You are on page 1of 229

ANKARA -NIVERSITESI

IAIIIYAT FAKLTESI YAYINLARI NO.

147

BN M SKEVEYH
VE
YUNAN'DA ve SLAM'DA
AHLAK GR LERI

Prof. Dr. CAVT SUNAR

AHLAK: insanl n Almet-i Frikas .


Cavit SUNAR

ANKARA NIVERSITESI
L H YAT FAKLTESI YAYINLARI NO.

147

BN M SKEVEYH
VE
YUNAN'DA ve SLAM'DA
AHLAK GR LER

Prof. Dr. CAVT SUNAR

AHLK; Insanl n Almet-i Fdrikas


Cavit SUNAR.

ANKARA 'NIVERSITESI BASIMEV - . ANKARA - 1980

NSZ
Bu kitabmz, aslnda, krk yl nce stanbul
niversitesi Edebiyat Fakltesinde haz rlam olduumuz Me'dmiyet Tezi'mizdir.
Ahlak ilminin ana kurallar ile Yunan'da ve slam'da balca ahlak gr lerini inceleyip a klayan
bu kitabmz bilgili ve faziletli bir hayat amalayan
herkese armaan olsun!
Cavit SUNAR

IINDEKILER
n Sz
Giri

3
9-36

bn Miskeveyh'in hayat- hvanussafa Cemiyyetinin zuhuru, gayesi, Rislelerin mahiyeti-Farabi"nin slamda etkisi-Farabi Ekol: Yahya b. Adiyy,
brahim b. Adiyy, Eb Sleyman Sicistni, Eb
Hayyn Tevhidi, bn Miskeveyh, Ebu'l-Farac b.
al-Tayyib, bn Heysem- bn Miskeveyh'in Felsefesi
ve Eserleri-Tahzib al-Ahlak Kitab nn on rnaksadTahzib al-Ahlak Kitab nn alt Makalesinin konular .

Konu: I
37-51
(Ruh ve Kuvvetleri)
bn Miskeveyh'in Psikolojisi-Aristo PsikolojisiFarabi Psikolojosi-Ihvanussafa Psikolojisi- raki ( ahabedin Siihrevercli, bn Tufeyl) Psikolojisi-Kar latrma
Konu: II
(ocuk Terbiyesi ve Ahlak)

52-70

bn Miskeveyh'in Ahlaki d ncelerine giri :


ocuk terbiyesi ve ahlak- nsanlarn varabilece i
yksek mertebeler- nsan, btn varlklardan ereflidir- Canszlar, Nebatlar, Hayvanlar ve nsanlar
arasnda kar latrma- Aristo'da ocuk terbiyesi ve
ahlak- Farabi'de ocuk terbiyesi ve ahlak-ihvanussaf'da ocuk terbiyesi ve ahlak.
5

Konu: III
(Hayr ile Mutluluun Fark ve
Hayrn Ksmlar)

71-86

bn Miskeveyh'te Hayr ile Mutlulu un fark


ve Hayr' n Ksmlar-bn Miskeveyh'e gre Aristo'da Hayr ve Ksmlar ve Mutluluk- bn Miskeveyh'e
gre Fisagor'da, Sokrat'ta, Efltun'da, RevakIlerde
ve Muhakkik Filozoflarda Mutluluk- -Aristo'da Hayr
ve Mutluluk- Farabi'de Hayr ve Mutluluk- hvanusaf'da Hayr ve Mutluluk

Konu: IV
(Faziletler ve Reziletler) .... 87-139
bn Miskeveyh'e gre drt byk Fazilet: Hikmet (Akl), ffet (Namus) ecaat (Cesaret), Adalet
ve bunlarn kartlar olan drt byk Rezilet: Cehalet, Hrs ve Tama' veya Namussuzluk, Korkakl k,
Zulm- bn Miskeveyh'e gre Aristo'da Fazilet
ve Rezilet gr - Aristo'da Birinci ve kinci dereceden Faziletler ve Reziletler-Aristo Psikolojisinin
ve Ahlakn n zeti-Farabi'de Fazilet ve Rezilet gr-Ihvanussaf'da Fazilet ve Rezilet gr .

Konu: V
(Cemiyyetin Esas Yardmlama ve
140-157
Muhabbettir)
bn Miskeveyh'te Sosyoloji: Cemiyyet ve Yardmlama ve Muhabbet Meselesi -Aristo'da Sosyoloji:
Cemiyyet ve Yard mlama ve Muhabbet Meselesi (Aristo'da sevginin nemi: Anaya, Babaya sevgi; ocuklara sevgi; Akrabalara ve Dostlara sevgi; Btn insanlara sevgi ; Sevginin Hayyatta ve Terbiyede byk
6

yeri)- Farabi'de Sosyoloji: Cemiyyet ve Yard mlama


ve Muhabbet Meselesi- ihvanussaf'da Sosyoloji: Cemiyyet ve Yardmlama ve Muhabbet Meselesi.
Konu: VI
(Nefsin Hastalklar ve Tedavisi) 158-171
bn Miskeveyh'te Nefsin hastal klar ve bunlarn giderilmesi areleri : Faziletler ve Reziletler ve
Gazab ve ehvet kuvvetlerinin terbiyesi -lm ve
eitleri -Aristo'da Nefs'in Hastal klar ve Tedavisi:
(Ruhun mahiyeti meselesi; nsanlar nelerden korkarlar? -Korkular n en korkuncu lm korkusudur;
lmden korkulmal mdr ?; Alicenablk nedir ve
Alicenab bir kimsenin belliba l vasflar nelerdir ?)Farabi'de Nefs'in Hastal klar ve TedavIsi: (Farabrnin
ruh ve mhiyeti hakkndaki fikirleri ; lmden sonra
ruhun ne olaca hakkndaki e itli dnceleri; Nefs
hastalklar, ancak, (Akl) ile tedavi edilebilir) -ihvanussafa'da Nefs'in Hastal klar ve Tedavisi: ( hvanussafa'ya gre ruhun mahiyeti; lm ve e itleri;
Nefs hastalklar, zellikle, (Nefs Tasfiyesi) ile tedavi
edilebilir).
Konu: VII
(Hzn "znt" ve ilac ) .. 172-196
bn Miskeveyh'te znt ve ilac -El-Kindi"de znt ve ilac -Sokrat'ta znt ve ilac -Aristo'da znt, ve ilac - Epiktet'te znt ve ilac .
Sonu
Bir Mlhaza
Ek Notlar
Bibliyografya

197-200
201-204
205-223
224-226
7

GIRI
bn Miskeveyh'in hayat - hvnussafa Cemiyyetinin zuhuru, gayesi, Rislelerin mahiyeti
slamda etkisi- -Farabi Ekol: Yahya b.
Adiyy, brahim b. Adiyy, Eb Sleyman Sicistni,
Ebti Hayyn Tevaidi, bn Miskeveyh, Ebu'l-Farac b. al-Tayyib, bn Heysem- bn Miskeveyh'in
Felsefesi ve Eserleri -Tahzib al-Ahlak kitab nn on
maksad- Talzib al-Ahlak Kitab nn alt Makalesinin konular .
Ebts Ali Muhammed b. Muhammed b. Ya'kb
b. Miskeveyh al-Hazin (340-421 H.)
bn Miskeveyh ran'n pek eski bir ehri olan
ve bir ok slam dnrleri yetitiren (Rey)de
domutur. Onun, 421 hicri ylnda ld kesinlikle bilinmekte ise de do umunun 340 hicri yl olduu pek kesin de ildir.
Kaynaklara gre bn Miskeveyh'in babasnn
ad (Muhammed), dedesinin ad (Ya'kb), kendisinin ad da (Ahmed)tir; (Miskeveyh) lakab n sonradan alm tr. bn Miskeveyh'in dedesi olan Ya'kb, nce Mecsi imi, sonradan Mecsilikten dnerek Mslman olmu . bn Miskeveyh'i baz kaynaklar, sadece, (Miskeveyh) diye, baz kaynaklar da
(bn Miskeveyh) diye yazmaktad rlar.
9

Eb Hayyan Tevhic11 ve ondan naklen Ykt


Hamevrnin bildirildi ine gre Miskeveyh, tahsilini
dodu u Rey ehrinde yapm ve nce Kimya, sonra
Mantk, daha sonra da Felsefe ve T b dersleri alm
ve ayrca Tarih ve Edebiyatla da u ramtr. Ebu'1-Kasm al-Ktibrnin sagoci ve Kategorya'ya yazd (Savf el- erh)in ortakla a tashihi dolaysiyle
Eb. Hayyn Tevhidi Miskeveyh'in ilk Felsefe hocas
saylabilir. Fakat, o, Felsefeyi ve T b'b Ebu'l-Hayr
b. al-Hammr'dan alm tr. Nitekim (El-Fevz elAsgar) adl kitabnda (Nefs) konusunda Ebu'l-Hayr'n tefsirini nakl etmektedir. Ebu'l-Hayr, Yahy b.
Adiyy'nin rencisi ve Yahya b. Adiyy de byk
Trk Filozofu Frbrnin rencisi olmakla, Miskeveyh, Felsefe'de Frbl kolundan gelmi olmaktadr. Fakat, o, bir taraftan da Ebu'l-Hasan al-Amiri ve onun hocab EVI Zeyd el-Belhi vas tasiyle
Eb Zeyd Belhrnin hocas El-Kindrden de faydalanmtr. Naml Vezir ve Filozof bn al-Amid te,
Miskeveyh'in Tarih ve Edebiyatta. stad saylr.
M. emseddin'in iaret etti ine gre de Miskeveyh. hayat nn ilk zamanlarnda Muzizzddevle-i Deylemrnin veziri Eb Muhammed Muhallebi (veya MhelkbOnin hizmetine girmi ve bu syede ilim ve
irfnn gelitirme imknna kavumutur; o derece
ki bn Sin'dan sonra btn a dalarnn ba
olmutur. Miskeveyh, Muhammed Muhallebf'den
sonra ilim ve irfan yolundaki ykseli ini de Adududdevle'nin babas Rkneddin'in Sadr'- A'zam bn elA mid al-Kami ve bunun olu Ebu'l-Feth Zlkifteyn'e ve ondan sonra da bizzat Adududdevle'ye ve onun
oluna borludur. Adududdevle, Miskeveyh'i kendisine Hazinedr yapt ve bu mnsebetle Miskeveyh,
(El- Hzn) diye de an ld .
Adududdevle'nin lmnden sonra Miskeveyh,.
Irak' brakarak Mvernunnehr ve Harzem taraf10

larna gemi ve Harzem Prensinin saray ndaki


bn Sina, Eb Sehl Mesihi, EU. Reyhan Biyrni,
Eb Nasr Iraki gibi yksek bilginlerin meclislerinde bulunmu ve Prensin nedimeleri s rasna girmi tir. Fakat. zellikle, bn Sina'nn Ilim ve Felsefe
alanndaki hretinden tr de, onunla aralar
daima ak aklmtr. Nitekim bu yolda yle bir
fkra anlatlmaktadr: bn Miskeveyh, bir gn,
sarayda pek sekin bir rencisine ders verirken
ieriye bn Sina girmi ve bn Miskeveyh'in Matematikteki bilgisizli ine iaret kasd ile nne bir
ceviz atarak: "Bu cevizin alan n arpalar ile l!"
demi . Bunun zerine bn Miskeveyh te bn Sina"nn ahlaka olan zayflna iaret kasd ile onun
nne hemen Ahlak kitab ndan bir para atarak:
"Sen ahlakm dzelt ki ben de sana cevizin alan n
leyim" diye cevap vermi .
BYine Yaket H amevi, Miskeveyh'in
veyh Devleti Meliki Adududdevle zaman nda yetiip olgunlatna ve zellikle Bahauddevle zamannda pek byk bir an ve hrete ulat na iaret eder.
Kifti'nin bildirdi ine gre de Miskeyeyh, Adu
duddevle'nin zel kitapl mdrln yapm,
Iran bilgnileri s rasna girmi ve ilim meclislerinin
en ileri gelenlerinden biri olmu tur ve (Tbta Melikler) ve (Tecarib'l-Vmem) adl kitaplarn da Adududdevle'ye ithaf etmi tir.
bn Ebi Usaybia'ya gre de M skeveyh, Abbasi Halifeleri zaman nda Badat'ta yeti mi olan
naml slam Doktorlarndandr.
emseddin Sami de Kams- Alm'nda Miskeveyh'in Badat'ta yeti en naml bir Mslman
11

doktor olduu kadar Felsefi ilimlerde de pek bilgili


olduuna iaret etmektedir.
slam Ansiklopedisi de Miskeveyh'i, Filozof ve
Tarihi olarak karakterize etmekte ve zellikle ahlki fikirleriyle n aldn bildirmektedir.
Pintilii ve siyasal mevki ihtirs, Miskeveyh'in
balca kusurlar olarak saylmaktadr.
imdi, bn Miskeveyh, felsefi fikirleri ags ndan, zellikle, iki byk etkinin alt ndadr: bunlardan biri, zaman nda byk bir 'hrete sahib olan
hvnussaf Cemiyetinin Felsefi-Ahlki gr leri.
dir, dieri de Frbi Felsefesidi
hvnussaf Cemiyyeti, Abbsi Devletinin bozulmaa balad sralarda ve Frbl'yi bn Sin'ya
balayan devrede ark'ta, byk Dini, Felsefi ve Siyasi gizli bir Cemiyyet olarak onuncu yz ylda (360
Hicri), Basra'da kuruldu ve sonra Ba dat'ta da bir
u'besi ald . Bu Cemiyetin maksad , Mslmanlar taassubtan kurtarmak, Tabiat ilimlerini ve zihniyetini hkim klmak ve bir Ayd nlar Ahlk meydana getirmek idi. Bunun iin de slam eriat'm
Felsefe ve Ilim yolu ile hurfelerden temizlemek
gyesini gdyorlard . Bunlar hi bir din ve hi bir
mezhebe kar olmayp her eit dinsel kaynaklardan faydalanma yolunu tuttular, fakat, Hind ve Yunan ilimini ve felsefesini de elden b rakmad lar.
Matematikte Fisagr'a, Mant k'ta Aristo'ya, Metafizik'te Yeni-Efltuncu'lara, Ahlk'ta Sokrat'a,
Din Felsefesinde de Frbi'ye ba landlar.
Ksaca, tabii ilimler zerine kurulan Eklektik
bir Gnostisizm, bunlar n felsefelerinin zelli ini tekil eder. Felsefelerinin temelinde Matematik gr e
12

dayal harflar ve saylar yer alr. Bundan sonra da


Manttlea ve Tabii ilimlere geilir. Fakat, bu felsefede her ey, nefs'e ve onun kuvvetlerine ba lanmak
suretiyle en sonunda mistik ve sihri bir yoldan Ilahi
bilgiye ular ki bu felsefenin as l karakteri de i te
bu ruhsal durumudur. Bu felsefenin gayesi de insann ruhunu Allah'a ykseltmesi ve O'nunla bir
klmasdr. Bu da her eyden nce (Nefs Tasfiyesi)
ile mmkndr'.
te, Ihvanussafa, Fisagor'cu bir zihniyet ile varl saylarla ve kaniat dzenini de say larn ilikileri ile aklamaa giritiler ve Felsefey'yi Fisagor'culuk yolu ile halka yayma a altlar. Bu maksatla da Yunan Felsefesi ile Islam eriat'm uyuturma yolunda felsefenin teorik ve pratik btn
ksmlarna ait olmak zere ve basitten mrekkebe
do ru giden bir ilimler snflamas esasna gre2
3 yazdlar. thvnussafa cemiyyetinin ku- (52)risale
rucularnn ve taraftarlar nn kimler olduklar ve
bu risaleleri kimlerin yazd klar kesinlikle bilinmemekle beraber, zellikle, (Zeyd b. R ifaa) ismi bu
cemiyyete alem olmu tur.
Ihvanussaf'ya gre insan n zihinsel faaliyeti
ilim ve san'at olmak zere ikiye ayr lr: Ilim, alimin
nefsindeki ma'lu rlun ekli veya dta bulunan
varl n daha Latif veya daha ma'kul bir varl k eklidir; san'at ta san'atkar n nefsinde husule gelip
maddeye inklab ettirdi i bir eklidir4.
Ihvnussaf, ilimleri, her eyden nce gruba
ayrm lardr.
A- Matema:tik'e ait ilimler.
B- eriat'a ait ilinden
C- Hakiki Felsefeye ait ilimler'.
13

Matematik'e ait ilimler dokuz tanedir:


1 Okuma yazma.
2 Lugat ve Nahv.
3 Hesap ve muamelt.
4 iir ve Artiz.
5 Ku falcl .
6Sihir ve Azim ve Kimya ve Efsun.
7 San'atlar.
8 Alveri, Ticaret.
9 Siyer ve Ahbr.
eriat'a ait ilimler de Ahireti isteme e ve Nefs
tbbna ait olmak zere alt tanedir.
1Tenzil ilmi (Ayetlerin d na ait ilim)
2 Te'vil ilmi (Ayetlerin iine ait ilim).
3 Rivyet ilimleri.
4 Fkh, Snnet, Hkmler.
5 Nasihat, Zhd ve Tasavvuf.
6 R'ya ta'biri.
Hakiki Felsefi ilimler de drttr.
1 Matematie ait ilimler.
2 Mantk'a ait ilimler.
3 Tabiiyata ait ilimler.
4 ilhiyat'a ait ilimler.
Matematik'e ait ilimler de drde ayr lr.:
1Hesap (Cebir de dahil).
2 Hendese (Mihanik, a rlk ta'yini, mesaha
dahil).
3 Astronomi.
4 Msiki.
Mantk'a ait ilimler de be e. ayrlr:
1 iir (Poetika).
2 H itabet (Retorika).
14

3 Cedel (Topika).
4 Burhan (Analitika)
5 Safsata (Sofistika).
Tabiiyata ait ilimler de yediye ayr lr:
1 Cismani mebde'ler.
2 Sema ve lem.
3 Kevn ve Fesad.
4 Hava olaylar .
5 Ma'denler.
6 Nebatlar.
7 Hayvanlar.
ilahiyat'a ait ilimler de be e ayrlr:
1 Allah Bilgisi.
2 Akln basit cevherleri.
3 Nefsler ilmi.
4 Siyaset (Nebilik te dahil).
5 Mad.
Ksaca; ihvanussafa'n n Felsefi ilimleri yedi
sra gstermektedir:
1 Hesap.
2 Hendese.
3. Musiki.
4 Astronomi.
5- Mantk.
6 Tabiiyyat.
7 ilahiyyat 6.
ihvanussafa'nn Felsefi ilimlere ait (52) risalesi (4) grupta toplan r:
1 Matematik ve Felsefe ilimlerine ait risaleler.
2 Tabii ve cismani ilimlere ait risaleler.
15

3 Psikoloji ve akli ilimlere ait risaleler.


4 lhiyata ve Serlata ait risaleler.
Matematik'e ve Felsefi ilimlere ait risaleler
(14) tanedir:
1 Adet (say).
2 Hendese.
3 Astronomi.
4 Corafya.
5 Musiki.
6 Hesaba ve hendeseye ait nisbetler
7 lmi san'atlar.
8 Amell san'atlar.
9 Ahlk ve ahlkm e itli olmas sebepleri.
10 sagoci.
11 Kategoryas (maklt- aere).
12 Hermenyas (ibre, kaziyye).
13 Birinci Analitik (K yas).
14 kinci Analitik (Burhan) 7
Tabii' ve cismni ilimlere ait risaleler (17) tanedir. Bu gurup tabiiyat hallerini ihtiva eder ve
tecrbl ruhiyat ta bu guruba dahildir.
Heyl ve Sret.
2 Sema' ve Alem.
3 Kevn ve Fesad.
4 Asr- Ukiyye.
5 Ma'denlerin meydana geli i.
6 Tabiatn mahiyeti.
7 Nebat cinsleri.
8 Hayvanlar n ve snflarnn meydana ge-

9 Bedenin terkibi.
o Duyular ve duygulanma.
16

Nutfeden ocu un meydana gelii.


12 Filozoflarm: nsan kk lemdir sznn anlam .
13Cz'l nefslerin tabii cisimlere ve insan bedenlerine siryeti hakknda.
14 ilim elde etmede insan n gc.
15-lm ve hayatn mhiyeti.
16Cismni ve rlni lezzet ve elemlerin mhiyeti hakknda.
17Lugatlar n deiik olmasnn sebepleri hakknda'.
Psikoloji ve aldi ilimlere ait risaleler de ( o)
tanedir. :
2-

Fisagor mezhebine gre akli mebde'ler.


hvnussaf'n n grne gre aldi mebde'-

ler.
3 Filiozoflarn: "Mem byk insandr" sznn anlam .
4 Akl ve ma'kl.
5 Edvr ve ekvr.
6 Akn mahiyeti.
7 Tekrar dirilme ve K ymaet hakknda.
8 Hareket cinslerinin niceli i hakknda
9 lletler ve illetlenmi ler hakknda.
o Hudd ve rsm9
lhl keyfiyetlere ve eriatlara ait risaleler de
(ii) tanedir:
Dnceler ve dini hkmler.
Allah'a gtren yol.
3 hvanussaf'nn i'tikadlar ve Rabbnrlerin mezhebi.
2-

17

4 Ihvanussaf mua eretlerinin keyfiyetleri


ve birbirlerine yard mlar .
5 ymann mahiyeti.
6lahi nmus (kanun) ve Nebilik'in artlar.
7 Allah'a da'vet keyfiyeti.
8 Ruhanilerin halleri.
9 Siyasetin e itleri.
o Alemin tertibi.
Sihr ve efsunculu un mahiyetil.
te, slam Dini ile Ilim ve Felsefeyi uzla trma
gyesini gden Ihvanussara, yukar da bildirdiimiz
bu risalelerini bir ok yerlere yayd lar, hatta, tabib
alKermni al-Kurtubi vas tasiyle Endls'e bile
soktular. Fakat, bu risa eler, ihvnussafa'n n en sonda bir takm harflar ve saylar sofizmine saplan p
kalmasndan tr, gerek Din alan nda ve gerek
lim ve Felsefe alanlarnda byk hcumlara urad .
Bununla beraber bu risalele , aydnlar ve zellikle
yar aydnlar zerinde byk etkiler yapt ve daha
sonralar da Btmyye, Hahiyye, Ismiliyye,
Drzi .. gibi birok frkalara Safa. Karde lerinin
i'tikadlarn alad. Aristo Felsefesi yaln z yksek
tabakan n mal olmuken Saf Karde lerinin Felsefesi halk tabakalar nn Felsefesi oldu ve hatta
Gazali bile bu felsefeden baz fikirler ald .
bn Miskeveyh'in felsefi fikirlerinin gerek kayna olmasndan tr de Farbl'nin slmda etkisinden ve Ekolnden ksaca sz edelim:
Frb i'nin Etkisi"
Frabi'nin Avrupadaki byk etkisi yan nda
slmdaki etkisi daha byk ve daha e itli olmu18

tur. O, yalnz, ba bulunduu Mei Felsefesine


deil, Kelmclara, Ahlaklara, Mutasavvflara ve
raki'lere de etkide bulunmu tur. Mesela: bn
Sina, Ebu Bekr Razi'nin amprizmi ile Farabi'nin
rasyonalizmini birletirmek suretiyle kendi sistemini
kurmutur. Endls'l bn Bacce "al-Tadbir alMtevahhid" adl eserinde Farabi'nin fa'al ak l
nazariyesi ile Efltun'un " de"ler telakksini benimsemi ve Farabi'nin "Tek ba na yaayan bir insanda da bir hayal, bir hedef vard r" szn ele alarak
bu fikri geli tirmi tir. Buna gre insan n daima bir
ideal hayal etmesi insan gelitiren biricik mildir.
Bu durum, ruhun ykseli ini ve akllar mertebesini
de aklamaktad r.
Kelmc Fahreddin Razi, Farabi'nin kaderciliini veya determinist irda nazariyesini kabul
etmitir. Yine Kelmc Gazali, psikolojisinde ve
lahiyatnda Farabi'den ok etkilenmi ve Psikolojisindeki snflamay hemen hemen ondan alm tr.
Ahl Nasir-i Tsi'nin "Ahlak- Nasri"si de
Farabl'nin ahlak gr lerinden ilhamlanmtir. Celleddin Devvni ve K nal Zade Ali de ahlak gr lerinde Farabi doktrinini ayniyle pe lediler ve bu
doktrini kendilerinden sonraki ahlak lara da devir
ettiler.
Tsi, ilim ve felsefede de Farabi'den faydalanmsa da Orta an en byk Fizikisi olan bn
Heysem, bu fayday daha ok salamtr. nceleri septik olan bu zt, Farabi'nin etkisi ile, sonralar amprizm ile rasyonlaizmi birle tirme yoluna
girmitir.
raki filozoflar olan ahabeddin Shreverdl,
Kutbeddin irazi, Celleddin Devvni ve bn Tu19

feyl de onun psikolojisinden ve metafizi inden ok


yararlandlar.
Bata bn Arabi olmak zre Mutasavv flar da
Farbrnin metafizi inden ve psikolojisinden ok
faydalananlar aras ndadrlar. bn Arabi "Vandet-i
Vcud" telkkisinde Frbrnin Emr ve Halk Alemi, Byk Alem Kk nsan ve Byk nsan Km Alem telkkilerini geli tirmitir. Frbrnin
(Fuss)u bn Arabrnin Vandet-i Vc d felsefesini
deyimleyen (Fuss)unun temelidir ve Mutasavv flarn ilk Felsefi rneidir. Simavnal Bedreddin'in
de Frbrnin madde ve ruh telkkisinden ve Din
senbolizminden etkilendii (Varidat) adl kitabnda aka grlmektedir.
Frbl'nin Din ve Peygamberlik nazariyesi
kendinden sonraki filozoflarn biroklar tarafindan
eletirilmi ise de bn Arabi ve Mbe ir b. Ftik
gibiler tarafndan da i'tibr grm tr.
Frbi Ekol":
Frbl slmda Meei okulunu kurmu ve peinden gidenler de bu okulu Endlsl bn Rd'e
kadar srdrm lerdir.
Farbrnin do rudan doruya rencileri Badat'ta Yahya b. Adiyy, Haleb'te brahim b. Adiyydir.
brahim b. Adiyye, psikoloji ve di er ilimlere
dair bir ok eserleri ile tan nmtr.
Frbi bata olmak zre Ebu Bi r Metta' b.
Ynus'a ve daha ba kalarna da rencilik yapm
olan Yahya b. Adiyy ise Aristo'dan yapt terc20

melerle nam alm tr. Bu zt, zaman filozoflarnn


ba idi.
Farabi'nin do rudan doruya olmayan, fakat,
onun okulunu srdren rencileri aras nda da Ebu
Sleyman Mant ki al-Sicistni: (veya Siczi), Ebu
Hayyn Tevhidi, bn Miskeveyh, Ebu'l-Farac b.
Tayyib ve bn Heysem byk nem ta rlar.
Ancak, hemen ekleyelim ki Farabi Okulu ilerleyeceine gerilemitir. Zira, Tabiat Felsefesi, mahiyeti bilinmez esrarl bir ilim haline getrilimi, Frb'nin mant ki grleri de lafazanl k felsefesi haline sokulmutu. Bu devirde, yaln z, insan nefsi ve
dolaysyle de Din problemi birinci planda yer almt. Geri insan nefsi meselesine Safa Karde leri
de birinci planda yer vermi lerdi ama onlar daha
ziyade nefsin garip fiillerini ele alm lard. Bunlara
karlk ise bu devride nefsin aldi cevheri ve onun
en yksek akli leme ula mas meselesi n planda idi.
Farabi okulundan bn Heysem, Francis Bacon'
da etkilemi byk bir slam Fizikisi ve Matematikisidir.
Ebu'l-Farac b. Tayyib te Aristo'ya yapt
eitli erhlerle naml dr.
Ebu Sleyman al-Sicistni de, zellile, zaman nn nemli mantklarndand r. Asl kaybolan (S yan al-Hikma) adl eseri ile naml dr.
Sicistni'nin hkim fikri, vcudun bir oldu u
ve Din ile ilim arasnda ayrlk olamayacadr. Ona
gre btn eyler aras nda vcud bakmndan itirak vard r ve btn ilimler bir tek ilim formu karsnda itirak htindedirler. u halde, Din ile Felsefe arasnda ayrlk olamaz. Felsefe, Din hkm21

lerinin desteklenmesine; Din de Felsefenin vard


sonular mkemmelle tirmee yarar. Felseff bilgi,
insan nefsinin esas ve gyesi; Dinsel akide de o gyeye gtren yoldur. Allah'n yeryznde vekili
saylan Akl ile Vahy aras nda ztlk yoktur.
Fakat, Sicistni taraftarlar da, en sonda, Saf
Karda larnn harflar ve saylar sofizmine dald klar
gibi, bir takm lafzlar ve anlamlarda kalarak sofizmde karar kldlar. Bu, din ile felsefeyi uzla trma ceryan, daha sonra, Kelmc lar ve Mutasavv flar arasnda da kh uyu malara ve kh at malara sebep olmutur.
Drdnc hicri yz y lda yaayan Ebu Hayyn Tevhd Sicistni'nin en nl rencisidir. Ebu
Hayyn'n esas vasfi sfiliktir. e itli felsefe konularna dair mtalaalarn sonularn bildiren "alMukaabast veya Mukaayast" adl eseri mehurdur. Bu kitap slam medeniyetinde geli en ilimler
ve fenlerle bunlar n gelime derecelerini ve Ebu
Hayynn kendi felsefi fikirlerini ve zellikle Efltun felsefeyi zerindeki geli meleri gsterdi inden
ark Felsefesi bakmndan pek nemlidir. Ebu Hayyn'n "al-Emta' va'l-Mnese" adl kitab da onun
felsefi fikirlerini gsterir. "El-Hevmil va'l- evmil"
adl kitab da bn Miskeveyh ile kar tlamalarn
ihtiva eder.
,

Ebu Hayyn'a gre nazari felsefe tek ba na


yeterli de ildir; onu, pratik felsefe ile tamamlamaldr. Bilgi de hisse de il, akla dayanmaldr. Ruh
baakidir ve yaln z ruhsal bir Maad vard r.
Felsefenin bir tek yolu vard r, o da, insan Tevhid'e gtrmesidir. Bu sebeple felsefeye ba lanan22

lar Din'e ve Din'e ba lananlar da Felsefeye ynetmek zorundad rlar.


Ebu Hayyn da hocas gibi, kehaneti, farkl
derecelerle herkesin sahip olabilece i ilahi bir kuvve
olarak kabul eder. Peygamberlerin de bazan yan labileceklerini syler. nsandaki btn kuvveler arasnda, akla, en yksek mevkii verir. Varl derecelere ayir r. Ve en nihayet o da, hocas gibi, Din ile
Felsefenin birliini iddia eder.
bn Miskeveyh'e gelince: bn Miskeveyh te
Sicistni ve Tevhidi gibi Eflatun ve Aristo'nun fikirleriyle slam Dinini birbirine yakla trmaa alr
ve bu maksatla Farabrnin ak lc yolundan gider
ve onun sistemini Tasavvufa ve hvanussafa grne ba lar. Fakat, o, Farabrden esasl bir noktada
ayrl r: Farabi'ye gre nazariye birinci planda
ameliye ikinci plndad r ve ameliye nazariyeye ba ld r. Miskeveyh'e gre ise ameliye birinci planda,
nazariye ikinci plandad r. Baka bir deyile, Ahlak
nce, Ilim ondan sonradr. Bu sebeple bn Miskeveyh Mant k'a nem vermeyip zellikle Ahlak felsefesi zerinde durur.
bn Miskeveyh, hvanussafa gibi, ilimlerin bana Matemati i, sonuna da Metafizii koyar. Bu
ikisi aras nda da Mantk ve Tabiiyat yer al r. Fiziinin temelinde, Me arler, gibi. Madde (Heyl)
ile Sret bulunur ve kinatta bir tertip ve dzen ve
Yeni-Efltuncular gibi Allah, lk Akl, Nefs, Felek,
Tabiat gibi mertebeler kabul eder. O, nemle, bir
(Tekml)den de sz eder ve hayvanlar n son mei-tebeleriyle insan n ilk mertebesi aras na (Maymun)u
koyar ve bylece bu iki mertebeyi birle tirir. Farabl."nin kk lerr ve byk lem gr zerinde
23

durur ve onu geli tirir ki bu telakkyi sonradan Tasavvuf da aynen almtr.


Miskeveyh, bilgi meselesinde duyularla akla
birlikte yer vermekle beraber akl duyulara stn
tutar ve duyular alan ndan akl alanna gemede de
riyazeti, yani duyulardan ve duyulara ait suretlerden uzaklama art koar; ihvanussafa gibi his
alannda kalmayarak ak l alanna geer. eriatla
felsefeyi birbirinden ayrmaz.
bn Miskeveyh, Metafiziini e bler:
Allah.
2- Nefs.
3 Peygamberlik.

I Allah:
Allah, nurdur; dolay siyle de hem anlalabilir
hem de anlalamaz. bn Miskeveyh burada Farabi"ye uyarak, Allah' n zuhurunun iddetinden tr
gizli kald esasn kabul eder. Allah, zat ile var
olduundan O, vcudu Zorunlu oland r, Ezell olandr, Tek olandr, Esiz olandr, Cisim olmayand r,
hareket etmeyen lk Harket ettiricidir. Miskeveyh
te Aristo'nun Allah hakk nda ileri srd cild,
kudret ve hikmet s fatlarn kabul eder ve bu hususta bn Heysem'e ve Leibnitz'e nderlik eder. Ona
gre bir insan ilahi gere e, ancak, bu s fatlar kabul etmek, sonra da riyazatta bulunmak ve daha
sonra da akla s msk sarlmakla ulaabilir. ilahi
gerek te Filozoflar n gsterdikleri, Peygamberlerin
de da'vet ettikleri ayni bir tek gerektir.
Miskeveyh'e gre Allah' ilmen kavramak mmkn deildir. Zira, o, insan n tand varl klardan
24

hi birine benzemez. Tersine, o, btn e yay bir


eyden olmakszn yaratand r, yarat sras da yledir :
Allah:
Allah, zat ile var olan tam ve kamil varl ktr.
Varlk, Allah'ta zati, e yada ise arazidir. Bundan
tr de Allah tam ve kmil, e ya ise noksandr.
2- lk Akl:
lk Akl N,eya Fa'al Akl, Allah'tan vastasz
olarak ilk kan eydir. Allah'n zki feyzi ile srekli
olarak ili kide olmakla de imeyip tek hal zre
ebediyyen baaki kalan varl k i te bu lk A.kldr.

3 Nefs:
Nefs, ilk akl arac ile Allah'tan var olan ve
akla nazaran harekete muhtac olan ikinci varl ktr.
4 Felek:
Felek, nefs arac ile Allah'tan var olan ve nefse
nazaran harekete muhtac olan ve enbersel hareketle hareket eden varl ktr.
5 Tabiat:
Tabiat, yani tabii cisimler alemi de felek ve
yldzlar arac ile hareket eden ve zaman iinde
meydana gelen ve dolaysiyle baaki olmayp daima dei ip yok olucu olan varlktr.
Ksaca btn Mem, btn varl klar, varlklarn
Allah'n feyzinden alrlar. Bundan tr de btn
alemde bir tertip ve dzen vard r.
6 nsan:
Alem, byk insan; insan da kk lemdir.
nsan, kaniatn bir zetidir. nsanlarn en stn
de en bilgili insan olan Filozof'tur.
25

Bu telekki bn Miskeveyh'in Peygamberlik


nazariyesinin temelini te kil eder.
Nefs:
Nefs, basit bir cevherdir. Bu cevher, duyular
lemini duyu organlar mz arac ile ma'kulleri de
zati kuvveti ile ve zat nda alglar.
Basit bir cevher olan nefs, canl dr, baakidir ve
kendinden hareketlidir. Asl nda tek bir hareket
olan bu hareket, yn bak mndan ikiye ayr lr:
a- Akl tarafina do ru hareketi ki bu suretle
akldan nur alr. Bu hal, mutluluk halidir.
b- Madde tarafna doru hareketi ki bu suretle
de maddeye ve maddi leme nur verir. Bu hal de
mutsuzluk halidir.
Ksaca, bizim hareketimiz Felek'in hareketine,
onun hareketi de Nefs'in hareketine dayan r. Nefsin hareketi ise zaticlir, nefsten asla ayr lmaz. Bu
hareket, nefsin hayat dr ki buna Kelime, de, Tohum denir.
bn Miskeveyh te hireti, filozoflar gibi, ruhani, olarak kabul eder ve ancak nefsin mutlulu a
eriebilece ini ileri srer.
111. Peygamberlik:
Miskeveyh, Peygamberlik nazariyesine tekml nazariyesinden balar. Ona gre Peygamberlik,
insanln tcdr ve sonradan kazan lan bir hldir.
Bunun yolu da nefsin derece derece ykselerek ak lla birlemesidir ki bu da (Vahy)e ula mak demektir. Miskeveyl , vahy ile ilham birbirine kar trr
ve hayvanlardaki igdy vahy olarak kabul eder.
26

Ona gre yalnz eit hayvanda vahy sz konusu


olamaz:
a- Sedef.
b- Salyangoz.
c- Kk kurtlar.
Peygamberlerin grevi cahil halk , anlaylarna gre, konuarak uyarmakt r. Bu sebeple onlar
ou kere remzlere, mesellere ba vururlar.
Miskeveyh, ahlaki ilimden stn tutmakla Peygamberleri de Filozoflardan stn tutar ve bu noktada da Filozoflardan ayr larak ihvanussafa'n n tarafn tutar.
Miskeveyh, Peygamberleri de gnderilen ve
gnderilmeyen diye de ikiye ayrr ve bu suretle de
maml kabullenir. O, Peygamberlerle khinleri
de birbirinden ayrr ve khinlerde muhakkak yalanclk, Peygamberlerde ise muhakkak drslk grr.

Ahlak :
bn Miskeveyh'n ahlaki grlerine gelince:
Miskeveyh zaman nda iki ahlak sistemi vard :
bunlardan biri Yunan'dan gelen ve prensipleri (Ptidal ve Tam Orta) olan Rasyonel Ahlak Sistemi,
dieri de blm'da meydana gelen ve prensipleri
(Tevekkl Sabr ve Riz) olan Twavvufi Ahlak
sistemidir.
bn Miskeveyh, balca dayana olan ve Aristo'nun nazari felsefesine dayanm olan hocas H.rabi'yi Pratik Felsefe bak mndan tamamlama a
alt ve dolaysyle Ahlak alan nda Yunan grn de tamamlam olmakla, nc Muallim
(Muallim-i Salis) ad n ald .
27

bn Miskeveyh'in ikinci dayana olan ihvanussafa Cemiyyeti, geri, asl nda ahlak bir cemiyyet idi ise de bunlarda Ahlak Tasavvuf'a ba l idi
ve Felsefeden Tasavvuf'a geiliyordu.
bn Miskeveyh'in Ahlak gr ise hem ie
ait bir (Ke f)e hem de (Tecrid ve M ahede) ye
dayanmaktad r ve bundan tr de Miskeveyh, bu
her iki gr birletirmektedir.
Miskeveyh'e gre de insan Sosyal bir varl ktr
ve Ahlak ta ancak bu dnya arzular iinde ve bu
Sosyal hayatta gerekle ir. Sosyal hayat ta, Yunanllarn kabullendikleri gibi, (Hikmet, ffet, Secaat,
Adalet) ile kaimdir; yaln z yaayan bir insanda ise
bu faziletler meydana gelemez.
Miskeveyh'e gre Ahlale n gayesi stn Mutluluk'tur. 'stn Mutluluk, btn zaman ve mekanlarn stnde, btn insan ili kilerine ait en
yksek Keml'dir, srekli ve Mutlak yilik'tir. nsan, ilk nce, mizac nn gerektirdi i mutlulua ular, fakat, bu, bedene ait d mutluluktur. Bu
d mutluluktan sonra, insan, Akli Mutluluk'a
ykselir, fakat, bu da, sonunda, ferdi bir mutluluktan ibarettir. Bunun da stnde bir stn Mutluluk
vardr ki insan bu mutlulu u her hangi bir maksat
iin deil, fakat, s rf mutluluk oldu u iin arzular.
Bunu salamak iin de nefse ait hazlardan syrlmak, akla sar lmak ve felsefi ilimlerde tam bir bilgi
edinmek zorunludur.
Mutluluk, her varl n kendisinden kan fiillerin tam ve mkemmel olarak yap lmasndan ibarettir. nsani ve stn Mutluluk ta Akla uygun
olarak yaamaktan ibarettir ve bu da insan n Ke-

mlidir. Akla uygun olarak ya ayan kimse, btn


Felsefi bilgileri elde eder ve dolay siyle varln btn
srlarna nufuz ederek irfan sahibi olur; lahi nurla
nurlanr; Allah'n Ebedi inayetine ula r.
V.stn Mutlulu a ulamann artlar unlardr:
Kuvvetli, shhatl, mu'tedil mizali olmak ve
ameli fazilete sahip bulunmak, Yukar da grmtk ki Miskeveyh'e gre, Farabi'nin z ddna, ameliye nazariyeyi ta'yin eder; ahlak, ilmi do rurur;
insan, nce faaliyet iinde ya ar ve derece derece
ykselerek akli faaliyete ula r.
bn Miskeveyh, Psikolojik Tb'ba da nem
verir. Bu da beden ve ruhun birlikte terbiyesi demektir. nsann terbiye edilecek melekeleri de tr:
1 Al kanlk :
Bu, iyi kullanlrsa btn faziletlerin kazan lmasn ve insanlarn ykselmelerini Sa lar.
2-

Taklit :

Bu da iyi kullanlrsa insanlar bununla birbirlerinin tecrbelerinden ve ak llarndan faydalamrlar.


3 ntibah ( Ruhen Uyanmak) :
Bu da iyiyi ve kty ayracak hale gelmektir
ki bu sayede de tam bilgi te ekkl eder.
Ksaca, Miskeveyh, Nazan ve Amell Ahlak'
pek byk bir maharetle birbirine ba lamtr.
Miskeveyh, (Vasiyyetnme)sinde de yle diyor:
29

Kalbi, ancak, Hikmet iin temizle; kafay ,


ancak, Hikmet iin boalt; himmeti, ancak, Hikmet'e sarf et; eriat' da elden b rakma!
bn Miskeveyh'in belliba l eserlerini drt gurupta toplayabiliriz :
A-Ablala ait ba lca eserleri:
Al-Tahra (Pek Ziyade Temizlik).
Miskeveyh, bu kitab nda baz tercmeler vas tasiyle Calinus'un (Ahlku'n-Nefs)inden ve Yunan'n Megra okulunun ahlak felsefesinden nakillerde
bulunmakta ve burada Porphyrius vas tasiyle de
Aristo'ya dayanarak Hayr ile Mutlulu u ayrmaktad r. O, bu kitapta, ayr ca, tekml nazaniyesinden
de sz eder.
2-

Tahzib al-Ahlak (ve Tathir'al-A'rk.)

Bu kitap hemen hemen al-Tahra malnyetindedir.


Miskeveyh, bu kitab nda da tekml nazariyesinden, nefs faziletlerinden, sosyal terbiyeden sz
eder. Fisagor, Eflatun ve Sokrat' mutluluu nefste
grenlerden, Revakiler'i de mutlulu u nefse ve bedene temil edenlerden sayar. Aristo'ya gre mutluluun beden salnda, varlkl olmada, nam ve
hrette, do ru i'tikadta topland n bildirir.
Tahzib al-Ahlak, zellikle, terbiye bak mndan da byk bir nem ta r.
3 Tertib al-Sa da.
Buda dier iki ahlak kitab gibidir.
Miskeveyh, bu kitab nda da felsefenin btn
30

ksmlar doru olarok bilinmedike insan n tam bir


mutlulua eri emeyece ini bildirir.
4 al-Siyer.
Miskeveyh, bu kitab nda da nefs tezkiyesinden
sz eder.
5 Edeb al-Arab va'l-Furs.
O, bu kitabnda da Hind, Iran ve Arab filozoflarnn mesellerinden ve hikmete ait szlerinden
dem vurmaktad r. O, bu kitabnda insan mutlulua
gtrecek drt asil fazilet tavsiye etmektedir: Ilim,
Tedbir, ffet, Adlet.
6 Lugaz- Kabes (Kebes Bilmecesi)
Bu kitab n asl Fisagor'culardan Filolaos'un rencisi (Teb)li Cebes'e aittir. Bu kitapta as l da'va
Hayr ve er meselesi olup insanlar erden koruyup
mutlulua eritirir midi ile Miskeveyh tarafindan
tercme edilmi tir.
7 Mecma.
Bu mecma, Edeb al-Arab va'l-Furs, Cvidan-
Hred, Lugaz-t Kabes in birle mesinden meydana
gelmitir.
B-Tbba ait eserleri:
Kitab al-Ed'iyye. Bu, basit bir t b kitab dr.
2Kitab al-E ribe. Bu, merbat hakknda bir
kitaptr.
3 Kitab al-Tabh. Bu, pi irme usulunu gsteren bir kitabt r.
31

bn Miskeveyh'in Tb kitaplar Ahlki eserleri


kadar nemli deildir.
C- Edebiyata ait eserleri:
Uns'l-Ferld. Bu, kk ho hikyelerden
meydana gelmi bir kitaptr.
2- al-Mstevf. Bu, bn Miskeveyh'in iirlerinin en iyilerini ihtiva eder.
3- Kasideler. Bu, Miskeveyh'in pek gzel kasidelerini ihtiva eder. bn Miskeveyh'in Edebiyatta
da stn bir mevkii vard r.

D- Tarihe ait eserleri:


Tecrib al-mem.
Bu kitab ona byk tarihi ad n verdiren nemli
bir eserdir. Nuh tfn ndan Adududdevle'nin lm
tarihi olan 372 hicri ylna kadar geen vak'alar
toplamaktadr. Hicretin drdnc yz yl iin pek
aydnlatc bir eserdir.
Miskeveyh rasyonalist bir tarih gr ne sahiptir. O, tarihe kartrlan ustrelerden nefret eder.
O, tarihi, kitaptan ziyade hayata uygulam tr. Onun siyasal meseleler Yan nda ekonomik meselelerde de pek bilgili oldu u grlmektedir.
bn Miskeveyh, tarihiler aras nda da pek namldr. Fakat, hi phe yoktur ki bn Miskeveyh'in
en stn eserleri ahlka ait eserleridir ve bunlardanda, zellikle, (Tahzib al-Ahlk) adl eseridir.
Burada hemen i aret edelim ki Miskeveyh,
Psikoldjik ve Ahlki fikirlerinde, tercmeler yolu ile,
bata Aristo olmak zre e itli Yunan d nrlerinin
32

eitli eserlerine dayanm ve kendisinin eitli Ahlak


kitablar da, bata Nasirddin Tsi olmak zre,
kendisinden sonra gelen bir ok slam Ahlak Filozoflarna dayanak olmu tur.
bn Miskeveyh'in ahlaki fikirlerine girmeden
nce u nemli noktaya da k saca i aret edelim ki:
slamda balca Ahlak ceryan vardr:
Kur'an Ahlaki.
2 Tasavvuf Ahlaki.
3 Felsefl Ahlak.
Kur'an Ahlaki, Kitab ve Snnet ile belirlenen
ahlaktr. Bu yolda ilk nl eser de Abdullah b. alMubrek (l. 8o H.) in (Kitb al-Zhd)dr.
Tasavvufi Ahlak ta mutasavv flar ahlakdr ki
seyr ve slke, nefs mcahedesine ve amelleri murakabaya ait ahlakt r ve buna Muamele lmi de denir.
Bu yolda ilk yaz lan Ahlak Kitab da Haris al-Muhasibi (l. 243 H.) nin (Al- Reaya)s dr.
Tasavvuf Ahlak, zellikle, Psikoloji ve Psikoloji
Tarihi ile yakndan ilgilidir.
Felsefi Ahlak ta Yunan ahlak kitaplar ndan
tercme olunmu veya o yolda yaz lm ahlaktr
ki bu da tamamiyle Felsefe Tarihi ile ilgilidir.
Ve yine, slam leminde ahlak alan nda eser
veren d nrlerden zellikle kendilerine has
birer ayrcalk gstermiler ve hakl olarak bu yolda
dierlerinden stn birer nam alm lardr.
Bu naml ahlaklardan biri mam Gazali ( o58-1 I I I) dir ki bunun ahlak gr bir taraftan
33

Zhd ve Takva'ya dier taraftan da Tasavvuf'a


dayanan ruhsal bir ahlak gr idi.
Bu naml ahlaklardan biri de yukar da szn
ettiimiz Nasiruddin al-Tfsi ( zo 1274) dir ki bunun ahlak gr de Ibn Miskeveyh'in (Kitab alTahra)sine yapt erh ile kendisine ait olan Ekonomi ve Siyaset kitaplar n ekleyerek meydana getirdii ahlaki grten ibarettir. O, Melik Nasir'a ithaf ettii ve Ahlak- iri adn verdii bu kitabnda
ahlak ismini srf Felsefi adan ele alp incelemi tir.
Bu naml ahlaklardan ncs ve bizce
en stn de bn Miskeveyh (949-1o3o) tir ki, yukar da iaret etti imiz gibi, bunun ahlaki gr hem
Islamn Tasavvufundan gelen bt ni bir kef'e, hem
de Farabi vas tasiyle Aristo'dan gelen tecride ve
mahedeye dayanmakta ve onun Ahlaki Ilimden
stn tutu ekli kendisinin byk zelli ini tekil
etmektedir.
.

imdi:
Ibn Miskeveyh'in inceleme konumuz olan (Tahzib al- -Ahlak) adl kitab, Kitabn on maksadna
iaret eden bir Mukaddeme ile (baz yazma ve dolaysyle basmalarda yediye de karlan) alt Makaleden ibarettir.
Maksatlar unlardr:
1,2- lk ve asl maksat, kendimize, yapt mz btn ilerin hep iyi ve gzel i ler olabilmesini ve bu
ilerin de ayn zamanda zorlukla ve s knt ile deil de
kolaylkla ve rahatlkla yaplabilmesini salayacak
bir huy kazandrmaktr.
3 Ve bu maksad da bir san'ata gre ve retim
ve eitim metodlarna gre tahukkuk ettirmektir.

