You are on page 1of 224

WILLIAM C.

CHITTICK

Aratrmac, yazar; halen New York State niversite-


si'nde retim yesi. lslami dnce geleneini derinlemesi-
ne incelemi, zellikle felsefe ve tasavvuf alannda son derece
nemli bulgulara varmtr. l 979'da Trkiye'de de bulunan
yazar, doktorasn Seyyid Hseyin Nasr ynetiminde 1974'te
Tahran niversitesi'nde tamamlamtr. Doktora almasnda
Abdurrahman Cami'nin Nakdu'nnusus fi erh-i naki'l-fusus
adl eserini incelemitir.
Balca eserleri: The Sufi Path of Knowledge: Ibn al-Arabi~
Metaphysics of Imagination; The Sufi Path of Love: The Spiritu-
al Teachings of Rumi; Faith and Practice of Islam; A Shi'ite Ant-
hology; Imaginal Worlds: Ibn al-Arabi and the Problem of Religi-
ous Diversity; The Self-Disclosure of God: Principle of Ibn al-
Arabis Cosmology.
kakns yaynlan: 73
aratrma-inceleme serisi: 8

sbn: 975-6963-72-7

1. basm: aralk 1999, stanbul


2. basm: ekim 2003, stanbul

orijinal ad:
imaginal worlds: ibn al-'irabi and the problem of religious diversity
yaymevi: state university of new york press, albany: 1994
kitabn ad: hayal alemleri
yazan: william c. chittick

editr: serkan zbunn


teknik hazrlk: betl bilikt
kapak dzeni: beti.il bilikt
i bask: alemdar ofset
kapak bask: nilsan
cilt: dilek mcellit

kakns yaynlar
lkzlku[esi yaynclk ve tantn hiz.
merkez: selnan aa mah., selami ali efendi cad., no: 11, skdar, stanbul
tel: (O 216) 3410865 - 492 59 74/75 faks: 334 61 48
datm: ataleme sk., defne han, no: 27/3, caalolu, stanbul
tel: (O 212) 520 49 27 faks: 520 49 28
www.kaknus.com, www.kizkulesinet.com, www.kizkulesi.net
HAYAL ALEMLER
bn Arabi ve Dinlerin eitlilii Meselesi

WILLIAM C. CHITTICK

Trkesi
MEHMET DEMIRKAYA
indekiler

Sunu ................................................................................... 9
Giri ................................................................................... 11

nsan Mkemmellii

I. Blm: Varln Birlii ....... -............................................ 29


ilahi simler ve lnsan Mkemmellii ............................. 35
Tenzih ve Tebih ................................ :........................... 40

il. Blm: Kk Alem, Byk Alem ve lnsan- Kamil ...... 49


Yaratln Amac ............................................................ 50
Mkemmellik Yolu ........................................................ 54

III. Blm: Alilak ve Kuraldlk ....................................... 59


Gzel Ahlak ................................................................... 60
Ayplanan Ahlak ............. :.............................................. 67

IV Blm: Nefsini Bilme ve lnsan Ftrat ........................... 73


Vcudun Mutlak Oluu ................................................. 76
Hayali Bilin ................................................................... 77
Nefsini Bilme ................................................................. 78
Bilinmeyen Makam ........................................................ 80
Fena ve Beka .................................................................. 82
lnsan Olmak .................................................................. 86
Hayal Alemleri

l. Blm: Vahiy ve Poetik Betimleme ................................. 93


Tercman'l-Evak ........................................................ 94
Hayal .............................................................................. 97
Akl ve Tecelli ................................................................. 99
Benzerlerin Vahyedilmesi ............................................ 101
Seyir Yerlerinin Mahedesi ......................................... 106

11. Blm: Hayali nsanlarla Karlama ........................... 113


Hayali Gereklerin Ayrt Edilmesi ............................... 115
Hayali Gr Trleri .................................................... 120
Hayali nsanlar ............................................................. 121

lll. Blm: lm ve Ahiret .............................................. 129


Vahiy ve Akl ................................................................ 129
lmden Sonraki Berzah ............................................. 131
Nefsin Gelimesi ............................_. ............................. 134
Ahiret ........................................................................... 135
erisi/Dars .............................................................. 138
Cennet (Bahesi) ve Cehennem (Atei) ....................... 145
Cehennemin Soumas ................................................ 148

Dinlerin eitlilii

I. Blm: Kkenler Miti ................................................... 157


Kur'an'n Vahiy Gr ............................................... 158
tlahi simler ve Dinin Kkenleri .................................. 159
Blm 66 ..................................................................... 164

11. Blm: ltikadlann eitlilii ....................................... 173


tikadn Kkenleri ....................................................... 174
'ki Emir ....................................................................... 178
Allah'a Giden Yollar ..................................................... 182
Denge ........................................................................... 184
tikadn aretleri ......................................................... 187
Kaytl Olmaktan Uzak tikat ....................................... 191
Dini eitlilik Dairesi .................................................. 195
III. Blm: Dinin tlahi Kkenleri ..................................... 203
tikadn tlahlan ........................................................... 204
Akli Aratrma ............................................................. 208
!simler ve Balar .......................................................... 210
tlahi Suret .................................................................... 212
Herey ve Hibir ey .................................................... 213
Peygamberlik ve Hidayet ............................................. 214
Yaratltan Gelen Snrlamalar .................................... 217
Balarn Hakkn Vermek ............................................. 218

Bib!iyografya .................................................................... 221


C1/ut l/?e(ive/illi w.iz fatasna
sev~i, sayg ve i'tkr.111/arnuzla ...

M. Dcmirl,aya & 13. Kul


Sunu

Bu kitap iki nemli meseleyi okuyucunun tefekkirne sun-


maktadr. llki varlk (vcud) kavram ve bu kavramn hayatmz
daki "anlam." kincisi dinlerin eitlilii problemi ve bu eitli
liin insanolunun "tarihindeki" yeri. Kitabn yazar bu iki me-
seleyi eyh'l-Ekber olarak bilinen Muhyiddin Arabi'nin en
nemli eserlerinden biri olan Ftuhat- Mekkiye erevesinde
eyh'in tefekkr aleminden szan damlalarla tartr. Ftuhat'n
tam evirisinin henz Trke'ye kazandrlmam olmas dikkate
alndnda, Chittick'in bu almas ayr bir deer kazanr.
Kitap hem birbirinden bamsz hem de birbirine bal kabul
edilebilecek ana blmden oluur. Birinci Blm'de "nsan
Mkemmellii" bal altnda vcud ve bu vcud nda alem
ve insan ilikileri anlatlr. Bu ilikiye bal olarak "lnsan- Ka-
mil" kavramna ve nsan- Kamil'in bu ilikideki yerine deinilir.
O alem'in gz bebei gibidir. O'nsuz bu alem bo, ruhsuz birce-
set gibidir.
kinci Blm, "Hayal Alemleri" bal altnda, bn Arabi'nin
hayal kavramna ayrlmtr. Bu kavram bugn bizim kulland
mz anlamn dnda kullanlmtr. eyh'in hayal kavramyla an-
latmak istedii ey zihne ait bir kurgu deildir. Hayal alemi'nin
de kendine zg birtakm ileyi biimleri vardr. Hayal'e ait g-
9
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C CHITTICK

rnler ve eyh'in
tecrbelerinden rnekler verilir. Allah'n rah-
metinin gazabn gemesi ha1<ikati bu blmle ilgili olarak syle-
nebilecek dier nemli bir konudur.
nc ve son blm kitaba adn veren blmdr. "Dinle-
rin eitlilii" yazarn da belirttii zere, bugn hemen hemen
herkes iin bir "problemdir." Ne var ki eyh'in grnde byle
bir "problem" yoktur. Herey yerli yerindedir. Bu konuyla ilgili
olarak eyh'in mitik bir slupla anlatt "Blm 66: Vahyedilmi
Dine Ait Srlarn Maddi ve Manevi Olarak Gerek Bilgisi ve Onu
Varlk Alemine Getiren llilhi lsim Hakknda" adl Ftuhat'tan ya-
plan alnt olduka aydnlatcdr. Burada Chittick'in szlerini
tekrarlamak yerinde olur:
"Akn bir boyuta getirerek akl korumann yollarn gsteren
lbn Arabi, lslam medeniyeti iinde yce bir abide olma yannda,
modern ve postmodem dncenin kmazlarnda yol arayanlar
iin de yol gsteren bir deniz feneri gibidir."

Mehmet DEMlRK.AYA
Ankara, 1999

o
Giri

eyh'l-Ekber veya "En Byk stad" olarak bilinen Muh-


yiddin bn Arabi, 1400 yllk slam tarihinin ikinci yarsnda ya-
am en etkili mutasavvf dnrlerden biridir. Miladi 1165 y
lnda Mslman spanya'nn Mrsia kentinde doan Arabi, gze
arpan zekas ve doutan gelen manevi yeteneklerini ok erken
yalarda gsterir. 1200 ylnda, mana aleminde, slam topraklar
nn dousuna gitmesi sylenir ve 1202'de Mekke'ye giderek hac-
cm yapar. Bundan sonra, slam'n merkezi olarak bilinen ehir
leri tek tek dolaan bn Arabi, nihayet am'a yerleir ve 1240 y
lnda burada vefat eder.
Arkasnda 50Q'den fazla eser brakmtr. Tek bana 15000
sayfay geen Ftuhat- Mekkiye Allah'n kendisine "at" kap
lardan kazand "Grnmeyen Kereminin Hazinelerine Ait" ay-
dnlk ilimlerinden parltlar ve ltlar ierir. retilerini, en
ok bilinen ve okunan Fussu'l-Hikem adl kitabnda zetlemi
tir. eriat, ilahiyat, felsefe, tasavvuf, kozmoloji, psikoloji ve dier
ilimlerin sentezine ulamtr. Saysz rencisi Arabi retilerini
slam dnyasna yaym olup, iki yzyl iinde Arabi dehasnn
dokunmad ok az ifade kalmtr. Gnmzde de slam d-

11
HAYAL ALEMLER! WILLIAM C CHITTICK

nrlerini beslemeyi srdren Arabi'nin etkisi halk aras;da da


gzlenebilir.!
lslami dnce geleneinde bn Arabl'nin olaanst etkisi-
nin nemi, kitaplarda da sk sk alnt yaplan, bn Rd ile kar-
lamas srasnda bandan geenleri anlattklarnda yatar. Bu
karlamada bn Arabi onbe yalarnda, nl filozof ise ellibe
yalarndadr. lbn Rd gen Arabi'de mr boyunca arad hik-
meti grr. Gen Arabi ise rtl bir dille, akln Allah ve dnya
bilgisine tam anlamyla ulamada yeterli olmadn ifade eder. 2
Bu iki dnrn farkll slam ve Bat'nn farkl kaderleri-
ni yanstr. bn Rd'n felsefi eserleri Batl felsefeciler ve ilahi-
yatlar tarafndan titizlikle allm ve tabiatn (grnen ale-
min) zihni abann bamsz bir alan olarak kabul edilip anlal
masnda yardmc olmutur. Akln keskin gzleri altnda, zaman-
la, Yaratan alglanan gereklikten soyutlanm ve .sonunda
O'nsuz da olunabilecek bir hipotez haline gelmitir. Tabiat alemi-
nin, rasyonel analiz ve paralara ayrma (dissection) iin en uy-
gun alan haline gelmesi bilim ile etik arasnda kesin bir ayrlma
y dourdu. Sonuta, insan bilgisinin giderek artan bir ekilde
kk paralara blnmesine neden oldu. te yandan,. slam
dnyasnda lbn Rd tamamen unutulmu ve lbn Arabi'nin d-
nceleri zihinsel faaliyetlerin anadamarndan biri olmutur.
Bylece akl ile i-gr (spiritual perception) arasnda bir ahenk
salanmtr. Mslman dnrlerin tabiat anlaylarna gre
Allah'n tabiattaki tecellilerini g,-memek hemen hemen imkan-
szdr. Bu durumda ise ahlaki gerekliliklere dayanmadan tabiat .
zerine herhangi bir ey sylenemez. Ancak son zamanlarda, Ba-
t'nn kltrel ve politik stnlnden dolay Mslman d
nrler geleneksel dnya grnden kopmular ve ulalmaya

1 Eserlerinin okluundan ve geni kapsaml oluundan dolay, ne yazk ki


aratrmaclar sadece lbn Arabt'nin kiilii ile retilerinin aydnlatclna
ve yaygnlna deinmilerdir. Bkz. Chodkiewicz, "Diffusion of Ibn Arabis
Doctrine," s. 36-57.
2 lbn Arabi'nin hayat anlatlrken, lbn Rd ile karlamas sk sk aktan-
lr. Bkz. Corbin, Creative Imagination in the Sufism of Ibn Arabi, s. 41-42; Ad-
das, Quest for the Red Sulphur, s. 34-38.

:
GiRi

deer bir ama .olarak kkleri olmayan bir bilginin peinden ko


maya balamlardr.
bn Arabi hakknda Batl aratrmaclar farkl deerlendir
melerde bulunmulardr. inde bulunduumuz yzyln ilk yar
snda, H.S. Nyberg, Miguel Asin Palacios ve R.A. Nicholson gibi
ok az sayda oryantalistin balatt zor ve yorucu Arabi alma
lar dnda, oryantalistlerin birou Arabi'yi gz ard edip nem-
sememilerdir. 1950 ve 1960'larda Titus Burckhardt, Henry Cor-
bin ve Toshihiko zutsu, bn .Arabi klliyatndaki dikkate deer
felsefl merak grdler. almalarm Arabi'nin slam dncesi
geleneiadeki yeri eklinde snrlamayp, insanln dnce ta-
rihinde Arabi'nin almalarnn nemine deindiler. Son zaman-
larda Arabi'ye olan ilgi giderek artmaktadr. Hatta Arabi'nin kii
lii ve retilerinin deiik ynlerini ortaya karan almalar
yaplmaktadr. Bunlarn arasnda dikkate deer olarak Claude
Addas'n Quest for the Red Sulphur adl titiz biyografisi ile Michel
Chodkiewicz'in The Seal of the Saints ve An Ocean without Shore
adl alannda saygn eserleri saylabilir.
tk oryantalistlerin lbn Arabl'yi nemsememelerinin eitli
ned_enleri vardr. Bu nedenlerden en nemlisi, Arabi klliyatnn,
aratrmacnn yllarn harcamasn gerektirecek derecede ok
olmasdr. kincisi, modem bilimsel metotlarn hereyi anlamada
kendilerine bir stnlk verdiine olan sonsuz gvenden dolay
oryantalistlerin birou, bilimsel meraklarn ekmeyen bir eyi
Arabi'de lduu gibi- organize edilmemi, belli bir sistemden
yoksun veya hurafe olarak adlandrp reddetmilerdir. Son yllar
da insan doas hakkndaki modem ncllerin sorgulanmaya
balanmasyla birlikte, her trl arlklarna ramen postmo-
dernizm ad altnda toplanan zihinsel ve toplumsal hareketlerin
Bat aklclnn temellerini sarstna ahit olunmaktadr. Mo-
dem gereklerin erimesi, Batl aratrmaclar, insan ruhunun
deimezlerini aramada Batl olmayan dnrleri incelemeye
yneltmitir. Akn bir boyuta getirerek akl korumann yollarn
gsteren lbn Arabi, slam medeniyeti iinde yce bir abide olma
yannda, modem ve postmodem dncenin kmazlarnda yol
arayanlar iin de yol gsteren bir deniz feneri gibidir.
lbn Arabi sufi ynyle de bilinir. slami dnce ve pratikte
Sufilii, imana ait hedeflerin dolaysz tecrbesi olarak anlad-

13
HAYAL ALEMLER! WILLIAM C CHITTICK

mzda bn Arabi gerekten bir sufidir. Arabi, dier birok sufi gi-
bi Bat'da "Dinlerin Birlii"nin savunucusu olarak bilinmekte-
dir. 3 Aratrmaclar, sufilerin slam dndaki dier dinlere kar,
sufi olmayan Mslmanlardan daha olumlu bir tutumda olduk-
larna dikkati ekmilerdir. Birok aratrmac, sufilerin farkl in-
san durumlarnn olabilirliini kabul eden ak dnceli ve sla
mi inan ve pratiklere kar takndklar greceli dogmatik olma-
yan tutumlar nedeniyle Sufilik zerine almaya karar vermi
tir. Gerekten de Bat' da ok sayda takipisi olan sufi eyhler Su-
fi mesajnn evrensel ynne nem vermilerdir.
Sufiliin neden dinlerin eitliliine olumlu bakmas gerekti-
ini anlamak zor deildir. ematik ve basit bir dille ifade edecek
olursak, Sufi ve Sufi olmayan ayrmnn kkeni, Kur'an ve Mu-
hammedi Snnet'in temel arsnn farkl yorumlanmasnda yat-
maktadr denilebilir. Mslmanlar, dini, salt yapp-ettiklerimize
ait birey olarak algladklarnda eriat' kasdetmi olurlar ve Al-
lah'a kar kiisel ve toplumsal sorumluluklarn nemine deinir
ler. Dini dnce olarak bu yaklam insandan uzak, akn ve ka-
t bir Allah dncesini dourur. Sufiliin dnda kalanlarn o-
u bu anlaya uyar ve Bat'da yaygn olan slam'n kat ve sert ol-
duu gr, bu Mslmanlarn toplumsal yaam ve meru
retilerinden kaynaklanmaktadr.
te yandan Mslmanlar, dinlerini sevgi ve merhamet gibi i
duygulara dayandrdnda, sevgililer arasndaki balara ait nite-
liklere byk nem vermi olurlar. Dini dnce olarak bu yak-
lam "Allah'n rahmeti gazabn amtr" hadisinde dile getirilen
ilkeyi ne karr. Allah'n celal sfatlar yerine O'nun cemal sfat
lar grnr. Sufi retilerine meyilli Mslmanlar tarafndan s
lam'n rahmet ve merhamet olduu vurgulanr.
Dinler arasndaki diyalog balamnda Mslmanlarn slam'n
dndaki dinleri nasl deerlendirilecei hususunda deiik g-
rler vardr. Bu deerlendirmede ise iki farkl u ve bu ularn
arasnda deiik yerlerde bulunan insanlar grlr. Bu ularn bi-
rinde, sadece eriat'e ve ilahi gazaba nem verenler bulunur. Bun-

3 rnein S. Hsl:.'yin Nasr'n Mslman Bilge adl kitabnda lbn Arabi'ye


ayrd blmn ;lt balklarndan biri de "Dinlerin Birlii"dir.

14
GiRi

lar Mslman olmayanlar kafir (unbeliever) olarak grrken


kendileriyle ayn grte olmayan Mslmanlar da ayn katego-
riye koyarlar. Durumlarn, kafirlerin, putperestlerin, Yahudilerin
ve Hristiyanlarn inan ve pratiklerini knayan Kur'an ayetleriyle
desteklerler. Dier uta ise insan-Allah ilikisine, sevgi ynnden
yaklaanlar bulunur. Bunlar, bir dini takip eden insanlarn yarg
lanamayacan ve herhangi bir eyle sulamak iin elde yeterli
delil olmadn savunurlar. Durumlarn, Allah'n peygamberleri-
ni ve bu peygamberlerin yolundan gidenleri vd Kur'an ayet-
leriyle desteklerler. Bunlar, dier dinlerdeki samimi ve iyi insanla-
rn- iyi Mslmanlar gibi- kurtulua ereceine ve bunlar arasnda
kt olanlarn bile -kt Mslmanlar gibi- hi olmazsa Allah'n
balamasna ahit olacana ve bu hallerinin hak ettiklerini um-
duklar durumdan daha iyi olacana inanrlar.
Dinlerin eitliliine olumlu bakan Sufi otoriteler, Allah'n
hereyi kapsayan merhametini vurgulayan grler ifade etmi
lerdir. Sufi retilerini alan modern aratrmaclar, almalar
n ya klasik Sufilere ait birbiriyle ilikisiz pasajlar aktararak ya da
sufi gelenein iinde anlamn bulan kelimelerin, iaret ettikleri-
ne nem vermeksizin, gsterdikleri anlam bozup Sufi mesaj
modern dilde yeniden formle ederek yapmlardr. 4 Bu kitapta,
sadece insanln din birlii ve eitlilii mirasyla ilgili belli bir-
ka Sufi retiden uzunca alntlar yaparak nc ve farkl bir
yaklam izleyeceim.
"Dinlerin eitlilii" herkes iin bir "sorun" olmayabilir, r-
nein, lbn Arabi ve kurduu dnce okulu iin byle bir sorun
yoktur. Aslnda, Hristiyanlara gre, Mslmanlarn ou dini g-
rlerin eitliliinin doal, normal ve takdir-i tlahi'ye ait birey
olduunu daha kolay kabul ederler. Bu konuda lslam literatrn-
de, Hz. Peygamber'e atfedilen "Alimlerin ihtilafnda rahmet var-

4 S.H. Nasr'n Sufi Essays adl kitabndaki "Islam and the Encountcr of Rdi-
gions" adl makalesine baknz. Nasr lslam'n Sufi biimini savunur ve tem-
sil eder. Nasr'n Gifford derslerini toplad Knowledge and Sacred kitab a
da bir Sufinin tm geleneksel dinlerdeki rahmeti nasl grebileceini ona-
ya koyar. Ayrca, Sufi bakla eserler veren Frithjof Schuon'un almalar
arasnda Dinlerin Akn Birlii kitab da bu konuda dikkate deer.

15
HAYAL ALEMLERi WILUAM C. CHITTICK

dr" hadisi ile "Allah'a ulamada insanlarn nefsleri saysnca yol


vardr" gibi ifadeler kolayca bulunabilir.
lbn Arabi bazen "grlerin eitlilii sorununa" (ihtilaf me-
selesi) deinir. Ancak Arabi'nin kasdettii, mezhepler arasndaki
deiik grler olup, temelde bunun Allah'n hikmeti ve rahme-
tinin bir sonucu olduunu gstermek ister. rnein bir pasajda
kendine has slubu ile alemdeki eitliliin kaynann Allah'n
kendisi olduunu savunur.
Alemde zuhur eden okluun ilk sebebi Allah'n kendisidir.
Her varln ilk bakt ey kendi varlk sebebidir. Bi.nun kendi
~~efslerinden kaynaklanmadn fark etmeleriyle, geici bir varl
a sahip olduklarn anlarlar. Ancak bu durumda da, eyann ft
rat okluk gsterir. Bu sebeple kendi yaratl sebebi hakknda
eyann ok eitli grleri vardr. Bylece, Hakk alemdeki ok-
luun tek sebebidir.
lbn Arabi grlerin eitliliini dzensizlik ve ~unalm kay-
na olarak grmez. Tersine, bunu tm yaratlmlar nihai huzu-
ra gtren, Allah'n rahmetinin gazabn getiini gsteren jaret
lerden biri olarak kabul eder. lbn Arabi yukarda alnt yaptmz
paragrafta yle devam eder: "Alemdeki itikatlarn okluunun
kayna ve kimseye ait olmayan bir yarat iinde alemdeki her
eyin varlk sebebi Allah olduundan herkes sonunda rahmete
ulaacaktr." (III 465.23)5
lbn Arabi iin bir problem olmamasna ramen bugn birok
insan iin zellikle din almalar alannda ders verenler iin e-
itlilik bir problemdir. Amerikan Din Akademisi bakam din a-
lmalarndaki yenilikleri tartt makalesinde unlar yazar:
"Dini eitlilikleri anlayabilmek ve deiik dinlerin olduu bir
dnyada yaayabilmek itn esasl bir kltrel olgunlua ihtiya
vardr. inde yaadmz ve altmz medeniyetler, dinY o-
ulculuk, dini zgrlk ve kltrel eitlilik meseleleri ile rl,
karmak bir rmcek ayla gremektedirler. "6

5 lbn Arabi'den yaplan.alntlarn tm Ftuhat 'l-Mekkiyye adl eserden-


dir. Romen rakamlar cilt numarasn, dier rakamlar ise sayfa ve satr numa-
ralarn gsterir. Dier kitaplarndan yaplan alntlarda kitap ad verilmitir.

6 judith A. Berling, "Is Conversation about Religion Possible?" journal ~f the


American Academy of Religion 61 (1993):3.

16
GlRIS

Farkllk, eitlilik
ve hatta dmanln olduunu ifade eden
bu grlersadece akademik din almalarnda younlamakta
dr. Ancak, bilimsel almalar arttka, insanlk tarihinde ok az
olgunun dini inan ve pratiklerin dnda olduu, hatta dine kar-
olanlarn bile kar olduklar dini inan ve pratiklere benzer bir
tutumun iinde olduklar aka ortaya kmaktadr. Mircea Eli-
ade'nin de syledii gibi insan olmak homo religiosus olmaktr.
Sonuta, dinin dnda olduklarn syleyenlerin davranlar da
dinle olan karlkl kesin bir etkileimden kaynaklanr. 7
Dinin tarihsel gerekliinin artc eitlilii, din almala
r yapali uzmanlarn izledikleri yaklamlarn farkllklarndan
kaynaklanmaktadr. Bu yaklamlarn her birinin dinin doasn
anlamada nemli katklar olmasna ramen, bunlarn birou
Bat'da gerekleen modernlik deneyiminden domutur. Hristi-
yan ilahiyatlarna ait bir syleme sahip olan bilim adamlar bi-
le modern dncenin varsaymlarn benimseyen bir tutum
iindedirler. Bunun nedeni, akademik evrelerden Hristiyanln
stnln ve mutlakln kabul edip dier dinleri dladkla
r sulamalarndan kurtulmak iindir. Bu tr dlanmalardan e-
kindikleri iin Hristiyan ilahiyatlar almalarnn ynn H-
ristiyanlar iin nemi olan inanca ait zelliklere kaydrmlardr.
lbn Arabi'nin din gr, insann kozmostaki yeri ve rol
hakkndaki Batl metodolojilerin varsaymlarndan ok byk
farkllklar gsterir. te yandan, din zerine alanlar sz birli-
i etmiesine bu konudaki kendi varsaymlarn aka dile ge-
tirmezler. Bu varsaymlar yle bir olumsuzlamayla ifade edebi-
liriz: Modern bilim-geleneksel lslaml bilime kyasla- tm varl
birleyen mutlak gereklii, insan yaamnn ak bir amacnn ol-
duunu, insan eylemleri ile birlikte tabiat kapsayan ahlaki bir
boyutun varln, dinin ilahi kaynan ve ilahi kitaplarn doru
luunu ncelikli art olarak kabul etmez. te yandan, "Hristiyan
fundamentalistler zaten bu saylanlarn ounu ncelikli art ola-
rak kabul ederler" gibi bir iddia ileri srlse de bunlar akademik
evrelerde oynanan soylu oyunu oynamazlar. Ayrca bu Hristi-

7 Eliade'nin ortaya koyduu gibi, "Dind bir kimse atalarna kar gelerek,
kendini dini ve insan tesi anlamlarn tmnden 'boaltarak' ekillenmitir"
(Sacred and the Profane, s. 204).

17
HAYAL ALE'.Ml.FRI WILLIAM C. CHITTICK

yanlar, yorumlama tekniklerinin kabal nedeniyle dinlerin e-


itlilii dncesine hi de iyi gzle bakmazlar.
Mslman otoritelerin gerekliin doas hakkndaki gr
leri, izledikleri yollarn farkll nedeniyle kendi aralarnda fark-
llk gsterir. Aslnda birok noktada ortaklk olmasna ramen
lslaml gelenek iinde dnemler arasnda birtakm farkllklar
gzlenmektedir. Dinlerin eitlilii konusunda baz Mslman
alimler dier dinleri dlamaya doru kaym, bazlar ak fikir-
lilikle dier dinleri kapsayan bir yaklam benimsemi, bazlar
da dinlerin eitliliinin gerekli olduunu aka ifade eden g-
rleri benimsemilerdir. lbn Arabi bu saydn tutumlardan so-
nuncusu iinde belki de en etkin ve yeterli bir dnrdr.
eyh-i Ekber'in bir din teorisi nerdii veya dinlerin eitlili
inin mantn tanmlad iddiasnda deilim. Ancak, Arabi ha-
kikati aklamay kendisine yle bir ekilde ama edinmitir ki,
Michel Chodkiewicz'in hakl olarak ifade ettii gibi, lbn Arabi'ye
yzyllardr sren rabet "hereye bir cevabnn olduu" gereiy
le ilikilidir.s Kukusuz eyh-i Ekber'in, Mslman alimlerin so-
rularn cevaplarken aklamalarnda deindikleri sadece lslam
medeniyetini ilgilendiren konulara ait deildir. Arabi'nin dnya
gr tam olarak anlaldnda, cevaplarnn belli bir hakikat
altnda mutlak bir btnlk ierdii ve bu grn -ister kabul
edelim ister etmeyelim- hibir eyi cevapsz brakmad grlr.
lbn Arabi retilerindeki fevkaladelii bir iki kelimeyle anlat-
mak ok zordur. Baz eyleri kolaylatrmak iin, Arabi'ye bir eti-
ket takmak en kestirme yol olarak gzkebilir; ancak, modern
bilimin bizi artmadan, aldatmadan en uygun etiketi bulabile-
ceine inanmyorum. te yandan, Arabi'nin eserlerinde kendisi
hakknda sylediklerine baklabilir. Arabi'nin kulland Mu-
hammedi Velilerin Sonuncusu (Hatem'l-Evliya el-Muhammedi-
ye) nvan sanrm aklayc olacaktr. Hatem'l-Evliya el-Mu-
hammediye ngilizce'ye genellikle "Muhammedi Azizlerin So-
nuncusu" olarak evrilmektedir. Ancak ben bunu "Muhammedi
Velilerin Sonuncusu"9 olarak evirmeyi tercih ediyorum.

8 Diffusion of Ibn Arabis Doctrine, s. 51.


9 Bu sfatn tarihi sylemi iindeki anlamnn ve lbn Arabi'nin bu sfat iin yaz-
dklarnn ok geni bir tartmas iin bkz. Chodkiewicz, Seal of the Saints.

18
GiRi

Bu kavram, Kur'an'n Hz. Muhammed'e verdii "Peygamber-


lerin Sonuncusu" isminden gelir. Buradan anlalan, Hz. Muham-
med, Allah'n Hz. Adem'den beri gnderdii 124.000 peygambe-
rin sonuncusudur. Ayrca, Hz. Muhammed nceki peygamberle-
rin sahip olduklar mkemmelliklerin tmn insanolunun en
mkemmeli olarak kendinde toplam olup, Allah'tan ald va-
hiy (Kur'an) de tm bu peygamberlerin ilimlerini tek bir kitapta
toplamtr.
Veli (dost) kelimesi hatem kelimesi gibi Kur'an'da zikredilen
bir kavram olup bn Arabi zamannda da, Hz. Muhammed ile
balayan insan- kamil modelini temsil eden Mslmanlar ta-
nmlamak iin kullanlr. Birok Batl yazar veli kavramn
"aziz" (saint) kelimesiyle ifade eder; ancak, "aziz" kelimesinin
ierdii Hristiyanla ait zel anlam slami sylem iinde anlam
n bulmaz.
tlahi dostluk dncesi bn Arabi'nin eserlerinde iledii
ana temadr. Ksaca ifade edecek olursak, Allah'n insanolu
nun en iyi niteliklerini temsil edenleri kendi dostu olarak se-
tiini syleyen Arabi, slami gelenein anadamarn izler. Bu
dostlar ilk olarak peygamberlerdir. Daha sonra Allah'n pey-
gamberlerine verdikleri sayesinde dier insanlar da Allah dostu
olabilirler.
Her peygamber yol gsteren bir kaynak olup insan mkem-
melliine birer modeldir. Peygamberlerden birinin ayak izlerini
izleyenlere bu peygamberden bir miras verilir. Bu mirasn te-
mel boyutu vardr: Onlarn gzel ahlakn ortaya koyan, yaptk
lar iler, haller veya grnmeyen gerekliin isel deneyimi,
ilimler veya gerekliin eitli ekillerinin dolaysz alglanmas ve
idraki.
bn Arabi dinin amac olan insan mkemmelliini iler, hal-
ler ve ilimler olarak modelde gerekletirilmesi eklinde g-
rr. Peygamberler mkemmelliin deiik paradigmalarn kuran
modellerdir. tlim, mkemmelliin bir boyutu olup birok yn-
den en nemli ve en temel bir boyuttur. tlim, idraki ve eyleri
doru yerine koymay gerektirir. bn Arabi "Kii mkemmellie
yaklatka Allah o kiiye ilikiler arasndakini anlama idrakini
verip, hakikatleri dorular." (il 525.2) diye yazar. Bu "hakikat-
ler" sadece Allah'n bildii alemdeki eylere aittir.
19
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. C:HITTICK

Peygamberlere dayal insan mkemmelliinin her bir modeli


beraberinde hakikatlerin belli bir dizisinin bilgisini getirir. Haki-
katler sonsuz sayda olduuna gre bunlar ezamanllklar (si-
multaneity) iinde sadece Allah tarafndan bilinebilir. Ancak, in-
sanolu iin zahiri ve hatmi hakikatlerin ilkeleri bilinebilir olup,
bu ilkeler Allah'n isimlerinin iaret ettikleri ile anlalr. Birok
yerde lbn Arabi hakikatleri bilme ekillerini ilahi isimlerle iliki
lendirir. Arabi'ye gre Allah'm tm isimlerini bilen byk pey-
gamberler ayn zamanda alemde i gren baz zel isimlerin du-
rumlarna ait hikmeti de bilirler. Bu yzden, Fussu'l-Hikem'de
2i' peygamberin her birine zg ilahi isim anlatlr.
Her peygamber bir miras brakmtr. Bu sebeple, lbn Arabi
her ada en az 124.000 -her biri peygamberler tarihinde belli bir
peygamberin mirass olan- Allah dostu olduunu syler (III
208.14). Peygamberi miraslar kendine has deneyimlerin eitli
ekillerini ve Allah bilgisini tanmlar. Dier bir deyile, gerek
bilgiye ulamak isteyen bir insan, bir peygamber tarafndan ta-
nmlanan insan mkemmellii erevesinde Allah' bilmelidir.
Peygamberi ilme nasl ulalabilecei sorusu lbn Arabi'nin
eserlerinin merkezini oluturur. Bu sorunun en basit cevab ise,
bir dereceye kadar insani giriimin nemli bir rol oynaddr; in-
sann belli bir peygamberin rehberliinde ilerlemesi gerekir. An-
cak, ok sayda peygamberin izleri gnmze kadar ulaamam
tr. Bu peygamberler ynnden bir miras alabilmenin tek yolu ise
onlardan sonra gelen peygamberler yoluyla gerekleir. Sonuta
Hz. Muhammed'in almalar, halleri ve ilmi kendisinden nce
gelen peygamberlere verilen hereyi kapsadndan, peygamberi
bir mirasa ulamann en kesin yolu Hz. Muhammed'i rnek alp,
O'nun yolunu izlemektir. Her koulda ve en son analizde, pey-
gamberi miras verecei insan seen ise Allah'tr.
lbn Arabi insani abann arayanlar sadece kapya kadar ge-
tirdiini syler. Kapya ulaanlar ise istedikleri kadar kapy ala-
bilirler. Kapy ap amayacan ve bunun zamanm Allah belir-
leyecektir. Arayanlara ne vereceine sadece O karar verir. Kap
nn almasyla birlikte peygamberi miras tam anlamyla gerek-
leir. Alan kap imgesi eyh'in en nemli eserine verdii Ftu-
hat- Mekkiye isminin anlamn aklar. Bu kitabndaki ilimleri
lbn Arabi alma veya akli faaliyet ile elde etmemitir. Allah'n
20
GiRi

kapy amasyla bu ilimler kendisine verilmitir.


lbn Arabi kap
nn almasyla olacaklar yle aklar: "Gayesi olan yolcu inzi-
vaya ve Allah ismi zikrine sk yaptnda, kalbine yansyan di-
er dnceleri boalttnda, Efendisinin kaps nnde hibir
eyi olmadan fakirlikle oturduunda Allah ona hediyeler bala
yp, Allah bilgisinden, ilahi srlardan ve yce ilimlerden bireyler
verecektir... Bu yzden Ebu Yezid yle der: 'Siz ilminizi ller-
den, bense ilmimi hibir zaman lmeyecek olan Muhyi' den alyo
rum."' (131.4)
eyh yle yazar: "Allah ilahi din kurucu peygamberliin so-
nuncusunu Hz. Muhammed ile mhrledii gibi Muhammedi
miras ile kazanlan dostluu da dier peygamberlerden gelen mi-
ras ile deil Muhammedi miras ile mhrlemitir. Allah dostlar
arasnda Hz. brahim, Hz. Musa ve Hz. lsa'dan miras alanlar var-
dr. Muhammedi mhrden sonra da bu devam edecektir. Fakat,
Hz. Muhammed'den sonra hibir veli 'Muhammed'in kalbi ze-
rinde' bulunmayacaktr" (II 49.24).
Allah'n sadece Muhammedi olan dostlar Muhammedi
ilimlerin tmn (ki bu dier btn peygamberlerin ilimlerini
kapsar) miras alacaksa, bu Allah dostlarnn sonuncusu (mh-
r) kendi zamannda Allah bilgisi en fazla olan kiidir. Bu yz-
den lbn Arabi bu kii iin unlar syler: "O'ndan baka Allah
bilgisine en fazla sahip olan yoktur... O ve Kur'an karde gibi-
dir" (III 329.27).
eyh, btn peygamberlerin mirasn kapsayan Muhammedi
mirasa ait insan mkemmelliinin asli ekillerini aklamay ken-
disine grev edinmitir. lbn Arabi insanolunun ulaabilecei,
her biri iler, haller ve ilimlerden oluan bir sacaya ile tanmla
nan her varolu biimini bir bilgi "dura" (makam) olarak grr.
Bu sebeple her Allah dostunu ve Allah' arayan herkesi belirli bir
makamda grr. Bir kiinin bulunduu makam, eninde sonunda
hakikatin doasna geri dnen birtakm faktrler belirler. Ancak,
bu makamlar, hakikatin mahiyeti hakknda sunduklar grlerin
geerlilii lsnde bir ya da birden fazla peygamberin mirasn
dan kaynaklanmaktadr. Hz. Muhammed'in ilmi dier tm pey-
gamberlerin ilmini kapsadndan makam da btn peygamber-
lerin makamlarn kuatr. Sonuta, Hz. Muhammed iler, haller
ve ilimler dzeyinde insan mkemmelliinin tmn kapsar.
21
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

Bir makamn mahiyetini tam olarak anlamas iin kiinin o


makamda olmas gerekir. Hz. Muhammed btn peygamberlerin
makamlarn biliyordu; nk Hz. Muhammed bu makamlarn
hepsinde bulunuyordu. te yandan, dier peygamberlerin Hz.
Muhammed'in makamnn kuatclndan haberleri yoktur. Bu-
lunduklar makam onlarn, Hz. Muhammed'in tm alemleri kap-
sayan, evrensel makamnda bulunmalarn nler. Hz. Muham-
med'den tam olarak miras alanlar ayn zamanda dier peygam-
berlere ait makamlarn bilgisini de miras alrlar. Bunlar, Hz. Mu-
hammed ile her makamda bulunurlar ve hibir makamda bulun-
mazlar. Dier bir ifadeyle, btn makamlarda bulunmalar nede-
niyle bu kiiler herhangi bir makama bal olarak tanmlanama
yaca ve snrlandrlamayacandan btn makamlar tam ve
doru olarak bilirler. Bu yzden lbn Arabi "Allah'n Muhamme-
di Dostlar"nn (Hz. Muhammed'in ilerinin, hallerinin ve ilmi-
nin tmn miras alanlarn) Makamszlk Makam'nda (Station
of no Station) bulunduklarn syler. Kitabmzn ilerleyen b-
lmlerinde bu kavrama tekrar dneceiz.
Ftuhat'ta eyh'in yapmak istediklerinden biri de Muhamme-
di mirasn kapsad bilgi ekillerinin hepsini aklamaktr. Ayn
zamanda bunun imkansz olduunu biliyordu; nk byle bir-
ey, insanoluna ak btn bilgi ekillerini aklamay gerektire-
cektir ve kainattaki tm kitaplar byle bir bilgiyi ieremezler. Bu
sebeple lbn Arabi Ftuhat'ndaki aklamalarnn ksalndan sk
sk dem vurur ve aklamalar iin daha fazla zaman olmad
iin belirli makamlara ait ilimlerin sadece listesini verir.
Allah'n Muhammedi dostlarndan biri olduunu syleyen
lbn Arabi, dier bilgi ekillerinden uzaklatrarak kendisini sade-
ce tek bir peygamberi bilgiyle tanmlamaz. Tersine, en azndan il-
ke olarak hereyi bildiini syler. Bununla kasdettii ise alemin
mahiyetinde kklerini bulan peygamberi ilhamlarn eitliliini
grm olmasdr. stelik, Addas'n hazrlad Arabi biyografi-
sinde da ok gzel gsterildii gibi: Arabi'nin peygamberi bilgiy-
le karlamas sadece teorik alanla snrl deildir. nk belli
bir peygamberi bilgiye ait kapnn "almas" demek, eyh'in Ha-
yal (Misal) Alemi ((World of lmagination) olarak adlandrd
mana aleminde kiinin o peygamberle kiisel olarak karlamas
ve tanmas demektir. Bu konuyla ilgili olarak, eyh'in Kur'an'n
22
GiRi

ve Hz. Muhammed'in toplayc ilmine ulaarak dier peygamber-


lerle nasl tantn anlatan hayal alemindeki karlamas
nemlidir.10
lbn Arabi'nin yaptklarn kendi dilinden ksaca tanmla
dktan sonra, eyh'in grlerinin belli bir makamn artlarn
dan bamsz olduu iin dierlerinin grlerinden farkl ol-
duu sylenebilir. Dier bir deyile, kendisinin Makamszlk
Makam'nda bulunmas sebebiyle herhangi bir makam tan
yabilme ve onun dnda olduunu syleyebilme durumunda-
dr. Bu yzden eyh, her gr, her dnce okulunu ve her
dini hem doru hem de yanl olarak kabul eder. lbn Arabi,
hereyi aklayan ve kapsayan bir sistem sunmaz. eylerin ne-
den yle olmalar gerektiini anlamamz salayan bir bak
sunar.
lbn Arabi bilgiye ulamada temel eklin geerli olduunu
kabul eder. Bunlar; rasyonel aratrma; peygamberi vahiy, "kef'
ya da ilahi bilgiye ait kapnn almasdr. tk iki bilgi eklinin
sylemi iinde lbn Arabi, mantk ve fkh gibi alanlardaki.uzman-
larn ortaya koyduklar ilkeleri, kurallar izler. Bunlara gre de
doru ile yanln arasndaki fark aka belirler. Bylece doru
ve yanln, birtakm zel durumlar ve haller asndan deerlen
dirilebileceini kabul eder. rnein, peygamberi bilgi ynnden
dorunun ne olduu, sz geen peygamberi vahiy syleminde
deerlendirilmelidir. Buna paralel olarak lbn Arabi, nc tr
bilgi ekli sylemi iinde varolan her grn geerliliini kabul
eder. Bu yzden yle yazar:
"Vahyedilmi dinlerin, aynen aklda olduu gibi, kendisinin
almasna izin vermeyen bir gc vardr... An ile yaarm. Bunun
anlam, akl ile akln inkar ettiklerini inkar ederim; nk u
anm akldr; fakat kefe veya vahyedilmi dine gre deil. Vah-
yedilmi dinle de vahyedilmi dinin inkar ettiklerini inkar ede-
rim; nk u anm vahyedilmi dindir; fakat kefe veya akla g-
re deil. Kef ise hibir eyi inkar etmez. Aksine, hereyi kendi
yerine koyar." (II 605.13)

10 Bkz. Addas, Quest far the Red Sulphur, Blm 3.

23
HAYAL ALEMLERi WILUAM C. CH!TTICK

phesiz her kef hereyi kendi yerine koyarak gremez. Al-


tnc blmde tartlaca zere kefin birtakm tehlikeleri var-
dr. Burada lbn Arabi'nin szn ettii kef, Makamszlk Maka-
m'nda bulunan ve Allah'n bildii hakikatleri grebilen Muham-
medi miraslara has keiftir. Bu miraslar da, Hz. Muhammed'in
duasnda buyurduu "Allah'm bana eyay olduu gibi gster!"
isteine karlk ilahi hitaba ulaan kiilerdir.
lbn Arabi retilerinin belki de en nemli zelliklerinden bi-
ri hayale verilen nemdir. Birok ada aratrmac, dini ifade
asndan hayalin nemine deinmiler ve bunu genellikle mo-
dern ya da postmodern duyarllk iinde yaptklar iin, hayali,
insan znesine gre deerlendirmilerdir. eyh, hayali, nesnel
gereklik zeminine oturtarak bu ada grlerden uzaklar.
eyh'e gre hayal sadece dncenin (mind) en temel kurucu
gesi olmayp alemin de bir gesidir. eyh'in anlayna gre, r-
ya ile ryadaki imgelerin birbiriyle ilikili olmas gibi alemi dol-
duran ekiller -biz ve dncelerimiz dahil- ile Allah arasnda bir
iliki vardr. Bizim kiisel hayallerimizin bile, kenetlenmi son-
suz hayal a iinde eitli kaynaklar vardr. Burada Vedanta d-
ncesinde Maya kavram ile bir akrabalk gzlemlenebilir. 11
Sufi Path of Knowledge adl kitabmn Giri'inde Arabi reti
lerinin hayal hakkndaki sylediklerine bakarak, Bat dnce
sinde gerek ve deerli bilgiye ulatran bir yetenek olarak haya-
lin reddedilmesiyle bireylerin kaybedildiini sylemitim. Bu ki-
taptaki amacm ise hayalin kozmik ve metakozmik rolnn anla-
lmas ve din zerine alanlarn o byk yorum geleneine ait
nemli konulara ynelmelerinde yardmc olmaktr. Hatta, lbn
Arabi'ye gre hayalin roln anlayamam olanlar hibir eyi an-
lamamlardr. "Hayalin yerini bilmeyenlerin hibir ey hakknda
bilgileri de yoktur" (ll 313.2). Hayal ile Arabi'nin neyi kasdettii
bilinmezse bu ifade ok ar grnebilir. Ancak ne olursa olsun,
eyh, hayali, ilgilerimizin merkezine koymadktan sonra ne di-

11 Alem'in Hakk'n ryas olduu dncesi iin bkz. Chittick, Sufi Path of
Knowledge (SPK), zellikle 120-121. sayfalar. Bundan sonra SPK ksaltmas
bu kitaba iaret edecektir.

24
GiRi

nin ne de insan varoluunun anlamn yakalayabileceimize


inanr.
Bu kitapta bir araya getirilen makaleler 1984 ile 1992 yllar
arasnda eitli konferanslarda sunulmu ve kitaplarda yer alm
tr.12 Bu kitapla bu konulardan haberi olmayan geni bir kitleye
ulamay amaladm. john Hick tarafndan organize edilen "Reli-
gious Models and Criteria" konulu konferansta ilk defa sunulan
ve bu kitabn Onuncu Blm'ne aldm makaleyi kitaba ekle-

12 Bu blmlLL"in ilk defa yaymlandklar (veya yaymlanacaklar) yerler


unlardr:
1. "Higensh kara Genshsekai e: lbun Arabi no 'Sonzaisseiron,'" in lsu-
ramu Shiso ll, edited by. T. lzutsu (Tokyo: lwanami, 1988), pp. 85-
108; ngilizcesi "Ebno'l- 'Arabis Doctrine of Oneness of Being," Sufi 4
(1989-90): 6-14.2.
ll. "Microcosm, Macrocosm, and Perfect Man," in Man the Macrocosm:
Proceedings of the Fourth Annual Symposium of Muhyiddin lbn 'Ara-
bi Society, March 1987, ss. 10-15.
lll. "Ethical Standards and the Visions of Oneness: The Case of Ibn al-'Ara-
bi," in Mystics of the Book: Themes, Topics and Typologies, edited by
R. A. Herrera (New York: Peter Lang, 1993), ss. 361-76.
IV. "Between the Yes and the Na: Ibn al-'Arabi on Innate Mystical Consci-
ousness," in The lnnate Capacity, edited by Robert Forman, yaymlana
cak.
V. "The World of Imagination and Poetic Imagery According ta Ibn al-'Ara-
bi," Temenos 10 (1989): 99-116.
VI. "Meetings with Imaginal Men," in Proceedings of the Fo,rth Annu-
al U.S.A. Symposium on lbn 'Arabi, yaymlanacak.
Vll. "Death and the World of Imagination: Ibn al-'Arabis Eschatology,"
The Muslim World 78 (1988): 51-82.
Vlll. "From the Meccan Openings: The Myth of the Origin of Religion and
the Law," The World and 1 3/1 (January 1988): 655-65.
IX. u iki makalenin bir araya getirilmesinden olumutur:
a) "Belief and Transformation: The Sufi Teachings of Ibn al-'Arabi," The
American Theosophist 74/5 (1986): 181-92.
b) "A Sufi Approach ta Religious Diversity: Ibn al-'Arabi on the Me-
taphysics of Revelation," in The Religion of the Heart, edited by S. H.
Nasr and W. Stoddart (Washington: Foundation for Traditional Studi-
es, l 991), 55. 50-90.
X. "Appreciating Knos: An Islamic Approach to Religous Diversity," in ln-
terreligiou5 Model5 and Criteria, edited by J. Kellenberger (London:
Macmillan, 1993), s5. 3-20.

25
HAYAL ALEMLER WILL IAM C. CHITTICK

dikten sonra dier tm makalelerin de Arabl'nin eyaya bakn


yanstan bir tarzda, kapsaml bir btnlk altnda bu kitapta bir
araya getirilebileceini dndm. Bu makalelerin kitap haline
getirilmesi srasnda, kitabn btnlne uygun olarak birok
yerinin deitirildiini ve tekrar yazldn sylemeliyim.
Bu kitapta yazdklarmn ou Sufi Path of Knowledge adl ki-
tabma aldm evirilerle desteklenebilir.13 Ancak kitabn byk
bir ksm iin syleyebilirim ki, bu konularla ilgilenen okuyucu-
larn isterlerse bulabilecekleri eski evirileri tekrar aktarmaktan
kandm. Kitaba aldm makaleler ilk ekilleriyle orijinal kay-
naklardan ok az alntlar iermekteydi ama bunlar bir araya ge-
tirirken deiik hususlar destekleyen yeni eviriler ve alntlar
eklemeye yeterince zaman buldum.
Kitap ana blm altnda eitli balklar ierir. Birinci B-
lm, eyh'in, insanlarn alemdeki yeri hakkndaki temel grle
rini zetler. lkinci Blm, hayalin alemdeki kanlmaz roln,
insan pscyhesini ve dili ortaya koyar. nc Blm lbn Ara-
bi'nin, inancn doas ve dinlerin eitlilii hakkndaki grleri
ni aklar. Kitabn son ksmnda lbn Arabi'nin din teorisine ait te-
mel eleri bir araya getirdim.

13 Ftuhat'tan semeler iin bkz., Chodkiewicz ve Dierleri, Meccan


Illuminations.

26
nsan Mkemmellii
1. Blm: Varln Birlii

lbn Arabi lslami metinlerde ounlukla vahdet-i vcud ya da


"varln birlii"doktrininin kurucusu olarak bilinir. Ne var ki
byle bir ifadeye kendi eserlerinde rastlanmaz. Bu ifade lbn Ara-
bi'nin eserlerinin ieriini tam olarak temsil etmese bile, lslami
dnce iinde lbn Arabi'den sonra gelen takipilerini temsil et-
mek iin kullanhr.l eyh eserlerinde vahdet-i vcud kelimesini

1 Bata Sadreddin Konevi (l. 1274) olmak zere lbn Arabi'nin ok sayda
nemli rencisi, Sufizmin entellektel ifadesini Aristo felsefesi ile badatrma
ya altlar. Felsefecilerin en nemli ilgisi vcut ya da "varlk" idi. te yandan,
vahdet-i vcut kavramndaki kelimelere bakarak bunun dini ve felsefi gelenein
bir sentezi olduunu dnebiliriz. Vahdet kelimesi lslam'n birinci art olan ve
"birliin ikrar" anlamna gelen tevhid kelimesi ile ayn kktendir. Vcut keli-
mesi ise zaten felsefecilerin ilgi alanndayd. Vahdet-i vcut kelimesinin tarihine
baktmda Konevi'nin eserlerinde en az iki yerde kullandn, rencisi olan
Saiddin Farkhani (l.1296)'nin ise sk sk kullandn gzledim. Ancak her iki-
si de kavramn daha sonraki yzyllarda kazand teknik anlamnn dnda kul-
lanmlardr. Arabi okuluna bal olan ve eserlerini Arapa yazan lbn Sabin
(l.1270) ile eserlerini Farsa yazan Aziz al-Din Nesefi (l. 1300'den nce) vah-
det-i vcut kelimesini ariflerin ve Sufilerin dnya grlerini aktarmada kullan-
mlardr. Ancak dier tm lslami dnce okullarna yapt saldrlarla tannan
Hanbeli fakihi lbn Teymiyye (l.1328) va_hdet-i vcut kavramna, ittihad (birle
me) ve hull (reenkarnasyon) sapknlar eklinde saldrmtr. lbn Teymiyye'den
sonra da vahdet-i vcut kavram ile lbn Arabi ve takipilerinin grleri temsil
edilmitir. lbn Teymiyye gibi fakihler iin bu kavram "sapknlk" ve "inansz
lkla" eanlamda iken, ok sayda Mslman dnre gre vahdet-i vcut kav-
ram Sufi dilinde tevhid ile eanlamdadr.
Bkz. Chittick, "Rumi ve Vahdet-i Vcut".

29
HAYAl ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

kullanmad halde yazdklar bu ifadeye uygun der ve eyh,


bu kavramn szlk anlamyla, vahdet-i vcud dncesini des-
teklemitir. te yandan, "varln birlii" dncesi lbn Arabi
ontolojisinin tanmlanmas iin yeterli deildir; nk ayn ekil
de lbn Arabi "hakikatin okluu" kavramn da sk sk kullanr.
Bu yzden, lbn Arabi'nin vcud kelimesini en geni anlamyla
vahdet/kesret (bir/ok) olarak kullandn grrz.
Vcud, ngilizce'ye genellikle varlk (being) veya varolu
(existence) olarak evrilir ve bu anlamlar slam felsefesi ile Ke-
lam ilminde de ayn ekilde kullanlr. Vcud kelimesi kknde
"bulma" veya "bulunan" anlamlarna sahiptir ve bn Arabi bu an-
lamlara dikkat eker. ngilizce'de varlk (being) ve varolu (exis-
tence) kelimeleri Batl dnrlerce ok deiik anlamlarda al-
glandndan, vcud kelimesini tam anlamyla ngilizce'ye evir-
mek olduka zordur. Bu zorluktan dolay kitabmda vcud keli-
mesine ngilizce bir karlk vermek yerine kelimeyi olduu gibi
kullanacam. 2
Vcud kelimesine deiik anlamlar yklemesine ramen, bn
Arabi Vcud'un bir olduu gereinden yola karak kelimeyi en
temel anlamyla alglar. Kelimeye yklenen deiik anlamlar ise
sadece tek bir gereklik olan Vcud'un deiik ekillerde belir-
mesinden (zahir) ibarettir. En st dzeyde, vcud, Allah'n mut-
lak ve kaytsz gerekliidir; yani, vacib'l-vcud'dur, varolmaz-
sa olmaz olandr. Bu anlamda vcud, Hakk'n Zat'na iaret eder
ve her ynden varolan tek hakikattir. Daha alt dzeylerde, vcud
kelimesi bn Arabi ve dierlerinin tanmlad alem ya da Al-
lah'tan baka (masivallah) her eyin hayat kayna anlamndadr.
Bu yzden ikinci anlamyla vcud ksaca tm alemi, varolan her-
eyi ifade etmede kullanlr. Alemde bulunan hereyin varoluu
anlamnda da kullanlr.
Hakk'n Zat' olarak vcud, hangi ekilde bulunursa bulun-
sun eyann, tannamaz ve bilinemez temelidir. Bu anlamda, v-
cud Allah'n isimlerinden biri olarak Kur'an'da zikredilen "Nur"
ismi ile yakndan ilikilidir. llahi nur olan vcud fiziksel kla

2 lbn Arabi dncesinde vcud'un anlamnn ayrntl tartmas iin bkz.,


SPK, sayfa: 3, 6, 80-81, 133, 226-27 ve dier blmlerde.

30
NSAN MKEMMELL!Gt

baz ortak zellikler sergiler. rnein, btn renkler, ekiller ve


nesneler bir ve tek olan, grnmeyen bu k sayesinde alglanr
In grnmez deil de grnr olduu iddiasna karlk, "k
kendi kendine grnemez" cevab verilebilir. Sadece karanlkla
karlatnda k grlebilir. Gne ile aramzdaki mesafeyi he-
saba katmadan, srf atmosfer rts olmakszn gne na bir
anlk bakmamzn bile bizi kr edecei dnlecek olursa, saf
ve katksz nur da alemi yok edebilir. Ayn ekilde vcud kendi
kendine grnmez; ama o olmadan da hibir ey grnemez.
Baka bir deyile, grdmz sadece vcud'dur ve yaratlmlar
perdesinden yaylan ve grnen de vcud'dur.
Vcud'un tek bir hakikat olduunu, ayn anda iki vcudun
olamayacan syleyen lbn Arabi'yi kendisinden sonraki slami
gelenek vahdet-i vcud kavramyla ilikilendirmekte hakldr.
Burada, lbn Arabi, Allah'n birlii ikrarn (kelimeyi tevhid), ya-
ni "Allah'tan baka ilah yoktur" cmlesini "Allah'tan baka vrnd
yoktur" eklinde yorumlayan mehur Gazali gibi kendisinden
nce gelen dnrlerin ayak izlerini takip etmitir. Yine de, lbn
Arabi yazlarnn byk bir blmn, ilahi birlik sylemi iin-
de, okluun (kesret) gerekliini aklamaya ayrmtr. Baz kt
grl eletirmenlerin zannettikleri gibi, lbn Arabi'nin alemde-
ki okluu sadece bir yanlsama veya insann cehaleti olarak ka-
bul edip vcud'un birliini savunduunu sylemek ok byk
bir yanl olacaktr. nk bir olan tek bir vcud, tek bir varlk
vardr. Eer k rneimize tekrar dnecek olursak, her bir ren-
gin bamsz bir ey olduunu savunmakszn renklerin gerekli-
ini savunabiliriz. Krmz ve yeil renkleri k sayesinde vardr.
Ne var ki kl cevherlerinde bu ikisi birdir. Kendilerine has ger-
ekliklerinde ise iki ayr renk vardr.
Alem bir taraftan Hakk'm vcudu sayesinde var olurken, di-
er taraftan alemde bulunan "eyler" veya "aynlar" da kendileri-
ne has zelliklerle vardr. Bu eyler "Allah'tan baka" (masival-
lah) olan eylerdir ve vcud Hakk'ndr. Buradan ortaya kan,
eyler kendiliklerinden-Allah'n dnda- ne var olabilirler ne de
bulunabilirler. eyh'e gre, alemde grdmz herey kendi ba-
na bir varla sahip deillerdir; ama, Hakk'n vcudu sayesinde
var olurlar. Ayn ekilde, grdmz her renk kendi kendine
var olamaz. Renkler n varl sayesinde var olurlar.
31
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

Bir anlna eylerin vcudunu gz ard edelim ve eylerin


"kendilerinde (nefslerinde)" ne olduu sorusunu soralm. Bir ey
-kaya, aa, insan, gne, yeryz olabilir- vcuda kaytl olma-
dan kendi kendine nedir? eyh, hibir eyin gerek vcuda sahip
olamayacan syler. Alemde bulunan ve bulunmayan eylerin
gereklii veya z asla deimez. Ancak, hereyin iki hali veya
durumu vardr. Grnen dnyada bulunan bir ey dn bir var-
lk sergiler. Yok olduunda, bir insann lmesi, bir tan kuma
dnmesi gibi, bu dn varl Hakk'a geri dner. Bununla be-
raber bir eyin gereklii, grnen varl yoluyla da deimez.
nk, ilkin bir varla sahip deildi ki -sadece bir anlna
Hakk'tan dn vcud almt- daha sonra yok olsun. Bu yzden
yoklukta kendine ait sabit, deimez olan ilk halinde kalr.
Peki, "varolmayan bir ey sabittir, deimez" sz ne demek-
tir? zetle, tbn Arabi "ayan- sabiteleri (deimez zleri)" u e
kilde aklar: Allah sadece sonsuz vcud deildir; O ayn zaman-
da sonsuz ve lmsz ilimdir. Allah ilmiyle hereyi kuatmtr;
(65:12) 3 ve O'nun bildiklerinin bu alemde bulunmas veya bu-
lunmamas arasnda hibir fark yoktur. Allah hereyi sonsuza
d~k bilir. Hatta yarattklarnn bu alemdeki misafirlikleri boyun-
ca sergileyecekleri btn zellikleri, onlar yaratmadan nce bi-
lir. Allah katndaki eylerin ilmi varolmayanlar da kapsar. eyle
rin kendilerinde bulunana "hakikat" ya da "deimeyen z" ad
verilir. Bu hakikatler ya da ayan- sabiteler ise Allah'n ilminde
sonsuza dek sabittir, deimez. eyh zaman zaman bunlara "il-
min varolmayan nesneleri (madum malumatlar)" der. Dnce
lerimiz nasl ki aklmz paralara ayramazsa bunlarn okluu
da vcud iin bir okluk anlamna gelmez.
phesiz, bu tartmann en kark yn ise, varolan eyle
rin (ayan- mevcutlarn) doasdr. Eer eyler kendi zlerinde
yok iseler, biz nasl bunlar alemde grp sonra da bunlara "var"
diyoruz? lbn Arabi, bu soruya deiik yollardan yant verir. r-
nein eyh, aslnda bizlerin alemde varolan eyler grmediimi-

3 Kur'an'dan yaplan alntlar italik yazlmtr. Alntlarn sonunda paran-


tez iinde sure ve ayet numaralar verilmitir.

32
iNSAN MKEMMELL!Cl

zi syler. nk varolan eyler (ayan- mevcuda) ifadesi, gele-


neksel olarak kullanlmtr.Aleme atfedilen vcud mecazidir, ha-
kikatte byle bir ey yoktur. Bizlerin grd alem deil, Zahir
ve Batn olan Hakk'n vcududur; zaten O'ndan gayr hibir ey
grnen bir varla sahip deildir. Ve bizim grdmz de Ba-
tn oluu ynnden deil Zahir oluu ynnden Hakk'tr. Burada
eyh, Kur'an'n Evvel O'dur; Ahir O'dur; Ziihir O'dur, Batn O'dur
(57:3) ayetini gsterir.
lbn Arabi, Hakk'n "mazhar yeri" olan alemde Zahir esmasy
la vcudun grnr olduunu ifade eder. Batn esmasnn ierdi-
i anlam sebebiyle :-akk kendini Batn olarak gstermez; nk
Batn, kavranamaz ve bilinemez olandr.Alemde birok mazhar
yerleri grnr ve bunlar "eyler" veya "aynlar (zler)" olarak bi-
linir. Bu mazhar yerleri kendi kendilerine varolamazlar nk
varolan sadece Hakk'n vf:ududur. Bu yzden kendi kendilerine
bir varla sahip olmayan zleri deil de bu zlerin "tesirlerine"
ya da "hkmlerine" nfuz eden vcudu grrz.
Vcudu alglamamz, prizmadan geen alglamamza
benzer: Birok farkl renklerin oimasna ramen, sadece g-
rrz, nk varolan sadece ktr. Bu yzden eyh, sergiledik-
l~ri zellikler ve tesirlerinden dolay Hakk'n tecellisine mazhar
olan yerlerin ok olduunu, ancak grnen sadece vcudun bir-
lii olduu iin onlarn da aslnda tek olduunu syler. Birlik,
vcudun tecelli yerleri olan eylerin mazharnda gizlidir ve bu
mazhar yerleri vcuddan bakas deildir. te yandan, okluk ise
eylerin znden kaynaklanr ve bunlarn kendi balarna varlk
lar da yoktur. Bu sebeple, Allah'n birlii, eylerin vcudu ile ay-
ndr, eylerle ayn deildir.
Birok blmde eyh, vcud ile eyler arasndaki ilikiyi an-
latrken, n
renkli grnmesi rneini verir. rnein, vcu-
dun, mmkn eylerin snrlamalaryla lekelenmeksizin mazhar
yerleri olarak zahir olmasn anlatrken eyh unlar yazar:
"Hakk, tecellinin mazhar olduu yerle ayndr. Yani zahir
olan, mmkn aynlarn hkmleridir ve bunlar herhangi bir ev-
vele sahip olmakszn sonsuza dek deimez sabittirler. Vcud
onlara ait olamaz. Mmkn eylerin hkmlerinin deimesine
bal olarak gerek Vcud'un, yani Hakk'n lekelenemeyecek ka-
dar yce olduu ilan edilmitir. Baka bir ifadeyle, bu hkmle-
33
HAYAL ALEMLER! WILLIAM C. CHITTICK

rin deimesine bal olarak Hakk Zat'nda deiemeyecek kadar


yce ve mukaddestir.
Benzer bir eyi, zerine k vuran bir camn deiik renkler-
le renklenmesi durumunda syleyebiliriz. Camn renklenmesin-
den dolay, cam zerinden geen k hzmesi eitli renklerde
yaylr. Ne var ki alglamamz n deiik renklerde gzkt
ne ahit olsa da, biliriz ki k, bu renklerden herhangi birisine
boyanmamtr. Bu yzden, k kendi znde bir renge girmeyi
kabul edemeyecek kadar ycedir. In byle bireyden mnez-
zeh olduunu da biliriz. Fakat baka bir ekilde alglanamayaca
n da biliriz." (IV 202.6)
Tm eyler, kendi kendiliklerine varlklar olmad halde,
Hakk'n kendilerine verdii vcud kadaryla ya da vcudun
kendilerinde gzlendii kadaryla alemde bulunabilirler. Bir
yandan lbn Arabi tm eyann bir varlk sahibi olmadn sy-
lerken, dier yandan kainatta bulunmalar ve gzlenmeleri sebe-
biyle belli bir varla sahip olduklarn dile getirir. Bu ikinci g-
rne gre lbn Arabi, vcud ile eylerin ilikisini genellikle
"Rahman'n Nefesi" ynnden aklar. Kur'an diliyle sylersek,
Allah Rahman'dr ve O'nun rahmeti hereyi kuatr (7:156). Bu,
O'nun gazabn geen rahmetidir ve bu rahmet olmakszn gazap
da olmaz.
eyh, kainattaki hereyi kucaklayan tek gerekliin vcud ol-
duunu syler. Bu yzden de vcud Allah'n rahmetidir. Onunla,
kendi ilmi dchilinde Allah, tm eyleri hibir ikrama sahip olma-
dklar bir hal olan yokluk halinden, hereye kendi zel gerek-
lerinin ikram edildii ve bunlar mahede ettikleri kainatta bir
varlk haline getirir. Hz. Peygamber'in Rahman'n "nefesi" ile il-
gili hadisleriyle, Kur'an'da zikredilen Allah'n "nefesi" ile ilgili
ayetlere dayanan eyh, Allah'n kainata varlk vermesini nefes
alann nefesi ile karlatrr. Rahman'n Nefesi her eyin hayat
kaynadr. Onunla eyler kendi zel niteliklerini benimserler.
Bylece, Allah'n ilminde deimezliklerini kaybetmeksizin ve
gerek bir vcud sahibi olmakszn, deimez zler (ayan- sabi-
teler) varlk sahibi olurlar.
eyh, Rahman'n Nefesi syleminde, Allah'n sonsuz kelime-
leri ynnden O'nun yaratc "Ol!" emriyle ilgili ayetlere deinir.
Bu sonsuz kelimeler, alemdeki eyler veya yaratlmlardr. Rah-

34
iNSAN MKEMMELLlGI

man nefes verdiinde konuurve O'nun nefesinde btn kainat


ekil alr. Allah'n
kelimeleri tek ve ayr ayr hakikatler olduun
dan okluk haktr. Ancak, Hakk'n nefesi kainat vcudunun tek
hakikatidir. Tm eyler, kainattaki bulunabilmeleri lsnde bu
hakikati paylarlar. Kelimeler mutlak olarak Nefes'e baldrlar;
ama, Nefes'in kelimelere asla ihtiyac yoktur. Allah, herhangi bir
d faktrn zorlamasyla konumaz. Sadece Rahman ve merha-
metli olduu iin konuur ve bylece yaratlmlar var eder. So-
nuta, mutlak ve kaytsz (nondelimited) olan Vcud'un, ken-
dinden "gayr"na varlk vermesiyle O'nun Rahman ve Merhamet-
li olduunu gsterir.
Rahman'n Nefesi ile insann nefesi arasndaki benzerlikten
yola karsak, lbn Arabi'nin temel retisine geliriz. Bir insann
nefesi o kiiyle ayn mdr, deil midir? Bu soruya tek bir anlam
ieren cevap verilemez. nk, kiinin nefesi kendisi deildir;
yani, iki ayn ey olarak dnlrse, kendisi kendisidir ve nefe-
si de nefesidir. te yandan, nefessiz bir insan sadece cesettir ve
insansz bir nefes de havada bir nemdir. Bu yzden, gerekte in-
san ve nefes kavramlar bir ekilde birbirinden ayrlamaz kav-
ramlardr. Ayn ekilde, Rahman'n Nefesi de Allah ile hem ayn
dr hem deildir. Nefes yoluyla sylenen kelimeler de Nefes ile
hem ayndr hem deildir. Sonuta, Allah ile bir ey arasnda ne
mutlak bir aynlk ne de mutlak bir ayrlk vardr. Akl ve Allah'n
yardmyla bu iliki hakknda bireyler anlayabilsek de bu iliki
nin tam anlalmas bir sr olarak kalr.

tlahi simler ve nsan Mkemmellii

Varlk olan vcud hakknda ne biliyoruz? Hemen syleyelim,


hibir ey bilmiyoruz veya vcudun tanmlanamaz ve eriilemez
olduunu biliyoruz. Sadece bize verilen vcud kadanyb lcudu
bilebiliriz. Bizlerin bir varl olmad iin vcud ha.kkrnfa hi-
bir eye sahip deiliz. Dier bir deyile, kelimeler o kdimdcri
syleyeni nasl kapsayabilir ki? Grnen bir renk, grncm-z
k gereini nasl kavrayabilir? Arap atasznde ifade edilcllt~;
gibi, "Rablerin Rabbi nerede, bir avu toprak nerede?" Vcud er'.-
ilemez olmasna ramen, kendimiz ve etrafmzdaki alem hak-
kndaki baz bilgilerimize dayanarak vcud hakkn.h bir~ey!cr

35
HAYAL ALEMLERi WILUAM C. CHITTICK

bilebiliriz. Bu bilgi ise hereyin kayna olan Mutlak Hakikat


hakknda haberler vermemizi salar.
Vcud'un nitelikleri ve zelliklerini anlamada kainattaki ey
lerin incelenmesi ise lslam felsefecileri arasnda yaygn olan me-
todolojik bir yaklama denk der. Bu yaklam gz ard etme-
se de, lbn Arab1, kutsal kitaplarda bahsedilen peygamberler vesi-
lesiyle kendi kendini aklayan vcudun arayyla daha fazla il-
gilenir. Pratikte "kutsal kitaplar" sadece Kur'an ve hadislerdir. Te-
oride ise bu byle deildir. nk dier Mslmanlar gibi, eyh
de dier dinlerin kutsal kitaplarnda baz hakikatlerin olduunu
dnr. Kendi mahiyetini bilgilendirmek iin, insanlarn ko-
nutuu bir dil formunda olan kutsal metinler yoluyla Vcud
kendisini insanlara aklar.
Kutsal metinler yoluyla alnan mesaj, geleneksel olarak 99
tane olduu sylenen Allah'n isimleriyle zetlenebilir. Vcudun
mutlak hakikatinin asla bilinemez olmasna ramen, Kur'an ve
Hadis'te zikredilen her isim vcudun hakikati hakknda birey
ler syler. Bu yzden, eyh'in almalarnn ou Kur'an ve Ha-
dis yorumudur. eyh, kutsal metinler araclyla alemdeki her-
eyin "ilahi kklerini" veya "ilahi dayanaklarn" bulmayla ya-
kndan ilgilenir. 4
Hakk'n Zat', mutlak olarak hereyden mnezzehtir. Ancak
alemde bulunan eylerin durumlar Hakk hakknda bizlere bir-
eyler syler ve vcudun nitelikleriyle ilgili haberler verir. Bir
yandan, bu haberler Kur'an "ayetleri"yle insanlarn konutuu
bir dil formunda bildirilirken, te yandan, bu "ayetler" alem ve
kendimiz hakkndaki bilgimiz yoluyla ontolojik ve epistemolojik
olarak bildirilir. eyh, Allah'n Hakikati'nin "ayetlerini" grmele-
ri iin, insanlara hem kendi ilerine, hem de dlarndaki aleme
bakmal~rn syleyen Kur'an ayetini, "O'nun Hakk olduunu an-
layncaya kadar ayetlerimizi onlara hem ufuklarda hem de kendi
nefslerinde gstereceiz" ( 41 :53) rnek verir.
Peki, bu ekilde insanlarn vcud hakkndaki bilgileri neler-
dir? Kur'an'n syledii ile kendi ilerinde ve alemdeki grdkle-

4 llahi kkenler ve dayanaklar iin bkz. SPK, sayfa: 37-38. lbn Arabi'nin
yazdklarnn kutsal metinlere dayandn Chodkiewicz incelemitir. Bkz.
Chodkiewicz, Ocean without Shore.

