You are on page 1of 165

Ibn Sina / Ibn Tufeyl

tfiay bin Yakzan


ANLA I I imrenler: M. erefeddin Yaltkaya / Babanzade Reid
lunet zalp

O EBO
HAY BN YAKZAN

Ibn Sina, (tam adyla Ebu Ali el-Hseyin bin Abdullah bin Sina, Batllann
verdii adla Avicenna), 980'de Buhara'da dodu, 1037'de Hemedan'da ld.
En byk slam bilginleri arasnda saylan filozof ve hekim bn Sina, slam
dncesinde Farabi'yle balayan Aristotelesi (Meai) gelenein en nemli
addr. bn Sina'nn en nemli iki yapt, geni kapsaml bir felsefe ve bilim
ansiklopedisi olan Kitab'-ifa ile birka yzyl boyunca gerek Douda ge
rekse Batda tp konusunda tek bavuru kayna kabul edilen el-Kanut f i t-Tb
adl kitabdr. teki nemli yaptlar arasnda Kitab fi's-Siyaset, Risale fiT A k,
Hay bin Yakzan, el-Hidaye yer alr.

bn Tufeyl, 1106'da Grnata yaknlarnda Vadi'l-A'ta dodu, 1186'da Mera-


ke'te ld. raki felsefesinin Endls'teki en nemli temsilcilerinden biridir.
Urat ve nemli eserler verdii balca konular, tp felsefe ve gkbilimdi.
Gnmze ulaan ve btn dnyada tannmasn salayan eseri ise Hay bin
Yakzan ya da dier adyla Esrarl-Hikmeti'l-Merikiye'di. Dnyada felsefi ro
mann ilk rnei ve ilk "robinsonad" olan Hay bin Yakzan, 14. yzyldan ba
layarak dnyann btn bellibal dillerine evrilmi, bata Robinson Cru-
soe'nun yazar Daniel Defoe olmak zere birok Batl sanat ve dnr et
kilemitir.

Mehmed erefeddin Yaltkaya, 1879'da stanbul'da dodu. Darlmuallimini


bitirdikten sonra eitli ortaretim kurumlannda retmenlik (1910-1924),
stanbul niversitesi lahiyat Fakltesi'nde kelam profesrl (1924-1933)
yapt. lahiyat Fakltesi'nin kapatlmas zerine slam Tetkikleri Enstits
mdrlne atand. Bu grevi srasnda (1937-1941) Edebiyat Fakltesi'nin
eitli birimlerinde dersler verdi. Rfat Breki'nin lm zerine Diyanet
leri Bakanl grevine getirildi (1942) ve bu grevini lmne (1947) dein
srdrd.
slam bilimleri zerine yapt almalarla tannan Yaltkaya'mn balca yapt
lar: bn Esirler ve Meahir-i Ulema (1906), Tarih-i Kur'an- Kerim (1915), Kelam
Tarihi (1924), Simavna Kadtstolu eyh Bedredin (1924), Dini Makalelerim (1944).

Babanzade Reid, 1871'de Sleymaniye/Musul'da dodu. Birok bilim, sanat


ve devlet adam yetitiren nl Babanzadeler ailesinden Abdulfettah Bey'in
oludur. lk renimini Sleymaniye'de tamamlayarak stanbul'a geldi. e
itli medreselerde okuyarak ders verme icazeti ald (1896). Bir yandan eitli
ortaretim kurumlannda dersler verirken bir yandan da renimini srdr
d. Dersiamlk (1915) ve mderrislik (1920) payesi kazand. 1920 ylnda atan
d btidai Hari stanbul mderrisliini medreselerin kapatlmasna (1924)
dein srdrd. Medreselerin kapanmasyla akta kalan Reid Bey'in sonra
ki yaamna ilikin bilgi ve yaymlanm yapt saptanamamtr.

N. Ahmet zalp, 1953'te Elbistan/Kahramanmara'ta dodu. retmen oku


lu ve eitim enstitsn bitirdikten (1974) sonra iki yl Trke retmenlii
yapt. Grevinden ayrlarak yayn dnyasma girdi. eitli yaynevleri, derg'
ve gazetelerde alt, AnaBritannica Genel Kltr Ansiklopedisi'ne maddeler
yazd, danmanlk yapt. Yemden retmenlie dnd (1992). imdi bir yan
dan bir ortaokulda Trke retmenlii yaparken bir yandan da Yeni afak
gazetesinde kitap arlkl yazlar yazyor.
Osmanl eserleri zerinde alan N. Ahmet zalp, ok sayda yapt kltr
dnyamza yeniden kazandrd. Bunlarn balcalan: Toplumsal zlme (Sait
Halim Paa, 1983), Islm nancnn Temel lkeleri (Filibeli Ahmet Hilmi, 1987),
Bir Muhalifin Hatralar (erif Paa, 1991), Islamda Felsefe Akmlar (zmirli sma
il Hakk, 1995), Klliyat- Letaf (Faik Read, 1995), Glen-i Tevhid (Tevhid iir
leri Gldestesi, 1995), Seyahatlerim (Ali Suad, 1996), Beir Fuad (Ahmet Mithat
Efendi, 1996).
IBN SINA / IBN TUFEYL

Hay bin Yakzan

EVRENLER:
M. EREFEDDN YALTKAYA / BABANZADE RED

HAZIRLAYAN:
N. AHM ET ZALP

ANLATI

ODO
STANBUL
Yap Kredi Yaynlan - 659
Edebiyat -1 4 7

Hay bin Yakzan / bn Sina


Hay bin Yakzan (Esrar'l-Hikmeti'l-Merikiye) / bn Tufeyl

Genel Tasarm: Faruk Ulay


Kapak Tasarm: Nahide Dikel

Bask: -Er Ofset


Yzyl Mah. Massit 5. Cad. No: 15 Baclar / stanbul

1. Bask: Haziran 1996


5. Bask: stanbul, Eyll 2004
ISBN 975-363-475-7

Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk Ticaret ve Sanayi A.., 1996

Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk Ticaret ve Sanayi A..


Yap Kredi Kltr Merkezi
stiklal Caddesi No. 285 Beyolu 34433 stanbul
Telefon: (0 212) 252 47 00 (pbx) Faks: (0 212) 293 07 23

nternet s a t^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ s to r e .c o m .tr
www.teleyeb.comtr
iindekiler

Sunu (N. Ahmet zalp) 7

HAY BN YAKZAN BN SNA)


Giri (M. erefeddin Yaltkaya) 11
Notlar 27
Ha)' bin Yakzan (br Sina) 31
Notlar 42

HAY BN YAKZAN (BN TUFEYL)


bn Tufeyl ve "Hay bin Yakzan" zerine (N. Ahmet zalp)
Notlar 61
Hay bin Yakzan (bn Tufeyl)
Giri 63
Notlar 72
Birinci Blm: Hay bin Yakzan'n Dnyaya Gelii 75
Notlar 83
kinci Blm: Doann Kucanda 85
Notlar 97
nc Blm: Varln zne Doru 99
Notlar 109
Drdnc Blm: Sfrdan Sonsuza 111
Notlar 118
Beinci Blm: Yolun Sonu 121
Notlar 145
Altnc Blm: Gerein ki Yz 147
Notlar 1 5 9
Sonsz 161
sunu

slam dnyasnda alegorik yk gelenei Ibn Sina (. 1037) ile ba


lar. Huneyn bin shak'm (. 873) Yunanca'dan evirdii Salaman ve
Absal yks, bn Sina'nn nndeki rnektir. bn Sina'nn bu y
kden sz ettii, onu zetledii biliniyorsa da, bamsz bir yapt
olarak yeniden yazd kukuludur. Ama, Salaman ve Absal'm ale
gorik anlatm tekniini kullanarak Hay bin Yakzan adl yaptn
yazd bilinmektedir.
bn Sina'nn yapt, sonraki birok dnr etkiler. Pepee,
bir anlat gelenei oluturan alegorik ykler yazlr. Ibn Tufeyl'in
(. 1186) Hay bin Yakzan adl yks, gelenein en nl yaptdr.
Shreverdi (. 1191), el-Gurbetul-Garbiye; bn'n-Nefis (. 1288), er-
Risalet'l-Kmiliye f i s-Siyeri'n-Nebeviye; Molla Cami (. 1492), Sala
man ve Absal adl yaptlaryla gelenein dier nemli rneklerini
verirler.
Birbirini izleyen tm yaptlar, belli llerde, bir ncekinden
etkilenmitir. Yazarlar da byle bir etkiden, en azndan bir esin
den sz etmekten ekinmezler. Szgelimi Cami, bn Sina'nn zet
ledii Salaman ve Absal yksn, ayrntlarda yapt kk dei
ikliklerle yeniden yazar. bn'n-Nefis, Ibn Tufeyl'in yaptnda
nemli bir yap deiiklii yapmaz; yalnzca gelitirdii dnce
lerin alann, ynn deitirir.
Buna karlk, yaygn kannn tersine, ykleri asndan ba
kldnda, bn Tufeyl'in Hay bin Yakzan adl yapt ile bn Sina'nn
ayn ad tayan yks arasnda hibir iliki yoktur. Metinler ara
snda bulunabilecek tek ortak nokta, her ikisinin de alegoriye da
yanmasdr. Buna karn birok felsefe tarihisi, iki metnin aynl-

7
mdan sz etmitir. Dahas, bn Sina'nn yaptn tantrken, bn
Tufeyl'in yksn zetleyen bile olmutur. Oysa yaptlarn hem
Arapa orijinalleri, hem de Trke evirileri ktphanelerimizde
bulunmaktadr.
Nerdeyse tarihsel bir nitelik kazanan bu yanl ortadan kal
drmak ve ilgilenenlerin iki metni birlikte okumalarna olanak sa
lamak amacyla, daha nce Ruhun Uyan adyla yaymladmz
bn Tufeyl'in Hay bin Yakzan' ile Ord. Prof. M. erefeddin Yaltka-
ya'nn Trkeye evirerek Byk Trk Filozof ve Tp stad bn Sina,
Hayat, ahsiyeti ve Eserleri Hakknda Tetkikler (stanbul 1937) balkl
kitapta yaymlad bn Sina'nn Hay bin Yakzan'm, dilini gncel
letirerek bir araya getirdik. ki metnin oluturduu yapt, Yaltka-
ya'nn iki blmden oluan nemli giri yazs nedeniyle, bir kar
latrma olana salamann ok tesinde bir zenginlik ve ilev
sellik kazand.
Yaltkaya, ibn Sina metnine yazd giri yazsnn ilk bl
mnde, szn ettiimiz anlat gelenei iinde yer alan metinlerin
kavranabilmesi iin gz nnde bulundurulmas gereken kuram
sal ve kavramsal ereveyi belirleyip amlyor. kinci blmde ise,
en nemli rneklere ilikin bilgi ve zetlerle alegorik yk gelene
inin tarihesini veriyor.
Yaltkaya'nm katklaryla zenginleen yapta, iki metnin ortak
adm verdik: Hay bin Yakzan. Yaltkaya'nm girii ve zamansal nce
lii nedeniyle bn Sina'nn metnini ne, kendi giriimizle bn Tu-
feyl'in metnini arkaya aldk. Bylece, merakllar, hem eski Yu-
nan'dan balayarak sren bir gelenein tarihesini, hem de bu ge
lenein slam dnyasndaki ilk rnei ile en nl rneini birlikte
okuma olana bulacaktr.

N. Ahmet zalp

8
HAY BN YAKZAN
(bn Sina)
giri

bn Sina'nn Hay bin Yakzan'm anlayabilmek, orta zaman filozofla


rnn evrendoum (.kozmogoni), ruhbilim, dirimbilim hakkndaki
anlaylarn bilmeye bal olduundan, bu konulara ilikin ksaca
bilgi vermek gerekiyor. Bunlara gre varlk, ilk ilkeden, ilk neden
den "birden ancak bir kma" ve "saydamdan youna inme" bii
minde balam ve devam etmitir.
Varlk kaynandan ilk kan (sudur eden, treyen) ve bu kay
naa gre varolmakta ikinci srada bulunan nesne, kendisinden
kan ve varlkta nc srada bulunan nesneden daha stn ol
mak zere, bu ini yay son bulduktan sonra, k yay balar.
emberin iki ucunun bir noktada birlemesi gibi, varlk dairesi de
bu kma, ykselme noktasmn sonunda ini yaynn balangc ile
birleir. Buna gre, en alt ve aa nokta, varln ilkesinden en
uzak nokta; ilkeden, kaynaktan ilk kan nokta da kaynaa en ya
kn olan noktadr. Ayn zamanda, kaynaktan ini yaynn sonunda
ki nokta en deersiz nokta olduu gibi ilkeye, kaynaa en yakn
olan nokta da en deerli, onurlu olan noktadr.
lk ilke, zaman ve yerden (mekn) akn olduu iin, ona ya
knlk ve uzaklk, zamansal ve meknsal bir anlam tamaz.
Her saynn varlk nedeninin, kendinden nceki say olmas,
buna bir rnek oluturabilir. Saylarn ilki olan bir' den n ortaya
kmas, iki araclyla; drdn ortaya kmas, n ve ikinin ara
clyla; bein ortaya kmas drt, ve ikinin araclyla olur.
Buna gre yukardaki aadakinin, stteki alttakinin varlna ne

11
den olur. yleyse bunda zaman ve yer kavramlar yoktur. Bir in
btn saylarn nedeni olmas gibi, ilk ilke, ilk neden de varln
nedenidir.
Varlarn var olmalar ilk ilkeden derece derece aa inme, de
rece derece uzaklama ve derece derece dme biiminde ger ek
letii iin, her varln yetkinlii birinci ilkeye yaknl; eksiklii
de ondan uzakl derecesindedir. Ona yaknlkta birinci derecede
bulunann varl, ikinci derecede bulunann varlndan stn ve
yetkindir.
Varlk basamaklarnn birincisi, varln kayna olan lan -
n'nn varl basamadr. lk varlk O'nun varldr. Tanr'dan ilk
olarak maddeden akn akllarn birincisi olan "ilk akl" kmtr.
Bundan "ikinci akl" ve "ikinci akl"dan "nc akl", drdnc,
beinci ve bu ekilde akllarn sonuncusu olan "dokuzuncu akl"
km; dokuzda birler basama sona erdii gibi, bu "dokuzuncu
akl"da da akllar sona ermitir. Bunlarn ilki olan "ilk akl", Tan
r'ya gre ikinci basamakta ise de, varlklara gre ilk basamaktadr.
nk Tanr varlklardan ayrdr; varlklardan hibir nesnenin ni
telikleriyle nitelendirilemez. Bu dokuz akldan sonra, bunl.nr. ara
clyla, eler evreninin ilerini yrtmekle grevlendirilen bir
"onuncu akl" gelir. Bu "onuncu akl"dan sonra akl basamaklar
sona erer, nefs basamaklar balar. Nefs de akllar gibi c isim ve ci-
simsel deildir. Ama cisme bitiik (mukarir) olur. Cisme bitiik ol
masndan, kendisine karanlk (zulmet) gelmitir. Bu nedenle, insan
akl nuruyla aydnlanmadka, kendi nefsini gremez. Karanlkta
kalan kimsenin ne kendisini, ne evresini grmesi gibi, nefs de
kendi zn, akl ve akn biimleri (suret, form) akim yla g
rr. Bu nefislerin dokuzu gkler (felekler) evrenindedir.
Burada eski Batlamyus (Ptolemaios) kuramn hatrlamamz
gerekir. Bu kurama gre, dtan ie doru dokuz gk vardr. Bun
lar birbirleriyle iiedirler. En dtaki gk Atlas G'dr (Felek-i
Atlas). En iteki de Dnya'dr. En dtaki Atlas G'nden en ite
ki Dnya'nn stnde bulunan Ay'a kadar, Ay ile birlikte dokuz
gk vardr. Bunlar unlardr:
1. Atlas G, En Uzak Gk (Felek-i Aksa),
2. Sabit Yldzlar G, Burlar G, Gezegenler G,
3. Zuhal,
4. Mteri,
5. Merih,

12
6. Gne,
7. Zhre,
S. Utarit,
9. Ay.
Birbirlerini kuatm olan bu dokuz gn ortak merkez nok
talar da bizim Dnya'mzdr. Ay'n altnda olduundan, Dn
ya'ya ' Ay alt gk" derler.
u da bilinmelidir ki, "ilk ilke", "ilk neden", "ilkeler ilkesi" gi
bi a dia: da anlan ve varla kaynaklk eden varlk, saf bir varlktr.
Salt varlktr. Ondaki doa (mahiyet) ile varlk birbirinden ayr de
ildir. Ama ondan baka ne varsa, onlarn tmnn varlklar
olumsal (mmkn)1 olduundan doalar ile varolular (inniyet)
ve gereklemeleri (tahakkuk); dier bir deyile doalar ile vaylk
lar (v'cud) bir deildir. Bunlarn doalar varlk ve gerekleme
nitelikleriyle sonradan nitelenmilerdir. Her olumsalda z bak
mndan bir olumsallk varsa da, olumsallar doalar bakmndan
olumsal iseler de, kendilerinin nedenleri bakmndan olumsal de
il, zorunludurlar (vacib). Bundan dolay "ilk neden" ve "ilkler il-
ki"nder kan "ilk akl"da neden ve kkeni bakmndan zorunlu
luk ve z bakmndan olumsallktan oluan bir ikilik vardr. Bun
da neden ve kkeni bakmndan olan zorunluluk, z bakmndan
olan olumsallktan stndr. stn olan bu nitelikten stn olan
bir nesnenin kmas uygun ve akl da stn olduundan, "ilk
akl" dan zorunlu ynyle balantl olarak ikinci bir akl; olumsal
olan zyle ilikili olarak da bir nefs (Atlas G, Felek-i Aksa) orta
ya kt. Yine bu sre iinde ikinci akldan ,da nc bir akl ve
bir nefs (Sabit Yldzlar G) ortaya kt. nc akldan da dr
dnc bir akl ve bir nefs (Zuhal) ortaya kt. Hep bu sre iinde,
drdnc akldan beinci bir akl ve bir nefs (Mteri); beinci akl
dan altnc bir akl ve bir nefs (Merih); altnc akldan yedinci bir
akl ve bir nefs (Gne); yedinci akldan sekizinci bir akl ve bir
nefs (Zhre); sekizinci akldan dokuzuncu bir akl ve bir nefs (Uta-
rid) ortaya kt. Dokuzuncu aklda akllar sona erdi ve bu doku
zuncu akln nefsi Ay oldu.
Bundan sonra, yine bu dokuz akl gibi madde ve sreden a
kn olan bir onuncu akl gelir. Bu dokuz akim her biri, dokuz gk
ten birinin ynetimiyle grevli klnmtr. Gnein klarnn ev
rene yaylmas gibi, bu onuncu akln gc de Ay alt gk olan
Dnya'daki varlklara yaylr. Kendilerinde dnme ve kavrama

13
yetenei bulunanlardaki kavray bundan geldii gibi, doal ci
simlerin oluumlar da bunun gcyle olur.
Madde ve sreden akn olan akllarn verimlilik ve gc, bu
onuncu aklda toplanmtr. On saysnda dokuz tane birin gc
topland gibi, bunda da tm gler toplanm ve bu onuncu akl,
saylarn onuncu basamanda bulunan say gibi olmutur. Bu
onuncu akla, elerin yneticisi ve gelitiricisi olduundan, eler
zerinde etkili olduundan etkin akl (akl- faal) denilmitir.
Eski filozoflara gre insan, bilgi ve bilim yardmyla nesnele
rin gerekliklerine ulaarak ve ykselerek tz (cevher) kesilecek
olursa, bu etkin akl basamana gelmi ve en yksek yetkinlik ba
samana erimi olur. nsan iin belirlenen yetkinlik de budur.
Aristo (Aristoteles), Eflatun (Platon), Hipokrat (Hippokrates) ve
dier nl filozoflar buna inanyorlard. (Ibn Sina da bu etkin akl
dan ileri gememektedir.) bn Rd'n (1120-1198) dedii gibi,2 in
sann ykselerek Tanr'nm basamana kabilmesi, Mecusi filo
zoflarn szdr. Bu sz Aristo'ya gre kfrdr. (Aada zet
evirisini verdiimiz, el-Gurbet'l-Garbiye adl yaptnda Shrever-
di de insann ykseliini [mira] ilk trme [sudur, feyz] kadar ka
ryor ve bunu da ruhsal ykseliin son noktas sayyor.)
Gklerin ynetimiyle grevlendirilen dokuz nefsten sonra Ay
alt gk Dnya'da da ve kimi filozoflara gre alt nefs daha ol
duundan, nefslerin says on iki ya da on bee ulayor.
Nefsin on iki olduunu syleyenlere gre dokuzdan sonraki
nefs unlardr:
1. Bitkisel nefs (.nefs-i nebati),
2. Hayvansal nefs (nefs-i hayvani),
3. nsansal nefs (ne/s-i insani).
Nefslerin on be olduunu kabul edenler, bunlara u nefsi
daha ekliyorlar:
1. Felsefel nefs,
2. Yalvasal nefs (nefs-i nebevi),
3. Tmel nefs (nefs-i klliye).
Bitkisel nefse ksnl (ehvani) nefs derler. Bunun grevi besin
aramak, bulduu zaman tat almak, bu biimde herhangi bir varl
n kiisel varln ve dourma yoluyla da trel varln koru
maktr. Bu korumaya "doal biimlenme" (takvim-i tabii) derler.
Bunda ekme, tutma, zmseme gibi yedi g; alt, st, sa, sol, n
ve ard birbirinden ayrt edebilme, bunlardan en uygun yne kk,

14
dal ve budak salabilme, kklerini nemli yerlere doru uzatma gibi
bilin ve duyumlar vardr. Bu nefsin etten yaplm bir biim ve
heykeli yoktur.
Hayvansal nefse ayn zamanda fkesel (gazab) nefs de derler.
Bunun da grevi c alma, nderlik, stn gelme ve evlenme istek
lerini yaatmaktr. Bunun etten yaplm bir biim ve heykeli var
dr. Bunun gleri bee kadar kar, kimi zaman da beten az olur.
nsansal nefse dnen nefs de (nefs-i natka) derler. Bunun
grevi de dnmek, bilgi ve bilimi sevmektir.
Felsefel nefs ile yalvasal nefsin grevi birdir. Bunlarn grevi,
vahiy ve ilham almak; etkin aklla birlemek; gerekten ayrlm
olan nefsleri geree, doru yola ulatrmak; bunlar, yaplmas
gereken en gzel eyleri yapacak duruma getirmek; yasa ve kural
lar koyarak eksik yaratltan tamamlamaktr.
Bu iki nefs arasnda bir fark varsa, o da felsefel nefste gelecek
ten haber verme gc bulunmamasdr. O nedenle Eflatun, eriat
larn bildirdii yarglar bir giz olarak kabul eder, bunlarn zerin
de dnmez ve neden aramazd. Aristo da eriatlar olduklar gi
bi kabul ve teslim eder; eriatlardaki emir ve yasaklarda neden
arayanlann cezalandrlmalan gerektiini sylerdi.
Bu nefslerin en yksei yalvasal nefstir. Bu nefs, bilgi kazan
mak iin, ncllere ve tasmlara gereksinim duymaz. Nefsleri son
derecede eksik olan, hemen hemen hayvanlar derecesinde bulu
nan insanlar grld gibi yetkinliin son aamasna ykselmi,
meleklere yaklam insanlarn grlmesi de kesinlikle olanaksz
deildir.
Tmel nefse gelince, bu da kabul edenlerce etkin akl evreni
nin altnda bir basamakta bulunur ki, tikel nefslere vahiy bu nefs-
ten gelir. Melekler bununla aa indikleri gibi, temiz ve yksek
ruhlar da bununla yukar kar, ykselirler.
unu da syleyelim ki, nefsin byle yeryznde bitkisel, hay
vansal, insansal ve dier basamaklar olduu gibi, akim da yery-
zndeki insanda zdeksel akl, yetisel akl, edimsel akl, kazanl
m akl olmak zere drt derecesi vardr:
1. zdeksel akl (akl- heyulani): Anlalrlar kavramaya zg
yetenektir. ocuklarda gelimemi olan kavrama yetenei buna
bir rnek olabilir.
2. Yetisel akl (akl- bilmeleke): Tikelleri duyumsama, bunlarn
birletikleri ve ayrldklar noktalar seme yetenek ve gcdr.

15
3. Edimsel akl (akl- bilfiil): Zorunlu bilgilerden kuramsal bil
gileri karma yeteneidir.
4. Kazanlm akl (akl- mstefad): Akln, kavram olduu ku
ramsallan hibir zaman yitirmeyecek lde ilerlemesidir. Bu ba
samaklarn ilk , en yetkin aama olan bu drdnc basaman
ara ve nedenleri, hazrlk aamalardr.
Varlkta "akl" ve "nefs" basamaklarndan sonra, yukardan
aaya nc basamak olmak zere biim ve biimin taycs
olan zdek (heyula)3 basamaklar gelir ki, bunlar Ay alt evreninde
ki varlklarn en eksik ve en ilkel basamaklardr. Cisimler bu bi
im ve zdein bileiminden olumulardr. Her ne kadar gklerin
tzleri ve onlarn biimlerini yklenmi iseler de, onlarn dzenle
ri deimez ve yerleiktir. Ay alt evreninde bulunan elerin bi
imleri deimez ve yerleik olmadklarndan, bunlarn basamak
lar gk cisimlerinden aadr. Yukardan aaya doru, birden
bir karak inen varlk yaynn en aa ve en son basama ele
rin maddeleri olan biim ve zdektir. Doa evrenine dm olan
varlklar, buradan yeniden ykselmeye balarlar. ni yay burada
sona ermi, buradan k yay balamtr. zdein burada alm
olduu ilk biim ve ilk yetkinlik drt edir: su, hava, ate ve top
rak.
Bu ilk yetkinlikten sonra zdek, drt ge araclyla maden;
birleme yasas zere, zdek ve maden araclyla bitki; sonra yi
ne bu arala hayvan; daha sonra bu drt arala insan biim ve
yetkinliine ulat. Bylece insan, doa evreninin zirvesine yksel
di. Doa evreninde insandan daha yksek ve daha yetkin bir basa
mak yoktur.
Buna gre, evren, "akl"dan balam ve "akl" ile yetkinliine
kavumutur.
Bundan sonra insann ykselmesi, bilgi ile zdeleerek salt
bilgi kesilmesi ve kazanlmas akl derecesini bulup etkin aklla
birlemesiyle gerekleir.
Eski ruhbilimciler, insandaki d duyulardan baka be de i
duyu kabul ederlerdi. Bunlar bellek (hafza), sezgi (vahime), imge
lem (muhayyile), anmsama (mzekkire) ve dnme (mtekkire) idi.
Bu be duyu bir ortak duyuda (hiss-i mterek) birleirdi.

16
II
Douda ilk kez simgesel ve felsefel yk yazan kii bn Sina oldu
u gibi, eski Yunanllar tarafndan bu tarzda yazlm bir ykden
kitaplarnda ilk sz etmi olan da yine bu filozofumuzdur.
Araplarn nl evirmenlerinden Huneyn bin Ishak tarafn
dan Yunancadan4 Arapaya evrilmi olan bu yk, Sulaman ve
Absal'dr. Kprl Ktphanesindeki 868 sayl mecmuada grl
d zere bu yknn Trkesi yledir:

Tufandan nceki tarihlerde Hrakl olu Hermanus el-Sofes-


tiki5 adnda bir kral vard. Msr, Yunan topraklan ve deniz k
ylarna kadar btn Rum lkesi bunun elinde idi. Msbdaki
Ehram denilen byk yaplar ve yz binlerce yln eskitemedi
i ve eskitemeyecei tlsmlar, byleri yapan da bu krald.
Kendisi pek ok bilimi renmi, gkteki yldzlarn yeryzn-
deki nesneler zerindeki etkilerini bilen, nesnelerin glerin
den ve tlsmlarndan haberdar olan bir insand. Arkadalarn
dan klikolas el-lahi6 adndaki bir kii, bu kraldan btn gizli
bilimleri renmiti. klikolas, Sarikon denilen maarada tam
bir devir ilede kalmt. Srekli oru tutar, yalnz krk gnde
bir, bir kez, otlarla oru bozard. Bunun ya devreye ula
mt. Hermanus, klikolas araclyla tm yeryzn kendisi
ne balamt.
Hermanus'un dnyada tek bir derdi vard. O da ocuu ol
mamasyd. Bundan dolay klikolas'a yaknr dururdu. Bu kra
ln ocuunun olmama nedeni, kendisinin kadnlara ilgi duy
mamas, bunlarla birlikte bulunmaktan holanmamas idi. Bu
kral devir kadar yaam olmakla birlikte aklnn okluun
dan ve yaamnn deerini bilmediinden hibir kadnla iliki
kurmamt. Ama kendisinin lkesine ve bilgisine varis olacak
bir ocua gereksinimi vard. Bunun iin, yldzlarn en uygun
konumda bulunduklar bir zamanda, yeryznde yaplacak bir
tlsm zerine gzel bir kadnla cinsel ilikide bulunmas ve bu
yolla bir erkek ocua sahip olmas gerekti.
Kral, bunu bilmesine karn, kadnlar deersiz grmesi ve
iyzlerinin bozukluu nedeniyle, hibir kadnla ilikide bu
lunmaya dayanamyordu.
Filozof klikolas, buna zm olmak zere yle bir nlem
ald:
Yldzlara baklarak uygun bir konum gzetilecek ve kraln

17
spermleri Yebruh el-Sanem7 iine konulacak, bu Yebruh el-Sa-
nem, ocuk olmas iin, en uygun bir evre iinde bu filozofun
abas ve dnce gcyle denetlenecek, yetitirilecekti.
Bu uygulama sonunda tam ve olgun bir insan yavrusu do
du. imdi bunu emzirecek bir kadna gereksinim vard. On se
kiz yalarnda gzel bir kz ocuun st anas oldu. ocua Sa-
laman8 ad konulmutu. Bu gen ve gzel kzn ad da Ab-
sal'd.9 Bu kz, ocuu emziriyor; ocuk, gnden gne by
yordu.
Kral Hermanus nefret ettii kadnlarla iliki kurmadan by
le bir ocua sahip olmaktan son derece memnun oldu. kliko-
las'a bir dl vermek istedi. Iklikolas, atein yakamayaca,
suyun ykamayaca bir yap kurmas konusunda kendisine
yardm etmesini istedi. nk klikolas, tufan olacam biliyor
du. Bilimsel yasalar saklamak iin byle yanmaz ve yklmaz
bir yapya gereksinimi vard. Bu yapnn iindeki eylere yal
nz filozoflarn ulaabilmeleri iin kapy gizli yapacak ve yedi
katl olacak bu yapnn her katnn aras tam iki yz kula yk
seltilecekti. nk kendisi de tufan srasnda bu yapya sna
cakt.
Kral, biri klikolas'a, biri de kendisine olmak zere byle iki
yapnn yaplmasn rica etti. Kral, kendisi iin yaplacak yap
ya hzinelerini ve bilimlerin yasalarn koyacak, lmnde de
bu yap kendisine mezar olacakt.
Filozof "Ehram"larm yerlerini lt, altlarna gnlerce yol
almay gerektirecek uzun labirentler atrd. Gerekli aralar ha
zrland ve her gn yedi bin ii altrlarak yaplar tamam
land.
Emzirilme zaman getikten sonra kral, Salaman' st ana
sndan ayrmak istedi. Ama ocuu alt st anasndan ayra
madlar. Ayrmak istedikleri zaman alyor, haykryordu.10
Kral, erginlik ana kadar ocuun kzla birlikte kalmasna
izin verdi. ocuk erginlik yana gelince, kza olan sevgisi artt.
Kz seviyor, btn zamanlarn sevgilisi ile geiriyor, kraln
hizmetinde bulunamyordu.
Bir gn kral, oluna yle bir konuma yapt:
"Sevgili olum! Benim dnyada senden baka olum yok
tur. Biricik olum sensin. unu bilmelisin ki, kadnlar insan av
lar, ktlk ukuruna drrler. Onlarla dp kalkanlar
esenlik bulamazlar. Bunlardan birine gnln kaptrrsan, akln
almaz, gzlerin grmez olur. Byle bir harekette bulunmak,
bence, aklszlktan baka bir ey deildir.

18
"Oulcazm! Yol ikidir. Biri aadan yukarya kmak, di
eri de yukardan aaya dmektir.
"Sana bu konuda bir rnek vereyim:
"Kapmzda bulunanlardan birisi adaletle, hakla hareket et
mezse, yanmzda bir mevkiye sahip olabiliyor mu? Ama ada
letle, hakla hareket ederse, her gn bize biraz daha yaklam
olmaz m? nsan da byledir. nsan adaletle hareket ederek b
tn klara baskn olan klar evrenine yaklamak iin, yar
dmclar olan bedensel glerini akl yolunda yrtrse, bir
sre sonra, o evrene ulama konusunda bir yol alm olur. Bu
ilk yolu alm olmann belirtisi, herhangi bir kimsenin gzn
de, aa evrendeki ileri eletirecek lde k ortaya kmas
dr.
"Bundan sonra, yolun ortasna gelmi ya da orta yola ula
m olan kimse aa evrene durmadan gelen klar grebile
cek dereceye ykselmi olur.
"En son ve en yksek basamaa ykselmi olan kimse, var
lklarn gerekliklerini grm, renmi, bunlarn gereklikle
rine ermi, adalet ve hak dorultusunda bunlar zerinde tasar
ruf yapma hakkn kazanm olur. Sana unu sylerim ki:
"Eer sen, senin her sevdiini kabul eden ve her istediini
yapan bir kadna sahip olmak istiyorsan, buna olanak yoktur.
Eer iman yoluna girmek ve gvenlik iinde bulunmak istiyor
san, bu Absal faciresinden11 kendini kurtar, koru...
"Senin ona gereksinimin yoktur. Onunla dp kalkmaktan
sana yarar gelmez. Sen, bu evrenin giysilerinden soyun; ben sa
na yce evrenden bir kz alaym. O, seni sonsuz birlikteliine
ulatrr; ayn zamanda, Tann da senden honut olur..."
Salaman, Absal' iddetle sevdiinden, babas kraln bu
tleri kulana girmedi. Evine dnd zaman kraln dedik
lerini Absal'a anlatt ve ne dndn anlamak istedi.
Absal, Salaman'a unlan syledi:
"Onun szlerine kulak asma... O, bir dten oluan kimi
aslsz vaatlerle senin zevklerini engellemek istiyor. Ben senin
istediin her eye sahibim. Senin houna gidecek her ey bende
var... Btn isteklerin ve istediklerin bende bulunuyor. Eer
sende akl ve nlem gc varsa, bu dediklerimi krala aktan
aa sylemeli, bizim birbirimizden ayrlamayacamz bil
dirmelisin..."
Absal'm bu szlerini duyan gen Salaman, bunlar, babas
nn veziri Hernus'a syledi.
Bu szler kendisine bildirilen kral, bundan byk bir zn

19
t duydu ve olunu huzuruna arp u ekilde ikinci bir
tte bulundu:
"Sevgili olum!
"Bir filozofun dedii gibi, yalana inan olmaz ve a gzl in
san kralla ulaamaz. Kadnlara uyan kimseyi de ykmdan
kurtarmann bir yolu yoktur.
"Sen henz gensin... ocuksun... Sana verdiim tlerin
yararlar senin iindir. Bunlarda beni ilgilendiren bir ey yoktur.
"Ben tam devre yakn ya yaadm ve yeryznn her
tarafna sahip oldum. Yldzlarn ounun konumlarn gzle
dim, bunlarn etkilerini ve sonularn grdm. Eer benim ka
dnlara eilimim olsayd, onlarla uramak benim elimdeydi.
Ama onlarla uramak insan iyiliklerden alkoyaca iin, o
yana hi yanamadm. Eer sen, kendini kadnlardan btny
le ekemeyeceksen, hi deilse, filozoflardan yararlanmak iin
bir zaman ayr..."
ocuk bunu kabul etmi ve geceleri ders almaya balamt.
Ama bu zamanlardan artan zamanlarm, Absal ile birlikte,
oyun ve elence ile geiriyordu.
Kral, olunu tmyle kurtarmak iin, filozoflarla, Absal'n
ldrlmesi konusunu grt. Veziri Hernus, bu danmada
unu syledi:
"Ey hkmdar!
"nsann yapamayaca bir eyi ykmaya kalkmas yak
ksz bir davrantr. ok iyi bilirsiniz ki, gkten inen oklara
hibir ey siper olamaz. Mazlumun hakk zalimden, mahk
mun hakk hkimden alnr. imdiye kadar, btn mrnde
yapmam olduun byle bir ii yapacak olursan, saltanatnn
yklmasndan, ayn zamanda, melekler arasna girme olanan
karmandan korkanm... Absal' ldrme yoluna gitmeyip Sa-
laman'a t vermeli ve ona Absal' kendiliinden braktrma-
lsm."
Bu tartmay ve Hermanus'un dediklerini Salaman'a yeti
tirenler oldu.
Salaman, yine Absal'dan ne diyeceini ve kraln elinden na
sl kurtulacaklarn sordu.
Marib denizinin arkasna kaarak12 orada oturma karann
verdiler ve firar ettiler. Kral bunlarn katklarn rendi. Kra
ln zeri tlsml, altndan iki flt vard. Bunlarn zerindeki
yedi delikten hangisini ttrrse, yedi iklimden birinde olan
biteni renir, orada istediini yapard. O iklimde bulunanlar
da kraln kendilerini rendiini anlarlard.

20
Kral, herhangi bir iklimde bulunan kimselere bir ceza ver
mek isterse, fltteki deliklerden onlara ait olan deliin zerine
biraz kl koyar ve bunu fleyerek istedii kimseleri yakard.
Kral bu flt eline ald. Flt ttrp Salaman ve Ahabn
bulunduklar yeri grd. Bunlar, bu gurbet bucanda, kti
bir sknt ve ac iinde buldu. Durumlarna acd. Gereken ey
lerin verilmesini buyurdu ve ikisini de kendi durumlarna b
rakt.13 Kral, olunun kendiliinden doru ve gerek yola dn
mesini bekliyordu. Bir sre bekledi. ocukta bir uyanma gre
meyince fkelendi. Bildii bilimler yardmyla, bunlarn ikisi
nin de cinsel duygularn iptal etti. Birbirlerini sevmeleri ve bir
birlerini istemelerine karn birleememeleri nedeniyle byk
bir ac ekmeye baladlar.
Salaman, bu durumun, kraln kendilerine duyduu byk
fkenin bir soncu olduunu anlad. Kalkp, zr dilemek ve
balanmalarn istemek zere kraln kapsna geldi.14
Kral, ok sevdii olunun ne srd balatc nedenleri
kabul etti. Ama Absal faciresini istemiyordu.
nk gnlne egemen olduu srece Salaman'n tahta
gemesi mmkn olamazd. Krallk, tam anlamyla irade z
grln, dnce bamszln gerektirirdi. Absal onun ya
kasn brakmad iin, onun ayan eline geirmi olduu
iin, Salaman'n yakasm ve ayan onun elinden kurtarp tah
ta oturmas olas deildi. Bundan da u kyordu: Dnce
ayana Absal'a duyduu sevgi eli yapmken, Salaman'n
gnl merdiveni ile gk katna kmas olanakszd.
Kral, Absal'n Salaman'n ayandan yakalamasn ve Sala-
man'n bundan kendini kurtarmaya almasn buyurdu. Bun
lar tam bir gn bu durumda kaldlar. Salaman kendini Absal'n
elinden kurtaramad. Bu gnn gecesinde, bu durumlarna son
verdi. Bunlar, el ele tutuarak kendilerini denize attlar.
Kral, dnce gcyle bunlar izliyordu. Suyun ruhsall-
na, Salaman'n korunmasn buyurdu. Yanndaki adamlardan
kimilerini de su tarafndan korunan Salaman'n salimen sudan
karlmasyla grevlendirdi. Absal ise suda bouldu.15 Sala
man, Absal'n boulmu olduunu duyunca, zntsnden
lm derecesine geldi. Absal' sonsuza dein yitirmi olmasn
dan deliye dnd.
Kral, biricik olunun kurtarlmas konusunda Kalmikolas
adl vezirinden yardm istedi. Bu vezir, genci kurtarmay zeri
ne ald. Onu yanna ard. Absal'a kavumak isteyip isteme
diini sordu.

21
Salaman, hayatta Absal'la birlemekten baka bir amac ol
madn syledi.
Kalmikolas, Salaman'a amacna ulama yolunu yle anlat
t:
"Seninle Sarikon maarasna gideceiz. Sen ve ben, orada,
krk gn dua edeceiz. Bu ekilde Absal'a kavuacaksn."
Salaman, Kalmikolas ile Sarikon maarasna gitti. Kalmiko
las burada Salaman'a tavsiyede bulundu:
"1. Burada benden hibir durumunu saklamayacaksn. Her
ne grrsen, bana syleyeceksin. nk hastalk hekime iyi an
latlmazsa, tedavi zorlar.
"2. Tam tamna Absal gibi giyineceksin. Aym zamanda, ben
ne yaparsam, sen de onu yapacaksn. Yalnz ben, krk gnn
tmnde hi bozmadan orulu bulunacam; sen ise yedi gn
den yedi gne oru bozacaksn.
"3. Btn yaamnn sonuna kadar Absal'dan baka bir
kimseyi sevmeyeceksin; baka bir kimseye k olmayacaksn.
Onun akndan bana neler geldiini grdn..."
Salaman bu tavsiyeleri kabul etti.
Kalmikolas, Zhrenin16 dualarn okuyor ve gnler, Zh-
re'ye zg dua ve namazlarla geiyordu.
Salaman, bu gnlerde Absal' gryor, onunla konuup g
ryordu. Daha sonra bunlar birer birer Kalmikolas'a syl
yor ve sevgilisi Absal' kendisine gsterdiinden dolay filozofa
teekkrler ediyordu.
Krknc gn oldu. Bu son gnde btn gzellerin ve gzel
liklerin stnde bir gzellikle Zhre kendisini gsterdi.
Salaman, Absal' unuttu. ok byk ve iddetli bir sevgiyle
Zhre'yi sevdi.17 Kalmikolas'a artk Absal' istemediini, ek
tiklerini dnerek ondan nefret ettiini, yalnz Zhre'yi sevdi
ini ve bundan sonra yalnz Zhre'yi seveceini syledi.
Kalmikolas Salaman'a, yaamnn sonuna kadar Absal'dan
baka kimseyi sevmeyeceine ilikin sz vermi olduunu
anmsatt; bu kadar sknt ekerek dualarnn kabul edilecei
gne ulam, kendisinin Absal'la birleecei gn gelmiken,
byle, art ve tavsiyelere aykr davranmamasn syledi.
Salaman, Kalmikolas'a yalvararak kendisini Zhre'ye ka
vuturmasn istedi. Kalmikolas, gence, Zhre'nin ruhsalln
boyun edirdi. Salaman her istedii zaman Zhre ile buluuyor
ve isteklerine kavuuyordu. Bu durum bir zaman devam etti.
Bir sre sonra Zhre'ye olan sevgisi azald, yava yava gn
lnde ona duyduu iddetli tutku yok oldu. Akl yerine geldi;

22
kendisini bilgelik ve krallk mevkiinden aa indiren, oyun ve
elence ukurunda brakan akn ekiminden kurtuldu; gzle
rindeki perde syrld.
Salaman'n babas kral, veziri Kalmikolas' olunu saalt
may baarmasndan dolay kutlad ve kendisine pek ok teek
kr etti.
Salaman tahtna oturmu, bilgelii elde etmi ve davet sahi
bi olmutu.18
Krall srasnda, pek ok grlmemi, artc olaya tank
oldu.
Salaman, bandan geen bu yky yedi altn levhaya yaz
drd. Yedi altn levhaya da yedi yldza ait dualar yazdrd ve
bunlar babasnn ehramdaki19 mezarnn bana koydurdu.
Eflatun, bilgisi, bilgelii yardmyla bu ehramdaki bilim ya
salarm renmiti. Ama zamannn krallar, kendisine, bunlar
ama izni vermediler. O da, bunlar amay, rencisi Aristo'ya
tledi.
skender, Aristo'dan biraz bilgelik dersi almt. Maribi
doru giderken, Aristo da kendisiyle yola kt. Hep birlikte eh
ramn nne geldiler. Aristo, hocas Eflatun'un kendisine
rettii yolla ehramn kapsn buldu; buradaki eylerden yalnz
altn levhalar ald. Bylece, bunlarda yazl olan Salaman ve
Absal yksn gn na kard. Ehramn kapsn yeniden
kapatt. Bu altn levhalarn sonunda Salaman'n dilinden u
cmleler yazlyd:
"Bilgiyi ve krall, yetkin ve tam olan ycelerden iste... Ek
sikliler, yalnz eksiklikleri verebilirler!..."

