You are on page 1of 73

MODERN KLASKLER DZS

STEFAN ZWEG
OLAANST BR GECE

ZGN AD
PHANTASTISCHE NACHT

EVREN
LKNUR GAN

TRKYE BANKASI KLTR YAYINLARI 2015


SERTFKA NO: 29619

EDTR
GAMZE VARM

GRSEL YNETMEN
BROL BAYRAM

DZELT
MEHMET CELEP

GRAFK TASARIM VE UYGULAMA


TRKYE BANKASI KLTR YAYINLARI

i. BASIM KASIM 2015, STANBUL


4. BASIM AUSTOS 2016, STANBUL

ISBN 978-605-332-609-0 (KARTON KAPAKLI)

BASKI
MMOZA MATBAACILIK SANAY VE TCARET ANONM RKET
Merkez Efendi Mah. Davutpaa Cad. No: 123 Kat: 1-3
Zeytin burnu stanbul (0212) 482 99 10
Sertifika No: 33198

Bu kitabn tm yayn haklar sakldr.


Tantm amacyla, kaynak gstermek artyla yaplacak ksa alntlar dnda
gerek metin, gerek grsel malzeme yaynevinden izin alnmadan hibir yolla
oaitiamaz, yaymlanamaz ve datlamaz.

TRKYE BANKASI KLTR YAYINLARI


istiklal Caddesi, Meelik Sokak No: 2/4 Beyolu 34433 stanbul
Tei, (0212) 252 39 91
Faks(0212) 252 39 95
www.iskultur.com.tr
Olaanst Bir Gece

Aadaki notlar, 1914 sonbaharnda Rava-Ruskada


bir Avusturya hafif svari alayyla katld arpmalar
da ehit den Baron Friedrich Michael von R .nin yaz
masasnda mhrlenmi bir paketin iinde bulunuyordu.
Ailesi sayfalara stnkr bir gz gezdirip, bir de ba
lna bakarak bu yazlarda sadece akrabalarnn edebi
bir almasnn sz konusu olduuna kanaat getirince,
notlan gzden geirmem iin bana verdiler ve yaymlan
masn da benim takdirime braktlar. Bense bu sayfalan
d gcnn bir rn olarak grmedim; aksine mte
veffann gerekten yaad, btn ayrntlaryla gerek
lie dayanan bir olay olduuna inanarak, tm plakl
yla ortaya koyduu ruhsal hikyesinde herhangi bir
deiiklik ve ilave yapmadan, sadece ismini deitirerek
yaymladm:

Bu sabah aklma birden o olaanst gecede yaanan


lar, btn olan biteni bir kez de doal ak iinde dzen
lenmi olarak grebilmek amacyla kendim iin yazmak
geldi, O andan itibaren de iimde, olaylarn sra diili
im yaklak olarak bile betimleyemeyeceimden kork-
sam da, o maceray kda dkmek in tarif edilmez bir
drt hissediyorum. Sanatsal yetenek dedikleri beceriden
Stefan Zweig

yoksunum, edebiyat alannda hibir deneyimim yok,


Theresianum iin kaleme aldm daha ok mizah yan
ar basan bir iki denemeden baka yaznsal hibir girii
mim olmad. rnein, d dnyada olup bitenlerin insa
nn iindeki yanssn ezamanl olarak sralamak iin
renilebilecek zel bir teknik olup olmadm bile bilmem.
Ayrca anlama uygun olan szc bulup, szce uygun
olan anlam verip veremeyeceimi ve bylece, ne zaman
gerek bir yazarn elinden kanlar okusam her defa
snda bilincine varmadan hissettiim o dengeyi yaratp
yaratamayacam da hep merak etmiimdir. Ne var ki
bu satrlar zaten sadece kendim iin yazacaktm ve ken
dime bile tam aklayamadm bir eyleri bakalar iin
anlalr klmak gibi bir niyetim hi yoktu. Aslnda bu
bir anlamda, kafam srekli megul ederek iimde sancl
bir kabarmaya yol aan bir olayla nihayet hesaplamak,
onu yerli yerine oturtmak ve her ynden incelemek iin
giritiim bir denemeydi.
Yine meselenin esasn anlatamayacam kaygsyla
bu durumdan hibir arkadama sz etmemitim, bir de
bylesi rastlantsal bir olayn beni bu denli altst etmi
olmasndan dolay belli bir utan duyuyordum. Ayrca
yaadklarmn pek bytlecek bir yan da yoktu. Oysa
imdi aklimdakileri kda geirdiim srada doru sz
ckleri semenin deneyimsiz biri iin ne kadar zor oldu
unu ve en basit kavramn bile ne denli yanl anlal
ma ve ift anlamllk olaslklar tadn ayrmlamaya
balyorum. Bamdan geenlerin bytlecek bir yan
olmadm belirtirken bunu elbette halklarn ve insanla
rn kaderlerini etkileyen ar dramatik olaylarla karla
trarak grece anlamda sylyorum, bir de btn olay
en fazla alt saatlik bir zaman dilimini kapsad iin za
mansa! anlamda. Fakat bu esasen nemsiz, kk olay
sonuta benim iin o kadar etkileyici oldu ki, o olaans
Olaanst Bir Gece

t gecenin zerinden drt ay getikten sonra bugn bile


hl iimi kor gibi kavuruyor ve yreimdeki o duyguyu
koruyabilmek iin btn ruhsal glerimi younlatr
yorum, Her gn, her saat btn ayrntlarn zihnimde
tekrarlyorum, nk bir anlamda tm varlmn d
nm noktas haline geldi, ben fark etmeden yaptm ve
sylediim her eyi belirliyor, dncelerimde srekli bu
olayn anszn ortaya kn tekrarlamakla ve bu yolla
onu kendime mal etmekle megulm. Ve imdi, on daki
ka nce kalemi elime aldmda bilincine varmam oldu
um eyi de aniden kavryorum: Bu olay kda geirme
min tek nedeni, onu bir kez daha nesnel olarak saptanm
biimde karmda grmek, bir kez daha tm duyularmla
tadm karmak ve ayn zamanda zihinsel olarak isel
letirmek. Daha nce kda dkerek bu olayla hesap
lamak istediimi sylemem son derece yanl, geree
uymayan bir ey; aksine, istediim ok hzl yaanm bu
deneyimi daha da canl bir hale getirmek, onu defalarca
ve defalarca kucaklayabilmek iin yanmda scak ve so
luk alr halde tutmak. Ah, o scak le sonrasnn, o ola
anst gecenin tek bir saniyesini bile unutmaktan kork
muyorum; hafzamda o anlara varan yolu adm adm
katetmek iin ne bir iarete ne de klavuza ihtiyacm var,
bir uyurgezer gibi ister gecenin ister gnn ortasnda ol
sun, istediim zaman o noktaya geri dnebiliyorum ve
her bir ayrnty s bellekten deil de, sadece yrekten
gelebilecek bir berraklkla grebiliyorum. lkbahar ye
illiine brnm olan doadaki her bir yapran ek
lini kda dkebilirim, imdi sonbaharda ble kestane
ieklerinin tozlu, yumuak kokularn hissedebiliyorum;
yani o saatleri bir kez daha hayal ederken bunu onlar
kaybetme korkusuyla deil, tekrar kavuma sevinciyle
yapyorum. imdi o gece olanlar tam bir ak srasyla
hayalimde yeniden canlandrdmda, dzeni bozmamak
Stefan Zweig

in kendimi tutmak zorundaym, nk daha ayrntlar


dnmeye balar balamaz tm duyularmla bir esrime
haline geiyorum, bir tr sarholua kaplyorum ve o
rengrenk sarholuun iinde birbirlerine karp yitme
meleri iin hafzamdaki grntleri tasnif etmek zorunda
kalyorum. Kendime le vakti bir fayton kiraladm o
gnde, 7 Haziran 1913te geen o maceray hl ateli
bir tutkuyla yeni batan yayorum...

Fakat bir kez daha hissediyorum ki, bir ara vermeli


yim, nk tek bir szcn bile ne kadar ok anlama
gelebileceini, nasl zt ynlere ekilebileceini fark edin
ce korkuyorum. imdi, ilk kez btnlk iinde bir eyler
anlatmaya kalktmda, hareket halindeki yaayan bir
eyi derli toplu bir halde saptamann ne kadar zor oldu
unu ancak fark ediyorum. Az nce ben, 7 Haziran 1913
gn le saatlerinde bir fayton kiraladm yazdm. Fa
kat bunda bile imdiden bir belirsizlik var, nk zerin
den henz drt ay gemi olmasna ramen ben epeydir
o 7 Haziran gnndeki ben deilim artk, oysa hl o
zamanki bana ait olan yaz masasnn banda oturu
yorum, o benin kalemiyle ve onun eliyle yazyorum. O
zamanki ben den, tam da bu olay nedeniyle tamamen
koptum; artk ona dardan, souk ve yabanc bir tavrla
bakyorum ve onu, hakknda pek ok esasl ey bildiim,
ama yine de benim dmda kalan bir oyun arkada, bir
i arkada, bir dost olarak tasvir edebilirim. Bir zaman-
larki ben olduunu hibir ekilde hissetmeden onun
hakknda konuabilirim, onu eletirebilirim veya yarg
layabilirim.
O zamanlar ben olan kii, i ve d grnm bak
mndan ait olduu toplumsal snfn, yani biz Viyanal-
iarn zellikle gururlanmadan, olaan bir durumu ifade
edercesine sekin tabaka diye adlandrdmz snfn
olaanst Bir Gece

ou yesinden pek farkl deildi. Otuz alt yama gir


mitim, annemle babam erken lm ve tam reit oldu
um sralarda bana bir servet brakmlard; o andan
itibaren para kazanma ve kariyer kavramlarm benim
iin tamamen gereksiz hale getirecek kadar ykl bir
servetti bu. Bylece beni o zamanlar ok endielendirmi
olan karar verme basks beklenmedik biimde stmden
kalkmt. Tam o sralarda niversite eitimimi tamamla
m, gelecekteki mesleimle ilgili bir seim yapma nok
tasna gelmitim. Aile serveti tek vris olarak bana kalp
da hi almadan yaayacam bir bamszl, hem de
isteklerimi geni bir yelpazede, hatta lkse varan ller
de gerekletirecek biimde garanti ettii srada yapmak
zere olduum bu seim, aile ilikilerimiz sayesinde ve
benim ykselme hrsndan uzak, daha ziyade maneviyata
dnk yaama eilimime bakldnda bir devlet hizme
tinden yana olacakt muhtemelen. Hrs drtsne hibir
zaman sahip olmamtm zaten; ben de nce birka sene
yaam kardan izleyip kendime bir etkinlik alan seme
ekimini hissedene kadar beklemeye karar verdim. Fa
kat bu izleme ve bekleme durumundan teye geemedim,
nk olaand bir tutkum olmadndan isteklerimin
dar erevesinde her eyi elde ediyordum; zarif ve haz
dolu Viyana kenti, baka hibir kentte mmkn olma
yacak biimde gezintilere kmay, hibir ey yapmadan
izlemeyi, k giyinmeyi neredeyse sanatsal anlamda bir
btnlenme, bir yaam biimi haline getirdiinden bana
gerek bir ura edinme niyetimi tmyle unutturdu.
Soylu, varlkl, zarif, yakkl ve stelik herhangi bir hr
s olmayan gen bir erkein tm doyumlarna sahiptim,
ava kmann ve kumar oyunlarnn tehlikesiz heyecan,
gezintilerin ve yolculuklarn getirdii srekli tazelenme
hayatmda eksik deildi; ben de ok gemeden bu snr
lar belli yaam tarzn bilgece bir zen ve ustalkla geli-
Stefan Zweig

tirmeye baladm. Nadir kadehler toplamamn, evimin


dekorasyonunda zel bir tarzdaki barok talyan gravr
leri, Canaietto stili oymabask manzara resimleri kullan
mamn nedeni, iimdeki tutkudan ziyade, rahat bir me
galeyle bir i btnlk salamaktan ve bilgi edinmekten
duyduum sevinti; bunlar antikaclardan toplamak
veya mzayedelerde ele geirmek avlanmann verdiine
benzeyen, ama tehlikeden uzak bir heyecan yaatyordu
bana. lgi duyduum iin ve her zaman zevkle yaptm
baz eyler vard, iyi mzik dinlemekten ve ressamlar
mzn atlyelerine uramaktan holanyordum. Kadn
lar karsnda da baarsz olduum sylenemezdi, bir
ekilde i dnyamdaki aylakla iaret eden gizli birikti-
ricilik tutkusuyla bu konuda da pek ok anmaya deer
ve paha biilmez yaanmlk biriktirdim, hatta sradan
bir merakn tesinde uzmanca birikime sahip biri haline
geldim. Btn olarak baktmda gnm ho bir ekil
de dolduran ve zengin bir varolu duygusu veren ok ey
yaadm. Aym zamanda hem hareketli yaanan hem de
hibir sarsntya yer olmayan, genlie zg bu rahat ve
ho atmosferi giderek daha fazla sevmeye baladm; ne
redeyse yeni hibir ey istemeden, nk dinginlik iinde
geen hayatmda gerek bir sevince dnebilecek ok
az ey vard. Zevkle seilmi bir kravat bile beni honut
edebiliyordu, gzel bir kitap, bir araba gezintisi veya
ekici bir kadnla geirdiim birka saatten sonsuz bir
mutluluk duyabiliyordum. nglizlere zg kusursuz di
kilmi bir takm elbisenin toplum iinde hibir biimde
gze batmay gibi benim varolu biimimde de dikkat
ekici hibir ey yoktu ve en ok houma giden yan da
buydu. Sanrm ho bir insan olarak alglanyordum; se
vilen, birlikte vakit geirmekten holanlan biriydim ve
beni tanyanlarn ou mutlu bir insan olduumu sy
lerlerdi.
Olaanst Bir Gece

u anda tekrar somutlatrmaya altm, o zaman


lar olduum kiinin de kendisini, bakalarnn inand
gibi mutlu bir insan olarak kabul edip etmemi olduunu
ise artk bilmiyorum, nk imd o maceradan tm duy
gularmla ok daha dolu ve tatminkr br anlam bekler
ken gemie dnk her trl deerlendirme bana olanak
sz grnyor. Fakat neredeyse tm isteklerimin yerine
geldii ve yaam karsndaki beklentilerimin karlksz
kalmad o dnemde kendimi hibir biimde mutsuz his
setmemi olduumu da kesinlikle syleyebilirim. Ne var
ki kaderin tm beklentilerimi yerine getirmesi ve benim
de bunun tesinde hibir ey talep etmeyiim bir alkan
lk haline geldiinden bu hal giderek yaammda bir he
yecan eksikliine ve canszlamaya yol at. O dnemde
baz yar farkndalk anlarnda bilincine tam varmadan
iimde zlemini ektiim ey arzulardan ziyade, arzula
ma arzusuydu; daha gl, daha bamsz, daha tutkulu,
daha doyumsuz istek duyma, daha youn yaama, belki
de ac ekme ihtiyacyd. Fazlasyla akl banda bir yn
temle varoluumdan btn elikileri uzaklatrmtm
ve bu eliki yokluu canllm sndryordu. stekle
rimin giderek daha da azaldn ve zayfladn, duygu
larma bir tr donukluun yerletiini gryordum; belki
de en iyis yle ifade edecek olursam, br tr ruhsal ik
tidarszlk ve yaamda tutkuyla yer alabilme yetersizlii
hissettiimi syleyebilirim. Bu eksikliimi nce kk
aretlerden fark ettim. Tiyatrolardaki ve salonlardaki
baz sansasyonel toplantlara katlmay giderek daha sk
lkla ihmal ettiimi, vgyle sz edilen kitaplar smarla
yp sonra da haftalarca hi dokunmadan yaz masamn
zerinde braktm grdm; geri mekanik bir biimde
merak duyduum eyleri toplamaya, kadeh ve antika sa
tn almaya devam ediyordum, ama onlar dzenlemekten
vazgemitim ve bazen uzun zamandr peinde olduum
Stefan Zweig

nadir bir paray beklenmedik bir anda ele geirdiimde


bile doru drst sevinmiyordum.
Fakat ruhsal diriliimdeki bu ar gerileme ve dei
imin bilincine ancak hl gayet iyi hatrladm belli
bir olaydan sonra vardm. Yine hibir yeniliin harekete
geirip canlandramad bu tuhaf uyuukluk nedeniyle
olsa gerek, o yaz Viyanada geiriyordum ki, bir han
mn kaplca otellerinden birinden gnderilmi mektubu
geldi, aramzda yldan beri yakn bir iliki vard, hatta
samimi bir biimde onu sevdiimi syleyebilirdim. Bana
yazd heyecan dolu on drt sayfa boyunca orada geir
dii son haftalarda kendisine ok ey ifade eden, hatta
her eyi haline gelen bir adamla tantn, sonbaharda
evleneceklerini ve aramzdaki ilikinin bitmesi gerektii
ni anlatmt. Benimle birlikte olduu zaman pimanlk
duymadan, hatta mutlulukla hatrlyordu, yeni bir evli
lie adm atarken benimle ilgili anlar, gemite brak
t yaamn en ho anlar olarak kalacakt ve bu ani
kararndan tr onu balayacam umut ediyordu.
Heyecan ykl mektup bu yansz aklamadan sonra son
derece dokunakl yeminlere ve antlara geiyordu, ona
gcenmemeliydim ve bu ani vazgei beni zmemeliydi,
onu bana geri dnmesi iin zorlamamal veya kendime
zarar verecek bir aptallk yapmamalydm. Giderek daha
hararetlenen satrlar birbirini izliyordu: Daha iyi birin
de teselli bulacam umuyor ve bu mektubu nasl kar
layacam konusunda endieli olduundan ona hemen
yazmam istiyordu. Ayrca mektubun sonuna ek olarak
kurunkalemle alelacele unlar yazlmt: "Bir budala
lk yapma, beni anla, beni bala! Bu mektubu nce
aldm haberden duyduum aknlkla okudum, son
ra sayfalar biraz kartrp ikinci bir kez, bu defa biraz
utanarak okudum ve bilincine vardka iimi bir korku
kaplad. nk iimde, sevgilimin anlalr biimde n-
Olaanst Bir Gece

grd btn o gl ve doal duygulardan hibirinin PM<';

bir belirtisi dahi uyanmamt. Yapt aklama bana ac


vermemiti, ona gcenmemitim, hele kendime veya ona
iddet uygulamay bir an olsun aklmdan geirmemitim;
iimdeki bu duygusal souma o kadar tuhaft ki, beni
korkutmamt bile. Yllar boyunca hayatma elik etmi
olan, yumuak, scak bedeni bedenime deerek, soluk
larmz birbirine kararak uzun geceler geirmi oldu
um bir kadn benden kopuyordu ve iimde hibir kpr
t uyanmyordu; olanlara kar kmyor veya onu geri
dndrmeye almyordum; bu kadnn salkl igd
syle gerek br insandan bekledii olaan duygulardan
hibiri iimde uyanmamt. O an iimdeki bu donukla
ma srecinin ne kadar ilerlemi olduunu birden gr
verdim - hibir yere tutunmadan, hibir yerde kklen
meden, akan suyun zerinde kayar gibi yayordum ve MM
bu souklukta l, cesedmsi bir yan olduunu gayet iyi .
biliyordum; geri henz rmenin kt kokan soluu
hissedilmiyordu, ama umarsz bir donukluk, acmasz,
souk bir duygusuzluk yerlemi, yani bedensel anlam
da gerek lmn ve rmenin dardan da grld
aamann eiine gelmitim.
Bu olaydan sonra kendimi ve iimdeki bu tuhaf duy
gusal donukluu bir hastann hastaln izlemesi gibi
dikkatle gzlemlemeye baladm. Ksa bir zaman sonra
bir arkadam ld ve ben tabutunun peinden yrrken,
ocukluumdan beri yakn olduum bu insan sonsuza
kadar kaybettikten sonra iimde bir keder var m, her
hangi bir duygu yzeye kt m diye kendimi dinledim.
Fakat hibir kprt yoktu ve ben kendimi, n hibir za
man iinde kalmadan geip gittii camdan bir nesne gibi
hissettim. Bu olayda ve dier benzer durumlarda kendimi
ne kadar bir eyler hissetmeye zorlasam, hatta mantkl
nedenler ne srerek duygularm harekete geirmeye a-
Stefan Zweig

lsam da iimdeki o donukluktan bir yant gelmiyordu.