36
iNSAN MKEMMELLl(;t

rini bilirler. Bylece, rnein vcudun, yani Hakk'n, Hayy, Alim,


Mrid, Kadir, Kelim, Cmert ve Adil olduunu bilirler. Kur'an'da
zikredilen Allah'n bu yedi ismi, dier ilahi isimlerin ve alemin
dayand anahtar sfatlar olarak sk sk zikredilir. Bunlar ve di-
er ilahi isimleri fark eden insanlar vcuddan kaynaklanan ve v-
cuda ait olan birok zellikleri kavrayabilirler. Ne var ki hem bu
sfatlarn tmne tam olarak sahip olan hem de bunlarn hepsin-
den akn olan vcudun kendisi asla kavranamaz. Bu isimler ve
sfatlar Allah'a iaret eder. Ama ayn zamanda eylere ve zlere
iaret eder, nk dnyada varolmak iin eyler vcudun birta-
km durumlarn yanstmak zorundadr. Aksi halde varolamazlar.
lbn Arabi'ye gre ilahi isimler ve sfatlar hem epistemolojik
hem de ontolojik olarak, grnmeyen ile grnen arasnda bir
kprdr. Dier bir deyile, kutsal metinlerde aklanan ilahi
isimler olmakszn hi kimse vcud hakknda tam bir bilgiye sa-
hip olamaz. Bu isimler, vcudun gerek hakikatine iaret eder ve
bu yzden bu isimler "iaretleri (ayetleri)" yoluyla tezahr eden
vcudu, yani kainattaki eyleri tasvir eder.
Sadece Allah bu sfatlara tam ve hakiki olarak sahiptir. Ger-
ek hayat, ilim, irade ve kudret sadece O'na aittir. Tm eyler
bunlarn birtakm ynlerini sergiler. Ancak, onlarnki gerek ha-
yat deildir, nk gerek hayat sadece Allah'a aittir. te yandan,
eylerde Hakk'n izi olmasayd ne bir ey bilebilirlerdi ne de id-
rak edebilirlerdi.
Allah eylere varlk verdiinde, bunlar kendi gerekliklerinin
isteklerine gre varolurlar. Bu demektir ki, rnein Allah belli bir
aaca varlk verir ve Allah'n hereyi kuatan ilmi dahilinde, o
aa, o zamanda ve yerde, kendi zelliklerine has bir ekilde
alemde var olur. Buradan ayan- sabitelerin "arketip" olarak d
nlemeyecei aka ortaya kar, nk bu kavrama gre tek bir
gereklik birok eyin ortaya kmasn salar. Ancak, ayan- sabi-
teler asndan, her biri kendi tek ve zel varlklaryla ayndr ve
bunlar vcud nn zerilerine dmesiyle grnr olmutur.
Sk sk Allah'n 99 ismine iaret etmesine ve vcuda belli bir
sfat tanmlamas yaparken kutsal metinlere dayanmann nemi-
ne deinmesine ramen eyh, Allah'n isimlerinin saylarla ifade
edilemeyeceini syler. nk her varlk vcudun bir zelliini
yanstr ve bylelikle vcuda iaret ederek "isimlendirir". Bu yz-

37
HAYAL ALEMLERi WILUAM C. CHITTICK

den, hereyin Allah'n ismi olduu dnlebilir. Allah'n bildii


eylerin says sonsuz olduundan ilahi isimler de sonsuzdur.
llahi isimler hakkndaki bu iki gr, eyh'in takipilerinin,
Allah'n 99 ismini ayan- sabitelerden ayrt etmek iin ilkine Al-
lah'n "evrensel isimleri", ikincisine de Allah'n "zel isimleri"
demelerine neden oldu.
lbn Arabi'ye gre her varlk vcudu sergilediinden ve vcud
ise btn isimlerle isimlendirilen Allah'n Zat' olduundan, her
varlk ilahi sfatlarn tmn paylar. Ne var ki varlklarn hep-
si btn sfatlar sergilemezler. Bu yzden, varlklarn Allah'n s
fatlarn ne kadar sergilediklerine bal olarak btn alem m-
kemmellik derecesine gre sralanmtr. rnein baz yaratl
mlarda hayat daha youn grnrken, bazlarnda daha azdr,
bazlarnda ise hi hayat izi grlmez. Ancak, Allah dostlar bir
kayadaki grnmez hayat kef gz ile grebilirler.
Allah'n her sfat -ilim, irade, kudret, kelam, kerem, rahmet,
affedici ve dierleri- alemdeki eylerde deiik younlukta ken-
dini sergiler. Yani, her varlk kendine has istidadna bal olarak
az ya da ok vcuda ait sfatlar sergiler. Bir kaya pasif bir ekil
de kudret sergilerken, bir bitki hayat izleri, ilim, irade ve aktif
kudret sergiler. Bir hayvanda tm bu sfatlar daha youn bir e
kilde sergilenir. Vcud'un gzle grnebilir hiyerarisinin en te-
pesinde olan insanda ise ilahi isimlerin tmn sergileme kapa-
sitesi vardr.
Yaratlmlarn hepsi vcud iin bir belirme (mazhar) yeridir.
"Alemde hibir varlk (vcud) yoktur ki Hakk'm suretinde olma-
sn." (III 409.32). Mehur bir hadiste Allah'n Adem'i kendi "su-
ret"inde yaratt sylenir. eyh bu hadiste, btn dier isimlerin
iaret ettii ve bu isimleri kendinde toplayan, cem ismi olan Al-
lah isminin kullanmasna dikkat eker. Bu yzden, alemdeki di-
er yaratlmlar, Allah'n sadece belli isimlerini veya vcuda ait
snrl sfatlar sergilerken, insan Allah'm isimlerinin tmn ser-
gileyebilme kapasitesi ile yaratlmtr.
nsann ilahi isimlerin tmn esiz bir ekilde sergileme po-
tansiyelinin ne olduunu yukarda szn ettiimiz Allah'n ye-
di temel ismine bakarak daha kolay anlayabiliriz. lnsan hayat,
ilim, irade, kudret sfatlarn hayvanlarla birlikte paylar. Ancak,
bu sfatlar insanda hayvanlardan daha fazla bir ekilde bulunur.

38
iNSAN MKEMMELLICI

Cengiz Han'n gc ile bir filin gc veya Buda'nn ilmiyle bir


arnn ilmi nasl kyaslanabilir ki! Bu sfatlara ek olarak, geriye
kalan sfat sadece insan his aleminde sergileyebilir. "Kelam"
zellikle bir insann niteliidir ve "cmertlik" ile "adalet" meca-
zi anlamn dnda hayvanlara atfedilemez.
te yandan, insanlarn hepsi, konumalarnda vcudun kav-
ranmasna uyan bir hal sergilemezler. nsanlarn hepsi cmert ve
adil deildirler. Ne de hepsi eit derecede ilim, irade, kudret ve
dier ilah sfatlara sahiptirler. eyh'e ve birok Mslman d
nre gre, insann kemale ermesi vcudun mahiyeti ile ok ya-
kndan ilikilidir. Dier bir deyile, kendi gerek mahiyetlerinin
farkna varmak isteyen insanlarn, kendilerinde gizlenmi, henz
gelimemi olan ilah sfatlar ortaya karmalar gerekir. Gerek
insanla ait sfatlar Hakk'n sfatlardr; yani bu sfatlar Hakk'n
kendisi olan vcuda aittir. Sonuta, tm bu sfatlar kamil ve mer-
hametli bir insani davran modeli oluturduundan ayn zaman-
da ahlaki: ve vicdan zelliklere sahiptirler.
Kur'an, Allah'n Kerim, Adil, Afvv, Rauf, Sabrl ve Halm ol-
duunu syler. Bu sfatlar ise insann ahlaki: ve manevi: kemale er-
mesi iin kendisinde kesin grnr klmas gerekli sfatlardr. Bu
sebeple, eyh Sufi yolunu "Allah'n ahlakyla ahlaklanmak" ola-
rak gsterir ve bu ahlak da Allah'n sfatlaryla anlatr. Bylece
eyh ahlak ve sosyal davranlarmz, alemi yneten ilkelerle ay-
n temele dayandrr.
bn Arabi, Hakk suretinde kendinde gizli olan potansiyelleri
gerekletiren, tam ve kamil bir insan tanmlayan mehur insan-
kamil dncesiyle insann alemdeki yeri arasnda bir iliki kurar.
Bir adan, "hayvani: insanlar"a (insan'l-hayvan) kyasla, insan-
kamil olanlar vlmeye deer her insan zellii tarlar. Onlar in-
san irfan ve merhametinin, ahlak ve manevi: iyiliklerin tmnn
temsilcileridir. nsanlara ve topluma, Mutlak yi olan Hakk ile en
ideal uyarl kurmalar iin rehberlik ederler. nsanlar ahirette
mutlak mutlulua ileten insan- kamil, halk iinde Hakk'n temsil-
cisi olarak muamelede bulunur.
Dier adan, sadece insan- kamil ile Allah'n tm sfatlar
sergilendiinden, Allah'n alemi yaratma amac nsan- kamil'dir.
Vcud sadece insan- kamil ile tam olarak gz nnde sergilenir.
lnsan- Kamil'den baka hibir yaratlm, Allah'n sfatlarnn t-

39
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

mn sergileme istidadna sahip deildir. Mutlak vcud olan Al-


lah'n Zat' grnemez olsa da, insan- kamil ile Hakk grnr.
eyh insanln en kamil olanlarn Allah'n "Muhammedi"
dostlar olarak adlandrr. Bunlar Hz. Muhammed'in ahlak ve
ilimlerini miras alp insanln en tepesinde, Makamszlk Maka-
m'nda bulunurlar. Dier bir deyile, vcudun tm mkemmel-
liklerini gerekletirmilerdir. Sadece tek bir sfatta kemal sahibi
deillerdir. Bunlarn dnda kalan dier Allah dostlar ise sadece
belli baz ilahi isimleri veya ilim, kelam, kerem, adalet, merha-
met, ak, sabr, kr, koruyuculuk gibi, vcudun birtakm m-
kemmelliklerini gerekletirmilerdir. Fakat Allah'n Muhamme-
di dostlar, her ilahi ismi tam bir kemalle gerekletirerek, vcu-
dun Zat' tarafndan kurulmu dengeyle uyum iindedirler. Bu
yzden, hibir isim, hibir kemaliyet, hibir "makam" onlarn
mahiyetini tanmlayamaz. Aksine onlar her duruma byk bir
kemalle karlk verirler, nk onlar vcudun en yksek haki-
katini sergilerler. Allah'n Zat'nda olduu gibi en derinliklerin-
deki kendilikleriyle bilinemezler ve eriilemezler; ama akla gele-
bilecek her tr iyilii, gzellii etrafl~rna datrlar.

Tenzih ve Tebih

Vcud bilinemez olup, eylerden mutlak mnezzehtir. Ancak


kutsal metinlerde ve alemdeki ayetlerle vcud kendini gstere-
rek, insanlara vcudun sfatlarn bilmeleri salanmtr. Kelam
terminolojisinde, Allah'n bilinemezlii ve hereyden mnezzeh
oluu tenzih veya "karlatrlamazlk" olarak adlandrlr. Buna
gre, Allah hibir eyle karlatrlamaz. Hibir yaratlm vcud
ile ayn olamaz. Allah hakknda bizim tam olarak bildiimiz ey,
O'nun hakknda sadece cehaletimizi kabul etmektir.
Tenzih lbn Arabi'den ok nce alimler tarafndan belirlenmi
ve kabul edilmi olup, lbn Arabt de bunlar kabul eder. taht Ha-
kikat'in tenzih ile tanm, alemdeki ve kutsal metinlerdeki Al-
lah'n grnr "ayetleri"ni tatmin edici bir ekilde aklayamad
ndan, vcudun tam bir resmini veremez. lbn Arabi, alimlerin
aslnda bu sonuca rasyonel analizle ulatklarn, bu sebeple de
akln sadece Allah'n ne olmadn anlayabileceini syler. Akl
kendi kendine, Allah'n sfatlar ilmine ulaamaz. Bu yzden akl,
40
iNSAN MKEMMELL!Gl

Allah'n ne olduu hakknda kutsal metinlerden yardm almak


zorundadr. te yandan, birok rasyonel dnr, zellikle Ke-
lam otoriteleri, kendi anlaylar dorultusundaki Allah tanmna
gre yaptklar yorumdan (tevil) asla vazgemezler. Sonuta, Al-
lah'n alemdeki bir eye hehangi bir ekilde benzediini syle-
yen tanmlar reddederler. Bu durumlaryla, peygamberleri izle-
mek yerine kendi akllarn izleyenlere benzerler.
Rasyonel dnce (akl), sfatlar Allah'tan olumsuzlayarak
O'nun karlatrlamazln savunurken, "hayalin" Allah'n ben-
zerliini (tebih) kavrama gc vardr. eyh eserlerinde bilgiye
ulamann bu iki zt yolunu karlatrmaya ok yer ayrmtr.
En ok stnde durduu husus ise, en kamil Allah bilgisinin, Al-
lah'n hem tenzih hem de tebih ile tanmlanmasn gerekli kl
masdr. Yani, Zat'nda mutlak vcud olan Allah, yaratlmlarn
hibirisiyle karlatrlamaz ama vcud alemde kendi zellikle-
rini grnr klar ve bu ynden Allah yaratlmlara bir ekilde
benzer.5
"Alem nedir?" sorusuna verilecek cevap, "Allah'tan baka her
ey" olduundan alem "gayr" dr. Ne var ki alem, Rahman'n Ne-
fesi'nden kan kelimelerin zeti olduundan her ynden gayr

5 Burada ve kitabn dier blmlerinde yaptm aklamaya u ekilde bir


kar gr ileri srlebilir: Eer Allah tam olarak "bilinemez" ise, bu du-
rumda tenzih bilinemezlik perspektifini temsil etmez nk tenzih yoluyla
Allah' negatif kavramlarla "biliriz". Bu dorudur ve lbn Arabi kesinlikle bu-
nun farkndadr; ama bu hususu bu derece ileri gtrmez nk karlat
nlamazlk ve benzerlik arasndaki ztlk bu sylem iin yeterlidir. ok say
da pasajlarda lbn Arabi Allah'n Zat' ynnden bilenemeyecei ve tartla
mayaca gereine deinir. Buna gre geriye tartabileceimiz iki gr ka-
lr: Birinci gr Allah'n negatif kavramlarla (olumsuzlamayla) bilinecei
ni kabul eder. kincisi ise Allah'n pozitif kavramlarla (olumlamayla) da bi-
linebileceini syler. rnein, bkz. SPK, s. l 72'de evirisini verdiimiz ll
257.22 nolu blm. Benzer bir ifadede lbn Arabi karlatrlamazlk pers-
pektifini u ekilde nitelendirir: "Batn ismi Allah'a aittir, bize deil. O'nun
benzeri hibir ey yoktur (42: 11) ayetinin baz belli ve ak anlamlar dn
da bu hususta ellerimiz botur. Ancak, karlatrlamazhk sfatlarnn Batn
ismi ile kesin balar vardr. Karlatrlamazln ilan kaytlln kesin is-
patn gerektirse de, bundan daha fazla bir ey mmkn deildir nk bi-
zim istidadmzn salayabilecei en son idrak snr burasdr" (III 440.16).

41
HAYAL ALEMLERi WILUAM C CHITTICK

deildir; nk Nefes, Nefes'in Sahibi'nden ayr deildir. Baka


bir deyile, alem Hakk'n zahir olduu tecelli yeridir. Alem yoluy-
la vcud zelliklerini ve sfatlarn, yani Allah'n evrensel ve zel
isimlerini, Allah'n 99 ismini ve ayan- sabiteleri sergiler. Bu yz-
den, Rahman'n Nefesi grlemez ve varolmayan hakikatleri g-
rnr ve varl olan bir zemine getirir.
Allah'n Zat'nn hereyden mutlak mnezzeh olmas sebe-
biyle alem bir ynden Allah'tan gayrdr. Bir baka ynden, alem-
de Allah'n isimlerinden ayr hibir ey bulunmadndan alem
Allah'tan ayr deildir. Allah'n tkenmez, sonsuz kelimeleri Ne-
fes ile ayndr. Nefes de Rahman'n kendisidir. Bu yzden, keli-
meler Rahman'n ayndr. eyh srekli olarak aynlk ve ayrlk
grlerine deinir. eyh grn O/O Deil (Hve la Hve)
ifadesiyle zetler. Alemdeki herey vcud ile hem ayndr hem
ayrdr.
010 Deil gereklii en iyi ekilde, eyh'in hayali kavramyla
anlalr. Hayali gereklik, dier iki gereklik arasndaki bir ara
alanda bulunur ve her ikisinin niteliklerini tar. Hayali gereklik
kendisini tanmlayan iki ynle hem ayndr hem de ayrdr. Bu se-
beple, hayali bir gerekliin, arasnda bulunduu iki gereklik ile
hem aynln hem de onlardan ayrln belirtmek zorundayz.
Aynaya yansyan nesne ile ayna arasnda bir kpr ya da bir
"berzah" gibi davranan aynadaki bir grnt, hayali gereklik
iin verilen ok yaygn bir rnektir. Aynadaki grntnn, hem
ayna ile ayn hem de aynadan ayr; veya aynaya yansyan nesne
ve de ayna ile ayn olmadn kabul etmek zorundayz. Buna
benzer bir ekilde ryalarmz da hayali gerekliklerdir. Ryasn
da babasn gren bir kii, annesini veya kardeini deil de baba-
sn grmtr. Ayn zamanda, grd kendisinden bakas de-
ildir. Grd hayali gereklik, babas ile kendisi arasnda bir
berzahtr. Rya imgesi iin sylenebilecek en ksa ve z ifade
"010 Deil" ifadesidir.
eyh hayalin zelliklerini alemdeki temel dzeyde bulur.
nsan dzeyinde, hayal i deneyime ekil verir. Bu, ruh ile beden
arasnda bir berzahta olan nefs alandr. "Hayalin nefsten baka
yeri yoktur" (IV 393.11). Kur'an'a gre, (32:9) Allah'n nefes f-
ledii ruh ise tm ilahi sfatlara yaratltan sahip, blnmeyen ve
terkibi olmayan bir gerekliktir. Bu yzden ruh yaratltan ay-

42
iNSAN MKEMMELLIGl

dnlk, diri, bilen, gl ve irade sahibidir. Ruh Allah'n direkt


zuhurunu temsil eder. Buna karlk beden, Allah "onu amurdan
yourduunda" hayata gelmitir. Birok paralan vardr ve ka-
ranlk, hareketsiz madde ile cehalet ve ilahi sfatlardan noksanlk
gibi eylerin hkm altndadr. Nefs ise bu iki ynn karmdr.
Nefs ne saf bir k ne de salt bir karanlk olup daha ok k ile
karanlk arasnda berzah halindedir. N efs iki-anlamllk derecesi
iinde her ilahi sfata sahiptir.
Dier Mslman bilgeler gibi eyh'e gre de ruh ve beden
kavramlar birbirinden ayn eyler olmayp, nitelikle ilgili ayrma
iaret ederler. "Ruh"tan sz edildiinde kl, diri, bilen, uyank
ve latif olan bir insan mikrokozmos boyut temsil edilir. te yan-
dan, bedenden sz edildiinde bu zelliklere hemen hemen hi
sahip olmayan bir boyut temsil edilir. Bu yzden, beden kendi
kendine, ruh ile balants olmadan, tm amalan ve niyetleri
asndan karanlk, kesif, cahil, bilinsiz ve ldr. Nefs veya ha-
yal ise ne kl ne karanlk, ne diri ne l, ne latif ne kesif, ne bi-
linli ne bilinsiz olan, ama her zaman bu iki kart ular arasn
da bir yerde bulunan ara bir alana iaret eder. Hayal yoluyla, yk-
sek ve alak olan birbirine nfuz eder, aydnlk ve karanlk birle-
ir. Hayal, ne yksektir ne alak, ne kldr ne karanlk, ne ruh-
tur ne de bedendir. lki ey arasnda bulunduu yerle tanmlanr.
Her nefs, sfatlarn esiz bir ekilde karmn ve tm ilahi isim-
lerin zahir olduu Makamszlk kemaline doru ykselme imka-
nn tar. Buna karlk, her nefs okluk ve karanla doru ala-
labilir ve insandan aa bir duruma geer. Buna gre nefs, hayal
ile iki-anlamllk arasnda bir berzahtr.
!kinci dzeyde eyh, hayali, alemin yan bamsz bir alan
olarak tanmlar. D dnyamzda veya insan mikrokozmosunun
bir aynas olan "makrokozmozsta" iki temel yaratlm alem var-
dr: Mikrokozmosta ruh ve bedene denk den ruhlarn grn-
meyen alemi ile bedenlerin grnen alemi. Ruhlar aleminde, ge-
leneksel sembolizmde ktan yaratld sylenen melekler ya-
arken, bedenler alemi, grnr paralarnn amurdan yaratld
krallk tarafndan igal edilir. Bu iki alem arasnda, ruh ve
bedenin sfatlarndan oluan dier alemler vardr ve bu alemlerin
tm "Hayal (Misal) Alemi" olarak bilinir. rnein, "cinler" bu
aradaki alemlerin bazlarnda yaarlar. Ik ile amur arasnda bir
43
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C CHJTTICK

kpr olan "ateten" yaratlmlardr. Ate k gibi aydnlk ol-


masna ramen amur aleminden gelen yakt olmakszn yapa-
maz. Ia ulamaya alr ama kkleriyle karanlk alemine ba
ldr. Bu ekilde, gkyzne doru ykselen ate olarak amur-
dan bamsz oluuna iaret eder, ama yanc maddesiyle amura
baldr. eyh mikrokozmos ile makrokozmos arasna denk d-
en bu makrokozmik Hayal Alemi'nin varlna bir delil sunar.
eyh'in terminolojisinde "Hazret" bir gerekliin -rnein haya-
lin- etkilerini gsterdii aleme ya da alana iaret eder: "Allah hay-
vani aleme uykuyu koymutur, yle ki herkes Hazreti Hayal'e a
hit olsun ve his alemine benzer baka bir alemin varolduunu
bilsin." (Ill 198.23)
nc anlamyla hayal kavram, btn alem olan veya Rah-
man'n Nefesi olan tm berzah gerekliklerin en by demek-
tir. Alem mutlak vcud ile mutlak hilik arasnda bir yerdedir.
Bir baka gre alem vcud ile ayn olurken, baka bir baka g-
re hilikle ayndr. Eer alemin kendi ayan- sabitesi dnlecek
olursa alemin vcudu yoktur. Ancak, alem var olduuna gre,
vcud iin bir zahir olma yeridir. Alem ve iindeki her ey O/O
Deil'dir. lbn Arabi hayal kelimesine ykledii bu anlamla ilgili
olarak, Kur'an'da Hz. Musa ile sihirbazlar arasnda geenleri an-
latan ayeti rnek verir: Sihirbazlarn ipleri ve denekleri, byle-
ri yznden Musa'ya gerekten yryorlarm gibi geldi. (20:66)
Bu yzden, insanlar da sanki bylenmi gibi, alemin Allah'tan
bamsz olarak var olduunu hayal ederler.
Alem tabiat ile Hakk, vcud ile hilik arasnda bulunur. Alem
ne saf vcuddur ne de salt hiliktir. Tm alem bir bydr ve bu
yzden alemin Hakk olduunu hayal edersin, ama alem Hakk de-
ildir. Ayn zamanda, alemin halk olduunu hayal edersin, ama o
da deildir. Alem kesinlikle ne halktr ne de Hakk'tr... Ama ke-
sin olarak bilindi ki halk Hakk'tan bamsz olsayd kendi kendi-
ne var olamazd ve alem Hakk ile ayn olsayd, o zaman halk ola-
mazd. (IV 151.14)
Hz. Peygamber'in "nsanlar uykudadr, ldkleri vakit uya-
nrlar" hadisi eyh'in, bu alemin bir hayal olduu dncesini
destekleyen geleneksel bir metindir. Bu yzden eyh, Fuss'un
Hz. Yusuf ile ilgili blmne bu hadisi aktararak balar. Burada
eyh, vcud ile eya arasndaki ilikiyi aklamak iin glge ile

44
iNSAN MKEMMELLICI

k ilikisini anlatr. Glge alam, hayal ile ayndr; nk glge,


iki ynden, k ile eya ynnden tanmlanr.
Bu takdirde, senin idrakine giren herey imkan aleminde be-
liren Hakk'n vcududur. Hakk'n hviyetinin eyada grnr ol-
mas bakmndan eya Hakk'n vcududur. Suretlerinin deiik
ve eitli olmas bakmnda,n eya imkan alemindeki varlklar
dandr ... l benim anlattm gibi olunca, alem bir hayaldir. Ale-
min gerek bir varl yoktur. Bu ise hayalin manasdr. Yani sen,
hayalinde zannettin ki alem kendi nefsiyle var olmutur,
Hakk'tan ayn bir varlktr. Halbuki bu byle deildir...
Mesele sana anlattmz gibi olunca, bil ki sen hayalsin; b-
tn idrak ettiin ve "O, Hakk'tan ayndr"veya "O ben deilim"
dediin baka varlklar da hayaldir. u halde hepsi de hayal iin-
de hayaldir. (Fuss, 103-4)
eyh bu dnyaya "rya gibi" denmesinin, nasl bir rya tabir
ediliyorsa, dnya ve iindeki hereyin de tabir edilmesinin gerek-
li olduu gereini yansttn syler. te yandan, gerek iimiz-
de gerek dmzda algladmz eyleri sadece bir grnt ola-
rak kabul edip, bunlarn baka anlamlar ifade ettiini dnmek
de olduka yanltr. Dier bir deyile, bu grntlerin, ryada
grdklerimiz gibi, d grnlerine baklarak deerlendirilme
mesi gerekir.
lnsan bu dnyada bir ryadadr. Bu yzden tabir etmesi em-
redilmitir.6 rnein uykudayken grlen rya uyku iinde tabir
edilebilir. "nsanlar uykudadr, ldkleri vakit uyanrlar." Haki-
katten baka bir sz sylemeyen bu emin dilin sylediine gqre,

6 Rya yorumlamas iin tabir kelimesi kullanlr. Bu kelimenin kk "kar-


dan karya gemek, te tarafa gemek, nehri gemek" anlamlarna gelir.
Rya tabircisi ryadaki suretlerin tesine geip gizli manalara ulalr.
Kur'an'da Ey basiret sahipleri, ibret aln! (59:2) emriyle Hz. Peygamber Me-
dine' de kald mddete Allah'n olaylar nasl ekillendirdii anlatlr.
Kur'an' da kullanlan kelime tabir kelimesiyle ayn kkten gelen itiba; keli-
mesidir. En temel anlamyla bu kelime "(bir eyden baka bir eye) (zihni)
gei" anlamna gelir. Kur'an tercmelerinde meal dilinde uygun anlalma
s iin "rnek al", "Ders al", "ibret al", "Dikkat et" eklinde kullanlmtr.
Ne var ki lbn Arabi bu kelimeyi Arapa kullanmna uygun olarak tabir ke-
limesiyle e anlaml olarak dnr.

45
HAYAL Al EMLER! W!LLIAM C CH!TTICK

hem hislerimiz hem de bunlarla algladklarmz hayaldir. Durum


byle olunca, bunlara nasl gvenebilirsin? Seni duyan arif bir ki-
i kesinlikle bilir ki sen konuurken uyanklnda hislerinin ve
bunlarla algladklarnn esareti altndasn. Uykudayken de haya-
lin ve hayal kurmann esareti altndasn. Sana saadet yolunu gs-
teren Peygamber, seni ryasnda uyank ve farknda olduunu
zanneden birisi olarak tantt. Bu dnyada uyanklnda rya g-
ren bir kimse gibi olduuna gre iinde bulunduun her ey ha-
yali bir ilikiye sahiptir ve bunlarn baka bir ey iin varolduu
nu fark etmen gerekir. Bu baka bir ey de kesinlikle senin gr-
dklerin deildir. (iV 434.24)
lki anlamllk ve arada bulunmaklk, hayalden baka birey
olmayan alemdeki eylerin hem anlk durumlarna hem de cis-
mani belirmelerine ait niteliklerdir. Eya vcud ile hem ayn hem
de vcuddan ayr olduu iin, eyann anlk durumlar da gemi
ve gelecekteki hareketleriyle hem ayndr hem ayrdr. eyh v-
cudun sonsuzluluunu belirtmek iin "Tecelli kendini tekrarla-
maz" szn zikreder. Allah sonsuz feyzinde hibir eyle snrla
namaz. Bu yzden iki ey ve iki an tam olarak ayn olmaz. Bu
eyh'in "her an yaratln yenilenmesi" dncesidir. Bu yzden
eyh alem hakknda unlar yazar: "Allah'n Zat'ndan baka her
ey, hzl ya da yava bir deiim halindedir. Allah'n Zat'ndan
baka herey berzahta bir hayal ve uup giden bir glgedir... ara
vermeden sonsuza dek sren suretten surete bir deiimdedir.
Hayal de bundan baka birey deildir... Bu yzden alem hayalle
zuhura gelir." (II 313. 17) 7
Bu sebeple alem O/O Deil'dir. Hem vcudla ayndr hem de
vcuddan ayrdr. Ayn olduunda vcudun Zat'nm birliini g-
rnr klar. Ayr olduunda vcudun isimlerinin iaret ettii e-
itli sfatlar grnr klar. lbn Arabi'nin de sk sk tekrarlad gi-
bi, vcud Zat'nda bir, tecellilerinde oktur. Hem eyayla karla
trlamaz hem de ona benzerdir. Allah'n tm isimlerini mkem-
melliklerinde grnr klan insan- kamillerde, gerek birliinde
olsun gerek okluunda olsun, vcudun hakikati somutlar.

7 fiu p;-;;_jm gei;~i yer iin bkz. SPK, s.118.

46
iNSAN MKEMMELLIGI

Hem birliinde hem okluunda vcudun iki mkemmelli-


inden sz edilebilir. Bu mkemmelliklerden ilki tlahi: Zat'n kar-
latrlamazl, ikincisi de ilahi: isimlerin benzerlii ile gsteri-
lir. Ayn ekilde insan- kamillerin de iki mkemmellii vardr.
Birincisi, Hakk'n suretinde zati: hakikatleri, ikincisi de yaadk
lar dnemde Allah'n isimlerini grnr klan tarihi: zuhurlar
dr. Birinci mkemmellikleri ynnden btn insan- kamiller
zati: olarak birdirler ve "insan- kamil"den tek bir esiz hakikat
veya "logos" olarak sz edilebilir. kinci mkemmellik ynn-
den, her insan- kamilin alemde kendisine biilmi zel bir gre-
vi vardr. Bu yzden, Allah'n verdii grevleri yerine getiren bir
ok insan- kamil vardr. lnsan- kamillerin zati: mkemmellikle-
ri iin Kur'an, Allah'n elileri arasnda fark olmadn (2:285)
syler. Tarihi: mkemmellikleri iin Kur'an, Allah'n elilerini
mkemmellik derecesine gre sraladn (2:253) bildirir.
Ksaca sylersek, vcudun zatndan baka birey olmayan
kendi zlerinde insan- kamiller deimez, sabittirler. Bununla
birlikte, Allah'n srekli tecellileri ve alemde bitmez tkenmez
eitlilik iinde ilahi isimleri grnr klmalaryla insan- kamil-
ler daimi deiim ve tekamle urarlar. lnsan- kamillerin kalbi
sonsuz bir dalgalanma (takallb) altndadr. nk onlarn kal-
bi, Allah'n asla tekrar olmayan tecellilerinin zuhur yeridir.
Allah kendi mahiyetinin yceliini gstermek iin alemi ya-
ratmtr. Mehur bir kudsi hadiste de dile getirildii gibi, Allah
"Ben gizli bir hazineydim, bilinmekliimi istedim, alemi yarat-
tm" der. Bunun anlam ise vcudun, kendi Zat'nda gizli olan
sonsuz saydaki mmknat, alem yoluyla grnr klddr.
te yandan, sadece insan- kamiller yoluyla vcud zuhuruna tam
bir mkemmellikte ular. nk yalnzca insan- kamiller, var-
lk niteliklerini, yani Allah'n her ismini ve her sfatn gerekle
tirebilirler. lnsan- kamilden baka hi kimse insann yaratl
amacna, yani Hakk'n suretini grnr klmaya ulaarruz.
eyh tm dikkatini srf ontolojiye yneltmez. Antropo~ojiye
ynelerek insan- kamillerin mahiyetini ve bu mkemrneili 0
ulamann yolunu tanmlar. u ana kadar anlattmz eyh'in
retilerinin teorik ynlerinden daha ayrntl olan pratik, yaamda
uygulanabilir ynleri, insanlarn akl ve hayallerini belli bir disip-
linle eiterek karlatrlmazlk (tenzih) ve benzerlik (tebih)

47
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

grlerinin nasl uyum iinde olabileceini anlatr. O/O Deil


hakikatinin sadece aklla anlalmas insanlar nur alemine y-
celtmez. Bu mkemmellie ulaan insanlarn -nebiler, resuller ve
Allah dostlarnn- rehberlii izlenmeden hayalin i alemi vcu-
dun tecellilerinin ahit olunduu bir yere dnmez.
Ksaca, vcudun nihai hakikati hereyin tesinde ve herey
le birliktedir. Karlatrlamazlnda vcud, mutlak vahdaniye-
tiyle birdir; ama benzerliinde, alemde grlen ve hak olan ok-
luk yoluyla kendini zuhur eder. Grnmeyen sonsuza dek kar
latrlamaz olarak kalr, hereyi var eden bir rahmet sayesinde
grneni var eder. lnsan- kamiller kendi nefsleri yoluyla grn-
meyene dnerler ve kendi ilk hallerinin varlk sahibi olmayan
ayan- sabiteler olduunu fark ederler. Ne var ki kendi yoklukla-
rn fark etmeleriyle vcudun tamamn sergilemeye balarlar;
nk vcudun sureti olan ilahi surette yaratlmlardr. "Ma-
kamszlk" ayn zamanda her makamdr. O Deil O'dur. Birlik
sonsuzluunu insan mkemmelliinin okluunda sergiler.

48
il. Blm: Kk Alem, Byk Alem ve
lnsan- Kamil

lbn Arabi insan anlatrken bizim bildiimiz cahil ve unutkan


insan kasdetmez. Kasdettii insan, insan- kamildir. Daha nce
sylediimiz gibi, lbn Arabi insan- kamillerin Allah'n ilminde
bulunan grnmez hakikatleri ile amurdan yaratlm suretleri-
ni birbirinden ayrarak, insan- kamilleri iki temel baka gre ta-
nmlar. lnsan- kamillerin "hakikati" ile, btn insan- kamillerin
lmsz ve deimez arketiplerini kasdeder. amurdan yaratl
m suretleri ile tarihsel gereklikleri iinde peygamberleri ve Al-
lah dostlarn kasdeder. Farkl isimlerle tanmlanmasndan dola-
y, insan- kamillerin aslnda bir tek olan hakikati karmak g-
rnr. Bu blmle ilgili olarak diyebiliriz ki lbn Arabi bu bir tek
hakikati genellikle "Muhammedi Hakikat" olarak tanmlar. 1
Genelde lslam'n yaratl inancna, zelde de eyh'in reti
lerine gre, dier varlklar insann hizmetine vererek Allah en
son, insan yaratmtr. Bu varlklar zincirinde en son halka ola-
rak insan kendinden nceki tm halkalar toplar ve dengeler. ln-

1 Bu isimlerden bazlar iin bkz. SPK, Blm 8; Hakim, al-Mu'jam al-sufi,


s.158.

49
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C:. CHITTICK

sanlar sadece mineral, bitkisel ve hayvani paralara sahip deil


lerdir; ayn zamanda llk Akl'la balayp, Levh-i Mahfuz'un, Pri-
me Matter'n, Kalem-i Ala'nn, Allah'n Ar'nn, Allah'n Krsi'si-
nin, yldzsz gn, burlarn, yedi gezegenin ve drt elementin
numunesidirler.

Yaratln Amac

lbn Arabi birok sylemde, insan ile makrokozmostaki eit


li katman ve varlklar arasndaki yaratl halkalarn tartr. in-
sann en temel yaratl nedeni ynnden syleyecek olursak, bu
balar ilahi suretin zahir olmas gerei ile ilgilidir. Bu noktada,
"Allah Adem'i kendi suretinde yaratmtr" hadisi tekrar aklm
za gelir. Hadiste zikredilen "Allah" ismi "toplayc, cem edici" bir
isimdir, nk Allah'n dier isimleri hep bu isme iaret eder. Bu
sebeple, "Allah" ismini zikreden birisi dolayl olarak Afvv, Adil,
Halk, Kerim, Kadir, Muizz, Mzill gibi dier ilahi isimleri de zik-
retmi olur. Baka hibir isim dier tm isimleri kendinde topla-
yamaz, nk "Allah" ismi dnda her ismin kendine has ve s
nrlayc nitelikleri olup bununla dier isimlerden ayrlr.
Allah insan kendi suretinde yaratmtr. Bunun anlam ise,
insan btn ilahi isimlerin suretinde yaratlmtr. Bu, Kur'an'da
"Allah Adem'e btn isimleri retti" (2:31) ayetinin bir yoru-
mudur. Bylece insan, ilahi ynlerin veya "yzlerin" (vech) son-
suz eitliliini sergiler. Eer, tm insanlk tarihi boyunca gzle-
nen insani sfatlarn ve eylemlerin tm bir zamana ve bir yere
toplansa, btn ilahi isimlerin sergilenmesinin ne anlama geldi-
i hakknda az ok bir fikir elde etmeye balarz. Tam olarak in-
sann toplayc (cem edici) oluu ise her tr insan mmknat
nn, hayale san her tr sfatn, iyi ya da kt, gzel ya da ir-
kin, adil ya da zalim, merhametli ya da acmasz her tr eylemin
varlna izin verir.
Eer Adem Allah'n suretinde deil de Rahman'n suretinde
yaratlm olsayd, hibir insan fkeli ve zalim olamazd. Mnte-
kim suretinde yaratlm olsayd, hi kimse dmann affede-
mezdi. Melik ve Aziz suretinde yaratlm olsayd, hi kimse Al-
lah'a veya baka birine boyun eemezdi. Fakat insanlar btn ila-
hi isimlerin suretinde yaratld iin, herhangi bir sfat grnr

50
iNSAN MKEMMELLICI

klabilirler. Zaten ilahi isimler vcudun zahir ve batn mmkn


biimlerini ifade ederler.
Tekrarlayacak olursak, insan btn ilahi isimleri toplad
iin, her insan ilahi sfatlar belli bir dereceye kadar sergiler. An-
cak bir insann hayat boyunca ilahi isimler trl younlukta,
kombinasyonlarda ve karlkl ilikilerde kendilerini grnr k
lar. Bunun sonucunda dengeli ve uygun bir ahsiyet doabilir de
domayabilir de. En son analizde, isimlerin kendi zelliklerini
grnr kld hal, insann bu dnya ve teki dnyadaki kade-
rini belirler. nsan iin bu grnr klma durumu tam olarak tah-
min edilemez. Byle olunca, insann durumu, bilinen ve sabit
makamlardaki (malum makamlardaki) varlklarla tamamen ztlk
gsterir.
Vcudun sfatlar insan alan dndaki alanlarda bir ya da da-
ha fazla sfatn hakim olmas eklinde sergilenir. Ancak insanlar
vcudun sfatlarna younlaarak birlik salarlarsa her sfat di-
erleriyle mkemmel bir denge ve uygunlukta olabilir. nsann
dnda alemdeki tm yaratlmlar bilinen makamlarda bulunur-
lar, nk bu varlklarn her biri vcudun sadece belli bal sfat
laryla renklenmitir. Her hayvan ve her bitki kendi hakikatinde
sabittir; bu yzden, rnein havular eftaliye dnemezler. Bu-
na zt olarak, d grnleriyle insanlar greceli olarak sabit ve
deimezdirler, ama i suretlerinde sonsuz eitlilikte olup, her
an deiirler. Baka bir deyile, nefslerinde sabit bir makamlar
yoktur, bu yzden, herhangi bir ey olabilirler. nsanlarn maka-
m lm anna kadar deiebilir, sabit deildir. lm annda sa-
bitleir. eyh'in, meleklerin Kur'an'daki "Bizim her birimizin be-
lirli bir makam vardr" (37:164) ifadesini insanlar ve cinler d
nda tm yaratlmlar kapsadn sylemesinin nedeni de bu-
dur. Bir insan bu dnyaya ilahi sureti grnr klma kapasitesi-
ne sahip olarak gelir; ama kadn veya erkek olsun bu dnyay bir
ey olarak, rnein, bir melek, bir veli, bir peygamber, bir hay-
van, bir bitki olarak terk eder. Yani, insanlar "bilinen makamlar
na" lm annda ularlar. "ster melek olsun, ister hayvan, ister
bitki olsun, ister mineral, (insan ve cinlerin dnda) dier btn
yaratlmlar kendi sabit makamlarnda yaratlmtr, bundan aa
dmezler veya onlardan buna doru bir yolculuk emredilme-
mitir, nk bu makamn iinde yaarlar." (l 259.4)

51
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C CHITTICK

nsan dnda, iindeki hereyle birlikte sadece Alem Allah'n


suretinde yaratlmtr. Birbirine ayna olan Alem ile Hakk haki-
katteki hereyi yanstrlar. Bu sebeple, Allah'n isimlerinin her bi-
ri iin makrokozmosta bir zuhur yeri bulunur. eyh'in syledii
gibi, Alem ilahi isimlerin tesirlerinin ve sfatlarnn zetidir. Tm
Alem ile Allah arasndaki fark ise Allah'n kendi Zat' ile var ol-
mas ve Aleme ihtiyacnn bulunmamasdr. te yandan, Alemin
kendi zatnda bir varl yoktur ve her an Allah'a muhtatr. n-
ceki blmde grdmz gibi, tmyle deil de sadece belli bir
anlamda alemin varlndan sz edebiliriz. Aynadaki grntnn
nasl varolduunu syleyebiliyorsak alem de o ekilde vardr. Ne
var ki Allah vacib'l-vcuddur, yani olmazsa olmaz olandr; v-
cud sadece O'na aittir ya da vcud O'dur, O vcuddur.
Alem ile Adem, Allah'n suretinde yaratlmalar sebebiyle bir-
birlerine benzerler. Ancak, Alem ilahi isimleri tafsille, ayrntl
olarak sergiler. Alemde her ilahi isim tek bana veya dier isim-
lerle oluturduu eitli kombinasyonlarla kendi sfatlarn ve te-
sirlerini sergiler. Bu sebeple, zaman ve mekan btnl iinde
Alem, mmkn varlklarn sonsuz ve engin bir panaromasm
temsil eder. Buna zt olarak, Adem btn ilahi isimlerin sfatlar
n ve tesirlerini icmalle, toplayarak sergiler. Btn ilahi isimler
Adem'de bir araya getirilmi ve birbirleriyle younlatmlmtr.
Allah, isimlerinin okluu ynnden Alem'i, isimlerinin birlii
ynnden de (nk her isim bir tek Hakikat'e iaret eder)
Adem'i yaratmtr. eyh, bu hususu "kk alem" (mikrokoz-
mos) ve "byk alem" (makrokozmos) kavramlaryla dile getirir.
Daha genel.olarak eyh insanlar iin "kk insan" ya da "mik-
roanthropos" ifadesini, alem iin "byk insan" ya da "makro-
anthropos" ifadesini kullanr.
lnsa~ alemin bir paras olduuna gre, insansz alem tam
bir ilahi surette olamaz. Yine de mikrokozmos ile makrokozmos
zt kutuplarda bulunurlar. nk, mikrokozmos belirsiz yayl
masnda bilinsiz ve pasiftir ama mikrokozmos ilahi sfatlara yo-
un bir ekilde sahip olmasyla bilinli ve aktiftir. nsanlar ale-
mi blir ve tanrlar, kendi amalarna gre ona ekil verebilirler.
Alemin ise insanlar hakknda bilgisi yoktur ve Allah'n hakimi-
yeti altnda olmas dnda alem insanlara kendiliinden ekil
veremez.
52
iNSAN MKEMMELLIGI

Mikrokozmos makrokozmozsa hkmeder gerei Fususu'l-


Hikem'in hemen banda eyh'e unlar yazdrr: "lnsan alemin
ruhudur, insansz alem ise Allah'rn nefesini flemesini bekleyen
cansz bir ceset gibidir." Ayn ekilde Ftuhat'nda unlar yazar:
Tm Alem Adem'in tafsili iken, Adem toplayc, cem edici
bir kitaptr. Alemle ilikisi ynnden Adem, ruhun bedenle olan
ilikisine benzer. Bunun gibi, insan alemin ruhudur ve alem de
bedendir. Bu ikisini bir araya getirdiinden, iinde insan olduu
mddete alem "byk insan"dr. linde insan olmadan Aleme
tek bana bakarsan, ruhu olmayan, orantl bir ekli olan bede-
ne benzediini grrsn. Alemin insanla mkemmellii, bedenin
ruhla olan mkemmellii gibidir. lnsan, alem bedenine "frl-
m" olup alemin yaratlma amacdr." (il 67.28)
Ayn ekilde eyh, insan, alemin hatmi (grnmeyen) haki-
kati, alem de insann zahiri (grnen) yzdr der: "Kendini
Alem'den, Alemi de kendinden ayrt et, nk Alem iinde sen
onun ruhusun ve o senin zahir suretindir. Ruh olmadan suretin
hibir manas yoktur. Bu yzden, sensiz Alem'in hibir manas
yoktur" (III 363.2).
nsan ile alemin arasndaki organik ba sebebiyle, lbn Arabi
insan- kamilleri alemin "stunu" olarak adlandrr. lnsan- ka-
milsiz alem, ker ve lr, bu ise en son insan- kamilin dnya-
dan g etmesiyle gerekleecektir. Modern zamanlardaki doa
ile toplumdaki yozlama ve rme, yeryzndeki insan- kamil-
.lerin saysndaki azalmann ak bir iaretidir.
lnsan'sz Alem'in eksik olduu gerei, lslami dncede ale-
min kendi bana bir amac olmad sonucuna gtrr. lnsan-
kamil, "Aranan z" (el-ayn'l- maksude) olup Allah'rn tm ale-
mi yaratma sebebidir. Gizli Hazine'den sz eden kudsi hadis bi-
ze, Allah'rn halk bilinmeklii iin yarattn syler. Allah insan-
lar yaratmtr, nk varolmas alemin varlna bal olmasna
ramen sadece insan tam olarak Allah' bilebilir. Her yaratlm
kendi varoluuna gre Allah' bilir ama sadece insan- kamiller
O'nun cem edici ismi ynnden Allah' tam olarak bilirler.
lbn Arabi, Gklerde ve yerde olanlar Allah' tesbih ederler (bkz.
57: 1 veya 59: 1) Kur'an ayetlerine sk sk deinir. lbn Arabi, bu
tesbihin her varln sahip olduu Allah bilgisine gre olduunu
syler. Halk sahip olduklar Allah bilgisine gre O'nu tesbih eder.

53
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

iekler, Allah' gnein, topran ve yamurun Rabbi olarak tes-


bih ederlerken, arlar Allah' ieklerin Rabbi olarak tesbih eder-
ler. Halk ise emelleri ve isteklerine gre tesbih eder. Rezzak, Va-
sii, Muhyi, Cemil, Rahman ve dier isimler Allah'ndr ve halk bu
isimleri zikrederek O'nu tesbih eder. Fakat sadece insan- kamil-
ler, Allah'n tm isimlerini zikrederek, Allah' eksiksiz tesbih
ederler. Bu mkemmel tesbih, tm eyann tesbihlerini idrak
eden ve kapsayan bir tesbihtir. "lnsan- kamil Allah' alemdeki
tesbihlerin hepsiyle tesbih eder" (lll 77.24).
zetlersek; mikrokozmos, alemi var eden hakikatleri kendi
nefsinde toplayan ve btn ilahi isimlerin suretinde yaratlan in-
sandr. Makrokozmos ise iinde insan- kamiller olduu mddet-
e tm alemdir, nk insan- kamiller olmadan alem, ruhu ol-
mayan bir beden gibi eksiktir. Hem makrokozmos hem de mik-
rokozmos, yarattklarnda zahir olan Hakk'n suretidir. "Muham-
medi Hakikat" olarak da bilinen insan- kamilin hakikati ise sa-
dece O'nun bildii Hakk'n batn suretidir; yani insan- kamil
hem mikrokozmos hem de makrokozmos olmak zere tm yara-
tlmlara dnk O'nun ilahi yzdr. Tarihsel gerekliinde in-
san- kamil "Allah'n suretinin zahir olan yndr" (III 109.13),
yani Allah'n alemi yaratma amacn gerekletiren, Allah'n ara-
d zdr.

Mkemmellik Yolu

lnsan- kamiller Allah'n ve alemin tm hakikatlerini kucak-


ladklar iin tm eyada Allah' grrler. Bu gr, tm perdele-
ri kaldran bir grtr. Kur'an'n ayetleri onlar iin tam olarak
gereklemitir: Her nereye dnerseniz dnn Allah'n yz ora-
dadr (2:115). Hereyi ilahi tecelli olarak grrler. Alemdeki her-
eyin sahip olduu bilgiyle Allah' bilirler, nk mikrokozmos
olarak insan- kamiller makrokozmosun hakikatini kuatrlar ve
her dinin retilerine uyan bir yolla Allah'a ibadet ederler. Fakat
tm bunlarn gereklemesi kendi nefslerini bilmelerine baldr.
"lnsan- kamil, vahyedilmi her eriata gre Allah'a ibadet eder,
her dille O'nu tesbih eder, Allah'n tecelli yeridir. Tek artla ki in-
san olmann hakikatine varr ve nefsini bilir, nk kendi nefsi-
ni bilmeyen Rabb'ini de bilemez. Eer nefsinden bir ey kendi ha-

54
iNSAN MKEMMELLICI

kikatini grmeye engel oluyorsa, o kendi nefsine kar zulmet-


mitir ve o kamil bir insan deildir." (il 69.27)
"Nefsini bilen Rabbini bilir" hadisine uygun olarak kendi
nefslerini bilmeleriyle insan- kamiller Allah' bilirler. Bunun tam
tersi olarak, hayvan dairesinde kalan insanlar kendi nefslerinin
bilgisine ulaamamlardr. Hz. Adem mkemmel yaratlmtr,
ama eksiklik (imperfection) ve hayvanlk (animality) zamanla
Hz. Adem'in ocuklarna hakim karakterler olmaya balad. An-
cak, u andaki hayvanlk durumu insanln belirleyici ahlak
olarak kabul edilmemelidir. eyh'in ifade ettii gibi, insanolunu
"rasyonel hayvan" olarak tanmlamak yanltr, nk "sadece
zellikle insan ilahi suretle tanmlanr." (III 154.19)
Daha nce de sylediimiz gibi, insanlarn ilahi sureti ger-
ekletirmesi ve ilahi isimleri grnr klmas srecine "Allah'n
ahlakyla ahlaklanma" denilir. Peygamberlerin kozmik rol, in-
sanlara rehberlik ederek insanlarn inanlarnn, dncelerinin
ve eylemlerinin yaratldklar suret olan cem edici isimle uyum
iinde olmalarn salamaktr. eyh, peygamberler yoluyla ekil
lenen ilahi rehberlie "eriat Mizan" (el-mizan'l-eria) ismini
verir. Mslmanlar iin bu, Allah'n Kur'an'da vahyettii ve Hz.
Muhammed'in Snnet'inde rnekledii eriattr.
nsanlar sadece ilahi sfatlardan kendi anladklarna gre bir
eyler karp, bu yolla ilahi sfatlara sahip olmaya ve basite
bunlarla ahlaklanmaya karar veremezler. rnein, cmert, adil
veya affedici sfatlarndan kendi anladklarna gre bireyler
karp bunlarla ahlaklanm olamazlar. nk bu sfatlar zlerin-
de beeri anlayn tesinde olup, sadece vcudun kendine has
zellikleridir. Allah'n ahlakyla ahlaklanmak, Allah'n isimleri-
nin okluu ve eitlilii nedeniyle, aklla anlalmaz derecede
karmaktr. Aynca, Allah' taklit etme giriimi korkun bir kibir
tehlikesini de dourur. Beeri giriimin amac ilahi sfatlar ele
geirmek olmamaldr. Bunun yerine, en ncelikli ama beeri
sfatlardan kurtulmaktr. Bymesine engel olunmas gereken-
ler, beeri zelliklere ait nefsani istek ve hevadr. Nefsani istek
braklmal ve kiinin houna giden ve gitmeyen ayrm terk
edilmelidir. Bu ise, ksaca sylersek, Allah'a "teslim olma" ve
"boyun eme" (slam) demektir ve bunun yollan eriat Mizan
ile tanmlanmtr.
55
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

"Allah'n ahlakyla ahlaklanma" yolu, insanlarn Yaratan ile


yaran, yar ilahlamasna yol aabilecek beeri bir kiilik geli
tirmesi. demek deildir. Tersine bu yol, beeri kiiliin zamanla
yok olmasn veya beerin "hi" olmasn gerektirir. te yandan
bu "hilik" insann ilk nceki halidir, nk insann zaten ken-
dine ait bir varl yoktur. Kendi beeri sfatlarndan kurtulduk-
tan ve benliklerini sildikten sonra geriye sadece hakikat, yani v-
cudun halka dnk yz kalr.
Allah'n suretinde yaratlm olmalaryla insanlar O/O De-
il'dirler. Vcudu grnr kldklar lde O'durlar ve onlarda
O'nun sfatlar grnr. Ayan- sabite olduklar lde sonsuza
kadar hitirler, O Deil'dirler ve bu sfatlarn hibiri onlara ait de-
ildir. Bu yzden manevi yolculuk, O denilen ve ilahi tecellilere
mazhar yeri olununcaya kadar, O Deil denilen beeri sfatlarn
yok edilmesini gerektirir. Allah'a doru gidite nelerin olduunu
anlatrken eyh unlar syler: "Kulun O/O Deil olmas sebebiy-
le, Allah'a doru gidite kul, O Deil'e gre deil, O'ya gre yk-
selir." (III 343. 23}
lnsan- kamiller sadece Allah'a doru ykselmezler; aa
doru inerek alemde bir grev alrlar. O/O Deil makamnda son-
suza kadar kalrlar. Herhangi bir varlk iddiasnda bulunmadkla
r iin yoklukta olmalarna ramen vcudda sonsuzluk iindedir-
ler. "Kendilerinden bir i zahir olduunda (insan- kamiller) bu
ii kendi nefslerine atfetmekten korunmulardr. 'Bu iler, O'nun
mazhar yerinde zahir olan O'nun isimlerine aittir. Bizim nasl id-
diamz olabilir ki? O'nun mazhar yeri olarak bu halde ve her hal-
de biz bir ey deiliz' derler. Bu makan 'sonsuzlukta teklifsizlik'
olarak adlandrlr." (II 96.33)
eyh insan mkemmellii makamn "kulluk" (ubudiyet)
olarak gsterir. eyh'in sk sk dile getirdii gibi, Allah'a yaknlk
(kurb) iin nce Allah'n kulu olmak gerekir; bu olmadan yakn
lk gereklemez. lnsan- kamiller, hereyleriyle ve mutlak olarak
Allah'n kullardr. Kendileri iin bir ey yapmazlar, nk kendi
ayr varlklar yoktur. Ne yaparlarsa yapsnlar, yaptklarn onlar
yoluyla Allah yapar.
Burada nemli bir noktaya dikkati ekmek isterim. lbn Ara-
bi'ye gre, insan- kamil olma en yksek gerekletirilebilir bee
ri bir gaye deildir; bu ayn zamanda tek gerek beeri gayedir.
56
iNSAN MKEMMELL!(;I

Kendi ilahi suretlerinin farkna varamam ve bunu gerekletire


memi insanlar bu dnyada ne kadar byk iler yapm olsalar
bile insandan aadrlar. Mkemmellik makam gerek insanlk
gstergesi olup, sadece az sayda "insan" tarafndan gerekletiri
lir. Mkemmellie ulaan bir insan Allah'n gerek ve sadk kulu
olup kendi varln tamamen yok etmi ilahi bir surettir. nsan
kamiller, srf kendi beeri artlarna gre deil, ilahi hikmete uy-
gun olarak her durumda yaarlar. llahi Hakikat'in isteine uygun
olarak tam ve eksiksiz rahman, merhametli, affedici, seven, c-
mert, adil ve dier sfatlarda olanlardr.
Eer mkemmellik makamna ulamak bu kadar yceltilmi
ve yksekte ise o zaman mkemmel olma dncesini terk et-
mek ve "gerek hayata" geri dnmek daha iyi deil midir? eyh'e
gre bunun cevab kesinlikle hayrdr, nk insanlar her du-
rumda kendi nefslerinde cisimlemi hakikate ulamak iin m-
cadele etmelidirler. Zaten Allah'n vahyettii eriat Mizan'n iz-
lemeyi kendi nefslerine borludurlar. Ve her durumda Allah ken-
di kapasiteleri lsnde eriat Mizan'n izleyenlere, '!J1kem-
mellie ulasn ya da ulamasn, sonsuz mutluluu garanti etmi
tir. eyh bu nedenle okuyucusuna u d verir:
"Mkemmel insan derecesi ynnden hayvani insan derece-
sini dnmelisin ve sonra kendinin hangi tr insan olduunu
bilmelisin. Eer anladysan mkemmellii alma istidadna sahip-
sin. Tm aler tarafndan uyarlm ve ikaz edilmi olmann se-
bebi de budur. Eer mkemmellii alma istidadn olmasayd se-
ni mkemmellik hakknda bilgilendirmek bo ve faydasz olur-
du. Buna gre arldn eyi almazsan kusuru sadece kendi
nefsinde ara! "2 (lll 266.20)

2 eytan'a uyanlara cehenneme girerlerken eytan'n syledii O halde beni


knamayn, kendinizi knayn ( 14:22) szlerine gnderme vardr.

57
Ill. Blm: Ahlak ve Kuraldlk

Pratikte Sufi gelenein sayg ile bakt manevi stadlarn


hepsi Allah'a giden yolun temeli olarak eriat' kabul etmilerdir.
Fakat bu stadlarn birou dier Mslman fakihler ve d
nrler tarafndan kurald grlere sahip olmakla eletirilmi
lerdir. lbn Arabi ve takipileri iin bu eletiriler vahdet-i vcud
doktrinine saldr eklinde gerekleir. Bu eletirileri u ekilde
sralayabiliriz: Hereyin birliini anlamalar vahdet-i vcud'u
destekleyenleri istisna insanlar yapar. Bu yzden, bu kimselerin
sradan insanlara ait olan eriat'n emirlerini gz ard etme hak-
k vardr. Bu kimselerin "Hep O" olduunun farkna vardklar
iin iyi ile kty ayrmaya ihtiyalar yoktur, nk hakikatte
ikisi ayndr.
Ne var ki eletirilere maruz kalan bu Sufi stadlarn eserleri-
ne bakacak olursak, lslam tarihinde, sapmalar ne olursa olsun,
eriat'n emirlerinin daima kural (norm) olduunu grrz. Ay-
rca Sufiler arasnda eriat'a uymann mutlak gerekliliini, lbn
Arabi'den daha kat ve kesin bir ekilde ilan eden de yoktur.
eyh'in eriat'n insan hayatndaki rolne bakn anlamann
bir yolu, ahlaki ilkelerin vahdet-i vcud kavramyla nasl uyutu
u sorusunu sormaktr. Bu sorunun, iinde yaadmz zaman

59
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

ile ok yakn bir ilikisi vardr. nk bugnk Ban toplumun-


da gzle grlr bir yeri olan maneviyat biimlerinin ou, gele-
neksel ahlaki ilkelere fazla nem vermezler. Bu retilerin ve pra-
tiklerin Dou ve Bat dinlerinde kkleri olmas veya New Age ha-
reketinin eitli akmlaryla ilikili olmas bu gerei deitirmez.
Bugn ahlak kavramndan anladmzla eyh'in binlerce say-
falk eserlerinde syledikleri arasnda ok az iliki vardr. Ne ya-
zk ki eyh'in insan hayatnda ahlakn mahiyeti ve rol hakknda
sylediklerinin tmn burada sralamak mmkn deildir. Bu-
nun yerine nce eyh'in ahlak kavramndan ne anladn gster-
meye alacam. Ardndan vahdet-i vcud gr iinde ahlak
yerletirdii zemine ve bunun eriat ile ilikisine deineceim.
oulu "huluk" olan "ahlak" Arapa bir kelime olup, hem
"karakter, miza" hem de "ahlaki nitelikler" anlamna gelir. "Hu-
luk" kelimesi Kur'an' da iki kez, hadislerde ise genellikle oul an-
lamyla sk sk kullanlmtr. Ayrca, "huluk" kelimesi ile yaratl
mlar anlamna gelen "halk" kelimesi arasnda kk bir telaffuz
fark vardr. Bu kelime "halk" kelimesiyle balantl olup, ahlakn
kkeni yaratlmta veya eyann gerek doasnda bulunur. Bu
sebeple, eyh'e gre ahlakn ontolojik yn ok nemlidir.
lbn Arabi kulland kavramlar iin temel referans noktasn
ve tek mutlak kaynan Kur'an ve hadisler ile bunlarda zikredi-
len ilahi isimlerden alr. lbn Arabi bu isimlerin somut, kat eyler
olmayp, Hakk ile Alem arasndaki ilikileri aklayan Allah'n
ortaya koyduu dzenler olduu eklinde okuyucularn uyarr.
Bu isimler insanlara hereyin varlk sebebi olan Vacib'l-Vcud
ile olan ilikileri hakknda bilgi verir. simler olmasayd -veya
bunlar bilmemizi salayan vahiy olmasayd- insanlar belirsizlik-
ler ve grecelilikler denizinde boulurlard.

