmaz
bir momentumu temsil eder: Ben buna zihnini verme ya da cezb-
olma kapasitesi; bir eye ya da birine kaplp gitmeye istekli olun
mas diyorum. Freudun bu makalesinde uygar ahlk, eitimin ide
alleri dedii eyi ise W innicottn terimleriyle yeniden tanmla
yarak boyun eme diye adlandracam; yani bir eyi yapyorum
nk yapmamak fazlasyla tehlikeli hali.
ocuun cinsellikle ilgili olduunu nereden biliriz diye sorar
Freud. nk ocuk, belli zamanlarda bu konuda ard arkas ke
silmeyen sorular sorar ve Freudun stne basa basa teori demeyi
tercih ettii hikyeler uydurur; fantezisinde, bilind arzularnn
formlasyonudur bu. ocuun ilgisi hikyelere ynelmitir (Jamesin,
sanat araclyla ilgi yaratmak dedii budur). ocuun byle m e
rakl, hevesli, teorilere dkn bir hedonist olarak bavurduu en
iyi yol, dildir. V e btn ciddi hedonistler gibi ocuk da -am a tabii
hedonistlerin sorunu daima ciddi olmalardr- inceliksiz, bire bir
yorumlar yapmaz. Bir pornografi dkn deildir o; daha in
celikli araclklarn erotikasna, ksmen szcklerle seks yapmaya
balamtr kendini. Ama szcklerden olumu bir diyete de
(Freud buna perhiz der) raz olmaz. Szckler, onu bedene geri g
tren yoldur.
ocuun, ilgi duyduu alanlar kendi bedeninin ve birbiriyle
ilikileri iinde annesiyle babasnn bedenlerinin tesine g
trebilme yeteneini gelitirmesini btn psikanaliz teorisi des
tekler ve yreklendirir. nerebilecei baka bir ey var mdr ki
zaten? En azndan resmi dzeyde ocuk, kendisinin ve ba
kalarnn bedeniyle ancak yeri gelince ilgilenmeyi renmeli, ei
tim yoluyla da kendi kltrnn diline ve karakter ideallerine ay
rlmaz bir biimde balanmaldr. Bu makalesinde Freud, kltrn,
ele gem ez bir eyin peindeki kanlmaz ve gerekli abasnn -k i
36
psikanaliz de bunun bir parasdr- bireyi hem tketip hem de onda
kklemi bir ylgnlk yaratabileceini ima eder; ama bireyin de
gidecek baka yeri yoktur. Kendi zihnindeki en mahrem, en derin
takntlar kltrn kamusal diliyle bilebilir ancak. En iyi ihtimalle
onun mahremiyeti, gizli kalm bir kamusal yaantdr.
Bu ilk nemli makalelerinde bebek cinselliini tanmlarken
Freud, bizim iin ilgi duymamann mmkn olmad eyi ta
nmlamaktadr. V e merak duygumuz -b ir zamanlar olduu gibi -
kar konulmaz olsayd bunun neye benzeyeceini; Picassonun
Ben aramam, bulurum szleriyle kastettii sanatsal ura ta
nmlamaktadr.
40
cuunun aynada grdklerinden meydana getirdii ey ile Win-
nicottm ocuunun, analiste izilen tanmsz izgilerden yaratt
ey arasndaki fark).* Kanaat ile olas bir srpriz arasndaki farktr
bu, zc ile oulcu arasndaki artk aina olduumuz fark. Ka
nlmaz sonulan ancak srprizler - v e travma denen o daha az da
vetkr srprizler- sabote edebilir.
Sonuta Freudun, teorisyen olarak ocuk -baarsz bir bilim
aratrmacs olmak istedii iin sanat olan ocu k - ile ilgili ilk
dnem yazlarndan basit bir nermeye varmak istiyorum: He
pimiz, oulcu olmaya alan birer zc ve zc olmaya alan
birer oulcu olabiliriz; ayn anda bu ayrm izgisinin iki tarafna
da balamak isteyebiliriz kendimizi, hem de ayn lde inandrc
ve belagatli bir ekilde; iimizdeki atmay askya alp onu z
meyi denemeyebiliriz bile. Psikanalitik adan baktmzda o
cuklar zcdr; ada yetikinler ise yle olmak zorunda deildir.
kisi de olmadan ikisinden biri olmann yolu yoktur. kisi de ol
mazsak, Freudun uygar ocuklar gibi biz de ilgimizi yi
tirebiliriz, evkimizi kaybedebiliriz. Haz iin fazlasyla evkle dolu
olarak fazla ihtiyar kalm olabiliriz.
* Bkz. The mirror stage as formative of the function of the I," Ecrits, Jacques
Lacan (Londra, Tavistock, 1977) ve Therapeutic Consultations in Child Psychi
atry, D. W. Winnicott (Londra, Hogarth Press, 1971).
41
II
Kreteki yabani
42
biimlerini ierir. Psikanaliz, i karartacak lde huzur verici olan
bu ilerleme mitosunu kabul edip gelitirmesiyle znde re-
aksiyoner olmutur. Dnyaya ynelik alkantl bir sevgiyle do
arz biz, nk dnyann bizim iin yaratlm olduu, bizim ar
zularmza tam anlamyla denk dt varsaylr; sonra dbozu-
muyla burnumuz srtlr, yle ki burada kapldmz fke, umu
dumuzun son kalntsdr. Sonra, eer ansmz varsa -karakterimiz
msaitse ya da iyi bir ana-babamz varsa, yahut her ikisi birden ge
erliyse- yetersizliklere uyum salarz. Dnyann haline gsterdi
imiz aydnlanm uyarlanmann kahraman oluruz. Bir baka de
yile psikanaliz, aslnda yanl yerde dnyaya gelm i olduumuz
eklindeki geleneksel gr dorulamaktadr; ama bir nedenle
-selam ete ermek, ahlki salamlk, haz, genetik m iras- bu dnyada
olabilecek en iyi ekilde yaamaya bakmamz gerekir.
nsann geliimini tmyle snfsal bir bakla, politik bakmdan
yattrc ve grnrde tarihd bir ekilde aklayan bu mitos -k i
bazen hayat dngs adn alr, sanki dne dne sonsuza dek
srp gidecekm iesine- psikanalizin deerleri karsnda gitgide
dmanca bir tutum benimseyip meruiyet talep eden bir dnyada,
psikanalizin en azndan baz versiyonlarna kstl bir inandrclk
salamtr (dolaysyla kendi kltrnn bocalamalarn ifade eden
semptomatik bir meslek olarak psikanalizin yararll da ksmen
buradan kaynaklanr). Artk sama denecek lde rndan
kma creti gstermez olan -artk acayip dncelere kaplmay
beceremeyen ve mutabakatn mptelas olan - ocuk gibi psi
kanalizin bylesine budanmas da, deerinden bir eyleri glgede
brakmtr: Dzensiz olana, kurald olana, her kiinin kendisine
verilmi olanlardan yarattklarnn ngrlemezliine; her kiinin
kendi benzersiz tarihesindeki tekillie. Tutku dolu bir hayatn iyi
olduu iin iyi hayat olduu anlay, her zaman tartmaldr.
Freudun 1912den nceye dayanan erken dnem almalarnda
psikanaliz, anlam yaratma biimlerimizi snrlayan, yolumuzu
kesen (akcln koptuu noktada hayatn yeniden balamas) ey
leri tanmlamann -id ealize etmeden ayakta tutmann- yoluydu.
Ryalarda, dil srmelerinde, ocuklarn cinsel teorilerinde, semp
43
tomlarda Freud, insanlarn (manevi) tutarllklarna, kendileri nez-
dindeki anlalrlklarna mdahale eden bir eyler grmt ve
bunlar, yine insanlarn kendi ilerindeki bir ey tarafndan bozulup
kesintiye uratlmaktayd, onun cinsellik ya da bilind adn
verdii bir ey tarafndan. nsanlarn davran biimleri -fiiliyatta
yaptklar- kendi kendileriyle oluumsal bir anlamazlk halinde
bulunduklar dncesini getirdi onun aklna; sanki her semptomda
ya da hatada, insann iindeki bir mutabakat bozuluveriyordu.
Daima istediimizden daha fazlasn ya da daha azn yaparz. o
cukluktan itibaren deneyimlerimizi kendi bilinli projelerimize
gre ve onlara ramen dntrrz. Konuurken konudan uzak
lamamza yol aan da en azndan konunun kendisi kadar ilgintir.
Yani psikanaliz yle bir bak as sunmaktadr ki bize, bir an ipin
ucunu karmamzdan ya da gereksiz bir kelime oyunundan kay
naklanan kk lekli bir rahatszlk ilgiyi artrr (kesinlikte
daima sinsi bir yan vardr). Hatalarmz, yalnzca cezaya davetiye
karmakla kalmayp merak kkrtabilir de; verimliliimiz bir s
nak olabilir.
Ama hata yapabilmek iin de kurallar bilmek gerekir elbette.
Hata, becerinin bir fonksiyonudur. Yahut baka trl ifade edelim:
Kk ocuklar hangi anlamda hata yaparlar? nk kltr
zmsemek, bir bakma hata yapmann ne olduunu renmek de
mektir. Kre andaki -ik i ile ya arasndaki- ocuklar hem
konumay yeni yeni renmekte hem de aile ortamndan okulun
ilk biimine gei gibi ok mhim bir ey yaamaktadrlar. Baka
pek ok eyin yannda bunun getirdii bir sonu da, ocuk iin pa
radoksal bir feragat biimidir. Tam merak duygusunun giderek in
celik kazanmakta olduu bir dnemde, aslnda hibir zaman vaz
geem eyecei bir eyi brakmak durumunda kalm gibidir ocu k -
ifadesiz benliidir bu, dil ncesi benlii (Seamus H eaneynin d
nce ncesi yaanm deneyim dedii ey). ocuk kendi in
celikli teori yaratma urana -n asl yaanaca ve kim olunaca
konusundaki cinsel aratrmalarna- atlrken, szcklerin ol
mad, tutku dolu hayat vardr geride, toprakta kalm kkler
gibi. Hayatnn bu noktasnda ocuk, birden ok evi geride b
44
rakmaktadr - her konutuunda yapaca bir eydir bu, zaten ko
numas da daima nceki sessizliinden kaynaklanr. Dilin devreye
girmesinden nceki o grltl sessizlik, onun kendi tarihinin uzun
bir blmn oluturur. Sz, szszln yerini tutan bir ey de
ildir yalnzca; tamamen baka bir eydir.
Konumay renmek zordur, giderek kolaylamaz da. Kree
giden ocuk, tam da kaderini belirleyecek o geii ilk kez -am a son
kez d e il- gerekletirdii adadr, yani dil grubuna katlaca,
grnrde konuma becerisini kazanm kiilerden oluan top
luluun bir paras olaca adadr - ama asla eksiksiz olamaz bu
gei, ocuk bunu asla btn kalbi ve samimiyetiyle gerekle
tiremez nk gerekletirilen feragat, yani konumayan benliin
kayb, ok byktr. Sz niye var ki? diye merak ederdi herhalde
ocuk, elinden gelseydi eer. Konumay renmek, neyi
renmek demektir, yahut neyi renmeye benzer? V eya psikanalitik
bakmdan daha net bir ekilde soracak olursak, konuabilme u
runa vazgeilm esi gereken tam olarak nedir? Kre andaki o
cuklarla alan yahut o ada ocuu olan herkes, bu sorularla
kar karya kalmtr, daha dorusu bu sorular hatrlamtr.
Fakat yetikinler kanlmaz olarak ocuklara konumay
retirse, ocuklar da yetikinlere, konuamamann nasl bir ey ol
duunu retir (veya hatrlatr). Yetikinler, bu ocuklardan, me
sela bir edebiyattan rendiklerini renirler: Szl ifadenin, kendi
seslerini bilinir klmann mcadelesini, gerilimini, grnrdeki ta
vizlerini ve erotik hazlarm. Nasl olup da insan bedeninden sz
ckler kt eklindeki muamma, insan bedenine giren ve o be
denden kan baka her eye hem benzer hem de benzemez (ne de
olsa szcklerin geldii yer, her bakmdan bebeklerin geldii yer
kadar kafa kartrcdr: Szckler de konuan kiileri besleyebilir,
yattrabilir, heyecanlandrabilir ve zehirleyebilirler); ve tabii dilin
snrlarnn, neyin snrlar olduunun tam anlamyla ak ol
mamasndan kaynaklanan muammadr bu. Sonuta ilerlemeci bir
eitim perspektifiyle baktmzda yle deriz: ocuk konumay,
ihtiyalarn iletmeyi renmek zorundadr. lerlemeci olmayan
perspektifte ise unu ilave etmek zorunda kalrz: ocuk (ve ye
45
tikin) konumamay renmek zorundadr, nk konumaya di
renir gzken deneyim alanlarnn, duygu dnyalarnn da bu
lunduunu fark edecek ya da kendi kararl kaytszlyla bilfiil ya
ayacaktr; bu alanlarda szckler uygun dmeyebilir ya da yersiz
olabilir. Bir yetikin olarak ocuun kendini ya fiilen dilsiz ya da
zellikle konukan bulabilecei alanlardr bunlar (cinsellik, para,
snf, ayrcalk gibi alanlar), ama asla bu alanlara tam anlamyla
denk dtn ya da buralarda zgn biri olduunu d
nemeyecektir. Psikanalitik adan kvrak bir konuma ya da ses
sizlik, insan afallatan younluklar anlatr; diren, tutkunun iare
tidir, terbiye ve slah edilmekte olan merak duygusunun iaretidir.
Konuma kiinin isteklerini, kendisi iin en ok nem tayan ey
leri anlatmas demekse, o halde konumak, kk dme riskine
girmek de demektir. Yetikinlerin, ocuklua zg yenilikilii,
szel canll ve hnzrl ounlukla kaybetmi olduklar -a b
srd iirin ve srrealizmin parodisini yapabilecei- bir post-ro-
mantik kliedir. Oysa ocuklarn daima kaybetmeye zendirildii
ey, (doru drst) konumay bilmiyor olduklar bilgisidir. Bir
eyi yapmasn fazlasyla iyi biliyorsanz, zgn bir eyler yaratma
ihtimaliniz daha dktr. Yenilikilik, beceriye baldr; ama be
ceri de cehalete. Kaynaklanabilecei baka bir yer yoktur.
50
IH Konumay renmek, yabanc dil renmeye benzemez.
Kk ocuklarn bir tr eviri iiyle uramakta olduunu
varsaymak yanltc olur; sz, sesin evirisinden ibaret deildir ki;
evrilen ne olabilir burada? Bir hayatn, bir baka hayatn te
rimleriyle ifade edilm esi sz konusu deildir, nk o dier, tutku
dolu hayatn elinde terimler yoktu. Sz olmadan ifade buluyordu o
hayat. ocuk zamanla szel bakmdan daha tutarl hale geldike
-benliinin medeniyet d ksmnn etkisinden uzaklatka- hem
dilin oyunlarn renerek hem de dil ile hayat arasndaki tuhaf
uyumun farkna vararak ifadenin snrlarn sonsuza dek amakta
ve tekrar tekrar amaktadr. Kre andaki ocuklarla bir arada bu
lunmu olan herkes, cokularn etkisini ne lde yaadklarn, en
tutkulu, dolaysyla en kafa kartrc duygularn hem deneyimini
hem de -o u zaman ba dndrc bir hz ve akclkla- uyann
yaayabildiklerini bilir. Kk ocuklarda baka pek ok ey gibi
sevgi ile nefret de aralksz biimde birbirinin yerini almaktadr
sanki. Bu yzden yetikinlerin, ocuun szszl -k i kendi sz
sz yaantlarn hatrlatr durur onlara- amas iin bir para acele
etmeleri o kadar da artc deildir; ocuun, szel becerisi daha
gelim i olan gelecek benliiyle gereinden fazla zdelemeleri,
onu gereinden fazla tevik etmeleri de artc deildir. Kk
ocuk iin gelecek, dildir. Fakat baka kimselerin yan sra psi
kanalistlerin de bildii gibi gelecek, tam anlamyla gem iin
zm olamaz. Kk ocuklarn ve onlara bakan yetikinlerin ba
ndaki belay yeniden tanmlamak iin erotik deneyimlerimizde
szcklerin nasl hileli biimlere brnebildiini dnmemiz
yeter. Sz ile arzu arasnda huzursuz bir evlilik vardr ve szlerin
bizi hangi biimlerde yanltt, yine sz ile tanmlanabilir ancak.
