Professional Documents
Culture Documents
Felsefe Szl
ISBN: 975-8295-11-X
Bulut Yaynlan, 2004
FELSEFE
W
SOZLUGU
A
A. Mantkta evrensel olumlu ner gre hazlar gerekliin grnm
melerin simgesi. rnek: Btn in lerini bozarlar ve bizi dsel bir dn
sanlar lmldr. yaya gtrerek gereklikten iyice
uzaklatrrlar. Buna gre acmn ah
A C I (yun. lype; lat. do lo r; fr. laki bir deeri olduu gibi belli bir
douleur; alm. Schmerz; ing. pairi). bilgi deeri de vardr. Hristiyan fi
Eilimlerin, gereksinimlerin, istek lozoflar hazz mahkum ederken
lerin karlanamayndan gelen s acnn arndrc nitelii zerinde
knt duygusu. Dorudan doruya durmulardr. Ac baz ruhsal bo
bedensel kaynakl (ba ars) zukluklarda, zellikle melankolide
olabildii gibi yalnzca ruhsal da ola belirleyici bir rol oynar. Ruhsal ac
bilen ac en belirgin duygu tiplerin- melankolinin temel esidir. Melan
dendir ve kaynan yoksunluklar kolide acy ortaya karmak zor
dan alr. Bedensel etkenlerden de dur, nk ac olaan grnml
gelse (ba ars), dorudan doru bir davrann arkasna gizlenir, an
ya bedensel etkenlere dayanmasa cak hastann intiharyla ortaya
da ruhsallkta olduka baskndr, kar (R Lonardon). / A. Malraux:
her eyden nce bilincin saydam Kimseye yardmc olmayan her ac
ln bozar, etkinliini azaltr, dik samadr. / Maine de Biran: Ru
kati byk lde datr, giderek humuz hazdan ok acy kaldra
bireyi bunaltya ve bountuya d cak geniliktedir. / J.-B. Gresset:
rr, bylece evreye uyumsuz Ac bir yzyl srer, lm bir an.
klar, hatta onun evreye iyiden iyi / Lamartine: u dnyada ac ac
ye yabanclamas sonucunu geti ya eklenir, -Gn gn izler, sknt
rir. Bazlar, rnein Schopenhau- sknty. /Hippokrates: Ayn an
er, acy insan dnyasn gelitirici daki iki acdan gl olan br
bir etken saymlar ve onu dnya n glgeler. / Publilius Syrus:
y kavramaktabalca nder, tek yol Ruhun acs bedenin acsndan
gsterici olarak almlardr. Onlara a rd r. / S h ak esp e are : Ac
ACICILIK
yar. Alk her yerde az sayda de yklemi ayn olan biri tmel olum
imez ilke belirler, buna gre te lu biri tikel olumlu ya da biri tmel
mel her yerde ayndr ve kltr de olumsuz biri tikel olumsuz iki ner
iik m eyvalar verir. P ascaln menin karlkl durumu. Tm ke
ada Etienne de laBoetie alk diler etoburdur. Baz kediler eto
nn tehlikesini ok ak bir zde burdur / Hibir ku drt ayakl
yile duyurur, Kleliin ilk nedeni deildir. Baz kular drt ayakl
alkdr der. Ksacas, alk top deildirler.
lumsal yaamn zdr, ruhbilim-
sel kkenidir, ayrca kltrn te A LTK ARIT (fr. subcontraire;
melindeki ilkeler btndr; ya alm. subkontrr; ing. subcontrary).
amda etkin otarak vardr, ancak Konusu ve yklemi ayn olan biri
arln her an duyurmaz. Alain tikel olumlu br tikel olumsuz iki
yle der: Alk ruhu skmaz. Ne nermenin karlkl durumu: Ba
den? nk onay istemez. Alk z madenler katdr, Baz maden
kiilerin davranlarnda dlarken ler kat deildir.
eitlilenir ve znel zellikler kaza
nr, sanatta da zel zelliklere b ALTYAPI (fr. infrastructure, alm.
rnr. Yaam biimlerinin deime Infrastruktur, ing. infrastructure).
siyle alk lar dnme urarlar ya Dnce etkinliklerini belirleyen
da yerlerini baka alklara braka styap alanna karlk iktisadi et
rak dalrlar. (Bk. GELENEK, G kinlikler alan. Bu kavram zellikle
RENEK) Marx dnceyle ilgilidir ve re
tim ilikilerinin btnn kapsar.
ALTAKOYM A (fr. subsomptiorr, styap ve altyap biri maddesel
alm. Subsumtion; ing. subsumpti- dnyann yanss br onunla il
on). Bir kavram altnda toplama. gili etkinliklerin tm olmakla in
Bireyi tre, tr cinse balama ya san yaamnn iki ayr yzn olu
da zel bir durumu bir yasaya ba turur. ktisadi olaylar yaam belir
lama. leyen olaylar olarak deerlendirilir
ken dnce dnyas yaam d
ALTASIRALAM A (fr. subordi- ntrebilen bir g olarak d
nation; alm. Unterordnung', ing. nlr. Buna gre her iki alan bir
subordination). Trn cinse, bir btnn iki ayr grnm olmak
kavramn daha geni kapsaml bir la ortak bir etkileim alan olutu
kavrama balanmas. rur. (Bk. STYAPI)
admlar atmak yetmez, her adm ay labn stne bir bebek konulmu
n zamanda bizi ileriye ynelten bir olduunu anladmz anda eylemin
ama olmaldr. nsan her durum amac belirlenmi olur, bylesi bir
da am alan olan bir varlk olarak devinim aklk kazanr. Genel ola
dnlr; onun dnyle ve bug rak amac anlaldnda bir insan
nyle koullanm bir yarm var anlamak ok kolaydr (Herta Org-
dr. O bu amalara ulamak iin her ler). Buna gre her insan bir ama
zaman bir takm aralar kullanacak ca ynelerek aadan yukarya
tr. Amalarn insana yarar oluu doru atlmlar yapar, A dlerin de
aralarn niteliiyle belirgindir; yk yiiyle alt dzeydeki bir durum
sek amalara kt aralarla ulaa dan st dzeydeki bir duruma ge
nlayz. nemli olan amacn ara er. nsan eyleminin amalarn in
larla, aralarn amala uyumlu ol celemeye ynelen aratrma yn
masdr. Charles de Gaulle yle temi amasalyntem, insan eylem
der: Am ala aralar arasndaki lerinin nedenlerini ortaya koymaya
uyum bozuldu mu dehann bileim yarayan aratrma yntemi de ne
leri bo olur. nsan amalarn ger densel yntem diye adlandrlr. (Bk.
ekletirirken tm maddi ve ma EREK)
nevi glerini ortaya koyar ve ama
genelde yaamn anlam durumu AM NEZ. Bk. BELLEKYTM.
na gelir. Ama sorununu ruhsal d
zeyde en geni erevede Adler in AM PRZM . Bk. DENEYCLK.
celedi. nsann bilgisi adl kitabn
da Adler uyum sorununun sk s AN (yun. nyn\ lat. instantia; fr.
kya bir amaca ynelmeyle belir instant, moment', alm. Augenblick,
gin olduunu savundu. Ona gre Moment', ing. instant, moment). En
amasz bir ruhsal yaam szko- ksa sre. An boyutsuz bir belirle
nusu deildi: nsan ruhunun ya nimde kendini duyurur, buna gre
am bir amala belirlenmitir. Hi uzunluu olmayan bir para, hatta
bir insan nndeki bir amala be bir nokta olarak, blnmez bir b
lirlenmedike, koullanmadka, s tn olarak sezilir.An, zamann en
nrlanmadka, ynlendirilmedike kk paras olarak dnlebilir.
dnemez, sezemez, isteyemez, (BkZAMAN)
hatta dleyemez. Demek ki her
insann zorunlu olarak bir amac ANA ERK L. Bk. ALE.
vardr. Bir insann eylemlerini ya da
kim olduunu kavrayabilmek iin ANALZ. Bk. AYRITIRMA.
onun amacn ortaya koyabilmek
gerekir. rnein bir dolaba trma A N A LO J. Bk. BENZEM.
nan bir ocuk grdmzde bu
abann nedenini anlayamayz. Do ANAR. Bk. KARGAA.
ANLAMBLM
sidir der Kant. Ona gre anlk de ler szl) adl nl yapt da k
neyin verilerini kategoriler aracl saca Ansiklopedi diye anlr. Bu an
yla bilgiye dntrr: 1. Tm siklopedi ngiliz Chambersm Cyc-
anln bilgisi, en azndan insan an lopaedia adl yaptnn franszcaya
lnn bilgisi kavramlara dayal bir evrilmesi dncesinden domu
bilgidir, sezgisel bilgi deil gidimli tur. D enis D id e ro t ark ad a
bilgidir. 2. Anln tm edimleri d A lem bertin yardmyla batan
ni yarglara indirgeyebildiimize sona zgn bir yapt ortaya kar
gre, anlk genel olarak bir yarg d. Devrimci dncelerin ustaca
lama yetisi diye dnlebilir. 3. ne karld bu yapt 1751den
Sezgi duyularla ilgilidir. Dn sonra yaymlanmaya balad ve ku
mek sunumlar bilinle birletirmek rulu dzenin eitli basklarna u
tir. (...) Sunumlarn bir bilinte bir rad. Bu yapta emei geenler ara
letirilmesi yargdr. yleyse d snda Voltaire, Montesquieu, Ro
nmek yarglamaktr. Schopen usseau, H e lv tiu s, C o n d illac ,
hauer sezgisel sunumlar yeter ne d Holbach da vardr. Ansiklopedi
den ilkesine bal olarak birletir bir bakma tmyle Diderotnun ya
me ykmlln anla verir, bu ptdr. A n siklo p ed ik bilgi tm
na karlk usu soyut kavramlar bilim leri ya da bilgi alanlarn
oluturma, bu kavramlar yarglar iermeye ynelik bir bilgilenme
da biraraya getirme yetisi olarak an abas iinde elde edilebilen bilgidir.
lar. (Bk. DNCE, ZLENM, Bu tr bir bilgi b ilin te br
SEZG, SUNUM, US, YARGI) bilgilerle tutarl ya da dizgesel bir
btn oluturm akszn bellekte
A N S K L O P E D (fr. e n c y c yaltk bir biimde yer alr ve byle
lopdie; alm. Enzyklopdie', ing. o lm ak la d n ce a sn d a n
encyclopedia). Bir bilimin, bir sa verimsizliiyle belirgindir. Bata
natn, bir bilgi alannn tm bilgile Rabelais olm ak zere rnesans
rini bir dizge iinde bir araya geti aydnlan byk bir bilgi al iinde
ren yapt. Yunancada enkyklios pa- ansiklopedik bilgiye yakn oldular.
ideia btnsel retim anlamna ge D aha sonra M ontaigne bilgide
lirdi. Sonralar ansiklopedi btn niceliin deil niteliin nem li
sel bilgiyi belli bir dizge iinde ve olduunu bildirdi. (Bk. AYDIN-
ren kitaplarn sfat oldu. Fransada LANMACILIK)
1745de Diderotnun Descartes
bir anlayla (ayrtrc ve eletiri ANTNOM . Bk. ATIKI.
ci bak, yntemli olma kaygs) ha
zrlamaya balad Dictionnaire A N TR O PO M O R FZM . Bk. N-
raisonn des sciences, des arts et SANBMCLK.
des mtiers (Ussal adan dzen
lenmi bilimler, sanatlar ve meslek A PA IK LIK ( lat. evidentia; fr.
ARACILIK
di iin olan benin bir andr, tam ciliin balca savunucusu Nicolas
tamna olumsuzlamadr. M arxi de M alebranchedr. B una gre
felsefede araclk bir etkin-lik ya da Tanr tek gerek nedendir. Tan
oluum anlam kazanr, buna gre rdan baka etkin neden yoktur.
rnein insanla dnya arasnda ara Tm yaratklar Tanrya dolaysz
clk emekle salanmaktadr. (Bk. bir bala balanmlardr. Nesne
BLEM, KARISAV, SAV) ler ya da yaratklar dnyasnda yal
nzca aranedenler vardr. Her e
A R A IL IK (fr. instrumentalis yin, bu arada eylemlerimizin nede
m e; alm. Instrumentalismus\ ing. ni olan Tanr herbiri bir araneden
instrumentalisme). Amerikal prag baka bir ey olmayan doal ne
mac John Deweynin her kuram denlerle kendi gcn amlamak-
eylem ve deney iin bir ara sayan tadr. Demek ki dnyann gerekli
re tisi. D e w e y e gre insan i Tanrda ierilmitir, insan her
dncesi etkindir, dnyada yara eyin bilgisine Tanrda ulaabilir.
tc bir rol oynar. Her bilgi gelece Malebranche yle der: Yaratlm
e dnk bir bak asdr. Tm varlklarn fikirleri olmasayd, Tanr
kuramlar ancak eylem iin nemli hibir eyi yaratamayacakt. yley
dir ve ancak eylemde geerli olu se fikirler Tanr dadr. Tek bir et
uyla deer kazanr. Bu dnce kin neden vardr, nk tek bir Tan
de her zaman bu yararl mdr? r vardr, tm doal nedenler ger
ya da bunun yarar nedir? soru ek olmayan nedenlerdir, onlar yal
su sorulacaktr. Aral k bir tr de nzca aranedenlerdir, doay yara
neyciliktir. (Bk. DENEYCLK, tann u ya da bu raslantda yle
PRAGMACILIK) ya da byle davranmasn belirler.
(Bk. NEDEN, TANRI)
A R A N E D EN C L K (fr. Nocca-
sionalisme', alm. Okkasionalismus; A RDIL (fr. consquent; aim. Kon
ing. occasionalism). Dnyada ger sequent', ing. consequent). Neden
ek nedenlerin deil de gerek ne sel aklamalarda ikinci ge, nede
denlere bal ikincil nedenlerin et ne bal olan sonu. ki nermeli
kin olduunu ne sren reti. K mantksal karmda ikinci ner
k skolastie dayanan araneden me, nceli izleyen sonu nermesi.
kavram kendisi gerek neden ol (Bk. NCEL)
mamakla birlikte gerek nedenin et
kisiyle herhangi bir olayn gerek A R I (lat. purus; fr. pur; aim. rein\
lemesini salayan nedeni karlar. ing. pure). Katksz olan. Kendin
Aranedencilik dnyada yalnzca de yabanc bir ey barndrmayan.
aranedenlerin bulunduunu, gerek Ar, felsefede deiik anlamlarda
nedenlerin ya da etkin nedenlerin kullanlmtr. Descartesda duyu
28 bulunmadn ileri srer. Araneden- larla ilgili olmayan bilgi ar bilgiydi.
ARTIKDEER
40
BABAERKL. Bk. ALE. ginin karlkl edimi) ilikilerini
ierir. Bant m ant, yklem
BAIN TI (lat. relatio', fr. relati- mantna kart olarak, karmak
on\ alm. Beziehung, Relatior\ ing. nermelerin mantdr. Yklem
relatiori). Bir nesneyi bir baka nes mantnda dr koacyla iki kav
neye balayan iliki. ok z^.an ram arasndaki iliki ortaya konu
ilikiyle ayn anlamda kullanlr, lur, bant mantnda iliki daha
onun felsefedeki karl saylabi karmaktr. Ahmet kktr de
lir. Bantl nesneler ayn dnce diimde yaln bir yklem cmlesi
edimiyle tek bir nesne gibi sezilir ortaya koyarken, A hm et M eh
ler. Aristotelesde bant bir kate metin babasdr ya da Masa san
goridir. Aristoteles banty yle dalyenin yanndadr dediimde da
tanmlar: Bant bir yandan iftin ha karmak nermeler ortaya ko
yarmla, lnn te birle, genel yarm. Klasik tasm yntemleri ba
olarak da bir okluun askatlaryla nt nermelerinin kullanmna uy
ve arnn yanlla ilikisine denir; gun deildir. Paul Foulquinin ver
te yandan stabilenle stlabiien, dii u rnek bunu pek gzel orta
kesebilenle kesilebilen, genel ola ya koyar: ki drdn yarsdr -
rak da etkin olanla edilgin olan ara Drt de sekizin yarsdr - yleyse
sndaki ilikiye denir. Bant ayn iki sekizin yarsdr.
zamanda llenin lyle, tanna (Bk. LK, YKLEM)
bilenin bilgiyle, duyulurun duyum
la olan ilikisidir. Kantda bant BALAM (lat. contextus; fr. con
kategori topluluklarndan (nicelik texte', aim. Kontext; ing. context).
kavramlar, nitelik kavramlar, ba Bir metnin ortaya koyduu fikirler
nt kavramlar, kiplik kavramla dzeni. B ir olguyu b elirley e n
r) biridir ve tz ve raslant, ne koullar toplam. Her dnsel ya
densellik ve bamllk (neden ve p, birbirine bal fikirlerin ortaya
sonu), ortaklk (etkinle edil koyduu bir btndr, yapnn te
BALAIM
len bir eyi tantc maddi, biimsel limle ilgili (biim, yap vb) belirti
ya da iitsel nesnedir. Gz nnde bilim byk bir yaygnlk kazan
bulunmayan ya da alglanmas olas maktadr. Saussure yle der: O
olmayan bir eyi anmsatan her ey (belirtibilim) belirtilerin ne anlama
belirtidir. Condillac belirtileri ikiye geldiini, onlara hangi yasalarn
ayrr: doal belirtiler doa yasala egemen olduunu retecektir.(...)
rna baldr, doal koullarn orta Dilbilim bu genel bilimin yalnzca
ya koyduu ya da doal dzende bir parasdr, belirtibilimin ortaya
ortaya kan, doal bir olay ya da koyaca yasalar dilbilime de uyar
oluum u g steren b elirtilerd ir lanr olacaktr ve dilbilim bylece
(duman atein belirtisidir); yapay insan olgularnn btnnde ok iyi
belirtiler istemli olarak ya da an tanmlanm bir alana balanacak
lamal olarak koyulmutur (m tr. (Bk. DL, DLBLM)
zik belirtileri, cebir belirtileri). Her
belirti herhangi bir eyi, durumu ya B ELT (lat. axioma-, fr. axiome;
da ilikiyi grmeye ya da tanmaya aim. Axiom', ing. axiom). Apak
yarar. olan, doruluu herhangi bir gs
term eyi gerektirm eyen nerme.
B E L R T B L M (fr. smiologie Genel olarak tartma d tutulan
ya da smiologie, bazen smioti- temel nermelere de belit denir, bu
que\ alm. Smiologie, ing. semio- durumda belitin anlam konutunki-
logy). Toplumsal yaamda belirti ne yaklatrlm olur. (Bk. KO
lerin ya da gstergelerin geliimini NUT)
ve etkisini inceleyen bilim. Belirti-
bilim ok geni ereveli bir bilim BELLEK (lat. memoria', fr. mmo
dir, hekimlikte zel bir yer tutar. ire', aim. Gedchtnis, Erinnerung,
Hekimlikte belirtibilim hastalklarn ing. memory). Bilgileri ya da anlan
belirtileriyle ilgili aratrmalar ie saklama yetisi. Bellek gemiimiz
rir. Kltr dzeyinde bu bilim top dir, gemiimizle ilgilerimizin srd
lumsal ruhbilimin bir blmn rlmesiyle belirgindir. O yalnzca bir
oluturur ve dilbilimci Ferdinand de saklayc deil, ayn zamanda bir
Saussuren tanmyla toplumsal ammsaycdr. Bergson gemiin su-
yaamdaki belirtilerin yaamn in numsuz anmsanyla (alkanlk
celer. Belirtibilim toplumsal yaa bellei) gem iin gemi olarak
mn pekok alannda geerli duru anmsanm (an bellei) birbirin
ma gelmitir: denizyolu, karayolu, den ayrr. Duygu bellei daha n
havayolu, demiryolu tamaclyla ce yaanm olan duygularn yeni
ilgili belirtibilim aratrmalar gn den ortaya kmasyla belirgindir. l
getike gelimektedir. Toplumsal, kel yaamsal dzeyde bellek insan
siyasal, iktisadi alanlarda belirtibi da ve hayvanda ortaktr, alkanl
lim nemli bir yer tutarken dilbi n yasalaryla belirlenmitir, ilkel du-
BELLEK
zeimler tanedir: tzn srerli siz, ksz insan fikri, bata Hei-
i, doada deimez ardarda geli degger olmak zere, deiik biim
yasalarnn bulunuu, zamann her lerde, hem en h er v aro lu u d a
annda tm tzler arasnda kar nemli bir yer tutar. Braklm in
lkl evrensel tepki ilkesi. san, lmden baka k yolu gs
termeyen bu dnyada, kendi yaa
B E N C Z (fr. quintessence; mn kurmak, bir zgrlk deneyi
aim. Quintessenz; ing. quintes iinde kendini aa aa varolmak du
sence). Empedoklesin drt zne rumundadr. O hibir zaman bir st-
ya da ilkesine (toprak, su, hava, gcn yardmn ve n umma
ate) Aristoteles ve skolastiklerce yacaktr. / Pascal: Yaammn im
eklenen beincisi. Aristoteles ve diki ve sonraki sonsuzlukta sou
skolastikler gn cisimsel tzden rulmu ksack sresini, doldurdu
daha baka bir tz olmas gerek um kck yeri dndm
tii dncesiyle g kuran bir zaman, ayrca kendimi hi bilme
baka tz olarak beinciz (quin diim ve beni hi bilmeyen uzam
ta essentia) tasarladlar. Beinciz larn usuz bucaksz sonsuzluu
onlarn tmnden daha kutsal ve na batm grdm zaman kor
onlar nceleyen (Aristoteles) bir kuya kaplyorum, neden orada
zdr. deil de buradaym diye aknla
dyorum, nk orada olmam
B IR A K IL M IL IK (fr. derelicti dan ok burada olmamn, baka za
on; aim. Geworfenheit; ing. dere manda olmamdan ok imdide ol
liction). nsann dlanmlk duru mamn hibir nedeni yok. / J.-P.
mu. Braklmlk duygusu, dinsel Sartre: Varln ussal dayana
erevede, kkel ayrlktan gelen yoktur, varlk nedensiz ve zorun-
yani Tanrdan uzak kalla belir luluksuzdur, varln tanm bile
gin yalnzlk duygusudur. Bu duy onun kkel olumsalln bize gs
guyu en ak biimde ilk tanmla terir. / Albert Camus: Braklm
yan Pascal yle diyordu: Beni olduum bu dnya bana ylesine
dnyaya kimin braktn, ayrca yabanc ki, bende varolduunu
dnyann ne olduunu, benim ne sandm o scak itenlii ar ar
olduum u bilmiyorum. Her ey yakyor. (Bk. NSAN, VAROLU
zerine korkun bir bilgisizlik iin ULUK)
deyim. Koskoca evrenin iinde bir
noktadan baka bir ey olmayan bu B M (yun. eidos, morphe\ lat.
dnyada insan ne olabilir? O hi forma', fr. forme\ alm. Form', ing.
likle btnlk arasnda bir orta form). Bir eyin d grn. Da
yerdir. Dnyaya braklm, kendi ha dar anlamda biim, maddeye
clz glerinden baka bir dayana kart olarak tzsel ilkedir. Biim
bulunmayan, yardmsz, destek bir eyin dzeniyle, kuruluuyla, i
BM
sanlara doru bilgiye hibir zaman leyse bu bilgi alan bir felsefenin
alalamayacam, hatta doru bil- can ya da bilincidir. Bir bilgikura-
p diye bir eyin olamayacam bil m ne kadar aydnlk, ne kadar tu
iliyorlard. Mutlak doru bilgi ola tarl olursa, onun eti kemii duru
mayacana gre, bize doru g- munda olan felsefe o lde b
neni doru diye benimseyebilir tnlkl, anlalr, kkl ve ussal
dik. Protagoras yle diyordu: n olacaktr. Felsefede bilgi sorunlar
san her eyin lsdr, varolan tm br sorunlar nceler ve ay
larn varolduklarnn da, varolma dnlatr. Sorun her eyden nce bil
yanlarn varolm adklarnn da. ginin hangi koullarda olutuu, bu
Gorgias da u grteydi: Bir ey oluumda zneyle nesnenin kar
yoktur, olsa da bilemezdik, bilsek lkl konumunun ne olduu, zel
de bakalarna bildiremezdik. Bil olarak bilgi edinme iinde znenin
gicilik ve onun dayana olumsuz mi yoksa nesnenin mi daha etkin
kukuculuk sofistlerden sonra da olduu sorunudur. Bilgikuramnda
kullanld. Sokratesi okullarn fi nesneye verilen arlk gereki ba
lozoflar da bu ynde grler or k, zneye verilen arlk lkc
taya koydular. Bilgicilik en kt bak ne karsa da, zne ve nes
inandrclk yntemi olarak her za ne dengesi ya da zneyle nesne
man kullanlmtr. (Bk. SOFST) den birinin brn kesin olarak
gerekli klmas mutlak lkclkle
B L G K U R A M I (fr. thorie de mutlak gerekilii olanaksz klar.
connaissance; alm. Erkenntnis- Bir baka deyile, bilgi edinmede
theorie\ ing. kenlore). Bilgi edin zneyi yoksarcasm a nesneye ve
me olgusunu zneyle nesnenin ya nesneyi yoksarcasma zneye ar
ni bilgiye varanla bilgisine varla lk vermek olasl yoktur. nemli
nn karlkl ilikisi iinde ele alan olan, bilginin hangi koullarda olu
inceleme alan. Bilgikuram, bilgi tuunu belirlerken znenin mi yok
nin oluum kurallarm incelemekle sa nesnenin mi daha baskn ya da
felsefenin temelini oluturur. Buna daha etkin olduunu gstermektir.
gre her felsefe eidi ynleriyle br trls kutuplardan birini or
ancak bilgi kuramnn nda do tadan kaldracandan bilginin var
ru olarak kavranlabilir ya da bir fel ln tehlikeye drecektir. Bilgi-
sefeyi doru olarak anlamak her kuram felsefe iin belirleyici bilgi
eyden nce onun ierdii ya da alan olmakla, bir felsefe iinde e
dayand bilgi kuramn doru ola itli blmler arasnda birlii gven
rak kavramakla olasdr. Bilgikura- ce altna alan tek lttr. rnein
m felsefeye temel zelliklerini ka bir felsefede devlet anlayyla es
zandrr: bir felsefe bilgi kuramna tetik anlaynn uyumas ya da da
gre gereki, usu, sezgici, ara- ha dorusu bir btne katlrcas-
nedenci, varoluu vb. olur. y na doal bir biimde yanyana gel 6 9
BLGKURAMI
mesi byle bir ltn salad tu edinmenin tek yolu zihnin kendi
tarllkla olacaktr. Bir felsefede bil- zerine kapanmas ve gerekliin
gikuram ayrca aklanm da ol daha nce edinilmi kopyalarn bi
sa, btne azok rtl bir biim rer birer ortaya oymaya almas
de ve elbette sonradan ortaya dr. Aristoteles byle bir tutuma ya
karlp apak gsterilecek bir bi namaz, ona gre bilginin kayna
imde dalm da olsa temel belir bizim dmzda bulunan ve bizi sa
leyici ge olarak akl, tutarll ran somut gerekliktir, bu gerek
salar. Bilgikuram bu yzden yz liin bilgiye temel olacak verileri bi
yllar boyunca felsefenin temelini ze duyu organlaryla ular. Bu a
kurarken, bilgikuram terimi an r iki bak asnn daha sonra da
cak XIX. yzyldan sonra kullanl srd grlr. rnein XVII.
mtr. Bu arada birok filozofun yzyln nl gereki filozofu Loc-
gznde felsefenin can damar olan ke Zihinde hibir ey yoktur ki da
bilgikuram baz filozoflarca pek ha nce duyularda bulunmu ol
nemsenmemitir, bazlar onu da masn der. Bu gr deneyciliin
ha ok kurgusal bir retim alan slogan omutur. Leibniz, Lockela
olarak deerlendirmilerdir. Bilgi- arasndaki ayrl ortaya koyarken
kuramma bu ikinci adan bakan yle der: Deneme yazar her ne
lar felsefeyi bir dizge olmaktan ok kadar benim de alkladm nice
zgr bir aratrma alan, zgr bir gzel ey sylyor olsa da dizge
aray ortam olarak belirleyen d lerimiz birbirinden ok ayr. Onunki
nrlerdir. Bu noktada filozof ve daha ok Aristotelesle ilgili, benim
dnr ayrlnn ortaya kmas ki Platonla, her ikimiz de bu iki
doaldr. nk bilgikuram yla eski filozofun retisine birok ba
dorulanmam bir felsefe btn kmdan uzak dyor olsak da.
lkten ve tutarllktan, dolaysyla Descartesn yepyeni felsefesi de
anlalrlktan biraz uzak olacaktr. bilgikuram asndan zgn gr
Bu yzden bilgikuram en eski za ler getirmitir. Descartes her ey
manlardan beri gerek anlamnda den nce ncesel bilgilerin ya da
filozoflarn balca kaygs olmu doutan bilgilerin (fikirlerin) var
tur. Descartesdan nceki filozof lna inanan bir lkcdr. Bununla
lar fikirle gereklik ilikisini ara birlikte bilgide d dnya deneyine
trmaya byk nem vermiler, bu de arlk verir. Ona gre bilgimi
arada aratrmalarn ya fikre ya zin temelini oluturan fikirler an
gereklie arlk vererek bitirmi lkta doutan bulunan fikirlerdir,
lerdir. rnein Platon bilgi nesne ancak bunun dnda bizim bazlar
sinin insan zihninde ncesel olarak duyumdan (edinilmi), bazlar im
bulunduunu benimserken, Aristo gelemden (yapay) fikirlerimiz de
teles balangtaki zihni bo bir dz vardr. Descartesda bu i ve d
lem saymtr. Platona gre bilgi dengesi kurulduktan epeyce sonra
BLGN
sunda Husserli izlemi olan Mer sine vard ve giderek ortaya koy
leau-Ponty eyayla bilinci kesin ola duu abaya gre bilgisine ulat
rak birbirinden ayrr ve yle der: bilintir. Toplumsal bilinle birey
Varolan her ey ey olarak ya da sel bilin arasnda indirgenemez a
bilin olarak vardr, bir orta yer sz- tklar vardr. Yetkin bireyler bu a
konusu deildir. Btn bu bak tklar ok iyi deerlendiren ve
alarnn bize kendi ynlerinden du ilerlemenin koullarn onlarla ilgili
yurduuna gre, bilin herhangi bir sorunlarn tartmasndan giderek
paralln deil, neredeyse btn ortaya koyan bireylerdir. Buna g
bir evreni kucaklayacak btnsel re toplumsal bilin toplumun tm
liin zmlenmi, tartlmy, can yelerinde ayn lde aydnlk ol
l, retken bilgisidir. Bu bilgi btn mayacaktr. N ovicow a gre an
bir gemie dner, btn bir gele cak yetkin kafalar toplumsal bilin
cee alr, onu dural bir bir biim zerinde etkili olma ansna sahip
de bugnle snrlamak yanl olur. tirler. Novicow, Toplumsal bilin
Bu balamda tarih bilinci, gerek ve toplumsal istem adl kitabnda
bilin, olas bilin kavramlaryla kar sekin aydn tipini devletle ya da
larz. Tarih bilinci, insann ta ynetimle zdeletirmemek ge
rihsel bir varlk olduunu bilmesiy rektiini bildirir. Ona gre gl bir
le, varln belirleyen tarihselliin beyinin en nemli ii toplumsal
bilgisine ulam olmasyla belirgin katmacn dncelerini ve duy
dir. Tarih bilinci modem insann bir gularn gelitirmektir. Bu beyin belli
zelliidir, nk tarihsellik fikri bir lde toplumsal devinimlerde
nin en ok iki yzyllk bir gemi etkili olabilir, buna karlk yneti
i vardr. Mircea Eliade yle der: me katlan kiiler dnceleri ve
lkel toplumlar da tarih olutur duygular gelitiren kiiler olamaz
mutur, azok kaba bir biimde de lar. / Mme. Roland: Bana zulme
olsa. Ama onlar modem toplum- denler gleriyle ne kadar bark
lardan iyice ayran tarih bilincinin sa, ben bilincimle enaz o kadar ba
yokluudur. Gerek bilin nesnel rm. /A . de Vigny: Bilin hak
dnyann varolan yapsyla ilgili bi sz olamaz. / A. Rodin: Tm iz
lintir, bu bilin imdiye ynelik ol giler anlatmc olmal, yani bir bi
duu gibi gemie de yneliktir. lincin anm iin yararl olmal. /
Olas bilin, gelecee dnk, ge E. Durkheim: Belli bir toplumda
lecei ngren ya da tasarlayan bi yelerin ortalamasnda ortak olan
lintir. Toplumsal bilin bir toplu inanlar ve duygular kendine zg
mun ortak bilincidir. Kiisel ya da yaam olan belli bir dizgeyi olu
bireysel bilinci ayr bilin diye be turur; bunu ortak bilin ya da or
lirlerken toplumsal bilince ortak bi taklaa bilin olarak adlandrabili
lin adn verebiliriz. Toplumsal bi riz. / Valry: Bir ahmakln bi
lin kiinin kendi bilincinde sezgi linci nedir bilemem, ama akll bir
BLN ZMLEMES
dirir. Her trl metafizie kar ele nemezcilii en genel anlamda lml
tirici bir tutum olarak beliren bu bir kukuculuk saymak doru olur.
reti, deney dnyasnn dnda bir Bu yzden bu reti metafizie du
baka varlk alann varsayarken in yulan gvensizliin anlam olarak
sann bu alann bilgisini edineme- felsefe adamndan ok bilimciyi il
yeceini benimser. Bilinemezcilii gilendirir gibidir. Bilinemezcilik ger
madde dnyasnn, duyulur dnya ekte M.S.II. yzyla doru orta
nn dnda herhangi bir varlk ala ya kan, IV. yzyl sonlarnda Aziz
nn yoksayan maddeci anlayla ka Augustinusla gelien, kutsal yaa
rtrm am ak gerekir. Felsefesini mn da doann da tm gizlerini bi
eletirici bir tutumla temellendiren linebilir olarak belirleyen, hatta on
Kant, her iki varlk alanm birbirin larn btnsel bilgilerine sezgiyle
den ayrarak deney alann olgular ulalabileceini bildiren ok atlgan
alan, deneyi aan alan da kendin bir retinin, hristiyan bilinircili-
de eylerin alan (Noumeron) ola inin bir eletirisi olarak belirirken
rak belirledi. Bylece bir tr Pla- her trl dogmac tutum larla da
toncu tutumuyla varl ikiye ay karlar. lkin 1869daHuxleynin
ran filozof,dnlrn alann bil belirginletirdii bu kavram kurgu
gisine varlamaz eylerin alan ola sal dnceyle deneysel dnce
rak gsterdi. K anta gre kendin arama koyduu ayrmla bilimi kur
de eylerin alan zihnimizden ba gudan ayrmada belirleyici bir an
msz olarak vardr, bu alan bili lam tar. Ne var ki her anlamda
nemez olan alandr, usla kavrana olumlu bir bak asn yanstr gi
bilir ya da varl onaylanabilir ol bi olan bilinemezcilik gerekte bir
makla birlikte algnamaz olan alan temel elikiyi de kendinde tar,
dr, gene de dnlmesi, incelen bylece kukuculuk niteliini ka
mesi gereken alandr. Bu gry zanr. eliki bilinemezciliin genel
le Kant bilinemezci anlay belir likle metafizik alan bilgisine ula
gin bir biimde temellendiren ilk fi lamaz bir alan olarak belirlerken ge
lozof olmutur. Baz yazarlara g ne de bu alan dnebilir bir alan
re Auguste Comteun olumculuu- saymasnda, zellikle metafiziki bir
nu da genel anlamda bilinmezcilik tutumla ahlak kurallarn temellen-
olarak belirlemek doru olur, n dirmeye ynelebilmesindedir. Bu
k filozof mutlak bilginin varln eliki elbette daha temel bir eli
yoksarken bilinemez gereklerin kiden, somut dnceye dayanan
alan olarak ayr bir alan belirlemi bilimci kavrayyla dincilikten kay
tir. Mutlak bir kural vardr, o da naklanan akn dnya kavrayn
mutlak hibir eyin olmaddr di badatrmaya alma eiliminden
yen Auguste Com tela ilgili bu g gelmektedir. (Bk. BLNRCLK)
r elbette tartma gtrr. Bili
82
BREY
nna ayrma. Bir cinsle ilgili kavra ynyle halkbilimin yannda yer
m trle ve alttrle ilgili kavramlara alr, ancak kltrde snrlanmay-
ayrma. lyla, kltr deerleriyle toplumsal
etkenlerin bantlarn arayyla,
BRAIN TR U ST (beyin tak kltr rnlerini yaam biimleri
m anlamnda ing. dey.). Bir top nin aklanmasnda ve yaam bi
lumda siyasal, kltrel, teknik et imlerini kltr deerlerinin saptan
kinliklere yn veren ya da verece masnda ve tantlmasnda veri ola
i dnlen ve azok belirgin bir rak belirleyiiyle halkbilimden ay
ama uruna bir araya gelmi olan rlr. Budunbilgisi saptad deer
okumu ve deneyimli insanlar top lerden gelen yarglara ya da yasa
luluu. Brain Trust bir toplum lara ykseldike budunbilime yak
da ileriye dnk herhangi bir siya lar. ada budunbilimci Claude
sal kltrel, teknik devinim iin Levi -Strauss budunbilimi bir ruh-
k noktas, bu devinimi srdrp bilim olarak tanmlarken ve budun
gelitirecek kadrolar iin ekirdek bilime ruhsal kaynakl ya da dn
ilevi grr. O hem bir fikir ya da sel kaynakl kltr verilerini deer
kuram reticisi, hem bir yntem lendirme ykmlln verirken
belirleyicisidir. Her eyden nce bir kltr nesnelerinin aranlmas iini
yetkili kiiler ya da uzmanlar top budunbilgisine brakt. Bylece bu
luluunu dndren Brain Trust dunbilimi bir styaplar bilimi, bu-
kuramdan ok uygulama dzeyin dunbilgisini bir altyaplar aratrma
de nem kazanr ve genellikle n s olarak grd. (Bk. BUDUNB
c dnce adamlarna dayal bir LM)
rgtlenme biimini ortaya koyar.
