You are on page 1of 85

lletiim Yaynlar 288

ada Edebiyat 61

ISBN 975 -470-421-X

1. BASKI Ada Yaynlar 198 2


2. BASKI Ada Yaynlar 1989
3. BASKI lletiim YaynclkA. . Temmuz 1994
KAPAK mit Kvan
D1ZG1 Maraton Dizgievi
DZELT! Caner Kozan
UYGUL4.MA Filiz Burhan
KAPAK BASKISI Sena Ofset
1 BASKI v C1LT efikMatbaas

lletiim Yaynlar
Klodfarer Cad. lletiim Han No. 7 34400 Caalolu stanbul
Tel. 516 22 60-61-62

Fax: 516 12 58

JORGE LUIS BORGES

lm
ve Pusula
EVREN Tomris Uyar

'

iNDEKiLER

lmsz 7
S ava ile Tutsan yks 2 7
Tanrnn Elyazs 33
Averroes'in Aray 39
Babil Kitapl 49
Hain ve Kahraman izlei 59
Emma Zunz65
lm ve Pusula 73

LMSZ

Sleyman,

yoktur

YeryZnde yeni bir ey

diye buyurur. Bylece nasl

Eflatun, btn bilginin yalnzca ansma

olduunu kurmusa; Sleyman da


btn yenilik, yalnzca unututur

yargsn verir.
Francis BACON:
Denemeler, LVIII

Londra'da, 1929 Haziran balarnda, Izmirli antikac]oseph


Cartaphilus, Lusanya Prensesi'ne Pope'un kk boy, alt ciltlik
Iliad'n (1715-1720) sunmu. Prenses yapt alm; bu arada
antikacyla iki ift laf etmi. Bize anlattna gre adam, bitkin,
topraks, kl gzl, kl sakall, yz izgileri alacak siliklikte
biriymi. Akc bir anlatmla ve bilisizce, birok dilde anlat
yormu derdini; birka dakika iinde, Franszcadan Ingilizceye,
Ingilizceden de Selanik Ispanyolcas ve Makao Portekizcesinin
garip bir bileimine gemi. Ekim aynda Prenses, Zeus'un bir
yolcusundan, Cartaphilus'un Izmir'e dnerken deniz stnde
ldn ve Ios adasna gmldn renmi. Iliad'n son
cildinde, u garip elyazmasyla karlam.
zgn metin, Latince deyilerle dolu bir Ingilizceyle yazl
mtr. Bizim sunduumuz, aslna szc szcne bal bir
uyarlamadr.
7

1
Anmsayabildiim kadaryla zorlu abalarm, Diocletian'n
imparatorluu dneminde Thebai Hekatompylos'taki bir
bahede balad. Son Msr savalarna katlmtm (pek
an-eref derlemeksizin), Kzl Deniz'e bakan Berenice'de bir
tmen karargahnn halk yargcydm; humma ve by, yi
itlikte elikten geri kalmayan nice adamn kanna girmiti.
Moritanyallar sonunda yenilmiti; bata asi kentlerin elinde
olan toprak, artk sonsuza kadar, tatan Pluton tanrlarna
adanmt; lskenderiye, dize getirildikten sonra, Caesar'dan
bou bouna ba dilemiti; bir yla kalmadan tmenlerden
utku haberleri ulat ama ben Mars'n yzn ancak uzaktan,
yle bir grebildim. Bu d krkl iime aclar sald ve belki
de beni pek ince uzun dnmeksizin o korkun, usuz
bucaksz llerde gizli lmszler Kenti'ni aramaya ynelt
ti.
Zorlu abalarmn Thebai'de bir bahede baladn sy
lemitim. Gece boyunca gzme uyku girmedi, yreimde
bir rpntqr gitti. Tan aarmadan uyandm; klelerim
8

uyuyorlard, ay, sonsuz kumun rengindeydi. Doudan, bitkin,


kanlar iinde bir atl kageldi. Birka adm tede atndan
yuvarland. Gsz, yatmaz bir sesle kentin surlarn yalayan
rman adn sordu bana Latince. Yalarla beslenmi Msr
lrma'dr dedim. "Benim aradm baka rmak," dedi znle,
"lmlleri arndran gizli rmak." Gsnden kara bir pht
fkrd. Bana, anayurdunun Ganj'n te yakasnda bir da
olduunu ve bu dada, denildiine gre, batya, yani dnyann
bitimine doru gidildikte, sular lmszlk balayan rmaa
varlacan anlatt. Kynn ta ilerinde, lmszler Kenti'nin
nice tabyas, amfisi ve tapnayla ykseldiini de szlerine
ekledi. Tan aarmadan ld, gelgelelim ben o kenti ve rman
bulmay aklma koymutum. Celladn sorguya ektii baz.
Moritanyal tutuklular yolcunun szlerini doruladlar; biri,
insan yaamnn kesintiye uramad vadiyi, Elysium'u
anmsad; bir bakas, insanlarn bir yzyl yaadklar Pac
tolos'un ykseldii doruklar. Roma'da insann yaamn
uzatmann, ektii acy da uzatmak, lmlerini oaltmak
olduunu dnen feylesoflarla konutum. Aslnda lm
szler Kenti'ne batanberi hi inandm m, bilmiyorum: galiba
o dnemde onu arama abas yeterli geliyordu. Getulia
prekonsl Flavius bu giriim iin iki yz asker verdi buy
ruuma. Ayrca yollar bildiklerini syleyen birtakm paral
askerler de tuttum, bizi ilk brakp kaan onlar oldular.
Sonraki olaylar, yolculuumuzun ilk gnlerinin ansn
arptp tannmazlatrd. Arsinoe'den ayrlarak kavrulan le
daldk. Ylan yutan, szel alveriten habersiz maara
adamlarnn lkesinden getik; kadnlarn ortaklaa kullanan,
aslan etiyle beslenen garamant'larn lkesinden; yalnzca
Tartaros'a tapan augyl'lerin lkesinden getik. Kumlarn
kapkara kesildii, yolcunun gnn scana dayanamayp
gecenin saatlerine el koymak zorunda kald baka ller
de tkettik. Uzaklardan, Okyanus'a adn veren da yle
9

bir grdm: yamalarnda aulan etkisiz klan stleen bitkisi


byyor; doruunda satyr'ler, kendilerini kara-ksnye adam
kyc ve yabanl bir ulus yayor. Topran canavarlar do
urduu bu barbar yrelerin derinliklerinde byle nl bir
kentin barnabilmesi usd geliyordu hepimize. Yrmeyi
srdrdk, dnmek onursuzluk olurdu. Birka gzkara,
yzleri aya dnk uyudular; humma kasp kavurdu onlar;
sarnlarn rm suyundan lgnlk ve lm iti kimileri
de. te o zaman kamalar balad; ok gemeden de ba
kaldrlar. Onlar bastrmada sertlik uygulamaktan kan
madm. Hakseverlii elden brakmyordum ama nbetilerden
biri, fitnecilerin (ilerinden birinin armha gerilmesinin cn
hemen almak amacyla) beni ldrmeyi tasarladklarn bil
dirdi. Bana bal birka askerle birlikte konak yerinden katm.
Onlar lde, kum frtnalarnda ve engin gecede yitirdim.
Bir Girit okuyla yaralandm. Gnlerce su bulamadan dolatm
durdum, belki de gnele, susuzluumla ya da susuzluk
korkumla ka kereler arpmlanm bir tek koca gnd. z
leyeceim yolu, atmn sezgisine braktm. Tan aarrken
uzaklklar, piramitlerle, kulelerle tarazland. Dayanma gcm
yitirerek, sonsuz ufaklkta, ltl bir labirent dledim: or
tasnda bir su testisi duruyordu; ellerim nerdeyse testiye
dokunacakt, gzlerim onu grebiliyordu ne var ki kvrmlar
ylesine incelikli ve karmakt ki ona erimeden leceimi
bildim.

10

il
Neden sonra bu karabasandan silkindim, kendimi, ellerim
bal, sarp bir da yamacna stnkr kazlm, sradan bir
gmtten byk saylamayacak ta bir oyukta buldum. Ke
riarlar slakt, insan gcyle deil zamann. eliyle cilalanmt.
Gsmde sancl bir zonklama duydum, susuzluktan kav
rulduumu duydum. Ufka bakp clz bir sesle haykrdm.
Dan eteinde sular bulank bir ay, ses etmeden genili
yordu, selinti ve moloz doluydu; kar yakada (son ya da ilk
gnein klarnda) ak seik parldyordu lmszler Kenti.
Surlar, kemerler, cepheler grdm: zemin, ta bir kntyd.
Benimkine benzer yz kadar irili ufakl oyuk, da ile vadiyi
yaryordu. Kumda s ukurlar vard, bu biimsiz hendeklerle
kovuklardan plak, tenleri kara-sar, diken-sakall adamlar
uramt. Onlar tanyormuum gibi geldi: Arap Krfezi
/

kylaryla Etiyopya maaralarn dolduran hayvans maa


rallar soyundan gelmeydiler; konuamamalarna, ylan
yutmalarna amadm.
Susuzluumun katlanlmazl beni gzpek klmt.
11

Kumlardan on metre ykseklikte olduumu hesapladm;


gzlerim yumulu, ellerim ensemde, baaa attm kendimi
yamatan. Kanayan yzm karanlk sulara verdim. Hayvanlar
nasl su ierse, yle itim kana kana. Kendimi yeniden uykuda
ve sannda yitirmeden nce her nedense birtakm Yunanca
szckler yineledim: "Aisepos'un zehirli suyunu ien Zeleal
varsl Troyallar."
Tepemde ka gn, ka gece devrildi bilmiyorum. Aclar
iinde, maaralarn korunan bir daha ele geiremeden, o
bilinmez kumlarda rlplak, ay ile gnein kumarna b
raktm zavall yazgmn sonucunu. Maarallar, ocuksu
barbarlklaryla ne sa kalmama yardm ediyorlard, ne de
lmeme. Beni ldrmeleri iin bouna yakardm. Bir gn bir
akmaktana srtp kopardm balarm. Bir baka gn ayaa
kalktm ve ben -bir Roma tmeninin askeri halk yargc Marcus
Flaminius Rufus- ylan etinden payma den ilk tiksin tayn
dilenerek ya da alarak ele etmeyi baardm.
lmszleri grme, insanst kente dokunma hevesi,
uyumam engelliyordu. Benim amacm kavramasna maara
adamlar da uyumuyorlard; nceleri beni gzetlediklerini
dndm, sonralan, bendeki tedirginliin onlara da bu
latn anladm, kpeklerde de grlebilir bu eilim. Barbar
kyden ayrlrken en ilek saati setim, hemen herkesin
oyuklardan hendeklerden urayp batan gnee grmeksizin
bakt akamst saatini. Tanrsal baa snmaktan ok,
dile getirilen szcklerle kabileyi yldrmak adna, yksek sesle
yakardm bir sre. Kum tepecikleriyle ak kesilen rman
kar kysna getim, Kent'e yneldim. akna dnen iki-
kii, ardma dtler. Soyun br bireyleri gibi onlar da
ufak-tefektiler; korkudan ok yadrgama uyandryorlard.
Ta oca izlenimi veren irili ufakl bir sr koyan evre
sinden dolandm: Grkemine kapldmdan, Kent'i yaknlarda
sanmtm. Geceyansna doru, surlarn sapsan kumda
12

putsever suretlerle dikelen kara glgelerine adm atabildim.


Kutsal bir rk soluumu kesiyordu. Yenilik ve l ylesine
kanlasdr ki insanolunun gznde, maarahlardan birinin
beni sonuna kadar izlemesi houma gitmiti. Gzlerimi
yumdum ve (uyumadan) gnn ilk klarn bekledim.
Kent'in ta bir knt stnde kurulduundan szetmitim.
Yksek bir kayay andran bu knt, almazlktan yana
surlardan geri kalmyordu. Bouna yordum kendimi; kara
zeminin dzeninde en ufak bir sapma grlmyor, deimez
duvarlar tek geit vermiyordu. Gnein yakc etkisiyle bir
maaraya snmak zorunda kaldm; arkalarda bir ukur vard,
ukurda da aalardaki karanla inen dipsiz bir merdiven.
Merdivenden indim; i kapayc bir geitler kargaasndan
geerek engin, yuvarlak bir odaya ulatm, glkle seili
yordu. Tam dokuz kap vard bu mahzende; sekizi, haince
yine ayn odada son bulan bir labirente alyordu; dokuzuncu
(o da labirentti ya) birincinin tpks ikinci bir yuvarlak odaya
alyordu. Bu odalarn toplam saysn bilemiyorum; kara
yazgmla kuruntularm, gerek sayy birka katyla arpm
olmalyd. Sessizlik dmancayd ve hemen hemen tamd;
. bu derin ta-ada nereden geldiini karamadm bir yeralt
esintisinden baka ses yoktu; kck pasl su altlar,
yarklarn arasnda sessizce yitip gidiyorlard. Dehet verici
bir uyarlama gsterdim bu ne id belirsiz dnyaya; dokuz
kapl dehlizlerden, uzun uzun dalbudak salan mahzenlerden
baka bir eyin varlna inanmaz hale geldim; yeraltnda ne
sre dolatm, bilmiyorum, tek bildiim, ayn yurtsamann
etkisiyle bir keresinde o dolambalarda, barbarlarn acmasz
kyyle kendi z kentimi kartrmamdr.
Geitlerden birinin derinliklerinde, nceden grnmeyen
bir duvar kesti nm; tepeden uzak bir k vurdu. akn
akn yukarlara baktm: badndrc, doruk ykseltilerde
yle mavi bir gk halkas grdm ki mora dnmt sanki.
13

Duvarda belli aralarla madeni halkalar duruyordu. Yorgun


luktan adm atamyordum ama trmanmay srdrdm, arasra
duralayarak sarsak sevin hknklanyla sarslyordum yalnz.
Uzaktan, bakentlerle dbkey pervazlar, gen alnlklanyla
mahzenleri, granit ile mermerin karmak atafatn grdm.
Bylelikle de karanlk, iie labirentlerin krdmnden
grkemli Kent'e ama olanana kavutum.
Kk bir alana, daha dorusu bir eit avluya ktm.
Mimarisi ve ykseltileri deiken bir tek yap evreliyordu
alan; eit eit kubbelerle stunlar, bu badamsz yapnn
birer parasyd. Karmdaki inanlmaz antn teki nitelik
lerinden ok, yapm ylnn sonsuz eskilii soluumu kesti.
lnsan soyundan da eskiydi bana kalrsa, yeryznden de. Bu
apak epeskilik (gze nedense korkun gelse de) lmsz
yap ustalarnn yaptlaryla uyumluydu bence. nceleri sa
knarak, sonralan kaytszca, en sonunda da lgnca o mi
mariye vurdum kendimi; bu iinden klmaz yapnn mer
divenlerinde, eiklerinde gezindim. (Sonradan basamaklarn
eniyle boyunun ayn olmadn rendim; bu gerek, tr
manrken duyduum benzersiz bitkinliin nedenini anlamam
salad.) "Bu saray, tanrlarn yapmdr olsa olsa," diye d
nmtm balangta. lnsan aya dememi i blgeleri
dolanca ilk izlenimimi dzelttim: "Buray yapan tanrlar
lmler." Yapnn garipliklerinin ayrmna varnca da dedim
ki: "Buray yaratan tanrlar zaten lgnmlar." Biliyorum,
bu szleri, nedense pimanl andran bir tvbekarlk duy
gusuyla, elle tutulur bir korkudan ok, korku dncesiyle
etmitim. Bu engin epeskilik izlenimine zamanla yenileri
eklendi: bitimsizlie, acmaszla, karmak bir anlamszla
ilikin eyler. Bir labirenti katetmitim ve lmszlerin prltl
kenti, iimi rkyle, tiksintiyle dolduruyordu yine. Labirent,
insanlar artmak zere kurulmu bir yapdr; simetriden
yana zengin mimarisi, bu amacn buyruuna sunulmutur.
14

Yarm yamalak aratrdm sarayn mimarisiyse, byle bir


kesinlikten yoksundu. Kr geitler, yksek, ulalmaz pen
cereler, bir hcreye ya da bir uuruma alan uursuz kaplar,
basamaklar ve trabzanlar aalara sarkan, inanlmaz birtakm
tepetaklak merdivenler grla gidiyordu. Antsal duvarn k
ysna ireti yaslanan basamaklar da, kubbelerin grkemli
karanlnda yle birka dn yaptktan sonra hibir yere
almadan lp gidiyorlard. Saydm rnekler, aslna szc
szcne bal m, bilemem; tek bildiim, yllar yl benim_
karabasanlarma tkleridir; yle yle bir ayrnt, ger
ein mi yoksa gecelerimi rndan karan birtakm bi
imlerin mi suretidir, artk bilecek durumda deilim. "Bu kent"
(diye dndm) "ylesine dehet verici ki gizli bir ln
ortasnda kurulmu olsa da, yalnzca varl ve kalclyla
gemii ve gelecei auluyor, dahas, yldzlar bile her naslsa
atee atabiliyor. O durduu srece, dnyada hi kimse gl
ya da mutlu olamaz. " Onu tanmlamak istemiyorum; ba
damaz szcklerin bir karmaas, dilerin, organlarn ve
kafalarn, elbirliiyle, canavarca bir remede, bir nefrette karar
kld bir kaplan ya da boa gvdesi (belki de) yaklak
imgelerdir.
O tozlu, nemli yeralt kayalar arasndan geri dnmn
evrelerini anmsamyorum. Tek bildiim, son labirentten
ktmda hain lmszler Kenti'ni yine evremde bulacam
korkusundan bir trl kurtulamamamd. Baka bir ey
anmsamyorum. Baedilmezleen u unutu, belki de bile
isteyeydi; belki de ka koullarm ylesine iticiydi ki onlar
bir o kadar unutulmaz baka bir gnde unutmaya andimi
tim.

