Professional Documents
Culture Documents
nceleme dizisi: 90
Kamu Vidanjoa an
Sivil taatsizlik
Hannah Arendi, Ronald Dworkin, frgen Habermas, Johan Galtung,
Martin Luther King, John Rawls, Hans Saner, Henry David Thoreau
Almancadan eviren
Yakup Coar
Yayma hazrlayan
Ender Ateman
Kapak dzeni
Arslan Kahraman
Dzelti
Ayten Koal
Basma hazrlk
Renk Yapmevi Tel: (0212)516 94 15
Bask ve cilt
Mart Matbaaclk Sanatlan Ltd. ti. Tel: (0212) 212 03 39-40
Birinci basm
Ocak 1997
ISBN 975-539-162-2
AYRINTI YAYINLARI
Piyer Loli Cad. 17/2 34400 emberlita-stanbul Tel: (O 212) 518 76 19 Fax: (O 212) 516 45 77
H. Arendt, R. Dworkin, 3. Habermas, J. Galtung
M.L. King, H. Saner, J. Rawls, H.D, Thoreau,
KAMU VCDANINA ARI
SVL
TAATSZLK
N a
AYUM1
N C E L E M E D Z S
ENLKL TOPLUM/Van llliM . basm YEL PaTKA/Jonatfon PorritVl basm uiK MARKS,
FREUD VE GNLK HAYATN ELETRS/emce Brown/2. basm unT KADINLIK ARZULARI/flosa/incf
CowardZ. basm uuf FREUD'DAN LACANA PSKANALZ/Saffef Murat Tura! 2.basm ju f NASIL SOS
YALZM? HANG YEL? NN TNSELLK?/RCfo/f Sa/?/2. basm u T ANTROPOLOJK AIDAN D-
DET/Der; David Riches ^ ELETREL ALE KURAMI/Warit P o s te ri KBN'E DOGWlRaymond VfA-
/iamsDEMOKRAS ARAYIINDA KENT/K/af fiom/rt YARN/Robert HavemannDEVLETE
KARI TOPLUM/P/eme c/asses RUSYA'DA SOVYETLER (1905-1921 yOskar Amvaiter-<^ BOL-
EVKLER VE DENETM/Maurice 8fl/jfon-T EDEBYAT KURAMI/Terry E a gleto n^ M FARKLI
SYASET/Levren/Kker.JiTZGR EGTM/Joe/ S p rin g ^ EZLENLERN PEDAGOJS/PautoFreir&Z.
basm uaP SANAY SONRASI TOPYALAR/oris Frankel J>( KENCEY DURDURUNI/Taner Akam
ZORUNLU ETME Rt>S\WJCatherm 8aker/2. basm J tf SESSZ YIINLARIN GLGESNDE YA
DA TOPLUMSALIN SONU/Jban BaudriHardfTkendi J tf ZGR BR TOPLUMDA BLM/Pat/I Fe-
yerabend M VAH SAVAININ MUTSUZLUU/P/erre Clastres CBHENNEMB YG/Gndz
\lassam. basm GSTER TOPLUMU VE YORUMLAR/Guy Debord J tf AIR EKM/Lynne
Sega/ CNSEL DDET/A/erto Godeos M ALTERNATF TEKNOLOJi/Oawd Dickson M ATE
VE GNE//f/s Murdoch .4iY OJOmXEIRichard Sennett TOTALTARZM/Simoe Tor-
meyuuF SLAM'IN BLNALTINDA KADIN/ Feina Ayt Sat^ah/2. basm-4Y MEDYA VE DEMOKRAS/
John Keanel2. basm ^ OCUK HAKLARI/Der; Bob Franklin KTEN SONRA/Der: Robin
Blackbum DNYANIN BATILILAMASl/Serge Latouche TRKYENN BATILIUTIRILMASI/
Cengiz A k ta r^ SINIRLARI YIKMAK/Mary Meltor ^ KAPTALZM, SOSYALZM, EKOLOJ/Anc/r Gorz
AVRUPAMERKEZCLK/Sa/nir A/n/n ^ AHLK VE MODERNLK/floss Poofe unT-GNDELK
HAYAT KILAVUZU/Ssan Willis SVL TOPLUM VE DEVLET/Der; John Keane udT TELEVZYON;
LDREN ELENCE/Ne// Postman uaf MODERNLN SONUURI/A/tfony Giddens M DAHA AZ
DEVLET-DAHA OK TOPLUM/fio/f Cantzen jhYJ GELECEE BAKMAK/M/cbae/ Afbert Robin Hah-
netJHJ MEDYA, DEVLET VE ULUSlPhilip S c/j/esto u dF MAHREMYETN DNM/AnIfjony Gid
dens J tf TARH VE TN/Jbe/ Kovei M ZGRLN EKOLOJS/Afrray Bookchin jt t f DEMOKRAS
VE SVL lOPlUM/John Keane J tf U HAN KALPLERMZ/flosa//r!c/ Coward JKf AKLA VEDA/Patl Fe-
yerabend BEY'm FAL EBEKES/Armand Maffe/arfu*^^ KTSAD AKLIN ELETRS/ Andr
Gorz MODERNLN SIKINTILARI / Charles Taylor uiY GL DEM0KRAS/8er//amOT 6ar-
beruuF EKRGE/emardS/te ju F KTLN EFFAFLII/Jean BaudrillardueK ENTELEKTEL
Edward S a id ^ TUHAF HAYA/Andrew Ross J trf YEN ZAMANLAR/S. Halt-M. Jacques uhF TAHAKKM
VE DREN SANATLARI/J.C. Scott unT" SALIIN GASPI/Zran lllich udT SEVGNN 8LGEL/A/a/n
Finkielkraut KMLK VE FARKLILIK/Wiam Connolly je f ANTPOLTK ADA POLLTKA/Geoff Ml
gan jW YEN BR SOL ZERNE TARTIMALAR/Htfao' Wainwright DEMOKRAS VE KAPTALZM/
Samuel Bowles-Herbert Gintis uhT OLUMSALLIK, RON VE DAYAHIMA/Richard Rory
ohF OTOMOBLN EKOLOJS/P. Freund-G. Martin anf PME, GIDIKLANMA VE SIKILMA ZE-
RNE/Adam Phillips uwf MKNSIZIN POLTKASI/J./W, Besnier GENLER N HAYAT BLGS EL
KTABI/Raou/ Vaneigem jn t CENNETN DB/Gndz Yassan, basm ^ EKOLOJK BR TOPLUMA
DORU/M/ray Bookchin J if DEOLOJ/Te/ry Eagieton J tf DZEN VE KAU<NMA KISKACINDA TR-
KYE/A/rme/ nsel J it AMERKA/dea/r Baudrillard u ( POSTMODERNZM VE TKETM KLTR/M/ke
Featherstone ERKEK AKL/GeneWeve Ltoyd a rf BARBARLIK/M/cfre/ Henry jK t KAMUSAL N
SANIN K-fi/cftard Sennett POPLER KLTRLER/Dara/ Rowe jw ( BELLEN YTREN
TOPLUMffiussell Jacoby J>( GLME/Henrr Bergson uef LME KARI HAYAT/Norman 0. Brown
SVL rTAATSZLK/Der.: Yakup Coar 1^ AHLK ZERNE TARTIMALAR/Jon Nuttall
jw TKETM TOPLUMU//ea/J Baudrillard J tf EDEBYAT VE KTLK/eorges Bataille
LMCL HASTAUK UMUTSUZLUK/Sreo Kierkegaard uny ORTAK BR EYLER OL
MAYANLARIN ORTAKLII/A/p/)Oflso Ungis
H A Z I R L A N A N K T A P L A R
KMLK MEKNLARI'Dawd Morley-Kevin fiob/ns DOSTLUK ANLAYILARI/Sandra Lynch
uuFYNTEUE KARlIPaui Feyerabend u # POSTMODERN EtlKIZygmunt Bauman uhF RUJ LEKES-
20. Yzyln Gizli Tarihi/Gre;/ Marcus jw f POLTK KAMERA/D. Kei\ner-M. Ryan jMF BENL KO-
NUMLAMAK/Sey/a Ben/ab* KENTLEMEDEN EHRLERE/M(/rray8ookc/n
NDEKLER
5
II. Nasl bir hukuk dzeni?............................................................. 16
A. Farkllk ilkesi......................................................................... 17
B. ounluk kuralnn ileyii......................................................18
III. Denmokratik olmayan lkelerde sivil itaatsizliin anlam 20
A. Totalitarizm ve bireysel itaatsizlik...........................................20
B. Demokratik de, totaliter de olmayan rejimlerde sivil
itaatsizlik................................ 21
IV. Trkiyede sivil itaatsizlik.........................................................24
Trkiye'de sivil itaatsizlik eylemleri ve
Cumartesi Anneleri".............................................................. 25
- SVL TAATSZLK
Hannah Arendt................................................................................ 76
DKTATRLK DNEMLERNDE
KSEL SORUMLULUK
Hannah Arendt.............................................................................172
A. Yasadlk
10
B. Alenilik, hesaplanabilirlik
2. Tek bir bireyin eyleminin sivil itaatsizlik olarak adlandrlp adlandm im ayaca
bir tartma konusudur. rnein Hannah Arendt sivil itaatsizliin ancak bir grup
eylemi olabileceini savunur. Ona gre sahibinden kaan kleyi saklayan bi
reyin davran da vicdani retinin davran da sivil itaatizlik olarak anlalamaz.
Hatta sivil itaatsizlik konusunda yazanlarn mutlaka bavurduktan Thoreaunun
eylemini de sivil itaatsizlik olarak tanmlamaz.
Ben, sraladm dier zellikleri tayan, zellikle de aleni olan, ar amac
gden bireysel eylemlerin de sivil itaatsizlik olarak tanmlanmasnn uygun ola
can dnyorum. rnein askere, savasa gitmevisini kamuoyuna aklayan
bireyin davran sivil itaatsizlik olarak adlandrlabilir. nk sz konusu kii,
sonular itibariyle mutlak bir edime, ldrme eylemine katlmak istememekte ve
belli bir anlay, kabul beklentisiyle kamusal adalet duygusuna bavurmaktadr.
II
eylemin aknn tespit edilmi ve aklanm olmas da n
grldnden, eylemin sonunda politik sorumluluktan kanmak,
eylemi inkr etmek sz konusu edilemez.
Hukuki (cezai) sorumluluk konusunda ise farkl grler bu
lunmaktadr. Kimi teorisyenler hukuki sorumluluu stlenmenin
eylemcilerin samimiyetlerinin bir ifadesi olarak alglanp, eylemin
ar etkisini glendirecei gerekesiyle byle bir eyi sa
vunurlarken, dierleri meru dzeyde giriilen bir eylemden dolay
cezalandrmay kabul etmenin doru olmadn savunurlar.
D. iddetin reddedilmesi
14
eit zgrlkler ve eit ans^ ilkelerinin ihll edilmi olmasnn ve
hakszln politik muhalefete ramen uzun sredir devam et
mesinin gerekliliini art koar.
Bu erevede yaplmas gereken bir vurgu da eylemlerin l
l, amaca uygun, kar klan hakszlkla makul bir iliki iin
de olmasdr. "atma srecinde hangi eyleme karar verilirse ve
rilsin, bunun hedefe ynelik, atmann sona ermesinden sonra
ortaya kmas istenen duruma uygun olmas gerekir" (Galtung,
elinizdeki kitap s. 212}
15
II. NASIL BR HUKUK DZEN?
A. Farkllk ilkesi
F2 N /Sivi\ itaatsizlik 17
anlamda devlet sadece etnik, dini aznlklar deil, farkl yaam bi
imleri olan fikri aznlklar, farkl cinsel tercihleri olan aznlklar
da dikkate almak zorundadr.
Burada kimin aznlk ya da farkl olduuna karar verme
hakknn ounluun elinde olmamas gerektiini nemle be
lirtmek gerekiyor. "Bu nedenle herhangi bir topluluk, istedii her
hangi bir zellie dayanarak farkl olduunu iddia edebilmelidir.
'Ben bakaym diyen, bu bakal temelinde bir grup
aylabilmelidir. 'Bu zellik bir farklla denk der mi? gibi izin
verici bir tartma yaplmamaldr."^ Bir araya gelen insanlar dil
leri, dinleri, mezhepleri, cinsel tercihleri ya da dnya grleri,
yaam tarzlar itibariyle kendilerini farkl, aznlk bir grup olarak
gryorlarsa, onlara toplumsal szlemenin snrlan erevesinde
istedikleri biimde yaama hakk tannmaldr.
Aznlk haklar tartlrken bireyin haklan gz ard edil
memelidir. Ne btn insanlar gruplara blmek mmkndr ne de
insanlarn kendilerini bir grup mensubiyetiyle tanmlamak zo
runluluklar vardr. Bu anlamda en kk birim olarak bireyin bak
arnn devlete ve sz konusu gruplara kar korunmas nemlidir.
19
arac, atlan adm zerinde bir kez daha ciddi biimde d
nlmesinin, doruya bir adm daha yaklalmasnn bir imkn
olarak grlebilir.
21
lk olarak, bu lkelerin birounun anayasalarnda pratikte uy-
guianmasa da temel haklarn bir blm mevcuttur ve bu haklar
sivil itaatsizlik eylemlerine bavurmak iin referans olarak
alnabilirler.
kinci olarak ise bu lkelerde de bavurulabilecek, en azndan
toplumun belirli kesimleri iin ortak bir adalet duygusunun, dier
bir deyile kamu vicdannn varlndan sz edilebilir ve sivil ita
atsizliki iin bavuru mercii olarak nemli olan kamu vicdannn
hkmet/devlet asndan da belli bir nemi vardr. Devletin aleni
hakszlklara kar yaplan yasad eylemlere birok durumda ses
siz kalmas, yazl hibir metinde yeri olmayan bu kamu vidanna
gstermek zorunda olduu dikkat ile aklanabilir. nk bu tr
lkelerde devletin eklen de olsa kendini demokratik gsterme,
belli bir meru zemine oturma abas vardr. Szleri evrensel ola
rak geerli kanun hkmnde olan Hitlerin meruluk derdi yokken,
u ya da bu ekilde demokratik olduunu iddia eden her hkmetin
byle bir ihtiyac vardr.
Ortak adalet anlay ya da kamu vicdan kavramlarnn her
kese farkl yorumlanabilecek zellikte olduunun, farkndaym.
Hele de bu kavramlar kaynan bir szleme ya da anayasadan
almyorlarsa, sorun daha da byktr. Ancak kaynan tarihten,
dinden, geleneklerden, gemi mcadelelerden, dier bir deyile
ortak bellekten alan bir kamu vicdanndan, kamusal adalet
anlayndan sz edilebileceini dnyorum. "Gemisini yrten
kaptan" zihniyetinin tm iletiim aralaryla pompaland; hak,
adalet, eitlik kavramlarnn neredeyse tedavlden kaldrld bir
dnemde kamu vicdanndan sz edilebilir mi? diye sorulabilir el
bette. Bence de kamu vicdan her dnem ayn ekilde ba
vurulabilecek bir sabit deer deildir. Ancak insanlarda isellemi
baz zelliklerin, geriye itilip bastrlsa da, farkl koullarda ye
niden yzeye kabileceini unutmamak gerekmektedir.
Sivil itaatsizliin belirli snrlamalarla geerli olabileceini
kabul ettikten sonra, bu edimin demokratik hukuk devletinin zel
liklerini tamayan ama totaliter de olmayan rejimlerde ne tr bir
ilevi olabileceini tartabiliriz. ^
Demokratik rejimlerde sivil itaatsizliin esas olarak dzeltici
bir fonksiyonu vardr. Buralarda sivil itaatsizlie bavuranlar, kar
22
klan devlet icraatnn herkesi balayan anayasaya, ya da top
lumsal szlemeye aykr olduunu, bunun iin deitirilmesini,
dzeltilmesini isterler. Baanl olmalar durumunda da bu d-
2^ 1tme gerekleir ve sistem asli unsurlaryla ilemeye devam eder.
Bu erevede sivil itaatsizliin, bu rejimlerin anayasalarnda n
grlen deiik dzeltme mekanizmalannm ilevine benzer bir i
levi vardr.
Bu tr anayasal meruiyetin sz konusu olmad lkelerde ise
sivil itaatsizliin esas olarak bu tr bir meruiyeti yaratc, yani
yapc/kurucu bir ilevi olabileceini dnyorum. Doru hitap
biimlerinin bulunup, eylemlerde belli bir tutarllk salanmas du
rumunda. adalet duygusuna hitap eden eylemin zaman iinde belli
bir meruiyet yaratmas beklenebilir. Yani bir taraftan kamuya ba
vurulurken, bu bavurunun kendisi zaman iinde bir kamusallk ya
ratacak, ortak adalet anlayn/kamu vicdann gelitirecek, ye-
niden ekillendirecektir. Bu tr rejimlerde sivil itaatsizlik gelecekte
yaanmas, var olmas istenen ilikilerin ilk admlarn olu
turabilir. Youn kamplamalarn yaand bu tr toplumlarda
atlacak sembolik zellikteki admlar toplumda belli bir yu
muamann yaratlmasna, bir diyalog imknnn ortaya kmasna
katbda bulunabilir.
phesiz bu tr rejimlerde eylemcilerin niyetlerinden bamsz
olarak yaplan eylem terrize edilebilir. nceden ilan edilmi
bar bir eylem devletin resmi glerinin ya da sivil glerin m
dahalesiyle datlp, sonra da ibirliki basn araclyla,
katlanlar iddet yanls, terrist olarak gsterilebilir ve sivil ita
atsizliin pratie geirilme koullan tmyle ortadan kalkabilir.
Ama bu tehlikeye kar da tek ila, srarl biimde ilan edilen he
deflere sadk kalmaktr. Kendi iinde tutarl, ifte ller kul
lanmayan, kendini dar ideolojik erevelere hapsetmeyip,
hakszla kime kar olduuna bakmakszn kar duran ve de
hakszla kar olan herkesle birlikte davranmaya hazr olan ev
relerin, gruplarn, rgtlenmelerin zaman iinde kabul grme, il
kelerini ya da sahip olduklar adalet anlayn yaygnlatrma ans-
lar vardr.
23
IV. TRKYEDE SVL TAATSZLK
13. Murat Paker, imdi utanmazsak, ne zaman?. Birikim dergisi, say 88, s. 17-19.
2.1
Ses getiren eylemlerden birisi de, 1995 Mart aynda "D
nceye zgrlk" adl kitabn, aralannda, okuduunuz kitabn
yaynland Aynnt Yaynlarndan mer Farukun da bulunduu
bin seksen kiinin imzasyla yaynlanmasdr. Kitap daha nce
yirmi drt yazann yazlann bir araya getiren "Dnce zgrl__
14. Lale Mansurun kardei anar Yurdatapanla ilgili yazs, Cumhuriyet Hafta,
8 Kasm 1996.
15. Murat Paker, imdi utanmazsak ne zaman?. Birikim dergisi, say 88.
16- Asya Dereli, Sessizliin l duyuldu. Sz dergisi, s. 75.
26
snrlyorlar. Yani eylem sistemin btnne kar deil, tekil bir
hakszla kar yaplyor. Eylemciler, "Otururken kayplar
dndaki baka sorunlardan sz etmek isteyenleri, O sorun iin de
birlikte baka iler yapanz, burada sadece kayplar dile getirelim
diyerek durduruyorlar."'
Eylem "hibir grubun ismini, etiketini tamayan, yoldan geen
herhangi birinin ben de onlann yannda olmalym diyebilecei bir
ey(di)".' Hatta "cumartesi eylemlerinin bir zellii rgtl olma-
masdr, isteyen oraya gelir, oturur ve gider. Bu eylemin sorumlusu,
yetkilisi, bilmem nesi yoktur".'^ Bylelikle eylem her grup ve ev
reden insann katlmasna olanak veriyor, farkl eilimlerin a
balarn ortak bir hedefe yneltm e kapasitesini iinde tayor.
Eylemciler eylemlerinin sorumluluunu stleniyor, devlete,
"Biz meru bir ey yapyor, kayplan anyoruz, bu nedenle bizi
zaten yarglayamazsnz" mesaj veriyorlar. Birok kez gndeme
gelen gzaltlara ramen, bildiim kadaryla, eylemcilere dava a
lamam olmas, burada vurgulanmas gereken nemli bir olgudur.
Kamu vicdanna seslenen, meru zeminde kalmaya dikkat eden bir
sivil itaatsizlik eyleminin, kitaplarla ve trklerle oalabilece-
inin ve zamanla kazanlabileceinin ok etkili bir rneidir Cu
martesi Anneleri.
Eylemde sivil itaatsizliin dier unsurlar olan, ciddi bir
hakszla (yaama hakknn ihlline) kar olma, iddetin red
dedilmesi gibi unsurlar iinde banndrd ise tartlmayacak
kadar aktr.
Sivil itaatsizlik eylemi, eylemcilerin baka ckar yol kal
madn hissettikleri anda bavurduklar bir zorunluluk eylem i,
ounlua, kamu vicdanna yaplan bir ardr. Eylemciler devleti
protesto ediyor, ancak bunu, devletin alkn olduu dille, yani
iddetin diliyle deil, "bansn diliyle" yapyorlar.
Kendini esas olarak iddete gre dzenlemi olan devlet
"barn dili" karsnda kekeliyor ve kkrtmalara giriip, ey
lemleri terrize etmeye alyor. Ancak, "barn dilini konuanlar,
27
devletin bu kkrtmalar ve zorbalklar karsnda dillerinden
dn vermezlerse ve bu dili toplumun en geni kesimlerine yay-
gnlatrabilirierse, kazanan tm toplum olacak"*' sivil itaatsizlik,
farkl olana tahamml savunan bir kltrn, daha adil bir siyasal
yapnn yaratlmasnda yapc/kum cu bir ilev stlenecektir.
%* *
TEEKKR
evirisini bitirdikten sonra Habermasm makalesinin Hayrettin
kesiz tarafndan evrildiini rendim.* Ancak tartmann b
tnl asndan nemli bulduum iin yazy gene de kitaba
almay uygun grdm. kesizin evirisinden, daha iyi otur
duunu dndm birka kavram kendi evirime aldm.
Thoreaunun yazs da daha nce Vedat Gnyol tarafndan
"Haksz Ynelime Kar" balyla Trkeye evrilerek 1963
ylnda yaynlanm. Bu yaznn Hayrettin kesizin "Sivil ta-
atsizlik" adl kitabnda aktard blmlerini dc kendi evirimle
Bkz. Jrgen Habermas, S ivil taatsizlik, Afa yay., Haziran 1995, stanbul.
29
DEVLETE KARI TAATSZLK
GREV ZERNE*
Henry David Thoreau
* Aim. Henry David Thoreau, "ber die Ptiicht zum Ungehorsam gegen den
S taaf, Diogenes Verlag, 1967, Zrich.
ng. Hugo Bedau (der.), "Civil Disobedience in Focus", Routiedge 1991, Lon
don and New York.
Orijinal bask "The Resistance to Civil Government" Asthetic Papers, 1849,
Boston.
30
kmet olacaktr. Bir hkmet en iyi durumda yararl bir aratr;
ancak hkmetlerin ounluu daima -zaman zaman da hepsi- l
zumsuzdur. Daimi orduya ynelik ciddi ve de kabul edilebilir bir
ok itiraz sonu olarak daimi hkmete kar da yneltilebilir.
Daimi ordu, daimi hkmetin bir kolundan baka bir ey deildir.
Halkn isteklerini yerine getirmesi iin setii bir hkmet, halkn
herhangi bir ekilde mdahalesine frsat kalmadan kolayca ktye
kullanlp kirletilebiliyor. Bunun en iyi tan bugn Meksikada
yaplan savatr:* Az sayda bir insan grubu, daimi hkmeti,
halkn batan desteklemeyecei bir davann arac olarak kul
lanyor.
Amerikan hkmeti kendisini g kaybna uramadan gelecek
nesiller iin devam ettirmeye aba harcayan, ancak her an
inandnchn yitiren bir gelenekten, hem de uzun bir gemii ol
mayan bir gelenekten baka nedir ki? Bu hkmet bir insann
canllna ve enerjisine bile sahip deil; nk tek bir insan bile
onu kendi isteklerine gre yneltebilir. Halk asndan bu hk
met, gerekten atelenmek istendiinde parampara olacak ahap
bir top gibidir. Ancak daha az gerekli olmasnn nedeni bu deildir.
nsanlar bir hkmetleri olduu yolundaki tasarmlarn tatmin
etmk iin, tkrtsn duyacaklar, hkmet denen karmak bir ma
kineye ihtiya duyarlar. Yani hkmetler bize insanlarn nasl ko
laylkla aldatlabileceinin, hatta -tabii ki kendi karlar iin-
kendi kendilerini bile nasl aldatabileceklerinin rneini sunuyor
lar. tiraf etmeliyiz ki ok etkileyici. Bu hkmet kendiliinden
hibir eyi gelitirmedi. Olsa olsa nne kan engelleri amak
iin yapt bunu. Bu hkmet lkenin zgrln korumuyor.
Baty yerleime amyor. Eitmiyor. imdiye kadar yaplan her-
eyi Amerikan halknn karakterine ikin zelliklere borluyuz.
Hkmet engel olmasa, bu halk daha ok ey yapm olurdu. H
kmet insanlarn birbirlerini rahat brakmalarn salayabilecek bir
aratr ve yararll belirtildii gibi, ynetilenleri rahat brakt
lde artar. Peki gerekte durum nasldr? Ticaret ve ekonomi las
tik gibi esnek olmasayd yasa koyucunun srekli olarak yollarna
Amerika ile Meksika arasnda 1846-48 yllar arasnda srdrlen sava sonu
cu bugnk Texas, Kaliforniya, Nevada, Utah, Arizona ve New Mexiko eyaletleri
Amerika'nn eline gemitir (Almanca eviriye dipnot).
31
kard engelleri aamazd. Bu insanlar ksmen de olsa niyetleri
ne gre deil, sadece yaptklarnn sonularna gre yarglan-
salard, demiryollarna engeller koyan ekya ile birlikte ceza
landrlmay hak ederlerdi.
Ben her koul altnda hkmetin her trne kar kan insan
larn azyla deil, somut konumak istiyorum. Hemen, imdi h
kmetin lav edilmesini deil, ancak hemen imdi daha iyi bir h
kmet istiyorum. Herkes ne tr bir hkmete sayg duyabileceini
sylemelidir. Bu, yle bir hkmete ulamann ilk admn olutu
racaktr.
ktidar halkn elindeyse, bir ounluk ynetiminin oluabilme
sinin ve iktidarda kalabilmesinin pratik nedeni, bu ounluun
doruyu yapmas ya da aznla kar adil olmas deil, basite fi
ziki olarak en gl olmasdr. Ancak ounluun mutlak hkimi
olduu bir hkmet adil, hatta insanlarn bu kavramdan anladklar
kadar bile adil olamaz. Dorunun ve yanln ne olduuna ounlu
un deil de vicamn karar verdii bir hkmet sistemi olamaz m?
ounlua da rnein yararllk kuralnn geerli olduu alanlarda
karar hakk verilebilir. Yurtta vicdann bir an iin ya da bir nebze
olsun yasa koyucuya devretmeli midir? Eer devretmcliyse her
insann neden bir vicdan vardr? Bence nce ihsan, daha sonra
uyruk olmal ve yasaya deil adalete saygy esas almalyz. st
lenmeye hakkm olan tek sorumluluk, her zaman doru olduunu
dndm eyi yapmaktr. Kitlelerin vicdan olmad hakl ola
rak yeterince sylendi. Ama vicdanl insanlann oluturduklar top
luluk vicdanl bir topluluktur. Yasalar insan bir zerrecik olsun
daha adil hale getirmedi. Hatta yasalara duyulan sayg nedeniyle,
iyi niyetli insanlar bile her gn adaletsizliin aleti oluyor.
Yasaya duyulan bu anlamsz saygnn genel ve bariz sonucunu
cepheye giden bir askeri konvoyda grrz: Albay, yzbas,
onbas, eri, barutusu ve her eyiyle hayranlk uyandracak bir
dzen iinde, vadilerden ve tepelerden aarak savaa yryen bir
konvoy. Ama isteyerek yrmedikleri, vicdanlar ve akllaryla
kar ktklar bir eyi yaptklar iin yry onlar ok yorar ve
kalp arpntlarna neden olur. Bunlar yaptklar iin lanetli bir ey
olduundan eminler ve tek istekleri ban iinde yaamak. Peki
insan m bunlar, yoksa iktidardaki vicdansz bir adamn hizmetin
32
deki hareketli piyonlar ya da fieklikler mi? Sava gemilerinin
kalkt bir limana gidin de, bir denizciyi, sadece Amerikan hk
metinin yaratabilecei cinsten bir insan, daha dorusu Amerikan
hkmetinin icra ettii melun sanatn bir insandan yaratt nesne
yi grn: nsana ail zelliklerin silik bir silueti, bir glge. Ayakta
kefenlenmi, cenaze alayyla silahlarn altna gmlm gibi. El
bette sonu farkl da olabilir:
F3N/Siv! ilaatsizliK 33
Kimsenin mlk olmayacak,
kimsenin denetimine girm eyecek kadar;
Ya da, bu dnyada,
herhangi bir egemen gcn
hizmetisi
ve de arac
olamayacak kadar yce bir varlm
lkem izi
ana-babamz gibi sevmeliyiz;
Ve gnn birinde eer,
bu kutsal grevi iin gerekli
sevgi ve abadan kanmsak,
bunun sonularna katlanmal
ve ruhumuzu
sorumluluk ve inanca gre eitmeli,
iktidar ve kar peinde komamalyz
.51
uygun olarak verilen "anayasann savunucusu" unvann hak etmi
tir. Gerekten de onun deiim yolunda yapaca hibir hamle yok
tur; o sadece savunucudur; bir lider deil, bir takipidir. Onun li
derleri 87'lilerdir.* "Hibir zaman, eyaletlerin federal bir yap
altnda toplanmalarna olanak salayan anlamay zayflatacak bir
abann iinde olmadm, olmayacam ve olunmasn da asla ner
miyorum." Anayasann klecilie izin verdii gerei ile ilgili ola
rak ise "zgn szlemede bu ekilde yer almaktadr -braknz
kalsn" diyor ve btn akl ve yeteneine ramen bir olay poli
tik balamndan koparp, nyargsz ve mantkl bir biimde deer
lendirme becerisini gsteremiyor. Amerikada nasl olur da bir
insan klelikle ilgili, byle i olsun kabilinden bir yant verir ve
bamsz bir birey olarak konutuunu iddia edebilir? Byle bir
anlaytan toplumsal sorumluluklarla ilgili yeni normlarn kmas
beklenebilir mi? Devamla, "Kleliin uyguland eyaletlerin h
kmetlerinin bunu uygulama biimleri kendi anlaylar, temel il
kelerine kar olan sorumluluk bilinleri, mlkiyet, insanlk ve ada
letle ilgili yasalar ve Tanr'ya kar sorumluluklaryla ekilleniyor,
nsanlk hizmeti ya da baka bir nedenle ortaya kan derneklerin
bununla en kk bir ilgisi yoktur. Bunlar hibir zaman cesaret
lendirmedim ve de cesaretlendirmeyeceim" diyor.
Gerein saf kaynan tanmayan ve akntya kar yryp,
kaynan aramayanlar, Incil ya da anayasalarna taklp kalyor,
riayet ve huu ile kendi kaynaklarndan imekle yetiniyorlar. Oysa
gerein ince bir sznt olarak gelip bu gle ya da glctc dkld
n fark edenler, paalarn bir kez daha svyor ve gerein kay
nana doru yrmeye devam ediyorlar.
Yasa yapc olarak Amerikada dahilii hak edecek kimse
kmad. Bylelerini dnya tarihinde bulmak zaten zordur. Sz us
talarnn, belagtilerin ve politikaclarn says ise binleri bulur.
Ancak gnmzn tartmal sorunlarn zme yeteneine sahip
lider henz konumaya balamad. B iz bclagti, ifade edebilecei
herhangi bir gereklikten ya da bizde yarataca bir ilhamdan
dolay deil, bizatihi kendisinden dolay beeniyoruz. Halk temsil
cilerimiz serbest ticaretin, zgrln, birlikteliin ve doruluun
* 1787 ylnda, Birleik Devletlerin anayasasn yapan kurucu meclisi Philadelp-
hiada topland (Almanca eviriye dipnot).
52
bir millet iin deerini henz bilmiyorlar. Bunlarn greli olarak
basit vergilendirme, para, ticaret ve tarm konularnda bile yetenek
leri snrl. Ynetimimiz, halkn salkl deneyimleri ve etkin m
dahaleleri olmakszn sadece kongre yelerinin laf ebeliklerine
braklm olsayd, Amerika uluslar arasndaki yerini uzun sre ko
ruyamazd. Sekiz yz yl boyunca ncil zerinde alld -bu konu
da belki sz syleme hakkm olmasa da, sylemek istiyorum. Peki
bunun yasama bilimine sat ktan yararlanacak kadar ngrl
ve pratik yetenekli halk temsilcisi nerede?
Benim bile severek boyun eebileceim devlet otoritesi -nk
benden iyi bilen ve daha doru yapana hatta birok durumda o
kadar iyi bilrneyip, daha doru yapamayanlara da itaate hazrm-
saf biimiyle yoktur: Gerekten adil olmas iin, byle bir oluu
mun ynetilenlerin vekaletini ve onaylarn almas gerekir. Yani
hkmet benim ahsm vc mlkiyelim zerinde mutlak olarak
deil, sadece benim izin verdiim lde hak sahibi olabilir. Mut
lak monariden snrl bir monariye, snrl bir monariden demok
rasiye gei, bireye gerek sayg dorultusunda atlm ileri
admlardr. inli felsefeci bile bireyi imparatorluun temeli saya
cak kadar bilge idi. Bizim tandmz biimiyle demokrasi olas en
mkemmel ynetim biimi midir? nsan haklannn kabul ve ya
sallatrlmas konusunda bir ileri adm daha atmak mmkn deil
midir? Bireyi btn gcnn ve otoritesinin kaynakland daha
stn ve bamsz bir g olarak tanyp ve ona kar bu anlayla
davranmadka, hibir zaman gerekten zgr ve aydnlanm bir
devlet var olmayacaktr. Ben tm insanlara adil davranmay ve bi
reye sayg gsterip, bir komu muamelesi yapmay beceren bir
devlet tahayyl ediyorum. Byle bir devlet, komuluk ve insanlk
grevlerini yerine getirmeleri kaydyla, ona souk duran, onunla
kaynamayan vc kendisinin de kucaklamad insanlarn varln
kendi dzeni asndan bir sorun olarak grmez. Byle meyveler
veren ve onlar olgunlatklar zaman da dmeye brakan devlet,
hayalini kurduum ama henz hibir yerde grmediim mkem
mel ve anl bir devletin yolunu aabilir.
53
s iv il itaatsizliin TANIMI VE HAKLILII
John R m ls
I. s iv il it a a t s iz l i in TANIMI
54
varldr ve bu anlamda teori, sivil itaatsizliin yasal demokratik
otorite karndaki rol ve uygunluu ile ilgilenir. Bu nedenle sivil
itaatsizlik teorisi ne baka ynetim biimlerine uygulanabilir ne de,
istisnalar bir yana braklrsa, baka trden sapma (Ing. dissent.