BUDUN BLM (fr. ethnologie\
BUDUN BLG S (fr. ethnog alm. Ethnologie; ing. ethnology).
raphie', alm. E thnographie; ing. Irk bilimi. Budunbilgisinin ortaya
ethnography). Irk bilgisi. eitli koyduu verileri kuramsal adan
halklarn yaam biimlerini ve ku- ele alan bilim. Toplumlarn yapla
rumlarn ele alan bilgi alan. nsan rn ve geirdikleri dnm leri
to p lu lu k larn zellik le yaam kavrayabilmek iin mitoslarn, tm
biimleri asndan tantlamal bir inan elerinin, tapnma biimle
biimde ele alan bilim ya da bilgi rinin, greneksel yaplarn, alk
alan. Budunbilgisi eitli halklarn larn salad verilerden yasalara
uygarlk etk in lik lerin d e ortaya ya da genel yarglara ykselen bu-
koyduklar genel zellikleri saptar. dunbilim genellemeci yanyla top
Bu zellikleri hem teknolojik a lumbilime,somuta dnk yanyla
dan hem kltr asndan deerlen budunbilgisine ve halkbilime yakla
dirir. Budunbilgisi her eyden n r. Budunbilim iktisadi ve tekno
ce kltr deerleriyle ilgilidir. Bu lojik verileri aratrrken daha ok
BULANIKLIK
rin gerek anlam da son bulmas nik adan bilimlere, inan ynn
gerek anlamda bir demokrasi bi den dinlere yaklar. nsanolu do
lincinin btn dnyada yaama ge astne ynelerek bilimin temel
mesiyle gerekleecektir. (Bk. DE lerini atmtr, rnein Babillilerin
MOKRAS, ZORBALIK ) yeni doan bebein geleceiyle il
gili aratrmalar yapmak zere yl
BTNLK (fr. entit; alm. dzlarn devinimlerini gzlemleme
Wesenheit, Entitt', ing. entity). Bir leri gkbilimi dourmutur. By
varln zn kuran ey. Bir varl nn olduka belirgin ruhsal kaynak
n kurucu zelliklerinin toplam. lar vardr. Bu evrensel olgu, her
Maddi birlii olmayan somut nes eyden nce, insann kendisini aan
ne (dalga, hava akm). doa gleri karsnda duyduu
eksiklik ve gvensizlik duygusunu
BTNSELLK (ir. totalit] alm. gidermeye yneliktir. Ayrca, b
Totalitt, Ganzheit, Allheit', ing. yclk akl hastalar arasnda da
totality). Btn olma durumu. B yaygn bir eilim olarak grlmek
tnsellik dncenin temel fikirle- tedir. Auguste Comte byy bi
rindendir. K antda on iki kategori limsel aklamann ilk evresi say
arasnda nicelik blm altnda top mtr. Emile Durkheim byy di
lanan kategoriler iinde yer alr, bir nin bozulmu biimi olarak deer
liin ve okluun bileimine kar lendirir. By ok kk ller
lktr. Btnsellik dncede tutar- de, alklar dzeyinde ada top
lm belirtisidir. Btnsellikten yok lumda da varln srdrmektedir:
sun bir dnce sakatlanm bir kt bir durum ortaya kmasin
dncedir. (Bk. YAPI) nleyebilmek iin tahtaya kere
vurmak tam tamna by yapmak
BY (lat. magia; fr. magie; alm. tr. (Bk. BONAN)
Magie', ing. magic, spell). Doa
olaylarna kart olaylar yaratma sa BYKEVREN (fr. macrocosme',
nat. Baz uygulamalardan giderek alm. Mackrokosmos', ing. macro-
baz doa olaylarna egemen olma cosm). Kkevren diye belirlenen
ya da engel olma sanat. By, dav insana kart olarak evrenin kendi
ran ya da sz gibi simgesel ara si. nsanla evren arasnda her ba
larla varlklar ya da eyler zerinde kmdan bir koutluk bulan ve insa
etkide bulunma tekniklerini ierir. n bir bakma evrenin kk bir
En eski uygarlklardan bu yana in zeti gibi grmeye eilimli olan fel
san giderek azalan bir biimde bir sefe retileri kkevren diye ad
takm gizli ilikilere dayanarak ge landrdklar insan dnyasn by-
lecei renmek (kahinlik) ve ge kevrende bir btne kavutururlar.
lecei etkilemek (byclk) a (Bk. KKEVREN)
balarna girmitir. By sanat tek
BYKLK
96
c
C A N L IC IL IK (fr. animisme; temelinde de canlc bir anlayn
alm. Animismus; ing. animisim). yatt sylenebilir. Canlc dn
Her eyde canllk bulan reti. ceye genler yetikinlerden, ilkel
Dnsel ve bedensel yaamn il ler gelimilerden daha yatkndr
kesi olarak tek bir ruhu benimse lar. nk onlar doadaki devinim
yen, bylece nesnelerde de insan leri ya da mekanik oluumlar en
nhsallna benzer bir ruhsallk bu kolay bu yolla aklarlar. lkel in
lan reti. Bu reti insanln tari san buna gre her zaman ruhlar
hi kadar eski olan bir dnce bi armak ya da kovalamak gibi yn
imine dayanr. Canlclk ruhun temler aram, dualar ve adaklarla
varln benim sem ekle kalmaz, bu ii gerekletirmeye almtr.
canll madde dnyasna da g Bynn kayna da insann ruti-
trr ve bu ikinci zelliiyle ruh- larla olan bu alveriindedir. E. B.
uluktan ayrlr. Genel olarak nes Tylor ilkel insann uyku, d ve -
nelerde insan ruhuna benzer bir ruh lm deneylerinden giderek ruh kav
bulan tm grleri canlclk diye rayna, oradan atalar kltne, ora
adlandrmak doru olur. Gerekte dan da tanr fikrine nasl ulatn
her eye, her olguya ve her nesne gstermeye almtr. ocuklarn
ye canllk ykleme eilimi ilkel in tm nesnelerin canl ve devingen
sann balca eilimidir. Ayrca he olduuna inanmas da canlclk ola
men btn insanlarda canlc bir rak belirlenir. Trende giden ocuk
eilim grlr demek hi de yanl ay grdke aym kendini gzledi
olmaz. yi ve kt ruhlara, cinlere ini sanr. (Bk. BY, ORGAN-
eytanlara inanmak bir tr canlc CILIK, RUH, RUHULUK, TA-
eilimin belirtisidir. Ancak canlc PINCAKILIK)
lk daha ok ilkel insanda kendini
gsteren bir dnce biimidir, ki C A N LIM A D D EC LK (fr. hylo-
iletirme yoluyla tapnacakla soisme; alm. Hylozoismus; ing. hy-
alr. oktanrl inan tablosunun lozoism). Her maddenin kendiliin
CNS
Kk henz geici olarak bile yantla ne. Fiziksel zellikleri olan nesne.
yamadmz bir soru gibi grn (Bk.BEDEN)
yor. Her ne olursa olsun cinsellik
insanda tm ruhsall kapsayan ve C S M C K (lat. corpusculum\ fr.
belirleyen bir etkinlie sahiptir. By- corpscule; alm. Korpuskel, Krper-
lece cinsel yaam insan yaamnn lein\ ing. corpuscle). En kk ci
balc belirleyenlerinden biri olur, sim . X V II.ve X V III. y zylda
buna gre ada ruhhekimliinin atomlar ve molekller cisimcik di
ve ona bal olarak ruhayrtrma- ye adlandrlrd. Bugn ktleyi
snn en nemli konularndan biri oluturan maddelerin en kk par
dir. Freud en genel anlamdaki cin asna cisim cik denilir. Atom un
sel arzuyu, L ibido'yu insan ruh- paralanmas ile ortaya kan elek-
sallnn temeline yerletirir. Cin tirikli ya da elektiriksiz tanecik de
sellik ada ruhbilim kadar a cisim cik diye adlandrlr.(B k.
da dnceleri de ilgilendirir. K ATOM, ATOMCULUK)
tmser Schopenhauer cinsellii i
gdsel bir aln doyurulduu yer C O G T A T O (lat.sz.). D
olarak grr. Bu alanda erkek ka nce edimi. C ogitatio" terimi
dnn gzel ve anlayl olduu ya tm kendiliinden dnce edim
nlgs iindedir. Kadn da erkei lerini karlar. Bu terim giderek da
gl ve kiilikli bulmaktadr. Er ha az kullanlr olmutur.
kek, sonunda, kadnn irkin ve ap
tal, kadn da erkein kaba ve ben C O G T O (Dnyoruma-
cil olduunu grecektir. Maurice lamnda lat. sz; Cogito ergo su-
Merleau-Ponty cinsellii rtl bir mun ksaltlm). Descartes n y-
g olarak belirler: Cinsellik bir ge nemli kukudan sonra ya da yn-
nellik maskesi altnda kendine giz temli kukuyla ulat varlk de
lenir,yaratt gerilimden ve dram neyi. Descartes varl kantlamak
dan kamaya bakar. M. Merleau- iin kukudan yola kar: her ey
Pontyye gre insan yaamnda cin den kukuya debileceini, ama
sel olan cinsel olmayandanda ay kukulanan benden kukuya d-
ran kesin snrlar yoktur: Bir ka emeyeceini grr. Bylece Co
ran ya da bir edimi cinsel ya da gito ergo sum (dnyorum y
'cinsel deildiye belirleyebilmek leyse varm) ilkesine ular. Des
o la sl y o k tu r. (B k. A K , cartes nce Grdm her eyi
LBDO) yalan sayaym: (...) hibir duyu
mun olmadn dneyim; beden
C SM (lat. corpus\ fr. corps; alm. biim, uzam, devinim ve yerin zih
Krper; ing. body). Algmza ak nimin uydurmalanndan baka bir
olan ve uzayda yer kaplayan nes ey olmadna inanaym: yleyse
COKU
doru diye umulacak olan ne? di ulatrr. Bu deney iinde birey tam
ye sorunu belirler. Sonra u usa- anlamnda devinimsizdir, tm d
vurm ay ortaya koyar: dnyada dlam, tm iselliine ulam gi
hibir ey olmadna inandm, va bidir, engin bir mutluluk iinde bu
rolmadma da inandm m? Ha lur kendini. Coku ruhun akn bir
yr. Baz eylere inandysam var- eyle zdelemesidir, bu zdele
dm. Hileci bir g m artyor mede zneyle nesne arasnda hi
beni? Beni aidatsa da varolduum bir arac yoktur. Plotinos ve onun
konusunda kukum yok. ne kadar yolundan gidenler cokuyu felse
isterse o kadar aldatsn beni, ben fenin amac durumuna getirmiler
herhangi bir ey olduumu dn di. Bylece coku tm gizemci tu
dkten sonra beni hibir zaman bir tumlarn temelinde bulunan ama
hi yapamayacak. yle ki bunlar duygusudur. Coku ruhsal bozuk
iyice dndkten sonra, her eyi lukla ilgili bir edilginlik durumu da
dikkatle inceledikten sonra sonuca olabilir. Bu durumda birey gerek
varmak ve u nermeyi sallantsz dnyann bilincinden ve kendisinin
diye benimsemek gerekir: dn bilincinden yoksun kalarak tam bir
yorum yleyse varm." Varl ku devinimsizlik ve duyarszlk iine
kudan giderek kantlama giriimi der, evresiyle btn ilikisini
ne D escartesdan ok nce Aziz keserek bakasnn hibir biimde
Augustinusda raslanz. Aziz Augus- giremeyecei bir ruhsal dnyaya
tinus yle diyordu: Aldanyorsam geer (Th. Kemmerer). Hastalkl
varm. nk, elbette,varolmayan cokuda bountuyu temel alan ve
aldanmaz. Kantda cogitodene- zaman zaman bountuyla birlikte
yin kouludur. (Kant: Dnyo ortaya kan anlamsz bir sevin
rum, tm sunumlarma elik ede gzlemlenir. Bu coku daha ok
bilmelidir. (...) Sezgi elerinin histeride, izofrenide, manide or
tm eitlilii dnyorum la zo taya kar. Alman estetikilerinin
runlu bir iliki iindedir. (Bk. KU belirlemi olduu Einfhlung ku
KU, KUKUCULUK, LKC ramnn ncs Theodor Lipps es
LK) tetik deneyin znedeki duygusall
n nesneye yansmasyla gerek
COKU (fr. extase', alm. Ekstase\ letiini bildiriyor, bunu insann do
ing. ecstasy). Herhangi bir ey kar ada ergimeye uramas olarak de
snda duyulan ar haz ya da hay erlendiriyordu. Lippse gre bi
ranlk. Kendi varlnn dna kp zim bir duygusall nce kendimiz
yce bir varla kavumuluk duy de yaadmz sonra da nesneye
gusu. Cokuda kii kendisini nes yansttmz sav doru deildir;
nel dnyadan kopmu ve st bir her i edim nesneyle ve nesnede
varlkta erimi duyar. Bu duygu bi yaanmaktadr. Lippse gre este
reyi sezgisel bir aknlk deneyine tik edim znenin nesneyle, benin
COKUNLUK
101
ABA (fr. effort\ alm. Streben, lamn ok gzel belirtir. ngilizler
Anstrengung; ing. effori). Bir en yle syler: Yoksulluktan baka
geli ortadan kaldrmay ya da yeni hibir ey abasz elde edilemez.
bir duruma gemeyi amalayan et (Bk. EDM, ETKNLK, EYLEM)
kinlik. B ir bilinli varlk olarak
insann kendindeki ya da dnyadaki A R IIM (fr. association; alm.
bir engeli ortadan kaldrabilmek iin Assoziation; ing. association). Bi
tm gcn kullanarak eylemde lin alannda istemin hibir katks
bulunmas. aba genellikle eksikli olmadan hatta onun direniine kar
ya da sakat bir durumdan yetkin n fikirlerin, imgelerin, duygula
duruma gemek zere ortaya ko rn kendiliinden birbirine balan
nulur. Bunun yannda elbet bo a mas. Sunumlarn ve kavramlarn
balar da vardr (bir demir ubuu d zen siz b ir g rnm a ltn d a
bkmeye almak gibi). Genel ola birbirini izledii ruhsal olgu. Bir ruh
rak bedensel ve ruhsal olmak ze sal durumun kendiliinden bir ba
re iki tr aba belirlenir. Bununla ka ruhsal durumu getirmesi. Aris
birlikte insanda bedensel olan ruh toteles armn yasasn be
sal olandan ayrmak olas olmad lirlemiti. Ona gre arm ben
na gre aba insann btnsel bir zerlikle ( mavi halnn denizi anm
edimine karlktr. aba herzaman satmas), yaknlkla (stn beyaz
yetkin bir sonuca ya da amaca var anmsatmas), kartlkla (scan
mann tek koulu olarak gsterilir. souu anmsatmas ) kuruluyor
Plautus Bademe ulamak iin e du. Aristotelesden sonra arm
kirdei krmak gerekir der. Latin olgusunun varl yadsnmad, bu
airi Catullusun Zafer abay se olgu zerine ou birbiriyle uzla
ver sz neredeyse btn dnya maz deiik grler ortaya kon
ya atasz olmutur. Gvercin du. Hume ve br ngiliz deneyci
gkten yere kzarm olarak inmez leri arm ruhsal-sinirsel bir s
diyen latin atasz de abann an recin belirledii mekanik bir olgu 103
ARIMICILIK
113
D
D A ILIIM (lat. dissolutio; fr. ie dnle kendini gsterir. Ona
dissolution\ alm. Auflosng\ ing. dikkatin zellemesi de diyebiliriz.
dissolution). Bir katmacn zl J. M. Suthere gre iki eit dal
mesi. Bir organizmada btnlemi ma vardr ve bunlar bir lde kar
elerin birbirlerinden ayrlarak ba ttr: bazen ruhsal younlama dik
msz duruma gemeleri. Bu te kati tek bir eyde toplar ve byle-
rim daha ok toplumsal birimler ce o eyin dndaki eyler duyum
deki dalmalar, eitli kurulular sanmaz olur, dncenin ya da bil
daki ya da topluluklardaki zl ginin dalmas bu eit bir dal
meleri anlatr. H. Spencer dal madr; bazen de ruhsal younla
m evrim in kart olgusu sayar. ma yetersizdir ve en kk bir olay
(Bk. EVRMCLK, KATIMA) bile dncenin akn deitirebi
lir, rencinin dalmas da byle-
D A IL M A (lat. distractio; fr. dir, tek bir sinek bile renciyi a
distraction; alm. Zerstreutheit-, ing. lmasndan edebilir. Demek ki hem
distraction). Dncenin artk dik dikkat arl hem dikkat azl da
kat gsteremeyecek biimde eitli lmay getirebilmektedir. Melanko
nesnelere dalmas. Dikkatin ilgisiz liklerde dikkat arl, bunamlar-
bir nesnede younlamas. Zihnin da dikkat azl kendini gsterir.
dikkatini tek bir nesnede toplamas (Bk. DKKAT)
sonucu olaan algnn ilemez ol
masyla duyum sam ann ortadan D A M O N O N (yun. sz.) n
kalkmas. Dalma en genel anlam sanlarla tanrlar arasndaki ruhsal
da dikkat eksikliidir, ok zaman g. Sokrates, kendisinde kendisi
bir ura srasnda tm dikkati belli ni aan bir eyin varlndan sze-
bir eyde, zellikle bir dncede diyor, buna D aim onion" diyor
younlatrmaktan gelir. Dalma, du. D aim onion onun iindeki
bir bakma dikkatin yolat dik gl ve doru sesti, bu ses ona
katsizliktir ve da yneliten ok erdemin yolunu gsteriyordu. 115
DARKAFALILIK
sanattaki gzel tam tamna baka mi bir zle, yaltlabilir bir zle bir
dr: onun temelinde bilinsiz doa arada bulunabilir. Sanatn verilerini
da bulamayacamz, insani ve top nce oluturmak gerekir. Sanat d
lumsal bir ge olan bir tekniin va zeyinde deney de yaam da ancak
roluu vardr. Doa olaan ya da yaratmayla olasdr. Sanatsal imge
olaand ayrmndan baka kkel hibir zaman bir eyin sunumu de
bir ayrm tanmaz: bu zseldir bu ildir. O sanatnn oluturduu bir
raslantsaldr, bu sreklidir bu s sunumdur, eyadan getirmek iste
reksizdir gibi. Yalnzca sanat este dii bir sunumdur. Sanat fikri e
tik deer kavramlarn, gerek an y adan g id erek kurar, bu eya
lamda gzeFi ve irkini getirir. Bir gerekliktir, daha sonra yaptla, bir
doa gzelliinden szetmekte di- gereklik olan yaptla, fikirden e
renilecekse o zaman onun estetik- yaya doru gider. Resim kafa ii
d ya da szde estetik olduunu, dir diyordu Leonardo da Vinci.
yalnzca sanattaki gzelin estetik ol (Bk. ART1KDEER, EDEER
duunu sylemek gerekecektir. Es LLK)
tetik gzel sunumdur, sradan bir
kopya deildir, bir gz yanlmas DEERLENDRM E (fr. apprci
deildir, sunumdur ya da yaratdr, ation', alm. Wertschaetzurg; ing.
nceden belirlenm i bir teknie apreciation). Deerini ortaya koy
uyan bir yaratdr. Lalo estetik de ma. Tantmaya ya da aklamaya
erin kaynann doada deil biz kart olarak bir eyi deerler a
de olduunu bildirir, doa ona g sndan ya da olmas gereken a
re en ok bir esin kayna olabilir: sndan ele alma. Lalande deerlen
Doaya uladmz her eitten de dirmeyi Bir fikrin ya da bir eyin
erler doada olan deil de bizde varlyla deil, deerleriyle, belli
olan deerlerdir. Doann estetik il bir amaca gre yetkinlik derece
gisizlii, tpk ahlaki ya da mantk siyle ilgili zihin ilevi olarak tanm
sal ilgisizlii gibi mutlak bir ilgisiz lar. (Bk. DEER)
liktir. Doa kendinde olmayan bir
eyi retemez. Doa kendinde ol D E E R L L K (fr. dignit', alm.
mayan herhangi bir yntemi sanat Wrde; ing. dignity). nsana yara
ya benimsetemez. Doa, hi ku r olu. nsan asndan deerli
ku yok, sanat iin byk bir esin olu. Deerlilik fikri insann bir ara
lenme kaynadr. Sanatsal deerin olarak dnlem eyecei, onun
yaratma koullan iinde gerekle kendinde bir ama olduu fikri ze
tiini Henri Delacroix bize u sz rine temellenir. nsani deerlilik il
lerle anlatr: Hibir yerde, ne ger kesi'. Kantda ahlakn temel ilkesi
eklikler dnyasnda ne lksel dir. Bu ilke yle formllenir: n
cennette sanat dorudan doruya sanl hem kendi kiiliinde hem
bir veriyle, tam tamna gerekle bakasmn kiiliinde basit bir ara
DEHA
mnist devrim her trl gelenek me dayal bir eylemin hibir biim
sel etkinlie ynelmi bir devrim de ahlaki bir deer ortaya koyama
dir. (Bk. EVRM, SINIF, TOP yacan gsterdi. Kanta gre ah
LUM) laki bir deerin oluabilmesi iin
zorlamann olmamas, eylemin so
DIA D N K L K (fr. extra rumluluktan giderek gerekleme
versin', alm. Extraversin', ing. si gerekir. (Bk. ZERKLK)
extraversin). Ruhsalln da ak
olmas durumu. D dnyayla zel DILAM A (fr. extriorisation-,
likle ilgilenme durumu. Duygular aim. Verausserlichung; ing. exter-
n da dkme eilimi. Dadnk- nalization). sel olan bir eyin d
lk kendine kapanma ve d dn a ak duruma gelmesi. Bir bilin
yadan uzaklama eilimi olan ie- esinin bakalarnca kavranabilir
dnkln kartdr. zellikle duruma gelmesi. Dlama genel
Jungun ele ald bu iki kavram olarak i dnyamzn sanatta ya da
nesnel deerlerle znel deerlerin davranta da yansmasdr. Sa
birbiri karsndaki konumunu be natta anlam ortaya koyan tm sim
lirler. Dadnk kimseler nesnel geler ve biimler dlamay ger
gereklikle zel olarak ve kendile ekletirirler. Buna gre her dla
rini unutacak kadar ok ilgilenirler, m a bir anmdr. Bir yaptta d-
davranlarn evrenin zellikleri lamay salayan ey sunumdur.
ne uyarlarlar. Buna karlk ied Yapt oluturan simgeler birer be
nkler u ya da bu lde da ka lirleyen olarak belirlenenin yani an
paldrlar. Dadnk kii kendisini lamn tayclardr. Dlama z
her zaman bakalaryla birlikte du nellii nesnellie aar, bir duygu-
yar, bu yzden bakalaryla iliki dnce btnnn bakasnca
kurm ada son derece baarldr, kavranlabilmesine olanak salar.
duygularn sergilemekten ve g (Bk. AINIM)
rlerini apak belirtmekten ekin
mez. (Bk. EDNKLK) D I R A K (lat. exotericus; fr.
exotrique; aim. exoterisch; ing.
D I E R K L K (fr. htronomie-, exoteric). Da ak olan. Bir tari
alm. Heteronom ie\ ing. hetero- kata bal kiilerce bilinene yani i
nomy). Yasalarn dtan alan bire rek olana kart olarak o tarikatn
yin ya da toplumun durumu. Ya dmdakilerce bilinmesinde saknca
salarm kendinden getiren zerkin bulunmayan bilginin ierii. (Bk.
tersine, derk bir d yetkenin ken REK)
disine sunduu yaam ya da dav
ran formllerine bamldr. Kant, DISAL (lat. explicitus; fr. expli
derk bir istemin hibir biimde z cite; aim. explicit; ing. explicit).
gr olamayacan, byle bir iste Aka grnen. sele kart ola
DKKAT
bir tasarmdr. Bylece din insann lakla zde leti ri 1dii grlr. Hz.
evrensel korunm a gereksinimini Muhammed M slmanlk huyun
karlamaktadr. Amerikal pragma gzelliinden baka bir ey deil
c filozof William James mutlakn dir derken din kavramyla ahlak
da sonsuzun da varolan eyler ola kavramn birbirine ok yaklatrr.
mayacan, insan zihninin tam an yi bir yaam iyi bir dindir der
lamnda bilinmeze mahkum oldu Th. Fuller de. Her ne olursa olsun,
unu, dinin korunma igdsn din bir inan alan olmakla bireyin
den kaynaklanmakla akn bir ger seimlerine gre bir anlam kaza
eklii karlamaktan uzak bulun nacaktr, bu da bireyin bilin ko
duunu bildiriyordu. Freud dinin ullaryla ilgilidir. B irarap atasz
kkenini baba koruyuculuunu ye yle der: Din zerine tartan iki
niden zleme duygusuna dayand insandan en az biri delidir. Gene
ryordu. Baz dnrler iyi bir ruh de dinin evrensel bir geerlilii var
sal dengenin ancak din duygusuy dr ve dinler zlerinde ayn zellik
la salanabileceine inanrlar, hatta leri tar gibidirler. M ahatma Gan-
byle bir duygunun varl iin Tan- di Bir insan kendi dininin zne
n nn varln zorunlu grmedik ularsa baka dinlerin zne de ula
lerini sylerler. Tanr olmasayd da r der. Gene de bir in atasz-
din kutsal ve tanrsal olacakt der nn bildirdii gibi, gklerin mzi
Baudelaire. Dini uyutucu olarak ini herkes kendine gre yorumla
deerlendiren Marx, tm tanr ve yacaktr. Bu yzden inan benim
din fikrini yoksayarak dine kar en senen ama benimsetilmeyen bir de
kkl eletiriyi getirir. Din uydur er olarak dnlm elidir. K u
ma bir gnetir diyerek dinler kar randaki u sz bu bakmdan ok
snda kesin bir tutum alan filozo anlamldr: nsanlara inanlarndan
fa gre din bilin eksikliinden kay tr iddet uygulamayn. Dinler
naklanmaktadr: Din ezilmi var toplumbilimi, dinsel etkinliklerin bi
ln soluk aldr, yrei olmayan imlerini ele alan bilgi alandr. Her
bir dnyann yreidir, ayn zaman toplum dinsel inan dizgesini sz
da dncesiz bir an dnce lerle ve metinlerle aklar, yaptlar
sidir. Din halkn afyonudur. Ne da ortaya koyar. Bu erevede
olursa olsun, dinin ahlaki bir y inancn eitli grnmleri toplum
kmllk ortaya koyduu kesindir, sal yapnn ya da deerlerin ak
hatta dinler bir bakma toplumlarn lanmas iin temel oluturur, ortak
ya da insanln ortak ahlak anlay bilinci aklayan bir g olur. nan
n iermektedir diyebiliriz. Kardi cn zellikle uygulamayla ilgili et
nal Spellman yle der: Ahlakn kinlikleri toplumlan kavramada bir
dnda din meyvasz aatr. Di simge deeri ortaya koyar. (Bk.
nin dnda ahlak kksz bir aa HEPTANRICILIK, TANRITANI
tr. Hatta zaman zaman dinin ah MAZLIK, TEKTANRICILIK) 147
DNBLM
byk filozofunda, Platon ve Aris- adna yarar her felsefe belli bir
totelesde gstermitir. Platonun dizgesel tutarlla sahip oluuyla
ve Aristotelesin felsefeleri, dizge genel dnceden ayrlacaktr. Diz-
sel bir btnlkte sunulmam ol ged grler ortaya koymu olan
makla birlikte ele aldklar konular kiiler filozoftan ok dnr diye
asndan ak ve tutarl bir btn nitelendirilmelidirler. (Bk. DN
olutururlar. Her ikisinde de sorun CE, FELSEFE, FLOZOF)
larn dank ilenii ya da birbiriy-
le karm grnm onlarn b DO G M A (fr. dogme; alm. Dog
tn iinde belli bir dzende kav ma; ing. dogma). Bir felsefe oku
ranlmasn engellemez. Androni- lunca benimsenmi temel gr.
kos, M .S. I. yzylda, A ristote- Tartlmadan benimsenmi gr.
lesden kalma parmenleri konu Tartmad tutulan inan esi. Bir
larna gre dzene koyarken onla topluluun tartmadan benimsedi
ra dizgesel bir btnlk kazandr i reti. Ortaa Avrupasnda ki
mtr. Felsefede dizgecilik etkin lisenin koyduu ve bir zorunluluk
olarak ancak XVII. yzyln ilk b olarak kiilere benimsettii reti.
yk felsefeleriyle gelimi, XIX. Dogma her eyden nce kantsz
yzyl balarnda Hegelde doruk oluuyla ve usun yolgstericiliin-
noktasna ulamtr. Hegelin diz- de mutlak doruya ulama savn
gecilii deyim yerindeyse eksiksiz da oluuyla gerek anlamda felsefi
bir dizgeciliktir. Her sorunu kapal dnceden ayrlr. Dogma yalnz
bir dizge anlay iinde aklama din alannda deil felsefe, sanat, si
ya ynelen Hegel kendinden son yaset alanlarnda da geerli olabilir.
rakilere felsefe adna yaplacak i Ne olursa olsun, dogmac dn
brakm am gibidir. Daha sonra ce felsefi dnceyle ak biimde
Kierkegaard Hegelin ok byk bir tersleir. Dogma daha ok benim
p ro fes r o ld u u n u syleyerek semeyle, felsefi dnce arayla
Hegel dizgeciliine yklenecektir. belirgindir. Felsefi dncenin don
Kierkagaarda gre Hegel her eyi duu ya da kalplat yerde dog
aklamak isterken byk bir yan ma balar. Dogma insan gerek
la dmtr. H egelden sonra likten uzaklatrrken ona esenlik ve
M arxlar da dizge fikrine kar dinginlik verir. Dogmalar olan in
ktlar. Onlara gre durmadan de san gerei bir daha yitirmemece-
ien bir dnyada en kkl akla sine bulmu olmann erinci iinde
malar bile geici olabilirdi. Varolu dir. Dogma, dogmacya gre, do
ular da dizgecilikten yana olmad runun kendisidir, ayrca doru ya
lar. Onlar usuz bucaksz bir kay am gvence altna alr. Dogma bir
ganlklar dnyasnda kesin akla formldr, tartmayla ortaya ko
malarn geersiz olacana inan nulmu bile olsa tartmay gerek
yorlard. Ne olursa olsun, felsefe tirm ez ya da tartm adan kaar.