Gzel Ahlak

lbn Arabi'nin aka ortaya koyduu genel lslami grte,


gzel ahlaki nitelikler tam olarak Allah'a aittir ve baka bir eye
mecazi olarak atfedilir. lyi olan herey Allah'tandr ve adalet, c-
mertlik, sabr ve takva gibi ahlaki zellikler de buna dahildir.
Kur'an Adil, Kerim, Sabr, Affedici, Halim ve ekur gibi ilahi
isimleri zikrederek bunu destekler.
60
iNSAN MUKEMMELLl(;I

lbn Arabi, lbn Sina'nn yapt gibi Aristo felsefesinin termi-


nolojisini kulland zaman Allah'.a "Vacib'l-Vcud" (Mutlak
Varlk) ismini verir. Buna gre, Vacib'l Vcud'un dnda varl
ndan sz edilebilen her ey "mmkn" varlklardr. Gerek v-
cud Allah'a aittir ve mmkn olan bir ey iin sylenebilecek en
uygun sz, varln dn alddr. Bu hususta dikkatimizi e-
ken en nemli ey, lbn Arabi'nin vcudun zelliklerini anlatrken
felsefi terminoloji yerine dini kavramlar tercih etmesidir. "V-
cud'un sfatlar nedir?" sorusuna lbn Arabi, vcuda ait ilahi isim-
leri sayarak karlk verir.
Allah'n suretinde yaratlm olmalarndan dolay, insanlara
Allah'n tm gzel ahlakna ait nitelikler balanmtr. Bu se-
beple, insanlarn grevi birtakm ahlak sistemleri retmek veya
ahlakn anlam hakknda tartmalar yapmak deil, sadece "yaa
mak, olmak ve bulmak"tr. Bylece vcudun sfatlarnn mazhar
yeri olurlar. Ancak, pratikte ahlak gzellii o kadar kolay elde
edilir bir ey deildir. nk ilahi gzel ahlak sadece insan- ka-
.miller gerekletirirler. Kukusuz eyh mkemmelliin nispi bir
durumu olduunun farkndadr ve eserlerinde eitli derece, se-
viye ve trdeki mkemmelliklere yer verir. Tam olarak gerekle-
en mkemmellik -mutlak kemal- yalnzca Allah'tadr. Ama in-
san mkemmellii gerek bu dnyada gerek ahirette artma kabul
eder, nk sonlu asla Sonsuz'a ulaamaz. Bu yzden insan- ka-
millerin en mkemmelinin durumunda bile statik, sabit bir du-
rum asla sz konusu deildir.
Allah'n suretinde yaratlmak sadece mkemmellie ulam
insanlar iin sylenebilir. lnsan- kamillerde o anda gerekleen
zuhur iinde ilahi isimler tm hkmlerini sergilerler. nsanlar
dier varlklardan ayran bu zel nitelikleri, tm isimleri sergile-
yebilme potansiyelleri ile aklanabilir. Her insann btn onto-
lojik mmknleri bir araya getirmesi hakikati, insanlarn gerek
"iyi" gerek "kt" her ynde geliebilecei anlamna gelir. Al-
lah'n suretinde yaratlmalar sebebiyle insanlarn hereyi bilme-
ye potansiyelleri vardr. Doal olarak, ilahi bilgi ile beer bilgisi
arasnda temel farkllklar vardr, fakat dnyadaki varolularna
ait snrlamalarnn engellemedii kadaryla beeri bilgi sonsuz
derecede geliebilir. Herhangi bir zamanda ve yerde, herhangi bir
insan tarafndan bilinen bir ey, salkl bir ak! ve uygun d art-
61
HAYAL ALEMLER! WILLIAM C. CHITTICK

larda her insan tarafndan bilinebilir. nsanlar unuturlar, yala


nrlar ve lrler ama bilgi sadece kazai snrlamalar kabul eder.
Buna gre, modern bilimin ethos ve amalar, temel insan sezgi-
sinin her eyi bilebilecei mantn yanstr.
Bir insanda bilginin "kemale ermesi" bilinebilir hereyin o
insan tarafndan bilinmesiyle salanabilir. slami sylemde ise bi-
linebilir eyler dinin usulleri ve dallar olup, bunlar Allah, Al-
lah'n isimleri, Melekleri, Peygamberleri, Ahiret Gn, alem ve
alem tesi bilgiye ait eitli toplumsal, hukuki ve kiisel dallar
dr. Hakiki bilgiye, Allah'n ve alemdeki eyann Allah'taki kkle-
rinin bilinmesiyle ulalr.
Birok insan iin bilgi "mkemmellik"le sonulanmaz. En iyi
ekliyle, belli bir dereceye kadar bir-iki bilgi olasl veya ekli
gelitirilir. ounlukta ise bilgi, ada standartlarda bile, gr-
nenin tesine gemez. Formal eitim tamamlanmaz, yarm bra
klr, sosyal stat ve bunun gerekleri renmekten daha ekici
gelir, konforlu, rahat bir yaam istei zihni gelimeye kar hakim
olur. Ayrca ada bilgi teorileri, kemale ermi bilginin neleri
iermesi gerektii hakknda bir eyler nermezler. eyh'e ve di-
er Sufilere gre modern zamanlarda bilgi olarak kabul edilenle-
rin ounluu hakiki bilgiye perde olurlar, nk bunlar gr-
nen eyleri vcud ile ilikilendiren bir gr sunmazlar. nsan
lar eyann kkleri ile ilgilenecekleri yerde, kendilerini dallarla
megul ederler. tk Sebeb'i arayacaklarna, yaptklarnn ne anla-
ma geldiini bilmeksizin ikinci sebepleri en ince ayrntlarna ka-
dar irdelerler. Bylece, manay grmek yerine baklarn suretle-
re yneltmilerdir.
Kulun O'nu bilmesi ynnden, Allah Zat'nda hereyin te-
sinde ve hereyden ycedir. Bunun bilinmesi imkanszdr. Bizler
iin izlenecek bilgi olarak geriye ilikilerin veya mmkn eyle
rin zleri ve bu zlere atfedilen sfatlarn bilinmesi kalr... Zaten
herhangi bir dnce ve tefekkr olmadan bu zleri yaratltan
dolay bilmeye balarsn; Allah'n o zlere verdii nitelikler saye-
sinde nefs bunlar idrak eder. Bylece eylerin birbirleriyle nasl
ilikili olduunu bilmeye balarsn. Bu ise onlar hakknda syle-
nenlerin bilgisidir ve bu bilgi tanmlamalar, akli delillerle yaplan
hkmler ve vahiyle salanan haberler demektir. Zaten bu eit
bilgiye de baka yoldan ulalamaz.
62
iNSAN MKEMMELLIGt

Hkmler ve haberler okluk iinde sonsuz saydadr. Buna


gre bu hkmler ve haberler zerinde dnen bir kimse dal
m bir haldedir ve onlar bir araya getirmesi mmkn deildir.
Hakk'n kuldan istedii ise kulun sadece bunlar bilmek uruna bu
okluun peinde komas deil, bunlar Hakk'ta bir araya getirme-
sidir. Ama Hakk baz kullarna, bunlar Hakk'ta bir araya getirsin
diye, okluk bilgisi iin izin vermitir. u ayetlerle ifade edilen de
budur: "O'nun Hakk olduunu anlayncaya kadar ayetlerimizi on-
lara hem ufuklarda hem de kendi nefslerinde gstereceiz" (41 :53)
tlimlerin peinde koarken dalm bir halde olan kimse o
ilimlerin Hakk' iaret ettii gereini idrak edememitir. Hakk'
iaret etmeleri o kimsenin gznde perdeli olarak kalmtr. Bu
tr ilimler arasnda rnein aritmetik ve geometri ilimleriyle,
matematik, mantk ve fen vardr. Ne var ki bu ilimler arasnda
hibir ilim yoktur ki Hakk' iaret etmesin ve Hakk'a gtrmesin.
Hepsi Hakk' iaret edip, O'na gtrr. (III 558.16)
eyh'e gre Allah bilgisinin kklerini bulma amac olmadan
bilgiyi arama tek kelimeyle yanltr. Bunun sonucunda elde edilen
bilgi ise zaten bilgi deildir. Aksine, bu ekilde insanlar eyann
gerek mahiyeti hakknda cahil kalrlar. lbn Arabi'nin syledii gi-
bi, "Yaratlm bir ey, dier bir yaratlma balandnda insanlar
bir mecazla, bir suretle perdelenmi olurlar" (III 386.30) nsann
durumuna yakan bilgi sadece Allah bilgisidir. "insanolunun Al-
lah bilgisi dnda ulaabilecei en gzel ve en stn baka bir bil-
gi yoktur. Allah'n dndakilere ait insan bilgisi iin sylenecek ey
bunun bir karklk, dikkati baka yne ekme olduudur. Bu ka-
rklk ise o kimseyi perdeler. Hal byle olanca o kimse iin gere-
ken arzu ve istek O'nu bilmekten baka bir ey olamaz." (IV 129.5)
Gnmz toplumlarnda kkleri Hakk'a dayanmayan bilgi
araynn sonucu korkun bir bilgi birikimine neden olm1:1tur.
nsann snrsz sayda bilgiye ulama potansiyeli, artc bir e
kilde ama yzeysel olarak gereklemitir. Ancak, bilginin en te-
mel hakikatinin, yani eyann mahiyetinin farkna varlmas ol-
duu gerei gzden kaybolmutur. Bunun yerine insanlar bilgi-
yi bilgisayar ekrannda izlenebilen deerler olarak grmeye ba
larlar. Mikrokozmosun ilah suretinin birlik ve icmali hakknda
ki cahillemelerine paralel olarak insanlar, makrokozmik gerek-
liin sonsuz sayda tafsili ve yaylmasyla daha fazla megul olur'-

63
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

lar. Uzmanlamann artmas bilgide bal bana bir arta neden


olurken, beraberinde birlik, harmoni, btnlk, denge ve enteg-
rasyonda kklerini bulan tm insani sfatlardan giderek artan bir
uzaklamay dourur. Bylece insan mikrokozmosunun birlikten
uzaklamas, ynetici ruhu olduu makrokozmosun rmesine
ve kmesine neden olur. Kendi ilahi suretlerini gz ard etmele-
rinden dolay, insanlar yeryznde Allah'n halifesi olarak hare-
ket etme sorumluluundan vazgemi olurlar.
Yukarda yaptmz analizin benzeri, dier birok ilahi sfat
lar iin de yaplabilir. Mrid, Kadir, Kelim, Semi, Basir, Afvv,
Mntekim, Hamid ve dier isimler Allah'ndr. eyh'in grne
gre, i alemle deil de daha ok d alemle ilgili olan beden, za-
man, mekan, evre gibi artlardan doan kiisel snrlamalar iin-
de bir insan- kamil mmkn ve uygun tarza gre tm ilahi isim-
leri gerekletirmi olur.
Az nce sylendii gibi, ilahi isimlerin gerekletirilmesinin
"uygun" tarzda salanmas gerekir. Uygunluk, Hakk'ta yerlerini
bulacak bir tarzda ilahi isimlerin hepsi arasnda harmoni ve den-
ge demektir. nsann grevi, herhangi bir sfatn ok fazla ya da
ok az rol oynad bir tarza yol amadan ilahi sfatlar kucakla- .
maktr. tlahi suretin gerekletirilmesi o kimseyi Allah'a yaklat
rr; te yandan isimler arasnda uygun dengenin kurulamamas
dengesiz ya da bozulmu bir ilahi surete yol aarak o kimseyi Al-
lah'tan uzaklatrr. lbn Arabi'nin bununla ilgili olarak syledii
gibi, "Allah'n sfatlar ve isimleri vardr ve bunlar derece derece-
dir. Bir kul bunlar ahlak edinerek belli bir snra, vahyedilen bir
tanma ve belirlenen bir hale gre bunlarla sslenir. O kul bun-
lara uymayp, bunlarn tesine doru bir adm atarsa, Hakk ile
ekimeye girer ve Hakk'tan uzaklatrlmay hak ederek saadete
yol aan yaknlktan mahrum olur." (iV 3.4)
Denge ve harmoni grn aklamak iin vcud ile k
arasndaki benzerlie geri dnelim. Daha nce sylediimiz gibi,
vcud ile saf k arasndaki kyasa benzer bir ekilde, alemi de
bu renksiz n sonsuz sayda renklere dnt n tafsili
olarak grebiliriz. Ayn ekilde, insan mkemmelliinin gerek-
letirilmesi ile, farkl younlukta sonsuz saydaki renkli n
harmanisi ve birlii yoluyla saf, renksiz n gerekletirilmesi
arasnda bir kyas yaplabilir. Renksiz n gerekletirilmesi ile
iNSAN MKEMMELLl(;I

ilgili gze arpan en nemli problem ok fazla krmz, ok fazla


yeil ya da ok fazla mavi olmasnn nasl nleneceidir. Tm
renklerin saf, orijinal a dnt renklerin mkemmel den-
gesi nasl salanabilir? Deiik renklerin hesaplanmasn ve bun-
larn bir btnlk oluturmasn salayan standartlar nelerdir?
tlahI isimler vcudun sonsuz na ait olan asl renkleri
temsil ederler. In krmz ve yeil gibi birtakm zt tonlarda
grnmesi gibi, vcud da kendisini Afvv ve Mntekim, Gaffar
ve Kahhar, Muhyi ve Mmit, Mzill ve Muizz olarak zahir eder.
Mkemmellie ulamak iin insanlarn bu sfatlar gerekletir
meleri gerektiine gre birbirine zt zellikler bir tek kiilikte na-
sl dengelenebilir? eyh'e gre, insan mkemmelliinin en yk-
sek makam, vcudun kendisinde olduu gibi, insanlarn da
renksiz olaca ve herhangi bir isimle kaytl olmayaca ilahi
isimler arasnda bir dengeyi gerektirir. Buras ise hibir sfatn di-
er bir sfata hakim olmad Makamszhk Makam' dr.
lbn Arabi'nin yazdklarnn ou, insanlarn ilah isimlerin
hepsine nasl tam ve dengeli bir mazhar yeri olabilecekleri ve bu
sayede ilahi ahlak niteliklerini eksiksiz sergileyebilecekleriyle il-
gilidir. Her durum iin gsterdii yol temelde ayndr: Mkem-
mel bir ahlaka sahip olmak iin insanlar ilahi isimlerin gsterdi-
i sfatlarn gerek dengesine dnmelidirler ve pratikte bu denge
Kur'an ve Snnet ile kurulmutur. Dier bir deyile, ilahi isimler-
le ahlak nitelikleri arasndaki dengeyi salamada en gerekli so-
mut rehberlii eriat Mizam salar. Bu dengeye ulamalaryla in-
sanlar yaratldklar sureti gerekletirmi olurlar.
nsanlarn eriat'n dnda baka areleri yoktur; nk in-
san mkemmellii ilahi mkemmellikten ayrlamaz. Bu yzden,
insan mkemmellii Allah bilgisine dayanr. Ama insanlar kendi
gleri ile Allah' bilemezler. Bir k n gnei ne kadar bilebi-
lir ki? Bu se.beple, mkemmelliin gerekletirilmesi yolunu ha-
zrlamak iin Allah'n, beer doasn aan bilgiyi insanlara sun-
mas gerekir. Bu ise eyh'in yazdklarnn ortak bir ynn, yani
o gnlerde bile birok entellektelin ilahi vahyi ok fazla nem-
semedikleri gereini yanstr.
tlahi: suretin gerekletirilmesi sreci birok yoldan tanm
lanmtr. imdiki sylemimize bal olarak, tek bir kavrama, h-
l-k kknden gelen tahalluk kelimesine deineceim. Ahlak ke-
65
HAYAL ALEMLERi WILUAM C. CHITTICK

limesi de ayn kkten gelir. Tahalluk kelimesi bir ahlak kendisi-


ne mal etmek ya da baka bir eyin ahlakyla ahlaklanmak anla-
mna gelir. Bu kelimenin Sufi metinlerde rastlanan en mehur
kullanm, Hz. Peygamber'in "Allah'n ahlakyla ahlaklamn!" em-
ridir. eyh de "Allah'n yz ahlak vardr; kendi isteiyle bun-
lardan biriyle ahlaklanan kimse cennete girer" hadisini aktarr.
eyh'e gre "ilahi isimlerin zellikleriyle ahlaklanmak" ile
"ilahi ahlakla ahlaklanmak" ayn anlama gelir. eyh, etik alann
dna taan bir anlam ykleyerek tahalluk kelimesinin yaratl
mlar anlamna gelen halk kelimesiyle olan ilikisini hatrlama
mz ister. rnein, En gzel isimler Allah'ndr.(7:180) bu yz-
den "Alem o isimler yoluyla zahir olur ve onlarn ahlakyla ah-
laklamr" (II 438.23) der. Dier bir deyile, zahir olan vcudun
tm Allah'n sfatlar ve ahlakyla uyum iinde grnr. Eya
nn batan baa emas iinde insanlarn zel durumlarna, yani
Allah'n halifesi olma niteliine gre bakacak olursak, insanlar
ilahi ahlak zelliklerini grnr klmada bilinli bir rol oynarlar.
Bu yzden, insanlar ilahi niteliklerin grnr klnmasnda bir
dereceye kadar sorumludur. Dier yaratlmlarn aksine, ilahi s
fatlar insanlar kendi mkemmelliklerine uygun olmayacak tarz-
da sergileyebilirler. nsanlarn eriat'e ihtiyalar vardr, nk
ilahi sfatlarn Allah'a ve kendilerine nasl ilikilendirileceini bi-
lemezler. Bu hususun, Kur'an ve Hadis'te zikredilen ve Allah'
antromorfik gibi gsteren baz ilahi sfatlar iin zellikle doru
olduu ortadadr.
Kulun kendine yakan sfatlar ve isimleri vardr ve akln
alamayaca bir tarzda Hakk bu sfat ve isimlerle nitelenebilir...
Allah'n bunlar anlamamz iin verecei ilim hari, bu sfatlarn
Hakk'a ait olup olmadm bilemeyiz. Ayn ekilde, nefslerimizin
sslendii her ilahi isim ile Hakk'n ilikisi, Allah bu ilmi verme-
dike bilinemez ...
nsanolu Allah'n suretinde yaratlmtr. Buna gre, alemin
gerektirdii tm ilahi isimleri ve sfatlar halife olarak insann al-
mas gerekir. Zaten insann grevi de budur. Hakikat bunu gerek-
tirdii iin, Allah kendi katndan "eriat" ismini verdii ilikiyi
gndermitir. Allah bu yolla, ilahi isimleri ve sfatlar zahir kl
maktan baka bir seenei olmayan ha lifesine bunlarn nasl ile
diini aklar. (IV 3. 7)

66
iNSAN MKEMMELLl(;I

Ayplanan Ahlak

eyh'in anlattmz ahlak tartmas nceki yazarlar tarafn


dan aka gsterilmese de dolayl olarak ortaya konmutur. An-
cak, zellikle eyh'in ve takipilerinin eserleriyle ilgili olan ko-
numuzun ikinci ksmna, yani ahlakn vahdet-i vcud ile ilikisi
ni incelemeye henz balamadk. Burada konuya baka bir bo-
yuttan bakacaz.
Birinci Blm'de akland zere vahdet-i vcudun anlam,
her varln kendi varoluunun gerekliinden dolay mutlak ve
kaytsz vcudu grnr klmas demektir. Baka bir ekilde sy-
lenirse, alemdeki herey ilahi isimler iin mazhar yeridir. Sadece
tek bir vcud vardr ve hereyin kendine ait bir vcudu, varl
olduunu zanneden kimse ise eyann mahiyeti hakknda eksik
bir gre sahiptir. En son analizde, hangi surette grnrse g-
rnsn, grnen Hakk'n mutlak ve kaytsz vcududur. eyleri
sanki vcud (varlk) sahibiymi gibi gsteren ey ise kendi ka-
nunlar gerei Hakk'n vcudunun zahir olduu tarzdr ve bu ka-
nunlar vahiy yoluyla ilahi isimler olarak zetlenmitir.
Byle bir bak, errin direkt olarak Hakk'a isnat edilmesin-
den kanan eitli kar grler olmasna ramen, tecrbe edi-
len her gerekliin mutlaka Hakk'tan geldiini kabul eder. Varo-
luta bulunan kusur ne olursa olsun, vcudun kendisine deil,
yoklua isnat edilmelidir. Bu yzden, Hz. Peygamber'in "Btn
iyilikler Sen'in elindedir, err ise Sana dnmez" hadisi hakknda
eyh unlar syler: "O'nun szleri errin varln dorular ama
Hakk'a isnat edilmesini kabul etmez. Bu da gsterir ki, err va-
rolan bir ey olmayp, sadece yokluktur. Eer varolan bir ey ol-
sayd, Hakk'n elinde olmalyd, nk O hereyin hkmranl
elinde olandr (23:88) ve O hereyin yaratcsdr.'' (6:102)
(III 369.27)
lslam'da teolojik tartmann nemli bir konusu da insann
eylemlerinin Allah ile olan ilikisi olmutur, nk bu konu zel-
likle hr irade ve kader problemiyle balantldr. Her insan eyle-
mi ontolojik bir nitelik gstermelidir, yoksa gerekleemez. Ey-
lemde olumlu ve tasdik edilen bir ey vardr. Mslman d
nrler yaratlmlar genellikle Allah'm "fiilleri" (ef'al) olarak ad-
landrrlar ve bunu Kur'an "Sizi de yaptklarnz da Allah yarat-

67
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C CHITTICK

mtr " (37:96) ayetiyle aka ifade eder. Eer ahlak ve eylem
yaratlta kkenini buluyorsa, ayplanan eylemlere yol aan
ayplanan ahlaka ne demeli? Dnrlerin ou bu tr ayplanan
ahlaki zellikleri Allah'a isnat etmemek iin eitli yollar bulmu
lardr ama eyh kendi mantnn gereklerinden kamaz. Ayp
lanmann Allah'a deil, insanlara ait olduunu syleyen eyh'e
gre, "Ahlaki zelliklerin hepsi ilahi sfatlardr. Bu sebeple hepsi
gzeldir ve hepsi insanlarn doutan gelen ftratnda vardr... n
sanlar Rabb'leri yoluyla varolurlar, O'ndan varlk alrlar. Durum
byle olunca, insanlar ahlak da O'ndan alrlar." (II 241.28)
Bu, eyh'in ayplanan ahlak zelliklerini aka Allah'a isnat
ettii anlamna gelmez, aksine eyh, insanlara atfedilen baya,
adi ve kt ahlak zelliklerinin ayplanmasn tekrar dnr.
Aslnda eyh'in syledii, bizim baya, adi, kt ve ayplanan
olarak adlandrdmz ahlakn gerekte gzel ve vlen olduu
dur. Ya durumu yanl idrak ettikleri iin, ya da ahlak zellikle-
rini yanl biimde kullanldklar iin insanlar ayplanmadan
bahsederler. Bu yzden eyh, insan eylemi yoluyla ortaya kan
ahlaktan (ki bu ahlakn kkeni vcudda olduu iin gzel olma-
ldr), bu ahlakn idrak edildii veya harcand tarza dikkatimi-
zi eker. Bylece, bu konu insan zgrl ve bunun nasl kulla-
nld yorumuna dayanr.
Eer insanlar kendi ahlak zelliklerini vcudun tam zuhuru
klmak isterlerse, bunun gereklemesi iin, ayplanan ahlakn
nasl vlen ahlaka dntrleceini gsteren peygamberlerin
rehberliine ihtiya duyarlar. Dier bir deyile, eer insanlar e
riat'e uyarlarsa, kendi ilahi suretlerinde bulunan vcudun zel-
liklerini kullanm olurlar ve bu sayede doru seim yapm olur-
lar. eriat'e uymaz ve aktif ofarak muhalefet ederlerse, vcudun
kanunlarna kar aktif mcadeleye girimi olurlar. l
eyh'in peygamberi rehberlik ile ilgili temel argman eya
nn doas hakknda sylediklerine dayanr. Alemdeki herey ila-
hi isimlerin zellikleri ve tesirleridir; burada isimler, mutlak ve

1 En son tahlilde, vcud'un kanunlarna bir mevcut, yani yaratlm bir ey


tarafndan kar gelinemez. Blm 9'da kar gelinemez vcud ile vcudun
hidayet gibi insanlar snrlamalardan ve ac ekmeden kurtaran kar geli-
nebilir baz sfatlarna daha ayrntl olarak deineceiz.

68
iNSAN MKEMMELLICI

kaytsz vcud ile eyler arasndaki ilikilerin fark edilmesi iin


Allah'n ortaya koyduu dzenlerdir. Bunun son analizde anlam
ise, alemde, vcudun deiik zuhurundan ya da eitli ilikiler
den ve sfatlardan baka bir ey bulunamayacadr. Varln ok-
luu deil, ilikilerin okluu sz konusudur. Alemde, analiz et-
mek istediimiz herhangi bir ey dier eylerle olan ilikisi ile be-
lirlenir. Sabit, deimez varlklar yoktur, sadece deien sfatlarn
ak vardr. Herey iki-anlamldr, nk her ey hayaldedir, O/O
Deildir. eyh'in syledii gibi "Alemde mutlak olarak gzel ya
da ayplanan, irkin bir ey yoktur, nk eylerin iinde bulun-
duu ynler ve konumlar onlar belli bir kayt altna sokar. Bu-
nun kayna kaytszlk deil de kaytl olmak olduundan, yani
varolu kaytl olmay gerektirdiinden ve tm delillerin gster-
diine gre varlk alemine giren herey sonludur." (III 472.23)
nsan ahlak da dier eylerden farkl deildir. Ne mutlak ola-
rak ayplanan ne de mutlak olarak vlen bir ahlak olabilir. Bu-
nun yerine, insanlarn kar karya geldikleri durumlara gre ah-
lak artlanr. Bu sebeple durumlar uygun yolla deiirse, ahlak
artk "baya ve adi" olarak adlandrlamaz; ayn sfatlar kendile-
rini zuhur etse bile bu ahlak "gzel" dir. eyh eriat'n be kura-
lnn, yani farz, mendub, mbah, mekruh ve haramn eylere ve
eylemlere nasl uygulandn aklarken ahlakn durumsal bir
doas olduu sonucuna varr. Baka eylerle ilikisi olmayan bir
ey kendine bir kural uygulanabilmesine izin vermez; bu yzden,
bir ey kendi kendine "mbah" olarak gsterilir. Ancak, sadece
bir balamda ya da dier eylerle ilikiye girdiinde, eriat o e
ye bir emir veya yasaklama koyar.
Kat bir ey eridiinde, ekli deiir, bylece ismi de deiir;
bu yzden ona uygulanan kural da deiir. Sv bir ey kat hale
geldiinde, ekli deiir, bylece ismi de deiir; bu yzden ku-
ral da deiir. Vahyedilmi dinler eyann suretine, hallerine ve
isimlerine gre hitap eder. Varln zne (ayn) gre hitap edil-
mez, varln hakikatine gre hibir hkm, kural uygulanmaz.
Bundan dolay, eriat'n hkmleri arasnda "mbah" z ile ilgi-
lidir. Bu zn varlk alemine girmesiyle birlikte farz, mendub,
mekruh ve haram ortaya kar. (III 390.30)
eyh ou yerde, Hz. Peygamber'in "Ben gzel ahlak tamam-
lamak iin gnderildim" hadisiyle balantl olarak, ilikilerin
69
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C CHITTICK

ahlak nasl belirlediini anlatr. eyh,nceki peygamberlerin in-


san ahlak ve davranlar
iin yaptklar rehberlikte birok gzel
ahlakn yarm braklmas sebebiyle gzel ahlakn tamamlanma-
m olduunu syler. Hz. Muhammed bu tamamlama iine baya-
, adi ahlak zelliklerini de ekleyerek gzel ahlak tamamlam
tr. O'nun Yol'u ayplanan ahlak vlen ahlaka dntrr. Bu-
nu baya, adi olarak adlandrlan ahlak zelliklerinin ortaya k
t tarz deitirerek yapar. rnein korkaklk, cimrilik, ks
kanlk, ehvet, dedikodu, kibir ve zalimlik gibi nitelikler vcu-
da ait olduklar iin insan doasnda yaratltan vardr. Bylece,
nefsin Allah'n emirlerine uymamaktan korkmas ve iyilie do
ru evkle ynelmesi gibi doru olarak uygulandnda bunlar da
gzel ahlak olabilir.2
Bununla ilgili bir tartmada, bazen eyh belli baz ilahi
isimleri ayplanan ahlakn sebebi olarak grr. lqsan- kamiller
ilahi isimlerin hepsiyle ahlaklanrlar ama bunlarn arasnda M-
tekebbir, Aziz, Celal, Mmit, Hakim, Mntekim ve Kahhar gibi
gzel ahlakla ekien ilahi isimler vardr. insanlar canavarlara
dnmeden bu isimlerin gerektirdii ahlakla nasl ahlaklanabi-
lirler? Bu soruya verilecek en basit cevap, uygun lde veya di-
er ilahi ahlak zellikleri ile denge, itidal iinde negatif etkileri
ntralize ederek insanlarn bu ahlakla ahlaklanmalar gerektii
dir. Ve bu denge sadece eriat'n kurduu rehberlik izlenerek
salanabilir.
Peygamber yoluyla zuhura gelen ilah rehberliin genellikle
"kulluk" olarak adlandrlan temel fonksiyonu, hereyi kuatan
mkemmel ahlakn oluturulmasnda insanlar ynlendirmektir.
slami metinlerin zel olarak hukuk terimleriyle tanmlad bu
ahlaka ilk olarak lbn Arabi ontolojik bir durum olarak yaklar.
Kur'an eyh'in anlayna yeterli bir temel salar: "Gklerde ve
yerlerde herey Rahman'a kul olarak gelecektir." (19:93) Baka
trl ifade edersek, her yaratlm Rahman'n Nefes'inde retilen
bir kelime ya da harftir. Herey vcudun niteliklerini grnr k
larak Allah'a kulluktadr.

2 Bkz. SPK, s. 304-9.

70
iNSAN MKEMMELLl(;t

Felsefi terminolojide, yaratlm olann kulluu varlk imka-


nndan doar. Yani, eyler varlklarn ve sfatlarn Allah'tan, Va-
cib'l Vcud'dan dn olarak almtr. eyh bu felsefi kavram
(imkan) Kur'an ifadesiyle "fakirlik" (fakr) ile e tutar. Kendi
nefslerinde varlklarn hepsi Allah'a kar fakirdirler ve O'na ihti-
yalar vardr. Allah'n ise hibir eye ihtiyac yoktur: "Ey insan-
lar; sizler, Allah'a muhtasnz (fakr), Allah ise Gani'dir, Ha-
mid'dir." (35:15)
Allah'n kullarnn en temel grevi ise tm eylerin ve zel-
, likle kendilerinin mutlak fakirliini kavramaktr. Bu anlayla
gerekletirilen mkemmel eyleme de "kulluk" denir ve bir kim-
se bundan daha yksek bir makama ulamaya alamaz. Hakk'n
nnde kendi nefislerini tamamen silen mkemmel kullarn
kendilerine ait hibir eyi kalmaz ve Makamszlk Makam'nda
bulunurlar.
nsanlar, kendi kulluklarn gerekletirmek iin eyler ara-
sndaki uygun ilikinin farkna varmaldrlar. Vcud'un ve tm
sfatlarnn tek olarak Allah'a ait olduunu kavramaldrlar. Pra-
tik olarak bu, insanlarn edep ve alakgnlll gnlk ya-
amlarnda kurmalar gerektii anlamna gelir. nsanlar cahilliin
dnda hibir nitelii kendilerine atfedemezler ve bu yzden
kendilerini dier insanlardan stn grmeye hi haklar yoktur.
nsann temel kusurunun, yani Allah'tan gafil olmasnn (bu ise
zikrin, Allah' hatrl~mann zdddr) nedeni doru ilikileri ku-
ramamasnda yatar.
Kendi kulluundan gafil ve cahil olmak her insann bana
gelebilir. Bu haldeyken, kendisi gibi baka bir kula kar kendin-
de bir stnlk grebilir. Bu hal genellikle birinin dierinin k-
lesi olduu ya da bu cahil kulun sultan veya amir olduu durum-
larda gerekleebilir. Bylece dierlerine kar kendinde bir s-
tnlk (meziyet) grr; ama bu stnln, eer amir ise bulun-
duu konuma ait olduunu ya da eer kendinin sahip olduu
ilim veya ahlak gzellii ise bunun Allah tarafndan seilerek
kendisine verilen bir sfata ait olduunu kavrayamaz. Byle bir
kimse kendisi ile bulunduu konum ya da kendisindeki sfat ile
bu sfatn kime ait olduu arasndaki fark ayrt edemez. Bu kim-
se cahilliin ve gafletin hkmndedir. Bu haldeki cahilliinden
dolay, her trl ayplanan eyleri sralayarak, "Bu da kim?", "Bu-

71
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

nun deeri ne ki?", "Benim kulumdan baka birey deil ki!",


"O, yle yle biridir" gibi szler sarf eder. Kendisinin bu tr
ayplanan eylerden temizlenmi olduunu ilan ederek bunlar
dier insanlara atfeder.
Byle bir kimse, kendisinden gafil olmayan bir kimseden ta-
mamen farkldr. nk, ikincisi meziyetin nefsine deil de sfa
ta ya da konumuna ait olduunu bilir. Bu meziyeti hak ettii iin
deil, tam tersine, Allah'n o kimse zerindeki rahmeti yoluyla
kazanmtr. (Ill 380.30)
Bu yzden, insan- kamiller Rahman'a kullukta tam bir bilin-
ce ermilerdir. Dier insanlarda ve kendilerinde bulunan her s
fatn kaynann farknda olup, ahlaka ait sfatlarn Allah'a ait ol-
duuna aklla deil, zevk ve kefle ahit olurlar. Kendilerini ta-
mamen vcuda teslim etmiler (islam) ve nceden kendilerinin
olduunu syledikleri her trl ahlak terk etmilerdir.
Fakat insan- kamiller bylece varlklarn kaybedip yok ol-
mazlar. Tam tersine, nefslerini, dier varlklar ve kendilerinin ne
olduunu sadece onlar bildiklerinden, yaratlm eyler arasnda
gerek olan da sadece insan- kamillerdir. Benlik zannndan kur-
tularak, vcud snrlamalar olmaktan kurtulurlar ve bir sonraki
an'da vcudun tecellileri olarak tekrar grnrler. Beeri snrla
malarndan fena olduktan sonra Allah'n halka dnk yz ola-
rak beka bulurlar. Vcudun mahiyetine gre, her durumun ge-
rektirdii ekilde, o duruma uygun hareket ederler. Belli bir ma-
kamda bulunmadklar iin, her duruma Allah'n ahlaknn ge-
rektirdii ekilde muamele ederler.

72
iV. Blm: Nefsini Bilme ve nsan Ftrat

bn Arabi, "ilk huy, tabiat" olarak evrilebilecek ftrat kavra-


mn ok sk kullanr. Kavramn geldii kk ayrmak, blmek, bir
ey zerine yarat(l)mak, yaratmak, yapmak anlamlarna gelir.
Kur'an ayn kkten gelen eitli kelimeleri yirmi yerde kullanr.
Bunlardan en nemlisi ftrat kelimesinin "bir ey zerine yaratl
mak" anlamnda kullanld bir ayettir: "yleyse sen, yzn
Hanif olarak dine, Allah'n ftratna evir ki O, insanlar bunun
zerine yaratmtr. Allah'n yaratnda deime yoktur. te dos-
doru din budur. Ama insanlarn ou bilmezler." (30:30)
Tefsirciler bu ayeti insanlarn uygun ekilde Allah'a ibadet et-
meleri iin yaratld eklinde yorumlamlardr. Bu yzden, bir
kimsenin yaratld eye ya da "ftratna" bal kalmas demek Al-
lah'n hak dinine yani lslam'a uymak demektir. Kur'an'n kulland
"slam" kavramnn birok anlam vardr; bunlardan bir tanesi
de "vahyedilmi din" olup, yukardaki ayette zikredilen ve
Kur'an'n, Hz. Muhammed'e en yakn peygamber olarak grd
Hz. brahim iin kullanlan hanif kavramna bakarak denebilir ki
73
HAYAL ALEMLER! WILLIAM C. CHITTICK

bu ayette lslam dini anlatlr. Tefsirciler ayette zikredilen ftrat ke-


limesinin Allah'a iman ya da tevhid, yani "La ilahe illallah" tk e
hadetiyle tanmlanan Allah'n birliinin ikrar ile ilikisini kurarlar.
Ibn Arabi insann hanef ftratn, insan ruhunun yaratlta sahip
olduu mkemmellik sfatlarnn tmyle e tutar: "Allah insan
ruhunu mkemmel, tam gelimi, akl sahibi, uyank, Allah'n bir-
liine iman olan ve O'nun Rabliini kabul eden olarak yaratmtr.
Bu ise Allah'n insanlar yaratt ilk ftrattr." (II 690.30)2
Hz. Peygamber'in mehur bir hadisinde ftrat kelimesi ayn
anlamda kullanlr: "Her doan ocuk ancak ftrat zere doar.
Ana-babas onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yaparlar." Burada
Hz. Peygamber, toplumun eksikliklerinin insan ftratn karartt
n belirterek bunun insanlarn kendi gerek doalaryla uyum
iinde yaamalarn zorlatrdn anlatmak ister.3 eyh'in verdi-
i ftrat tanmna gre, bunu yle ifade ederiz: nsanlar eksik,
gelimemi, aklsz ve uykuda kalrlar; bylece tevhidi inkar ede-
rek Allah'a irk koarlar.
Ksaca, Kur'an ve Hadis insanlarn, eylerin gerek doasn
anlamalarna izin veren ftrat zere yaratldn ifade eder. An-
cak, bu ftrat insann evresi tarafndan bulutla rtlr. Bu yz-
den, peygamberlerin grevi insanlara nceden bildiklerini "hatr
latmak (zikr)," insanlarnki ise sadece "hatrlamak (zikretmek)"
olur. 4 Bu hatrlamalar sayesinde, bulutlarn dalmasyla birlikte

1 Hanif kavramnn kk bir yne doru ynelmek veya bir ynden uzak-
lamak anlamn tarken, bu kelime doru yola ynelen bir kimse olarak
anlalmaktadr. Kur'an bu kelimeyi 12 ayr ayette kullanr ve kavramn an-
lam bu ayetlere gre geliir. Hz. lbrahim'in inancn ve o kadar puta tapan
Araplar arasnda bu inanc hala tayan (Hz. lbrahim'i izleyen) kimseleri
ifade eder. Buna gre Hz. Peygamber (S.A.V.)'in nbvvet gelmeden nce
hanif olduu sylenir. Bkz. "Hanif" maddesi, Encyclopedia of Islam.
2 Bu hususu SPK, s. 195'deki II 616.91 blmyle karlatrnz.
3 Bu sz geen dinin eletirisi olarak anlalmamaldr. Giri'te sylen-
dii zere Kur'an sylemi iinde eitli dinlerden hem olumlu hem de olum-
suz ekillerde sz edilir. Kur'an'n yapt olumsuz ifadeler, eletiriler bu
dinlerin tm takipilerine deil de bunlarn arasndaki belli bir takm takip-
ilere yneltilir.
4 lslami retileri iki anlam olan zikr kelimesinden daha iyi tanmlayacak
bir kelime olamaz. Bkz. Chittick, "Zikr".

74
iNSAN MKEMMELLICI

gnein bulunmas gibi insanlar da asla kaybetmedikleri ftratla


rn bulurlar. 5
lnsan ruhunun yaratltan Allah' bilip tevhidi ikrar etmesi
ruhun Allah'tan tamamen bamsz, ayr bir ey olmad gere-
iyle ilgilidir. Zaten, Kur'an bize ruhun bedene frlm Al-
lah'n Nefesi olduunu syler. Bu yzden insanlar ruhlar yoluy-
la Allah'a yakn, amurdan yaratlm bedenleriyle Allah'tan
uzaktrlar.
Birinci Blm'de iaret edildii zere ruhun nitelikleri ile be-
deninkiler zt ularda bulunur. Ruh latif, aydnlk, diri, akll,
uyank, bilen, gl, irade sahibi ve konuan olup ksaca Allah'n
tm sfatlarn tar. Beden ise grnebilir bir ekilde bu sfatla
rn hibirini sergilemez. Yaratlm eylerin en aasn temsil
eden sadece su ve topraktan yaratlmtr. 6
Allah amura ruh flediinde, her iki ynn niteliklerini ta-
yan hayali bir gereklik veya bir berzah olan nefs (benlik) olu-
ur. Bu yzden nefs, yani sradan uyanklk, k ile karanlk, bil-
me ile cehalet, akl ile aklszlk, uyanklk ile uyku, g ile g-
szlk, mkemmellik ile eksiklik arasnda bulunur. Nefsin ftra
t, rtl bulunan ruhun aydnlk nitelikleriyle temsil edilir. Ya-
ratl ftratnn farkna varlmas bu yzden insann varolu ama-
c olarak grlr. Ruhani k ile nefsin karanl tamamen ala
narak nefs deitirilmelidir. Bunun gerekletirilmesi iin insan
bilincinde nelerin gerektii Kur'an'da Hz. lbrahim hakkndaki
sylenenlerde grlr:
"lte bylece yaknen bilenlerden olmas iin Biz, lbrahim'e
gklerin ve yerin melektunu gsteriyorduk. Gece bastrnca bir
yldz grm, 'Bu mu benim Rabbim?' demi, o batnca da, 'Ben
batanlar sevmem' demiti. Sonra ay' doarken grnce, 'Bu mu
benim Rabbim?' demi, o da batnca, 'Eer Rabbm beni hidayete

5 Bu sylemde gne ve bulutlar imgesi iin bkz. II 616.26 blmn terc-


mesi, SPK, s.195.
6 Bu amurun olumsuz veya er olduu anlamna gelmez. Buradaki husus
amurun ruhun tamamen ztt olan ucu temsil etmesidir. Mslman d
nrler ve lbn Arabi amur, toprak ve suyun neminin zaten fakndadrlar.
Bkz. Murata, Tao of Islam, s. 136-141 ve dier blmler.

75
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

erdirmeseydi, muhakkak sapanlar gruhundan olurdum' demi


ti. Sonra gnei doarken grnce, 'Bu mu benim Rabbm? Bu
daha byk' demi, ama batnca, 'Ey kavmim, ben sizin irk ko
tuunuz eylerden uzam' demiti. Dorusu ben, gerekten y-
zm bir muvahhid olarak gkleri ve yeri yaratana evirdim ve
ben mriklerden deilim." (6:75-79)

Vcudun Mutlak Oluu

lbn Arabi'nin insan ftrat kavramn anlamak iin vcudun


zelliklerine, yani varln bilinemez ve eriilemez kaynana da-
ha yakndan bakmak gerekir. Tm varlklar yokluk iindedir.
Gerek vcud sahibi Allah'tr. Herey tahdit edilmi, kaytl ve s
nrldr; sadece vcud mutlaktr. Vcud Allah'n sonsuz ve mut-
lak hakikati iken, tm eyler sonlu ve kaytldrlar.
Rahman'n Nefesi olarak Hakk tm alemi yaratr, yani vcud
kendinden gayr olan eylerin kaytllklarnda kendini grnr
klar. Karlatrlamazlk ile her kaytl eyin tesinde olan, ama
benzerlii ile i ve d alemlerdeki her surette kendini sergiler.
"Varolan" ve "bulunan" her ey vcudu sergiler. Ayn ekilde, her
bulma, yani her trl bilin ve uyanklk da vcudun kendi ken-
dini bulmasdr.
Vcud Zat'nda bilinemez ama tecellileriyle kendini sergiler.
In renkler adn verdiimiz tecellileri olmas gibi, vcudun da
"isimler" veya "sfatlar" veya "ilikiler" (nispet) olarak adland
rlan kendine has tecelli biimleri vardr. Kur'an'da zikredilen ila-
hi isimler vcudun asli sfatlarn gsterir. Bir ey her nerede bu-
lunursa bulunsun, grnmese bile bu sfatlar vardr. Renklerin
hepsi kta bulunur, n varl ise bu renklerin bir yolla bulu-
nabileceine iaret etmede yeterlidir. Ama belli renkler sadece
belli artlarda grnr.
"Allah'tan baka ilah yoktur" tevhid ifadesi, pozitif (subti)
bir nitelik olarak grndnde bunun mutlaka vcuda ait ol-
mas gereine dikkatimizi eker. Eer hayat grnrse, biliriz ki
vcud diridir ve biliriz ki mutlak ve balangc olmayan "Hakk'n
hayatndan baka gerek hayat yoktur." Yaratlmlarda bulunan
hayat geici, gerek deil iken daimi ve gerek hayat tek olarak
Allah'a aittir. Ksaca vcudun bir olduunu sylerken eyh haki-
76
iNSAN MKEMMELLICI

katin bir olduunu ve bununla da mutlak ve kaytl olmaktan


uzak ekliyle tm gerek niteliklerin sadece Hakk'ta buluhduu
nu ilan eder.

Hayali Bilin

bn Arabi tevhidin temel anlamnn, yani tm gerek nitelik-


lerin vcudun yansmalarndan baka bir ey olamayacan bir-
ok yolla, rnein tm aleme "hayal" diyerek, ifade eder. Alem ve
iindekiler saf Hakikat ile mutlak yokluk arasndadr; hem O
hem de O Deil' dir.
Kavramn en dar anlamyla hayal, ekilleri ve suretleri olan,
hislerle alglanabilen eylerle ekle ve surete sahip olmayan, bi-
linci bir araya getiren nefsin zel bir yeteneini temsil eder. Bu
yzden rya imgeleri duyular suretinde alglanr ama ekle sahip
olmayan bir uyanklk ile canlandrlr. eyh'in ifadesiyle bunlar
manevi gereklikleri olan "manalar" gsterir. "Ryadaki bir
kimse manalar, duyularla alglanabilen nesneler suretinde grr.
nk bedeni olmayan bir eyi cisimletirmek hayalin. hakikati-
dir." (II 379.3) Her rya imgesi d dnyann okluu ile zne-
nin birliini bir araya getirir; her imge beden dnyasnn karan-
l ile ruhun aydnl arasnda bulunan bir berzahtr.
Kavramn biraz daha geni anlamyla hayal, ruh ile beden
arasnda bulunan varlk ve bilin dzeyini, nefse ait bir alan
temsil eder. Nefs uyanklk ve bilintir, ama bu bilin kendi mad-
desi olan iki anlamllktan kurtulamaz. Bilin dier tm ilahi ni-
telikler gibi srekli bir oluu temsil eder. Younluk dereceleri
vardr ve en yksek yaratlm bilin dzeyi ile en aadaki ara-
snda sonsuz fark vardr.
nsanlar saf bilin olarak adlandrlabilecek olan Hakk'n bi-
lincine ulaabilirler mi? Cevap her zaman "Evet" ve "Hayr" olur.
Tevhid, "Hakk'n bilincinden baka bilin yoktur" anlamna gelir.
nsan bilinci, mutlak olan vcudun kendi kendini bulmasndan
baka bir ey deilse cevap "Evet"tir. Bu bulmada bir kaytl ger-
eklik, yani bir beer olduu mddete, cevap "Hayr"dr.
Hakk'n Zat'ndan baka hereye eriebilen bir bilin biimi,
Hakk'n kendini bilmesiyle hem ayndr hem deildir. Dier bir
ekilde sylendii gibi, "Allah'tan baka kimse Allah' bilemez."

77
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C CHITT!CK

Nefsini Bilme

Mutlak, karlatrlamazve sonsuza dek tecelliye kapal ol-


duu kadaryla Vcud Zat'nda Hakk'tr; tecellilerinde ise vcud
"gayr", yani bulan ve bulunan tm eylerdir. Bu halde ise vcu-
du vcuddan bakas bulamaz. "Allah'tan baka kimse Allah' bi-
lemez." Ancak, vcudun tecellilerinden baka bir ey de buluna-
maz, nk baka hibir eyin varl yoktur. "O'ndan gayr"
olan herey ise vcudun bir tecellisidir.
eyh uyanklk ile bilincin farkl biimlerini ya da vcudun
tecellilerine katlmay ve bu tecellilerin idrakinin farkl trlerini
ifade etmek iin ok sayda kavram kullanr. Bunlarn ou Al-
lah'n Kur'an'da zikredilen isimlerine dayanr. Bu isimlerin en
yaygn ise Alim ismidir. Habir, Basir, Semi, Muhsi, Vasi, ahit,
Latif, Nur, Rakib, Hakim ve Hafz gibi dier isimler ilahi ilmin
zel biimlerini temsil eder. Bu isimlerle temsil edilen her bilgi ve
bilin biimine insanlar eriebilir. eyh bunlarn her birine ait ila-
hi ve beeri izleri ayrntl olarak tartr. Tevhid, bu isimlerin
gsterdii niteliin mutlak ve hakiki anlamyla, her durumda yal-
nzca vcuda ait olmasn gerektirir. te yandan, greceli ve ger-
ek olmayan anlamyla bu nitelik vcudun tecellilerine, rnein
insanlara aittir.
eyh kulland dier kavramlarla, kendini tm eyada gr-
nr klan vcudun, insanlar tarafndan idrakine deinir. Bu kav-
ramlar arasnda marifet, irfan, kef, zevk, basiret, feth saylabi
lir. 7 Ne var ki imdiki konumuz iinde bu kavramlarn ifade et-
tikleri geni anlamlar vermemiz mmkn deildir. Kaytl ol-
maktan ve snrlamalardan uzak olmasna ramen vcud kendi-
ni ve mmkn her tecellisini bilir. Vcud bir olup, hem bilen
hem de bilinendir.
Vcudun kendini bilme temeline gre, kendi sfatlarnn ge-
reklerine uygun olarak vcud kendini kendine gsterir. Bunun
sonucunda ise vcudun kendini bilmesine ait esaslar gzle gr-

7 SPK adl kirnlmmn 13. Blm'nde bu ikinci kavramlarn tanmlarn ver-


dir.ibn Arabi insanlarn vcudu mahede ettikkr ce~ili maddi-manevi
biiml:ri ifade eden "haller"e ve "makamlar"a deinir. Zihr kuvveleri, d-
ncenin mahiyetini ve tefekkr tekniklerini tartr.

78
iNSAN MKEMMELLICI

nr hale gelir. Yaratlmlar -hakikatler, zler veya eyler- bu il-


min nesneleriyle ayndr. Alemde bulunduklar kadaryla vcu-
dun izlerini tarlar. Ia kar bir varlk iddiasnda olmayan ama
k sayesinde varolan yeil ve krmz renkler gibi, geici bir ha-
yata sahip olmalar ve gerek olmamalar nedeniyle, yaratlmlar
da herhangi bir vcud iddiasndan uzak olarak kendi gereklik-
lerini sergilerler.
Eer vcuda kendi mahiyeti ynnden bakacak olursak, v-
cudun tek bir gereklik olduunu tasdik etmek zorundayz. Ama
vcuda kendini bilmesi ynnden bakacak olursak vcud zaman
ve mekan iinde sonsuz yaylmnda btn alemi bilir. Buna g-
re vcud bir'dir ve ylesine bir birlik iinde mmkn okluu da
kuatr. O Vahdet/Kesret'tir, yani Zat' ynnden Bir, isimleri y-
nnden ok'tur.
lbn Arabi ve takipileri, vcud ynnden birlii mi yoksa Al-
lah'n ilminin gerei olan tafsil ynnden okluu mu gsterdik-
lerine bakarak ilahi isimleri iki kategoriye ayrrlar. ounlukla
birlie ait isimler "rahmet", "ltuf' veya "cemal" isimle~i olarak
adlandrlr ve bunlar Allah'n benzerliiyle yakndan ilikilidir.
zellikle oklua ait isimler "gazab" veya "celal" isimleri olarak
<1JL11drlr ve bunlar Allah'n karc;l:tmlamazlyla yakndan
il-drlidr. - -----

- tk kategtideki isimler yaknlk, harmoni, uygunluk, btn-


lk, aynlk ve bilinci gerektiren yaratlmlarn Hakk ile olan
ilikilerini iaret eder. lkinci kategori, Allah'tan uzaklamay,
Hakk ile uyumamay, dengesizlii, paray, farkll ve cehaleti
gerektiren ilikileri iaret eder. Bu iki kategori Allah'n Adem'in
amuruna ekil verdii "iki eli"dir.. 8
Bu iki isim kategorisi ya da Allah'n iki eli, hayal aleminde
birbirleriyle karlaan ruh ve beden dahil olmak zere alemdeki
her kutuplulua ve birbirini tamamlaycla yol aar. Eer Al-
lah'n sa eli bir insann boyanmasnda hakim olursa, birlie ve
nefs uyanklna ait nitelikler, yani vcudun kendi kendini bul-
mas hakim olur. Allah'n sol eli hakim olduu kadaryla da insan
ayrlk, cehalet ve karanla yenilir.

8 Allah'n iki eli ve lbn Arabi ile erh sahiplerinin bunlar iki grup isim al-
tnda aklamas iin bkz. Murata, Tao of Islam, Blm 3.

79
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

Vcudun kendini grnr klmas birlik ve eitlilik, yakn


lk ve uzaklk, benzerlik ve karlatrlamazlk ynnden ger-
ekleir. Vcudun tek oluuna ait olan eyler, daha ok birlik,
harmani, denge ve uyanklk zelliklerini grnr klmaya yat-
kndrlar. Buna en belirgin rnek grnmeyen, terkibi olmayan
ve sonsuz hayata sahip ruhlardr. Vcud ilminin nesnelerinin e-
itli oluuna ait eyler ise daha ok okluu, terkipli olmay, den-
gesizlii, karanl ve bilinsizlii sergiler. Bunlara rnek ise g-
rnen alemi dolduran bedenli eylerdir.
Allah'n iki eli arasndaki karlkl iliki, mikrokozmos ile
makrokozmos arasndaki ilikide izlenir. Zaman ve mekan iin-
deki yaylmyla tm alem vcudun mmkn grnr olma bi-
imlerinin sonsuz saydaki eitliliini sergiler. Hakim nitelikleri
farkllk, birlikten yoksunluk, ayrlk, dalmlk, n matl,
bilinsizlik, cehalet ve pasifliktir. Bunun aksine insan mikrokoz-
mosu vcudun eitli niteliklerinin hepsini bir araya getirip,
bunlar harmonize ederek, vcudun birliini ve btnln
sergiler. Tam ve bilinli olarak vcudun tecellilerini grnr kl
d kadaryla mikrokozmosta birlik, harmani, younluk, k,
uyanklk, ilim ve aktiflik nitelikleri hakimdir.

Bilinmeyen Makam

eyh Allah'n Adem'i kendi suretinde yarattn syleyen ha-


disi, Allah'n insanlar
vcuda ait niteliklere sahip olarak yaratt
eklinde anlar. Bu yzden vcudun kendisi insanlarn yaratl
ftratna iaret eder. nsan olmann anlam vcudu vcud olarak
grnr klmak demektir. te yandan insan dnda baka bir ey
olmak ise vcudun sadece belli baz sfatlarn grnr klmak
demektir. Burada konumuzun "grnr klma" olduunu, her
ynden vcudla aynlk olmadn hatrlatrm. Her ne kadar ay-
nlk istense de, gerek anlamyla aynlk mmkn deildir, n-
k vcud yalnz, tek olarak Allah'a aittir. Bu yzden farkllk her
zaman olur. Vahdet-i vcudun tecrbe edilmesinde bile Allah'n
iki eli varlklarn srdrr.
nsanlarn dndaki varlklar, insanlarn aksine doutan v-
cudun belli baz niteliklerinin hkm altndadr. Bu nedenle s
fatlarn ya da renklerin uyumluluunu, her rengin zelliini kay-

80
iNSAN MKEMMELLl(;t

bettiive renksiz vcud nn ortaya kt dengeyi asla ger-


ekletiremezler. Sadece insanlarn n her rengini, vcudun
her niteliini grnr klma potansiyeli vardr.
nsanlar kaytl olmaktan uzak vcud ile harmoni salarlarsa,
bilinen bir makamn tesinde (eyh'in "Makamszlk Makam"
dedii) bilinmeyen bir makama ularlar. Bunu gerekletiren bir
kimse, dierleriyle mkemmel bir harmoni ve denge iinde v-
cudun her niteliini sergiler. Bu ise ilahi surete dn olduu, ya-
ni vcudun zuhuruyla Hz. nsan grnd iin insann yaratl
d ftratn gerekletirilmesidir.
nsanlar renksiz ve kaytl olmaktan uzak vcud ile harmoni
salamada baarsz olurlarsa, bu durumda, yaratldklar ilahi
suret vcudun belli baz bilinen niteliklerini sergilemeye devam
eder. Bu yzden alemdeki herey gibi, onlar da bilinen bir maka-
ma dahil olurlar. Bu meleklerinki gibi kl, latif bilinen bir ma-
kam olabilir ve bylece lmden sonra cennete ularlar. Ancak
daha baka bilinen, mmkn makamlar da vardr ve bunlardan
bazlar karanlk, kesif ve dank olup cehennemin deiik taba-
kalarna denk der.
Birlik, harmoni ve btnl salayan vcudun niteliklerini
tam olarak grnr klabildikleri iin sadece insanlar alemde e
siz bir rol oynarlar. Bu esiz zellik toplayclk (cem edicilik)
olarak adlandrlr. Ontolojik olarak, toplayclk Allah'n toplay
c (Cami) ismine iaret eder ve Allah'n insanlara verdii ftrata
dayanr. Bu isim vcudun ekli olmayan suretini gsterdii iin
tm hakikatlere iaret eder. Ayn zamanda toplayclk tefekkr,
bir ey zerinde younlama ve hatrlamann, anmann (zikr)
meyvesini temsil eder. Bu meyveye ise, nefsin dank glerini
bir araya toplayarak bunlarn Hakk'n Zat'nda younlatrlma
syla, yani nemli bir dereceye kadar vcudun kendi kendini id-
rak etmesinin gerekletirilmesiyle ulalr.
Pozitif kavramlarla (olumlama/ispat) tartldnda, insan
mkemmellii ilahi/insan suretinde var olan vcudun her niteli-
inin gerekletirilmesi olarak grlr. Allah'n tm sfatlarn
bilinli ve aktif bir biimde bir araya topladklar ve makrokoz-
mosta Allah'n idareci grevlileri olduklar iin insan- kamillere
Allah'n "halifeleri" olarak baklr. Yarath ftratlar ilahi/insan
suretinde varolan niteliklerin gerekletirilmesi iin bir imkan
81
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

olarak ortaya kar. Bu sebeple, vcudun tm nitelikleri mkem-


mel bir denge ve harrnoni iinde insan suretinde bedenletii iin
insan mkemmellii ilahi benzerliin tam olarak ispat olarak
grlr.
te yandan insan mkemmellii negatif kavramlarla (olurn-
suzlama/nefy) da tartlr. Burada aynlk ve benzerlik yerine da-
ha ok farkllk ve karlatrlarnazlk vurgulanr. Allah'tan baka
hakikat bulunmad iin insanlar mutlak gerek deillerdir. Ce-
halet ve uzaklama bu gerein idrak edilmemesi yznden orta-
ya kar. Bu gre gre insan mkemmellii, vcudun nitelikle-
rine ait her trl davadan, iddiadan soyunmak yoluyla gerekle
tirilir. Kendilerinin hibir eyleri olmadndan insanlar Allah'n
mutlak kullardr. Manevi yetime yolu vcud gneini rten ka-
ranlk bulutlarn terk edilmesi eklinde resmedilir. Sadece hili-
e ulaarak insanlar, Bir'in esiz hakikatini ispat ederler. Buna g-
re insan ftrat yaratlm niteliklerden uzaktr, nk sadece ya-
ratlm nitelikler kaytl olanlardr, vcud ise kaytl olmaktan
uzaktr. Sadece hereyden boalrnaklk vcudun tam tecellisine
izin verir. Ancak yaratlm niteliklerden uzak olmak ise vcud
ile olmak, yani yaratlmam olmak demektir.
eyh'in Makarnszlk Makam tanm olumlama (ispat) ve
olumsuzlama (nefy) grlerini birlikte sunar. lnsan- kamiller
tm nitelikleri terk ettikleri iin hibir nitelikte bulunmazlar.
te yandan hibir nitelikte bulunmamak demek sadece vcudda
bulunmak dernektir ve sadece vcud hangisi olursa olsun hibir
nitelikle snrl deildir. Bu yzden, herhangi bir nitelik veya z
(ayn) ile engellenmemi, ama her nitelie ve ze hkmeden in-
san- kamiller vcudun tam tecellileridir. eyh'in syledii gibi,
"Gerek kaytl olmamak, her suret ile kaytl olma gcne sahip
olduu halde zerinde kaytl olmann tozu bile bulunmayana
aittir." (Ill 4 72.25)

Fena ve Beka

lbn Arabi ve dier Sufiler kulluk ve halifeliin, yani ayn an-


da hem karlatrlmazln hem de benzerliin gerekletirildi
i insan halinin tamamlayc dier ynlerini aklamak iin eit
li kavram ikililerini kullanrlar. Bu kavram iftlerinden en me
82
iNSAN MKEMMELLl(;t

hum ise fena ve beka ikilisidir. Batl aratrmaclarn fena kavra-


m zerinde younlat grlr, nk bu kavram nirvana ve
moksha gibi kavramlar hatrlatr. Ama tasavvufi metinlerde fena
kavram her zaman beka kavram ile karlatrlr. Bu iki kavra-
mn Kur'an' da en ok bilinen yeri, "Yeryznde olan her canl fa-
nidir, yalnz azamet ve ikram sahibi Rabbinin yz (vech) baki-
dir" (55:27) ayetidir. eyh'e ve dierlerine gre, ayetteki yeryz
kelimesi, ilahi/insan suretini karlatrlamazlk ynnden tem-
sil eder, eklinde anlalabilir. te yandan, Rabbinin yz ifadesi
ise ilahi/insan suretini benzerlik ynnden temsil eder. Bu sebep-
le ayet u ekilde okunabilir: nsanda Allah'tan uzak bulunan her
ne varsa Allah'a yaknlk sfatlaryla fena bulacak ve bunlarn
hkm altnda olacaktr. nsanlar O Deil olduklar mddete fe-
na bulurlar, O olduklar mddete beka bulurlar.
Allah'n karlatrlamazln ispat ederek insanlar, gerekli-
i kendi nefslerinden olumsuzlarlar. Manevi pratiin amac ilahi
niteliklere ait her trl davadan vazgemek olur. Bu ise "kulluk"
makamdr. Nefsin ispatna ait tm izler silindiinde geriye Al-
lah'n tecellisi kalr. Halk var ederek kendisini zuhur eden Allah
mahede edilir. Yaratlm sfatlar fena olur, ilahi sfatlar beka
bulur. Bu ise "halifelik" makam ya da alemde Allah'n temsilcisi
olarak i yapmaktr.
Nefsin olumsuzlanmas ve Allah'n ispat zihni bir altrma
olarak dnlmemelidir. Tam tersine bu durum, hakikatin for-
mle edilmesinden nce gelir. Hallac gibi nefslerinin fenasn
gerekletirip imanlarn kemale erdiren Mslmanlar, Hakk'n
bilincini nefslerinde gerekletirerek "Ene'l-Hakk" diyebilmiler
dir. Bu ise en azndan tm mutasavvf stadlarn syledikleri
olup lbn Arabi de bunlarn dnda deildir.
Ftuhat'mda fena kavramna ayrd blmde eyh, bu kav-
ramn teknik anlamnda "-den" (Arapa: 'an) zamiri ile birlikte
kullanlmasna dikkati eker. Bu sebeple mutasavvflar bir eyden
fena olmaktan sz ederler. Ayn ekilde beka kavram "yoluyla,
ile" (Arapa: bi) zamiri ile birlikte kullanlr. Bu yzden, bir ey
yoluyla beka bulmadan sz edilir. Her haliyle, fena daha aa
dan, beka ise daha yukardandr. '"Daha yukardaki bir eyden'
fena olmak dilbilgisi kurallarna gre doru bir cmle olsa bile,
mutasavvflarn kulland bir kavram deildir." (II 512.30)

83
1-AYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

eyh fena kavramnn tam bir tanmn yapmaktansa nceki


mutasavvflarn bu konuda sylediklerini rnek olarak verir. Bu
kavramn "itaatsizlikten fena bulmak; Allah yaptrd iin kulun
yaptklarn kendisi yapyor grmesinden fena bulmak; halktan
fena bulmak" (II 512.27) eklinde kullanldn syler. Sufilerin
fenay yedi basamaa sahip olarak grdklerini ayrntlaryla an-
latr. nc basamakta talip, yaratlm eylere ait niteliklerden
tamamen fani olduu iin nefsine fi.t sfatlar artk grmez; sade-
ce Allah'n sfatlarn grr. Daha yukardaki basamaklar Hakk'n
mahede edilmesinin deiik biimlerine aittir.
Mahede etmek (uhud) kavram, fena ile neyin kasdedildi-
ini anlamada nemli bir anahtardr. Aklmza hemen ilahi isim-
lerden ahit ismi gelir, nk "O'ndan baka ahit yoktur." Ge-
nelde, mahede etmek sadece gzle deil, uyankln ve bilin-
cin yeri olan kalple grmeyle e anlamldr. Mahede etmek kef
ile, yani halk ile Hakk arasndaki perdelerin kalkmas ile ayn an-
lamda ok sk kullanlr. Kef ahit olunan eyin bilincini gerek-
tirir ama tam bir kendini bilme deildir.9
eyh'in rencilerinden biri, fena nefse ait gleri sildiine
gre akln fenadan sonra neden ayn kalmadn sorar. Eer bu
glerin herhangi bir rol yoksa, fenadan etkilenmemeleri gere-
kirdi. eyh bu soruya cevabnda, "mahede eden kimsenin kal-
binde mahedenin brakt bir iz" (Il 132.25) olarak tanmlad
"ahit" kelimesine deinir.
Mahede eden kimsede iz brakmadan gerekleen bir m-
ahede an olamaz. Bu iz ise "ahit" olarak adlandrlan eydir. Bu
iz, akli ve dier kuvvelerde gerekleen bir arta neden olur. Fe-
nadan sonra byle bir ahit bulunmazsa, o zaman bu tevhidde
gerekleen bir fena deildir. Aksine, bu kalbin bir uykusudur,
nk bizim grmze gre, fena iki eittir: Fenadan sonra
bir ahit bulunursa, bu gerek bir fenadr. ahit bulunmazsa bu-
na "kalbin uykusu" deriz. Bu, uyuyan ve uykusunda rya grme-
yen bir kimseye benzer. (lbn Sawdakin, s.44-45)

9 lbn Arabi'nin mahede hakkndaki baz grleri iin bkz. SPK, s. 225-
28 ve dier blmler.