Baz duygusal alkantlarda da -insanlarn birbirleri zerinde sa
layabilecei katksz etkide- szcklerin uygun dmedii grlr
ya da bu durumlarda dil, ancak gem ie dnk olarak ie ya
rayabilir. Yeni yeni konumasn keyifle izlediim iz ocuk, ayn
zamanda oyuna katlmay reddetmesinden yahut szleri ol
mamasndan korktuumuz ocuktur. Yetikinlerin kulland ben
zetmeler -uygun sz bulamamak, dili tutulmak, diri diri g
51
m lm ek- balangta ocuun iinde bulunduu, ama oluum s
recinde at o yokluk durumunu deil, bir kaybedii anlatr hep.
Bebein ve kk ocuun asndan baknca dil, yokluu duyulan
(dil ncesi benliin yasn tutaca) bir ey deildir. Yetikinlerin
youn duygu dedii ey yine vardr ve kanlmazdr.
Kk ocuklar konuma iinde birer rak, ou zaman da m e
rakl birer amatrdr. Cmle kurmaya hevesli acemilikleriyle, far
knda olmadan dille deneyler yapmaktan kanamazlar nk ku
rallar -szdizim ve syleyi teamllerini- renmelerinin yolu,
yetikinlerin bak asyla onlar inemekten geer. Ama bir yan
dan da bize, doru drst konuamamann nasl bir ey olduunu
retirler; bunu retmekle de yalnzca kendi ifadesiz ve ne
redeyse ifadesiz benliklerimizi deil, kendimizin bu gml, ka
lnt biimleriyle isel ilikimizi de hatrlatrlar. Kk ocuklarla
yaayan ya da alma yapan herkes, dil alanndaki beceri ye
tersizliinin zihni nasl uyardn, ne kadar yeniliki, ne kadar a
rtc, ne kadar sinirlendirici ve engelleyici olduunu bilir. Zaten
oluum andaki ocuklarla ilikimiz -bizim le ve birbirleriyle
srdrdkleri kesinlikten uzak konumalarn stesinden gelmemiz
ve bunlara karlk verm em iz- dil ncesi ve dilsel olan kendi ben
liklerimizle ilikimizin bir tablosunu sunar. Kendi iim izde yer
alp da, dtan ve iten gelen gl direnlere kar ifade bulmasn
salamak iin mcadele ettiimiz ya da bundan tat aldmz o
snr blgesine geri gtrr bizi bu ocuklar. Bunun karlndaki
risk ise yetikinlerin, kk ocuklar farknda olmadan kendi ye
terlilik duygularn pekitirmek iin kullanmasdr (tpk kendini
akll hissederek gven duymak uruna yorum yapmaya girien bir
analist gibi).
Psikanalist J.-B. Pontalis, B alang Sevgisi adl otobiyogra
fisinde Szckler, der, szcklerden domaz. Konuan ve ko
numay reddeden, szcklerle deneyler yapan ve szcklerden
umudu kesen kk ocuklarn yannda, szcklerin bir yerlerden
gelmekte olduu duygusunu olaanst bir kesinlikle yaarz.
Beden diyebiliriz buna; bedensel benliin dillerin bulac etki
siyle, yani kltrle bulutuu o belirsiz yer de diyebiliriz. Her ko
52
nutuumuzda ve belki zellikle de konumakta glk ektii
mizde -bylelik le, konumadaki akclmzn hasralt etmekte ol
duu eylere bir gz atma imkn bulduumuzda- konumaya yeni
yeni baladmz o dnemle bilinsizce balant kurarz. Aktr ki
kekelemenin ve baka konuma zrlerinin bylesine iddetle ya
kc ya da rahatsz edici olmasnn nedenlerinden biri, tereddt et
meye duyduumuz tutkuyla, oluum dneminde szckleri bask
altndan kurtarmakta ektiim iz skntlarla bizi fazlasyla kesin bir
ekilde yz yze getirmesidir. Hayatmzn szel bakmdan daha
beceriksiz, ama cokular bakmndan ok daha zengin bir d
nemiyle balant kurmamz salar bunlar; duraklamalar ve te
reddtlerle dolu olduumuz, fkeden kaskat kalakaldmz ve
Shelleynin deyiiyle frtnalarn barnda yatan o saadet duy
gusunu yaayabildiimiz dnemdir bu.
Dilden nce nasl bir evre yaandm dnyorsak -nitekim
szl dnem ncesindeki ocukla ilgili hikyelerimiz de, geliim
evrelerinden herhangi birine ilikin anlatlarmz kadar kltr et-
kisindedir, elde mevcut malzemeden retilmitir- o evreden dile
geite ocuun, hem merak duygusunu daha gelikin biimde e
killendirip hem utanma, sululuk duyma, boyun em e gibi
renilmi davranlarn deneyimini edinmeye balad aktr. o
cuun acilen isteme durumu -k i ondaki gelecek sevgisidir b u -
hafifleti mitir. Baka insanlarn varlnn tannmas -psikanalizde
bu, kiinin baka insanlara bamllnn tannmas olarak yeniden
tanmlanr- benliin terbiye ediliini getirir.
Psikanaliz literatrnde dbozumu, narsistik fke ve depresif
durum gibi deiik biimlerde tanmlanan eyler, hep ayn bildik
hikyenin versiyonlardr: Bu hikyede de hayatta kalabilecek olan
benlik, klp zayflam bir benliktir. (Bunun kltrel dzeyde
tuhaf bir biimde arptlmasyla modern a bebekleri, ana-
babalar tarafndan hem birer emperyalist hem de meta olarak ni
teleniyor ve ou zaman da yle alglanyorlar.) O halde byme,
gerekli bir katr; ifadesizlik durumundan, daha az etkili biimde
rgtlenmi benlikten, en iyi davranlarn daha gsterecek olan
benlikten, aclaryla sevinlerini yetikinlerin ou zaman skc
53
bulduu bir alanda yaayan bir benlikten ka. Uygarlk ve hu
zursuzluklarna dair u eski modern meselde ne ocuk bir iblis gibi
gsterilir ne de kltr. Fakat geliim i yalnzca dilsel -dolaysyla
m oral- becerilerin edinilmesi olarak tanmlamaz ya da bundan iba
ret grmezsek, ifade becerisi olan ve olmayan benlikler arasndaki
gerekli gidi-gelii ocukta daha iyi besleyebiliriz. Son nefesini er
genlik anda vermek yerine mr boyu nefes alp verebilmelidir
bu gidi-geli; mistik durumlarda da vermemelidir son nefesini,
kald ki bu durumlar ironik hale getirenler daima byk bir sihir
ve phe yaratrlar bunlarn etrafnda (adna sapknlk denen ey de
mistisizmin fazla taviz vermi halidir).
Dikene mesajnda Wordsworthn yazd gibi ihtiras dolu
duygular aktarma abas, kendi yeteneklerimizin eksikliine ya
da dilin yetersizliine dair bilinlilik ierir. Yeni yeni konuan o
cuklarn yanndayken tank olduumuz ya da zihnimizdeki uy
kusundan uyanan ey, tam olarak budur ite. letiim teknolojisine
-hem psikolojik hem ekonomik adan etkili gelim eye (verimlilik
anlamnda)- adanml gitgide pekien bir politik ethos sz ko
nusu olunca psikanaliz de, oluum evresindeki dilsel ye
tersizliimiz adna, szel bakmdan kesinlikten uzak oluumuz ile
szel akclmz arasndaki gerekli iliki adna, kaybetmenin ka
zanc adna sz sylemenin yolu haline gelmektedir. Varlmzn
ilk evrelerine bizi balayann sesler ile sessizlik oluu, belki de en
iyi mzikte (ya da insan sesinin tonlarnda) yakalanm bir pa
radokstur. Biz bebekken ana-babamz trl szler sylem i olabilir
yanmzda, ama bizim iin birer sz olmamtr ki onlar.
ocukta szel yetersizlie tahamml ve bu yetersizlikten haz
almay kolaylatrmak mmkndr elbette (doruyu talep et
mekten taviz vermeyen gl birinin yannda yanl yapmak, olsa
olsa kltc olur). zl formlasyonlar, kesin aklamalar -tpk
analiz srasnda yaplm ok net bir yorum g ib i- ocuk asndan
yanltc bir tablo oluturabilir; hatta ocukta yeni gelien temsil
yeteneini fazlasyla zorlayacak bir dayatc g, imknsz bir
talep haline gelebilir (Blakein yazd gibi, retim asndan en
dorusu, fazla kesin ve net olmayandr, zira bylesi akln me
54
lekelerini harekete geirir). Kre andaki ocuk, aklk ve net
liin deil, ifade edebilmenin mcadelesini vermektedir. ocuun
kendini en gl biimde dayatan mesajlar da belirsizlik ve ift
anlamlarla ykl olacaktr. Sonuta, mesela bu yataki ocuklarla
psikanaliz yaplmas, bir paradoksun kabullenilmesini gerektirir:
Yaplan, anlamas en g (ya da alglan, anlama szyle dile ge
tirilemeyecek) olan iletiimleri kolaylatrmaktr; onu yo
rumlamakta olduu iddiasnda bulunan yetikin gibi kk ocuk
da, olsa olsa anlalrln kysna yaklar. Yetikinlerdeki serbest
armda olduu gibi kk ocuun konumasnda da an
lalmaz olan, ama anlamsz olmayan eyler alnr kulaa. Ele
tirmen Lucy N ew lynin, dilsel yetersizliin... yaratc baar a
sndan nem i derken anlatmaya alt budur. Duygusal ya da
zihinsel younluk, diye yazar N ew lyn, ... szel yetersizlikle ba
ntldr. Konumada belli akclk trlerinin dllendirilmesi,
istek ve ihtiyalarn nispeten ak bir dille iletilmesi, konuma or
tamnda bizdeki gven duygusuna destek veren eylerdir; hatta is
temenin potansiyel berrakl karsnda, temenniye dayanan, te
melsiz inancmz da yle. te bunlar ocukta, konumay
becerememesiyle yok yere sknt yaratabilecei gibi, cinsellik ile
hastalkta tadklar nem - v e cisim len i- konusunda srarc dav
ranan ifade ncesi benlikler tarafndan da yok yere terrize edi
lebilirler. Ben kimim? gibi saduyuya dayanan bir soru, sz
cklerle cevaplanabilir. Psikanalizdeki soru ise Madem tam olarak
zannettiim kii deilim , yleyse ne olabilirim? eklindedir ve dil
ile ilikimizde kanlmaz biimde karklk yaratmaktadr.
55
|y Paris R eview dergisiyle yapt rportajda eserlerini el-
yazsyla yazp yazmad sorulunca Ted Hughes, cevabnda
bir para otobiyografiye yer vererek hem kendi ocukluundan
hem baka ocuklarn yazsna ilikin deneyiminden sz etmi.
Bir film irketinde almaya balaynca demi Hughes,
56
duunuzda hayatnzn her bir yl da orada, sizinle birlikte, beyniniz
ile yaz yazmakta olan eliniz arasndaki iletiim srecine karm du
rumda. Karakteristik olarak kendiliinden bir diren var orada ve sizin
hakiki elyaznza benzer belli bir sonu douruyor. Bu yerleik dirence
kar ifade gcnz zorladnzda her ey otomatikman skp ufa
lyor, zet hale geliyor ve galiba psikolojik bakmdan daha youn olu
yor.
57
ocuun, insan bedeninin iliki srasndaki ileyiiyle ilgili, byk
lde bilindmda kalan fantezilerine dair sorulardr. Bedene da
yanan analojilere ocuk adna ncelik verirsek, ocuk asndan
konuma ve dinlemenin neye benzediini (iine nfuz edilmesine,
yattrlmasna, ieri alnmasna, martlmasna vb) merak etmeye
balarz. Ayn zamanda da ocua, kendisine ait klabilecei sz
ckler (rtk mesaj ya da ipucu niteliindeki szckler) sunmak
ile ancak ya boyun eip ya da reddedebilecei szckler (komut
niteliindeki szckler) sunmak arasnda bir ayrm yapmaya ba
layabiliriz. Sindirebileceiniz szckler ile ancak kopya ede
bileceiniz szckler arasnda fark vardr, iir ile slogan arasnda
fark vardr. Birer otokrat ya da zorba deil de ana-baba ya da
retmen (ya da psikanalist) olabilmek iin, taklit edilecek sz
cklerden olumu bir daarck -kendini feti olarak ya da z
deleilm ek zere (byle konuan biri gibi olunmas iin) sunan bir
daarck- ile dnm davet eden bir daarc birbirinden ayr
masn renmemiz gerekir (m esela bir iir ile kullanma klavuzu
arasndaki fark gibidir bu). Ayrca bireyde yenilikilii des
tekleyen ve kstekleyen nkoullar da -ilik i biimlerini d e - dik
kate almamz gerekmektedir. Freudun bunun iin ngrd mo
dellerden biri, daha nce de sylediim gibi rya almasyd,
yani rya gibi tuhaf bir rn ortaya koyan sre.* Kltrel ba
lamda tannabilecek malzemeden ina edilmi olan rya, hem d
ncemizi uyarmay baarr hem de anlalabilir olana dair sradan
anlaymz snrlamay. Kre andaki ocukta ifadesiz benlii
* Grnrde bir oksimoron olan rya almas, Freud'un tanmna gre r
yann ortaya kn salayan dntrme srecidir. Sanki rya gren kiinin
elinde yar sanatsal kimi teknikler" varm da bilind arzular ile o ann ko
ullar (Freudun tabiriyle gndz artklar) bir arada dokunarak allmn d
nda bir obje meydana getiriliyormu gibi. Bu teknikler ise younlatrma, yer
deitirme, ikincil olarak gzden geirme, temsil edilebilirliin gz nnde bu
lundurulmasdr. Btn bunlardan ama, ryann, rya gren kiinin uykusunu
bozmayacak lde kabul edilir olmasn -yani rahatsz edici olmamasn- sa
lamaktr. Freudun Rya Yorumu adl eserinin Yedinci Blm, bu konudaki
zgn aklamay ierir; Christopher Bollas'n Being a Characte'mda (Bir Ka
rakter Olmak, Londra, Routledge, 1992) en aydnlatc ada aklama yer alr.
Charles Rycroft'un The Innocence of Dreams (Ryalarn Masumiyeti, Londra,
Hogarth Press, 1979) adl almas da bilgilendirici niteliktedir.
58
besleyip byttmzde ocuk, dili kullanma ile kullanamama,
anlamlandrma ile ipin ucunu karma arasndaki gidi-gelilerde
daha az anlalr, ama iletiim asndan daha faal, bildiren biri ol
maktan ok, yahut bildiren biri olmann yan sra hissettiren biri
olacaktr. Bir baka deyile rya almas - v e farkl ama ta
mamlayc bir ekilde de W innicottn nesne kullanm kavram-
konumaya deer hissi, yani W innicottn o etkileyici ifadesiyle
sahici hissi uyandran bir dili renmek asndan daha iyi model
olabilir.