Beni brakan insanlar, gelen ve giden kadnlar oldu, her
defasnda odada oturmu camn dndaki yamuru sey
reden biri gibi hissettim kendimi; dorudan yaknmda
olan eylerle bile aramda camdan bir duvar vard ve ken
di irademle onu ykacak gc bulamyordum.
Bu halimi aka grm olmam bile iimde gerek
bir huzursuzluk uyandrmad, nk zaten sylediim
gibi dorudan kendimi ilgilendiren eylere kar bile b
yk bir kaytszlk iindeydim. Ac ekmek iin bile ye
tersizdim. Nasl ki bir erkein cinsel iktidarszl ancak
bir kadnla seviecei anda belli olursa, bu duygu bozuk
luunun da dardan bakldnda anlalmamas bana
yetiyordu. Toplum iinde olduum zamanlarda da hay
ranlm ifade ederken yapay bir heyecan sergileyip etki
leyici eyleri abartarak iimin ne kadar hissiz ve kaytsz
olduunu gizlemek iin bir anlamda gsteri yapyordum.
Dardan bakldnda bir yn deiiklii yapmadan eski
rahat ve sorunsuz hayatm srmeye devam ediyordum;
haftalar ve aylar fark ettirmeden geip gidiyor, usulca yl
lara dnerek arlayorlard. Bir sabah aynada akak
larma den ilk krlarla karlatm ve genliimin artk
beni brakmaya hazrlandn anladm. Fakat bakala
rnn genlik dedikleri ey benden oktan geip gitmiti
zaten. Bylece bu vedalamay da zel bir ac duyrhadan
atlattm, nk kendi genliimi bile yeterince sevmiyor
dum. Duygusal donukluum kendime kar da geerliydi.
imdeki bu kprtszhkla hayatm giderek tekdze
leti, uralarmn ve olaylarn eitliliine ramen gnler
ne kan bir ey olmadan pe pee diziliyor, bir aacn
yapraklan gibi yeeriyor ve sararp gidiyorlard. Srf ken
dim iin bir kez daha canlandrmak istediim o yegne
gn de herhangi sra d bir ey olmadan, iimde bir n
sezi hissetmeden gayet sradan bir ekilde balad. O gn,

10
Olaanst Bir Gece

yani 7 Haziran 1913 gn, ben bilincine varmadan iim


de varln srdren okul zamanndan, ocukluumdan
kalma bir pazar gn duygusuyla ge kalkm, banyomu
yapm, gazeteleri okumu ve biraz kitap kartrmtm.
Sonra davetkrca odama dolan scak yaz gnnn eki
ciliine kaplarak dolamaya ktm, alkanlm olduu
zere arkadalarla ve tandklarla selamlaa selamlaa
Graben Bulvarndan getim, bazlaryla ayakst sohbet
ettim ve sonra arkadalarla le yemei yedik. le son
ras iin herhangi bir sz vermekten kanmtm, nk
pazar gnleri, tamamen keyfimin, tesadflerin veya ann
da verilmi kararlarn akna gre geireceim planlan
mam birka bo saatim olmasn zellikle severim. Ar
kadalarmdan ayrldktan sonra Ring Caddesinden ge
erken yaz bann renkliliiyle sslenmi gneli kentin
gzellii ok houma gitti. Herkes nee iindeydi, insan
lar sokaktaki pazar gn canllyla comu gibiydiler,
dikkatimi eken pek ok ey oldu, zellikle de caddenin
ortasndaki eritte ykselen aalarn gr ve taze yei
li. Buras her gn getiim br yer olmasna ramen bu
pazar gn kalabaln birden bir mucize gibi algladm
ve elimde olmadan iim yeillik, aydnlk, canllk zle
miyle doldu. Aklma biraz da merakla Prater geldi; imdi
ilkbahar biter, yaz balarken oradaki ulu aalar, araba
larn vzr vzr getii anacaddenin iki yannda devasa
yeil nbetiler gibi ykseliyor ve aralarndan geen k
giyimli insanlara beyaz ieklerini uzatyor olmalydlar.
En sradan isteimi bile hemen gerekletirme alkanl
mla, nme kan ilk faytonu durdurarak beni Pratere
gtrmesini istedim. Yarlara, deil mi beyefendi?^
diye saygl bir rahatlkla karlk verdi src. O pazar
ok rabet gren bir yarn yaplacam ancak o zaman
hatrladm, Viyananm btn kalburst tabakasnn bir
araya gelecei bir derbiydi bu. Arabaya binerken, ne tu-

11
Stefan Zweig

haf, diye dndm, daha birka yl nce byle bir gn


karmam veya unutmam kesinlikle mmkn deildi!
Ve yaral birinin her hareket ediinde yarasm hissetmesi
gibi, bu unutkanlm da bana kaplm olduum duygu
sal donukluu hatrlatt yeniden.
Vardmzda anacadde olduka botu, yar oktan
balam olmalyd, nk yolu her zaman ihtiamla dol
duran araba kalabal grnmyor, sadece ara sra bir
fayton grnmez bir eyi karmasna atlarn nallarn
takrdatarak geip gidiyordu. Arabac oturduu yerde
bana doru dnerek hzlanmasn ister miyim diye sorun
ca sakin srmesini syledim, nk ge kalmak gib bir
kaygm yoktu. Zamannda varmay nemseyemeyecek
kadar ok yar ve yan izleyen insan grmtm; mavi
havann denizin bir geminin bordasndan yumuak h
rtlarla ykselii gibi bedenimi kucaklayn hissetmek,
huzur iinde gr yaprakl, gzel kestane aalarn, ok
ayc lk rzgrn ara sra kopan birka iekle oynayp
uuturduktan sonra onlar yola kar gibi bembeyaz ya-
drn seyretmek benim heyecansz halime daha uygun
du, Kendimi arabann iinde ylece salnmaya brakmak,
gzlerim kapal ilkbahar duyumsamak, hibir aba har
camadan kanatlanm gibi bir yerden bir yere tandm
hissetmek ho bir duyguydu; araba Freudenauda giriin
nnde durduunda neredeyse zldm. Geri dnmeyi,
o okayc yaz gnnn kollarnda salnmaya devam et
meyi yelerdim aslnda. Fakat bunun iin ge kalmtm
artk, araba yar alannn nnde durmutu ble. Bouk
bir uultu bizi karlad. Dalgalanan kalabal grme
sem de kard ses tribn basamaklarnn arkasndan
bir deniz gibi kabaryordu. Aklma ister istemez Ostende
geldi, dzlkteki kentin kk yan sokaklarndan sahil
deki gezi yoluna karken dalgalarla kabaran denizin gri
kpkl yzeyini grmeden nce tuzlu rzgrn sert s

12
Olaanst Bir Gece

lm duyar, bouk bir uultu iitirsiniz. Pistte u srada


yeni bir yar balam olmalyd, fakat atlarn imdi her
halde yldrm gibi getikleri imenlikle aramda, seyirci
lerin ve binicilerin iteki bir frtnayla salnr gibi hareket
eden renkli ve uultulu kalabal vard. Yar greme-
sem de heyecann ykseliinden her aamasn hissedebi
liyordum. Biniciler oktan start alm, artk birbirlerin
den kopmu ve birka ne kmak iin mcadele ediyor
olmalyd, nk kounun benim iin grnmez olan
akn izleyen kalabalktan lklar ve heyecanl nidalar
ykselmeye balamt. Balarn ynnden ve eiminden
atlarn ayrn uzunlamasna tarafndaki dnemece var
m olduklarn anladm, nk btn o karmaa iinde
ki kalabalk tek br boyun gibi benim iin grnmez olan
bir noktaya doru dnmt ve ezilip birbirine karan
binlerce ses tek bir grtlaktan karcasna kpren dalga
lar gibi ykseliyordu. Ve bu uultu kabararak yukarda
kaytszca uzanan mavi ge kadar btn alan doldur
du. Etrafmdaki birka yze baktm. lerinde bir kasl
ma olmuasna arplmlard, gzler sabit ve kvlcml,
dudaklar smsk kapalyd, eneler ne frlam, burun
delikleri atlarmki gibi kpr kprd. Ben ayk olduum
dan, onlarn bu lgnca taknlklarn hem komik hem
de dehet verici buluyordum. Yanmda bir sandalyenin
zerine km k giyimli bir adam vard, yz hatlar
normalde gzeldi herhalde, ama imdi iine eytan gir
miesine gerilmiti, bastonunu kam gibi havada sallar
ken bedeniyle de ata biner gibi hareketler yapyordu ve
bunu izlemek ok komikti. Sandalyenin zerinde topuk
larm zengideymi gibi indirip kaldryordu, sa eliyle
bastonu kam gibi kullanmaya devam ederken sol elin
de tuttuu beyaz bir kd bumburuuk etmiti. Bu k
tlardan giderek daha fazlas etrafta uumaya balad,
kalabaln uultulu boz dalgalarnn zerine kpk gibi

13
Stefan Zweig

daldlar. imdi dnemete birka at birbirine ok yak


lam olmalyd, nk uultunun iinden birden drt
isim kopup kt; birka gruba ayrlan izleyici bu isimleri
sava l gibi haykryordu ve bu lklar kendilerini
kaptrdklar lgnl biraz olsun hafifletiyor gibiydi.
Ben bu lgnln ortasnda frtnal denizdeki bir
kaya gibi souk ve kprtsz duruyordum ve o an neler
hissetmi olduumu imdi bile tam olarak syleyebilirim.
Elbette ncelikle bu tuhaf hareketlerin glnl ve
taknln bayal karsnda duyduum kmseme
vard, ama kendime itiraf etmekten hi holanmadm
baka bir ey ise karmda grdm bu fanatizmdeki
hayata ynelen hararetli tutkuyu, bylesi bir heyecan
kskanm olmamd. Benim byle bir heyecana kapl
mam, bu atei hissetmem, hararetimin bu kadar yksel
mesi, elimde olmadan sesimin deimesi iin ne olmas
gerekirdi acaba? Sahip olmann beni bu kadar heyecan
landraca herhangi bir zenginlik, beni bu denli ekebi
lecek herhangi bir kadn dnemiyordum, beni duygu
larmn donukluundan kurtarp byle bir atee atacak
hibir ey aklma gelmiyordu. Birisi zerime aniden bir
tabanca evirse yreim etrafmdaki bunca insann y
reinin bir avu para iin att kadar atmazd. Fakat u
an atlardan biri hedefe ok yaklam olmalyd, nk
kalabaln iinden gergin bir yay gibi ykselen binlerce
sesi, giderek tizleen ve bir anda snp dalan tek bir
lk halinde birletiren tek bir sim duyuluyordu artk.
Mzik balam, kalabalk birden dalmt. Bir tur bit
mi, bir yan sonulanm, gerilim yerini dalgalanan gev
ek bir hareketlilie brakmt. Daha az nce ateli bir
tutku yuma halinde olan kitle, tek tek yryen, glen,
konuan insanlar halinde zlmt. Cokunluun l
gn maskesi dm, ardndan yine dingin yzler ortaya
kmt, yarn insanlar birka saniye boyunca tek bir

14
Olaanst Bir Gece

kor ktlesi halinde birletirmi olan kargaas bitmiti,
herkes tekrar sosyalleerek gruplar halinde bir araya ge
liyor veya dalyordu. Tandklar selmlayor, yaban
c olanlar birbirlerini serinkanl bir nezaketle izleyerek
inceliyorlard. Kadnlar birbirlerinin yeni tuvaletlerini
gzden geiriyor, erkekler hayranlkla onlar seyrediyor
du; kaytsz insanlarn asl megalesi olan o sosyal ilgi
tekrar yeermeye balamt; insanlar birbirlerini aryor,
geleni gelmeyeni ayrt etmeye, klk dzeylerini sapta
maya alyorlard. Kaplm olduklar sarholuk dalr
dalmaz, bir araya gelmelerinin asl nedeninin yarlarn
kendisi mi, yoksa aralardaki bu piyasaya kma hali mi
olduunu unutuvermierdi,
Ben de bu ho karmaann iine kartm, hal hatr
sordum, soranlara teekkr ettim, rengrenk kalabal
sarmalayan parfm ve zarafet kokusunu mutlulukla ii
me ektim -buras benim ortammd sonuta-, Praterhn
aalklarndan ve yaz gneinin stt ormandan ara
sra dalgalarn aramza gndererek kadnlarn zerinde
ki beyaz muslinlere ehvetle oynarcasna dokunan hafif
meltemi hissetmekten daha da byk bir mutluluk duy
dum. Birka tandk benimle sohbet etmek istedi, gzel
oyuncu Diane bir locadan davetkrca el sallad, fakat
hibirine karlk vermedim. Bugn bu sosyetik insanlar
la konumak hi ilgimi ekmiyordu, bir ayna gibi bana
kendimi yanstmalarndan sklyordum, sadece bu gs
teriyi, ilerleyen zaman dolduran o ehvetli heyecan iz
lemek istiyordum, nk kaytsz kalan iin bakalarnn
uyarlml en ho izlencedir. nmden birka gzel
kadn geti, ince kuman altnda her admda titreyen
gslerine cretkrca, fakat iten bir hayranlk duyma
dan bakarken kendilerim byle kstaha plaklatrl
m ve kmsenmi hissettiklerinde sergiledikleri sknt
ve haz karm utangalk karsnda iimden gldm.

15
Stefan Zweig

Aslnda onlar ekici bulduum yoktu, ama yleymi


gibi yapmak, akllarndan geirdikleriyle oynamak beni
elendiriyor, bedenlerine dokunma duygusunun verdii
hazz, gzlerindeki manyetik titreimi hissetmek houma
gidiyordu, nk duygusal anlamda souk insanlarn t
mnde olduu gibi benim erotik hazzm da, aslnda ken
dim heyecanlanmak yerine bakalarm heyecanlandr
maya, bakalarm uyarmaya balyd. Gerek anlamda
arzulamay deil, sadece kadnlarn varlyla oluan o s
cak esintide ehveti hissetmeyi seviyordum; heyecanlan
may deil, sadece ilhamm seviyordum. Bylece zerime
ynelen baklar tenis topu rahatlyla geri gndererek,
dokunmakszm haz alarak, kadnlara hissetmeden doku
narak, iimde sadece bu oyunun verdii belli belirsiz eh
vet duygusunun scakln hissederek dolamaya devam
ettim.
Fakat bir sre sonra bundan da skldm. Karlat
m insanlar hep aynlaryd; yzlerini de, jestlerini de
artk ezbere biliyordum. Yaknmda bo bir sandalye var
d. Oturdum. Etraftaki gruplarda yeni bir hareketlenme
balad, gelip geenler daha bir telala kaynayor, bazen
arpyorlard; belli ki yeni bir yar balamak zerey
di. Ben yine rahatm bozmadm, gevek ve biraz da dal
gn bir halde sigaramn dumanm savurarak oturmaya
devam ettim, duman beyaz dnemelerle ge doru
ykselirken seyrelip ilkbahar mavisinin iinde dalyor
du. Fayatm bugn bile hl etkileyen o yegne olay,
o olaanst deneyim ite o srada gerekleti. Saatini
bile dakikas dakikasna syleyebilirim, nk tesadfen
o srada saate baktm. Bir an st ste gelen akreple yel
kovann hareketini avare bir merakla izledim. 7 Haziran
1913 gn le sonrasnda saat on alt geiyordu.
Ben kendimi bu ocuksu ve gln gzleme kaptrm,
elimde sigaram saatin beyaz kadranna bakarken hemen

16
Olaanst Bir Gece

arkamda bir kadnm yksek sesle gldn duydum;


kadnlarda ok sevdiim, ehvetin ateli barndan he
yecan ve hararetle kopan o takn ve ngrakl kahka
halardand. gdsel olarak hemen o yana dnmek ve I
ltl beyaz bir ta bulank, amurlu bir havuza atar
gibi ehvetini byesine kstaha benim aylak dlerimin
ortasna savuran bu kadm grmek istemitim ki, ken
dimi tuttum. Zihinde geen oyunlardan; kk, zararsz
psikolojik deneylerden aldm tuhaf haz beni durdurdu.
Bu kahkahay atan kadm hemen grmek istemiyordum,
hazza bir tr hazrlk olarak hayal gcm bu kadnla
megul etmek, onu hayalimde canlandrmak, kahkaha
snn etrafna bir yz, bir az, bir boyun ve gsler
yerletirmek, yaayan, nefes alan bir kadn kurgulamak
daha ekiciydi.
Arkamda, hemen yan bamda durduu belliydi.
Kahkaha tekrar konumaya dnmt. Merakla kulak
kabarttm. H afif bir M acar aksam, seslileri ark syler
gibi yayarak ok hzl ve hareketli bir konuma tarz var
d. imdi bu szcklerin zerine bir grnt rmek ve bu
hayali grnty olabildiince ayrntl tasarlamak ok
houma gidecekti. Ona koyu renk salar ve koyu renk
gzler, ehvetli dolgun dudaklar, beyaz gl diler, k
k, ince ama titreen kanatlan keskin hatl bir burun
verdim. Sol yanana bir yapma ben, eline de glerken
hafif hafif baldrlarna dokundurduu bir binici kams
yerletirdim. Kadn konumaya devam ediyordu ve her
szc hayalimde hzla oluturduum grntye yeni
bir ayrnt ekliyordu: Kz ocuu gibi dar bir gs tah
tas, koyu yeil bir elbise, zerinde eik taklm prian-
tah bir bro, beyaz eritli ak renk bir apka. Grnt
giderek belirginleti, arkamda duran bu yabanc kadn
artk gzbebeimin iindeki kh bir tabakada yansr
gibi gryordum. Fakat dnp bakmak yerine bu d-

17

M
Stefan Zweig

sel oyunun heyecann daha da ykseltmek istiyordum.