Aim. Nonkonformitat/Abweichung) ya da,bakaldr biimlerini
konu edinir. Bu protesto biimini militan davran ve direni bi
imleri ile birlikte ele alyorum, rm bir sistemin deitirilme
si ya da devrilmesinin taktiklerinden birisi olarak deil. nk
byle bir durumda fazla sorun yoktur. Belirlilen amaca uygun her
hangi meru bir ara sz konusu ise, kukusuz bu ncelikle iddete
dayal olmayan direnitir. Benim anladm biimiyle sivil itaalsiz-
ik sorunu, sadece u ya da bu lde adil demokratik bir devle
tin, anayasay meru olarak kabul eden yurttalar iin ortaya
kmaktadr. Sorun bir grevler atmasyla ilgilidir. Yasama g
cnn ounluk tarafndan belirlenen yasalara (ya da yrtme g
cnn bu yasalara dayanan edimlerine) uyma grevi, kiilerin
kendi zgrln savunma hakk ve hakszla kar direnme g
revi dikkate alndnda, hangi noktadan itibaren balayc deil
dir? Bu soru, ounluk kuralnn anlam ve snrlarna dokunmak
ladr. Bu nedenle sivil itaatsizlik sorunu, demokrasinin ahlki
temeline ilikin her teorinin denek tadr.
Anayasal bir sivil itaatsizlik teorisi blmden oluur: Teori
ncelikle bu kar k biimini tanmlar ve demokratik otoriteye
ynelik dier muhalefet biimleriyle olan ayrmn belirler. Bu ey
lemler yasal mitinglerden, mahkemelerde emsal kararlar
kartlmasn salama amacna ynelik yasa ihlllerine, militan
eylemlere ve rgtl direnie kadar uzanr. Teori sivil itaatsizliin
55
bu olaslklar kmesi ierisindeki yerini netetirir. kinci olarak
teori, sivil itaatsizliin gerekelerini ortaya koyup, (az ya da ok)
adil demokratik bir toplumsal dzen veri alnarak, sivil itaatsizliin
hangi koullar altnda hakl olabileceini tartr. Son olarak, teori
nin sivil itaatsizliin anayasal bir sistem iindeki roln ve zgr
bir toplumda bu tr bir protesto eyleminin uygunluunu izah etme
si gereklidir.
Bu sorular tartmaya balamadan nce bir uyarda bulunmak
istiyorum. Sadece zel koullara ilikin de olsa, sivil itaatsizlik teo
risinden ok ey beklememek gerekir. Bu teoriden, somut durum
larda ortaya kacak her sorunun cevab niteliinde prensipler
karlamaz. Yararl bir teorinin yapabilecei daha ok, sivil itaat
sizlie ilikin sorunlara yaklam salayacak bir perspektifin
tanmlanmasdr; teori gz nnde tutulmas gereken leme nokta
lar vurgular ve nemli durumlarda bu noktalara gerekli arl
vermemizde bize yardmc olur. zerinde dndmzde,
bakmz netletirdii, inceden inceye dnlm yarglarmz
sistematiklelirdii hissini veren teori, bize bir eyler vermi de
mektir. Teori, demokratik toplumun temel prensiplerini benimse
yenler arasndaki dnce ayrlklarn azaltabilnise, kendisinden
bekleneni yerine getirmitir.
Sivil itaatsizlii, yasalarn ya da hkmet politikasnn deiti
rilmesini hedefleyen, kamuoyu nnde icra edilen (aleni), iddete
dayanmayan, vicdani, ancak yasal olmayan politik bir eylem ola
rak tanmlayarak balyorum.' Bu tr eylemlerle toplumun oun-
56
iuunun adalet duygusuna hitap edilir ve onlara enine boyuna d
ndkten sonra, eit ve zgr insanlar arasndaki toplumsal ibir
liinin ilkelerinin dikkate alnmad sonucuna varld mesaj ve-
57
olarak dzenleyen adalet ilkelerinden* yola kp, bunlarla hakl
gsterilmesi nedeniyle de politik bir eylem oluudur. Taleplere
uygun dp, onlar destekler zellikte olsalar da, sivil itaatsizliin
hakl gsterilmesi iin, bireysel ahlk ya da dini doktrinler temel
dayanak yaplamaz; sivil itaatsizliin sadece bireysel karlar ya da
grup karlaryla gerekelendirilmesinin sz konusu olamayaca
ise aktr. Bunun yerine politik dzenin temelinde yatan ortak ada
let anlayna gnderme yaplr. Belli lde adil, demokratik bir
sistemde, yurttalarn politik sorunlarn zmnde kendilerine re
ferans yaptklan ve anayasay yorumlamakta l aldklar bir ka
musal adalet anlaynn varl veri olarak kabul edilir. Bu
anlayn temel ilkelerinin uzun dnem devam eden srekli ve
Birinci ilke (eit zgrlkler ilkesi) herkes iin ayn ekilde geerli olacak temel
zgrlkleri garanti eder. Bunlar seme-seilme, kamusal grevler stlenme
haW<t (politik zgrlk), ifade ve toplanma zgrl, vicdan ve inan zgrl
, bedensel btnlk hakk (psikolojik ve fiziki ikence yasa), kiisel mlk
hakk vb. haklardr.
kinci ilke ise farkllk lkesi olarak da adlandrlr ve gelir ve servetin dalm ve
deiik olanak (iktidar olana) ve sorumluluklarla donatlm olan kurumlarm
zellikleriyle ilgilidir. Rawlsa gre gelir ve servetin dalmnn eit olmas deil,
herkesin yararna olm as ve uygulanacak politikalarn en kt durum da olann
karlarn maksimize etmeye ynelik olmas esastr. kinci ilkenin ikinci blm
(ans eitlii) ise iktidar ve sorumluluk pozisyonlarnn herkese ak olmasnn
nemini vurgular. Rawls sivil itaatsizlik tartmas asndan zellikle eit zgr
lk ilkesinin (birinci ilkenin) ihlalinin tayin edici olduunu syler, (.n.)
58
kasll ihlli, zellikle de eit temel zgrlkler ilkesinin ayaklar
altna alnmas ya teslimiyete ya da bakaldrya yol aar. Sivil ita
atsizlik yoluyla, bir aznlk grup ounluu, yaptklarnn bu ek
liyle anlalmasn isteyip istemediini gzden geirmeye ya da
ortak adalet anlayna uygun olarak, aznln taleplerini tanmak
isteyip istemediini incelemeye zorlar.
nemli dier bir konu sivil itaatsizliin aleni (kamusal) bir
eylem olmasdr. Eylem sadece kamusal prensiplere dayanmakla
kalmaz, ayrca kamuya ak bir biimde gndeme getirilir. Gizli
deil, tersine kamuoyu tarafndan yeterince alglanabilecek biim
de uygulanr. Bu haliyle sivil itaatsizlik herkese ak bir hitapla,
vicdani, derin politik kanaatlerin ifade edildii bir aryla
karlatrlabilir ve bu an kamuoyu nnde yaplr. Baka ne
denlerin yannda, sivil itaatsizlik bu nedenle de bar yntemler
kullanr. Sivil itaatsizlik iddetten, zellikle de insanlara kar id
detten kanr; ancak iddetten, prensip olarak tiksinti duyulduu
iin deil, iddetin bir tavrn kesin ifadesi olmas nedeniyle
kanlr. nsanlar yaralayabilecek, incitebilecek iddet eylemleri
sivil itaatsizliin ar karakteriyle uyumaz. Bakalarnn zgr
lklerinin snrlanmas yolundaki davranlar, eylemin sivil itaat
sizlik zelliinin belirsizlemesine yol aar. arlann baar
szl durumunda, iddeti ieren direni yntemlerine bavurul
mas fikri akla gelebilir. Ancak unutulmamas gereken, sivil itaat
sizliin vicdani ve derin kanaatleri ifade etliidir; bu nedenle
uyarda bulunup ihtar edebilir, ancak tehdit edemez.
Sivil itaatsizlik baka bir nedenle, yasaya kar itaatsizlii,
snrlar zorlama durumunda da olsa, yasaya sadakat snrlar iin
de ifade etlii iin de barldr. Yasa ihll edilir, ancak yasaya
ballk, eylemin alenilii, bar nitelii ve eylemcilerin eylemle
rinin yasal sonularn stlenmeye hazr olmalar yoluyla ifade edi
lir.'* Yasaya sayg, ounlua, yaplan eylemin vicdani ve samimi
3. Ayrntl bir tartma iin, Charles Friedin Harvvard Law Reviewin 77. cildin
deki (1964) s. 1268, "Moral Causation" adl makaleye baknz. Aada tartt
m militan eylem kavram konusundaki dnceleri Gerald Loeve borluyum.
4. Sivil itaatsizlii daha geni bir ereveye yerletirenler bu tanm kabul etme
yebilirler. Konu ile ilgili Zinnin "Disobedience a n d D em ocracy" adl eserinin
27-31'., 39, 119. sayfalarna baknz. Zinn, sivif itaatsizliin bar olma zorun
luluunu da reddeder. Cezann hakl grlmesi, yani haksz bir eylemden dolay
59
olduunu, kamuoyunun adalet duygusuna hitap ettiini kabul ettir
meye katkda bulunur. Tam anlamyla aklk ve barlk samimi-
yetin teminatdr: nsan kendisiyle ilgili bile ok kolayca emin ola
mazken, bir bakasn eylemin vicdani bir eylem olduu
konusunda ikna etmek kolay deildir. Elbette, bir yasann adaletsiz
okluuna dair vicdani bir inancn, itaatsizliin zr olarak grle
bilecei bir yasal sistem tasarlanabilir. Birbirlerine byk gveni
olan samimi insanlardan oluan bir toplumda byle bir sistem ile
yebilir de. Ancak byle bir dzenleme, bugnk koullar gz
nnde tutulduunda adile ok yakn bir toplumda bile istikrarsz
olacaktr. Bakalarm, davranlarmzn kendi zenli mtalaa
larmza gre toplumun politik kanaatlerine uygun yeterli bir
ahlki temele sahip olduu konusunda ikna edebilmemiz iin belli
bir bedel dememiz gerekir.
Sivil itaatsizlik, bir yandan yasal protesto ile rnek olay olutur
ma arasnda, te yandan vicdani retle deiik direni biimleri
arasnda bir ey olarak tanmland. Bu erevede sivil itaatsizlik,
yasaya itaatin snrnda yer alan bir nonkonformizm biimidir. Bu
anlamyla sivil itaatsizlik ak biimde militan eylemden ve engel
lemeden farkl, iddete dayal organize direniten ise tmyle
uzaktr. Militan birey, nein var olan politik sistemle ok daha
derin bir kartlk iindedir ve sistemi adile yakn ya da belli l
de adil olarak deerlendirmez. O, ya sistemin kendi temel ilkele
rinden nemli lde saptna ya da yanl adalet tasarm zerine
kurulduuna inanr. Militann eylemi kendi llerine gre vicda
nidir, ancak ounluun (ya da siyasi iktidar sahiplerinin) adalet
duygusuna bavurmak gibi bir amac yoktur; onlarn adalet
anlaylarn yanl ya da etkisiz bulur. Bunun yerine militan orga
nize ykc eylemler vc farkl direni eylemleriyle hkim adalet
anlayna saldrmaya ya da bir hareketi istenen donltuya ynelt
meye alr. Militan, yasa ihllinin hukuki sonularm stlenmeye
60
hazr olmad iin cezadan kurtulmaya alr; nk byle bir ey
sadece gvenmedii glerin eline dmek deil, ayn zamanda
reddettii anayasay tanmak anlamna gelebilecektir. Bu anlamda
militan eylem, yasaya sadakatin snrlar iinde deildir ve meru
dzene daha temelden bir kar kn ifadesidir. Temel yapnn
adaletsiz olduuna ya da radikal hatta devrimci bir deiimi gerek
tirecek lde kendi ideallerinden uzak olduuna inanlr. Bu dei
imin yolu ise kamuoyunu temel reformlarn yaplmas dorultu
sunda harekete geirmek iin aba gstermekten gemektedir.
Belli koullar altnda militan eylem ve direniin dier biimleri
gereklen de hakldrlar. Ancak ben bu tr durumlar
tartmayacam. Belirttiim gibi buradaki snrl amacm, bir sivil
itaatsizlik kavram tanmlamak ve bunun adile yakn anayasal bir
sistemdeki roln incelemektir.
II. s iv il i t a a t s i z l i i n h a k l il i i
malan, yani adaletin iki temel ilkesine uygun olmalar, kincisi ise sorumluluk
larn kiinin zgr eyleminin sonucu olmas, yani kiinin zgr iradesiyle bu ku
ruma kar sorumluluk stlenip, karlnda bunun olanaklarndan yararlanma
hakkn kazanmasdr. Bir zorlamann sonucu olarak verilen szler bandan iti
baren geerli deildir, (.n.)
66
den politik bir sorumluluklar yoktur. Ancak adilanelik ilkesinin
bunlara nemli sorumluluklar yklemedii anlamna gelmez.*
nk bu ilke sadece zel yaamn ok saydaki sorumluluklarnn
kayna olmakla kalmaz, ayn zamanda insanlarn ya da gruplarn
ortak politik amalarla bir araya geldikleri her durumda geerlilik
kazanr. Aynen insanlarn tek tek bireyler olarak bir araya geldikle
ri zel kurumlarda olduu gibi, politik eyleme katlan kiiler de
birbirlerine kar sorumluluklar yklenirler. Direniilerin geri
kalan yurttalara kar olan ykmlkleri sorunlu olsa da, kendi
hedeflerini izlerlerken aralarnda karlkl sadakat sorumluluu or
taya kar. Genelde adil anayasal dzen ierisindeki gnll grup
lar, grup hedeflerinin hakl ve grup ii kurallarn adilane olmas
durumunda karlkl sorumluluklar yaratrlar. Byle bir ey hem
politik birlikler hem de dierleri iin geerlidir. Bu sorumlulukla
rn nemi ok byktr ve tek tek bireylerin davranlarna ok sa
yda snrlama getirirler. Ancak bunlar adil bir anayasaya riayet
etmek sorumluluundan farkldrlar. Ben sivil itaatsizlii yalnzca
adalet devi erevesinde tarttm. Daha kapsaml bir inceleme
bu boyutlan da gz nnde tutabilirdi.
III. s iv il it a a t s iz l i in r o l u
70
itibariyle demokratik anayasann hedeflerine ters dmeyen belirli
yasad protesto biimleri eklenebilir. Burada bu temel ilkelerin
szleme teorisinden nasl karlabileceini anlatmaya altm.
Kimileri gereki olmad iddiasyla sivil itaatsizlik teorisine
itirazda bulunacaklardr. Bu teori ounluun bir adalet duygusuna
sahip olduunu varsaymaktadr ve bu teoriye ahlki sezgilerin hi
de nemli bir politik arlklarnn olmad biiminde bir tezle
kar klabilir. Daha tesi, insanlarn iktidar hrs, prestij, zengin
lik ve benzeri motiflerle hareket ettikleri sylenebilir. nsnlar bu
isteklerini desteklemek zere ahlki argmanlar uyduracak kadar
zekidirler ve farkl durumlardaki davranlan genel bir adalet anla
yna uymaz, farkl zamanlarda karlarnn gerektirdii farkl ta
vrlar gsterirler, denebilir. Sylenenlerde gerek pay byktr ve
bu durum baz toplumlar iin daha da geerlidir. Ancak esas soru,
adalet duygusuna kar eilimlerin gc ve toplumda var olan ada
let duygusunun belli bir baan beklentisiyle bavurulabilecek
kadar salam olup olmamasdr.
Analizimizi daha anlalr klacak birka noktaya daha dein
mek istiyorum. lk olarak btn tartmada, anayasa! bir ynetim
sisteminin ve toplumsal olarak kabul edilmi bir adalet tasarm
olan adile yakn bir toplumsal yapnn varl nkoulundan yola
ktm. Elbette bu temel ilkeleri tahribe ynelik eilimde belirli ki
iler ve gruplar her zaman olacak, ancak uygun biimde bavurul
duunda, kamuoyu ak bir biimde adaletten yana olacaktr. Bu
temel ilkeler zgr ve eit insanlar arasndaki ibirliinin zorunlu
kurallar olarak kabul edilmektedir. Hakszlk yapanlar tespit edi
lip, toplumun ounluundan izole edilebilirlerse, bu byk bl
mn kanaatleri yeterli bir arlk kazanabilecektir. Mcadele eden
gruplarn glerinin birbirine yakn olmas durumunda belirleyici
olan, kavgaya katlmayanlarn adalet duygusu olacaktr. Bu tr ko
ullarn var olmad durumlarda ise zaten sivil itaatsizliin uygun
luu olduka tartmaldr. nk, toplumun ounluunun adalet
duygusuna bavurulmasnn mmkn olmad koullarda giriile
cek bir eylem, toplumu daha fazla baskdan yana tavr almaya ite
bilir. Yarglar protestonun anayasann temel prensipleriyle hakl
gsterilebilecek (ya da yle gzken) sivil itaatsizlik zelliini dik
kate alarak cezai ilemden tmyle vazgemeli ya da snrl bir ce-
71
zaiandrma yoluna gitmelidirler.* Elbetteki gerekli koullarn var
olmamas durumunda, bunun kart bir durum da ortaya kabilir.
Hakl gsterilebilecek sivil itaatsizliin, sadece toplumda gl bir
adalet duygusunun varl durumunda makul ve etkin bir nonkon
formizm biimi olabilecei akldan karlmamaldr.
Adalet duygusunun kendisini gsteri biimi konusunda birta
km yanl anlaylar olabilir. Belki, bu duygunun ancak samimi
ilke tartmalarnda ya da ciddi lde fedakrlk gerektiren du
rumlarda kendini aa vurduu sylenecektir. Byle bir varsaym
abartldr. Toplumun adalet duygusu, daha ok ounluun aznl
bask altna almaya, sivil itaatsizlii yasada ngrld halde
cezalandrmaya yanamamasnda, dier toplumlarda uygulanan so
rumsuz yntemlerin burada gerek alternatifler haline gelmemesin
de ifadesini bulur. Adalet duygusu genellikle biz farknda olma
dan, politik yaama ilikin yorumlarmz, farkl eylem biimlerini
alglama yntemlerimiz, bakalarnn hakl protesto eylemlerine
kar kma isteimiz vb. konularda etkili olur. Gcne ramen
ounluk kendi konumundan vazgeip, nonkonformistlerin tavrn
kabullenebilir; adalet zlemi onun kendi haksz karlarm savun
ma yeteneini azaltr. zellikle belirli toplumsal tavrlar savunula
maz hale getirmesi bata olmak zere, dolayl etkileyi biimleri
bir kere fark edildikten sonra, adalet duygusunun daha canl bir po
litik g olduu grlr.
Bu deerlendirmelerde adile yakn bir toplumda adalete ilikin
ayn ilkelerin genel anlamda kabul grdn varsaydm. Ne
mutlu ki bu kadar kat bir koul da gerekli deildir. Benzer politik
yarglara varmalar kaydyla yurttalarn adalet anlaylar arasnda
gerekte byk farkllklar olabilir. Bu mmkndr, nk gerek
ten de farkl koullardan yola klarak ayn sonulara ulalabilir.
Byle durumlarda dncelerin akt deil ama kesitii bir uz
lamadan sz edilebilir. Genelde ifade edilmi adalet tasarmlarnn
kesimeleri, sivil itaatsizliin politik nonkonformizmin iyi hesap
lanm akllca bir yolu olduunun kabul iin yeterlidir. Kesime
nin tam olmas gerekmez, bir karlkllk koulunun varl yeterli
dir: Yani iki tarafn da adalet anlaylarndaki tm farkllklara
8 Genel bir tartma iin, bkz.: Ronald Dworkin, "On Not Persecuting Civil Oiso
bedience, The New York Review of Books, 6 Haziran 1968, adl makale.
72
ramen, sz konusu olayla ilgili ayn yargya vardklarna ve
karlkl olarak yerlerini deitirmelerinin bile bu durumu deitir
m eyeceine inanmalar gereklidir. Buna ramen, sonuta gerekli
uzlamann artk var olmad ve toplumun birbirinden belli lde
soyutlanm ve temel politik sorunlarla ilgili farkl anlaylar savu
nan kart cephelere blnd bir noktaya gelinebilir. Bu, sivil
itaatsizlik koullarnn artk var olmad noktadr. rnein, ikti
darda olsa bakalarna asla tahamml etmeyecek bir grup, u anda
sahip olduu snrl zgrlk nedeniyle protesto eylemine giriiyor
ve eit zgrlkler prensibini savunan toplumun adalet anlayna
bavuruyor. Daha nceden szn ettiimiz gibi bu prensibin tem
silcileri, byle bir bavurunun, iktidarda olsalar derhal kendi ege
menliklerini kuracak olan tahammlszlerden gelmesinden hi
holanmasalar da, bunlara zgr kurumlarm gvenliine zarar gel
meyecek noktaya kadar tahamml etmelidirler. Byle bir durumda
ounluk, herkes iin eit zgrlk anlayna olan sadakatlerinin
bakalarnca haksz amalar iin kullanldm hissetmelidir. Bu
durum tekrar, ortak bir adalet anlaynn byk bir ortak nimet ol
duunu ve yaatlmasnn birok insann katksna bal olduunu
gstermektedir. Tahammlszler, adil kurumlarm olanaklarn bu
kurumlarm varlklarn srdrmeleri iin hibir ey yapmamalanna
ramen kullanmak isteyen "kaak yolculara" benzetilebilirler.
Adalet prensiplerini kabul edenlerin ise daima bu kurallara uygun
davranmalar gerekir. Ancak paralanm ya da grup egoizminin
hkm srd toplumlarda sivil itaatsizliin koullar artk yok
tur. Buna karlk mutlak anlamda bir fikir birliinin zorunluluu
aranmaz; nk farkl anlaylarn kesimelerinin belli bir dze
yinden itibaren genellikle karlkllk artnn varlndan sz edi
lebilir.
Sivil itaatsizlie bavurmann phesiz eitli riskleri vardr.
Anayasal kurumlar ve onlarn hukuki yorumlarndan umulan ey
lerden biri de, politik adalet tasanmmm ve bunun ilkelerinin top
lumsal sorunlara uygulannn kamusal bir yorumunun yaratlma
sdr. Belli bir noktaya kadar, yasann ve yorumunun varl, sz
konusu yasa ve yorumun doruluk ya da yanllndan daha
nemlidir. Bu nedenle yukardaki analizlerin, koullarn sivil itaat
sizlii hakl klp klmadna kimin karar vereceini ak brakt,
73
bunun da herkesi kendi bana karar vermeye ve politik ilkelerin
kamusal (genel kabul gren) yorumundan ayrlmaya ararak
anariyi krkledii yolunda bir itirazda bulunulabilir. Buna cevap
olarak syleyebileceim, herkesin gerekten de kendi kararn ver
mesinin gerekli olmasdr. nsanlar geri allm biimde akl
danr ve kafalanna yatt srece yneticilerin direktiflerine gre
davranrlar, ancak eylemlerinin sorumlusu her zaman kendileridir
ler. nsan kendi sorumluluunu zerinden atp, kusurlarnn gna
hn bakalarna devredemez. Bu politik dev ve sorumluluklar ko
nusunda var olan ve de demokratik bir anayasann temel ilkeleriyle
uyuan her teori asndan geerlidir. Bu teorilere gre otonom
birey, ancak kendi davranlarndan sorumludur. Yasaya itaat et
memiz gerektiine inanyorsak, politik prensiplerimizle normal
olarak bu sonuca vardmz iindir. nsanlann zgr ve zerinde
dnlm kararlarnn birou genellikle adil bir politik sistemle
uyuur.
Koullann sivil itaatsizlii hakl klp klmadna tek tek birey
lerin kendileri karar vereceklerdir; ancak bu, bireylerin keyiflerine
gre karar vermeleri anlamna gelmez. Kiisel karlar ya da s
bir politik anlayla oluturulmu balarla hareket edilmemesi g e
rekir. Otonom ve sorumlu davranan bireyin, anayasann yorumu
iin esas alnan politik ilkeleri gz nnde tutmas gerekir. Birey
bu ilkelerin sz konusu durumda nasl uygulanmas gerektiini de
erlendirmeye almaldr. Tm bu deerlendirmelerden sonra
sivil itaatsizliin hakl olduu kanaatine varr ve buna uygun dav
ranrsa, vicdanna gre davranyor demektir. Geri bazen insan ya
nlabilir, ama keyfi davranmamtr. Politik dev ve sorumluluk te
orisi bizim bu ayrmlar yapmamza olanak vermektedir.
Burada bilimsel alanda var olan genel anlaylar ve ulalan so
nularla paralellikler kurmak istiyorum. Orada da herkes otonom
ancak ayn zamanda sorumludur. Teori ve hipotezler, verilerin
nda, genel kabul gren prensiplere gre deerlendirilirler. Tayin
edici nemde eserlerin varl dorudur, ancak bunlar kendi karar
larn kendi balarna veren ok saydaki insann ortak kanlarn
yanstrlar. Karar verecek mutlak bir otoritenin, yani herkes iin
geerli resmi bir yorumun yokluu kargaaya yol amamakta, ter
sine, teorik ilerlemenin bir koulunu oluturmakladr. Akla yakn
74
ilkeleri kabul eden ve uygulayan eit bireylerin yksek bir otorite
ye gereksinimleri yoktur. Kim karar verecektir sorusunun yant,
herkesin kendi kanaatine gre davranmasdr. Akl, hogr ve
biraz da ansn yardmyla genellikle ie yarar bir eyler ortaya
kar.
Demokratik bir toplumda her yurttan adalet ilkelerine ilikin
kendi yorumundan ve buna uygun davrantan sorumlu olduu
kabul edilir. Bu ilkelerin, ahlki olarak daima uymakla ykml
olduumuz, yasal ya da toplumsal olarak kabul edilmi bir yoru
mu olamaz. Byle bir yorumu anayasa mahkemesi ya da parlamen
to da yapsa durum deimez. Gerekte her anayasal kurum -yasa
ma, yrtme ve yarg- anayasa ve onu oluturan politik ideallerle
ilgili kendi yorumlarm yapmaktadr. Mahkemeler her zel du
rumda son sz syleme hakkna sahip olsalar da, bunlarn anaya
say baka ekilde yorumlamaya zorlayacak gl politik etkilere
kar bakla sahip olduklar iddia edilemez. Mahkeme man
tkl olarak gerekelendirilmi bir yorum sunar, ancak bu yorumun
kalc olmas, yurttalarn ounluundan kabul grmesine bal
dr. En yksek bavuru mercii, yasama, yrtme ya da yarg deil
kamuoyudur. Ve sivil itaatsizlik zellikle bu organa bavurur.
Yurttalarn adalet tasarmlar arasnda pratik olarak yeterli bir
uyum mevcutsa ve sivil itaatsizlie bavurma hakkna sayg gste
riliyorsa anari tehlikesi yoktur. nsanlarn bu tr bir anlay birli-
|ine ulaabilmeleri ve temel politik zgrlkler var olmaya devam
ettii srece bunun snrlarna zen gstermeleri, demokratik dev
let anlayna ikin olan bir varsaymdr. Bir konuda bilimsel ola
rak azlaamama tehlikesinin srekli mevcudiyeti gibi, ayrmn or
taya kmas tehlikesi de her zaman mevcuttur. Ancak, hakl
taleplere dayal sivil itaatsizlik i bar tehdit etmeye balarsa,
bunun sorumlusu protestocular deil, iktidarlarn ktye kullana
rak byle bir direniin ortaya kmasna neden olanlardr. nk
devletin bask aygtnn adil olmayan kurumlan ayakta tutmak iin
devreye sokulmas bir haksz iddet biimidir ve insanlarn ite o
zaman direnme haklar vardr.
75
$
s iv il itaatsizlik
Hannah Arendt
1. Graham Hughes, "C iv il D isobedience a n d the P o litica l Q uestion ", New Yok
University L a w Review, 43:2, M art 1968.
2. Bkz. To E stablish Justice, To Insure D om estic Tranquility. Ulusal Aratrma
Komisyonunun iddetin nedenleri ve engellenmesi konusundaki sonu raporu.
Aralk 1969, s. 108. Sokrates ve Thoreaunun bu tartmada oynadklar rol iin
bkz. Eugene V. Rostow, "The Consent of the Governed" balkl yazs, "The
Virginia Q u a rte rly , Sonbahar 1968.
3. Edward H. Levi, "The Crisis in the Nature of Law" (The Record of the Associ
ation of the Bar of the City of New York, Mart 1970). Bu teze kar Mr. Rostow,
"bu tr hukuk ihlallerini itaatsizlik saymann yaygn bir hata olduunu" savun
maktadr (a.g.y.). Konuyla ilgili en ilgin yazlardan birini, ("Civil Disobedience
and Contemporary Constitutionalism" -Comparative Politics, C.1, 1969) yazan
Wilson Carey McWilliams ise sz konusu tezi zmni olarak kabul eder gzk
mektedir. "Mahkemelerin grev alanlarnn snrlarn ksmen de olsa kamuoyu
nun eylemlilikleri belirler" diyen McWilliams, "Mahkeme gerekte meru otorite
ye kar itaatsizlik ynnde karar veriyor. Bu olanaktan yararlanp
yararlanmamak ise yurttalara baldr" (s. 216). Ben bununla Mr. Levynin s
zn ettii garipliklerin" nasl ortadan kaldrlabileceini kavramakta zor
lanyorum; nk yasay ihlal edip, yarglar yaptklar iin anayasaya uygunlu
u konusunda ikna etmeye alan kiinin, herhangi bir yasa ihlalcisi gibi -en
77
kazanmaktadr. Bu gariplik vastasyla, ahlk ile yasallk ve vicdan
ile anayasa arasnda ok da mutlu olmayan teorik bir evlilik ortaya
kt.
"ikili hukuk sistemimizin, eyalet yasalaryla federal yasalar ara
snda bir atma olasln dlamamas"'* nedeniyle, gney eya
letlerinin yasa ve ynetmeliklerini ak biimde ihlal etmesine ra
men, Yurtta Haklar Hareketinin ilk dnemlerinde, "federal
sistemimiz ierisinde, eyaletlerin yasa ve egemenlik alannn tesi
ne geip, ulusal hukuk ve egemenlii kendisine dayanak almaktan
te bir ey yapmad sylenebilir." "Federal anayasa l olarak
alndnda baz eyaletlerin yasal dzenlemeleri {yani rk ayrmna
izin veren yasalar- Almancaya .n.) kukusuz bandan beri anaya
saya karyd. Ve hukuk d uygulamalar" sylendii gibi "tmy
le kar tarafn" {entegrasyon kartlanmn-Almancaya .n.) iiydi.
Buna ramen yz yl boyunca federal yasalar geerlilik kazanma
d. lk bakta bu yaklam olduka aklayc gibi gzkmektedir.
Sivil itaatsizlikle bu lkenin hukuk sistemi arasnda bir uyum ya
ratma abasnn ortaya kard temel hukuki zorluk, yani "yasa
ihlalinin yasayla hakl klnamayaca"* sorunu, Amerikan hukuk
sisteminin ikili zellii ve sivil itaatsizliin, bir yasann anayasaya
uygun olup olmadn ortaya karmak amacyla ihlal edilmesi ey
lemi ile e tutulmas yoluyla, harika bir biimde zlm gzk-
mektedir.*a Ek bir avantaj ise, grne gre Amerikan hukukunun
bu ikili sisteminden dolay, dier hukuk sistemlerinden farkl ola
rak, "hukuk biliminin u veya bu ekilde daima zerinde srar ettii
78
stn yasa iin hibir ekilde kurgusal olmayan, gzle grlr
bir yer bulmu olmasdr.
Byle bir yaklam teorik dzeyde savunabilmek byk bir
yaratclk gerektirir; nk bir yasann hukukiliini snamak
amacyla onu ihlal eden bireyin davrann "sivil itaatsizlik" ola
rak nitelemek esas olarak mmkn deildir."* Gl ahlki bir ne
denle itaati reddeden ve davrann daha "stn bir yasa" ile ge-
rekelendiren bireyden, Anayasa Mahkemesinin yzyllar boyu
verdii kararlar, btn yasalarn zerinde ve ana zellii dei
mezlii olan bu stn yasann ifadesi olarak tanmasn talep etmek
epey yadrgatc olurdu. Gerekten de bu yaklam. Yurtta Haklar
Hareketinin sorunsuz bir biimde, federal devletin yasalarn ihlal
eden sava kart direnie dnmesiyle zaten pratik olarak r
tld. Bu durum, Anayasa Mahkemesinin, Vietnam Savann
hukukilii konusunda karar vermeyi, atmann politik niteliini
("political question doctrine") gereke gstererek, -yani gney eya
letlerinin anayasa d yasalarna o kadar uzun bir dnem en kk
bir snrlamaya kalklmadan msamaha gsterilmesindeki gerek
enin ayns ile- reddetmesiyle kesin bir olgu haline geldi.
Bu arada aktif ve potansiyel sivil itaatsizlik aktrlerinin says
(sivil itaatsizliin "potansiyel" aktrlerinden, gnll olarak Was
hingtondaki protesto eylemlerine katlmak isteyenler kastediliyor)
srekli olarak artmakta. Buna paralel olarak da hkmetin protes
toculara sradan sulu muamelesi yapma ya da onlardan samimi
yetlerinin delili olarak "fedakrlk" talep etme eilimi artmaktadr;
Yrrlkteki yasalar ihlal eden reti, "cezasn gnll olarak st
lenmelidir." (Harrop A, Freeman bir avukatn gr asndan bu
talebin anlamszln ok gzel ifade etmektedir; "Hibir avukat
mahkeme nne kp, Sayn yarg, bu adam cezalandrlmak is
tiyor, demez." Eer "rnek niteliindeki (bir yasann anayasaya
7. Harrop A. Freeman, "Civil Disobedience and the Law", s. 25, R utgers Law
R e view zel says, C.21, Sonbahar 1966.
8. Bkz. Graham Hughes, a.g.y. s.4
9. R utgers Law R eview , a.g.y., s. 26. Burada Freeman, Carl Cohenin aadaki
yaklamn eletirmektedir: "Sivil itaatsizlik eylemcisi, yasal ereveyi kabul etti
i ve yasallk snrlar iinde davrand iin, bu yasal ceza onun eyleminin muh
temel bir sonucundan fazla bir eydir; eyleminin doal ve gerek ycelme nok
tasdr... Byle bir eyle eylemci, savunduu dava uruna kendini feda
79
uygunluunun snanmas amacyla giriilen) bu tr eylemler ile adi
sular arasndaki ayrm izgisi incelmise" ve blgesel yasalar
deil, "ulusal yasama erki" zorlanyorsa, bu gibi tatmin edici ve
uygun olmayan seenekler konusunda srar edilmesi, muhtemelen
ancak bir "ayaklanma dneminde" anlayla karlanabilir.o
Bu ayaklanma dneminin gerek sebepleri ne olursa olsun -ve
bunlar tabii ki nesnel ve politik sebeplerdir- tartmalarmz karak
terizc eden aknlk, kutuplama vc artan aresizlik ayn zamanda,
olay uygun bir biimde incelemek ve gerek niteliini kavramak
taki teorik baarszln bir sonucudur. Avukatlar, bir sivil itaatsiz
lik olayn etik ya da hukuki nedenlerle hakl gstermeye altkla
r her zaman, olay daima vicdani ret (savaa gitmeyi ve askerlii
reddetme- .n.) ya da bir yasann anayasaya uygunluunun sorgu
lanmas amacyla ihlal edilmesi ile kyaslayarak analiz ederler.