84
iNSAN MKEMMELLICI

Bu yzden eyh, hibir faydas olmayan manevi deneyimde


kendini bilmenin kaybn kabul eder, nk bu kimseler manevi
deneyimden hi etkilenmemi olarak kalrlar. Baka bir yerde
eyh, nefs karanlk olduu iin nefsin fenas olur; te yandan, a
hit olunan ey ise ktr, diyerek aklar. In parlamasyla nefs
kaybolur. "Ik olduu zaman glgeler bulunmaz. Alem bir gl-
gedir, Hakk ise ktr. te bu sebeple, tecelliler gerekletii za-
man alem nefsinden fena bulur. nk tecelli ktr, nefsin m-
ahedesi ise glgedir. Bylece Allah' seyrinde tecellileri gren
kimse kendi nefsini mahede etmekten fani olmutur. Allah
perdeyi indirdiinde glge zahir olur ve ahit yoluyla zevk tad
lr" (II 466.23).
eyh burada tecellilerin mahedesi srasnda nefsin bilinci-
nin ortadan kalktn sylemektedir. Uyankla, nefsin bilinci-
ne geri dndkten sonra bu kimse mahedenin nefsinde brak
t iz sayesinde zevki tadar. Ancak baka bir eserinde eyh, fena
srasnda belli bir nefs bilinci biiminin korunmasn insan m-
kemmelliinin bir ger~klilii olarak grr. Buna gre insan- ka-
millerin yaad nefsin fenas mutlak bir ey deildir.
Gerek mkemmellik sadece hem Rabbini hem de kendi nef-
sini mahede eden kimsede bulunur. Bazlarnn iddia ettikleri
gibi eer bir kimse kendi nefsini mahede etmeksizin, Rabbini
mahede etse, bu ona hibir fayda salamayacaktr ve bu kimse
eksikliin hkm altndadr. nk bylece Hakk Kendinden
Kendini mahede etmi olacaktr ve eylerin durumu byledir.
Bu sebeple nefsinden fani olduunu ve ayn zamanda Rabbini
mahede ettiini zanneden bir kimseye ne tr bir fayda ulaa
caktr? (Mawaqi, s.27)
eyh, fenann greceli bir kavram olduunu unutmamamz
syler. Fenann anlam, belli baz aa bilin biimlerinden fena
olma ve ayn anda daha st bir bilin biimi yoluyla beka bulma
demektir. Terk edilen bir uyankln yerini daha stteki birisi alr.
Dier bir ifadeyle fena, ona e,lik eden beka ile deerlendirilir. Be-
ka bulan Hakk'n tecellisi, fena olan ise batldr, yani kiinin snr
l nefs bilincidir. "O" kalr, "O Deil" kaybolur. eyh yle aklar:
Beka senin Hakk ile olan ilikindir... Fena ise senin kevni
alem ile olan ilikindir, nk "undan, undan fena buldum."
dersin. Hakk ile olan ilikin ise daha yukardadr. Bu yzden be-
85
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

ka daha yukar bir ilikidir, nk fena-beka ikilisi birbirine kar-


lkl balhallerdir.
Bu yolda fani olmu bir kimseden baka hi kimse beka bu-
lamaz ve beka bulan bir kimseden baka hi kimse fani olamaz.
Fena ile tanmlanan her zaman beka halinde olur ve beka ile ta-
nmlanan da daima fena halinde olur. Beka ilikisinde Hakk'n
mahedesidir; fena ilikisinde ise halkn mahedesidir. Fena
olduun eyi idrak etmeden "Ben undan, undan fena oldum"
diyemezsin. Senin bunu ilk idrakin mahedendir, nk fani ol-
duun eyi nefsinde bulamamak elinde deildir.
Beka da ayndr. Beka bulduun eyi mahede etmen gere-
kir ve bu yolda tek beka Hakk iledir. Bu sebeple, Hakk' mahe
de etmen gerekir, nk kalbinde O'nu hazr bulmu ve idrak et-
mi olmalsn. Bu durumda ise "Hakk ile beka buldum" diyebilir-
sin. tlikinin kurulduu eyin yksekliinden dolay bu iliki da-
ha yce ve yksektir. Bu yzden, her ikisi birbirini gerekli klma
sna ve ayn anda bir tek kimsede bulunmasna ramen, beka ha-
li fena halinden daha yksektir. (11 515.24)
insanlar Hakk'n suretleridir. Baka bir ifadeyle, vcudun
tm niteliklerinin bulunduu Hakk' temsil ederler. Ancak, "nor-
mal" insanlar uyumazlk ve ayrlk iinde yaarlar. tlahi sfatlar
sadece ksmi ve zayf olarak gerekletirilmitir; belli baz sfatlar
dierlerine hakimdir. Bu hakim nitelikler uzaklk, tafsil, gayrlk
ve karanla ait niteliklerdir.
Karlatrlamazlk dikkate alndnda ilahi suretin sergilen-
mesi eklinde gerekleen deiim, Hakk'n mutlak hakikatinin
olumlanmasn (ispat) ve insan nefsine ait her trl iddiann
olumsuzlanmasn (nefy) ierir. Bu olumsuzlama bazen "fena"
olarak adlandrlr. Ancak her fena bekay gerektirir; karlatr
lamazlk benzerlikten ayn, bamsz grlemez. Bu sebeple
eyh'in fenaya ait yedi basamann her biri, vcudun tecellileri-
nin ve bu tecellilerin insana getirdii bilin dzeyinin hakikati-
nin olumlanmasm ister.

nsan Olmak

zetlersek; eyh ftratn, insanlarn Hakk'n suretinde yara-


tlmalar gereinegre ina edildiini syler. Yani, alemdeki her
86
iNSAN MKEMMELLICI

ey arasnda sadece insanlarn vcudun tam tecellisini tecrbe et-


me potansiyelleri vardr. llahi sureti gerekletirmek iin insan-
lar, kendilerini vcuddan ayran snrl bilinlerini terk etmek zo-
rundadrlar. "Kulluk" ile Allah'n iradesine boyun eerler ve tek
gerek sahiplerine, Hakk'a geri dnerler. Batldan fani olma de-
mek Hakk ile beka bulma demektir. Bu "Hakk" ise kendini kul-
da tecelli ettirdii mddete kesinlikle vcud'dur. Bu ise insanla-
rn yaratlm olduu ve bir ekle sahip olmayan ilahi surettir.
IX. yzyl Sufilerinden mehur Ebu Yezid Bestami, Allah'n
kendisine "Nefsini terk et ve yle gel!" diyerek hitap etmesine
kadar Allah'a ulaamadn syler. lbn Arabi bu sz yle ak
lar: "Allah, ona nefsinin suretinden, Allah'n Adem'i yaratt
Hakk'n suretine dnmesi davetinde bulunmutur. Hakk'n dn
da bal olduu hereyi brakmas sonucunda nefsin kabul ede-
cei tek suret budur" (lbn Sawkadin, s.38-39).
Manevi yolculuunda, yani miracnda Hz. Muhammed'in
ayak izlerini takip ederek semann katlarm geip Allah'n hu-
zuruna kartlan lbn Arabi, bunu anlatrken kendisine bahe
dilen son gerekletirmeyi anlatr. 10 Kendisinin vcudun tam
tecellisinden baka bir ey olmadn grr: "Mira ile tm ila-
hi isimlerin gerekletirilmesine ulatm. Bu isimlerin hepsinin
tek bir Msemma ya da tek bir Zat'a nasl geri dndklerini
grdm. Bu Msemma mahede ettiim ey ve bu Zat ise v-
cudumdur. Bu yzden manevi yolculuum sadece nefsimde
olan bir eydi." (Ill 350.30)11

10 eyh'in manevi mira dncesinin ayrntl bir aratrmas iin bkz.


Chodkiewicz ve Dierleri, Meccan Illuminations, s.335.; ayrca bkz. Morris,
"Spiritual Ascension."
11 lbn Arabi'nin rencisi Sadreddin Konevi mana aleminde benzer bir de-
neyimini anlatr ve bu makama ulaan ve ayan- sabitesi olmayan kimseyi
nasl grdn aklar. Vcudun kaytsz hakikatinin tersine ayan- sabite
bir eyin sabit ve kaytl hakikatini temsil ettiine gre, ayan- sabitesi olma-
yan kimse lnsan' mahede etmitir. Bu da Hakk'n kendisidir. Konevi'nin
kendi szleri yledir: "Hakk bu mahedeyi bana ltfettiinde, mthi bir
mahede yerinde buna sahip olan kimsenin ayan- sabitesi ve hakikati ol-
madn grdm. Buras o kimsenin Hakk'n sureti olduu bir makamdr.
Bunu mahede eden kimse ve Rabbi'nden baka herkesin vcud giysisine
brnd belli bir ayan- sabitesi vardr" (al-Nefahat al-Ilahiyye, s.305).

87
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

Bilin vcudun en belirgin niteliklerinden birini temsil eder.


Kendi ilahi suretini gerekletiren kimseler tam insan bilincine
ularlar. Ebu Yezid "nefsini terk edip" Allah'a geldiinde, ceha-
letin snrlamalarnn tesine geerek, kendini sonsuz ve tekrar
olmayan tecellilerinin altnda Allah'n zuhuruna dnk bir yz
(vech) olarak grr. Bu makam mkemmellie ulaan ve saylar
ok az olan bir grup insan tarafndan gerekletirilir. Buras tm
insanln yaratld ftrattr. eyh'in grne gre, sadece bu
kimseler kelimenin tam anlamyla insan ismini hak ederler. Di-
er kimselerde ise mikrokozmosun dalm nitelikleri, yani hay-
vanlar aleminin eitli trleri eklinde temsil edilen nitelikleri
hakim zellikler olarak kalr. Bu sebeple nefs, icmale ait olan ila-
hi suretin birliinin niteliklerinden tam olarak faydalanmaz.
Birlie ulaan insan- kamiller, kaytllk dzeyinde kaytl ol-
maktan uzak olarak vcudun tecellilerinde yaarlar. Hakk'n
Zat'nda bulunduu ekliyle vcudun tm niteliklerini gerek-
letirirler. lnsan- kamillere hibir nitelik atfedilemez, nk bu
veya u deillerdir. Ancak insan- kamiller, ne bu ne de u olup,
hem bu hem u olurlar. lnsan- kamiller sadece yaratlm snr
lamalarn tesinde deil, Allah'n iki elinin (birlik ve okluk, rah-
met ve gazab, cemal ve celal, benzerlik ve karlatrlamazlk)
herhangi birinin hkm altnda da deillerdir. "Mkemmellik
ehli olan kimseler tm makamlar ve halleri gerekletirmi,
bunlarn tesinde, yani hem celal hem de cemalin tesinde bir
makama gemilerdir; bu yzden insan- kamillerin, herhangi bir
sfat veya hududu yoktur." (II 133.19)
GeneUikle eyh, Makamszlk Makam'na ulamay ztlarn
birletirilmesi (coincidentia oppositorum; cem'l-ezdad) olan
Allah'n sfatlarnn gerekletirilmesi eklinde ifade eder. Allah
isminin suretini sadece insan- kamiller tam olarak gerekletir
dii iin "Allah Ehli" olarak adlandrlmaya da sadece onlar la-
yktr. Her zt sfat sergilerler, nk Evvel ve Ahir, Zahir ve Ba-
tn (57:3) olan vcudun ftratn insan- kamiller gerekletirir.
Allah Ehli olanlardan baka alemde hi kimse ztlar bir ara-
ya getiremez; nk ztlar bir araya getiren O olmulardr ve arif
O'nunla bilir. nk Bir tek Zat'a ve iki farkl ilikiye gre deil
bir tek ilikiye gre, O hem Evvel'dir, hem Ahir'dir, hem Za-
hir'dir, hem Batn'dr. Bu yzden akl kategorilerinden ayrlm-
88
iNSAN MKEMMELLl(;t

lardr ve akli kuvveleri insan- kamilleri tahdit edemez. Onlar


Hakk Olanlar, Allah'n kendilerine verdii ahit ile Hakk' doru
layan Muhakkik'lerdir. Buna gre O/O Deildirler, nk Attn
zaman sen atmadn, ancak Allah att. (8: 17) O ispat ve nefy edi-
lir. (Ill 396.19)
Makamszlk Makam, mutlak icmali, saf birlii, hakiki bilin-
ci, eksiksiz hrriyeti, kaytl olmaktan kurtulmuluu ve Hakk'n
tecellileriyle aynlk iinde her eit zt nitelii bir araya getirir.
Bu makamda tecrbe edilen bilincin mahiyeti sadece karlatr
ma ve metaforlarla ifade edilebilir. Gnlk dil bu makam asla
ifade edemez; insanlar bu makamn nn parlaklyla kr
olurlar. Aslnda insan- kamillerin mahede ettikleri k, alemin
karanlnda sonsuza kadar parlar; ama insanlarn bu gr-
melerini engelleyen tek ey beeri yetersizlikleridir.

89
Hayal Alemleri
1. Blm: Vahiy ve Poetik Betimleme

lbn Arabi yzlerce sayfa dzyaznn yannda iir divan ile


dzyazlarnn aralarna dalm binlerce msra yazmtr. ey
h'l-Ekber'in Hayal iin sylediklerine bakarak denebilir ki haya-
li kavray ile poetik ifadenin imkanlarn yapt eyin bilincin-
de olarak kullanabilmitir.
Grnmeyen gereklikleri ifade ederken poetik hayalin sa
lad dil imkanlarnn kullanlma biimi ile kozmik hayal arasn
daki ilikiyi, bildiim kadaryla eyh, sistemli veya ayrntl bir
ekilde aklamaz. Ancak divanlarndan biri olan Tercman'l-E
vak (Arzularn Tercman) iin yazd Zehayir ve'l-A'lakk adl
erhte bu ilikiye gndermeler yapar. R. A.Nicholson bu iki ese-
rin nemini seksen yl nce fark edip, Tercman'n tam metninin
ngilizce evirisini erhten semeler ekleyerek yapmtr. Ancak
Nicholson bu eviriye, ne teorik bir giri ne de lbn Arabi termi-
nolojisinin teknik doas hakknda bir eyler eklemitir. eyh'in
kavramlarnn ve dnya grnn detayl analizi olmadan lbn
Arabi iirinin anlamalar dnyasn kavramak imkanszdr.
93
HAYAL ALEMLERi WJLLIAM C. CHJTTICK

Tercman'l-Evak

lbn Arabi Tercman'l-Evak'n erhini, baz fakihlerin, bu i


irlerin ilahi srlarla kaleme alnmayp dnyevi ak iirleri olduu
iddialarna kar bir cevap olarak yazmtr. Nicholson, eyh'in
samimiyetinden phe duymaz ve eyh'e bu erhi yazdran p
hecilere minnettarln belirtir. Syledii gibi "lbn Arabi'nin reh-
berlii olmadan, en fazla yaknlk duyan okuyucular bile Ara-
bi'nin fantastik dehasnn geleneksel, Arapa bir kasideye ykle-
dii gizli anlamlara nadiren ulaabilir." Bundan sonra Nicholson
eyh'in "arla kaarak zoraki sz analojilerine snd ve a
rtc bir hzla yce olandan samaya, bayaya indiini" (s. 6-7)
syler.
Tercman'l-Evak'n evirisinde yapt ilmi nclnden
dolay Nicholson'a kranlarmz sunarken, o gnk entellekt-
eller ile zellikle bunlarn arasnda lbn Arabi retilerini tanyan
kimselerin Nicholson'n evirisini sunduu erhleri nasl karla
dklarn sormak isteriz. Bunu sormamzn nedeni, Nicholson'n
inannn aksine, lbn Arabi'nin "dehas"mn o kadar "fantastik"
grlemeyeceidir, nk bu kimselere gre zaten sadece Ftu-
hat- Mekkiye'de bunlara benzer binlerce sayfa "zoraki sz analo-
jileri" vardr. Nicholson'n yapt gibi, bir kimse Tercman iin
sylediklerini Ftuhat'n ortasna koysa, hi kimsenin dikkatini
ekmez. Burada "sama ve baya" olan tek ey, Nicholson'n lbn
Arabi'yi ngiliz aklclna gre deerlendirmi olmasdr.
lbn Arabi'nin erhinden yapt semeler hakknda Nichol-
son, nemli blmlerin tmn evirmi olduuna inanmamz
ister. Nicholson, "tlgin ve nemli pasajlar kelime kelime aktar-
dm" (s.9) der. Nicholson'n "ilgin ve nemli"den ne anlad
kendi zamanndaki akademik ilgilere dayanr. Ne var ki eyh'e ve
takipilerine gre "ilgin ve nemli" olanlarn ounluunu Nic-
holson'n semelerine almadm grmek iin bunlar Ftuhat-
Mekkiye'yle ilikilendirerek okumamz yeterli olacaktr. Kasidele-

1 Bu divan Arzularn Tercman adyla Trke'de yaynlanmtr. Bkz. lbn


Arabi, Fena Risalesi-Arzularn Tercman, ev. Mahmut Kank, iz Yay. stan
bul, 1991. (ev.)

94
HAYAL ALEMLERi

ri hakknda eyh'in syledii herey Kur'an'a, Hadis'e, slami te-


oloji ile kozmolojiye ve Mslmanlarn Allah tecrbesine dayanr.
Tercman'n ilk msras yle der: "Ah! Bir bilseydim, ah bir
bilseydim, onlar hangi kalbe sahipler, acaba biliyorlar m!" eyh
erhinde, ilk msrada geen onlar kelimesinin "menazr- ula"
kavramn gsterdiini yazar. Bu kavram Nicholson, neyi anlat-
t hakknda hibir bilgi vermeden, "tlahi Dnceler" (Divine
Ideas) olarak evirmitir. Deiik isimlerle arlmasna ramen
"tlahi Dnceler" kavramna erhte ok sk rastlanr. Eserin ge-
ri kalan ksmn anlamamasna neden olan Nicholson'n ilk hata-
s, menazr kelimesini "dnceler" (ideas) ve ula kelimesini de
"ilahi" (divine) eklinde evirmesidir.
Menazr, n-z-r (nazar) kknden gelen manzar kelimesinin
oulu olup, "bakmak, grmek, gzlerle alglamak" anlamna ge-
lir. 2 Manzar kelimesinin szlk anlam "bir eyin grld, sey-
redildii yer" veya "seyir, grme yeri"dir. Ula ise ala sfatnn o-
ulu olup "daha yksek, yukar" anlamna gelir. Buna gqre me-
nazr- ula, "daha yksek, yukar seyir yerleri" demektir. Kozmo-
lojide teknik bir kavram olarak "daha yksek, yukar" kelimesi
"daha aada (esfal)" kelimesiyle karlatrlr. "Daha yksek,
yukar alem" melekler ve ruhlarn igal ettii, grnmeyen h-
kmdarhktr. "Daha aa alem" ise bedenlerin igal ettii, gr-
nen hkmdarhktr. Bu yzden, "daha aa seyir yerleri" cisma-
ni gzlerimiz ya da "basar"mz ile algladmz eylerdir. te
yandan, "daha yksek, yukar seyir yerleri" ise "basiret", "kef"
ve "zevk" gibi isimlerle adlandrlan i, ruhani kuvve ile alglad
mz eylerdir. Bir insann grnmeyen daha yksek, yukar ey
leri alglad "organ" kalptir. Hatta Allah bile kalple grlebilir
ve eyh erhinde birok yerde, "Beni ne yer ald, ne de sema. La-
kin Beni Mmin kulumun kalbi ald" mehur kudsi hadisini biz-
lere hatrlatr.

2 Nazar- akli "rasyonel dnce" veya sadece "akl" olarak tercme edile-
bilir. Bu kavram ilahiyatlarn ilgi duyduu temel kavramlardan biridir.
Nicholson lbn Arabi'nin bu kelimeyle akl kastettiini dnm olabilir.
Ne var ki eyh'in ilahiyatlarn akli yaklamlarn ok fazla eletirdiini
bilmesi gerekirdi.

95
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

eyh manzar ya da "seyir yeri" kavramn kullanarak belli,


kesin gerekliin zel bir varolu dzeyinde grlmesine iaret
eder. Grmenin (seyr) en son amac elbette Allah' grmedir.
Ama Allah Zat'nda mutlak olarak tanmlanamaz, bilinemez ve
grlemez. te yandan, Allah tecellisiyle grlebilir ve bu tecel-
linin olduu surette ise grme yeri veya "mahali" gerekleir. Bu
suret "hayal ya da misal sureti", "mehud", "mazhar", "mecla ya
da tecelli yeri" ve "ruhaniyet" gibi eitli isimlerle anlr. Bunla-
rn her birinin zel nanslar olup, kendi balamnda ele alnma
ldr. Bu blmde bu kavramlardan bazlarna deineceiz.
lbn Arabi'nin erhin hemen banda kulland "daha yksek,
yukar seyir yerleri" tm divann ana konusudur. Gerekten de
her iir, airin grnmeyen alemlerde karlat Allah'n tecelli-
lerinin tanmn temsil eder. Herhangi bir aklama yapmadan
dorudan doruya tlahi Dnceler (Divine Ideas) kavramyla
semelere balad iin Nicholson, lbn Arabi'nin dnyasndan
haberi olmayanlarn erhin ne hakknda olduunu anlamalarn
zorlatrmtr. Bu nedenle Nicholson erhlerin "zoraki" olduu
nu iddia etmitir.
Dncenin temelinin akla ve akliletirmeye dayand Ba-
t dnce tarihinde Nicholson'n "dnceler"den konumas
olduka normaldir. Ayrca "daha yksek, yukar" olarak evire-
cei ala kelimesini, Bat dncesinde berzah alemleri gibi ey
ler olmad iin "ilahi" (divine) olarak evirmesi de normaldir.
Sonuta iki varolu dzeyiyle kar karyayz: Allah ve fiziksel
alan. Ancak Hemi Corbin ve dierlerinin eserlerinin grnme-
siyle birlikte Mslmanlarn, grnen alan ile grnmeyen
alan ve bunlarn Allah'la olan ilikilerinin varlna olan inan-
larn asla kaybetmedikleri. bilindi. Bu grnmeyen alemler te-
melde iki tanedir: Ruhlarn (veya meleklerin) alemi ve hayal
alemi. lbn Arabi'nin eserleri okunurken berzah alemlerinin tam
olarak anlalmas gerekir. lnsan idrakine daha yakn ve poetik
imgeye dorudan doruya etkisi olduundan burada hayal ze-
rinde younlaacam.
"Dnceler" ile "seyir yeri" (veya "imgeler") arasndaki en
temel farklardan biri, ilkinin dnlen bir ey, ikincisinin ise
grlen, duyulan, dokunulan, tadlan ve koklanan bir ey oldu-
udur. Hayali alan hisler alan iken, rasyonel, akli alan hislere ait

96
HAYAL ALEMLERi

niteliklerden soyutlanr. Akl, kavramlar arka arkaya dizme ve


sonu karma ilemiyle alr. eyh bu ileme "fikretme" (ref-
lection) adn verir. Bunun aksine hayal, dnceleri hissi suret-
te alglayan i gr ile alr. Bu sebeple, hayali gr grsel
olabilir ama cismani gzlerle gereklemez; sesli olabilir, ama cis-
mani kulaklarla duyulmaz. Ryalar herkesin cismani olmayan
hissi alglama tecrbesinin olduunu kantlar.
eyh'e gre iirin ana konusu, bazlarnn dnd gibi
dogmatik teolojiye ait birtakm problemler deildir. iirin konu-
su daha ok i gzle grlen ve i kulakla iitilen bir eydir. Za-
ten iir sadece bu ekilde tanmlanabilir.

Hayal

Daha nceki blmlerde sylendii gibi, hayal temel d-


zeyde; birincisi alemin kendisi olarak, ikincisi berzah bir makro-
kozmik alem olarak, ncs ise berzah bir mikrokozmik alem
olarak dnlebilir. Hangi dzeyde grlrse grlsn hayal,
her zaman iki gereklik ya da iki alem arasnda bulunan ve her
ikisine gre tanmlanmas gereken bir berzah'tr. Bu yzden, bir
rya imgesi hem znel deneyime (subjective experience) hem de
nesnel ierie (objective content) gre tanmlanmaya gereksinim
duyar. Bu imgenin hem gerek hem de gerek olmadn ispat-
larz, nk bir anlama gre zel bir ey grlr, baka bir anla-
ma gre de grlen o deildir.
Tm alem dzeyinde hayalin iki anlaml oluu Allah'tan
gayr her eyle ilgilidir, nk alem -ya da genellikle "varolu"
(existence) olarak adlandrdmz ey- mutlak vcud ile mutlak
yokluk arasnda bulunur. Allah "vardr" dediimizde, ayn eyi
ayn anlamda alem iin syleyemeyiz; bu nedenle, alem "varol-
mayan" (ma'dum) olarak grlmelidir. te yandan, alemin bir
anlamda varolduunun farkndayz, yle olmasayd burada alem
hakknda konuuyor olamazdk. Sonu olarak alem, ne varolan
ne de varolmayan ya da hem varolan hem de varolmayan bir ey
dir. stelik, "Allah'tan gayr" olmasna ramen alemin Allah
hakknda bizlere bir eyler sylediini biliriz, nk Allah'n
ayetleri alemde sergilenir. Baka bir ifadeyle alem, bir anlamda,
Allah'n kendini grnr klmas veya tecellisidir. Bu nedenle,

97
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

eyh aleme "hayal" derken, Allah'tan gayr hereyin iki anlaml


durumlarn ve aynadaki grntnn aynaya bakan bir kimse-
nin gerekliini gstermesi gibi alemin de Allah' sergiledii ger-
eini dnr.
!kinci anlamyla hayal, ruh ve beden arasndaki berzah
alemdir. Bu iki alem, aydnlk ve karanlk, grnmeyen ve gr-
nen, i ve d, zahir ve batn, yksek ve alak, latif ve kesif gibi
zt niteliklere gre karlatrlr. Her durumda hayal her iki ale-
min niteliklerini tayan ve bu iki alem arasnda bulunan bir
berzahtr. Bu nedenle, makrokozmik "Hayal Alemi" "ne/ne de"
veya "hem/hem de" eklinde tanmlanmay gerektirir. Ne aydn
lk ne de karanlk ya da hem aydnlk hem de karanlktr. Ne g-
rnmeyen ne de grnen ya da hem grnmeyen hem de gr-
nendir. Bedenlerle ilikisine gre aydnlk ve grnmeyen, ruh-
larla ilikisine gre karanlk ve grnendir. Hayal Alemi'ni igal
eden cinler gibi varlklar, ne melektirler ne de cisimleri vardr;
ama hem ruhani hem de cismani, aydnlk ve karanlk nitelikle-
re sahiptirler.
Hayal Alemi'nin iki anlamll ruhani eylerle cismani eyler
arasnda ilikiler kurmada salad yolla meydana kar. Dier
bir ifadeyle hayal, cisimsiz eylerin, "hem/hem de" kalarak, ci-
simlemenin tm sfatlarn kazanmasalar bile, belli bir ekilde
bedenlemesini salar. Bu yzden, ryalar imgeler olarak beden-
leen uyankln cisimsiz gerekliidir. Hayal grnmeyen ger-
ekliklerin grnr dnyaya ait niteliklere sahip olmasna (rne-
in, meleklerin kanatlarnn olmas gibi) izin verir. Bu tanmlama
sadece bir metafor deildir; nk grnmeyen eyler hayali
alanlarda gerekten grnr surete sahip olurlar.
Hayal, insan mikrokozmosunda bir gereklik olarak d
nldnde, birbiriyle yakndan ilikili iki anlamda kullanlr.
Birinci anlamyla hayal nefstir ve mikrokozmostaki Hayal Ale-
mi'ne denk der. lnsan nefsi aydnlk ve cisimsiz ilahi ruh ile ka-
ranlk ve kesif beden arasnda bir berzah olarak davranr. Ruh ve
beden, k ve amurun ortak hibir zelliine sahip deildirler.
Ruh bir tek, aydnlk, latif, yce ve grnmeyen iken, beden bir-
ok, karanlk, kesif, baya ve grnrdr. te yandan nefs, hem
bir tek hem de birok, aydnlk ve karanlk, latif ve kesif, yksek
ve alak, grnmeyen ve grnen zelliktedir.
98
HAYAL ALEMLER!

Nefs hem aydnlk hem de karanlk olduuna gre, insann


grevi ruhani glendirmek, cismani karanl zayflatmak
tr. Ruh bir tek hakikat iken, bedenin birok paras vardr. Bu
yzden nefsin ruhani boyutunun glendirilmesi birlik ve enteg-
rasyona doru bir yneli anlamna gelir. Bunun aksine, nefsin
cismani ynnn artan hakimiyeti, okluk ve ayrla doru bir
ynelii temsil eder. Hayatn ilerki sahnelerinde, lm ile kya
met arasndaki berzahta insan halinin btnl ve mutluluu,
bu dnyadayken ulalan birlik derecesine baldr. Bu konuya
VII. Blm'de tekrar dneceiz.
kinci mikrokozmik anlamyla hayal akln bir kuvvesi eklin
de adlandrlabilir. Ruhani ve cismani arasndaki kprleri kuran
nefsin zel bir gcn temsil eder. Bir yandan, duyularn algla
d cismani eyleri "ruhaniletirir" ve bunlar hafzada toplar.
te yandan, kalpte bilinen ruhani eylere ekil ve suret vererek
"cismaniletirir." Nefsin "hayal hazinesi" hem d hem de i dn-
yalardan gelen imgelerle doludur. Her imge latif ve kesif, aydn-
lk ve karanlk, berraklk ve sisliliin karmdr.

Akl ve Tecelli

Hayal nasl anlalrsa anlalsn, gerek btn alem, gerekse


ruhlar ile bedenler arasndaki alan, gerek insan nefsi, gerekse
nefsin zel bir gc olarak grlsn, geldii tlahi Hakikat ile
olan ilikisine gre hayalin nihai nemi ortaya kar. eyh'in ale-
min ve nefsin varolu nedenini tanmlarken kulland en nem-
li kavramlardan birisi tecellidir. Allah, hem makrokozmosta hem
de mikrokozmosta isimlerinin ve sfatlarnn zelliklerini gr-
nr klarak Kendini sergiler.
lbn Arabi'nin Allah'n hem karlatrlamazlma hem de
benzerliine deindiini nceki blmlerde grdk Allah hibir
eyle karlatrlamaz; nk O, mutlak olarak hereyin tesin-
dendir. Onlara benzerlii vardr; nk O, kendi niteliklerini
eyler yoluyla sergiler. eyh'in grne gre, ilahiyatlarn ve
felsefecilerin en temel arac olan akln Allah'n karlatnlamaz
ln kolaylkla ispat ettiini, ama O'nun benzerliini kavraya-
mayacan sylemitik. Bunun aksine, hayal Allah'm benzerlii
ni kavrar, ama O'nun karlatrlamazl hakknda hihir ey
99
HAYAL ALEMLER! WILLIAM C. CHITTICK

bilmez. Hayal, Allah'n tecellilerinde ve benzerliinde Allah'


"grmeye" muktedirdir. te yandan, akl sadece Allah'n kar
latrlamazlnda Allah' "bilir." "Hissi ve hayali kuvveler kendi
zlerinden dolay kendilerini Varedeni grmeyi dilerler. Buna
karlk, akli kuvveler ise kendi zlerinden ve delillerinden dola-
y kendilerini Varedeni bilmeyi isterler." (II 307.21)
Mkemmel bilgi, Allah' akl yoluyla bilmeyi ve hayal yoluy-
la grmeyi gerektirir. Allah'n karlatrlamazl ve benzerlii
nin gerek mahiyeti, akl ve hayal ayn anda kullanlmadka
kavranamaz. Bunlardan sadece birisinin kullanm ise gerekliin
bozulmu resmini verir. Karlatrlamazla ar vurgu Allah'
alemden ayrr, benzerlie ar vurgu ise Hakk'm birliini rterek
politeizme ve "irk"e yol aar.
Allah'n tecellisi varolan hereyi kuatr. nsani bak asna
gre, tecellinin iki boyutu vardr: Zahir ve Batn. Zahir grnr
alem, batn grnmeyen alemdir. nsanlar tm alemleri kendile-
rinde barndran mikrokozmostur. Bu nedenle, beden Allah'n
grnr tecellisi, ruh grnmeyen tecellisi, nefs ise grnr ve
grnmezlik arasnda bulunan tecellisidir.
. Sufiler manevi yolculukta bedeni nefsle, nefsi de ruhla b-
tnletirmeye alrlar. Birlie doru yneli nefsin hayali ale-
minde olur. Allah'n insan mikrokozmosuna tecellileri olan nef-
sin psikolojik ve ruhani halleri akl kategorileriyle tatmin edici
bir ekilde tanmlanamaz. Bunun nedeni ise akln istidadnn so-
yutlamaya yatmasdr. Akl, O'nun benzeri hibir ey yoktur
( 4 2: 11) olduunu ilan ederek Allah' kozmik niteliklerden ayrr.
Ancak mkemmel bilgi (irfan) Allah'n alemde ve nefste hazr
bulunduu bilgisini gerektirir.
Kendi nefslerini bilmeleriyle Sufiler, Allah'n benzerliine ait
ilmi, yani nefslerindeki Allah'n tecellilerini grrler. eyh,
"Nefsini bilen Rabbini bilir" mehur hadis-i erifini; nefsini bi-
lerek bir kimse, karlatrlamaz olduundan Allah Zat'nda bi-
linmese de, bedeninde, nefsinde ve ruhunda Allah'n tecellileri-
ni bilir eklinde aklar. Nefs dzeyinde hayal, ruhani (hisler-
tesi ve grnmeyen) ve cismani (hissi ve grnen) olan bir
araya getiren bir i grle Allah'n tecellisini somut olarak bil-
meye balar.

100
HAYAL ALEMLER!

Benzerlerin Vahyedilmesi

Poetik betimlemenin doasn kavramaya alrken ortaya


kan konular lbn Arabi'nin ilahi vahiy kavramn anlatrken de-
indii konularla ok yakndan ilgilidir. Modern zamanlarda,
kutsal kitaplarn aklanmas tamamen bu kitaplarn insan ara-
csna gre yaplr. eyh insan aracsn asla gz ard etmez, ama
vahyin Allah'n kelam olduu fikri zerinde durur. eyh insan
kelimeleriyle karlatrlamaz olan ve herhangi bir formel bi-
imden soyutlanm olan ilahi Kelime ile insan dilinin formunu
alan kutsal kitabn kelimeleri arasndaki ilikiyi ayrntl olarak
aklar. Allah'n Kelime'sinin aleme girerken nasl oaldn ve
kaplara, yani peygamberlere nasl nzul ettiini aklar. Btn
bunlar eyh, aklndan uydurduu bir teori ile deil, bizzat ken-
disi vahyi srecin oluumunu grerek ve tadarak aklar. Kuku
suz bu zevk, kendisine bir peygamber olarak deil, peygamber-
lere verilen ilmin bir mirass olarak aittir. Bu bilgi hakknda
eyh genel olarak unlar syler: "Allah'a kr, taklit ehlinden
biri deilim. Benim durumumla ilgili olarak, Rabbimden hakiki
iman aldm gibi, hakikati de dolaysz olarak mahede ettim."
(III 352.6)
Vahiyle ilgili olarak eyh'in tartt konulardan zellikle iki-
si poetik imgeye aittir. llki, manalarn hayale nzul, dieri dilin
sembolizmidir. "Mana" ilahiyat, Sufizm, ve edebiyat teorisi iin
anahtar bir kavramdr. Sufiler genellikle manay, bir eyin d,
grnen gereklii olan "suret"inin tersine, o eyin i, grnme-
yen gereklii olarak tanmlarlar. Bu nedenle eyh ounlukla,
bir eyin manasn o eyin ayan- sabitesi, yani o eyin Allah ta-
rafndan bilindii ekli olarak tanmlar. Buna gre, mana mevcut
olan bir ey veya bir eyin alemde olan "suret"i ile karlatrlr.
Daha yaygn olarak eyh manay hissi alglamann kart olarak
kullanr. Bu anlamda, mana kelimesinden tretilen manevi sfat
en iyi ekliyle "hisler-tesi" olarak evrilebilir. ounlukla eyh
bu sfat cismani kelimesinin kart olan ruhani kelimesiyle e
tutar. Ne var ki hissi ile hisler-tesini ayran hatlar iki anlamldr,
nk zellikle ruh ile beden arasnda bulunan hayalin hisler-
tesi zelliklerinin yannda hissi zellikleri de vardr. Baz yerler-
de eyh hisler-tesi sfatnn "unsuri" olmayan hereye ait oldu-

101
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

unu syler. Unsuri olu (elementality), yani drt unsurun kar


mndan olumak, hayali bedenlerin deil, cismani bedenlerin
zelliidir. Yine baka bir yerde eyh, hissi alglama ile manay
bir araya getirdii iin hayalin hisler-tesini ierdiini syler.
"Hayalin derecesi hissi alglamayla manaya ait olan iine alr. Bu
nedenle hissi nesneyi siler, manay kalnlatrr." (Ill 451.2)
Manalar "mcerreddir"; yani herhangi bir mazhar yeri ile zo-
runlu balar yoktur. D aleme veya insan bilgisine gre manalar
esas itibaryla batndr. Bunun aksine, tm hissi eyler, kendi zel
kimliklerinin bir paras olan ve fiziksel dnyada veya hayalde
zahir olmalarna izin veren maddeye sahiptir.
Buraya kadar anlattklarmz Allah tarafndan "manalarn n-
zul" ile ilgili eyh'in vahiy hakknda sylediklerine bir giritir.
Bu manalar ilk nce Allah'n ilminde bulunurlar; sonra hisler-te-
sine veya ruhani aleme girerler; bundan sonra sesli ve grsel form-
da hayal yoluyla cisimlenirler. Manalar ya Hazreti (alem veya d-
zey) Hayal ya da Hazreti His yoluyla peygambere zahir olurlar.
Hz. Peygamber'in eleri Hz. Aye'ye gre, "Allah'n Resulne
vahyin gelii rya ile balar. Grd ryalarn hepsi de gnn
aarmas gibi gereklemitir." Bu rivayet, henz Cebrail Aley-
hisselam Kur'an vahyini getirmeden birka ay nceden Hz. Pey-
gamber'in ertesi gn aynen gerekleen ryalar grd eklinde
anlalmtr. eyh "vahyin balangc" olarak adlandrd konu-
yu aklarken bu rivayete deinir. Buna gre eyh, vahiy "ister
uykuda ister uyankken olsun, mcerred, makul manalarn Haz-
reti Hayal'de kaytl, hissi yaplarda nzul ile balar. Bu nzul
Allah'n kelimelerinde, "Biz de ona (Meryem'e) ruhumuzu (Ceb-
rail) gndermitik de tam bir insan olarak grnmt ona"
( 19: 17) syledii gibi, Hazreti His'te hissi alglamann bir nesne-
si olabilir. Ya da Allah'n Resl'nn Hazreti Hayal' de ilmi st su-
retinde grd zamanki gibi olabilir" (Il 58. 7) der.
Vahiy, kelimeler bir peygamber tarafndan iitildii veya ya-
zld zaman hissi surete girer. Ama vahyin balamas hayali
alanda olur.
Vahiy, hissi alglamadan ok ryalarla balar, nk makul
manalar hissi alglamadan daha ok hayale yakndrlar. Hissi al-
glama aada bulunurken, manalar yksek, yce ve latiftirler.
Hayal ise mana ve his arasnda bulunur.
102
HAYAL ALEMLERi

Vahiy bir manadr. Allah manann hislere nzul olmasn di-


ledii zaman, bu manann hissi alglamaya ulamadan nce Haz-
reti Hayal'i gemesi gerekir. Hayalde gerekleen hereye bir his-
si suret vermesi hayalin hakikatinin bir neticesidir. Bundan bir
ka yoktur. llahi vahiy uyku halindeyken gelirse, "rya" olarak
adlandrlr. Uyankken gelirse, "tahayyl" denir. lte bu yzden
vahiy hayalde balar. Buna gre, hayal d dnyadaki bir melee
gnderilir. Bu melek hissi alglama yoluyla bir adam veya bir
kimse olarak hayale girer. Bu melek sadece vahyin muhatab ya
da yannda bulunanlar tarafndan da grlebilir. Daha sonra bu
melek Rabbinin kelimelerini peygamberin iitmesi iin syler ve
bu "vahiy"dir. (II 375 32)
Vahiy yoluyla manalarn tahayylnn, peygamberlere ge-
len mesajn Allah'n karlatrlamazlndan daha ok Allah'n
benzerliini gerektirdiine dikkatinizi ekerim. Bunun nedeni
ise peygamberlerin, Allah'n sfatlar ve niteliklerinin imgelerini
hissi surette, yani tipik olarak bir dil formunda almasdr. Para-
lara ayran ve farkllk kuran akl ve soyutlamann aksine hayal
ve imgeler iki yn bir araya getirerek ilev grr. mgelerin va-
hiyde ounlukta olmasndan dolay rasyonel dnrler kendi
soyut anlaylarna uydurmak iin Kutsal Kitab'n tevilinde srar
ederler.3
phesiz lbn Arabi, saf hayal veya akl, saf benzerlik veya
karlatmlamazlk olamayacann ve her vahyedilmi mesajn
iki anlay biimini bir araya getirdiinin farkndadr. Yine de,
hayal stn geldiinde benzerlik, farkllktan daha kesin algla
nr. Vahyedilmi metinlerdeki Allah'n benzerliinin ounluk
ta olmas, okuyucunun Allah'n varln zel bir yolla idrak et-
mesini salar. Dilin kendisi hayali alana aittir; nk dil, ma-
kul manalar seslerle eleyerek, anlalr konumay salar. Al-
lah'n alemi yaratt Rahman'n Nefesi'nin- Kaytl olmaktan
uzak Hayal olarak da adlandrlr- mahiyetini insan olarak anla-
mamzda dil tecrbemiz dolaysz bir yol salar. Gnmz d-

3 Tevil kelimesini verilen olumlu ve olumsuz anlamlarn farkna dikkat edil-


melidir. zellikle iiler buna olumlu anlam verirken, lbn Arabi'ni gzlerin-
de olumsuz anlamlara sahiptir. Henry Corbin bu fark grememitir. Bkz.
SPK, s.199.

103
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

nrlerine de sevimli gelen, dille ifade edilen hereyin iki anlam-


l oluu sadece dilin hayali doasndan deil, ayn zamanda ale-
min ve insan idrakinin eriebildii hereyin hayali doasndan
kaynaklanr.
u anda tarttmz konuyla ilgili olarak vahiy hakkndaki
ikinci hususa, yani vahyin iirle olan nemli farkllklarna dik-
katinizi ekmek ister. Hem peygamberler hem de airler, Kur'an
diliyle sylersek "benzerler getirmektedirler" (darb- mesel). Me-
sel kelimesi, misal (imge) kelimesiyle ayn kkten gelir ve e an-
laml olarak kullanlrlar. Konumac, bir konuyu aklamak iin
uygun bir misal, imge veya sembol kullanr. Yerinde, uygun ben-
zerler getirmek iyi airlerin gze arpan zelliklerinden biridir.
Tabii ki Allah benzerler getirmede herkesten daha ustadr. En son
analizde alem, Rahman'n Nefesi'nde retilmi sonsuz kelimeler
toplam olmann yannda, Allah'n getirdii saysz benzerler top-
lamdr. "Allah benzerleri insanlar iin getirir. Allah, Byle misal
verir. Allah, hak ile batl iin (13:17) der. Bylece O'nun O oldu-
u bilinebilsin. Buna gre, tm alem ve iindeki herey benzerler
getirmeden baka bir ey deildir. Hakk alemi kendine bir delil
olarak var etmitir." (il 556.14)
Kur'an insanlarn Allah' idrak etmeleri iin, Allah'n benzer-
ler getirdiini sk sk syler, ama insanlarn Allah'a benzerler ge-
tirmelerini yasaklamtr: "Allah'a benzerler komaya kalkmayn.
phesiz Allah bilir, siz bilmezsiniz." (16:74) eyh'e gre bu aye-
tin anlam, insanlar Allah iin semboller icat edemezler, nk
"Allah'tan baka kimse Allah' bilemez." Eer insanlar benzerler
getirmeye teebbs ederlerse sonu uygunsuz olur. Sadece Al-
lah'n Kendisi iin getirdii benzerler iin tam olarak uygun ol-
duu sylenebilir. eyh yle aklar:
"Allah benzerler getirir, ama bizlerin Allah iin benzerler ge-
tirmesini yasaklar. Bunun nedenini de yle aklar: phesiz Al-
lah bilir, siz bilmezsiniz. Allah bir kimseye benzerler getirmesini
rettiinde, o kimse bu ilme gre benzerler getirir. Bu yzden
Allah' bilenlerin, yani bizzat Allah'n kendilerine rettii kim-
selerin dnda hi kimse benzerler getiremez. Bu kimseler pey-
gamberler ve Allah'n dostlardr ve bu makam akln tesindedir.
Dier bir ifadeyle, akl kendi dnce gcne dayanarak bu ma-
kam alglayamaz. Bunun sebebi ise, akla ait Allah bilgisinin bir

104
HAYAL ALEMLERi

tr karlatrlamazlk bilgisi olduudur. te yandan, benzerler


getirmek Allah'n benzerliinin ilandr." (Ill 291.13)
eyh'in benzerler getirmemek uyarsn peygamberlere, mi-
raslarna ve Allah dostlarna deil, sadece avama yaptna dik-
katinizi ekerim. Bu nedenle bir air eer Allah'n dostuysa, "pey-
gamberler" arasna katlabilir. Bu ise eyh'in neden Allah'a ben-
zerler getirmede herhangi bir korku tamyor gibi grnmesini
aklayabilir. Byle bile olsa, eyh kendisine gre benzerler getir-
diini iddia etmez, aksine sadece Allah'n kelimelerini tekrar
eder. Bununla ilgili syledikleri, iirinde kulland imge anlay
n aklamada yardmc olur:
nsanlara benzerler getiren Allah'tr. nk O, bunlarn ne-
rede kullanldn bilir. Allah bilir, biz bilmeyiz. Buna gre de,
Allah'n dostu olan bir kimse Allah'n getirdii benzerlere ahit
olur. Bu mahedede, benzerlii neyin saladn ve bu benzer-
liin ne iin yapldn grr. Benzerlik iki eyi bir araya getiren
faktr ynnden, benzetilen nesne ile ayndr, benzeme ynn-
den deil. Allah dostu Allah'a benzerler getirmez. Aksine, Al-
lah'n Kendisi iin getirdii benzerleri bilir. (III 345.3)
zetle sylersek; vahiy manalarn dilde bedenlemesidir,
ama bu bedenlemeler geliigzel deildir. Allah'n Allah' bilme-
si temeline gre suret alrlar. Bu hem insanlarn Allah bilgisi sa
lamalar iin vahyin gerekliliini hem de hayalin bu bilginin ta-
mamlanmas iin gerekli olduunu anlamamza yardmc olur.
Akli, rasyonel ilemlerin kanlmaz bir fonksiyonu vardr, onlar-
sz Allah'n karlatrlamazl anlalamaz ve eyh'in de yapt
gibi, gerekten Kur'an her zaman akletmemizi ister. Akli ilimlere
dayanan felsefe ve teoloji zerine yazl eserler mutlak bilgi kay-
na olmadklar mddete faydal ve gerekli roller oynar. te
yandan, vahyedilmi metinler imgelerle doludur ve hayali anlay
da gerektirir. Zaten imgeler olmadan Allah'n benzerlii asla
kavranamazd.
iirin oynayabilecei etkin rol, Allah'n tecellilerinin kavran-
masn uyandrmak, harekete geirmek olmaldr. Allah'n onlar-
la grlebilecei "iki gzn," yani akl ve hayalin bir temsilcisi
olan lbn Arabi, iirin retici gcn asla gz ard etmez. Ayn
zamanda eyh imgenin gerekten anlalmasnn hem yaayan,
canl bir gr gerektirdiinin hem de buna ulamann doru

105
HAYAL ALEMLER! WILLIAM C CHITTICK

bir akli gre ulamak kadar zor olduunun tamamen farkn


dadr. Hayal Alemi'ni idare eden ilkelerin kefi sadece peygam-
berlere ve Allah'n dostlarna verilmitir. Buna gre iirlerini
aklayabilme frsat bulmasn eyh'in neden faydal grdne
armamalyz.

Seyir Yerlerinin Mahedesi

nsanlarn tm alemlere ulaabilme kapasiteleri vardr. D


duyular ile grnr alemi alglarlar, i kuvveleri ile beden, nefs
ve ruhu ieren btn mikrokozmosu alglayabilirler. Allah'n
tecellisi bu dzeylerden herhangi birinde grlebilir, ama bu
grme insan dilinde ifade edilebilirlik derecesine kadar nefsin
hayali alanna ait olmaldr. Dier bir ifadeyle, arifler Allah'n
tecellisini ruh dzeyinde grp, tecelli hakknda konuabili
yorsa, bunu, grmenin nefsinde brakt hayali etki sayesinde
yaparlar. nceki blmde grdmz gibi, insan znesinin
mutlak "fena"snda bile geride bir "ahit" kalr ve bu hayali bir
suret alr.
pheci bir okuyucu hemen burada, lbn Arabi neden ilk ba
ta ne sylemek istediini sylemiyor da poetik imgeyi kullan
yor? diye bir soru sorabilir. Eer iiri gzel kadnlar deil de Al-
lah' anlatyorsa, lbn Arabi niye gerei gizliyor? Bu soruya veri-
lecek ok sayda cevap vardr. Bunlardan biri; bu iirler ilahi te-
cellilerdir, Allah'n Zat'nn grlmesi deil. Yani, Allah' Allah
olarak deil, O'nu Kendini grnr kld lde anlatabiliriz.
Bu nedenle arif, Allah'n kendini gstermesini grd ekliyle
konuur ve bu grme formel vasta iinde gerekleir. Bu ise ila-
hi benzerliin nefse gre olu dzeyidir ve benzerlik sadece yara-
tlm eylerle iliki kurularak alglanabilir.
lkinci cevap olarak; air grme olayn, okuyucunun anlaya-
bilecei bir dille okuyucuya iletmek ister. llahiyatn rasyonel ve
soyut dilini kullanamaz, nk bu dil ilahi tecellileri ifade ede-
mez. Allah'n tecellilerinin grlmesi be duyuya gre hayali
alanda gerekleir. Grlen ey ise sadece somut ve hissi nesne-
leri tanmlayan bir dille ifade edilebilir. mgenin soyut aklama
s okuyucuyu tecellinin hakikatine yaklatraca yerde bu haki-
katten daha ok uzaklatrr.
106
HAYAL ALEMLERi

nc cevap; eyh ruhani hayatla ilgili adalarna iletece-


i bir mesajnn olduunu hissederek, bunu onlarn dikkatini e-
kecek bir dille anlatmak ve yeterli kapasitesi olanlara da baz ey
lerin farknda olmalarn salamak istemitir. "(Tercman'l-E
vak'ta) ilahi marifete ait ilimlere, manevi srlara, akli ilimlere ve
eriat'n tlerine deindim. Ne var ki tm bunlar dnyevi ak
ve buna ait ilikiler dilinde ifade ettim, nk nefsler bu tr ifa-
delere tutkundur." (Zehayir 5)
Drdnc ve nemli bir husus ise bunun, insan- karnillerin
temel sfatlarndan ve her eyi yerli yerine koyan "hikrnet"le ya-
kndan ilikili bir sfat olan "edep" ile ilgili oluudur.4 eyh Ter-
cman'daki "Konumasyla yeniden diriltir, yeniden diriltirken
tpk lsa gibidir iinde o (kadn)" (s.49)5 szlerini aklarken,
Allah hakknda konumada edebin rolnn ok nemli olduu
nu vurgular. Bu szleriyle, "Ona Ruhumdan fledim" (15:29) ya
da "Bir eyin olmasn istediimiz zaman ona, szmz sadece
'Ol!' dernektir ve o, hemen oluverir" (16:40) Kur'an ayetlerine
gnderme yaptn aklar. Yukardaki msralarda geen "Ko-
nurnas"nn, ayette geen hayat-veren nefes ile deil de lsa ile
karlatrlmasnn nedeni "edep"tir: "Kasdettiirniz ey iin
kevni alem iinde bir benzerlik bulunduu mddete tlahi
Olan'a bir benzerlik getirmeye almayz." (Zehayir 13) Ayn
ekilde, benzerler getirmeyi anlatrken eyh unlar yazar: "Ben-
zerler getirdiimizde bir bakalm: Eer o benzerlii Allah insan-
lar iin getirmise onunla yetinelim, daha ileri gitmeyelim. Bu
ilahi edeptir." cm 345.12)
eyh'in "ne dernek istediini aka sylernernesi"ndeki ne-
denler ne olursa olsun, erhinde iirlerinin "kalplere alan g-
rnmeyen eylerin parltlar" (lll 485.20) eklinde tanmlad
n, Allah'n "tecellilerini" anlattn syler. ou yerde misal
(imge) kavramm ve bundan tretilen kavramlar, tecellilerin
gerekletii Hayal Alemi'ni tanmlamak iin kullanr. rnein,

4 Parantez iindeki sayfa numaralar Divan'n lngilizce tercmesine aittir.


(ev.)
5 eyh'in edebe verdii nem ile edebin hikmetle olan ilikisi iin bkz. SPK,
s.174-179.

107
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C CHITTICK

"o (kadn) syledi" ile balayan msray aklarken, "Dier bir


ifadeyle, bu hayali suretteki ilahi hakikat syledi" (Zehayir, 27)
der. Dilbilgisi kurallarna gre hem "gereklik" hem de "suret"
diil olduundan bu ikisinden herhangi birine iaret eden zami-
rin de o (kadn) olmas gerekir.6 Baka bir msray aklarken
eyh "Bana, Hayal Alemi'nde eitli ilimler cismani suretlerinde
grndler" (Zehayir 204; Tercman 124) der. Cebrail'in Hz.
Peygamber'e, o zamann en gzel erkei olan Dihya suretinde g-
rndn syleyen hadise deinerek, kalbe gelen "yksek, y-
ce ruhlarn" gerekliinden sz eder: "Hakikatler Hayal Ale-
mi'nde hayali bedenler olarak grnr, aynen Cebrail'in Dihya
suretinde grnmesi gibi." (Zehayir 188; Tercman 112)
Allah'n tecellilerinin hayali yerleri genellikle mehed, yani
"mahede yeri" olarak ifade edilir. Kamer (ay) kelimesinin ne-
mini aklarken eyh unlar yazar: "air Allah', dolunay (bedr)
ile hilal arasnda bir halde bulunan kamerle karlatrr. Bu sade-
ce hayalin yakalayabildii berzahi, formel mahede yeridir."
(Zehayir 143-44; Tercman 98)
llahi tecellilerin grlmesi manevi yolcuya Allah bilgisini su-
nar. Bu gr desteklemek iin eyh, aadaki msralar ak
larken yapt gibi, Hz. Peygamber ve Sahabelerin bu tr dene-
yimlerinden bahseden hadise deinir:
Onurlarndan tr eteklerini yerlerde sryenlere
Gzelliklerinden tr brnm olan ipekli allara
Gzelliklerini gstermeyip saklayp karanlara
Yalnzca babadan kalma eyalar ve yepyeni ipekli allar balayanlara

(Tercman, 107)

eyh bu msralarn imgesinin, kendisine tecelli ile verilen


ilmin alglad gerek sureti gsterdiini syler: "Bu marifet
ilimleri Hazreti Hayal'den geldii iin -Bz. Peygamber'e ilmin st

6 simlerin diil hali, Fsus al-Hikem'in son blmnde grlen eyh'in


Hakk'n veAlem'in eril ve diil boyutlar hakkndaki dnceleri zerinde
nemli almlar vardr. Bu konuyla ilgili detayl bir alma iin bkz. Mu-
rata, Tao of Islam, s. 188-202.

108
HAYAL ALEMLERi

suretinde gelmesi gibi- air de bu ilimleri kendisine tecelli edilen


surette anlatr." (Zehayir, 169) Aadaki msralar aklarken yi-
ne ayn hadisi ima eder:
Fidan gibi ince narin selvi boylu o gzel mi gzel
Hznl bir an gnl, benim gnlm yanyor onun zlemiyle
Onu hatrlayan her meclisin ii dolar misk gibi gzel bir kokuyla
O mecliste bulunan herkes alr onun gzel adn dillere

(Tercman, 11 7)

air burada unlar anlatr: (iirde ifade edilen kefle verilen)


bu ilim ilah bir sfat kendi konusu yapar. Bu sfatn hayal ale-
minde zuhur etmesi, ona severek ynelen kimsenin zelliine
uygun bir gzellikte gerekleir. O'ndan baka hereyi yakp kl
eden atele yanan kalpler O'nu zler. Bir mecliste ne zaman O
anlsa, O'nun hatrlanmas meclisi misk gibi bir kokuyla doldu-
rur. Bu nedenle her dil O'nu sever; nk O'nun hakknda ko-
numakla her dil yeniden hayat bularak, canlanr, tazelenir.
Bu sfat kelimelerle ifade edilebilir. Sfatn hayal aieminde zu-
hur etmesi ve tanmlamayla kaytl olmas bunu salar. Aynen ilmin
hakikatinin "st"te kavrand gibi, bilen bir dinleyici de dille ifade
edilen bu tanmlamann neyi ima ettiini kavrar. (Zehayir, 192)
eyh Ftuhat'ta nefsin ilah huzura ykseliinin (mira) ma-
nadaki tanmn yaparken airler ile Hayal Alemi arasnda ak
bir balant kurar. Hz. Peygamber'in miracyla ilgili hadise daya-
narak eyh her bir gk kresine belli bir peygamberi yerletirdik
ten sonra, bu peygamberlere ait ilimleri ve uygun kreye ulaan
manevi yolcunun burayla ilgili ilme nasl sahip olduunu anlatr.
nc gk kre, yani Vens en byk rya tabircisi olan Hz.
Yusuf'a aittir. Bu nedenle, buraya ulaan manevi yolcu Hayal Ale-
mi'nin ve imgelerin nasl yorumlanaca ilmine sahip olur. Ayn
zamanda buras airlerin ilham aldklar yerdir.
Yolcu nc semaya ulanca Hz. Yusuf, Allah'n kendisi
iin setii ilimleri, yani tahayyl ve hayal suretleriyle ilgili ilim-
leri yolcuya datr. Hz. Yusuf rya tabiri ilminin en byk stad-
larndan biri olduu iin, Allah, Adem'in amurundan artanyla
yaratt arz, Cennet ars'n (Sk el-Cennet), k ve ateten
yaratlan ruhlarn ve yksek, yce manalarn hayal bedenlerini

109
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

Hz. Yusuf'un huzurunda hazr klmtr. 7 Bunlarn nispetlerini,


derecelerini ve llerini Allah Yusuf'a bildirmitir. Allah Yusuf'a
yllan inekler suretinde, bereketli yllar ineklerin imanl su-
retinde, ktlk yllarn ineklerin zayfl suretinde, ilmi st sure-
tinde ve dindeki salaml ayaa vurulan bir pranga suretinde
gstermitir.8 Allah, hissi alglama ve hissi nesneler suretlerinde
manalarn bedenlemesini Hz. Yusuf'a retmeye devam ederek
O'na tm bunlarn tabir ilmini vermitir.
Buras eksiksiz suret verme ve dzene koymaya (nizam) ait
gk kresidir.9 airlere bu kreden yardm gelir. Ayn zamanda
nizam, suret verme ve cismani bedenlerdeki geometrik suretler
de buradan gelir. Bu krenin manas en uygun suret verme, ku-
sursuz yapma ve gzellik olarak bilinir. Belli bir insan ftratna
uyan ve bu ftratn arzulad gzelliin bir hikmete gre varla
gelmesi de bu kreden bilinir. (II 275.13)
Allah'n her tecellisi kelimelere smaz; nk tecelli hayalin
tesinde, ruhta gerekleebilir ve bu yzden nefste, dile getirile-
bilecek bir iz brakmayabilir. Genellikle eyh bu tr tecelliyi,
mutlak karlatrlamaz ve bilinemez olan llahi Zat'a atfeder. Ge-
rek Tercman'da gerekse Ftuhat'ta olsun eyh Zat tecellisini im
ek ile karlatrr. Bunun nedenini yle aklar: "imein pa-
rltlar hibir beka bulamadklar Zat'n mahede etme yeri ile
karlatrlr." (II 98.21) Tercman'daki "imekleri akyor ama
bana bir damla yamur yamyor" msrasn aklarken yle der:
"Burada air, emsallerinin hibirinin ulaamad yksek bir
makama ulat gereine deinir. 'imek' Zat' mahede etme

1 Adem'in amurundan geri kalanyla yaplanAlem ariflerin manada tecr-


be ettikleri hayali alemdir. "Cennet Bahesi" hadis literatrnde zikredilen
cennetteki bahedir. Burada gzel suretler sergilenir ve saadet ehlinden bir
kimse sergilenen suretlerden birini dilediinde o surete brnr. Bu hususa
7. Blm'de daha ayrntl deinilecektir. Melekler n ruhlar iken cinler
atein ruhlardr. Her ikisinin de "bedenleri" hayali alemde grnr.

8Kur'an, Hz. Yusuf'un rya tabirini 12:46-49'da anlatr.


9 Tercman'l Evah'ta kutlanan kadnn ismi (Dante'nin Beatrice'ine benzer
bir rol oynar) Nizam'dr. lbn Arabi'nin grne gre hu sfat Yusuf'a ait gk
krenin niteliidir ve iirin kaderi ve poetik ilham bu kadnn vereceine
baldr.

110
HAYAL ALEMLER!

yeridir. Yamurlarn yamas meyveler veren ve ahidin kalbinde


gerekleen marifet ilimleridir. Bu yzden air, bunun hayali bir
perde iinde Zat' mahede etme yeri olduuna iaret eder. Bu-
na benzer bir ekilde, Allah Cebrail iin unlar syler: 'Biz de
ona (Meryem'e) ruhumuzu (Cebrail) gndermitik de tam bir in-
san olarak grnmt ona.' (19:17) Allah Meryem'e bu tahay-
yl yoluyla lsa'y vermitir. Ayn ekilde, imein mahede et-
me yerinde yaan 'yamur' yoluyla benim dmda herkese Allah
marifet ilimlerinin eitli suretlerini verdi.
air, 'ama bana bir damla yamur yamyor' der. Baka bir ifa-
deyle, bu Zat' mahede etme yeri yoluyla ahidin nefsinde hi-
bir ilim gereklemez, nk bu maddi sureti olmayan bir tecel-
lidir. Bu nedenle de, hayalin hatrda tutaca ve akln anlayaca
hibir eyi olmaz, nk bu tecelli nasla, ka taneye, hale, tan
ma veya sfata girmez." (Zehayir 138; Tercman 96)
eyh "imek" ya da Zat' mahede etme yeri ile hayali ke
fin arasndaki farka, "Onlar sana bir ey vaat ettikleri zaman g-
rrsn, o vaatlerin sadece imekleri akan ama yamur yama
yan yalanlar olduunu" (Tercman, l l l) msralarn aklarken
ayrntl olarak deinir. iirde geen "onlar" kelimesi Rah-
man'n Nefesi'nden kan eitli suretlerdeki tecellileri ifade
eden "rzgarlar" dr.
air, "Onlar sana bir ey vaat ettikleri zaman grrsn o va-
atlerinin sadece imekleri akan ama yamur yamayan yalanlar
olduunu" der; yani, ne gk grlts ne de yamuru olan bir
imek olduu iin, kasp kavuran rzgar (S 1:41) gibi, hibir so-
nu vermez. Burada "onlarn vaatleri", Zat' mahede etme yeri
yoluyla geldii iin imekle karlatrlmtr. Zat' mahede
etme yeri kulun kalbinde hibir sonu brakmad iin hatrda
tutulmaz. Kalbin ahitliinin dnda hibir ey gereklemez ve
bu esnada kalp delice atar. Bu yzden bu mahede etme yeri
herhangi bir yaratlm eyle snrlanmayacak kadar ycedir. Bu
hayal alemi iindeki bir surette gerekleen tecelli ile kyzslamr,
nk byle bir halde gren kimse kendini zahir eden sureti ha-
trda tutar ve hadis klliyatnda birok rnekte gsterildii ze--
re, grd eyi tabir edebilir. (Zehayir, 182-83)
zetlersek; eyh Tercman'l-Evak'n ilk msrasnda "Ah!
bir bilseydim, ah bir bilseydim, onlar hangi kalbe sahipler, acaba
lll
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

biliyorlar m!" derken, bu bir tr poetik deha olmayp i, hayali


deneyimin bir tanmdr. "Onlar" kelimesinin "daha yksek, yu-
kar seyir yerleri"ni gsterdiini sylerken eyh bu aklamay,
kendisi ve daha nceki Mslman dnrler tarafndan en st
dzeye getirilen metafizik, kozmolojik ve psikolojik dnya gr-
nn sylemi iinde yapar. Bu deneyimi ve retiyi dayandk
lar kklere bakarak aratrmay kendine dert edinen birisi iin,
ne yazk ki eyh'in aklamalarnda "zoraki" veya "sama ve ba-
ya" olan hibir ey yoktur.

112
il. Blm: Hayali nsanlarla Karlama

Aadaki msralar lbn Arabi'nin Ftuhat- Mekkiye'sinde bu-


lunan binlerce msra arasndan alnmtr. Bu msralar lbn Ara-
bi'nin bedenleen ruhlarla karlamasn anlatr:
Birisi yerde gsterdi bana kendini
bir dieri havada
Bir bakas nereye gitsem oradayd
bir dieri semada
llim verdiler bana, ben de onlara
eit deildik ama
nk ben zmde sabit, onlar ise
sabit kalamazlard
Her surete brnrler
suyun kabn rengini ald gibi.

(l 755.7)

Bildiimiz kadaryla ruhlar hayal yoluyla kendilerini beden-


letirirler.
Bu bedenlemenin neyi gsterdiini anlamak iin ha-
yalin niteliklerinin, zellikle bunlardan en nemlisi olan iki an-
113
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C CH!TTICK

lamlln kesin olarak anlalmas gerekir; nk hayal ya/ya da


mantna girmez.
Kainatta temel alem vardr. En yksei saf hayat, akl, k
l ve saf (veya "terkibi olmayan") ruhlarn alemidir. En aas
cansz ve terkibi olan ya da paralardan oluan bedenlerin alemi-
dir. Bu ikisinin arasnda ortadaki ise, sakinlerinin hem saf hem de
terkipli olduu hayal alemidir. Hayal alemindekiler ne ruhlardan
ne de bedenlerden tam olarak farkldrlar ve bu sayede iki alemin
karlkl ilikisi salanr.
Konumuzu daha ileri gtrmeden nce, okuyucuya bu dra-
madaki karakterlerin, yani ruh ve bedenin, ayr ve birbirinden
bamsz eyler olarak dnlmemesi gerektiini hatrlatalm.
Aksine bu iki kavram yaratlta bulunan belli eilimlerin bir ara-
ya geliini gsterirler. Hem ruh hem de beden birtakm sfatlarla
ortak edilmitir ve bu ikisi arasnda kesin bir ayrm yaplamaz.
Hayal tartmas, ilk bakta tamamen farkl gibi grnen ruh ve
bedenin niteliklerinin birbirine gemi ve birbirine karm ol-
duunu ortaya karr. Allah'n vcud olarak, alemin de yokluk
olarak karlatrlmas dnda kesin farkllklar olamaz. Rah-
man'n Nefesi ile hayat bulan alemlerdeki eyler sadece nispeten
farkldrlar.
Hayal Alemi ruhlarn bedenlemesine, bedenlerin de ruhani-
lemesine izin verir. Mikrokozmik dzeyde, basit olarak syler-
sek, dncelerimiz d dnyadaki nesneleri alglayarak ruhani-
letirir. Nesnelerin bu ruhanilemi doas ryalar aleminde ke-
sin kant olurlar. Ryalarmzda cismani alemin cansz maddesi
ile ruhun canl ve aydnlk maddesinin, bir araya geldii d dn-
yaya ait, hislerle alglanan nesneleri grrz. l
Hayalde be duyu aktif olarak kalr, ama bu aktiflik, hayali al-
glayan be duyunun cismani dnyada alan be duyuyla ayn
olmasn gerektirmez. Buna gre eyh uyankken gren "cismani
gz" ile uykuda gren "hayal gz"n birbirinden ayrr. Ne var

1 lbn Arabi "insann ryada alglad her ey uyanklk halinde duyular yo-
luyla hayalin yakalad eylerden kaynaklanr. Ryann ierii iki trdr:
Birincisinde o eyin sureti hisler alannda alglanr; ikincisinde ise ryada
alglanan suretin paralan hisler alannda grlr. Bunda bir kukumuz
yoktur" (ll 375. 10).

+
HAYAL ALEMLERi

ki hayal gz uyanklkta bile grebilir. (I 305.3) eyh "Keif sa-


hibi bir kimse uykusunda rya gren bir kimsenin grdklerini
uyankken grr" (I 305.1) der. Dier bir ifadeyle, hem ryadaki
bir kimse hem de keif sahibi, ne saf hissi ne de saf ruhani olan
hayali nesneleri grr.