Bu cretkrca hayallerin iine hafif bir haz serpintisi de
kart, arkama dnp ona baktmda karma kacak
olan grntnn zihnimde canlandrdm grntyle
akacandan duyduum gvenle gzlerimi yumdum.
O anda ne doru bir adm att. Elimde olmadan gz
lerimi atm ve iimi bir fke kaplad. Tamamen yanl
mtm, her eyiyle farklyd, hayalimde oluturduum
grntyle taban tabana ztt. zerinde yeil deil, beyaz
bir elbise vard, ince deil dolgun ve geni kalalyd, yu
varlak yanaklarnn hibir yerinde hayal ettiim beni g
remedim, kask biimli apkasnn altndan da siyah de
il, kzlms sar salar ldyordu. Benim hayal ettiim
zelliklerin hibirinin bu grntyle alakas yoktu; fakat
ben psikolojik tahminlerimin boa kmas karsnda
kapldm budalaca kibirle ne kadar grmezden gel
sem de kadn gzeldi, meydan okurcasna gzeldi. Ona
neredeyse dmanlkla baktm. Fakat hem diri hem de
yumuack dolgunluuyla talepkr bir cazibesi olan bu
kadndan yaylan gl ve ksnl ekimi; ba dndr
c, hayvans etkiyi, iimdeki direnen yan bile alglyordu.
imdi yksek sesle glyordu yine, beyaz dileri ortaya
kmt ve ben bu ateli, ksnl kahkahann bedeninin
dolgunluuyla uyum iinde olduunu kabul etmek zo
runda kaldm; kadnn her eyi ylesine belirgin ve mey
dan okuyucuydu k, gslerinin yuvarlakl, glerken
ne kan enesi, delici baklar, kemerli burnu, emsi
yesini skca yere bastr. Burada diilik unsuru, o ilksel
g, bilinli, youn bir ar, ete kemie brnm bir
ehvet sinyali sz konusuydu. Kadnn yannda onunla
iine dercesine konuan k, ama silik denebilecek bir
subay vard. Kadn onu dinliyor, glmsyor, kahkaha
atyor, kar kyordu, ama btn bunlarn hepsi nem
sizdi, nk ayn zamanda baklaryla her yan taryor.

18
olaanst Bir Gece


burun delikleri her yana doru titreiyor, kadn adeta her
eyi birden kavryordu. Gelip geen herkesin ve oradaki
erkek kitlesinin tmnn ilgisini, glmseyilerini, ba
klarm zerine ekmekteydi. Baklar srekli etrajfta
dolayordu, kh tribnleri tararken birden bir tandk
grp seviniyor veya bir selama karlk veriyordu, kh
bir yandan subaya srekli glmseyerek cilveyle onu din
lerken sana soluna baknyordu. Subayn arkasnda ve

gr alannn dnda kaldm iin henz baklarnn


dokunmad bir tek ben kalmtm. Buna fkelendim.
Ayaa kalktm, ama beni grmedi. Biraz daha yakla
tm, imdi de baklarn tekrar tribnlere evirmiti. O
zaman kararl bir ekilde yanma gittim, apkam hafife
kaldrarak refakatisini selamladm ve sandalyemi ona
sundum. ararak bana bakt, gzlerinde bir lt dola
t, dudaklar tatl bir glmseyile bkld. Sonra ksaca
teekkr ederek sandalyeyi ald, ama oturmad. Sadece
bileinin akta kald dolgun kolunu rahata sandalye
nin arkalna dayamakla yetinerek bedenine verdii bu
eimle hatlarn daha belirgin olarak sergiledi.
Yanl tahminlerim yznden duyduum fkeyi ok
tan unutmutum, o an sadece bu kadnla bir oyuna gir
menin ekimini hissediyordum. Biraz geriye ekilerek
tribnn duvarna yaslandm, buradan onu rahata ve
dikkat ekmeden grebiliyordum, bastonuma yaslana
rak gzlerimi onun gzlerine diktim. Bunu fark etti, be
nim bulunduum yere doru tamamen rastlantyla olmu
gibi davranarak hafife dnd, bana diren gstermedi,
baklarma ara sra karlk verdi, ama geliigzel bir
tavrla. Baklar srekli hareket halindeydi, her eye do
kunuyor, ama hibir eyi skca kavramyorlard - gzle
rindeki kara ltl glckler sadece bana myd, yoksa
herkes iin geerli miydi? Bu anlalmyordu ve ben uya
ran da bu belirsizlikti. Bir iaret feneri gibi belli aralklar-

19
Stefan Zweig

la beni tarayan baklar vaatlerle dolu gibiydi, fakat ayn


elik prltl gzbebekleri, zerlerine ilien dier btn
baklar da hibir seim yapmadan, sadece oyun sevin
ciyle, ama ncelikle de subayla srdrd sohbete olan
ilgisini bir an olsun yitirmeden karlyordu. Bu tutkulu
baklarda gz kamatran bir kstahlk, br cilve ustal
ya da takn bir ksnllk vard. Elimde olmadan ona
doru bir adm attm, onun soukkanl pervaszl bana
da gemiti. Artk gzlerine bakmyor, onu uzmanca tepe
den trnaa yokluyor, baklarmla giysilerini paralayp
plakln hissediyordum. Hibir huzursuzluk belirtisi
gstermeden baklarm izledi, dudaklarnn kysnda
bir glmsemeyle subay dinliyordu, ama bu kendinden
emin glmsemeden benim niyetimi tartmakta oldu
unu anladm. Tam beyaz elbisesinin altndan grnen
kk ve zarif ayana baktm anda o da baklarm
giysisini gzden geirir gibi kaytszca bir edayla aa
ya doru kaydrd. Bir an sonra, sanki tesadfen yapar
gibi ayan kaldrarak ona vermi olduum sandalyenin
ilk basamana dayad, yle ki dizlerine varncaya kadar
oraplar grnd, fakat ayn anda da sohbet arkada
na ynelttii glmsemeye bir ironi veya bir sinsilik ka
rmaya balad. Belli ki o da, ayn benim yaptm gibi
umursamazca benimle oynuyordu ve tekniinin rafineli
karsnda nefret dolu bir hayranlk duymaktan kendimi
alkoyamadm; nk sahte bir gizlilikle bedeninin eh
vetini sunarken ayn zamanda da gururunun okandm
belli ederek kendini sohbet arkadann fsltlarna ve
riyor ve oyunu ikili oynuyordu. Aslnda fkelenmitim,
nk kendi bilinli duygusuzluumla arasnda bir kan
kardelii hissettiim iin bu hesapl ve ktcl ehveti
bakalarnda grmekten nefret ederdim. Fakat yine de,
belki hayranlktan ok nefret duymakla birlikte uyarl
mtm. Kstaha biraz daha yaklatm, onu baklarmla

20
Olaanst Bir Gece

kabaca sarmaladm. Aka sergilediim bu tavrla ona,


Seni gzel yaratk, seni istiyorum, demekteydim ve
elimde olmadan dudaklarm kprdam olmal, nk
hafif bir kmsemeyle ban evirirken glmsedi ve
eteini kapatarak ayan rtt. Fakat bir an sonra ltl
kara gzbebekleri tekrar oradan oraya dolamaya bala-
mt. Ayn benim kadar kaytsz ve bana denk olduu, fi,
ikimizin de soukkanllkla bakalarnn tutkusuyla oy- f
namaya alkn olduumuz ortadayd, tutkumuz gerek ;,f
olmasa da seyretmek ve byle yavan bir gnde hararetli
bir oyuna girmek gzeldi. f
Kadnn yzndeki gerilim birden silindi, kvlcmla-
nan lts soldu, az nce glmsemekte olan dudann fi
kysnda kk br fke kvrm belirdi. Baklarnn he- f
defini izledim: Giysileri zerinden dklen ksa boylu,
iman bir beyefendiydi, hzla kadna doru yryordu
ve heyecandan terlemi olan yzyle alnn bir mendille
silmekteydi. Aceleyle eri taklm apkasnn altndan
keli grnyordu (apkay karsa plak tepesinin ze- f
rinde de iri ter damlalarnn grneceini dndm ister
istemez ve adam bana son derece itici geldi). Yzkl
elinde koca bir fi tomar tutuyordu. Fleyecandan resmen
atlayacak gibiydi, karsn hi dikkate almadan yksek
sesle M acarca konuarak subaya seslendi. Adamn fana
tik bir bahis tutkunu, st dzeyde bir at satcs olduunu
hemen anladm, onu kendinden geirecek tek ey bahis
oynamakt, yceliin o ulvi ikamesiydi. Kars imdi bir
uyanda bulunmu olmalyd (adamn varlndan gzle
grlr biimde rahatsz olduu ve gveninin sarsld
anlalyordu), nk adam hemen apkasn dzelttik
ten sonra neeyle glerek babacan bir efkatle kadnn
omzuna birka kez hafife vurdu. Kadnn kalar fkey
le kalkt, subayn yannda ve belki de benim karmda
sergilenen bu kan koca samimiyetinin canm skt bel-

21
Stefan Zweig

iiydi, Adam zr diliyordu herhalde, subaya yine onun


glerek karlk verdii M acarca bir eyler syledi, fakat
ardndan tekrar sevecenlikle ve biraz da yaltaklanrcas-
na karsnn kolunu tuttu. Kadnn bizim karmzda bu
samimiyetten sknt duyduunu hissederek, alay ve tik
sinti karm bir duyguyla aalanmasnn keyfini kar
dm, Ne var ki hemen toparland ve zarafetle kocasnn
koluna yaslanrken bana doru ironi dolu bir bak gn
derdi, sanki Bak, bana sahip olan o, sen deilsin, der
gibiydi. Bu bende hem fke hem tiksinti uyandrd. Ona
byle baya bir ikonun karsyla artk ilgilenmediimi
gstermek iin srtm dnp gitmek istedim. Ama cazi
besi yine de ok glyd. Kaldm.
O srada balang sinyalinin tiz sesi duyuldu ve b
tn o sohbete dalm, gevemi, dalm kitle bir anda
tersyz edilmi gibi, byk bir kargaa iinde drt bir
yandan bariyerlere doru akt. Bu aka kaplp gitme
mek iin biraz g kullanmak zorunda kaldm, nk
tam da bu kargaann iindeyken kadnn yaknnda kal
mak istiyordum, belki anlaml bir bakma veya temas
frsat kard, u anda ne olduunu bilemediim bir atak
olana doard, bunlar dnerek telala dalgalanan
kalabaln ortasnda kararllkla ona doru ilerledim.
Tam o anda iman koca herhalde tribnde iyi bir yer
kapmak amacyla ne doru hamle yapt ve her ikimiz
de baka bir grubun inde srklenerek yle iddet
li arptk ki apkas ve fileri uuarak krmz, mavi,
san ve beyaz kelebekler gibi yerdeki tozun iine dald.
Bir an gzlerini bana dikti. Refleks olarak zr dilemek
istedim, ama nereden geldiini bilmediim bir ktlk
duygusu dudaklarm mhrledi; zr dilemek yerine
ona sessiz, kstah ve tahkir edici bir meydan okumayla
souk souk baktm. Adamn gzlerinde hrsla ykselen,
fakat sonra rkerek bastrd bir fke bir anlna p-

22
Olaanst Bir Gece

rldar gibi olduysa da benimkinin karsnda pes ederek


zld. Unutamayacam ve neredeyse dokunakl bir
rkeklikle bir saniye kadar gzlerimin iine bakt, sonra
vazgeti; anszn filerini hatrlam gibiydi, eilerek ap
kasn ve filerini toplamaya balad. Bu arada kocasnn
kolunu brakm olan kadn gerilimden kzarm yzyle i
ve gizlemedii bir fkeyle gzlerinden yldrmlar saa
rak bana bakt ve ben bir tr haz duyarak beni orackta
ldrm olmay yeleyeceini grdm. Fakat ben son
derece serinkanl ve kaytsz bir tavrla orada durmay
srdrerek hibir yardm giriiminde bulunmadan ar
kilolu kocann ayaklarmn dibinde nefesi skarak ei- i::
lip filerini toplamasn izledim. Eildiinde yakas aa
doru iyice kayd ve kzarm boynundan geni bir ya
tabakas sarkt, her hareketinde astml gibi soluk solua |-
kalyordu. Adam byle tknefes br halde grnce zih- ^
nimde ister istemez densiz ve itici br grnt canland,
onu karsyla evlilik yatanda ba baa hayal ettim ve
bu grntden aldm cesaretle fkesini zor zapt eden
kadnn yzne kar glmsedim. imdi benzi atm
ve sabr tkenmi bir halde karmda duruyordu, de- :|||-
netmini kaybetmiti - her eye ramen ondan gerek, ^
sahici bir duygu kopartabilmitim sonunda: nefret ve
dizginsiz fke! Elimden gelse bu ktcl sahneyi son-
suza dek uzatrdm, adamn kendine eziyet ektirerek
filerini tek tek toplamasn buz gibi bir hazla izledim.
Muzip bir eytan grtlama km kkrdayp duruyor
ve beni bir kahkaha patlatmaya zorluyordu sanki - bu
kahkahay koyuvermeyi veya o bngl bngl yumuak et
ynn bastonumun ucuyla drtklemeyi ok isterdim.
imdiye kadar ktln beni, kstaha oynayan bu ka
dnn alalmasndan aldm zafer hazzmdaki kadar ele
geirdiini hi hatrlamyordum. Talihsiz adam sonunda
btn filerini toparlamay baarmt anlalan, sadece

23
Stefan Zweig

mavilerden biri fazla uzaa umu ve ayaklarmn dibine


kadar gelmiti. Adam nefes nefese arkasna dnp miyop
gzleriyle etrafna baknd -monokl ter damlacklaryla
kapl burnunun ucuna kadar kaymt- ve iimdeki hay
lazca ayaklanm ktlk duygusuyla onun bu gln
abasn uzatmak iin bu andan yararlandm. imdeki
okullu olan ataklna istemsizce boyun eerek ayam
abucak uzatp fiin zerine bastm, imdi ne kadar aba
larsa abalasn ben onu aratmaya devam etmek istediim
srece fiini bulamazd. Gayretle arad da arad, sonra
glkle soluk alarak renkli filerini sayd, bir tanesinin
bendekinin!- hl eksik olduu belliydi; tam kaynaan
kalabaln ortasnda tekrar aramaya balamak zereydi
ki, kars yznde kzgn bir ifadeyle benim kibirli yan
dan bakm grmezden gelerek ve fkeli sabrszln
artk dizginleyemeyerek L ajo s! diye buyurganca ba
rd birden. Adam trompetin sesini duymu bir at gibi
irkildi, aranarak bir kez daha yere bakt -sakladm fi
tabanmn altn gdklyordu sanki ve glme isteimi zor
tutuyordum- ve sonra itaatle karsna doru dnd, o da
adam aikr bir telala benden uzaklatrarak gittike
daha fazla kabaran kalabaln iine ekti.
Ben ikisini izlemek iin en ufak bir ihtiya duymadan
geride kaldm. Bu hikye benim iin bitmi, yaadm
erotik gerilim duygusu neeli bir rahatlamaya dnm
t, btn heyecanm dalm ve geriye, aniden bastran
ktcllkle yaptm baarl akann verdii salkl bir
doygunluktan baka bir ey kalmamt. Kendimden ks
taha, neredeyse takn bir honutluk duyuyordum. n
taraflarda ylma iyice artmt, heyecan dalgalanmaya
balam ve kara, kirli, tek bir dalga halinde bariyere
yklenmiti, fakat ben bakmadm bile, artk sklmtm.
Tam br tarafa, Krieauya gitmeyi veya eve dnmeyi
dnyordum k, ne doru bir adm atnca unutulmu

24
Okamsti Bir Gece

bir halde yerde duran mavi fii grdm. Fii yerden al


dm ve parmaklarmn arasnda evirerek onu ne yapa
cama karar veremeden baktm. Aklmdan belli belirsiz
onu Lajos a geri verme fikri geti, bu karsyla tan
mak iin mkemmel bir vesile olurdu, fakat kadna ar
tk hibir ilgi duymadm, bu macerann iimde yakt
uucu atein eski kaytszlmn iinde oktan souyup
gittiini fark ettim. Lajosun karsnn hrsl ve talepkr
baklarnn daha fazla zerimde dolamasn istemiyor
dum artk -iko onunla bedensel bir ey paylamak iste
meyeceim kadar itah karcyd benim iin- gerilimin
heyecann yaamtm, imdi sadece gevek bir merak ve
ho bir rahatlama duyuyordum.
Sandalye terk edilmi olarak orada duruyordu. Ra
hata oturup bir sigara yaktm. Kar tarafta bariyerlerin
dibinde heyecan yeniden alevlenmiti, kulak bile kabart-
madm. Tekrarlar beni ekmiyordu. Sigaramn solgun ||
dumannn ykseldiini grnce aklma Merandaki golf
sahas geldi, iki ay nce orada oturup elalenin kpren
sularn seyretmitim. Ayn buradaki gibiydi, orada da
uzaktan dinlediimde ne kztran ne serinleten gl bir
uultu ykseliyordu, orada da suskun mavi corafyann
iinde dalan anlamsz bir tm vard. Fakat yarn heyeca
n artk iyice ykselmiti; apkalarn, emsiyelerin, lkla
rn, mendillerin kp yine kalabaln kara dalgalarnn
zerinde uuuyordu, sesler yine birbirine karyog kitle
nin devasa azndan tek bir lk gibi kyordu, fakat bu
kez tns farklyd. Ayn ismin bin kez, on bin kez, sevin
le, kulak trmalayarak, kendinden gemiesine, mitsizce
haykrldm duydum: Cressy! Cressy! Cressy! Ve yine
gergin bir yay aniden zld {tekrar heyecan bile nasl da
tekdzeletiriyor!). Mzik tekrar balad, kalabalk dal
d. Kazananlarn numaralarnn yazl olduu tabelalar ste
karld. Fark etmeden o yana baktm. En bata bir yedi