Ancak sivil itaatsizlik hibir zaman bir bireyin tekil davran bii
minde ortaya kmad iin bu iki rnek olayla da benzerlii yok
tur. Sivil itaatsizlik savunucusu sadece ve sadece bir grubun yesi
olarak ortaya kabilir ve ancak bu zelliiyle szn dinletebilir.
Bu durum genelde gz nnde tutulrnaz ya da bir yan unsur olarak
ele alnr: "Bir tek bireyin sivil itaatsizliinin nemli deiikliklere
yol ama ihtimali ok azdr. Byle birisi olsa olsa, incelenmesi
bask altna alnmasndan daha ilgin olabilecek tuhaf bir kii ola
rak deerlendirilecektir. Bu nedenle sivil itaatsizlik, ancak ortak
bir kar grubu oluturan bir dizi insan tarafndan uygulanrsa an
laml olacaktr."" Direniinin, adil olmayan yasal dzenlemeleri,
hkmet politikasn ve resmi uygulamalar protesto etmek iin,
gerekte hibir itiraznn olmad yasalar (rnein trafik dzeni
ni) ihlal ettii, hakl olarak "dar anlamda sivil itaatsizlik diye nite
lenen eylemin, yani "dolayl itaatsizliin"* -Freedom Ridersin**
eylemlerinden itibaren gze arpan- temel zelliklerinden biri, bir
80
grup aksiyonunu (dier duruma rnek olarak, bir tek kiinin yalnz
bana trafik kurallarn ihlale kalktn tahayyl ediniz) ngr-
mesidir.
te bu "dolayl itaatsizlii" hukuki adan hakl gstermek
mmkn gzkmemektedir; nk itaatsizliin bu biiminin, ne
vicdani ret ne de yasann anayasaya uygunluunun snanmak iin
inenmesi gibi durumlarda hibir anlam yoktur. Bu nedenle, vic
dani ret ile sivil itaatsizlii birbirinden ayrt etmek gerekmektedir.
kinciler gerekte, ortak bir kardan ziyade ortak bir dnce ve
hkmetin politikasna kar kma ortak kararyla -ounluun
desteinin hkmetten yana olacan gsteren verilerine ramen-
br araya gelmi rgtl aznlklardr. Bunlann organize eylemleri,
kendi aralarndaki bir uzlamaya dayanr ve eylemlerine inandrc
lk ve ikna gc veren, nasl varld artk ok nemli olmayan bu
uzlamadr. Vicdani gerekelerin ya da bireysel eylemlerin savu
nulmas iin ne srlen tezler, yani ahlksal buyruk (imperatif)
da, dnyevi ya da akn bir "stn yasaya" yaplan gnderme de,
sivil itaatsizlik konusu asndan bir nem tamazlar. Bu dzeyde
tartldnda "sivil itaatsizliin, herkesin herhangi bir nedenle ya
say ihlal edebilecei, tmyle bireyci bir znellik felsefesi olmas
n" engellemek sadece "zor"' olmakla kalmayacak, imknsz bir
hale gelecektir.
13. Norman Cousins tmyle dnyevi (sekler) bir stn yasa iin uyulmas ge
reken birbirine bal aadaki temei ilkeleri nermektedir;
"Egemen devletin gvenlii ile insan toplumunun gvenlii arasndaki elikide
toplumun gvenlii,
Ulusun refah ile insanln refah arasnda bir elikide insanln refah.
Bu nesille gelecek nesillerin gereksinimleri arasndaki elikide gelecek nesille
rin gereksinimleri.
Devletin haklar ile insan haklar arasndaki elikide insan haklar nceliklidir.
Devletin varlnn m eruiyeti insan haklarn koruma derecesiyle llr.
Kamusal bir kararla bireyin vicdan arasnda bir eliki kmas durumunda, kii
nin vicdannn ncelii vardr.
Kolay refah yolu ile meakkatli bar yolu arasnda bir eliki varsa, meakkatli
bar yolunun ncelii vardr. (A Matter of Life, 1963. s. 83 ve d., "Rutgers Law
Review", a.g.y. s. 26dan alntlanmtr.)
Cousinesin yukarda sayd ve "temel ilkeler" olarak adlandrd stn bir
yasa anlayn savunmak bana olduka zor gelmektedir.
14. Nicholas W. Puner, a.g.y., s. 708.
F N A S iv l I t a a i .'i u l i k 8,1
Sokrates ve Thoreau imgeleri sadece konumuzla ilgili yaynlarda
deil, ayn zamanda ve daha nemlisi itaati reddedenlerin bilinle
rinde de ortaya kmaktadr. Bat vicdan gelenei ile yetien insana
-hangimiz byle yetitirilmedik ki?- sanki bakalaryla paylalan
ey asla bir dnce ya da bir karar deil, ortak bir vicdanm gibi,
bakalaryla ulat fikir birlii, vicdan mahkemesi nnde (in
foro conscientiae) verdii karar karsnda ikincil nemde bir ey
olarak grnr. Bu tavr desteklemek iin kullanlan argmanlar,
genellikle Sokrates ve Thoreau'nun "yurttalarn yasalarla olan
ahlki ilikileri konusunda sylediklerinden belli belirsiz anmsa-
nanlara dayand iin, syleyeceklerime bu iki adamn konuyla il
gili gerekten ne dediklerini inceleyerek balamak doru olacaktr.
Sokrates'Ie ilgili asl metin, sunulan argmanlar asla hukuk ve
felsefe ders kitaplarnn anlattklan l^dar ak ve cezay severek
kabullenme talebinin kant olmas anlamnda o kadar ie yarar ol-
82
anlamn yitirecekti. O zaman "yarglarm grn pekitirecek,
hakl olduklar dncesini dorulayacaksn". Kalmay ve lmeyi
semesi hem kendi benliine hem de hitap ettii yurttalanna olan
sorumluluundan dolaydr: "Burada sz konusu olan, bir namus
borcunun denmesidir. Bahsi kaybeden bir centilmen rneinde ol
duu gibi, kendiyle bark yaamann borcunu demekten baka
yolunun olmamasdr. Gerekten de bir szleme yaplmtr -ve
szleme kavram Kritonun ikinci blmnn tmnde n plan
dadr; ancak bu balayc szlem e (Sokratesin kentinin yasaan-
na kar verdii) bir tahahhttr; ki davann konusu asl budur. *
Thoreau olay daha az dramatik olmasna ramen (klelie gz
yuman hkmete seim vergisi demeyi reddettii iin cezaevinde
bir gece geirmi ve ertesi sabah teyzesinin bu borcu demesiyle
serbest braklmtr) ilk bakta srmekte olan tartmalarla daha
yakndan ilgili gzkmektedir; nk Sokratesten farkl olarak,
Thoreau yasalarn adaletsizliini protesto etmektedir. Bu rnekle
ilgili sorun, yaad bu olay sonucu yazd On the Duty o f civil
Disobedience adl nl eseriyle "sivil itaatsizlik" kavram politik
szck daarcmzn asli bir paras haline getiren Thoreaunun
konuyu yurttalarn yasayla olan ahlki ilikilerine gre deil, kii-
sel vicdan ve bundan kan sorumlulua gre tartmasdr, "insa
nn kendisini ktln yok edilmesine adamak yolunda mutlak
bir ykmll yoktur, hatta bu ktlk ok devasa boyutlarda
olsa bile. nsan kendini uygun bir biimde baka eylere de adaya
bilir; ancak herkesin en azndan haksz bir ilikinin arac olmamak,
konuya kafa yormak istemese bile, byle bir hakszla pratik ola
rak katlmamak sorumluluu vardr." Thoreau, insann elini eteini
ektii zaman dnyann dzeleceini ya da insann dnyay dzelt
mek gibi bir ykmllnn olduunu savunmuyor. nsan "bu
dnyaya, mutlaka onu iinde iyi yaanacak biimde deitirmek
iin deil, iyi ya da kt yaamak iin" gelmitir. Geldiimiz
dnya ve bizim geldiimiz blm o zaman diliminde iyi yaama
ya uygunsa ya da en azndan yaplmakta olan hakszlk "doas ge-
15. Bkz. N.A. Greenbert, in "Sokrates Choice in the Crito" adl ve K rio riu n
ancak A p o lo g ie (Savunma) ile birlikte okunursa anlalabileceinin savunulduu
mkemmel incelemesi. (Harvard Studies in Classical Philosophy, Cilt 70, No. 1,
1965)
83
rei seni bakasna ynelik hakszln arac durumuna drecek
yapda" deilse anslyz demektir. Ama durum buysa, "yasay
ine!" Thoreau bu kadarn sylemekte hakldr: Bireysel vicda
nn daha ileri bir talebi olamaz. '*
Vicdan her yerde apolitiktir. Ne hakszln yapld dnya ile
ne de bu hakszln dnyann geleceine ilikin sonularyla ilgili
dir. Vicdan, Jefferson gibi, "Tanrnin adil olduunu ve adaletinin
ebediyete kadar uyumayacan dndmde vatanm iin rpe-
riyorum"^ demez, nk vicdan bireysel benlik ve onun btnl
iin rperir. Bu nedenle ok daha radikal bir ekilde Thoreau ile
birlikte yle diyebilir: "Bu halk hak olarak varlna hile mal
olsa, klecilie ve Meksika ile savamaya son vermelidir" (ab).
Buna karlk Lincoln asndan klelerin zgrl iin yaplan
mcadelede bile, "esas hedef kleliin korunmas ya da kaldrlma
s deil, .... federal birliin korunmasdr."'* Bu Lincolnun sekiz
yl nce ifade etii biimiyle, "kleliin korkun hakszln" bil
mediini deil, tersine, "resmi sorumluluu" ile "insanlarn her
yerde zgr olmas" biimindeki "kiisel zleminin" ayrmnn da
bilincinde olduunu gsterir. Bu ayrm karmak ve elimeli tarih
sel koullarndan soyutlannca tam da Machiavellinin ifade ettii
ayrm olduu grlr: "Anayurdumu kendi ruhumdan daha ok se
verim."" Anayurtla ruh arasndaki ztlk nasl ki, Machiaveilinin
ateist olduu ve ebedi kurtulu ya da ebedi lanetlenmeye inanmad
tezinin bir delili olarak gsterilemezse, "resmi sorumlulukla ki
isel zlem" arasndaki eliki de, Lincolnun ahlki sorumluluk
bilincinin azl konusunda fazla bir ey ifade etmez.
"yi insan" ile "iyi yurtta" (Aristoya gre bu iyi insan ancak iyi
bir devlette iyi bir yurtta olabilirdi; Kanta gre ise "eytanlardan
oluan bir halk" bile "sadece akllannn var olmas durumunda"
16. Btn alnllar, Thoreaunun "On die Duty of Civil Disobedience" (elinizdeki
kitaba da alnan .n.) makalesinden yaplmtr.
17. Notes on the State of Virginia, Query XVIIi (1781-1785).
18. Lincoln'un Horace Greelye yazd nl mektuptan. Buraya Hans Morgen-
tuhau, The Dilemmas of Politic, Chjcago, 1958, sayfa 80den aktarlmtr.
19. Richard Hofstadterin The American Political Tradition ald eserinden
aktarlmtr; New York, 1948, s.110.
20. Allan Gilbert (der.), The Letters of Machiavelli, New York 1961, 225. mektup.
20a. I.Kant, "Zum ewigen Fileden", Akademieausgabe, Vltl. cilt, s. 366. (Aim. .n.)
84
devlet kurma iini baaryla z.ebilir), bireysel benlik -lmden
sonra bir yaama inansn ya da inanmasn- ile toplumun bir mensu
bu olmak arasndaki olas eliki -bugnk dilde ifade edilirse,
ahlk ile politika arasndaki eliki- ok eski, hatta bugnk anla
mn uzak olmayan bir gemite kazanan "vicdan" szcnn or-
taya kndan da daha eskidir, iki tavrn hakllklar konusunda
sunulan gerekeler de hemen hemen o kadar eskidir. Thoreau "iyi
insana" ynelik o kadim sulamann, "sorumsuzluk" sulamasnn
yaplabileceini grecek ve itiraf edecek kadar tutarldr: Ak bi
imde yle demektedir Thoreau: "Toplum makinesinin iyi ileme
sinden sorumlu deilim; ben bir saatinin olu deilim." Mutlak
adaletin savunucularna yneltilen retorik sulama, fia t justitia et
pereat mundus (dnya yklacak bile olsa adalet yerini bulmaldr)
genellikle, hakszlklar ve sular mazur gstermek sz konusu ol
duu zaman kullanlr ve bu ikilemin zn harika bir ekilde ona
ya koyar.
"Yasaya kar itaatsizlik sorunu kiisel ahlk dzeyinde hibir
ekilde aklanamaz"^' tespitiyle ilgili baka bir durum da sz ko
nusudur. Vicdann sesi sadece apolitik deil, ayn zamanda son de
rece sbjektiftir. Sokrates, "ktlk etmek ktlk grmekten daha
irkindir" derken, ak biimde bunun kendisi asndan "daha ir
kin" oluundan .sz ediyordu; aynen "ya da btn dnya bana kar
olmu, aldrmam, yeter ki kendime kar olmayaym, kendimle e
likiye dmeyeyim"22 derken ifade ettiinin de kendisiyle ilgili ol
mas gibi. te yandan, politik adan nemli olan sadece hakszl
n yaplm olmasdr; yasa asndan sonuta kimin, hakszlk
yapann m, hakszla maruz kalann m iyi durumda olduu
nemli deildir. Yasalarmz, toplumun genelini ilgilendiren, bu
nedenle ikyete bal olmakszn kovuturulan crmler ile
ikyet "gerektiren", yani sadece hakszlk yapanla hakszla ura
yan ilgilendiren crmler aynmn yapar. Birinci durumda, kast
olup olmamas ya da hafifletici nedenler tartmas dnda, katlan-
lann ruhsal durumlar dikkate alnmaz. Hakszla urayan bireyin
87
plmyordu ve baz dillerde, rnein Franszcada bilin ve vicdan
arasnda bir ayrm hibir zaman ortaya kmad.) Vicdann sesi,
doal k (lumen naturale) haline gelip, insanlara stn bir yasa
nn bilgisini verir olmadan nce Tanrnin sesiydi ve Tannsal ku
rallar bildiriyordu. Tanrnin sesi olarak vicdan insanlara, geerli
lii insandan ok Tanrnn sesini dinle" kutsal emrine dayanan
olumlu kurallar koyuyordu. Bu kutsal emir, insani kurumlan hibir
ekilde hesaba katmadan, nesnel olarak balaycyd ve hatla Re-
formasyon dneminde olduu gibi, Tanr'dan ilham aldna
inanlan kiliseye kar bile kullanlabiliyordu. Tanrnn isteklerini
bilme ve son tahlilde rzasndan emin olma gibi bir iddias olduu
iin, bu anlay modern kulaklara "kendini ilahlatrma" gibi gele
cek ve de "Tanrya kfretmeye" yakn bir ey olarak alglanacak
tr. Oysa kendisini kendi suretine gre yaratt biricik varlkta
gsteren yaratcya iman eden kii iin olay tmyle farklyd.
zellikle Hristiyanln balarnda n plana kan, Tannsal ilhama
dayal vicdani kararlarn kuralszl yadsnamaz.
Bu nedenle -olduka gecikmeli ve tabii ki btn lkeler iin ge
erli olmasa da- yasa, resmi olarak tannan ve Hristiyan bir toplu
mun kolayca reddcdemeyecei bir dini toplulukla ayn Tanrsal
buyruklar esas almalar kaydyla, dini gerekeli vicdani reddi
kabul etti. Gnmzde kiliselerin, iinde bulunduklar derin kriz
ve vicdani relilerin retlerini dini olarak gerekelendirmelerine
ramen, herhangi bir dini kurumla iliki iinde olmadklarn iddia
etmeleri bu nedenle byk zorluklara yol ayor. Bu zorluklann,
resmi olarak tannan ve dini olarak meyyideye balanan daha
yksek bir yargya bavurmak yerine, cezalandnimay kabul et
mekle ortadan kaldrlmas zordur. Cezay ekmenin yasa ihlalini
hakl klaca yolundaki dnce Gandhi ve sivil itaatsizlik gelene
inden deil, Oliver Wendel Holmes ve hukuksal gerekilik teori
sinden kaynaklanmaktadr.. "Ceza hukuku alannda ... byle bir
doktrin ... aka anlamszdr. Cezann gnll stlenilmesi kay-
dyla, cinayetin, rza tecavzn ve kundaklamann meruiyetini
88
kabul etmek samalktr."28 Birok insann gznde "kendini feda
etme unsurunun", "i angajmann y o u n l u u n u n " 2 9 ihlalcinin "cid
diyetinin ve yasaya b a l l n n " 2 o delili olarak grlmesi byk bir
talihsizliktir; nk saplantl fanatizm ounlukla lgnln bir
alametidir ve her halkrda rasyonel ve nesnel bir tartmay
imknsz klar.
Tanrsal sese kulak veren ya da lumen natural e'nin buyruk
larn takip eden inanl kiinin vicdan ile -kendini tanmaya ve
kendi ile konumaya dayanan ve ieroya gre, baka trl unu
tulup gidecek olaylara bin tanktan daha iyi tanklk eden- kat laik
vicdan arasnda devasa bir fark vardr. III. Richardda harika bir
ifadesini bulduumuz "insana srekli zorluk karan" vicdandr sz
konusu olan. Vicdan kral srekli izlemez, tersine yalnz kalmasn
bekler. Gece yarsn geip, kral tekrar kendi benzerlerinin arasna
katlnca vicdan gcn yitirir. Artk kendisiyle ba baa olmad
zaman yle der kral; "Vicdan korkaklann kullandklar bir sz
cktr / Ve glleri korku iinde tutmak iin icat edilmitir.
Kendi benliiyle yalnz bana kalma ve kendine hesap verme kor
kusu, insan bir ktl yapmaktan alkoyabilir; ancak bu korku,
zellii gerei bakalan zerinde etkili olmuyor. Kukusuz vicdani
nedenlerle reddin bu formu, bir dizi insan vicdani olarak ayn ka
naate ulap, kamuoyuna gitmeye ve seslerini duyurmaya karar ve
rirlerse politik bir anlam kazanabilir. Ancak bu durumda artk tek
tek insanlarla ve Thoreau ya da Sokratesin tartmalaryla deer
lendirilecek bir olayla kar karya deiliz. Vicdan mahkemesi
nnde kararlatrlan ey imdi kamuoyunun dncesinin bir par
as haline gelmitir. Sivil itaatsizlik eylemine bavuran bu zel
grup, davrann balangtaki gereke ile -vicdan ile- aklasa
bile, grubun yeleri gerekte artk sadece kendi vicdanlaryla ba
baa deildir. Kamusal alanda vicdann sesinin kaderi, filozofun
dorularnn kaderinden farkl deildir: kisi de k noktalarndan
bamszlap, dierlerinden ayrt edilemeyecek fikirler haline ge
lirler. Ve bir fikrin gc vicdana deil, onu paylaanlarn saysna
baldr: "Xin kt olduuna dair ortak kanaat,... byle bir varsa-
28. Marshall Cohen, a.g.y., s. 214
29. Cari Cohen, a.g.y., s. 6
30. Marshall Cohenin syledii gibi.
89
ym, yani X in kt olduu kabuln daha inandrc hale geti
rir.'"31
90
"polise bildirilen her drt olayn ancak birinde sank yakalanmakta
ve yakalananlara kar alan davalarn yans ise dmektedir
Sanki potansiyel sulu -yani ancak ceza tehdidiyle su ilemekten
alkonulacak insanlarn- saysn tespit etmek iin lke apnda ya
plmakta olan bir deneyi yayor gibiyiz. Deneyin sonucu, sua y
nelik tm eilimleri, psikolojik olarak hasta insanlarn bu durumla
rndan kaynaklanan anormal davranlar olarak grenleri
cesaretlendirebilir. Basit fakat rktc gereklik, hukuki ve sos
yal keyfilik dnemlerinde insanlarda, normal zamanlarda belki
hayal ettikleri ancak gerekletirmeyi ciddi bir biimde dnme
dikleri ar bir saldrganln ortaya kmasdr.^^
Bugnk toplumda gerek potansiyel sululann (yani profesyo
nel olarak davranmayan, rgtsz saldrganlar) gerekse de yasalara
sadk yurttalarn, sua ynelik eylemlerin nemli bir blmnn
herhangi bir yasal kovuturmaya uramadn bilmeleri iin zen
le yaplm aratrmalara gereksinmeleri yoktur. Maalesef, frsatn
bulunca harekete geen ve "cezalandrlma endiesi de tamamak
ta" hakl kan sokak serseriliinin, rgtl etelerden daha tehli
keli olduunu renmi bulunmaktayz. Ve "Kamuoyunun Ameri
kan Hukuk Sistemine Gveni" konusundaki aratrma projeleri ne
bir deiiklik yaratmaya ne de durumun akla kavuturulmasna
34. Law and Order Reconsidered. Report of the Task Force on Law and Law
Enforcement to the National Commission on the Causes and Prevention of Vio
lence, s. 266.
35. Bu gerekliin korkun rnekleri Auschwitz Davas srasnda gn na
karld. (Bkz. Bernd Naumann; Auschwitz. New York, 1966). Sanklar sadece,
1940 ile 1945 yllan arasnda kampta grev yapm ve bu caniyane eylemlere
ortak olmu 2000 civarndaki SS-askerinin "bir avu en sivri" blmyd. Btn
sanklar davann balang yl olan 1963 ylnda hl zamanamna ura
mam tek su olan cinayet suundan yarglanyorlard. Auschwitz sistematik
yok etme kampyd, ancak tm sanklarca gerekletirilen vahet rneklerinin
"nihai zm" ile bir ilgisi yoktu. Hatta bunlarn iledikleri sular Nazi hukukuna
gre bile su tekil ediyordu ve birka olayda sanklar gerekten de Nazi reji-
mince cezalandrlmlard. Sanklar toplama kamplarnda grevlendirilmek
zere zel olarak seilmemilerdi. Auschwitze geli nedenleri kta hizmetine el
verili olmamalaryd. Hemen hibirisinin kriminal bir gemii yoktu ve ara
larnda gemite sadist bir eylem ya da cinayetten dolay cezalandrlan kimse
bulunmuyordu. Auschwitzde grev yapmaya gelmeden nce ve de sava son
ras Almanyasnda geirdikleri on sekiz yl boyunca, komularndan hibir ekil
de farklar olmayan, sayg gren insanlar olarak yaamlard.
91
yaryor.
Kar karya olduumuz sorun, yarglama srecinin nasl oldu
u deil, kriminal eylemlerin herhangi bir yasal yaptrmla kar
lamamasdr, yani byle bir srecin hi yaanmamasdr. Dier
yandan elbette, polisin glendirilip, su ileyenlerin yzde 60-
70'ini yakalayp cezalandrmas halinde durumun ne olacan da
sormak gerekir. Byle bir eyin zaten olaanst biimde ykl
yarg mekanizmasn kertecei ve cezaevi sistemi zerinde fela
ket sonulara yol aaca konusunda herhangi bir kuku var mdr?
Bugnk durumda korkun olan sadece polis gcnn baarszl
deil ama ayn zamanda bu rezaletin radikal biimde ortadan kald
rlmasnn baka alanlar iin, hukuk sisteminin ayn derecede
nemli blmleri iin de ok nemli sonulara yol aacadr.
Hkmetin bu duruma ve kamu hizmetlerindeki benzeri aksak
lklara yant, saylarnda son yllarda meydana gelen olaanst
artla Amerikay yeryznn en ok aratrlan lkesi haline geti
ren yeni aratrma komisyonlar kurmak oluyor. Kukusuz bu ko
misyonlar, "yoksulluk arttka , insanlarn daha kt beslendikleri"
(New York Timesin gnn incisi kesinde yaynlanmay hak
eden bir bilgelik rnei) trnden sonulara ulamak iin epey
para ve zaman harcadktan sonra sk sk mantkl nerilerde de bu
lunuyorlar. Ancak bu nerilerle ilgili pratik admlar atlmyor ve
bunlar sadece yeni aratnnalarn konular oluyor. Btn komis
yonlarn ortak umutsuz abalar, sorunun "derinde yatan nedenleri"
ile ilgili bir eyler bulabilmek -zellikle de sorun iddet eylemleri
olduu zaman. Ancak derinde yatan nedenler, tanmlar gerei de
rinde, rtl olduklar iin, bu tr ekip almalarnn sonular ge
nellikle hipotezler ve kantlanamayan teoriler olmaktan teye gide
miyor. Bu tr uralarn tek etkisi, aratrmalarn eylemin yerini
almas, "derin nedenlerin", genellikle hibir "ciddi" ve "ilim gr-
36. Buradaki kinaye Ford Vakf'nn "Amerikan Hukuk Sistemine Gven" konu
sundaki aratrma projesine yapt milyonluk ba sz konusu etmektedir.
Kar bir rnek olarak, New York Times'da Torn Wicker imzas i!e yaynlanan
ve konusu "Poiis Memurlar zerine nceleme" balkl yazda da, bir aratrma
ekibinin yardm olmakszn, "sulularda cezalandrlma korkusunun olma
masnn temel ve dorudan bir krize yo! at" tespitine varlmaktadr. Bkz. Torn
Wicker: Crime and the Courts. New York Times, 7 Nisan 1970.
37. New York Times, 28 Nisan 1970.
92
mii" kiiden dikkate almas beklenmeyecek kadar sradan, gzle
grlr gerekleri gizlemi olmasdr. Elbette, sorunlarn gideril
mesi iin aralarn bulunmu olmas sorunun zlme garantisi de
ildir; ancak bu aralann kullanlmamas, sorunun yeterince tanm
lanmadnn ifadesidir.28 imdilerde aratrma, gereklerden
kamann bir yolu haline geldi ve bu durum bilimin zaten azalm
olan itibarn ykseltmeye hizmet etmeyecektir.
taatsizliin ve otoriteyi hie sayn gnmzn genel bir zel
lii haline gelmesi, akla sivil itaatsizliin, itaatsizliin yalnzca
zel bir biimi olduunu getiriyor. Hukukularn gr asndan
bakldnda, nemli olan yasann ihlalidir. Bunun kriminal bir
eylem yerine sivil itaatsizlik eylemiyle yaplmas ihlalin derecesini
azaltmyor. Bu nedenle, bata avukatlar olmak zere birok insan,
sivil itaatsizlik eylemlerini, zellikle de kamuoyunun gz nnde
yapld iin, ilenen btn crmlerin kayna olarak gryor.^^
Kar tezler ve deliller genellikle para etmiyor. "Sivil itaatsizlik ey
lemlerinin ... su ileme eilimini artrdklar" yolunda bir delilin
"yetersizlii" bir yana, varl da sz konusu deildir.''^' Geri radi
kal hareketlerin ve cihetteki devrimlerin kriminal unsurlar ektii
dorudur; ancak ikisini edeerli olarak grmek'ne akllca ne de
doru olur. Kriminaller politik bir hareket iin de, tm toplum iin
olduu kadar tehlikelidirler. Daha tesi, sivil itaatsizlik yasa ege
menliinin ciddi biimde kayboluunun bir gstergesini oluturur
ken (byle bir eyin nedeni olduunu sylemek zordur), kriminal
itaatsizlik polis gcnn zaafa uramasnn kanlmaz bir sonu
cundan baka bir ey deildir. Rohrschach testi ya da gizli polis
yntemleri araclyla "sulunun psikolojik yapsn" tespit etme
nerileri, netameli gzkmelerinin yannda batan savma, atlatma
teknikleridir. Kriminal bireyin psikolojisi -insann zelliklerinden
38. rnein olduka iyi bilinen ve gereinden ok aratrlm olan kenar semt
ocuklarnn okulda baarl olamamalar konusu vardr. Bunun en nemli ne
denlerinden biri, ocuklarn kahvalt etmeden okula gelmeleri ve ok a olma
lardr. Okuldaki baarszlk iin birok neden vardr ve dzenli kahvaltnn
nemli bir deiiklik yaratp yaratmayaca tmyle belirsizdir. Ancak ok baarl
rencilerle bile a karnna ders yaplamayaca konusunda kuku yoktur.
39. Birok meslekta gibi, Justice Charles E. Whittaker da "krizin sorumluluunu
sivil itaatsizlie yklemektedir." Bkz. Wilson Carey McWilliams, a.g.y., s. 211.
40. To Establisch Justice, s. 109.
93
en az bilinebileni- zerine ard arkas gelmeyen karmak nerme
lerin ardnda sadece, kimsenin onun psikolojisini kontrol edemeye
cei gereklii yatmaktadr. Polisin sulularn soruturulmasndaki
baarszln gizleyen, bir "rtk negatif anay"n var olduuna
ilikin teorik varsaym iin de ayn ey sylenebilir.'*'
Sivil itaatsizlik, anlaml sayda yurttan ya geleneksel deiik
lik yollarnn tkandna, yani itirazlarnn artk dinlenip incelen
mediine ya da tersine, birtakm deiiklikleri gndemine alan h
kmetin yasall ve anayasaya uygunluu ciddi biimde kukulu
olan bir politikada srar ettiine inandklar bir durumda ortaya
kar. Bunun ok sayda rnei mevcutur: Vietnamda yedinci yl
na giren ilan edilmemi sava, gizli servisin kamusal hayatta gide
rek artan etkinlii, Anayasann ilk ek maddesi ile garanti altna
alnm olan zgrlklere ynelik ak, daha dorusu gizlenmesine
pek gerek duyulmayan saldrlar; devlet bakannn anayasay hie
sayarak Kamboyay igal emrini vermesini takip eden Sena-
tonun yetkilerini gasp etme giriimleri (nk Anayasa, Kong-
renin izni olmadan sava yaplamayacan arta balyor) ve ba
kan yardmcsnm, vicdani retiler ve nonkonformistleri, "toplu-
mumuzun zarar grmeden ayklayp kenara ataca ve bu srada
ancak rm elmalar ayklarken olduu kadar ac hissedecei
miz akbabalar ve parazitlerdir" diye niteledii -sadece Birleik
Devletlerin yasalarn deil, her trden hukuk dzenini tartmal
hale getiren- uursuz beyan.'* Baka bir deyile, sivil itaatsizlik
zorunlu ya da arzulanan bir deiiklii salamaya ya da zorunlu ve
memnun olunan bir durumu devam ettirmeye, yeniden yaratmaya
ynelik olabilir; rnein anayasal haklarn korunmas ya da devlet
ierisinde adil g dalmnn, yani hem yrtme tarafndan bozu
lan hem de federal iktidarn an bymesi sonucu eyaletlerin zara
rna bozulma ihtimali artan dengenin yeniden salanmas. Her iki
durumda da sivil itaatsizlik kriminal itaatsizlikle e tutulamaz.
Kamuoyundan gizlenerek faaliyetini srdren sradan sulu ile,
yasaya kar oluunu kamuoyuna beyan eden sivil itaatsizlik ey-
95
"isyanc" olarak nitelenmesine gereke olabilir: iddet arac. O
halde sivil itaatsizliin genel olarak kabul edilen, ikinci temel zel
lii, bar yntemleri kullanmas, iddeti dlamasdr. Byle bir
ilkenin mantki sonucu ise, "sivil itaatsizliin devrim olmaddr.
Yani devrimciden farkl olarak, sivil itaatsizlik eylemcisi var olan
otoritenin genel erevesini ve hukuk dzeninin genel meruiyetini
kabul eder."'*'* Ancak devrimci ile sivil itaatsizlik eylemcisi arasn
daki ayrm izgisini ekmek, ayn eyi sivil itaatsizlikle kriminallik
arasnda yapmaktan ok daha zordur. Sivil itaatsizlik eylemcisi
devrimci ile "dnyay deitirme" zlemini paylar ve onun yap
maya alt deiiklikler de ok byk boyutlarda olabilir -bu
tartmada verilen iddet kartlnn en byk rnei Gandhi ola
ynda olduu gibi. (Gandhi, "var olan otoritenin erevesini", yani
Hindistandaki ngiliz egemenliini tanyor muydu? Kolonideki
"hukuk dzeninin genel meruiyetini" kabul ediyor muydu?)
"Dnyadaki her ey yle bir srekli deiim iinde ki, hibir
ey uzun sre ayn durumda kalmyor."'* Lockeun yz yl nce
yazd bu cmle bugn yazlm olsayd, yzyln kk gsteril
mesi gibi bir tns olurdu. Ancak gene de bu cmle bize, deime
nin yalnz gnmze deil, insanolunun doum yoluyla yabanc
ve yeniyetme (Yunanllarn genlere verdikleri isimle teot) olarak
gelip ve belirli, ender durumlarda dnyann gidiat zerinde sz
syleyebilecei "bilgelie" ulat sra brakp gittii dnyaya
ikin daimi bir fenomen olduunu gsterir. "Bilgeler" insanlk tari
hinde bazlar nemli olan eitli roller oynadlar; ama sz konusu
olan hep bu dnyaya veda etmeleri yakn olan yallard. Bunlarn
veda ncesi kazandklar bilgelik, yeniyetmelerin tecrbesizlikleri
nin ve "deliliklerinin" srekli saldrsna maruz kalan bu dnyay
ynetemez ve deiimin garantisi olan, bilgeliin ynetimini
imknsz klan doum ve lmn bu daimi birliktelikleri olmasa,
insan nesli muhtemelen dayanlmaz can sknts nedeniyle zaten
tkenmi olurdu.