34

Yukarda aklanan eyleri yapabilmek iinde, her


eyden nce;
4- Bizde (Maddeden ayr ) Ruh diye bir ey olduunu bilmeliyiz.
5- Ruh denen bu eyin nasl bir ey olduunu
bilmeliyiz.
6- Ve Ruhumuzun hangi maksat ve gaye iin
bizim bedenlerimiz iinde ve birlikte bulundu unubilmeliyiz.
7- Yani, ruhumuzun kemlinin ve gyesinin ne
olduunu bilmeliyiz.
8- Ruhumuzun, tarafmzdan gerekti i ekilde
kullanld takdirde, bizi Kemal ve Gyeye ula tracak olan kuvvetlerinin ve melekelerinin neler olduunu bilmeliyiz.
9- Bizi bu keml ve gyey ula maktan nleyecek
sebeblerin de neler olduunu bilmeliyiz.
o- Ve en nihayet, ruhumuzu paklay p saflayarak
onu Kurtulu a ve Mutlulua ulatracak ey ile ruhumuzu bozup ktleyerek onu mitsizli e ve Perianla uratacak eyin ne olduunu iyice bilmeliyiz.
Makaleler de unlardr :
r- Ahlak lminin Prensipleri: Nefs ve kuvvetleriHayr ve Mutluluk-Faziletler ve Reziletler.
2- nsan Tabiat' (Huy) ve Terbiyesi; insan n
kemle ulamas ve bunun yollar.
3- Hayr ve hayrn ksmlar ; Mutluluk ve merttebeleri.
4- Adalet.
5- Muhabbet ve Sadakat.
35

6- Ruh sal : bu saln korunmas ve tedvisi.


Biz bu kitab mzda bu alt makalenin ierdii
konular aras nda ayni mhiyette olanlar birlikte
ele alarak konular aras nda baz takdim te'hirler
yaptk; konularn saysn da, yerinde akladmz
sebepten, yediye karp her birine kendine uygun den baln! verdik; btn konular melen gerekli
grdmz ekilde zetleyip deyimledik ve bu
konulardaki ana fikirleri, dolaysiyle ilikili bulunduklar dier baz Ahlkf ana fikirlerle de yine k saca ve
topluca karlatrdk.
Kitabn birinci makalesinin ilk sayfalar Miskeveyh'in Psikolojik fikirlerini, sonraki sayfalarla dier makaleler de onun Terbiyeye ve Ahlka ait fikirlerini iermektedir.

36

Konu: I

(RUH VE KUVVETLERI)
bn Miskeveyh'in Psikolojisi -Aristo Psikolojisi-Frbl Psikolojisi- -hvnussaf Psikolojisi- - rki
( ahabeddin Shreverdi, bn Tufeyl) PsikolojisiKarlatrma.
bn Miskeveyh'in birinci makalesinin ilk k smn tekil eden Ruh hakkndaki fikirleri pek dikkat ekicidir. O, Tb alanndaki byk bilgisine
dayanarak ruh hakk nda zetle yle diyor:
Bizde cisim olmayan ve cisimden para olmayan ve araz olmayan ve varl cisme ait bir kuvvete muhta bulunmayan basit bir cevher vard r
ki ite biz ona (Ruh) deriz. Ruh, duyu organlar mzn hi biri ile his edilmeyen bir cevherdir. Bu
cevherin taiatlar ve gyeleri de cismin tabiatlar na
ve gyelerine zd ve aykrdr'. Ruhta de iip bakalama yoktur. O, bozulmaz, y pranmaz ve cisim
gibi yok olup gitmez. Her eyi ve her olay alglayan
odur.
Eyann ekillerini, suretlerini alan ve muhafaza eden ruhtur; yoksa dima , yani cisim deildir.
Zira, e yann ekillerini alan ve zapt eden e er cisim
olsa, birbiri zerine binlerce eklin intib yle dursun, iki eklin bile birbiri zerine tamamiyle intiba'37

etmesi sz konusu olamaz. Bir ekil cisimde intiba'ettii noktadan tamamiyle silinip yok olmad ka,
cismin, dier bir ekli tam ve mkemmel olarak zapt
etmesine imkn yoktur. Mesel, bir gen ekli
zerine bir kare veya bir e ri veya her hangi bir
eklin tam intib mmkn deildir. Zira, gen
ekli zerine bir kare ekil intiba' ettirmek istenirse
ikisi de birbirine kar r. Hatta, gen eklinden pek
kk bir para bile silinmeyip kalsa, o para, onun
zerine intiba' ettirilmek istenen kare eklinin tamamln ve mkemmelliini bozar. Ve yine, dima yani cisim, sonsuz bir erit deildir ki ekilleri
srasyla alp saklam olsun. Fakat, ruh, yle de ildir. Dima iin, yani cisim iin mmkn olmayan
eyler ruh iin mmkndr.
u hlde, uzun zamanlar saklad mz ekiller ve fikirler dima mzda deil, fakat, ruhumuzda,
ruhumuzun idrakinde sakl dr ve baakidir. Zira,
ruh, deiip bakalamaz. Unutulan eyler, ruhumuzun nem vermedi i ve bundan tr de saklamaa luzum grmedi i eylerdir ki bunlar bir mddet iin mevcut kal rlar ve sonra da silinip giderler.
Ksaca, gerek duyu organlar mzla his etti imiz
ve gerek aklmzla tasavvur ve tefekkr etti imiz
eylerin hepsinin tam ve mkemmel olarak alg lanmalar ve yllarca hafzada saklanmalar iin deiip bakalamayan bir cevherin, yani ruhun varlna muhtacz.
Ve yine, cismin kuvvetleri vardr, ald bilgiler duyular vas tasiyledir. Almak, tutmak ve di er
bedene ait ehvetlere ve intikam, ihtiras, galebe,
zafer gibi hislere cisim, duyular ile ula r ve cisim
yemek imek suretiyle varl n korur ve arttrr ki
38

cismin kemali de bundan ibarettir. Halbuki, ruhun


kemli, alg ve dnce ile ma'kullere, yani alg lanacak eylere, basitlere, hatta mcerred, yani soyut
eylere eri ip onlar kavramak gibi yksek hususlardr.
Ruh, basit olanlar dorudan doruya, bireik
olanlar da duyular (hasseler) vas tasiyle alglar.
His edilenleri alg lamak iin ruh zat ndan dar
kar; akla ait olanlar alglamak iin de his edilenleri kendinden uzakla trr, btn hasseleri hareketsiz klarak kendine dner ve aklda btn eya hazr olmakla ruh, his edilenleri kendinden at nca, akl
ile birlemee doru harekete geer.
Cisim gibi nefsin de bir takm kuvvetleri vardr ki onlar da unlardr:
Fikir ve nazar (veya Nat ka) kuvveti.
Bu kuvvet dsnc, iyiyi kty ay td edici
vu eyann gereklerini mlahaza edici kuvvettir.
Bu kuvvetin bedende kulland organ yalnz
dimadr.
2-

Gazab Kuvveti:

Hiddet, cesaret, tehlkelere kar koyma, hkm


etme, kendini beenme ve yksek rtbe ve makamlara ulama arzusu gibi eyler de bu kuvvete ba ldr.
Bu kuvvetin bedende kulland organ da kalb'tir.
3 ehvet kuvveti.
Bu, btn i tihalara ait kuvvettir ki buna hayvan kuvvet te denir. Bu kuvvetin bedende kulland organ da Karaci er'dir.
39

Bu kuvvetin grevi hayat mzn gerei olan


yiyecek vt. ieceklerden vcudu faydaland rmak,
iftleme ve her trl hissi lezzetleri elde etmek iin
p lm aktr .
Bu kuvvet, birbirine ayk r olmakla beraber,
mizalar hasebiyle, birbirlerini kuvvetlendirirler veya zayflatrlar. Bunda adet ve terbiyenin de byk
rol vardr.
Bu kuvvetlerin iddetli halleriyle zayf ve hkmsz bulunduklar haller ahlak bakmndan makbul deildirler. Ahlakn kabul etti i derece, bunlarn,
yalnz i'tidal derecesidir. Ak l kuvveti i'tidalde olduu
ve kendi zatndan ayrlmad ve zanlara ait bilgiyi
deil de gerek bilgiyi arad zaman o, Ilim faziletini
hasl eder ki bunun sonucu da Hikmet'tir. ehvet kuvveti i'tidali halinde, akla uymakla, iffei faziletini
gsterir ki bunu da Cmertlik pe l er. Gazab kuvveti
i'tidali halinde, akla boyun e mekle, Hilm (yumu aklk) faziletini verir ki bunu da ecaat pe ler.
imdi, fikir ve nazar kuvveti, yani Hikmet, ffet- ve ecaat faziletlerinin birbirlerine nispetle olan
kemallerinden ve i'tidallerinden de Adalet fazileti
meydana gelir. Bu esasa gre de btn Filozoflar
u drt eit faziletten sz etmi lerdir:
Hikmet,
ffet.
3 ecat.
4 Adalet.
2-

Bu drt Fazilet kar lnda da u drt Rezilet


vara r :
40

Cahiliik
2- Hrs ve Tama'
3 Korkaklk.
4 Zulm.
Ksaca, nefs, canl ur, baakidir, yoklu u kabul
etmez. Vcudun lm ile yoklu a mahld m olan
insani nefs olmay p, ancak, ehvet, gazab ve tahayyl gibi eylere ilikisi olan nefsin czleri veya ynleridir.
Nefsin bu hali de iki iddiaya sebeb olmu tur.
ANefs birdir, fakat, e itli kuvvetlere sahiptir.
BNefs zatnda birdir, fakat, araz ve mevzu'
bakmndan oktur.
Nefsin kemli hali, En yksek Mutluluk; noksanl k
hali de Mutsuzluktur. Nefs, ak l ynne dnp akla
gre hareket ederse ebedi olan Allah taraf na dnm
ve tam mutlu olmu olur. Fakat, gelip geici olan
madde tarafna dnerse mutsuz olur. Bu yzden,
bizi En Yksek Mutluluk'a ulatraca,k ey de, ancak ve ancak, Felsefedir.
Bu varlkta bir Allah'n vcuduna inand ktan
sonra Allah iin amel etmek mutluluk yoludur. Bu
mutluluk ise ilim ve hikmet ile ele geer. Peygamberlerin grevi de insanlar bu ebedi mutlulua
ulatrmaktr. Insan, hem nazari hem ameli hikmeti elde edip kemle ermi se hem Filozof olur ve
hem de Ebedi Mutlulua kavuur.
Aristo Psikolojisi
Aristo'ya gre hayat, harekettir. Hareket iin
de iki ey gereklidir: hareket ettiren ve hareket eden;
yani, Form ve Madde. Canl larda form, ruh; madde
de bedendir. Ruh, ancak, beden ile, beden de ancak,
41

ruh ile bulunabilir'. Organik lemle organik olmayan alemi ayrd eden ruh btn hayat olaylar n
idare eder. Ancak, Aristo'da ruh, psikolojik anlamdan ziyade fiziyolojik anlamda olup, o, ayni zamanda bedene ekil veren suret ve bedenin gayesidir 3.
Beden, ruhun, sadece, letidir 4. nk, ruh, organik bedenin Entelechie'dir, dolay siyle de hayat
prensibidir. Ruhla beden aras nda formel ve maddi
sebep ilikisi vardr.
Aristo'ya gre ruh, kademelidir :
- Nebat kademesi (Beslenme ve cinsi srdrp
oalma).
2- Hayvan kademesi (Nebat kademesine ek
olarak his etme).
3- nsan kademesi (Nebat ve hayvan kademelerine ek olarak insan n dnmesi ve hareketlerini
bir gyeye doru dzenlemesi).
Ruhun bu kademesi, a adan yukarya, yani
nebattan insan do ru srekli bir ykselme gsteren
canl varlklar mertebeleridir 5 ve her bir st mertebe bir alttaki mertebeye hkm eder; dolay siyle
de insan btn kinata hkm eder.
Nebati ve hayvni ruhun temeli, drt elemandan daha stn ve daha lahi olan Pneuma'dr6.
Nebti ve hayvni ruhlar bedene ba l olup bedenle
doarlar ve bedenle lrler. Fakat, insan akl nn
madde ile ilikisi yoktur. Ruh, canl bir eyin aktalitesidir, fakat, akl hi bir bedenin aktalitesi
deildir'. Akl, ilahidir ve insana d ardan gelire
ve bedenin lmnden sonra da vard r'. Akl, ruhun dier fakltelerinden farkl dr".
42

Aristo'ya gre ruh, ak l mertebesinde ikiye .


ayrlr:
t Aktif Akl.
2- Pasif Akl.
Aktif akl ilhidir, fiilidir, bedene ba l deildir. O, bedenden oldu u kadar ruhtan da nce
vardr. O, ruhla mekanik bir ekilde birleen Mutlak Prensiptir. Aktif ak l olmakszn pasif akl bir
ey dnemez".
Pasif akl ise bedene baldr12. Dnce, aktif
ve pasif akln her ikisi ile i grr". nsan, sadece,
alglarda kalmayp dnce ile kavramlar te kil
eder. Kavramlar, deney ve alg dan gelirler. Ancak,
kavramlar n meydana gelmeleri iin duyumlar n,
alglarn fa'al olarak i lenmesi gerekir. te, bu bakmdan akl, algya nazaran aktiftir. nsann lmszle ulamas da, ancak, en aktif olan ak l iledir".

Aktif akl, aktif olarak bilir. Onun bilgisi aktel bilgidir, yani o, kendi objesi ile aynidir; dolaysiyle bu akl btn insanlarda ortakt r, aynidir.
Aktif akl ve Allah maddi olmayan formlard r
ve aktif akl Allah'tr's. Bilginin sadece potansiyalitesine sahip olan pasif akl aktel olarak bilme e
yeterli klan Allah'tr. Aktif akl, her eyi yapabilen
fil ve hareket ettirici sebep; pasif ak l ise her ey
olabilen madde gibidir. Yalnz Allah, yalnz Ezdi
ve Ebedi olan Zek lmszdr. nsan, duyumlar',
alglar ve hfzas ile hayvann aynidir, fakat, akl
ile Allah'a benzer.
Insanda iradeye gelince: arzu, insanda, hem
duyum hem de ak l vastasiyle doan Arzu, duyum
43

vastasiyle do duunda, o, itiha olur. Fakat, ak l


vastasiyle do duunda, o, irade olur. tiha ile irade
arasnda da ihtiyar, yani kendi kendine karar verme gc yer al r.
Ihtiyar gerektir. Bunun byle oldu unu ahki yklemler ispatlamaktad r. ltiyrn z de
semekten ibaret olan kendili indenliktir. Fakat, seme iinde gerekten hr olan, yaln z, olgun insandr. Hayvanlarda da ocuklarda da gerek seme
i inden sz edilemez.
rademiz, i lemlerimizin maksat ve gyelerini
karar altna alr. Bu maksat ve gyelerin do ruluunun dayand eye de Fazilet denir".
Frbi Psikolojisi
Frbi'nin psikolojisi, fiziki gibi, metafizi ine
baldr. Dolaysiyle o, psikolojisinde her ne kadar
mistik bir adan hareket ederse de en sonda deLerminizme ular'.
Farabi'ye gre de insani nefs veya ruh cismani
olmayan, dolaysiyle mekanua yer kaplamayan basi t.
bir cevherdir. Bu cevher vehme de dahil de ildir.
Zira, o, Emr Alemindendir". nsan, hakikatta, bu
cevherden ibarettir. Beden te ekkl edince bu cevheri kabul edebilecek duruma geldi inde bu cevher de zulura gelir, fakat, bedenle birlikte yok olmayp bedenden sonra da devam eder; ama bedenden bedene de gemez".
Bedenin varlnn kemlini ruh, ruhun varlnn kemlini de akl salar20. Bu kutsal ruh yle
bir ruhtur ki bt na meyl edince kendisinden zhir
kaybolmaz, zhire meyl edince de kendisinden b44

tn kaybolmaz. Onda hi bir hl ve n dier bir


hl ve n engellemez. Bu kutsal ruhun etkisi btn leme ve lemdeki cisimlere geicidir.
Basit bir cevher olan ruh, yer kaplamas ve
blnmesi sz konusu olmayan ma'kulleri alg lar
ve fa'al akl vastasiyle kuvve derecesinden fiil derecesine kp tam akl olur. Fakat, insan, gerek bilgiyi kendi kafasnn gayreti ile elde edemez. nk,
insan bilgisinin ba langcn duyular te kil etmektedir. Onun iin gerek bilgi, insana, stten, yukar dan bir yerden gelir.
Baka bir deyi le, Frbl'ye gre insan ruhu
bir aynad r ve nazari ak l da onun cilasdr. Ma'kul
suretler, Tanrnn feyzi, ile, onda in'iks eder. Fakat, bu durumu sa layabilmek iin ruhu temizlemelidir. Ruhu temizlemek te hissi lezzetlerden zihni
lezzetlere ykselmek demektir ki bu da ehvet, Gazab ve Tahayyl derecesinden Ak l derecesine kmakla mmkndr.
ihvnussaf Psikolojisi
ihvnussafa'ya gre nefs cevheri veya ltif
ruh denen ey, semvi, ruhani, nurani, effaf, nurlu,
hafif, basit, Allah kelimelerinden bir kelime, Allah'in kendi ruhunda Adem'in cesedine nefh etti i ve
onu canl kld biztihi canl, yemeyen ve imeyen
ve varl ve bakaas iin cesede muhta olmayan,
cismi hareket ettirici, cisimleri tedbir edici, e ya=
suretlerini alg layc, cisimle zhir olucu ve her canlnn ve zellikle insan n kendisine muhta oldu u
bir ruhtur, bir cevherdir.
Bu cevher, his edilen ve d nlen eylerin
(mahsst ve ma'klt n) suretlerini alglamada
45

deta bir ayna gibidir. Nas l ki ayna tozsuz ve cinlanm olduu zaman cisimlerin suretleri onda olduklar gibi grnrler, fakat, ayna tozsuz ve cilh
olmayp pasland zamanda da cisimlerin suretleri o aynaya hakikatlari zre aks etmenler ve olduklar gibi grnmezler. te, nefs te ayni byle
olup fena huylarla paslanmad , kt amellerle
kirlenmedi i, bozuk i'tikadlarla kar mayp her eye hakikatlar zre alim olduu ve sf ve pk ve bir
cevher olduu zaman kendi lemindeki ruhani e yann suretleri kendisine hakikatlari zre aks edip
grnrler ve nefs te onlar hakikatlar zre alglar
ve hasselerine gizli kalan eyleri akl ile mahede
eder. Nas l ki hasseler, ancak, bozuk olmay p salam ve shhatl olduklar takdirde cismani eyleri
mahede edebilirler. Fakat, nefs, e er huyunaa,
i'tikadnda, ilminde bozuk ve kirli olursa ve bu halinde devam ederse ruhani eylerin hakikatlar n alglamaktan yoksun kal r ve Allah'a kavu amaz.
Nefs, byle kirli halinde zat n' gremez; zat n" gremedii iin de zatndaki gzel, erif, leziz, arzuya
layk olan eyleri de grp bilemez; ve dolay siyle
Ahireti ve A.hiret ni'metlerini de bilemez.
Ksaca, insann, hakikata, Allah'a ula abilmesi
iin nefs tasfiyesi ve terbiyesi, dolay siyle, ahlak
temizli i ve gzellii arttr. Nefs tasfiyesi insan cevherinin zdr21 .
Ve yine nefs, bir nurdur, bir i raktr ve klli
nefsin feyezan ndan ve cz'nden ibarettir". KWh:
nefsin cz'i nefse feyezan derecesi, cz'i nefsin madde deryasna, yani cismani lezzetlere meyli derecesiyle dz orantl ise de cz'I nefs bu madde dnyasndan, gerek ilim ve maarif ile, uzakla p safla t
46

mertebede klll nefs te cz'i nefse bir anda iddetli


bir feyz verir, onu kendine eker ve onu ebedi sevince kavuturur
Enbiylarm, hakiki Filozoflar n ve Khinlerin
nefsleri kll nefsten ziyadesiyle feyze kavu mu
olan nefslerdir23 . Peygamberimiz: "Nefsini bilen
Rabbn bilir" buyurmutur.
Ve yine Filozoflarn nefsleri fiilerinde, bilgilerinde ve ahlklar nda Feleklerin nefslerine benzemee alr. Klli nefs te yldzlar harekete getirmede, Felekleri dndrmede, kinat tekilde Allah'a
benzer ve btn bunlar Allah'a tat, kulluk ve i tiyak izhar eder. Bu sebeptendir ki Filozoflar: "Allah
ilk ma'uktur" demi lerdir24.
nsan doar, byr, terbiye grr ve sonra
lim, Filozof, Hakim olur. Filozoflar n en stn de
insan insni hayra ve gerek ilahi ilme te vik edendir25.

iraki Psikolojisi
rkiler konusunda ahabeddin Shreverdi ile
bn Tufeyl'den sz edece iz.

( ahabeddin Siihrevercli)
(M. 1153-1191)
Azerbeycan'da do an ahabeddin Shreverdi
gerek dorudan doruya gerekse bn Sina. vastasiyle Yeni-Efltunculuktan gelen Felsefi Tasavvufu sistemle tirerek ( rki) okulunu kurmu, iran'da Kutbeddin irzi, Endls'te de bn Tufeyl onu
pelemilerdir.
47

iraki doktrninin ark'ta resmi kurucusu ahabeddin olmakla beraber, daha nce, ihvanussafa,
Yeni-Efltuncular n felsefi tasavvufundan ziyadesiyle etkilenmiler ve yukar da i aret etti imiz gibi:
"Ruh bir nurdur, bir i raktr" demiler ve rakilere pek bir yaknl k gstermi lerdir. bn Miskeveyh
te ihvanussafa'n n etkisi ile ruhu bu sfatlarla da
sfatlam26, dolaysiyle o da rakilerle bu noktada
bir benzerlik gstermi tir.
ahabeddin Shreverdi yle diyor:
Biz kendimizde maddeden tamamen bamsz ve ona stn bir nefsin varl n alglyoruz.
Allah ve Nat k Nefs cismani de ildir; ancak, ikincisi
mevcut olmak iin bir bedene muhtat r, fakat,
birincisi bedene muhta de ildir. nsan nefsi ebedidir, dolaysiyle, ferdi ruhlar ebedidir".
Adem, derece derece zulmetten nura ykselen
bir gelime seyri pe ler. Bu seyr, maddeden hayata,
hayattan ruha, ruhtan da Allah'a do ru olup bu
derece derece ykseli te her kademe zulmetten biraz daha ayr lp nurlanr ve btn varl k, en sonda,
(Nurlarn Nuru)na kavu ur ki bu da (Allah)t r.
ahabeddin, Nur, insandan Allah'a ynelmek
bakmndan mefhum nurdur", fakat, btn alemi
aydnlatmak bak mndan hakiki nurdur" telakkilerini birletiriyor. Nur, ne Memin iinde ne de
dndadr; ne Meme biti ik ne de alemden ayrdr.
Her nurun balangc zulmetten ibaret olan bir cisimdir. Ancak, her nurun yneldi i istikamet sonsuz olup nurlar n nuruna kadar gider. Alem, Nurlar n Nurunun her an tahakkukundan ibarettir.
48

(bn Tufeyl)
(M.

1106-1185)

iraki Felsefede ahabeddin'i Endls'te bn


Tufeyl pe lemi ve (Hayy b. Yakzan) adl Felsefi
Roman ile byk bir nam yapmtr.
bn Tufeyl, ruh hakk nda yle diyor:
Biz varl her trl buud ve keyfiyetten s yrlm olarak algllyoruz. te, insann hakiki cevheri
buradadr. Bu, ne hasseler, ne de muhayyile ile algmabilir. Bu cevherin mutluluu, Allah ile birle mesinde; felaketi de Allah'tan uzakla masndadr.
Allah'a ulamak iin srf tefekkrden ibaret kalmak
gerektir'.
bn Tufeyl, (Hayy b. Yakzan) nda yle demektedir :
Madem ki her olayda bir sebep ve sonu vardr, o halde, btn cisimler aleminin de bir sebebi
olmas gerekir. Alem, bir vandettir ve ezelidir. Alemin varln srdren ve onu harekete getiren bir
mil vardr ve o mil de cisim de ildir ve olamaz.
Mem, ancak, nuru her tarafa yay lan ve safl k
derecesine gre az ok btn varl kta tezahr eden
Allah'tan ibaret grnr (Panteizm). okluk, yalnz, cisim ve hasse er iin mevcuttur. D ncelerimiz bu temaasna doyarnadmz varl meydana
getirenin iyili ine ve kemaline ynelmelidir. Zira,
Ondan baka varlk yoktur. nsan, Allah'', hem
nefsinde hem alemde tema a eder. Nefsinde, vecd
halinde, derece derece btn ruhlar grr. Duyular
leminde ise insan yalnz kendini bulur ve bu takdirde de lahi Alemi kaybeder.

49

Ksaca, bn Tufeyl'e gre felsefenin buldu u


hakikatlar acizdir. Gerek varl a, hakikata ula abilmek iin ruhumuzu maddi lemden temizleyeceiz ve srf tefekkrden ibaret kalaca z32.
Karlatrma
t bn Miskeveyh, Aristo, Farabi ve ihvanussafa ve rakiler ruhun ma'kulleri alg layan ve cismani olmayan bir cevher oldu unda birlemektedirler.
2bn Miskeveyh ve ihvanussafa ruhun hem
ezeliliine hem ebedili ine inanmaktadrlar. Fakat,
Aristo ve Farabi'ye gre ruh, bir bedenle ba lar;
bedenden nce ruhtan sz edilemez. Aristo ve Fal-abi, ruhun ezelili ine deil, yalnz, ebediliine inanrlar. Ancak, Farabi bu fikrende de pek a k deildir. Farabi, ruhun bedenden ayr ldktan sonraki
hali hakknda, yani hiret hakknda da eitli fikirler ileri srmektedir. O, bazan, hiret yoktur; hazan, hiret vardr; bazan da hiret yaln z lem
nefsine mahsustur der. Farabi, ahlaki gr lerini
ruhun ebedili ine dayand rmakla ruhun ebediliine meyl etmi grnrse de, yukarda da dedi imiz
gibi, bu nokta da onda ak deildir. Onun bu birbirine zt fikirleri kar snda Farabi, ferdi ruhun
ezeliliine de ebedili ine de inanmaz demek te mmkndr.
3"Ruh bir nurdur, bir i raktr" sznde bn
Miskeveyh, Farabi, thvanussafa ve i rakiler birle mektedirler ve bu noktada hepsi zellikle, Kur'andaki (Allah, gklerin ve yerin nurudur) ayetinden etkilenmilerdir.
50

4 Hakikata, yani Allah'a ulamak iin Aristo,


FarabI ve hvanussafa ve bn Miskeveyh, baz farklarla da olsa, nefs tasfiyesinin lzumu zerinde birlemektedirler. Bunlarn hepsi de hakikata ulamada ruhun his aleminden ak l alemine, yani ruhun
ehvet, gazab ve tahayyk derecesinden ak l derecesine ykselmesini zorunlu grmektedirler.

51

Konu: II

(OCUK TERBYES VE AHLAK )


bn Miskeveyh'in Ahlaki d ncelerine giri :
ocuk terbiyesi ve ahlak - nsann varabilecei yksek mertebeler- nsan btn varlklardan ereflidir -Canszlar, Nebatlar, Haybanlar ve nsanlar
arasnda karlatrma- -Aristo'da ocuk terbiyesi
ve ahlak- -Farabi'de ocuk terbiyesi ve ahlak- -ihvanussafa'da ocuk terbiyesi ve ahlak-.
Ibn Miskeveyh, Terbiye ve Ahlaki fikirlerinde,
yukarda i aret etti imiz gibi, tercmeler arac ile
ve bata Aristo olmak zre, zellikle Yunan d nrlerine dayanmaktadr.
Miskeveyh Ahlaki meselelerden nce ocuk Terbiyesini ele alyor ve bu konuda, zellikle, am'l Eb
Osman'n termeleri vas tasiyle, Yunan'da Megra
Okuluna bal Brossen'e dayanarak yle diyor:
Ahlaki faziletlerin kayna ocuklarn iyi ekilde terbiye edilmelerindedir. nk, insani cevherin,
yani ruhun varl Allah'n yaratc ve fail kudreti
ile ilikili ise de bu ruh cevherini terbiye edip gzelle tirmek insan n kendi iradesine b raklmtr. ocukta
her eyden nce (Utanma) duygusunu geli tirmeli,
yani ocuk iyiyi kty ay rd etmeli ve kt eyler
yapmamal . Utanma duygusu, terbiyenin ve terbiyeye msid olman n temelidir. Sonra, ocu a
52

ne yeyip ne imesi gerekti i ve ne biim yeyip ieei ; ne giyinip kuanmas gerektii ve nasl giyinip
kuanaca ; nerelerde oturup kalkmas gerektii ve nasl oturup kalkaca retilmelidir. Sonra da ocuklara ocuk gz ile bakmamalt onlar da adeta saygya
layk bulduumuz bykler derecesinde bulundurmalldr. Yani, onlara sayg ile bakmal, onlar sayarak ve bylterek konu mal, yanlarnda kt kimselerin kimler olduunu belirtmeli ve onlar yermeli ; iyi kimselerin de kimler oldu unu belirtmeli
ve onlar da vmelidir. Ksaca, ocuklarn kendileri bata olmak zere iyi insanlar verek ve
bylterek kt insanlar da ktleyip klterek
onlar ehvete ait ve faydas z irkin zevklerden soutup onlarn zihinlerini ve fikirlerini, fikrin, ruhun
zevk ald ilimlere, gzel san'atlara ve faziletlere
yneltmelidir. te, ancak byle bir terbiye iledir
ki ocuklarmz, bydke, yksek ahlka ve yksek fikirlere yakla trabilecek ve onlar n ruhlarn
Gerek Ftlsefenin tesbit etti i yksek mertebeye ykseltip ulatrabileceiz. Bunun iin de her eyden
nce ocuklar mz daima kendileri gibi ocuklarla
bir arada bulundurmamalyz; tersine, onlar, ounlukla ahlaki temiz ve bilgili byk kimselerin
meclislerinde bulundurma a almalyz. te, bu
gibi meclislerde terbiye gren ocuklard r ki dnyada iyi ilikiler iinde ve sayg iinde yaarlar ve
geimliklerini kolaylkla kazanrlar. Onlarn rabet ve i'tibar ettikleri kimseler de daima bilgili ve
ahlakl kimseler olurlar.
Ksaca, Aristo'nun da Ahlak ve Maklt kitaplarnda i aret etti i gibi kt bir insan, genellikle,
terbiye ile, iyi bir insan olabilir.
53

insanlarn varabilecei yksek mertebeler


nsann maddi ksm, ayni nebatlar ve hayvanlar gibi, yemek ve imekle ve tabiat n terbiyesi ile adm ad m, kemle ula t gibi, insann ma'nevi varl
da iyi bir ahlak ile ykselir ve kemle ula r. nsann
ma'nen kemle ulamas, iyi ahlaki ve fikir dzeni
sebebi ile, yksek bilgilere haris olmas ve adm adm,
daima onlarn peinden komas ile mmkndr. nk, yksek bilgiler, onun kemlini destekler ve ortaya
kar r. Bu sylediklerimiz tabii bir kanundur.
nsan, eer, btn varl klar btnl ve paralar, asllar ve zellikleriyle gerekti i gibi bilir ve dolay siyle btn ilmi kuvvet ve melekelerini ilmi bir tertip
ve dzen zre bulundurursa o zaman o insanda btn varlklar n sretleri hani olur; o insan, bir bakma,
o sretlerin ayn olur. Ve byle bir insan da, art k,
(Kk Adem) szne lay k olur.
Miskeveyh, insann, maddi ilimlerden balayp
yava yava daha erefli olan ma'nevi ilimlere ykselebileceini, oradan da daha da erefli olan ilahi ve
gizli ilimlere ulaabilece ini sylyor ve ilimlerin bana da (Mantk) koyuyor. Zira, Mantk, ona gre,
doru anlamann ve igdsel akln aletidir.
Ahlak meselesi, adeta, san'at hkmndedir ve
btn gzel san'atlar n en stndr ; yeni, insan n,
insan olmas bakmndan, btn i lediklerini ve hareketlerini parlak bir surette bulundurmak san'at ...
Bu ahlak san'at, faydal olan dier san'atlardan ok yksektir. Zira, mesela Tabakl k, bir temizleme san'at dr. Bunda l hayvanlar n derileri
temizlenir ve bu deriler bir ok i lerde temiz temiz
kullanlr. Bu husus, tabakl n gyesidir. Ve yine,
54

Doktorluk san'at insanlar kederlerden, vehimlerden, hastalklardan ve buna benzer eylerden temizler ki bu gibi temizlikler, sadece, maddi, bedene ait
temizliklerdir. Fakat, ilimlere ait fikir hareketleri
de dahil olduu halde, Ahlak san'at, insan, maddi
ve ma'nevi pisliklerden temizler.
Bu konunun gayesi, insanlar aras ndaki ahlaki
fark grmektir. Herkes insan ismini alabilir, fakat,
ahlakl ve ahlaksz insanlar ayrdrlar ve birbirlerine zttrlar, aykrdrlar ve birbirlerinden ok uzaktrlar. Her ey, kendi misline uygundur; yalnz insan!..
(Bu noktada Tahzib al-Ahlak kitab nn baz yazmalarnda baz hadis ve rivyetler ele al narak yle
denmektedir : nsanlar, ya gdcs olmayan bir
sr deveye benzetilmi tir ki onlarn her biri baka bir
yne gider; ya da bir tara n di lerine benzetilmi Ierdir ki bu benzeti ten de onlar n eit olduklar
anlatlmak istenmi tir. Fakat, insanlarn yaratllarmn kendilerine bah etti i hriyyet, yani
cz'i irade, fazilet ve iyi ahlak veya rezilet ve kt
ahlak yollarndan birine gitme i mmkn kldndan yollarnn tpk babo deve srlerinde oldu u
gibi ayrlmas tarak dilerindeki istikamet
bozar. Bu e itlik, yalnz, fazilet ve iyi ahlak
sayesinde sz konusu olabilir.)
Ve madem ki insani cevher, yani ruh, alemde
mevcut olan eylerden hi bir ey ile ortaklk kabul
etmiyecek surette pek ereflidir, varl klarn en ereflisidir, o cevherden zuhur eden her trl hareketler ve iler de cevherine uygun olmak gerektir ve
bu da onun kemalidir.
nsana mahsus iki kemal, yani son tekemml
vardr. Bunlardan biri ( lmi Kemal), di eri de (A55

meli Keml)d r. nsan, birincisi ile ilimleri elde


eder; ikincisi ile de i lerini ve hareketlerini tertipler ve dzenler. Filozoflar n insan hakknda tesbit
ettikleri keml, i te bu iki kemaldnt Onlar, Felsefe'yi
de ikiye ayrrlar: Nazan ve Ameli. Ve insan n
tam mutluluunun da, ancak, felsefenin bu her iki
ksmnda da tam kemle eri mesi ile mmkn ola
bilece ini sylerler.
Birinci keml, yani ilmi keml, suret mesabesindedir; ikinci keml, yani ameli keml da madde
mesbesindedir ve bunlar, ancak, birbirleriyle tamamlanabilirler. Zira, ilim, ba lang; amel de
sonutur. Sonulanmayan bir ba lang kaybolmu
demektir ve ba langsz bir sonu ise imkans zdr.
nsan, btn varl klardan ereflidir
nsann hayatta haiz oldu u mertebe ve erefini anlamak iin onu btn varl klarn durumu
ile kyaslamak gerekir. nsan, insandan ba ka hi
bir ey olmak istemez. nk, di er hayatlarn hepsi bir ereve iinde s nrlanp kalmtr. Halbuki,
insan, ama ilim ile ayd nlanm ve ahlak ile gelimi olan insan, bu hayati durumlar n en stnne
ve ereflisine mliktir. nsani hayat, her bir hayattan stndr. nk, cans z (cemd), nebat, hayvan ve insann kar latrlmalar bize bunu gstermektedir.
Cansz (Cend )lar, Nebatlar, Hayvanlar ve
nsanlar arasnda kar latrma
Cansz (Cend )lar:
Dnyada mevcut btn tabii cisimler cisimlik
noktasnda ortaktrlar. Bu ortakl ktan, sonra, her
56

biri tabiatlarnn gere ine ve kabiliyetlerinin derecelerine gre ald klar ekiller ve hasseler ile birbirlerini geerler ve birbirlerine stn olurlar. Bu,
zorunlu bir kanundur. Bundan tr bir cans z iyi
bir suret ald zaman, herkes tarafndan tynet
bakmndan iyi ekilde kabul olunur. Ve e er bu
cansz, nebat suretine geerse o zaman di er canszlardan bir fazlal k, bir stnlk kazanm olur
Nebatlar :
Nebatta beslenme, byyp geli me ve uzayp
gitme vasflar vardr ve bu vasflariyle o, canszlara
stndr. Nebat, yerden, kendi bymesine ve gelimesine uygun olan kimyasal ma'deni zerreleri ve
suyu alr ve kendine gerekmeyen eyleri de b rakr.
Nebtn cans z zerine stn olu u, ite bu vasflariyledir.
Nebtn canszlara stnl eitli derecelerdedir. Mesela Mercan ve benzerleri cans z cisimlerden
pek kk bir fark ile ayr lr. Fakat, gitgide, nebt
ierisinde de, insan hayat na da faydal olacak baz
hassalara mlik olmak bakmndan, kendi aralarndaki
stnlk ve ey ef dereceleri de artar.
Hayvanlar :
Nebat n beslenme, byyp geli me ve uzayp
gitme gleriyle birlikte his, igd, kendini koruyacak
gazap gibi glere sahip olan varl a da \Hayvan) ad
veririz ki bu son vas f ile hayvan nebatlara stndr. O halde, hayvan n canszlar ve nebatlar zerine stnl inkr edilemez.
iftleme ve evlad edinme iste i ve kendini ve
evlatlar n koruma duygusu, evlatlar terbiye et57

mek, onlara efkatla bakmak, onlar idare etmek ve


yiyip imek gibi haller hayvana ait mertebeler ve
grevlerdir ki hayvan n bu grevleri yapma asndan insanlk ufuklarna yaklat grlr. Bunlar,
hayvanda bulunan faziletlerdir. Bir k sm hayvanlarn fazietleri bunlardan da daha oktur. Mesela,
At, ahin, Gvercin, Maymun gibi hayvanlar, insana mahsus birok halleri de terbiye ile elde edebilirler. Bu adan hayvanlar n da birbirleri zerine
stnlkleri ve ereflilikleri vard r. Bunlar, hayvanlk ufkunun son noktalar dr.
nsanlar:
nsana gelince, insanlk ufku, akl, tefekkr ve
muhakeme, nutk ve dolaysiyle ilimlere itirak ve kabiliyet gibi ulvi melekeler ile hayvanl k mertebesinin
ok stndedir. te bu mertebeler, hayvanlar n da
yetiemeyece .6i insann yksek mertebeleridir.
nsanlar, ok eski zamanlarda dnyan n imal ve Cenub ksmlarnn en uzaklar nda, hareketleri ve halleri bakmndan Maymun'lardan o kadar fark gstermezken e yay birbirinden ay rma
ve anlama kuvvetleri gittike artarak insan tabiat na layk olan dereceye gelmi ler ve gitgide imdiki
hali bulmulardr. nsanlar aras nda da mlik olduklar hasseleri ve kuvvetleri ilim ve ahlaki fazIletler elde etme yoluna sarf edenler ve onlar n iinde
de ayni konularda birbirlerine stn gelenler olmakla beraber, genellikle, insanl k mertebesinin gittike ykselmek kabiliyetini gsterdi i meydandadr. Bundan tr insan erefi ve faziletinin kendisinde bulunan hasselerin, kabiliyetlerin, m -lekelerin iyi terbiyesi ve takviyesi sayesinde ilerledi i,

58

ve insann bu suretle tam b r nsan, tam bir Hakim


olduu da insanlk byklerinin vcudu ile sbittir.
Daha ileri giderek Veliler, Peygamberler gibi bykler insanln son keml derecesini gsterirler.
Ksaca, insan, Allah'tan ba ka her eyden stndr ve her eyden erefli bir durumda bulunmaktadr. Ancak, bu byk insanl k yolunda iyi terbiye
ve edeb grmek arttr.
Ftri ve tabii hassalariyle yarat klarn en ereflisi olan insan, erefliliini, ancak, kendine mahsus
olan i lere, yani insani i lere, gerek insanlnn
gerektirdi i ekilde sarlarak artt rr. Bu takdirde
insan, hi phesiz, gerek grevi olan hay rlara,
yani iyi ve makbul hareketlere haris olmal ve onlara ynelmelidir.
Kendine has olan i i grmek iin yap lan bir
Kln, ancak, o i i tam ma'nasiyle yapt takdirde
Klnlarn en iyisi olduu gibi nsan da yaratltan grevli olduu iyi ve gzel i leri ve hareketleri
yapt takdirde nsanlarn en iyisidir. Bu suretle
bizim keml gayemiz olan ve zellikle, yap lmas
yaratlmzn sebebi bulunan iyiliklere haris olmak, onlar yapma ba armak iin nefsimizi zorlamak ve fakat, bizi insani durumumuzdan ay racak,
insanlktan olan nasibimizden ve inasni kemallerimizden yoksun b rakacak ktlklerden de sak np
kanmak zorunludur.
Soy cinsten bir At, kendisinden beklenilen kendine has i leri ortaya karamazsa kendi haysiyetini
ve i'tibarn alaltm olur ve bundan tr de bir
Eek gibi kullanlmaa mstahak olur. K lnlar, Kalemler ve btn alet ve edevt ta hep byledir; yani
kendilerinden beklenilen i leri ve etkileri gerekti i
59

gibi yapamazlarsa k ymetlerinden ve gerekliliklerinden derler.


te, insan da ayni byle olup insanl = gerektiraii ileri yapmad veya yapamad takdirde insanlk mertebesinden hayvanl k mertebesine
der; yani, kendisinden iyi ve gzel hareketler
yerine ehvete ait hareketler, makbul olmayan hareketler ve dnyaya zararl hareketler kan insan,
insanlk mertebesinden hayvanl k mertebesine kendiliinden inmi olur. Bundan tr gerek insan,
kendisinin en yksek keml mertebesine ve gerek
srur ve mutlulu a, ancak, ruhunu temizlemek ve
saf hle getirmekle ula abilir. Bu da hasselere ait
lezzetlere ve zevklere aldanmamak ve hayvanlar
gibi ehvetlere boyun e memekle hs l olur. Bu
konuda u gere e -ulam ki:
Her mevcudun mutluluu, ne iin yaradlm
veya yaplm ise, onu tam ve mkemmel olarak
yapmasndadr.
Aristo'da ocuk Terbiyesi ve Ahlfik
Birinci konuda Aristo'nun psikolojisinden sz
ederken, onun, ruhu bir hayat prensibi olarak tanmladn ; ruhu, Nebat, Hayvan ve nsan kademesi olarak kademeye ay rdn; ruhu, akl mertebesinde: Aktif ve Pasif diye ikiye bld n grmtk. imdi, Aristo'nun Terbiye ve Ahlk gr lerine de ksaca dokunalm.
Aristo, ahlkhl stn bir prensipten de il,
fakat, insann kendi mahiyetinden karr; insann
kendi mahiyeti de onun ruhundan ibarettir.
Aristo'ya gre her bir varl k bir gyeyi hedef
tutar ve gyenin meydana kmasnda o varln
60

mahiyeti anla lr. Bu sebepten, her varl n grevi


kendi mahiyetini kemle erdirmektir, yani mhiyetindeki sakl isti'dad ve kabiliyetleri ortaya koymaktr ki buna da (Hayr) 2 denir. nsan da mademki
bir akl mahlukudur onun grevi de en yksek akl
faaliyette bulunmak, yani d nmek ve bilmektir
ve ona gre faaliyette bulunmakt r; yani, hayat,
akl tarafindan idare edilmelidir'. Zira insan, daima, tezatlar n, arlklarn ( frat) ve noksanl klarn
(Tefrit) iindedir ve iyi bir ekilde ya ayabilmek
iin bu arlklar ve noksanl klar aras nda daima
Do ru olan Orta'y bulma, i'tidal de bulunmak
zorundad r.
te, akl n pelemek zorunda oldu u bu orta
yol, bu i'tidal da (Fazilet)tir 4. Ahlaki bir fazilet te,
ancak, irdeli bir semede tecelli edebilir. Seme
de, eyan n kudretimiz iinde muhakemeli bir dnce ile arzulanndan ibarettir'.
Ahlak, genellikle, yle veya byle olabilmee
yetkili olan eylerle urar6 ; insann faaliyetlerinde
ve btn olaylarda bir imkan, bir ihtimal vard r'.
Faaliyetlerimiz, inanlar mza ba ldrlar. Hi
kimse bilerek kt olmaz ve ktlk yapmaz. Btn iyilikler tek bir iyi'ye i arettir ve ondan karlrlar ki o da Akl'n veya Allah'n iyiliidir8.
Aristo'ya gre ahlak, ancak, iinde ya adm z Mem iin sz konusudur; dolay siyle, ahlak,
tam kemalini Devlet'te bulur. Zira, insan, sosyal
bir yarat ktr9 ve cemiyyet iinde ya amak zorundadr. Cemiyyet te Devlet'e dayan r. Devlet te realiteye dayanr ve byk apta bir organizmad r.
Her bir cemiyyet bir hayr iin kurulur ve btn cemiyyetleri iine alan Devlet te en yksek hayr'

