You are on page 1of 237

ZEHRA Y.

DKMEN

TOPLUMSAL
CNSYET
Sosyal Psikolojik Aklamalar

Remzi Kitabevi

T O PL U M SA L C N S Y E T

/ Zehra Y. Dkmen

Her hakk sakldr.


Bu yaptn aynen ya da zet olarak
hibir blm, telif hakk sahibinin
yazl izni alnmadan kullanlamaz.
Editr: Sevim Erdoan
Kapak: Murat zgl
izimler: Nuray ifti
ISB N 9 7 8 -9 7 5 -1 4 -1 3 8 4 -0

BRNC basim : Sistem Yaynclk, Mays 2004


iKiNci basim : Remzi Kitabevi, Mart 2010

Remzi Kitabevi A.., Akmerkez E3-14, 34337 Etiler-lstanbul


Tel (212) 282 2080 Faks (212) 282 2090
www.remzi.com.tr post@remzi.com.tr
Bask ve cilt: Remzi Kitabevi A.. basm tesisleri
100. Yl Matbaaclar Sitesi, 196, Baclar-lstanbul

ZEHRA YAIN

DKMEN,

daha

nce

Kayseriden

Ankaraya gen bir ailenin nc kz olarak 1956 ylnda


Ankarada dodu. Burada Maltepe ilkokulu, Namk Kemal
Ortaokulu, Cumhuriyet Lisesi sralarndan geti. 1978'de
mezun olduu A. . Dil ve Tarih Corafya Fakltesi Psikoloji
Blmnde 1980 ylnda asistan olarak greve balad.
Ayn blmde sosyal psikoloji alannda master ve doktora
yapt; 1998 ylndan itibaren de doent olarak grevini sr
dryor. Toplumsal cinsiyet ve sosyal psikoloji konularnda
lisans ve lisansst dersler veriyor. almalar zellikle son
yllarda toplumsal cinsiyet ve kadn psikolojisi konular ze
rinde younlamakla birlikte, kii ve cinsiyet algs, engelli
lere ilikin tutumlar, engelli rencilerin sorunlar, yaknla
rna bakm verenlerin psikolojileri konularnda da aratrma
lar bulunuyor. Prof. Dr. stn Dkmenle evli ve S. Selcan
ile P. Tucann annesi.

Teekkr

ncelikle eime, Prof. Dr. stn Dkmen'e teekkr etmek isti


yorum. Her konuda olduu gibi, yazma konusunda da beni cesaret
lendirdi ve destekledi".
Sevgili rencilerime teekkr etmek istiyorum. Bu konudaki bi
rikimime onlar sayesinde ulatm ve byle bir kitap yazmaya girie
bildim. Bu kitab ncelikle onlar iin yazdm.
Sevgili kzlarm Selcana ve Tucana teekkr ediyorum. Beni
yreklendirdiler, desteklediler. Sevgili babam, merhum Hikmet Rza
Yan ve annem Piraye Yana da teekkr ediyorum. Beni ada
bir Trk kadn olarak yetitirdiler.
Okul yaammn bandaki desteim ilkokul retmenim Zakire
Yalna ve akademik kariyerimin bandaki desteim hocam Prof.
Dr. Nail ahine teekkr ediyorum.
Kitabn iine serpitirilmi kimi tanklklar var. Bunlarn bir ksmn
da cinsiyet rolleriyle lgili kiisel deneyimler aktarlyor ve ounun
yazar aka belirtilmedi. Paylamlaryla canl rnekler sunduklar
in bu yazlarn sahiplerine de teekkr ediyorum.
Kitabn son dura Remzi Kltabevine ve zellikle de ner
Ciravoluna katklar in teekkr ediyorum. Bunca kiinin katks
na karn bu kitap elbette tam deil. Eksiklikleri ho greceini um
duum okurlarma da teekkr ediyorum.
Zehra Yan Dkmen

Eim Zehra Dkmen benden kitabna bir nsz yazmam istedi


inde hem sevindim hem de korktum. Korkum, ya gnlmce bir ey
ler yazamazsam diyeydi. Bugne kadar, dostlarm istedi, ok kita
ba nsz yazdm. Hak ediyorlard, vdm onlar. imdi vglerin en
gzelini bu kitap iin yazmak isterim. Eim bir kitap yazm; bu ba
na gurur veriyor. Eim gzel bir kitap yazm; bu bana daha da b
yk bir gurur veriyor.
Bir nsz yazmak iin oturdum bilgisayarn bana. Birisi benim
kitabma, benim szlerimin nne bir nsz yazabilir; ben binleri
nin kitabna, szlerinin nne bir nsz yazabilirim. Ancak eimin
szlerinin nne bir nsz yazmak, onun szlerinin nne sz koy
mak benim haddim deil. Onun sz benim szmden stndr.
Bu yzden Birsz koydum yaznn baln.
Elinizdeki kitapta cinsiyet rolleri konu alnm; insanlarn sergile
dikleri cinsiyet rolleri, bir bilim insan tarafszlyla irdeleniyor. Ayn
zamanda cinsiyet farkllklarna toplumlarn bak tarzlar da ele aln
m kitapta; cinsiyetlere ilikin, zellikle kadna ynelik pein hkm
lerden de sz ediliyor.
nsan, dnyay, daha ok da kendi trn kategorize etmeye
ok merakl. Kendini, rengine/rkna gre snflayvermi siyahlar,
beyazlar diye; dnya grne gre, mensup olduu lkeye gre,
zenginlik dzeyine gre snflayvermi. Bir de kadnlar-erkekler di
ye ayrm kendini. Kastlar, mahalleler oluturmu, grnr grn
mez snrlar izmi kendisi ile yine kendisi arasna. Komu iki mahal
ledeki iki grubun birbirlerinden ok farkl olduklarna, kadn ile erke
in ok farkl olduklarna, ayr ayr, farkl farkl yaamalar gerektiine
karar vermi. Baz alardan bu ayrmlar ie yaram olabilir; insanla
r, gelimeye, snf atlamaya, uzlama yollar aramaya itmi olabilir.
Ama oka da ac vermi btn bu snrlar, btn bu ayrmlar; deta
bir ur olup, ukde olup insanln iine oturmu. Bir insan ile dier bir

insan arasna izilen snr, etin stnden bak gemi gibi, alar
boyunca szlayp durur.
Elinizdeki kitap, kadn ile erkein arasna izdiimiz snr anlat
yor. Cinsiyet rollerinde katlk sergilediimizde ortaya kan sknt
y dile getiriyor.
izleyicilerim, okuyucularm bana hep Anlattklarnla tutarl dav
ranyor musun? diye soruyor. Televizyon programlarmda ve kon
feranslarmda dile getirdiim grlere uygun biimde yaayp ya
amadm merak ediyorlar. Belki Zehra Yan Dkmen iin de ayn
soru gelecek akllara. Bu kitabn yazar cinsiyet rollerini nasl sergili
yor, yazarn ei nasl sergiliyor, geleneksel cinsiyet rollerine gre mi
davranyorlar, yoksa aematik mi davranyorlar? diye dnecek
ler. ncelikle birinci soruyu cevaplayaym.
Bu kitabn yazar, cinsiyet rollerini Bernin nerileri dorultusun
da sergileyen bir kiidir. Ne yalnzca kadnsdr, ne erkeksi. ini, ei
ni, akademik almalarn, ocuklarn, rencilerini, evini, fakltesi
ni, dostlarn, akrabalarn, lkesini, dnyay ve kendini, birini teki
lerden ayrt etmeksizin birlikte kucaklayan bir kiidir.
O, iyi bir anne, iyi bir e, abla tavrl bir retim yesi, evine ki
tap, yiyecek alan, gerektiinde kapy bacay tamir eden, yamurlu
sonbahar gnlerinde yn ren, cinsiyet rollerini bir sanat ustaly
la badatran, bir gkkua gibi bembeyaz ve ayn zamanda renkli
kiiliiyle kollarn ap dnyay kucaklayan bir kiidir.
Doktora tezi yazarken iki ocuk dnyaya getiren, sadece kendi
ocuklarn deil, dnyadaki btn ocuklar, kular, kpekleri ku
caklayan bir kiidir.
Cinsiyet rollerini iyi badatrmann tesinde eim, olaylar, dn
ya ilerini kavrama, yaam ynetme konusunda derin bir sezgiye,
ileri gre, yetenee sahiptir.
Peki, ben zel yaammda cinsiyet rollerini nasl sergiliyorum, al
lm kalplara gre mi davranyorum, yoksa aematik mi? Buna ce
vabm drste u olabilir: Olduka esnek, olduka aematik dav
ranyorum. Kkken ocuklarmn bakmlarn stlendim, ev leri
ne yardm ettim, yardm ediyorum. (Ancak dikkat buyurunuz, yar
dm ettim diyorum; biz erkeklerin kulland bu fade, cinsiyet ayrm
cl olarak yorumlanabilir. Erkekler ev leri konusunda elerine yar
dm ettiklerini sylerler; bir kadnn ev iinde eine yardm ettiini ise
pek duymazsnz.)

10

TOPLUMSAL CNSYET

Yllar nce, ocuklarmz kkken, bir dost toplantsnda bana ev


ilerinde eime ne kadar yardm ettiimi sordular. Ben, Yzde krk
orannda, dedim. Doru olup olmadn Zehra Hanma sordular,
Yzde be, dedi. Bozuldum: Olur mu? Bak unlar, unlar, un
lar yapyorum, bunun neresi yzde be? yle cevap verdi Zehra
Hanm:
Evet, sen bunlar gerekten yapyorsun; ama ben ev ilerinin
sorumluluunu, bir kadn olarak zerimde daha ar hissediyorum.
Sabahlar uyandmda, ilk be dakika iinde 'Acaba bu akam o
cuklara ne piirsem? diye dnmeye balyorum. Sanrm bu se
nin aklna hi gelmiyor. Ben akam eve ge gelsem, telefon edip o
cuklara unu piir desem, hemen yaparsn. Ama ben telefon edene
kadar sen ne piirilecek skntsn hi duymuyorsun. Ev ilerinin so
rumluluunu ben daha youn yayorum. Sanrm bu yzden yzde
krklk katkn bana yzde be gibi geliyor.
Eim ok haklyd. Galiba herkesin, zellikle biz erkeklerin, cinsi
yet rolleri konusunda kat etmek zorunda olduumuz daha uzun bir
yol var nmzde. Zehra Yan Dkmenin almas, bu uzun yol
daki admlardan biri saylabilir kansndaym.
Elinizdeki kitap, cinsiyet rolleri konusunda esnek olmay neri
yor. Ancak, salt kadn haklarn savunan bir kitap da deil. Bence,
insann, kendini snrlamadan, u ya da bu nedenle insanlar aras
na snrlar izmeden yaayabileceini, yaamas gerektiini anlat
yor. Birsz yazara/eime teekkr ederek, okuyucularmza mut
luluklar, dnyamza esenlikler dileyerek bitirmek istiyorum.
Prof. Dr. stn Dkmen

Not: Bu yazy eim fazla kiisel buldu, Daha akademik bir nsz ya
zabilir misin?" dedi. Bu nerisini dikkate alp akademik bir nsz yaz
maya altm, ama inann yazamadm. Elimden, dilimden bu geldi;
bylesi bana daha doal, daha doru geldi.

Toplumun iki ana unsuru olan kadn ve erkek, biyolojik zellikleri


bakmndan farkldr; buna cinsiyet denir. Kadn ve erkek olmann bi
yolojik zellikler dnda toplumsal anlam da vardr ve aslnda kadn
ve erkek denildiinde aklmza gelenlerin nemli ksm bu toplumsal
anlamla ilikilidir. ngilizcede toplumsal anlam karlayan gender"
szc kullanlr. Trkede bu anlam veren ayr bir szck yoktur,
ama son zamanlarda toplumsal cinsiyet ifadesi kullanlyor. Bu ki
tapta da bu ifade benimsenmi olmakla birlikte zaman zaman top
lumsal anlam kastedildii halde sadece cinsiyet teriminin kullanld
gzlenebilir.
Toplumsal cinsiyet, btn sosyal bilimlerin ilgi odadr ve sos
yal psikolojinin de nemli konularndan biridir. Bu kitap, toplumsal
cinsiyeti sosyal psikolojik adan ele alyor. Sosyal psikoloji, gn
mzde, insann toplumsal yaamnn, toplumsal davrannn her
ynn nceleyen ok geni bir alandr ve toplumsal cinsiyet de
sosyal psikolojinin, hatta psikolojinin ilgilendii tm alanlar kapsa
yan bir konu haline gelmitir. Bu kitap, geni kapsaml toplumsal
cinsiyet konusunun ancak bir blmn ele alyor. Burada bulun
mayan ya da ksa geilen konularn gelecek kitaplarda yer almas
planland. rnein, kadnn ve erkein cinsiyet kalpyarglar nede
niyle karlatklar sorunlar ile kadn ve erkek psikolojisi de baka
kitaplarn konusu olacak kadar genitir. Burada bu konu baz yn
leriyle ve zet olarak ele alnmtr.
Yaamm boyunca yansz olmaya altm. Zaman zaman bunun
normal snrlar zorlad durumlar oldu. Yaknlarm krmak pahasna
yanszlk ilkesinden dn vermemeye abaladm. Bunu gerekleti
remediim zamanlar olmu mudur, bilmiyorum. Olmusa eer asla
bilinli olmamtr ve umarm yanszlk szgecinden kaabilecek ka-

12

TOPLUMSAL CNSYET

dar minik olmutur. Bilim insan psikolog kimliklerim, drst insan


anlaym da yanszl gerektiriyor. Toplumsal cinsiyet konusunda
da yansz olmaya abaladm. Bu kitapta, bir kadn olduum iin ka
dnlar lehine bir anlatm benimsediim sanlabilir. Ancak ak yrek
lilikle sylemeliyim ki her eyi mmkn olduunca yansz bir bak
asyla ve kiisel grlerimi yanstmadan kaleme almaya, bilimsel
aratrma sonularna dayanarak anlatmaya altm.
Bu kitapta toplumsal cinsiyetle ilgili sosyal psikoloji bilgileri ve
rildii iin, yer yer temel sosyal psikoloji bilgisine ihtiya duyulabilir.
Bu temel bilgilerin, sosyal psikoloji kitaplarndan salanmas mm
kndr. Memnuniyetle ifade etmeliyim ki, gnmzde genel ders ki
tab niteliinde, hatta uzmanlam konularda Trke sosyal psiko
loji kitaplarnn says artyor. Elbette bunlar yeterli sayda deildir,
ama ihtiyac ksmen karlayacak durumdadr.
Kitabn psikoloji alannda renim gren renciler kadar psiko
lojiyle ilgilenenler iin de yararl olmasn diliyorum.
Zehra Yan Dkmen

indekiler

Cinsiyet ve Sosyal Psikoloji:


1TemelToplumsal
Kavramlar
Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet (sex ve gender), 17
Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet farkllklar, 23
Cinsiyet kimlii, 26
Cinsiyet kimlii ve cinsel kimlik, 27
Toplumsal cinsiyet rolleri, 28
Toplumsal cinsiyet kalpyarglar (stereotypes), 31
Toplumsal cinsiyet kalpyarglarnn kadna ve
erkee ykledii sorunlar, 32
Psikolojide ve sosyal psikolojide cinsiyet-toplumsal cinsiyet, 35
Sosyal psikolojinin toplumsal cinsiyetle ilgilenmesinin
ksa tarihesi, 39
Sosyal psikolojinin toplumsal cinsiyet yaklam, 40

Toplumsal Cinsiyetle
lgili Kuramlar

Psikanalitik kuram, 42
Toplumsal cinsiyetin kazanlmasnda dnem, 42; Kuramn geniletil
mesi, 45; Eletiriler, 45
Biyolojik aklamalar, 48
Beyinle ilgili aklamalar, 49; Hormonlarla ilgili aklamalar, 51
Sosyobiyolojik kuram (evrim psikolojisi), 52
Darwinin etkisi, 53; Baz kantlar, 54; Saldrganlk, 54; reme ve ana
-babalk yatrm, 54; Eletiriler, 56
Sosyal renme kuram, 59
Sayltlar, 59; renme sreleri, 59; Eletirisi, 62; Ana-babalarn etkisi, 62
Sosyal bilisel kuram, 63
Bilisel geliim kuram, 64
Kendini sosyalletirme, 64; Bilisel tutarllk, 65; Cinsiyet rol geliiminde
dnem, 66; Eletiriler, 67
Toplumsal cinsiyet emas (gender Schema) kuram, 68
Sosyal renme ve bilisel geliim kuramlarnn birletirilmesi, 68; Top-

lumsal cinsiyet emas, 69; Cinsiyetleri tipletirme (ayrtrma) (sex


typing), 70; Cinsiyeti tipletirmeyen (ayrtrmayan) ocuklar yetitirme,
71; Bern Cinsiyet Rol Envanteri, 72; Androjenlik kavram, 74
Toplumsal cinsiyet emasyla bilgi ileme kuram, 77
Genel cinsiyet emas, kendi cinsiyeti emas ve dier cinsiyet emas,
77; ematik bilgi ilemede hata, 78; Toplumsal cinsiyet emalarnn geli
imi, 79
Dier bilisel yaklaml kuramlarla benzerlii ve farkll, 80
Eletirisi, 80
Toplumsal cinsiyet kalpyargsnn eleri modeli, 81
Sosyal rol (social role) kuram, 81
Sosyal rol ve davranlar, 82; Sosyal rol kuram ve sosyob'yolojik yakla
m, 83
Benlik sunuu (self-presentation) kuram (toplumsal cinsiyetle
balantl davrann interaktif modeli), 85
ok faktrl toplumsal cinsiyet kimlii kuram, 88
Hangi kuram daha dorudur, cinsiyet roln daha iyi aklar?, 92

Cinsiyet Kalpyargiar,
3 Toplumsal
nyarglar ve Cinsiyet Ayrmcl
Kalpyarglar (stereotypes), 96
nyarglar, 98
Ayrmclk (discrimination), 101
Toplumsal cinsiyet kalpyargiar, 101
Toplumsal cinsiyet kalpyarglarnn zellikleri, 105
Toplumsal cinsiyet nyarglar ve ayrmcl, 115
Gnmzde deien cinsiyet kalpyargiar, nyarglar
ve ayrmcl, 120
Kadnlarn ve erkeklerin kendilerine ve birbirlerine
ilikin alglar ve tutumlar, 125
Cinsiyet kalpyarglarnn, nyarglarnn ve ayrmclnn
sonular, 131

letiim Aralarnda Cinsiyetlerin


4 veKitleCinsiyet
Rollerinin Ele Aln
Televizyon, 134
Reklamlar, 136
ocuk kitaplar, 137
Gazete ve dergiler, 139
Karikatrler, 141
Mzik kpleri, 142

Cinsiyet Farkllklar:
5 Kadnlar
ve Erkekler Gerekten Farkl mdr?
ki Yaklam: Benzerlikler ve farkllklar, 145
Aratrmalar, 147
Derleme almalar ve meta-analizler, 148
Klasik bir aratrma: Maccoby ve Jacklinin taramalar, 150
Aratrma sonular: Belirlenen farkllklar, 151
ocukluk dneminde gzlenen baz cinsiyet farkllklar, 151
Saldrganlk, 152; Olumlu sosyal davran (yardmseverlik ve ilgi-bakm
vericilik), 152; Okul baars, 153; Baar gds, 153; Heyecansal duyar
lk, 153; Psikolojik ve geliimsel sorunlar, 153; Uyma ve bamllk, 155;
Oyun ve arkadalk, 155
Yetikinlikte gzlenen baz cinsiyet farkllklar, 156
Bilisel yetenekler, 156; Szel yetenekler, 156; Matematik performans,
157; Uzaysal yetenek, 158; Fen bilimlerinde baar, 159; Uyma davran,
160; Saldrganlk, 161
Szsz iletiim ve szel olmayan davranlar, 164
Kk grup davranlar ve liderlik, 166; Yardm etme davran, 168;
Benlik, 169; Yalnzlk, 172; Arkadalk, 175; Kendini ama, 175; Ak, 177
Cinsel tutumlar ve davranlar, 179
Risk alma, 180; Fiziksel salk, 181; Beden imgesi, 182; Cinsiyet farkllk
larna ilikin tartmalar: Cinsiyet farkllklarnn aratrlmas gerekli midir?,
186; Kadn ve erkek ne kadar farkldr?, 189

Cinsiyet Kalpyarglarnn ve
6 Cinsiyet
Rollerinin Sonular
Ev ilerinin paylam, 194
alma yaam, 201
Ruh sal, 207
Fiziksel salk, 216
Erkeklerin yaadklar snrllklar, 219
Baar / stat normu, 220; Gllk normu, 221; Kadn gibi (kadns)
olmama normu, 223
Kaynaka, 226

ERKEKLERN VE KADINLARIN
GZL ETSZL

ten kp eve geldiniz


Koltuklar dolusu yorgundunuz
Gazete, televizyon...
dn dnyalar buldunuz.
Tabii erkekseniz byle.
Kadnsanz mutfaa girdiniz i dn
"Birinin yapmas gerek bunlar"
(o birisi, hep siz oldunuz).
Sonra Maria Mercedes iyi geldi
bir uzak akraba gibi
oturup alatnz;
stnzde bulak nl
ayanzda eski terlik.
Kim bilir, belki siz de
b ir gizli asilsiniz.
stn Dkmen, Selam, 1996

1. Blm

Toplumsal Cinsiyet ve Sosyal Psikoloji:


Temel Kavramlar

Toplum, kadn ve erkee farkl davranr; onlara farkl zellik


ler, davranlar, grevler ykler. rnein, genelde kadndan ev
ilerini yrtmesi istenirken, erkekten ailenin gelirini salama
s beklenir. Kadn ve erkek birlikte alyor olsalar bile yukarda
ki iirde belirtildii gibi, en azndan i dn erkein yeri tele
vizyonun kars, kadnn yeri ise mutfaktr. Kadnlardan ve erkek
lerden beklenen roller, davranlar, duygular, faaliyetler farkldr.
Bu farkllklarn nedeni, kaynaklar ve sonular hakknda eitli
grler ileri srlm, pek ok aratrma yaplmtr ve hl s
ren tartmalar vardr. Bu blmde konuyla ilgili temel kavramlar
hakknda bilgi verilecek, dier blmlerde de konu eitli ynle
riyle ele alnacaktr.
Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet (sex ve gender)
Gnmzde, konuyla ilgili aratrmalarn artrtasna para
lel olarak, belki biraz da pratik nedenlerle cinsiyet ve toplum
sal cinsiyet ayrm zerinde daha ok durulmaya balanmtr,
insanlarn cinsiyetlerinden ve toplumsal cinsiyetlerinden sz edi
liyor. Bu iki' terim farkl mdr; farkllarsa, farkllk nereden kaynak
lanyor; farkl deillerse neden bu ki terim kullanlyor? Aada
bu tartma konusu zerinde durulacaktr.
ngilizcede cinsiyet iin sex (okunuu: seks), toplumsal cinsi
yet iin gender (okunuu: cendr) terimleri vardr. Byle bir ayrTC 2

ma ihtiya olduu iin, Trkede, baka terimlerden de sz edil


mekle birlikte, bu iki kavram cinsiyet ve toplumsal cinsiyet terim
leriyle karlanmaya allyor. Yaygn kullanlan ve tek bir sz
ckten oluan terimlerin olmamas ilgintir ve belki de bu konu
daki gr asn yanstr. Bat literatrnde sex ve gender te
rimleri bazen birbirinin yerine ve ou zaman da farkl anlamlar
da kullanlr. Literatrde bir anlam karklndan sz edilmekle
(Gentile, 1998) ve bu iki terimin kullanmnda farkl tercihler hl
olmakla (Burn, 1996; Golombok ve Fivush, 1996) birlikte, cinsi
yet rollerinin daha ok aratrld gnmzde iki terimin ayrm
da daha ok yaplmaya balanmtr.
Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet terimlerinin nemi, anlamla
r zerindeki tartmalardan kaynaklanr. Tartma nedensel
lik konusu zerinde odaklanmtr (Deaux, 1985; Manstead ve
Hewstone, 1996; Unger ve Crawford, 1998). Kadnlarla erkekler
arasndaki farklar zerinde biyolojik yapnn ve evresel faktrle
rin oynad rol hakknda ve bunlarn terminolojiye yansmas ko
nusunda farkl grler vardr. Biyolojik temeli olan farkllklarn
"cinsiyet ile, sosyokltrel temeli olan farkllklarn da toplum
sal cinsiyet ile ifade edilmesi gerektiini savunanlar olduu gibi,
kadnlarla erkekler arasndaki farkllklarn ikisinden de kaynak
landn ve ayr nedenler olarak gsterilmesinin uygun olmad
n ileri srenler de vardr. Toplumsal cinsiyet (gender) terimini,
feministler, kadnlar ile erkekler arasndaki farkllklarn kltrel ve
sosyal aklamalarn vurgulamak zere kullanmay tercih eder
ken, bazlar da cinsiyet (sex) terimini politik olarak yanl bulduk
lar iin kullanr, kimileri de bu iki terimi birbiri yerine geecek e
kilde kullanr (Unger ve Crawford, 1998). Golombok ve Fivush
(1996). Bunlar, sex ve gender szcklerinin ikisini de ayn anlam
verecek ekilde birbirlerinin yerine kullandklarn, nk cinsiye
tin biyolojik ve sosyal ynlerinin ok ilikili olduunu ve ayrma
nn bazen g olduunu belirtirler.
Trke kullanmda da cinsiyet teriminin bazen toplumsal cin
siyeti de kapsamak zere kullanldn sylemek mmkndr.
Bu durum, hem toplumsal cinsiyetin temelinde cinsiyet ayrm
nn bulunmas hem de toplumsal cinsiyet teriminin kullanmnn

yaygnlamamas nedeniyle henz ok pratik bulunmamasna


balanabilir. Ayrca toplumsal cinsiyet ifadesinin Trke anlam
ve gramer asndan uygunluu da incelenebilir. Byle bir ayrm
yanstacak szcklerin Trkeye girmemi olmasn, insanlarn
biyolojik ve toplumsal cinsiyetlerinin birbirlerinden ayrlmaz bir
btn olarak grlmesine balamak da mmkndr. Dnyada
olduu gibi Trkiyede de bu ayrm yenidir ve hatta Trkiyede bu
ayrmn ok daha yeni olduu sylenebilir. Bilimsel aratrmalar
la bu konu zerinde ayrntl olarak durulmasnn gemii en er
ken 1970li yllara dayandrlabilir, ama en ok aratrma 90l yl
lardan bu yana yaplmtr.
Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet tartmalarna karn, kaynak
larda, genellikle kabul edilen u ayrmn kullanld gzlenir
(Deaux, 1985; Franzoi, 1996; Lips, 2001; Unger ve Crawford,
1998): Cinsiyet (sex) terimi, kadn ya da erkek olmann bi
yolojik ynn ifade eder ve biyolojik bir yapya karlk gelir.

Cinsiyet, bireyin biyolojik cinsiyetine dayal olarak belirlenen


demografik bir kategoridir. nsanlarn nfus czdanlarnda ya
zan cinsiyet bu terimin anlamna uygundur. Toplumsal cinsi
yet (gender) terimi ise kadn ya da erkek olmaya toplumun ve
kltrn ykledii anlamlar ve beklentileri ifade eder; kltrel
bir yapy karlar ve genellikle bireyin biyolojik yapsyla ilikili
bulunan psikolojik zelliklerini de ierir. Toplumsal cinsiyet, bi
reyi kadns ya da erkeksi olarak karakterize eden psikososyal
zelliklerdir (Rice, 1996). Ancak, cinsiyet ve toplumsal cinsiye
ti tamamen birbirinden ayrmak mmkn deildir; nk klt
rn kadndan ve erkekten bekledikleri (toplumsal cinsiyet) ka
dnn ve erkein fiziksel bedenlerine (cinsiyet) ilikin gzlemler
den tamamen ayr deildir (Lips, 2001). Buna gre, toplumsal
cinsiyetin kltrel yaplandrmalar bir anlamda biyolojik cinsi
yeti de ierir. Genellikle kadnlarla erkekler arasndaki baz fark
llklarn biyolojik mi yoksa kltrel mi olduunu tam olarak bil
mek mmkn deildir; esasen ou farkllk ikisinin birlikte et
kisinin bir sonucudur.
Bu karklklar nlemek ve cinsiyet (sex) ve toplumsal cinsi
yet (gender) terimlerine yklenen farkl anlamlarn ayrt edilme
sini salamak amacyla Gentile (1998), be ayr terim nermi
tir: (1) Cinsiyet (sex); biyolojik ilevi -cinsel eylemleri- kastetmek
zere, (2) biyolojik olarak cinsiyetle balantl (biologically sexlinked); kadn ya da erkek olmann biyolojik ynne bal zellik
leri -renk krl g ib i- kastetmek zere, (3) toplumsal cinsiyetle
balantl (gender-linked); kadn ya da erkek olmann kltrel ya
da toplumsal ynne bal zellikleri -erkeklerin daha saldrgan
olduklarnn kabul edilmesi g ib i- kastetmek zere, (4) cinsiyetle
ve toplumsal cinsiyetle balantl (sex-an gender linked); hem bi
yolojik hem de toplumsal kkenli olan zellikleri -kadnlarn be
bek bakmyla ilgilenmeleri g ib i- kastetmek zere, (5) cinsiyet
le ilikili (sex-correlated); kadn ya da erkek olmakla ilikili ama
kkeninin biyolojik mi yoksa kltrel mi olduu bilinmeyen zel
likleri kastetmek zere. Ancak Gentilein bu terminoloji nerisi,
sorunun terminoloji deil, cinsiyet balantl davranlarn nede
ni hakkndaki gr farkllklar olduu ve nedensel aklamalarn

da zaman iinde deiim gsterdii ileri srlerek (Deaux, 1998;


Unger ve Crawford, 1998) ok kullanl bulunmamtr.
Cinsiyet ikili bir snflamaya karlk gelir. Kadn ve erkek.
Bebekler doduklarnda (hatta domadan nce) sahip oldukla
r cinsiyet organlarna baklarak ya kadn cinsiyet grubuna ya da
erkek cinsiyet grubuna ait olarak kimliklenir. Bundan sonra nfus
czdanlarnn renginden seecekleri meslee kadar tm ayrm
lar bebek iin iletilmeye balar. Fausto-Sterling (1998), insan
larn ille de erkek ya da kadn olarak kategoriletirilmesine kar
kar; ona gre insanlar iki cinsiyetten birine ait olarak dn
mek yeterli deildir, baz insanlarn biyolojik yaplar bu ikili sis
teme uymayabilir. Fausto-Sterling, be cinsiyetten sz edilebile
ceini vurgular. Kadn ve erkein yan sra, biyolojik olarak hem
erkek hem kadn olanlar (hermaphrodites), baskn olarak erkek
olan ama kadn zellikleri de tayanlar (male pseudohermaph
rodites) ve baskn olarak kadn olan ama erkek zellikleri de ta
yanlar (female pseudohermaphrodites) vardr. Fautso-Sterling,
ok cinsiyetlilii kabul etmenin ve bireyleri ille de ikili sisteme uy
gun olmaya zorlamann bir topya olduunu ve baz sorunlara
yol aabileceini kabul etmekle birlikte pek ok psikolojik soru
nu halledebileceini de belirtir.
G enderve sex szcklerinin Trke karl olarak cinsiyet ve
cins szcklerinin kullanld da gzlenmitir (rnein, Trkne,
1995). Trkne, cins szcnn biyolojik olarak diiyi ve erke
i ifade ettiini, cinsiyet szcnn ise, cinsi yani biyolojik ola
rak diiyi ve erkei ifade etmesinin yan sra toplumsal-kltrel
olan da vurguladn belirtir. Bu kullanm makul bulunsa da bu
rada cinsiyet ve toplumsal cinsiyet ifadeleri tercih edilecek, ba
zen de cinsiyet, toplumsal cinsiyeti de karlayacak ekilde kul
lanlacaktr.
Bu iki terim sklkla kartrlr ya da birbiri yerine kullanlr.
Bunun nedeni, ikisinin ou zaman bir arada olduunun, hat
ta paralel anlamlar tadklarnn dnlmesidir, insanlarn cinsi
yetleri, normal koullarda farkl iki reme organna gre iki trdr:
Kadn ve erkek. Toplumsal cinsiyet ise eitlilik gsterir. Kadnlar
genellikle kadns (feminen), erkekler ise genellikle erkeksi (mas-

klen) olarak sosyalletirilirler, ancak bu toplumsal beklentilere


gerekten uyma dereceleri bakmndan insanlar arasnda farkl
lklar vardr.
rnein Bern (1983), insanlarn cinsiyet rollerini benimseme
bakmndan eitlendiini ileri srmtr. Berne gre, kimi ken
di cinsiyetindekiler iin geleneksel olarak uygun bulunan cinsi
yet roln daha ok benimser (kadns kadn ve erkeksi erkek),
kimi bu roln tam kartn daha ok benimser (kadns erkek ve
erkeksi kadn). te yandan, kiminin de geleneksel olarak hem
kendi cinsiyetine hem de dier cinsiyete uygun bulunan rollerin
ikisini de yksek dzeyde benimsedii (hem kadns hem erkek
si -androjen), kiminin de dk dzeyde benimsedii (ne kadn
s ne erkeksi -farkllamam) belirlenmitir. (Bu snflamaya ileri
blmlerde daha ayrntl olarak yer verilmitir.)
Burada nemle zerinde durulmas gereken nokta, toplum
sal cinsiyet rollerinin, bireyin cinsel tercihlerini belirleyici olma
masdr. Birey, biyolojik olarak kadn ya da erkek olabilir; birey,
toplumsal cinsiyet olarak geleneksel olan ya da olmayan rolle
ri benimseyebilir; birey, cinsel obje olarak kar cinsiyetten ya
da kendi cinsiyetinden bireyleri tercih edebilir. Bunlar birblrleriyle ou kez rtrler, ama hepsinin ayn olmas ya da birini bi
lince dierlerinin de doru olarak tahmin edilmesi mmkn ol
mayabilir. Dier bir anlatmla, rnein, kiinin biyolojik cinsiye
ti, ksaca cinsiyeti, kadn olabilir ama bu bilgiden hareketle o ki
inin toplumsal cinsiyetinin mutlaka kadns olacan ve cinsel
olarak mutlaka erkekleri ekici bulacan syleyemeyiz. Byk
olaslkla, cinsiyeti kadn olanlar, kadns zellikleri ve davran
lar, erkeksi zelliklerden ve davranlardan daha ok benimse
milerdir ve erkekleri daha ok beeniyorlard, ama bu her za
man byle olmayabilir. Ayrca, kar cinsiyet roln benimsemi
bireyin cinsel ekimle kendi cinsiyetine ynelmesi de sz konu
su deildir. rnein, kadns cinsiyet roln benimsemi bir er
kein ille de ecinsel olmas sz konusu deildir. nk bun
lar farkl ynelimlerdir. Burada cinsel tercihler zerinde durulma
yacaktr. Bu kitabn konusu, toplumsal cinsiyet ve onunla iliki
li konulardr.

Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet farkllklar


Kadnlar ve erkekleri dnelim. Aralarnda hangi farkllklar
vardr? Biri dierinden daha m aklldr? Biri dierinden daha m
duyguludur? Biri evde, dieri darda m alr? Biri uzun sa
l, dieri ksa sal mdr? Biri etek, dieri pantolon mu giyer? Biri
sadk, dieri deil midir? Cinsel organlar m farkldr? Hormonlar
m farkldr? Cinsel fonksiyonlar m farkldr?... Bu sorular daha
da uzatmak mmkndr.
Tandmz kadnlar ve erkekleri dndmzde bu soru
larn ancak kk bir blmne kesin cevap verebileceimizi g
rrz. Kadnlar daha duyguludur dediimizde duygulu erkek
ler de olduunu hatrlarz. Erkekler pantolon giyer dediimizde
pantolon giyen kadnlara ne demek gerekecektir? Akllarna hay
ranlk duyduumuz kadnlar ve erkekleri hatrlarz. O halde baz
zellikler hi de gerekten ayrc deildir. Gerek farkllklar ne
lerdir? Gerek farkllklar baz biyolojik zelliklerdir. Dierleri ger
ek farkllklar deildir, byk lde kltrden-toplumdan kay
naklanan ya da daha doru bir deyile toplumun yaratt farkllk
lardr. Gerek farkllklar dendiinde, doutan getirilen, renil
memi, deitirilemez ve kalc farkllklar kastedilir. Aada bun
lar zerinde durulacak, cinsiyet farkllklar kuramlarn ve aratr
malarn nda ilerdeki konularda tekrar ele alnacaktr.
Kadnlarla erkekler arasndaki farkllklar konusunda elikili
sonular vardr. Bunlar, iki cinsiyet arasndaki beceri, kiilik ve
sosyal farkllklarn eitim, meslek edinme frsatlar, ilikiler ve
sosyal kurum farkllklarna bal olduuna, ksacas sosyal oldu
una ya da bunlarn tamamen biyolojik kaynakl ve genetik oldu
una ilikin tartmalara baldr. Bu farkllklara ilikin olarak ne
rilen aklamalar genellikle farkllklarn kanlmaz olup olmama
sna balanr. Son zamanlarda kadn ve erkek arasndaki farkl
lklarn biyolojik srelerden ziyade sosyal srelere bal oldu
una aret etmek zere cinsiyet farkllklar terimi yerini toplum
sal cinsiyet farkllklar terimine brakmtr. Cinsiyet (sex) kadn ve
erkek kategorilerini, toplumsal cinsiyet (gender) se yine kadn ve
erkekle ilikili olmak zere kadns ve erkeksi kategorilerini gs
terdii iin, cinsiyet farkllklar , toplumsal cinsiyet rolleri ve

toplumsal cinsiyet kalpyarglar terimlerinin kullanlmasn ye


leyenler de vardr (Manstead ve Hevvstone, 1996).
Biyolojik yapya bal olarak baz zellikler ynnden insan
lar arasnda farkllklar gzlenir. Kadnlarla erkekler arasndaki bi
yolojik farkllklara cinsiyet farkllklar denir. Hcrelerde bulu
nan 23. kromozom ifti, cinsiyet kromozomlardr ve bu kromo
zomlar kabaca XX ya da XY ekillerine benzer. XX eklindeki kro
mozomlar kadnlarda, XY eklindeki kromozomlar da erkeklerde
bulunur ve bunlar da cinsiyet farkllklarn yaratr. Kadnn ve er
kein kromozom farkllklar ve buna bal cinsiyet organlarnda
ki farkllklar, hormonal farkllklar, reme fonksiyonundaki farkl
lklar cinsiyete bal farkllklardr. Bunlar birincil cinsiyet zel
liklerine bal farkllklardr. Bunlar gerek farkllklardr, kadn
da ve erkekte farkllk gsterirler. Vcudun tyl blgelerinin fark
ll, vcut yaplarndaki farkllklar, sesin farkll, gsler ve
demelmas gibi farkllklar ise ikincil cinsiyet zelliklerine ba
l farkllklardr. Bunlar da kadnda ve erkekte farkldr, ama birin
cil cinsiyet zellikleri kadar kesin farkllklar gzlenmeyebilir, kal
tma bal olarak eitlenebilirler. rnein, ok tyl erkekler ola
bilecei gibi, grece daha az tyl erkekler de olabilir. Kadnlar
ve erkekler, birincil ve ikincil cinsiyet zellikleri bakmndan fark
llk gsterirler.
Toplumsallama srecinde erkek ve kz ocuklarnn ren
dikleri, kltrn cinsiyetlerine uygun bulduu duygu, tutum,
davran ve roller arasndaki farkllklar ise toplumsal cinsiyet
farkllklar olarak ele alnr. Kadnlarn daha duyarl, ilgili ve ba
km verici vb. olarak alglanmalar; ev kadn, retmen, hemi
re vb. olmalarnn beklenmesi, ama erkeklerin bamsz, atlgan,
kuvvetli vb. alglanmalar; asker, mhendis, tccar vb. olmalar
nn beklenmesi toplumsal cinsiyet farkllklardr. Bunlar gerek
olmayan farkllklardr; deta toplumun kendi kalplarn bireye
dayatmas sonucu oluurlar. Bu toplumsal cinsiyet zellikleri ba
kmndan cinsiyetler arasnda farkllklar gzlenebilecei gibi, ay
n cinsiyetten bireyler arasnda da bu zellikler bakmndan eit
lenmeler gzlenebilir. rnein, ok duygulu kadnlar olabilecei
gibi duygusuz kadnlar da olabilir ya da ok gl erkekler ola

bilecei gibi gsz erkekler de olabilir; ok duygulu erkekler ya


da ok gl kadnlar da olabilir. Bu toplumsal cinsiyet farkllk
larna ilikin beklentiler, cinsiyet kalpyarglar biiminde toplum
da yaygn kabul gren inanlara dnrler ve sosyal davran
byk lde biimlendirirler. Cinsiyet kalpyarglar da ilerde ay
r bir konu olarak ele alnacaktr.
Biyolojik cinsiyet farkllklar renilmemi, doutan getirilen
zellikler bakmndan kadnlarla erkekler arasnda gzlenen fark
llklardr. Toplumsal cinsiyet farkllklar ise renilen, sosyalle
me srecinde kazanlan zellikler bakmndan insanlar arasnda
gzlenen farkllklardr. Toplumsal cinsiyet farkllklar, bireyden
bireye, kltrden kltre baz deimeler gsterir.
Eckes ve Trautner (2000), sosyal psikoloji iinde toplumsal
cinsiyetin farkl bak alaryla v farkl vurgularla bir deiken
olarak ele alndn ve eitli yaklamlar ortaya konulduunu
belirtmilerdir. Toplumsal cinsiyet kimine gre, rnein Beaux ve
erife gre, bir sosyal kategoridir. Bu bir sosyal kategori olarak
toplumsal cinsiyet yaklamna gre, insanlarn duygu, dnce
ve davranlar kadn ve erkek arasndaki kategorik blnmeyle
ilgili sosyal ve kltrel faktrler tarafndan etkilenir, bir toplumsal
cinsiyet emas oluur. Kimileri, rnein Eagly, tarafndan da top
lumsal cinsiyet, bir denek deikeni olarak ele alnmtr. Bu cin
siyet farkllklar yaklamna gre, kadn ve erkek zihinsel yete
nekler, kiilik zellikleri, sosyal davranlar vb. bakmndan fark
l mdrlar ve ne kadar farkldrlar sorusu ve bunun cevab iin e
itli psikolojik lmler nemlidir. Bern ve dierleri tarafndan ise
toplumsal cinsiyet, bir kiilik deikeni, yani bir grup duraan ve
isel zellikler olarak ele alnmtr. Bu bir kiilik deikeni olarak
toplumsal cinsiyet yaklamna gre ise, kadnslk, erkeksilik ve
androjenlik anahtar kavramlardr. Eckes ve Trautnere (2000) g
re, sosyal kategori yaklam, toplumsal cinsiyet davranlarnn
sosyal balam iindeki grnmleri zerine odaklanrken, dier
iki yaklam, toplumsal cinsiyeti daha ok bireysel dzeyde ele
alr ve aklayc ilke olarak biyolojik ayrmlara ve sosyallemeye
dayanr. Kadnla erkein birlikte yer aldklar hipotetik bir grubun
bir iteki performansn, bu yaklamn farkl vurgularla incele

yecekleri beklenebilir: Cinsiyet farkllklar yaklam, kadn ve er


kek gruplarnn performanslarnn ortalama puanlarn karlat
rrken, kiilik deikeni yaklam kadns, erkeksi ve androjen bi
reyleri performanslar bakmndan karlatracak, sosyal katego
ri yaklam ise alglayanlarn kadn ve erkek grup yelerinin per
formanslarna ilikin kategoriletirmelerini ve deerlendirmelerini
inceleyecek ve kadn ya da erkek olmann nasl, ne zaman ve ni
in fark yarattn aratracaktr. Bu konular ileriki blmlerde ay
rntl olarak ele alncaktr.
Cinsiyet kimlii
Kiinin Ben kimim? sorusuna verdii cevaplar onun kimli
ini oluturur. Kimlik, bireyi dier bireylerden ayran zelliklerini
gsterir. Bireyin kim olduu, kiisel zelliklerinin, rollerinin neler
olduu, neler yapabildii kimlikle ilikilidir. Bilginin (2003) Sosyal
Psikoloji Szlnde kimlik yle aklanr: Kimlik (identity), in
sann kendini tanmlama ve konumlamasnn ifadesidir. Daha
ak bir deyile kimlik, insann kendisini sosyal dnyasnda na
sl tanmladn ve nasl konumlandrdn yanstr, onun kim ol
duu ve nerede durduuna ilikin bir cevaptr (Bilgin, 2003, s.
199). Ergenliin en nemli geliim grevlerinden biri, kimliin be
lirlenmesidir. Bu kimlik gelitirme srecinin sorunsuz tamamlan
mas her zaman kolay olmaz. Ergen ne yapacana, nasl biri ola
cana, yaamdaki amalarnn neler olduuna, ksacas kim ol
duuna karar verirken zorlanabilir, aray iinde olabilir, zaman
zaman kararszlklar ve pimanlklar yaayabilir. Bu nedenle er
genlik dneminin bu zelliini bilerek ergene rehberlik etmek,
ona kar anlayl ve sabrl olmak gerekir. Cinsiyet kimlii de ki
inin kim olduunun nemli bir parasdr ve ergenlikten ok n
ce (muhtemelen 3-4 yalarnda) gelimeye balar. Ergenlik d
neminde birey nasl bir kadn ya da nasl bir erkek olduu konu
sunda ayarlamalar yapar, ama bu ayarlama sreci her yaam
dneminde bir baka boyutuyla devam eder.
Cinsiyet kimlii, kiinin kendini kadn ya da erkek olarak ta
nmlamasdr. Bu kimlik, kiinin kendilik kavramnda yer alan en
nemli edir. Kendinizi ya da bir bakasn tantmanz istense

byk bir ihtimalle en bata syleyeceiniz zellik cinsiyet ola


caktr. Cinsiyet kimlii, kimliin btnletirilmeye alld er
genlikten nce kazanlr.
Cinsiyet kimlii, kiilik ve davran olarak gsterilen kadnlk
ya da erkekliin kiisel ve isel anlamdr; bir erkek ya da ka
dn olmann znel duyum udur (Rice, 1996). ocuklarn ou, kz
ya da erkek olarak belirlenmi cinsiyetlerini bilisel olarak kabul
ederler ve iinde bulunduklar toplumun ve grubun beklentileri
ne gre davranrlar. Ancak baz kiiler cinsiyet kimliklerini belirle
mede glk, ekerler. rnein, transsekseller, biyolojik olarak
cinsiyetlerini bilirler ama bunu kabul edemezler; psikolojik ola
rak, kendilerini dier cinsiyette hissederler.
Cinsiyet kimlii ve cinsel kimlik
Burada da bir terim karklndan sz etmek gerekebilir.
Kaynaklarda bazen cinsiyet kimlii ya da toplumsal cinsiyet kim
lii (gender identity) ile cinsel kimlik (sexual identity) olarak ifa
de edilebilecek iki ayr terime rastlanr (rnein, Trew ve Kremer,
1998). (Trkede ise bu karklk daha fazladr, nk gender ve
sex szcklerini karlayacak iki ayr szcmz yoktur. Trke
kaynaklarda genellikle gzlediimiz bu terim karmaasnn bu
rada da srdn gzlemek mmkndr, ancak cinsiyet kimli
i ve cinsel kimlik oiarak anlamn ayrmak yararl olacak gibi g
rnyor.) Cinsiyet kimliiyle yukarda deinilen anlam kastedi
lir, yani cinsiyet kimlii kiinin kendini kiilik ve davran olarak
belli bir cinsiyette hissetmesi ve ona gre davranmasdr. Cinsel
kimlik ise, daha ok tercih edilen cinsel ynelimi ifade etmek
zere kullanlr ve heteroseksellik, homoseksellik, biseksellik, transeksellik ya da aseksellik olarak snflanmas mmkn
dr. Heteroseksel (karcinsel) ynelim, kart cinsiyetten birey
lerin cinsel obje olarak grlmesini ifade eder. Homoseksellik
(ecinsellik), kendi cinsiyetinden bireylerin cinsel obje olarak ter
cih edilmesi anlamna gelir ve kadnlar iin lezbiyen (lesbian) er
kekler iin gey (gay) terimleriyle ifade edilir. (Trkede ecinsel
lik ve zellikle lezbiyen ile gey iin ok sayda -o n la rca - terim
vardr, ancak bunlarn yaygn kullanlan terimler olduu sylene

mez). Biseksellik cinsel obje olarak her iki cinsiyetteki bireyle


rin de tercih edilmesi, aseksellik hibir belirgin cinsel ynelimin
olmamas ve transeksellik de her bakmdan kendini dier cinsi
yetten biri olarak grme ve hissetme anlamna gelir. Travesti ise
dier cinsiyetten bireyler gibi giyinmeyi ve davranmay benimse
yen bireye verilen addr. Kavramlar zaman zaman rtyor olsa
da burada bu anlamyla cinsel kimlik ya da cinsiyet kimlii konu
suna girilmeyecektir.
ilgili kuramlarn ele alnd blmde zerinde daha ayrntl
durulaca gibi, toplumsal cinsiyet kimliinin kazanlmas s
recinde genellikle birka aamadan sz edilir. Kohlberg (1996),
bilisel geliim kuramnda bu srecin aamada tamamlan
dn belirtir: Cinsiyet kimlii, cinsiyet kararll, cinsiyet dei
mezlii (aktaran Frable, 1997 ve Franzoi, 1996). 2 ya civarnda
ocuun kendinin farkna varmasyla cinsiyet anlay da geliir.
Henz kendi cinsiyeti hakknda tutarl bir gr oluturmam
tr, ama kadn ve erkei ayrt edebilir. 3-4 ya civarnda ise ken
di cinsiyet kimlii olumutur ve cinsiyetini doru olarak syleye
bilir, ama hl cinsiyeti kalc bir zellik olarak grmez. Cinsiyet
kimliinin tam olarak kazanld 5-6 yatan sonra artk cinsiyet
de deimez bir zellik olarak grlmeye balar. FrableTn (1997)
aktardna gre, Eaton ve Vonbargen (1981) de, cinsiyet kimli
ini kazanmas iin ocuun drt grevi yerine getirmesi gerek
tiinden sz ederler: Kendinin ve bakalarnn cinsiyetini doru
olarak belirleme (etiketleme), cinsiyetin devaml olduunu anla
ma (kararllk), cinsiyetin istendiinde deimediini anlama (g
d) ve sa biiminin ya da giysi eklinin deimesine ramen
cinsiyetin kalcln kavrama (deimezlik). Bu aamalar birbiri
ni izler, ama ya ranj konusunda farkl sonular verilir.
Toplumsal cinsiyet rolleri
Rol terimi tiyatrodan dn alnm sosyolojik bir terimdir.
Rol, rgtl sosyal bir yap iinde bireyin bulunduu pozisyo
nu, bu pozisyonla ilgili sorumluluklar, ayrcalklar ve dier po
zisyonlardaki insanlarla etkileimi ynlendiren kurallar gsterir
(Spence, 1985). Annelik, babalk, retmenlik, askerlik gibi fark-

<$el,havaclik oynayalm/

l rollerden sz edilebilir. Kadnlara ve erkeklere verilen farkl rol


ler ise toplumsal cinsiyet rolleri olarak bilinir. Kadnlarn ve erkek
lerin, toplum un yazd senaryo"ya bal kalarak rollerini oyna
malar beklenir. Toplumsal cinsiyet rolleri terimi, cinsiyet kalpyarglarn ya da toplumun belirledii cinsiyet farkllklarn yan
stmak zere kullanlr. Daha zelde, bu terim, geleneksel olarak
kadnla ve erkekle ilikili olduu kabul edilen rolleri ifade eder.
ocuklar, toplum tarafndan kz ya da erkek olarak etiketlen
melerinin ardndan cinsiyetin kltrel anlamlarn renmeye ve
kazanmaya balarlar. Cinsiyetin kltrel anlamlar, toplumsal cin
siyet rolleri olarak grlr. Toplumsal cinsiyet rol, toplumun ta
nmlad ve bireylerin yerine getirmelerini bekledii cinsiyetle ili
kili bir grup'beklentidir. Kz ve erkek ocuklar sosyalleme sreciy
le, eitli nesneleri, etkinlikleri, oyunlar, meslekleri ve hatta kiilik
zelliklerini onlar iin uygun ya da uygun deil olarak ayrt et
meyi renirler. Toplumsal cinsiyet rollerinin kazanmyla ilgili ku
ramsal aklamalar daha sonraki blmde de ele alnacaktr.