***

Nasreddin Tusi de (. 1273) bn Sina'nn urat'ma yazd yo


rumda (stanbul Devlet Basmevi basks, s. 376) Salaman ve Absal
yksnn bu biimini ksaca yazdktan sonra,20 ibn Sina'nn Sala
man ve Absal yksn de21 ksaca yle anlatr:

Salaman22 ile Absal23 iki kardetiler. Absal, Salaman'n k


yd ve aabeyi tarafndan bytlm, eitilmiti. Gen
ve gzel olan Absal, ayn zamanda yetenekli, yazar, bilgin, na
muslu, ve yiitti. Salaman'n ei24 ona k olmu25 ve kocasn
dan onun kendileriyle birlikte yaamasn istemiti.
Salaman, kardeinden bunu rica ettiyse de, o kadnlarla bir
likte bulunmaktan holanmad iin kabul etmemiti. Sala-

23
man, kardei Absal'a, einin annesi yerinde olduunu syleye
rek ricasn tekrar etmi ve kabul ettirmiti.
Bunlar birlikte oturmaya baladlar. Bir sre sonra Absal'a
akn bildiren kadn, onun kendisine uymayacam anlaynca,
ileride eline geirebilmek umuduyla, kz kardeiyle26 evlendir
me yolunu tuttu.27 Kz kardeine, Absal'n yalnz kendisinin ol
mayacam syledi. Absal'a da, kz kardeinin utanga olduu
nu syleyerek birbirlerine alncaya kadar onunla konuma
mas ve gndzleri onun yamna gitmemesi uyarsnda bulun
du.
Gerdek gecesi, bu kadn, karanlkta kz kardeinin yerine
yatarak Absal' yatana ald. Beklemeye de dayanamayarak
hemen gsn Absal'n gsne koymaya balad.
El dememi kzlardan beklenilmeyecek bu davran Ab-
sal' kukuya drd. Gerdek bulutlu bir geceye rastlamt.
Absal, akan bir imein28 aydnlnda kadn grd ve der
hal iterek oradan29 kt, kadndan uzaklamak istedi.
Absal, bu kadndan tmyle uzaklamak iin, kardei Sala-
man adna asker toplad. Sahip olduu gle, yeryznn her
yann ele geirdi.30 yle ki, dnyada tm yeryzn ilk kez
btnyle elde etmi, yeryznn gerek dou, gerek bat tara
fn ele geirerek ilk kez Zlkarneyn31 olan kimse olmutu.
Absal, yeniden yurduna dndnde, aabeyinin einin
kendisini unutmu olacam sanyordu. Oysa kadn unutma
mt. Absal'a yine eski akm dile getirdi ve boynuna sarlmak
istedi. Bu sralarda lkeye dmanlar saldrmt. Salaman, kar
dei Absal' asker zerine bakomutan yapt.
Kadn, komutanlara birok mal datarak Absal' sava ala
nnda yalmz brakmalarn salad.32 Absal, kanlar iinde, yara
l olarak dmann eline geti. Ama ld samlarak ylece b
rakld. Byle tek bana, kanlar iinde yatan Absal'a vahi bir
hayvan, memesinden st verdi.33 Bu ekilde gnden gne iyi
lemeye balayan Absal, sonunda ayaa kalkarak kardeine ye
titi.34
Aabeyi drt bir yandan dmanca kuatlmt. Byk bir
ac ve sknt iindeydi. Kardeini yitirmesi nedeniyle de son
derece zgnd.
Absal, toplad askerle aabeyinin dmanlarn yendi, ku
mandanlarm esir ald. Aabeyini kurtararak onu yeniden kral
lk tahtna oturttu.
Salaman'n kars, Absaln as35 ve sofra hizmetisi36 ile
ibirlii etti, Absal' zehirleterek ldrtt.37 Bilgin ve deerli

24
kardeinin lmnden zlen Salaman, elinde bulunan krall
politikac dostlarndan birine brakarak38 olan biten olaylarn
gereine ulama amacyla Tanr'ya yneldi ve O'na yakard.
Her eyin gereklii kendisine esin yoluyla bildirilen Sala
man eini, kardeinin asn ve sofra hizmetisini ldrd.39

Douda felsefel ve simgesel yk yazma geleneinin temeli


olan Salaman ve AbsaVdan esinlenen ve bu tarzda yk yazan, bun
dan yaptlarnda sz eden ilk kii bn Sina olmutur.40 Bu yknn
yukarda gstermi olduumuz ikinci biimi bn Sina'ya balan
maktadr. Iarat'taki szlerine de yknn bu biimi uygundur.
Yalnz bilemediimiz, bu ikinci biimin ibn Sina tarafmdan yazlp
yazlmaddr. Bildiimiz bir ey varsa o da, bn Sina'nn bu Sala
man ve Absal'dan esinlenerek Hay bin Yakzan' yazm olduudur.
Hay bin Yakzan' burada brakarak deriz ki:
bn Sina'nn Hay bin Yakzanm bn Tufeyl (. 1186) izlemi ve
bn Sina'dan esinlendiini syleyerek kendisi de bir Hay bin Yakzan
yazmtr.41
ibn Tufeyl'den sonra, yine ibn Sina'dan esinlendiini syleyen
ehabeddin Shreverdi (. 1191) gelir.
Dounun felsefe gnde bir yldz gibi parlam, ama ok
srmeden yine bir yldz gibi snm olan bu mazlum filozof,
el-Gurbetul-Garbiye42 adl yaptn yazmtr. Bunun zeti de yle-
dir:

Kardeim Asm43 ile Maveranneh'den44 Yeil Deniz45 sa


hilinde ku avlamak iin Marib46 lkesine gidince, anszn,
halk zulmle nlenmi bir kye dtk.47
Bu ky halk, Yemenli Alim'in olu Hadi48 adyla tannan
kiinin ocuklanndan olan bizim, byle anszn kye geldiimi
zi haber alr almaz evremizi aldlar ve bizi demir bukalara
vurup dipsiz bir kuyuya49 hapsettiler.
Bu kuyunun yukarsnda ok sayda burcu olan bir kk50
vard. Akamlan soyunarak51 bu kke kabiliyorsak da, sa
bahlar yine kuyunun dibine inmek zorundaydk. Bu kuyunun
dibi, insann uzatt elini gremeyecei denli birbiri zerine
ylm karanlklarla doluydu. Akamlan bu kuyudan kke
kyor ve pencereden uzay52 seyrediyorduk. Yemen korular
nn gvercinleri, kimi zaman bize o yeil korulardan haber ge
tiriyordu. Kimi zaman dounun sa yanndan53 akan Yemen
imeklerini gryorduk. Kimi zaman da Necid ieklerinin

25
kokularn getiren rzgrlardan mest oluyorduk, iimizdeki z
lem bydke byyordu.
Biz byle, geceleri kke karak, gndzleri kuyunun dibi
ne inerek ve her gn bir trl zlem iinde rpnarak zaman
geiriyorduk. Mehtapl bir gece, bir avukuu, selam vererek
pencereden ieri girdi. Bize, gagasnda, tutsaklktan kurtulma
mz iin, sa vadiden54 bir mektup getirdi. Bu mektup bize, ba
bamz Hadi tarafndan gnderilmiti. Buradan kurtulma yolla
rn birer birer aklyor, tanmyordu.55
Bu tanmlama dorultusunda harekete geerek yerlerin,
gklerin ve birok evrenin yollarndan geiyor, hayat pnarna
doru yol alyorduk. Sonunda babamn Tur-i Sina'daki56 tap
nan uzaktan grdm. Oraya vardm, daa trmanp babamn
huzuruna ktm. Nurunun tecellisiyle yerleri ve gkleri aydn
latmakta olan babamn huzurunda hayret ve aknlk iinde
kalarak nnde secde ettim. Onun parl parl parlayan nurun
dan az daha yok olacaktm.
Uzun uzun alayarak hapiste ektiim aclardan yakndm.
Ama o bana, yeniden dnmenin gerekliliini anlatt. Ne ki, her
istediim zaman kendisine kavuabileceimi mutulad ve y
le dedi: "Buras Tur-i Sina'dr. Bunun yukarsnda babamn,57
senin bykbabann58 meskeni olan Tur-i Sinin vardr. Sen ba
na gre ne lde aada isen, ben de ona gre o lde aa
daym. Bizim, kendisinin baba ve bykbabas olmayan zata
vanncaya kadar daha birok babamz ve bykbabamz vardr.
Biz ve onlarn tm onun kleleriyiz. Nuru ondan alrz. Nur
larn nuru odur. O, nurunun da stndedir."
Bu srada, bilmem ne oldum, havadan aa dverdim.
Ve yine Marib lkesindeki hapishaneye girdim. Bu ayrlk be
ni hl hkra hkra alatyor. Durmadan yalvaryor, yine o
evrene ykselmek iin yakaryorum. nk tanmlayamayaca-
m, nitelendiremeyeceim bir tattan ayn dtm.59

***

Bundan sonra, bu trde kitap yazanlarn sonuncusu olmak


zere bn'n-Nefis (. 1288) gelir.60
bn'n-Nefis, er-Risalet'l-Kmiliye61 adl yaptnda Fazl bin
Natk adn verdii raviden aktararak, yaptnn birinci blmn
de, Ibn Tufeyl gibi, Kmil adndaki bir ocuu kendi kendine do
duruyor ve bunu yine kendi kendine eitli bilimlere ulatryor.
Bu yaptn dierlerinden bir fark vardr. Dierleri, yerde do

26
mu olan insan yukar doru kararak balangca, sonunda etkin
akla, ilk trme (feyz-i evvel) gtryor, onu birleme ve yetkinlik
noktasna ykseltiyorlar. Bu ise, insan dnyada brakyor ve K
mil'e, kendisinden sonra dnyaya gelecek olan ahir zaman pey
gamberini kefettiriyor; Peygamberim her trl durumunu, ban
dan geen btn olaylar, kendi lleriyle deerlendirerek, bun
larn doru olduklarn; olmu, gereklemi biimlerinden baka
trl olmalarnn doru olamayacan nceden buyuruyor, syle
tiyor. Bunlarn ve zellikle Peygamberimizin her durumunun, akl
asndan, tmyle doru olduunu; bu nedenle, Peygamberimiz
gelmeden nce, kendilerinin nasl bir kimse olmas ve nasl hare
ket etmesi gerektiinin akl yoluyla bilinebileceini, kendi lle
riyle kantlyor. Bundan dolaydr ki kitabnn tam ad er-Risalet'l-
Kmiliye fi's-Siyeri'n-Nebeviye'Air.

Ord. Prof. M. erefeddin Yaltkaya

Notlar
1 Herhangi bir eyin var olup olmamas birbirine denk olursa ona "olumsal"
(mmkn) derler. Var olmas gerekli, olmamas olanaksz olursa "zorunlu" (vacib)
derler. Bunun aksine, "olanaksz" (mmteni) derler. rnein denizdeki dalgann
olma ve olmama yanlar birbirine eit olduundan bunda olumsallk vardr. Bu
olumsaldr. Gne dounca yeryznn aydnlanmas zorunlu, aydnlanmama
s olanakszdr.
2 Ortaky, Mahmut Efendi Ktphanes}6683 sayl mecmua, alt felsefe meselesi.
3 Heyula, Yunanca bir szcktr, "asl" demektir. rnein mermerden yaplm bir
heykelin asl ve heyulas mermerdir.
4 Bu yknn Yunanca asl henz bulunamamtr.
5 Etkin akl.
8 Etkin akla yukardan gelen tecelli.
2 nsan biimine benzeyen bir kktr ki birbiriyle kucaklaan iki insan biiminde
dir (Kamus evirisi)
Dnen ruh.
9 Dnen ruhun zel kullanm arac olan bedensel ve hayvansal g.
Nefsin bedensel tatlara eilimi.
11 Hayvansal gleri simgeleyen Absal'a ktlklerin yklenmesi, herhangi bir
dnen ruhtan ayrldktan sonra, bu gcn maddesine baka bir dnen ru
hun ilimesi nedeniyle, eitli erkeklerle iliki kuran kadnlara benzemesi y-
nyledir.
12 Gerekten uzak, geici eylerle urama.
18 Bunlarn kral tarafndan bir sre kendi hallerine braklmalar ve birbirlerini iste-

27
dikleri halde birleememeleri, yalandktan sonra beden glerinin zayflamas
na karn nefsin eilimlerinin srmesi.
14 Temelsiz ve geici ilerle uramaktan pimanlk duymak ve bunlardan uzakla
arak yetkinlik kazanmaya ynelmek.
m Bunlarn el ele vererek denize atlamalar ve Salaman'm kurtulup Absal'n boul
mas, lmden sonra ruhun srmesi ve bedenin yok olmasdr.
I6 Gzellik, ak ve ksnllk tanras.
12 Akli olgunluklarla huzur duymak.
1 Gerek yetkinlie ulamak
19 Zamann etkilerine kar yerinde duran, zamann dileri kendisini kemiremeyen
ehram, madde ve biimdir.
29 1414'te doarak on beinci yzyl bilgi ve kltrnn klaryla aydnlatan Ab
durahman Cami, bu byk bilgin ve air, tarafndan da bir Salaman ve Absal ya
zlmtr. Mesnevi biiminde yazlm olan bu yapt Cami'nin ve genellikle ran
edebiyatnn en zgn bir rndr. Yusuf ve Zleyha, Leyla ile Mecnun ykleri
nin benzeri varsa da Salaman ve Absal' ran edebiyatna ilk kez Cami getirmitir.
Akkoyunlulardan Uzun Hasan'n olu Yakup Bey (hkmdarl 1478-1488)
adna yazm olduu yaptnda Cami de Salaman ve Absal'n bu eklini yazmtr.
Yalnz Kral Hermanus'un elindeki altn flt yerine burada btn dnyay gste
ren bir ayna bulunuyor. Bundan baka, Salaman ile Absal'n el ele vererek kendi
lerini atm olduklar deniz yerine, burada, ate vardr. Bunlar, kendilerini deni
ze deil, atee atarlar. Cami'nin son derece gzel talik bir yazyla yazlm olan
bu Salaman ve Absal' 1926'da ta basmasyla Tahran'da baslmtr. 1850'de asl
ve Hayyam'm rubailerinin evirmeni Fitzgerald tarafndan ksaltlarak ngiliz
ce'ye nazmen evirisi 1854'te Londra'da baslmtr. 1531'de len Lamii tarafn
dan da Trkeye aktarlmtr.
21 bn Sina'nn da bir Salaman ve Absal' vardr. Geri bunu, bn Ebi Useybia'nn ta
baka tnda and Czcani'nin naklettii listede gremiyorsak da, Nasreddin Tu-
si, Iarat yorumunda (s. 376) kendisinin grd Czcani listesinde bu Salaman
ve Absaln bulunduunu sylyor.
22 Dnen ruh.
" Kazanlm akl derecesini bulmu kuramsal akl.
24 Ksn ve fke glerinin etkisi altnda olan ve insann kendisiyle birlemi olan
gler.
25 Bu gcn, geici isteklerini elde etmek iin, insandaki bedensel glere egemen
olduu gibi, akl gcne de egemen olmay istemesi ve onu boyun edirme ei
limi.
25 Edimsel akl denilen ve kuramsal akla boyun een edimsel g.
22 nam ktle ynlendirme derecesinde kalm olan nefsin (nefs-i emmare), ken
di aalk isteklerini yce ve gerek amalar diye gstererek aldatclk yapmas.
2 Aalk ve baya ilerle uraanlara Tanr tarafndan kimi zaman gsterilen
ktr. Tanr o kla bu kimseleri kendisine yneltir, eker.
29 Akln mensup bulunduu evrene ilgi ve ynelimi, baya ilgi ve isteklerden yz
evirmesi.
59 Nefsin, kuramsal gle, btn yksek evrenlere ulaarak sonunda tanrsal evre
ne erimesi ve edimsel gle bedenin gereksinimlerini; uygarlk, toplum, politi
ka, aile ilerini en doru ve iyi biimde yoluna koymas, dzenlemesidir.

28
ki evrene, douya ve batya; nefsin gerek kuramsal, gerek edimsel glerine
sahip olarak tanrsal evrene ykselmesi ve insanlk evreninin bireysel ve top
lumsal tm ilerini en doru biimde zmlemeyi baarmasdr.
32 Tanrsal evrene ykselince, insandaki duyum, imge ve sezgi glerinin eksilmesi
ve bu tanrsal evrenle bir ilikileri bulunmadndan, bu glerin, kesintiye u
ramalar.
33 Bu evrenden ayr, baka bir evrenden kendisine yetkinlik verilmesi.
34 Akln, bedenin ynetimini eline alarak ilerini dzenlemesi.
33 fke gc.
36 Ksn gc.
32 nsamn yallk dneminde urad gszlk srasnda, akln, fke ve ksn
glerine yenik derek ktlkleri buyuran nefse yenilmesidir.
3 Nefsin beden ynetiminden tmyle el ekmesi.
39 Nefsin, mrn sonunda fke ve ksn glerini tmyle drmesi ve bu g
lerin sfra inmesi. (Bu aklamalar Nasreddin Tusi'nin larat yorumundan aln
mtr.)
43 larat, dokuzuncu nemat, makamat'l-arifin, s. 198-199, Leiden 1892.
41 Babanzade Reid tarafndan Trkemize evrilip 1923 ylnda Mihrab dergisinde
tefrika edilmi (Say 89'dan balar) olan bu yaptn 1671'de Latince evirisi k
m, 1783'te Doa Adam adyla Almanca evirisi yaymlanmtr. 1907'de Hay-
nak tarafndan da Rostoch'ta yaymlanmtr. ngiliz yazarlardan Daniel Defoe,
Robinson Crusoe adndaki yaptnda Hay bin Yakzan' rnek almtr.
bn Tufeyl'in bu yaptnda Hay bin Yakzan'n yalnz kiisel dnce ve bulula
ryla evrenin gizlerini ve teolojinin en derin sorunlarm kendi kendine renebil
mi olmas eletirilmitir. Defoe da Robinson Crusoe'sunda ayn biimde hareket
etmi ve ayn eletirileri zerine ekmitir.
42 Air Efendi-Mustafa Efendi Ktphanesi, say 451 ve Ragp Paa Ktphanesi
say 1780. Ayasofya Ktphanesindeki 7859 sayl mecmuada da bir paras var
dr.
43 nsandaki doal gler.
44 Yce evren.
43 Duyulur evren.
46 zdek evreni.
42 Dnya.
48 lk trm.
49 Karanlk evren.
38 Nefisler.
31 Gler etkilerini yitirdii zaman, uykuda iken.
32 zdek ve cisimlerin younluu.
33 Yce evren.
34 Yce evren.
33 Buradan aaya doru Shreverdi, ruhsal yolculuk {slk) srasnda ruhun ge
irdii znel durum ve olaylar nesnel biimde aklamakta, bunlara eitli d
sal kiilikler vererek anlalrlara zg giysiler giydirmektedir.
36 Felekler felei.
32 Tmel akl.
38 lk trm.

29
Shreverdi'nin Lgat- M urarindaki tavus yks de (sekizinci blm) ayn ko
nudadr.
bn Sina'nn Kanun'unu amlam olan bu zatn, herkesten nce kan dolamn
bulmu olduu, son zamanlarda kantlanmtr. On altna ve on yedinci yzyl
lardaki Servetus ve William Harvey'den nce, on nc yzylda yaam olan
bn'n-Nefis'in kan dolamn Kanun amlamasnn otopsi blmnde syle
mi olduunu Muhyiddin Tetavi adnda, Almanya'da doktora yapan Msrl bir
gen, 1924'te yaymlad tezinde ortaya koymu ve Mayerhof da bu aratrmay
daha ileri gtrmtr.
^ Bu kitapk da Air Efendi-Mustafa Efendi Ktphanesi'ndedir. (Say 461).

30
Kardelerim!
Hay bin Yakzan1 yksn yazmam konusundaki srarlarnz
sonunda direncimi yendi; benim, sizleri srekli atlatmak, bu neri
nizi zerimden atmak iin baladm dmleri zd. te, bu
konuda size boyun eiyorum. Tanr'nm yardmyla...

af- al- X-

Yurdumda oturduum zamanlarda,2 arkadalarmla3 evre


mizde bulunan bir gezinti yerine4 kma frsat bulmutum.
Burada dolarken gsterili ve sevimli, muhteem bir ihtiyar
grdk. Ya ilerlemi, zerinden yllar gemi olmasna karn
kmemi, dinliini korumutu. zerinde yalln olumsuz bir
etkisi grlmyordu; stelik ihtiyarl, kendisine yalla zg
bir olgunluk ve gzellik vermiti. O da bu olgunluk ve gzellii
en yksek biimde gsteriyordu.5
imden onunla konuma, onunla grp tanma istei gel
di. Kanm kaynad.
Hemen arkadalarmla yanma doru gittik.6
Ona yaklanca, bize kendisi selam vererek bu konuda ne
geti.7 Bizimle son derece gzel ve ak biimde konumaya bala
d.
Szler birbirini ayordu. Sz, kendisinin kim olduunu tan
maya, ne i yaptn, ad ve sannn ne olduunu, nereli bulundu
unu sormaya, renmeye geldi:
"Adm sanm Yakzan (Uyank) olu8 Hay'dr (Diri).9
"Beytlmakdis'tenim.10
"im, evrenleri gezmektir.11 Bu gezilerim nedeniyle btn ev
renin gerekliini kavram, her nesneyi renmi bulunuyorum.
Gezilerim ve renmelerim srasnda, yzm srekli babama,
Yakzan'a tutardm.12
"O, btn bilimlerin anahtarn elime vermi, evrenlerin yolla-

31
nn gstermi olduundan, iklimlerin ufuklar nmde ald; t
m bana bir anda grnd."14
Kendisiyle birok bilimsel somnu konutuk. Kendisinden bil
ginin birok gizli ve derin ynn sorup rendik.
Sz, feraset bilimine15 gelmiti. Bu bilimdeki saptamalar, bi
zim byk bir hayranlk duymamza neden oldu. O, bizim bu bi
limdeki bilgimizin en son ve yksek noktasn oluturan yerden
sze balayarak dedi ki:
"Feraset bilimi, yararlar pein olan bilimlerden biridir. Bu bi
lim, insanlarn i yzlerini, gizlediklerini hemen ortaya karr. Bu
bilime bakarak insanlara kar nasl hareket edeceini, nasl bir ta
vr taknacan belirler; ona gre, gerekirse o adama yaklar, ge
rekirse ondan uzaklarsn.16
"Bu bilim unu gsteriyor: Sende birtakm huylar vardr. Bun
larn kimi senin yaratlmdandr. Kimi de yaratlndan gelmeyip
sende sonradan ortaya kmtr. Eer sana iyiletirici bir el deer
se, seni temizler; sen de temizlenebilirsin. Ama senin nne bir al
datc decek olursa, onun ardndan yanl yollara gidersin.17
"evrende bulunan, senden ayrlmayan u arkadalarnn k
t arkadalardan olduklarna hi kukun olmasn. Onlardan yaka
n syramayacaksn; onlar senin bam derde dreceklerdir...
Eer yardmna yetiilmezse... Yardmna yetiilirse, onlardan kur
tulabilirsin.18
"u nnde olan yok mu? O, yalanc, uydurucudur. Temelsiz,
bo eyleri birbirine ekler, yaktrr ve zerlerini yaldzlar. Yalan
lar dzer ve sana, senin bilemeyecein haberler getirir. Onun do
rusunda bile erilik kiri ve bula vardr. Onun gerei yalana
alar. Bununla birlikte senin gzn, gzcn odur. Grmediklerin
den sana haberi o getirir; senden uzak kalan eyleri sana o bildirir.
Buna gereksinimin olduundan, eriliklerini doruluklarndan
ayrmak, yalanndan gereini semek, yanllklarnn rtleri al
tndan doruluklarn bulup almak, bunlarn tmn birer birer
aratrmak zorundasn.
"Kimi zaman Tanr'nm yardm elinden tutar:
"1. Sapknlk boluuna dmekten kurtarr.
"2. Kimi zaman, bunun verdii haberler seni aknlk iinde
brakr; iin iinden kamaz olursun.
"3. Kimi zaman da bunun yalanc tankl seni aldatr, yanl
lara yneltir.19

32
"u sandaki de dnmeden i yapar; hemen harekete ge
er. Yerinden bir kez heyecanla kalkacak olursa, kulana hibir
gzel sz girmez, onu hibir t geri dndremez.
"Yanan bir odundaki ate ya da yukardan aa doru hzla
inen bir sel ya da dii arayan kzgn bir erkek deve ya da yavrula
rn yitirmi dii bir aslan gibi nne geilmez olur.20
"u solundakine gelince:
"Nefsine ve ehvetine dkn, a gzl, obur murdarn biri
dir. Kandan ve karndan baka bir ey bilmez. Onun gzn yal
nz toprak doyurur. Ondaki al yalnz toprak giderir. Yemek
yerken parmaklarn yutar, kaplan kalaylar gibi yalar ve hibir
eyden, hibir zaman doymaz. A kaldktan sonra pislik zerine
saldran bir domuza benzer.21
"Sen ey zavall!...
"Bunlara yle bir biimde bititirilmi, bunlara yle bir biim
de balanmsn ki, onlardan ayrlma olanan yoktur. Onlarn ve
onlar gibilerin ayaklarnn basmad, basamayaca bir yere, gur
bete karsan, o baka. Ama o da senin elinden gelmez. imdi
onun zaman deildir. Senin iin onlardan kurtulu olmadna
gre, tedbiri elden brakma... Senin elin onlarn elinin zerinde ol
sun. Sen onlara egemen ol!... Sakn sakaln onlarn eline verme!...
Onlarn yularn gevetme... Onlara kar daima politik davran...
Her zaman onlardan ileri git... Onlar martmayarak karlarnda
metin davranacak olursan, onlar kendine boyun edirebilirsin!...
Onlar seni deil, sen onlar yenebilirsin.22 Bunlar iin uygulayabi
lecein en iyi, en baanl politika, bunlar birbirine drmektir.
"u dik bal huysuzu, bu andaki obur boboaza saldrtp
onu biraz yola getirmeli; bu boboaz yaltaknn aldatclklaryla
berikinin kendini beenmiliini, sert balln, snr tanmazlk
ve taknlklarn gidermelisin.23
"Hele u yaldzl haplar yutturucu atlgan yok mu?... Ant ie
rek sana gvence vermedike ona kesinlikle gvenme!... Byle g
vence verirse, o zaman ona inan ve gven... Her ne kadar yalan
dorusu karksa da, onun sana verecei haberlere kulak vermek
ten vazgeme!... Bu haberler iinde aratrmaya deer olanlar da
yok deildir."24
Gnlm, adamn bana, arkadalarm hakknda syledikledik-
lerini iyice benimsedi, onaylad. Sylediklerini uyguladm za
man tmnn gerek, doru ve olgulara uygun olduunu gr

33
dm. imdi onlarla urayor, onlar birbiriyle etkisizletirerek y
netiyorum. Kimi zaman onlar beni yeniyorlar; kimi zaman da ben
onlara stn geliyorum. Bunlardan tmden ayrlncaya kadar,
kendileriyle komuluk yapmam konusunda Tanr bana yardmc
olsun...25
Bundan sonra, byk bir zlem ve byk bir istekle kendisi
gibi yolculuk etmenin yolunu renmek istedim. u aklamay
yapt:
"Sen ve senin yannda bulunanlar iin, benim yolculuum gi
bi bir yolculuk, mmkn deildir. Benim yolculuumun yolu, sa
na ve senin yolunda bulunanlara kapaldr. Bu yolculuu, tek ba
nza kalmanz kouluyla yapabilirsiniz. Bu durumda da belirlen
mi, ileri ya da geri almanz olanaksz olan zaman beklemelisiniz.
Siz, oturmayla kark bir yolculuu semek, bununla yetinmek
zorundasnz. Bir sre yolculuk etmeli, bir sre de bunlarla birlikte
bulunmalsnz. Ne zaman iinden gelen byk bir ak seni bun
lardan ayrlp yolculuk etmeye yneltirse, beni karnda bulur
sun... Ben sana yoldalk ederim. Yine onlar arzulayacak olursan
beni brakr, onlarn yanma dnersin... Bu yarm yolculuklar, senin
onlardan tmyle ayrlna kadar srer..."26
Szmz, kendisinin yolculuu srasnda grd ve ren
dii iklimleri birer birer sormaya gelmiti. Bu konuda da u akla
may yapt:
"Yeryznn snr vardr:
"1. Yerin zerinde ve gn altnda bulunan snrdr. Bunun
tm gereklii (knh) bilinmi, iinde bulunan nesnelerin ou
hakknda tam olarak bilgi elde edilmi, bunlara ilikin haberler
alnm ve verilmitir.
"2. Bati tarafnda bulunan snrdr. Bu snr maribin arkasn
dadr.
"3. Bu snr da bat tarafmdadr; dou (merik) ynndedir.
(Cmle aynen byledir - M..Y.)
"Bu son iki snrn insanlk evreninden ayrlan blm ve ya
lan vardr. Kazanlm glerle donanmayan, yalnz doal glerle
kalanlar oralara geemezler.27
"Buralara girebilmek ve buralardan geebilmek iin, durgun
Hayat Pnar yresindeki harl harl akan ve taan pnarda ykan
mak gerekir. Yolcu, o pnar bulup ykanr ve onun tatl suyundan
ierse, gvdesine yeni bir g yaylr. Bu kii, bu gle, krlar ve

34
lleri ama gcne ular. Ak denizlerde batmaz, kolaylkla Kaf
Da'na kar. Zebaniler onu yakalamaya, cehenneme srmeye ve
srklemeye g yetiremezler."28
Bu harl harl akan pnar hakknda istediimiz aklama zeri
ne dedi ki:
"Kutuplardaki karanlklar duymu olmalsnz. Orada, btn
yl boyunca, yalnz belirli bir zamanda gne doar. Korkmayarak
oralara dalanlar usuz bucaksz, nurla dolu bir uzaya karlar.
Orada ilk grecekleri ey, berzaha bir nehir uzatan ve harl harl ta
an bir pnardr. Bu pnarda ykananlar, sudan daha hafif olurlar.
Bu nedenle suda batmazlar. Hi bir zorluk ekmeden dalarn te
pelerine karlar. Bu ekilde insanlk evreninden ayrlm olan iki
snrdan birine girerler."29
Bizim topraklarmza yakn olmas nedeniyle, maribin arka
snda bulunan snrdan sorduk. yle dedi:
"Maribin en sonunda byk ve kzgn bir deniz vardr. Tan-
n'nm kitabnda buna "ayn hamie' denilmitir.30
"Gne bu deniz ynnden batar. Bu deniz, geni ve harap bir
iklimden yardm alr. Bu smrlandrlamayacak lde geni olan
iklimin bayndrl, dardan gelen yabanclardandr. Bu iklimin
zerine karanlk kmtr. Gne ndan yoksun olan bu yere
gelen gmenlerin tm, yanlarnda bir k paults getirirler.
"Burann topra oraktr. Ot ve ocak tutmaz. Gmenlerin bir
blm tarafndan her imar edilite baka gmenler tarafndan
bozulur, sonra yeniden yaplr. Burann bayndrl, srekli ker,
gider. Yaplan yaplar, kayar, ger. Burada bulunanlar arasnda
her zaman kavga, dv, hatta srekli ldr vardr. Bunlardan
hangileri yumruk gcyle dierlerine stnlk salarsa, evlerini
barklarn ellerinden alr, kendilerini, yerlerinden ve yurtlarndan
srp karrlar. Kendi yerlerinde oturmak, kalmak isterlerse de,
uradklar hakszlk ve zulm, bunlar kendi yerlerinde brakmaz.
Bunlar srekli bu durumdadrlar. Bu iklimde her trl bitki bitebi
lir; buraya her tr canl gelebilir. Ama buraya yerletii, burann
suyundan ve otundan yiyip itii zaman, canllarn zerini birta
km yabanc rtler kaplar. Szgelimi, insann zerini, burada,
hayvan derisi gibi bir deri kaplar ve bu derinin zerinde birok ot
biter. Hayvanlarn durumu da byledir. Buras harap ve orak bir
iklimdir. Fitneler, kargaalklar, dmanlklar ve atmalarla dolu
dur. Sevin ve mutluluk buraya uzaklardan ereti olarak gelir.31

35
"Bu iklim ile sizin ikliminiz arasnda baka iklimler de var
dr.32 Bu iklimin arkasnda, gn temel atm olduu noktay iz
leyen bir iklim daha bulunur. Bu iklimle sizin ikliminiz arasnda
benzerlikler vardr. Buras da dmdz ve imardan yoksun bir yer
dir. Buray da yabanclar imar etmektedirler. Burann da yerli halk
yoktur. Her ne kadar buras k penceresine yaknsa da, buraya da
k baka yerden gelir. Sizin ikliminizle bu iklim arasnda bir de
u benzerlik vardr: Sizin ikliminiz biimleri tad gibi, bu iklim
de biimleri tamaktadr. u farkla ki, sizin ikliminiz yerlerini s
rekli bir dierine brakan biimleri tamasna karlk bu iklim, ke
sinlikle deimeyen biimleri tar. Buradaki bayndrlk bir karar
zerine devam eder.
"Buraya gelenler arasnda birbirlerinin yerini kapmak yoktur.
Burada herkesin belirlenmi, snrlandrlm bir yeri vardr. Kimse
kimseye ilimez; kimse kimsenin elindekini almaz.33
"Bu iklimin bize en yakn yerinin halk kk gvdeli olur.
Bunlar abuk hareketlidirler. Burada sekiz kent vardr.34
"Bunun zerinde bulunan lke halknn gvdeleri bunlardan
daha kktr. Ama daha ar hareketlidirler. Kitabet, ncum,35
neyrincat,36 tlsmlar, ince sanatlar, derin ve yksek iler bilir, bun
larla urarlar. Burada da dokuz kent vardr.37
"Bunun zerinde bir lke daha vardr ki, halk yakkl ve
gzel olurlar. ark sylemeye, zevk ve nee iinde yaamaya d
kndrler. Tasa ve znt bunlarn yanma uramaz. Trl trl
sazlar byk bir ustalkla alarlar. Bunlarn zerinde bir kadn y
netici vardr. Hayr ilemek, iyilikler yapmak doal zellikleridir.
Bunlar er ve ktlklerin adlarn bile anmazlar. Byle eylerin
adnn gemesi bile onlarn neesini karr, yzlerini ekitir. Bura
daki kentler de sekizdir.38
"Bunun zerinde bulunan lke halk iri gvdeli, gzel yzl
olur. Bunlarla uzaktan grme gzel ve yararl olursa da, kendi
lerine yaklamak insan rahatsz eder. Burada da be kent vardr.39
"Bunun zerindeki lke yle bir lkedir ki, yeryznde boz
gunculuk yapan, trl trl hainlikler eden ve bunlardan zevk
alan birtakm kimseler buraya kamlar, buraya snmlardr.
Bunlar da zevk ve elenceye dkndrler. zerlerinde katil, da
yak, sznde durmaz, krmz yzl bir ynetici vardr.
"Bu lkede geen olaylar saptayp anlatanlarn verdikleri bil
gilere gre bu ynetici, ad geen gzel kadn yneticiye vurgun

36
dur. Onun ak yreine ilemitir. Burann kentleri yedidir.40
"Bunun zerinde de bir lke vardr. Halk namus, adalet ve
ktlklerden saknmada, her yana hayrlar ulatrmakta, uzak-
yakm herkese sevgi gstermekte, bildiklerine bilmediklerine iyilik
yapmakta esizdirler. Bunlarn gzellik ve parlaklktan ok byk
bir hazlar ve nasipleri vardr. Burada da yedi kent vardr.41
"Bunun zerindeki lkenin halk ktle dkndr; d
nceleri rtk, anlalmazdr. Bunlar herhangi bir sorunu dzelt
meye kalkrlarsa ii aztrlar (ya da bar yapacak olsalar, bar
koullarn son derece salama balarlar). Herhangi bir topluluk
zerine yryecek olurlarsa acele, fke ve iddetle deil, skunet
le, dahiyane bir biimde hareket ederler. Yaptklar her ii enine
boyuna dnerek yaparlar; terkettikleri bir ii de enine boyuna
hesapladktan sonra terkederler. Her durumda dnceli davra
nrlar. Bunlarn da kentleri yedidir.42
"Bundan sonra, son derece geni bir lke gelir. Burada pek
ok halk vardr. Ama bunlarn kentleri yoktur. Buras on iki snra
ayrlm dmdz bir yerdir. Burada yirmi sekiz konak vardr.
Halktan hibiri bakasnn konana konmaz. Ancak, birinin nn
de bulunan kendi konandan gerse, arkadaki, genin yerine
konar. Bu lkeden aada bulunan lkelerin halk, buraya konuk
olarak gelir giderler.43
"Bu lkelerin sonunda, en ileride, bir lke daha vardr. Bu g
ne kadar onun ufkunu, snrn bilmek kimseye nasip olmu deil
dir. Burada ne kent ne de ky vardr. Gzle grlebilenlerin bura
da yerleri yoktur. Buras ruhsal varlklarn, meleklerin yeridir. Bu
raya insan giremez. Kendisinden aada bulunan lkelerin tm
ne buyruklar, atamalar, belirlemeler buradan iner. Yeryznde,
buradan ileride, bayndr bir nokta yoktur.44
"Yeryzndeki snrdan ikisi hakknda duymak istedikleri
nizi duydunuz, rendiniz. Bu snrlar dnyann solunu ve mari
bini olutururlar; yer ve gk bunlara bitiik bulunurlar.
"Soldan saa, douya doru dnecek olursan, yeni bir iklim
grrsn. Orada insan eliyle ortaya konulmu bir bayndrlktan iz
yoktur. Orada ne dikili bir aa, ne yerde biten bir ot, ne de bir ta
vardr. Oras geni bir l, byk bir deniz, dizginlenmi rzgrlar
ve kzgn bir ateten olumutur.45
"Buray geince baka bir iklime girersin. Bu iklimde yksek
dalar, nehirler, rzgrlar ve yamur yadran bulutlar grrsn;

37
altn, gm, deerli deersiz cevherler bulursun. Ne ki, burada,
yerden biten bir bitki yoktur.46
"Buradan getikten sonra, girecein dier bir iklim ise, bitkile
rin her trlsyle dopdoludur. Burada sakl saksz, meyveli mey
vesiz, tohumlu tohumsuz, yere tane ile ekilen, serpilen ya da yere
fidan halinde dikilen her trden bitkiler vardr. Yalnz burada da
hayvan yoktur.47
"Buradan sonra girecein iklimde ise, btn hayvanlar g
rrsn. Yzenler, srnenler, emekleyerek yryenler, uanlar; er
kek ile diinin iftlemesiyle doanlar, yumurtadan kanlar hep
buradadrlar. Burada da sana arkadalk edecek kimse yoktur.48
"Buradan sizin yaadnz bu dnyaya karsn. Sizin bu
dnyanzda ne var ne yoksa gznzle grmekte, kulanzla
duymaktasnz. Bu dou ynn de atktan sonra, gnein eyta
nn iki boynuzu arasndan doduunu greceksin.49 nk eyta
nn iki boynuzu vardr. Bir boynuzu uar, bir boynuzu yrr.
"Yryen boynuz, ger bir topluluktur. ki oyma vardr.
Biri canavar yaratll, dieri de hayvan yaratlldr. Bunlarn iki
sinin arasnda srekli bir dman'k vardr. Bunlarn ikisi de dou
nun solundadr.50
"Uan eytanlara gelince, bunlarn yeri dounun sa yandr.
Buradakiler ayn cinsten yaratlm varlklar deildir. Buradaki ki
ilerin hemen hemen tm, ayr ayr artc, grlmemi biim
lerdedir.
"Buradakiler, bizim bildiimiz varlklarn iki ya da ya da
drdnn bileiminden oluurlar.
"Uan bir insan ya da domuz bal bir ejderha biiminde ola
bilecekleri gibi, kimi zaman da, yarm insan ya da bir insann tek
aya biiminde ya da avu biiminde bir insan vb gibi bildiimiz
biimlerden daha eksik olurlar. Ressamlarn yaptklar kark ve
trl trl resimlerin bu iklimden alnm olmas uzak bir olaslk
deildir.51
"Bu iklimin yneticisi, burada be posta yolu dzenlemitir.
Bunlar ayn zamanda lkenin silah deposu, silah koruma grevli
si ve gvenlik grevlisi olarak da kullanr. Bu evrenden kaplanlar
orada yakalanr, tutsak edilirler. Alman tm haberler, orada alnr.
Ondan sonra bu be posta, her trl haberi ve tutsaklar kapda
oturan ve bu be postann st olan kimseye teslim ederler. Bu da,
bu haberleri, kapal ve mhrl bir zarf iinde yneticiye sunul

38
mak zere, hazinedara gtrerek takdim eder. Bu memurun, bu
kapal ve mhrl mektubun ierii hakknda hibir bilgisi yok
tur. Grevi yalnz zarf ulatrmaktr. Hazinedar tutsaklar yan
na alarak bakar. Haberler ise baka bir hazinedara gnderilir. Si
zin evreninizden tutsak edilen insanlar, hayvanlar ve dierleri,
bunlarla kararak bunlarn biimlerini alrlar ve bu biimlerde t
rerler. Sizin evreninize gelerek herkesin kannn iine girenler,
kalplerin en derin yerlerine sokulanlar, bu iki boynuzdan kar ge
lirler.
"Yryen boynuzun iki oymandan canavar yaratll olan
lar, insann bandan ayrlmazlar. nsana bir saldr olursa, hemen
onu kzdrrlar, kendisini bu saldry savmak zere harekete gei
rirler. Onun gzne ldrmeyi, gz karmay, kulak ve burun
kesmeyi ve benzeri ktlkleri iyi gsterirler. alma duygusunu
kkrtarak insan zulm ve hakszlk yapmaya yneltirler.
"Bu boynuzun hayvan yaratlnda olan oyma ise insann
gnlnde etkinlik gsterir. Hi durmadan ona kt ileri gzel
gstermeye alrlar. Beenilmeyecek hareketleri, isyan ve gnah
lar ona beendirmeye urarlar. Onlar bu gibi ilere kkrtp te
vik ederler; kzdrr ve kandrrlar. Uraa uraa, sonunda baar
ya da ularlar.52
"Uan boynuz, insana gzyle grmedii eylerin varolma
dklarn syler, bunlar tekzip ettirir. Doal ya da yapay nesnelere
tapnmay ho gsterir. nsann i kulana gizli gizli, ldkten
sonra yeniden dirilmenin, iyilie dl, ktle ceza verilmesinin
gerek d olduunu fsldar; evrenin bir ynetici ve ynlendiricisi
olduunu inkr ettirmeye alr.53
"Bu yryen ve uan boynuzlardan yle topluluklar vardr ki,
bunlar, sizin ikliminizin arkasndaki iklimle komu olmulardr.
Bunlar, meleklerin nitelikleriyle nitelenmilerdir. Yeryz melekle
ri tarafndan imar edilen bir yerde bulunurlar. eytanm azgnlkla
rndan kurtulmu, meleklerin ruhsal niteliklerini giymilerdir. n
sanlarla dp kalktklar zaman onlar artmaya, yoldan kar
maya deil, arnmalarna yardm etmeye alrlar. Bu topluluklar
hem gze grnmezler, hem de isteklerle doludurlar.54
"Herhangi bir kimse, bu iki boynuz iklimini geerek ilerlerse,
meleklerin iklimlerine girer. Melekler ikliminin yeryzne bitiik
olan blmnde yeryz melekleri otururlar. Bunlar da iki toplu
lukturlar.

39
"Bu topluluklann biri sadadr. Bunlar bilici ve buyurucudur
lar.
"Dieri soldadr. Bunlar da buyruk alc ve yerine getiriciler
dir.
"Bu topluluklann her ikisi de cin ve insan iklimlerinin derin
liklerine inebilir; gn en yksek yerlerine kabilirler.55
"Hafaza ve Ktibin'in56 bunlardan olduklann syleyenler var
dr. Bunlardan sada oturan ve buyurucu olan bir topluluk yazd
rr. Solda oturan ve alc olan topluluk ise yazar.
"Yeryz meleklerinin bulunduklar yerden gemeyi baaran
kimse, kendini gn altnda bulur. Orada yaratlmlarn en eski
lerini grr. Onlarn, buyruuna boyun eilen bir yneticileri var
dr. Bu ufkun ilk aamas, derecelerini ykselten, kendilerini yce
yneticilerine yaklatran ilerle uraan hizmetilerle doludur.
Bunlar temiz, arnm kimselerdir. Yeme ve ime istekleri, erkeklik
ve diilik tutkular yoktur. Aralarnda ne zulm, ne ekemezlik, ne
de tembellik vardr. Burann varolarn imar etmekle grevlidirler.
Uygardrlar. Kentler, salam kkler ve gzel yaplarda otururlar.
Burann topra sizin lkenin toprana benzemez. Sizin topra
nza benzemeyecek biimde, gzelce hamur edilmitir. Burann
topra cam, yakut ve benzerlerinden daha uzun mrl olduu
gibi, burada yaayanlarn da mrleri uzundur. Bunlarn ecelleri
ertelenmitir. En uzun ve uzak bir sreden nce lmezler. Bunla
rn tek grevleri, tam bir boyun ei iinde varolar imar etmek
tir.57
"Bunlardan sonra yneticilerine daha yakn olan, onunla daha
ok gren bir topluluk gelir. Bunlar yneticinin meclisinde ve
onun hizmetinde bulunurlar.
"Bunlar, i yapmaktan ve i yapma derecesinde bulunmaktan
korunmu, i grmekten yksek tutulmulardr. Yneticinin huzu-
rundadrlar; onun evresini kuatmlardr. Srekli onun yzn
grerek mutlu olurlar; bu mutlulua her zaman ererler. Kendileri
ince ve gzeldirler. Zihinleri ak ve parlaktr. En ince iaretler on
lar iin yeterlidir. Grnleri gz alcdr. nsann istemini yama
layan tam ve yetkin bir gzellikleri vardr. Bunlarn her birinin be
lirli bir snr, belirli bir yeri, belirlenmi bir makam ve derecesi
vardr. Hibiri kendi makam ve derecesini amaz. Bu konuda ara
larnda bir dmanlk da grlmez. nk bunlardan alt derecede
bulunan, kendinin stndekinin yksekliine ve kendinin derece

40
sinin ona gre alt dzeyde olduuna inanr.58
"Bir de bunlarn yneticiye en yakn olan vardr. Bu, tekile
rin atas, tekiler bunun oullan ve torunlardr; yneticinin szle
rini ve buyruklarn onun araclyla alrlar.
"Bunlarn alacak durumlar vardr. Bunlarda yalanma, biz-
lerde olduu gibi arabuk deildir. Bunlarn atalar kendilerinden
daha eski olmalarna karn, g bakmndan daha yetkin, da
ha eksiksizdirler. Kendileri de oullarndan daha gen ve gzel
dirler. Bunlarn tm ortalktadr. Bir eve barka gereksinim duy
mazlar.59
"Yneticileri ise bunlarn kat kat stnde bir yksekliktedir.
Bunu bir asla, kke balayan hata eder. Onu vebileceim, nitelik
lerini sayabileceim sanan samalar. O, kendini niteleyenlerin nite
lemelerinden stndr. Onu anlatmada benzetme ve rnekleme
yoluna bavuranlar da bu benzetme ve rneklemeleriyle ondan
uzaklarlar.
"Onun organlarnn birbirinden fark yoktur. Organlar birbi
rinden ayr deildir. Onun gzelliini gstermesi bakmndan ken
disi tm bir yzdr. Cmertlii, eli akl bakmndan btn bir
eldir. Onun gzellii, btn gzellikleri yok eder. Onun cmertlii
btn eli aklklar hi dzeyine indirir. Bu yneticinin evresinde
bulunanlardan herhangi birisi, bir an iin kendisini iyice grmek
istese, dehete derek kamaan gzlerini kapamak zorunda kalr.
Ona bakmadan nce gzleri alnacak, kaplacak olur. Onun kendi
gzellii, gzelliinin perdesi; dta grnmesi, onun ite kalmas
nn nedeni olmutur. Aa kmas, gizlenmesini gerektirmitir.
"Tpk gne gibi... nce bir bulut perdesi arkasna girdii za
man grlebilir. Ama kendisini perdesiz olarak gsterecek olursa,
grlemez. I, kendi na perde olur.
"Bu yneticinin, gzelliini, kendi adamlarndan kskanmas
sz konusu deildir. Kendisinin gzellik ve parlakln gster-
mezlik etmez. O, gzelliini gsteriyorsa da, kimsede onu grme
gc yoktur.
"O cmerttir, vergilidir, bereketlendiricidir. Onun balar ge
ni, cmertlii snrszdr. Onun cmertlik ve eli akl herkesi
iine alr. Onun kaps herkese aktr, hi kimseyi geri evirmez.
Onun gzelliinden bir prlt gren, gzn ondan ayramaz.
"Buradan kurtulup ona gidebilen kimi sayl kimseler olabilir.
Ynetici onlar, sizin ikliminizin mallarn hie indiren balaryla

41
karlar. Bunlar, onun yanndan dndkleri zaman, saygnlk ka
zanm olarak dnerler."
Hay bin Yakzan ekledi:
"Eer seni aydnlatmak amacyla sylediim bu szler, beni
ona yaknlatrmam olsayd, onunla ilgim, seninle bir ift sz et
memi bile engellerdi.
"stersen arkamdan gel... Seni ona gtreyim..."

Notlar
1 1174'te bn Azra tarafndan braniceye yaplan manzum eviri 1736'da stan
bul'da basld. Bundan baka, dzyaz biiminde de braniceye evrilerek
1886'da P. D. Kaufmant tarafndan Berlin'de yaymland.
1110'da len air bn el-Hebariye tarafndan Arapa olarak iirletirildi.
leriye doru konulan aklama ve amlamalar bn Sina'nn rencilerinden,
stadndan iki yl sonra len bn Zila'nn Hay bin Yakzan amlamasndan aln
mtr. Bu amlama Ayasofya Ktphanesi'nde 2456 sayl mecmua iinde var
dr. niversite Ktphanesi'nde, Hekimba Mustafa Behet Efendi'nin yazsy
la 1458 sayl mecmuada da bulunmaktadr. Mehren'in 1889,1891 ve 1899 ylla
rnda fasikller halinde Leiden'de bastrd bn Sina eserlerinin birinci fasik-
ln Hay bin Yakzan oluturur.
^ Bedende bulunduu ve akli ileri dnmeye ykselmedii zaman.
^ Bedendeki sezgi, imgelem gibi i ve d g ve duyular.
^ Akli ileri dnmeye.
5 Etkin akl.
(bn Sina, bir Mutezili ile arasnda kaza ve kader hakknda geen tartmay an
latt Risalet'l-Kader yaptnn ba ksmnda da maddi bir kiilik verdii bir ih
tiyara Hay bin Yakzan der. El-Cmanet'l-llahiye [III. Ahmet Ktphanesi, 3355]
adl yaptnda da Hay bin Yakzan'n, varlk kaynandan ilk kan "akl" oldu
unu sylemektedir. - M..Y.)
^ nsann akl ile etkin akl arasndaki ilikiye ve insan akimn etkin aklla birlee-
rek gizilglkten edimsellie kma eilimine iarettir. nsan akl, etkin aklla
birleip ondan k alarak gizilglkten edimsellie geer. Bu da etkin akla y
nelmek ve onun yanma doru ykselmekle olur. nsan akl balangta ancak i
ve d duyularn yardmyla etkin aklla birleebileceinden, bunlar amalana
rak "arkadalarmla yanna doru gittik" denilmitir.
^ Etkin akln k ve vergilerini alma yeteneindeki kimsenin yetenei yetkinlein
ce, ona tam olarak ynelince, etkin akln vergilerinin hemen onu olgunlatraca
na, yetkinletireceine ve onu gizilglkten edimsellie karacana, kar
dna iarettir.
Varlnn kendiliinden olmadm gsterir.
^ Kendisinin soyut akl olduunu anlatmaktadr.
^ Kutsal akli evren.
^ Varlk sralamasnda kendisinin altnda olan varlklar bilmek.