Freudun teorisine gre ocukta zihni besleyen, sz ncesi de
neyimdir; bu ocuk, tutku ile gereklik arasndaki huzursuz uyu
mann dlerini kurar. Grsel dlere dalar, bakmadan grr d
lerini ve bunlar ancak sz araclyla bildirebilir (hibir szl
yorum olmakszn resme dklseydi bunlar, d olduklarn bi
lemezdik). Ryalarda, cinsellikle ilgili teoriler retmede ve ileride
greceimiz gibi Winnicottm nesne kullanm dedii durumda
deta yle demektedir ocuk: Neyin doru olduunu bilmiyorum,
sadece neye inanmak ilgi ekici geliyorsa bana, bendeki merak
duygusunu tatmin eden neyse, onu biliyorum. Konumay biliyor,
ama sadece benim iin gerek olanlar sylem ek istiyorum. Bir
59
baka deyile Freud ocuu, bir pragmatist ve bir hayalperesttir,
ancak renmek istedii retilebilir ona.
F 5 N /K reteki Y abani 65
III
Bir rtk mesaj giriim i
66
mesaj da yorum sorunuyla uratrr bizi, hep bir eyler gsterip
sonuca gtrmeden brakr; doru yoruma nasl varlaca ve
bunun lsnn ne olaca sorunlaryla uratrr.
rtk mesajla ilgili bir teori -k i psikanaliz de baka eylerin ya
nnda bir rtk mesaj teorisidir- belki kanlmaz olarak sonuca
gitme eilim inde olacandan, psikanaliz ncesi tabloyla ba
lamak istiyorum: rtk mesaj konusunda teorik olmayan
hikyedir bunlar; meselenin znde u ya da bu ekilde bu kilit
szck yer almadka tam anlamyla ilerlik gsteremeyecek olan
hikyelerdir. Keats, 19 ubat 1818de Reynolds adl dostuna u
mektubu yazar:
67
Ruhun incecik An dokumak iin olabildiince az yaprak ucuyla ye
tinmeli ve semavi bir hal dokumaldr - yle bir hal ki manevi g
zne hitap edecek Simgeleri, manevi dokunuuna elverecek yu
muakl, Zevkte sekinlik uruna yapaca gezintiler iin yeterince
alan olmaldr - ancak lmllerin zihni yle farkldr ve yle eitli
Gezintilere eilimlidir ki bu varsaymlara gre iki ya da kii ara
snda her trl ortak beeni de, ahbaplk da ilk balarda imknsz g
rnebilir. - Oysa tam tersi geerlidir - Zihinler, birbirlerinden ayrlp
zt ynlere gider, sonra Saysz noktada keserler birbirlerini ve Gezinti
sona erince nihayet hepsi birbirini selamlar - Bir ihtiyar Adam ile bir
ocuk birbirleriyle konuacak ve ihtiyar Adam kendi Yoluna giderken
ocuk geride kalp dnceye dalacaktr - nsan komusuyla tar
tmamal, iddialamamal, sadece ald sonular fsldamaldr ona,
bylece Ruhun her tohumu manevi topraktan zsuyu emebilir ve her
insan bykle erebilir, yle ki sonunda da nsanlk, cra kelerinde
yer yer bir Mee ya da am aac olan engin bir Fundalk ve allk
olmaktan kurtulup Orman Aalarndan oluan bir byk de
mokrasiye dnebilir. teden beri zorlamayla bavurduumuz bir
Benzetme olagelmitir - Ar kovan - oysa bana kalrsa Ar ol
maktansa iek olmay yelemeliydik - nk vererek deil de alarak
daha ok ey kazanld dncesi, yanl bir anlaytr - hayr, alan
ile veren, kazandklar bakmndan eit konumdadr - iein de Ar
dan haka bir mkfat kazandna kukum yok benim - ertesi ba
harda yapraklar daha canl renklerle aacaktr - hem Erkek ile Ka
dndan hangisinin daha ok memnuniyet duyduunu kim bilebilir ki?
Oysa Merkr gibi umaktansa Jpiter gibi oturmak daha soyluca olur
- yleyse tela iinde bir oraya bir buraya koturup arlar gibi bal top
lamayalm, nereye varacamz bilgisinden hareketle sabrszca bir
orada bir burada vzldamayalm: ylesindense bir iek gibi aarak
yapraklarmz pasif ve alc olalm - Apollonun gzleri nnde sa
brla tomurcuk verelim ve ziyaretiyle bizi ereflendiren her soylu b
cekten rtk mesajlar yakalayalm - zsuyu Et, iy iecek olarak ve
rilmitir bizlere - ite bu dnceleri, sevgili dostum Reynolds,
Aylaklk duygusu iinde geip giden sabahn gzellii getirdi aklma
- hi Kitap okumadm - benim hakl olduumu syledi Sabah - Sa
bahtan gayr hibir eyin dncesi yoktu aklmda ve hakl olduumu
syledi Ardkuu.
68
renebileceimiz (rnek alnan bcek rmcektir, ar deil) hak
knda; aylaklk ve icat ve tabii kitaplar nasl okuyacamz hakkn
da (frsat tannrsa daha az, daha ok haline gelebilir) bir mektup.
Bu grkemli mektubunda Keats, allm anlamda kusursuz ol
mama adna ve bunun erdemleri yararna sz syler: Bir air olarak
yazmaktadr o, bir bilgin olarak deil - kendi hayat da mcade
lelerle engellenm i, ama direnli biri olmaya gayret gstermitir.
Mektubu, bilinli bir gayretle almaya kar ufak apl bir ma
nifestodur; psikanalistlerin rya almas diyebilecei, Keatsin
ise daha sevim li bir dille, ihtimamla srdrlen aylaklk adn ver
dii durumdan yana bir metindir. Bymeden yana olduu iin
Keats, kendi iddiasnca, abaya kardr (mektupta sk sk yem e, to-
zaklanma ve meydana getirme imgelerine rastlanr). Zorlamayla gi
rilen ilikilere deil, cezbedilme durumuna methiye niteliindedir
mektup - iein cazibesine kaplveren soylu bcek. Bir eyi yap
may cannz istemiyorsa, cannz istemiyordur; eree dnk bir
hrsla dolu olmak - nereye varaca bilgisinden hareketle sa
brszca bir orada bir burada vzldayan arnnki g ib i- lgnlktr.
Elbette ki sululuk duymaktadr Keats ve zekice tembellie
dzd bu methiyeye mazeret arar: Hi Kitap okumadm - be
nim hakl olduumu syledi Sabah almamaktan tr sululuk
duygusu olabilir; almamann hazzndan tr bir sululuk duy
gusu da olabilir. Nasl ki gerek anlamda bir i grmeden para ka
zanma biimi olarak tefecilik bir zamanlar lanetlenmise, rya a
lmasnn hazz da -g e c e boyu uyku ya da gn boyu oradan oraya
gezinen dnceler- gayri meru bir ey, kazan getirmeyen bir tr
i olarak grlebilir. Amalarmz, ou zaman aralarmza
uymaz.
Keatsin bu mektubunda en aylaka zahmetlere girierek an
latmaya alt, ok az grnenden ne ok ey karlabileceidir.
Ne yapmakta olduunuzu bilme ihtiyac duymadnz mddete,
ilerin grlmesini salamak iin ok fazla ey yapmanz ge
rekmez. ok oturmu bir plannz varsa, elinizde de grlecek ger
ek bir i var demektir. Gayret ve ihtimamla srdrlen A y
laklksan tat alabilmek iin kusursuz iir ya da ar Dzyaz ile
69
dolu belli bir Sayfa zerinde dnceye dalmak yeter (mesela bir
kitab srf cmleleri hatrna okumak ile bir senaryo olarak okumak
arasndaki fark gibidir bu). rmcein ie giriirken kulland
yapraklar ile dallarn ular az gelir ama yine de bu azck utan*
-rastlantsal deildir bu szck - kendi havadar Kalesini dokur.
Amalarmzla megul, hedeflerimizden tr gergin olmamza
gerek yoktur, bunun yerine, der Keats, pasif ve alc olalm -
Apollonun gzleri nnde sabrla tomurcuk verelim ve ziyaretiyle
bizi ereflendiren her soylu bcekten rtk mesajlar yakalayalm.
te bu yzden ar olmaktansa iek olmak yedir: iek, rtk
mesajlar yakalayabilir. Keatse gre esinlenme, rtk mesajlar ya
kalamak demektir.
Keatsin mektubu, tarif ettii eyi yapmaktadr; hatta Keatsin,
R eynoldstan yapmasn istedii eyi de yapar: Senin Omuz
larndan biraz zaman kaldrmaya yetiyorsa, u veya bu adan
hakl olmuum, haksz olmuum nemli deil. Argmann ama
lar asndan bu mektupta yeterli olan, Keatsin bizi ba baa b
rakt iki sorudur: rtk mesaj almak ne demektir? V e bunu ba
arabilmenin nkoullar nelerdir? H ele de Keatsin ima ettiine
gre, rtk bir mesaj almann, m esela bir espri iin sz konusu
olann aksine doru ya da yanl anlamakla ilgisi yoksa. Yani
kimse rtk mesaj veremez size, ancak kendiniz alrsnz - en azn
dan Keatsin kast ettii anlamda.
70
marnlanmaz; muazzam bir duyarllktr o, ipeksi incelikte ipliklerden
rlp bilincin duvarlarndan sarkan devs bir rmcek ana benzer
ve havadaki her zerreyi yakalayp katar dokusuna. Zihinde hkm
sren atmosferin ta kendisidir o; zihin muhayyilenin hkm altna gir
mise -hele bir de bir dhinin muhayyilesiyse bu- hayatn gnderdii
en belli belirsiz rtk mesajlar bile yakalar, havadaki titreimleri birer
vahye dntrr... Bir anlk bakla bir tablo olutu; sadece bir an
srd bu, ama o an, deneyimdi... dolaysz [bir] kiisel izlenimdi.
71
nmlamaktadr ve Freudun rya almas dediinden ok farkl
deildir bu. Hikye, annda onun kullanabilecei bir eye dnr
(Keatste de olduu gibi ilkah an abasz gerekleir). Hayatn
gnderdii en belli belirsiz rtk mesajlar bile yakalar; ha
vadaki titreimleri birer vahye dntrr. Keats gibi James de
minimal bir eyden -sr f rtk mesajlardan deil, belli belirsiz
rtk mesajlardan; uzun uzadya incelemelerden deil, bir anlk
baklardan- ve byle minimalliklerin aslnda ne arlklar k-
krtabileceinden sz etmektedir. Yalnzca koullara gre ayar
lanm bir yant verme durumu deil, ayn zamanda kendini cez-
bedebilecek eylere, insann kendi sesini kullanarak onunla
konuan eylere (bir eyin ya da hirinin bizimle konumakta ol
duunu byle anlarz ya, bizi de konuturur) evrilm i bilind
bir radardr sz konusu olan. James iinse bu, kelimenin tam an
lamyla bir ey yapmaya davet edilmeye benzer (tpk analiz s
rasnda salam bir yorumun sizi arma yneltmesi, kar ko
nulmaz bir ekilde oraya itelemesi gibi). Ama verili olana baldr;
yahut da kimi zamanlar, verili olandan neler karabildiimize.
Jamesin burada dikkat ektii paradoks, ie yarayan rtk mesajn
ie yarar bir ey niyetine dnlmemi olmasdr. Bildiimiz ka
daryla Bayan Ashtonn niyeti, Jamese hikyesi iin malzeme
salamak deildi; kendisi bir hikye anlatmaktayd ona. leride
daha ak grlebilecei gibi bu, analiz asndan ilgin sonular
dourur. nsann neyi kullanabileceini olsa olsa bir Tanr -lim -i
mutlak, her eyi bilir bir Tanr- ngrebilir. Birine doum gn ar
maan olarak gei nesnesi vermeye ya da o gece ryasnda kul
lanabilecei bir gndz artn iaret etmeye benzer bu.
Keats ile Jamesin zihnini megul eden, insann elde etme an
sna erecei ve kullanma kapasitesini gsterebilecei ey ol
duuna, dgc ile olumsallk arasndaki olmazsa olmaz iliki ol
duuna gre, benim vereceim son rnek de ar yemenin
tehlikeleri, lzumundan fazla olann umutsuzluu ile ilgilidir; ki
tab yle bir gzden geirmek yerine tamamn okursanz neler
olaca ile; fazla uzun sre dikkati bir yere younlatrmann risk
leri ile ilgilidir.
72
Ekim 1949da Wittgenstein, Smith C ollegeda bir konuma yap
mas iin filozof Bouwsma tarafndan A B D ye davet edilmiti. Bir
gn le zeri ikisi birlikte yrye kmlar ve Bouw sm amn
hatrladna gre Wittgenstein, ders vermenin etii hakknda ko
numaya balam:
82
kili bir hile sz konusu. Baz insanlarn elindeki parfm -ad eter
olmasa b ile - son derece tehlikeli ve rktc olabilir. nsanlarn
bunu kullanarak size neler yapacan asla bilemezsiniz.
Richardn annesi, hi de allm olmayan bir biimde ya
nnda ocuklar olmasndan ok korkuyor diye gtrm onu se
ansa. Yani bir bakma Richard, seansa parfmn yannda g
trm; ama sonra K leinn parfmn vermiler ona. Dolaysyla
Richardn soraca sorulardan biri yle olabilirdi: Analiz, ne tr
bir operasyondur? K leinn aslnda bu malzemeye getirdii yorum
ise tmyle anlalr:
83
bir soru vardr nmzde: Klein bu bilgiyi nereden, daha dorusu
kimden edinmitir? Bu dili -ayrcalkl bir daarck oluturmak
iin gereken retorii- kimin yannda renmitir? Burada atalara
doru bir gerileme olduu grlebilir (sorularn cevaplar yle
olacaktr: Bunlar Ferencziden, Abrahamdan, Freuddan, o
cuklarndan vb renmitir). u veya bu biimde komutlar, soy
izgisi boyunca aktarlm. Bir eyin bir bakasn temsil ettiini
sylemek, bir ima ya da rtk mesaj olmaktan ok komuta yakn
durmaktadr. Daha doru ya da daha yanl deildir -zaten kim
buna hakemlik edecek k i? - sadece farkl bir ilemdir. Parfm ya
da analiz neyi temsil eder? Kendi yararnz iin sizi uyutmay m?
ok etkili ve bulac bir ey. Adna eter dedikleri bu parfm, size
neler yapacanz bildirir. B yle yapmann, karlarnz asndan
en iyisi olaca aikr olduunda bile, ona boyun emekten baka
yapabileceiniz bir ey yoktur. Yani parfm sizi yle bir sa
vunmasz brakr, yle bir batan karr ki, bunun altnda ne var
diye merak etmeye balayabilirsiniz. Merak etmemek elde deil,
Kleinn diliyle syleyecek olursak, parfm neyi temsil et
mektedir?
lgintir, seansla ilgili ikinci notunda Klein yle yazar {Anlat
ile ilgili ok sayda etkileyici eyden biri de K leinm, neredeyse
lmne dek Notlar zerinde almay srdrm olmasdr):
Cinsel arzu bir komut mudur, yoksa rtk mesaj m? Yahut baka
trl syleyecek olursak, nereden kaynaklanr, ocuktan m yoksa
anneden mi? D iyelim ki parfm -adna eter denen o parfm el
84
bette- kar konulmaz, saknlmaz bir eyi temsil ediyor; psi-
kanalitik terimlerle ifade edersek, kar konulmaz olduu iin bizde
kar koyma gdsn uyaran bir eyi. Psikanaliz ne tr bir par
fmdr? Belki de Klein bu notta yalnzca cinselliin nereden kay
naklandn -annenin neden mi, yoksa gereke mi olduunu-
deil, analizde bilindnn nereden kaynaklandn da merak et
mektedir, yani analistten mi yoksa hastadan m? Bizim bilind
dediimiz ey, kiinin kabul ettii -olum lu ya da olumsuz bir ilgi
duyduu- bir tanmlamadan ibaret olabilir, ama belli ki daha nce
hi karlamamtr bununla. Belki de K leinn almasnn baz
kimselerde byle iddetli bir dmanlk uyandrmas, analistlerin,
yaptklarn bile kabul etmeye yanamayacaklar bir eyi -aslnda
yapmamas ellerinde olmayan bir eyi; yani hastann bilindm
kurmay- onun aka yapyor olmasndandr; bu da inandrc
aklamalara bavurarak hastann bilindnn neye iaret ettiini,
kulland szcklerin neyi temsil ettiini gstermektir. Bilind,
kendi tanmlannda yer alr. Yorum yoksa, bilind da yoktur.