Binlerce yldr kadnlar hakknda neler denmi neler...


ite onlardan biri:
KADIN KISMI
Zeus, bizlere en byk ktl
Kadnlar yaratmakla yapt.
nsann kars yardm eder gibi
Grnse bile anlalr ki
Yardm mardm etmemitir.
Hi tad alamazsn karnla geirdiin gnden.
Geim skntsn, tanrlarn en berbadn,
Kap dar etmek iin kn kaldrmaz.
Tanrnn ltfuyla ya da kocann iyi niyetiyle
Evde huzur salanr, her ey yolunda gider
Sandn an, kar bir kusur bulup kavga kartr.
Kar evdeyse bir arkadan davet edemezsin,
Oturup iki laf edemezsin, kar rahat brakmaz ki.
En akll uslu grnen kar bile ii aztr.
Boynuzlanan koca farkna varmaz, ama komular
Bilir de, b ir adam daha kurban gitti diye glerler.
Her erkek, kusurlarn syler bakasnn karsnn,
Ama kendi karsndan sz edince ver de ver.
Hepimiz aldatlyoruz, gel gr ki farkna varamyoruz.
Zeus, bizlere en byk ktl
Kadnlar yaratmakla yapt.
Ayamzn ucuna glle bal bir zincir takt,
Bir trl kurulamyoruz
Taa ki b ir kar yznden patlak veren
Byk savata nice erkek gnll olarak
Vuruup cehennemi boyladndan beri.
Semonides (M 7. yzyl)
(Trkesi: Talat S. Halman, 1996)

Toplumsal cinsiyet rolleri, kadnln ve erkekliin sosyal or


tamlarda ifade ediliidir. Cinsiyet rol, kadna ve erkee uygun
bulunan kiilik zellikleri ve davranlar olarak ifade edilir ve kl
trel beklentileri ifade eder. Bir erkek iin uygun olduu dn
len davranlar erkeksi (masklen), kadnlar iin uygun olduu
dnlen davranlar ise kadns (feminen) cinsiyet rolleri olarak
adlandrlr (Rice, 1996). Bu kadns ve erkeksi rollerin, cinsiyetten
bamsz olarak bireylerin bulunduklar ortama gre deitii de
bildirilir (Echabe ve Castro, 1996). Kadnlar da erkekler de kendi
lerini mesleki etkinliklerinde daha erkeksi olarak ve yakn ilikile
rinde de daha kadns olarak alglarlar. Bu grle lgili kuram (interaktif yaklam) ilerlki konuda ele alnacaktr.
Toplumsal cinsiyet rollerinin kazanmyla ilgili eitli kuram
lar vardr. Bunlar esas olarak cinsiyet tiplemesi (ya da cinsiyetle
ri ayrtrma) sreciyle ilgili kuramlardr. Cinsiyete uygun tercihle
rin, yeteneklerin, kiilik zelliklerinin, davranlarn, kendilik kav
ramlarnn kazanlmas sreci, cinsiyet tiplemesi (cinsiyetleri
ayrtrma-sex-typ/ng) sreci olarak adlandrlr (Bern, 1983).
Toplumun cinsiyetlerden bekledii zellikleri kazanm, toplum
sal anlamda cinsiyetinin tipik bir bireyi olmu, dier bir syle
yile cinsiyetleri ayrtrma srecini tamamlam bireye de cinsi
yeti tipletiren (cinsiyetleri ayrtran-sex-iyped) birey denir.
ocuun, kltrnde cinsiyete uygun olarak tanmlanan kalba
nasl uyduunu aklayan kuramlar eitlidir. Bir sonraki blm
de bu kuramlar incelenecektir.
Toplumsal cinsiyet kalpyarglar (stereotypes)
insanlar, gruplar hakknda kalpyarglar gelitirme eilimin
dedirler. Kalpyarglar, bir gruba ilikin bilgi, inan ve beklenti
lerimizi ieren bilisel yaplardr (Kunda, 1999). Irk, cinsiyet, y
re, ulus ve meslek gruplar gibi eitli gruplardan olan insanlarn
kategoriletlrilerek aslnda ok eitli zellikler gsterebilecekleri/gsterdikleri halde, hepsi ayn zellii/zellikleri gsteriyor gi
bi dnlmesi eilimine kalpyargl dnme denilir (Franzoi,
1996). Kalpyarglar, belli bir grubun btn yelerinin zellikle
ri hakkndaki organize inanlardr (Golombik ve Fivush, 1996).

Kalpyarglar, bir grubun ve yelerinin zihinsel temsilleridir ve


grup yelerinin gerek, deimez zelliklerinden deil, o gru
bun sosyal ve ekonomik durumundan kaynaklanr (Augoustinos
ve Walker, 1995). Kalpyarglar zellikle holanlmayan gruplara
kar kolaylkla gelitirilirler ve bu gruplarn yeleriyle karlal
dnda hemen uyarlarak onlara nasl davranlacan belirlerler.
Kalpyarglar, genellikle bilisel ksa/kestiri yollar (heuristics) ola
rak ilevde bulunurlar; yani fazla dnme gerektirmeden, kar
lalan duruma uygunluu aratrlmadan, zetle ksa yoldan ka
bul edilirler. nsanlar, bireylere kar kalpyarglar dorultusunda
ve genellikle belirsiz ve genelletirilmi tepkiler verirler ve bu kalpyarglarn doru olmayabileceini genellikle dikkate almazlar.
Gl kalpyarglarn sz konusu olduu kategorilerden biri
de cinsiyettir. Toplumun, bir grup olarak kadnlarn ve bir grup
olarak da erkeklerin gstermelerini bekledii zelliklere toplum
sal cinsiyet kalpyarglar denilir (Franzoi, 1996). Kadn ve er
kek in uygun grlen rol ve faaliyetlere cinsiyet rollerine ili
kin kalpyarglar, bir cinsiyeti dier cinsiyete oranla daha az ya
da daha ok niteledii dnlen zelliklere de cinsiyet zellik
lerine ilikin kalpyarglar denilir (lrvanl-zen, 1993). Kltrel
farkllklar olmakla birlikte, genellikle, kadnlarn ilgi ve bakm ve
rici ve pasif olma gibi zelliklere sahip olduklar ve erkeklerin de
aktif ve baar ynelimli olduklar dnlr.
Bu kalpyarglarn srdrlmesinde ailenin ve dier toplumsal
kurumlarn yan sra kitle iletiim aralarnn, ocuk kitaplarnn,
reklamlarn, film ve kplerin vb. de rol vardr. Cinsiyet kalpyarglar, ilerlki konulardan biri olarak daha ayrntl ele alnacaktr.
Toplumsal cinsiyet kalpyarglarnm
kadna ve erkee ykledii sorunlar
Kitabn son blm olarak zetle ele alnacak bir konu da
kadnn ve erkein toplum inde cinsiyetlerinden kaynakl ola
rak yaadklar sorunlardr. Kadn hareketinden sonra kadnla
rn yaadklar sorunlar zerinde dikkatle durulmaya balamtr.
Farknda olunan ama her zaman sesli olarak ifade edilemeyen
sorunlarn yan sra hi farkna varlmadan srp giden sorunlar

zerinde de cesaretle durulmaya ve ayrntl olarak betimleme ve


aklama yaplmaya balamtr. zellikle feministlerin kl krk ya
rarak irdeledikleri sorunlar zerinde eitli kuramlar gelitirilmi
ve ok ayrntl fikirler retilmitir. Bu kadn hareketinin kadnla
rn sorunlarn kknden halledemedii, ama bu konularda daha
dikkatli olunmasn salad ve kamuoyunda bir duyarlk ve zel
likle de kadnlarda bir farkndalk yaratt sylenebilir.
Kadnlar sorun yaarken elbette erkeklerin de yaadklar so
runlar olacaktr, ama bu sorunlarn kadnlarnki kadar ok ve de
rin olmadklar sylenebilir. Son zamanlarda bir erkek hareketin
den de sz edilmekle birlikte bu hareket henz kadn hareketi ka
dar ses getirmemi gibidir.

9 Mart 2000 Cumhuriyet, s. 9


Ankara (Cumhuriyet Brosu)- 8 Mart Dnya Kadnlar Gnnde
Trk kadnlarnn sosyal, siyasi, ekonomik alanlardaki konumu yi
ne deimedi. Kadnlarn yzde 97si iddetle i ie yaarken yz
de 20'si okuma yazma bilmiyor, yzde 39'u isiz.
Babakanlk Kadnn Stats ve Sorunlar Genel Mdrl 'nn
aratrmasna gre iddet, ounlukla kadna ei, erkek arkada
ya da dier aile bireyleri tarafndan uygulanyor. Gecekondu
mahallelerinde yaayan kadnlar kapsayan aratrmada, kadnla
rn yzde 97'sinin aile ii iddete maruz kald belirlendi. Ailelerin
yzde 34 nde fiziksel, yzde 53 nde ise szl iddet var.
stihdam Sorunu
Trkiye genelinde lise ve daha st eitimli 15-24 ya gru
bunda bulunan kadnlarn yzde 49,6s isiz. Kentli kadnlarda bu
oran yzde 37,4 iken krsal alandaki kadnlar iin yzde 45,3e
ulayor. Trkiye nfusunun yarsn oluturan kadnlarn yzde 6570'i sivil igc iinde yer alyor. alabilir kadnlardan ancak
te biri alma alannda istihdam edilebilirken kadn iiler en ok
srasyla tekstil, tarm ve gda sektrleri ile atlye ve ev ilerinde
alyorlar. Toplam 5 milyon sigortalnn yzde 12s! (600 bin ka
dn sigortal) kadn iilerden oluurken toplam 2,5 milyon sendiTC 3

kah iinin yzde 12si de (300 bin kadn sendikal ii) kadn i
ilerden oluuyor.
niversiteler
niversite ve dier yksek retim kurumlarnda grev yapan
53 bin 805 retim elemanndan 17 bin 8287 kadn, 35 bin 977si
erkek. Kadn retim elemanlarnn tm retim elemanlarna ora
n ise yzde 33,1 de kalyor.
Kadn retim elemanlarnn yzde 8,5i profesr, yzde 6,5i
doent, yzde 10,7si yardmc doent, yzde 12,4 de re
tim grevlisi. Dier kademelerde grevli kadnlar ise toplam
retim elemanlarnn yzde 6,9unu oluturuyor. Akademik perso
nelin yzde 33 n oluturan kadnlar dekan, rektr, blm ba
kanl gibi ynetici kadrolarda son derece dk dzeyde tem
sil ediliyor.
Yarg organlarnda kadn
60 yeli Dantayn 19 yesi ve 2 bakan vekili kadn. 238 ye
li Yargtayda ise 15 kadn ye ve 32 daire bakanl iinde 1 ka
dn daire bakan bulunuyor. 4 yedek 15 yesi olan Anayasa
Mahkemesinin de 2 asil 2 yedek 4 kadn yesi var.
Kadnlar yzde 65,6 orannda salk, yzde 65,4 orannda avu
katlk, yzde 43,4 orannda da eitim ve retim hizmetlerinde g
rev alyorlar. Kamudaki kadnlarn yzde 37,2si ise genel idari hiz
metler snfnda alyor. Kamuda alan 100 kadndan 57si, 2435 ya grubunda younlayor ve yzde 44 ile ilk sray lise me
zunlar oluturuyor, ikinci sray yzde 15,2 oran ile iki yllk yk
sek retim mezunlar alyor. Bylece orta kademede younlaan
kadnlarn ykselme anslar da snrlanyor.
Kadnlar, ilk olarak 1933 ylnda belediye seimlerinde seme
ve seilme hakk aldlar. 1935 ara seimleri, kadnlara seme ve
seilme hakknn verildii ilk seim oldu. Bu dnemde, 18 kadn
TBMMye girerken 1939daki seimlerde, 400 milletvekili arasn
da 15 de kadn yer ald. 18 Nisan 1999daki seimlerde ise 550
milletvekili says olan M eclise sadece 22 kadn girebildi.

Kadnlarn da erkeklerin de toplumsal, ekonomik, psikolo


jik sorunlar vardr. Bunlarn ou kadna ve erkee toplum tara
fndan biilen rollere ilikin yaanan atmalardan kaynaklanr.
ou zaman toplumun beklentileri kadn ve erkek tarafndan kar
lanmak istenmez. rnein, baarl ve mesleki gelimeye gdl bir gen kz, evlenip oluk ocuk sahibi olmas beklenirken
niversiteye gidip okumak, meslek ve kariyer sahibi olmak iste
yince ailesiyle, toplumla ve kendisiyle atmalar balyor, bu da
derin sorunlara neden oluyor. Ei ve ocuklaryla daha ok za
man geirmek ve hobileriyle daha ok ilgilenmek isteyen bir er
kek ise evinin ekmeini kazanmak ve her zaman daha ok ka
zanmak zorunda olduunu hissediyor ve bu sorumluluktan bu
nalabiliyor. Bu rnekler oaltlabilir. Kadnn ve erkein kars
na sklkla bir ifte standart kyor: Kadna baka, erkee baka
kurallarn iletilmesi. Bireyler, kendilerini gerekletirmek konu
sunda engellerle ve toplumun beklentilerini gerekletirmek ze
re eitli ynlendirmelerle karlayorlar. Kimi iin bu dayatmalar
ok sknt yaratmazken ou iin bunlar gerek birer sancl zor
lanmadr. Son blmde bu konu belli ynleriyle ilenecektir.
Psikolojide ve sosyal psikolojide
cinsiyet-toplumsal cinsiyet
Cinsiyet, eitli disiplinler tarafndan ele alnan ve ok ynl in
celenen bir deikendir. Psikolojinin yan sra, sosyoloji, antropo-

loji gibi sosyal bilimlerin ve biyoloji gibi fen bilimlerinin de incele


me alan olmutur. nk toplum iinde belki de bu kadar ok ki
iyi iine alan bir baka snflama yoktur. Toplumsal dzenlemenin
her trlsnde cinsiyetin etkisini ya da cinsiyete gre ortaya k
m bir farkllamay grmek mmkndr. Psikolojide, zellikle de
baz alt dallarnda cinsiyet daha ok ele alnr. rnein, sosyal psi
koloji ve geliim psikolojisi cinsiyet, toplumsal cinsiyet zerinde
nemle duran alanlardr. Eckes veTrautner (2000), bu iki alt alann
birbirlerinden ayr olarak cinsiyet zerinde altklarn ve ayr lite
ratrler oluturduklarn biraz da eletirerek vurgulam ve konuya
farkl perspektiften ayr katklar olan bu iki alt disiplinin cinsiyet ilgi
lerini btnletirmeye almlardr. Klinik psikolojide de cinsiyet
ve toplumsal cinsiyet nemli bir konudur, cinsiyet ile psikopatoloji
ve tedavi yntemleri ilikisi zerinde dikkatle durulur.
Psikolojide cinsiyet nemli bir demografik deiken olarak
ele alnr. Bu kadar ok ele alnmasn, her aratrmada cinsiye
tin .b ir deiken olarak incelenmesini eletirenler de vardr. Bu
tartmaya ileriki konulardan birinde (cinsiyet farkllklar) deini
lecektir. Ancak gemite cinsiyetin, zerinde duyarlkla durulan
bir deiken olduunu sylemek kolay deildir. Aslnda psiko
lojinin, yakn zamanlara kadar insann tm eitliliine kapal ol
duundan, cinsiyetin yan sra rk, snf, kltr, ya, cinsel tercih
vb. farkllklar dikkate almadndan sz edilebilir (Burn, 1996).
Klasik almalarn ounda, rneklemler sadece erkeklerden
oluturulmutur. Batda yaplan nemli deneylerin ou sade
ce orta snf beyaz erkeklerden alnan verilerle yrtlmtr. Bu
durumu modern psikolojinin kurucusu olarak nitelenen VVundta
kadar gtrmek mmkndr; VVundtun almalarnn erkek de
neklerle yrtld grlr (Brannon, 2002). Muzaffer erifin
nl grup atmas deneyleri, erkek ocuklarla yrtlmtr
(erif ve erif, 1996). Aschn ve Milgramn sosyal etki deney
lerindeki deneklerin tm erkektir (Banyard ve Grayson, 1996).
Kohlbergn ahlak geliimiyle ilgili kuram hepsi erkek olan de
neklerden alnan verilere temellendirilmitir. Bu rnekleri artrmak
mmkndr. Bunlarn bir ksm, iyimser bir yorumla kartrc de
ikenlerin (aratrmaya konu olan davran zerinde etkisi olabi

lecek, ama aratrcnn bu etkinin ortaya karak sonucu belirsizletirmesini istemedii baka deikenlerin) kontrolne atfedile
bilir, ama yle grnyor k erkein davran tm insanlarn dav
ranlarn aklamada bir standart olarak alnmtr.
Aratrmalarda aratrmac yanll grldnden sz edilir
(Paludi, 1998). rnein, ocua ilgi ve bakm vermenin anneyle
ilgili bulunmas, bu davrann doal olarak kadn etkinlii ola
rak grlmesine, aratrmalarda operasyonel (ievuruk) tanm
nn bu ekilde yaplmasna yol aar. Bu cinsiyet kalpyarglarnn
bir etkisidir ve aratrmalarn hipotezlerinin, deseninin ve yorum
larnn bu ynde yaplmas sonucunu dourur.
Gnmzde zellikle feminist psikologlar tarafndan buna
kar klyor ve aratrmalarn sonular bu bakmdan eletirili
yor, yeni aratrmalar yaplarak eski bulgular gzden geiriliyor.
Aratrmalarda cinsiyet ynnden getirilecek deneysel kontrole
(rnein, kadn ve erkek katlmc saylarnn eitlenmesine) zel
likle nem veriliyor. Ancak yine de zaman zaman psikoloji, cinsi
yeti sosyal ve politik balam gz ard ederek ele ald ve bazen
dolayl da olsa mevcut kalpyarglarn pekimesine yol at iin
eletirilir (Burr, 1998).
Minton (2000), 20. yzyla girerken, Amerikada psikolojinin
bamsz bir bilim olmasnn ve psikolojide erkek egemenliinin
gzlenmesinin cinsiyetin toplumsal cinsiyetteki deiimlerle ilikilendirilebileceini belirtmitir. 20. yzyla girerken, Amerikada
cinsiyet idealleri deimi, yeni kadn ve yeni erkek tipleri or
taya kmtr. Kadnlar eitimde ve i yaamnda daha ok yer
almaya balamlardr; ekonomik bamszlk, toplumsal yaama
katlma ve politik bilin kazanmlardr. Orta snftan gelen erkek
ler ise, kadnlarn bu yeni pozisyonunu ve ii snfndan gelen
erkeklerin de fiziksel glerini ve otoritelerine bakaldrmalarn
kendi erkekliklerine kar bir tehdit olarak alglamlar ve erkeklik
leriyle daha ok ilgilenir olmulardr. Bu da erkeklerin, daha n
ceki dnemlerde grlen saygl ve duygularn snrlayan erkek
tipinden ilkel gdlerini snrlamayan, yarmac sporlarla ilgile
nen ve sava bir erkek tipine doru deimelerine yol amtr.
Mintona gre, bu deiim psikolojide de yansmalarn bulmu

tur. Bu dnemde, psikolojide ar dzeyde erkek yanl vardr:


Hali, Cattell ve James gibi ilk nemli psikologlar, erkek egemenli
ini pekitirici grleri savunmulardr. rnein Hail, bir niver
site rektr olmasna ve kadn rencilerin niversitede lisanss
t eitim almalarn desteklemesine karn, kadnlarn asl sorum
luluklarnn annelik ve ocuk bakm olduunu ve bu ynde ei
tilmeleri gerektiini savunmutur. Ayrca, Hail, erkek ocuklarn
okulda, ou kadn olan retmenleri tarafndan ve evde de an
neleri tarafndan eitilmelerinin, erkeklerin kadnslamasyla so
nulanmas tehlikesine kar erkek ocuklarnda saldrgan faali
yetlerin tevik edilmesini de savunmutur. Benzer grleri baz
dier erkek psikologlar da ifade etmilerdir.
Bilimsel sonularn cinsiyet ynnden yanl olmasn nleme
nin bir yolu, yntemsel iyiletirmelerin salanmasysa, dier bir
nemli yolu da toplumsal cinsiyetle ilgili aratrmalarn srdrl
mesidir. Toplumun kadn ve erkee yklediklerinin, geleneksel
cinsiyet rollerinin insanlara getirdii snrlamalarn ve yaratt so
runlarn daha iyi anlalmas iin toplumsal cinsiyet aratrmalar
na nem verilmesi gerekir.
Sosyal psikolojide, gnmzde, zellikle toplumsal cinsiyet
zerinde ok duruluyor. Ancak, kalpyarglar, ayrmclk, nyar
glar sosyal psikolojinin eski konularndan olmasna karn cin
siyet temelli, zellikle de kadnlara ynelik kalpyarglar, ayrm
clk gibi konular ancak kadn hareketinden sonra, yani 1960larn sonunda ve 1970'lerde ele alnmaya balanmtr (Burn,
1996). Daha nceleri kadn psikolojisiyle ilgilenen baz dernek
ve konseyler tarafndan defalarca yaplan bavurulara karn
Amerikan Psikoloji Birlii (APA), ancak 1973te Kadn Psikolojisi
Topluluunu (Society for the Psychology of Women) 35. Blm
(division) olarak kabul etmitir (Brannon, 2002). Bu 35. Blm,
gnmzde kadn almalarnn yan sra baka disiplinlerin
de katklaryla cinsiyet ve toplumsal cinsiyet konusunda eit
li aratrmalarla ilgileniyor. Daha sonra 1995te de Erkekler ve
Erkeksilik Hakkndaki Psikoloji almalar Topluluu (Society for
the Psychological Study of Men and Masculinity) APA iinde 51.
Blm olarak kabul edilmitir (Brannon, 2002).

Sosyal psikolojinin toplumsal cinsiyetle


ilgilenmesinin ksa tarihesi
Sosyal psikolojinin toplumsal cinsiyeti ele alma yksne
bakldnda baz dnemlerden sz edilebilir (Trew ve Kremer,
1998). nceleri (1900lerin banda), cinsiyet sadece bir denek
deikeni olarak grlm, kadnlarla erkekler arasndaki farkl
lklar bireysel farkllklar olarak ele alnm, kadnslk ve erkeksi
lik dier bireysel farklara benzer ekilde llmeye allmtr.
1930lardan 1970lere kadar toplumsal cinsiyet, kiilie yansyan
tek boyutlu psikolojik bir zellik olarak grlmtr. Bu boyutun
bir ucunda erkeksilik, dier ucunda kadnslk vardr, insanlarn
cinsiyetlerine paralel olarak bu ularn birinde yer almalar ge
rektii dnlmtr. 1970lerden sonra ise kadnslk ile erkeksiliin tek bir boyut olduu fikrine kar klm, kadnslk ve
erkeksiliin birbirinden bamsz olduu kabul edilmi ve yay
gn kabul gren androjen kavram ileri srlmtr. (Androjenlik
kavramna ileride, Bernin toplumsal cinsiyet emas kuramyla
balantl olarak deinilecektir.) Bu gre uygun lekler geli
tirilmitir. Bu leklerden en yaygn kullanlan, hatta gnmz
de bile en ok kullanlan, Bern Cinsiyet Rol Envanteredir. Bu
yaklam 1980lerde eletirilmeye balanmtr, bu leklerin ve
androjen kavramnn daha nceki kadnsln ve erkeksiliin tek
bir boyut olduunu kabul eden yaklamdan esasen ok da fark
l olmad, erkeksilik ve kadnsln hl deimez bireysel ei
limlerle tanmland ileri srlmtr. 1980lerde ise cinsiyete
sosyal bir kategori olarak baklmaya balanm ve toplumsal cin
siyet kalc kiilik zellii olarak deil, bir sre olarak ele aln
mtr. Bu bak asyla cinsiyet, dinamik ve duruma bal ola
rak belirlenen bir zellik olarak dnlm, kadn ile erkek ara
sndaki farkllklar toplumdaki greli prestij ve gleri dikkate al
narak belirlenmitir. Bu tr toplumsal gerekliklerin bireyin na
sl dneceini, davranacan ve hissedeceini etkiledii ka
bul edilmitir. 1990larda ise, daha nceki ok saydaki kura
ma, toplumsal cinsiyeti kiileraras dzeyde ya da benlik dze
yinde ele alan yeni kuramlar eklenmi, benlik kavram ar bas
maya balamtr.

Toplumsal cinsiyetin, cinsiyet rollerinin geliimini ve cinsiyet


farkllklarn aklayan ok sayda kuram vardr. Bu kuramlarn
nemli bir ksm hemen sonraki blmde ele alnacaktr.
Sosyal psikolojinin toplumsal
cinsiyet yaklam
Eckes ve Trautner (2000), sosyal psikolojinin toplumsal cinsi
yete likin yaklamnn iki ynnden sz ederler. Sosyal psiko
lojide, toplumsal cinsiyet ya birey merkezli olarak ya da bir sos
yal kategori olarak ele alnr.
Birey merkezli yaklamlarda cinsiyet ya bir denek deikeni
olarak ya da bir kiilik deikeni olarak ele alnr. Denek deike
ni olarak cinsiyeti inceleyen almalarda, daha ok cinsiyet fark
llklar zerinde durulur; kadn ve erkein zihinsel yetenekleri, ki
ilik zellikleri ve sosyal davranlar bakmndan farkl olup olma
dklar ve farklysalar ne kadar farkl olduklar incelenir. Kiilik de
ikeni olarak cinsiyet zerinde duran aratrmalarda ise, temel
kavramlar olarak kadnslk, erkeksilik ya da ikisini de ieren androjenik ele alnr; bunlarla ilgili kuramlar oluturulur, lekler ge
litirilir ve temel kavramlarn akl sal, sosyal uyum ve ilgili di
er davranlar zerindeki katks zerinde durulur.
Cinsiyetin bir sosyal kategori olarak ele alnd yaklamda
ise, sosyal balamlardaki toplumsal cinsiyet tiplemeli davran
lar zerinde odaklanlr. Bu gre gre, bireyin duygu, dnce
ve davranlar, kadn ve erkek arasndaki kategorik ayrma bal
sosyal ve kltrel faktrler tarafndan byk lde etkilenir. Bu
faktrler, kadn ve erkek arasndaki iblmn, kadn ve erkek
hakkndaki inanlar, kadna ve erkee ynelik tutumlar ve cinsi
yetle ilikili sorunlar ierir.

2. Blm

Toplumsal Cinsiyetle lgili Kuramlar

Toplumsal cinsiyetin kazanmna ve cinsiyetler aras farkllk


larn aklanmasna ilikin eitli kuramlar vardr. Kuramlar, bilin
dii gibi, olay ve durumlarn, psikolojide davrann, nasl ve ni
in ortaya ktn aklayan bir grup fikirdir. Psikolojide davra
n terimi, hem aka gzlenebilen hareket ve eylemleri hem de
dolayl olarak llebilen, dorudan gzlenemeyen tutum, kii
lik gibi isel zellik ve sreleri karlamak zere kullanlr. Dier
bilim dallarnda olduu gibi psikolojide de kuramlar nemlidir.
Kuramlar, dnyay anlama abalarnn, kark, yararsz ve birbiriyle ilikisiz uralar olmalar yerine belli bir olguyu anlama
ya ynelik sistemli ve organize almalar olmalarn mmkn k
lar. Ayn konuda birok kuram grmek mmkndr. rnein,
cinsiyet rollerinin geliimini aklayan pek ok kuram vardr:
Psikanalitik kuram, bilisel geliim kuram, sosyal renme ku
ram, toplumsal cinsiyet ema kuram gibi. Bu farkl kuramlar bir
birlerini yanllamazlar, ayn davrann farkl ynlerine k tutar
lar. Baz ynlerden eliir gzkseler bile ou zaman birbirleri
ni tamamlarlar.
Bu blmde toplumsal cinsiyetin kazanmyla ve cinsiyetler
arasndaki farkllklarla ilgili kuramlardan en yaygn olanlar ele
alnacaktr. Pslkanaiitik, biyolojik, sosyobiyolojik, sosyal ren
me, bilisel geliim, toplumsal cinsiyet emas, toplumsal cinsi
yet emasyla bilgi ileme, sosyal rol ve benlik sunumu kuramla
rna yer verilecektir. Bunlarn bir blmn daha geni kuramlar

ve genel yaklamlar olarak nitelemek mmkndr; rnein, psikanalltlk, biyolojik ve sosyal Inaclk yaklamlar gibi.
Psikanalitik kuram
Freudun grlerine dayanan psikanalitik yaklam, toplum
sal cinsiyetin geliimine ilikin olarak getirilen ilk kuramsal ak
lamalardan biridir. Daha sonraki izleyicileri tarafndan Freudun
cinsel geliim ve cinsiyet rolnn kazanm hakkndakl grleri
gzden geirilmi ve yeni dzenlemeler yaplmtr. Burada nce
Freudun kuram ksaca aklanacak ve sonra da eletirilere ksa
ca yer verilecektir.
Freudun toplumsal cinsiyetin olumasna ilikin kuram, li
bido kavramlatrmasna dayanr. Libido, biyolojik ve toplum
sal cinsiyeti organize eden, biyolojik temeli olan cinsel enerjidir.
Freud, libidoyu erkek cinsel organn merkeze alarak (phallocenlric) aklamtr.
Toplumsal cinsiyetin kazanlmasnda dnem
Freud'un psikoseksel geliim kuram yaygn olarak bilinen
geliim kuramlarndan biridir. Freud, psikanalitik yaklamn bir
blmn oluturan bu kuramnda bireylerin psikoseksel geli
imi be dnemde tamamladklarn syler: Oral, anal, fallik, latent ve genital. Oral dnemde (0-18 ay aras) bebein ilgisi az
blgesindedir ve azla ilgili etkinlikler (emme, aza alma) haz
salar. Anal dnemde (1,5-3,5 ya aras) ilgi anstedir (makat
tadr), dklarna ve ilgili sreler nemlidir. Fallik dnemde (35 ya aras) ilgi, henz yetikinlik dzeyinde olmamakla birlik
te, cinsel organa ynelir. Latent dnemde (5-13 aras) cinsel il
giler ve gdler azalyor, hatta kayboluyor gibi grnr. Genital
dnemde (12-13 yatan sonra) ise cinsel drtler yeniden cin
sel organ odakl ve yetikin cinsellii anlamnda ortaya kar; bu,
psikoseksel dnemlerin sonuncusudur. Bu geliim dnemleri
nin hemen her birinde bireyin psikolojik enerjisi ve cinsel ilgisi (li
bido) bedeninin belli bir blgesine ynelir ve birey salad do
yumun dzeyine (az ya da ok oluuna) gre ya o dnemde ta
klr ya da bir sonraki dneme ksmen veya tamamen geebilir.

Freudun bu psikoseksel geliim kuramna ilikin bilgileri her


hangi bir psikolojiye giri kitabnda bile (rnein, Morris, 2002)
bulmak mmkndr, ama burada geni olarak ele alnmayacak,
kitabn konusu gerei sadece toplumsal cinsiyetin geliimiyle il
gili grleri zerinde durulacaktr.
Freudun kuramnda toplumsal cinsiyetin kazanmna ilikin
dnem grlr (Fast, 1993): ocuklarn cinsiyetler arasnda
ki farkllklarn farknda olmadklar dnem, farkllklar anlamaya
baladklar dnem ve dlpal dnem. Bu dnemlerin zellikleri
aada zetlenebilir: (Fast, 1993; Freud, 1965/1969; Golombok
ve Fivush, 1996).
lk dnem de (bu dnem oral ve anal dnemleri ierir), do
umdan itibaren erkek ve kz ocuklarn cinsiyet ve toplumsal
cinsiyet deneyimleri ayndr. Erkek ocuklar, yaama erkek ana
tomisine sahip olarak balarlar, libidolar erkek cinsel organy
la, yani penisle balantl olarak erkektir ve anneleriyle llklleri de
kar cins ilikisidir. Kz ocuklar anatomik olarak iki cinsiyetlldir;
diilik organ olarak vajinalar, erkeklik organ olarak da klitorisleri
vardr. Yaamn banda kz ocuklarn deneyimleri iinde sade
ce klitoris yer alr, libidolar bununla ilikili olarak erkektir ve anne
leriyle likileri yine kar cins likisidir. Yani lk dnemde kz o
cuklarn da erkek ocuklarn da cinsiyetleri erkektir ve toplumsal
cinsiyetleri de erkeksidir. Bu dnemin banda (oral dnemde)
ocuk, annesinin kendisinden ayr olduunun farknda deildir,
anesinln memesinin kendisinin bir paras olduuna inanr. Bu
nedenle de anne ile ocuk arasnda beslenmenin ne zaman ve
ne kadar sre olaca konusunda bir atma yaanr. Bu at
mann zlmesi, gereklik snama ve rasyonellik kayna olan
egonun geliimini salar. Dnemin ikinci blmnde (anal d
nemde) ise ocuk le ana-baba arasnda yeni bir atma yaanr:
Tuvaletin ne zaman ve nereye yaplacann kontrol. Bu atma
da ocuun anal kontrolden holanmasyla zlr.
18-24. aylarda balayan ikinci dnemde (fallik dnemin ilk
blm) ocuklar, kadn ve erkek arasndaki farkllklar anlama
ya balar ve 5 ya civarnda da cinsel kimlikleri oluur. Freuda
gre, yine erkeklik merkezdedir ve sevgi objesi yine annedir.

nk ocuklar yalnzca bir cinsiyeti bilirler: erkek. ocuklarn


anlayna gre, cinsiyet fark penise sahip olmak ya da olma
mak sorunudur. Freuda gre, erkek ocuklar kzlarn kendileri
nin sahip olduklar penise sahip olmadklarn grrler ve kendile
rinin de bu organ kaybedebileceklerinden korkarlar (kastrasyon
anksiyetesi). Erkek ocuklar babalarnn fiziksel ve cinsel olarak
daha gl olduklarn grrler ve eer cinsel ilgilerini annelerine
yneltirlerse babalarnn onlar kastre (hadm) edeceinden kor
karlar. Bu dnemde kz ocuklarnn geliimleri daha da karma
ktr. Freuda gre, kz ocuklar penisleri olmad in kendile
rinin cinsel organlarnn olmadn ya da ok basit bir organla
r (klitoris) olduunu dnrler; bu durumu kayp olarak grr
ler ve kskanma duygularyla tepkide bulunurlar, bu eksiklii te
lafi etmek isterler ve gizliden gizliye bir gn penise sahip olacak
larn (belki de ierde bir tane vardr ve byyecektir) mit eder
ler (elektra kompleksi). Hayal krkl ve fkeyle annelerinden ba
balarna ynelirler, nk anneleri onlara erkek ocuklara verdik
lerinden vermemitir ve zaten anneleri de eksiktir, onlarn da pe
nisleri yoktur. Anneden uzaklap babaya doru olan bu yne
lileri onlarn heteroseksel anlamda kadnslk yoluna girileri
nin balangcdr.
Toplumsal cinsiyet rolnn kazanmnn nc dnemin
de, yani dipal dnemde, anneleri iin babalaryla erkeklik yar
na giren erkek ocuklar, kastrasyon (hadm edilme) korkusuy
la babalaryla olan ekimelerinden ve annelerine olan cinsel y
nelimlerinden vazgeer, babalaryla zdeleirler. Bylece daha
geni sosyal dnyada erkek ve erkeksi olarak kendilerine uygun
yerlerini alrlar. dipal atmann zlmesiyle ahlaki yarglama
nn kayna olan sperego (st benlik, vicdan) da geliir. Kz o
cuklar ise, babalaryla yeni ilikilerinde, nce babalarnn onla
ra istedikleri penisi vereceini umarlar. Ancak sonra bu istekten,
ilikili davranlardan ve saldrganlktan yava yava vazgeerler
ve babalaryla pasif, kadns bir liki iine girip ondan bir bebek
sahibi olmay stemeye balarlar. Kz ocuklarnn babalar iin
anneleriyle yarmalarnda, erkek ocuklarnda sz konusu olan
kastrasyon korkusu yoktur, nk o zaten penise sahip deildir,

annesi de zaten eksik ve zayftr. Freuda gre, kz ocuklarnn


anneleriyle tamamen zdeleme zorunluluklar olmad iin speregolar da erkek ocuklarnki kadar gelimemitir. Bu neden
le, Freuda gre, kadnlar hem cinsel hem de ahlaki olarak erkek
ler kadar stn deillerdir.
Kuramn geniletilm esi
Freudun erkek hastalarnda gzledii ocuk dourmak, bir
erkekten hamile kalmak, cinsel ilikide kadn rol almak gibi giz
li istekler, tamamen erkek cinsel organna temellendirdii bu ku
ramna uymaz. Bu nedenle Freud, kuramna yeni bir boyut ekle
mitir (Fast, 1993): ki cinsiyetlilik. Freud, her insanda, doum
la balayan ve yaam boyu sren, biyolojik temelli kadns ve er
keksi bir yn bulunduuna iaret etmitir. Esasen bu iki cinsiyetliliin hem kadnda hem erkekte bulunduunu ifade eder. Ancak,
kzlar in iki cinsiyetlilikten zaten cinsiyet geliimini kavramlatrrken daha nce sz ettii iin, bu yeni iki cinsiyetlilik kuramn
sadece erkeklere uygulamtr. Bu iki cinsiyetllliin kadns yn,
erkeklerde babayla likilerinde kadn rol alma istekleriyle fade
bulur. Bu durum, Freuda gre, erkek hastalarn cinsiyet farkll
ve dlpal dnem sorunlaryla balantldr. Erkek ocuklar er
kek olduklarn fark ettiklerinde, kadnslk nemli hale gelir, n
k onlar erkek olarak kadns olma frsatn karrlar. dipal d
nemde erkek ocuk-baba ilikisi nemli hale geldiinde, erkek
ocuklar, bu dnemin erkeklik rekabetine girmeden nce baba
laryla kadn olarak iliki kurmaya abalarlar. Freud, atmann
bu yanl zmne, erkek hastalarnn klinik gzlemlerinde rast
ladn belirtmitir.
Eletiriler
Freudun bu kuram, ilk dnemden itibaren eletirilmi ve
yeniden formle edilmitir (aktaran, Bussey ve Bandura, 1999;
Fast, 1993; Golombok ve Fivush, 1996). ncelikle kzlarn top
lumsal cinsiyet geliimine ilikin yaklam eitli ynleriyle eleti
rilmitir. zellikle kzlarn penisleri olmayna tepkileri (penis ks
kanl), erkeklerin vajinalarnn olmayna tepkileri (rahim ks

kanl), kzlarn speregolarnn erkek ocuklarnkinden da


ha zayf oluu gibi grleri sorgulanmtr. Erkeklerin toplum-,
sal cinsiyet geliimleriyle ilgili aklamalar genellikle doru ka
bul edilmesine karn son zamanlarda eletirilmeye balanmtr.
Rahim kskanl, cinsiyet geliiminde isel srelerin ve evre
sel etkilerin rol, erkek ocuk ile baba arasndaki iliki gibi konu
lar yeniden ele alnmtr.
Bu eletirilerin bir blm Freudun izleyicilerinden gelmi
tir (Golombok ve Fivush, 1996). rnein, Freudun renci
si psikanalistlerden Helene Deutsch, Karen Horney ve Clara
Thompson, penis kskanlnn biyolojik nedenli olmadn,
erkein sosyal gcnden ve kontrolnden kaynaklandn ile
ri srmlerdir. Erik Erikson ise, kadnlarn penis kskanl ge
litirmediklerini, aksine vcutlarndan honut olduklarn ama er
keklerin dourgan kadnn yaratclk yeteneini kskandklarn
ileri srmtr.
Freud (1965/1969), anatomi kaderdir anlayna sahiptir ve
bunu da arlkl olarak kadnlarn penis kskanlyla aklar.
Freuda gre kadnlarn, erkeklerin sahip olduu ama tm aba
larna karn edinemedikleri penise imrenmelerinin, daha doru
su penis kskanlklarnn eitli dourgular vardr: Cinsel souk
luk, sevilmeye sevmekten daha ok ihtiya duyma, fiziksel ola
rak kendini beenmilik, utangalk, zayf sosyal ilgiler ve dei
ime diren.
Kendisi de bir psikanalist olan Chodorow (1998), kadn ve er
kein cinsiyet rollerini kazandklar farkllama (differentiation)"
srecini, anneden ayrlma-bireyleme-bamsz olm a bala
mnda inceleyerek yeniden ele alr. Chodorowa gre, farklla
ma ocuun ilk bakcs olan anneyle ilikilerinde olur. ocukta
farkllama, annesinin kendisinden farkl olduunu, kendisi olma
dn alglamasyla balar. Annesinin kendisi olmadn algla
mas, ocuun dnyann dier blmnden ayr olarak kendi
nin farkna varmas anlamna da gelir. Anneden farkl olma, ay
r bir birey olma sreci kz ve erkek ocuk iin farkl dinamikler
ierir. Anne bir kadn olduundan, bu sre erkek ocuk iin da
ha problemlidir, nk bir erkek ocuun kendinin kadn olma

dn, anne olmadn renmek zorunda olmas anlamna ge


lir. ocuun ilk dnemlerinde annenin nemi ve ncelii fazla ol
duu ve erkek ocuun dnyasnda somut, gerek ve uygun bir
erkek figr henz bulunmad iin erkeksi olmak kadn olma
makla, anne olmamakla tanmlanr. Bu ilk geliimsel renme
nin sonucu olarak, erkekler iin cinsiyet farknn ortaya konmas,
iki cinsiyet ve kadnslk-erkeksilik arasnda kesin snrlarn olmas
ok nemlidir. Erkek ocuklar ve erkekler, kendilerindeki kadn
s zdeimleri ve kadns duygular iddetle reddederler; bu tr
zellikleri tehdit edici, dolaysyla kayg verici bulurlar. Kz ocuk
lar iin ise cinsel kimlii kazanmak daha az problemlidir, nk
kz ocuklar annenin, devam olarak ve ona benzeyerek byr
ler. Kz ocuklarnn kendilerini, farkll vurgulayarak, erkek ol
mayan eklinde tanmlamalar gerekmez, kendilerini kadn olan
ben" olarak tanmlayabilirler. Kz ocuklarnn cinsiyet kimlikleri
nin kabulnde karlaacaklar en nemli glk, anneye benze
memek abasndan ziyade, toplum iinde zayf konumda olan
kadn ve anne figryle zdeimden kaynaklanabilir; nk, an
nelik ve kadnslk nemli ama deersiz bulunur; annenin kendi
si de genellikle toplumsal ve kltrel deeri ve gc (daha doru
bir deyile, deersizlii ve gszl) nedeniyle bir atma ya
ar. Toplum iinde gl ve baskn konumda olan erkek, bu g
cn geliimsel atmalarn bastrmak iin kullanarak, erkeksilii insan olm a ile edeerde tanmlar ve kadn da erkek olma
yan eklinde betimler. Chodorovvun grleri, Freud'un kuram
na ynelik nemli ve arpc eletiriler olarak deerlendirilmekle
birlikte tpk onun grleri gibi biyolojik aklamalar getirmekle
ve grgl kantlar olmamakla eletirilmitir. (Bussey ve Bandura,
1999; Golombok ve Fivush, 1996).
G illigan (1993) da Freudun, yan sra dier geliim kuramc
larnn -rnein, Piaget, Kohlberg-, kadnn moral geliimini er
kee kyasla tamamlanmam ve daha az gelimi olarak nite
lemelerine kar kar. Kadnlarn kendilerini ilikiler erevesin
de, anne, e, k vb. olarak tanmladklarn ve ahlaki yarglama
larn da bu erevede, sorumluluk ve bakm verici olmaya g
re yaptklarn vurgular. Buna gre, kadnlar ahlaki olarak aa

, eksik, tamamlanmam deil, sadece bu ekilde yorumlar


da bulunan erkek kuramclarn erkek standartl aklamalarndan
farklfdrlar.
Freudun kuram baz feministler tarafndan da benimsenmek
le birlikte anatomi kaderdir gr nedeniyle sklkla eletiril
mitir. Ayrca, bu kuramn grgl desteklerinin olmadndan ve
ngrlerinin grgl olarak test edilmesinin glnden de sz
edilmitir (rnein, Golombok ve Fivush, 1996).
Bernin (1983) belirttii gibi, psikanalitik kuram artk aratrc
psikologlar arasnda popler olmamasna ramen, psikoloji di
siplini dnda en ok tannan kuramlardan biridir. Ayrca, Bern
(1993), Freudun grlerini, ok eskilere dayanan, Yunan uy
garlnn nemli filozoflarnn (rnein, Platon ve Aristoteles) g
rlerinde ve dinlerde bile kkleri belirlenebilen erkek merkezliliin (androcentrism) devam olarak deerlendirmitir.
Biyolojik aklamalar
Aada, cinsiyet farkllklarn biyolojik faktrlere (reme or
ganlarna, hormonlara, beyin yapsna vb.) dayanarak akla
yanlarn grleri, bu grleri eletirel bir yaklamla anlatan
Nielsenden (1990) aktarlarak ilgili baz aratrma sonular da
verilecektir.
Kadn ile erkek arasnda gzlenen farkllklara baz bilim adam
lar zellikle baz biyolog ve hekimler, tarih boyunca ilgin akla
malar getirmilerdir. Kadn, erkekten daha sevecen, kskan, si
nirli, utanmas ve kendine saygs olmayan, kandran gibi zel
liklerle tanmlayan Aristoteles, bu zellikleri bir tr salgya (safra,
kan, balgam ve sevda salgs) balar.
Annelik igdsnn beynin bir blgesinde yer ald ya da
reme organlarnda bulunduu da ileri srlmtr. 19. yzy
ln ortalarnda se, yksek zihinsel ilemlerin merkezi olarak g
rlen n beyin loblarnn erkeklere kyasla kadnlarda daha k
k ve daha az kvrml olduu, buna karlk alglama gibi daha
basit zihinsel srelerin merkezi olarak kabul edilen yan loblarn
kadnlarda daha byk olduu leri srlmtr. Bazlar bu cin
siyet farkllklarnn fetsn beyninde de grlebildiini ileri sr

mtr. Daha sonra beynin yan loblarnn yksek zihinsel ilem


lerin ve n loblarnn da grece daha az nemli ilemlerin mer
kezi olduu ileri srlnce ncekinin tersine bu kez kadnlarn
beyinlerinin n loblarnn byk, ama yan loblarnn kk oldu
u belirtilmitir. Daha yakn bir tarihte, 1977de, bile erkein mi
marlkta, mhendislikte ve sanatta daha byk baarlar oldu
u, bunun da erkeklik hormonlarndan ve beyin performans
nn erkeklerde daha stn olmasndan kaynaklandn syle
yenler olmutur.
Beyinle ilg ili aklamalar
Beynin yapsn temel alan biyolojik aklamalar, kadn ve er
kein beyin yaplarnn farkl olduunu ve bunun da bilisel ilev
lerde farkllamaya yol atn ileri srer. Beyin sa ve sol hemisfer (braln lateralization) olarak ele alnr ve bu iki hemisferin fark
l ilevlerde zelletikleri, bu bakmdan bir asimetri olduu ka
bul edilir. Bu sonu, korpus kodoumu (iki hemisferin balants
n salayan doku) zedelenen hastalarda beynin iki hemisferinin
ayn anda kullanlamad bulgusuna dayanr. Bu sonuca daya
narak, kadn ve erkekte beynin iki hemisferinin ilevlerinin geli
mesinin farkl olduu ve kadnlarda bu ilevlerin gelimesinin g
rece daha zayf olduu kabul edilir. Kadnlarn beyin hemisferlerinin bilisel ilevlerde daha az zellemeleri nedeniyle de bilisel
performanslarnn erkeklere gre daha zayf olduu ileri srlr
(Levy, 1972; Star, 1979; aktaran, Nielsen, 1990). Kadnlarn szel
yeteneklerinin erkeklere gre daha gelimi olmasnn, buna kar
lk erkeklerin meknsa! lemlerde daha yetenekli olmalarnn,
yine beyin zellemesine dayanan ama ters ynde bir iliki oldu
unu kabul eden baka bir aklamas daha vardr. Bu kez kadn
larn sa-sol beyin zellemesinin daha fazla olduu ileri srl
m, bu da szel yeteneklerde zelleme gerekliyken meknsal
yeteneklerde gerekli olmadna balanmtr (Buffery ve Gray,
1972; aktaran, Nielsen, 1990). Gerekte kadn ile erkein bilisel
ilevlerindeki (konuma, matematik vb.) farkllk fazla deildir ve
bu aratrclarn cinsiyet kalpyarglarnn etkisinde kaldklarndan
sz edilebilir (Nielsen, 1990).
TC 4

Biyolojik aklamalar destekleyen ya da bu aklamalara kar


kan aratrma sonular da vardr. Aada bunlardan bazla
r verilecektir.
Benbow ve Lubinski (1972), erkeklerin matematikteki stn
lklerini beyin loblarnn farkl faaliyetlerine balarlar. Matematikte
stn yetenekli 13 yandaki ocuklarla yrtlen boylamsal
aratrmada, erkeklerin kzlardan matematik, uzaysal ve mekanik
muhakeme (reason-akl yrtme) yeteneklerinde daha stn ol
duklar ama szel muhakemede aralarnda fark olmad bulun
mutur. Benbow ve Lubinski, bu sonular beynin sa hemisferinin zellemesine balam ve daha nce Geschwind ile Behan
tarafndan ileri srlen, doum ncesindeki yksek testosteron
dzeyinin sa hemisferin zellemesini artrd kuramyla ilikilendirmilerdir. Ancak bu aratrma sonular, Hyde (1997) tara
fndan eletirilmitir. Hyde, kendisi ve arkadalarnn genel n
fus zerinde yaplan eitli aratrma sonularna uyguladklar
meta-analizler sonucunda, ilk ve orta okulda matematik yetenek
lerde cinsiyet farkllnn grlmediini, bu farkn lise ve niver
site dzeyinde ortaya ktn ve ok byk bir fark olmadn
belirtmitir.
Toplumsal cinsiyet farkllklarnn nedeninin biyolojik farkl
lklar olup olmad sorusuna (Walsh, 1997), Relnisch ve arka
dalar (1997), yaamnn ilk ylndaki pek ok bebein tarama
sn yaptklar almalarna dayanarak evet cevab vermiler
dir. Fiziksel geliimin kritik baz admlarnn (rnein glmseme,
ba kaldrabilme, desteksiz oturabilme ve yryebilme vb.) ka
zanm hzlarndaki cinsiyet farkllklarnn (bunlar ounda iki-be
gnlk farkllklardr) kz ve erkek ocuun farkl kiilik zellikle
ri edinmelerine yol at ileri srlr. Bu hz farkllklarnn kz o
cuklarnn sosyal ama erkek ocuklarnn daha bamsz olmas
na zemin hazrladn, bu nedenle de yaamn ilk dnemlerinde
biyolojik farkllklarn nemli olduunu, ama biyoloji ve evre et
kileiminin yaamn sonraki dnemlerinde davran ekillendir
diini bildirmilerdir. Bu gre kar kan Carli (1997) ise, fi
ziksel geliim farkllnn kz ve erkek ocuklara evrenin farkl
muamelede bulunmasndan (rnein farkl giysiler giydirmesin

den) ileri geldiini ve dolaysyla farkl kiilik zellikleri kazandk


larn ileri srerek toplumsallama farkllnn nemini vurgula
mtr. Ayrca Carll, Relnisch ve arkadalarnn sonularnn anababa tarafndan verilen bilgilere dayandn, bunun da kltrn
iki cinsiyetten farkl beklentileri olmasnn etkisine balanabilece
ini leri srmtr.
Hormonlarla ilg ili aklam alar
Biyolojik yaklam olarak nitelendirilebilecek aklamalarn bir
blm hormonlara dayanarak cinsiyet farkllklarn aklama
ya alr. yle bir nedensel balant kurulur (aktaran, Nlelsen,
1990):
Genetlk
mekanizma

->

hormonal
aktivite

>

davran

Bu balant, hayvanlar zerinde yaplan deneylerden ve in


sanlarla ilgili klinik gzlemlerden kaynaklanr. Sanlarda yara
tlan hormonal deiiklikler davranlarn da deitirir. Androjen
(bir erkeklik hormonu) dzeyi artrlnca diilerde dvkenlik,
hadm edilince de erkeklerde dii iftleme pozisyonuna uygun
yapsal deiiklik ortaya kar. Ancak hormonal deitirmeler her
zaman ayn sonucu vermez; trler arasnda, ayn trde ve dei
ik ekolojik koullarda farkllk gzlenir.
Klinik bulgular, doum ncesi dnemde bebein erkek olma
sn salayan androjen hormonu dzeyinde sorunlar olan kiiler
le yaplan almalardan elde edilmitir. Androjen dzeyleri yk
sek olduu belirlenen kz ocuklar zerinde yaplan inceleme
ler, kontrol gruplaryla yaplan karlatrmalar, cinsiyet hormonudavran ilikisini gsterir niteliktedir (Money ve Ehrhardt, 1972;
aktaran, Nlelsen, 1990). Bu kzlarn kontrol grubundakllere kyas
la daha erkeksi davranlar gsterdikleri, ev d oyunlar tercih et
tikleri, erkeklerle oynamay yeledikleri, ev ileri yerine meslekle
re yneldikleri, bebeklere ilgi gstermedikleri vb. belirtilmitir. Bu
almalar yntemsel eletirilere urar; ocuklarn bu anomalile
rini bilen evrenin beklentilerinin ve verilerin ana-baba gzlem

lerine dayanmasnn sonu zerinde etkisi olmas mmkndr.