42
42 Bu bilme ve renmenin snr, kendisinin stnde bulunan akllar, bu akllar
araclyla ilk ilke ve nedeni bilme istei.
13 Dnmesinin kendi znden gelmediini, dncelerinin ilk ilkeden geldiini
anlatmaktadr.
14 Bu, etkin akln ya da ilk akln bilgisinin zamansal olmadna, bu bilginin aa
mal olarak renilmeyip bir anda elde edildiine iarettir.
15 Feraset bilimi (fizyonomi) ile mant kast etmektedir. nk bunlarn ikisiyle de
bilinenlerden bilinmeyenlere geilir; bilinenler yardmyla bilinmeyenler elde
edilir.
16 Mantkla yalan gerekten, doru eriden ayrt edilerek dnce, davran ve ha
reketler dzeltildii gibi, bu bilimden edinilen bilgi lsnde inan ve edimler
de dzeltilir. nanta doruluk, edimde geree uygunluk bu bilimdeki bilgi
orannda gerekleir.
12 nsann, ald iyi eitim yardmyla erdem kazanmaya yetenekli duruma gel
mesine, kt eitim nedeniyle de aa dme tehlikesine iarettir. Yaratltan
gelen huylar, bilgi ve bilimlere kar doal ve yaratltan yetenektir. Sonradan
ortaya kan huylar da mantk yardmyla kazanlan, edinebilen glerdir.
48 Arkadalarla insandan, insann aklndan ayrlmayan, insann akima aykr hare
ketlerde bulunan duyu ve bedensel gler anlatlmtr. Akl, bunlardan dolay
hareketlerinde tam olarak zgr kalamaz. rnein imge gc, akl gcn ken
di rengine boyar. Akl, srf akl olarak hareket edemez. Bu gler, akln bana
dertler aar; onu yolundan saptrrlar. Akl, bedensel glerin ortaya kard
karklktan ancak bilimsel ve klgsal felsefeden yardm alarak kurtulabilir.
49 Bu cmlelerle imgelem tanmlanmakta, aklanmaktadr. Bu g iki eyi birbiri
ne benzeterek, aralarnda bir ilgi ve ba bulur. rnein bedende beliren atei
krmzya, kt bir anlam d dnyadaki irkin bir hayvana benzetir. Bunlar
arasnda akli bir ba olup olmamasna bakmaz. Bu nedenle, haberleri olgulara,
d gereklie uymaz. Bununla birlikte bu g, akln duyulurlan ve duyulurla-
nn durumlann alglamasna yardm eder. Akl duyulurlar hakknda bundan al
d bilgiye gre hareket eder. Eer akl, bu gcn artmalanndan kendini sy
rabilecek kadar g kazanr, kendine zg gc bunun elinden kurtaracak olur
sa, tehlikelerinden kurtulur. Ama kendine zg gc tam olarak elde edecek
denli glenemezse, arr kalr. Bu dereceden aa kalacak olursa, imgelemin
verdii erileri doru, yalanlar gerek sanma dzeysizliine der.
28 Buraya kadar olan cmlelerle fke gc anlatlmtr.
24 Bu cmlelerle ksn gc olumsuzlanmtr.
22 Buraya kadar olan cmlelerde insann akl gcnn dier duyu ve glerle
lnceye dein birlikte bulunaca, lmden nce bunlarn birbirinden ayrla
mayacaklar, lmden nce bunlardan kurtulup kendi evrenine gidemeyecei
iin akln, kurtulma zaman gelinceye kadar onlara yenik dmeyerek stnl
elinde tutmas tleniyor.
23 fke ve ksn glerini birbirine krdrmak, bu yolla ikisini de etkisiz duruma
getirerek tehlikelerinden kurtulmak tleniyor. Sert bal olan fke gc, bo
boaz olan ksn gcne saldrtlarak bunun boboazl azaltld gibi, fke
gcnn de sert ball azaltlarak tehlikelerisavulmu olur, ksnll baskn
olan insanlar arballklarn, onurlarn koruyamazlar. Bu durumda olanlar
fke gcnden yardm almaldrlar. Bunun yumuakl, fke gcnn sert ba
llyla dengelenmelidir.

43
fke ve gcnn stn gelmesi durumunda ortaya kacak eilmeme, kendi
ni beenme ve byklenme de ksn gcyle giderilmeli, bundaki sertlik
onunla yumuatlmaldr.
24 Buraya kadar olan cmlelerle sezgi gc anlatlm; bunun verdii haberlerin
mantka dorulanmadan kabul edilmemesi tlenmitir.
25 Buraya kadar duyu ve glerin etkin akl tarafndan gsterilen yolla ynetildik
leri, etkin akim nerileriyle hareket edildii anlatlyor.
26 Buraya kadar olan cmlelerde unlar dile getirilmitir: nsann hayatta iken et
kin akl gibi yetkinlik kazanmas, onun gibi bedensel eksikliklerden uzak, saf
akl kesilmesi, glk ekmeden her eyi bilmesi mmkn deildir. nsann, ha
yatnn belirlenmi sresini uzatma ya da ksaltma gc de yoktur. Bu nedenle
yayorken, ancak bedensel eksikliklerden tmyle syrlm bulunmayan d
ncelerle yetinmek zorundadr. Ayrca bu dncelerin saf anlamda akli nite
likleri kazanmas, aklilikle birlemesi de srekli deildir. Bir an aklilikle birleir
se, dier bir an da aklilikten koparak bedensel glerle karr.
22 Buraya kadar olan cmlelerle insann etkin akl araclyla kazanabilecei bilgi
ve yetkinlik anlatlyor.
Maddi olan doal varlklardan oluan yeryzndeki birinci snr, zdek (heyula)
ile biimden oluan cisimler, genellikle gzmzle grdmz, elimizle tuttu
umuz eylerdir. Bunlar, doal bilimlerin konulandr. Bunlarn z ve gereklik
leri, bu bilimler araclyla bilinmi, renilmitir. Maribin arkasndaki snr
ile zdek kastedilmitir. Bu, doal cisimlerin asllarn, tzlerini oluturur.
Dou ynndeki snrla da zdein ald biimler anlatlmaktadr. Bu zdek ve
biimin z ve gereklii insana gizli kalmtr. Bunlar ok az insan bilebilir. Bu
konuda yalnz yaratltan gelen gler yeterli deildir, kazanlm gler de ge
reklidir.
28 Durgun hayat pnar ile mantk yardmyla elde edilen, mantkla ilikili olan
gerek bilgi ya da gerekler bilgisi anlatlyor. nsann dnme ve akl yrtme
gcne ilerlik veren, varoluu renme gc kazandran bu mantk, iyi biim
de renilirse, insana, varlklarn her tr hakknda kolayca bilgi verir. nsan
genel bilgisizlik denizinden kurtarr, bilginin en yksek derecesi olan kesin bil
giye ykselmeyi kolaylatrr, bu g, yakasn kukulardan syraca iin insa
n, bilgisizlik ve sapknla bal karanlklara dmekten kurtanr.
29 Kutuplardaki karanlklarla, insana ilien kuku ve aknlklar; kutupla da insa
nn nefsi anlatlmtr. Kutuplara yln belli bir zamannda bir kez gne doma
s, akim kukular giderecek kadar g kazanmasnn, gerei, gereklii grme
sinin her zaman mmkn olamayacan dile getirir. Kuku karanlklarnn ii
ne dalanlar, kukulan gidermek iin tartma ve aratrmadan geri durmayanlar,
sonunda yetenekli olduklar yetkinlie ular, bilginin klaryla aydnlanrlar.
Burada ilk grlecek ey, bilgi edinmeye yetenekli zdeksel akla yardm eden,
feyzini grl grl aktan bilgi pmandr. Bu pnarda ykanarak bilgisizlik kirin
den arnanlar, bilgisizliin stne karlar. Bilgisizlik onlan alt edemez; bilgi ve
mantk yardmyla yksek bilgi tepelerine hi bir zorlukla karlamadan kar
lar. Bu kimseler, nesnelerin gerekliklerini, varlklarn z ve kklerini kavrar, z
dek ve biim dnyasna girerler.
80 "Gnein batt yere vard. Orada gnei sanki scak, siyah amurlu bir pnar
iine batarken buldu." Mevakib'in bu evirisi, "aynn hamietin" okunuuna g
redir. Bizim metnimizde olduu gibi "ayn hamie" okunuuna gre, "Gnei bir
scak pnar iine batar buldu" demek gerekir. - M..Y.

44
31 Buraya kadar olan cmlelerle cisimlerin asl ve tz olan, cisimleri oluturan z-
dekler dnyasndan sz edilmi; zdek, gnein iine batt scak ve kzgn de
nize benzetilmitir. (nk biim, bu zdee girer.) Bu denizin yardm ald
geni ve harap iklimle de evreni oluturan Ay alt evrende, Dnya'da olan ve
len, yaplan ve yklan her eyi anlatmtr. Bu iklimin bayndrlnn dardan
gelen yabanclardan olmas da, cisimlerin zdekten ayn olan biimle olumakta
ve birlemekte olmalardr. Bu soyut zdee, biim verici Tann'dan (vahibs-su-
ver) gelen biim bir k olduundan, soyut zdek bunlarla biim kazandn
dan, her biim ve form balayan cisim bir k prlts bulmu, bir k prlts
olmu olur. Bu zdek ve biim dnyasnda olma ve lme srekli birbirini izledi
i iin, buras ot ve ocak tutmaz. zdee gelen biimler sabit kalmayarak srek
li deiir; olu ve bozulu (kevn fesad) birbirini izler. Birbirine aykr olan, hatta
birbirine kart olan eyler birbirinin yerini tutar, birbirinin yerine gelirler.
nsan biimi zdee yaklarsa, herkesin kendine zg biim ve formu ile tm
insanlar arasnda ortak olan biim ve form oluur. "Yabanc rtler" ile bu biim
ve formlar anlatlmak istenmitir.
32 Bu cmlede insanlk aamasyla zdek arasndaki maden, bitki ve hayvan dn
yalar anlatlmtr.
33 Buraya kadar olan cmlelerle bizim Dnya'mzm zerindeki Ay'dan balayarak
dokuzuncu felek olan Atlas G'ne kadar btn gk cisimleri anlatlmaktadr.
Bu gk cisimleri evreni de bizim dnyamz gibi zdekten ve zdee ilien bi
imden oluuyor, bu evrendeki zdekler debiim n biim verici akli bir do
adan alyorsa da, buradaki biimlerde deime, birbirinin yerini alma yoktur.
3^ Bundan ama Ay'dr. Bura halknn kk gvdeli olmasyla Ay'n Dnya'dan
kk olduu belirtilmek istenilmi; hareket abukluuyla da ayn dnn az
zamanda tamamlad anlatlmtr. Bunun sekiz kenti ile sekiz hareketi, bu se
kiz hareketle de Ay'n alannn blnd sekiz blm anlatlmtr. (Aynnt
iin eski gkbilim kitaplarna baknz. - M..Y.
33 Yldzlara bakarak yeryznde ne olup ne olmayacan bilme. - M..Y.
36 Neyrincat, Farsa nireng szcnn Araplarca Arapalatrlm ouludur. Ni-
reng hile, efsun, tlsm ve simya anlamlarndadr. bn Sina'nn neyrincata ilikin
bir kitap vardr. - M..Y.
32 Bununla Utarid anlatlmakta ve bunun Ay'dan daha ar hareketli olduu sy
lenmektedir. Bunun kentlerinin dokuz olmas da Ay'da sylenildii gibidir.
(Biz de unu ekleyelim ki, eski Yunanllarn Ermi, Hermi ve Romallarn Mer
kr dedikleri bu imgesel tanr, temelde ticaret tannsyd. Ticaret adamlar, malla
rna mteri ekmek iin, ounlukla yalan ve hileye saptklarndan, bunda ba
ar da iyi konumaya bal olduundan Utarid'e ayn zamanda konuma, yaz
ma ve bunlara benzeyen ya da benzemeyen iler de dayandrlmtr. - M..Y.)
3 Buraya kadar olan cmlelerle Zhre anlatlmtr.
(Zevk ve iret, oyun ve elence, mzik ve gzel ahlak tanrsdr. Buna Romallar
Vens, Yunanllar Afrodit derler. - M..Y.)
39 Bu cmlelerle Gne'e iaret edilmi, halknn iri gvdeli olmasyla gnein b
ykl anlatlmtr.
(Apollon denilen Gne g, iddet, ezicilik, namus ve merhamet tannsyd. Bi
lim ve sanatlann da koruyucuydu. Bunun bir ad da Febs'tr. - M..Y.)
43 Bunlarla Merih anlatlmtr.

45
(Romallarn Mars dedikleri Merih sava tannsyd. Yiitlik, fke, kzgnlk, ha-
ynlk gibi eyler bunun niteliklerindendir. Vens, Mars' severdi. Krmz renk
buna balanr. - M..Y.)
41 Mteri'ye iarettir.
(Latinlerin Jpiter dedikleri yldz bilim, yumuaklk, utanma, cmertlik, alak
gnlllk, soyluluk, akl, gzel konuma ve benzeri niteliklerle nitelendirilirdi.
Bu yldz iyilik tanrs saylrd. - M..Y.)
42 Zhal'e iarettir.
(Ahmaklk, bilgisizlik, korkaklk, cimrilik, yalan buna zgdr. Buna Romallar
Satrn, Yunanllar Oranus derler. Utarid'in yaz, astroloji ve benzerlerine, Zh-
re'nin mzie, Merih'in kan dkmeye, Mteri'nin adalet ve erdeme, Zhal'in
ihtiyatlla vekil olduu gsterilmek iin eski eserlerde Utarid, elinde kalem ve
kt tutan; Zhre, alg alan; Merih bir elinde kl, dierinde kesik ba bulu
nan; Mteri, yarg gibi oturan; Zhal, elinde asa bulunan insan biiminde be-
timlenirdi. - M..Y.)
43 Sabit Yldzlar G'ne iarettir. Bu lkenin genilii, cisminin Dnya'dan ok
byk olmasdr. Halknn okluu, buradaki sabit yldzlarn okluudur. Bu
rada kent bulunmamas da, sabit yldzlar arasndaki arann srekli ayn kalma
s, boyutlarnn deimemesidir. Bunlarn tm, bir cisim zerine resmedilmi
noktalarn cismin hareketiyle hareket etmesinde olduu gibi, aralarndaki uzak
l koruyarak hep birden hareket ettikleri iin, ayr ayr kentlerde olmadklar
anlam karlmtr. Buradaki oniki snr da Burlar G blgesidir. Aadaki
lke halklarnn buraya gelip gitmeleri, akn beli (hamse-i mtehayyire) denilen
Zhal, Mteri, Merih, Zhre ve Utarid'in Burlar G'ndeki dolamdr.
44 Buraya kadar olan cmlelerle dokuzuncu ve sonuncu ge, Atlas G'ne iaret
edilmitir. Burada yldzlar bulunmadndan cisminin ls belirtilmemitir.
Gzle grlenlerin burada yeri olmamas, yldzlarn bulunmamasdr. Varlkla
rn kaza ve kaderi bu felein akl ve nefsi araclyla iner. Her eyin arac bu-
dur.
45 Buraya kadar olan cmlelerle zdee ilien ilk biimin hayvan, bitki ve maden
gibi varlklar olmadn, zdek ile biimin bu ilk bulumasndan drt temel (er-
kn-t erbaa) denilen drt enin olutuu, bu drt temel ve enin de toprak, su,
hava ve ate olduu anlatlmaktadr.
46 Varlklarn ilki olan maden anlatlmtr. Buradaki yksek dalarla madenlerin
kendileri; nehirlerle dalardan kaynayan pnarlar; rzgarlarla deniz buharlarn
dan oluan hareketli havalar ve yamur yadran bulutlar anlatlyor.
47 Varlklarn kincisi olan bitkiler evreni.
48 Varlklarn ncs olan hayvanlar evreni.
49 Nesai'nin Snen adl hadis derlemesinde grld gibi Peygamberimiz bir ha
dislerinde gne doarken ve tam bamzn zerinde iken namaz klmay ya
saklam ve yle buyurmulardr: "Gne doarken, eytann boynuzu ile do
ar, ykselince ondan ayrlr. Tam bamzn dorusuna gelince yine ona bitiir.
Sonra yine ondan ayrlr. Batmaya balaynca yine ona bitiir, batnca ayrlr." Bu
hadisin metnindeki "kamu'-eytan"daki "kam boynuz anlamna geldii gibi
"yaklama" anlamna da gelir.. Her iki anlama gre de ama, bu vakitte na
maz klmama buyruunu dile getirmektir. nk Arapa'da herhangi bir nes
neyi irkin ve kt gstermek istendiinde, eytanla ilikilendirilir. bn Sina, an
latmyla, bu hadise gnderme yapmaktadr. - M..Y.

46
Drt eden nce madenler, madenlerden sonra elerin ve madenlerin birle
mesiyle bitkiler, bundan sonra yine birleme yasas gereince hayvan ve en son
ra da insan ortaya kmtr. nsandaki akl ykselerek maddeden soyutlanm,
kendi kendine varolmu, varln bedenin bozulmasndan sonra da korumu
tur. Bu sreklilie "domak" denilmitir. nsanm akl ve ruhundan baka gle
ri maddeden soyutlanarak varln devam ettiremedikleri iin, bunlar hakknda
Arapada uzaklk anlam belirten "eytan" szc kullanlm, bunlara "ey
tan" denilmitir. Bu eytann iki boynuzu olmas, bu glerin iki snf olmasdr.
Bu iki snftan yryenlerle insandaki hareket ettirici gler, uanlarla da kavra
ma gleri anlatlmtr. Kavrama hzla gerekletiinden umaya benzetilmi;
maddi hareket buna oranla ar olduundan hareketler ve hareket ettiriciler y
rmeye benzetilmitir. Hareket ettirici glerin canavar yaratll olan ile fke
gc; hayvan yaratll olan ile de ksn gc anlatlmtr. Bunlarn ikisinin
de dounun sol tarafnda olmalaryla anlatlmak istenen de, uan boynuza gre
bunlarn mertebelerinin dk olduudur.
51 Uan eytan ile insann imge gc anlatlmtr. Buradaki yaratklarn ayn cins
ten olmamas, imgelemin trl trl imgeler retmesidir.
52 lkenin yneticisi ile insanm bedensel glerine egemen olan ruh, be posta ile
bedenin dndaki be duyu anlatlmtr. evremizdeki varlklarn varlklarn
bunlarla duyumsarz. Duyumlarmz, bir tr soyutlamayla maddeden soyutla
narak ruha, akla bunlar araclyla gittiinden, ayn zamanda zabtaya ve ya
banclar yakalayan polislere benzetilmitir. Kapda duran ve be posta zerine
memur olan ortak duyudur (hiss-i mterek). Gne nlarnn mercekte toplan
mas gibi bunlarn duyumlar da ortak duyuda toplanr. Ortak duyunun gelen
haberleri yneticiye sunulmak zere kendisine gnderdii hazinedar, i gleri
mizden bellektir. Ynetici de ruh ve aklimizdir. Bu gcn esirleri yannda tut
mas, duyumsanan biimlerin bellekte kalmasdr. Haberlerin kendisine gnde
rildii hazinedar ise sezgi gcdr. Esirlerin bunlarn biim ve ekillerini bala
malar, imge gcnn yukarda aklanan tasarruflardr. Herkesin kannn iine
girenler ve kalplerin derinliklerine sokulanlar fke ve ksn gleridir. Metin
de, aaya doru, bu gler aklanm, anlatlmtr.
55 mge gc yalnz duyulurlan algladndan akli ileri inkar ettirir. mge gc
her ne kadar bir ilkenin varlm kabul ederse de, soyut biimde dnemeye
ceinden, bunun doal bir yldz ya da yaplm bir put olduunu ileri srer.
54 Yryen ve uan boynuzlarla insandaki fke, ksn, imge gibi gler anlatl
mtr. Nefislerini anndran, ahlakn gzelletiren insanlar fke ve ksn gle
rine bamllktan kendilerini kurtarrlar. Ayrca, imge ve benzeri gleri de ak
ln buyruklarna boyun edirerek akli tzlere benzemi, bunlarn niteliklerini
kazanm olurlar. Her ne kadar fke ve ksn gleri aklla bir yerde bulunsa
da, nefsini arndrm kimselerin aklna bir zarar veremezler. Bunlarn gze g
rnmemeleri, akta olmamalar; isteklerle dolu olmalar da fke ve ksn g
lerindeki yararlan alma, zararlar atma zellikleridir.
55 Buraya kadar olan cmlelerle bedensel glerden akli alg aamasna gemek,
ykselmek; yeryz melekleri olan dnsel nefsi bulmak ve bilmek; sa yan
daki bilici ve buyurucu toplulukla bilgi gc; sol yanndaki buyruk alc ve yeri
ne getirici toplulukla da klgsal g anlatlmtr. nsandaki bu klgsal ve bilgi
sel gler, kimi zaman etkin akldan yardm alarak ge ktklan gibi, kimi za
man da bedeni ynetirler ve bylece aa inmi olurlar.

47
5 6 K u r'a n 'd a da bildirildii gibi insan korumakla grevlendirilmi melekler vardr
ki bunlar grp gzetici ve yazc meleklerdir. nfitar Suresi'ne baknz. bn Zila,
buradaki koruyucu (h a fa za ) ve yazc (k tib in ) ile akl gcnn anlatldn, n
k inam akln koruduunu sylyor. - M..Y.
57 Bu cmlelerde, sada olduu sylenen meleklerle edim ve hareketlerimizin
kayna olan bilgisel gcmz; solda olan meleklerle de klgsal gcmz anla
tlmtr. Dnsel nefs ykselince insanlk aamasna ulalaca, insanla z
g akla erilecei, ge ve ge zg akla komu olunaca ve maddeden soyut
lanm varlklarla kar karya gelinecei bildirilmitir. Bu, maddeden soyutla-
nanlann, aama aama ykselerek, sonunda varl kendisinden olan ve varol
makta kimseye muhta olmayp her varln kayna bulunan, kaza ve kaderi
gereince var olan her nesne zerinde ynetme ve tasarruf hakk olan bir kay
naa ularlar ki, bu kaynaa ynetici denilmitir. Ufkun ilk aamasndaki hiz
metiler ve bunlar yce yneticilerine yaklatran ileri, felekler ve feleklerin
nefislerinin yetkinleme istekleri; bunlarn temiz olmalar da, dnyasal gler
den, fke ve ksnden akn bulunmalardr. Kendilerinde yeme ve ime bulun
mamas ksn gcnden; birbirlerine zulmetmemeleri de, fke gcnden arn
m, uzaklam olmalandr. Bunlar, gk cisimlerini yneten ve onlara yakn
olan gler olduklan ve maddeden tmyle soyutlanm olmadklar iin kent
lerde ve gzel binalarda oturmaktadrlar. Ayn zamanda, bu gl gk cisimle
rine yakn olmalar nedeniyle burann varolarn imar etmekle grevlendiril
milerdir.
Gk cisimlerinin biimleri, belirlenmi zdek ve maddelerinden ayrlmadn
dan, bir madde zerine trl biimler gelmediinden, dnyasal maddelerde ol
duu gibi bunlarda deime ve bozulma olmadndan bunlarn topraklar bi
zim topraklarmza benzemez. Grevlerinin tam bir boyun ei iinde varolar
imar etmek olmas da, bu glerin gkleri harekete geirmeleridir.
58 Buraya kadar olan cmlelerle gklerin maddeden aynk akllar anlatlmtr,
bunlarn ileri, nefislerde olduu gibi harekete geirme deil, akletme, dn
medir. Bu nedenle bunlar, yneticiyle daha ok grrler, madde zerinde ta
sarruftan ve i yapmaktan ycedirler. Yaratlmlarn ilk ilkeye en yakn olanlar
bunlardr.
59 Buraya kadar olan cmlelerle de gerekte ilk yaratlan varlk olan ilk akl anla
tlm; genel olarak, madde ve sreden akn olmalar nedeniyle akllarn zama
nn etkisinden korunmu olduklar; bunlar, zsel ncelikle ncesiz (kadim) ol
duklarndan, aralarnda zamansal bir ncelik fark olmad iin, babann dere
cesinin oulun derecesinden daha yksek olduu anlatlmak istenmitir.

48
HAY BIN YAKZAN
(bn Tufeyl)
ibn tufeyl ve "hay bin yakzan" zerine

Hayat

slam dnyasnda bn Tufeyl, Batda Abubacer adyla tannan ve


Endls'n yetitirdii en byk slam dnrlerinden birisi
olan Ebu Bela Muhammed bin Abdlmelik bin Muhammed bin
Muhammed bin Muhammed bin Tufeyl el-Kaysi, 1106 ylnda Gr-
nata'nm 65 kilometre kuzeydousundaki Vadi'l-A'ta (bugnk
Cdiz) dodu. Araplar arasnda ve Endls'te ok nemli bir yeri
olan nl Kays kabilesine mensub olan ibn Tufeyl ayrca el-End-
lsi, el-Kurtubi ve el-bili olarak da anlr. Knyesinin Ebu Cafer
olduu sylenirse de yaygn olan Ebu Bekedir.
bn Tufeyl'in ailesi ve grm olduu eitim konusunda kesin
bilgilere sahip deiliz. Gmata'da hekimlik yaparken eyaletin vali
si ile yaknlk kurarak onun sr ktibi olduunu biliyoruz. Muvah-
hidi hanedannn kurucusu Abdlmmin'in oullarndan birinin
Septe ve Tanca valilii srasnda bir sre onun ktipliini yapt
da (1154) bilinmektedir.
bn Tufeyl, Muvahhidi Sultan Ebu Yakub Yusuf un zel he
kimliini yapt 1163-1184 yllan arasnda byk n kazanmtr.
Sultann ok yakn dostu olan dnrn onun vezirliini yapt
n syleyenler de bulunmaktadr. rencilerinden biri olan el-Bit-
ruci'nin onu "el-Kazi" (Kad) diye anmasna baklarak bir sre
yarglk yapt da sylenebilir. Fakat bunlara ilikin kesin bir bil
gi bulunmamaktadr.
Kesin olan bir ey varsa o da bn Tufeyl'in Sultann ok yakn
bir dostu olduu ve zerinde byk bir etkisi bulunduudur. n
l tarihi Abdlvahid el-Merakei bunu yle dile getirir: "Sulta

51
nn Ibn Tufeyl'e kar byk sevgi ve dostluu vard. Uzun sre,
gece gndz sarayda, onun yannda kaldm ve darya kmad
n sylerler."
bn Tufeyl'in Sultanla bu yakn ilikisi ve dostluu, Endls
bilim ve dnce hayatn nemli lde etkilemitir. Zamann
tm bilim adamlar saraya toplanm, almalar desteklenmitir.
Felsefe dnyasnn en nemli isimlerinden birisi olan bn
Rd de ite bu ortam iinde yetime imkn bulmutur. Ibn Tufeyl
kendisini Sultana takdim etmi, felsefe alanndaki almalarn
desteklemi, hatta ynlendirmitir.
Ibn Rd, Sultan Ebu Yakup Yusuf ile ilk karlamalarn y
le anlatr: "Mminlerin emirinin yanma girdiim zaman kendisini
bn Tufeyl ile yalnz buldum. Bana 'Gk hakknda filozoflarn d
nceleri nedir? Gk ezelden beri mevcut mudur, yoksa bir ba
lang zaman var mdr?' dedi. Bu soru beni dehete drd. So
ruya cevap vermemek iin bir kaamak aryordum. Felsefe ile u
ramadm syledim. nk bn Tufeyl ile ne konuup gr
m olduklarn bilmiyordum. Mahcubiyetimin nedenini anlad.
Bu nedenle konu zerinde bn Tufeyl ile konumaya balad. Aris
to'nun, Eflatun'un ve dier filozoflarn bu konuda sylediklerini
sergiledi ve din bilginlerinin onlara kar getirdikleri kantlar sra
lad. Zamanlarm zellikle bu bilimin incelenmesine harcayanlarn
biroklarndan daha isabetle bu bilimde vukuf sahibi olduunu o
zaman farkettim. Beni de o kadar kendi keyif ve halime brakt ki
ben de dncelerimi aklamaya ve felsefeye ilikin bilgimi ken
disine gstermeye baladm."1 Ibn Rd'n bu tankl hem bn
Tufeyl'in konumunu, hem de bilim ve dnceye kar taknlan
destekleyici tavr ak biimde ortaya koymaktadr.
Leibniz'in, "Araplarn yle filozoflar var ki onlarn uluhiyet
hakkmdaki his ve fikirleri en yksek Hristiyan filozoflarn fikirle
ri kadar yksektir. Bunu Pococke'un Arapadan tercme ettii
'Philosophus Autodidactus' (Kendikendine felsefe, Hay ibn Yak-
zan) eserinden anlamak mmkndr."2 diye kendince onurlandr
d bn Tufeyl 1186 ylnda Merake'te hayata veda etti.
Emir Yakup'un hekimliini yapt yllarda zamannn byk
blmn Sultann zengin ktphanesinde geiren bn Tufeyl,
birok bilim dalnda uzmanlamtr. Yazmaktan ok aratrmay
ve dnmeyi seven dnr en ok tp, felsefe, gkbilim ve iirle
uramtr.

52
El-Bitruci ve bn Rd, Ibn Tufeyl'in tpla ilgili iki eserinin bu
lunduuna tanklk etmektedirler. Ne yazk ki bu eserler gnm
ze ulamamtr. Yine el-Bitruci, Kitab'l-Felekiyat adl eserinin n
sznde bn Tufeyl'in gkbilimde yeni dnceleri olduunu, hat
ta Batlamyus'un kuramn deitirmeyi amalayan yeni bir kuram
gelitirdiini sylemektedir.
Gnmze iirinden ancak birka rnek ulaabilen bn Tu-
feyl'i btn dnyaya tantan eseri, felsef roman Hay bin Yakzan,
dier adyla Esrar'l-Hikmeti'l-Merikiye'dr.

raki Hikmet ve Hay bin Yakzan

bn Bacce ve bn Rd ile birlikte Endls'n yetitirdii en byk


filozoftan birisi saylan Ibn Tufeyl, kendisine kadar gelien En
dls felsefesini inceden inceye deerlendirerek ulat sonular
Farabi, Ibn Sina ve Gazali sistemleriyle besler ve kendi anlayn
kurar. Bu nedenle onu belirli bir akm ierisine yerletirerek deer
lendirmek olduka gtr.
bn Tufeyl'de Aristocu felsefenin etki ve izlerini grmek ne
kadar mmkn ise, Eflatun ve Gazali sistemlerinin, dolaysyla ye
ni Eflatunculuun ve sufiin etki ve izlerini grmek de o kadar
mmkndr. Bu nedenle srf tanma ve tanmlama kolayl bak
mndan hep yaplageldii zere onu raki bir filozof, daha doru
su hakim saymak yanl olmaz. Fakat rakilii salt Shreverdi-i
Maktul'n sistemletirdii doktrin olarak anlarsak bunun doru
olmad da sylenebilir. nk bn Tufeyl ne Shreverdi'yi, ne de
doktrinini tanmtr. Ne var ki yntemleri ve var noktalar bak
mndan ele alndnda ikisi arasnda yakn bir akrabalk, hatta ay
nlk grlmektedir. Bu da esaslar bakmndan raki hikmetin k
kenlerinin ok eskilere dayanmasndan, deiik corafya ve gele
nekler ierisinde canlln korumu olmasndan ileri gelmektedir.
Shreverdi, Heyakil'n-Nur (N ur Heykelleri) adl eserine, "Ey
Kayyum, bizi nurunla glendir, nur zerine yerletir ve Nura
doru gtr." cmlesiyle balar. "N ur" szcnn defa tekrar
edilmesiyle dikkat eken cmle, raki hikmetin en kestirme tan
mn vermektedir. Bunu daha iyi anlayabilmek iin cmledeki bi
rinci "nur"un saf akl, ikinci "nur"un bilgiyi, nc "nur"un da
nurlarn nuru olan Tanr'y simgelediini bilmek yeterlidir.

53
Shreverdi'nin cmlesinden hemen anlalaca zere raki
hikmetin anahtar szc akl, bilgi ve Tanr'dr. kavramn
da ayn szckle, "nur" szcyle dile getirilmesi, birbirleriyle
olan sk ilikiyi, banty ortaya koymaktadr. Cmledeki nemli
bir nokta da "Bizi nurunla glendir, nur zerine yerletir" dilek
lerinin belirledii tavrdr. Bu tavr, dile getirilen durumlarn do
rudan insana, insann istem ve abasna bal olmadn, tersine
"Kayyum "a, yani Tann'ya bal olduunu gstermektedir. Bu, in
sann yeteneklerini ve abasn yoksaymak anlamna gelmemekte
dir kukusuz. Fakat istemekle, aba harcamakla, Bayezid-i Bista-
mi'nin deyimiyle sylersek "aramakla" sonuca, mutlak gereklie
ulalamayaca gereini dile getirir. Yoksa, geree ulaanlarn
yine de "arayanlar" olduu aktr.
Ibni Tufeyl'in anlay asndan bakldnda "aram ak", iki
ynl bir abay gerekli klar. Birincisi gzlem ve deneylerle peki
tirilen dnme (tefekkr), kincisi de arnmadr. Dnme, nesne
ler dnyasndan balayarak en yce gerek olan Tanr'nm bilgisine
ulaana kadar akim btn imknlarn sonuna kadar kullanma;
arnma ise, ulalan bilginin tadlmasn salayan sezgiye (kefve il
ham) ve TanrTda yok olmaya ulamak iin nefsi ve ruhu, baka bir
deyile Tanr'nm tecelli yeri olan kalbi dnyevi ilgi ve eilimler
den, kir ve pisliklerden temizleme abasn dile getirir.
Geri yalnz aklla, yani felsefecilerin yntemleriyle Tanr bil
gisine ulamak da mmkndr, fakat bu bilgi, doru olmasna
karn "anadan doma bir krn evresi hakknda edindii bilgi
ye" benzer. Bu bilginin en belirgin zellii "ak" olmamasdr. Da
ha da nemlisi bu bilgiden dolay bir "zevk" duyulamaz, saf m
ahedeye erilemez. Ibn Tufeyl'in bu bilgiye kar nerdii yntem
le ulalan bilgi ise ak ve kendisinden dolay bir "zevk" duyulan,
saf mahedeye erdiren bilgidir.
"Gerek bilgi iki esasa dayanmaldr: Akl ve Sezgi. Bilgi, de
neyin akl ile ve akln da sezgi ile uygunluudur. nsan geree
ulamada gerek paralardan btne (istikra), gerekse btnden
paralara (ta'lil) akl yrtme yolunu da aarak kendi iinde bulu
nan sezgi na da ynelmelidir. nk, Allah'n zat srf nurdur.
Nur ilahi zat alglayabilecek olan insann iindeki nuru uyandr
mak ve parlatmak, sadece duyularn, akln ve ruhun zel terbiyesi
ile mmkndr ve ancak Allah hakknda bu suretle elde edilecek
bir bilgi bize bizzat zat verebilir."3

54
Konuya biraz daha yakndan bakldnda raki hikmetin bir
varlk kuram zerine bina edildii grlr. Buna gre varlk, Tan
r'nn srekli tecellisinden, tecellilerin somutlamasndan olumak
tadr ve varolu her an yenilenmektedir. Bu olay gne nlarnn
tamas, dnyay kuatmas, grnr klmas olay ile simgelene-
bilir. Ibn Tufeyl'in benzetmesiyle sylemek gerekirse evren, gne
in karsndaki ilk aynadan balayarak bir aynalar dzenei iin
de gnein suretinin aynadan aynaya yansyarak son aynadan su
ya yansmasndan baka bir ey deildir. Dolaysyla Tanr bilgisi
ne ulamann en salkl yolu tecellileri alabilmeye, o da insann
maddi ve manevi pisliklerden arnmasna, kalbini bir ayna gibi
parlatmasna baldr. Kalb bir ayna durumunu almca tecelliler
orada yansmaya, e deyile irak (aydnlanma) olay, balar.
zetlemek gerekirse Ibn Tufeyl'in felsefesi, Garaudy'nin ye
rinde adlandrmasyla "nebevi felsefe",4 rasyonel dnceden yo
la karak kef ve ilhama ulaan ve bu nedenle son noktada sufilik-
le akan bir "zevk yolu" dur.5 te Hay bin Yakzan bu bilgilenme
ve Tanr'ya ulama yolunun Hay bin Yakzan'm serveni evresin
de somutlatrlm yksdr.
Hay bin Yakzan, tabiat gerei sembolik elerin olduka fazla
olduu bir eserdir. bn Tufeyl, romanmn felsefi yklemini olaylar
aracl ile olabildiince yalnlatrm olsa bile, birtakm bilgilerin
ehli olmayanlara ulamasn engelleme dncesi ile rtk bir an
latm yolunu tutmutur. Bu nedenle romann ve mesajnn kavra
nabilmesi iin, mahremiyetini fazla kurcalamadan, baz n bilgiler
vermeyi yararl gryoruz.
bn Tufeyl, Hay bin Yakzan ile zamannda byk tartmalara
yol aan sorunu zmlemeyi amalamaktadr:
1 nsan kendi bana, hibir eitim ve retim grmeksizin,
doay inceleyerek dnme yoluyla "insan- kmil" aamasna
ulaabilir, baka bir deyile insani nefs, faal aklla birleebilir.
2 Gzlem, deney ve dnme yoluyla elde edilen bilgiler,
vahiy yoluyla gelen bilgilerle elimez, yani felsefe ile din arasnda
tam bir uygunluk vardr.
3 Mutlak bilgilere ulamak btn insanlarn stesinden ge
lebilecei bir ey deildir. Yce gerekliklere ulamak bireysel bir
olaydr.
Hay bin Yakzan, insann kendi bana "insan- kmil" aamas
na ulaabileceini kantlamaktadr. Romann kahraman Hay, b

55
tn mrn kimsesiz bir adada geirmektedir. Bir varsayma gre
ssz adada topran mayalanmas sonucu kendiliinden tremi,
dier bir varsayma gre de baka bir adada dnyaya geldikten
sonra bir sandk iinde denize braklm, bylece iinde yaad
adaya srklenmitir.
Bir ceylan tarafndan beslenip bytlen Hay, elli yl iinde
duyulur dnyann yaln gereklerinden adm adm en yce ger
eklie, Tanr'ya ular. Bu uzun sre ierisinde Hay, Tanr'nn
"dtaki ayetleri", gstergeleri olan evreni, varlk kitabn gzlem
ve deneylerle, kyaslamalar ve akl yrtmelerle zer, varolu ne
denlerini, anlamlarn, Tanr ile olan bantlarn kavrar. Akln im
knlarn sonuna kadar kullanmasndan, sk bir rizayetle kalbini
artmasndan sonra mahedeye, yetkin insan aamasna ular.
Yetkin insan aamasna ulaan Hay, uzlete ekilmek amacyla
adasna gelen Absal ile karlar. Absal, sufi eilimli olmakla bir
likte vahye dayal inanc, dini simgelemektedir. Hay'm konumay
renmesinden sonra birbirlerine servenlerini, sahip olduklar
bilgileri anlatrlar. Hay, Absal'm aktard btn bilgileri onaylar,
dinin emir ve yasaklar ile kendisini ykml klar. nk iki bil
gi arasnda bir aykrlk yoktur. ki bilgi, ayn gerekliin farkl iki
formundan baka bir ey deildir.
nc tezin kantlanmas Hay'm toplumsal bir snavdan
gemesini gerektirmektedir. Asal, yaad ada halknn durumun
dan sz edince Hay, oraya giderek insanlar uyarmaya, ulat
gerekleri onlara aktarmaya karar verir. Birlikte Absal'm adasna
giderler. Hay insanlara dnyann gerek yzn, dnya hayatnn
bir oyun ve elenceden baka bir ey olmadn, asl olann te
dnyaya hazrlanmak, bu dnyada tanr mahedesine ermek ol
duunu anlatmaya alrsa da btn emekleri boa gider. nk
insanlarn yaps, yaratl, yetenekleri farkldr ve yce gereklik
lere ancak az saydaki stn yaratll insanlar ulaabilirler. Bu
gerei anladktan sonra Hay, Absal ile birlikte adasna dner ve
hayatlarn kendilerince srdrrler.
Merakei, Hay bin Yakzan'm filozoflara gre insann kkenini
gstermek amac ile yazldn syler. Romana bu adan bakln
ca Hay bin Yakzan'm dnyaya gelii konusundaki iki varsaym
dan birinciyi, yani "kendinden treme"yi esas almak gerekir.
Carra de Vaux'ya gre de bn Tufeyl bu romanyla skolastik
yeni Eflatunculuun tabiat ve akla uygun olduunu gstermek is

56
temitir. Filozof domu bir adam hibir renim grmeden akl
ve doann tecrbe ve ilhamlaryla yeni Eflatuncu doktrine rahat
lkla ulaabilir. Yeni Eflatunculuk yaktrmas bir yana braklrsa
bu yaklamn da romanda kendisine bir yer bulacan sylemek
mmkndr.
Ibn Tufeyl, Hay bin Yakzan'da Hay bin Yakzan'm hayat deneyi
mi dolaysyla doal, scak, kendisi ve evresiyle bar iinde, evre
nin dzeni ile uyumlu ve tevhidle ykl ideal bir hayat biimini
somutlatrmaktadr. Bizce romann zerinde en ok durulmas,
dnlmesi gereken yanlarndan birisi budur. Hay'm sergiledii
yaama biimine bugn artk tamamen yabanc olduumuzu sy
lemeye gerek yok. Ne ki, bunun nlebilecek bir ey olduunu
sylemek ok zor, hatta mmkn deildir.
Garaudy, Hay bin Yakzan'm anlam ve nemini yle dile geti
rir: "Felsefe ve tasavvufun, btnl iinde dnce ile hayatn,
ilim ile imann birliini gsteren Ibn Tufeyl'in felsefi roman insan,
tabiat ve Allah arasndaki ilikilerin bilincine varlmas ve yaratl
mas hususunda felsefeye Heraklit ve Empedokles'den bu yana 16
asrdan beri Batda kaybetmi olduu tm boyutlar iade ediyor."6

Etkisi

Dnyada felsefi romann olduu kadar Robinsonad/adasal roman


trnn de ilk rnei olan Hay bin Yakzan, Batda 14. yzyldan
balayarak byk yanklar uyandrm, en ok okunan kitaplardan
birisi olmutur. Hatta zmirli smail Hakk'nn sylediine gre n
giltere'de "Kuaker"ler denilen bir Hristiyan mezhebinin ballar
tarafndan bir ahlak kitab olarak kabul edilmitir.7
Hay bin Yakzan, 14. yzylda Narbonne'lu Musa tarafndan Ib-
raniceye evrilir ve erhedilir. Latinceye ilk evirisi de 15. yzylda
Pico della Mirndola tarafndan yaplr. E. Pococke da Latinceye
ikinci evirisini yapar kitabn. Bu eviri Arapa metni ile birlikte il
kin 1671'de, daha sonra da 1700 ylnda Oxford'da yaynlanr.
ngilizceye ilk eviriyi Pococke'un Latince evirisinden Asch-
wel ile George Keit yapmlardr. Simn Ockley ise Hay bin Yak-
zan' 1711 ylnda Arapa aslndan ngilizceye evirerek yaynlar.
Romann Hollanda diline yaplan evirisi ilk olarak 1672 yln
da Amsterdam'da yaynlanr. Ayn eviri ikinci defa 1701 ylnda

57
Rotterdam'da baslr. Roman, "bn Tufeyl'in Felsefi Roman" "Hay
bin Yakzan'm Hayata", "Kendikendine Felsefe", "Doa Adam",
"Ruhun Uyan" ve "Dou Hikmetinin Srlar" gibi deiik adlar
la Franszca, Almanca, Rusa ve spanyolca gibi dier Avrupa dil
lerine de evrilmitir
Hay bin Yakzan Batda birok sanat ve dnr etkilemi,
onlarn sanat ve dncelerinin olumasna katkda bulunmutur.
"Batda tesiri ok byk oldu. Onun birok taklitleri yazld" di
yen Hilmi Ziya lken8 bunlarn en tannmlarndan birisi olarak
ada Bat felsefesinin kurucularndan olan Francis Bacon' ve
eseri Yeni Atlantis'i zikretmektedir.
Rousseau'nun Emil'ine, Thomas Morus'un topya'sna, Daniel
Defoe'nun Robinson Crusoe'suna Hay bin Yakzanm ocuu gz ile
bakanlarn says hi de az deildir. Batnn byk filozofu Spino
za da kendi felsefesini kurarken byk lde Hay bin Yakzan'dan
aldklarna dayanmtr.
Akit Gktrk, Edebiyatta Ada isimli almasnda ibn Tu
feyl'in etkileri konusunda yle der: "Onyedinci ve onsekizinci
yzyllarda byk ilgi uyandrm olan Hay bin Yakzan'm bu yz
yllarda gelien Robinsonad edebiyat zerinde byk etkisi oldu
u apaktr."
Bilindii gibi Robinson Crusoe'an sonra Batda "Robinsonad"
ya da "Adasal Roman" diye adlandrlan bir tr ortaya kmtr.
Bu nedenle Hay bin Yakzan ile Robinson Crusoe arasmdaki ilgi zel
bir nem tamaktadr.
Birok aratrmac ve yazar gibi Carra de Vaux da Daniel De
foe'nun ibn Tufeyl'den etkilendiini sylemektedir. Vaux, Les pen
seurs de Elslame adl eserinde bu husustaki dncelerini yle dile
getirir: "Robinson'daki fikirler, ahlak anlay, sistemler, her ey
apak kantlyor ki, Daniel Defoe, bn Tufeyl tarafndan yazlan
romann Latince tercmesinden esasl biimde etkilenmi ve esin
lenmitir."
Akit Gktrk, "Defoe'nun bu yky ngilizce evirisinden
tand sanlmaktadr. Robinson Crusoe' da kahramann ssz bir
adada 'her eyin zn deneylerle renerek' bir bakma tpk
Hay bin Yakzan gibi adm adm olgunlamas, kiiliin bir i dene
tim altnda aydmlan, doruya, iyiye, tann yoluna gelii din a
sndan tad anlamlarla ema ynnden bn Tufeyl'in yaptn
ok andrr. Defoe'nun Hay bin Yakzan'dan bu noktada etkilenmi

58
olduu dnlebilir." diyorsa da bir etkilenmenin szkonusu ol
mad grndedir. Aslnda kendisi olduka inandrc dayanak
lar ortaya koymu olmasna karn, bu konuda "inandrc daya
naklar ortaya konmamtr"9 diyerek konuyu geitirmektedir.
Ne var ki, bu grnde yalnz deildir Akit Gktrk. Boer
ve Garaudy de iki eser arasnda hibir iliki olmadn savunmak
tadrlar. Boer, "Crusoe pratik bir adam, Hay b. Yakzan ise muta
savvfane dnen adam tipidir."10 derken Garaudy de yle de
mektedir: "Bu ssz ada romannn Robinson hikyesi ile hibir ilgi
si yoktur. Robinson, adasna kendisiyle birlikte ferdiyetiliini, si
lahn, tarma elverili hale getirdii tabiat ve hakimiyeti altna al
d Cuma zerindeki iktidar arzusunu da getirmitir. Ayn ekilde
bu 'iyi vahi' olmad gibi, her eyi basksz fakat gelenek iinde
renen Rousseau'nun Emil'i de deildir."11
Dikkat edilirse Boer ve Garaudy konuya kahramanlarn tem
sil ettii dnya grleri asndan yaklamaktadrlar. Bu adan
bakldnda iki eser arasnda ilgi kurmak gerekten de mmkn
deildir. Hatta biimsel olarak bakldnda da ayrntlarda somut
bir benzerliin izlerine rastlamak ok zordur. Fakat bunlar Ibn Tu-
feyl'in etkileri konusunda ileri srlen grleri geersiz klmaya
yetmez.
uras bir gerektir ki, bn Tufeyl Hay bin Yakzan ile ortaya bir
"ilk rnek", son derece gzel ve zgn bir roman emas koymu
tur. bn Tufeyl'den etkilenenler bu roman emasn alarak gelitir
miler, kendilerine zg dnce ve yaklamlarla roman yeniden
ina etmilerdir. Bu nedenle kahramanlarn dnya grleri, yaa
ma biimleri arasndaki fark, bu temel gerei deitiremez. Kald
ki hibir yazar bir bakasnn yazdklarn aynen aktarmaz. Eer
aynen aktarrsa buna etkilenme ya da esinlenme deil baka bir ad
verilir.
bn Tufeyl'in Bat felsefesi zerindeki etkisini de onun Spino-
za ile gizli balantsn belirlemeye alarak ortaya koyalm. Leon
Gauthier Hay bin Yakzan'm Franszca evirisine ekledii girite u
bilgileri vermektedir: HollandalI Stanislav von Borkovvski adl bir
aratrmac Spinoza'ntn Genlii adl almasmda Spinoza'nm da
ha genliinden balayarak Descartes sisteminden uzaklatn ve
kendi felsefesini slam felsefesi ile karm bir Yahudi felsefesi te
meli zerine kurmak istediini tesbit etmitir. Spinoza zerinde s
lam felsefesinin etkilerini grmek mmknse de bunun nasl gel

59
dii konusunda belirgin bir ipucu bulunmamaktadr. Bir baka
aratrmac W. Meijer de, Spinoza'mn yayncsndan Hay bin Yak-
zan'm tercme ettirilerek yaymlanmasn srarla istediini tesbit
etmitir. Sonunda kitap evirilerek imzasz olarak yaynlanmtr
(Amsterdam, 1672). Ayn eviri ikinci defa yaynlandnda evir
men ad yerine S.D.B. harfleri konulmutur (Rotterdam, 1701). Bu
arada Meijer, Spinoza'mn kitaplarndan birisinin Hay bin Yakzan ile
birlikte ciltletildiini de tesbit etmitir. Durumu Borkowski'ye bil
dirir. ki aratrmac sonunda Ibn Tufeyl'in eserinin bizzat Spinoza
tarafndan evirildii sonucuna varrlar. kinci bask zerindeki
S.D.B. harfleri bir ananyme, yani evrik addan baka bir ey deil
dir. Bu harfler tersinden okunduunda Benedict de Spinoza adn
vermektedir.12
Hay bin Yakzan'm bizdeki etkilerinden sz etmek mmkn de
il. nk biz ne Ibn Tufeyl'i, ne de eserini tanyoruz.
Batllama sreci iinde "dnsel bir g", "ruhsal bir uyruk
deiimi" olay yaayan aydnmz deerlendirirken Sait Halim
Paa bunlarn "Bilgisizliin en ktsne, kendini bilmeme"ye d
tn sylyor.13
Gerekten de aydnmz toplumumuzun ahlaki ve manevi ha
yatn, toplumsal ve siyasal geleneini, kaynaklarn, anlayn, k
saca toplumun dehasn temsil eden, ulusal varln, dncesini,
kltr ve sanatn kuran deerleri kmsemi, aalam, bunla
r aratrma ve inceleme gerei duymamtr.
te bunun en somut rneklerinden birisini bn Tufeyl ve eseri
karsndaki durumumuz oluturmaktadr. Hemen hemen btn
dnya dillerine evrilen bu roman, dnsel katklar yannda, ay
n kltr ve inan dzleminde yer aldmz iin zgn Trk ro
mannn olumasnda nemli bir grevi yerine getirebilecei halde
bugne kadar gn na karlamamtr. Babanzade Reid tara
fndan yaplan tek Trke evirisi 1923 ylnda yaynlanan Mihrab
dergisinde tefrika edilmi ve ad geen dergi ile birlikte karanla
gmlmtr. Durali Ylmaz'n ocuklar iin yapt uyarlama da
ne yazk ki istisna olarak kalm ve gerekli ilgiyi uyandramam-
tr.
Babanzade Reid'in evirisini esas alarak Trkeletirdiimiz
bu metne, okum ay/anlamay kolaylatrmak amacyla gerekli
grdmz yerlerde notlar, aklamalar ekledik. Platon'un nl
maara istiaresindekine benzer bir hayata mahkm olduumuz

60
gnmzde Hay bin Yakzan, maaradan kamay baararak ger
ekler dnyasyla tanan ve geriye dnp rendii gerekleri ar
kadalarna anlatmaya alan kahramann ilevini grecektir inan
cndayz.
N. Ahmet zalp

Notlar
1 Abdlvahid el-Merakei, el-Mucib. Nakleden: Dozy, Tarih-i Islamiyet, eviren:
Abdullah Cevdet, stanbul, 1908, C. 2, s. 491-492.
3 Nakleden: Adnan Advar, slam Ansiklopedisi, "bn Tufeyl" maddesi.
3 Cavit Sunar, Islamda Felsefe ve Farab, Ankara, 1972, C. 2, s. 47.
4 Roger Garaudy, tslamn Vadettikleri, Pnar Yaynlar.
3 Takprzade, Mevzuat'l-Ulum, stanbul, 1313, C. 2, s. 337.
^ Roger Garaudy, tslamn Vadettikleri, Pnar Yaynlar, s. 132.
7 zmirli smail Hakk, "slamda Felsefe Cereyanlar'', Darlfnun lahiyat Fakltesi
Mecmuas, Say 19, s. 17.
8 Hilmi Ziya lken, slam Felsefesi, lken Yaynlan, stanbul, 1983, S 216.
9 Akit Gktrk, Edebiyatta Ada, Sinan Yaynlar, s. 76.
10 Nakleden: Adnan Advar, slam Ansiklopedisi, bn Tufeyl maddesi.
11 Roger Garaudy, Islamm Vadettikleri, Pnar Yaynlan, s. 130-131.
12 Bak: Nihat Keklik, "Felsefenin lkeleri", Felsefeye Giri 1, s. 141-142.
13 Sait Haim Paa, Toplumsal zlme, Burhan Yaynlar, s. 57.