Kleinn notu ok basit bir soruyu ileri srer: Kim kimi batan
karmaktadr? Anne mi ocuu batan karr, yoksa ocuk mu an
neyi? Cinsellik, batan karmann rn mdr, kayna m?
Belki de o zaman analiz, ayn ekilde kimin kimi batan
kardna dair bir soruya dnebilir. Yahut da hastann bi-
lindm kim retmektedir; (hastann bilmiyormu gibi yapt) en
zorlayc sz daarcn kim retmektedir? Kleinn bu nemli no
tundaki drt cmle ivme kazanrken, ocuktaki arzunun kaynann
anne olduu -batan karan anne- dncesinden ocuun ar
zusunun kaynann yine ocuk olduu dncesine kesin bir gei
yapar Klein. Bir baka deyile bu not, psikanalizin minyatr bir ta
rihesidir, batan karma teorisiyle ilgili daha eski bir travmann
yeniden ilenmesidir. Baz vakalarda, diye sonulandrr Klein,
annenin ocukla ilikisine belli bir lde bilind, hatta bazen
bilinli batan karma da karr gerekten. Yine de kanm ca o
cuun kendi cinsel arzularnn ve anneyi batan karm a arzusunu
ona yanstm asnn dikkate alnp analiz edilm esi ok nem lidir [ita
likler bana ait]. Bu sonu cmlesini, analistin kendinden kukuya
85
dmesine kar nceden giriilmi bir hamle olarak grmek hi de
tuhaf kamaz. Sanki yle dnyordur Klein: Ya ben, yani ana
list, psikanalitik yorum adn alan yceltilmi cinselliim le hastay
batan karyorsam ne olacak? Analistin, bilind deyince kimin
bilindnn anlalaca, kimin bilindnn tanmlanmakta ol
duu konusunda kesin biimde net olmas gerei, K leinn yn
teminin ayrlmaz bir parasdr. K leinn tutumunun bu kadar kesin
oluu kkrtcdr elbette. Kesin bir dille ifade edilen iddia ve ta
lepler, soru sorulmasna kar tepki oluturmadr.
rtk mesajlarn, baka insanlarla ilikilerimizi kartrdn
ne srmek istiyorum; karlkl ve ngrlmez imalar ierirler
(rtk mesajlar ben, bilind iletiim dediimiz eyin, yani d
ncelerimizin kanlmaz biimde birbirine karmasnn, yerini
alacak biimde dnyorum). Bunun tersine komutlar bir tr da
nkl dv ierir ki bu da bir fark yaratmaktadr. Temelde bir
komut ya kabul edilir ya da ret; rtk mesaj gibi kolayca kul
lanlamaz. Klein, bir eyin bir bakasn tem sil ettiini yazarken,
retme ya da komut vermeye benzer bir eyin szn etmektedir:
Budur gerekten de. Bence onun psikanaliz tarihinde byle
retici bir ahsiyet olmasnn sebebi de budur. Bilindnn nereden
ya da kimden kaynakland biimindeki temel soruyla srekli yz
yze getirir bizi Klein - daha dorusu srekli olarak bu soruyla bo
uur. ki insan birbiriyle konuurken batan karmann geerli al
ternatifleri var mdr, varsa nelerdir? Bylesine etkileyici olan yan
da bu konularda bu kadar tiz ve kesin bir sesle konumasdr - tabii
Kleindan, kendi kendimizin gzn korkutmak iin yararlan
myorsak.
Bana kalrsa Klein asndan rtk mesajn bir hile olduunu
sylem ek hakadr; zaten bu kadar takat kesici olan da benliin
baz paralarnn hileli oluudur. M esela bu noktada Kleinn, ks
kanlk, haset duygusunun incelikli hnerleri, lm ig-dsnn
kiiliin iine karmak yollardan nfuz etmesi -F reud-un, bu i
gdnn sessizlii diye and e y - konusu zerinde bu kadar d
nm olmas gelebilir aklmza. Denebilir ki Winnicott, eski bir
kartl dramatize ederek hep rtk mesajlar vermitir; birine ne
86
yapacann sylenm esi konusunda neredeyse fobiktir ve bunun so
nucu olarak zorlayclkta daha aa kalmaz kukusuz. En azndan
onu eletirenlerin gznde K leinn kusuru hastay bilgilendir
mekse -hastann sylediklerinin anlamn ona aklam aksa- Win-
nicottn kusuru da hastay dnmeye yneltmektir (onu ele
tirenler ise W innicottn kusurunun cana yakn davranmak ve buna
oyun adn vermek olduunu syleyecektir). W innicottn izgi
oyunu, hastaya verilen rtk bir mesaj deilse nedir? W innicottn
masasnda duran mehur spatulalar, ocuu batan karmak iin
konmutu oraya.* Winnicott, analiz srasnda ancak ok yorgun
ise retici olmaya baladn iddia etmektedir. K leinn Anna
Freuda ynelttii eletiri ise onun, ocuu analist ile zdele
meye yreklendirmekle olsa olsa ona igd denetimini
rettii, fakat Klein gibi ocuun kiiliinin derinine inemediidir.
Bir baka deyile hem K leinn hem W innicottm gznde retici
-batan karcdan sonra- negatif analist idealidir. Klein ile Win-
nicottn psikanalizde kendi yaptklarndan ayrt etm eye urat,
retme ve batan karmadr - birbirinden ayrlmaz grnmesi
ok kolay olan iki faaliyet. Yine de Freudun, analizi bir eitim
sonras eitim diye niteledii o nl szyle anlatmaya alt,
analizde bir iki ey renmekten korkmamamz; hatta analistin
bize kendimiz hakknda bir eyler retmesinden de korkmamamz
gerektiidir herhalde. Baka trl ifade edecek olursak, retme
iini kimin ya da neyin yapt, hatta renmenin ne olduu her
zaman ok ak olmasa bile renme dediimiz eyin, analizde
87
sona ermesi gerekmez. retme ve batan karmadan farkl ola
rak analizin, rtk mesajlar gnderme yoluyla, rtk mesajlar gn
derme hakknda bir eitim olduunu ne srmek istiyorum; is
terseniz rtk mesaj gndermenin, retme ile batan karma
arasnda bir tr arabulucu olduunu, hem bir su ortakln hem
de bir farkll ayakta tuttuunu syleyelim . En kt batan
karma gibi en iyi retme de sadece rtk mesajlardan oluur. Ba
zlar iinse bunun tam tersi geerli olacaktr.
Marion Milner, serbest armn bir tr grsel edeeri olarak
serbest izim adn verdii yntemi denerken, R esim Yapmay
B ecerem em e zerine'de aklad zere gereksiz karalamalarla il
gili olarak unu bulmu: Bir iziktirme, ok ksa zamanda ta
nmlanabilir bir nesneye dnr.
88
henz belirsiz olmakla birlikte ifade bulmaya alan dnce ya
da ruh hali diye bahsettii eyd en - nce davranlm olur. Bildik
olan, artc olmayan, dankl dvle kurduumuz tutarll
mz, akl salm z korur.
91
delemesine dayanan gerekli uyarlanma srecinde de bu ahlk
ona alanmaktadr. Kltrn kabul edilir davran biimleri re
pertuar zorla dayatlr ocua; ocuk da ou zaman buna fkeyle
yant verir, ama yaratclk ve yeniliklerle yant vermesi daha kabul
edilir bir durumdur.
ocuun zgrl, ocuun kendini biimlendirme projesi,
komutlarla talimatlar ayn zamanda birer rtk mesaj ve ima ola
rak da ele alabilmesine, birer reete olarak grmekle kalmayp ak
davetiye olarak da kabul edebilmesine baldr. Kurallar uymak
iin deildir sadece, inceleyip snamak iindir de; tahmin yrtme
denen o kurumlamam beceriyi de gerekli klarlar. Fakat bu da
ocuun, yava yava bu alana sokulurken isel idealler arasnda
kark bir arpmann ortasna dmesi demektir (hem beceri
edinme arzusu vardr, hem de bu becerinin edinilm esiyle birlikte
kaybedilecei iin yas tutulacak bir ey sz konusudur). Kabaca
ifade edersek gerekli olan uyum salama, kabilenin standartlarna
gre u ya da bu ekilde iyi bir insan olma ideali sz konusudur
burada. Bu da ocuun temas halinde kalmasna imkn tanyacak
karakteristiklerin -drstlk, hijyen, rekabet- kazanlmas de
mektir (bir keresinde analist John Rickman, insann kendisine kat
lanacak kimse bulamaynca delirdiini sylemiti). Yetime denen
eyin daima uyumu iermesi ilgi ekici olabilecek bir paradokstur:
ocuk, baz eylerin el dem eyecek kadar scak olduu gereini,
ana-babasnn bir tarihi bulunduunu vb kabul etmek zorundadr.
Ama gruba katlmak, zoraki anlamalardan ibaret deildir; psi
kanalist gibi ocuk da, kltrn kendisinden bekledii balantlar
bozar ve yeniden kurar (ele alrsnz bunu, nk ele alnamayacak
kadar scaktr). D olaysyla uyum salama idealinin yan banda
-en azndan geleneki yapy geride brakm toplumlarda- daima
doalama ideali vardr: ocuun ve yetikinin, verili kltrel de
erleri kendi bilind arzularfha gre dntrme ynndeki g
reli zgrldr bu. Bunda da ou zaman kurallar deitirmekle
yetinilmez, oyunun da deitirilmesi gerekir (bir eyin nemi, bir
baka eyin neminin yerine geer ve bu yeni eyi beenenler,
adna ilerleme derler). Dem ek ki ortak anlaytan kaynaklanan ha
92
yatta kalma mcadelesi diyebileceim iz bir durum sz konusudur
ve dgcne dayal bakn hayatta kalmas iin yaplan bir m
cadeledir bu. Psikanaliz terimleriyle bunun arzu ve onu kar
layacak her ey olduu sylenebilir. Freuda gre ocukluktan
kalan miras, doyum olaslklar konusunda ifrata kamay da ierir,
bunlar ehliletirmek iin gerek duyulan ahlki ideallerde ifrata
kamay da (bunlara Oidipus kompleksinin zl ya da ana-
babann getirdii yasaklarn yeterince iselletirilmesi de denir).
Sanki dnya bizim iin yaratlm gibi yaarz ve bizimle ilgili hi
bir ey bilmeyen bir bakas iin yaratlm gibi. steklerimiz do-
yurulduunda, hayatn tam olarak ne olduunu bilirmi gibi yaarz
sanki - sonra da (lml bir ifadeyle) isteklerimizin nasl gelitiini
fark ederiz. Oysa dnyann bizim istediim iz gibi olduuna ya da
olabileceine inanmak -b ir ironi olarak da yaanabilir bu, ironi ol
madan da; yani ya komedi ya da trajedi olarak- ocuun hayatnn
nkouludur. Balangta var olan da budur: Sz deil, Vaat. Bir
baka ifadeyle ocuk, taahhtler olmad iin ac ekmez. Huy
suzluk nbetleri, yalnzca taahht altna girmi olanlar iindir.
Olaylarn devam etmesinden ya da sona ermesindense balyor
olmas daha ilgintir belki (hayatmzdan eksilenlerin ardndan yas
tutabiliriz, peki ya hayatmza eklenenlere ne yapacaz?) ster
gnderiliyor ister alnyor olsun, rtk mesaj bir tr umuttur. Dn
yalar umarsak, bir eyler elde ederiz.
93
IV
Hakl fke
94
admz gsterir bize.
Bir baka yerde akc, kesintisiz becerilerle dolu bir dnya var
dr; her eyin tkr tkr iledii (trenlerin hep zamannda geldii)
bir dnya. Asla fkeye kaplmaya gerek duymadmz - daha do
rusu ortadan kaldrmak, iimizden aktmak iin fkeyi kul
landmz o dayanlmaz atmaya gerek duyulmayan bir dnya
(bir keresinde psikanalist Ernest Jones, ldrmek istediimiz in
sann en ok nefret ettiimiz deil, bizde en dayanlmaz atmay
yaratan insan olduunu sylemitir). Yani hibir fke yoktur ki in
tikam nitelii tamasn; bir ideale ihanet edilmesi sz konusu ol
madka fke de olmaz, o ideal ne kadar bilind, ne kadar eri
ilmez olursa olsun. Hiddete kapldmda yalnzca kontrolsz
lm ak etmi olmam -b ir snr amak iin ne ok arzu edilir
b u - daha utan verici olan, gizli gizli beslediim topyacl ak
etmemdir: Kendimle ilgili olarak ve kendi adma beslediim o deh
et verici, tutkulu idealdir bu. Bir baka deyile, grnen ben ile
olmak istediim ben arasndaki kopukluu daha fazla tayama
dn -yan i rasyonalize edem ediim - anda, aalanm his
sederim kendimi; psikanalizin dilinde bu, egom ile ego idealim ara
sndaki uurumun kapatlmaz olduu andr. Kaybndan tr ar
dndan yas tutmaya dayanamayacam yegne kii, idealimdeki
bendir. Her ey, hatta aalanmann yaratt utan verici k
krtma bile buna yedir.
Madem ki fke, idealimizi, kendimizi nasl idealize ettiimizi
-hakkaniyet anlaymzn ne kadar bilinsiz, ne kadar lgnca ol
duunu- gsterir, ayn hesaba gre kibrimizden feragat po
tansiyelimiz de ahlkn kkenidir. Aslnda kltldmz an
larn bizde byle bir etki yaratmas ilgin; kk drlme ve
alaya alnma konusunda hep nasl da savunmasz oluyoruz (sanki
bir yerlerde daima kendi gzmzde zaten istihza konusuymuuz
gibi; sanki bir bakma, her trl iddiamz birer bbrlenmeden iba
retmi gibi). Bir ahlktan yoksun olmann imknszln -ahlki
bir dnyayla btnlemi olduum uzu- hibir ey kibrimizden fe
ragat kapasitemiz kadar ak biimde dorulamaz. Kendimizi k
lm hissettiimizde, bizim iin nemli olanlarn bizim iin ne
95
kadar nemli olduu kar ortaya. Kapldmz fke bir eye olan
ballmzdr aslnda, tercih edilen bir eye. Zaten aalanmaya
kar bakl olan ya da bu duyguyu hi tanmayan biri, iyi bir
hayatn ne olduunu nasl bilirdi ki? fke annda aa kan iha
netlerimiz, arpklklarmz -anahtarlar kaybetmemiz ereti ve
vakitsiz birer ifaattr.
fkemizin ak ettii ahlkmz bir tr ahsi deliliktir sanki;
ahsi dinimizin onca el stnde tutulan deerleridir de, ancak i
nendiklerinde varln fark ederiz bunlarn, tabii eer fark edersek.
Bilinli olarak formle ettiimiz ve yolundan ayrlmamaya a
ltmz erdemlerin resmi ahlkmz oluturduu sylenebilir.
Gayri resmi ve daha bize zg olan ahlkmz ise ancak, deyi ye
rindeyse, aalanma sonucunda kendini gsterir. Sizi aalayann
kim ya da ne olduunu bildiiniz anda, kendinizle ilgili olarak
mutlak biimde deer verdiiniz, taptnz eyin ne olduunu da
biliyorsunuz demektir. Hiddete kaplmanza -kendinizi sahiden
kk dm hissetm enize- neyin sebep olduunu syleyin bana,
size kendinizle ilgili olarak neye inandnz, neye inanmak is
tediinizi syleyeyim . Yani yaama sevincinizi korumak adna
neyi kendiniz iin gerekli kabul ettiinizi.