DOGMACILIK
ilkel insan bir isizdir, bir babo kin bir ilkeye gre vardr. Doalc
tur, almann ne olduunu bilmez, anlaylarn banda evrimci filozof
bu bakmdan doayla ili dl da Spencerin anlay gelir. Bu anla
deildir. sizlik doayla insan ara ya gre her ey ikin bir doal ya
snda yumuak bir yastk gibidir. da maddesel ilkeye gre vardr, tm
Gene de doal durumda yaam ko varln, tm oluumun temelinde
lay olmaldr: sparta yasalar yurt bu ilke bulunur. Tanrsal yaratma
talarn ocuklarn nasl ak ak fikrine kkten aykr den bu an
karsna alyorsa, doa da ocuk lay bir lde heptanrc kavray
lar ak ak karsna alr; bedeni a balanabilir. N itekim Spino-
salam olanlar glendirir, br zann heptanrcl da bir tr do
lerini yokeder (J.-J. Rousseau) alc grle ortaya konulmutur.
Doal k, Descartesda ve Des- Gene de tanrsalln varsanmas ya
cartes filozoflarda, zellikle Le- da yoksanmas ynnden doalc
ibnizde zihne kendini aan doru lkla heptannclk arasnda kesin bir
larn btndr. Bu anlamda doal ayrlk vardr. Dinbilim asndan
l usla, bir lde de zekayla z doalclk insann znden iyi ya
deleir, bakalarndan ya da d da doas gerei iyi olduu gr
dnyadan edinilmi olanla kartla n benimser ve tanr kayras fik
r, tan rsal bir anlam kazanr. rine kar kar. Elbette bu anlam
Descartes yle der: Tannmn bi da doalclk bir sapknlk olarak
ze verdii, bizim de doal k diye deerlendirilmitir. Buna kout ola
adlandrdmz tanma yetisi alg rak doalc bak ahlak alann bi
lad eyde yani ak ve seik ola yolojik yaamn bir uzants sayar.
rak tand eyde doru olmayan Buna gre gereksinmeler ve ig
hibir eyi alglamaz. (Bk. SZ dler ahlaki bir belirleyicilik kaza
LEME) nrlar, ahlak kurallar organik ya
amn gerekleriyle belirlenir, hatta
D O A L C IL IK (Fr. naturalism; davran kurallarn insan yaam
alm. N aturalism us; ing. natura nn zelliklerinden giderek temel
lism). Doann dda hibir eyin lendirme eilimi doar. Estetikte do
varolmadn ileri sren, buna g alclk doastn yoksamak gi
re her eyi deneyine ulatmz bi bir tutuma ynelmeksizin doa
doal olaylar zincirine indirgeyen y ya da tm gerekleri tam tamna
reti. Doay yceltme eilimi. olduu gibi, yani tm ayrntlary
Sanatta gereklii nesnellik adna la, hatta tm kabasaba yanlaryla
olduu gibi yanstma anlay. Do anlatmay ngrr. Byle bir anla
alc reti, doast herhangi bir y her ynyle yknmeci bir an
varln ya da varlk alannn bu laytr, her eyi olduu gibi, hi
lunmadn bildirir. Bu retiye g bozmadan resmetme, bir ey kat
re doa kendi kendine vardr ve i madan ve bir ey karmadan, zel
DOATES
158
DORU
181
E
E. M antkta evrensel olumsuz Tat, Handlung', ing. act). Eylemde
nermelerin simgesi, rnek: B bulunan bir gcn ortaya koydu
tn insanlar lml deildir. u sonu. A ristotelesde, edilim
durum unda olana kart olarak,
E D L G N L K (yun. paskhein; fr. varln tam yetkinlik iinde olmas
passivit', alm. P assivitt; ing. (iek, m eyva iin gcllktr,
passivity). Etkin olmayann duru gonca iin edimdir). Edim sz
mu ya da zyaps. Yalnzca etki c eylemin eanlamls gibidir.
alann, hibir itici ya da yapc g Aristoteles en yksek dzeyde et
ortaya koymayann durumu ya da kin gc ya da tanrsall ar edim
zyaps. Eylemsiz olann doas. diye adlandrr. (Bk. EDLM, EY
Edilginlik gizemci ynelimin z LEM)
n o lu tu ru r. G izem ci iin
heyecanlardan uzak isel aray hat E D M C L K (fr. activisme', alm.
ta tam dinginlik nemlidir. Gizem Aktivismus; ing. activism). Kuram
cilik kendine kapanma anlamnda sal ilkelerden ok yaamn ve eyle
ilecilii getirirken tanrsala gnl min gereklerini gz nnde tutan
den ynelii ngrr. (Bk. ETKN ahlak anlay. nsan zihninin eyle
LK, GZEMCLK) me dnk olmas ve bylece d
dnyaya ya da topluma ynelik a
E D L M (lat. passio', fr. passion', balar ortaya koymas gerektiini
alm. Leidenschaft', ing. passion). ileri sren reti. (Bk. EDM)
Etki lnn ya da katlanann duru
mu. Edilim Aristotelesin katego ED M SELC LK (fr. actualisme',
rilerinden biridir: stlm ya da so alm. Aktualismus', ing. actualism).
utulmu olan, edilim durumunda Bizi etkisi altnda tutan gemii in
olandr. (Bk. EDM) celeyerek bugnk edimleri bu in
celemenin salad bilgiler n
ED M (lat. actus\ fr. acte; alm. da dzenlem eyi ngren reti. 183
EGOZM
alan diye belirlemitir. Kant meta oran iki ayr koul belirler. Birinci
fizik dogmacln yerine genel ele- si, emein uygulanmasnda genel
tiriyi geerli klmak istemitir. Ge olarak gsterilen ustalk, beceri ve
nel eletiri bilginin snrlarn izer, ussallk; kincisi, yararl bir ite u
bilgi edinme yollarnn denetimini raanlarn saysyla yararl bir ite
ngrr. Bilgiye ynelik eletiri her uramayanlarn saysnn oran.
trl felsefi aratrmann ilk kou Adam Smithe gre avclk ve ba
lu olacaktr. (Bk. USULUK) lklkla uraan ilkel toplumlarda
her birey azok yararl bir i iin
E M E K (fr. travail; alm. Arbeif, emek harcam aktadr. A ncak bu
ing. labour). Bir ii gerekletirmek uluslar yoksuldurlar, yle ki ocuk
iin harcanan insan gc. nsann lar, yoksullar, hastalar yoketme-
doay deitirmek iin yapt ka yi bile dnrler. Gelimi ulus
fa ve beden almas. Emek reti larda ie yaramaz ok insan vardr,
min temel esidir. nsan yaam retmeden tketenlerin says ol
iin birinci derecede yararl olan bu duka oktur, buna karlk zengin
gcn bir fiyat olmaldr. Emek in lik daha byktr. Bu gibi uluslar
san yaamnn en byk retici g da azla yetinmeyi bilen, emeini
c olmakla insan yaamndaki pek- esirgemeyen bir ii rahata kam
ok iliki iin en bata iktisadi ili n doyurabilir. Ustaca, beceriyle ve
kiler iin belirleyicidir. nsan, eme ussal bir biimde alan uluslar
ini kullanarak doay daha verim dan bazlar krsal alanda bazlar da
li, daha insana uyarl klmtr. Adam kentsel alanda retime arlk ver
Smith mal retimini artran emei milerdir. Her iki alana ayn ar
retici belirlemi, hizmetleri dta lkta emek koyan hibir ulus yok
tutmutur. Adam Smith Uluslarn tur. Bazlar krsal alandaki retimi
zenginliinin doas ve nedenleri nemli grrken bazlar kentsel
zerine aratrmalar adl yaptnda alandaki retimi nemli saymlar
yle der: Bir ulusun yllk emei dr. Adam Sm ithden sonra J.B.
onun yllk tketimine yaam iin Say yarar salayan her emei re
gerekli olan tm eyleri salayan tici sayd. Ricardo emek sorununa
tem el zenginliktir; bu eyler ya deiik bir boyut getirir. Ricar-
dorudan doruya bu emein r doya gre toplumlarn ocukluk
ndr ya da bu rnle baka ulus dnemlerinde eylerin deitoku
lardan alnmlardr. Bylece, bu deeri onlarn retimi iin gerekli
rnn ya da bu rnle satn alma olan emein niceliine balyd. Ri
nn, tketicilerin says karsnda cardo, Adam Smithin emei ilk fi
az ya da ok oluuna gre, ulus yat saydn, ilkel para yerine ald
gereksinimini duyaca btn bu n bildirir. Bu ilkel dnemlerde ser
zorunlu ve uyarl eylere az ya da maye birikimi olmad gibi topra
ok sahip olacaktr. Her ulusta bu ilemek diye bir sorun da yok
EMEK
wtos olutu. Dinci bak evreni her renin bir balang ve bir biti nok
zaman bir yarat olarak grd.Ya- tas var mdr? (zamanda ve uzam
n ta n m rn olarak grd. Bilim da) gibi sorunlar zmleyebilecek
sel bak evreni fizik dnya olarak gibi deildi. (Bk. EVREN)
deerlendirir, bu fizik dnya her ba
kmdan bilimin konusudur: bir ol EV R EN D O U M (fr. cosmo-
gular alandr, onda olgular arasn gonie; alm. Kosmogonie; ing.
daki belirli ilikileri bulup ortaya cosmogony). Dnyann kkeniyle
karmak gerekir. Bilim ler yasaya ve oluumuyla ilgili genel aratr
bylece ykselmektedir. Yenian ma. Bu aratrmalar zellikle mi
balarna kadar evren tablosu Aris tolojik dncede, eitli sylen
totelesin izgilerini korayarak sr celerde yer alr. ki tr evrendo-
d. Aristoteles bize ortasnda Dn- umdan szedebiliriz. Dinci bak
y ann bulunduu dokuz gkten asna gre evren maddesel olma
oluan bir evren tablosu izmiti. yan kaynaklardan gelmedir. M ad
Hristiyan dnrleri Tanrnn en deci bak asna gre her eyin
sevgili varl olan nsan evrenin kkeninde maddesel elerin ya da
en ortasna yerletiren bu gr atomlarn bulunmas gerekir. Ev
benimsediler ve sonuna kadar sa renin oluum unu raslantsal ne
vundular. Ancak gkbilimsel ara denlere balayan dnrler de
trmalarn ortaya koyduu bulular vardr. (Bk. EVREN)
karsnda bu dsel evren tablosu
ykld ve yerini ortas da kenarlar EV R EN SEL (fr. niversel; alm.
da olmayan ve ne olduu iyi bilin allgemein; ing. universal). Tim
meyen snrsz boluk fikrine brak evrenle ilgili olan. Tm varlklarla
t. (Bk. DNYA) ya da fikirlerle ilgili olan. Evrensel
olan, basz ve koulsuz genelge-
E V R EN B L M (fr. cosmologie\ er olandr, onu genel olanla ka
aim. Kosmologie; ing. cosmology). rtrmamak gerekir. A priori olan
Dnyayla ilgili bilimsel aratrma evrensel olandr, genel olan deil
alan. ki trl evrenbilimden s- dir. Bir baka bakmdan, evrense
zedebiliriz; deneysel evrenbilim ve lin ussal olduunu syleyebiliriz:
ussal evrenbilim. Wolff evrenin ge evrenseli tm evarm yntemiyle
nel yasalarn deneysel ve metafi elde edemeyiz. rnein K antda
zik dzeyde ele alacak bir bilimin zihnin kategorileri evrenseldir,
varlndan szetti. Kant, buradan bunlar bu yzden salt bir ussal bir
giderek evrenin kkenini ve yap aratrmayla ortaya karlm lar
sn ele alacak bir bilgi alan belirle dr. Oysa zihnimizdeki herhangi
di: ussal evrenbilim. Elbette Kant bir kavramn tmevarm ya da de
anlaya gre bu bilim atklarla ney yoluyla elde edildiini syle
ilgili olacakt, nk insan usu Ev yebiliriz. Usta belirleyici karl 207
EVRENSELCLK
212
F
FABLASYON. Bk. MASALLA- konusunda derin kukular vardr.
MA. Bergsonun gsterdii gibi, bir du
yumla duyumun d ls ara
FANATZM. Bk. DARKAFALI- snda bir lt belirlemek olanak
LIK. szdr. Bizler uyaranlardaki kk
deiimleri sezemeyiz. Bir elimiz
F E C H N E R YASASI (fr. loi de de yz gram brnde yz iki
Fechner-, aim. Fechners Gesetz; gram tutuyorsak, arada hibir ay
ing. Fechner s law). Alman ruh rm yok gibi alglarz. Bir duyu
bilimcisi Fechnerin ortaya koy mun bizdeki etkisi kiilik yapm
duu yasa: Duyum, uyarann lo za ve o anki durum um uza ba_l
garitm asna gre deiir. Bunu olacaktr. Duyumlar niceliksel ola
yle formlleyebiliriz: S=C log E. rak deiselerdi Fechnerin ruhbi
(S duyumun younluunu, E uya limi fizie indirme giriimi iyi bir
rann younluunu, C de bir di sonu verebilirdi.
rengeni yani deiik duyum snf
larna gre, bireylere gre, birey FELSE FE (yun. philosophia; lat.
lerin durum larna gre deieni philosophia-, fr. philosophie', alm.
gstermektedir.) Fechnerin orta Philosophie-, ing. philosophy). En
ya koyduu bu yasaya gre uya genel anlamda, kavramsal dzey
ran aritmetik bir art gsterdiinde de insanla ilgili geni ve kkl ara
(1,2,3 ,4 ,5 ,...) duyum geometrik trma. Eski ve zel anlamnda, ilk
b ir a rt g s te rm e k te d ir ilkeler ve ilk nedenler aratrmas.
(1,2,4,8,16,...). Fechner bu for XVIII. yzyla kadar felsefe ilk il
ml ortaya atm akla ruhbilimi fi keler ve ilk nedenlerle ilgili ussal
zie indirgiyor ya da daha doru aratrmaya karlk oldu, byle ol
su fiziin bir blm durumuna makla metafizikle zdeleiyordu.
getiriyordu. Ancak bir duyumun M.. VI. yzylda Pythagoras sop-
younluunun llebilir olduu hos yani bilge yerine philosop- 213
FELSEFE
224
G
G E E R L L K (lat. validitas; fr. olgudur. Hasta, yaamnn bir d
validit-, alm. Gltigkeif, ing. nemindeki bir kiiyle ya da kendiyle
v a lid ity ). Y r rl k te o lan n ilgili duygularn hekime yanstr. Bu
durum u . D e erin i y itirm e m i duygular olumlu duygular olmad
olann durum u. G eerli olann zaman olumsuz geiim, bu duy
durumu. Dnce alannda geer gular olumlu duygular olduu za
lilik geree uygunlukla, gereklikle man olumlu geiim szkonusudur.
ban koparmamlkla belirgindir. Ayn durum hekim den hastaya
En geni anlamda geerli dnce doru gelitiinde bir kar gei
evrensel erevede dorulanabilir im'den szedebiliriz. Alkanlklar
dncedir ya da genel olarak be dzeyinde de geiimden szetmek
nimsenen dncedir. Bir dn olasdr. Keman alan bir kimsenin
cenin geerli olmas onun zorunlu keman almakla ilgili deneyimleri
olarak herkese benimsenmi ol ni viyolonsel almakta kullanmas
masn gerektirmez: geerlilik yay da bir geiim olgusudur. Geiim
gnlkla belirgindir. Geerli olan ev gndelik yaam deneylerinde de sk
rensel olandan ok genel olan diye sk grlr: kpein srd bir o
dnmek doru olur. En yaygn cuk btn hayvanlardan korkma
geerlilik zellikle ahlak iin, daha ya balayabilir. Ruhayntrmasyla
ok da ahlakn baz belli kurallar ilgili geiimin salkll konusun
iin szkonusudur. (Bk. EVREN da H. Ey unlar syler: Geiim
SEL) szkonusu olduunda zerinde en
ok durulan dzeneklerden biri ay-
G E M (fr. transfert-, alm. ntrmacayla zdeleme dzene
bertragung] ing. transference, idir, bu dzenek ayrtrmann so
transfer). Bir eye duyulan ilginin nuna kadar baskn bir rol oynar.
bir baka eye yanstlmas. Bir ki Ayrtrmac kendi deneylerine da
iyle ilgili duygularn bir baka ki yanarak salam bir tutum alma ii
iye yneltilmesi. Geiim olgusu ni srdrmezse hastay davran
ruhayrtrmasmda sk grlen bir larnn bilincine ulatrma konusun 225
GELECEKLK
gisel geliim fikri Yeniada, zel olarak eylerle ilgili olan. Olasya
likle XIX. yzylda ortaya km kart olarak etkin bir biimde va
tr. XIX. yzyl evrim felsefeleri, rolan. lksele kart olarak varl
gelien bir dnyada yaadmz, gsterilebilir olan. Gerek olan
her eyin dnlmez bir biimde ara etkin bir biimde verilmi ya da su
lksz dntn bildiriyorlard. nulmu olandr, varl aratrmay
Dnm fikrinin ya da daha ge gerektirmeyendir. G ereki do-
nel erevede geliim fikrinin ilk bi ru yla kartrmamak gerekir. Do
imine XVII. yzylda Leibnizde ru, gerekin sezgisi ya da bilgisi
raslyoruz. Leibniz monadlar ku dir. / A. de Musset: Benim iin
ramn gelitirirken her monad iin tm gerek bir kurgudur. / Alain:
bir gemi ve bir gelecek dn Hibir olas gzel deildir, yalnz
m ve yle demiti: Her tz, ka ca gerektir gzel olan. / L. Blum:
rk bir biimde de olsa, evrende Gerek kendini ancak samayla
gemile, imdiyle, gelecekle ilgili aklayabilir. / H. de Montherlant:
olarak her olan aklar, bu da son Bana gre mutlak olan Tanr de
suz bir algya ya da bilgiye ben ildir, gerekliktir, dorudan ve ke
zer. (Bk. DEM, DNM, sin bir kavram a biim idir. / A.
EVRM, MONAD) Breton: Dsel olan, gerek olma
ya ynelendir. / M. Butor: Ger
G E N E L (fr. gnral, alm. Allge ek gereklik dselle ilikisi iin
mein-, ing. general). Birok bireyle de varolabilir, dselin gereklikte
ilgili olan. Bireysele kart olarak olduunu, gerei dselle grd
btnle ilgili olan. Bir trle ilgili mz anladmzda varolabilir.
olan. Tm bireyleri ieren. Bir / A. Gide: Duygularn alannda
b t n n tm e le rin i, bir gerek dselden ayrlmaz. / J.
to p lu lu u n t m y elerin i Giraudoux: Ancak gl bir ger
ilgilendiren. Sk sk olan. (Bk. ekd yaam olan bir toplumun
ZEL) byk bir gerek yaam olabilir.
/ Kierkegaard: Gerek olasdan da
G E N E L L E T R M E (fr. gnra ha zorunlu deildir, nk zorunlu
lisation; alm. Verallgemeinerung her ikisinden kesin olarak ayrdr.
ing. generalization). Bireylerin or / H. Barbusse: Gerek ve doa
tak niteliklerini saptama. Belli bi st ayn eydir. (Bk. DORU)
reylerde grlen bir zelliin b
tn bireylerde ya da pekok birey G E R E K L K (fr. ralisme;
de varolduunu gsterm e. (Bk. alm. Realismus; ing. realism). Var
GENEL) ln dnceden bamsz olduu
nu ne sren reti. Varln d
G E R E K (lat. realis; fr. rel; alm. nsel nitelikli olmadn, dn
wirklich; ing. real). Varl kesin ceden de gemediini ne sren
228 olan. Grntyle ilgili olana kart reti. Bilgi edinmede d gereklikle
GEREKLK
nu olan zel anlamda gzelle ilgili dur; izleyici iin yapt gzelin kay
olduunu sylemek gtr. Her in nadr der Jarocinski. Gzelin en
san san tarar ya da salatay ss eski anlamyla onun XIX. yzyl
ler ya da batan gnei hazla gzler dan bu yana gelien anlamn elbette
ama her insan resimle, mzikle, i birbirinden ayrmak gerekiyor. Pla
irle ilgilenmez. Gzelin yaratlma tona gre gzel her eyden nce
snda ve tketilmesinde en etkili al dnlr dnyada ya da akn
veri, gzelin asl kurucusu olan sa dnyada v arolan b ir kendinde
nat, gzelin yarglaycs olan es eydi, buna gre bu dnyadaki
tetiki, gzelin tketicisi olan izle btn greli gzelliklerin kaynay
yici arasnda geer. Gzel kavram d. Bu anlay uzun yzyllar boyu
sanat ve estetii belirleyen bir kav varln korudu. ada filozoflar
ram olmakla her eyden nce bu soruna daha deiik baktlar. Kant
lnn yaam koullarna gre de sanatta doann anlandn bildi
iik anlamlar ve deerler kazanr. rerek Doa dehadan giderek sa
Tm deerler gibi gzelin de ye nata yasalarm verir diyordu. Ona
re ve zamana gre byk deiim gre Nesneleri gzel diye yargla
ler geirdiini sylemek doru olur. mak iin beeni gerekir, ancak sa
Nasl estetik sk skya sanat tari natlar iin de yani gzel nesnelerin
hinin ya da sanatlarn tarihinin ge retilmesi iin de deha gerekir. Az-
liimleri iinde dnme uruyor- ok Platoncu bir kavray iinde
sa, estetiin temeli olan gzel kav Hegel Gzel, deann grnm
ram da estetiin dnmyle bir ya da duyulur yanss olarak belir
likte yeni anlamlar alyor. Gzel bir lenir derken gzele tanrsal bir an
deer yargsdr ve her deer yar lam ykler. Ona gre de sanatsal
gs gibi kiiseldir ama gene de ye anlamay salayacak olan g de
rin ve zamann zelliklerini tar. La- hann gcdr. Hegele gre do
lo yle der: Gzel, sanatta olsun adaki gzel insann yaratt g
doada olsun, dardan benimse zel karsnda ya da sanatsal gzel
tilmi edilgin bir veri deildir, tm karsnda ikincil bir nem tar. Fi
br dzeylerde olduu gibi bir ol lozofa gre doal gzellik sav olur,
gu deildir, bir deer yargsdr, ki bizim im gelem im izden dom u
isel bir onaylama edimidir. G olan dsel gzellik ya da imgelem-
zel, bir bilin etkinlii erevesin sel gzellik karsav olur, bu ikisi
de, elbette o bilincin znel ve nes bileimde bir araya gelerek gerek
nel koullarna gre, bir yapt ger sanatsal gzeli oluturur. Estetik fel
ekletirirken ortaya konulmu olan sefeden ayrldka gzelin anlam
eydir. B una gre gzelin hazr da iyiden iyiye somutlamaya ba
varlndan giderek sanata ulayor lamtr. XIX. yzyldan bu yana
deiliz, tersine sanatsal aray iin gzel, akn bir gerekliin konu
de gzeli bulup karyoruz. Ya su deil, dorudan doruya sanat
ratc iin gzel, yaptnn sonucu sal etkinliin konusudur. Onun tm
GZEL
246
H
H A K N ER M E (fr. revendicati le de belirgin olabilir, bazen ar bir
on; alm. Forderung, Anspruch; ing. kskanlk duygusu ne karken
d a im ). Bir eye sahip kmak. bazen siyasal bir atlganlk kendini
ocukta haknerme daha ok d gsterebilir. Kavgac, kar koyu
manlk duygusuyla belirir: ocuk cu olan haknermeci ne elikiye
evreye dm anlk duygularyla ne baarszla katlanabilir. Kendi
ynelirken srekli homurdanr, su ni beenmi olan haknermeci dik
rat asar, byklere tebelle olur, ya kat ekebilmek iin her yolu dener
lana ya da donuna i yapar. B ve her kiiye sorununu anlatabil
ykte haknerme zellikle ruhsal mek iin rezalet karr (Charles
ya da bedensel bir zayfl rtmek Bardenat). Bu erevede dman
iin vardr, ok zaman bir aa- lk duygular kendini gsterir; sv
lkduygusunun gizlenmesini salar, g, tehdit, antaj dmanln en
am a her durum da bir evreyle basit belirtileridir. Hakneren kii
uyumsuzluk belirtisidir. Ahmaklar de genellikle iyi ve kt ayrm an
da, melankoliklerde, bunalmllar lamn yitirmi, ahlak kurallar itil
da, manyaklarda, sarallarda, alko mitir. H. Ey yle der: lgnlk
liklerde, bunaklarda haknermenin larn en ok bilineni haknerme l
eitli biimleri grlr. Haknere- gnldr. Burada canl, etrefil,
nin tutumu hemen her zaman ta kukucu ve alngan zellikli kiiler
kntl ya da inatdr, o her zaman szkonusudur. Onlar kinci ve inti
konuyu sonuna kadar izlemeye ei kamcdrlar; ok zaman tutkulu bir
limli olduu gibi genellikle aceleci biimde lkc drler; siyasette,
dir. Hakneren u ya da bu biim dinde, toplumsal dzenlemede fa
de engellendiini sezdiinde vaz natiktirler.
gemeye eilimli olmak yerine tam
bir atlganla brnecektir. Hak- H A LK SEV ER LK (fr. populis
nermede egemen dnce bencil me; alm. Populismus; ing. pop
likle belirgin olduu gibi zgecilik lizm). Halk deerlerini ycelten ba 247
HAYRANLIK
F. Villon: Bir haz iin bin ac. / yollarn aratryordu. Bilimi ve top
Lasphrise: Hazszyaam berbat bir lumsal yaam yadsyan Aristip-
lmdr. / Malebranche: Tanr posa gre mutluluun erdemden,
sonsuz olarak her eyin stnde ol erdemin de bilgiden geldii gr
duuna gre, ona sahip olacakla doru deildir, mutluluun tek kay
ra! hazz elbette tm hazlar aa na hazdr. Haz iyidir, iyi de haz-
caktr. eyleri olduklar gibi be dr. Erdemli olmak hazzn peinde
lirlemek gerekir: Haz her zaman bir olmaktr. Her haz deerlidir, hazla-
iyiliktir ve ac her zaman bir kt r birbirinden ayramayz. Dolaysz
lktr, ne var ki haz duymak her hazlar yani duyumsal hazlar dolayl
zaman yararl deildir, ac ekmek hazlardanyani dnsel hazlardan
de bazen yararldr. / M. Mancini: daha deerli olabilir. Aristipposa
Ksa sren ve ardndan mutluluk gre haz deneyi zgrlk deneyi
gelen aclar hazlarn tadn yok et dir, insan ancak haz iinde zgr
mez, tersine artrr. / J. Racine: olabilir. Ussal erevede en ok
Kendime kanlmaz bir haz yap hazza ulamak Kyrenelinin bal
tm - Onu her gn grmeyi, sev ca amacdr. Aristippos yle der:
m eyi, onun houna gitm eyi. / Duyumlarmz tek bilgimizdir; du
Montesquieu: Akn sefahattan yumlarmzn nesnesi de baka in
stn oluu hazlar oaltmasdr. sanlarn duyumlar gibi kaar biz
/Voltaire: Haz tm ussal varlkla den. Mutluluk erdemden gelmez,
rn konusu, devi ve amacdr. erdem de bilimden gelmez. Sokra-
Bilgeliin sz verdii eyi hazlar tesin gr doru deildir. Mut
salar. (Bk. HAZCILIK) luluk hazdadr, bu haz ne olursa ol
sun, nereye gtrrse gtrsn.
H A Z C IL IK (fr. hdonisme-, alm. Ama her zaman hazzn efendisi ol
Hedonismus; ing. hedonism). Haz- mak gerekir: erdem hazzn aran-
lara ahlaki bir deer ulayan reti. ndadr, zgrlk hazlarn doyu-
Yaam hazlarn deerli kldn ne rulmasndadr. Epikurosuluk da
sren reti. Hazz aramay ve ac bir eit hazclktr. Bununla birlikte
lardan kamay yaamn temel an baz felsefe tarihileri Aristipposun
lam sayan reti. Yunancada he- ve izleyicilerinin grleriyle Epi-
done haz demektir. Hazclk Eski- k u ro s un g r leri arasn d ak i
am dncelerinde olduka yay kk ayrlklardan giderek Epiku-
gn bir anlaytr. Sokratesi okul rosuluu hazclktan ayr tutmak
lar arasnda yer alan Kyrene oku gerektiini dnrler. Nedir ara
lunun kurucusu Aristippos hazc daki ayrlk? E. Brehier yle der:
ln kurucusu saylr. Aristippos Epikuros, hazz ama diye alarak
uyumsuzluun acya uyumun haz insan mutluluun efendisi klmay
za yol atn bildiriyor, skntya dnd. Varolan tek hazzn beden
uramadan mutlulua ulamann hazz olmas yetecekti, ruh hazz
HEPEVRENCLK
n, bir baka deyile doas varo s gerekir yani kendi dna kma
lan olarak anlalan anlyorum. s gerekir. Tam anlamnda bilinsiz
Tzden kendinde olan ve kendiyle olan, ar olaslktan bakas olma
anlalan yani kavram varolabil yan Tanr ancak anlanarak bir an
mek iin bir baka eyin kavram lam kazanacaktr. Bu kendinde var
na gereksinim gstermeyeni anl lk, bu Tanr, bu oluumun evren
yorum. (...) Tanrdan mutlak ola sel ilkesi sav durumundayken kar-
rak sonsuz bir varl, her biri son sav durumuna geerek bilinten
suz ve lmsz bir z aklayan yoksun olan kendi iini yani Do-
bir nitelikler sonsuzluuna sahip ay vareder, sonra bileim evre
olan bir z anlyorum. Spino- sinde kendinde ve kendi iin olan
zann heptanrcl u cmlede R uhu oluturur. Alman lkcl
zetlenir: Tm doa z sonsuz nde Schellingin heptanrcl da
olan tek bir tzdr: tm eyler, do ha aydnlk ve daha belirgindir ve
adan tr, Tanr olan tek bir ey baz yanlaryla Plotinosu baz yan
de bir araya gelmilerdir. Spino- laryla da Spinozay dndrr.
zanm heptanrcl tanrtanmaz Schellingde tm varlk mutlakdan
l dndren tam anlam nda maddenin en alt katlarna kadar uza
maddeci bir heptannclktr. Alman nan bir btn oluturur. Schelling
lkclerinin bak alar da hep- yle der: Varolan eylerin en ka
tanrcla olduka uyarldr. Fich- ranl maddedir. Bazlarna gre
tenin znel lkclk diye ad madde karanln kendisi olmaldr.
landrlan lkclnde heptanr- Bununla birlikte doann tm olu
cl dndren eler vardr, her umlar ve tm canl olgular bu ka
eyden nce Fichtede Hegelde ol ranlk ve bilinmez kaynaktan kar.
duu gibi, evrenle ilkesi arasnda Schellinge gre felsefe M utlakn
zorunlu bir iliki szkonusudur. bilimidir. Schelling bize varl ol
Fichte yle der: Her gerek is duka soyut bir diyalektik iliki iin
tem zorunlu olarak bir edimi n de kavratmaya ynelir: Bylece
grr, ancak her edim nesneler doa gerek ve nesnel grnm
zerinde bir edimdir. Buna gre, altnda arlk ve btnlktr, l
nesneler dnyasnda ben yalnzca ksel grnm altnda ktr, z
doal gle eylemde bulunmakta delik olarak da n girdii ar
ym ve bu g bana ancak doal lktr ya da organizmadr. te yan
eilimle verilmitir; o bende doal dan ruh kendi gerek grnmn
eilimden baka bir ey deildir. de bilgidir, lksel ve znel gr
Hegel tam anlamnda bir zne-nes- nmnde eylemdir, her ikisinin z
ne btnl iinde bir heptanrc deliinde de sanattr. (Bk. HE-
anlay gelitirir. Hegele gre Tanr PEVRENCLK, TANRI, TEK-
balangta bir hiliktir, onun ken TANRICILIK)
254 di bilincine ulamas iin dlama
HEYECAN
HUKUK (fr. droit; alm. Recht; ing. hukuk kurallar tam anlamnda zor
right). Toplumsal szlemeyle or layc bir tutum alr. Ahlak kuralla
taya konulmu zorunlu davran ku rna uymayan kii en ok knana
rallar btn. Bir toplumda yapl bilir, ama hukuk kurallarna uyma
mas uygun olanla yaplmamas ge yan kiinin karsna her zaman
rekenin snrlarn belirleyen yasa yaptrmlar kacaktr. Hukuk bir
lar toplam. Toplumsal yasaklar ve toplumda adaleti gerekletirmenin
onlarla ilgili yaptrmlar belirleyen temel dayanadr, bununla birlikte
yazl yasalar btn. Bir toplum hukuk kavramyla adalet kavram
da bireyleraras ilikiyi dzenleyen n zdeletirmek yanl olur. n
yasalar toplam. Yasalar inceleyen sani gereklere gre dzenlenmemi
bilim. Hukuku oluturan kurallar bir hukuk adaleti deil adaletsizlii
toplumsal yaam dzenleyen ya da gerekletirecektir. Olumlu hukuk,
toplumsal yaamdaki dzeni koru yazl yasalann ve yazl yasa dee
yan formllerdir. Ahlak kurallar gibi rinde kurallarn oluturduu hukuk
hukuk kurallar da, her ne kadar tur. Doal hukuk, her trl sz
yasa diye adlandrlsalar da doa lemenin dnda insanlarn doa
nn zorunluluklarndan deil insan sndan geldii dnlen hukuktur.
yaamnn gereklerinden getirilmi Hukuk devleti, gcn basklardan
olmakla bir uzlamann rnleridir deil yasalardan alan devlet dze
ler, bu yzden doa bilimlerinde nidir, temelinde her zaman bir ana
grdmz yasa kavrayna hi yasa gvencesi yer alr. (Bk. ADA
uymayacak biimde yere ve zama LET, DENKSERLK)
na gre deiiklikler gsterirler.