61
giri

Tanr Adyla Balarm.

vg ve kr balangsz (kadim), en byk, en bilgin, en


bilge, en iyi, en cmert, en yumuak huylu, insana bilmediini ve
kalemle yazmasm reten Tanr'ya. O'na tm nimetler iin vg,
tm iyilikler iin kr. Tanklk ederim ki bir ve ortaksz olan
Tann'dan baka tapacak yoktur.
Yine tanklk ederim ki temiz yaratll, mucizeler denizi, ke
sin kant ve kahredici nl kl Muhammed O'nun kulu ve elisi
dir. Salat ve selam ona, soyuna ve onlara itenlikle uyanlara, hesap
gnne kadar.
Soylu, temiz ve itenlikli kardeim! Tanr sana sonsuzluk ba
lasn. Sana bitimsiz mutluluklar dilerim O'ndan. Benden slam
felsefecilerinin nderlerinden Ebu Ali bin Sina'nn1 Hikmet-i Meri-
ki (Dou Hikmeti)2 adl eserinde dile getirdii baz srlar akla
mam istiyorsun. Gerei olduu gibi anlamak isteyenler iin by-
lesi srlan aratrmak zorunludur. Sana bunlan gcmn yettii
lde aklamaya alacam.
stein, bende imdiye kadar hi tanmadm bir duruma er
meye, szcklerle tanmlanamaz, nitelenemez yce bir makama
ulamaya neden olan tatl bir hatray canlandrd. Ulatm bu
durum, bu makam, bu evrenin dnda bir evrendedir ve insan akl
knhn kavramaya g yetiremez. Bununla birlikte insan yle
sine tatl ve gnendirici bir bilgi denizine daldrr ki bu durumu
yaayanlar kendilerinde srlar btnyle gizleme gcn bula
mazlar. Duyduklar zevk ve coku onlar durumlarn aklamaya
zorlar.

63
Bu hale ulaan kimselerden bilgide derinlemeyenler hadleri
ni aarlar ve aklla badamayan, dinin d yzyle (zahir) uyutu
rulmas mmkn olmayan kimi iddialarda bulunurlar. te bu
nedenle kimisi "Kendimi tebih ederim, benim anm ne byk
tr", kimisi "Ben Hakk'm", kimisi "Cbbemin altnda Tanr'dan
bakas yoktur"3 gibi szler, zel deyimiyle "atahat" 4 sylemiler
dir.
eyh Ebu Hamid Gazali,5 bu dzeye (makam) ulatnda bi
limlerdeki yetkinlii sayesinde kendini bu gibi szlerden koruma
y baard. Fakat yine de aadaki dizeleri syleyerek durumunu
dile getirmekten kendini alamad:

Anlatamayacam haller yaadm


Hayra yor ve nasl olduunu sorma.

Ebu Bekir bin Sai,6 "bitimek" (ittisal)7 deyimini yorumlar


ken yle der: "Bir bilimi renmekte olan kimse, o bilim zerine
yazlm bir kitabn anlamn olduu gibi kavrad zaman, bilgi
nin bir dzeyde, buna karlk kendisinin o gne dein bulunduu
dier bir dzeyde kalmas mmkn deildir. Bilginin dzeyi ile
kiinin o bilgi sayesinde ulat dzey ayn olur. O bilgi kendisin
de kkletike zdekten (heyula), maddeden ve doal yaama ba
mllktan arnm, temiz, sekin ve tanrsal durumlar (ahval-i ila
h) olarak adlandrlabilecek birtakm yce bantlar gerekleir.
Ancak bylesi bantlar Tanr'nn kullan arasndan setii birka
mutlu kiiye nasib olur."
Ibn Sai'in deindii bu dzey dnme ve akl yrtme yo
luyla kazanlr. Hi duraksamadan, kuku duymadan kendisinin
de bu dzeye ulam olduunu syleyebiliriz. Ne ki orada kal
m, daha yukarlara kamamtr.
Bizim szn ettiimiz dzey ise Ebu Bekir'in ulam olduu
dzeyin ok stndedir. Geri bilgi ikisinde de birdir, fakat gzle
grmek baka, dolayml olarak edinmek bakadr.

Biber tanesi de siyah, ayyzl sevgilinin beni de siyahtr.


Her ikisi de can yakcdr ama bu nerede, o nerede...

Szn ettiimiz durum ve makam grlr. Ama ne ile? O


durumu grmeye zg bir ara vardr.

64
Bu araca bir "g" adn verebilsek de onu tam olarak adlan
drm olmayz. Yalnzca mecaz yoluyla bildirmi oluruz.
Sufilere zg szck ve terimlerde de bunu anlatabilecek do
ru bir deyime rastlanmyor. te senin istein zerine hatrladm
bu durum, bn Sina'nn Hikmet-i Meriki adl eserinde deindii
durumlardan biridir.
bn Sina yle diyor: "ile (riyazet) insan eite eite, ahlakn
anta arta yle bir noktaya getirir ki o, uzaktan grnen ve kimi
zaman parlayan, kimi zaman snen bir a dner. Gzne arada
bir gereklik nurlarndan ok az bir aydnlk ilimeye balar. Bu
aydnlk ona byk bir tat, zevk verir. Benliini kt huylardan
arndrmay srdrdke aydnlklar oalr, byr. Zamanla gz
aydnla alr ve o aydnlk sreklilik kazanr. ilede olmad
zamanlarda bile o durumlar, aydnlklar srekli grnr.
"Aydnlklarn her grnnde insan Tanr'ya doru bir ba
samak ykselir. Her ykselite de kendi durumuna ilikin gizli
noktalara iaret etmekten kendini alamaz.
"Giderek her gz asnda ve her zerrede Tann'y grecei bir
dzeye eriir. Bu aamada o, sevgisiyle sabit bir bildiklie ula
mtr. En sonunda aknl dinginlie dnr. Bir ayna gibi
Tanr karsnda yer alr ve isteine kavuur.
"Tanr'nm grnme yeri olduu iin benlii ile bir sorunu kal
maz. Ne var ki bu aamada ikircimden tmyle kurtulmu deil
dir. Kimi zaman benliiyle, kimi zaman da Tanr ile ilgilenir. Bu
dzeyi aabilirse benliini tmyle yitirir ve yalnzca Tann'y g
rr. Bundan byle benliiyle ilgilense bile bunu salt Tanr'nn g
rnme yeri olmas bakmndan yapar. te bu aamada gerek 'bir
leme' (vuslat) gerekleir."
bn Sina, szn ettii bu durumlarla Tann'y arayanlarn
zevk ve coku yoluyla ulatklar aamalan gsteren durumlan an
latmak istemitir. Yoksa bn Sai'in szn ettii akli kavraylar
sistemi iinde yer alan ve kyaslamalar yoluyla, ncller dzenle
mekle elde edilen durumlan deil.
Sufilerin (ehl-i zevk) bilgileriyle felsefecilerin bilgileri arasnda
ki ayrm bir rneklemeyle anlamaya alalm. Akl, zeks, duyu
organlan salam ancak iki gznden de yoksun anadan doma
bir kr gz nne getir. Bu kr doup byd kentin btn
evlerini, camilerini, hanlarm, sokaklarn ve insanlarn tam anla
myla renip tandktan sonra birdenbire gzleri alverir.

65
Gzleri alnca kentte bulunan her eyi, insanlar, yaplar,
sokaklar grmezlik dneminde edindii bilgilere, duyduu ta
nmlara, gstergelere tam tamna uygun bulur. Eski bilgilerine ay
kr den, onlarla elien hibir ey ilimez gzne. Tmn te
ker teker tanr, bilir.
Fakat bu yeni durumda kendisinde biri dierine bal iki ey
duyar. Birincisi, bu yeni bilginin ncekinden daha ak olmas;
kincisi ise, bu bilgi nedeniyle byk bir tat almasdr.
te ermilik (velayet) aamasna ulamayan, bilgiyi akl yrt
meler, karmlamalar (istidlal) yoluyla kazanan kimselerin duru
mu, anadan doma krn grmezlik dnemindeki durumuna
benzer. Tanmlamalar ve gstergeler yoluyla belledii nesneler ise,
bn Sai'in doal yaamdan soyutlayp ycelttii, Tanr'mn yalnz
ca sevdii, setii kullarna baladn syledii ve "tanrsal du
rumlar" olarak nitelendirdii eyleri simgelemektedir.
Ermilik aamasna ulaan ve Tanr tarafndan kendilerine an
cak simgesel olarak "g" diyebileceimiz ey balanan kimsele
rin durumu ise, krn gzleri adktan sonraki durumuna ben
zer. Bu ikinci durum bazan kimilerine almakszn, salt tanrsal
bir vergi olarak doutan balanr.
Aralarn ayrmaya ve ayrmlarn belirlemeye altmz d
nr ve felsefecilerin kavray ile sufilerin kavrayndan birinci
siyle fizik evrene, kincisiyle fiziktesine ilikin kavraylar anlatl
mak istenmemitir. nk bu iki bilgi arasndaki ayrm aktr ve
aralarnda hibir benzerlik yoktur. Bu iki kavray biiminden
amacmz her ikisinin de ayn soruna, yani fiziktesine ilikin bil
gileridir.
Felsefecilerin fiziktesine ilikin dnme ve karmlar yo
luyla edinilen bilgileri ile sufilerin ayn soruna ilikin bilgileri ara
snda her ikisinin de gerek ve doru olmalar bakmndan bir
benzerlik ortaya ksa bile, yine de birbirlerinden ayrt edilmesi
zorunludur.
Doal olarak ikinci bilgi, kavray daha ak ve daha doyuru
cu olmas bakmndan dierinden stndr.
ibn Sai sufileri bu zevki andklar, akladklar iin ayplaya
rak bu tadn imgelem (tahayyl) gcne zg olduunu savun
mu, gerek mutlulua erienlerin durumunu anlalr bir dille
aklayacana sz vermitir. Ne yazk ki, ya kendisinin syledii
gibi ilerimin okluu nedeniyle zaman bulamadndan, ya da

66
szn yerine getirmeye kalktnda kendisinin insanlar dnya
lk edinme ve toplamada gereken yollan ve hileleri kullanmaya is-
teklendirmesi, tevik etmesi durumuyla elien birtakm eyleri
aklamak zorunda kalaca ve dolaysyla kendisini yalanlamak
ve iyzn herkese ilan etmek istemedii iin sznde durma
mtr.
Zorunlu olarak biraz konu dna ktk. imdi asl konumuza
dnelim.
Kardeim, yukarda fiziktesine ilikin iki tr bilgi olduunu,
bunlarn rneklerini ve bu bilgilerin yntemlerini akladm. Senin
istediin ey de bunlardan birisi olmaldr.
Eer zevk ve mahede8 ehlinden olmay seerek Tanr ile bir
liktelik (huzur)9 aamasna ulam ermilerin yaad, tatt du
rumu istersen yapacan ey onlar izlemek ve grmektir. Yoksa o
gereklii olduu gibi yazya dkmek mmkn deildir.
Bu gereklik szle, yazyla aklanmaya allrsa deiir. Fel
sefecilerin gittikleri yola gidilmi olunur. nk ylesi anlamlar
ses ve harf giysilerine brnr, mlk evrenine yaknlarsa, oldu
u gibi kalamaz, durum olmaktan karlar.
Bu yaklam kanlmaz olarak gereklie ilikin birok farkl
anlatmn ortaya kmasna yol aar. Bu da kimilerinin sapmasna
ve doru yolda yryenler hakknda kt zanlara dmelerine
neden olur. nk gerekliin alan alabildiine genitir. Her eyi
kuatr. Onu kuatmann, snrlandrmann yolu yoktur. Bu ylesi
ne karmak ve iinden klmaz bir yoldur ki, onu herkes ancak
alabildii kadar anlatabilir.
Felsefecilerin izledii yoldan, onlarn yntemleriyle gerekli
in aklanmasn istersen, ite o zaman konu aklanabilirlik, yo-
rumlanabilirlik kazanr. Ne ki bu da byk iksiri (iksir-i azam)w
bulmaktan daha etin bir itir. ylesine almaz, ylesine garabet
lerle doludur. Bu nedenle pek az kimse stesinden gelebilmitir.
stesinden gelebilenler, bu baary gsterebilenler ise ulatklar
gereklikleri ancak simge ve gstergeler yoluyla dile getirmiler
dir. nk Muhammedi yasalar srlarn aa vurulmasn yasak
lamtr.
Aristo11 ile Farabi'nin eserleriyle12 ve bn Sina'nn ifa'syla
gelen felsefenin bu ama iin yeterli olduu sanlmasn. Dnr
lerin bu konuda yazdklar da doyuruculuktan, zmleyicilikten
ok uzaktr.

67
Endls evresinde mantk ve felsefe yaygnlk kazanmadan
nce burann stn yaratll insanlar btn mrlerini matema
tiksel bilimlerde tketmilerdir. Bu bilimlerde en yetkin noktaya
ulamay baarmlarsa da orada kalmlar, onu aamamlardr.
Sonra gelenler matematiksel bilimlere birazck mantk eklediler.
Fakat yetkin gereklie ulaabilecek kadar ykselmediler. Hatta
kimileri,

Anladm ki te bilimleri ikidir


Bu ikiden fazla deildir.
Birisi renilemeyen gereklik,
Dieri renilmesi yararsz yanl.

dizeleriyle gszlklerini aklamak zorunda kaldlar.


Daha sonra gelenler ncekilere gre felsefeden bir dereceye
kadar tat alarak gereklie biraz yaklamlarsa da ilerinde bn
Sai'i aan, ondan daha salam bir dnceye ulaan kimse yok
tur. zlerek syleyelim ki o da lmne kadar sinesinde sakla
d bilim gmsn kendisiyle birlikte toprak altna gtrm
tr.
bn Sai'in ortada bulunan eserlerinden birka kitap dn
da benlie, tevhide, manta ve doaya dair olanlarnn tm ek
sik kalmtr. Bunu kendisi de itiraf etmitir. nemli eserlerinden
olan ttisal (Bitime)13 adl kitapndan ise anlam karmann zor
ve kimi blmlerde dil ve anlatmnn bozuk olduunu syleyerek
uygun bir zamanda yeniden yazacana sz vermi fakat szn
yerine getirememitir. Bu adamn kendisine yetiemedim. Hakkn
da edinebildiim bilgi de bu kadardr.
bn Sai'in dzeyine ykselemeyen ada dnrlerden
birtek kitap olsun grmedim. Onlardan sonra bizim kuak gel
mektedir. adalarmzn bir bl henz yol yrmektedirler.
Yetkinlik dzeyine ulaamamlardr. Bir bl de yolculuktan
ylm, yolun yarsnda kalmlardr. Kimilerinin de ne durumda,
hangi aamada olduklarn imdilik bilemiyoruz.
Farabi'nin bize ulaan eserlerinin ou mantk zerinedir. Fel
sefeye dair olan kitaplar saysz ikircimler, sonsuz kukular iinde
boulmutur.
Szkonusu filozof, Millet'l-Fazla adl eserinde kt ruhlarn
ldkten sonra sonsuza dek lsz aclar iinde yuvarlanacakla-

68
nn sylerken Siyasetti'l-Medeniye adl kitabnda bunlarn yoklua
karacaklarn, ancak yetkin ruhlarn srekli olacan ne sr
mtr.
Ahlak adl eserinde de insani mutluluun yalnz bu dnya
yurduna zg olduunu sylemitir. Dier gr ve szlerinin t
m de birer sabuklama ve hurafeden baka bir ey deildir.
rneklersek, tm yaratlmlar Tanr'nm rahmetinden umut
suz klm, iyinin de ktnn de sonunun yokluk olduunu syle
mitir. Bu balanamaz bir yanltr. Bir baka byk yanl da
peygamberlik hakkmdaki inancdr. Peygamberlii yalnzca imge
leme gcne (tahayyl) zg bir i olarak nitelemi, felsefenin n
bvvetten daha stn olduunu ve burada aklanmasna gerek
olmayan daha bir sr benzer grler ileri srmtr.
zetle Farabi bunlara benzer daha birok yanla dmtr.
Bunlarn zerinde durmay, tmn aklamay gerekli grmyo
ruz.
Ibn Sina'ya gelince o, Aristo'nun eserlerinde yeralan sorunlar
yorumlamay stlenerek onun anlay dorultusunda konumu,
ifa adl byk eserini de onun felsefi anlay zerine kurmutur.
Kendisi bu durumu eserin "Mantk" blmnde belirttikten sonra
kendi temel anlaynn ona muhalif olduunu aklayarak gerei
arayanlara rakiye (Iklk)14 felsefesi zerine yazd esere (Hik-
met-i Meriki) bavurmalarn salk vermitir.
Aristo'nun kitaplaryla ifa'y zenle inceleyen kimseler i
fada Aristo'ya dayanmayan, ondan aktarlmayan birtakm eyler
de bulunmakla birlikte ou yerlerde uyutuklarm, aktklarn
grrler.
Gerek Aristo kitaplarnn, gerekse ifaran ierdii gereklikle
re dikkat edilmez, yalnzca dyzlerine baklrsa hibirinden ya
rarlanlamaz. stenilen yetkinlie ulalamaz. bn Sina da szkonu-
su eserin balarnda bu gerei zellikle belirtmitir.
mam Gazali eserlerinin ounda halka seslenmeyi amalad
iin kimi eyleri yerine gre dmler, yerine gre zer. Bir
yerde kfr gerektirdiini syledii bir eyi baka bir yerde m-
bah klar.
Tehaft'l-Felasife adl kitabnda felsefecileri bedensel dirilii
(har-i cismani), inkr ettikleri, dl ve cezay yalnz ruhlara zg
kabul ettikleri iin kfrle itham ettii halde, Mizan adl yaptnn
balarnda felsefecilerin bu konudaki grleriyle sufilerin inan

69
larnn aktn, 'el-Munkz'da ise kendi inanlarnn da tasavvuf
nderlerinin inanlaryla uygunluk iinde bulunduunu, bu gere
e uzun aratrma ve tartmalardan sonra ulatn syler.
Gazali'nin eserlerini inceleyenler, ieriklerini gerei gibi gz
den geirenler szleri arasnda bu tr elikilere raslarlar. Miza-
n'l-Amel adl kitabnda bu durumu yle aklar:
"Gr ve dnceler e ayrlr:
1) Halkn iinde bulunduu dzey ve inan dorultusunda
dile getirilenler.
2) Soru sorann, rencinin durumuna gre dile getirilenler.
3) Dnrn kendi vicdani kanlar dorultusunda akla-
nanlar.
Bu nc gr ancak kendisiyle ayn inanc paylaan kim
seler anlayabilir."
Gazali grleri byle blmledikten sonra yle der: "Anlam
bakmndan birbiriyle elien bu szlerin hibir yarar olmasa bile
muhatab atalarndan yknme yoluyla ald inan konusunda
kukuya drmek gibi bir yarar vardr. Bu yarar doru yola ve
geree yneltmek iin yeterlidir. nk kuku duymayan kii
bakmaz, bakmayan grmez, grmeyen kr ve akn kalr."
Sonra da u dizeleri syler:

Grdklerini kabul et, sylentileri brak;


Gnei grenin Zhal'e ihtiyac kalmaz.

te Gazali'nin retim yolu burada grld gibi genellikle


simgeseldir. Onun szlerini anlayabilmek iin ya dorudan kendi
sinden dinlemek, ya sylenenleri kalp gzyle anlamak, ya da ya
ratltan simgeleri zmleyebilecek, anlayabilecek denli yetenek
li olmak gerekir.
Cevahir adl kitabnda baz eserlerinin ehli olmayanlar iin ka
pal olduunu, oysa bu eserlerde gerein apak bildirildiini
sylemektedir. Bildiim kadaryla bylesi kitaplarnn hibirisi En
dls'e gelmemitir. Bazlarnn geldii sanlrsa da bu doru de
ildir.
Bize ulaan eserleri, "maarif-i akliye, nefh ve tesviye" kitapla
r ile dier birtakm "mesail mecmualar"dr. Geri bunlarda da
birtakm antrmalar, gndermeler vardr ama bunlar nl eserle
rinde dank biimde bulunan aklamalardan fazla bir anlam ifa
de etmezler.

70
Makasd'l-sna adl eserinde kapal, simgesel anlatml san
lan eserlerindeki bilgilerden daha derin ve ince bilgiler olduu
halde, bu kitabn ak anlaml olduunu bizzat kendisi belirtmitir.
Bundan anlald zere bize ulaan eserlerinin hibirisi ehli ol
mayanlara kapal olan rtk anlaml kitaplarndan deildir.
Gazali, Kitab'l-Mikat'm sonlarnda tanrsal (ilahi) nurlarla
perdelenen kimselerin snflarn ve geree ulaanlar bildirip
akladktan sonra onlarn salt Birlik'e aykr bir nitelikle donan
m byk bir varln bilgisine ulatklarn syler.
Baz bilginler bu dncesinden dolay Gazali'nin iinden
klmaz dipsiz bir kuyuya dt vehmine kaplmlardr. Bu ve
himlerine dayanarak da Gazali'yi Tanr'nm zat konusunda oklu
a (irk) inanm olmakla sulamaya almlardr. Oysa Gazali
mutluluun en yksek dzeyine ulam, onurlu ve kutsal aama
lara erimitir. Bunda kimsenin kukusu olamaz. uras da var ki
sezgi (mkefe) bilimi zerine yazlm nemli eserleri bize ula
madndan snrlarnda dolatmz gerek bizim iin btnyle
akla kavumamtr.
Bizim elde edebildiimiz bilgi, Gazali'nin ve bn Sina'nn
eserlerini inceleyerek, birbirleriyle karlatrarak, amlamaya a
larak ve bunlara gnmzde ortaya kan grleri ekleyerek
edinebildiimizdir. Bu alma sreci iinde nce dnme yoluy
la belirli bir bilgiye ulatktan sonra imdilerde mahede yoluyla
pek az bir zevke erebildik. Bundan tr bu konuda bakalarna
aktarlmaya yarar sz sylemeye kendimizde yeterlilik ve yete
nek gryoruz.
Kardeim, itenliinize ve bana beslediiniz gvene dayana
rak renmi olduum gerekleri size aklayacam. Fakat, nce
temelden balamak, sonra aamal olarak asl amaca doru yr
mek gerekir. Daha ilk admda son aamadan sz aacak olursam
bu sana takliti olmaktan baka bir yarar salamaz. O da, hakkm
da gerekten iyi duygular besliyorsan.
Oysa sizin taklit aamasmda kalmanza gnlmz raz deil
dir. Burada kalmak, insan aamalarn en ykseine karmak y
le dursun, helak olmaktan kurtulmasna bile yetmez. Sizi daha
yksek aamalara, taklitilikten kesin bilginin doruklarna, dn
ce ve akl yrtme alanndan tanklk (iihud) evrenine ulatrmak,
izlediim yolu izlettirmek, getiim denizden geirmek ve grd
m eyleri gstererek bilginizi bilgimize baml olmaktan kur
tarmak istiyorum.

71
Bu dzeye ulamak iin ok zaman harcamak, baka uralar
dan ilgiyi keserek tm abay buna ayrmak gerekir. Eer paalar
n svayp btn gcnle bu amacn peinde koacak olursan,
amacna ulatnda ektiin zorluk ve sknlarm boa gitmedii
ni anlarsn. zlediin yolun bereketini, byk yararlarn grrsn.
Dahas Rabbini de honut etmi olursun. Rabbin de seni se
vindirir. Nereye ynelsen, neye gz diksen isteini, amacn ger
ekletirir.
Seni en doru yola, tehlikelerden uzak en gvenli yola ulat
racam umuyorum. stediin bilgileri Hay bin Yakzan adn verdi
im bir yk aracl ile iletmeye alacam. Ibn Sina'nn insan
lar yola girmek iin isteklendiren, zendiren, akl ve zek sahiple
rine ibret veren Hay bin Yakzan ile Salaman ve Absal mesellerinden
esinlenerek15 kurduum bu yky iyi izlersen Hay bin Yakzan ile
birlikte istediin gereklere ulaabilirsin.

Notlar
1 bn Sina (980-1037). Buhara yaknlarnda Efene'de dodu, Hemedan'da ld.
slam bilgin ve filozoflarnn en byklerinden biridir. Aristo felsefesinin am
lanmas niteliindeki nl ifa adl eserinden dolay Meai ekole bal bir filo
zof saylagelmitir. bn Tufeyl ise bu blmde grld zere raki saymakta
dr. Hemen her konuda eser veren -bunlann says yze yakndr- bn Sina,
ortaada Hipokraftan sonra en byk hekim olarak kabul edilmi, tpla ilgili
Kanun adl eseri 17. yzyln ortalarna kadar Avrupa niversitelerinde ders ki
tab olarak okutulmutur.
2 Hikmet-i Meriki, bn Sina'nn raki grlerini dile getirdii eseridir. Bu eserin
bir ksm kaybolmu veya tamamlanamamtr.
^ Bu szlerden ilki Bayezid-i Bistami, kincisi Hallac- Mansur, ncs de C-
neyd-i Badadi'nindir. Her de hi kukusuz gereklik bilgisine sahip yce
kimselerdir. Yazarn bunlar "bilgide derinlemeyenler" biiminde nitelemesi ol
sa olsa bilgi yetersizliinden ileri gelmektedir.
4 atahat, kendinden geme (istirak) durumunda bilin d olarak sylenilen sz
lerdir.
Ebu Hamid bin Muhammed bin Muhammed el-Gazali veya yalnzca mam Ga
zali, Gazali, Hccet'l-slam, Zeyn'd-Din gibi isimlerle tannan byk slam
bilgin ve sufisi. 1058 ylnda Horasan'da Tus kentinde dodu, 1111 ylnda ayn
kentte ld. Gereklii arama yolunda kelam ve felsefe menzillerinde konakla
dktan sonra tasavvufta karar klarak kukularndan kurtuldu. mrn ders ve
rerek ve kitaplar yazarak tamamlayan Gazali, slam dncesinde gerek an
lamda bir doruk, bir dnm noktasdr.
5 Ebu Bekir bin Sai. Endls'te Saragossa ehrinde dodu ve 1138 ylnda Fas'ta

72
ld . Gizde Ib n B a cce, B a td a A v em p ace a d y la tan n m tr. A risto v e F a ra b i'n in
izleyicisi olan bn Bacce rasyonalist bir filozoftur. Birok konuda eserler vermi
tir. Boer, slam'da Felsefe Tarihi adl yaptnda bn Bacce hakkndaki en salkl bil
giyi bn Tufeyl'in verdiini sylemektedir.
2 ttisal: Bitimek, ulamak, vasl olmak. Kulun yaratcsndan baka her eyden
ayrlmas, ruhunda Hakk'tan bakasn grmemesidir.
Zevk, tatma. meden nceki durum. Tanrsal tecellilerin balamas ile kalpte
oluan durum. Bunu ime (rb) izler. Onu da kanma (reyy). "Tatmayan bilmez."
Mahede: Tanr bilgisinin son aamas. Dnyasal olandan arnarak Hakk' bul
mak, grmek. Hakke'Tyakin. Yani Iraki'nin nl benzetmesiyle atee atlarak
yanmak, atee dnmek. Cneyd'in tanmlamasyla da "Kendini kaybederek
Tann'y bulmak".
^ Huzur: Kulun dnyadan uzaklaarak Tanr ile birlikte ve O'nun huzurunda bu
lunmas. Tanr zikrinin kalbi istila etmesi yoluyla gerekleen srekli huzur bi
linci.
10 ksir ya da byk iksir. lmszlk veren iki. Aynca madenleri altna evirece
ine de inanlmtr.
44 Aristoteles. M.. 384-322 yllar arasnda yaad. Gelmi gemi en engin zek
lardan biridir. Hocas Platon'un metafizik temelli felsefe anlayn reddederek
kendine zg yepyeni bir bilgi teorisi ve metafizie deil, manta dayanan bir
kavram teorisi kurdu. Baz felsefi dnceleri kimi slam bilginleri tarafndan
iddetle eletirilmesine karn ondan etkilenen filozoflar tarafndan Aristoculu
un bir uzants saylabilecek Meaiye (Gezimcilik) ekol kuruldu.
42 Farabi (980-1037). Trkistan'n Farab ilinin Vesic kasabasnda dodu. Meai
ekolnn en byk temsilcisi ve Aristo'dan sonra ikinci stad (muallim-i sani)
saylr. Memleketinde kadlk grevinde bulunmutur. En byk ve nemli ya
pt bir felsefe ansiklopedisi olan et-Talim's-Sani'dir. Bata Gazali olmak zere
birok slam bilgini tarafndan kfrle itham edilmitir.
43 Bu yaptn tam ad Kitab- ttisal el-Akl bil-lnsan'du.
44 rakiye, kkenleri ok eskilere uzanan, bireysel sezgi yoluyla aydnlanmaya da
yanan reti. slam dnyasnda Shreverdi-i Maktul (1155-1191) tarafndan sis-
temletirilmitir. rak szc n almas, gnein domas anlamlarn ie
rir. Bu nedenle bu retiye "Nur Felsefesi" de denilir. rakilere gre dnyasal
olandan arndka tanrsal evrenden tecelli eden a yaklalr. Ia yaklatka
n aydnl artar. Her basaman aydnl bir yukardaki basamana ulat
rr. Byelikle klar (nurii'l-envar) olan Tanr'nn btn anlamlan kapsayan
byk aydnlna vanlr. Nesnenin gereklii bu aydnlanma ile kavranr ve
doal olarak bu bilgi en stn ve gerek bilgidir.
45 Bu esinlenme kimilerinin sand gibi yk konusu ile ilgili deildir. ki eser
karlatrdnda iki metin arasnda isimleri dnda bir benzerlik olmad
grlr. Bu bakmdan bn Tufeyl'in yks tam anlamyla zgndr. Burada
sz konusu edilen esinlenme, bir dncenin ykleme yntemiyle aklanmas
biiminde kendini gstermektedir.

73
birinci blm

hay bin yakzan'n dnyaya gelii

Birinci Varsaym

ncekilerin bildirdiine gre Ekvatorun altndaki Hind adalarnn


birinde anasz-babasz insanlar varolmaktadr. Hatta Mes'udi'nin
sylediine baklrsa orada dpedz kadn biiminde meyveler
veren ve "Vakvak" olarak adlandrlan bir tr aa vardr.1
Adada byle olaand insan doumuna neden olan birok
etken vardr kukusuz. Bu etkenlerin banda adann hava koulla
r bakmmdan yeryznn en lman ve yce nurlar kabule en ye
tenekli yeri olmas gelmektedir.
Geri bu tez birok filozof ve hekimin gryle elimekte
dir. nk onlar yeryznn en lman yerinin drdnc iklim2
olduunu kabul etmektedirler. Bu nedenle de sz konusu adada
gerekletii ne srlen kendinden tremenin olabilirliini, Ek
vatorun yerel konumu nedeniyle bayndr olmay bakmndan
onaylamakla birlikte, ok scak olduu varsaymna dayanarak
reddetmektedirler.
Ne ki bu dncelerinde yanlmaktadrlar. Dnyann snma
nedenini aratrarak bu yanlgy kantlayabiliriz. Bilimsel verilere
gre snn varolu nedeni scak bir cisim, hareket ya da k olabi
lir. Acaba dnyann ssn oluturan neden bunlarn hangisidir?
Dnyann ss gnein ssndan gelmemektedir.3 nk g
nein kendisinde s yoktur. I alma yetenei yalnzca parlak ya
da mat youn cisimlerde bulunmaktadr. Gne ise youn bir ci
sim deildir. Fiziksel bilimler, gne gibi arkasn gsteren say

75
dam, younluksuz cisimlerin almadn kantlamtr. Ken
dinden ncekilerin zerinde durmamalarna karn Ibn Sina dr
dnc nerme (mukaddeme) zerine ortaya yeterli kantlar koy
mutur. Ksaca dnyann scakl gneten dolay deildir. Gne
in kendisinde s olmadna gre baka bir eyin snmasna ne
den olmas da dnlemez.
Dnyann ss hareketinden dolay da deildir. nk dnya
hareketsizdir. Hareket ettii kabul edilse bile bu hareketin ssna
neden olduu sylenemez. Eer dnyanm ss hareketinden gel
mi olsayd gece ile gndz ve mevsimler arasnda s fark olma
mas gerekirdi.
Gnein havay, dolaysyla dnyay stmas da sz konusu
edilemez. Bu da mmkn deildir. nk yere yakn olan hava
nn scak, ykseklerdeki havann souk olduunu gryoruz. G
ne havay stm olsayd kendisine yakn, dnyadan uzak hava
nn scak ve kendisinden uzak, dnyaya yakn olan havann souk
olmas gerekirdi.
Anlalyor ki s a baldr ve dnyanm scakl gne
klarnn etkisinden ileri gelmektedir. Gne n bir nokta ya
da kk bir daire zerinde toplayabilen merceksel bir cam, hatta
buz paras, belirli bir uzakla kadar karsndaki nesneyi yakabi
lecek bir s oluturmaktadr. Bu kk deney savmz ak biim
de kantlamaktadr.
Matematik bilimi4 kesin kantlarla ortaya koymutur ki, gne
ve dnya birer kre biimindedir. Gne dnyadan binlerce defa
daha byktr. Yeryznn yarsndan fazla ksm srekli gne
ten k almaktadr. Ik alan bu ksmn en scak yeri de k alma
yan kesimden en uzak ve n en ok younlat orta noktas
dr.
Yeryznn byk kesimini kaplayan k dairesi yzeyinin
en scak yeri, en ok k alan merkez blmdr. Bu k dairesi
nin merkezinden uzaklap evresine doru yaklatka k ve do
laysyla scaklk eit oranda azalmaktadr.
Ik alan kesimin merkezi burada yaayanlarn tepelerine g
nein dikey olarak indii yerdir. Gne Ekvator'da oturanlarn te
pelerine biri Ko, dieri Terazi burcunun banda olmak zere yl
da iki kez dik iner. Bunun dnda gne kuzey burlarnda bulun
duu alt ay sresince kuzey ynlerinde, gney burlarnda bu
lunduu alt ay sresince de gney ynlerinde doar ve batar.

76
Yaz gndnm denilen Yenge dnencesi ile K gndn-
m denilen Olak dnencesi altnda kalan yerlerde oturanlarn te
pelerine gne ylda ancak bir kez dikey durumda gelir. Bu iki
nokta arasnda yerler ise gnei ylda iki kere dik olarak alrlar. Fa
kat kuzey ve gneylerinde gnein bekleme sresi ayn olmad
iin s derecesinde lmanlk gereklemez.
Bu iki noktann kuzey ve gneyinde kalan yerlerde yaayan
lar gnei hibir zaman dikey olarak alamadklar iin buralarda
scaklk ve soukluk arasnda bir denge kurulamaz. Scaklk gide
rek azalr, soukluk artar. yle bir noktaya varlr ki artk souun
iddetinden dolay insanlarn yaamas imknsz hale gelir.
Bu aklamalar scaklk ve soukluun yalnz Ekvator'da den
geye kavutuunu gstermeye yeterlidir. Ekvator'da scak-souk
dengesi gerekletii iin hava koullar lmanlar ve buras ana-
sz-babasz doumlara en uygun ortam durumuna gelir.
Aslnda bu grn kantlanmas yaptmzdan daha ok
aklamay gerekli klar. Fakat bu kadar da sz konusu adada ana-
sz-babasz doumlarn olabilirliini gstermeye yeterlidir. Bu ne
denle sz daha fazla uzatmaya gerek duymuyoruz.
te kimi dnrler bu olabilirlie dayanarak Hay bin Yak-
zan'm ssz adada kendi kendine trediini kesin biimde savun
mulardr.

kinci Varsaym

Kimileri de kendinden tremenin samaln ne srerek Hay bin


Yakzan'n dnyaya geliine ilikin u yky anlatmlardr:
Hay bin Yakzan'n ortaya kt adann karsnda ikinci bir
ada daha vardr. nsanlarn yaad son derece byk, zengin ve
bayndr bir adadr bu. Bu ada kendini alabildiine beenmi, zor
ba ve ok kskan bir sultan tarafndan ynetilmektedir.
Sultann ok gzel bir kzkardei vardr. Kz evlilik ama er
dii halde sultan onu evlendirmekten kanmaktadr srekli. n
k kardeine kimseyi denk bulmamaktadr.
Sultann kz kardei akrabalarndan Yakzan adl bir genci sev
mektedir. Fakat korkusundan aa vuramamaktadr. Ak engel
tanmaz ve korkudan baskn kar. Bir gn iki sevgili trelerine uy
gun biimde gizlice evlenirler.

77
Zaman geer. Bir ocuklar olur. Adm Hay koyarlar. Kadn
Hay'dan dolay gizli evliliklerinin eninde sonunda ortaya kaca
ndan, aabeyi tarafndan renileceinden korkar. Bu her
nn de hayatlarnn sonu demektir. Dolaysyla ocuktan kurtul
malar gerekmektedir.
Annesi Hay' bir gece gzelce doyurduktan sonra bir sandn
iine yerletirir. Su almamas iin sand skca kapatr. Gvenilir
hizmetileriyle birlikte sand deniz kysna getirir. Yrei alev
alev yanmakta, ii kan alamaktadr. ocuunun lmesi ihtimali
iliklerine kadar titremektedir gen anneyi. Fakat yapabilecei hi
bir ey de yoktur baka. Tek gvenci Tanr'dr. Ellerini aar ve ya
karr Tann'ya:
"Rabbim, bu ocuu yoktan varettin. Rahim karanlnda rz
kn verdin. Dnyaya gelinceye dein bymesini, gelimesini
saladn. imdi acmasz ve zalim sultann zulm ve azgnln
dan korkarak onu yine senin koruyuculuuna teslim ediyorum.
Onu kurtarman, koruman diliyorum. Lutfeyle, onu zorba sulta
nn ellerine brakma."
aresiz anne, duasn bitirdikten sonra, ocuuna veda ederek
gz yalar iinde sand denize brakr.5
ocuun denize brakld gn, ylda ancak bir kez grlen
kabarma zamanna rastlamtr. Kabaran dalgalar sand hemen o
gece srkleye srkleye kardaki ssz adann kylarna gtrr.
Deniz ykseldii iin sular sand adann ilerine, kydan ok
uzak bir yerine srkler. Dalgalar sand rzgr, yamur ve g
nee kar korunakl, topra yumuak, aalar birbirine girmi
gnl elici bir orman iine atar. Sonra deniz yava yava alalr,
sandn bulunduu yerden ekilir. Rzgr, sandn bulunduu
ormann nne kumdan bir set oluturur. Bylece orman kabarma
zamanlarnda su basknlarndan korunur.
Sandn tahtalar, ivileri dalgalarla iddetli arpmadan do
lay iyice gevemi, yerinden oynam, kolayca sklecek bir du
ruma gelmitir.
Karn iyice ackan ocuk alamaya, tepinmeye balar. ocu
un sesini yitirdii yavrusunun acsyla gezinen bir ceylan duyar.
Sesi aratrr ve sandn yanna gelir. Sesin sandktan geldiini
anlaynca ayaklaryla sandn tahtalarn ekitirmeye balar. Za
ten iyice gevemi olan tahtalardan bir ksm sklr. Ceylan san
dn iindeki ocuu kendi yavrusu sanarak st dolu memesini

78
azna verir. Gzel style ocuu bir gzel doyurur. Bir daha da
terketmez onu. Byynceye kadar beslemeye, kendince byt
meye alr.
Kendinden tremeyi mmkn grmeyenlere gre Hay bin
Yakzan'm doumu, ortaya k yukarda anlatld gibi olmu
tur. Hay'm nasl bydn, yce aamalara nasl ulatn,
anasz babasz olarak ada doasnn gerektirdii biimde tredii
ni savunanlarn kuramlarn saptadktan sonra anlatacaz.

Birinci Varsayma Dn

H ay b in Y akzan'm salt topraktan trediine inananlar yle derler:


Adann bir yerinde bir miktar toprak zaman iinde mayalan
m hamur durumunu alr. Bu amur giderek yle bir kvama erer
ki, scak ksm souk ksmna, kuru blm ya blmne iyice
karr. Bu nitelikler birbiriyle ylesine kaynar ki, scaklk, souk
luk, yalk ve kuruluk arasnda tam bir uyum ve denge oluur.6
Mayalanan amur olduka byk bir ktledir. Ktlenin b
lmleri arasnda birleim ayrmlar, dolaysyla insan doasna uy
gunluk ve drt svnn -kan, balgam, safra ve sevd a/m eni- oluu
muna7 yetenek kazanma bakmndan ayrmlar ve aykrlklar var
dr. Ktle iinde en yetkin birleim, yani en uyumlu ve insan doa
sna en ok benzeyen blm orta ksmdr.
Ktlenin en yetkin birleim ve en uyumlu doaya sahip olan
orta ksm zamanla gebe kalmasma kabarmaya, imeye balar.
nk amur mayalanma ve zllenmenin son aamasna varm,
iinde ok sayda hava kabarc olumutur.
Oluumlar tamamlanan kabarcklar tam ortalarndan ikiye
ayrlrlar. Ortada kabarcklarla evrili bir boluk meydana gelir. Bu
yuva iinde kendisine uygun ve son derece uyumlu gksel (havai)
bir cisimle dolu kk bir kabarck oluur.
amur, geirdii bu oluumlardan sonra ruhu kabule hazr
duruma gelmitir. Bunun zerine Tanr'ya ilikinlii ve zgl
nedeniyle "Tanr emri" olarak anlan ruh8 yuvann ortasndaki k
k kabarc dolduran ince (latifi cisimle bir daha ayrlmayacak
biimde birleir.
Tanrbilim, Tanr emrinden olan ruhun gne klar gibi b
tn evrene srekli tatn (feyezan) ve nesnelerin yeti ve yetenek

79
leri lsnde onu aldn, kabul ettiini kesin kantlarla ortaya
koymutur.
Gne doduu zaman her cisim nasl kendi yeteneine gre
ondan bir pay alyorsa, her nesneye, her varla da Tanr emrin
den, ruhtan bir pay der. Szgelimi gne klar, alma yete
nei olmad iin saydam ve arkasn gsteren saf havaya nfuz
ederler. Havann gzle grlememesi bu yzdendir. Mat ve youn
cisimler ise biim ve renklerine gre kabul ederler. Bu nedenle
de gzle grlrler.
Ayna gibi parlak nesneler, parlaklklar orannda gne kla
rn alrlar, aydnlanrlar, ibkey ve merceksel aynalar ise ar l
lerde k aldklar iin belirli bir uzakla dein karlarnda du
ran nesneyi yakabilecek bir s olutururlar.
Gne klarn alma konusunda nesnelerin yeti ve yetenei
deiik olduu gibi Tanr emri olan ruhu alma, kabul etme konu
sunda varlklarn yeti ve yetenekleri de farkldr. Cansz nesneler
gibi ruhu kabul yetenei olmayan cisimlerde Tanrsal emrin etkile
ri aa kmaz. Bu cansz cisimler, gne klarnn nfuz ettii
havaya benzerler.
Bitkiler gibi ruhu alma, kabul etme yetenei az olan cisimler
tanrsal emirden ancak byme ve oalmalarn salayacak kadar
bir pay alrlar. Bu bitkisel cisimler, rneimizdeki gne klarn
ancak grlebilecek denli alan mat cisimler gibidirler.
Hayvanlar gibi ruhu kabule tam yetenekli olanlar zerinde
tanrsal emrin etkileri youn biimde aa kar. Bu tr cisimler,
andmz rnekte sz edilen parlak cisimlerin karldr.
Parlak cisimler arasnda, kabul yeteneinin basknl y
znden gnein biim ve niteliklerini gsteren cisimler olduu gi
bi, hayvanlar arasnda da ruhu snrsz lde alan ve bununla da
kalmayarak ruhun biim ve niteliklerini temsil eden insan tr
vardr. Nitekim, "Tanr Adem'i kendi biiminde {suret) yaratt" an
lamndaki Peygamber sz insandaki bu yeti ve yetenee iaret et
mektedir.
insanda yansyan, tecelli eden tanrsal ruh, eer insann doa
snda bulunan dier biimleri yok edecek kadar g kazanrsa -b u
durum ancak byk nebiler iin m m kndr- insan, anlan r
nekteki alma ve toplamada ar llere varan ve karsna
gelen nesneleri yakan merceksel aynann karl olur.

80
Yeri geldii iin bu aklamalar yapma gerei duyduk. imdi
asl konumuza dnelim.
Hay bin Yakzan'n kendinden trediine inananlar kuramlar
n yle tamamlamlardr:
Mayalanm ve kabarm amur ktlesinin tam ortasnda olu
an kabarca tanrsal ruh girince, Tanr buyruuyla, bir insan ol
mak iin gereken dier insani gler ruha boyun eerek hizmetine
girerler.
Ruhun barna olan kabarcn yannda bir kabarck daha
oluur. Bu kabarck ince zarlarla gze ayrlmtr. Gzler, birbi
rine geen ince yollarla birbirine balanmaktadr. Bu kabarcn
gzleri birinci kabarc dolduran gksel cisimden daha ince bir
gksel cisimle dolar. Gzlerine de ruha yardmc birtakm gler
yerleir. Bu gler ruhun korunmas grevini stlenirler. Ayrca
kendilerine gelen yce ve ince anlamlar birinci kabarckta bulu
nan ruha iletme grevini de yerine getirirler.
Ruhun barnak edindii kabarcn dier yannda, ikinci ka
barcn ters ynnde, ilk iki kabarc dolduran gksel cisimler
den biraz daha koyu bir gksel cisimle dolu nc bir kabarck
daha oluur. Bu kabarca da birtakm yardmc gler yerleir ve
ruhun saklanmas ve ilerinin ynetilmesi grevini stlenirler.
te bu kabarck, mayalanm amur ktlesi iinde akla
nan srayla oluan ilk organlardr. Bu organda<9>yerleen ruh ve
dier gler birbirlerine srekli gereksinim duyarlar. Ruhun dier
glere gereksinimi bir toplum yaps iinde bakann halka gerek
sinimi, glerin ruha duyduu gereksinim de halkn bakana duy
duu gereksinim gibidir.
Bu ilk organ ve barndrdklar gler, daha sonradan olu
acak organ ve glere gre bakanlk makamn igal ederler. Fa
kat dzeyleri birbirinin ayn deildir. nc organa oranla kinci
nin bakanl daha yetkindir. Ruh ise mutlak bakandr. Gler
den birinci takm ikinci bakanlk, ikinci takm da nc bakan
lk makamnda otururlar.
Birinci kabarckta bulunan gksel cisim, ruhla birleince tutu
arak kor halindeki bir am kozala biimini alr. Buna kout ola
rak kabarck da ayn biimdeki kat bir et parasna dnr. By-
lece ruhun taycs olan gksel iime salam bir korunak duru
munu alr. Bu et parasna "kalp" ad verilir.