25
Stefan Zweig

grnyordu. Elimde tuttuumu unutmu olduum mavi


fie baktm otomatikman. Onun da zerinde yedi vard.
Elimde olmadan gldm. Yedi kazanmt, Lajoscuk do
ru ata oynamt. Ktcllmle iko kocay parasndan
etmitim, bir anda takn ruh halim geri dnd, imdi yap
tm kt akann ona kaa mal olduunu renme istei
duyuyordum. Mavi kartona ilk kez dikkatle baktm, bu
yirmi kronluk bir fiti ve Lajos kazanan ata oynamt. Bu
epeyce ykl bir kazan olabilirdi. Fazlaca dnmeden
sadece merakn arsna uyarak tela iindeki kalabalk
la birlikte gielere doru srklendim. ti kakn iinde
kendimi kuyruklarn birine girmi buldum, fii uzattmda
kime ait olduunu bankonun ardndan grmediim, ama
sratle alan iki kemikli el dokuz tane yirmi kronluu
mermer tablann zerine srmt bile.
nme gerek parann, o mavi banknotlarn srl
d o an neem aniden grtlamda dmlendi. i
mi derhal tatsz bir duygu kaplad. Bana ait olmayan o
paraya dokunmamak iin ellerimi igdsel olarak geri
ektim. Aslnda paralar olduklar yerde brakmay ye
lerdim. Fakat arkamdaki insanlar kazandklar paralan
almak iin sabrszlanyorlard. Bylece skntyla da olsa
paralar parmak ularmda kt bir duyguyla bankonun
stnden almaktan baka arem kalmad. Banknotlar
mavi alevler gibi avucumu yakt sanki ve ben onlar alan
el de bana ait deilmi gibi farknda olmadan elimi bede
nimden uzaklatrdm. Durumun tatszlm derhal kav
radm. Bir aka yznden kendi istemim dnda, dzgn
bir insana, bir centilmene, bir yedek subaya yakmaya
cak bir duruma dmtm ve bunun adn koymaktan
bile ekiniyordum. nk bu saklanm da deil, daha
kts hileyle kaydrlm, alnm bir parayd.
Etrafmda sesler nlyor, uulduyordu; insanlar gie
lere doru veya gielerden ayrlmak zere itiip kak-

26
Olaamist Bir Gece

yoflard. Ben paralan tutan elimi hl ileri doru uzatm


vaziyette hareketsiz duruyordum. Ne yapmalydm? Ak
lma nce en olaan zm geldi, yani parann gerek sa
hibini bulmak, zr dilemek ve geri vermek. Ama bunu
yapamazdm, hele o subayn karsnda asla. Ben de bir
yedek subaydm ve bu tr bir itiraf derhal rtbeme mal
olurdu. Bileti bulmu bile olsaydm paray gieden almam
zaten yakksz bir davrant. Parmaklarm kandran
igdye uyarak elimdeki paray buruturup atmak da
aklmdan geti, ama onca insann inde bunu yapmak da
kolay deildi ve kuku uyandrrd. Fakat bana ait olma
yan bu paray hibir ekilde stmde tutmak istemiyor
dum, deil ki daha sonra birine balamak zere czda
nma yerletirmek. ocukluumdan beri bana alanm
olan temizlik duygusuyla bu ktlarn ucuna dokunmak
bile tiksinmeme yol ayordu. Yeter ki u paradan kurtu
laym diye iin iin tutuuyordum, nasl olursa olsun, ye
ter ki kurtulaym! Paray gizlice brakabileceim bir yer
var m diye mitsizlikle etrafma baknrken insanlarn
yeniden gielere hcum etmeye baladklarm fark ettim,
fakat bu kez para yatrmak zere. Bu fikir benim iin
bir kurtulutu. Paray bana getiren kt rastlantya iade
edecek, imd yeniden yatrlan gm ve kt paralar
annda yutan o doymak bilmez grtlaa terk edecektim -
evet, doru olan buydu, gerek kurtulu buydu.
Aceleyle o tarafa yneldim, hatta koturdum, kala
bal yararak kendime yol atm. zerine oynayabil
mem iin tandm hibir at olmad aklma geldiinde
nmde ik kii kalmt ve biri gieye varmt ble. Tela
iinde etrafmdaki konumalara kulak verdim. Rava-
chole mi oynayacaksnz? diye sordu birisi. Elbette,
Ravachole, diye yantlad yanndaki. Sizce Teddynin
de ans yok m u? Teddy mi? Asla. Gen atlar yarnda
tmyle uvallad o. Tam bir fiyaskoydu.

27
Stefan Zweig

Bu bilgileri hararetle kaydettim. Teddy ktyd de


mek ki. Kazanamayaca kesindi yani. Hemen paray
ona yatrmaya karar verdim. Paray uzattm, varln
henz renmi olduum Teddynin adm verdim, bir
el fileri nme att. imdi avucumun iinde bir yerine
dokuz krmz beyaz fi olmutu. Bu da kt bir duygu
veriyordu, ama parmaklarmn arasnda hrdayan nakit
para kadar tedirgin edici ve aalayc deildi.
imde tekrar bir hafifleme, neredeyse bir kaygszlk
hissettim: Artk paradan kurtulmutum, macerann tat
sz yan atlatlm, durum yine balangcnda olduu gibi
oyuna dnmt. Tekrar rahata sandalyeme kurul
dum, bir sigara yaktm ve dumann keyifle savurdum.
Fakat bu uzun srmedi, kalktm, etrafta dolatm, tek
rar oturdum. Tuhaft: O ho dler leminden km
tm yine. Bedenime uzuvlarm trdatan bir tr gerilim
yaylmt. nce gelip geen insanlar arasnda Lajos ve
karsna rastlama olaslndan duyduum huzursuzluk
olduunu dndm, fakat elimdeki yeni filerin kendi-
lerininki olduunu nereden bileceklerdi? nsanlarn ger
ginlii de beni etkilemiyordu, aksine ne zaman tekrar ne
doru hamle yapacaklarn dikkatle izliyordum, hatta
kendimi ikide bir ayaa kalkp yar balarken ektikleri
bayraa gz atarken yakaladm. Demek buydu, sabrsz
lkt, bekleyiin iimde tututurduu atein yaylmasyd;
yarn balamasn, bu skntl durumun tamamen geri
de kalmasn bekliyordum.
Bir olan elinde yar blteniyle yanmdan geerken
durdurup program aldm. Anlamadm, yabanc bir jar
gonda yazlm szcklerin iinden tyolar kartmaya
altm, sonunda Teddyyi, jokeyini, harann sahibinin
kim olduunu ve krmz beyaz renkleri buldum. Fakat
bunlarla niin bu kadar ilgileniyordum? Kd fkeyle
buruturarak attm, nce ayaa kalktm, sonra tekrar

28
Olaanst Bir Gece

Oturdum. Bir anda ate basmt, terleyen almm mendi


limle kurulamam gerekti ve yakamn skmaya baladn
hissettim. Yar hl balamak bilmiyordu.
Nihayet gonk ald, insanlar hcum ettiler ve o an
start gongunun beni de ayn bir alar saat gibi irkilterek
bir tr uykudan uyandrdm dehetle fark ettim. yle
bir iddetle ayaa frladm ki sandalyem devrildi, sonra
hzla ne doru atldm, hayr, daha dorusu koturdum
ve fileri hrsla parmaklarmn arasnda skarak, sanki
bir yere ge kalacakmm, ok nemli bir eyi karacak
mm gibi lgnca bir korkuyla kalabaln iine daldm.
Hatta insanlar kabaca saa sola iterek en ndeki bari
yere ulatm, tam o srada bir hanmefendinin uzand
bir sandalyeyi umursamazca ekip aldm. Densizliimi ve
hrsn gzlerimi kararttn kadnn -karm da fkeyle
kalkan kalarn grdm kadn iyi tandm biriydi.
Barones R .ydi- akn baklarndan hemen anladm,
fakat utan ve inattan onu grmezden gelerek yar izle
yebilmek iin sandalyenin stne ktm.
Uzaklarda yeilliin iinde atlar kk bir kme ha
linde balang izgisine yan yana skarak dizilmiti.
Uzaktan renkli kuklalar gibi grnen ufak tefek jokeyler
onlar glkle izgide tutuyorlard. Derhal aralarnda
kendiminkini aradm, fakat gzlerimin alkn olduu bir
ey deildi bu, scakta gzlerimin nnde tuhaf titreim
ler oluyordu ve ben o renkli lekelerin arasnda krmz be
yaz seemedim. O srada gonk ikinci kez vurunca atlar
ayn yaydan frlayan yedi ayr renkli ok gibi ayrn iine
frladlar. Bu zarif hayvanlarn yere neredeyse demeden
drtnala kalkarak ileri atlmalarn, imenin zerinde
uar gibi ilerlemelerini sknetle ve sadece estetik adan
izlemek harika bir ey olmalyd. Fakat ben bunlar hi
fark etmeden sadece kendi atm ve jokeyimi tanyabil
mek iin mitsizce abalyor ve yanma bir drbn alma

29
Stefan Zweig

m olduum iin kendime lanetler yadryordum. Ne


kadar eisem, uzansam da uarak yuvarlanan bir yumak
halinde birbirine karan be sinekten baka bir ey gre
medim; sadece yava yava kmenin ekil deitirdiini,
dnemece geldiklerinde uzayarak kama biimi aldn
fark ettim, kmenin ucu ne doru sivrilirken arkalarda
kopmalar balad. Yar hararetlenmiti: Drtnala gider
ken uzaklam olan veya drt at imdi birbirine iyice
yapm renkli eritler gibi grnyorlard ve bazen biri,
bazen dieri bir ba ne kyordu. Elimde olmadan ben
de, sanki at binercesine heyecanla yaylanp gerilirsem ya-
ntakilerin hzn artrp kendimle birlikte ekebilecekmi
im gibi tm bedenimle ne doru uzandm.
Etrafmda heyecan ykseliyordu. Daha deneyimli
olanlar dnemece varan renkleri tanm olmalydlar ki,
imdi alkalanan kalabaln iinden vnlayan fiekler
gibi isimler ykseliyordu. Yanmda ellerini kudurmua-
sna sallayarak duran biri atlardan birinin ba ne zaman
ne ksa ayaklarn yere vura vura tiksin tizlikte ve za
fer dolu bir sesle haykryordu: Ravachol Ravachol!
Bu atn jokeyinin mavi ltsn gerekten de grdm ve
ne geen benim favorim olmad iin fke duydum.
Yanmda duran mnasebetsizin att yrtk Ravachol!
lklar gittike katlamlmazlayordu; fkeden neredey
se kuduracaktm, haykrrken alan aznn ortasnda
ki kara delie bir yumruk geirmeyi ne kadar isterdim.
Hiddetten titriyordum, nbete yakalanm gibiydim, her
an anlamszca bir ey yapabilecek durumda olduumu
hissettim. Fakat tam o srada bir baka at ndekine ye
titi. Belki de Teddy'ydi bu, belki de, belki de - bu umut
la yeniden heyecanlandm. Gerekten de o anda eyerin
stnde ykselip atn sarsna doru bir hamle yapan
jokeyin stnde krmz bir yansma grdm, evet bu o
olabilirdi, o olmalyd, o, o! Fakat at niin hzlandrm

30
Olaanst Bir Gece

yordu u hergele? Bir krba daha! Hadi bir daha! imdi


ok yaklamt! imdi bir kar kalmt! Niin Ravachol
kazansmd? Ravachol? Hayr, hayr Ravachol olmaz!
Teddy! Teddy! Haydi Teddy Haydi ileri!
Anszn kendimi zorlayarak geri attm. Ne ~ ne olu
yordu burada? Bu baran kimdi? Bu, "Teddy! Teddy!
diye kudurmu gibi haykran kimdi? Bendim bu baran.
Kendimi o taknlk halinde yakalaynca korktum. Ken
dimi tutmak, frenlemek stedim, yaadm cokunun
orta yerinde anszn kapldm utan azap vericiydi. Ne
var ki gzm pistten ayramyordum, orada iki at bir
birine yapm gibi mcadele ediyordu, Ravacholn,
o yrekten nefret ettiim, lanet olas Ravacholn en
sesindeki gerekten de Teddy olmalyd, nk imdi
evremde bakalar da en st perdeden ve bir azdan,
Teddy! Teddy! diye haykryorlard, tam bir anda ken
dime gelmiken bu lklarla yeniden aklm bamdan
gitti, O kazanmalyd, evet o kazanmalyd ve gerekten '
de imdi, imdi uar gibi giden dier atn arkasndan bir i
ba ileri kt, sadece bir kar, bir kar daha ve artk
boynu grnyordu ~ o anda gonk mbrdedi ve sevin
cin, umutsuzluun ve fkenin sesi tek bir lk halinde
patlad. Sabrszlkla beklediim isim bir saniye boyunca P
fe i
btn g doldurarak mavilie ykseldi. Sonra dt
ve bir yerlerde mzik balad.
Ate basm, ter iinde kalm bir halde, yreim ar
parak sandalyeden indm. Yaadm takn heyecanla o
kadar allak bullak olmutum ki, biraz oturma htiyac
hissettim. Rastlant meydan okuyuuma boyun emi ve
ben daha nce h yaamam olduum bir esrimenin,
anlamszca bir sevincin iine dmtm; aslnda bu atn
kazanmasn istemediimi, niyetimin paradan kurtulmak
olduunu, her eyin benim iradem dnda gerekletiini
syleyerek kendimi bou bouna kandrmaya altm.

31
Stefan Zweig

Fakat buna kendim de inanmadm, zaten uzuvanmda


amanszca bir kprt hissetmeye baiamtm bile, sanki
mknatsla bir yere doru ekiliyordum ve nereye ekii-
diimi de biliyordum; Zaferimi grmek istiyordum, onu
hissetmek, ona dokunmak istiyordum; para, ok para,
parmaklarmn arasnda hrdayan mavi banknotlar is
tiyordum; tm bedenimi dolaan o titreimi hissetmek
istiyordum. Tanmadm, ktcl bir haz beni ele ge
irmiti ve artk hibir utan duygusu ona teslim olmam
engeleyemiyordu. Daha ayaa kalkar kalkmaz hzla, ko
arak gielere gittim, son derece kaba bir tarzda, gienin
banda bekleyenlerin arasndan kendime dirseklerimle
yol atm, sadece paray cismen grebilmek iin insan
lar sabrszlkla iki yana ittim. tip kaktklarmdan biri
arkamdan, Odun diye bard; duydum, ama hesap
sormak aklma gelmedi, akl almaz, hastalkl bir sabr
szlkla titremekteydim nk. Sonunda sra bana geldi,
bir tomar mavi banknotu avuladm. Titreyerek ve ayn
zamanda hevesle saydm. Alt yz krk kron vard.
Paralar hrsla aldm. lk dncem oynamaya de
vam etmek, daha fazla, daha fazla kazanmak oldu. Yar
bltenim neredeydi? Ah, o heyecanla frlatp atmtm.
Yenisini edinmek iin evreme bakndm. te o zaman
adlandramadm bir korkuya kaplarak evredeki her
kesin ka doru uzaklaarak daldn, gielerin ka
pandn, dalgalanan bayran indiini fark ettim. Yar
lar bitmiti. Bu sonuncusuydu. Bir saniye kadar donmu
gibi kaldm. Sonra iimde sanki bir hakszla uramm
gibi bir fke kabard. imdi btn sinirlerim gerilmi tit
rerken, kanm yllardan beri olmad kadar atelenmi-
ken her eyin bitmi olduunu kabul edemiyordum. Fa
kat yanldma inanarak aldatc isteklerle umudu yapay
olarak beslemenin yarar yoktu, nk renkli kalabalk
giderek artan bir hzla dalyordu, geriye kalan tek tk

32

Olaanst Br Gece

nsanlarn arasnda inenmi imenlerin yeili grn


yordu artk. Yava yava asabi bekleyiimin glnl
n kavraynca apkam aldm -bastonumu o heyecanla
turnikelerde unutmutum belli ki- ve ka yneldim.
Park grevlilerinden birisi yaltak bir hareketle kasketi
ni kaldrarak bana doru seirtti, arabamn numarasn
verince elini aznn nnde boru gibi tutarak alann te
sine doru bard ve annda tok nal seslerinin yaklat
duyuldu. Arabacdan ar ar anayolu takip etmesini is
tedim, nk tam da imdi heyecanm tatl tatl dmeye
baladnda btn olanlar zihnimde tekrar canlandr
mak iin youn bir istek duydum.
Tam o srada baka bir araba nmze geti, ister
istemez o yana baktm ve bam hemen evirdim. Ara-
badakiler o kadn ve semirgin kocasyd. Beni fark etme
milerdi. Fakat ben annda sanki yakalanmm gibi pis
ve boucu bir duyguya kapldm. Elimde olsa arabacya
seslenip onlardan hemen uzaklamak iin atlar krbala
masn isterdim.
Kadnlarn rengrenk giysileriyle aalarn yeil deni
zinin kysnda iek dolu tekneler gibi salman dier pek
ok faytonun arasnda bizimki de kauuk tekerlekleri
nin stnde usulca kayyordu. Hava yumuak ve lkt,
akam serinliinin ilk esintileri imdiden hissediliyor, za
man zaman iek kokularm tayordu. Fakat daha nce
yaam olduum o dler lemindeki gibi ho duygu
tekrarlanmad, dolandrm olduum adamla karla
mak utancm tazelemiti. Heyecanmn iine bir aralk
tan giren souk hava akm gibi utan szmt. Olanlar
berrak zihinle bir kez daha dnnce kendi kendimi
anlayamaz oldum: Benim gibi bir centilmen, elit taba
kaya ait biri, saygn bir yedek subay, ihtiyac olmayan
bulunmu bir paray alp czdanna sokmu, hatta her
trl zr silecek biimde takn bir sevinle bundan haz

33
Stefan Zweig

almt. Daha bir saat ncesinde dzgn, lekesiz bir insan


olan ben para almtm. Ben bir hrszdm. Ve araba ha
fif bir trsla yol alrken ben adeta kendi kendimi korkut
mak istercesine, farkna varmadan atlarn nal sesleriyle
ayn ritimde, Hrsz! Hrsz! Hrsz! diye tekrarladm.
Fakat tuhaf bir eydi bu, nasl anlatabilirim bilmiyo
rum; evet, ylesine aklanamaz bir ey ki, ylesine acayip
ve yine de kendimi hibir biimde sonradan yanltmad
m biliyorum. O anlarda duygularmn her saniyesinin,
dncelerimin her titreiminin ylesine olaanst bir
berraklkla bilincindeyim ki, byle bir eyi otuz alt yllk
yaammda daha nce hi yaamadm ve buna ramen
olaylarn bu akld dizilimini, algmdaki bu artc ini
k ortaya dkmeye cesaret edemiyorum; evet, herhan
gi bir air veya psikolog bu olanlar akla uygun bir ekil
de tasvir edebilir miydi acaba, ondan da emin deilim.
Benim yapabileceim sadece olaylar hi beklenmedik bir
biimde ortaya ktklar sraya gre dizmek. Evet, kendi
kendime, Hrsz! Hrsz! Hrsz! dedim. Sonra hibir
eyin olmad tuhaf, adeta bombo bir an geldi, sadece
-ah , bunu ifade etmek ne kadar da zor- kulak verdiim,
kendi iimi dinlediim bir an. Kendimi sulam, ken
dimi yarglamtm, imdi yarg hkmn bildirecekti.
imi dinlemeye devam ettim, ama bir ey olmad, hibir
ey olmad. Beni kendime getirmesini, tarifsiz ve dipsiz
bir utanca drmesini beklediim krba gibi aklayan
hrsz szc iimde hibir ey uyandrmamt. Sa
brla birka dakika bekledim, sonra kendime biraz daha
yakndan baktm -nk bu inat suskunluun altnda
bir kprt olduunu hissediyordum- ve delicesine bir
mitle kendime ynelttiim bu sulamay izlemesi gere
ken, ama bir trl gelmeyen o yanky, tiksintiyle, fkey
le, aresizlikle atlacak l bekliyordum. Yine hibir
ey olmad. Hibir yant gelmedi. Kendime tekrar ayn