Ahlak kurallar kiiyi davrannda HMANZM. Bk. NSANCILIK.
ya da seiminde serbest brakrken
262
IR K (fr. race\ alm. Rasse; ing. konuyla ilgili olarak unlar syl
race). Ortak zellikleri olduu var yor: Eskia dnyasnn kann ar
saylan toplumlarn oluturduu a- l konusundaki gr ne olursa
ile. nsan trn oluturan ortak olsun, bu arlk ok az grlen bir
zellikli toplumlar btn. Irk kav eydi. Tarihteki uluslarn ou ta
ram olduka bulank bir kavram rihncesi uluslarn yenilgiye urat
dr ve bir gereklikten ok bir inanc tlar; onlar yenilenlerin byk bir
karlar grnm ektedir. nsann blmn boazlam olsalar da
kkenleriyle ilgili bilgilerimizin s hepsini yokedemediler. Baeen r
nrl olmas ve toplumlar arasnda kn insanlarn kle durumuna ge
ki ortak zelliklerin son derece g tirdiler ve onlarn kadlaryla evlen
reli ya da hatta belirsiz olmas rk diler. Toplumbilimci G. Palantea
sorununun karlksz bir sorun ol gre Irklar felsefesi sonunda bir
duunu dndryor. nsan t tarihsel yazgclktan, hibir soru
rnn kkenlerini ortaya koyarak nu zmeyen toplumsal bir gizem
rklar belirlemek yolunda alma cilikten ya da gerekilikten baka
lar XVIII. yzylda balatlmtr. bir ey deildir. (Bk. IRKILIK)
Ancak bu almalardan alnan so
nularn birbirini tutmazl, zel IR K IL IK (fr. racism e; alm.
likle rk saysn saptamak asn Rassismus\ ing. racism). Irk stn
dan uranlan glkler rk soru l fikri. Irklk bir toplumun bir
nunun kolay zlr bir sorun ol baka toplum zerinde egemenlik
madn ortaya koymutur. Bugn kurma eilimini ortaya koyar. Ayr
ok kaba benzerliklerden giderek ayr belirlenebilir insan rklar bu
rk belirlenmektedir: beyaz rk, lunduu ve bu rklarn insani deer
san rk, kara rk. Ancak bu ayr asndan eit olmad, baz rkla
mn da kabataslak bir ayrm oldu rn stn olmakla br rklar ze
u kesindir. En eski zamanlardan rinde doal egemenlik hakknn bu
beri ar rk dncesi bir inan ola lunduu fikri geen yzylda epey
rak ok yerde varln srdrm ce yanda bulmutu. Hegel Kantm
tr. Bagehot, Uluslarn geliiminin devletler topluluu fikrine tam kar
bilimsel yasalar adl kitabnda bu t bir biimde, evrimin son aa
IRKILIK
vamna kar kan akm. Proko- leme iyiye doru olduu gibi k
vi ve Kuskova gibi iktisatlk yan tye doru da olur. Ancak uygar
dalar ii snfnn yararna siya lklarn geliimi anlamnda ilerleme
sal tutum almay yadsmyorlar, ne her zaman iyiye doru yry
var ki sosyal demokrasi kavray dndrecektir. Bilincin srekli
ndan uzaklaarak sendikac kav geliimi, buna gre insan yaam
raya yaklayorlard. Lenine g nn daha ussal bir biimde yeniden
re sosyal demokrasiyle iktisatl dzenlenmesi, yeni yaam biim
kesinlikle birbirinden ayrmak ge lerinin bilince yeni katklar, yeni bil
rekiyordu. Ona gre rus ii snf giler salamas ilerlemenin en ge
nn kavgasyla bat lkelerinde i nel koullarn belirler. lerleme ya
ilerin fabrika yaamnn koul da geliim dnesi Yeniam bir
larna kar tepkici bir tutum al rndr, bu dnce daha sonra
ayn zamanlarda ortaya km da evrim fikrini dourmutur. lerle
olsa ayn ey deildir. Gerek sa meci anlayn balca savunucu
vamla honutsuzluklar ortaya ko- lar XVIII. yzyln fransz aydm-
yu arasnda zdelik aramak bo lanmaclardr. Ancak bu dnce
unadr. Elbet honutsuzluu orta nin temellerini daha eskilerde ara
ya koyuta da birok yarar vardr. mak da pek yanl olmayacaktr.
Ancak sosyal demokratlarn bal ok belirgin olmamakla birlikte F.
ca amac ii snfnn siyasal ei Bacon ilerleme fikrini getirir, en
timini etkin olarak salamak ve si azndan doann bilgisinde adm
yasal bilincini gelitirmektir. adm ilerleyii dndrr ve az-
ok bulank bir erevede de olsa
L E R S R M E (lat. assertio; fr. tarih fikrini gelitirir. Aydnlanma-
assertion; alm. Behauptung; ing. clar ilerlemeyi zellikle siyasal an
assertion). Olumlu ya da olumsuz lamda alrlar, olumcular iin ilerle
bir nermenin doruluunu bildir me daha ok bilimseldir. Auguste
me. Com tea gre ilerleme, dnce
nin geliimi ve toplumsalln geli
L E R L E M E (lat. progressus; fr. imi gibi iki temel zerinde gerek
progrs; alm. F ortschritt; ing. leecektir. lerlemenin kurucusu ya
progress). Belli bir ynde ileriye da ilk belirleyicisi Leibnizdir. Bu
doru gidi. Bir durumdan bir st konuda Leibniz yle diyordu: B
duruma gei. Daha azdan daha o tn evrende srekli ve ok zgr
a doru gelien her oluum. Au bir ilerleme belirlemek gerekir, bu
guste Comte olumculuun form ilerleme gzelliin ve yetkinliin en
ln yle belirlemiti: lke olarak st noktasna kadar giden bir iler
ak, temel olarak dzen, ama ola lemedir, yle ki o durmadan st bir
rak ilerleme. Olumcu anlamda iler kltr durumuna doru ilerlemek
leme her zaman iyiye doru ola tedir. eylerin uurumunda her za
caktr. Ancak mantksal adan iler man uyandn mas gereken uyu
LETM
ortaya karabilmek iin bir nesne lumsal ve tarihsel bir varlk olarak
de zle ilgili olmayan tm nitelikle insan her zaman bir btnde ele
ri, tm raslantsal eleri dlamak alnmasa da gerek anlamda bir b
tr. Bu da paranteze alm ak la tnlk ortaya koyar. Bu yzden bir
(E in kla m m eru n g ) salanabilir. insan bir adan ele almak onu ek
Husserl bu indirgemeyi akn di sik hatta yanl anlamamz getire
ye nitelendirir, nk o bizi indir cektir. yleyse, insan hem tarih
genemez tek gereklikle, akn ben- sel geliim boyutu iinde toplum
le kar karya brakr. Husserl ol- sal bir varlk olarak incelemek hem
gubilimsel indirgemeyi ayn zaman de onu bilinli bir varlk olarak tm
da gereklik yargsnn askya aln ruhsal etkinlikleri iinde gzlemle
mas anlamnda Epoke diye ad mek gerekecektir. Bu aratrmada
landrr. Sam aya indirgeme: bir insan her eyden nce biyolojik
nermenin doruluunu ya da yan geliim tablosu iinde ele almak zo
lln sonucun yanllyla gs runludur: byle bir aba onun dn
term e. (B k. O L G U B L M , yadaki yerini ve hatta kaynaklarn
PARANTEZE ALMAK) belirlemek asndan ok nemlidir.
Biyoloji bilimiyle uraanlar birhc-
N S A N (yun. a n tro p h o s; lat. relilerden insana kadar uzanan ge
homo\ fr. homme\ alm. Mensch', liim izgisinde ilgin bir banty
ing. man). Ussal canl varlk. Yer yakalamlardr: bir nceki hayvan
yznn en gelimi hayvan tr bir sonrakinin baz gelimi zel
ve o trn bireyi. nsan toplumsal liklerini daha basit llerde duyu
dzende yaayan bir memelidir, ge rur, bir ncekinin bir zellii bir
limi bir dil ve dnce dizgesine sonrakinde yetkin olarak ierilmi-
sahiptir. nsan sorunu felsefenin, tir. Bu bak insann dikkatini ister
zellikle ada felsefenin en temel istemez maymuna evirmesine yol
sorunudur. XVIII. yzyldan son amtr. Tilney ve Yerkes adl ara
ra eitli bilgi alanlarnn deneysel trmaclar empanze beyninin min
bilim zellii kazanarak felsefeden yatr bir insan beyni olduunu gr
ayrlmas felsefeye insan sorunu mlerdir. Eski doabilimcilerin
na en genel kavramsal bak zelli vahi insan ya da orman insa
i kazandrd. XIX. yzylda insa n diye adlandrdklar maymun bir
n iten ve dtan yani ruhsal ve top insan tasla olarak grnr. Baz
lumsal bir varlk olarak ele alan iki aratrmaclar empanzelerin baz
ayr bilimin, ruhbilimin ve toplum zel durumlarda kullandklar ge
bilimin kurulmas, bu arada insan- limemi bir dile sahip olduklarn
bilim ve budunbilim alanndaki b saptamlardr. Ancak insann may
yk gelimeler insan sorununu kk munla yakn zellikler gsterdiini
ten ele almaya ynelen felsefeye dnmek gene de yanl olur: in
ok nemli veriler salad. Ruhsal san maymundan ayran ey ince
bir etkinlik alan olarak insanla top bir duvar deil, ok uzun dnm
NSAN
olmad gibi doal durum diye bir vahi ya da hayvani bir yan kala
yaam koulu belirlemek de olas caktr diye dnrler. Bir alman
deildir. nsan her dnemde belli atasz Her insan kendinde bir
bir biimde doayla ve kendisiyle v ah i hayvan g iz le r der. Th.
ykm, bu ykmadan saysz Cariyle da insann hayvani yann
aclar ve saysz sevinler derlemi yle belirlemitir: nsan, don gi
tir. nk, M arxn diliyle syler yen etil-otul ikiayakldr. / G. le
sek, nsan dnyann dnda so Bon: nsann yaamdaki yeri bil
yut bir z deildir. nsan, insan diiyle deil, istediiyle ve yapa
dnyasdr, devlettir, toplumdur. bildiiyle belirgindir. / Nietzsche:
Ancak, ne olura olsun, Aristote nsan, hayvanla stinsan arasna
lesin de vaktiyle pek gzel belirle gerilmi bir iptir, uurumun ze
dii gibi insan tr zayf bir trdr rinde bir ip. Kendi kendini ta
ve bu yzden toplumsal yaama n, ite bilim burada. Yalnzca ey
mahkum kalmtr. Hibir insan bi lerin bilgisine ulald zaman in
reyi yaamn tek bana srdre san kendi kendini tanyacak. n
bilecek yapda deildir. Buna gre k eyler insann snrlardr. /
bir insan bireyinin yetimesi nere Shelley: Ben insanlarn sevdii in
deyse yirmi be yl gerektirmek sanlardan deilim, anmsad in
tedir. Bu yzden Homeros Odys- sanlardanm. / Voltaire: nsanlar
seiada Yeyznde insandan da uzaktan baka kpeklerin havlama
ha zayf hibir ey yoktur demi sn iitince havlayan kpeklere
tir. XVII. yzylda Pascal insann benzerler. / Boileau: Gklerde
ne Tanr ne de hilik olduunu uan, yerde yryen - Denizde y
syleyecek, onu Tanryla hilik zen tm hayvanlardan - Parisden
arasnda bir orta yer diye belirle Peruya, Japonyadan Rom aya -
yecektir. Pascale gre insan bir ka En ahmak hayvan insandr bence.
m kadar krlgan bir varlktr. Ge / Machiavelli: nsanlar ne tmy
ne de insan zayflklar yannda b le iyi ne tmyle kt olmay bile
yk yetkinlikleri olan bir varlktr, bilirler. / Dostoyevski: Her eye
belki de insan ussal bir hayvan ola alan varlk: bence insan iin yap
rak belirleyen Aristotelesin dedii labilecek en doru tanm budur. /
gibi nsan tanr ya da hayvandr. F. le Dantec: nsan zgrlk d
Zaten insan gelimeye iten bu za leri gren bilinli bir kukladr. / O.
y f varl olmutur. Nietzsche n Wilde: nsann ussal bir hayvan ol
san almas gereken bir eydir di duunu nasl syleyebiliriz! O her
ye dnrken onu ok daha g ey olabilir ussal olamaz. nsan
l grmek istemitir. Kutsal Kitap- yle bir ussal hayvandr ki, usun
ta yle yazar: Tanr insan dos ilkelerine gre davranmas isten
doru yaratt, ama insan birok yet diinde hemen fkeye kaplverir.
kinlik arad. Kimileri, ne kadar in / Leibniz: br cisimlerin ruhlar
284 celirse incelsin, insanda her zaman ve tzsel biimleri ussal ruhlardan
NSANBLM
ok ayrdr: yalnz ussal ruhlar bi- uygun olarak bilgelie ynelmi in-
Brier eylemlerini; bu ussal ruhlar san n b ilg isid ir. n sa n b ilim
doal bir lmle lmedikleri gibi, 1870den sonra insan bilimleri ara
ne olduklarnn bilgisinin temelini de sna katlmtr. Geniliiyle ya da
her zaman korurlar; bu da onlar kapsayclyla, biraz da eksik yan
cezaya ve dle yatkn klar, onlar laryla insanbilim insan bilimleri s
T an n nn egemen olduu evren ralamasnda en st yeri alr gibidir.
cum huriyetinin yurttalar yapar, Gene de insan bilimleri arasnda bir
dolaysyla tm br yaratklar ona baatlk szkonusu olacaksa, bu ba
hizmet ederler. (Bk. BLM, D atln toplumbilimde olmas ge
NCE, FELSEFE, NSAN B rekir. nk toplumbilim insan
LM, RUHBLM, TOPLUMB toplumsal varlk olarak btnselli
LM) i iinde ve deien yaam koul
lar erevesinde inceleyen bir bi
N SA N B M C LK (fr. anth limdir. nsanbilime gelince, o tm
ropomorphisme ; alm. Anthropo insan kucaklamaya alrken bi
morphisme-, ing. anthropomorp- lim olma yolunda glklere ura
hism). Tanrsal varlklara insan mtr. nsanbilim ne lde kap
zellikleri ulamaya dayanan dinsel saycysa, o lde kaygandr, in
reti ya da gr. nsanla ilgili ol san balbana bir btn olarak ele
mayan eyleri insan zellikleriyle alan bir bilim usuz bucakszlyla
aklama yntemi. (Bk. TANRI, bilimden daha baka bir ey ola
OKTANRICILIK) caktr. Dinbilim kaynakl insanbi
lim giderek bir rkbilim anlar ka
NSAN BLM (fr. anthropo zand. rklar genel zellikleriyle,
logie-, alm. Anthropologie-, ing. kkenleri ve tarihleriyle, uygarlk
anthropology). En genel insan etkinlikleriyle ele almaya yneldi,
aratrmas. Tanrsal eylerden in buna gre bir ara insanln olu
sani adan szetme biimi (Maleb- um tarihi diye tanmland. Onu
ranche: Kutsal kitap insanbilimler- ilk o larak ders p ro g ram la rn a
le doludur). nsan varln bt 1855de Quatrefages de Breau katt
n iinde ele alma biimi (ruh ve ve bu ok kapsaml bilime insann
madde diye ayrmadan). Kant, in doal tarihi adn verdi. Auguste
sanbilimi insanla ilgili en genel bi Comte insanbilimi genel olarak in
limsel aratrm a olarak dnr. sann ve yetilerinin bilimi diye gr
Ona gre, kuramsal insanbilim bir d. 1859da nsanbilim demeini
tr deneysel ruhbilimdir, insan ve kuran Broca, bu bilimi insan top
yetilerini en genel erevede ele alr; luluunu btn iinde, ayrntla
pragmatik insanbilim insani yat ryla ve doann geri kalan yanyla
knln artrmaya ynelmi insa ilikileri iinde inceleyen bilim ola
nn bilgisidir; ahlaki insanbilim rak tanmlad. B u durumda insan
grenekler metafiziinin ilkelerine bilim usuz bucaksz bir bilim ola
NSANCILIK
yar ezik inliyor. Geleceinin ken cesi olarak belirleyen reti. (Bk.
disine bal olduunu yeterince bil NSAN, NSANCILIK)
miyor. Yaamn srdrmek istiyor
sa her eyden nce grmek zorun NSANSEVERLK (fr. philanth-
da olduunu bilmiyor. / Alfred ropie; alm. Philanthropie\ ing. phi-
Jarry: Her toplum dnyann en lanthropy). Eskiada rk ya da
gl ve en yrekli toplumu oldu toplum ayrm yapmadan tm in
unu, en bata olduunu syle san lar bir sayan ve ze llik le
yip duruyor. Ne yazk, insan ev Stoaclarda anlatmn bulan eit
resindeki balarla bir tr yuvarlak lik retisi. nsann mutluluunu
hayvandr. / G. Berger: Yalan balca ama sayan retilerin t
mak bir yana, insanlk giderek her m. (Bk. NSANCILIK, MUTLU
gn biraz daha genleiyor. / Ed LUK)
ward Gibson: Tarih bundan by
le insanln cinayetlerinin, lgn N T H A R (fr. su ic id e ; alm .
lklarnn, mutsuzluklarnn sicilin Selbstmord', ing. suicide). Kendini
den baka bir ey deildir. / Dos- ldrme. ok zaman dayanlmaz
toyevski: Soyut insanlk ak he olmu bir durumdan kurtulmak ad
men her zaman bencillikten gelir. na kendini kendi isteiyle ldrme.
/ H.G. Wells: nsanln tarihi Ruhbilim ve ruhhekimlii intiharda
znde fikirlerin tarihidir. Bizim her zaman hastalkl bir temel ara
gerek ulusum uz insanlktr. / ma eilimindedir. Ancak her inti
Publius Terentius Afer: Ben insa har giriimini hastalkl bir etkene
nm, insanlkla ilgili hibir ey bana balamak da kolay deildir. Durk-
yabanc deil. / Alfred Adler: z heim gibi baz yazarlar intihar uy
lenmesi gereken doru yol sorunu garlk geliimleriyle ilgili toplumsal
karanlkta de kalka ilerliyor ol bir olgu sayarlar, bunun iin kent
sak da zlm grnyor. So lerdeki intihar olaylarnn kylerde-
runu kesin bir biimde paralamak kinden ok yksek olduunu bildi
istiyor deiliz, ancak en azndan u rirler. Durkheim intihar yle ta
nu sylemek istiyoruz: biz bir bi nmlar: Kurbann kendisi tarafn
reyin etkinliini ve bir topluluun dan gerekletirilen ve onun orta
etkinliini ancak sonsuzluk iin ve ya kacak sonucu bildii, ayn za
tm insanln en byk geliimi manda olumlu ya da olumsuz bir
iin deerler yaratabildii zaman de edimin dolaysz ya da dolayl so
erli sayarz. (Bk. NSAN) nucu olan her trl lm olay.
Durkheima gre intiharn her za
N S A N M E R K E Z C L K (fr. man toplumsal-ahlaki bir temeli
anthropocerrisme', alm. Anthropo- vardr: stemli lmlerin olumsal
zentrismus; ing. anthropocentrism). ln her an belirleyen toplumun ah
nsan evrenin merkezi sayan ve in laki yapsdr. yleyse her toplum
sann iyiliini tm amalarn en y iin insanlar kendilerini ldrme- 25
NTHAR
ye iten belli etkinlikte ortak bir g ta gizemli fikirler intihar nedeni ola
vardr. Ne olursa olsun, intiharla bilirler. Sk sk gelen sanr nbetle
r hastalkl temeli olan ve olmayan ri de kiiyi intihara srkleyebilir.
diye ikiye ayrmak doru olacak Melankolilerde intihar eilimi ok
tr. Yaama ve ahlak deerlerine belirgindir. A. Porot Her melan
olan sayg kiiyi intihara srkle kolik gcl durumda bir intiharc
yebilir. nsan namussuz diye ni dr der. A. Porotya gre bu has
telendirilmemek iin ya da baka talar genellikle gecenin ikinci yar
sna yk olmamak iin kendi yaa snda, ilk dlerini grdkten son
mna kendi eliyle son verebilir. Din ra (bu kiiler ok az uyurlar) inti
sel bir lk, toplumsal bir ykm hara kalkrlar. Ateli silahlar, b
llk de intihara yol aabilir. Bu gi aklar, jiletler, cam krklan birer in
bi durumlarda intihar bir kendini tihar arac olabilirler. Kendini asma
adamadr. Ayrca, kiilik yaps ge ya da rmaa ya da kuyuya atlama
rei yaam deerleriyle tam anla melankoliklerde ok sk grlr. A
mnda bir tesleme iine dm kalma ve verilen yemei geri e
kiiler de yaama olanaklarn t virme de ok zaman bir intihar ei
myle elden karm olduklar duy limini belirtir. Yerleik lgnlklar,
gusu iinde yaamlarna son vere sara, alkol ve uyuturucu alkan
bilirler; buna en gzel rnek Flau- l, bunama durumlar da intihara
bertin roman kiisi Madam Bo- yol aabilmektedir. Ne olursa ol
varydir. Ayrca intiharda toplum sun intihar bir dnyadan kopmu-
sal etkenlerin ya da etkilenmelerin luk belirtisidir. Bu yzden Elie Fa-
de pay byk olmaktadr, zaman ure intiharla abay iki kart kav
zaman intihar salgnlarna raslanl- ram gibi belirler: nsan ancak in
maktadr. Bu salgnlarda intihar bi tiharla aba arasnda bir seim ya
imi bile ok zaman ayndr (de pabilir: sanatn stn yararll bu
miryoluna yatarak, damdan atlaya abaya ahlakn eksik tuttuu bir he
rak...). Ruhsal bozukluklara bal yecan vurgusu eklemek ve lmn
intiharlarda bireyin duygu dnya gsne bkmadan usanmadan bir
snn byk bozulmalara ve kar canl yrek yerletirmektir. Ruh
klklara urad kesindir. Ksa s bilimin ve ruhhekimliinin gelime
ren ama ok iddetli bir heyecan- si ada felsefeye insan aratr
sal bozukluk, rnein bir felaket ha masnda insan ruhsallnn incelikli
beriyle gelen bir ruhsal bozukluk yanlarn zellikle gzlemleme ge
kiinin zdenetimi elden karma reksinimini duyururken intihar so
sna ve kendini ldrmesine yol rununa da deici bir gzle bakma
aabilir. Her trl ruhsal bunalm eilimi kazandrd. Felsefi adan
azok intihara yneltici bir etken intihar sorunu, Cam usnn de or
olarak grebiliriz. te yandan su taya koyduu gibi, yaamn yaan
luluk, deersizlik, aalanmlk maya deer olup olmad tart
292 duygular, kendini sulamalar, hat masn kendiliinden getirecektir:
NTHAR
Gerek anlamda ciddi bir tek fel dir. X. Fomeret yle der: nti
sefi sorun vardr: intihar. Yaam ya har doruyu aramaya giden bir ku
anmaya deer mi demez mi diye kudur. Konuyla ilgili en ar yar
dnmek felsefenin temel soru gy M. Bontempelli verir: ntihar
sunu yantlamaktr. nsann dn cinayetlerin en ahlakd olandr.
yaya braklm olduu fikrini ne Malraux intihar bir yaam deneyi
sren varoluu ktmserliin yan gibi dnr: Kendini ldren ki
da Camus intihar kavramn by- i kendi kendine yaratt bir imge
lece yaamn samalna gtre nin peinden gider: insan ancak va
rek aklamaya ynelir. Camusnn rolmak iin kendini ldrr. Ne
deyiiyle, insanla yaam arasnda olursa olsun toplumlar intihar pek
ki boanmay getiren biraz da ya iyi karlamamlar, hatta intihar gi
amn tekdzeliiyle bizden uzak riimlerinde bulunanlara pek kat
dmesidir: Kalkmak, tramvaya davranmlardr. Montesquieu bu
binm ek, drt saat broda ya da nu yle belirler: Kendi kendileri
fabrikada almak, yemek yemek, ni ldrenlere kar Avrupada ya
uyumak, pazartesi sah aramba salar ok kat: deyim yerindeyse
perembe cuma ve cumartesi ayn onlar ikinci bir defa ldryorlar,
ritimle hemen hemen ayn yolu iz onlar yakksz bir biimde sokak
lemek. Ancak bir gn niin so larda srklyorlar, onlar namus
rusu sorulur ve her ey aknlkla suz sayyorlar, mallarna el koyu
dolu bu yorgunlukta balar. Ge yorlar. Felsefe tarihinde intihara
nel olarak filozoflar ya da d en olumlu anlamn kazandranlar
nrler intihara olumsuz bir gzle Stoaclar oldu. Stoa ahlak yaa
bakmlardr. Aristoteles ntihar mn tkendii yerde lm semek
genellikle bir alaklktr diyordu. gerektiini bildirir. Yaam doaldr,
Alfieri Yrekliliin kant lmek yaamn son bulmas da doaldr.
deil yaamaktr der. Alfred de Aalar gibi insanlar da lecektir.
Vignyye gre ntihar dinsel ve nsana yaraan gzel bir lmle l
toplumsal bir cinayettir. Elsa Tri- mektir. Yaam koullar uyarszla-
oletye gre de ntiharlar yoktur, tnda Stoac lm seer. Stoa
cinayetler vardr. E. Levinas y ahlak kendi lmn ykmlen-
le syler: lm hibir zaman is meyi zorunlu klar: lm gecikti
tenmez, gelir. ntihar elikili bir rip kt durumlara dmemek ge
kavramdr. Voltaire soruna yle rekir. Epiktetos yle diyordu: u
bakar: ntihar her zaman lgnlk noktada mutsuzsam, benim iin
deild ir, am a in san g enellikle salam bir yol vadr: lm. Yaam
aklclk bunalmna girdii iin l da hibir ey g deildir. stersen
drmez kendini. A. Vinetye gre karsn, artk dumandan boulmaz
ntihar gerekte Tanrsz bir ya olursun. Daha sonra Marcus Au
amn dolaysz anlatmndan ve in relius da yle dedi: Evde ocak
ce zetinden baka bir ey deil ttyor. ok duman yoksa kalrm,
ONA OKULU
hibirini brnden ayrmaz. zel dir, zel istemlerin dnda bir genel
istem doas gerei yelemelere y istem dnmek olas deildir. Ge
nelir, genel istem eitlie ynelir. nel istem, ounlua an bir sayg
Genel istemin gerekletii dzen nn anlatm olmaldr. G istemi:
gerekte tam anlamnda demokra Nietzschede insann kendini geli
tik bir yaam dzeninden ok top tirme yolunda doal eilimi. G is
lumun yararna gre dzenlenmi ve temi Nietzscheye gre gerek an
belli bir yneticinin ynetiminde var- lamda gl insann, gl olmak
ln srdren yasa dzenidir. isteyen insann istemidir. Sradan ve
Thonnard bunu yle aklar: Ya zayf insanlar gl insann g is
sa, dzenlenmi bir genel istem ol temini ellerinden geldiince snrla
makla devlet iin adaletlinin ve ada maya alrlar. Sradan ve zayf in
letsizin, ahlaki iyinin ve ktnn tek sanlar Nietzscheye gre zellikle
kuraldr. Din de dogmalaryla ve ta hristiyan ahlaknn izleyicileridirler.
pnma biimleriyle ite bu yasayla Nietzsche yle der: stn insan
deerlenmitir. (Dinin bamszl lar, benden unu renin: halkn top
Rousseauya gre, katoliklikte g land alanda konumak istiyorsa
rld gibi karklklarn ve at nz konuun. Ama halk gz krpp
malarn kaynadr.) Ona uyup uy yle diyecektir: Biz hepimiz ei
mamakta kimse zgr braklmaz, tiz. stn insanlar m ? Byle der
ona uymayanlar devletten karlma halk gz krparak. stn insanlar
ldrlar, sulular olarak deil toplu yoktur, biz hepimiz eitiz. Her in
ma uymayanlar olarak karlmal san bryle edeerlidir. Tann kar
drlar; yasaya uyacana sz verdi snda hepimiz eitiz. (Bk. B
i halde ona uymayan kii en b LN, US)
yk cinayeti ilemi ve lm ha-
ketmi demektir. V. Grigorieff de S T E M C L K (fr. \olontarisme\
yle der: Bilin insan iin neyse alm. Volontarismus; ing. volurta-
genel istem de site iin odur. nsan rism). stemi evrenin z sayan
kendi bilincine baedii gibi, ken reti. Yargda istemin belirleyici
dine baeercesine genel isteme ba- olduunu savunan reti. Duygu
eecektir, nk genel istem ege nun ve eylemin deerler asndan
men bir toplum oluturan bilinle dnceden daha belirleyici oldu
rin birliidir, herkes iin gvenlii unu ileri sren reti. Zihinsel su-
ve zgrl salar. Genel istemi numlann ve ilevlerin duygusal i
salayacak olan gerek bir nder levlere bal olduunu bildiren ruh-
dir, b ir st n insandr. R ous- bilim retisi. Duns Scotusun tan
seaunun genel istemi ilk bakta rsal istemin belirleyici zgrl
ok ak gibi grnr, ancak biraz n tm dorularn ve ahlak kural
yakndan baknca onun bir d r larnn temel ilkesi sayan retisi.
n olduu grlecektir. nk top Schopenhauern olgular dnyas
lum zel istemlerin btnletii yer nn temeline istemi yerletiren -
STEMCLK
304
K
KAFATASILIK Bk. IRKILIK. nelmi grnd zaman bile da
nk, tutarsz, belirsiz bir btn
KAFAYORUM U (fr. phrenolo- dr. Kalabalk ok belirgin ve ok
gie; aim. Phrenologie; ing. ph kaba bir takm tepkiler gsterme
renology). Kafatas kntlarn yo ye yatkndr. (Bk. TOPLULUK,
rumlayarak yaplan kiilik ve zeka TOPLUM)
yorumu. Gali ve Sprzheim gibi
baz yazarlar kafatas kntlarna K A LIPS Z (fr. slogan; alm. Slo
bakarak kiilik zelliklerini ortaya gan; ing. slogan). Daha ok pro
koymak ve zeka dzeyini belirle paganda amacyla ortaya konulan
mek konusunda almalar yapt ve sk sk yinelenen ksa sz.Bir
lar. Gali buna dayanarak eitli ge fikri bir formle indirgeyen ljsa
nel grler de gelitirdi, rnein sz.
ona gre gzleri da doru kk
olan ocuklar ok zeki oluyordu. K A LITIM (fr. hrdit; alm. Ve-
Bu grn bugn hibir geerlii rerbung; ing. heredity). Bir canl
kalmamtr. varlktan ardllarna ulaan zellik
ler. Kaltm yasalarnn pekounu
K A L A B A L IK (fr. foule; aim. Mendel aklad. MendePin bize
Menge, Volksmasse; ing. crowd). rettiine gre bir bireyin yaamn
Geliigzel bir araya gelmi insan da elde ettii zellikler, kromozom
topluluu. Bilinle ya da belli bir y- lar dzeyinde bir dnm gerek
nelgenlikle bir araya gelen insanlar lemise, bireyin ardllarna gee
toplumsal topluluk olutururlar. cektir. N. L. Munn kaltm yle
Bylesi bir topluluk belli ilkeleri olan aklar: Her hcrenin bir ekirde
dzenli bir topluluktur, hatta bazen i vardr, bu ekirdek stoplazma
belli bir kurum oluturur ya da belli denilen jelatinimsi bir maddeyle sa
bir kurumda bir araya gelmitir. Ka rlmtr. ekirdein iinde ok kar
labalk, tam tersine, bir amaca y mak kimyasal yaplar vardr, bun
KANI
zende bir bilgi bryle kantlanr, oymak iin planlar yapmaya bala
buna gre gerek anlamda belirle yabilir ve bu tasarsn gerekleti
me hibir zaman gereklemez. rebilir. Yetikin kiiler ok rtl ya
da belirsiz biimlerde iddetli ks
K ISK A N L IK (fr. jalousie; alm. kanlk duygulan yaarlar, ancak
Eifersucht; ing. jealousy). Kendisi onlarda ocuksu tepkilerin grl
iin istemeyi balca ama durumu d pek olmaz. Baz yazarlara g
na getirme eilimi. Bir kiinin sa re kskanlk insann znde var
lad bir yarardan rahatsz olma dr ve doutandr. Her insan, ne
yatknl. Bir eye tek bana sa kadar kendine egemen de olsa, buna
hip olma tutkusu. Ar lde du gre kskanlk duygusunu sama
yulan sahip olma duygusu. Sevi bularak altetmi de olsa belli du
len eyin bir bakasnn olmas kor rumlarda kskanlktan kendini ala
kusu. LaRochefoucauld Kskan mayacaktr. Linton bunun kantn
lkta aktan ok zsevgisi vardr Markiz adalarnda grlen u ol
der. Buna gre kskanl sahip guda bulur: tam anlamnda cinsel
olunmak istenilen nesnenin dee zgrln yaand, kim senin
rinden ok bizim o nesneye ykle kimseyi kimseden kskanmad bu
diimiz duyguyla ya da verdiimiz adalarda yerliler sarho olduklar
anlamla aklamak gerekir. Kabil zaman yani istemli denetimleri azal
karma diye de adlandrlan ks d ya da ortadan kalkt zaman
kanlk insann en eski duygularn k sk an lk d u y g u larn o rtay a
dan biridir. Tevratda anlatldna dkerler. O. Klineberg gibi ruhbi
gre Adem ile Havvann byk o limcilerse, tersine, bu duygunun
lu Kabil iftiydi, topraktan sala kltr kkenli olduunu sylerler
d rnleri Tanrya sundu. Kar ve gerek anlamda yetkin bir bilin
dei Habil de oband, o da koyun- ce ulam bir bireyin, bir baka
larn Tanrya sundu. Tanr Habilin deyile tam anlamnda kiilikli bir
sunduklaryla ilgilendi. Kabilinki- bireyin bylesi bir duygudan uzak
lerle hi ilgilenmedi. Bu durum Ka- kalacan sylerler. Her ne olursa
bilin kskanlkla Habili ldrme olsun kskanlk duygusu insana
sine yol at. Kskanlk duygusu bountu veren ve ok zaman ussal
sahip olunan ya da sahip olunmak aklam alara gtrlem eyen bir
istenilen bir eyden yoksun kalma duygudur. / La R ochefoucauld:
korkusuyla belirgin son derece s Kskanlk her zaman akla doar
knt verici bir duygudur. ocuk ama her zaman akla lm ez. /
iin sevgili anneye yakn duran her Mme de la Fayette: Akn henz
kii bir kskanlk konusu ya da ne kendini aklamad bir yrekte
denidir (Oidipus karma). Bu kskanln getirdii karklk an
duygu ocuu iddete yneltebilir: latlr gibi deildir. Ak olduu
ocuk kk kardeinin gzlerini
322 mu bana yalnzca kskanlk duyur
KPLK
du. nsan iyiden iyiye aksa ne nese gre en byk bilge Herak-
densiz kskanr. / Mme Deshou- lesdir, nk sonuna kadar istemli
lteres: B ir para kskanlk uyan ve sonuna kadar zgrdr. Antist-
drr - Uyuyakalm mutlu ak. henesin balca mezi Sinoplu
(Bk. AK) Diogenesdir. Diogenes, skendere
ya da gerek adyla Aleksandrosa
K N K LER OKULU. Sokratesin Glge etme baka iyilik istemem
lmnden sonra kurulmu olan ve deyiiyle nldr. Diogenes g
azok onun yntemini izledii iin rlerinden ok dnyadan el etek
Sokratesi okullar diye adlandr ekm eye d ay a n an y a a y y la
lan okullardan biri. Kinikler okulu tannmtr. Kinik ya da kpek
belki de Sokratesi okullarn en si sfatna yaayyla en ok yak
nemlisidir. Bu okul Atinann va lam olan odur.