15

III
Zorlu abalarmn yksn dikkatle okuyanlar, kabileden
bir adamn, bir kpek gibi ardma dp beni surlarn irili
ufakl glgelerine kadar izlediini anmsayacaklardr. Son
mahzenden ktmda, onu maarann aznda buldum.
Kumlara uzanmt, zenle bir dizi harf iziyor, izip izip
siliyordu, tpk dlerimizdekiler gibi kavran snrna varr
varmaz dalp giden harfler. nce, bunu ilkel bir yaz sandm;
sonra da sesli konuma evresine gelmemi insanlarn yaz
yazma evresine eriebileceklerini dnmenin samaln
kavradm. stelik, ekillerden hibiri birbirine benzemiyordu,
bu da harflerde simgesellik olasln hepten ortadan kal
dryor, en azndan azaltyordu. Adam, harfleri izdikten sonra
onlar inceliyor, dzeltmeler yapyordu. Birden, bu oyundan
bezmiesine, ayasyla bileini kuma srtp sildi hepsini.
Yzme bakt, beni tanmam gibiydi. Gelgelelim beni sar
malayan huzur ylesine bykt ki (ya da yalnzlm ylesine
byk ve rknt ki) maarann zemininden bana bakan
trnn ilki bu maaralmn yolumu gzlediini sandm.
16

Gne, dzl kavuruyordu; biz ilk yldzlarn altnda kye


dne getiimizde, kumlar yanyordu ayaklarmzn altnda.
Maaral, nden yryordu; o gece, ona birtakm harfleri
semeyi, belki birka szc de yinelemeyi retmek geti
iimden. Kpekle at (diye dndm) birinciyi becerirler;
Sezar-blbl gibi birok ku tr de ikinciyi. Ne kadar
yontulmam olursa olsun, insan kafas, :Saduyudan yoksun
yaratklarnkinden stn olacaktr her zaman.
Maaralnn yumuak

ball,

zavalll,

belleime

Odysseia'daki can ekien ihtiyar kpek Argos'un imgesini


getirdi, ben de ona Argos adn taktm ve adn retmeye
altm. Bir trl baaramyordum. Gnl alma, sertlik,
zorlama bana msn demiyordu. Hi kprdamadan, donuk
gzlerle bakyor, kendisine yklediim sesleri alglamam
gibi duruyordu. Birka adm temdeyken nasl da uzak gibiydi
bana. Kumlarda, kmen, kyc bir lav sfenksi gibi yatarken,
tepesindeki gklerin tann alacasndan akamn karanlna
dnmesine ses etmiyordu. Amacm sezmemesi olanakszd
bence. Etiyopyallarn yaygn bir inancn anmsadm, may
munlar almak zorunda braklmamak iin konumazlktan
gelirlermi, ben de Argos'un suskunluunu, kukuya ya da
rkye yordum. Bu imgelem rnnden daha bakalarna,
daha engin olanlara getim. Argos ile benim baka baka
'
evrenler paylatmz dndm; alglarmz aynyd ama
o, bu alglar baka trl youruyor, onlardan baka nesneler
yaratyordu; belki de onun iin nesneler de yoktur, diye
dndm, son derece ksa izlenimlerin badndrc,
kesintisiz bir oyunu vardr yalnzca. Belleksiz, zamansz bir
dnya dndm; iinde adlar bulunmayan bir dilin, nc
kiide ekilen bir edimler dilinin ya da ekime gelmeyen bir
sfatlar dilinin olaslklarn tarttm. Gnler bylece tkenmeye
balad, onlarla birlikte de yllar, ama bir sabah mutlulua
\

ok yakn bir ey oldu. Yamur yad gl bir istenle.


17

l geceleri souk olabilir ama o gece atetendi. Teselya'daki


bir rman (sularna altn baln geri vermitim) yardmma
kotuunu grdm dmde; kzl kumdan, kara kayadan
aarak yaklan duydum; havann serinlii ve yamurun
tkenmez mrlts beni uyandrd. Onu karlamaya kotum
rlplak. Gece soluyordu; sar bulutlarn altnda sevinten
yana benden hi geri kalmayan kabile halk, bir tr doruk
coku iinde kendilerini diriltici saanaa brakmlard.
Tanrsal gcn buyruunda Corybant'lar gibiydiler. Argos,
gzleri gklere evrilmi, inliyordu; yznden seller akyordu,
yalnz yamur deil (sonralar renecektim) gzya selleri.
Argos, diye haykrdm, Argos.
Sonra sessiz bir tansmayla, uzun bir sre nce yitirip
unuttuu bir eyi kefedercesine u szleri kekeledi Argos:
"Argos, Ulysses'in kpei." Ve sonra yine yzme bakmadan,
"Gbrede debelenen kpek."
Gerei kolay benimseriz, belki de hibir eyin gerek ol
madn sezdiimizden,

Odysseia

stne neler bildiini

sordum ona. Yunanca konumak g geliyordu besbelli;


sorumu yinelemem gerekti.

"ok az," dedi. "En zavall dize-ustasnn bildiinden de


az. O destan anlatmdan bu yana bin ksur yl geti."

18

iV
lte o gn her ey aydnland gzmde. Maarallar, lm
szler'diler; sular bulank aysa, Atl'nn arad Irmak. n
Ganj'a kadar yaylm kenti gelince, lmszler onu yerlebir
edeli dokuz ksur yzyl gemiti. Onun kalntlaryla, ayn
yerde, benim katettiim u lgn kenti kurmulard: belki
bir yanslama, bir parodi anlamnda, ama ayn zamanda, insana
benzememeleri dnda hibir zelliklerini bilmediimiz
tanrlara bir tapnak olarak. lmszlerin yaratmaya gnl
indirdikleri son simgeydi bu yap; giriimlerinin tmnn
bounaln kavradklar ve bundan byle yalnzca dn
dnyasnda, katksz kestirimler ardnda yaamaya karar
verdikleri bir dnemin temel ta. Yaplarn kurdular, sonra
onu unutarak maaralarda yaamaya gittiler. Dnceye
ylesine dalmlard ki, fiziksel dnyay bile zar-zor algl
yorlard.
Bunlar Homeros anlatt bana, bir ocua anlatrcasna.
lhtiyarln, tpk Ulysses gibi, ayn drtyle son bir yolculua
ktn da anlatt, deniz nedir bilmeyen, terbiye edilmi et
19

yemeyen, krek nedir grmemi adamlara ulama amacn.


Yzyl sreyle lmszlerin Kenti'nde oturmu. O yerlebir
edildiinde, bir bakasnn kurulmasn tlemi. Buna
amayalm: Ilion savann trksnden sonra, kurbaalarla
sanlar arasndaki savan trksn yakt, herkese bilinir.
nce bir acun yaratp sonra da pekala kargaa yaratacak bir
tanr gibiydi o.

lmszlk anlamszdr; insan dnda btn yaratklar


lmszdrler, nk lmden habersizdirler; tanrsal,
korkun, anlalmaz olansa, kendi lmszln bilmektir.
Onca dine karn bu inancn pek yanda bulamadn gz
lemlemiimdir. srailliler, Hristiyanlar ve Mslmanlar geri
lmszle belbalarlar ama bu dnyaya besledikleri sayg,
yalnzca ona inandklarn kantlar, br dnyalarn tmne,
sonsuz sayda dnyaya, bu dnyann bir dl ya da cezas
olma yazgsn yklediklerine gre. Baz Hint dinlerinin te
kerlei, saduyuya daha yakn geliyor bana; ba sonu olmayan
tekerlekte, her yaam bir ncekinin sonucudur ve bir sonrakini
dourmaktadr, gelgelelim hibiri asl toplamda kesin bir
belirleyici deildir... Yzyllk uygulamalarn retisi nda
lmszler

cumhuriyeti,

hogrnn

kusursuzluuna,

handiyse kaytszln kusursuzluuna ermiti. Sonsuz bir


zaman dilimi iinde her insann bana her eyin geleceini
biliyorlardL Gemiteki ya da gelecekteki erdemlerinden tr
her insan, her iyilikten payn alacakt ama gemiteki ya da
gelecekteki lekesinden tr her sapknlktan da alacakt
payn. Bylelikle, raslant oyunlarnda tek ve ift saylar
aralarnda nasl bir dengeye doru giderlerse zeka ile donukluk
da birbirini giderir, dzeltir, belki de

Cid'in Destan adl ka

basaba iir, Ec!ogues'dan bir yerginin ya da Heraklitos'tan bir


nktenin gerekli kld kar dengeyi oluturur. En tez akl
dnce, grnmez bir tasarnn buyruundadr, gizli bir
biimi talandrp, yetkili klabilir. Gelecek yzyllarda ye20

erecek iyilik, hatta gemi yllarda yeermesi beklenmi


iyilikler uruna ne ktlkler yapanlar tanrm. Bu adan
bakldnda, btn edimlerimiz hakldr, ayrca duygusal
lktan uzaktr, kaytszdr. Ne ahlak deerleri vardr ne aydnca
deerler. Homeros Odysseia'y yazd ama sonsuz koullar
ve deimeleriyle sonsuz bir sre alndnda Odysseia'nn
bir kerecik yazldn dnmek olanakszdr. Hi kimse,
rasgele biri deildir, bir tek lmszse, insanlarn tmdr.
Cornelius Agrippa gibi ben de tanrym, kahramanm, fey
lesofum, eytanm ve dnyaym ben, varolmadm syle
menin bezdirici bir yolu bu.
Dnyann klklma bir denkletirme sistemi olduu gr,
lmszleri derinden etkilemiti. ncelikle kendilerini acma
duygusuna kapadlar. Kar yakadaki tarlalar yakan ta
ocaklarndan sz etmitim: bir keresinde bir adam tepest
en derin ocaa yuvarlanm; ne yara alm ne lm, yalnz
susuzluktan yanp tutumu; lmszler aaya bir ip sal
landrana kadar yetmi yl gemi aradan. Kendi yazglaryla
da ilgilenmiyorlard onlar. Onlarn gznde beden, uysal, evcil
bir hayvand, ona her ay birka saat uyku, biraz su, bir lokma
et vermek yeter de artard. Kimse, bizleri ilekeler dzeyine
indirmeye kalkmasn. Dncenin getirdiinden daha
karmak bir tad yoktur, biz de kendimizi bu tada braktk.
Arasra olaanst bir uyar, bizi fiziksel dnyaya dnd
ryordu. Szgelimi o sabahki, eski, ilkel yamur sevinci. Bu
srmeler sk olmuyordu ama; lmszlerin tm katksz
bir huzura ulamay beceriyorlard; hele ilerinde biri vard
ki ayaa kalktn hi grmedim; gsnde bir ku yuva
yapmt.
Karl baka bir yerde bulunmayan hibir ey yoktur yollu
bu retinin ilk dolaysz nerilerinden biri, kuramsal adan
pek nemsiz olmasna karn, bizleri onuncu yzyln sonuna
ya da bana doru yeryzne dalmaya yneltti. u sz21

cklerle aklanabilir: "Sular lmszlk balayan bir rmak


vardr; demek ki bir baka yrede sular bu lmszl
gideren bir rmak da olmaldr." Irmaklarn says sonsuz
deildir; dnyay kateden bir sonsuzluk yolcusu, eninde
sonunda bir gn hepsinin suyundan imi olacaktr. te biz
o rma kefe kalktk topluca.
lm (ya da lmn imleri) insanlar krlgan ve ackl klar.
Hayaletleri andrmalaryla iimizi yakarlar: her edimleri son
edimleri olabilir; dte gibi, dalp gitmenin snrnda dur
mayan tek yz grmezler. lmszlerde her edim (ve her
dnce) grnr bir balangc olmakszn, gemite ger
ekletirdiklerinin bir yanksdr ya da gelecekte badndrc
bir boyutta yineleneceklerinin gvenilir bir nsezidir.
Usandrc aynalarn dolambalarnda yitmigibilikten te
hibir ey yoktur. Hibir ey bir tek kerelik deildir, hibir
ey stne titrenilecek kadar krlgan deildir. Yasllk,
arballk, resmilik, bu tavrlar "ilemez lmszlere. Ho
meros ile Tanca kaplarnda ayrldk; galiba birbirimize
hoakal bile demedik.

22

v
Yeni krallklara, yeni imparatorluklara yolculuk ettim. 1066
gznde Stanford Kprs'nde arptm, ama yazgsna
kavumakta gecikmeyen Harold'un birliklerinde mi, yoksa
alt kadem ngiliz topra (belki biraz daha fazla) fetheden
biare Harold Hadrdrada'nnkilerde mi bilmiyorum. Hicri
takvimce yedinci yzylda, Bulak mahallesinde, titiz bir el
yazsyla, u anda unuttuum bir dil ve bilmediim bir abece
ile Sindbad'n yedi servenini ve elik Kenti'nin tarihesini
kaleme aldm. Semerkant'ta bir zindan avlusunda uzun sre
satran oynadm. Bikaner'de yldz falna verdim kendimi,
Bohemya'da da, 1638'de Kolozsvar'da, sonra Leipzig'deydim.
Aberdeen'de, yl 1714, Pope'un fad'nn alt ciltlik dizisine
abone oldum; sayfalarn sk sk keyifle kartrdm bili
yorum. 1729'larda bir konuma-sanat profesryle o iirin
kaynan tarttm, ad sanrm Giambattista'yd; ileri srd
savlar rtlmez grnmt bana. 1921 Ekiminin dr23

dnde, beni Bombay'a gtren

Patna,

Eritre kylarnda bir

limana demirlemek zorunda kald.* Kyya ktm; baka epeski


sabahlar, yine Kzl Deniz'e bakm anmsadm, Roma halk
yargc olduum, hummann, bynn, czzamn askerleri
krp geirdii gnleri. Kent'in eteklerinde duru bir pnar
grdm; alkanlkla suyundan itim. Kyya trmanrken,
dikenli bir ot elimi izdi. Olaand bir ac, iliklerime iledi.
Gzlerime inanamadan, dilim tutulmu, mutluluktan akn,
youn kan damlasnn o esiz biimleniini gzledim. Bir kere
daha lmlym ite diye yineledim kendi kendime, bir kere
daha br insanlar gibiyim. O gece tan aarana kadar deliksiz
uyudum ...
Bir yl sonra bu sayfalar gzden geirmi bulunuyorum.
Gerei yansttklarna gveniyorum, yine de ilk blmlerde,
dahas teki blmlerin baz paragraflarnda bir dzmecelik
kokusu alyorum sanki. Belki de bu, durumla ilgili ayrntlarn
ktye kullanlmasndan kaynaklanyor, bu yntemi ozan
lardan rendim, her eye dzmece bir hava bulatryor;
nk ayrntlar, gereklerle dolup taabilirler ama gereklerin
anlaryla asla. Yine de daha zel bir neden kefettiimi sa
nyorum. uraya yazyorum ite; dileyen, dlkle sulasn
beni:

Anlattim yk gerekd grnyor,. nk iki ayr kiinin


bandan geenler iie verilmi. Birinci blmde, atl, Thebai'nin
surlarn yalayan rman adn renmek istiyor; kente daha nce
Hekatompyles sfatn yaktran Flaminius Rufus, Msr Irma'dr
diyor ona; bu szlerin ikisi de onun deil Homeros'undur, kendisi
fliada'da Thebai Hekatompyles'den aka sz eder ve Odysseia'da
Proteus ile Ulysses'in azlarndan Nil yerine Msr demekte
diretir. lkinci blmde, bengisudan ien Romal, Yunanca bir
takm szckler mrldanyor; bu szler de Homeros'undur ve

(*) Elyazmasmda bir silinti var; belki de limann ad sonradan silinmi.

24

o nl gemiler listesinin sonunda aranabilir. Sonralar, o ba


dndrc sarayda, "pimanl andran bir tvbekarlk"tan sz
ediyor; bu szler de o deheti bir zamanlar yanslam Home
ros'undur. Bu tr savrukluklar tedirgin etti beni; estetik balamna
girecek bir blk savrukluklarsa doruyu bulmam salad. Bunlar
son blmde yer alyor; Stanford Kprs'nde arptm yazyor
orada, Bulak'ta, Denizci Sindbad'n yolculuklarn kaleme aldm,
Aberdeen'de Pope'un lliadnm lngilizce basnnna abone olduum
v.b., lnter alia yle okuyoruz: "Bikaner'de de yldzfal rendim,
Bohemya'da da." Bu i fadelerin ikisi de dzmece deil, dikkati
eken, vurgular. Birinci, bir savaya uygun, ikincisindeyse
anlancnn, savatan ok insanlarn yazgsyla ilgilendii sonucuna
varyoruz. Sonraki ifadeler daha da tuhaf. Karanlk, ilksel bir
saduyunun itisiyle kayda geirdim onlar; acnlas olduklarn
bildiim iin. Bu szleri syleyen, Romal Flaminius Rufus deil
elbet. Onlar Homeros sylemitir; szkonusu zatn, on nc
yzylda Sindbad'n yani bir baka Ulysses'in servenlerini
gemesi, birok yzyl sonra da bir kuzey krallnda kendi
fliada'snn stelik kalplarn barbar bir dilde bulmas gerekten
garip. Bikaner'in sznn getii tmceye gelince, bunun epey
okumu yazm, grkemli szckler sergilemeye tutkun (tpk
gemi listesi yazan gibi) bir okumuun rn olduu anlal
yor.*

( * ) Ernesto Sabato, antikac Canaphilus ile lliada'nn oluumunu tartan "Giam


battistaftmn Giambattista Vico olduu grnde; bu ltalyan, Homeros'un da
Eflatun ve Akhilleus gibi simgesel bir kiilik olduunu savunmutu.
Not (1950). Bir nceki basmdan esinlenen yorumlar arasnda en kentili deilse
bile en garibi, lncilsel bir balk tayor. Yamal Ceket, (Manchester, 1943) ve
Doktor Nalum Cordovero'un ylmak bilmez kaleminden km. Yaklak yz
sayfalk. Yazar, Yunan derleme kouklarndan, son dnem Latin derleme ko
uklanndan, adalarn Seneca'dan alntlarla tanmlayan Ben Johnson'dan,

Alexander Ross'un Virgilius Evangel izans'mdan, George Moore ile Eliot'un

zentilerinden, en sonunda da "antikac]oseph Canaphilus'a atfedilen metinft den


sz etmektedir. Birinci blmde, Plinius'dan ksack hrszlamalar (Historia

naturalis, V, B) yakalamtr; ikincide, Thomas de Quincey'den (Yazlar lll. 439);


25

Son yaklatka, anmsanan birtakm imgeler kalmaz artk,


yalnzca szckler kalr. Zamann, bir zamanlar benim sz
clm etmi szcklerle bana yzyllarca elik etmi olan
kimsenin yazgsn simgeleyen szckleri kartrmas garip
deil aslnda. Homeros olmuluum vardr; yaknda Hi Kimse
olacam Ulysses gibi: yaknda Herkes olacam; leceim.

ncde, Descartes'n eli Pierre Chaut'ya yazd bir nameden; drdncde,


Bernard Shaw'dan (Methuselah'a Dn V). Bu saptamalarla alntlara bakarak
belgenin tmnn sahte olduu sonucunu karr.
Bana sorarsanz, byle bir zm benimsenir gibi deildir. "Son yaklatka,"
diye yazmt Carpathilus, "anmsanan birtakm imgeler kalmaz artk; yalnzca
szckler kalr." Szckler, srgn edilmi, sakatlanm szckler, bakalarnn
kulland szckler, saatlerin ve yzyllarn verdii tek sadakayd ona.

26

SAVAI LE TUTSAGIN YKS

La poesia (Bari, 1 942) adl kitabnn 278. sayfasnda Croce,


tarihi Diyakoz Peter'in bir Latince metnini zetlerken
Droctulft'un yazgsn anlatr ve onun gmt yaztn aktarr;
her ikisi de benzersiz bir etki brakmtr bende; nedenini
sonralar kavradm. Droctulft, Ravenna'nn kuatlmas s
rasnda arkadalarnn safndan ayrlan nceleri saldrya
getii kenti savunurken can veren bir Lombard savasyd.
Ravennallar, onun gmlme trenini bir tapmakta dzen
lediler ve ykmlerini bir gmt yaztyla dile getirerek

(contempsit caros, dum nos amatille, parentes) bu barbarn yrtc


grnyle yalnl, iyi yreklilii arasndaki garip kartl
belirttiler:

Terribilis visu facies, sed mente benignus.