34
Olaanst Bir Gece

szc tekrarladm: Hrsz! Hrsz! Bu kez ar iiten,


fellemi vicdanm uyandrabilmek iin bardm. Yine
bir yant gelmedi. Sonra birden sanki bir kibrit aklm
da karanlk derinliklere tutulmu gibi bilincimde akan
i bir kla fark ettim ki, ben sadece utanmak istiyor
dum., ama aslnda utanmyordum, hatta o derinliklerde
bir ekilde gizli bir gurur, daha da tesi, yaptm o bu
dalalktan duyduum bir honutluk vard.
Bu nasl mmkn olabilirdi? imdi kendimden ger
ekten korkarak bu beklenmedik yzlemeye kar diren
dim, fakat iimde kabararak, iddetle ykselen bir duygu
vard. Hayr, kanmda byleine hararetle mayalanan ey
utan deildi, fke deildi, kendimden tiksinme deildi;
iimde tutuan, taknln parlak, harl alevleriyle kvl-
cmlanan ey sevinti, esrik bir sevin; nk yllar, yl
lar sonra ilk kez o dakikalarda yeniden gerek anlamda
yaadm, duygularmn fellemi, ama henz lme
mi olduklarm, tutkunun o scak kaynann her eye
ramen kaytszlmn pas tutmu yzeyinin altnda bir
yerlerde gizlice akmay srdrm olduunu hissettim ve
imdi rastlantnn sihirli denei dokununca yreime
kadar ulamt. Benim iimde bile, soluk alyor oluumu
evrenin bir paras olmaya borlu olsam da benim iimde
bile, yeryzne ait her eyde bulunan o gizem dolu vol-
kans zn, bazen tutkunun sarsntlaryla parlayan ate
i hl canlyd demek ki; demek ki ben de yayordum,
canlydm, ktcl ve ateli hazlar olan bir insandm.
Bu tutkunun frtnasyla bir kap almt, iimde bir de
rinleme olmutu ve ben haz dolu bir esrimeyle iimdeki
bu bilinmeyene bakarken hem korkuyor hem hayat bulu
yordum. Ve fayton dler iindeki bedenimi st tabaka
nn toplumsal dnyasnn iinden ar ar geirirken ben
basamak basamak, insana dair olann iimdeki derinlik
lerine indim; bu sessiz yolculukta tarifsiz bir yalnzlk

35
Stefan Zweig

indeydim, stme sadece aniden aydnlanan bilincimin


parlak mealesinin dyordu. Glerek, sohbet ede
rek dalgalanan bir insan kalabalnn ortasnda ben ken
di kendimi aryordum, iimdeki o yitik insan aryordum,
idrak ediin o byl srecinde yllar yoklayarak gerilere
gittim. Hayatmn tozlanp krelmi aynalarnda anszn
tmyle yitik eyler beliriverdi, daha bir okul ocuuyken
bir arkadamn aksn aldm ve ayn eytani sevinle
onun herkese sorup rpnarak her yerde aksn aray
n izlediimi hatrladm; birden cinsellikle ilgili baz an
lardaki o gizemli frtna kokusunun anlamm kavradm,
tutkumun sadece krelmi olduunu, toplumsal lgnlk
tarafndan, dayatlan centilmenlik ideali tarafndan i
nenmi olduunu anladm, ama yaamn scak nehirleri,
ok derinlere gmlm kanallardan ve emelerden de
olsa dier herkeste olduu gibi benim iimde de akyordu.
Ah, canllm her zaman vard elbette, sadece yaamaya
cesaret edememitim, kendimi boazlam ve kendimden
gizlemitim; fakat imdi btn o bask altndaki g pat
lamt, yaam denen o zenginlik, o tarifsiz kudret bana
galip gelmiti. u andaysa yaama hl bal olduumu
biliyordum, yaamn gerek yannn -bunu baka nasl
ifade edebilirim ki- sahici yannn, arptlmam yannn
iimde filizlendiini rahmindeki ocuun ilk kez kprda
dn duyan bir kadnn doygun mutluluuyla hissettim.
Benim gibi ii lm bir insann -bunlar yazmaktan ne
redeyse utan duyuyorum- anszn yeniden iekleniini,
damarlarmda kann kzl ve huzursuz akn, duygularn
bu scaklkla ar ar uyanm ve tatl ya da buruk, bilin
meyen bir meyve gibi olgunlatm hissettim. Tannhau-
serin mucizesi benim bama bir yar alannn i klar
altnda, binlerce avare insann uultusunun iinde gelmi
ti; Yeniden hissetmeye balamtm, kurumu dal yeniden
yeermi tomurcuk veriyordu.

36
Olaanst Bir Gece

Yanmzdan geen arabadan bir beyefendi selam ve


rerek adm seslendi - belli ki ilk selamm grmemitim.
Kendi iime bir saanak gibi yamann, imdiye kadar
yaadm en derin ryann tatl kucanda rahatsz edil
menin fkesiyle irkildim. Fakat selam verenin kim oldu
una baktm an kendime geldim: Bu, sevgili okul arka
dam ve imdi bir savc olan Alfonstu. Aklmdan birden
beni allak bullak ederek unlar get: Sana dosta selam
veren bu insan imdi ilk kez zerinde iktidar kazanm
durumda, ilediin suu rendii anda eline dtn
demektir. Ne yaptn bilmi olsayd seni bu arabadan
da, burjuva hayatnn o tasasz rahatlndan da ekip
kartr, be yllna parmaklklarn arkasna, yaamn
dkntlerinin, dier hrszlarn arasna atard, ki onlar
o pis hcrelere savuran yoksulluun krbacndan baka
bir ey deildir. Ne var ki korkunun souk eli bileimi
ancak bir an iiri kavrayabildi, kalbimin atlarm ancak
bir an iin durdurabildi - sonra bu dnceler de tekrar
cokun duygulara, akld, kstah bir gurura dnt,
imdi evredeki dier insanlar kendimden son derece
emin, neredeyse kibirle izlemekteydim. Aklmdan un
lar geti; Eer nasl biri olduumu bilseydiniz, u anda
beni selamlarken yznzde grdm o tatl, dostane
glmseme kim bilir nasl donup kalrd dudaklarnzn
kysnda! Vereceim selam bir amur lekesini silkeler
gibi fkeyle kmseyerek elinizin tersiyle geri evirirdi
niz. Ama daha siz beni dlayamadan ben sizi dladm,
bugn leden sonra, benim de bir paras olduum o
souk, kemiklemi dnyanzn dna frlattm kendimi,
pistonlarn stnde duygusuzca kayan ve kendi etrafnda
kibirle dnen o byk mekanizmada sessizce alan bir
arktm ben de. Hi bilmediim bir uurumun iine d
tm, yine de o bir saatin iinde sizin aranzda geirdiim
kaskat yllardan ok daha canl hissettim kendimi. Size

37
Stefan Zweig

ait deilim artk, iinizden biri deilim, ama yksekler


de ama diplerde dnzda bir yerlerdeyim, fakat asla ve
asla sizin burjuva refahnzn dz kumsallarnda deilim
artk. lk kez iyiliin ve ktln insann iinde yarata
bilecei haz adna ne varsa hepsini hissettim, fakat benim
nerelere vardm asla bilemeyeceksiniz, beni asla tan-
yamayacaksmz; Ey siz nsanlar, siz benim srrm nere
den bileceksiniz!
k giyimli bir centilmen olarak mesafeli bir fadey
le selamlar verip teekkrler ederek dizi dizi faytonlarn
arasnda yol alrken o bir saat iinde hissetmi olduum
eyleri nasl ifade edebilirim! D kabuum, eskiden ben
olan o insan, evresindeki dier yzleri hl grp ta
nrken iimde ylesine ba dndrc bir mzik al
dyordu ki, bu lgn gmbrtnn iinden haykrarak
da bir ey yanstmamak in kendimi zorlamam gerekti.
imdeki bu kabarmann verdii fiziksel ikence duygu
suyla elimi boulan biri gibi yreimin altnda gmbr
gmbr att gsmn stne iddetle bastrmak zo
runda kaldm. Fakat ac olsun, haz olsun, korku olsun,
dehet veya pimanlk olsun, hibirini tek ve dierlerin
den ayr hissetmedim, hepsi i ie geip erimiti; sadece
hissettiimi, yaadm, nefes aldm duyuyordum. Ve
yllardr unutmu olduum bu en basit, en temel duygu
beni sarho etti. Otuz alt yllk hayatmn hibir annda,
canl olduumu bu ba dndrc bir saat boyunca his
settiim kadar cokuyla hissetmemitim.
Araba hafif bir sarsntyla durdu, arabac dizginle
re aslmt, bana doru dnerek eve mi gitmek istedi
imi sordu. imdeki lemin sarholuundan syrlarak
gzlerimi aalk yola evirdiimde ne kadar uzun sre
dlere dalm olduumu, esrikliimin nasl saatlere ya
yldm ararak fark ettim. Hava kararmt, aala
rn tepelerinde hafif bir rzgr salnyordu, kestanelerin

38
Olaanst Bir Gece

akam yaydklar koku serinliin iinden hissediliyordu.


Ve dallarn peesinin ardndan ay gm ltlaryla
szlmeye balamt bile. Bu kadar gezinti yeterdi artk,
yermeliydi. Ama yeter ki imdi eve, allm eski dn
yamn iine dnmeyeydim! Arabacnn parasn dedim.
Czdanm kartp parmaklarmn arasndaki banknot
lar sayarken parmak ularmdan hafif bir elektrik oku
yaylr gibi oldu: O utan duyan eski benin bir yan iim
de hl uyank olmalyd. Tkenmekte olan centilmenlik
ruhu hl can ekimekteydi, yine de alnt paray par
maklarmn arasnda byk bir neeyle evirdim, sevin
beni cmertletirmiti. Arabac yle abartl teekkr etti
ki elimde olmadan glmsedim: Ah, parann nereden
geldiini bir biseydin! Atlar harekete geti, araba yoluna
devam etti. nsann mutlulukla yaam olduu karaya
limandan ayrlan bir gemiden bir kez daha bakmas gib
arkasndan baktm.
Glen, konuan, mzikle dalgalanan kalabaln or
tasnda bir an dalgn ve aresiz ylece durdum. Saat ye
diye gelmi olmalyd, dnmeden her Prater ziyareti
sonrasnda topluluk iinde yemek yeme alkanlnda
olduum Sachergartene yneldim, herhalde faytoncu da
beni zellikle burada brakmt. Fakat elit bahe resto
rannn kap ziline dokunduum anda bir ey beni en
gelledi: Hayr, bu dnyaya dnmek istemiyordum henz,
gizemli bir ekilde ruhumu dolduran o muhteem ma
yalanmann kaygszca sohbetlerin iinde dalp gitme
sini istemiyordum, saatlerden beri kendimi zincirlenmi
hissettiim macerann kvlcml bysnden henz kop
mak istemiyordum.
Bir yerlerden bouk, yolunu arm bir mzik sesi
geliyordu, elimde olmadan peine dtm, nk bugn
her ey beni cezp ediyordu, kendimi tmyle rastlantya
brakmaktan byk bir haz duyuyordum ve usulca dal-

39
Stefan Zweig

galanan bir insan denizinin ortasndaki bu krlemesine


srkleniin olaanst bir cazibesi vard. Kanm bu fo
kurdayan scak, kvaml insan bulamacnn iinde iyice
kabarmt; Bir anda yay gibi gerilmi, uyarlmtm; bu
insan nefesi, toz, ter ve ttn karm geniz yakan du-
mans kokunun inde btn duyularm sonuna kadar
almt. nk nceleri, hatta daha dn, kusursuz bir
centilmen olarak yaamm boyunca kibirle kandm;
adi, baya ve avam bulduum her ey yeni uyanan i
gdlerimi bylercesine ekiyordu; sanki hayvans,
drtsel ve baya olanla kendi aramda ilk kez bir ya
knlk hissediyordum. Burada ehrin dkntlerinin, as
kerlerin, hizmeti kzlarn, serserilerin arasnda kendimi
bir ekilde iyi hissediyordum ve bu benim iin tmyle
anlalmaz bir eydi: Soluduum havadaki geniz yakan
kokuyu bir eit hazla iime ekiyordum, yumak olmu
bir kalabaln iinde iteklenip sktrlmak houma gi
diyordu ve iinde bulunduum ann beni iradem dnda
srkleyecei noktay ehvetli bir merakla bekliyordum.
Ayaktakmnm Praterinden gelen zil ve trampet sesleri
giderek tizleip ykseliyor, mzik dolaplar tekdze bir
ritimle sert polkalar ve hareketli valsler alyorlard; bun
lara barakalardan gelen bouk darbe sesleri, ngrakl
kahkahalar, dank sarho naralar karyordu ve im
di de ocukluumun atlkarncalarnn lgn klarnn
aalarn arasnda dndklerini gryordum. Meydann
orta yerinde durup btn o patrtnn ruhuma arpmas
n, gzlerimi, kulaklarm doldurmasn bekledim: Bu g
rlt alayan, bu cehennemi kargaa bana iyi geliyor
du, nk bu patrtda benim iimdeki tufan dindiren
bir eyler vard. Hizmeti kzlarn adeta cinselliklerini de
nlatan altl zevk kahkahalar atarak eteklerini sa-
vura savura sahncaklarm stnde gklere ykselilerini,
kasap raklarnn ar balyozlar g lme aletinin s

40
Olaanst Bir Gece

tne glerek indirilerini, rtkanlarn mziin grlt


sn bastrmaya alarak kslm sesleri ve maymunsu
jestleriyle oradan oraya koturmalarn seyrettim; btn
bunlar kalabaln binlerce sesin birbirine kart, ara
lksz hareket eden, kalitesiz mzikle esrimi bedeniyle,
klarn titremeleriyle ve kendi bir arada olularnn s
cak hazzyla nasl da adalanarak karyordu. Kendi ay
mazlmdan kurtulduktan sonra birden bakalarnn ya
amlarn da hissetmeye balamtm, milyonluk kentin
kzmln, kendini hararetle ve yklenmi bir halde
pazar akamnn u birka saatine aktn, kendi dolu
luundan uyarlarak karanlk, hayvans, ama bir ekilde
de salkl ve drtse! bir haz duyduunu hissediyordum.
Ve bu scak, tutkulu, sk tk bedenlerle srekli temas
halinde olmaktan, onlara srtnmekten o ateli ks
nlln yava yava bana da gemeye baladm fark
ettim: Keskin kokularn uyard sinirlerim gerilerek be
denimin dna uzanmt adeta, duyularm grltnn
iinde sarholukla kprdyor ve her gl hazza karma
s kanlmaz olan o altst edici esrimeyi hissediyordu.
Yllardan beri ilk kez, belki de hayatmda ilk kez kitleyi
hissediyordum; benim onlardan kopuk, ayr varlma
haz aktan bir g olarak insanlar hissediyordum. Bir
set yklmt ve damarlarmdan bir eyler bu dnyann
iine akyor, sonra ritmik olarak tekrar geri dnyordu,
imdi iimi yepyeni bir tutku kaplamt; onlarla aramda
ki son ince zar da yrtmak, onlara karmak istiyordum;
bu ateli, yabanc, kaynama halindeki insanlkla iftle
mek iin dayanlmaz bir istek duyuyordum. Bir erkein
hazzyla, bu ateli dev bedenin fokurdayan kucana yer
leme arzusu duyarken diil bir haz da beni her temasa,
her seslenie, her arya, her kucaklamaya ak hale ge
tiriyordu - artk bana ne olduunu biliyordum, iimde
ak vard ve sadece yenyetmelik gnlerinin o karmaas

41
Stefan Ztveg

inde duyulabilecek trden bir ak gereksinimi vard.


Ah, ne olursa olsun bu canlln iine dalmahydm, ba
kalarnn bu nabz gibi atan, glen, soluk alan tutkusuna
bir ekilde ben de katlmalydm, ne olursa olsun ben de
ilerine karmal, damarlarnda akmalydm; kalabaln
ortasnda iyice klmeli, adszlamahydm, dnyann
kirinin iinde bir tekhcreliden ibaret kalmalydm, on
binlerle birlikte amurlarn iinde zevkten titreyerek k-
vlcmlanan bir yaratk olmalydm - ne olursa olsun bu
bereketin, bu anaforun iine atlamal, kendimi kendi ger
ginliimden bir ok gibi frlatmahydm bilinmeyenin iine
doru, beraberliin gklerine doru.
imdi biliyorum ki ben o zaman sarhotum. Kanmda
her ey, atlkarncalarn annn gmbrts, erkeklerin
el att kadnlarn hafif haz kahkahalar, mziin kar
maas, eteklerin uumas, hepsi birbirine karm lgn
gibi akyordu. En kk ses bile iime saplanyor, sonra
bir kez daha burkularak akaklarmda zonkluyordu; her
dokunuu, her bak olaanst bir hassasiyetle sinir u
larmda hissediyordum (deniz tutmasnda olduu gibi),
ama bunlarn hepsi ba dndrc bir balant iinde
oluyordu. ine dm bulunduum durumun karma
kln szcklerle ifade etmem olanaksz, ama belki de
bunu en iyi bir benzetmeyle anlatabilirim; Grltyle,
duygularla, seslerle ar dolmu olduumu sylerken,
bir an sonra aksn krabilecek bir basntan kurtulmak
iin tm arklaryla delicesine dnen bir makine gibi
ar snm olduumu kastediyorum. Kzm kanm
parmak ularmda atyor, akaklarmda zonkluyor, bo
azm skyor, anm zorluyordu - yllar sren duygusal
uyuukluktan sonra bir anda beni kl eden bir atee ya
kalanmtm. imdi kendimi amam, kendi iimden frla
yp kmam, bir szckle, bir bakla kendimi anlatmam,
dma tamam, kendimi elden karmam, teslim etmem,

42
Olaanst Bir Gece

basitletirmem, zmem gerektiini hissediyordum - sus


kunluun, beni bu scak, akkan, canl unsurdan ayran
sert kabuundan kurtarmalydm kendimi bir ekilde. Sa
atlerden beri hi konumam, kimsenin elini skmam,
kimsenin anlayl ve soran baklaryla karlamam
tm ve imdi yaadklarmn akn altnda bu uyarlmlk
hali suskunluun karsnda byyordu. Hi ama hibir
zaman, binlerce insanla birlikte dalgalandm, drt bir
yanmdan scaklkla ve szcklerle kucaklandm, ama
yine de bu doluluun akndan kopuk olduum u anki
kadar byk bir paylama, bir insan yaknl ihtiyac
duymamtm. Denizde susuzluktan len biri gibiydim.
Bir yandan da bu eziyetin her an arttn, samda so
lumda her an yabanc bir eylerin birbirine dokunarak
birletiini, cva kreciklerinin oyun oynarcasna bir ara
ya geldiklerini gryordum. Delikanllarn tanmadklar
kzlarn yanndan geerken onlara laf attklarn ve daha
ilk szckten sonra kollarna girdiklerini, her eyin bu
lutuunu ve birletiini grdke iimi bir kskanlk
kaplyordu. Atlkarncada bir selam, geerken bir bak
yetiyordu ve birbirlerini tanmayan insanlar bir sohbete
girip kaynayorlard, belki de birka dakika sonra tek
rar ayrlmak zere, ama bu yine de bir bad, bulumay
d, anlamayd ve o an benim tm varlm bunlar iin
tutuuyordu. Oysa sosyal ortamlarda konuma becerisi
ne sahip, tarzna gvenen ve aranan bir sohbet arkada
olan ben, korkudan lyordum, benimle alay edecekleri
endiesiyle o geni kalal hizmeti kzlardan biriyle ko
numaya ekiniyordum, hatta biri tesadfen benden yana
baktnda gzlerimi yere eviriyordum, ama iimden tek
bir szck iin yanp tutuuyordum. Bu insanlardan ne
istediim kendim iin bile net deildi, sadece yalnz kal
maya ve kendi ateimle kavrulmaya daha fazla dayana
mayacaktm. Fakat btn baklar beni yalayp geiyor-