61

gaye edinmek zorundad r'. Dolaysiyle, DeN let'in


balca grevi de vatanda larn mutluluunu salamaktr. Bu da faziletli kanunlar alt nda yaplacak
bir retim ve e itim ile mmkndr.
Ksaca, ahlakn gayesi faziletin ilmi de il, fakat, faziletin hayata uygulanmas dr. Sdece toori,
insan, iyi bir insan yapamaz; teoriyi pratik ile
tamamlamak gerektir.
Insanda karakterin te ekkl iin zorunlu olan
retim ve e itimde ahsi metodlar, genel metodlardan stndr. Zira, ahsi' metodlar ahsi karakterin gayretini isterler. Fakat, bu ahsi gayret, prensiplerin anlalmasna baldr. Zira, insan, bir cemiyyette yaar; dolaysiyle de ahlak ilmi, insan ,
siyasete gtrr.
Aristo'ya gre insanlar n iyi olmalarnda
yol vardr:
Tabiat Yarat l, Miza).
Adet.
3 retim ve E itim.
2-

imdi, baz kimseler insanlar n doutan iyi


olarak do duklarn, baz lar da insanlar n detler
kazanmak suretiyle iyile tiklerini, baz lar da insanlarda biri tabii di eri de nefse ait fiiller bulunduunu ve tabii fiillerin istenildi i gibi deitirilmesi
mmkn olmamakla beraber nefse ait fiillerin e itim ve retim usulleri ile deitirilip dzeltilmesi
mmkn oldu unu, dolaysiyle, insan insan yapan
eyin retim ve eitim olduunu ne srerler".
Tabiat vergisi olan bir ey, insann kendi elinde olmayan, insann kendi gc dnda olan bir
eydir. Fakat, gerekten talihli kimselere ilahi lutf
62

ve inyet olarak bah edilmitir. Bu yolda akln, retim ve eitimin de do rudan doruya etkili olduu da sylenemez. ocuklar n ruhlarnn, her eyden
nce, Doru olandan bir haz elde etme ve Do ru
olmayandan da nefret etme yolunda, topra n ekirdei yetitirdii gibi, bir takm gzel adetlerle
terbiye edilip geli tirilmesi zorunludur. Zira, hayatn heyecanlar n idare etti i bir kimse akln uyarc esesini dinlemeyecektir; hatta, onun uyar sn
anlamayacaktr bile. O halde, byle bir kimse bu
kt gidiinden nasl dndrlecektir? Heyecan, asla akla boyun e mez, ancak kuvvete boyun e er.
u halde, asili ve erefliyi sevecek ve asil olmayan
ve erefsizi sevmeyecek faziletli bir karakter tasavvur etmek zorunludur. Fakat, faziletli kanunlar
altnda byyp geliinceye kadar bir kimsenin
daha ocukluk yalarnda fazilete gerek bir temayl gstermesi dnlemez. Zira, i'itclal zre ve
sebatl bir hayat ok kimseler iin pek ho bir ey
deildirler; hi de ilse genler iin de ildir. Bu sebeple ocuun beslenmesi ve faaliyetleri kanunlar
tarafndan dzenlenmeli ve ocuk bu kanunlara
almal ve bu kanunlar ocu a ztrap kayna olmamal.
Fakat, ocuklar , gerektii gibi, bir beslenme
ve kontrol altnda bulundurmak her eyi zmlemez. ocuklar tam bir insan mertebesine ula trabilmek iin onlara Doru'nun ne oldu unu retmen ve daima Do ru'yu yapma adet edindirmelidir. Bundan tr, bize Do ru'nun ve hayatn btn grevlerinin ne oldu unu retecek kanunlara
ihtiyacmz vardr. Zira, bir ok kimseler, ak llarndan ziyade zorunluluk yznden; sevgi ve asletten
ziyade ceza korkusu yznden hareket ederler.
63

eref ve haysiyet kanununa gre ya ayan bir


insan daima aklna uyacakt r; gayesi, sadece haz
olan kt insan n ise, bir yk hayvan gibi, bellar
ve straplarla terbiye ve tasfiye edilmesi gerekecektir. Bundan trdr ki belalarm ve straplarn
bir insann gzde hazlarnn en son haddinde kar tlar olmalar gerekti i sylenmitir.
Bir Devlette hkim olan ey, kanunlar ve adetlerdir. Nitekim bir ailede hkim olan ey de baba
otoritesine dayanan kaideler de adetlerdir. Zira, bir
ailede aile fertlerinin babaya ba ll ve babann
onlara salad byk ni'metler ve faydalar sz
konusudur. Devletin kontrol de kanunlar karmak ve onlar uygulamak suretiyle olacakt r. Bu
kanunlar, fzilete dayand klar derecede de bu kontrol da iyi olacakt r.
Ksaca, gzel ve iyi bir karakterin meydana
gelmesi iin faziletli kanunlar alt nda ocuklarn
retilmeleri ve e itilmeleri zorunludur. retim
ve e itimin de ahsi kabiliyyet ve isti'datlar n gelitirilmesi yolunda olmalar, dolaysiyle, genel metodlar yerine ahsi metodlar n kullanlmalar gereklidir. Ancak bu suretledir ki herkes kendi karakterine
en uygun ekilde yeti tirilme ansna sahib olacaktr. Fakat, byle bir yeti tirilme de, her eyden nce,
prensiplerin anla lmasna baldr. Zira, insan, bir
cemiyyet iinde ya amaktadr. Bundan tr de
ahlak ilmi insan siyaset ilmine gtrecektir 2.
ocuklara, nce, Matematik gibi soyut ilimler
retilir ve ancak bundan sonra Felsefe retilir.
Zira, ilk prensipler tecrbeden kar ve zaman
ister".
64

Farabrele ocuk Terbiyesi ve Ahlak


Farabi de Aristo gibi ahlak nazariyesini zihin
ve akl kuvvetlerine dayand rr. Ona gre de: ilim
evvel, ahlak sonradr; pratik teoriye ba ldr". Farabi bu hususta yle diyor:
Zira, bilgi, iyi amelden stndr. E er byle
olmasa bilgi iyi amel ile kt ameli birbirlerinden
ayrd edemez. Bu ay rd etme kuvveti de bilginin
stnln spatlar. Bundan tr iyi ve ktnn
mahiyetini bilmemekle beraber ruhsal durumunu
bunlara uyduran bir kimseden, iyi ve ktnn mahiyetini bilip te ruhsal durumunu bunlara uyduran
bir kimse phesiz daha stndr.
Ve yine, nefs, tabiat gerei, bir ok ehvetlere
sahiptir. Tasavvur ve idrki nisbetinde de irdesi
vardr. Bu hususta hayvanlar derekesinde bulunan
insann akl sayesinde ayrd etme e gc yetmesidir ki ona Seme hriyyetini bah etmitir. Bu da
nefsin zat gerei isted i mutlak hay rdr. te, insan, bu akl ile meyl etti i ii yapmakta ve ancak bu
ayrd etme ile sorumluluk kabul etmektedir. Bu takdirde akl, pelemekliimiz gereken en iyi yolu bize
gstermee yeterlidir ve nk ilim, faziletlerin
en bytidrm.
Ve yine Farabi yle demektedir: Her mevcut,
ancak, vcuttaki mertebesine gre kendisine has
olan kemlin zirvesine eri mek iin yarat lmtr.
Bunun insana has olan ise, zellikle, en yksek
mutluluk diye adlanmtr 1 5.
Insanda ilk ma'kullerin husul onda ilk mkemmeleme isteine iarettir ve bu ma'kuller insan
iin kendisini son mkemmellie eritirmede biri-

65

cik aratrlar ki bu son mkemmelli e de Mutluluk


denir 6.
nsan mutlulua ulamak iin yaplmas zorunlu olan eyleri de bilmee muhtat r. Ancak,
her insann yarat l buna elveri li deildir. Bu
taktirde de bir retmene ve ndere muhta olur.
Lkin, her insan ba kasna nderlik etme gcne
sahip de ildir'''.
Her nefs, mstahak oldu u hle kavuur".
Gzel olsun irkin olsun, ahlk, btnl ile
sonradan kazan lmad r. Insann iyi veya kt bir
huy kazanmas ve kazand huyu da iradesi ile
dei tirebilmesi mmkndr'''.
nsan zihni hayvani ve insani nefslerin tekmlne dayanr ve derece derece Ilahi leme ykselir ki bu da bir terbiye i idir.
Felsefe retiminin gyesi de Allah'n Bir ve
Kendi Bana Var olduuna, Hareket Etmeyen lk
Hareket Ettirici bulundu una, btn e yann Fil
lleti olduuna, bu Alemi Ziynetleriyle, Hikmeti ile,
Adleti ile tertipleyip ssledi ine bilgi edinmektir.
Dolaysiyle, Filozof, hareketleriyle ve yapt ilerle,
insan takat derecesinde, Yarat cya benzemi olur20.
ihvnussaf'da ocuk Terbiyesi ve Ahlak
ihvnussaf, yukar da da iret etti imiz gibi,
ark'ta ilk ahlk filozoflar olup felsefi ahlklar nda her eyden nce Sokrat'a uymakla beraber, ark
Literatrnde adland zere, Fisagor'un (Risale-i
Zehebiye)sinden, Efltun'un (al-Nevmis)inden, Aristo'nun (al-Tuffha)s ndan ve Hind'li filozof Bey66

daba'nn (Kelile ve Dimne)sinden de pek ok faydalanmlardr.


Yazdklar (52) risalenin hemen hepsinde felsefi ahlaklarn aklamakla beraber bu husus, zellikle, aa daki risalelerde ok daha a ka grlr.
Matematik ve Felsefe Gurubunun : (Corafya, Ahlakl' eitli olmasnn sebepleri, Bir k sm isagoci)
risaleleri.
Tabiiyat Gurubunn : (" nsan kk lemdir"
sznn anlam, Cz'i nefslerin insan bedenlerinde
meydana gelii hakknda, Ilim elde etmede insan n
gc, lm ve hayat n mahiyeti hakknda, Cismani ve ruhani lezzet ve elomlerin mahiyeti hakknda, Lugatlarn deiik olmalarnn sebepleri hakknda) risaleleri.
AKL Ruhiyat Gurubunun : (Akl ve ma'kul, Akn
mahiyeti, Tekrar dirilme ve K yametin mahiyeti,
lletler ve illetlenmi ler hakknda) risaleleri.

illihiyat Gurubunun : (Dnceler ve Dini hkmler, thvanussaf'mn i'tikadlar , Ihvanussafa'nn


muaeretlerinin keyfiyerleri, ymann mahiyeti, Namus-I IlahVnin mahiyeti, Allah'a da'vet) risaleleri.
te, zellikle, yukar ya aldmz bu risalelerde
gaye ruhlar sslemek ve ahlaki dzeltmektir. Ihvanussafa'n n da'valarnca, insan, iyi ahlak sayesinde insan mertebesinden kp melek mertebesine
ykselecek, yarat lma ve bozulma alemi olan bu
dnyadan kurtulup ebediyet mertebesi olan Allah'a
ulaabilecektir.
ihvanussafa'da (Nefs Tasfiyesi) ahlak n biricik mi'yardr. Bu mi'yar ile ayarlanan insanlar
arasnda ahlak ayk rl sz konusu olamaz.
67

Ahlak konusunda, lhvanussara da, her eyden


nce, ocuklarn terbiyesi zerinde duruyor ve Allah'n Peygamberleri ve Filozoflar , ancak, insanlarn kt kuylar n iyiye evirmek iin gnceridi i ni sylyor 21.
ihvanussafa'ya gre, ana ve baba, ocu un,
ancak, maddi varl n sebebidir; ocu a ilim reten
ve onu terbiye eden hocas da ocuun ma'nevi
varlnn sebebidir ve birinci sebepten stndr".
thvanussaf'ya gre insanlar n ahlaklarmn baka baka olu u drt sebebe ba ldr:
Bedenlerin ve mizac n (yani, drt ahlatn:
safra, balgam, kan ve sevda) ba kal .
inde yaanlan evrenin maddi etkisi.
3 inde yaanlan evrenin ma'nevi etkisi.
4 Doum esnasnda yldzlarn etkisi".
2-

Ahlakl' e itli olmas nn bu drdnc sebebi


Ihvanussaf'ya gre en hkim sebeptir.
ihvanussafa, Eflatun ve Aristo'da da eki meyi
gerektirir gibi grnen, huylar n tabii veya ksbi,
yani sonradan kazan lm olup olmadklar konusunda bada trma yoluna giderek: "Dnya o ullarnn huylar tabiidir, cibilidir, de imez; hiret
oullarnn huylar ise sonradan kazan lmtr. deiir. Ve birinciler cesed, ikinciler ruh gibidir ve
birinciler mutsuz, ikinciler de mutlu ki ilerdir"
diye hkm etmi lerdir".
ihvanussafa, zalimlere kar afv, ktlk edenlere kar iyilii, riyakrlara kar drst, yoksul brakana kar ihsanda bulunma iyi ahlktan;
68

blis'in kibrini, Adem'in hrsn, Kaabil'in hasedini


de en byk musibetten saym lardr"
hvnussaf, nefsin tasfiyesi ve iyile tirilip gzelletirilmesi yolunda Felsefe'nin ve felsefe kadar
da Dinin byk rolne iaretle yle diyorlar:
Hayvanl aan insanln en aa mertebesi yaln z duyu organlar ile his edilen eyleri bilen, yaln z cismni hayrlar tanyan, yalnz bedenin gelitirilmesini arzulayan.... insanlard r. Bunlar, surette insan, fakat, fiilde hayvand rlar. Melek
mertebesini a an insanlk mertebesine ula m kimseler ise gaflet uykusundan uyanm , chillik arlklar ndan kurtulmu , yksek bilgilerle hayat bulmu ,
basiret gzleri a lm, hasselere gizli olan ruhsal i leri
ve akil mevcutlar kalb gzleriyle grm , nefs cevherlerinin safs ile ruhlar lemini m ahede etmi
kimselerdir26.
Ve yine onlar yle demektedirler: insanlar n
stn, aklllar; akllarn hayrls, limler; limlerin en yksei de evvel. (Peygamber) ler ve sonra
da (Filozof)lard r.
Peygamberler, akla ait ilimlerde, ulhiyete ait
bilgilerde ve nefse ait hikmetlerde en yksek tabaka; Filozoflar da tabii san'atlarda ve cisimlere
ait bilgilerde en yksek tabakad r. Peygamberlere
ait ilimler ile yani, lhiyat ile ruhlar diyar iin,
Kyamet iin nefsin dzeltilip geli tirilmesi gyesine ; Filozoflarni ilimleri ile de bu cisimler leminde,
bu dnyada cisimlerin ve bedenlerin geli tirilip iyiletirilmesi gyesine var lr. Melek mertebesine ula an
insann en stn, en yksek derecesi ise (Peygamberlik) mertebesidir 27 .
69

yle ise, bu dnyada hr suretinde zorunlu,


efendi suretinde kle, zevkli suretinde azapl , gptaya ayan suretinde kibirli olan ve:
inde yaadmz maddi 'Mem,
Insann kendi tabiat ve ihtiraslar,
3 eriat ve teklifler,
Zalim Padiah,
5 nsani ihtiyalar,
2-

gibi be hakim kuvvetin sald rs karsnda


bulunan insann cisminin ve nefsinin geli tirilip gzelletirilmesi gyelerine var p ilahi ileri de bilmesi
ve Rabbani bilgiyi de tan mas gerekir. Nefslerin
en iyi hali de ite bu haldir".
Ksaca, Ihvanussafa, ahlaki., ruh tasfiyesine
dayandrmakta ve Ahlaki, limden; aksiyonu, Teori'den stn saymaktad r.

70

Konu: III

(HAYR LE MUTLULUUN FARKI VE


HAYRIN KISIMLARI)
bn Miskeveyh'te Hayr ile, Mutlulu un Fark
ve Hayrn Ksmlar - bn Miskevelh'e gre Aristo'da Hayr ve Ksmlar ve Mutluluk- - bn Miskeveyh'e
Gre Fisagor'da, Sokrat'ta, Efltun'da, Revakilerde, Muhakkik Filozoflarda
Aristo'da Hayr ve Mutluluk -Farabi'de Hayr
ve Mutluluk- hvanussaf'da Hay ve Murluluk.

Hayr ile Mutluluun Fark ve Hayran


Ksmlar :
bn Miskeveyh, bu konuda zetle yle demektedir :
nsan nisbet edilen iradi eyler, Hayrlar ve
erler diye ikiye ayrlr ve insan hayr ve mutlulu u,
yapmas iin yaratilm olduu eyi tam ve mkemmel olarak yapmas nda ve gyesine ulamasmdadx.
Gerei kavram Eski Filozoflarn pek beendikleri tanim gre (Hayr), "Her eyden, her iten
kasd olunan ey'dir. Hayr, her hareketin ve her
eyin son gayesi"dir. Bu tan ma nazaran faydal olan
eye de Hayr denebilir. Mutluluk ise, (Mutluluk
Sahibine) nisbet ve izafetle hay rdr.
71

Mutluluk, sahibi iin bir kemld r. Bu takdirde


de mutluluk bir nevi hayr demektir. nsann mutluluu, hayvann mutluluundan bakadr ve her
eyin mutlulu u, ona has olan onun tamaml lk ve
kemli demektir.
Herkesin arzulad ve zledi i hayr ise btn
insanlara ait olan Hayr'd r ki onlar bu hayr istemekte ortaktrlar.
Yukarda da denildi i gibi mutluluk, herkesin
kendine mahsus olan hayrdr ki mutluluun hayr
olmas sahibine izfetlerdir ve bundan tr, onu
isteyenlere nisbetle de iir.
Ksaca, hayr, her eyden son maksat ve son
gye ve btn insanlar aras nda ortak olan eydir.
Mutluluk ise herkesin zt na mahsus keml ve
refah hlidir. Bunda btn insanlar ortak de ildir.
Fakat, "Mutlak Hayr" ahsa nisbetle e itli deildir.
limlere ve san'atlara dayal her faydal eyin ve
bizim iin iyi grnen arzular n gyesi olan hay rlar
acaba Mutlak Hayr'md r? Bu hayrlar n birini veya
birkan ele geirmekle "Mutlak Hayr"a ula labilirmi? Elimize geirmek istedi imiz hayrlar Mutlak
Hayr zann ile btn mrmz onlar istemekle
geiririz; fakat, acaba "Mutlak Hayr" nedir?
Bu noktada bn Miskeveyh, zellikle Porphyrius'tan faydalanarak, ilk nce Aristo'nun fikirlerine
geiyor ve yle bir aklama yapyor:
Aristo'ya gre Hayr k smdr:
erif ve Mbrek Hayr.
2- vlmee ve Takdire de er Hayr.
3 Kuvve Hlinde olan Hayr.
72

Yukarda saylan bu hayrlardan birincisi, sahibine eref veren hay rlardr ki bu "Felsefe" ve
"Kamil Akl"dan ibarettir.
kincisi de btn Faziletler ve btn Gzel
hadi ilerdir.
ncs de Felsefeyi, Gzel leri ve Fziletleri ele geirme e hazrlanmakt r.
Baka bir adan da hayrlarn bir ksm gyedir, bir ksm da gye
Gye olan hay rlar da ya tamd r ya da tam
deildir. Tam olanlar, Mutluluk gibidir ki biz onu
elde etti imiz zaman onu ba ka bir eyle fazlalatrmaa muhta de iliz. Tam olmayan hayrlar da
shhat ve servet gibi olan hayrlardr ki biz onlar
elde etti imiz zaman onlar n daha ziya artmalar na
ihtiya gsteririz.
Gye olmayan hayrlar ise, arzulanan hayra
vasta olan hal ve hareketler ve di er baz eylerdir.
Yine bir bakma baz hayrlar da vardr ki yalnz nefs asndan sz konusudurlar; baz hayrlar da
vardrki yalnz beden a sndan sz konusudu lar.
Yine bir bak ma baz hayrlar da vardr kl srf
kendi zatlar iin istenirler; baz hayrlar da vardr ki dier hayrlara arac olmalar bakmndan
istenirler.
Baz hayrlar da vard r ki hem kendileri iin
hem de dier baz hayrlara arac olmalar bakmndan istenirler.'
Baz hayrlar da vard r ki ne kandileri iin ne
de bakalarna arac olmalar bakmndan istenirler.
73

Bu yolda, her zaman ve her hususta ve herkes


iin hayr olan veya herkes iin ve her zaman ve
her hususta hayr olmayan iki e it hayrdan da sz
edilebilir.
Yine baka bir gre gre hayr yle taksim
edilir :
Cevherde Hayr.
2- Nicelikte Hayr.
3 Nitelikte Hayr.
Ve tabii, bunlardan baka dier katigorilere ait bir
ok hayrlardan da sz edilebilir.
imdi, Cevherde hayr, mlik oldu umuz kuvvetlerin ve melekelerin bize sa ladklar hayrdr.
Nicelikte hayr, orta sayda iyi iler ve iyi
hallerdir.
Nitelikte hay r da ruhun ho land eylerden
duyulan ma'nevi haz gibi eylerdir.
Nitelikte hayr'n balcalar da unlardr:
Hayr : Bunlar, sadakalar ve yap lan
iyilikler gibi eylerden duyulan hisse ait hay rlardr.

2.aman ve Mekna Ait Hayr : Bunlar, shhate


ve zevke uygun kkler, balar, baheler gibi eylerden duyulan zevka ait hay rlardr.
3e Ait (Fiili) olan Hay : Bu da bir hkmn
geerli olmas ve bir te ebbsn her tarafa yay lmas iidir. (Mesela, tccarlar n memleketlerine; ve
milletlerine kazand rdklar refahtan do an zevk; ve
zellikle, memleketlerini iyi idare ederek vatanda larn rahata ve huzura kavu turan dareci S nfn
duyduu kalb genilii ve sevinci gibi.)
74

Bunlardan baka srf akla ve srf hisse ait hususlarla ilgili hayrlar da vardr ki bunlar, "Ma'kfl hareketlerden ve her eyden iyi ve temiz hisler alma"
asndan husule gelen hay rlardr.
Ksaca, zti, yani arazi olmay p cevherde olan
hayr, (Mutlak Hayr)d r. Ve (Mutlak Hayr), lk
Hayr'dr ve o da (Allah)t r. Btn varl k O'nun
ynn gzleyip zlemekte ve O'na do ru hareket
etmektedir. Zira, Ilhi olan hayat n dnp baland nokta O'dur.'
Miskeveyh, Mutluluk konusunda da bata Aristo
olmak zere baz Yunan filozoflar nn grlerine
iaret ediyor ve yle diyor:
Aristo'ya gre Mutluluk ta be eitttir :
Bedenin salaml ve hasselerin kuvvet ve
tamamll .
2 Servete ve sd k adamlara mlik olmak.
3nsanlar aras nda i'tibr ve sevgi kazanmak
ve vlmek.
4 Her hususta, her i te ve zellikle giriilen
teebbslerde ba arl olmak.
5Tam ve yerinde gre, doru fikre, slim
i'tikada mlik olup kendisinden ak l istenildiinde
insanlara do ru fikir verebilmek.
te bu be eye mlik olan bir kimse tam ve
kmil bir mutlulu a mlik demektir; bu be eyden bazlarna mlik olanlar da derecelerine gre
Mutludurlar.
Fisagor, Sokrat, ve Efltun'a gre Mutluluk:
Arito'dan nce gelen Fisagor, Sokrat, Efltun ve
bunlar gibi baz filozoflara gre de faziletler ve
75

(Mutluluk) ruhtad r. Bunlar, bunun iin mutluluu,


yalnz, Hikmet, ffet, ecaat ve Adalet ibi ahlaki
faziletlerden ibaret saym lardr. Bunlarca, ruhta
ahlaki faziletler bulunduka o ruh mutludur ve
baka bir eye muhta olmaz. Zira, ruh, bu faziletlere mlik olunca, mesela, bedence, servete ve
dier baz hususlardaki marazlar ve noksanlar bu
kimselerin ruhsal mutlulu unu bozamaz. Yalnz,
akl bozukluu, insann cisimce faziletli hareket
etmesini engeller, Fakirlik, d knlk gibi maddi
hayata ait gelip geici eyler bu Filozoflara gre insann mutluluunu bozamaz.
Revkilere Gre Mutluluk:
Revakiler ile Natralist (Tabiiyyn)ler nazarnda ise beden, insan n maddi paras olduu
iin duyu organlarna ve organlara ait noksanl klar gibi bedene ait noksanl klar ruhsal mutlulu u
da engeller ve onu kemlde bulundurmaz. Bu sebeple (Bedene Ait Mutluluk) ta ruhsal mutluluk
iin nemlidir.
Eski Tahkiki Filozoflara Gre Mutluluk:
Bu filozoflara gre insan, be eri hayatnn akna ve ona bal ve onunla ilgili olan btn eylere nem vermemelidir. Ruh ve cesede nisbet edilen
hallerin hi birisi Mutluluk de ildir, Zira, Mutluluk,
bakalasmayan, kaybolmayan, sbit ve baaki bir
eydir ki o btn eylerin ve hususlarn en ykseidir.
Deiip bakalaan ve sbit olmayan gzel bir ey
bile (Mutluluk) deildir.
te bu fikre gre eski Filozoflar, (En Byk
Mutluluk) hususunda anla mazla dmlerdir.
76

Bunlardan baz lar, insan ruhu bedenden ve tabii


eylerden ayr lmadka, yani insan lmedike ve s rf
ruh kalmad ka (En Byk Mutluluk)a eri emeyece ini sanmlardr. Bu filozoflar, insan nam n,
yalnz bu srf ruha vermi ler ve ruh bedende bulunduka cisme ve onun kederlerine ve bedenin
pisliklerine ve zorunluluklar na katlanmak gerekeceine ve daha bir ok eylere de ihtiyac olacana
bin'aen: " nsan hayatta iken hi bir zaman Mutlu
saylamaz" iddiasnda bulunmu lardr.
Halbuki, Aristo'ya ve taraftarlar na gre mutluluk, insan iin dnyada hasl olur. nk, insan, nefs
ve bedenden mrekkeptir. Mutlulu un belirli bir ekli
de yoktur. Mesela (En Byk Mutluluk)u, fakirler,
mal ve para oklu unda; hastalar, s hhat ve selmette ; zeliller, makam ve saltanatta; reziller, e itli
evhetlerde; a klar, ma'uklarna kavu mada; alimler ve fad llar, ilim ve fazileti miistahak olanlara
yaymada grrler. Filozoflar ise bunlar n hepsini
deiik mutluluk ekilleri olarak kabullenirler; yeter ki bunlar akl n gerekliliklerine gre tertiplenip
dzenlenmi olsunlar; yani en do ru bir zamanda
ve en doru yol (i'ticlal) ile ele al nsnlar. Bu hallerin hepsi de, onlara i tiyak gsterenler iin birer
eit Mutluluk saylr.
Bu konuda biz de Aristo, Farabi ve ihvanussafa'nn grlerini ksaca aklayalm :
Aristo'da Hayr ve Mutluluk
Aristo yle diyor: Her san'attan, her ilimden
ve btn i lerimiz ve maksatlar mzdan grlyor
ki gye, bir (Hayr)a, bir (Iyilik)e ul amaktr. Gerekten, insanlar n hareketlerindeki gye e itlidir,
77

hibiri brne benzemez. Bununla beraber bunlarn hepsine birden (Hayr) veya (Mutluluk) diyebiliriz'. Bir de (En Yksek Hayr) ad n alan bir
gye vard r ki o da btn san'atlar n, ilimlerin ve
bilgilerin gyesi olan ( nsani Hayatn Hayri veya,
Mutluluu)dur. u Mide, hayr ve mutluluk gerekten nedir ve bize bunu hangi san'at, hangi ilim retir ?
lk bakta btn ilimler ve san'atlardan stn grnen bu ilim, Siyaset lmi'dir. Zira, o, bir
memleketin hayat n ve mutluluunu salar; Ekonomi ilmi, Harb ilmi gibi dier baz ilimler hep ona
baldr. Siyasetin esas da hayr ve adlet oldu una gre demek ki ahlk ilmi de siyaset ilminin bir
ksmdr, siyasette tamamkanmaktad r4.
stisnasz, herkes iin mutluluk, iyi yaamaktr;
ve mutluluk insani olan btn eylerin gyesidir.
Ancak, bunu, kimi parada ve malda, kimi s hhatta,
kimi erefte, kimi unda, kimi de bunda bulmu lardr'.
Hayr, bizzat kendisini arzulad mz eydir6.
nsan hayat nn gyesi de baz ruhsal hayrlar i lemektir. u hlde, gerek mutluluk, hayr iin yaamak ve hayr i lemektir' ve gerekten mutlu bir
adam da hayr iin ya ayan ve hayr i leyen bir adamdr. u hlde, mutluluk, dnyada en iyi, en yksek
ve en bo a giden ve en asil olan bir eydir. Lkin,
o, da ait maddi hayrlarn yardmna muhtatr; da ait maddi yardmlar olmakszn insann
ilerinde licenabl k aramak bo turs. O, en son ve
en yksek hayrd r9.
imdi, Mutluluk, Allah'n bir lutfumudur yoksa retilebilir bir eymidir?
78

nsann, varlklarn en stn olmas bakmndan, mutluluun Allah'n insana bir lutfu olduu
dnlebilir. Lkin, her eyin bu en iyisi nas l
olur da tesadfe b raklr?
Eer, o bir ilim veya usril ile retilebilir bir
ey ise, kendi varl nda o, her zaman lahldr.
u halde, ahlaka bozuk olanlar bir tarafa,
mutluluk, btn insanlarca elde edilebilir bir eydin' Ve yine, mutlulu un bu suretle tan m her zaman aklanan siyaset ilminin gyesi ile de uygunluk gsterir. Zira, siyaset ilminin gayesi de ehirler aras nda bir hayrllk karakteri meydana getirmektir.
Ilkel hayvanlar, faziletli i lemlerde bulunmaa muktedir olmadklar iin mutlulua ermee de
muktedir deildirler. ocuklar da retim ve e itim grmeden mutlulu u elde edmezler. Zira, mutluluk, tam bir fazilet ve keml zre bir hayat ister.
Ve yine, mutlulu u devran n gidiine, tlie
brakmak onun tamamlln keml ve kararl ln yok etmek demektir. Fakat, hi bir insani bir
i faziletin gerektirdi i bir ilem kadar de imez ve
srekli deildir. Ksaca, mutluluk, bakaa cevherine
mliktir. Mutluluk, bir ok bela ve straplarla engellenebilir ise de o hi bir zaman arizi ve ct z'i iyi
veya kt tali'den etkilenmez ve yok olmaz.
Mutluluu faziletli ilemlerle ta'yin ve s nrlamakla mutlu bir insan n hi bir zaman kederli ve
sefil olmayaca n sylemi oluyoruz. nk, o,
hi bir zaman ancak bir vas ta olan adi i ler ve hareketlerle u ramayacaktr.
u halde, mutlu insan, zaman n, sebebe dayanan bir vakfesinde de il, fakat, btn hayat bo79

yunca faaliyeti tam bir faziletle tanzim edilmi ve


ebedi hayrlarla yeterli derecede desteklenmi olan
insand r.
Acaba bir adama ya ad mddete mutludur diyebilirmiyiz?
Bu hususta Solon'un gzel bir Atasz vard r,
o, der ki: "Her eyin sonuna bakmam z zorunludur. Bir kimseye lmeden nce udur, budur veya
mutludur demek doru deildir", Fakat, mutluluk,
eer bir e it aktivite ise nas l olur da bir insan hayatta deil de ldkten sonra mutlu olabilir? Hayatn btn safhalanndan ve firsatlar ndan muaf
klnan yani, len bir insan n ldkten sonra mutlu
oldu unu kabul etmek te do ru de ildir. Bir insan
ldkten sonra mutludur diye anmak o insan n,
yalnz, mutluluun mevcut oldu u zaman de il,
fakat, mevcut olmad zamanda da mutlu olduuna hkm etmektir ki bu mutlulu un mevcut olmad bir zamanda mutlu olmak gibi bir eli me
gsterir".
Ksaca, hayr, bir aktivitedir, ahlaki bir hald r
ve Mutlak ve hafi diye de ba lca ikiye ayrlr.
Ve yine, Mutluluk ta ahlaki bir hal de il bir
aktivitedir ve bizzat istenen bir aktivitedir; ruhun
tan ve mkemmel bir faziletle uygunluk halinde
olduu bir aktivitedir; en stn fazilet aktivitesidir;
yani, mahiyetimizin en stn tarafnn aktivitesidir. Bu sebepten de o, bir e it, speklsyon olmak
zorundadr.
Akln iyi, gzel ve ilahi eyleri kavramas ve
kendisinin de ilahi oldu unu kavramas : tam ve
mkemmel mutluluk i te bunlardr 2. Mutluluk,
80

engellenmemi bir aktivite ve mutlak bir haz" olduuna gre demek ki en yksek mutlulu u veren akl fazileti ve Felsefi mlhazalar, en yksek hazz da verecektir.
Yalnz Akl'a gre ayarlanm bir hayattr ki
ilhi Bir Hayattr. Zira, insan n gerek benli i, tlhi ksm, yalnz Akl'd r".
Frbi'de Hayr ve Mutluluk
Frbl'ye gre insan n yaradlmasndaki gyenin husulne yarayan kuvvetler, melekeler veya
irdi fiiller ( nsani Hayrlar)d r; insann yaradlmasndaki gyenin husuln engelleyen kuvvetler,
melekeler veya irdi fiiller ise ( nsani erler)dir.
Hayr ve er, hep ezeli bir irdeden gelmektedir.
nsana en has hayr, insani akldr. Zira, insan,
ancak, akl ile insandr. te, Mant k san'at da insana bu en has hayr' kazandrmaktr15.
Mutlulua gelince: Mutluluk, zti iin istenen hayr'dr ve her hangi bir eye ulamak iin
vasta olarak kullan lamaz. Zira, insann eriebilece i en son mertebe, mutluluk mertebesidir.
nsann her hangi bir surette alg lad bir eye
meyl etmesi irdeden ibaret olup ird dediimiz
ey de ihsas veya tahayylden do an meyildir ki, bu,
hayvanlarda da bulunur. Fakat, bu meyl, d np
anlamadan geliyorsa ona (Ihtiyar) denir ve ihtiyar
da insanlara hast r. Bu yksek ma'kullerin insanda
husul bulmu olmas onun birinci kemlidir ve en
son kemle eri mek yolunda kullanmas iin insana
det bah edilmitir. Bu son keml ise (Mutluluk)
tur.
81

Mutlu14a ancak gzel eyleri elde etmekle


erebiliyorsak; gzel eyleri de, ancak, Felsefe san'at
ile elde edebiliyorsak; bizi mutlulu a erdirebilecek
olann, sdece, Felsefe olmas zorunludur. Felsefe
de, bizde, sadece, iyi ay rd etme ile hasl olur. yi
ayrd etme de, ancak, do ru alglayan zihin gc
ile elde ediliyorsa, btn bunlardan nce bizde zihin gcnn bulunmas gerekir. Zihnin do ru dnme gc ise, ancak, bizde do ruyu yakinen bilip ona inanma ve e riyi de yakinen bilip ondan
uzaklama gc bulunduunda, yani aldanmayan
bir g bulunduu zaman has l olur. te, bize bu
gc kazand ran san'ata (Mant k) deriz ve btn
san'atlardan nce bu san'at gelitirmek mutlak
zorunludur'.
Mutluluk, insan nefsinin vcutta geli ip almas yolunda maddeye ihtiya duymayacak bir
kemal mertebesine ula mas demektir ve bu da nefsin cisimden arnm eyler ve madde ile kar mam cevherlcr gibi bir hal almas ve ebediyyen bu
hal zre kalmas ile olabilir. Ancak, mutlulu un
mertebesi Fa'al Ak l mertebesinin a asndadr.
Nefs, mutlulua, ircleye dayanan fiillerle ula abilir ki bu fiillerin bazlar fikre ait fiillerdir ve baz lar da bedene ait fiillerdir. Lkin, bu fiiller, rastgele fiiller de il, baz belirli ve snrl davran ekilleri olan ve melekelerle elde edilen s nrl ve belirli
fiillerdir. nk, iradeye dayanan fiiller aras nda
mutluluu engeleyici olanlar da vard r.
Topluca diyecek olursa, mutluluk, her hangi
bir zamanda kendisi ile baka bir ey elde etmek
iin deil, fakat, zati iin ibtenen hay rdr; yoksa,
hi bir zaman istenmez. Mutlulu un teSinde in82

sann daha byk bir eye ulaabilmesi mmkn


deildir.
nsann mutlulua ulamasna yarayan fiiller,
ancak, gzel ,fiillerdir. Bu fiillerin kendilerinden
sdir olduklar davran ekilleri ve melekeler de
faziletlerden ba ka deildir'".
Mutluluk mertebesine u iki ey ile varlr: insanlar birbirine ba layan birlik ve beraberlik ve
insan ait olduu snf ve dzene ba layan birlik ve
beraberlik. Fadl ehir insanlarnn her biri bu maksatla hareket ederse onun i leri gzel ve stn ruhsal
bir form kazan r ve bu yolda devam edildii sre orannda da bu ruhsal form da kuvvetlenip stn olur,
kuvveti ve fazileti gittike artar's.
Mutluluklar ynden birbirinden stndrler: Nevi, Nicelik, Nitelik.
Ayni mertebeden olan insanlar, ldkten sonra,
ayni mutluluk mertebesine ularlar ve bunlardan
her bir birlik, nevi, nitelik ve nitelik bak mndan
kendi benzerine kavu ur. Onlarn birlemeleri ve
birbirlerine kavu malar da cisimlerde oldu u gibi
deildir. Birbirine benzeyen maddeden ayr lm
nefslerin o alp birbirlerine kavu malar, bir ma'
kulun dier bir ma'kule kavu mas gibi olup bunlarn her birinin duydu u lezzet te ok iddetli olur.
Her birlik, bir ok kereler hem kendini hem de kendine benzeyeni dnm olduundan dnlen
eyin bitelii artm olur. Her gp giden birlik
iin hal aynidir.
Bu, yukarda aklanan hal de Fa'al Akl'a dayanan en yksek gerek mutluluktur". En stn
Mutluluun en stn derecesi de, Farabi'ye gre,
ancak, Gerek Filozoflara mahsustur".
83

una da hemen i aret edelim ki Frbi, ebedi


mutluluun ancak bu dnyada oldu unu, Fdl
Medine adl kitabnda kt ruhlarn lmden sonra
azapta kalacaklarn, Siyset'l-Medine'sinde de kt ruhlarn yoklua gideceklerini ve yanl z kmil
ruhlarn bki kalacaklar n ileri srerse de Frbl'nin, esasta, ruhun lmden sonra ahsi bir varlk
olarak bki kalmayaca fikrinde oldu u kuvvetle
sylenebilir.
ilvnussan'da Hayr ve Mutluluk

ihvnussaf da filozoflar gibi her eyin bir


hayr iin istendi ini, fakat, hayrn, bizzat kendisi
iin istendi ini ve Mutlak Hayr' n da Mutluluk
olduunu ve Mutluluun da srf kendisi iin istenip baka bir ey iin istenmedi ini sylemektedirler. Mutluluk, insan n en yksek derecede arzulad ve insan ma'nen oluturup gelitiren eydir21 .
ihvnussaf'ya gre Hay r ve er'de yldzlarn
etkisi byktr. Tasfiyeye u ram ruhlar her zaman hayr kabul edebilirler ve hayrl iler de ancak
bunlardan kabilir. Madde, her zaman hayri kabul edemez. nk, madde, noksand r ve er de
madde leminde ve orada da ancak nebat ve hayyanda grlr; fakat, bu da her zaman de ildir.
er, bizzat kasd olunmu olmayp belki gelip
geici bir sebepten trdr. Allah' n fiilinden
maksad ise btnn iyili i, btnn faydas dr ve
bu yoldaki zarar ancak, etiz'i ve zel olabilir ki bunun da varl ile yokluu eittir22.
Mutlulua gelince, mutluluk elde etmek isteyenlerin nefslerini terbiye ve ahlklar n dzeltme84

leri gerekir. Mutluluk, genellikle, nefsin keml hali;


akavet, yani mutsuzluk ta nefsin noksan halidir.
Mutluluk, her eyden nce ikiye ayr lr: e
ait mutluluk ve da ait mutluluk. e ait mutluluk
ta ikiye ayr lr: Bedene ait mutluluk; Nefse ait mutluluk. Bedene ait mutluluk, shhat ve gzellik gibi
eylerdir. Nefse ait mutluluk ta zek ve iyi huy gibi
eylerdir. D a ait mutluluk ta ikiye ayr lr: Biri
mal ve mlk zenginlii gibi dnyaya ait eyler, dieri de iyi zevce, iyi evlat, iyi arkada , iyi hoca...
gibi eylerdir ki bunlar aras nda alim ve facll bir
hoca insann nefsinin babas dr ve nefs hayat nn
sebebidir. Nas l ki insann anas ve babas da onun
maddi cesedinin varl sebebidir23.
Ve yine, Mutluluk, Dnyaya ait Mutluluk ve
Ahirete ait Mutluluk diye de ikiye ayr lr: Dnyaya ait Mutluluk, her maddi mevcudun en stn
halleri ve en tam gyeleri zre varl n srdrmesidir; Ahirete ait Mutluluk ta, her nefsin, dnyada
da hirette de en stn halleri ve en tam gyeleri
zre varln srdrmesidir 24 .
Mutluluk asndan insanlar da drde ayr lr:
t Dnyada ve hirette mutlu olanlar.
2Dnyada da hirette de mutlu olmayanlar.
3 Dnyada mutlu olmay p hirette mutlu
olanlar.
4. Dnyada mutlu olup ahirette mutlu olmayanlar.
Her bir ilim ereflidir. Fakat, en erefli ilim insann kendi gerek cevherinin ne oldu unu ve
ona her bir halinde nas l tasarruf edece ini bilmesi-

dir. te, bu nokta, filmin zdr. nsann gerek


cevheri ise (Nefs)idir ve btn ilimleri ve (Vahy)i
kabul eden bu cevherdir. Onun iindir ki Peygamrimiz: "Nefsini bilen Rabbini bilir" buyurmu tur.
Ksaca, insanlar, ebedi mutlulu a ve bakaaya,
ancak, nefslerini terbiye ve ahlklarm da dzeltip
temizleme suretiyle ula abilirler25.

86

Konu: IV

(FAZLETLER VE REZLETLER)
bn Miskeveyh'e gre drt byk fazilet: Hikmet (Akl), ffet (Namus) ecaat (Cesaret), Adalet
ve bunlarn kartlar olan drt btk Rezilet: Cehalet, H rs ve Tama' veya Namussuzluk, Korkakl k
ve Zulm- bn Miskeveyh'e gre, Aristo'da Fazilet
ve Rezilet gr .
Aristo'da Birinci ve kinci dereceden Failetler
ve Reziletler- -Aristo Psikolojisinin ve Ahlak n n
zeti- -Farabi'de Fazilet ve Rezilet gr - ih.vanussaf'da Fazilet ve Rezilet gr .
bn Miskeveyh, Faziletler hakk nda bundan
nceki konular mzda yle diyordu:
Filozoflar, insan nefsindeki Yat k Nefs, ehvet
Kuvveti ve Gazab kuvveti esas na dayanarak, Fazilet'i drde ayrmlardr:
Hikmet (veya Ak l) Fazileti.
ffet (Veya Namus) Fazileti.
3 Secat (Veya Cesaret) Fazileti.
4 Adalet Fazileti.
2-

bn Miskeveyh'e gre insana hi bir eyle nmek yakmaz, ancak, u drt faziletle nmek
yakr. Soyunda bu faziletlerle feziletlenmi baz
kimseler var diye bbrlenmek budalal ktr.
87

Bu drt faziletin (Rezilet) ad altnda da drt


karl vardr ki onlar da unlardr:
2-

Chillik (Aklszlk, budalalk).


Hrs ve Tema' (veya A Gzllk, Namus-

suzluk).
3 Korkaklk.
4 Adletsizlik (veya Zulm).
Her fazilete ba l hesapsz dereceler bulundu u
gibi her bir rezalete ba l da bir ok dereceler vardr. Rezletler, hangi derecelerde olurlarsa olsunlar, hepsi Nefs hastal klarndand r.
imdi, faziletlerden yine k saca sz edelim:
Hikmet (veya Akl).
Hikmet, Natk Nefs'in faziletidir ki varl
varlk olduu haysiyeti ile bilir; yarad l, ilahi
ileri, insani i leri bilir. I lerin ve hareketlerin iyilerini ve ktlerini ay rd eder ve hangisini b rakmak ve hangisini istemek ve yapmak gerekti ini bilir.
te, (Hikmet), bu demektir.
2-

ffet (veya Namus).

ffet, ehvet nefsinin faziletidir. nsann bu


fazilete mlik olmas , ehvetlerini ve arzular n orta
bir tutumda (mu'tedil) ve kabisl edilebilir (meru)
bir surette idare edip gere e uygun olmayan ve
ffet'e aykr olan hallerde nefsinin boyunduru u
altna girmemesidir.
3 ecaat (veya Cesaret).
ecaat veya Cesaret, gazab (veya hiddet) nefsinin faziletidir ki daima korkun hallerde ve i ler88

de Natk Kuvvetin yerinde ve gzel muhakemesi


zerine insanda hakl savunma i inin meydana gelmesidir.
4 Adlet.
Adalet, yukarda saylan ilk faziletin insanda hep birlikte ve uygunluk ve hormoni iinde
bulunmasndan ibarettir. Hikmet'e, ffet'e, ecaat'a
mlik olan Adlet'e de sahib olur. Zulm de, u
halde, Hikmetsizlik, ffetsizlik ve ecaatszl k, yani
Adaletsizliktir.
Yukarda saylan bu drt esas faziletin her
birine bal olaraktan da daha bir ok faziletler
vardr. Mesela: Hikmet faz letinin altnda (zeka,
hatrlama, dnme, abuk anlama, zihin safas ,
kolay renme...) gibi eyler vardr.
ffet faziletine ba l olarak ta (kendi kendini
kontrol, hay, sabr, mertlik, hriyyet, kanaat,
vekaar...) gibi eyler vard r.
eaat veya Cesaret faz latine bal olarak ta
(nefsin erefini koruma, azm, sebt, cesaret, yumuaklk, tahamml...) gibi eyler vardr.
Adalet faziletine ba l olarak ta (sadakat, insanlarla iyi anlap iyi geinme, iyi dayanma,
muhabbet, haset etmeme, ktl e iyilik etme,
dmanlk etmeme, byklere sayg ve kklere
sevgi gsterme...)) gibi seyler vard r.
Adalet, iyilie ve gzellie dayanan btn insani hareketlerin ve hususlar n hepsini kaplamaktadr.
Bu drt faziletin kar t olan drt rezilet te ba l
balarna eyler olmayp, yukarda iaret edilen

89

insani nefs kuvvetlerinin azl nn veya okluunun,


arlnn veya noksanl nn, sonucudurlar ki bu
bal ca reziletler de: Chillik, A gzllk veya
Namussuzluk, Korkakl k ve Zulm'den ibarettirler.
bn Miskeveyh, bu noktada, yukar da da i aret etti imiz, Eb Osman al-D mki adnda bir
bilginin Yunancadan Arapaya, yapt tercmelerden, Aristo ile ilgili, (Nefsin Faziletleri) ad n verdii
Kitaba dayanarak ta bu konuda Aristo hakk nda
yle diyor:
Aristo'ya gre : mutluluk diye de adlanan faziletlerin ilk mertebesi, insan n, iradesini, iinde yaadmz bu duyular aleminin ruh ve bedene ait
olan gerekliliklerine gre kullanmaktan ibarettir'
ve tabiatiyle de tam orta derecede (Ptidal zre)
kullanmaktan ibarettir 2. Bu da, insann, arzularna
ve ehvetlerine orta (mu'tedil) bir derecede uymasndan ibarettir.
Faziletin ikinci derecesi ise, insan n, iradesini,
ruh ve bedene ait olup fakat, heva, heves ve ehvetlerle ili kisi olmayan faziletleri yerine getirmede
kullanmasdr ki ite bu ikinci fazilet mertebesinde,
insanda, insanlk mertebesinin ykseldi i grlr.
Bu sebepten trdr ki baz insanlar bazlarndan
daha faziletli bulunurlar.
Bu ikinci fazilet mertebesini elde etmi olan
insanlar, gitgide, srf lahi Fazilete kavu urlar. lahi
fazilet demekten maksat ta insanlar n, iradelerini
kullanma hususunda gemi ve gelecek hallere de il
de, tersine, iinde bulunduklar zamann gerekliliklerine balanarak her trl glklere ve ac lara gs Bermek ve hi bir zahmetten ka nmamaktr. Bu
gibi insanlar, nefslerinin hi bir hazz na balanmazlar
90

ve cisme ait olup ta zorunlu olarak muhta olmad klar eyleri aramazlar. Onlar, daima akla ait hayr
isterler, yani akla ve l'hiyete ait gzel eylerin
peinden koarlar 3 . Ve yine, hi te karlk beklemeksizin insanlara yard m ederler ve gleri yeten
her eyi yapma a alrlar.
Bu ikinci fazilet mertebesinde insanlar, kendi gayretlerine, isteklerine, al p didime hususundaki
faziletlerine, tabii glerine ve ilim yolunda dayandklar kaynaklarn doruluk derecelerine gre ykselirler ve en sonda da Mutlak Hayr'a, yani Allah'a
yaklam ve O'nun yksek s fatlariyle s fatlanp
kendilerini sslemi ve Ilahi ileri yapma a yol
bulmu olurlar.
Fazilet mertebelerinin en son ve en yksek
gayesi de insana ait i lerin, ilahi ilere benzemesinden baka de ildir. Insanda bu mertebenin elde edilmesi onun, Mutlak Hayr'a ula mas demektir. Mutlak Hayr'dan maksat ta insanda ham' olan
btn hayrl ilerin, ilahi i ler gibi hi bir maksada
ve karla dayanm olmamasndan ibarettir. Faziletlerden insani nefsin alabilece i bir karlk, olsa
olsa, sadece, vicdana ait bir zevkin elde ediimesidir ki o da faziletli hareketlerin, hi phesiz, Allah'n rizasna uygun ve yakin olmasndan ibarettir. te, bu yksek derecede bulunan faziletlerin
hepsi de Ilahi birer Hayr'd r. nsan, bu noktada,
o derece ilerler ki kendisinden sudur eden ilahi i ler, artk, kendi irade ve arzusuna ba l olmayp
ruhunda bir adet, cilalanm bir meleke haline gelirler ve her an o Yksek Ruhtan, o lk Mebde'den,
bir baka arzu ve emele bal olmakszn, srf hayr
ve srf hikmet olarak, zuhur ve sudur ederler. Bu
91

hale eri mek iin de tam bir Felsefi Bilgiye ve tam


bir Nefs Terbiyesine sahib olmak arttr.
bn Miskeveyh bu noktada Aristo'nun (Ahlak)
kitabna da i aretle yle diyor:
Aristo'nun Ahlak kitab nda bildirdiine gre
de: ahlak ve iyi tabiat n insanda daim olmas arttr. Arada srada yaplan her trl iyilikler, insanda
fazilet olarak bir ey spatlamaz. Zira, bir tek K rlangcn grnmesi ile havan n i'ticlale girdiin
ve havann bir ka gn iyi gitmesi ile Bahar n geldiine hkm olunmaz. Bundan tr gerek mutluluu arzulayanlar iyi ahlak n kendilerinde tabiat
halini alm olmasna almaldrlar. Bu gibi insanlarn, faziletleri, tabii bir evk ile yapmalar ve
onda sabit ve daim olmalar gerekir.
nsanlar genellikle yneldikleri e it gyeye
gre e it hayat pe inde koarlar: Zevk, eref,
Hikmet hayat ki ite bu ncs dier ikisinden
ok daha mkemmel ve ereflidir.
Srf ma'nevi lemimize ait olan iyi ve yksek
iler ve hareketler phesiz ki hesaps zdr ve insan
phesiz ki faziletleri ile ykselip kemle erer. te
ma'nevi zevkler yolunda Hikmet derecesine mlik
olan stn insan, btn insanlar iinde en mutlu
olan, lahi Mutlulua kavuan insandr.' nk akl
zevki, zati bir zevktir. Hisse ait Lezzetler ise geicidir.
Eski Filozoflar aras nda bir temsil vard r ki
onlar o temsili daima herkese syler ve Tap naklarma yazarlard ; o temsil, u idi: "Dnyay idare
edici bir Melek varm ve o, insanlara daima yle
dermi : "Ey insanlar ! Dnyada iyi i ler, hayrlar
92

ve iyi hareketler oldu u gibi eyler, kt iler ve kt


hareketler de vard r. Bunlarn arasnda da bir takm
adi hareketler vard r ki onlara hayr da denemez,
er de denemez. te sizler, bu eyi araynz ve
bilniz. Bunlar gzelce anlay p iyi iler ileiyenler
benim lutfuma kavu up gazab mdan kurtulur; tersine, bunlar anlamayp ta kt hareketlerle ve
erlerle u raanlar ben de en iddetli lmle ldrrm. Fakat, bu lm, sizin bildi inizi lm
ekillerinden bir lm ekli deildir; ben, sizi, ksa
veya uzun hayat nz sresinde sizi l gibi her mutluluktan yoksun olarak yaatrm ki bu en fena bir
lmdr".
'bn Miskeveyh, burada yle diyor: Bu misali,
gren, dnen, bizim yukar da dokundu umuz
eylerin gereklerini anlar. Bunun iin bilmek gerektir ki halini tasvir etti imiz mutluluk sahibi olan
kii, burlariyle durucu ve gezici y ldzlariyle dnp duran ve btn felaketleri onun zerine
yadran ve ba kalar zerine bunlarn tersi olan
eyleri, yani melekleri ve iyilikleri veren Fele in
altnda btn hayat sresince kendi bana gelip
te bakasnn bana gelmeyen eziyyetleri ve me akkatlar, kavu tuu mutluluu kaybetmemek iin,
tahamml ve sabr ile eker ve bunlardan tr
asla zlmez ve kederlenmez. Hatta, Hz. Eyynb'un
ektii belann kat kat fazlas na bile tahamml
eder ve o bel:alar, onu, sahip oldu u mutluluktan
uzaklatramaz ve yoksun b rakamaz. Bu gibi yksek zevk sahiplerinin gsterdikleri tahammller,
sabrlar onlarn ruhlarndaki yzsek ecantlar sonucundan ba ka deildir. Ahlak'm vd ve nerdii ecaat, i te, budur. Asl kahramanlk ta insanlar yenmek deil, kendi nefsini yenmektir.
93

bn Miskeveyh, bu konuda Aristo'dan daha bir


takm aklamalar yapt ktan sonra sz insan n Allah'a
kar olan grevlerine getirerek yle devam ediyor:
Filozoflarca insan n Allah'a kulluu trldr :
Beden ile yap lan ibdetler ki bunlar da
(namaz, oru, kutsal yerleri ziyaret ve dua) gibi
eylerdir.
2- Ruha ait olan ibdetler ki bunlar da (Allah'
bilmek, Allah' birlemek, Allah hakknda doru
inanta bulunmak ve O'na kr etmek, ve O'nu
medh ve sena etmek ve btn Kinatta O'nun
kutsal feyzinin sirayetini grmek) gibi eylerdir.
3 nsanlarn birbirleriyle ortakla ma halinde
bulunmalar, yani her trl faziletlerle faziletlenmek ve her trl hayati meselelerde birbirleriyle
yardmlamak ve birbirlerini korumak gibi Medenilik hali.
te, bu trl ibadet, her ne kadar burada
snrl bir surette gsterilmi ise de bu her k smn
altnda da daha bir ok e itler ve ksmlar vardr
ki bunlar saymak mmkn de ildir. Bu bakmdan
her bir insann da kendi ahlaki hareketlerine gre
Allah indinde, yksek veya a a, dereceleri ve makamlar vardr ve en yksek makam da Yakin Erbab Makamdr ki bu Makam Filosoflar ve Gerek
Alimler mertebesidir.
kinci Makam da Muhsinler Makam dr. Bu
da, her hususta, birinci makamdakilere uygun hareket eden ve imdiye kadar sayd mz faziletleri
yerine getirenlerin mertebesidir ki bunlar n dereceleri de pek yksektir.
94

Vnc Makam, Ebrr Makam dr ki bu makam, Slihler mertebesidir. Bu makamda olanlar,


Allah'n Gerek Halifeleri olup bunlar, lkeleri
ve insanlar iyiletirmee alan fazilet erbb dr.