rolarndan Kynosargesde (yun.
kpek antmezar anlamnda) ku K P (lat. modus; fr. m ode; alm.
rulmutur. Okulun kurucusu An- Modus, Schlussmodus', ing. mode,
tisthenes K ynosarges gym nasi- mood). Bir znenin ya da bir tzn
onunda uzun sre dersler vermi belirlenimi. Bir varln varolu bi
tir, retisi ve okulu da bu yzden imi. Bir varln eylemde bulun
bu adla anlm tr (yun. kurikos ma biimi. Tasmda nitelie ve ni
kpeksi demektir). Okulun bu celie gre nermelerin ald bi
adla anlmasnn bir nedeni de Si- im (tmel olumlu: A; tmel olum
noplu Diogenesin yaad sefil suz: E; tikel olmlu: I; tikel olum
koullar nedeniyle Kpek (yun. suz: O). Tasmda dnce kalpla
kuon) diye adlandrlm olmas ola r. Bu kalplar on dokuz tanedir: Bar
bilir. nce sofist Gorgiasn sonra bara, Celarentvb. Spinozada kip,
Sokratesin mezi olan Antisthe- nitelike kart olarak yani tzn z
nese gre en yce iyi erdemdir. o lan eye k art o lara k tzn
Erdemin bilgisine bilimle ya da di davurumudur.
yalektikle ulaam ayz. Erdem in
kayna dncede deil yaamda K P L K (lat. modalitas; fr. m o
dr. nsana mutluluk verecek tek dalit', alm. Modalitt; ing. mo-
ey erdemli yaaytr. nsan tut dality). Bir varln biimler alma
kularn altedebilecei, gereksinme zellii. Bir varln zel biimi.
leri nemsemeyebilecei zaman in Kantda yarg biimlerinden ve zih
sandr. Bu da dnyadan uzakla nin kategorilerinden biri. K antda
makla, tanrsala yaklamaya al kiplik yarglar, sorunlu (olasyla
makla gerekleir. nsan aclarda, ilgili), savl (olanla ilgili) ve zorun
glklerde, yorgunluklarda insan lu (kesin olanla ilgili) olmak zere
lar. Bilge kii yanlgnn ve gna eittir. Yamur yaarsa evde
hn uramad kiidir. Antisthe- kalacam dediim zaman bir so
323
K
345
M
M ADDE (yun. hyle\ \at.materia; K antda madde duyulur deneyin
fr. matire; alm. M aterie, S to ff; verisidir. yle der Kant: Olguda
ing. matter). Doal nesneler dn duyuma karlk olan madde diye
yas. Mekanik bir ktleye sahip olan adlandnyorum. Olgular eitlilii
cisimsel tz. Maddenin iinde ya ni baz ilkelere gre sezgide birbi
admz ve maddenin kendisi ol rine balayan eyi de olgunun bii
duumuz halde onu kavramakta ve mi diye adlandryorum. Descar-
dolaysyla tanmlamakta glk e tes maddeyi uzamla zdeletirir,
kiyoruz. K ant m addeyi basite bylece boluk fikrini ortadan kal
uzayda devingen olan ey diye drr. /Piene de Ronsard: Madde
tanmlar. Rousseau iin kendi d kalr, biim yitip gider. / Buffon:
mda duyduum ve duyularm et M adde ruhum uzun bir bifm i
kiley en her ey m addedir. La o la b ilird i, onun grm e
M ettrie m addeden szederken biimlerinden biri. / Marquis de
aka syleyeyim ki onu kavra S ade: D oa k en d i k en d in e
yamyorum der. Rgnona gre deviniyorsa, pekiyi, devindirici
madde bir varlk deildir, varln neye yarar? Devindirici eer madde
yapld eydir. Aristoteles felse z e rin d e etk in se m ad d ey i
fesinde ve skolastiklerde bir birin d e v in d irirk e n n asl o lu y o r da
ci madde ve ikinci madde ayrm k en d isi de m ad d e o lm u y o r?
vardr. Birinci madde ya da birin A nlay ab iliy o r m usunuz ruhun
cil madde an maddedir, herhangi m adde ze rin d ek i e tk isin i ve
bir belirlenim kazanmam olan be m eddenin kendisi de hareketli
lirsiz ilkedir, an gcllktr. kinci olmayan ruhtan devinim aln? /
madde ya da ikincil madde belirle Eugne Delacroix: M adde her
nim kazanm maddedir, cisimler zaman hzne kaplr. / Charles
olarak belirmi maddedir. Bu eski Baudelaire: Her yaratlm biim,
felsefelere gre madde gcllk in sa n n y a ra tt b i im le r de
tr, biim ed im d ir (R gnon). lm szdr. nk biim 3 4 7
MADDEBMCLK
366
N
N A RK SSO S U LU K (fr. nar dine, zellikle kendi bedenine hay
cissisme; aim. Narzissmus; ing. nar ranlkla belirgin N arkissosu ei
cissism). Kendine ar hayranlk. limler ortaya kabilir. Bu eilimler
Narkissosuluk eski Yunanistan bireyi dnyadan kopmaya kadar
daki Narkissos mitosuna dayanr. gtren eilimler olabilir. Narkis-
Narkissos pnara su imeye indi sosuluun olaan ya da hastalk
inde kendi imgesini su yzne sz biimleri ar olmayan ve zel
vurmu grr. Kendi kendine y likle sanatlarda grlen biimle
le der: Kendi akmdan yanyo ridir. Charles Lalo yle der: Nar
rum. Suya vuran bu gzellie nasl kissos bir kendiyle ilgilenir. Bencil
ulaacam? Bu imgeden uzaklaa olarak deil sanat olarak. nan-
myorum. Beni yalnz lm kurta d bir ehvet adna deil bir g
racak. Narkissos kendi imgesini zellik tapnmas adna. (Bk. BEN
gzleye gzleye lr. Ruhayr- CLK)
rmasnda libido dediimiz eneji
nce kendi stne ynelir, sonra NATRALZM Bk. DOALCI
benle bakas arasnda bltr LIK.
lr, bu enerji daha sonra bakala
rndan uzaklap bene balandn NEDEN (lat. cansa; fr. cause; alm.
da Narkissosu eilimler oluur. Ursache; ing. cause). Bir eyin olu
Kiiliin geliiminde Narkissosu umunu salayan. Bir sonucu ya
evre ilksel evredir. ocuk kiiliini ratan etken. Felsefe nedenler ara
d dnyadan tmyle ayrmadan trmasyla balar diyebiliriz. lk fi
nce bir Narkissosu evreden ge lozoflarn ortaya koyduu evreni
er: dncelerinin ve eylemlerinin vareden ilksel ilke fikri nedensel
tam yetkinliine, esizliine inan dncenin temelini oluturur. El
mtr. Yetikinlik dneminde ps bet felsefeden nceki dnce bi
rklk gibi nedenlerle kendine ka iminde yani mitolojik dncede
pal bir yaam srdrenlerde ken de mitoslar dzeyinde nedensellik 3 6 7
NEDENBLM
NESNEL (fr. objectif, alm. objek hem bedensel hem ruhsal alma
tiv, ing. objective). Nesneyle ili y ierir (yoga).
kili olan. D escartes anlamda,
kendini zihinde ortaya koyan her N T E L K (lat. qualitas; fr. qua
ey nesneldir. Bu anlamda gerek lit; aim. Qualitt; ing. quality).
olanla nesnel olan birbirinden Bir eyin olu biimi. Nitelik ger
ayrmak gerekir. Nesnel olan zihin ekliin nicelie indirgenelemeyen
de kendini gstermekle birlikte her bir yzn ortaya koyar. Locke zo
hangi bir gereklii karlamayabi runlu olarak varolan ilk nitelikler' i
lir. Drt bal ve alt kuyruklu bir zorunlu olarak varolmayan ikincil
yaratk tasarlarm, benim bu tasa nitelikler'den ayryordu. lk nite
rmm gerek deildir ama nesnel likler maddeden ayrlmayan, mad
dir. Ancak nesnel olan tam anla deye sk skya bal niteliklerdir,
mnda nesneyle ilgili saymak daha ikincil nitelikler birincilerden tre
doru olabilir, nk nesnel olan yen niteliklerdir. Lockeun bu ni
gerekte zneden bamsz olandr. telikler ayrmn daha nce skolas
(Bk. ZNEL) tikler yapmlardr. Locke bu ayr
m belirginletirdi. Bu ayrmn ilk
N EV R O Z Bk. SNRLLK biimini Demokritosda buluruz.
Bu arada Leibniz de bu ayrm be
N C E L K (lat. quantitas; fr. qu nimsemitir. (Bk. NCELK)
antit', alm. Quantitt', ing. quan-
titiy). llebilir ya da saylabilir N O EM A (yun. sz.). Olgubi-
olann nitelii. Artabilir ya da aza limsel dilde dncenin yneldii
labilir olann nitelii. Ayn cinsten nesne ya da genel fikir. (Bk. OL-
eylerin belli bir blmnn saylarla GUBLM)
belirlenmesi. (Bk. NTELK)
N O ESS (yun. sz.). Olgubi-
N H L Z M Bk. HLK limsel dilde dnce edimi, dn
cenin ynelgen etkinlii. Somut
NRVANA (sanskrite szck). ruhsal gereklik noesis diye adlan
Buddhaclkta ruhun en stn yet drlr, onda varolan anlam da noe-
kinlie ulamas. Schopenhauerin m adiye adlandrlr (Sartre). [OL-
yaygnlatrd bu terim istemli ya GUBLM]
am dan u zak lam ay , duyulur
dnya nesnelerinden kopmay, tam N O M NALZM Bk. ADCILIK.
anlamnda bir dinginlie ve esenli
e ulamay anlatr. Acdan ka NORMAL Bk. OLAAN.
anlamnda Nirvana tam tamna bir
yokluk durumudur. Nirvanaya d NOUM ENON (alm. sz.). Ken
370 zenli bir abayla ulalr, bu aba dinde eyin alan. Deneysel ya da
NOUMENON
37
o ld, filozoflar kendi grlerini or
O . Mantkta tikel olumsuz ner
gelerin simgesi. rnek: Baz in taya koyan bamsz kiiler olma
a n la r lml deildir. yoluna gittiler. Bugn eski anlamn
da felsefe okullar yoksa da ayn
O K K A N IT I Yunan filozofu retiyi benimsemi filozoflar top
EleaI Zenonun varln birliini, luluu iin okul terimi kullanlmak
devinimin olanakszlm gstermek tadr. (Bk. SKOLASTK)
iin ileri srd kant. Buna gre
an ok devinimsizdir. nk bu OKU M AYTM (fr. alexie; alm.
ok uarken her an belli bir noktada Alexie; ing. alexia). Yazl dili an
bulunacaktr. Belli bir noktada bu lama gcnn ortadan kalkmas.
lunmak da durmak demektir. (Bk. Kii konuurken hibir olaand
ELEA OKULU) grnm ortaya koymaz yani ra
hat rahat konuur ve sylenilenleri
O K K A ZY O N A LZM B kA R A - kolayca anlar, hatta rahat rahat ya
NEDENCLK. zar, buna karlk kendisine verilen
bir yazy okuyamaz, nk yaz
OKKLTZM Bk. GZLBLM- daki szcklerin anlamlarn unut
CLK. mutur. Bir alglama eksiklii olan
okumayitiminin organik nedenleri
OK U L (lat. schola; fr. cole; alm. vardr. (Bk. YAZMAYTM)
Schule\ ing. schoot). Bir ortak
reti erevesinde bir araya gelmi OLAAN (fr. normai, alm. nor
filozoflar topluluu. Felsefe okul mal-, ing. normal). Kurala ya da ya
larnda genellikle bir nder vardr saya uygun. Allagelmi olana uy
ve nderlik zinciri en bilgili ve en gun. Hibir zel durum gsterme
yetenekli kiilerden oluur. Eskia yen. En geerli tipe uygun. Tr
felsefeleri zellikle okul felsefele nn zelliklerine uygun. Hibir zel
riydi. Giderek felsefe okullar da durum ortaya koymadan sren d
OLAANDII
OLU (fr. devenir, alm. Werden; O RTAK (fr. com m un; alm .
ing. becoming). Bir durumdan bir gemein; ing. commori). Ayn anda
baka duruma gemekle belirgin birok varlkla ilgili olan. Belli bir
deiim. Bir durumdan bir duru yerde ve belli bir zamanda birok
ma, bir andan bir ana gei. Gei kiiyi ya d a b ir o k n esn e y i
anlam nda deiim. B ir varln ilgilendiren. Ortak duyu (fr. sens
srekli deiimi. Oluu gerek an commun; alm. Gemeiner Verstand;
lamda ilk belirleyen Herakleitos ol ing. common sense), eski ruhbilim
du. Her eyin tam bir olu iinde kavraynda eitli duyu organla
akp gitmekte olduunu bildirdi. rnn verilerini bir araya toplayan
Ayn rman suyunda iki kere y ve onlarn bileimini kuran duyu ya
kanlmaz diyordu. Hegel felsefe da skolastiklerin deyiiyle insann
sinde olu temel kavramlardan bi duyulur yaamn olgularn almas
rini oluturur, bu felsefede srekli n ve duyu verilerini birletirmesini
deiim iinde bulunan, srekli olu salayan duyulur bilin. Descar-
durumunda olan bir varlk szko- tes bu kavram olduu gibi benim
nusudur. Spencerin evrimcilii de semitir. (Bk. DUYU)
olu fikri zerine temellenmitir.
(Bk. DEM, EVRM, LOGOS) ORTAKLAMACILIK (fr. col-
lectivisme; alm. Kollektivismus;
OLUUM (lat. genesis; fr. gense; ing. collectivism). retimde ve da
alm. Genesis; ing. genesis). Bir e tmda devlet denetimini savunan,
yin belli bir duruma gelmesi ya da yalnzca baz tarla, maden oca ve
OTAR
380
D EV (fr. devoir; alm. Pjlicht;
o
4 00
p
PANTEZM . Bk. HEPTANRICI- zamanla ocuklarn eitimiyle ilgi
UK lenir oldular. Pedagoji bir ocuu
ya da ocuklar topluluunu bilgi
PARANOYA. Bk. DZENLIL- lendirmekten daha ok bir eydir.
GINLIK. Pedagoglar bir ocuun ya da o
cuklar topluluunun fiziksel, d
PARANTEZE A LM A K (fr. mise nsel ve ahlaki niteliklerini geli
entre parantheses; alm. Einklam tirmekle, ocua salam bir kiilik
merung). Olgubilim cinin dnya kazandrmakla, bu arada onlarn
karsnda belirleyici bir tutum al renimlerini salamakla ykm
mas. H usserlin felsefe diline ar ldrler. ada dnyada her ka
maan ettii bu deyim dnya kar demede grev yapan retmenin
snda belirleyici olma tutumunu pedagog nitelikleriyle donanm ol
belirler. Olgubilimci iin ne dnya mas gerekir. Her ocuk ayr bir ki
y yadsm ak ne de onu kukuya ilik gelitirme zellii ortaya ko
koymak vardr. Paranteze almak yacandan, pedagojide am az
henz dorulanmam bir belirle ku rallard an ok y atk n lk la rn
meyi doru ya da yanl saymadan nemli olduu kesindir. Bu yzden
nce yaltmak ya da yanszlatr bu alan bir sanat saymak yanl ol
mak, eletiriye amak, bir baka maz. Gene de pedagojide geldigeti
deyile askya almak ilemidir. (Bk. kurallar szkonusu olamayacana
OLGUBLM). gre, pedagojinin salam temelle
re dayal bir bilim olarak da d
PE D A G O J (fr. pdagogie-, alm. nlmesi doru olur. Pedagog o
Pdagogik, ing. pedagogy). o cuun kiiliini gelitirirken onun
cuk yetitirme bilimi. ocuk ye toplumsal evreye uymasn sala
titirme sanat. Eski Yunanistanda yacak etkinlikleri gstermekle y
paidagogos ocuklar okula gtr kmldr. ocuu bir byk adam
mekle grevli kleydi. Bu kleler rnei olarak grme kolaylna 4 01
PERPATETKLER
ve doasn tanmak zordur diyor dr, yrei belli bir ritme gre ar
du. M alebranche ruhun bedenle pan insandr: ruhsal olgularn her
ilikisini yle belirliyordu: lk in zaman fizyolojik karlklar vardr.
sann gnah ruhumuzun Tanryla te yandan, dnen ve duyan in
birliini yle zayflatt ki, bu birlik san kendi dnceleri ve kendi duy
ancak yrei arnk, zihni aydnlk gulan olan bir topluma girmitir, bu
kimselerde kendini gsterir oldu. toplumun ruhsal yaam ortak ruh
nk bu birlik duyularn yargla sal yaamda yanksn bulur: kii
rn ve tutkularn devinimlerini k sel ruhsal yaam bir anlamda or
r krne izleyenler iin bir d ola tak ruhsal yaamda varln sr
rak grnmektedir. Buna karlk drr. Paul Foulqui6 ruhsal olgu
gnah ruhumuzun bedenimizle bir larla bedensel olgularn ayn biim
liini glendirdi, yle ki bizim bu de tannamayacan bildirerek y
iki paramz tek bir tz gibi gr le der: Fizyolojik olgular ancak
nr oldu. Ya da bizi duyularmza duyularla dorudan doruya tan
tutkularmza ylesine kle yapt ki nabilirler, ruhsal olgular ancak bi
bedenimizin bizi oluturan bu iki linle dorudan doruya tannabi
paradan balcas olduuna inan lirler. Buna gre benim gzlerim al
dk. K anta gre ruh anln kav dm yaray grr ve bilincim on
rayabilecei bir ey deildir, ancak dan doan acy alglar. Ben elbette
o Noumenon olarak vardr, zgr duyduum acdan giderek, grme
dr ve zamanddr. Deneyciler, diim yarann varolduu sonucu
Hume, John-Stuart Mili ve brle na varrm ya da arkadamn ya
ri ruhu bilin olgularna indirgedi rasn grrm ve onun ac ektii
ler. Bugn ruhtan daha ok bilin sonucuna varrm ki bu ac benim
durumlarnn ya da ruhsal olgula yaam adm bir acdr, burada
rn btn anlalmaktadr. Dn ol dorudan doruya bir bilgi szko-
duu gibi bugn de ruh bazen nusu deildir. Foulquieye gre
zihinle kartrlmakta, bazen de ruhsal olgular kiiseldir, onlar an
ondan tmyle ayr olarak yaam cak yaayan kii anlayabilir. Ruh
ilkesi diye anlalmaktadr. Paul sal olgular yer kaplamayan ve l
Foulqui ruh ve beden ilikisini ye gelmeyen olgulardr. Ayrca
ada ruhbilim asndan yle ruhsal olgular zamanda akp geer
aklar: Ruhsal olgularn fiziksel ol ler. Onlar sreri i, deiken ve ke
gulara kart olan zyaplar varsa sintisizdir. Bununla birlikte ruhsal
da, her bireyin bilin ak kendine olgularla bedensel olgular arasnda
gre bir zgnlk gsterse de ruh sk bir ba vardr. (Bk. BEDEN,
sal olgular yaltk olarak gzlemle- KOUTULU K, NCESEL
nemezler. Dnen ve duyan in UYUM, ZHN)
san ayn zamanda soluk alan insan
410
RUHAYRITIRMASI
417
SAM A (lat. absurdus; fr. absr
s isi Albert Camusda buluruz: Her
d e ; alm . Absrd', ing. absrd). eyi bana aklasnlar ya da hibir
Mantn kurallarna aykr olan. Us- eyi aklamasnlar isterim. Us y
d olan. Kendi iinde elikili olan. rein bu l karsnda gsz
Anlamdan yoksun olan. Varoluu kalr. (...) Sama, insann arsy
felsefe sama kavramn yaamn la dnyann anlalmaz sessizlii
temel kavramlarndan biri yapt. Va nin bu atksndan doar. Bu ara
roluu felsefe bu eilimin kayna da Sama duygusu br duygu
n Pascalin bilinmez olan kar lar arasnda bir duygudur diyen
sn d ak i te d irg in li in d e bulur. Camus samay bir tabula rasa sa
Pascal yle diyordu: Kavray yar: Yntemli kuku gibi sama
mz dnlebilir uzaylarn tesi da tabula rasa oluturur. Sama Bi
ne bouna tayor, eylerin gerek zi amazda brakr. Ama yntemli
liine karlk yalnzca kk ey kuku gibi o da kendi stne d
ler elde ediyoruz. Merkezi her yer, nerek yeni bir aratrmay balata
evresi hibir yer olan sonsuz bir bilir. Sama, varoluu flozofla-
byklktr bu. Bylece insan nn herbirinde azok deiik anlam
yaam aralksz bir yanlmadr, in lar alr. rnein Kierkegaard ve He-
sanlar birbirlerini yanltrlar, birbir idegger bu dnyadaki yabancl
lerini verler. Biz varken kimse biz anlatm ak iin onu kullanrlar.
yokken and gibi anmaz bizi. Bu Gabriel Marcel iin sama insani
' deiklik insan zorda brakan, tu- varoluun gizidir. Sartre onu evre
I tarszlklara iten bir eksikliktir. nin anlamszl olarak grr. Sart
[ Pascale gre insan bu eksikli du re yle der: Varln ussal daya
nunu aamayacaktr: nsan ken- na yoktur, varlk nedensiz ve zo-
disi iin de bakalar iin de rtl- runluksuzdur: varln tanm bile
[ lkten, yalandan, ikiyzllkten bize onun kkel olumsalln gs
' baka bir ey deildir. Ayn kay terir. Dinci varoluulan ayr tu
gy varoluu dncenin nl ki tarsak, tm br varoluu flozof- 419
SADZM
maddesel dzeyde deildir. Sana rak sanat her eyden nce bir in
tn yararll duygu, heyecan ve san aratrmacsdr ve insann duy
yksek kavray dzeyindedir. Sa gu ve dnce dnyasn tanmak
nat herhangi bir kesimden yana de la ve yanstmakla ya da tantmakla
ildir, ancak o hibir kesimi gz ykmldr. Byle olmakla o ya
den uzak tutmamaldr, onlarn ne pc ve yaratc bir duyarlln in
k a n tla rn ne b y k l k lerin i sandr, bu duyarlln sanatn
grmezden gelmelidir. Sanat onla oluturma serveni iinde ya da ya
ra egemen olur, onlarla yzyze ge ratma sreleri boyunca ustalaa-
lir, onlarn hakemi olur, herbirini ay rak kazanmtr. O her eyden n
r ayr aklar. Szcn en derin ce bir yaam gzlem cisidir, bir
anlamnda sanat bir aklamadr. O yaam ayrtrmacsdr, ayn za
insanlar birbirlerine aklar, kadn manda bir yaam yorumcusudur.
erkee ve erkei kadna aklar, bu Bilgin iin yaam bilimde akla
gnn insann yarnn insanna nrken sanat iin yaam sanatta
aklar, eski zamanlarn insann yeni alanr der Henri Delacroix. Ona
yetien gen insana aklar. / gre Sanat duygular estetik bi
D escartes: D erin dncelerle imleri iinde ve estetik biimleri
filo z o fla rn y a z la rn d a n ok ne doru yaar. Sanatnn sanat
airlerin yazlarnda karlayor kendi sanatdr, sanat sanatn
olm am z a rtc gr nebilir. dnyayla ilikileri iinde zelleti
Bunun nedeni airlerin heyecanla rerek kurar ya da kendi zellikleri
ve im gelem gcnn etkisiyle nin belirleyiciliinde oluturur. Bir
yazyor olmalardr. akmaktanda anlamda estetik dzeyde dnyann
nasl k v lc m la r v a rsa (ate iselletirilmesidir bu. Sanat sa
k v lc m lar) bizde de b ilim in natnda kendi kurmu olduu zel
kvlcmlar vardr. Filozoflar onlar likli bir ortamdadr, kendi zel yur-
uslaryla ortaya karrlar; airler dundadr. Sanatnn kurduu bu
onlar imgelemle ortaya koyarlar: dnya apayr bir dnyadr. Bu an
kv lcm lar o zam an d aha ok lamda sanat yatknlklarn zel
parlar. (Bk. GZEL, ESTETK, letirmi kiidir. Sanatnn sana
YARATMA) tnda kendi kiiliinin izleri vardr
ya da yanslar vardr. Buna gre
SANATI (fr. artiste; alm. Knst- her sanat kendi zel temalaryla
ler; ing. artist). Duygu ve dn ve kendi zel gereciyle belirgindir.
ce erevesinde gzeli gerekleti Her sanat sanatsal gereci kendi
ren. Sanat yapan. Kendini gzelin bilin koullar erevesinde kulla
gerekletirilmesine adam kii. Bir nr, kendi ngrleri erevesinde
sanat yaptnn yaratcs. Bir yapt kullanr. Bylece sanat kiiliim
yorumlayan kii. Gzeli kuran ya oluturmu olur. Sanat iin birey
da gzelden sorumlu olan kii ola sel kiilikten ayn olarak ama elbet
SANRI
nflama yapt. Bacona gre bilim rinde bizim hibir deitirici etki
gerek olann yani somut olann miz szkonusu olamaz. nc s
aratrlmasyla kurulacakt. Bu da radaki fizik de saylarla ve nesne
deneysele, olgulara ynelmek de lerle ilgilidir, bu alanda nesneler de
mekti. Bu yeni bilimin ilk ve en ikendir ve biz onlar zerinde de
nemli blm doa olaylarn bir itirici etkide bulunabiliriz. Kim
btn olarak ele alan ve bellek bili y a 'fa fiziin karmaklna zgl
mi diye nitelendirilebilecek olan ta- tepkilerde eklenir. Biyoloji'de kim
rihdir. Doa olgularn sergileyen yann karmaklna yaam olgu
doal ta rih '\q insanlk olaylarn lar eklenir. Sonuncu bilim en so
sergileyen uygarlk tarihi'm birbi mut bilim olan ve insani olgularla
rinden ayrmak gerekir. Bacon ta ilgilenen toplumbilim'dr. Bugn bu
rihin yanna usla ilgili bilgi alan di bilimler okluunda bir bilim snf
ye belirledii felsefe'yi ve imgelem lamas yapmak kolay deildir. An
bilimi diye belirledii iir' i koyar. cak bilimler doa bilimleri ve in
Felsefede ayr blm belirler: san bilimleri diye ikiye ayrabiliriz.
dinbilim, doabilimi (fizik) ve in (Bk. BLM)
san bilimi. Fizik ikiye ayrlr: ku
ramsal fizik ve ilevsel fizik. Ku SIN IR (fr. limite', alm. Grenze; ing.
ramsal fizik Aristotelesin belirle limit). Yanyana iki alan ayran
dii drt nedeni aratrr. Madde nokta, izgi ya da yzey. Kant No-
sel ve etkin nedenler zel fizik'm , umenon kavramn bir snr-kavram
sonusal ve biimsel nedenler me (ein Grenzbegriff) olarak adland
tafizik''m konusudur. nsan bilimi rr. Felsefeyi bir bilgi eletirisi <5la-
de ikiye ayrlr: bireysel insan bili rak gren Kant, onu kendi snrla
mi ve toplumsal insan bilimi. He rn bilen dnce olarak nitelendi
kimlik, mantk ve ahlak bireysel rir. (Bk. NOUMENON)
le, ynetim sanat ve insan iliki
leri [toplumsalla ilgilidir. En yeni ve SM ETR Bk. BAKIIMLILIK.
en belirgin olmakla birlikte bilimle
rin eyitli dallara ayrlmasyla ge SM G E (lat. symbolum; fr. sym-
erliliini yitirmi olan snflama bole\ alm. Symbol; ing. symbol).
Auguste Com teun snflamasdr. Bir anlam dlatran biim. Bir
Comte bilimleri konulanna gre ya benzerlik ilikisi altnda bir baka
lndan karmaa doru snflar. Bi eyi sunan iaret ya da biim, im
rinci srada gerek nesnelerle ilgisi ge ya da nesne. Biimsel yapsyla
olmayan, yalnzca saylarla ilgile soyut bir eyi ya da kendinden da
nen matematik vardr, bu bilim en ha karmak bir eyi dndren
soyut bilimdir. kinci srada say ey. Simge basit ya da karmak
larla ve nesnelerle ilgili olan gkbi herhangi bir imgedir. Basit simge
lim yeralr; gkbilimin nesneleri ze ler daha ok gndelik yaamda kul 435
SMGE
444
AM A (fr. tonnem ent; alm. iin olduka yararl olan ama
Verwunderung; ing astonishment). bireysel kalamayacaktr. Ona gre
R uhsal sarsnt. O laand bir bir konuda aknla urayan kii
durum k a r s n d a d u y u lan aknln bakasna yanstmak
deiiklik duygusu. Beklenmedik ister. Bylece insan ama yoluyla
bir olayn uyandrd ruhsal tepki. kendini eitir. K arlkl eitim
A llm adk bir durum zellikle b irb irin d e a m a d u y g u su
birdenbire karlatmzda bizde yaratmaktan baka bir ey deildir.
ama duygusu yaratr. Bu duygu S p in o za K sa in c e le m e 'sin d e
bizim bu yeni durumu kavramamza amayla ilgili u rnei verir: Hi
ve ona biraz da olsa almamza uzun kuyruklu koyun grmemi
kadar srecektir. H er yeni bizde o lan kii uzun k u y ru k lu fas
azok youn bir am a duygusu k o y u n la rn g rd zam an
yaratr. Yaratc insan etkinliinin aacaktr. Anlatrlar, kendi tarlas
te m e lin d e ite bu d u y g u n u n dnda tarla olmadn sanan bir
varolduunu syleyebiliriz. Her k y l , inei k a y b o lu n c a onu
gn yeni olsun grdn, bilge kii uzaklarda aramak zorunda kalr ve
her eye aan kiidir der Gide. kendi tarlas dnda ok sayda tarla
Birdenbire karmza kp bizde olduunu grp aar.
am a d u y g u su uy an d ran ey
ortadan ekilmeye baladnda biz EM A (fr. scheme-, alm. Schema;
de yava yava olaann snrlarna ing. scheme). Herhangi bir nesne
ekilm eye balarz. A ristoteles nin basitletirilmi sunumu. Leib-
M e ta p h y s ik a nn 1. k ita b n d a n izde m onadlarn tem el ilkesi.
felsefenin m eraktan doduunu Kantda kategorilerle olgular ara
anlatrken Gerekte bugn olduu sndaki arac birim. K anta gre
gibi ilk filozoflar felsefi kurgulara duyulur sezgide verilmi olan ol
iten a m a d r der. G asto n guyla anln kategorileri arasnda
Bachelarda gre bilimsel kltr bir nc terim olm aldr, bu
445
EY
447
T
TABU (Polinezyaca sz). Doku les balangta zihnin hibir bilgi
nulmas yasak olan. Tabu, Polinez- iermediini, bilginin ancak duyu
yada, gndelik kullanmn dnda organlar araclyla, deney yoluyla
tutulan eydir. Tabu olan bir aac sonradan salandn benimsiyor
kesmek yasaktr. Bu yasaa uyma du. Skolastikler Aristotelesin bu
yan kii doast glerin hmna grne gre zihni Tabula rasa
urayacak, bylece cezalandrla in qua nihil est scriptum yani s
caktr. Tabunun bugnk dillerde tnde hibir yaz bulunmayan dz
ki anlam, dokunulmas ya da kul bir levha olarak tantladlar. Bu ilke
lanlmas yasak olan, ksaca doku felsefede lkc bak asna kar
nulmaz olan kutsal nesnedir. nan t olarak deneyci anlayn temeli
asndan ve ahlak asndan doku ni oluturur. lk gerek anlatmn
nulmaz olan her ey tabudur. Aristotelesin rencisi Platonda
bulan lkclk her eyden nce
TABULARASA (stndeki bal ncesel bilginin varln benimser.
mumu dmdz duruma getirilmi Aristotelesi izgide deneyci ya da
tablet anlamnda lat. sz.). Aris gereki bir felsefe ortaya koymu
totelesden gelen, zihnin deneyden olan ngiliz filozofu Locke tabula
flnce bo bir levha olduunu ne rasa'y yle aklar: Balangta
suren, bylece deneyciliin teme ruh, tm niteliklerden uzak, her
lini belirleyerek doutanclkla ve hangi bir fikirden yoksun, tabula
usulukla kartlaan forml. (Or rasa diye adlandrlan bir eydir. Bu
taada Avrupada renciler bal ruh fikirleri nasl elde eder? Her za
mumu kapl bir levhay bugnk man snrsz eylemde bulunan in
defterlerin yerine kullanrlar, ucu san imgeleminin kendisine hemen
sivri bir madenle balmumu zerine hemen sonsuz bir eitlilikte sun
yaz yazarlar, sonra balmumunu duu bu pekok saydaki fikri bu
dzleyerek levhay yeniden kulla ruh hangi aralarla salar? Tm
nlr duruma getirirlerdi.) Aristote usavurmalannn ve tm bilgilerinin 4 4 9
TAKINTI
diimiz eyin gerek olmas gerek da iki kutbu olan Tanr ve ben ayn
tiini gstermez, ancak tm fikir anda yok olurlar. / Stendhal: H
lerimizin ve kavramlarmzn bir ristiyanlarn Tanrsm bulduum
doruluk temeli olmas gerektiini zaman kendimi yitiriyorum: o bir
gsterir; nk tam yetkin ve tam zorbadr ve zorba olmakla intikam
gerek olan Tanrnn bunlar bize fikirleriyle doludur; onun ncili yal
bir temel olmadan koymu olmas nzca kaba cezalandrmalardan s-
dnlemez. Gene de oktan zeder. Onu hibir zaman sevme
dr zihnimde belli bir gr var, o dim ve onun itenlikle sevilebile-
da her eyi yapabilen bir Tanrnn ceine hibir zaman inanmak iste
varolduudur. Ben Tannyla hi medim. (Bk. BLM, OKTAN-
lik arasnda bir orta yerim. ok RICILIK, DN, HEPTANRICILIK,
ak olarak gryorum ki tm bi TANRIARATIRMASI, TANRI
lim gerek Tanr bilgisine baldr. TANIM AZLIK, TEKTANRICI-
/ La Bruyre: Tanrnn yokluu LIK, TZ)
nu kantlamann olanakszl ben
de onun varln ortaya karyor. TANRIA RA TIRM A SI (fr. th-
/ Fnelon: nsan Tanry sevdik odice; alm. Theodizee; ing. theo-
e akn da sevgilinin de Tanr ol dicee). Metafiziin Tanry arat
duunu daha ok duyar. / J.B. ran blm. Leibnizin bulduu ve
Masillon: Ey Tanrm, gnahly Thodice sur la bont de Dieu, la
kendi krlne braktnzda ne liberte de l homme et l'origine du
kadar korkunsunuz. / Jean- mal (Tanrnn iyilii, insann z
Baptiste Rousseau: Geici byk grl ve ktln kkeni re
lklerimizi bouna nemsedik - n rine tanraratrmas) adl yaptn
san kln atalarnn klne kat da aklad bu terim tanrtanmaz
mal - Hepimizi yarglayacak olan lk ve dnyann ktl savlarna
ayn Tanrdr nk. / Bernardin kar Tanrnn iyiliini ortaya ko
de Saint-Pierre: Ben burada insa yan bir aratrma alannn ad oldu.
ni bilimlerden szediyorum; n (Bk. METAFZK, TANRI, TAN-
k gerek bilimlere gelince, onlar RIBLM)
ancak Tanr tanr; kendi bilgisinin
g izin e y a ln z c a o s a h ip tir. / TA N R IB LM (lat. theologia; fr.