81
Kalbin ierdii yce scaklk, yal azar azar ayrtrp d
ntrd iin gerek yce scakla besin olmak ve gerekse ayr
an paralarn yerini almak zere srekli bir yardma gereksinim
ortaya kar. Aksi durumda kalbin varln srdrebilmesi mm
kn deildir.
te bu nedenle ruh bir yandan yakt ve besin olmak zere
yardma, te yandan da kendisine alnmas gereken yararl ile atl
mas gereken zararly anlama ve ayrt etme gcne gereksinim
duyar. Beyin sahip olduu gler aracl ile alglama ve ayrt et
me, cier de barndrd glerle besin toplama grevini stlenir
ler.
Beyin ve cier de kalpte yerleen scaklktan ve kendilerine
zg olmakla birlikte kayna kalp olan glerden yararlanmak
zorundadrlar. Bunun iin bir yandan kalp ile cier, te yandan da
kalp ile beyin arasnda damarlar ve atardamarlardan oluan kimi
dar, kimi geni kanallar, ince ebekeler oluur.
Hay bin Yakzan'm anasz babasz, salt topraktan trediini sa
vunanlar onun treyii, oluumu hakknda doa felsefecilerinin
(tabiiyyun) bir bebein ana rahmindeki oluumu hakknda syle
dikleri, akladklar hibir noktay savsaklamadan kuramlarm ta
mamlamaktadrlar. Kuramlarnn temel dayana da insann olu
umu iin zorunlu olan kemik, deri, damar ve dier tm eylerin
oluum yeti ve yeteneinin mayalanm amur ktlesinde bulun
duu varsaymdr.
ocuun oluumu tamamlandktan sonra kendisini kuatan
balk rahim yarlr ve ocuk anadan doar gibi doar. zerindeki
amur tabakas gnein etkisiyle kuruyup dklnce ocuk ortaya
kar. Doal besini tkendii ve bu nedenle ackt iin alamaya
balar. O srada oradan yavrusunu yitirmi bir ceylan gemektedir.
ocuun sesini duyan ceylan onu kendi yavrusu sanarak besleme
ye, bytmeye koyulur.10
Hay bin Yakzan'm ortaya k zerine iki varsaym olduu
nu belirtmitik. Buraya kadar bu iki varsaym sergiledik. Bundan
sonras iin btn filozoflar ayn grte birlemektedirler. imdi
Hay'm hayat ve servenini anlatmaya geebiliriz.

82
Notlar
1 Vakvak aac insan meyveler veren mitolojik bir aatr. Mesudi'nin szn et
tii bu aaca bir in seyahatnamesinde de rastlanmaktadr. Bu seyahatnameye
gre bir Arap kralnn adamlar sekiz yl denizde kaldktan sonra bir adaya
karlar ve bu aac grrler. Meyveleri henz ocuktur ve srekli "vak vak" diye
barmaktadrlar. 1656 ylnda stanbul Sultanahmet meydannda isyanclarn
asld aaca da "Vakvak" ad verilmitir.
2 Eski corafya bilginleri dnyann zerinde yaanld kabul edilen ksmn ye
di eit paraya ayrarak her paraya bir iklim demilerdir. Bu iklimlerin snrlar
n belirlemek iin kabul edilen l, oradaki en uzun gnn sresi idi. Ebul Fi-
da'ya gre yeryznn yaanlan ksm 10-50 kuzey paralel daireleri ile snrl
dr. Buna gre birinci iklim 10 40'-20 27' dereceleri aras, drdnc iklim 33 37,
5' - 38 54' dereceleri arasdr. klim szc lke, blge, eyalet szckleri ile an
lamda olarak da kullanlmaktadr. Ebul Fida buna "avam iklimi" adm, enlem
derecelerine bal olan iklime ise "gerek" ya da "feleki iklim" adn vermekte
dir.
^ Buradaki bilgi ve kabullerin sekiz yz yl ncesine ait olduu gzden karlma
mal ve ona gre deerlendirmelidir.
^ Bu terim gnlk kullanmdaki yaln anlamyla anlalmamaldr. Matematik
(ulum-u riyaziye) say ve l temeline dayanan nicelik bilimlerinin genel addr.
Yunanca bilgi anlamna gelen mathema szcnden tremitir. Pratik gereksi
nimlerden domu olan en eski bilimdir.
^ bn Tufeyl yknn birok motifini Kur'an'dan almtr. Hay'n bir sandk iinde
suya braklmas Musa'nn suya braklmasn hatrlatmaktadr hemen. Firavun
Israiloullannm yeni doan erkek ocuklarn ldryordu. Musa dounca an
nesi endieye dt. nk dier ocuklar gibi onu da keseceklerdi. "Allah: Ey
Musa, istediin sana verildi, dedi. Zaten sana baka bir defa da iyilikte bulun
mu ve annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmitik. Musa'y bir sanda koy da
suya brak. Su onu kyya atar. Bana da, ona da dman olan biri onu alr. Ey
Musa, gznn nnde yetiesin diye seni sevimli kldm." (Taha: 36-39) Annesi
Musa'y bir sanda koyup suya brakt. Su sand Firavun'un bahesine getir
di. Firavun ve ei Asiye Musa'ya sevgi duyarak yanlarna aldlar. Musa bylece
Firavun'un saraynda byd.
** Antik inana gre evrenin temel eleri olan ate, hava, su ve toprak, btn
nesnelerin hamurudur. En basit bir canszdan insana kadar btn varlklar bu
drt enin eitli nicelikteki birleiminden oluur. nsan gvdesi elerin en
yetkin birleiminin sonucudur. Bu drt ge drt nitelii barndrr: Ate scakla
kuru, hava scakla ya, su yala souk, toprak soukla kuru niteliklere sahiptir.
(Aristoteles'e gre drt temel e drt temel niteliin -ate scakla kurunun, ha
va scakla yan, su yala souun, toprak soukla kurunun- etkisiyle olumu
tur.) Temel elerin bileim ve oluumlannda, barndrdklar niteliklerin ok
nemli bir etkinlii vardr.
^ Organizmann canlln bu drt sv (ahlat- erbaa) salamaktadr. Hatta eski fiz
yologlara gre insann karakterini bile bu drt sv belirlemektedir.
"Sana ruhtan sorarlar. De ki: Ruh Rabbimin emrindedir." (Kur'an: 17/85.)
^ Bu ilk organ kalp, beyin ve karacierdir.

83
Kimi yorumculara gre bn Tufeyl Hay'n bu oluumunu Kur'an'n ilk insann
yaratlmas ile ocuun ana rahmindeki oluum biimini birletirerek tasarla
mtr. Konunun daha iyi kavranlmas iin ilgili Kur'an ayetlerinden bazlarn
vermekte yarar gryoruz: "Biz insan kuru, zerinden yllar gemi, eskimi,
siyah, zl amurdan yarattk." (15/26), "Rabbin meleklere: "Ben kuru, zerin
den yllar gemi, eskimi, siyah, amurdan bir insan yaratacam. Onun yarat
ln tamamlayp ruhumdan flediim zaman ona secde edin." demiti"
(15/28-29), "nam pimi amur gibi kuru balktan yaratt." (55/ /14), "Allah
sizi yerden bir bitki olarak bitirdi." (71/17), "Oysa O sizi eitli aamalardan ge
irerek yaratmtr." (71/14), "Sizi topraktan, sonra erginlik ama ulamanz,
sonra da yalanmanz iin sizi bebek olarak dnyaya getiren O7dur." 40/67);
"Sizi annelerinizin karnlarnda karanlk iinde yaratmadan yaratmaya gei
rerek yaratmaktadr." (39/6), "Sizi adi bir sudan yaratmadk m? Onu salam
bir karar yerine koyduk, belli bir sreye kadar. ltk, bitik. Ne gzel biim
vereniz biz." (77/20-23). Rivayete gre Tanr dem'i yaratmay diledii zaman
melekler yeryznn her yerinden birer rnek toprak toplayarak ge karr
veya Mekke ile Taif arasnda bir yere brakrlar. yice kartrlan toprak zerine
krk gn ya da krk yl hzn yamurlan, arkasndan da bir gn ya da bir yl
mutluluk ve sevin yamurlan yadnlr. Toprak siyah ve kokumu amur (ha-
me), yapkan amur (tin-i lazib) aamalanndan getikten sonra Tanr dem'in
gvdesini ekillendirir. Gvde gne altnda uzun sre bekler ve dokunuldu
unda ses veren kurumu amur (salsaD durumunu alr. Bundan sonra Tann
gvdeye ruhundan fler.
dem cennetten karldktan sonra Hind'e, bir rivayete gre de Seylan (Seren-
dib) adasna konulur. Hay bin Yakzan'n tredii ada da Hind adalarndan biri,
kimilerine gre Seylan adasdr. dem'e ilikin bu bilgiler daha ok slam ncesi
' geleneklere dayanmakla birlikte slam bilgin ve tarihileri tarafndan da byk
lde kabul grm ve nakledilmitir. Ayrntl bilgi iin Taberi tarihine ya da
benzeri bir tarihe baklabilir.

84
ikinci blm

doann kucanda

Anne Ceylan

Hay' kendi yavrusu sanarak onun anneliini stlenen ceylan ken


dine barnak ve yurt olarak adann en otlu, meyve aalan en bol
ve verimli kesimini semiti. Bu nedenle semiz ve st boldu. o
cuun beslenmesine, onu emzirmeye son derece zen gsteriyor,
ondan yalnzca otlanmak zere ayrlyordu. Hay' ylesine sevmi,
benimsemiti.
ocuk da ona almt. Ceylan her gnk geli zamann bi
raz geirse, biraz ge kalsa alabildiine alar, lklar atard.
Hay'm alamasn, lklann duyan ceylan hemen ve koarak ge
lirdi yanma.
Adada yrtc hayvan yoktu. Hay gvenlik iinde byd bu
nedenle. ki yana dein ceylann bol style beslenerek byd,
geliti. Dileri kt, yrmeye balad. Artk annesiyle birlikte ba
rnaklarndan kyor, otlamaya gidiyordu. Yrrlerken annesi
admlarn onun minicik admlarna uydurmaya alr, yrmesi
ne yardmc olurdu.
Ceylan onu adann meyvesi en bol, en gzel olan yerlerine g
trr, en tatl yemileri, meyveleri ona yedirirdi. Kabuklu meyve
lerin sert kabuklarn kendi dileriyle krar, Hay'a yle verirdi. St
zaman gelince de hi savsaklamaz, hemen stn emzirir, susad
zaman su bana gtrrd. Elinden geldiince yakc gneten,
souktan korurdu. Akam olunca karnlar tok ve mutlu, barnak

85
larna dnerlerdi. Ceylan Hay' koynunda yatrr, kendi scayla,
sandk iinden kan giysi ve rtlerle sarmalar, strd.

Bir gn bir ceylan yavrusu snd yanlarna. Birlikte yaama


ya baladlar. yice almlard birbirlerine. Otlaklara, yaylaklara
birlikte gidiyorlar, karnlarn birlikte doyuruyorlar, birlikte kou
yor, oynuyorlar, geceleri de birlikte geiriyorlard.
Zamanla Hay annesine yknerek onun gibi sesler karmaya
balad. ylesine ustaca yknyordu ki, sesi bir ceylann sesin
den ayrdedilemiyordu.
Hay yaratlndaki farkllktan, yaratltan getirdii yetenek
lerinden dolay fazladan olarak dier hayvanlarn, kularn sesleri
ni de rendi. Baaryla yknyordu onlara da. Bununla birlikte
doal olarak en ok yknd sesler ceylanlarnkiydi. Onlarn
haykrlarn, barlarn, birbirlerine seslenilerini, ksaca kimi
zel durumlarda kardklar kendilerine zg tm sesleri ren
miti iyice.
te bu yzden yabanl hayvanlarla yaknlk kurdu. Ne kendi
si onlardan kayor, ne de onlar kendisinden rkyordu. Her biri
nin zelliklerini iyice renmi, birbirlerinden ayrmaya balam
t. Yalnz kald zamanlar hayvanlarn, kularn biim ve imgeleri
kafasnda canlanr, zerlerinde dnr, hayretle kimilerine sevgi
duyduunu, kimilerinden de nefret ettiini grrd.
Hay zamanla hayvanlarla kendisi arasmdaki ayrmn bilincine
vard. Hayvanlar daha bir ilgiyle gzlemeye, hayvanlar ve kendisi
zerinde dnmeye balad. Hayvanlar tyl, kll ya da ynly
dler. Kendisinden gl idiler ve hepsi de daha hzl kouyorlar
d. Gerektiinde kendilerini savunabilecekleri boynuz, di, trnak
ve pene gibi doal silahlara sahiptiler. Kendisi ise bunlarn t
mnden yoksundu. Onlara gre daha zayf ve gszd.
Karnn doyurmaya alrken kimi zamanlar hayvanlarn sal
drsna urard. Byle durumlarda kendisini koruyamaz, savuna
mazd onlara kar. Dahas kaamazd da. Ceylan yavrular boy
nuzsuz domakla birlikte ksa bir sre sonra balarnda ikier boy
nuz kyordu. Doduklarnda konuamyorlard, ama bir sre
sonra hzl bir biimde konumaya balyorlard. Oysa kendisinde
byle olmamt. Ne boynuzlar kmt, ne de onlar gibi koabili
yordu.
Hayvanlar doal olarak rtlydler. Gizlenmesi gereken

86
yerleri kuyrukla, ynle ve benzerleriyle gizleniyordu. Kendisi
bunlardan da yoksundu. Bu durum kendisine ar geliyor, zl
yordu.1
Hay bin Yakzan'n kendisi ile hayvanlar arasnda gzlemledi
i biimsel ve trel ayrmlar konusundaki dnceleri uzadka
uzad. Artk ya da yediye yaklamt. Kendisinde eksik ya da
bsbtn olmayan, bu yzden zararn ektii organ ve aralarn
tamamlanmasndan btnyle umut kesti.
Aklk sorununa bir zm olmak zere nn geni yaprak
larla rtt. Sarmaklardan bir kuak yaparak beline balad ve bir
ksmn kuyruk ilevi grmek zere arkasna sarktt. Ne ki yaprak
ve sarmaklar ksa srede kuruyup dklyordu. Bu nedenle da
ha dayankl olabileceini dnd eylerle rtnmeyi denedi.
Bunlarn da tm ok ksa bir zaman sonra ayn akbete uruyor
du.
Bu sralarda aa dalndan kendine bir sopa yapt. Ucunu siv
rilttii bu sopa ile zayf hayvanlara saldrmaya, saldrganlara kar
da kendini savunmaya balad. Dnerek elleriyle bu gibi eyler
yapabileceini anlaynca gznde kendi yeri ve deeri nem ve
ayrcalk kazand. Ellerinin hayvanlarn ellerinden daha stn ve
becerikli olduunu anlad. Sopay elleriyle yapm, gizlenmesi ge
reken yerlerini onunla rtmt. Daha nceleri gpta ettii, kendi
sinde de olmalarn istedii hayvanlarmkine benzer doal ara ve
silahlara gereksinimi yoktu. Gereken eyleri dnebilir, elleriyle
de yapabilirdi.
Ya yediyi getiinde, rtnmek amacyla yapraklan, sarma
klar yenileyip durmaktan usand Hay. Arada srada len hay
vanlarn kuyruklarn kullanmay dnyor, fakat hemen vazge
iyordu bu dncesinden. nk hayvanlarn lelerden irendik
lerini biliyordu.
Gnn birinde lm bir kartal buldu. Hayvanlann ondan
rkmediini grnce kartal aracl ile amacna ulaacan sezin
ledi. Eline geen bu frsat karmamalyd. Kartaln derisini, kuy
ruk ve kanatlarnn salam kalmasna zen gstererek yzd. Bu
nunla kanatlar kollar zerine, kuyruu arkasna gelecek biimde
rtnd. Bylece hem rtnmesi gerekli yerlerini salam bir r
tyle rtm, hem de kendisini souk ve scan etkilerinden ko
rumu oldu.
Edindii giysi hayvanlar arasmda kendine ayn bir yer kazan

87
drd. Hayvanlar kendisinden ekinmeye, korkmaya baladlar. Bu
olaydan sonra kendisiyle ekien, annesi ceylandan baka yanma
yaklama yrekliliini gsteren olmad.

Ceylann lm

Ceylan iyice yalanncaya kadar birbirlerinden ayrlmadlar. Cey


lan iyice yalanp gten dnce bu kez de Hay onu gzetmeye,
doyurmaya balad. Onu bol meyveli, gzel otlu yerlere gtr
yor, meyvelerin en gzelini, en tatlsn ona veriyordu. Ne var ki
ceylan hastalanm, son gnlerini yayordu. Hay'm gsterdii b
tn zene karn her geen gn biraz daha zayflad. Sonunda ya
kaland lmcl hastalktan bitkin derek ld.
Hay, ylp kalan ceylann hareket etmediini, elinin ayann
kprdamadn grnce barp armaya balad. zntsn
den helak olacak bir kerteye gelmiti. Birbirlerini arageldikleri
zere seslenerek yant vermesini, hareket etmesini istediyse de bo
una. Hibir tepki alamad.
Hay, ceylanm gzlerine, ellerine, ayaklarna ve dier organla
rna bakt, teker teker inceledi. Hibirinde belli bir rahatszlk, has
talk belirtisi gremedi. Bununla birlikte, ceylann lmne neden
olan hastaln merkezini bulup iyiletirebileceini, ceylan yeni
den eski durumuna dndrebileceini umuyordu. Fakat btn
umutlar boa kt. Hibir ey yapamad, baaramad.
nceki birtakm deneyimlerinden yola karak sayrln kay
nan, k yerini aratrmaya karar verdi. yle dnd: Gzle
rini yumduunda ya da nne bir engel geldiinde gremiyor, g
zn at, ya da nndeki engeli kaldrd zaman gryordu.
Parmaklarn kulaklarna sokunca duyamyor, parmaklann ekin
ce eskisi gibi duyuyordu. Yine, burnunu tuttuu zaman hibir ko
kuyu alamyor, brakmca yeniden kokular almaya balyordu.
yleyse ceylann organlarn altrmayan, onu hareketten
alkoyan temel bir neden, bir engel vard. O engel ortadan kaldr
lrsa, ceylan eski durumunu yeniden kazanabilirdi. Ne var ki cey
lana ilien hareketsizlik yalnzca bir organn, bir duyusunu deil
tm organlarn, tm duyularn etkilemiti. Ceylann tm gvdesi
hareketten yoksun kalm, canlln yitirmiti.
Buradan yola karak u sonulara ulat: Gvdenin iinde,

88
gzden gizli bir organ vardr. Dier btn organlar canllklarm
ondan alrlar ve ona bamldrlar. Hastalk ite o organdadr. O
organ salna kavuturmak dier tm organlar da saaltmak
olacaktr.
Bunun zerine sz konusu organn gvdenin neresinde bulu
nabileceini aratrmaya balad.
O zamana kadar grm olduu l hayvan gvdelerini d
nd. Hemen tmnde, iinde bir baka organ barndrabilecek
blm vard: kafa, gs ve karn. Bunlarn dnda, iinde ba
ka bir organ barndrabilecek organ yoktu. Demek ki gvdenin
canllk merkezi bu organn birinin iinde olmalyd.
Gvdenin canllk merkezi olabilecek denli deerli olan organ
barndrabilecek, koruyabilecek organn ortada bulunan olmas
gerektiini dnd. Kendisini yoklad. Gsnde byle bir orga
nn bulunduunu sezinledi.
Ayr ayr eline, ayana, kulana, burnuna, gzne bakt,
zerlerinde dnd. Bunlar olmadan da, bunlara gereksinim
duymadan da yaayabilirdi. Ayn eyi ba iin de dnd ve
basz olmak, basz yaamak da mmknm gibi geldi. Gsn
de varln sezinledii organa gelince, ondan bir an bile ayrlmas,
onsuz yaayabilmesi olas grnmyordu.
Hayvanlarla kavga ettii zaman, onlarn saldrlarna kar ko
rumaya en ok zen gsterdii yeri gs idi. nk gdsel ola
rak iindeki deerli organn bilincindeydi. Btn bu belirtilerden
sonra ceylanm hastalanan organnm gs iinde bulunduuna
ilikin kans pekiti.
Bu organa ulamak, saaltmak amacyla ceylanm gsn a
maya karar verdi. Bununla birlikte, bir yanl yaparak sevgili an
nesi iin, bana gelenden daha byk bir ykma yol amaktan
korkuyordu. Byle bir yanl yznden giriimi, annesinin yara
rndan ok zararna olabilirdi. Bu nedenle dikkatli ve uyank olma
s gerekiyordu.

Hay Can Aryor

Hay belleini yoklad. Acaba dier hayvanlar iinde annesinin u


rad ykma uradktan sonra eski durumuna dnen var myd?
Byle bir olayla hi karlamamt. Demek ki annesi iin de byle

89
bir ihtimal yoktu. Yine de annesinin sz konusu hastalkl organn
ele geirip saaltrsa eski durumunu kazanaca yolunda az da ol
sa bir umut tayordu. Bu nedenle zaman geirmeden annesinin
gsn amay ve iinde bulunan organ incelemeyi kararla
trd.
Sert ve keskin talardan, kurumu kam paralarndan ba-
ms aralar yapt ilkin. Bunlarla kemiklerin arasndaki eti, kabur
ga kemiklerini saran perdeye kadar yard. Perde ok salam, ok
dayanklyd. Bylesi bir salam korunak ancak arad onurlu or
gan iin olabilirdi. Perdeyi aabilirse arad organ bulacan
umuyordu.
Perdeyi amak iin uramaya balad. Arasz geresiz, ta
tan kamtan uydurulmu eylerle ok g bir iti bu. Aralarn
deitirmek, keskinletmek zorunda kald. Perdeyi yarabilmek iin
deiik yollar, yntemler denedi. Sonunda baard.
Perdeyi aralaynca akcier kt karsna. nce arad organ
bulduunu sand. Evire evire her yann zenle inceledi. Hastalk
l bir yer bulamad. Buras akcierin yalnzca bir parasyd. Bu
parann dier yana doru eimli olduunu grd. Oysa arad
organm boylamasma olduu kadar enlemesine de gvdenin tam
ortasnda olmas gerektiini dnyordu. O nedenle aratrmas
n srdrd.
En sonunda, son derece salam bir klfla sarmalanm, daya
nkl asklarla bal, yard yandan akcierle evrili yrei buldu.
Bu organn, eer dier yandan da bu yandan olduu gibi korun
musa, tam ortada bulunacan ve dolaysyla arad organ ola
can dnd. stelik bu organda biimsel gzellik, dokusunun
salaml, birtakm korunaklarla evrelenmesi gibi dierlerinde
benzerini grmedii zellikler de gzleniyordu.
Beklemeden gsn dier yanm da aratrmaya balad. Y
rek bu yandan klflarla, asklarla, akcierle korunmutu. Bu ne
denle arad organm yrek olduunu anlad. imdi yrei evre
leyen klf amalyd. Bin bir glkle, btn g ve dikkatini har
cayarak klf at, yrei kard.
Yrekte herhangi bir oyuk yoktu. Belirli bir hastalk bulunup
bulunmadn aratrd, hibir ey bulamad. Kuvvetle skarak ii
ni yoklad. Esnemesinden iinde boluk olduunu anlad.
Kendi kendine, ite aradm ve imdiye dein bulamadm
ey bu organm iinde olmal, dedi. Kalbin iini at. Birisi sa, di-

90
geri sol yanda olmak zere iki gz grd. Sa yandaki gz p h t
lam kanla doluydu. Soldaki ise tmden botu. Arad ey bu
iki gzden birinde olmalyd.
Sadaki gzde phtlam kandan baka bir ey grnmyor
du. Kan, gvde canlln yitirmeden nce phtlam olamazd.
nk bu kan da gvdenin dier yanlarnda bulunan kandan ba
kas deildi. Kan gvdeden ktktan sonra phtlar, sonra da ku
rurdu. Bir de grd kadaryla kan, salt bir organa zg deildi.
Dier organlarda da bulunuyordu. Oysa arad eyin bir an bile
kendisinden ayr olunamayacak bu organa zg olmas gerekirdi.
Btn aratrmalar da yalnzca onu ele geirmek iindi.
Hayvanlar tarafndan birok defa yaralanm, bu yzden de
ok kan kaybetmiti. Ne var ki bu durum kendisini nemli bir za
rara uratmam, hibir organnn ileyiini engellememiti. y
leyse arad ey bu gzde olamazd.
Yrein sol yanndaki gzde ise hibir ey grlmyordu. Bu
nunla birlikte bu gzn bsbtn gereksiz, yararsz olmas da d
nlemezdi. nk btn organlarn mutlaka kendine zg bir
ilevi vard. Gzlemledii bunca deerine karn bu gzn gerek
siz ve ilevsiz olmas mmkn deildi. Arad eyin bu gz iin
de bulunduuna ve fakat buradan km olduuna kukusu kal
mad. O ey yerini terketmi ve gvde canllm yitirmi, alglaya
maz, hareket edemez olmutu.
Yrein sa gznde bulunan ey, ceylann gvdesi salam,
paralanmamken yerinden ayrldna gre, byle harap olduk
tan, paralandktan sonra geri dnmezdi. Bunu kesin olarak anla
d. Gvde gznde tm deerini yitirdi. Deerli olann bir sre
gvdede bulunduktan sonra onu terkeden ey olduunu kavrad.
Artk btn dncesini o ey zerinde younlatrmal, btn a
basn o eyi anlamak, bulmak iin harcamalyd.
O ey neydi? Nasl bir eydi? Onu gvdeye balayan neydi?
Gvdeden ayrldktan sonra nereye gitmiti? Giderken hangi kap
dan kmt? Gvdeden kendi isteiyle mi, yoksa istemeyerek mi
kmt? stemeyerek kmsa onu yerinden oynatan, kmaya
zorlayan etken ya da etkenler nelerdi? Kendi istei ile kmsa,
onu gvdeden soutan, tiksindiren nedenler nelerdi? Bu biimde
trl trl sorular sormaya balad kendi kendine.
Btn bu karlksz sorular karsnda zihni dald, ard
kald. Gvdeden btn btn irendi, kafasndan silip att. Anla

91
lyordu ki kendisine acyan, doyuran, sevecen kucana alan gv
de deildi. Gvdeden olduu sanlan ilerle aslnda gvdenin bir
ilgisi yoktu. Btn bu iler, gvdeyi geici bir sre iin yurt edinen
ve sonra onu terkeden eyin eseriydi. O ey iin gvde, kendisinin
hayvanlarla dmek zere edindii sopa gibi bir aratan baka
bir ey deildi.
Bu dncelerinden sonra gvdeye kar bsbtn ilgisizleti.
Btn ilgi ve abas gvdeye canllk veren o eye yneldi. Artk
tek istei, tek dncesi o eyi anlamakt.
Zamanla ceylann lei kokumaya balad. evreye ok kt
bir koku yaylyordu cesetten. Bu, gvdeye olan tiksintisini daha
da artrd. Hatta grmek bile istemiyordu artk onu.
Tam bu sralarda iki kargann kavgasna tank oldu. zledi on
lar. Kavga srasnda kargalarn biri dierini ldrd. Diri kalan
karga einerek ayaklaryla bir ukur at, ldrd kargay uku
ra atarak zerini toprakla kapatt.
Hay, kargann yntemini yerinde ve gzel buldu. Bu yntemi
dnemedii iin kendi kendisine yerindi. Bunu dnmek ken
disine yarard oysa. Zaman yitirmeden yerde byke bir ukur
kazd, ceylann leini iine atarak zerini toprakla kapatt.2
Ceylan gmdkten sonra Hay, onun gvdesini hareket etti
ren, ona canllk veren eyi dnmeye dald. Ne olduunu bir
trl anlayamyordu. Dier ceylanlar gzlemledi. Hepsi de anne
siyle ayn biimi tayordu. Demek ki, bunlara canllk, hareket ve
ren eyle annesini canl ve hareketli klan ey aynyd. Annesine
benzedikleri iin ceylanlar sevmeye balad. Onlarla yeniden iliki
ve dostluk kurdu.

Zaman akp gidiyordu.


Hay da bo durmad geen zaman iinde. Hayvanlarn, bitki
lerin zelliklerini, trlerini inceledi. Her hayvan trnn, her bitki
trnn ok sayda bireyleri vard. yleyse kendisinin de bireyler
den oluan bir trden olmas gerekirdi. Bu dnceyle kendisine
benzer, kendi trnden birini bulmak amacyla aratrmalar yapt.
Adann tm kylarn, ke bucaklarn dolat fakat bouna, ken
dine benzer bir ey bulamad.
Ada drt bir yandan denizle evrili olduu iin Hay, dnyada
baka bir yer olabileceini dnemiyordu.

92
Hay Atele Karlayor

Bir gn adadaki ormanlarn birinde yangn kt. Ykselen duman


ve alevler Hay'm ilgisini ekti. Hemen yangn yerine kotu. Atei
ilk kez gryordu. yice yaklat yanan aalara. Grnm mt
hiti. O zamana dein hi rastlamad, grmedii bir varlkla kar
karyayd. Uzun bir zaman urad aknlkla yerinde kala
kald.
Sonunda kendini toparlayarak biraz daha yaklat atee. Ate
in parlak yalmlarn, nne kan her eyi, otlar, aalar hzla
yakp atee dntrn izledi. aknlndan, nasl davran-
masrektiini bilmediinden, biraz da Tann'mn kendisine yarat
ltan verdii yreklilikle elini atee uzatt. Elini atee dokundur
masyla ekmesi bir oldu. Eline bakt, avucunda ate yoktu. D
nd. Yeni tutumu bir dal parasn tutabilirdi.
Sakmarak denedi. Ucundan henz tutumu bir dal parasn
ald. Sonra barnana gtrerek bir keye koydu. Atei ot ve al
rp ile besleyerek bytt.
Ate ok houna gitmiti Hay'm. nanlmaz gc karsnda
aknlktan kendini alamyordu. Gece gndz srekli besleyerek
zenle korudu atei. zellikle geceleri ate daha bir nem kazan
yordu gznde. nk kendisine barnak olarak setii maaray
styor, aydnlatyordu. Bir bakma gnein yerini tutuyordu gece
leri.
Hay'm atee olan ilgisi giderek bir tutku durumuna dnt.
O zamana kadar grd eylerin en deerlisi, en ereflisi oldu
unda karar kld atein. Yalmlarnn ykseklere doru hareket et
mesi, atein gzledii gk cisimlerinden olduunu dndryor
du kendisine.
Hay, atein yakma gcnn etkinlik derecesini tartmak d
ncesiyle kendince deneyler yapyordu atele. nne kan her
eyden bir miktar atyordu atein iine. Atee atlan nesne yanabil-
me yeteneine gre ya hemen ya da aamal olarak yanyor, atee
dnyordu.
Bu basit deneyini srdren Hay, bir gn denizin kyya att
kocaman bir bal da att atee. Balk kzarp ya akmaya bala
ynca itaha gelerek bir para yedi. ok houna gitti kzarm ba
lk. Bundan byle de yedii etleri hep atele piirmeye, kzartmaya
balad.

93
Etin lezzetini anlaynca kara ve deniz hayvanlarn avlamann
yollarn aratrd. Ksa srede birtakm teknikler, yntemler geli
tirerek avclkta byk ustalk kazand. Atein nemi ve deeri de
daha bir artt gznde. O gne dein yiyemedii nefis yiyecekleri
ate sayesinde elde etmi, yemeye balamt nk.
Atein bylesi iyi ve yararl etkilerini gren, her nesneyi yak
c, ayrtrc gcn gzlemleyen Hay'n atee duyduu ilgi ve
sevgi ar boyutlara ulat ve kalbinde kkleti. Bunun sonucu
olarak aklnda, kendini besleyip byten, annelik eden ceylann
yreinden kan eyin ate trnn bir bireyi olabilecei dn
cesi dodu.
Gerekten de hayvanlarm bedenleri canl iken scak, ldkten
sonra ise souk oluyordu. Hayvanlardaki bu durum hi deimi
yor, dzen hi bozulmuyordu. Kendi gsnn altnda da iddetli
bir scaklk duyumsard hep. Bu olgu, dncesine iyice g ka
zandrd.
Gerek l ve diri hayvanlarda, gerek kendisinde egemen olan
bu dzenin deimezliinin bilincine erdikten sonra aklna u d
nce geldi: Eer bir hayvann yreini diri iken karrsa, annesi
nin yreinde bo grd gz bu kez dolu olarak grebilir ve
gz dolduran eyin atein trnden olup olmadn, dolaysyla
ate ve ktan bir iz tayp tamadn anlayabilirdi.
Hemen bir hayvan avlamaya kt ve rastlad ilk hayvan ya
kalad. El ve ayaklarn skca balayarak gsn, annesinin g
sn yard yerden yard. Yreini bularak sol yann at. Anne-
sininkinde bo bulduu gz, beyaz sise benzer buharl bir hava ile
doluydu. Parman iine soktu. Yrek, eli yakacak denli scakt.
Fakat parman sokar sokmaz hayvan lverdi.

Bu deneyinden u sonulara ulat: Hayvanlar canl klan ey,


grd scak buhardr. Dier tm hayvanlarm yreinde de ayn
scak buhar bulunmaktadr. Scak buhar yrekten ayrlr ayrlmaz
hayvanlar lrler.
Daha sonra iinde hayvanlarn dier organlarn, bunlarn du
rum ve dzenlerini, nicelik ve niteliklerini, birbirleriyle olan ba
lantlarn, canllklarn srdrebilmek iin yrekteki scak buhar
dan nasl yararlandklarn, gvdede kald sre iinde buharn
nasl bulunduunu ve niin tkenmediini inceleme ve aratrma
istei uyand.

94
Zaman geirmeden dncesini uygulamaya koydu. Diri ol
sun, l olsun eline geen btn hayvanlar paralayarak byk
bir ilgiyle incelemeye giriti. ylesine alt ki, ksa srede gvde-
bilimde (anatomi) byk hekimlerin dzey ve ustalna ulat.
Hayvanlar birok deiik organa, eit eit duygu ve davra
na sahiptiler. Ne var ki bunlar tek bir kaynaktan doarak dier
organlara dalmak zere blnen hayvansal ruh3 nedeniyle bir
saylrlar. Btn organlar hayvansal ruhun ya yardmcs, ya da ta
ycsdr.
Gvdenin ynetimi konusunda ruhun durumu, deiik silah
lar aracl ile dmanla savaan, ya da kara veya deniz avcl
yapan kimsenin durumu gibidir. Savata kullanlan silahlar ya sa
vunma iindir, ya da saldr. Av aralarnn bir bl deniz avcl
nda, bir bl de kara hayvanlarn avlamakta kullanlr. Gv-
debilimde hayvanlar paralamak iin kullanlan aralar da byle-
dir. Bir ksm kesmekte kullanlr, bir ksm delmekte. Bunlar kul
lanan insan ise tektir. Aralarn her biri insan tarafndan uygun ol
duklar amaca, tadklar niteliklere gre deiik biimlerde kulla
nlrlar.
Hayvansal ruh da birdir. Gze grme, kulaa duyma, buruna
koklama, dile tatma gcn veren, deriyi duyarl klan ve dier
d organlara ilevlerini yerine getirme yetenei kazandran bu
ruhtur. organlar iin de durum ayndr.
Organlarn her biri iin de yardmc organlar vardr. Hibir or
gan sinir denilen yollar aracl ile ruhtan bir g almadka gre
vini yapamaz. Sinir denilen yollar bozulduunda veya kapand
nda alamaz olurlar. Sinirler ruhtan yardm beyin aracl ile
alrlar. Beyin de ruhtan alacan yrek yoluyla alr.
Beyinde ok sayda ruh vardr. nk beyin datm merkezi
dir. Bu nedenle beyinle iliii kesilen, dolaysyla ruhtan yoksun
kalan bir organ canlln yitirir, ii tarafndan kullanlmayarak
atlan ara durumuna dner. Hayvansal ruh eer gvdeden kar,
tkenir ya da baka bir biimde yok olursa tm gvde cansz kalr.
Dirim, lme dnr.
Hay bin Yakzan, yirmi bir yann sonuna doru dnce yo
luyla yukarda zetlediimiz bilgi dzeyine eriti.
Geen bu zaman iinde nesneleri kullanma ynnde de bir
ok yntemler gelitirmeyi baard. Deneylerinde kulland hay
vanlarn derilerinden ayakkab ve giysiler yapt. Hayvan kllar,

95
ebegmeci, hatmi kam ve telli otlarn tellerinden kalnl inceli
iplikler elde etti. lk giysi ve ayakkabsn salam dikenlerden, ta
larla keskinlettii kam paralarndan yapt kanca ve inelerle
iplik yerine sazlan kullanarak hayvan derilerinden uydurmutu.
Krlanglardan yap tekniini rendi. Barnmak iin bir oda
ve artan yiyeceklerini korumak iin bir mahzen yapt. ini gcn
grmek iin yerinden ayrlmak zorunda kald zamanlarda yiye
ceklerini hayvanlardan korumak amacyla, birbirine bititirdii,
balad kamlardan bir kap yaparak barnann giriini kapat
t.
Avclkta kullanmak zere yrtc kular eitti. Yumurtalarn
dan ve yavrularndan yararlanmak amacyla birtakm hayvanlar,
kular evcilletirdi, besledi.
Yabanl kzlerin boynuzlarndan sngy andrr eyler ya
parak bunlar salam kamlara, hizran aalarna takt. Eri olan
lar atele dorulttu, ucu kaim ve kt olanlar talarla sivriltti. By-
lece mzraklar elde ettikten sonra kaln hayvan derilerinden kal
kanlar yapt. Btn bunlar hayvanlar gibi doal silahlardan yok
sun olduu iin yapmt. Artk adada yaayan hayvanlarn hibi
ri ona kar koyamyordu.
zmlenmesi gereken bir sorunu daha kalmt. Avlamak is
tedii hayvanlarn byk ounluu kendisinden daha hzl kou
yordu. Onlar yakalamakta yetersiz, gsz kalyordu. Bu sorunu
na da bir zm arad. Uzun uzun dndkten sonra hayvanla
rn en hzl koanlarndan gerektii kadarn evcilletirip eitmeye
karar verdi. Bunu baarrsa avlamak istedii hibir hayvan izle
mekte, yakalamakta glk ekmeyecekti.
Adada yabanl eek, at ve ksraklar vard. Kendince en uygun
olanlarn seerek amacna elverili duruma getirinceye kadar eit
ti. Deriden eyer, dizgin, gem ve zengi uydurdu. Amacna ula
mt. Artk btn hayvanlan rahatlkla izliyor, avlyordu. Hayvan
gvdelerinin zelliklerini, niteliklerini renmek amacyla yapt
aratrmalardan edindii bilgiler nedeniyle btn bu ilerde ksa
srede beceri ve ustalk kazanmt. Doal olarak yirmi bir yln
kazandrd deneyimleri de yabana atmamak gerek.

96
Notlar
1 Hay'da ortaya kan ilk duygu utanmadr. "Aacn meyvesini yedikleri zaman
kendilerine ayp yerleri grnd, cennet yapraklarndan oralarn rtmeye ko
yuldular" (7/22) ayetinin belirttii gibi Adem ile Havva cennette yasak meyveyi
yer yemez, bir bakma meleksi saflktan insani yapya geer gemez ilk olarak
utanma duygusu kendini gstermektedir.
2 Bu motif de Kur'at'dan, Habil ile Kabil meselinden alnmtr. Habil ile Kabil me
seli Kur'an'da yle tamamlamr: "Bunun zerine kardeini ldrmekte nefsine
uydu ve onu ldrerek zarara urayanlardan oldu. Allah kardeinin lsn na
sl gmeceini gstermek zere ona yeri eeleyen bir karga gnderdi. 'Bana ya
zklar olsun! Kardeimin lsn rtmek iin bu karga kadar olmaktan aciz kal
dm' dedi de ettiine yananlardan oldu." (7/30-31)
3 Hayvansal ruh, canlandrc ruh. Deyimdeki "hayvansal"lk canlandrclk anla
mndadr. Ruh adyla anlmakla birlikte zdekseldir. nce bir cisimdir. Veri yrek
tir ve damarlar aracl ile gvdenin dier blmlerine yaylr. nsan ve hayvan
larda ortaktr. Gerek (insani) ruhun bineidir. Descartes'a gre kandan kp si
nirlerde ve beyinde dolaan gayet ince bir zdektir. Bacon da "Bedende kapal,
hayvanlarn yksek trnde baa konulmu ate ve hava karm bir soluk" ola
rak tanmlar.

97
I
nc blm

varln zne doru

Canllarn Grnmeyen Birlii

Hay bin Yakzan gndelik yaamn belirli bir dzene soktuktan


sonra teorik dnce alanna geti. Olu ve bozulu evrenindeki
(lem-i kevn fesad) varlklar, hayvan, bitki, maden, ta ve toprak
lar, bunlarn trlerini ve niteliklerini, suyu, buhar, kar, dolu ve
duman, yalm, koru ve sy aratrmaya balad. Her birinde ayr
ayr nitelikler, trl trl etkiler, birbiriyle uyuan ya da elien
hareketler gzlemledi. Btn bu ayrm ve ayrntlar nemle ince
ledi. Geree ulaabilmek iin ince giriimlerde bulundu.
Nesneler kimi nitelikleri bakmndan zde, kimi nitelikleri
bakmndan farklydlar. zde olduklar nitelikler asndan ba
kld zaman btn nesneleri bir ve ayn saymak olasyken ayrm
lar bakmndan ele alndklarnda birbirine kart ve oktular. Hay,
nesneleri zgl klan, birbirinden ayran zelliklere baktnda ev
reni saylamayacak, saptanamayacak bir okluk iinde gryordu.
Bu adan baktnda kanlmaz biimde kendisinde de ok
luk gzlemliyordu. nk ok sayda ve deiik organ, her orga
nnn kendine zg bir nitelii ve etkisi vard. Her organn birok
nesneden olutuu sonucuna vard. Dier tm nesneleri de byle
teker teker inceledi.
Daha sonra gerek kendisini, gerekse nesneleri farkl adan in
celemeye, dnmeye balad. Kendi organlar her ne kadar ok
grnyorlarsa da birbirlerine bitiik, bal ve aralksz olmalar

99
bakmndan tek bir nesne saylabilirlerdi. Birbirlerinden ayrlklar
yalnzca etkilerinin ayrmlarndan kaynaklanyordu. Gerekte de
iik de olsa etkilerinin temel nedeni birdi. O da kendisinin zn
oluturan ve tm organlarnn onun birer arac olduu insani ruh
tu. Bu bak asndan kendisini bir olarak nitelemek kanlmazd.
Kendisine ilikin dnceleri belirginlik kazandktan sonra
hayvanlara, hayvanlarn trlerine yneltti baklarn. Hayvanlarn
her bireyini de yukardaki bak asndan bir saymak zorundayd.
Bunun zerine at, eek, geyik gibi trleri ve kularm snflarn
gzden geirdi. Trlerin bireyleri i ve d organlar bakmndan,
kavray ve davranlar bakmndan benzeiyorlard. Birbirlerin
den ayrldklar yanlar ok azd.
Trlerin bireylerinde ayr ayr bulunan ruh da aslnda tek bir
ruhun paralarndan baka bir ey deildi. Bunlarn ayr gibi g
rnmeleri yalnzca ayr yreklerde bulunmalarndan ileri geliyor
du. Ayr yreklere dalm ruhlar bir kapta toplamak mmkn
olabilse, tmnn ayn ruhun paralar olduklar grlrd. Ayr
yreklerde bulunan ruhun durumu deiik kaplara blnen bir
suyun durumuna benzetilebilirdi. Bu nedenle ister blnm, par
alanm olsun, ister olmasn ruh hep ayn ruhtu. Ruha ilien ok
luk bulunduu yerlerin okluundan baka bir ey deildi.
Bu adan bakldnda bir trn tm bireyleri gerekte tek
bir varlk saylrlard. ok gibi grnmeleri, bir gvdenin organla
rnn okluundan te bir anlam tamazd.
Hay daha sonra hayvan trlerini birer birer inceledi. Btn
trler beslenmeleri ve istekleri dorultusunda hareket etmeleri ba
kmndan benzetiler. Ksaca hayvansal ruha zg tm durum ve
davranlarda birbirlerine benziyorlard. Birbirlerinden ayrldklar
yanlar ise hayvansal ruhla ilgili deildi.
Aratrmalar sonunda btn hayvanlarda bulunan ruhun
gerekte bir ve ayn olduu grne ulat. Trlerin ruh bakmn
dan farkl grnmeleri aldatcyd. Bu ayrm lk ve souk kaplara
blnm suyun tad ayrm gibiydi. Is derecesi ayn olan sular
neyse, bir tre zg hayvansal ruh da oydu. Suyun ok ve ayrml
grnmesine karn bir olmas gibi, hayvanlardaki ruhlar, dolay
syla da tm hayvanlar birdi.
Tm hayvan trlerini akland zere tek bir ruha indirge
yen Hay, dncesini ve baklarn bitkilere yneltti. Bitkilerin
trlerini, trlerin bireylerini inceledi. Bitkilerin dallarnn, yaprak

100
larnn, ieklerinin, meyvelerinin ve eylemlerinin benzetiini
grd. Bunun zerine bitkileri hayvanlarla karlatrd.
Hayvan trlerinin bireyleri arasnda nasl ortak bir ruh var ve
bu ruhtan dolay tm hayvanlan nasl bire indirgeyebiliyorsa, bit
ki trlerinin bireyleri arasnda da hayvansal ruha benzeyen ortak
bir ruh olabilir ve bu ortak ruh nedeniyle tm bitkileri teke indir-
geyebilirdi. Hayvanlara ilikin dncelerini bitkilere de uygulad.
Sonunda sudan ve topraktan beslenilerinden, byyp gelime
lerindeki benzerliklerinden yola karak tm bitkilerin de tek ve
ortak bir ruhu olduu sonucuna ulat.
Bitki ve hayvanlar zerindeki aratrmalarndan, akl yrt
melerinden bu sonulara ulanca, bu kez de iki cinsi birlikte d
nmeye, deerlendirmeye balad.
Bitkiler dorudan su ve topraktan, hayvanlar ise kendilerine
zg besin maddeleri ve su ile besleniyorlard, iki cins beslenmele
ri ve bymeleri bakmndan benzeiyorlard. Ancak aralarnda
duygu, alg ve hareket bakmlarndan bir ayrm ve hayvanlar le
hinde bir stnlk vard. Geri bitkilerde de ou kez hayvanla-
nnkine benzer alg ve hareket olaylar gzlemleniyordu. rnein
iekler yzlerini gneten yana eviriyor, bitkilerin kkleri besi
nin bulunduu yne doru hareket ediyordu. Bunlara benzer da
ha birok ortak yan gzlemlemek olasyd.
Bu aratrma, gzlem ve akl yrtmeleri sonunda bitki ve
hayvanlarn arasnda barndrdklar ortak bir nitelikten kaynakla
nan bir birlik bulunduu sonucuna vard. Sz konusu nitelik hay
vanlarda yetkin bir dereceye ulat halde bitkilerde, tadklar
kimi engeller nedeniyle yetkinlie eremiyordu.
Bitkilerdeki engeller grmezden gelinirse, hayvanlarla sahip
olduklar ortak nitelik kolayca anlaabilirdi. Bu ortak nitelii biri
sinde donmu, dierinde normal bir suya benzetiyor ve bu neden
le de gznde tm hayvan ve bitkiler ek bir varlk durumunu al
yordu.