Size yle dediimi varsayalm: Aalar savuran rzgra bak,
btn grebildiin, kendi bildikleri gibi salnan aalardr. Kendi
zel - v e ounlukla da fazlasyla kam usal- ahlkmza bakmak is
tersek, grebileceimiz, iitebileceim iz ve hissedebileceim iz ey
fkemizdir. deallerimizi memnuniyetsizliklerimizden karsarz.
Freudun bize kabul ettirmeye alt da, igdlerimiz -yani
onun, igdnn ieriine ilikin kurgusu- dorultusunda hareket
ettiimize gre, bize yol gsterenin ideallerimiz olduu d
ncesiydi. Cinselliin insan hayatnda gl bir drt olduu d
ncesi, modern Avrupada yle byk bir keif deildi (cinsellii
Freud kefetmedi; onun kefettii, cinselliin ifade edilmeye nasl
direndiiydi); belki daha artc olan, ahlkmz, cinselliimizin
brnd biimlerden biri olarak tanmlayabilmemizdi. Sz
gelimi cezalandrma kavram olmakszn ne adaleti dnebiliriz,
ne de cinsel sapknl. Bir baka deyile, psikanaliz asndan bak
96
tmzda ideallerimiz, birer arzu nesnesidir; daha dorusu y
celtilmi, daha kabul edilir biimlerde yeniden tanmlanm olan
arzunun nesneleridir (kt bir insan olmak, anneyle evlenm ek is
temekten daha iyi gelebilir kulaa). deallerimizin - iy i olmak, kt
olmak, baarl olmak, adil olm ak- bizim iin, bakalar asndan
olduundan niye ve nasl daha zorlayc olduunu grmek ko
laydr. nsanlar sevmek, idealleri sevmekten daha gtr ve daha
tatmin edicidir. Ve ideallerimiz, zaman durdurabileceimiz ya
nlsamasn, biz gelip gesek de bir eylerin kalc olduu ya
nlsamasn yaratr bizde.
98
... Laf dolandrmadan soracak olursak, nedir aalanma?
Bunca fkeye kaplmamza sebep olan yan nedir? Yahut da
yegne mmkn zm, yegne aresi fke olan ey nedir? Bu
sorularn cevab -h em ahsi hem siyasi dzeyde- adalet ile a
resizlik arasndaki ilikiyle yz yze getirir bizi; bir baka deyile,
hak sahiplii duygumuzun kaynayla. Haklarm deyince neyi an
ladm, fke duygumdan yola karak yeniden kurmam ironik bir
durumdur. Bir de herkesin bildii gibi, insan haklar denen ey ile
bireyin, kendi hakk konusunda daima mphem olan, bilind an
lay arasndaki u huzussuzluk dolu gerilim vardr. Ben, gizli bir
takm ayrcalklara sahibim: Kendime hak grdm baz ih
tiyalarm var benim; hayatm, ritelletirilmi bir prestijden
ibarettir. Y ine de dierleri arasnda bir insanm ite. Her ocuun
ksa zamanda farkna vard gibi, kendisi ne kadar nemli olursa
olsun -n e kadar gzel ya da sevilen ya da akll biri olursa olsun-
bir yandan da hibir ekilde zel biri deildir. Daima onu tmyle
nemsiz ve konu d brakan bir bak as vardr - ve bu d
nce, sonsuza dek musallat olacaktr ona (ocuun, ana-babasn
cinsel iliki halinde grd o ilk ann gc buradan kaynaklanr:
likinin ihtiam iinde ocuun hibir nemi yoktur). Onda ancak
fke uyandrabilecek bir bak as, bir noktaya taklm bo bir
baktr bu ve bunun iinde ocuk, kendini srekli olarak yeniden
oluturmak durumundadr; narsisizm dediimiz ey, en canl te-
cessmn depresyonda ya da cinsel iliki halinde ebeveynde
bulan bu bak asn ortadan kaldrma yolundaki (mitsiz) a
badr. fke annda varlmzn hissedilmesini salarz, sadece
kendi kendimize de olsa. Kapldmz heyecan bir tr hatrla
tcdr, bir hayat belirtisidir. Yahut bir eye ihtiya duyduumuz s
rada grmezden gelinmenin yol at o yakc aalanmlk duy
gusunu dzeltebilme mididir.
Aalama, mit ile oynanan bir oyundur daima. stemeyi bir
tr zulme dntrr. Vaatlerde bulunan birer hayvan olabiliriz
biz, ama ayn baka gre bir yandan da aalayan, midi yok et
mede son derece becerikli olan hayvanlarz; bir bakasn ve elbette
kendi kendini kltmekten bu kadar ok haz alabilen hayvanlar.
99
deta aalama -tecrit, ihanet, hakka tecavz; gurursuzluumuzla
heybetimizi birletirir bunlar- insanlarn bir araya gelince neler ya
pabileceine dair en esasl tablolardan birini oluturur. Aalanma
sahnesinin kendisi, srekli tekrarlanan ilksel bir karabasan gibidir,
zel ve politik hayat arasndaki kanlmaz badr (bask ve zul
mn geer akesi olarak aalama). Birini aalamak, kendini
unutulmaz klmak,demektir, birinin zihninde daima yer edinmenin
ktcl yoludur (psikanalizin etik projesi aalamay ortadan kal
drmaktr; insan ilikilerinde model olarak sado-mazoizme bir al
ternatif bulmaktr). Aalamann ayrlmaz paras ve garantr ise
boa kan umutlar yaratmaktr: Her zaman vaat olarak kalabilecek
vaatlerdir bunlar; tanm gerei her zaman sahte olabilecek, ar
zumuzu havaya savuran vaatlerdir. Birini aalamak, ancak umut
besliyorsa mmkndr elbette. Ancak bir gelecei olan insanlarda
bo yere umut yaratlabilir.
Birini aalamak iin size olan bamlln smrmeniz ge
rekir. nce bamll salar, sonra kullanrsnz (karnzdakinde
korku yaratarak kendiniz iin temel niteliinde olan belli eyleri
gvence altna alrsnz). Karnzdakinde bir ihtiya yaratr ya da
bir ihtiyac karlarsnz; sonra da onda bu yzden utan, sululuk
ya da korku yaratrsnz (kabul grme, arzulanma, gvenlik ih
tiyacdr bu, yine temel nitelik tayan bir eye ynelik ihtiyatr).
Kesin biimde sado-mazoiste denemese de son derece ktcl
olan ve her ocuun ana-babas elinde yaad deneyimin tarifidir
bu. Oidipus kompleksinin tarifidir. Sizdeki ihtiyac kar
layabilecek olan yegne kiilerin, sizin bak anzdan bunu yap
mamas, kendi bak alarndan da yapamamas, aalaycdr.
Ana-baba ocuk iin her ey olabilir, ama ocuk asla ana-baba
iin her ey olamaz (ocuun ana-baba iin her ey olabilecei ya
nlsamasn beslemek, psiik felakete yol aabilir). Sonuta da srf
ocuk olmann aalayc bir yan vardr - geri ana-baba, o
cuktaki greli aczden u ya da bu lde yararlanyor olabilir;
ocuk kendine yeterli deildir, kendi kendini yetitiremez. O halde
aalama, bir insann bir baka insana olan ihtiyacnn ierdii
gaddarlktr; daha dorusu bir insandaki kanlmaz ihtiya, gad
100
darlk olarak yaanr - ya da gaddarla dnr. Yine de bir an d
necek olursak, gaddarca olann ihtiyacn kendisi deil, kendine
yeterlik fantezisi olduunu grrz. Ben, her eysem , her eyi bi
liyorsam ve her eye sahipsem, istemek diye bir ey dnlemez
bile (Henry Jamesin K um runun K anatlar adl eserinde Morton
Denshern syledii gibi, Her ey, hibir eydir,). fkeye ka
plrz, nk her ey zaten hazrm gibi yaarz ve zaten bizimmi
gibi. Dolaysyla fkemiz, hibir zaman var olmam bir ey iin
yaklan attr, cinnet raddesindeki nostaljidir. Asla var ola
mayacak bir ey iin. Neticede hangisi daha ok bamldr di
erine: Tanr m, yaratt m?
En azndan en banda kendimizi, sanki kaynaklar bizim de
netimimizdeymi gibi tanmlyorsak -W innicottn deyiiyle anne,
bebein, onu kendisinin yaratm olduu eklindeki omnipotentlik
yanlsamasn besliyorsa- fke dediim iz, aydnlanma srecinin ilk
aamas olmal. lksel bir yanlsamann dalmas. Dnyada baka
insanlarn da bulunduunun kabullenilmesinden ibaret yaln ve
aka kanlabilir bir durum; kendi faniliimizin kutlanmas.
teki olmaya, hem iimizdeki hem dmzdaki tekilie denen
ilk sayg borcu olarak fke. Yine de olsa olsa ironik bir hale ge
tirebiliyoruz; anlalan o ki hak sahiplii duygumuzun heybetinden
asla vazgeemiyoruz. Ama fkem izi kaybedecek olursak, o
cuklukla, tanrnn yokluunda artk kutsal saydmz o balangla
aramzdaki ba da kaybederiz. Cinsellikte ocuksu olabiliriz, ama
fkede, tam anlamyla bebeksiyiz.
103
rafndan (sado-mazoizm, yetikinlerin boyun em e ve hk
metmeyi cinsel adan heyecan verici hale getirerek katlanlr kl
masn salayan bir hiledir). Peki majesteleri bebek ile ona
bakan yetikinlerin ihtiyalar arasnda kanlmaz bir atmay
iermeyen bir ocukluk tahayyl edebilir miyiz? Nasl olur da b
yme, kendi dnda bir eye uyum salamaktan, dolaysyla da
dbozumundan baka bir ey olabilir? Daha eski bir szck olan
mcadele -hissetm e ve da vurma uruna m cadele- bu er
evede uyum salama gibi biyoloji terminolojisinden alnm, k
stlayc bir szckten daha yararl olacaktr; ancak yine de o
cuun, kendi kltryle btnlemesi gerekmektedir.
Btn ocuk yetitirme biimlerinde -btn psikanaliz biim le
rinde de olduu g ib i- ocuk ile ebeveyn bir eylere uyum salar.
Farkl statden insanlar arasnda temel anlama biimlerine gerek
duyulmaktadr. Analist, hastann gerek anlamda okmerkezli biri
olduuna inanyorsa, onu bunun byle olduuna, buna inanrsa ha
yatnn daha iyi olacana ikna etmek durumundadr. Ana-baba,
ocuun gerek anlamda bir ilk gnah rn olduuna inanyorsa,
ocuu buna ve iyi olmay hedefleyen abalarnn sonuta ge
tirecei deere inandrmak iin yapabilecei her eyi yapmaldr.
(Aalanma, bilinli ya da bilinsiz olarak ocuun, yetikinin
inanmasn istemedii bir eye inanmasyla ortaya kar.) Diyelim
ki ocuk, annesi onun kendi bedeninin bir parasym ya da kar
dei, Marstan gelm e bir uzaylym gibi yaamaktadr. Ana-baba,
ocuu byle ykc inanlardan kurtarmaya alr. Ama Freuda
gre ocuk, her ikisine de inanmaya devam eder; aslnda kendi
hazzndan ok fazla fedakrlk etmeksizin hayatta kalmak iin m
cadele verirken, farkl sz daarcklar arasndaki atmann or
tasnda yaamaktadr. Freudun ocuklukla ilgili olarak sunduu
hikye, atmaya deer vermemiz, her bak asnn kendi a
sndan doru olduunu kabul etmemiz gerektiine inandrr bizi.
Freud gibi erken dnem ocuk cinselliini -Brovvnn ne sr
dne gre Blakein gr [vizyon] kavramna benzer bir ekilde
ocuun, gereklii erotik bir ekilde kavramasn- ne karacak
olursak, bir hayat projesini nasl grdmz de etkileyecek so
104
nular douracaktr bu. Kkenlere dair her hikye, gem i hak
knda bir ngrdr ve bu da gelecek hakknda st kapal bir n
grye dnr.
Freudun hikyesinin ok dolaysz bir versiyonunu hatrlamakta
fayda var: Bir paramz uyum salarken, bir paramz salamaz.
Lionel Trillingin ifadesiyle, uyum salamayan paramz kltrn
dnda deildir, nk ancak kltrn diliyle tanmlanabilir.
Freud, uyum salamayan paradan eitli biimlerde sz eder: Er
ken dnem ocuk cinsellii olarak, okbiimli sapknlk olarak, bi-
lind, rya almas, lm igds, id olarak. Uyum salayan
paraya ego adn verir; hem uyum salayan hem salamayan par
aya ise sperego adn verir. Yani kltrn iinde de deilizdir,
dnda da; birbiriyle atan ve elien biimlerde iindeyizdir kl
trn. Freud, atmadan tr ac ekmediimizi ima eder; bize
ac veren, ok az atmay tayabilir oluumuzdur. W illiam Emp-
sonn harikulade ifadesiyle, atmalar arasnda kpr olu
turmaya hevesli olmaymzdr: Yani her trl sese kulak ver
meye, oyunu sonuna kadar gtrmeye hevesli deiliz ve oyunu
durdurmakla da sonsuza dek kendi kendimizle konumaya
mahkm oluyoruz.
Gndelik hayatn birok ufak ayrntsnda bize yeterince itibar
edilmiyor gibidir; bizi yeterince ciddiye almazlar, istemezler, fark
etmezler, yeterince sevmezler, bize inanmazlar (kltme ile ilgili
geni sz daarcnn bir paras olarak ufak sz, grnmez-
lie, ocuk olmaya bir parack daha yaklatrr bizi). B yle sra
dan ufak ayrntlara verdiimiz tepkiler de, dnyadaki yerimiz hak
knda ounlukla bilinsizce srdrdmz kabulleri korkun bir
berraklkla gzler nne serer. Bir baka deyile byme, yalnzca
kendimize ilikin daha gereki bir kavray kazanmak deildir;
daha ok, en eski haklarmz, szcklere dnen bedensel ihti
yalarmz (W innicottin bir keresinde fiziksel ilevlerin muhay
yilede ayrntlandrlmas dedii eyi) unutma srecidir. Bu an
lamda biz, bedenimizin kltre yant verme biiminden ibaretizdir.
Byme srecinde temel bir eylerin kayba urad ya da en
azndan arln yitirdii artk herkese benimsenen bir kabul.
105
Adna ister hayal, ister dgc, yaama gc ya da umut diyelim,
hayatn zamanla anmaya urad dnlyor (ocukluk ile er
genliin idealize edilmesi, bu inana verilen bir tepkidir). Tabii
lmn hayatmzla i ie olduunu kabul etmek yerine onu d
man ilan etmek de -sava halinde olduumuz, bize srpriz sal
drlar dzenleyen bir ey olarak grm ek- bu hikyenin bir par
asdr. En hainane biimde ibirliine yneldiinde psikanaliz
-yar bilimsel yeniden tanmlamalar yolu yla- bu geleneksel
hikyeleri pekitirmenin tesine gememitir. Hayal krkl ya
ratmann yksek sanat olarak psikanalizdir bu; aydnlanm hs
rann modern mitolojisi, arzunun avutucu biimde ironikle-
tirilmesidir.
Yine de Freud, bedensel itah, dolaysyla da muhayyileyi
kendi hikyesinin kahraman haline getirmekle bizi ayn zamanda
hazza yneltmi, bedenin inancna inandrmaya, semptomlar, esp
riler, ryalar ve hatalarla bedenin mr boyu kendi uyumsuzlu
unu nasl eylem e dntrdne iknaya almtr. Freudun
rya almas -m odern pragmatizmin ise yeniden tanmlama-
adm verdii ey, hayatn gereklerinin hayatn fantezileri eliyle
aralksz biimde yeniden ekillendirilmesiydi. Bireyin mr boyu
megul olduu bu gizli alma -tarihi yapan bu istek bolluu, bu
srarc, fantastik gzden geirm e- tek bir ama uruna ger-
ekletirilmekteydi: Hayat yaamaya deer klmak, yalnzca bizi
ayaklarmz stnde tutanlar deil, kendimizden geirenleri de
aa karmak (vecd durumlarndan uzak durmakla psikanaliz, do
utan getirdii hakkn bir saadet yuma karlnda satmtr).