Benzeri bir snrllk daha sonra yazarlarn kendileri tarafndan da
ifade edilmi ve gruplar arasnda belirlenen baz farkl zellikle
rin ailelere bal olabilecei belirtilmitir (aktaran, Nielsen, 1990).
Ayrca davranlar erkeksi olarak deerlendirme ltlerinin de
fazla gl olmad sylenebilir.
Cinsiyet farkllklarnn biyolojik faktrlere balanmas, ou
zaman erkek stnlnn kabul anlamna gelmitir. Freudun
anatomi kaderdir ilkesi bu yaklamda biyoloji kaderdir ilkesi
ne dnmtr. Bu gr, kadn haklarnn ve etkinliklerinin k
stlanmas riskini tar; nk biyolojik zorunluluklar nedeniyle iki
cinsiyet arasnda sosyal eitliin imknszln ierir.
Biyolojik yaklam benimseyen bir grup feminist (feminist essentialism) ise, kadn ve erkek olmay sosyal tanmlamalardan
bamsz biyolojik bir nitelik olarak ele alr, ama yukardakilerin
tersine kadnn nemi ve deeri zerinde durur (aktaran, Nielsen,
1990). Buna gre kadn zellikleri ve etkinlikleri, zellikle anne
lik, hem ok deerlidir hem de toplumun iyilemesi iin model
olarak alnmaldr. Kadnn evrim srecinde ve uygarlamada ok
nemli bir yeri olduunu ileri srerek ve gstererek, erkek stn
ln kabul eden anlay dengelemeye almlardr. Bunlar,
kadn kart biyoloji anlay yerine kadn iin biyoloji anlay
getirmilerdir.
Sosyobiyolojik kuram (evrim psikolojisi)
Bu kuram, baz kaynaklardan zetle aktarlacaktr (Buss, 1998;
Franzoi, 1996; Manstead&Hewstone, 1996; Nielsen, 1990):
Biyolojik yaklam iinde de ele alnabilecek bu kuram,
1970lerde ortaya kmtr. Wilson (1975), sosyobiyolojiyi, insa
nn da dahil olduu btn organizmalarda sosyal davrann ve
sosyal rgtlenmenin biyolojik temelinin sistematik incelemesi
olarak tanmlar (aktaran, Nielsen 1990). Temel olarak, organiz
malarn hayatta kalma, reme ve gelecekte hayatta kalacak ve
reyecek bir soy brakma potansiyellerini en yksee karma
abasnda olduklarn iddia eder. Biyolojik yaklam, daha ok
hormonlar, beyin yaps ve ileyiini cinsiyet farkllklarnn nede-

ni olarak grrken, sosyobiyolojik yaklam milyonlarca yllk ev


rimsel sreci ve genetik deiimi cinsiyet farkllklarn aklama
s iin temel alr.
Darwinin etkisi
Sosyobiyolojl, Darwln'in doal ayklanma (naturel slecti
on) ilkesini, sosyal davrann kkenini aklamak iin kullanr.
Sosyobiyoloji gnmzde zellikle sosyal antropolojiyi ve sos
yal psikolojiyi etkilemitir. Antropolojide temel konu, insann sos
yal kurumlarnn ekolojik koullara uyum salama abasnn bir
sonucu mu olduu, yoksa biyolojik yapyla ilikili olmayan klt
rel inanlarla m ortaya ktdr. Sosyal psikolojide ise, sosyoblyolojinln etkisi, insann sosyal zelliklerinin doal ayklanma
nn bir sonucu olarak ele alnmasnda grlebilir. Buna alterna
tif aklama ise, bu sosyal zelliklerin biyolojik yapyla ilgisi ol
mayan kltrel inanlarn ve deerlerin renilmesi sonucu ol
duudur. Darwine gre, doal ayklanma bireysel dzeyde ha
yatta kalma iin mcadeleyi ierir. Daha sonra, psikoloji ve etoloji (hayvan davrann inceleyen bilim) iinde davran incele
yen bir grup, kiilik zelliklerini (traits) grubun ya da trn yilii
(bireyin kendisi iin zararl bile olsa) in evrimleme olarak gr
mlerdir. Sosyal psikolojide sosyobiyolojik kavramlarn kullan
m, hayvanlara uygulanabilirliine kyasla olduka snrldr. Yine
de, elseverlik, ekicilik, balanma, arkadalk, cinsiyet rolleri, n
san ldrme, saldrganlk, kskanlk, kiilik, e seimi, yakn ili
kiler gibi konularda sosyobiyolojik aklamalar yaplr.
Sosyobiyoloji, sosyal davrann biyolojik srelerden ve ge
netik faktrlerden etkilendii grn ileri sren bir disiplindir.
Bu disipline gre, dier trler gibi, insanolu da kendi genlerinin
gelecee tanmasn ve genetik zelliklerini kuaklar boyu yaa
masn salama yollarn gelitirmitir.. Bu gre gre, toplumsal
cinsiyet rolleri de bu amala ortaya kmtr. Sosyoblyologlar,
kadnlarn sadece dourabildikleri ve bebekleri stleriyle besle
yebildikleri iin ilgi ve bakm ynelimli olduklarn ileri srerler.
Yine benzer bir ekilde, erkeklerin fiziksel olarak daha gl ve
daha saldrgan olduklar iin sava ve avc roln stlendikleri

ni belirtirler. Sosyobiyologlara gre, gnmzde geleneksel sa


ylan cinsiyet rolleri, bu roller nsan trnn hayatta kalmasn ve
soyunun devamn salad iin gelitirilmitir.
Baz kantlar
Saldrganlk
Bu kuramla ilgili baz kantlar saldrganlkla lgili biyolojik in
celemelerden salanmtr. ok sayda almada, cinsiyet hor
monlarnn, zellikle testosteronun, pek ok tr iin saldrganlk
la ilikili olduu bulunmutur. Sosyobiyologlara gre, pek ok t
rn erkei diiden daha saldrgandr ve erkein bu saldrganl
trn salkl olarak gnmze ulamasnda etkili olmutur.
Sosyobiyolojlk yaklamn cinsiyet farkllklarna ilikin akla
malar baz srelere odaklanmtr. Aada bunlar inden kad
nn ve erkein remedeki fonksiyonlar, e seme davran, yav
ru iin ana-babalk (ebeveyn) yatrm, kiilik gibi bazlar zerin
de durulacaktr.
reme ve ana-babalk yatrm
Bu yaklam, neden geleneksel erkek rolnn geleneksel ka
dn rolnden daha ok kabul grd zerinde de durur. Sperm
oktur ve kolay bulunur ama yumurta snrl saydadr ve zor ula
lr. Kadn, sadece bir erkek tarafndan dllenebilir ama erkek
pek ok kadn dlleyebilir. Erkek pek ok kadnla iliki kurabi
lir, onlarn bir blmn dlleyebilir ve sadece salkl kadnla
rn dllenmesi mmkndr. Bu da, kurama gre, erkein saldr
ganlnda, aceleciliinde ve ayrt edici olmaynda; kadnn da
nazl-seici ve en iyi gene sahip erkee kadar bekleyen olmasn
da rol oynar. Ayrca reme fonksiyonlarndaki bu farkllk, yani
spermin okluu ama yumurtann azl, diinin ve erkein anababalk yatrmn da etkilemitir. Ana-babalk (ebeveynlik) yat
rm (parents investment), bireyin kendi dlnn hayatta kalma
ansn artrmaya ynelik davranlarn ifade eder. Dii daha ok
ana-babalk yatrmnda bulunur, yavruya daha ok bakar, onu
daha ok korur; nk, hayat boyu sahip olaca yavru says s
nrldr. Erkein de yavruya bakmas durumunda daha ok ka-

zanldr, nk dlnn hayatta kalma ans artacaktr. te yan


dan, erkein ana-babalk yatrm daha snrldr, nk erkein
daha ok dl sahibi olmas mmkndr ve yavrunun hayatta kal
mas iin diinin ona bakmas yetiyorsa erkek daha ok dl ret
mek iin daha ok sayda e arayacaktr. Bu yaklam, kadnn
tekeli, erkein ise okeli olmasnn bir aklamas olarak aln
dnda erkein sadakatsizliinin kanlmaz bir evrimsel sonu
olduu anlamna gelir. Ayrca, normal koullarda erkein doal
olarak okeli olduu, fakat olumsuz evre ve hava koullarnda
yavrunun hayatta kalma ansn artrmak iin erkein de tekeli
olduu belirtilerek erkekler in tekelilik bir sapma gibi ele alnr.
Hakl olarak, bu gr ok eletirilmitir.
Memelilerde e seme davran ve babann yavruya bakmana-babalk yatrm, elerin benzer vcut llerine sahip olma
sna ya da olmamasna bal olarak deiir. Diinin ve erkein
eit ya- da benzer vcut llerine sahip olmalar halinde erke

in de yavruya bakm vermesine karlk diiden daha iri olan er


kek, bir grup diiyi savunur ve ynetir ama yavruya ok az bakm
verir, insanda, kadn ve erkein vcut llerinin biraz farkl olu
u, aralarndaki ilikileri ve etkileimi belirlemi ve kiilik eilim
lerini farkllatrmtr. Dllenmenin diinin vcudunun iinde ol
duu trlerde, annelik kesinken babalk belirsizleir; bu da baba
nn yavruya bakmn etkileyen nemli bir faktrdr. Eer erkek,
baka bir erkein dlledii bir yavruya bakarsa, iftleme frsat
n boa kullanmann yan sra babalk yardmn ve korumasn il
gisiz dle harcam da olacaktr. Buna karlk erkek, eitli kar
t stratejiler gelitirir, yeni doan ldrme, sperm rekabeti ve
ei koruma gibi. Baba ilgisinin yksek olduu insan trnde bu
strateji de vardr. Sosyobiyoloji (ya da evrimsel psikoloji) yak
lamnn nemli isimlerinden Buss, arkadalaryla birlikte yapt
bir aratrmada, cinsel iliki kukusuna dayal kskanln er
keklerde daha fazla grldn; kadnlarda ise erkein ilgisi
ni kesmesinin ve baka bir kadna destek olmasnn kskanla
daha ok yol atn grgl olarak gstermitir. Buna bal ola
rak, ein sadakatinin salanmas (dier bir deyile elden karl
mamas) iin, evrim sreci boyunca kadn da erkek de baz tak
tikler gelitirmilerdir (Buss ve Shackelford, 1997). Erkekler, da
ha ok mali kaynaklarn kullanma, alttan alma, kadnn stekleri
ne boyun eme, muhtemel rakibe zarar verme tehdidi gibi taktik
ler gelitirmilerdir (Buss ve Shackelford, 1997). Kadnlar ise, g
rnmlerini daha ekici klmaya alma, kocann ona alt olduu
nu szel olarak ifade etme ve kocann muhtemel bir sadakatsiz
liini terk ederek ya da ilikilerini bozarak cezalandraca yolun
da tehditte bulunma gibi taktikleri daha ok kullanrlar. Bu farkl
taktiklerin, erkek iin kadnn genlii ve fiziksel ekiciliiyle, ka
dn iinse erkein geliri ve statsyle ilikili olduu gsterilmitir
(Buss ve Shackelford, 1997).
Eletiriler
Sosyobiyolojik kuram, farkl kltrlerde, baz cinsel deerler,
e tercihleri, kadn-erkek arasndaki yakn iliki davranlar bak
mndan gzlenen benzerlikleri ksmen aklayabilir. Ancak byk

bir kltrel eitlilik olduu da gerektir. Ayrca, uzun evrim s


recinin neredeyse balarnda ekillendii iddia edilen geleneksel
cinsiyet rollerinin gnmzde hl devam etmesi ve deimez
bulunmas iddetle eletirilir.
Sosyobiyolojik kuramn snrllklar konusunda eitli eleti
riler vardr. rnein, doal ayklama sreci organizmann mev
cut biimiyle snrldr, kanatlara sahip olmadan uma, kadn ya
da erkek cinsellii olmadan (asexuel) reme mmkn deildir.
Davran dzeyinde ise, baz uyum salayc evrimleme olmu
tur; bunlar evreye uyumu salamtr, ama davransal tepkile
rin de evrimlemesini her zaman salamamtr. rnein, ba
lanma, ana-babaia uyumu ve dln hayatta kalmasn sala
mtr, ancak bu uyum zlme gibi olumsuz duygular pahasna
olmutur. Saldrganlk, kskanlk gibi duygular, evresel uyumu
ieren evrimlemeyi salamtr, ama kendileri uyumlu tepkiler
deillerdir.
Bussey ve Bandura (1999) da sosyobiyolojik kuram eletir
milerdir. Onlara gre, evrimsel psikoloji yaklamnn ciddi prob
lemli ynleri vardr. Aklamalar, daha ok betimsel ve olay olup
bittikten sonra yaplan (post hoc) aklamalar tarzndadr; genel
likle tarama ve kendi hakknda bilgi verme yntemlerine daya
nr. Pek ok iddias grgl olarak kantlanamamtr; ne insan fo
sillerinden salanan molekler kantlar ne de arkeolojik alma
lar evrimsel aklamalara destek salayacak bilgiler sunabilmitir. Kadn ile erkein cinsel e seimlerinin, ana-babalk yatrmla
rnn farkl olduu ve tamamen farkl dinamiklerle iledii, bunun
da genetik programlanmann farkl olmasndan kaynakland
hem genetik olarak gsterilememitir hem de gnmz kadn ve
erkeinin ilgili davranlarn aklayamamtr. Gnmzde ka
dn ve erkein yaam biimleri ve davran kalplar ilk atalarnnkinden ok farkldr ve geni bir kltrel eitlilik sunar.
Sosyobiyolojik yaklama ynelik eletirilerden biri de Eagly
ve arkadalar tarafndan yaplmtr. Bu eletirilere, aada sos
yal rol kuram ele alnrken deinilecektir.
Gnmzde modern evrim kuram savunucular iin biyolo
ji kaderdir gr yanltr. Onlara gre, cinsiyet rolleri ve dier

sosyal davranlar doal ayklama (natural selection) srecinden


etkilenir, ama evresel ve sosyal deiimlere gre deiebilirler.
Bussa (1998) gre, kadnlarla erkekler evrim srecinde ben
zer uyum salama sorunlaryla karlatklar durumlarda benzer
lik gsterirler. rnein, iki cinsiyette de ter bezleri vardr, n
k ikisinin de vcut slarn dzenleme sorunlar benzerdir ve bu
sorun karsnda uyum salamalar gerekmitir. Kadnla erkein
farkl uyum salama sorunlaryla karlatklar durumlarda farkl
olmalar da kanlmazdr. rnein, kadnlar ocuk dourma so
runuyla karlamlardr, dolaysyla baz uyum salayc meka
nizmalar gelitirmilerdir, rahim aznn (cervix) doumdan he
men nce 10 cm genilemesi gibi. Kadnlarla erkekler farkl bilgi
ileme sorunlaryla da karlamlardr. Dllenme kadnlarn i
lerinde gerekletii iin erkekler babalklarndan emin olamama
sorununa uyum salamak zorunda kalmlardr; yavruyu ldr
me, diiyi belli bir alana hapsetme, yabanc erkekleri yaam alan
larna sokmama, bunun iin savama vb. Kadnlar, hamilelik ve
emzirme srasnda zellikle de koullarn zor olduu zamanlar
da ve yerlerde, gvenliklerini salama ve besin bulma sorunuy
la karlamlardr. Kadnlar, besin ve gvenlik salayacak ye
tenekte olan ve bunlar salamaya gnll olacak eler seerek
kendilerinin ve yavrularnn hayatta kalmalarn salamlardr.
Evrim psikologlarna gre, farkl uyum salama sorunlaryla
karlaan erkek ile kadnn psikolojik olarak tamamen ayn ol
malar olasl sfrdr. Buss (1998), kadn le erkein farkl olduk
larn belirleyen aratrma sonularn temel alarak bunlarn ev
rim srecindeki farkllamaya dayandn ileri srmtr. Ancak,
kadn ile erkein farkl olmalarnn birinin dierinden daha s
tn ya da daha zayf olmas anlamna gelmediini de belirtmi
tir. Nasl ki kuun kanatlar, baln yzgelerinden ya da kangu
runun ayaklarndan daha stn olarak deerlendirilmezse, ka
dn ve erkek de uyum salama srecinde farkl sorunlarla kar
latklar iin farkl mekanizmalar gelitirmilerdir, bu farkl meka
nizmalardan birinin dierinden stn ya da aa olmas sz ko
nusu deildir. Ayrca Bussa gre, evrim srecine bal olarak or
taya kan cinsiyet farkllklar, genellikle sanld gibi, deitirile

mez ya da kontrol edilemez deildir. Tersine, eer deime iste


niyorsa, bu, cinsiyet farkllklarnn kaynan anlamayla mmkn
olabilir. Ayrca, cinsiyet farkllklarnn ve bunun evrimsel kayna
nn aratrlmasnn statkonun (var olan durumun) hakl karl
masna yol aaca endiesi vardr, ama statkonun deitirilme
si gerekte var olan farkllklarn grmezden gelinmesiyle mm
kn deildir (Buss, 1998).
Sosyal renme kuram
Bu kuram, baz kaynaklardan yararlanlarak zetle aktarlacak
tr (Bandura, 1977; Durkln, 1996; Franzoi, 1996; Lott ve Maluso,
1993; Nielsen, 1990). Kuramn orijinali, Bandura (1977) tarafn
dan, renmenin sosyal etkilerinin ortaya konmas amacyla ge
litirilmitir ve bu kuram Bandura ve bakalar tarafndan cinsi
yet rollerinin renilmesinin bir aklamas olarak da temel aln
mtr.
Sayltlar
Sosyal renme kuramnn baz nemli sayltlar (doru ol
duu peinen kabul edilen nermeleri) vardr (Lott ve Maluso,
1993): (1) Her birey belli bir durum in bir tepkiler daarc sa
layan bir renme gemiine sahiptir. (2) Her durumun genel ve
ayrc uyaranlar vardr ve her durum hem zel hem de ortama
bal anlamlara sahiptir. (3) Gdsel faktrler, ya durumlardan
etkilenir ya da onlar etkiler. (4) Eer uygulama frsat varsa yeni
tepkiler kazanlablllr. (5) Davran eer olumlu sonulara yol a
yorsa kazanlr ve srdrlr.
Sosyal renme kuramnn olumasnda zellikle Bandurann
rolnden sz edilebilir, ama toplumsal cinsiyet rollerinin ya da
cinsiyetleri ayrtrma (tipletirme) davrannn geliiminin sosyal
renme yaklamna gre aklanmas zellikle Mischel tarafn
dan yaplmtr (Lott ve Maluso, 1993).
renme sreleri
Sosyal renme kuramnda zellikle ki renme srecine
nem verilir (Bandura, 1997): (1) Edimsel koullama, (2) model

alma ve taklit. Edimsel koullama: dllendirilen ya da olum


lu sonular olan (pekitirilen) davrann gelecekte tekrarlan
ma olasl artar. Cinsiyetine uygun davranlarda bulunan o
cuk dllendirilir, cinsiyetine uygun davranmazsa cezalandrlr.
dllendirilen davran (cinsiyete uygun davran) tekrarlanr ve
davran daarcna dahil edilirken, dllendirilmeyen, hatta ce
zalandrlan davran tekrarlanmaz, o davranlardan kanlr ve
davran daarcnda yer almaz. Alamak, kz ocuklarnn ii
ne yararken, erkeklerin iine yaramaz; alamak, kz ocuklar ve
kadnlar tarafndan srdrlrken, erkek ocuklar ve erkekler ta
rafndan srdrlmez. zellikle ana-babalar ve retmenler, ay
n davran iin kz ve erkek ocuklara farkl tepkide bulunurlar.
rnein, atlgan ve saldrgan davran erkek ocuklarda peki
tirirk e n , kz ocuklarnda pekitirilmez. Model alma ve taklit:
Gzlenen figrler (ana, baba, retmen, arkada, beenilen her
hangi bir kii, televizyondaki kahraman vb.) model alnr ve bu fi
grlerin davranlar uygun bir zamanda taklit edilir. Cinsiyet rol
lerinin kazanmnda da genellikle kz ocuklar annelerini ve ka
dn figrleri; erkek ocuklar da babalarn ve erkek figrleri mo
del alrlar ve taklit ederler. Bunlarn yan sra, sosyal renme
kuramclar, ocuklarn uygun cinsiyet rol davranlarn dolayl
olarak da renebildiklerini, yani bakalarnn davranlarn gz
leyerek ve onlarn hangi davranlarnn dl ya da ceza ald
n izleyerek (dolayl pekitirme -vicarious reinforcement-, dolayl
ceza -vicarious punishment-) de renebildiklerini ileri srerler.
G zleyerek renme de denen bu sre, ocuklarn, modelin
dl aldn gzledikleri davrann taklit etmelerine ve cezalan
drldn gzledikleri davrann taklit etmemelerine yol aar.
Sosyal renme kuram, cinsiyet farkllklarnn baka insan
larn davranlarnn gzlenmesi, pekitirme ya da ceza uygula
malar ve taklit araclyla ekillendiini ileri srer. Mischel ve
Banduraya gre, ocuklar cinsiyetlerine uygun davranlarda
bulunmalar iin uygulanan ceza ve dl sonucunda cinsiyet ro
l davranlarn renebilirler. Bu sosyal geribildirim (feedback),
ocuklara hangi davranlarn gelecekte dl ya da ceza alabi
leceine ilikin bilgi salar. Bu dl ve cezalar ocuun gele-

ekteki davranlarn ekillendirir. rnein, babasna araba ta


mir ederken yardm etmek isteyen ama ona uygun bir i olmad
gerekesiyle uzaklatrlan bir kz ocuu, gelecekte babasna
yardm etme konusunda hi de hevesli olmayacaktr. Ama anne
sine mutfakta yardm etmesi halinde vg alyorsa yeniden anne
sine yardm etmek isteyecektir.
Cinsiyet rollerinin renilmesinde daha ok ayn cinsiyetten
kiilerin davranlarna dikkatin yneltilmesi sz konusu olmakla
birlikte, dier cinsiyetten olanlar da cinsiyetlere uygun davran
larn renilmesi amacyla dikkatle izlenir.
zellikle ana-babalar, dier yetikinler, akranlar ve yeterli ve
gl figrler model olarak alnmakla birlikte televizyon, kitap ve
dier kaynaklardaki figrler de model olarak alnabilir (Bandura,
1997). Cinsiyet rollerinin renilmesinde ana-babalar, retmen
ler, akranlar ve yakn evre nemli olmakla birlikte kitle iletiim
aralarnn (medyann) nemi de byktr. Kitle iletiim ara

lar, zellikle televizyon, ocuklar iin nemli modeller sunar.


Zamanlarnn belirli bir blmn televizyon izleyerek geiren
ocuklarn buradaki modellerden cinsiyet rollerini rendiklerin
den de sz edilmitir. Ayrca, kitaplarn, gazetelerin, arklarn,
ou zaman yanl, geleneksel modeller sunduklar bildirilmitir.
Bu konuya (medyann etkisine) ileride tekrar deinilecektir.
Sosyal renme kuramna gre, cinsiyet rol beklentilerinin
ok ak olarak tanmland ve kat bir ekilde uyguland toplumlarda bir cinsiyetteki tm modellerin davranlar arasnda b
yk tutarllk vardr. Bu tutarl modellerin varl ve uygun davran
n pekitirilmesi sonucunda geleneksel cinsiyet rolleri bir kuak
tan dierine aktarlarak srdrlr.
Eletirisi
Edimsel koullanmann cinsiyet rolne uygun davran ekil
lendirdii, bu ekillendirmenin adm adm gerekletii gr
eletirilmitir. Cinsiyet rolne uygun davrann ekillendirm esi
ne gerek olmad, tek bir dllendirmenin yettii belirtilmitir.
nk cinsiyet rolleri kolay renilir ve kalcdr.
Ana-babalarr etkisi
Sosyal renme yaklamndan toplumsal cinsiyetle ilgili ola
rak karlabilecek temel hipotezler unlardr (Nielsen, 1990): (1)
Ana-babalar ve bakalar kz ve erkek ocuklara farkl davranrlar.
(2) Kz ve erkek ocuklar, kendi cinsiyetlerinden ana-babalarna
benzer davranrlar. (3) Kz ve erkek ocuklar, kendi cinsiyetlerin
den kiileri, zellikle ana-babalarn model olarak alrlar. Bu hipo
tezler, baz aratrmalar tarafndan snanm ve dorulanmtr.
Sosyal renme kuramnn hipotezlerini dorulayan aratrma
lar olduu gibi, dorulamayan aratrmalar da vardr. ocuklarn
ayn cinsiyetteki ana-babaya benzemesi de her zaman gzlen
mez. ocuklar gl, baskn, dllendirici modelleri daha ok
seerler. Dkmen (1997) tarafndan genler ve yetikinler zerin
de yaplan bir aratrmada, zellikle duygusal olarak yakn hisse
dilen ana-babayla, ou kii iin anneyle, daha ok benzerlik al
gland bulunmutur. Bandura (1997) annenin zellikle ocuk

luk dneminde model olarak daha ok alndn belirtmitir. Bir


eletiriye gre de (Durkin, 1996), ou zaman ocuklarn anababalarndan geleneksel cinsiyet rolleri konusunda daha da ka
t olduklar gzlenmitir. Sosyal renme kuramnn nerdii gi
bi, ocuklarn ana-babalarn model olarak almalar sz konusu
olsayd, geleneksel rolleri gstermeyen gnmz alan anne
lerinin ve liberal grlere sahip ana-babalarn ocuklarnn gele
neksel cinsiyet rollerinden farkl modellerle karlamalar nede
niyle geleneksel olmayan cinsiyet rollerini benimsemeleri sz ko
nusu olurdu. Model alma grnn bir baka problemi de, ger
ek yaamda ana-babalarn yetikin davranlarnn genellikle er
ken geliim dnemindeki ocuun ilgilenmedii davranlar ol
masdr. Bu hipotezi dorulayan aratrmalarn ou, oyuncaklar
la oynayan bir yetikin modelin taklit edilmesine yneliktir.
Sosyal bilisel kuram
Bandura tarafndan gelitirilen ve Bussey ve Bandura tarafn
dan cinsiyet geliimi ve farkllamasn aklamak zere uyarla
nan sosyal bilisel kuram (social cognitive theory), evrimsel fak
trlerin etkisini yadsmaz, ancak sosyal davrann biyolojinin ev
rimlemesinin bir rn olmas gibi tek ynl bir evrimi kabul et
mez (Bussey ve Bandura, 1999). nsan evrimi, vcut yapsn ve
biyolojik kapasiteyi belirlemitir, ancak davranlar dikte etme
mitir. Sosyoyapsal etkiler, biyolojik kaynakl davranlarn fark
l amalar iin kullanmak zere dzenlenmesini ve yaplanmasn
salamtr. Burada bu kuram, Bussey ve Banduraya (1999) da
yal olarak zetle anlatlacaktr:
Sosyal bilisel kuramda, toplumsal cinsiyetin geliimi l
karlkl nedensellikle aklanr. l karlkl nedensellik mode
linde (the m odel of triadic reciprocal causation), kiisel faktrler,
davran rntleri ve evresel olaylar birlikte ele alnr. Kiisel
faktrler; bilisel, duygusal ve biyolojik olaylar, cinsiyet balant
l kavramlatrmalar, davransal ve yargsal standartlar ve ben
lik dzenleyici etkileri ierir. Davran, cinsiyetle balantl etkin
lik rntlerini ifade eder. evresel faktrler ise, gnlk yaam
da karlalan geni bir sosyal etkiler an gsterir. Bunlar kar-'

lkl bir etkileim iindedirler, ama tek bir rnt gstermezler;


her birinin katks, etkinlie, duruma ya da sosyoyapsal snrlan
malara ya da frsatlara bal olarak deiir, biri dierlerinden da
ha baskn olabilir.
Toplumsal cinsiyetin gelimesinde tr sosyobilisel et
kiden sz edilir: Model alma, dorudan yaant ve retim.
Bunlarn greli etkileri, bireylerin geliimsel statsne ve dene
yimlerin sosyal yaplanmasna bal olarak deiir. Buna gre,
bunlarn her birinin baz geliim dnemlerinde etkileri daha faz
ladr. rnein, model alma doumdan tibaren vardr ve bebek,
model alma yoluyla renmeye ok aktr.
Bilisel geliim kuram
Toplumsal cinsiyetin geliimini aklarken bilisel bir yakla
m sunan lk kuram olarak Kohlbergn kuramndan sz edilir.
Bununla birlikte baka bilisel kuramlar da vardr. Bilisel kuram
lar olarak ele alnabilecek toplumsal cinsiyet emasyla ileme
kuram ve toplumsal cinsiyet ema kuram ayr balklar olarak
ele alnr; burada Kohlbergn bilisel geliim kuram baz kay
naklara dayanlarak aklanacaktr (Bussey ve Bandura, 1999;
Durkin, 1996; Matlin, 1996).
Kendini sosyalletirme
Sosyal renme kuram, ocuu pasif alc ve evreyi, zellik
le de yetikinleri onun davranlarn biimlendiren olarak grr.
Bilisel yaklam benimseyenler ise, cinsiyet rol kazanmn o
cuun bilisel sreleriyle aklarlar. Onlara gre ocuk, sosyal
lemesine aktif olarak katlr ve kendi cinsiyet roln biimlendir
meden sorumludur; buna kendini sosyalletirme denir.
Bu yaklam vurgulayan kuramlardan biri de Kohlbergn bi
lisel geliim kuramdr. Bu kuram, Piagetnin bilisel geliim ku
ramna dayanr. Piagetye gre, kk ocuklarn dnce bi
imleri, daha byk ocuklarnkinden niteliksel olarak farkldr.
rnein, kk ocuklar bir doru boyunca iki dizi olarak (biri
yan yana, dieri aralkl olarak) sralanm ayn saydaki madeni
paralarn dizililerindeki farkllktan dolay farkl miktarlarda olduk

larn, aralkl olarak dizilmi olann daha ok olduunu dnr


ler. Fiziksel grnm, ocuklarn yarglarn byk lde etkiler.
Kohlberg de ocuklarn niceliksel ve ahlaki yarglarnn geliimin
de kavramlar renmeleri gibi cinsiyete uygun davranmay da
rendiklerini ileri srmtr. Kohlberg de ocuklarn niceliksel
ve ahlaki yarglarnn geliiminde kavramlar rendikleri gibi cin
siyete uygun davranmay da rendiklerini savunur. Kohlberge
gre, ocuklar bilisel olarak olgunlatklarnda kendilerini kadn
ya da erkek olarak kategoriletirirler ve bu cinsel kimlikle, bu ka
tegoriye uygun olduunu dndkleri ekilde davranmaya a
lrlar.

iki farkl diziliteki paralardan hangisi daha ok? sorusu


na, 1,5-7 ya arasndaki ocuklar 1. cevabn veriyor.

Bilisel tutarllk
Bilisel yaklamn temel sayltsna gre, insanlarn bilisel tu
tarlla ihtiyalar vardr; bu ihtiya, kendilerine ve dnyaya ili
kin tutarl ve dengeli bir gr oluturmay ve srdrmeyi iste
melerine yol aar. ocuklar iin bu tutarll srdrmenin bir yo
lu, nasl en uygun kz ya da erkek olunduunu bulmaktr. Kz ol
duunu anlayan bir ocuk kadns nesne, etkinlik ve davranlar;
kendini erkek olarak tanmlayan bir ocuk da erkeksi nesne, et
kinlik ve davranlar tercih etmeye balayacaktr. Bu kuram, sos
yal renme kuramnn tersine, ocuun kadns ya da erkeksi
olmay istemesinin nedeninin dierleri tarafndan dllendirilme
si deil, kendisini bir kz ya da erkek olarak kimliklemesi olduu
nu ileri srer.

TC 5

ocuklarn yaamlarnda bilisel tutarlln nemi, kadnlar


la erkekler arasndaki farkllklar anlamaya almalarnda gzle
nebilir. ocuun kadn/erkek ayrmnda tutarllk arayndaki bir
problem, 4 yandaki bir ocuun fiziksel grnm deime
sine karn bir kiinin cinsiyetinin ayn kaldn anlayamamas
dr. Bu kavram henz kazanmam bir ocuk, bir kadnn sa
larn kestirdiinde erkek olacana, bir erkein ise kadn elbise
si giydiinde kadn olacana inanabilir. Bu yata ocuklar, top
lumsal cinsiyet ipularnn sadece kltrel olduunu anlamazlar;
bunlarn bir kiinin kadn ya da erkek olmasnn asl nedeni oldu
una da inanrlar.
Bilisel tutarllk steinin ocuklardaki sonularndan biri, o
cuklarn cinsiyet kalpyarglarn kat, deimez ve ahlaki kurallar
olarak kabul etmeleridir. Cinsiyet kalplarnn dna kanlar ayp
lanmas, hatta cezalandrlmas gereken gnahkrlar olarak g
rlrler. Bu sosyal bask zellikle erkek ocuklar iin daha kuv
vetlidir. Erkek ocuu gibi davranan, erkek ocuklaryla oyna
yan kz ocuklar, yatlar kzlar tarafndan itilmezlerken, kzlar
la kz oyunlar oynayan erkek ocuun yat erkek ocuklar ara
sndaki statsnn dme ihtimali yksektir. Bu durumu hazr
layan kltrel-toplumsal etkiler, kadnn toplum iindeki stats
nn dk olmas vb. konular, baka kuramlar tarafndan da ele
alnmtr; bu kuramlara bu blmn ilerleyen ksmlarnda yer
verilecektir.
Cinsiyet rol geliim inde dnem
Kohlberge gre, ocuklarn cinsiyet rol geliimleri dnem
de gerekleir: Yaklak 2-3,5 yalar arasnda gzlenen cinsiye
ti etiketleme dnemi, yaklak 3,5-4,5 yalar arasndaki cinsiye
tin kararll dnemi ve yaklak 4,5-7 yalar arasndaki cinsiye
tin deimezlii dnemi.
C insiyeti etiketlem e (gender labeling) dneminde, ocuklar
insanlarn iki cinsiyetten birine ait olduklarnn yava yava fark
na varmaya balarlar, ama nceleri kz ya da erkek olmak bir isim
sahibi olmaktan farkl deildir ve bakalarnn cinsiyetini her za
man doru olarak bilemeyebilirler. Ancak kendilerinin kz ya da

erkek olduklarn bilirler ve cinsiyetlerini doru olarak etiketleye


bilirler. Bu dnemde ocuklar, cinsiyetin kalcln ve deimez
liini henz kavramamlardr; rnein, bir kz ocuk, byynce
baba olacan syleyebilir.
Cinsiyetin kararll (gender stability) dneminde, ocuklar
bir kiinin cinsiyetinin srekliliini anlamaya balar, yani bebek
liinde kz ya da erkek olann byynce de ayn cinsiyette ka
lacan bilirler. Ancak yine de fiziksel zelliklerinden etkilenirler.
Objelerin fiziksel grnmleri farkllanca farkl olduklarn d
nrler. Tpk Piagetnin ince-uzun ve kaln-ksa bardaklarla yapt
ya da (sayfa 65'te gsterildii gibi) paralarn dizililerinin de
itirildii deneylerde, bu yalardaki ocuklarn ayn miktardaki
suyun ince ve uzun bardaa konduunda daha fazla olduunu
ya da aralklarla dizilen paralarn daha ok olduunu sylemele
ri gibi. Bu dnemde ocuklar, sa kesilince bir kzn erkek ocuk
olacan dnebilirler.
Cinsiyetin deimezlii (gender consistency) dneminde
ise ocuklar artk cinsiyetin deimezlii ilkesini kazanmlar ve
cinsiyetin fiziksel grnmden bamsz olduunu, d grnm
ne olursa olsun deimeyeceini kavramlardr. Bu dnemde
ki ocuklar, cinsiyetlerine uygun bulunan tercihler, beeniler ge
litirir, uygun grlen etkinliklerde bulunurlar ve bunu, bu ynde
dllendirildikten iin deil de cinsiyetleriyle tutarl olduunu d
ndkleri iin yaparlar.
Eletiriler
Bilisel geliim yaklam nemli bilgiler salamasna karn
baz ynleriyle yetersiz bulunmutur. rnein, toplum tarafndan
cinsiyetlere verilen farkl deerleri aklayamaz, yani toplumun ve
kltrn roln ihmal eder. Bilisel geliim eer cinsiyet rol ge
liiminin temelinde ise, bu geliimi tamamlayan kz ve erkek o
cuklarn benzer olmalar gerekirdi. Oysa erkek ocuklarn, kzlara
kyasla daha gl cinsiyet kalpyarglar olduu, beeni ve ter
cihlerinde daha kat olduklar gzlenmitir. Ayrca, eer bililer
davranlarn temelinde ise, bililerin deimesiyle davranlarn
da deimesi beklenir. rnein, gnmzde, pek ok gen ift,

evde eler arasnda eitlik olmas gerektiini kabul etmesine kar


n ev ilerinin paylamnda bu kavramn uygulanmad gzlen
mitir (Huston, 1985; aktaran, Durkin, 1996). Trkiyede de du
rum benzerdir. Dkmen (1997) tarafndan yaplan bir aratrma
da da erkeklerin bilisel srelerinin ileyii (benimsedikleri cinsi
yet rolleri) nasl olursa olsun ayn dzeyde ev ii yaptklar ve ka
dnlara kyasla ok az ev ii yaptklar belirlenmitir.
Ayrca, cinsiyetin kalcl ve deimezlii fikrinin kazanlma
snn Kohlbergn ngrd yalardan ok daha nce olduu
nu ve cinsiyetin deimezlii ilkesinden baka faktrlerin cinsi
yet geliimini ynettiini gsteren aratrmalar da vardr (Bussey
ve Bandura, 1999).

Toplumsal cinsiyet emas


(gender schema) kuram
Sandra Lipsitz Bernin ileri srd ve ocuklarn cinsiyetle
ilikili dnce ve davranlar nasl kazandklarna ilikin nemli
aklamalardan biri olarak ele alnan toplumsal cinsiyet ema ku
ram (gender schema theory) ile ilgili bilgiler, Bernin ilgili yazla
rndan zetlenerek aktarlacaktr (Bern, 1981,1983).
Sosyal renme ve bilisel geliim
kuramlarnn birletirilm esi
Bu kuram, sosyal renme ve bilisel geliim kuramlar
nn temel grlerini birletirir. zellikle, cinsiyetleri ayrtrma
nn (tipletirmenin-sex-typ/'ngf) ocuun kendilik bilgisi de dahil
tm bilgiyi kltrn kadnlk ve erkeklik tanmlarna gre kodlamaya ve organize etmeye hazr oluundan kaynaklandn kabul
eder. Bu bakmdan bilisel geliim kuramna benzer. Ayrca, bu
cinsiyet emas temelinde bilgi ilemenin toplumun cinsiyet ay
rmc uygulamalarndan da kaynaklandn ileri srer. Bu bakm
dan da sosyal renme kuramna benzer. Sosyal renme ku
ram gibi, cinsiyeti tipletirme srecinin renilmi olduunu ka
bul eder ve dolaysyla kanlabilir ve deitirilebilir bir sre ol
duunu belirtir.

Toplumsal cinsiyet emas


Berne gre, gelien ocuk, toplumunun kadnlk ve erkek
lik tanmlarn renir. ou toplumlarda bu tanmlar sadece
dorudan kadnla ve erkekle ilikili anatomik farkllklara, ib
lmne ve kiilik zelliklerine dayanmamakla birlikte dile, yap
lan benzetmelere de yansm ok zengin bir arm da ie
rir. Toplumlarda, genellikle, dier herhangi bir ikilik, kadn ve er
kek ayrmndaki gibi zengin bir ierie ve kendine zg zellik
lere sahip deildir. ocuk, cinsiyetle ilgili bu zel bilgileri ren
mekle kalmaz, ayn zamanda her gelen yeni bilgiyi cinsiyetle ilgili
bu zengin erie bal olarak deerlendirir ve zmser. Ksacas
ocuk, gelien bir toplumsal cinsiyet emas araclyla gelen
bilgiyi kodlamay ve rgtlemeyi de renir.
ema, bilisel bir yapdr; bireyin alglarn organize eden ve
ynlendiren bir armlar adr. Bir ema, gelen bilgiyi emay
la ilikili terimlerle aratrmaya ve zmsemeye hazr oluu sa
lar. Belli bir ema araclyla bilgiyi ilemeye hazr bireyler, e
maya uygun bilgiyi hemen kodlayabilirler, emayla ilikili kate
goriler iinde rgtleyebilirler ve emayla ilikili hayli farkllam
yarglarda bulunabilirler. ematik bilgi ileme, hayli seicidir ve
bireyin gelen ok sayda uyarcya emaya uygun olarak anlam
yklemesini salar. ematik bilgi ileme, eit dzeyde baka bo
yutlar olmasna karn belli bir boyutu temel alarak bilgiyi kate
gorilere ayrmaya hazr oluu gerektirir. Bilgiyi toplumsal cinsi
yet emasna gre ileme se, zellikleri ve davranlar kadn
s ve erkeksi kategorilerine ayrmaya yol aar. Cinsiyetle ilgi
si olmayan eyler bile kadns ya da erkeksi kategorisine soku
larak ilenir.
rnein, nazik ve blbl gibi zellikler kadns kategorisi
ne, atlgan ve kartal gibi zellikler de erkeksi kategorisine yer
letirilebilir. Toplum sal cin siye t emas da kadn ve erkek zel
liklerinin alglanmasnda ve bilginin ilenmesinde temel oluturan
bir erevedir. Kadn ve erkek arasndaki ayrm vurgulayan bir
kltr iinde byyen ocuklar, kendileri ve dierleri, hatta nes
ne ve olaylar hakkndaki bilgileri, algladklar bu cinsiyet ar
mlarna gre ilemeyi renirler.

Cinsiyetleri tipletirme (ayrtrma) (sex-typing)


Cinsiyetleri tipletirme/ayrtrma srecinde ocuk, hem kendi
lik kavramn oluturur hem de dnyay alglarken iletirdii bu cin
siyet emasn kullanr. Gelen bilgileri cinsiyet emasna gre alg
lar, kodlar ve rgtler. Buna gre ocuk, kz ocuunu zayf vb.
olarak, erkek ocuunu kuvvetli vb. olarak alglamay; zayf erkek
ocuklar le gl kz ocuklar fark etmemeyi renir. ocuk ay
n ematik seicilii kendine uygulamay, insan kiilii iinden salt
cinsiyetine uygun olanlar kendilik kavramna dahil etmeyi renir.
ocuk bu ema araclyla, kendisinin bir kii olarak yeterliini de
erlendirmeyi; tercihlerini, tutumlarn, davranlarn ve kiilik zel
liklerini bu emadaki prototipe gre oluturmay da renir. Sonu
olarak cinsiyetleri ayrtran/tipletiren (sex-typed) bir birey olur.
Toplumsal cinsiyet emas kuram, bir sre kuramdr, ierik
kuram deildir. Cinsiyetleri-ayrtran bireyler, kltrn kadn ve
erkee ait olarak tanmladna uyan ve buna gre bilgiyi ileyen
bireyler olarak ele alnrlar. Bu nedenle, kuramn esasn toplum
sal cinsiyet emas temel alnarak dnyann iki snfa ayrlmas i
lemi oluturur, bu iki snfn ieriiyle ilgilenilmez. Buna bal ola
rak, cinsiyetleri tipletiren/ayrtran bireyler, sadece ne kadar ka
dns ya da erkeksi olduklarna gre deil, ayrca benlik kavram
larn ve davranlarn cinsiyet temeline gre organize edip etme
melerine gre de birbirlerinden farkl grlrler. Cinsiyetleri tipletirmeyen/ayrtrmayan (nonsex-typed) bireyler, kendilerini bakm
verici ya da baskn olarak tanmladklarnda bu zelliklerin cinsi
yetle balantlarn kurmazlar. rnein, cinsiyetleri tipletirmeyen
bir birey, kadn ya da erkek olduu iin deil, iinden yle geldi
i iin insanlarla ilgilenir, onlara yardm eder ya da nazik ve duyar
l davranr. Oysa cinsiyetleri tipletiren/ayrtran bireyler, zellik
lerin cinsiyetle ilgili armlarn nemseyerek kendilerini tanm
larlar. rnein, cinsiyetleri tipletiren bir erkek, erkeklerin alama
mas, soukkanl ve sert olmas gerektii grn benimsedii
iin kendinden ve baka erkeklerden byle davranmay bekler ve
aksi durumda kayglanr; bununla da yetinmeyip sert olmamay,
dolaysyla erkek olmamay artrabilecek her eyden, rnein,
renkli giysilerden, sevgi ifadelerinden vb den kanr.

Cinsiyeti tipletirmeyen (ayrtrmayan)


ocuklar yetitirme
Toplumsal cinsiyet emasnn yaygn olarak kullanlmasnn
temelinde toplumun iki cinsiyetin varln ve bunlarn ayrmn s
rarla vurgulamas yatar. Toplum, bireyin cinsiyetinin yaamn her
annda ok nemli olduunu ve nemli bir fark yarattn retir.
Bylece toplum ocua cinsiyetle ilgili iki ey retir: Cinsiyetle
lgili armlar (toplumsal cinsiyet emas) ve kadn-erkek ara
sndaki ayrmn yaamn her ynyle youn ve yaygn bir ilikisi
olduu. Bylece toplumsal cinsiyetin.dier pek ok sosyal kate
gori zerinde bilisel bir ncelii oluur. Kurama gre, eer top
lum cinsiyete bal armlar snrlasayd ve cinsiyet ayrm
nn ilevsel nemi zerinde bu kadar srarla durmasayd, ocuk
lar muhtemelen cinsiyetleri daha az ayrtran bireyler olurlard.
Cinsiyet, kukusuz remedeki rol nedeniyle dier kategorilere

(rnein gz rengi) kyasla ok daha nemli bir anlama sahiptir


ve bu nedenle de toplum kanlmaz olarak cinsiyete ilikin kl
trel dzenlemeler getirir. Ancak toplum, cinsiyet ayrmnn ilev
sel nemini ok fazla vurgular, bu ayrm bilisel olarak kullan
l gsterir ve cinsiyetle ilgisiz konularda bile kullanl hale getirir.
Bern, toplumsal cinsiyet email (ematik) bir toplumda top
lumsal cinsiyet emas olmayan (aematik) ocuklar yetitirme
nin zor olduunu, ama imknsz olmadn belirtir. Toplumsal
cinsiyet emas olmayan ocuk yetitirmek iin iki stratejiden sz
edilebilir: ilk strateji, ana-babalarn ocuklarna, cinsiyete bal
biyolojik farkllklar kltrn cinsiyetle ilgili armlarn verme
den retmeleridir. Bu, rnein, ocuklara kiinin kadn ya da er
kek oluunun sadece remede farkllk yaratt anlatlarak, top
lumsal cinsiyet email kitaplar okutulmayarak salanabilir, ikinci
strateji, ana-babalarn, ocuklar kltrn cinsiyetle ilikili ar
mlarn rendiklerinde, bunu yorumlamalarnda kullanabile
cekleri alternatif emalar oluturmalardr. rnein, bunun iin
de, gruplar aras farkllklarn ok az olmasna karn kiiler aras
farkllklarn ok olabileceini ifade eden bireysel farklar emas
yerletirilebilir. Bu emayla ocuk, insanlar arasndaki farkllkla
rn cinsiyetten deil, bireysel farklardan kaynaklandn grebi
lir. rnein, ocua lezzetli yemek yapmann cinsiyetten bam
sz bir beceri olduu, ilgilenen kadnlarn da erkeklerin de mutfak
ilerinde usta olabilecekleri rneklerle anlatlabilir (Alinin yapt
brek ok lezzetliydi) ya da makinelerden anlamann sadece bir
erkek ii olmad sylenebilir (Aye, geen gn yolun ortasnda
arabasnn patlayan lastiini deitirmek zorunda kald).
Bern Cinsiyet Rol Envanteri
Bern, kuramna uygun olarak bir lek gelitirmitir: Bern
Cinsiyet Rol Envanteri (Bern Sex Role Inventory-BSRI) (Bern,
1974). Daha nceki cinsiyet rol leklerinin, cinsiyet rollerini bir
uta kadnsln, dier uta da erkeksiliin yer ald iki ulu tek
bir boyut olarak ele almalar ve bir kiinin bu boyutun sadece bir
ucunda bulunmas beklentisine gre sonularn deerlendirilme
si eletirilmitir (Constantinople, 1973). Buna gre, bir insann

ya sadece arlkl olarak kadns zellikleri ya da sadece arlk


l olarak erkeksi zellikleri gstermesi ve hatta kadnlarn kadn
slk ucunda, erkeklerin de erkeksilik ucunda yer almalar gereki
yordu ve aksi durumda bu normal d olarak da deerlendlrileblllyordu. Bu yaklam eletirilmitir (Constantinople, 1973). Bu
eletiriye paralel bir yaklamla Bem (1974), kadnsl ve erkeksilii birbirinden bamsz iki boyut olarak benimseyen bir lek
gelitirmitir. Bu lekte birey, kadnslk ve erkeksilik boyutlar
nn ikisinde de yer alabilir.
ok kullanlan leklerden biri olan Bem Cinsiyet Rol En
vanteri, alt lekten oluur: Kadnslk (K), Erkeksilik (E), Sosyal
Beenirllk. Her lek 20 sfattan oluur. Toplum tarafndan kadn
lar in daha uygun zellikler olarak dnlen 20 zellik Ky, er
kekler iin daha uygun bulunan 20 zellik de Eyl oluur. Ne ka
dnlar iin ne de erkekler iin uygun bulunan yars olumlu, yars
olumsuz toplam 20 zellik de Sosyal Beenirllk lelnl olutu
rur. Asl deerlendirmeler K ve E leklerine gre yaplr. Sosyal
Beenirllk lek Maddeleri bir ntr balam oluturmak in le
e dahil edilmitir. K ve E puanlarndan hareketle cinsiyet rolle
ri, kadns (feminine), erkeksi (masculine), androjen (androgyno
us) ve bellrslz-farkllamam (undifferentiated) olarak drt gru
ba ayrlr. Toplum tarafndan kadns olarak tanmlanan zellikle
re (duygusal, anlayl, nazik, merhametli vb.) daha ok sahip ol
duklar belirlenenler kadns, toplum tarafndan erkeksi olarak ta
nmlanan zelliklere (baskn, etkili, gzpek, hrsl, vb.) daha ok
sahip olduklar belirlenenler erkeksi olarak nitelendirilir. Kadns
ve erkeksi zellikleri birlikte yksek dzeyde gsterenler andro
jen, bu ki grup zellii dk dzeyde gsterenler ise belirsiz
olarak nitelendirilir.
Bem Cinsiyet Rol Envanteri, gelitirildiinden bu yana ok
kullanlan bir lektir; Wong, McCreary ve Duffy (1990), 1989 y
lnda PsycLlTte bu lee atfta bulunan ya da bu lei kul
lanan 419 kaynak listelendiini belirtmilerdir. Envanterin baz
aratrmalarca kltrleraras geerlii de gsterilmitir (rnein,
Alain, 1987; Maloney, Wllkof ve Dambrot, 1981; Wilson ve ark.,
1990).

Bern Cinsiyet Rol Envanterinin eletirilen ynleri de vardr.


Faktr yapsnn grgl olarak tam gsterilememi olmas, Bernin
nerdii faktr yapsna uymayan sonular elde edilmesi ve l
meyi amalad androjen kavramnn zayf ynlerinin bulunmas
nedeniyle eletirilmitir. Yine de en yaygn kullanlan cinsiyet rol
leidir, gnmzde de hl yaygn bir kullanm vardr (rnein,
Lengua ve Stormshak, 2000; Moore, Kennedy, Furlonger ve Evers,
1999; Parsons ve Betz, 2001; Sugihara ve Katsurada, 2000).
Envanter, Trk toplumuna da uygun hale getirilmi (Kavuncu,
1987) ve psikometrik zellikleri incelenmitir (Dkmen, 1999).
Bernin hem kuramna hem de leine pek ok eletiri ynel
tilmitir. Deaux (1985), bu eletirilerin Bernin baka baz kuram
clar gibi, ok geni bir ranj iinde deiebilen davranlar tek bir
deikenle (androjenlik) aklamasna ve basit bir snflandrma
(drtl snflanan cinsiyet rolleri) sistemi getirmesine ynelik ol
duunu belirtir. Ayrca dier benzer kuramlar gibi i kiisel fak
trlere odaklanarak yapsal ve durumsal etkilere ok az dikkat et
tiini kaydeder.
Androjenlik kavram
Androjenlik (androgyny), Bern (1974) tarafndan ok kullanl
m ve yaygn kabul grm bir kavramdr. Androjenlik, kelime
olarak Yunancada erkek anlamna gelen andro ile kadn anla
mna gelen gyne kelimelerinin birletirilmesinden oluturulmu
bir terimdir; geleneksel kadns ve erkeksi kategorilerine bir kar
kn ve insanlarn hem kadns hem de erkeksi olabileceklerinin
ifadesidir (Bern, 1993). Hem erkeksi hem kadns zellikleri yk
sek dzeyde gsteren kiilere de androjen (androgynous) deni
lir. (Bu kavramn, Trkede seslendirilii benzer olan androgen
kavramndan farkl olduuna iaret etmek gerekir. Androgen, er
kek cinsiyetin olumasnda rol olduu iin erkek cinsiyet hor
monu olarak nitelenen bir hormondur.)
Bern 1970li yllarda arlkl olarak androjen bireylerin, yani
hem erkeksi hem de kadns zellikleri yksek dzeyde gste
ren bireylerin olumlu ynlerini gsteren aratrmalar yapmtr.
Androjenlerin, daha esnek davranabildiklerini ve farkl ortamlar

da daha uyumlu cinsiyet rol davranlar sergileyebildiklerini bul


mutur (Bem, 1975). rnein, androjenier, gerektiinde erkek
si bamszlk, gerektiinde kadns oyunculuk-akaclk (yav
ru kediyle oynayabilme) davranlar gsterebilirler. Androjen bi
reyler hem daha fazla bamsz hem de daha fazla bakm verici
ve ilgi gstericidirler (Bem, Martyna ve VVatson, 1976). Kadns
kadnlar ve erkeksi erkekler (cinsiyetleri tipletiren -sextyped- bi
reyler), androjen bireylerin tersine, dier cinsiyete uygun bulu
nan davranlardan kanr ve bu tr faaliyetlerde bulunmaktan
dolay psikolojik rahatszlk duyarak kendileri hakknda olumsuz
duygular ifade ederler (Bem ve Lenney, 1976).
Androjenlik kavram, geleneksel kadnslk ve erkeksilik kavramlatr.masna ve ruh salyla ilgili cinsiyet yanls standartlara
kar gelitirilmi liberal ve insanca bir seenek sunduu iin ok
kabul grm ve benimsenmitir, ama pek ok ynyle eletiril
mitir ki bu eletirilerin bazlarna Bem de katlmtr (Bem, 1983,
1985, 1993).
Androjenlik kavramnn savunulmas, insanlara yeni bir zorla
yc reete sunulmas anlamna gelebilir; eski reetede ya kadn
s ya erkeksi olmak yer alrken yenisinde hem kadns hem er
keksi olmak vardr ve bu durumda birey iin, mcadele edilmesi
gereken bir deil iki muhtemel yetersizlik kayna bulunur (Bem,
1983,1985). Daha da nemlisi, bu kavram toplumsal cinsiyet e
mas kuram iin de problem oluturur. nk bu kavramla ii
mizde bir kadns, bir de erkeksi yan olduunun kabul srd
rlm olur, yani bylece kadnslk ve erkeksilik kavramlarnn
toplumsal ematik ilemlerden kaynaklanan bilisel yaplar deil
de bamsz bir gereklie sahip kavramlar olduu kabul edilmi
olur (Bem, 1985). insan davranlarnn ve kiilik zelliklerinin, ar
tk cinsiyetle ilikilendirilmemesi ve toplumun cinsiyet organlary
la ilgisiz durumlar iin cinsiyeti yanstmay durdurmas gerekir.
Bem (1983), ayrca androjenlik kavramnn cinsiyet eitsizlii
ni yanstamadn da belirtir. Her zaman ve her yerde erkein ve
erkeksi etkinliklerin daha deerli bulunmasna karn androjenlik
kavramnn bu cinsiyet eitsizliine iaret eden hibir yn olma
d, aksine erkek merkezliliin (androcentrism) srmesine hiz

met ettii sylenebilir. Ayrca androjenlik kavram ok kiisel ve


ok zel bir dzeyde kuramlatrlmtr; oysa cinsiyet eitsizlii
nin giderilmesi iin kiisel deil kurumsal deiime ihtiya vardr
(Bern, 1993). Ancak, Bernin (1993) belirttii gibi, bu sorunlarna
karn, androjenik kavram bir kadn ya da bir erkek olarak nasl
davranmas gerektiini bilemeyen pek ok insan iin bir vizyon
ve model salamtr. Gnmz koullarna uymasa da ve bu y
nyle ok topik bir kavram da olsa (Bern, 1993), baz yazarlar
(rnein, Burn, 1996) gibi, bu kitabn yazar da androjenlik kav
ramna sempati duymaktadr.