Longaque robusto pestore barbafuit! *
Droctulft'un, Roma'y savunurken can veren barbarn
yks,.ya da yknn Diyakoz Peter'in zamann kymndan

(*) Gibbon da (Yikseli ve kii, XLV) bu dizeleri aktanr.


27

kurtarabildii paras byle. Olayn hangi tarihte getiini


bile bilmiyorum: Longobardlarn ltalya dzlklerini yakp
yktklar altnc yzyl ortalarna doru mu, yoksa sekizinci
yzylda, Ravenna'nn dize geliinden hemen nce mi? Biz
(bu, tarihsel bir alma olmadna gre) ilk tarihi benim
seyelim.
Droctulft'u bir

sub specie aeternitatis

diye dnelim biz,

hi kukusuz tek, benzersiz ve anlalmaz birey (btn bireyler


yledir) Droctulft kimlii deil: trn balatcs oydu, o ve
onu izleyenlerin oluturduu, unutuun ve bellein bir sonucu
olan gelenein. Savalar, ormanlaria bataklklarn karanlk
corafyasndan geirip ta Tuna ve Elbe boylarndan ltalya'ya
getirmiti onu, belki de gneye gittiini bilmiyordu, belki de
Roma'ya kar savatn bilmiyordu. Belki de Oul'un gr
kemini Kutsal Baba'nn yanss sayan Arrianist inanca ba
lanmt, bence onu Toprak'a, st rtl putu kz araba
laryla kulbeden kulbeye gtrlen Hertha'ya ya da tahtaya
oyulmu, ev-dokusu giysilere brnm, sikkeler ve pazu
bentler takm o kaba-saba sava ve gkgrlts tanrlarna
tapan biri diye dnmek daha uygun. Yaban .domuzuyla
bizonun girift ormanlarndan gelmeydi o; ak tenli, yiit,
masum, zalimdi, komutanna ve kabilesine sadkt, evrene
deil. Derken savalar onu Ravenna'ya getirir ve orada daha
nce hi grmedii, daha dorusu, tam olarak grmedii bir
eyi grr. Gndz grr, selvileri grr, mermeri grr.
eitlilii, dzensizliin eitliliine benzemeyen bir btn
grr; bir kent grr, yontulardan, tapnaklardan, bahelerden,
odalardan, amfilerden, vazolardan, stunlardan, dzenli ve
ak uzamdan oluma bir ileyi grr. Bu yapmlarn hibiri,
gzelliiyle etkilemez onu (biliyorum); bugn bizim, ilevini
kavrayamadmz, yine de iziminden lmsz bir zekann
mutusunu karabildiimiz karmak bir mekanizma kar
sndaki duygulanmz andrr duygulan. Belki de
28

lmsz Roma harflerinden iinden klmaz yaztyla bir tek


kemer grmek yetmitir ona. Birdenbire gzleri kamar ve
bu aydnlanmayla yenilenir: Kent'le. Onun iinde kendisinin
bir kpek, bir ocuk olacan ama ona akl erdirmeye bile
balayamayacan bilir, yine de onun kendi tanrlarndan,
andyla baland inantan ve Almanya'nn btn batak
lklarndan daha deerli olduunu kavrar. Droctulft bylece
brakr yandalarn, Ravenna uruna savaa girer. lnce
gmtne kendisinin asla skemeyecei u szleri kazar
lar:

Contempsit caros, dum nos amat ille, parentes


Hane patriam reputans esse, Ravenna, suana.
O, hain deildi (hainler, byle saygn yaztlara bindebir esin
kayna a. olabilirler); bir aydnlanmt o, bir ermiti.
Birka kuak gemeden bu dnei karglayan Longobardlar
da onun izinden gittiler; talyan oldular, Lombardlar oldular
ve belki de Alighieri'nin atasnn atalan onlarn kanndan biri,
Aldiger'dir... Droctulft'un bu edimine sryle varsaym uy
gulanabilir; benimki, en kestirmesi; olgu olarak deilse de
simge olarak doru.
Bu savann yksn Croce'nin kitabnda okuduumda,
almadm lde duygulandm, bir zamanlar benim olan
bir eyi deiik bir biimde yeniden ele geirmitim sanki.
O anda hemen, in'i sonsuz bir otlaa evirmeye abaladktan
sonra, yerlebir etmeye can attklar kentlerde ihtiyarlayan
Mool atllarn dndm; ama ardna dtm an bu
deildi. Neden sonra buldum aradm: imdi lm olan
ngiliz asll ninemden duyduum bir ykyd.
1872'de, dedem Borges, Buenos Aires'in, kuzey ve bat Santa
Fe'nin gney snrnda komutanm. Karargah,Junin'deymi;
telerinde birka fersah arayla ileri karakollar zinciri, onun
da tesinde, o zamanki adyla

pampa

ya da "i blge". Bir


29

keresinde ninem -yan akn, yan buruk-yeryznn o ucuna


srlm yapayalnz bir ngiliz kz sfatyla yazgsn yo
rumlamaya kalkmt: orada, tek ngiliz kznn kendisi
olmadn sylemilermi ona, aylar sonra da alan usul
admlarla geen Kzlderili bir kz uzaktan gstermilermi.
Kz, iki alacal battaniyeye sannmm, ayaklan plakm;
salar sarym. Bir asker ona, baka bir ngiliz kznn
kendisiyle konumak istediini sylemi. Peki, demi kz;
karargaha korkusuzca ama biraz kukuyla girmi. Yabanl
renklerle svanm bakrs yznde gzleri, ngilizlerin gri
dedii o ekimser mavi renkteymi. Bedeni, bir geyiinki gibi
kvrakm, elleriyse gl ve kemikli. Bozkrdan, i blgeden
geliyormu ve her ey ok ufak grnyormu gzne: kaplar,
duvarlar, eya.
lki kadn, belki de bir an bir kardelik duygusu paylatlar;
sevgili adalarndan ok uzaktaydlar, akl-sr ermez bir l
kedeydiler. Ninem ona bir soru sormaya yeltenmi; kadn,
glkle yantlam soruyu, szck arayarak, eski eniyi
bulduuna aarcasna szckleri yineleyerek. On be yl kadar
ana dilini konumadndan yeniden balamak g geliyormu.
Yorkshirel olduunu, ana-babasnn Buenos Aires'e g
tklerini, onlar bir Kzlderili baskn srasnda yitirdiini,
kendisinin Kzlderililerce karldn, imdi bir kabile re
isinin kans olduunu, daha imdiden ona iki oul verdiini,
kocasnn yiitliini anlatm. Bunlar Arauko ve Pampa
dilleriyle karm kaba bir ngilizceyle anlatm; yknn
berisinde de yabanl bir yaam biimi seiliyormu: at pos
tundan barnaklar, tezek ateleri, atete kzarm et ya da i
barsak lenleri, tan aarrken sinsice yola koyulmalar, allara
dzenlenen talanlar, haykrmalarla yamalar, savalar, plak
atllarn byk iftliklere aknlar, ok-kanllk dzeni, o le
kokusu, kr inanlar. Demek bir ngiliz kz, kendini bylesi
bir barbarlk dzeyine indirmimi. Duyduu acma ve
30

dehetin etkisiyle ninem, geri dnmesi iin stelemi. Onu


koruyacana, ocuklarn getirteceine sz vermi. Kz, mutlu
olduunu sylemi ve o gece le dnm, Francisco Borges,
ksa bir sre sonra, yetmi drt ayaklanmasnda ld; belki
de ninem o zaman, teki kadnda, amansz bir anakaraya tutsak
dp onun deitirimine urayan bu ikinci kadnda, kendi
yargsnn tyler rperten aynasn grmt...
Daha nce her yl, sarn Kzlderili kz, Junin'deki ya da
Fort Lavalle'deki ky iliklerine gelip incik boncuk, Paraguay
ay malzemesi alrm; ninemle konutuktan sonra bir daha
ortalkta grnmemi. Ama birbirlerini son bir kere grmler.
Ninem ava km bir gn; iftlikte, kan ukurunun bandaki
bir adam, hayvan kesiyormu. Kzlderili kz, bir dtey
miesine, at srtnda gemi yoldan. Kendini hemen yere
atm, scak kan doyasya imi. Artk baka trl davra
namad iin mi, yoksa bir yzleme, bir gsterge +adna
m byle yaptn bilmiyorum.
Bin yz yl ve okyanus, tutsan yazgsyla Droctulft'un
yazgs arasnda duruyor hala. lkisi de eit lde ele gemezdir
imdi. Ravenna'nn davasna barn aan barbarn suretiyle
orak lkeyi yurt seen Avrupal kadn sureti kart de
bilirler. Ama her ikisi de gizli, saduyudan daha kkl bir
drtye kaplmlard, her ikisi de nasl savunacaklarn bi
lemeyecekleri bu drtye kulak vermilerdi. Belki de anlat
tm ykler bir tek ykdr. Bu demir parann turas da,
yazs da, Tanr biliyor ya, ayndr.

31

TANRININ ELYAZISI

Zmdan derindir, tatr; geri zemin (ki o da tatr) tam an


lamyla geni bir ember saylamaz ve bu olgu her nedense
bir kstrlmlk ve onun yansra bir bitimsizlik duygusu
artrr ama yapnn biimi hemen hemen kusursuz bir
yarkredir. Ortadan bir duvar geer; ok yksek olmasna
karn bu duvar mahzenin st ksmna ulaamaz; hcrelerin
birinde ben varm. Pedro' de Alvarado'nun atee verdii
Quaholom piramidinin sihirbaz Tzinacan'm ben; brnde,
tutsakln zamann "ve uzanm sinsi, dzenli admlarla
arnlayan bir jaguar var. Zeminden balayan parmaklkl koca

bir pencere ortadaki duvar kesiyor. Glgesiz saatte (lest)


tepelerdeki tavandan bir kapak kalkyor, yllarn gitgide si
likletirdii bir gardiyan, oluklu ark evirerek bize bir halatn
ucunda su testileri, et paralar sarktyor. Ik szyor mahzene;
o an jaguar grebiliyorum.
Karanlkta yattm yllarn saysn unuttum; bir zaman
gen, bu zndanda volta atabilen benken, imdi beklemekten,
hem de lm oturuunda, tanrlarn kararlatrd yazgm
beklemekten baka bir ey elimden gelmiyor. Zamannda,
33

ltl, oluklu bamla kurbanlarn gsn demitim, oysa


imdi, bir by yardmma yetimezse, u toz-topraktan ye
kinecek gcm yok.
Piramidin yakld gece, grkemli atlardan inen adamlar,
beni kzgn demirlerle daladlar, gizli bir hazinenin yerini
almak istediler azmdan. Tanrnn putunu gzlerimin nnde
yere aldlar ama tanr beni brakmad, ben de ikencelere
sessizce katlandm. Beni kamladlar, hrpaladlar, sakat
braktlar ve neden sonra lml yaamm sresince asla dna
kmayacam bu zndanda gzlerimi atm.
llle de bir eyler yapma, ne yapp edip zaman doldurma
aresizliinin kkrtsyla, kendi karanlmda, bildiklerimin
tmn anmaya altm. Bitimsiz geceleri, taa-oyulma y
lanlarn srasyla saysn ya da ifal bir aacn amaz biimini
anmaya adadm. Bylece geen yllarn gnln aldm gitgide,
bylece aslnda benim olan yeniden ele geirdim. Bir gece
ok zel bir annn eiine yaklatm sezdim; denizi gr
meden nce yolcu, kannda bir hzlanma duyar. Saatler sonra
bu annn d izgilerini semeye baladm. Bir ayetti. Tanr,
zamann sonunda yama ve ykm geleceini nceden grerek,
daha Yaratl'm ilk gnnde bu ktlkleri savuturacak gte
tlsml bir tmce yazmt. yle yazlmt ki bu tmce, en
te kuaklara eriebilecek, raslantmm oyununa dmeyecekti.
Kimse onun nereye, nasl harflerle yazldn bilmiyor, ama
gizliden varolduu, bir gn bir cennetlike okunaca kesin.
Her zamanki gibi imdi de zamann sonunda durduumuzu
dndm; yazgmn, tanrnn son rahibi sfatyla beni bu
elyazsm sezgileme ayrcalyla donatacan dndm.
Zndan duvarlar arasna kstrlmam, umudumu engelle
miyordu; belki de Quahalom elyazsm daha nce bin kere
grmtm de imdi yalnzca srrna ermem gerekiyordu.
Bu dalp-gitmeler yreklendirdi beni, sonra da bir eit
badnmesiyle doldurdu. Yeryz, batan baa epeski bi.34

imlerle kapldr, bozulmayan, sonsuz biimlerle; aradm


simge onlardan herhangi biri olabilirdi. Bir da olabilirdi
tanrnn sylemi, bir rmak ya da impar;torluk ya da yldz
kmeleri. Ne var ki yzyllar srecinde da yasslr, rmak
yatan deitirir, imparatorluklar bakalamalara urayarak
alaa edilir ve yldz kmeleri deiir. Gkkubbede deime
vardr. Da ve yldz, bireydirler ve bireyler yokolur. Daha
direngen, daha etkilenmez bir ey aryordum ben. Gelmi
gemi tahl, ot, ku, insan kuaklarn dndm. Belki de
o tlsm, sonunda benim yzme yazlacakt, belki de ara
ymn bitimi kendimdim. Bu kuruntuyla kavrulurken bir
denbire jaguarn, tanrnn niteliklerinden biri olduunu
anmsadm.
O an iim acyla doldu. Zamann ilk sabah gzlerimin nne
geldi; oyuklarda, ekerkam tarlalarnda, adalarda dur
makszn seviip reyecek jaguarlarn canl derisine tanrnn
bildirisini gizleyii ve bylelikle son insanlara devredii geldi
gzlerimin nne. Bir tasary srdrme adna otlaklara,
srlere rk salan kaplanlar, o tklm tklm kaplanlar la
birenti geldi gzlerimin nne. br hcrede bir jaguar vard,
onun bunca yaknnda, varsaymnn dorulandn, gizli
bir baa kavutuumu algladm.
Nice yl beneklerin dzenini, kmeleniini renmeye
adadm. Karanln her dneminde anlk bir k balan
yordu ve ben bylece sar krk boyunca akan kara lekeleri
titizlikle saptyordum. Bir bl sivri uluydu, bir bl
bacaklarn iinde aprazlama hatlar oluturuyordu; daha baka
bir blk, halhal biimliler, sk yineleniyordu. Belki de
bunlarn tm tek bir ses, tek bir szckt. ounun ucu
krmzyd.
Zorlu abamn glklerini sayp dkecek deilim. Ka
kere mahzene doru haykrdm, bu metni zmek olanakszdr
diye. Gitgide, urunda ter dktm somut bulmaca, tanrnn
35

yazd bir tmcenin tr-balatc bulmacasndan daha az


tedirgin etti beni. Mutlak bir mantk (diye sordum kendime)
ne eit bir tmce kurar? insan dillerinde bile evrenin tmn
imlemeyen tek nerme yoktur diye dndm, kaplan
dendikte, onu peydahlayan kaplanlar, ona yem olan geyiklerle
kumrular, o geyiin beslendii imen, imene analk eden
toprak, topra douran gk de denmitir. Tanrlarn dilinde
her szcn o sonsuz olgular zincirini aklayacan d
ndm, stelik st-kapal deil, apak bir biimde, zamanla
baml olarak deil, annda. Zamanla, tanrsal tmce d
ncesi, ocuka, hatta zndka geldi bana. Bir tanrnn, diye
dncelere dalyordum, azndan kan her szckte mutlak
bir tamlk olacaktr. Onun azndan kan hibir szck,
evrenden aa, ya da zamann toplamndan az olamaz. ite
o szcn, bir dili, o dilin kapsayabileceklerini karlayacak
glgeleri ya da kusurlu suretleri de zavall, hrsl insan sz
ckleridir, hepsi, dnya, evren.
Bir gn ya da bir gece -benim gnlerimle gecelerim arasnda
ne ayrm olabilir ki?- zndann zemininde bir kum tanesi
grdm dmde. nemsemedim, yine uyudum, dmde
uyandmda, zeminde iki kum tanesi vard. Yine uyudum,
kum tanelerinin saysnn e ykseldiini grdm. Byle
oalyor, sonunda zndan dolduruyorlard, ben de o kum
yarkresinin altnda l yatyordum. D grdm
kavradm; byk bir abayla silkindim ve uyandm. Uyan
mann yarar yoktu; saysz kum taneleri bouyordu beni. Biri
dedi ki: Sen uyankla deil, nceki bir de uyanmsn. O d,

bir baka dle sarmalldr, o da bir bakasyla ve bu byle sonsuza


kadar gider, sonsuz da kum tanelerinin saysdr Geriye dnerken
izlemen gereken yolun sonu yoktur ve sen bir daha gerekten
uyanmadan leceksin.
Yitmitim sanki. Kumlar dolmutu azma, yine de hay
krdm: Dlerin bir kum tanecii ldremez beni, ne de dler
36

vardr dler ire. Bir k yalaznda uyandm. Tepedeki ka


ranlkta bir k halkas byyordu. Gardiyann yzn, el
lerini grdm, oluklu ark, halat, et paralarn, su testileri
ni.
Kiiyi, yazgsnn biimlenii gitgide aknlatrr, nereden
baklsa o kii, iinde bulunduu koullardr. Bir ifre-zc
ya da bir c-alan, tanrnn bir rahibi olmaktan te bir tu
tukluydum ben. Dlerin labirentinden, slaya dnercesine
acmasz zndanma dndm. Onun slakln kutsadm,
kaplann kutsadm, o k szntsn kutsadm, kendi ihtiyar,
acl bedenimi kutsadm, karanl ve ta kutsadm.
Sonra unutamayacam, iletemeyeceim o ey oldu. Tan
rsalla, evrenle (bu szcklerin anlamlarnda bir ayrm var
m, bilmiyorum) birlik gerekleti. Doruk-coku, simgelerini
yinelemez; Tanr, bir yalazda, bir klta ya da bir gln
halkalarnda grlmtr. Ben ok ulu bir ark grdm,
gzlerimin nnde deildi, arkamda da deildi, iki yanmda
da deildi ama her yerde ayn andayd. Sudan yaplmayd bu
ark, sudan ve ateten, ayrca (ucu grnd halde) son
suzdu. Gelecek, imdi, gemi ne varsa, iie biim veriyorlard
ona, ben o toplam dokunun ipliklerinden biriydim, ikencecim
Pedro de Alvarado da bir bakasyd. Nedenlerle sonular
apak ortadayd ite, hepsine akl erdirebilmek iin o ark'
grmem yetmiti, sonu olmayan. Ey anlayn mutluluu,
imgelemi ve duygulanmay aan mutluluk. Evreni grdm,
evrenin ok zel tasarlarn grdm. ngiliz Kilisesi Kitab'nda
anlatlan kayna grdm. Sulardan ykselen dalar grdm,
ilk orman adamlarn, onlardan yz eviren sarnlar, onlarn
yzlerini paralayan kpekleri grdm. teki tanrlarn ar
kasna gizlenmi yz-belirsiz tanry grdm. Bir tek esenlii
oluturan sonsuz sreler grdm ve hepsini anlaynca,
kaplann elyazsm da skebildim.
On drt geliigzel szckten (geliigzel grnen) oluan
37

bir forml bu, onu bir kerecik yksek sesle sylesem, gcm
tanr-gcne ulaacak. Onu sylemek bu ta zndan ortadan
kaldrmaya, geceme gn salmaya, gencelmeme, lm
szlememe, kaplann dilerinin Alvarado'yu tmesine,
kutsal ban spanyollarn gsn demesine, piramidi
yeniden, imparatorluu yeniden kurmaya yetecek. Tam krk
hece, on drt szck ve ben, Moctezuma'nm bir zamanlar
ynettii topraklar ynetebilirim. Ama bu szckleri sy
lemeyeceimi biliyorum, nk Tzinacan' ansmyorum ki
artk.
Kaplanlarn derisine ilenen giz benimle le! Evreni grm,
evrenin ateli tasarlarn gzlemi olan, tek kiiyle, o kiinin
baht ya da bahtszlklaryla snrl kalarak dnemez ki,
kendisi zbez o olsa da. O adam bir zamanlar kendisiydi,
ama artk umurunda bile deil. tekinin yaam, tekinin
ulusu nedir onun gznde, kendisi artk hi kimseyse. te
bu yzden forml dile getirmiyorum, bu yzden, burada
karanlkta yatarak gnlerin unutua gmmesine brakyorum
kendimi.