Nesnelerin Cisimsel Doas

Hay bin Yakzan, bitki ve hayvanlar zerindeki inceleme ve aratr


malarndan sonra ta, toprak, su ve ate gibi algdan, beslenmek
ten, bymekten uzak nesneler dnyasna evirdi baklarn. Sz

101
konusu cisimlerin tm bir uzama1 sahipti. Birbirlerinden ancak
kimi nicel zellikleriyle ayrlyorlard. Szgelimi kimisi souk, ki
misi scakt. Kimisi renkli, kimisi renksizdi.
Ne ki scak olanlar souyor, souk olanlar snyordu. Su bu
hara, buhar yeniden suya dnyordu. Yanan nesneler kor, kl,
yalm ve duman oluyor, ykselen duman bir engelle karlanca
yeniden yerel bir nesne durumunu alyordu. Btn bu gzlemle
rinden sonra tm nesneler gznde tek bir nesne durumunu ald.
Cansz cisimlere ilien okluun hayvanlara ve bitkilere ilienden
farkl olmad ortadayd.
Hayvanlarla bitkileri tek bir varlk durumuna indirmesini
salayan ortak nitelii, ruhu yeniden dnd. Hayvan ve bitkiler
de cansz cisimler gibi ene, boya ve derinlie sahiptiler. Yine hay
van ve bitkiler de cansz cisimler gibi scak ya da souktular. Fakat
bunlar cansz cisimlerden sahip olduklar bitkisel ve hayvansal ye
tenek ve organlara bal olarak ortaya kan eylemleri nedeniyle
ayrlyorlard. Ne var ki bu eylemler bitki ve hayvanlarn kendi
doalarndan gelmiyor, bir baka eyden bulayordu. Eer o ey
cansz cisimlere de gese, bulasa, bunlar da bitki ve hayvanlar gi
bi beslenebilir, duyumsayabilirdi.
te bu ihtimale dayanarak bitki ve hayvanlan, ilk bakta
kendilerinden kaynaklanyor gibi grnen sz konusu eylemler
den soyutlayarak dnnce, onlarn da sonuta bir tr nesne ol
duklarn grd. Bu akl yrtme yoluyla tm nesnelerin gerekte
tek bir varlk olduklar sonucuna ulat.
Tm nesneler gerekte birdi. Birbirlerinden ayrldklar yan
yalnzca kimilerinin barndrdklar aralar aracl ile birtakm
eylemlerde bulunmalaryd. Hay, bu eylemlerin o nesnelerin ken
dilerinden mi kaynaklandn, yoksa baka bir nedeni mi olduu
nu kesin olarak ayrt edemiyordu. Bu sralarda grebildii tek ey
nesnelerdi.
Hay; bir adan baktnda tm nesneleri, tm varoluu tek bir
nesne gibi alglyordu. Bir baka adan baktnda ise varoluta s
nrsz ve sonsuz bir okluk gzleniyordu. ki bak asnn at
mas bir sre ikircim iinde kalmasna neden oldu.
Zamanla bazan bir, bazan ok grd nesnelerin tmn,
canlsn, canszn yeniden gzden geirdi. zerlerinde yeniden
dnd. Nesneler genelde u iki durumun dnda kalamyordu:
Ya duman, yalm ve su altnda bulunan hava gibi ykseklere do

102
ru ya da su, yerel nesneler, bitkiler ve hayvanlar gibi aaya do
ru hareket iinde idiler. Kendilerini alkoyan bir engel olmad
srece cisimler bu iki doal devinimi srdryor, hibir zaman
duraanlk sz konusu olmuyordu. Nitekim yksekten den
bir ta yeri delemedii iin devinimini srdremiyor, dt yer
de kalyordu. Eer yeri delmesi mmkn olabilse, hareketi srer
di.
Ta yerden kaldrldnda aaya olan eilimi ve inme istei
nedeniyle arl duyumsanyordu. Duman da kendisini durdu
racak bir engelle karlamad srece srekli ykseliyordu. Sz
gelimi bir kubbeye rastladnda saa sola yaylarak kurtulmaya
alyor, kurtulabilirse yeniden ykselmeye balyordu. nk
hava, duman ykselmekten alkoyamyordu.
Bir tulum hava ile iirilerek az skca balanp suya dald
rldnda yukar doru kyordu. Onu su altnda tutan kimse
ykselme eiliminin zorlamasn rahatlkla duyuyordu. Tulum
kendi bana brakldnda hemen yzeye kyor ve duraanla
yordu.
Bu iki ynl devinimden birine eilimli olmayan bir nesne
bulabilmek iin bou bouna dnp durdu. O ana dein titizlik
le inceledii cisimler arasnda byle bir cisim yoktu.
Bu arayndan amac, kkeni okluk olan niteliklerden soyut
layarak salt cisimsel doay yoklamakt. Byle bir cisim bulama
ynca baklarn cisimsel zelliklerin en azn tayan, en yaln
olan cisimlere yneltti. Bunlar da arlk ve yenilik gibi cisimsel
zelliklerden uzak deillerdi.
Bu kez bu iki zelliin, bir cisimde salt cisimlikten dolay m,
yoksa cisimlikten baka ve cisme eklenen artk bir nitelikten mi
kaynaklandn aratrmaya balad. Aratrmalar onu bu zellik
lerin cisimlikten deil, artk bir nitelikten kaynakland sonucuna
gtrd. nk salt cisimlik o iki zelliin cisme ilimesini gerek-
tirseydi her cismin hem ar, hem de yeni olmas gerekirdi. Oysa
ar ve yeni nesnelerin her ikisi de cisim olduklar halde ar s
rekli ar, yenisi de srekli yeni ve doal olarak yukar ya da
aa ynnde harekete eilimliydi.
Buna gre, her nesnede kendine zg ve cisimlii zerine ek
lenmi ayr bir nitelik vard. Bu nitelik nedeniyle yenilik ve ar
lk ayr eyler oluyordu. Eer bu nitelik olmasayd tm cisimlerin
her konuda eit olmalar gerekirdi.

103
Aklanan bilgilerden sonra yeni ve ar nesnelerin her biri
nin iki eyin birleiminden olutuunu anlad. ki eyden ilki, ara
larnda ortak olan cisimlik, kincisi ise her birine zgln ka
zandran ve birbirlerinden ayrlmasn salayan, cisimlie bititi
inde yeniyi ykseklere doru hareket ettiren yenilik ve an
aalara doru hareket ettiren arlk nitelikleriydi.
Bu yaklamla tm hareketli ve hareketsiz cisimlerin canl ve
canszlarn inceledi. Tmnn cisimlikle cisimlikten ayn birer,
ikier, er ya da daha fazla nitelikten bileen birer gereklik ve
her cismin kendine zg bir biimi (sret, form)2 olduunu anlad.
Cisimlerin biimleri Hay bin Yakzan'm anlalr evrenden
ulat ilk bilgidir. nk biimler duyularla deil, ancak akl yo
luyla kavranabilir.
Hay bin Yakzan'm akl yrtmeler yoluyla kavrad ilk ey
lerden biri de yrekte bulunan hayvansal ruhtu. Ruhun z ve
gereklii, cisme eklenerek ona duygu, hareket ve alg gibi kendi
ne zg trl trl eylem ve etki yetenei kazandran cisimlikten
baka bir nitelikti. te bu nitelik hayvansal ruhun trel biimi ve
kendini dierlerinden ayran zgl ayrmdr.3 Mantklarn "hay
vansal nefs" dedikleri ey de ruhun bu zgl ayrmndan bakas
deildir.
Hayvanlardaki hayvansal ruhu dier cisimlerden ayran bir
zgl ayrm olduu gibi bitkilerdeki rgensel gce zg de bir z
gl ayrm vardr ki, filozoflar buna "bitkisel nefs" derler. Olu ve
bozulu evrenindeki bitki ve hayvanlarn dmda kalan dier tm
nesnelerdeki gler iin de birer zgl ayrm vardr. Bu zgl ay
rm nedeniyle her nesnede gzlemlediimiz kendine zg hareket
ve etkiler ortaya kar. Filozoflar bu zgl ayrmlara doa4 adm
verirlerdi.
Hay, bu dnce yntemiyle gerekliini anlamak amac ile
tm abasn harcad hayvansal ruhun cisimlie eklenen bir ba
ka ey olduunu anlad. Cisimlik dier nesnelerde de vard, fakat
tmnde hayvansal ruh yoktu.
Hay, hayvansal ruhun cisim ve cisimlikten ayn bir ey oldu
unu kavraynca cisimlik gznde tm deerini yitirdi. Onu
nemsememeye balad. Btn ilgisi hayvansal ruha yneldi ve
onun gerekliine ulama istei uyand iinde. Btn dncesini
hayvansal ruhla snrlandrd.
Nesneleri cisimlikleri asndan deil, tadklar ve birbirle

104
rinden ayrlmalarn salayan, kendine zglklerini oluturan bi
imleri asndan gzden geirmeye, gerekliklerini kavrayabil
mek iin dnmeye balad. Bu noktay amacna ulamak iin bir
k noktas kabul etti.
Nesneleri teker teker gzden geirdi, en ince ayrntlarna de
in belleine yerletirdi. Nesneler kimi etkilerini gzlemledii bi
imleri bakmndan benzeiyorlard. Bir blm ise ortak biimle
rinden farkl olarak kendilerine zg eylem ve etkilere kaynaklk
eden baka bir biime daha sahiptiler. Kimileri de ortak olduklar
birinci ve ikinci biimden baka nc bir biimi daha tayorlar
d. Nitekim topraklar, talar, madenler, bitkiler, hayvanlar ve dier
ar cisimlerin tm ortak olduklar ilk biim nedeniyle birbirleri
ne benziyorlard. Bunlar engellenmedikleri srece sz konusu bi
im nedeniyle aaya doru hareket ediyorlar, yukar doru atl
dklarnda bir miktar ykselmekle birlikte tadklar biim nede
niyle hemen aaya iniyorlard.
Nesnelerin oluturduu btnn birer paras olan bitki ve
hayvanlar, arl ve aaya doru hareket eilimini zorunlu k
lan biim bakmndan dier nesnelerle zde olmakla birlikte bes
lenme ve bymeye kaynaklk eden biimleri bakmndan onlar
dan ayrlyorlard. Bu iki eylem yalnzca bitki ve hayvanlarda bu
lunuyor ve ruh olarak adlandrlan biimden kaynaklanyordu.
Hayvanlar da birinci ve ikinci biimlerde bitkilerle ortak ol
makla birlikte duygu ve hareketlerine kaynaklk eden nc bir
biim nedeniyle onlardan ayrlyorlard.
Hayvan trlerinin her birine zel ve onlar birbirlerinden ay
ran bir zglk vard. Bu zglk, dier trlerle ortak olduklar
biimden fazla olarak tadklar biimden, kendilerine zel bir z
gl ayrmdan kaynaklanyordu. Bitki trleri de hayvan trleri gibi
birbirlerinden bu zgl ayrmlar nedeniyle ayrlyorlard.

Nesnelere Biim Veren Akn G

Hay bin Yakzan bu gzlem ve aratrmalarndan sonra, olu ve bo


zulu evrenini oluturan nesnelerin bir blmnn ortak olduklar
cisimlik niteliinden baka az ya da ok artk niteliklerin birlei
minden oluan birer gereklikleri olduu sonucuna vard. Kuku
suz bileenleri az olan nesneleri anlamak bileenleri ok olanlar

105
anlamaktan daha kolayd. Bu nedenle ncelikle bileenleri en az
olan nesneleri tanmalyd.
Bitki ve hayvanlar bileenleri ok olan nesnelerdi. nk ken
dilerinde gzlemlenen eylemler oktu. Onlar incelemeyi sonraya
brakarak eylemi, dolaysyla bileenleri en az olan su, toprak, ate
ve hava gibi nesneleri incelemeye balad.
nceleri bu drt nesnenin bir blmnn bir blmne d
neceini, aralarnda cisimlikten oluan bir ortak nitelik olduu
nu sanmt. Bu ortak nitelik, birbirlerinden ayrlmalarn salayan
dier niteliklerden farkl bir eydi. Sz konusu ortak nitelik dier
lerinden soyutlannca nesnenin ne aa ya da yukar hareket et
mesi, ne souk ya da scak olmas, ne de ya ya da kuru olmas
mmknd. nk aklanan niteliklerin hibiri tm cisimleri
kapsayc bir nitelik deildi. Bu nedenle nesnelere ilimeleri salt ci-
simliklerinden dolay olamazd. Cisimlik niteliinden baka bir ni
telik tamayan bir nesne olabilse bu zelliklerin hibirini tamaz
d. Ancak deiik biimleri tayan tm nesneleri kapsayc ortak
bir nitelikten sz alabilirdi.
Hay bin Yakzan bu dncelerinin hemen arkasndan canl
cansz tm cisimleri kapsayc bir nitelik bulunup bulunmadn
aratrmaya balad. Bulabildii tek ey, her nesnenin bir eni, boyu
ve derinlii olduu, yani bir uzama sahip bulunduu idi. Bu uza
mn nesnenin cisimliinden kaynakland belli ise de salt uzama
sahip bir nesne alglanamyordu. Duyularla alglanabilmek iin
nesnede uzamdan fazla bir ya da daha ok niteliin bulunmas ge
rekiyordu.
Hay, sonra uzamn yalnz olarak m, yoksa baka bir nitelikle
birleerek mi cisimlii oluturduunu dnmeye balad. Sonu
ta, uzamn cisimlii oluturmak zere birletii maddeyi5 buldu.
Uzam yalnz ve kendi bana bir varlk gsteremiyor, madde de
uzamsz olamyordu. kisi de birbirlerini gereksiniyorlard.
Hay, maddeyi daha iyi kavrayabilmek amacyla, eitli biim
lere yatkn duyulur cisimlerle karlatrd. Karlatrma yoluyla
somutlatrarak dnd. Szgelimi amurdan bir kre yapld
zaman o amurun kre lsnde bir uzam oluyordu. Krenin
biimi bozularak kp ya da yumurta biimi verildiinde amur
ayn kalyor, yalnz boyutlarnn lleri deiiyordu. Bununla bir
likte amurun uzayda kaplad yer deimiyordu. Demek ki, a
mur uzamsz olamyordu. Biimi bozulsa bile hemen yeni bir bi

106
im kazanyordu. Uzam amurdan ayr bir eydi ve amur uzam
dan tmyle soyutlanamyordu. yleyse uzam amurun gerekli
ini oluturan paralardan biriydi.
Buradan anlaldna gre bir cismin, salt cisimlii asndan
gereklii iki eyin bileiminden oluuyordu. Bu iki eyden birisi,
yaplan rneklemede istediimiz biimi verebildiimiz amurla,
dieri ise yaptmz biimlere kout uzam ile simgelenmektedir.
te cisim denildiinde bu iki anlamdan, nitelikten oluan bir ey
anlalr. Bu iki niteliin birbirinden soyutlanmas imknszdr. Fa
kat henz amur ile uzamn hangisinin cisim, hangisinin biim ye
rini tuttuu belirginlik kazanmamtr.
Uzam srekli deitii ve bir durumda kalmad iin cisimde
deiim ve dnme yatkn biimi simgeler. amur ise deiik
biimleri kabule yetenekli olmas, buna karlk kendisi hi deii
me uramamas bakmndan her trl biimi kabule hazr, kendisi
hi deimeyen ve durumunu koruyan cisimlie rnektir. te a
murla rneklediimiz bu cismin birinci paras filozoflar tarafn
dan madde ya da zdek (heyula) olarak adlandrlm ve bunun
tm biimlerden ar olduu kabul edilmitir.
Hay bin Yakzan, bilgisi bu noktaya ulanca ve duyulur dn
yadan biraz ayrlp anlalr dnyaya yaklanca belirgin bir ya
banslk duydu. Hemen alt duyulur dnyay zlemeye bala
d. Bu nedenle yava yava geriye dnd.
Mutlak cisim duyularla alglanacak bir ey olmad iin onu
terkederek daha nce gzlemledii toprak, su, hava ve ate gibi
duyulur cisimlerin en yaln olanlann ele ald. nce su zerinde
dnd.
Su durumuyla, doasyla ve biiminin gerektirdikleriyle ken
di bana brakldnda onda duyularla, soukluk ve dme eili
mi gibi iki zellik duyumsanyordu. Ate ya da gnele stld
zaman nce soukluu gidiyor, ama aa hareket eilimi sryor
du. Is derecesi arttka aaya hareket eilimi giderek ykselme
eilimine dnyordu.
Hay bin Yakzan, o ana kadar suyun biiminden bu iki eylem
den baka bir eylemin kaynaklandn grmemiti. Su iki nitelik
ten arnnca biiminin geerlilii kalmyordu. Suda, suyun bii
minden kaynaklanan eylemlerden baka bir eylem grlmesi, su
yun eski biiminin bir baka biimle yer deitirdiini gsteriyor
du. Sonradan gzlemlenen eylemler bu yeni biimin rnyd.

107
Srdrd btn gzlem ve aratrmalarnn sonunda Hay,
her cismin madde ve biimin birlemesinden olutuunu anlad.
Madde hi deimiyordu. Biim ise srekli deiiyor ve her biim
kendine zg eylem ve etkilerle kendini gsteriyordu. Biim de
itike doal olarak cisimde gzlenen eylem ve etkiler de deii
yordu. Bu nedenle eylem ve etkilerin deimesi cismin biiminin
de deitiini gsteriyordu.
Hay btn abasm kullanarak yapt aratrma ve karm
larla bu bilgilere ulanca tanrvergisi (ilm-i zaruri)6 olarak her ya
ratlm iin bir yaratc bulunmas gerektii bilgisine ulat. Buna
kout olarak tm biimler iin bir zne ve etken bulunmas gerek
tii gerei de zihninde yerleti. Bunun zerine nceden rendii
biimleri yeniden dnd. Tm de sonradan olan (hadis), yara
tlm eylerdi ve her biri iin bir znenin varl zorunlu idi.
Hay daha sonra biimlerin ne olduklarn anlamaya alt. Bi
imler, cisimlerin kendilerine zg eylem ve etkilere yatknln
dan, yetenekliliinden baka bir ey deildi. rneklemek gerekirse
su, son dereceye dein stldnda ykselme yetenei kazanyor
ve bu yetenek onun biimi oluyordu.
Verilen rnekte u eyden baka bir ey yoktu.
1 - Bir cisim olarak su.
2 - Suda yoktan varolan birtakm nitelik ve hareketler.
3 - 0 nitelik ve hareketleri yoktan vareden bir zne.
te bir cisim olan suyun ancak bir trl hareketleri kabul et
mesi ve baka trl bir harekete g yetirememesi onun biimin
den kaynaklanan yeteneiydi.
Dnd btn biimlerde ulat sonular ayn oldu. Bu
nedenle daha nce biimden kaynaklandn sand eylem ve et
kilerin gerekte biimden deil, biimi bir ara gibi kullanan bir
zne'nin eseri olduunu kavrad.
Hay bin Yakzan'a tecelli eden bu gerek, "Kulum bana fazladan
ibadetlerle yaklar. yle ki, onu severim. Sevince de onun duyan kula,
gren gz, yryen aya, yayan eli olurum." kudsi hadisi7 ile "Onla
r siz ldrmediniz, fakat Allah ldrd. Attn zaman da sen atmam
tn, ancak Allah atmt."8 keremli ayetinin dile getirdii gerektir.
Her eylem ve olayn ilke ve ilk nedeni olan zorunlu (vacib) ve
bamsz zne'nin ilerinden bir blm ayrmtsz ve genel bir bi
imde tecelli edince Hay bin Yakzan, zne'yi ayrntl biimde ta
nma istei duydu. Henz duyulur dnyadan kopamad iin ba

108
msz zne'yi de duyumlar ynnde aramaya koyuldu. stelik
onun bir ya da ok olduu konusunda da kesin bir yargya vara
mamt.
nceden tand, zerlerinde dnd cisimleri yeniden
incelemeye balad. Bunlarn tm srekli bir olu ve bozulu iin
deydi. Ne ki bozulu cismin maddesinde deil, biiminde veya bi
imlerinde kendini gsteriyordu. Nitekim suyun ate nedeniyle
havaya, havann iddetli souk nedeniyle kara dnmesi bu an
lamda bir bozulmayd. Btn cisimler arasnda yaratlm olma
yan, bamsz zne'ye gereksinim duymayan tek bir cisim bula
mad. Bunun zerine yerel cisimler gzndeki tm nem ve dee
rini yitirdi.
Hay bin Yakzan bilginin bu aamasna ulatnda ya yirmi
sekizi bulmutu.

Notlar
1 Uzam (hayyiz, tahayyz, imtidad, mekn). Cisimlerin uzayda kapladklar yer. Uza
yn snrlan belli ve llebilen parasn dile getirir.
2 Bir nesnenin biim almam zdeinden, ieriinden ayrmak zere onun dn,
d izgilerini, ayn zamanda i yapsn, kuruluunu, dzenini belirleyen. Biim
almam zdee karlk belli bir dzene girmi olan. Platorida idea ile ayn an
lamda kullanlr. Genel olan, deimez olan ve kendinden varolan dile getirir.
Aristoteles'te her somut nesne zdek ve biimden kuruludur.
^ zgl ayrm (fasl- mmeyyiz, fasl- karib). Bir tr baka trlerden ayran.
^ Birok deiik anlamlarda kullanlan "doa" szc burada bir bireyin kendine
zg izgilerin tm, bir bireye zg olan nitelikler, zel belirtiler (mahiyet) anla
mnda kullanlmaktadr.
5 Madde, zdek, heyula, materia. Yaln anlamyla insann biim verdii ya da yarar
land doal nesneler. bn Sina'nn tanmlamasyla, kendinden bakasyla birle
mesi ve yava yava gelimesiyle yetkinlii kabul eden nesne. Aristoteles felsefe
sinin zel kavram olarak, ancak bilim yoluyla gereklik kazanacak olan, henz
belirsiz imkn durumundaki ey: a. lk zdek, salt zdek, btn eylerin temelin
de bulunan, kendiliinden varolmayan, ancak biimle etkinleen gereklik, b.
Son zdek ya da ikinci zdek. Biim alm zdek.
6 Tannvergisi (ilm-i zaruri, ilm-i kefi). Tann'nn insan zihnine kendiliinden ve ara
csz olarak verdii bilgi. Dnme, akl yrtme ve tasarmlama ile hibir ilgisi
yoktur.
7 Kudsi hadis. Tanr'dan gelen bir anlamn Elisi tarafndan dile getirilmi biimi.
Enfal Suresi, 17.

109
drdnc blm

sfrdan sonsuza

Uzayn Snrlar

Hay, yaratc zne'yi tanma konusunda yerel cisimlerde aradn


bulamaynca gzlerini ge ve gk cisimlerine evirdi.
Gkler ve iindeki yldzlar da ene, boya ve derinlie, yani bir
uzama sahiptiler. Bir uzama sahip olan eylerin cisim olmas ge
rektiinden gkler ve yldzlar da birer cisimdi. Onu dndren,
bu cisimlerin boyutlarnn sonsuza dein uzanp uzanmad idi.
Bir sre aknlk ve ikircim iinde kald. Sonunda dnme gc
sayesinde bunun mmkn olmadn anlad. Sonsuz bir cismin
varl aklla badaacak gibi deildi. Bu yargsn zihninde belir
ginlik kazanm birok kesin kantla dorulad.
zetle yle dnd: Gn ve gk cisimlerinin bana bakan
yanlarnn sonlu olduunu kukuya yer brakmayacak bir aklkla
gryorum. Kuku duyduum kart ynlerinin sonsuza dein
uzamas da imknsz ve samadr. Bunu anlamak iin gn du
yumsadm sonlu ynnden balamak zere dier ynde sonsuz
ca uzayan iki izgi varsayalm. Bu izgilerin birisinden belirli bir
paray keserek karalm. Sonra, bir parasn kardmz izgi
nin ucunu dierinin ucuyla aktrarak sonsuz sanlan ynde izle
yelim. Eer o yn gerekten sonsuz ise birisi eksik, dieri tamam
iki izginin sonsuzca uzamas gerekir. Yani eksik izginin dierine
eit olmas gerekir. Bu ise samadr, akl ddr.
Eer eksik izgi sonsuza dein srmez, bir yerde sona ererse,

111
sonlu demektir. yleyse kendisinden para karlmayan dier iz
gi de bir sre sonra sona erecek, dolaysyla o da sonlu olacaktr.
Bu kant gsteriyor ki, kendisinde bylesi izgiler varsaylabi-
lecek cisimler sonludur, snrldr. Btn cisimler iin bylesi izgi
ler varsaylabileceine gre buradan tm cisimlerin sonlu olduu
gerei ortaya kar. Demek ki, sonsuz bir cisim varsaydmz za
man yanl bir varsaymda bulunmu oluruz.
Hay bin Yakzan, doal yetenekleri nedeniyle ortaya koyduu
bu tr kantlar yardmyla gn sonluluunu, snrlln kuku
ya yer brakmayacak biimde kavrad. Bunun zerine gn ve
gk cisimlerinin biimlerini, snrlarn aratrmaya balad.
Hay, nce gnee, aya ve yldzlara bakt. Tm de doudan
douyorlar, batdan batyorlard. Baucu noktasndan1 geen yl
dzlar byk bir daire,2 baucu noktasnn kuzey ve gney yanla
rnda bulunanlar ise kk birer daire iziyorlard. Gney ve ku
zeydeki yldzlar baucu noktasndan uzaklatka daha kk
daireler iziyorlard. En kk daireler ise gney kutbunu evrele
yen Sheyl dairesi ile kuzey kutbunu evreleyen Ferkadn dairesi
idi.
Daha nce belirttiimiz gibi Hay bin Yakzan'n bulunduu
ada Ekvator zerinde bulunduu iin sz konusu btn daireler
ufuklar yzeyinde bulunuyordu. Gney ve kuzeydeki dairelerin
durumlar birbirine benziyor ve Hay, her iki kutbu da grebiliyor
du.
Hay, byk daire zerinde doan yldzlarla kk bir daire
zerinde doan yldzlarn dou ve batlarn gzlemeye balad.
Ayn anda doan btn yldzlar yine ayn anda batyorlard. Yl
dzlarn dou ve batlarndaki birlikteliin, dzenin btn za
manlar iin geerli olduu sonucunu kard gzlemlerinden. Bu
radan da gn yuvarlak olduu dncesine ulat. Bu dnce
sini u gzlem ve karmlar da doruluyor, pekitiriyordu:
1 - Gne, ay ve yldzlar batda battktan sonra yeniden do
uya dnyorlard.
2 - Bu cisimler doduklarnda, batarken ve ikisinin arasndaki
zamanlarda hep ayn irilikte grnyorlard.
3 - Gk cisimlerinin hareketleri dairesel olmasa kimi zaman
yakn, kimi zaman uzak olacaklarndan grnleri farkl olurdu.
Kimi zaman kk grnrken, kimi zaman da byk grnme
leri gerekirdi. nk hareketleri dairesel olmasayd merkezden

112
uzaklklar deiik olurdu.3 Dairesel hareket ettikleri iin merkez
den uzaklklar hep ayn oluyordu.
Btn bu durumlar gn kre biiminde olduunu ak ve
kesin biimde ortaya koyuyordu.
Hay, ayn ve dier hareketli yldzlarn hareketlerini gzden
geirdi. Tm doudan batya doru hareket ediyorlard. Gkbi
limde ileri bir dzeye varncaya kadar incelemelerini srdrd.
Gezgin yldzlarn hareketleri, zerlerinde bulunduklar gk
lerin hareketlerine balyd. Gklerin hareketi ise tmnn stn
de, tmn kuatan ve doudan batya doru hareket ettiren b
yk bir gk araclyla gerekleiyordu.
Hay bin Yakzan'm bir bilgiden dierine nasl getiini akla
mak uzun srer. Bu bilgiler gkbilimle ilgili kitaplarda ayrntl
olarak anlatlmtr. Biz yalnzca konumuzla ilgisi bakmndan bi
linmesi gereken kadarn veriyoruz.
Hay aklanan bilgiye ulamca, ierdikleriyle birlikte gklerin
birbirlerine bitimi durumlaryla tek bir btn oluturduklarn
anlad. Daha nce inceledii yer, su, hava, bitkiler, hayvanlar ve
benzerlerinin tm ile gkler byk bir gn iindeydi. Bu b
yk gn dnda kalan hibir ey yoktu.
Bu byk gk, iindeki btn varlklarla birlikte bir canl
(hayvan) saylabilirdi. Gkte grlen parlak yldzlar hayvann du
yular, birbirine bitimi gkler hayvann organlar, olu ve bozu
lu lemi (dnya) ise hayvann dlyata gibiydi. Hayvann iinde
nasl yeni bir canl oluuyorsa, evrenin dlyata gibi olan dnya
da olu ve bozulu yurduydu.

Yaratcnn Zorunluluu

Hay, olu ve bozulu yurdu dnyadaki cisimleri teke indirgeyen,


tek bir ey gibi deerlendirmesini salayan dn biimiyle
gkler ve ierdiklerinin de ayn ekilde birleik olduu sonucuna
vard. Btn gkler ierdikleriyle birlikte bamsz bir Ozne'ye
muhta tek bir eydi. Bu vargsndan sonra evrene bir btn ola
rak bakmaya, dnmeye balad.
Acaba evren yoktan m varolmutu, yoksa balangsz myd
(kadim), yokluk kendisini hi ncelememi miydi? Kuku ve ikir
cim iindeydi. Bu iki olasln hangisinin doru olduu konusun

113
da bir seim yapamad, bir karara varamad.
Bu kuku ve ikircim nereden kaynaklanyordu? Evrenin (b
yk lem) balangsz (kadim) olma ihtimali zerinde durduu za
man, sonsuz uzama sahip bir cismin imknszln ortaya koyan
kantlara benzer birok engel, balangsz ve sonsuz bir varlk d
ncesini de imknsz klyordu. stelik bu varln yaratlmlar
dan (havadis) arnm olmadn da gryordu. Yaratlmlktan
arnmayan bir varln yaratlmlardan ncelii (takaddm) d
nlemezdi. Yaratlmlar zerine ncelii olmayan herhangi bir
varlk da zorunlu olarak yaratlm olacakt.
Evrenin yaratlm (hadis) olmas olasl zerinde durduu
zaman ise nne baka engeller kyor, inancn sarsyordu. n
k evrenin yokluktan sonra yaratlm olmas, zamann ona nce
lik kazanmas demektir. Sonradan olmaktan (hudus) kan anlam
budur. Oysa zaman, yaratlm olduunu varsaydmz evrenin
bir parasdr ve ondan ayrlmas mmkn deildir. Bu nedenle
evrenin zamandan sonra olmas, yaratlmas anlalr bir ey deil
dir.
Eer evren yaratlm ise onu yaratmak iin bir Yaratc gerek
lidir. O zaman da akla u soru geliyor: Yaratc evreni niin daha
nce yaratmad da sonra yaratt? Acaba Yaratc'ya evreni sonra
dan yaratmasn gerektirecek bir ey mi iliti? Oysa ortada Yarat
c'dan baka bir eyin bulunmas mmkn deildir ki ona ilimesi
de sz konusu olsun.
Yoksa Yaratc'da nce yaratmad eyi sonradan varetmesini,
yaratmasn gerektirecek bir deiiklik mi ortaya kt? Eer byle
bir deiiklik olduysa, bu deiiklii ortaya karan nedir?
Hay bin Yakzan yllarca ikircim iinde kald. Srekli dnd,
srekli aratrd. Kantlar kyasya arpyordu zihninde. Evrenin
balangsz ya da yaratlm, sonradan ortaya kma olduu g
rlerinden birini dierine seemedi. Bu kuku ve ikircimi gider
mek -balangszlk ve yaratlmlk grlerinden birini dierine
sem ek- iin dnmekten yorulunca bu grlerin gerektirecei
sonular dnmeye balad. Her ikisinden de birtakm sonular
karmak mmknd.
Evrenin yoktan varolduunu kabul u sonular gerektiri
yordu: Evrenin kendi kendine varolmas mmkn deildir. Onu
varedecek bir zne, Yaratc bulunmaldr. Bu zne'yi be duyu ile
alglamak olanak ddr. nk duyularla alglanabilecek bir ey

114
cisimlerden bir cisim, bu nedenle de evrenin paralarndan bir
para olacaktr kanlmaz olarak. Dolaysyla bir yaratcya muh
ta olacaktr. O yaratc da nc bir yaratcnn varln zorunlu
klacaktr. Bu zorunluluk zinciri sonsuza kadar srp gidecektir.
Oysa bir eyin sonsuzca srp gitmesi mmkn deildir. Buna g
re evren iin cisim ve cisimsel olmayan bir Yaratc gereklidir. O
Yaratc cisim olmad iin duyular yoluyla alglanmas sz konu
su olamaz. nk duyular ancak cisimleri ve cisimsel olan nitelik
leri duyumsayabilir.
Yaratc duyumsanamaymca onu imgeleme (tahayyl) de
mmkn olamaz. nk imgeleme (tahayyl etme), duyumsanan
nesnelerin glgelerini, biimlerini zihinde canlandrmak demektir.
Yaratc cisim olmadna gre onun iin cisimsel nitelikler de d
nlemez.
Cisimlerin ilk nitelikleri uzamdr. Yani her cismin bir eni, bo
yu ve derinlii vardr. Evrenin Yaratc's ise uzamdan ve buna
bal niteliklerden yce ve ar olmaldr. Yaratc, evrenin varedicisi
olduu iin onunla ilikisi yalnz bilim ve gc ynndendir. "Ya
ratan bilmez olur mu? O latiftir, haberdardr."4
Evrenin balangsz olduu, edeyile yokluun varln n-
celemedii, yani imdi nasl varsa, ezelden beri ylece varolageldi-
i grn setiinde, bu kabul de u sonular gerektirecekti:
Evrenin hareketi balangsz, ezele doru sonsuz olmaldr.
Varolduu zaman duraanlk hareketini ncelememelidir. Oysa
hareket iin mutlaka bir hareket ettirici gereklidir. Bu hareket etti
ricinin, hareket ettirici ya da bir cisme - o cisim ister hareket ettiri
cinin kendisi, ister bakas olsun- bulaan bir gtr, ya da hibir
cisme bulamayan bir gtr.
Hareket ettirici, eer cisme bulaan (sirayet eden) bir g ise,
cismin varlyla varolur, paralanmasyla paralanr. Nitekim ta
ikiye blndnde tan aaya doru hareketini zorunlu klan
arlk da ikiye blnr. Taa bir ta daha eklenirse, arl da o
oranda artar. Ta sonsuza dein byyecek olsa, arl da son
suzca byr. Tan bymesi belirli bir snra kadar varp durursa,
arl, da o snrda kalr.
Ne ki, cismin snrll, sonluluu kantlandna gre, cismin
tayaca niteliklerin de snrl olmas gerekir. Eer sonsuz bir i
yapan bir g varsa bu, cisimde varolmayacak bir gtr.
Byk gn balangsz, kadim olduunu varsaydmzda

115
hareketinin de ebediyen, sonsuz olarak sreceini kabul etmi olu
ruz. Bu nedenle gkleri dndren g, ne gn kendi cisminde,
ne de kendisinin dndaki baka bir cisimde bulunan bir g ola
bilir. yleyse o g, cisimlikten ar ve cisimsel niteliklerden hibi
riyle nitelenemeyen bir eyde bulunmaktadr.
Hay bin Yakzan'a olu ve bozulu yurdu, dnya zerindeki
ilk dnnde, cisimlerin varlnn gereklik ve doasn cisim
lerin trl hareketlere yeteneklilii demek olan biimi oluturdu
u, maddesi ynnden olan varlnn ise anlalmas mmkn ol
mayan zayf bir varlk olduu bilgisi tecelli etmiti.
yleyse evrenin varl, maddeden ve cisimsel niteliklerden
yce, duyularla duyumsanamayan ve imgelemin (tahayyl) uzana
mad bir hareket ettiricinin etkisini kabule yetenekli olmaya ba
ldr. Bu hareket ettirici, trlerinin eitliliine karn tm gkleri
ayn biimde hareket ettirdiine gre, ona g yetireceinden, onu
bileceinden kuku edilemez.
Hay, evreni balangsz varsaydnda da, sonradan olma,
yaratlm varsaydnda da ulat sonular ayn olmutu. Evre
nin balangsz ya da yaratlm oluu konusundaki kuku ve
ikircimi ulat sonucu etkilemiyordu. Her iki durumda da cisim
olmayan, ne cisme bitiik, ne ondan ayr, ne cismin iinde, ne
onun dnda olan bir zne'nin varlnn zorunluluu kesinlik
kazanyordu. O'na cisimden ayr demek, cismin iinde olduunu
sylemek kadar anlamszdr. nk bitiiklik, ayrlk, ite ya da
dta bulunmak hep cisimlere zg durumlardr. Sz konusu z
ne, Yaratc ise btn bu durumlarn stndedir.

M utlak ve Tek Varlk

Madde, kendisinin belirmesine, somutlamasna neden olan bir


-yetenek demek olan- biime bamldr. Bu biim olmadan mad
de varlk kazanamayaca gibi gereklik kazanmas da mmkn
deildir. Biimin varl ancak bamsz zne'nin varl ile mm
kndr. Bu nedenle Hay bin Yakzan katnda btn varoluun o
zne'ye baml, zorunlu olduu ve o zne olmakszn hibir var
ln varolamayaca gerei belirginlik kazand. Demek ki o z
ne, btn varlklarn varolu nedeni, ilkesidir.
Btn varolu, ister yoktan yaratlm olsun, ister balang-

116
sz, yani yokluk kendisini nceleyip zaman bakmndan balangc
ve ncesi bulunmam olsun, o zne'nin eseri, yaratdr. Varlk
lar her iki durumda da eserdirler ve bir zne'ye zorunludurlar.
Varlklar O'nun varlna baldr. O varolmasayd, kendileri de
varolamazd. O srekli olmasayd, varlklar da kalc olamazd. O
balangsz olmasayd, varlklar da balangsz, kadim olamaz
lard.
Bununla birlikte o zne, temelde btn varlklardan yce ve
ardr. Nasl yle olmaz ki, O'nun gcne bir son olmad da, b
tn cisimlerin, cisimlerle bitienlerin ya da ok az bir ilgi ile de ol
sa onlara ilikin olanlarn sonlu, snrl olduklar da kesin kantlar
la ortaya konulmutur. Bu nedenle tm evren, iindeki gkler, yl
dzlar ve aralarndaki ve stlerindeki ve altlarndaki eylerin hepsi
o zne'nin eseri ve yaratdr.
Varlklar zaman bakmndan O'ndan sonra olmasalar bile z-
sel, zati sonralk bakmndan sonradrlar. Nasl, elde tutulan bir ci
sim hareket ettirildii zaman, elin hareketi ile cismin hareketi ayn
anda balarsa, cismin hareketi zaman bakmndan elin hareketin
den sonra olmasa bile, zsel olarak elden sonra ise, tpk bunun gi
bi, btn evren o zne'nin yaratdr ve zamanca deil, zsel (za
ti) sonralk olarak O'ndan sonradr. "Bir eyi diledii zaman, Onun
buyruu sadece, o eye "Ol" demektir, hemen olur."5
Hay bin Yakzan, bu dnnn sonunda anlad ki, btn
evren o zne'nin eylem ve eseridir. Bu bilgiye ulanca o zne'nin
gcnn kar konulmazl, sanatnn artcl, evrenin her
zerresine yumuaklkla nfuz eden hikmeti ve biliminin incelii
karsnda sonsuz bir hayranla kapld.
Varoluu bu duyguyla yeniden gzlemlemeye, incelemeye
balad. Nesnelerin yksek tabakalarnda deil, en aa ve deer
siz olanlarnda bile O'nun sanatnn gzelliinden, olaanstl
nden yle eyler gryordu ki, hayret ve aknl en yksek
dereceleri buluyordu.
Gzlemleri sonucunda bu nesnelerin ancak son derece yetkin,
mkemmel bir bamsz zne'nin eseri olduu inanc daha bir pe
kiti, kesinlik kazand. "Gklerde ve yerde zerre kadar olanlar bile
O'nun ilmi dnda deildir. Bundan daha k ve daha by de
kukusuz apak kitaptadr.6
Hay, daha sonra hayvanlarn trleri zerinde dnd. Yara
tc, her birini kendine zg bir yaratlla yaratm ve sonra onlara

117
yaratltan balad g ve yetenekleri kullanma yollarn gs
termiti. Eer hayvanlara sahip olduklar organ ve glerin nasl
kullanlaca, onlardan nasl yararlanlaca gsterilmemi olsayd
onlar bu organ ve glerden faydalanamazlard. Faydalanmak
yle dursun, o organ ve gler kendilerine ar, tanmaz bir yk
olurdu.
Hay bundan da anlad ki, o zne cmertlerin en cmerdi,
merhametlilerin en merhametlisidir. Dnyada grd her gzel
liin, her deerin, her erdemin ve dier tm stn niteliklerin, o
byk ve bamsz zne'nin biliminden, cmertliinden ve eyle
minden geldiini apak gryordu. Zatna zg olan stn nite
liklerin, yaratklarna zg olanlardan daha yetkin, daha tam ve
daha gzel, daha deerli ve srekli olduunu, yaratklara ait olan
larn dierleriyle hibir ekilde karlatrlamayacan kavram
t.
Hay, ne kadar yetkin nitelik varsa tmn aratrd, inceledi.
Btn bu nitelikler o bamsz zne'nin eseri olarak varoluyordu.
Bu niteliklerin zne'ye ilikinlii, ayn nitelikleri tayan nesnelere
ilikinliine oranla daha yerinde, daha uygundu.
Btn eksik nitelikleri de inceledi. zne bunlarn tmnden
yce ve aryd. zne'nin eksik niteliklerden ar olmamas dn
lemezdi. nk eksiklikler salt yokluktan, ya da salt yoklukla ba
lantl olan eylerden kaynaklanyordu. zne eer eksikliklerden
ar ve yce olmasayd salt yokluk, her nesneye varlk veren ve
kendinde varl zorunlu olan Zat'a ilimi, onu kuatm olurdu.
Oysa tek varlk O'dur. O mutlak varlktr. Yetkinlik de, tamlk da,
gzellik de yalnz O'dur. Saltk deer, g, bilim O'dur. O, ancak
O'dur ve O'ndan baka her ey helak olacaktr."7

Notlar
Baucu noktas, yeryznn herhangi bir noktasnda, ekl dorultusunda kalan
yn. Ayakta duran bir insann ayaklarndan balayp bandan geen dik bir iz
ginin gkteki noktas.
2 Byk daire, gk yarkresini iki eit paraya blen dairedir. Byk daireye ve
birbirlerine kout olarak kutuplara kadar sralanan daireler ise kk dairelerdir.
3 Eski gkbilime gre evrenin merkezi dnyadr.
4 Kur'an: 67/14.
5 Kurar: 36/82. Tanr'nn bir eyi yaratmak iin ne maddeye, ne de zamana gerek
sinimi vardr. Tanr'nn zat, istemi, bilimi ezeli olduundan ezelde de yaratmas
mmkndr. Tanr eer evreni ezelde yaratmsa evrene ncelii zamansal bir

118
n ce lik d e il, z se l b ir n celik tir. B u n ce lik v e so n ra lk so ru n u n u b ira z ak la
m a k ta y a ra r var. n c e lik v e so n ra lk a lt b iim d e s z k o n u su olab ilir:
1 - Nedensel ncelik. Etken nedenin sonu zerine olan ncelii.
2 - Doal ncelik. Etken neden dndaki nedenlerin her birinin sonucu zerin
deki ncelii.
3 - Zamansal ncelik. Babann olu zerindeki ncelii gibi nceliinin sonral-
yla birletirilmesi mmkn olmayan ncelik.
4 - Rtbe ncelii. Bu da iki ekilde olur. Birincisi duygusal rtbe ile olan nce
liktir. mamn cemaatna ncelii gibi. kincisi, ussal rtbe ile olan nceliktir.
Cinsin tre, trn bireye ncelii gibi.
5 - Onursal ncelik. Bilginin bilgisize, retmenin renciye ncelii gibi.
Kelam bilginleri, bu be ncelie altnc olarak zsel ncelii eklemilerdir.
zsel ncelik, zaman paralanmn birbirlerine ncelii gibidir. Filozoflar bunu
zamansal ncelik iinde deerlendirmilerdir.
6 K uran: 34/3.
7 Kur'an: 28/88.

119
beinci blm

yolun sonu

nsann Gereklii ve Mutluluu

Yaratc konusunda yukarda zetlenen bilgi dzeyine ulaan Hay


bin Yakzan'm ya otuz bei doldurmutu.
Ulat bilgi nedeniyle kalbine yerleen o zne'ye ilikin bir
hal, CYndan baka herhangi bir eyi dnmesine izin vermiyor
du. Artk inceleyegeldii varlklar ve onlardan sz etmeyi unuttu.
Zamanla yle bir aamaya vard ki, bakt her nesneyi bir sa
nat yapt gibi gryor ve hemen eseri brakp yaratcsna yneli
yor, bu nedenle de Yaratc'ya olan zlemi artyordu. Buna bal
olarak gnl de btn btn aalk duyulur dnyadan souya
rak yce anlalr dnyaya balanyordu.
Varl srekli, tm evrenin varolu nedeni olan ve kendi var
l hibir nedene baml olmayan bu yce Varlk'm bilgisine ula
nca, bu bilgiye erimesine neden olan arac, gc renme istei
duydu. lkin duyu organlarn gzden geirdi. Kulan, gzn,
burnunu, dilini ve elini tartt. Bu organlar yalnzca cisimleri ve ci-
simsel nitelikleri duyumsuyor, bunlarn tesinde bir eyi duyum-
sayamyordu. Kulak, cisimlerin birbirlerine arpmasyla havann
titremesinden oluan sesleri duyuyordu. Gz, yalnz renkleri g
ryor, burun kokulan, dil tatlar anlyor, el nesnelerin sertlik ve
yumuakln, saflk ve dzgnln duyumsuyordu.
mgelem gc de, d duyular gibi ancak en, boy ve derinlii
olan, yani cisimleri alglayabiliyordu. Alglanan eylerin tm ci

121
simlerin niteliklerindendi. Bu duyularn duyumsadklar cisimsel
niteliklerden bakasn kavrayacaklar yoktu. nk bu duyular
cisimlere yaylm ve cisimlerin blnmeleriyle kendileri de bl
nen, paralanan glerdi. Dolaysyla paralanabilir cisimlerden
baka bir eyi duyumsamalar, alglayabilmeleri szkonusu ola
mazd.
yleyse cisimde bulunan herhangi bir g, cisim ya da cisme
giren eylerden bakasn alglayamazd. Oysa zorunlu Varlk'm
her bakmdan cisimsel niteliklerden uzak ve ar olduu ak biim
de anlalmt. Bu nedenle onun alglanmas, duyumsanmas
mmkn deildi. Ne cisim, ne cisimde yaylan bir g, ne de her
hangi bir ynden cisme ilimi, cismin iinde, dnda, ona bitimi
ya da ondan ayr olan bir eyle kavranmas mmkn deildi.
Hay, bu yce Varlk' kendi zat, z aracl ile kavradn,
varlnn bilgisine ulatm anlad. Ne cisim, ne de cisimsel olan
Zat', zorunlu Varlk' kavrayan kendi zatnn da cisim st ve ci
simsel niteliklerden ar olmas zorunluydu. Dardan grnen ci-
simsellii, zatnn gereklii olamazd. Zatnn gereklii, varl
zorunlu olan saltk Varlk' bilmesine neden olan ey olmalyd.
Hay, zatnn duyularyla alglad gvdesinden baka bir ey
olduunu kavraynca, cisim, nemini bir kez daha yitirdi gzn
de. Varl zorunlu olan kutsal Varlk' kavrayan kendi zatn d
nmeye ve zat (z, ruhu) aracl ile kendini gzlemlemeye ba
lad.
Acaba zat yok olacak, zlecek ve bozulua urayacak bir
ey miydi, yoksa kalc myd? Bozulma ve zlmenin cisimlere
ilikin nitelikler olduunu biliyordu. nk cisimler suyun buhar,
buharn su, bitkinin toprak ve topran bitki olmas gibi bir biim
den kp bir baka biime brnebiliyorlard. Bozuluun anlam
buydu. Ne ki cisim olmayan, varlnda cisimlere baml olmayan
ve tm cisimsel niteliklerden ar olan ey iin bozulu dnle
mezdi.
Gerek varlk bozulua urayamazd. Bunu kesin biimde
kavraynca bedenden ilgisini kestii, onu beslemekten vazgetii
zaman durumunun ne olacan anlamak istedi. Oysa daha nce,
zatna ara olabilme niteliini tad srece bedeni yoksayama-
yaca bilgisine ulamt.
Bu istein ardndan btn bilgi edinme glerini, yetilerini
gzden geirdi. Bu glerin her biri kimi zaman gsel (bilkuvve),

122
kimi zaman da edimseldi (bilfiil). Nitekim gz yumulduu ya da
grd nesneden baka bir yne evrildii zaman grme gc
gsel alglayc durumunu kazanyordu.
Gze gsel alglayc demenin anlam, gz imdi alglamyor
sa da gelecekte ve grlebilecek bir nesneye yneldiinde grr,
alglar demektir. Edimsel alglayc deyimi de gzn imdi grd
n, alglamakta olduunu dile getirmektedir.
Duyu organlarnn alg glerinin gsel ve edimsel olmas gi
bi gler de gsel (bilkuvve) ve edimsel (bilfiil) olabilirler. Bu g
lerden herhangi biri eer edimsel olarak bir ey alglamamsa,
gsellii srdke alglama istei duymaz. nk o g, henz
hibir ey tanmamtr. Tpk anadan doma bir kr gibidir.
Fakat eer bir eyi algladktan sonra, algs edimsellikten g-
sellie dnrse, gsel durumda kald srece edimsel algya
zlem duyar. nk o g daha nce alglad iin ona, alglad
nesneye balanm, sevmi ve eilim kazanmtr. Bu nedenle son
radan kr olan bir adamn gzleri srekli grme zlemi iindedir.
Alglanan nesnelerin yetkinlik, deer ve gzelliinin derecesi ora
nnda, duyulan zlem artar, yitirilmeleri durumunda ortaya kan
znt de o oranda ok olur. O nedenledir ki, sonradan gzlerini
yitiren kimselerin acs, koklama gcn yitirenlerin acsndan da
ha byktr.
Eer yetkinlii sonsuz, deer, iyilik ve gzellii snrsz, her
deer ve iyiliin stnde, ne kadar iyilik, gzellik, deer ve yet
kinlik varsa, tmnn kendisinden kt (trm, sudur) ve baka
larna ondan tat, feyezan ettii bir varlk varsa, onu kavrayan,
bilen, tanyan kimse hi kukusuz snrsz bir tat, sonsuz bir coku
ve zevk duyar. Kukusuz daha sonra bu kavray ve bilgiden yok
sun kalrsa, bu yoksunluk sresince sonsuz bir ac ve sknt eke
cektir.
Daha nce zorunlu Varlk'm btn yetkin niteliklerle donan
m ve tm eksik niteliklerden uzak ve ar olduunu anlamt.
imdi de aracl ile bu Varlk'm bilgisine ulat kendi zatnn da
cisimlerin hibirine benzemeyen, cisimlerin ryp bozulmasyla
bozulmayan bir ey olduu kesin biimde ortaya kyordu.
Buna gre, kavraya yetenekli ve hazr olan zat (ruh), lm
olayyla bedenden kurtulup soyutlannca, lmden nce gvdeye
egemen olarak onu kulland sre iinde bu zorunlu Varlk' hi
tanmam, O'nunla hi ilgisi olmam ve O'na dair hibir ey duy

123
mam ise, zorunlu Varlk'a kavuamaz. Ayrca, kavuamad iin
znt ve ac da duymaz. nsan biiminde olan ve olmayan tm
hayvanlar iin geerlidir bu.
Ruh lmden nce, bedeni kulland srece ve Varlk'm bil
gisine ermi, yetkinlik ve ululuunu, saltanat ve gcn bilmi,
ancak daha sonra O'ndan yz evirerek dnyasal ve benmerkezcil
istek ve eilimlerine uymu ve bu durumda iken yakasn lmn
penesine kaptrm ise, lmden sonra O'nun mahededen (gr
me) yoksun kalr. O'nun yzn, gzelliini grme zlemi iinde
uzun bir azap ve sonsuz aclar eker. Sonra, yeteneine ve dnya
hayatndaki hazrlna gre ya uzun bir azaptan sonra ektii ac
lardan kurtularak zlemini duyduu Zat' mahedeye erer, ya da
sonsuz olarak aclar iinde kalr.
Ruhu bedeninden ayrlmadan zorunlu Varlk' bilen, dnce
sini O'nun ululuu, iyilik ve deeri ile snrlayan, lnceye dein
O'ndan yz evirmeyen ve edimsel olarak O'nu mahede eder ve
huzurunda dururken lme yakalanan kimsenin ruhu bedenden
ayrld zaman sonsuz bir tat, bitimsiz bir coku, bir sevin ve fe
rahlk duyar. nk hayattaki mahede ile lmden sonraki m
ahede arasnda bir kopukluk yoktur. Bu mahedesi ac lekesin
den esendir. nk bu durum ve mahedeye gre ac, ktlk ve
engel nedeni saylan cisimsel glerin gerektirdii duyumlar on
dan ayrlmtr.
Hay bin Yakzan, zatnn yetkinlik ve zevkinin zorunlu Varlk'
srekli mahedeye bal olduunu anlaynca, bu mahedeyi
edimsel olarak ve sonsuza dein srdrmeye karar verdi. Dnya
da tatt zevk, lm sonrasmda da ve acyla hi karmakszn
srmeliydi. Bunun iin de O'ndan bir gz krp olsun yz evir-
memeli, son soluuna dein edimsel olarak aralksz mahede
iinde olmal ve bu durumda iken lme teslim olmalyd.
Nitekim sufilerin nderi Cneyd, lmne yakn, bu mahe
de durumuna iaret amacyla, "Bu zaman kendisinden yararlanla
cak zamandr" dedikten sonra "Allahuekber" diyerek namaza ba
lamak zere tekbir almt.