43
Stefan Zweig

du, kimse varlm hissetmek istemiyordu. Bir ara on iki


yalarnda st ba dklen bir olan yaknma geldi,
klarn yanss baklarn aydnlatmt, hoplayan tahta
atlara ylesine br zlemle bakyordu ki. Kk az su
suzluktan yanarm gibi ak duruyordu: Belli ki binecek
paras yoktu ve dierlerinin barlarndan ve kahkaha
larndan pay kartmaya alyordu. Kendime ite kaka
yol aarak ona yaklatm ve Sen de bir tur binmek ister
misin? diye sordum - fakat sesim niin byle titremi
ve tiz bir ekilde atlamt? Bana bakt, korktu -Niin?
Niin?- sonra kpkrmz oldu ve tek bir ey sylemeden
kap gitti. Yalnayak bir ocuk bile benden bir armaan
kabul etmek istemiyordu. yle hissediyordum ki, bende
onlara korkun yabanc gelen bir eyler vard, bu yzden
hibir ekilde aralarna karamyor, beni saran bu youn
kitleden kopuk bir ekilde suyun zerindeki bir ya dam
las gibi tek bama yzyordum.
Fakat pes etmedim, daha fazla yalnz kalamazdm.
Tozlu rugan ayakkablarmn iinde ayaklarm yanyor
du, kan dumanlarn younluundan boazm kuru
mutu. Etrafa bakndm: ki yanmdan akan insan selinin
arasnda kk adacklar gibi duran yeil alanlar vard,
buralarda halktan insanlar plak tahta sralara oturmu,
krmz kareli rtler serili masalarn banda biralarm
iiyor, pazar gn pipolarn tttryorlard. Grnt
ekiciydi, birbirlerini tanmayan insanlar bir arada otur
mu sohbet ediyorlard, o lgn kargaann ortasnda bir
para huzur vard burada. eri girdim, masalar gzden
geirdim, sonunda iriyar bir esnafn kars, iki neeli kz
ve kk oluyla birlikte oturduu bir tanesini gzme
kestirdim. Mzie uyarak balarn sallyorlar, birbirle-
riyle akalayorlard, onlarn huzurlu ve neeli baklar
beni rahatlatt. Nezaketle selam verip bir sandalyeye do
kunarak oturmak iin izin istedim. Kahkahalar annda

44
Olaanst Bir Gece

dondu, bir an hepsi sessiz kald (sanki her biri bir die
rinin onaym bekliyordu) ve sonunda kadn adeta a
knlkla, Buyurun ltfen! Buyurun! dedi. Oturdum
ve annda, varlmla onlarn o dizginsiz neesini yerle
bir ettiim duygusuna kapldm, nk masaya birden
tedirgin bir sessizlik kmt. Gzlerimi zerinde tuz
ve karabiber tozlarnn birbirine kararak kirlettii masa
rtsnden kaldrmaya cesaret edemesem de hepsinin
hayretle beni izlediini hissettim ve derhal zerimdeki
zel seilmi takmla, Paris modeli silindir apkamla,
gvercin grisi kravatmdaki inci ineyle bu alt tabaka
lokantas iin fazla k olduumu anladm -ne yazk ki
ok ge! klm ve yaydm lks dalgalar burada da
hemen dmanca ve bulank bir atmosfer yaratmt. Ve
be insann bu suskunluu beni, ac bir umutsuzlukla
tekrar tekrar krmz karelerini saydm masaya giderek
daha fazla yaptrd, utan beni olduum yere ivilemi-
ti, aniden kalkp gidemiyordum, utan dolu baklarm
kaldrmaya bile korkuyordum. Sonunda garsonun gelip
ar bira bardan nme brakmas benim iin bir kur
tulu oldu. Bylece bir elimi hareket ettirme ve bardan
kenarndan rkerek de olsa masaya bir gz atma frsat
buldum; Bei de beni izliyordu gerekten, nefretle deilse
de sessiz bir hayretle. Kendi basit dnyalarna szmaya
altm grmlerdi; orada kendi dnyama ait olma
yan bir eyleri aradm; beni oraya sevginin, ilginin,
valsin, birann, pazar keyfinin verdii berrak neenin de
il de, anlamadklar, ama kuku duyduklar bir hevesin
ektiini, ait olduklar snfn saf gdsyle hemen sez
milerdi; ayn atlkarncann banda armaanm kabul
etmeyen o kk olan gibi, ayn koca kalabaln iinde
benim klmdan, grm geirmi halimden farkna
varmadklar dmanca bir duyguyla kaan onca insan
gibi. Yine de onlara syleyecek basit, yrekten, gerek

45
Stefan Zweig

ten insanca iki szck bulabiisem, babann veya annenin


bana karlk vereceklerinden, kzlarn honutlukla g
lmseyeceinden, olanla at barakalarndan birine gi
dip ocuka elenebileceimden emindim. Be on dakika
iinde kendimden kurtulup sradan bir sohbetin rahat
latc ortamna kabul edilebilir, gnlden bir itenlikle,
hatta memnuniyetle karlanabilirdim - ama o basit sz
ckleri bulamyor, sradan bir sohbeti balatamyordum,
olmuyordu; gereksiz, budalaca, ama ar basan bir utan
boazm dmlyordu ve ben bu basit insanlarn m a
sasnda gzlerim yerde, stelik oradaki uygunsuz varl
mla pazar gnnn son saatlerinin tadn karmann
azab iinde bir sulu gibi oturuyordum. Orada yle
aklm gibi dururken, buna benzer yzlerce masann,
binlerce dost insann nnden bir kez bile bakmay d
nmeden, sadece kendi dar elit evrem iindeki baarya
veya takdire nem vererek geip gittiim onca yln ka
ytszca kibrinin kefaretini dedim ve yaadm u d
lanmlk halinde ihtiya duyduum dolaysz iletiimin,
o ddiasz szcklerin etrafnn iimde smsk rlm
olduunu hissettim.
Bylece o gne kadar zgr bir insan olan ben, garson
sonunda gelene kadar eziyet iinde bzlerek, durmadan
masa rtsndeki krmz kareleri sayarak bekledim. He
sabm isteyip dedim, neredeyse dokunmadm biray
masada brakarak kalktm ve vedalatm. M asadakiler
dosta karlk verdiler, ama yadrgadklar da belliydi:
Ben arkam dner dnmez, o yabanc cisim aralarndan
atlr atlmaz masadaki canlln ve neenin geri dne
ceini, scak ve samimi sohbetin kald yerden devam
edeceini bakmadan biliyordum.
Kendimi tekrar insan selinin iine attm, bu kez daha
hrsl, daha istekli ve mitsizdim. Bu arada karanlk silu
etleri ge ykselen aalarn altnda kalabalk biraz daha

46
Olaanst Bir Gece

seyrelmiti, artk atlkarncalarn klarnn altnda eskisi


kadar youn ve hareketli bir kaynama yoktu, yalnzca
meydann en d kenarnda belli belirsiz bir kmlt hissedi
liyordu. Ayrca kalabaln derin, fokurtuiu, adeta haz so
luyan uultusu da kk kk sesler halinde zlmt
ve bir yerlerde mzik ayrlanlar tekrar geri armak is
tercesine iddetle ve taknca ykseldiinde hemen dalp
gidiyordu. imdi ortalkta baka trden yzler belirmiti,
ellerinde balonlar, renkli konfetileriyle ocuklar oktan
evlerine dnm, yayla yayla dolaan pazar gezmesine
km aileler de gitmilerdi. imdi ortalkta sadece bar
an sarholar ve artk bitkin dtkleri belli olsa da hl
aranarak yan yollardan kan babo delikanllar vard.
Tanmadm insanlarn masasnda ivilenmi gibi oturup
kaldm o bir saat iinde bu tuhaf dnya iyice bayala
doru kaymt. Fakat kstaha ve tehditkrca gz krpan
bu lem bir ekilde daha nceki aile ortamndan daha ok
houma gitti. imde uyarlm olan igd burada ben
zer bir aln geriimini alglamt; bu kukulu tiplerin,
toplumun bu atklarnn resmigeidinde bir bakma kendi
yansm bulmutum: Onlar da burada benim gibi yakc
bir macera peinde olmann huzursuz bekleyiiyle deli gibi
dolamp duruyorlard ve bunu ylesine ak ve aleni yap
yorlard ki, bu ulsuz herifleri bile kskandm; nk ben
suskunluun basksndan, yalnzlmn azabndan kurtul
ma ihtiyacnn sabrszlyla, nefes nefese bir atlkarnca
nn direinin dibine sinmitim ve yine de kprdamaktan,
seslenmekten, bir sz sylemekten acizdim. Orada ylece
durup gzlerimi titreerek dnen klarn yansd mey
dana dikmi, parlakln ekimine kaplarak bir an iin
bam eviren her insana bulunduum kl adacn iin
den budalaca bir beklentiyle bakyordum. Fakat btn
baklar zerimden umursamazca kayp gidiyordu. Kimse
beni istemiyo; kimse bana yaklamyordu.

47
Stefan Zweig

Toplumun benim gibi varlkl, bamsz, milyonluk


bir ehrin en nde gelenleriyle gren, uygar ve sekin
bir bireyinin o gece tam bir saatini Praterde kt gcrt
lar kartarak h durmadan sallanan bir atlkarncann
direinin dibinde geirdiini; yirmi, krk, yz kez ayn
czrtl polkay, ayn baygn vasi dinlediini, nnden
geen boyal tahtadan yaplma ayn apal at kafalarn
seyrettiini ve kskn bir inatla, kaderin iradeye baskn
kard byye benzer br duyguyla yerinden kpr-
dayamadm birilerine anlatmaya almann lgnlk
olduunu biliyorum. O sradaki davranlarmn anlam
sz olduunu biliyorum, fakat o sama inatta, insann
bedeninde ancak bir uuruma derken lme az kala
duyabilecei trden eliksi bir kaslma, duyumsal bir ge
rilim sz konusuydu; bombo geip gitmi olan tm ya
amm birdenbire geri hcum etmi ve grtlama kadar
ylmt. Ve birisinden gelecek herhangi bir szck, bir
bak beni kurtarana kadar beklemek, direnmek eklin
deki bu anlamszca lgnlmla kendime ne kadar ezi
yet edersem bu eziyetten bir o kadar da haz alyordum,
O direin dibinde dikilirken bir eylerin kefaretini d-
yordum, o hrszlktan ok yaammdaki bunaltclm,
boluun, yavanln cezasyd bu ve kaderin beni serbest
braktna dair bir iaret gelmeden oradan ayrlmamaya
kararlydm.
Zaman getike gece daha da yaknlayordu. Bara
kalarda klar birbiri ardna snyor, ardndan karanlk
bir sel gibi kabarp imenlerin zerindeki aydnlk lekele
ri yutuyordu: Benim durduum kl adack giderek yal
nzlayordu ve ben saate artk titreyerek bakyordum.
Bir on be dakika daha vard, sonra benekli tahta atlar
duracak, ahnlanndaki krmzl yeilli ampuller snecek,
kurulu mzik dolabnn sresi bitecek, sesi kesilecekti. O
zaman ben karanlkta, hafife hrdayan gecenin iinde

48
Olaanst Bir Gece

tamamen yalnz, tamamen itilmi, terk edilmi kalacak


tm. Kararmakta olan meydana bakarak endiem giderek
artyordu, artk gelip geen ok azalmt, nadiren ace
leyle eve dnen bir iftin getii veya birka sarho deli
kanlnn yalpalad grlyordu; ne var ki kar tarafta,
glgelerin iinde, huzursuzca ve meydan okuyarak gizli
bir yaam sryordu hl. Yoldan birka adam getiin
de ara sra hafif bir slk veya az aprts iitiliyordu.
Sonra karanlklardaki arya uyup o yana saptklarn
da, glgelerin arasndan kadn fsltlar geliyor, rzgr
ara sra tiz kahkahalardan kopard paralan bu tarafa
srklyordu. Kprtlarn giderek karanln kysndan
aydnlk meydana doru kstaha yaklat, fakat lam
balardan yansyan kta bir beki miferinin ucu gr
nr grnmez hemen geri ekildii hissediliyordu. Beki
turuna devam ederken uzaklat anda hayaletimsi gl
geler tekrar beliriyordu, kalabaln seli ekildikten son
ra geriye kalan son balk, geceler leminin son atyd
bunlar: Kendi yata olmayan, gndzleri bir minderin
stnde uyuyup geceleri durmadan srten; kullanlm,
kirletilmi, bozulmu bedenlerini u karanln iinde bir
yerlerde kuru karl herkese aan, aln veya bir
serserinin zoruyla srekli karanlklarda dolaan, polisin
her yerde peinde olduu, hem avlanan hem avlayan en
yoksul ve dlanm cinsten birka fahie. Yaamn zor
lukla yan ve zaten yaknda bir hastanede veya hapis
hanede snecek olan korunu canl tutabilmek iin bir
sokak meyhanesinden scak arap almak zere bir veya
iki kron karlnda ateini sndrebilecekleri bir erkek,
geride kalm bir gece kuu bulma umuduyla a kpek
ler gibi yava yava aydnlk meydana doru yakla
yorlard. Pazar gn kalabalnda btn gn kabaran
ksnlln atyd, son posasyd bunlar ve ben imdi
karanln iinden hayaletler gibi kan bu a mahlukla-

49
Stefan Zweig

n bulunduum yerden lsz bir dehet iinde seyre


diyordum. Fakat bu dehette bile byl bir haz vard,
nk bu en kirli aynada bile unutulmu ve krelmi
duygularm yemden grdm: Burada yllar nce iinden
oktan geip gittiim ve imdi yemden fosforlanarak du
yularmda kvlcmlanan derin, bataklk br lem vard.
Bu olaanst gecenin anszn karma karttklar, ka
panp kalm ruhumun birdenbire almas, gemiimin
en karanlk yanlarnn, en gizli drtlerimin imdi apa
k karmda duruyor olmas tuhaft. rkek baklar
mn ekimlerine kaplarak merakla, ama aym zamanda
da dleke bir ylgnlkla bu trden yaratklara taklp
kald yeniyetme yalarmn derinlere gmlp kalm
o bunaltc duygular, ilk kez gcrdayan rutubetli basa
maklar bir kadnn peinden kp yatana girdiim g
nn ans yzeye kmt - ve anszn, sanki bir imek
gecenin karanln yrtm gibi, o unutulmu annn her
ayrntsn, yatan stndeki ya lekesini, kadnn boy
nundaki nazarl net olarak grdm; o anki hararetimi,
o belirsiz bunalty, tiksintiyi ve ilk yeniyetme erkek gu
rurunu yeniden hissettim. Btn bunlar anszn dalgala
narak bedenimden geti. ime birden mthi bir gr
berrakl akt ve -bu tarifsiz hali nasl anlatsam !- ben
bir anda her eyi, yaamn son atklan olduklar iin by-
lesine yakc bir acmayla onlara beni neyin baladn
grdm ve bir kez sula uyarlm olan igdlerim bu
olaanst gecede benimkine ok benzeyen o a avare
lii, o her temas, her tesadfi ve yabanc haz karsn
da neredeyse su oluturacak lde ak oluu hissetti.
Karanln iinde baka varlklar, insanlar da olduunu;
nefes alan, konuan, bakalarndan, belki benden de, -ki
benim beklediim sadece kendimi sunmakt, lgnca bir
istekle insana kavumak iin tutuuyordum- bir eyler
bekleyen birileri olduunu hissedince bylenmi gibi

50
Olaanst Bir Gece

onlara doru ekildim, czdanmdaki alnt para g


smn stnde birden ate gibi yanmaya balad. Ve er
kekleri byle kadnlara neyin ektiini birden anladm,
sebep kann kaynamasndan, arzunun kabarmasndan
ok, aksi takdirde aramzda ykselen ve benim ate al
m duygularmla bugn ilk kez algladm dehet verici
bir yabanclk duygusu, yalnzlk korkusuydu yalnzca.
Bu boucu duyguyu en son ne zaman hissettiimi hatr
ladm: ngilterede, Manchesterdayd, ksz bir gn
altnda yaayan, bir metro gibi grltye boulmu, ama
ayn zamanda insann gzeneklerinden iine kadar ile
yen yalnzlktan buz kesmi o eiiksi ehirlerden birin-
deydi. Orada hafta akrabalarmn yannda kalm,
barlarda, kulplerde her gece tek bama rastgele dola
m ve biraz olsun insan scakl hissetmek iin durup
durup hep ayn ltl mzikhole gitmitim. Ve bir akam
orada byle birini buldum, konutuu sokak ngilizcesi
ni neredeyse hi anlamyordum, ama kendimi birdenbire
bir odada bulmutum; yabanc dudaklardan kahkahalar
iiyordum, yanmda elle tutulacak kadar yakn ve scak
bir beden vard. O karanlk, souk ehir, o grltl,
kasvetli yalnzlk bir anda eriyip yok oldu, tek ii ylece
durup gelebilecek herkesi beklemek olan biri kp insan
kurtararak btn buzlarn zebiliyordu; tekrar zgrce
nefes alp, o elik zindann ortasnda yaamn aydnlk
hafifliini tekrar hissedebiliyordunuz. Bunu bilmek, pek
ok elin dokunuuyla an kirlenmi, yallktan kat
lam, anm da olsa, korkularndan kurtulmak iin
tutunabilecekleri, sanlabilecekleri herhangi bir eyn ol
duunu hissetmek yalnzlar iin, kendi iine hapsolmu
insanlar iin ne mucizevi bir eydi. Benim o gece bam
dnerek tekrar yzeyine ktm yalnzln en dibine
vurduumda unuttuum ey ite buydu, en sona kalan
bu insanlarn bir yerlerde, son bir ke banda, her trl