38

AVERROES'lN ARAYII

Tragedya'nn vg sanatndan baka bir


ey olmadm dlerken...
Ernest RENAN
Averroes, 48 (185)

Abdlhalid Muhammed, lbni Ahmed, lbni Muhammed, lbni


Rd, (bu uzun adn Averroes oluu bir yzyl srecek, nce
Benraist, sonra Avnryz, dahas Aben-Read ve Filius Rosaid
evrelerinden geecekti) Tahafut-l-tahafut (Ykmn Ykm)
adl yaptnn on birinci blmn yazmaktayd, bu yaptta
Tahafut-l-falasifa'nn (Feylesoflarn Ykm) yazar Dervi
Gazali'nin grne kar karak, tanrsaln yalnzca evrenin
genel yasalarim, bireye deil trlere ilikin yasalarn bildii
gr ileri srlr. Usul bir gvenle sadan sola doru
yazyordu; tasmlar biimlendirme, kocaman paragraflar
birbirine balama abas, evresindeki lo, derin evi bir esenlik
durumu gibi alglamaktan alkoymuyordu onu. lesonu
ekerlemesinin derinliklerinden ak kumrular, bouk
tlerle seslendiler; grnmeyen bir avludan bir fskiyenin
sesi ykseldi; atalar Arabistan llerinden gelen Averroes,
suyun bu srekliliine kretti. Aada bahe ve meyva
aalar uzanyordu; aada ilek Guadalkuivir, sonra en az
Badat ya da Kahire kadar esiz, sevgili Kordoba kenti uza
nyordu, tpk karmak, incecik bir gere gibi ve her yanda
39

(Averroes bunu da duyuyordu) yeryznn snrlarna uzanan


spanyol topra, ok az eyi olan ama o az eylerin herbirinin
zengin-zl ve ncesiz-sonrasz varolduu izlenimini veren
bir toprak.
Kalemi sayfada ilerliyordu, savlar sarmap rtlmez
leiyordu, gelgelelim ufak bir kayg Averroes'in neesini
karartyordu. Esin rn bir yapt saylan Tahafut deildi bu
kaygnn nedeni, kendisini insanlarn gznde aklayacak
ant-yaptna, Aristoteles yorumuna ilikin dilbilimsel bir
sorundu. Felsefenin pnarba denilecek o Yunanl, insanlara
bilinebilecek her eyi retmek zere balanmt; Aver
roes'in zorlu abas da onu, ulemann Kur'an' yorumlay
gibi yorumlamakt. Bu Arap fizikinin, kendisinden on drt
yzyl arayla yaam bir adamn dncelerine bylesine
adanndan daha gzel, daha dokunakl olaylara tarihte pek
az raslanr. in znden gelen glklere bir de Sryanice
ve Yunanca bilmeyen A verroes'in bir evirinin evirisiyle
uratn katmamz gerek. Bir gece nce, Kouk Yntemi'nin
daha balarnda, iki belirsiz sz karsnda duralamt. Bu
szckler tragedya ve komedya idi. Yllar nce bunlara Sz
Sanat'nn nc kitabnda raslamt; slam dnyasnda
bunlarn ne anlama gelebileceklerini tek kii bile kestire
memiti. Aphrodisiasl skender'in sayfalarn bouna kar
trm, Nasturyen Huneyn bni shak ile Ebu-Beer Mata'nn
uyarlamalarn bouna karlatrmt. Bu iki karanlk szck,

Kouk Yntemi metninde dalbudak salmlard; onlardan


kamak olanakszd.
Averroes, kalemi brakt. Kendi kendine (dediklerine fazlaca
bel balamadan) aradmzn ou kere yambamzda ol
duunu syledi, Tahafut yazmasn kapad, kr bni Sina'nn,
ranl hattatlarn elinden kma Mohkam ciltlerinin dizili
durduu rafa yrd. Onlara daha nce bavurmadm
dnmek, dpedz kendini aldatmak demekti ya yine de
40

sayfa lar tembel tembel kartrma keyfini engelleyemedi. Bu


yorucu oyalanmadan, kulana alman bir ezgiyle silkindi.
Balkondaki kafesin arasndan bakt; aada, darack, toprak
avluda, yar plak ocuklar oynuyorlard. Biri, tekinin
omuzlarna km, besbelli mezzine yknyordu, gzleri
smsk yumulu, "Tanr'dan baka yoktur tapacak," diye
haykryordu. Onu hi kmldamadan srtnda tayan ocuksa,
minareydi; bir baka ocuk, toprakta secdeye varm cemaati
canlandryordu. Oyun uzun srmedi, herkes mezzin olmak
istiyor, kimse cemaat ya da minare olmaya yanamyordu.
Averroes onlarn kaba leheyle, yani yarmadann Mslman
halknn konutuu ham lspanyolcayla tarttklarn duydu.
Celil'in Kitab l ayn'n at, emir Yakub Elmansur'un kendisine
ta Tanca'dan gnderdii bu kusursuz yaptn Kordoba'da,
(belki de btn Endls'te) bir kopyasnn daha bulunma
dn dnerek gururland. Bu limann adn annca, Fas'tan
dnen gezgin Kasm El-Eari'yle o akam yemei Kuran bilgini
Farah'n evinde yiyecekleri aklna geldi. Eblkasm, Sin (in)
imparatorluunun kaplarna vardn sylerdi; hasmlarysa,
kin duygusundan kaynaklanan o anlalmaz us yrt bi
imiyle onun in'e adm atmadna ama o lkenin toprak
larnda Allah'n adna kara aldna yemin ederlerdi. Toplant
uzun srecekti belli; Averroes, 'Tahafut'u yazmaya balad
kald yerden. O akamn alacakaranlna kadar alt.
Farah'n evinde konuma dnd dolat, valinin bulunmaz
erdemlerinden kardei emirin erdemlerine dayand, sonra
bahede, gllerden sz edildi. Gllere bir kerecik olsun
bakmayan Eblkasm, Endls'n kr evlerini ssleyen u
gller gibi gl olmayacana yemin etti. Farah kendini vgye
kaptracaklardan deildi; lbni Katiba'nn Hindistan bahe
terinde yetien lmsz bir gl trnn kusursuz bir rne
inden, kan-krmz tayapraklarnda "Tanr'dan baka yoktur
tapacak ve Muhammed Tanr'nn Elisi'dir" harfleri okunan
41

bir glden sz ettiine deindi. Eblkasm'm o gl grd


nden kuku duymadn da ekledi szlerine. Eblkasm,
onu kaygyla szd. Evet dese, evresindekiler, hem de hakl
olarak, dzenbazlarn en tezcanls, en gnlls sayacaklard
onu; hayr dese, kafir olacakt. Uzun uzun daldktan sonra
Tanr'nn btn gizlerin anahtarn elinde tuttuunu, yer
yznde O'nun Kitabna gememi bir tek bahar ve gz rn
bulunmadn syledi. Bu szckler Kur'an'n birinci b
lmnde yer almaktadr; evreden bir honutluk mrlts
ykseldi. Sergiledii tartma hnerinden ba dnen Ebl
kasm, tam Tanr'nn yaratlarnda eksiksiz ve us erdirilmez
olduunu ileri srecekti ki Averroes, sorunsal gnmzde
de sren Hume'un gelecekteki tantlarn ngrerek dedi
ki:
"Bilge lbni Katiba'nn ya da hattatlarn yanlgsn kabul
etmek, bana yeryznde inan-szcs gllerin bulunduunu
benimsemekten daha az g geliyor. "
"Doru. Byk, doru szler bunlar, " dedi Eblkasm.
"Gezginin biri," diye anmsad air Abdlmelik, "yeil kutan
meyveler veren bir aatan sz ediyor. Ona inanmak hatl
gllere inanmaktan daha az zorlayc geliyor bana hakas. "
"Kukularn rengi bu tansa k tutuyor zaten," dedi
Averroes, "Hem meyvalarla kular, doal dnyann para
lardrlar, oysa yaz, bir sanattr. Yapraklardan kulara varmak,
gllerden harflere varmaktan kolaydr elbet. "
Bir baka konuk, zgn Kur'an'n -Kitabn Anas- Yaratl'tan
nceye dayandn ve cennette saklanldn anmsatarak
yaznn bir sanat tr saylmasna fkeyle kar kt. Bir
bakas, Kur'an, insan ya da hayvan kalbna girebilen bir
tzdr diyen Basral ahiz'den sz at, kutsal kitaba ifte yz
yaktranlarn dnceleriyle uyumluydu bu gr. En so
nunda Farah temel retiyi amlad. Kur'an (dedi) tanrnn
niteliklerinden biridir, tpk O'nun dillerde gezen takvas gibi;
42

bir kitaba geirilmi, dile getirilmi, yrekte anlmtr, o dil,


o harfler, o yaz insan elinden kmadr ama Kur'an ele
gemezdir ve ncesiz-sonraszdr. Devlet stne bir yorum
yazm olan Averroes, Kitabn Anas'nn Eflatun modelini
olduka andrdn syleyebilirdi tabii ama dinbilimin
Eblkasm'a tmyle kapal bir konu olduunu sezmiti.
Bu zellii ayrdeden teki konuklar da Eblkasm' tansklar
anlatmaya zorladlar. O zamanlarda da dnya imdiki gibi
bir canavarlar yatayd; gzpekler de dolanyordu ortalarda,
sonuna kadar alalabilen hainler de. Eblkasm'm bellei,
zel gizli korkaklklarn bir aynasyd. Ne anlatabilirdi ki?
Dahas, ondan tansk bekliyorlard ve tansklar ola ki iletilmeye
gelmezdi; Bengal'in ay, Yemen'deki ayn tpks deildir ama
ayn szcklerle betimlenebilir. Eblkasm bocalad; sonra
konutu:
"eit eit iklimler ve kentler gren kii," dedi hogryle,
"'vgye deer nice eyle karlaacaktr. imdi size u an
latacaklarm, szgelimi, yalnzca bir keresi:de Trklerin
Han'na anlatmtm. Olay, Sin Kalan'da Bengisu Irma'nn
denize kart yerde gemitir. "
Farah, kentin lskender Zl Kameyn'in (Makedonya'l Byk
lskender) Mecc ve Yecc akmlarna kar yaptrd sedden
uzakln sordu.
"Arada l vardr," dedi Eblkasm bilinsiz bir kibirle.
"Derler ki bir kafile, ancak krk gn yol aldktan sonra kentin
kulelerini grebilirmi, bir krk gn de kente varmak ekermi.
Sin Kalan'da, oray gren ya da oray greni gren tek kiiye
raslamadm. "
Yrtc bitimsizliin, katksz boluun, katksz mad
denin rks kaplad Averroes'i bir an. Simetrik baheye bakt:
inde bir 'yallk, bir bounalk, bir gerekdlk duydu.
Eblkasm srdryordu:
"Bir ikindi, Sin Kalanl mslman tacirler beni bir sr
43

insann birlikte oturduu, ahap kaplamalar boyal bir eve


gtrdler. Evi tanmlamak olanaksz ya, daha ok stste
qizilmi sra sra blmelerden, balkonlardan oluan bir tek
oday andryordu. Bu oyuklarda yeyip ienler gze arpyordu,
yerlerde de taraada da. Taraadakiler, davul ve lut alyorlard,
Tann'ya yakaran, ark syleyen ve konuan on be-yirmi kiiyi
(kzl maskeliydiler) saymazsak. Zndan ikencesi ekiyorlard
ama kimse zmdan falan gremiyordu; at srtnda gidiyorlard
ama at falan grnmyordu; arpyorlard ama kllar
kamtand; ldkleri an, yine doruluyorlard. "
"Delilerin edimleri," dedi Farah "uslularn ngrdklerini
kat kat aar. "
"Onlar deli deildiler," diye aklamak zorunda kald
Eblkasm. "Tacirin anlattna gre bir yky canlandr
yorlarm. "
Kimse bir ey anlamamt bu szlerden, anlamak da iste
miyordu. akna dnen Eblkasm, anlatsn yarda kesip
beceriksiz bir aklamaya giriti. Ellerinin yardmyla dedi
ki:
"Tutalm ki biri, bir yk anlatacana o yky canlan
drmaya kalksn. Bu yk de Efes'li yedi uyurlar olsun
szgelimi. Onlarn maaraya ekililerini gryoruz, gzleri
ak uykuya dallarn gryoruz, uyurken yalanlarm
gryoruz, yz dokuz yl sonra uyanlarn gryoruz,
tacire eski bir demir para verilerini, Cennet'te uyanlarn,
o kpekle uyanlarn gryoruz. O gn taraadakiler bize
buna benzer eyler gzlettiler. "
"Konuuyorlar myd?" diye sordu Farah.
"Tabii konuuyorlard, " dedi Eblkasm, bir zamanlar
kafasn olduka kartrm, artk glkle anmsad bir
gsterinin szcs kesilerek, "Hem konuuyorlar, ark
sylyorlar, hem de sylevler veriyorlard. "
"Bu durumda," dedi Farah, "yirmi kiiye gerek yok. Bir tek
44

konumac istediini anlatabilir, ne kadar g olursa ol


sun."
Herkes bu sava katld. Arapann erdemleri saylp dkld
-Tanr'nn meleklerine seslendii dil olan Arapann- sonra
da Arap iirinin erdemleri. Abdlmelik bu iiri gereince vp
deerlendirdikten sonra am'da ya da Kordoba'da obaml
,
imgelere ve Bedevi azna yasl iirler yazmay srdren airleri
a-gemi olarak niteledi . Gzlerinin nnde Guadalkuivir
uzanan birinin, kuyu suyunu yceltmesini gln bulduunu
syledi. Eski benzetmeleri tazelemenin kolaylna dikkati
ekti. Zhayr'n yazgy kr bir deveye benzettii dnemde,
byle bir benzetmenin insanlar etkileyepildiini ama be
yzyllk srekli tansmann onu artk deersiz kldn
syledi. Bu gr daha nce birok kere, birok azdan
duyanlar ona katldlar. Averroes ses etmedi. En sonunda,
onlardan ok kendisine sylercesine konutu:
"Bir zamanlar," dedi, "bunca tumturakl szler edemeden,
ama ilikili birtakm savlar getirerek ben de Abdlmelik'in
nerisini savunmutum. lskenderiye'de, gnah ileyemeyecek
kiilerin, bir kere gnah ileyip de tvbe edenler olduu
sylenir; bir yanlgdan kurtulmak iin, diye ekleyebiliriz,
nce ona dm olmak gerektir. Zhayr, Muallaka'snda,
seksen yllk aclar ve utkular sresince yazgnn tpk bir kr
deve gibi insanlar ineyip geiini sk sk grdn sy
lyor; Abdlmelik bu benzetmenin bizi artk artmad
kansnda. Bu kar-sava eitli yantlar getirilebilir. Birincisi,
iirin amac bizi artmaksa yzyllarla deil gnlerle, sa
atlerle, hatta dakikalarla llecektir. lkincisi, nl bir air,
bir bulgucudan ok bir kaiftir. Berial lbni erefi venler,
tan aarrken yldzlarn yavaa, bir aacn yapraklar gibi
dmesi imgesini yalnzca onun dleyebileceini yinele
milerdir; gerekten yle olsayd, imgenin sradanlnn bir
kant saylabilirdi bu. Bir kiinin oluturduu bir imge,
45

bakasna ilemeyen imgedir .. Yeryznde saysz ey var;


herbiri, bir bakasna benzetilebilir. Yldzlar yapraklara
benzetmek, en az balklara ya da kulara benzetmek kadar
raslansaldr. yley!<en, yazgnn sarsak ve gl, susuz ve
insanlk-d olduunu yaamnn bir dneminde ta derinden
duymam tek kii yoktur. te, ister geici, ister kalc olsun,
ille de kimsenin kanamad bu inan uruna yazlmt
Zhayr'in iiri. Orada sylenen, daha iyi sylenemez. Ayrca
(belki de dncelerimin temel gesidir bu) atolar yerlebir
eden zaman, dizeleri zenginletirir. Zhayr'in Arabistan'da
kurduu dizeler, iki imgeyi, ihtiyar deveyle yazgy kar
karya getirmeye yaryordu; oysa biz imdi onlar yinelerken,
Zhayr' da anmamza, bahtszlmz artk lm olan o
Arabn bahtszlna katmamza yaryorlar. O zaman iki
geliydi bu benzeti, imdiyse drt geli. Zaman, dizelerin
kapsamn geniletir, hele baz dizeler vardr ki tpk musiki
gibi herkese her ey derler, lmdi, ben yllar nce Fas'ta,
Kordoba'nn anlaryla yanp tutuurken, Abdurrahman'n
Rufaza bahelerindeki Afrika palmiyesine u sesleniini yi
nelemekten byk tat alrdm:

Sen de ey palmiye! sen de


Yabancsn bu topraa...
iirin benzersiz doyumu bu: Dou'ya zlem duyan bir kraln
sralad bu szckler, Afrika'ya srgn edilen benim, ls
panya'ya duyduum sla zlemini anlatmaya yarard."
Sonra Averroes ilk airlerden, lslam'dan nceki Cahiliye
Dnemi'nde sylenebilecek her eyi llerin sonsuz dilinde
syleyenlerden sz etti. lbni erefin safsatalarndan kayg
lanarak -haksz da saylmazd- eski ustalarda ve Kur'an'da
iir adna ne varsa tmnn bulunduunu ileri srd, ye
nilikilik tutkusunu bilisizlikle, bounalkla sulad. tekiler
keyifle dinliyorlard nk gelenekseli doruluyordu.
46

Averroes kitaplna girdiinde, mezzinler cemaati sabah


namazna aryordu. (Haremde, kara sal cariyeler, kzl
sal bir cariyeye ikence etmilerdi, b1mu leden sonra
renecekti Averroes. ) O iki karanlk szcn anlamn bir
baka ey aklamt. Salam zenli bir yazyla u satrlar
ekledi yaptna: "Ariustu, kasidelere tragedya, talamalarla
karglamalara da komedya adn veriyor. Gerek Kur'an'n
sayfalar, gerek tapnan muallaka'lar yetkin tragedyalar ve
komedyalarla doludur. "
Uykusu gelmiti, yordu da biraz. Sarm kardktan
sonra madeni bir aynada kendine bakt. Gzlerinin neler
grdn bilmiyorum, hibir tarihi o yzn zelliklerini
anlatmad ki. Tek bildiim, birdenbire, grnmez bir atele
tutumuasna yokoluudur, onunla birlikte evin, grnmez
fskiyenin, kitaplarn ve elyazmasnn ve kumrularn ve saysz
kara sal cariyenin ve korkudan titreyen kzl sal cariyenin
ve Farah'n ve Eblkasm'm ve gl fidanlarnn ve belki de
Guadalkuivir'in yokoluudur.
Bu ykde, bir yenilgi srecini anlatmaya altm. nce,
bir Tanr'nn varln kantlamay slenen mterbury Pis
koposunu dndm; sonra felsefe tan arayan simyaclar;
daha sonra genin umarsz e blcleriyle yuvarlan
kareletiricilerini. Daha sonra, kendisinden baka kimseye
yasaklanmam bir eree gz diken bir adamdan sz etmek
daha iirsel geldi. lslam'n kapal kresinde tragedya ve ko

medya szcklerinin anlamn asla zemeyecek lbni Rd,


Averroes'i andm. Onun servenini aktardm; yazdka,
Burton'm sz ettii tanrnn, hani u boa yarataym derken
yaban kz yaratan tanrnn duyduklarn duydum. Yaptm,
benimle dalga geiyormu gibi geldi. Tiyatronun ne olabi
leceini bile bilmeden bir oyunun ne olabileceini tasarlamaya
alan Averroes, Renan'dan, Lane'den ve Asin Palacios'tan
birka blk prk alntdan baka kayna olmakszn
47

Averroes'i tasarlamaya alan benden daha gln deil gibime


geldi. Son sayfaya vardmda, anlattm, metni kaleme alan
kendimin, o sreteki kiiliimin bir simgesiymi gibi geldi,
metni kaleme almak iin o adam olmak zorundaydm, ve o
adam olmak iin de o metni kaleme almak zorundaydm,
sonsuza kadar uzayabilir bu. (Kendisine inanmaktan caydm
anda "Averroes" de uup gidiyor.)