124
nsann Boyutlar

Hay, ald karardan sonra mutlak Varlk'tan yz evirmeyi im


knsz klacak edimsel mahedeyi srdrmenin nasl ve ne yolla
mmkn olabileceini aratrmaya balad.
Hay'm aratrmalar sonunda bulabildii en iyi yntem, s
rekli dnme (tefekkr) oldu. Btn zamann o yce Varlk'a
ayrd. Her an O'nu dnyordu. Fakat zaman zaman gzne
arpan bir nesne, kulana gelen bir ses, zihnini elen aykr bir
dnce, doal gereksinimleri, hastalk, souk, scak gibi kimi et
kenler dnmesini engelliyor, kesintiye uratyordu. Dnmesi
nin kesintiye uramas ise bulunduu durumdan uzaklamasna
neden oluyordu. Bulunduu mahede durumuna yeniden dne
bilmek iin iddetli bir mcahedeye1 girmesi gerekiyordu.
Herhangi bir nedenle O'ndan yz evirdii bir anda ya da bir
gaflet annda anszn lmn penesine dmekten ok korkuyor
du. nk byle bir durum, sonsuz bir hsran demek olan sevgi
liden yoksun kalmasna, ackl bir azaba uramasna neden olabi
lirdi. Bu korkuyla fenalklar geiriyor, fakat bir zm yolu bula
myordu.
Sorununa bir zm yolu bulmak dncesiyle hayvanlan,
hayvanlarn davranlarn aratrmaya balad. lerinde mutlak
Varlk' bilen birisi olabilirdi. Eer byle birisini bulabilirse ondan
iine dt tehlikeli durumdan kurtulmasn salayacak bir
zm yolu renebilirdi.
Aratrmalar sonusuz kald. Hayvanlar bir mr boyu, gece
li gndzl yalnzca yemek, imek, iftlemek, snmak, serinle
mek ve benzeri doal istek ve gereksinimlerini gidermek iin al
yorlard. Bu durumun dnda kalan, deiik bir ama uruna
davranta bulunan, alan bir hayvan bulamad.
Gzlemledii ve inceledii durumlardan anlad ki, hayvanlar
mutlak Varlk'm bilincinde deildiler. Aralarnda ne O'nu tanyan,
ne de mahedesine zlem duyan vard. Bu yoksunluklar nede
niyle belli ki tm yok olacak veya yoklua benzer bir duruma ge
leceklerdi.
Hayvanlarn sonlar hakknda ulat yargnn bitkiler iin
de, hem de ncelikle geerli olaca akt. nk bitkilerin anlay
hayvanlarn anlaynn ancak bir paras olabilirdi. Anlay ba
kmndan daha gelimi olan, zorunlu Varlk' bilebilecek bir yet

125
kinlie ulamamsa, anlay daha yetersiz olan bitkilerin o dze
ye eriemeyecei evleviyetle anlalm olurdu. Kald ki, incelendi
inde bitkilerin btn eylemlerinin beslenme ve byme ile snrl
kald grlyordu.
Hay bin Yakzan, sorununa hayvan ve bitkilerden bir zm
bulmaktan umut kesince gklere, yldzlara bakt. Tm belirli bir
dzen iinde muntazam hareket ediyorlard. Saydam ve aydnlk
tlar. stelik bozulma ve deimeye uradklar da grlmyordu.
Hay, birdenbire gl bir sezgi2 ile bu gk cisimlerinde zorun
lu Varlk' anlayacak cisim d bir eyin varln anlad. Bu ey, ci
sim olmad gibi cisme girmi bir ey de deildi.
Buna gre gk cisimlerinde cisimlikten ar bir varlk vardr.
Nitekim benzerleri olan insan, btn gszlne, dnyasal ile
re iddetle baml ve bozulur cisimlerden olmak gibi eksik nite
likleri tamasna karn zorunlu Varlk' anlayacak bir ze, zata sa
hiptir. nk sz konusu eksiklikler, insan zatnn cisim ve cisim-
sel niteliklerden uzak olmasn engelleyememi, bozulmaya ura
masna neden olamamtr.
Bu karlatrmadan anlalyordu ki gk cisimleri zorunlu
Varlk' bilmeye yetenekli bir zata, bir ze sahip olmak konusunda
insandan daha stn ve hak sahibi idiler. nk gk cisimleri zo
runlu Varlk' biliyor, srekli ve edimsel mahede iinde bulunu
yorlard. Gk cisimlerinde, kendisini zaman zaman mahededen
alkoyan doal engel ve ilikilerin benzerleri yoktu.
Hay, gk cisimleri ile olan benzerliinin ayrmna varnca, gk
cisimlerine benzerliini salayan onurlu varln, hayvanlar ara
snda niin yalnz kendisine zg klnd zerinde dnd
Nesnelere ilikin nceden edindii bilgileri yoklad. Nesnele
rin dnmlerinden yola karak vard sonular yeniden hatr
lad.
Nesneler hep bulunduklar durum ve biimde kalmyorlard.
Srekli bir olu ve bozulu iindeydiler. nk yaln deil, bileik
tiler. Yaplarn birbirine kart eler oluturuyordu. lerinde ka
tksz, saf bir nesne yoktu.
Bozulua en az urayanlar altn ve yakut gibi yalnla en ya
kn, bileenleri en az olan cisimlerdi.
Gk cisimleri ise yaln ve katkszd. Bu yzden bozulua
uramyorlar, biimleri srekli deiiklik gstermiyordu.
Olu ve bozulu dnyasndaki cisimlerin bir blmn olu

126
turan drt ge, bir cisimlikle cisimlie eklenmi tek biimden (su
ret), bitki ve hayvan gibi dier bir blm de cisimlikle ok sayda
biimin birlemesinden oluuyordu.
Az sayda biimin birlemesinden oluan cisimlerin eylem ve
etkileri de azd. Bunlar canllktan da o lde uzaktlar. Biim ve
yetenekten tmyle yoksun olan nesnelerin canllk kazanmas ise
olanakszd. Bylesi nesneler yoklua benzer bir durumda kalyor
lard.
ok sayda biimin birlemesinden oluan cisimlerin eylem ve
etkileri ok, canllk yetenekleri glyd. Eer bu biimler mad
deye hi ayrlmayacak ekilde girmise, o maddede canllk son
derece gl, srekli ve akt.
zdek (heyula) ad da verilen madde, tm biimlerden soyut
lanmt. Bu nedenle maddede hibir canllk belirtisi yoktu. Yok
lua benzer bir durumdayd.
Cisimlikle tek bir biimin birlemesinden oluan drt ge, ya
ni toprak, su, ate ve hava, olu ve bozulu evrenindeki en aa
varlk derecesini oluturuyordu.
ok sayda biimi toplayan nesneler elerin birlemesinden
oluuyordu. Yalnzca elerin birlemesinden oluan cisimler, nes
neler iinde canllk dereceleri en zayf olanlard. Ancak tek ynl
bir harekete sahiptiler.
Bu tr nesnelerin canllklarnn zayf oluu, bileimlerindeki
elerin farkl nitelikte ve birbirinin biimini deitirme eilimin
de olmasndan ileri geliyordu. elerin savamndan baskn
kan enin nitelii dier elerin etkinliini kryor, glerini yok
ediyordu. Bileik, baskn kan enin niteliine brnyordu.
Tek enin canllk yetenei az olduu iin doal olarak bileiin
canll da az oluyordu. Bu nedenle varlklar kalc ve kararl de
ildi. Bitkilerin canllklar bunlardan daha gl, hayvanlarn
canllklar da bitkilerden daha gl ve belirgindi.
eleri lml olan bileiklerde hibir unsurun nitelii dierle
rine baskn kyordu. eler arasnda tam bir denge, tam bir
uyum vard. Birbirlerini eit oranda etkiliyorlar, glerini de kar
lkl ve eit oranda gideriyorlard. Bir enin eylem ve etkisi dier
lerinden daha belirgin deildi. Dolaysyla nitelii bileie egemen
olamyordu. Byle olunca o bileiin zdoas (miza) elerin hi
birinin niteliine benzemiyordu. Kabul edilen biim ve yetenei
etkileyecek, bozacak kart bir nitelik de bulunmuyordu.

127
te bu doal lmllk nedeniyle bileik canlla yetenek kaza
nyordu. Ilmllk arttka bileik yetkinleiyor, elerin nitelikleri
arasndaki uyum g kazanyordu. Nitelikler arasndaki eliki t
myle ortadan kalkyor ve bileiin canll daha muntazam olu
yordu.
Kalpte bulunan hayvansal ruh toprak ve sudan daha ince (la
tif), ate ve havadan daha youndu. Bu nedenle btn bileiklerin
en lml olanyd. Nitelii, elerinin niteliklerinin bileiminden
olumutu. eleri arasnda belirgin bir kartlk, eliki yoktu. Bu
nedenle canllk biimini alma, kabul etme yetenei kazanmt.
Hayvansal ruh, bu lmllk arttka daha mkemmelleiyor
du. Nitelii, elerinden birinin niteliine eilim gstermek ya da
onlarla elikiye dmek gibi tehlikelerden uzaklayor, dolaysy
la canll daha da g kazanyordu.
Hay bin Yakzan, hayvansal ruhlar iinde en lml olannn
olu ve bozulu dnyasndaki canlln en mkemmeline ulat
n ve bu ruhun biiminin bir kart olmadn ve biimlerinin
kart olmayan gk cisimlerine benzeyen bu ruhun kendi hayvan
sal ruhu (can) olduunu anlad.
Bu ruh ykseklere doru hareket eden elerle aaya doru
hareket eden elerin tam ortas bir nitelie sahiptir. Hatta eer bu
ruh yeryz ile atein ykselebilecei son nokta arasndaki mesa
fenin tam ortasna konulabilse, bozulua uramad srece orada
kalr, ne yukarya kmak ne de aaya inmek ister. Eer belirli bir
mekn zerinde hareket ederse merkez evresinde, yerinde hare
ket ederse kendi ekseni evresinde dner ve kre biimini alr.
Onun iin bunun dnda bir ey mmkn deildir. Bu nedenle, bu
ruhun gk cisimlerine benzerlii son derece gldr.
Hay bin Yakzan, zerlerinde yapt gzlem ve incelemeler
sonunda hayvanlarn zorunlu Varlk'n bilincinde olduklarn gs
teren bir belirti bulamamt. Yalnz kendisiydi o Varlk'n bilincin
de olan. Demek ki, gk cisimlerine benzeyen ve lml ruhu barn
dran tek canl kendisiydi. yleyse hayvanlardan farkl bir trn
temsilcisi olmalyd. Kendisi dier hayvanlarn yaratl amacn
dan farkl bir ama iin yaratlmt. nk hibir hayvan trnn
ykml klnmad yce grevlerin ykmlln tayordu.
Varln tamamlayan iki paradan -beden ve hayvansal ru h -
gzel olan, btn nesneler iinde olu ve bozulu dnyasnn d
nda, eksik olan gk cisimlerine en ok benzeyeni, yani hayvansal

128
ruhu idi. Varlm tamamlayan bu iki paradan da stn olan (e
ref) ise kukusuz zorunlu Varlk'm bilincine varan, O'nu tanyan
Tanrsal emr, yani ruhtu.3 Bu onurlarn en byyd.
Ruh (Tanrsal emr) bakalam kabul etmez. Bozulua ura
maz. Cisimlerin nitelikleri ile nitelenemez. Hibir duyu ile algla
namaz. Hayal de edilemez. Varlnn bilgisine kendisinden baka
hibir arala ulalamaz.
Ona ulamak yine ancak kendisiyle mmkndr. Bilen de o,
bilinen de o, bilgi de odur. Bilgin de, bilim de, bilinen de odur.
Aralarnda bir ayrlk, aykrlk yoktur. nk ayrlk, aykrlk
yalnz cisimlere zg durumlardr. Oysa ruh evreninde ne cisim,
ne cisimsel nitelikler, ne de cisimlie ilikin bir ey vardr.

Eylemin Aamas

Hay bin Yakzan, hayvanlar arasnda gk cisimlerine yalnz kendi


sini benzer klan nedeni anlaymca btn gcyle gk cisimlerine
ynelmenin, onlara benzemeye almann zorunlu olduu gere
ini anlad.
Hay, yine kendisinin zorunlu Varlk' bilen onurlu paras, ru
hu nedeniyle zorunlu Varlk'la da az ok benzetiini grd. n
k Varlk cisimsel niteliklerden nasl ar ve yce ise kendisinin ger
ekliini oluturan paras olan ruhu da cisimsel niteliklerden y
lesine ar ve yce idi. yleyse mmkn olabilecek tm ynlerden
zorunlu Varlk'm niteliklerini kazanmaya almalyd.
O'nun ahlakyla ahlaklanmal, eylemlerine boyun emeli, iste
mine (irade) kar kmamal, btn ilerini O'na smarlamalyd.
Bundan dolay gvdesi incinecek, zarara urayacak, hatta bt
nyle yok olacak olsa bile, hakkndaki her yargsna btn kalbiy
le ve sevin duyarak raz olmalyd.
Hayvanlarla da aralarnda bir ortaklk, benzerlik vard. Ken
disini oluturan dier para olu ve bozulu evrenine, dnyaya
aitti. Karanlk ve youn gvdesini oluturan bu aalk para ken
disini yeme, ime ve benzerleri gibi dier hayvanlarla zde kla
cak davranlara zorluyordu.
Kukusuz bedenin yaratl bsbtn sama ve anlamsz de
ildi. Ruhla birletirilmesi amasz ve gereksiz olamazd. yleyse
ilgisini kesmeyerek gvdesini kollamak, durumunu olabildiince

129
dzeltmeye almak zorundayd. Onu kollamak da ancak dier
hayvanlarn davranlarna benzer davranlarda bulunmakla
mmkn olabilirdi.
Bu tr benzerlik, ama ynnde zorunlu eylemlerle y
kml klyordu kendisini:
1 - Hayvanlara benzerliin gerektirdii eylemler.
2 - Gk cisimlerine benzerliin gerektirdii eylemler.
3 - Zorunlu Varlk'a benzerliin gerektirdii eylemler.
Birinci benzerlik ve gerektirdii eylemler zorunludur. nk
dnyasal bir bedeni vardr. Farkl grevleri olan organlar ve ok
deiik gleri barndran bedenin de trl trl gereksinimleri
vardr.
ikinci benzerlik ve gerektirdii eylemler de zorunludur. Kal
binde barndrd hayvansal ruhu bunu zorunlu klmaktadr.
Kalp ise bedenin ve tm bedensel glerin kayna, ilkesidir.
nc benzerlik ve gerektirdii eylemler ise "O, O'dur" ger
ei nedeniyle zorunludur. nk kendi gereklii, zorunlu Var-
lk' bilen zattan (z, ruh) olumaktadr. Daha nce skntlardan
kurtularak mutlulua ulamasnn zorunlu Varlk' bir gz krp
kadar bile gafil olmayacak biimde srekli mahede etmeye bal
olduunu anlamas da bununla mmkn olmutu.
Hayvanlara benzerliin gerektirdii eylemler mahede du
rumuna bir katkda bulunamaz. Tersine, bu eylemler insan ma
hededen alkoyar, nne engeller karr. nk bu benzerlik du
yumsal ilerle uramay gerekli klmaktadr. Bedensel ve dnya
sal btn iler, eylemler ise mahede yoluna gerilmi engellerdir.
Bedensel eylemler, gk cisimlerine benzemesine neden olan
hayvansal ruhun isterleri asndan kanlmazdr. Bu eylemler
mahedeyi engellemesi bakmndan zararl olmakla birlikte, ca
nn korunmas ve srdrlmesi zorunluu asndan gerekli ve
yararldr.
Gk cisimlerine benzerlik tam anlamyla gerekletirildii za
man mahede yolunda nemli aamalar yaplr. Fakat bu ma
hede katksz bir mahede deildir. nk mahedeye bu yolla
erenler kendi zatlarna da ilgi ve eilim iindedirler.
nc benzerlik ile katksz bir mahedeye, katksz bir
kendinden gemeye (istirak)4 ulalr. Bu mahedede yalnzca
zorunlu Varlk grlr. Ondan bakasna ilgi ve ynelim szkonu-
su olamaz. Bu yolla mahedeye erenlerin kendi zatlar yitmi,

130
yok olmutur. Gerek ve zorunlu olan tek Zat dnda tm varlk
lar yoklua gmlmlerdir.
Hay, son amacnn bu nc benzerlik olmas gerektiini an
lad. Ne var ki, bu benzerlik ancak ikinci benzerlik durumunda
uzun bir sre altktan ve hazrlktan sonra gerekleebilirdi.
ikinci benzerlikte geirecei hazrlk dnemi de birinci benzerlik
nedeniyle mmkn olabilirdi.

Gereklemenin Yntemi

Hay bin Yakzan, yapsnn gerektirdii eylemleri nasl gerekleti


receini aratrmaya, dnmeye balad ulat kuramsal sonu
lardan sonra.
Hay, hayvanlara benzerliin yardmnn zatna deil, doas
na olduunu biliyordu. Ne ki, zatnn ilerlemesini engellese de bu
benzerlik kanlmazd. Bu nedenle hayvanlara benzerliin gerek
lerini en alt dzeyde yerine getirmeye zorlamalyd kendini. Bu
dzeyin ls, canm varln daha azyla srdremeyecei ye
terlik miktar olmalyd.
Canm varln srdrebilmesi iin zorunlu iki ey vard. lk
zorunluluk hayvansal ruhun gcn korumak zere beden iinde
tkenen besinlerin yerine yenisini almak, ikinci zorunluluk da can
souk, scak, yamur, gne, yrtc hayvanlar gibi d etken ve
tehlikelere kar korumakt.
Zorunlu gereksinimlerini belirleyecei bir dzen iinde kar-
lamalyd. Yoksa ar gidebilir, yeterlik lsnn zerine kabi
lirdi. Bu da farknda olmadan kendi aleyhine almas demek
olurdu.
Sz konusu belirlemeyi u eyde yapmalyd:
1 - Neleri yemeliydi?
2 - Ne kadar yemeliydi?
3 - ki yemek arasndaki zaman ne kadar olmalyd?
Yiyebilecei maddeler zerinde dnd. Besin maddelerini
snfa ayrmak mmknd:
1 - Henz kocamam bitkiler. Bunlar yenilebilecek nitelikte
ya bitkilerdi.
2 - Trlerinin devamn tohumlaryla salayan bitkilerin ya
ya da kuru meyveleri.
3 - Yenilebilecek nitelikteki kara ve deniz hayvanlan.

131
Btn eitleriyle besinler hi kukusuz Hay'm mutluluu
kendisine yaknlkta grd, olanca gcyle benzemeye alt
zorunlu Varlk'm eyleminin rn, eseriydi. Bu nedenle onlar ye
mek yetkinlemelerini, yaratl amalarna ulamalarn engelle
mek olacakt. Dolaysyla onlar yemesi, onlarn zne'sine, zorun
lu Varlk'a kar koymaktan, isyandan baka bir anlam tamazd.
Bu da gerekletirmek istedii benzeim ve ulamak istedii ya
knlk amacyla elikiye dmek demekti.
Bu yaklamn doal sonucu olarak Hay, doru olann, olabi
lirse yemekten bsbtn uzak kalmak olduunu dnd. Fakat
buna g yetiremezdi. nk yemek yemeyi bsbtn brakrsa
kendi cismi telef olurdu. Bu ise zne'ye birinciden daha iddetli,
daha byk bir isyan demek olurdu. nk kendi cismi, yiyecei
maddelerin cisimlerinden daha stn, daha onurlu idi ve onlar
yiyerek daha stn olann yaamasn salyordu. Bu bakmdan
kendi cisminin bozuluu ile dier nesnelerin bozuluu sonucunu
douracak bu iki zorunlu durumdan daha zararszn semek, do
laysyla iki kar koyutan daha hafif olan nesnelerin telefine kat
lanmak gerekiyordu.
Hay, nce besin maddelerinin hangilerinin daha kolay elde
edileceini tesbit etmeli, sonra alaca miktar belirlemeliydi. Eer
tm kolaylkla bulunuyor, elde edilebiliyorsa, o zaman, ihtiyatl
davranarak Yaratc'nn eylemine en az kar k saylacak olann
semek gerekirdi. Buna gre en dorusu, trnn devamn sala
yan, ekirdei olan meyveleri semekti. Yalnz bir koulla: ekir
dekleri yememeli, bozmamal, talk ve orak alanlara atarak telef
etmemeliydi.
Buna gre amacna en uygun olan yiyecekler elma, armut,
erik gibi etli ve besleyici meyvelerdi. Bunlar bulamazsa, o zaman,
ceviz ve badem gibi iiyle beslenilebilecek yemilerden, ya da di
er meyvelerden iyice olgunlam olanlarn yiyebilirdi. Bu mey
veler iinden de en bol ve oalma nitelii en gl olanna nce
lik vermeliydi. Eer bitkilerden yemek zorunda kalrsa, bitkileri
kknden koparmamaya, varsa tohumlarn telef etmemeye zen
gstermeliydi.
Yeterli meyve ve sebze bulamazsa, o zaman, hayvanlardan ya
da yumurtalarndan yararlanabilirdi. Bunda da says en ok olan
semek, trn tkenmesine neden olmamak kouluna bal kal
malyd.

132
Hay, yiyeceklerin seimi konusundaki ilkelerini bylece belir
ledikten sonra, yemesi gereken miktar dnd. Alaca besin,
aln bedeninde neden olduu boluu dolduracak lde olma
lyd. Bu ly kesinlikle amamalyd.
ki yemek arasndaki sreyi de yle belirledi: Ayakta durma
sn salayacak kadar yedikten sonra, gk cisimlerine benzeyebil
mek iin yerine getirmek zorunda olduu -ayrntlar ileride veri
lecek- grevlerden herhangi birini yapamayacak denli gszle-
inceye kadar ikinci kez yemek yememeliydi.
Cann varln srdrmek iin gerekli olan ikinci i, yani onu
d etki ve tehlikelerden koruyacak, eitli eziyetlerden uzak tuta
cak nlemleri almak Hay iin ok kolayd. Zaten hayvan derilerin
den yapt giysiler giyiyor, kendisini d etken ve tehlikelerden
koruyan bir barna bulunuyordu. Bu kadar yeterli, daha fazla
syla uramas gereksizdi.
Hay, beslenmesi konusunda saptad ilke ve llere uyum
saladktan sonra, gk cisimlerine benzer eylemleri gerekletir
menin yollarn aratrmaya, dnmeye balad. Gk cisimlerine
nasl benzeyebilir, onlarn niteliklerini, zelliklerini nasl kazanabi
lirdi? Bu konuda bir karara varabilmek iin ncelikle gk cisimle
rini gzlemlemesi gerekiyordu.
Gk cisimlerinde tr nitelik gzleniyordu. Birincisi, kendi
lerinin altnda bulunan olu ve bozulu dnyas ile ilikilerinde
kendini gsteren niteliklerdi. Bunlar olu ve bozulu dnyasn et
kileyerek stmak, soutmak, aydnlatmak, saydamlk ya da yo
unluk vermek gibi nesneleri varl zorunlu Ozne'den taan ruh
sal biimleri kabule yetenekli duruma getiren niteliklerdi.5
kincisi, saydamlk, parlaklk, kir ve bulanklktan uzaklk,
kendi ekseni evresinde ya da bir bakasnn evresinde dairesel
biimde hareket etmek gibi gk cisimlerinin kendilerine zg nite
liklerdi.
Gk cisimlerinde gzlenen nc tr nitelik ise zorunlu Var-
lk'la olan bantlarndan kaylanan niteliklerdi. Zorunlu Varlk'
srekli mahede etmek, O'ndan yz evirmemek, O'na olaans
t bir tutkuyla balanmak, btn buyruklarna boyun emek ve
yalnz O'nun istemi dorultusunda hareket etmek gibi.
Hay, btn bu niteliklerinde gk cisimlerine benzemek iin
almaya balad.
Gk cisimlerinin olu ve bozulu dnyas ile ilikilerinden or

133
taya kan niteliklerini kazanmak amacyla, kendisini, kendinden
aa yaratklarn hizmetine adad. Bitki ve hayvanlarn gereksi
nimlerini karlamay, karlatklar sorunlar zmlemeyi, her
durumda onlara yardmc olmay bir grev sayd kendine.
Szgelimi bir engel nedeniyle gne klarndan yoksun kal
m bir bitki mi grd, hemen kouyor, engeli kaldryor, bitkiyi
gne na kavuturuyordu. Yabanc bitkiler tarafndan kuatl
m, hayat tehlikeye girmi bir bitki bile kamyordu Hay'm g
znden. Hemen boulmak zere olan bitki ile dierlerinin arasn
ayryor, evresini ayordu. Sudan uzak kalm, lrcesine susa
m bir iek mi grd, onu suya kavuturana kadar hi durma
dan alyordu.
Yabanl bir hayvann peneleri arasnda son soluklarn al
makta olan zavall bir yavru Hay'm mdahalesi ile cann kurtar
yor, yaamnn sevincini yeniden duyuyordu. Herhangi bir yerine
bir ey batm, bir alya taklm, gzne ya da kulana bir ey
kam acyla inleyen, kvranan hayvanlar Hay' yambalarmda
buluyorlard. Hay'm sevecen elleri yaralarn saryor, aclarn din
diriyordu.
Bir sevimli derecik, bir rmak da yardma gereksinim duyabi
lirdi. ine yuvarlanan bir kayann akn engelledii bir dere, top
ran kayarak nn kapatt, ynn evirdii bir rmak, Hay'n
almalar sonucu kendilerine alm, bekleyip duran bitki ve
hayvanlara doru olaan akn srdryordu.
Hay, bitki ve hayvanlara ynelik ilgi ve etkinlikleri kendisi
iin doal bir nitelik durumuna gelinceye kadar byk bir titizlik
le eylemini srdrd.
Arkasndan, gk cisimlerinin kendilerine zg niteliklerini
kazanmann yollarn aratrd. Bunun iin en ok temizlie nem
vermesi gerekiyordu. Kendisini, giysilerini ve gvdesini temizle
mek ve gzelletirmekle ykml kld. Sk sk ykanmaya bala
d. Dilerini, trnaklarn ve gvdesinin en ok kir toplayan dier
yerlerini temiz tutmaya zen gsterdi. ieklerden ve otlardan g
zel kokular elde ederek bunlar kulland. Giysilerini olabildiince
temiz tutmaya ve gzelletirmeye alt.
Hay, bir yandan kendini temizler, gzelletirmeye alrken
bir yandan da gk cisimlerininkine benzer dairesel hareketler ya
pyordu. Kimi zaman adann evresinde dnyor, kimi zaman ba
rnann ya da bir tepenin evresinde dnyordu yryerek ya

134
da koarak. ylesine youn bir aba harcyordu ki, zellikle kendi
evresinde dnerken dp bayld bile oluyordu.
Gk cisimlerine nc tr niteliklerinde benzemek iin de
duyulur dnyadan btn ilgisini keserek srekli zorunlu Varlk'
dnyordu. Gzlerini yumuyor, kulaklarn tkyor, hayale ka
plmaktan kamyordu dncesini daha iyi younlatrabilmek
iin. Btn abas yalnz O'nu dnebilmek, O'na hibir eyi or
tak etmemek iindi.
Hay giderek dnme eylemini dairesel hareketleriyle destek
lemeye, glendirmeye balad. Hareketi srasnda bedensel gle
ri zayflyor, etkinliini iyice yitiriyordu.
Bu almalar sonunda yle bir noktaya geldi ki, dnme eyle
mi iddetlendike duyulur dnya tmyle kayboluyordu. Beden
sel aralar gereksinen hayal ve dier gleri geviyor, cisimden
arnm eylemleri g kazanyordu. Hatta kimi zaman dncesi
dnyasal olanlarla karmaktan kurtularak ylesine saflayordu-
ki, onunla zorunlu Varlk' mahede ediyordu.
Fakat bu mahede durumu uzun srmyor, cisimsel gler
bastrarak durumunu bozuyor, onu aalarn aas olan eski du
rumuna eviriyorlard. Bunun zerine Hay, bedensel glerine d
nyor, eer bunlar kendini almalarndan alkoyacak denli g-
szlemise, daha nce belirledii ilkeler dorultusunda besin al
yordu. Yeterli gce ulatktan sonra da aklanan biimde gk ci
simlerine benzemek zere almalarna yeniden balyordu.
Dncesini cisim ve cisimlik kukularndan arndrma gc
n kazand zamanlarda kendisinde, tanrsal niteliklerle donanan
kimselere zg birtakm durumlar belirerek kendisini bu makama
aryordu. Hay bylesi zamanlarda zorunlu Varlk'n nitelikleri
ni kavramaya alyordu.
Hay, bu edimlerine balamazdan nce, bilimsel aratrmalar
srasnda zorunlu Varlk'n niteliklerinin ikiye ayrld sonucuna
ulamt. Bunlardan birincisi olumlu niteliklerdi (sfat- sbutiye).
Bilim, g ve hikmet gibi. kincisi ise olumsuzlanan niteliklerdi (sz-
fat- seltiye). Cisimlik ve cisimlie zg olanla ve bunlarla isterse
ok uzaktan olsun ilgi ve balants olan her eyden arnm olma
s gibi.6
Zorunlu Varlk' olumlu niteliklerinde de cisimsel nitelikler
den soyutlamak temel kouldur. nk zorunlu Varlk, olumlu ni
telikleri nedeniyle okluu kabul etmi saylamaz. okluu kabul

135
etme yle dursun, olumlu niteliklerin tm, zorunlu Zat'm ger
eklii demek olan tek bir anlama dner.
Hay, iki blme ayrlan bu niteliklerin her birinde zorunlu
Varlk'a nasl benzeyebileceini aratrd.
Olumlu niteliklerin zorunlu Varlk'n gereklii dnda bir
gereklii yoktu. nk byle bir durum okluu gerekli klard.
okluk ise cisimlere zg bir nitelikti. Buna gre, zorunlu Var-
lk'm zn bilmesi, bir bilen-bilinen ikilii karmazd ortaya.
Tersine, z, zn bilmesinin ayns, zn bilmesi, znn ay
nsyd.
yleyse niteliklerin ayr ayr kazanlmas olanakszd. Nitelik
ler ze ilikin ve zn ayns olduuna gre onlar donanmak an
cak zorunlu VarlkTa zdelemeye bal bir durumdu.
Hay'm zorunlu Varlk'la zdelemesi ancak bilgi yoluyla
mmknd. Hay, zorunlu Varlk' bilebilirse, ulat bilgi, zorun
lu Zat'tan farkl bir gereklik anlam tayamaz, O'nun ayns olur
du. Bu nedenle olumlu niteliklerinde zorunlu Varlk'a benzemek,
hibir cisimsel nitelikle kartrmakszn O'nu bilmek demekti.

Anlatlamayan

Hay, bu karmlardan (istidlal) sonra ayn yaklamla kendini ele


ald.
Olumsuzlanan niteliklerin tm, zorunlu Varlk' cisimlikten
soyutlamaya ynelikti. Bu nedenle tm cisimsel niteliklerden ken
dini arndrmaya alt. Zaten gk cisimlerine benzemek iin yap
t almalar, uygulad ileci yntemler sonucu cisimsel nitelik
lerin oundan arnmt. Fakat yine de bir kalnt vard zerinde.
Srdrd dairesel hareketler, bitki ve hayvanlara ilikin eyleri
nemsemesi, onlara acmas, onlar yetkinlie ulamaktan alko
yan engelleri ortadan kaldrmak iin aba harcamas bunlarn en
belirgin olanlaryd. Btn bunlar da nnde sonunda cisimlere
zg niteliklerdi. nk bunlar cisimsel gleriyle gryor, ci
simsel gleriyle aba harcyor, urayordu.
Sz konusu ilgi ve eylemlerin tmn terketti Hay. nk bu
ilgi ve eylemler byk bir istekle kotuu, ulamak iin alt
nc benzerlik durumuna yakacak eyler deildi.
Barnann en kuytu kesine ekildi. Adeta kendini hapsey-

136
ledi oraya. Gzlerini smsk kapatt. Cisimsel glerden yz evir
di. Duyulur dnya ile olan balarn kesti. Dnce ve abasn zo
runlu Varlk'a yneltti. Hayaline gelen dier tm eyleri annda
kovarak dncesini yalnz O'na zg kld.
Hay artk yalnzca dnyordu. Bunu bir yaama biimi du
rumuna getirmi ve bu yaam iinde kendini, benliini eitiyor,
arndryordu.
Hay, bu youn yaama zamanla ylesine alt ki, gnlerce
hibir ey yemedii, yerinden hi kmldamad oluyordu. D
nrken kendi z dndaki tm varlklar siliniyor, kayboluyordu.
Fakat kendi z henz zorunlu ve gerek Varlk olan Zat'n ma
hedesine dald zamanlarda yok olmuyordu. Bu kt bir durum
du. nk katksz mahedeye dier bir eyi kartrmann gr
ve dncedeki irkten ileri geldiini biliyordu.
Hay, irkten kurtulana, hem kendisi, hem de yer, gkler ve
ierdikleri eyler, ruhsal biimler ve zorunlu Varlk' bilen tm z
ler dncesinden tmyle silinip yitinceye kadar Tanr'y katksz
mahedeye ulamak iin almasn srdrd. Sonunda dier
varlklar da, kendi z de kayboldu, tmyle yok oldu. Zorunlu
ve gerek Varlk'n, kendinden baka bir gereklik tamayan s
zyle, "Bugn mlk kimindir? Tek ve her eye gc yeten Tann'nn-
dr."7 diye haykrarak yoklua (fena)8 erdi.
Hay bin Yakzan bu aamaya ulatktan sonra, zorunlu ve tek
olan Zat'n arsn duydu, kelamn anlad. Konumamas, ko
numann ne olduunu bilmemesi o tek Varlk'n kelamn anla
masn engelleyemedi. Bu durum iinde kendini yitirdi, dald ve
bouldu. Hibir gzn grmedii, hibir kulan duymad, hi
bir kalpten gemeyen eyleri grd ve tatt.

Bir Uyar

Sakn hi kimsenin kalbinden gemeyen bu durumu tanmlama,


niteleme sevdasna kaplma. Dn ki, insann kalbine gelen ey
lerin bile birounu tanmlamak, nitelemek mmkn olmuyor.
Byleyken, kalpten gemesi mmkn olmayan, kalbin bulunduu
dnyann dnda ve bu dnyada bulunanlarn ei ve benzeri ol
mad eyleri tanmlamak nasl mmkn olabilir?
Kalp szc ile ne kalbin cismini, ne de iinde barndrd

137
hayvansal ruhu anlatmak istiyorum. Anlatmak istediim, sahip ol
duu gler aracl ile insana taan tanrsal ruhun zel biimidir.
Bu zel biimlerin her birine kalp ad verilir.
Hi kimse, Hay'm aamasnda mahede ettii eyleri hatrla-
yamaz. Bu nedenle o durumu szle aklamaya alan kimse sa
mayla uram olur. Szgelimi renklerin tadn anlamak isteyen,
siyahn tatl m, yoksa eki mi olduunu anlamak isteyen kimsenin
dt gln duruma der.
Bununla birlikte seni, Hay'n ulat aamada mahede etti
i grlmemi, olaanst eylerden bsbtn yoksun brakma
yacaz. Ne ki, mahede makamnda grlen eyleri gerei gibi
anlamann ancak oraya ulamakla mmkn olabileceini gzden
rak tutmaman gerekir. Sana Hay'm mahede ettiklerini, doru
dan gereklerin kapsn alarak deil, dolayml olarak gsterecek
birtakm gstergelerle, rnekleme yntemiyle anlatmaya alaca
m. Bu nedenle imdi iaret edeceim eyleri kalp kulayla dinle,
akl gzyle grmeye al. Belki bunlarda seni doru yola gtre
cek bir klavuzluk bulursun.
Yalnz bir artm var: imdilik, bu sayfalara aktardm kada
rndan daha fazla aklama istemeyeceksin benden. nk mey
dan ok dar ve dile getirilemeyecek gereklere szcklerle tahak
km etmeye kalkmak tehlikelidir.
Hay bin Yakzan, mahede ettii eyleri kendinden ve dier
varlklardan fena bulduu, varlkta diri (hay), kendiliinden varo
lan (kayyum), binden (vahid) baka bir ey grmedii zaman ma
hede etti. Daha sonra sarholua benzer bu mahede durumun
dan ayrlarak zorunlu Varlk dnda kalanlar grd, dne
bildii olaan durumuna dnd.
Olaan durumunda iken kalbine unlar dodu: Kendine zg
z, gerek Varlk'm znden ayr bir gereklik tamamaktadr.
znn gereklii Tanr'nn zdr. Daha nceleri Tanr'nn
znden ayr grd ve salt kendine zg bir z sand eyin
ayr bir gereklii yoktu. Varlkta yalnz Tanr'nn z vard ve
baka hibir ey yoktu.9
Baka eylerin varl, youn cisimlerde yansyan ve ilk bak
ta cisimlerden kt sanlan gne klar gibidir. Bu klar yan
sd cisimlerden kyor gibi grnrlerse de gerekte gnein
klarndan baka bir ey deillerdir. Cisim ortadan kalktnda
da yok olur. Oysa gnein klar hep ayn durumda kalmak

138
tadr. Ne cisimlerin varl nedeniyle azalmakta, ne de cisimlerin
yokluu durumunda oalmaktadr.10
Bu dnce, Hay'm Tanr znn okluu kabul etmedii ve
zne ilikin bilgisinin znn ayns olduu yolundaki nceki
karmlar ile akyordu. Buradan yola karak u sonulara ulat:
Kim kendi zne ilikin bir bilgiye ularsa, ulat bilgi, z ile
ayn olur. Kendi zne ilikin bilgisi, znn varlnn da gerek
lik kazanmasdr ayn zamanda. nk zn varlnn bilinmesi,
ancak yine kendisiyle mmkndr. Bir baka eyin zn bilmek
de zsel zdelii gerekli klar. yleyse daha nce ok sand so
yut ve Tann'y bilen zler, bilgileri nedeniyle gerekte ayn eydir
ler.11
Tanr Hay' acmasyla korumasa, yol gstermesiyle (hidayet)
geree erdirmeseydi bu konudaki kuku cisimlerin karanl ile
duyulur dnyann bulanklndan kaynaklanmaktadr. Az, ok,
bir, birlik, toplamak, toplanmak, ayrlmak hep cisimlerin nitelikle
ridir. Oysa an yce ve gerek Zat' bilen, maddeden yce ve a
kn zler iin ne bir, ne de ok denilebilir. nk okluk szc
zlerin birbirinden ayr olularn, birlik szc ise birbirlerinden
ayr zlerin birlemelerini dile getirir. Her iki durum da ancak du
yulur dnya iinde bir anlam tar. Madde st evrende ise tm
anlamn yitirir.
Gerekten de szckler bu aamada yetersiz kalmaktadr.
nk maddeden arnm olan bu zleri -im di olduu gibi- ok
luk taksyla anlatsak, onlarda gerekten okluk bulunduu sans
uyanr. Eer szc tekil biimde kullanrsak, bu da birleme ya
nlgsna drr. Oysa bu zler iin birleme olas deildir.
Bana yle geliyor ki, yarasa gibi gne n karanlk gren
ler, cinnet zincirlerinde rpnanlar, "Aratrmalarnda ylesine ile
ri gittin ki, akl sahiplerinin yolundan saptn, akln yasalarn bs
btn yabana attn. nk akim yasalar nesnenin ya bir, ya da
ok olmasn gerektirir" diye saldracaklardr bana. Byle syle
yenler hadlerini bilsinler, keskin dillerini tutsunlar ve kendilerini
sulasnlar. inde bulunduklar deersiz, aalk duyulur dnya
dan Hay bin Yakzan gibi ders alarak geree ulasnlar.
Hay da nceleri duyulur dnyay bir bak asyla snrsz bir
okluk iinde, baka bir bak asndan da bir grmt. Gerekte
ok muydu, bir miydi? Uzun sre ikircim iinde kalm, kesin bir
yargya ulamamt.

139
Sonra anlad ki, birlik ve okluun kayna duyulur dnya
dr. Birlik ve okluk bu dnya iin bir anlam tar. Ayrlmak, bir
lemek, yerlemek, bakalamak gibi nitelikler yalnz bu dnya
in geerlidir. Tanrsal evrende ne tm, ne de para szckleri bir
ey ifade eder. Tanrsal evrene ilikin bir i, bir ey hakknda bi
linen szcklerle konumak gerek d sonulara gtrr in
san.
Tanrsal evreni ancak gren bilebilir. Orann gereklii yalnz
oraya ulaanlar tarafndan anlalabilir. Beni "akl sahiplerinin yo
lundan sapmak, akln yasalarn yabana atmak'Ta sulayanlara
hak veriyor ve onlar akllar ve akl sahipleri ile babaa brakyo
rum. nk onlarn akl dedikleri ey, duyulur dnyay aratran,
inceleyen ve onlardan genel kurallar karan dnme gcnden
(nefs-i natka)12 baka bir ey deildir. Akl sahipleri dedikleri de,
duyulur varlklardan kendilerine zg dnme yntemleriyle
karmlarda bulunan kimselerdir.
Bizim tarttmz konu, sylenilenlerin ok stndedir. Du
yulur dnya ve bu dnyaya ilikin genellemeler dnda bir ey ta
nmayan kimseler bu konularla ilgilenmesinler, kulaklarn smsk
kapatsnlar ve yalnz dnya hayatnn d yzn bilen, i yzn
den, te dnya bilgisinden habersiz olan srye katlsnlar.13
Eer, tanrbilime (ilm-i ilahi)u zg iaretler ve rtk anlatmla
yetinir, syleyeceklerimizi allm anlamlar dorultusunda alg
lamazsanz Hay'm arnm kimselere zg makamda grd
eylerden bir blmn eski bilgilerinize katabilirsiniz.

Aynalar Dzenei

Hay, katksz kendinden geme (istirak) ve tam yokolu (fena) ile


gereklie ulatktan sonra, tesinde hibir cisim bulunmayan en
yce gk katnda15 maddeden arnm bir z grd. Bu z, gerek
ve bir olan Zat'n kendisi olmad gibi gn kendisi de deildi.
Fakat baka bir ey de deildi.
yle de anlatabiliriz bunu: Gne, gnein karsna konul
mu bir ayna ve gnein aynada grnen suretini dn. Aynada
grlen suret nedir? Gne mi? Ayna m? Tmyle baka bir ey
mi? Hibiri deil.
Hay, en yce gk katnn arnm znde yle bir yetkinlik,

140
yle bir deer, yle bir gzellik grd ki, szcklerle dile getirile
mez. ylesine akn ve ince (latif) idi ki, ona ses ve harf giysisi giy
dirilmesi mmkn deildi.
En yce gk katnn akn z, yce ve ulu Gerek'in (Hakk'n)
zn mahede ediyordu. iddetli bir istek, sevin, coku ve
zevk iindeydi.
Hay sonra en yce gk katnn altndaki sabit yldzlar katn
da da maddeden akn bir z grd. Bu z de ne gerek Birn z,
ne en yce gk katnn akn z, ne bu gk katnn kendisi, ne de
bunlar dnda baka bir eydi.
Yine ayn rnee bavurarak yle diyebiliriz: Bu z, gnein,
karsndaki aynadan bir baka aynaya yansyan sureti gibidir.
Hay, bu zde de nceki zde grd nitelikleri, dieri, g
zellii, zevk ve cokuyu grd.
Hay, sabit yldzlar katnn altndaki Zhal (Satrn) kat iin
de maddeden arnm ve ne grd nceki zlerin ayns, ne de
onlardan bakas olan bir z mahede etti. Gnein, karsndaki
aynadan bir baka aynaya ve ondan da bir dier aynaya yansyan
sureti gibi.
Bu z de nceki zlerin niteliklerini tayordu.
Hay, gk katlarnn dzeni zere, gnee kar dzenlenmi
aynalardan, aynadan aynaya yansyarak grnen gnein sureti
gibi, her gk kat iin maddeden arnm ve kendisinden nceki
zlerin ne ayns, ne de bakas olan bir z grd. Bu zlerin her
birinde hibir gzn grmedii, hibir kulan duymad, hibir
insann tatmad bir tat, bir sevin, bir gzellik ve deer mahe
de etti.
Hay bin Yakzan, yukardan aaya doru btn gk katlarn
mahede ederek btn paralaryla Ay kah iinde bulunan olu
ve bozulu dnyasna kadar geldi. Bu dnya iin de maddeden
soyutlanm ve grd nceki zlerin ne ayns, ne de bakas
olan bir z grd. Bu zn yetmi bin yz, her yzde yetmi bin
az, her azda yetmi bin dili vard. Bu dillerin tmyle gerek
olan Zat' anyor, ululuyor, kutsuyordu. Hem de en kk bir
usan, bezginlik gstermeden.16
ok olmad halde, ok olduu yanlgsna dt bu zde
de ncekilerde grd tm nitelikleri aynen grd. Olu ve bo
zulu dnyasna zg olan bu z, alkalanan bir suda grlen g
nein sureti gibiydi. Bu suret, yukardan aaya doru sralanan

141
aynalar dzenei iinde, gnein karsndaki ilk aynadan bala
yan yansmann sona erdii son aynadan suya yansmas gibiydi.17
Btn bu mahede ve tecellilerden sonra Hay, kendisi iin de
bir z mahede etti. Eer olu ve bozulu dnyasna zg yetmi
bin yzl zn paralanmas mmkn olsayd, bu zn onun par
alarndan biri olduu sylenebilirdi. Eer kendi z sonradan va-
rolmasayd, olu ve bozulu dnyasna zg zn ayns ve eer
Hay'n sonradan olma bedenine zg olmasayd, yaratlmam,
balangsz olduu dnlebilirdi.
Bu aamada Hay, varolduktan sonra yok olmu cisimlerle,
kendisiyle birlikte varolagelen -ister ok, ister tm bir saylsm-
sonsuz saydaki btn cisimler iin kendi z gibi birok z ma
hede etti. Hem kendi z iin, hem de kendi dzeyindeki zler
iin hibir gzn grmedii, hibir kulan duymad, hibir be
erin kalbinden gemeyen, hibir niteliin niteleyemeyecei ve bu
geree ulaanlardan baka hi kimsenin kavrayamayaca sonsuz
bir tat, bir deer, bir gzellik mahede etti.
Bu zlerin yansra, gnein suretini yanstan aynaya arkas
dnm, yz ondan evrilmi, pas ve kf iinde kalm aynalara
benzer, maddeden soyutlanm birok z daha mahede etti.
Bunlarda hi dnlemeyecek bir irkinlik, bir eksiklik vard.
Sonsuz aclar, bitimsiz zlemler iindeydiler. Azap adrlar kuat
mt ve ayrlk atei yakp durmadayd bunlar. Sanki kopma ve
ekilme testereleriyle ikiye biilmilerdi.
Hay, olu ve bozulu dnyasnda ac iinde kvranan bu zler
den baka birtakm zler daha grd. Bunlar beliriyor, sonra yok
oluyor, toplanyor, sonra dalyorlard. Bu zlerin gerekliine
ulamak iin youn bir aba harcad, derin gzlemlerde bulundu
Hay. Dehet, akl almaz iler, son derece hzl yaratllar, yetkin
yarglar, dzeltilen bedenler, frlen ruhlar, yapmalar ve bozma
lardan baka bir ey gremedi.18
Hay, bu makamda uzun sre duramad. Yitmi bedensel g
leri yeniden devreye girdi ve baygnla benzer durumdan ayrld.
Bulunduu makamdan aya kayd. Duyulur dnya yeniden g
rnd, tanrsal evren kayplara kart. nk bu iki dnyann bir
arada bulunmas mmkn deildir. Bu dnya ile te dnya iki ku
ma gibidir. Hangisinin gnln yapsan dierini gcendirmi olur
sun.