Radyoda bir program dinliyordum. Spiker hanm atclkta


dnya ampiyonu olan bir bayanla konuuyordu. Kadnlarn kadnsl ile atclk arasndaki ztlktan sz ediliyordu. Daha do
rusu spiker yle yorumlad. Aslnda ampiyon hanm, hemi
relik yksekokulundan mezun bir stemendi yani bir askerdi.
Babasnn ve iki aabeyinin de asker olmasnn askerlii seme
sinde nemli bir etkisi olabileceinden sz etti. Olduka gzel ko
nutu. Kendinden emindi, bu baary sevgiyle kazandn syle
di. Spiker hanm, hemirelik ile askerliin birbiriyle uyumad
n ileri srd. ampiyon hanm, bunu p e k kabul etmedi, atclkta
ki baarsnda askerliinin ve hemireliinin ayr ayr etkisi olabi
leceinden sz etti. Askerlii spordaki baarsn kolaylatrmt,
nk askerlikte atclk nemliydi ve desteklenmiti. Hemirelik
kolaylatrmt, nk hem b ir hemire olarak salna ve bes
lenmesine bilimsel olarak yaklamt hem de hemirelik bir sev
g i mesleiydi ve o da bu baarya sevgiyle gelmiti. ini, sporu
nu sevgiyle yrtyordu ve bu baar iin artt. Kadn olmas da
bu spordaki baarsnda etkiliydi. Kadnlar sabrl, soukkanl ve
azimli olurlard ve o da bir kadn olarak bu zellikleriyle ampiyon
luu kazanmt. Komutan onu vm, b ir erkek gibi kazand
n sylemiti. Komularyla bir araya gelip sohbet etmek vb. et
kinliklerden holanyordu ve komular onun disiplinli yaamn bi
liyorlard ama ampiyon olmas onlar iin de srprizdi. Kendisi bir
ampiyon gibi hazrlanmt, hibir ey tesadf deildi. ampiyon

olmak iin yemesine, imesine, uykusuna, yaamna, almas


na dikkat etmiti. Bu baary kazanan ilk kadnd ve ilk AvrupalIyd.
Bu nedenle de vlyordu. ampiyon hanm, bana kalrsa erkek
silik ve kadnslk zelliklerini birletirerek (bir androjen olarak) bu
baarya ulamt, bunu almasna ve azmine balyordu ve do
al buluyordu, nk hak etmiti. Ancak evresinde bir kadn ola
rak bu sonuca ulamasn yadrgayanlar vard.

Toplumsal cinsiyet emasyla bilgi ileme


(gender schematic processing) kuram
Toplumsal cinsiyet emasyla bilgi ileme kuram, ocuun
cinsiyetle lgili bilgilerin lenmesine aktif olarak katldn le
ri srer. Kohlbergn kuramndaki gibi, ocuun kendi cinsiyet
grubuyla lgili bilgileri, deerleri ve davranlar kendisinin ke
fettiini, ama bu kefetmenin cinsiyet deimezliine ulanca
deil, kendi cinsiyetini kefedince baladn syler. ocuk bir
kez cinsel kimliini kazannca ok zengin bir ierie sahip cin
siyet emasyla karlar. Her cinsiyete uygun bulunan davra
n ve zelliklerle ilgili organize bilgiyi ieren bu ema, evrenin
yorumlanmasnda ve uygun davran biiminin seilmesinde te
mel alnr.
Genel cinsiyet emas, kendi cinsiyeti emas
ve dier cinsiyet emas
Martin ve Halverson (1981) ve Martin (1991,1993) tarafndan
nerilen ve gelitirilen toplumsal cinsiyet emasyla bilgi ileme
kuram (gender schematic processing theory), dier bilisel geli
im kuramlar gibi cinsiyet emasna odaklanmtr. Bu kuramda
temel olarak iki tip ema ele alnr.
Birinci tip ema genel cinsiyet emasdr. Bu ema, ocu
un nesneleri, davranlar, kiilik zelliklerini ve rolleri gruplamas iin gereken genel bilgileri ierir. Bu emada kadn ve erkein
birbirlerinden farkl olduuna ilikin kalpyarglar bulunur; her cin
siyetle ilikili bulunan zelliklerle ilgili listeler vardr; rnein, kz
lar diki diker, erkekler kamyonla oynar gibi.

ikinci tip ema da genel cinsiyet emasdr. Bireyin kendi


cinsiyetine ilikin bilgiler ieren bu ema ilk emann daha dar
ama ayrntl bir eklidir; kendi cinsiyetine geleneksel olarak uy
gun bulunan davranlar ve bunlarla ilgili ayrntl eylem planlar
n erir. rnein, birinci emasndan kzlarn diki diktiklerini
renen kz ocuu, cinsiyetiyle tutarl davranmak iin diki dikme
yi renmek isteyecektir.
Bu iki emaya, daha az ayrntl ierii olan bir nc tip e
ma eklenebilir (Martin, 1991); bu da dier cinsiyet emasdr.
Bu emada da dier cinsiyetin davranlar ve eylem planlar bu
lunur, ama kendi-cinsiyet emasndaki gibi zengin ve ayrntl e
rie sahip deildir.
Cinsiyet emalarnn eitli ilevleri vardr. (Martin, 1991): (1)
Cinsiyet emalar, davran ynetir, cinsiyete uygun bulunan ve
bulunmayan davranlarn belirlenmesi iin bu emalardan yarar
lanlr ve cinsiyete uygun davranlar seilir, rnein cinsiyete uy
gun oyuncaklarla oynanr. (2) Cinsiyet emalar, bilginin organize
edilmesini salarlar; dikkati ynetirler, hangi bilginin kodlanaca
n ve hatrlanacan belirlerler, emayla tutarl bilgiler daha ar
pcdr ve dolaysyla daha aklda kalcdr. (3) Cinsiyet emalar,
bilgiye temel oluturur; zellikle bir durum hakknda bilgi olma
d ya da belirsiz bir bilgi olduunda eksiklik emayla tutarl bir
ekilde doldurulur. rnein, bir ocuun cinsiyetinin kz olduu
renildiinde hangi tr oyuncaklarla oynamak isteyecei ya da
ne tr zellikleri olduu tahmin edilebilir. Ksacas, cinsiyet ema
lar bireyin hangi bilgiye dikkat edeceini, hangisini renecei
ni ve hatrlayacan belirlerler; bir kez renildiler m artk davra
n iin yol gstericidirler, hangi davrann uygun olduu konu
sundaki karar etkilerler. Tpk dier emalar gibi, bireyin evresi
ni saran karmak sosyal bilginin ilenmesini, organize edilmesi
ni yneterek bilisel ekonomi salarlar.
ematik b ilg i ilemede hata
Bu ematik bilgi ileme sreci genellikle doru ileyen bir s
re olarak kabul edilirse de baz sorunlar da beraberinde geti
rir. ematik bilgi leme sreci, zgn bilginin bozulmasna yol

aar (Martin, 1991). ocuk bilgiyi kodlarken ve hatrlarken, cinsi


yet emasna uygun olarak kodlar ve hatrlar. rnein, bir erke
in ocakta yemek piirdiini gren ocuk bunu ekilde boza
rak hatrlayabilir ya da deerlendirebilir, nk bu bilgi cinsiyet
emasna uygun deildir. Cinsiyet emasnda yemek piirmek
erkeklere uygun bir davran olarak yer almaz. ocuk bu duru
mu hatrladnda ya yemek piirenin bir kadn olduu eklinde
zgn bilgiyi bozar; ya da erkei ocakta yemek piirirken deil,
oca tamir ederken hatrlar ya da hibirini bozamyorsa ocak
ta yemek piiren erkein kadna benzediini dnr ve dee
rini azaltr.
Cinsiyetle ilgili bilginin bozulmas ya da arptlmas, cinsiyet
le ilgili kalpyarglarn dorulanmasna da yol aar. Cinsiyetle tu
tarl olmayan bir bilgi, cinsiyetle tutarl hale dntrldnde,
cinsiyet kalpyarglar dorulanm olur, bu da kalpyarglarn sr
drlmesiyle sonulanr. rnein, komu Ahmet Beyin bebe
inin altn deitirdiini gzleyen ocuk, bunu bezin deitiril
mesi olarak deil de kirlenen bezin deitirilip deitirilmedii
nin kontrol edilmesi olarak yorumlayabilir ve bylece erkein kir
li bezi deitirmeyecei, kontrol eden bir st statde olduu kalpyargs pekitirilmi olur.
Cinsiyet emasnn geliiminde, hem ocuun hem de evre
nin zelliklerinin etkili olduu dnlr (Martin, 1991). ocuk,
evreden gelen karmak bilgi bombardmanyla ba edebilmek
iin dnyay snflayarak alglama (kategoriletirme) eilimine
sahiptir, insanlar da cinsiyetlerine gre snflama eilimindedir.
Bunun yan sra, ocuun iinde bulunduu toplum da cinsiye
ti vurgular; cinsiyet dier zelliklerle ilikilendirllir; fiziksel, sos
yal, davransal ve psikolojik zelliklerin cinsiyetle balants s
rekli vurgulanr. Bylece ocuk iin cinsiyetin ilevsel bir anlam
oluur.
Toplumsal cinsiyet emalarnn geliim i
ocuun toplumsal cinsiyetle lgili bilgileri renmesi iki y
nyle ele alnabilir (Martin, 1993). (1) ocuk, cinsiyetin bir katego
ri olduunu renir, insanlar cinsiyetlerine gre iki gruba ayrr ve

bu iki gruba cinsiyet adlar verir: Kadnlar ve erkekler. Doumdan


tibaren ocuk, cinsiyetleri birbirinden kolayca ayrmasn sala
yan pek ok zellikle karlar. rnein, bu iki grup insann elbi
selerinin, sa ekillerinin, seslerinin, vcut biimlerinin farkl oldu
unu alglar. Bu ayr zelliklerin farkna varan ocuk, bu iki grup
insann erkek ya da kadn olarak simlendirildiinin de farkna va
rr ve kendi de bu isimleri kullanr. Ayrca ocuk bu iki cinsiyetten
birinin kendi grubu olduunu renir; bylece grup yanll da
balar, kendi grubundan olanlar tercih etme eilimi gsterir. (2)
ocuk, cinsiyet kalpyarglarn renir. ocuk sadece kadn ve
erkei ayrmay, adlandrmay ve kendinin de o gruplardan birine
ait olduunu renmekle kalmaz, bunlarn yan sra her cinsiyet
le ilikilendirilen baz zellikler olduunu da renir. Kadnlar ye
mek yapar, erkekler kavga eder gibi.
Dier bilisel yaklaml kuramlarla
benzerlii ve farkll
Toplumsal cinsiyet emasyla bilgi ileme kuram, cinsiyet rol
geliimini aklarken bilisel yaklam benimseyen dier kuram
larla baz benzerlik ve farkllklar sergiler (Martin ve Halverson,
1981; Martin, 1991, 1993). Bu kuramlar, toplumsal cinsiyet e
masnn bellek ve davran zerinde etkileri olduunu kabul eder
ler, normal bilgi ileme srecini vurgularlar. Dier kuramlar gibi
bu kuram da kalpyarglarn oluumunun olumsuz ynlerini deil,
evreden gelen bilgilerin basitletirilmesini salayan yararl yn
lerini ele alr. Ancak dier kuramlar cinsiyet kalpyarglarnn sa
dece nasl olutuu zerinde dururken, bu kuram niin srdrl
dn de anlamaya alr. Ayrca bu kuram, sadece her eyin
kadn in ve erkek iin olarak snflanmasn deil, bireyin alt
olduu cinsiyet grubuna gre benim iin ve benim iin deil
eklinde snflanmasn da ele alr.
Eletirisi
Bu kuram da eletirilmitir. rnein, Bussey ve Bandura
(1999), bilisel geliim kuram gibi toplumsal cinsiyet emasy
la bilgi ileme kuramnn da ileri srd, ocuklardaki cinsiyetle

ilgili davranlar ile cinsiyet emas balantsnn (rnein, oyun


cak bebekler kzlar iindir, ben bir kzm, bebekler benim iindir)
grgl olarak tam gsterilemediini belirtmilerdir.
Toplumsal cinsiyet kalpyargsnm
eleri modeli
Martin ve arkadalar (1990), toplumsal cinsiyet emasyla
bilgi ileme kuramna dayanarak yeni bir model, cinsiyet kalpyarglar bilgisinin eleri (component model of gender stereoty
pe knowledge) modelini, nermilerdir (aktaran, Martin, 1993).
Bu model, ocuklarn kalpyargl bilgileri nasl kullandklarn da
ha iyi anlamaya ynelmitir. Martin (1993), bu modelin Beaux ve
Lewisin (1984) yetikinlerdeki toplumsal cinsiyet bilgisinin yap
syla ilgili nerdikleri eleri ierdiini belirtmitir: Rol davran
lar, meslekler, kiilik zellikleri, fiziksel grnm. Cinsiyetle ilgi
li zellikler bu elere gre organize edilir ve iki ana boyutta ele
alnr: Kadns zellikler ve erkeksi zellikler. Btn bu zellikler
cinsiyet kalpyarglar temelinde birbirleriyle balantldr ve bir
birlerini artrr. Balantlarn tipinden sz edilebilir (Martin,
1993): (1) Cinsiyet-e balants. rnein, kadn-elbise giyer,
erkek-ksa saldr. (2) e ii balantlar. rnein, atlgandrbamszdr; elbise giyer-yksek topuk giyer. (3) eler aras
balantlar. rnein, geni omuzludur-atlgandr; elbise giyerbakm vericidir. Bu armlar sayesinde, hakknda sadece k
k bir bilgi verilen kiiye ilikin pek ok karmda bulunulabilir.
rnein, armlar yoluyla, cinsiyetini rendiimiz kiinin dav
ranlar, grnm vb. hakknda pek ok tahminde bulunabiliriz
ya da birinin yemek yapmay sevdiini rendiimizde onun di
ki dikmeyi de sevebileceini tahmin edebiliriz.
Sosyal rol (social role) kuram
Bu kuram ,'Eagly (1983), Eagly ve Steffen (1984), Eagly ve
W ooddan (1999) aktarlacaktr.
Eaglyye (1983) gre, kadn ve erkee toplum iinde farkl
statler verilmitir ve hiyerarik yap iinde erkekler daha yksek
statl rollere sahiptir. Bu farkllk, kadn ve erkek iin belirlenen
TC 6

kalpyarglar ve dolaysyla her iki cinsiyetin kendisinden ve dier


cinsiyetten bekledii davran ve zellikleri de etkiler. Bylece
sosyal rolleri farkl olduu iin kadn ve erkek arasnda farkllklar
oluur. Eer kadn ve erkein rolleri deiirse cinsiyet farkllkla
r da deiecektir; kadn daha yksek statl rollere sahip olduk
a cinsiyet farkllklar azalacaktr. ocuk bakm ve ev ii sorum
luluklar kadn ve erkek tarafndan eit olarak paylalncaya ve ev
dnda alma sorumluluklar da eit olarak datlncaya kadar
(yani insanlar eit sosyal roller alncaya kadar) cinsiyet kalpyarglar kaybolmayacaktr (Eagly ve Steffen, 1984).
Sosyal rol ve davranlar
Sosyal rol kuram, kadnlar ile erkekler arasndaki btn dav
ransal farkllklarn cinsiyet kalpyarglar ve sosyal rollerle ak
lanabileceini ileri srer. Sosyal rol, toplum tarafndan tanmla
nan, bir sosyal kategorideki bireylerin hepsinden beklenen,
renilmi tepkilerdir. Btn toplumlarda, kadnlardan ve erkekler
den beklenen sosyal roller ile bu beklentilere uygun farkl davra
n rntleri vardr. rnein, ou kltrde ocuklarn sorum
luluu erkeklere deil kadnlara verilmitir. Cinsiyet kalpyarglar dier kalpyarglar gibi, insanlarn gnlk yaamda neler yap
tklarna ilikin gzlemleri yanstr. Eer bir grup insan her zaman
belli bir etkinlikte bulunurken gzleniyorsa, o insanlarn o etkinlik
iin gereken yetenekleri ve kiilik zelliklerini tadklarna inanlr.
rnein, kadnlar her zaman ocuk bakmyla ilgileniyorlarsa on
larn ocuk bakm iin gerekli olan bakm verici, scak ve efkat
li gibi zelliklere sahip olduklarn dnmek kolaylar. Tersi de
mmkndr; eer erkekler ocuk bakmyla ilgilenmiyorlarsa bu
nun nedeni, onlarn gereken zelliklere (scak, efkatli, vb.) sahip
olmamalar diye dnlebilir. Bunun gibi, insanlarn ou etkin
lii toplum iindeki sosyal rollere gre belirlenir. Ayrca da sos
yal basklarla insanlarn bulunduklar sosyal rollere uygun davra
nlar sergilemeleri de salanr. Cinsiyet rolleri de toplum tarafn
dan tanmlanmtr ve insanlarn cinsiyetlerine uygun bu tanmla
malara gre davranmalar ynnde basklar vardr. rnein, evli
bir kadn ev ileriyle birinci dereceden ilgilenmesi ynnde gl

ynlendirmelerle karlar: Bata annesi olmak zere ei, kom


ular, arkadalar'evdeki ilerin yaplmasndan onu sorumlu tu
tarlar ve ev ilerindeki aksamadan dolay ncelikle onu eletirir
ler; bu bask, kadnn stemese de kendini bu ileri yapmak zo
runda hissetmesine neden olur.
Sosyal rol kuramna gre, davrantaki cinsiyet farkllklar, ka
dnlarla erkeklerin farkl cinsiyet rollerinde bulunduklar durumlar
da muhtemelen daha fazla grlecektir. Kadnlarla erkekler ara
snda sosyal rol farkllnn olmad durumlarda ya da gelenek
sel cinsiyet rollerinin fazla nemli olmad zamanlarda cinsiyet
farkllklar ok az olmaldr. Eagly ve Steffen (1984) tarafndan ya
plan bir almada, katlmclara uyaran olarak erkek ve kadnn
leriyle lgili betimlemeler verilmi, ya tam-zamanl bir ite al
tklar ya da ev ii yaptklar belirtilmitir. Kontrol koulunda se ya
plan i hakknda bilgi verilmemitir. Bu tantmdan sonra denek
lerin hedef kiilerin kiilik zelliklerini (rnein, bamsz, baskn,
yardmsever, anlayl) deerlendirmeleri istenmitir. Yaplan ile
ilgili bir bilgi verilmedii durumda hedef kiiler cinsiyet kalpyarglarna gre deerlendirilmitir: rnein, kadnlar daha yardmse
ver, anlayl vb.; erkekler daha bamsz ve baskn vb. Meslekle
lgili bilgiler verildiinde ise, kadnlar ve erkekler sosyal rollere g
re deerlendirilmitir: Ev ii yapan kadnlar da erkekler de daha
yardmsever, anlayl vb.; tam-zamanl alan kadnlar da erkek
ler de daha bamsz, baskn vb. olarak deerlendirilmitir. Eagly
ve Steffene gre bu sonular, cinsiyet kalpyarglarnn kadn ve
erkein biyolojik zelliklerine bal olmadn, daha ok sosyal
rollerine dayandn gsteriyor.
Sosyal ro l kuram ve sosyobiyolojik yaklam
Sosyal rol kuram, sosyobiyolojik yaklamn karsnda bir
aklama getirmitir. Eagly ve Wood (1999), cinsiyet farkllklar
nn kayna knusunda sosyobiyolojik yaklamn (ya da evrim
sel psikoloji kuramnn) ve sosyal rol kuramnn (ya da bu kura
mn aklamalarn da eren ve daha geni bir kuramsal yakla
m olan sosyal yap kuramnn -social structural theory) tama
men farkl aklamalar olduunu ileri srerler.

Kadnlar ve erkekler farkl psikolojik zellikler gsterirler. Bu


farkllklarn evrimsel aklamasna gre, kadn ve erkek, cinsiyet
lerine zg olarak birbirlerinden farkl evrlmletlklerl in psiko
lojik olarak farkldrlar ve farkl sosyal roller oynarlar. Evrim psi
kologlarna gre, insanln ilk dnemlerinde kadnlar ve erkek
ler remedeki farkl rolleri nedeniyle farkl evresel basklar ya
adlar ve farkl uyum sorunlaryla karlatlar. Bu sorunlar
zlrken cinsiyetlere zg evrim mekanizmalar olutu ve bylece cinsiyete gre farkllam davranlar ortaya kt. Sosyal ya
p kuram (sosyal rol kuram) se, toplum inde farkl rolleri olan
kadn ve erkein bu rollere uyum salamak iin psikolojik fark
llklar gsterdiklerini leri srer. Sosyal yapsalclara gre, cinsi
yetlerin davran farkllklarnn ortaya kmasnda toplumun ka
dn ve erkekten bekledii ilerin, iblmnn etkisi vardr; bu i
blm kadn ve erkein yaamlar boyunca yapacaklarnn sos
yal snrlarn gsterir. Cinsiyet farkllklar, toplumun kadn ve er
kek iin getirdii snrllklara ve frsatlara uyum salamann sonu
cu olarak ele alnr.
Sosyal rol kuram, cinsiyet farkllklarna yol aan genetik zel
liklerin nemini grmezden gelmez. Erkein fiziksel olarak daha iri
ve gl olmas, kadnn ocuk dourmas ve emzirmesi nemli
dir; nk bunlar kltrel inanlar, sosyal kurumlar ve ekonominin
talepleriyle etkileerek toplum iinde iblmne yol am, bu da
psikolojik cinsiyet farkllklarna neden olmutur. Farkl sosyal roller
oynamak zorunda kalan kadn ve erkein, bu rollere uyum salar
ken belirli beceriler gelitirmeleri gerekmitir; rnein, kadn, ye
mek piirmeyi, erkek cret getiren becerileri renmitir. Yemek
piirmek gibi ev ii ilerle uraan kadn dier insanlarla ilgili ol
mak, dosta davranmak gibi zellikler gelitirirken erkek, alan"
rolnde daha bamsz ve atlgan davran rntlerl gelitirmitir.
Sosyal rol kuramnda en nemli sre, toplumsal cinsiyet rolleri
nin olumasdr. Bu roller ailesel ve mesleksel rollerle birlikte gr
lr. Bylece, ev kadn ve ailesini geindiren rolleri gerei kadn
ve erkein zellikleri farkllar. Cinsiyet rolleri, cinsiyetlerin retim
ilerinden kaynaklanr. Cinsiyete zg bulunan leri yapmak iin
gereken zellikler cinsiyet kalpyarglarn oluturur.

Evrimsel psikolojinin ya da sosyobiyolojinin karsnda bir g


r olarak savunulan ve sosyal rol kuramn da ieren sosyal yap
yaklam, deien sosyoekonomik koullar altnda cinsiyet fark
llklarnn da deieceini ileri srer. Eagly ve Wood (1999), ev
rimsel psikolojinin savunucularndan Bussn yapt bir aratr
mann verilerini baka bir adan yeniden ele almlardr. Buss ve
arkadalar, 37 farkl lkeden topladklar verilere dayanarak, e
seiminde tercih edilen zelliklerin evrim psikolojisinin ngrle
ri dorultusunda olduunu ifade etmilerdir. Bu sonulara gre,
kadnlardan daha ok erkekler, elerinde ev ilerinde beceriklilik
ve fiziksel ekicilik ararlar ve erkeklerden daha ok kadnlar, e
lerinde iyi ekonomik mknlara sahip olmay ararlar. Buss ve ar
kadalarnn bu verilerini yeniden ele alan Eagly ve Wood (1999),
e tercihlerinde bu zelliklere verilen nemin, lkelerin iki cinsi
yete saladklar eitlik dzeyiyle ilikili olduunu bulmulardr.
Bu lkelerde kadnlarn, ekonomik, politik ve karar verme rollerin
de erkeklere eit olmalar lsnde, sz edilen, ete tercih edi
len zelliklerdeki cinsiyet farkllnn azald anlalyor.
Benlik sunuu (self-presentation) kuram
(toplumsal cinsiyetle balantl davrann
interaktif modeli)
Toplumsal cinsiyetle lgili kuramlardan biri olan benlik sunu
u kuram, ncelikle Deaux ve Majorn (1987) kuramlarn ayrnt
l olarak anlattklar makalelerinden aktarlacaktr.
Deaux ve Major (1987), benlik sunuu kuramnn ya da maka
lelerindeki deyileriyle toplumsal cinsiyetle balantl davrann
nteraktif (birbirini karlkl etkileme) modelinin, toplumsal cinsi
yetle ilgili davranlarn kazanlyla deil, gsteriliiyle lgili oldu
unu belirtmilerdir. Model, cinsiyetle balantl sosyal davran
larn pek ok faktrden etkilendiini, ok esnek olduunu ve or
tama baml olduunu vurgular. Davranlar, byk lde kii
sel tercihlerin, bakalarnn davranlarnn ve balamn (ortamn,
koullarn) bir levi olarak deiebilir.
Deaux ve Major, toplumsal cinsiyeti, gl ve arpc (salient)
bir sosyal kategori ojarak ele alm ve toplumsal cinsiyetle ilikili

davranlarn grlecei sosyal etkileimlerdeki nemli duru


ma dikkati ekmilerdir: Alglayan, aktr ve ortam.
(1) Alglayan: Toplumsal cinsiyetle ilgili inanlar ve kiisel
amalar onu ynlendirir. Alglayan, aktrn davrann biimlen
dirir. Beklentilerin dorulanmas ynnde sre iler. Alglayan,
bilisel ve davransal olarak bu sreci iletir. Yani, alglayann
kafasnda aktr hakknda baz kalplar vardr ve aktr olduu gi
bi deil, bu kalplara gre alglar; bylece bilisel olarak beklen
tilerini dorulatr, bilisel yanllklar balangtaki beklentileri sr
drecek ekilde lemi olur; bu bilisel dorulamadr. Ayrca al
glayan, aktrn davranlarnn balangtaki beklentileri dorul
tusunda biimlenmesini de salar ve bylece davransal doru
lama da gerekleir. (2) Davranta bulunan (aktr): Cinsiyetle
ilgili davranta bulunacak kii (aktr), o anki davrann ortamn
gereklerine gre yaplandrr. Bu nedenle de farkl zamanlarda
ve meknlarda farkl kimliklerini gsterebilir. Toplumsal cinsiyet
le ilikili benlik kavram vardr ve bu benlik kavramyla ve kiisel
amalaryla birlikte iletiime girer. Aktr, kendi benlik kavramn
dorulayacak ekilde gelen bilgiyi iler ve evresini ve davran
larn yaplandrr. (3) Durumsal ipular (ortam): Toplumsal cin
siyetle ilgili, farkl arpcl olan konular erir. Sz konusu dav
rann sosyal olarak beenilirlil, alglayann ya da aktrn bek
lentilerinin gl ya da kesin olmas, ortamn davrann ne ola
can belirlemi ya da snrlam olmas, bireylerin gelecekte et
kileimde bulunma htimali vb.leri de cinsiyetle lgili davranlarn
gsteriliini etkiler. Bu durum (aktr, alglayan, ortam) karlk
l etkileim iindedir ve cinsiyetle lgili davran biimlendirirler.
Deaux ve Majr, bu modelleri, iin bir rnek vermilerdir.
Diyelim ki, Joan (kadn) ve John (erkek), ie yeni balayan yne
ticidirler, burada aktrler olarak ele alnyorlar. Bir kk grubun
liderliini ieren bir uygulama durumuyla karlarlar. Burada,
ikisinin de st konumunda olan Ynetici X de alglayandr. Bu
koullar altnda, bu kiiler arasnda, liderlik stilindeki cinsiyet fark
llklar htimalini en yksek dzeye karan bir dizi etkileim ger
ekleir. Ynetici X, kadnlarla erkekler arasnda liderlik stili ba
kmndan kesin farkllklar olduuna inanr. Ynetici Xln bu inan

c, bir sre nce ite kadnlarla erkekler arasnda farkllk gzle


nen bir olayn yaanmasyla bir kez daha uyarlmtr. Bu inanc,
Xin grup uygulamasndaki beklentiler hakknda Joan ve Johna
olduka farkl mesajlar iletmesine yol aar. X, Johna grup oturu
munun ynetimi ele alma yeteneini gsterebilecei bir frsat ol
duunu ima eder, ama Joanla konuurken grupta ibirlii sa
lamann nemini vurgular. te yandan Joan ve John, kiisel li
derlik deneyimleri bakmndan olduka farkldrlar, kendi liderlik
yetenekleri ve tercih ettikleri stiller bakmndan farkl benlik kav
ramlarna sahiptirler. Ayrca, gemi armlar ve Xin vurgu
lad farkl beklentiler nedeniyle grup balam, iki gen yne
tici iin farkl konular uyarr. John, grubu yneticilik yeteneini
gstermenin bir frsat olarak, Joan ise ibirliki zelliklerini gs
termenin bir frsat olarak yorumlar. Bylece ikisi de grupta ol
duka farkl davranrlar. Bu ekilde ortaya konan cinsiyet fark
ll, Ynetici Xin balangtaki inancn ve iki gen yneticinin
balangtaki benlik deerlendirmelerini dorulamalarna neden
olur. Bu rnek olayda, kiilerin dierlen ve kendileri hakkndaki
inan ve beklentileri farkl olsayd, rnein, X'in kadn ve erkek li
derlik stilleri hakkndaki inanlar ve beklentileri benzer olsayd;
Joan ve John, eit benlik sistemlerine sahip olsalard; liderlik sti
li hakkndaki benlik emalar benzer olsayd, ortaya kacak cin
siyet farkllklar muhtemelen ok az olurdu.
Deaux ve Major (1990) (aktaran, Franzoi, 1996), toplumsal
cinsiyetle ilgili davranlarn sosyal ortama, bakalarnn davra
nlarna ve kiisel tercihlere bal olarak ortaya ktn ileri sr
mlerdir. Dier bir deyile, kiilerin bakalarna gsterecekleri
toplumsal cinsiyetle ilikili davranlar, byk lde kendileri
ni nasl sunmak istediklerine bal olacaktr. rnein, bir kii, i
yerinde patronunda olumlu bir izlenim yaratmak iin atlgan, giri
imci ve acmasz davranmaya karar verebilir, bu zellikleriyle er
keksi bir grnmde olacaktr. Ancak, bir arkadann kiisel bir
sorununu dinlerken yumuak ve empatik davranmay tercih ede
bilir, bu zellikleriyle de kadns zellikler gstermi olacaktr.
Benlik sunuu kuramna gre, kiinin duruma gre dei
en davranlar kendi toplumsal cinsiyet kavramlarna, ortama,

bakalarnn beklentilerine uygun davranma kararna baldr.


Montepare ve Vega (1988) tarafndan yaplan bir aratrma, bu
kurama destek salamtr (aktaran, Franzoi, 1996). Bu aratr
mada, niversite rencisi kadnlarn zel erkek arkadalaryla
(flrtleriyle) ve sadece arkada olduklar erkeklerle yaptklar tele
fon konumalar kaydedilmitir. Daha sonra hakemler, ses rntlerini ve konuma biimlerini deerlendirmilerdir. Kadnlar,
flrtleriyle olan konumalarnda daha kadns (daha scak, daha
yumuak, daha alttan alc) ve daha ocuksu olarak deerlendi
rilmilerdir. Bu kadnlara bu iki tip konumada bir farkllk olup ol
mad sorulduunda ou bu farkllklarn farknda olduklarn,
flrtleriyle konutuklarnda seslerini duygularn gsterecek ekil
de deitirdiklerini sylemilerdir. Bu kuram dorulayan baka
kantlar da vardr (aktaran, Franzoi, 1996). rnein, ocuklaryla
yalnz yaayan babalarn evli babalara kyasla daha ok anne gi
bi davrandklar (Rlsman, 1987), heteroseksel erkeklerin homo
seksel olduklar sylenen erkeklerle konutuklarnda daha er
keksi (Kite ve Deaux, 1986) davrandklar belirtilmitir.
ok faktrl toplumsal cinsiyet kimlii kuram
Toplumsal cinsiyet zelliklerini tek ya da iki faktrle akla
mann mmkn olmadn belirten Spence (1993), ok faktrl
toplumsal cinsiyet kimlii kuramn (multifactorial gender identity
theory) nermitir (aktaran, Koestner ve Aube, 1995). Spencee
gre, toplumsal cinsiyet kimlii, birbirleriyle ilikili pek ok fak
trden oluan bir yap olarak kavramlatrlmaldr. Toplumsal
cinsiyetle ilikili fenomenler, drt nemli boyuta ayrlabilir: (1)
Toplumsal cinsiyet kimlii ya da benlik kavram (kiinin temel ka
dnslk ve erkeksilik duyumu); (2) arasal (instrumental) ve da
vurumcu (expressive) kiilik zellikleri (kalpyargl olarak kadn
la ya da erkekle balantl olduu dnlen zellikler); (3) top
lumsal cinsiyetle ilikili ilgiler, rol davranlar ve tutumlar; (4) cin
sel ynelim. Kiinin eitli zellikleri vardr ve bunlarn kimi bu
drt boyutun bazlarnda kadns, bazlarnda ise erkeksi olabi
lir. rnein, kiilik zellikleri kadns bir izgi gsterirken, ilgileri
nin bir ksm erkeksi ya da tutumlarnn bir blm erkeksi izgi

ler tayabilir. Spencee gre, genellikle kiinin benlik kavram bi


yolojik cinsiyetiyle paraleldir. Gerekte bireyin biyolojik cinsiyeti
ne uygun olarak kadns ya da erkeksi olan yanlar kadar biyolo
jik cinsiyetine uymayan kart cinsiyet rol ynelimleri olabilir, ama
kii kendisini yine de biyolojik cinsiyetine uygun olarak kadns
ya da erkeksi olarak tanmlar, btncl benlik kavram buna gre
oluur. Yaa ve yaananlara bal olarak kiinin toplumsal cinsi
yetle ilikili zelliklerinde baz deimeler olabilir, ama bu benlik
kavram (kendini kadns ya da erkeksi olarak tanmlama) genel
likle yaam boyu sabit kalr. Koestner ve Aube (1995), toplumsal
cinsiyetin ok faktrl bir yap olduunu dorulayan eitli ara
trmalardan da sz ederler.

Gratch, Alan. (2002) Erkekler Dile Gelse, (gev. S. akac).


Erkekler zordur. Dardan bakldnda ounlukla uzak, an
lalmaz grnrler. Ya da grltc ve sevimsiz. Onlar tanmaya
baladnzda ise her ey daha ktye gider, savunmac ve ula
lmas imknsz olabilirler. Aslnda duygular konusunda genelde
ak olan kadnlarn aksine, bakalarna almak ou erkee son
derece zor gelir. Ama bunu baardklarnda, dramatik, cesur ve
artc lde incinebilir bir i benlii aa vururlar.
(Daha ok erkeklerle alan bir klinik psikolog olan Gratch,
psikoterapi deneyimleri ve eitimi sonucunda erkeklerin zor ileti
im kurulan bireyler olmalarn, erkeklerin sahip olduunu belirle
dii yedi zellikle aklar.)
"...erkeklerin iliki kurmakta neden bu kadar zorlandklarn
ve ayn zamanda zorlayc olduklarn anlatan yedi psikolojik zel
lik...
...Erkeklere zg birinci zellik basit, ama temeldir. Utan (er
kekler alamaz) erkeklerin duygusal diyaloglara girmemelerinin
en sk karlalan nedenidir. Hepimiz utancn nasl bir duygu ol
duunu biliriz; insana rahatsz edecek kadar ac verir. Her zaman
farknda olmadnz ey ise bunun ne kadar ykc olabileceidir.
rnein, ilikilerde, erkekler performansla ilgili utanlarn eleri
ne yanstrlar. Bunu elerinin grntlerini eletirerek, baz giysi

ler giymelerini ya da dar karken salarn belli bir ekilde tara


malarn isteyerek yaparlar.
Utan engelini ykmak btn erkeklerin almalarna yardmc
olursa da ou erkein duygularn diline kar daha derin ve da
ha ok sorun yaratan bir direnii vardr. Bu, erkeklere zg ikinci
zelliktir: Duygu yokluu (ne hissettiimi bilmiyorum). Buras al
lm psikolojik aralarn her zaman ie yaramayabilecei, daha
karmak bir alandr. rnein, birok terapistin (kabul etmekten
nefret ediyorum ama ben de bunlara dahilim) mitsizlikten ya da
hayal gc yoksunluundan sorduu, hi de tevik edici olmayan,
Bu durumda ne hissediyorsunuz?" sorusu, burada zellikle ie
yaramaz. Byle bir soruya tipik erkek tepkisi "...dnyorumdur
ki, terapist buna, "Bu bir duygu deil" diye cevap verebilir.
Erkeklerin nc zellii olan erkee zg gvensizlik (st
te olmaktan yoruldum), erkeklerin sarlp sarmalanm, korunakl
dlarnn altnda sakladklar eyin zne iner. Gayretli ve burnu
nun dikine giden bir dananm bunu yle ifade etmiti: Bazen
yere serilmek istiyorum. Bununla, kelimenin tam anlamyla yere
yatp hareketsiz kalmay, mecazi olarak da, silahlar brakp iteki
at yarndan ekilmeyi kastediyordu. Oysa bu, yalnzca bir tken
me iareti ya da at yarn brakma istei deildi. Daha ok etkin
bir biimde gly oynamay brakp edilgen bir ilgi alcs olma
ya duyulan derin zlemi ifade ediyordu.
Erkeklere zg drdnc zellik olan kendine dnklk (be
ni gr, beni duy, beni hisset, bana dokun), erkee zg gvensiz
lik atmasnn dorudan bir trevi ya da muhtemel bir sonucu
dur. Yalnzca erkek olduunu bilmek, insan kendi kadnca arzula
rndan korumaya yetmez, kii bunu kendisine tekrar tekrar kantla
mak zorundadr. Ama bu bile yeterli deildir: Kii bunu dnyann
geri kalanna renkli bir fotoraf olarak gstermelidir.
Elbette, kadnlarn da grlmeye, farknda olunmaya ve takdir
edilmeye ihtiyalar vardr. Ama kadn narsisizmi ou durumda
toplumun fiziksel grn, gzellik ve estetie olan ilgisini yans

trken, erkek narsisizmi daha ok fiziksel g, iktidar ve baary


la ilgilidir.
...Son derece baarl bir cerrah olan bir tandm, karsnn
ve ergenlik andaki ocuklarnn nnde, rahat bir tavrla bana
yle demiti: "Son on be yldr, mesleim dnda, karm ve o
cuklarm da dahil hibir eyi umursamadm.
Beinci zellik olan saldrganlk (sana patronun kim olduu
nu gstereyim) da erkee zg gvensizlik atmasnn doal
bir sonucudur. Herhangi bir evlilik terapistinin bildii gibi, fke
li, eletirel, patlamaya hazr koca ile yaral, gz yal, yenik ka
dn dinamii, ortaya konulan en nemli evlilik sorunlarndan bi
risidir.
...Erkee zg gvensizlik sz konusu olduunda erkek sal
drganlyla baa kmann anahtar dengedir. Erkek iddiaclna
duyarszlkla deil, empatik bir saygyla yaklap kibarca tepki gs
termeli ama sadist erkek ykclna vicdan azab da tasa kar
koymalyz. kisi arasndaki fark anlamak birok kadn iin sorun
oluturur. Bazlar saldrganla ylesine alktrlar ki, suiistimalvicdan azab-iyi davran- suiistimal-vicdan azab-iyi davran zin
cirine sanki iki kereden fazla tekrar etmeyecekmi gibi, her defa
snda ortak olurlar. Dierleri erkek saldrganlnn belirtilerinden
ylesine korkarlar ki, bunun bir gn kendilerine salayabilecei
gc ve korumay gremezler.
Erkekler bakalarna saldrganlk gstermekten temel olarak
ve btnyle aciz olduklarnda saldrganlklarn kendilerine y
neltirler. Bu, erkeklere zg altnc zellik olan kendine dnk y
kcln (kendimi ylesine yenik hissediyorum ki) konusudur.
Bamllk ve zorlanm belirtileri, mesleki baarszlk, kazaya
yatknlk, ar riskli umursamaz davranlar gibi kendine dnk y
kclk rneklerinin psikolojisinin merkezinde ounlukla bu g
l dinamik bulunur. Ama parasal konularda yanl kararlar ver
mek, ekleri zamannda dememek, dnmeden konumak, ya
lan syleyip yakalanmak, dikkatsizlik, ekmei kzartrken yakmak

ve erkeklerle uraan herkesin bildii daha az arpc nice sorun


da da karmza kar.
Son olarak eer erkekler sahiden dilsiz olsalard seksle ileti
im kurarlard. Aslnda birok erkek iin seks hari her ey (utan,
duygu yokluu, kendine dnklk, erkee zg gvensizlik, sal
drganlk ve kendine dnk ykclk) seksle ilgilidir. Erkeklere z
g yedinci zellik olan cinsel eylemleme (imdi seks istiyorum)
nceki btn zellikleri zetler ve arpc bir biimde iinde top
lar. Grdnz gibi, sonunda ilk seminerimde baladm yere,
yani erkek cinselliine geldim. Nedeni basit: Cinsel arena, erkek
lerin sonuta cinsellikle hibir ilgisi olmayan duygusal atmala
rn doallkla yaadklar yerdir.

Sonu
Yukarda ayrntl olarak anlatld gibi, cinsiyet rolnn gelii
mi, cinsiyet farkllklarnn ortaya k ya da cinsiyet kalpyarglarnn kullanm gibi cinsiyetle ilgili davranlarn aklamalarn ve
ren eitli kuramlar vardr. Bu kuramlar, genel hatlaryla ana
balk altnda toplamak mmkndr: (1) Biyolojik kkenli akla
malar getiren kuramlar (rnein, psikanalitik kuram, biyolojik ku
ram ve sosyobiyoloji kuram), (2) bilisel yaklaml kuramlar (r
nein, bilisel geliim kuram, toplumsal cinsiyet ema kuram,
toplumsal cinsiyet semasyla bilgiyi ileme kuram, sosyal bilisel
kuram), (3) sosyal etkileri ve etkileimi vurgulayan kuramlar (sos
yal rol kuram, benlik sunuu kuram).
H angi kuram daha dorudur,
cinsiyet roln daha iyi aklar?
Yukarda anlatlan kuramlarn yan sra burada ele alnmayan
baka kuramlar da vardr. Bilindii gibi bir kuram, belli bir olgu
nun aklanmasna ynelik sistemli nermelerdir. Ayn konunun,
dier bir deyile, ayn sosyal davrann farkl aklamalar ola
bilir. Bu aklamalarn her biri o davran tek bana aklama
ya yetmeyebilir. Bu genel durum cinsiyet rolleri iin de sz konu

sudur. Levy, Barth ve Zimmerman (1998), cinsiyet rol geliiminin


ok ynl olduunu belirtirler ki ve cinsiyet rol geliiminin ak
lamasnn tek bir kuramla deil, birden fazla kuramn birlikte ele
alnmasyla daha iyi yaplabildiini gstermilerdir. Her kuramn
aklayabildii ve aklayamad ynler vardr. Bu nedenle cin
siyet rollerinin btn kuramlar nda daha iyi aklanabildiim
sylemek mmkndr.

3. Blm

Toplumsal Cinsiyet Kalpyarglar,


nyarglar ve Cinsiyet Ayrmcl

9 Kasm 2003 Pazar gn, TRT 1de yaynlanan "stn Dk


men Ve Mutluluun Anahtar Kk eyler programn izledim; hi
karmadan izlerim. Bu program, baz nemli konular Prof. Dr.
stn Dkmen'in yaln, etkili ve esprili slubuyla ve deerli tiyat
rocularn canlandrdklar kk oyunlarla ele alyor. ok beeni
len, takdir edilen bir programdr; nitekim eitli kurum ve kurulu
larca defalarca dle layk bulunmutur. Bu szn ettiim b
lm, kadnlarn deeri, nemi, yaadklar sorunlar, ayrmclk vb.
konularla ilgiliydi. Dikkatimi eken, etkilendiim birka noktay bu
rada aktarmak istiyorum.

Bams Beyrek ile Ban iek


Kadn, doum yapar, bebek emzirir ve dolaysyla izin alr ge
rekesiyle ie alnmyor, ayrmcla maruz kalyor. Bu ayrmc uy
gulamay stn Dkmen bu programda, "kadn kadnlyla vur
m ak olarak adlandrd, Dede Korkutun Bams Beyrek ile Ban
iek hikyesiyle benzerlik kurdu.
Bams Beyrek. babayiit bir gentir, gl kuvvetlidir, grete
kimseye yenilmez, avda nde gider. Onun kadar gl ve sport
men olan bir kadn vardr: Ban iek. Bu ikisi bir gn denk ge
lir gre tutarlar. Kendinden emin Bams Beyrek, Ban iek'i
bir trl yenemez. Adamlarndan utanr ve b ir hile yapar, Ban

iek7 memesinden tutar, skar; rahatsz olan Ban iek grei


brakr; Bams Beyrek bylece grei kazanm saylr.
Bams Beyrek, Ban iek7 kadnlyla yere vurmutur; g
nmz iverenleri, irketleri, iyerleri de gnmz kadnn kadn
ln ileri srp ie almyor, ykseltmiyor, hakkn yiyor.
Dedemin ekerleri, amcamn aslanlar, babamn kedileri
Ayn programda, stn Dkmen, bir seminerde tand, y
netici konumuna gelmi b ir bayann anlattklarn nakletti. Ynetici
hanm, kz ocuunun nemsenmediini, kmsendiini (her
halde ayn zamanda desteklenmediini ama buna ramen kendi
abasyla ykselebildiini) buruk bir tatla, arpc bir ekilde an
latmt ve olay tiyatro sanatlarnn etkili yorumlaryla da canlandrlmt.
Dede, erkek torunlarna, bayramlarda elini pnce iki eker,
kz torununa (kahramanmz bayana) ise sadece tek bir eker
verirdi. Ne de olsa o bir kzd. Amca ile baba konuurlarken, sz
ocuklardan ald; amcann sadece erkek ocuklar, babann ise
sadece kz ocuklar vard. Amca vnd, ona aslanlar baka
cakt, ne de olsa ocuklar erkekti; baba i geirdi, o da alp
abalayp k e n d i"kendilerine bakard ite, ne yapsnd, ne de ol
sa ocuklar kzd.
Baba bo bulunmutu herhalde, yoksa pekl ona da bakacak
dii aslanlar" olduunu syleyip vnebilirdi.

Toplum hemen her grup iin o grubu betimledii dnlen


zellikleri belirler, kaydeder ve belleinden bunlar silmeye di
ren gsterir. Kadn ve erkek gruplar in de byledir. Kadnlar
grubunu oluturan bireyler de, erkekler grubunu oluturan birey
ler de baz zelliklerle tanmlanrlar. Bir gruptaki bireylerin tek tek
bu zelliklere sahip olup olmadklarna ou zaman dikkat edil
mez. Hi snamasna gidilmeden toplumun belleinde bulunan
bu bilgiler o kadn ya da o erkek in de doru saylr. Doru
kmayan yaantlarda ok arlr, hatta neden dorulanmad
sorgulanr ve o bireye fke duyulur, dorulamas iin bask

yaplr. Bu blmde bu durum cinsiyet kalpyargs, nyargs ve


ayrmcl olarak nitelendirilerek eitli ynleriyle incelenecektir.
Ancak, cinsiyet kalpyarglar le nyarglarn ve bunlara dayanan
cinsiyet ayrmcln anlatmadan nce sosyal psikolojinin nem
li konularndan olan kalpyarglar, nyarglar ve ayrmclk hakkn
da genel aklamalar yaplacaktr.
Kalpyarglar (stereotypes)
Kalpyarg (stereotlp), etimolojik0 olarak stereos (kat) ve
typos (nitelik, tip) szcklerinden oluan, kafamzdaki imajlara
iaret etmek zere lk kez Lippmann (1922) tarafndan ortaya at
lan bir terimdir (Bilgin, 2003). Kalpyarglar, btn olarak bir gru
bun davranlar ve zellikleri hakkndaki genellenmi inanlardr
(Brewer ve Crano, 1994).
Kalpyarglar, bir grubun ve o grubun yelerinin zihinsel temsil
leridir ve bilisel emalar olarak ilerler (Augustlnos ve Walker,
1995). Bilisel emalarn leyileri de yledlr: Zihinsel kaynak
lar (dikkati) ynlendirirler, sadece dikkat edilen eyler alglana
bilir. Bilgilerin bellekte kodlanmasna ve hatrlanmasna rehberlik
ederler, sadece emalara uygun olanlar bellee alnr ve hatrla
nr. Bilisel enerjiyi korurlar, fazla nceleme ve dnme gerektir
mezler. Davransal beklentilere yol aarlar ve kendini dorula
yan kehanete (self-fulfilling prophecy) neden olurlar, yani mevcut
emalara gre bir bireyden baz davranlar beklenir ve etkileim
iinde o bireyin bu davranlar sergilemesine neden olacak e
kilde davranlr, sonra da bunun zaten nceden tahmin edildii
leri srlr. Sosyal olaylarn aklanmasnda ie yararlar; olaylar,
kalpyarglara uygun olarak aklanmaya allr. Kalpyarglar
(ya da herhangi bir ema) bir kez uyarlnca, bu sonular otoma
tik ve bilinsiz olarak ortaya kar. Kalpyarglar, genellikle, kalpyargyla ilikili olan ama onunla tutarl da tutarsz da olabilen bir
bilginin gelmesi ya da kalpyarg objesi olan bireyle-grupla kar
lalmas halinde uyarlrlar. Kalpyarglar sadece bireylerin kafa*

Kelimelerin hangi kkten geldii ve ne gibi deimelere, evrelere urad


n inceleyen bilim dal (TDK, 1994).

sndaki bilisel temsiller, bireysel emalar deildir; bunlar ayrca


sosyal temsillerdir; toplum indeki sosyal gruplara ilikin olarak,
sosyal ortam iinde ortaya kan ve oalan bilisel ve duygusal
yaplardr (Augustinos ve Walker, 1995).
Kalpyarglar kategoriletirme srecinin bir sonucu olarak
ve zellikle de gruplar aras farkllklarn benimsenmesi sonucun
da ortaya karlar (Brown, 1998). Kalpyarglar, inde sosyallei
len kltrden edinilir; gruplar arasndaki baz gerek kltrel ve
sosyoekonomik farkllklardan kaynaklanrlar ve gruplar le baz
zellikler arasnda yanl kurulan birlikte grlme likisine ilikin
bilisel yanllklardr (Brown, 1998).
Kalpyarglarn baz ilevleri vardr (Manstead ve Hewstone,
1996): (1) Ana-baba tarafndan onaylanmak, arkadalar tarafn
dan beenilmek gibi baz psikolojik ihtiyalarn karlanmas
na yardm ederler; (2) bireysel kendilik deerini artrmay ya da
olumlu sosyal kimlik oluturmay salarlar (igrup -yesi olunan
g ru p - in olumlu ve dgrup -yesi olunmayan gru p- iin olum
suz kalpyarglarla); (3) sosyal gruplara ilikin olumsuz tutumlar
hakl karma ihtiyacn karlarlar; (4) sosyal evreye ilikin alg
larn belirginlemesini, kolayca biimlenmesini, bilgi verici olma
sn ve zenginlemesini salarlar.
Kalpyarglar kolayca deim ezler (Manstead ve Hewstone,
1996); dgrup hakkndaki kalpyarglar daha gl, daha olum
suz ve daha ar utadr, nk dgrup yeleriyle olan etkileim
bireysel deil gruplar arasdr, sonu olarak da dgrup yele
ri birbirlerine daha benzer ve homojen olarak alglanrlar. Sosyal
gruplara ilikin kalpyarglarn, o gruplarla temasn artrlmas,
grup bireylerinin daha yakndan tannmas, ortak amalar iin birIeilmesi halinde deimesi beklenebilir. Ancak, bu temasn ger
eklemesini salayacak ortam (bir araya gelme, iletiim kurma),
gruplarn birbirlerinden kanmalar nedeniyle genellikle sala
namaz. Gruplar bir araya geldiklerinde de gruplara likin kalpyarglar dorulayacak ekilde davranabilirler (kendini dorula
yan kehanet) ya da alglanabilirler. Ancak yine de, sosyal temas,
gruplarn birbirlerini farkl zellikleriyle tannmalarn, btn grup
yelerinin ayn zelliklere sahip olmadklarnn gzlenmesihl saTC 7

layabilir, bu da zaman iinde kalpyarglarn deimesi iin bir fr


sat yaratabilir. Ayrca, kalpyarglarn ilevlerini yitirmeleri, kulla
nl ve stenir olmamalar halinde de deimeleri mmkndr.
eitli gruplara ilikin kalpyarglar vardr. Cinsiyet, rk, din,
cinsel ynelim vb. temelinde nsanlar kategoriletlrllerek hakla
rnda kalpyarglar gelitirilmitir. Bu kalpyarglar dier nsanlara
ilikin alglar ve etkileimleri byk lde biimlendirir. Cinsiyet
kalpyarglar da bunlardan biridir. Cinsiyet kalpyarglar, cinsiyet
nyarglarna temel oluturabilir.
nyarglar
nyarg (prejudice), belli bir grubun yelerine ynelik olum
suz tutumdur (Baron ve Byrne, 1991). nyarg, b lrd g ru b a ve o
grubun yelerine ilikin deerlendirmelerdir ve genellikle olum
suzdur (Augustlnos ve Walker, 1995). nyarg, bir grubun yele
rine ynelik olumsuz tutum, duygu ya da davranlardr (Brown,
1998). nyarg ya da pein hkm, belirli bir grubun yelerine,
sadece bu gruba alt olmalar dolaysyla gsterilen olumsuz tu
tumdur; her trl gerek kanttan yoksun olarak peinen retil
mitir ve bireyden ziyade gruba yneliktir (Bilgin, 2003).
nyargl olunan blreyle-grupla ilgili bilgiler nyarg dorultu
sunda seilerek alnr, ilenir, rgtlenir ve hatrlanr. nyarglar
tutumlar gibi, bilisel, duygusal ve davransal elerden oluur.
nyargl olunan grupla ilgili alglarmz, dncelerimiz bilisel
eyi; o grupla ilgili duygularmz duygusal eyi; o gruba yne
lik her tr hareket ve davran eilim ve niyetlerimiz ise davran
sal eyi oluturur. Kalpyarglar, nyarglarn hem nedeni hem
de sonucudur. Sosyal psikolojide zellikle rk ve cinsiyet nyar
glar zerinde ok durulmutur; yallara, ecinsellere, engellile
re, imanlara ilikin nyarglar da vardr.
nyarglarn kayna vardr (Manstead ve Hewstone,
1996): (1) Sosyopsikolojik gdler, (2) bilisel sreler ve (3)
sosyokltrel etkiler.
Gdsel kaynaklar: Engellenme-saldrganlk kuramna da
yanarak yaplan aklamaya gre, engellenen, dolaysyla saldr
ganlklar uyarlan bireyler bu saldrganlklarn aznlklara ya da

dgrup yelerine yneltirler ve nyarglar da bunun bir sonucu


olarak ortaya kar. Greli yoksunluk kuramna gre ise, eer bir
grubun yeleri kendi durumlarn bir dgruptan daha kt olarak
alglarlarsa, o gruba likin olumsuz tutumlar (nyarglar) geliti
rirler. nyarglarn temelindeki gdsel eilimleri aklamak iin
bavurulan bir kuram da sosyal kimlik kuramdr. Sosyal kimlik
kuramna gre, insanlar kendi gruplarn dier gruplara kyasla
daha olumlu olarak alglamaya gdlenmilerdir. Bu nedenle, in
sanlar dier gruplara likin genellikle olumsuz tutumlar gelitirir
ler. Adorno ve arkadalar tarafndan ifade edilen otoriteryenizmde, nyarglar ok ve gl olan insanlarn otoriter kiilie sahip
olduklar belirtilmitir. Otoriter kiilikteki insanlar, sert aile disiplini
iinde byyen ve bunun sonucu olarak otoriteye kar ar say
gl, ama aznlklara ve dgruplara dmanca ve kmseyici tu
tumlar olan kiilerdir.
Bilisel faktrler: nyarglar, bilisel srelere dayanarak
kalpyarglar gibi aklanr, insanlar, haklarndaki bilgiler azaltla
rak ve basitletirilerek kategorlletirillr. Bu kategorilerden biri de
Igrup - dgrup ayrmna dayanr. Bizim ait olduumuz grup igrup, ait olmadmz grup-gruplar se dgrup olarak nitelendirilir.
Bu ayrm, dgruptakllere likin olumsuz tutumlar gelitirilmesine
yol aar. Bu nyarglar, kalpyarglar gibi baz ilevlere sahiptirler
ve bu nedenle de deimeye direnlidirler. nyarglar gnmz
de aka ifade edilemiyor, nk ho karlanmyor ama gizli e
killerde srd bildiriliyor.
Sosyokltrel faktrler: Gdsel ve bilisel faktrler nyar
glarn bireysel ynn gsterir. Ancak, nyarglarn ortaya k
nda birey ve grubun iinde yaad kltrel ortamn etkisi oldu
unu ileri sren, rnein, sosyallemeyi vurgulayan grler de
vardr. Aile, medya gibi araclarla gerekletirilen sosyalletirme
sreci sayesinde mevcut tutumlar ve normlar yeni kuaklara akta
rlr. Muzaffer erif de snrl kaynaklarn paylam srasnda grup
lar arasndaki ilikilerin olumsuzlaabileceini, bunun da gruplar
arasnda nyarglara yol aacan leri srmtr. Denebilir ki,
nyarglarn iyi anlalabilmesi iin bu gdsel, bilisel ve sosyo
kltrel faktrlerin birlikte ele alnmasnda yarar vardr.