Freudun ima ettiine gre istek ve dileklerimiz, bizi mutlulua g
trse de, gtrmese de esinleyicidir; ve eer dileklerimiz mutlu et
mezse bizi, hibir ey etmez demektir. Freudun formle etmeye
alt muamma buydu ite. Srf istediimiz iin yaanz, kendi
kendimize kar mulak olduumuz alan da isteklerimizdir yine.
Doyuma inanrz, ama atmaya inanmayz. Bydke, kendi
hazzmzn incelikli kartlar haline geliriz.
steklerimiz ve kendimize ilikin bilgim iz, psikanalizin akla ge
tirdii gibi - v e tanm gerei ocuklukta olduu g ib i- birbiriyle
106
kkten atma halindeyse, o halde psikanaliz, tedavi olma id
diasndaki bir semptom demektir. Doyum iin yetersiz ikameler
bularak -yceltm eyi byle iddial, kibir ve fantezi dolu bir hikye
haline getirerek- hazza inancn yitirilmesini rtk biimde tevik
ediyor olabilir. Bir baka deyile, hazzn daima bedende ve be
denin kanlmaz olan, hayat veren, hayat daim klan a
tmalarnda balayp bittiini unutmutur. ocuun ustalkl ya
ama sevincini de unutabilir. Bymek, bir eylerin dna karak
deil de tekrar tekrar iine girerek gerekleiyorsa, iyi hayat
hikyesi dediimiz eyin ekil deitirmesi gerekecektir. Bize ok
farkl biimlerde cevap verilebilir demektir.
Final
108
gayri meru karlklardan ibaretti, ki arzu deniyordu bunlara; ra
dikal lde lgn yeniden tanmlamalara dayanan rya da bal
bana bir karlkt; yasak bir urat bilind. Freudda, kitabn
banda yer verildii zere kendi cinsel aratrmalarna atlan
ocuk, hayatn gereklerini asla olduu gibi kabul etmez.
Freudun ilk vaka incelemeleri -H iste ri zerine alm alar-
kimi kadnlarn aile iinde verdii karlklar ve ailenin de gelitii
ortam oluturan daha geni lekteki kltrn, onlarn byle kar
lklar vermemesi ynndeki tercihini ortaya koyan, ustalkla ka
leme alnm hikyelerden meydana geliyordu. Freudun yeni ge
litirdii psikanalitik yntem, bu kadnlar fiziksel semptomlarla
deil, daha etkili bir ara olan szcklerle karlk vermeye y
reklendirmekteydi (semptomlar, asl istei bulanklatran karlk
verme biimleridir). Btn bunlar yeterince makul grnyordu ki
Freud, hastann, kendi de bilincinde olmadan psikanaliz ortamn
balangtaki travmatik senaryoyu yeniden yaratmak iin kul
landn fark etti birden. Analistin yegne rol hastaya yataklk
etmek, asl ebeveyni temsil etmek olduu mddete hasta, ce
zalandrlma korkusu olmakszn yeniden konumaya ikna edi
lebilirdi. Ancak Freudun da bu bedel pahasna kefetmi olduu
gibi analist, hastann deneyiminde asla bir ikameden ibaret ola
myordu. Zaten btn bir aktarm kavram da ancak aktarma d
nmemi bir eyler kaldnda anlam kazanmaktayd. Bylece u
soru kt ortaya: Hasta, hangi anlamda, bir yetikinin bir baka ye
tikine karlk verdii ekilde karlk verebilirdi analiste? Psi
kanalizin btn yapt, benzer bir sorun yaratmak zere bir sorunu
zmekten mi ibaretti? N e de olsa analist, kendini gerek ele
tirinin menzili dnda tutarsa, bundan ekinmesi gerekir. Aktarm
bir kez zldkten sonra, hasta ile analistin yapabilecei tek ey
niye ayrlmak oluyor?
Bu adan psikanaliz, srf reddetmek zere bir talep kartr or
taya; bo mitler yaratarak ifa verir gibidir sanki. A ktarm daki A k
zerine G zlem lerde, Erotik aktarmn ikrar ettii anda hastay
bunlar bastrmaya, knamaya ya da yceltmeye zorlamak, bunlarla
ba etmenin analitik yolu deildir, olsa olsa anlamsz bir yoludur
109
diye yazar Freud; hasta kendini aalanm hissedecek ve
bunun intikamn almaktan geri kalmayacaktr. Bir baka deyile
hasta, bir reddedilii (yeniden) yaamaya; anlamak adna, korkun
bir narsistik yarann deilmesini kabullenmeye yreklendiril-
melidir: Hasta analisti sever/arzular ve meydana gelecek olan tek
ey de bunun, (gem ile balantl olarak) ama elbette daha iyi bir
gelecek adna tanmlanmas olacaktr. ocukluunda olduu gibi
hastaya, bir kez daha hayatn gerekleri anlatlmaktadr, hayatn
Oidipal gerekleri.
Bu durumda, teoride akla yakn bir tns vardr hayatn ger
eklerinin (yle olmasayd kimse bunlara inanmazd). Ak
tarmdaki akn serbestisi diye yazar Freud, olaan hayatta or
taya kp da normal diye nitelenen akmkinden bir derece
dktr belki: ocukluun ilk dnemindeki modele bamlln
daha ak biimde gsterir ve uyarlanma, deiim e uratlma ka
pasitesi daha snrldr. Bu adan baktmzda, dnme tabi ol
mayan her ey -zerinde yaplabilecek deiikliklerin nn kesen
her e y - bir travmadr. Yenilenmeyi sabote ederek zaman don
durur. Doalamay nler. Aktarmdaki ak demek olan ocuksu
ak, bizi yeni olann okundan esirgedii iin bal bana bir so
rundur; aslnda yeninin ya da ngrlmezin oluturduu kategoriyi
gereksiz bir fazlalk haline getirir. Herkes, ya bizim asl ailemizin
bir ferdi haline gelir ya da bizim kendi versiyonumuz. Yaptmz
en salam yeniden tanmlamalarda imdiki zaman, bir gelecek
kurma adna gem ie karlk verir (ryalarmzda bize ramen
gerekleir bu). W. H. Auden, Ballk ve zek, diye yazmtr
bir keresinde, birbirine dmandr; yeni olan kabullenmek -k e n
di kendine srpriz yapm ak- bir tr sadakatsizliktir, gem ie iha
nettir.
O halde hasta, analisti -daha dorusu herhangi birini- srf bir
ikame olarak m sever, bir zamanlar sevm i olduu birini ona ha
trlatt iin mi? nsanlarn birbirlerini alglamalar ile birbirlerini
icat etmeleri arasndaki ilikinin gndeme getirdii bu m eseleye
Freud, elikili bir cevapla karlk vermitir. Binlerini severiz,
nk ana-babamza ve kendimize kar beslediim iz en eski tut
110
kularmz hatrlatrlar bize; ve ancak yeterince farkl olarak, ba
kas olarak tanyabildiimiz lde tam anlamyla sevebiliriz on
lar. Bu kitapta benim doalama (emprovizasyon) ile iten gelen
zorlama (komplsiyon) arasnda, rtk mesaj ile komut, merak ile
alkanlk arasnda ngrdm farkn aynsdr bu. Ancak bize
sorduklarn ve bizden istediklerini gzden geirerek ana-babamza
karlk verirsek bir erotik yaantmz olabilir.
Peki btn bunlarla ilgili teorilerimize ne dereceye kadar kar
lk verebiliriz? Denebilir ki, nasl baz kitaplar yorumlanmaya
daha yatknsa - v e baz okurlar da kitaplar kendilerine mal etmeye
nasl bakalarndan daha h evesliyse- baz psikanalitik (ve baka)
teoriler de gzden geirilmeye direnir gzkmektedir. Belli bir il
giyi hak eden bir kanlmaz durum: Bir teori ne kadar de
terministse, bireysel yeniliklere o kadar direnir. Szgelim i hem
Freudculuk hem de Danvincilik, iki ayr trden ynlendirme ara
snda skp kalm olarak grr bireyi. Freuda gre bireyin
egosu, idin dayattklar ile d dnyann, kltrn dayattklar ara
snda mcadele verir. Darvvincilie gre de doal ayklanma ve ge
netik vardr. Bunun bir sonucu olarak en indirgeyici biimleriyle
her iki senaryoda da ahlk, u ya da bu lde incelikli bir opor
tnizm biimidir (her iki senaryo da insanlarn, kendi hayatlarna
ne kadar ok nem verdiklerini ve bu hayat korumak iin el
lerinden gelen ne kadar az ey olduunu vurgular). Ahlk, varln
srdrme yetenei ile varln srdrmenin gerei olan bir ya
nlsama arasnda bir ey haline gelir: remenin varln sr
drmesi ve hazzn varln srdrmesi. Yani birey yaratcdr, ama
ancak nceden bilinen bir ufkun snrlan dahilinde. Fazlasyla net
bir projedir bu. Ne yapmamz gerekiyorsa onu yapmaktayzdr.
Yapmamak da elimizde deildir. Aslnda ne yapmakta ol
duumuzun bize sylenm esi, ne yapmamz gerektiinin (arzumuza
gre yaamak, genlerimizi oaltmak) sylenm esi demektir. Bize
verilmi temel ilevi yerine getirmekten ibarettir yaptmz. Sanki
hayatlanmz bizim iin nceden dzenlenmi de, bize bir tek onlan
yaamas kalm gibi. nceden tasarlanm olan u ya da bu eree
kendimizi adamaya mahkmuzdur.
111
nsan tabiatnn zn tanmlama ynndeki btn giriimler,
insanlara bir proje, hayatlarna bir ekil kazandrma abasndan
ibarettir; deerleri de buradan gelir. M esela insan hayatnn ya
ama igdleri ile lm igdleri arasnda bir savatan ibaret ol
duu yolundaki psikanalitik dnce -btn o hrmete ayan te
olojik tarihiyle birlikte- baka trl kafa kartrc bir grnm
arz edecek olan bir abaya yol gsterir. zmz, grnmlere
arlk kazandrmak, yeterince ehemmiyet kazandrmak zere on
lara ekleyebileceim iz eydir. Ama ayn anlayla unu da merak
edebiliriz: Gzmzle grebildiklerimizi daha ilgi ekici klmak
iin neden sakl duran bir eyler -d iy elim ki bilind igdsel
yaant- olduunu tahayyl etmemiz gerekiyor (sakl duran, g
rlecek olann tehir edildii bir vitrin de olabilir); ve her eyden
nce niye determinist teorileri tercih ediyoruz?
Btn determinist teorilerin barndrd paradoks, bunlarn
ancak tanmladklar determinizmler vastasyla kefedilebilir ol
masdr: Tanr, Tanry vahyeder bize; genlerimiz bizi Darwinci
yapar (ya da genetiki); arzumuz, psikanaliz teorisini yaratr. Bun
lar birer kapal sistemdir - kendi kendini doru karan birer ke
hanettir; nk kendilerini rtebilecek olan her eyi hem ak
lamakta hem de iermektedirler. Bu teorilerin terimleriyle dne
cek olduumuzda, genetik hakknda hibir ey bilmeyen btn kl
trlerin hl karanlkta yaamakta olduunu kabul etmek du
rumundayz; kendi hayatn, yaam ve lm igdleri arasnda bir
sava olarak tahayyl etmeyen btn bireylerin, kendilerini kan
drmakta olduunu kabul etmek zorundayz. Darwin ve Freudda
yerel bilgi, evrensel hakikat halini alr; sanki yerel yeterli deilmi
ve hakikat de, asl istediimiz eym i gibi. Bylece kltre ve ta
rihsel dneme zg iki teori, deta insanlar yalnzca inan sis
temleriyle programlanm da bunlar birer senaryo olarak kabul
edip onun gereklerine gre oynuyorlarmasna, model haline
gelir.
Bu trden determinist teoriler - k i u veya bu eyden (bi-
lindndan, kltrden, D N A dan) emir alarak hareket ettiimizi
varsayyor gibidirler- sonular bakmndan daima ironiktir, nk
112
-n azndan sekler bir toplumda, ancak ve ancak insanlar ta
rafndan ortaya konabilirler; her ne kadar - o kltrn hakikat ile il
gili hkim teamllerine uygun olarak ileyen retorik stratejileri ara
cl y la - Gerekliin gnderdii birer ynerge izlenimi verseler
dc. Yahut sadece dnyann durumuyla ilgili hikyelerdir bunlar,
te o kadar diyen hikyeler (bilimde, sanrsnz dnya nihayet
kendi adna konuuyor da gerekten neye benzediini anlatyor
bize). stelik sylediklerimizin, bir tek bizim ya da bizden birinin
eriebilecei stn bir kaynaktan -T an rdan, G elenekten, Bi-
lindndan, B ilim sel Yntem d en - geldiini ne srerek bir ay
rcalk da kazandrabiliriz buna. Modas gemi bir dille buna al
ternatif uydurmak istiyorsak, kanunlar koymayp yalnzca
nerilerde bulunan bir Tanr tahayyl etmek zorundayz. Her eyin
bilgisine sahip olanlarn hayat iin nerdii ok sayda proje, N i
etzschenin oluumun masumiyeti - o geliigzel, hesapsz, gay
ret dolu hayat projesi- eklindeki o grkemli deyiinin yolunda pu
suya yatmtr.
Tanm itibaryla, byle determinist teorilere inanmamay tercih
edebileceim izi dnmekle pek bir yere varamayz elbette. Yahut
varabileceksek bile D ostoyevskinin Yeraltndan Notlar sunan kah
raman gibi olmak zorunda kalabilir, iki kere ikinin be ettii yo
lundaki iddiamz ortaya atp bunun nmzde nasl bir dnya a
tna bakabiliriz (Yeraltndan N o tla rm kahraman asndan
hangisinin daha kltc olduu belli deildir: D oa yasalarna
meydan okumak m, onlar kabullenmek mi; kltrn ideallerine
gre yaamak m, onlara bovermek mi?). M esele udur: Bilimin
sunduu eitli determinizmleri bir hayat tanmlamakta kullanacak
olursak ne kaybederiz, neyi gzard etmek ya da gzden karmak
durumunda kalrz? Bilim sel geerlilik ltlerine, onlar baka l
tleri dlayacak ekilde kullanmadan deer verebiliriz. oumuz
iin nemli olan eylerin pek ounun, dorulanabilir ya da
rtlebilir olmak yle dursun, ille de bakalarna inandrc gel
mesi gerekmez - herkesin bildii bir eydir bu, aslna bakarsanz
byme anda her ocuun yeniden kefettii bir kliedir.
Etik Derslerinde Wittgenstein, Mucize diye bir ey ol-
F 8 N /K reteki Y abani 113
madiim bilim kantlamtr, demek samalktr diye yazar. in
asl, bir olguya bakmann bilimsel yolunun, bir m ucizeye bak
makla ayn olmamasdr. M esele bilimden sonra mucize diye bir
\ ey kalmamas deil; bilimin, mucizelere bakmann (ya da mucize
aramann) en iyi yolu olmamasdr. Dnyaya yalnzca bilim sel bir
gzle bakarsak, mucizeler grnmez olur. Bundan byle satran
talaryla yalnzca dama oynanacana karar vermisek, satran
szc neyi ifade edecektir ki? Satran, sanki bir by ya
plmasna hayalimizden silinir gider. Benliimizin belli ver
siyonlar gzn bilimin ilerlemesine dikerken, o da -yabans ve
devrini doldurmu- bir eylerin kalnts gibi grnecektir. Psi
kanalizin, bilim sznn ierdii btn prestiji ve kltrel otoriteyi
de tayarak bir bilim haline gelm esi, Freudun tutkusuydu. Fakat
kendi tanmlad biimiyle rya gren kii ile ocuk, bir eyi yap
mann baka yollar da olduunu ona hatrlatmay srdrdler.