Hayali Gerekliklerin Ayrt Edilmesi

Hayali bir nesne ile hissi nesne arasndaki fark sylemek her
zaman kolay deildir. eyh hem hayal gznn hem de cismani
gzn grme duyusuyla altn ve bu iki gzn algladklar
n birbirinden ayrt etme ilminin esrarengiz ve zm zor bir
ilim olduunu syler. eyh'e gre bu ilim gerekten de elde edil-
mesi en zor ilimlerden biridir ve Allah Ehli'nin ou buna sahip
deildir. "Kevni varoluta hayalin hissi alglamayla karmasn
dan daha artc ve perdeleyici bir ey olamaz. Allah bir kimse-
ye ayrt etme kudretini verdiinde, o kimseye ilikileri olduu gi-
bi gsterir ve o kimse eyleri hangi gzyle grdn bilir. By-
le olunca, o kimse hangi gzyle grdn bildii iin grdk-
lerinin ne olduunu da bilir. Allah Ehli iin en gerekli ilim bu
ayrt etme ilminin elde edilmesidir. Ama birou sylediklerimi-
ze dikkat etmez." (III 507.30)
Cebrail'in bir bedevi suretinde geldii ve Hz. Peygamber'e bir-
takm sorular sorduu srada Hz. mer de dahil olmak zere Sa-
habeler, cismani gzle grme ile hayal gzyle grme arasndaki
fark ayrt eden ilme sahip deillerdi. lnsan- kamillerden biri olan
Bakire Meryem de Cebrail tam bir insan olarak ona grndn
de (19:17) bu ilme sahip deildi. eyh iki tr grme arasndaki
fark ayrt etmenin zorluunu aklarken bu iki olaya deinir:
.Hayali bedenleri mahede eden kimselerin hepsi, bu beden-
ler ile gerek bedenleri birbirinden ayrt edemezler. Cebrail bir
bedevi suretinde geldiinde, Sahabelerin O'nu tanyamamasnn
nedeni budur. Hz. Peygamber'in, O'nun Cebrail olduunu syle-
yene kadar bu bedevinin hayali bir beden olduunu bilmiyorlar-
d. Gerek bir bedev olduundan hi pheleri yoktu. Buna ben-
zer bir ey, melek tam bir insan olarak ona grndnde Mer-
yem'in durumunda da vardr. nk Meryem, ruhlar bedenleti
inde onlar ayrt edecek alamete sahip deildi. (Il 333.28)

115
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

eyh bu "alamet"in, hayali grnlerin doasn ayrt etme-


de nemli bir rol oynadn syler. Alamet olmadan insanlar,
ruhlarn hayali zuhuru ile Allah'n tecellisinin zuhuru arasndaki
fark bile ayrt edemezler. eyh'in dikkatimizi ektii gibi, bir ala-
mete sahip olmadan kefi tecrbeye ulaan insanlarn gznde
"tlahi ile manevi-ruhani ynlerin hkmleri tam olarak ayndr."
(II 333.31) Buna ek olarak, bir alamete sahip olmadan insanlar,
hayali surette kendilerini gsteren tr yaratlm ruhu, yani
meleklerin, cinlerin ve insanlarnkini birbirinden ayrt edecek
herhangi bir yol bulamazlar.2
eyh genellikle alamet kavramn maher gnnde Allah'n
"tahavvl"n anlatan hadisle ilikili olarak kullanr.3 O gnde
Allah, gruplar halinde toplanm insanlara kendini gsterir. Ne
var ki her grup Allah' inkar etmeye devam eder. Sonunda Allah
onlarn tanyaca alamete sahip bir surette grnr. Hayali ger-
eklerin kefi syleminde, eyh aka buna benzeyen bir gre
sahiptir. Alametin ne olduunu sylemez, nk bu alamet Allah
ile kul arasnda kurulmutur ve herkes iin ayn deildir. Belki de
eyh yalanc iddialardan korumak iin byle yapmtr. rnein,
tabiat snrlamalardan soyutlanm ve melekler arasna katlm
yolculara ait alamet iin eyh unlar yazar: "Biz bu alameti bili-
yoruz, nk onu tattk. Ama, birisi yalanc bir iddiayla ortaya
kp da bunu ortaya yaymasn diye bundan kimseye sz edeme-
yiz. Allah'n bizlere bunu gizli tutmamz emretmesinin sebebi de
budur." (III 47.35)
lbn Arabi alametlerin gerek doas hakknda hibir ey sy-
lememesine ramen, bunlarn durumlar hakknda konuur. r-
nein eyh, Allah gayretinden (kskanlk) dolay aklarndan

2 il 333.33 blmnde bu hayali grn kayna olarak Hakk ile bir-


likte grnenler arasnda saylr. eyh bu nn akrabalndan yle sz
eder: "Melekler a frlm ruhlardr, cinler rzgara frlm ruhlar-
dr, insanlar ise beden suretlerine frlm ruhlardr" (1 132.20). Bir insa-
nn "dem'in ocuklarndan biri veya hayvan, bitki ve mineral suretlerinde"
grnmesi iin bkz. Ftuhat, Blm 311, Chodkiewicz ve Dierleri, Mec-
can Illuminations, s. 287 ..
3 Bkz. SPK, s. 336-337.

11.6

HAYAL ALEMLERi

birinin- bu ak hala doan: kontrolnde ve hayalin snrlama


larndan kurtulamam olsa bile- sadece kendisini sevmesini iste-
yebilir, der.
Allah nefsin her eyden kurtulup Kendine feda edilmesini is-
ter, bylece nefs hibir eye ak olmaldr. Bu nedenle nefse, do-
al bir surette Allah kendini gsterir ve inkar edilemez bir alamet
verir. Bu alamet "zaruri ilim" olarak adlandrlan eydir. Nefs, Al~
lah'n bu suret olduunu bilmeye balar. Bu yzden maddi ve
manevi olarak bu surete doru ynelir. Bylece nefs Allah'a y-
neldiinde, Allah nefse ikinci sebeplerin4 nefs zerinde, nefsin
doas gerei tesirlerinin olmas gerektiini retir ve nefsin ne-
rede olursa olsun O'nu tf!nyaca bir alamet verir. stisnasz b-
tn ikinci sebeplerde bu alameti gren nefse, bu sayede Allah
kendini gsterir. Bylece nefs Allah' fark eder ve ikinci sebeple-
ri kendisi iin deil, Allah iin sever. (II 331.12)
Allah, manevi yolculara bu alameti vermedike hayali dene-
yimlerle her zaman aldanm olurlar. Bu durum sadece yeni ba
layanlar iin deil, ilerlemi yolcular iin de geerlidir. Bu neden-
le eyh, rnein bir kimsenin man.evi ykselme veya mirata, ya-'
ni Hz. Peygamber'in rneini izleyerek getii grnmeyen alem-
lerde bile eytanlar ve kt cinler tarafndan hile ile kandrlabi
leceini (telhis) syler. eyh bu noktada birok Sufinin yanla
dtn yazar. Gazali bile bir kimsenin sadece unsurlar ale-
minde kandrlabilecei grndedir: Yolcu unsurlar aleminin
tesine ykseldiinde semann kaplar kendisine alr ve ey~
tanlar tarafndan kandrlmaktan korunur. eyh ayn fikirde de-
ildir. Bununla ilgili olarak unlar syler:
Sana hakikati yle aklayaym: Sufilerden bazlar, (mira
esnasnda) grlen eylerdeki vehim ve aldatmalarn tmnn
ortadan kaldrlacana inanr, nk yolcu Allah'n kutsal, temiz
ve saf olarak tanmlad, eytanlarn giremeyecei yerlere yk-
selmitir, grne sahiptirler. Bu dorudur. Durum aynen onla-

4 kinci sebepler (esbab) kavram bir eyin nedeni olarak hareket eden, Al-
lah'tan gayn her eyi ifade etmede kullanlr. Bu kavram hemen hemen "e
ya" ya da "ayan" kavramlanyla ayndr. Bkz. SPK, s. 44-46 ve dier blmler.

117
HAYAL ALEMLER! WILLIAM C. CHITTICK

rn dndkleri gibidir. Ne var ki bu sadece Allah'n Resl'nn


miracnda olduu gibi, mira maddi-manevi, hem ruh hem de
bedenle gerekletiinde olur. Baka bir kimse bedeni ayn kala-
rak, zihninde (hatr) veya lmle gerekleen ayrlma olmakszn
srf ruhaniyeti ile ya da fena ile veya kendisine verilen bir gr
gc ile ykselebilir. Fena sayesinde bedeninden ayrlabilir veya
sahip olduu g ile bedeniyle bulunabilir. Bu durumda, eer Al-
lah ile kendisi arasndaki ilahi alamete sahip deilse, aldanma ve
vehim olmaldr. Bu alamet yoluyla grd ve ahit olduu her
eyde Rabbinden ak bir delil zerinde bulunur. (11: 17) Bu ne-
denle, eer alamete sahipse Rabbinden ak bir delil zerinde bu-
lunur. Bunun dnda o kimsede vehim ve aldanma olur ve o
kimsenin ilminde bir eksiklik vardr. (II 622.22)
Arife hayali varlklar ayrt etmesine izin veren alamete, ken-
disinin de sahip olduunu eyh aka ortaya koyar. eyh, haya-
li gznn neyi mahede ettiini biliyordu. yle yazar:
Baz kimseler d alemde bedenleen ruhani gereklii bir
insandan ayrt ederler veya kendini zahir ettii suret ne olursa
olsun fark ederler ama bunu herkes yapamaz. Ayrc~ farkna var-
dklar eitli alametler sayesinde suret-tesi bedenleen ruhani
suret ile bu suretteki hayali grn birbirinden ayrt ederler.
Bu alametleri bilmeye ve farkna varmaya baladm, nk d
ya da i alemde bedenlemi olan bir ruhu gerek cismani, be-
denli suretten ayrt edebilirim. Ancak avam bu ayrm yapamaz.
(Ill 44.12)
"Avam" ile eyh sradan insan deil, Sufi yolcularn byk
bir ounluunu, hayali alemin keiflerini tecrbe eden manevi
yolcular kasdeder. 5
Burada, insanlarn "alametleri" gremedikleri ve bu sebeple
deneyimin gerek doasn ayrt edemedikleri mddete, kefin
gvenilir, mutlak bir bilgi kayna olamayacan belirtmemizde
fayda vardr. eyh'in syledii gibi, "Bir kimsede surete brnen
eye ait ilim yoksa, cismani eylerle lekelenmemi, tamamen ka-
tksz olan her kefe gvenilmez" (Risale, s.18). Yalnzca pey-
gamberler ve Allah'n byk dostlarnn dnda hi kimse, haya-

5 Bkz. SPK, s. 387, dipnot 17.

118
HAYAL ALEMLERi

li karlama srasnda hayali surette bedenleenin ne ya da kim


olduunu bilemez.
eyh okuyucularna eytann ve cinler arasndaki takipileri-
nin, insanlarn yolunu artmada ilgilerinin olduunu hatrlatr.
Peygamberlerin kozmik grevi rehberlik, hidayete ulatrmak ol-
duu gibi, nihayetinde insanlarn yolunu artmak da onlarn
grevidir. Yolunu artmann sonucu "Allah'tan uzaklamak"
olur ve bu cehennemin en zl tanmdr. Tersine, peygamberi
rehberliin izlenmesi ise Allah'a yaknl dourur, yani cennete
ulatrr.
Gnmzde zel bir ilgi alam olmasna ramen, bu kitapta
eytanlarn hayaldeki faaliyetleri hakknda eyh'in syledikleri-
nin ayrntlarna girecek deiliz. Sadece eyh'in, cinlerin "baz in-
sanlarn akllan ile oyun oynadklarm" ve bylece bu gibi insan-
larn zel bir bilgi aldklarm zannetmelerine yol atklarm (II
621.29) sylediini belirtelim.
Tabiattaki tm eyler arasnda Allah'tan en ok gafil olanlar
cinlerdir. nsan dostlarna bildirdikleri eylerden dolay, bu in-
sanlar olaylarn oluu ile alemde olanlar hakknda baz dnce
lere sahip olurlar, nk cinler gkteki burlar dinleyerek bun-
lar bildirirler.6 Bu insanlar ise Allah'n kendilerini ereflendirdi
i zannna kaplrlar. Bu kimseler bu zanna dikkat etmelidirler!
Cinlerle arkadalk edenler arasnda herhangi bir ekilde Al-
lah bilgisine sahip olmu kimseleri asla grmeyiinin nedeni de
budur. Cinler yoluyla bir kimsenin en ok elde edebilecei bilgi,
gezegenlerin, kayalarn, isimlerin ve harflerin ilmidir. Bu ise sim-
ya ilmidir. 7 Bu yzden bu kimse, vahyedilmi dinlerin dilinde la-
netlenmi bir bilgiden baka hibir eye sahip olamaz. Bylece
eer bir kimse cinlerle arkada olduunu iddia ederse ve bu iddi-
asnda doruyu sylyorsa, ona Allah bilgisiyle ilgili soru sor.
Sorduun ey hakknda hibir zevkinin, tecrbesinin olmadn
greceksin. (I 273.35)

6 And olsun ki, gkte burlar meydana getirdik, anlan bakanlar iin donat-
tk. Onlar kovulmu her eytandan koruduk ( 15: 17-18) ayetlerine gnder-
me vardr.
7 Yunanca semeia kelimesinde gelen bu kelime genellikle "harf bys" ola-
rak tercme edilmitir. Ancak bu dar anlamnn dnda kavramn ok geni
kullanm vardr. Bkz. Chodkiewicz ve Dierleri, Meccan Illuminations.

119
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

Hayal Gr Trleri

eyh'inhayali grnleri ayrt edebildii gereine dayana-


rak, zellikle kendi alglamalarn nasl tanmladn grmek il-
gin olur. eyh eserlerinde hayali deneyimlerini anlatmtr ve
bunlar deiik trler altnda tasnif etmek mmkndr. Burada
sadece metinlerin basit bir tasnifini nermek iin balang nite-
liinde ve henz eksik olan bir snflandrma sunuyorum.
Hayali deneyim drt temel kstasa gre tasnif edilebilir: 1)
Bunu gzleyen znenin hali. 2) Tahayyle urayan nesnenin ha-
kikati. 3) Hayali nesnenin ald suret. 4) Bedenlemenin kozmik
"yeri."
lbn Arabi, gzleyen zneyi hesaba kattnda, normal, uya-
nklktaki bilinle, bunun dndayken gerekleen grnleri
genellikle birbirinden ayrr. Alglama yapan gze gre uyanklk
ta olan grnler ikiye ayrlr: Cismani gz ve hayal gz. Uya-
nklk dnda olan grnler bilin durumuna gre ikiye ayr
labilir: Kii uykuda olup ryasnda hayali gereklikleri alglaya
bilir ya da hissi alglama alemiyle ilikiyi ortadan kaldran "gay-
bet" veya "fena" gibi manevi bir halin etkisi altnda olabilir.
Tahayyle urayan Hakk, melekler ya da kl ruhlar, cinler
ya da ateli ruhlar ve insanlar olarak drde ayrlabilir. Her biri,
hayali suretlerde dierlerine kendini gsterme gcne sahiptir
veya sahip olabilir. nsanlarn durumu iin, eyh'in aklamala
rnda net olarak grld gibi, kendini hayali surete sokan bir
kimse ya halen sa ve bu dnyada yayor olabilir ya da sa ol-
mayp, ahirete g etmi olabilir.
Grlen nesneler herhangi bir suret! alabilirler; ancak her-
hangi bir hayali grn sahip olduu gibi, aldklar suret hissi
olmaldr.
Ayrtedilecek drt kstastan ounlukla en zor olan grn-
n kozmik yeridir. "Yer" kelimesiyle bedenlemenin olduu ale-
mi kasdediyorum. Bir anlamda bu, eyh'in "bitiik olmayan ha-
yal" ile "bitiik hayal" olarak iaret ettii makrokozmik ve mik-
rokozmik hayal alemleri arasndaki farkla ilgilidir.8 Ne var ki bu

8 Bkz. SPK, s. 117.

120
HAYAL ALEMLERi

iki alem arasnda teorik bir ayrm sunmasna ramen, eyh yaz
larnda bu ikisi arasnda kesin bir ayrm yapmaz. Bu ikisi arasn
daki fark, hayali grn hangi gzn alglad sorusuyla ba
lantl olabilir. Byle olduunda ise, cismani gzle alglanan ha-
yali varlk bitiik hayal aleminin "hemen tesinde" yer alabilir-
ken, hayal gzyle alglanan varlk bitiik olmayan hayal alemi-
nin "iinde" hazr bulunabilir. Ancak, eyh'in eserlerinde bu ay-
rm gsteren ak bir ifadeye henz rastlamadm.
Somut bir etki i.mak~a gcne sahip hayali bedenleme ile
buna sahip olmayan arasndaki fark da kozmik yer sorusuyla il-
gilidir: Burada eyh sihirbazlarn simya ilmiyle gerekletirebil
dikleri belli baz ilemler ile Allah dostlarnn tecrbelerini birbi-
rinden ayrr. rnein, qir sihirbaz simya yoluyla yiyecek sala
yabilir, ama bu yiyecei yiyen bir kimse doymaz. Aksine, Allah
dostlar tarafndan tecrube edilen hayal ile ilgili olduunda, "bu-
nu yediinde doyarsn ve bu makamdayken altn, giysi veya her-
hangi bir ey aldnda, halini deitirmeden bu eyler seninle
birlikte olur. Biz bu makam nefsimizde bulduk. Yolculuumu
zun banda lsa'nn ruhaniyeti ile bunu tadarak, zevk ile yaa
dk." (Ill 43.19)

Hayali nsanlar

eyh'in dier eserlerini hesaba katmadan sadece Ftuhat'nda


verdii hayali gr rneklerinin tmn tasnif etmek iin yuka-
rda verdiimiz kstaslar kullanacak olursak sonu tamamen bir
monografi olur. Baz durumlarda eyh sadece grnlere dei
nirken, bazlarnda birok ayrntya yer verir. Genellikle deindi
i konulara uygun sonular karr. Bu blmde eyh'in bu tr
deneyiminden be vakay rnek olarak nakledeceim. Bu rnek-
lerde ikinci ve nc kstas ayndr: Tahayyle urayan gerek-
lik ile grnen nesneler hep insanlardr. Be rnein ikisinde
drdnc kstas, yani yer ya da alem dier nden farkl grn-
mektedir. Birinci kstasn, yani gzleyen.in halinin de tam olarak
ak olduu sylenemez.
eyh'in yaad hayali grnleri genellikle rya esnasn
da gerekleir. eyh bunlarn ou iin Kur'an'n 56. suresinin
(Vaka Suresi) ilk ayetinden gelen bir kelime olan vak'a kavra-

121
'.
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

mn kullanr. eyh, Vak'alar tanmlarken uykuda ya da uya-


nklkta grlebileceini syler,9 bu nedenle de anlatt Va-
k'alar esnasnda eyh'in uykuda m yoksa uyank m olduu
pek net deildir.
tk rnekte, eyh grn esnasnda uykudadr ve bu neden-
le hayali kimse, Hayal Alemi'nde eyh'e grnr. Yine de eyh
grnn shhatinden emindir ve alametlerini beraberinde ge-
tirdii iin herhangi bir phe duymaz. eyh'in karlat kim-
se kendisinden binlerce yl nce yaamtr. eyh'in bu gr
aktard blm zamanla ilgili blmdr ve eyh bu grnn,
yaygn inancmz asndan, hayali zamann kozmik zamann yo-
rucu hakikatinin yannda yer alamayaca gereini gstermek
iin nakleder.
Bir kimsenin ryasnda grd gibi, Allah bana, yzlerini
tanmadm bir grup insanla birlikte kendimi, Kabe'yi tavaf
ederken gsterdi. llk msrasn hatrladm, dierini unuttuum
iki msralk bir iiri ezberlerinden okuyorlard. Hatrladm ms
ra udur:
Yllarcasen tavaf ettike, biz tavaf ettik
bu Ev'in etrafn, hep birlikte, her birimiz

Bu insanlardan birisi, tanmadm bir isimle kendini tanta


rak benimle konutu. "Ben senin soyundan, atalarndan biriyim"
dedi.
"leli ka yl oldu?" diye sordum.
"Krk bin yldan hayli bir sre" diye cevaplad.
"Ama Adem bu kadar yl nce yaamyordu ki!" dedim.
"Hangi Adem'den sz ediyorsun? Sana en yakn olandan m, yoksa bir
bakasndan m?" dedi.
O vakit, Hz. Peygamber'in yle dedii bir hadisi hatrladm: "Allah
yz bin Adem yaratmtr." Benim atalarmdan olan bu kii de onlardan
birisi olmalyd.

(III 549.8)

kinci rnekte, grn esnasnda eyh uyank olabilir ve


hayali insan Hayal Alemi'nde grm olduu aka grlmek-

9 age., s. 404, dipnot 24.

122
HAYAL ALEMLERi

tedir, nk bu vak'a srasnda eyh'in bedeni baka bir yerde


bulunuyordu.
Bu blm yazdm bir gecede Hakk bana bir Vak'a yoluy-
la beyaz tenli, orta boylu bir adam gsterdi. Benim nmde otur-
du, ama konumad. Hakk, "Bu bizim kullarmzdan biridir. O'na
faydal ol da ahirette bu senin karna ksn" dedi.
Hakk'a, "O kimdir?" diye sordum.
"(lspanya'da Alpujarras) Buarrat sakinlerinden Ebu'l-Abbas lbn Cudi"
dedi.
Bu srada ben am' da idim. "Rabbim, O benden nasl yararlanacak?
O'nunla nasl iliki kuracam?" diye sordum.
Hakk, "O'nunla konu, nk senden faydalansn. Sana onu gsterdiim
gibi, ona da seni gsteriyorum. Sen onu grdn gibi, o da imdi seni
gryor. O'na seslen ve seni iitecektir. 'Bana, Suriye'den Muhammed lbn
Arabi isminde bir adam gsterildi. Henz sahip olamadm bir halde
bana faydal olursa, benim efendim olacaktr,' diyor" dedi.
"Ey Ebu'l-Abbas! Bu hal nedir?" dedim.
"Araymda ok aba sarf ediyordum. Btn gayretimle altm, btn
kuvvetimle mcadele ettim. Kefi tecrbe ettiimde, istenilen olduumu
bilmeye baladm. Bylece rahata kavutum" dedi.
"Kardeim, senden daha iyi olan, Hakk'a daha yakn olan, mahedesi
daha tam olan ve kefi daha mkemmel olan bir kimseye yle hitap
edilmitir: Rabbim, ilmimi arttr, de. (20: 114) Buna gre, emirleri
uygulamada rahat nereden buldun? 'istenilen olduumu bilmeye
baladm' diyorsun, ama ne iin istenilen olduunu bilmiyorsun.
Gayretin ve mcadelen iin istenildiin doru. Ama bu da rahat etme
yeri deil ki! Megul olduun halle iin bittiinde, her nefes alp
veriinde nefsinde karlatn yeni halin iin gayretini sarf et. Bu
iin hi sonu olabilir mi?!" dedim.
Sylediklerimden dolay bana teekkr etti. Allah'n bana olan inayeti
ile ona olan inayetine bak!

(Ill 431.20)

Dier grnlerde eyh tart:?masz uyanktr ve bunlar


hayali nesnenin d dnyada algland trden grnler gibi
grlmektedir. Bunlarn ilkinde eyh'ten baka dier insanlar da
oradadr, ama hayal grn gremezler. kincisinde, eyh'ten
baka birisinin hayal sureti grp gremedii belli deildir.
ncsnde ise, hayali grn en azndan eyh'ten baka bir
kimse tarafndan da grlmektedir. Bu rneklerden ikincisi ve
123
HAYAL ALEMLERi WILL!AM C. CHITTICK

ncs az nce anlattmzbirinci grn gibi, daha nceki


yzyllarda yaam insanlarn grlmesiyle ilgilidir.
Aadaki grn 1194 ylna aittir. eyh'in bir anlna ba-
klarn baka tarafa evirmesine kadar hayali suretin eyh'in ba-
klar altnda kaldna dikkatinizi ekerim. Bunun nemi bl-
mn sonuna doru aklanacaktr.
Birgn Seville'de le namazndan sonra Adis.cainii cemaatiyle
birlikteydim. Bunlarn arasndan birisi, bana Horasan'da karlam
olduu Yol Ehli'nden, gerek byklerden bir zat hakknda bir eyler
anlatyordu. O, bu zatn mkemmelliini anlatrken birdenbire kendimi
hemen yan bamzda bir kiiye bakar buldum, am,a benden baka
cemaatten hi kimse onu grmedi. Bana, "Horasan'da beni gren adamn
sana anlatt kiiyim" dedi.
Anlatan adama "Horasan'da grdn u zat var ya, O'nungrnn
hatrlyor musun?" dedim.
Hatrladn syledi. Ben de, yan bamda grdm zatn ehresinin
gze arpan zelliklerini ve fiziksel yapsnn gzelliklerini anlatmaya
baladm. '
Bunlar duyunca, "Allahm, senin t~rif ettiin bir simaya ve grne
aynen sahipti. O'nu daha nce grm mydn?" dedi.
"imdi senin anlattklarnn doruluunu onaylayarak tam burada
. karmda oturuyor. Ben sadece ona bakarak, grdklerime gre onu
tanmladm. Kendisi onu tanmam istedi" dedim. Baklarm baka
yere dndrnceye kadar Horasan'daki zat yan bamda oturmaya
etti. Sonra onu aradm, ama bulamadm.

(III 339.7)

Bundan birka yl sonra, 1200'de eyh Marib'te seyahat


ederken, peygamber olmayan bir kimsenin ulaabilecei en yk-
sek manevi makam olan Allah'a yaknlk (makam'l-kurb) maka-
mna girdi. Bu makamda eyh, kendini tek bana buldu ve mt-
hi bir yalnzlk hissetti. "Bir makama ulamak", dnyann her
gnk deneyiminden, yaantsndan herhangi bir ayrlmay ifade
etmez. Zaten eyh bu makama ulamadan nce yedi yldr "Al-
lah'n Geni Arz"nda yayordu ve eyh'in alemi herhangi biri-
mizin anlayaca trden bir alem deildi. !O Ama eyh hala dier

10 Bkz. Addas, Quest for the Red Sulphur, Blm 5.

124
HAYAL ALEMLERi

insanlar gibi dolayor ve konuyordu. Onlarla ilikiler kuruyor,


ama insanlarn eyh'in dnyay nasl alglad hakknda hibir
fikirleri yoktu. eyh bu makaa girdii, gnlerde, dostu olan bir
emirle karlatm ve eyh'\ eski bir tand olan vezirinin
evinde kalmaya davet ettiini syler. eyh bu vezire yalnzln
dan dert yamnaya balar. Bu esnada unlar gerekleir: "Arkada-
m beni neelendirmeye alrken, bana bir insann glgesi g-
rnd. Bu kiinin beni rahatlataca midiyle, oturduum yer-
den kalktm. Bu kii beni kucaklad ve dikkatlice O'na baktm.
Abdurrahmaa Slemi'nin ruhaniyetini grdm. Allah rahmetin-
den, O'nu bana gndermiti." (ll 261.9)11
Slemi bu olaydan 170 yl nce vefat etmitir. Byk bir Su-
fi stad olarak, Sufi biyografilerini toplad mehur eseri dahil
olmak zere eitli eserler yazmtr. eyh, Slemi'nin kendisine
yaknlk makamnn baz ynlerini aklad aralarnda geen
konumalar aktarr.
Hayali bir ins~nla beinci karlama bundan i<i yl sonra
gerekleir. Bu kimse, mehur Abbasi halifesi Harun Reid'in
(.809) olu Ahmed el-Sebti idi ve eyh'ten drt yzyl nce ve-
fat etmiti. Kendi zamannda en ok dindarl ile bilinen birisiy-
di. Haftann alt gnn orulu geirir, Cumartesi gnleri ala
rak haftann geri kalannda geinmek iin para kazanrd. O'nun
bu hali, lakab olan Sebti ismini aklar. eyh'e gre, Sebti kendi
zamannn "Kutb"u, insan- kamillerin en yksei idi. Bu kar
lamada eyh'in grdklerini eyh'ten baka en azndan bir kii
de paylar. Bu nedenle eyh, bu karlamay Hz. Peygamber ve
Sahabelerle Cebrail'in bedenlemesi ile karlatrr.
Allah Erleri'nin arasnda her zaman alt nefs (Allah'n alemi
yaratt gn s~ys olan haftann ilk alt gnnn idaresiyle g~
revli) bulunur. Sayda ne artarlar ne de azalrlar. Harun Reid'in
olu Sebti bu kimselerden birisiydi. O'nunla 599 (miladi 1202)
ylnda bir Cuma namazndan sonra, Kabe'yi tavaf ederken kar
latm. Kabe'yi tavaf ediyordu. Birlikte hem tavaf ettik hem de
sorduum sorular cevaplad. Aynen Cebrail'in bir bedevi sure-

11 Bu pasajn tamamnn tercmesi iin, bkz. Addas, age, s. '174-75.

125
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

tinde bedenletiigibi, ruhu hissi alglamamda yan bamda be-


denleti. (II 15.27)
Baka bir pasajda eyh bu olay hakknda daha fazla ayrnt
verir:
O'nunla Cuma namazndan sonra tavaf srasnda karlatm.
Ben tavaf ediyordum ve O'nu fark etmedim. Ne var ki O tavafn
yaparken halinin tuhaf olduunu grdm. nk kalabalkta ne
O'nun itildiini ne de O'nun bakalarn iterek yrdn gr-
dm. Yanyana tavaf eden iki kii arasndan, bunlarn arasn a-
madan rahata geebiliyordu. Kendi kendime, "phesiz bu be-
denlemi bir ruh" dedim. O'nu tuttum ve selam verdim. Selam
m ald. Birlikte tavaf edip, konutuk ve sohbet ettik.
Kaldm yere geri dndmde, arkadalarmdan biri, "Ta-
vaf srasnda, Mekke'de tanmadmz tuhaf bir adamn seninle
konutuunu, sohbet ettiini grdm. O kimdi ve nereden geli-
yordu?" dedi. Bylece olanlar arkadama anlattm. Orada hazr
bulunanlar hayrete dmlerdi. (I 638.32)
Yine nc bir pasajda eyh, Sebti ile karlamasn daha
ayrntl olarak aktarr:
Tavafa henz balamtm ki, ciddiyet ve vakar sahibi gzel
ehreli bir adam grdm. Benim hemen nmde Kabe'yi tavaf
ediyordu. O'nu tanyabileceimi dnerek baklarm O'na
doru evirdim. Ama buralarda yaayan birisi deildi. zerin-
de buralara yeni gelmi bir yolcu olduunu gsteren herhangi
bir iz yoktu; nk ok din ve kuvvetli grnyordu. O'nu,
tavaf ederken, yanyana bitiik iki kiinin arasndan geerken
grdm, ama onlar bunun farknda deillerdi. Ben de O'nun
ayaklarnn brakt izlere basarak yrmeye baladm. Aya
m O'nun bast yere koyuncaya kadar ayan kaldrmyordu.
Tm dncemi O'na ynelttim, gzlerim, baklarm O'nun
zerindeydi, yoksa kap gidecekti. O'nu izlerken ben de ay-
nen O'nun yapt gibi yanyana bitiik bir halde tavaf eden iki
kiinin arasndan onlar birbirinden ayrmadan, aralarn a-
madan getim. Yedinci avtn sonunda tavafn tamamladn
da ayrlmak istedi, ama ben kolunu tutup selam verdim. Sela-
mma karlk verip bana glmsedi. Tm bunlar olurken ka-
p gider korkusuyla gzlerimi, baklarm O'ndan ayrma
dm. nk O'nun bedenlemi bir ruh olduuna hi phem

126
HAYAL ALEMLERi

yoktu ve baklarn O'nu bal, kaytl tutuunu biliyordum.


(IV 12.1)12
Baka bir yerde eyh, buradaki "bakn O'nu bal, kaytl
tuttuu" gereiyle neyi kasdettiini aklar. Bedenleen ruhlar
insan bak ile kontrol edilirler. Bir kimse byle bir ruhu gzle-
riyle, baklaryla bal, kaytl yapt mddete ruh suretini de-
itiremez ve gzden kaybolamaz. eyh, ruhlarn istedikleri her
trl hayali surete brnebilme kabiliyetlerinin olmas gereini
anlatrken bu hus'1Sa iaret eder:
Bu ruhani alem hissi surette bir ekle brnp zahir oldu-
unda, gzler, baklar onu kaytl klar ve bylece nazar -insann
bakn kasdediyorum- ona bakmaya devam ettike bu suretten
ayrlamaz. Bir kimse nazarn byle bir ruhani varlk zerinde sa-
bitletirir ve bakmaya devam ederse, ruhani varlk saklanacak
hibir yer bulamaz; bylelikle o ruhani varln bir suret olarak o
kimseye zahir olmas salanr ve bu suret onun kab, rts gibi-
dir. Ruhani varlk, kendisini gzleyen kimseye suretinin belli bir
yne doru gittii hissini uyandrr. Buna gre de o kimsenin ba-
klar sureti takip eder ve baklar sabit durmayp hareket ettii
iin ruhani varlk kaytl olmaktan kurtularak ortadan kaybolur.
Ruhani varln kaybolmasyla birlikte, bu suret de gzleriyle
kendisini izleyen kimsenin baklar altndan kaybolur.
Odann kelerine bir lambadan yansyan n lambaya
bal olmas gibi suret de ruhani varla baldr. Lambann bede-
ni ortadan kaybolduunda k da kaybolur. Ayn ey, suretle ilgi-
lidir. Bunu bilen ve ruhani varl kaytl tutmak isteyen kimse
sureti gzleriyle takip etmez. Bu ise sadece Allah'n verdii ilim-
le bilinen ilahi srlardan biridir. Ne var ki suret ruhani varlktan
ayr bir ey deildir; aksine, binlerce yerde ve her yerde bulunsa,
eitli ekillere de girse onunla ayndr. (I 133.4)
Bu bize, hayali insanlarn, hayal gzne veya bakna gr-
nebilen saysz hayali grnlerden biri olduunu hatrlatr. Bu
blmn banda grdmz gibi, eyh ruhani alemin sakinle-
ri hakknda yle der:
Her surete brnrler
suyun kabn rengini ald gibi.

12 Bu pasajn tercmesi iin, Bkz. Addas, age, s. 215-16.

127
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

Ama hayali surete brnen varlklar, iyi-kt, melek-cin,


peygamber-eytan gibi bir tr yaratlm olabilir. Balangta sy-
lenenlere geri dnersek, hayalin en belirgin zellikleri iki anlam-
ll, kesin olmayl ve aldatc nitelikleridir. eyh her grn-
n alametini kavrama ilmini zevk iinde tadyordu. Bu alamet-
lerden yoksun olan geri kalanmz iin yaplacak en iyi ey ise
dikkat etmektir.

128
111. Blm: lm ve Ahiret

lm ve ahirete ait retiler, ilahi birlik (tevhid) ile peygam-


berlie (nbvvet) imandan sonra gelen ve lslam'da imann
nc art olan Allah'a "dn" (maad) ile ilgilidir. Mslman
alimlerin bu sylemde tartt konular arasnda "gnll d-
nu" (ihtiyari rcu) ile "zorunlu dn"(mecburi rcu) vardr.
Bunlardan ilki daha bu hayattayken ruhani mkemmellie ula
ma yoluyla, ikincisi ise, fiziksel lm ve ahirette bedenle yeniden
doula ilgilidir. lbn Arabi bu iki konuyu ayrntl olarak anlata-
rak kendinden sonra gelen Sufilerin, felsefecilerin ve ilahiyatla
rn ileride yapacaklar almalara yn verir. Bu blmde zorun-
lu dn hakknda lbn Arabi retilerinin bazlarna ana hatla-
ryla deinerek, eyh'in dnya grne nasl uygun olduklarn
sergileyeceim.

Vahiy ve Akl

Sufi retilerine genellikle "ortodoks" lslam'dan bir ayrlma


olarak baklr. Ne var ki bu gr ortodoks kavramn yanl kul-
129
HAYAL ALEMLER! WILLIAM C. CHITTICK

!anmaktan ve bu retilerin ierikleri hakknda cahil olmaktan


kaynaklanr. Daha dikkatli bir inceleme, zellikle slami retile
rin Sufi aklamalarnn, slami inan sarsmak iin yaplmad
n, aksine desteklemek ve fakihlerle ilahiyatlarn aklamalar
n maddi-manevi yetersiz bulan kiilere iman yolunu amak iin
yapld grlecektir. eyh, kabirde nefsi sorgulayan iki melek,
srafil'in lleri dirilten surunu flemesi, maher gn insanlarn
yaptklarn tartan terazi ve insanlarn cennet ve cehennem aha-
lisi olarak ayrlmas gibi imana ait olan eyleri reddetmeyi haya-
line bile getirmez. Aksine, eyh "akli tevillerle" bunlar birer me-
caz ya da alegorilere dntrmeye teebbs eden bir kimse iin,
sadece aklnn arya gittiini (ifsad) ve bu durumuyla imannn
eksikliini ispatladn syler. eyh'in grne gre, bir kimse-
nin bunlar zikreden Kur'an ayetleri ile hadislerin kesin anlam
n reddedecek hibir akli sebebi, dayana yoktur.
ok ncelerden beri ilahiyatlar vahyi aklamalarn tebih
ve tenzih, yani benzerlik ve karlatrlamazlk ynnden nasl
anlalaca problemini tartmlardr. llahiyatlar ve felsefeciler
tarafndan gelitirilen erken slami dncenin genel yn, Allah
ile yaratlmlar arasnda her trl benzerlii olumsuzlamak
(nefy) ve Allah'n karlatrlamazln ispat etmek olmutur. Bu
sebeple, Kur'an ve Hadis Allah'n iki elini, yzn, ayan, ko-
numas ve glmesini zikrettiinde, bu kavramlarn Allah'n kar-
latrlamazhn etkilemeyecek bir ekilde yorumlanmas ge-
rektii kabul edildi. bn Arabi'ye gre, bu tr hermenetik abalar
hakikatin mahiyeti hakknda cehaletten'., Kur'an ve Hadis'in vah-
yedilmi niteliine saygszlk ve Allah'a kar edepsizlikten kay-
naklanmaktadr. Bu konuya deindii bir pasajda lbn Arabi,
Kur'an ayetlerinde sylendii zere Kitab'ri bir ksmna inanp
da baka ksmlarna inanmayanla bu ilahiyatlar bir tutar. l "Al-
lah'a kar en byk edepsizlik Allah'n Kendisi iin atfettii e
ye bakarak Kendisine atfettii bu eyle O'nun karlatrlamaz
olduunu ilan etmektir. Byle bir kimse bir ksmna inanr, yani
O'nun benzeri hibir ey yoktur ( 42:11) ve bir ksmn da inkar
eder; ... ite onlar; gerekten kafir olanlardr (4: 150); nk kul

l Bkz. SPK, s. 73-76.

130
HAYAL ALEMLERi

kendini Allah'tan ok daha bilgili, kendi ilmini de Allah'n ilmin-


den daha ok grmtr. Bundan daha byk bir cehalet ola-
maz." (III 375.10)

lmden Sonraki Berzah

Hadis klliyat berzah lm sonras deneyime ait bir alan


olarak belirler. Kur'an tefsircilerine gre berzah, tekrar diriltile-
cekleri gne kadar arkalarnda onlar geriye dnmekten alkoyan
bir berzah vardr (23:100) ayetinde gsterilmitir. Tipik olarak
bu berzah, Hz. Peygamber'in ounlukla "kabir" olarak adlandr
d ve lmden sonra, maher gnnden nce gerekleen tm
olaylarn olduu yere denk der. Dierleri gibi lbn Arabi de ber-
zah ile hayal arasnda ak bir iliki kurar. Buna gre, berzahtan
bahseden dier bir Kur'an ayetini kaynak gstererek genel anla-
myla hayalin zelliklerine deinir: Allah iki denizi birbirine ka-
vumak zere salvermitir; Aralarnda bir engel vardr, birbirinin
snrn aamazlar. (55:20) eyh, "Eer berzahtan dolay olmasay-
d, iki deniz birbirinden ayr olamazd" (III 47.26) der. Bu berzah
ise hayalin gereklii olup, bu "iki deniz" ayetin hangi sylemde
uygulanacana bal olarak, vcud ile yokluk, ruhani alem ile
cismani alem, ruh ile beden, bu dnya ile ahiret olabilir.
Berzah ile hayal arasndaki iliki ilk kaynaklarda hemen kar-
mza kar. Kur'an (39:42) ayetinde uyku ile lm arasnda ak
bir iliki kurar; ayn zamanda Hz. Peygamber uykuyu "lmn
kardei" olarak adlandrmtr. Bu ifadelere gre ryalarn canl
lara birtakm alglamalar sunduu sylenebilir. Buna ek olarak,
hadislerde rastladmz lmden sonraya ait tanmlamalar ile
rin ve manalarlfi "cisimlemesi"nden bahseder. rnein, Hz.
Peygamber, dikkat verilmeden yaplan ibadetlerin eski psk el-
biselere brneceini; iyi ilerin gzel insanlar olarak, kt ile
rin d!! yal ve irkin olarak grneceini syler.2 lbn Arabi'nin
zamannda berzaha ait deneyimin hayali mahiyeti zaten felsefeci-
ler, ilahiyatlar ve sufler tarafndan kabul edilmekteydi. lbn

2 Bkz. Gazali, Precious Pearl, s. 30, 34, 36, 49, 50, 53, 60, 87; Tebrizi, Mish-
kat al-Mesabih, s. 340, 448-49, 490-91, 1176.

131
HAYAL ALEMLERi WILUAM C CH!TTICk

Arabi'nin yapt ey kendi sylemi iinde sadece bunun nasl


gerekletiini aklamak olmutur.
lnsanlar mikrokozmos olarak yaratlm alemi ierirler:
Ruhani, hayali ve cismani alemler. Ruh ilahi Nefes'ten gelir, be-
den ise amurdan yaratlmtr. Nefs bu ikisi arasndadr ve her
iki ynn niteliklerini paylar. Bu yzden, nefs zat itibariyle ruh
gibi bir tek iken, bedenin eitli kuvveleri itibariyle oktur. Nef-
sin iki anlaml doas, insanlarn ahlaki ve manevi olgunluklar
na baklarak izilen genel nefs kategorilerinde aka ortaya
kar. Sufiler Kur'an terminolojisini kullanarak bu kategorilerin
n tanmlarlar: Ktl emredici nefs (12:53), hatalarndan
dolay nedamet eken nefs (76:2) ve huzura ermi nefs. (89:27)
Sufiler iin bu kategoriler nefsin gelimesinde birbirini takip
eden dzeylerdir. Buradaki nemli nokta, ktl emretme d-
zeyini aarak Allah'la huzura ulamas gereken eyin nefs oldu-
udur. Aksine, Allah'n nefesi olarak ruh zaten insann yaratl
ftratnn mkemmelliine sahiptir.3
Bu emada beden, nefsin gelimesi iin bir aratr. Beden ol-
masayd ilahi ruh, belli bir insan suretinde kendini zahir edemez-
di. eyh, Allah'n ruhunu gnele, her bir insann ruhunu da bir
evin pencerelerinden ieri giren gne yla karlatrr. eyh,
gneten szan bu klarn, Allah'n hikmeti gerei birer birer
varlklarn srdrdklerini aklar. Buna gre, Allah lmden
sonraki berzah da dahil olmak zere, gelimelerinin her dzeyin-
de bedenleri, gneten szan bu klar iin yaratmtr. "Allah, bu
klarn aldklar farkll srdrmeleri iin berzahi bedenleri
yaratr ve bu bedenler sayesinde uykudayken veya lmden son-
ra bu dnyaya ait bedenlerinden ayrldklarnda ruhlar farkl ka-
lrlar. Sonsuza dek farkl kalrlar. Tek bir z olan ilk hallerine as-
la dnmezler." (III 188.1)
Hadislerde ayrntl olarak anlatlan "kabir" deneyimleri, in-
san ruhunun berzahtaki hayali bedenle balantl olduu srada
gerekleir. Bu tr deneyimleri nasl alglad hakknda ipular
veren hayli uzun bir pasajda eyh, lm annda nefsin cismani
bedenden ayrlmas ileminde hayali suretlerde bedenleen ve Al-
lah dostlar tarafndan grlen eyleri 12 kategoride tarif eder. Bu

3 Nefsin geliimi iin bkz. Murata, Tao of Islam, Blm 8-10.

132
HAYAL ALEMLERi

12 kategoride ameller, ilim, iman, herhangi bir makam, hal, pey-


gamber, melek ve Allah'n fiillerini gsteren ilahi isimler, sfatlar,
tanmlar, karlatmlamazlk veya Zat bulunur. Bu hakikatlerin
grnd imgeler o kimseye cennetin daha lmeden nce tadl
masn sunar. eyh bu 12 suretten her birinin ekil tesi hakikat-
lerin, yani manalarn deneyimini temsil ettiini syler, nk
lmden sonraki berzahta "Manalar, ekiller ve hacimler olarak
bedenleip grnrler. Bu nedenle manalar suretlere sahiptirler."
(Il 295.30) eyh'in "ilim" ya da "bir peygamber"in bedenletii
ni sylemesi bu pasajn ak ynn gstermede yeterli olur.
Eer bir kimsenin Allah bilgisi kefe dayanyorsa, lm ann
da bu ilminin bedenlemesi, akli delillerden kaynaklanan bir bil-
giden daha tam ve eksiksiz olur. "Tecellideki kefin sureti daha
tam ve daha gzeldir, nk kef ve bunun marifeti Allah korku-
su ve yararl ilerin sonucudur. Allah'n kelamyla buna yle ia
ret edilmitir: Allah'tan korkun, Allah size retir. (2:282) Byle
bir kimsenin ilmi lm annda gzel bir surette ya da holanarak
kuanaca bir k olarak kendisine grnr." (II 296.10)
eyh "bir peygamberin suretinin" grnmesini anlatrken
Ftuhat'nn ve artk bir klasik olan Fussu'l-Hikem'inin yapsn
oluturan retiye deinir. Buna gre, Allah'n Mslman dostla-
r hem Hz. Muhammed (S.A.V.) hem de dier peygamberlerden
ilim, hal ve makam miras alrlar. Bu nedenle bir kimse lslam n-
cesi peygamberlerden birisiyle ruhani bir baa sahip olabilir.
Bazen lm an yaklarken, bir kimsenin miras ald pey-
gamber o kimseye grnebilir; nk (Hz. Peygamber'in syledi-
i gibi) "Alimler peygamberlerin varisleridir." Bu nedenle, lm
yaklarken o kimse Hz. lsa'y, Hz. Musa'y, Hz. lbrahim'i, Hz.
Muhammed'i veya baka bir peygamberi grr. Bu kimselerden
bazlar, miras aldklar peygamberler kendilerine grndnde
zevk iinde o peygamberin ismini telaffuz ederler, nk pey-
gamberlerin hepsi saadet ehli arasndadr. lm annda, byle bir
kimse "lsa" veya Allah'n O'na hitap ettii ekilde "Mesih" diye-
rek seslenir. Ve genellikle byle olur. Orada hazr bulunanlar, Al-
lah dostu olan bu kimsenin byle konutuunu iittiklerinde,
lm annda lslam'dan kp Hristiyan olduunu syleyerek o
kimseden phelenirler. Veya bu kimse lsrailoullarna gnderi-
len peygamberlerden birinin ismini zikreder ve orada bulunanlar
133
HAYAL ALEMLERi WILUAM C. CHITTICK

o kimsenin lrken bir Yahudi olduunu sylerler. Ne var ki


byle bir kimse Allah'n gznde saadet sahibi byklerden biri-
dir; nk avam bu mahede yerini asla bilemez, sadece Allah
Ehli olan kef sahipleri bilir. (II 296.27)
"Saadet"in Allah'a ve cennete yaknlk deneyimini belirten en
yaygn slami bir ifade olduuna dikkatinizi ekerim. Bunun zt
t, Allah'tan uzaklamann sonucu ise "ekavet" olup cehennem-
deki azap ve ikencedir.

Nefsin Gelimesi

Yukarda verdiimiz rnekler, insann berzahtaki durumu-


nun bu dnyadaki hayatyla belirlenecei ilkesini gsterir. Zaten
hayat ruhun ftratnda varolan sfatlarn dengeli ya da dengesiz
olarak grnd bir sretir. Nefs kendi hakikatinin iki yn
olan ruh ve beden arasnda kurduu ilikiye gre byr ve geli-
ir. Nefsin hayali mahiyeti derece derece glenmeye balar ve
sonunda cismani alemin tecrbesi iin fiziksel bedene daha fazla
ihtiya duymaz.
zellikle erken aamalarda, yani bebeklik ve ocukluk sra
snda nefsin belli bir doal gelimesi olduundan hi phe yok-
tur. Ama burada bile "evre" nefsin nasl yetiecei hakknda
nemli bir belirleyici rol oynar. Bu nedenle ftrat zikreden hadis-
te yle denilir: "Her doan ocuk ancak ftrat zere doar. Ana-
babas onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar." eriat akln -
nefsin iyi ile kty ayrt etme gcnn- kendini gstermeye
balad andan, yani bulu andan itibaren dini pratikleri kii
lere ykml klar. Akli glerin bulunduu kadaryla, isteseler
de istemeseler de insanlar kendi gelimeleri iin sorumluluk sa-
hibi olarak kabul edilirler. Eer eriat Mizan'n, yani Kur'an ve
Hadis'te vahyedilen ahlaki, manevi ve akli gelime rehberliini
takip ederlerse, ilk yaratllarnda olan ilahi surete uygunluk
iinde geliirler. Bir insan, hayatnda Allah'n ahlakyla, yani ila-
hi sureti tanmlayan ve kiiyi iyi ve faydal yapan gzel ahlakla
ahlaklanmasnn derecesi lsnde Allah'a yaknlk kazanr ve
mutlu, dengeli bir varlk haline gelir.
eriat Mizan nefsi derece derece ruh ile beden arasndaki uy-
gun ilikide dengeye sokarak entegre ettirirken, insan "ykselen"

134
HAYAL ALEMLERi

bir ynde geliir. Dier bir ifadeyle, vahiyle salanan rehberlik hi-
dayet sayesinde nefs bedene frlen ilahi ruhun sfatlaryla git-
tike artan bir ekilde uyum salar. Mizan olmadan, insanlar di-
key eksenden aa der ve aalarn aasna (95:5) kadar ba-
tarlar. Bylece karanlk ve cehalet gibi bedene ait sfatlarn haki-
miyetine girerler. Ya da arada, sallantda kalp, derece derece ya-
tay ayrla derler. Denge, olgunluk ve btnlk hem tevhidi,
yani Allah'n birliinin ikrarn hem de amelleri (yani, emirlere
uymay) kapsayan imana dayanr. "Olgun (kamil) nefsler Al-
lah'n birliini ikrar eden ve imam olanlardr. Tevhid ve iman,
onlarn ac ve azabn yeri olmalarna mani olur." (lll 175.21)
Ksaca sylersek; hayat insanlarn kendi nefslerine ekil ver-
dikleri bir ilemdir. Beden lmle terk edildiinde, nefs kendi
sfatlarna uygun hayali suretlerde bedenleir. Nefsin tm ileri,
ahlak, halleri, makamlar, ilmi ve gayeleri uygun suretlerde g-
rnr. "Berzahta tm insanlar yaptklar ilerin ve kazandklar
eylerin suretinde kyamet gnne kadar rehinedirler. O gn
bulunduklar suretlerde diriltilirler ve ahiret hayatna geerler."
(I 307.22)
Ana rahminde harcanan zaman insan bu dnyaya douma
hazrlad gibi, berzahtaki sre de insanlar kyamet gnne ha-
zrlar. "Ahiretteki hayat ynnden berzahtaki sre ceninin ana
rahminde geirdii sre gibidir. Allah insanlar bir olutan son-
ra baka bir oluta meydana getirir. nsanlarn yeniden diriltile-
cekleri kyamet gnne kadar geirdikleri aamalar eitlidir."
(lll 250.19)
Kyamet gnnde ve sonrasnda nefs Cennet Bahesi'nde ve-
ya Cehennem Atei'nde kendi yerini alncaya kadar daha ileri de-
iimlere urar. Ama bu aamalarda bu dnyadaki cismani bede-
nine benzer sabit, kaytl bir surete bal olmaz. Bu noktay net-
letirmek iin kyamet gnnn ontolojik durumuna daha ya-
kndan bakmamz gerekir.

Ahiret

Bu dnya ile ahiret arasnda olmas sebebiyle berzah bu isim-


le anlr. te yandan eyh, berzah kavramn arada bulunan her-
hangi bir durum iin kullanld gibi, tm durumlarn aslnda

135
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

iki eyin arasnda bulunmas sebebiyle bu kavram eitli ekil


lerde de kullanr. Bu nedenle yle yazar: "Kyamet gn bir ber-
zahtr. Varoluta berzahlardan baka birey yoktur nk (ge-
mile gelecek arasnda bulunan) imdiki an gibi, berzah da bir
eyin iki baka ey arasndaki sralanmasdr." (III 156.26)
eyh lmden sonraki berzah her zaman bu dnya ile ahiret
arasna koymaz. rnein, "ahiretin birinci menzili" (IV 282.13)
olarak iaret ettiinde berzah ahirete dahil eder. Ne var ki baka
pasajlarda eyh berzah ile ahiret arasnda ak bir aynn yapar.
rnein, ahiretin hissi ve hayali-olmayan olmas sebebiyle ber-
zahn ahiretten farkl olduunu yazar. Bu nedenle, kyamet gn,
yani berzah izleyen varolu dzeyi "hakiki, varolan ve hissi bir
eydir, bu dnyadaki insanlara benzer." (I 311.21) Baka bir yer-
de, Kur'an ayetlerinden birini buna benzer bir anlayta yorum-
lar. Kur'an bize "Firavun'un adamlarn azabn en. kts kuat
verdi. Sabah akam atee sunulurlar. Kyamet koptuu gn; Fira-
vun'un adamlarn azabn en iddetlisine sokun, denir" ( 40:45-
46) der. Burada zikredilen Atee sunulma, Firavun'un adamlar
nn hayal dzeyde azaba sokulduuna, yani berzahtaki sreye
iaret eder; ania ahirette, hislerle duyulan cehennem ateine so-
kulacaklardr. (I 299.9, 307.17)
Bu pasajlar, berzah ile ahiret arasndaki temel farkn, hayali
varolu ile hissi varolu arasndaki farkta yattn nerir. Ancak,
daha nce belirtildii gibi, hayal de tanmla hissidir. Bu proble-
min zmnn bir ksm, ikincisinin ilkinden daha kesif ve ka-
ranlk olduu, eyh'in, Cennet Bahesi ile Cehennem Atei'nin
ontolojik durumlar arasnda yapt ayrmda sakldr. Ayn e
kilde, berzah kyamet gnnden daha az aydnlktr. Kesinlikle,
gerek berzah gerekse de kyamet gn hayali varoluun zellik-
lerini sergiler. eyh'in belirttii gibi, "Ahiret hayat berzaha ve
hayale sahip olmas ynnden insann hatmi boyutuna benzer."
(III 435.16) Ama ahiret, berzahtan daha gerektir, nk eyle
rin ruhani ynne daha yakn olup, bu yzden, daha latif ve da-
ha aydnlktr.
eyh, ahirette yeniden diriltilecek olan "beden"in her yny-
le bu dnyadaki bedene benzemeyeceini syler: "Maddelerinin
tam olarak ayn olmasna ramen -nk kabirden karlp diril-
tilirler- yaplar ve meydana gelilerindeki sfatlar ve durumlar-

136
HAYAL ALEMLERi

nn bu aleme deil de teki aleme uygun olmas ynnden fark-


ldrlar."(1 207.14)
Kyamet gn ile berzah arasndaki benzerliklerden biri de
her ikisinde de eylerin hakikatlerinin bu dnyadakilerden daha
fazla aydnlk ve parlak oluudur. Bu nedenle nefs berzaha girdi-
inde, kendi durumunu kavrar ve geride brakt bedenin sade-
ce bir perdeden baka bir ey olmadn anlamaya balar. Kur'an
lm hakknda unlar syler: "te senin perdeni kaldrdk. Bu-
gn artk senin grn keskindir." (50:22) Bu sylemde eyh,
Hz. Peygamber'in mehur bir hadisini aktarmay tercih eder: "n
sanlar uykudadr, ldkleri vakit uyanrlar." Ancak, lm yoluy-
la uyanma henz birinci uyanmadr. Kyamet gnnde insanlar
bir kez daha uyanrlar.
Senin lm yoluyla uyanman, ryasnn ortasnda uyand
n gren bir kimseye benzer. O kimse, rya grrken kendi ken-
dine "unlar, unlar grdm" der ve kendisini uyank zanneder.
(II 313.6)
(Kyamet gnnde) Allah adaletle hkm vermek iin gelir.
Allah sadece Nur ismiyle geldiinden arz Rabbinin nuruyla parl
dar. Daha sonra her nefs bu nur sayesine neyi takdim edip neyi
tehir ettiini (82:5) bilir, nk bu nurun hereyi apak ve per-
desiz, gzler nne kardn grr. (Il 485.33)
Bu sonsuz n altnda herey olduu gibi bilinir. Niyetler
ve motivasyonlar daha fazla gizlenemezler. Bu dnyadayken Rab-
binin nnde mutlak hilik olan kulluk, ahirette ykselme, y-
celik olarak ortaya kar. Bu dnyada kendi nefslerini Allah'n
karsnda yok etmi olan kullar ahirette Allah'n sfatlarndan
baka hibir ey sergilemezler, nk ilahi nuru engelleyecek
hibir beeri snrlama kalmamtr. "O Deil" gitmitir ve geride
"O" kalmtr.
Ahirette insanlar bu dnyadaki halleri lsnde derecele-
nirler. Bu dnyada salt kul olan bir kimse ahirette mutlak sultan
olur. Bu dnyadayken sultanlk sfatyla nitelendirilen bir kimse-
nin ahiretteki derecesi, bu dnyadaki sultanlk sfatn ne kadar
kendi nefsine atfetmise o derece alalacaktr.
Buna gre bu dnyada Hakk'n ve Hakikat'in karsnda ken-
di nefsini silen bir kimseden baka hi kimse ahirette daha yce
olamaz. Ayn ekilde, bu dnyada yerlerde srnse bile, nefsini

137
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

son derece yceltmi bir kimseden baka hi kimse ahirette daha


aalanm olamaz. "Bu dnyada nefsini son derece yceltme"
ifadesiyle bu kimsenin dnyadayken sultan olmasn kasdetmi-
yorum; sadece nefsini yceltmesini kasdediyorum.
D durumuna gre bir sultan veya baka bir ey olan bir
kimse iin, Allah'n kulunu d aleme gre hangi makama veya
hale koyduunun benim iin bir nemi yoktur. Dikkate alnabi
lecek tek ey sadece o kimsenin nefsinin halidir. (l 221.18)
zetlersek; insanlarn ahiretteki d durumlar bu dnyadaki
i durumlarna baldr. Bununla birlikte, insanlarn bedenletir
dikleri ilahi suret ncelikle insanlarn i sfatlarna, ahlaklarna
aittir. nsanlar bu ilahi sureti gerekletirmi olduklar dereceye
kadar Allah'n gzel ahlakna sahiptirler ve bu sureti gerekletir
mede baarsz olmalar derecesine kadar Allah'n ahlakndan
uzak kalrlar. Bu ahlaklar vcuda ait, yani insan ftratna ait nite-
liklerdir. Berzahta ve byk bir lde kyamet gnnde herke-
sin ahlak olduu gibi gsterilir; yani ahlakna uygun surette be-
denlemi olurlar.

erisi/Dars

Mikrokozmos gibi makrokozmos da Allah'n suretidir. Bir


yandan, Allah Zahir ismi gerei kendini zahir ederken, te yan-
dan Batn ismi gerei kendini gizler. Allah'n sonsuzluundan do-
lay tecelliler tekrarlanmaz. Dier bir ifadeyle, vcud nitelikleri-
ni alemde srekli deien bir tarzda sergiler. Bu yzden alemde-
ki eyler srekli bir deiime maruz kalrlar.
Hem makrokozmos hem de mikrokozmos Allah'n suretinde
yaratlmtr ve her ikisi de Zahir isminin hkmlerini sergilerler.
Makrokozmos iin sylenebilecek ey, btn alemler ve zamanlar
iinde ilah sfatlarn her eyde sonsuz bir ekilde tafsil durumun-
da olduudur. Bu tafsil darda ve somut olarak grnr. Her bir
eyin sureti her an iinde dier sfatlar hari tutarak vcudun
belli bir sfatn grnr klar ve bu sfat an be an deiir.
Tm ilahi sfatlara sahip olmas bakmndan mikrokozmos
makrokozmosa denk der. Ama mikrokozmosun birlii insann
d suretinde grndnde, mikrokozmos makrokozmostan
farkldr. Makrokozmosta zahiri olarak sergilenen eitli ilahi ni-

138
HAYAL ALEMLERi

telikler, mikrokozmik dzeyde insan nefslerinin eitli oluunda


ve ilahi suret olarak her nefsin Allah'n esiz bir tecellisi olmas
gereinde aa kar. Bu nedenle, zahir boyutunda makrokoz-
mos sonsuz derece eitli olurken, mikrokozmos da batn boyu-
tunda sonsuz derecede eitlilik gsterir.
Makrokozmostaki eyler para oluluk ve belirli oluluun
hkm altndadr. Yani, her bir ey bir btnn parasdr. Bu
yzden, her bir eyin "bilinen bir makam" vardr. Aksine, insan-
larn kendileri birer btndr ve lm anna kadar kesin olarak
belli bir sfata indirgenemezler. Bu dnyadayken insanlar bilin-
meyen makamlarda bulunurlar ve mkemmellie ularlarsa ahi-
retteki makamlar da bilinmez olur. Bu dnyadayken insann bi-
linemezlii i sfatlara aittir; te yandan, insan bedenine sahip ol-
malaryla hepsi ayndr.
Allah, makrokozmos ve mikrokozmosun sonsuz eitliliin
de Zahir ismi gerei kendini sergiler ve Allah'n tecellileri, gerek
zaman iinde gerekse de mekanda asla tekrarlanmaz. Ama Batn
ismi gerei Hakk sabit ve deimezdir. Allah'n Zat' deimez,
ama O'nun sfatlarnn hkmleri, alemi her an yaratan tecelli-
lerinin sonsuz eitliliinde ve yenilenmesinde kendilerini gs-
terirler. nsanlar d suretlerinde nispeten sabit ve deimezdir
ler ama dnceleri ve uyanklklar dzeyinde an be an sonsuz
bir deime eitliliine maruz kalrlar. eyh bu hususu yle
aklar:
Hz. Peygamber, "Allah Adem'i kendi suretinde yaratt" de-
mitir. nsan batn boyutunda deiime maruz kalrken, zahir bo-
yutunda sabittir. nsann zahir boyutuna hibir organ eklenemez;
ama batn boyutunda da tek bir halde kalamaz. Bu nedenle insan
hem deiime hem de sabitlie sahiptir. Ne var ki Hakk, Zahir ve
Batn olarak tantlmtr. Zahir deiime, Batn sabitlie sahiptir.
Bu yzden, Batn olan Hakk insann zahir boyutuyla, Zahir olan
Hakk insann batn boyutuyla ayndr.
Buna gre, insan bir ayna gibidir: Aynaya bakarken sa elini
kaldrrsan, aynadaki suretin sol elini kaldrr. Bu nedenle, senin
sa elin aynadaki suretin sol eli, senin sol elin de bu suretin sa
eli olur. Ey yaratlm ey, senin zahir boyutun Hakk'n Batn is-
minin suretidir ve senin batn boyutun O'nun Zahir isminin su-
retidir. (iV 135.3)

139
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

nsanlar bu dnyada Hakk'n aynadaki grntleridirler ama


bu grntler lmden sonraki ahirette ters dndrlecektir.
Burada ieride olan orada darda ve burada darda olan orada
ieride olur. eyh'in talebelerinden birinin de belirttii gibi, "Ber-
zah, iin d, dn da i olduu bir alemdir."4
nsann bu dnyadaki durumu aynadaki bir grnt ile kar-
latrlrsa, ahiretteki hali de havada giden k nlarnn, yan-
syp geri dnmeden nceki durumlaryla karlatrlabilir. Ahi-
rette insanlarn zahir boyutlar Allah'n Zahir oluuna, batn bo-
yutlar da Allah'n Batn oluuna denk der. Bu nedenle, her bir
eyin i hakikati sabit olurken d boyutu srekli tekaml ve de-
iime urar. eyh yle aklar:
Bu dnyada Hakk'n kalplere srekli tecellisi asla durmaz. Bu
nedenle insann fikirleri ilahi tecelliden dolay deiime maruz
kalr ve Allah Ehli olanlardan baka hi kimse bunun nasl ger-
ekletiinin farknda deildir. Allah Ehli olanlar, bu alemde ve
ahirette tm varlklarda zuhur eden suretlerin eitliliinin
O'nun deiiminden baka bir ey olmadn bilirler. Zahir ismi
gerei O her eyle ayndr.
Ahirette insann batn boyutu sabit olur nk insann bu
boyutu gzlerden sakl bir biimde srekli deiime maruz kalan
bu dnyadaki zahir boyutuyla ayndr ve bu onlarn phe iin-
de olduklar (50:15) her an yeniden yaratlmayla ilgilidir. Ama
ahirette insann zahir boyutu bu dnyadaki batn boyutuna ben-
zer: llahi tecelli hakikatiyle birlikte srekli bu boyuta gelir. Buse-
beple, bu dnyadayken insann batn boyutu ilahi tecellinin ha-
kikatiyle suretlerde deiime urad gibi, ayn ekilde ahirette-
ki zahir boyutu da deiime urar. Bylece ilahi tecellilerin boya-
masyla boyanr.
Bu ise Hakk ile olan benzerliin hayali yndr. Ne var ki bu
dnyada batn olan bu benzerlik ahirette zahir olur. Buna gre
Hakk'la birlikte hayalin zellikleri de ahirette insana elik eder,
nk O; her gn yeni bir e'n zeredir. (55:29) (III 470.16)
Bu dnyadaki yaratln batn boyutunda dncelerin ok
abuk deimesi gibi, ahiret alemi de bu kadar abuk ve hzl de-
iime aktr. Buna gre insanlarn ahiretteki yaratl buradaki-

4 Chittick, Faith and Practice of lslam, s.99.

140
HAYAL ALEMLERi

nin tersine evrilecektir; nk insann oradaki batn boyutu bu


dnyadaki zahir ynne benzer bir ekilde sabit bir surette olur.
te yandan, buradaki batn boyutuna benzer bir ekilde insann
ahiretteki zahir yn suretten surete ok hzl deiime urar.
(Ill 223.31)
insann bu dnyadaki batn boyutu ahiretteki zahir boyutu-
dur. Burada grnmeyen idi, ama orada grnen olur. ekillerin
ve suretlerin batn boyutu olarak z, grnmeyen olarak kalr.
Deiime maruz kalmaz, deimez. Buna gre sonsuza dek s-
rekli kendisinden alnan ve srekli kendisine yklenen ekiller
ve suretler vardr. (Ill 441.14)
eyh, cennet ehline, Burada canlarnzn ektii eyler size-
dir ve burada size umduunuz herey vardr (41:31) eklinde hi-
tap edildii Kur'an ayetini sk sk zikreder. Bunun yannda Al-
lah'n cennet ehline gnderecei mektubu anlatan Hz. Peygam-
ber'in bir hadisine iaret eder. Mektupta unlar yazldr: "Diri ve
Ebedi Olan, Asla lmeyecek Olan' dan diri ve ebedi ve asla lme-
yecek olana! Bir eye 'Ol!' derim ve o ey hemen oluverir. Size de
bir eye 'Ol!' demenizi ve o eyin oluvermesini balyorum."
(Ill 295. 16)
eyh'e gre bu tr geleneksel haberler, sadece cennete ait va-
roluun hayali mahiyeti syleminde, yani ahiretin d alannn bu
dnyada zihni ve hayali alana denk dt hakikatine gre an-
lalmaldr. Bu nedenle, bu dnyadayken Allah dncelerimize
ve hayallerimize suret verdii gibi, ahiretteki dncelerimize ve
hayallerimize de suret verir. Ne var ki bu durum ahirette somut
olarak ve bizim "dmzda" cismani dzeyden ok daha fazla yo-
un bir dzeyde tecrbe edilir. eyh bu hususu yle aklar:
Bu dnyada Hakk, kulun eyleri Hazreti Hayal'de var ettii
yerdir. Allah'n, dilediinde olmalarn istei mmkn eyleri
(cismani alemde) var ettii gibi, O'nun hayalde var etmedii hi-
bir dnce de kulda olumaz. Ne var ki Hazreti Hayal'de kulun
istei Hakk'n isteinden kaynaklanr, nk Allah istemedike
kul hibir ey isteyemez. Bu nedenle, bu dnyadayken Allah ku-
lun dilei olmadan asla istemez. Bu dnyada kulun istediklerin-
den bazlar hisler alannda oluur. Ama hayalde kulun isteinin
etkisi, Hakk'n isteinin etkisi gibidir. Bu yzden, lrade'nin her
eyi kontrol altna alan hkm ynnden Hakk ahirette kuluy-