48

BAB1L KtTAPLIGI

ite bu sanat araclyla 23 harfin eit


lemelerini tasarlayabileceksin . . .
Melankoli'nin Anatomisi
Blm 2, para il, mem. iV

Evren, (kimileri kitaplk diye anyorlar) birbirinden engin


hava stunlaryla ayrlm, ok alak parmaklklarla evrili,
says belirsiz, belki de sonsuz, altgen dehlizlerden olu
mutur. Altgenlerin hangisinden baklsa usuz bucaksz st
katlarla alt katlar grlebilir. Dehlizlerin dal dzeni de
deimezdir. Her yanda beer uzun raftan toplam yirmibe
raf, biri dnda duvarlarn tmn kaplamaktadr, raflarn
ykseklii, tavandan zeminedir, sradan bir kitaplmkini
pek amaz. Aktaki kenarlardan biri dar bir geide, ilk geidin
ve tekilerin tpks bir baka dehlize alr. Geidin sol ve
sa yannda iki kck hcre vardr. Bunlarn birinde, ayakta
uyuklanabilinir; ikincisinde dklama gereksinimi karla
nabilir. !kisinin arasnda, dner bir merdiven dipsizliklere
inerek tepelere doru aar. Geitte, her grnn aslna bal
bir suretini karan bir de ayna bulunur. nsanlar, genellikle,
bu aynadan Kitaplk'n sonsuz olmad sonucuna varrlar;
sonsuz olsayd, bu gzbac suret niyeydi? Ben onun ltl
49

yzeylerinin sonsuzu simgelediini ve mutuladn dlemeyi


yelerim . . . Ik, lamba ad verilen bir tr kremsi meyve
araclyla salanmaktadr. Her altgende, bunlardan karlkl
yerletirilmi ikier tane bulunur. Verdikleri k, yetersiz ve
kesintisizdir.
Kitapln btn insanlar gibi ben de hac grevini yerine
getirdim, bir kitabn ardna dtm, belki de kataloglar ka
taloguydu bu; imdi gzlerim kendi yazdklarm bile g
seiyor ve doduum altgenden birka fersah tede lmeye
hazrlanyorum.
ldmde, beni parmakln stnden atacak inanl eller
bulunacaktr naslsa; mezarm, deilmez hava olacaktr; be
denim, bu sonsuz dn dourduu rzgarda sonu gelmez
diplere inecek, ryecek ve ayracaktr. Zira ben, Kitaplk'n
sonu gelmeyeceini ileri sryorum. idealistler, altgen
odalarn mutlak uzanm, en azndan bizim uzam sezgimizin
vazgeilmez bir biimi olduunu savlyorlar. gen ya da
begen bir oda dnlemez diye us yrtyorlar. (Gizemciler,
doruk-coku annda kendilerine, yuvarlak, kocaman bir kitabn
durduu yuvarlak bir odann grndn belirtiyorlar, bu
kitabn cilt srt da sregenmi ve duvarlarn kapal emberi
boyunca akyormu; ama tanklklar pek gven vermiyor,
szleri karanlk: Bu dnml-kitap, Tanr'dr.) imdilik bildik
bir yargy yinelemekle yetineyim: Kitaplk, kesin merkezi

altgenlerinin herhangi biri olan, evre kua eriilmez bir


kredir
Altgenin duvarlarnn her birine be raf dmektedir; her
hafta genel dzenleri tpk otuz iki kitap bulunur; her kitap,
drt yz on sayfadr; her sayfa krk satrlk, her satr da yaklak
seksen siyah harfliktir. Aynca her kitabn srtnda da harfler
vardr; bu harfler, sayfalarda yazlanlar belirlemezler, yan
stmazlar: Bir zamanlar bu tutarszln gizemli sayldn
biliyorum. imdi, zm zetlemeden nce (ki bu buluun
50

aydnla k, olanca trajik uzantlarna karn, belki de


tarihin ba olgusudur) birka belit anmak istiyorum.
Birinci belit: Kitapln varl ab aeterno'dur. Getirdii ilk
dolaysz neriyle dnyann gelecekteki sonsuzluunu imleyen
bu dorudan hibir saduyu kukulanamaz. insan, o kusurlu
ktphaneci, raslantnn ya da ktcl bir yaradann rn
olabilir; evren, balanm soylu raflar, giz ykl ciltleri,
yolcuya sunduu tkenmez merdivenler ve oturgan ktp
haneciye sunduu helalarla ancak bir tanrnn elinden km
olabilir. Tanrsalla insan olann arasndaki uzakl algla
yabilmek iin benim zavall elimin bir kitabn kapana i
ziktirecei u kabasaba ve acemi simgelerle kitabn iindeki
rgensel harfleri, o amaz, zarif, simsiyah, simetrilerine
ulalmaz harfleri karlatrmak yetecektir.
ikinci belit: Yazm simgelerinin says yirmi betir. * Bu
gzlem araclyla, yz yl nce, Kitaplk stne genel
bir kuram gelitirmek, bylelikle o gne kadar hibir var
saymn yeterince akla kavuturamad soruna doyurucu
bir zm getirmek olana domutur: kitaplarn hemen
tmnn biim ve dzen-d bir yaplar oluuna. Bu ki
taplardan biri, babamn bin-be-yz-doksan-drdnc devrede
bir altgende bulduu kitap, ilk satrdan son satra durmak
szn, sapka yinelenen MRV harflerinden oluuyormu. Bir
baka kitap (buralarda ona ska bavuruluycr) bir harf la
birenti sanki, yalnz sondan bir nceki sayfada yle diyor:
Ey zaman, piramitler.in senin. u kadarn zaten biliyoruz:
dolambasz her bilgi karlnda nice bo laf, laf salatas ve
tutarszlk var ortalkta. (Olduka yabanl bir yre bilirim,
oral ktphaneciler, kitaplarda anlam bulma gibisinden kr
( * ) zgn elyaznasnda say basamaklar ve byk harfler yok. Yazm, virgl ve
noktayla snrlandrlm. Bu iki iaret, boluklar ve abecenin yirmi iki harfi, ad
bilinmeyen yazarn yeterli sayd yirmi be simgeyi oluturuyor. (Yaymcnn
notu).

51

ve anlamsz bir alkanl durmakszn yadsrlar ve bu abann,


dleri sorgulamak ya da el ayasndaki karmak izgilerden
anlam karmaktan farksz olduunu sylerler. Geri bu yazy
bulanlarn yirmi-be doal simgeye ykndklerini benim
serler ama bu uygulamann raslansal olduunda, kitaplarn
tek balarna bir anlama gelmediklerinde de diretirler. Birazdan
greceimiz gibi bu gr hepten aslsz deildir. )
Uzun bir sre , gizine erilmez kitaplarn birtakm eski ya
da bilinmeyen dillerde yazldna inanlmtr. En eski in
sanlarn, ilk ktphanecilerin, bugn bizim kullandmzdan
olduka deiik bir deyi kullandklar dorudur aslnda;
dorudur, birka mil saa kayn, leheler balar, drt-yz kat
trmanmayagrn, dil anlalmazlar. Yineliyorum, bunlarn
hepsi doru, gelgelelim o deimez MRV'nin drtyzon
sayfasnn hibir dilde karl yok, dil ne kadar leheye dayal,
ne kadar ilk elden olursa olsun.
Kimileri , her harfin bir sonrakini etkileyebildiine, 7 1 .
sayfann1 nc satrndaki MRV deerinin, baka bir sayfada,
baka bir konumdaki ayn dizge deeriyle tpk olamayacana
deindiler, ne var ki bu kaypak varsaym pek tutulmad. O
zaman "ifreciler"e bavuruldu; sonunda geerlilik kazanan
da bu varsaym oldu zaten ama artk szce yklenen anlam,
elbette eskisinden farkl.
Be yz yl nce, st kat altenle,rinden birinin bakan*
en az tekiler kadar akl kartran bir kitaba raslamt, yalnz
bu kitapta yaklak iki sayfa sreyle badak satrlar yer
alyordu , grne gre okunabilir nitelikteydi bu satrlar.
Bulgusunu gezgin bir ifre-zcye gsterdi, ondan bu sa-

(*) nceleri altgene tek kii bakyordu. Cana kymalar ve akcier sayrlklar
bu oran altst etti. Anlatlmaz kertede hzn verici bir an: zaman zaman, geceler
boyu geitlerde, cilal merdivenlerde yolalmmdr da \ek ktphaneciye
rastlamammdr.
52

trlarn Portekizce olduunu rendi; bakalar, Yidi ede


diler. Yzyla kalmadan dil kesinlik kazand: Klasik Arapa
ekimleriyle Guarani'nin bir Litvanya lehesiymi sz konusu.
erii de zld: snrsz sayda yinelenen eitlemelerle
rneklendirilmi birtakm biletirici zmleme kavramlar.
Bu rnekler, stn zekal bir ktphanecinin, Kitaplk'n temel
yasasn kefetmesine yol at. Bu dnrn gzlemine gre,
kitaplarn tm, farkllklarna karn, eit gelerden olu
uyordu: boluklar, nokta, virgl ve abecenin yirmi-iki harfi.
Ktphaneci, gezginlerin de dorulad bir olguya parmak
basmt: Engin Kitapl k ta birbirinin tpks iki kitap yoktur.
Bu kar-klmaz iki nclden, Kitaplk'm bir toplam olduu,
raflarnda, yirmi-iki ksur yazm simgesinin (ok engin bir
'

say ama sonsuz deil tabii) her trl bileim olanann


kaytlarna rasland sonucuna vard: baka bir deyile her
dilde her anlatlmak istenenin. Hepsi: gelecein ince ayrntl
bir tarihesi, bameleklerin zyaam ykleri, Kitaplk'n asla
sadk bir katalogu, binlerce ama binlerce dzmece katalog,
bu kataloglarn safsatasn sergileyen belgeler, asl katalogdaki
safsatay sergileyen belgeler, Basilides'in Bilge incili, o incil'in
yorumu, o incilin yorumunun yorumu, kendi lmnn sahici
yks, her kitabn btn dillerdeki evirileri, her kitabn
btn kitaplarda urad saptrrp.alar.
Kitaplk'ta gelmi gemi kitaplarn tmnn bulunduu
aklandnda, ilk izlenim engin bir mutluluktu. nsanlar,
el dememi, gizli bir hazinenin sahibi gibi oldular. Tumturakl
zm altgenlerin birinde naslsa bulunmayacak ne kiisel
bir sorun kalmt, ne de bir dnya sorunu. Evren hakl
kyordu; evren, birdenbire, umudun snrsz boyutlarn ele
geirmiti. O dnemde Aklamalar'dan ska sz ediliyordu:
evrendeki her insann her dnemdeki edimlerini dorulayan,
geleceine cmert, doal gizler biriktiren af ve kehanet ki
taplaryd bunlar. Binlerce inanl, sevimli yerel altgenlerini
53

brakarak merdivenlere atldlar, kendi Aklama belgelerini


bulmak gibi bouna bir inancn itisiyle. Bu haclar, darack
geitlerde tartyor, kara svgler savuruyor, tanrsal basa
maklarda birbirlerinin boazna sarlyor, dzmece kitaplar
hava stunlarna frlatyor ve uzak yre yerlilerinin eliyle ayn
biimde aalara frlatlarak lmlerini buluyorlard. Bir
bl ldrd.. . Aklamalar'a bugn de raslanmakta (Gelecein
kiilerine, belki de imgelem rn olmayan kiilere ilikin
iki tane Aklama grdm) ne var ki arayclar, kiinin kendi
Aklama'sn ya da onun haince bir uyarlamasn bulma ola
slnn sfra yakn bir sonu verebileceini hesaba katma
mlard .
O dnemde, insanln ana gizlerini -Kitaplk'n ve zamann
kayna- aydnla kavuturmann bir yolu bulunaca umudu
da besleniyordu. Bu ciddi gizlerin yalnzca insanlarn sz
ckleri yardmyla aklanabilmesi olmayacak i deildi:
feylesoflarn dili yeterli deilse, kat kat Kitaplk, aranan bu
ncelsiz dili, szck daarcklaryla, dilbilgisiyle naslsa su
nacakt. Ama drt yzyl oluyor ki insanlar, bu umutla alt
genlerini tkettiler... imdi resmi aratrmaclar var, engi
zisyoncular. Onlan ilerinin banda grdm: yolculuklarndan
her zaman ok bitkin dnerler; az kalsn lmlerine yol aan
basamaksz bir merdivenden sz ederler; ktphaneci ile
dehlizleri ve basamaklar konuurlar; arasra en yakndaki
cilde el atp sayfalar yle bir kartrrlar, muzr szckler
ararlar. Besbelli, hibirinin bir ey bulma umudu yok.
Beklenebilecei gibi bu takn umudu youn bir knt
izledi. Altgenlerden birindeki herhangi bir rafta, ok deerli
kitaplarn durduu ve bu deerli kitaplarn kesin eriilmezlii,
kolay katlanlmaz bir gerekti. Zndk bir mezhep, aramalara
son verilmesini nerdi; onun yerine, olaslk pay pek yksek
olmasa da, mutlu bir raslant sonucu bu dinsel kitaplar
oluturulana kadar herkes harflerde simgeleri rasgele alkalasn
54

dursundu. Wtkililer, ar yasalar koymak gerekliliini duy


dular. Mezhep ortadan kalkt ama ben ocukluumda ne
ihtiyarlar grdm, helalara uzun uzun kapanr, yasaklanm
zar anaklarna koyduklar madeni krelerle szmona tanrsal
dzensizlie yknrlerdi. .
Buna karlk kimileri, tam tersine, yararsz yaptlarn or
tadan kaldrlmasn ba koul sayyordu. Altgenleri bastlar,
zaman zaman sahici arama izinleri gsterdiler, bir cildi can
skntsyla kartrrken raflar boydan boya mahkum ettiler;
milyonlarca kitabn yok olmasn onlarn bu banaz arndrma
taknlna borluyuz. Adlar kargland bu adamlarn,
gelgelelim lgnln talanna uram "hazineler"e yananlar,
iki nemli olguyu gzden karyorlar. Birincisi: Kitaplk
ylesine kocamandr ki, insan kkenindeki herhangi bir
eksilme, orda solda sfr kalmaktadr. br: her nsha tek
ve benzersiz, yeri doldurulmazdr. Yine de (Kitaplk, bir toplam
olduundan) her zaman yzbinlerce kusurlu suret buluna
bilmektedir: yalnzca bir harfi ya da virgl deimi yaptlar.
Genel inann aksine, Artmaclar'n giritii yamann so
nular, bana kalrsa bu banazlarn sat rk yznden
olduka abartlmtr. Onlar, Kzl Altgen'deki yce kitaplara
erime nbetine tutulmulard: dzenleri ortalamaya uymayan,
tasvirlerle ssl, tlsml kitaplara.
O dnemden kalma bir baka kr-inan da bugne kadar
geldi: lnsan- Mukaddes inanc. Herhangi bir altgendeki bir
rafta (diye us yrtyordu kimileri) tekilerin tmnn
anahtar ve yetkin bir zeti denebilecek bir kitap olmal
mutlaka: bir ktphaneci onu gzden geirmi de gya tanr
katna ykselmi. O blgenin dilinde bu memurun kurduu
ok eskilerden kalma mezhebin izlerine bugn de raslanyor.
Birou O'nun ardndan yollara dt. Bir yzyl sreyle bou
bouna ky-bucak dolap her yerin altn stne getirdiler.
O'nu barndran saygn, gizli altgenin yeri nasl saptanabilirdi?
55

Biri, geriye doru ileyen bir yntem nerdi: A kitabn yerini


saptamak iin nce A'nn durumunu saptayan B kitaba ba
vurun; B'nin yerini saptamak iin nce bir C kitaba bavurun
ve bylece sonsuza kadar ... te yllarm bu tr servenlerle
harcadm, boa geirdim. Hi kukusuz evrenin raflarndan
birinde bir toplam kitap var.* Bilinmeyen tanrlara yakar
yorum, n'olur biri -tek kii, isterse binlerce yl nce- onu
incelemi, okumu olsun. Onur, bilgelik ve kvan bana ba
lanmayacaksa, bakalarna balansn varsn. Cennet
varolsun, ben cehennemde kalaym. Svgler yasn, hilie
itileyim, yeter ki bir an, bir varlkta Senin o dev Kitaplk'n
aklansn. Kafirler, Kitaplk'ta samann kurallatn, sa
duyulu blmlerin (en yaln, saf tutarllklarn bile) handiyse
tansk soyundan bir kural-d sayldn ileri sryorlar.
Konuma srasnda (biliyorum) saptm bir ilah andran
raslansal ciltleri her an baka ciltlere dnme, her eyi
olumlama, olumsuzlama, birbirine kartrma tehlikesiyle
yzyze olan hummal "Kitaplk"tan sz ediyorlar. Bu szler,
yalnzca dzensizlii aa vurmakla kalmyor, dpedz
rnekliyor, yazarn tiksin beenisini ve onulmaz bilisizliini
de elegne kantlyor. Aslnda Kitaplk'ta sz-yaplarnn tm,
yirmibe yazm simgesinin elverdii eitlemelerin tm
vardr da katksz samaya tek rnek bulamazsnz. Benim
ynetimimdeki bir yn altgendeki en yetkin yaptn Sorgulu
Gmbrt, bir bakasnn Gaz Basnc, bir bakasnn Axaxaxas
l adn tamasna bouna dikkat ekmeyelim. llk bakta
balantsz grnen bu tmceler, hi kukusuz ifresel ya da
allegorik bir tutumla temize karlabilirler; byle bir aklama

(*) Yineliyorum: onun varl iin bir tek kitabn bulunma olasl yeterlidir. Yalnzca
olanaksz olan, hesap d braklmtr. Szgelimi: hibir kitap merdiven olamaz
ama hi kukusuz bu olasl tartan, olumsuzlaya n ve sergileyen kitaplarn
yansra yaplar merdiveninkine uyan kitaplar da vardr.