Deiim, insanlk durumuna ikin olan daimi bir eyken, dei
imin hz byle deildir ve lkeden lkeye, adan aa byk
farkllklar gsterir. Nesillerin gelip gidileriyle kyaslandnda,
44. Cari Cohen, a.g.y., s.3
45. John Locke, The Second Treatise of Government. No. 157
96
dnyann deiimi o kadar yavatr ki, dnya gelip konaklayan ve
giden insanlara neredeyse duraan bir yurt sunar. Ya da en azndan
binlerce yl boyunca -ilk kez ilerleme adna, deiim iin deiim
tasarmnn ortaya kt modern an ilk yzyllarna kadar-
durum buydu. Muhtemelen ilk kez, iinde yaadmz yzylda,
insanlarn deiim temposu, dnyadaki eylerin hzl deiimi kar
snda yaya kalmaktadr. (Bu dnmn alann verici bir gster
gesi, nesiller arasnda srekli daralan zaman araldr. Babalar ve
oullar arasndaki "doal" nesil aral l olarak alndnda, bir
yzyla geleneksel olarak -drt neslin smasndan sz edilirdi.
imdi yle bir noktaya geldik ki, drt ya da be ylla bir nesil ayr
m yaplabiliyor.) Marxin dnyay deitirme arsnn tereciye
tere satmak kabilinden bir ar gibi yankland yirminci yzyln
olaanst koullan altnda bile, deiim itahnn dengeye olan
ihtiyac yok ettii kolay kolay sylenemez. En radikal devrimcinin
bile devrimden sonraki ilk gnden itibaren tutuculat herkese
bilinen bir gerektir. Demek ki insann ne deiim ne de koruma
yetenei snrsz deildir; ilki gemiin gnmze uzamas -kimse
sfrdan (ah ovo) balamyor- nedeniyle, koruma yetenei ise gele
cein bilinemezliiyle snrldr. nsann deiim abas ile istikrar
gereksinimi hep birbirini karlkl olarak snrlayp, dengede tuta-
geJdi; ilerici ve tutucu gruplar ayrmn yapan bugnk sylem, bu
dengenin artk ilemedii bir duruma iaret ediyor.
nsan tarafndan art arda gelen nesiller iin yaratlan suni yap
lar olan medeniyetlerin hibiri, iinde deiim srecine imkn
veren bir istikrar ats olmadan ortaya kamaz, geliemezdi. stik
rar salayc unsurlarn banda gelen ise, adetlerden, gelenek ve
greneklerden daha uzun mrl olan ve dnyadaki yaammz ve
gnlk ilikilerimizi dzenleyen hukuki sistemlerdir. Yasann,
hzl deiim anda "yavalatc bir g, pozitif eyleme hayran
olan bir dnyada negatif bir unsur"'** olarak grlmesinin nedeni
budur. Tarihsel ve corafi olarak bakldnda, hukuk dzeninin
birok deiik biiminin var olduu grlecektir. Ancak hepsinde
ortak olan ey, istikrar salamak zere gelitirilmi olmalardr ve
bu durum bizim ayn kelimeyi birok fenomen. rnein Latince
98
hakk gibi haklar da ancak modas gemi yasalara kar onlarca
yl sren ve iddeti de ieren bir itaatsizlik srecinin sonunda elde
edilmilerdir.
Belki de ek on drdnc maddenin'*^hikyesi yasa ile deii
min ilikisi asndan zellikle retici bir rnek sunuyor. Bu mad
deyle, i savan sonucu olarak ortaya kan deiikliklere anaya
sal bir ifade verilmek istenmiti. Bu anayasal deiiklikler gney
eyaletlerince kabul edilmedi ve sonuta rklarn eitlii ilkesi bu
eyaletlerde yz yl boyunca uygulanmad. Yasalarn deiiklik ya
ratmak konusundaki yeteneksizliklerini gsterebilecek daha arpc
bir rnek, uygulanamad iin yrrlkten kaldrlan alkol yasa
konusundaki on sekizinci ek maddedir.'* Ek on drdnc madde
sonuta Anayasa Mahkemesinin bir karan ile pratik olarak uygu
lamaya sokuldu. Ancak "tek tek eyaletlerin rk ayrmc yasal d
zenlemeleri ile uramak bandan beri ve ak biimde Anayasa
Mahkemesinin greviydi"'* yolundaki argmana ramen, ak bir
gerektir ki, mahkeme ancak siyah ve beyaz yurttalarda ortaya
kan kkl bir zihniyet deiikliinden sonra harekele geli. Bu
zihniyet deiikliine ise gney eyaletlerinin yasalarna kar Yurt
ta Haklar Hareketi ad altnda yrtlen sivil itaatsizlik eylemleri
yol at. Yani yasa deil, sivil itaatsizlik "Amerikan kmazn"
gzler nne serdi ve Amerikan lalkn belki de ilk kez, birok ni
metin yannda dedelerinden aldklar bu crmn, sadece basit bir
klelik olmayp, "medeniyetin tand bu trden btn sistemler
iinde de benzersiz olan"5*> bu zel klelik biiminin boyutlarn
grmeye zorlad.
99
Koullarn hzl deiimi gz nnde tutulduunda, "modern de
mokrasilerde sivil itaatsizliin giderek nem kazandm"5> syle
mek mmkndr. Sivil itaatsizlik, imdilerde biroklannn kabul
ettii gibi gerekten de "gz ard edilemeyecek" bir gereklik ola
rak ortaya kyorsa, bunun hukukla badarl sorusu asli bir
nem kazanm demektir. Sorunun yant, zgrlk kurumlannn,
devrim ya da i savaa neden olmadan, deiimin taarruzuna kar
ayakta kalacak kadar esnek olup olamayacaklan konusunda tayin
edici olabilir. Konuyla ilgili literatr Anayasann ilk ek madde.si-
nin snrl da olsa sivil itaatsizlie ak olduu tezini savunuyor.
Bu arada sz konusu maddenin "geniletilmesi ihtiyac" genel ola
rak kabul edilip, "Anayasa Mahkemesinin" gelecekteki kararlar
nn bu ek maddenin nemini teorik dzeyde yeniden saptayaca"^^
umuluyor. Ancak bu ilk ek madde sadece "ifade ve basn zgrl
n" ak biimde garanti altna alyor. "Halkn bar bir biim
de toplanp, ikyetleri ile ilgili hkmetten talepte bulunma
hakk"nn ne lde eyleme geme zgrln de garantiledii
buna karlk tartmal bir sorundur ve farkl yorumlanmaktadr.
Anayasa Mahkemesinin kararlarna gre, "birinci ek madde eyle
me, ifade zgrl dzeyinde serbestlik tanmamaktadr" ve sivil
itaatsizlikte "aslolan tabii ki sz deil, eylemdir.
Ancak burada asl konu, sivil itaatsizliin Anayasann ek birin
ci maddesiyle hakl gsterilip g.sterilemeyeceinden ve hangi l
de gsterilebileceinden ok, bunun hangi hukuk anlayna
uygun olduudur. Aada, dnya apnda bugnk yaygnlna
ve ancak son dnemlerde Amerika Birleik Devletlerindeki
100
hukuk ve politika bilimlerinin dikkatini ekmi olmasna ramen,
sivil itaatsizliin kkeni ve ierii itibariyle hl esas olarak A m e
rikaya zg bir fenomen olduunu anlatmaya alacam. Baka
hibir dil ve hibir lkede bu kavram iin zel bir kelime yoktur ve
Amerika Cumhuriyeti bu fenomeni -belki halihazrdaki yasal d
zenlemeleriyle deilse de hukukunun ruhuyla- zmleyebilecek olan
tek lkedir. Birleik Devletler varoluunu Amerikan Devrim ine
borludur. Bu devrim, iinde esas olarak ilk gmenlerin olaans
t deneyimlerinden ortaya kan, tam olarak hibir zaman formle
edilmemi, teorik bir yaklamn sonucu da olmayan yeni bir hukuk
anlayn barndryordu. Sivil itaatsizlik iin Anayasada bir yer
bulunmas belki de yaklak iki yz yl nce "constitutio liberta-
tis"un kuruluundan daha az nemde olmayan bir olay olurdu.
Yurttan yasaya ahlki itaat sorumluluu geleneksel olarak, bi
reyin yasay onaylam olmas ya da bizzat kendisinin yasa yapc
s olmas, yani yasann egemenlii altnda insanlarn yabanc bir
iradeye deil kendi iradelerine itaat ettikleri kabulnden kanhr;
bunun sonucu ise herkesin ayn zamanda kendi efendisi ve klesi
olmas ve kamunun esenlii iin alan yurttala kendi mutluluu
iin aba gsteren zbenlik arasnda var olduu kabul edilen zgn
atmann iselletirilmi olmasdr. Bu Kant ve Rousseaunun
dev konusuna getirdikleri zmn zdr ve bana gre zmn
yetersizlii olayn tekrar vicdana balanmasdr, yani benin benlik
le olan ilikisine.'* Modern politik bilimler asndan sorun, uzla
mann kurgusal kkeninden kaynaklanmaktadr; "Birok yazar ....
sanki, ounluun istemlerine uymak ynnde politik bir ykm
llk iin bir toplumsal szlem e ya da benzeri bir ey varm gibi
yazyorlar". Demokrasilerde yaayaniann, yasalara itaat etmeleri
gerekir, nk herkesin seme hakk vardr. yolundaki argmana
54 nemli bir baka aksakla Hegel aret etmektedir: "Bakasnn hizmetisi
olmaktansa kendi kendinin beyi ve hizmetisi olma durumu daha iyiymi gibi g
zkmektedir. Ancak eer ...doa kendi benliimiz tarafndan bask altnda tutu
luyorsa, zgrlkte doa arasndaki iliki, hkmeden ve g sahibi olann yaa
yan bireyin dnda biri olarak gzkt doal hukuk durumundaki ilikiden ok
daha yapaydr. Bu iliki iinde birey hl kendi otonom kimliiyle tir btnlk arz
eder,... ve karsnda olan yabanc bir gtr... (Dier durumda) i ahenk bozul
mutur." Bkz. "Differenz des Fichteschen urld Schellingschen Systems der Phi-
losophie" (1801) Felix Meiner Edition s. 70.
55. Chritian Bay, a.g.y., s. 483.
101
ok sk bavurulmasnn nedeni budur. Ama tam da bu iddia, yani
genel seim hakknn ve serbest seimlerin demokrasi iin ve ka
musal zgrlkleri kullanabilmek iin yeterli olduu tezi bugn
eletirinin aprazlama atei altndadr.
Her eye ramen Eugene Rostowun, "uzlamaya dayal olarak
kurulan bir toplumda yurttalar hukuk dzeniyle ahlki ilikileri"
zerine dnmelidir eklindeki nerisinin can alc nemde oldu
una inanyorum. Eer Montesquieu "yasalarn" lkelere ve yne
tim biimlerine gre deien "ruh" gibi bir eylerinin olduunu
sylemekte hakl ise -ki bence hakldr-, o zaman Amerikan yasala
rnn ruhunun uzlama olduunu syleyebiliriz: Gnll tebaa ile
gnlsz tebaa zerindeki egemenlii ayran, ok eski anlamyla
suskun rza anlamnda deil, aktif destek ve kamusal tm sorunlar
da daimi katlm ifade eden bir uzlama. Teorik olarak bu uzlama
toplumsal bir szlemenin sonucu olarak yorumlansa da, bunun
yaygn formu -halkla hkmet arasnda olan- gerekte bir kurgu
olarak ortaya kar. Ancak Mayflower C o m p a c t on kolo
ninin bir birlik haline gelmesine kadar uzanan ok sayda anlama
ve uzlamann oluturduu Amerikan devrim ncesi dnemini
basit bir kurgu olarak nitelemek mmkn deildir. Locke, uygar
toplumun kkenlerini insanlann doal durumundan hareketle ak
layan toplumsal szleme teorisini kurarken, gerekte gznn
nnde hangi modelin bulunduunu bir yerde ima etmitir: "Ba
langta btn dnya Amerikayd."**
Onyedinci yzyl teorik olarak, "toplumsal szleme" ad altn
da birbirinden tmyle farkl zgn biim tanm ve kombine
etmitir. Birincisi, halkn her eye kadir Tanrdan gelecek btn
buyruklara uyacan taahht ettii tm bir halkla onun Tanns ara
sndaki ncil Birlii modeliydi. Uzlamann bu priten versiyonu
kabul grseydi, John Cottonun hakl olarak ifade etii gibi, "teok
rasi..,. en iyi hkmet modeli olarak yerleirdi."* kincisi, tek tek
103
ildir. nk, insanlann ancak "zincire vurulduklar" zaman eyle
me geebileceklerini savunan eski direni hakk teorilerinden farkl
olarak, gene Lockeun szleriyle imdi insanlarn zincirlenmeyi
"nleme" haklar bulunmaktadr.*** Yaamlar, refahlan ve kutsal
onurlan adna "karlkl sorumluluk stlenerek" Bamszlk Dek
larasyonunu imzalayanlar bu zel Amerikan deneyimini ifade
ederken, ayn zamanda Lockeun bu deneyimden kard dn
ce biiminin de szcs oluyorlard.
Uzlama, her yurttan toplumun gnll yesi olduu anlam
na geliyorsa, o zaman (vatandala gei durumu bir yana
braklrsa) burada da, doal durumdaki szlemede olduu gibi,
bir kurgunun sz konusu olduu itiraznn yaplmas mmkndr.
Bu itiraz, hukuksal vc tarihsel olarak doru, ancak varolusal ve te
orik olarak yanltr. nsan belli bir toplumun yesi olarak doar ve
ancak bu toplum tarafndan kabul edilip, orada kendini yurdunda
hissederse yaar. Her yenidoanm reel durumu, rtk olarak kabu
ln belli bir biimini, yani doumu dolaysyla otomatik olarak
mensubu haline geldii zel grupta byk dnya tiyatrosunun sah-
neleni kurallarna bir tr uyumu ierir. Hepimiz, gnll olduu
nu kolayca syleyemeyeceimiz bir eit suskun uzlama sayesin
de hayatta kalyor, yaammz srdryoruz. Zaten var olan bir
eyi nasl talep edebiliriz? Ancak ocuun doduu toplum, ona
yetikin olduu zaman yasal ya da de facto aykm olma imkn ve
riyorsa, o zaman gnlllkten sz etmek mmkndr. Aykrlk
uzlamay ierir ve zgr bir devletin alameti farikasdr; kar
kabileceini bilen birey, kar kmad zaman rza gsterdiini
de bilir.
Aykr olma hakkn ieren uzlama -Amerikan hukukunun
ruhu ve Amerikan ynetim sisteminin z- toplumun yenidoan
kabul etmesine, yani toplumun kendini srekli olarak yeniledii
isel ge karlk olarak verilen suskun onayn ifadesinden baka
bir ey deildir. Bu adan bakldnda suskun uzlama bir kurgu
deil, insanlk durumuna ikin olan bir eydir. Ancak genel zmni
uzlama -Tocquevillein deyiiyle "suskun szleme, bir tr con
sensus universalis"^^ tek tek yasalara ya da politikalara ilikin olan
60. A.g.y., No. 243.
61. '...Amerikada cumhuriyet rejimine kar bir kavga, bir muhalefet ya da
104
uzlamadan, bu yasalar ya da politikalar ounluun oylaryla ka
rarlatrlm bile olsalar, dikkatle ayrt edilmelidir.* Halkn, tem
silcileri araclyla yasalamalar srecine katld gerekesiyle
sk sk, anayasaya ilikin uzlamann, yani the consensus universa-
lisin, kan yasalarn onaylanmasn da ierdii iddia olunur. Bana
gre bu uzlama gerekten tmyle kurgusaldr ve hele yaad
mz koullarda btn inandrcln yitirmitir. Temsili ynetim
sisteminin kendisi, ksmen zaman ierisinde yurttalarn gerek an
lamda katlmlarn salayan tm kurumlann kaybettii iin, ks
men de partiler sisteminin muzdarip olduu hastalktan, yani b-
rokratlama ve iki partide de var olan kendi parti rgt dnda
kimseyi temsil etmeme hastalndan etkilendii iin bir kriz ieri
sinde bulunmaktadr.
Her halkrda bugn Birleik Devletlerde isyan tehlikesi, ayk-
nliktan ya da belli yasalara, hkmet kararlanna ya da milli politi
kalara kar direniten kaynaklanmyor; hatta burada "sistemin" ya
da "kurumlarm", yksek mevki sahiplerinin gevek ahlklar ve
bunlar evreleyen koruyucu kumpanya atmosferine ilikin bildik
rezalet imalarnn da kart tehirleri bile bir rol oynamyor.
Kar karya bulunduumuz ey, yksek dzeyde bir anayasa kri
zidir ve bu kriz iki ok farkl faktr tarafndan ortaya karlmtr.
Bu faktrlerin tesadfi akmalar ise, durumun hem zel olarak
arlamasna hem de genel olarak karmasna yol am bulunu
yor: Hkmetin sk sk anayasay ihlale yeltenmesi, halkta politik
eylemliliin anayasaya uygunluuna olan inancn azalmasna, yani
onayn geri alnmasna yol amaktadr. Ezamanl olarak ortaya
kan ikinci unsur ise, halkn belli kesimlerinde consensus univer-
salisi tanmak konusunda temel bir reddin ortaya kmasdr.
Tocqueville bundan yaklak yz elli yl nce, "Birleik Devlet
lerin geleceini tehdit eden ktlklerin en bynn," kaldrla
can nceden grd kleliin deil, tersine "topraklarnda si
yahlarn varlnn"* olduu kehanetinde bulunmutu. Onun
nemli bir muhalif tez yok ve bu cumhuriyet zimni bir szleme, bir tr consen
su s universalis sayesinde ayakta duruyor" Alexis de Tocqueville, D em ocracy in
A m erica, N e w York 1945, c.1, s. 419.
62. Bu ayrmn nemi ile ilgili olarak bkz. Hans Morgenthau, Truth a n d Power,
1970, s. 19 ve devam ve The N e w Republic, 22 Ocak 1966, s. 16-18.
63. A.g.y., s. 394.
105
zencilerin ve kzlderililerin geleceini bir yzyl nceden grebil
mesi, bu insanlann hibir zaman balangtaki consensus universa
lis'e dahil edilmemi olmalar gibi basit fakat dehet verici bir ger
eklikte yatyordu. Ne anayasada ne de ilk hazrlayclarnn niyet
beyanlarnda kle halkn zgn szlemeye dahil edilecekleri yo
lunda yorumlanabilecek bir eye rastlamyoruz. Hatta tam br
emansipasyon nerenler bile, rklarn tmden aynmn ya da terci
han toplu tehciri neriyorlard. Bu tespit "Gelecekle ilgili hibir
ey bu insanlann zgr olacaklarndan daha kesin deildir; ama
gene bunun kadar kesin olan bir ey de ayn lde zgr olan bu
iki rkn ayn lkede yaayamayacaklandr." diyen Jefferson iin
de, 1862 ylnda bile, "kendisini ziyarete gelen bir siyah temsilciler
heyetini ... Orta Amerikada bir koloni kurma yolunda ikna etme
ye"** alan Lincoln iin de geerlidir. Bu, varoluunun ilk d
nemlerinde ayn ekilde (Liberyaya) deportasyonu (tehciri) ve ko
lon iletirmey i neren ve ancak tek tek bireylerin vicdanlarna hitap
edip, ne anayasaya ne de lke kamuoyuna seslenebilen Antikleci-
lik Hareketinin de trajedisiydi. Bu yaklamdan, Antikeci Hare
ketin genel olarak kurum kart olan temel tavrn ve de tm ku
rumlan klecilik melanetine msamaha ettikleri iin kt diye
lanetleyen soyut ahlk anlayn karabiliriz. Ancak bu tavrn, k
lelerin btn eyaletlerde zamanla zgrlemelerini salayan temel
insani reformlarn gelitirilmesine katkda bulunduu sylenemez.**
Birleik Devletlerin ilk kurulu dnemine ait olan bu zgn
crmn Anayasann on drdnc ve on beinci ek maddeleriyle
ortadan kaldrlamadn biliyoruz; tersine, siyahlarn suskun kon
senssten suskun olarak dlanmalar, merkezi hkmetin kendi ya
salarn uygulamaktaki isteksizlii ya da yetersizlii sonucu daha
belirgin bir hale geldi. Zaman iinde gmen dalgalar birbirini
takip ederken, Bancroftun "halkn kabul grlmemi bir scaklk
tayd"** ifadesinin doru olmad tek insan grubunun bu lkede
doup byyen, bu arada zgrlklerini kazanan siyahlar olduklan
106
daha da gze arpar hale geldi. Sonu hepimizce bilinmekte ve bu
nedenle zenci halk, ulusun suskun consensus universalisine dahil
etme yolundaki gecikmi abalara fazla gven duyulmamasna a
rmamamz gerekiyor. (Dorudan Amerikann zenci halkna
hitap eden bir ek anayasa maddesi, hibir zaman hogeldin denil
memi olan bu insanlarn gzlerinde byk deiimi ok daha be
lirgin hale getirir ve talandrrd. Anayasa Mahkemesinin kararla
r sonu olarak anayasa yorumlardr ve bunlar arasnda, "zenciler
Federal Anayasadaki anlamyla yurtta deildirler ve olamazlar."*
ifadesinin yer ald Dred Scott olayyla ilgili karar da vardr.
Kongrenin byle ek bir madde nerisi yapmaktaki baarszl,
byk bir ounluun dieri kadar vahim olmayan, kadnlara kar
ayrmc uygulamalarn kaldrlmas ck maddesine karar vermele
riyle daha da arpc hale geldi.) Her halkrda entegrasyon aba
lar siyah rgtlerce sert biimde geri evrilmektedir ve bunlarn li
derlerinin nemli bir blm iddete dayal olmayan sivil
itaatsizliin kurallarn pek kaale almadklar gibi, gndemdeki ko
nularla da -Vietnam Sava, toplumumuzun zel eksiklikleri gibi-
igilenmiyoriar; nk bunlar Amerikan toplumunun tmne kar
ak isyan halinde bulunuyorlar. Ve bunlar davalarna radikal itaat
sizliin -yoksa oktan sahneden ekilmi olacak- an (beyaz, Al-
mancaya-.n.) gruplarn ekmeyi becerdiler; ancak igdleri on
lara bu taraftarlarndan tekrar ayrlmalarn sylyor; nk sonu
olarak bu taraftar grup da isyanc ruhuna ramen, zmni consensus
universalis'ten kaynan alan zgn szlemeye dahildir,
Amerikadaki anlamyla uzlama, ounluk kararlan zerinde
deil, toplumsal szlemenin yatay versiyonu zerinde ykselir.
(Anayasay hazrlayanlarn tartmalar da nemli lde farkl
dnen insanlara ynelik koruyucu kurumlar zerinde younla-
67. Sandford'a kar Dred Scott olay. Anayasa Mahkemesine yaplan bir ba
vuru sonucu ortaya kt. Missourili kle Scott sahibi tarafndan kleliin yasak
olduu, Illinois eyaletine ve baka bir blgeye gtrld. Mssouriye geri dnn
ce Scott, sahibini, "kleliin yasak olduu bu blgelere yapt seyahatlerin ken
disini zgr bir insan yapt" gerekesiyle ikyet etti. Mahkeme Scottun "Ana
yasa Mahkemesi karsna ikyeti olarak kamayaca, ... nk zencilerin
Anayasadaki anlamyla yurtta olmadklar ve olamayacaklar" kararn verdi.
Bkz. Robert McCioskey; The American Supreme Court, Chicago 1966, s. 93-
95.
107
mtr.) Bu uzlamann ahlki ierii, tm anlamalardakine benzer
biimde uzlamaya uyma sorumluluundan ibarettir. Bu sorumlu-
luk aslnda verilen her tr szn temelini oluturur, insanlarn olu
turduklar her tr sosyal ya da politik kurum nihai olarak sz
verme ve verilen sz tutma insani yeteneine dayanr. Yurttan
kat anlamda ahlki olarak adlandnlabilecek tek devi, gelecekte
ki davranna ilikin sz vermesi ve bunu tutmaya hazr olmasdr.
Bu gnlllk, tm dier politik erdemlerin n kouludur. Thore-
aunun sk sk tekrarlanan, "stlenmeye hakkm olan tek sorumlu
luk, her zaman doru olduunu dndm eyi yapmaktr", ifa
desi yle deitirilebilirdi: B ir yurtta olarak stlenmeye hakkm
olan tek sorumluluk, sz vermek ve verilen szde durmaktr.
Sz vermek, gelecei dzenlemenin, onu insan asndan mm
kn olan lde hesaplanabilir ve gvenli klmann insana zg
tarzdr. Ancak gelecein hesaplanabilirlii hibir zaman mutlak
olamayacandan verilen szlere ilikin iki temel snrlama her
zaman mevcuttur. Beklenmedik eylerin ortaya kmamas ve her
szlemenin temelinde olan karlkllk ilkesinin bozulmamas du
rumunda szlerimiz bizi balar. Szden dnlmesine neden olabi
lecek birok durum vardr, ancak bizim tarttmz erevede en
nemli olan, eylerin deimesi durumudur. Her sze ikin olan
karlkllk unsurunun ihlaline de birok ey yol aabilir, ancak
konumuzla ilgili tek unsur, var olan kurumlarm szn verildii
zgn ilikileri devam ettirmekte baarsz kalmalardr. Bu tr ba
arszlklarn says imdilerde olduka artt; srdrlmekte olan
"yasad ve gayri ahlki sava" (Vietnam Sava-.n.), yrtmenin
giderek hrn biimler alan g talebi, asli politik fonksiyonlar
sistemli yanltmay nlemek olan Anayasann ek birinci madde
sinde yer alan zgrlklere ynelik kastl saldnlarla birlikte yr
tlen yanltma hadiseleri ve niversiteleri politik mdahaleden ve
(sava ynelimli ya da hkmetin denetiminde aratrmalar bii
mindeki) toplumsal baskdan koruyan zerklik ilkelerinin ihlali.
Son sorunla ilgili tartmalarda maalesef bu kt niyetli saldrlarn
taraftarlaryla kartlarnn zerinde birletikleri temelden yanl n
kabul, niversitelerin sadece "toplumun aynas olduklar" tezidir.
Bu teze en iyi yant Chicago niversitesi Rektr Edwar H. Levi
veriyor: "Bazen toplumun hak ettii dzeyde eitimi alaca syle
108
nir. Eer byleyse vay halimize."*
Montesquieye gre, "yasalarn ruhu", belli bir hukuk dzenin
de yaayan insanlarn davranlarna l aldklar ya da almak is
tedikleri prensiptir. Amerikan yasalarnn ruhu olan uzlama, nce
kolonileri sonra da birlii yaratan bir tr karlkl balayc szle
me tasanmna dayanr. Bir szleme en az iki adet eitlilii gerek
tirir ve karlkl olarak verilen szler temelinde bir uzlamaya
gre kurulmu ve ileyen her toplumsal birliktelik, kendi zellikle
rini yitirmeden bir araya gelenlerin oluturduu bir eitlilii -de
pluribus unum- n art koar. Eer bu ilke temelinde kurulan top
luluun tek tek yeleri kendi snrl otonomilerinden vazgeip,
-Fransz milletinin union sacrees* ile kyaslanabilecek- eksiksiz
bir birliktelikte erimeye karar verirlerse, o zaman yurttalarn ya
sayla ahlki ilikileri konusunda sylenenler lafgzaf olmaktan
teye bir ey ifade etmez.
Uzlama ve aykr olma hakk, bu ktann insanlarna ilham
veren ve onlara "biraraya gelme sanatn" reten eylem ilkeleri ol
dular. V e bu sanattan, ilk kez Tocquevillein aknlk, hayranlk
ve baz kayglarla karlad gnll rgtllkler ortaya kt. O
bu gnll rgtllklerde Amerikan politik sisteminin kendine
has gcn gryordu.* Kitabnda bunlara ayrd az sayda
blm, konuya ilikin ok geni olmayan literatr ierisinde hl
en iyilerini oluturuyor. Girite syledii ve zerinden geen yz
elli ylda deerinden bir ey yitirmeyen szleri yle: "Dnyann
hibir lkesinde cemiyet ilkesi Amerikada olduu kadar baarl
olarak kullanlmad ya da Amerikada olduundan daha fazla say
da alana uygulanmad". Sonu cmleleri iin de ayn eyleri syle
mek mmkn: Entelektel ve ahlki amalarla kurulan Amerikan
cemiyetlerinden daha ok ilgimizi hak eden bir ey yoktur." G
nll birlikler parti deildirler; bunlar ksa sreli hedefler gden ve
hedefe ulalnca da dalan rgtlenmelerdir. Sadece abalarnn
srgit baarsz kalmas ya da hedefin ok nemli olmas durumun
da bunlar "halkn iinde kendine zg bir halk, hkmetin iinde
69a. Philistine: ngilizce'de estetik anlay ve zevkten yoksun, dar kafal kii.
Babbitt: Sinclair Lewisin ayn isimli romannn bakahraman. Kitapta Amerikan
dar kafal tiplemesi ile alay edilir, (.n.)
lO
sorumlusu politikaclarn da sahip olduklan tartmal hreti hak
ettiklerinden phem yok. Ancak belirtilmelidir ki, bask gruplan
da gnll kurululardr ve Washingtonda tannp kabul grmek
tedirler. Hatta oradaki etkilerinin byklnden dolay "yardmc
hkmet"diye de anlmaktadrlar. Gerekte bilinen lobicilerin sa
ys Kongre yelerininkinden ok fazladr.' Bunlarn resmi olarak
kabul edilmeleri azmsanacak bir ey deildir; nk Anayasada
da, ek birinci maddede de, ne bu tr "yardmclar" ne de bir politik
aksiyon formu olarak cemiyet kurma zgrl ngrlmt.
Kukusuz, "sivil itaatsizlik tehlikeler de ierir",* ancak bu teh
like Tocquevillein tm hayranlna ramen bilincinde olduu
dernek kurma zgrlne ikin olan tehlikelerden farkl ve daha
byk deildir. {Amerikadaki Demokrasi zerine adl kitabn ilk
cildiyle ilgili bir yazda John Stuart Mill, Tocquevillein endieleri
ni yle zetliyor; "imdiye kadar st snflarn elinde tekelci bir
iktidar arac olan, ortak bir hedef etrafnda bir araya gelme yetene
i, imdi alt tabakalarn elinde olduka tehlikeli bir ara haline
geldi")* Tocqueville, "bu tr kurulularda, ou kez hedef gsteri
len hkmetin kitlelere uyguladndan daha kat bir tiranln
hkm srdn" biliyordu. Ancak o ayn zamanda, "rgtlenme
zgrlnn (gnmzde) ounluun tiranlma kar zorunlu
bir gvence tekil ettiini", yani "daha byk bir tehlikeye kar
kk bir tehlikenin gze alndn" ve sonuta "Amerikallarn
tehlikeli bir zgrl kullanarak zgrln tehlikelerini azaltma
sanatn reneceklerini" biliyordu. Her halkrda, "insanlarn
uygar kalmalar ya da uygarlamalar iin, ...birleme, rgtlenme
sanatnn, toplumsal koullarn eitlenmesi orannda gelimesi ge
rekir" (ab).
Cemiyetlerin temelini tekil eden eden zgr szleme modeli
70. Bkz. Cari Joachim Friedrich, C onstitutional G overnm ent a n d Dem ocracy,
Boston 1950, s. 464.
71. Edward S. Corvin, a.g.y.
72. Ben, "sivil itaatsizliin, haksz ya da geersiz olduuna inanlan bir yasann
mahkeme nne getirilmesi ya da kamuoyuna sunulmasnn meru bir biimi ol-
duu"ndan kukulanmyorum. Ancak burada, Harrop A.Freemann ifadesiyle,
"... bunun anayasann birinci ek maddesinde tannan haklar arasnda olup
olmadf"n tartyorum. (Freeman, a.g.y., s. 25).
73. Nicholas W. Puner, a.g.y.,, s. 707.
74. Schocken Cep Kitaplar arasnda yaynlanan Tocqueville dizisine giri ola
rak alnan yazdan, 1961.
111
nin - yani ahlki buyruk "pacta sunt servanda" erevesinde veri
len karlkl szlerin ortadan kalkmas durumunda btn kt ruh
larn serbest kalacan kavramas iin insann eitliin mkemme
liyeti ve tehlikeleri ya da demokrasinin iyi ve kt yanlan
konusundaki eski tartmaya yeniden girmesine gerek yoktur. Bu
gnk koullar altnda byle bir tehlike, sz konusu gruplarn (ve
dier lkelerdeki benzerlerinin) gerek hedeflerinin yerine politik
ya da baka trden ideolojik grevleri koymalar durumunda orta
ya kabilir. "Farkl eilimleri ortak bir hedefe yneltme" (Tocque
ville) yeteneini yitiren bir cemiyet, eylem yetisini de yitirmitir.
Gnmzde sivil itaatsizliin batemsilcisi durumundaki renci
hareketini tehdit eden, sadece ykclk, iddet, kt ruh hali ya da
daha da kt olan sluplar deil, tersine hareketin giderek daha
fazla, kendisini blp datacak olan ideolojilerin (Maoizm,
Castroizm, Stalinizm, Marksizm-Leninizm vb.) etkisi altna gir
mesidir.
Sivil itaatsizlik vc gnll cemiyetler baka yerlerde pratik ola
rak tannmayan grnglerdir. (Konuya ilikin kavramlann eviri
si bile zordur.) Sk sk ngiliz halknn zel yeteneinin bir ekilde
suyun stnde kalmay becermek, Amerikanllarnkinin ise dene
yim vc pratik eylemi teorik tartmalara tercih etmek olduu syle
nir. Bu tespit zerine tartlabilir. Tartlamayacak olan ise gnl
l cemiyetler grngsnn ihmal edildii ve sivil itaatsizlik
dncesine ancak son dnemlerde hak ettii dikkatin gsterildii
dir. Vicdani retiden farkl olarak sivil itaatizlik eylemcisi, bir gru
bun yesidir ve bu grup, bize uysun uymasn geleneksel gnll
cemiyet anlayna gre ekillenmitir. Gnmzdeki tartmalarn
en byk yanl bence, burada vicdanlar ve znel niyetleri do
rultusunda yasalara ve toplumun geleneklerine kar kan tek tek
bireylerle kar karya olduumuzun varsaylmasdr; sivil itaatsiz
liin savunucularnn da, kartlannn da paylatklar bir kabuldr
bu. Gerekte sz konusu olan ise pek "suskun" olmasa da, kendisi
ni ifade etmedii varsaylan ounluklara kar koyan rgtl azn
lklardr. Ve bu ounluklarn ruh halleri ve dncelerinde aznl
n basks altnda inanlmayacak derecede bir deiimin
gerekletii de tartmasz bir olgudur. Bu adan bakldnda,
son zamanlarda bizdeki tartmalarn byk lde hukukularca
112
-avukatlar, hkimler ve dier yasa adamlar- srdrlmesi bir talih
sizlik olmutur; nk bunlar iin sivil itaatsizlik eylemcisini tek
bana hareket eden bir yasa ihlalcisi ya da mahkeme salonundaki
potansiyel bir sank deil de bir grubun temsilcisi olarak grmek
zellikle zor olmal. Bu gerekte mahkemelere yceliklerini veren
zelliktir; mahkeme nnde sz konusu olan tek tek bireylere ada
leti uygulamaktr, onun tesindeki her ey, rnein sann yaad
dnemin ruh hali (Zeitgeist), bakalanyia paylat ve mahke
me nne getirmeyi dnd fikirler dikkate alnmaz.
Mahkemelerin tand kriminal olmayan tek yasa ihlalcisi vicdani
reti, tand tek grup mensubiyeti ise "kompioculuktur". Ancak
komploculuk sivil itaatsizlie hibir ekilde uymayan bir sula
madr; nk komploculuk sadece "birlikte nefes almay" deil,
ayrca gizlilii gerektirir. Sivil itaatsizlik faaliyeti ise kamuoyunun
gzleri nnde cereyan eder.