Drdnc Makam da Fizler makamdr ki bu


da Muhabbette Muhlisler mertebesidir ve bu mertebe ttihad mertebesi ile tamamlan r ki bundan sonra insan iin Menzil ve Makam yoktur.
nsanlarn bu makam ve mertenelere ula abilmeleri iin de kendilerinde drt e it haslatn bulunmas zorunludur :
Faziletlere haris olmak ve onlar yerine
getirmekten lezzet duymak.
2- lahi ve Yakini bilgilere mlik olmak.
3 Chillikten, insanl a aykr hallerden ekinmek.
4 Yukarda saylan bu hlde mmkn
olabildii kadar ykselmek.
te, bu faziletler ve bu haslatlar yznden
elde edilecek yksek makam ve dereceler, insan ,
dorudan do ruya Allah'a kavu turur. Ancak, bu
haslatlar kar snda, bunlara tamamiyle ters d en
ve dolaysiyle insan Allah'n ilhi feyzinden yoksun brakan bir tak m haller de vard r ki onlar da
zellikle unlardr:
ilnet.
2 Hayszlk.
3 nsanlar aras nda koulmu olmak.
4 insanlara kin ve d manlk beslemek.
te, yukarda saylan bu kt huy da kimlerde varsa onlar da hem insanlar hem de Allah
nazarnda ahlkszdrlar ve mutsuzdurlar.
95

Bunlardan baka, insanda hayatta mutsuzlu a


sebep olan drt kt huy daha vard r ki onlar da
unlardr:
Tenbellik ve usan ve vaktini faydas z yere
geirmek.
2- Kaln kafal lk ve chillik.
3 ehvete boyun e mek.
4 Fena i lere durmadan devam etmek.
te bunlar da dalletten say lrlar.
Burada, biz de Aristo'nun, Frbl'nin ve Ihvnussaf'n n Fazilet ve Rezilet gr lerine de yine
ksaca dokunalm.
Aristo'da Birinci ve kinci dereceden Faalletler ve Reziletler
Aristo, faziletleri a klamadan nce ruhun hassalar n ele alarak diyor ki: Ruhun hassas vardr:
Heyecanlar.
2- Faklteler.
3 Ahlki Haller.
te, Fazilet, bu ten biri olmak zorundad r.
Fakat, Faziletler, Heyecanlar olamazlar, zira:
Mkaft veya Mczt heyecanlarla
Faziletlerle veya Reziletlerle ilgilidirler.
2- Fazilet, muhakemeye dayanan bir maksat
ierir, fakat, heyecan bunu iermez.
3 Bir kimsenin, heyecanlar asndan hareket
etti i sylenebilir, fakat, o, faziletleri veya reziletleri
asndan belirli bir tavr tak nmak zorundadr.
Ve yine, Faziletler, Faklteler de de ildirler;
nk:
96

Fazilet, vme ve yerme konusu olan heyecan iin soyut bir isti'dat de ildir.
2- Faklteler, Tabiat'n insana bir lutfudur,
fakat, Faziletler, byle de ildirler.
u halde, Faziletler ne heyecanlard r ne de
Fakltelerdir. Onlar, ancak, Ahlaki Hallerdirs. Ve
Faziletler, sadece, ahlaki haller de de ildirler; onlar, zel Ahlaki Hallerdirdler 6.
Ahlaki Fazilet, do ru, akll, henklidir ve
byle bir Fazilet te lahldir.
Ve yine, doru akln idaresi altnda bulunan
ahlaki hal de Fazilettir7.
Ksaca, faziletler, hayrlar ve kemaller demektir. Zira, fazilet, hem ahlaki bir maksad hem de
ahlaki bir uygulama ierir'. Bu dnyada ya ayan
insanlara laz m olan, yalnz, evet yalnz, faziletlerdir.
Dnyann sonu ne olacak?, onu kimse bilemez. Bize
lazm olan, iinde ya admz hayattr. Bu hayatta,
ne kendine ne de ba kalarna zararl olmamak; ve
belki faydal olmak; veya, hi de ilse, faydal olmaa almak; i te, faziletlerin ba P...
Aristo, ruhun hassalar n akladktan, sonra,
faziletleri, insan ruhundaki ana kuvvetlerin meydana kp grn esasna dayandrr ve her eyden nce (Ruh)u, ikiye bler :
rrasyonel.
2- Rasyonel.
u kadar ki ruhun bu iki k sm da gerekten
birbirinden ayr deildir.
imdi, ruhun, irrasyonel k sm da ikiye ayrlr:
a- nsann, Hayvann ve Nebtn ortak olduk97

lar ksm (beslenme ve o alma gibi) ki bu ksmn


ahlaki faziletlerle ilgisi yoktur.
b- Akl ile de ortaklk halinde bulunan irrasyonel ksm ki Heyecanlar, Istek ve Arzular bu k smdandrlar.
Ve yine, ruhun rasyonel ksm da ikiye ayrlr:
a- Ruhun ilm ile ilgili ksm ki biz ruhun bu
ksm ile deimez prensipleri ihtiva eden eyleri
mahede ederiz.
b- Ruhun dnce ve muhakemeye dayanan
akli ksm ki biz ruhun bu ksm ile deiip bakalaan eyleri m ahede ederiz.
Ruhun, irrasyonel ksm, akln etkisi altndadr
ve Heyecanlar ve arzular, ak l ile itirak halindedirler. Fakat, heyecanlar n ve arzular n akl ile bu itiraki, alglayc ve tasarruf edici olan akla bir sahip
olma, bir hkim olma demek olmayp, tersine, heyecanlarn ve arzular n akln hkmnde ve boyunduru unda bulunmalar ndan ibarettir.
Ruhun bu, irrasyonel ve rasyonel diye ikiye
ayrmndan tr de insanda, biri ruhun irrasyonel
ksmna ait olan ahlaki ve di eri ruhun rasyonel
ksmna ait olan akli, iki eit faziletten sz edilir'.
Aristo, bu konuda, yine yle diyor.
Bir fiili ve gerei belirlemek hususunda ruhta
faklte vard r:
a- Duyumlar ( hsaslar).
b tihalar.
c- Akl,
Duyumlar, herhangi ahlaki bir fiil meydana
getiremezler.
98

tihalar da bir eyi pelemek veya onu ortadan kaldrmak, aklca bir eyi tasdik veya inkr
karldr. Bundan tr, ahlaki bir fazilet, muhakemeye dayanan bir ahlaki maksat halidir ve ahlaki maksat, muhakemeli bir arzu ve i tihadr. Bu
durum da, eer ahlaki maksat iyi ve gzelse, akln
da ve arzu ve i tihann da do ru ve akln, arzu ve
itihann pelemesi gerekti ini tasdik etti i eyin de
doru olmas zorunluluunu gsterir.
Akln, genellikle grevi, gee i kavramaktr.
Fakat, ameli akl n grevi, gere i doru bir arzu
ile ve ona uygunluk iinde kavramakt r. Bundan
tr ahlaki maksat, bir fiilin meydana gi ine
sebeptir ve ahlaki maksad n temeli de belirli bir
gayeye yneltilmi bir istek veya akldr; yahut ta
akln, arzu tarafndan vasflandrlmas ; veyahut ta
arzunun akl tarafindan vas flandrlmasdr.
Gerein kavranmas , ruhun ahlaki ve speklatif akl ksmlarnn birlikte kavranmas demektir.
te, bu asil Fakltedir ki insan , gerek insan yapar".
Ksaca, Aristo'ya gre, her e it ahlaki fiilin
kayna, insan ruhundaki rasyonel, yani idrak; ve
irrasyonel, yani ehvet ve Gazab kuvvetleridir.
te, bu kuvvet btn ahlakm kayna dr. Zira,
bunlar, er halde bulunurlar :
Arlk, yani luzmundan fazla ziyadelik
(frat).
2- Tam Orta Hal, yani ne luzmundan fazla
arlk ne de luzmundan fazla noksanl k ( 'tidal).
3 Noksanlk, yani luzmundan fazla eksiklik
(Tefrit).

99

Arlk ve noksanlk hem Tam Orta Hale hem


de birbirlerine kar zt durumdadrlar. Tam Orta
Hpali de, ancak, Tam Aklllar belirliyebilirler' 2.
Bu suretle bu kuvve, dokuz ahlaki hal meydana getirir ki bu noktadan, insan ahlaki durumunu
daima kontrla ve dengede tutma a,muvaffak olur.
Bu dokuz ahlaki hlden Hikmet, ffet, Cesaret halleri makbuldur. Fakat, bunlar n ar ynleri
olan Cerbeze, Delice Cesret ve Kabasofuluk ile
eksiklik ynleri olan Budakl lk, Korkaklk ve Utanmazlk halleri ve ktdr.
Ruhunmuzun esas faziletleri drttr: Hikmet 13 , iffet% ecatis, Adalee 6.
Hikmet veya Akl, ruhumuzun rasyonel ksmnn faziletidir. ffet ve ecaat ta ruhumuzun
irrasyonel ksmnn, ehvet ve Gazab kuvvetlerinin
faziletleridir' 7. Adalet te bu faziletin bir arada
bulunmasndan ibarettir. Hikmet, ffet ve ecaat
faziletlerine sahip olan insan Adalet faziletine de
sahiptir demektir. Adalet, tam ve btn bir fazilettir, btn faziletlerin zetidirls. (Adlet'in kanuni
anlam da bsbtn ayr bir zellik tar). Bu drt ana
fazilet te bir tak m daha kk faziletlere ayr lr.
Bu drt byk ana faziletin kar t da drt byk rezilettir ki onlar da unlardr:
2 Hrs ve Tama' Agzllk veya Namussuzluk.
3 Korkaklk.
4-- Zulm.
Bu drt ana rezilet te bir tak m daha kk
reziletlere ayr lr' 9.
' 100

imdi bu faziletleri ve reziletleri s rasyle


Balca drt fazilet, yukar da da belirtti imiz
gibi, unlardr:
Akl veya Hikmet, ffet, Cesret ve Adalet.
(Akl veya Hikmet)
Akl veya Hikmet, ruhun rasyonel k smna
aittir. Natk Nefsin faziletidir. Akl, insani phe
ve muhakemenin tabii kuvvetleriyle u rar.
Akl, eletirir; iyiyi ve kty ay rd eder; tedbir eder ve emirler verir. Bu sebeple ak l ile hikmet
arasnda veya hikmet e ait ak l aras nda yahut ta
akll kimselerle hakimler aras nda fark yoktur.
Hikmet, bastret, hadsi akl, hep akln faklteleri olup hepsi ayni temayle sahiptirler ve ruhun
faziletleri olan bu faklteler hem sonu gelmeyen
(Nihai) hakikatlarla hem de cz'i hakikatlarla ve
hem de aksiyonlarla me guldurlar.
Akln basiret fakltesi, zellikle, idare eder ve
emirler verir, hikmetin meydana geli ini" sala,- ve
mutlulua hizmet ede.. Ancak, basiretin mutlulu a
hizmet edebilmesi iin insan n daima Adil, erefli
ve yi Ilerle uramas lazmdr ki zten, iyi bir insan, bu eyleri tabii olaraktan yapar. Basiretli bir
adam demek, sadece, faziletli i ler yapan bir adam
demek, de il, fakat, ayni zamanda, faziletli olabilen
bir adam demektir de.
Hikmet te mutlulua, dorudan doruya ollmamaka beraber, dolay siyle hizmet etmektedir.
Fakat, zek fakltesi olmaks zn basiret mevcut olamaz. Zeka, verilmi bir objeye yardmc ola-

lo

cak vastalar o obje ile uygun drme ve etkili


klima fakltesidir. E er obje erefli ise byle bir
zek vlmee lyktr. Fakat, e er obje di ve sfli
ise byle bir zek da hayszdr, erefsizdir. te bu
sebeptendir ki biz, basiretli insanlardan da hays z
insanlardan da Zeki insanlar diye sz edebiliriz.
Basiret, fazilet halini almadan, kemlini elde edemez. Bir insan, iyi olmad ka, basiretli de olamaz.
Bir ok ahlk vasflar, faziletler, bir anlamda,
herkeste daha do utan mevcuttur. Biz daha do utan adaletli, mu'tedil, cesur...uzdur. Fakat, biz,
faziletten, iyi'den sz etti imiz zaman bu terimin
zel anlamn kasd ederiz. Zira, tabii, ahlaki haller, ocuklarda da ve a a derekeden hayvanlarda
da vardr. Ancak, onlardaki bu ahlki haller, phesiz ki, akl szgecinden gememi hallerdir. Tabii
fazilet, gzsz insana benzer ki onun do ru olabilmesi ve do ruyu grebilmesi iin gze, yani akla
ihtiya vard r. Tabii faziletin aksiyonlar, ancak,
akl ile mkemmel olur, hayr olur. Bir ahlaki hlin
fazilet say lmas iin, onun, doru akln idaresi altnda olmas gerekir ve bu konuda do ru akldan
maksat ta Baireee ait ak ldr ve byle bir fazilet te
lhidir.
Sokrat, btn faziletleri akl n formlar kabul
etmekle, btn ilimleri de akln kontrol altna sokmutur.
Ksaca, lk Hayr, gerek anlamda, Basiret
olmakszn mmkn deildir ve Basiret te ahlaki
fazilet olmadan mmkn de ildir".
Basiret, esasta, pratik bir fazilettir, bundan
tr de sonu gelmeyen hakikatlarla ilgili olmakla
102

beraber, o, genellikle ve gerek anlamda bir kimsenin ahsi faydalar asndan ele alnr.
Basiret'in stn ekline (Kiyset veya Fetnet)
denir ki basiretin bu ekli, zellikle, Devlet adamlarnda grlr. Fetnet veya Kiyset, bir e it,
yerinde, yani do ru denebilecek bir Zan veya Tahmin'dir. Fakat, Hikmete dayanan bir muhakeme
fetnet ve kiysetten ok stndr. Zira, Hikmete
dayanan bir muhakeme, akl n gerekti i gibi iletilmesini ve byle bir muhakemenin de do ru d nceyi salamasn zorunlu klar. Hikmete dayanan
bir muhakeme, konuda, usulde, zamanda uygunluk gsterme hususlar nda do ru olan bir muhakemedir. Byle bir muhakeme ise, insan doru olarak Mutlak bir sonuca gtren Mutlak bir Histir.
yi bir muhakeme, insani hayrlar ve eyler alannda zihnin do ru rasyonel ve pratik bir halidir.
Hulsa, basiretli bir kimsenin karakteristi i
akla ve hikmete dayanan bir muhakemede bulunmaktr21 . Basirette, onunla ilgili olan btn fazileder, hep birlikte mevcutturlar.
Biz, san'atta, o san'at n Efendilik pyesini gerekten kazanana, (Hakim veya Dahi) szn izafe
ederiz. San'atta Deha'n n anlam, art k onun stnde bir stnlk ve mkemmellik olamayaca dr. Fakat, baz kimseler vard r ki biz onlar zel
bir anlamda de il de genel bir anlamda Dahi kabul
ederiz. Bu genel Hikmet veya Deha, alimlerin, en
tam mkemmeliyetlerini elde ettikleri ve ona en
yakin olduklar eydir. u halde, Hakim bir adam,
hem lk Prensiplerden istidlallerde bulunma bilecek hem de lk Prensiplerin hakikatlar n bilecektir.
Bundan tr, Hikmet, Ilim ile Sezgisel Akl n bireiminden ibarettir.
103

Hikmet veya Deh, en erefli hususlarn konular, onlarn Ana lmi diye tanmlanabilir. Zira,
Kiyset veya Basiret, bu dnyada insan en mkemmel varlk olarak kabul etmedike, en mkemmel
bir ilim saylamaz.
Hikmet veya Deh kelimesi, her zaman ayni
anlamdadr. Ancak, (Kiyasetli) veya (Basiretli)
kelimesi deiik anlamlar alabilir. Zira, bir insan,
yalnz, kendi karlarnn klesi ise ona: "Basiretli
veya Kiyasetli" denecek, dolaysiyle, onun karlarnn kontrol de ona havele edilecektir. u halde, biz, baz hayvanlar hakk nda da: "Basiretli veya
Kiyasetli" szn kullanabiliriz. Zira, bu hayvanlarn da bizzat kendi hayati karlar asndan bir
n sezi fakltesine sahib olduklar grlmektedir.
Aka grlyor ki (Kiyset) ile (Deh) ayni
ey deildir. Zira, e er, biz, (Deha) kelimesinden,
yalnzca bizim ahsi faydalarmz salayan bir
(Deha) anlarsak, o takdirde de bir ok (Deh) e itlerinden sz etmek gerekecektir.
Ksaca, Deha veya Hikmet, pek erefli mahiyetleri haiz eyler alannda ilim ile sezgisel akl n
bir bireimidir. te, bu sebeple, insanlar, Anaxagoras'a, Tales'e onlar n kendi ahsi faydalariyle
nr kadar ilgisiz olduklar n grdler de "Hakim",
"Dahi" adn verdiler de "Basiretli, Kiyasetli"
adn vermediler 22.
Hulsa, Tam ve Do ru Orta, her hususta ve
konuda doru dnmei emreder; veya Tam ve
Doru dnen bir Akln karar, Tam ve Doru
Orta'dr ve ancak bu anlamdad r ki (Akl) bir faallettir.
104

Fakat, e er akl, yalnz ahsi fayda pe inde


koar ve hatta bu u ur da herkesi hayretler iinde
brakacak tertipler ve dzenler iycad ederse, ak l,
bu ar kt hli ile ktye ynelik bir Basiret veya
Kiyset veya ktye ynelik bir Deh olur ki buna,
genel dilde (Cerbeze) denir ki bu da bir rezilettir. Ve
yine, akl, eer Tam Do ru Orta kudretinden yoksunsa, yani doru d ncede bulunamazsa, ona da
Ahmaklk veya Chillik denir ki bu da bir rezilettir. u hlde, Tam ve Doru dnen bir akln,
ar derecede kt eyleri d nebilmesi veya Tam
Doruyu dnnekten yoksun bulunmas akln iki
reziletidir". Ahmakl k, chillik, ihtiyari olmayan
fiillere sebeptir 24 ve bir ihmle veya ktl e sebep
olduunda da biztihi mczt konusudur".
htiraslarn sebebi cehlettir 26.

(iffet )
kinci byk fazilet ffet ise, ruhun irrasyonel
ksmna ait olup bedene ait ehvetlere, arzulara ve
heyecanlara mlik olmada ve onlar idare etmede
akln hkmnde ve boyunduru unda bulunmakla
Tam ve Doru bir Orta Hal'dir; muhakemeli bir
arzu ve itihadr ve bu da bir fazilettir.
ffet'in a r derecesi, luzumsuz fazla utangalk; ffet'in noksan derecesi ise (Utanmazl k)tr ki
bu her iki hl de rezilettir".
ffet, ehvet kuvvetinin, akl n hkimiyyeti altndaki Tam Orta Hlidir. ffet'in a r derecesi,
yukarda belirtti imiz gibi, luzumsuz fazla utanganl k ve noksan derecesi de utanmazl k olduu gibi,
ehvet kuvvetinin ar derecesi de, insann, bedeni
105

arzulara ve ehvetlere kendisini tamamiyle kapt rmas ve ahlka aykr her trl sefhatta ve cinsi
ili kilerde bulunmas ; ve bu kuvvetin noksan derecesi de, insan n, bedeni arzular ve i tihalar karsnda tamamiyle hareketsiz ve l kalmas dr ki bu
hl bedeni arzu ve i tihalarn, en sonunda, bsbtn snp gitmesine ve bu ehvet kuvvetinin vcutta kuruyup vcudun yok olmas na sebep olur ki bu
her iki hl de birer rezilettir.
( eeat veya Cesret)

ecat veya Cesaret te ruhun irrasyonel k smna ait olup (Nefs)e gvenme ile korkakl k hislerinin Tam Ortas dr ve bir fazilettir.
Cesur bir insan, gerekten korkulacak eylerden, gerekten korkulacak surette, gerketen korlacak zamanda korkan \,e daima rasyonel bir ruh
tayan ve kendinden emin, daima so ukkanl , daima nikbin olan basit-etli bir insandr. Gerekten
cesur bir insan iin, cesaret, aslettir, ereftir. eref
ve Aslet, cesaret faz letinin gyesidir.
Vukuu zorunlu ve giderilmesi mmkn olmayan hallerde, korku, do ru de ildir. Vukuu ve saknlmas mmkn olan tehlikelerden de korkulmaz. Zira, mmkn, vuku'dan nce, evhamdan
ibarettir; evhamdan ise ak ll korkmaz".
Ar korkusuzluun ad yoktur. Fakat, korkulu
eylerle yzyze gelmekte nefse gvenmenin fazlalalna da budalaca cesaret, delice cesaret denir.
Delice cesaret, gerek olmayan cesaret olmakla,
bir eit sahte cesarettir. Bir ok delice cesaret gsteren adamlar, gerekten ve yrekten, korkak kimselerdir.

106

Nefse gvenmenin noksanl g veya korkakln fazlas da yreksizliktir, alakl ktr ki bu da korkulmayacak eylerden, korkulmayacak ekilde ve
korkulmayacak bir zamanda korkmak demektir".
Her eyden korkan adamlar, daima kederli ve mitsizdirler, bedbindirler, hareketsizdirler 30. te, byle
pek korkak ve alak insanlard r ki fkaral k gibi,
a k gibi veya her hangi ztrapl haller kar snda
intihar ederler ve bu hallerden ancak bu suretle kurtulmak isterler".
Bir de bir fen hali, bir kt olay , hakikatta
mevcut de il iken, sdece, zihnen tasavvurdan
tr, (ve mesela, aceba bir zelzele olurmu? bir
frtna karm ? gibi dncelerden tr) bir korku
vard r ki byle hayali korkulara kap lanlara da
Deli denir".
Korkulacak eylerden pek fazla veya pek az
korkmak yahut ta asl nda korkulmayacak eylerden
korkmaklin sebebi de neden korkulaca n , nasl
korkulacan ve ne zaman korkulaca n akl ile
do ru olarak belirleyememektir. Btn bunlar ,
ak l ile belirlemek te insan n nefsine gven verir".
Fakat, asil ve erefli bir insan n daima korkmas gereken bir ey vardr ki o da: Zillet ve Alaklk'tr.
Ksaca, Cesaret, Tam orta bir haldir ve bir
fazilettir. Cesaretin a rs delice cesaret; noksan1141 da korkakl k ve alaklktr ki bu iki hal de birer
rezilettir.
phesiz, korkular n en by de lm korkusudur.
Aristo, Cesaret'i be e ayrr:
107

Siyasal cesaret.
2 zel eyleri deneme cesareti.
3 ihtirash ruhun cesareti.
4Kanl mizal kimselerin mizalar ndan tr olan cesaretleri
5 Chillikten tr olan cesaret.
Aristo, bu cesaret, ekillerinden Tam ve Do ru
Cesareee en yak n olarak ta Siyasal Cesaret'i gsterir".
(Adalet )
Adalet, pek genel ve yayg n anlam ile, insanlar , adil olan yapma a gcl klan ve insanlar
niyyette ve aksiyonda adil k lan ahlaki bir hldir.
Adletsizlik te bu dedi imiz halin tersidir".
Adalet ve adletsizlik kelimleri bir ok anlamlarda kullanlmakla beraber bu e it anlamiar birbirleriyle skca ilikidedirler ve bu yzden de kar kla da elveri lidirler".
Adalet, ar ve ztrab verici adletsizlik ile az
adletsizlik arasnda Tam Orta bir hldir; i'ticlaldr37.
Adalet, Tam Orta bir hldir, fakat, di er faziletlerdeki anlamda bir Tam Orta de ildir. Adalet,
daha ziyade, Orta olma gye edinir. Nas l ki adletsizlik te, eksiklik olmaktan ziyade, A r olma
gaye edinir.
Adalet ile Fazilet te aynidir. Fakat, aralar nda,
yine de fark vardr ki o fark ta udur: Eer ahlaki
bir hal bakalarna izafi olarak bakarsa, o, (Adalet)tir; e er, ahlaki bir hal ba kalarna Mutlak
olarak bakarsa, o, (Fazilet)tir".
108

Adalet, tam ve btn bir Fazilettir, en stn


Fazilettir.
Faziletlerden yaln z Adalet'tir ki ba kalarna
da hayrldr. Zira, bakalar ile ilikiyi ierir. Insanlarn en iyisi hem kendi z hayat nda hem de
komular ve dostlar ile olan ilikilerinde faziletli
davranan insand r. Insanlarn en kts de hem
kendi z hayat nda hem de Cemiyyet hayat nda
reziletli davranan insand r.
Bu anlamda Adalet, tam ve btn bir fazilet
olduu gibi Adalet'in zdd olan Adletsizlik te tam
ve btn bir ktlktr".
Adalet, hem btn bir fazilettir hem de para
fazilettir. Adletsizlik te hem btn bir rezilettir hem
de para rezilettir. Geni anlamda Adalet, btn
faziletli fiillerle ilgilidir; geni anlamda Adletsizlik te
btn reziletli fiillerle ilgilidir. Dar anlamda Adalet
ve Adletsizlik te shhat, eref, zenginlik gibi tlie
ait hay rlarla ilgilidir.
ki eit para adlettsizlik vard r: bunlardan
biri sadece btn adletsizlik alan iinde sz konusu olan para adaletsizliktir; di eri ise srf kt
niyyet ve maksada dayanan para adaletsizliktir
ki bu bir Gazab't r, Gadir'dir. Gazab, Gadir ise
adalet d btn aksiyonlarn veya crmlerin en
ktsdr; hi bir haks z i onunla kyaslanamaz".
Btn olarak Adalet ve Adletsizlik, kanun
tarafndan belirlenirler; onlar, kanuni tasdikler alan ile beraberce mevcutturlar.
Para adalet te iki ekilde bulunur:
Tevzii adalet.
2- zel ilemlerde hatan n dorultulmas adleti.
109

Tevzil adalet, cemiyyet fertleri aras nda shhat, eref, zenginlik gibi eylerin datm hususundaki adlettir ki bunda, vatanda lardan her biri,
dier bir vatanda a nazaran e it veya e it olmayan
bir hisseye sahiptir. Bu e it adalet, insanlar aras nda liyakat ve Tabiat tarafindan bah edilen hayrlar asndan hkm edilmi bir nisbettir ve insanlarla nicelikler aras nda sz konusudur.
zel i lemlere ait Do rultucu Adalet te tekrar
ikiye ayrlr:
thtiyari i lemler.
2 ihiyari olmayan ilemler.
ihtiyaris olmayan i lemler: h rszlk, sinan aa
vurmak, her e it rezillikte bulunmak, yalan yere
ahitlik etmek veya insan ldrmek, insana sald rmak ve rzna gemek, insana iftira etmek yahut ta
bir eyi bozup yok etmek veya sakatlamak gibi i lemlerdir.
ihtiyari i lemler de: Al veri yapmak, faiz
ile veya faizsiz dn para vermek, gvencede bulunmak, para biriktirmek, bir eyi kiraya vermek
gibi eylerdir ki insanlar bu gibi i lerde hr iradeleri ile hareket ederler.
Hatay Dorultucu Adalet, genellikle, kazan
ile kayb aras ndaki Orta Durumdur. Bu do rultmada bir tarafn kazanc dier tarafin kayb na
eittir ve bizzat ahslar eit olarak muamele grrler. Kazan ve kayb terimleri de ihtiyari olarak
yaplan mbadeleye aittirler 4l.
Baz insanlarda, misli ile kar lkta bulunmann Mutlak, Adalet olduunu iddia ederler ki bu
iddia Fisogor'cular n doktrinidir. Fisagor, adaleti,
110

bir kimsenin komusuna misli ile karlk vermesidir, diye tanmlamtr. Ancak, misli ile kar lk
vermek ne Tevzil Adalete ne de Do rultucu Adalete
uygundur.
Cemiyyette mbadelenin dayand adlettir
ki misli ile kar lk verme e idinden bir adlettir ve
bir vandet badr. Fakat, bu ba, nisbi bir badr
ve eit bir misli ile karl k vermeden uzaktr. Zira,
Devlet'i vandet halinde tutan ey nisbi mkafattr".
Burada yine para adletsizli e ksaca dokunarak diyelim ki para adletsizlik, kt olana, ho
olmayana e ittir. Bu takdirde Orta Durum da iyi
ve ho veya eitlik olaaktr ki bu da en aa iki
insan ve iki eyi ierir.
u halde, adalet, Tam ve Do ru Orta'dr, gzel olandr veya e itliktir ve izafidir. Bu anlamda
da adalet, bir e it mvazenedir, bir nisbet e itliidir43 . Cemiyyet asndan bu nisbet yledir: Cemiyyet, mbdeleyi ierir; mbadele de e ya arasnda e itlii ierir; e itlik te tenasb ierir; tenasb te Para'y ierir".
Bir kimsenin adaletsizlik yapmas o kimsenin
zorunlu olarak adaletsiz olmas n gerektirmez. Adaletsiz olmak, adaletsiz bir i yapmak demek de il,
fakat, adletsizli in ahlaki hletine malik olmak
demektir.
Adaletsiz bir i lem de adaletli bir i lem de,
genellikle, iradeye dayan r45 Fakat, baz insanlar
da vardr ki ihtiyarlar dnda da adil hareket ederler".
Uaklarn, Efendilerin, babalarn ve ocuklarn, kar ve kocann adleti hep ba ka bakadr.
111

Siyasi adalet te bsbtn bakadr. Siyasi adalet, ksmen tabii, ksmen de i'tibari dir; Dini ibadetler de bunda dahildir.
Siyasi Adalet, insanlarn ilikilerinin kanuni
olarak eksik oldu u yerde sz konusudur'.
Her bir adalet kaidesi veya kanun tmel veya
zel ili ki iinde ahsi faaliyetlere dayan r.
Btn adletler de iebilir olmakla beraber,
bu dnyada, Tabii bir Adletten de sz edilebilir.
nsanlar, cemiyyet halindeki hayatlar nda birbirlerini, zellikle, yol ile incitirler:
Bilgisizlikten tr yap lan bir fiil ile ki buna (Hata) denir. Hata'n n sebebi, insann kendindedir.
2- Kaza eseri olarak yap lan bir incitme ki
bunun sebei insann dndadr.
3 Adaletsiz bir incitme ki bu, insan n, bilerek
yapt, fakat, d nrneden yapt bir fiildir ki byle
bir fiil, zellikle hiddet eseridir.
Eer kt bir fiil muhakemeli bir maksad n
eseri ise o takdirde o i i yapan adletsizdir ve fasittir. Bilinmeden yaplan fiillerde insann ihyitar sz
konusu deildir ki bu fiiller de ya afv olunur e ittendir veya deildir. Tabii ve insani olmayan fiiller, afv olunmazlar".
Fiillerde ahlaki bir maksat ta mak insaftr,
hakkaniyettir. Hakkaniyet te insanlarla nicelikler
arasnda deil, fakat, nisbi ili kiler hususunda sz
konusudur. insaf veya hakkaniyet ile adalet, ne
mutlak olarak birbirinin ayni ne de genel olarak
birbirinin gayrd rlar. Adalet ile insaf veya hakka112

niyetin her ikisi de iyi ise de insaf veya hakkaniyet


adletten daha iyidir.
insafl veya hakka saygl bir kimse, adletli
bir kimsedir. Fakat, o, kanun nnde adletli bir
kimse deil, vicdan huzurunda adletli bir kimsedir. nsaf, meru' adletten do an hatay bir nevi'
drultmakt r; insaf veya hakkaniyet, genel olarak,
kanunun dzeltilmesidir. Zira, her ey, kanun ile
tanmlanamaz ve tesbit edilemez. te, hakkaniyet
te bu gibi hususlara uygulan r.
nsaf veya hakkaniyet te, zellikle, bizim komularmzla ve dostlarmzla olan ilikilerimizde iyi
ve hayr olan her eyin karakteristi idir".
Adil bir kimse memleketin kanunlarna boyun
een ve her hangi bir eyde kendi hissesinden fazlasn almayan, daima hakl olan, daima Mil olan
kimsedir. Adletsiz kimse de her hangi bir eyde
kendi hissesinden pek fazlas n alan, yani haks z
olan, memleketin kanunlarna boyun e meyen ve
daima hakszlk eden kimsedir. Adil olmayan kimse, mutlak anlamda, iyi olan eylerden daima hissesinden fazlasn alan, fakat, mutlak anlamda, kt
olan eylerden de hissesinden ok daha az n alan
kimsedir".
Adil bir insan insana haz veren btn iyi ve
gzel eyleri kendisi ile kom ular ve dostlar arasnda eit surette payla an ve adleti tam bir muhakeme ile ortaya koyan insand r5'.
nsan ruhunun rasyonel ve irrasyonel olarak
ikiye ayrlmas bakmndan bir insann kendi kendisine adletsizce hareket edebilece i de iddia edilebilir. Zira, ruhun bu iki k sm, kendi meyillerine
zt olan baz eylere zarar verebilirler 52.
113

Ksaca, Adalet, cemiyyette zorunludur. nk, Adalet, asil olarak insanldir; ve nk Adalet,
insanlarn insan olarak kar lkl ilikilerini etkiler
ve dzenler".
Tekrar edelim ki ak lllk veya Hikmet, ffet,
Cesaret ve bunlar n hepsinin toplam ve btn
mahiyetinde olan Adalet be enilen ve vlp
istenen balca iyi faziletler ve ahlaklard r. Aklllk
veya Hikmetin fazlas olan Cerbeze veya Ka klk
ile noksan olan Chillik; ffetin fazlas olan Fazla
Utangallk, yani Kabasofuluk ile noksan olan
Utanmazlk ve Namussuzluk; Cesaretin fazlas olan
Delice Cesret ile noksan olan Korkaklk ve bunlarn da hepsinin toplam olan Adletsizlik yani
Zulm de beenilmeyen ve daima yerilen rezIletler
ve ahlakszliklardr.
Yukarda akladmz drt byk birinci dereceden faziletten ayr ca ikinci dereceden byk
fazilet daha vard r ki onlarda: (Dostluk "veya Sadakat"), (Do ruluk "veya Gerekilik"), ve (Nktedanlk ve Zariflik)tir.
imdi bunlar ksaca grelim.

(Dostluk veya Saclikat)


Gvence ile hat rsayarlk arasnda bir orta durum vardr ki bunun ad yoktur; fakat, bu durum,
genellikle (Dostluk)a benzer. Ancak, bu ekil dostluk, srf bir karakter i i olup heyecan ve etkiden
yoksundur ve bunlardan tr de gerek dostluktan
ayrlr. Bu orta durumda bulunan bir kimse hem
tandklarna hem de tanmadklarna ayni muameleyi yapar; herkese samimi davran r; daima
114

tatl bulunur; herkesi acdan kurtarmak ve herkese


haz vermek ister ve btn bunlar daima asil bir
ekilde yapar. Bu e it dostluk, genellikle, hayat
asndan nemlidir ve bir eit letfettir.
Bir kimse, bir ard maksat olmaks zn insanlara
sdece haz vermek dilerse, o kimse Hat rsayar bir
kimsedir. Fakat, bir kimse bu haz vermede ok
ileri gider, bizim her yaptmz ver, bize hi bir
zaman kar gelmez ve bu suretle her zaman gnlmz alma yoluna giderse o kimse Zelil bir kimsedir. Bir kimse de daima bize kar koyar ve daima
letfet ve tatl lktan uzaklarsa o kimse de Kavgac
ve Aksi bir kimsedir. u var ki bu Aksi insanlar n
ou, insanda bir acya sebeb olacaklar fikrini uyandrmazIar ve bu, yzden de bu gibi insanlar Emin
nsanlar saylrlar.
una nemle i aret edilmelidir ki yksek ruhlu
ve kltrl insanlarla di ruhlu ve kltrsz insanlar
ve birbirlerini iyi tan yan insanlarla birbirlerini iyi
tanmayan insanlar ayni ruh hleti iinde birbirleriyle dost olamazlar".
(Doruluk veya Gerekilik)
Kibirlilik ve Bbrlenme ile Alay, Istihz veya
Nefsi Alaltma aras ndaki tam orta hlinin de ad
yoktur. Fakat, bu orta durum bir e it Doruluk
veya Gerekilik'tir. Gerekilikten uzakla p mbalaaya kalrsa bundan doacak hl (Ikiyzllk) veya (Kibirlilik, Bbrlenme) olur. Gerekilikten nefs alalmasna doru inilirse o zaman da
o (Alay) olur ve bu alalma e er ufak eylere uygulanrsa o na da ( arlatanlk) denir.
115

Kibirlilik ve Bbrlenme, Alaydan ok daha


fazla, Gerekili in zdddr.
imdi, gerek konusunda orta yol Gerekiliktir ve bu orta yolu tutan adama da Gereki Adam
denir.
Bir insan sznde ve ya aynda doru ahlaki
bir hale sahip ise o insan Gereki bir insand r ve
byle bir insan faziletli bir insandr. Byle bir insan
da her eyden nce yalan sylemekten, birzat yalancln kt olmasndan tr, kanacaktr.
Bir kimse de bir ard d nce olmakszn herkesin mu'teber sayp itiyak duyduu eylere sahip
oldu unu iddia etmekten ve gururlanmaktan ho lanan ve fakat, asl nda, bu eylere sahip olmayan
veya pek az sahip olan bir kimse ise ona ( kiyzl)
denir. Bu gibi kimseler yalanc ve adi kimselerdir
ve bunlar sadece nm yapmak isteyen kimselerdir.
Bunlar, hilekar insanlardan ziyade budala insanlardr.
kiyzl insann bu iddias ve gururu e er
kendisinin bir an ve eref objesine sahib oldu u
dncesinden ileri gelirse, o, gururlu ve kibirli
insan gibi, pek fazla ayplanmaa layk deildir.
Fakat, onun byle bir tav r taknmasnn sebebi,
fazla paraya veya para kazanma vas talarna sahib
olmas ise onun bu davran , gerekten, ayplanmaa
layktr.
(Gururlanma ve Kibirlenme) denen bir hal
daha vard r ki bu, zel bir fakltenin de il, fakat,
zel ahlaki bir maksad n sonucudur ve ma rur bir
adam, byle bir ahlaki maksad gden bir adamdr.
116

Eer, gururlu ve kibirli kimselerin objesi an


ve hret ise o takdirde onlar, vlme e layk hususlara sahip olduklar n iddia edecekler; fakat, e er
onlarn objesi kazan ise o takdirde de onlar kom ularna faydal olacak hususlara sahip olduklar n
iddia edeceklerdir ki onlar n bu gibi eylere mlik
olduklar hi bir zaman spat edilemeyecek eylerdendir; mesela, Peygamberlikte Kehanet, doktorlukta Mehret iddias gibi.
Alay ve stihza'ya gelince, bu da bir insan n
sahib olduu eylerin herkesten gizlenmesini amalar. Alayc kimseler, zellikle, kibirli ve gururlu
kimselerin veya ikiyzllerin iddia ettikleri gibi
herkesin dnyan n itiyak duyduklar hususlarna
mlik olduklarn iddiadan ekinirler, pek alak
gnll davran rlar ve pek zarif bir karakter gsterirler. Zira, onlarn objesi kazan olmad gibi
alay ve debdebeden de ka nmaktr.
Alay, bir gere in ortaya konmas na vasta klnp, Sokrat tarafndan bir Metod olarak kullan lmtr.
Bazan alay, gurur gibi grnr. Zira, mbalaal bir eksiklik, fazlalk gibi, gururun bir eklidir.
Fakat, Alay' tam orta halde kullananlar ve ok
aikar ve ak olmayan vesileler zerine kullananlar, zarif bir grn gsterirler.
Bir ard dnce olmakszn da olmakla da hem
Gururl hem Alayc olmak mmkndr. Fakat,
bir ard dnce olmakszn, herkes kendi karakterine gre konu ur, hareket eder ve ya ar.
nemsiz ve adi eylere malik olmalariyle gnen baz kimseler de vard r ki bunlara da ( arla117

tan) denir ki bunlarn kazanlar halktan hakaret


grmekten ba ka bir ey deildir.
imdi, ikiyzllk veya Gurur ve Kibir ile
Alay arasnda orta durumda bulunan bir kimse
szlerinde ve hareketlerinde a k ve drst olan
kimsedir, Gereki kimsedir. Byle bir kimse,
ancak, sahib oldu u eylerden ve meziyyetlerden
'sz eder ve ne mbala aya kaar ne de hakikati
gizler.
Gerekilik, vlme e deer ve ereflidir. Yalanclk, samimiyetsizlik ise Miliktir ve yerilme e
lykt r. Sahtekr ve yalanc insanlar, ve zellikle,
kibirli ve gururlu olanlar, yerilme e pek mstehaktrlar".

(Nktedanlk ve Zariflik)
Nktedanl k ve Zariflik, pek s k bir ahbaplk
esnasnda veya bir e lencede, letfet a sndan,
Tam bir Ortad r. Bu orta yolu grebilen ve tutabilen adam da (Nktedan ve Zarif) bir adamd r. Bu
hlin fazlas (Maskaral k, Komiklik)tir ve bu hle
den adama da Maskara veya Komik adam denir.
Zarifliin ve Nktenin azl da (Kabalk ve Hoyratlk)tr ve Zariflik ve Nkteden yoksun bir adam
da Kaba ve Hoyrat bir adamd r.
Zariflik ve Nktedanln karakteristi i de Fetneetir, Mehreetir. Fad l ve Mhir bir insan
erefli bir centilmene yakacak ekilde bir dil kullanr ve ancak bu ekildeki bir konumay dinler.
Ancak, bir centilmenin akas, bir uan, bir di
adamn akasndan tamamiyle bakadr. Ve yine,
kltrl bir adamn akas da chil bir adam n a118

kasndan bsbtn bakadr. Ve btn bu hallerde


centilmen bir adam n jestleri de kaba ve adi adamlarn jestlerinden tamamiyle ayr dr.
Maskara ve Komik insanlara gelince, bunlar,
kendi mizalarna ait hissin klesidirler. Bunlar,
maskaralk urunda ne kendilerinin ne de ba kalarnn haysiyetlerini korurlar. Bunlar, ancak, adi
ve mstehcen bir dil kullanmakla kahkaha yaratabilirler, baka trl de il!
Kaba ve Hoyrat bir insan da bu gibi sosyal
ilikiler asndan, faydas z bir insandr. Zira, byle
bir insan hi bir eye yardmc olamaz ve her eyden gcenir.
Zariflik ve Nktedanl k, Fetnet ve Meharet,
Maskaralk ile Kabalk arasnda Tam Orta bir
karakterdir ve bu karakter de halis bir Centilmene
yakan bir karakterdir. Halis bir Centilmen, hareketlerinde ve konu malarnda daima nezaket ve
zarfet zredir ve zellikle b r eit hakaret mailiyetinde olan Alay ve stihza, Centilmen bir insandan tamamiyle uzakt r.
Ksaca, ltiflik ve aka, yani nkte ve zariflik,
hayatn birbirinden ayrlmaz iki elemand r ve yukarda akladmz gibi, zaten, hayyatta esasl
orta hal vard r.
Dostluk (Sadkat).
2- Doruluk (Gerekilik).
3 Zariflik ve Nktedanlk.