56

szseldir ve ex hypothesi Kitaplk'ta yerini zaten nceden


almtr; kutsal Kitaplk'm bugne kadar ngrmedii, ondaki
gizli dillerin herhangi birinde ille de korkun bir anlam ta
mayan, rnein
dhcmrlchtdj
gibi birka harflik bir diziyi biraraya getirmeye elim varmaz.
Hi kimse, sevecenlik ve korkuyla dolup tamayan, ayrca
szkonusu dillerin hibirinde tanrnn gl ad anlamna
gelmeyen tek hece syleyemez. Konumak, bir ey sylemek
deildir. Bu lafazan ve yararsz risaleyi, saysz altgenden
birinin be rafndan bi[inin otuz cildinden birinde bulabi
lirsiniz zaten- kar savyla birlikte. 1
Yntemli yazma ura ok kr insanlarn bugnk
durumundan uzaklatryor beni. Her eyin nceden yazlm
olduu inanc, onlar ya olumsuzluyor, ya da karaltlara e
viriyor. Ne mahalleler bilirim, delikanllar kitaplarn ayaklarna
kapanr, sayfalarn barbarca perler de tek harf skemezler.
Salgnlar, kuram ekimeleri, kanlmaz olarak soygunculua
dnen hac yolculuklar, nfusumuzun onda birini silip
sprd. Sannn cana kymalara da deinmitim, her yl nasl
arttklarna. Belki de ihtiyarlk ve rkekliim yanltyor beni,
yine de insan soyunun -o tek ve benzersiz soyun- ksa srede
(n sayda olas dil, ayn szck daarcn kullanmaktadr; kiminde kitaplk
simgesi, doru tanmyla yer almtr altgen dehlizlerden oluan, her zaman her
yerde sregen bir dzenleme, gelgelelim kitaplk, ekmek de olabilir, piramit de,
baka bir ey de ve onu tanmlayan u yedi szck, baka bir deer stlenirler.
Beni okuyanlar, Sizler, dilimi anladnza emin misiniz?)
Letizia Alvarez de Toledo , engin Kitaplk'm yararsz olduunu gzlemlemi: ak
sylemek gerekirse, tek cilt, genel dzene uyan, dokuz ya da on kadrata dizilmi,
sonsuz sayda, sonsuz incelikte yapra olan tek cilt yeterliymi. (On yedinci
yzyln balannda Cavalieri, som gvdelerin tmnn sonsuz sayda dzlemlerin
eklentisiyle olutuklarn sylemiti.) Geri bu ipeksi vademecum'u tamak kolay
olmazd: grnen her sayfa benzerlerine alrd; dnlemeyen orta sayfann
da arkas olmazd.

57

dnya yznden silineceine inanyorum, ama Kitaplk s


recektir: aydnlk, ssz, sonsuz, kprtsz, deerli ciltlerle
donanml, yararsz, bozulmaz, gizli.
Demin "sonsuz" szcn yazdm. Bu sfat sz sanat
yapma uruna arptmadm: dnyann sonsuz olduunu
dnmek us-d deildir, diyorum. Onun snrl olduunu
ileri srenler, geitlerin, merdivenlerin ve altgenlerin kuytu
kelerde son bulmasnn pekala dnlebileceini syl
yorlar -ki sama. Onun snrszln dlemek, olas kitap
saysnn snrszl konusunda yanlgya dmektir. Eski
soruna yle bir zm neriyorum: Kitaplk snrsz ve sar
maldr. Bir sonsuzluk yolcusu ondan geerek hangi yne
giderse gitsin, yzyllar sonra ayn ciltlerin ayn bozuk-dzende
yinelendiini grecektir (ve byle bir yineleni, yeni bir dzene
deiecektir: Biricik Dzen'e). Yalnzlm, bu soylu umutla
avunuyor.

58

HAlN VE KAHRAMAN ZLEGl

Bylece Eflatun yl
Her yana yeni doru ve yeni yanl saar
Yerlerine eskiyi eker burgacna
insanlar hep engidir ya oyunda admlar
Bir gongun yabanl gmbrtsn kollar.

WB. YEATS:

Kule

Chesterton'un (soylu polis ykleri kurucusu ve gelitiricisi)


ve saray danman Leibniz'in (zaman-ncesi uyumun bul
gucusu) yabana atlamayacak lde etkilerinde kalarak, bo
ikindilerimde bir gn belki kaleme alacam, imdiden de
her naslsa beni dorulayan u yk taslan kurdum. Ay
rntlar, dzeltmeler, uyarlamalar epey eksik; yknn benim
bile kavrayamadm blgeleri var daha; bugn 3 Ocak 1944'te,
yle deerlendiriyorum durumu:
Olay, bask altndaki direnli bir lkede geer: Polonya,
lrlanda, Venedik Cumhuriyeti, bir Gney Amerika ya da Balkan
devleti gibi. .. Ya da gemiti diyelim, nk anlatc ada
olmasna karn, yk on-dokuzuncu yzyln ortasnda ya
da balannda gemitir. Tutalm ki (anlatma kolayl asndan)
yer, lrlanda'dr; diyelim ki, tarih de 1824. Anlatcnn ad
Ryan'dr; o gencecik, yiit, yakkl, gmt esrarengiz ellerce
kirletilmi, Browning ile Hugo'nun dizelerini sslemi, yontusu
kzl bataklklardaki boz bir tepeye hakim, suikast kurban
59

Pergus Kilpatricin torununun torunudur.


Kilpatrick, bir suikastyd; gizli bir suikastlar rgtnn
nderiydi , tpk Moab toprandan yle bir grd vade
dilmi lkeye asla ulaamayan Musa gibi Kilpatrick de nceden
tasarlad, dledii bir ayaklanmann utkuya ulat gece
can verdi. lmnn ilk yzyl dolmak zere; suun ileni
koullar hala esrar perdesiyle rtl; kahramann yaam
yksn kaleme almakta olan Ryan, bu esrann basit bir polis
soruturmasnn snrlarn atn grr. Kilpatrick, bir ti
yatroda ldrlmt; ngiliz polisi katili bulamad bir trl;
tarihiler, bunun polisin nne pek glge drmediini,
nk byk bir olaslkla onu zaten polisin ldrttn
ileri sryorlar. Bu esrar dolu olayn baka cepheleri de tedirgin
eder Ryan'. Sarmal rg gze arpmaktadr: rak yrelerin,
rak alarn birtakm olgular yinelenir ya da birletirilir
gibidir. Szgelimi, kahramanlarmzn cesedini inceleyen
grevlilerin, zarf almam bir mektup bulduklarn, o
mektupta o gece tiyatroya gitmemesi konusunda uyanldn
bilmeyen yoktur; Julius Caesar da dost hanerlerin yolunu
bekledii saraya giderken bir pusula almt ama okumamt.
Pusulada ihanet, hainlerin adlanyla birlikte aa vuruluyordu .
Caesar'n kars Calpurnia, dnde, kocasna Senato'nun
balad bir kulenin ykldn grmt; Kilpatrick'in
ldrld gece de, Kilgarvan'n yuvarlak kulesinin yand
dorultusunda yalan-yanl,. kayna belirsiz sylentiler ya
ylmt drt bucaa, Kilpatrick orada doduuna gre bu bir
nsezi saylabilirdi. Caesar'n yksyle lrlandah suikastnn
yks arasndaki bu koutluklar (ve daha bakalar) , Ryan'
gizli bir zaman rgs, yinelenen izgilerden oluma bir doku
dnmeye yneltir. Condorcet'in ondalklar tarihi, Hegel,
Spengler ve Vico'nun nerdikleri biimbilim tanmlar, H
siodos'un altndan demire bozulan adamlar gelir aklna. Ruh
g'n dnr. Kelt edebiyatn rkn klan bu kuram
60

Caesar, Britanya byclerine atfetmitir; Fergus Kilpatrick'in


Fergus Kilpatrick olmadan nce Caesar olduunu dnr.
Bu ember labirentlerden, garip bir bulu, kendisini daha
etrefil, daha badamasz labirentlere eken bir bulu ara
clyla kurtulur: Fergus Kilpatrick ile ld gn konuan
bir dilencinin syledii kimi szleri Shakespeare, Macbeth
tragedyasnda ok nc,eden kullanmtr. Tarihin tarihten
kopya ekmesi zaten yeterince artcyken: tarihin edebi
yattan kopya ekmesi usa sar gibi deildir . . . Ryan, 1814'te,
kahramanmzn en eski dostu James Alexander Nolan'n,
Shakespeare'in bellibal oyunlarn Gal diline evirmi ol
duunu grr; bunlardan biri de]ulius Caesar'dr. Arivlerde,
Nolan'n sve Festspiele'si stne elyazmas bir incelemesini
bulur: servene dayal dev gsterilerdir bu oyunlar, binlerce
oyuncu vardr o tarihsel olaylar, aslnda getikleri yerlerde,
o kentlerde, o dalarda yinelenir. Bir baka yaymlanmam
belge de lmnden birka gn nce, son gizli toplantya
bakanlk eden Kilpatrick'in ad kaytlardan silinmi bfr hainin
idam emrini imzaladn gstermektedir. Bu emir, Kilpat
rick'in yumuak yreiyle badamamaktadr. Ryan olay
soruturur (ite bu soruturma blm benim taslamdaki
nemli boluklardan biri) ve esrar zmeyi baarr.
Kilpatrick bir tiyatroda ldrlmt, ama btn kent bir
tiyatroydu, oyuncular bir lrlanda tmeniydi ve Kilpatrick'in
lmyle talanan oyun, gnlerce gecelerce srmt. Olay
yle:
1824 ylnn 2 Austos gn, suikastlar biraraya gel
milerdi. lke, ayaklanmaya elverili bir ortamdayd; yine
de hep bir aksaklk kyordu: bir hain vardr aralarnda. Fergus
Kilpatrick, nceden James Nolan'a haini bulma grevini
vermiti. Nalan, stlendii grevi baaryla sona erdirdi:
toplantnn tam ortasnda, hainin Kilpatrick olduunu aklad.
Sulamasn rtlmez kantlarla dorulad ve suikastlar,
61

bakanlarn lme mahkum ettiler. Kilpatrick, idam kararn


kendi imzalamt ama infazn lkesine zarar getirmemesi iin
yalvarmt.
te Nolan, bu garip tasary o zaman olgunlatrd. lrlanda,
Kilpatrick'e tapyordu; onun onursuzluuna ilikin ufack
bir kuku, ayaklanmann baarszl demek olabilirdi. Nolan,
cezann infazn lkenin zgrle kavumasnda ara olarak
kullanacak bir tasar nerdi. Sulu, bilinmeyen bir suikastinin
eliyle, zellikle halk etkileyecek, bylelikle belleklere kaz
lacak ve ayaklanmay hzlandracak koullarda can verecekti.
Kilpatrick, kendisine gnahn deme olana veren, lmyle
son bir utku atei kazanacak bu oyunda, payna deni ya
pacana anditi.
Zaman darlndan, Nolan, bu katmerli infazn zel ko
ullarnn tmn kendi uyduramazd; bir baka yun ya
zarndan, ngiliz dman William Shakespeare'den hrsz
lamaya karar verdi zorunlu olarak. Macbeth'ten, julius Cae
sar'dan sahneler yrtt. Halka ak ve kapal temsiller
gnlerce srd. Mahkum, Dublin'e girdi, tartt, oynad,
yakard, paylad, ackl szler mrldand, bu edimlerin tm
o ilerde vgyle anlsn diye Nolan'ca nceden hazrlanmt.
Yzlerce oyuncu, kahramanla ibirlii yapt; kiminin rol
karmakt; kimininki bir anlk. Onlarn yaptklar ve syle
dikleri tarih kitaplarnda, lrlanda'nn ateli belleinde yayor.
Kendisini hem gnahtan arndran, hem de ykma srkleyen
bu klklna tasarlanm yazgya iyiden iyiye kaplan Kilpatrick,
yarglaycsnn metnini doatan edimler, doatan szlerle
ka kereler zenginletirdi. Bu kalabalk kadrolu oyun da
bylece zamanla oturdu, neden sonra, 1824'n 6 Austos gn,
yasl perdeleriyle Lincoln'un yazgsn ngren bir tiyatro
locasnda, nicedir zlenen bir kurun, hain ve kahramann
gsne saplanana kadar, ama o, iki kan fkrts arasnda
az daha ngrlm birka sz bile syleyemeyecekti.
62

Nolan'n yaptnda, Shakespeare'e yknlen blmler;


en az etkili olanlardr. Ryan, birinin ilerde doruyu sezebilmesi
amacyla yazarn bu hrszlamaya bavurduundan kukulanr.
Anlar ki kendisi de Nolan'n tasarsnn bir parasdr. .. Bir
dizi usandrc bocalamadan sonra buluunu gizli tutmay
kararlatrr. Kahramann anna adanm bir kitap yaymlar;
belki bu da ngrlmtr.

63

EMMA ZUNZ

Ocak aynn on-drdnc Emma Zunz, Tarbuch ve Loe


wenthal dokuma fa brikasndan evine dndnde, giri
kapsnn altnda Brezilya'dan gelen ve babasnn ldn
bildiren bir mektup buldu. nce, pul ve zarf artt onu; sonra
tanmad bu elyazsndan tedirginlie kapld. Sayfay
kaplayacak biimde iziktirilmi sekiz-on szck. Emma,
Bay Maier'in yanllkla yksek dozda veronal aldn, ayn
nde Bage hastanesinde ldn okudu. Mektubu ba
basnn pansiyon komularndan biri imzalamt, Rio
Grande'den postalamt, Fein ya da Fain; lnn kzna
seslendiini bilmesi olanak dyd elbet.
Emma, elinden drd kad. llk izlenimi, midesinde
ve dizlerinde bir zlmeydi; sonra kara bir sululuk duygusu,
bir gerekdlk, bir soukluk, bir korku; daha sonra Emma,
keke u anda yarn olsayd diye dnd. Hemen sonra da
bu dileinin bounaln kavrad, nk babasnn lm,
dnyann tek olgusuydu ve bundan byle sonsuza kadar
yinelenecekti. Kad yerden kaldrd, odasna yrd. Sinsice,
geliecek olaylar naslsa o anda biliyormuasma mektubu
65

bir ekmeceye gizledi. Belki de daha o anda bireylerden


kukulanmaya balamt; belki de daha o anda ilerki kiiliine
brnmt bile.
Bastran karanlkta Emma, gnn bitimine kadar Manuel
Maier'in, eski mutlu gnlerdeki Emanuel Zunz'un intiharna
gzya dkt . Gualeguay yaknlarndaki kk bir iftlikteki
yaz tatillerini anmsad, annesini anmsad (anmsamaya
alt), Lanus'ta ak arttrmayla satlan kk evi anmsad,
bir pencerenin sar bezeklerini anmsad, tutuklama emrini,
o alal anmsad, gazetenin "zimmetine para geiren vez
nedar" balyla verdii haberin yansra yaymlanan onur
krc imzasz mektuplar anmsad, son gece, babasnn gerek
hrszn Loewenthal olduuna andiiini anmsad (onu hi
unutmamt) . Loewenthal, Aaron Loewenthal, fabrikann
eski yneticisi, imdi ortaklarndan biri. Emma bu gizi,
l 9 1 6'dan beri korumutu. Hi kimseye, en iyi arkada Elsa

Urstein'a bile amamt. Belki de bylesine usa smaz bir


alakl dlyordu, belki de bu gizin, kendisiyle yiten babas
arasnda bir ilmek oluturduuna inanyordu. Leowenthal,
Emma'nn bildiini bilmiyordu; bu nemsiz gerek Emma
Zunz'a gllk duygusu verdi.
O gece hi uyumad, tann ilk pencerenin drtgenini
belirlediinde tasar hemen hemen olgunlamt. Kendisine
bitimsiz gelen bu gn herhangi bir gn gibi yaamaya alt.
Fabrikada grev sylentileri dolayordu. Emma her zamanki
tutumuyla zorbaln her eidine kar olduunu bildirdi .
Saat altda paydostan sonra Elsa'yla birlikte cimnastik salonuyla
yzme havuzu olan bir kadnlar kulbne gitti. mzalarn
attlar; Emma, adyla soyadm yinelemek, sonra hecelemek
zorunda kald, salk denetimini izleyen kabasaba taklmalar
gslemek zorunda kald. Elsa ve Kronfuss'larn en kk
kzlaryla, Pazar leden sonras hangi filme gideceklerini
tarttlar. Sonra sevgililerden sz atlar, kzlarn hibiri
66

Emma'nm sze karmasn beklemedi. Nisan'da on dokuzuna


basacakt yine de erkekler, onda sayrla varan bir korku
uyandryorlard. . . Eve dndkten sonra tapyoka orbas
piirdi, biraz sebze halad, yemeini erkenden yedi, yatana
uzanarak kendini uyumaya zorlad. Bylelikle yorucu ama
sradan bir gn olarak geti ayn on-bei, Cuma gn , olaydan
nceki gn.
Cumartesi sabah, sabrszln drtsyle uyand. Sabr
szlkt bu , tedirginlik deil ve en sonunda beklenen gne
varmann getirdii zel erin. Artk tasarlamak; dlemek
zorunda deildi; birka saat iinde gnlk gereklerin ya
lnlna erecekti. La Prensa'da Malm kl Nordstjarnan'n
3 Numaral Rhtm'dan hareket edeceini okudu. Leowenthal'e

telefon etti, greve ilikin baz zel bilgiler aktarmak istediini


tlatt ona, teki kzlarn kulana gitmemeliydi, gece, ya
zhanesine uramaya sz verdi. Sesi titriyordu ; ama bir
muhbire uygun dyordu ses titremesi. O sabah stnde
durulmaya deer baka bir ey olmad. Emma, saat on ikiye
kadar alt, sonra Elsa ve Perla Kronfuss'la Pazar gezintisinin
ayrntlarn kararlatrdlar. le yemeinden sonra uzand,
gzlerini yumarak gelitirdii tasary bir daha belleinden
geirdi. Ataca son admn ilk admndan ok daha korkun
olacan, kendisine hi kukusuz bir utku ve adalet sevinci
tattracam dnd . Anszn rkye kaplarak frlad,
ekmeceye kotu . At ekmeceyi; Milton Sills'in resminin
altnda, bir gece nce koyduu yerde duruyordu Fain'in
mektubu. Kimse grm olamazd; okumaya balamken
yrtp att.
O ikindi olup bitenleri ille de bir tr gereklie balamak
g, dahas hakszca olabilir. Cehennemsi bir deneyin bir
nitelii de gerekdlktr, belki de deneyin sald korkular
yattran ve abartan bir nitelik. Gerekletirenin kendinin
bile inanamad bir eylem nasl usa yakn klnabilir. Emma
67