Gruplar aras temas sonucunda nyarglarn azalabildlini belirten aratrmalar vardr; ancak bu aratrmalar bu azalma
nn belli koullar altnda olabildiini de gsterir (Brown, 1998).
Byle bir sonu yaratabilmesi iin, temasn grup yeleri arasn
da anlaml likilerin kurulmasn salamaya yetecek sklkta ya
plmas, uzun srmesi ve yaknlk frsatlar iermesi gerekir; te
masta bulunan taraflarn eit statde olmalar ve ortak etkinlikte
bulunmalar gerekir. Muzaffer erifin grup deneyleri, bu koulla
rn gereklemesiyle nyarglarn azalabildiini, gruplar aras et
kileimin gerekleebildiini gsteren klasik almalardr (erif
ve erif, 1996).
nyarglarn gnmzde azaldn gsteren aratrmalar
vardr ama bunun aldatc olduu da belirtiliyor. Brown (1998),
rk ve cinsiyet nyarglarnn gnmzde farkl ekillerde grl
dnden sz etmitir. Deien normlar nedeniyle artk rk ya da
cinsiyet nyarglarnn aka belirtilmesi veya rk ya da cinsiyet
ayrmclnn aka gsterilmesi yerine sembolik, dolayl ya da
gizli ekillerde ortaya kan nyarglarla ve ayrmclkla karla
lyor. rnein, artk zencilerin pis, aptal olduklarndan sz edil
miyor, onlarn ayr okullarda okumalar, ayr mahallelerde yaa
malar ya da beyazlarla evlenmemeleri ynnde isteklerde bu
lunulmuyor. Ama rk nyarglar ortadan kalkm deildir; toplu
mun gemiinde byle bir nyarg varsa, bu nyarg ekil dei
tirmi olarak srdrlyor. Zencilerle beyazlarn ayn okullarda
okumalar ynndeki eitim politikasn uygun bulan ama kendi
ocuu iin baka okul arayan ana-babalar vardr. Zencilere y
nelik nyarglarn llmesinde de farkl uyaranlar kullanlr. Eski
bir lekte Size benzer gelire ve eitime sahip bir zencinin ka
p komunuz olmasna ne dersiniz? maddesi yer alrken yeni bir
lekte Zenciler son yllarda hak ettiklerinden daha fazla kaza
nyorlar gibi maddelere yer verilmitir. Deneklerin bu maddelere
verdikleri tepkiler llmtr. Gruplar aras nyarglar artk d
manlk biiminde deil, daha ok nyargl olunan gruptan uzak
durma ya da o grupla ilikilerden korkma, kayg duyma biimin
de ortaya kyor. nyarglarn bu yeni ekline modern , yeni ,
sem bolik, dolayl , gizli , ekinik - aversive gibi isimler veri

lir (Brown, 1998). Irk nyarglarndaki bu yeni biimler, dier n


yarglar, rnein cinsiyet, ya, imanlk vb. nyarglar iin de
sz konusudur.
Ayrmclk (discrimination)
nyargl olunan gruba ve bireylere ynelik davransal eilim
ve niyetler ak davrana, eylemlere dnerek ayrmclk bii
mini alabilir, onlarn aleyhlerinde olan ya da en azndan lehlerin
de olmayan uygulamalarda bulunulabilir. Ayrmclk, nyargla
rn ve kalpyarglarn davransal ifadeleridir. Irk ve cinsiyet ayrm
clndan sz edilebilir. Bat literatrnde zellikle rk nyargs
ve ayrmcl nemli bir yer tutar. Trkiyede bu kesinlikte nyar
g ve ayrmclktan sz etmek ok doru grnmyor. Var olduu
sylenenlerin de halkn genelinin benimsemedii ve uygulama
d inan ve davranlar olarak, politize edilerek abartlm, k
krtlm baz grlerin bir sonucu olarak deerlendirilmesi daha
doru gibi grnyor.

1990da Reuters Haber Servisinin verdii rapora gre, inde


100 kadna 689 erkek dyor. Bunun nedenlerinden biri u ola
bilir: in geleneklerine gre, erkek kadndan stn olarak alglanr
ve devletin b ir aileye bir ocuk" kural vardr. Bunun sonucu ola
rak, tp teknolojisindeki gelimelerle, kz bebein aldrlmas ya da
doar domaz ldrlmesi inanlmaz boyuta ulamtr. (Aktaran,
Berscheid, 1993)

Yukarda genel olarak kalpyarglar, nyarglar ve ayrmclk


zerinde duruldu. Aada ise, bu sosyal psikolojik kavramlar
toplumsal cinsiyet zelinde incelenecektir.
Toplumsal cinsiyet kalpyarglar
Dnyada ne kadar insan olduunu biliyorsunuz. Benim bildi
ime gre, alt milyar aan bir nfus var dnya zerinde. Bu in
sanlarn yarsnn erkek, yarsnn da kadn olduunu kabul ede

biliriz. Kabaca milyar erkek ve milyar kadn bulunduu


nu syleyebiliriz. Genellikle de kadnlarn birbirlerine benzedikle
ri, erkeklere benzemedikleri; erkeklerin de birbirlerine benzedik
leri, kadnlara benzemedikleri dnlr. milyar insan birbiri
ne benziyor, yani belli bal baz zellikler var ve bu milyar n
san bu zelliklere sahip. Baka bir grup zellik var k bunlar da
sadece dier milyar insana zg; onlar da bu zelliklere sa
hipler, baka zelliklere sahip deiller, dier milyar insann
zelliklerine sahip deiller; byk lde herkes kendi grubunun
zelliklerini tayor. Bu mmkn olabilir mi? Byle baknca kula
a pek doru gibi gelmiyor, ama toplumsal cinsiyet kalpyarglar bu manta dayanyor.
Kadnlarn ve erkeklerin genellikle sahip olduklar varsaylan
zellikleri dnn. Tipik bir kadn ya da tipik bir erkek dendiin
de akla ne geliyor?

N., niversite rencisi, bayan


Cinsiyet rolierinde kalpyarglar bizim ailemizde nesildir de
vam ediyor, Kadnlarn kadns olarak nitelendirilebilecek, erkekle
rin de erkeksi olarak nitelendirilebilecek zellikleri tamasnn ge
reklilii ailemde hl sryor. Dedem ve anneannemlerin dne
mindeki gibi kat olmasa da zellikle ev ileriyle ilgili olan istekler
hl devam ediyor. Annem artk emekli ama emekli olmadan nce
de evdeki tm i annem yapard. amar, t, yemek, ocuklarn
bakm hepsi anneme aitti. Babam iten gelir, yemek yer ve TVnin
karsna geer ma izlerdi. Ama son zamanlarda - bizim niver
site yaammz da onlar etkilemi olabilir- babam ev ilerine yar
dm eder, en azndan bir salata yapar oldu. Ben iki dedemi de ha
trlamyorum. Birisi ben domadan, dieri ise ben 6 yandayken
vefat etti. Ama hatrladm kadaryla kadnn evle ilgilenmesini, d
arlarda fazla gezmemesini tlerlerdi srekli. Ailemin baba ta
rafndaki cinsiyet rollerinin farkllamas daha az grlr nitelikte.
Babaannemin yurtdndan gelmi olmas, yllarca baka lkede
yaam olmalar insan ilikilerinde daha bireysel olmalarna ne
den olmu olabilir. Anne tarafm ise biraz daha kat.

rnein, daymlar bize geldiinde ben en ge 6 gibi evde ol


malym ama abim istedii kadar gezebilir. Hatta hi gelmese "afe
rin benim olum a dercesine herkes ona bir gururla bakar. Ailem
kuaktr eitime ok nem veriyor. Kadnn mutlaka okumas
ve erkek eline bakmamas ifadesi kullanlr ska ailemde.
Okuduumuz srece ailemiz tarafndan gururla, destekle kar
lanmak herkesin elde edemeyecei bir zellik sanrm. Tipik
Trk aileleri gibi evlendirilmeyeceimizi de biliyorum. Annemler
de nce k olup evlenmiler. Grc usul veya illa evlenin di
ye bir baskyla karlaacamz zannetmiyorum.
Fakat annemler kz ve erkek ocuklarn farkl yetitirmiler.
Abim tam bir OsmanlI beyzadesi gibi yayor evde. Asla hibir e
ye yardm etmiyor.
Ayrca evde en fazla zgr olan da o. Belki de bizim minyon ve
savunmasz grntmz nedeniyle insan ilikilerimize ailem daha

ok karyor. nsanlara gven konusunda ailem biz kz ocuklar


n daha ok korumaya alyor.
Fazla ciddi b ir deiiklik yok aslnda nesiller arasnda. Top
lumsal elerle ilgili olarak toplum hazr olduka ailem eitliki
davranacaktr.

Muhtemelen kadnlarn daha duygulu, daha duyarl olduklar,


ocuklar sevdikleri ve ocuk bakmndan anladklar, yemek yap
may bildikleri, fedakr olduklar vb.; erkeklerin de bamsz, so
ukkanl, cesur, kuvvetli olduklar, ev dnda altklar vb. d
nlr. yle ya, kadnlar ocuk doururlar ve bytrler, evde
daha ok bulunurlar, yemek, temizlik ve benzeri ilerden anlar
lar, kendilerinden nce elerinin, ocuklarnn ihtiyalarna koar
lar. Erkekler de tehlikeli her ie koarlar, savaa kavgaya gider
ler, zor iler yaparlar, evlerinin geimini salarlar. Aklnza gelen
bu zellikler, sadece sizin dncelerinizi deil, toplumun kalpyarglarn da yanstyor. Burada rnekleri verildii gibi, toplumun
bir grup olarak kadnlardan ve bir grup olarak erkeklerden bekle
dii baz davranlar ve zellikler vardr. Bunlara cinsiyet kalpyarglar denir. Kadnlarn ve erkeklerin sahip olduklar dn
len kiilik zellikleri genel olarak kadns ve erkeksi zellikler ola
rak bilinir. Kadnslk, ev iinde bakm verici, ilgi gsterici olmay
la ilgili zellikleri; erkeksilik ise, i dnyasnda yarmac ve baa
r ynelimli olmayla ilgili zellikleri ierir. Ayrca, genellikle, kadn
larn duyarl, ilgili, scak gibi zelliklere; erkeklerin de gl, bas
kn, bamsz gibi zelliklere sahip olduklar dnlr. Kadn ve
erkein toplum iindeki anlamlar budur, bu zelliklerle ve dav
ranlarla tannrlar, dahas genellikle kadn ve erkek birbirlerine
gre kar cinsi ifade ettikleri iin de kar cinsin sahip olduu
zelliklerin zdd zelliklerle tanmlanrlar. rnein, kadn cesur
olmayandr, kaba saba konumayan ve davranmayandr; erkek
de duygulu olmayandr, cici bici, narin ve nazik davranmayandr.
Tek tek ele alndklarnda ve zellikle zerinde dnldnde
bunlar pek doru gibi gelmez ama toplumun dayatt ve bizim
de aa be yukar kabul ettiimiz budur. internet aracly-

la birisiyle iletiim kurduumuzu ve bu kiinin cinsiyetini bilme


diimizi varsayalm, Muhtemelen bir belirsizlik yaayacaz, ta ki
kii kadn ya da erkek olduunu syleyinceye kadar. Cinsiyetini
bilmediimizde onun nasl biri olduu, nelerden holand, na
sl giyindii, nasl davrand, nasl konutuu muhtemelen g
zmzde tam canlanamayacaktr. Kii kadn olduunu syledi
inde artk glne, iklet sevip sevmediine kadar tahminler
de bulunabiliriz.
Toplumsal cinsiyet kalpyarglarmn zellikleri
Cinsiyet kalpyarglarmn genel zellikleri daha nce verilen
kalpyarglarn genel zellikleriyle elbette ayndr. Aada veri
lenler bu paralellii gsteriyor.
Fiske ve Stevens (1993, 1998), cinsiyet kalpyarglarmn dier
kalpyarglardan ok farkl olduunu belirtmi ve belirli zellikle
ri zerinde durmulardr. Fiske ve Stevensa gre, cinsiyet kalpyarglar, rk, ya ve engelli kalpyarglar gibi dier kalpyalg
larndan farkldr ve ok hassas bir konudur, nk cinsiyet ok
zel bir statye'sahiptir. Bu farkllk eitli nedenlere dayanr. lkin
cinsiyet kalpyarglar, insanlara kesin reeteler sunar. Her kalpyargnn bir betimsel bir de reetesel taraf vardr. Betimsel ya
n, o kalpyargnn ait olduu grubun tipik bir yesinin neye ben
zediine ilikin olarak insanlarn kafalarndaki tanmlardr; kad

na duygusal, zayf, baml, pasif vb. zelliklerin yklenmesi gi


bi. Reetese! esi se, o grubun yelerinin neler yapmalar, na
sl davranmalar gerektiini dikte eden yandr; kadnn killeraras ilikilerde becerikli olmas, pasif ve yumuakbal olmas ge
rektiinin beklenmesi gibi. Bu reetesel yan, dier bir deyile bu
gereklilikler, cinsiyet kalpyarglarnda ok merkezi ve ok gldr. Cinsiyet kalpyarglar, hem kadnlarn hem de erkeklerin
davranlarn snrlandrr; bu gereklere uyulmamas ok dikkat
ekicidir ve genellikle olumsuz alglanr. Bunun sonucunda da
gl cinsiyet ayrmcl ortaya kar. Fiske ve Stevens'n vurgu
ladklar cinsiyet kalpyarglarnn bir baka zellii de byk g
(power) farkllklarna dayanmasdr. G, dier insanlarn sahip
olduklar zerindeki asimetrik kontrol olarak tanmlanabilir. Bu ta
nma gre de toplum iinde, zellikle de ortamnda erkein
g sahibi olduu grlr. Erkein bu farkl gc ve stats, sa
hip olduu zelliklerin daha deerli ve stn olarak deerlendiril
mesine ve daha ok sayg grmesine yol aar, kadnnkiler aa
lanr.
Cinsiyet kalpyarglarnn bir dier zellii de dier cinsiyet
ten bireylerle olan yakn ilikiler nedeniyle ok karmak olmas
dr. Kadn ve erkek birlikte pek ok yaanty paylar. E, annebaba, karde, sevgili, i arkada vb. olarak paylalan yaantlar,
nsanlarn dier cinsiyetten ok karmak beklentiler gelitirmele
rine yol aar. Bazen bu etkileim dier cinsiyet hakknda, zel
likle kadnlar hakknda, baz alt kategoriler gelitirmelerine ne
den olur, kadn doktor gibi. Bu alt kategoriler bir cinsiyete ilikin
kalpyarglarn o cinsiyetteki herkese tam uymamas durumunda
ortaya kar. Bunun da bir kalpyargnn dikte ettii zelliklerin o
grubun tm yeleri in geerli olmad ve yanl olduu sonu
cunu dourmas ve kalpyargnn deimesi beklenebilir. Ancak
hi de byle olmaz; o cinsiyete ilikin kalpyarglarn z ayn ka
lr. Cinsiyet kalpyarglaryla ilgili olarak cinsiyetin bir de biyolo
jik yanndan sz edilebilir. Sosyobiyolojik yaklamn dile getirdi
i evrimsel biyolojik gemi, cinsiyet kalpyarglar gibi baz kl
trel formlarn yaygnlna (neredeyse evrenselliine) etkide bu
lunmu gibi grnyor.

Z , niversite rencisi, bayan


Ailem daha ok erkek egemenliinin hkim olduu bir yapya
sahip ve hl birok ey deimedi. Kadn ve erkein ayr ayr ye
mek yemesi, kadnn yemek yapmakla, ocuk bakmakla ykm
l olduu dncesi hl varln koruyor. zellikle bunlar kyde
had safhada. Bykannem dedemin yannda su ierken hl ar
kasn dnyor. nk erkein karsnda su imek b ir saygsz
lk belirtisi saylyor. Kadn hep aa planda gsteriliyor, erkek s
rekli baskn durumda.
Kadna ocuk dourma makinesi gibi baklyor. Erkek ocuk
olana kadar devam ediyor. Ayrca erkek ocuk dourmad iin
de kadn sulu grlyor. Erkek yine grld zere hep g
l taraf.
Zamanla baz deiim ler de oldu. Kadnn yeri ailesinin yandr,
kadn erkeksiz dolaamaz gibi yarglar yava yava ortadan kalk
maya balad. Babamn beni okutmak iin dar gndermesi bu
nun en byk kant. Ama bu sylediklerim dier aile bireyleri iin
halen geerli olamyor.
Bana tannan bu zgrlk eve dnnce yerini her zamanki k
stlamalara brakyor. Kadnn sosyal cinsiyet rolnde en azndan
benim ailem iin de pek farkllk grlmyor.
Erkekler, gl, baskn, koruyucu, kurtarc ve her eyi bilen
olarak grlmeye devam ediyor. Kadn da erkeklere boyun een,
onlarn her istediini yapan konumunda. Bu dncelerin deimemesinin nedeni eitim sorunu. Eitim yoksunluundan dolay
birtakm dnceler deimemekte inat ediyor.

Cinsiyet kalpyarglar zamanla pek az deiir. rnein,


Matlinin (1996) aktardna gre, Spence ve arkadalarnn 1974
ylnda yaynladklar aratrmada, tipik kadn ile tipik erkek arasn
da, bir zellikler listesindeki 54 maddede fark bulunmutur. Ayn
liste kullanlarak 1983te yaplan aratrmada ise bu 54 madde
nin biri (akll) dnda dierlerinde yine fark bulunmutur. Benzer
sonular baka yazarlar da aktarmtr (rnein, Golombok ve

Fivush, 1996): Boylamsal aratrmalar -bunlarn bazlar 30-40


yllk dnemleri kapsar- cinsiyet kalpyarglarnn ya hi deime
diini ya da ok az deitiini gsterir ve hatta bazlar kalpyarglarda art olduundan bile sz eder.
Cinsiyet kalpyarglar zaman iinde deimedii gibi, dnya
nn eitli kltrlerinde de byk benzerlikler gsterir. Best
ve VVilliamsn (1993) aktardna gre, VVlliams ve Best (1982,
1990), kadn ve erkee Amerika, Avrupa, Asya ve Avustralyadaki
25 lkede benzer zellikler yklendiini belirlemilerdir. 25 lke
nin insan genel olarak u zellikleri erkee ve kadna daha ok
ykler: Erkekler iin, duygusal anlamlardan aktif ve gl; psiko
lojik ihtiyalardan basknlk, zerklik, saldrganlk, baar vb; ego
durumlarndan eletirici ana-baba ve yetikin; kadnlar iin ise,
duygusal anlamlardan pasif ve zayf; psikolojik ihtiyalardan ba
mllk, sayg, yardmseverlik, bakm vericilik, dostluk vb.; ego
durumlarndan bakm verici ana-baba ve uyumlu ocuk. Best ve
VVlliams, 25 lkede 5 ve 8 yandaki ocuklarla yaptklar al
mada da ocuklarn erkeklere daha ok, gl, saldrgan, ka
ba, macera seven, bamsz, baskn, kendine gvenen, mantkl
vb.; kadnlar iin de zayf, memnun, yufka yrekli, duygulu, kibar,
heyecanl, duygusal, baml, konukan, deiken vb. zellikleri
yklediklerini belirlemilerdir. Kadnlara yklenen zelliklerin er
keklere yklenen zelliklerden daha olumsuz olduu dikkati e
kiyor. Kadnlar iin kullanlan kalpyarglarn toplumsal beenilirliklerinin daha dk olduu da grlyor. Bu da meslek seimi
ve meslekte ykselme gibi konularda gzlenen cinsiyet ayrmc
lna yol ayor. Kadnlar in uygun bulunan ou zelliin top
lumsal nemi yksek olan yneticilik, bakanlk gibi rol ve pozis
yonlar iin uygun grlmeyen zellikler olduu fark ediliyor.
Tvvenge (1997b), Bat literatrnde toplumsal cinsiyet rolleri
nin llmesinde ok kullanlan iki lei (Bern Cinsiyet Rolleri
Envanteri ile Spence ve Helmreichin Kiisel zellikler Anketi)
kullanan aratrmalar meta-analizle incelemi ve bu leklerin
kullandklar kalpyargsal zellikler bakmndan kadn ile erkek
te gzlenen deiimleri belirlemitir. Bu meta-analiz sonucuna
gre, 1970lerden bu yana kadnlar erkeksi zellikleri daha ok

benimsedikleri iin kadn ile erkek arasnda erkeksi zellikler


de benzerlik artmtr, ancak kadns zelliklerdeki farkllk, er
keklerin kadns zellikleri benimsemelerinde birazck art ol
makla birlikte, daha fazladr. Erkeklerle kadnlar arasnda, er
kekler hakkndaki kalpyarglara uygun zellikler asndan be
lirlenen benzerlik art, kadnn toplum indeki rollerindeki e
itlenmelere, alma yaamna girmesine, kltrel deiimle
re balanabilir.
Trk toplumuna uygun bir cinsiyet rol lei gelitirme a
lmas yapan Altann (1993) aratrmasnda lkem izde kadn
lara ve erkeklere yklenen olumlu zelliklere baklmtr. Trk
toplum unda kadnlar ile erkekleri en yi betimleyen yirmier s
fat belirlenmitir. Kadnlar iin beklenen olumlu zellikler unlar
dr: Duygusal, ekici, dzenli, etkileyici, fedakr, grgl, iyi huy
lu, kibar, terbiyeli, pratik, sabrl, sevimli, saygl, sevecen, sadk,
tatl dilli, taatkr, retken, yumuak, zarif. Erkekler in beklenen
olumlu zellikler unlardr: Atlgan, bamsz, cesur, evik, kav
gac, dayankl, sporsever, gl, giriimci, hakkn savunabllen,
hzl, hrsl, kendine gvenen, kararl, mert, mcadeleci, onurlu,
otoriter, sert, soukkanl. Bu zelliklerin yukarda sralanan zel
liklerle paralellik gsterdikleri dikkat ekiyor.
Toplumsal cinsiyet kalpyarglar kltrden kltre dei
iklikler gsterir. Toplumsal cinsiyet kalpyarglarnn kltrden
kltre deimez ynleri olduu kadar deien ynleri de vardr.
Toplumsal cinsiyet, kadn ve erkek olmaya yklenen kltrel ve
toplumsal anlamlar olduuna gre, bir dereceye kadar kltrden
kltre deimesi gerekir. Kesin olan, her kltrde kadna ve er
kee yklenen anlamlarn ve beklentilerin farkl olmasdr.

S., niversite rencisi, bayan


Genel olarak deiimden bahsedilebilir. Babaannem ve dede
mi dndmde onlarn ok daha kat kalpyarglara sahip ol
duklarn, cinsiyetlerinin iinde bulunduklar ortamda tipletirilmi
olduunu dnyorum. Onlar olduka katilar; erkek alr, da
rda yaam hakk vardr, kolay kolay yumuamaz, duygusal olarak

katdr. Kadn ise, evdedir, evin darsnda yaam hakk snrldr,


almaz, ev ilerinden sorumludur, ocuk bakmndan sorumlu
dur. .. gibi kalpyarglar benimsemiler, bu ynde stlerine den
rolleri yapmlar (babaannem ld, dedem hl ayn ekilde de
vam ediyor).
Annem He babama geldiinde kalpyarglarn biraz yumuad
n grebiliriz. rnein, kadn almaz eklinde bir yargya kar
karlar. Annem yirmi alt yl boyunca retmenlik yapt ve ba
bam da bu durumdan gayet memnun ve gururluydu. Fakat onla
rn da kadna ve erkee ykledikleri roller var. rnein, benden
ev ilerini yapmam beklenirken, erkek kardeimden beklenmez
di. Ayn ekilde babam ev ii yapmaz, annem yapar, nk onlara
gre bu kadnn grevi. Kardeim benden daha zgr byrken
ben pek ok sorun yaadm. Kadnn gece ya da belli bir saatten
sonra darda yaam hakk olamaz diye dndkleri iin annem
le babam akam bir yere kmama izin vermezlerdi. zellikle ba
bam kz ocuun srekli denetlenmesi gerektii eklinde bir fikre
sahip. Annemle babama gre ocuk bakm kadnn rolne girer,
her ne kadar kadnn almasna kar olmasalar da evin geimi
ni asl stlenmesi gereken erkektir.
Kendimi dndmde benden nceki iki kuaktan ok fark
l b ir yaklam hayatma geirebildiimi dnyorum. Ben top
lumun bana dayatt, oynamam bekledii rolleri oynamyorum.
Ben tamamyla kendi dorularm dorultusunda yayorum ve ya
adklarm da (toplumun) cinsiyet rollerine pek uymuyor. Aslnda
toplumun geneline bakarsak bu kuak arasnda ok byk
farkllklar grmyorum. Fakat benim kendi yaantn! dier iki ku
aktan olduka farkl. Kiisel olarak kadna ve erkee hibir rol
yklemeye almyorum. rnein, iki yldr birlikte yaadm er
kek arkadamla ev yaantmz olduka dengeli. Ben ev ilerini
hi sevmem, ileri genelde arkadam yapyor ama ben de bun
lar onun grevi olarak grmyorum. Bu hi kimsenin grevi de
il. Kim daha az yorgunsa, kimin daha ok zaman varsa o yapa
bilir. Yaantmzda bu kadnn grevi ya da bu erkein grevi di
yerek yaptmz hibir ey yok. Benim kadna yklediim ve top
lumdaki cinsiyet rollerine uyan tek durum bebei emzirmekle il

gili. Anne stnn bebee suni stlerden daha faydal olduunu


dndmden, annenin bebeini emzirmekle ilgilenmesi ge
rektiini dnyorum. Bence bu durum onun sorumluluunda.
Fakat bunun dnda -ocuun tm bakm da dahil- kadnn ro
l, erkein rol diye ayrabileceim bir durum sz konusu deil,
insanlarn davranlarn cinsiyet rollerine gre deil, kiilik deer
leri, ahlaki yaplar dorultusunda ekillendirmeleri gerektiini d
nyorum. Ayrca insanlar isel deerlerini de toplumun beklen
tilerinden bamsz oluturmaya almallar. Aksi takdirde yanl
lar kuaklar boyu devam eder.

Cinsiyet kalpyarglar insanlara ilikin algmz baz du


rumlarda daha ok etkiler (Franzoi, 1996). Alglanan kiinin
baz fiziksel ve davransal zellikleri bu kalpyarglarn kullanlrln etkiler. Fiziksel olarak daha kadns ya da erkeksi grnen
kiilerden bu ynde zellikler bekleme eilimi vardr. Atletik yap
l bir erkein, yuvarlak hatl bir erkee gre daha ok macera se
ven, kuvvetli ve bamsz olduu dnlr. Ayrca, davransal
zellikleri hakknda bilgi verilen kadn ve erkek iin cinsiyet kalpyarglarnn iletilmesi daha zayf bir ihtimaldir. rnein, ocuu
na yemek hazrlayan bir babadan sz edildiinde onun iin er
keklik kalpyargsn devreye sokmak zor olacaktr. Alglayann
zellikleri de kalpyarglarn ileyiini etkiler. Alglayan kiinin
dnyay alglaynda cinsiyet nemli bir yere sahipse, yani kii
gl bir cinsiyet emasna sahipse, ilgili kalpyarglarndan daha
ok etkilenecek ve bunlar daha ok kullanacaktr. Bern (1983)
bu bireylere toplumsal cinsiyet email (gender schematic) demi
ve toplumun gender aematik bireyler yetitirmesi gereine de
inmitir. Berne gre cinsiyet email bireyler, dnyay kadn ve
erkek olarak ayrp ona uygun olarak alglayan bireylerdir. Bu bi
reyler yaamlarn toplumun cinsiyet kalpyarglarna gre olu
turma eilimindedirler, iinde bulunulan ortam da kalpyargl al
glarda etkilidir. rnein, alanlarn ounun erkek olduu bir
iyerinde alan kadnlarn daha kadns, kadnlarn ounlukta
olduu bir yerde bulunan bir erkein ise daha erkeksi olarak alg

lanmas ve ilgili kalpyarglarn uygulanmas mmkndr. nk


bir cinsiyetin ounluu oluturduu ortamlarda cinsiyet dikkati
eken bir zellik olacaktr.
Ayrca, kadn ver erkek cinsiyetlerini artran gzellik salo
nu, vcut gelitirme salonu gibi ortamlarda da bu kalpyarglarn
kullanlmas daha mmkndr. Zamann snrl olduu durumlar
da da hemen bir yargda bulunabilmek iin insanlar kalpyarglar kullanrlar.
Cinsiyet kalpyarglar, kiinin rkna, sosyal snfna ve ya
na gre de farkllk gsterir (aktaran, Lips, 2001). Esasen b
tn bu kalpyarglar birbirini etkiler ve i ie gemi durumdadr.
Cinsiyet kalpyarglar denildiinde genellikle beyaz kadnlar ve
erkekler hakkndaki kalpyarglardan sz edilir. Ancak zenci ya
da Latin kkenli kadn ve erkeklerde durum biraz daha farkldr,
rklar ile ilgili kalpyarglar da iin iine karr. Bunda da zaman
zaman bu rklar iin, ifte bir glk yaandndan sz edilmi
tir. Sosyal snfa yani eitim, gelir ve meslee gre de kalpyarglar deiir.
rnein, alt sosyal snftaki insanlar iin kalpyarglarn da
ha sk uygulandndan sz edilebilir. Ya da nemli bir dei
kendir. Cinsiyet kalpyarglar daha ok gen insanlar iin ileti
lir, yal insanlar iin belki de farkl (yala ilgili) kalpyarglar daha
baskn duruma gelir. Kiinin fiziksel grnm de kalpyarglarla ilikilidir ve zellikle kadnn fiziksel grnmnn, gzelliinin
daha n plana karld sylenebilir. Erkekler de vcut lleriy
le yakndan ilgilenmekle beraber kadnlar iin bu ynde zellik
le bir bask yaratlr. Kadnlarn gzel, bakml ho grnml ol
malarna ilikin daha gl bir kalpyarg vardr. Cinsel ynelimler
ile cinsiyet kalpyarglar arasnda da iliki kurulabilir. Cinsiyet kalpyarglar heteroseksel kadn ve erkei tanmlar, ecinsel ka
dnlarn erkeksi, ecinsel erkeklerin de kadns zellikler sergile
yecekleri kabul edilir. Belki de toplum iinde ok nemli bir rol,
erkeklii reddetmi ya da ona meydan okuyor gibi grnen er
kek ecinsellere kar kadn ecinsellerden daha gl nyarg
lar vardr.

E., niversite rencisi, bayan


Bykannemle bykbabamn ilikisinde sevgi yerine sayg
n plandadr. Bu, karlkl saygdan ziyade bykannemin byk
babama sayg gstermesi eklinde gzlenir. rnein, bykba
bam ieri girdiinde bykannem ayaa kalkar, ceketini alr (ya
da giydirir) vb. Bykannem yakn bir yere gitmek iin bile b
ykbabamdan izin alr. Bykannem, kendi genlik yllarnda bir
gelinden beklenen (gelinlerden eine ve einin ailesine ar bir
sayg beklenir) davranlar hl srdryor. Bykannem kendini
biraz cahii grr. Bunun nedeni de aslnda toplumun kendisinden
bekledii (ve kendisinin de zamanla iselletirdii) cinsiyet rolle
ridir. Ona gre, kadn erkein yannda deil, b ir adm (hatta birka
adm) gerisindedir her zaman. Bir bayan olmasna ramen, kadnerkek eitliini savunmaz, zaten erkein koulsuz stnlne
inanr. Erkein aynn ekerini dahi ei atmaldr ona gre. Ne de
olsa her alanda kadndan stndr ve-bunun pratie de yansma
s gerekir. Bykbabama gre kadn elinin hamuruyla erkek ii
ne karmamaldr. Bu gre yle sk skya baldr ki, kendi si
yasi grne yakn olduu halde Tansu illeri eletirir. nk
o, nihayetinde bir kadndr ve "erkek ii olan siyasette onun ye
ri yoktur. Son grmemizde, partinin meclise girememesinin ne
deninin genel bakannn kadn olmasna bal olduunu anlat
yordu. Annem ile babam arasndaki iliki ise, bykannem ile b
ykbabam arasndaki ilikiden olduka farkldr. Kadnn erkee
saygs yerini karlkl saygya brakmtr (tabii ataerkil bir toplum
yapsnn elverdii lde). Annem de babam gibi aile geim i iin
alr, hatta hafta sonlar babam izin kullanrken, annem ek bir i
te alyor. Annem geerli b ir sebebi olduunda (rnein, fazla
mesai) eve ge gelir ve babam da bunu anlayla karlar. Babam
yeri geldiinde mutfakta yemek piirir, annem de atan sigortay ta
mir eder. Tabii burada da cinsiyet kalpyarglarndan dolay baba
mn yapt basit b ir yemek, annemin yapt en zahmetli yemek
ten daha fazla vg alr; annemin sigortay tamir etmesi de duyan
larn takdirini toplar. Annemin ve babamn kendi anne babalary
la olan ilikilerinde sevgiden ok sayg n plandadr. rnein, anTC 8

nem bykbabam grdnde elini per. Oysa ben (bayramlar


dnda) babamn elini pmem. Benim kendi erkek arkadamla
olan ilikimde ise bykannem-bykbabam ve anne babamdan
farkl olarak sevgi n plandadr. Tabii karlkl sayg da vardr ama
her frsatta zerinde durulan bir unsur deil; bir anlamda sevginin
salkl yrmesini salayan b ir unsurdur. zellikle bykannem
ve bykbabamdan ok daha eitliki bir anlay vardr. Hatta bu
eitlik bayandan yana olmak kouluyla bozulabilir bile (ki bence
bu eitliin bozulmas deildir ama erkeklerin stnln savu
nan insanlar bunu eitsizlik sayyorlar).
rnein, b ir yerde oturacamzda benim sandalyemi eker
vb. Bu ilikide erkek de kadn kadar duygusaldr ve bunu aka
belli etmekten ekinmez (bu, anne babamn ilikisinde yoktur).
Ben de erkekten beklenen baz davranlar yapmaktan (rnein,
ona iek almak) rahatszlk duymam. Ballk konusunda ikimiz
de eit sorumluluklara sahibiz; erkein sadakatsizlii apknlk",
kadnn sadakatsizlii basitlik" vs. olarak adlandrlmaz.
Ksacas bu kuak arasnda belirgin farklar var. Tabii yine
de cinsiyet kalpyarglarnn tam tersine dnd ya da ortadan
kalkt sylenemez.

Cinsiyet kalpyarglarnn gcn etkileyen baz faktrler


den sz edilebilir (Matlin, 1996): insanlarn benzer kalpyarglara sahip olduklar dnlebilir. Bu gr genellikle doru ol
makla birlikte baz deikenlerin cinsiyet kalpyarglarnn gc
n etkiledii de bilinir.
rnein, cinsiyet nemli bir faktrdr; erkeklerin kadnlara k
yasla daha geleneksel ve daha abartl kalpyarglara sahip ol
duklar bildirilmitir. Eitim dzeyinin de etkili faktrlerden biri
olduu grlr. Yksek eitim alanlarn kalpyarglar daha az
dr. alan kadnlarn daha az cinsiyet kalpyarglarna sahip ol
duklar da bildirilmitir. Hem daha ok liberal kadnlarn alma
yaamn setiinden hem de alma yaamnn liberallemeyi
saladndan sz edilebilir. nsanlarn bakalarna ilikin deer
lendirmeleri kendilerine ilikin deerlendirmelerine kyasla daha

ok kaipyarglarn etkisindedir. insanlar kendilerini daha az kalpyargl olarak grrler.


Cinsiyet kalpyarglarnn baz sonular vardr. Kadna ya
da erkee zg olarak dnlen leri dier cinsiyetten bire
yin yapmas halinde, performans daha iyi olarak deerlendiri
lir. Musluk tamir eden bir kadnn ya da ocuunun bezini dei
tiren bir erkein yaptklar iler daha olumlu olarak deerlendiri
lir. imamolu (1992), ev ileriyle lgili olarak benzer sonular ver
mitir. Bu aratrmada, erkeklerin yaptklar ev ilerinin kadnlarn
yaptklar ev ilerinden daha baarl ve nemli olarak algland
bulunmutur. Bu ifte standart, baar ve baarszlk yklemele
rinde genellikle gzlenir (Franzol, 1996). Beklenmedik bir ite ka
dnn gsterdii baar, yeteneinden ok ansa ya da iin kolay
lna yklenir. Bu tr yklemeler kadnn kendilik algsn olum
suz etkiler. Erkeklerin daha akll olduklar kalpyargsnn, psiko
loji rencilerini bile etkiledii grlmtr. Furnham ve Ravvles
(1995) , tamam psikoloji blmnde okuyan niversite renci
lerinden kendilerinin, ana-babalarnn, bykannelerinin ve b
ykbabalarnn zeklarn tahmin etmelerini istemiler ve erkek
lerin kendi zeklarn kzlara gre daha yksek tahmin ettikleri
ni; rencilerin babalarn annelerinden, bykbabalarn da b
ykannelerinden daha zeki bulduklarn belirlemilerdir. Zihinsel
yeteneklerin kadnla erkek arasnda anlaml lde farkl olmad
bilgisine aina olmas beklenen bir grubun, psikoloji renci
lerinin, bu ekilde kadnlar aleyhinde dnmesi, toplumun di
er kesimlerinde de bu nyargnn daha youn olarak gzlenme
si beklentisine yol amtr. Bu durumun olas sonular ve yans
malar zerinde dnmek yararl olacaktr.
Toplumsal cinsiyet nyarglar ve ayrmcl
En gl nyarglardan biri cinsiyet nyarglardr. Matlln
(1996) , kadnlarla ilgili baz nyargl ifadeleri aktarmtr. rnein,
Tolstoyun Btn felaketler ya da nemli bir blm, kadnlarn
ahlakszlndan ileri gelir, dediinden sz edilir. Bir Hint atas
znde de yle denir: Okumu bir kadn elinde bak bulunan
bir maymun gibidir.

Cinsiyet nyarglar dendiinde ncelikle kadnlara ynelik


nyarglardan sz edilir, ancak erkeklere ynelik nyarglar da
vardr. Cinsiyet ayrmcl da bu nyarglara dayal olarak orta
ya kar ve yine ncelikle kadnlara ynelik cinsiyet ayrmcln
dan sz edilir. Ancak erkeklerin de kendi aleyhlerindeki cinsiyet
ayrmcs uygulamalardan ikyet etmeye baladklar biliniyor
(Adalet Divan: Kadn kayrlabillr, 1997):

E , niversite rencisi, bayan


Anneannemi, annemi ve kendimi kstas aldmda, onlara g
re ok daha ansl olduumu hissediyorum. Anneannem, o d
nemin elverisiz artlarnda ve kadna gereken nemin verilme
mesi nedeniyle ortaokulu okumu, liseyi de dardan bitirmi.
Dedemle olan ilikilerini gzlemlediimde anneannemin daha
pasif, sz dinleyen bir yaps var ve yal olmasna ramen ev ile
rinden hl o sorumlu.
Annem, ok daha ansl. nk annemin dneminde kadna
daha ok hak, zgrlk tannm ve daha fazla deer verilmi. Bu
yzden niversiteyi bitirebilmi ve imdi severek yapt bir mes
lek olan retmenlie devam ediyor. Yapmc olmasna ramen
mesleini devam ettirememi. nk kadna en uygun meslein
retmenlik olduunu dnen zihniyetten nasibini alm. yle
ya, eve erken gelecek, yemek yapacak, ocuklarla ilgilenecek.
ok paray erkek kazanmal zihniyeti. Yine de ikyeti deil an
nem, ama yapmcln iinde kaldn arada bir sylediinde bir
isyan sezinliyorum. Babamla olan ilikileri, anneannemin dedem
le ilikisine gre daha romantik. En azndan evlilik yldnmleri
hatrlanyor, hediyeler alnyor. Babam da anneme ok daha saygl ve bazen gerekten evde annemin sz geiyor. Ekonomik
zgrl olduu iin babama sylemeye ekindiim eyleri ba
na o alyor ve Benim param, kime ne? diyebiliyor. Bunlar gr
mek ve yaamak beni honut ediyor.
Bana gelince, galiba ben daha anslym, istediim mesle
i setim ve dlediim yere gelmek iin gereken abay sarf
edebilecek gcm var. Kendimi bir erkekten daha aa sevi

yede grmyorum, Aksine kadnlarn bu kadar yl sonunda bir


ok eyi mcadele ederek elde etmelerinden dolay cinsiyetim
le gurur duyuyorum. Kar cinsle ilikilerimde beni rencide ede
cek her eye kar karm. Haklarm savunmaktan geri kalmam
ve istediim zaman, istediim kiiyle evlenebilirim. te eitlik ve
hayat bu galiba.

Bir gazete haberinde, eit koullarda bulunmalarna karn


kadn retmenin terfi ettirildii ve bu yolla cinsiyet ayrm yapl
d ikyetinde bulunan bir Alman retmenin bavurusu zeri
ne Avrupa Adalet Divan'nda, imdiye dein erkeklerin yararlan
d bu ayrmdan imdi kadnlarn yararlanmasnn mazur grle
bilecei karar alnd bildiriliyor. te yandan, ocuklarn velaye
tinin daha ok anneye verilmesi, erkeklerin doum izni alamama
lar ve savaa erkeklerin gnderilmesi gibi erkek aleyhine ileyen
baka ayrmc uygulamalar da olmakla birlikte bunlarn btn er
kekler tarafndan dezavantaj olarak deerlendirilmemesi mm
kndr (Burr, 1998).
Cinsiyet ayrmcl iin cinsiyetilik (sexism) terimi de kulla
nlm ve erkek egemen toplum da kadnlara ynelik olumsuz tu
tumlarn hayata ayrmclk olarak yansmas sonucunda kadnn
sosyal, kltrel, politik ve ekonomik alanlarda erkee gre d
k konumlarda tutulmas olarak tanmlanmtr. (Sakall-Uurlu,
2002). Glick ve arkadalar, cinsiyetiliin dmanca cinsiyetilik
ve korumac cinsiyetilikten olutuunu ileri srm ve bu iki cinsiyetilii yle tanmlamlardr (aktaran, Sakall-Uurlu, 2002):
Dmanca cinsiyetilik, kadnn erkee gre zayf ve ona ba
ml olarak alglanmas, dk seviyede grlmesi ve ayrmc
la tabi tutulmasdr. Korumac cinsiyetilik ise kadnn korun
mas, yceltilmesi ve sevilmesi gibi olumlu tutumlar iermekle
birlikte kadnn rkee gre dk seviyede olduunu gsteren
bir nyargdr, iki tr cinsiyetilik de kadnn zayf cinsiyet olduu
nu ve ev ii yapmak gibi eitli rollerinin srmesi gerektiini ile
ri srer, ama odaklatklar noktalar ve bu iddialar sunu tarzlar
farkldr. rnein, dmanca cinsiyetilik, kadn ynetme, kont

rol etme, deerslzletirme, seks objesi olarak grme vb. ekiller


de ortaya karken, korumac clnsiyetlllk kadn koruma, ycelt
me, sevme gibi olumlu duygularla ama kadn zayf, korunma
ya muhta olarak gren bir tarzla ve ltuf gibi ortaya kar. Gllck
ve Fiske (1996, aktaran Sakall-Uurlu 2002), bu iki clnslyetiliin birlikte bulunmas nedeniyle bireylerin eliik duygulu cinsiyetilik yaadklarn ileri srm ve bu cinsiyetilii len bir
lek gelitirmilerdir. Bu lek Sakall-Uurlu (2002) tarafndan
Trkeye uyarlanm, geerlik ve gvenirlii snanmtr; ayrca
erkeklerin dmanca cinsiyetilik ve korumac cinsiyetiliin ba
z ynleri bakmndan kadnlardan daha cinsiyeti olduklar bu
lunmutur. Sakall (2001), bu lei de kulland bir aratrma
snda, dmanca cinsiyetilie sahip erkeklerin, erkein karsn
dvmesine ilikin olumlu tutumlar olduunu belirlemitir.
Cinsiyet ayrmcl, daha ok i ve eitim gibi alanlarda orta
ya kar. Kzlarn daha az okutulmalar veya belli okullara sade
ce erkeklerin ya da sadece kzlarn alnmas bu ayrmcln r
neklerindendir. i yaamnda da baz ikollarnn kadnlara ya da
erkeklere kapal olmas veya te ykselme imknlarnn kadn
lar in zorlatrlmas ya da eit eit cret ilkesinin kadnlarn
aleyhinde iletilmemesi bu ayrmcln baka rneklerindendir.

12 Eyll 2003, Hrriyet gazetesi, s. 6


ampiyon kz yzcye erkek kol saati dl: Ayazaa Ik
Lisesi 8 inci snf rencisi Beren Kayrak, 8 yldr yzme sporuy
la urayor. Henz 13 yanda ama 6 Trkiye rekoru krd. 42 ma
dalyas var. Son olarak 3,5 millik anakkale Boazm geme ya
rmasnda 105 sporcu arasnda birinci oldu. 16 yldr hep erkek
yzclerin kazand yar gen b ir kzn kazanabilecei d
nlmediinden Kayraka erkek kol saati armaan edildi.

Cinsiyet ayrmcl kiileraras etkileimlerde gzlenir. Lott


(1987), gerek yaam alanlarnda yapt gzlemlerde kadnlarn
nadiren de olsa birlikte olduklar kiilere (kadn ya da erkek) kar

olumsuz davrandklarn, ancak erkeklerin erkeklere kar nadi


ren olumsuz olduklarn ama kadnlara kar daha fazla olumsuz
davrandklarn bulmutur (aktaran, Matlln, 1996). Bir baka ara
trmada da, marketlerdeki sat reyonlarna bir kadn le bir er
kek ayn anda geldiklerinde genellikle (yzde 63) erkeklere daha
nce hizmet edildii belirlenmitir (aktaran, Matlin, 1996). Ancak
baz aratrmalarda da kadnlarn kadnlar daha ok kayrdkla
rndan sz edilmitir; kadnlarn cinsiyet temelinde igrup yanll
n daha ok yaptklarn bildiren baz aratrma sonular da var
dr (Dkmen, 1998).
Kadnlara kar nyargl olunmas yaygndr ve ne yazk ki ka
dnlar da kadnlara kar nyargldr. Dnmez ve Demirelin
(1990) yaptklar bir almada, Trkiye'de kadnlarn kadnlara
kar nyargl olduklar ortaya konmutur. Bu almada kadn
lar ve erkekler in uygun bulunduu belirlenen drt meslek alan
belirlenmi ve bu alanlarda kadn ve erkek yazarlar tarafndan ya
zld sylenen makaleler niversite rencisi kzlara deerlen
dirilmitir. Bu aratrmada, erkekler iin uygun grld belirle
nen meslekler elektrik ve inaat mhendisliidir; kadnlar in uy
gun grld belirlenen meslekler ise retmenlik ve psikolog
luktur. Bu drt alanda yazlan birer makale, bir grup denee bir
kadn tarafndan yazld, bir grup denee de bir erkek tarafn
dan yazld sylenerek verilmitir. Deneklerden, her bir makale
nin deerini, akln, inandrcln ve doyuruculuunu ve ya
zarn slubunu, mesleksel yeterliini, statsn, bilgisini ve etki
leme yeteneini deerlendirmeleri istenmitir. Sonu olarak, kz
renciler hem erkeklere uygun grlen meslek alanlarnda hem
de kadnlara uygun grlen meslek alanlarnda yazlan makale
leri erkek imzas tadklarnda kadn imzas tadklarndaklnden
daha olumlu olarak deerlendirmilerdir. Bu, niversite renci
si kzlarda bile kadnlara ilikin bir nyargnn bulunduunu gs
terir. Bu lgin durum ilk kez, Amerikada Goldberg (1968) tara
fndan 1960l yllarda gsterilmitir, ancak daha sonraki yllarda
bu alma benzer ekillerde bakalar tarafndan da tekrarlan
m fakat farkl sonular alnmtr (aktaran, Dnmez ve Demirel,
1990). Bu durumu Goldbergin bulgularnn genellenebilir olma

dna atfetmek mmkn olduu gibi, kadnlarn zamanla top


lumsal konumlarnn iyilemesi nedeniyle kadnlara kar nyar
glarnn ortadan kalkmasna da balamak mmkndr (Dnmez
ve Demirel, 1.990). Eitim ve bilinlenme yoluyla bu nyarglarn
kaybolabilecei umulabilir.

14 Ekim 2000, Hrriyet, s. 40 (arka sayfa)


Kadn futbolcuya cinsiyet tazminat
Erkek futbol takmndan cinsiyeti yznden atlan kz ren
ci, 2 milyon dolar tazminat almaya hak kazand. ABD'deki Duke
niversitesinin futbol takmndan erkek olmad iin atldn
syleyen Heather Mercer (24), cinsiyet ayrmcl yapld ge
rekesiyle dava at. Mahkeme, ABD niversiteleraras futbol li
ginde ilk kz renci unvann kazanamadn syleyen M ercer
hakl buldu. niversite takm antrenr 2 milyon dolar (1,3 trilyon
lira) tazminata mahkm edildi.

G nm zde deien cinsiyet kalpyarglar,


nyarglar ve ayrmcl
Cinsiyet kalpyarglarnn, nyarglarnn ve ayrmclnn, g
nmzde eskiye kyasla azald ama yeni ekilleriyle srd
belirtilmitir (Brown, 1998; Swim ve ark., 1995). Cinsiyet kalpyarglar, nyarglar ve ayrmcl kukusuz gnmzde klasik e
killeriyle de grlyor; rnein, kadnlarn daha duyarl ama er
keklerin daha atlgan olduklar inanc hl vardr, kadnlarn ya da
erkeklerin belirli lerde baarl olmayacaklarna ilikin nyarglar
ve buna bal uygulamalar hl vardr, ama gnmzde bunla
rn ekil deitirmi ya da gizli biimleriyle karlamak da mm
kndr.
Cinsiyet ayrmcl, dorudan eylemler biiminde olabilece
i gibi gizli ya da dolayl biimlerde de gerekleebilir. zellikle
gnmzde, cinsiyet nyarglar ve ayrmcl daha karmak bir
grnm almtr. Toplum artk bu tr davranlar ho grmedii

iin, insanlar belki ou zaman kendilerinin de farknda olmadk


lar dolayl biimlerde ayrmclk yapyorlar, iten karlma oran
nn kadnlarda fazla olmas dorudan cinsiyet ayrmclna ba
lanabilir. Cinsiyet ayrmcl, i koullarn kadnn ihtiyalar do
rultusunda dzenlenmemesi ve kadn iin zorlatrlmas gibi yol
larla gizil ya da dolayl da olabilir. Yeni doum yapm bir kad
nn doum sonras izninin ihtiyac dzeyinde olmamas, cretsiz
izin almann ise aile gelirinin azalmasna yol aaca iin hi de
uygun bulunmamas bu tr bir ayrmcln sonucu olabilir. ou
kurumlarda annenin ve bebeinin ihtiyalarna cevap verebile
cek kre ve anaokulu gibi dzenlemelerin olmay da ou an
nenin iine, kariyerine ara vermesine ya da tam verimli alama
masna, dolaysyla ykselememesine ya da baarsnn dme
sine yol ayor; bu da kadna yaplan hakszln faturasnn yine
kadna yklenmesi anlamna geliyor. alanlarn ounluunu
erkeklerin oluturduu iyerleri ya da kurumlarda, kadnlara din
lenme ya da zel ihtiyalarn giderme iin uygun meknlarn d
zenlenmemesi de byle bir ayrmclk olarak nitelenebilir. Yakn
gemite TBMMde kadn milletvekillerinin byle bir ihtiyalarn
dile getirdiklerinin gazetelere yansd hatrlanacaktr.