51
Stefan Zweig

teslimiyeti karlamaya, her trl atei sndrmeye hazr


hep bekliyor olduklaryd, hem de her zaman hazr bek
leyilerinin sunduu o mthi ey karsnda, nsani var
lklarnn o byk armaan karsnda lszce kk
kalan ufak bir para karlnda.
Yanmda atlkarncann mzik dolab tekrar uul
dayarak almaya balad. Bu son turdu, pazar gecesi
kasvetli yeni haftaya kavumadan nce dnen klarn
karanla son salyd. Fakat artk gelen yoktu, tahta
atlar o lgn dnglerinin iinde bo kouyorlard, kasa
daki yorgunluktan tkenmi kadn artk gnn haslatm
toparlyor, ayak ilerine bakan ocuk da elinde kancal
srk, barakann kepenklerini gmbrdeterek indirmeye
hazrlanyordu. Sadece ben hl orada duruyordum, di
ree dayanm tek bama duruyor ve artk sadece benim
gibi aranan, benim gibi beklenti indeki tiplerin yine de
aralarnda yabancln almaz boluuyla yarasalar gibi
dolat bo meydana bakyordum. Fakat imdi ilerin
den biri beni fark etmi olmalyd, nk yava yava
yaklayordu, inik gzkapaklarmm altndan kadnn ok
yaknma geldiini grdm: Ufak tefek, yamuk, raitik
bir mahluktu; apkas yoktu, zevksiz ve ssl elbisesinin
altndan anm dans ayakkablar grnyordu; her
halde hepsi de eskiciden veya yol kenar tezghlarndan
alnm ve o zamandan beri de otlarn stnde yaanan
kirli maceralarla veya yamurla ypranp anmt. Olta
gibi saplanan baklar ve bozuk dilerini gsteren davet
kr glmsemesiyle yaltaklanarak gelip yanmda durdu.
Donup kaldm. Kprdayamyor, ona bakamyor, oradan
ekip gidemiyordum da: Hipnoz altndaymm gibi bir
insann bana istekle yaklatn, birisinin bana talip ol
duunu izliyordum; artk istersem bu iren yalnzlktan,
bu azap verici dlanmlk duygusundan bir jestle, bir
szckle kurtulabilirdim. Fakat hareket etmek elimde

52
Olaanst Bir Gece

deildi, yaslandm direk gibi kaskat ve bir tr ehvetli


bitkinlikle, -bu arada dnmedolabm melodisi arlap
snmeye balamt- yaknmdaki varl ve bana yne
len istei hissediyordum sadece ve dnyann karanlk
yanndan gelen bu insani ilginin byl ekimine bir an
iin olsun kendimi tmyle terk etmek zere gzlerimi
yumdum.
Atlkarnca durdu, valsin melodisi inleyen son bir t
nyla tkendi. Gzlerimi atm ve yanmdaki siluetin d
np gitmek zere olduunu grdm. Orada donmu gibi
duran birinin yannda beklemek cann skmt belli ki.
Korkuya kapldm. Bir anda buz kestim. Bu olaanst
gecede yanma gelen, bana ak olan tek insan niin ka
rmtm? Arkamda klar snd, kepenkler tangrda
yarak indi. Bitmiti.
Ve aniden -ani bir serpintiyle ykselen o scak dalgay
kendime bile nasl tasvir edebileceimi bilmiyorum- ani
den gsmde bir damar yrtlm gibi ylesine ani, y
lesine scak, ylesine kzl, ykseldi- benim gibi tmyle
snfsal onurunun arkasna saklanan mesafeli, gururlu
bir adamn aznda anszn sessiz bir dua gibi, bir nbet
gibi, bir lk gibi ocuksu, ama yine de mthi youn
bir istek ifade buldu; o kck, kirli, raitik fahieye
geri dnmesini, onunla konumak istediimi syledim.
Peinden gitmememin sebebi gurur deildi -gururum
ezilmi, inenmi, yepyeni duygular tarafndan spr
lp atlmt- ok gsz, ok aresizdim sadece. Bylece
titreyerek ve altst olmu bir halde, yeniyetmelik ylla
rmdan beri bir daha asla bir eyi beklemediim gibi bek
leyerek, sadece bir kez bir akam yabanc bir kadn ar
ar soyunmaya baladnda ve seyredildiinin farknda
olmadan srekli oyalandnda pencerede durmu oldu
um gibi, orada gecenin ikence kaznn dibinde dur
dum - kendime yabanc bir sesle bir mucize olsun, o yar

53
Stefan Zweig

sakat fahie, insanln o son krnts bana bir ans daha


versin, bir kez daha geri dnsn diye Tanrya yalvararak
ylece durdum.
Ve dnd. Bir kez daha tamamen mekanik bir hare
ketle arkasna bakt. Fakat yle iddetle titremi, duy
gularmdaki gerilimi ylesine belli etmi olmalym ki,
durup beni gzlemledi. Bir kez daha sallanarak yan dn
d, karanlkta bana bakt, glmseyerek ve davetkrca
ban sallayarak meydann karanlk kesini iaret etti.
Ve ben nihayet iimdeki korkun donukluun gevemeye
baladm hissettim. Tekrar hareket edebiliyordum ve
onayladm belli ederek bam salladm.
Gizli szleme yaplmt. imdi kadn ara sra dnp
peinden gidiyor muyum diye bakarak meydann karan
lk yanna doru nden yryordu. Onu izledim, dizle
rimdeki kurun zlmt, ayaklarm hareket ettirebi-
iyordum artk. Sanki bilinli olarak yrmyor da bir
mknats tarafndan ekiliyor, adeta gizemli bir g ta
rafndan srkleniyormu gibi kadnn peinden gittim.
Barakalarn arasndaki yolun karanlnda admlarn
yavalatt. Artk yanndaydm.
Birka saniye inceleyerek ve gvensizlikle beni sz
d, onu tedirgin eden bir ey vard. Belli ki tuhaf, rkek
duruum ve klmn ortamla uyumazl kadna bir
ekilde kukulu grnmt. Birka kez etrafa bakt, du
raksad. Sonra sokan bir maden kovuu kadar karanlk
grnen devamn iaret ederek, O yana gidelim, dedi,
sirkin arka taraf iyice karanlktr.
Bir karlk veremedim. Bu karlamadaki dehet ve
rici bayalk beni uyuturmutu. Aslnda oradan kurtul
may, biraz parayla, kk bir bahaneyle zgrlm
satn almay yelerdim, ama artk irademin zerimde bir
yaptrm kalmamt. Dik, karl bir yamatan aa kzak
stnde byk bir hzla kayarken bir dnemete savrul

54
olaanst Bir Gece

muum, lm korkusu bir ekilde hz sarholuunun haz-


zna karm ve ben fren yapmak yerine bam dnerek,
ama yine de bilinli bir gszlk iinde kendimi iradeden
yoksun bir halde de teslim etmiim gibi bir duygu
iindeydim. Artk geri dnemezdim, belki hibir ekilde
dnmek de istemiyordum ve kadn samimi bir tavrla
bana yaslandnda ister stemez ben de onu kolundan tut
tum. Ar zayf bir koldu, bir kadnn deil, tam gelime
mi sracal bir ocuun kolu gibiydi ve incecik giysisinin
stnden dokunduum anda, yaadm duygu gerilimine
ramen iim birden gecenin nme srkledii bu ezilmi,
zavall canlya kar efkatli bir acmayla dolup tat. Ve
elimde olmadan bu zayf, hastalkl kolu daha nce hibir
kadma dokunurken gstermediim bir saygyla okadm.
M at bir n aydnlatt yoldan geerek kk bir
alla vardk, grkemli aalarn tepeleri burada bou
cu, kt kokulu bir karanl kubbe gibi sarp birletir
miti. Karanlkta artk hibir siluetin seilmedii o anda
kolumdaki kadnn byk bir temkinlilikle dnp arka
sna baktn hissettim, birka adm sonra ayn eyi bir
kez daha tekrarlad. Ne tuhaftr ki adeta uyuturulmu
gibi kirli bir macerann iine srklenirken bir yandan
da duyularm mthi ak ve berrakt. Hibir ey kar
mayan, her kprty alglayan bir duru gryle, geride
braktmz yolun kenarndan baz glgelerin peimiz
den kaydm hissettim ve sanki kulama ok hafif ayak
sesleri geldi. Ve aniden -akan bir imein yeryzn
bembeyaz bir a bomas gibi- her eyi anladm, her
eyi sezdim: Kadn beni bir av gibi daha nceden karar
latrlm bir noktaya doru tuzaa sryordu ve peze-
venkleri peimizdeydier. Sadece yaamla lm arasna
skm saniyelerde oluan bir berraklkla her eyi br
anda grdm, tm olaslklar dndm. Kurtulmama
yetecek zaman vard daha, anacadde yakn olmalyd,

55
Stefan Zweig

nk elektrikli tramvayn raylarn zerinde kard


sesi duyuyordum, bir slk, bir sesleni insanlar buraya
toplamaya yeterdi. Btn kama ve kurtulma olaslklar
net izgilerle gzlerimin nnde belirdi.
Fakat ne tuhaftr ki, yaadm bu korku aklm ba
ma getireceine beni daha da kztrd. Bir sonbahar
gnnn berrak altnda ak bir zihinle oturduum
u anda bile yaptklarmn samaln kendime akla
yamyorum. Gereksiz bir tehlikenin iine atldm varl
mn her zerresiyle biliyordum, fakat bir nsezi inceden
bir delilik gibi kanma karmt bir kere. ren, belki de
lmcl bir eyle karlaacam biliyordum. Burada bir
sua, herhangi adi, pis bir ie zorlanacak olma duygusuy
la tiksintiden titriyordum; fakat tam da bu iime dolarak
beni uyuturan hi tanmadm, hi bilmediim yaam
sarholuu iinde lm bile karanlk da olsa merak uyan
drcyd. Korkumu belli etmekten utanmak m, yoksa bir
zayflk m bilmiyorum, ama bir eyler beni ileri doru itti.
Hayatn en dibindeki lamlara kadar inmek, tm gemi
imi tek bir gn iinde harcayp israf etmek beni cezp edi
yordu, bu macerann bayalna ruhun gz pek bazla
r karyordu. Bedenimin her hcresiyle tehlike kokusu
almama ramen, duyularmla, aklmla tehlikeyi net bir
ekilde alglamama ramen beni bedensel olarak ekmek
ten ok iten ve tek istedii beni su ortaklarnn yanma
ekmek olan bu pis Prater fahiesinin kolunda allklarn
iine doru ilerlemeye devam ettim. Geri dnemiyordum.
leden sonra yan alannda stme yapp kalm olan
su ilemenin ekim gc beni giderek daha aalara s-
rklyordu. Artk sadece uyuukluumu ve yeni derinlik
lere, belki de sonuncusuna doru, lme doru, savrul
mann ba dndrc esrikliini hissediyordum.
Birka adm sonra kadn durdu. Baklar tekrar g
vensizlikle evrede dolat. Sonra beklentiyle bana bakt;
Eee, bana ne armaan edeceksin bakalm?

56
Olaanst Bir Gece

Tabii ya. Bunu unutmutum. Fakat soru akhm ba


ma getirmedi. Aksine. Bir eyler verebileceim, kendim
den bir eyler saabileceim iin sevin duydum. Aceleyle
czdanm karttm, gm bozukluklar, birka buruuk
banknot, ne varsa ak tuttuu avucuna boalttm, ite o
zaman dndmde bugn bile hl kanm kaynatan
olaand bir ey oldu: Ya bu zavall miktarn byk
lnden akna dnmt -yapt kirli i iin sadece
bozukluk almaya alknd normalde- ya da benim veri
tarzmda, paray telala, hzla, neredeyse mutlulukla ve
riimde alkn olmad, farkl bir ey grmt, nk
geri ekildi ve byk bir hayret inde baklaryla beni
aradn hissettim. Btn gece yana tutua aradm eyi
bulmutum sonunda: Birisi bana ihtiya duyuyor, beni
aryordu, ilk kez bu dnyaya ait birisi iin var olduumu
hissediyordum. Tam da bu en dlanm varlk, zavall
tketilmi bedenini karanln iinde bir mal gibi tayan
bu kadn bana yanam, gzleriyle beni aryor, benim
iimdeki insan soruyordu; bu hal benim aym zamanda
hem ayk hem esrik, hem berraklk hem byl bir bu
lanklk hissettiren tuhaf sarholuumu daha da artrd.
imdi bu yabanc varlk yanma biraz daha yaklamt,
fakat bedeli denen bir hizmeti yerine getirmek ister gibi
deil de, bana kalrsa kadnca bir yaknlama isteiyle,
farkna varmad bir kranla yapmt bunu. O ocuk
kolu gibi clz, raitik kolunu yavaa tuttum ve ufak te
fek arpk bedenini hissettim, sonra birdenbire bunun da
tesinde onun btn yaamn grdm sanki: Bir varo
avlusunda sabahtan lene kadar yabanc br ocuk s
rsnn arasnda uyuduu dn bir yatak, grtlana
sarlan pezevengi, karanlkta geirerek stne abanan
sarho mteriler, hastanede gtrld malum blm,
tkenmi, hasta ve plak bedeninin ders malzemesi ola
rak gen ve kstah rencilerin eline braklmas, sonun

57
Stefan Zweig

da uval gibi nakledildii bir kimsesizler yurdunda bir


hayvan gibi lme terk edilmesi. imde ona kar, hep
sine kar sonsuz bir acma uyand, hissettiim scaklk
efkatti, asla ehvet deil. Durup durup sska kolunu ok-
uyordum. Sonra eilip aknlk iindeki kadn ptm.
O anda arkamda bir hrt oldu. Bir dal atrdad.
Srayarak geri ekildim. Bir erkek baya yayvan bir ses
le gld. Bakn hele. Tam dndm gibi.
Daha arkama dnp bakmadan kim olduklarn bi
liyordum. Btn o uyuukluumun iinde bile etrafmn
sanl olduunu bir an olsun unutmam, gizemli bir zin
delikteki merakmla onlar beklemitim. O srada bir
glge allklarn arasndan ne kt, onu bir kincisi
izledi. Kstah, yabani olanlard ikisi de. O baya g
l tekrar duyuldu. Burada pis iler evirmek, ne adilik.
Elbette, kibar biri beyimiz! Ama imdi biz onu hoplatma
sn biliriz. Hi kprdamadan durdum. akaklarmda
ki damarlarn attm hissettim. Korku duymuyordum.
Sadece olacaklar bekliyordum. Nihayet dibe varmtm,
bayaln son noktasna. Artk srada arpp paralan
ma vard, yar bilinli srklendiim sona yaklamtm.
Kz yanmdan kam, ama dierlerinin yanma da
gitmemiti. Ortada bir yerlerde duruyordu. Anlalan
bu planl baskndan pek honut deildi. Adamlar da be
nim tepkisizliim karsnda fkelenmeye balamlard.
Birbirlerine bakp duruyorlard, belli ki kar kmam,
yalvarmam veya bir korku belirtisi gstermemi bekli
yorlard. Aha, bu bir ey demeyecek, diye tehditkrca
seslendi sonunda biri. Dieri stme yryerek buyur
gan bir sesle, Bizimle karakola kadar geleceksin, dedi.
Hl bir karlk vermiyordum. O zaman adamlardan
biri omzuma dokunarak beni ne doru itti, Yr ba
kalm, dedi.

58
Olaanst Bir Gece

Yrdm. Kar kmadm, nk iimden gelmi


yordu. Durumun benzersizlii, bayal, tehlikesi beni
uyuturmutu. Ne var ki zihnim son derece akt, adam
larn polisten benden ok daha fazla korktuklarndan
emindim, ellerine be kron sktrarak onlardan ko
layca kurtulabilirdim - fakat ben yaadm bilinli ta
katsizlik iinde bu irenliin en dibinin keyfini srmek
istiyordum, durumun acmasz alaltclmm tadm
karmak istiyordum. Hi acele etmeden, mekanik hare
ketlerle beni ttikleri ynde yrdm.
Fakat benim hi sesimi karmadan sabrla a
doru yrmem olanlarn akln kartrm olmalyd.
Alak sesle bir eyler konutular. Sonra kasten seslerini
ykselterek devam ettiler. Brak gitsin, dedi biri (yz
iek bozuu, ufak tefek olan), dieri yapmack bir sert
likle yant verdi: Hayr, olmaz. Bizim gibi yiyecek ye
mek bulamayan zavallnn biri bunu yapsa oyarlar. Ama
byle kibar bir bey - bunun da bir cezas olmal, Her
szcklerini duyuyor ve ilerinde gizli ricay anlyordum,
onlarla pazarla girmemi bekliyorlard; benim iimdeki
sulu onlarn iindeki suluyu anlyordu, onlar bana kor
kutarak eziyet etmek istiyorlard, ben de onlara tepkisiz
liimle. Aramzda sessiz bir mcadele vard -ah ne kadar
bereketli bir geceydi!- Prater ayrnn pis kokulu al
lklarnda, iki pezevenkle bir fahienin arasnda lmcl
bir tehlikenin iindeyken, son on iki saatte ikinci kez ku
marn lgn sihriyle karlayordum; ama bu kez oyun
yksekti, sz konusu olan sekin burjuva konumum,
hatta hayatimdi. Ve ben bu muazzam oyuna, rastlantnn
o ltl bysne, kopacak kadar gerilmi titreyen sinir
lerimin tm gcn kullanarak katlyordum.
Hah, urada bir beki var, dedi arkamdakilerden te l
biri, beyimiz buna pek sevinmeyecek, en az bir hafta m iB;
mM
ieri tkarlar. Sesinin hain ve tehdit edici kmasn iste

59
Stefan Zweig

miti, ama ben tnsndaki ar gvensizlii iittim. Sakin


ce a doru yrdm, altnda gerekten de bir beki
miferinin sivri tepesi prldyordu. Yirmi adm kadar
sonra nne varm olacaktm. Arkamdaki adamlarn
sesi kesilmiti, admlarnn giderek yavaladn fark et
tim; biraz sonra dleke geride kalp karanlk dnyalar
nn iine karacaklarn, oyunlarnn baarszla ura
masna kzp acsn belki de zavall kadndan karacak
larm biliyordum. Oyun bitmiti ve ben bugn ikinci kez
kazanm, tanmadm insanlar mat edip ktcl haz-
arn kursaklarnda brakmtm. Sokak lambalarnn
solgun karmzda parlyordu artk, arkama dnd
mde ilk kez adamlarn yzlerini grdm. Gvensiz ba
klarnda kzgnlk ve bastrlm bir utan vard. Hayal
krkl iinde, ezik bir halde her an karanla karmaya
hazr duruyorlard. Artk g ellerinden gitmiti, imdi
onlar benden korkuyordu.
O an iimi anszn -sanki ruhumdaki kabarma yre
imde bir kilidi krm ve scak duygular kanma kar
mt- bu iki adama kar kardee bir merhamet kaplad.
Bu a, ulsuz, zavall tiplerin benim gibi an tok bir asa
laktan istedikleri neydi ki: Birka kron, birka sefil kron.
Orada karanlktayken boazm skabilir, gasp edebilir,
hatta ldrebilirlerdi, ama bunlar yapmamlar, sadece
cebimdeki be gm kuru iin beni amatrce bir be
ceriksizlikle korkutmaya almlard. Benim gibi ks
tahlndan, zevk iin hrszlk yapan, keyfi yerine gelsin
diye su ileyen biri bu zavalllara daha fazla eziyet ede
bilir miydi? Duyduum sonsuz merhamet, kendi zevkim
uruna onlarn korkulan ve sabrszlklaryla oynadm
iin sonsuz bir utanla kart. Kendimi toparladm, ar
tk gvenlik alanna girmiken, yakndaki caddenin
beni korurken imdi onlar rahatlatmal, bu fkeli ve a
gzlerdeki hayal krklm silmeliydim.