141
HAYAL ALEMLERi WILUAM C. CH!TTICK

la birlikte olduu gibi, ayn ekilde Hakk kulun hayalde istedii


her eyle kulla beraberdir. Bunun sebebi ise insanlarn (bu dn-
yadaki) batm boyutunun ahiretteki zahir boyutu olmasdr. Buna
gre istedii zaman herey isteine uygun olarak gelir.
Buna gre, kulun isteinin Allah'n isteini izledii gibi, ha-
yal dzeyinde ve ahirette de Hakk kulun iradesini takip eder.
Hakk, bu alemdeyken kulunun hayal dzeyinde istedii hereyi
var ederek onu korur. Bu durum ahirette de byledir. Ne var ki
kul Hakk' tecellilerin suretlerinde izler. Kul o renkle boyanma-
dka Hakk kendini kuluna o surette tecelli ettirmez. Buna gre
Hakk kendini deitirdii iin kul suretlerde deiime urar. Bu
dnyadayken zellikle Hazreti Hayal'de kulun istekleri deiime
urad iin Hakk bunlara varlk verirken deiime urar. Bu
durum Cennet Bahesi'nde de byledir. (III 509.32)
Baka bir pasajda eyh yukardaki pasajn ana konusunu da-
ha ak ve zl olarak aklar: "Bu dnyada Hakk senin var etti-
in eylerin yeridir, nk senin maruz kaldn deiimlere g-
re O da deiimlere urar. Ama ahirette O'nu: deiimlerine g-
re sen deiime maruz kalrsn. Bu nedenle, bu dnyada O senin
suretine brnrken, ahirette sen O'nun suretine brnrsn"
(III 502.24).
Ahirette takip edilecek bir eriat olmadna gre, ahiretin bu
dnyann tersine evrilmi ekli (akis; reversal) olduu gerei
eriat'n bu dnyadaki fonksiyonunu aklamada yardmc olur.
Allah insan tersine evrilen bir yaratlta yaratmtr. Buna
gre, ahiret insann batn boyutunda gizlidir ve insann bu dn-
yas da zahir boyutunda gizlidir. lnsann zahir boyutu (ilahi) su-
ret ile kaytl olur. Bylece Allah eriat' emrederek insan kaytl
klmtr. Suretin deimemesi gibi emirler de deimez. Ne var
ki batn boyutunda insan srekli :deiime maruz kalr. Dnce
lerin geldii suretlere gre insan dncelerinde dalgalanr. Ahi-
retteki durum da byledir. Bu nedenle, insann bu dnyadaki ba-
tn boyutu ahiretteki hayatnn zahir boyutu; insann bu dnya-
daki zahir boyutu ahiretteki hayatnn batn boyutudur. Allah'n,
"llk nce sizi yaratt gibi, yine O'na dndrleceksiniz" (7:29)
demesinin nedeni de budur; nk ahiret bu dnya hayatnn ak-
sidir ve bu dnya ahiretin aksidir. Ama bu dnyada insan nasl
sa orada da yledir. Bu nedenle, bu dnyadayken dncelerinin
142
HAYAL ALEMLERi

eriat'te vlen eyler olmas iin almalsn ki bylece ahirette


suretin gzel olsun. (IV 420.1)
Cennete ulaan insanlar kendi isteklerine gre durumlarn
belirlerler. Neyi hayal ederlerse o gerek olur. Allah'n kelimeleri
onlarn kelimeleri olur: "Bir eyin olmasn istediimiz zaman,
ona szmz sadece "Ol!" demektir ve o hemen oluverir."
(16:40) Bylece insanlar kendi cennetlerini kurarlar.
eyh u hadisi aktarr: "Cennete bir bahe vardr ki orada al-
mak ya da satmak yoktur, sadece kadn ve erkek suretleri vardr.
Bir kimse bir sureti isteinde ona girer." eyh'e gre bu hadis cen-
net sakinlerine ait "sonsuza dek bir suretten dier surete brn-
meye devam ederler. Bylelikle ilahi genilii bilmeye balarlar"
(II 628.4) hakikatini gsterir. Ayrca cennete ait durum yle bir
ltuftur ki, insanlarn bir surette varolabilmeleri dier suretlerde
de varolabilmelerini engellemez.
Kendi suretlerimiz bir deiime uramadan, Cennet suretle-
rinden istediimiz surete gireriz, ailemizden veya tandklarmz
dan herkes bu halimizde de bizi tanmaya devam eder. Ama eski
suretimiz olduu gibi kalrken yeni bir kevne brndmz
de biliriz.
Her ikisi de isimlerle ve insan suretinde bir araya gelse de
ahiretteki insan durumu bu dnyadakine benzemez."Ahiretin d-
zenlenii iinde ruhani hakikat cismani-hissi hakikate hakim
olur. Dnyann younluuna ramen biz bunu tattk. Buna gre
bir kimse ayn anda birok yerde olabilir, avam ise bunu sadece
ryalarda tadabilir. (1 318.26)
nsanlar sadece kendi cennetlerini kurmazlar, kendi cehen-
nemlerini de kurarlar. eyh, "Cehennem ehline en byk azap
yaadklar eyden daha korkun bir azabn gelecei dncesi
dir. Azap bu dncenin gereklemesiyle ayndr" (1 259.30)
der. Daha genel olarak eyh, Cehennemin amellerin, ilerin ve
dncelerin bedenlemesinden b;ka bir ey olmadn yazar.
Bu iler ve dnceler ilahi sureti kstlayan ve insanlarn tam
olarak zahir olmalarn engelleyen beeri snrlamalar temsil
eder. "Cehennem, sadece maddi ve manevi ynden ilahi suretle-
ri zahir olmam insanlar arar." (Ill 387.10) Bu, eyh'in Cehen-
nem Atei'nin bile Allah'n rahmetinden kaynaklandn ve ce-
hennemin amacnn insanlar temizlemek olduunu srarla sy-
143
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

lemesinin nedenini aklar. nsanlarn temizlenmesi demek ft


ratlarna uymayan her eyin yanp gitmesi demektir.
Bir pasajda lbn Arabi bu dnya ile ahiret arasnda varolan ak-
sin (reversal) ontolojik kkenlerini aklar. Allah, alemi kendini
zuhur ettirmek iin yaratmtr. Dier bir ifadeyle, Vcud olan
Hakk; kendi mahiyetinden dolay halk, yaratlmlar veya alem
olarak bilinen zahir bir boyutun ortaya kmasna izin verir. Ne
var ki bu dnyay hkmne alan kendine has birtakm snrlama
lardan dolay vcudun tam mkemmellii bu dnyada zahir ola-
maz. te yandan, ilah surette yaratlan insanlar, bu surete ait ah-
laklar ve nitelikleri derece derece glendirerek daha bu dnya-
dayken ilah sfatlarn birounu grnr klmay baarabilirler.
Fakat ilah sfatlarn tamamnn zahir olmas iin insanlarn zahir
varoluun btnn idare etmelerine izin veren baka bir varo-
lu biimine gereksinimleri vardr. Bu ise vcudun mkemmelli-
inin tam zuhuruna ulat yer olan ahirette gerekleir.
Allah halk bouna yaratmamtr. Kendisine benzerler getir-
mek iin yaratmtr; Allah' tesbih ederiz, Ycelerin Ycesi Aziz
olan O'dur! Buna gre O, halk kendi suretinde var etmitir.
Hakk'n maksadndan dolay yaratlmlar sonsuz saydadr. Ne
var ki bir mekana sahip olmalarndan dolay deersizdirler.
Bir bilen ve bir bilinen olmas gerekir. Bu nedenle, bir halk
bir de Hakk olmaldr. Vcud kendi mkemmelliine her ikisi ol-
madan ulamaz. Vcudun mkemmellii bu alemde zahir olur.
Daha sonra bu durum en tam ve en mkemmel kuatcl iin-
de zahir alanda ahirete aktarlr. Bu dnyada batn ynnden te-
cellinin hereyi kuatmas gibi, ahirette de bu kuatclk hem za-
hir hem de batn boyutta olur. Bu nedenle, ahiret bedenlerin ye-
niden diriliini ve zuhurunu gerektirir ve varolan (kevni) eyle
rin zellikleri bu sayede kendini gsterir. Bu alemdeyken herkes
bir eyin olmas iin "Ol" der ve bu ey, zihinlerinde ve hayalle-
rinde olur. nk bu alemde ayan- sabiteler kevn olarak zuhu-
ra gelmeyebilir. Ne var ki ahirette diledikleri eye "Ol" demeleri
yeterli olacaktr. "Ol!" demeleriyle birlikte zahir! alemde kendi
zleriyle varolurlar. Bu, ilah "Ol!" emrinin alemde diledii eyi
ikinci sebeplerle var etmesine benzer. Buna gre, ahiret mkem-
mellik ynnden bu dnyaya gre daha heybetlidir, nk "Ol"
kelimesi hem hayal hem de his alemini kapsar. (IV 252.2)

144
HAYAL ALEMLERi

Cennet (Bahe~i) ve Cehennem (Atei)

Cennet ve cehennem baz ynlerden birbirlerine benzerken,


dier baka ynlerden birbirinden farkldr. Her ikisi de ahirete
aittir ve maddi ve manevi ya da cismani ve ruhen! olmak zere
iki boyutta deneyimi gerektirir.
Bedenle birlikte yeniden dirilii savunduu iin lbn Arabi,
arnmlarn nefslerinin yalnzca bir "akli meydana gelmeyi (ne-
et)" yaayacaklarna inanan felsefecilerden uzaklar. lbn Arabi,
bu felsefeciler "bedenlerinki ve ruhlarnki olmak zere ve ikinci-
sinin hisler-tesi olduu iki ayr meydana gelmenin varln gz
ard ederler. Buna gre, hissi meydana gelmeyi deil de hisler-
tesi meydana gelmeyi tasdik ederler" (I 311.23) der. Ksaca sy-
lenirse, "Nefs kendi bilgisi suretinde, beden ise amelleri, ileri su-
retinde diriltilir." (I 99.20)
Cennet ile cehennem arasndaki fark, bunlara ait ilahi k-
kenlere, yani Allah'n iki eline ya da rahmet ve gazap isimlerine
dayanr. Yalnzca bu birbirlerine zt isimlerin zelliklerini anla-
yarak bir kimse Cennet ile Cehennem arasndaki ontolojik fark
kavrayabilir. Bunun iin eyh'in kozmolojik emasna bakma-
mz gerekir.
lbn Arabi eitli pasajlarqa yaratlmlara ait deiik dzeyle-
ri tanmlar. 5 zetle sylersek, izdii resim yledir: Rahman'n
Nefes'inde Allah, "llk Akl" veya "Kalem-i Ala" olarak bilinen ilk
ruhu yaratr. Bu ilk ruh sayesinde Allah, "Evrensel Ruh" veya
"Levh-i Mahf~z" olarak bilinen ikinci ruhu yaratr. Bu ikisi m-
cerred ruhlar aleminin snrlarn izerler. Bunlar ruhani alanda
tm yaratlmlarn etken ve edilgen ilkeleri ya da baka bir ifa-
deyle yang ve yin'dir.6
Yaratlmlarn eitli dzeyleri, Levh-i Mahfuz ile cismani
alemin en son snrnda bulunan kreyi, yani Allah'n Ar'n bir-
birinden ayrr. Kur'an bize, "Rahman Ar'a hkmetmitir" (20:5)

5 lbn Arabi'nin retilerini zetleyen diyagramlar iin bkz. Chittick, "Ibn


'Arabi and His School," s. 75-79.
6 Bkz. Murata, Tao of Islam, Blm 5.

145
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

der ve hadisler, Allah'n rahmetinin gazabn atnn Ar'a yazl


dn syler. eyh Ar'n saf rahmet olduu ama gazapla ilgili ol-
mad sonucuna varr. Gazap bu resme, hissi varoluun ikinci
dzeyinde, gkleri ve yeri kaplayan (2:255) Krsi'de girer. Allah,
biri saf rahmet, dieri rahmetle kark gazap olan "iki ayan"
Krsi'nin zerine koymutur. (III 4 32.14) Dier bir ifadeyle,
Krsi'nin stnde hereyi kaplayan rahmetten baka bir ey yok-
tur; bu yzden, Allah'n sadece gzel ve latif isimleri hkmleri-
ni zuhur ettirir. Krsi'nin altnda ise gazap ve celal isimleri tesir-
lerini gsterir.
Bu ema, melekler gibi Allah'a yakn varlklarda izlerini ser-
gilemeye balayan Allah'n daha hak sfatlarnn anlayna daya-
nlarak yaplmtr. Allah celal sfatlarn yalnzca kendinden
uzak olan varlklara doru zuhur ettirir. eyh'in belirttii gibi,
"Kendi yaratt bir eyden baka hibir ey Hakk' gazapl ve ce-
lalli yapmaz. Eer yaratlmlardan dolay olmasayd zaten
Hakk'ta celal olamazd." (III 386.1) Allah Zat'nda saf rahmet ve
sevgidir, yani saf vcud ve saf hakikat O'dur. Vcuda ait nitelik-
lerden yoksunluk derecesine gre Hakk'm ncelik sfatlarndan
yoksun olunduu iin "gayrlk" ortaya kar. Ama eyh'in koz-
molojik emasnda, gazap sadece Krsi'de ve Krsi'nin aasn
dakilere kendini zuhur ettirir.
Krsi'nin (ayn zamanda "onuncu" kre olarak bilinir) aa
sndaki alemin alalan dzeyleri daimi bir "katlama" ve "kesif-
lemeyi" temsil ederler. Hakk'tan uzaklatka eitli trdeki ya-
ratlmlarn aydnlklar da azalr. Basit ve makul suretlerinde
drt iklim drt unsuru -ate, hava, su ve toprak- retir. Toprakta
unsurlar, cismani alemde grndkleri gibi terkipli suretlerinde
varolQrlar. En sonunda, unsurlarn bir araya gelmesinden unsuri
varlklar varolurlar: Mineraller, bitkiler ve hayvanlar. (1 293-94)
Bu nedenle, bu alem tm hissi varlklar arasnda en fazla ke-
sif ve en az latif olandr.
Hissi alemde varla gelen ilk ey Ar'tr. Ama hayale ait his-
si eyler ile cismani alemdeki hissi eyler arasnda bir ayrmn ya-
plmas gerekir. Bu ayrmn bir paras ise "doal" ve "unsuri"
arasndaki farkla ilgilidir. rnein Ar doaldr, unsuri deildir.
Tabiatn kendi bana bir varl yoktur; ama tabiata ait hkm-
ler Ar'tan yeryzne doru hissi alemde zahir olurlar. Ar'n en
146
HAYAL ALEMLERi

aasnda sadece baz eyler (yukarda sylediimiz alem)


unsurlardan yaplmtr. Bunlarn dndaki herey unsuri deil,
doaldr. zellikle doal eylere yedi kre, aadaki melekler,
zihni kuvveler, belli ruhlar7 ve basit unsurlar dahildir. eyh'in
belli meleklere ve zihni kuvvelere "cismani bedenler" derken ia
ret ettii ey unsuri bedenler deil, latif veya hayali bedenlerdir. B
Ksaca her unsuri ey ayn zamanda doaldr; ama her doal ey
unsur! deildir.
eyh eitli cennet dzeylerini yldzsz kre ile sabit yldz
lar kresi arasna yerletirir. Cennet unsun deil, doaldr. Bu-
nun tam tersi, eyh cehennemleri sabit yldzlar kresinin altna
yerletirir ve bunlarn unsur! olduunu, "aalarn aasna"
doru yayldn syler. Buna gre cehennemin maddesi bu dn-
yannkine benzer; yani cehennem ne saf azap ne de saf rahmet-
tir. Bu yzden Kur'an cehennem hakknda "onlar orada ne lr
ne yaarlar" (20:74) der.9
Bu dnya ile cehennem arasndaki benzerlik, gazaba ait sfat
larn her ikisinde de tamamen zahir olduu gereine dayanr;
ancak bu sfatlar snrl bir ekilde cennette bulunurlar. Unsur!
dzeyde rahmet ve gazap birbirine karmtr; ne var ki yedinci
krenin tesinde bulunan doal cismani bedenlerin bulunduu
dzeyde bu byle deildir.10
Cehennem ve cennet bu dnyann varolmasn gerektiren ay-
n sebebe gre varolurlar: tlahi isimlerin hkmlerinin zahir ol-
mas iin. Ama bu dnyada rahmet ve gazap sfatlar nispeten
dengelenmitir. Cennette rahmet ylesine hakimdir ki gazap ta-
mamen gizli kalr. Cehennemde ise gazap hakimdir. Ne var ki
eyh azap ehlinin dahi Allah'n rahmetinden uzak olmadn sa-
vunur, nk saf gazap varolamaz.

7 Bkz. I 261.5; il 335.10.


8 Bkz. I 133.13, 307.8; III 186.28, 389.13.
9 Bkz. I 294.27; il 184.1, 244.33. Cennet ve cehennemin yeri iin bkz. l
123.9, 169.9, 299.20; il 440.1; 442.8.
10 Rahmet ve gazabn zahir olduu sekizinci krenin aasnda unsuri ol-
mayan bedenler deil de doal, tabii bedenler yaar.

147
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

Cehennemin Soumas

Cehennem azabnn sonsuza kadar sremeyeceini gster-


mek iin eyh, Kur'an ve Hadislerden faydalanr. Gnahkarla-
rn12 orada sonsuza kadar kalacan syleyen Kur'an ayetlerini
tartma k.musu yapmaz. eyh, bu ayetlerdeki orada zamir ifade-
sinin her zaman diil olmasna dikkatimizi ekerek, bunun
"azab"a deil "Ate"e iaret ettiini syler. Kur'an ve Hadiste aza-
bn sonsuza kadar sreceine dair hibir ey vahyedilmemiken,
Cennet Bahesinde durum byle deildir. Ayrca, Allah'n rahme-
tinden midinizi kesmeyin. Muhakkak ki, Allah gnahlar ba
lar (39:53) bylece hibir ey azab sonsuz yapmaz. Buna ek ola-
rak, ceza sadece ilediklerine uygun (78:26) olabilir, bu yzden
snrl bir gnah snrsz bir cezay gerektirmez.
Cehennemin azabnn ortadan kalkmas gerekir, nk en
sonunda (bi'l-ma'al) rahmet, hereyi kapsadn, stnlk ve
nceliini gsterecektir. "Azap ilahi gazaptan, saadet ise rzadan
kaynaklanr. Rza sonsuz rahmetin gzler nne serilmesidir,
ama gazap sona erer." (III 382.35)
Vcudun hakim gelen rahmet sfatlar Rahman'n Nefesi'nin
ilk cevherine ait olan sfatlardr. nsann "ilahi ahlak e ahlaklan-
mas", o insana vcudla daha ok uyarl, yani Allah'a daha faz-
la yaknlamay kazandrr. Rahmet, Hakk'n en asli mahiyetine
ait olduu iin insanlarn yaratldklar ilahi suret rahmetin hk-
m altndadr. Gazap ise ikincil bir niteliktedir. Tm bunlarn an-
lam udur; rahmet, ak ve merhamet olan hakikatin kendini za-
hir etmesi gerekir. nsanlar hakikatten uzaklatran ise sadece
batl olan eylerdir. Batl yok olur, Hakk kalr. Cehennemin gei-
ciliinin kaynan aklayan bu dnceler aadaki pasajda ~a
ha ak olarak grlr:

11 Zaten Kelam toritelerinin ou ayn sonuca sylemek zorunda kalm


lardr..
(Smith ve Haddad, Islamic Understanding of Death and Resurrection,
s.95).
12 lbn Arabi gnahkarlar (mcrimleri) "Cehennem'in Sakinleri" olarak ifa-
de eder. Bylece cehenneme bir sre girdikten sonra oradan kacaklar
bunlardan ayr tutar. Mcrimleri bilinen drt gruba ayrr: Kibirliler, e~or
tak koanlar, ateistler ve mnafklar. Bkz. Ftuhat, Blm 61. .

1+8
HAYAL ALEMLER!

Allah kalpleri hak ve batl, iman ve imanszlk, ilim ve ce-


haletin yeri yapmtr. Batln, imanszln ve cehaletin nihai so-
nucu sona erme ve yok olma olacaktr, nk b.inlar vcudda
kayna bulunmayan zelliklerdir. Bunlar zahir bir zellii ve bi-
linen bir sureti olan bir tr yokluktur. Bu zellik ve bu suret Va-
rolularna ait bir destek ararlar ama bulamazlar; bylece sona
erip hi olurlar. Bu yzden nihai akbet saadet olur.
Bunun aksine iman, hakikat ve ilim, varln Hakk'ta bulan
bir zden beslenirler. Hkmleri bu zde sabittir, deimez. Ba
ka bir ifadeyle bu isimlerle isimlendirilen bu z Hakk ile ayndr.
Yani Hakk olan, Alim olan, Mmin olan O'dur. Buna gre, iman
Mmin'den, ilim Alim'den, hak ise Hakk'~n beslenir. Vcud O ol-
duu iin Hakk batl olarak isimlendirilemez. "Cahil" ve "kafir"
olarak da isimlendirilemez. O bunlardan mnezzehtir, Ycedit.
Buna gre ilahi kitaplarn manas mminin, halifelerin ve mi-
raslarn kalplerine nzul eder. Bunlarn faydalar her trl iyi-
liin yeri olan kalpleredir. Ne var ki eriatn ilahi emiderinde
varolmayan hallere ahval13 ad verilir ve "sapma" olarak adland
rlr. Bunlarn kalcl yoktur; kendileri yok olduu iin h-
kmleri de ortadan kalkar. Eer bir kimse cehenneme girm~se,
bu sadece onun ktlklerinin yok olmas, geriye iyiliklerinin
kalmas iindir. Ktlkleri kaybolup iyilikleri kaldnda, "Sa-
adeti ktlkleri tarafndan tketilmi saadet ehli" ,olarak adlan-
drlr. (Ill 4 17.35)
Ksaca, alem Rahman'n Nefesi'nden kar ve Rahman salt ha-
yrdr. Varolan herey kendi kaynana dnmek zorundadr bu
nedenle herey salt hayra, iyilie geri dner. Bir eyin salt iyilii
o eyin saadet iinde bulunmasn ister.14 Varlklarn karlatk
lar "er" onlarn mmkn eyler olmalarndan -yani kaytsz
olan vcudun gereklilii ile yokluun mmkn olululuu ara-
snda bulunan iki anlaml durumlarndan- ya da Allah'tan gayr
hereyin O Deil olmas gereinden kaynaklanr. Aleme bir
er'in girmesi ise "Allah tarafndan deil, mmkn olan bir ey

13 Ahva'nn anlam iin, oulu heva, bkz. SPK, s. 137.


14 Bkz. ili 389.21, SPK, s. 291.

149
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

tarafndan zahir olur." (III 389.25) er ve azaba ait olan yn en


sonunda ortadan kalkar, nk kayna yokluktur. te yandan,
varlklar yok olmazlar, nk onlar vcudun niteliindedirler:
"Yokluktan gelen eyler vcudda asla varolmazlar." (I 312.34)
zetlersek; "Alem, z itibariyle rahmetin nesnesidir; sadece
ikincil sebeplerden dolay gazaba maruz kalr." (lll 207.28)15
lbn Arabi baz ilahiyatlarn ve fakihlerin kendi grulerine
gre gnahkar grdkleri kimselerin sonsuz azapta kalacaklar
iddialarn kabul etmez. Byle bir Allah anlayn yanl bula-
rak, birok yerde bu kimseleri eletirir. Buna bir rnek aada
verilmitir:
(Bu anlaya ulatnda) Allah'n rahmetini itaatkar olsun
veya olmasn tm kullarna datmak isteyen bir kimse ile Al-
lah'n rahmetinden baz kullarn mahrum etmek isteyen bir kim-
se arasndaki fark anlamaya balarsn. Bu ikinci kimse Allah'n
hereyi kuatan rahmetini yasaklarken kendini bu yasaa dahil
etmez. Allah'n rahmetinin gazabn at hakikati olmasayd,
byle bir sfata sahip bir kimse asla Allah'n rahmetine ulaamaz
d. (III 370.15)
Rahmetin en sonunda hakim olaca hakikati, gazap sfatnn
sona erecei anlamna gelebilir. Yine de Allah'n "iki eli" vardr ve
O'nun hakikati deimez. Kozmolojik olarak cehennemin, gaza-
bn birtakm tesirlerinin olduu alanlara, yani semalara ve arza
yerlemi olduu gerei Allah'n gazabnn beka bulacan gs-
terir ve cehennem asla yok olmaz. Ama insanlar gazab azap ola-
rak tecrbe ederler ve bu azabn bir sonu vardr. Ne var ki eyh,
saadetin tannmasnn, onun zdd olan eyin anlalmasn ge-
rektirdii iin azabn hayalde bulunmaya devam edeceini syler.
Sadece ilahi isimlerin ahkamlarm srdrmeleri iin Hazreti
Hayale ait azabn dnda cehennemde hibir azap kalmaz. Bir
isim sadece kendi hakikatinin gerektirdii hkmlerin zuhurunu
gerekli klar. Bir ismin zuhuru Alim ve Mrid isimlerinin hkm-
lerine ait bir ey olduu iin herhangi bir varl gerektirmez.
Buna gre, hayali ya da cismani ledende ya da herhangi bir
eyde Mntekim'in hkm zahir olduunda bu ismin haklan,

15 Bkz. II 486.2; III 328.27, 433.5.

150
HAYAL ALEMLERi

ahkamnn ve etkisinin ortaya kmasyla yerine getirilir. Bu


yzden ilahi isimler geerliliklerini, tesirlerini srdrrler ve
her iki alemin sakinleri isimlerin hkmlerinden ayrlamazlar.
(lll 119.2)
Baka bir pasajda eyh, ilahi isimlerin hkmleri meselesine
farkl bir ynden yaklar ve Allah'n yaratlmlara gazapl olma-
snn sona ermesinden sonra da tesirlerini nasl srdreceklerini
aklar. Bu ise, eyh'e gre Kur'an'da (20:4) zikredilen ve elli bin
yl srecek olan kyamet gnnn sonunda gerekleir.16 eyh
Kur'an'da zikredilen Allah'n baz gazap sfatlarna iaret etmek-
tedir: ntikam alc, cezalandrc, geciktirici ve mani olucu.
Bu srenin bitiminden sonra hakim hkm, Rahman ve Ra-
him'e geri dner. En gzel isimler (17:110) Rahman'a aittir ve
hakim hkmlerinin yneldii kimseye gre bunlar "en gzel"
isimlerdir. Rahim Rahmeti yoluyla gazaptan intikam alr ve Ra-
him cezalandrcdr. Rahmet yoluyla gazab mani ederek hakika-
tini geciktirir. Buna gre isimlerin karlkl ztlklarna ait h-
km ilikilerinde devam eder, ama yaratlmlar rahmete boul
mulardr. Karlkl ztlklara ait hkm isimlerde sonsuza dek
kalr, ama bizde kalmaz. (Ill 346.14)
Baka bir yerde eyh isimlerin kendilerine deil de, ac ek-
meye ve derde yol aan gazap isimlerinin tesirlerini srdreme-
yecei gereinin pratik sonularna bakar. Bu ilemde Kur'an ve
Hadis'te anlatlan cehennemde grevli iddetli meleklere ve ce-
hennemdekilere ac veren hayvanlara deinir. Bu pasajn balan
gcnda, "Her nereye dnerseniz dnn Allah'n yz oradadr."
(2:115) Kur'an ayetine deinen eyh, bunun varoluun evrensel
bir kural olduunu ve cehennemin bunun dnda olmadn
syler. eyh cehennemi kiiletirirken, "O gn cehenneme: Dol-
dun mu? deriz. O da: Daha var m?" der (50:30) Kur'an ayetini
takip eder.
Gnahkarlar Cehennem'de saadete ulaacaklardr; ama onla-
rn saadeti ile Cennet Bahesi sakinlerinin saadeti arasndaki

16 eyh genellikle kyamet gnn 50bin yl olarak ifade eder ve bunun ne-
denini eitli ekillerde aklar. Ama bir yerde bu srenin tam olarak uzun-
luundan emin olmadn nk Allah'n bu ilme ait kefi vermediini sy-
ler (III 383.10).

151
HAYAL ALEMLER! WILLIAM C. CHITTICK

farkll srdren bir faktr vardr: Cehennemdekiler her zaman


Allah'tan mahcup kalrken, Cennet Bahesindeki saadet ehline
Allah'n ryeti sunulacaktr. Buna gre eyh yle der: "Ahiretin
iki meskeni vardr: ryet ve hicap." (II 335.18)
Hadislerde cennetin sekiz ve cehennemin yedi kapsndan
sz edilmitir. eyh'e gre, cehennemin yedi kaps en sonunda
alacaktr. "Ama Cehennemin sekizinci kaps olup bu kap ki-
litlidir ve asla almayacaktr: Bu kap Allah'n ryetine perdeli
olma kapsdr." (I 299.5) Allah'n ryetini grmeleri azaplarn
artrmasn diye cehennemdekiler azab tattklar srece bu perde
orada kalr. Allah' grm olsalard mahrumiyetleri hakknda
daha derin bir fikre sahip olurlard ve azaplar artard. Ve azap
sona erdiinde, onlarn saadeti tatmalar iin bu perde yerinde
kalr.
Eer Allah cehennemdekilere kendini gsterseydi, onlarn
nceki kt ilerinden ve cezay hak etmelerinden dolay bu g-
zel tecelli, nceden yaptklar eylerden Allah'n karsnda utan-
madan baka bir ey getirmezdi ve bu utanma azaptr. Ama azap
sona ermitir. Bu nedenle onlar mahede etmenin ve ryetin
zevkinden habersiz kalrlar. Perdeli olmalar sayesinde saadete
sahiptirler. Ama saadettir ve bu perde yoluyla salanmtr. Ama
kimler iin? Allah'n ryetinin saadeti ile perdenin saadeti nasl
karlatrlabilir ki! O gn onlar Rablerinden perdelenmilerdir.
(83:15) (III 119.7)
En son analizde, saadet, bir kimsenin mizac,ile uyum sala
mas gereken bir eydir. Bu, cehennem sakinlerinin huzur iinde
bulunmalarn aklar. eyh bu hususu, "Nihayet onlarn arasna
kapsnn iinde rahmet, dnda azap olan bir duvar ekilir"
(57:13) Kur'an ayetinde zikredilen cennet ile cehennem arasn
daki duvarn mahiyetini anlatt uzunca bir pasajda aklar.
eyh, aslnda duvarn kendisinin zellikle bir rahmet olduunu,
nk duvarn batn boyutunda azap olsayd cehennemdeki aza-
bn da cennetteki saadet gibi sonsuz olmas gerektiini syler.
eyh Cennet ehlinin istedikleri vakit bu duvara trmanp Cehen-
nemdeki insanlarn grnlerini seyretmekten holanacan
syler. Duvarn zerinde rahmete gark olmu bir ekilde Cehen-
nem ehlini seyrederken, Cennet Bahesi'nde bulamadklar fark-
l bir saadeti bulurlar, nk korku iindeyken aniden gelen g-

152
HAYAL ALEMLERi

vende olma hissi, her zaman gvende olmaktan daha fazla zevk
verir. Cehennem ehli de rahmete dahil edilmelerinden sonra, du-
vardan Cennet ehlini seyrederler.
Rahmet, Cehennem ehlini de kucakladktan sonra, Cehen-
nemde olmaktan zevk duymaya balarlar ve Cennet'te olmadk
lar iin Allah'a hamd ederler. Bunun nedeni ise bu haldeki mi-
zalarnn byle olmasn gerekli klmasdr: Bu mizala birlikte
Cennet'e girmi olsalard, acya gark olup elem iinde olurlard.
Bu nedenle- eer anladysan- ne olursa olsun saadet uygun olan-
dan, azap da uygun olmayandan baka bir ey deil. Buna gre,
nerede olursan ol, mizacna uygun olan ey seni bulduysa saadet
iinde olursun, mizacna uygun olmayan ey seni bulduysa azap-
ta olursun.
Bulunulan yerler oralarn sakinleri iin sevimli klnmtr.
Ate cehennem ehlinin bulunduu yerdir ve onlar bu yerin sa-
kinleridir. Ondan yaratlmlardr ve oraya geri dnerler. Cenne-
tin sakinleri olan cennet ehli ise cennetten yaratlmlardr ve
oraya geri dnerler.
Bulunulan yerden zevk almak o yerin sakinlerine ait bir sfat
tr. lerinde arya gitmelerinden veya hi yapmamaktan dolay
perdeli olabilirler. Bu, durumlarnn deimesine neden olur. Be-
raberinde getirdikleri illet bulund~klar yerin zevkinden perdeli
olmalarn dourur.
rnein cehennem ehli elemi ve acy gerektiren iler yapma-
m olsalard ve mizalarna uyan yerde mezarlarndan yeniden
diriltildiklerinde cennet ile cehennem arasnda bir seim yapma-
lar istenilseydi, aynen bir baln yeryz sakinlerinin hayat bul-
duu havadan kaarak suyu semesi gibi, onlar da cehennemi se-
erdi. (IV 14.34)17
tbn Arabi'nin lmden sonrasna ait retilerinin ksa bir
zetinin sonunda, konuya baladm noktay hatrlatmama izin
verin: eyh'in grnde lmden sonraki yaama dair gelenek-
sel tanmlarn tamam, akla ne kadar tuhaf gelirse gelsin, vcu-
dun sahip olduu tahayyl gcne dayanlarak aklanabilir.

17 Saadetin "Bir eye uygun olmas" anlamnda kullanm iin bkz. II


327.34, 486.4; IlI 387.23.

153
HAYAL ALEMLERi WILUAM C. CHITTICK

Kur'an ve Hadis, insanlarn byk bir ounluunun ya imanla


kabul ettii ya da akl ve mantn kurallarna uygun yorumlad
, Allah ile ahiret hakknda eitli ifadelerle doludur. Ancak
eyh, zellikle Mslman olan bir kimsenin yapt, ak anlam-
dan uzaklaan her trl yoruma kar kar. Byle bir kimse,
"vahyedilmi Kitaplara deil de kendi yorumuna iman olduu
nu" (I 218.26) gsterir.s
Allah'n bir kimsede yaratt o kimse gibi geici bir hayata
sahip kuvveler olan kendi dncelerinin ve zanlarnn hkm-
lerine uyulmas, bizim gzmzde en alacak eydir. Allah bu
kuvveleri akln kullar olarak yaratmtr. Ne var ki akl onlarn
hkmne uyar. Akl ayn zamanda bu kuvvelerin kendi seviyele-
rinin tesine geemeyeceini ve hafza, suret verme, hayal ya da
dokunma, tatma, koklama, duyma, grme gibi hissi kuvvelere ait
zelliklerden yoksun olduunu da bilir. Yine de tm bu yetersiz-
likleriyle birlikte, akl Rabb'ine ait bilgide bu kuvveleri takip
eder. te yandan, Peygamber'in diliyle Rabb'inin kendisi hakkn
da bildirdiklerini takip etmez. Bu ise alemde olan en alacak ha-
talardan biridir. (I 228.27)
eyh'in eletirilerine maruz kalan akli yorumlama gerek bil-
giye gtren yaklam gz ard eder. Yani, akla en olmadk gelen
ey, aslnda aynen Kitap'ta anlatld ekliyle hayal gc sayesin-
de gerekleir.

IS Bkz. SPK, Blm 12.

154
Dinlerin eitlilii
1. Blm: Kkenler Miti

Fakihlerin yavan akliletirmeleri hakknda tamamen bilgili


olmasna ramen lbn Arabi, onlarn metodolojik yaklamlarn-
dan uzak durmutur. "Kef'e, ".zevk"e ve Kur'an ile Hz. Muham-
med'in hadislerine dayal imgelere, sembollere, analojilere ve ale-
gorilere akldan daha ok gvnir. Temel bir hususa srekli geri
dner: Tm varlklar tlahi Hakikat'e dayal ortak kkenleri saye-
sinde birbirleriyle ok yakndan karlkl ilikidedirler. Sonsuz
okluunda kainat Allah'n yaratlmlara dnk yzlerinden,
yani Allah'n isimlerinin dtaki zuhurundan baka bir ey deil
dir. Vahyedilen isimler grnmeyen alemin kilitli kaplarn a-
mada anahtar grevi yaparlar. Baktmz her yerde, yaratlm
larda bu isimlerin hkmlerini ve izlerini grrz.
Varlklar arasnda esiz bir yeri olan insanlar Allah'n her is-
mine ait hkmleri sergilerler, nk sadece insanlar Allah'n su-
retinde yaratlm olup dier tm varlklar idare etmeleri salan
mtr. Ne var ki peygamberlere vahyedilen rehberlii izlemeden
insanlar ilahi isimleri gerekletiremezler. Akl en iyi durumda
bile yetersiz bir Allah bilgisini sunar. Akl insanlarn, Allah'n
karlatrlamaz ve asla bilinemez olduunu kavramalarn sy-

157
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

ler ama O'nun benzerlii ile makrokozmos ve mikrokozmostaki


tecellisi hakknda asla bir ey syleyemez. Tam tersine, vahiy ise
aklla kavranan karlatrlamazhn ikrar yannda, hayali tat-
min eden benzerlii bir araya getirdii iin hem karlatrlarnaz
lk hem de benzerlii dengeleyen Allah bilgisini salar. Peygam-
bert mesaja dayal olarak hayalle uyum iinde alan akl, insan-
lar mkemmellie ulatrabilir. Akl ile hayali uygun bir denge-
de bir araya getiren kimseler ise Allah ile aralarndaki perdelerin
kalkmasn gerekten mahede eden Keif Ehli kimselerdir.
"Avam benzerliin ikrar makamndadr, Keif Ehli ise hem ben-
zerlii hem de karlatrlamazl ikrar ederler ve felsefeciler ise
sadece karlatrlamazl ikrar ederler. Bu nedenle, Allah ken-
di setiklerinde bu iki yn bir araya getirir." (II 116. 7)

Kur'an'n Vahiy Gr

Kur'an, vahyi Allah tarafndan "nebi" ya da "resul" aracly


la insanlara gnderilen bir mesaj olarak tantr. Vahiy evrensel bir
hakikattir, nk her milletin bir resul vardr. (10:47) Vahyin,
lslam inancnda kelime-i tevhiddeki iki ahadete, yani "Allah'tan
baka ilah yoktur" ve "Muhammed O'nun Resuldr" ahadetle
rine karlk gelen birbirini tamamlayc iki boyutu vardr.
Yaanlan gerekliin Bir'den geldiini ve Bir'e dndn
ilan eden tevhid mesaj tm peygamberlere verilmitir: "Sen'den
nce gnderdiimiz her peygambere mutlaka: Ben'den baka tan-
r yoktur, Bana kulluk edin, diye vahyetmiizdir." (21:25) Ms-
lmanlar Allah'n peygamberlerinin hepsine iman ederler, nk
her peygamber kendisinden nce gelen mesajn doruluunu
tasdik eder. "Hani Meryem olu sa da demiti ki: Muhakkak ki
ben size Allah'n peygamberiyim. Benden nceki Tevrat' doru
layan ve benden sonra gelecek, ad Ahmed olacak bir peygambe-
ri de mjdeleyenim." (61:6) Btn peygamberlerin mesajlar ay-
n olmasna ramen, her peygamber kendi mesajnn zellikleri-
ni tanmlayan retiler getirir. "Biz her peygamberi kendi mille-
tinin diliyle gnderdik." ( 14:4)
Peygamberlerin genel grevleri insanlar saadete ulatrmak
iin rehberlik, hidayettir. Allah, insanlara O'nun kullar ve halife-
si olarak yaratldklarn hatrlatmak ve sorumluluklarndan ka
158
DiNLERiN ESITLILIC!

malarnn sonular hususunda onlar uyarmak iin peygamberle-


r gndermitir. Kur'an, peygamberi rehberlii izlememenin eka
vete yol atn ve saadeti engellediini aka beyan eder.
Kur'an, Hz. Adem cennetten karldnda Allah'n Hz. Adem'e
unlar sylediini bildirir: "Benden size bir yol gsteren gelir de
kim benim yoluma uyarsa, ne sapar ne de bedbaht olur. Kim de
benim zikrimden yz evirirse bilsin ki onun dar bir geimi olur
ve kyamet gnnde Biz onu kr olarak harederiz." (20:123-124)
Ksaca, Kur'an her peygamberin kanlmaz mesajnn ayn
olduunu, te yandan her mesajn ayrntlarnn esiz olduunu
aklar. Bu nedenle, dini hakikatin evrensel oluu lslam inanc
nn da bir maddesidir. eyh yle yazar:
"Vahyedilmi dinlerin hepsi ktr. Bu dinlerin arasnda Hz.
Muhammed'in getirdii din, yldzlarn yannda gnein
gibidir. Gne grndnde yldzlarn kaybolur, bunla-
rn gnetendir. Gnein grnmesiyle birlikte yldzlarn
kaybolmas gibi lslam dininin gelmesiyle birlikte de d_ier dinler
hkmn kaybetmitir. Ne var ki yldzlarn varlklarn yitirme-
si gibi bir ey olmayacandan bu dinler de varolurlar. Bu neden-
le btn peygamberlere ve ilahi dinlere iman ederiz. Cahil bir
kimsenin grnn aksine, bunlar batl olarak adlandrlma
mtr." (III 153.12)1

tlahi simler ve Dinin Kkenleri

eyh Ftuhat'n 66. Blm'nde, Allah'n kainat yaratmas ve


peygamberler gndermesini orijinal bir ekilde anlatr. Vahyin

1 lbn Arabi'nin dier dinleri eletirisini ok az kii aratrmtr. Bunlardan


biri "Muhyiddin Ibn al- 'Arabi Amidst Religions (adyan) and Schools of
Thought (madhahib)," Hirtenstein and Tiernan, Muhyiddin Ibn 'Arabi, s.
200-227, adl makalenin yazan Mahmud al-Ghorab'dr. Ne var ki bu
makaledeki hususlar eyh'in bir takm Mslman otoritelere ait grlere
ve Yahudi ile Hristiyanlara yapt eletirileri ierir. Kitabmzn son
blmnde akladmz eyh'in bakna gre bunlarn (snrl grlerin)
nispi geerlilikleri, eletirilse bile inkar edilemez. eyh, herhangi bir snrl
grn, ilahi ltuf ve kefle salanan Makamszlk Makam'n kuata
bileceini kabul etmez.

159
HAYAL ALEMLERi WLLIAM C. CH!TTICK

ilahi kkenlerine ynelerek, vcudda, peygamberlerin ortaya


kmasna neden.olan eyi aklamaya alr. Her zaman yapld
gibi, peygamberliin rahmet ve hidayete dayand cevabn
vermek yerine, tlahi Hakikat'e daha d~rinden bakar. Bu ilemde
insan rn kanunun -lbn Arabi burada Yunanca nomos kelime-
. sinden gelen Arapa namus kelimesini kullanr- vahyedilmi din-
leri kuran ayn ilahi motivasyonlara sahip olduunu gsterir.
lbn Arabi, ilahi kkenleri ilahiyatlarn izledii akli daya-
naklara gre aklar. Ama 66. Blm'de hayali, hatta mitik bir s-
lupla, ilahi isimlerin alemde tesirlerini nasl srdrdklerini an-
latr. Bunu daha nceki slami kaynaklarda belki de hi rastlan-
mayan bir slupla, isimleri kiiletirerek gerekletirir. phesiz
eyh yapt eyin bilincindedir ve daha balarken okuyucuyu,
tm bu olup bitenleri "okluk" eklinde canlandrmamas iin
uyarr. Anlatya hayali bir yn vererek ilahi eylerin ileyiindeki
ilkelerin insanlar tarafndan somut olarak alglanabilmesini sa
lar. Byle yapmasayd insanlar ilahiyatlarn soyut teoriletirme
sine dmeye mecbur kalrlard.
Anlatsnda eyh'in neyi aklad, imdiye kadar syledikle-
rimizi takip edenler iin sanrm tandk gelecektir. zetle syler-
sek, lbn Arabi, ayan- sabitelerin Allah tarafndan bilindiini,
ama bunlarn varolabilmeleri iin hem Allah'n iradesine hem de
O'nun kudretine gerek duyduklarn syler. Buna gre, vcuda
ait sfatlarn hiyerarisini mitik bir slupla aklamaya balar.
Alemin yaratl Allah'n kudretine dayanr; Allah'n kudreti
O'nun iradesi esa~na gre alr; Allah'n iradesi O'nun mm-
kn eylere ait ilmine dayanr; Allah'n ilmi, eyh'in bazen llahi
Nur dedii O'nun vcuduna dayanr. Bu nedenle Allah isminin
kuatt drt temel isim vardr. Bunlar Hayat, ilim, lrade ve Kud-
ret'tir. Bu isimlerin sralan gelii gzel olmayp, vcudun en te-
mel zelliklerine baldr.
phesiz lbn Arabi bu anlatsnn bir okluk olarak dnl
memesini syler. Zaten ilahi isimleri bamsz "tanrlar" olarak
dnmeyi beeri bir vehim ya da peygamberi mesajn ilk halinin
bozulmu bir ekli olarak grr.
eyh anlatsnda, ilahi isimlerin nasl bir araya gelip toplan-
dklarn ve alemi var etmeye kendi aralarnda nasl karar verdik-
lerini akladktan sonra, her birinin kendi etkisini gstermesi
160
DiNLERiN EiTLiLi(;!

iin Allah'n bu isimleri hr braktn hayal eder. Sonuta kaos


meydana gelir, nk Muizz isminin tesirlerini sergileyen varlk
lar, Muzill isminin tesirlerini sergileyenlerle ekiir, Gafur ismini
sergileyenler ise Mntekim ismini yanstanlarla tartr ve Mani
ismini temsil edenler Vehhab ismine gre hareket edenlerle tart
r. Bu yzden, dzeni salamalar iin varlklar ilahi isimlerden
yardm isterler'. Buna cevap olarak isimler, birbirleriyle ekien,
zt hkmlerine dzen vermesi iin Rabb ismini grevlendiren
ilahi Zat'a geri mracaat ederler.
Baka bir yerde lbn Arabi, btnletirici, salam ve salkl
yapc; dzene sokucu; iyiletirici; dzeltici, aresini bulucu; uz-
latrc, aralarn bulucu ve bartran anlamlarna gelen Rabb is-
miyle tayin edilen asl ilahi sfatn slah olduunu aklar. Bu se-
beple, maslahat'na (slah ile ayn kkten gelen bir kelimedir)
ulamas iin alemin Rabb'e ihtiyac vardr. "Alemin Rabb'e dier
isimlerden daha fazla ihtiyac vardr, nk bu isim maslahata
neden olan her trl vastaya denk der." (II 442.20) Islah'n
zdd ifsad'dr. Rabb ismiyle tayin edilen temel sfatn "slah edi-
ci" olmas gerei meleklerin Allah'n yeryznde halife olarak
Adem'i yaratmasna neden kar ktklarm ve Allah'a, "Biz seni
hamd ile tesbih,takdis eder dururken yeryznde fesad karp,
kanlar dkecek birini mi yaratacaksn?" (2:30) diye cevap verme-
lerini aklar.
Melekler sadece Rabblerinin hamdini tesbih ederler. Islah
etmek ise sadece ifsadda olur. Allah meleklerin Rabb isminden
baka bir ismi tesbih ettiklerini hi sylemez ... Buna gre melek-
ler, dikkatini aleme ynelten ismin Rabb olduunu bildiler, n-
k yeryz hevann hkm altndadr ve heva meleklerin sz-
n ettii ifsada yol aar. 2 Melekler, hakikatler hakkndaki bilgi-
lerinden dolay ne olabileceini biliyorlard. Ve gerekten onla-
rn syledikleri ey oldu. Meleklerin yanl ise Allah'n yapt
iteki hikmeti bilmeksizin bu szleri sylemede acele etmeleri-
dir. (II 251.24)

2 lbn Arabi heva, heves ve bozulmayla ilgili olarak u ayeti dnr: ayet
Hakk, onlarn heveslerine uysayd, muhakkak ki gkler, yer ve onlarda
bulunanlar bozulup giderdi (23:71).

161
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

eyh Ftuhat'nda Rabb ismine ayrd blmde, Allah'n


Rabb olmas sebebiyle maslahat ve alemdeki varlklara en uygun
olan salamay nasl zerine aldn daha ayrntl olarak ak
lar. Allah, her varln en temel yaratl amacna uygun olarak,
ona zel saadeti salamak iin onun doasna en uygun durumu
verir. Her durumda, herey Allah' hamd ve tesbih etmek iin ya
da en uygun bir ekilde ilahi isimleri ve sfatlar zahir etmek iin
varolur.
Mmkn eylere zleri itibariyle bakacak olursan, varolmak
ya da olmamak tercihini yapacak, bu karar verecek hibir eyle
rinin olmadn grrsn. Bunlara gre bir ynn (varolmak)
dier yne (varolmamak) stnl yoktur. Ne var ki bunlarn
varolmalarn veya olmamalarn, erken ya da daha sonra varlk
sahibi olmalarn, yerlerini ve durumlarn Rabb belirler; bundan
sonra da kendi zamanlar, yerleri ve durumlaryla ilgili aralarn
daki ilikileri kurar. Her mmkn eye ait maslahat o ey iin
yerine getirmeyi Rabb stlenir. Yceliinin gerei olarak bu ii
kendi ilmi dahilinde sadece O gerekletirir.3 Baz mmkn ey
lerin dierlerinden daha nce varolmasnn, bazlarnn daha
yksekte, bazlarnn daha aada bulunmasnn sebebi budur.
Mmkn eyler eitli hal ve dzeylerde hareket ve dinlenme, bir
araya gelme ve ayrlma gibi deiimlere maruz kalrlar. Buna g-
re, mmkn eyler dier mmkn eylerin iinde deiime ve
dalgalanmaya maruz kalrlar. (IV 199.15)
lbn Arabi, Allah'n Rabb ismini seerek alemi nasl dzene
soktuunu akladktan sonra insanlarn maslahatn salayan ve
ilgilerine en uygun olan semelerine yol aan vahyin ontolojik
gerekliliini aklamak iin baklarn insan durumuna evirir.
Maslahat salama fikri bu pasaj boyunca tekrar tekrar karmza
kar. Bu, Rabb ismi yoluyla Allah'n gerek tm varlklar dzeyin-
de gerekse de insan dzeyinde alemi nasl dengede tuttuunun
anlatnn temel konusu olduunu hatrlatr. eyh sadece salam
bir aklla bile alemin yaratlndaki ilahi kaynan anlalabilece-

3 eyh burada Ben cinleri ve insanlar ancak Bana kulluk etsinler diye yarat-
tm (51 :56) ayetini iaret eder.

162
DiNLERiN EITLILI(;I

ini gsterir. Burada eyh'in ada olan Endlsl lbn Tufeyl'in


(.1185) mehur felsefi hikayesi Hayy ibn Yakzan4 hatrmza ge-
lir.5 Birok Mslman felsefecinin durumunda olduu gibi, lbn
Tufeyl de felsefi akln, peygamberlere verilen vahiydekine benzer
bir dzeye ulaacana inanyordu. Ne var ki eserlerinde de ak
a ortaya koyduu gibi lbn Arabi iddetli bir ekilde bu dnce
ye kar kar. Bununla ilgili bir pasajda, gerek felsefecilerin, fel-
sefeyle ulalan akli bilginin sadece Allah'n karlatrlamazl
na ait olduunu fark ettikleri iin peygamberlerin stnln
tanyarak onlar izlediini syler. te yandan, Allah'n benzerli-
inin bilgisi ve bunun nasl kurtulua ve Allah'a yaknla neden
olduu peygamberi yardm olmadan sadece insan akl tarafndan
kavranamaz. Salam bir akl sadece peygamberi mesajn dorulu
unu fark edip kabul eder. Bu pasajn sonuna doru lbn Arabi,
kendi zamanndaki felsefecileri ve ilahiyatlar eletirir.
Blmn sonunda eyh'in byk filozof lbn Rd' (.1198)
eletirilerine dahil etmemesi ilgintir. Bu kitabn Giri'inde bah-
sedildii zere lbn Arabi, lbn Rd'le henz on be yandayken,
filozofun bu srada elli be yalarnda olduu srada grm
tr. Buradan ortaya kan ise eyh'in lbn Rd hakknda iyi d-
ncelerinin olduudur. Bat'da lbn Rd, belki de lbn Sina ha-
ri dier Mslman dnrlerden daha fazla etkili olmutur.
Ne var ki eyh lbn Rd', Bat'da gsterildii gibi vahyedilmi
dinin doruluunu sorgulayan bir pheci olarak deil de daha
ok akli sylem iinde vahyi savunan byk bir stad olarak ta-
nmlar. Zaten eyh'in zamannda lbn Rd bir filozof olmaktan
ziyade bir fakih olarak bilinirdi. Ne olursa olsun, lbn Rd'n
felsefi eserleri O'nu besleyen medeniyette ok yaygn olarak a-
llmamken, lbn Arabi'nin retileri lslam aleminin her ke
sine yaylmtr.
Aada sunacam tercmede eriat kelimesini "vahyedilmi
din" eklinde tercme ettim. Bu kavram ok nceleri ngilizce'ye
lslam'n vahyedilmi kanunu ya da dinin bireysel, toplumsal ve

4 Bu kitap Ruhun Uyan adyla Trke'de yaynlanmtr. Bkz. lbn Tufeyl,


Ruhun Uyan ya da Hayy lbn Yakzan'n Olaanst Serveni ev: N. Ah-
met zalp, insan Yay. stanbul: 1985 (ev.)
5 ngilizce tercmesi iin bkz. LE. Goodman, Ibn Tufayl's Hayy Ibn Yaqzan.

163
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

ibadete ait kurallar anlamnda girmitir. Bu anlamyla kelime,


nefsin deiimi ile ilgilenen retiler btn olan tarikat, mane-
vi yol kavramyla ok sk kartrlr. Szlk anlamyla eriat ke-
limesi "(suya gtren) yol" anlamn tar ve lbn Arabi bu keli-
meyi sadece toplumsal ve ibadete ait dzenlemeler deil, en ge-
ni anlamyla, ilahi bir peygamberin getirdii retiler, yani hayat
suyuna gtren ilahi yollar eklinde kullanr. Aada bu bl-
mn tercmesi verilmitir:

Blm 66

Vahyedilmi Dine Ait Srlarn Maddi ve Manevi Olarak Gerek


Bilgisi ve Onu Varlk Alemine Getiren llahi lsim Hakknda

Allah; "Eer yeryznde yerlemi dolaanlar melekler olsay-


d; Biz, ancak onlara peygamber olarak gkten bir melek indirir-
dik" (17:95) der. Ayn zamanda' O, "Biz, bir peygamber gnder-
medike azab ediciler deiliz" (17:15) der.
Bilesin ki ilahi isimler hakikatlerin sonucu olan bir halin ifa-
desidir. Bu nedenle, iiteceklerine dikkat et, okluk hayal etme!
Bu blmde anlatacamz ey, sadece ilikiler ynnden -ayni
vcud ynnden deil, nk Hakk'n Zat' Zat olmas sebebiyle
bir'dir- ok olan makul hakikatlerin hiyerarisidir.
Varlmz, fakirliimiz ve mmkn oluumuz ynnden bi-
zi besleyen bir Mreccih'in olmas gerektiini biliriz. Vcudumu-
zun bu Besleyen' den ilikilerin eitli olmas zorunluluunu iste-
diini de biliriz. Hakim bu ilikileri "en gzel isimler" olarak zik-
reder. Kelam olmas ynnden ilahi vcudunun zorunluluu d-
zeyinde O kendi Zat'n bu isimlerle adlandrr; O'nun vcudu
ortaklk kabul etmez, nk O Bir Allah'tr ve O'ndan baka Al-
lah yoktur.
Bu meselenin kkenine ait ksa giriten sonra unlar syleriz:
lsimlendirilen'in (Msemma) huzurunda isimler bir araya
gelerek toplandlar. Hepsi kendi hakikatine ve manalarna bakt
lar ve zlerinin etkileri yoluyla farkl olabilmesi iin kendi h-
kmlerinin zuhurunu istediler. Takdir Edici olan Halk, Alim,
Mdebbir, Uzun Uzun Aklayc, Mbdi, Musavvir, Rezzak,
Muhyi, Mmit, Vasi, ekr ve dier tm ilahi isimler kendi zle-

164
DiNLERiN EITUUCI

rine baktlar. Ne var ki yaratlm, idare edilen, farkl veya besle-


nen hibir ey bulamadlar. "Kendi hkmlerimizin zahir olma-.
syla zlerimiz tecelli etsin ki bylece msebbib olduumuz orta-
ya ksn. Bunun iin ne yaplabilir?" dediler.
Buna gre, (alemin zuhura gelmesiyle ortaya kan, aleme ait
hakikatlerin gerek duyduu) ilahi isimler Mbdi'ye mracaat
ederek yardm istediler. "Belki sen bizim zlerimize varlk vere-
bilirsin, bylece bizim hkmlerimiz zuhur eder ve msebbib ol-
duumuz ortaya kar. Aksi halde u anda iinde bulunduumuz
durum bizim etkilerimizi kabul etmiyor" dediler.
Mbdi, "Bu mesele Kadir ismine gider, ben O'nun emri altn
daym" dedi.
Bunun kkeni una dayanr: Yokluk (adem) hallerindeyken
mmkn eyler, fakirlik ve acizlik hallerine snarak ilahi
isimlere sordular: "Yokluk bizi kr etti, birbirimizi gremiyo-
ruz; Hakk'n sizden bizlere ne yapmanz istediini de bilemiyo-
ruz. Eer zlerimizi zahir klp vcud rtsyle rtecek olursa-
nz, bize ltfetmi olursunuz. Bundan dol~y sizlere hurmet du-
yar, uygun saygy gsteririz. Hem bylece bizim varla gelme-
mizle sizin hkmnz gerekleir. u anda sizin bizlere hk-
mnz imkan durumunda olup zahir olmamtr. Bizim sizde
aradmz ey sizin bizde aramanz gereken eyle hemen he-
men ayndr."
simler, "Mmkn eylerin syledikleri ok doru!" dediler.
Bylece onlar da ayn eyi aramaya baladlar.
isimler Kadir'e mracaat ettiklerinde, Kadir "Ben lrade ismi-
nin emri altndaym, O'nun iareti olmadan bir tek z bile var
edemem. Hibir mmkn ey bu ehliyeti bana veremez. tk ola-
rak Emir Verici'nin emri Rabb'inden gelmelidir. O bir eye "Ol!"
diyerek bir eyin kevni varolua gelmesini emrettiinde bana bu
ehliyeti kendisi vermi olur. Bylece ben o eyi kevni varoluta
var etmeyi kendi stme alrm. lrade ismine mracaat edin. Bel-
ki O varlk ynnn yokluk ynne ar basmasn diler. Byle-
ce Ben, Emir Verici ve Kelam bir araya gelerek size varlk verebi-
liriz" dedi.
lsiinler lrade'ye mracaat ettiler. lrade'ye "Kadir'den bizim
zlerimizi var etmesini istedik. Ne var ki O senin emrine uydu-
unu syledi. Ne buyurursun?" dediler. lrade "Kadir doruyu

165
HAYAL ALEMLER! WILLIAM C. CHITTICK

sylemi! Ama Alim isminin sizin hakknzdaki hkmne dair


hi haberim yok. Size varlk verilip verilemeyecei hakknda bir
bilgisi olabilir. O'na sorabilirsiniz. Ben Alim isminin emri altn
daym. O'na gidin ve durumunuzu anlatn" dedi.
Bylece isimler Alim ismine giderek rade'nin sylediklerini
anlattlar. Alim "Kadir doruyu sylemi! Sizlere varlk verilece-
ine dair bir bilgim var. Ne var ki edebe uymak gerekir. Bizi gz-
leyen bir Hazret var, O'nun ismi Allah'tr. O'nun huzuruna k
mamz gerekir, nk O Hazreti Cem'dir" dedi.
Btn isimler Allah'n huzurunda toplandlar. Allah "Ne isti-
yorsunuz?" dedi. simler olanlar anlattlar. Allah "Ben sizin ha-
kikatlerinizi kuatan sim'im ve Zat'nda Aziz olan ve mkem-
mellik ve karlatrlamazlkla anlan simlendirilen'i (Msem-
ma) iaret ederim. Burada kaln, Ben aret ettiim Msemma'ya
gireyim." Bylece Zat'a girip mmkn eylerin sylediklerini ve
isimlerin tarttklar eyi anlatt. Zat "k ve mmkn eyler ara-
sndaki her bir isme kendi hakikatinin gereklerine gre ilikilen
mesini syle ... " dedi.
Allah, szcs olan Kelam ile birlikte geldi ve mmkn ey
lere ve isimlere Msemma'nn sylediklerini anlatt. Alim, lrade,
Kelam ve Kudret kendi ilikilerini kurdular ve rade'nin emri ile
Alim'in hkm sayesinde ilk mmkn ey zahiri olarak varoldu.
zler ve etkiler kevni alemde zuhura geldikten sonra bunlar-
dan bazlar bal olduklar isimlere uyarak hkmlerini dierle
ri zerinde gstermeye ve onlara hakim olmaya baladlar. Bu ise
atmaya ve mnakaaya yol at. Bu sefer mmkn eyler "Kor-
karz ki dzenimiz bozulacak ve daha nce bulunduumuz yok-
lua geri dneceiz" dediler. simlere seslenerek Alim ve Mdeb-
bir isimlerini arp muhakeme yapmalarn istediler. "Ey isim-
ler! Eer hkmleriniz bilinen bir nizam, bir ly, belirli bir
snr ve hepiniz bal olduu bir lideri izleseydi, hem bizim v-
cudumuz hem de bizlerde zuhur eden sizin etkileriniz korunur-
du. Bu hem sizin hem de bizim yararmza (maslahat) olurdu. Al-
lah'a mracaat edin! Belki O sizlerin uyaca bir snr koyacak bi-
rini verebilir. Aksi halde bizler yok olacaz ve sizin hkmnz
kalmayacak" dediler.
simler "Sylediiniz ey maslahat iin en doru ara ve ok
iyi bir fikir!" dediler. Onlardan istenen eyi yaptlar. "Mdebbir
166
DiNLERiN EITLILICI

ismi sizin durumunuza bakacak" dediler. Bu meseleyi Mdeb-


bir'e bildirdiler ve Mdebbir "Gerekeni yapacam" dedi.
Mdebbir ismi Hakk'n emri olan "Rabb" ismiyle birlikte gel-
di. Rabb ismine "Maslahat neyi gerektiriyorsa onu yap, bylece
mmkn eylerin zleri hayat bulsun" dedi. Rabb ismi, emredi-
leni yapmak iin kendine iki vezir ald. Vezirinin birinin ismi
Mdebbir, tekininse Uzun Uzun Aklayc idi. Allah der ki: "O
ileri yrtr. Rabbnzla karlaacanza kesin olarak inanma-
nz iin ayetleri uzun uzun aklar." (13:2) Bunlar "lider" olan
Rabb yapar. Allah'n kelimelerinin ne kadar doru olduunu an-
la, hakikatin gerektirdii halleri tam olarak tarif eden kelimeleri
kullanmtr!
Rabb ismi snrlar kurdu, her melektun maslahatn sala
mak ve kimin daha gzel ameli olduunu denemek iin (11:7)
adetler getirdi. Allah bu adetleri ve snrlar iki tr olarak yarat-
mtr: Birincisi "hikmetli kurallar" olarak adlandrlr. Allah bu-
na ait ilmi nefslerinin ftratlarnda kemale ermi insanlara ver-
mitir. Buna gre bu insanlar kendi nefslerinde bulduklar bir
kudretle snrlar ve kanunlar koymulardr. Her ehirde, her yer-
de ve her iklimde bu yerlerin yapsna ve yaratlna gre bunu
yapmlardr, nk bu insanlar hikmetin neyi gerektirdiini bi-
liyorlard. Koyduklar bu snrlar ve hkmler sayesinde mlki-
yetin, hayatlarn, ailelerin ve insanlar arasndaki akraba ilikileri
nin devamn salamlardr. Bu yaptklarna "kanunlar" ismini
koymulardr. Bu isim "iyilie sebep olan" anlamna gelir, nk
namus kelimesi bir eyin iyiliini getiren anlamnda kullanlr.
te yandan casus kelimesi ktl ifade etmede kullanlr.
Bunlar akli dnrlerin Allah'tan gelen bir ilham yoluyla
yaptklar hikmetli kanunlardr. Ne var ki bunu yaparken alem-
deki hereyin maslahat ve mutluluu iin vahyedilmi bir dinin
varolduunun farknda deillerdi. Bu kanunlar koyanlar bu ili
kilerin ne Allah'a yaknla sebep olduunu ne Cennet'e ya da
Cehennem'e gtrdn ne de ahirete dair bir ey biliyorlard.
Ne lmden sonra bedenle birlikte yeniden diriliin olduu ahi-
retten ne yiyecein, iecein, giyecein, evliliin ve zevkin oldu-
u cennetten ne de azap ve acnn olduu cehennemden haberle-
ri vard. Onlara gre bunlar var da olabilirdi yok da, nk elle-
rinde bu iki ihtimalin dierine ar basaca bir delil yoktu.
167
HAYAL ALEMLER WILLIAM C. CHITTICK

Sonra ruhbanl uydurdular (57:27). Bylece maslahat sa


lamak iin kanunlarn ve vastalarn buna gre ina ettiler. Tev-
hidi, Allah'n azameti karsnda acizliklerini, O'nun ann tes-
bih etmeyi ve karlatrlamazlk sfatlar gibi ilahi ilimleri fer-
di olarak nefslerinde bilmeye baladlar. Bu kimseler bunlardan
habersiz olanlar bunlar bilmeye davet ettiler. nsanlardan do
ru bak kabul etmelerini istediler. Ayn zamanda insanlarn,
akli kuvvelerin fikretme ynnden snrl olduunu ve belli hat-
larn tesine geemeyeceini bilmelerini saladlar. Allah'n ba-
z kullarnn kalbine Allah ilmini verdiini rendiler ve byle-
ce kendimizden bir ilim rettiini (18:65) insanlar kendi gz~
leriyle grdler. Allah gklere emrini vermitir ve bu emirlerin
unsuri alemdeki etkileri gzlemlenerek baz ilimlere ulalabilir.
Ve her gn iini kendisine bildirdi ( 41: 12) ayetiyle buna ia
ret edilir.
Bu kimseler kendi ruhlarnn hakikatini aradlar. Beden ld-
nde bedene ait paralardan hibirinin eksilmediini, kaybol-
madn grdler. Buna gre, bedene eklenen bir ey sayesinde
bedenin algladn ve hareket ettiini bilmeye baladlar. Bu ek-
lenen eyi aramaya baladlar ve onu kendilerinde bilmeye bala
dlar. Daha sonra cahil olan nefsin ilim kazanabildiini grdler;
bedene gre daha stn olmasna ramen nefsin fakir ve ihtiya
iinde olduunu anladlar. Akl sayesinde bir eyin baka bir e
ye bal olduunu bildiler. Ulatklar hereyin baka bir eye
bal olduunu, o eye ihtiya duyduunu grdler. En sonunda
akl onlar hibir eye ihtiyac olmayan, hibir eye benzemeyen,
hibir eyle karlatrlamayan bir "eye" gtrd. Burada dur-
dular ve "Bu tk Olan" dr dediler. Kendi zatna gre O, Bir olma-
ldr. O'na benzer bir ey olmadna ve baka bir eyle karla
trlamadna gre O'nun tk Oluu ve Birlii ikinci bir eyin va-
rolmasn kabul etmez. Bylece vcudun birliini ikrar ettiler.
Mmkn eylerin kendilerinde varolmalarn gerektiren herhan-
gi bir sebep bulamaynca, Bu Bir'in onlara varlk verdiini bildi-
ler. Mmkn eylerin Bir'e bal olduunu bildiler. Buras akln
ulaabilecee en son noktadr.
Bu akli dnrler kendi uralaryla megul iken, kendi ara-
larndan, onlar gibi bir beer olan bir adam ortaya kt. Kendi
ilimlerinde bulunduklar yerden baktklarnda bu kimsede hibir
168
DiNLERiN EiTLiLi(;!

ey olmadn dndler. Bu kimsenin kendi uratklar alan-


da hibir ilminin olmadna inandlar. O adam onlara "Ben Al-
lah'n size gnderdii peygamberiyim" dedi.
Onlar "Adil olalm. nce sylediine bir bakalm. Syledii
ey mmkn m, deil mi? Akl bize, Allah'n ruhlarmza ve d-
ncelerimize diledii eyi verdii gibi ilahi ilimlerini de diledii
kimseye verebileceini syler. Herey mmkn alemi iinde ya-
ar ve herhangi bir mmkn eyin bu alemde mmkn olmas
ynnden dierine gre bir stnl olamaz. Buna gre onun
syledii eye deil de iddiasnn doru olup olmadna bakma-
lyz. Herhangi bir delil olmadan da buna karar veremeyiz, yoksa
bize verilen ilme gre bu edepsizlik olur" dediler.
"Allah'n peygamberi olduunu dorulayacak bir kantn var
m?" diye sordular. Bylece peygamber onlara deliller getirdi.
Onlar da bunlar deerlendirdiler. Peygamberin sylediklerinin
akli kuvveler yoluyla ulalamayacak eyler olduuna karar ver-
diler. Ayrca syledikleri peygamberin bile daha nce bilmedii
eylerdi. Bylece Ve her gn iini kendisine bildiren ( 41: 12)
Zat'n bu kimseye gkleri gsterdiini ve getirdii eyi gerekten
verdiini bilmeye baladlar. Ve peygambere imanlarnn olduu
nu hemen gsterdiler. Onun doruluunu tasdik ettiler. Allah'n
peygamberine, aklla ulalamayacak, eyaya ait ilmi ve kendile-
rinin sahip olmad Allah ilmini verdiini bildiler.
Peygamber'in mesajn herkesin akl seviyesine gre verdii
ni ve herkesin O'nu anlayabildiini grdler. Bylece Allah'n
O'nu akln tesinde bir ilimle donattn ve buna kendilerinin
sahip olmadn bildiler. Peygamber'in kendilerinden stn ol-
duunu bildiler, O'na inandlar, doruluunu tasdik ettiler ve
O'na uydular. Bylece Peygamber onlara Allah'a yaknla yol
aacak emirler getirdi. Allah'n yaratt mmkn eyler arasnda
onlarn gzlerinden gizli olan varlklar retti. Yeniden dirilme-
den, hesap gnnden, Cennet ve Cehennem'den bahsetti.
Zamanlarn ve durumlarn eitliliine gre peygamberler bu
ekilde gnderilmitir. Her peygamber kendinden nce gelen
peygamberi dorulam, tasdik etmitir. Hkmleri deiik bile
olsa hibir peygamberin desteklendii ve konutuu yer dierin
den farkl olmamtr. Vahyedilmi dinler gnderildi, hkmler
kuruldu. Allah'n "Sizden her biriniz iin bir yol, bir eriat kl-
169
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

dk" (5:48) dedii gibi hakim hkm zamana ve duruma gre be-
lirdi. Bylece kkleri tartmasz ayn yere dayand.
insanlar akli dayanaklara gre, peygamberin getirdii eyi
vahyedilmi din, bilgelerin (ariflerin) getirdiklerini hikmetli sz-
ler olarak ayrdlar. Peygamberi emrin hibir kukuya yer kala-
mayacak ekilde Allah'tan geldiini ve daha tam olduunu anla-
dlar. Grlmeyen eyler hakknda sylenenleri kabul ettiler ve
peygamberlere iman ettiler. insanlar arasnda sadece kendi heva-
sna uyan ve dierlerini ynetmeyi, liderlik yapmay arayanlar
peygamberleri reddetmilerdir. Byle bir kimse kendi nefsinden
ve Rabbinden cahildir.
Buna gre alemdeki vahyedilmi dinlerin amac ve varolma-
larnn nedeni alemin maslahatn ve akln asla ulaamad Allah
bilgisini aramaktr. Akl kendi bana bu ilmi bulamaz. Bu neden-
le ilahi kitaplar gnderilmi, peygamberler ve nebiler bu ilimden
sz etmilerdir. Akli dnrler bylece Allah ilmine ait baz ey
lerin olduunu ve kendilerinin bunlardan habersiz olduunu,
peygamberlerin bunlar tamamladn bildiler.
"Akli dnrler" derken gnmzde olduu gibi sadece fel-
sefeden sz eden kiileri kasdetmiyorum. Sadece peygamberlerin
yolunu izleyenleri kasdediyorum. Baka bir ifadeyle, kendilerini
nefs terbiyesiyle megul eden, riyazetle uraan, kalplerini ilahi
haberleri almak iin temizlemeye alan kimselere "akli d
nrler" diyorum. Kendilerini kelamla, tartmayla, filozoflarn
syledii her szdeki kelimeler zerine bile dnmeyle megul
eden bir kimse iin sylenecek tek sz akl sahibi bir kimsenin
gznde bylelerinin hibir deeri yoktur.6 nk byle kimse-
ler dinle alay ederler, Allah'n kullarn hor grrler, kendileriyle
ayn durumda olanlarn dnda hi kimseye sayg gstermezler.
Kalpleri dnya sevgisiyle dolu olduu iin lider olma, baa ge-
me hrsyla yaarlar. Onlar nasl ilmi alalttlarsa Allah da onlar
alaltmtr. Sultanlar ve padiahlarn kapsndan yardm dilete-
rek onlar Allah da aalam ve onlarla alay etmitir. Bylece
sultanlar ve padiahlar onlar alaltmtr.