Marquis de Sade: Doutan bir thologie; alm. Theologie\ ing.
kr iin renkler neyse insan iin theology). Tanrnn niteliklerini,
Tanr odur, krn renkleri gzn dnyayla ve insanla ilikilerini ara
de canlandrmas olas deildir. / tran bilgi alan. Tanryla ve dinle
Camille Desmoulins: Bir Tann ya ilgili felsefi aratrma. Tannbilim di
ratanlarn bir ocuk yapabilmeleri nin dogmalarn kutsal metinlere
pek byk bir i deil. / Maine de gre dorulamaya alan bir bilgi
Biran: nsan biliminin iki terimi ya alandr. Tannbilim felsefenin bir da 453
TANRICILIK
l olmaktan ok dine dayal bal- Gidele yeni bir boyut kazand. Ta-
bama bir aratrma alandr. Fel nrtanmazln asl savunucular
sefe bamsz bir aratrma alan Feuerbach ve M arxdir. Onlar Tan
dr, oysatanrbilim ilgili olduu din rya inanmann bir gereklikten ka
sel kavrayn dogmalaryla belir olduunu gstermeye altlar.
lenmitir. Felsefe tanrbilime yak Marx Din halklarn afyonudur di
latka bamszln yitirir, tan- yordu. / La Bruyre: Tanrtanmaz
rbilim felsefeye yaklatka dog kii Tanry ve dini yadsmaz, an
malar temellendirmekle snrl ama cak onlar hi dnmez. / Denis
cndan uzaklar. Hemen her felse Diderot: Evet, bana kalrsa, boi-
fe Tanr fikri konusunda kendi yo nan Tanry tanrtanmazlktan da
rumunu ortaya koyar, ancak bu du ha ok y aralar. / M arquis de
rum felsefeyi dinin kurallarna zo Sade: Tanrtanmazlk ehitler is
runlu bir biimde baml klmaz. tiyorsa sylesin, kanm hazrdr. /
Felsefe Ortaada byk lde Hugo: Tanrtanmazln sonsuz
tanrbilim anlamn kazanmt, da lukta at yaralar bir bombann
ha sonra eski geniliini ya da denizde at yaralara benzer. Hep
zerkliini kazanmaya balad. (Bk. si kapanr ve bylece srer gider.
TANRI, TANRIARATIRMASI) / Gustave Le Bon: Tanrtanmaz
lk yaylsayd eski dinlerden daha
T A N R IC IL IK (fr. thisme-, alm. ho g r s z b ir din o lu rd u . /
Theismus-, ing. theism). Dnyann Blanqui: Ne Tann ne efendi. / G.
nedeni olan kiisel birTannnn va Santayana: Benim tanrtanmazl
rolduunu ne sren dinsel reti. m Spinozannki gibi evren kar
Bu retiye gre Tanr canldr, ki snda gerek bir sofuluktur. (Bk.
iseldir, dnyadan ayrdr. (Bk. AHLAK, AHLAKSIZCILIK, H
TANRI) LK, TANRI)
kavraym zdan uzaktr. XVII. mun neden yle deil de byle dav
yzyla kadar geliim fikri yoktu, randn, yzyllar nceki bir ko
buna gre gelien bir insanln ta mutann neden yle deil de byle
rihi de szkonusu deildi. XVIII. yaptn kestirmek zordur. Ayrca
yzyln aydnlanmac dnrleri tarihi kavramakla ykml kiinin
bile tarihi birbirinden kopuk uygar yani tarihinin de bir insan olduu
lklarn ayr ayr sergilendii alan di nu, znellikle belirgin oluumlar
ye grdler. Vltairein u szn kavramakla ykml bir zne ol
de bu gr ak ak belirir: Tra duunu unutmamak gerekir. Tarih
jedide olduu gibi tarihte de bir se i Seignobos bu yzden olduka
rim, bir dm, bir de sonu ol karamsar bir tablo izer: Tarih ka
mal. Oysa ada anlamda tarih dar kt koullarda alan bir ba
bir ilerleme bilincidir, bizi kr k ka bilim yoktur. Tarihte dorudan
rne gem ie balamaz, tersine gzlemler yoktur, her zaman yitip
yetkin bir gelecee aar: nsan iin gitmi olgular vardr; btnsel ol
insani deer olarak tarih gemii gular hi yoktur, her zaman ras-
deil gelecei belirler derL. Gold- lantyla korunmu dank paralar
mann. lk uygarlklarn insanlarn vardr, gemiin dkntleri var
da da yalnzca ve yalnzca yazgyla dr, tarihi bir paavracdan baka
belirgin bir yaam fikri vard. D bir ey deildir. te yandan tarih
ey nedensellik diyebileceimiz bir her ne kadar birbirini anmsatsa da
nedensellik anlay iinde ilk uy birbirine benzemez olaylardan rl
garlklarn insanlar her olan biteni mtr. Tarih eskilerin sand gibi
tanrsal glerin istemine balyor bir yinelemeler alan deildir. Buna
du. Yunan-latin dnyasnda ve hris- gre tarihinin her olguyu tarihsel
tiyan dnyasnda dnllk fikri zemin zerinde apayr bir yap ola
egemen oldu: balangla bitii bir rak kavramas gerekir. Paul Valry
letiren dairesel devinim en yetkin Tarih yinelenmeyen eylerin bili
devinimdi, buna gre her ey tam midir der. Thukydidesin Tarih
bir yazgllk iinde balad yerde srekli bir yeniden balaytr s
bitiyordu. Buna gre ada anlam z artk tarihin derinliklerinde kal
da tarihi olduka yeni bir bilim say mtr. / Voltaire: Byk prensle
mak doru olur. Ancak onun her rin tarihi genellikle insanlarn ya
anlamda ok rahat alan mutlu bir nlglarnn tarihidir. / Chateaubri
aratrma alan olduunu dnme and: Ben size olgularn br y
m ek gerekir. Tarih sonunda bir zn gstereceim, tarihin gster
ruhbilim sorunudur der Taine. medii yzn. / Napolon Bo
Ruhsal etkinlikler her zaman kay naparte: Gemite sizin yry
gan ve anlalmas g etkinlikler nz geciktirebilecek rnekler
dir, tarih de bu etkinliklerle rl aramak gerekmez. Tarihte hibir
mtr. Yzllar nceki bir toplu ey XVIII. yzyl sonlarna benze
TARHSELLK
odur der. Descartes tutkulan duy yecek kadar youn olurlar. Tutku
gusal olgular olarak tanmlam, yu verimli klmak onu bilincin de
hayranlk, ak, kin, arzu, sevin, netimine almakla olasdr. Bilinle
ac olmak zere alt ayr tutku be denetlenen bir tutku da tutku ol
lirlemiti. Melinand tutkunun her maktan kacaktr. Tutku cinayet
eyden nce bir itki olduunu sy lere ve hrszlklara yo! aacak ka
ler. Ona gre tutku bir varla ya dar koyu olduu zaman tm ussal
da bir nesneye doru gl bir at denetimin dnda gerekleiyor de
lmdr, bu atlm durdurmak zor mektir. Tutkunun bazen lgnlk
dur ya da olanakszdr. O ayn za lara yol at da grlr. Demop-
manda bir taknt'dr. Tutkulu kii hiles M.. VI. yzylda Gne ba
dikkatini tek bir ey zerinde top zen bulutlarla kararr, us da bazen
lamaktadr. O bir alkanlk deil tutkularla kararr diyerek tutkula
dir, ancak alkanlklara bal ola rn nemini gstermitir. Publilius
bilir: her akam kumar oynayan kii Syrus Tutkularn sana egemen ol
iin kum ar bir tutku olm utur. sun istemiyorsan sen tutkularna
Tutkularn kkeninde unutulmaz egemen ol demitir. Ribot tutku
bir an vardr. Bizde bir gn yle bir larla ilgili olarak unlar syler: He
yaama sevinci, yle derin bir hay yecan ilksel ve kaba bir durumdur,
ranlk, ylesine bir sevin -ya da tutku ikincil ve daha karmak bir
tersine ylesine bir bakaldrma, durumdur. Heyecan doann r
ylesine bir tiksinti- uyanr ki, on ndr, varlmzn dorudan do
dan sonra bu esiz ann etkisinde ruya sonucudur, Tutku bir lde
yaarz. Bundan sonra arzu byr doal bir lde yapaydr, dn
de byr, bu arzu esiz heyecan cenin rndr, igdlerimize ve
yeniden yaama arzusudur (Meli eilimlerimize uyarlanm dn
nand). Tutkuda her zaman abart menin rndr. Buna gre tut
ma ya da gereklikten uzaklatr kuda her zaman bir arlk vardr.
ma vardr. Tutkulu kii arzulad Tm tutkular abartlmtr, onlar
nesneyi bakalarnn grdnden abartlm olduklar iin tutkudur
daha deiik grr, hatta bazen da lar der Chamfort. Juffroy da Tut
ha iyi grr. Anne ocuunun, ak kularla dnmek samadr: onlar
sevgilisinin zelliklerini ok zaman usu dinleselerdi tutku olmazlard
daha iyi kavrar. Ancak bu olumlu der. Tutkuda buna gre ussalla us-
gr tutkuda her zaman olas de d arpr. Tutku hem usddr
ildir. Tutku tm bilin alanna ya hem mantksaldr, mantksal oldu
ylan ve onu ele geiren, kendin u lde usddr, onda ussal
den baka her eyi bulandran ya elerle ussal olmayan eler bir
da etkisiz klan bir duygudur. Tut btn oluturur. /Descartes: Bir
kular bazen tm enejimizi ynete tutkudan bir tutkuya gei komu
cek, tm davranlarmz belirle tutkular araclyla olur. Bununla 471
TUTUCULUK
dan tek tek durumlara iner. Tm gelimi temel ald. Descartesda sez
dengelim tek bir nermeden yola gi anlk bir sunuma karlk olan
klarak yaplyorsa dolaysz tm bir zihin ileviyken, tmdengelim
dengelim, birka nermeden yola kesinlikle bilinen baz eylerden
k la ra k y a p ly o rs a d o la y l zorunlu olarak kan her eydi.
tm dengelim diye adlandrlr. U su bir filozofun, rnein bir
Tmdengelimi ve onun br yz D escartesn yntem in temeline
yani ei ya da bir bakma kart tmdengelimi koymas doaldr. Bir
olan tm evarm bize ilk olarak deneyci iin bilgi duyu deneyleriy
Aristoteles aklad. Aristotelese le tek tek toplanan eydir, onun bu
gre tmdengelim denilince tasm yzden tmevarm birinci planda
yntemleri anlalr. Tasmda kk nemsemesi doaldr. Usu bir fi
nerme araclyla byk nerme lozof, doutan fikirlerin varlna
den sonuca ya da vargya ularz: inandndan, yntemini kavram ya
Btn insanlar lmldr (byk da fikir ayrtrmasna dayandra
nerme), Sokrates insandr (k cak, bu yzden tmdengelimi bi
k nerme), Sokrates lml rinci planda nemseyecektir. Bu
dr (varg). Bu rnekte lml erevede D escartesm ada
byk terim, insan orta terim, Francis Bacon yeni bir bilimsel
Sokrates kk terimdir. Tasm yntem kavray gelitirirken t
da en nemli rol orta terimindir; o mevarm tm dengelim den daha
bir arac ve bir dayanaktr. Tas nemli sayacaktr. Akn tmden
mn deiik biimleri vardr ve bu gelim, Kantda ruhun ilksel yap
biimlerde orta terim her zaman be talar olan ve tm deneyi ncele-
lirleyicidir. Tasmn ayr biimi yen kategorilerden yola karak bi
vardr ve her biim deiik tiplere limin genel ilkelerini ortaya koy
ayrlr. Birinci tasm biiminde orta maktr. (Bk. M ANTIK, SEZG,
terim byk nermenin znesi ve TASIM, TMEVARIM)
kk nermenin yklemidir. kin
ci tasm biiminde orta terim b TM EVARIM (lat. inductio\ fr.
yk nermenin ve kk nerme induction-, alm. Induktion; ing.
nin yklemidir. nc tasm bii induction). zel verilerden bu ve
minde orta terim byk nerme rileri ieren bir nermeyle geme
nin ve kk nermenin znesidir. mizi salayan usavurma. Belli sa
Aristoteles felsefesinde yntemin yda zel veriden daha genel bir ya
zn oluturan tmdengelim yn da birka nermeye ykselme. Baz
temi skolastik felsefede bol bol kul verilerden baz genel sonular
lanld. Descartes XVII. yzylda karmaya dayanan zihin ilemi. La-
yntemini kurarken tmdengelim lande: Bazen usavurarak bazen or
ve tmevarma sezgiyi ekledi, an taya koyarak baz belirtilerden bu
cak bu nden sezgiyi ve tmden belirtilerin azok olas kld olgu- 4 7 3
TR
474
U T E R M (fr. extrme; alm. Ae-
u aim. Nationalismus-, ing. nationa
usserste; ing. extreme). Mantkta lism) ulusal deerlerin oka y
ortaterime kart olan bykterim celtilmesi eilimidir. Bylesi bir y
ve kkterim. rnek: Btn in celtm e ar biim lerinde baka
sanlar lmldr. Sokrates insan uluslar hie saymay ve hor grme
dr. Sokrates de lmldr. Bu ta yi getirebilir. Georges Chastellain
smda insanlar ortaterim, Sok XV. yzylda yle diyordu: Kral
rates ve lml uterimdir. (Bk. lar lr, uluslar dalr gider; insan
BYKTERM, KKTERM, mezara kadar izleyen ve ona lm
ORTATERM) sz onuru kazandran yalnzca er
demdir. Ulusuluk, ar biimle
ULUS (fr. nation; alm. Nation; rinde erdemi umursamayan ve in
ing. natio\). Aralarnda kltr bir san saygsndan uzak den bir an
lii bulunan bireylerin kurduu top laytr. / Montesquieu: Tm ulus
lum. Bir devlet oluturan toplum. lar inceleyin, greceksiniz, oun
Bir lkede birlikte yaayan yurtta da ciddiyet, gurur ve tembellik uy
lar topluluu. Ulus bir kltr birlii gun adm ilerlemektedir. / N apo
ortaya koyuuyla bir ynetim ay lon III: karlar uluslarnn
gt olan devletten ayrlr. Ulus kav karlarna balanmayan yneticile
ram ulusal btnlklerin yani or re ok yazk! / Louis Blanc: in
tak kltr deerleri ortaya koyan de bir snfn ezildii bir toplum ya
toplumlann ortaya kt XVI. ve ral bir adama benzer: yaral bacak
hatta XVII. yzyldan sonra olu salkl bacan almasn engel
maya balamtr. Gerek anlamda ler. / Baudelaire: Uluslarn kendi
ulusal devletlerin kuruluu XVIII. lerine karn byk adamlar var
yzylda olmutur. ada toplum dr. / Jean Giraudoux: Uluslar da
da ulus en byk yetkedir ve ege insanlar gibi grlmez kabalklarla
menliin tek sahibi ve temsilcisi yokolurlar. / M. Prvost: Kadn,
dir. Ulusuluk (fr. nationalisme-, yorgun uluslarn barnda, yepye- 475
UNUTU
482
u
C R ET (lat. salarium; fr. salaire;
TOPYA (fr. utopie\ aim. Utopie; kurar, bu arada zel mlkiyeti her |
ing. utopia). Gereklikle ilgisi ol trl ktln kayna olarak be- j
mayan siyasal ve toplumsal dzen lirler. Thomas M orusun tasarla- |
tasarm. lksel yaam dzeni. d Utopia adasnda zel mlkiyet i
Gereklemesi olanaksz grnen de para da yoktur. Orada herkes j
tasarm. Terim ngiliz yazar Tho emeiyle yaama katlr. Utopial-
m as M o ru s un (1 4 7 8 -1 5 3 5 ) lar rettiklerini ortak depolarda bi
1516 da yaymlanan ve ksaca Uto riktirirler ve gerektiinde kullanr
pia diye bilinen De optimo reipub- lar. bu adada tam anlamnda de
licae statu deque nova insula Uto mokratik bir yaam dzeni vardr.
pia adl yaptndan gelmedir. Daha A. France yle der: topya her
sonra lksel ve uygulanamaz dev ilerlemenin ilkesidir, eskinin top-
let tasarmlar getiren tm yaptlar yaclan olmasayd insanlar bugn
topya diye nitelendirilmilerdir, de maaralarda sefil ve plak ya
bu yaptlarn banda da Tommaso yor olacaklard. lk sitenin izgi
Cam panellamn Civitas solis (G lerini topyaclar izdiler. yilie ak
ne lkesi) vardr. Thomas Morus gereklikler genel dlerden kar.
Utopia'snda adaletli dzen dleri (Bk. FKR, LK)
4 88
V
VARGI (lat. consequential fr. con ka bir ey olmayan bir varl biz
sequence; aim. Konsequenz; ing. ancak k en d im izd e b u lu y o ru z.
consequence). Bir usavurmada n B enle bedenim, benle dnya ara
cllerden karlan sonu. (Bk. N snda geili bir iliki yoktur, ben
CL) yalnzca ie doru taabilir. (Bk.
KENDNDE, EY)
VARLIK (fr. tre; aim. Sein; ing.
being). Varolan her ey. Genel V A R LIK B LM (fr. ontologie;
olarak varolu. Varolduu d- alm. Ontologie; ing. ontology).
nlebilen her ey. Varlk sorunu fel Varlk zerine ussal aratrma. Var
sefenin en eski sorunlarndan biri l varlk olarak ele alan aratrma.
dir. Varlktan ok zaman yaratlm Kendinde varlk aratrmas. Var-
olan evren anlald. Varlk ok za lkbilim varlk olarak varlk aratr
man da Tanr anlamnda kullanld. mas yaparken varlkla ilgili eitli
Varlkla ilk ilgilenen filozof Parme kavramlar tartr, bu kavramlarn
nides oldu. O Bir Varlk varsay banda olas, gerek, etkin,
yor, onu her eyin temeli olarak de edilgin, olumsal, zorunlu,
erlendiriyordu. Felsefe tarihi bo belirlenm i, belirlenm em i,
yunca filozoflar bu terime olduka sonlu, sonsuz, yetkin, ek
deiik ama birbirine yakm anlam sikli, z, biim gelir. Varlkbi-
lar verdiler. Ayrlklar ne olursa ol limin kurucusu varlk olarak var-
sun o her zaman varolan karl lkla raslantsal olarak varlk bir
yordu. / Hegel: nsann gerek birinden ayran ve bilimi ya da fel
varlk zellikle onun ilemidir; bi sefeyi varlk olarak varlk aratr
rey yalnzca bu ilemde etkin ola mas diye anlayan Aristotelesdir.
rak gerektir. / M. Merleau-Ponty: Aristoteles yle der: Varlk ola
Varln iine kendimizde, yalnz rak varlk ve ona temelden bal
ca kendimizde dokunabiliriz, n olan nitelikleri inceleyen bir bilim
k bir ii olan ve hatta bir iten ba vardr. Bu bilim zel bilimler deni-
489
VARLIKBLMCLK
fede insan, kendini tam bir eksik gereklere ulamak iin verimli d
lik duygusu iinde ama tam bir z ler grebilmek gerekir. Alman kim
grlkle kuran tarihsiz ve toplum- yacs Kekule von Stradonitz yle
suz bir varlktr. (Bk. HLK, N diyordu: Beyler, d grmeyi
SAN, ZG R L K , SAM A, renelim. Ondan sonra belki doru
VARLIK) ya ulaabiliriz. Ama dlerim iz
usun uyank denetiminden geme
VARSAMA Bk. OLUMLAMA. den onlar ortaya dkmeyelim. Bu
neride varsaymlarn doru diye
V A R SA Y IM (lat. h yp o th esis\ ele alnmas titizlii yatmaktadr.
fr.hypothese; alm. Hypothese\ ing. Claude Bernard varsaym ortaya
hypothesis). Dorulanmay bekle koymakla ilgili bir ansn yle an
yen san. Henz doruluu kant latr: Bir gn laboratuvarma pa
lanmam olan nerme. Tm bilim zardan alnm tavanlar getirdiler.
sel aba varsaymdan dorulanma Onlar masann zerine koydular.
ya doru gelien bir izgi izler. Var O srada tavanlar masaya iediler.
saym bir fikirdir, dorulanmay Sidiklerinin beyaz ve asitli olduu
bekler, doruland anda da var nu raslantyla grdm. Tavanla
saym olmaktan kar ve doru ni rn sidiindeki asitlilii gzlemle-
telii kazanr. Dorulamalar yeni yiim bana bu hayvanlarn etobur
varsaymlar getirir ve bilimsel d beslenme koullarnda olmas ge
nce bylece ilerler. Sav her za rektiini dndrd. O zaman u
man doru diye ne srlen ve bu nu anladm: bu hayvanlar uzun za
yzden dorulanmas dnlme mandr bir ey yememilerdi ve bu
yen eydir. Buna karlk varsaym yoksunlukla onlar kendi kanlaryla
her zaman dorulanmak adna so beslendiklerinden gerek etobur
mut verileri gerektirir. Bu yzden hayvanlara dnmlerdi. Bu n
her varsaymn bir geicilik nitelii cesel fikri ya da bu varsaym de
vardr. Deneyin yntemli denetimi neyle dorulamak bundan byle
onu ya giderecek ya da doru diye ok kolayd. Buna gre bilim her
belirleyecektir. Bu erevede var zaman ngry gerektirecek ve
saym kuram la eanlaml olarak ngr de varsaym olarak ortaya
dnebiliriz. ncesel fikir olarak konulacaktr. R Lecomteun dedi
varsaym bir nyag da olabilir. An i gibi Varsaymlar ortaya koya
cak varsaym yoktan varedilmedi- mayan insan bir olgu saptaycsn
ine, daha nce edinilmi bilgiler dan baka bir ey deildir. (Bk.
den karldna gre dorulanma KURAM)
ansna da sahiptir. Varsaymak
ncesel bilgilere gre tasarlamak V E R (fr. donn', alm. Gegeben;
tr. Bu yzden varsaym biraz da ing. giveri). Bir dnce ileminin
imgelemin bir rndr. Salam dayanaklarn oluturan bilgilerin ya 4 9 5
VTALZM
496
Y
YABANCILAMA (fr. alienati- iinde rettii eye ters dmesi
on\ alm . Verausserung, Irrsinn', ne, giderek kendini eylerin klesi
ing. alienatiori). Bireyin yaamy gibi duymasna karlktr. Yaban
la tersleir duruma dmesi. Bilin clama zel mlkiyetin varlndan
cin tutarl ve btnsel bilin niteli gelir: iktisadi yabanclama baka
ini yitirerek dalmas. Yabancla alanlardaki yabanclamay dou
ma kavram H egel felsefesinde rur. Bylece Marx felsefesinde ya
nemli bir yer tutar. Hegel iin ya banclam emek kavray ortaya
banclama bilincin kendi dna kar. Bir nesneyi retmek iiye
kmas ya da zihnin kendini kendi g kazandrr, ama rettii nesne
dnda duymasdr, kendini baka yi bakasna kaptrmak ona yaban
bir ey olarak alglamasdr. Bu ge clamay getirir. nk bu dlhm-
ici ve mutlu bir durumdur, nk da o nesne iinin karsna ya
sonunda bilin yeni bilgiler derle banc bir varlk olarak, reticisin
mi olarak kendine dnecek ve by- den bamsz bir g olarak ka
lece ilerleme gereklemi olacak caktr. Bylece retenin almas
tr. Hegele gre, kendi dna retmeyene g kazandrm olur.
kan dnce bilinsiz olan eyler rettii lde rnyle byyen
dnyasnda kendini yoksunlam sermayenin egemenlii altna giren
duyacak, bountuya decek, ye ii giderek yoksullaacak, byle
niden isellemenin, kendine dn ce emein yabanclamas sorunu
menin yolunu arayacaktr. Marx ortaya kacaktr. Emein yaban
felsefesinde yabanclama olumsuz clamas emekle sermaye arasn
bir anlam kazanr: yabanclama bi da uurum almas anlamna gelir.
reyin eitli i ve d koullar altn Bu durumda cretli kendini onay
da kendini eya gibi duymasdr, lamaz, kendini yadsr, kendini esen
eyaya indirgenm i duymasdr. lik iinde duymaz, mutsuz duyar,
Marxda yabanclama retim ili giderek kendini kle saymaya ba
kileriyle ilgilidir, bireyin bu ilikiler lar. O artk yabanclam yani bo 4 9 7
YABANCILAMA
YANILGI (lat. error\ fr. erreur, olabilir. Lachelier yle der: Fel
aJm. Irrtum; ing. error). Zihnin bir sefe yanlglar yava yava gider
yanl doru diye benimsemesi. mekten baka bir ey deildir, bel
Yanl doru diye belirleyen zihin ki de biz bu eletirinin sonunda
ilevi. Malebranche yle der: Ya doruya ulaabiliyoruz. / Cicero:
nlg insanlarn gszlne neden Yanlmak insana zgdr, yanl
olur. O dnyada ktl reten glarnda ayak direyen yalnzca de
uygunsuz ilkedir. Bize ac veren lilerdir. / Seneca: Yanlg cinayet
tm ktlkleri ruhumuzda yara deildir. /AzizAugustinus: Yanl
tan ve srdren odur. Salam ve mak insanidir, yanlgsnda ayak di
gerek mutlulua ancak ondan cid remek eytanidir. / Pierre Char
di olarak kanmakla ulaabiliriz. ron: En kk yanlglar her za
Kutsal Kitap bize insanlarn gnah man en iyi yanlglardr. / J. Jou-
kar ve sulu olduklar iin sefalete bert: Tm dorulardan yanlgya
dtklerini retiyor: Onlar ya giden kafalar vardr, tm yanlg
nlgya derek kendilerini gnahn lardan byk dorulara ulaanlar
klesi klmasalard ne gnahkar ne en m utlu kiilerdir. / M asillon:
de sulu olacaklard. Descartes Aclarmzn kayna genellikle ya-
iin yanlgnn balca kayna du nlglanmzdr. / Fontenelle: Ge
yulardr. Duyu yanlmalarm usu reksinim duyduumuz tm yanl
muzun belirleyici ya da dzeltici g glarn kayna gnlmzdr. / O.
cyle etkisiz klmamz gerekir. Kant Wilde: Deney herkesin kendi ya
yanlgy duyarlln anlk zerin nlglarna verdii addr. / Leonar
deki gizli etkisi diye tanmlar. Baz do da Vinci: Az dnen olc ya
filozoflar yanlgy salkl bilginin nlr. (Bk. YANILSAMA, YAN
k noktas sayarlar. Yanlgda a LI)
las bir yan yoktur, o her bilginin
ilk durumudur der Alain. Gaston YANILSAMA (lat. illusio- fr. il
Bachelard da yle der: Bir iten lusion; alm. Illusion, Tuschung-,
ve ilk yanlgnn bilinci olmadan ing. illusion). Her trl alg ve yar
nesnel apaklk olmaz. Filozofa g yanlgs. Alglar deerlendirme
gre Yanlg diyalektiin zorunlu biimimizden gelen yanlg. Algla
olarak geilmesi gereken zamanla nanla ilgili yanl yorum. Duyu ve
rndan biridir. O ok ak araylar rilerinin kt yorumlanmasndan
getirir, bilginin itici esidir. Jean gelen yanlgl alg (Foulqui) ola
WahFe gre biz Dorunun olum rak yanlsamada alkanlklar, n
lu fikrine ancak yanlg deneyiyle yarglar, heyecanlar son derece be
ulaabiliyoruz. Gene de elbet ya lirleyicidir. Korkak insan yandaki
nlg kalmas gereken bir eydir odadan gelen bir trty hemen hr
ve yanlglarmzn kayna nyar szn ayak sesleri olarak deerlen
glar, yntemsizlikler, alkanlklar dirir. Bastonun yarsn suya batr- 4 9 9
YANKILAMA
ve smrsz yce anlkla deil usla gilidir. Th. Kammerer yle der:
ilgilidir. Her zaman imgelemi zor Yceltme bir atknn zm gi
layan yce znelliin bir rndr bi grnr ve genellikle kiiye bas
yani nesneden deil ruhtan gelir. trmadan ve sinirlilikten kama ola
Tm duyu llerini aan ruhun na verir. (Bk. SAVUNMA D
bir yetisinin gstergesi der Kant ZENEKLER)
onun iin. Yce bazen matematik
byklkle, bazen de gllkle il Y K LEM (lat. praedicatum; fr.
gilidir. Yksek dalar karsnda prdicat', aim. Pradikf, ing. pre
duyduumuz ycelik duygusu ma dicate). Bir nermede ya da bir yar
tematiksel, gk grlts karsn gda zneyi olumlayan ya da olum-
da duyduumuz ycelik duygusu suzlayan ge. (Bk. BAINTI)
gseldir. (Bk. GZEL)
Y K S E K L K D U Y G U S U (fr.