Sivil itaatizlik Amerikan yasalarnn ruhuna uygun olsa da, onu
Amerikan hukuk sistemi iine yerletirme ve yasal dzeyde hakl
gsterme abas almas g zorluklarla karlayor. Ancak bu
zorluklar zel olarak Amerikan hukuk sisteminin ruhundan deil,
genelde hukukun doasndan ortaya kan zorluklardr. Belli ki
baka bir yasann ihlalini engelleme niyetiyle giriilmi olsa bile
"yasa ihlali yasal olarak hakl gsterilemez"* Ancak ynetim siste
mimizin kurumlan ierisinde sivil itaatsizlie kabul gren bir yer
bulabilmek sorunu tmyle farkl bir sorundur. zme ynelik bu
yaklam zellikle de, Anayasa Mahkemesinin, hkmetin Viet
nam Sava erevesinde srdrd "illegal ve anayasa kart"
eylemlerine ynelik yaplan itirazlan incelemeyi reddeden yeni
kararyla daha bir acillik kazanmakta. Mahkeme bu davalarn "po
litical question doctrin" alanna girdiini ve devletin dier erkleri
nin, yani yasama ve yrtme erklerinin bu zellikteki eylemlerinin
"mahkemelerce denetlenemeyeceine" karar verdi. "Bu doktrinin
kesin stats ve doas olduka tartmaldr" ve btnl itiba
riyle doktrin eski tehdidini gerekletirip "alevler samaya bala
mak zere iin iin yanan bir volkana"* benzetilmektedir. Buna
karlk mahkemenin yetki alan iinde grmedii, bylelikle de
75. Cari Cohen, a.g.y., s. 7.
76. Graham Hughes, a.g.y., s.7.
F1N/.SV1 uatsizlik } 13
yasal kontrol dnda kalan eylemlerin nitelii konusunda fazla
kuku yoktur. Bu eylemlere zelliini, "hayati nemleri" ve
"alnm kararlarda kaytsz artsz srar etme yolundaki olaand
zorunluluk" vermektedir. "Political question doctrine" ile ilgili
aratrmasna ok ey borlu olduum Graham Huges yukanda
sylediklerini yle tamamlyor: "Bu yaklamlar aslnda, inter
arma silent leges'^^ ilkesine delalet ediyor ve burada anayasann
yorumunun sz konusu olduu yolundaki szmona gerekeyi ol
duka kukulu hale getiriyor". Baka bir deyile, olayn politik ni
telii ile ilgili doktrin gerekte, prensip olarak reddedilen hikmet-i
devlet doktrininin (reason of state) ve hkmranlk (sovereignty)
prensibinin ynetim sisteminin iine szd bir delik ilevi gr
mektedir. Hangi teoriye gre tartlrsa tartlsn olaylarn gs
terdii ey. Anayasa Mahkemesinin kritik sorunlarda uluslararas
bir mahkemeden daha fazla gcnn olmaddr: kisinin de ege
men devletlerin karlaryla atan kararlan alma gleri yoktur
ve ikisi de otoritelerinin tartmal sorunlara dokunmamak, uygula
namayacak kararlar almamak basiretine bal olduunu bilmekte
dirler.
Sivil itaatsizliin politik sistemimiz ierisinde kurum-
latmlmas, bu tr hukuki incelemelerin mutlak baarszlklar
karsnda en iyi are olabilirdi. Bu yolda allacak ilk adm, sivil
itaatsizlik uygulayan gruplan da, dier saysz kar grubu gibi (ki
tanmlan gerei aznlk gruplan saylmaktadrlar) tanmak ve sivil
itaatsizlik gruplan ile de, temsilcileri yani kaytl lobiciler
araclyla ikna etmek, "raporlar ya da taraftar saysyla etkileyen
ve destekleyen" bask gruplan ile olduu gibi grmeler yap-
maktu-. Bu dnsel aznlklar bylece, sadece gsteriler ya da
benzeri baka anlatm aralann kullandklar zaman "uzaktan g
rlen" bir g olmaktan kp, srekli olarak gz nnde olan ve
yrtmenin gnlk ilerinde hesaba katlmas gereken yerleik bir
77. Alexander M. BickIe, aktaran Hughes, a.g.y., s. 10.
78. Baker versusu Carr davais ile ilgili mahkeme kararndan aktaran Hughes,
a.g.y., s. 11.
78a. Inter arma silent leges : Silahlarn grltsnde yasalar susar.
79. Burada yarg James Wilsonin 1793*teW yorumunu tekrarlamak uygun d
ecektir; "Sovereignty prensibi Birleik Devletler Anayasas'na tmyle yabanc
bir kavramdr."
114
g oda haline gelebilirler. kinci adm. Anayasanin ilk ek mad
desinin, bu lkede gerekten kullamlan zgr rgtlenme hakkn
-kullanl pratik olarak yzyllardan beri "halkn gelenek ve gre
neklerinde yer etmi" (Tocqueville) bu nadide hakk- ne lafzi ne de
ierik olarak iermediini itiraf etmek olabilirdi. Anayasaya bir ek
madde koymay gerektirecek ve yarataca btn zahmetlere dee
cek bir tek ey varsa, o da budur.
Sivil itaatsizlie, sadece politik dil daarcmzda deil, politik
sistemimizde de bir yer bulabilmemiz iin belki de olaanst bir
durumun ortaya kmas gerekiyor. Ancak, bir lkenin geleneksel
kurumlan artk almyor ve otoritesini gn getike yitiriyorsa,
olaanst bir durumun varl tartmasz hale gelmitir. Ve bu
olaanst durum, bugn Birleik Devletlerde gnll birliklerin
itaatsizlie, ayknln direnie dnmesine yol am bulunmak
ta. Bu tr rtk ya da belirtik bir olaanst durumun gnmzde
-ve epey bir sreden beri- dnyann birok blgesinde yaand
herkese bilinen bir gerektir; yeni olan, bu lkenin artk bir istisna
olmaktan kmasdr. Bugnk ynetim biimimizin iinde bulun
duumuz yzyl kanp karamayaca kukuludur. Aadaki
bilgece szler Wilson Carey McWilliamsa aittir: "Kurumlarm
iflas ettii yerde, politik toplumun devam insanlarn iradelerine
kalr; ama insanlar rzgrda sallanan clz kamlar gibidirler, kt
lklere -eer kendileri yapmyorlarsa- en azndan nza gstermeye
eilimlidirler."*" Mayfolwer-Compactin farkl trden olaanst
bir durumda imzalanmasndan beri gnll rgtlenmeler, kurum-
larn baarszlklarma, insanlann gvenilmezliklerine ve gelecein
belirsiz doasna kar Amerikaya zg bir are durumundaydlar.
Dier lkelerden farkl olarak bu cumhuriyet hl, gnmzde
iinden gemekte olduu hzl deiim ve baanszlklarn yol
at youn huzursuzlua ramen, gelecee belli lde gvenle
bakma olana veren, kendine ait geleneksel aralara sahiptir.
115
SVL TAATSZLK: DEMOKRATK HUKUK
DEVLETNN DENEK TA. ALMANYADA
OTORTER LEGALZM KARITLI*
Jreen Habermas
117
testo etmek amacyla 15 Ekim 1965te yerel askerlik brosunu
igal edip, mesainin bitiminden iki saat sonra gzaltna alnma
laryla sonulanan tipik bir sivil itaatsizlik eyleminden esinlenmi
lerdi, Olayn ardndan gndeme gelen duruma hararetli
tartmalara neden olmu ve olay bu nedenle tm dnyann ilgisini
ekmiti.' Daha taze -ve daha duygusal- anmz, ksa bir srede
iddet eylemleriyle sivil itaatsizlik arasndaki aynm -yllarca sr
drlen sert i tartmalara ramen, bu kavramlann belirsizliini
garip bir biimde koruduu kafalarda bile- netletiren terrist ye
ralt rgt RAFla ilgilidir.
Yetmili yllann ikinci yansndan beri farkl bir bileimle, yeni
hedeflerle ve istemlerini ifade etmenin zengin ve uygun form
larndan oluan renkli bir paletle yepyeni bir protesto hareketi ge
limeye balad. Btn bir ehri alt kltr gruplannca gerekletiri
len olaanst canl bir eylemliliin heyecanl ritmine sokan
Bonndaki byk gsteri; Brokdorfda olduu gibi, polis
tarafndan evrilmi olan bir atom santralna kar lke apnda
katlmla dzenlenen yry; Bonn ve Bremende kamuoyu nn
de icra edilen askeri g gsterisine tepki olarak yaplan protesto
eylemleri, atom santral inaatlarnn geici olarak bloke edilmesi
ve Whylde olduu gibi inaatlarn geici igali; planlanan byk
projelere kar alternatif bir yaam biimiyle kar k amacyla
Grohndede anti-atom ky ve Startbahn W estte* barakalardan
oluturulan Httendorf; son olarak, Kreuzberg ve benzeri yerlerde
deerli, korunmaya alnmas gereken eski evler zerinde yaplan
pervasz speklasyon skandalna kamuoyunun dikkatini ekmek
amacyla gerekletirilen ev igalleri rnek olarak verilebilir. Tm
bu eylemlerin ortak zellii, kendiliklerinden ortaya kmalar, he
terojen, dank ve ademi-merkeziyeti tarzda alan taban inisi
yatiflerine dayanmalardr. Ban, evre ve kadn hareketlerinin bu
karm, bir parti gibi yasaklanabilecek bir ey de deildir.
Gelecek sonbaharda Cruise ve Pershing II raketlerinin konu-
landnlmasna kar yaplacak kararl ve bol eitli eylemler imdi-
122
yantyla tam olarak uyuup uyumadn bilmediim bir yant
vermek istiyorum. Tarttm sorun sadece, modem anayasal dev
letin ahlki bir olumlamaya hem gereksinimi hem de gc olduu
varsaymndan hareket edildiinde ortaya kar. Bu noktada hukuk
devletinin vatandalarndan, hukuk dzenini, cezalandrlmak kor
kusundan dolay deil gnll olarak tanmalann talep eden son
derece yksek meruiyet iddiasndan yola kyorum. Yasaya
ballk, her hukuk dzeninin kendi ile ilgili ortaya att normatif
adalet iddiasnn, makull nedeniyle gnll biimde benimsen
mesinin sonucu olmaldr. Bu benimseme, normalde, bir yasann
anayasal organlarda grlp, tartld ve meclislerce karar-
latnld varsaymna dayanr. Bu yolla yasa, pozitif bir geerlilik
kazanr ve geerli olduu alanda neyin legal davran olduunu be
lirler. Bunu sre iinde meruiyet kazanma olarak adlandryoruz.
Ancak bu, meruiyet kazandran srecin kendisinin, anayasal or
ganlarn yasalara uygun olarak ileyilerinin ve nihayet hukuk d
zeninin btnnn meruiyeti sorusuna yant vermez. Pozitif ola
rak geerli kurallann legal biimde oluturulmasna yaplan
vurgunun burada bize fazla bir yarar dokunmaz. Anayasann, ge
erlilikleri pozitif hukuka uygunluklanna baml olmayan pren
siplerle olumlanabilmesi gerekir. Bu nedenle modem devlet yurt
talarndan, sadece benimsenebilecek deerde prensipler zerine
kurulmu olmas kouluyla ve de o lde, yasalara itaat bekleye
bilir. Ve ancak bu prensipler nda yasal olan, meru olarak
hakl gsterilebilir ya da gayri meru olarak reddedilebilir.
Normatif amalarla yasall meruiyetten ayrt etmek, yeterli
lde gerekelendirilebilen ve benimsenmeyi hak eden meruiyet
kazandrc anayasal ilkeleri bulup karmay gerektirir. Peki bu tr
temel ilkeler. rnein hukuk yolunun herkese ak olmas garantisi,
halkn egemenlii prensibi, yasa nnde eitlik, sosyal devlet ilkesi
gibi temel haklar nasl hakl gsterilebilirler? Bunun iin mantk
hukuku (Vemunftrecht) ve Kant etik geleneinde bir dizi neri
mevcuttur. Bu nerilerin hepsi, sadece genelletirilebilecek bir
kar ifade eden ve bu nedenle, tm ilgililerin iten onayn alabi
lecek normlar merudurlar yolundaki sezgiye uygundurlar. Ve bu
onay, mantkl bir irade oluturma yntemiyle ilikilendirilir; bu
nedenle bu gerekelendirme modeli bugnn gzde tarihsel deer-
123
1er dzenine geri dn anlayn dlar. Bu ahlk teorilerine yak
lammz ne olursa olsun, demokratik bir devlet, meruiyetini saf
Icgaliteye dayandrmad iin, yurttalanndan mutlak deil, sade
ce ilkesel itaat bekleyebilir. Anayasa bu ilkeyi, birinci maddesinin
ikinci paragrafndaki dokunulamaz ve devredilemez insan hak
larnn varln tanyarak kabul eder, Erhard Denniger bu
tanmann, temel haklarn da -anayasann temel ilkeleri gibi- yasa-
larst bir zellik tadklarnn kabuln ifade etmesi gerektiini
savunur. Anayasann 20. maddesinin 3. paragrafnda yaplan
"yasa" ve "hukuk" (Gesetz und Recht) ayrm da bu varsayma da
yanmaktadr. Yasallk/meruiyet kavram ifti ok fazla ktye kul
lanld; bu birok hukukunun ekingen davrannn da nedenidir.
Ama bence, hukuk devleti fikrinin kendisi, birbiriyle balantl bu
iki moment arasndaki sz konusu gerilim ilikisini enine boyuna
dnmeyi gerektiriyor.
m . MERUYETN KORUYUCULARI
124
devleti kendi pozitif hukuk dzeninin snrlannn dna tamak
tadr. Paradoksun zm, yurttalann -gei dnemleri ve olaa
nst durumlarda, yasalln yasal biimde ihllini fark edecek ve
gerektiinde ahlki ngrlerle yasal olmayan davranlara gire
cek- duyarllk, karar verme yetenei ve risk alma sorumluluuyla
donatacak bir politik kltrde yatmaktadr.
Sivil itaatsizlik olay sadece bir btn olarak iler haldeki
hukuk devletinde sz konusu olabilir. Ancak byle bir durumda
kurallan ineyen birey, sadece sz konusu ounlua yaplan
arnn snrlar erevesinde kalmak kaydyla, dorudan egemen
yurttan ynetime katlma roln stlenebilir. Direni sa-
vaslanndan farkl olarak, kurallar ihll eden birey, var olan d
zenin demokratik yasalln kabul eder. Hakl grlebilecek sivil
itaatsizlik olana bu birey iin sadece, demokratik hukuk devletle
rinde de yasal dzenlemelerin meru olmayabilecekleri gerekli
inden dolay ortaya kar; burada sz edilen gayri meruluk bi
reysel ahlka, zel bir hakka ya da gereklie ulamann ayrcalkl
bir yoluna gre tanmlanmaz. Tayin edici olan, modem devletin
yurttalar tarafndan gnll olarak tannmas beklentisini gerek-
elendirdii, herkes asndan makul grlebilecek gene! ahlki
prensiplerdir. Burada sz konusu olan, hukuk dzeninin ortadan
kalkt an durumlar deil, her zaman ortaya kabilecek normal
durumdur. nk evrensel ierikli iddialara sahip anayasal temel
prensipleri yaratmak, uzun vadeli, tarihsel olarak hibir ekilde dz
bir hat izlemeyen, ounlukla yanllar, direniler ve yenilgiler
tarafndan ekillenen bir sretir. rnein Avrupada temel hak
larn geliim tarihi, byle gerilemelerle kesilen kolektif bir ren
me sreci olarak anlalabilir. Bu renme srecinin sona erdiini
kim iddia edebilir? Bugn de kendimizi sadece mutlu miraslar
olarak hissedemeyiz. Bu tarihsel yaklamla hukuk devleti tamam
lanm bir yap olarak deil, tersine yaralanabilir, yanlglara s
rklenebilir bir proje, deien koullar altnda yeniden kurulmas,
korunmas, yenilenmesi gereken bir projedir. Bu proje bitmi
olmad iin de, anayasal organlar yanlabilme olaslnn dnda
deildirler.
8. G. Frankenbert, U. Rdel, Von der Volkssouvernitt zu Minderheitenschutz,
Frankfurt 1981.
125
Buna ek olarak, hakszl tenlerinde hissedenler genel olarak
-parlamento, sendika ya da parti mensubiyetleri, kitle iletiim ara-
lanna ulama imknlan ya da seim kampanyalannda bir yatnm
boykotu tehdidiyle iaret verebilecek tehdit potansiyeline sahip
evrelerle olan balan nedeniyle- zel etkileme olanaklan ya da
yetkileri olan ayrcalkl kiiler deil, an koullarda yaayanlar,
sorunlarla bouanlardr. Bu yzden de, sivil itaatsizliin yarata
ca kamuoyu basks hukuki oluum srecindeki yanllklan d
zeltmenin ve yenilikleri hayata geirmenin son olanadr. Hukuk
dzenimizde yasa tekliflerinin kez grlmesinden, karlan
yasalara kar yarg yolunun aklna dek uzanan ok saydaki
isel dzeltme mekanizmasnn varl, daha farkl dzeltme meka
nizmalarnn dlanmasnn deil, hukuk devletinin ciddi bir dzelt
me gereksinimi duyduunun ifadesidir. Oxford niversitesi hukuk
teorisyeni Ronald Dworkin de sivil itaatsizliin fonksiyonunu bu
A
127
imde "kan atma" olaynn yol at hesapsz sz tufannda gr
mek mmkndr. Bu hikyede, generalin arkaik madalyal gs
dnda kan kokan bir ey varsa, o da "iren saldn" iin atlan
ceza lyd.'"
Baarsz bir sivil direni denemesine ynelik bu pervasz tepki
ler daha beterinin olabilecei korkusunu yaratyor. Bu tepkiler,
anayasaya konulan direni hakkyla direnilerin denetiminde oldu
u gibi, pozitif hukuk aralaryla gemlenemeyecek bir olguyu ya-
sallatrmay savunan eletirel hukukulann abalann en azndan
anlalr klyor. Gerekten de yasallatrma iin gzel gerekeler
ne srlmekte: Kimileri sivil itaatsizlii gsteri ve toplant hakla-
rinin radikal yorumu yoluyla yasal erevenin iine almak istiyor
lar;" kimileri ise ayn eyi, ahlk ve hukuk teorilerinin gerekeleri
ni, hukuksal olarak kullanlabilecek hakllk modellerine tercme
yoluyla yapyorlar.' Ama sivil itaatsizlik eylemlerinin legalletiril-
mesi, istenmeyen normalletirme etkisi dolaysyla zaten doru
olmaz. Her tr kiisel riskin ortadan kalkt durumda, kurallarn
inendii protesto eyleminin ahlki temeli sorunlu hale gelir;
byle bir durumda eylemin mesaj etkisi de azalr. Sivil itaatsizlik
yasallkla meruluk arasndaki snrda kalmaldr. Sivil itaatsizlik
ancak byle bir durumda, demokratik devletin merulatrc ana
yasal ilkeleri ile kendi pozitif-hukuki oluumunun btn formas
yonlarnn tesinde bir anlamnn var olduu gerekliini ifade
eder. Bu devlet son tahlilde yurttalanndan, hukuk dzeninin her
kes iin anlalabilir olan meruiyetinden baka bir nedenle itaat is
temekten vazgetii iin sivil itaatsizlik olgun bir politik kltrn
vazgeilemez bir unsurudur.
Rawls ve Dworkin sivil itaatsizlik olaylarnda kat olmayan bir
cezai takibin uygun olabileceini dnmekteler. Grevlilerin
10. F. K. Fromme, Frankurter Ailgemeine Zeitung, 13. August 1983.
11. Th. Blanke, D. Sterzel, Demonsrationsrecht und Demonsrationsfreiheit in
der BRD, Kommitee fr Grundrechte und Demokratie, adl komitenin yaynlad
, Demonsrationsrecht und gewaltfreier Widerstand, adl derleme, Sensbach-
tal, s. 71 vd.
12. Dreier, a.g.y., s. 593: "Yalnz bana ya da bakalaryla birlikte, kamuya
ak, iddete bavurmadan ve politik-ahlki gerekelerle, ar bir hakszla
kar protestoda bulunan kiinin bu protesto eylemi olayn niteliine uygunsa,
yasak bir eyi de yapm olsa hakl gsterilebilir." Dreier'in bu kitaptaki snrlay
c vurgusuna baknz.
128
karar verme srecinde yeterli genilikle hareket alanlar vardr: d
dianame hazrlayp, dava ama karan, bir cezann gerekli olup
olmad, verilen cezann miktar gibi,'* Ancak her durumda,
yarglar sivil itaatsizliin adli sular trnden bir ey olmadn
ak biimde ifade etmelidirler. Demokratik hukuk devletinin yasal
dzeni bu tr olaylarla yklmaz. Devlet yasalln, temsili anaya
sasnn baarszla urayabilecei olaanst durumlarda, onun
meruiyetini savunabilecek bireylere kar geici olarak rafa
kaldryor. Byle bir durumun ne zaman ortaya kabilecei anaya
sal organn belirlemelerine baml klnamaz. Sivil itaatsizlik bu
payesini, demokratik hukuk devletinin bu ar meruluk iddi
asndan kazanr. Sivil itaat.sizliin bu pozitif anlamna itina gstcr-
meyip, kurallar bu nedenlerle ineyen bireyleri adi sulu gibi
takip eden ve sradan sulular gibi cezalandran hkim ve savclar,
otoriter legalizme dmektedirler. Geleneksel, modernizm ncesi
yasal ilikilerden kaynaklanan devlet anlayyla davranan savc ve
yarglar, gelimi, demokratik bir toplumun politik kltrn ve
ahlki temellerini yanl anlyor ve anlamn daraltyorlar.
Otoriter egalizmin savunucular zellikle Cari Schmitte ba
vuruyorlar. Cari Schmitt srekli bir biimde, ideolojik olarak ta
rafsz devletin kavgay nleme fonksiyonunu yerine getirebilmesi
iin, yurttalarn stn bir yetkeye itaatlerinin gerekliliini ne
srer ve kant olarak da Flobbesdaki mezhep atmalarnn neden
olduu i ava hortlan anmsatr. Sz edilen ahsn tezleri
farkl varyasyonlarla srekli tekrarlanr. Ama devlet bakan ya da
lider yerine parlamento bakam ya da anayasa mahkemesine stn
yetke rolnn verilmesi bu tezi daha ikna edici klmaz.'* Demokra
tik devlet elbette yurttalarnn, anayasal olarak korunan bireysel
inanlar karsnda tarafszdr; ancak ayn devlet yasalln ve hu
kuka itaatin genel kabul gren ahlki esaslar karsnda tarafsz
deildir. Yurttalann vicdan, herkesi ilgilendiren konulara da
uzanr. Bu nedenle, kategorik olarak, meruiyete temel tekil eden
anayasal ilkelerin gerekletirilmesi ya da bunlara uyulmas kav
gasnn dnda tutulacak hibir merci olamaz; zellikle de mda
haleci devletin politikalaryla toplumsal yaamn temellerine m-
13. H. Schler-Springorumn bu kitaptaki yazsna baknz.
14. Chr. V. Krockow, Die Versuchung des Absoluten, Die Zeit, 2.9.1983.
Iciiitsuik 129
tiahalesini artrmas gerektii gz nnde tutulduunda. Vicdani
olarak gcrekelendiriien sivil itaatsizlik, anayasal konsensse
uymay taahht etmektedir ve zel inanlarn kabul abalaryla
kartrlmamas gerekir. Mezhep savalar tarihsel rnei tmyle
hataldr; nk bu savalar sonucu devletler dini tolerans, yani
engelleme olmakszn herkesin inancm yaama hakkn ilk kez
kabul etmek zorunda kaldlar. Buna karlk Thoreau ve Martin
Luther King, klelik ve insan haklan ihlllerine kar karken,
kendi bireysel inanlarn mutlaklatrmay hedeflemiyorlar, tersi
ne geerli olan anayasal ilkelerin uygulanma biimini sorguluyor-
lard. Muhtemelen gelecekte bir gn, Berrigan kardeleri ve tm
kitlesel imha silahlarnn yok edilmesi iin sivil itaatsizlik neren
leri bugnknden daha byk bir doallkla bu gelenein iinde
greceiz.
130
Birincisi: Amerika son yllarda yldrma stratejisinde kkl de
iiklikler yapt. Carter hkmetine kadar, gze alnan iki tarafn
da belli lde ykma uramas atom savann nlenmesinin para
doksal koulu iken, imdiki ABD hkmeti, snrl bir atom
savan kazanma yetenei elde etmeye alyor; tabii ki byle bir
sava yapmak iin deil, tersine bu tr bir tehdit potansiyelini
Amerikan koullarna uygun bir barn gerekesi yapmak iin.
kincisi: Alman topraklarna yerletirilmesi dnlen Pers-
hing-II fzeleri, bu anlay erevesinde, hedefi armayan ilk
saldr aralar fonksiyonunu stleneceklerdir. Bunlar birka daki
ka iinde, vSovyet emir kumanda sistemini devre d brakacak
zellikler lamaktalar. Amerika asndan nemli olan, Sovyet SS
20 fzelerine bir kar g oluturmak deil, tersine nkleer bir d
elloda dmann kafasn koparmak" yolundaki inandrc tehdit
tir. Bu nedenle Amerikallar Pershing II ve Marsch fzeleri ile ilgi
li hibir pazarlk giriimine ilgi g.slermiyorlar.
IJncs: Nitelik olarak yeni olan bu tehdit Sovyetleri Alman
topraklarna yerletirilen Pcrshing-II fzelerini ilk hedef olarak tes
pit etmeye zorluyor. Bu ekilde Alman Cumhuriyctinin dev bir
silah deposu olarak halihazrda girdii risk artacaktr -bir nleme
saldrsnn hedefi ve de potensiyel rehini olarak.
Drdncs: Bu somut gelimenin dc tesinde, yeni fzelerin
yerletirilmesi, byk glerin silahlanma yarn durdurmaktaki
yeteneksizliklerini gsteriyor. imdiye kadar toplanan yok etme
kapasiteleri, .sadece teknik bir hata ya da insani bir yanlln
yaplmas durumunda bile, Avrupann ve Dnyann varln ciddi
biimde tehdit edecek boyuttadr. Bu nedenle silahszlanma gr
melerini bugne kadar belirleyen nermeler, yani kendini "gven
liin lmcl topyasnda" ifade eden, in.san bilincinin derinlikle
rinde yerlemi, kendini kabul ettirme anlay deitirilmelidir.'*
Epplerin izah tarz btn ynleriyle yeterli bulunmayabilir,
hatta hkmetin bak, asndan bu yaklam macerac olarak da
deerlendirilebilir; ama buna ramen bu yaklam, sivil itaatsizli
in hakl arka planm olulrrnaya yeterli olacak kadar iyi d.nl-
15. E. Eppicr, Die tdlichc Ulopie der Sicherheit, Hamburg 1983; A. Mechors-
heimer, P. Barth (der.) "Den Atomkrieg fhrbaf und gewinnbar machen?', Harn
bu-g 1983.
I3i
m ve gerekelcndirilmiir. Elbette, hkmetin politikasn baka
bir yoruma dayandrma ve bunu olas tm legal aralarla takip
etme hakkn, -bu politikalara uygun olarak alman kararlarn ve n
lemlerin ne kadar vahim sonulan olsa da- kimse tartma konusu
yapamaz. Ancak Epplerin aklamalar temel alnarak, ok byk
tehlikeler ieren ve tek tek bireylerin yaamn bu kadar derinden
etkileyebilecek, hatta tm bir halkn varln tehlikeye drebile
cek gvenlik kararlarnn, meclisteki snrl bir oy okluuyla
alnmasnn yeterli olup olmad sorusu sorulabilir. Bu kuku
zellikle de "sava nleme straejisinden sava stratejisine" (Gcrt
Bastian) gei biimindeki bir strateji deiiklii durumunda
hakldr.
Kamuoyu aratrmalarndan bildiimiz gibi, yurttalarn NATO
kili Karar'na ilikin dnceleri, hkmet partilerinin bu yln
mart ayndaki seimleri kazanmalarnda belirleyici rol oynamad.
Byle bile olsayd. Anayasa Mahkemesi Hkimi Helmut Simonun
Hannoverde Kiliseler Birliinin toplantsnda ortaya att sorular
geerliliinden bir ey yitirmezdi; "Parlamento, kamuoyu nnde
ak tartmalar sonunda bir yasa karmadan fzeler yerletirilebi
lir mi? Federal devletin, kendi egemenlik haklarn snrlayarak
nasl kullanlacana sadece Amerikan devlet bakannn karar ve
recei tehlikeli silahlar konulandrma yetkisi var midir? (...) Salt
ounluk prensibi (zerinde oylama yaplamayan temel konular
dnda) gerekten de her zaman yeterli midir? Byle bir prensip,
dn olmayan, yani gelecekteki bir ounluk karanyla da dei
tirilemeyecek ve yanl olmalar durumunda, herkes iin lmcl
sonular yaratabilecek vahim kararlar iin de geerli midir?"
Simon, geerli anayasal ilkeler nda, bar hareketinin politik
hedeflerinden hareketle, teknik gelime ve kitlesel yok etme ara
larnn kullanlma program konusunda ounluk prensibine gre
karar verilemeyecei sonucuna ulayor; evet, "kitlesel yok etme
aralannn kullanlmas, bir zamanlar klelik konusunda yapld
gibi, zerinde oylama yaplamayan" temel prensipler kategorisine
alnmaldr.
132
VI. OUNLUK KURALI NE ZAMAN LER?
133
lannn zedelendiinin gstergesi olan aynmclk gndeme gelecek
tir.
ounluk kararlan zerinde yaplan sosyolojik incelemeler, po
litik uzlama srelerinin, ounluk kuralnn karar verme basks
altnda uzlama srecini mantkl biimde ilettii koullardan ger
eklen ne kadar uzak olduunun uyarc rneklerini bir araya getir
mektedir,'* Buna ramen aznlklarn kabul ettii ounluk iradesi
nin demokratik karar alma mekanizmasnn en iyi yolu olduunda
srar ediyoruz. Bugn de kimse bu konuda ciddi bir deiiklik
nermiyor. Ancak ounluk kuralnn meruiyetinin korunabilmesi t
134
bir biimde artm olmasn Almanyadaki politik kltrn olgun
luunun bir iareti olarak kabul ediyorum. Buna rnek olarak, h
kmet deiiminin legal yollarla gerekleen, ancak gayri meru
olarak alglanan bir biimine ynelik protesto eylemleri ile hedefi
ve yapl biimi yeterince effaf olmayan nfus saymna kar y
rtlen protesto eylemleri verilebilir. Son aylarda artan meruiyet
talepleri ile katlaan bir legalizm eilimi arasndaki aklk gide
rek artyor. Hkmete Gsteri Ceza Yasasnda yaplan deiiklik,
CDU tarafndan ynetilen eyaletlerde Anayasann 8, maddesi 2.
fkrasnda yer alan itiraz kaydn kendi karlarna kullanma biim
leri ve CSU tarafndan kabul ettirilmeye allan toplant ve yr
ylerde maske takma yasa, yurttalarn temel haklar kullanma
larn, bir devlet lisansnn cretle kullanm derecesine indiriyor.
Bir mstear "scak sonbahar" tartmalar vesilesiyle ak biimde
olaanst hal yasasnn uygulanabilirliini tartyor ve Frankfur
ter Allgemeine Zeitung, barikatlar beraat ettiren hkimi, daha
gerekeli karan grmeden, hem de ismiyle ihbar ediyor.' Yani
imdi, tavizsiz biimde sivil itaatsizliin hangi anlamda hakl oldu
unu anlatma zamandr.
Bu sivil itaatsizlie ardan farkl bir eydir. Byle bir risk st
lenme kararn herkes kendisi vermelidir. Sivil itaatsizlik "hakk",
hakl gerekelerle, meruiyetle yasallk arasnda bir noktada dur
maktadr. Ancak sivil itaatsizlii adi bir sumu gibi takibe kalkan
devlet, otoriter egalizmin sath mailine der. Hukukularn
kard, gazetecilerin yaygnlatrdklar ve politikaclarn benim
sedikleri, yasa yasadr, tehdit tehdittir parolalar, tam da bir zaman
lar hukuk olann hukuk olarak kalmas gerektiini syleyen NS-
Deniz hkiminin mantna uymaktadr. nk, hukuk devletinde
ki sivil itaatsizliin diktatrlklerdeki karlnn bakaldr
olmasna benzer biimde, hukuk devletindeki otoriter egalizmin
karl diktatrln szde-legal baskc ynetimidir. 1945 son
ras herkese malum olan bu hakikat bugn duyulmak bile istenmi
yor. ve d dmanlara ynelik gvenlik anlaynn pozitivizmi
imdilerde, tarihsel dncenin benzer yapdaki bir pozitivizmini
kendine dayanak yapabilir. Yeni tutucu nc ideologlarn pozitif
135
gemi konusundaki fikir birliini milli grev mertebesine ykselt
melerinden beri, gnmzn sahte olumluluklar gemiinkilcrde
tarihsel sembollerini buluvorlar. Askeri, tarihsel ve esas olarak da
hukuki alanda, ayaklan altndaki zemin kaydka bu kesinlik fikri
ne en kat biimde sarlan ayn zihniyettir. Ve belirsizlik imdiye
kadar, hi kullanlmamak amacyla mkemmelletirilen silahlarla
ilgili olduu kadar daha somut bir var olu edinmcmitir. Sper
glerin, atom anda bile kesin kazanlabilecek savalar biimin
de bir mutlak anlaya dn yolunda olduklar doruysa, bu g
venlik topyasnda, salam demokrasinin, sivil itaatsizliin belir
sizliini ortadan kaldrmak isteyen hukuksal pozitivist yanl
kavran ndaki dnce yaps tekrar edilmektedir. Otoriter lega-
iizm belirsizliin insani zn tam da, demokratik devletin bu
zden beslendii yerde inkr ediyor.
136
SVL TAATSZLN ET VE PRAGMATG
Ronald Dworkin
138
politikasnn zellikleriyle bu tr ilkesel tartmalar pek uyumaz.
Ancak imdilerde Avrupa'nn geri kalan ksmnda ve Amerika'da
olduu gibi Ingiltere iin de yeni bir vesile ortaya kmtr: Youn
tartmalara ve ciddi korkulara neden olan nkleer silahlar. Konu
mamn banda farkl atma konularna da deinmi olsam, bu
akam sivil itaatsizlik zerine tartrken hepimizi megul eden so
runun bu olduunun bilincindeyim.
Grevim, bu farkl krizlerin ortaya kard teorik tartmalar
szlere sunmak. Yzeysel olarak bakldnda, birok tartmann
terminoloji sorununun tesine gemedii grlmektedir. Politik-
felsefeciler, "sivil itaatsizliin gerekten ne olduu" sorusunu ya
ntlamak iin ok fazla aba harcadlar. Sivil itaatsizlik, politik
amal dier yasad eylemlerden nasl ayrt edilmeliydi? Aslnda
bir hakllk tartmasna girmeye gerek yoktur. nk gerek fark
llklar bulma aray, sadece yzeysel olarak bakldnda termi
nolojik zelliktedir. Bu aray, daha ok deiik durumlar arasnda
var olan ahlki farkllklar bulmak amacyla kullanlan bir arat.