Bu esas orta halin, insanlar n sosyal hayatlarnda, onlarn syledikleri ve yapt klar ile pek
sk ilikisi vardr. Zira, bunlardan Do ruluk, (Ha119

kikat) ile ilgilidir; Dostluk ve Zariflik te (Flaz) ile


ilgilidir. u kadar ki Zarifli in alan, elence; Dostluun alan da, genellikle, hayat ili kileridir".
imdi, bu ikinci dereceden byk faziletlere
bal baz kk faziletler de vard r ki onlarn belliballar da unlardr:
(Cmertlik)
Cmertlik, bir mikdar para vermek demektir.
Daha dorusu, bir mikdar para vermekten ziyade,
para verme ahlaki halinden ibarettir".
Cmertli in fazlas israf, az da tama'karl ktrs8 .
Cmert bir adam, paray , faydal yerlere sarf
etmek iin sever; yoksa, paray , sdece, paran n
hatr iin sevmez".
Servet kaynaklar meru olmayan kimselere
cmert denemez'.
Msrif bir insan, daima, kendini d nr ve
sonunda, sefih bir. insan olur. Tama'karl k, insan
iin, israftan ok .daha tabii bir eydir ve pek ok
eitleri vardr.
Msriflik, yani bo yere para harcamak, tedavi
edilebilir, fakat, tama'karl k, tedavi kabul etmez.
Bundan tr tama'karhk, msriflikten ok daha
ktdr ve tema'kar bir insan msrif bir insandan
ok daha beterdir 6'.
Gerek cmert bir insan, gerekti i anda, gereken kimseye, gerekti i kadar, kendi helal kazanc ndan ve gnlden isteyerek veren insand r; fakat,
asla, alan insan de ildir. Zira 62 :
Fazilet, almaktan ziyade vermektedir.
120

2- kran, almamaktan ziyade vermenin bir


mkafatdr.

3 Vermek, cmertli in; almamak, daha ziyade, adaletin almetidir.


Ksaca, Fazilet'in her e idinden ve eklinden,
Cmertlik, en sevgili olan dr'.
(htiOim ve Azamet)
ihtiam ve Azamet (veya ehmet, Kerem),
byk apta para bah etmektir. Bunun da fazlas ,
adilik ve bayalk; az da Hasislik ve Cimriliktir64.
htiam ve Azamet, byk apta ve yerinde
bir i yapmann eref ve Asletidir. eref ve Aslet
ise btn faziletlerin karakteristi idir. Asil bir adam
da paras n gler yzle ve cmert bir ruhla harcayacaktr.
Bo yere fazla para harcamak ta baya lk ve
adiliktir. Zira, bunun hareket noktas eref ve Asalet deil, srf gsteri tir. Cimrilik te o u kere kk
bir fayda iin byk bir i i yok eder".
ihtiam ve Azamet, her bir eklinde, zenginlii
art ko ar. Bundan tr, fakir insanlar htiam ve
Azamet gsteremezler.
htiam ve Azamet alan, zellikle, Dini, Resmi
ve nemli Sosyal Trenlerdir".
(Alicenablik)
Alicenablk, insann kendini yksek eylere
layk grmesi ve gerekten de yksek eylere layk
olmasdr.
121

Baz kimseler kk eylere lyktrlar ve kendilerini de kk eylere layk grrler; Mi ve baya adamlar byledir.
Baz kimseler kendilerini byk eylere layk
grrler, fakat, onlara lay k deildirler; bo gururlu adamlar byledir.
Baz kimseler de kendilerinin liyakatlar hakknda pek alak gnll davran rlar.
Alicenab bir kimse ise kendi liyakat hakknda
ne gerek d ve st ve ne de gerek alt ve aa
bir durum taknmayp Tam Ortay koruyan insandr.
Alicenab bir kimse, zenginlik, siyasal iktidar
gibi eylere de erinden fazla kymet vermez, iyi
tlie sevinmez, kt tli'den de yak nmaz.
Alicenab bir kimse, yksek eylere layk oldoundan, kendisinin de en iyi bir insan olmas zorunludur. u hlde, Alicenabl k, faziletlerin tc dr67.
Alicenabln fazlas, Bo Gurur, az da Bayalk ve Adiliktir. Adi ve Baya insan, Bo Gurur sahibi insandan daha ziyade, Alicenab insan n zdddr.
Alicenab bir insan n en ziyade nem verdi i
ey, erefitir".
Alicenab insan ereflidir, her eyi eref ve asaletle yapar. Alicenab insana mahsus olan bir fazilet te Cmertliktir ve bu fazilet, yerinde de i aret
edildii gibi, Ihtim ve Azamet ile de ilgilidir.
eref hususunda fazla i tiyak gstermek, htirastr. Fakat, her ihtiras kt de ildir. Ancak,
ihtiras, iki ynl bir terimdir: o, bazan rezilettir,

122

fakat, bazan da fazilettir. htirasn zdd da ihtirasszlktr.


Dou tan Asil olmayanlar Alicenab olamazlar".

(Centilmenlik)
Kibarlk, Nziklik, Yumuak Huyluluk
Centilmenlik, Kzgnlk hissine nazaran bir
Tam Ortadr. Bunun fazlas , genellikle, Hrs ve zellikle, Asabiyet veya Titizlik, abuk Kzmak, Kin,
Sertlik ve Hunet gibi hallerdir; bunun az da
Umursamazlk, Vurdumduymazlktr.
Asabiyet veya Titizlik: bunun almeti fazla
kzgnlktr. Asabi insanlar, haks z vesilelerle ve
mstahak olmayan bir insana haks z yere ba rp
aran, fakat, kzgnlklar abuk geen insanlardr. Bu gibi insanlara abuk K zan (Hadidlmizc) insanlar denir. Bunlar n btn kusurlar , kzgmlklarm kontrol edememeleridir.
abuk Kzmak: bu da zellikle, mizc safral
olan insanlarda ziyade grlr. Bunlar, her bir vesilede, her bir tahrikte birden k zp parlayan insanlardr.
KM: de kzgnln uzun srmesinden ibarettir. Bu uzun sren kzgnlk insana ac verir ve kzan insan, ancak, kzd insandan intikam ald
zaman ferahlar ve k zgnl azalr. ntikam alevi,
hem kinci insan iin hem de onun kin duydu u kimse iin uzun sreli bir tehlkedir.
Sertlik ve Hainlik: te yanl vesilelerden tr
yanl yere kzmaktan ibarettir. Sert ve Ha in kimselerin kzmalar uzun srer ve kzdklar kimselere

.123

bir. ceza vermedike veya onlardan intikam almad ka rahatlayamlazar. Sertlik ve Ha inliin fazlas da
lenfavi mizatan, yani kans z ve zay f kimselerden
ziyade asahi mizacl kimselerde grlr.
Ksaca, Centilmen bir insan, her zaman ve her
eye kzan insan de il, ancak, gerekti inde, gereken
kimseye ve gerekti i kadar kzan insandr".
(Utanma)
Utanma, ahlaki bir hal olmaktan ziyade bir
heyecan belirtisidir ve ihtiyarlardan ziyade, zellikle,
genlere mahsus bir hlettir. Utanmak, ancak, farazi
olarak fazilete ait bir hal olabilir; asl nda utanlacak eylerden kanmak ve byle eyleri yapmamak
bununla ilgilidir.
Utanmak, en aadan bir alakl k korkusudur
ve etkileri a s ndan da eitli tehlkelerden, korku,
denen eyle kyaslanabilir. Zira, insanlar utand klar zaman kzarrlar ve zellikle en byk korku olan
lmden korktuklar zaman da sapsar kesilirler.
Utanmaa asl sebeb, sadece, ihtiyari i lerdir.
Faziletli insanlar bilerek kt ve adi i ler yapmazlar;
dolaysiyle, onlarn utanlacak halleri yoktur'".
Aristo, faziletler konusundan sonra ruhun rasyonel ve irrasyonel k smlarna ait byk kt
ahlaki karaktere de i aret eder ve bunlardan iddetle
kanlmasn ister. Bu byk kt ahlaki kararakter unlardr.
Noksanlk veya faziletin kar t olan Rezillik.
2 Bir eye haddinden fazla d knlk (btila)
veya Sefahat.
124

3 Gaddarlk veya Vahet".


Noksanlk veya Rezilliin zdd, genellikle, Fazileetir. Bir eye iddetle dknlk veya Ibtilann
yahut ta Sefahat'm z dd da hidaldr. Gaddarlk
veya Vahet'in zdd da Kahramanca Fazilet veya
Ilahi Fazilettir ki bu, faziletin stnde pek erefli
bir eydir.
imdi bu kt ahlaki karakterleri de s rasiyle
ksaca grelim:
(Noksanlk veya Rezillik)
Fazilet'in z dd olan hoksanlk veya rezilli in
balcas, rasyonel alanda Chillik; irrasyonel alanda da. I'tidalsizliktir ki bu husus di er iki konuda da
aka grlecektir".
(Bir eye Ziyade D knlk "btil"
veya Sefhat)
ibtila veya Sefhat'a gelince bu, bir eye ar
derecede d knlktr, i'tidalden, yani Tam Ortadan uzaklamaktr ve i'tidalin z ddna, adi ve
kuvvetli arzularn varln gerektirir". Bir eye ar
derecede d kn adam, akla ait bilgiye de il de,
sadece, duyum (ihsas)lara ait bilgilye dayanan
adamdr. Ktlk, uursuz olabilir, fakat, a r
dknlk, uursuz olamaz".
Bir eye ar dkn bir adam ahlaki faziletleri bir tarafa b rakp her dakikas n zevk peinde
geirmek isteyen bir adamd r; fakat, u var ki o
adam bu fikrinin zorunlulu u altnda deildir. Eer
125

bir kimse, btn mrn zevkle geirmek zorunda


olduu fikrine de kaplmsa, ite o adama (Sefih)
denir'. Ve yine, eer bir kimse, bedeni aclardan,
onlara tahamml edemedi inden tr de il de,
srf ahlaki maksat a sndan, kanrsa, o adama
da (Sefih) adam denir.
Bir eye ziyadesiyle dkn bir insan bir gn
nedmet edebilir ve gitti i yoldan geri dnebilir,
fakat, Sefih bir insan hi bir zaman nedmet edemez ve gitti i yoldan geri dnemez. Dolaysiyle, bir
eye ar derecede dkn bir insan Terbiye kabul
edeiilir, fakat, Sefih bir insan asla Terbiye kabul
etmez. Bundan tr de Sefih insan, bir eye ar
dkn insandan ok daha ktdr".
Bir kimse herkesin kar koymaa gc yetti i
ve kar koyduu eye kar kar koyamazsa ve o
eye boyun eerse o kimseye (Zay f ve Sefil) kimse
denir. Zira, sefhat, bir e it zaaftr da. Zaaf hali,
irsi de olabilir, hastalk yznden de olabilir ve tabii
de olabilir. Mesela, kad nlar, erkeklerden tabii olarak zayftrlar.
Zayf karakterin z dd Sebat ve Metnet'tir;
ar d knlk karakterinin z dd da Kanaat ve
Imsak'tir. Sebat ve Metnet, ac ya kar koymaktan ibarettir; Kanaat ve Imsak ise hem ac ya dayanmak hem de hazza stn gelmekten ibarettir.
Bu bakmdan, Kanaat ve imsak, Sebat ve Metnetten stndr".
Bir ok e it ahlaki dknlk vardr: mesela,
tabiat ve mizatan, adel ten ve hastal ktan tr
ar dknlerden sz edilebilir. Bunlar aras nda
126

da Tabiat ve Mizatan tr olan a r d knln tedavisi pek gtr"'


Ar dknlk, ou zaman, kuvvetlilik ve
kuvvetsizlik eklinde, fakat, bazan da Hiddetlenme
(Tehevvr) eklinde kendini gsterir. Mesela, abuk Kzan (Hadidlmiza) insanlar n acelecilik,
iddet ve hiddet hisleri, onlar , akln rehberliinden
yoksun brakr".
Ar dknlkte ( htiras)larn da rol byktr. Fakat, iddetli ihtiraslardan tr olan a r
dknlk, sansel arzu a sndan olan ar dknlkten daha az ktdr. Zira, her eyden nce, ihtiraslarn sebebi chilliktir ve ihtiraslar, bir anlamda akla da uyarlar. Fakat, arzular, hi bir suretle
akla uymazlar ve ona kymet vermezler. Ve yine,
ihtiraslar, iddetli Arzulardan ok daha zay ftrlar
ve Ac'y ihtiva ederler. Fakat, Arzular, ihtiraslardan
ok daha kuvvetlidirler ve daima bir Haz ile birliktedirler.
u halde, Kanaat ve Imsak ile A r Dknlk,
bedeni Arzular alannda rol oynarlar; ve bunlardan
maksat ta insani arzular ve hazlard r. te bundan
tr de Gaddarlara ve Vah ilere Kanaat ve imsak
sahibi veya Ar Dkn denemez"'.
Kanaat ve imsak, bedene ait tatminde, hazzn fazlal ile noksanl arasnda Orta Hardir.
Hazzn fazlas da eksii de Rezilet olmakla beraber
bunda eksiklik, yani bedeni hazlara kar hissizlik
az grlr".
Kanaat ve Imsak ile A r Dknlk, Ptidal
ile Sefahet gibidir.
127

Basiret ile bir eye Ar Dknlk birbirine


tamamiyle aykrdrlar. Zira, Basiret faziletin bir
karakterini ierir ki bir eye dkn insan byle bir
karaktere sahib olamaz. Fakat, bazan, zeki insanlar ve dolaysiyle basiret sahibi insanlar da bir eye
ar dkn olabilirler; zira, zeka, usulde, basiretten farkl dr.
Eer bir kimse, i aret eildi i gibi, doru ahlaki bir maksat veya do ru akl tarafindan nlenmemi ise o kimse Ar Dkn bir kimsedir. Her
alanda kendi akl tarafndan nlenen bir kimseye
de ( nadc nsan) denir.
nadc nsan, akl n, onu kandrmasna daima
kar gelir. Zira, byle bir insan bir takm arzular
tahayyl eder ve hemen hemen de hazlar tarafindan idare edilir. Bundan tr bu gibi kimseler de
Ar Dkn insanlara benzerler. Ancak, ak llarna
uyan kimseler asla a r dkn olamazlar.
nad insanlar, dik kafal , bilgisiz ve kaba olurlar".
Haz asndan hareket eden herkes, A r Dkn veya Sefih yahut ta Zay f nsan deildir;
meer ki o haz, makbul olmayan bir haz ola".
Ahlaksz kimselere, bir ok i ler, onlar ehvetlerinden sevk ve idare ile yapt rlr 85 .
Ar D knln ekli, ister haz verici ister
azab verici olsun, o, tam bir ak l ve muhakeme sayesinde tedavi edilebilir"
128

Sokrat, unu iddia ediyordu: Kimse bilerek


ktlk yapmaz; yani kimse, A r Dkn ve Adi
olmaz".

(Gaddarhk ve Honharlk)
Gaddarlk ve Honharl k (Vahet), zellikle,
Barbar insanlar aras nda grlrse de bu, sdece,
bir tabiat sonucu olmayp bir hastalk veya bir organ sakatl veya noksanl yahut ta adet sonucu
da olabilir. Mesela, i insan eti yiyen vah ilerden,
ocuklarn ldren ve hatta yiyen annelerden, d mannn diri diri cierini skp yiyen honharlardan,
det edinmeden tr t rnaklarn yiyenlerden, toprak yiyenlerden, ksaca, bir ok i ve canl ey
yiyenlerden sz edilebilir".
Gaddarlar ve honharlar klli kavramlara, yani
akla mlik de ildirler; onlar, sadece, cz'i eylerin
imajlarna veya htralarma sahiptirler. i te, bu
yzden de onlar A r Dkn kimselerden ayrlrlar".
Gaddarlk ve H onharl k, ktlk kadar kt
deildir, fakat, ktlkten ok daha korkuntur'.
Aristo, yukar da iaret etti imiz byk kt
ahlaki karaktere i aret ettikten sonra daha kk
bir takm kt ahlaki karakterlere de dokunmakta
ve bunlardan, zellikle, (K skanlk) zerinde nemle durmaktad r. Bu konuyu biz de burada k saca
zetleyelim.

(Kskanlk)
nsanlarn en kt huylarndan biri ve belki
en tehlkelisi kskanlktr. Kskanlk, zellikle, ya-

129

knlarmzn ve komularmzn iyi bahtlar karsnda t iimizden his etti imiz ac bir kin veya kt
bahtlar karsnda, zellikle baz larmzn, hissettii tatl bir sevin hissi ile ilgilidir.
Kskanlk, insann yaratlnda vardr. Bu
yzden, normal ve yerinde bir kskanlk, normli
aan ve tabilden fazla olan bir k skanlk ile normali bsbtn ap pek ar dereceye varan pek
fazla bir kskanlk arasnda Tam bir Ortad r. Normal ve yerinde kskanl biraz a an kskanla
(Gbta), fakat, bsbtn a an snrsz kskanla
da (Hased) denir.
Normal ve yerinde kskan insanlar, bir insann layk olmad halde, herhangi bir sebeple, kavutuu mutluluu kskanrlar ve zlrler.
Gbta eden insanlar ise, daha ileri giderek,
sdece haks z yere mutlu olanlar n mutluluklarn
deil, fakat, hi istisnas z, herkesin mutlulu u kskanrlar ve zlrler.
Hasetci insanlar n kskanlna gelince, onlarn bu yoldaki durumlar ve tutumlar bir felakettir. Zira, haseti insanlar herkesin mutlulu unu kskanmaktan ve zlmekten de bsbtn ileri giderek
hi bir insan mutlu grmemek veya mutlu klimamak iin ellerinden gelebilen her trl mel'unlu u
ve nmussuzlu u yapmaktan bir an bile ekinmezler ve insanlarn mutlu olmamalarndan veya olamamalarndan tr de son derecede sevin duyarlar. Onlarca mutluluk, yaln z ve yalnz, kendi z
canlarna mahsus ve lay ktr91 .
Ksaca, dnyada hislerimzile de il, aklmzla
yaamalyz ve dolaysiyle zevklerimizin de Tam
Ortasnda durmasn bilmeliyiz 92.
130

nsan, kendi ahlaks z hareketlerinden sorumludur; insan, kt huy edinmemek zorundad r. Bedene ait ktlkler bile, e er Tam Ortada bulunmamaktan tr iseler, ruha ait ktlkler kadar
ayplanmaa deerdirler.
Fazilet ve Rezilet, ihtiyaridir ve bizim kudretimiz dahilindedir. Bu sebeplerdir ki iyi i lerimiz iin
Mkfat ve kt i lerimiz iin Mczat sz konusudur.
Millik, bir .ihmle veya ktl e sebep olduundandr ki bizatihi mczat konusudur".
Biz de yle diyelim: Hayat mzda, hi deilse,
Aristo'nun nemle i aret etti i byk ve kk faziletlere ynelmeli ve fakat, yine onun i aret etti i byk ve kk ktlklerden kanmalyz. Bu ktlklerden, zellikle (Yalan) ve (Hased) bunlar n en tehlkeli olanlardr. nk bu iki kk ktlk, di er
byk ve kk her trl ktl n balca kaynadrlar.
imdi, yukarda eitli konulariyle gerektii
ekilde akladmz Aristo'nun Psikolojisinini ve
Etik'ini ksaca zetleyecek olursak yle diyeceiz:
Aristo'da ruh, bizzat bir ey, bir mevcudiyet
olmaktan ziyade canl varlklarn bir faaliyet seviyyesidir. Mesela, nebatlar, besleyici bir faaliyete veya
nebti ruha mliktirler; a a dereceden hayvanlar,
nebti ruha ek olarak hisse ait, i tihaya ait veya
arzulara ait bir ruha mliktirler. nsan ruhu ise en
yksek seviyyeye ait bir ruhtur; zira, (AKL)a sahiptir, rasyoneldir.
nsan ruhu da ikiye ayr lr: rrasyonel ve Rasyonel.
rrasyonel ruh, hem nebti ruhu ihtiva eder
(ki akln bu ksm ruh zerinde do rudan do ruya
131

hi bir kontrol yoktur) hem de i tihalara ve arzulara ait ruhu ihtiva eder (ki bu ksm ruh, ksmen,
akln sevk ve idaresine tabidir).
Ruhun rasyonel ksm da ilme, lye, tahmine
ait fiilleri ihtiva eder.
Ruhun bu her iki ksmna ait bir ok e it kemaller ve faziletler de vard r ki btn bunlar balca
iki grupta toplanrlar: Ahlaki Faziletler ve Akil
Faziletler.
Ahlaki faziletler, iki a rlk ( frat) aras ndaki
Tam Orta ( 'ticlal)nn salanmasna dayanr. Fakat, buradaki Tam Ortadan maksat, Aritmetik bir
Tam Orta olmayp, insanlarn beden yaplarna gre
az ok deiebilecek olan, bir Tam Ortad r, Mesela
bir Pehlivan iin normal olan yiyecek ve iecekler,
masa banda alan bir insan iin normalin ok
stndedir. Aristo, i te bu kavram , hareketlere,
davran lara, heyecanlara ve sevk ve idareye uygulayarak Rasyonel bir Ahlak geli tirmitir. Aristo
Ahlaknn temel dire i olan Tam Orta'y da ancak,
akli prensipler belirlerler.
Orta Durum de iebilir de; zira, o, bazan
arl a ( frata) yakndr bazan da noksanl a
(Tefrit) yakndr.
Kskanlk, cinsi hareketlere d knlk, kaatillik...gibi soyekim ile gelen baz kt haller de vardr ki bunlarn Tam Orta's olamaz.
Akil. Faziletlere gelince, bu faziletler de ikinci
byk grub faziletlerdir ve iyi ahlakl bir insann
bu faziletlere de ihtiyac vardr. Zira, ahlak, bir
(Seme)yi gerektirir ve seme i i: "Hem arzu edici
bir akl hem de d ndrc ve muhakeme ettirici
132

bir arzu" olarak tan mlanmtr. u halde, iyi bir


seme i i, doru bir arzu ile do ru bir akl ve muhakemeyi gerektirir. Bu da, s rf veya kontampltif
entellekten ziyade pratik entellekte ait bir i tir. Pratik Zeka (ki Irfan ve Hikmet kelimelerinden o u
kere kasd edilen de budur), ahlaki faziletle pek s k
ilikisi olan entellekte ait bir fazilettir. Zira, o, insan
iin iyi veya fena grnen eylere kar hareket kabiliyetinin doru ve ma'kul halidir. O, mmknler alemine ait bir muhakemedir; yoksa, ezdi Meme
ait bir muhakeme de ildir. nk, o, iyi bir hayat
iin, en iyi Tam Orta'lar n seilmesi ile ilgilidir.
Bundan tr de o, irrasyonel ruha emir veren,
yani hislere ve hazlara emir veren ve onlar bir dereceye kadar da kontrol da edebilen entellektin faa
liyetidir. u halde, pratik zeka, ruhun iki rasyonel
ksmndan alt ksmna ait olan ve l ve tahmin seviyyesinde olan bir fazilettir. u kadar ki, yalnz
Tam Ortalar tahmin de il, fakat, gyeleri de tan mak zorunluluu olduundan, pratik zeka olmaks zn ve pratik zeka ahlaki faziletleri tamamlamaks zn,
gerek anlamda iyi olmak mmkn de ildir. Baka
bir deyi le, entellekte ait fazilet, sadece, ak lllktan
ibaret deildir.
Pratik zek, ayni zamanda, ilk prensipleri,
kllileri, nihai hakikatlar veya zel vak'alar , pratik
zekan n kendileri vas t siyle iini grd ham
materyelleri birden kavrayan, Hads1 Akl' da gerektirir. Hads Akl, ayni zamanda, ilk prensipleri, ilmi
bilginin Mantki veya Matematiksel ispat ameliyeleri ile de destekler ki bu fazilet, sadece, Ebedi Memle, Mantki zorunlulukla ilgilidir. Ancak, zekan n
en stn formu, sadece, ilk prensiblerin mant ki
uygulanmasnn bilgisini de il, fakat, ayni zaman133

da, bizzat ilk prensiplerin kavranmas n da gerektirir. Bu sebeple, Aristo, ilmi bilgi ve hadsi akl kombinezonuna Felsefi Zek ad n veriyor ve bu Felsefi
Zeka'y da yksek objelere ynelmek N,e
tam ve mkemmel olmakla karakterize ediyor. Ancak, Felsefi Zeka, en yksek insani hayra ynelmi
deildir. Zira, insan, dnyada, en stn ey de ildir, yani Semavi Cisimler gibi ilahi de ildir. Fakat,
Felsefi Zek, her ne kadar insani Hayr'a ynelmi
deilse de, o, yine de (Hayr)dr,
Felsefi Zeka'n n, esasta, kontempltif bir zeka
olmas dolaysyle faydas z olduu yolunda bir ele tirme de yaplabilirse de, Aristo, bu zekan n, insan,
bir alet gibi de il de tehakkuk etmi bir gye, en
yksek insan aktivitesi olarak mutlu k laca zerinde nemle duruyor. Zira, Aristo iin pratik zeka=
bedeni idare etmesi kontamplsyona bir stnlk
almeti deildir. Pratik zeka= bu durumu, daha
ziyade, kendi gelece i iin emin bir yol haz rlamaktan ibarettir. Nas l ki ila, tedavide, shhat iin bir
alet gibidir.
Baka bir deyi le:
Aristo'ya gre her eyden, her iten kasd olunan
bir ey; bizzat kendisini arzulad mz bir ey; her
iin her hareketin son gayesi olan bir ey vardr ki
ite biz ona (Hayr) deriz. Bundan tr, insan n
hayatnn gayesi de bir tak m ruhani hayrlar i lemektir ki bu da Mutluluk'tur. Mutluluk, insan n
asil mahiyetinin tahakkukundan ba ka deildir.
Mutluluk, sahibi iin bir kemldir.
Bir eyin kemali, yani mkemmeliyyeti, onun,
esas mahiyetinin potansiyelitlerini tam ve mkem134

mel bir surette geli tirip meydana karmaktr. u


halde, Mutluluk bir aktivitedir ve bizzat istenen bir
aktivitedir. nsan, bir akl hayvan olduundan,
insan iin hayr ve keml ve dolay siyle Mutluluk ta
ruhun akl ile tam ve , mkemmel bir uygunluk halindeki aktivitesinden ibarettir.
Ruhun, akl ile uygunluk halinde bulunmas ,
yani akla uygun hareket etmesi de en stn bir fazilet aktivitesidir ki bu da her i imizde ve hareketimizde iki a r u (ifrat ve tefrit; fazlal k ve noksanlk) aras ndaki Tam Orta'y seme i idir.
Ruhun akla uygun hareket etmesi hali, yani
en stn fazilet aktivitesi de mahiyetimizin en stn tarafnn aktivitesidir ve bu sebepten tr de
o, bir nevi Speklsyon olmak zorundad r. Baka bir
deyi le, insan iin En stn Hayr (Hayr- A'la) ve
Ebedi Mutluluk, akln tam bir kontampltif hayatndan ibarettir.
yi, Gzel ve Mutlu bir hayat ya amak istiyorsak, daima, bilgili ve faziletli insanlarla d p kalkacaz ve ancak bu suretle akla ve ahlka ait faziletlerimizi kemle erdirece iz.
Frbi'de Fazilet ve Rezilet Gr
Farabrnin Fazilet ve dolay siyle Hayr ve Mutluluk ile bunlarn kart hakk ndaki fikirlerine
(Tahsil al-Saade) adl kitabnda ve zellikle (Medinet al-Fadla) adl kitabnn Fadl Medine Reisinin
haslatlar konusunda rastlamaktayz. O, "Nefs Kuvvetleri" konusunda da bu hususlara, genellikle, i aret
etmitir.
135

Farabi yle diyor:


nsanlarn birinci ve ikinci hayatlar nda yani
Dnya ve Ahirette onlara Mutluluk sa layan faziletler drt e ittir: Nazan Faziletler, Fikri Faziletler,
Ahlaki Faziletler ve Ameli Faziletler (S naatlar).
Nazan faziletlerin bir ksm, insanda, daha
onun balangcndan beri bulunan ve nas l meydana geldi i bilinmeyen ilk ilimlerdir. Di er ksm
da renmek ve retmekle elde edilen ilimlerdir.
lk ilimlerle bilinen eyler lk Mukaddemlerdir
ki renmek ve retmekle elde edilen ilimler bunlarla salanr 94 .
Fikir kuvveti, ksmlara ayr lr. Fikir fazileti,
faziletli bir gaye iin en faydal olan bulup karan
fikir kuvvetidir. Fakat, er olan bir gye iin en faydal olan bulup karan fikir kuvveti fikir fazileti
de6ldir; dolaysiy le, onun ba ka adlarla adlanmas
gerekir'.
En yksek derecedeki fikir fazileti .ile en yksek
derecedeki ahlaki fazilet hi bir suretle birbirlerinden ayrlmazlar, Aktr ki en byk fikri fazilet,
nazari fazilete ba l olmakszn gerekten var olamaz....ve nazari faz let ve en byk fikri fazilet ve
en byk ahlaki fazilet ve en byk smai fazilet
birbirlerinden ayr deildirler. Eer, ayr olsalar,
bu sonuncu kemal zre kalmay p bozulur, dolay siyle, en byk olmadaki gayeye de ula lamaz.
Eer, fikir fazileti, ahlaki faziletten ayr lrsa,
hayrlardan ibaret olan faziletleri istinbta kudreti
olan insan hi bir hayra ve fazilete sahip say lmaz.
Tabiata dayanan ve Irade'ye dayanan faziletler vardr. Irade ile has l olan fazilet, insan iin,
136

insanda iradi eylerin husln salayacak srette hasl olan fazilettir ve ancak o zaman insani fikir
fazileti hs l olur. Bir Padi ah, (Melik), yalnz irade ile
Padiah de il, belki tab'an da Padi ahtr. Eer, i byle ise, yine nazari fazilet ve byk fikri fazilet ve
byk ahlaki fazilet ve byk ilmi smaat, ancak,
tab'an bunlar iin haz rlanm olan kimselerde has l
olur ve bu kimseler, gerekten, son derece byk,
son derece kuvvetli, son derece stn tabiata sahiptirler".
Farabi, faziletler, dolay siyle hayrlar ve mutluluklar hakkndaki fikirlerinde, nc konudaki
Farabi'ye ait sat rlarda da grlece i zre,
Aristo ile ayni fikirleri paylamakla beraber Hikmet,
ffet ve Secaat faziletlerinin n birden kendisin
de toplayan Adalet Fazileti hakk nda onun zel
bir gr vardr. Farabi bu konuda, Eflatun gr ile de uygunluk halinde olarak (Adlet)i iki
ynden ele al r:
Fadl Medine yn.
2 Cahil ve Sap k Medine yn.
Fadl Medine Yn:
Fadl Medine sahiblerine gre (Adalet), herkese hakkn vermek, yani hak hukuk tanmaktr.
Adalet ve adil kimseler her zaman iin sevilmeli,
halka eziyyet ve zulm etmekten ka nlmal, zlimleri asla sevmemeli, herkesi adaletli olma a tevik
etmeli, hakszla urayanlara elden gelen iyili i
yapmal, herkes adil olup adalet pe inde kom al
ve zellikle, zulmden kesinlikle ka nmaldr.
137

Cahil ve Sap k Medine Yn:


Cahil ve Sapk Medine sahiblerine gre de (Adalet), herkese kahr ve galebe etmekten ibarettir ve bu
da Tabiat Kanunundur. stn gelenin alt olan
kendine esir etmesi ve alt olan n da st olan iin
faydal iler yapmas adalettir. Bunlar n hepsi, Tabii
adalet olup faziletin ta kendisidir ve yap lan bu
iler de faziletli i lerdir.
stn gelenlerin, elde ettikleri maddi ve ma'nevi hayrlardan bu hayrlar kendilerine sa layan
onlara alt olanlar da bu yoldaki gayret ve al ma
derecelerine gre hisselendirmek gerekir ve bu da
onlara gre Tabii adalettir.
Cahil ve Sapk Medine halkna gre istenilen
hayrlar ahlak d ve yalnz bedene ait olan hay rlardr. Fadl Medine erbab na gre ise istenilen hayrlar ilmi ve ahlaki hay rlardr ve gerek (Mutluluk) a da ancak bu suretle var labilir".
ilvnussaf'da Fazilet ve Rezalet Gr
Bu konuda Farabi hakknda syledi imiz szleri ihvanussafa iin de syleyebiliriz.
thvanussafa'mn bu konudaki fikirleri, zellikle
(Ahlakn e itli Olmasnn Sebepleri), ( nsan Kk Alemdir), (Allah'a Da'vet Keyfiyeti) Risalelerindeki nefs ve nefs kuvvetleri, faziletler ve rezileder, hayrlar ve eyler gibi konular hakk ndaki
szlerinden karlabilir.
Yalnz, Nefs Tasfiyesi'ni, ahlak, esas tutmalar
keyfiyeti, thvanussafa'y dierlerinden ay ran asil
bir da'vadr.
138

Onlarca Nefs Tasfiyesi, gerek faziletleri elde


etmei, dolaysiyle de, Gerek Mutlulu a ulama
salar. lvnussaf'mn kurucular ndan olan Eb
Sleyman Muhammed b. Ma' ar al- Busti veya
ksa ad ile (Makdes1), yle haykryor:
Shhat (yani mevcudt n hakikatlarn bilmek,
doru gr e iyman etmek, gzel huylarla huylanmak, iinde ve gcnde przsz olmak) muhafaza
edilincedir ki insana faziletler elde etmek faydal
olur. Ve shhattr ki insan fazIletler (k; bu. faziletler burhanid;r, yakin ;le vcuda gelmi -1'r,
dehridir)le kar karya kor ve kemllar 'elde
etme e yneltir. Ancak byle olanlard r ki (En Byk Mutluluk) ile kurtulu a ulam ve gerekten
lh Hayat'a mstahak olmu olurlar. lahi Hayat
ise (Ebedilik ve Sermedilik)tir".

139

Konu: V

(CEMYYETN ESAS' YARDIMLAMA


VE MUHABBETTR)
bn Miskeveyh'te Sosyoloji: Cemiyyet ve Yardmlama ve Muhabbet Meselesi.
Aristo'da Sosyoloji: Cemiyyet ve Yard mlama
ve Muhabbet Meselesi (Aristo'da sevginin nemi:
Anaya ve Babaya sevgi; ocuklara sevgi; Akrabalara ve Dostlara sevgi; Btn insanlara sevgi; Sevginin Hayatta ve Terbiyede byk yeri) Frbi'de
sosyoloji: Cemiyyet ve Yard mlama ve Muhabbet
Meselesi ihvnussaf'da Sosyoloji; Cemiyyet ve
Yardmlama ve Muhabbet Meselesi.
bn Miskeveyh, kitab nda, cemiyyet meselesine,
dolaysiyle insanlarn birbirleriyle seviip yardmlama zorunluunda olduklarna da nemle i aret
etmitir.
bn Miskeveyh, (Hayr ve Mutluluk) konusunda Aristo'dan mlhem olarak: "Her mevcudun
hayr ve mutlulu u, ne iin yaratlm ise onu tam ve
mkemmel olarak yapmaktr" diyordu. te, o, bu
noktadan Sosyolojiye geer ve bu hususta da topluca
yle der:
nsann yapmak iin yarat ld iyi iler, tek
bir kimsenin kudretinin yetmeyece i kadar oktur.
140

Bunun iin toplulua, yani bir arada ya amaa liizum zorunludur. Bundan tr btn bu i ler,
insanlarn birbirlerine yard m ile mmkn olabilir.
O derecede ki bir cemiyyet, ayniyle bir ahs hkmnde olup insanlar da birbirlerinin organlar
gibidirle .
Pek aktr ki insanlar, daima birbirine muhtatrlar. nk, insanlarda birbirlerine yard m
etmek ihtiyac zorunludur. nsani hayatn bir ok
noksanlar vardr ki onlarn salanmas ve tamamlanmas ferd halinde mmkn de ildir. nsanlarn bu ihtiyac onlar , bir araya gelme e, birbirleriyle sevi ip ve anlap uyu maa zorlar; onlar
tek bir ahs halinde toplar ve hepsini faydal bir
maksat zerine grevlendirir. Zaten, insan, tab'an
da bir cemiyyet mahlkudurl.
bn Miskeveyh, Aristo'dan ald bu insan tanmndan sonra, insan cemiyyetini a klayabilmek
iin (Muhabbet)ten ve onun e itlerinden ve sebeplerinden sz etmek gerekti ini sylyor ve yle
devam ediyor:
Muhabbetin drt e idi vardr:
Muhabbetin bir e idi abuk meydana gelir
ve abuk bozulur.
2 Muhabbetin bir e idi de abuk meydana
gelir, fakat, yava yava boluzlur.
3Muhabbetin bir e idi de yava yava meydana gelir fakat, abuk boluzlur.
4Muhabbetin bir eidi de yava yava meydana gelir ve yine yava yava bozulur.
te, muhabbet bu ksmlara ayrlmtr. Zira,
insanlarn istek ve hareketlerinde maksat vard r:
141

- Lezzet.
2- Hayr.
3- Fayda.
Bu maksattan sonra, drdnc bir maksat
daha vardr ki o da bu maksad n bir arada bulunmas hlidir.
te, insanlarn bu drt iste i, insani hayatn
gyesidir. nsanlar aras ndaki muhabbetin esas da
bunlardr. Kim bunlarn hsl olmasna yardm
ederse ve bunlara ula maa kim sebep olursa ona
muhabbet etmek tabildir. Muhabbet ekilleri, sebepleriy le yledir:
Sebebi Lezzet Olan Muhabbet:
Bu, hemen hs l olan ve hemen bozulan muhabbettir. Zira, lezzet denen ey abuk de iir2.
Sebebi Hayr Olan Muhabbet:
Bu, hemen hsl olan, fakat, yava yava bozulan muhabbettir 3 .
Sebebi Fayda Olan Muhabbet:
Bu, yava yava hsl olan, fakat, abuk bozulan muhabbettir 4 .
Bu nn birle mesinden meydana gelen muhabbetin iinde hayr bulundu u takdirde de o muhabbet yava yava hsl olur ve yava yava bozulurs.
te, bu muhabbetlerin hepsi, zellikle, insanlar arasnda mevcuttur. nk, bunlar, irdeye ve
muhakemeye dayan rlar ve bunlar zerine mkfat
ve mczat vard r. Akl olmayan hayvanlar aras n142

da da muhabbete benzeyen i tirklar varsa da, bunlar, ancak, kfetten ibarettir. Hayvani nefse sahib
olmayan ma'denler, ta lar arasndaki benzerlikler,
i tiraklar de, ancak, tabii meyilden ve ili kilden
ibarettir.
Bu muhabbet ekillerinin karlnda nefret
ekilleri de vardr.
te, insanlar bu muhabbetlere, ili kilere ve bir
araya gelmelere da'vet eden biricik sebep, noksanlarmzn, ihtiyalarmzn, tek tek ki iler tarafndan
salanamamasndan, giderilememesinden ba ka deildir.
Yine bu sebeplerden tr, zellikle, u iki
muhabbet eklinden de sz edilebilir:

Saddkat : Sadkat denilen hal de muhabbetin


bir eididir. u kadar ki muhabbet, Sadkat'tan
daha umulludur. Bir topluluk arasnda muhabbet, hep birbirine vaki' oldu u halde, sadakat, hepsine birden olmaz, baz kiilere mahsus kalr'.
A k : Muhabbetin yksek ve a r derecede bir
nev'i daha vardr ki ona (Ak) denir. Ak denen
muhabbet eidi, sadkattan da daha hast r, yani,
sadkat kadar da umullu deildir. nk bu, bir
topluluk arasnda ve topluluun bazs aras nda olmayp, yalnz, iki ahs arasnda bulunabilir. Ak,
lezzette ve hayrda da sz konusu olabilir.' Mesela,
lezzet iin a r derecede muhabbet, bir a ktr. Ve
yine, hayr iin ar derecede muhabbet te bir a ktr. Ancak, bunlarn birincisi kt, ikincisi iyidir.
Genler aras ndaki sadkat, daima lezzet iin
oldu undan, abuk has l olur ve abuk yok olur.
Onlarn birbirlerinden elde ettikleri lezzet yok olun143

ca aralarndaki muhabbet ve sadakat ta yok olur


gider'.
htiyarlar aras ndaki sadkat ise, aralar ndaki
ortak faydaya dayand ndan, ounlukla uzun srer.
Fakat, fayda ili kisi ortadan kalknca onlarn aralarndaki sadkat ta ortadan kalkar'.
Bir de Hakikat Erbab arasnda bir sadkat ekli
vardr ki bu, hayr zerine kurulan bir sadakatt r
ve bu hayr, (Sbit bir Hayr)d r. Bu sbit hayr,
zatnda deimez olduu iin, hakikat eri:Pah' arasndaki muhabbet ve sadakat ta hi bir suretle deiip yok olmaz, ebede kadar srer gideri'.
Bu muhabbet ve sadakat ekillerinin lezzetleri,
hep ba ka bakadr. Esasen, insanlar n tabiatlar
da baka, bakad r ve her insan kendi tabiat na uygun den lezzete meyl eder. Fakat, insanda, kendi
tabiat ndan baka hi bir tabiatla kar mam olan
ilahi, basit bir cevher vard r ki ona ait lezzet te hi
bir lezzetle kyaslanamaz. Zira, bu lezzet, sf ve
basit bir lezzettir. te, bu ilahi cevher lezzeti zerine kurulan muhabbet te lahi bir Muhabbettir ve bu
muhabbet, pek a r dereceye vard rlrsa, insan
Allah'a ait olan Tam ve Halis A k'a ulatrr.
insanda olan bu ilahi cevher, kirlerinden, paslarndan temizlenip saf haline dndrldke kendi
aslna yakla r ve en sonra Akl gz ile (S rf lk
Hayr) grr. Ve bu halde de bu lk Hayr, o kimsenin akln nuru ile bol bol nurland rr ve onu hi
bir lezzete benzemeyen lahi Lezzete kavu turur ki
bu, insandaki cz'i ilahi cevherin, kendi asl ile
birleip bir olmas demektir. u kadar ki bu Birlik
( ttihad), ancak, insan n dnya hayatndan ayrl144

masndan sonra tam olarak gerekle ebilir. Zira,


ruhun tam safl n kazanmas , ancak, o zaman
mmkndr.
bn Miskeveyh, bu noktada Aristo'nun Sosyolojik fikirlerine de ksaca dokunarak, Aristo'ya gre
de insann tabiat bakmndan medeni oldu unu,
yani bir cemiyyet mahltku olarak yarat ldn,"
dolaysiyle, insanlarn gerek iyi hallerinde ve gerek
kt hallerinde daima birbirlerine muhta olduklarn ; hatta, bir fakirin karn n doyurabilmek iin
bir zengin veya bir Kral'a muhta oldu u kadar bir
zenginin veya bir Kral' n da ihsanda bulunabilmek iin bir fakire muhta oldu unu; ve insanlar
arasnda sevginin ve arkada ln bu yzden zorunlu bulunduunu sylyor ve Aristo'ya gre de en
byk muhabbet ve lezzetin lahi Muhabbet ve ona
kavumaktaki lezzet oldu unu belirtiyor.
bn Miskeveyh, bu arada Sokrat'a da dokunarak Sokrat'a gre de sevgi ve muhabbetin dnyadaki
btn hazinelerden ve her trl dnya servetlerinden stn sayldn ve her eyden evvel, ocuklara,
bu muhabbetin alanmas gerekti ini ve nk hi
bir insan n, dnyalara da sahip olsa, muhabbetsiz
yaayamayaca n, yine Sokrat'n szleri olarak bildiriyor.
Aristo'da Sosyoloji: Cemiyyet ve Yard mlama ve Muhabbet Meselesi
bn Miskeveyh'in Aristo'nun Sosyolojik fikirleri hakknda sylediklerine, biz de u bir iki satr
eklemek siyoruz:
Aristo'nun insan, yalnz Bilen deil, fakat, ayni
zamanda Isteyen, bir yarat ktr da. nk, insanda
145

hem akl hem de istekler, insiyaklar vard r. Bu bakmdan da insanda Faziletin iki anlam olmas gerekir:
Bilen anlam, yani teorik fazilet (Ak l, Bilgi,
Hikmet).
2- Akln pratik faaliyette hkimiyyeti anlam ,
yani (Karakter) fazileti.

Aristo'da bilgi meselesi birinci planda, pratik


hayat, ikinci planda yer al r. Bu sebepten tr,
onca, akln karakter zerine hakimiyyeti arttr.
Akln ihtiraslar zerine hakimiyyeti de, onun, (Her
eyin Doru Orta)s n aratrmasndadr. Zira, her
fazilet, fazlal k ve eksiklik ekli ile, iki at-Algn ortasnda yerini al r. Fakat, bu (Her eyi Doru Ortalama)ya, yani (henk)e dayanan ahlak ta Arito'ya
gre ferdi hayatta de il, ancak, Sosyal hayatta,
Devlet'te gerekle iru. Her cemiyyet, hayr iin
kurulur; btn Cemiyyetleri iine alan Devlet te
En Yksek Hayr' gaye edinmek zorundad ri 3.
te, Aristo, bu noktada Devlet meselesine geip Devletin ne oldu unu; ne gibi ekiller alabileceini; ve ekiller ne olursa olsun, esas meselenin
iyi idare ve iyi niyet olduuunu akladktan sonra,
Devletin bir unsuru s fatiyle tekrar ferde dnerek
yle der:
nsan, yarat ltan bir Cemiyyet mahlkudur.
Bu szden maksat ta insanlar n ihtiyalarn salama hususunda birbirleriyle yard mlama zorunluluunda yarat lm olduklarn belirtmektir. Ksaca,
insan, bir topluluk iinde yaayabilir ki ite bu,
(Cemiyyet)tir ve insanlar n sir Cemiyyet halinde
yaamalar da ana sebebe dayan r:
146

Zarardan korunmak.
2 Fayda salamak.
3 Bir takm lezzetlere kavu mak.
te, btn bunlarn hepsinde de (Sevgi), esastr".
Yukardaki satrlarda aka grlmektedir ki
Aristo'ya gre de Cemiyyet'in esas Yardmlama
ve Muhabettir's.
Aristo, sevgiye, muhabbete, dostlu a pek ziyade nem vermi tir. Zira, ona gre:
Dostluk veya sevgi hayat n btn hallerinde
ve her yata zorunludur.
2- Sevgi, tabiidir ve tabii olan bu sevgi btn
hayvanlar alemi iin de do rudur.
3 Sevgi veya dostluk, ayni zamanda sosyal
bir olaydr da. Sevgi, btn bir Devlet'i birle tirip
bir tutan bir ba dr da.
4Sevgi, asil bir eydir, dolay siyle, vlmee
layktr".
Dostluk veya sevginin ahlaki temelleri ahlaki
bir hal veya bir aktivitedir' 7.
Dostluk veya sevgi, bir e it holanmadr; birbirlerine benzeyenlerin birbirlerini arzulamas dr.
Sevilebilen bir ey, ya iyi ve gzeldir, ya haz
vericidir, ya da faydal dr; ve faydal bir eyden maksat ta bir hazza veya bir hayra vesile ve vas ta olan
eydir. Dostluk ve sevgiyi hayr'dan ay ran ey de
onun karlk grmesi ve her iki tarafa da bilinmi
olmas luzmudur".
eitli sevgilerden ve dostluklardan sz edilebilir. Fakat, bunlarn en nemlisi ve btn dostluk147

larn temeli ana baba ile ocuklar arasndaki sevgi


ve dostluktur.
Baba, ocu unun varlnn sebebidir ki bu,
dier btn hayrlardan stndr; ocu un beslenip bytlmesi, retimi ve e itimi hususunda
pek stn bir hayrdr. Baba, o ullarn ve onlardan
gelen torunlar n da idare eder ki bu da bir tabiat
kanunudur.
Bu gibi dostluklar bir stnlk ierir. Zira,
ana baba, sdece, sevilen kimseler de il, fakat,
ayni zamanda, stn ki iler olmalar bakmndan,
erefli kimselerdir de. Dolaysiyle, bu durumda adalet, bir e itlik deil, ancak, bir nisbet gsterebilir.
Bundan tr de ana baba ile ocuklar aras ndaki
dostluk, e itlie gre deil, bir nisbete gredir 19.
Ana, baba, ocuklar na, kendilerinden birer
para olduklar iin sevgi beslerler; ocuklar da
ana babalar na kendi varl klarnn sebebi olduklar
iin sevgi beslerler. Fakat, ana baban n ocuklarna
sevgisi ve ilgisi ocuklarn ana babalar na sevgilerinden ve ilgilerinden ok daha kuvvetlidir. Zira, varla gelen bir ey, varl a getirene ba ldr ve onun
tarafndan tasarruf edilebilir.
Ana baba, ocuklar n, onlar daha do ar domaz sevme e balarlar. Fakat, ocuklar, ana babalarn, zaman geip ya lanmadka ve hisleri ve
akllar geli medike sevemezler. Annelerin, ocuklarm, babalardan fazla sevmelerinin sebebi de
onlarn, ocuklar n bizzat do urmu olmalarndandr.
Ana, baba, ocuklar n, kendilerinin ikinci mmessilleri olduklar iin de severler. ocuklar da
148

ana babalar n, onlardan do duklar iin severler.