Freudun alegorisinde modern birey, rya gren ile bilim yapann,
ocuk ile gerekinin, yabani ile krein arasndaki atmann ge
tii yerdir.
Psikanaliz teorisi - y a da baka bir teori- dorulanabilir ya da
rtlebilir hipotezlerdense ocuklarn cinsel teorilerine (ve bun
larn bilindmdaki karl olan ryalara) benzemeye zense idi
neye benzerdi, diye merak etmeye deer belki de. te o zaman ke
sinlikle emin olabiliriz ki psikanaliz, hayatn belli biimlerde ta
nmlamann kendisini daha iyiye gtreceine; psikanalizden ge
menin, baka trl nasl tanmlanrsa tanmlansn, aslnda bir dili
renmek demek olduuna, o dilin de ideal haliyle her eyi daha
iyiye gtreceine (geri o eyler, ancak bu dilin mmkn kl
dklar olacaktr ama) hastay ikna eden bir retoriktir. O zaman psi
kanalizin hibir versiyonu, bir bakasndan daha derin ya da daha
doru olmaz; nk bunlarn deerlendirilmesinde bavurulacak,
nceden paylalm ltler bulunmaz. Her teorisyenin -k i
Freudun, cinsel konulara merak duyan ocuu da bunlardan bi
ridir- bize kendi olmasn istedii haliyle dnyay anlattn, ac
larn nasl dindirilebileceini anlattn, ama bunu da dnya hali
byledirin daha inandrc grnen bir biim iyle yaptn d-
114
rdk (psikanaliz ilerlemezdi o zaman, sze karm olurdu).
Kltr gibi dileklerimizin de sonuna kadar gittiini, ikisinden de
asla muaf olamayacamz kabul ederdik. Yahut belki de, onlarn
dnda bir yksek mevki bulur, her ikisini de oradan de
erlendirirdik. Bir baka deyile psikanaliz, Freudun ilk dile ge
tirenler arasnda yer ald karmak soruyu cevaplamaya devam
edecektir: Neden yetikinler, benzem eyi istediklerinden daha fazla
benzerler ocuklara?
nsann daha yakndan bakabilecei bir bilind yoktur; yal
nzca bizi daha ok ya da daha az mitvar klan konuma biimleri
vardr. Kk ocuk daha fazla mit dolu olamaz. Oysa yetikinler,
o mide gz kulak olacak yegne kiilerdir. ocuklara anlatlacak,
ocuklarn bir eyler yaratmasna, kendi varlklarn daim kl
masna ara olacak hikyeleri uyduran ve seen de onlardr.
116
hangi biri iin aslnda herhangi bir ekilde olmann ne anlama gel
diidir. Yani btn analizlerde olduu gibi burada da, sz da
arcklar arasnda arpma ile ibirlii; varln srdrme uruna
mcadele veren eitli hikyeler; inandrclk sarslmaya ba
ladka u ya da bu lde keskinleen eitli tercihler birbirini
izler.
Ancak Freudun, duygularn hi yanstmayan o donuk ve
souk tavrn en arpc biimde sergiledii an, ilk konumala
rndan birine denk gelir. Akta ve hayatta yaadklarm an
latmaya baladm diye yazar Wortis. Freud, yer yer dostane, duy
gudaa yorumlarda bulunuyor, benim drstlk konusunda ken
dimi iyi yetitirmi olduumu dnr grnyordu, nitekim
bunun... analiz iin iyi bir hazrlk olduunu sylemiti. Kendimle
yle ok fazla ilgilenm ediim i, iime gcme baktka kendimi
daha iyi hissettiimi syledim. Bu da ilgi ekici dedi Freud. u
ana dek anlattklarnz hep yle ak bir ekilde ortaya koydunuz
ki, bana da ilgin gzkmediler.
Bu szlerdeki keskinlik W ortiste ok yaratr elbette; ancak iki
seans sonra Freudun durumu dzelttiinden sz eder. Freud dedi
ki, ilgilenmediini kastetmemi, benim ilgilenm ediim i dnm,
nk hep ok ak, yzeysel eylerden sz ediyormu-um. Freud,
buradaki sam im iyetsizliine ramen - y a da retorik inceliine ra
men; bak asna b a l- yine de akln lzumsuz (yani z iti
baryla savunmaya ynelik), ilgi gstermeninse -dikkatini ver-
m eninse- sahiciliin ltlerinden biri olduunda diretir. Bir baka
deyile Freud, nemli olann tanm gerei ilgin olduunu var
saymaktadr. Peki, ama aklk yzeysel bir eyse, bu benlik je
olojisinde derinde yer alan katman hangisidir? V e kendimize ya da
bakalarna ilgi ekici gelmiyorsak, ne yaparz?
Aklktan kuku duymak ve dikkatimizi eken eye deer ver
mek. Akla yakn olan her zaman biraz abes bulmak. V e tutkular
karsnda korkuya kaplmak. Freudun Wortiste brakmak istedii
izlenim, aa be yukar byledir. Ayn zamanda da bu, ka
ytszl asla bir seenek olarak grmeyen ocuun ta
nmlamalarndan biridir tabii. ocuklar ve ocuklua dair hikyeler
117
(psikanaliz gibi) yar dini bir anlam kazanmsa -bizdeki en inan
drc zclk haline gelm ise- belki de ocuklar, ana-babalarnn
hep dedii gibi, imknsz olduundandr bu. Hep sahip ola
bileceklerinden fazlasn isterler. Ve en azndan balangta, bun
dan hi utan duymazlar.
118
Kaynaka
119
D o n a ld M . K a p la n , Clinical a nd Social Realities ( N e w J e r s e y , A ro n s o n , 1 9 9 6 )
J o h n K e a ts , Letters o f John Keats, y a y . h a z . R o b e r t G ittin g s ( O x f o r d , O x f o r d U n iv e rs ity
P ress, 1970)
M e la n ie K le in , N arrative o f a C hild Analysis ( L o n d r a , H o g a r th P r e s s , 1 9 6 1 )
J e a n L a p la n c h e , P s y c h o a n a ly s is a s a n ti- h e r m e n e u tic s , ? e v . L u k e T h u r s to n , Radical
Philosophy, 7 9 , E y liil/E k im 1 9 9 6
H a n s L o e w a ld , Sublimation (N e w H a v e n , Y a le U n iv e r s ity P r e s s , 1 9 8 8 )
M a r io n M iln e r, On N ot Being Able to Paint ( L o n d r a , H e in e m a n n , 1 9 7 1 )
L u c y N e w ly n , Paradise Lost and the Rom antic Reader ( O x f o r d , O x f o r d U n iv e r s ity
P ress, 1993)
F r ie d r ic h N ie tz s c h e , The W ill to Power, y a y . h a z . W a l te r K a u f m a n ( N e w Y o r k , V in ta g e
B o o k s, 1968)
J .-B . P o n ta lis , Love o f Beginnings, ? e v . J a m e s G r e e n e ( L o n d r a , F r e e A s s o c ia tio n B o o k s ,
1993)
P h ilip R ie f f , The Triumph o f the Therapeutic ( C h ic a g o , C h ic a g o U n iv e r s ity P r e s s ,
1978)
H a n n a S e g a l, Psychoanalysis, Literature and W ar ( L o n d r a , R o u tle d g e , 1 9 9 7 )
D . W . W in n ic o tt, Thinking About Children ( L o n d r a , K a m a c B o o k s , 1 9 9 6 )
W ittg e n s te in , L e c tu r e s o n E th ic s , Ludwig W ittgenstein, Philosophical Occasions
1912-1951 ( I n d ia n a , H a c k e tt, 1 9 9 3 )
J o s e p h W o r tis , Fragments o f an Analysis with F reud ( N e w Y o r k , C h a r te r , 1 9 6 3 )
120
D izin
A B a c o n , F r a n c is 4 8
ac ek m ek 93 b a ta n k a r m a 8 8
a f in iz i 2 2 b e b e k b e n lik 4 8
a h l k 1 3 , 1 7 , 3 8 , 6 3 , 9 0 , 9 2 , 9 5 , 9 6 , 111 b e b e k c in s e lli i 1 5 ,2 4 , 3 4 , 3 5 , 3 7
a h l k i 7 6 , 9 0 b e c e r i e d in m e a r z u s u 9 2
a h l k i id e a lle r 9 0 B e c k e tt, S a m u e l 7 , 2 2
a h l k i s a la m lk 4 3 b e d e n s e l i ta h 1 0 6
a ile r o m a n s la r 2 7 b e lle k 17
a k ta r m d a k i a k 1 1 0 b e n lik 4 0 , 5 0 , 5 1 , 5 2 , 5 3 , 5 4 , 5 5 , 6 2 , 6 3 ,
a k ta r m a 1 0 9 6 5 ,8 6 , 114
a n a -b a b a 2 0 , 2 5 , 2 8 , 3 7 ,4 3 ,5 8 , 7 1 ,9 1 , b e n lik j e o lo jis i 1 1 7
9 2 , 9 3 , 1 0 0 , 104, 110, 118 b ilim s e l y n te m 1 1 3
a n a - b a b a y a y n e lik a r z u 4 2 b ilin 6 2
a n a liz 2 0 , 2 3 , 4 0 , 5 4 , 7 2 , 7 4 , 7 5 , 7 6 , 7 8 , b ilin d 1 5 , 2 3 , 2 3 , 2 6 , 2 9 , 3 9 , 4 2 , 4 4 ,
8 1 ,8 3 , 8 4 ,8 8 , 108, 115, 116, 117 5 8 ,6 1 ,6 2 ,6 3 ,6 6 ,7 2 ,7 9 , 8 3 ,8 4 ,8 5 ,
a n a liz y o lu y la k e n d in i a n la m a 4 0 8 6 , 8 9 ,9 0 ,9 4 ,9 5 , 9 9 , 101, 105, 108,
a n o r m a lle m e 1 1 6 109, 112, 113, 114, 115
a rz u 1 1 , 12, 13, 13, 14, 1 5 ,1 6 , 2 1 , 2 3 , 2 4 , b ilin d a r z u 2 3 , 2 6 , 5 8 , 6 3 , 9 2
2 8 , 3 9 ,4 2 ,4 3 , 5 1 , 6 3 , 6 4 , 8 4 , 85, 93, b ilin d a r z u la r 3 6 , 6 2
9 5 , 9 7 , 1 0 0 , 1 0 3 ,1 0 6 , 1 0 9 , 1 1 0 ,1 1 1 , b ilin d i g d s e l y a a n t 112
112 b ilin d ile ti im 8 6
a rz u n e s n e s i 9 7 b ilin li b a ta n k a r m a 8 5
a r z u la m a n n y c e ltilm e s i 6 3 b ilin li id e a lle r 6 2
a r z u n u n l m 1 4 b ilm e ih tiy a c 2 5
a r z u n u n y a r a tt s k n u 8 0 B io n , W ilf r e d 2 2
a r z u y u m e r a k e tm e k 6 4 b iy o lo ji te r m in o lo jis i 1 0 4
A sh b e ry , J o h n 42 B la k e 1 5 , 3 0 , 5 4 , 1 0 4
a a la m a 1 0 0 ,1 0 1 B o u w sm a 73
a a la n m a 9 6 , 9 9 , 1 0 4 b o y u n e m e 1 4 ,5 3
a a la n m lk 7 7 B ro w n , N o rm a n O . 1 03, 104
a k 117
A u d en , W . H . 110 c-
a y n a e v re si 4 0 c e z b o lm a k a p a s ite s i 3 6
c in n e t 101
B c in s e l a h l k 3 2 , 3 3
B a b a 'n m Y a s a s 3 3 c in s e l a r z u 8 4
121
c in s e l a r m u y a n d r c 8 3 d e p r e s if d u r u m 5 3
c in s e l d o y u m 5 0 d e p re sy o n 2 2 ,7 6 , 9 7 ,9 9
c in s e l i g d 2 6 , 3 4 d e te r m in iz m 1 12
c in s e l ilg i 2 6 , 2 7 d id a k tik a n a liz 115
c in s e l ili k i 2 8 , 9 9 d il 2 2 , 3 3 , 3 6 , 3 6 , 4 4 , 4 5 , 4 8 , 4 9 , 5 0 , 5 1 ,
c in s e l m e r a k 2 4 5 2 ,5 4 , 5 4 , 5 5 ,5 7 , 5 9 , 6 0 ,7 8 , 7 9 , 8 0 ,
c in s e l o lg u n lu k 2 9 8 4 , 8 8 , 114
c in s e l p e r h iz 3 2 d il g e c i k m e s i 4 8
c in s e l s a p k n lk 9 6 d il n c e s i 5 2
c in s e l s o r u la r 2 4 d il n c e s i b e n lik 4 4 , 5 2
c in s e l te o r ile r 91 d il s r m e le r i 1 2 ,4 3
c in s e l te o r ile r u y d u r m a k 3 7 d ili tu tu lm a k 51
c in s e l v a r lk 35 d ilin f e ti le r ilm e s i 1 02
c in s e lli e d u y d u u m u z ilg i 3 4 d ille n d ir ilm e m i a d a le t te o r ile r i 9 7
c in s e llik 1 2 , 2 4 , 2 5 , 2 6 , 3 1 , 3 1 , 3 2 , 3 4 , 3 4 , d ils e l y e te r s i z lik 55
3 5 ,3 5 , 3 6 , 3 7 ,4 0 ,4 4 ,4 6 ,5 5 ,5 9 ,6 4 , d in 3 3 , 9 6
8 5 , 8 6 , 9 6 , 101 D N A 112
C o le r id g e 3 0 d o a y a s a l a n 1 7 , 1 13
a d a o u k p s ik o te r a p is tle r i 6 3 d o a l a m a ( e m p r o v iz a s y o n ) 9 2 , 1 1 0 , 111
a r m 4 0 d o a l a y k la n m a 111
o c u u n b a k a s 14 d o r u a lg la m a 13
o c u u n b e b e k lik a n d a k i c in s e l te o ris i D o s to y e v s k i, F y o d o r 7 , 1 1 3
20 d o y u m 1 1 , 1 3 , 1 6 , 1 7 , 2 9 , 31
o c u u n c in s e l a r a tr m a la r 2 5 , 4 4 d n t r m e 2 0 , 31
o c u u n c in s e l h a y a t 2 5 d u y g u s a l a lk 13
o c u u n i g d s e l y a a n ts 2 7 d u y g u s a l p a tla m a 4 8
o c u u n ile ti im b e c e r is i 4 7 d u y g u s a l p a tla m a la r 4 7