142
Bir Soru ve Yant

Soru: Hay bin Yakzan'n yklediin mahedelerinden ortaya u


kyor: Akn zler, gk katlar gibi varl srekli cisimlere zg
iseler, onlarn varlklar da sreklidir. nsan gibi sonu dalma ve
bozulma olan cisimlere zg iseler onlarn da bozulmalar, yokol-
malar kanlmazdr. Nitekim verdiin rnekte, aynalardaki suret
ler, ancak aynalarn varlna, kalclna baldr. Aynalar bozu
lur, yokolursa suretler de yokolurlar.
Yant: Verdiin sz ne abuk unuttun ve ba zdn, anla
mamz bozdun. Sana daha nce bu alanda dilin, anlatmn yeter
siz kaldn, szcklerin gerekleri tam olarak dile getiremeyece
ini, bu nedenle yanlgya drebileceklerini belirtmitim oysa.
Seni kukuya dren, kullandmz simge ile simgeleneni
bir kabul etmen ve byle deerlendirmendir. Aslnda byle bir de
erlendirme olaan konumalar iin bile yersiz ve yanltr. Byle
iken, tanrsal evrene ilikin bir bilgi aktarmnda nasl dnlebi
lir?
Gnein kendisi, , sureti, aynalar ve aynalarda beliren su
retler cisimlerden ayrlmayan, cisimlere bal olan ve ancak cisim
lerde bulunabilen eylerdir. Bu nedenle varlklar cisimlere bam
ldr. Cisimlerin zlmeleriyle onlar da zlr, yok olurlar.
Tanrsal zler, Rabbani ruhlar ise cisimlerden, cisimsel olan
dan ve cisimlere ilien eylerden tam anlamyla ar ve akndrlar.
Aralarnda hibir balant yoktur. Onlara gre cisimlerin aslszl
ile gereklii, yokluu ile varl arasnda bir fark yoktur.
Tanrsal ruhlar, yalnzca varl zorunlu ve gerek olan tek
Zat'la balantl, ilikilidirler. Tanr bunlarn tmnden nce, t
mnn ilkesi, nedeni ve yaratcsdr. Bunlara sreklilik, sonsuzluk
balayan yalnzca Tanr'dr. Varlklarna kalcl O verir.
Bu zler hibir cisme gereksinim duymazlar. Tersine btn ci
simler bunlara gereksinim duyarlar. Varl yce ve zorunlu Zat'n
bir an iin yok olduunu varsaysak nasl btn zler, btn cisim
ler ve batan baa tm duyulur dnya yok olur, hibir varlk kal
mazsa; bu zler de bir an iin yok olsalar, btn cisimler ykma
urar, yok olurlar. nk bunlarn varlklar birbirine baldr.
Her ne kadar duyulur dnya, tanrsal evrene baml ve onun
glgesi, tanrsal evren duyulur dnyadan bamsz ve akn ise de,
yokluunu varsaymak mmkn deildir. nk duyulur dnya

143
tanrsal evrene bamldr. Bu nedenle onun bozuluu biim dei
tirmekten baka bir ey deildir. Yoksa tmyle yok olmas demek
deildir. Yce Kitap da bunu bildirir. Nitekim, "nsanlarn ate ev
resinde rpnp dklen kelebeklere dnmesi", "Dalarn atlm renkli
ynlere benzemesi"} 9 "Gnein drlp ksz kalmas", "Denizin kay
nayp dalgalanmas",20 "Gklerin Tanrnn sa elinde drlmesi", "Ye
rin baka bir yere dnmesi"21 bozuluun bu anlama geldiini gs
termektedir.
Buraya dein Hay'n ulat o byk makamda mahede et
tiklerinden iaret yoluyla dile getirmeye g yetirebildiim kadar
n anlattm. Sz yoluyla daha ounu anlatmam isteme benden.
nk bu mmkn deildir.

Hay bin Yakzan, ulat mahedelerden sonra dnyasal ha


yatn ykmllklerinden iyice usand. Buna karlk sonsuz ha
yata ilgi ve zlemi arttka artt. Bu nedenle ulat makama yeni
den dnmeyi istedi. nceki almalarndan daha az bir almay
la mahede makamna ulat. Bu kez, ilk eritiinde kaldndan
daha uzun bir sre kaldktan sonra dnd duyulur dnyaya.
Hay, duyulur dnyaya her dnnden sonra, mahedeye
yeniden ermek iin aba ve almasn srdrd. Her defasnda
biraz daha kolay ulayordu. Giderek yle bir dzeye geldi ki, m
ahede makamna istedii zaman ulayor, istemedike de oradan
ayrlmyordu.
almalarn, mahede makamnda durmay ve oradan ay
rlmay istemine bal bir duruma getirinceye kadar srdrd. En
alt dzeye indirdii zorunlu bedensel gereksinimlerini gidermenin
dnda hibir ey iin makamndan ayrlmaz oldu. Yine de bu k
k ayrlklar znt ve acya bouyordu Hay'. Bu yzden ayrl
a neden olan bedeninden btnyle kurtularak sonsuz huzura
ve kurtulua ermeyi diliyordu Tanr'dan.

144
Notlar
1 Mcahede. Szck anlamyla savamak demek olan mcahede, terim olarak in
sann benliiyle savamas, dnyasal olandan kurtulmas iin aba harcamas
anlamn dile getirir. Tanr, "Urumda mcahede edenleri elbette yollarmza eritire
ceiz" (Ankebut: 69) buyurmutur.
7 Sezgi (hads, mkefe). Deney ve dnmenin belli bir birikimi sonunda birden
bire gerekleen bilme.
3 Ruh ile hayvansal ruhun ayr eyler olduu unutulmamaldr.
^ stirak, kendinden gemek, kendini yitirmek, esrimek. Uyaranlara kar duyar
ln yok olduu, evrede olup bitenlerin alglanmad, yalnz tanrsal olann
grld gaybet durumu.
^ "Yldzlarn ve tabiatlarn tesir ve tasarrufta rolleri vardr. Fakat bu tesir ve ta
sarruflar onlara mahsus deildir. Yldzlar ve tabiatlar o hakim ve sani' olan Al-
lah taalamn aletler gibi hizmetileridir. Mesela bir padiah byk bir saray
yaptrp iinde kendi veziri iin hususi bir kk hazrlasn. Kk etrafnda bir
avlu ve avlu iinde on iki hcre bina edip her bir hcrede bir naib nasbetsin.
Naibler vezir-i azamin emirlerini danya tebli ile grevli olsunlar. Hcrelerin
kaplar zerinde yedi svari nakib yani bey olsun. Grevleri hizmette mukim
olup Padiahtan vezire, ondan naiblere, onlardan nakiblere gelen emir ve h
kmleri darda icra klmak olsun. Ayrca darda drt piyade zabit bulunup el
lerindeki kemendlerle padiahn istedii kimseleri balayp huzura getirsinler
veya huzurdan karsnlar. Bu misalde Padiahtan murad lemlerin Rabbidir.
Byk saray Ar, kk, vezir-i azamin makam olan Krsidir. Avlu sekizinci fe
lektir. On iki burcunda on iki melek vardr. Svari nakibler yedi gezegendir.
Bunlar gece gndz o burlarn kaplarn dolap hizmet ederler. Piyade zabit
ler anasr- erbaadr. Bunlar bulunduklar yerden hareket etmezler. Scaklk, so
ukluk, yalk ve kuruluk ate, hava, su ve topran elinde drt kemendi gibi
dir." (brahim Hakk, Marifetname)
^ Kelam bilimine gre Tanr'nn nitelikleri (sfat- ilahiye) ikiye ayrlr: 1) Olumsuz
lanan nitelikler (sfat- selbiye): Hudus (balangl olmak), fena (sonlu olmak),
mabehet (bakasna benzemek), kyam- ligayrihi (bakasyla varolmak), irk (or
taklk). Bu nitelikler Tann'dan selbedilerek bulunmas gereken kart niteliklere
ulalr. Bunlar da kdem (balangszlk), beka (sonsuzluk), muhalefetnlihevadis
(hibir eye benzememe), kyam- bizatihi (kendisiyle varolma) ve vahdaniyet (tek
olma). 2) Olumlu nitelikler (sfat- sbutiye): ilim (her eyi bilme), hayat (diri ol
ma), kudret (yapabilmeye sonsuzca gc yetme), semi' (her eyi iitme), basar
(her eyi grme), kelam (kendine zg syleyi) ve tekvin (yaratabilme ve yoke-
debilme).
7 Kur'an: 40/16.
Fena. Kulun hayvansal niteliklerinden arnarak ve dnyasal olandan ilgisini ke
serek Tanr varlnda yok olmas durumu. Bu durumdaki kul tam anlamyla
tanrsal istemin denetimi altna girmitir.
9 Tanr elisi, "Tanr vard ve O'nunla birlikte hibir ey yoktu" buyurdu. Bu hadisi
duyan Ali bin Ebu Talib, "O imdi de ezelde naslsa yledir" dedi. Her ikisine de
selam olsun.

145
10 "Bu grnen eyler renkli camlara benzerler. O Vcud gneinin vurmu
tur. Krmz, sar ve yeil olan o camlardan gne o renklerde imi gibi gr
nr." (Cami)
11 Bu dncenin doru kavranabilmesi iin "Kendini bilen Rabbini bilir" hadisiyle
birlikte dnlmesi yerinde olur.
12 Nefs-i natka yada nefs-i insani. Ruh, maddi kiilik, akl, duygu ve istem gc.
13 "Onlar, dnya hayatnn grlen ksmm bilirler. Onlar, ahiretten habersizdir
ler." (Kur'an: 30/7)
14 Tannbilim (ilm-i ilahi, ilm-i lahuti), ilahiyat, teoloji. Tanr ve din konusunu ayrn
tlaryla inceleyen bilim.
15 Kur'an'a gre felek (gkyz) yedi kattr. Bu yedi kat felein stnde Ar- l ve
hepsinin stnde de Krsi yer alr. Gkbilimle uraan eski bilginlere gre her
gezegenin bir gk kat vardr. Bunlar dokuz tanedir ve yle sralanr: 1. Felek'l-
Kamer (Ay kat) 2. Felek'l-Utarid (Merkr kat) 3. Felekz-Zkre (Vens veya o-
banyldz kat) 4. Felek'-ems (Gne kat) 5. Felekti'l-Merih (Merih veya Mars
kat) 6. Felektil-Mteri (Jpiter kat) 7. Felekti'z-Zhal (Satrn kah) 8. Felekti's-Se-
vabit (Sabit yldzlar kah) 9. Felek'l-Azam (En byk kat) Buna Felekl-Ula (En
yksek gk kah), Felek'l-Eflak (Felekler felei) Felektil-Mevhum (Boluk kat),
Felek'l-Atlas (Atlas kat) da denir.
16 "Yedi gk, yer ve bunlarn iindekiler O1nu tebih ederler. Onu vg ile tebih
etmeyen hibir ey yoktur. Ama siz onlarn tebihlerini anlamazsnz." (Kur'an:
17/44)
17 "Grnen eyler btn aynalardr ve onlarda grnen yine Haktr. Yahut Hak
kn nuru ayna ve grnen eyler suretlerdir. Bak kuvvetli olan hakikati arat
rann gznde de bu aynalardan her biri yine baka bir eydir." (Cami)
18 "O her an bir itedir." (Kur'an: 55/29)
19 Kur'an-, 101/4-5.
20 Kur'an: 81/1-2.
21 Kur'an: 84/1-3.

146
altnc blm

gerein iki yz

Absal

Hay'm bu birka sayfaya sktrlan serveni onun hayatnn tam


krk dokuz yln doldurmutu. Bir insann ulaabilecei son aa
ma olan mahede makamna erdii ve dnya ile btn ilgilerini
kopard sralar ya elliye varm ve mahedenin doyumsuz
sarholuunu, zevkini yayordu.
Ancak tam bu sralarda hayatmda byk bir deiiklik yapa
cak nemli bir olay oldu. Bir gn adasnda o gne dein hi gr
medii bir yaratkla, bir insanla karlat. te bundan sonra nefsi
ni arndrmak iin adaya gelen Absal ile H ay arasnda geen yk
y anlatacaz.
ykmzn banda, Hay bin Yakzan'n dnyaya gelii ile il
gili iki deiik varsaymdan szetmitik. Kendiliinden tremeyi
mmkn grmeyenlerin varsaymlarna gre Hay bir baka adada
dnyaya gelmii.
te bu adada nceleri eski inanlarn bozulmu ekillerine
bal insanlar yayorlard. Fakat zamanla son Tanr Elisi'nin teb
li ettii gerek, sahih inan bu adaya da ulat ve klarn sama
ya balad. Ada halk arasnda hzla yaylan yeni inan ve reti,
ksa zamanda halkn ounluunun inanc durumuna gelerek b
yk bir g ve etkinlik kazand. En sonunda, adann sultan da o
unluun inancna boyun eerek tm ada halknn sahih retiyi
benimsemesini salad.
Ada halk iinde birbirini ok seven candan iki arkada vard.

147
Birisinin ad Absal, dierininki Salaman'd. Adann en sekin ve
soylu genlerinden olan bu iki arkada da sahih inanc itenlikle
benimsemilerdi. Yasaklarndan kamyor, buyruklarn titizlikle
yerine getiriyorlard. Bir yandan da dini renmeye, bilgilerini de
rinletirmeye alyorlard daha iyi anlamak, daha gzel yaamak
iin. Tanr'nm Kitab dmyordu ellerinden. Srekli okuyor, s
rekli dnyorlard zerinde.
Kitap, btn insanlara seslenmeyi amalad iin ak, anla
lr bir dili vard. Bununla birlikte farkl dzeydeki insanlarn, ak
ve yaln anlamlarn tesinde daha farkl ve derin anlamlara ula
malarna olanak tanyan imler, simgeler barndran olaanst bir
anlatm gc tamaktayd.1
ki arkadatan Absal, yaratl gerei ruhsal gerekleri daha
ok nemsiyor, bunlara youn bir ilgi duyuyordu. Bu yzden Ki
tap'm daha ok i anlamlarn aratryor, szlerin d anlamlarn
yorumlama eilimi tayordu.
Absal'm arkada Salaman ise Kitap'm ak ve anlalr d an
lamlarn korumak gerektiine inanyordu. Kitap'm szlerinin i
anlamlarn aratrmaktan, szlerin d anlamlarn yorumlamak
tan iddetle kamyordu. Salaman'a gre szlerin d anlamlar
btn insanlar ilgilendiriyordu ve bu anlamlarn yorumlanmas
kargaaya yol aard. Sorumluluk alan Kitap'm d anlamlar ile
belirlendiine gre i anlamlar aratrmann anlam yoktu.
Aralarndaki ilgi ve yaklam farkna karn her iki arkada da
ak buyruklar titizlikle yerine getiriyorlard. Benliklerini denetim
altna alarak arnma, dnyasal istek ve eilimleriyle savam (.m
cadele) konusunda olaanst bir aba harcyorlard.
Ne ki bu amalarn nasl gerekletirecekleri konusunda an
lamazla dtler.
Kitap'm ierdii kimi sz ve eler insanlar yalnzla ar
yor, stnlk ve kurtuluun yalnzlkta, toplumdan soyutlanmada
olduuna iaret ediyordu.2 Kimi sz ve eler de toplumla i ieli-
i, toplumsal hayatn gereklilik ve zorunluluunu dile getiriyordu.
Absal yalnzl, toplumdan soyutlanmay seti. Dnmek,
aratrmak, ders alnacak eyler zerinde durmak, anlamlarn de
rinliklerine dalmak onun doal eilimleriydi nk. Bu eilimleri
ni de ancak yalnzlkta gerekletirebiliyordu.
Salaman ise toplumsal hayat seti. Salaman'n doasna da
bu uygun dyordu. Dnmekten kanyor, d anlamlarn yo

148
rumlanmasndan kayg duyuyordu. Toplum onun iin bir smak
t. Kukularn, kuruntularn giderecek, eytann aldatmacalarn
dan onu koruyacak bir snak.
Yaklamlarndaki, seimlerindeki bu ayrm, iki arkadan yol
larnn ayrlmasna neden oldu.
Absal, Hay bin Yakzan'n bulunduu adann varlndan ha
berdard. Yalnzlk iin oradan daha iyisi olamazd. Sylendiine
gre lman bir iklimi vard. Av hayvanlar, meyve aalar ile do
luydu. Her ey daha kolay olurdu orada. Amacna ulamak iin
daha uygun bir ortam bulamazd. Hi dnmeden kararn verdi.
O ssz adaya gidecek, mrnn kalan ksmn orada, btn insan
lardan uzakta, yalnz bana geirecekti.
Absal, ald karar zerine neyi var, neyi yok her eyini sata
rak paraya evirdi. Eline geen parann bir blm ile kendisini
adaya gtrecek bir kayk kiralad. Kalan ksmn da son kuruuna
kadar yoksullara datt. Artk yapacak bir ey kalmamt. Arka
da Salaman'la vedalaarak kiralad kaykla denize ald.
Kayk uzun bir yolculuktan sonra adaya vard. Kayklar, uy
gun bir yerden karaya yanatrdlar kay ve Absal' adaya kar
dlar. Absal teekkr etti, iyi dileklerde bulundu kayklara. On
lar da karlk verdiler gerekli biimde, el sallayarak geri dndler.
Absal, kararl admlarla yrd adann ilerine doru ve bylece
yeni hayat balam oldu.
Absal, aday yle bir tandktan ve kendisi iin uygun bir yer
setikten sonra almalarna balad. Btn gn tapmyor, Tann'y
anyor, kutsuyor, ululuyor, tanrsal nitelikleri ve adlar zerinde
dnyordu.
Ada tam da dnd gibiydi. Gnl huzuru iinde tapna
biliyor, dnyordu. lgisi dalmyor, dncesi karmyordu.
Ackt zaman birbirinden gzel ve tatl meyvelerden, av
hayvanlarndan yeteri kadar alyor, karnn doyuruyordu. Hem
meyve, hem de av hayvanlar alabildiine bol olduu halde Absal,
tka basa yememeye, sadece aln bastracak lde yemeye
zen gsteriyordu.
Gnler ve gnler geti byle. Olaanst bir sevin, Tanr'ya
yaknlk ve yakar iinde gemiti gnleri. steklerinin yerine gel
mesini, ala katlanmasn kolaylatran, bilgilerini derinletiren,
kalbini aydnlatan tanrsal balar, armaanlar yam, o zamana
kadar anlayamad birok eyi kavramt.

149
Absal'm kendi benliiyle savamla (milcahede) geirdii bu
sre iinde Hay bin Yakzan, eritii yce makamda kendinden
gemi bir durumda bulunuyordu. Gereksindii besini temin iin
haftada yalnz bir defa kyordu barnandan. Bu nedenle Absal,
Hay'm varlndan habersizdi bu sralar.
Adann evresinde dolat, ke bucan gezdii halde hi
kimseye rastlamamt. Rastlamak bir yana, bir insann varln
gsterecek bir iz bile grememiti. Bu da adaya duyduu sevgiyi
artrm, iini rahatlatmt. nk tam bir yalnzlk iinde yaa
mak kararnda idi Absal.

Absal ile Hay karlayorlar

Absal bir gn gezintiye kmt. Ar ar yryor, bir yandan da


dnyordu.
Hay da yiyecek toplamak iin ayrlmt o gn barnandan.
Yollar akt, anszn birbirlerini grverdiler. Adeta donup kal
dlar ikisi de.
Absal, ilkin doal olarak Hay'm da kendisi gibi insanlardan
uzaklamak amacyla adaya gelmi biri olduunu dnd. Bu
yzden de iliki kurmann gereksiz, yararsz olduuna karar ver
di. Konuur, tanrlarsa aralarnda oluacak iliki durumunu bo
zabilir, amacna ulamasn engelleyebilirdi
Hay bin Yakzan ise ilkin Absal'm ne olduunu anlayamad.
Absal o ana dein tand, grm olduu hayvanlarn hibirine
benzemiyordu nk. zerindeki yn ve kldan yaplm giysiyi
de doal rts sanmt. Tam bir kararszlk ve aknlk iindey
di.
Absal, bir anlk duraksamadan sonra, Hay'n kendisini eylem
ve savamndan alkoyaca kaygsyla hemen arkasn dnerek
uzaklamaya balad. Oysa Hay, onu brakmak niyetinde deildi.
Arkasndan gitmeye, izlemeye balad. Nesnelerin gerekliini
aratrmak doasnn en temel niteliiydi nk Hay'm.
zlendiini anlayan Absal, uzaklamak, gizlenmek amacyla
hzla komaya balad. Bunun zerine Hay duraklad. Dier hay
vanlan avlad gibi onu da avlamak iin kendisini gizledi. Absal
onun kendisini izlemekten vazgetiini, geri dndn sand.
Uygun bir yer seerek namaz klmaya, Tanr'y anmaya ve O'na

150
yakarmaya balad. Tapnma onu tam bir dinginlie kavuturuyor,
her eyden uzaklatryordu.
Hay gizlice ve yava yava yaklat. Absal her eyden haber
siz, kendi dnyasna dalp gitmiti. Hay ylesine yaklat ki onun
okuyuunu, alayn duyuyor, kendini alaltm gryordu. O
ana kadar hibir hayvandan duymad gzellikte bir sesti duydu
u ve konumas da en yetkin konuma.
lgi ve merakla incelemeye balad Absal'. Yzne, gvdesi
nin yapsna, organlarna, davranlarna bak uzun uzun. Hayret
le kendisine benzediini grd. zerindeki giysi de doal deil,
kendisininki gibi yapmayd. Alakgnlll, saygs, alay ve
yakar kukuya yer brakmayacak biimde Absal'm Tann'y bilen
zlerden olduunu gsteriyordu. Onu yakndan tanmak, anlamak
iin byk bir istek duydu.
Hay iyzn, alay ve yakarnn nedenini anlamak d
ncesiyle o denli yaklat ki, Absal hemen farkna vard. Hay' g
rr grmez de hzla kamaya balad. Hay kararlyd. Peini brak
mad ve hemen yakalad onu. Tanr, Hay'a dnme gc yann
da stn bir bedensel g de balamt. Onu yeniden kama fr
sat vermeyecek biimde smsk tuttu.
Absal, Hay'm zerindeki hayvan postundan giysiyi, gvdesi
nin akta kalan ksmlarn kaplayan tylerini, kouundaki hz
ve gcnn iddetini grnce byk bir korkuya kapld. Acma
duygularn uyandrmaya, Hay'm hi anlamad, yalnzca kendi
ne zg bir konumann paralar olduunu ayrt ettii szlerle
kendisine sndrmaya alt.
Hay da hayvanlardan rendii kimi seslerle ve garip birta
km davranlarla Absal'm korkusunu gidermeye, dost olduunu
anlatmaya alyordu. abas sonusuz da kalmad. Absal'm kor
kusu yava yava geti. Kalbi sknet buldu. Hay'm kendisine bir
ktlk yapmak, zarar vermek istemediini anlamt.
Absal, teden beri yzeysel bilgilerle yetinmedii, yorum bili
mine ve her eyin gerekliini renmeye youn bir ilgi duyduu
iin ok sayda dil renmi ve bu dillerde byk ustalk kazan-
m. Hay'la anlaabilmek umuduyla bildii btn dilleri denedi.
Fakat hibir olumlu sonu alamad.
Hay, doal olarak bu konumalardan hibir ey anlamyor,
aknl, Absal'dan duyduu deiik dillerdeki her szckte bi
raz daha artyordu. Buna karn duyduu sevinci, dostluk isteini

151
davranlaryla gstermeye, anlatmaya alyordu. Her birinin
durumu karsndakini hayrete dryor, ilgi ve merakn kam
lyordu.
Absal, Hay'm elinden tutarak barnd yere gtrd. Gelirken
her ihtimale kar yannda getirdii fakat el srmedii yiyecekler
den bir ksmn bir dostluk gsterisi olarak Hay'm nne koydu.
Hay, daha nce grmedii bu nesnelerin ne olduunu, ne ie yara
dn anlayamad. Absal, Hay'a onlarn yiyecek olduunu gster
mek iin nce kendisi yedi, sonra da eliyle yemesini iret etti.
Hay, yiyecekler konusunda belirledii ilkeleri dnd. Ken
disine sunulan eylerin neden yapldn bilmiyordu. Bu yzden
bir karara varamad. Yemesinin doru olup olmadn kestireme-
dii iin de yemekten kand.
Absal, yemesi iin Hay' srekli isteklendirmeye, gnln el
meye alyordu. Hay, ikram edilen eyleri yemekten kanrsa
Absal'n kendisinden souyacan dnerek kayglanyordu. So
nunda Absal' tanmak istei ar bast. Kararn deitirerek ye
meye balad.
Yemek son derece lezizdi. Bu durum yiyecekler konusundaki
ilkeleri ile eliiyordu. Bu nedenle kt bir ey yaptn anlad.
Byk pimanlk duygusuna kapld. Hemen kalkt ve kaarcasna
uzaklat Absal'n yanndan.

Hay Konumay reniyor

Hay, barnana vardktan sonra duyulur dnyadan soyutlanarak


makamna, mahede durumuna dnmek istedi. Fakat alt
zere kolayca mahedeye eremedi. Kalbinde Absal'a kar kurtu
lamad bir ilgi ve eilim vard. Bunun zerine ne yapmas gerek
tiini dnmeye balad. Sonunda Absal'n durumunu tam ola
rak anlayncaya, kalbindeki istek ve eilim yok oluncaya kadar
Absal'la birlikte kalmaya, arkadalk etmeye karar verdi. Daha
sonra almalarna yeniden balar, makamna bir demlik dnebi
lirdi.
Hay'm birdenbire kap gitmesi Absal' da dnmeye sevket-
miti. O, sand gibi kendisi iin bir engel olamazd. Kayglar
yersizdi. Konumasn bile bilmeyen zavall bir vahi idi. Ona ac
mas, yardm etmesi gerekti. Ona belirli bir zaman ayrarak konu

152
may, Tanr'y, dini retebilir, bu yolla sevap ve Tanr'ya yaknlk
kazanabilirdi.
Absal ile Hay ortak dnce ve kararlar sonucu birbirlerini
aradlar ve yeniden bir araya geldiler.
Absal hemen konumay retmeye balad Hay'a. Eliyle nes
neleri gsteriyor, adlarn sylyor ve Hay'm da sylemesini isti
yordu. Nesnenin ad iyice renilinceye kadar szck yineleniyor
du. Bu yolla szckleri retinceye kadar almasn srdrd
Absal. Arkasndan aamal bir yntemle ksa srede konumay
retti Hay'a.
Hay konumay renince Absal ondan durumunu, adaya na
sl ve nerden geldiini anlatmasn istedi. Hay, ne geldii yeri bil
diini ne de kendisini emziren ceylandan baka bir anne-baba ta
ndn syledi. Hatrlad kadaryla hayatn, mahede maka
mna ulancaya kadar yaad dnsel ve ruhsal serveni anlat
t. Varlklarn gerekliklerini, cisimsel niteliklerden arnm Tan-
n'y bilen zleri, bunlarn niteliklerini, Tanr'ya kavuan zlerin
duyduklar -Absal'n da Tanr isimlerini anarak ulat makamda
az ok tatt- zevki, Tanr'y mahede etmekten perdelenmi
olanlarn ektikleri aclar anlatt.
Btn bunlar byk bir aknlk iinde dinleyen Absal, iman
ettii retinin Tanr, melekler, kitaplar, eliler, te dnya, cennet
ve cehenneme ilikin bildirdiklerinin tmnn Hay'm mahede
etiklerinin birer simgesi olduunu grd. Btn bilgileri gerek
anlamna kavutu. Kalp gz ald, dnce atei parlad. reti
nin dsal (zahiri) hkmlerinin gereklik iindeki yeri ve konumu
aydnlk kazand. Btn glkler ortadan kalkt, sorunlar
zmlendi. Derin kukular akla kavutu. Sahih akla sahip kim
seler arasna katld. Hay bin Yakzan gznde byd, saygnlk
kazand. Onun, kendileri iin hibir korku, kayg ve ac bulunma
yan Tanr dostlarndan birisi olduunu anlad.
Absal hi duraksamadan, zaman yitirmeden Hay bin Yak-
zan'm hizmetine girdi, ona baland. Halk iinde iken rendii
dinsel edimlerdeki (amel) elikileri gidermek iin Hay'm ortaya
koyduu gereklere yapt.
Hay da Absal'n servenini renmek istedi. Absal yaad
aday, adadaki insanlar, inanlarn, retinin bildirdii te dn
yay, cenneti, cehennemi, yeniden dirilmeyi, kyameti, hesab, tar
ty, srat kprsn anlatt.

153
Hay, btn anlatlanlar dorulad. nk bunlar mahede
ettii eylerle uyuuyor akyordu. Bunlar getiren ve aklayan
kimsenin Tanr tarafndan gnderilmi bir eli olduuna, btn
szlerinin doru ve gerek olduuna iman etti. Eliliini kalbiyle
onaylad ve tanklk etti.
Hay, Absal'dan Tanr elisinin getirdii emirleri, yasaklar ve
ykmllkleri sordu. Absal namaz, orucu, hacc ve dier emirle
ri, yasaklan, ykmllkleri anlatt. Hay bu anlatlanlarn da t
mn onaylad, gerekledi. Doruluu apak olan elinin buyru
una uyarak kendini bu grevlerle ykml kld.
Yalnz Hay'm anlayamad, nasl bir hikmete dayandn
kestiremedii iki konuda kuku kalmt iinde.
Tanr elisi, te dnyaya ilikin aklamalannda niin simge
sel bir dil kullanm, gerekliini aka gstermekten kanmt.
nk bu durum, insanlarn somutlatrma gibi, Tanr'nm en uzak
olduu eylere inanmak gibi bir tehlikeye dmelerine neden ola
bilir, dl ve ceza hakknda da gerek d birtakm inanlar do
masna yol aabilirdi.
Tanr elisi aklamalarn niin buyruklar ve kulluk grevle
riyle snrlandrm, dnya hayatna ilikin birtakm konulan, sz
gelimi mal biriktirmeyi, bol bol yeme ve imeyi mbah klmt.
nk insanlar bunlar nedeniyle batl eyler aracl ile batl ey
ler edinmeye alarak Tanr'dan yz evirebilirlerdi.
Hay, insann ayakta durmasn salayacak kadanndan fazla
yenilmesini doru bulmuyordu. Maln ise hibir anlam, deeri
yoktu gznde. Bu nedenle retinin zekt ve ksmlan, alveri,
faiz ve bunlarla ilgili cezalar ve benzeri durumlara ilikin ilke ve
yarglar anlalmaz, gereksiz ayrntlard ona gre. Eer insanlar
bunlarn gerekliklerini bilseler, anlasalard bu tr batl eylerden
yz evirir, Tanr'ya ynelirlerdi. Dolaysyla hi kimse zektndan
hesaba ekilecei, ald iin elleri kesilecei, urunda canlarn te
lef edilecei dnyalkla, mallarla ilgilenmezdi.
Hay' byle dndren neden, btn insanlar stn yarat-
ll, ince kavrayl ve kalp gz ak kimseler saymasyd. nsan
larn yeteneksizliini, aklszln, dncesizliini, kararszln
ve kimi zaman hayvanlardan bile azgn ve aa duruma dtk
lerini bilmiyordu.

154
nsanlar Arasnda

Hay, insanlara duyduu sevgi ve acma yznden olmayacak bir


sevdaya kaptrd kendisini. nsanlara nderlik, klavuzluk yaparak
gerekleri grmelerini ve bir oyundan baka bir ey olmayan dn
ya hayatnn pisliklerinden kurtulmalarn salayabilirdi. Bunun
iin de onlarn yanma gitmeli, gerekleri onlara aklamalyd.
Hay, bu konudaki dncesini Absal'a aarak dncesini ve
adaya gitmek iin bir yol bulunup bulunamayacan sordu.
Absal, insanlarn birtakm eksiklikler tadklarn, yetenekle
rinin ayn olmadn, dnyasal istek ve eilimlerinin ar bast
n, bu nedenle de Tanr'dan yz evirdiklerini, onlara gerei ka
bul ettirmenin ok zor olduunu anlatmaya altysa da Hay' ka
rarndan eviremedi. Bunun zerine, tm halkn deilse bile ile
rinden kurtulua yakn olan bir ksmnn Tanr'nn izni ve Hay'm
aydnlatmalaryla doru yola gelebilecei umuduyla Hay'a katl
mak zorunda kald.
nsanlarn yaad adaya gidebilmek iin yapacaklar tek ey
ada yaknlarndan geecek bir gemi beklemekti. Kyya indiler,
gzleri ufuklarda beklemeye baladlar. Tanr'mn kendilerine ha
yr vastalarn ortaya karmasn, amalarna ulamalar iin yar
dmc olmasn yakarp durdular.
Gnler boyu bkp usanmadan ve Tanr'dan umut kesmeden
beklediler. Nihayet bir gn bekledikleri olay gerekleti. Tanrsal
istem gerei yolunu yitren bir gemi, rzgrn da etkisiyle ada ya
knlarna srklendi. Nerede bulunduklarn renmek niyetiyle
iyice kyya yaklaan gemiciler, kendilerine seslenen, el kol iaret
leri yapan Absal ile Hay' grdler. Biraz daha yaklatlar. Absal
onlara konuarak kendilerine yardm etmelerini rica etti. Gemici
ler isteklerini kabul ederek iki arkada bir sandalla gemiye aldlar.
Tanr uygun bir rzgr estirdi ve gemi ksa srede adaya ula
t. Absal ile Hay' karaya kardktan sonra gemi yoluna devam et
ti. ki arkada yryerek adann merkezi olan kente geldiler.
Absal'm dn haberi hzla yayld kente. Btn tandklar,
dostlar evrelerine topland. Absal onlara Hay bin Yakzan'm ser
venini anlatt. Hay'm hayatn mucize kabilinden bir olay sayan
halk byk ilgi gsterdi ona. Sekin bir topluluk sayg ile halka-
land evresinde.
Absal, bu topluluun adadaki halkn en zeki ve kavrayl

155
olanlar olduunu, bunlar uyarmada, aydnlatmada ve doru yo
la getirmede baar gsteremedii takdirde halk eitmek, aydn
latmak konusunda hibir baar kazanamayacan anlatt Hay'a.
Absal'n eski arkada Salaman geen zaman iinde adann h
kmdar olmutu. Hay'n evresinde toplananlar da Salaman ve
adann dier ileri gelenleri idi.
Hay, evresindeki toplulua ders vermeye, yava yava ay
dnlatmaya balad. lkin hikmetten, hikmetin gizlerinden sz etti.
Daha sonra retinin ilke ve yarglarndan gereklie doru ynel
di. Zihinlere baka biimlerde yerlemi kimi inan ve dnceleri
gereklik asndan yeniden tanmlamaya, yorumlamaya geti.
Hay'n aklamalar, yorumlar yava yava topluluu tedir
gin etmeye, canlarn skmaya balad. Geri Hay'n yabancln,
arkadalar Absal'n hatrn gzeterek gler yz gsteriyorlar, a
a vurmuyorlard ama iten ie kzyorlard.
Hay ise byk bir cokuyla, gece demeden, gndz demeden
onlar uyarmaya alyor, gizli ve ak tm gerekleri yaln biim
de gzler nne seriyordu. Ne ki bu aba ve aklamalar onlar
geree ekeek yerde kzgnlklarn artryor, doru yola duyduk
lar nefreti derinletiriyordu.
Bununla birlikte bu insanlarn bsbtn kt olduklar syle
nemezdi. Bunlar iyilii seven, geree ynelen insanlard yine de.
Fakat yaratllarndan gelen eksiklikten ve bilgisizliklerinden do
lay gerei, geree zg yoldan aramyorlar, aratrma ynne
gitmiyorlard. Bu bir yana, gerei, geree ulaan insanlarn yo
lundan renmeyi de istemiyorlard.
te bu nedenlerden dolay Hay, onlarn durumunu dzelt
mekten umut kesmek zorunda kald. Kavraylar o denli snrlyd
ki, kabul ettikleri eylerin onlar kurtulua yneltmesi mmkn
deildi.
Hay, aydnlatmaya alt insanlardan umut kestikten sonra
btn toplumu gzden geirdi. Her snftan insann kendi bilgisiy
le yetindiini, dnyasal istek ve eilimlerini, bencil isteklerini tanr
edindiklerini grd.
nsanlar, kendileri iin bir felaket demek olan dnya mallarm
toplamakta bitimsiz bir yar iine girmilerdi. lnceye kadar s
ren bu mal biriktirme yar ve hrs, onlar lmsz mutlulua
eritirecek eylem ve abalardan gafil brakmt. t vermenin
hibir yarar yoktu onlara. Hibir gzel sz onlar etkileyemezdi.

156
Onlara kar kmak, onlarla savamak da ie yaramazd. nk
bu, onlarn inatlarn artrr, durumlarnda daha da direnmelerine
neden olurdu.
Bu insanlar bilgiye, dnceye gidecek btn yollar kapat
mlard kendi elleriyle. Bilgisizlik epeevre kuatmt toplumu.
Yaptklar ktlkler kalplerini karartmt. Tanr da onlarn kalp
lerini, kulaklarn mhrlemiti. Artk gerekleri kavrayamazlar,
duyamazlard. Gzlerine perde ekilmiti. Doru yolu grmeleri
mmkn deildi.
Ak, anlalr bir azap, byk bir azap hazrlanmt bu top
lum iin. nk azabn nedenleri kuatmt onlar. Kapkara per
deler rtmt drt bir yan. ok az dnda btn toplum dn
yadan baka bir ey dnmyordu. Kolaylklarna ramen btn
gzel fiiller, eylemler arkaya atlyor, ya da az bir dnyalk karl
satlyordu. Bildikleri en iyi ey alveriti ve bu, onlar Tanr'y
anmaktan srekli alkoyuyordu. Btn kalplerin ve gzlerin baka
trl olaca gnn korkusu grlmyordu hibir yrekte.
Btn bunlar aka gsteriyordu ki, bu topluma mahede
yoluyla ulalan gerekliklerin anlatlmas mmkn deildi. On
lardan oru, namaz, hac, zekt ve benzeri ykmllklerden daha
fazlasn beklemek anlamszd. Byk ounluun retiden ka
zanc, yalnzca dnyasaldr. Dnyasal hayatlarnn dzenlenmesi
dir. Gvenlik iinde yaamalar, doru bir geim yolu tutabilmele
ri ve haklarnn tecavzden korunmas gibi yararlar grebilirler
ancak.
te dnya mutluluunu ise ancak iman ederek te dnyaya
yarar biimde alanlar tadabilir. Azgnlk vadisine saparak bu
dnya hayatm te dnyaya yeleyenlerin dnecekleri yer ise ce
hennem ateidir.
Btn amac mal toplamak, yemek imek, cinsel isteklerini
doyurmak, iindeki kin ve nefreti bakalarn ezerek yattrmak,
mevki ve makam isteinde bulunmak, retinin buyurduu y
kmllkleri insanlar aldatmak iin yerine getirmek gibi aalk
ve deersiz eylerden te gitmeyen insandan daha ok ziyanda
olan kimse dnlebilir mi?
Oysa btn bu eyler koskoca bir denizde birbiri stne yl
m karanlklar gibidir. Bu karanlklar iinde boulmak, bylesi in
sanlar iin Tanr'nn takdiri gerei kanlmaz olmutur.
Hay bin Yakzan halkn durumunu, byk ounluunun hay

157
vanlar gibi kavraytan yoksun olduklarn grnce Eli'nin syle
diklerinin, retinin getirdiklerinin hikmetini anlad. Halk iin
bunlardan daha hikmetli ve kurtarc bir yol mmkn olamazd.
Onlardan daha fazlasn beklemenin, istemenin hibir gerei ve
anlam yoktu. ler iin ayr ayr insanlar yaratlm, her insan ya
ratld i iin gereken yetenek ve gle donatlmt. Bu, Tanr'nm
sregelen yolu ve yasasyd. Tanr'nm yol ve yasalar ise deime
den uzakt.
Hay, bu gzlem ve dncelerinden sonra Salaman ve arka
dalarnn yanma giderek btn syledikleri, anlattklar iin zr
diledi. Btn sylediklerinin yanlln anladn, kendilerine
katldn bildirdi.
Onlara, retinin belirledii ereve dna kmamalarn, y
kmllklerini yerine getirmelerini, nemsiz ve ama d eylerle
uramamalarn, Kitap'taki benzetmeli (mteabih) szleri olduu
gibi kabul ve iman etmelerini, dine sonradan katlan eylerden
(bid'at), dnyasal istek ve eilimlerine uymaktan kanmalarn, ilk
mminlere uyarak retide bulunmad halde sonradan uyduru
lan eyleri terketmelerini, daha ok halkn bilgisiz kesiminde g
rld gibi retiyi savsaklayarak dnyaya ynelmemelerini
tledi.
Hay ve Absal, retiye teslim olan fakat eksiklik ve yanllar
dan arnmayan halk iin baka bir yol olmadn anlamlard. Bu
yoldan alnp mahede doruklarna karlmak istenirse, sonsuz
mutlulua ulamak yle dursun, iinde bulunduklar durumlar
bile bozulabilirdi. Tepetaklak yuvarlanverirler, sonlar ok daha
kt olabilirdi. Eer lerek kesin bilgiye (yakin) ulaana dein bu
lunduklar durumda kalrlarsa, kt sonutan korunabilir, kitab
sa elinden verilenlerden (ashab- yemin) olabilirlerdi.
Yksek makamlara erien ve Tanr dostlarna en yakn olan
kimseler ise, btn i ve d gleriyle benliklerine kar savaarak
halk geride brakan ncler (sabikn) olacaktr.
Hay ve Absal, Salaman ve arkadalarna veda ederek ayrld
lar. Adalarna dnmenin bir yolunu aramaya baladlar. Tanr'nm
yardmyla adalarna kavutular.
Hay, nceki yntemiyle alarak eski makamna ulat. Absal
da onu izleyerek onun makamna yakn derecelere ykseldi. Hatta
hemen hemen Hay'a yetiti. lnceye kadar adada Tanr'ya kul
luk ettiler.

158
Notlar
1 "Kur'an'n bir zahiri, bir batn, bir haddi ve bir matla vardr", "Her ayetin bir
zahiri, bir batn vardr. Her harfin bir haddi ve her haddin bir matla vardr",
"Kur'an yedi harf zerine indirildi. Ondaki her harfin bir zahiri bir batn vardr.
Ali bin Ebu Talib'de zahir ve batnn bilgisi mevcuttur" (Hadis).
^ Yalnz iki rnek verelim: "Dnya hayat yalnzca bir oyun ve oyalanmadr. Ahiret
yurdu saknanlar iin daha iyidir. Dnmyor musunuz?" (Kur'an: 6/32), "Bilin
ki dnya hayat oyun, oyalanma, sslenme, aramzda vnme ve daha ok mal ve
ocuk sahibi olmaktan ibarettir. Bu, yamurun bitirdii, ekicilerin de houna gi
den bir bitkiye benzer, sonra kurur, sapsar olduu grlr, sonra erp olur.
Ahirette etin azap da vardr. Allahn honutluu ve balamas da vardr. Dn
ya hayat ise yalnzca aldatc bir geinmedir." (Kur'an: 57/20).

159
sonsoz

Tanr bizi ve sizi kendisinden taan erefli ruhuyla dorulasn.


Bu kitapta Hay bin Yakzan, Absal ve Salaman'm ykleri ev
resinde hibir kitapta bulunmayan, olaan konumalarda duyula-
mayacak ve ehli dndakilerden gizli tutulan bilgileri ieren
nemli konulara ilikin aklamalar yaptm. Bu bilgileri ancak Tan
r bilgisine ehil kimseler anlayabilir. eytann ayartt, Tann'ya
kar marur kimseler ise bu bilgilerden yoksun kalrlar.
Bizden nceki bilginler bu bilgileri aklamakta nekes davran
mlar, ehli olmayan kimselerden saklamlardr. Biz onlara muha
lefet ederek her eyi ortaya koyduk. stndeki rty kaldrdk.
Bunu zorunluluk duyduumuz iin yaptk. Gnmzde felsefeci
lerin savunduklar birok batl gr ortala yaylm, halk da
kanlmaz biimde etkilemitir. Byk nebileri -tm ne selam ol
su n - izleme ykmlln zerlerinden atarak sefihlerin pein
den gitmek isteyenlerin, yeteneksiz kimselerden saklanmas gere
ken srlardan olduunu sanarak bu yanl grlere inanmalarn
dan, bu grlere ilgi ve sevginin artmasndan korktuk. Bylesi
kimseleri aratrmaya, dnmeye ynelterek yanl yolda yr
melerini nlemenin en iyi yol olduunu dndk.
unu da belirtelim ki, ortaya koyduumuz srlar bsbtn
rtsz brakmadk. Ehli olanlarn kolaylkla yrtabilecei, bu bil
gilere ulamas doru olmayanlar iin ise olduka kaln saylabile
cek ince bir perde ektik.
Sayfalara dktmz szleri amacmza uygun bir biimde
saptayp aklama konusunda gsterdiim hogrnn mazereti
nin bilginler tarafndan kabul edilmesini dilerim. nk bu ho

161
grl tavrm, grlerin uzanabilecei son noktann da tesine,
gzlerin kayd yce doruklarn tepesine kmdan kaynaklan
maktadr.
Bu hogr ile yce makamlara ilikin bilgileri derli toplu bi
imde isteklilerin zihinlerine sokmay ve onlar doru yola ulatr
may amaladm.
Tann'dan sularmz balamasn ve gereksiz szlerden
uzak olan Tanr bilgisine ulatrmasn dileriz.

162
9. yzylda Yunancadan Arapaya evrilen Salaman ve
Absal yks, bata Ibn Sinann Hay bin Yakzan olmak
zere, birok slam dnrnn yaptlarna kaynaklk etti.
Genellikle alegorik ykler ya da ykms anlatlar olan
bu yaptlardan sadece biri, roman boyutlarna ulat ve
btn benzerlerini glgede brakt: 12. yzylda Endlsl
Iraki dnr Ibn Tufeylin yazd
Hay bh Yakzan ya da Esraru l-H ikm eti 'l-Merikiye.

Bu ilk felsefi roman ve ilk robinsonad,


Tanpnarn deyiiyle Mslman leminin tek roman',
14. yzyldan balayarak bellibal Avrupa dillerine evrildi;
Defoe, Bacon, Spinoza ve More gibi pek ok dnr ve
sanat zerinde etkili oldu. Dou, zellikle Osmanl ise
Ibn Tufeyle ve yaptna ilgisiz kald: zerindeki
Hay bin Yakzan etkileri zel almalara komi olan
Robinson Crtsoe defalarca Trkeye evrildii halde,
Hay bin Yakzan, dilimize kazandrlmak iin 1923 yln,
kitaplaabilmek iin de 1985 yln bekleyecekti.

Bu yeni ve geniletilmi baskda, ,Wn Tufeylin


Hay bin Yakzan ma. ek olarak -M . ereleddin Yal t kava nfn
evirisi ve slam dnyasnda alegorik yk geleneinin
tarihesini ve dnsel arkaplanm aktard gi/ Vazsyla-
bn Sinann Hav bin Yakza?a>da yer auyor-

ISBN 975-363: 4?5-7

9 789753 634755

You might also like