Okulun basketbol kurslarna devam eden kzn o sene de kur


sa kaydettirmek istedi. Kznn getirdii duyuruda, alan spor
okullarna (kurslarna) ilkretim okulu kz ve erkek rencilerinin
katlabilecekleri yazlyd. Basketbol kursunun gn ve saatlerini
incelemeye balad. Acaba kz iin uygun olan kurs hangi gn

ve saateydi. ard. nk kz 6. snf rencisi olarak pazar gn


saat 14.00-15.15 kursuna katlmalyd ama bir kz olduu iin de
11.30-12.45 kursuna katlmalyd. Hangisi doruydu? Daha dik
katle in ce le yin ce ku rsu n verildii grubun cinsiyetinin kz gru
bu " diye ayrca belirtilmesine karn "erkek grubu" diye ayrca be
lirtme gerei duyulmadn anlad. Basketbol kursu, sanki doal
olarak (!) erkekler iindi, kzlarn basketbolla ilgilenmeleri sanki
doal deildi, b ir sapmayd. Kursa kzn kayt ettirirken bu "ayrnt
y grevlilere sylediinde grevlilerden biri, bir tepkide bile bu
lunmad, bu da nereden kt diye dnm olabilir ya da konu
yu hi anlamam bile olabilir; daha gen olan ise aklamaya a
lt, ounlukla erkek renciler spor kurslaryla ilgileniyorlard,
kzlar kk bir grup oluturuyorlard, bu nedenle de kzlar ayr bir
grup olarak ele alnmt. Duyuruda ayrca voleybol, masa tenisi,
futbol, buz hokeyi ve yzme kurslarnn saatleri iin de bilgi vard.
Ama onlar iin sadece snflar belirtiliyor, cinsiyetten hi sz edil
miyordu. Dorusu imdi merak ediyordu, acaba o kurslarda cin
siyet ayrmcl m yok, kzlar ile erkekler eit olarak m alglanyor,
yoksa zaten sadece erkeklere mi ak?

Ayrca cinsiyet kalpyargiar nedeniyle de dolayl cinsiyet ay


rmclnn gzlenmesi mmkndr. Kadnn ve erkein farkl
zelliklere sahip olduklar inancyla baz rol ya da pozisyonlarn
erkeklere ya da kadnlara uygun bulunmamas da cinsiyet ayrm
cs uygulamalarla sonulanabiliyor.
Kadnlarn lider ya da ynetici olma yollarnn ou zaman ka
pal olmas bu tr kalpyarglara dayanabiliyor. Kadnlarn al
tklar iyerlerinde, irketlerde st konumlara gelmelerinin eitli
yollarla engellendii, bu anlamda bir cam tavan e tkisin in gz
lendii sylenebilir.
Kadnlarn resmen amir, ynetici gibi konumlara gelmelerini
engelleyecek (tavan) ynetmelikler ya da yasalar bulunmamakla
birlikte kadnlarn ykselmesini nleyen grnmeyen, gayriresmi
(cam) uygulamalar vardr ve kadn ne kadar abalasa da bir tr
l bu cam tavan aamaz.

Kadnlarn erkeklerle eit yasal haklara sahip olmalarna, cin


siyet ayrmcl yasalarla yasaklanm olmasna karn olum
suz durumlar sryor. Bunda ak engellerin kaldrlm olma
sna karn gizil engellerin var olmas rol oynar (Baron ve Byrne,
1991). Bunlar iinde kadnlarn kendileri in beklentilerinin erkeklerinkinden daha dk olmas da vardr. rnein, kadnla
rn erkeklerden daha dk cret beklentileri olduu belirlenmi
tir (Jackson ve Grabski, 1988; Aktaran, Baron ve Byrne, 1991).
Kadnlar beklentileri dk olduu iin bu ynde davranma eili
minde olacaklardr. Bu sonu zerinde, baz alanlarda kadnlarn
erkeklere gre kendilerine gvenlerinin dk olmasnn ve ba
ar yklemelerinin kadnlar ve erkekler iin farkl olmasnn rol
olmaldr. Kadnlarn baarlar genellikle d faktrlere, ansa ya
da iin kolaylna yklenirken erkeklerin baarlar daha ok i
faktrlere, aba ve yetenee yklenir.

29 Kasm 1997 tarihindeki nfus saymnda erkeklerin meslek


leri soruldu, kadnlarn meslekleri sorulmad.

Swim ve arkadalar (1995), kadnlara ynelik nanlar, eski


usul (old-fashioned) cinslyetllik (sexism) ve modern cinsiyetilik olarak ki ynyle ele almlardr. Eski usul cinsiyetilik, kadn
larn zihinsel yeterlikleriyle ilgili sorgulamalar ierirken, modern
cinsiyetilik, kadnlarla lgili sorunlara daha az duyarl olmay ie
rir. Bu kisi birblrleriyle likilidir, yani modern cinsiyeti nanla
ra sahip olanlarn, kadnlara likin geleneksel inanlar tama
lar htimali yksektir. Ayrca, modern cinsiyetiler, kadnlarn iyerlerindeki deneyimlerinin farkl olduunu dnr ve iyerlerin
de gerekte olduundan daha ok eitlik bulunduunu alglar
lar: Cinsiyet farkllklarnn cinsiyet ayrmclndan ya da cinsiyet
nyarglarndan deil, bireysel nedenlerden kaynaklanabilecei
ni daha ok dnrler. Bu alglar da kadnlarn durumlarnn yi
letirilmesi iin yaplacak sosyal ve politik deiiklikleri desteklememeyle sonulanr. rnein, modern cinsiyetilerin, kadnlarn
sorunlarna duyarlk gstermeyen erkek politik adaylar tercih et

me ihtimalleri daha yksek olacaktr. Eski usul cinsiyetilik daha


ak davranlar erirken, modern cinsiyetilik daha rtk, gizli
ve dolayl bir yol izleyebilir.
nceleme
niversite rencilerinin kendi ailelerinde saptadklar, top
lumsal cinsiyet rollerindeki deiimler.
Lisans dzeyinde verdiim Cinsiyet Rolleri dersinin birka
yldr dnem sonu snav sorular arasnda rencilerin kendile
ri hakknda bilgi vermelerinin istendii baz sorular da yer alyor.
Kendinizi ve kendi cinsiyetinizdeki anne babanz ve bykanne
ve bykbabanz dnnz. kuak boyunca ailenizdeki cin
siyet rollerinde neler deimitir? sorusuna verilen cevaplar in
celediimde ortaya yle bir tablo kyor:
Cevap verenlerin toplam says: 158 (kzlar: 127; erkekler: 31)
Kzlarn en ok dile getirdikleri deiimler (en ok dile getiri
lenden aza doru)
1. Kzlar okutuluyor, eitim dzeyleri artt, bilisel yetenekle
rini kullanyorlar, daha bilinliler ve kltrller.
2. Kadn alyor, ekonomik zgrlk kazand, meslek sa
hibi olarak almak istiyor, kadnn almasna ynelik
olumlu tutumlar geliti.
3. Erkekler ev ii yapmaya, ocuklarla ilgilenmeye balad
lar, kadnlarn ev ileri, sorumluluklar azald.
4. Kadnlar im di daha zgrler, kararlarn kendileri alabili
yorlar, seyahat edebiliyorlar, ilerini seebiliyorlar, sosyal
yaama katlyorlar.
5. Aile iinde kadn-erkek, kz-erkek ocuk daha eit, karar
lar birlikte alnyor, kadnn sz hakk var.
6. Toplumun, ailenin, dinin, geleneklerin basks azald; cinsi
yet kalpyarglar, rolleri yumuad, sayg koullar deiti.
7. Kadnlarn elerinden ve ein ailesinden korkmas, itaat
etmesi, onlara hizmet etme zorunluluu azald.
8. Aile bykleri ile ocuklarn, genlerin iletiimleri artt.
9. Evlilikle ilgili tutumlar deiti (evlilik ya, eitlik, boanma).

10. Erkein nemi, deeri azalrken, kadnnki artt.


11. Kadnn kendine gveni artt, haklarn savunma ve arama
da daha bilinli oldu.
12. Aile i i iddet azald.
13. Bekretin nemi azald, evlilik ncesi cinsel ilikiye ilikin
tutumlar deiti.
14. Duygu ve dnceleri daha rahat yaama ve ifade etme
artt.
15. Erkek arkadaa izin verilmeye baland.
Erkeklerin en ok dile getirdikleri deiimler (en ok dile geti
rilenden aza doru)
1. Kadnla ilgili deiimler (kadnn okumas, almas, daha
zgr ve eit olmas, cinsel obje olarak grlmemesi vb.).
2. Erkekler ev ilerini paylayorlar.
3. Erkein otoritesi zayflad, kadnn nemi, deeri artt.
4. Kalpyarglar, geleneksel roller zayflad.
5. Erkekler klk kyafette daha zgr.
Kzlara ve erkeklere gre deime ve deimeme nedenleri:
1. Eitim
2. Toplumsal bask ve kontrol (gelenekler, kalpyarglar, dini
inanlar)
3. Kadnn almas, ekonomik zgrlk kazanmas
4. Kente g, kentte yaama, yurtdnda bulunma
5. Modernleme, toplumsal deime
6. Kitle iletiim aralar
7. Teknolojik gelime
8. Ekonomik faktrler, maddi durum
9. Kadnn topluma katlmas, kadna bak asnn deimesi

Kadnlarn ve erkeklerin kendilerine ve


birbirlerine ilikin alglar ve tutumlar
Kadnlarn ve erkeklerin birbirlerine ve dier cinsiyetten birey
lere ilikin alglar ve tutumlar da aratrlmtr.

ocuklarn cinsiyetin bir kategori olduunu anlamalar ve cin


siyet kalpyarglarn renmeleri erken yalarda olur (Martin,
1993; Martin ve Halverson, 1981). ocuklarn kendi gruplarn
daha olumlu olarak deerlendirerek igrup yanll yaptklar bu
lunmutur (Bigler, Jones ve Lobliner, 1997). Bu yanllk cinsiyet
gruplar iin de sz konusudur. ocuklar erken yalarda kendi
lerinin ve bakalarnn cinsiyetini doru olarak belirleyebilir, in
sanlar cinsiyetlerine gre gruplayabilir, kendilerini de bu grup
lardan birinin yesi olarak kimlikleyip grup ii ve d ayrmna gi
debilir ve grup lehinde davranabilirler (Martin, 1991). ocuklarn
kendi cinsiyetlerindeki bireyleri dier cinsiyettekilere kyasla da
ha olumlu olarak algladklar, dgrup ayrmcl yaptklar ve kz
ocuklarnn erkek ocuklarna kyasla daha fazla cinsiyet yanll
ve ayrm yaptklar bulunmutur (Yee ve Brovvn, 1994).
ocuklukta gzlenen bu cinsiyete bal igrup yanll, ye
tikinlikte de artarak ve eitlenerek srer. Bir aratrmada
(Lindeman, 1997), hem kadnlarn hem erkeklerin kendi grup
larn dier gruptan daha olumlu algladklar, ancak erkeklerin
kadnlara gre kendi gruplarn, dier grubu ve kendilerini daha
olumlu algladklar bulunmutur. Bu igrup yanllnn bazen ter
sine de ilemesi mmkndr. Jackson ve Hymes (1985), kutup
latrma etkisinden sz ederek bireylerin bir programa bavuran
kendi cinsiyetlerinden gl adaylar dier cinsiyettekilere kyas
la daha olumlu deerlendirdiklerini, ancak kendi cinsiyetlerinde
ki zayf adaylar dier cinsiyettekilerden daha da olumsuz deer
lendirdiklerini belirtmilerdir. te yandan, kadnlarn ve erkeklerin
kendi cinsiyetlerindeki bireylerin hepsine deil de kendilerinin ait
olduklar cinsiyet alt gruplarna (rnein, alan kadn) ynelik
daha olumlu alglara sahip olduklar bildirilmitir (Vonk ve OldeMonnikhof, 1998).

8 Ekim 1997, Milliyet, Pazar Postas, s. 4


Espri yapmak kadna yasak
Kim Dergisi, ekim saysnda Ramize Ererle kadn karikatrist
olmann traji-komik ynlerini konutu.

Ramize Erere sorduk, "Yaadklarn (herhalde okuduklarn


olacakt*) gerek sananlar var m? diye. Cevab ilgin oldu:
"Tabii. Komik bir ey oldu mesela. HBRde Ula diye bir ofis
boy var. Bir gn geldi ok utanarak sklarak soruyor... 'Ramize
Abla bir ey sorucam ama sakn yanl anlama dedi. Ne? de
dim. Ya dedi makine dairesindeki arkadalar da ok merak edi
yorlar. Siz byle bu izdiklerinizi yayo musunuz? dedi. Hangi
izdiklerimi? dedim. te ne biliyim, toplu seksler falan iziyorsu
nuz. 'Yok yaamyorum' dedim. Sen bakma, biz espri yapyoruz.
Hi kimse yaamyor onlar, arkadalarna syle, ileri rahat olsun,
bize acayip insanlar gibi bakmasnlar biz de onlar gibiyiz dedim.
Grgrdayken Siz orospu musunuz?' diye mektup geliyordu bize.
Hatta dergi iinde bunu syleyen oldu.
Btn bu olan ilginlikleri kadn olup cinsel espri yapmasnn
toplum tarafndan allmadk bir ey olmasna balyor ve unla
r da ekliyor:
"Erkekler cinsel espriyi ok rahat yapabiliyorlar. Kadnlar bu
na glebiliyor ama kadnlar yapmamal. Biz bunu o zaman ok
okunan bir dergide yapyorduk. Orkidden falan hep biz bahsettik.
Kadnn zel taraflarndan yani...
* Yazarn notu.

Kadnlarn bir ie bavuran adaylarn deerlendirilmesi sra


snda daha ok igrup yanll yaptklar belirtilmitir (Graves ve
Powell, 1996). Ayrca, erkeklere ilikin kalpyarglarn kadnlarnkinden daha olumsuz olduu, erkeklere ynelik bir nyarg bu
lunduu ileri srlmtr (Fiebert ve Meyer, 1997).
Kadnlara ilikin tutumlarn zaman iinde deitii ve daha
liberalletii de belirtilmitir (Twenge, 1997a). Bu deiim hem
kadnlarda hem de erkeklerde gzlense de kadnlarnki daha li
beral ve daha feminist bir ynde olmutur. Bunda kadn hareke
tinin yan sra baka demografik deikenlerin de rolnden sz
edilmitir.

rnein, alan kadn says, dolaysyla annesi alan o


cuk says artmtr ve aratrmalar bu ocuklarn daha liberal g
rler gelitirdiklerini gstermitir (Twenge, 1997a). Ayrca kadn
hareketinin bir sonucu olarak kadnlarn gemie kyasla gn
mzde kendi cinsiyetlerinden honut olmaya baladklarndan da
sz edilmitir (Mlnton, Solomon, Stokes, Charash ve Kendzior,
1999); gemite kadnlar yeniden dnyaya gelseler erkek olma
y tercih edeceklerini sylerken gnmzde (80lerden bu yana)
bu istek deimitir.
Benzer bulgular Dkmen (1998, 2000) tarafndan da bildiril
mitir. Dkmen de kadnlarn ve erkeklerin Igrup yanll yapa
rak kendi cinslyetlerlndekileri dier clnslyettekilerden daha olum
lu algladklarn ve bu yanlln kadnlarda daha fazla gzlendi
ini belirtmitir.

27 ubat 2003, Hrriyet, s. 36


Gnn haberi: M ecliste bebek emzirme kavgas
Avustralyada Victoria Eyalet M eclisi salonunda milletvekili
b ir anne, 11 gnlk bebeini emzirmeye balaynca dar
karld.
Olimpiyatlara katlm eski bir kayak olan i Partisi Milletve
kili Kirstie Marshall, dn tartmalar izlemek zere bir arkada ve
henz 11 gnlk kz Chariotte ile M eclis'e geldi. Bebeinin huzursuzlandn ve acktn fark edince derhal emzirmeye bala
d. Bunun zerine Marshall uyarld ve salondan kp zel emzir
me odasna gitti.
Arkadam yznden
Marshall gazetecilere, "Emzirmekten deil de birlikte oturdu
um arkadam seilmemi olduundan salondan ayrlmamz is
tendi.
Bundan sonra oturumlarda emzirmeme kuralna uyacam.
Ancak umarm gelecekte Chariotteu bu salonda stmle bes
leyebilirim aklamasn yapt ve bir bebein zgrce beslenme
hakk iin mcadele vereceine de bu szlerle iaret etti.

Emzirme tartmalar
Avustralya, demokrasi ve zgrln kalesi ABDye kyasla ka
muya ak alanlarda emzirenlere daha hogrl yaklaan bir l
ke olduu halde olay tartma yaratt. Avustralya Emzirme Birlii
Bakan Lee King, "Emzirilmek bebein hakk. Hangi saatte ve ne
rede olursa olsun bebeklerin emzirilmesinden yanayz. zellikle
parlamento gibi yasalarn belirlendii bir yerde emzirmenin benimsenebilecei politikalar gelitirilebilir dedi.

Dkmen (1998), ayrca kendi cinsiyetindekilere ve dier cinsiyettekilere ilikin algnn cinsiyet rolleriyle ilikili olabileceine
de iaret etmitir. Maltby ve Day (1999), kadnlarda kadnsln,
erkeklerde de erkeksiliin kendi cinsiyetindekilere olumlu, di
er cinsiyettekilere de olumsuz tutumlarla ilikili grndn
belirlemilerdir. Kadnlarn erkeklere ynelik tutumlarn da b
yk lde alglanan deer ve inan farkll, erkeklerle birlik
te olunca duyulan kayg, onlarla yaanan olumsuz yaantlar be
lirler (Stephan, Stephan, Demitrakis Yamada ve Clason, 2000).
Ayrca, daha nce de deinildii gibi, Trkiyede de belirler ka
dnlarn kadnlara ynelik nyarglarndan (Dnmez ve Demirel,
1990) sz edilmitir.
Cinsiyete bal igrup yanlln eitli ekillerde aklamak
mmkndr. Graves ve PowellYn (1996), rgtlerde gzlenen
kadnlarn bir ie bavuran kadnlar daha olumlu deerlendir
melerinin aklamalar olarak verdikleri gibi, kadnlar iin cinsiyet
ve dolaysyla cinsiyet benzerlii erkeklere kyasla daha arpc
(salient) olabilir ve erkekler kadnlar aleyhindeki nyarglara du
yarln artmas nedeniyle byle bir nyargdan ve ayrmc dav
ranlardan kanmaya zel aba gsteriyor olabilirler. Yee ve
Brown da (1994) igrup yanllnn kk ocuklar arasnda kz
larda daha fazla gzlenmesini, cinsiyetin, kz ocuklarn kimlikle
rinin daha nemli ve merkezi bir esi olmasna ve sosyal kim
lik kuram erevesinde yorumlanrsa toplumda daha dk sta
tl gruplarn olumlu ayrt edici zellikler oluturma abalarna
balanabileceini ifade etmilerdir. te yandan Fiebert ve Meyer
TC 9

(1997) de kadnlara kyasla erkeklerin daha olumsuz zelliklerle


betimlendiklerini bulmulardr. Flebert ve Meyere gre, bu so
nucun iki yorumu olabilir: (1) Erkeklerin kadnlara kyasla eletiri
ye daha az duyarl olarak sosyalletmlmelerl nedeniyle kadnlara
ilikin betimlemelerdeki koruyuculuun erkeklere gsterilmeme
si mmkndr ve (2) olumsuz betimlemeler erkeksi davranlarn
doru bir portresi de olabilir.
Cinsiyet, sosyal algda da etkili olan temel gruplama dei
kenlerindendir; ancak, kadn ve erkek gruplar arasnda toplum
sal hareketlilie (social mobility), yani bir gruptan dierine ge
meye izin yoktur (Augoustinos ve Walker, 1995). Cinsiyete gre
oluan gruplar kapal gruplardr ve birinden dierine gei zordur
ya da normal koullarda mmkn deildir. Ayrca kadn ya da er
kek gruplarnn yelii abayla deil atamayla elde edilir, bu cin
siyet gruplarna girmek ya da memnun olmaynca ayrlmak sz
konusu deildir (Augoustinos ve Walker, 1995). Sosyal kimlik ku
ramna gre, eer kii kendi grubunu dier gruba kyasla da
ha olumsuz alglarsa iki yol deneyebilir (Augoustinos ve Walker,
1995; Tajfel, 1978): Gruptan ayrlabilir ya da grubun statsn
deitirmeye alabilir; bu iki seenekten baka bir nc stra
tejiyi, grubun olumsuz deerini kabullenmeyi de benimseyebi
lir. Bireyin, ait olduu cinsiyet grubundan ayrlmas ya da grubu
nun statsn deitirmesi kolay olmad iin, kendi cinsiyetine
ilikin olumsuz algsnn bir aresizlie yol amas ve bunun da
depresyonla sonulanmas beklenebilir. Bu beklentiyi snamak
zere Dkmen (2000) tarafndan yaplan bir aratrmada bu bek
lenti dorulanmamtr; alg puanlarnn medyanlarna gre belir
lenen, kendi cinsiyetindekileri daha olumlu alglayan, dier cinsiyettekileri daha olumlu alglayan ya da her iki cinsiyettekileri
de olumlu ya da olumsuz alglayan kadnlarla erkeklerin depres
yon puanlar karlatrldnda anlaml bir farkllk bulunmam
tr. Yalnzca aritmetik ortalamalar arasndaki farkllklara baklnca
beklenti ynnde bir eilim var gibi grnmekle birlikte bu fark
llklar istatistiksel olarak anlaml deildir. Buna gre, soysal kim
lik kuram erevesinde sylenen, grup kimliinden honut olun
mamas halinde gruptan ayrlma ya da stat ykseltme gibi see

neklerin (Augoustinos ve Walker, 1995; Tajfel, 1978) denenememesi, cinsiyet gruplar sz konusu olduunda depresyonda an
laml bir farkllamaya yol amaz.
Cinsiyet kalpyarglarmm, nyarglarnn
ve ayrmclnn sonular
Bu blmde cinsiyet kalpyarglar, nyarglar ve ayrmcl
eitli ynleriyle incelenmitir. Grlmtr k bunlar, zellik
le kadn iin ama kukusuz erkek in de baz snrllklar yarat
yor. Bu snrllklar, hem kadnn hem erkein kendilerini gerek
letirmelerini engelliyor ve eitli dzey ve biimlerde sorunlara
neden oluyor.
Kadnn ve erkein eitli fiziksel ve ruhsal skntlar yaamala
rnn, ev, eitim, i, sosyal yaam alanlarnda sorunlarla karla
malarnn temelinde bu kalpyarglar, nyarglar ve cinsiyetilii
grmek mmkndr. Bu konu ayrca ele alnacaktr.

4. Blm

Kitle letiim Aralarnda Cinsiyetlerin


ve Cinsiyet Rollerinin Ele Aln

Televizyonu zellikle de reklamlar izleyenler hatrlayacaklardr,


zaman zaman reklamlarda ilgin sahnelerle karlalr. Onlardan
birka:
Erkek, arkadalaryla i k buluur ama fazla duramaz, eve
gitm ek iin sabrszlanr. Klbk olduu sanlr ama o aslnda bir
brek uruna acele etmitir, evde kars bir margarini kullanarak
ona nefis bir brek yapmtr.
B ir grup gen kz. Sadece bir tane kalan b ir rn kapabilmek
iin salarnn gzelliiyle kuyruktaki erkeklerin ban dndrr
ler. Amalarna ularlar.
B ir grup erkek. Tamamen erkek grnl, bykl, pantolonlu,
konumalar normal erkekler. Kabul gn yapyorlar, ay iip ko
nuuyorlar, pasta yemek tarifi alyorlar; kadnlar gibi. Ardndan iki
erkek, bahede amar asyorlar, amarlar daha da aklatran
deterjan hakknda konuuyorlar; kadnlar gibi.

Yaammzn vazgeilmez unsurlarndan biri kitle iletiim ara


lardr, medyadr. lke ve dnya hakkndaki bilgilerimiz; insan ve
doa, yan sra olaylar hakkndaki alglarmz, inanlarmz, tutum
larmz byk lde medya tarafndan biimlendirilir. Medyann
etkisinden kanmak kolay deildir. Yetikinler ve zellikle de o
cuklar ve genler, kitle iletiim aralarna ve dolaysyla etkilerine

ok aktrlar. Bu etkilerin nasl yaratld ve sonular hakknda


dikkatle dnmek ve incelemelerde bulunmak gerekir.
Kitle iletiim aralar sadece televizyonla snrl olmamakla bir
likte en etkilisi televizyondur. Televizyonun yan sra basn organ
lar, gazete ve dergiler, kitaplar, sinema vb. de gnlk yaamm
zn vazgeilmezleridir. Okuma alkanlnn ok yksek olmad
belirtilmekle (. Dkmen, 1990) birlikte ounluk iin kitap ve ga
zetenin olmad bir dnyadan sz edilemez bile. Eitim ve
retim byk lde ders kitaplaryla yrtlyor. Sinemann he
pimiz iin ayr bir yeri vardr. Bunlarn hepsi nemleri lsnde
bizi de biimlendirir. Bu blmde, kitle iletiim aralarnn cinsi
yet kalpyarglarn sunu biimi zerinde durulacak ve ilgili ara
trma sonular verilecektir.
Kitle iletiim aralar cinsiyet kalpyarglarn ve nyarglarn
srdrmede ve insanlar bu ynde etkilemede nemli bir role sa
hiptir. Bu etki, kuramlarla ilgili konuda ele alnan sosyal renme
kuramyla ksmen aklanabilir. Sosyal renme kuramnda be
lirtildii gibi, gzlenen modeller rnek alnr ve davranlar tak
lit edilir; ayrca dl aldklar grlen kiilerin davranlar zaman
gelince tekrarlanarak gzleyerek renme gerekleir. zellikle
ocuklar zerinde kitle iletiim aralarnn ve zellikle de televiz
yonun etkili olduu biliniyor. Bu etki, eitli sosyal davran (r
nein, saldrganlk ya da yardm etme davran) iin modeller
sunmasndan ileri gelir. Bireylerin, zellikle ocuklarn davran
daarcklarn gelitirirken eitli modellerden etkilenmeleri sz
konusudur. Bata ana-babalar, retmenler ve arkadalar olmak
zere eitli kiiler ocuklar iin model olurlar. Bu modellerin ya
n sra, elbette, ok maruz kalnan ve arpc sunulular nedeniy
le de ok etkili olan medya kahramanlarndan da sz etmek ge
rekir. ocuklarn karlatklar bu modeller gibi davranma, d
nme, tepkide bulunma ihtimali zerinde de durulur. Ayrca, kit
le iletiim aralarnn kadn ve erkei, kz ve erkek ocuu resmedi biimi, hem ocuk ve genlerde hem de yetikinlerde bir
standart olarak kabul edilebilir ve yaamda nelerin normal ve is
tenir olduuna ilikin yarglar iin referans alnabilir; kiiler tutum
ve davranlarn kendi deneyimlerinden ok bunlar dikkate ala

rak oluturabilirler. Dolaysyla kadnlarn ve erkeklerin kitle leti


im aralarnda nasl ve ne kadar gsterildikleri, hangi rol ve dav
ranlar inde sergilendikleri konusu da nem kazanr. Bu ne
denle, kitle iletiim aralarnda cinsiyet ve cinsiyet rolleri konu
su aratrmalarda ska ele alnmtr. Aada, eitli aratrma
sonularna gre kitle iletiim aralarnda kadnn ve erkein na
sl gsterildikleri zerinde durulacaktr.
Televizyon
Televizyon, ncelikle elendirmeye ynelik olmakla birlikte
nemli bir bilgi kayna olarak da ilevde bulunur. Ayrca televiz
yon, gnmzde bir sosyal renme kaynadr; belirli modeller
sunar. Televizyondaki karakterler zellikle ocuklarn belirli rolle
ri kazanmalarnda model olurlar. ocuklar, sevdikleri karakterleri
olduu gibi taklit etmeseler bile belirli tutumlar, deerleri ve ku
rallar onlardan renirler. Yaplan baz aratrmalar, ocuklarn
cinsiyet kalpyarglarn, cinsiyete zg meslekleri ve aile ii rolle
ri renmede televizyondan etkilendiklerini gstermitir (Gunter
ve McAleer, 1997)
Gerek yetikinlere gerekse ocuklara ynelik programlarda
kadn ve erkein gsteriliinde byk bir yanllk gzlenmitir
(Golombok ve Fivush, 1996): Genel olarak televizyondaki prog
ramlarda kadn ve erkek farkl oranlarda gsterilir. Genel nfus
iinde eit oranda bulunmalarna karn televizyonda erkekler ka
dnlardan iki kat fazla yer alrlar ve televizyonda yer verilenler de
tipik kadn temsil etmeyen kadnlardr. Meslek sahibi olmayan
kadna ya da mayolu, gece kyafetli kadna daha ok yer veri
lir. Benzeri durum ocuklar in hazrlanm televizyon program
larnda da gzlenmitir; rnein, ou izgi filmlerde kahraman
erkektir, hemen hemen hi kadn karakter bulunmaz; yer verilen
kadn kahramanlarn da ounluu aresiz ya da erkee bam
ldr (Golombok ve Fivush, 1996).
Televizyon programlarnn pek ounda, zellikle eence ve
yarma programlarnda, kadnlarn yardmc rollerinde yer aldk
lar, genellikle de vcutlarn sergileyerek programn Izlenlrlllnl
artrma amacna hizmet ettikleri gzleniyor. Televizyon program

larnda kadnlarn daha ok vcutlarnn sergilenmesi, Archer ve


arkadalarnn (1983, aktaran, Hogg ve Vaughan, 1998) gster
dikleri face-ism olgusuyla ilikili gibidir. Bu face-ism terimi, med
yada erkeklerin kafalaryla daha fazla ve vcutlaryla daha az tas
vir edilmelerine karlk, kadnlarn bunun tersine daha ok v
cutlaryla ve daha az kafalaryla tasvir edilmelerini ifade eder.
Archer ve arkadalar, gazete ve dergilerde yer alan ya da ren
ciler tarafndan izilen 2.000 kadn ve erkek resmini incelemiler
ve bu terimle (faceism) ifade edilen durumu gzlemlemilerdir.
Televizyon programlar arasnda, kadnlar zihinsel yeterlikleriyle
deil fiziksel grnmleriyle daha ok tanmlayan pek ok rnek
grmek mmkndr. Televizyonda erkeklerin daha ok otoriteyi
simgeledikleri grlyor.
Yaplan korelatif almalar, daha ok televizyon izleyen o
cuklarn daha ok kalpyarglara sahip olduklarn gstermitir.
Ancak elbette burada nedenselliin yn belli deildir; yani da
ha ok televizyon izleme mi kalpyarglarn artmasna yol ayor,
yoksa kalpyargs fazla olanlar m daha ok televizyon seyredi
yor, bunun cevabn bu sonulara bakarak sylemek mmkn
deildir.
Televizyon kadnn yaamnda nemlidir, televizyon kadn,
kadn da televizyonu tketir. Karahan-Uslu (2000), en sadk izle
yiciler olarak nitelendirdii kadnlarn televizyon izleme davran
larn aratrmtr. Bu aratrma sonularna gre, televizyon ka
dnlarn baka lke ve dnya haberlerine ulama, elenme, bil
gilenme olmak zere eitli ihtiyalarn karlar. Kadnlar, tele
vizyondan sosyoekonomik dzeylerine de bal olmak zere e
itli oranlarda etkilenirler. Konuma konularnn banda televiz
yon programlar gelir. Televizyondan siyasetteki gelimeler, mo
da, yemek, kendilerini ve ilikilerini nasl gelitirebilecekleri ko
nularnda bilgi edinirler. Kadnlar genel olarak Trk kadnn ve
evrelerindeki kadnlar geleneklerine bal, namuslu ve adamodern olarak betimler, ancak televizyonda izledikleri kadnlar
modern-ada bulmakla birlikte pek de namuslu, geleneklerine
bal vb. zelliklerle tanmlamamlar; kzlarnn televizyon dizile
rinde doktor-retmen ve ikadn rollerinde oynamalarn ark

c, manken, ev kadn ya da zengin kadn rollerinde oynamalarna


tercih edeceklerini belirtmilerdir. Bu sonular, kadnlarn televiz
yondaki kadn majlarn seerek aldklarn, ama yine de nemli
lde etkilendiklerini gsteriyor.
al ve Durukan (1989), Trk televizyonlarnda cinsiyet rol
lerinin geleneksel kalpyarglar yanstr nitelikte olduunu belirle
milerdir. Acaba siz bu tr kalpyarglar in rnek olabilecek te
levizyon programlar hatrlyor musunuz? Televizyon programla
rndan hangi rnekler geleneksel kalpyarglarna uyar, hangileri,
ne bakmdan uymaz? Bununla ilgili pek ok canl rnek bulanabileceinden eminim.
Reklamlar
Tketim toplumlarnda -b iz de bunlardan biri saylabiliriz
reklamlar nemli bir ikna etme aracdr; rn sat zerindeki et
kisi iyi bilindii iin, reklamlar byk bir zenle hazrlanr ve tm
albenileriyle tketicilere sunulur. Reklamlar da cinsiyet rolleri ba
kmndan incelenmitir.
Reklamlarn kadn ve erkei geleneksel rollerde gsterdii bi
liniyor. 1970'lerde erkeklerin ou (yzde 70) satn aldklar rn
hakknda bilgili uzmanlar olarak, kadnlarn ou (yzde 86) ise
sadece rn kullanclar olarak gsterilmitir (aktaran, Franzoi,
1996). Reklamlarda, rnn alnmasyla erkeklerin sosyal ya da
mesleki gelime kaydedecekleri, kadnlarn ise ailelerine ya da
erkeklere kendilerini daha ok beendirecekleri vurgulanr. Son
zamanlarda reklamlarda cinsiyet kalpyarglarnn azald gzle
niyor. Kadnlar daha eitli rollerde ve erkekler de ocuklarnn
bakmyla ilgilenirken gsterilmeye balanmtr. Ancak ne yazk
ki reklamlardaki bu kalpyarglar yok olmu deildir. Amerikada
yaplan bir almada, gnn farkl saatlerinde bu saatlerdeki iz
leyici kitlesinin zellikleri dikkate alnarak farkl reklamlar gs
terildii belirlenmitir. Gndz saatlerinde kadnlara ynelik ve
kadnlk kalpyarglar dorultusunda, hafta sonlarnda erkekle
re ynelik ve yine erkeklik kalpyarglar dorultusunda reklam
lar gsterilirken akam saatlerinde daha eitliki reklamlar gs
teriliyor.

Reklamlarn cinsiyet kalpyarglarn yanstma dzeyleri, za


mana ve kltre gre deiir. Furnham, Babitzkow ve Uguccioni
(2000) tarafndan yaplan kltrleraras karlatrmaya gre, ge
mie kyasla gnmzde reklamlarn kadn aleyhine sergiledii
cinsiyet kalpyarglar azalm olmakla birlikte tamamen deime
mitir. Yine kadnlar daha az gsteriliyor (erkeklere daha ok yer
veriliyor), daha ok kincil roller oynuyorlar (erkekler daha ok
merkezi rollerdedir), daha ok kullanc olarak sunuluyor (erkek
ler daha ok otorite olarak grlyor), daha ok ev ortamnda
gsteriliyor ve i ortamnda gsterilme oranlar da gerei tam
yanstlmyor (erkekler daha ok i ortamnda ve i sahibi olarak
resmediliyor) ve daha gen yataki kadnlara yer veriliyor (da
ha ok orta yata erkekler reklamlarda yer alyor). Bunlara kar
lk, daha nceki aratrmalarn sonularyla kyaslandnda bu
aratrma sonular, kadnlarla erkekleri daha eitliki bir ekilde
betimleyen reklamlarda art olduunu gsteriyor. Zamana ba
l bu deiim kltrden kltre de gzlenmitir. rnein, Fran
sann Danimarkaya kyasla daha geleneksel bir tablo sergile
dii belirlenmitir ki bu farkllama dier lkeler (ngiltere, talya
ve Avustralya) iin de sz konusudur (Furnham, Babitzkovv ve
Uguccioni, 2000).
Benzer bir sonu, Japon dergilerinde yer alan reklamlar iin
de verilmitir (Ford ve ark., 1998). Bu aratrmada da eskiye k
yasla reklamlarda daha az cinsiyet kalpyarglarnn gzlendi
i ama yine de kadnlarn daha ok geleneksel bir yaklamla
resmedildikleri (d grnmleriyle ilgilenirken, ev ortamlarnda,
rn tantc ve dekor olarak) bulunmutur.
ocuk kitaplar
zellikle cinsiyet rolleri konusunda etkiye ok ak oldukla
r grnen ocuklar iin hazrlanm kitaplarn cinsiyet kalpyarglarn yanstma ve kadnla erkei resmetme biimlerinin ele
alnd aratrmalar vardr. Bunlarn sonular genel olarak ben
zer olmakla birlikte bazen uyumadklar da olur. Bu uyumaz
lk da genellikle zaman iinde gzlenen deiimin miktarna y
neliktir.

Ama

bu bibapt

/ D em ebX\

/^ e r< ifk 6 t (

t t n

ev isterini
Tavan Anne
''^^yapryor/

Okul ncesi ocuklarna ynelik resimli kitaplar, ocuklar iin


dnyaya alan pencere ilevine sahip olmalar nedeniyle ok
nemlidir. 1970lerde resimli kitaplarda yer alan insan karakter
lerinin sadece yzde 12si kadndr. Daha sonra bu konuda da
ha bilinli davranld grlmtr. 1980lerde kadn karakterle
rin says ve nemi artmtr. Bu durumun 1990larda da gelime
ye devam ettii, ancak kadn saysnn erkek saysna yine de ye
tiemedii gzlenmitir (Franzoi, 1996).
1976-1987 yllar iinde yaynlanan 41 resimli ocuk kitabn
inceleyen McDonalds (1989), bu kitaplarda geleneksel cinsiyet
rollerinin yanstldn ve yllara gre bunda nemli bir deiiklik
olmadn bildirmitir. Bu ocuk kitaplarnda kadnlar sayca az
ve nemsiz karakterler olarak yer alrlar ve daha ok retmen,
hizmeti ya da prenses rollerinde verilirler. Daha sonra yaplan
bir aratrmada da (Oskampve Kaufman, 1996), 1986-1991 ylla
r arasnda yaynlanm ve dl alm, resimli ocuk kitaplar in
celenmi ve zaman iinde baz deiimler olduu saptanmtr.
Bu aratrmada, kadnla erkein kitapta yer alma sklklar bak
mndan eitlik saland ve kadnlarn eskiye kyasla daha bee
nilir karakterlerde gsterildikleri bulunmutur. Ancak bu deiim,
kahramanlar hayvan olan kitaplarda gzlenmemitir.
Okul ders kitaplarnda da geleneksel cinsiyet rollerinin srd
rld bildirilmitir. Trk ilkokullarnda okutulan baz ders kitap
larnn bir incelemesinde (Dkmen, 1995), kadnlara gerek resim

ve fotoraflarda gerekse metinlerde daha az yer verildii ve ka


dnlarn daha ok anne olarak, ev leri yaparken, erkeklerin ise
daha ok mesleki rollerde gsterildikleri belirlenmitir. Ayrca ay
n almada, kadn air ve yazarlara ve eserlerine ders kitapla
rnda daha az yer verildii, genellikle kahraman erkek olan y
klerin aktarld da bulunmutur. Bu incelemeye konu olan ilko
kul ders kitaplarnn geleneksel cinsiyet kalpyarglarn yanstan
rneklerle dolu olduklar ve bu kitaplarn tketicisi olan ocuk
lara en iyi modelleri sunamadklar sylenebilir. Helvacolunun
(1996) 1928-1995 yllar arasnda okutulan ders kitaplarnn bu ba
kmdan deerlendirmesini yapt aratrmasnda, Cumhuriyetin
ilk yllarnda kadn ve erkek arasndaki eitliin kitaplara yanstl
d, daha sonraki yllarda ise ok belirgin bir farkllama oldu
u ve bilinli bir cinsiyet ayrmcs tavr sergilendii gsterilmitir.
Doan (1994) da 1876-1918 yllar arasnda yaynlanan ders ki
taplarnn ounlukla erkek yazarlar tarafndan yazldn ve ka
dnlarn fiziksel ve zihinsel olarak zayf, bu nedenle de korunma
ya muhta gsterildiklerini belirtmitir.
Ders kitaplarnda ve eitim materyallerinde cinsiyeti elerin
bulunduunu saptayan baka aratrmalar davardr (Altan Aslan,
2000) ve Trkiyede ders kitaplarn inceleyen ve onaylayan bir
kurum olan Milli Eitim Bakanl Talim ve Terbiye Kurulunun ko
nuya duyarl olduu da bildirilmitir (zduru, 2001).
Gazete ve dergiler
Geleneksel cinsiyet rollerinin gazetelerde ve dergilerde nasl
alnd zerinde yaplan aratrmalar, yukardakilere benzer so
nular vermitir.
imamolu ve Yasak-Gltekin (1993), farkl politik yaklaml
drt Trk gazetesini incelemiler ve cinsiyet rolleriyle ilgili kalpyarglarn srdrldn belirlemilerdir. Bu gazetelerde politik
yaklamlarndan bamsz olarak kadna erkekten daha az yer
verildii ve cinsiyet kalpyarglarnn etkisi gzlenmitir.
Domarest ve Garner (1992), 1954-1982 yllarnda yaynlanan
kadn dergilerini ncelemiler ve geleneksel kadn rolne ilikin
evlilik, aile ve yi ev kadnl gibi konulara hl yer verilmekle

birlikte bir azalma eilimi de belirlemilerdir. te yandan mes


leki geliim, politik tartmalar ve sosyal haberler gibi daha yeni
konular da bu dergilerde yer almaya balamtr. Peirce (1997),
1990larda yaynlanan nemli kadn magazin dergilerindeki y
kleri incelemi ve bunlarn hl geleneksel zelliklere sahip ol
duklarn ve yk kahramanlarnn da hl cinsiyet kalpyarglarna uygun olduklarn belirlemitir. Baka bir almada, pazar g
n yaynlanan magazinlerde verilen izgi-resimlerde erkekler da
ha ok bahe, araba, ev tamirat gibi ilerle megul olurken, ka
dnlar ev ve ocuk bakm gibi ilerde ve daha ok pasif seyirci
olarak resmedildikleri ve incelenen 10 yllk sre iinde (1970lerden 80lere) bu bakmdan bir farkllk olmad gzlenmemitir
(Brabant ve Money, 1986). Brabant ve Money (1997), bu al
malarn on yl sonra tekrarlamlar ve 1980li yllardan 90'l yllara
doru kalpyarglarn bazlarnda azalma (rnein, erkek kahra
mann ev iinde gsterilmesinde art), bazlarnda artma (rne
in, kadnlarn nlkl gsterilmesi) ynnde bir deiim oldu
unu, bazlarnda da bir deiim olmadn (rnein, kadnlarn
her zaman daha ok ev iinde gsterilmesi) saptamlardr.
Milburn, Carney ve Ramirez (2001), gnmz modern iletiim
arac bilgisayarlarda cinsiyet yanllnn srp srmediini gr
mek amacyla iki bilgisayar paket programndaki (Microsof Office
97 ve Print Shop Ensemble III) tm grsel imgeleri incelemiler
ve eski kalpyarglarn (cinsiyet ve rk) burada da srdn be
lirlemilerdir; beyaz erkekler daha ok gzlenmitir ve erkekler

de kadnlar da geleneksel cinsiyet rollerine uygun durumlarda ve


etkinliklerde gsterilmitir.
Karikatrler
Bir Trk mizah dergisi zerinde yaplan boylamsal bir ara
trmada da cinsiyet kalpyarglarnn karikatrlere de yanstld
gsterilmitir (Gndodu, zdemir, Temiz, 1997). Bu aratr
mada dikkati eken nokta, karikatrlerde kadn cinselliinin ok
kullanlmas ve geleneksel cinsiyet kalpyarglarnn srdrlme
sidir.
Salih Memecan tarafndan izilen karikatrlerden oluan ve
Sizinkiler ismiyle yaynlanan bir dizi kitapta da, Limon le Zeytinin
arkadalklar ve Limonun ailesindeki ilikiler resmedilmitir.
zellikle ocuklar tarafndan ama yetikinler tarafndan da ok
sevilerek okunan bu kitaplarda arkadalar arasnda, ana-baba ile

[S^n/ aldatan b a m o \ b&n de.


t kah raman

ocuk arasnda ve kar koca arasnda gzlenen tipik iletiim bi


imleri ve atmalar karikatrce edilir ve geleneksel cinsiyet rol
leri ile cinsiyet kalpyarglar da ounlukla komikletirilerek veri
lir. . Dkmen (2000), Salih Memecann bu karikatrlerinde ai
le ii iletiim atmalarn incelemi ve bir konferansnda bunlar
ele almtr. Bu karikatrlerde aile ii iletiim rnts iinde ya
anan tipik cinsiyet rollerinin kimi zaman ne kadar komikletiini
gzlemek mmkndr.
Mzik kpleri
Mzik kplerinin kadn ve erkei kalpyarglar erevesinde
gsterdikleri belirlenmitir. Kadnlar duygulu, mantksz, kandran
ve uar olarak; erkekler ise cinsel olarak saldrgan, talepkr ve
macerac olarak gsterilir. Bu tr video kplerinin kadnlara ilikin
alglar etkiledii belirlenmitir (aktaran, Franzoi, 1996).
Trk mzik kplerine bir gz atldnda ise kadnn ou za
man aksesuar olarak kullanldn, cinsel obje olarak yanstld
n gzlemek olasdr.
Sonu
nsanlar karlatklar bireyleri (bunlar gerek ya da sanal ola
bilir) gzlerler; zaman ve yeri geldiinde bu bireyleri model ala
rak davranlarn taklit ederler. Bu davran giderek kiinin ken
di davran daarcnn bir paras haline gelir; kii, zaman iin
de tekrarl olarak o davran sergileyebilir. Buna model alarak ve
taklit ederek renme denir. Kitle iletiim aralarnn da sunduk
lar modeller nedeniyle davranlarn renilmesinde nemli ol
duklar sosyal psikoloji iin yeni bir bilgi deildir. eitli sosyal
davrann kazanlmasnda kitle iletiim aralarnn bu nemleri
tartlmtr (Gunter ve McAleer, 1997).
Kitle iletiim aralarnn cinsiyet kalpyarglarnn ve nyarg
larnn srmesinde etkisi yadsnamaz. Zaman iinde ve kltr
den kltre farkllklar olmasna karn, genel rnt tmyle de
imez: Kadnlar hl geleneksel yaklamla sunulur. Bu da ka
dnlarn grece daha zayf bir konumda ve statde grlmesin
de ve bir gereklik ve istenir bir durum gibi yeni kuaklara akta

rlmasnda etkili olabilir. Bu nedenle, duyarl olunmas gereken


bir konudur.
Dikkate alnmas gereken bir durum da bilimsel aratr
ma sonularnn medyada ele aln biimidir (Brannon, 2002).
Aratrmaclar, ayrntl olarak dnlerek belirlenen bir yntemi
dikkatle uygulayp veri toplarlar ve titiz analizler sonucunda eit
li bulgular elde ederler. Ancak bu bulgular medyada dikkatsizce,
tek ynl, kalpyarglara uygun yorumlarla ve arptlarak aktar
labilir. Sz konusu bilim alanna aina olmayan bireyler, bilimsel
aratrma raporunu elde edip anlama ansna ou zaman sahip
olmadklar iin sonular medyada ele alnd biimiyle renir
ler ve etkilenirler; tutumlarn, inanlarn ve davranlarn bunlara
gre oluturabilirler. Bu durum, aratrma sonularn kitle letiim
aralarnda haber yapanlara ayr bir sorumluluk ykler.
Kitle iletiim aralarnn kimi yaynlar ve programlar sanat
arlkldr. Kukusuz ou film, kitap vb.nin sanat eseri saylma
lar da sz konusudur. Elbette bir sanat eserinin de eitsel bir
kaygyla ve doru model sunma-yanl model sunma kilemine
derek oluturulmas beklenemez. Ancak yine de mmkn ol
duunca kitle iletiim aralarnda kadn ve erkein doru ve yan
sz bir biimde yanstlmas konusuna duyarl olunmas ve zen
gsterilmesi beklenir.

5. Blm

Cinsiyet Farkllklar:
Kadnlar ve Erkekler Gerekten
Farkl mdr?