o c u u n te o ri y a r a tm a u ra 4 4 d b o z u m u 12, 1 3 ,4 3 ,5 3 , 102, 104
o c u k c in s e lli i 1 5 , 3 0 , 1 0 2 , 1 0 5 d g c 14, 7 2 , 93
o c u k e itim i 6 4 d k n k l 2 7
o c u k m u h a y y ile s i 2 9 d n c e n c e s i y a a n m d e n e y im 4 4
o c u k - if a d e s iz b e n li i 4 4
o c u k l a r a y n e lik c in s e l s u iis m a l 1 0 2 E
o c u k la r n c in s e l a r a tr m a la r 3 7 eb ev ey n 99
o c u k la r n c in s e l te o r ile r i 4 3 , 1 1 4 e d e b i y a t 3 9 ,4 5
o c u k lu k a r z u la n 1 0 2 e g o 6 3 , 9 1 , 9 5 , 1 0 5 , 111
o c u k lu k a n d a k i tu tk u la r 1 0 3 e itim 2 5 , 3 2 , 3 3 , 6 4 , 8 7
o c u k lu k ta k i h a z la r 1 0 3 e itim id e a lle r i 3 2 , 3 6 , 3 8
o c u k lu k ta k i m e r a k d u y g u s u 6 4 E ls h ta in , J e a n 9 0
o cu k su a k 110 E m p s o n , W illia m 1 05
o c u k t a c in s e l m e r a k 2 7 e n g e l le n m i tik d u y g u s u 9 7
o k b i im li s a p k n lk 1 0 5 erd e m 6 3 ,6 9
erg e n 3 4
D e r g e n lik 1 0 6
D a r w in 1 1 2 e r g e n lik a 5 4
D a r w in c i 1 7 , 1 1 1 , 1 1 2 e r o tik h a y a t 3 5
D a r w in iz m 5 0 e r o tik h a z 4 5
d e h e t d u y g u la n 9 0 e r o tik m u h a y y ile n in k li e le m e s i 4 0
D e n s h e r , M o rto n 101 e r o tik y a a n t 111
122
e s in le m e 17 h a z ilk e s i 1 1 , 1 2 , 13
e s in le n m e 7 0 h a z z n e ro tik a s 3 3
e s te tik 4 7 H eaney, Seam us 44
e s te tik d e e r 7 4 h e d o n iz m 33
e c in s e llik 115 h e r k e s e a k r u h h a li 13
e tik 7 3 h e z e y a n 61
e v h a m 81 h id d e t 9 6
H u g h es, T ed 56
F h u y s u z lu k n b e ti 4 9
F e re n c z i, S a n d o r 1 5 , 8 4 , 102
fk r a 1 1 , 15 i
F r e u d 1 1 , 1 2 , 1 3 , 1 5 , 16, 1 7 ,2 0 , 2 2 ,2 3 , i g r 4 9 , 4 2 , 4 7 , 8 7 , 9 6
24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, i g d s e l- b ilin d y a a n t 35
34, 36, 37, 37, 38, 40, 41, 43, 44, 47, i s e l h e z e y a n la r 2 3
50, 58, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 7 2, 84, i s e l id e a lle r 9 2
87, 9 0 , 9 1 , 9 6 , 102, 103, 104, 105, 106, i te n g e le n z o r la m a ( k o m p ls iy o n ) 111
108, 109, 110, 111, 112, 114, 115, 116, id 6 3 ,1 0 5 , 111
117 id e a lle r i s e v m e k 9 7
F reu d , A n n a 4 6 , 4 8 ,4 9 , 87 if a d e b e c e r is i 5 4
F reu d cu 17, 3 8 , 7 4 ih tir a s d o lu d u y g u la r a k ta r m a 5 4
F reu d c u sol 39 ik a m e 1 0 9
F r e u d c u lu k 111 ik a m e d in i 3 3
F r y e , N o r th r o p 14 ik a m e e tm e 3 1 , 9 7
ik a m e k a v r a m 3 3
G ik in c il g z d e n g e i r m e 8 0
g e le n e k 1 1 3 ile r le m e ( p r o m o tin g ) 4 9
g e li im te o r is i 3 3 ile r le m e m ito s la r 4 9
g e li im s e l b a a r 4 9 ile ti im 4 8 , 5 5 , 7 9
gen 47 ile ti im te k n o lo jis i 5 4
g e n e tik 111 ilg i a la n la r 2 3
g e n e tik m ir a s 4 3 ilg i d u y g u s u 2 2
g e r e k lik ilk e s i 1 1 , 12 ilg i n e s n e s i 2 3
g e r ile m e 7 8 ilg iy i y e n id e n y a r a tm a 3 4
G id d e n s , A n th o n y 1 0 8 ili k i ta k n ts 1 0 2
g r [v iz y o n ] 1 0 4 ilk g n a h 1 0 4
G ra h a m , W . S . 7 9 in c e lik li a r a c lk la r n e r o tik a s 3 6
G r e e n , A n d r 15 in tik a m 9 7
g n d e lik d il 2 2 ir o n ik a r a y r o m a n s 12
g n l k h a y a t s a n a t 21 i ta h 1 4 , 1 6 , 1 7 , 1 8 , 2 1 , 2 2 , 2 7 , 3 5 , 4 2 , 6 0
H J
h a s ta n n i in d e k i s a n a t 2 0 J a m e s , H e n ry 1 9 , 2 0 , 2 1 , 2 2 , 2 6 , 3 6 , 3 7 ,
h a y a l (v is io n ) 14 3 8 , 7 0 , 7 1 , 7 2 , 7 3 , 7 4 , 7 5 , 7 6 , 101
h a y a l g c 1 6 ,1 8 J a m e s , H e n ry 1 9 , 2 6 , 3 8 , 7 0 , 101
h a y a l k r k l 7 7 , 8 1 , 1 0 6 je s t 1 2 ,4 6 ,4 7 ,4 8 ,4 9
hayat dngs 43 Jo n es, E rn est 22, 95
h a z 1 3 ,1 7 , 1 8 ,2 5 ,2 9 ,3 1 ,3 4 , 3 5 ,4 1 ,4 2 ,
4 3 , 5 4 ,6 9 ,9 9 , 103, 104, 106, 107, 111, K
116 K a f k a 19
123
k a n a l iz e e tm e 31 m u h a y y ile 5 9 , 7 1 , 1 0 5 , 1 06
K a p la n , D o n a ld 3 4 m z ik 5 4
k a r D a r w in c i b a k 3 5
k a y b e t m e m e s e le s i 2 8 N
K e a ts , J o h n 6 7 , 6 9 , 7 0 , 7 2 , 7 3 , 7 4 , 7 5 , 7 6 n a r s is iz m 9 9
k e k e le m e 53 n a r s is tik f k e 5 3
k e n d i k e n d in i d o y u r m a f a n te z ile r i 13 n e f r e t 51
k e n d in e z g ll k 16 n e s n e k u lla n m 5 9
k e n d in i d n t r m e k a p a s ite s i 2 0 N e w ly n , L u c y 5 5
k z g n lk 7 7 , 9 4 N ie tz s c h e 1 13
k ib ir 7 7 , 8 0 , 9 5 n o r m a llik 1 1 6
K ie r k e g a a r d , S o r e n 7 3
k i is e l ta r ih 6 2 o -
K le in 1 3 , 2 2 , 2 8 , 3 8 , 8 0 , 8 1 , 8 3 , 8 4 , 8 5 , O id ip a l k r iz le r 1 03
8 6 ,8 7 O id ip u s k o m p le k s i 3 2 , 3 3 , 9 3 , 1 0 0 , 1 0 2
K ie in c 14 o lu u m u n m a s u m iy e ti 1 13
k o m ik r o m a n s 3 0 o m n ip o te n t 1 2 , 5 9
k o n u m ay re n m e 4 5 ,4 7 ,8 8 o m n ip o te n tlik 1 4 , 3 0 , 4 2 , 101
k lt r 1 6 , 3 0 , 3 2 , 3 3 , 3 4 , 3 6 , 3 7 , 4 0 , 4 3 , o m n ip o te n tlik f a n te z is i 1 3 , 14
4 4 ,4 7 ,4 8 ,4 9 , 50, 52, 53, 54, 58, 61, o ra l e v r e 5 7
6 3 ,7 5 ,7 9 ,9 0 ,9 1 , 102, 104, 105, 108, o r to d o k s F r e u d c u 14
1 0 9 , 1 1 1 , 1 1 2 , 1 1 2 , 1 1 3 , 1 1 3 , 1 15 o tiz m 2 2 , 4 8
k lt r e l o to r i te 1 1 4 fk e 1 9 ,9 2 ,9 4 ,9 4 ,9 5 ,9 6 ,9 7 ,9 7 ,9 8 ,9 9 ,
k lt r le m e 14 1 0 1 , 1 0 2 , 103
l m 1 3 , 3 0 , 9 4 , 1 0 6
L l m i g d s 1 1 , 1 6 , 2 2 , 3 2 , 8 6 , 9 7 ,1 0 5 ,
L acan , Jacq u es 2 8 , 3 8 ,4 0 ,4 1 112
L a p la n c h e , J e a n 3 9 r t k a n la m 6 2
lib id o e v r e le r i 3 8 r t k m e s a j 2 0 , 5 8 , 6 4 , 6 6 , 7 0 , 7 1 , 7 2 , 7 3 ,
L o e w a ld , H a n s 3 5 7 4 , 7 5 ,7 8 ,7 9 , 8 0 , 8 1 , 8 4 , 8 6 , 8 7 , 8 8 ,
8 9 ,9 0 ,9 3
M r t k m e s a j ile k o m u t 111
m a h r e m iy e t 3 7 r t k m e s a j te o r is i 6 7
m a z o iz m 4 9 te k i 101
m e g a lo m a n i 13 te k ilik 101
m e ra k 2 1 ,2 2 ,2 4 ,2 6 ,2 8 , 2 9 ,3 0 ,3 2 , 3 6 , z c 41
3 9 ,4 4 ,4 6 ,6 0 ,6 5 ,8 1 ,9 0 ,9 1 z d e le m e 3 3
m e ra k d u y g u su 2 7 ,5 9 zg v en 22
m e ra k d u y m a 27
m e r a k ile a l k a n lk 111 P
m e r a k n k a y n a 2 5 P ic a s s o 3 7
m e r a k n t a n n s a lla tn lm a s 2 4 P o n ta lis , J .- B . 5 2
m e ta 5 3 p o rn o g ra fi 3 6 , 3 8 ,8 0
m e ta f iz ik 115 p o s t- F r e u d iy e n 2 7
m e v c u t k lt r e l n iz a m la r 6 3 p r a g m a tiz m 1 15
M iln e r, M a r io n 1 5 , 8 8 , 9 0 P ro u st 6 2 ,9 4
m is tik d u r u m l a r 5 4 p s ik a n a liz 1 5 ,1 6 , 1 7 ,2 0 , 2 1 , 2 2 , 2 3 , 2 4 ,
m is tis iz m 5 4 2 5 ,2 7 ,2 8 ,2 9 ,3 0 , 3 1 ,3 2 ,3 4 ,3 6 ,3 7 ,
m o d e m p r a g m a tiz m 1 0 6 3 8 ,3 9 ,4 0 ,4 2 ,4 3 ,4 4 ,4 9 ,5 0 ,5 3 ,5 4 ,
124
5 5 ,5 7 ,6 0 ,6 4 ,6 6 ,6 7 ,7 7 ,7 8 ,7 9 ,8 0 , s u lu l u k d u y m a 5 3
8 5 , 8 6 , 8 7 , 9 0 , 9 1 , 9 3 , 9 5 , 9 6 , 1 0 0 ,1 0 2 , s b lim a s y o n 31
1 0 4 , 1 0 6 , 1 0 7 , 1 0 8 , 1 0 9 , 1 1 2 , 1 1 4 ,1 1 5 , s n n e t 8 1 ,8 2
118 s p e r e g o 6 3 , 9 1 , 105
p s i ik g e r e k l ik 35 s r r e a liz m 4 6
p s ik o lo ji 6 0 , 6 1 , 6 2 a k n lk 9 0
p s i ik a la n n d a r a lm a s 4 0 ehevi haz 35
p s i ik d o n u k la m a 2 2
T
R t a k n t 3 7
re g re sy o n 7 8 T a n r 2 9 , 7 2 , 1 0 1 , 1 1 2 ,1 1 3
R e ic h , W ilh e lm 3 2 ta tm in d u y g u s u 5 0
R ic k m a n , J o h n 9 2 te m e l i g d 6 3
R ie f f , P h il ip 31 te n s e l h a z l a r 1 0 2
r o m a n tiz m 2 8 , 3 0 , 6 4 te n s e l y a a n t 2 5
R o r ty , R ic h a r d 3 9 te n s e l y o u n lu k 1 03
r y a 1 5 ,1 9 ,2 0 ,2 1 ,2 6 ,4 3 ,4 9 ,5 8 ,5 9 ,6 1 , te n s e llik 3 3
6 2 ,6 3 ,6 4 ,6 5 , 66, 6 9 ,7 1 ,7 2 ,7 9 , 80, tr a v m a 3 9
9 0 , 105, 106, 109, 110, 114 T r illin , L io n e l 105
r y a g r e n b e n lik 6 3 T u s tin , F r a n c is 2 2
r y a g n 6 1 ,6 3 tu tk u 1 2 , 3 8 , 4 3 , 4 6 , 5 1 , 5 3 , 5 9
s- u-
s a d o - m a z o is t e 1 0 0 u m u d u n im k n s z l 2 2
s a d o - m a z o iz m 1 0 0 ,1 0 4 u m u t 1 1 ,2 2 ,2 9 ,9 8 ,1 0 0 ,1 0 2 , 106
sa d u y u 2 8 , 55 u ta n m a 5 3
s a lk llk 1 1 6 u ta n m a d u y g u s u 4 8
s a ld r g a n lk 3 1 , 4 0 u y g a r a h l k 3 6 , 3 8
sa n a t 1 7 ,1 9 ,2 0 ,2 1 ,2 5 ,3 3 ,3 6 , 3 7 ,3 7 , u y g a r c in s e l a h l k 3 2
39, 49, 94 u y g a r lk 3 4 , 4 8 , 5 4
s a p k n r o m a n s 1 0 2 r e m e 111
s a p k n lk 4 0 , 5 4
s a v u n m a m e k a n iz m a s 115 V-W
s a v u n m a r e p e r tu v a n 8 0 v a r lk 1 4 , 5 4
S e g a l, H a n n a 13 W e lls , H . G . 1 9 , 2 0 , 3 7
s e k s 21 W in n ic o tt, D . W . 1 5 , 2 8 , 3 6 , 4 1 , 5 9 , 6 0 ,
s e r b e s t a r m 5 5 6 1 ,6 2 ,8 6 ,8 7 ,1 0 1 ,1 0 5
s e v m e n in n k o u lla r 6 2 W ittg e n s te in , L u d w ig 7 3 , 7 4 , 7 5 , 7 6 , 7 9 ,
S h e lle y , P e r c y B y s s h e 5 3 11 3
S id g w ic k , H e n ry 7 W o r d s w o r th , W illia m 3 0 , 5 4
sz 1 2 ,4 5 ,5 1 ,5 5 ,9 3 W o r tis , J o s e p h 1 1 5 ,1 1 6 ,1 1 7
s z c k h k im iy e ti 5 7
s z c k le r le s e k s y a p m a k 3 6 Y
s z e l b e c e r i 51 y a n l a lg la m a 1 3 ,1 4
s z e l e tk ile im 4 9 y a n l c in s e l te o r ile r 2 5
s z e l y e te r s iz lik 5 5 yas 92
s z l if a d e 4 9 y a s a k a r z u 31
s z l ile ti im 4 9 , 5 0 y aam a co k u su 38
S tr a c h e y , J a e s 2 4 y a a m a i g d le r i 1 1 1 ,1 1 2
125
y a a m a o la n i ta h 13
y a a m a s e v in c i 1 2 , 1 6 , 4 2 , 9 6 , 1 07
Y e a ts 3 7
y e n id e n ta n m la m a 1 0 6
y e n id e n y n le n d ir m e 31
y e te rli b i im d e s z e d k m e 4 7
y e te rli s z e l if a d e 4 7
y e ti k in in b a k a s 14
y e ti k in lik te k i h a y a t 3 5
yo u n d u y g u 52
y c e ltilm i c in s e llik 3 4
y c e ltm e 3 1 , 3 3 , 3 4 , 3 5 , 3 7 , 3 8 , 4 0 , 9 7
z
z ih in 1 2 , 1 3 , 1 6 , 2 8 , 3 6 , 3 7 , 3 8 , 5 2 , 5 4 , 5 5 ,
5 9 ,6 2 ,6 8 ,7 1 , 100, 116
Norman 0 . Brown
lm e Kar Hayat
T A R H N P S K A N A L T K A N L A M I