Sivil itaatsizlik konusundaki siyasi teorinin ekirdeini bu farkl
lklar oluturmaldrlar. Yaplan akademik tartmalardan sizlere
sunmak zere karmam gereken en nemli dersin ne olduu soru
sunu yamtlasaydm, kavramlarn tanmlanmasnn hayati nemde
olduunu sylerdim. Bu toplantda konuanlarn birkann yapt
zere, sivil itaatsizlii politik faaliyetin homojen ve tek bir biimi
nin tanm olarak dnp, -ki bu doru deildir- kavramlann ne
mini gzden karma eilimi gsteriyoruz. Buradaki tartmalarda
ok nemli olduklar ortaya kan kavramlar tartmaya alrken,
sizlcrden ifade ettiim olguyu aklda tutmanz rica ediyorum.
140
lik eylemi gerekletiren siyahlarn ahlki yaklamlaryla karla
trabilirsiniz.
Onlar yasann istedii biimde hareket etmeyi reddeden vicdan
larna uygun davranmak iin orada bulunmuyorlard. Sahip olun
mas gerektiine inanlan haklar talep etmek ya da fiilen kullan
mak yolunda genel ahlki bir dev yoktur. Onlar bir baka amala,
belli bir bak asndan ahlk d olduuna inandklar bir politi
kaya -bir aznln ounluk tarafndan ezilm esi politikasna- kar
kmak amacyla davranyorlard. ("ounluk" szcn belki de
zel bir anlamda kullanyorum: demokratik politik bir sistemin po
litik mekanizmasn belli bir sre ellerinde tutanlar anlatmak
zere. Bunlar saysal olarak ounluu oluturmayabilirlcr, ancak
iktidarlarn -kaba bir ifadeyle- demokratik srecin ifadesi olan adil
seimlerle salama almlardr.) Yurtta Haklan Hareketi ierisin
de yasalan ihll edenler ve Vietnam Savana kar protesto ey
lemleri ile ayn eyi yapan insanlarn byk ksm bunu, ounlu
un haksz yere taraftan olduuna inandklan bir politikay
deitirmek iin yapyorlard. Bunlara gre, ounluk kendi kar
n kollayp, hedeflerini gerekletirmeye urarken hakl deildi;
nk bu srete baka insanlarn haklarn ihll ediyordu: Yurtta
Haklan Hareketinde lke iindeki bir aznln, savata ise bir
baka ulusun haklarm. Bu noktay ayrntl olarak tartyorum,
nk eyleyicilerin ahlki k noktalarnn, tarttmz iki tipten
de farkl olduu nc bir sivil itaatsizlik biimi daha vardr; bu
rada direnenler asndan, kar ktklar politikann, yukandaki
anlamda ahlka aykrl ya da hakszl sz konusu deildir.
Bana gre Amerikan fzelerinin Avrupaya yerletirilmesine
kar oluan ve bu toplantya da vesile tekil eden bugnk protes
tolar, bu nc tip sivil itaatsizliin paradigmatik meklerini
oluturuyorlar. Protestolara katlanlarn byk ounluu -hepsi
deil, ancak byk ounluu- deitirmeye altklar politik ka
rarn yukarda szn ettiim zel trden ahlk d ya da haksz
olduuna inanmyorlar. Bunlar raketleri yerletirme kararn veren
ounluun, kendi karlarn gzetip, bir aznln ya da bir baka
halkn karlarn zedeledii bir olay olarak da grmyorlar. Tersi
ne, olayn ahlki adan tmyle farkl zellikte olduunu, oun
luun kendi karlar asndan da, bakalarnn karlar asndan
141
da trajik biimde budalaca bir seim yaptn dnyorlar. Fark
llk, en azndan ilk bakta, u nedenle nemli gzkmektedir.
Sivil itaatsizliin ikinci biimini demokrasi anlay ile ba
datrmak zor deildir: nk ounlua ramen herkesin politik
ve yasal haklarnn varl, ounluk hakknn temel tasarm iin
de bilinen vc geerli bir istisnadr. Bize gre, ounluun bir azn
ln ya da baka bir halkn karlarna zarar verme pahasna kendi
karlarn n plana alma hakk olmamaldr. Ancak, nc tip
sivil itaatsizlik, aka ounluun kendi kannn ne olduunu be
lirleme gcnn bile olmadn da ierdiine gre, ounluk
hakk tasarmna ynelik daha gl bir meydan okumay ifade et
mektedir ve vasilii, elier anlay, hatla totalitarizmi artr
maktadr. Gereklen de byle midir sorusu, toplantmz asndan
mutlaka byk nem tamaktadr. Bu konuya daha sonra tekrar
dneceim. Ancak imdi buraya kadar yaptm ayrmlarla da ili
kili, ama bunlarn hepsinden daha nemli bir farklla dikkatinizi
ekmek istiyorum.
r.
fflI
ilk soruya, zellikle de ikinci soruya verilecek cevap konusunda
ksa konumak istiyorum. lk soruyu gz nnde tutacak olursak
-yani yasalarn yanl olduuna inanan insanlarn doru davranla
rnn ne olaca sorusunu- verilecek yantn, olayn yukarda srala
dm sivil itaatsizlik biimlerinden hangisine uygun dtne
bal olduu grlecektir. nce birinci biimi, yani yasann insan
lardan, vicdanlarnn yapmalarna izin vermedii bir eyler talep
ettii durumu dnelim. Sanrm, ilk soruya birinci tip itaatsizlik
erevesinde verilebilecek cevabn prensip olarak yle olaca ko
nusunda esas olarak anlaabiliriz; tnsanlar yasaya kar k
maldrlar. Tabii ki hemen iki snrlama akla gelmektedir: Birincisi,
kendilerini hl bu toplumun mensuplar olarak gren bu insanlar,
toplumun hakszlk yapt yolundaki kesin inanlarna ramen,
inanlarn byk bir itina ile batan sona yeniden gzden geirip,
dierlerine yanl yaptklarna ikna olmalar iin yeterli frsat ver
melidirler. kincisi, -benden nce konuanlar da zaten hep ayn
dorultuda fikir beyan ettikleri iin, uzun aklamalarda bulunmam
gerekmiyor- iddet ve terr bu yolla hakl karlamaz. Birinin bir
bakasna, yasaya itaat etmesi durumunda yaamak zorunda kala
cana inand hakszlkla karlatrlabilecek bir lde hakszlk
yapmas asla doru olamaz. Birey, kendisi iin talep ettii, zsayg
ve ahlki btnlkten kaynaklanan hakk bakasna da aynen
tanmak zorundadr.
Ancak bu ilk tip sivil itaatsizliin teorimizin ierisinde daha
fazla genel deiiklie gereksinimi yoktur. rnein, bu durumdaki
kiinin, yasay ihll hareketine girimeden nce, kar kt poli
tik karardan dn konusunda bir mit olabilecek, var olan tm po
litik yollar denemesi gibi bir genel snrlama ekleyemeyiz. Birinci
biime uygun sivil itaatsizlik olaylar byk bir aciliyet tarlar.
Kle avcsna, kaan kleyi teslim etmesi istenen kuzeyli, hatta
bayraa sayg duruunda bulunmas istenen renci, muhtemelen
144
yakn bir gelecekte deitirilecei umuduyla yasaya itaat etmeleri
durumunda, telafi edilemeyecek bir zarar grm olacaktr. Peki
hi deilse eyleyicinin eylemini pragmatik olarak tartmas ve gs
terecei itaatsizliin durumu uzun vadede daha da ktletirecei
kanaatine varmas durumunda yasaya uymas biiminde bir snrla
ma getirebilir miyiz? Bylesi bir durumda bile ok dikkatli olmal
yz. Birinin yle dediini dnn: "Vietnam'da masum sivilleri
ldrmelisin ya da bir klenin tutsakla geri gtrlmesine yar
dm etmelisin; nk senin yasaya itaat etmemen, daha ok insann
lmesi, daha ok insann tutsak edilmesine neden olacak bir geli
meye yol aacaktr." Akl banda hi kimse bunu geerli bir arg
man olarak kabul etmeyecektir. Burada ortaya kan ve fail mer
kezli etik (agen-relative morality) olarak da adlandrlan somn zerine
gnmzde gerekten de ahlk felsefesi erevesinde youn tart
malar olmaktadr. Belki insanlann kendi alarndan, "Uzun vade
de daha ok susuz insann leceini bile bilsem, susuz insanlar
ldrmeyeceim" demek biiminde ahlki bir haklar vardr.
imdi, sivil itaatsizliin ikinci biimine geince farkll gre
ceksiniz. Burada Yurtta Haklar Hareketinde yer alan ya da Viet
nam Savana katlmay reddederek deil de askerlik belgeleri
zerine kan dkerek ya da Pentagonun merdivenlerinde oturma
eylemi yaparak sava protesto edenler bize bir rnek sunuyorlar.
Bu insanlar yukanda betimlediim, sivil itaatsizliin demokratik
devlet teorisiyle uzlatrlabilecei zel bir biiminde, haksz bul
duklar bir politikay deitirmek iin eylem yapyorlard. Bunlar
gibi dnen insanlar ne yapmaldrlar? Benim dnceme gre so
runun ilk, genel yant bunlarn inanlarna uygun davranarak zo
runlu gryorlarsa yasay ihll etmeleridir. Ancak burada srarl ol
mamz gereken ve birinci tip itaatsizliktekine oranla daha fazla
pratik anlam olan snrlamalarn says artmaktadr. imdi, politik
imknlarn tmn kullanma ve yasal yollardan btn umutlar t-
keninceye kadar yasay ihll etmeme talebi daha zorlaycdr. Bi
rinci tip iin yanl bulduumuz bir snrlama, ikinci tip iin inan
drc olmaktadr. Birinci durum iin karmak ve kukulu
olduunu sylediim pragmatik yaklamlar dnn. Bunlarn
imdi dorudan bir anlamlan vardr. Bu koullar altnda yasay
ihll edenin eylemini gerekelendirirken, "Byle yaparak o politi-
KK)N/S>'il I la a ts iz k 1 4 5
kay destekliyorsun" yolundaki itiraza verecei "Ahlk d bir po
litikay deitirmek iin bunu yapyorum" karl iyi bir yant ol
mayacaktr.
Bylelikle ikinci tip sivil itaatsizliin incelenmesinde, birincide
az arl olan ya da hibir nemi olmayan snrlamalar gndeme
gelmektedir. Daha tesi burada yeni bir ayrm da kanlmaz ol
maktadr. Sivil itaatsizliin ikinci biiminde sorun bir politikay
deitirmektir
ve bu amala kullanlabilecek kabaca iki strateji var-
__
149
deildir. Sz konusu olan, ounluun kendi karlarn n plana
alrken, sayg gstermek ve dikkate almakla ykml olduu ba
kalarnn haklarn hie sayarak gcn ktye kullanmas duru
munda geerli olan argman deildir. Eer yleyse burada oun
lua kar giriilen sivil itaatsizlik eylemlerini samimi bir ekilde,
anayasal yapda rtk olarak var olan hukuksal ilkelerin kabul etti
rilmesi abas olarak sunamaz ve ounluu kendi karlar nede
niyle sorumluluklarn grmezden gelmekle sulayamayz.
Bu ilke sorununun tesinde, sivil itaatsizlik eylemlerini, oun
luun akln bana getirmek iin ikna stratejileri olarak sunma a
basnda bir sorunla daha karlayoruz. kinci tip sivil itaatsizlikte
olduu gibi bu formda da pragmatik argmanlarn byk nem ta
malar gerekiyor ve bu nedenle sivil itaatsizlik eylemlerinin ger
ekten ne lde ikna edici olduunu dnmemiz gerekir. Eer
benim sandm gibi yeni atom fzelerin yerletirilmesine kar en
ikna edici itirazlar -ki byle bir ey, kar tarafn tezlerinin hatal
mantnn, yanl varsaymlarnn, atlan yanl admlarnn
ayrntl bir analizini gerektirir- sadece hkmetin kararlarn
alrken dayand politikann etkileri konusundaki karmak savla
ra ynelikse, karmzdakilcri tezlerimizin gllne inandrmak
iin yaplan politik gsteriler vc trafik engellemeleri ok zayf kal
maktadrlar.
Eer bu doruysa, imdi sivil itaatsizliin bu biimini destekle
yenlerin samimi bir ekilde, bu eylemlerin kartlar iknay hedef
lemediini kabul etmeleri gerekir. Bu eylemler, ok nemli, trajik
bir hata olarak grlen bir politikann bedelini ykseltmeyi
amalyorlar. Bylece bu insanlarn, benim zor olarak nitelendirdi
im soruya, yani tutarl bir sivil itaatsizlik teorisinin bu tr bir ita
atsizlii hakl karp karmayaca sorusuna cevap vermeleri ge
rekmektedir. Atom politikasnn varsaylan tehlikeleriyle sradan
hkmet kararlarnn tehlikeleri arasndaki ak farklla ramen,
benzer bir durumu incelemek yararl olabilir. knay hedeflemeyen
sivil itaatsizlik, baka bir kt hkmet politikasna, rnein kt
iktisat politikasna ynelik olsa hakl gsterilebilir mi? ABD vc n
giliz hkmetleri gnmzde, hem ksa hem de uzun vadede genel
kamusal karlara kar olduuna inandm iin ahmaka olduu
nu dndm iktisat politikalar izliyorlar. (Burada misafir oldu
150
um iin, hali hazrdaki hkmetinizin iktisat politikasna ilikin
bir deerlendirme yapmayacam.) Bu iktisat politikasnn sivil ita
atsizliin ikinci biimi balamnda deindiim ekilde de haksz
olduu birok neden gsterilerek kantlanabilir. Bu politika tmy
le ounluun karlarna hizmet iin gdlse bile yine de aznlk
haklarn ihll etmektedir. Ancak bu iddiay bir kenara brakp, sa
dece ounluun desteiyle izlenen bu iktisat politikasnn, oun
luun kendi karlarna bile uygun olmadn savunsaydk
ounluk monetaristlerin argmanlaryla krletirilmi olabilir- bu
argmanmz gvensizlik ve zorluklar yaratarak, yani bedeli yk
selterek, hl bu politikann en iyisi politika olduuna inanan o
unluu bu politikadan vazgemeye zorlama yolunda bir sivil ita
atsizlik anlayn hakl gsterebilir miydi?
Prof. Hebarmas'n ilgin vurgularnn birounun, bylesi bir
karlatrmay etkisiz klaca dnlebilr. zellikle de onun, ha
yati nemdeki kararlarn salt ya da snrl bir ounluun desteiy
le alnmasnn kararn meruiyetini zedeleyebilecei eklindeki
saptamas zerinde durmak gerekir. Bu ilkeye dayanarak fzelerin
konumlandrlmasna kar, argmanlara dayanmayan bir sivil ita
atsizlii hakl gsterebilir miyiz? Bunun g olduu bellidir.
nk ayn ilkeye dayanlarak hkmetin fzeleri yerletirmeme
yolunda alaca bir karara da kar klabilir. Bu da fzeleri kabul
cime karan gibi bir karardr vc hatta verili koullarda, brakn Prof.
Habermasn talep ettii ezici ounluu, salt ounluu bile bula
mayacak bir karardr. Ksacas gncel alma, benim dnceme
gre, Habermas'n prensibinin amaca uygunluunu pheye d
recek biimde simetriktir. Elbette fzelerin konumlandrlmas po
litikasna kar kanlar, bunun dzeltilemeyecek zararlara yol aa
cana, nk fzelerin varlnn toplumun varoluunu tehlikeye
dreceine inanmaktadrlar. Ama bu, kar taraftaki insanlarn
-ki bunlarn saylarnn biraz daha fazla olduunu kabul edebiliriz-
fzelerin yerletirilmesine kar verilecek bir karar konusunda d
ndklerinin aynsdr. Bunlar byle bir kararn nkleer sava ola
sln artracana vc toplumun varoluunu tehlikeye drecei
ne inanyorlar. Bu durumda, bence -istemeyerek de olsa sylemem
gerekiyor- Habermas'n analizi, hkmetin bir meruiyet ilkesini
ihll ettiini gstermiyor. Ve eer byleyse, ikna hedefi olmayan
151
sivil itaatsizlii hakl gstermek iin bu ilkeye dayanamayz.
Bu tantlamay u anda ok da tatmin edici olmayan bu noktada
kesmek zorundaym. Halihazrdaki tartmalarda zerinde dn
dmz sivil itaatsizlik tipi nc form olabilir ve burada da
kartn ikna etmek diye bir sorunu olmayan bir itaatsizlik sz ko
nusu edilebilir. Ancak bu Habermas'n, Ravvis'dan aktard tanma
uymuyor. Bu form, ounluun en iyi diye dnd bir politika
y uygularken deyecei bedeli ykseltmeyi amalyor. Elbette bu
tespit, bu tr sivil itaatsizlik biiminin yanl olduu anlamna gel
miyor. Politik etiin karmak sorunlaryla ilgili bir konuda yle
basit ve mekanik bir tarzda yzeysel sonulara varamayz. Benim
dnceme gre, yaptmz tartmalarda hl, bu tr sivil itaatsiz
lik konusunda ie yarar bir sivil itaatsizlik teorisinin temel unsur
larndan olabilecek bir tez ne srlemedi.
152
kar ya da haysiyetsiz bir amala yasay ihll eden bireyin de mut
laka cezalandrlmas gerekmez. Prof. Hebarmas konu ile ilgili u
ilke konusunda endielerini ifade etti: Yasa yasadr ve uygulanma
s gerekir. Ama hukukular, hatta olduka tutucu hukukular bile
nadiren bu ilkeye gre hareket ediyorlar; nk bunlar da her tr
yasa ihllini cezalandran hibir lkenin, hele de hibir medeni l
kenin olmadn biliyorlar. Adli yarglamada bir takdir hakknn
varl modern hukuk teorisinin asli unsurlanndan biridir. Bu, ceza
kovuturmasndan vazgeilmesini gerektiren ok sayda nedenin
olabilecei birok su iin geerlidir.
Benim dnceme gre yararclk olduka ksr bir genel hukuk
teorisidir; ama gene de adil cezalandrma iin harika bir zorunlu n
koul koyuyor. Uzun vadede toplumu iyiletirmeye katkda bulun
mayacaksa birey cez.alandrlmamaldr. Bu cihetteki birini ceza
landrmak iin yeterli nkoul deildir. Ama bu, gerekli bir nko
uldur ve takibat kararn birok durumda engelleyecek bir kriter
oluturur. rnein Mutlangen polisinin sivil itaatsizlik eylemlerini
grmezlikten gelmesi doru bir karard. Fakat yararclk kriterini
cezalandrma iin zorunlu bir n koul olarak kabul edersek, zor
bir soruyla kar karya kalyoruz: Bir cezalandrmann insanlar
benzer eylemler yapmaktan alkoyaca ve bylelikle toplumun ge
neli iin yaam daha bar ve yararl hale getirecei varsayhrsa,
hkmetin sivil itaatsizlik gdsyle davranan birini cezalandrma
ma hakk var mdr?
Byle bir yaklam birouna semecilik gibi gzkebilir.
Ancak bir kez ilk soruyu, adaletsizliinden emin olduu iin bire
yin yasay ihll ederek doruyu yapt biiminde yantladysak,
bunu savc ve hkimlerin de ceza takibat konusunda karar verir
ken dikkate alabilecekleri ya da almalar gereken bir neden olarak,
hatla bunu yararclk kriterinin geerli olabilecei durumlarda bile
yapmalarn kabul etmemek bana tutarsz gzkyor. Yani bu ok
rahatlkla ceza seviyesini dk tutmann bir gerekesi olabilir, ol
maldr da. ki sorumuzun, yani insanlarn inanlarna uygun bi
imde ne yapmalar ve hkmetin bunlarn eylemleri karsnda
nasl davranmas gerektii sorularnn birbirinden bamsz olduk
larn vurgulamtm. Ama bu sorular o kadar da birbirlerinden ba
msz deiller vc buras tam da bu sorularn karlkl bamhkla-
153
nnm en ak grlebildii noktadr. Tedbir olarak eklemem gerekir
ki, ben kiinin hakknda soruturma alp almamasnda ve nasl
cezalandrlmas gerektii konusunda karar verilirken sadece kii
nin eylem gdsnn dikkate alnmas gerektiini savunuyorum.
Ama konuyla ilgili nemli olan, korkutma bata olmak zere,
baka eyler de vardr; bu yzden, inanlar dorultusunda eyleme
geen insanlann hibir zaman cezalandrlmamalar gerektiini
sylemek, belirttiim gibi arya kamak olur.
ki noktaya daha deinmek istiyorum. Birincisi, biraz nce de
indiim sorunun muhatab asndan tartlmas: Sivil itaatsizlik
eylemlerine girien kiiler cezalandnlmaya aba gstermeli, hatta
cezalandrlmay talep etmeli midirler? Benim konuyla ilgili d
ncem ok basit. Ben Sokrates'in cezasz sivil itaatsizliin tam ol
mad, eyleyici kii teslim olup, "Ben topluluumuzun yasasn
ihll ettim, beni cezalandrn", demedii srece sivil itaatsizliin
gerek olmad yolundaki grne katlmyorum. Bu bak as
nn cazibesini, dramatik ekiciliini gryorum, ama bu bana yan
l ve mulak geliyor. Bu yaklam birinci olarak sivil itaatsizliin
ilk biimi iin geerli olamaz. Kle avclarna yardm etmeyi ya da
kendi dncesine gre gayri ahlki bir savata yer almay isteme
dii iin askere gitmeyi reddeden birey, amacna en iyi ekilde, ey
lemi sakl kalrsa ve hibir zaman aa kmazsa ular. Dier iki
tipte cezalandrlma, bazen arasal deerinden dolay plann bir
paras olabilir. Belki birey, stratejisi yukarda deinilen ikna et
meme yntemi olduu iin cezalandrlmay isteyebilir; byle bir
durumda kii toplumu, kendisinin gayri ahlki bulduu politikay
uygulamasnn tek yolunun onun gibi dnen insanlan hapse
atmak olduunu kavramaya zorlamak istiyordur. Byle bir durum
da sz konusu kiinin cezalandrlmay istemesi anlalr bir eydir.
Ama bu arasal yaklam, cezalandrlma istei yolunda ahlki ya
da kavramsal genel bir taleple kartrmamalyz. Eer bir sivil ita
atsizlik eylemi amacna cezasz ulaabiliyorsa bu tm taraflar iin
en iyisidir.
Sonu olarak belirtilmesi gereken bir ey dc, imdiye kadar
sivil itaatsizlik eylemlerini, yasa ihllleri varsaym erevesinde
tartm olmamzdr. Ancak ilerici bir adan yaklarsak, belki de
bunun byle olmadn greceiz. Prof. Habermas ve dier konu
154
maclar yasallk ve meruiyet arasndaki belirsizlii vurgulayp,
burada iki kart tasanmn sz konusu olabilecei ihtimaline dikkat
ektiler. Anayasalar soyut politik haklar da yasal haklar olarak
deerlendiren Amerika ve Almanya'da ister istemez, yasa nedir so
rusu ortaya kacaktr. Birka yl nce, ABD Anayasasmn, eer
doru anlaD-sa, o dnem genel olarak yasa ihlli olarak alglanan
eylemleri anayasaya uygun olarak kabul edebileceini iddia etmi
tim. Benzer argmanlarn burada da ortaya kmas beni artmaz.
Ve bu lkenin Anayasa Mahkemesi hkimlerinin bu noktay dikka
te aldklarn biliyorum. Ama hukuk teorisinde ska gz ard edil
mi olan bir aynma dikkat etmez.sek, bu olaslktan bir ey kma
yacaktr. Anayasalarn sivil itaatsizlik olarak deerlendirilen
eylemleri gerekten de koruduklar eklindeki argmann mahke
melerin kar yndeki belirlemelerine ramen hl geerli olup ol
madna karar vermeliyiz. Hepimiz, mahkeme ne derse hukuk
odur szn ok iyi biliyoruz. Ama bu iki farkl anlama gelebilir:
Birincisi, mahkemelerin hukukun ne olduunu belirleme konusun
da daima hakl olduklar, kararlannn itihat nitelii tad, yani
mahkeme anayasay belli bir biimde yorumladysa bunun gele
cekte de zorunlu olarak geerli yorum olaca anlamna gelebilir.
Ya da basite, mahkeme kararlarn en azndan pratik nedenlerle
tanmamza ramen, mahkemelerin tek tek olaylarla ilgili yanlabi
lecekleri yolundaki dncelerimizi sakl tutmamz gerektii anla
mna gelebilir. Birinci yaklam hukuksal pozitivizmin yak
lamdr. Bana gre yanltr ve sonu olarak da hukuk devleti
anlayn derinden zedeleyecek bir yaklamdr. Almanyadaki hu
kukularn acil olarak benimsemeleri gereken, doru yorum
landnda yasann muhtemelen sivil itaatsizlii destekleyecei
eklindeki argman, ancak biz bu pozitivist yaklam reddeder ve
-hkimler belli bir olayda hukukun ne olduu konusunda .son sz
syleme hakkna sahip olsalar bile- son szn daima ve mutlaka
doru olmas gerekmedii konusunda srarl olursak etkili olabilir.
155
DEMOKRASLERDE DRENME
SORUMLULUU ZERNE*
Hans Saner
1-57
biimde reddeden mutlak ahlki bir argmann var olduu da
hemen hemen tartma konusu olmaktan kmtr; Bu argmana
gre birey vicdanyla badatramayaca iin, her ne pahasna
olursa olsun, ldrme emrini kabul etmemelidir.
Demokratik devletlerde konuyla ilgili nerilen ya da uygulanan
zm modelleri birbirlerinden olduka farkldr. Bunlar bizde -ve
diktatrlklerde uygulanan bir yntemle- btn retilerin sulu
muamelesi grmesinden, haksz, yani saldr savalarnda ksmi ret
hakknn tannmasna, etnik ve dini olarak inandrc biimde ge-
rekeicndirilmesi ya da pratik olarak yeterli biimde kantlana
bilmesi kaydyla, reddin prensip olarak kabulne kadar uzanmak
tadr. Ancak bu zmlerin hibiri doyurucu deildir. lk uygula
ma devletin bireyin ahlk anlayna ynelik bir saldrsdr; kinci
si, imdiye kadar hibir devlet kendi savann haksz sava
olduunu ilan etmedii ve hakl sava kavramnn silah teknolojisi
nin bugn ulat dzeyde anlamsz hale gelmesi dolaysyla uy
gulanma ans yoktur. ncs ise retilerin toplumsal olarak
aalanmalarna deilse bile, en azndan horlanan zorunlu hizmet
ykmllklerine yol amaktadr. Bu nedenle ben farkl bir zm
nerisinde bulunuyorum:
Hibir devlet mutlak olarak iyi ve mutlak olarak adil olamaya
ca iin, yurttalarndan ancak mutlak olmayan eylemler talep
edebilir. Mutlak eylemle; dzeltilmesi, geri dn olanaksz, so
nulan itibariyle mutlak ve deitirilemez olan bir eylemi kastedi
yorum. Byle bir eylem ldrme eylemidir. ldrme eylemi dev
letler asndan ultima ratio anlamnda meru olarak grld
srece, devlet insanlara devletleri iin ldrme eylemine
katlmalar yolunda propaganda yapabilir, ancak bunu herkes iin
geerli emir haline getiremez ve askerlik iin kazanmaya alt
her bireyin onayna ihtiyac vardr. Yani, hem ldrmenin hem de
bundan kesin olarak kanmann ahlki olarak gerekelendirildii
bir durumda ortaya kan sorun, ancak bu ekilde zlebilir. Bu
sorunda hukuk ve ahlkn tatmin edici bir uzlamas ancak gnll
askerlik grevi temelinde salanabilir. Fedakrlk dncesi de
ancak byle bir anlayla yani gnlllkle badaabilir. nk
insan ancak kendisini feda edebilir. Baka insanlar feda etmek
onlarn ancak sz konusu bireyin mlk olmalar durumunda
158
mmkndr. Birini kendini fedaya zorlamann ahlkla olan ilikisi,
ancak Verdun Muharebesinin ahlkla ilikisi kadardr; yani byle
bir iliki yoktur. Byle bir durumda hak eitsizlii yaratldna
inananlarn, herkesin seme hakknn olduu byle bir durumda
eitsizlikten sz edilemeyeceini dnmeleri gerekir. Ortada reel
politik bir argman kalyor*, byle bir zmn kk devletler
iin geerli olamayaca. Bu argman kabul grmeye devam ettii
srece, askerlii ret biimindeki sivil itaatsizlik, bireyin toplumun
ounluunun istekleri karsnda ahlki olarak meru gsterilebi
lecek bir eylemi olarak kalacaktr.
Bylelikle olayla ilgili genel soruyu sorabiliriz: Demokratik sis
tem ierisinde ounluun kabul ettii ve devlet iin yaamsal
nemde olan bir yasay bireysel olarak ihll etme eyleminin meru
iyeti sz konusu edilebilir mi? Benim cevabi nerim udur: En
azndan yasann bireyi mutlak sonular olan eylemlere zorlad
durumlarda byle bir meruiyet vardr. Burada eklenmesi gereken
bir nokta, mutlak eylem kategorisinin, sadece bir dev snrlamas
anlamnda deil, ceza yetkisi snrlamas olarak da dnlmesi
gerektiidir. Yurttalarn mutlak sonular olan eylemlere zorlaya-
mayacak olan demokratik devlet, onlar mutlak sonulan olan ce
zalara, yani lme vc mr boyu zgrlkten yoksunlua da
mahkm edemez.
b) Her ounluk demokrasisi iinde, etnik kkeni, dini ya da
dili farkl olan aznlklarn ya da belli zellikleri olan blgelerin
seslerini bastrma, bunlarla ilikilerinde bir ounluk diktatrl
ne dnme tehlikesini barndrr. Bu nedenle gerek bir demokra
sinin asli zelliklerinden birisi aznlklar ve blgesel zellikleri
dikkate almas, onlara zen gstermesidir. Bu zen yerel otonom
idareler, federalizm ve blgeciliin farkl biimleri ve aznlklarn
korunmasna ynelik tedbirler araclyla kurumsallatrlr. Byle
bir zenin snrlarn enerji ihtiyacnn giderilmesi ya da lkenin
savunma yetenei gibi herkesi ilgilendiren ortak karlar belirler.
Burada hkmet kararlarnn ya da halkn ounluunca verilen
kararlarn blgeler ve aznlklarca da kabul, uygulanmas bekle
nir. elikili durumlarda yarg yoluyla zorlamada bulunulabilir.
Bu demokratik pratik, 70'li yllardaki nkleer santral yapm
1.59
tartmalar srecinde baansz kald. KaiseraugsF* bu
baanszlm somut rneidir. Bu deneyim reticidir; nk bu
olayla bildiim kadaryla svirede ilk kez, blgede oluan byk
gruplar birok bilgilendirme aracn ve btn hukuki imknlar so
nuna kadar kullanarak, lkenin dikkatini sorunlarna ekmek
amacyla geerli yasalar, stratejik anlamda bilinli, ama dikkatli
bir biimde, igal hareketleriyle ihll ettiler. Eylemciler ne ihtiya
tespitinin yeterince yapldn, ne de inaatn yan etkilerinin neler
olaca sorusunun akla kavutumIduunu kamuoyuna duyur-
__
160
karlarna gre davranmas beklenebilir mi? Ya da yasada yeri ol
masa da federalizm ilkesi, btn hukuki yollarn kullanlp tketil
mesinden sonra, lke halknn ounluunu ikna etmek umuduyla
blge halknn bu tr kararlara kar igal gibi illegal yntemleri dc
kullanarak direnmesini meru klar m? Sorunun hukuki yant
aktr; ancak politik-ahlki yant ak deildir.
Belki aadaki zm modeli tartma konusu edilebilir;
Yasal olup olmamasndan bamsz olarak birinin madur edil
mesini iddet olarak adlandryoruz. Yasal iddet meruiyetini
madur edilen bireyin, daha nce bakasna kar su ilemi
olmasndan alr. Byle bir suun sz konusu olmamas halinde
genel karlar uruna bir maduriyet ancak fedakrlk dncesi,
kamu yarar ya da sadakat gerekesiyle sadece gnll olarak st-
lenilebilir. Madurlarn ounluu asndan byle bir istein sz
konusu olmad durumda, bu tr bir zorlama bir iddet eylemi ola
rak kalr ve meru mdafaa formlar tartma gndemine gelir.
Meru mdafaa eyleminin boyutlarnn, yaanmas muhtemel ma
duriyete ya da bir nkleer santral rneinde maruz kalnan iddete
uygun dmesi gerekir ve ayrntlaryla ilgili bir genelleme
yaplamaz.
Enerji retiminin herkesi ilgilendirdiini, bu nedenle ortak
karar verilmesi gerektiini iddia edenlerin, olayn herkesle ilgisinin
ok farkl olduunu, aslnda haksz bir hiimde farkl durumlar
ifade etmek iin ayn kelimenin kullanldn dnmeleri gerekir:
Bir taraftan herkes iin enerji salanmas sz konusu edilirken,
dier taraftan genelin istekleri uruna bir blgenin madur edilme
si sz konsudur.
c) Son yllarda en ok nc bir olay, NATO kili Karan'yJa
da balantl bir olay tartma konusu edilmektedir. Demokratik
olarak seilmi bir hkmet ve meclis yasal bir biimde silahlanma
karar alyor. Yrrlkteki yasal dzenlemelere gre de halkn
bunu onaylama ya da reddetme hakk yok. Byle bir durumda h
kmetin ve parlamentonun ald karar halkn ketidi kararym
gibi kabullcmnesi gerekmekte. Ancak kamuoyu yoklamalar baz
lkelerde ounluun bu kararlara kar olduunu ortaya koyuyor.
Uzun boylu tartmalar ve protesto gsterilerinin yannda, tek tek
gruplar ya da bireylerce sivil itaatsizlik eylemleri de gndeme gcli-
F I I N / S n i l haalizik !6
riliyor: Sokaklara barikatlar kurulmas, silahlara ve silah retimin
de kullanlan materyale ynelik sabotaj eylemleri ve de protesto
amal vergi vermeyi reddetme eylemleri. Genel soru uydu; Parla
mento ve hkmet halkn ounluunun onaylamad kararlan
uygulayabilir mi ya da bylece demokrasinin zn m zedelemi
olur? Sorunu ciddiletiren bir de zel durum var: Bu tr kararlar
rnein son tahlilde bir halkn varln ilgilendirecek nemdeyse,
gene tek bana hkmet tarafndan alnabilir mi? Tartmalarn
sertlemesinin bir nedenini de yerletirilecek fze rampalarnn bir
sava durumunda muhtemelen kar tarafn atom silahlarnn nce
likli hedefleri olaca tezi oluturdu. Yani ok sayda atom
silahnn konulandrlmas ok sayda saldrya maruz kalnmas
anlamna gelecekti; rampalarn saysnn artrlmayp, eski fzele
rin yenileriyle deitirilmesi durumunda da, uyan zamannn
ksalmas nedeniyle tehlike ykseliyordu. Tehlikenin st boyutu
ise tm bir halklarn ve kltrlerin tamamen yok edilmesidir.