Zunz'un bugnk belleinin yadsd, bulank grd o


ksa kemeke bugn nasl yeniden yerli yerine oturtulabilir?
Emma, Almagro'da, Liniers Soka'nda oturuyordu; o ikindi
liman boyunda yrdn kesinlikle biliyoruz. Belki de ad
ktye km Paseo de Julio'da, klarla aa vurulan, a
baklarla soyulan bedeninin aynalarda oalan yanssn
grmtr, yine de ilkin, hi kimsenin gzne arpmadan
o kaytsz kemeraltndan szldn varsaymak saduyuya
daha uygun . . . Emma iki- bara girdi, oradaki kadnlarn
davran zelliklerini, yntemlerini gzlemledi. Sonunda
Nordstjannan'dan birtakm denizcilere raslad. lerinden

birinin, ok gen bir delikanlnn, yreinde bir sevecenlik


duygusu uyandrmasndan korktuundan, bir bakasn seti,
ola ki, kendisinden daha ksa boylu, kaba birini, yeter ki
dehetin katkszl bozulmasnd. Adam, bir kapya gtrd
onu, sonra kasvetli bir giriten geirerek dnen bir merdivene,
oradan kapal bir geite (geitteki pencerede lanus'taki ev

dekine tpatp benzeyen bezekler vard) , sonra da bir say


vandan, daha girer girmez ardndan kapanan bir kapya. Ciddi
olaylar, zaman-ddr, ya yakn gemiin gelecekten kopukmu
gibi grnmesinden, ya da bu olaylar oluturan paralarn
ardk grnmemesinden.
te zaman-dndaki o zaman boyunca kopuk ve amansz
duyularn etrefil dzensizliinde acaba Emma Zunz, bir
kerecik olsun, bu kurbanlk zverisini harekete geiren ly

dnd m?
Bence bir kerecik dnd ve o anda da umutsuzca giri
imini atee atm oldu. Dnd (dnme yetisi yok ol
mutu ) : u anda kendisine yaplan iren eyi babas da an
nesine yapmt. Bitkin bir aknlkla dnd bunu ve hemen
badnmesinde arad snan. Adam, bir sveli ya da
Finlandiyal'yd, spanyolca bilmiyordu. Emma onun iin nasl
bir arasa, o da Emma'nn aracyd, ne var ki Emma haz adna
68

hizmetini sunuyordu ona, onun sunduu hizmetse adalet


adnayd.
Yalnz kaldnda Emma, hemen amad gzlerini. Bau
cundaki sehpada adamn brakt para duruyordu: Emma
doruldu, daha nce mektubu nasl yrttysa yle yrtt,
paralad paray. Para yrtmak kfrdr, ekmek atmak gibi;
Emma, hemen yaptna piman oldu. Bir kibir belirtisiydi
bu, hem de byle bir gnde . . . Korkusu, bedeninin yasnda ,
duyduu tiksintide bouldu gitti. Yas ve bulant yakasna
yapmt yine de Emma usulca yerinden kalkt, giyinmeye
balad. Odada parlak renk kalmamt artk: gnn son klan
gittike silikleiyordu. Emma, kimseye grnmeden odadan
kmay baarabildi, kede, batya giden lacroze tramvayna
atlad. Tasars gerei, yz seilmesin diye ne yakn kuytu
bir keye oturdu. Sokaklarda badndrc bir hzla kaymak
ve bylelikle urad saldrnn olaylarn akna bir yozluk
katmayacan dorulamak avutuyordu onu belki de. Hzla
klen, k-geirmez kent-d mahallelerden geti, grd
anda gzden yitiriveriyorlard. Warnes'n yan sokaklarndan
birinde tramvaydan indi. Bir elikiydi belki ama yorgunluu
yeni bir glle dnyordu, oiu serveninin ayrntlar
stnde ince ince dnmeye zorladndan ve gzlerinden
geri bir planla ndeki erei gizlediinden tr.
Herkes Aaron Loewenthal'i ciddi bir adam olarak tanrd,
yakn dostlar cimriliini bilirlerdi . . . Fabrikann st katnda
tek bana otururdu. Kentin eteklerinden ok uzakta, bu kra
yrede hrszlardan d kopard; fabrikann avlusunda iri
bir kpek vard, masasnn gznde de -herkes bilirdi- bir
tabanca. Bir yl nce karsnn -Gauss ailesinin kzyd, ev
lenirken zengin bir drahoma getirmiti- yasn saygyla tut
mutu ama asl tutkusu parayd. inden, biraz da sklarak,
para kazanma yetisinin paray biriktirme yetisine gre yaya
kaldn bilirdi. ok dindard; Tanr'yla gizli bir anlama
69

yaptna inanrd, bu anlama uyarnca, dualar ve sofuca


tutumu karlnda Tanr onu bakalarna iyilik yapmaktan
kesinlikle bak tutuyordu. Dazlak, iman haliyle, yakasnda
yas eridi, camlar dumanl gzl, sar sakalyla pencerenin
yannda dikilmi , iisi Zunz'un gizli ihbarn dinlemeye
hazrlanyordu.
Kzn demir bahe kapsn ittiini (kendisi onun iin amt
nceden) , karanlk avluyu getiini grd. Zincire bal kpek
havlamaya baladnda Emma'nm azck yana katn grd.
Emma'nn dudaklar, alak sesle dua mrldanan birinin
dudaklar gibi hzla kprdyor, bitkin bir sesle Bay Loe
wenthal'in lmeden nce duyaca son tmceyi yineliyor
du .
Olaylar, Empa Zunz'un umduu gibi gelimedi. Bir gn
nceden bu yana ka kereler, amaz tabancasn dorulttuu ,
alak yarat alaka suunu itirafa zorlad ve bylelikle
Tanrsal Adaletin insan adaleti stnde kesin bir utku ka
zanmasn salayan o gzpek sava tuzan aklayaca an
dlemiti. (Korktuundan deildi, ama kendisi Adalet'in
szcs olduundan cezalandrlmak istemiyordu. ) Sonra,
gsnn ortasna yiyecei tek kurun, Loewenthal'in yazgsn
mhrleyiverecekti. Ne var ki olaylar bu dorultuda gelime
di.
Aaron Loewenthal'le kar karya geldiinde Emma, ba
basnn cn her ne pahasna olursa olsun almaktan ok,
kendi ektii aalanmann acsn detmek gereksinimini
duydu. Urad iren saldrdan sonra bu adam ldrmezlik
edemezdi. Sahneyi etkili klacak hilelere ayracak zaman
yoktu. Bir kenara ilierek birtakm szler geveledi, (muhbir
ayrcal olarak) Bay Loewenthal'den anlatacaklarnn ke
sinlikle aralarnda kalacana ilikin sz istedi, birka ad sayd,
birka kiinin kimliini dolayl olarak bildirdi, sonra bir
denbire, korkuya yenilmiesine sustu. Loewenthal'in bir
70

bardak su getirmek iin odadan kmasn salamay baard.


Loewenthal geri bu telaa bir anlam verememiti ama ho
grl davranp da yine yemek odasndan dndnde Emma,
ar tabancay ekmeceden karmt bile. Tetie iki kere
bast. lri gvde, duyduklarndan ve dumandan etkilenmi
esine yere ykld, su barda paralara ayrld, yerdeki yz,
Emma'ya aknlkla, fkeyle bakt, yzdeki az ona s
panyolca ve Yidie svgler yadrd. Svglerin ard arkas
kesilmiyordu ; Emma bir daha ate etmek zorunda kald.
Avluda, zincire bal kpek bir havlama tutturdu ve iren
dudaklardan fkran kan, sakala ve giysilere akt. Emma,
hazrlad sulamay sylemeye balad ('Babamn cn
aldm ve kimse beni cezalandramayacak. . . ') gelgelelim
szlerini bitiremedi, nk Bay Loewenthal lmt bile.
Onun, dediklerini anlayp anlamadn asla renemeyecekti
Emma.
Kesilmeyen havlamalar Emma'ya dinlenme srasnn daha
gelmediini anmsatt. Sedirin stn datt, lnn ceket
dmelerini zd, kanla lekelenmi gzl kararak dosya
dolabnn stne brakt. Sonra almac kavrad, o anda ve
sonralar ka kereler, kimi zaman bu szcklerle , kimi zaman
baka szcklerle yineleyecei eyleri syledi: Inanlmaz bir
ey oldu ... Bay Loewenthal grevi ileri srerek beni evine ard. . .
Onurumu lekeledi, onu ldrdm . . .

Aslnda bu yk inanlmaz. bir ykyd gerekten, yine


de znde doru olduundan, herkesi etkiledi. Emma Zunz'un
tns doruydu , utanc doruydu , kini doruydu . Urad
saldr da doruydu; yalnzca durumlar yaland, zaman, bir
de birka zel ad.

71

LM VE PUSULA

Lnnrot'un ylmak bilmez sezgisini bileyen ynla sorundan


hibiri, Triste-le-Roy malikanesinde kaliptslerin srekli
rayihasnda doruuna ulaan kanl olaylar dizisi kadar garip
-garipten de te diyebiliriz- deildi. Erik Lnnrot'un son
cinayeti nlemeyi baaramad doru, ne var ki onun bu
cinayeti nceden grebildii tartlmaz. Geri Yarmolinsky'nin
talihsiz katilinin kimliini de kestirememiti ama hem bu
eytanca olaylar dizisinin ardndaki gizli biimlenimi hem
de Zppe Scharlach lakabyla anlan Kzl Scharlach'n olaya
katksn sezmiti. Katil (ou katil gibi) Lnnrot'u ldrmeye
andimiti onuru stne, gelgelelim adam sindirmek sz
konusu deildi. Lnnrot kendisini katksz bir uslamlamac,
bir Auguste Dupin sayyordu ama bir servenci yan da vard,
hatta bir kumarbaz yanc da.
llk cinayet Hotel du Nord'da -sular l renginde bir koya
bakan o upuzun prizmada- ilendi. Sz edilen kuleye (ki
bir bakmevinin tiksin beyazln, bir zndann saysal b
lnrln ve bir genelevin genel grnmn rtkanca
birletirmitir) Aralk gn, nc Talmud Kongresi'ne
73

katlmaya Podolsk'tan kl sakall, kl gzl Doktor Marcel


Yarmolinsky geldi. Hotel du Nord'dan holanp holanmadn
asla bilemeyeceiz; Karpatlarda yllk bir savaa, bin
yllk baskya ve kyma katlanabilmesini salayan o bildik
boyun emilikle kabullendi o teli. Ona R katnda bir oda
verildi, Galile Valisi'nin hi de grkemsiz saylmayacakdai
resinin tam karsnda. Yarmolinsky, akam yemeini yedi,
bu bilmedii kenti dolamay ertesi gne erteledi, ynla
kitabyla birka zel eyasn gmme dolaba yerletirdi, ge
ceyarsndan nce n sndrd. (Vali'nin bitiik odada
uyuyan ofr byle tanklk etti.) Ayn drdnde, sabah
l l . 03'te onu

Yiddische Zei tung'un redaktr arad; Doktor

Yarmolinsky telefona kmad. Odasnda bulunduunda yz


morarmt biraz, geni, ad bir cppenin altnda yar plak
yatyordu. Geide alan kapdan pek uzak deildi; gsne
derin bir bak yaras almt. Birka saat sonra, ayn odada,
gazeteciler, fotoraflar ve polisler arasnda Mfetti Tre
viranus ile Lnnrot olay serinkanllkla tartyorlard.
Prosunu soylu bir kl gibi sallayan Treviranus, "Bu
konuda fazla kafa yormann gerei yok," diyordu . "Galile
Valisi'nin dnyann en deerli gkyakutlarna sahip olduunu
hepimiz biliyoruz. Onlara gz dikmi biri, yanllkla bu odaya
girmi olmal. Yarmolinsky uyand; soyguncu da onu ldrmek
zorunda kald. Ne dersin bu aklamaya? "
"Olabilir ama ilgin deil," diye yantlad Lnnrot. "Di
yeceksin ki , gerein ilgin olma zorunluluu hi mi hi
yoktur. Ben de sana diyeceim ki gerek, bu zorunluluktan
syrlabilir, ama bir varsaym asla. Senin nerdiin varsayma
fazla raslant pay giriyor: Karmzda l bir haham va; kendi
adma dz bir hahaml aklamay, dsel bir soyguncunun
dsel talihsizliine yelerdim. "
Treviranus biraz bozularak yantlad:
"Hahaml aklamalar bana gre deil. Bu bilinmeyen adam
74

baklayan yakalamak benim derdim."


"Pek o kadar bilinmiyor da saylmaz," diye dzeltti Lnnrot.
"lte tm yaptlar burada." Gmme dolaba dizilmi uzun
ciltleri gsterdi: Bir Kabala'nn Hak Davas ; bir Robert Fludd'n
Felsefe Aratrmas; bir Sefer Yezira evirisi; Bala em'in Ya
amyks; bir Hasidim Tarikatnn Tarihi; Tetragrammaton
stne (Almanca) bir monografi; bir dieri Pentatek'in kutsal

adlar stne. Mfetti dehetle, nerdeyse irkilerek bakyordu


kitaplara. Sonra glmeye balad.
"Ben kendi halinde bir Hristiyanm. " dedi. "stersen bu
kfl ciltlerin hepsini evine gtrebilirsin: Yahudilerin
kr-inanlarna harcanacak zamanm yok. "
"Belki de b u cinayet, Yahudi kr-inanlar tarihinin bir
parasdr, " diye mrldand Lnnrot.
"Yani Hristiyanlk gibi, " diyerek sze katld Yiddische
Zeitung redaktr. Miyoptu, tanrtanmaz, utanga bir adam

d.
Kimse onu yantlamad. Po lislerden biri kk yaz ma
kinasmda bir kat paras bulmutu, stnde u yarm kalm
tmce yazlyd:
Ad'n ilk harfi dile getirilmitir

Lnnrot glmsememek iin g tuttu kendini. Anszn


bir kitapsever ya da bir branice uzman kesilerek lnn
kitaplarnn paket edilip kendi evine gnderilmesini buyurdu.
Polis soruturmasna katlmadan kitaplar incelemeye adad
kendini. Sekiz risalelik koca bir ciltte, lsrael Baal Sem Tobh'un,
Sofular mezhebi kurucusunun retilerinin derinliklerine indi;
bir bakasnda Tetragrammaton'un, Tanr'mn bu aza alnmaz
adnn erdemleriyle dehetini kavrad; bir bakasnda da
Tanr'mn gizli bir ad olduu ve bu adda (ranllarn Make
donyal lskender'e yaktrdklar kristal kredeki gibi) onun
dokuzuncu nitelii olan lmszln -evrende gelecek,
75

imdi, gemi ne varsa hepsinin ilk elden bir bilgisinin


zetlendii savm okudu. Gelenek, Tanr'nn tam doksan
dokuz adn sayp dker; branice bilginleri bu ksurlu sayy,
ift saylara duyulan tlsml bir korkuya yorarlar. Hasidler,
hemzenin yznc bir ad - Mutlak Ad' gsterdii yolunda
us yrtrler.
Bu bilgi deryasndan, birka gn sonra Yiddische Zeitung
redaktrnn geliiyle syrld Lnnrot. O, cinayetten sz
etmek istiyordu; Lnnrot ise, Tanr'nn eitli adlarn tar
tmay yeliyordu: gazeteci, stunluk bir yazda, mfetti
Erik Lnnrot'un katilin adna raslayabilmek umuduyla kendini
T anr'nn adlarn aratrmaya adadn bildirdi. Gazeteciliin
basitletirmeciliine alk olan Linrot, fkeye kaplmad .
Herhangi bir kiinin, kendisine sunulan herhangi bir kitab,
eninde sonunda alacan kefeden esnaftan biri de Hasid
Tarikatnn Tarihesi'nin ucuz bir bassn kard.

lkinci cinayet, Ocak akam ilendi , bakentin bat


mahallelerinin en ssz , en bo kesinde. Sabaha kar, bu
uzak yrelerde at stnde devriye gezen jandarmalardan biri
eski bir nalbur dkkannn glgesinde, yerde yzst yatan
kepenekli bir adam grd. Adamn yz izgileri kana bu
lanmt ; gsne derin bir bak yaras almt. Duvardaki
sar krmz karolarn stne tebeirle birtakm szckler
iziktirilmiti. Jandarma szckleri skmt. O ikindi ,
Treviranus ile Lnnrot, suun ilendii uzak yreye gittiler.
Arabann sana ve soluna doru kent gittike ufalanyordu;
gkkubbe byyordu ve evler bir tula oca ya da bir kavak
aac kadar nemsizleiyordu. Sonunda, kasvetli olay yerine
vardlar: cmert gne n naslsa yanstan gl pembe
duvarlaryla bir ara sokan bitimindeydi. lnn kimlii
saptanmt. Daniel Simon Azavedo adnda biriydi, bir za
manlar kuzeydeki mahallelerde nlenmi, araba srcl
nden seim gzlemciliine ykselmi, sonralar da hrszla
76

hatta muhbirlie kadar dmt. (ldrl biiminin


arpcln mfettiler olaan karladlar: Azavedo haner
kullanmakta usta, silah bilmeyen bir haydutlar kuann son
temsilcisiydi.) Tebeirle yazlm szckler unlard:
Ad'n ikinci harfi dile getirilmitir.