Kardeler de, ayni ana babadan olduklar iin,
birbirlerini severler.
Di er akrabalar aras nda sevgi unsuru, akrabalk nisbetine gredir. Fakat, bunlar n hepsi, babann ocuu zerine olan sevgisine dayan r.
Kar koca arasndaki sevgiye gelince, bu, tabii'
bir sevgidir. Bu sevgi kuvvetini, faydadan ve hazdan almakla beraber, ayni zamanda, fazIletten de
alr. ocuklar, kar koca arasnda sevgi ve birlik
ba drlar ve soyekim yolu ile, onlar n faziletlerine
de reziletlerine de sahiptirler. ocu u olmayan
ev, abuk yklr.
Ana, baba, karde ve arkadalar aras ndaki
dostluklar, yabanclar aras ndaki dostluklardan daha hazl ve faydaldrlar. Do ularndan i'tibren bir
arada ya am, bir arada bym ve bir arada retim ve eitim grm ocuklarn karakterleri de
birbirlerine ok benzer.
Arkadalk iin de ayni ya larda olmak ve bir
arada bymek ayr bir avantajd r. Zira, bu gibilerde arkadalk daha kolay kurulur ve daha srekli
olur.
ocuklarn ana babalar na dostluklar ve sevgileri ve btn insanlar n Allah'lara sevgileri (Daha stn'e ve Hayr)a olan sevgidir,?; .
Ve yine, karakterde ve di er durumlarda e it
sizlik te dostluklarda pek byk bir nem ta r. stn insanlar, daha ziyade, eref kazanmak; A a
insanlar da, daha ziyade, Fayda kazanmak isterler.
Bu prensipten trdr ki Devlet Bykleri erefli
tutulur ve dolaysiyle, En Byk eref te Allah'a
149

verilir. Bu sebepten tr de ocu un babasna


kar olan grevi babann ocu una kar olan grevinden daha byktr. Bir baban n ocuunu red
etmee hakk olmamakla beraber bir ocu un da
babasn red etme e hakk yoktur. nk, ocuk,
babasna borludur ve borcunu demek zorundadr. Ancak, bir ocuk btn hayat boyunca, ne
yaparsa yapsn, babasna olan borcunu deyemez;
gc buna yetmez. Zira, o, babas na kar ebedi
olarak borludur. Fakat, e er baba isterse, o lunun
bu borcunu ba layabilir.
Bir ocuk, ar derecede ahlaks z olmadka
bir baba o lunu terk etmez. Zira, babada o luna
olan tabii muhabbet, ona, ele gemi olan oul gibi
byk bir deste i, ne olursa olsun, ihtiyarl k canda
red ettirmez 21 .
Ksaca, dostluk veya sevgi, hayat n hem Asl
hem de Asil temelidir". Zira, o, s rf insanlk hatr
iin insanlarn iyiliini istemek ve iyilikte bulunmak
gibi ahlaki bir maksat ierir ve dolay siyle insanda
fazileti gerektirir. Bundan tr de gerek dostluklar Hayr'a ve Fazilete dayal dostluklard r. yi niyet,
dostluk' un tohumudur23 .
Dostluk veya sevgi, sevilmi olmaktan ziyade
sevmi olmakta kendini gsterir; sevmek sevilmi
olmaktan daha esasl dr. nsanlar arasnda efkat
ve merhamet bu esasa dayan r.
Ihtiras, bakalarn sevmekten ziyade bakalar
tarafndan sevilmei hedef tutar ve bu da bir eref
saylr. Fakat, sevgi, bizzat sevgi iin istendi inde,
sevilmi olmak, i'tibarl ve erefli olmaktan stndr".
150

Bir dostu sevmek, insan n kendi kendisini sevmesinin daha geni bir eklidir26.
Bir insann, her eyden nce, kendini sevmesi
gerekir. nsann kendisini sevmesi demek, insann
kendi asil ve gerek k smna, yani aklna nem vermesi demektir. Ve her eyden nce, kendi aklna
nem veren insan da faziletli insand r".
Bir insan ne kadar varl kl ve ne kadar mutlu
olursa olsun, bir cemiyyet mahlku olmas bakmndan yine de, di er insanlarla, ve zellikle, dostlarla birlikte ya amak zorundadr. Zira, varl kl ve
mutlu bir insann ihsanda bulunmak, iyilikte bulunmak ve bu suretle mutlulu unu paylamak iin de
arkadalara ihtiyac vard r. u kadar ki bu arkada lar, faziletli ki iler olmaldrlar. nk, aksi halde,
o varlkl ve mutlu insann varln tketirler, mutlulu unu da bozarlar".
Aslnda, gerek dostluk pek azd r. Zira, gerek
dostluk, bilgili, faziletli ve hay rl kiilerin dostlu&dur".
Dostluk, iyi zamanlar iin de kt zamanlar
iin de pek kymetlidir. Fakat, zellikle, kt zamanlarda dosta ve dostlu a daha ok ihtiya vardr.
nsan, mutlu halinde iken arkada lar edinmeli
ve onlar her bakmdan faydalandrmal ; fakat,
dkn halinde, kendine, bir yard mc armama11; nk, bulamaz 3!..
Hayatta i tirak, dostluun ve sevginin esasdr. Bu sebepten, Sosyal hayat, fazilete dayal iyi
arkadalklar ykseltir ve rezilete dayal kt arkadalklar da alaktr ve yok eder'.
151

Dostluk bir e it itirktir. e itli dostluklar,


eitli itirklerdir ve her i tirak, bir e it adleti de
ihtiva eder. Ve yine, adalet te, dostluk gibi, e itlidir.
Her e it itirakin de Siyasal i tirkin birer paras
oldu u syleneb;lir. u halde, dostluk, ayni zamanda,
siyasal bir fazilettir 32. Bundan tr de Devlet'in
en iyi ekilde sevk ve idaresi husunda gerek dareci
snfn ve gerek dare edilen s nfn, ayni fikirler ve
prensipler zerinde fikirce bir araya gelip birle meteri de Siyasal dostlu un balca almetidir".
Yine tekrar edelim ki dostluklar ne e it gsterirlerse gstersinler, hepsinin kk ve asl aile dostlu udur, yani ana baba ile ocuklar aras ndaki dostluktur.
Ana ve babamza, evvela bizi var etmeleri, sonra da bytp ve okutup terbiye etmelerinden tr,
kendimizden ok daha stn bir sayg ve sevgi gstermeliyiz; onlar pek erefli kimseler saymal yz;
onlar Allah'lar gibi sayp sevmeliyiz. Fakat, yine de
anaya babaya, bir Filozof'a veya una buna kar
gsterilecek sevgi ve sayg , hep baka baka olmaldr. Tek tek insanlara oldu u gibi insan snflarna da ancak kendilerine lay k olan saygy ve sevgiyi gstermeliyiz. Byklere, anaya babata, ya lar ndan tr de sayg gstermeli, onlara daima
yer vermeli ve onlar daima ba kelere oturtmal yz. Karda larmza da malmzdan, param zdan bir
pay ayrmalyz; ve bu i i, srasiyle, akrabalar mza,
dostlarmza ve btn insanlara da, derecelerine gre yapmal yz".
Faziletli bir insan iin yalnz ahlaka iyi olan
birey de il, fakat, ayni zamanda, tabii olarak iyi
olan ey de iyidir ve istenip yaplmas gerektir. Es-

152

sen, hayatn kendisi iyi bir eydir; Var olmak, iyi


bir eydir".
Frfili'de Sosyoloji: Cemiyyet ve Yard mlama ve Muhabbet Meselesi
Farabi, cemiyyet konusunda k saca yle diyor:
nsanlar kemle ermek hususnda pek noksan
yaratlmlardr. nsanlar pek ok eylere muhtatrlar ve bunun iin de yard mlamak zorundad rlar. Zira, hi bir insan muhta oldu u eyleri tek bana elde edemez; elde etmek zorunlulu u altnda
da dier insanlarn yardmna ve sevgisine muhtatr.
nsanlarn her biri, insan n muhta oldu u
eylerden birini haz rlar. nk, her bir insanda F tri bir tabiat vard r ve bir ok topluluklar da bir araya toplanp her biri dierinin muhta oldu u eylerden bir ksmn hazrlamak suretiyle birbirlerine
yardm etmi olurlar ve bu suretle de insanlar kemle erimi olurlar.
Btn bir toplulu un hazrlad eyler arasnda herkesin yeti mesi ve kemle ermesi iin muhta
olduu baz eyler daha vard r ki insanlar bundan
tr oalp dnyann iyi ve gzel yerlerini tutmulardr. Bunlardan bir ok insan cemiyyetleri
meydana gelmi tir. Ancak, bu cemiyetlerden baz s,
kmil, bazs da kmil de ildir, noksandr.
nsanlar gerek mutlulu a erdirecek eyler
hususunda yardmlamak iin te ekkl eden Medine ( ehr) ye (Fadl Medine); ve yine bu gaye ile
yardmla an cemiyyete, (Fad l Cemiyyet); yine bu
gye ile yardmla an Millete de (Fad l Millet) denir.
Kamil olmayan cemiyyet ise Ky, Mahalle,
153

Sokak ve nihayet Ev halknn cemiyettidir ki bunlar da derece derece birbirlerine ba ldirlgx ve biri di erinin parasdr.
En yksek Hayr, En Son Kemal, ancak ( ehir
Cemiyyeti) ile elde edilir ve Mutlulu un snrna da
herkes iin ortak ve her bir mertebeye has olan (Ilim) ve (Amel) ile iri ilir"6.
Farabi, Cemiyyetin ihtiyalardan do duunu
bu suretle belirttikten sonra Medine ( ehir) leri
daha bir takm ksmlara ayryor ve (Medine)yi insan
bedenine benzeterek Kral ndan Dilencisine kadar
btn Medine kururlu larun beden organlar ile kiyaslama a giriiyor.
Yukarda da bir vesile ile i aret etti imiz gibi
burada hemen i aret edelim ki Farabi, Siyaset alannda Efltun'un Devlet gr n Aristo'nunkinden stn tutar ve ona dayan r. Zira, Efltun'un Devlet telkkisi, insanlar stn bir Hayr'a gtrd'gnden, islam Doktrinine yakla maktadr.
Farabl'ye gre de Devlet'i ayd nlar idare etmeli. Zira, byle bir devlet eklinde idare eden aydnlar, idare edilenleri bilgi bak mndan ykseltirler. Insanlarn ahirette alacaklar mevki'ler ve eriecekleri mutluluklar da bilgi dereceleriyle dz orantl olacaktr". Insan bu dnya hayat nda bilgi ile
ulvi leme ykselirse bu dnya hayat ile hiret hayatnn ayn oldu unu grr. Zira, Allah, her eydedir, her yerdedir ; O, vandeti ile bir Btn'dr.
Ilvnussafa'da Sosyoloji: Cemiyyet ve
Yardmla ma ve Muhabbet Meselesi

ihvaussafa, Sosyoloji konusunda ba l bana


bir Risale yazm de ildir. Bununla beraber, on154

larn eitli Risale'lerinde bu konu ile de ilgili, fikirlerine rastlanmaktad r.


Derhal syliyebiliriz ki thvanussafa'ya gre
de (Cemiyyet) in esas n, insann bir ok eylere muhta bulunmas ve bu ihtiyalar salayp keml ve
mutlulua erebilmek iin di er insanlarla her hususta sevi ip yard mlamak zorunlulu unda olmas
tekil eder.
Mesela, Ihvanussafa'n n asl ad olan ( hvan
al-Safa ve Hullan al, Vefa) terkibi, (Safa Karde leri, Vef Arkada lar ) demek olmakla, bu cemiyyet
kuruluunun da yardm ve muhabbet esas na dayandn bu iki kelimeden de karabiliriz. Kald
ki bu terkib, onlar n kurduklar Cemiyyetin de bir
nvndr.
thvanussafa Risale'lerinde : "Yaa Eyyh'el-Ah!",
yani (Ey Karde im !) ; veya: "Yaa Eyyyh'el Baar
al-Rahim !", yani (Ey Iyilik ve Ihsan eden, Ba layan Karda !) gibi hitablara da s k sk rastlanmaktadr.
( nsan Kk Alemdir) Risalesinde yle denmektedir :
nsan bedeni bir memleket gibidir. Bu memlekette cismani ve ruhani kuvvetler, askerleri ve yardmclar olarak; filleri ve hareketleri de rey ve
hademe olarak; hasseleri de mmeyyizleri olarak
insan bnyesinin Hkmdar olan (Natl Nefs) e
hizmet ederler ve bunlar, payla tklar grevleri,
gyeleri dorultusunda gerekten yapmakla, Hkmdar' istediine kavutururler 38.
Grlyor ki bu benzetme, Frbi'nin Medinet el-Faclla'sma pek uygun d mtr.
155

Yerinde de a kladmz gibi (Tekrar Dirilme


ve Kyamet Risalesi)nde de yle deniyordu:
nsan, bu dnyada hr sretinde zorunlu; Sultan sretinde kle; sevinli sretinde azapta; g pta
edilen sretinde kibirlidir. nk, onun ba na tam
be hkim musallat olmu tur:
Bal bulunduu Felek (Gk).
2 inde yaad Tabiat.
3eriat, yani teklifler.
Zlim Padi ah
5 Ihtiyalar.
te, grlyor ki burada da insanlara hakim
olan be musallattan birinin ve belki de en nemlisinin (Ihtiyalar) oldu u bildirilmekte, dolay siyle,
Ihvanusafa'ca da (Cemiyyet) kurulu unun bu ihtiyalara dayand fikri kabl edilmektedir.
Ve yine (ihvanussafainn Muaeretleri Risalesi)nde de sadkattan, arkada edinmenin zorunluluundan ve arkadaln eitlerinden uzun uzun
sz edilmektedir .
imdi, altnc konuya balamadan nce unu belirtmek isteriz ki, yukar da da dokundu umuz gibi
Tahzib-al-Ahlk kitab nn baz yazma ve basmalar nda Makale says alt deil yedidir. u kadar ki bn
Miskeveyh bu nshalardaki alt nc ve yedinci Makalelerin her ikisinde de, ortakla a, nefs ve bedenin
shhatnn nelerle bozulabilece ine ve bu bozukluklarn ne gibi tedbirlerle giderilebilece ine i aret
ediyor ve maddi ve ma'nevi kt eylerden, kt
huylardan kurtulup, bedeni ve zellikle nefsi, nce
gazab ve ehvet kuvvetlerini terbiye, sonra da ilim
156

ve tasfiye ile temizleyip geli tirme gerektii ve nk


esas Zenginli in ve Sultanln ahlk zenginli i ve
Sultanl oldu u zerinde iddetle duruyor ve kitabd pek nem verdi i (Hzn ve Ilki) konusu ile
bitiriyor. Bizim ele ald mz basma Tahzib al-Ahlk'ta ise, yerinde a kladmz gibi, Makale say s
altdr.

157

Konu: VI

(NEFS'N HASTALIKLARI VE TEDVSI )


bn Miskeveyh'te Nefs'in hastal klar ve bunlarn
giderilmesi areleri: Faziletler ve Reziletler ve Gazab ve ehvet kuvvetlerinin terbiyesi- lm ve eitleri Aristo'da Nefs'in Hastal klar ve Tedavisi:
(Ruhun mhiyeti meselesi; nsanlar nelerden korkarlar?; Korkular n en korkuncu lm korkusudur;
lmden korkulmal mdr ?; Alicenablk nedir ve Alicenab bir kimsenin bellibal vasflar nelerdir?)- Farabi'de Nefs'in Hastal klar ve Tedavisi: (Farabl'nin
ruhun mahiyyeti hakkndaki fikirleri; lmden sonra ruhun ne olaca hakkndaki eitli dnceleri;
Nefs hastal klar , ancak, "Ak l" ile tedavi edilebilir)
Ihvanussaf'da Nefs'in Hastal klar ve Tedavisi: (Ihvanussafa'ya gre ruhun mahiyeti; lm ve e itleri; Nefs hastal klar , zellikle, "Nefs Tasfiyesi"
ile tedavi edilebilir).
bn Miskeveyh, Nefs'in hastal klar ve tedavisi
konusunda Faziletleri ve Reziletleri tekrar ele alarak yle demektedir :
Faziletleri, Hikmet, ffet, ecaat, Adalet diye
drt ahlaki Fazilet olarak gstermi tik. Her fazilete
kar iki rezilet bulunur ki bunlar da en irkin bir
surette bellibal sekiz rezileti te kil ederler ve btn
158

bunlar da drt faziletin a rlndan veya eksikliinden ibarettirler ki bunlar da bilinen eylerdir. Mesela,
akl kuvveti iddetlendirilirse, yani ar dereceye vardrlrsa (Cerbeze veya bir e it Seytni Deha) derecesine ularl r ki bu, akln en ar derecesidir. (Mesela,
buna mlik olan kimse insanlar zerinde byk ve kt
etkiler yapabilir. Byle bir kimse mlik oldu u Cerbeze veya eytan'. Deha kuvveti ile herkesin muhakeme gcne stn gelebilir, herkesi aldat p yanltabilir,
a rtabilir.) Bunun iin bu hal, Tam Orta Ak l faziletinin arl ( frat)dr ve bir e it rezilettir. Akl n
azl (Tefriti), yani bsbtn de ilse bile pek ziyade
noksanl da (Ahmaklk) ve (Budalal k)tr ki bu
da en fena bir rezilettir. (Zira, hayatta bir ok zararlara sebep olur). te, bu iki halin ikisi de rezilettir.
Bu iki halin Tam Orta hali de Hikmet'tir ki fazilettir.
ffet faziletini do uran ehvet kuvveti de, ak l
kuvveti gibi, a r yani ok etkili, veya noksan, yani
etkisiz bir halde bulunursa birinci hali (Agzllk,
veya Hrs ve Tama), ikinci hali da (Ziyade Utangalk ve ekingenlik)tir ve birinci halde durmadan
yeyip imek ve- her trl fuh iyyatta bulunmak,
ikinci halde de ma'kul zevklerden bile ka nmak
veya onlara bile pek az meyl etmek sz konusudur.
te, bu her iki a rlk ta rezilettir. Bu iki a rllk halinin ma'kul ve Tam Orta hali de ffet'tir ve fazilettir.
Secaat faziletini do uran gazab kuvveti de
a r iddetli halinde (D nmeden Saldrma) halini meydana getirir. A r etkisiz halinde de (Korkaklk) halini meydana getirir ki bunlar n her ikisi
de rezilettir. Bu iki halin Tam Orta hali de Secaat't r
ve fazilettir.
159

Hikmet, Iffet, Secat faziletlerinin nn toplamndan meydana gelen veya n ihtiva eden
Adalet fazileti de ba ta sayd m z fazileti meydana getiren ak l, ehvet ve Gazab kuvvetlerinin birbinleri ile tam dengeli hali olup bu kuvvetler arasnda denge bozuklu undan bu kuvvetlerin ziyade
a rl da (Zulm) halini meydana getirir ki bu
da tam anlam ile bir hayvanl k hali, bir yrtclk
hali, hak ve hukuka saldrma ve yok etme halidir.
Saydm z kuvvetin zay f ve etkisiz olmalar hali
de (Miskinlik) denen hali meydana getirir ki bu da
insann kendi hakkn ve erefini koruyamama ve pek
ekingen durup her trl hakarete tahamml etme
halidir. I te bu Zulm ve Miskinlik halleri de rezilettir
ve bu iki halin Tam Ortas olan hal de Adalet'tir ve herkesin haklarna sayg gstermek ve korumak faziletidir.
imdi, ( ecaat) n iddetli ve siddetsiz ekilleri
olan (D nmeden Sald rma) veya (Korkakl k)
ele alalm: Bunlarn ikisinin de dayanaklar insan
nefsindeki (Gazab) kuvvetidir, dolay siyle, Dnmeden Saldrma, Korkaklk \, e ecaat ls, gazab kuvvetine mensubtur. Gerekte, Gazab ise, kalb'te kann galeyan ndan insanda has l olan galebe ve intikam arzusudur. E er, kann galeyan gittike artar ve iddetlenirse, kan, byk damarlar haddinden fazla doldurur ve dim ab, rahats z edici karanlk bir duman kaplar. Bu halde de, tabii, akl n durumu deiir, yani akl d nemez olur. Bu halde,
insan, iinde ate yaklan alevli ve dumanla dolu
bir maaraya benzer ki bu alevli duman n sndrlmesi mmkn olmaz. Tersine, sndrlmek iin
yaplan her bir hareket, alevli duman n artmas na
sebeb olur. I te, tpk bunun gibi, insan, gazab h160

linde iken iyi hareketleri d nemez; kendisine


edilen nasihatlar duyamaz; ve belki de o anda edilen nasihat lar, gazab n daha da artmasna sebeb
olur. Bu byle olmakla beraber u da var ki insanlar, gazab hallerinde de, mizalar gerei olarak,
bu haller asndan birbirlerinden fazla veya noksandrlar. Mizalar ateli ve kuru olanlar t pk
kibrit gibi olup kk bir kvlcm ile hemen alevlenirler. Bundan tr de: "Gazab, bir saatlik cinnettir" denmi tir ve iddetli gazab, co unlukla,
kalbin hararetini boarak lme sebeb olur. Bu
noktada nemle i aret edilmesi gereken, ey, baz
insanlarn baz zamanlar, bu gibi iddetli skntlara
ve hatta lmlere sebeb olduklar dr. Mesela, drst bilinen kimselerin sadakats zlklar, bir musibet karsnda d manlarn ikenceleri ve sevin
gsterileri, haseti ve rezil kimslerin Mke alaylar ,
arzulara ve gyelere ayk r den olaylar, o u kere,
lmlere bile yol aar.
te, btn bunlar, bn Miskeveyh'e gre Nefs
Kuvvetlerini terbiye etmek stiretiyle tedavi edilebilirler.
ecaat'n rezilet halini alan ekillerini grdmketn sonra Tam Orta bir MI olan ( eca' at) faziletine gelince bu da Nefsi Yksek Tutma ( zzet-i Nefs)
diye tanmlanabilir ki bu halde insan, yumu aklkla
gazabn yener, fikri ve nazar gerei grp dnebilir, gazab uyandran halleri muhakeme ederek
yattrr ve d manna kar ne suretle stn geleceini, onu nasl alt edeceini kararlatrr ve sonra
da ona gre hareket eder.
Hikaye ederler ki bir adam Byk skender'e
kar hakaret eklinde fena bir muamelede bulun161

mu ; fakat skender, gazabn alt ederek o kimseyi


balam. Bu olaya, ahit olan Kumandanlar ndan biri skender'e: "Bu hareket afv edilmez. E er
ben skender olsayd m bu adam ldrrdm"
deyince, skender de: "E er, ben de sen olsayd m
ldrrdm, fakat, ben, sen de ilim" diyerek kendine yakan cevab vermi ve bykln gstermi.
te, skender, bu durumda gsterdi i yksek
huy fazileti ve yumuaklkladr ki gazab nn irkin
sonularndan saknabilmi ve :4.1icenablm gstermi tir.
ecaat' n fazla etkisiz yn olan (Korku) ise,
nefsin, gazab halinde iken bulundu u sfatlarn tamamiyle tersi olan s fatlara brnmesi, yani nefsin
tam skn halinde bulunmasdr ki bu hal de (Meskenet) denen eydir.
Bu ahlaki hastal a tutulan kimsede ise Nefsi
stn Tutma abas ve Haysiyet dncesi grlmez. Byle bir kimse, hakk na, hukukuna, nmusuna
ve mukaddest na yaplan saldrlara kar koymaz;
tersine, btn bu sald rlara ve aclara tamamiyle
katlanr. Byle bir insan, ailesinin ve ocuklar nn
rzkn salamaa ve onlar yetitirmee gayret etmez. Byle bir insan hi bir eyde sebt etmez; en
kk kederlere kar bile aciz gsterir, sabr ve
metinlii yok olur. Byle bir insan, daima, kendi
miskince selmeti ve rahat peinde koar ve bu
miskince hayat srdrebilmek iin de dalkavukluk,
ikiyzllk, alaka yalvar p yakarmalar gibi en
kt hareketleri yapmaktan bile ekinmez ve btn
hakaretlere isteye isteye boyun e er.
162

Bu hastaln giderilmesi ise, byle bir kimseyi


korktuu, ekindii eyler zerine atarak onu korkmamaa altrmak ve ona aziz ve kutsal eyleri
erek, fikrini ve ahlk n bu gibi yksek ve iyi eylere ynelmekle mmkndr.
Ksaca, insan, hayatnda Alicenab, yani erefli
ve Onurlu bir insan olarak ya amaldr.
Ibn Miskeveyh, Nefs hastalklarnn en by
olan lm korkusu ve lmn e itleri hakknda
da pek gzel aklamalarda bulunuyor.
Ibn Miskeveyh, nce, sradan korkulardan sz
ediyor ve sonra laf lm ve eitlerine getirerek
yle devam ediyor:
Insann korktuu bir ok korkular vardr. Fakat, bu korkularn insan en ok korkutan ve en
by ve en nemlisi, phesiz ki, lm korkusudur. lm korkusu, Mutlak korkudur.
lm, genel bir korkudur ve btn korkularn
en iddetlisidir. Fakat, lm korkusu, yaln z, lmn
gereini bilmiyenlerin yakasna yapr, yahut,
lmden sonra ruhunun nereye gidece ini bilmeyenlerin veyahut ta bedenin bozulup yok olmas ile
ruhunun da bozulup yok olaca n sananlarn yakalama yapr. Ksaca, ruhun lmsz oldu unu
ve beden yok olduktan sonra da lmsz kalaca n
ve hiret'in ne oldu unu bilmiyenlerdir ki lmden
korkarlar.
Baz kimseler de lmde iddetli bir ac olduunu sanarak lmden korkarlar.
Baz kimseler de lm ile dnyada b rakacaklar mallar, paralar ve yoksun kalacaklar dnya
zevklerini d nerek lmden korkarlar.
163

Halbuki, btn bu d nceler botur; lm,


hi bir ey deildir. lm, cismin topraa girip
orada, tekrar, ondan ald unsurlara ayrlmas,
ruhun da cismi brakp gitmesinden ibarettir.
len cisimdir, ruh de ildir. Zira, ruh, cismani
olmayan bir cevherdir; bundan tr de lm,
yani yoklu u kabul etmez.
Filozoflara gre lm, genellikle, iki k smdr:
Iradi lm.
2 Tabii lm.
Buna karlk hayat ta iki lusmdr:
hadi hayat.
2- Tabii hayat.
Filozoflar, iradi lm sz ile ehvetleri brakma ; tabii lm sz ile de nefsin bedenden ayr lmasn kasd ederler. Ve yine, onlara gre iradi hayattan maksat, insan n dnyada yemek imek gibi
bir takm ehvetlere al mas ; tabii hayattan maksat ta ruhun kendi tabiat na has olan hayati ya amasdr ki o da ruhun ebediyyen baaki kalaca na
iaret eder. Bu hayat, ruhun, mutlak cehaletten kurtulmas ile gerek bilgilerden faydalanmas ndan
ibarettir. Bundan trdr ki Eflatun, felsefe renmek isteyen bir rencisine: "Iradi lm ile l
ve tabii hayat ile ya a!" tavsiyesinde bulunmu tur. Bunun iin tabii lmden korkulmaz.
Insan tanmlamak istersek, insan, hem canl
olan, hem dnen, hem de lml olandr, diyeceiz. te, gerek insan, budur ve bu lm, insan n
tamamlanmas ve kemlidir ve ulaaca en yksek ufkudur.
164

Herkes bilir ki her ey, bir haddan, yani ta'riften ve ta'rif te Cins ile Fas l'dan mtrekkeptir.
Bundan tr insann ta'rifini, (canl , d nen
ve lml) diye yaptk. Bu ta'rifin cinsi, (Canl )dr;
iki yakn fasl da (Dnen) ile (lml)dr. u
halde, insan, cins ve fas llara ayrlr. Zira, her bireik
(Mrekkeb) olan ey, onu birle tiren maddelere
ayrlr.
imdi, u gerek karsnda, kendi zatnn tamamlndan, yani lmnden korkan kimseden daha
cahil kim olabilir? Ve kendi cismani hayat nn yok
olmas ile zatmn da yok olacan sanandan daha
zavall kimdir? Demek ki lmden korkan, tamamhl ndan korkan noksana benzer ve bu da chilli in
son mertebesidir; bundan daha byk dhillik olamaz. Akll olan kimse, tamaml lktan rkmez, fakat,
noksan kalmaktan rker. Ve akll kimse, kendini
tamamlayan ve kendine mkemmellik veren ve
kendine insanla ykselmek erefini bah eden
kimsedir.
lahi, kutsal bir cevher olan ruh, cismani ve
kesif olan cevherinden kurtuldu u zaman tabii mizacn n kederlerinden, kesafetlerinden de kurtulmu
ve (Melekt)una geri dnm ve (Halk) na yaklam olur.
lmde, lmden nceki hastalklar n verdii acdan fazla bir ac var sananlar, i in byle
olmadn bilmelidirler. Zira, ac , hayatta bulunanlar iindir. nk, ancak, canl olan ey, ruhun
etkisinden etkilenebilir. Kendisinde ruh kalmayan
bir cisim ise ac duyamaz. u halde, lm, ruhun
bedenden ayrl ve bedenin hissiz kaldr. Zira,
beden, ancak, kendisinde ruh varsa ac duyabilir.

165

Ruhun bulunmad bir bedende ise his ve ac mmkn deildir. Bundan anlalr ki lm, bedenin
his etmedii ve ac duymad bir haldir.
Ksaca, lm, his edenin ve ac duyann his
etmeyen ve ac duymayandan ayrlmasdr.
Kendisine vaad edilen hiretle ilgili azablardan ve uk' betlerden tr lmden korkan kimseye bildirmelidir ki kendisi, lmden korkmuyor,
fakat, yalnz bildirlen azablardan korkuyor ve o
azablar ise bedenden sonra baaki kalacak eye
aittir. Eer, bedenden ba ka bir eyin varln
i'tiraf edersek, o takdirde mutlaka gnahlar mz
da i'tiraf etmi oluruz. Bununla beraber bu i'tiraf,
adil bir Hkim'in varl n da i'tiraft r. Bu halde
de byle insanlar lmden de il, fakat, gnahlar nn sebeb olaca azabtan korkuyorlar demektir.
yle ise, bu kimseler kt i yapmaktan ve gnahtan saknsnlar ki btn bunlar chilli in eseridir. nsani chillik denen en byk hastal ktan kurtaracak
ila ta ancak ve ancak ilim ve Felsefedir.
Aristo'da Nefsin Hastalklar ve Tedavisi
Aristo da nefs hastalklar ve zellikle lm
hakk nda yle demektedir.
Dnyada bir ok eyler ruhun lmszln
deyimlemektedirl. Fakat, ruh, ancak, bir beden ile
ve beden de, ancak, ruh ile bilinebilir2 ; yani, bedenden nce ruh yoktur.
Bedenden sonraya, yani lme gelince: lm,
bir ok insanlar n sand gibi ya Mutlak yokluk,
yani duygularmz ve meyillerimizi yok edici bir
166

sonutur veyahut ta Sokrat' n dedii gibi, ruhun


bir yerden baka bir yere btn varl ile gmesidir.
nsanlar, genellikle, bir ok eylerden korkarlar
ama, birinci derece (lm)den, ikinci derece de
(lm Tehlkeleri)nden, dolaysiyle, zellikle (Harb)
tan korkarlar. Bu iki esas korkudan sonra da derece
derece bir ok kt eylerden korkarlar; ve mesela:
fkaralktan, hastal ktan, dostsuz kalmadan ve hele
hele Zillet'ten korkarlar.
Korkularn en korkuncu, phesiz ki, lm
korkusudur. Zira, lm, bir s nrdr, bir son'dur.
Ve bir kimsenin lmesi demek, o kimsenin, art k,
ne iyi ne de kt hi bir ey yapmaa gc yetmemesi
demektir. Fakat, bir insan n her hangi e it bir lmle yz yze gelmesi, onun cesur oldu unu. gstermez. Biz, ancak, erefli ve Asil bir lmle yz yze
geldiinde byle bir lmden asla korkmayan, onu
hie sayan bir insana cesur bir insan diyebiliriz ki
bu durum da, zellikle, harblarda sz konusu olabilir. nk, harblar, hayati tehlkelerin en byk
ve en asilidir 3
H azlardan tamamiyle elekmek ve srekli olarak ztraplara dayanmak ta pek gtr. Bundan
tr, lm veya ldrc yaralar, geri, cesur
bir adama pek ac gelecektir, fakat, o, bunlara katlanacaktr. Zira, bu gibi ac lara katlanma erefli
bir eydir ve bu gibi erefli eylerden ka nmak ta
yz karasdr. Byle bir kimse cesaret faziletini tam
olarak kulland nisbette mutlu olacakt r. Onun
acs, lmle karlamasnda olacaktr. nk, byle bir kimse iin hayat, pek k ymetlidir ve bu kimse
lm halinde en byk inyet ve mutluluklardan
167

tamamiyle yoksun kalaca urundadr. Ancak,


bu gibi bir yoksunluk, pek ac olsa da, bu kimse cesretinden hi bir ey kaybetmeyecektir. u var ki bu
kimse, bu ni'met ve mutlulu u feda edecek kadar
da kr krne cesur olmayacakt r.
Bir kimsenin gyeye son derece yakla m olmas mstesna, btn faziletlerin haz verici aktiviteyi iermesi de imkans zdr. u halde, gerekten
cesur ve mutlu bir hayat ya ayan bir insan, byk
tehlkelerle her an kar damaa hazr olan, fakat,
o teklkelere kr krne de at lmayacak olan bir
insandr'.
Ksaca, lmden korkmamak, onu cesaretle
karlamak gerekir. Dnya hayat nda insana laz m
olan ey, faziletli ve Alicenabanes bir hayatt r; sonun ne olacan kimse bilemez.
Fxbi'de Nefsin Hastalklar ve Tedvisi
Farabi de, lm ve dolaysiyle ruh hakknda
ve nefs hastalklarnn nasl ve ne ile tedavi edilecei hususunda pek gzel fikirler ileriirm tr:
"Cismani bir cevher olmayan ruh bedenden
nce mevcut de ildir" diyen Aristo'nun, lm
konusunda, ruhun bedenden sonra, yani lmden
sonra baaki oldu unu ve bu fikrini salamlatrma
yolunda, Sokrat'n i'dam srasnda: "Ruh'a Mutlak yokluk yoktur" sz ile de dokundu una yukarda iaret etmi tik.
te Yunan'da (Birinci Muallim) Aristo'nun
ark'ta ve Islam'da halefi ve (ikinci Muallim) olan
Fal-abi de bu hususta ma'nevi stad ile ayni fikirdedir.
168

Frbi'ye gre de ruh, bedenden nce mevcut de ildir, yani ruhun ezelili inden sz edilemez.
Fakat, Frbi, ruhun ebedili i hakknda da pheli grnmektedir. nk, o, e itli eselrerinde,
ruhun madi hakk nda, "Maad yoktur", "Maad
vardr", "Maad, yalnz, lem nefsine mahsustur"
gibi birbirine zd fikirler ortaya atm tr. Fakat,
btn bunlara ra men, Frbi'de, ruhun maad
hakknda kesin bir fikir yoktur demek do ru olmaz.
Son zamanlarda Msr'da bulunan eserlerinin'
ve (Risale fi Isbat al-Mufarakaat 7) risalesinin delleti ile Frbl'nin, hocas Aristo gibi, ruhun ezelliini ama, ebedili ini kabul etti i hususu aktr. Esasen, Frbl'nin Doktrini (Eclectique Spiritualiste)tir. Onca, lemin esas ma'nevidir; o, btn
maddi olaylar ma'nevt ve ruhi esaslara dayandrmaa alr.
FrbVnin eklektisizminin temelini, Aristo ve
Efltun te kil eder. O, nce, Aristo'yu Efltun ile
birletirir ve bu birletirmede de Yeni Efltunculuktan ilham alr. Sonra, (Harran) okulu vs tasiyle
bir (Felek) nazariyesini ve Islml k vastasiyle de
(Peygamberlik) nazariyesini bunlara ekler ki i te
bunlarn topu Spiriltalizm etrafnda toplanr.
Frbi'ye gre de Nefse ait esasl hastalklar,
yani reziletler, (Hikmet, ffet, eat ve Adlet) fazi'etlerinin arlklar ndan veya noksanlklarndan hsl olurlar. Ona gre bu reziletlerden ka nmak ve
onlara sebebiyet vermemek iin de yaln z (Akl)a
sarlmaldr. Zira, akl yalnz bana, iyiyi ve kty ayrd etme e gcldr ve gidece imiz en doru
ve en iyi yolu bize gsterecek olan da odur; ve (Ilim)
en byk fzilettir s.
169

Ksaca, Farabi, bu konuda da Aristo ile ayni


fikirdedir.
ilvnussafi'da Nefsin Hastal klar ve Tedvlisi
ihvanussafa da Nefs hastal klar ve tedavisi
konusu dolaysiyle lm meselesine ve yine dolay
siyle ruh meselesine nem vermi ler ve bu hususlar da iyiden iyiye ilemilerdir.
ihvanussafa da, bn Miskeveyh gibi, ruhun
ezeliliine ve ebedili ine inanmakta ve lm korkusunun pek bo bir ey olup srf cahillik eseri oldu unu ve nk ruhun yok olmas nn hi bir suretle mmkn olmadn iddia etmektedirler. (lm
ve Hayat n Mahiyeti Hakknda) adl risale ile (Cmait-al-Camia " hvanussafa Risalelerinin zeti")
adl risalede9 bu hususla beraber lm eitlerini de
bn Miskeveyh'in hemen ayni fikirleriyle a klamakta ve bu yolda da filozofumuz zerindeki etkilerini bir kere daha spatlamaktadrlar.
Nefs hastalklar ve tedavisi meselesini, ihavanussafa da, zellikle, (Ahlakn eitli Olmas Sebepleri Risalesi)nin " nsanlar mutluluk konusunda
drt ksmdr", "Kazanlm ahlak fasl", "Hrs ve
zhd ve halkn dereceleri", "Evliyalarm ve salih
kullarn almetleri", eytann hiylelerine kar koyma hususu hakk nda hikayeler", Teybe, i3ti far ve
dua= fazileti" adl konulariyle ( ymann Mahiyeti ve M'minlerim Haslatlar Risalesi)nin "Tevekkl", " hlas", "Sabr", "Kaza ve kader ve kazaya
riza gstermek", "Dnyadan ka nmak ve ona yakla mak"; ve (Hs ve Muhss Risalesi)nin "Lezzet
ve elemin mahiyeti" konular nda ve (Cz'i Nefs170

lerin nsan Bedenlerinde Meydana Geli i Risalesi)


nin "Nefsin hastal klar ve il4lar" faslnda ele alp
incelemiler ve her trl Nefs Hastal klarnn tedisi hususunda, zellikle, (Nefs Tasfiyesi)ni art
komulardr.

171

Konu : VII
(HZN "ZNT" VE IACI)
bn Miskkeveyh'te Hzn (yani znt) ve
ilc-El-Kindi'de znt ve Sokrat'ta znt
ve ilc- Anisto'da znt ve ilc : (Hazlar ve ac lar;
Akla uygun olarak ya amal ; Faziiletli iyi bir insan
olarak yaamann balca kurallar ) -Epiktet'te znt ve ilac ,
bn Miskeveyh, Nefs hastal klarnda Hzn,
yani znt dedi imiz hastala ok nem vermi,
dolaysiyle, kitab nda buna zel bir blm ay rm
ve (Tahzib al-Ahlk) kitab nn son makalesini bu
konu ile bitirmi tir. Bundan tr bizde bu blm ayr bir konu gibi ele alp iledik.
bn Miskeveyh, znt konusunda yle diyor:
znt, sevilen ve arzu duyulan bir eyin kaybolmasndan veya ele gememesinden, yahut ta
yok olup gitmesinden tr insan huzursuz eden
ruhsal bir ac dr. Bu ac nn ruhta huslne sebeb
te cismni arzular ele geirme e haris olmak ve
kaybolan veya yok olan eylerden tr zlmektir. Bedene ait i tihlara iddetle meyl etmek te
zntye sebeb olur. te, zntnn gerek sebepleri bu gibi eylerdir. Zira, insan, sevdi i eyleri kaybetmesini ve istekli oldu u eylerin elinden kmasn
172

istemez. Bu hususun da herkes iin znt ve ac


douraca phesizdir. Insan, daima, arzulad
eylerin kendi elinde ve de imeden oldu u gibi kalmasn ister. Bu istein tersi olan zarar ve ziyanlar
ve kaybeti ler de insan zeri
Ancak, esas mesele, yaln z, zntnn meydana gelmesi deil, belki, znty yok etmek aresidir ; zlmerrei salamaktr. zlmemenin aresi de, insann, bu lemdeki her eyin, her olayn
durucu ve kalc olmadn ve btn lemin, ezelden ebede kadar, bozulup dzelmek, yok olup tekrar baka ekillerde var olmak kanununa ba l bulunduunu ve duruculuk ve kal cln, ancak, akl
lemindeki yksek fikirlere mahsus oldu unu kesinlikle bilmesi ve bundan tr de bu dnyadaki yok
olup gidici eylere gnlden ve gerekten ba lanmamasdr. Bu gere i bylece bilen insan, btn
gc ile, yalnz akl lemindeki yksek fikirlere ve
temiz ve baaki emellere ynelir ve daima geip
giden veya ele gemeyen maddi eylere hi te nem
vermez ve onlarn ele gememelerinden veya yok
olup gitmelerinden tr hi te zlmez; kayb olup
ele gemeyenlerin yerine di erlerini almak N, eya
koymak ve hayat onlarla idare etmek yollar n
aratrr ve bulur; ihtiyac n mevcutla idare eder
ve mevcuda kanaat eder.
znty yok etmenin balca ilac, mal ve
mlk edinmek, para biriktirip oc altmak, dnyaya ait zenginliklerin fazlal ile nmek gibi eylerle uramamak, dolaysiyle, bu gibi eylerle ruhu
zmemektir. nsan, byle yaparsa, o zaman, bu
gibi dnyaya ait geici eylerden ayr lmas da kendisi iin bir znt kayna olmaz. Byle hareket
173

eden kimse, daima, ruhunda ferah bulur, zlmez,


mutlu olur, mutsuz olmaz. Byle yapmay p ta mala
mlke, paraya veya di er nmeye vesile olan
eylere haris olanlar ve bu gibi eylere kaplanlar
bu gibi eylere mlik olmad klarndan veya olamaklarndan veyahut ta baz larn kaybettiklerinden tr daima znt iinde, ac iinde yaarlar.
nk, bu dnyaya ait arzulanan her ne olursa
olsun, sevilen her ne olursa olsun, elden kmaa
ve en nihayet yok olma a mahkmdur.
Bu haller, iinde ya admz dnyann luzinluluklarndan ve gerekliliklerindendir. nk, iinde yaadmz lem, (Kevn ve Fesd) lemidir,
yani var olup yok olma lemidir. Var olup yok olmadan kesilmek ve bozulmay p oldu u gibi kalmak
midinde bulunmak, olmayacak eyi istemektir.
Olmayacak eyi isteyen ise daima yoksundur, daima zntldr ve daima mutsuzdur.
te, dnyaya ait eyler ve emeller hakknda
byle gerek bir d nceye ve kanaata sahib olanlar, bulduklarna raz olurlar ve hi bir eyin kaybolmasndan tr de zlmezler. Bilirler ki bu
dnyada hi bir eyden duruculuk yoktur. te, bu
gibiler daima en, ad ve daima mutludurlar. Dolaysiyle, bu gibi insanlarda kskanlktan da eser bulunmaz, nk yakinen bilirler ki Nefs Hastal klarnn
en kts kskanlktr.
Kskanlk, her trl ni'meti ve zenginli i,
yanlz ve yanlz, kendine yaktrma, fakat, ba ka
larnda bunlarn bir zerresine bile grme e asla
dayanmama hastaldr.
Ksaca, bu yukarda akladmz kimseler,
nefsleri ve fikirleri terbiyesinde en yksek dereceye
174

ulaanlar, yani kendilerinin Allah'tan ve Allah' n da


kendilerinden raz oldu u Veli mertebesindeki kimselerdir ve Allah, Kur'n nda: "Allah'n velilerine
korku ve znt yoktur" buyurmu tur.
bn Miskeveyh bu noktada El-Kindrnin (Hznlerin Giderilmesi';) adl kitabndan sz ediyor
ve onun da bu yoldaki fikirlerini ylece zetliyor :
znt, tabii eylerden olmayp insan onu
kendine yarat r. Bir mal veya mlk kaybetti inden
veya bir eyi arzulayp ta bulamadndan tr
kendine znt gelen insan kendi haline filozofa bir
nazarla bakarsa, zntsne sebeb olan hallerin
zorunlu hallerden olmad klarn hemen anlar. Kendi gibi bir ok insanlar n o mala veya mlke veya
o eye sahib olmad klar halde zntl de il, tersine, ferahl bulunduklarn grmekte zorluk ekmez. u halde znt, ne tabii' bir eydir, ne de zorunludur.
Yalnz, arzu ve gpta edilecek ve insan n kendinde bulamadndan tr zlnecek tek bir
ey varsa, o da, hi bir kimsenin bizimle ortakla amyaca kendimize mahsus ruh, ak l ve faziletlerdir ki bunlar hi bir sretle bizden geri al nmyacak ve bozulmayacak pek faydal ve erefli Ilahi Balardr ve bunlar mezarn tesinde bile etkilidir.
tbn Miskeveyh, znt hakk nda El-Kindi'nin fikirlerini bylece zetledikten sonra, Sokrat'a
ait te yle bir hikaye anlat yor:
Sokrat'a, kendisinin niin o unlukla sevinli
ve neeli bulunduunu ve pek az zaman zntl
grldn sormular, o da yle cevap vermi :
175

"nk, ben, nas l olsa elimden kacak olan eyleri kaybetti in iin zlrsem hi bir ey kazanm
olmam !"2
Aristo'da zlht ve 'Mei
Nefs hastalklarnn adeta temeli olan Uznt
ve onun zdd olan Haz konular hakknda Aristo
yle diyor:
znt veya Elem'in sebebi ya haz veren bir
eyin ortadan kalkmas, yok olup gitmesi ya da tabii
bir halin eksiklii ve noksanldr. Haz'z n sebebi
de yaz haz veren eyin veya tabii bir halin srp
gitmesi ve insan tatmin etmesidir. Fakat, bu noksanlk veya yokluk veyahut ta bu tatmin, zellikle,
bedene ait hazlara ve heyecanlara aittir. Ama btn hazlar bedene ait hazlardan ibaret de ildir ve
bedene ait hazlar, gerek hazlar de ildir. Bedene
ait hazlarn, yani maddi hazlarn stnde ma'nevi
hazlar vardr.
Geri, haz, hay r de ildir ve her b r haz da
arzulanr deildir, fakat, srf, kendileri iin arzulanan hazlar da vard r ki i te onlar yksek hazlardr 3.
Gerek ve yksek hazlar faziletli adamlar n
hazlardr. Mkemmel insanlar n fiillerine bal
olan hazlar, mkemmel hazlard r. Fazilet ve faziletli insan, hayatta her eyin ls olmaldr'.
Maddi zenginlikler ve yksek refah hali ne
faziletin ne de entellektin garantisidir. Fazilet ve
entellekt, ancak, faziletli aktivitelerin dayand
iki esas kaynaktr5.
176

Maddi refah ve ho bir hayat iin cidden ac lara d mek son derece ocuka ve budalaca bir
eydir.
Gerek mutluluk ta maddi refah halinden veya
bu ekilde yaanm zamanlarn hatralarn anlatmaktan ibaret de ildir. Gerek mutluluk, faziletli
aktivitelerden ibarettir; o, bir gyedir veya mkemmel bir hldir6.
Gerek mutluluk, insan mhiyetinin en stn
ksmnn aktivitesidir ve pratik olmaktan ziyade
spekltiftir, yani kontamplsyon halini alan aktivitedir; zira :
hadsi akln aktivitesidir ve bu ak l en stn
beeri fakltedir.
2-o, aktivitenin en srekli eklidir.
3-o, aktivitenin en hazl eklidir.
4-o, insann kendini tatminde ebedi bir karak
ter ta r.
Speklatif aktivitenin en stn karakteristi i
de, onun, kendi kendine yeterli idir. Zira, mesela,
adil bir kimse, adletini veya cesur bir kimse cesaretini uygulamak iin di er insanlara muhta olduu halde bilgi ve hikmet sahibi bir kimse speklsyon yapmak iin kendisinden ba kasna muhta
deildir. Hatta, bir kimse ne kadar ak ll ise kendi
kendine speklsyonlarda bulunmaa da o kadar
yetkilidir. te bu sebeple, ancak Filozoflard r ki
tam anlam ile kendi kendilerine yeterlilik iindedirler.
Hadsi akla gelince, hadsi akl n aktivitesi, en
stn aktivitedir. Zira, o, sadece, kendi kendisi iin

177

gayesidir. Hadsi ak l, kendisine has hazz tasarruf


eder ve bu haz da aktiviteyi artt rr. yle ise, hadsi
akl, insann en mekemmel mutluluudur. Haz,
mutluluun easasl eleman oldu una gre, Hikmet veya Felsefi Mlhazalar kadar haz verici hi
bir faziletli aktivite yoktur ve olamaz. Felsefe, pek
aktr ki, saf ve en msbet hazlara tasarruf etmektedir.
Hadsi akl hayat iyi bir hayattr da. Zira,
hadsi akl sahibi byle bir hayata, kendi be eri
fazileti iinde de il, fakat, kendi iinde bulunan
lahi bir elemann fazileti iinde sahib olacakt r
ve bu aktivitenin di er her hangi bir fazilet aktivitesine stnl insandaki bu lahi eleman n,
onun maddi veya kar k mhiyetine stnl ile
mtenasibtir.
u halde, insanlarn dnelerinin be er seviyyesinin ok stnde olmamas veya lmllerin
d ncelerinin lmlln ok stnde olmamas
gerekti ini sylemek budalal ktr. Zira, bir kimse
kendi iine, yani zne yerle tii derecede lmszl arayacak ve btn kudreti ile kendi ma hiyetinin
kudret ve erefe en stn k sm ile uygunluk
iinde ya amaa alacaktr.
Bir kimsenin, zellikle, kendine mahsus olan
asil' hayatn arzulamayp ta, zellikle, ba ka varlklara bal bir hayat arzulamas pek ayplanacak
bir eydir. nsanlarn her birine mahsus olan ey
de, onun iin, mahiyetinde en iyi ve en hazl olan
eydir.
yle ise, insann en iyi ve en hazl hayat, ancak, akl ile ayarlanm ve akla uygun klnm bir
178

hayattr. Zira, insan n akl, en yksek anlamda,


insann ta kendisidir. nsann mhiyeti akldr ve
akl da ilahldir. O halde akla dayanan bir hayat
lahi bir hayattr ve dolaysiyle de en mutlu bir
hayattr.7
Speklatif olmayan faziletlere gre ayarlanm bir hayat ta, ancak, ikinci derecede mutlu bir
hayattr. Zira, speklatif olmayan bir faziletin
aktivitesi be eridir ve lahi bir eleman ihtiva etmez.
Basiret, kopmayacak bir ekildde ahlaki fazilete, ahlaki fazilet te basiret'e ba l ise de ahlaki
faziletler, yine ayr lmaz bir ekilde, heyecanlarla
da birlemi olduklarndan bizim mhiyetimizin,
tabiatmzn, kark veya maddi ksm ile ilgilidirler. Bizim mahiyetimizin kar k veya maddi ksmnn faziletleri de be eri faziletlerdir, lahi fazi'etler deildir. Bundan tr, faziletlerle ayarlanm bir hayat, ancak, bu faziletlerle ayarlanm
bir mutluluk verebilir'.
Fakat, akl kullanmaktan ibaret olan mutluluk,
bu heyecanlardan ba mszdr, O, d kaynaklara
muhta ise de, ahlaki faziletlerin muhta olduklar
derecede de ildir. Fazilet, hem ahlaki bir maksad
hem de ahlaki uygulama ierir. Tam ve mkemmel bir mutluluk ise speklatif aktivitenin bir e ididir. Mesela, Allah'lar, farazi olarak pek stn
derecede mutlu ve bahtl saylan ve mutluluklarn
aktivite iine yerle tiren ve dzenleyen ahslar
saylarlar. Fakat, Allah'lar n ahlaki aksyionda bulunmay dnlemez.
Eer, Allah'larn btn hayatlar Bahtl ve Kutsal ise insanlarn hayat da, Allah'lar n sepkltif
179

aktivite hayatlar na kesin bir benzerli e sahib oldu u derecede Kutsald r, Bahtldr. Zira, Allah'lar,
canl varlklar olarak ve dolaysiyle aktiviteler izhar edici varl klar olarak kabl edilmi lerdir. u
halde, Allah'n aktivitesi de, pek stn derecde
Kutsal olmakla, speklatif bir aktivitedir. E er
byle ise, Ilahi aktiviteye son derece yakla abilecek olan be er aktivitesi de mutlulu un en son derecesi olacakt r'.
Faaliyetleri ak l tarafndan sevk ve idare edilen ve akln bilgi ile terbiye eden ve d ncenin
en rasyonel bir halinde bulunan bir kimse Allah'larn da sevgili kuludur. Allah'lar, akl seven ve
onu her eyden stn ve daha erefli sayan insanlar, bu hareketlerinden tr, Lutf ve efkatla mkafatlandrrlar.
Ite, btn bu artlar, pek tam ve mkemmel
olarak, ancak, Hakim veya Filozoflar'da bulunabilir. yle ise Hakimler veya Filozoflar, Allah'lar n
en sevgili kullardrlar ve mutlu kimseler de ancak
onlardrlar.
nsanlarn ou, sdece, d a ait eylerle hkm
verirler; bir ok insanlar n, da ait olmayan bir
eyden, yani gerek mutluluktan haberleri bile
yoktur".
Baka bir deyi le, Aristo'ya gre, hayvanlar n
ve insanlarn her ikisi iin de Haz, bir gayedir ve
Mutluluk ta bizim btn aktivitelerimizin hazza
sahib olmasndan ibarettir.
Aktiviteler e itli olduu gibi, hazlar da e itlidir ve her bir aktiviteye mahsus bir haz vard r ve
bunlarn kymetleri de onlara mnsibtir.
180

Ksaca, Haz, Hayr' n, dolaysiyle, Mutluluk'un bir parasdr.