Y C E L T M E (fr. sublim ation; sen tim en t de supriorit; aim.
alm. Sublimierung', ing. sublima b e rle g e n h e itsg e f h l; ing.
tion). Baz aa duygularn baz su p erio rity com plex). K endini
yce duygulara dntrlmesi. yksek grme duygusu. Ykseklik
gdsel bir enerjinin yksek bir duygusunu Adler belirledi, onun
amaca dntrlmesi. Terimi ilk aalkduygusunun bir biimi ya
olarak Freud kulland. Freud, in d a onu b a s trm a k la ya da
sann gerekletirmek istemedii gizlemekle ilgili bir tutum olarak
bir takm doal eilimlerin yerine gsterdi. Bu duygunun hastalkl
toplumsal ve ahlaki anlamda yce biimlerini stnlk karmad diye
olan deerler koyduunu gzlem adlandrd. Adler, Yaamn anlam
ledi. Karmak cinsel sorunlar olan adl kitabnda yle der: Tantlam
bir kiinin kendini sanata vermesi olduum gibi ykseklikduygusu
ona gre bir yceltmeden baka bir g en e llik le b irey in tu tum unda,
ey deildi. iddete eilimli kiile zyap zelliklerinde ve grnde
rin adam baklayacak yerde cer kendini gsterir, bu birey kendi
rah olmay semeleri de bir ycelt zel yeteneklerine ve insanlk
me edimiydi. Yceltme kiinin top o rta la m a sn aan g le rin e
lumsal yaama uyabilmesi iin ok inanmtr. Bu arada kendiyle ve
nemlidir. P. Bovetnin belirledii bakalaryla ilgili abartsz istekleri
gibi yceltmeyi ruhbilimden ok vardr. D grnle ilgili olarak
hekimlikle ve pedagojiyle ilgili gr vnme ve ssllk grlr, d
mek doru olur, o her zaman bir grn zenli ya da dkntdr,
deer yargsn gerektirir ve gide giyim acaiptir, kadnlarda ar
rek ahlaki bir deer kazanr. Bu er erkeksi tav r, erk ek lerd e ar
evede aa duygular diye belirle k a d n s ta v r gze a rp ar;
diimiz ey daha ok cinsellikle il kmseme, taknlk, zppelik,
YREK
524
ZAM AN (lat. tempus\ fr. temps\
z umutsuzluun, skntnn zaman
alm. Zeit\ ing. time). nce ve son dr. Nesnel zaman ya da ilevsel za
ra kavray iinde ele alnan sre. man niceliksel zamandr, llebi
Ardarda geliin sezgisi ya da fikri. lir zamandr. / Ovidius: Zaman her
nceki olayla sonraki olay arasn eyi yer bitirir. / Cervantes: Za
da kalan dnem. Srekli deiimin mana zaman tanm ak gerekir. /
llebilir bilgisi. Olaylarn birbiri Rabelais: Zaman her eyi olgun
ni izledii biryapl ortam. Descar- latrr, zamanla her ey akla ka
tes zaman srenin dnlm bi vuur, zaman dorunun babasdr.
imi diye tanmlyordu. Leibnize / Comeille: Zaman byk bir us
gre zaman birbirini izleyen olgu tadr, ok eyi dzene koyar. /
larn dzenidir. Kantagre zaman Pascal: Zaman aclar ve ekime
bizde izlenimleri olas klan bir zel leri giderir. /Theophastos: En b
kouldur, duyarlln a priori bir yk harcama zaman yitirmektir. /
biimidir, tm izlenimlerin teme Goethe: Zaman iyi kullanrsan za
linde yer alan zorunlu bir sunum man her zaman vardr. / Thales:
dur, buna gre ayr zamanlar tek Zaman her eyi aydnlatr. / Pin-
bir zamann paralarndan baka bir dare: Zaman drst insanlarn en
ey deillerdir . Zaman bazen s- iyi kurtarcsdr. / Perikles: Za
reyle eanlaml alnr, bazen de sre man t verenlerin en bilgesidir.
zamann bir paras olarak d / Euripides: Zaman her eyi aa
nlr. Bergson sreyi gerek za karr; o sormadan syleyen bir
man olarak belirler. Filozofa gre, gevezedir. / Philon: Zaman ru
br, matematiksel zamandr ya hun hekimidir. / Epiktetos: ncir
da llebilen zamandr. Daha ge aacnn meyvas bir anda olgun
nel erevede znel zaman nesnel lamaz. / Baudelaire: Ey ac! Ey
zamandan ayrabiliriz. znel zaman ac! Zam an yaam yiyor,- Ve
ya da varolusal zaman yaanlan y re im izi k em ire n k a ra n lk
zamandr, beklemenin, umudun, dm an - Y itird i im iz k a n la 5 2 5
byyor besleniyor.(Bk. SRE, alannda byk kolaylklar salar
UZAM) ken zekay bir lde de olsa geli
tirebilme abalarna katkda bulun
ZEK A (lat. intelligentia; fr. intel- maktadr. Her kii zihnini gelitire
l\g en ce\ alm . In tellig en z\ ing. rek zekasn bir lde ilerletebilir,
intelligerce). Durumlarla ve iliki ancak geri bir zeka dzeyinden ile
lerle ilgili belirtileri kavrama yetisi. ri ya da ortalama bir zeka dzeyine
Tanma, biletirme, ayrtrma, se ulama olasl yoktur. Kiilerin ze
me y e tisi. Z ek a V icom te de ka ortalamas'm bulmak iin zeka
Bonaldn belirledii gibi Nesne yan gerek yaa blmek gerekir.
ler arasndaki doru ve gerekli ili On yanda bir ocuun zihni zeka
kileri grebilme yetisidir. Zeka testlerine gre on iki ya dzeyin
kavram dncenin tarihsel geli deyse bu ocuun zeka ortalamas
imi boyunca deiik anlamlar al 1.20dir (12/10=1.20), genellikle
mtr. Eski felsefede zeka hemen bu sonu yzle arplarak kullanlr
hemen zihnin tm ilevlerini kar ve verdiimiz rnekteki ocuun
lard, dnsel yaamn tm edim zeka ortalamas 120 olarak belir
lerini ierirdi. Zamanla bu terim zih lenmek gerekir. (Bk. DNCE,
nin yalnzca kavrayla ilgili edim RUHBLM)
lerini karlar oldu. Zekay anlktan
ayran ey zekann gidimli dn ZH N (fr. esprit; alm. Geist; ing.
ceden ok sezgisel dnceye ya spirit). Ruhun dnsellikle ilgili
kn oluudur, ayrca armsal ve yan. Dnsel gereklik. Zihin
duygusal dzeyde usd elere de hemen hemen ruhun eanlaml
ak oluudur. Zeka bir kavrama sdr. Ruh dnsel-duygusal b
gc olduuna gre, kavrayn hz tnl karlarken zihin daha ok
ve derinliiyle belirlenir. Ne var ki dnsellikle ilgilidir. (Bk. RUH)
hzl bir kavray yzeysel olabile
cei gibi derinlikli bir kavray belli ZO R B A LIK (fr. despotisme\ alm.
bir zaman gerektirebilir. Zekay uy Alleinherrschaft; ing. despotism).
gulamal zeka ve kuramsal zeka Baskc mutlak ynetim. Tm erk
diye ayrmak alkanlk olmutur. lerin tek kiide topland ynetim
Kuramsal zeka kavramlara ve ya biimi. Zorbal mutlakynetimler-
salara ynelmeye yatknken uygu le kartrmamak gerekir. Mutlak-
lamal zeka somuta ynelmeye yat yneticiler zaman zaman zorbaca
kndr. Elbette bu ayrm bu yetide tutumlar alm olsalar da onlar bir
gerek bir blnmeden ok kiile takm arac gler kullanmlardr
rin uygulamayla ya da kuramla da ve devleti kralln temel yasalar
ha ok ya da daha z ilgili olular diye bilinen ilkelere gre ynetmi
na baldr. Zekay lmek iin d lerdir. Zorbalk her zaman kiinin
zenlenmi testler eitim ve meslek istemiyle gerekleir. Zorbal en
ZORBALIK
527
DZN
ngilizce/Trke
Ability Yatknlk Antecedent ncel
Abnegation zveri Anthropocentrism nsanmerkezdlik
Abnomial Olaand Anthropology lnsanbilim
Aboulia stemsizlik Anthropomorphism nsanbiimcilik
Absolute Mutlak Antinomy atk
Absolutism Mutlaklk Antithesis Karsav
Abstract Soyut Anxiety Bunalt
Abstraction Soyutlama Apathy Duyumsamazlk
Abstractionism Soyutlamaclk Aphorism zlsz
Abstruse aprak Aporia kmaz
Absurd Sama Apparan Grnm
Accident Raslant Apperception stalg
Act Edim Apreciation Deerlendirme
Action Eylem Archetyp lkmek
Activism Edimcilik Argument1 Kant
Activity Etkinlik Ait Sanal
Actualism Edimselcilik Artist Sanat
Adaptation Uyma Ascetism ilecilik
Adequate Tamuyar Assertion HerisOrme
Admiration Hayranlk Association arm
Adolescence Yetikinlik Associationism anmclk
Aequipollency Egeerlilik Astonishment ama
Aesthetics Estetik Atheism Tanntanmazlk
Affectivity Duygululuk Atom Atom
Affirmation Olumlama Atomism Atomculuk
Agent Etmen Attention Dikkat
Aggregate, aggregation Katma Attribute Oznitelik
Agnosticism Bilinemezcilik A na Esim
Agtaphia Yazmayitimi Autarky Kendineyetme
Agreeable. Ho Authority Yetke
Agressivity Saldrganlk Autism Kendinekapallk
Alexia Okumayitimi Autonomy zerklik
Alienation Yabanclama Auto-suggestion Kendiniinandrma
Allegory Biimsimge Axiology DeerOretisi
Ambiguity Kayganlk Axiom Belit
Altruism zgecilik Backwardness Gerilik
Amnesia Bellekyitimi Barbarism Barbarlk
Analogy Benzeim Beautiful Gzel
Analysis Ayrtrma Becoming Olu
Anarchy Kargaa Behavior Davran
Andventitious Dtan Behaviorism Davranlk
Anger 06te Being \brlk
Anguish Bountu Being for self Kendiiin
Animisim Canlclk Belief nan
Antagonism Uyumazlk Blessedness Tammutluluk
Body Beden Continuous Kesiksiz
Body Cisim Contract Szleme
Bourgeoisie Burjuvalk Contradiction eliki
Break-down Ruhsalknt Contradictory Karsal
Bureaucracy Brokrasi Contrary Kart
Buridanss donkey Buridann eei Convergency Kesime
Canon Kanon Conversion Evirme
Capital Sermaye Conviction Kan
Characteristic Belirleyici Corpuscle Cisimcik
Caste Kast Correlation Ballam
Casuistry BilinzOmlemesi Cosmogony Evrendoum
Categorical Koulsuz Cosmology Evrenbilim
Category Kategori Creation Yaratma
Causality Nedensellik Criterion lt
Cause Neden Criticism Eletiricilik
Certitude Kesinlik Critique Eletiri
Change Deiim Crowd Kalabalk
Character zyap Culture Kltr
Childhood ocukluk Custom Alk
Civilisation Uygarlk Death lm
Claim HakOnerme Debility Ahmaklk
Clan Klan Decision Karar
Class Snf Deduction Tmdengelim
Classicism Klasiklik Definition Tanmlama
Classification Snflama Deism Yaradanclk
Clear Ak Delirium lgnlk
Collectivism Ortaklamaclk Dementia Bunama
Common Ortak Democracy Demokrasi
Communication letiim Demonstration Gsterme
Communism Komnizm Deontology devbilgisi
Community Topluluk Dereliction Braklmtk
Comparaison Karlatrma Description Tantlama
Compensation Dengeleme Desire Arzu
Complex Karmak Despotism Zorbalk
Complex Karmak Determinate, definite Belirli
Comprehension Ilem Determination Belirleme .
Concept Kavram Determinism Belirlenimcilik
Conception Kavray Development Geliim
Conceptualism Kavramclk Dialectic Diyalektik
Concrete Somut Didactics retici
Condition Koul Difference Ayrm
Conditioned Koullanm Dignity Deerlilik
Conflict atma Dilemma kilem
Conformism Tutuculuk Dimension Boyut
Confusion Bulanklk Discontinuous Kesikli
Conjunctive Bititirici Discursive Gidimli
Consciousness Bilin Disjunction Ayrklk
Consequence Varg Dissimulation Gizleme
Consequent Ardl Dissolution Dalm
Consistency Tutarllk Distinct Seik
Contemplation lselbala Distraction Dalma
Content erik Division Blme
Context Balam Division of labour blm
Contingency Olumsallk Doctrine reti
530
Dogma Dogma Excitation Uyarm
Dogmatism Dogmaclk Exhibitionism Sergilemecilik
Domain llgialam Existence Varolu
Doubt Kuku Existentialism Varoluuluk
Dream D Exoteric Drak
Dreaming Dlem Experiment Deneyim
Drive, urge tepi Experimentation Deney
Dualism kicilik Explicit Dsal
Duration Sre Expression Anlatm
Duty dev Extension Uzam
Echolalia, echochasia Yanklama Extention Kapsam
Eclecticism Semecilik Externalization Dlama
Economism ktisatlk Extravasion Dadnklk
Economy controlled Gdmclk- Extreme Uterim
gdml iktisat Fabulation Masallama
Ecstasy Coku Factor Etken
Education Eitim Faculty Yeti
Efficacy Etkililik Faith nan
Effort aba Faith-philosophy nanclk
Egoaltmism Benzgecilik Family Aile
Egocentrism Beniincilik Fanaticism Darkafallk
Egoism Bencillik Fancy mgegc
Element Oge Fatalism Yazgclk
Emanation Trm Fatality Yazg
Emotion Heyecan Fault Yanl
Empirism Deneycilik Fear Korku
Emptiness, void Boluk Fechners law Fechner yasas
Encyclopedia Ansiklopedi Feeling zlenim
End, purpose Erek Fetishism Tapncaklk
Enlightment Aydnlanmaclk Feudalism Feodallik
Enthusiasm Cokunluk Field Alan
Enthymeme rtktasm Finalism Erekilik
Entity Btnlk Finality Ereklilik
Environment evre Foresight ngr
Epistemology Bilgibilim Forgetting Unutu
Equality Eitlik . Form Biim
Equity Denkserlik Formalism Biimcilik
Equivalency Edeerlilik Freewill zgrsei
Equivocal okanlaml Friendship Dostluk
Eiror Yanlg Frustration Yoksunluk
Eschatology Erekbilgisi Function lev
Esoteric rek Functional levsel
Essence z Functionalism levcilik
Ethnography Budunbilgisi Fundation Temel
Ethnology Budunbilim Futurism Gelecekilik
Etiology Nedenbilim Gemus Cins
Eudaemonism Mutuluk General Genel
Euphory Esenlikduygusu Generalization Genelletirme
Evhemerism Evhemerosuluk Generation Kuak
Evidence Apaklk Genesis Oluum
Evil, wrong Kt-ktlk Genius Deha
Evolution Evrim Given \feri
Evolutionism Evrimcilik Gnosiology Bilgiaratrmas
Exact Dosdoru Gnosticism Bilinircilik
531
God Tanr Improvisation Doalama
Good yi Impulse tki
Good sense, right sense Saduyu Inclusion erilmilik
Greatness Byklk Indefinite Belirsiz
Group Kktopluluk Indeterminism Belirlenmezcilik
Habit Alkanlk IndiSrenDe lgisizlik
Hallucination Sanr Individual Birey
Happiness Mutluluk Individualism Bireycilik
Harmony Uyum Individuation Bireyleme
Heart Gnl Induction Tmevanm
Hedonism Hazclk Inertia Eylemsizlik
Heredity Kaltm inferiority complex Aalkduygusu
Hermetism Kapallk Infinite Sonsuz
Heterogeneous okyapl Influence Etki
Heteronomy Derklik Infrastructure Altyap
Heuristic Bulgulama Insanity Delilik
Historicity Tarihsellik Insolvency Eksikkal;
Historism Tarihselcilik Inspiration Esin
History Tarih Instability Deikenlik
Homogeneous Biryapl Instant, moment An
Humanism nsanclk Instinct gd
Humanity nsanlk Institution Kurum
Hylmorphism lkiilkecilik Instrumentalisme Aralk
Hylozoism Canlmaddecilik Intellectual Aydn
Hyperaestesia Arduyarllk Intellectualism Dnselcilik
Hypermnaesia Ananmsama Intelligence Zeka
Hypnosis Yapayuyku Intelligible Dnlr
Hypothesis \fcrsaym Intention Ynelim
Hysteria Histeri Intentionality Ynelgenlik
Idea Fikir Introspection ebak
Ideal lk Introversion ednklk
Idealism lkclk Intuition Sezgi
Identification, identifying zdeleme Intuitionism Sezgicilik
Identity zdelik Involition Gerievrim
Ideology deoloji Irony Alay
Idiocy Aptallk Irrationrial Usd
Illation kasama-kanm Isomorphism Ebiimcilik
Illogical Mantkd Jealousy Kskanlk
llluminism Meczupluk Joy Sevin
Illusion Yanlsama Judgement Yarg
Image mge Justice Adalet
Imagination mgelem Katharsis Anma
Imbecility Alklk Kenlore Bilgikuram
Imitation yknme Knowledge Bilgi
Immanence kinlik. Labour Emek
Immanent kin Language Dil
Immaterialism Maddesizcilik Law Yasa
Immediate Dolaysz Learned man Bilgin
Immoral ism Ahlakszclk Liberalism zgrlklk
Immortality lmszlk Liberty zgrlk
Imperative Buyurucu Life Yaam
Implication erme Limit Snr
Implicit sel Linguistics Dilbilim
Impressionism zlenimcilik Logic Mantk
532
Narcissism Narkissosuluk
Nation Ulus Logicism Mantklatnclk
Nativism Doutanclk Love Ak
Natural Doal Macrocosm Bykevren
Naturalism Doalclk Magic, spell By
Natue Doa Maieutics Dourtma
Naturism Doaclk Major Byknerme
Necessity Gereklilik Major Bykterim
Need, requirement Gereksinim Man nsan
Negation Olumsuzlama Mania Mani
Nekrophilism lsevme Manichaeism Manicitik
Neurosis Sinirlilik Manners Grenek
Nihilism Hiilik Masochism Mazohizm-mazoizm
Nominalism Adclk Materialism Maddecilik
Non-being Hilik Matter Madde
Non-ego Benolmayan Maxim zdeyi
Norma] Olaan Me, myself Ben
Object Nesne Mechanisms of defence Savunma dzenekleri
Objective Nesnel Mechanism Mekanikilik
Obscurantism Karanlklk Mediation Araclk
Obscure Karanlk Megolomania Byklkduygusu
Observation Gzlem Melancholia Melankoli
Obsession Taknt Memory Bellek
Occasionalism Aranedencilik Mentality Anlay
Occultism Gizlibilimcilik Mercantilism Kazanlk
Omnipotence Tamglulk Metaphysics Metafizik
Omniscience Tambilirlik Method Yntem
Ontogenesis, ontogeny Bireyevrimi Methodology Yntembilim
Ontologism Vartkbilimcilik Microcosm Kkevren
Ontology Varlkbilim Middle Ortam
Opinion Gr Middle terme Ortaterim
Optimism yimserlik Minor Kknerme
Order Dzen Minor Kklerim
Organicism Organclk Miracle Mucize
Origin Kk Mobile Drt
Original zgn Modality Kiplik
Other Bakas Mode, mood Kip
Overtaking Ama Monade Monad
Paidology ocukbilim Monadism Monadclk
Pain Aa Monadology Monadoloji
Palingenesis evrimcilik Monarchy Mutlakynetim
Pancosmism Hepevrendlik Monism Tekilik
Panentheism Heptanndaclk Monotheism Teklannclk
Panpsychism Hepuhsallk Moral Ahlak
Pantheism Heptannclk Moralism Ahlaklk
Parallelism Koutuluk Morphology Biimbilim
Paramnesia Yenidenyaama Motive Gd
Paranoia DOzenlilgnlk Movement Devinim
Participation Katlma Mutation Deiinim
Particular zel Mystery Gizem
Passion Tutku Mysticism Gizemcilik
Passion Edilim Mythe Mitos
Passivity Edilginlik Mythology Mitoloji
Peace Bar Mythomania Masalc!k
533
Pedagogy Pedagoji Providence Kayra
Perception Alg Psychanalysis Ruhayntumas
Perceptionism Algcltk Psychasthenia Ruhsalbitiklik
Peripatetics Peripatetikler Psychical Ruhsal
Person Kii Psychologism Ruhbilimcilik
Personalism Kiilikilik Psychology Ruhbilim
Personality Kiilik Psychosis Ruhsal bozukluk
Perspectivism Baklk Puberty Erginlik
Pessimism Ktmserlik Puluralism oulculuk-okuluk
Phenomenalism Olguculuk Pure An
Phenomenology Olgubilim Quality Nitelik
Phenomenon Olgu Quantitiy Nicelik
Philanthropy Insanseveriik Question Soru
Philosopher Filozof Quietism Dingincilik
Philosophy Felsefe Quintessence Beinciz
Phrenology Kafyonmu Race Irk
Phylogenesis Trevrimi Racism Irklk
Physics Fizik Radicalism Kktencilik
Play Oyun Rationalism Usuluk
Pleasure He Reactionary Gerici
Plural oul Real Gerek
Political economy Toplumsal iktisat Realism Gerekilik
Polysyllogisim oklutasm Reality Gereklik
Polytheism oktannclk Reason Us
Populism Halkseverlik Reasoning Usavurma
Positivism Olumculuk Receptivity Alrlk
Possession yelik Reciprocity Karlkllk
Possibility Olanak Recurrency Dnllk
Postulate Konut Redintegration Toptananl
Power G Reduction ndirgeme
Practice Uygulama Reflection Dnme
Pragmatism Pragmaclk Reflex Tepkime
Predicate Yklem Refutation rtme
Preestablished harmony ncesel uyum Regime Ynetimbiimi
Prejudice nyarg Regression Gerileme
Prelogical Mantkncesi Reincamalion, palingenesis Yenidencisimleme
Premiss ncl Relation Bant
Prenotion lkbilgi Relation liki
Primary lksel Relatism Grecilik
Primitive lkel Relative Greli
Principle lke Relativity Grelilik
Principle of sufficient reason Yeter neden ilkesi Religion Din
Probabilism Olasclk Remembrence Ara
Probability Olaslk Reminiscense Anmsama
Problem Sorun Representation Sunum
Process Sre Repression Bastrma
Production retim Resemblance Benzerlik
Profane Dind Resolution zmleme
Progress lerleme Respect Sayg
Projection Yanstma Responsability Sorumluluk
Proletariat Proletarya Revelation Anm
Proper zg Reviving Yaamadn
Properly, propriety Mlkiyet Revolt Bakaldrma
Pfoposition nerme Revolution Devrim
534
Right Hukuk Stage Evre
Romanticism Duyguculuk State Devlet
Rule Kural State Durum
Rythm Ritm State control Devletilik
Sacred Kutsal Stimulus Uyaran
Sadism Sadizm Structuralism Yapsalclk
Sadomasochism Sadomazoizm- Structure Yap
sadomazohizm Subaltern Altk
Safety, salvation Kurtulu Subconsciousness Bilinalt
Salary cret Subcontrary Altkart
Sanction Yaptrm Subject zne
Satisfaction, fulfilment Doyum Subjective znel
Scepticism Kukuculuk Subjectivism znelcilik
Scheme ema Sublimation Yceltme
Schizophrenie izofreni Sublime Yce
Scholastik Skolastik Subordination Altasalama
School Okul Substance Tz
Science Bilim Substrate Dayanak
Scientism Bilimcilik Subsumption Altakoyma
Selection Ayklanma Suicide ntihar
Self Kendinde Superiority complex Ykseklikduygusu
Self-love zsevgisi Superman stinsan
Semantics Anlambim Superstition Boinan
Semiology Belirti bilim Superstructure styap
Sensation Duyum Surplus value Arbkdeer
Sense Duyu Surrealism Gerekstclk
Sensibility Duyarllk Syllogism Tasm
Sensible Duyulur Symbol Simge
Sensualism Duyumculuk Symbolism Simgecilik
Sentiment Duygu Symmetry Bakmllk
Sexuality Cinsellik Syncretism Birletirmecilik
Sign Belirti Synergy Eilevlilik
Simple Basit Synthesis Bileim
Singular Tekil System Dizge
Slave Kle Target Ama
Slaveiy Klelik Taste Beeni
Sociability Toplumsalltk Tautology Esz
Socialism Sosyalizm Technics Teknik
Society Toplum Teleology Erekbilim
Sociologism Toplumbilimcilik Temperament Miza
Sociology Toplumbilim Tendency Eilim
Solidarity Dayanma Tenstion Gerilim
Solipsism Tekbencilik Terror iddet
Sophism Bilgicilik Theism Tanrclk
Sophist Sofist Theocracy Dinciynetim
Soul Ruh Theodicee Tannaatirmas
Space Uzay Theology Tanrbilim
Species Tr Theoretic Grmc
Specific zgl Theory Kuram
Specification zglletirme Theosophy Ermilik
Speculation Kurgu Thesis Sav
Spirit Zihin Thing ey
Spiritualism Ruhuluk Thought Dnce
Spontaneity Kendiliindeni ik Threshold Eik
Time Zaman Understanding, intellect Anlk
Timidity Psrklk Uneasiness, restlessness Kayg
To explain Aklamak Universal Evrensel
To ground, to1found Temellendirmek Universalism Evrenselcilik
Toleration, tolerance Hogr Universe Evren
Totalitarian Btnc Useful Yararl
Totality Btnsellik Utilitarianism Yararclk
Totem Totem Utopia topya
Tradition Gelenek Validity Geerlilik
Traditionalism Gelenekilik \felue, worth Deer
Transcendence Aknlk 'Ariation eitleme
Transcendent Akn Velleity Gelgeistek
Transcendental Aknsal Veracily Doruculuk
Transcendentalism Akmclk \feibalism Boszclk
Transference, transfer Geiim Verification Dorulama
Transformation Dnm Vicious circle Ksrdng
Transfbrmism Dnmclk Virtuality GcOllk
Tree of Porphyry Porphyrios aac Virtue Erdem
Truth Doru Vision G tt
Type Tip Vitalism Yaamsalclk
Ubiquity, omnipresence Heryerdelik Voluntarism Istemcilik
Ugly irkin Vfcr Sava
Unconditional Koullanmam Will stem
Unconscious Bilind Wisdom Bilgelik
World Dnya
536
Almanca/Trke
Ausdehnung Uzam Analyse Ayrtrma
Verallgemeinerung Genelletirme Anamnese Anmsama
Aberglaube Boinan Anarchie Anarchie
Abnormisch Olaand Andere Bakas
Absicht Ynelim Angenehm, Gefllig, Freundlich Ho
Absolut Mutlak Angst Bountu
Absolutismus Mutlaklk Animismus Canlclk
Abstrakt Soyut Anpassung Uyma
Abstraktion Soyutlama Anschauung Sezgi
Abstraktionnismus Soyutlamaclk Antecedent ncel
Abstrus aprak Anthropologie nsanbilim
Absurd Sama Anthropomorphismus nsanbiimcilik
Abulie, Willenslosigkeit stemsizlik Anthropozentrismus tnsanmerkezcilik
Adquat Tamuyar Antinomie atk
Aehnlichkeit, Gleichheit Benzerlik Antithese Karsav
Aenderung, Veraendenmg Deiim Apathie Duyumsamazlk
Aequipollenz Egeerlilik Aphorismus zlsz
Aequivalenz Edeerlilik Aporie kmaz
Aequivok okanlaml Apperzeption stalg
Aesthetik Estetik Arbeit Emek
Aetiologie Nedenbilim Arbeitsteilung blm
Aeusserste Uterim Archetyp, Urbild lkmek *
Affekt, Gemtsbewegung He>ecan Argument, Beweis Kant
Affektivitt, Gemtsleben Duygululuk Art Tr
Aggregat Katma Asketik ilecilik
Aggressivitt Saldrganlk Assoziation arm
Agnostizismus Bilinemezcilik Assoziationspsychologie anmclk
Agraphie Yazmayitimi Atheismus Tanrtanmazlk
Aktivismus Edimcilik Atom Atom
Aktivitt, Ttigkeit Etkinlik Atomistik Atomculuk
Aktualismus Edimselcilik Attribut znitelik
Akzidens Raslant Aufgabe Sorun
Akzidentell Dtan Aufleben Ama
Alexie Okumayitimi Aufklrung Aydnlanmaclk
Allegemein Evrensel Auflsung Dalm
Allegone Biimsimge Aufmerksamkeit Dikkat
Alleinherrschaft Zorbalk Augenblick, Moment An
Allgegenwart Heryerdelik Aura Esim
Allgemein Genel Ausdehnung Kapsam
Allmacht Tamgllk Ausdruck Anlatm
Allwissenheit Allwissenheit Ausgleich Dengeleme
Altruismus zgecilik Autarkie Kendineyetme
Amnesie Bellekyitimi Autismus Kendinekapallk
An sich Kendinde Autonomie zerklik
Analogie Benzeim Autoritt Yetke 537
Autosuggestion Kendiniinandrma Disjunktion Ayrklk
Axiologie Deeredsi Diskursiv Giditnli
Axiom Belit Dogma Dogma
Barbarei, Barbarismus Barbarlk Dogmatismus Dogmaclk
Baum des Porphyris Porphyrios Aac Dualismus kicilik
Bedingte Koullanm Dunkel Karanlk
Bedrfnis, Bedarf Gereksinim Echolalie, Echosprache Yanklama
Befriedigung, Zufriedenheit Doyum Egoaltmismus Benzgecilik
Begeisterung Cokunluk Egoismus Bencillik
Begriff Kavram Egozentrismus Beniincilik
Begrnden Temellendirmek Ehrfurcht Sayg
Behauptung llerisrme Eifersucht Kskanlk
Behauptung, Bejahung Olumlama Eigene zg
Behaviorismus Davranlk Eigenliebe zsevgisi
Begehrung, Begehren Arzu Eigentum Mlkiyet
Beklemmung Bunalt Eignung Yatknlk
Belagerung Taknt Einbildungskraft mgelem
Beobachtung Gzlem Eindruck, Reiz zlenim
Bereich, Gebiet tlgialan Einfach Basit
Beschreibung Tantlama Einfluss Etki
Besitzen, Besitz, Besessenheit yelik Einklammerung Paranteze Almak
Bestimmen, Bestimmung Belirleme Einschliessung terilmilik
Bestimmt Belirli Einteilung Blme
Bewegung Devinim Einzeln Tekil
Bewunderung Hayranlk Eklektizismus Semecilik
Beziehung, Relation Banu Ekstase Coku
Bild, Vorstellung mge Element ge
Billigkeit Denkserlik Emanation Trm
Bldsinn, Schwachsinn Bunama Empfindung Duyum
Bldsinnigkeit Aptallk Empirismus Deneycilik
Brauch Alk Ende, Zweck, Endzweck Erek
Buridans Esel Buridann Eei Enthymem Ortktasm
Brgertum Bujuvalk Entsagung zveri
Brokratie, Brokratismus Brokrasi Entscheidung Karar
Kapital Sermaye Enttuschung, Unbefriedigtsein Yoksunluk
Casuistik Bilinzmlemesi Entwicklung, Wachsen Geliim
Charakter Cteyap Enzyklopdie Ansiklopedi
Charakteristik Belirleyici Erfindung Masallama
Dauer Stt Erhabene Yce
Deduktion Tmdengelim Erinnerung An
Definition, Begriffsbestimmung Tanmlama Erkenntnis, Kenntnis Bilgi
Deismus Yaradanclk Erkenntnistheorie Bilgikuram
Delirium lgnlk Erklren Aklamak
Demokratie Demokrasi Erst, primr lksel
Demonstration Gsterme Erzeugung, Generation Kuak
Deontologie devbilgisi Erziehung Eitim
Determinismus Belirlenimcilik Eschatologie Erekbilgisi
Deutlich Seik Esoterisch rek
Dialektik Diyalektik Etatismus Devletilik
Didaktisch retici Ethnographie Budunbilgisi
Differenz Ayrm Ethnologie Budunbilim
Dilemma ikilem Eudmonismus Mutuluk
Dimension Boyut Euphorie Esenlikduygusu
Ding, Sache ey Evhemerismus Evhemerosuluk
538
Evidenz Apaklk Genie Deha
Evolution, Entwicklung Evrim Gerechtigkeit Adalet
Evolutionismus Evrimcilik Geschichte Tarih
Exakt Dosdoru Geschichtlichkeit Tarihsellik
Exhibitionismus Sergilemecilik Geschmack Beeni
Existentialismus \faroluuluk Geselligkeit Toplumsallk
Existenz, Dasein Varolu Gesellschaft Toplum
Exoterisch Drak Gesetz Yasa
Experiment Deneyim Gesunder Verstand, Gescheidtheit Saduyu
Experimentation Deney Geweiht, Heilig Kutsal
Explicit Dsal Gewissheit Kesinlik
Extraversin Dadnklk Gewohnheit Alkanlk
Fhigkeit, Vermgen Yeti Geworfenheit Braklm k
Faktor Etken Glaube nan
Familie Aile Glaube nan
Fanatismus Darkafallk Glaubensphilosophie nanclk
Fatalismus Yazgclk Gleichgltigkeit lgisizlik
Fatalitt Yazg Gleichheit Eitlik
Fechners Gesetz Fechner Yasas Glck, Glckseligkeit Mutluluk
Fehler Yanl Gnoseologie Bilgiaratnnas
Feld Alan Gnostizismus Bilinircilik
Feodalismus Feodallik Gott Tanr
Fetichismus Tapncakk Grenze Snr
Finalismus Erekilik Grsse Byklk
Finalitt Ereklilik Grund, Begrndung, Grundlage Temel
Forderung, Anspruch Haknerme Grund, Prinzip lke
Form Biim Gruppe Kktopluluk
Formalismus Biimcilik Grndung, Errichtung Kurum