60
Olaanst Bir Gece

Ani bir dnle adamlardan birine yneldim. Sesime


bir korku tms katmaya alarak, Benden niin ik
yeti olmak istiyorsunuz? diye sordum. Bu ne iinize
yarayacak? Belki hapse atlacam, belki de bir ey olma
yacak. Fakat bunlarn size hibir yaran yok. Niin haya
tm zorlatrmak istiyorsunuz?
kisi de skntyla bana baktlar. Her eyi beklemiler
di, tehditler savurmam, barmam, ki o zaman kpekler
gibi hrlayarak kaacaklar kesindi, ama byle bir uysal
lk gstermemi deiL Sonunda biri konutu, ama tehdit
ederek deil, adeta zr dileyerek: Bir adalet salanma
l. Biz sorumluluumuzu yerine getiriyoruz.
Belli ki byle durumlar iin ezberlenmi bir yantt bu.
Ve kulaa bir ekilde sahte geliyordu. kisi de bana bak
maya cesaret edemeden ylece bekledi. Ne beklediklerini
biliyordum, balanmak iin yalvarmam ve onlara para
teklif etmemi bekliyorlard.
O saniyeler iinde geen her ey hl aklmda, kpr
dayan her sinir ucunu, zihnimden geen her dnceyi
hatrlyorum. O anda ktcl yanmn ne istemi oldu
unu da gayet iyi biliyorum: Onlar bekletmek, biraz
daha eziyet etmek, bekletmenin hazznm tadna varmak
istiyordum. Fakat kendimi abuk denetledim, o ikisini
artk korkularndan kurtarmam gerektiini bildiim iin
yalvarr gibi yaptm. Bir sinme komedisi oynadm, on
lardan aman diledim, seslerini karmamalarm, beni zor
durumda brakmamalarn rica ettim. Bu zavall acemi
zorbalarn nasl skntya girdiklerini grdm ve aramz
daki sessizliin tekrar yumuamasn izledim.
Ve nihayet, nihayet sabrszlkla beklemekte olduklar
szc syledim. Ben... ben size... yz kron vereyim.
de irkilerek birbirlerine baktlar. Tam her eyi
kaybettiklerini sandklar anda bu kadar ounu bekle
memilerdi. Sonunda huzursuz bakl ve iek bozuu

61
Stefan Zweig

suratl olan kendini toparlad. ki kez lafa girmeye hazr


land. Boazndan ses kmyordu. ki yz kron! dedi
sonunda, bunu sylerken nasl utandn grdm.
Kesin ama unu, diye birden kadn araya girdi.
Hibir ey vermeden ekip gitmediine kredin. Bir
ey yapmad ki, bana dokunmad bile. Fazla yksekten
attnz.
Gerek bir fkeyle barmt adamlara. Yreim
serinledi. Birisi beni dnyordu, beni savunuyordu;
bayalktan iyilik, bir antajdan bulank da olsa adalet
istei kmt. Bana nasl da iyi gelmiti bu, iimdeki ka
barmay nasl da yattrmt! Hayr, artk bu insanlarla
daha fazla oynamamak, bu kadar korkmu, bu kadar
utanmlarken daha fazla eziyet etmemeliydim. Bu ka
dar yeterdi.
"Pekl, iki yz kron o halde.
nden de ses kmad. Czdanm cebimden alp
ok ar hareket ederek iinin grnecei ekilde atm.
Bir hamlede elimden kapp karanla karabilirlerdi.
Fakat rkeke gzlerini kardlar. Aramzda bir ekilde
gizli bir ballk olumutu, artk mcadele ve ekime
deil; drstlk, gven ve insani iliki vard. alnt pa
ralarn arasndan iki banknot ekip uzattm.
Adam paray alrken elinde olmadan Teekkrler,
dedi ve hemen bam evirdi. Tehditle alnm bir para
iin teekkr etmenin glnln kendi de fark etmi
ti. Utanmt -ah, bu gece her eyi hissediyordum, her ey
kendini bana ayordu- ve onun utanc bana ar geld.
Ben de onun gibi bir hrszken, dlek ve iradesizken bu
insann karmda utanmasn istemiyordum. Onun alal
mas beni eziyordu. Bunu kabullenmek istemediim iin
teekkrn geri evirdim.
Hayr, hayr ben size teekkr etmeliyim aslnda,
derken kendi sesimdeki itenliin sahiciliine kendim de

62
Olaanst Bir Gece

atm. Eer benden ikyeti olsaydnz toplum iin


de rezil olacaktm ve kendimi vurmak zorunda kalacak
tm. Bundan sizin de bir kazancnz olmayacakt. Byesi
daha iyi oldu. Ben imdi sa tarafa sapacam, siz de di
er yana gidersiniz herhalde. Szlere iyi geceler.
Bir an de sessiz kald yine. Sonra adamlardan biri
yi geceler, dedi, sonra dieri, en son da tmyle ka
ranlkta duran fahie iyi geceler diledi. Gerek bir dilek
gibi iten ve scakt. Seslerinden varlklarnn derinle
rinde bir yerde benden holandklarn hissetmitim, bu
tuhaf am hibir zaman unutmayacaklard. Hayatlarnn
sonunda bakmevine veya hastaneye dtklerinde belki
bir kez daha akllarna gelecekti. Benden bir ey onlarda
yaamaya devam edecekti, onlara bir ey vermitim. Ver
menin hazz iimi daha nce hi tatmadm bir duyguyla
doldurdu.
Gecenin iinde Praterin kma doru tek bama
yrdm. Bastrlm her ey iimden kopup gitmiti,
daha nce hi tanmadm bir doygunlukla kendi d
ma tatm, sonsuz evrene kartm duydum. Her eyi
sanki sadece benim iin varm gibi alglyor, her eyle
yeniden cokuyla btnletiimi hissediyordum. Etraf
m saran karanlk aalar bana fsldyordu ve ben onlar
seviyordum. Yldzlar yukarda prldyor ve ben onlarn
aydnlk selamlarn soluyordum. Bir yerlerde sylenen
arklar iitiyor ve benim iin sylendiklerini dn
yordum. Yreimdeki kabuu krdktan sonra bir anda
her ey benim olmutu, kendimi brakmamn, kendimi
armaan etmemin sevinci iimde kabaryordu. Binleri
ni sevindirmenin ve bundan sevin duymann ne kadar
kolay olduunu hissediyordum: nsann kendini amas
yeterliydi, insandan insana canl bir ak balyordu he
men, ykseklerden derinlere iniyor, derinlerden tekrar
sonsuzlua ykseliyordu.

63
Stefan Zweig

Praterin kndaki sat tezghlarndan birinde


mallarnn zerine eilmi, yorgunluktan iki bklm bir
satc kadn grdm. Tezghnda zerleri tozdan parla
yan kurabiyeler ve biraz meyve vard, birka kuru iin
sabahtan beri oradayd herhalde ve artk yorgunluk be
lini bkmt. Ben sevinliysem sen niye sevinmeyesin,
diye dndm. Bir para kek alp nne bir banknot
braktm. Telala parann stne vermeye davrand, ama
ben yoluma devam ettm ve uzaktan onun mutluluktan
korkuya kapldn, iki bklm bedeninin birden dikle
tiini, aknlkla alan azndan bin bir duann dkl
dn grdm. Elimde kekle arabann banda duran
yorgun bir atn yanna gittim, bam benden yana evi
rip dosta kinedi. Onun hznl baklarnda da k
ran vard, pembe burnunu okayarak keki ona uzattm.
Bunu yapar yapmaz fazlasn istedim, daha fazla sevin
yaymak, daha fazla hissetmek istedim, birka gm bo
zuklukla, birka renkli banknotla korkulan, kayglar
gidermek, ruhlar enlendirmek ne kadar kolayd. Orta
lkta niin hi dilenci yoktu? Balon almak isteyen ocuk
lar neredeydi? Ak sal, somurtkan ve aksak bir baloncu
elinde koca bir demet renkli balonla topallaya topaaya
evine dnyordu artk, gn boyu yapt iten memnun
olmad belliydi. Yanna gittim. Balonlar alyorum,
dedim. Tanesi on kuru, dedi gvensizlikle, byle iki
dirhem bir ekirdek dolaan bir aylan gece yars balon
larla ne yapacam anlamamt, Hepsini verin, deyip
eline bir on kronluk sktrdm. Sendeleyerek doruldu,
bir an gzleri kamam gibi yzme bakt, sonra balon
demetini tutan ipi titreyerek elime tututurdu. Elimdeki
ipin gerildiini hissettim, balonlar kap gitmek, zgr
olmak, gkyzne varmak istiyorlard. Gidin o halde,
nereye istiyorsanz oraya uun, zgrsnz! pi elimden
braktm ve onca balon bir anda renkli aylar gibi gky

64
Olaanst Br Gece

znde ykseldi. Her yandan insanlar glerek koturup


geldi, karanln iinden sevgililer kt, arabaclar kam
larn aklatarak birbirlerine aalarn zerinden evlere
ve damlara doru zgrce szlen balonlar gsterdiler.
Herkes neeliydi ve benim kk lgnlmn keyfini s
ryorlard,
nsanlar sevindirmenin bu kadar iyi ve kolay oldu
unu niin daha nce hi anlamamtm! Czdanmdaki
banknotlar tekrar ate gibi yanmaya balad, az nce ba
lonlarn ipinin zorlad gibi imdi onlar da parmaklarm
ekitiriyordu, onlar da beni terk edip bilinmeze doru
umak istiyordu. Lajosun alnm paralaryla birlikte
kendiminkileri de karttm -nk artk su veya deil
diye bir ayrm yapmyordum- ve isteyen herkese dat
mak zere elimde hazrladm. Bezginlikle Prater sokakla
rn spren bir temizlik iisinin yanna gittim. Herhal
de ona yol soracam sanarak ask suratla yzme bakt,
glmseyerek bir yirmi kronluk uzattm ona. Durumu
kavrayamadan bir sre donmu gibi bakp kald, sonra
nihayet paray ald ve ondan ne isteyeceimi beklemeye
balad. Fakat ben glerek, Kendine gzel bir eyler al
bununla, deyip yoluma devam ettim. Benden bir eyler
isteyecek birileriyle karlar mym diye etrafma ba
knarak yrdm. Kimse gelmeyince ben bir fahienin,
iki sokak lambas yakcsnn yanma gidip onlara birer
banknot uzattm, zemin kattaki bir frnn penceresinden
ieri birka tane frlattm ve arkamda hayret, kran, se
vin karm duygular brakarak bu ekilde yrdm de
yrdm. Sonunda banknotlar tek tek buruturarak so
kan ortasna, sonra bir kilisenin basamaklarna savur
dum ve sabah duasna gelen yal bir kadnn bir tanesini
bularak Tanrya kredeceini; yoksul bir rencinin,
bir kz ocuunun, bir iinin yolda para bulunca, bu
gece kendimi kefederken ayn benim de duymu oldu

65
Stefan Zweig

um gibi aknlkla kark bir mutluluk duyacaklarn


dnerek sevindim.
Parann tmn nerede ve nasl dattm artk ha
trlamyorum, ama kt paralardan sonra en sonunda
cebimdeki gm bozukluklar da verdiimi biliyorum.
Bir sarholuk iindeydim, son paralar da uup gittikten
sonra bir kadmm iine kendimi brakm gibi bir hafifle
me hissettim, neredeyse uacak gibiydim, daha nce hi
bilmediim bir zgrlkt bu. Sokak, gkyz ve evler
sahip olma, birbirine ait olma duygusunun yepyeni bir
haliyle karp iime doluyordu: Daha nce hibir za
man, varoluumun en hararetli annda bile bu eylerin
gerekten var olduklarm, yayor olduklarm, onlarn
ve benim varolularmzn bir ve ayn olduunu, btn
olarak da sadece sevgiyle kavrana bilen, sadece kendini
teslim edenin kucaklayabilecei o byk ve muhteem,
mutluluuna doyulmayan yaam olduunu byesine
gl hissetmemitim.
Daha sonra, mutluluk iinde eve dnp kapm at
mda odama giden koridorun karanlyla karlanca
son bir bunaltc an daha yaadm. Kapy atm anda,
eer eskiden ben olan kiinin evine girer, yatana yatar
sam, bu gecenin ylesine gzel silip temizlemi olduu
btn o gemile bamn yeniden kurulaca, eski ha
yatma geri dneceim korkusuna kapldm birdenbire.
Hayr, artk asla o insan olmak istemiyordum, gemiteki
o hatasz, duygusuz, dnyadan kopuk centilmen olmak
istemiyordum, suun ve dehetin tm derinliklerine da
lacak olsam da artk gerek yaam istiyordum! Yorgun
dum, tarif edemeyeceim kadar yorgundum, ama yine de
uykunun stme kapanarak bu gecenin iimde tututur
duu btn o atei, prlty, canll karanlk balyla
birlikte srkleyip gtrmesinden ve bu yaadklarmn
fantastik bir d gibi uucu olmasndan korkuyordum.

66
Olaanst Bir Gece

Fakat ertesi sabah yeni gne neeye uyandm, iime


dolup taan kran duygusundan hibir ey eksimemiti.
O gecenin zerinden drt ay geti ve eski donukluum
bir daha geri dnmedi, gne hl scack duygularla i
eklenir gibi balyorum. Ait olduum dnyann zemi
ninin ayaklarmn altndan aniden ekildii, bilinmezlie
yuvarlandm, kendi iimdeki uuruma derken hzn
ba dndrclnn yaamn tmnn sarholuuna
kart o gece hissetmi olduum o byl esrime, o
uurucu heyecan geip gitti elbette, ama o zamandan beri
kendi kanmn scakln her nefes almda hissediyo
rum ve yaamdan aldm hazzm her gn tazelendiini
duyuyorum. Farkl hisseden, farkl hassasiyetlere sahip
ve farkmdah glenmi baka bir insan haline geldii
mi biliyorum. Daha iyi bir insan olduumu iddia edecek
cesaretim yok elbette, ama daha mutlu bir insan oldu
umu biliyorum, nk o buz gibi donuk hayatm iin
yeni bir anlam buldum, yaamn kendisinden baka bir
szckle aklayamayacam bir anlam. Ait olduum ke
simin normlarm ve kalplarm bo bulduum iin artk
ne kendimden ne de bakalarndan utanyorum. Onur,
su, gnah gibi kavramlar bir anda souk, metalsi bir
tn kazand, bunlar dehete kaplmadan telaffuz edemi
yorum artk, O gece ilk kez ylesine bylenmiesine {
hissettiim o gten beslenerek yayorum. Beni nereye ;
srklediini sorgulamyorum: Belki bakalarnn gnah |
diye adlandrd bir baka uuruma, belki de yceliklere f:
srkleyecek. Bunu bilmiyorum, bilmek de istemiyorum.
nk sadece kendi kaderlerini bir gizem olarak yaa
yabilenlerin gerek anlamda yaadiklanna inanyorum.
Ben yaam daha nce hi bu denli arzuyla yaama
mtm -bundan eminim- ve imdi biliyorum ki, kendiyle
ilgili durumlar karsnda kaytszlaan herkes (tek are
olarak) bir su ileyecektir. Kendi kendimi anlamaya ba-

67
Stefan Zweig

ladmdan beri dier pek ok eyi de anlyorum; Alkla


bir vitrini seyreden birinin baklar beni kahreder, bir
kpein neeyle sray byleyebilir. Bir anda her eyi
grmeye baladm, artk hibir ey sradan deil benim
iin. Gazetede her gn bana heyecan veren yzlerce ey
okuyorum (eskiden sadece elence ve mzayede prog
ramlarna bakmak iin kartrrdm), eskiden canm
skan kitaplar imdi kendilerini bana ayorlar. Ve en
ilginci de insanlarla artk sohbet denilen eyin dnda
da konuabiliyorum. Yedi yldan beri yanmda alan
uamla ilgilenmeye baladm, onunla sk sk konuu
yoruz, eskiden hareketli bir stunun nnden geer gibi
grmeden nnden geip gittiim apartman grevlisi
geenlerde bana kk kznn lmn anlatt, bu beni
Shakespearein trajedilerinden daha fazla etkiledi. San
rm bendeki bu deiim -kendimi ele vermemek iin d
tan bakldnda o sk terbiyeden gemi can skc ev
renin iindeki hayatma devam ediyor olsam d a- giderek
gzle grlr bir hal almaya balad. Baz insanlar bana
kar beklenmedik bir itenlik gstermeye baladlar, bu
hafta nc kez sokakta tanmadm kpekler yanma
geldi. Arkadalarm, bir hastalktan kurtulmu biriyle
konuur gibi beni genlemi bulduklarm sylyorlar.
Genlemek mi? Gerek anlamda yaamaya daha yeni
baladm sadece ben biliyorum. nsanlarn gemite
kalan her eyin hep bir hata ve ileriye bir hazrlktan
ibaret olduunu sanmalar genel bir delilik hali herhalde
ve sanrm souk bir kalemi scak, yaayan elime alp da
kuru bir kdn stnde yayor olduumu anlatmaya
alrken kendi gstermi olduum creti de anlyorum.
Fakat bu bir delilik de olsa, beni mutlu eden ilk delilik bu;
iimi stan, duyularm aan ilk delilik bu. Kendi uyan
mucizemi burada anlatrken bunu sadece kendim iin ya
pyorum ve yaadm her eyi kendi szcklerimin bana

68
Olaanst Br Gece

anlatabileceinden ok daha derinden hissediyorum. O


geceden arkadalarmdan hibirine sz etmedim; iimin
bir zamanlar ne kadar l olduunu asla bilmediler, im
di nasl iek atm da asla anlamayacaklar. Canllkla
yaadm bu hayatn ortasnda lmle karlarsam ve
bu satrlar bakalarnn eline geerse de bu olaslk beni
hi korkutmuyor ve zmyor. nk yle bir ann b
ysn tatmam olan biri, tek bir gece iinde yaanan
ve grnrde birbirleriyle hi ilgisi olmayan bylesine
tesadfi olaylarn neredeyse snm bir hayat bir by
gibi yemden ateleyebieceini alt ay nce ben ne kadar
anlayacak olsaydm ancak o kadar anlayabilir zaten.
Byle birinden utanmam, nk beni anlamaz. Fakat
btnlkten haberdar olan biri yarglamaz ve gururdan
kurtulmutur. Onun karsnda da utanmam, nk beni
anlar. Bir kez kendini bulmu olan kiinin bu yeryznde
yitirecek bir eyi yoktur artk. Ve bir kez kendi iindeki
insan anlam olan btn insanlar anlar.

69

You might also like