Fakat, Gerek Mutluluk, bir mennuniyyet hissi deil, bir Var Olma hlidir. O, bir aktivitedir ve
faziletli bir aktivitedir. Zira, o, s rf kendi hatr iin
arzulan r. Bu mutluluk, balca ha yrdr ve bu yzden de en yksek fazileti ihtiva eder ki o da Kontamplsyon hlidir. Kontamplasyona ait hazlar saft r
ve sreklidir. En yksek be eri aktivite olarak o,
Allah'larn aktivitesine benzer ve gerekten o, bizim iimizde bulunan pek Otoriter bir Elemana,
yani Akl'a baldr. nsan iin hayat, akla uygun
olduu takdirde, en iyi ve en hazl dr. Zira, akl,
yukarda da dendii gibi, insann ta kendisidir. Akl,
ilhidir, dolaysiyle, akla dayanan bir hayat ta lahi
bir hayattr. Ve byle lahi bir hayat ta En Mutlu
bir hayattr. Ve byle En Mutln bir hayat ta pek az
kiilere nasibtir.
Byle bir Mutluluk ta tam ve btn bir hayata
ihtiya gsterir ki bunda bedeni ihtiyalar n memnuniyetleri de dahildir. Bundan tr Mutluluk,
ikinci mertebede de, ahlki faziletlere dayanan bir
hayattr. Zira, ahlaki faziletler, en sonda, bizim
mhiyetimizde ve mhiyetimizin grnleriyle do rudan do ruya ilgilidir. Zira, o, akl n ve irrasyonel
itihalarn bir karmdr.
Gerekte, bir ok insan n, sadece, akl ve zti
bir disiplin yolu ile iyi insan olmas na imkn yoktur ve bu gibiler daima kanunun yard mna muhtatrlar.
te bu fikir de, Aristo'nun, Politika konusuna
girii fikiridir.
181

Faziletli bir adam, kendi kendisi ile vandet


halindedir ve btn kalbi ile hep ayni eyleri, yani
iyi olan, yahut kendisine iyi grnen eyleri ister
ve daima onlar yapar. Ve o, bunlar, daima kendi
mahiyetinin entellektel ksmnn hatr iin yapar
ki bu entellektel ksm, her insann gerek benli idir. Byle bir kimse ne hazdan pek zevk al r ne de
elemden yksnr. Onun deneyine gre, bu eyler
bir iki teessf ile gei tirilecek eylerdir 12.
Yukarda da dokunuldu u gibi, insann bizzat kendisi veya gerek insan, onun, ak l ksmdr ve
aklna pek nem veren insan da faziletli bir insandr. u halde, faziletli insan, kendini seven insandr. Fakat, bu kendini sevme, onun, mal ve mlknden, parasndan, eref ve i'tibar ndan tr bir kendini sevme ve dolaysiyle ayplanan bir kendirii sevme deil, tersine, vlme e deer bir kendini sevmedir. Zira, ayplanan kendini sevmede hayat
idare eden Heyecanlard r. Fakat, vlme e deer
kendini sevmede hayat idare eden Ak ldr; ve asil
olan bir arzu bir kimsenin, sadece, ahsi faydasna
dayanan arzusundan ok ba kadr ve ok daha stndr.
Biz, kalblerini btnl ile asil ilere balayan kimseleri do rularz ve alklarz. Eer, herkes,
asil ve erefli iler yapmaa evkli olursa ve bu gibi
ilere son derece gayret ederse bu takdirde Devlet
te btn ihtiyalar n tamamlam olacak ve her
bir vatanda ta, faziletin en byk hayr oldu unu
daima gz nnde tutarak, btn hayrlar n en
byk ksmna kavu acaktr.
Sonu udur ki iyi ' bir insan kendini sevmek
zorundad r. Zira, onun asil i leri, yine kendisine
182

faydal olacaktr; fakat, bu kadarla da kalmayarak,


ayni zamanda bakalarna da hizmet etmi olacak
tr.
Fakat, kt bir kimsenin kendini seven bir
kimse olmas gerekmez. Zira, o, kt ihtiraslar
pelemesi yznden, hem kendini incitip zntye
sokacak hem de ba kalarn.
Kt bir insanda, onun yapmas gereken ey
ile yapt ey arasnda, daima bir eli me vardr.
Fakat, faziletli bir adam ) daima, yaplmas gerekeni
yapar. Zira, akl daima ona en uygun ve mnsib
olan seer; ve bundan tr de iyi bir insan, daima,
kendi akln peler.
phe yoktur ki faziletli bir insan, her zaman,
Dostlarn n ve Vatan'nn faydasna uygun hareket
eder ve hatta, gerekirse, Dostlar ve Vatan' iin
lr de. Faziletli insan, btn dnyan n kendileri
iin urap diditii para, eref ve i'tibardan ve
dier btn hayrlardan yz evirmeli ve kendisine,
sdece, Aslet ve Necbet'i mnsib grp bunu
korumaldr. Faziletli insan, uzun bir zaman srecek hafif hazlardan ziyade, k sa bir zaman alan
iddetli ve hararetli hazlardan ho lanmal ; ve bir
ok y llar nemsiz bir ki i olarak ya amaktansa, bir
yl kadar ksa da olsa, Asil ve Necib bir ki i olarak
yaamal ; ve bir ok nemsiz i ler yapmaktan ziyade Aslet ve Gurur verici tek bir i yapmaldr. Kendi
hayatn bakalar iin harcayan bir kimse, kendi
ad na, pek byk bir Aslet'i semi olur. Byle bir
insan kendi dostlarn zengin ve varl kl klima yolunda, btn yarn younu memnuniyetle fed edecektir. Zira, dostlar ondan u bu veya para aldklarn183

da o da Aslet kazanacak, dolay siyle, kendisine


undan bundan veya paradan daha byk bir hayr
salam olacakt r.
Yksek Devlet Makamlar ve Siyasal eref ve
Ikbal asndan da durum aynidir. Faziletli bir
insan, btn bunlardan dostlar uruna vaz geen,
fakat, bu vaz gei i Aslet ve vgye ayan grp
sayan insand r.
te, byle bir insana faziletli insan demek kadar doru ve akllca bir sz olamaz. nk, o,
Aslet'i her eye stn tutacakt r.
Ksaca, bir insan yalnz kendine ait para, mal,
mlk ve eref ve hazlar gibi eyleri sever ve mmkn
olduu kadar yaln z bunlar arttrmaa alrsa
byle bir insan kendisini seven bir insand r ama,
bu insan, kendini bu ekilde sevmesinden tr de
ayplanmaa mstahak bir insand r. Fakat, bir insan, kendini, kendisinin stn k sm ile, yani aklndan tr ve akln da onu en stn derecede bilgili
kldndan tr sevecek olursa ve bununla nrse byle bir insan da ve bu trl sevgi de vlme e
deer bir insan ve sevgidir. te, iyi bir insan n kendini, ancak, bu anlamda sevmesi gerekir ve onun bu
ekildeki Nefs Sevgisi de daima Asil i lere vesile olmaldr".
Hayat, aa hayvanlarda, sadece, sansasyondan; fakat, insanlarda sansasyon ve ak ldan ibarettir. Ancak, hayat, pek ok insanlarda da, ne yaz k,
ki, sadece Sansasyondan, ve pek az insanlarda Ak ldan ibarettir.
Hayat, kendili inde, iyidir ve hazldr. Zira,
hayat, iyinin mhiyeti olan belirli ve ll olan
184

tasarruf eder. Fakat, tabii olarak iyi olan bir ey


faziletli kimse iin de iyidir. Tabii bir hayr olarak,
hayat, herkes iin haz vericidir, ho tur. Ancak,
hayattan haz verici olarak sz etmemizle biz kt
bir insann hayatn, yahut kopuk bir hayat veyabut ac bir hayat kasd etmiyoruz. Zira, byle bir
hayat belirsiz bir hayatt r ve byle bir hayat n artlar da byledir.
Ksaca, hayat, kendili inden (biztihi) iyidir
ve haz vericidir ve bundan tr de insanlar tarafndan ve zellikle faziletli ve bahtl kimseler tarafndan arzulanmaktad r.
Varlk, bizim idrkimizden ve anlay mzdan
ibarettir ve hayat n idrki veya anla lmas kendi
kendiliinde bir hazdr. Zira, hayat, yukar da da
dokunulduu gibi, tabii olarak iyidir ,ve bir kimsenin iyi bir eyi alglamas haz verici bir eydir.
Varlk, kendi ba na iyi bir ey olduundan,
herkes, her eyden nce, kendi varl n ister. Fakat, kendi varln isteyen bir insan, kendi varl n
tamamlayacak olan di er insanlar n ve zellikle
arkada larnn da varln ister. Bundan tr, insan ne kadar mutlu olursa olsun, yine de gerek
dostlara muhtat r' 4 .
Elernler, aclar, dostlar n sevgisi ile hafifler.
Bundan tr, bizim, zellikle, felketli ve ac gnlerimizde dostlara ihtiyac mz vardr. Ancak, dostlarmz, ferahn oldu u kadar acnn da kayna
olabilirler s
Ksaca, me hur szdr:
"yi hayat, iyi insanlardan ren!"".
nsan, faziletli ve iyi bir insan olabilmek ve iyi
185

bir hayat yaayabilmek iin, zellikle, eyi arzulamal ve eyden de ka nmaldr.


Arzulanacak eyler unlardr:
eref ve Aslet.
2- Gzel huylar ve i ler.
3 Haz veren gzel eyler.
Kanlacak eyler de unlardr:
Ayplanacak eyler.
2- ncitecek eyler.
3 Ac verecek eyler.
yi bir insan bu alt ey hususunda Tam Orta'da, doru yolda olan insandr, fakat, zellikle, Haz
hususunda Tam Orta'da ve do ru yolda olan insandr. Zira, Haz, eref ve Gzel I ler elemandr.
Hazlar, bizi Adi i ler yapmaa srkler ; Aci
da bizi erefli ve Asil i ler yapmaktan al kor.
Haz, yalnz insanlarda de il, aa hayvanlarda
da vardr ve arzu konusu olan her eyde Haz vardr.
Hazlarla Elem ve Ac lar iyi idare etmek, iyi
insan olmakt r; kt idare etmek te kt insan olmaktr'''.
imdi, znt ve Giderilmesi konusunda Frabi
ve Ihvnussaf'nn pek te zel gr leri bulunmamakla, biz, burada, zellikle, zntnn, insan ne
derece mutsuz k ld ve gerekte ise ne kadar yersiz
ve bo oldu u hakkndaki fikirleriyle dnyaya nam
salm olan Eski Yunan'n byk bir Ahlk Filozofundan, Epiktet'ten ksaca sz etmek ve Kitab mz,
onun, bu yoldaki belli bal fikirleriyle bitirmek
istiyoruz.
186

Epiktet'te znt ve ilfc


Aslnda zad edilmi bir kle olan ve Miladn
birinci yz ylnda (6o o) yaam bulunan Epiktet (Epictetus), Eski Yunan' n Stoik Felsefesinin
en karakteristik bir simas olup (Suhbetler)ini ve
(Nasihatlar) n ihtiva eden iki ahlak kitab ile n
salmtr.
Epiktet'in, rencisi Flavius Arrianus taraf ndan kaleme al nan, bu iki ahlak kitabndaki en belli
bal fikirlerini, ya oldu u gibi, ya da ksmen, yahut
ta zetleyip k saltarak aaya aldk ve onlar kendi tensibimize gre sraladk :
Epiktet, Suhbetler'inin birinde

yle diyor:

Allah, insanlar akllarna uygun olarak ya amak ve mutlu olmak iin yaratm tr. Bu gaye iin
de insanlara bir ok gder ve kaynaklar bah etmitir. u kadar ki bu kaynaklar n bazlar (ve mesela: hriyyet, itmi'nan casaret, sebt ve hatta adalet
ve kanun, nefs muhasebesi gibi eyler") insanlarn
iradeleri ve fiilleri dahilindedir. Fakat, baz lar da
insanlar n iradelerinin ve fiillerinin d nda ve stndedir (Bu sebepten, biz, Allah'n iradesine- boyun
emeli; irdemiz ve kudretimiz dahilinde olan eylere sk sk sarlmal, fakat, irdemizin dnda olan
eylere de hkm etme e kalkmamalryz ; dnya
dzenini deitirme hevesine kap lmamallyz").
Eer, insanlar, bu mutlu olma oayesini ele geiremiyorlarsa, bu, ancak, onlar n kendi hatalar ndan trdr.
Mesela, insan, daima beraber ya ayp sevitii kimselerin lp giderek birer birer yan ndan
187

ayrldklarn grdnde dnmeye ve a layp


szlamaa balar ki byle bir hareket ak l kar deildir. Zira, var olan bir eyin yok olmamas n istemek insann irdesinin dndadr. u halde, insan n
sevdi i eylerin yok olup gitmesine veya lp gitmesine zlmek kadar bo bir ey olamaz" 20.
Epiktet, (Nasihatlar) na da aadaki ekilde
balamakta ve d ncelerini pek veciz bir surette
ifde etmektedir:
Kinatta mevcut eylerin bazlar bizim
irde ve kudretimiz dahilindedir, fakat, baz lar da
deildir. Kudretimiz dahilinde olan eyler, fikirlerimiz, tem aylle imiz, arzularmz, nefretlerimiz, yani ksaca, btn bizzat yapt klarmzdr. Kudretimiz
ve irclemiz dnda olan eyler de vcud, servet,
hret, makam gibi eyler, yani ksaca bizim kudretimizin ve fiillerimizin d nda olan eylerdir.
Eer sen, sana ba l olmayan eylerin sana
bal olduklarn sanrsan ve onlar ele geirmek
istersen bir takm engellerle elin kolun balanacak,
akln karmakark olacak, kederlere ve zntlere
boulacak ve btn bunlardan da Allah'lar ve insanlar sulu tutacaks n, Fakat, sen, her eyin sana
bal ve senin elinde olmadn bilir de bu eyleri
ele geirme pe inde komaz ve yalnz sana bal
olan eylerle yetinirsen o zaman da sen, sana ba l
olmayan eyler hakknda hi kimseyi sorumlu tutmayacak ve kendi irdenin ve kudretinin d na
kmayacaks n..Ve o zaman da hi bir ey, hi bir
kimse seni zmeyecek, sen de hi bir eye ve hi
bir kimseye d man olmayacaks n. nk, art k,
sen, znt denen eyden tamamiyle kurtulmu
olacaksn.
188

2- isteini ele geirmeyen ki i bahtsz bir kiidir ve arzularndan ve isteklerinden kap kurtulamayan kii tamamiyle muztarib, zntye bo ulmu bir kiidir.
Eer sen, hastal ktan, fkaralktan veya lmden kap kurtulmak istersen, ac ekecek, pek perian olacaksn.
Emellerinin gereklemesinin engellenmemesini
istiyorsan-ki bu pek mmkndr-ancak, irden
altnda bulunan eylere emel bakla!
3- Alelde eylerin stnde olup seni e lendiren, sana haz veren eylerin, gerekte ne olduklarn daima d n! Eer bir toprak desti seviyorsan, kendi kendine de ki: "Benim sevdi im, topraktan yaplm bir destiden baka deildir"; ancak bu
sebepledir ki o krld vakit huzursuz olup zlmezsin. ocu unu veya kar n muhabbetle pb
sevdiinde, kendi kendine de ki: "Benim pb sevdiklerim fni insanlardan ba ka birer ey deillerdir";
nk bu fikir zihnine yerle irse, lm onlar yok
etti i zaman ma'nevi ac lara boulup kahr olmaz
sn!
21- Her gnden her gne, her eyden nce,
gzlerini lmden ve Vatan'dan srlmekten ve
btn kt grnen eylerden ayrma! Fakat, bunlarn en kts lmdr. Bundan tr, sen, d ncelerini aa ve baya olan ey zerine asla kuramazs n ve asla, lnn stnde, her hangi bir ey
isteyemezsin!
4- ocuklarnn, karnn, dostlarnn daima
yaamalarn ve lwmelerini istmek delilikten ba ka
bir ey deildir. nk, bu, senin kudretinde ol189

mayan bir eyi kudretinin iine almak, sana ait olmayan kendine balamak, arzusunda bulunmak
demektir.
- Hi bir ey hakknda, asla: "Ben onu kaybettim" demeyin; ancak: "Ben onu geri verdim"
deyin. ocu unmu ld, o, geri verilmitir. Karn
m ld, o, geri verilmi tir. Servet ve devletin mi
elinden alnmtr, bu da bir geri verilme de ilmidir ?
Bunlar kim mi geri almtr? Onlar sana veren! Bundan tr, onun sana bir ey verdi i mddete, o eye iyi bak, iyi davran; fakat, o eyin bizzat senin oldu unu sanma! O, eyi, ocuklarn,
karn ve dostlarn, gelip geici otel yolcular olarak telkki et ve onlara ylece muamele et!
14- Hr olmak isteyen, hi bir eye istek beslememeli; yahut, ba kalarna bal eylerden saknp kanmaldr. Eer byle yapmazsa, bir esir
olarak tutuklan r.
28- Eer birisi senin vcudunu rastgele birine
teslim etseydi, derhl, nefretle isyan ederdin!.. Hlbuki, sen, ruhunu rastgele una buna teslim ediyorsun; o, daima huzurda olmak gerekirken d taki
maddi eyann en ufak bir etkisi ile ac duyuyorun. Bu hlinden utanmazm sn?
44- Ben senden daha zenginim, bundan tr,
ben senden stnm veya ben senden daha iyi konuuyorum, bundan tr, ben senden stnm,
demek, akl iin mantkszlktr. Akl iin mantld
olan: Ben senden daha zenginim bundan, tr,
benim varlm seninkinden stndr veya ben
senden daha iyi konuuyorum, bundan tr de
190

benim szlerim seninkinden daha stndr, demektir.


5nsanlarn kafalar n ve ruhlarn mahv ve
perian eden maddi vak alar deil, fakat, insanlar n
o valualar hakkndaki dnce ve kararlardr. Mesela, Sokrat'a gre, lm, korkulacak bir ey de ildir. Hayr, yle deil! Geri, lm, korkulacak bir
ey deildir ama, insan n, lm, korkulacak bir
ey olarak dnmesi ve byle hkm etmesi gerekten korkulacak eydir. Bundan tr, her hangi
bir hususta engellendi imiz veya altst edildi imiz
yahut ta ac lara bo uldu umuz zaman suu bakalarna yklemeyelim; onu, sadece, kendimizde, kendi d ncelerimizde ve hkmlerimizde grelim.
Bir kimsenin kendi tali'sizli i yznden bakalarn
suclamas, onun, retim ve e itimden yoksun olduunun balca almetidir; suu kendinde grmesi,
o kimsenin retim ve eitim grmekte oldu unun
almetidir; bu kimsenin kendini de ba kalarn da
sulu grmemesi de onun retim ve e itimini tamamlayarak kemle geldi ini gsterir.
3o Sen riz gstermedike kimse seni incitemez. Sen, ancak, incitilmi olduunu dnd ri
zaman incitilmi oabiirsin.
34 Arzuladnz hazlar kar snda daima u
iki noktay dnn:
O haz, sizi ne kadar mddet avutabilecektir?
2 Daha sonra siz, ne kadar mddet pi manlk
duyacaksnz ve kendinizi svp sayacaks nz?
6 Sahib olduunuz iyi hayvanlarla veya e yalarla gururlan p bbrlenmeyiniz. Zira, bu gibi
191

eyler, bizzat size ait eyler deildirler. nsanlar,


ancak, bizzat kendilerinin olan iyilikler ve gzelliklerle nmelidirler.
24 yi olmayan baz eyleri belki kazan rm
diye, e er, sen beni bizzat benim olan iyi eyleri
elimden karmaa aryorsan, bak, sen, ne kadar kt ve budala bir insans n! Sen, gerekten,
hangi eyi stn tutuyorsun? Paray m yoksa vefkr ve nmuslu arkada m ? O halde, bana, daha
ziyade bu iyi nitelikleri korumak iin yardm et ve
benden bu iyi eyleri elden kartacak i lerde bulunacam' asla umm al..
19 Eer, iyi'nin realitesi bizzat bizim kendi
kudretimiz dahilinde bulunuyorsa, k skanlk ve
hased, pek anlams z bir ey olur. Ve siz ne bir Vl'i
veya ne bir Senatr, fakat, hr olmak isteyebilirsiniz; ve hriyyete de ancak bir tek yol vard r; o da,
kudretimiz dahilinde olmayan eye zenmemek.
42 Bir kimse iin iyi ve kt, senin iin iyi ve
kt olan deil, ancak, kendisi iin iyi ve kt grnendir. Ve herkes, kendi gr ne gre hareket
eder.
31 Sen, iyilik ve ktlk kavram n, ancak,
senin kudretinin dahilinde olan eylere uygulayabilirsin, fakat, kudretinin dnda ve stnde olan
eylere deil! Bundan tr, ocu unu veya karn
kaybetti inde Allah'lara skp saymal...Zira, bizim
kontrolmz dahilinde olmayan vak'alar, ne iyi ve
ne de kt olabilirler.
53 Kim doru ve hakl olarak zorunlulukla
uygnluk iinde olursa il'alt eyler hususunda, biz
o kimseyi Akll ve Bilgili bir kimse sayar z.

192

Pek a'l! Crito, e er bu, Allah'n irdesi ise,


yle olsun!
Anytus ve Meletus beni ldrme gcne sahiptirler; fakat, bana asla, zarar vermezler!
17 Unutmayn ki sizler, bir oyundaki Aktrler gibisiniz ve bu oyunun nas l oynanaca n oyunu
yazan seer: e er o, oyunu ksa srdrmek isterse,
oyun ksa olur; e er, uzun srdrmek isterse, oyun
uzun olur. E er, o, sizi fakir bir adam karakterinde
ve rolnde oynatmak isterse, siz, bu rolnz btn
gcnzle oynamak zorundas nzdr. Size verilecek
dier her hangi baka bir rol de, yine, btn gcnzle oynamak zorundas nzdr. Zira, sizin greviniz size verilmi olan karakteri ve-rol oynamak,
ve iyi ekilde oynamaktr; oyunun tertib ve dzeni
ise Bakalarna aittir.
Epiktet, yine yle demektedir:
2 9- Bir i e balamadan nce o i te ilk olarak
yaplmas gereken eylerle onlardan sonra s ra ile
yaplmas gereken eylerin neler olduunu iyice
dn ve o ie ondan sonra bala ki sonunda piman olmayas n!
Ancak, yapabilece in bir ie giri ve ona btn
ruhunla balan ki ba arasn !...
37 Gcnn stnde bir ey yapmaa kalkrsan, sen, kendini, sdece bundan tr rezil etmekle
kalmaz, fakat, tam bir ba ar ile yapabilecein
eyden de haberin olmaz!...
35 Bir eyin muhakkak yaplmas gerektiine
kesin karar verdi iniz eyi yapn. Eer, yaptnz
yanl ise, onu bir daha hi yapmayn. Fakat, e er,
yaptnz i doru ise, yanl yere ele tirenlerden
ne diye korkacaks nz?....

193

39 Herkesin bedeni, kendisinin zellikleri ve


niteliklerinin bir lsdr; nas l ki herkesin aya ,
pabucunun lsdr. Bir kere ly a tnzm ,
artk, bir daha kendinizi kurtaramazs nz!.
33 Bedenin bir ok haz verici eye ihtiyac
vardr ama, zellikle, ayya lktan, ve dnza ait
gsteri ten sakmmz !...
Sen kendini nefs hazlarma pek kapt rna ve
ahlaki ve kanuni yoldan ama! Fakat, kendilerini
nefs hazlarna kaptranlar da ayplama a ve horlamaa kalkma;' ve hep kendi iffetinden ve ismetinden dem vurmal.. Birisi, senin de baz ktlklerinden sz ederse, yalanlayp hemen kendini savunma a kalkmal...
41 zellikle maddi bedene nem vermek,
budala bir kafaya i arettir. Yemek, imek... gibi
bedene ait i lemler det gere i yaplagelmekte olan
ilemlerdir; siz, btn dikkat ve neminizi ruhunuza vermelisiniz!...
48 Cahil kimselerin pozisyonlar ve kerakterleri udur: onlar, fayda ve zarar a sndan asla kendilerine de il, kendilerinin d ndaki Meme nem
verirler. Filozoflar n pozisyonlar ve karakterleri ise,
fayda ve zarar a sndan, daima bizzat kendilerine
dikkat etmeleri ve nem vermeleridir.
51 Ruhunu, akln, bilgi ve kel-nal sahibi bir
kimse olarak yaamak zaman gemeden geli tir
ve sana en gzel grnen btn di er eyleri, snrn
amaa gcn yetmeyecek bir kanun olarak gr!..
Sokrat, kemali, grp tan d btn eyler
arasnda, sadece, akl n dinlenmekle elde etti.
194

33 Yksek sesle konu malardan, gl melerden veya herhangi bir ekilde grlt karmaktan
sak nnz ki komularnzn sayg ve sevgilerini kaybetmiyesiniz !...
26 Kom una da kendin gibi davranmal sn...
Kendi ailemizden olmayan birinin ocu u veya
kars ldnde "Bu insan n kaderidir, herkesin
bana gelecektir" der geeriz. Ama bizim kendi
ailemizden biri ldnde: "Allah'm bu ne ztrab !.
Yandm!. Mahv oldum !.." diye feryad ederiz. Fakat, bakalarnn bu gibi feryadlar karsndaki
duygularmz ve tavr mz asla unutmamal yz !.
33 Yabanclarn ve halkn ziyafetlerine gitmekten ekinin!. Gitmek zorunda kal rsanz, sinirlerinize hkim olup bir hata etmekten sak nn l.
33 Hounuza gitmeyen olaylar ve szler karsnda a znz bozup sp saymaa balamay n!
Kzgnlnz ve krgnlnz skt ederek, utan
gstererek yahut ta ka atarak belli edin !.
33 Olur olmaz yere yemin etmekten ve her
zaman yemin etmekten sak n!.
33 Konumalarnda, hep, kendi yapt klarndan ve mceralar ndan sz etme ! Zira, senin zevk
duyduun hatralarn dinlemek, bakalarnn hi
te houna gitmeyebilir.
33 ok glme; ve ok eye glme; ve luzm
etmedike glme !.
33 ou zaman sus, ve zellikle, yabanc lar
arasnda sus; e er konuursan, sdece, nemli olan
eyi syle ve sdece bir iki kelime ile syle. Ko195

nu, fakat, az konu , z konu ; zellikle, insanlar


ktlemekten veya vmekten ya da onlar aras nda
karlatrmalar yapmaktan ekin!.
48 Bir kimsenin kendini yeti tirdiinin iaretleri unlardr: kimseyi ktlememek; kimseyi vmemek; kimseden ikayet etmemek; kimseyi sulamamak; bir bakasndan sz ediyormu gibi veya
bilgilik taslamak iin, kendinden asla sz etmemek
ve bu gibi eyler kendisine yap ldnda da btn
bunlara glp gemektir.
52 Yalan syleme!
Yalan sylemenin byk bir hata, byk bir
yanl olduunu bir ok mant ld delillerle spatlayabiliriz.
Doru'yu veya Yanl ' da bize, ancak, Felsefe
retin
Ve yine Epiktet, zellikle yle diyor:
8 Olaylarn, senin arzuna uygun olarak meydana gelmesini bekleme; olaylar olduklar gibi
kabl et ve huz'ra kavu !
o Gzel eylerden ve gzel insanlardan memnun ol ve haz duy; ac lara dayan; rezilliklere sabr
et!
4o yi bilmeliyiz ki btn ac larmz, Namuslu ve erefli bir hayat a sndan baka, hi bir suretle sze de mezler!'"'

196

SONU
bn Miskeveyh'in Ahlak Sistemi, btn faziletleri kendinde toplam ve btn rezilliklerden s yrlm , yani duyular dnyas ndan tamamiyle tasfiye
edilmi bir ruha dayandrlm bir Ahlak Sistemidir.
Ahlakm, ancak dnyadan ve dnyaya ait eylerden
tamamiyle tasfiye edilmi bir ruhta bizzat mevcut olaca dncesiyledirki o, ruha byk bir kymet vermi
ve onu Ezdi ve Edebi Faziletler Hazinesi saym tr.
bn Miskeveyh'in ruh hakkndaki fikirleri kendisinin ma'nevi hocalar olan Sokrat'ta, Eflatun'da
ve Aristo'da da aynen grlmektedir. nk, Yunan
Felsefesinin ana prensipleri islam Rasyonel Felsefesinin tercme kprs arac ile ark'a gemi tir.
bn Miskeveyh'e gre, ancak Tasfiye ile geli ip
gzelleen insan ruhudur ki Allah'a yakla abilir,
onu anlayabilir. Byle bir ruhtan meydana kacak
fiiller de btn ktlklerden s yrlm ve btn irkinliklerden arrnmtr ve bu fiiller, art k, Allah'n
fiilleri gibidir.
bn Miskevehy, ahlk, ezdi ve edebi ruhun
kendinden ayrlmaz bir sfat saymakta ve bundan
tr de ahlaki btn ilimlerin ba na geirmektedir. Ona gre, gere e ulamak iin, yukar da da
iaret etti imiz gibi, nce ruhumuzu tasfiye etmeli
ve ancak ondan sonra akla sar lp gerek yolunda
197

yrmeliyiz. Ruh tasfiyesi, ilim ve gerek iin art


olduu gibi fiillerimiz ve hareketlerimiz iin de arttr. Zira, kutsal, pk, btn irkinlikerden ar nm
bir cevher olan ruhtan meydana kacak fillerin ve
hareketlerin de bu evherin mhiyetine uygun olmas gereklidir. te, bunun iin de yine ruhu tasfiye
edece iz ve btn rezilliklerden s yrlp btn faziletleri elde edece iz. O derecede ki iyi ve gzel ahlak,
btn kudreti ile, bizde bir tabiat hkmn alacak ve
bu suretle de fiillerimiz ve hareketlerimiz kutsal ve
pk olan ruh cevherimize uygun olacakt r.
Biz byle iyi ve gzel bir ahlka maik oldu umuz
derecede de gere e, Allah'a varm ve (Tam Mutluluk) a ermi olacaz. nk, Allah ta byledir.
Allah'n ahlak da btn irkinliklerden ar nm ve
btn faziletleri kendinde toplam bir ahlakt r.
Bu gr ile bn Miskeveyh, hocas Faribi'nin:
"Ilim nce, Ahlak sonrad r; Ahlak, lme baldr".
szn kabl etmedi i aktr. Fakat, ruhu tasfiye
meselesinde, onun, Tsavvufi Ablak'a meyl etti i de
grlmektedir. Yine bu noktada, Nefs Tasfiyesi esasna dayanan ve i rakilerin (Mk efe) dedikleri ve
Allah'a, yani (Nurlarn Nuru)na varmak iin bulduklar bir yol ile de bn Miskeveyh aras nda bir
beraberlik bulundu unu syliyebiliriz. Ancak, bn
Miskeveyh, etkisi alt nda kald bu grlerden de
tamamiyle ayr bir ahlak gr ne sahibtir.
bn Miskeveyh'in ahlak gr , bir ok Garb
Ahlaklarndan da ayrdr. Onun ahlak gr,
mesela, Kant' n (Vazife Ahlaki.) gr nden; Descartes' n (Teolojik Ahlak) gr nden; Leibnitz'in,
Spinoza'nn, Malbranche' n akla dayal (Metafizik
Ahlak) gr lerinden; Stuart Mill'in (Faydac Ah198

lk) grnden; Durkheim' n ve Okulunun (Sosyolojik Ahlak) grnden de ayr dr.


Tekrar edelim ki bn Miskeveyh'e gre insani
ruh, Allah'tan bir par ltdr ve ahlak ta kutsal, pk
ve btn irkinliklerden ar nm olan bu ruh cevherinin tabii bir haslatdr. u kadar ki ruh, vcud
dediimiz maddi ve snrl bir beden ierisinde bulunmak ve o bedenin hisleriyle hislenmi olmak bakmndan, insandan, iyi ve gzel ahlka kar t olan
bir ok fiiller ve harketler de meydana gelmektedir.
Bu durumda asli karakterinden ayr lan (Nefs) imizi
aslna, yani iyi ve gzel ahlaka yneltmek yolunda
(Nefs Tasfiyesi)ni bir vas ta olarak kullanacak ve
bedene ait fiillerimizden en yksek d ncelerimize
kadar btn varl mz o kutsal ve pk cevherin
gerektirdi ine gre haz rlam olacaz; yani, her
eyimizde ahlakl olacaz.
te, bunun iindir ki ahlak pasaportunu hiz
olmayan hi bir fikir ve fiil, bn Miskeveyh'in ilim
ve cemiyet snrlar iine asla giremez. Bir cmle ile
deyimlemek gerekirse, bn Miskeveyn, tam bir
Moralist'tir diyece iz.
Ksaca :

Aristo'ya, gre, bilgi, birinci planda; pratik hayat, ikinci planda yer alr; yani, lim nce Ahlak sonra
ge dr. Ancak, faziletleri elde etmek hususunda, gerekirse, Nefs Tasfiyesine de ba vurulabilir.
Farabi'ye gre de lim nce Ahlak sonrad r;
pratik, teoriye ba ldr. Akl, tek bana iyiyi ve
kty ayrd edebilme gcndedir. Fakat, bununla
beraber, akl, gere i, Allah' hi bir zaman kavra199

yamaz. Allah' kavramak, ancak, Ak ve stirak


ile mmkndr ve bunun iin de (Nefs Tasfiyesi)
arttr. u var ki Farabi'deki bu Tasavvufi gr ,
sistematik de ildir, ancak, ruhsal bir hlettir.
ihvanussafa'ya gre ise Ahlak nce, lim sonra
gelir; ilim, ahlaka baldr. hvanussafa'n n ahlaki= esas (Nefs Tasfiyesi)dir. Fakat, onlar: "Ahlak n
esas (Nefs Tasfiyesi)dir" derken, metod olarak,
(Tasavvuf)a dayan yorlar; ve, "Ahlak, ma'kl olarak tabii dzene gre ya am aktr" derken de (Rasyonel Sistem)i kabl etmi oluyorlar.
bn Miskeveyh'e gelince, o da, ihvanussafa
gibi Ahlaki. limden stn tutar ve birinci plana alar;
ve yine ihvanussafa gibi, ayni suretle, (Nefs Tasfiyesi)ni ahlak iin art koar. Fakat, bn Miskeveyh'te (Nefs Tasfiyesi), Ahlak n esas deildir; o, Ahlak
iin, sadace, bir vas tadr.
u halde, bn Miskeveyh:
Ahlak nce, lim sonrad r, demekle Aristo
ve Farabi'den,
(Nefs Tasfiyesi), Abi:akn esas deil, ahlak
iin, ancak, bir vastadir demekle; ve, Ahlak, ma'kl
olarak tabii dzene gre ya amaktan ibarettir dememekle de ihvanussafa'dan da ayr lmaktadr.
2-

200

BIR MLAHAZA
lmi, Ahlktan stn grenlerle Ahlaki limden
stn grenler aras ndaki eki mede, birer adan,
her iki gr e de hak vermenin yerinde olaca kanaatndayz. nk :
Ilim, Ahlaktan ncedir hkm, u noktadan
dorudur: insan, her eyden nce, ruhunun ne olduunu ilim yolu ile anlamak ve ondan sonra ruha
ve mizaca ait ahlakn neler oldu unu bilmek zorundadr. Byle bir bilgi de elbette, ahlaktan ve ahlak
zerine hareketten ncedir.
Ahlak, ilimden ncedir hkm de u noktadan
dorudur: ahlak, bir bak ma, mizacl ve rulddir ;
buna ilimimiz ili kin olsun veya olmasn o, bizim
mizacmzda ve ruhumuzda do utan, yani ftri
olarak mevcuttur ve bir bilgili ki ide naslsa bir childe de ylece mevcuttur.
yle de diyelim :
Ahlaki., biri cibill ve ftri, dieri de sonradan
kazanlm olmak zre ikiye ay rmak mmkndr.
nsanlar, doulariyle birlikte, tabiatlan gere i,
baz huylara sahiptirler. Mesela, baz insanlar u
mizata, baz insanlar da ba ka mizatadrlar ve
her mizca mahsus bir l uy vardr. te, bu do u
as ndan olan ahlak, ilimden ncedir. Sonradan elde
201

edilen ahlka gelince, bu da, cemiyyet iindeki fiillerimizi ve hareketierimizi beSrleyen ahlakt r ve bu
ahlak bir ilme gre meydana gelir. te, bu adan
da bu sonradan kazan lm olan ahlak, ilimden sonradr. nk, bir ocuk ahlaki ilimden tamamiyle
yoksundur. Onun, iyi veya kt harekette bulunabilmesi iin, her eyden nce, iyinin ve ktnn ne
oldu unu bilmesi zorunludur ve bu da byle olmaktadr.
Biz, imdi, esas meseleye gelerek diyelim ki:
Ahlakl olmak, yani bilerek ahlakl olmak, pek
kolay bir i de ildir ve herkesin ba arabilee i bir is
deildir. nk- bu i , insann, imani ahlakl yapacak
olan Akl' ile insan daima ahlakszl a gtrc
olan Emmare Nefs'i, yani Hayvni Nefsi, yani hep
ehvetlere Ynelik Nefsi; Dini bir deyi le, eytan' ,
arasnda amans z bir sava iidir. Bu sava alan da,
her eyden nce, insan n bizzat kendi bedeni ve
ruhu olan d r.
Gzel ve Mutlu bir hayat geirebilmek iin, insann, Akln, Emmre N efsine hakim k lmas , ve hi deilse, Akl' ile Emmare Nefs'ini uyu turmas, yani bunlar daima dengede bulundurmas ; bu denge dolaysiyle de bir takm faziletlerle fazilenenmesi; ak lca bir
takm yksek bilgilere de sahib olmas ; ve daha ileri
giderek, bu yksek bilgileri de a arak kendisinin
yeryznde her bakmdan Halifesi bulundu u Tanr
bilgisi ile bilgilenmesi ve dolay siyle, ruhsal faziletleri
de aarak lahi sfatlarla da s fatlanmas zorunludur.
Artk, bu durum,Tasavvufi dil ile, Allah' n Ahlaki ile
Ahlklanmak durumudur. nsan iin biricik kurtulu
yolu, ite, bu duruma gelmektir. Dnyas nda kurtulua eren hiretini de kazanm demektir. Nitekim
202

Peygamberimiz de: "Dnya, Ahiretin Tarlas dt"


buyurmu tur.
Allah'n ahlk, varlktaki hi bir eyin kendine
has ahlkna benzemez. Zira, O'nda kendine has
ayrcalk yoktur; nk, btn varl kta yalnz O
vardr; varl k, yalnz O'dur. O, her mevki ve mevzi'deki mevcuda ve o mevcudun isti'dat ve kabiliyetine
gre tezahr eder. Binbir ekle girer, fakat, hi bir
ekil ile ekillenmez. Binbir renge girer, fakat, hi
bir renk ile renklenmez. Zira, O'nun ahlk , btnl ile btn bir hayat n ahlakdr. Her ey, kendi
mevcudiyetinin, fakat, O, her mevcudun hkmn
icra eder. Bunun hikmetle dolu tecellheri de, zellikle, insanda aka grlr.
Bu gere i kavrayan insan n akl, artk, nurlar
saan bir gne gibidir. Byle bir insan, art k, sadece,
grlenlerin ne oldu unu bilmekle kalmaz, grnmeyenleri de ke f eder; btn bilinmeyenler bilinir olur. Bu mertebeye varan insan n Emtnre N efs'i de,
Dini ve Tasavvuff bir deyiyle, art k, Levvme,
Mlheme, Mutmainne, Rdiye, Mardiye derecelerinden geerek Kmile mertebesine, yani kendi Zt' na kavumutur. Nitekim Kur'anda da (Emmare
Nefs; nsan Bedeni; Beden ile Ruh; nsan Ruhu;
Canl ve Cansz her eyin Zt Kalb; Cins) gibi eitli anlamlara gelen Nefs'in bir ve Ba lca Anlam da
(Allah'n Zat)d r ki bu mertebeye varan Nefs te tekrar
Halk' ird grevi ile grevlendirilir. Bu mertebeye varan insan n Bilgisi de Ahlaki da Mutlak olmu, dolaysiyle, birbiri iine girmitir. Bu durumda
Ak l ve Nefs, Ruh ve Beden ikili i ortadan kalkm, insan da, art k, lahi olan Asln bulmutur.
203

te, gerek insan iin Huzr ve Mutluluk, bu


Mutlak hari elde etmede ve birlikte ya ad dier
insanlar da, onlar bedeni ve ruhsal kemallerine ykselterek, derecelerine gre, bu Ebedi Mutlulu a
kavu turmadad r.
.

Biz de, Hakikat Ehi iin dnya hayatndan gaye:


Kainat ve onun Efendisi olan insan gerek lahi
mhiyeti ile bilmek; hayat her eyi ile olduu gibi
kabullenmek; ve fakat, durmadan da onu iyiye gtrmek iin elden gelen abay gstermek ve bu suretle
Mutlu olmaktr;

204

Giri, Ek Notlar
Resil-i Ihvnussaf; cilt: ; Ahlkn eitli olmas sebepleri
risalesi.
2 Ihvnussaf bu ekildeki ilimler s nflamas ile Aristo'dan
ayrlmlar Auguste Comte ve Herbert Spencer gibi Garb Filozoflarna da nderlik etmi lerdir.
3 Baslan Risaleler her ne kadar (52) ise de Risalelerin drdnc blmnn son risalesinde (51) risaleden sz edilmektedir.
4 Resil
san'atlar risalesi.

; Cilt ; Ilimlere ait san'atlar risalesi ve Amell

5 Bu snflama (Ameli San'atlar) risalesinde gsterilmi tir.


Bk. Resil
; cilt: t.
6 ihvnussaf felsefi ilimleri tansifte basitten mrekkebe do ru
gitmekle Orta a ilim snflamasn geride b rakmlardr ki bu, ilim
alannda byk bir yeniliktir.
7 Bu risaleler iin bk. Resil

; cilt: .

8 Bu risaleler iin bk. Resil

; cilt. 2,3.

9 Bu risaleler iin bk. Resil


o Bu risaleler iin bk. Resil

; cilt: 3.
; cilt: 3,4.

hvnussafn n (5 ) risalesi ilk defa drt cilt olarak Hindistan'da


ve sonra Msr'da ve sonra da Beyrut'ta bas ld. Bunlardan (Risalet
al-Cmia), Cemil Salib'n n incelemesinden geti ve am'da basld. Arif Tamir de (Cmiat'ul-Cmia) ad ile Beyrut'ta 1959 ylnda bir risale yay nlad. Bu risale btn risalelerin fihristi ve zeti
olup bunlarn toplam da (52) ye varmaktad r.
Ihvnussaf iin ayrca bk.
1967.