Bu sorunlarn tartlmas birok evrede ahlki tezleri olduka
radikalletirdi. rnein Kiliseler Ortak Konseyinin 1983 yl aus
tos ayndaki toplants srasnda alnan kararda, silahlanma tezinin
dayana olan yldrma anlay "ahlki nedenlerle" reddediliyor ve
politik ve askeri durumdan bamsz olarak, "atom silahlarnn re
timi ve konulandnimas insanla kar bir su" olarak niteleni
yordu. Buradan kan sonu sz konusu karara kar mutlak bir
hayrd. Bu hukukla ahlk arasndaki dm zmyor, Kanln
deiiyle kesiyordu.
Aadaki dnceler belki bir zm iin yol gsterici olabilir:
Her demokratik hkmet ve kurum iktidann snrlarnn olduu
prensibini kabul etmek zorundadr. Bu prensip kurumsal olarak
gler ayrl ilkesi yoluyla hayata geirilmektedir. Ancak gle
rin ayrlm olmas durumunda bile, bilimsel teknoloji anda tek
tek kurumlarm aldklar kararlar sonulan itibariyle mutlak katego
risine girebilirler. Bunlar rnein bir halkn dorudan varoluuyla
ilgili kararlar olabilir: Bir kitlesel yok etme savana girme ya da
byle bir sava hazrlama karan gibi. Hibir hkmet ve kurumun
bu tr kararlar vermeye hakk yoktur. Herkesin lmn ve
yaamn ilgilendiren kararlan ancak herkes birlikte verebilir. Bu
162
nedenle ok nemli sonular olabilecek kararlar halk kendisi
almaldr.
ne srlen tezin geniletilmi hali Kant tarafndan, savaa ve
bara karar verme hakknn halkla olmas gerektii biiminde
ifade edilmitir. Ayn tez Jaspersn son dnem politik yazlarnda,
bir termonkleer sava balamnda yeniden ele alnm ve yle
tartlmtr: Eer demokratik rejim altnda yaayan bir halk kritik
bir durumda erefli lm yerine yaamda kalma ansn seiyor ve
nkleer olmayan silahlanmada daha byk yaama ans gryor
sa, hkmet bu tercihi kabul etmek zorundadr."* nk o baka bir
hkmetin uydusu deil, bu halkn hkmetidir. Hkmetin halka
bu saygy gstermedii durumlarda politik zgrln hl mm
kn olan eylemi, o anda bir eyi engelleyemese de politik bilinte
deiime yol aacak toplu itaatsizliktir.
yi ileyen kurumlaryla salkl demokrasilerde bile, bir tarafta
herkes asndan yasadn, dier tarafta tek tek bireyler, gruplar
ya da ounluk asndan ahlkn olduu durumlar vardr. Sivil ita
atsizlik, bu demokrasinin genel erevesine sadk kalnarak, belirli
noktalarda deiikliklere gidilmesi iin yaplan sembolik zellikte,
yasal olmayan, ancak meru bir ardr. Sivil itaatsizlik, ok
dk dzeyde iddet kullanr; bunu yaparken insanlara asla zarar
vermeme prensibine uyar. Kullanlan dk dzeydeki iddetin,
demokratik dzene de fazla zarar vermemesi gerekir. Demokrasi
ise kendi olgunluunu, bu arlara kulak vererek, kar klan ko
nuda bir konsen.sus olumusa, sz konusu uygulamay ya da
yasay deitirerek ispatlayacaktr.
Rawlsin, yasay ihll eden bireyin demokrasiye sadakatinden
dolay kefaret demeye, verilen cezay stlenmeye, yani yapt
eylemden dolay ayn zamanda pimanlk duymaya ykml
oJmasf yolundaki inanc aslnda demokrasi sofuluundan baka
bir ey deildir. nsan kabul edilemez diye alglad bir eyi, utan-
3. Kant, t: Ueber den Gemeinspruch: Das mag in der Theorie richtig sein, taugt
aber nicht fr die Praxis. - bkz. Kant: Kleine Schrifen zur Geschichtsphilosop-
hie, Ethik und Politik, yaynlayan v.K. Vornder, Hamburg 1967, s. 111. - Kant:
Zum ewigen Frieden, 1. Definitivartikel, a.g.y., s. 127.
4. Jaspers, K.: Wohin treibt die Bundesrepublik? Tatsachen, Gefahren, Chan-
cen, Mnih, 1966, s. 162.
5. Rawls, J. a.g.y. s.403 vd.
163
madan ve pimanlk duymadan reddetmeyi de bilmelidir. Byle bir
durumda ceza, denen bir kefaret deil, kanamadmz, ama bu
nedenle olumlamak zorunda da olmadmz, alan hukukun bir
zaferidir.
Btn demokrasiler daha adil olma yolundaki "adile yakn sis
temler" olsalard, sivil itaatsizlik bu denli byk bir sorun olmazd.
Tm demokrasilerde ngrlemeyen ve bu nedenle var olan ku
rumlar araclyla geici de olsa zlemeyecek atmak durum
larn olabilecei kabul edildiinde, sivil itaatsizlik politik pratiin
kurumlar d, gerekli bir dzelticisi olarak hakl gsterilebilirdi:
yasalar adaletin en iyi ekilde gereklemesini engelledikleri sre
ce sivil itaatsizlik eylemcilerini pratik olarak cezalandrmayarak ya
da sivil itaatsizlik hakkm kabul ederek. Yani byle bir hak, meru
iyetini, hibir demokrasinin mkemmel olmad, ancak prensip
olarak "adile yakn bir sistemi" hedefliyor olmas yolundaki kabu
lnde bulabilirdi.
6. Bkz. Saner, H.: Die Kampfmitttel des Brgers in der Demokratie. Zum
Sptvverk des politischen SchriftsellerS Kari Japers.- Bversen, F. in
yaynlad, Philosophie der Politik. Ein Symposium zum 100. Geburstag von
Kar! Jaspers. Wuppertal 1984, s. 61-76.
167
yaklam, insan politik gereklik karsmda krletirir. nk
k srecindeki demokrasinin zellii, verili haklarn kul
lanmn, gizli sansr, kukulu mahkeme kararlar, dorudan ya da
dolayl meslek yasa, toplumsal soyutlamann farkl biimleri gibi
ok boyutlu yldrma yntemleriyle, yasal bir snrlama getirme
den, fiili olarak zorlatrmas ya da engellemesidir. Byle bir du
rumda, var olan ancak kullanlmas istenmeyen zgrlklerin
snrsz kullanm belki de en etkili direni yolu olacak, zaman
zaman yaplan ve arpc hakszlklara iaret eden sembolik eylem
lerden farkl olarak, kmekte olan sistemin alternatifini, yaayan
bir demokrasinin pratiini oluturacaktr.
Bu lde geniletilmi bir direniin meruiyeti ek teorik sorun
lar deil, sadece pratik sorunlar karr. Demokrasinin kusursuz ol
mayaca yolundaki dnce, devletin k ihtimalinin itirafn,
daha adil olma yolundaki ilkesel irade ise yurttalarn sivil hak vc
zgrlkleri kullanlma grevine tahamml ierir. te bu grev
her tr demokratik direniten nce gelir; nk bunsuz bir demok
rasi dnlemez. Tm bu doallna ramen, byle bir grevin
zel olarak ak dille bir anayasa maddesine yerletirilmesi gere
kir; nk k daima mmkndr ve byle bir k gereklik
haline gelince, artk direniin btn iaretlerini tayacak rtk bir
grevi dayanak gstermek pratik olarak zor ya da imknsz ola
caktr.
k halindeki demokrasilerde direniin meruiyetiyle ilgili
kesin snrlamalar getirilebilir gibi gzkmekledir: iddetin ar
maduriyetlere yol aan btn biimleri, yani terr, siyasi cinayet,
kanl devrim olarak i sava, sadece devletin propaganda tekeli,
brokratik oyunlar, tarafl adalet mekanizmas, gizli polis ve topla
ma kamplar gibi iddet aralann kullanarak kiisel bir tiranlk ya
da totaliter bir sistem kurmas, btn yurttalar potansiyel kurban
haline getirmesi durumunda, yani pratikte bir terr ve cinayet dev
letine dnmesi durumunda meru grlebilirler. Keyfi biimde
uygulanan zor, sistemi ve temsilcilerini hedef almas kaydyla her
tr kar eylemi merulatrr. Ancak demokrasinin k statik
bir durum olmayp, diktatrlk ilikilerinin sisteme szmas ya da
diktatrln hazrlanmas ile paralel yryen bir sre olduu
iin, teorik olarak mmkn olann snrlar politik duruma gre
168
gene deiecektir. Bu noktada kl krk yararak davranmaktan ve
bylelikle teorinin yant veremeyecei gerek snr blgelerinde
dengeyi salamaktan baka bir yol yoktur. rnein teorik olarak.
Alman devletini ganimet olarak teslim etmektense, Hitler ve ekibi
ni daha Weimar Cumhuriyetinin ykld dnemlerde bertaraf
etmek daha iyi olurdu denilebilir. Ancak Hitler bandan beri asla
kt bir demokrat olarak deil, bilinli bir demokrasi dman ola
rak ortaya kt iin, bertaraf edilmesi demokratik devletin grev
leri arasnda olmalyd. Fakat devletin demokrasi dmanlarn ber
taraf etme hakkna sahip olmas hi de istenen bir ey deildir;
nk k srecindeki demokrasi, dmanlarn demokratlar
arasnda arayacaktr. O halde bu tr u durumlar iin geride sade
ce, tek tek demokratlarn hem var olan devlete hem de gelmekte
olan tiranla kar direnmeleri ve eylemlerinin hukuki adan
meru gsterilemeyecek sonularn stlenmeleri biiminde zayf
bir umut kalmaktadr.
171
94
* "Was heisst persnliche Verantwortung unter einer Diktatur balkl yaz Eike
Geisel ve Klaus Bittermannn "Nacb Auschwitz" balyla yaynladklar kitap
tan alnmtr. Tiamat yay., 1989 Berlin.
1. Shakespeare. Hamlet, 1/5, Orhan Burianin evirisinden alnmtr. MEB Ya
ynlar, stanbul 1989, s. 43. (.n.)
172
Ancak burada sorumluluun bu biimini tartmak istemiyo
rum. Daha yakndan baknca, atalarmzn, halkmzn ya da insan
ln yaptklanndan, yani bizzat ilemediimiz sulardan dolay
kendimizi sulu hissettiimizi sylemek kiisel bir sorumluluun
ifadesi deil, metaforik (mecazi) bir anlatmdr. Ahlki olarak ba
kldnda, somut bir eyler yapmadan kendimizi sulu hissetmek,
gerekten bir crmn sorumlusu olduumuz halde sululuk duy
mamak kadar yanltr. Savatan sonra Almanyada sululardan
ancak yok denecek kadar az bir ksm pimanlk emareleri gsterir
ken, hibir ekilde sua bulamam insanlann tm dnyaya kendi
lerini nasl sulu duyumsadklarnn gvencesini vermeye al
malarn, ahlki bir aknlk ifadesi olarak deerlendiriyorum. As-
linda kolektif su diye bir ey olmad gibi, kolektif susuzluk da
yoktur; su kavram, sadece kiilere indirgendii zaman anlam
kazanr.
Greli olarak basit olan bu eyler, benim arkn dilisi diye ad
landrmak istediim teori dolaysyla biraz karmaklat. Politik
bir sistemde, farkl devlet organlar arasnda ne trden ilikilerin
hkm srd, dev brokratik mekanizmalarn nasl iledii ve
hangi emir-kumanda kanallarnn mevcut olduu, yani bir politik
sistemin nasl idame ettii betimlendiinde, zorunlu olarak, siste
min kulland her bireyden, yani mekanizmann harekete geiri
lip, iletilmesi iin gerekli olan her diliden sz edilmelidir. Bura
da, hibir brokratik sistemin, hibir kamu hizmetinin vazgee
meyecei ok nemli bir nkoul, bu dililerden her birinin, yani
her bireyin yerinin, sistemin yapsnda bir deiiklie gitmeksizin,
doldurulabilir olmasdr. Soruna bu ekilde yaklaldnda, sistemi
bir btn olarak ayakta tutan insanlarn birey olarak sorumluluklar
ancak ikincil dereceden bir nem tar ve sava sonras davalarda
samklann, "Ben yapmasam bakas yapacakt" biiminde ifade et
meye altklar mazeret haksz deildir,
Kudste Eichmann-Davas'n* izlerken, mahkeme salonunda
* Hitler dneminin "Yahudi sorunuyla ilgili st kademe grevlilerinden biri olan
Adolf Eichmann, 1960 yl mays aynda srail komandolar tarafndan saklan
makta olduu Arjantinden karlp Kudse getirilmi ve burada mahkeme
nne karlmtr. Dnya kamuoyunun ilgisini zerine toplayan davay Hannah
Arendt, Amerikan "The New Yorker" dergisinin temsilcisi olarak izlemi, sonra
da izlenimlerini, tm dava dosyasnn yorumu ile birlikte kitap olarak 1963
ylnda "Eichmann in Jerusalem" ad altnda yaynlamtr, (.n.)
173
grlen bir davann en byk avantajnn, insann arkn dilisi
olma safsatasnn samaln fark etmesi ve tm bu sorunlar
farkl bir bak asndan grmeye zorlanmas olduunu hissettim.
Savunmann bu dorultuda argmanlar sunaca aikrd; Eich-
mann ufak bir diliden baka bir ey deildi, -sann byle d
nyor olmas da pek muhtemeldi ve belli lde de byle dav
rand-. Ancak iddia makamnn, ondan btn zamanlarn en byk
-Hitlerden bile daha kt ve daha nemli- canisini yaratmaya
almas tuhaf ve beklenmedik bir abayd. Yarglar ise doru ve
makul olan yaptlar: Bu yaklam, eer ve fakat sorularn sorma
dan reddettiler; benim dncem de bu dorultudayd. nk,
hkimlerin de aklamaya altklar gibi, duruma salonunda bir
sistem, tarihsel bir eilim, Antisemitizm gibi herhangi bir "zm"
deil, bir insan yarglanr. Ve de sank tesadfen bir yneticiyse,
tam da bu yzden, yani ynetici de bir insan olduu iin ve sadece
bu zelliinden dolay mahkeme nnde bulunmaktadn. Sonu
olarak, mahkemenin sana sorusu, "Siz, u isimli, u doum tarih
li, urada domu, yani herhangi baka biriyle kartn lam ayacak,
hviyeti belli bir birey olarak, sulandnz eylemleri yaptnz m?
Yantnz evet ise, neden?" biimindedir. Sann, "Bunlar yapan,
birey olarak ben deildim; benim kendi inisiyatifimle bir eyler
yapmaya ne iradem ne de gcm vard; ben arkn, yeri bir ba
kasyla doldurulmas mmkn basit bir dilisiydim; benim yerimde
olan herkes ayn eyi yapard; benim bugn mahkeme nnde
olmam sadece bir rastlantdr biimindeki yant zle ilgili
olmad gerekesiyle deerlendirilmeye alinmaz. nk eer
yant: "Ben deil, benim sadece bir dilisi olduum sistem bunu
yapt" biimindeyse, derhal ikinci soru gelir: "Peki siz neden byle
bir dili oldunuz ya da o koullar altnda byle bir dili olarak
kaldnz?" Sann, bir sistemin temsilcisi olarak sululuu ya da
susuzluu aratrlmaya kalklsa, ortaya sonula zavall bir
gnah keisindan baka bir ey kmazd.
Sava sonras davalarnn tmnde mahkemelerin sanklardan
susuzluk kriteri olarak bekledikleri ey, bunlann, (Nazi) hkmet
lerinin merulatrd rmlere katlmam olmalaryd. Katl
mamann sululuun ya da susuzluun hukuki kriteri olarak
alnmas ise, sorumluluk problemiyle ilgili ciddi sorunlar dour-
174
maktadr. nk gereklikte, sadece kendilerini kamusal yaam
dan tmyle geri ekip, her trden politik sorumluluu reddeden
ler, politik crmlere katlmaktan kanabilmi, yani hukuki ve
ahlki sorumluluktan kendilerini kurtarabilmilerdi. Nazi Alman-
yas'mn yenilgisinden beri ahlki sorunlar konusunda iddetli bir
tartma sryor. Ve resmi toplumun btn tabakalarnn bu emsal
siz su ortaklnn aa vurulduu, geerli ahlki deerlerin tm
den knn ortaya konulduu bu srete saysz varyasyonlarla
hep ayn argman ne srlmekte: "Biz, bugn sulu sandalyesin
de oturanlar, aslnda, daha kt eylerin olmasn engellemek iin
duruma katlanan insanlarz; sadece bizler, yani sistem iinde ka
lanlar, olaylar hafifletme ynnde etkide bulunup, hi deilse bir
ka insana yardm etme olanana sahip olduk; hibir ey yapma
yanlar, her tr sorumluluktan kaarak, kendi ruhsal selametlerini
dnrken bizler, elbette ki ruhlarmz satmadan, eytana bedel
dyorduk." Bu yaklam, eer ta balarda Hitler rejimi
yklabilseydi ya da hi deilse bu dorultuda bir giriim sz konu
su olsayd, politik olarak kabul grebilirdi. Ancak, bu tr yak
lamlar dillerinden drmeyenler, ne bir komplo kurmaya yel
tenmiler, ne de byle bir eyi akllarndan geirmilerdi. Eklemek
gerekir ki, burada sz konusu olan insanlar genelde, Hitler rejimi
nin de, Adenauer hkmetinin de uzmanlklarna bavurmadan
ayakta kalamayacaklan devlet grevlileriydi.
Hukuki sorumluluktan farkl olarak, kiisel ya da ahlki sorum
luluk sorunu, sadece rejimin inanl savunucusu olmayanlar iin
vardr. Ancak bu basit gereklik bile, nihayet hesaplama gn
gelip de ortalkta rejimin inanl savunucusu kimsenin olmad or
taya knca, iinden klamaz bir hale geldi. Buradaki en nemli
sorun, yalan da syleniyor olsa, olayn basit bir yalandan ibaret ol
mamasdr. nk, parti yeleri ve hatta S S in sekin mensuplar
bile, rejimin son dnemlerinde politik olarak tarafsz insanlann
iin balarnda bulunduklar konuma gelmilerdi; Drittes Reich d
neminde rejimin daha sonraki crmlerini tm kalpleriyle olumla-
yan insan says ok az, ancak ayn rmler buna ramen icra et
meye hazr insan says olduka fazlayd. Ve imdi, hangi grevde
bulunmu ya da ne yapm olursa olsun, herkes bir bahane bulup,
zel yaama ekilen insanlar en ucuz ekilde sorumluluktan ka-
175
makla itham etmektedir.
Bunlarn bulduklar ahlki gereke ise ehvenier mantna da
yanmakladr. Bu yaklama gre, kar karya bulunduumuz k
tlklerden kn semek bir zorunluluk, byle bir seimi
prensip olarak reddetmek ise sorumsuzluktur. Bu yaklamn
zayfl, ktnn iyisini seenlerin, ktlkten yana karar vermi
olduklarn ok abuk unutmalardr. nc Reich dneminde i
lenen crmler, en iyi niyetle bile, "ehvenier" olarak niteleneme
yecek kadar devasa boyutlara ulat iin, bu yaklamn kesin
olarak iflas ettiini dnebilirdik. Ne yazk ki durum bu deildir.
Daha tesi, totaliter egemenlik yntemleri incelenirse, ehvenier
mantnn, hkmeden elit tabakaya mensup olmayan kiilerce ne
srlmekle kalmayp, terr ve zulm makinesinin asli elerinden
biri olduu tespit edilebilir. Ehvenier denilerek baz ktlklerin
sineye ekilmesi, bilinli olarak ktln kendisinin kabul ettiril
mesinin bir arac olarak kullanlyor. Verilebilecek birok rnekten
birisi, Yahudilcre ynelik imha politikasdr; Yahudilerin topyekn
imhasna balanmadan nce bir dizi Antiyahudi nlem alnmtr.
Bu mnferit nlemlere, her eyin berbat olaca endiesiyle nza
gsterilmi ve bylelikle sonunda, artk daha ktsnn olamaya
ca bir aamaya ulalmtr. Burada, insann kendi deerler siste
mine tmyle ters den gelimeleri fark etmek konusunda basire
tinin nasl balandn gryoruz. Maalesef, insan davranlarn
koullandrmak ve insan, nceden tahmin edilemeyecek derecede
korkun bir biimde davranabilecek bir noktaya getirmek, onu de
neyimden renmeye, yani dnp, deerlendircrerek, kendi
kararn vermeye ikna etmekten ok daha kolay gzkmektedir.
nk insanlar dnp karar vermek yerine, dnce sistemleri
nin derinliklerinde yer etmi olan ve gcreklilikleri artk yaanan
larla deil, sadece i tutarlklaryla llebilecek mantki kategori
ler ve formller kullanmay tercih ediyorlar.
Genel kabul gren kurallara bavurmann artk mmkn
olmad koullardaki karar verme srecinin zorluklarn tarta
bilmek iin, ahlki llerden, genel olarak daha iyi tanmlanm
olduklar iin, hukuki llere gemek istiyorum. Sava sulu-
arnn davalarnda ve kiise! sorumluluk tartmalarnda sanklar
ve avukalJan ilenen crmlerin "hkmranlk tasarruflar" (ee
li 6
menlik eylemleri / Hoheitsakte) olduklar ya da "yce makamlann
emirlerine itaatin gerei" olarak gerekletirildikleri tezine sarl
yorlard. Bu iki kategorinin birbirine kartrlmamas gerekir.
Yce makamlarn verdii emirler (hhere Befehle) yasaldr ve hu
kuki dayanaklara sahiptir. Hkmranlk anlaynn bir sonucu ola
rak kabul edilen fiiller (Hoheitsakte) ise, tmyle hukuki alann
dnda, kimsenin yarglayamayaca eylemlerdir. Hkmranlk
eylemi kavramnn teorik gerekesini, bamsz hkmetlerin
varlnn ya da egemenliinin tehlikeye dt olaanst koul
larda, caniyane aralara bavurmak zorunda kalabilecei anlay
oluturur. Bu teorik erevede devlet eylem i, zmni olarak, meru
mdafaa eylemi ile, yani bireyin varlnn tehlikeye dt ola
anst koullarda bavurabilecei ve cezas olmayan "crmle
kyaslanr. Ancak bu tez, totaliter iktidarlar ve onlann hizmetinde-
kilerce ilenen sulara uygulanamaz: nk bu sular bir zorunlu-
luluun sonucu olarak ilenmemitir; aynca Nazi rejiminin bu tr
caniyane eylemlere bavurmam olsayd yaamaya devam edebi
lecei, hatta belki de sava kazanabilecei ynnde birok belirti
vardr. N e devletin varolu mantna (hikmet-i hkmet!Staat-
srason) ilikin politik teorilerde, ne de devlet fiillerinin hukuki yo
rumlarnda, yasal dzenin tmyle tersyz edilmesi ynnde bir
yaklam yoktur. Hitler rejiminde ise, normal llere vurulduun
da caniyane olmayan hemen hibir devlet fiili yoktu. Sonu olarak
sadece iktidar korumak amacyla istisnai olarak bavurulabilecek
caniyane eylemler, kurald istisnalar deil, tersine Himmlerin
kym programn durdurma emri gibi az saydaki caniyane olma
yan eylem, geerli "hukuk"un istisnalarn oluturuyordu. Gerekte
bu emrin rejimin iine dt aczin itirafndan baka bir anlam
da yoktu.
Benzer biimde, "emre itaat" kavram ya da hkimlerin, byle
bir gerekenin sorumluluktan kurtarmayaca yolundaki kar ar
gmanlar da yerinde deildir. Buradaki varsaym, emirlerin nor
mal olarak caniyane olmadklar ve bu nedenle de asttan (emir
alandan) belli bir emrin caniyane olup olmadn ayrt edebilmesi
nin beklenebileceidir: rnein, aniden ldran bir subayn, dier
subaylarn ldrlmesi yolunda verdii emir ya da sava esirlerinin
ikenceye tabi tutulmalar ya da ldrlmeleri yolunda verilen
F 2N/SV1 Itaalsizk 1 7 7
emirlerde olduu gibi. Hukuki anlamda, uyulmayan emrin, "ak
biimde yasalara aykn" olmas, yasaya aykunlnn," yasak! diyen
bir uyar iareti gibi, verilen emrin zerinde siyah bir bayrak
masna dalgalanmas gerekir." Baka bir ifadeyle, itaat edip et
memeye karar verecek kii iin emrin aka bir istisna olarak
vasflandnlabilir zellikte olmas gerekir ve burada sorun, totaliter
rejimlerde ve zellikle de Hitler rejiminin son yllarnda caniyane
olmayan emirlerin istisna, caniyane emirlerin kural oluturma
lardr.
Alntladm szler, Hitler Almanyasnn kesin crm zerine
kurulmu, szmona yasal dzeninde, "hukuksallk" kelimesine
ikin olan zorluklarn, btn dnyadaki mahkeme heyetlerinin bir
oundan daha fazla bilincinde olan bir srail askeri mahkemesinin
kararndan alnmtr. Mahkeme bu nedenle, karar gerekesinde,
"yasalarla ilgili bilgisi olmasa da, her insann iinde var olan hak
duygusu" olarak ifade edilen allm tarzn tesine geip, "kr ol
mayan her gze batan, talamam ve fesada uramam her yre
i isyan ettiren adaletsizlik"ten sz etmitir. Gayet gzel bir ifade
ama, sorunu zmek konusunda ie yaramyor. nk bu crmle
ri ileyen adamlar, yaadklar lkenin yasalarnn ruhuna ve
lafzna sadklard. Bugn bunlardan hesap sormak, bu insanlardan
iselletirmi olduklar varsaylan "hak duygusunun", inandklar
hukuk dzeniyle elitiini kabule zorlamaktr.
Bu koullar altnda, eylemlerin "hukuk diiliim" aynmsamak
iin, gerekte kr olmayan bir gzden, talap, bozulmam bir y
rekten daha ok ey gerekiyor. Sava sular davalarnn sanklar
ahlki her eylemin yasad, hakl her davrann bir crm
sayld koullarda sorumluluk almlard. Bu nedenle, Kudsteki
yarglarn kararlannda ve dier sava sonras davalarnda ok be
lirgin olarak ne kan insan doasnn bu olduka iyimser yoru
mu, ne yasalarn ne de dnemin hkim eilimlerinin etkileyebildi
i, bamsz bir insani yetiyi, kendini her durumda yeni batan ve
bozulmam bir spontanelikle aa vuran bir karar verme yetisini
varsayar. Belki de byle bir yeteneimiz var ve her birimiz, bir ey
yaptmz zaman kendini yasa koyucu konumuna koyarak dav
ranrz; ancak yarglarn sylemek isledikleri bu deildi. Tm re
torik ayrntlar bir yana braklrsa, demek istedikleri sadece, yz
178
yllarn ak iinde insanda byle bir duygunun yerlemi olduu
ve bu duyumsama yetisinin aniden yok olmu olamayacayd. Bu
varsaymn, nmzde bulunan deliller ve srekli olarak "hukuk
d" bir emrin brn kovalad gerei gz nnde tutulduun
da, olduka kukulu olduunu sanyorum. Bu emirler ne plansz ve
programszd ne de rasgele birtakm crmlerin ilenmesi iin ve
rilmiti. Tersine, "yeni dzenin" kurulmas iin byk bir zenle
ve ok kat bir biimde uygulanmt. V e bu yeni dzen, tam da ke
limenin ifade ettii gibi, sadece korkunluk anlamnda yeni deil,
ayn zamanda ve de zellikle bir dzendi.
Karmzda her tr suu ilemeye hazr bir caniler etesinin bu
lunduu biimindeki yaygn gr ciddi biimde yanltcdr. Hare
ketin sekin rgtleri iinde farkl sayda cani bulunduu ve dehet
eylemlerinin suunu tayan ok sayda insann var olduu doru
dur. Ancak bu dehet eylemleri tipik deildir; daha da nemlisi,
birok eye izin verildii halde, bu tr eylemlerin yaplmas serbest
deildi. Hrszlk ya da rvet almak da yasakt. Ayn ekilde
aments (credo) "her ey serbesttir olan 19. yzyl nihilizminin
modem bir tezahryle kar karya olduumuz gibi bir sonuca
varmak da yanltcdr. Hatta vicdanlarn bu kadar kolayca uyutu-
rulabilmesi ksmen de "her eyi yapmann" hi de serbest olma
masnn dorudan bir sonucu idi.
Olayn ahlki boyutu, olup bitenin "jenosit" diye adlandrlmas
ya da milyonlarca kurbandan sz edilmesiyle kavranamaz -btn
bir halkn imhas trnden olaylara antik dnemde de, modem s
mrgecilik dneminde de rastlanr; iin z ancak her eyin yasal
dzen erevesinde gerekletii, bu "yeni hukukun" temel daya
nan, "ldrmelisin" -ve dmann deil, tehlikeli bile olamaya
cak durumdaki susuz insanlan ve bunu bir zomnIuluktan dolay
deil, tersine, tm askeri mlahazalara, tm yararllk dnceleri
ne aykr olduu iin- eklinde bir emrin oluturduu fark edilirse
anlalabilir. Cinayet program yeryzndeki son Yahudi yok edi
linceye kadar srmeliydi ve savala, Hitlerin sava srasnda sivil
katliamn daha kolay kamufle edilebileceine olan inanc dnda,
hibir ilikisi yoktu; hatta ilemin bar dnemlerinde daha da
byk boyutlarda devam ettirilmesi gerekmekteydi. Ve bu crm
ler, haydutlar, ucubeler ya da zvanadan km sadistlerce deil,
179
yasal geerlilie sahip "Fhrerin szlerine" (Fiihrerworte) bile
inanmayan, toplumun en saygn mensuplarnca ileniyordu.
Parti mensubiyetinden ya da sua dorudan itirakinden
bamsz olarak, tm halkn hangi lde, sadece ve sadece byle
olutuu iin yeni dzene inandn kantlayacak bir kant olarak
-hl byle birey gerekliyse-, Eichmannin, hibir zaman NSDAP
(Nasyonal Sosyalist i Partisi), yesi olmam avukatnn
Kudsteki davada iki kez sarf ettii inanlmaz szler verilebilir:
Ausschvvitz ve dier yok etme kamplannda olup bitenler "tbbi bir
sorundan" ibaretmi. Sanki ahlk, kkl, uygar bir millette k
n yaad bir anda, kendini balangtaki anlamyla plak olarak
aa vurmaktadr: Yani sanki tamamen deiimi bir halkn sofra
adabnn deimesi kadar az sorun karacak, etik normlarn, gele
nek ve greneklerin bir bilekesi olarak.
imdi iki soru ortaya atmak istiyorum. Birincisi ayaklanp,
isyan edememi olsalar da, kendi yaam alanlarnda ibirlii yap
mayan ve kamusal yaamda yer almay reddeden az saydaki
insann dierlerinden farklar neydi? kincisi, sisteme olas btn
kademelerde ve ok farkl grevler stlenerek hizmet eden insanla-
rin, basit birer canavar olmadklar konusunda hemfikirsek, bu in-
sanlan bu davrana iten neydi ve imdi, "yeni dzenin" ve onun
deerler skalasnn yklmasndan sonra, bu davranlarn hangi
ahlki -hukuki deil- gerekeyle mazur gstermekteler? Birinci so
runun yant olduka basittir. Katlmay reddeden ve bu nedenle
ounluk tarafndan sorumsuzlukla sulanan insanlar, kendi ba
larna karar verme cesaretini gsterebilmi olanlard. Bunlarn
byle davranabilmeyi becerebilmelerinin nedeni, daha iyi bir de
erler sistemine sahip olmalar ya da dncelerinde ve bilinlerin
de hl eski adalet ve adaletsizlik llerinin kkl bir biimde yer
almas deildi. Bence olay, bu insanlarn vicdanlannm, deyim ye
rindeyse otomatie balanmam olmasyd: Yani bunlar, doutan
getirildii varsaylan ya da sonradan edinildiine inanlan, her
derde deva hazr reeteler ya da kurallar btnne gre davran
mamlard. Bence ibirlii yapmayanlarn baka bir kriteri vard:
Bunlar, sz konusu yok etme srecine katldklarnda, hangi lde
kendileriyle bar iinde yaayabilecekleri sorusunu sormular ve
hibir ey yapmamayi tercih etmilerdi. Dnya onlarn bu dav-
180
ranlanyla olumlu ynde deiecei iin deil, sadece bu ekilde
kendileri olarak yaamaya devam edebilecekleri iin yapmlard
bu tercihi. birliine zorlandklar durumlarda da lm tercih et
milerdi. Daha ak ifade etmek gerekirse, "ldrmeyiniz!" emrine
gz kapal bir biimde itaat ettikleri iin deil, bir katille -yani
kendileriyle- birlikte yaamak istemedikleri iin ldrmeyi reddet
milerdi.
Bu tr karar verebilmenin nkoulu, ok gelikin bir zek ya da
ok zel bir ahlk anlay deil, basite kendisiyle birlikte yaama
alkanl, yani Sokrates ve Platodan beri, dnmek diye ad
landrdmz, kendi benliimizle srdrdmz o sessiz diyalo
gu srdrmektir. Felsefe yapmann tm temelini oluturmasna
ramen bu tr dnme tarz ne bir uzmanlk ii, ne de teorik bir
sorunla ilgilenmektir. Kendi balanna karar verenlerle vermeyenle
ri ayran izgi, tm sosyal, kltrel ve eitimsel farkllklar ap
razlama keser. Bu adan, Hitler dneminde, saygn toplumun top
tan ahlki knts, bize, bu koullar altnda gvenilecek
insanlarn, savunduklar deerleri yere ge koymayanlar ya da
ahlki normlara ve llere sk sk sanlanlar olmadn ret
mektedir; imdi tm bunlarn akamdan sabaha deitiini ve elde,
herhangi bir eye sarlma alkanlndan baka bir eyin kal
madn biliyoruz. ok daha gvenilir olanlar ise genellikle ku
kucular ve phecilerdir. Kukuculuun iyi bir ey ya da phecili
in salkl olmasndan deil elbette. Sadece bu insanlarn her eyi
sorgulama ve kendi dncelerini oluturma alkanlklar olduu
iin. En iyi tavr alanlar ise, hayatta kaldmz srece, ne olursa
olsun, kendi benliimizle birlikte yaamaya mahkm olduumu
zun bilincinde olanlardr.
Peki evrelerinde olup bitene karmak islemeyen az sayda in
sana ynelik sorumsuzluk sulamasna ne demeli? Sanyorum,
insann, esas olarak politik bir oluum olan dnyaya kar sorumlu
luk stlenemeyecei ar durumlar olabileceini kabul etmemiz
gerekmektedir; nk politik sorumluluk asgari dzeyde dc olsa
politik bir gc gerektirir. Gszln, mutlak iktidarszln ge
erli bir zr olduuna inanyorum.