Kadnlar ve erkekler eitli ynleriyle karlatrlmalardr. Bu


konuda eitli grler ileri srlm ve pek ok aratrma ya
plmtr. Bu blmde, ilgili tartmalara ve aratrma sonular
na yer verilecektir.
iki cinsiyet arasnda eitli farkllklardan sz edilir. Baz fark
llklarn biyolojik olmasna karn ou farkllk tamamen klt
rel ve sosyaldir. Kadn ile erkek arasnda farkllk olarak sz edi
lenler nelerdir? Halk arasnda farkllk olarak sylenenler iin
de zihinsel yetenek, duygusal durum, baar farkllklar vardr.
Erkeklerin daha akll, kadnlarn daha konukan olduklar; ma
tematikte erkeklerin, szel konularda da kadnlarn daha baarl
olduklar; kadnlarn boyun eici, erkeklerin atlgan olduklar; er
keklerin ite, eitimde baar elde etmeye daha ok ynelimli ol
duklar sylenir.
Cinsiyet farkllklarna bilimsel aratrma sonularnda da rast
lamak mmkndr. Acaba bunlar doru mudur? Ne kadar doru
ya da yanltr? Aslnda bu sorularn kesin ve tek cevaplar olma
makla birlikte en doru cevaplar bildiini ileri sren taraflar ol
duunu da gzlemek mmkndr; aratrma sonularnn ne ol
duu ve ne anlama geldii konusunda maalesef bir uzlama da
yoktur (Brannon, 2002).

ki Yaklam: Benzerlikler ve farkllklar


iki cinsiyetin karlatrlmas sz konusu olduunda iki ana
yaklam gzlenmitir, Hare-Mustin ve Marecek (1990), bu yak
lamlar benzerlikler yaklam ve farkllklar yaklam olarak ni
telemiler ve aratrmalardaki hipotez test etme srecinde d
lebilecek hata tiplerine gndermede bulunarak alfa ve beta yan
llklar (1. ve 2. tip hata) olarak da adlandrmlardr. (Alfa ya da
birinci tip hata, aratrmada karlatrlan gruplar arasnda fark
yokken fark olduunu, beta ya da ikinci tip hatada ise fark varken
olmadn ifade etmeye denir.) Alfa yanllnda, erkekle kadn
arasndaki farkllklar vurgulanr, hatta kadnla erkein birbirleri
nin zdd-kart olarak da ele alnd olur. Bu yanllk bazen sta
tkonun korunmasnda da nemli rol oynar. Beta yanllnda
ise farkllklar ya grmezden gelinir ya da en aza indirgenir; bu
nedenle de cinsiyetler arasndaki eitlik iin abalara dayanak
oluturur, ancak bazen de kadnlarn zel ihtiyalarnn grmez
den gelinmesine yol aabilir. Alfa yanll, geleneksel psikodinamik kuramlarn yan sra son zamanlarda gelien feminist psikodinamik kuramlarda da gzlenmitir. Geleneksel psikodinamik
kuramclar (rnein Freud) kadnn deerini drrken, femi
nistler kadnn zelliklerini olumlu deerlendirirler. Beta yanlln
ise rnein Bernin androjenk yaklamnda gzlemek mmkn
dr. Hare-Mustin ve Marecek (1990), iki yaklamn da ortak yn
leri olduunu belirtirler: ikisi de karlatrma standard olarak er
kei alr; toplumsal cinsiyeti (gender) kadn ve erkein sren ili
kileri olarak deil de bireylerin zellikleri olarak grr; ne cinsiyet
hiyerarisine kar kar ne de statkonun tesine geer. HareMustin ve Mareceke (1990) gre, toplumsal cinsiyet (gender) bi
reylerin bir zellii deildir, sosyal olarak belirlenmi bir ilikidir
(relationship), bir sretir ve bir sosyal inadr (construction).
Mailin (1996) de alfa ve beta yanllklarn benzerlikler ve fark
llklar yaklam olarak aktarmtr. Benzerlikler yaklamn
da, kadnn ve erkein zihinsel ve sosyal becerilerinde genellik
le benzer olduklar kabul edilir. Bu gre gre, gerekte kadn
la erkek birbirine benzer olmasna ramen, sosyal gler kadn
la erkek arasnda geici farkllklar ortaya karmtr. rnein,
TC 10

aslnda kadnla erkek birbirinden farkl olmamakla birlikte, yer


lerinde baz dzenlemeler nedeniyle erkeklerin kadnlardan da
ha baskn konumda olmalar gibi bir farkllk ortaya kmtr. Bu
benzerlikler yaklamna beta yanll da denir. Eer bu yaklam
doruysa, kadnla erkek neden byle farkl grnyor? Bunun
bir cevab olarak, inac aklama (constructionist explanation)
getirilir.1**) Bu aklamaya gre, herkesin gereklie bak kendi
ne zgdr, ama bu gerekliin yaplandrlmas kiinin kltr
nn mitleri ve uygulamalar erevesinde olur. Sonu olarak her
kes, toplumsal cinsiyeti kadnla erkek arasndaki farkllklar abar
tacak ekilde alglar, hatrlar ve dnr. Farkllklar yaklam
na gre ise (aktaran, Matlin, 1996), kadnla erkek zihinsel ve sos
yal becerileri asndan farkldr. Bu yaklam benimseyen femi
nist psikologlar, genellikle, kadnla ilikili olduu iin deeri d
rlen olumlu zellikleri vurgularlar. rnein, kadnlarn erkek
lerden daha ok kiileraras ilikilerle ilgilendiklerini ve bakm ve
rici olduklarn vurgularlar. Alfa yanll da denilen bu yaklam,
cinsiyetler arasndaki farkllklarn zclk (essentialism) ile ak
lanabileceini ileri srer.r ) O halde, kadnlar erkeklere kyasla
*

inaclk ( c o n s t r u c t io n i s m ) , bireylerin mevcut bir dnyaya uymaktan ok bu


dnyann oluumuna srekli ve aktif biimde katkda bulunduklarn savu
nan bir yaklamdr (Bilgin, 2003). I n a c h k - c o n s t r u c t iv is m , sosyal yaamn
sosyal olarak ina edilmi zn n plana karan, toplumun insanlar tara
fndan etkin ve yaratc biimde oluturulduunu, sosyal dnyann bireyler
ve toplumlar tarafndan ina edildiini savunan grtr (Cevizci, 1999).
inaclk, gereklii kefetmediimizi, onu icat ettiimizi ileri srer; ger
ei pasif olarak gzlemekten ok aktif olarak alglarmz, deneyimlerimizi
biimlendiren anlamlar ina ederiz; bu anlamlar da gerekliin ayns deil,
sadece bir temsilidir ve gerekliin temsillerine de ortak dil, tarih ve kltr
den kaynaklanan anlamlar verilmitir (Hare-Mustin ve Marecek; 1990).
** zclk, insann znde zamandan ve kltrden bamsz olarak az ok
tutarllk gsteren bir insan doas olduunu ve ilke olarak bunun kefedilebileceini ileri sren bir fikirdir, insanolunun sahip olduu bu z, kendini
davranlarda gsterir ve genellikle de biyolojik temeli olduu kabul edilir
(aktaran, Burr, 1998). Feminist felsefede zclk, kadnsln sadece dei
en toplumsal rf, det ve uzlamlarn rn olmayp baz temel bakm
lardan doa tarafndan belirlendiini ne sren grtr (Cevizci, 1999).
zcle gre, toplumsal cinsiyet, bireyin i in d e v a r o la n t e m e l b i r zelliktir
ve bu bakmdan yaplatrma aklamasndan tamamen farkldr.

daha ok bakm vericidirler, nk bu onlarn i yapsdr; yani


bu farkllklar toplumun kadnlara ocuklara bakma grevi ver
mesinden kaynaklanmaz.
Benzerlikler ve farkllklar yaklamna benzeyen bir aklama
da, gnmzde fazla sz edilmeyen, Epsteinn betimledii k
ltc (minimalist) ve byltc (maximalist) bak alardr (ak
taran, Brannon, 2002). Kltc bak as, kadnla erkek ara
snda ok az fark olduunu, byltc bak as ise ikisinin ta
mamen farkl olduklarn kabul eder.
Aratrmalar
Cinsiyet farkllklar konusunda eitli aratrma yntemlerin
den (deneysel, korelasyonel, boylamsal, tarama vb.) yararlanla
rak aratrmalar yaplmtr. Ancak, dier konularda olduu gibi
bu konuda da aratrma yaparken ve yaplan aratrmalar deer
lendirirken dikkatli olmak gerekir, nk cinsiyet farkllklar nyar
glara ak, hassas bir konudur. Bilimin her tr nyargya, znelli
e kapal zel bir st konumu olmas istense ve beklense de her
zaman bunun karland sylenemez. Cinsiyet farkllklar ko
nusunda aratrmaclarn ve aratrma bulgularnn tketicilerinin
kendi yanl tutumlarnn farkna varmalar, bunu anlamalar ve yok
etmeye almalar gerekir. Aratrmann, aratrma konusunun
seiminden yntemin belirlenmesine verilerin analizi ve bulgu
larn yorumlanmasna kadar her aamasnda dikkat edilmesi ge
reken durumlar vardr (Lips, 2001): Bulgularn genellenebilecei
iyi bir rneklem seilmesi, karlatrma gruplarnn oluturulma
s, anket ve leklerin zelliklerine dikkat edilmesi, kltrel eitli
liin (rk, sosyal snf vb.) ihmal edilmemesi nemlidir. Ayrca, ve
rilerin analizi ve yorumlanmas srasnda da, ille de iki cinsiyet ara
snda farklln aranmas, benzerliin nemsenmemesi, hayvan
aratrmalarndan insanlar iin sonular karlmas ya da tek bir
cinsiyetten elde edilen bulgulardan insanlarn tm iin yorumlar
yaplmas, kadn ve erkein benzer davranlarnn farkl adlarla
ifade edilmesi, davranlarn erkek-merkezli (androcentric) norm
larla yorumlanmas (rnein, .baarnn ev d faaliyetle ilikilendirilmesi) gibi yanl-ynelimlerden de kanlmas gerekir.

Cinsiyet farkll konusunda eitli aratrmalar yaplmtr. Bu


aratrmalar grupta ele almak mmkndr. Bunlarn bir gru
bu, gerek konusu cinsiyet farkllklar olmamakla birlikte cinsiyeti
de bir deiken olarak ele alan aratrmalardr. Bu aratrmalarda
eer incelenen davran bakmndan cinsiyet fark bulunmusa
bu bulgu yaynlanan makalede genellikle yer alr, ama anlaml bir
cinsiyet fark bulunmamsa bu bulgudan sz edilmez. Cinsiyet
farkyla ilgili bir grup aratrma da cinsiyeti gerekten bir dei
ken olarak ele alp cinsiyet farkllklar zerinde duran aratrma
lardr. Hemen btn davran alanlarnda yaplan bu aratrmala
rn baz tarama-derleme almalaryla btnletirilip o konuda
ki bilgi birikiminin belirlenmesine alld grlmtr. nc
grup aratrmalar ise meta-analizlerdir. Meta-analizlerle, cinsiyet
farkllna istatistiksel anlamda daha dakik baklabilir. Aada
bu tr aratrma sonular zerinde durulacak ama nce kla
sik tarama-derleme almalar le meta-analizler hakknda ksa
bir bilgi, baz kaynaklara (Eagly, 1995; Manstead ve Hewstone,
1996) dayanlarak verilecektir.
Derleme almalar ve meta-analizler
Aratrclar, bazen, bir konuda birikmi bilgilerin genel bir
deerlendirmesini yapmak iin literatr gzden geirirler ve
aratrma sonularnn derlendli-tarand bir alma yaparlar.
Geleneksel derleme-tarama (review) almalarnda, belli bir
konuda aratrmalarla ortaya konmu gl ve zayf kantlar top
lanr ve deerlendirilir. Baz bulgular pek ok aratrmayla tekrar
ortaya konmutur ve konuyu gvenle aklayabilecek sonular
olarak grlrler; baz bulgular ise ancak birka aratrmayla be
lirlenmitir ve gl sonular olarak kabul edilmezler. Baz ara
trmalarn bulgular se birbirlerlyle elikili sonular verirler ve a
rtcdrlar. Derleme almalar bu ekilde sonular gzler n
ne sererek bir konuda gelinen noktay belirler; konunun iyi ak
lanabilen ynleri ile daha aratrlmas gereken iyi aklanama
m ynlerinin neler olduunu gsterir. Bu derleme almalar
nemli bilgiler salar, ancak derleyicinin derleme gcne ve z
nel izlenimine baldr.

Seksenli yllardan bu yana, bu derleme almalarn da


ha kesin zeminlere oturtan bir teknik kullanlmaya balanm
tr: Meta-analiz. Bu analizde bir konuda yaplan ok saydaki
bamsz aratrmann sonularndan yararlanlr ve istatistiksel
olarak konunun aklanan ynleri ve zayf ynleri gsterilebi
lir. Meta-analizler de geleneksel derlemeler gibi, belli bir konu
da daha nce yaplm aratrmalarn zetlenmesi ve btnle
tirilmesi halinde o konunun daha yi anlalaca sayltsna te
mellenir, ama geleneksel derlemelere kyasla daha kesin so
nular verir. Meta-analizlerde bir konuda yaplan aratrmala
rn (yaynlanan ya da yaynlanmayan) bulgularndan yararlanlr
ve ok sayda aratrmann bulgular birletirilerek ve karlat
rlarak genel deerlendirmeler yaplr. Analiz bir grup istatistik
sel ileme dayanr ve ok saydaki veriden hareketle statistik
sel sonular karlr. Bu analizle, deikenlerin aklama ve et
ki gleri belirlenebilir.
Meta-analiz, pek ok farkl aratrmadan elde edilen sonu
lar inceleyerek bir bulgunun gvenirliini belirleyen bir yntem
dir. Meta-analizlerde geleneksel derlemelere kyasla daha objek
tif sonulara ulalr ve tekrarlanabildikleri daha yksektir. Metaanalizde birletirilen aratrmalarn sonular ortak bir birime d
ntrlr.
Daha nceki aratrmalarn her birinin lme yntemi, kullan
d lek, rneklem bykl, hipotez test etme yntemi (ista
tistiksel teknik) ve ald anlamllk dzeyi farkl olduu in bun
larn ortak, standart bir lme birimine dntrlmesi gerekir.
Ortak birim olarak, anlamllk dzeyleri (z dalm ve tek yn
l anlamllk) ve etki bykl (Fisherin Zsi, r, r2 ve d) alnr.
Bu ortak birimler sayesinde, farkl aratrmalarn sonular tek bir
sonu olarak deerlendirilebilir ve ortak bir anlamllk ve etki b
ykl bilgisi verilebilir.
Etki byklnn bir lm olarak d (iki grubun ortak bi
rimle belirlenen aritmetik ortalamalar arasndaki fark) alndn
da da, iki ortalama arasndaki fark + - .20 se bu farkn kk ol
duu, + - .50 ise farkn orta dzeyde olduu ve + - .80 ise bu far
kn byk olduu anlamna gelir.

Klasik bir aratrma: Maccoby


ve Jacklinin taramalar
Cinsiyet farkllklar konusundaki ilk byk tarama Maccoby
ve Jacklin (1974) tarafndan yaplmtr (Aktaranlar, Berk, 1994;
Eagly, 1995; Franzoi, 1996). Bu alma, psikoloji literatrnde
yaynlanan ve cinsiyet karlatrmas yapan aratrmalarn ince
lemesine dayanr. Maccoby ve Jacklin, 1966-1973 yllar arasn
daki 1.600 aratrmay incelemilerdir. Bu derlemede iki cinsi
yet arasnda farkllk olduunu syleyen aratrmalar ile olmad
n syleyen aratrmalar arasnda bir karlatrma yaplm ve
beklenenin altnda bir farkllk belirlenmitir. Kadnlarla erkekle
rin drt alanda farkl olduu belirtilmlir. Szel yeteneklerde kz
lar, meknsal yeteneklerde, matematikte ve saldrganlkta erkek
ler lehine bir farkllk vardr (Aktaran, Berk, 1994). Bu tarama ara
trmasnda, kalpyarglara yansyan, kadnla erkein birbirinden
pek ok ynde farkl olduu kltrel beklentisinin doru olmad
belirlenmitir.
Maccoby ve Jaeklinin sonular eletirilmitir. Baz cinsi
yet farkllklarnn kk ve yanl rneklemlere dayanarak belir
lendii ileri srlmtr. Ancak, Maccoby ve Jacklinin bu al
malar, daha sonraki almalar iin bir dayanak oluturmutur.
Deaux (1985), bu iki yazarn almalarn izleyen o tarihlerde ya
plm dier aratrmalarn, bu ilk klasik almann dorulanma
sna, deitirilmesine ve geniletilmesine ynelik olduunu be
lirtmitir.
Bu byk taramadan sonra baka taramalar da yaplmtr ve
bazlarnda Maccoby ve Jacklinin sonularndan baka sonular
bulunduundan sz edilmitir (Eagly, 1995). Yaplan son tara
malarda zellikle de meta-analizlerde Maccoby ve Jacklinin bul
duundan daha da az farkllk bulunmutur ve kzla erkek ocuk
lar ya da kadnlarla erkekler arasnda bulunan farkllklarn ger
ekte ok kk olduu belirtilmitir. Herhangi bir zellikte bulu
nan farkllklarn ancak yzde beinin cinsiyete bal olduu, far
kn asl byk blmnn dier faktrler tarafndan akland
bildirilmitir. Bu yzde belik fark az olmakla birlikte anlaml bir
farkllktr. Cinsiyetler arasndaki farkllklar zamanla da deimi

tir. Son zamanlarda yaplan aratrmalarda aradaki farkllklarn


azald belirtilmitir (Berk, 1994). rnein, matematik yetenek
lerdeki farkllklar giderek azalmtr.
Aratrma sonular: Belirlenen farkllklar
iki cinsiyet arasnda farkllklar olduundan sz eden aratr
malar vardr. Bu blmde verilen cinsiyet farkllklaryla ilgili ba
z aratrma sonular eitli kaynaklardan aktarlacaktr (Berk,
1994; Franzoi, 1996; Golombok ve Flvush, 1996; Unger ve
Cravvford, 1992). Sunulan bilgilerin bazlar da cinsiyet farkllkla
rn nceleyen (bunlarn bir blm meta-analizlerdir) aratrma
lardan alnmtr. nce ocuklarda gzlenen cinsiyet farkllkla
r zerinde durulacak, sonra genel cinsiyet farkllklarndan sz
edilecektir.
Literatrde, burada zetlenecei gibi, kadnlarla erkekler
arasnda eitli benzerlik ve farkllklardan sz eden aratrma
lar vardr. Elbette bu sonular tartmaldr. Bu blmde aratr
ma sonularna dayal olarak aktarlan farkllk ve benzerlikler
den sz edildiinde bu nokta gz nnde bulundurulmal; bul
gularn kesin ve genellenebilir olularndaki snrllklar dikkate
alnmaldr. Burada verilecek cinsiyet farkllklarna ilikin bilgiler
ayrca, blmn sonunda ele alnan cinsiyet farkllklarn ince
lemenin gereklilii zerindeki tartmalar nda tekrar deer
lendirilmelidir.
Kadnla erkek arasndaki farkllklarn, deitirilemez ve nle
nemez olmadklar bilinciyle ve nedenleri zerinde dnlerek
incelenmesinde yarar vardr. Kadnla erkek arasndaki benzer
likler ve farkllklar hakkndaki bilginin insan, insan ilikilerini ve
sosyal yaam daha iyi anlamay salamas mmkndr.
ocukluk dneminde gzlenen
baz cinsiyet farkllklar
Bu balk altnda verilen bilgiler, Beal (1994), Berk (1994) ve
Golombok ve Fivushtan (1996) aktarlacak ve bu yazarlarn ken
di bulgularna ve daha ok da eitli aratrmaclardan aktardk
lar bulgulara dayanacaktr.

Saldrganlk
Kzlarla olanlarn erken dnemlerden itibaren saldrganlk
bakmndan farkl olduklar gzlenmitir ve aratrmalar da bu
nu dorulamtr: Erkek ocuklar daha saldrgandr. 2-3 yala
rnda ocuklar, zellikle de olanlar aniden kzdklar, barp a
rdklar bir hrnlk dnemi yaarlar; fkelerini zellikle anababalarna ynelttikleri grlr. 3. yatan sonra ana-babaya y
neltilen bu ani kzgnlklarn orannda d olur; zellikle kzlar
da bu d, kz ocuunun bu davranlar erkek ocuklarn
dan daha az hogryle karland iin daha hzldr. Okul n
cesinde zellikle ana-babaya dnk olan bu saldrganlk okul
da akranlara ynelir; aile iinde de kardeler arasnda, zellikle
erkek kardeler arasnda gzlenir. Kltrleraras almalar, o
lanlarn kzlardan daha saldrgan olmalarnn ou kltrde gz
lendiini gstermitir. Ancak son zamanlarda yaplan aratrma
sonularna gre, sosyalleme uygulamalarndaki deiim nede
niyle olsa gerektir, kzlarla olanlar arasndaki saldrganlk farkl
lnda giderek azalma eilimi gzlenmitir. Ayrca erkek ocuk
larn kzlardan daha saldrgan olduklarna likin bir kalpyargdan
da sz etmek mmkndr. Bunun etkisiyle kz ocuklarn saldr
ganlklar, erkek ocuklarn ayn dzeydeki saldrganlklarndan
daha yksek olarak deerlendirilir, nk kzlarn daha az sal
drgan olmalar beklenir. Condry ve Ross (1985) tarafndan yap
lan bir aratrmada, denekler karda saldrgan bir tarzla oynayan,
kar elbiseleri nedeniyle cinsiyetleri anlalamayan ki ocuu vi
deoda zlemilerdir. Deneklerin, bu ocuklarn kz ocuklar oldu
u sylenen koulda erkek ocuklar olduu sylenen koula k
yasla oyunu daha saldrgan olarak deerlendirdikleri gzlenmi
tir (akt. Beal, 1994). Saldrganlk yarglarnn ocuun cinsiyetin
den etkilendii grlmtr.
Olumlu sosyal davran
(yardmseverlik ve ilgi-bakm vericilik)
Aratrmalar, yardmseverlik bakmndan kzlarla erkekler
arasnda byk bir farkllk olmadn, ama bir farkllk gzlen
diinde de kzlarn daha yardmsever olduklarn gstermitir.

te yandan, kzlarn olanlardan daha ok ilgi ve bakm veri


ci olduklarndan da sz edilmitir. Bu farkllk ocuklukta ba
lar ve ou kltrde kzlar 7-11 yalarndan itibaren bakm ver
me eitim i alrlar ve kzlara ocuk bakm grevi verilirken er
kek ocuklarna daha ok hayvanlarla ilgilenme ve alveri gi
bi grevler verilir.
Okul baars
Anaokuldan nc snfa kadar btn akademik konular
da kzlar daha iyi notlar alrken daha sonra bu fark kaybolur.
Ortaokulda erkekler matematikte avantajl duruma geerler.
Baar gds
Baar gdsnde gzlenen cinsiyete bal farkllklar gre
vin tryle ilikilidir. Erkek ocuklar kendilerini matematik, spor,
mekanik beceriler gibi erkeksi olarak nitelendirilen alanlarda
daha yeterli alglar ve kendilerinden daha yksek baar bekler
ler. Kzlarn ise, kendilerinden kadns olarak nitelendirilen dil
ve sanat gibi alanlarda daha yksek beklentileri olduu ve bu
alanlarda kendileri iin daha yksek standartlar koyduklar g
rlmtr.
Heyecansal duyarlk
Okul ncesi yllardan itibaren kzlar heyecanlara (kzgnlk, se
vin vb.) ilikin bilgileri daha iyi alglar ve daha iyi ifade eder
ler. Kzlar ayrca empati lmlerinde daha yksek puan alrlar.
Gerek yaam iinde zellikle 1-2 ya civarnda kzlarn daha empatik olduklar grlmtr.
Psikolojik ve geliim sel sorunlar
Kzlar erkeklerden daha korkak ve utangatr. Bu fark yaa
mn ilk ylndan itibaren grlr. Okulda, kzlar baarszlkla ilgili
daha ok kayg yaar ve baarszlktan kanmak iin daha ok
enerji harcarlar. Tersine, erkekler daha byk risk alrlar. Bu fark
llk, erkek ocuklarnn 1-18 yalar arasnda her yata daha yk
sek oranda yaralanmalarna yol aar.

Yarnki snava M<g^\ ("


alm adn, j
,
Nebine. K f
^ v e n iy o r u n J I

\ f

Pek ok geliim sorunu da erkek ocuklar arasnda daha yay


gndr: Konuma ve dil bozukluklar, okuma gl, hiperaktivite, dmanca davranma gibi davran problemleri ile duygu
sal ve sosyal olgunlama gerilii. Ayrca, kzlardan daha fazla sa
yda erkek ocuk genetik bozukluklarla ve zihinsel gerilikle do
ar. Erkek ocuklarda cinsel kimlik problemlerinin (dier cinsi
yette olmay isteme ve onlar gibi davranma gibi sorunlarn) kzla
ra gre daha fazla olduundan sz edilmitir. Kzlarda ise kayg
bozukluklar daha fazla gzlenir. Ergenlikte de depresyon ve ye
me bozukluklar gibi sorunlarn kzlarda daha fazla olduu bildi
rilmitir. ocuklukta erkek ocuklarnn daha sorunlu olmalaryla
lgili bir aklamaya gre, bu dnemde erkek ocuklar aile i a
tmalardan, ana-baba ayrlndan, boanmadan daha ok etki
lenirler, nk bu dnemde tolerans den ana-babalar kz o
cuklara kyasla daha hareketli ve yaramaz olan erkek ocuklara
daha az tahamml ederler ve onlara daha olumsuz davranrlar.

Ergenlikte ise kzlar vcutlarndaki deiimlerden ve arkadalk


ilikilerindeki sorunlardan daha ok etkilenirler ve bunlara kar
daha duyarldrlar. Ayrca kzlar bu dnemde daha farkl sosyalletirilmelerinin bir sonucu olarak erkeklere kyasla duygusal so
runlarn ve kendilerini ifade etmede daha zgr davranabilirler.
Uyma ve bamllk
Uyma davran, bireyin iinde bulunduu gruptan ya da
nemli bulduu kiilerden etkilenip onlarn dedii ya da istedii
ynde davranmasdr. Okul ncesi yllarda kzlar yetikinlerin ve
akranlarnn isteklerine erkeklere gre daha uymacdrlar. Ayrca
kzlar yetikin yardm almaya daha eilimlidirler ve kiilik testle
rindeki bamllk puanlar daha yksektir. Tersine erkek ocuk
lar daha baskn ve atlgandrlar.
Oyun ve arkadalk
Arkadalk yaam boyunca nemli olarak alglanr ve bu ba
kmdan kadnlarla erkekler arasnda fark yoktur. Ancak arkada
lk rntlerinde yaamn her dneminde cinsiyet farkll oldu
u grlr. Boylamsal almalar, kzlarn daha ok iftler ya da
kk ve samimi gruplar halinde ve gizli, zel yerlerde oynadkla
rn, erkeklerin ise grup oyunlarn daha ok tercih ettiklerini gs
termitir. Kzlar sakin, yz yze ilikilerin ve konumann arlkl
olduu oyunlar oynarken, erkek ocuklar daha az konuma ie
ren, sert ve hareketli oyunlar tercih ederler. Okul ncesi dnem
de oyun arkadalar seme ve bazlarn zellikle tercih etme gibi
arkadalk ilikileri ilkokul dneminde daha uzun sreli ve kar
lkl ilgi ve duygularn paylamna temellenen arkadalklar ek
linde srdrlr, ilkokul dneminde kzlar ve erkekler ayr ayr
oynamaya ynelirler. Kzlarn arkadalar arasnda en ok birlik
te olduklar en iyi arkadalar vardr, bunlar aralarnda uzun uzun
konuurlar, srlarn paylarlar. Oyun esnasndaki bir atmada,
kzlar genellikle oyunlarn durdururlar ve yeniden anlama sa
lamaya alrlar. Erkek ocuklarn ise arkadalklar gruplar ha
linde, kurallar olan takm oyunlar oynamaya dayaldr, en iyi ar
kadalar genellikle yoktur. Oyun srasnda bir atma olduun

da oyunun durdurulmas yerine hemen uzlaarak sorunu hallet


meye alrlar. Erkek ocuklar uzun uzun konumaya dayal sa
mimi ilikiler kurmazlar, konumalar oyundaki uzlam sala
maya ve tartmaya yneliktir. Kzlar birbirleriyle uzun konuma
lar yapp birbirlerinin sorunlarn dikkatle dinlemeye ve birbirleri
ni desteklemeye ynelikken, erkek ocuklar konumaktan sk
larak, konumak yerine birlikte bir etkinlikte bulunmaya ynelik
tirler. Ergenlikte erkekler de daha ok konumaya dayal ilikile
re balarlar, ama birbirlerinin sorunlarn paylamak yerine daha
ok genel konular hakknda konumay ve tartmay yelerler.
Ergenlikte, daha nceki dnemlerin aksine karma (kzlarn ve er
keklerin birlikte olduu) arkadalklar daha ok gzlenir. Bu kar
ma arkadalklarda da yine kzlar arkadalaryla daha derin ve
samimi paylama ynelirler, erkekler ise bu tr paylam hem
cinsleriyle deil, sadece kz arkadalaryla yaparlar. Kzlar ister
kz ister erkek olsun, ister ksa sreli ister uzun sreli olsun btn
arkadalaryla samimi ve derin paylamda bulunurken, erkekler
sadece baz kz arkadalaryla bu tr bir paylamda bulunurlar.

Yetikinlikte gzlenen baz cinsiyet farkllklar


Bilisel yetenekler
Bilisel yetenekler olarak genellikle szel, matematik ve uzaysal yetenekler ele alnr. Hyde ve McKinley (1997), bilisel yete
neklerdeki cinsiyet farkllklarn belirlemeye ynelik meta-analiz
almalarna dayanarak, szel, matematik, uzaysal ve fen-bilim
alanlarndaki farkllklarn genel bir deerlendirmesini yapmlar
dr. Bilisel yeteneklerde cinsiyet farkllklarn bal altnda ve
rilen bilgiler ve aratrma sonular bu kaynaktan zetle aktarla
caktr.
Szel yetenekler
Hyde ve Linn (1988) tarafndan yaplan meta-analiz sonu
larna gre, ortalama etki bykl -0.11'dir. (Etki bykl
nn eksi olmas farkn kadnlar lehine, art olmas ise erkekler le
hine olduunu gsterir.) Bu etki byklne gre, szel yete

nekte kadnlarn kk bir farkla daha yi olduklar sylenebilir.


Szel yetenein farkl tiplerinde (rnein, okuduunu anlama,
szck daarc, benzerlikler vb.) bu etki bykl farkllar
ama ounda da ,20nin altnda olup kk olarak deerlendi
rilir. Etki byklnn en fazla olduu szel yetenek, konu
mann (speech production) bir lmyle ilikilidir ve -0.33tr.
Lise rencileriyle yaplan aratrmalara dayal baka bir metaanallzde (Hedges ve Nowell, 1995) de benzer sonular alnm
tr, kzlar kk bir farkla daha yetenekli bulunmulardr. Hyde ve
Linnin (1988) almalarnda kadnlar lehine olan farklln yala
birlikte biraz artt da bulunmutur.
5 yandan kklerde fark -0.06 iken 26 yandan bykler
de -0.20dlr. Bu sonular normal poplasyona ilikindir. Szel
fonksiyonlardaki glklere bakldnda cinsiyet farkllklarnn
daha belirgin olduu gzlenmitir.
rnein, konuma bozukluklar erkek ocuklarnda kzlara k
yasla daha ok grlmtr.
M atem atik performans
Hyde, Fennema ve Lamon (1990) ve Hedges ve Nowell
(1995) tarafndan yaplan meta-anallzlerde ortalama etki byk
l + 0.15 ve + 0.16 bulunmutur. Buna gre erkeklerin per
formanslarnn daha iyi olduu, ama farkn kk olduu anla
lmtr. Matematik performansn farkl tiplerinde cinsiyet farkll
nn yala birlikte deitii de bulunmutur. Hyde ve arkadala
rnn yaptklar meta-analizde, hesaplama ilemlerinde ilk ve or
ta okul dzeyinde kzlar lehine olan kk farkn lise dneminde
farkszla dnt grlmtr.
Matematiksel kavramlarn anlalmasnda hibir ya dnemin
de cinsiyet fark yoktur. Problem zmede ise ilk ve ortaokul d
nemlerinde fark yokken lise ve niversite.dnemlerinde erkekler
daha iyi duruma gelirler. Hyde ve McKInley (1997), problem z
mede lisede balayan erkekler lehine olan fark, erkeklerin ma
tematik eitimlerindeki faklla balamlardr; lisede matematik
ve ilgili dier dersleri (fen dersleri) erkekler daha ok seerler ve
dolaysyla daha ok .problem zerler.

Uzaysal yetenek
Linn ve Petersen (1995), farkl uzaysal yetenekteki cinsiyet
farkllklarna meta-analizle bakmlardr. Uzaysal alglama yete
neinde, dikeylik ve yataylk duyumu llr. Bu lmdeki etki
bykl + 0.44tr.
Zihinsel dndrme ad verilen ikinci tip uzaysal yetenekte, iki
boyutlu olarak gsterilen boyutlu objelerin zihinden dndrl sonucunda ald grnm belirlenir ve bu yetenekteki et
ki bykl + 0.73tr. nc tipi ise, uzaysal grselletirme
olarak adlandrlr. Bu da basit bir eklin karmak bir ekil iin
deki durumunun belirlenmesi ilemine dayanr ve bundaki etki
bykl ise + 0.13tr. Daha sonra yaplan baka bir rmetaanalizde de benzer sonular elde edilmitir.
ze t olarak, uzaysal yeteneklerdeki farkllama, grevlerin ni
teliine bal olarak deiir.

Fen bilim lerinde baar


Fleming ve Malone (1983) tarafndan yaplan meta-analizde,
fen bilimlerindeki cinsiyet farknn ortalama + 0.16 olduu bu
lunmutur. Buna gre, erkekler daha baarldr, ama fark k
ktr. Yaa bal olarak da deime gzlenmitir. Etki bykl
, ilkokulda + 0.04, ortaokulda + 0.32 ve lisede de + 0.15tir.
Konularna gre bakldnda da etki bykl biyolojide 40.02, fizikte + 030dur. Becker (1989) de benzer olarak ortala
ma etki bykln + 0.16 bulmutur, ama renim dzeyi ile
ortalama etki bykl arasnda anlaml bir iliki bulunmad
n bildirmitir. Hedges ve Nowell (1995), sadece lise rencileriy
le ilgili aratrmalara dayal olarak yaptklar meta-analizde orta
lama etki bykln + 0.32 bulmulardr. Bu orta dzeyde bir
farka iaret eder ve bu sonucun lse dneminde semeli olan fen
bilimleri derslerinin kz renciler tarafndan fazla seilmemesine
balanmas mmkndr.

9 Mart 2000, Cumhuriyet, s. 9


Cumhuriyet kadnlarnda ilkler
Ankara (Cumhuriyet Brosu)- Devlet istatistik Enstits (DE),
Cumhuriyetin kuruluundan bugne erkeklerin egemen oldu
u i alanlarnda faaliyet gsteren ilk kadnlarn listesini kard.
Aratrmada, ilk kadn p Elif Yazgandrdan ilk kadn je t pilo
tu Leman Altnekie kadar erkeklerin tekelinde olan i sahalar
na el atan kadnlara yer verildi.
DE'nin aratrmasnda, Selma Rza ilk kadn gazeteci, Aye
lkt ilk kadn gardiyan olarak yer ald.
Sanat alannda; Halide Edip rejisr, Semiha Berksoy operac,
Afife Jale oyuncu, Gzide Kaln Noyan balerin, Semiha Bengta
heykeltra olarak hemcinslerine bu mesleklerde nclk ettiler.
Spor alannda ilk kadnlar Glsm Eliyeil binici, Azize Hanm golf
ampiyonu, Oya Vural ve Banu zer dalg, Samiye Cavit Morkaya
otomobil yar ampiyonu, Lale Orta milli ma hakemi olarak s
raland.

Kadnlarn dier mesleklerdeki ilk temsilcileri yle:


Senatr: Adile Ayda
Atanm bakan: Trkan Akyol
Seilmi bakan: mren Aykut
Belediye bakan: Mfide ilhan
Vali: Lale Aytaman
Kaymakam: zlem Bozkurt
Bykeli: Fizik Dinmen
niversite rektr: Saffet Rza Alper
Faklte dekan: Nzhet Gkdoan
Karakol amiri: Nevlan Kulak
Zabta memuru: Afife pek
Dnya gzellik kraliesi: Keriman Halis Ece
ofr: Muammer Hanm
Pilot: Sabiha Gken

Uyma davran
Yukarda belirtildii gibi, uyma davran, kiinin iinde bu
lunduu toplumun ya da daha kk gruplarn, rnein arkada
grubunun ya da meslek grubunun, genel eilimi dorultusun
da davranmasdr. Bu bir sosyal etkidir; birey, toplumdan ya da
gruptan etkilenerek davrann biimlendirir; bu davrann o
u zaman tam benimsememi bile olabilir. Bu ekilde ortaya
kan sosyal etkinin grlme skl bakmndan kadnlarla erkek
ler arasnda fark olup olmadna da baklmtr. Geleneksel ola
rak kadnlarn daha uymac olmalar beklenir ve baz aratrmac
lar bunun grgl olarak desteklendiini ileri srer. Ancak bu g
re kar kanlar da vardr.
Eagly ve Carli (1981) tarafndan yaplan bir meta-analizde,
1949-1977 arasnda yaplan 146 alma ele alnmtr. Aratr
malarn ancak yzde 16snda kadnlarn daha kolay etkilendikle
ri belirlenmitir ve bu sonu genel nfus iinde nemli bir fark ol
mad anlamna gelebilir. Baka almalarda da uyma bakmn
dan ok kk cinsiyet fark olduu ve bu farkn da yz yze ili
kilerde deil, grup basksnn olduu durumlarda gzlendii be

lirlenmitir (Becker, 1996; Eagly, 1997). Kadnlar toplum iinde


ya da az saydaki kiilerle ilikilerinde gsterdikleri uyma davra
n bakmndan nemli farkllk gstermezken, erkekler toplum
iinde daha ok uymama davran gsterirler.
Kadnlarn erkeklere gre daha uymac olduklarna likin
aratrma sonular yntem hatas olarak deerlendirilmitir.
Uyma davrannn incelendii aratrmalarn ounluunun er
kekler tarafndan yaplmas ve dolaysyla erkekleri daha ok ilgi
lendiren spor, araba gibi konularn ele alnd materyallerin kul
lanlarak uyma davrannn incelenmesi hata olarak kabul edil
mitir (Eagly ve Carll, 1981). Bu materyale aina olan erkeklere
kyasla aina olmayan kadnlarn daha ok uymac davranmas
doal bulunmutur. Bu nedenle, kadnlara zg olduu dn
len konularda da erkeklerin daha ok uyma davran gsterdik
leri belirlenmitir. O halde kadnlarn erkeklere gre daha ok uy
ma davran gsterdikleri sonucu, aratrmalarn yanl materyal
kullanmalarndan kaynaklanabilir.
Saldrganlk
Kadnlarla erkeklerin farkl olduklar ddia edilen nemli dav
ran alanlarndan biri de saldrganlktr. Bu bakmdan ocuklu
un erken dnemlerinden itibaren iki cinsiyet arasndaki farkl
lklar ele alnmtr. Buna gre, okul ncesi dnemde erkek o
cuklar kzlardan daha saldrgandr, fakat ocukluk boyunca gz
lenen farkllk fazla deildir. Ergenlikte erkekler antisosyal davra
nlarda ve iddet sularnda daha ileridedirler.
Saldrganlkla ilgili 143 almann meta-analizinde Hyde
(1984, akt. Bettencourt ve Miller, 1996), Maccoby ve Jacklinln
daha nceki sonularyla paralel sonular bulmutur. Aka er
kekler kadnlardan daha saldrgandr. Ancak Hyde, Maccoby ve
Jacklinin bulgularndan farkl olarak cinsiyet farkllnn yala bir
likte azalma eilimi gsterdiini belirlemitir. Cinsiyet farkllklar
ocukluktan yetikinlie doru azalr. Eagly ve Steffen de (1986,
akt. Bettencourt ve Miller, 1996) 58 aratrmann bir analizinde er
keklerin fiziksel saldrganl kadnlardan fazla gsterdiklerini, s
zel saldrganlkta se cinsiyet farknn az olduunu bulmulardr.
TC 11

Bettencourt ve Miller (1996) ise yaptklar meta-analizde, kadnlar


ile erkekler arasnda saldrganlk farknn literatre paralel olarak
erkeklerin daha saldrgan olmalar ynnde olduunu belirlemi
ler ve analizlerini kkrtmann (provacation) -engellenme, haka
ret edilme ya da hcum edilme vb - olduu durumlar zerinde
younlatrmlardr. Saldrganln kkrtma sonucu ortaya k
t durumlar grece daha ntr koullarda ortaya kt durum
lardan ayrdklarnda kkrtmann, zellikle de youn kkrtma
nn cinsiyet farkn anlaml lde azalttn bulmulardr. Ancak
tehlikeli ve olumsuz sonular dourmas muhtemel durumlarda
saldrganlktaki cinsiyet fark yine artar. Bettencourt ve Millera
(1996) gre, bu sonular sosyal rol modelini destekler nitelikte
dir, cinsiyet rollerinin etkisi elimine edildiinde saldrganlk bak
mndan nemli bir cinsiyet fark ortaya kmaz, cinsiyet fark sos
yal rollerle ilgili grnr.
Kadnlarn erkeklere kyasla saldrganlktan daha ok endie
lendikleri ve sululuk duyduklar belirlenmitir. Kz ocuklarnn
saldrganlklarnn srekli engellenmesinin sululuk ve benzeri
duygulara yol am olmas mmkndr.
Saldrgan davranlarn bir baka yn de kime daha ok saldrlddr. Daha ok kadnlara ve ocuklara ynelik saldrganlk
gzlemek mmkndr. nk genellikle kadnlara ynelik saldr
ganlk toplum tarafndan onay grr, eitli biimleriyle reklamlar
da, kplerde yer alr ve doal karlanr. Kadnlara en ok eleri ta
rafndan iddet uygulanr. En ok da geleneksel cinsiyet rollerine
sahip erkekler kadnlara iddet uygular. Kadnlara ynelik saldr
ganlkla ilgili ilgin bir durum, toplum iinde kadnlara saldrgan
davranmann ho grlmemesidir; erkekler toplum iinde kadnla
ra deil erkeklere daha ok saldrrlar. Bir baka durum da kendisi
de saldrgan olan kadna saldrgan davranlarn daha ok ynel
tilmesi ve ekici kadnlarn daha az iddete maruz kalmalardr.
Televizyonda (Batda) saldrganlk davranyla ilgili olarak
gsterilen erkeklerin yars bu saldrganlktan zarar grmken
dier yars da byle bir zarara neden olmulardr. Saldrganlkla
ilgili olarak kadnlarda ise bu oran u ekildedir. Zarar veren 10
kadna karlk 16 kadn zarar gryor (aktaran, Franzoi, 1996).

Heteroseksel eler (evli, birlikte yaayan, sevgili ya da


kan) arasndaki fiziksel saldrganl ele alan toplam 82 aratr
may meta-analiziyle inceleyen Archer (2000), kadnlarn eleri
ne erkeklerden biraz daha fazla fiziksel olarak saldrgan davra
nlarnda bulunduklarn (d = -.05) ama elerinin saldrganlklar
sonucunda anlaml olarak kadnlarn daha fazla yaralandklarn
(d = -.15), tbbi mdahaleye gerek duyanlar arasnda da kadn
larn daha fazla olduunu (yzde 62) bulmutur. Yakn ilikiler
de (e, sevgili, flrt vb.) kadnn ve erkein saldrganlnn ne
redeyse benzer olduu, beklentilerin tersine kadnlarn da fizik
sel olarak saldrgan davranlar sergiledikleri, hatta biraz daha
fazla saldrgan olduklar ynndeki bu bulgular zerinde ba
ka yazarlar yorumlar getirmilerdir (Frieze, 2000; OLeary, 2000;
White, Smith, Koss ve Figueredo, 2000). Frieze (2000), hetero
seksel eler arasndaki saldrganlkla lgili Archern almas
nn cinsel saldrganlk, iliki bittikten sonraki rahatsz edici dav
ranlar ve ecinsel ilikiler de ele alnacak ekilde geniletil
mesini nermitir. OLeary (2000) se Archern bulgularnn ba
z snrllklar zerinde durmu, bu bulgularn genellenebilirllini sorgulam ve bunlarn eldeki verilere ve elerinden dayak yi
yen kadnlarla alan kllnlkllerin gzlemlerine uymadn be
lirtmitir. White ve arkadalar (2000) se, Archern almasn,
temel alnan verileri, terimlerin operasyonel tanmlarn, rneklemin yanlln (ounluunun gen ve niversite rencisi ol
masn), meta-analizdeki yntemsel hatalar eletirmi ve kadn
larn erkeklerden de daha saldrgan olduunu ma eden bulgu
larn kadnlara ynelik iddetle ilgili politikalar olumsuz etkileye
ceini ileri srmlerdir.

14 Ocak 2003, Hrriyet, s. 6


Trkiyenin ilk kadiri boksr, Avrupa ve Dnya ampiyonu
Nurhayat Hiyakmaz, dobra dobra bir gen kz. Szn hi esir
gemiyor ve kadn erkek ayrm yapmyor. Hele kendini stn sa
np kadnlara eziyet eden erkeklere hi dayanamyor. Bu konuda

hayli vukuati var. ampiyon, Yener Ssoya bandan geen sar


kntlk olaylarn da anlatt.
...1998de ilk Trkiye Bayanlar Boks ampiyonasnda 54 ki
loda ampiyon oldum. Yener Aabey, boks kadna neden yak
masn? Sizin kilonuzda, sizin gibi normal bir bayanla ma yapyor
sunuz. Boks ok zek isteyen, satran benzeri bir spor. Tehlikeli
sporlar arasnda 14. srada, ayrca 2004'ten itibaren de olimpi
yatlara giriyor. Boksta asl mesele yumruk almadan yumruk ata
bilmek. Antrenmanlarda hep erkeklerle dvtm iin ok iyi
biliyorum, anatomik olarak kadndan daha gl ama her erkek
her kadn dvemez. Ya da her erkek gldr diye genel bir ku
ral yok, bunu net sylyorum. Kadn her trl acya ok dayankl,
sadece doum sancsnn dnmek bile bunu dorulamaya ye
ter. Erkek ise b ir ty ekildiinde bile acdan feryat eder. Bunlar
Trkiyenin ilk kadn boksr ve kickboksusu olarak iddia ediyo
rum. Allaha kr bugne kadar ne burnum krld ne kam d
t. . .

Szsz iletiim ve szel olmayan davranlar


letiim sadece szl olarak, konumaya dayal olarak yr
tlen bir sre deildir (. Dkmen, 2002). Szsz letiim den
diinde, vcudun duruu, yzn ald ifade, ellerin hareketle
ri, konumann tonlamas, hatta dieriyle araya konulan mesafe
kastedilir. Ne sylendii deil, nasl sylendii daha nemlidir,
Azdan kan szckler de nemlidir, ama ou zaman insanlar
bu szcklerin szlk anlamlarna deil, mimik ve jestlerle birlik
te ne anlama geldiklerine dikkat ederler, nk el ve yz hareket
leri bazen szlerden daha ok anlam ifade eder.
Sosyal psikoloji kitaplarnda szsz letiim becerisi ve kul
lanm bakmndan cinsiyet farkllklar olduundan sz edilmi
tir (rnein, Franzoi, 1996; Aronson, Wilson ve Ekert, 2002). Bu
kaynaklarda belirtildii gibi, Maccoby ve Jacklinin szsz ileti
imde kadnlarla erkekler arasnda belirgin bir farkllk olmadn
belirtmelerine karn daha sonra yaplan almalar, kadnlarn bu
alanda erkeklerden daha iyi olduklarn gstermitir. Kadnlarla

erkekler arasndaki fark en ok yz ifadelerini zmlemede gz


lenmitir. Kadnlar, yz ifadelerini zmlemede daha baarldr.
Kadnlarn daha sonra vcut ipularn ve en sonra da ses tonunu
yorumlamada erkeklerden daha iyi olduklar belirlenmitir.
McCluren (2000) da aktard gibi, yaplan iki meta-analizde
(Hail, 1978,1984), duygularn zel olmayan iaretlerinin zlme
becerisi bakmndan cinsiyetler arasnda anlaml farkllk olduu,
kadnlarn szel olmayan ipularn, zellikle de grsel ipular
n, belirleme ve yorumlama bakmndan anlaml dzeyde daha
avantajl durumda olduklar bulunmutur. McClure, kendi metaanalitik almasnda, yetikinlerde kadnlar lehine gzlenen bu
cinsiyet farkllnn, bebeklerde, ocuklarda ve ergenlerde de
grldn belirlemitir.
Kadnlarn szel olmayan davranlara erkeklerden daha du
yarl olmalar onlarn toplum iinde daha dk statde olmalar
nn bir sonucu olarak yorumlanr. Dk statdeki insanlar, yk
sek statdeki insanlarn yz ifadelerine daha duyarl olmak ve
kendilerini ona gre ayarlamak durumundadrlar.
Henley (1997, akt. Yips, 2001), kadnlarn ve erkeklerin szel
olmayan davranlarnda farkllatklarn ve bu farklln stats
yksek ve dk insanlar arasndaki farka paralel olduunu gs
termitir. Stats dk bireyler davranlarnda daha temkinli
dirler, daha gergin bir vcut duruuna sahiptirler, fiziksel mesa
feyi daha ok korurlar, dierine daha az dokunurlar, gzlerin ii
ne bakmadan, kararak ve izleyerek gz temasnda bulunurlar,
daha ok glmserler, duygularn gsterirler ve kendilerini daha
ok aarlar. Kadnlarn da erkeklere kyasla tpk bu dk statl
bireyler gibi davrandklar belirlenmitir. Sonu olarak, szel ol
mayan davranlar kullanmada erkeklerin stats yksek birey
ler gibi, kadnlarn da stats dk bireyler gibi olduklar gste
rilmitir.
Bireyin iletiim srasnda dieriyle arasnda koyduu mesafe
kltrden kltre deiebilir. rnein, Trkler Batllardan daha
yakn .mesafede dieriyle iletiime girme eilimindedirler. Bireyin
dier bireylerle arasnda ne kadar mesafe brakarak iletiimde
bulunaca ve bu iletiim srasnda karsndakine ne kadar do

kunaca kltrle olduu kadar cinsiyetle de ilikilidir (DeVlto,


1991). Kadnlar bir dierine erkeklerden daha yakn durabilirler
ve kar cinsler birbirlerine en uzak mesafede iletiim kurmay
tercih ederler. Bat kltrnde ayrca kadnlarn erkeklerden da
ha fazla dokunduklar ve kadnlara erkeklerden daha fazla doku
nulduu belirlenmitir. Ayrca, kar cinsiyetten arkadalara ayn
cinsiyetten arkadalara olduundan daha fazla dokunulduun
dan sz edilmitir.
Kk grup davranlar ve liderlik
Kk gruplardaki davranlar bakmndan kadnlarla erkek
ler arasnda baz farkllklar belirlenmitir. Grup tartmalarnda
kadnlar daha arkadaa ve uyumaya daha eilimlidirler. Grup
verimlilii almalarnda erkekler daha yksek performans gs
terirler, ancak eer grup grevi karmak sosyal etkileim gerek
tiriyorsa kadnlarn performanslarnn daha iyi olduu gzlenmi
tir. Kadnlar grup liderliinde daha demokratik ve katlmc bir tarz
benimserler. Aratrma sonular, erkeklerin daha ok grev ta
mamlamaya ve dllere yneldiklerini; kadnlarn ise grup yele
ri arasndaki pozitif duygular srdrmeyle ve etkileimin sosyal
ynleriyle ilgilendiklerini gstermitir. Bu bakmdan erkeklerin i
ynelimli liderlik, kadnlarn da duygusal-sosyal ynelimli liderlik
stillerini benimsediklerinden sz edilebilir.
Kadnlar pek ok konuda erkeklerden daha yetersiz olarak al
glanr, bu nedenle de grup lideri olarak daha az seilirler. Yeterli
olmadklar ve deneyimsiz olduklar iin politikada ya da i dn
yasnda, hatta sadece aratrma amal oluturulan gruplarda bi
le lider olarak fazla seilmezler; bu da kadnlarn gereken deneyi
mi kazanmalarn ve kendilerini gstermelerini engeller.
Liderlik stilleri bakmndan kadnlarla erkekler arasnda farkl
lk olduunu bildiren yaynlar olmakla birlikte benzerliklerin farkl
lklardan daha fazla olduu da dile getirilmitir. Eagly ve Johnson
(1990; akt. Eagly, Karau ve Makhijani, 1995) tarafndan yaplan
bir meta-analizde, kadnlarla erkeklerin karlatrld liderlikle il
gili 162 aratrma incelenmi ve kadn liderlerin de erkekler kadar
grev ynelimli olduklar gsterilmitir. Kadnlarn erkeklerden

ayrldklar nokta, kadnlarn daha demokratik ya da paylamc


bir liderlik stilini benimseme eilimleri olmasdr. Yani kadnlar er
keklere kyasla, astlarn karar verme srecine daha ok katma
eilimindedirler. Tersine erkek liderler, otokratlk ya da emir veri
ci tarza sahip gibi grnrler. Buradan karlabilecek anlam u
olabilir: Erkek liderler sadece grev ynelimli liderler olma eilimindeyken, kadnlar buna tipik iliki ynelimli liderler olarak killeraras ilgileri de katarlar. Bu kk ama anlaml cinsiyet farkl
ln aklarken Eagly ve Johnson, kadnlarn sosyalletirilmeleri
srasnda gl klileraras beceriler gelitirmelerinin etkisinden
sz etmilerdir. Bu stnlk onlarn bu tarz bir liderlik benimse
melerini kolaylatrm olabilir. Eagly, Karau ve Makhijani (1995),
erkek ve kadn liderlerin (ya da yneticilerin) etkililiine (bir grup
ya da bir rgtn amalarna ulamasndaki baarsna) bakan
aratrmalara dayal bir meta-analiz almasnda cinsiyet farkll
n incelemilerdir. Analiz sonucunda kadnla erkek arasnda li
derin etkililii bakmndan anlaml bir farkllk bulunmam, ancak
liderin etkililiinin erkeksi terimlerle tanmlanan rgtlerde, rne
in askeri rgtlerde erkeklerin, daha az erkeksi olarak tanmla
nan rgtlerde, rnein eitim kurumlarnda ise kadnlarn lider
likte daha baarl olduklar belirlenmitir. Yazarlar, gemie gre
kadnlarn yneticilik rolne daha fazla girmelerinin sonucu ola
rak, liderlik zelliklerinin erkeksi terimlerle fade edilmesi yerine
androjen zelliklerle tanmlanmas ynnde bir deiim gzlen
meye baladn bildirmilerdir.
Dnmsel liderlik (transformational leadership) bakmndan
da cinsiyet farkll zerinde durulmutur. Dnmsel liderler,
vizyon sahibidirler, geleneksel olmayan bir tarzla dnrler, bi
reysel gelimeyi desteklerler, geribildirimde bulunurlar, katlm
l karar verme sreci izlerler, ibirlii benimserler ve i evresi
ne gvenirler. Avustralyadaki uluslararas bir bankann alan
lar zerinde yaplan aratrmada (Carless, 1998), kadn ynetici
lerin erkek yneticilerden daha fazla dnmsel olarak deer
lendirildikleri bulunmutur.
Gardiner ve Tiggemann (1999) tarafndan yaplan bir aratr
mada da liderlik stili bakmndan cinsiyet fark bulunmu ve ka

dnlarn hem kiileraras iliki ynelimli stile hem de grev yne


limli stile erkeklerden anlaml olarak daha fazla sahip olduklar
belirlenmitir. Kadnlarn kiileraras stildeki stnlklerinin kadn
arlkl sektrde (rnein, ocuk eitimi) daha fazla olduu, er
kek arlkl sektrde (rnein, otomobil endstrisinde) ise cinsi
yet farknn olmad grlmtr. Ayrca erkek arlkl endstri
de, kiileraras ynelimli liderlik stili kadnlarda ruh saln olum
suz ynde etkilerken erkeklerde tam tersine kiileraras ynelimli
liderlik sitilini kullanmama ruh saln olumsuz ynde etkiler.
Yardm etme davran
Eagly ve Crowley (1986), yardm etme davrann inceleyen
172 almaya dayal bir meta-analiz yapmlardr. Bu aratrma,
erkeklerle kadnlarn yardm etme davranlarnda bulunma istek
liliklerinde farkllk gsterdiklerini ortaya karmtr. Erkekler ge
nellikle kadnlardan daha ok yardm ederler. Bu cinsiyet farkl
lklar, yardm etme potansiyel bir tehlike ierdiinde, yardm edi
lecek kii kadn olduunda daha fazladr.
Yardm etme davranlar bakmndan erkeklerle kadnlar ara
snda fark olduunu belirten aratrmalar yabanclara yardmc
olunmas gibi durumlara odaklanmtr. Bu nedenle, bu tr dav
ranlarn yardm etmekten ok risk almayla ilikili olmas da
mmkndr. Dosta yardm etme, ocuklara ve yallara bakma
gibi yardm etme biimleri bu aratrmalarda genellikle ele aln
mamtr. Bu tr yardm etme davranlarnda ve empati ve ba
llk anlamndaki yardmseverlikte ise kadnlarn daha ok perfor
mans gsterdiklerini belirleyen aratrmalar vardr. Bu sonular
dan kadnn ya da erkein daha yardmsever olduunu syle
mek mmkn deildir. Sadece kadnn ve erkein farkl biimler
de yardm davrannda bulunduklar sylenebilir. Eagly (1998),
kadnlarn bir yardm biimi olarak kiileraras ilikilerde (arka
dalk, evlilik vb.) daha paylamc olduklarn ve duygusal des
tek saladklarn, erkeklerin ise kahramanca davranma (birinin
hayatn kurtarmak gibi) ve kibar davranlarda bulunma (kapy
tutma, ar bir eyay tama vb.) hususunda daha yardmsever
olduklarn belirtmitir.