Cavit Sunar; slm Felsefesi Dersleri; say: 44-45; Ankara,

i Bk. Cavit Sunar; Islam Felsefesi Dersleri; say: 73-75; Ankara, 1967.

205

Ayrca bk. Cavit Sunar; Islmda Felsefe ve Frbl; Cilt: I;


say: 72; Ankara, 1972.
12 Bk. Cavit Sunar; Isln Felsefesi Dersleri; say: 75-83; Ankara, 1967.

Ayrca bk. Cavit Sunar; Islmda Felsefe ve Frbi; cilt: I,


say: 73-76; Ankara, 1972.

Konu: I Ek Notlar
I. Bu fikir Miskeveyh'in hocas Frbi'den ve onun vas tasiyle
de Aristo'dan, Efltun'dan ve Sokrat'tan gelmektedir. Onlar da ruhu
kendine mahsus taibatlar ve gyeleri ile btn varl klardan ayr
pek yksek bir cevher olarak kabul etmi lerdir.
2

Aristo; De Anima; 4o3a 5 413a4 .

3 Aristo; De Anima; 412a 19--2 `.


4 Aristo;

De Anima; 41513 1 '.

5 Aristo; De Anima; 4 3b" - ".


6 Aristo; De Generatione Animalium;

1.5.

7 Aristo; Nicomachean Ethics; Book I; chap. x


8 Aristo; De Anima; 43o a 5- ".
g Aristq: De Anima; 43oa 24 .
o Aristo; Nicomac... ; Book VI; chap. II

x.

Aristo; De Anima; III; 4,5,6.


12

Aristo; De Anima;

13 Aristo; Nicomac
, IX.

4,9.
; Book VI; chap. I1. Book X; chap.

14 Aristo; Nicomac

; Book VI; chap.

15 Aristo; Nicomac

; Book I; chap. I u. Book VI; chap. 11.

-x.

Aristo; Nicomac

; Book II; chap. v. Book III; chap. Iv.

Aristo psikolojiyi iin ayr ca bk. Cavit Sunar; islm Felsefesinin


Yunan Kaynaklar ve Kozalite Meselesi; say; 63-65; Ankara, 1973.
17 Farbrnin psikolojik fikirleri iin zellikle bk. Frbi;

Fuss; Fas: 29, 30, 33, 34, 39, 4 0, 45, 48 , 49, 51, 52, 53, 54. Frbi;
tiyn al-Mesil; Mesele: 20, 21, 22.
Frbl; Fuss; Fas: 3o; ayr ca bk. Fas: 2g, 53.
9 Farabi; al-Ta'likaat; sayfa: o.

206

Bu konuda Efltun'u eletirimi iin bk. Frbi; Uyn al-Mesil; Mesele: 22.
20 Farabi'de ak l konusu iin zellikle onun u eserlerine bak nz: erh Risale Zeynon; Risale al-Daaviyy al-Kalbiyye; Risale fi
ispat al-Mfrakaat; Makale fi Maaniyy al-al-akl; Mesil al-Mteferrika; soru: 27, 28, 30, 31, 32.

Psikolojisi iin ayrca bk. Cavit Sunar; Islmda


Felsefe ve Frbi; cilt; I, say; 64-67; Ankara, 1972.
21

Bk. Resil

; Cilt: 4; Allah'a gtren yol risalesi.

Resli

; cilt: i ; Ahlak n eitli olmas sebepleri risalesi.

Resil

; cilt: 3, lm ve hayat n mahiyeti risalesi

Resil

; Cilt; ; time ait s nflar risalesi.

Resil

; cilt: 2; nsan kk lemdir risalesi.

Resil

; cilt: 2; CZ' nefslerin insan bedenlerinde meydana

Resil
; cilt: 2; Cz'i nefslerin insan bedenlerinde meydana
gelii risalesi.
Nefs ve kuvvetleri ve mertebeleri hakk nda ayrca bk. Resil.
....; cilt: 2; Sema ve Mem risalesi.
Nefsin bakaas hakknda ayrca bk. Resil
safa'nn i'tikadlar risalesi.

; cilt: 4; thvanus-

22 ahabeddin ShreverdPnin (Hikmet-i i rakiye)sine yakn


bir grn daha nce Ihvanussafaca da bilindi i bu szlerde
aka grlmektedir.

23 Bk. Resil...; cilt: 4; Nms- lh risalesi. Ayrca bk.


Resil...; cilt: 3; Mahiyet'ul-A k risalesi.
24 Bk. Resil...; cilt; 3; A kn mahiyeti risalesi.
25 Bk. Resil...; cilt: 3; D nceler ve dini hkmler risalesi.
Ihvanussafa psikolojisi iin ayr ca bk. Cavit Sunar; islam Fehsefesi
Dersleri; say: 49-5o; Ankara, 1967.
26 ibn Miskeveyh, Allah' spat konusunda: "Allah, zt bakmndan nurdur"; Psikolojisinde de: "Nefs, akla do ru hareket ederse ondan nur al r, faylanr" diyor.
27 ahabeddin, ruhun ebedili ine inanyorsa da Frbi gibi
ezeliliine inanmamaktad r.
28 bn Sina.
29

St. Augustine.

207

3o Bu gr, (Ph6tomnologie) ceryannun uur telkkisine


ok yakndr.
Sahabeddin. Shreverdi'nin psikolojisi iin ayr ca bk.
Cavit Sunar; Islam Felsefesi Dersleri; say: 163-169; Ankara,
1967.
31 1bn. Tufeyl'in bu felsefi romannda ortaya att (Ftri Fikirler) meselesi daha sonra Descartes'e byk etki yapm ve Frans z
Rasyonalizminin temeli olmutur.
32 bn Tufeyl psikolojisi iin ayr ca bk.
Cavit Sunar; Islam Felsefesi Dersleri; say: 71- t 75; Ankara,
I 96 7 .

Konu: II Ek Notlar
Bu noktada Ihvanussafa Risalelerinde de yle deniyor:
nefslerin en iyi hali, ilahi i leri bilmek, Rabbani bilgileri tan maktr.
Farabi de bu iki kemle nemle i aret etmektedir.
Bk. Aristo; Nicomac...; Book, I.; chap., I.

3 Bk. Aristo; Nicomac... ; Book. I.; chap., v .


4 Bk. Aristo; Nicomac...; Book. III; chap., II

v, v, v .

zellikle bk. Aristo; Nicomac...; Book. II; chap., , Iv, v, v .


5 Bk. Aristo; Nicomac... ; Book. II; chap.,
chap., I Iv, v; Book, VI; chap., x.

I ; Book, III;

6 Bk. Aristo; Nicomac... ; Book, I, chap., I,


7 Bk. Aristo; Topics;

oob" - ".

8 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, I.; chap., v; Book, VI.; chap.,


x .
9 Bk. Aristo; De Partibus Animalium; 586' 27 '.
to Bk. Aristo; Nico nac...; Book, X.; Chap., x.
V1;

t Bk. Aristo; Nicomac...; Book. II; chap., t; Book., I; chap.,


Book. I; chap., It.
12 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, X, chap., x.
13 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, X; chap., x.
Btn bu hususlar iin ayr ca bk.

Cavit Sunar; Islam Felsefesinin Yunan Kaynaklar ve Kozalite Meselesi; say: 65-66, 188-19o; Ankara, 1973.

208

14 Fal-abi; Kitab
say: 5-7Bu hususta Eflatun da yle der: "Bilgi, faziletlerin ba dr".
Farabi; ahlkta, bazan Aristo'ya bazan da Efltun'a uygun
hareket eder ve bazan da Tasavvuf'tan kazand (Nefs Tasfiyesi)
ile her ikisinin de stne kar. Farabl'ye gre nefs tasfiyesi, aklin en
yksek yoludur ve nefsin safas da Felsefe sonucudur. Farabi bu fikri
ile Islam Aleminde Ahlak)nn kurucusu ve bn (Akil
Tasavvuf)unun ve Kant' n da (Akil Ahlak)nun ncsdr.
15 Bk. Frb; Kitab al-Tahsil al-Saacle; say: 32.
16 Bk. Farabi; Medlnet al-Facl la..; say: 32.
Bk. Farabl; Kitab al-Siyasat Al-Medeniyye; say: 47 -49.
18 Bk. Farabi; Kitab Uyn al-Mesil; say: 27.
g Bk. Farabi; Kitab al, Tanbih; say: 7-8.
20 Bk. Frabi; Kitab fima Yanbagi en Yukaddime Kable Taallm al-Felsefe; say: 4; ayr ca bk. say: 5,7.
21 Bk. Ihvanussafa Risaleleri cilt: ; Dnceler ve Dini Hkmler Risalesi.
22 Bk. Ihvanussata Risaleleri; cilt; 4; Ihvanussafa'n n Muaeretleri Keyfiyeti Risalesi. Ayr ca bk. cilt: 3; Akn Mahiyeti Risalesi.

23 Bk. Ihvanussafa; Resil...;


nn Sebepleri Risalesi.

; Ahkakn eitli olmas-

24 Bk. Ihvnussaf; Resil...; cilt: ; Ahlakn eitli Olmasnn Sebepleri Risaelesi.


25 Bk. Ihvanussafa: Resil...; cilt: 4; ihvanussaf'mn. Mua eretlerinin Keyfiyeti Risalesi.
26 Bk. Ihvanussafa; Resil...; cilt: ; Ahlakn eitli Olmasnn Sebepleri Risalesi.
27 Bk. Ihvanussafa; Resil...; cilt: 4; Namus-1 Ilahrnin Mahiyeti Risalesi. Ihvanussaf'ya gre Peygamberler cahil de ildirler.
Farabi'ye gre ise Filozoflar n derecesi Peygamberlerden stndr.
Bu konuda bn Sina ve bn Rd Ihvanussaf'ya uymu lardr.
28 Bk. Ihvanussafa; Resil...; cilt: 3; Tekrar Dirilme ve K yamet Risalesi.

Konu: III EK Notlar


Sahib kelimesinin iki anlam n birbirinden ayrmak gerekir.
Bir anlama gre sahib kelimesi (kendinde var) anlam nadr; mesela,

209

(Iline sahib) dedi imizde, bu (kendinde ilim var) anlam nadr. Fakat, bir anlama gre de sahib kelimesi (kendi hkm alt na alm)
demektir. O takdirde de (ilme sahib) demek, (filmin sahibi, ilmi
kendi hkm altna, kabzas na alm) demektir.
2 ilht Hayat, tamaml lk, keml, mutlak gzellik ve mutlak iyiliktir. Bk.

Aristo; Nicomac...; Book, I; chap. 5; Book, VI; chap. xiii.


3 Bk. Aristo; Nicomac...; Book. I; chap. i i i, v, vs.
4 Bk. Aristo; Nicomacb...; Book, I; chap. .
5 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, I; chap. ii, tii, vi. x .
6 Bk. Aristo; Nicomac...; Book. I; chap. vi , vi
7 Bk. Aristo; Nicomac...; Book. I; chap. y , Non, x, x, x.
8 Bk. Aristo; Nicomac...; Book. I; chap. x, x .
9 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, I; chap. v,
io

Bk. Aristo; Nicomac...; Book, I; chap. x.


Bk. Aristo; Nicomac...; Book, I; chap. x .

12

Bk. Aristo; Nikomac...; Book, X; chap. v . vn.

13 Bk. Aristo; Nicomac...; Book. VII; chap. x , xv.


Bk Aristo; Nicomac...; Book, X; chap. v ,
Hayr ve Mutluluk meselesinde Frbl ile Aristo'yu kar latrmak iin ayrca bk. Aristo; Nicomac...; Book, I, II. Aktif ve Pasif
akl konusunda Frabi ile Aristo'yu kar latrmak iin bk. Aristo; De
Anima; III., 4. Akln iyiyi ve kty ayrmas konusunda da ayrca
bk. Aristo; De Anima; III., 3. Ve btn bunlar iin u esere baknz:
Richard McKeon; The Basic Works of Aristotle; p. 308-347; p. 217221; p. 213-217; New York, 1 94 1 .
Bk. Frbl; Kitab al-Tanbil ...; say: 21-22.
16 Bk. Frbl; Kitan al-Tanbih...; say: 21-22.
17 Bk. Frbi Medinet'l-Fd la...; say: 66.
18 Bk. Frbi; Medineel-Fd la...; say: 93.
ig Bk. Frbi; Medinet'l-Fd la; say: 95-96. Ve ayr ca bk.
Frbl: Siyaset'l-Medeniyye: say: 52.

20 Bk. Frbl; Risale al-Daaviyy al-Kalbiyye' say: 132.


Bu konularda Frbl'nin fikirleri iin ayr ca bk.
Cavit Sunar; slamda Felsefe ve Frbl; say: 7-129 ; 13o-195; Ankara, 1972

210

21 Bk. Ihvnussaf; Resil...; cilt: I; Ahlak n eitli olmasnn


sebepleri risales:
22 Bk. Ihvanussafa: Resil...; cilt: 3; lel ve Ma'161at Risalesi.
23 Bk. Ihvanussafa; Resil...; cilt: 4; Ihvanussaf'run muaeretleri Pisalesi.
24 Bk. Ihvanussafa; Resil...; cilt: I; Ahlakl ), eitli olmasnn

sebepleri
25 Bk. Ihvanussafa; Resill; cilt: 4; Iyman n mahiyeti risalesi.

Konu: IV Ek Notlar
Bu konu iin ayrca bk. Aristo; Rhetoric, 1357-"'"
2 Bu konu iin ayrca bk. Aristo; Nicomac...; Book. I; chap.
x; Book, VI; chap. I.
3 Bu konu iin ayrca bk. Aristo; Nicomac...; Book. I; chap.
x ; Book. VI; chap. . -x ; Book, X; chap. v.
4 Arisro'da Ahlaki Fazilet iin bk.
Aristo; Nicomac...;

lo51P-1 lo7a8

Aristo'da ba lca Ahlaki Formlar hakk nda bk.


Aristo; Nicomac... ;

o7"8- o81:16

Aristo'da Akl ve Ahlaki Faziletler iin bk.


Aristo; Nicomac... ; I 02" I o8".
Aristo'da (Cesaret) iin bk.
Aristo;
Arsito'da (Adalet) iin bk.
Aristo; Nicomac...; ii29b _ , 32 a7 .
Arsito'da balca Akil Faziletler iin bk.
Aristo; Nicomac...; 38"- 129".
5 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, II; chap. v.
6 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, II; chap. v.
7 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VI; chap. x .
8 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, X; chap. v .
9 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, X; chap. v ; ayrca bk. Book
III; chap. v.
io Bk. Aristo; Nicomac...; Book, I; chap. xm.

211

Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VI; chap. 11.


12

Bk. Aristo; Nicomac...; Book, II; 11, v, v , v , v .

13 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VI; chap. v , v, x, x.


14 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, II; chap vii; Book-III; chap.
x , xv.
15 Bk. Aristo; Nicornac...; Book, III; chap. xx.
6 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, V; chap. 1-111.
17 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, III; chap. x .
18 Bk. Aristo; Nicornac...; Book, V; chap v n.
ig

Arsito'da kk faziletler ve rezileder hakk nda ayrca bk.

Aristo; Nicomac...; Book, II; chap. vii; Book, IV; chap. xv;
Book, VII; chap. 1x.
20

Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VI; chap. x x.

21

Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VI; chap. v , x.

22

Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VI; chap. v .

23 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VI; chap. v , vii, x, x .


24

Bk. Aristo; Nicomac...; Book, III; chap. 11.

25 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, III; chap. vii.


26 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VII; chap. n .
27 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, II; chap. vii.
28 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, III; chap. x.
29

Bk. Aristo; Nicomac; Book. II; chap. vii.

3o Bk. Aristo; Nicomac...; Book, III; chap. x.


Bk. Aristo; Nicomac...; Book, III; chap. x .
32 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, III; chap. x.
33 Bk. Aristo. Nicomac...; Book. III, cahp. x.
34 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, III; chap. x .
35 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, V; chap. 1.
36 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, V, chap. .
37 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, V; chap; x; ayrca bk. Book,
V; chap, 1, v .
38 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, V; chap.
39 Bk. Aristo; Book, V; chap. n .
4o Bk. Aristo; Nicomac...; Book, V; chap. v.
Bk. Aristo; Nicomac...; Book, V; chap, v. v .

212

42 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, V; chap. vn .


43 Bk. Aristo; Nicomac. ..; Book, V; chap.
44 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, V; chap. v u.
45 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, V; chap. x.
46 Bk. Aristo; Nicomac. ..; Book, V; chap. x .
47 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, V; chap. x.
48 Bk. Aristo; Nicomac. ..; Book, V; chap. x.
49 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, V; chap. x v.
50 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, V; chap. .
51 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, V; chap. x.
52 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, V; chap. xv.
53 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, V; chap. x .
54 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, II; chap. vii; Book, IV;
chap. x .
55 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, II; chap. vii; Book, IV; chap.
X 1 11.

56 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, II; chap. vii; Book, IV;


chap. xv.
57 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, II; chap. vii; Book, IV;
chap. .
58 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, IV; chap. n .
59 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, IV; chap. .
6o Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, IV; chap. n.
61 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, IV; chap.
62 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, IV; chap. .
63 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book; IV; chap.

64 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, II; chap. vii.


65 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, IV; chap. v .
66 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, IV; chap. v.
67 Bk. Aristo; Nicomac... Book, IV; chap. vii.
68 Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, IV. chap. x.
6g Bk. Aristo; Nicomac... Book, IV; chap. v .
7o Bk. Aristo; Nicomac.. .; Book, II; chap. v ; Book, IV;
chap. x.
71 Bk. Aristo; Nicomac. ..; Book, IV; chap. xv.

213

72 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VII; chap.

I.

73 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VII; chap. 1.


74 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VII; chap.
75 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, X; chap. x.
76 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VII; chap.
77 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VII; chap. v .
78 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VII; chap. v .
79 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VII; chap. x .
80 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VII; chap. v n.
81 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VII; chap. v .
82 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VII; chap. x .
83 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VII; chap. x.
84 Bk. Aristo; Nicomac...; Book. VII; chap. x.
85 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, III; chap. x .
86 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VII; chap. v .
87 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VII; cahp. n .
88 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VII; chap. v .
8g Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VII; chap. v.
go Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VII; chap. vii.
91 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, II; chap. vii.
92 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, III; chap. x v.

g3 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, III; 'chap. v .


Aristo'daki btn bu konular iin ayr ca bk.
Cavit Sunar; slam Felsefesinin Yunan Kaynaklar ve Kozalite Meselesi; say: 65-66; 188-190; Ankara, 1973.
94 Bk. Frabi; Tahsil al-Saada:, say: 2.
95 Bk. Farabi; Tahsil al-Sad; say: 21.
g6 Bk. Farabi; Tahsil al-Saada; say:

26-29.

97 Bk. Farabi; Fad l Medine kitab nn Fadl ve Cahil, yani


bilgili ve bilgisiz ehirler Halk konular .
Farabi'deki btn bu konular iin ayr ca bk.
Cavit Sunar; slamda Felsefe ve Farabi; say: 68; 117-12g;
130-135; Ankara, 1972.
98 Bk. hvanussafa; Resail...; cilt: ; Mukaddime, say: 6.

214

Konu: V Ek Notlar
Bu konuda Aristo'nun fikirleri iin ayr ca bk. 4risto-Nicomac...; Book, VIII; chap. 1.
2

Bu hususta Aristo'nun gr iin ayrca bk.

Aristo; Nicomac...; Book, VIII; chap. iii, v.


3 Bu hususta Aristo'nun gr iin ayrca bk.
Arist; Nicomac...; Book, VIII; chap. v.
4 Bu hususta Aristo'nun gr iin ayrca bk.
Aristo; Nicomac...; Book, VIII; chap. iii, v, x, xv.
5 Bu hususta Aristo'nun gr iin ayrca bk.
Aristo; Nicomac...; Book, VIII; chap, v, v.
6 Bu hususta Aristo'nun gr iin ayrca bk.
Aristo; Nicomac...; Book, VIII; chap. v , x; Book, IX; chap.
v, v v.
7 Bu hususta Aristo gr iin ayrca bk.
,

Aristo; Nicomac...; Book, VIII; chap. x.


8 Bu hususta Aristo'nun gr iin ayrca bk.
Aristo; Nicomac...; Book, VIII, chap. n .
g Bu hususta Aristo'nun gr b iin ayrca bk.
Aristo; Nicomac...; Book, VIII; chap.
o Bu hususta Aristo'nun gr iin ayrca bk.
Aristo; Nicomac...; Book, VIII'; chap. v.
Bu hususta Aristo'nun gr iin ayrca bk.
Aristo; De Partibus Ardmalium; 686a" -28.
12 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, V; chap. x.
13 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, X; chap. x.
14 Aristo'nun bu husustaki fikirleri iin ayr ca bk.
Aristo; Nicomac...; Book, VIII; chap, -x.; Book, IX; chap.
1X.

15 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VIII; chap.

16 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VIII; chap.

17 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VIII; chap. v .


18 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VIII; Book, VIII; chap. .
ig

Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VIII; x , x.

20

Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VIII; chap. x v.

215

21

Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VIII; chap. xv .

22

Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VIII; chap. 1.

23 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VIII; chap. v , xv, Book,


IX; chap. v.
24 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VIII; chap, x.
25 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, VIII; chap. x.
26 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, IX; chap. v.
27 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, IX; chap. v .
28 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, IX; chap. x.
29

Bk. Aristo; Nicomac...; Book, IX; chap. x.

3o Bk. Aristo; Nicomac...; Book, IX; chap. x .


31 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, IX; chap. x .
32 Bk, Aristo; Nicomac...; Book, VIII; chap. x .
33 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, IX; chap.
34 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, IX; chap. 11.
35 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, IX; chap. x.
Aristo'da btn bu konular iin ayr ca bk.
Cavit Sunar; Islam Felsefesinin Yunan Kaynaklar ve Kozalite Meselesi, say: 65-66 ; 188-190 ; 8o- 9 ; Ankara, 973.
36 Bk. Frbl; Medinet al-Fd la.
37 Bk. Frbi; Tahsil al-Sa da.
Frabl'nin bu hususdaki fikirleri iin ayr ca bk.
Cavit Sunar; Islmda Felsefe ve Frbi; say: 68-69; 135-137;
Ankara, 1972.
38 Bk. Ihvnussaf,; Resil...; Cilt:

2;

say: 468.

39 Bk. Ihvnussaf ; Resil...; Cilt: 3; say: 307-3o9.

Konu: VI Ek Notlar
Bk. Aristo; De Anima; 43oa"
2

Bk. Aristo; De Anima; 403a 5-6, 413a4.

Aristo'ya gre har canl varlk ruh ve bedenden bireiktir ve


tabii olarak, bunlardan biri, idare eden; di eri de idare edilendir.
Bk. Aristo; Politics; 1254a" -"
3 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, III; chap. x.

216

4 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, III; chap. x .


5 Aristo'ya gre Micenabl k, insann kendisini yksek eylere
layk grmesi ve gerekten de yksek eylere layk olmasdr.
Alicenab bir kimse iin asil bir do u, byk siyasi mevkiler
veya byk servetler hep birer eref vesilesidir. Fakat gerek eref,
ancak, Fazilettir. Fazilet olmadan ne asil bir do un, ne siyasal kuvvet ve kudretin ve ne de servetin bir k ymeti olabilir.
Aristo, MIcenab bir kimsenin belliba l vasflann ylece srzlamaktadr.
Kk tehlkelerle ve genellikle tehlkelerle kar lamaktan ekinmek, fakat, byk tehlkelere haz r olmak.
2 Bakalarna lutf ve keremde bulunma sevmek, fakat, ba klalrndan lutf ve kerem bekleme i ve kabul etmei ayp saymak.

3 Lutf ve keremde bulunmaktan ve yaln z bu iyi haslattan


tr dillerde dolamaktan ho lanmak.
4 Nm ve an'a nem vermemek.
5 Yksek tabakadaki insanlara kar , yksek; orta tabaka
insanlarna kar da orta ve ll bir benlik ta mak.
6 Benlik iddias nda bulunmaktan ve ba kalarnn stnlne dil uzatmaktan ka nmak.
7 Hi bir zaman ve hi bir suretle tela ve acele etmemek.
8 Her zaman de il; arasra icratta bulunmak; fakat, kendine
byk bir nm kazand racak icraatta bulunmak.
9 Her hangi bir kimseye kar dostluunda da dmanlnda
da hiyleye kamayp drst olmak.
n an ve hretten ziyade i in gereine nem vermek, dolaysiyle, gereki olmak; ve iinde daima doru olmak ve daima do ruyu sylemek.
Bakalarna yz suyu dkmekten ve kulluk gstermekten
kanmak.
12

Az da olsa, Ihsan'da bulunmak.

13 Kin gtmemek.
14 Dedikodudan ekinmek ve ne kendi hakk nda ne de bakalar hakknda fazla konu mamak. Bakalarnn kendini vmesinden
holanmamak ve ba kalarn da ktlememek. Ama, gerekti inde,
tahkir'den bile ekinmemek.
15 aresiz ve ma'nas z eyler iin gz ya dkmemek.

217

16 Asaleti, fayda'dan daima stn tutmak.


Ve yine Alicenab bir kimse, kendini dier insanlardan stn
grp onlarla zevklenip alay etmemeli ve herkese, derecelerine gre,
insan muaamelesi yapmal .
Ve yine Alicenab bir kimse hareketlerinde sakin olmal , konuurken sesi derinden gelmeli, vakrne ve ilahi bir tonla konu mal.
Alicenab bir kimsenin hayatta en ziyade nem verdi i ey
eref'tir. Bk. Aristo; Nicomac...; Book, IV; chap. v .
Doutan asil olmayanlar Alicenab olamazlar.
Bk. Aristo; Nicomac...; Book, IV; chap. n.
Aristo'nun bu fikirleri iin dolay siyle ayrca bk.
Cavit Sunar; Islam Felsefesinin Yunan Kaynaklar ve Kozalite Meselesi; say: 65-66 ; 188-190 ; Ankara, 1973
6 Msr'da Meyyed Matbaas nda baslan (Mebacli-i Felsefe-i
Kadime) adl kitapta Farabl'nin yz yirmi dokuz eserinden sz edilmektedir.
ry Farabi bu risalesinde yle diyor: insani nefsler iin bedenden ayrldktan yani lmden sonra Mufar klarn mutluluu cinsinden (yani Soyut) bir mutluluk vard r ve bu eit mutluluun en
mkemmeli de Kamil ve Fad l nefslere mahsustur.
Bk. Farabi; Risale fi Ispat al-Mufarakaat; say: 8
Farabl, yine

yle demektedir.

Beden, nefsin vcudu iin mutlaka arttr. Fakat, nefs bakas


bakmndan bedene muhta de ildir. Nefs, kamil olmad halde
bedenden ayrld takdirde de bedensiz kemle gelebilir.
Bk. Farabl; al-Ta'likaat; say: 13. Fal-abi; Medinet al-Fcl la;
say: 94-95. Farabi, yine yle demektedir.
Nefs, bedenden ayrldktan sonra da hi bir cismani kuvvete
muhta olmakszn, kk ocuklarda grld gibi, onda kasitsiz
ve farkna varlmadan ma'kulleri alg lama yetisi hasl olur.
Bk. Farabi; al-Ta'likaat; say: 3 -4Ve yine Farabi. yle demektedir:
Senin ruhun, Emr Alemi cevherindendir.
Bk. Farabi; Fuss; fas: 29.
8 Farabi bu hususta da yle diyor.
nsana en ziyade has olan Hayr, ak ldr. nk, insan insan ya-

218

pan akldr... Ona, eskiler (Nutk) ve bu yzden, insana da (Nat k)


demilerdir... Nutk'u kemle ulatran san'ata da (Mant k) derler.
Bk. Farabi; Kitab al-Tanbih; say:

22-23.

Ve yine Farabi bu konuda yle demektedir:


Akl, hayr ve erri ayrd etme yetisine sahiptir. Bu sebeple de
bilgi, Faziletlerin en by dr ve Amel'den de stndr.
Bk. Farabi; Kitab al-Tanbih; say: 5-7.
Farabrnin bu yoldaki fikirleri iin ayr ca bk.
Cavit Sunar; slamda Felsefe ve Fark:l; say: 68, 117-12g;
13o-135; Ankara, 1972.
g bn Miskeveyh'in Konu: VI daki bu husustaki fikirlerine
baknz.
Konu: VII Ek Notlar
Bu husuita ayrca bk.
Ismail Hakk Izmirli; Felsefe-i slmiyye Tarihi (Birinci Kitab: Ya'kb b. shak El-Kindi; Sayfa: g; Istanbul, 1338 (H).
Izmirli, El-Kindrnin Ruhi Tbba ait eserleri aras nda, Yukarda iaret ettiimiz sayfada (Risale f al-H yla li Defil-Ahzan) adl
bir risaleden sz etmektedir.
El-Kindi de Eflatun gibi ruhun bedenden nce varl n kabul
eder. Ona gre nefs, basit bir cevherdir, lmszdr ve cisimler
zerine etkilidir. El Kindrnin nefs hakk ndaki gr Fa'al Akl
nazariyesine ba ldr.
El-Kindrye gre nefsin mutlulu u ilim nedir ve nefs safla tka
da gizli ilimler ve lemler kendisine a lr. Bilgi bakmndan da akln
dereceleri vard r. Nefsin Allah'a nisbeti, Gne nn Gnee nisbeti gibidir.
El-Kindrnin Nefs ve ilim hakkndaki u szleri mehurdur:
Ilim baaki, cehalet ise yok olucudur.
Cahil kimse rezildir.
Nefsine mlik olan pek byk memlekete mlik olmu olur.
Akll insan sanr ki ilminin stnde daha bir ilim vard r ve
bundan tr daima tevazil iinde olur; cahil kimse ise ilminin sona
erdiini sanr. Onun iin beeri nefsler ona bu'z eder.
Insan bedenini ve zellikle nefsini, byk apta etkileyip kuvvet verici ve harekete getirici olmas bakmndan El-Kind, musiki

219

ile de uram ve musikinin insann ruhunu ilahi ve nrni leme


ykseltip Allah' n vasflariyle vasflanmasna yardm ettiini ileri
srm ve bu yolda yedi kadar da eser yazm tr. Musikinin bu byk etkisinden dolay, ou filozoflarn da musiki ile uratklar,
hatta, musiki aletleri icad ettikleri hep bilinmektedir. Mesela, Aristo,
bu maksatla, Erganon'u ycad etmitir. El-kindrnin de Ud almakta
pek usta oldu u ve ud alma takti i ile de bir felliy iyi ettii sylentisi yaygndr Fakat, bu alanda da estadl k pyesi yine Farabrnindir.
Musikinin nefse byk etkisini hakkiyle alg layan ve musiki
ilmini gerekten ortaya koyan me hur Filozof Fisagor'udr. Bu hususta, zmirli, zellikle yle dmektedir:
"Musikinin kurucusu Fisagordur. Fisagor, gzel ve kadieli ses
ilmini, ahenk ve makmalar n uygunluunu ortaya koymu ve onlar bir
takm adedi nisbetlerle a klamtr. Fisagor, bunu Nbvvet mikatndan elde etti ini bildirmitir. Nitekim, onun, Msr'da Hz. Sleyman'n ashabndan bir ok eyler iktibas etti i sylenmektedir. nsan nefsleri seslerden etkilenir ; henk ve makamlar n yani namelerin bedenleri etkileyerek ruhu harekete getirmede byk rol vard r.
Musikiden maksat, ruhlar Kutsal le me altrmakt r. Tabiat
denen lemin stnde, akl n, gzelliini ve kiymetini kavrayamayaca, saf ve halis nefslerin muhta oldu u, ancak hayvani ehvetlerden uzakla mak ile ele geecei ruhani ve nurani bir lemin varl na
inanan Fisagor, ifadesi gere i, musikiyi Nbvvet mikatndan almaktadr ve musikiden as l maksat ta ruhu Kutsal leme al trmaktan
baka deildir. nk, o, vezinli olan na meler duyma hassesine u
szleri syletmektedir: Ey tab' n fuh iyyat ve sefhetinde sersemle ip
kalm olan, cisimlerde bo ulan Nefs! Haydi, kuvvet ve kudret sahibi
pek byk bir Padi ah olan Allah' n huzurunda sdk makamndaki
ruhani akllara, nrni g dalara, ve Kutsal meknlara dn!
Namelerin, insann ruhunu ilahi ve nurni leme ykseltmesinden ve dolaysyle Allah' n vasflar ile vasflanmasna ve bundan
tr de O'na benzemesine evk verdiinden dolaydr ki Aristo,
Erganon'u iycad etmiti.
Ilk nce Mizmar alma san'at n ortaya koyabilenler, nefse
ait elemleri, bu gzel ve kaideli ses (Elhan)lerle ve musiki aletleri
kullanarak tedavi ederlermi . nk bedene ifa veren ey Nefse ait
elemlere de ifa verir. Hz. Davud'un Mezmir (Naylar, Kavallar,
Ddkler)i mehurdur. Biliyoruz ki Hz. Davud, pek gzel sesli idi
ve pek gzel Nay alard . Bu yzden de onun okuduu (Zebr), Nay'a

220

benzetilmi tir. Allah'a kar yaplan yalvar ve yakar, yani dua


eitlerine de (Mezamir) denir.
Namelerin bu yksek vas flarna kar baz aa vasflar da
vardr. Mesela, baz nameleri dinlemek, baz nefslerde hayvani
ehveti harekete getirir, onu cismani heva ve heves derekesine indirir. Bundan trdr ki musiki, insanlar n haslarmn hassna faydal,
fakat, halka zararl dr. Ve yine bundan trdr ki, s rf halk zarardan korumak maksadiyle, Fakih'ler ve hususiyle Irak Fakihleri ark
ve Trk sylemei iddetle yasaklamlard. Fakat, Byk Mutasavvflar, Ilahi Hakimler mesle ine uyarak Nefs Tasfiyesi hususunda
musikinin byk etkisini gzden uzak tutamam lar ve ark ve Trk sylemekte Nay alma tavsiye etmi lerdir (Zikr ve tehlil ve Kur'an n okunuuna muhsus gzel ve kaideli sese yani (Elhan)a (Tagbir)
derler. Tagbir demek, hiret hallerini hat rlatmak demektir. A k
ve evk gibi hallere ait olan iirler ile birlikte yap lan gzel ve yava
sesle ark syleme de Gna adn alr). Mesela, Mevlana, yle diyor:
Bu Nay' dinle ki neler anlat yor- Ayrlklardan nas l ikayet
ediyor.
Gzel ve kaideli ses dinlemek herkese ba ka baka birer zevk
verir. Mesela, gzel ses, baz insanlara Allah' n Izzet ve Huzurundan haber verir ve lemin ruhunu koklat r, cana s hhat verir; baz
insanlar da hayvan ehvetler ve e lencelere sr-Uler. Gzel yz,
nefse haz verir, fakat, gzel ses, ruha kuvvet verir, ruhun g das olur.
Musiki, balca iki ksma ayrlr:
Namelerin hallerinden bahs eden k sm (Te'lif)
2 Vezn asndan nakart aras na giren zamanlar n hallerinden bahs eden ksm ( 'ka') ki bu ark bendlerinin sonunda tekrarlanan beyit veya m sra'lar (Nakarat) ve gzel ve kaidelei sesleri
(Elhan) yerli yerine koymaktr.

Musiki, Matematik ilimlerinden bir koldur. Musikiden tam


anlayabilmek iin tam be ilim kolunu iyice bilmek gerektir ki onlar
da: Fizik, Tb, Hendese, Semaya ait haller ve hareketler ilmi,
(lm-i Hey'et), Y ldzlara ait haller ve hareketler ilmi ( lm-i Ncm)
nen ibarettir. te, El Kindi, bu be ilim kolunu hakkiyle biliyordu,
dolaysiyle, Musiki san'atnda da pek usta idi.
Islamn zuhurundan nce Iran ve Yunan memleketlerinde
Musiki, pek stn tutuluyordu ve Islmdan sonra da Islam'a ilk giren ilim ve san'at Musiki olmu tur. nk, Musiki ilmi, nakle ve
tercmeye ihtiya gsteren bir ilim de ildi, Bu sebeple Iran ve Rum

221

arkclar derhal Hicaz'a gtrldler ve Isln iyetin daha ilk yz y lnda Mekke'de gr sesli, Muskii merakl s Mekkeli (Sait b. Mseccah)
adndaki bir kle bunlardan musiki rendi. O vakte kadar Araplarn arklar ve trkleri sade ve basit na melerden ibaretti. Tercme ve nakil devrinde ise Musiki eserleri de Arapaya tercme olundu. Mesela, Musikinin kurucusu Fisagor'un, Fisagor mezhebinde
olan Nikomahos'un, Oklides'in, Aristo'nun kitaplar ile Hind'den
. Beyfer (Hikmet Meyvalar ) adl kitap tercme edildi ve bu tercmelerle slamda gerekten, bir musiki ilim ve sar'at meydana geldi.
Nameler ve gzel sesler, perde perde, seyr ve devr ederek kemalini
buldu. ark syliyenlerin iirler ve edebi ndir eyler ezberlemesi,
ve Arapa bir ibarenin. Nahiv kaidelerine gre hal edilip uygulanmas art kouldu; yani, arkclar, cahillikten kurtar ld . arkclar
iinde Edebiyat ve Lugatta byk stadlar bulundu u gibi, Zeryb
gibi, Gk cisimlerine ait ilimde de stad olanlar vard .
te byle bir yz y lda yaayan El-Kindi de Musiki san'at nn gerek nazari ve gerekse prati i hakknda; musiki san'at hakknda; musiki san'at ile ilikisi ak olan iir san'at hakknda ve ne zaman ihtira olundu u bilinmeyen Ud alma san'at hakknda eitli
risaleler yazmtr.
Musikinin., halkn mizac na, dnen y ldzlara bir suretle tam
bir nisbeti bulunmakla etkilerinin de vakitleri ve gnleri vard r. Baz
makamlar, insana kuvvet ve casaret verir ve insan tam bir surette
ferahlat r. Bu gibi makamlar n zellikle, biz Trklerde pek byk
etkisi olduu sz gtrmez.
Musikinin, insan vcuduna &iz olan illetler ve hastal klar ile
de bir nisbeti vard r ve dolaysiyle, yukarda iaret edildii gibi bu
hastalklarn zellikle ruha ait k smlarmn tedavisinde de bir nisbeti
ve rol vardr.
El-Kindi'ye gre, musikini , her snf insana ve hatta her insann tabiat ve mizacna gre etkileri hep ayr ayrdr. Bk. Izmirli;
ayni kitap; say: 44 -47.
El-Kindi, Ahlak konusunda da Efltun'a ve dolay siyle Sokrat'a
uymu ve Islam alemine Felsefi bir ahlak getirmi tir.
El-Kincli'ye gre de Ahlak, ba lca, Hikmet, ffet, ecaat ve
Adalet gibi drt byk fazilete dayanmaktad r ki bunlarn kartlar olarak ta Chillik, Namussuzluk, Korkakl k ve Zulm gibi drt
byk rezilet Vard r.
Sokrat, drt byk faziletten, Hikmet, Iffet ve ecaat' ahsi

222

faziletlerden; Adalet'i ve siyaseti sosyal faziletlerden; Ibclet'i, dini


faziletlerden sayard .
El-Kindi'nin (Teshil al-Sbl al-Fezil) adl Faziletleri a klayan kitab da pek nemlidir.
El-Kindi, olu Ebu el-Abbas'a u vasiyyette bulunmaktad r:
"Oulcazm! Baba, sahibtir; karde , tuzaktr; amca, gamdr;
day, vebaldr ; ocuk, gussad r; akraba, akreblerdir. L'a sz belay giderir ; vet sz ni' metleri yok eder. ark dinlemek keskin bir birsam
illetidir. nk, insan Sema' eder de co arak tepinme e balar, yedirir
iirir de israf eder, fukaral a urar, gama der, hastalanr ve lr
gider. Alt n, hummaya tutulmu tur, sarf edersen, lr; gm , mahbustur, karrsan kaar gider...Yalan yere yemin'i kabl etme, nk, yalan yemin lkeyi harab eder"
Bk. zmirli; ayni eser; say:
El-Kindi rencisi Ahmed b. al-Tayyib al-Sarahsi'n n rivayetine gre kendi iin de u mealde bir iir sylemitir:
"Esfeller ba lara kt, artk, sen de gzlerini kapa, yahut ban e ! ahsn gizle, ellerini topla, odan n derin bir yerinde oturmana bak! Senin Melik'in olan zatn indinde ykselme iste! O zaman Vandet ile sarma dola ol! nk, zenginlik insanlar n kalblerindedir; zzet ve eref sahibi olmak ta enfstedir.! Nice zengin
zrtler, nice iflas etmi servet sahipleri, nice bedenen ayakta olan,
henz gmlmedii halde ller grrsn! Nefse, onun i tihaland
eyi yedirirsen, seni iece in eylerden korur".
Ve yine, yle bir iir de stiylenmitir:
Zamanda btn acaiplikler grdk: Kuyruklar, zlflerin
stne geti".
Bk. zmirli; ayni kitab say:

12.

El-kindi'ye ait btn bu konular iin ayr ca bk.


Cavit Sunar; Islam Meai Felsefesinde lk Adm (El-Kindi);
ilahiyat Fakltesi Dergisi; cilt: XVII; say: 29 -49; Ankara, 10g.
2

Sokrat, yle dua ederdi:

"Ey sevgili Pan! Ey, bu yerin Tanr lar ! Bana i gzelli i verin
ve d hayatm iimle henkli k ln! Bilgenin zenginliini en byk
zenginlik bileyim! Servetim, bana gerekti i kadar, ll adam n
beraberinde gtree i kadar olsun yeter! (Eflatun, Phaidros, 279c)
Ayrca bk.

223

Cavit Sunar; Islm Felsefesinin Yunan Kaynaklar ve Kozalite


Meselesi; say: io7; Ankara, 1 973.
3 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, X: chap. 11.
4 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, X, chap v.
5 Bk. Arsito; Nicomac...; Book, X; chap. vs.
6 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, X; chap.
7 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, X; chap. vn.
8 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, X; chap. vn .
Bk. Aristo; Nicomac...; Book, X; chap. vm.
Io Bk. Aristo; Nicomac...; Book, X; chap. x.
Bk. Aristo; Nicomac...; Book, X; chap. x.
12 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, IX; chap. v .
13 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, IX; chap. v n.
14 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, IX; chap. x.
15 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, IX; chap. x .
16 Bk. Aristo; Nicomac...; Book, IX; chap. x .
Bk. Aristo; Nicomac...; Book, II; chap. 11.
Aristo'daki btn bu konular iin ayr ca bk.
Cavit Sunar; Islm Felsefesinin Yunan Kaynaklar ve Kozalite Meselesi; say; 65-66 ; 88 90 ; Ankara, 1 973.
18 Bk. Epictetus; ( ng. ev.), P.E. Matheson; The Discourses
And Manual (Together With Fragments Of His Writings); Vol. 2;
fragment, 4; P. 202; London, 1938.
19 Bk. P.E. Matheson.; Epiktet'ten ayni eviri; fragment, 4;
p. 203.
20 Bk. P.E. Matheson; Epiktet'ten ayni eviri; yol, II; Discourses, Book, III; chap. xx v; p. 84-85.
21 Bu Nasihatlan biz Kitapta pe lendii ekilde deil de kendi
dncemize gre dzenleyip ald k, dolaysiyle de saylarn yerleri
deimi oldu.
Btn bu nasihatlar iin bk.
P.E. Matheson.; Epiktet'ten ayni eviri; Vol, II; Manual of
Epictetus; p. 213-238.

224

Baklan Eserlerden Baz lar


Abdlaziz zzet; Ibn Miskawayh, Falsafatuhu'l-Ahlkwya ve
Masdruh; Msr, 1 945.
Ahmet Ibn Muhammed Miskowayh, (inceleyen) Constantine
K. Zurayk; Tahzib Al-Ahlak; Beyrut, 1966,
Ahmet Efendi Takpr Zde; (Trk. ev.) Kemleddin Mehmed Efendi; Mevzuat al-Ulm; Istanbul, 1313 (H).
Aristotle; ( ng. ev.), H.Rackham; The Eudemian Ethics;
London, 196 i .
Beyhaki; (Yayn; Muhammed Sfi); Tetimme S vn al-Hikme; Lahor, 1351 (H).
Cavit Sunar; Islm Felsefesi Dersleri; Ankara, 1967.
Cavit Sunar; Islnda Felsefe ve Frbl; Ankara, 1972.
Cavit Sunar; slam Felsefesinin Yunan Kaynaklar ve Kozalite Meselesi; Ankara, 1973.
Celleddin Devvni; Ahlk- Celll; Luknov, 1889.
Cemaleddin al-K fti; Ihbar al-Ulem bi-Ahbr al-Hukem;
MIS1T, I 326 (H).
Dairet al-Maarif al-Islmiyye, Tahran, 1966.
Eb Hayyn al-Tevhicli; (Yay n, Ahmed Emin ve Ahmed alZeyn); Kitb al-Imta' val-Munese; M sr, 1939.
Eb Hayyn al-Tevhidi ve Miskeveyh; (Yay n, Ahmed Emin
ve Ahmed Sakar); Al-Hevmil va'l- evmil; Msr. 1951.
EVI Hayyn al-Tevhidi (Yayn, Hasan Sendbi); Al-Mukaabest; Msr, 1929.

225

Eb Mansr al-Salebi al-Nisbri; Yetimet al-Dahr 1'1 Mahsin Ehl al-Asr; Msr, 1 934.
Eb Tayyib Muhammed Sddik Hn al-Kanci al-Buhri;
Ebced al-Ulm; HopaL 1296. (H).
Epictetus; ( ng. ev.), P.E. Matheson; The Discourses And
Manual (Together With Fragments) Vol, I-II; London, 1938.
Frbl; Fuss al-Hikerfi; M sr, 19o7.
Frbi; Kitab al-Medinet al-Fd la; Msr, 1323 (H).
Frbl; Kitab al-Siyasat al-Medeniyye; Haydarbd, 1346
(11).
Frbi; Kitab al-Tahsil al-Sa da; Haydarbd; 1345 (H)
Frbl; Kitab al-Tanbih al Sebil al-Sa da; Haydarbd;
346 (H).
Frbl; Makala fi Maaniyy al-Akl; M sr, 1937.
Frbi; Mesil al-Mteferrika; M sr, 197.
Frbl; Risale al-Daviyy al-Kalbiyye; Haydarbd, 1349
(H).
Frbi; Risale fi Isbat al-Mufrekaat; Haydarbd, 1345 (H)
Farbi; Risale fim Yanbagi an Yukaddima kable Taallum
al-Falsafa ; Ms r, 19o7.
Frbl, arh Risale Ziynon al-Kebir al-Yunni; Haydarbd,
1 349 (H).
Frbl; Al-Ta'likaat; Haydarbd, 1346 (H).
Frbl, Uyn al-Mesil; M sr, 197.
bn Eb Usaybia; Uyr al-Enba' fi Tabakaat al-At bba'; Kahire, 1882 (H).
bn Hallekn; Vefeyt al-A'yn ve Enba'u Ebna' al-Zaman;
Msr, 1 948-1 949.
hvn al-Saf; Resil al- hvn al-Safi, (Yay n. Dr Sader
Ktphanesi); Beyrut, 1957.
slm Ansiklopedisi.
smi! Hakk zmirli; Felsefe-i slmiyye Tarihi (cil: I, Ya'kb
b. shak El Kindi); Istanbul, 1338 (H).
smi! Hakk zmirli; bn Miskeveyh; Durulfnn lhiyat
Fakltesi Mecmuas ; say : o ; Istanbul, 1928.
J.E.G. Welldon; The Nicomachean Ethics of Aristotle; London, 1 934.

226

M.M. harif; A History of Muslim Philosophy; Wiesbaden,


19 63.

M. emseddin Gnaltay; Islmda Tarih ve Mverrihler; Istabul, 1 339-1342 (H)


Muinuddin Muhammed Zami Esfezri; Ravazt al-Cennat
f Evsf Madina Hert; Tahran, 1338 (H).
Nasir al-Din al-Tsi; Ahlk-al- Nasiri; Lahor, 1265 (H)
Richard McKeon (Edit.); The Basic Works of Aristotle; New
York, 1941.
emseddin Smi; Kaamus al-Agam; Istanbul, 1306-1316 (H).
W.D. Rose; Aristotle Selections; New York, 1938.
Xkt al-Hamevi (Edit.) Margoliouth; rad al-Arib il Ma'
rifat al-Adib London, 1923-26.
(Bu kitab "Mu'cem al-Udeb veya Tabakaat al-Udeba" diye
de bilinmekte ve Kefezzunn ve bn Hallekn da da "Ir d al-Elibba' ila Ma'rifat al-Udeb" diye gemektedir.)

227

Fiyat : 100 TL.

You might also like