nc cinayet ubat gecesi ilendi. Saat birden az nce,


Mfetti Treviranus'un yazhanesindeki telefon ald. Giz
ykl, genizden gelme bir erkek sesi konuuyordu ; adnn
Ginzberg (ya da Ginsburg) olduunu, hatr saylr bir dl
karlnda Azavedo ile Yarmolinsky'nin kurban edilileri
evresindeki olaylar stne bilgi verebileceini bildiriyordu.
Birbirine karan ddk ve korna sesleri muhbirin sesini
bodu. Derken hat kesildi. Treviranus, tam bunun tatsz bir
aka olabileceini de hesaba katacakken (yle ya, karnaval
zamanyd) Rue de Toulon'dan, kahvelerin, genelevin ve incil
satclarnn yanyana barnd o berbat sokaktaki Liverpool
Han'ndan arandn rendi. Hancyla konutu. Hanc
(saygdan sersemleyip ne yapacan aran eski lrlandal
katil Kara Finnegan) telefonu son kullanann Gryphius adl
bir mteri olduunu, demin birka arkadayla birlikte
handan ayrldn syledi. Treviranus, doru Liverpool
Han'na gitti. Hanc unlar anlatt: Gryphilus, sekiz gn nce
hann st katnda bir oda tutmutu . Yz izgileri sert, kl
renkli sakal karmakarkt, hrpani bir kara giysiye b
rnmt. Finnegan (Treviranus, onun oday ne amala
kullandn kestirebiliyordu) kukusuz ar saylacak bir
cret istemiti ondan, Gryphius da creti hi duraksamadan
demiti. Odasndan hemen hi kmyordu; le ve akam
yemeklerini odasnda yiyordu; barda onu tanyan yoktu pek.
Sz konusu gecede, Finnegan'n yazhanesine telefon etmeye
inmiti. Hann nnde st kapal bir araba durmutu. ofr
yerinden kprdamamt; handaki srekli mterilerden
77

birou onun bir ay maskesi taktn anmsyorlard. Ara


badan iki soytar inmiti; ufak tefektiler, ok sarho olduklar
kimsenin gznden kamamt. Boru sesleri eliinde Fin
negan'n yazhanesine dalmlard; Gryphius'u kucaklam
lard, Gryphius da onlar tanma benziyordu ama olduka
souk davranmt; aralarnda Yidi konumulard -Gryphius
usul, genizden gelme bir sesle, tekiler tiz, uyumsuz sesler
le- sonra hep birlikte yukar kattaki odaya kmlard. On
be dakika sonra, yine birlikte inmilerdi, ok mutluy
dular. Gryphius yalpalyor, en az onlar kadar sarho gr
nyordu. Ortada, iki maskeli soytarnn arasnda -dimdik,
ba dnerek- yryordu. (Barda oturan kadnlardan biri, sar,
krmz ve yeil iskambil karolar anmsyordu .) lki kere t
kezlemiti Gryphius, ikisinde de soytarlar tutup ayaa kal
drmlard onu. Dikdrtgen bir su ktlesini evreleyen i
rhtma geldiklerinde birlikte arabaya atlayp gzden uzak
lamlard. Arabann eiinden sarkan sonuncu soytar, iskele
direklerinden birine ak sak bir resimle bir tmce izik
tirmiti.
Treviranus o tmceyi grd. nceden kestirilemeyecek
gibi deildi zaten. yleydi:
Ad'n harflerinin sonuncusu dile getir.ilmitir

Daha sonra Gryphius-Ginzberg'in kk odasn gzden


geirdi. Demede kaba saba bir kan yldz vard, kelerde
Macar mal bir sigarann izmaritleri; bir ekmede Latince bir
kitap, Leusden'in Philologus Hebraeo-Graecus (1739) adl yapt
ve tomarla el yazs not. Treviranus, kzgnlkla szd kitaplar,
hemen Lnnrot'u buldurdu. Mfetti eitli tanklar olas bir
karma olay stne sorgularken Lnnrot, apkasn bile
karmadan nndekileri okumaya koyuldu. Saat drtte oradan
ayrldlar. O berbat Rue de Toulon'a ktklarnda, tann sat
l serpantinlere basa basa ilerlerlerken, Treviranus dedi ki:
78

"Ya bu gece olup bitenler uyduruk bir provaysa?"


Erik Lnnrot glmsedi ve byk bir ciddilikle Philolo
gus'un, otuz-nc sylevinden (alt izilmi) bir paray

okudu: Dies ]udacorum incipit ad solis occasu usq ue ad solis


occasum diei sequentis.

"Anlam u ," diye ekledi. "lbranilerin gn , bir gnbat


mnda balar ve bir sonraki gnbatmna kadar srer."
Mfetti, ona taklmaktan kendini alamad.
"Bu gecenin en paha biilmez bilgisi bu mu senin an
dan?"
"Hayr. Ginzberg'in kulland bir szck daha da nem
liydi. "
lkindi gazeteleri, b u yitikler zincirinden ilgilerini esirge
memilerdi . La Cruz de le Espana bu olaylarla son Hermatik
Kongresi'nin gnendirici denetimi ve dzeni arasndaki
kartl iliyordu ; El Martir den Ernst Palanst, " ay iinde
'

Yahudi'nin canna kyan bu sinsi, planl kym olayndaki


balanmaz oyalanmalar eletiriyordu; Yiddische Zeitung,
"birok derin grl aydnn bu l esrara baka bir zm
bulamamasna karn" yine de antisemitik bir giriim gibi
sinden dehet verici bir varsaym yadsyordu; gneyin en anl
gangsteri Zppe Kzl Scharlach, kendi blgesinde bu tr
sularn asla ilenemeyeceine kalbn basyor, Mfetti Franz
Treviranus'u grevini aka savsaklamakla suluyordu .
Bir Mart gecesi mfetti, olduka etkileyici, mhrl bir
zarf ald. At; zarfn iinden "Baruch Spinoza" imzal bir
mektupla kentin ayrntl bir plan kt, besbelli bir Baede
ker'den kesilmiti. Mektup, Mart'n nde drdnc bir
cinayet ileneceini haber veriyordu, nk batdaki nalburla,
Rue de Toulon'daki han ve Hotel du Nord "gizemli bir ekenar
genin amaz kelerini oluturuyordu" haritada genin
kusursuzluu krmz mrekkeple belirtilmiti. Treviranus
bu more geometrico sav bkkntyla okudu , sonra mektupla
79

haritay Lnnrot'a yollad; o bylesi lgnlklar iin biilmi


kaftand.
Erik Lnnrot, mektubu inceledi. mekan birbfrine e
uzaklktayd gerekten. Zamanda bir simetri ( Aralk,
Ocak, ubat); uzamda da bir simetri . . . Birdenbire, gizin
nerdeyse eiine vardn sezdi. Bu sezgi, bir pergel ve bir
pusulayla btnlendi. Glmsedi, yenilerde rendii Tet
ragrammaton szcn heceledi ve mfettii arad. Dedi
ki ona:
"Dn gece yolladn ekenar gen iin teekkr ederim.
Sorunu zmemi salad. Bu Cuma, sulular zndanda olacak,
iimiz rahat edebilir."
"Yani drdnc bir cinayet tasarlamyorlar m?"
"Drdnc bir cinayet tasarladklar iin iimiz rahat edebilir
dedim ya. "
Lnnrot almac brakt. Bir saat sonra Gney Hatt trenle
rinden birinde , braklm Triste-le-Roy malikanesine doru
gidiyordu. ykdeki kentin gneyinde sulan amurlu, moloz
ve erple bulanm kk bir ay akar. Ta ilerdeki sanayi
blgesi, Barcelonal bir siyasinin ynetiminde yaayan
gangsterlerin yurdudur. Lnnrot en nl gangsterin -Kzl
Scharlach'n- bu gizli ziyareti renmek iin neler vermeye
hazr olduunu dnerek glmsedi. Azavedo, Scharlach'la
almt bir zaman. Lnnrot uzak bir olasl tartt, drdnc
kurban Scharlach olabilir miydi . Sonra hemen dlad bu
dnceyi . . . Sorunu hemen hemen zmt; yalnzca du
rumlar, gerekler (adlar, hapishane kaytlar, yzler, yarg
ve ceza tutanaklar) artk onu ilgilendirmiyordu. Biraz yolculuk
etmek, ay sren bu masaba almasnn yorgunluunu
atmak istiyordu. Cinayetlerin aklamas, ne id belirsiz
bir genle tozlu bir Yunanca szckteydi . Esrar perdesi,
gzlerinin nnde saydamlamt nerdeyse; yz gnn bu
ie adad iin utan duyuyordu.
80

Tren, sessiz bir ykleme istasyonunda durdu. Lnnrot indi.


Tann aarn andran o ssz ikindilerden biriydi. amur
birikintileriyle dolu vck vck dzln havas nemliydi,
souktu. Lnnrot, yazlklara doru ilerledi. Kpekler grd ,
yan hatta ekilmi bir araba grd , ufku grd, bir ukurun
tepeleme suyundan ien gm-km bir at grd. Triste-le
Roy malikanesinin, nerdeyse evredeki kara kaliptus
aalaryla boy lecek ykseklikteki dikdrtgen kkn
grdnde hava kararmak zereydi. Ad' arayanlarn nicedir
zledikleri andan kendisini en ok bir gndoumuyla bir
gecenin (doudaki epeski bir grkem, batda bir baka grkem)
ayrdn dnd.
Malikanenin dzensiz bahe snrn ili demirden pasl
bir parmaklk belirliyordu. Ana kap kapalyd. Lnnrot, ieri
girmeyi pek ummadan evreyi doland. Almaz kapnn nne
yeniden geldiinde, elleri kendiliinden parmaklklarn arasna
kayd, srgy buldu. Demirin gcrts artt onu. Koca kap,
zorlu bir edilginlikle ardna kadar alverdi.
Lnnrot, kurumu, krk, akn yaprak soylarna basarak
kaliptsler arasnda ilerledi. Yakndan bakldnda, Tris
te-le-Roy kk , anlamsz simetriler, lgnca yinelemelerle
dolup tayordu; karanlk bir oyuktaki bir Diana yontusuna
karlk bir baka oyukta ikinci bir Diana duruyordu; bir
balkon, bir baka balkona yansyordu; ifte merdivenler ifte
korkuluklara alyordu . ift yzl Hermes, dev bir glge
sayordu. Lnnrot, kk de malikaneyi dolat gibi dolat.
Her eyi inceledi; taraa katnn tam altnda dar bir pancur
iliti gzne.
Pancuru itti; birka mermer basamak, bir mahzene iniyordu.
Mimarn huyunu artk iyiden iyiye kavrayan Lnnrot, kar
duvarda bir baka merdiven olacan kestirdi. Onu buldu,
aaya indi, ellerini kaldrp tavandaki kapa kaldrd.
Parlak bir k, bir pencereye srkledi onu. At; sar ,
81

yuvarlak bir ay, kara-zn yzl Hermes, dev bir glge sa


yordu. Lnnrot evi aratrd. Sofalardan, geitlerden, bir
birinin tpks i avlulara ve zaman zaman ayn avluya geti.
Tozlu basamaklardan yuvarlak sofalara trmand; karlkl
aynalarda sonsuz suretleri kt; dardaki ayn viran baheye
eitli ykseltilerden ve eitli alardan bakan pencereleri
amaktan, aralamaktan usand; ierde, stlerine sar toz r
tleri atlm eyalar, tarlatana sarlm avizeler. nne bir
yatak odas kt; o odada da porselen bir vazoda bir iek;
daha ilk dokunuta, epeski tayapraklar dalverdiler. lkinci
katta, st katta, ev sonsuzmu, geniliyormu izlenimini
veriyordu. Ev bu kadar geni deil , diye dnd. Onu birtakm
baka eyler olduundan daha geni gsteriyor; lo k, simetri,
aynalar, onca yl, benim yadrglm, yalnzlk.

Dner bir merdivenden cumbaya kt. Pencerenin karo


larndan erkenci bir ay vuruyordu; sar, krmz ve yeildi
karolar. artc, badndrc bir anmsamayla sarsld.
Ufak tefek, gl ve yabanl iki adam stne atlarak silahn
aldlar; bir bakas, ok uzun boylu bir adam, byk bir
ciddilikle onu selamlad, dedi ki:
" ok naziksin. Bize bir gece ve bir gn kazandrdn. "
Kzl Scharlach't bu. Adamlar, Lnnrot'a kelepeleri ge
irdiler. Lnnrot, sesini neden sonra bulabildi.
"Gizli Ad' m aryorsun sen Scharlach? "
Scharlach kaytszca dikiliyordu ayakta. Deminki ksa
boumaya katlmamt. Lnnrot'un tabancasn almak iin
hafife uzatt elini. Konutu; Lnnrot onun sesinde bitkin
bir utku, evren boyutunda bir kin, o kinden aa kalmayan
bir zn saptad.
"Hayr," dedi Scharlach. "Ben daha geici, lml bir eyin
ardndaym. Erik Lnnrot'u aryorum. yl nce, Rue de
Toulon'daki bir kumarhanede kardeimi tutuklam, zndana
postalamm. Adamlarn, beni bir faytona atp atma ala82

nndan kardlar, midemde bir polis kurunuyla. Dokuz gn


dokuz gece boyunca bu kimsesiz, simetrik kkte aclar iinde
kvranarak yattm; humma, iimi kemiriyordu, alacakaran
lklarla tanlan gzeten ift yzl rkn janus dlerime ve

uyanklma dehet salyordu. Bedenimden tiksinmeyi

rendim zamanla, iki gzn, iki elin, iki akcierin, ifte-yz


kadar canavarca olduunu kavradm. Bir lrlandal, beni lsa
dinine ekmeye alt; goyim'in nl tmcesini yineledi: Btn
yollar Roma'ya kar. Geceleri, sanrlarm o benzetlemeyle
besleniyordu; dnya bir labirent, kurtulunmas olanaksz bir
labirent gibi geliyordu bana nk kuzeye ya da gneye gider
gibi grnen btn yollar aslnda Roma'ya, ayn zamanda
kardeimin can ekitii drt duvarl zndana ve Triste-le
Roy kkne kyordu. O gecelerde, ift-yzyle gren Tanr
adna, btn humma ve ayna tat).rlar adna, kardeimi tu
tuklayan adamn evresine bir labirent rmeye anditim.
rdm de, hem de salam bir a: bilekesinde l bir zndk,
bit pusula, bir on sekizinci yzyl tarikat, bir Yunanca szck,
bir haner, bir nalburun duvar karolar var.
"Dizinin ilk terimini bir raslantya borluyum. Birka ar
kadamla birlikte -aralarnda Daniel Azavedo da vard- Va
li'nin gkyakutlarn almay tasarlamtk. Azavedo bize
ihanet etti: pein dediimiz parayla sarho oldu ve ie bir
gn nce giriti. Otelin usuz bucakszlnda yitip gitmi;
sabaha kar iki sularnda yanllkla Yarmolinsky'nin odasna
dalm. Adamcaz uykusuzluun penesinde kvrandktan
sonra yaz yazmaya koyulmumu. Anlalan Tanr'nn Ad
stne bir makale iin baz notlar gzden geiriyormu; u
szckleri yazmm bile: Ad'n ilk harfi dile getirilmitir.
Avazedo, ses etmemesi konusunda uyarm onu; Yarmolinsky,
otel gvenliini uyandracak zile uzanm; Azavedo , ban
saplayvermi onun gsne. Bu hemen hemen igdsel
saylabilecek bir eylemdi: yarm yzyllk zorbalk, ona en
83

kestirme, en gvenli yntemin ldrme olduunu retmiti. . .


O n gn sonra Yiddische Zeitung'dan senin Yarmolinsky'nin
lmnn anahtarm notlarnda aradn rendim. Hasid
Tarikatnn Tarihesi'ni okudum; Tanr'nn Ad'n aza alma

korkusunun, bu Ad'n gller gls ve bilinmez olduu


dorultusunda bir kuramn domasna yol atn rendim.
Baz Hasid'lerin gizli Ad' ararken insanlar kurban ettiklerini
de kefettim. . . Senin o haham Hasid'lerin kurban ettii
varsaymn gelitireceini biliyordum; bu varsaym hakl
karma grevini stlendim.
"Marcel Yarmolinsky, Aralk gecesi lmt; ikinci
"kurban" iin Ocak gecesini setim. Birinci, kuzeyde l
mt, ikinci "kurban"a batda bir yer gerekiyordu . Daniel
Azavedo gerekli kurbanmzd. lm oktan hak etmiti;
anlk gdlerine kaplyordu, hainin biriydi; hem kuku
lanmas, tasarmzn sonu demekti. Birimiz onu baklad;
bu cesetle br arasnda bir ilmek kurulsun diye nalburun
karolar stne yle yazdm: Ad'n ikinci harfi dile getirilmi
tir.

"nc cinayet, ubat'ta ilendi. Treviranus'un dedii


gibi tam anlamyla bir aldatmacayd. Gryphius-Ginzberg
Ginsburg, benim; Rue de Toulon'daki o kirli odackta bitmek
bilmeyen bir hafta geirdim (yzmde ireti duran bir takma
sakalla) , arkadalarm gelip beni kurtarana kadar. Arabann
eiinden sarkan bir arkada, bir diree yle yazd: Ad'n son
harfi dile getirilmitir. Bu tmce, dizi cinayetlerin l oldu

unu aa vuruyordu . Kamuoyu da yle anlad zaten: yine


de ben sana, uslamlamac Erik Lnnrot'a, dizinin drtl ol
duunu sandrtacak birtakm yinelenen belirtgeler serptim
uraya buraya. Kuzeyde bir belirtge, douda ve batda be
lirtgeler, gneyde drdnc bir belirtge gerektirir; Tetrag
rammaton -Tanr'nn ad, JHVH- drt harften olumutur;
soytarlarla nalbur da drt u artryordu. Leusden'n ri84

salesinde bir blmn altn ben izdim: o blm, Yahudilerin


bir gn, gnbatmndan gnbatmna hesapladklarn ka
ntlyor: o blm, lmlerin her ayn drdne rasladn da
aklyor dolaysyla. Ekenar geni Treviranus'a gnderdim.
Senin eksik kalan ucu tamamlayacam nceden biliyordum.
Kusursuz bir karoyu oluturacak ucu, seni amaz bir lmn
bekledii yeri ok nceden saptayan ucu. Her eyi tasarladm.
Erik Lnnrot, seni Triste-le-Roy'un sszlna ekmek iin.
Lnnrot, Scharlach'la gzgze gelmekten kand. Aalara,
bulank sarlara, yeilli, krmzl karolara ufalanm gkyzne
bakt. Hafife rperdi, ayn anda kiisellikten yoksun -handiyse
adsz- bir zn duydu. Gece kmt bile; tozlu_ baheden
1'ir kuun umarsz t duyuluyordu. Lnnrot, son bir kere
bu simetrik ve belli-aral lmler dizisini tartt.
"Senin labirentinde izgi fazla," dedi neden sonra. "Ben
tek dz izgiden oluma bir Yunan labirenti bilirim. O izgi
boyunca yle ok feylesof yolunu yitirmitir ki, sradan bir .
dedektif haydi haydi yitirebilir. Bir dahaki gelite Scharlach,
ardma dtnde, A'da bir cinayet iler gibi yap (ya da
gerekten ile), sonra B'de, A'dan sekiz kilometre tede ikinci
bir cinayet, sonra C'de, A ve B'den drder kilometre uzaklkta,
ikisinin ortasnda nc bir cinayet. Sonra beni D'de, A ile
C'den ikier kilometre uzaklkta, ikisinin tam ortasnda bekle.
Beni D'de ldr, imdi Triste-le-Roy'da ldrecein gibi."
"Seni bir daha ldrdmde," diye yantlad Scharlach,
"gzle grnmez, dz ve kesintisiz tek izgiden oluan o
labirenti vadediyorum sana."
Birka adm geriledi. Sonra byk bir dikkatle, ate etti.

85

You might also like