6 llk filozoflarn arasndaki "byk adamlar"dan biri de Plato'dur. lbn Arabi


"Kutsal Plato" diye adlandrr. Bkz. SPK, s. 203.

170
DiNLERiN EiTLiLi(;!

Byle insanlarn szlerinin hibir deeri yoktur. Dnyada ya-


ayanlarn en iyileri olduklarn kibirle syleseler bile, Allah on-
larn kalplerini mhrlemitir (2:7) ve onlar sarlatrm ve
gzlerini kr etmitir. (47:23) Riyazet ehli olmayan bir fakih her
ynden byle kimselerden daha iyidir. Sadece bakasnn h-
kmlerine uyarak iman eden insanlar bile kendilerini "akli d
nr" olarak grenlerden daha iyidir. Byle bir durumdan Allah
bizleri korusun!
Biz gerekten akli dnr olan kimselerle tantk. Bu kimse-
ler Allah'n peygamberleri hakknda en fazla bilgiye sahip kimse-
lerdir. Peygamber'in snnetine titizlikle uyan ve bunlar izlemeye
alanlar arasndadrlar. Allah'n azameti karsnda aciz oldukla-
rn bilirler ve Allah'n kullarna verdii Allah ilminin farkndadr
lar. Bu ilme akli aba ve urala ulalamayacan bilirler.
Bunlar arasnda en nemlilerinden olannn szlerini dinle-
mitim. Herhangi bir akli aba veya okuma olmakszn, sadece
Allah'la beraber olduum riyazet srasnda, byle bir ilim pein
de olmadm halde, Allah'n bana kaplarna at ilm,i grm
t. Bana "Allah'a hamd olsun, yle bir zamanda yayorum ki Al-
lah'n Biz, ona katmzdan bir rahmet vermi ve kendisine nezdi-
mizden bir ilim retmitik (18:65) dedii bir kimseyi grdm"
dedi. Allah, rahmetini dilediine tahsis eder. Allah, byk ltuf
ve ihsan sahibidir. (2:105) (1322-25)

171
il. Blm: tikadlarn eitlilii

lbn Arabi dier Mslmanlar gibi, Kur'an ve Hz. Muham-


med'in Snnetini, insan imkannn gelimesi isteniyorsa, izlen-
mesi gerekli rehberler olarak grr. nsanlar tevhide istidatl bir
ftrata sahip olarak bu dnyaya gelirler ama ounlukla evre ve
sosyal faktrlerle belirlenerek byr ve geliirler. Her nefs bir e
kilde geliir; ne var ki nefsin her gelime yolu insan mmknat
nn tam bir olgunlamasn dourmaz. Saadet her varln en son
kaderi olsa bile insanlar bunu berzahta ya da elli bin yl sren k
yamet gnnde salamay dnmemelidirler. Allah'n tecellisi-
nin tm heybetiyle grlmesine yol aan tam "insan" saadeti in-
sann yaratl ftratnda bulunan ilahi sfatlarn hepsinin gerek-
letirilmesine baldr. Bu gerekletirme bir ynden de insani
abaya baldr. Allah'n suretinde yaratldklar iin insanlar hr-
riyete ait ilahi: sfata sahiptirler. Hr olmalar gereine gre ft
ratlarnda bulunan ilahi sfatlarn ne kadarnn nefslerinde orta-
ya kacan belirlemeleri iin "zorlanrlar." eyh'in ortaya koy-
duu zere, "Hr irade ile insanlar hr bir seim yapmaya zorla-
nrlar." (III 300.22) Eer insanlar dengesizlie ve uyarszla yol
aan seimler yaparlarsa, varoluun sonraki dzeylerinde saadet
imkann ceza olarak kaybedebilirler.

173
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

lbn Arabi Kur'an'daki kyamete ait retilerin, alglanabilir


her trl insan denge ve dengesizlik biimine, mkemmellik ve
eksikliine, ilahi suretin gerekletiriliine ve baarszlna gn-
dermeler yaptn savunur. 5105 derece cennetten bahseder ve
bunlarn sadece 12 tanesi Mslmanlar iindir. (I 319.18) eyh'e
gre lmden sonraki alemlerin her seviyesi veya dzeyi mm-
kn insan kaderlerinin ok geni bir silsilesini kapsar. lbn Ara-
bi'ye gre bunun en ak kant, hepsi mkemmellie ve saadete
ulam olsalar da farkl dinlerin takipilerinjn lm annda fark-
l deneyimlere sahip olmalardr, nk insan suretindeki Al-
lah'n tecellisi asla kendini tekrarlamaz.
ok az kii gerekliin deiik ekillerde algland hakika-
tine kar kar. Ayn kltrel altyapya sahip insanlar bile, nefsin
nemli boyutlarn temsil eden psikolojik tertip, zihni yetenek ve
estetik hassasiyette tamamen farkl olabilirler. zlerin ve Haki-
katlerin grmzden ounlukla perdeli olduu somutlar ve
elle tutulurlar dnyasnda bu byle ise, hatmi hakikatlerin ok
daha fazla eitli suretlere brnebildii lmden sonraya ait ha-
yali ve latif alemlerde bu durum daha fazladr.
Eer lmden sonraki her hal bir dierinden farklysa, baz
s Hakk'a daha yakn, bazs daha uzak, bazs daha aydnlk, ba-
zs daha karanlk, bazs daha iyi, bazs daha kt olmaldr. n
sanlarn ahiretteki durumlar, bu dnyadaki yaay biimlerin-
den ve kendilerine koyduklar amalardan etkilenerek belirir.
lmden sonraki haller sadece "iler" tarafndan deil, ayn za-
manda bu ileri ortaya karan grler ve dnceler tarafndan
belirlenir. Bu yzd~n, kim olduumuz, nereye gidebileceimiz ve
ne olabileceimiz hakkndaki itikatlar insan potansiyelinin sergi-
lendii durumlar belirlemede nemli bir rol oynarlar.

tikadn Kkenleri

"lnan" anlamna gelen Arapa itikat kelimesi a-k-d kkn-


den gelir ve kaynatrmak, dmlemek, balamak, birletirmek,
bir araya getirmek veya anlama yapmak anlamlarna sahiptir, ti
kat kelimesi bu kkten tretilen sekizinci fiil tr olup, szlk
anlamyla ya da mecazi olarak, skca dmlenmi, balanm
veya ina edilmi anlamna gelir. nanc gsteren teknik bir terim

174
DiNLERiN EITL!LICI

olarak itikat, bir kimsenin kalbinde skca baland ve o kimse-


nin hakikat grn belirleyen ey anlamna gelir. eyh bu ke-
limeyi, insanlarn dnyay alglamalarna izin veren bilgiler, fikir-
ler, teoriler, doktrinler, dogmalar, nyarglar, alglamalar, duygu-
lar ve eilimler btn olarak, idrake biim veren btn balan
malar kasdederek kullanr. nsan olmak demek -dncelerinin
arkasndaki kaynan farknda olmasa ya da bunu dile getireme-
se de- hem kendi hakknda hem de dierleri hakknda bir gr-
e sahip olmak demektir. tikatlar her trl insan dncesinin
ve eyleminin kaynadr. nsanlarn nasl yaadklarn ve ldk-
lerini belirler. Ksaca, "itikat" insan varoluuna ait bir ey olduu
iin kanlmazdr.
eyh itikat meselesini genellikle Allah'a olan itikatlar olarak
ortaya koyar, ama bundan eyh'in anlattklarnn, Allah'a itikad
olmayanlarla Allah dncesini inkar edenleri ilgilendirmedii
anlam karmamalyz. Ne olursa olsun "Allah" vcuddur ve v-
cud hangi dzeyde mahede edilirse edilsin btn hakikati ku-
caklar. Zuhuru ynnden vcud alemdeki her isimleisimlendi-
rilir. Bu yzden, her bilenin sahip olduu bilgi -yani, her trl
uyanklk ya da her trl zihni balanma- aslnda Allah bilgisidir.
Allah' bilenler vardr, baka bir ey yoktur. Ne var ki bilen-
lerden bazlar Allah' bildiklerini bilirler; bazlar ise Allah' bil-
diklerini bilmezler. !kinci gruptakilerin mahede ve idrake ait
bilgileri vardr, ama bu mahede ve idraklerine ait eyin Hakk
olduunu bilmezler. Byle bir kimseye, "Allah' biliyor musun?"
diye sorsan, bilmediini syler. Ama mahede ettii ey ynn-
den sorsan mahede ettii eyi bildiini syler.... Bu nedenle, o
kimse sadece mahede ettii ilahi ismin neyi gsterdiinin far-
knda deildir. (III 510.32)
Herkesin vcud hakknda bilgisi, itikad, varsaymlar ve
balanmalar vardr, nk bize kendini gsteren O'ndan baka
s deildir. Bu yzden, eyh'in itikadn doas hakkndaki akla
malar modern ve postmodern dnyaya ait itikat biimlerini ve
"dini" elere rastlanmasa da her trl sosyal ve politik amala-
r, ideolojileri, programlar iine alr.
Eer herkes bir itikada sahipse, o zaman tm itikatlar doru
dur diyebilir miyiz? Mslman ilahiyatlarn byk bir ksm
bu soruya hemen "Hayr, sadece hak bir dine olan itikat doru-
175
HAYAL ALEMLERi WILUAM C. CHITTICK

dur" diyecektir. Ne var ki eyh bu kadar aceleci olamaz. eyh b-


yk bir ihtimalle bu cevabn, "doru" ile neyi kasdettiimize ba
l olduunu syleyecektir. Eer bu "doru" hakikate denk den
bir balanma ise, phesiz tm itikatlar dorudur; nk her iti-
kat, snrl ve bozulmu da olsa hakikatin baz ynlerini temsil
eder. Eer bir itikat herhangi bir ekilde hakikate denk dme
seydi, o zaman o itikat varolamazd. Her itikat bir varolu halinin
znel ynn temsil eder. Bir kimsenin itikad olmas gerei,
itikat sahibinin zihni dardaki eylerle gerek bir iliki kursun
ya da kurmasn, bu itikadn varolduu tarzda alemdeki eylerle
bir ekilde uyutuunu kantlar. Bu nedenle, ierikleri ne olursa
olsun btn itikatlar dorudur sonucuna ulaabiliriz. Varoluta
bir hata olamaz, nk varolan herey vcud olan Hakk'n iste-
iyle varolur.
Allah herhangi bir nitelemeye bal olmakszn hakimdir.
Hereyi yerli yerine koyan O'dur. Hereye yaratln veren
(20:50) O'dur. Bu nedenle, yaratlmlarn dzeni ynnden Al-
lah hibir hata yapmaz. (II 267.33)
Btn hallerin ve makamlarn kavrayna sahip bizim gibi
kimseler, herkesin nereden konutuunu ve kendi makamnda
her birinin doru olduunu ve hata olmadn fark eder. Haki-
katen, alemde asla hata yoktur. (II 541.23)
Hatann olmad ve btn itikatlarn doru olduu dn
cesi mantk olarak vahdet-i vcuttan doar. Her varlk kaytsz
vcudun belli zel bir tecellisini temsil eder. Zaman ve mekan
iinde sonsuz yaylmnda alem, vcudun sahip olduu mmk-
natlarn tmnn dalmn sergiler. Herey, vcudun sonsuz
mmknat prizmasndan meydana gelen bir renk gibidir. Kendi
zel doas, yani dier renklerden onu ayran kendi zel snrla
malar yoluyla her renk grnmeyen kaytl klar ve tanm
lar; bylece grnr klar. Bir gre gre, her varlk kendi
zel rengi ve nitelii ile vcudu perdeler ya da rter. Baka bir g-
re gre ise, alemde bulunmas sebebiyle vcudu zahir klar. tk
gr karlatrlamazla ya da "O Deil"e aittir. kincisi ise
benzerlie ya da "O"ya aittir.
eyh, vcudun bir olmas nedeniyle btn itikatlarn doru
luunu aklad pasajlardan birinde, kainattaki tm eylerin -
insanlarn svledii szler de dahil olmak zere- Rahman'n Ne-

176
DiNLERiN EITLILICI

fesi'nde retilen kelimeler olduu dncesine deinir. Bu yz-


den, konumalarn hepsi Allah'n kelimeleridir ve hepsi doru
dur. Ancak bu hakikat genellikle idraklerden kaar.
Konuan sadece O'dur, konuturan da O'dur. Geriye kalan
ise idrak gznn, bu hakikat altnda, O'nun sadece doru
yu konuturduunu grmesidir. Alemdeki her sz ya hikmetten
doar ya da (Hakk'n) kesin bir hitabdr. l Buna gre her sz ha-
tadan ve yanltan korunmutur. Ne var ki szlerin ounluu
amasz geni bir alana yaylr; idrak bunu alglamada yetersiz
kalr. (III 545.11)
tlahi ve beeri konumann eitlilii, vcudun zuhurunun
mmkn biimlerinin sonsuz olmasridan kaynaklanr. tlahi
isimler, kaytsz vcudun alemi var ederek kendini kaytl kld
eitli biimleri gsterir. Allah, isimlerin tam ve eksiksiz da
lmnn zuhurunu alemdeki tecellileriyle ya da Rahman'n Nefe-
si'nin kelimeleriyle salar. Ama herhangi bir zaman ve mekan-
da hibir tek varlk vcudun tin mmkn sfatlarn tam olarak
zahir edemez. Her varlk kaytsz vcudun kaytlln temsil
eder ve bu nedenle vcudun sfatlarn sadece snrl bir lde
sergiler.
Kaytsz vcuda ait tecellilerin sonsuz imkanlar, vcud ola-
rak bilinir, nk Allah hereyi ilmiyle kuatmtr. (65:12) B-
tn zel nitelikleriyle birlikte her varlk, vcudun mahiyetince
belirlenen, vcuda ait kendi kendini kaytl klmay temsil eder.
Bu varlklar gerek Allah'n ilminde ayan- sabite olsun gerekse de
alemde bulunsunlar onu dierlerinden ayran zel bir taayyne,
eylie veya kaytlla sahiptir.
Bir varln, vcud n aa karma derecesi veya vcu-
dun hkmlerini sergiledii zuhur yeri olarak davranabilme de-
recesi o varln "istidad" olarak bilinir. Hereyi toplayan (cem
edici) ilahi isim suretinde yaratlan insanlar vcudun hkmle-
rini zahir etmede en byk istidada sahiptirler (her bireyin isti-
dad farkl da olsa). Her varln farkl kapasitesi var demek, her

1 Hz. Davud'u anlatan 'Onun hkmranln kuvvetlendirmitik. Ona hikc


met ve kesin hkm verme selahiyeti vermitik' (38:20) Kur'an ayetine
iaret edilir.

177
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

biri kaytsz vcudu kendi yaratlna gre kaytl klar demektir.


Allah Bir'dir ve kaytl olmaktan mnezzehtir; ama tecellileri son-
suza dek eitlidir. "Zat' ynnden sylersek, kendini zuhur
eden Hakk Zat'nda Bir'dir; ne var ki tecelli yerinin istidadndan
dolay tecellileri -tecellilerin suretlerini kasdetmiyorum- eitli
dir." (I 287.19)
Her insan kaytsz vcuda ait esiz bir imkan temsil eder. Ay-
n ekilde, her insann bilgisi vcudun ei benzeri olmayan bir
idrakini, yani vcudun tecellisiyle belirlenen bir idraki temsil
eder. Bu yzden itikatlar insan ekillendiren varolua ait imkan-
lar tarafndan belirlenir. Her insan esiz bir varlk olmann yann
da, esiz bir bilendir. Her insann varlnn Rahman'n Nefe-
si'nde retilen esiz bir kelime, yani Hakk'a balanm esiz bir
ba olmas gibi, her insann itikad da kaytsz Bilen'in esiz bir
yaratmasn temsil eder. "Allah' mahede eden bir kimse O'nun
isimlerinin birisine ait hakim hkmn altndadr. Bu isim o kim-
sede kendini tecelli ettirir ve tecellisi yoluyla o kimseye zel bir
itikat verir." (II 85.14)

ki Emir

Btn itikatlarn doru olmas, bu itikatlarn her birinin ka-


ytsz vcud tarafndan kabul edilen snrlamalar ifade ettii an-
lamna gelir. Ayn zamanda, tm itikatlarn, sahiplerini en so-
nunda saadete ulatracam anlatr. Eer eksiksiz ve tam insan
saadeti ilahi suretin gerekletirilmesine bal ise, o zaman ilahi
sureti gerekletirmede baarsz olmak ahirette Allah'tan uzak
olmay gerektirir ve ilk menzillerinde bu uzaklk ac ve azap ola-
rak tecrbe edilecektir.
Saadet ilahi rehberlie baldr ve rehberlik emir ve yasaklar
gerektirir. Dier bir ifadeyle, cennete ulamak iin insanlar Al-
lah'n emirlerine uymaldrlar. Ancak eyh emirler ve yasaklar
koyan "Allah" ile vcud olarak mahede edilen Allah'n her
ynden ayn olmadn syler. Hakk alabildii her surette kayt
l vcudu gerekli klar ama Hadi olarak Allah, insanlarn peygam-
berleri izlemelerini ve yanl yola gitmemelerini emreder. Msl-
man ilahiyatlar bu iki bak, Allah'n "tekvini emri" ile bunun
karsnda Allah'n "teklifi emri" olarak ayrt edip tartmlard.

178
DiNLERiN EiTLiLi(;!

llk emir yoluyla Allah tm eyay var eder: "Bir eyi murad etti-
i zaman, O'nun emri sadece ona; ol, demektir. O da oluverir."
(36:82) kinci emirle Allah, insanlarn saadete ulaabilmeleri iin
buyruklar verir. Bu nedenle, teklifi emir namaz, oru, zekat gibi
ibadetlerle ahlaki kurallara uymay gerektirir.
Allah tekvini emir yoluyla tm eylere varlk ltfederek va-
rolmalarn salar. Teklifi emir yoluyla da insanlar berzah ve te-
sinde saadete arr. Tekvini emre itaatsizlik olamaz, nk e
yann alemdeki varln salar. te yandan, bir kimse teklifi em-
re ksmen veya tamamen uymayabilir; ne var ki bu azaba ve Al-
lah'tan uzaklamaya neden olur.
Teklifi emir, insann ac ekmesine yol aan snrlamalar or-
tadan kaldrmay amalayan hidayet ve rahmet gibi vcudun bel-
li baz zel sfatlarndan doar. Aksine tekvini emir ise kaytsz
vcuddan, yani Hakk'tan gelir. Buna gre, aslnda teklifi emir
tekvini emir tarafndan belirlenir ve kuatlr. Teklifi emir belirli
amalar gerekletirmek iin tekvini emrin brnd bir tr
surettir. Tekvini emir ynnden itaatsizlik olamaz. Teklifi emre
itaatsizlik tekvini emre itaatten kaynaklanr.
eyh teklifi emre itaatsizliin neden ekavete yol atn v-
cudun baz niteliklerine deinerek aklar. Allah sadece Hadi de-
ildir, O ayn zamanda Mudill'dir. En ok bilinen 99 isim arasn
da zikredilmese de, bu isme Kur'an'da 35 deiik ayette iaret
edilir. Baz durumlarda Allah'n yanl yola iletmesi O'nun hida-
yetine hakim olabilir.
Bir insann Hadi isminin ya da Mudill isminin hkmnde ol-
mas vcudun mahiyetinden kaynaklanr. Peki, Allah tarafndan
sonsuza dek bilinen ayan- sabitelerin istidadm belirleyen nedir?
Her varlk aslnda vcudun mmkn bir tecellisini temsil eder.
Bir kimsenin yanl yola gittiini sylemek o kimsenin hakikati-
ne, yani o kimseye ait zel doay belirleyen vcudun var etme-
sine ait olduunu sylemek demektir.
Allah'n insanlara gnah ilettii ve bu gnah iin daha son-
ra onlar cezalandrd iddiasna kar eyh zlerin sabit ve de-
imez olduunu ve Allah'n insanlar bir ey "yapmalar" (ja'l)
iin zorlamadn syler. Allah sadece onlara varlk verir. Eer
bir zn hkm yanl yola gitme ise o z varlk alemine girdi-
inde yanl yola iletilir. Allah vcud n bunlara yanstr ve

179
HAYAL ALEMLERi ,WILUAM C. CHITTICK

onlar varolduklar gibi ylece varolurlar. Allah kendi Zat'n de-


itirmedii gibi bunlar da dei'rmez. lbn Arabi:'nin ortaya
koyduu gibi, "Allah sadece gerek durumu diler. O'nun eyler
hakkndaki dilemesi onlarn olduklar gibi varolmalardr." (Ill
356.30) Bu yzden, Hakk gnein zne vcud verdiinde gne
parlamaya balar; gnahkarlarn zne vcud verdiinde Mudill
isminin hkmleri kendileri~de zuhur ederek, gnah ilerler.
Vcudun dalmaya, uzaklamaya, hataya, ac ekmeye ve eka
vete izin vermesi hakikatine gre kaytl mmknatlarn varol-
mas iin gnahkarlar zuhur yeri grevi yaparlar.
Allah'n insanlar niye yanl yola ilttiini sormak, vcudun
neden vcud olduunu ya da hakikatin neden hakikat olduunu
sormaya benzer. Basite cevaplarsak, hakikat naslsa yledir ve
bunun dnda olamaz. Allah'n Mudil! olmas demek, Allah'n
vcudda bulunan yanl yola sevk etme ve ekavet imkanna sa-
dece izin verdii ve bu imkan temsil eden zlerin varolmas ge-
rektii anlamna gelir. eyh bu nedenle en son tahlilde Allah'n
hi kimseyi yanl yola sevk etmediini srarla belirtir. Aksine in- .
sanlar kendi doalarna uyarlar, yani kendi ayan- sabitelerini za-
hir ederler. Hi kimse elma aalar neden zm vermedi diye
bahvan sulayamayaca gibi, bir gnahkar iyi eyler yapmad
nda Allah knanamaz. Gnahkar sadece kendi hakikatini su-
layabilir. eyh, kyamet gnnde eytan sulayanlara eytann
neden Beni knamayn, kendinizi knayr. (14:22) cevabn verdi-
inin bu durumu akladn syler. 2
lbn Arabi Mani isminin anlamn anlatrken bu konularn
birounu aklar. Eer Allah saf rahmet ve snrsz cmert ise ni-
in baz eyleri kullarndan mahrum braksn? phesiz bu soru-
ya eitli ekillerde cevap verilebilir; ama bu zel sylemde eyh
varlklarn istidadna bakar. zetle; lbn Arabi, Allah hibir eyi
kullarndan mahrum brakmaz, ne var ki kul hediyeyi kendi do-
asna uygun olarak alr, der. Hi kimse kendi hakikatini inkar
etmeden kendi doasn sulayamaz.
~ah anlamaya baladnda Mani Olucu ile mani olmann ne
demek olduunu bilmeye balarsn. nk kaplar istidatlarna

2 Bkz. SPK, s. 297- 301.

180
DiNLERiN ESITLILICI

gre Hakk'n snrsz cmertliiyle dolarlar. Bu durum, zerileri-


ne gne vuran amar ile amarcya benzer. Gne
zerine dtke ~amar beyazlarken, amarcnn beyaz olan
yz siyaha dner.
Arif olan bu ikisi iin unlar syler: "Ik birdir, ama ama-
rcnn yaratl gneten sadece siyahl alr. amarn ise be-
yaz alan bil- yaratl vardr. Buna gre, ey amarc, senin yara-
tln beyazl almana mani olur." amara da yle der, "Senin
yaratln da siyahl almana mani olur."
Her ikisi de itiraz edebilir. amar yle diyebilir: "Ama me-
sele zlm deil ki! Beni niin siyahl alan bir yaratlta ya-
ratmad?" amarc da nu diyebilir: "Bana niye beyazl alan
bir yaratl vermedi?"
,yle cevaplarz: "Alemde a'marlar ve amarclar olmas
gerekir. Buna gre de siyahl alan yaratllar ile beyazl alan
yaratllar olmalqr. H~r ikisinin de olmas gerekir. Bunun iin
alemde her tr yaratl olmaldr."
Hakk herhangi bir eyin zorlamasyla i yapmaz. Bir hikm.ete
gre i yapar. Alemde olan eyler bu hikmettir. Bu hikmetin zu-
huru hikmetin kendisiyle ayndr. nk Hakk'm ileri hikmetin
sonucu deildir, ilerin kendisi hikmettir. _
Eer belli bir yaratla ait durumu hakikat olarak dnecek
olursan bu durumun yle demesini beklemelisin: "Bu yaratl
bana mani oluyor." Lakin bu yanltr, nk yaratln kendisi
zuhur eden qle ayndr. Baka bir ey deildir. Bir eyin kendi
hakknda "Niin baka bir: ey degilim?" demesi doru deildir.
(III 530.3)3
Buna benz.er pasajlarda eyh'in insan hrriyetinin gerekli-
ini inkar etmediini hatrlatmamz gerekir. Bu meselede eyh
tekvini emirle, yani Allah'n mutlak karlatrlamazlyla ilgile-
ni;. Ama Allah'n benzerlii gz nne getirilciiinde insan hr-
riyeti tekrar karmza kar. Bu yzden insanlar hrriyetleriyle
ba baa kalmaya ve -hr olduklar kadaryla- yaptklar seimin
sorumluluunu kabul etl11eye zorlanrlar. Eer sadece Allah hr

3 tlah tecellide kabn rolnn daha ayrntl aklamas iin bkz. SPK, s. 91-93.

181
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

olduu iin hi hrriyetlerinin olmadn gerekten fark ederler-


se, bunun anlam ilahi iradeye mutlak teslimiyettir (islam). Ama
byle bir teslimiyet sadece "evrensel kul" (el-abd'l-klli) tara-
fndan gerekletirilir. Bu kavram eyh'in insan- kamilleri ifade
etmede kulland eitli kavramlardan biridir.4 Mkemmellie
ulamadan ok nce zaten insanlar teklifi emirlere uymaya ve
kurtulua giden yolu izlemeye balam olurlar. Hr olmaya zor-
landklarn fark enikleri iin gnlk yaamlarnda nasl hareket
edeceklerini rahatlkla seerler.

Allah'a Giden Yollar

Kur'an ok sayda yoldan bahseder ama insanlara "doru


yol"u (srat- mstakim) izlemelerini emreder. eyh; burada ka-
ytsz vcud anlamnda dnldnde, bunun "Allah'n doru
yolu" olamayacan, nk tekvini emre uymalar sebebiyle her-
eyin her durumda bu yolu izlediini syler. "Allah'n yolu her-
eyin zerinde yrd bir yoldur ve bu yol onlar Allah'a g-
trr. Btn ilahi vahyedilmi dinleri ve akln her trl yaplan
drmasn iine alr. Bu yol Allah'a gtrr ve gerek akiyi gerek-
se de sa idi kucaklar." (Ill 410.24)
Btn itikatlarn doru olmas, btn itikatlarn Allah'a git-
tii ifadesine ya da hereyin Allah'tan geldiini ve O'na dnd
n syleyen Kur'an ayetlerinin ortaya koyduu genel ilkeye da-
yanr. Ancak bu bize insanlarn ilahi suretin tam bir mkemmel-
liine nasl ulaabilecekleri ve ahirette kendi ftratlarn perdeli
olmadan nasl grebilecekleri hakknda hibir ey sylemez. Bu
yzden insan bak asna gre btn yollar insann kaderiyle
ilikili olan ilkelerle deerlendirilmeye gereksinim duyarlar. Bu
ilkeler ise sadece ilahi suretin tamamna ulamada insan nefsine
yardm eden vcudun nitelikleri olabilir.
Nefslerin fayda bulduu ilahi sfatlardan biri de nimet verici-
lik (in'am) dir. Nimet vericilik vcudun niteliklerinden biri oldu-
u iin Allah insanlara onu aramalarn emreder. phesiz O hi-

4 Bkz. SPK, s. 371.

182
DiNLERiN EiTLiLi(;!

bir eyden fayda beklemez; O Rahman ve Rahim olduu iin ve


insanlarn faydalanacan bildii iin byle emreder. Bu yzden,
gnlk namazlarda Kur'an'n ilk suresi olan Fatiha okunmas
emredilmitir ve bylece Allah'tan Nimet Veren'in doru yoluna
ulatrmasn isteriz: "Bizi dosdoru yola ilet. Nimete erdirdikle-
rinin yoluna, gazaba urayanlarn ve dalalete denlerinkine de-
il." (1:6-7) eyh Kur'an ayetlerini aktararak, btn peygamber-
lerin "Nimet Veren'in doru yolunu" getirmi olduunu ve bu
doru yolu izlemenin saadete gtrdn syler.
Ne var ki Mslmanlar kendilerine has yolu takip etmelidir-
ler. Bu yol Kur'an ile Hz. Muhammed'e verilen "Muhammedi
Yol" dur. Allah'm lslam'a uyanlar iin setii zel. bir rahmete ve
saadete ileten bir yoldur. 5 Ayn zamanda, Kur'an vahyinin her-
eyi kuatc mahiyetinden dolay, bu yol tm nceki peygam-
berlerin yollarn da kapsar. eyh'in yazd gibi: "Tm yollarn
arasnda nimet verici bir yol vardr." Allah'n kelamnda yle
ifade edilir: "Sizden her biriniz (peygamberler) iin bir yol, bir
eriat kldk." (5:48) Muhammedi imam Hz. Muha~med'in yo-
lunu seer; dier yollar kabul etse de, onlara inanc olsa da bun-
lar bir yana brakr. Kendini Muhammedi Yol'un dnda baka
bir yola kul etmez, kendini izleyenleri de bu yolun dnda ba
ka bir yola kul etmez. Bu yol hereyi kapsad iin kendinden
nceki tm yollarn zelliklerini tar. Buna gre, vahyedilmi
tm dinlerin hkm Muhammedi Yol'a nakledilmitir. Hz. Mu-
hammed'in eriat tmn kapsar, dierleri onu kapsayamaz.
(III 410.21)
zetlersek; tm yollar Allah'a gitse de, "Saadet yolu vahye-
dilmi din ile belirlenenden bakas deildir." (Il 148.12) insan-
lar kendi durumlarnn hakikatiyle yz yze geldiklerinde Al-
lah'n tekvini emri gerei Allah'n kendilerine sunduu hereyi
kolayca alamazlar, nk bu pekala onlar ekavete gtrebilir.
Aksine, Kaytl olmaktan uzak Hakk'tan sadece teklifi emri saye-
sinde kaytl kld eyi (bu ey ayn zamanda Hakk'n tayin et-
tii o varln saadetidir) almaldrlar.

5 Bu yol hakknda bkz. SPK, s. 301-3.

183
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

Allah, kullarna kendi elleriyle verdii gibi resullerinin eliyle


de verir. Resl'n eliyle sana gelen eyleri herhangi bir lye
vurmadan al. Ama Allah'm eliyle gelen ey iin, bir lye gre
al. Allah her veren ile ayndr; ama seni her hediyeyi almaktan
men etmitir. Bu nedenle Allah "Peygamber, size ne verirse onu
aln, neden de nehyederse ondan saknn" (59:7) der. Bylece Re-
sl'den alman senin iin daha karldr ve saadetinin gerekleme
si iin daha iyidir.
Senin Resl'den alman kaytl deildir, ama Allah'tan alman
kaytldr. Resl'n kendisi kaytldr, ama Resl'den almak kayt
szdr. Allah herhangi bir kayt ile kaytl klnamaz, ama Al-
lah'tan almak kaytldr. Bu yzden bu ilikinin ne kadar hariku-
lade olduunu iyi anla! (iV 186.22)

Denge

nsann nefsinin gelimesine bal olarak ftratnda bulunan


nitelikler derece derece kendilerini zahir ederler. Yaratla ait
olan ilahi suret nefsin hakikati olduunda da mkemmellie ula-
lr. Ama mkemmelliin bir tr deimez sonu ifade etmedii
ni hatrlatmamz gerekir. Aksine, vcudun sonu olmayan, dina-
mik tecellilerine tam olarak bilinli bir katlm temsil eder. ln-
san- kamiller alemin her an yeniden yaratlna, tam bir uyank
lkla katlrlar. Hakk'n ileri sr~kli ve her zaman yenilendii gi-
bi insan- kamiller de an be an yeni bir geliim ile vcudun daha
tam bilgisine ulamaktan zevk duyarlar. eyh'in yazd gibi, in-
san- kamiller "daima (Hakk ile) yaknln mahedesini srd-
rrler, bunda bir son yoktur, nk nefslerindeki ve nefslerinin
dndaki suretlerin mahedesinde asla sona ermezler ve bu ise
Hakk'n tecellisinden baka bir ey deildir." (III 558.30)
Mkemmellik ideal insan durumudur, ama bu dnyada ok
az gerekletirilir. Yjne de, kendilerinde varolan sfatlar kapasi-
teleri lsnde zahir klmaya alan kimseler Allah'n tecellisi-
nin seyrine -nefslerindeki ilahi suretin ta~ uyanklna- cennet-
te ulaacaklardr. lnsan- kamillerin daha bu dnyadayken tattk
lar eyi, yani Allah'n sonu gelmeyen keflerini Cennet ehlinin
tatmasnn nedeni de budur. Allah daha yce gzellikte ve anda
yzn gstererek her anda yeni bir perdeyi kaldrr. Ei ve ben-
184
DiNLERiN EITLILIGI

zeri olmayan Sevgili sonsuz tecellisini asla tekrarlamad iin


cennet ebedidir. Allah ruhlar daha yce ryete, ilme, uyankla
. ve nimete doru eker. Bunlar Kur'an'da zikredilen emeler ve
huriler, yani sonsuza kadar akan st, bal, su ve arap nehirluidir.
"Ce_nnet bahelerinde her an yeni bir yaratl ve yeni bir nimet
vardr; bu nedenle asla. sknt; usan olmaz ... Cennet sakinleri
baktklar her yerde daha nce hi grmedikleri eyler ve suret-
ler grrler ve bu zevklerini artrr." (II 280.27)
Tekvini emir ynnden bakldnda, teklifi emir insana ait
niteliklerin tam bir geliimine neden olur ve bu nitelikler, ba
ka bir ekilde gerekletirilemez olan vcudun belli baz sergi-
lenmeleri anlamna gelir. Sadece insanlar tarafndan zahir kl
nan sfatlar cmertlik, rahmet, merhamet ve sabr gibi cemal s
fatlarnn yannda, cezalandrc ve intikam alc gibi celal sfat
larn da ierir. Peygamberlerin getirdii vahiy olmadan ne en
yukardaki ne de en aadaki insan iinkan. gerekletirilemez
di ve bunlar zahir olan vcuda ait en st ve en alt imkanlardr.
Bu nedenle teklifi emir baka trl gereklemesi mmkn ol-
mayan vcudun imkanlarnn tam bir silsilesini varla getirerek
tekvini emre hiz~et eder. Varolmalar iin hem cennet hem de
cehennem vahye baldrlar. eyh'in yazd. gibi "Vahyedilmi
dinler iin olmasayd, ekavete yol aan Allah'a inanmama diye
bir ey olamazd." (II 248.3) "err" ve "eytan" olarak adland
rlan eyler de teklifi emir sayesinde byle adlandrlr. "Yalnz
teklifi emir eytan'dan zuhur eden errin ;n meydan~ geti-
rir." (iV 223.27)
nsan suretinde izlerini sergileyen temel ilahi sfatlar hayat,
ili~, irade, k{dret ve kelamdr. Hidayet-rehberlik, ilme sahip ola-
' renmek
bilen, .
istediklerini iradesiyle seebilen, iradesini kud-
retiyle uygulayabilen ve konuarak kendi durumunu ifade eder-
ken ilahi kelam anlayan, yaayan, diii kimselere hitap eder.
zellikle ahlaki boyutu olan dier ilahi sfatlar bir yana koyar-
sak, bu asli sfatlara tm insanlarn ayn derecede sahip olmad
n grebiliriz. Bu da aka gsterir ki bu sfatlar arasndaki
denge insan mkemmelliine itirak eder.
Bu be asl sfattan her biri dierlerini destekler mahiyettedir.
Bunlar arasnda yanl, bozuk ilikiye yol aan bir dengesizlik t-
mnn faydasn iptal edecektir. Hatta modem sylemde bile
185
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

"iktidarsz bilgi (knowledge without power)" ya da "bilgisiz ikti-


dar (power without knowledge)" kavramlar herkese bilinen
durumlardr. ayet birinin artan bilgisi ve gcnn deeri herkes
tarafndan hayretle karlansa slami retilerin bu hayrete ekle-
yecei ey, her bir ilahi sfat snrsz bir derecede gerekletirebi
leceine gre byme ve gelime iin insan imkannn alglana
bilir herhangi bir snrla snrlanamayacadr.
Tam insan mkemmellii vcudun her sfatnn varln ge-
rekli klar. llahi suretlerinden habersiz olduklar iin bu mkem-
mellie ulamada insanlarn vahye ihtiyalar vardr. nsanlar
herhangi bir ynlendirmeye gerek duymadan bilgi ve gcn de-
erini anlayabilirler; ama tm ilahi sfatlarn deerini anlamak ve
sonra da her birini dierleriyle uygun bir dengede gerekletir
mek beeri kapasitelerini aar. nsan ftrat vcud tarafndan be-
lirlendii iin ve vcud da bilinemez ve kaytllktan uzak oldu-
u iin insanlarn kendi nefslerini anlamada vahye ihtiyalar
vardr.
nsan eksiklii, insann yaratl ftratnda
bulunan ilahi sfat
lar arasnda doru dengeyi salamada baarszlktan kaynakla-
nr. Sfatlarn doru dengesi rahmetin gazap zerindeki stnl-
ne dayanr. Rahmet vcudun asli mahiyetine ait iken, gazap
kaytl vcudun belli baz niteliklerine gre ortaya kar. Bu yz-
den herey rahmete gark olmutur (Kur'an, 7:156), sadece baz
eylere azap dokunur.
Rahmet Allah'a yaknln gerekletirilmesine ait olan ilim,
aydnlk, beraberlik, birlik ve denge gibi sfatlarla ok yakndan
ilgilidir. Bunun tam tersine gazap ise uzaklk, ayrlk, cehalet,
okluk, dalma ve farkllk gibi yaratlm eylerin snrlayc ni-
teliklerine baldr. nsanlar gazaba ait sfatlarn hkmne bal
olduklar kadaryla Allah'tan uzak kalrlar ve bylece rahmet ve
saadetten de uzaklarlar. Sadece Allah'n rahmetini ve affedicili-
ini arayarak beraberlik, birlik ve zevk alemine ykselebilmeleri
mmkn olur.
Gazap, alemdeki dengede gerekli bir rol oynar; ama hala rah-
mete tabidir. Ayn ekilde, alemin kaytl vcudu Hakk'n kayt
sz vcuduna tabidir. Kaytllk olmasayd alem de olmazd; ga-
zap olmasayd Rahman'n Nefesi kelimelerini retemezdi. Sadece
her yaratlm mmkn yoluyla ilahi sfatlara ait hkmlerin tam
186
DiNLERiN EiTLiLi(;!

tecellisi gerekletirilir. Kaytl


vcud sayesinde varolan tm bu
yaratlmlar aslnda hereyi kuatan rahmetin bir eseridir.
Rahmetin gazap zerindeki stnl uzakln ve yanl yo-
la gitmenin tam ortasnda bile zahir olur; nk bu ikisi olmadan
yaknlk ve hidayetin hibir anlam olmaz. Buna benzer ekilde,
gnahlar olmasayd balayclk ve affedicilie ait ilahi sfatlar
zahir olamazd. Dier bir ifadeyle, gnahlar Allah'n affedicilii
ne ait sfatn bir gereidir. eyh bu konuyla ilgili olarak u hadi-
si aktarr: "Nefsim elinde Olana yemin ederim ki hi gnah ile
memi olsaydnz Allah sizleri kaldrr ve yerinize, gnah ileyip
de affedicilik ve balanma dileyen bir kavmi getirirdi. "6 Bu ha-
disten sonra eyh unlar syler: "Peygamber, alemde olan here
yin srf ilahi bir isme ait hkmn zahir olmas iin gerekletii
ni bilmemizi ister." (Il 96.12) Bu hususun daha ak olmas iin
eyh'in anlatt bir olay aktarmak isterim. Bir adam Allah dos-
tuna gelip zamann yozlamasndan, insanlarn bozulmasndan
dert yaknr. Allah dostu adama yle cevap verir: "Senin Allah'n
kullaryla ne iin var? Efendi ile kle arasna girme! Rahmet, af-
fedicilik ve nimet onlar (gnahkarlar) aramaktadr. Hakk'n
hkmnn uygulanmamasn m istiyorsun? Sen kendi nefsine
bak, bu tr eyleri dnmeyi brak!" (ll 177 .11)

tikadn aretleri

Vahiy, insan mkemmelliine ve saadetine ynelik bir bak


la kaytl
olmaktan uzak vcudun kendi kendini kaytl klmas
dr. Mkemmel insan haline ulamann mmkn olduunu ka-
bul etmemek, "sonsuza dek olmasa da" hayale smayacak kadar
uzun bir sre iin saadetin ulamasn geciktirmek demektir. M-
kemmellie ulamann mmkn olduunu kabul etmek ise vah-
yin getirdii hakikati tanmak ve gereklerini kabul ederek (iman)
bunlar uygulamak (islam yani "teslim olma") demektir. Kiiler
dncelerini ve eylemlerini peygamberlerin getirdii llere
gre belirledikleri kadaryla, Allah'n suretinde yaratlmalarndan

6 Bu hadis Mslim'de bulunmaktadr (Tebrizi, Mishkat al-Mesabih, s. 494).

187
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

dolay, ftratlarnda yaratltan varolan ilahi sfatlarn btnyle


tanmlanan insan doasnn imkanlarn gerekletirebilirler.
Peygamberi llere uygunluun gerekletirilmesi byk
lde insanlarn bu dnyadaki varolularyla tecrbe ettikleri
hakikate ballklar olan itikada dayan~r. nsanlar Allah'a Zat'n
da olduu gibi inandklar kadaryla hereyi kuatan rahmete, ya-
ni saf ve kaytsz vcuda ularlar. ltikat peygamberlerin gster-
dii emir ve yasaklara uyduunda, bu itikad tanmlayan ilahi
isimle: hidayete ve rahmete ait ilahi isimler olur. Bylece bu iti-
kat, itikat sahiplerini birlik, uyarlk ve dengeye doru eker. Ne
var ki kendilerine sunulan rehberlii reddedip bunun yerine Mu-
dill isminin sonucu olan binlerce yoldj;ln birine saparlarsa bu du-
rumda hakim ilahi isimler dengesizlie, dankla, kesrete ve
ekavete yol aan gazap isimleri olacaktr.
nsan- kamiller vcudun her tecellisi nnde renksizdirler.
Aksine, dier tm yaratlm eyler kaytl kapasiteleri yznden
vcuda belli balanmalar ve boyanmalar ykleyerek deiik iti-
katlara yol aarlar. Her itikat kaytl ve tanmlanan bir gr a
s ister ve dier gr alarn hesaba katmaz. nsanlar k~ndi iti-
katlarna sk skya yaptklar kadaryla dier_ itikatlarla atr
lar. Bu durum zellikle modern dnyada aikardr. yle ki bir za-
manlar insanlarn ounluu tarafndan hemfiki- olunan eyann
mahiyeti hakkndaki itikatlar zamanla otoritelerini yitirip, toplu-
mun her dzeyinde atmalara yol aan, gerek kiisel gerekse
politik temelde eitli itikatlarn says zellikle modern dnyada
artmtr. . .
Kaytl itikatlar insanlarn kendi asli ftratlarn snrl bfr l-
de gerekletirmi olmalarna bal olarak artar ve bu gerek-
letirme Allah'n ezeli ilmi dahilinde olan imkana ya da ayan-
sabitelerinin istidadna dayanr. Beeri istidad, ne az ne ok; bel-
li bir dereceye kadar vcuda ait isimlerin hkmlerini kiinin
almasna izin verir. stidad vcudu kaytl kld gibi bilgiyi de
kaytl klar. nsanlarn istidadlarna gre anlaylar da farkldr.
Bu nedenle btn bilgiler bilen (bilginin znesi) tarafndan k
stlanr; yani vcudun sonsuz mmkn yaratlarnda, bilen
(zne) sadece kendini bilir: "Bildiin eyi sadece kendine gre
deerlendirirsin. Bylece sadece kendi nefsini bilmi olursun."
(Ill 161.25)

ss
DiNLERiN EITLILICI

Eer insanlar sadece kendi nefslerini biliyorlarsa, o zaman


sadece kendi nefslerine inanrlar; nk itikatlar kendi zihni s
nrlarnalarnca belirlenir ve tanmlanr. Varolua baktklarnda
'
kendi ferdi terimleriyle varoluu snrlar ve anlam verirler. "Ne
kalp ne de gz Allah hakknda senin itikadncJ.an bakasn g-
rr." (Fuss 121) Daha ak ve z olarak sylersek, "Hi kimse
kendi itikadndan baka bir ey grmemitir." (III 132.29) So-
nuta insanlar kendi rettiklerinden bakasna ynelmezler. "Ya-
ratlmlar Hakk hakknda sadece kendi itikat ettikleri eye gre
ynelmeye k~ytldrlar; bu nedenle yaratlm bir eyden baka
sna ynelmezler. Kendi itikatlarna ynelirler." (IV 386.17)
Kur'an'daki "Ben iimi Allah'a brakyorum" ( 40:44) duas
nn nemine deindii blmde bn Arabi insanlarn ilerinde
dierlerine gvenebilmesinin ilahi bir sfatn sonucu olduunu
syler. Bundan baka, yaratlmlara Hakk' tanyabilme ve O'nun
, hakknda idrak ettikleri eyleri anlatabilme imkan verilmitir.
Allah insanlarn kendi kapasitelerine uygun olarak vcuddan sz
etmelerine izin verir. nsani dzeyde, yaratlmlara ait seslerin
eitlilii vcud hakkndaki szlerin (makalat) eitliliinde g-
rnr. Bu szlerin her biri vcud hakknda bir eyler syler.
Hakk yaratlmlara O'nun hakkinda konuma imkann ver-
mitir, bu hususta onlara gvenir. Buna gre Hakk'n hakknda
sarfedilen szler eitli olur. Ne var ki Hakk, peygamberlerinin
dilinden kendi hakikatini anlatr; bylece O'nun kelamna, ken-
di hakknda bildirdiklerine aykr konuanlar ortaya ksn. Hakk
iin sylenen szler eitli olduu iin Hakk her sz sahibine sarf
ettii sze gre veya o sz suretinde kendini tecelli eder. Bu
Hakk'ri yaratlmlara kendisi hakknda konuma imkann ve
akli kuvvelerle fikretme kudretini vermi olmasndan dolaydr.
(IV 100.8)
Allah her itikadn suretine brnr, nk her itikat vcu-
dun tecellisinden baka bir ey deildir. nsanlar vcuda zihni s-
. nrlamalar ykleyerek itikat ettikleri eyi (kendi itikatlarnn nes-
nesini) meydana getirirler. "Allah her itikadn suretini alr. Eer
boyle olmasayd, O bir ilah olamazd. Bir kimse Allah'n varln
bildiren ilahi bir haber iittiinde, bu iittii ey hakknda kendi
tasavvuruna U;ygun olarak bir imana sahip olur. Bu nedenle ken-
disinin tasavvurunda suret verdii eye iman vardr. Hakk her

189
HAYAL ALEMLERi WILUAM C. CHITTICK

tasavvura gre varolur, ayn zamanda herhangi bir tasavvura zt


olarak varolur." (IV 133.30)
Vcud kendini herkese tecelli ettii iin herkesin iman ettii
Hah da vcuddur. Allah'n her tecellisi esiz olduundan her itikat
da esizdir. Ve itikat edilen herey (itikadn nesnesi) esiz oldu-
undan herkesin yneldii Rabb de dierlerinkinden farkldr. Bu
"Nefsini bilen Rabb'ini bilir" mehur hadisinin anlamlarndan bi-
rini aklamaya yardmc olur. Bir kimse nefsini bilerek nefsinde
kendini tecelli eden Hakk' bilmeye balar. Burada bilinen vcu-
dun ziit' olmayp Allah'n tecellisidir ve bu tecelli itikad belirler;
baka bir ifadeyle, bu itikat o kimsenin ayan- sabitesinin belirle-
dii idrak imkanna denk der. "O'nu kendi nefsinin dnda ba
ka trl bilemeyeceine gre, O'nun hakkndaki bilgin de mecbu-
ri olarak kendi nefsine ait bilgine dayanr. Bu nedenle, senin var-
ln O'nun vcuduna baldr; O'nun sana Rabb olduuna ait bil-
gin ise kendi nefsine ait bilgine dayanr. Buna gre, O vcuddaki
kktr ve senin zelliin ise vcuddaki daldr. Ama O'na ait bil-
gide sen kk, O ise bilgideki dal hkmndedir." (III 495.10)
nsann Allah bilgisi O'nu bilebilme kapasitesine baldr.
"Yaratlm bir eye Allah kendini sadece yaratlm bir eyin su-
retinde tecelli eder." (IV 110.7) Bu ilahi tecelli o kimsenin Rab-
bidir, nk bu dnyada ve dier alemlerdeki kaderini belirler.
Ayn zamanda bu kyamet gnnde insanlarn tanyaca "ala-
met" tir, nk daha nce sylendii zere, bir hadiste Allah'n
kyamet gn bir araya toplanm insanlara kendini bir dizi su-
rette tecelli edecei bildirilmitir. O'nu tanyacaklar bir alameti
gsterinceye kadar insanlar inkar etmeye devam ederler. Bu ala-
met ise Rabb'lerine ait sahip olduklar itikatlardr.
Her itikat sahibinin kalbinde ke.ndisinin meydana getirdii
bir Rabb'i vardr ve bu Rabb'e iman eder. Kyamet gnnde Ala-
met Sahibi olan kimseler bu kimselerdir. Taptklar ey kendile-
rinin ekil verdiklerinden bakas deildir. 7 Allah kendini bu ala-
metten farkl olarak tecelli ettiinde armalarnn nedeni de bu-
dur. Neye inandklarn bilirler, ama inandklar ey onlar bil-

7 eyh burada Hz. lbrahim'in Kur'an'da zikredilen Yonttuunuz eylere mi


tapyorsunuz? Oysa sizi de, yonttuklarnz da Allah yaratmtr (37:95-96)
szlerine iaret etmektedir.

190
DiNLERiN ESITLILIGI

mez; nk inandklar eyi kendileri meydana getirmitir. Bura-


daki genel kaide udur: Sanat eseri sanatsn bilmez, bina mi-
marn bilmez. (IV 391.12)
llahi genilik sonsuzdur, nk O nimet vermede ve ihsan et-
mede ok genitir. O'nun tarafndan herhangi bir eksiklik veya k
stlama yoktur. Ne var ki kendi znn kabul ettii kadaryla
O'nun verdiini alrsn. Bylece senin zn O'nun geniliini
unutturup O'nu kaytl klar. Nefsinde bunun ls O'nun senin
"Rabbin" olmasyla llr. Senin hizmet ettiin ve sadece O'nu
bildiin bu Rabb'dir. Zaten kyamet gnnde kendini zuhur ettir-
dii zaman tanyacan alamet de budur. Her insan bunu kendi
nefsinde bilir ama bildii eyin bu olduunu bilmez. (iV 62.23)
Insan- kamilleri dier insanlardan ayran ey her tecellisinde
Allah' fark etmeleridir. Baz tecellilerini inkar edip bazlarn ka-
bul etmeye yol aan snrlamalarla Allah' snrlamazlar.

Kaytl Olmaktan Uzak tikat

Allah Zat'nda herhangi bir itikat ile snrlanamaz. O her iti-


kada ait surete brnebilir, nk hibir itikatla karlatrla
maz. O "kayt altna girmekten ya da herhangi bir suret yerine
baka bir surete indirgenip bu surete balanmaktan ok ycedir."
(II 85.21) Allah hakkndaki eksiksiz bilgi her itikatta O'nun te-
celli ettiini, ama hibir itikadn O'nu kaytl klamayacan gr-
meyi gerektirir. Bunun sonucunda arifler -Allah'n alemdeki ve
kendi nefslerindeki tecellilerine ait bilgide kemale eren insan-
kamiller- her itikadn doruluunu kavrayp, her balanmann,
her ban, her snrlamann aslnda kaytl olmaktan uzak vcu-
dun bir tr kaytlln gsterdiini fark ederler. Makamszlk
Makam'nda bulunmalaryla her makamn ve her itikadn hakk
n verirler; nk her biri Allah'n sonsuz tecellilerinden birine
denk der. Gerekten arifler tm varoluun, mmkn eylerin
tmn, yani kaytl olmaktan uzak olan vcudun kaytl eyle
rin sonsuz eitliliinde kendini sergilediini fark ederler. Herey
tam olarak nasl olmas gerekiyorsa yledir; her itikat, itikat sa-
hibinin itikat anndaki istidadnn derecesini gsterir. Herey Al-
lah'n Yolu'nda yrr. Herey tekvini emre uyar; kadn veya erkek
olsun herkesin bir itikad vardr ve sahibini Allah'a, yani tm yol-
larn sonuna gtrr.

191
HAYAL ALEMLERi WIU.IAM C. CHITTICK

Balanma olarak itik,t, itikada ait eyi (itikadn nesnesini) ka-


ytl klarak itikat sahib~nin vcudun seyri'nden alaca hazz s
nrlar. Bu gre gre tm itikatlar yanltr. Ama her itikat ilahl
bir tecelliye denk der. Allah'n rahmeti her~eyi kuattndan
Allah tn itikatlar kabul eder. Her i.tikatsahibinin yneldii ilah
en sonunda itikat sahibinin saadetine neden olur, itikad Allah'tan
rtl olmay gerektirse bile bu byledir. "tlahlar suretindeki Al-
lah'n tecellilerinden dolay olmasayd, hibir nefa O'ndan. zevk
alp saadete ulaamazd." (IV 332.11) "Gerek ilahi vahiyle gelen
dinlerin takipilerinin gerekse de dierlerinin Allah' hakkndaki
itikatlarnn eitliliini" anlatrken eyh unlar syler:
ayet Allah her yanl iin insanlar hesaba ekseydi, o zaman
bir itikada sahip olan tm insanlar hesaba ekerdi. Her inanan
Rabb'ni kendi akl ve vehmiyle kaytl klmtr ve bylece
Rabb'ihi snrlandrr. Allah hereyden mnezzehtir. De ki: Her e
yin hkmranl elinde olan, barndran, ama barndrlmaya asla
muhta olmayan kimdir? (23:88) buna gre O kaytl klar, kendi-
si kaytl klnamaz. Ne var ki Hakk bu hususta herkesi balar.
Hakk bir kimsenin hakikate ulamasn istediinde o kimse-
ye Hakk'n genilii ilmini ltfeder. Sylece her inanann itika-
dnda O mahede edilir. Hakk inanann itikadndan uzak ola-
maz, nk bu itikad o kimseyi Hakk'a balar. Dorusu Allah
hereye ahiddir. (22: 17) Buna gre, bu ilme sahip kimse her su-
rette hep Hakk' grr ve inkar etmez. te yandan, Hakk ya ben-
zerlik ya .da karlatrlamazlkla kendini kaytl klan dinlerin
takipilerini de balar. (III 309.30) ,
Tecelli kendini asla tekrarlamaz. Varoluun her an yeni bir
tecelliyi ve yeni bir balanmay temsil eder. Hrriyete ait ilahi s
fat, insanlarn bilgiye doru istidatlarn ve ilahi tecellileri kabul
etmelerini belli lde etkiler. Bu nedenle eyh, arayanlar ahi-
rette Hakk'n ryetinden daha fazla "hazz" almalar iin itikatla-
rn geniletmeye tevik eder. Bununla ilgili olarak eyh unlar
yazar: "Hakk'n ahiretteki. ryeti bu dnyadaki itikatlara gre-
dir." (II 85.1)8

8 Allah'n cennete dostlarna gstermeyi vaad enii gzel ryetler hakknda


eyh, bunlarn, bu gzelliklerin dnyada Allah'a ait itikatlarn eitliliine
bal olduunu syler. Bkz. Chodkiewicz ve Dierleri, Meccan Il-
luminations, s. 176-84.

192
DiNLERiN EiTLiLi(;(

nsanda varolan ilahi sfatlarn her biri gkkuann renkle-


rinden biriyle kyaslanabilir. Her insan ilahi sfatlarn tmnn
suretinde yaratld iin, grnr ve grnmez renk spektrumu-
nun tmn kapsar. Bir zaman ve bir mekanda kendine ait kim-
likler tamas nedeniyle her insan dierine nazaran belli baz
renk tonlarm daha ok sergiler ve burada insann kontrol ok
azdr. Ama zuhuruna sebep olduklar birok rengi semede hr-
drler; herhangi bir baka renk yerine belli bir rengi seerek ser-
giledikleri bu rengin sorumluluunu kabul ederler. nsanlar ken-
di imkanlar iinde, renk snrlamalarndan uzak olan ve tm m-
kemmellikleri kuatan Saf Ia doru ynelebilirler; ya da baka
bir renk yerine belli bir rengi kendilerine hedef edinebilirler.
eyh'e gre itikatlar, insanlarn kendi kaytl varolularyla
renksiz olan a ykledikleri ok saydaki renklere benzerler.
nandklar eyde hrriyetin karmas derecesine bal olarak iti-
katlar insanlarn takmay setikleri saysz renkli gzlklerdir.
Kalpleriyle balandklar renk (nefslerinde balandklar balar)
vcuddaki ve gerekletirmi olduklar ftratlarndaki hazlarn
belirler. Kaytll seerek hem epistemolojik hem de ontolojik
olarak hakikatteki durumlarn kaytl klar ve bylece kyamet
gnndeki durumlarm da kaytl klm olurlar. te yandan, ka-
ytsz oluu setiklerinde onlardan Hakk grnr.
Makamszlk Makam'na ulamalaryla irisan- kamiller tm
itikatlarn doru olduunu ve Allah'a gtrdn fark ederler.
llahi tecellilerin kefini tecrbe etmeleriyle her itikadn merulu
unu ve Hakikat'in bnyesine bah olan her ban arkasndaki
hikmeti, yani insana ait her eit ontolojik ve epistemolojik ka-
ytllk imkanm kavrarlar. Her ba olduu gibi kabul ederek bu-
radan renilmesi gereken eyi rerirler ve herhangi bir ba ta-
rafndan snrlanmayp, onun tanmna girmekten kendilerini
uzak tuttuklar iin her trl badan kendilerini kurtarm olur-
lar. insan imkannn tm makamlarnda bulunmalar ve bunlar-
dan herhangi birisine kaytl olmamalar sebebiyle Makamszhk
Makam'na ularlar. Bylece her ilahi ismin ifade ettiklerini tam
olarak bilirler. Her bir ismin alemde ve insanda neyi gerektirdii
ni bilirler, nk o ismi kendilerinde bulurlar.
Kef Ehline tm dinleri, inanlar, mezhepleri ve Allah hak-
kndaki tm grleri toplayan (cem edici) bir bak verilmitir.

193
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

Bunlarn tmn bilirler. nanlarn ve mezheplerin ballar bel-


li hkmlere uyarlar ve Allah hakknda veya kevni eyler hak-
kndaki grleri bunlara dayanr. Bu grlerden bazlar haki-
kate hi uymaz, bazlar farkllk gsterir, bazlar da benzerdir.
Kef Ehli her durumda grn, inancn veya mezhebin nereden
kaynaklandn bilir ve bunu geldii yere atfeder. Hi kimsede
hata grmez. Bunlarn bouna olduunu dnmez, nk Biz;
g, yeryzn ve ikisinin arasnda bulunanlar bouna yarat-
madk (38:27); Allah insanlar bouna yaratmamtr. (23:115) O
insanlar kendi suretinde yaratmtr.
Buna gre, insan- kamillerin dnda kevni yaratltaki her-
ey paray (cz) bilir, btn (kll) hakknda bilgileri yoktur.
nk Allah insan- kamile btn isimleri retmitir (2:23), in-
san- kamilin sureti mkemmel olmutur. Buna gre, insan- ka-
mil Hakk'n suretiyle Alem'in suretini kendinde bir araya getirir.
O, Hakk ile Alem arasnda bir berzahtr. O Allah'n koyduu bir
ayna olup, bu aynada Hakk kendi suretini grr, halk ise kendi
suretini grr. Bu makama ulaan kimse mmknat aleminde hi
bulunmayan bir mkemmellie ulamtr. Btn ilahi isimler in-
san- kamile atfedildiinden O'nda Hakk grnr. (lll 398.11)
Her itikadn doruluunu ve meruluunu anlamalarndan
dolay insan- kamiller Allah'n ahiretteki tecellilerinden hibirini
inkar etmezler. lnsan- kamiller vcudda bulunan her tecelli im-
kann kuattklar iin btn aleme denk derler; insan- kamil
ile btn alem birbirine benzerdir. Bunun aksine mkemmellie
ulamam insanlar varolu imkannn sadece snrl bir ksmn
kucaklarlar ve bylece kyamet gnnde sadece onlarn snrla
malarna uygun olarak kendini gsterdiinde Allah' tanrlar.
lnsan- kamil hem zahir olan hem de batn olan Hakk' alem-
de mahede eder. Buna gre, Allah Zat'nda Bir olmasna ra
men insan- kamilin mahedesi eitlidir.
Maher gnnde Allah kendini gsterdiinde bazlarnn in-
kar etmesinin sebebi de budur. Ne var ki insan- kamil O'nu in-
kar etmez. Her insan bu mkemmellie ulaamaz. Bu alemin bir
paras olmalar sebebiyle sadece hayvanlk durumunda olan in-
sanlar maher gnnde O'nu inkar ederler. Allah onlarn tanya
ca alamete sahip bir surette kendini gsterdiinde O'nu tanr
lar, nk sadece kaytl olan vcudu tanrlar. (IV 246.12)
194
DiNLERiN EiTLiLi(;!

lnsan- kamillerin grnde tm itikatlarn doru olduu


hakikati, tm varlklarn tekvini emrin hkmnde oluunu "kalp
gz"yle grmelerine dayanr. Ancak bu durum, "herkes saadete
ulatran teklifi emre uymaya davet edilir" hakikatine ters d
mez. Bu nedenle, bn Arabi "eriat ve Snnetin getirdikleriyle Al-
lah'a ibadet etmen senin grevindir" (III 311.23) der. eyleri ha-
kikatte olduu gibi gren bir kimse iin eyh unlar syler:
"Hibir ekavetin uramad saadet yolunda yrr, nk bu
yol kolay, aydnlk, rnek, saf ve bozulmam, kirlenmemi bir
yoldur. teki yolun sonunda da saadete ulalr, ne var ki bu yol
zerinde ller, korkular, yol kesen haydutlar ve zehirli ylanlar
vardr. Hi kimse bunlarn azabn ekmeden bu yolun sonunda
saadete ulaamaz." (III 418.12)
Ksaca sylersek, insan- kamiller her itikadn doruluunu
kabul ederler ve Nimet Verici'nin, yani Hz. Muhammed'in Yo-
lu'nda yrrler, nk bu yol btnle ve birlie gtrerek
Hakk' grmede tam bir zevk salayan vesileleri salar. lnsan-
kamiller btn dinlere ve insann zihni yaplandrmalarna "ina-
nrlar", ama belli bir peygamber vastasyla kendisini insanla
bildiren Allah'a "iman"lan vardr. Bu yzden amelleri Peygambe-
ri amele, yani yolu btn peygamberlerin yolunu kapsayan Hz.
Muhammed'in amellerine dayanr.