Fortschritt lerleme Gut, Wohl yi
Frage, Befragung Soru Gltigkeit Geerlilik
Freier Wille, Willensfreiheit Ozgrsei Halluzination Sanr
Freiheit zgrlk Harmonie Uyum
Freude Sevin Hsslich irkin
Freundschaft Dostluk Hedonismus Hazclk
Frieden Bar Heil, Erlsung Kurtulu
Funktion lev Hermetismus Kapallk
Funktionalismus levcilik Heiz Gnl
Funktionell levsel Heterogen okyapl
Furcht Korku Heteronomie Derklik
Futurismus Gelecekilik Heuristik Bulgulama
Fr-sich-sein Kendiiin Historismus Tarihselcilik
Gattung Cins Homogen Biryapl
Gedchtnis, Erinnerung Bellek Humanismus nsanclk
Gedanke, Denken Dnce Hylmorphismus tkiilkecilik
Gefhl Duygu Hylozoismus Canlmaddecilik
Gegeben \feri Hypersthesie Anduyarllk
Gegenstand, Subjekt zne Hypermnesie Ananmsama
Gegnerschaft Uyumazlk Hypnose Yapayuyku
Geist Zihin Hypothese Varsaym
Geistesschwche Alklk Hysterie Histeri
Gelehrte Bilgin Ich Ben
Gemein Ortak Ideal lk
Gemeinschaft Topluluk Idealismus lkclk
Genesis Oluum Idee Fikir
Identifikation zdeleme Konkret Somut
Identitt zdelik Konsequent Ardl
Ideologie deoloji Konsequenz Varg
Illuminismus Meczupluk Kontemplation selbak
Illusion, Tuschung Yanlsama Kontext Balam
Immanent kin Kontingenz, Zuflligkeit Olumsallk
Immanenz kinlik Kontradiktorisch Karsal
Immaterialismus Maddesizcilik Kontrr Kart
Immoralismus Ahlakszclk Konvengenz, Zusammenlaufen Kesime
Imperativ Buyurucu Konzceptualismus Kavramclk
Implikation erme Konzeption, Begriffsbildung Kavray
Implicit sel Korpuskel, Krperlein Cisimcik
Improvisation Doalama Korrelation Ballam
Indeterminismus Belirlenmezcilik Kosmogonie Evrendoum
Individualismus Bireycilik Kosmologie Evrenbilim
Individuation Bireyleme Krper Beden
Individuum. Einzelding Birey Krper Cisim
Induktion Tmevarm Kraftlosigkeit Ahmaklk
Inferiren karsama-kanm Krieg Sava
Infrastruktur Altyap Kriterium, Merkmal lt
Inhalt erik Kritik Eletiri
Inspiration Esin Kritizismus Eletiricilik
Instinkt gd Kultur, Bildung Kltr
Instrumentalismus Aralk Kunst Sanat
Intellektualismus Dnselcilik Knstler Sanat
Intellektueller Aydn Leben Yaam
Intelligenz Zeka Leere Boluk
Intelligibel Dnlr Lehre reti
Intentionalitt Ynelgenlik Leiden Tutku
Introversion ednklk Leidenschaft Edilim
Intuitionismus Sezgicilik Liberalismus zgrlklk
Involition Gerievrim Liebe Ak
Ironie Alay Linguistik Dilbilim
Irrtum Yanlg Logik Mantk
Isomorphismus Ebiimcilik Logizismus Mantklatnclk
Jugendalter Yetikinlik Lohn cret
Kanon Kanon Mackrokosmus Bykevren
Kaste Kast Magie By
Kategorie Kategori Maieutik Dourtma
Kategorisch Koulsuz Major, Oberbegriff Bykterim
Katharsis Arnma Major, Obersatz Byknerme
Kausalitt Nedensellik Manichismus Manicilik
Kindheit ocukluk Manie Mani
Klar Ak Masochismus Mazohizm
Klasse Snf Materialismus Maddecilik
Klassifikation Snflama Materie, Stoff Madde
Klassizismus Klasiklik Maxime (geleyi;
Kollektivismus Otaklamaclk Mechanismus Mekanikilik
Kommunikation letiim Megalomanie Byldkduygusj
Kommunismus Komnizm Mehrwert Amkdeer
Komplex Karmak Meinung Gr
Komprehension, Inhalt llem Mekanismus von Abwehr SavumaDsrekb
Konformismus Tutuculuk Melankcholie Melankoli
Konjunktiv Bititirici Menge, \blksmasse Kalabalk
540
Mensch nsan Obskurantismus Karanlklk
Menschheit, Offenbarung Anm
Menschlichkeit, Humanitt nsanlk Okkasionalismus Aanedencilik
Mentalitt, Geistesrichtung Anlay Okkultismus Gizlibilimcilik
Merkantilismus Kazanlk Ontogenesis Bireyevrimi
Metaphysik Metafizik Ontologie Varlkbilim
Methode Yntem Ontologismus Varlkbilimcilik
Methodologie Yntembilim Optimismus yimserlik
Microkosmus Kkevren Ordnung Dzen
Minderwertigkeitsgefhl Aalkduygusu Organizismus Organclk
Minor, Untersatz Kknerme Originell zgn
Mitte Ortam konomismus ktisatlk
Mittelbegriff Onaterim Pdagogik Pedagoji
Modalitt Kiplik Paidologie ocukbilim
Modus, Schlussmodus Kip Palingenesie evrimcilik
Monade Monad Panentheismus Heptanndaclk
Monadismus Monadclk Pankosmismus Hepevrencilik
Monadologie Monadoloji Panpsychismus Hepruhsallk
Monarchie Mutlakynetim Pantheismus Heptannclk
Monismus Tekilik Parallelismus Koutuluk
Monotheismus Tektannclk Paramnesie Yenidenyaama
Moral Ahlak Paranoia Dzenlilgnlk
Moralismus Ahlaklk Partikulr zel
Morphologie Biimbilim Passivitt Edilginlik
Motiv, Beweggrund Gd Peripatetiker Peripatetikler
Mglichkeit Olanak Person Kii
Mutation Deiinim Personalismus Kiilikilik
Mysterium Gizem Persnlichkeit Kiilik
Mystizismus, Mystik Gizemcilik Perspektivismus Baklk
Mythe Mitos Perzeption Alg
Mythologie Mitoloji Perzeptionnismus Algclk
Mythomanie Masalclk Pessimismus Ktmserlik
Nachahmung yknme Pflicht dev
Narzissmus Narkissosuluk Phnomen Olgu
Nation Ulus Phnomenalismus Olguculuk
Nativismus Doutanclk Phnomenologie Olgubilim
Natur Doa Phantasie mgegc
Naturalismus Doalclk Philanthoropie tnsanseverlik
Naturismus Doaclk Philosoph Filozof
Natrlich Doal Philosophie Felsefe
Nebenordnung, Koordination Dzenleiklik Phrenologie Kafayonmu
Nichts, Nichtseindes Hilik Phylogenesis Trevlimi
Nekrophilis lsevme Physik Fizik
Nervenzusammenbruch Ruhsalknt Planwirtschaft Gdmclk-
Neurosis Sinirlilik Gdml ktisat
Nicht-Ich Benolmayan Plural oul
Nichtvorhandensein Eksikkal Pluralismus oulculuk
Nihilismus Hiilik Polysyllogismus oklutasm
Nominalismus Adclk Polytheismus oktannclk
Normal Olaan Populismus Halkseverlik
Notwendigkeit Gereklilik Positivismus Olumculuk
Ntzlich Yarari Postulat Konut
Objekt, Gegenstand Nesne Pradikl Yklem
Objektiv Nesnel Praelogik Mantkncesi
Praestabilierte Harmonie ncesel Uyum Rckstndigkeit Gerilik
Pragmatismus Pragmaclk Rythmus Ritm
Prmisse ncl Sadismus Sadizm
Praxis, bung Uygulama Sadomasochismus Sadomazoizm
Primitiv lkel Sanktion Yaptrm
Probabilitt, Wahrscheinlichkeit Olaslk Satz vom zureichenden Grunde Yeter Neden lkesi
Probabilismus Olasclk Schein Grnm
Produktion retim Schema ema
Piofen Dind Schizophrenie izofreni
Projektion Yanstma Schmerz Ac
Proletariat Proletarya Scholastik Skolastik
Proposition nerme Schne Gzel
Prozess Sre Schpftmg, Schaffen Yaratma
Psychanalyse Ruhaynrmas Schule Okul
Psychasthenie Ruhsalbitiklik Schchternheit Psrklk
Psychisch Ruhsal Schwelle, Reizschwelle Eik
Psychologie Ruhbilim Scientismus Bilimcilik
Psychologismus Ruhbilimcilik Seele Ruh
Psychose Ruhsalbozukluk Sehen Gr
Pubertt Erginlik Sein \ferlk
Qualitt Nitelik Selbstbeobachtung ebak
Quantitt Nicelik Selbstbewusstsein Bilin
Quietismus Dingincilik Selbstmord ntihar
Quintessenz Beinciz Selektion Ayklanma
Radikalismus Kktencilik Seligkeit Tammutluluk
Rasse Irk Semantik Anlambilim
Rassismus Irklk Semiologie Belirtibilim
Rationalismus Usuluk Sensibilitt Duyarllk
Raum Uzay Sensualismus Duyumculuk
Reaktionr Gerici Sexualitt Cinsellik
Realismus Gerekilik Sinn, Sinnlichkeit Duyu
Realitt, Wirklichkeit Gereklik Sinnlich, Fhlbar Duyulur
Recht Hukuk Sippe Klan
Redintegration Toptananl Sitte, Sitten Grenek
Reduktion ndirgeme Skeptizismus Kukuculuk
Reflexion, berlegung Dnme Sklave Kle
Reflex Tepkime Sklavrei, Sklaventum Klelik
Regel Kural Slogan Kalpsz
Regime Ynetimbiimi Solidaritt Dayanma
Regress, Regression, Rckgang Gerileme Solipsismus Tekbencilik
Rein An Sophisma Bilgicilik
Reiz Uyarm Sophist Sofist
Rekurrcnz Dnllk Sozialismus Sosyalizm
Relativ, Bezglich, Soziologie Toplumbilim
Verhltnismssig Greli Soziologismus Toplumbilimcilik
Relativismus Grecilik Spannung Gerilim
Relativitt Grelilik Spekulation Kurgu
Religion Din Spezifikation zglletirme
Reprsentation Sunum Spezifisch zgl
Resolution zmleme Spiel Oyun
Revolte, Emprung Bakaldrma Spiritualismus Ruhuluk
Revolution Devrim Spontaneitt, Selbstttigkeit Kendiliindenlik
Rezeptivitt Alrlk Sprache Dil
Romantik Duyguculuk Staat Devlet
542
Stadium Evre Transzendenz Aknlk
Stetig Kesiksiz Traum D
Stimmung evre Trumerei Dlem
Stimulus Uyaran Trieb ltepi
Streben, Anstrengung aba Trieb tki
Streben, Tendenz Eilim Trieb, Beweggrund Drt
Struktur Yap Tugend Erdem
Strukturalismus Yapsalclk Typus Tip
Subaltem Altk Umkehrung Evirme
Subjektiv znel Umwandlung, Transformation Dnm
Subjetivismus znelcilik Unbedingt Koullanmam
Subkontrr Altkart Unbestaendigkeit Deikenlik
Sublimierung Yceltme Unbestimmt Belirsiz
Substanz Tz Unbewusst Bilind
Substrat Dayanak Unendlich Sonsuz
Subsumtion Altakoyma Universal ismus Evrenselcilik
Superstruktur styap Unlogisch Mantkd
Surrealismus Gerekstclk Unmittelbar Dolaysz
Syllogismus Tasm Unruhe, Unbehagen Kayg
Symbol Simge Unsterblichkeit lmszlk
Symbolismus Simgecilik Unstetig Kesikli
Symetrie Bakmllk Untertiegriff Kkterim
Synergie Eilevlilik Unterbewusstsein Bilinalt
Synkretismus Birletirmecilik Unterordnung Altasralama
Synthese Bileim Untersuchung Dorulama
System Dizge Ursache Neden
Tat, Handlung Edim Ursprung Kken
Tat, Handlung Eylem Urteil Yarg
Tautologie Esz Urteilskraft Yarpgc
Technik Teknik Utilitarismus Yararclk
Teilnahme, Partizipation Katlma Utopie topya
Teleologie Erekbilim bel Kt-Ktlk
Temperament Miza beriegenheitsgeftlhl Ykseklikduygusu
Tenor iddet bermensch stinsan
Theismus Tanrclk bertragung Geiim
Theodizee Tannarabrmas berzeugung Kan
Theokrae Dinciynetim Velleitt Gelgeistek
Theologie Tannbilim Vernderung eitleme
Theoretisch Grmc Verantwortlichkeit Sorumluluk
Theorie Kuram Verausserfichung Dlama
Theosophie Ermilik Verausserung, Irrsinn Yabana tama
These Sav Verdrngung Bastrma
Tod lm Vfererbung Kaltm
Toleranz, Duldung Hogr Vergessen, Vergessenheit Unutu
Totalitr Btnc Vergleichung Karlatrma
Totalitt, Ganzheit, Allheit Btnsellik Vfeigngen Haz
Totem Totem Verhalten Davran
Tradition, berlieferung Gelenek Verhltnis liki
Traditionalisms Gelenekilik Vermittlung Araclk
Trgheit, Beharrungsvermgen Eylemsizlik Vermgen, Fhigkeit G
Transformismus Dnmclk Verneinung Olumsuzlama
Transzendent Akn Vernunft Us
Transzendental Aknsal Vemunftlos Usd
Transzendentalismus Aknclk Vemunftschluss Usavurma
543
Versehung Kayra Widertegmg rtme
Verstand, Intellekt Anlk Widerspruch, Kontradiktion eliki
Verstellungkunst, Verstellung Gizleme Widerstreit atma
Verworrenheit, Vermengung Bulanklk Wiederaufleben Yaamadn
'Sferwunderung ama Wiedergeburt, Palingenesie Yenidencisimleme
Vetrag, Kontrakt Szleme Wille, Willenskraft, Willkr stem
Virtualitt Gctlk Wirkende Etmen
Vitalismus Yaamsalclk Wirklich Gerek
Volkswirtschaftslehre, Wirksamkeit Etkililik
Nationalkonomie Toplumsal ktisat Wissen, Wissenschaft Bilim
Volontarismus lstemcilik Wissenschaftslehre Bilgibilim
Voraussetzung, Bedingung Koul Wortklauberei Boszclk
Voraussicht ngr Wunder Mucize
Vorgreifen, Vorbegriff lkbilgi Wurzel Kk
Vorurteil nyarg Wrde Deerlilik
Wahn, Irrsinn, Narrheit Delilik Zeichen Belirti
Wahrhaftigkeit Doruculuk Zeit Zaman
Wahrheit Doru Zerstreutheit Dalma
Wechselseitigkeit Karlkllk Ziel Ama
Weisheit Bilgelik Zirkelbeweis, Diallele Ksrdng
Welt Dnya Zivilisieren, Zivilisation Uygarlk
Weltall, Universum Evren Zorn fke
Werden Olu Zusammengesetzt Karmak
Wert Deer Zusammenhang Tutarllk
Wertschtzung Deerlendirme Zustand Durum
Wesen z Zweideutigkeit Kayganlk
Wesenheit, Entitt Btnlk Zueifel Kuku
544
Franszca/Trke
Abngation zveri Anormal Olaand
Aboulie tstemsizlik Antagonisme Uyumazlk
Absolu Mutlak Antcdent ncel
Absolutisme Mutlaklk Anthropocenrisme nsanmerkezcilik
Abstraction Soyutlama Anthropologie nsanbilim
Abstractionnisme Soyutlamaclk Anthropomorphisme tnsanbiimcilik
Abstrait Soyut Antinomie atk
Abstrus aprak Antithse Karsav
Absurde Sama Anxit Bunalt
Accident Raslant Apathie Duyumsamazlk
Acte Edim Aperception stalg
Action Eylem Aphorisme zlsz
Activisme Edimcilik Aporie kmaz
Activit Etkinlik Apparence Grnm
Actualisme Edimselcilik Apprciation Deerlendirme
Adaplation Uyma Aptitude Yatknlk
Adquat Tamuyar Arbre de Porphyre Porphyrios aac
Admiration Hayranlk Archtype Ukmek
Adolescence Yetikinlik Argument Kant
Adventice Dtan Arriration Gerilik
Affectivit Duygululuk Art Sanat
Affirmation Olumlama Artiste Sanat
Agent Etmen Asctisme ilecilik
Agnosticisme Bilinemezcilik Assertion lerisrme
Agraphie Yazmayitimi Associationisme anmclk
Agrable Ho Association arm
Agrgat Katma Athisme Tanrtanmazlk
Agressivit Saldrganlk Atome Atom
Alexie Okumayitimi Atomisme Atomculuk
Alination Yabanclama Attention Dikkat
Allgorie Biimsimge Attribut znitelik
Altruisme zgecilik Aura Esim
Ambiance evre Autarcie Kendineyetme
Ambigut Kayganlk Autisme Kendinekapaltlk
Ame Ruh Autonomie zErklik
Amiti Dostluk Autorit Yetke
Amnsie Bellekyitimi Auto-suggestion Kendiniinandrma
Amour Ak Autrui Bakas
Amour-propre zsevgisi Axiologie Deerretisi
Analogie Benzeim Axiome Belit
Analyse Ayrtrma Baibarie Barbarlk
Anarchie Kargaa Batitude Tammutluluk
ne de Buridan Buridann eei Beau Gzel
Angoisse Bountu Behaviorisme Davranlk
Animisme Canlclk Besoin Gereksinim
Bien yi Conscience Bilin
Bon sens Saduyu Consequence Varg
Bonheur Mutluluk Consquent Ardl
Bourgeoisie Burjuvalk Contemplation selbak
Bovarysme Bovarycilik Contenu erik
Bureaucratie Brokrasi Contexte Balam
But Ama Contingence Olumsallk
Canon Kanon Continu Kesiksiz
Capital Sermaye Contradiction eliki
Caractre zyap Contradictoire Karsal
Caractristique Belirleyici Contraire Kart
Carence Eksikkal; Contrat Szleme
Caste Kast Convergence Kesime
Casuistique Bilinzmlemesi Conversion Evirme
Catgorie Kategori Conviction Kan
Catgorique Koulsuz Corps Beden
Catharsis Arnma Corps Cisim
Causalit Nedensellik Corpuscule Cisimcik
Cerle vicieux, diallle Ksrdng Corrlation Ballam
Certutide Kesinlik Cosmogonie Evrendoum
Champ Alan Cosmologie Evrenbilim
Changement Deiim Coutume Alk
Chose ey Cration Yaratma
Civilisation Uygarlk Critre lt
Clair Ak Criticisme Eletiricilik
Clan Klan Critique Eletiri
Classe Snf Croyance nan
Classicisme Klasiklik Culture Kltr
Classification Snflama Dbilit Ahmaklk
Coeur Gnl Dcision Karar
Cohrence Tutarllk Dduction Tmdengelim
Colre fke Dfinition Tanmlama
Collectivisme Ortaklamaclk Deisme Yaradanclk
Commun Ortak Dlinquance Toplulgnlk
Communaut Topluluk Dlire lgnlk
Communication letiim Dmence Bunama
Communisme Komnizm Dmocratie Demokrasi
Comparison Karlatma Dmonstration Gsterme
Compensation Dengeleme Dontologie devbilgisi
Complexe Karmak Dpassement Ama
Complexe Karmak Dpression nerveuse Ruhsalknt
Comportement Davran Drliction Braklmtk
Comprhension llem Description Tantlama
Concept Kavram Dsir Azu
Conception Kavray Despotisme Zorbalk
Conceptualisme Kavramclk Dtermination Belirleme
Concret Somut Dtermin Belirli
Condition Koul Dterminisme Belirlenimcilik
Conditionn Koullanm Dveloppement Geliim
Conflit atma Devenir Olu
Conformisme Tutuculuk Devoir dev
Confusion Bulanklk- Dialectique Diyalektik
Conjonctif Bititirici Didactique retici
Connaissance Bilgi Dieu Tanr
546
Diffrence Ayrm quivalence Edeerlilik
Dignit Deerlilik quivoque okanlaml
Dilemme kilem Eneur Yanlg
Dimension Boyut Eschatologie Erekbilgisi
Dirigisme, Esclavage Klelik
conomie dirige Gdmclk Esclave Kle
Discontinu Kesikli sotrique rek
Discursif Gidimli Espace Uzay
Disjonction Ayrklk Espce Tr
Dissimulation Gideme Esprit Zihin
Dissolution Dalm Essence z
Distinct Seik Essentialisme zclk
Distraction Dalma Esthtique Estetik
Division Blme tat Devlet
Division du travail iblm tat Durum
Doctrine reti tatisme Devletilik
Dogmatisme Dogmaclk tendue Uzam
Dogme Dogma Ethnographie Budunbilgisi
Dolorisme Acclk Ethnologie Budunbilim
Domaine lgialan tiologie Nedenbilim
Donn Veri tonnement ama
Douleur Ac tre \ferlk
Doute Kuku Eudmonisme Mutuluk
Droit Hukuk Euphorie Esenlikduygusu
Dualisme kicilik Evhmrisme Evhemerosuluk
Dure Sre vidence Apaklk
cholalie Yanklama Evolution Evrim
clectisme Semecilik volutionisme Evrimcilik
cole Okul Exact Dosdoru
conomie politique Toplumsal iktisat Excitation Uyarm
conomisme ktisatlk Exhibitionnisme Sergilemecilik
ducation Eitim Existence Varolu
Efficacit Etkililik Existentialisme Varoluuluk
Effort aba Exotrique D^ak
galit Eitlik Exprience Deneyim
go-altniisme Benzgecilik Exprimentation Deney
gocentrisme Beniincilik Explicite Dsal
goisme Bencillik Expliquer Aklamak
gotisme Bencilik Expression Anlatm
lan vital Yaamsal adlm Exlase Coku
lment ge Extension Kapsam
manation Trm Extriorisation Dlama
motion Heyecan Extraversin Dadnklk
Empirisme Deneycilik Extrme Uterim
En soi Kendinde Fabulation Masallama
Encyclopdie Ansiklopedi Facteur Etken
Enfance ocukluk Facult Yeti
Entendement, Intellekt Anlk Famille Aile
Enthousiasme Cokunluk Fanatisme Darkafllk
Enthymme rtktasm Fantaisie mgegc
Entit Btnlk Fatalisme Yazgclk
pistmologie Bilgibilim Fatalit Yazg
Equipollence Egeeriilik Faute Yanl
quit Denkseriik Fodalisme, Fodalit Feodallik
547
Ftichisme Taptncaklk Idalisme lkclk
Fidisme nanclk Ide Fikir
Fin Erek Identification zdeleme
Finalisme Erekilik Identit zdelik
Finalit Ereklilik Idologie deoloji
Foi nan Idiotie Aptallk
Folie Delilik Illogique Mantkd
Fonction lev Illuminisme Meczupluk
Fonctionalisme levcilik Illusion Yanlsama
Fonctionnel levsel Image mge
Fondement Temel Imagination mgelem
Fonder Temellendirmek Imbrilit Alklk
Formalisme Biimcilik Imitation yknme
Forme Biim Immanence kinlik
Foule Kalabalk Immanent kin
Frustration Yoksunluk Immatrialisme Maddesizcilik
Futurisme Gelecekilik Immdiat Dolaysz
Gnral Genel Immoralisme Ahlakszclk
Gnralisation Genelletirme Immortalit lmszlk
Gnration Kuak Impratif Buyurucu
Gense Oluum Implication erme
Gnie Deha Implicide sel
Genre Cins Impression zlenim
Gnosologie Bilgiaratrmas Impressionisme zlenimcilik
Gnosticisme Bilinircilik Improvisation Doalama
Got Beeni Impulsion tki
Grandeure Byklk Inclusion erilmilik
Groupe Kktopluluk Inconditionn Koullanmam
Guene Sava Inconscient Bilind
Habitude Alkanlk Indtermin Belirsiz
Hallucination Sanr Indterminisme Belirlenmezcilik
Harmonia Uyum Indiflraxe lgisizlik
Harmonie prtablie ncesel uyum Individu Birey
Hdonisme Hazclk Individualisme Bireycilik
Hrdit Kaltm Individuation Bireyleme
Hermtisme Kapallk Induction Tmevarm
Htrogne okyapl Inertie Eylemsizlik
Htronomie Derklik Infrence karsama-kanm
Heuristique Bulgulama Infini Sonsuz
Histoire Tarih Influence Etki
Historicit Tarihsellik Infrastructure Altyap
Historisme Tarihselcilik Inquitude Kayg
Homme nsan Inspiration Esin
Homogne Biryapl Instabilit Deikenlik
Humanisme nsanclk Instant An
Humanit nsanlk Instinct gd
Hylmorphisme kiilkecilik Instrumentalisme Aralk
Hylosoisme Canlmaddecilik Institution Kurum
Hyperesthsie Anduyarllk Intellectualisme Dnselcilik
Hypermnsie Ananmsama Intellectuel Aydn
Hypnose Yapayuyku Intellekt Anlk
Hypothse Varsaym Intelligence Zeka
Hystrie Histeri Intelligible Dnlr
Idal lk Intention Ynelim
548
Intentionnalit Ynelgenlik Mise entre parantheses Paranteze almak
Interaction Etkileim Mobile Drt
Introspection ebak Modalit Kiplik
Introversion ednklk Mode Kip
Intuition Sezgi Moeurs Grenek
Intuitionisme Sezgicilik Moi Ben
Involition Gerievrim Moment An
Ironie Alay Monade Monad
Irrationnel Usd Monadisme Monadclk
Isomorphisme Ebiimcilik Monadologie Monadoloji
Jalousie Kskanlk Monarchie Mutlakynetim
Jeu Oyun Monde Dnya
Joie Sevin Monisme Tekilik
Jugement Yarg Monothisme Tektannclk
Justice Adalet Morale Ahlak
Laid irkin Moralisme Ahlaklk
Langue Dil Morphologie Biimbilim
Libralisme zgrlklk Mort lm
Libert zgrlk . Motif Gd
Libre arbitre, Franc arbitre zgrsei Mouvement Devinim
Limite Snr Moyen teime Ortatenm
Linguistique Dilbilim Mutation Deiinim
Logicisme Manklatnclk Mystre Gizem
Logique Mantk Mysticisme Gizemcilik
Loi Yasa Mythe Mitos
Loi de Fechner Fechner yasas Mythologie Mitoloji
Macrocosme Bykevren Mythomanie Masalclk
Magie By Narcissisme Nartdssosuluk
Maieutique Dourtma Nation Ulus
Majeur Bykterim Nativisme Doutanclk
Majeure Byknerme Naturalism Doalclk
Mal Kt ya da kttlk Natue Doa
Manichisme Manicflik Naturel Doal
Manie Mani Natnisme Doaclk
Masochisme Mazohizm Nant Hilik
Matrialisme Maddecilik Ncessit Gereklilik
Matire Madde Ncrophilie lsevme
Maxime zdeyi Ngation Olumsuzlama
Mcanisme Mekanikilik Nvros Sinirlilik
Mcanismes de dfense Savunma dzenekleri Nihilisme Hiilik
Mdiation Araclk Nominalisme Adclk
Mgalomanie Byklkduygusu Non-moi Benolmayan
Mlancolie Melankoli Normal Olaan
Mmoire Bellek Objectif Nesnel
Mentalit Anlay Objet Nese
Mercantilisme Kazanlk Obscur Karanlk
Mtaphisique Metafizik Obscurantisme Karanlklk
Mthode Yntem Observation Gzlem
Mthodologie Yntembilim Obsession Taknt
Microcosme Kkevren Occasionalisme Aranedencilik
Millieu Ortam Occultisme Gizlibilimcilik
Mineur Kklerim Omnipotence Tamgllk
Mineure Kknenre Omniscience Tambilirlik
Miracle Mucize Onirisme Dlgml
Ontogense Bireyevrimi Possession yelik
Ontologie Varlkbilim Possibilit Olanak
Ontologisme Varhkbilimcilik Postulat Konut
Opinion Gr Pour soi Kendiiin
Optimisme iyimserlik Pouvoir G
Ordre Dzen Pragmatisme Pragmaclk
Organicisme Organclk Pratique Uygulama
Original zgn Prdicat Yklem
Origine Kken Prjug nyarg
Oubli Unutu Prlogique Mantkncesi
Panenthisme Heptanndaclk Prmisse ncl
Paix Ban; Prnotion lkbilgi
Palingnsie evrimcilik Prvoyance ngr
Pancosmisme Hepevrencilik Primaire lksel
Panpsychisme Hepruhsallk Primitif lkel
Panthisme Heptannclk Principe lke
Paralllisme Koutuluk Principe de
Paramnesie Yenidenyaama raison suflisante Yeter neden ilkesi
Paranoia Dzenlilgnlk Probabilisme Olasclk
Participation Kalma Probabilip Olaslk
Particulier zel Problme Sorun
Passion Edilim Procs, Processus Sre
Passion Tutku Production retim
Passivit Edilginlik Profane Dind
Pdaggie Pedagoji Progrs lerleme
Pdologie ocukbilim Projection Yanstma
Pense Dnce Proltariat Proletarya
Perception Alg Proposition nerme
Perceptionnisme Algclk Propre zg
Pripatticien Peripatetikler Proprit Mlkiyet
Personnalisme Kiilikilik Providence Kayra
Personnalit Kiilik Psychanalyse Ruhayntrmas
Personne Kii Psychasthnie Ruhsalbitiklik
Perspectivisme Baklk Psychique Ruhsal
Pessimisme Ktmserlik Psychologie Ruhbilim
Peur, Crainte Korku Psychologisme Ruhbilimcilik
Phnomne Olgu Psychose; Ruhsalbozukluk
Phnomnisme Olguculuk Pubert Erginlik
Phnomnologie Olgubilim Pulsion tepi
Philanthropie nsanseverlik Pur An
Philosophe Filozof Qualit Nitelik
Philosophie Felsefe Quantit Nicelik
Philosophie des lumires Aydinianmacilik Question Soru
Phrenologie Kafeyorumu Quitisme Dingincilik
Phylognse Trevrimi Quintessence Beinciz
Physique Fizik Race Irk
Plaisir Haz Racine Kk
Plural oul Racisme Irklk
Pluralisme oulculuk, okuluk Radicalisme Kktencilik
Plus-value Artkdeer Raison Us
Polysyllogisme okl utasm Raisonnement Usavurma
Polythisme oktannclk Rapport liki
Populisme Halkseverlik Rationalisme Usuluk
Positivisme Olumculuk Ractionnaire Gerici
550
Ralisme Gerekilik Smiologie Belirtibilim
Ralit Gereklik Sens Duyu
Rcptivit Alrlk Sensation Duyum
Rciprocit Karlkllk Sensibilit Duyarllk
Recuirence Dnllk Sensible Duyulur
Rdintgration Toptananl Sensualisme Duyumculuk
Rduction ndirgeme Sentiment Duygu
Rel Gerek Sentiment dinfriorit Aalkduygusu
Reflexe Tepkime Sentiment de supriorit Ykseklikduygusu
Rflexion Dnme Seuil Eik
Refoulement Bastrma Sexualit Cinsellik
Rfutation rtme Signe Belirti
Regim Ynetimbiimi Simple Basit
Rgle Kural Singulier Tekil
Rgression Gerileme Slogan Kalpsz
Rincarnation, Sociabilit Toplumsallk
Palingenesie Yenidencisimleme Socialisme Sosyalizm
Relatif Greli Socit Toplum
Relation Bant Sociologie Toplumbilim
Relativisme Grecilik Sociologisme Toplumbilimcilik
Relativit Grelilik Solidarit Dayanma
Religion Din Solipsisme Tekbencilik
Rminiscence Anmsama Sophisme Bilgicilik
Reprsentation Sunum Sophiste Sofist
Rsolution zmleme Souvenir An
Respect Sayg Spcification zglletirme
Responsabilit Sorumluluk Spcifique zgl
Ressemblance Benzerlik Spculation Kurgu
Rve D Spiritualisme Ruhuluk
Rvlation Anm Spontanit Kendiliindeni ik
Revendication Haknerme Stade Evre
Rverie Dlem Stimulus Uyaran
Rviviscence Yaamadn Structuralisme Yapsalclk
Rvolte Bakaldrma Structure Yap
Rvolution Devrim Subalterne Altk
Romantisme Duyguculuk Subconscience Bilinalt
Rythme Ritm Subcontraire Altkart
Sacr Kutsal Subjectivisme znelcilik
Sadisme Sadizm Subjectif znel
Sadomasochisme Sadomazoizm Sublimation Yceltme
Sagesse Bilgelik Sublime Yce
Salaire cret Subordination Altasralama
Salut Kurtulu Subsomption Altakoyma
Sanction Yaptnm Substance Tz
Satisfaction Doyum Substrat Dayanak
Savant Bilgin Suicide ntihar
Scepticisme Kukuculuk Sujet zne
Schme ema Superstition Boinan
Schizophrnie izofreni Superstructure styap
Scince Bilim Surhomme stinsan
Scientisme Bilimcilik Surralisme Gerekstclk
Scolastique Skolastik Syllogisme Tasm
Slection Ayklanma Symbole Simge
Smantique Anlambilim Symbolisme Simgecilik
551
Symtrie Bakmllk Transcendental Aknsal
Syncrtisme Birletirmecilik Transcendental isme Aknclk
Eilevlilik Transfert Geiim
Synergie
Bileim Transformation Dnm
Synthse
Dizge Transformisme Dnmclk
Systme
Tautologie Esz Travail Emek
Technique Teknik Type Tip
Tlologie Erekbilim Ubiquit, Omniprsence Heryerdelik
Temprament Miza Univers Evren
Zaman Universalisme Evrensel
Temps
Eilim Universalisme Evrenselcilik
Tendance
Gerilim Utile Yararl
Tension
Teneur iddet Utilitarisme Yararclk
Thisme Tanrclk Utopie topya
Thocratie Dinciynetim \fcleir Deer
Theodice Tannaratrmas Validit Geerlilik
Thologie Tanr bilim Variation eitleme
Thortique Grmc Vellit Gelgeistek
Kuram Vracit Doruculuk
Thorie
Thorie de connaissance Bilgikuram Verbalisme Boszclk
Thosophie Ermilik Vrification Dorulama
Sav Vrit Doru
Thse
Psrklk Vertu Erdem
Timidit
Hogr Vide Boluk
Tolrance
Totalitaire Btnca Vie Yaam
Totalit Btnsellik Virtualit Gcllk
Totem Totem Vision Gr
Tradition Gelenek Vital ism Yaamsalclk
Traditionalisme Gelenekilik Volontarisme stemcilik
Transcendance Aknlk Volont stem
Transcendant Akn
552
Felsefenin tarihi b o y u n c a
oluturduu kavramlar, her
a a m a d a kazand ierikleriyle
bize tantan bu szlk, ayn
z a m a n d a bir felsefe el kitabdr.
Felsefenin te m e l konularna
girm ek isteyen her kii iin bir
ba la n g kitab nitelii tayan
felsefe szl, binlerce rnekle
zenginletirilmitir,
Bu szlkte yalnzca felsefeyle
snrl kalnmam, felsefeyi
ilgilendiren estetik, toplum bilim ,
ruhbilim kavram larna d a yer
verilmitir.
Ayrca szln sonunda
ngllizce-Trke, Alm anca-Trke
ve Franszca-Trke dizin d e yer
alm aktadr.