Dikkatimizi ikinci soruma, yani kendilerinden istenen eyleri
grev olarak kabul edenlere ve bunlann kendilerini hakl karmak
181
iin ne srdkleri ahlki gerekelere yneltirsek, sorun biraz daha
netleir. Gereke hep ayndr: Her organizasyon, stlere ve yrr
lkteki yasalara itaat ister. taat bir erdemdir; hibir .siyasi toplu
luk, hibir rgtl yap itaat olmadan varlm srdremez. Bu ge
rekelerin tm ylesine basit gzkmektedir ki, ierdii yanl
ortaya karmak belli bir abay gerektirir. Burada doru olmayan
"itaat" kelimesidir. Gerekte sadece bir ocuun itaat etmesinden
sz etmek mmkndr; bir yetikinin "itaat etmesi" ise gerekte,
"itaati" talep eden rgt, otoriteyi ya da yasay desteklemesi
anlamna gelir. "taat" kelimesini tm bu durumlar iin kullanrsak
bu kullanm, -Platon ve Aristo dneminden beri- bize, birlikte ya
ayan her insan topluluunun hkmedenler vc hkmedilenlerden
olutuunu, birincilerin emir verdikleri, kincilerin ise bu emirlere
itaat etliklerini syleyen, ok eski poliik-bilimsei tasarma
dayanr.
Burada, bu tasarmlann bizim politik dnce geleneimize
giri nedenlerini tartamayacam; ancak bunlarn, ortak eylemli
lik dzleminde insanlararas ilikiler konusunda var olan daha eski
ve bence daha doru anlaylarn yerine getiini vurgulamak isti
yorum. Bu eski anlaylara gre, ok sayda insan tarafndan icra
edilen her edim, iki blme ayrlabilir: "Yneticinin" yapt ba
lang blm ve artk ortak bir i haline gelen eyi baari)4a so
nulandrmak zere ok sayda insann katld icra blm. Bura
da tayin edici olan, hibir gl insann, niyetlenilen eyi icra eden
baka insanlann yardm olmakszn, iyi ya da kt hibir eyi so
nulandrmayacann bilinmesidir. Burada, "liderin" kendi benzer
leri arasnda ilk olmaktan fazla bir ey olmad bir eitlik tasarm
sz konusudur. Ona itaat eder gibi gzkenlerin gerekte yaptklan
ey, lideri ve liderin giriimini desteklemektir. Bu tr bir "itaat" ol
madan lider aresiz kalrd. Buna karlk, ocuk yuvasnda ya da
klelikte -yani itaat tasanmmm bir anlamnn olduu bu iki alanda
(ki kavram politik dzeye de bu rneklerden yola klarak
tanmtr)- ocuk ya da kle "ibirliini" kabul etmedii takdirde
aresiz kalr. Mutlak hiyerarik dzeniyle, kat bir brokratik r
gtlenmede bile, "dililerin" ve arklarn almasn, allm ol
duu zre yneticilere kar itaat olarak deil, ortak bir giriimin
kapsaml bir biimde desteklenmesi olarak grmek daha anlaml
182
olurdu. Eer lkenin yasalarna itaat ediyorsam, gereklikte onun
anayasasn destekliyorum. Suskun kabulden vazgeip, itaat etmeyi
reddeden isyanc ve devrimcilerin tavrlar, olayn gerek yzn,
yani itaatin aslnda desteklemek demek olduunu aa karmak
tadr.
Bu ekilde bakldnda, diktatrlk ynetimi altnda kamusal
yaamda yer almayanlar, ayn zamanda, itaat prensibine dayan
larak bu tr bir destein talep edildii "sorumluluk" alanlarndan
kanarak diktatrl desteklemeyi reddedenlerdir. Yeterli sayda
insann ne lde etkili olunacam grmek iin herhangi aktif bir
direnie bile kalkmadan bu ekilde "sorumsuz" davranp,
yardm, destei reddetmesi durumunda bu tr hkmetlerin ba
larna neler geleceini bir an iin dnmemiz bile yeterlidir. Bura
da sz konusu olan gereklikle, yzylmzda kefedilen, iddete
dayal olmayan eylemlerden, direni biimlerinden biridir. Yani bu
yeni canileri eylemlerinden sorumlu tutmamzn nedeni, politik ve
ahlki meselelerde itaat gibi bir eyin varolmaydr.
Sonu olarak ibirlii yapan ve emirlere uyanlara, "neden itaat
ettin?" sorusunun deil, "neden destekledin?" sorusunun sorulmas
gerekir. Bu kelime deiiklii, kelimelerin, asli zellii konuan
bir varlk olan insann dnme sreci zerindeki zel ve hkim et
kisini bilenler asndan, anlamsz, semantik bir kelime oyunu de
ildir. Eibettcki kt "itaat" szcn ahlki ve politik dnce
szlmzden karp atmamz byk bir kazan olurdu. Bu soru
lar zerine kafa yormak ise bize zgvenimizi, hatta gururumuzu
-eski zamanlann, belki insanln deil ama insann erefi veya
onuru diye adlandrdklar eyi- bir lde de olsa yeniden ka
zandrabilir.
183
BIRMINGHAM CEZAEVINDEN MEKTUP T r\ ^
* ing. M.L. King, Why Wie Can't Wait, Bedaunun derledii "Civil Disobedience
in focus", Routiedge edition. New York, London, 1991.
Aim. Martin Luther King, Freiheit, Oncken Verlag Kassel, 1964.
184
Malin Luther King
Birmingham ehri Cezaevi
16 Nisan 1963
Piskopos C.C.J. Carpenter
Piskopos Joseph A. Durick
Haham Milton L. Grafman
Piskopos Paul Hardn
Piskopos Nolan B. Harmn
Muhterem George M. Murray
Muhterem Edwart V. Ramage
Muhterem Eari Stallings
Sevgili meslektalanrr,
185
rada, ekibimden ok sayda elemanla birlikte bulunuyorum, nk
buraya davet edildik. Buradaym, nk rgtsel grevim var.
Bunlann tesinde, Birminghamda bulunuumun gerekesi, burada
adaletsizliin olmasdr. Milattan nce sekizinci yzyln peygam
berlerinin Tanr kelmn memleketlerinin snrlar dna tamak
iin kylerini terk etmeleri, havarilerden Paulusun sa peygambe
rin kutlu mesajn Grek-Romen dnyasnn tm kylerine ve ehir
lerine iletmek iin Tarsustan ayrlmas gibi, ben de Incilin zgr
lk mesajm ehrimin snrlar dnda yaayanlara da ulatrmak
ihtiyacn duyuyorum. Aziz Paulus gibi benim de Makedon
yalIlarn yardm arsna yant vermem gerekiyor.
Buna ek olarak tm ehirler ve eyaletler arasndaki yakn iliki
leri biliyorum. Birminghamda ne olup bittiiyle ilgilenmeksizin
Atlantada elimi kolumu balayp oturamam. Herhangi bir yerde
hakszlk yaplyorsa her yerde adalet tehlikede demektir.
Kanamayacamz ok ynl bir ilikiler ann mahkmu duru
mundayz. Ve tmmz kaderin ayn alna sarlyz. Bugn artk
dar grl, modas gemi "yabanc ajitatr" tezinin mahkmu
olmak lksne sahip deiliz. Amerika Birleik Devletlerinde yaa
yan birisi lkenin baka bir yerinde bir yabanc olarak grlemez.
Sizler u anda Birminghamda srmekte olan gsterileri tees
sfle karlyorsunuz. Ancak bu gsterilere yol aan koullarla ilgi
li benzer bir beyanda bulunmuyorsunuz. Sizlerin, olaylarn sadece
sonularyla ilgilenip, nedenlerine dokunmayan sradan bir sosyal
bilimci gibi davranmak istemediinizden eminim. Kendi payma
sz edilen gsterilerin Birminghamda yaplmasnn zlecek bir
ey olduunu sylemekte tereddt etmiyorum. Ancak daha zc
olan ve benim daha ok vurgulamak istediim, bu ehirdeki beyaz
egemenliinin zencilere baka bir kar yol brakmamasdr.
iddete dayanmayan her kampanyann drt basama vardr:
1) Adaletsizliin varlnn tespiti iin materyalin toplanmas.
2) Grmeler.
3) Oz Arnma.
4) Dondan eylem.
Birminghamda bu aamalann drdn de yaadk. Irk
ayrmclnn bu ehri bir girdaba srkledii ise kimsenin inkr
edemeyecei bir gerekliktir. Birmingham muhtemelen. Birleik
186
Devletlerde rkln en kat biimiyle uyguland ehirdir.
Btn lke bu ehrin polis vaheti rekorunu eline tuttuunu bilir.
Bu ehrin mahkemeleri zencilere ei benzeri olmayan hakszlklar
yapmaktadr. Birminghamda zencilerin evlerine ve kiliselerine y
nelik faili mehul bombalama olaylarnn says herhangi bir ehir-
dekinden ok daha fazladr. Bunlar kat, dehet verici ve
inanlmas zor gereklerdir. Bu koullardan dolay zenci liderler
ehrin yneticileriyle grmeler yapmay denediler. Ancak politik
sorumlular samimi grmeler yapmaktan hep kandlar.
Geen eyll aynda ehrin nemli baz iadamlaryla grme
olana ortaya kt. Grmelerin seyri iinde iadamlar,
dkknlarda rk ayrmc tabelalarn kaldrlmas gibi birtakm sz
ler verdiler. Bu szler zerine Peder Shuttleswort ve nsan Haklar
in Hristiyan Hareketi btn gsterileri durdurma karar aldlar.
Tutulmayan szlerin kurban olduumuzu anlamamz iin hafta
larn, aylarn gemesi gerekti. Dkknlardaki rk tabelalar
kaldrlmadlar. Gemite sk sk olduu gibi bu sefer de umut
larmz yok edilmi ve yaadmz derin hayal krklnn ka
ranlk glgesi zerimize kmt. Bylece, yurttalarmzn vic
danlarna seslenmek zere, fiziki varlmzla iinde yer
alacamz dorudan eylem dnda bir yol kalmamt. Bunun ge
tirecei zorluklann bilincindeydik. Bu nedenle bir zannma sreci
ne girmemiz gerektiine karar verdik. rgtlediimiz alma
gruplarnda, iddete dayanmayan direni biimlerini tartp, kendi
mize tekrar tekrar, "iddet kullanarak yant vermeden, bana uygu
lanan iddete katlanabilir miyim?", "Tutukluluun eziyetlerini
kaldrabilir miyim?" sorularm sorduk. Dorudan eylemimizi, Noel
dnemi bir yana braklrsa en ok alveriin yapld paskalya
gnlerinde balatmaya karar verdik. Dorudan eylemin bir yan so
nucu olarak satlarn nemli lde gerileyeceini ve bu nedenle
seilen zamann iverenleri zorlamak iin en iyi zaman olduunu
dndk. Bu arada mart seimlerinin ok yakn olduu aklmza
geldi ve hemen eylemimizi seim sonrasna brakma karan aldk.
Sn. Connorun seim listesinde olduunu renince, gsterilerin
seim sonulann perdelemek amacyla ktye kullanlmasn n
lemek iin eylemimizi bir kez daha erteledik. Sonuta,
barlmzn tan eylemlerimize seimden bir gn sonra bala
187
ma karar aldk.
Tm bunlar, bizim sorumsuz biimde dorudan eyleme giri
mediimizin kantlardr. Sn. Connorun yenilgiye uramas bizim
iin de ok nemliydi. Bu nedenle eylemimizi, ehre zor durumun
da yardmc olmak amacyla defalarca erteledik. Ancak sonunda,
artk erteleyemeyeceimize karar verdik.
Tabii ki, "Neden dorudan eylem? Neden oturma grevleri, y
ryler ve benzeri eylemler? Grmeler yoluyla zm aramak
daha iyi olmaz myd?" sorulann sorabilirsiniz. Grmeler yolu
na dikkat ekmek konusunda tmyle haklsnz. iddete dayal ol
mayan dorudan eylemin amac zaten budur: imdiye kadar srarl
bir biimde grmelere kar kan ehir ynetimini, sorunu
tartmaya zorlayacak yapc bir gerginlik ortam yaratmak. Eyle
mimiz, sorunlar, kimsenin batan savamayaca bir dereceye
kadar dramatikletirmeyi amalyor. Gerginlik yaratmann iddet
siz direni eylemleri yrtenlerin grevlerinin bir paras olduunu
syledim. Bu sizde ok etkisi yaratabilir. Ancak itiraf etmeliyim ki,
ben gerginlik szcnden korkmuyorum. Ben her zaman, vaaz
larmda da kararl bir biimde iddete dayal, ykc gerginliklere
kar tavr aldm. Ancak gelime iin elzem olan bir de yapc, id
dete dayal olmayan gerginlik vardr, Sokratesin insann mitler ve
yarm hakikatlere olan klece bamllndan kurtulup, yaratc
analizler vc deerlerin nesnel belirleniinin zgr alanna geii
iin dnce dzeyinde bir gerginliin ortaya karlmasn gerekli
grmesi gibi, bizim de iddete dayanmayan eylemler araclyla
toplumda, insanlann rk dmanlnn ve nyarglarn derin kuy-
larndan kurtulup, kardeliin ve karlkl anlayn onurlu doruk
larna ulaabilmelerine yardmc olacak gerginlii yaratmamzn
zorunluluunu grmemiz gerekiyor. te dorudan eylemin amac
kanlmaz biimde grmeleri zorlayacak byle bir kriz durumu
yaratmaktr. Bu nedenle, sizin grmeler yapmak yolundaki
arnza tmyle katlyoruz. Sevgili gneyimizin diyalogla yaa
mak yerine monoloun onulmaz deneyimine akl kalmas ok
uzun srmedi mi?
Yaznzdaki temel bir tespit, eylemimizin erken oluudur. Sk
sk, "Yeni hkmete tedbir almas iin neden yeterli zaman
brakmadnz?" sorusuyla karlatk. Bu soruya cevabm, yeni h
188
kmetin dc eskisi gibi harekete gemesi iin zorlanmasnn gerekli
olduudur. Sn. Boutwellin seilmesinin Birminghama bin yllk
refah getireceine inanmak ac bir yanlg olur. Sn. Boutwcllin
tavrnn Sn. Connora kyasla daha dosta ve daha ak olduu
doruysa da, bu iki adam da rk aynmcl taraftardrlar ve grev
lerini statkoyu korumak olarak gryorlar. Sn. Boutwellden tek
beklentim, ayrmcln kaldrlmasna kar youn direniin ya
rarszln grebilecek kadar aklselim sahibi olmasdr. Ancak o
bunu, eit hak yanllarnn basks olmadan gremeyecektir. Dost
larm! Size, kararl, legal ve iddete dayanmayan bask olmadan
eit haklar mcadelesinde bir adm bile ileri gidemediimizi syle
mek zorundaym. nsanlk tarihi ayncahk sahibi insanlarn bu
ayrcalklarndan ancak ok nadiren gnll olarak vazgetikleri
gerekliinin uzun ve trajik hikyesidir. Tek tek bireylerin ahlki
olarak doru olan fark edip kendi haksz tutumlarndan vazgeme
leri mmkndr; ancak insanlann bir grup olarak ahlki du
yarllklar -Reinhold Niebuhrun syledii gibi- tek tek bireyler
den daha azdr.
Ac deneyimlerimiz bize, ezenlerin ezilenlere zgrlklerini
hibir zaman gnll olarak vermediklerini retti. Ezilenin bunu
istemesi gerekiyor. Aka sylemem gerekirse ben imdiye kadar,
ayrmcln youn acsn ekmeyenlerin "zamanlamas doru"
dedikleri bir dorudan eylem'e katlmadm. Yllardan beri srekli
olarak "bekleyin" szcn duyarm. Zenciler asndan bu sz
cn tandk, acl bir tns vardr. Ancak bu "bekleyin" szc,
daima "hibir zaman" anlamna gelmitir. Bu szck, hayal
krkl hilkat garibesinin doumuna imkn vermek iin, duygusal
stresi bir an iin azaltan bir sakinletiriciden baka bir ey deildir.
Artk, "uzun sre ertelenen adaletin esirgenen adalet olduunu"
grmenin zaman geldi. 340 yldan beri Tann'nm verdii ve anaya
sann kabul ettii haklanmz iin bekliyoruz. Afrikann ve
Asyann halklar uak hzyla politik bamszlklarna doru yol
alrken biz kedeki barda bir kahve ime hakkna kavumak iin
bir kan hzyla yol alyoruz. Gerekten dc, rk ayrmclnn
sivri dikenini teninde hissetmeyenler iin "bekleyin" demek ko
laydr. Ancak kanl etelerin anne-babanz, kardelerinizi keyifle
rine gre lin edip bomalar gibi olaylar yaadysanz; nefret dolu
189
polislerin hibir ceza korkusu olmakszn siyah kardelerinize
kfr ettiklerini, tekmelediklerini, ikence yaptklarn hatta ldr
dklerini grdyseniz; yirmi milyon siyah kardeinizin bu bolluk
toplumunda yoksulluun havasz kafesinde boulmakta olduklarn
grmek zorunda kalyorsanz; alt yandaki kznza televizyonda
reklam yaplan elence parkna neden gidemeyeceinizi
aklamaya alrken birden dilinizin size itaat etmez olduunu ve
kekelemeye baladnz hissedip, siyah ocuklarn elence
parkna girmelerinin yasak olduunu duyduunda kznzn gz
nn yalarla dolduunu, onun taze his dnyasnn ufuklarnda
aalk duygularnn boucu bulutlarnn olutuunu ve beyazlara
kar bilinsiz biimde gelien bir fkenin kiiliini nasl zedele
meye baladm duyumsarsanz; be yandaki olunuzun srarla
sorduu, "Baba beyazlar siyahlara neden bu kadar kaba dav
ranyorlar?" sorusuna nasl yant vereceinizi bilemezseniz; ehir
leraras yolculuklarda, hibir motel yer vermedii iin geceler
boyu arabanzn rahatsz bir kesinde kvrlp yatmak zorunda
kalrsanz; gece gndz grmek zorunda olduunuz "beyazlar
iin", "siyahlar iin" tabelalaryla aalanrsanz; (yanza
baklmakszn) srekli bir biimde nne bir de "John" eklenerek
"Nigger" ya da "Boy" diye arlrsanz; karnz ya da anneniz hi
bir zaman kibar biimde "bayan" hitabnn muhatab olmazsa; gece
gndz bir sonraki dakikann ne getireceini bilmedii iin srekli
tetikte duran, ieriden korkunun, dardan nefretin hrpalad bir
zenci olduunuz gerekliinin eziyetini ekip, bu gereklik
tarafndan takip edilirseniz; tekrar tekrar "hibir ey olmadnz"
yolundaki aalayc duyguya kar savamak zorunda kalrsanz,
beklemenin bize neden bu kadar zor geldiini anlarsnz. nsann,
dayanma gcnn sonuna geldii ve kendisini umutsuzluk ve ka
ranlktan baka bir eyin beklemedii adaletsizlik uurumuna itil
meye arlk raz olmad bir an gelir, Sizlerin, saygdeer baylar,
bizim meru ve artk engellenmesi mmkn olmayan .sabrszl
mz anlayabileceinizi umuyorum.
Yasalar ihll etmek niyetimiz konusunda endieli grnyorsu
nuz, Bu hakl bir endiedir. Biz insanlar hararetle Yksek Mahke-
m enin 1954 ylndaki kararna uymaya ve devlet okullarnda rk
ayrmcln kaldrmaya arrken, sizlerin bizi bilinli yasa
190
ihllcisi olarak grmeniz olduka garip bir durumdur. Belki, "baz
yasalar ihll ederken, dierlerine uymay nasl hakl gstereceksi
niz?" sorusu sorulacaktr. Sorunun cevab basittir: ki trl yasa
vardr: Adil yasalar ve adil olmayan yasalar. Ben Aziz Augustin
gibi, "Adaletsiz yasann yasa olmadn" sylyorum. Peki ikisi
arasndaki fark nedir? Bir yasann adil olup olmad nasl
anlalabilir? Adil yasa, ahlki kurallar ve Tann'nm buyruklanyla
uyum iinde olan, insan yaps bir dzenlemedir. Adil olmayan
yasa ise ahlk kurallarna uymayan yasadr, Aquinolu Thomasn
dedii gibi, kk Tanrsal hukukta ve doa hukukunda olmayan
insan yaps yasadr. nsan aalayan her yasa adaletsizdir. Irk
ajrrmcl insann ruhunu bozduu ve kiiliine zarar verdii iin
tm rk aynmc yasalar adil olmayan yasalardr. Bu tr yasalar,
yapclarna yanl bir stnlk, kurbanlarna ise yanl bir aalk
duygusu verir. Byk Yahudi profesr Martin Buber ayrmcln
ben-sen ilikisinin yerine ben-ey-ilikisini koyduunu ve insan
bir nesneye, bir eye indirgediini syler. Yani rk ayrmcl sa
dece politik, ekonomik ve sosyolojik bak asndan salksz
deil, ayn zamanda ahlki olarak yanl ve gnahtr. Paul Tilich
gnahn bir atk olduunu sylemiti. Aynmclk, insanlarn trajik
alklklar nn (izolasyonlarnn) korkun yabanclamalarnn, deh
et verici gnahkrlnn ak bir ifadesi deil midir? Bu nedenle
insanlar, ahlki olarak doru olduu iin. Anayasa Mahkeme
sinin 1954 ylndaki kararna itaate arrken, ahlka aykr
ayrmclk hkmlerine itaat etmemeye davet edebilirim.
Adil olan ve olmayan yasalara ilikin somut bir rnek inceleye
lim. Adil olmayan bir yasa, ounluun bir aznla dayatt,
ancak kendisini uymakla ykml grmedii yasadr. Bylece, in
sanlara f a r k l davranimas yasallatnimakladr. Adil bir yasa
ise, gene ounluun aznla kabul ettirdii, ancak kendisinin de
uymay istedii yasadr. Bylelikle insanlara e i t davranimas
yasallatrlm olmaktadr.
s
203
GANDH VE ALTERNATF HAREKET
TEORDE SATYAGRAHA* - NORMLAR
Johan Gaung'*
' Buradaki anlam Gandhici iddete dayanmayan direni biimi. Kelime anlam
ise "geree ulama abasrdr. (.n.)
** Johan Galtungun Der Weg ist das Ziel (Yo! Hedeftir) adl kitabndan
ksaltlarak evrilmitir. Peter Hammer yay., VVupptertal, 1987. (.n.)
204
lemler arasnda normlardan, nermelerden ve ahlki buyruklardan
oluan bir katman dnlebilir. Bunlarn tm, satyagraha teori
sini oluturur. Dier bir deyile, bunlar satyagraha'y sylem d
zeyinde ifade ederken, satyagraha'mn pratii onun maddelcmi
biimini oluturur. Ancak bu sylemsel biim yalnzca bir dizi fel
sefi dnce ve betimleme deil, daha ok bir ahlki nermeler
manzumesidir. Aadaki sayfalarda, Gandhinin yazlarndan ola
bildii lde ksa bir normlar ve alt normlar listesi karlmaya
allacaktr. Liste atmann kendisini ifade ettii farkl dze
yi esas almaktadr; Genel anlamda atma, atma sreci,
atmann zm. Okur aadaki satrlarda, ieriklerinin nemi
ni vurgulamak zere nlem iaretli olarak yazlm normlar (ya da
daha ok norm nerileri) bulacaktr.
/. Hedefler ve atma
2. atma sreci
206
N 2.6. Gereksiz taknlktan kan!
N 2.6.1 Tavrna olabildiince bal kal!
N 2.6.2 Kimseyi kkrtma ve seni kkrtmalarna izin
verme!
N 2.6.3 Kimseyi aalama vc seni aalamalarna izin
verme !
N 2.6.4 atma hedeflerini geniletme!
N 2.6.5 En yumuak atma biimlerini kullan!
S. atmann zm
210
uzlatnlabilir olup olmadnn tespitidir. Hatta iki tarafn hedefle
ri ayn olduu halde, olanaklarn snrll nedeniyle bunlann, eko
nominin ilgi alanna giren mal ve hizmetlerde olduu gibi, uz-
latrlamadklar bir durum bile sz konusu olabilir. (Ekonomi ve
ekonomi bilimi tam da bu sorunla, mallarn ktl sorunuyla
urar.)
atmaya girmeye hazrsak ve taraflann "kartlar" biliniyorsa,
hemen iin iine atlama istei ortaya kabilir. Gandhi phesiz
derhal davranma yolunu seer, ancak bunun iin kar taraftan ye
terince olumlu bir yaklam bekler. Arlk, atmann zmn
den sonra belki ortaya kabilecek uzun vadeli, olumlu duruma ve
rilmelidir. atmaya girmek, kartna dmanca bir tavr
gstermek iin deil (byle bir ey belli lde kanlmaz olsa da)
tersine, onu iliki ve atma srecindeki yapc davran yoluyla
daha iyi tanmak iin bir ans olarak grlmelidir. atmay,
doru kullanldnda, daha iyi bir toplumsal ilikilerin kurulmas
iin yararlanlabilecek enerjinin aa kma sreci olarak grmek
ok nemlidir. A ynca btn yoruculuu ve zorluuna ramen,
atma srecinin, kiisel gelime iin bir ans olarak grlmesi de
ayn derecede nemlidir.
Burada Gandhinin, atma teorisiyle insan psikolojisini
tanma konusundaki yeteneklerini gsterdii eklenmelidir. atma
srecindeki davranlar ile ilgili incelemelerim ve kendi taraf oldu
um atmalar srasnda, sk sk insanlarn gzlerindeki evki g
remediim ve atmayla birlikte ortaya kan gerilim, sinirlilik,
fedakrla ve eylem e hazr olma halini alglayamadm olmutur.
atmalarda bizi can skntsndan kurtaracak bir gerginlik ve he
yecan aradmz ve atma bitince de tekrar can sknts hissetti
imizi nasl da unuturuz. Gandhi bunu iyi bilmektedir. Onun ko
nuyla ilgili yaklamn syle zetleyebiliriz; Ortaya kan bu
enerjiyi, toplumsal ve kiisel dzeyde olumlu bir biimde kullan
malyz. Heyecan ve gerginliin pozitif kullanm kendiliinden
olmaz; korunmas, zen gsterilmesi ve insanlara bandan itibaren
atmaya olumlu bir yaklam olarak alanmas gerekir.
Bylece ilgili kii, atmay srdrmeye zihnen hazrlanm ve
deyim yerindeyse sosyal arenaya kmaya hazr hale gelmitir.
Sosyal arenada uyulmas gereken alt kural vardr;
211
Birinci kural (ki herkesin Gandhi adyla zletirecei bir ku
raldr): iddet kullanma! Bu elbette sadece fiziki iddet kullanmak
tan kanmay deil, szel, psikolojik iddeti ve mlke kar iddeti
de ierir. Bu noktaya ek olarak hemen tipik Gandhici iki snrlama
gelir: Korkaklk, ekingenlik iddetten daha ktdr ve iddet kul
lanmama sadece olumsuz davranlardan kanmay deil, olumlu
davranmay da gerektirir, batta ktlk yapana kar bile!
kinci kural: atma srecinde hangi eylem e karar verilirse ve
rilsin, bunun hedefe ynelik, atmann sona ermesinden sonra or
taya kmas istenen duruma uygun olmas gerekir. iddete dayan
mayan eylem bir anlamda bu ilkenin .sadece bir parasdr:
atmann zmnden sonra iddet deil, iddetten arnmlk
hkm srmelidir. Gandhi daha da ileri gitmekte ve bandan itiba
ren almaya yapc eylemin sokulmasn nermektedir. Ayrca
yaplan her ey, eylem hedeflerini aa vurmaldr, baka bir ifa
deyle, eylemin yksek bir eitici deeri olmaldr. lkenin insan
larnn, kendi hammadde kaynaklarn (rnein tuzu) serbeste ku-
lanma hakkna sahip olmalar isteniyorsa, atma srecinde de,
ulalmaya allan zm dorultusunda davranmak, bylece he
defi aka ortaya koymak gerekir. rnein Gandhi filminde hari
ka bir ekilde gsterildii gibi, ngiliz tekeli zerinden olan dolam
bal yolu kullanmak yerine, yerden bir avu tuz almak. Bir adm
daha ileri giderek unu da vurgulamak gerekiyor: Eer gelecekte
kurulmas dnlen ktlkten arndrlm toplumda gizli eylem
ler istenmiyorsa, tam da imdi, gizli deil ak davranmaya bala
mann zamandr (bunu kartlanmzn bizi yaralayabilecekleri
zayf noktalanmz renmeleri pahasna yapmak gerekir). Konuy
la ilgili bir kk ilave daha: in iinde olmayan, susuz" taraf
larn zarar grmemesine dikkat et -eyleminle dorudan atmakta
olduun taraf hedefle.
nc kural: er glerle ibirlii yaplmamaldr. Bu norm,
atma srecinin temel stratejisini sz konusu etmektedir: Kty
yaralama ya da ona zarar verme abas iine girilmemelidir. te
yandan, asla ona yardm edilmemeli ve onunla ibirlii yaplma
maldr. Burada tipik bir Gandhici asli unsur yaklam sz konu
sudur: Non-cooperation ilkesi insan olarak ktye deil, ktle
ynelik olmaldr. Kt olarak nitelenen bir kurumdaki "ktlk
212
kayna" makamlarla ibirlii yaplmamaldr. Bir adm daha ileri
giderek, er glerle dayanma iindeki insanlarla da ibirlii red
dedilmelidir. Ktlk izole edilmelidir. Ondan (ilgili insan ya da
insanlardan deil) uzaklalmaldr ki, ktlk kimseye ulaa-
masn, kimseye zarar veremesin. rnein faist dnceleri yay
maya alan bir profesrn derslerinin boykot edilmesi, ancak
niversite dnda tartmak ve onu belki bu dnceden uzak
latrmak iin ilikinin kesilmemesi gibi. Byle bir profesrn
derslerini takip etmek ise bir tr ibirlii olacak ve ktl des
teklemek anlamna gelecektir.
Drdnc kural, her eylemin bir bedelinin olduunun bilinme
sidir. Yani bedeli yksek de olsa atmaya girmeye hazr olmak
gerekir. nsann kendini disipline etmesi ve i geliimini ileriye g
trmesi fedakrlk gerektirir. Ama bu, zellikle kar tarafa iin
ciddiye alndn gstermek iin yaplmaldr: Hkm srmekte
olan ktlk o boyutlardadr ki, insan bedeli hapis ya da lm de
olsa ktle kar direnme, ibirlii yapmama yolunu semekte
dir. Non-Cooperation bir devdir ve her devin bir bedeli vardr.
Son olarak, atmay daraltmaya, snrlamaya ilikin beinci ve
altnc kurallar gelmektedir. Non-corporation ve fedakrla hazr
olmak, derin uurumlar aacak bir atma srecine iaret ediyor
lar. Yapay cepheler amay ve gereksiz taknlklar krklemeyi
yasaklayan normlar bu izlenimi zayflatmaya ve atmann idde
tini azaltmaya hizmet ederler. atmann taraflan arasnda, btn
kprlerin atlmasn engellemek, yani temas olaslklarn ortadan
kaldrmamak iin elden gelen her ey yaplmaldr. Bu nedenle k
tlkle kt arasnda ayrm yapmak ok nemlidir. Tek insanlk
retisine gre, sorun asla baka insanlara kar bir kavga sorunu
deildir. nsan, ayrc olana ve insanln ortak deerlerinin geli
mesi nnde engel tekil eden eylere kar savar. Sosyoloji di
liyle ifade edilirse, bu durum kiiyle bulunduu stat arasnda
ayrm yapmay gerektirir. Gandhi, kiiyi olumlamaya alrken,
sahip olduu stat dolaysyla stlendii rolle ibirliini reddeder.
Bu, ilikinin kiisel dzeyde srdrlmeye allmas demektir.
Psikolojik kavramlarla ifade edilirse bu, kiinin kendini kartnn
yerinde hissetmesi demektir. Bu noktada kartnn hedeflerini an
lamak yeterli deildir, kendini onun yerine koyarak, atma sre-
213
cindeki davrann da anlamaya almak, byle bir durumda ben
olsam ne yapardm sorusunu sormak gerekmektedir. Bu belirli bir
esneklii, neyin doru kimin hakl olduunu yeniden deerlendire
cek bir yetenein varln gerektirir. atma olduka dinamik bir
fenomendir; taraflar vc konumlar deiebilirler. Bu durum
almann taraflar ve konumlaryla ilgili bizdeki imaja da
yansmaldr. Kafada deimez izgilere sahip bir atma imajyla
atmaya girilmemelidir; imaj hareketli vc esnek olmaldr.
Altnc kural; atma ortamnn harareti olabildiince dk
tutulmaldr. Mmkn olduunca yasalara sadk kalnmaldr. Pro
testolar ve grme olanaklar sonuna kadar kullanlmaldr. Ancak
tm bu yollarn baarsz olmasndan sonra, non-cooperation, hatta
baz sivil itaatsizlik yntemleri gndeme getirilmelidir. Bu son saf
haya, provokasyonlann ve aalamalarn sarsamayaca kadar bir
i gvene ulalmadan bavurulmamaldr. Kolayca fkeye kaplan
biri, belki sadece kendisini kkrtan ya da aalayan eyleri gre
cektir. Ve kardakiler bu insann ne kadar zayf ve aslnda i ve
gvensiz olduunu fark edeceklerdir. Kiisel gelime ile -kendi
zerinde alarak- bu tr zayflklar giderilebilir. Bir baka
zayflk, atma srecinde hedeflerin geniletilmesidir. Hedeflerin
geniletilmesi bizi gvenilir bir taraf olmaktan karp,
karmzdakini, bu insanlara gvenilmez, en iyisi kat davranp,
hibir noktada taviz vermemek gerekir dncesine getirebilir. Ve
tabii ki, atmann kontrolden kmasn engellemek iin ncelikle
yumuak yntemler tercih edilmelidir (ana-babann yaramaz o
cuklarna kar ncelikle ikna yoluna bavurmalar gibi).
Artk atma olgunlamtr ve deyim yerindeyse ieklenme
dnemine girmitir. Btn olas szler sarf edilmekte, eylemler
yaplmaktadr. Bu noktada Gandhi belki beylik gibi gelen ok
nemli bir norm koymaktadr; atmalar zmlenmelidir!
atmalar ebediyen devam etmemeli, ama stleri kapatlp bir ke
nara da brablmamaldr. zm iin aba gsterilmeli,
atmann kurumlamasna, atma tavrnn sonu gelmeyen gs
teriler ve protesto yrmleri, grevler ve Tanr bilir daha nelerden
oluan bir ritele dnmesine izin verilmemelidir. atmann he
defi daima gerek bir zm olmaldr. Bununla kastedilen, top
lumsal vc kiise! bir deiimdir ve bu kiisel deiim hem insann
214
kendisi hem de karl asndan sz konusudur.
Gandhinin atmayla ilgili dncelerinde, asli ve asli olma
yan eyler ayrm vardr. Asli eyler ciddiye alnmal ve pazarlk
konusu edilmemelidirler. Asli olmayan noktalarda uzlamaya gidi
lebilir. Ayrca, atma srecinde, asli diye dnlen eylerin ger
ekten asli nemde olmadnn (ya da tersinin) ortaya kabilecei
unutulmamaldr.
atmann zmne gtrecek grmeler iin, kendinle ve
kartnla ilgili baz tasarmlarn olmas zaruridir. Buna insann
%
219