Dini eitlilik Dairesi

Kitabmzn bu ksmn Ftuhat'tan dini eitliliin ontolojik


kkenlerini anlatan bir blm aktararak bitireceiz. Bu blmde
lbn Arabi, Allah'n ok sayda peygamberler gnderdiini ve O'na
dnte birok yollar kurduunu anlatan eitli Kur'an ayetleri-
ni yorumlamaktadr. lbn Arabi bu hususu, "kozmik tecellisinde
vcud kendini asla tekrarlamad gibi hidayet ve rehberlik yol-
larn ilan ederken de kendini tekrarlamaz" eklinde anlar. Vah-
yedilmi dinler eitlidir, nk eitli olmamas mmkn deil
dir. Hepsi bir tek vcuda iaret eder, ama her biri insan saadeti-
ne doru ynelmi vcudun nimetleridir.
eyh'e gre gazab aan rahmet hem dini eitlilii hem de bu
eitlilik yoluyla insan saadetini gerekli klar. nsanlarn ftratlar
farkldr, bu ftratlarn ilahi takdirleri de bu farkllklar dikkate

195
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

alndnda eitli olmaldr. Giri'te yaptmz alntda eyh


unlar sylyordu: "Alemdeki itikatlarn okluunun kayna ve
kimseye ait olmayan bir miza iinde alemdeki her eyin varlk
sebebi Allah olduundan herkes sonunda rahmete ulaacaktr."
Ancak eyann byle alglannn ayrntl olarak aklamas ora-
da verilmemiti. Buraya kadar sylediklerimiz dorultusunda
eyh'in ne demek istedii imdi daha aktr ve aadaki pasaj
eyh'in sylediklerini daha da netletirecektir. eyh genel bir il-
keyi aklamaktadr: Bir kimse bir eyi iddia ettii zaman kendi-
sini ak bir delille desteklemelidir. Bu ilke dier insanlara uygu-
land gibi Allah'n peygamberlerine de uygulanr. Eer Allah
gnderdii peygamberini herkesi inandrp ikna edecek gl de-
lillerle donatmazsa, o zaman bu, peygamberleri inkar edenlerin
cezaya uramayacaklar anlamna gelir. Peygamberin getirdii
delil onlar ikna ettii halde inat, garaz, kskanlk veya baka bir
ayplanan ahlak yznden mesaj kabul etmedikleri iin cezalan-
drlr. Bu yzden Allah "Biz, bir peygamber gndermedike azab
ediciler deiliz" (17: 15) dediinde, eyh bu mesaj anlamaya ka-
pasitesi ya da frsat olmayanlarn mesaj nemsemedikleri iin
cezalandrlmayaca eklinde yorumlar. lbn Arabi'ye gre bu,
Allah'n kullarna kar olan ok byk rahmetinin baka bir ia
retidir. eyh unlar yazar:
Allah f'Biz, bir peygamber gndermedike azab ediciler dei
liz" (17:15) der. Allah "bir kimse gndermedike" demez. Buna
gre gnderilen kimsenin mesaj, mesajn yneldii kimseye g-
re olmaldr. Gnderilen peygamberin herkes iin bariz ve aikar
delilleri olmaldr, nk bir tek iaret bile biroklar iin mp-
hem ve mulak olup ispatlad eyi grmezler. Gnderilen pey-
gamberin peygamberlii muhatabnca muhakkak grlmesi iin
delilin aikar olmas gerekir. O kimse hala inkar ederse ite o za-
man hesap verir. Buna gre, grlerin eitliliine yol aan in-
san ftratlarnn farkll dnlrse yukardaki ayette ok b-
yk bir rahmet vardr. Allah'n kelamnda liereyi kuatan
(7: 156) olarak tanmlanan ilahi rahmetin hereyi kuattn bi-
len kimse, Allah'n sadece kullarna kar rahmetinden dolay bu-
nu byle yaptn bilir. cm 469.25)
eyh Ftuhat'n 48. Blm'n "'Bunun Sadece undan Dola-
y Olmas' Hakkndaki llim ya da Sebeplerin ve Vesilelerin Tas-

196
DiNLERiN EITUU(';J

diki" olarak adlandrr. Bu blmn sonunda eyh sebebe bir r-


nek olarak aadaki ekli izer. eyh bu tr ekiller izerek ak
lamalar yapmasnn nedenini yle aklar: "Bu ekilleri izdim
nk akli kuvvelerine ramen insanolu hayali kuvvesinden as-
la kopamaz, belki hayal sahibi, bilgiye daha ok yaknlk kazana-
bilir." (Ill 398.24) Aada izdii ekle eyh'in yapt aklama
larn tercmesini sunuyorum.
llahi nispetler kavramnn ilahi isimlerle aa yukar ayn
anlamda olduuna dikkatinizi ekerim. Burada kullanld ek
liyle nesh (iptal etmek) bir peygamberin, daha nce var olan vah-
yedilmi bir kanunun hkmn yeni bir hkmle deitirmesi
demektir. rnein Hz. lsa'ya vahyedilen eriatta arap yasak de-
ildir, ama Hz. Muhammed'e vahyedilen eriatte arap haramdr.

Tecelliler sadece Vahyedilmi dinler

vahyodilmi dinlerin sadece iliih! ispetlerin


eitliliinden dolay eitliliinden dolay

eitlidir.

ilah! nispetler sadece


hallerin eitliliinden
dolay eitlidir.

Tevecchler sadece Hfillersadocedevirlerln


(zamanlarn)

eitliliinden dolay

eitlidir.

Devirler sadece
evecchlerin hareketlerin
eitliliinden dolay eitliliinden dolay

eitlidir. eitlidir

Vahyedilmi dinler, sadece ilah nispetlerin eitliliinden dolay


eitlidir.

197
HAYAL ALEMLER! WILLIAM C. CHITTICK

Eer ilahi nispet vahyedilmi kanunda belli bir eyin helal ol-
masn gerekli klsayd ya da ilahi nispet o eyin haram olmasn
isteseydi, o zaman ilahi hkmler deimezdi; ama yle kurul-
mutur ki ilahi hkmler deiir. Ve ilahi hkmler deimesey
di o zaman da Allah'n kelimeleri doru olmazd: Sizden her bi-
riniz iin bir eriat ve bir yol belirledik. (5:48) Ama hakikatte her
mmetin peygamberinin ve resulnn getirdii bir yolu ve eri
at ( vahyedilmi kanunu) vardr. Bu nedenle (hkmlerin) neshi
gerekleir.
Kesin olarak biliyoruz ki Allah'n Hz. Muhammed ile ilikisi
-Resl'ne bir din olarak vahyettiinden- dier peygamberlerle
olan ilikisinden farkldr. Eer byle olmasayd ve bu iliki -ya-
ni, belli bir kanunun vahyini gerekli klan iliki- her ynden bir
olsayd, o zaman vahyedilmi dinler her ynden bir olurdu.
Peki neden ilahi ilikiler eitlidir? diye sorarsan, yle
cevaplarz:

llahi ilikiler sadece hallerin eitliliinden dolay eitlidir.

Bir kimse hastalk halindedir. "Ya afii! (ifa Verici)" diye


seslenir. Bir bakas atr ve "Ya Rezzak! (Rzk Verici)" diye ses-
lenir. Baka biri ise suda boulmaktadr ve "Ya Muin! (Yardm
Edici)" diye seslenir. Buna gre, ilikiler hallerin eitliliinden
dolay eitlidir. Allah'n kelamnda buna iaret edilmitir, "O her
an yeni bir itedir... Ey insanlar ve cinler, yaknda size de ynele-
ceiz!" (55:29-31)9 Hz. Peygamber'in "Alaltan ve ycelten
O'dur" hadisinde derecelerin Allah'n elinde olduu ifade edilir.
Derecelerin halinden dolay Allah "Muizz" veya "Muzill" olarak
adlandrlr. Ayn ekilde, bu eitli ilikiler yaratlmlarn halle-
rindeki eitlilikte aikar olur.

Haller sadece devirlerin (zamanlarn) eitliliinden dolay


eitlidir.

Yaratlmlarn hallerinin eitli olmasnn sebebi yaadklar


devirlerin eitliliidir. llkbahardaki halleri yaza gre farkldr,

9 A!em'in yeniden, her an yaratlmasyla ilgili olarak bkz. SPK, s. 98.

198
DiNLERiN EITLILIGI

yazdaki halleri sonbahara gre, sonbahardaki halleri ka gre,


ktaki halleri de bahara gre farkldr.
Devirlerin bedenleri nasl etkilediini bilen bir kimse sana
yle tavsiyede bulunur: llkbaharda ak havaya k, nk ak
hava aalar nasl etkiliyorsa senin bedenine de yle etkisi olur.
Kn da bedenini souktan koruman gerekir, nk aalara
yapt eyi sana da yapar. Bizim durumumuzu Allah yerde biten
bir eylere benzetir: "Ve Allah; sizi, yerden ot bitirir gibi bitirmi
tir." (71:17)

Devirler sadece hareketlerin eitliliinden dolay eitlidir.

Hareketlerden kasdettiim ey gk krelerinin hareketleri-


dir; nk bu hareketler gece ve gndze yol aarak yllarn, ay-
larn ve mevsimlerin eklini izer. Tm bunlar "devirler" olarak
bilinen eydir.

Hareketler sadece tevecchlerin eitliliinden dolay eitlidir.

Tevecchlerden kasdettiim ey, varla getirmek iin Al-


lah'n tevecchn hareketlere doru yneltmesidir. Allah, "Biz
bir eyi istediimiz zaman, syleyeceimiz sz, sadece ona "Ol!"
dememizdir, derhal oluverir" (16:40) der. Eer hareketlere d-
nk tevecch bir tek olsayd, hareketler eitli olamazd; ama ha-
reketler eitlidir. Bu ise ay' kendi yrngesinde hareket ettiren
tevecchn, gnei kendi yrngesinde hareket ettiren tevec-
chten ya da dier gezegenleri ve yrngeleri hareket ettiren te-
vecchlerden farkl olduunu ispatlar. Durum byle olmasayd
hepsinin hz veya yaval ayn olurdu. Allah, "Her biri bir y-
rngede yzer" (21:33) der. Her hareket ilahi bir tevecche sa-
hiptir; yani O'nun Mrid olmas sebebiyle burada ilahi bir ba
vardr.

Tevecchler sadece gayelerin eitliliinden dolay eitlidir.

Eer ay'n hareketine neden olan tevecchn gayesi gnein


hareketini salayan tevecchn gayesiyle ayn olsayd, hibir te-
sir birbirinden farkl olamazd. Ama kukusuz tesirler eitlidir.

199
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

Buna gre tevecchler de gayelerdeki farkllklar sebebiyle eit


lidir. Bu yzden, Allah'n raz olduu Zeyd'e tevecch ile gazap-
l olduu Amr'a kar tevecch azab ve saadet ynnden farkl
dr. Buna gre gayeler de eitlidir.

Gayeler sadece tecellilerin eitliliinden dolay eitlidir.

Eer Allah'n tecellileri her ynden bir olsayd, Allah'n bir


tek gayesinden baka bir gayesi olamazd. Ama gayelerin eitli
lii salanmtr, bylelikle her bir gaye dier tecellilerden farkl
belli bir tecelliye sahiptir. nk ilahi Genilik varoluta hibir
eyin tekrarn istemez. "Hayr, onlar yeni bir yaratltan phe
iindedirler" (50:15) denilmesine ramen bir grup mutasavvf bu
hakikati izler. Kalplerin Gdas adl kitab olan Ebu Talip el-Mek-
ki ve dier Allah dostlar yle der: "Hakk kendini iki ayr kim-
seye ayn, tek bir surette gstermez. Tek bir surette de iki defa te-
celli etmez. "Alemdeki tesirlerin eitli olmasnn nedeni de bu-
dur. Bunlar "rza" ve "gazap" olarak ima edilmitir.

Tecelliler sadece vahyedilmi dinlerin eitliliinden dolay


eitlidir.

Vahyedilmi her din Allah'a gtren bir yoldur ve bu yollar


eitlidir.Bu nedenle, ilahi hediyeler eitli olduu gibi tecellile-
rin de eitli olmas gerekir. Maher gnnde aralarnda mna-
fklarn da olduu toplulua Allah kendini gsterdiinde nelerin
olduunu grmez misin? Bundan baka, insanlarn vahyedilmi
kanuna ait grleri eitlidir. Her mtehidin kendine has bir
kanunu vardr ve bu Allah'a gtren bir yoldur. Her biri vahye-
dilmi bir tek din iinde olmasna ramen mezheplerin eitlilii
de bundandr. Ve Allah, Resl'nn diliyle bunu bizim iin by-
le kurmutur.
Durum byle olunca kukusuz tecelliler eitlidir. Her grup,
Allah hakknda bir eyle imana sahiptir. Eer Allah bu eyin d
nda baka bir eyle kendini tecelli ettirse, Allah' inkar ederler.
Ama onlarn Allah iin dndkleri alamete gre Allah kendini
tecelli ettirdiinde Allah' tanrlar. Bu yzden, rnein, Hakk
kendini Eari mezhebinden birine kendi itikadna zt bir mezhe-
200
DiNLERiN EITLILICI

be gre zahir etse veya teki mezheptekine Eari mezhebine g-


re zahir etse her ikisi de O'nu inkar ederler.10 Ve bu durum dier
tm mezhepler iin de ayndr.
Allah hakkndaki itikatlarna ait surete uygun olarak her gru-
ba Allah kendini tecelli ettirdii zaman -bu durum Hz. Peygam-
ber'in Mslim'in Sahih'inde szn ettii "alamet"e denk der
Allah'n Rabb'leri olduunu kabul ederler. Ama O/O'dur, O'ndan
bakas deildir. Bu nedenle tecelliler, sadece vahyedilmi dinle-
rin eitliliinden dolay eitlidir.
"Vahyedilmi dinler, sadece ilahi nispetlerin eitliliinden
dolay eitlidir" szmz aklam olduk. Bylece daire ta-
mamlanm oldu. (1265-266)

10 Eari itikadnn "zdd" Mutezile itikaddr.

201
III. Blm: Dinin llahi Kkenleri

slami dnce kesin olarak bilinebilen ne ise onunla balar.


Bu ise sadece Allah'n hakikati, yani tk ehadet'te ifade edilen
"La ilahe illallah (Allah'tan baka ilah yoktur)" olabilir. Nefsin
nesnel bilgi rtkanlna ramen bu hakikat dier tm varsa-
ymlardan stndr. Sadece Hakk apak ortadadr. O'nun dn
daki herey mphem, karanlk ve batldr.
Dier birok Mslman dnr gibi lbn Arabi de ilk eha
det'i evrensel geerlilik ilkesinin kendi kendinin kant olarak g-
rr. te yandan, ikinci ehadet olan "Muhammeden Resllullah
(Muhammed Allah'm Resuldr)", lslam'a ait retiler alanna
denk der.
Evrensel olarak alglanabilir ve insan deneyimine ak bir ha-
kikat olan ilk ehadet Hz. Adem'den Hz. Muhammed'e dein
gnderilen 124 bin peygamberin ana mesajdr. Dier bir ifadey-
le, insan olmann ilk zne ait bir anlam vardr. Bunun fark edil-
mesi ve kabul ise dorudan doruya insan ftratna ait bir ey
dir. tk ehadet ynnden basit olarak sylersek, peygamberlerin
grevi insanlarn zaten bildikleri eyin "hatrlatlmas (zikr)"
203
HAYAL ALEMLERi W!LLIAM C. CH!TT!CK

olur. Her peygambere ait retiler ikinci ehadet ile ilan edilen
alana benzer bir alandr.
tk ehadet tm ilahi sfatlarn gerek Vcud olan tek Allah'a
ait olduunu retir. Dier ilahi sfatlarda olduu gibi ilim de
Hakk'tan gayr saf bir surette bulunamaz. Bu yzden insan bilgi-
si, zellikle Allah hakkndaki bilgisi her zaman eksiktir. "Al-
lah'tan baka kimse Allah' bilemez." nsanlar Allah bilgisine sa-
hip olabilirler, olurlar da, ama sadece O'nun kendini ifa ettii
kadaryla. Diledii kadarndan baka O'nun ilminden hibir ey
kavrayamazlar. (2:254) tk adm daima Hakk'tan gelir.
nsann Hakk'a ait bilgisi karlatrlamazl ilan eden ve
benzerlii ikrar eden iki temel ekilde olur. Allah hereyden m-
nezzeh olmasyla karlatrlamazdr ve alem yoluyla tecelli et-
mesi, ayetleri yoluyla kendini bilinen klmasyla benzerdir. Ka-
inattaki herey -Allah'n tm ayetleri- varolu biimleri sayesin-
de Hakk'n nitelikleri hakknda bir eyler syler. Allah'a ya sade-
ce karlatrlamazlk ya da sadece benzerlik ynnden bakmak
yanl ve eksiktir; Hakk'n tam bilgisi ise O'nun ayn anda hem
karlatrlamaz hem de benzer olmasn gerektirir.

1tikadn llahlan

lbn Arabi vcudun mahiyetinin anlalmasnda tk ehadet'in


ifade ettiklerini gstermek iin birok benzetmeler ve karlatr
malar kullanr. Daha nce grdmz gibi, eyh'in en temel
yaklamlarndan birisi, gerek vcuttan baka hereyin ne tama-
men hak ne de tamamen batl olduu; aksine, tm eylerin bir
iki-aradalkta, bir berzahta bulunduklardr. Mutlak berzah ise
tm alemdir; nk bir tarafta, kendi Zat'nda mutlak bilinemez
olan Hakk'n okyanusu, dier tarafta ise, bilinen bir ey olmad
iin bilinemez olan yokluk okyanusu bulunur. lkisi arasnda
bilinebilen ya da tecrbe edilebilen herey, yani akla smayan
tm zamansal ve mekansal geniliinde btn alem bulunur.
Tm alemin bir berzah olmas sebebiyle herey ve gerekleen
her olay dier eyler ve olaylar arasnda bir berzahtr. Alemdeki
herey "hayal"dir.
Herey bir berzah olduuna gre tamamen birbirinden farkl
ve bamsz nitelikler ve eyler yoktur; hepsi iki-anlamldr. E-
204
DiNLERiN ESITLILl(;I

yann tam durumu her zaman tartmaya aktr. Hakk hibir


eyle karlatrlamaz olduu kadaryla O bir ve tek hakikattir;
bu nedenle eylerin hakikati yoktur ve gerekte varolamazlar.
Hakk hereye benzedii kadaryla O'nun sfatlar ve hakikati ey
lerde vardr. eylerde Hakk hazr olmasayd varolamazlard. y-
le olmasayd hayat, ilim, kudret ya da irade olamazd. Gereklik,
varolu ve alem olamazd.
Her yaratlm, Hakk'n bir tecellisidir; ama asla karlatr
lamaz, dile gelmez, batn ve kaytl olmaktan uzak Hakk'n ken-
disi deildir. Kaytl olmak yaratlmlarn ya da Rahman'n Nefe-
si'nde retilen harfler ve kelimelerin bir zelliidir. eylerin s
nrlamalar, onlar, kaytl olmaktan uzak ve mutlak Hakikat'ten
ayrr. Hakk kendi sfatlarn tecelli ettirdii zaman, tecelli, tecel-
li edilen eyi snrlar ve tanmlanr klar; Hakk konutuunda ka-
ytsz uyankl retir.
Bundan biraz farkl bir baka gre, diyebiliriz ki ilahi tecelli
kap tarafndan boyanr. IX. yzyl Sufilerinden Cneyd'in ortaya
koyduu gibi, "Su kabn rengini alr." Rumi "Okyansu bir sra-
hiye boaltsan ne kadarn alr?" diye sorar. lbn Arabi de bu hu-
susu deiik ekillerde aklar:

Hakk kullarna, kullarnn Hakk'a ait ilmine gre tecelli eder.


(III 215.32)
Kul sadece kendi nefsinin suretine gre Hakk' grr.
(III 254.32)
Kim olursa olsun insanolu, bakas hakkndaki ilminde kendi
nefsine ait ilminin tesine geemez. (III 274.1)
Sana sadece kendi nefsin grnr, bu sana O'nun hakknda hi-
bir ey vermez... Kendi nefsinden bakasn bilmezsin. (IV 421.34)

Ontoloji ve epistemoloji alanlar birbirinden ayrlamaz. Haki-


kat bilenler tarafndan tecrbe edilir ve bilgi hakikat tarafndan
desteklenir. Tecrbe edilen hakikatin iki-anlaml olmas gibi alg
lamalar ve anlaylar da mulaklk ve iki-aradallklarda bulunur.
eyh genellikle bilginin bu mulakln, insanlar kendi itikatla-
rna gre kurduklar kendi ilahlar yoluyla yaamlarna anlam ve
ynelme verirler eklinde aklar. ltikatn ilahlar dier tm tec-
rbe edilen hakikat gibi O/O Deil alanna aittir. O olduklar ka-
205
HAYAL ALEMLERi WILLJAM C. CHITTICK

daryla Hakk' gsterirler; ama O Deil olduklar kadaryla bak


alarnn ve grlerin eitliliini sergilerler.
Hakk Bir'dir, O'nun hakkndaki itikatlar eitli kyafetlere
brnr. Btne ait paralar gibi, O'na suret verir, O'nu ina
ederler. Ne var ki O Zat'nda deimez, deime kabul etmez.
Gz ise bu eitli kyafetlerin dnda baka trl O'nu gremez.
Zuhur yerleri O'nu kaytl klar, zden ze dalgalanma O'nu ~
nrlar. Biroklarnn kafas karr; bunu hem karlatrlamazl
n ilan hem de benzerliin ikrarn yapan kimsenin dnda hi
kimse anlayamaz. (IV 393.6)
Herey Hakk'n tecellilerine maruz kalr. En son analizde, bu
tecelliler eylerin varolduu ve bilindii biimleri tanmlarlar. Bu
yzden bir kimsenin hakikate ait tecrbesi Allah'n tecellisi tara-
fndan snrlandrlr ve kaytl klnr. nsanlarn, etrafnda hayat-
larn kurduklar dayanak noktalar onlarn Hakk'a ait snrl de-
neyimleri tarafndan belirlenir. Bir nceki blmde sylendii gi-
bi, insanlarn eyler hakkndaki eksik anlaylarna itikat ad ve-
rilir. Bu kelime szlk anlamyla "ba balamak" anlamna gelir;
ama ilahiyat kavram olarak "inan" anlamnda kullanlr. nsan
larn eitli itikatlar vardr, nk her insan kaytl olmaktan
uzak Hakikat'e ait ayr, belli bir ba temsil eder. Bu znel ba, bi-
len tarafndan tecrbe edilen ve bilende cisimleen nesnel haki-
katin aynadaki grnts gibidir. "Allah her ba yoluyla bilinir.
tikatlar tamamen eitli olsa da gayeleri birdir. O bir kap gibidir;
kurduun her ba, O'nun hakknda dndn her balanma
O'na gider. O, kyamet gnnde bununla tecelli edecektir, nk
bu seninle O'nun arasndaki alamettir." (IV 416.29)
Hakk'n her tecellisi varoluun bnyesine, her biri birbirin-
den farkl bir ba balar. Her tecelli Rahman'n Nefesi'nde dier
kelimelerden farkl bir kelime retir. Her insan esiz bir ba veya
kelimeyi, esiz bir tecelli ve itikad temsil eder. Genelde eylerin
durumunda olduu gibi itikatlarn da benzer olmaya meylettii
ve kategorilere konulabilecei dorudur. Yine de tam olarak ayn
itikada sahip iki ayr insan yoktur, nk herkes hakikatin asla
tekrarlanmayan tecellilerini temsil eder.
Hem Alem hem de insanlar sabit bir deiim iinde yaar
lar. "Tecelli kendini tekrarlamaz" sz Hakikat'in hem zaman
hem de mekan iindeki var etmesi iin geerlidir. Hakk her an-
206
DiNLERiN E!TULl(;I

da tecellisini, yani alemi yeniler; her anda tm balar zlr


ve tekrar balanr. Ancak insanlar tamamen pasif bir rol oyna-
mazlar. Hakk ile zel ilikileri ynnden kendilerine bahedi
len hrriyeti, deien itikatlar dorultusunda sarfedebilirler.
Gerek maddi gerek manevi olsun her eylem hakikate ait dei
en alglamalar, deien itikatlar ve nefsin deiimi iin hazrlk
yapar.
Her insan kendi itikadnn hkmn izler ve bu, saysz ok-
lukta "ilahlarn" ortaya kmasna neden olur. "Her itikat sahibi-
nin ilah o kimsenin deljlleriyle snrlandrlr, tanmlanr." (IV
435.11) Ama bu, o ilahlarn yanl olduu anlamna gelmez. in-
sanlar hak olarak algladklar eye ibadet ederler ve bu anlay
larnn kayna hem Hakk'n kendini sergilemesi hem de insanla-
rn Hakk' nasl tecrbe ettikleriyle ilgilidir. "tikatlar Hakk'a ait
grlerin eitliliinden dolay eitlidir. Her itikat sahibi kendi
kalbinde meydana getirdii eye inanr ve ibadet eder. Kalbinde
var ettii ey yaratlm bir eyden bakas deildir..Bu ise Hakk
deildir. Ne var ki Hakk kendini o kimseye bu itikadna gre te-
celli ettirir." (IV 211.30)
En son analizde ibadet edilen "llah" gazab aan ilahi rahme-
tin zuhurundan baka bir ey deildir. En sonunda Cehennem
ehlinin de rahmete ulaacan akladktan sonra lbn Arabi un
lar yazar:
Allah'n rahmeti gazabn kuatmtr, hkm O'na aittir. Al-
lah'n dndaki herey (masivallah) yalandr. tikatlarn ilahlar
da yalandr. Allah'a Zat'nda olan Allah olarak ibadet edenlerin
says ok azdr. Herkes nefsinde kurduu kadaryla O'na ibadet
eder. Bu srr iyi anla! ok nazik bir husustur. Allah bylece, "Al-
lah' anna yarar bir ekilde tanyamadlar" (6:91) ayetiyle kas-
dedilen kullarnn mazeret getirebilmelerini salar. Buna gre ge-
rek O'nun karlatmlamazln ikrar eden gerekse ikrar etme-
yen herkes, Allah'a ait bir baa sahip olan herkes Allah'n dn
daki yalana dahildir. (IV 229.12)
Herkes Allah'm tecellilerine gre Allah'a hizmet eder. Bu
nedenle btn itikatlar, kkenlerini hakikatte bulurlar ve hepsi
dorudur. Ne var ki her itikat insan olma yolunda ayn etkiye sa-
hip deildir ve bu husus itikatlar birbirinden ayrt etmede nem-
li bir mihenk tadr.
207
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

Akli Aratrma

Rahman'n Nefesi'ne ait retilenler yoluyla tecelli ettirdii


kadaryla Allah benzerdir. nsan znellii ynnden Allah'n ben-
zerlii, hayal kuvvesi sayesinde alglanr. Benzerlikten sz etmek,
hayali, hem hakikatin nesnel yaratl hem de hakikatin znel al-
glanmas olarak grmek demektir. Nesnel olarak hayal, tm ey
lerin iki-aradallk durumlarna iaret eder; znel olarak hayal,
Rahman'n Nefesi'nde retilen kelimeler ve alemi oluturan iki-
aradal suretlerin ya da misallerin (imgelerin) alglanmasna ia
ret eder.
nsan idrakinin akl olarak bilinen ikinci ve tamamlayc bir
boyutu vardr. Akli kuvvenin misallerin tesini grmede grece-
li bir kabiliyeti vardr. l Eer hayalin asl grevi Hakk'n tecellisi-
ne ait imgelerde (misallerde) O'nu fark etmekse, akln grevi bu
misallerin asla Hakk olamayacan kavramaktr. eyh'in de sk
sk hatrlatt gibi akl "O'nun benzeri hibir ey yoktur" (42:11)
der ve bunu bilir.
Hakk hakknda sylenen szler karlatrlamazlk ve ben-
zerlie ya da akl ile hayale denk den iki ana yne doru kayar.
eyh'in ortaya koyduu gibi, "Bir kimse akl yoluyla bilir, ama
grmez; te yandan, bir kimse kef yoluyla grr, ama bilmez."
(IV 411. 14) llahiyat ve felsefe gibi zihni disiplinlerde rasyonel,
istidlali dil hakim iken, mit ve kefin ifadesinde hayali dil yay-
gndr. llahiyat ve felsefe nitelikleri, sfatlar Hakk'tan olumsuzla-
maya (nefy) ve Hakk' yaanlan gereklikten ayrmaya ynelerek
O'nun karlatrlamazln savunur. Mit ve kef Hakk'a ait ni-
telikleri olumlayarak (ispat) O'nun benzerliini savunur. Vahiy
ise bu iki gr bir araya getirir: "Akln karlatrlamazlk s
fatndan baka bir eyi yoktur;, te yandan (vahiyle salanan)
nakli bilgi benzerlik sfatna aittir." (iV 357.24)
Vahiy, karlatrlamazlk ve benzerlie ait iki bak bir ara-
ya getirerek en doru Allah bilgisi:i salar. Biri Allah' karlat-

1 Dier bir ifadeyle, akl ve hayalin birbirine zt eyler olduu sylenebilir,


nk hayal akl tamamyla kuatr. Ibn Arabi'nin ortaya koyduu gibi
"itikadn yeri hayaldir... .Insan asla hayalden uzaklaamaz .... Akl da insan-
dan kaamaz" (iV 420.30, SPK, s. 339).

208
DiNLERiN EITLILICI

rlamaz, dieri de benzer gsterirken, hem akl hem de hayal


O'nu kaytl klar. Ama aslnda Allah ne karlatrlamaz ne de
benzerdir. Ne var ki O'nun herhangi bir sfatla kaytl klnama
yaca hakikati bu iki gr dourur.
En zor Allah bilgisi O'na ait bilgide O'nun kaytl olmaktan
uzak oluunun ikrardr; ama O'nun llah olmas ynnden deil.
nk O'nun kaytl olmaktan uzak oluuna ait bilgi O'nun Zat
olmas ynnden ya da O'nun Zat' ynnden O'nu bilrnedeki
yetersizlii gsterir. O ne bilinendir ne de bilinmeyendir; O'nun
karsnda aciziz.
O'nun llah olmas hakikatine gre en gzel isimler O'nu ka-
ytl klar, yani llah olmas O'nu kaytl klar. "O'nu kaytl kl
rna"nrn anlam O'nun bir eyin llah' olmas (rne'luh) 2 sebebiyle
o eyin O'nu hereyden mnezzeh, karlatrlamaz olarak gr-
mesi dernektir. Ne var ki karlatrlarnazlk da bir eit kaytl
klma dernektir.
O'nun llah olmas hakikati ynnden O'na ait bilgi vahyedil-
rni din ve aklla salanr. O'nunla ilgili olarak akl Zellikle kar-
latrlarnazl iddia eder; bylece O'nu kaytl klar. Vahyedil-
rni din hem O'nun karlatrlarnazln hem de benzerliini
ilan eder. Bu nedenle Allah'n karlatrlarnazln ortaya vah-
yedilrni din akldan daha stndr. (IV 423.11)
lbn Arabi'nin akl ve hayal tarafndan elde edilen bilgi trle-
ri arasndaki ayrm, eylerin istidadnda bulunan ontolojik ve
episternolojik zelliklerini ayrt etmede yardmc olabilir. eyh'in
iki yn birbirinden ayran kesin hatlar izdiini dnmemeli
yiz. Herey berzahtr. Dil benzerlikten yardm almadan karla
trlarnazlk grn ifade edemez. Bunun tam tersi de olabilir.
Hayal asla akldan tamamen soyutlanm bir ekilde almaz, ne
de akl hayalden yardm almakszn grev yapar. Bu noktada
eyh'i dier Mslman dnrlerden ayran ey O'nun karla
trlarnazlk ile benzerlik ya da akl ile kef arasndaki kutbun
farknda olmas ve Hakk'a ait gerek idrakin bu ikisi arasnda en
uygun dengeyi gerektirdiini sylemesidir. eyh'in akl ile vahiy

2 Me'luh vcudun ilah olmasn gerektirir. "Yaratan" "yaratlm", "Bilen"


"bilinen"i gerektirir. Bkz. SPK, s. 60-61.

209
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

arasndaki uygun denge iin tek gvenilir kaynan genelde vah-


yedilmi bir din, zelde eriat olduunu srarla sylemesi eyh'i
slami dncenin anadamarna yerletirir.

simler ve Balar

Dier Mslman dnrler gibi lbn Arabi'ye gre de Al-


lah'n her ismi Hakk' ifade eder ve her ifade dierlerinden fark-
ldr. Hakk'm benzerlii grne gre, isimler arasndaki fark
Hakk'n alemdeki tecellilerine aittir: Her isim dierlerinden fark-
l zel bir kozmik nitelie iaret eder; her biri Hakk ile alem ara-
snda bir berzahtr. Karlatrlamazlk grne gre, Hakk
mutlak olarak bu farkn tesindendir; her isim, karlatrlamaz
ve bilinemez olan ayn Hakikat'e iaret eder.3
llahi isimler Hakikat'e bal "evrensel balar" olarak adland
rlabilecek eyleri ifade ederler. Her biri dierlerinden farkl ola-
rak tm alemde akseden zel bir ilahi sfata iaret eder. Her sfa
tn, zahir olduu eylere gre zel anlamlar vardr, nk her bi-
ri Hakk kavranabildii balar ynnden belli bir ilikiyi temsil
eder.
Hakikate karlatrlamazlk noktasndan bakmak alemdeki
her eyin Hakk'tan uzak, ayr ve gayr olduunu grmek demek-
tir. Buradan Allah'n sadece celal sfatlar grnr.
Hakikate benzerlik noktasndan bakmak hereyin yaknlkta,
birlikte ve aynlkta olduunu grmek demektir. Allah her yerde-
dir ve buradan O'nun cemal sfatlar grnr. Karlatrlamaz
lk uzaklk, eriilemezlik ve farkll ister. te yandan benzer-
lik, yaknlk ve ak-maukun olduu ak gerektirir. Zaten ilahi
yaknlk aynlk anlamna gelir; Hakk olduu kadaryla insan ger-
eklii sadece ilahi Hakikat'in bir tecellisi olabilir. lnsan ftrat
vcuddur. "O Deil" her zaman fenada, "O" ise bekadadr.
Gayrlkta bulunmak uzaklk, okluk, farkllk, ayrlk, den-
gesizlik, batl olmak ve ac, elem iinde yaamak demektir. Ayn
lkta bulunmak ise yaknlk, birlik, beraberlik, denge, uyarlk,

3 SPK, "The Two Denotations of the Names," s. 36-37.

210
DiNLERiN EiTLiLi(;!

hak olmak ve zevk iinde yaamak demektir. Sonraki saydmz


nitelikler Hakk'n asli mahiyetine aittir. tk saydmz nitelikler
ise Hakk'tan ayr olmas kadaryla aleme aittir.
Allah'n karlatrlamazl farkllk ve batln alglanmasn
da ortaya karken, O'nun benzerlii aynlk ve Hakkn alglan
masndan kaynaklanr. Hakk'a gre benzerlik hereyi kuatr,
nk Hakk ynnden ne "gayrlar" ne de "uzaklk" vardr: "Ne-
rede olursanz olun, O sizinle beraberdir." (57:4) Ancak, eyh'in
de hatrlatt gibi bu, O nerede olursa olsun biz O'nunlayz an-
lamna gelmez. Karlatrlamazla (yani, u anda tecrbe etti-
imiz gayrla) nem vermenin amac benzerlii (yani, geldii
miz ve dneceimiz yeri) gstermektir.
Benzerlik ve yaknln karlatmlamazlkla uzaklk zerin-
deki ncelii, ounlukla Allah'n hereyi kuatan rahmetine ait
hadisin aktarlmasyla ifade edilir. Bu hadis gazab, celal, adalet ve
uzaklk gibi sfatlarn daha asli sfatlardan olan rahmet, merha-
met,. cemal, cmertlik ve yaknlk sfatlarnn amalarna hizmet
ettiini gsterir.
Rahmetin gazab zerindeki kuatcl insan anlay iin
ak anlamlar tar. Hayal Hakk'n benzerliini alglarken akl
O'nun karlatmlamazln kavrar. Buna gre hayal farkll si-
lerek birlii, beraberlii temin eder; akl ise farkllatrarak ayr
la yol aar. nsanlar, akli kuvvelerine brakld zaman, Hakk'
hem alemden hem de kendi nefslerinden ayrmaya meylederler.
Bu ise hereyde Hakk'n hazr olduu baknn kaybedilmesine
neden olur. nsanlar karlatrlamazla verdikleri neme gre
Hakk' tecellilerinden soyutlarlar ve hakikati kopuk ve ilikisiz
olarak alglarlar. Aksine hayal, ilikiler kurmalarn salayarak
farklln stesinden gelmelerine izin verir. Ancak benzerlie ve-
rilen ar nem Hakk' tecellileri ile aynlatrmaya ve birlik ve
dengenin kaybna yol aar. Hakk' olduu gibi bilmek akl ve ha-
yalin dengelenmesini, yani "her iki gzn" idrakini gerektirir.
eyh'e gre sadece akl karlatmlamazlk ile farkll gerek-
tiren ilk ehadeti kavrayabilir ve benzerlii kavrayabildii iin sa-
dece hayal Hakk ile batl arasndaki bolua kpr kurabilir.
Ama Allah'n rahmeti gazabn aar, bu nedenle O'nun benzerlii
ve aynl hakikatte O'nun karlatrlamazl ve farkllndan
daha nceliklidir. Buna gre, farkll kavrayan akl, aynll al-
211
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

glayan hayale uyarak hizmet etmelidir. Eer karlatrlamazlk


gerekli bir balang noktas oluyorsa, hereyi kuatan ve daha
temel Qlan sfat, yani benzerlii kurmaya doru ynlendirilmeli-
dir. Bu noktada Hakk'n tecellilerini dorulayan ve bir insann
Hakk ile benzerliinin nasl mmkn olduunu aklayan, genel
olarak vahyin ve zel olarak ikinci ehadet'in oynad nemli
rol grmeye balarz.

tlahi Suret

Kainattaki herey Allah'n bir "ayeti"dir, nk herey bir


ekilde Hakk' gsterir, aksi takdirde yokluktadrlar. Ama Al-
lah'n tam olarak "ayetleri" insanlardr, nk sadece insanlara
Hakk'n her sfat verilmitir. rnein, "Allah Adem'e btn
isimleri retti." (2:31) Kur'an ayetinin ortaya koyduu gibi, in-
sanlarn hereyi bilebilme kapasitelerinin olmas hakikati bunu
kantlar. nsanlar Allah'n sadece belli bir sfatyla belirlenemez.
nsann hakikati celal ve cemal sfatlaryla birlikte btn ilahi s
fatlar bir araya getirir, ama rahmet isimlerinin gazap isimlerini
kuatmas, benzerlik isimlerinin karlatrlamazlk isimlerin-
den daha asli olmas gibi Allah'ta sfatlar belli bir silsileye gre
sralanr.
Dier ahiret retileri
olan dinler gibi slam da esas olarak
kurtulua doru ynelmitir. Cennete girenlerin durumu olan sa-
adet, Allah'a yaknlk ile ayndr; te yandan ekavet, Allah'tan
uzaktayken yaanr. Allah'a yakn olmak Hakk'n niteliklerini
kendi nitelikleri gibi grmek demektir. Yaknln salanmas ila-
hi benzerlikte yaamak demektir. Uzakta kalmak ise karlatr
lamazlk sfatlarnn hkmnde olmak demektir. nsanlar saade-
ti gerekletireceklerse, akln rehberliine ihtiya duyan hayalle-
ri bir ekilde akllarna hkmetmelidir.
nsanlar Allah'n tam bir sureti potansiyeline sahip olarak ha-
yata balarlar. Mkemmellie bu potansiyelin gerekletirilme
siyle ulalr. tlahi sfatlarn bu insanda cisimlemesi "iyilik" ve
"gzel ahlak" olarak bilinir ve ahlak ilmi bunu aratrr. En son
analizde insann iyi olmas ilahi iyilie, sadece tek hak olan yili
e katlmak demektir. Ama ahlak ilahi niteliklere dayand ve
ilahi nitelikler karlatrlamazlklarnda bilinemez olduklar
212
DiNLERiN EITLILIGI

iin, akl, insan iyiliinin


belirlenmesinde hakem olamaz. llahi
sfatlarn gerekletirilmesi
yolunu gstermek (ya da ahlakn ma-
hiyeti ve gayesini gstermek) iin vahye gerek duyulur.

Herey ve Hibir ey

Hakk btn sfatlara tam ve eksiksiz olarak sahiptir ve O zt


larbir araya getirir. eyler hak olduklar kadaryla Hakk'n sfat
larn sergilerler. Bu baka gre alemdeki eylerde bulunan tm
hakikat Hakk'n hakikatidir. Dier bir ifadeyle, Hakk "her-
ey"dir, ama panteist anlamyla deil; nk karlatrlamazlk
O'nun eyleri tanmlayan her snrlamann mutlak tesinde ol-
masn gerektirir.
insan mkemmellii Hakk'n herey olmas ynnden alg
landnda, Hakk'n niteliklerinin tamamen gerekletirilmesi
eklinde anlalr. Kur'an diliyle kamil insan Allah'n "halifesi"
olarak bilinir.
Ama Hakk sadece herey deildir, O ayn zamanda "hibir
ey"dir. Yani, karlatrlamazlk ynnden kendinden gayr ey
lerin karsnda Hakk herhangi bir ey deildir, nk Hakk tm
eylerin ve tm sfatlarn tesindedir. Hakk btn niteliklere sa-
hiptir; bu nedenle O, dier niteliklerin dlanmasyla herhangi
bir nitelikle tanmlanamaz. Hakk herhangi bir eye gre bir "ey"
deildir; O tm eylerin kayna, sebebidir. Buna gre Hakk bir
ey deildir, "hibir ey"dir.
insan mkemmellii Allah'n karlatrlamazl ynnden
alglandnda, beeri varlk vehminin terk edilmesini gerektirir.
Beeri varlk, her insann vcuda balanm bir ba ya da Allah'n
Nefesi'nde retilmi bir kelime olduu hakikatinden kaynakla-
nan snrlamalar, kaytllklar yoluyla belirlenir. Herey "bir ey
olmaktan" dolay hakikate snrlamalar ve kaytlhklar ykler.
Alemdeki hibir ey "bir ey olmaklk"tan vazgeemez; ne var ki
sadece insanlar bunun dndadr.
insanlarn dndaki tm eyler kendilerinin zel sfatlaryla
tanmlanr. insanlar ise Allah'n sureti olmalaryla tanmlanr. Al-
lah'n Zat' gibi, vcudun tecellisi olarak O'nun sureti de herhan-
gi belli bir sfat temsil etmez. Dier varlklarn ftrat vcudun
belli ve kaytl sfatlaryla tanmlanr. te yandan insan ftrat v-
213
HAYAL ALEMLERi WILLIAM C. CHITTICK

cudun kaytl olmaktan uzak oluunu sergiler. nsann dnda


baka bir ey olarak varolmann gerek anlam belli bir snrlama
ve "bilinen bir makam" da bulunmayla tanmlanr. Ama insan ola-
rak varolmann hakiki anlam btn snrlamalar terk etmek ve
bilinmeyen bir makama girmek demektir. nsann dndaki ey
lerin olduklar gibi kalmaktan baka seenekleri yoktur; ama in-
sanlar sadece hilii seerek gerekten insan olabilirler. Kur'an
diliyle bu mutlak hilik Allah'n "kul"u olmaktr.
Mantksal olarak, bir kul (hi) olmak bir halife (herey) ol-
maktan nce gelir. Herey olmak iin insanlarn kendi sfatlarn
terk etmeleri gerekir. Kendi sfatlarn terk etmek demek olumlu
olan hereye geri dnmek ve gerek sahip olan Hakk'la iyi olmak
demektir. Bir kul olmak demek Allah'n karlatrlamazl ha-
kikatini, yani tek olarak Allah'n hak olduu ve O'ndan gayr hi-
bir eyin gereinin olmadn gstermek demektir. Kul mutlak
kulluunu, zayfln, fakirliini ve hiliini gerekletirir. Bu-
nun tam tersine, halife olmak demek Allah'n benzerlii hakika-
tini gstermek demektir. nsanlar nce kendi beeri snrlamala
rndan boaldklar takdirde, Allah nefslerinde onlara tam olarak
tecelli eder, nk sadece insanlar O'nun suretinde yaratlm
lardr. "Kul kendi kulluunu gsterdiinde mecburi olarak
Hakk'n suretini zahir eder. Bunun byle olmas Allah'n takdiri-
dir." (IV 104.3)
eyh insan mkemmelliinin tamamen gerekletirilmesini
ounlukla "Makamszlk Makam" olarak ifade eder. llahi sure-
ti gerekletiren insan artk u ya da bu deildir. O belli bir ma-
kamla snrlanmakszn her makamda Hakk ile olur. Bu nedenle
aynen Hakk'n bir ey olmamas gibi kamil insan da "bir ey" de-
ildir. eyh'in ortaya koyduu gibi, "Hereyi toplayclk (cem
edicilik) zellii, bir kimsenin bulunduu makama gre herhan-
gi bir makamla tanmlanamamasdr." (IV 76.31)

Peygamberlik ve Hidayet

Allah'n rahmeti gazabn aar. Dier


bir deyile, insanlar ie
karlatrlamazln idrakiyle balasalar da Allah'n benzerlii
O'nun karlatrlamazlndan ok daha nceliklidir. Rahmetin
ncelii vcudun asli mahiyetini ifade eder. Allah'n ilerinin

214
DiNLERiN EITLILICI

tm eylerin iyiliine doru ynelmesi gerekir. Daha somut bir


ifadeyle, rahmetin ncelii Allah'n insan saadetini dndn
gsterir. Saadet sadece Allah'a yaknlk demek deildir, ayn za-
manda hereyin en uygun durumudur. Kelimenin bu anlamyla
hereyin kendi saadeti vardr. Bir eyin saadetli olmas demek o
eyin ftratna uygun olarak varolmas demektir.
nsanlar dier varlklardan ayrdrlar; nk tam mkemmel-
lik ve saadet, bir ey olarak deil, bir ey olmayarak gerekleti
rilir. Mkemmellik insanlar u ya da bu yapan snrlamalarn ve
kaytllklarn terk edilmesini ister. Ancak kaytllktan uzakla
mak iin insanlar sadece kendi hrriyetlerini kullanabilirler. Bu
hususta Allah insanlarn hrriyetlerini zorlayamaz, nk zor-
lamak hrriyetle atr. Allah, insanlar beer olularndan uzak-
latrarak ille saadete de zorlamaz, nk tam insan mkemmel-
lii, saadet makamnda deil Makamszlk Makam'nda bulunma-
y gerektirir. Allah'n ileri O'nun asli sfatlarndan -rahmet,
merhamet, ak, cmertlik- kaynaklandna gre Allah'm gayesi
mkemmellii ve hrriyeti gerekletirmek iin en iyi vesileleri
salamaktr. Daha zel sylersek, Hadi olarak Allah insanlara sa-
adete ulaacaklar yolu gsterir ve bunu peygamberler vesilesiyle
mesajlar gndererek yapar.
Vahiyle salanan bilgi farklln stesinden gelmeye doru
ynelir. Allah'n benzerliine dayand iin bu bilgi, akla gre
hayal tarafndan daha kolay kavranabilir; hayal Allah' benzerlik
sfatlarna gre idrak eder. lnsaular "Hz. Muhammed, Allah'n
Resuldr" ikinci ehadeti'ni sylediinde kendilerini alemde
bulunan baka yollara deil de Hz. Muhammed'in Yolu'nu izle-
meye adarlar.
!kinci ehadet'in aksine birinci ehadet hakikatin temelini
tekil eden mahiyeti ifade eder ve bu hakikat insan doasnda ya-
ratltan vardr. Peygamberler insanla ilk ehadete ait bilgiyi
sunmazlar; yaptklar i insanlarn zaten bu bilgiye sahip olduk-
larm hatrlatmaktr. Birinci ehadet aklla kavranr ve bu insan-
larn neden "rasyonel" hayvanlar olarak tanmlandm aklar.
Ama zellikle peygambere ve kyamete ait bilgiler mit ve hayal
alemine rasyonel sylemden, yani karlatrlamazlktan daha
ok benzerlie aittir. eyh'in Kkenler Miti'nde dardan bir yar-
dm olmadan bilgelerin Allah'n karlatrlamazln anlayabil-

215
HAYAL ALEMLERi WILLJAM C. CHITTICK

diklerini, ama kurtulu yolu iin peygamberlerin gelmesini bek-


lemeleri gerektiini sylemesinin nedeni de budur.
Kozmik varoluta hazr olan olumlu nitelikler vcud ile be-
raberdir. Bir anlamda bu nitelikler benzer olup, bilinebilirler;
baka bir anlamda bunlar karlatrlamazdr ve bilinemezler. Al-
lah Zat'nda dile gelmez ama Allah'tan gayr herey dile gelebilen
bir ifadedir. Dile gelmek farkll, kaytl olululuu, gayrl ve
ba gerekli klar. Vahiy Allah'n rahmetinden ve cmertliinden
doan ve hidayete ynelik bir gre sahip olan tecellisini temsil
eder. Vahiy Hakikat'e balarla balanm varlklarn Hakikat'i id-
rak edebilmelerini salar. Farkllk, kaytl olululuk ve gayrln
ortadan kalkmas imkann S!llar. Vahiy benzerlik sfatlar, yani
Hakk'm asli, en temel sfatlar tarafndan idare edilir. Yaknln
ak bir ifadesidir, varoluun iki-anlamllnda ak ve net bir yol
izerek saadete ynelmitir. Kanlmaz mutlulua ait olan bala
r balar. Bylece insanlarn herey ve hi olmaklarna engel olan
balar zen vastalar, vesileleri salar.
Hidayet Hakk ile aynln veya beraberliin gerekletirilme
sine doru ynelmitir. Ama lbn Arabi gibi dnrler "beraber-
lik" gibi kavramlar mutlak anlamyla dnmezler, nk Mut-
lak'n dnda mutlaklar olamaz. Bu kavramlarn ifade ettikleri
ey insan olmann en uygun yolu -saadet ve tatmin olmaya gt-
ren yol- nispi uzaklktan nispi yaknla, nispi karanlktan nispi
a, nispi batl oluluktan nispi hakka, nispi ayrlktan nispi be-
raberlie, nispi gayrlktan nispi aynla doru gider. Ne var ki
normal dil ve insan psikolojisinin ve saadetinin ihtiyalar bura-
daki "nispi" sfatn hkmsz klar. Ve bunu Hakikat'in kendisi
byle dilemitir, nk insan imkannn mkemmel gerekleti
rilmesi ile en az gerekletirilmesi arasndaki fark mutlak kav-
ramlarn kullanmna izin vermede yeterince neme sahiptir.
eyh Hakk'n sonu gelmez ve asla tekrarlanmaz tecellilerinin
ifade ettiklerini aka ortaya koyar: Yaratlm varlklar, insan ya
da dierleri, Hakk'n Zat'na asla ulaamazlar, ne de Hakk'tan ta-
mamen ayr olabilirler. Bu nedenle bu ite bir son, durulacak bir
yer yoktur. Mutlak Hakk ile nispi hakk arasndaki perdeler son-
suz saydadr ve tamamen kaldrlamayacaktr; baka bir ifadeyle,
perdelerin an be an kaldrlmas sonsuza kadar devam eder. V-
cudu bilmek ve yaamak, her zaman devam eden yaratln sonu
216
DiNLERiN E!TUUCI

gelmez aknda farkllk


ve aynl, karlatrlamazlk ve ben-
zerlii yaamak demektir. Ancak Allah'n srekli tecellilerinin
deneyiminin biimleri sonsuza dek farkldr.

Yaratltan Gelen Snrlamalar

Genel konuursak; slami ifadeler, Allah'n Allah olmas y-


nne deil de Allah'n Hadi olmas ynne arlk verirler. Zaten
insanln genel refah durumu Makamszlk Makam'nn gerek-
letirilmesinin nne geer. slami ifadelerin byk bir ounlu
u ilk ehadet'in zaten apak ve aikar hakikatini aklamaya a-
lmaz. kinci ehadet'in aklamalarna ynelerek ilk ehadet'i
bunun rengiyle boyarlar.
Rehberlik ve hidayet Kur'an'n ve Hz. Peygamber'in Snne-
ti'nin somut ve gzler nndeki suretidir. Rehberliin dier bi-
imleri, yani dier vahyedilmi ilahi dinler Kur'an'da zikredilmi
tir ve genel olarak bunlarn varl kabul edilmitir, ama bunlara
nem verilmemi, ayrntlaryla aklanmamlardr. Aslnda "Hz.
Muhammed Allah'n Resuldr" mutlak referans noktasdr ve
"Allah'tan baka ilah yoktur"un nasl yorumlanacan belirler.
Bu ikayet edilecek bir nokta deildir, nk Allah'n Hadi ola-
rak bu mmetten istedii de budur. nsanlar her durumda yine
de kendi itikatlarnn ilahlarna yneleceklerdir; Hadi onlara
(belli bir dereceye kadar) kendi snrlamalarndan kurtulacaklar
tek vastay salar. Vahyedilmi balar yaratltan gelir, nk in-
sanlar saadetten uzaklatran balar zmede yardm ederler.
Hidayetin ilahi nitelii insanlar rahmet, merhamet, denge,
ak ve birlie doru ynlendirir. Hidayet Bir olan Hakk ile uyar-
l getirir ve bylece huzur, bar, ak ve dengeye denk der.
Vahyedilmi dinlerin i mant zahirden batna, farkllktan bir-
lie, ayrlktan beraberlie, gazaptan rahmete, kibirden aka do
ru bir ynelmeyi destekler.
Hidayet merkeze, yani Hakk'a iletir. Hakk'n sfatlarn m-
kemmel uyarlk ve dengede gerekletirmi olan insanlar Ma-
kamszlk Makam'nda herhangi bir sfatn hkmnden kurtul-
mu olarak bulunurlar. bn Arabi'nin talebesi olan Konevi Haz-
retleri'nin de ortaya koyduu gibi, insan- kamiller "vcud daire-
sinin merkezindeki nokta" olmulardr. llahi sureti gerekletir-
217
HAYAL ALEMLERi WILUAM C. CHITTICK

mi insan- kamiller hereyi kendi yerine yerletirir ve varolan


hereyin hakkm verirler. Ayn zamanda her bir ilahi ismin hak-
kn da verirler. Hadi olan Allah'a hakkn verirler. Bunun anlam
Hakk olan insan- kamiller bir btn olarak hakikatin dengelen-
mesi iin hem hatann hem de insan saadeti iin hatadan kan
mann gerekli olduunu idrak ederler. Bir nceki blmde kul-
landmz kavramlarla syleyecek olursak, tekvini emir her tr-
l hata ve yanl yola gitmenin varln gerektirse bile teklifi
emir izlenmelidir.
Tm snrlamalardan uzak insan- kamiller insanlara rehber-
lik etmek ve hidayet iin kaytll ve bir "ifade" olmay kendi
iradeleriyle seerler. "lnsan- kamil dier ilahi isimler yannda
'Allah' ismi makamnda bulunur. Herhangi bir kayttan uzaktr,
ama her duruma gre o durumun gerektirdii kaytllk iinde, o
durumdan konuarak muamele ederler." (IV 194.14) Makamsz
lk Makam'nda bulunmalarna ramen insan- kamiller, rehber-
lie ve hidayete ihtiyac olanlarn iyilii iin hidayet makamna
brnrler. eylerin doas bunun byle olmasn gerektirir, n-
k "Allah'n rahmeti gazabn aar", birlik oklua hkmeder, hi-
dayet hatadan daha haktr ve Allah'n merhametli kullar cehalet
ve azap iindeki kaybolmular kurtarmak iin kendi nefslerini
feda ederler.

Balarn Hakkn Vermek

Herhangi bir metodoloji, hakikatin ina edildii bir badan


baka bir ey deildir. Nesnellik ya da baka normlar adna yaa
nan hakikat hakknda belli varsaymlar yaplabilir. Modern meto-
dolojilerin, eletirel yaklamlarndan dolay eyleri daha stn
bir grle deerlendirdikleri dnlr, ama bir kimsenin yak-
lamnn "eletirel" olduu itikad bile inat bir ba ifade eder.
eyh bunlara yle derdi: Eletirel itikadn ilahlar panteonda im-
tiyazl yerlere sahip olamaz. phesiz Hakk da Eletirici'dir, ama
O Hadi olarak insanlara muamele eder. Bu tr bir sylemde eyh,
Hakk'n yle dedii kudsi hadisi aktarr: "Ben kulumun zannna
greyim. O halde Benim iin hayr zannnda bulunsun."
lbn Arabi'nin ifadeleri, bir ba olduu hakknda phe gtr-
meyen din almalarna ynelik bir yaklam salar. Yine de
218
DiNLERiN EITL!Ll(;I

balarn varln kavrayan ve bunlarn haklarn veren ve (asla


ulalamayacak bir durum bile olsa) tm balarn zlebilecei
ni kabul eden bu yaklam bizlere dier bak alarnda bulun-
mayan belli bal birtakm anlaylar salayabilir.
eyh'in bakn alarak bir kii dini eitlilikle u ekilde ilgi-
lenmeye ynelebilir: Din insanlar arasnda ortaya kar, nk
Hadi olan Allah insan iyiliini ve saadetini getirmeyi ister. Ama
Hadi isminin tecellileri tm hakikati asla kuatamaz; Hakk "ifa-
de"nin ve suretin tesinde bulunur. Bu nedenle her dinin kendi-
ne ait zel ifade biimleri vardr ve dier ifade biimlerinden
mecburi olarak farkldr.
Her vahyedilmi din esiz hayali bir alem ina eder. Bu aleme
ilahi hayal, yani Rahman'n Nefesi vcud verir. Bylece insanlar
uzaklktan kurtularak yaknl kurmalarn ya da dengesizlikten
dengeye, kesretten (oktan) Bir'e, batldan Hakk'a, ayrlktan Bir-
lik'e, cehaletten ilme, gafletten uyankla ynlendirir. Gayesi,
Hakk'n asli, en temel sfatlarndan ayrlamaz olan saadettir. Akl
nemli bir rol oynar, nk sadece akl insanlarn irk hatasna
(Hakk'n tecellilerini Hakk zannetmek hatasna) dmemelerini
salar. Tek bana akl Hakk'n her hayalin tesinde olduunu
retir. Ancak ok fazla ne karldnda akl, vahyi grn ha-
yali btnln yok eder. Bu nedenle, insan saadetinin salan
mas iin akl vahye boyun emeli, vahyin emrine girmelidir.
Hidayetin her dinde ald zel hayali suretler, dini ina eden
Hadi ismine ait tecelliyle -bu peygamber, avatara, buda, arif ola-
bilir- belirlendii gibi kltre ve dile ait kaplar tarafndan da be-
lirlenecektir. En son analizde, hakikatin bu iki yn birbirinden
ayrlamaz: Vahiy gibi, kltre ve dile ait kaplar da Hakk'n tecel-
lileridir. "Su kabn rengini alr" ama kap donmu sudan baka bir
ey deildir.
Her din, kendine has kavramlarla, insanlarn imdi ne olduk-
lar ile ne olmalar gerektii gereini ayrt ederek insan varolu-
unun amacn aklar. imdiki durumlarnn tanm, karlatr
lamazlk, uzaklk ve farklln ifadesine denk der. nsanlar ek-
siklik iinde ac
ekerler, nk bir ekilde Hakk'tan uzaklam
lardr. nsanlarn ne olmalar gerektiinin tanm ise benzerliin
ifadesine etir. nsanlar Hakk'n en temel sfatlaryla uyum iinde
olmaldrlar.

219
HAYAL ALEMLERi WILUAM C. CHITIICK

Her din Hakk ile daha fazla uyum salamak iin, uygulama-
ya ait (ibadet) eyler sunar. Somut kavramlarla sylenirse, her
din; dnce, eylem ve yaklam gibi insan insan yapan ne var-
sa, o eylerin deiimi iin eitli vastalara sahiptir. Vahiy haki-
kat hakknda yeni baklar salayarak, balar zer ve itikadn
nceden varolan ilahlarn yerle bir eder. nsanlar saadete ynel-
ten itikad getirir. Ancak saadetin kendisi sonsuzdur, yani en st
derecesi diye bir ey yoktur. Hakk'n tam suretleri olarak insan-
lar, Hakk'n hidayetiyle, insanlar o deil de u yapan tm bala
r ve snrlamalar ortadan kaldrabilirler.
zetle lbn Arabi, bir insann her iki bak da, yani bir yanda
ilahlar ve balar ortadan kaldran bak, dier yanda ilahlar ve
balar kabul eden bak grmesini ve deerlendirmesini ister.
Bu hususta aadaki tten daha iyisini bilmiyorum:
Dikkat et, belli bir ba tarafndan kaytl olmaktan uzak dur,
bu ban dndaki hereye kar sakn kt gzle bakma, yoksa
senin hayrna olacak eyden kam olursun. Nefsini btn iti-
katlar kucaklayan bir ey olarak gr, nk Hakk herhangi bir
ba ile kaytl klnamayacak kadar geni ve ycedir. (Fuss 113)
Nefsine kemal yolunu gsteren kimse tm hayat boyunca
Allah'a giden yollar aratrmaldr. Her itikat (yol) sahibi, itika-
dnn doruluunu nereden aldn bilmelidir. Bu hakikati gr-
dkten sonra da o itikat sahibinin durumuna gre onun itikad
n desteklemelidir. (II 85.11)

220
Bibliyografya

Addas, Claude. Ques for he Red Sulphur: The Life of Ibn 'Arabi.
Cambridge, England: The lslamic Telx Sociely, 1993.

Asin, Palacios, Miguel. El Islam cristianizado. Madrid, 1931. Fran-


szca
evirisi: [lslam chrislianise: Elude sur le Soufisme d'Ibn 'Arabi de
Murcie. Paris: Guy Tredaniel, 1982.

Auslin, R.W]. Ibn al'Arabi: Bezels of Wsdom. Ramsey, N.j.: Paulisl


Press, 1981.

Burckhardl, Tilus. Muhyi-d-Din ibn 'Arabi: La sagesse des prophetes


(Fuss l-Hikem'den eviriler). Paris: Albin Michel, 1995. lngilizce e-
virisi: The Wisdom of the Prophets. Gloucestershire: Beshara Publica-
tions, 1975.

---~ Mystical Astrology According to Ibn 'Arabi. Glouces-


tershire: Beshara Publications, 1977.

Chittick, William C. "Dhikr." in Encyclopedia of Religion. New


York: Macmillan, 1987, vol. 4, pp. 341-44.

- - - - "'Your Sight Today Is Piercing': Death and the Afterlife in


Islam," in H. Obayashi (ed.), Death and Afterlife: Perspectives ofWorld
Religions. New York: Greenwood Press, 1992, pp. 125-39.

- - - - - "Eschatology," in S. H. Nasr (ed.), Islamic Spirituality:


Foundations. New York: Crossroad, 1987, pp. 378-409.

- - - - Faith and Practice of Islam: Three Thirteenth Century


Sufi Texts. Albany: SUNY Press, 1992.

- - - - - "Ibn 'Arabi and His School," in S. H. Nasr (ed.), Is-


lamic Spirituality: Manifestations. New York: Crossroad, 1991, pp.
49-79.

----"Rumi and Wahdat al-wujd," in A. Banani and G. Sa-


bagh (eds.), The Heritage of Rumi. Cambridge: Cambridge University
Press, yaymlanacak.

- - - - The Sufi Path of Knowledge: Ibn al-'Arabis Metaphysics


of Imagination. Albany: SUNY Press, 1989.

221
HAYAL ALEMLER( WILUAM C. CHITTICK

Chodkiewicz, Michel ve dierleri. Les illuminations de Mecque!The


Meccan Illuminations: Textes choisis/ Selected Texts. Paris: Sindbad,
1988.

Corbin, Henry. Creative Imagination in the Sufism of Ibn 'Arabi. Prin-


ceton: Princeton University Press, 1969.

Eliade, Mircea. The Sacred and the Profane: The Nature of Religion.
New York: Harper and Row, 1961.

Gazali, el-. The Precious Pearl (al-Durra al-Fakhira). eviren:]. !.


Smith. Missoula: Scholars Press, 1981.

Goodman, L. E. Ibn Tufayl'l Hayy Ibn Yaqzan. 2d ed. Los Angeles:


Gee Tee Bee, 1983.

Hakim, Su'ad al-. al-Mujam al-sufi. Beirut: Dandara, 1981.

Hick, john. An Interpretation of Religion. New Haven: Yale Univer-


sity Press, 1989.

Hirtenstein, S. and M. Notcutt (eds.). Muhyiddin Ibn 'Arabi: A Com-


memorative Volume. London: Element Books, 1993.

Ibn Arabi. Dhakha'ir al-a'laq. Edited by M. 'Abd al-Rahman al-Kur-


di. Cairo, 1968.

- - - - - Fusus al-hikam. Edited by A. 'Afifi. Beirut: Dar al-Ku-


tub al-'Arabi, 1946.

- - - - - al-Futuhat al-makkiya. Cairo, 1911. Reprinted Beirut:


Dar adir, n.d. Critical edition by O. Yahia. Cairo: al-Hay'at al-Miriy
yat al-'Amma li'l-Kitab, 1972-.

_____ . Mawaqi' al-nujm. Cairo: Maktaba Muhammad 'Ali


abih,
1965.

_ _ _ _ _. Risala La yu'awwal 'alayhi. in Rasa'il Jbn 'Arabi. Hyde-


rabad-Deccan: The Dairatu'l-Ma'rifi'l-Osmania, 1948.

_ _ _ _ _ . Tarjuman al-aswaq. bkz. Nicholson.

lbn Sawdakin. Wasa'il al-sa'il. Edited in M. Profitlich, Die Termino-


logies lbn 'Arabis im "Kitab wasa'il al-sa'il" des Ibn Saudakin. Freiburg in
Breisgau: Klaus Schwarz Verlag, 1973.

222
BiBLiYOGRAFYA

lzutsu, Toshihiko. Sufism and Taosizm. Los Angeles: University of


Califomia Press, 1983.

jandi, Mu'ayyid al-Din. Najhat al-ruh. Edited by N. Mayii Harawi.


Tehran: Mawla, 1362/1983.

Konevi, Sadreddin. al-Nafahat al-ilahiyya. Tehran: Ahmad Shirazi,


1316/1898.

Morris, james. "The Spiritual Ascension: Ibn 'Arabi and the Mi'raj,"
joumal of the American Oriental Society 107 (1987): 629-52; 108
(1988): 63-77.

Murata, Sachiko. The Tao of Islam: A Sourcebook on Gender Relati-


onships in Islamic Thought. Albany: SUNY Press, 1992.

Nasr, Seyyid Hseyin. "Islam and the Encounter of Religions," ayn


yazarnSufi Essays adl kitabndan. Landon: George Allen and Unwin,
1972, pp.123-51.

_____ . Knowledge and the Sacred. New York: Crossroad, 1981.

_ _ _ _ . Three Muslim Sages. Cambridge: Harvard University


Press, 1964.

Nicholson, R. A. The Tarjuman al-Aswaq: A Collection of Mystical


Odes by Muhyi'ddin ibn al-'Arabi. Landon: Theosophical Publishing
House, 1978.

Nyberg, H. S. Kleinere Schriften des Ibn al-'Arabi. Leiden: E. j. Brill,


1919.

Schuon, Frithjof. The Transcendent Unity of Religions. Landon: Fa-


ber and Faber, 1953.

Smith, j. 1. and Y. Y. Haddad. The Islamic Understanding of Death


and Resurrection. Albany: SUNY Press, 1981.

Tabrizi. Mishkat al-masabih. Translated by james Robson. Lahore:


Muhammad Ashraf, 1963-65.

223

You might also like