Yardm etme, geleneksel cinsiyet rolleri bakmndan kadnla


ra uygun bulunan bir davran olmasna ramen aratrmalar tu
tarl olarak tersini gstermitir. Erkekler kadnlara gre daha ok
yardm ederler ve erkeklere gre kadnlara daha ok yardm edi
lir. Ancak bu likinin ok yaln olmad grlmtr. Yardm ge
reken durumun ve yardmn tipinin nemli olduu anlalmtr.
Her durumda kadnlara erkeklerden daha ok yardm edilmez.
rnein, bir dkkna ayn anda gelen kadn ve erkekten zellik
le erkeklere daha nce hizmet verildii ve kadnlara gre ki kat
daha fazla yardm edildii belirlenmitir (aktaran, Franzoi, 1996).
ou kadn olan grevlilere bunun nedeni sorulduunda erkek
lerin daha ok yardma htiyalar olduu, daha iyi mteriler ol
duklar gibi cevaplar alnmtr.
Yardm steme biimi de erkeklerde ve kadnlarda farkldr (ak
taran, Franzoi, 1996). Erkekler yardm isterken, bu yardmn o ku
rumun grevi olduunu belirttiklerinde, kadnlar ise yardma hti
yalar olduunu belirttiklerinde daha ok yardm alabiliyorlar.
Benlik
Benlik, psikolojide ve sosyal psikolojide nemli bir kavram
haline gelmitir. Beni dierinden ya da dierlerinden ayran
her tr zellik ve sre benlik olarak nitelendirilir. Benlik, her tr
bireysel ya da sosyal davran ve faaliyeti dare ve kontrol ettiin
den nemlidir. Dnyay ve insanlar alglaymz, belleimiz, ken
dimiz ve bakalar hakkndaki tm karmlarmz tamamen kendi
bak amza gredir ve kendilik deerimizi artrmaya yneliktir.
Benliimiz, sadece sosyal dnyamz biimlendirmez, ayn
zamanda sosyal dnyamz tarafndan da biimlendirilir, iinde
bulunduumuz kltr, benliimizin yaplanmasnda aktif rol oy
nar. Benlik, bireylerin iinde bulunduklar kltre bal olarak ya
plandrlr, topluluku ve bireyci toplumlarda farkl benlik biimle
ri oluur. Bireyci toplumlarda birey nemlidir; bamszdr, zerk
tir; kendi zelliklerine ve steklerine daha ok nem verir; birey
sel dnr ve davranr.,Topluluku toplumlarda grup, toplum
nemlidir; birey grubuna, toplumuna bamldr; onunla kar
lkl baml bir iliki, iindedir; kendini grubuna, toplumuna g

re tanmlar, bu balamda davranr ve dnr. Dolaysyla ben


lik, topluluku toplumlarda ounlukla ilikisel ya da karlkl ba
ml benlik olarak, bireyci toplumlarda ise ounlukla zerk ya
da bamsz benlik olarak geliir (Markus ve Kitayama, 1991, ak
taran, Cross ve Madson, 1997): Bat toplumlarnda, benlik yap
lanmas bamsz olan bir. b,irey, ncelikle kendi isel zellikleri
(kiilik zellikleri, yetenekleri,.deerleri) dorultusunda davranr;
benliini dierlerinden ve sosyal balamdan ayrarak snrland
rr; benlik tanmnda grup yeliklerinin, toplumsal rollerin ve ili
kilerin fazla nemi yoktur;' kiileraras ilikiler ve deerler birey
sel amalara yneliktir. Karlkl bamllk zellii gsteren bi
rey ise, benliini gruplarna, yakn iliki iinde olduu kiilere g
re tanmlar; benlik ile dierleri arasndaki snrlar esnektir; duy
gu, dnce ve istekleri ilikili olduu kiilerin duygu, dnce
ve isteklerine baldr; bal olduu kiilere gre tanmlar; ben
lik ile dierleri arasndaki snrlar esnektir; duygu, dnce ve is
tekleri ilikili olduu kiilerin duygu, dnce ve isteklerine ba
ldr; bal olduu kiilere kar ykmllkleri ve sorumluluklar
kararlarn etkiler ve onlarn amalar ve ihtiyalar kendilerinki ka
dar nemlidir. Cross ve Madson (1997), bu bak asn kadnlar
ve erkekler iin de iletmiler ve Amerikan kltrnde kadnlarn
karlkl baml (interdependence) benlik yaplanmas iinde ol
duklarn eitli kaynaklara dayanarak iddia etmilerdir.
Cross ve Madsona (1997) gre, kadnn ve erkein farkl olan
benlik yaplanmalar, onlarn ou davran biimlerinde farkl ol
malarna yol aar. Cinsiyetlere gre farkllam sosyal roller, bek
lentiler ve deneyimler benlik yaplanmalarn da farkllatrr; farkl
benlik yaplanmalar da cinsiyetler arasndaki farkllklarla sonu
lanr. Farkl benlik yaplanmas, bireylerin -kadnlarn ve erkekle
rin - kendilerini ve bakalarn alglamalarn, bilgiyi bilisel olarak
ileme ve bellekte saklama biimlerini, duygu ve dncelerini,
yakn iliki biimlerini, iletiim tarzlarn vb. etkiler. zetle, Cross
ve Madson (1997), Amerika Birleik Devletlerinde gzlenen o
u cinsiyet farkllklarnn byk lde benlik yaplanma farkl
lyla aklanabileceini ileri srmlerdir. Cross ve Madsonn
bu yorumlar, Baumeister ve Sommer (1997) ve Martin ve Ruble

(1997) tarafndan baz ynleriyle eletirilmitir. Baumeister ve


Sommer (1997), Cross ve Madsonn sadece kadnlar iin sz
n ettikleri karlkl baml olmann erkekler iin de geerli oldu
unu, ancak kadnlarn yakn ikili ilikiler iin gsterdikleri bu tar
z erkeklerin byk grup balantlar iin daha ok gsterdikleri
ni ileri srmlerdir. Cross, Bacon ve Morris (2000) de, karlkl
baml benlik yaplanmasn lmek zere bir lek gelitirmi
ler ve bu lek almas srasnda da kadnlarla erkeklerin bu tr
benlik yaplanmas ve bunun eitli ynleri (rnein, bakalarn
dikkate alma, aile yelerinin grlerine nem verme) bakmn
dan da farkl olduklarn bulmulardr; gelitirdikleri lein puan
larndaki deiimin yzde 70ten fazlasnn cinsiyetle aklanabi
leceini gstermilerdir.
VVatkins ve arkadalar (1998) ise kendilik kavram ve zellikle
de kendilik saygs bakmndan cinsiyet farkndan ok kltr (bi
reyci ve topluluku) farknn daha nemli olduunu belirtmiler
dir. On be farkl kltrde yaptklar aratrmada, kendilik kavra
m bakmndan cinsiyet farknn bireyci toplumlarda grldn
bulmulardr. Batl bireyci lkelerde erkekler, fiziksel grnme
ve kiisel baarya, kadnlar ise aile deerlerine ve sosyal iliki
lere daha ok deer verirken, topluluku toplumlarda bu bakm
dan cinsiyet fark bulunmamtr.
Trk lse ve niversite rencileri zerinde yaplan ki alma
da (Berkem-Gven, 1996; ahin ve Berkem-Gven, 1996) da
erkeklerin fiziki grnm, atletik yeterlilik, yaratclk ve zihinsel
yeterlilik bakmndan kzlarn ise romantik ekicilik (kar cinsten
kiilerin kendilerini ekici bulmalar) asndan kendilerini daha
olumlu algladklar belirlenmitir, helm en (1998) de kadnlarn
bakalarnca beenilmeye, yaptklar iin takdir edilmeye ve aile
leriyle ilikilerine erkeklerden daha ok nem verdiklerini ve bu
konularda kendilerinden daha honut olduklarn; erkeklerin ise
zel yetenek ve becerileri bakmndan kendilerinden daha ok
memnun olduklarn ve bu zelliklerin cinsiyetin yan sra cinsiyet
rolleriyle de ilikili olduunu (rnein, androjenlerin zdeerlerinin daha yksek olmas) bulmutur. Yldrm (1997) da ergenlerle
yapt bir aratrmada benzer bulgular elde etmitir.

Benlik saygs, insanlarn kendilerine gvenlerini, kendilerini


ne kadar olumlu algladklarn, kendilerine duyduklar saygy fa
de eder. Benlik saygsnn kiileraras ilikilerin hemen her alann
da yansmalarn grmek olasdr. Benlik sayglar yksek olan,
yani kendilerine daha ok gvenen bireylerin, giriimcilikleri, ba
ar gdleri ve hatta baarlar daha yksektir, iki cinsiyet ara
snda benlik sayglar bakmndan fark olup olmadna da bakl
mtr.
Yaplan bir meta-analiz (Kling ve ark. 1999), erkeklerin genel
benlik sayglarnn kadnlarnkinden daha yksek olduunu gs
termitir; ancak bu farkllk byk deildir ve yala birlikte aza
lr. Kadnlarn ve erkeklerin benlik sayglarn besleyen kaynak
lar bakmndan da farkl olduklar belirtilmitir. rnein, kadnla
rn benlik sayglar erkeklerinkine kyasla daha ok iletiime ba
mldr, yani dierleriyle olan ilikilerin nitelii kadnlar iin daha
nemlidir. Bu nedenle de kadnlar, reddedilmeye kar daha du
yandrlar ve reddedilme, benlik sayglarn daha abuk zedele
yebilir. Ayrca, kzlarn algladklar ekiciliklerinin benlik saygla
r zerinde nemli bir etkisi olduunu bildiren aratrma sonu
lar da vardr.
Yalnzlk
Yalnzlk, bireyin sosyal ilikilerden ya da yakn dostluklar
dan bekledii ve istedii lde doyum alamamasdr (Franzoi,
1996). Yalnzlk znel bir yaantdr, bireyin nasl hissettiine, na
sl algladna baldr. Baz insanlar uzun sre yalnz kaldklar
halde kendilerini yalnz hissetmeyebilirler; baz insanlar da kala
balk iinde bile kendilerini yalnz hissedebilirler. Yalnzlk insan
boan, skntya dren bir yaant olduu iin olduka nemli
dir ve sosyal psikolojinin de ilgilendii bir konudur.
Yalnzlk konusunda yaa bal farkllklardan sz edilmi
tir (aktaran, Franzoi, 1996). Ya gruplar arasnda da ergenlerin
ve gen yetikinlerin daha ok yalnzlk duyduklar belirlenmi
tir. Beklentinin aksine yallarn deil de bu ya grubundakile
rin kendilerini daha ok yalnz hissetmeleri ilgin bir sonutur.
Bu sonu, bu ya dnemlerinde i ve eitim nedeniyle aileden

ve arkadalardan ayrlma gibi sosyal geilerin ve sosyal hare


ketliliin daha fazla yaanmasna, ama daha olgun dnemlerde
uzun sreli romantik ilikilerin ve evliliklerin kurulmu olmasna
balanr.
Cinsiyet farkna bakldnda, bu konuda elikili bulgularla
karlalr. Baz aratrmalar nemli bir cinsiyet fark olmadn
bildirirken bazlar da erkeklerin ya da kadnlarn biraz daha faz
la yalnzlk ektiklerini gstermitir ve bunda yalnzl lme bi
iminin de katks olduu grlmtr; dorudan sorulduunda
kadnlarn, bir lekle lldnde ise erkeklerin daha yalnz
olduklar bulunmutur (akt. Cramer ve Neyedley, 1998). Gramer
ve Neyedley (1998), yalnzlk duygusu yaamada cinsiyet rolle
rinin rol olduunu bulmulardr. Yalnzlk duygusunun erkeksi
likle olumsuz iliki gsterdii anlalmtr ve bireylerin erkeksilik
dzeyleri sabltlendiinde (istatistiksel olarak) erkeklerin kendile
rini daha yalnz hissettikleri grlmtr. Erkeklerin yalnzlklarn
belirtmeye fazla istekli olmadklarndan, kendilik sayglarn sr
drebilmek amacyla bu duygularn kendilerine bile fade ede
mediklerinden sz edilebilir.
Aadaki aratrma kutusunda da cinsiyet ile yalnzlk arasn
da iliki olduu grlr. Kitabn yazar tarafndan niversite
rencileriyle yaplan bu aratrmada, erkeklerin kendilerini kadn
lardan daha fazla yalnz hissettikleri ve kadnlarda erkeksilik le
yalnzlk arasnda iliki olduu (erkeksilik arttka yalnzlk hisset
mede azalma) belirlenmitir.
Kadnlarn ya da erkeklerin daha fazla yalnzlk ektiklerini ke
sin olarak sylemek g grnse de yalnzlk nedenleri bakmn
dan aralarnda fark olduunu sylemek mmkn gibidir. Erkekler
grup etkileimi olmadnda, kadnlar ise birebir duygusal payla
mda bulunmadklarnda kendilerini daha yalnz hissederler. Bu
da arkadalk rntlerindeki farkllktan ileri gelebilir.
Evlilerde yalnzlk ile evlilik uyumu arasndaki ilikiye bakan
bir aratrmada (Demir ve Flolu, 1999), hem kadnlarda hem
erkeklerde, benzer ekilde, evlilik uyumu arttka yalnzlk duygu
sunun azald belirlenmitir, bu bakmdan cinsiyet fark olmad
anlalmtr; evlilikte istedii uyumu yakalamadn alglayan

lar kendilerini daha yalnz hissederler. Evliliin insanlar yalnzlk


tan bir dereceye kadar koruyabildii, ancak iyi gitmeyen evlilikle
rin bireyleri daha koyu bir yalnzla ittii sylenebilir.

Aratrma
Ama: Cinsiyet ve cinsiyet rol ile vcut algs ve yalnzlk ara
sndaki ilikileri grmek
Yntem:
Denekler: 80 (46 kadn, 34 erkek) niversite rencisi. Ya or
talamas: 20,97 (s=2,19)
Aralar: Bern Cinsiyet Rol lei, Vcut Algs lei ve
ULA Yalnzlk lei*
Bulgular:
(statistiksel analiz: 2 (cinsiyet: kadn-erkek) X 4 (cinsiyet rol:
androjen, kadns, erkeksi, belirsiz) faktrl varyans analizi ve ko
relasyon)
1. Yalnzlk bakmndan kadnlarla erkekler arasnda fark var ve
erkekler kendilerini kadnlara gre daha yalnz alglyorlar (F
(1,72)=9.54; p<.01).
2. Farkl cinsiyet roln benimsemiler arasnda, yalnzlk bak
mndan anlaml bir farkllk yoktur (F (3,72) = 1.46; p>.05).
3. Vcut algs bakmndan kadnlarla erkekler arasnda fark var
ve erkekler vcutlarn kadnlara gre daha olumlu alglyor
lar (F (1,72) = 7.75; p<.01).
4. Farkl cinsiyet roln benimsemiler arasnda, vcut al
gs bakmndan anlaml b ir farkllk yoktur (F (3,72) = 1.93;
p>.05).
5. Kadnlarn erkeksilikleri hem vcut alglaryla hem yalnzlk
laryla ilikilidir, erkeksilik puanlan arttka vcutlarn daha
olumlu alglyorlar (r= .37, p<.02) ve daha az yalnzlk his
sediyorlar (r= -.46, p < .01); vcut alglar ile yalnzlk hisset
meleri arasnda da iliki vardr (r= -.45, p < .01), vcutlarn
olumlu alglama arttka yalnzlk duygusu azalyor.

6. Erkeklerde sadece vcut algs ile kadnslk (r= ,39, p < .05)
ve erkeksilik (r= .42, p < .02) puanlar arasnda anlaml iliki
bulunmutur; kadnslk ve erkeksilik arttka vcut algs da
ha olumlular.
* Verilerin toplanmasna yardm eden Psk. Bahar Artaya te
ekkr ediyorum.

Arkadalk
Arkadalk rntleri bakmndan ocukluk ve ergenlik d
nemlerinde olduu kadar yetikinlikte de cinsiyet farkllklar gz
lenmitir. Kadnlar arkadalklarnda erkeklere gre daha yakn
olma ve daha ok duygusal paylamda bulunma eilimindedir
ler ve daha ok arkadalar vardr. Yal erkekler arasnda tek sa
mimi arkadalarnn eleri olduunu syleyenler kadnlara kyas
la daha fazladr. Bu cinsiyet farkllnn dile getirildii kadar ya
ln olmadn belirten aratrmalar da vardr. Son yllarda yaplan
baz aratrmalarda, hem kadnlarn hem erkeklerin sadece ko
numak iin bir araya geldikleri ve kadnlarn da erkekler kadar
etkinlik paylac olduklar gsterilmitir (aktaran, Franzoi, 1996).
Kendini ama
Kendini ama (self-disclosure), kendisi hakkndaki kiisel bil
gileri bakalarna aklamay ifade eden bir terim olarak kullanlr,
bu bakmdan killeraras likilerde olduu kadar psikolojik da
nmada ve pslkoteraplde de nemli bir konu olarak grlm ve
pek ok aratrmaya konu olmutur. Kendini amadaki cinsiyet
farklln aratran 205 almann bir meta-anallzinde Dlndia ve
Ailen (1992), kadnlarn kendilerini erkeklere gre daha ok a
tklarn bulmulardr. Kiilerin kime daha ok aldklarna bakl
dnda daha ok kadnlara ve ayn cinsiyetten arkadalara al
dklar anlalmtr. Bu analize gre, kadnlar yakn kz arkada
larna ve sevgililerine kendilerini erkeklere gre daha ok aarlar,
ama erkek arkadaa alma bakmndan iki cinsiyet arasnda an
laml bir fark yoktur.

Kadnlar genellikle kendilerini daha ok ama eiliminde ol


makla birlikte bu farkn fazla olmad ve zellikle baz konular
da erkeklerin kendilerini kadnlardan daha fazla atklar da g
rlmtr. Erkekler arabalar, spor gibi geleneksel olarak daha er
keksi gibi grlen konularda kendilerini daha ok aarlar. Bu ba
kmdan da geleneksel cinsiyet rollerinin etkisini gzlemek mm
kndr.

Aratrma
Ama: Cinsiyet ve cinsiyet rol ile atlganlk arasndaki ilikile
ri grmek
Yntem
Denekler: 101 (58 kadn, 43 erkek) niversite rencisi. Ya
ortalamas: 21,25 (s=2,34)
Aralar: Bern Cinsiyet Rol lei ve Rathus Atlganlk
Envanteri*
Bulgular:
(statistiksel analiz 2 (cinsiyet: kadn-erkek) X 4 (cinsiyet rol:
androjen, kadns, erkeksi, belirsiz) faktrl varyans analizi ve ko
relasyon)
1. Kadnlarla erkekler arasnda fark var, kadnlar daha atlganlar
(F (1,94) =5.14; p < .01).
2. Farkl cinsiyet rollerini benimsemiler arasnda fark var
(F (3,94) = 12.69; p < .05); erkeksiler ve androjenler, kadns
lardan ve belirsizlerden daha atlganlar.
3. Atlganlk, kadnlarda sadece erkeksilikle (r= .62, p < .01)
ama erkeklerde hem erkeksilikle (r= .70, p < .01) hem ka
dnslkla (r= .55, p < .01) anlaml dzeyde ilikilidir.
* Verilerin toplanmasna yardm eden Psk. Mehmet Acer'e te
ekkr ederim.

Ak
Ak ya da romantik sevginin nasl bir duygu olduunu betim
lemek pek kolay grnmyor. Bir almada akn 205 farkl zel
liinden sz edildii bulunmutur.
Ak konusunda kltrel ve tarihsel farkllklar gzlenmesinin
yan sra kadnlarla erkekler arasnda da farkllklar gzlenmitir
(Franzoi, 1996). Heteroseksel ilikilerde kadnlarn erkeklerden
daha romantik olduklarn gsteren aratrmalar vardr. Erkekler
kadnlara gre ilk grte aka, evlilik iin akn gerekliliine ve
sevdiklerinin ve yaadklar romantik ilikinin mkemmel olduu
na daha ok inanrlar. Baz aratrmalarda da erkeklerin kadn
lardan daha abuk k olduklar ve sevgililerinden daha zor ay
rldklar bulunmutur. Bu sonular kadnlarn daha az romantik
olduklar anlamna gelmez. Kadnlar bir kez k olunca erkek
ler kadar duygusaldrlar. Kadnlarn gerekte sevgilileri iin er
keklerden daha youn duygular yaadklar ve romantik iliki
leri konusunda daha canl anlara sahip olduklar gsterilmitir.
Grlmtr ki erkekler kadnlardan daha abuk ve kolayca k
olurlar, ama bir kez k olunca kadnlar da erkekler kadar ro
mantik olabilirler.
Bu farkll sosyokltrel farkllklara balayanlar olduu gibi
sosyobiyolojik faktrlere balayanlar da vardr. Sosyokltrel ba
k asna gre, ou kltrde kadnlarn sosyal statleri byk
lde elerinin sosyal statlerine baldr ve duygularnn pe
inden gitme lks olmayan kadn, daha ok faydac bir yakla
m benimsemek zorundadr. E seiminde bu nedenle erkekler
daha ok fiziksel ekicilie nem verirken, kadnlar sosyal stat
ye daha ok nem verirler. Sosyobiyolojik yaklam ise bu farkl
l, genlerin gelecee aktarlmasnda kadnlarla erkekler arasn
da gzlenen biyolojik farklla balar. Erkekler daha ok kadn
dlleyip gelecee daha ok gen aktarma ansna sahipken, ka
dn snrl sayda yumurtaya sahip olduu iin en iyi genlere sa
hip gl erkei seme eilimindedir. Sosyobiyolojik yaklam
erkeklerin neden daha abuk k olduklarn bu ekilde aklayabilse de neden klarndan daha zor ayrldklarn kolayca
aklayamaz.
TC 12

Kadnlarla erkeklerin ak stilleri bakmndan da farkl olduk


larn gsteren aratrmalar vardr (rnein, Bailey, Hendrick ve
Hendrick, 1987; Hendrick ve Hendrick, 2002). Ak stilleri ifa
desi, insanlarn ak farkl biimlerde yaayabilecekleri sayltsna dayanr ve farkl ekillerde snflanr. Lee, akn alt ayr bi
imde yaanabileceini leri srmtr (aktaran, Bykahln ve
Hovardaolu, 2003). Bunlardan birincil ak stilleridir: Tutkulu
ak, oyun gibi ak ve arkadaa ak. Tutkulu ak, fiziksel eki
cilik, tutku, sevecenlik, gvenli balanma, iletiime aklkla karakterize bir stildir. Oyun gibi ak, elence, cinsellik ve tutku
nun nemli, duygusalln ve balanmasnn az olduu, ksa s
reli ve okelilie ynelik bir ak stilidir. Arkadaa ak ise, ar
kadaln n planda olduu, zamanla gelien ve ilgileri payla
ma, birbirini gzetme ve benzerliin nemli olduu bir stildir. Bu
birincil stilin birleiminden de ikincil ak stili ortaya kar:

Mantkl ak (arkadaa ve oyun gibi), sahiplenici ak (tutkulu ve


arkadaa), zgeci ak (tutkulu ve oyun gibi). Mantkl ak, sev
gilinin baz zelliklerine (eitim, meslek, aile) nem verilen ve ge
lecekte de srmesi beklentisi tayan bir aktr. Sahiplenici ak,
duygusalln youn olduu, kskan, gvensiz, saplantl bir ak
stilidir. zgeci ak, karsndakini kusurlarna ramen seven, ba
layc, destekleyici ve onun iyiliini kendi iyiliinden ok d
nen bir ak stilidir. Leenin snflamasn esas alarak Hendrickler
(Hendrick ve Hendrick) ak tutumlar lei gelitirmiler, aratr
malar yapmlar ve cinsiyet, cinsiyet rolleri ile ak stilleri arasnda
balant olduunu gstermilerdir. Bailey, Hendrick ve Hendrick
(1987), niversite rencileriyle yaptklar bir aratrmada, erkek
lerin oyun gibi ak stilini, kadnlarn ise mantkl ve sahiplenici ak
stillerini daha ok gsterdiklerini belirlemilerdir. Bu almada,
cinsiyet rolleri ile ak stilleri arasnda iliki olduu da gsterilmi
tir. Androjenler tutkulu ak, mantkl ak ve zgeci ak; erkek
siler oyun gibi ak, kadnslar ise sahiplenici ak ve zgeci a
k daha ok benimsemilerdir. Hendrick ve Hendrick (2002), yine
niversite rencileri ile yrttkleri bir almalarnda, erkeklerin
zgeci ak, kadnlarn ise mantkl ak daha ok gsterdiklerini
bulmulardr. Trkiyede yaplan bir almada se (Bykahin
ve Hovardaolu, 2003), niversite rencisi kadnlarla erkeklerin
sadece zgeci ak bakmndan farkl olduklar ve erkeklerin bu
stili kadnlardan daha ok gsterdikleri bulunmutur. Bu bulgula
r aratrclar (Bykahin ve Hovardaolu), bu rneklemde sa
dece flrt eden iftlerin deil, ayn zamanda szl-nianl ve evli
iftlerin de bulunmasna ve kadnlarn artk ikili ilikilerde kendile
rine daha ok gvenmelerine balamlardr.
Cinsel tutumlar ve davranlar
Baile, Hendrick ve Hendrick (1987) ile Hendrick ve Hendrick
(2002) tarafndan yaplan aratrmalarda erkeklerle kadnlarn cin
sel tutumlar bakmndan baz farkllklar gsterdikleri belirlenmi
tir. niversite rencileri zerinde yaplan bu aratrmalarda, ka
dnlara kyasla erkeklerin daha ok, cinsel birlemeye dayal, ok
eli ve ak ilikilere ynelimli olduklar, cinsel davranlarrzevk-

li ama taraflarn balanmadan gerekletirdikleri bir fiziksel olay


olarak algladklar anlalmtr.
Oliver ve Hyde (1993) tarafndan yaplan bir meta-anaiitik a
lmada, Amerika Birleik Devletleri ve Kanadada yaplan 177
alma gzden geirilmitir. Sonular, erkeklerin daha sklkla
mastrbasyon yaptklarn (d = .96) ve evlilik ncesi cinsel liki
konusunda daha zin verici tutumlara sahip olduklarn (d = .81)
gstermitir. Bu ikisindeki farkn byk olduu grlmtr. Baz
davran ve tutumlarda ise orta ya da dk dzeyde cinsiyet far
k belirlenmitir: Erkekler, nianl iftlerin evlilik ncesi cinsel ili
kilerini daha uygun bulurlar (d= .43); evlilik d cinsel ilikiye y
nelik tutumlar daha olumludur (d = .29); daha sk cinsel liki
de bulunurlar (d = .33); daha gen yata cinsel ilikide bulunur
lar (d = .38); daha fazla sayda kiiyle cinsel likide bulunmu
lardr (d = .25); homoseksel davranlarda daha fazla bulun
mulardr (d = .33). Kadnlar ise cinsellikten daha fazla kayg ve
utan duyarlar (d = -.35) ve ifte standarttan daha fazla sz eder
ler (d = -.29). Cinsel davran ve tutumlarda belirlenen bu cinsi
yet farkllnn eskiye kyasla gnmzde azald da belirlen
mitir. Ecinsellere, mastrbasyona ynelik tutumlar, cinsel do
yum, pme ve oral seks sklnda ise cinsiyet fark belirlen
memitir.
Risk alma
Risk alma, kiinin olas davranlar iinden olumsuz ya da teh
likeli sonular olan davranlar seerek yapmaya ynelmesidir.
Risk alma davranlar ok eitli olabilir ve davranlar farkl d
zeyde risk ierebilir. Yksek hzda ya da alkollyken araba kul
lanmak, korunmasz cinsel ilikiye girmek riskli davranlar ola
bilir. Hatta snf iinde bir soruya cevap vermek, bulutlu hava
da emsiye almamak bile riskli davranlar saylabilir. Bir davra
nn riskli saylmasnda, davranta bulunann bu davrana ili
kin algs, ya, yetenei, ortam gibi faktrler nemli rol oynar.
Risk alma konusunda yaplan bir meta-anallzde (Bymes, Miller
ve Schafer, 1999), 150 aratrmann sonular zerinde durulmu
ve kadnlarla erkekler arasnda risk alma konusunda farkllk ol

duu belirlenmitir. Kadnlara kyasla erkeklerin daha ok risk al


ma davran gsterdikleri bulunmutur.
Fiziksel salk
Buradaki bilgiler, W erschten (1998) zetlenmitir. Fiziksel
salk, genellikle kiinin nasl grndyle ilgilidir ve bronzla
m bir ten, ince ve atletik bir yap genelde salkllk olarak g
rlr. Bununla lgili olarak da vcut imgesi kavram nemlidir.
Kadnlarla erkeklerin vcut imgelerinin farkl olduu bildirilmitir.
Kadnlarn vcut imgelerinin erkeklerin vcut imgelerine gre da
ha olumsuz olduu, yani kadnlarn vcutlarnn grnmnden,
zellikle de kilolarndan daha az honut olduklar bulunmutur.
Bu konu aada daha ayrntl olarak ele alnacaktr. Ayrca top
lum asndan da erkeklere kyasla kadnlarn fiziksel grnm
leri ve ne kadar yedikleri daha ok nemsenir. Kadnlar iin in
ce bir yap daha kadns olarak alglanrken erkekler iin orta klloluluk daha erkeksi olarak alglanr. Bu da kadnlarda yeme bo
zukluklar ve zellikle de anorexia nervosa (yeterince zayf oldu
u halde hl rejim yapmaya devam etmek, hatta hi yemek ye
memek) ve bulimia (yediini mdahaleyle karmak) riskini art
rr. Aratrmalar, almayan kadnlarn alan kadnlara kyasla
fiziksel grnmleriyle daha ok megul olduklarn, erkeklerde
ise bunun tersinin gzlendiini gstermitir. Bu sonucun belki de
alan kadnlarn cretli ilerinin onlara alternatif bir g kayna
salamasna balanabilecei bildirilmitir.
Fiziksel salklln znel deerlendirilii, salkl hissetmedir
ve bu bakmdan da cinsiyet farkna rastlanr. Hastalk orannn ka
dnlarda, lm orannn ise erkeklerde daha yksek olduu bildi
rilmitir. Kadnlarda, yaam tehdit eden -kalp rahatszlklar gibi
hastalklar daha az gzlenmitir ve her yata erkekler iin lm
riski daha yksektir. Kadnlarn salk hizmetlerinden erkeklere
kyasla daha ok'yararlandklar da bildirilmitir.
Erkeklerde lm orannn yksek olmas, erkeklerin baz dav
ran ve alkanlk kalplarna balanabilir. Erkeklerde sigara ve
alkol tketimi daha yksektir ve A tipi davran kalb (heyecan
l ve hrsl olma, ok kouturma, ok i yklenme vb.) daha yay

gndr. Ayrca kadnlarla erkeklerin beslenme ekillerinin de fark


l olduu, kadnlarn daha dk kalorili ve sala katkda bu
lunan besinleri, rnein yourdu, daha ok tkettikleri, oysa er
keklerin daha ok ve daha yksek kalorili besinleri tercih ettik
leri belirtilmitir. Kadnlara kyasla erkekler hem daha ok hem
daha sk hem de daha hzl yerler. Ancak te yandan sporla ve
sportif faaliyetlerle erkeklerin daha ok lgilendikleri ama kadn
larn da vitamin alma, dzenli uyuma, hobilerle megul olma gi
bi sal oluturan ve koruyan davranlar daha ok sergiledik
leri de gzlenmitir.
Beden imgesi
Beden imgesi ve ekicilik konusunda, elli yl inde yaplan
222 aratrmann meta-analltik ncelemesi (Feingold ve Mazzella,
1998), kadnlarn erkeklere gre bedenlerinden daha az honut
olduklarn ve bu honutsuzluun gnmzde daha fazla oldu
unu gstermitir. Erkekler kendilerini daha ekici olarak deer
lendirirler, beden imgelerinden daha honutturlar ve bu durum
gemie gre gnmzde daha da artmtr. Bu ynde belirle
nen cinsiyet farkll yaa gre deiir, farkllk ergenliin ban
dan tibaren artar ve yetikinlie doru azalr.
Kadnlar kendilerini hem kendi istedikleri hem de dier kadn
larn genellikle tercih ettikleri llerden daha iman bulurlar ve
erkeklerin de kendi llerinden daha zayf kadnlar beendik
lerini dnrler; oysa erkeklerin gerekte beendikleri kadnlar
kadnlarn tahmin ettiklerinden daha imandr. Kadnlarn vcut
lleri iin verdikleri tahminler ile kendi vcut lleri arasnda
bulunan farkllk erkeklerde anlaml dzeyde gzlenmez. Yani er
keklerin gerek vcut lleri ile ideal, dier erkeklerin beendi
ini dndkleri ve kadnlarn beendiini dndkleri vcut
lleri arasnda anlaml farkllk yoktur (Forbes, 2001). Bu a
lmada ayrca, benimsedikleri cinsiyet rol kadns ve farklla
mam bireylerin, erkeksi ve androjen bireylere gre vcut l
lerinden daha ok honutsuzluk yaadklar ve vcut llerin
den memnun olmamann kendilik saygsyla likili olduu belir
lenmitir. Baka aratrmalarda da benzer sonular bulunmu

tur. rnein, Monteath ve McCabe (1997), kadnlarn ideal ka


dn vcut llerini kendi vcut llerinden daha ince olarak al
gladklarn ve bu farklln da ya tm vcutlarndan ya da v
cutlarnn baz blmlerinden doyumsuzlua yol atn ve bun
da da kendilik saygsnn rol olduunu bildirmilerdir. Demarest
ve Ailen (2000) ise, kadnlarn erkeklere kyasla vcut llerin
den daha az doyumlu olmalarnn etnik grubu ne olursa olsun
btn kadnlarda grldn bulmulardr. Bu aratrmada er
keklerde de ama zellikle kadnlarda kar cinsin beendii v
cut lleri hakknda yanl alglar olduu, yani kar.cinsin tercih
ettii vcut llerini kadnlarn daha zayf, erkeklerin de daha
iri olduunu tahmin ettikleri bulunmutur. Borchert ve Heinberg
(1996) de, kadnlarn kendi vcut llerini olmas gerektiini d
ndklerinden daha iman olarak deerlendirdiklerini ve bu
bakmdan kadnlarla erkekler arasnda anlaml fark olduunu ve
cinsiyet rollerinin de (kadnslk ve erkeksilik) vcut llerinden
duyulan honutsuzlukla ilikili olduunu bulmulardr. Abell ve
Richards (1996) da erkeklerin istedikleri kadar kilolu olmadkla
r iin vcut llerinden honutsuz olduklarn ve bu bakmdan
kadnlardan daha memnuniyetsiz olduklarn ve vcut memnu
niyeti ile kendilik saygs arasnda iliki olduunu bulmulardr.
Powell ve Hendricks (1996) ise bir tarama almasnda kadnla
rn vcut llerinden erkeklere gre daha az memnun oldukla
rn belirlemilerdir.
Trkiyede yaplan aratrmalarda da benzer bulgular elde
edilmitir. Hovardaolunun (1990), niversite rencileriyle yap
t bir aratrmada, erkek rencilerin kz rencilere kyasla v
cutlarn daha olumlu deerlendirdikleri bulunmutur. Bu aratr
mada ayrca, vcut algs ile depresyon dzeyi arasnda da ili
ki olduu ve bu ilikinin kzlarda daha gl olduu belirlenmi
tir. Buna gre, vcut algsnn olumsuz olmas ile depresyon d
zeyinin grece yksek olmas birlikte gzlenmitir ve bu durum
kzlarda daha fazladr. Bu durum, Hovardaoluna gre, kzla
rn kendilerini deerlendirmelerinde fiziksel zelliklerin daha faz
la arlk tadna ve bunun da depresif eilimlerle ilikili olabi
leceine iaret eder. Aadaki aratrmada verilen, kitabn ya

zar tarafndan yaplan aratrmann sonucunda da benzer bul


gular elde edildii grlr. Bu aratrmada da kzlarn vcut al
glarnn erkeklerlnklnden olumsuz olduu ve vcut algs le ruh
sal arasnda liki olduu bulunmutur. Bu aratrmada ayr
ca, vcut algs le cinsiyet rol ilikisi de gzlenmitir. Yukardaki
aratrmada, vcut algsnn cinsiyete gre deitii ve zellikle
kadnlarda yalnzlkla ilikili olduu grlmtr. Kadnlarda v
cudu olumsuz deerlendirme ile kendini yalnz hissetme birlikte
gzlenmitir; dier bir deyile kadnlar, vcutlarndan honut ol
madklarnda kendilerini daha yalnz hissederler.

Aratrma
Ama: Cinsiyet ve cinsiyet rol ile vcut algs ve ruh sal
arasndaki ilikileri grmek
Yntem
Denekler: 291 (145 kadn, 146 erkek); ounluunu niversi
te rencisi oluturuyor,
Deneklerin ya ortalamas, 22,39 (s=2,86)
Aralar: Bern Cinsiyet Rol lei, Vcut Algs lei ve Ksa
Semptom Envanteri*
Bulgular:
(statistiksel analiz: 2 (cinsiyet: kadn-erkek) X 4 (cinsiyet rol:
androjen, kadns, erkeksi, belirsiz) faktrl varyans analizi, t tes
ti ve korelasyon)
1. Erkeklerin vcut alglar kadnlarnkine gre daha olumludur
(F (1,283) = 19.19; p<.01).
2. Farkl cinsiyet roln benimsemiler arasnda, vcut alg
s bakmndan anlaml b ir farkllk vardr (F (3,283) - 6.52;
p<.01). Erkeksiler ve androjenler, kadnslara ve belirsizlere
gre vcutlarn daha olumlu alglyorlar.
3. Salar, yz rengi, burun, srt, kulaklar, ba, ene, omuz ge
nilii, kollar, gsler, gz ekli di ekli, ses, diz, yz ekli,
kilo bakmndan erkeklerle kadnlar arasnda anlaml bir fark

llk yoktur. Ancak erkeklerin itahlarn, ellerini, vcuttaki kl


dalmn, fiziksel glerini, idrar-dk dzenlerini, kas kuv
vetlerini, bellerini, enerji dzeylerini, vcut yaplarn, profil
lerini, boylarn, duyularnn keskinliini, arya dayankllk
larn, sindirim sistemlerini, kalalarn, hastala direnleri
ni, bacaklarn, cinsel glerini, ayaklarn, salklarn, cin
sel faaliyetlerini, vcutlarnn duru eklini, cinsel organlarn
kadnlara gre daha ok beendikleri ve sadece uyku dze
yi bakmndan kadnlarn kendilerinden erkeklere kyasla da
ha honut olduklar grlmtr.
4. Vcutlarn daha ok beenenlerin daha az beenenlere k
yasla ruh salklar daha olumludur, daha az psikopatolojik
belirti gsterirler (t (289) = 5.34, p<.01) ve gsterdikleri be
lirtiler daha az ciddidir (t (289) = 5.12, p<.01).
zet olarak, kadnlar da erkekler de vcut llerinden ok
honut grnmyorlar, ama bu memnuniyetsizlik kadnlarda da
ha fazladr.
* Verilerin toplanmasnda yardm eden Psk. Emine Cebeciye
teekkr ederim.

Sonu
Bulunan cinsiyet farkllklarnn fazla olmad sylenebilir.
Sosyal bir davranta genellikle, kadnlarn ve erkeklerin kendi i
lerindeki (ayn cinsiyet iindeki) farkllklar (cinsiyet ii -g ru p ii
varyans), kadnlarla erkekler arasndaki farkllktan (cinsiyetler
aras -gruplar aras- varyans) daha daha fazladr. Kadnlarla er
kekler arasnda gzlenebilecek farkllklarn abartldndan sz
etmek mmkndr. Bu da Tavrisin belirttii gibi sadece iki cin
siyet olmasndan kaynaklanyor olabilir, eer cinsiyet olsayd
bu kadar kutuplamadan sz edilmeyebilirdi (aktaran, Brannon,
2002). Meta-analitik almalarn ve dier baz aratrmalarn so
nularna gre de cinsiyet benzerliklerinin farkllklarndan fazla
olduu rahatlkla sylenebilir. En belirgin cinsiyet farkllklar, sal

drganlkta ve szel olmayan letiimde gzlenmitir. Cinsiyet kalpyarglarnn temellendii cinsiyet farkllklarnn pek az aratr
malarla desteklenmitir.
Yukarda balklar halinde cinsiyet farkllklarndan sz edil
mesi genel bir izlenim edinilmesine yneliktir ve ou iin daha
dakik, daha ayrntl ve daha ok sayda aratrmaya ihtiya var
dr.
iki cinsiyet arasndaki farkllklar konusunda eitli tartmalar
vardr. Toplumun ve psikolojinin, srekli olarak kadnlarla erkek
ler arasndaki kk farkllklar vurgulad, bylece cinsiyet kalpyarglarnn srmesine destek olunduu sylenmitir. te yan
dan Hare-Mustln ve Marecek (1990) de postmodernlst bir yakla
mla cinsiyet farkllklarnn anlamn sorgulamlardr. Onlara g
re, kadn-erkek farkll, problemli ve paradoksal bir konudur ve
toplumsal cinsiyetin psikolojik farkllklar boyutu olarak ele aln
mas, kavramn basitletirilmesine yol aacaktr.
Bu tartmalarn bir blm farkn miktarna yneliktir: Acaba
iki cinsiyet arasndaki farkllk kk mdr byk mdr? Bu
konudaki farkllklar meta-analizlerln sonularnn yorumlanma
syla lgili statistiksel tartmalar da beraberinde getirir (Becker,
1996; Martel; Lane ve Emrich, 1996), Bir ksm tartma da cinsi
yet farkllklarnn srekli olarak ncelenmesinin gereklilii zeri
nedir. Aada bu tartmalardan ksaca sz edilecektir.

Cinsiyet farkllklarna ilikin tartmalar:


Cinsiyet farkllklarnn aratrlmas gerekli midir?
Cinsiyet hemen her aratrmada ele alnan deikenlerden bi
ridir. ncelikle kadnlarla erkekler arasndaki farkllklar zerinde
younlalmayan aratrmalarda bile cinsiyet bir deiken olarak
alnr. Ayrca cinsiyet farkllklar zerinde duran pek ok metaanallz almas vardr. Baz yazarlar bunun gerekli olduunu be
lirtirken bazlar da kar karlar. Bununla lgili yaplan tartma
lar literatrde izlemek mmkndr. rnein, Eagly (1995) le
Marecek (1995) ve Lott (1996) arasnda bu konuda geen tart
malardan ve yine Eagly (1997) le Lottun (1997) bu konuyla lgili
yazlarndan sz etmek mmkndr.

Eagly (1995), cinsiyet farkllklarna deinen nceki aratr


malarn 1970lerde yntemsel hatalar nedeniyle eletirildiklerini
ve bu nedenle de ou kadn olan pek ok pslkoloun feminist
perspektifle (Eagly de bir feministtir) cinsiyet farkllklarn aratr
maya baladklarn ifade etmitir. Bu psikologlar, kadnlara y
nelik kalpyarglarn ve tutumlarn yanl olduunu ve davran, ki
ilik zellikleri ve yetenekler bakmndan cinsiyet fark bulunmad
n gstermek amacyla pek ok aratrma yapmlardr. Ancak
bu aratrmalar, Eaglyye (1995) gre, cinsiyet farkllklar bulun
madn gstermede fazla baarl olamamlardr. Bunun zeri
ne, feminist psikologlar arasnda bu tr aratrmalara negatif tep
kiler gelmeye balamtr. Psikologlarn bir blm, cinsiyet fark
llnn ok kk olduunu ya da yapay olarak ortaya ktn,
aratrma sonular arasnda tutarszlk olduunu ya da kalpyarglarla uyumadn ileri srmlerdir ama Eagly'ye (1995) gre,
sonular her zaman byle deildir. Eagly, feminist yazlarda cin
siyet farkllklarnn biyolojik faktrlere balanmas ihtimaline y
nelik bir kaygnn gzlenebileceinden sz etmitir. Bu kaygnn,
biyolojik kkenli olduu belirlenen farkllklarn kadnlarn dou
tan erkeklerden daha aa durumda olduklar peklinde yorum
lanmas tehlikesinden kaynaklandn belirtmitir. Oysa Eagly,
psikologlarn cinsiyet farkllklar zerinde aratrmalar yaparak
bu farkllklarn nedenlerini de daha iyi anlayabileceklerini d
nr; bylece hem kadna hem erkee kendi doalarn anlamala
rna yardm edilebilecek ve cinsiyet eitliini salayacak yollarn
bulunmas mmkn olabilecektir.
Eaglynin bu grlerine Marecek (1995) kar kmtr. Marecek, amacn okuyucuyu cinsiyet farkllk ve benzerlikleri hak
knda yeni bir gerek konusunda ikna etmeye almak deil,
toplumsal cinsiyetin karmak ve ok ynl anlam konusundaki
disiplinler aras tartmalara katlmaya davet etmek olduunu be
lirtmitir. Mareceke gre, artk toplumsal cinsiyetle lgili yeni ta
nmlamalar ve analizler bireysel dzeyden kllleraras ve kurum
sal dzeye kaymtr ve artk cinsiyet deimez, evrensel bir an
lamla ele alnamaz, nk toplumsal cinsiyetle ilikili anlamlar
kltrden kltre, gruptan gruba ve hatta bireyin yaamndaki

bir zamandan dierine deiiklikler gstermitir. Lott (1996) da


Marecek gibi, cinsiyet farkllklarnn zamana, mekna, kiilerin
farkl yaantlarna ve durumsal faktrlere bal olarak farkllaa
bileceinden sz etmitir ve bu durumun sadece iki cinsiyet ara
sndaki farkllklarda deil, ayrca ayn cinsiyet iinde de gzlene
bileceini belirtmitir. Lotta gre, bu nedenle cinsiyetler arasn
daki farkllklarn sralanmasnn hibir anlam yoktur ve psikoloji
nin grevi davrann hangi koullarda ve nasl renildiini orta
ya karmak olmaldr.
Bu tartmann bir benzerini de Cinsiyet farkllklarn aratr
may srdrmeli miyiz? sorusuna (VValsh, 1997) verilen cevap
larda (Eagly, 1997; Lott, 1997) grmek mmkndr. Lott (1997),
kadnlarla erkekler arasndaki benzerliklerin ve farkllklarn belir
lenmesinin bir kataloglama olduunu ve bunun toplumsal g
farkllklarnn srdrlmesi iin bir dayanak oluturma gibi po
litik bir ilevi olduunu ileri srmtr. Lott, cinsiyet farkllklar
zerinde durmann psikolojinin amalarndan biri olmamas ge
rektiini belirtmitir. nk davran her zaman bir balam iin
de ortaya kar ve durum ve koullar davran zerinde anlam
l farkllklar yaratr. Ayrca, benzerlik ve farkllklar zerinde dur
ma sadece betimleyici bir faaliyettir ve davrann aklamasn
salamaz. Davrann kendisi zerinde durulmaldr ve iki cinsi
yet iin de sz. konusu olan muhtemel nclleri aratrlmaldr.
Psikoloji, kltrn cinsiyetle ilikilendirdii davranlarn nclle
rini aratrmaldr, yani o davran hangi koullar altnda renili
yor ve gsteriliyor bunun zerinde durmaldr. Ayrca cinsiyet ile
stat arasndaki ilikiyi incelemeye devam etmelidir. Lotta gre,
insan davrannn cinsiyeti yoktur ve bireyler belirli koullar altn
da belirli trde davranmay renirler, koullar deiince davra
nlar da deiebilir. Lott, bu grleri iin, cinsiyetin belli olduu
koullarda kadnlarn ve erkeklerin farkl davranlar sergiledikle
rini, cinsiyetin belli olmad koullarda ise benzer davranlar
da bulunduklarn gsteren aratrmalardan bahsetmitir. zetle
Lott, cinsiyet farkllklarn ve benzerliklerini kataloglamann insan
davrannn karmakln gzden karmak anlamna geldiini
ve farkllklar srdren mevcut politik dzenlemelerin srmesini

pekitirdiini ileri srmtr. Bu gre kar kan ve kendisi de


meta-analizler yaparak cinsiyet farkllklarn aratrm olan Eagly
(1997) ise, cinsiyet farkllklarna ilikin aratrmalarn genileye
rek srmesi gerektiini, nk bu alma sonularnn cinsiyet
konusundaki politikalarn oluturulmasna katkda bulunduunu
savunmutur. Eaglyye gre, bu aratrmalar, erkek lehinde olan
toplumsal g farkllklarnn ortaya karlmas ve kadn lehine
sosyal deiimlerin salanmas in gereklidir.
Kadn ve erkek ne kadar farkldr?
Literatrde gzlenen nemli bir tartma da kadnla er
kek arasnda gzlenen farkllklarn ne kadar olduuna likin
dir. Yukarda sz edilen tartmann bir benzeri de bu konuda
srdrlyor. Bu tartmann ana oda, kadnla erkek arasn
da gzlenen farkllklarn kk m byk m olduuna ilikin
dir ve yukarda isimleri geen yazarlar bu konuda da tartyor
lar. Yukarda ksaca deinildii gibi, baz feminist yazarlar farkn
fazla olmadn ve mevcut farkn zamanla azaldn vurgularlar
(rnein, Hyde ve McKinley, 1997). Dierleri ise bu farkn hi de
az olmadn, iki cinsiyet arasnda nemsenecek bir farkllk ol
duunu belirtirler. Bu farklln ne kadar olduu tartmas bera
berinde meta-analizlere likin tartmalar da getirmitir. Bu tar
tmann nedenini belki de, Eaglynin (1995) belirttii gibi, iki cin
siyet arasndaki farkn az olmamasnn, hatta bir de bunun bi
yolojik kkenli olduunun anlalmasnn zellikle baz feminist
yazarlar tarafndan kadnn imdiki grece daha dk konumu
nun srdrlmesi iin bir temel oluturulaca endiesinde ara
mak gerekir. Bu hi de yabana atlacak, grmezden gelinecek
bir endie deildir. Hakl olarak imdiye kadar kadn aleyhine i
lemi mekanizmalar, sistemler muhtemelen byle bir bilimsel te
mele oturtulursa statkonun srdrlmesi konusunda daha g
l bir konuma gelebilirler. nk mademki farkllk var ve ma
demki bu farkllk biyolojik kkenli o halde kadn evinde oturma
ldr, kadn okutulmamaldr, kadn almamaldr ya da bir kay
nak varsa bu kaynak daha ok erkek iin kullanlmaldr gibi de
erlendirmelere, daha kts kalc politikalara yol aabilir. Oysa

fark ne kadar olursa olsun, bu farklarn ortaya konmas da gerek


li gibi grnyor. (Bu arada, gerek farkn ok fazla olmad g
rne katldm belirtmek isterim.) Paludi'nin (1998) kitabnda
verilen, Halpernin (Amerikadaki bir niversitenin retim ye
lerinden) bilisel etkinliklerdeki cinsiyet farkllklar konusundaki
gr nemlidir. Halpern, bilisel yetenekler konusunda aratrmalarca da dorulanan cinsiyet farkllklarnn bir eksiklik gibi
yorumlanmasn, erkeklerle ilgili yeteneklerin daha deerli bulun
masna ve kadnlarn daha yetenekli olduklar alanlarn deerinin
kltlmesine balam ve bu farkllklar nkr etmek yerine bu
yeteneklere yklenen toplumsal deer zerinde yeniden dn
menin zaman geldiine iaret etmitir.
Daha nce kuramlardan sz edildiinde deinildii gibi,
nemli bir baka tartma da, eer varsa bu cinsiyet farkll
nn kkeninin biyolojik mi yoksa sosyal mi olduuna ilikindir.
Kuramlar blmnde bu tartma ksmen ele alnd in bura
da anlatlmayacaktr.

6. Blm

Cinsiyet Kalpyarglarnn ve Cinsiyet


Rollerinin Sonulan

S., niversite rencisi, bayan


Toplumsal hareketliliim ok fazla kstlanyor, istediim yer
de, istediim zaman bulunamyorum. Srekli olarak nereye gitti
im, ne yaptm konusunda sorguya ekiliyorum. Akamlar gez
meye gitmeme izin verilmiyor. En ok zldm de futbolu ok
sevmeme ramen malara gitmeme izin verilmemesi. Sonra bir
de bizim kltrmz iin namus anlay ok kat. zellikle aabe
yim, bir erkek arkadam olmasn kabul edemiyor ve eer erkek
arkadam olduunu renirse huzursuzluk karyor. Dolaysyla
artk annem dnda evdeki kimsenin bir sevgilim olduundan ha
beri olmuyor. Gizli gizli telefonda konuuyorum ya da sevgilimle
rahat rahat buluamyorum. Oysa aabeyim kz arkadan alp bi
zimle tantrmak iin eve getirebiliyor. Sonra sanki evdeki btn
iler annemin ve benim grevlerimizmi gibi grlyor. Ve onlar
la o kadar zdelemiiz ki b ir gn bunlar aksattmzda hemen
dikkati ekiyor. Ev ilerinin bizim grevimiz olduunu yle benim
semiler ki yaptmz btn iler doal ve basit olarak karlan
yor. Takdir edilmiyor. Mesela evi temizlediim gnler sadece an
nem teekkr ediyor. Bu ev ilerinin zevksiz bir hale gelmesine ve
benim zerimde b ir bask olumasna neden oluyor. Ayrca evde
ki ve evremdeki herkes benim derslerimde ok baarl olmam,
okulumu iyi bir dereceyle bitirmemi istiyor, bu da benim zerimde
byk bir yke dnyor. Oysa aabeyimin okulunu dokuz se

nede bitirmesine kimse bir ey demiyor. Snav dnemlerinde ya


adm kayg nedeniyle fiziksel dengem altst oluyor. Ayrca bir
de kzlara srekli olarak empoze edilen eylerden biri gzellik.
H ibir zaman bu konuda ok bir aba harcamasam da yl nce
b ir rahatszlk nedeniyle btn suratmda koca sivilceler kmt.
Bundan ok rahatsz oluyordum ve artk aynaya bile bakmak iste
miyordum. Ancak kyafetlerimin kstlanmas gibi bir durumla ok
karlamyorum. stediimi giymekte zgrm. Bunun niye by
le olduuna dair bir fikrim yok. Yani neden aabeyim benimle il
gili her ey gibi buna da mdahale etmiyor, bilmiyorum. Hem kz
hem de kk birey olduum iin herkesin zerimde hak iddia et
mesi, bana bask yapmas da ou zaman beni bunaltyor. Bir ar
kadamda kalacakken bile o insann telefonu, adresi alnyor ve
ok zor izin veriliyor. Bazen izin alrken o kadar zorlanyorum ki git
mekten vazgeiyorum. Ve btn bunlarn nedeni olarak, "Biz sa
na gveniyoruz ama evreye gvenemiyoruz" diyorlar, ileri sr
dkleri neden benim iin pek inandrc deil. Ben durumun daha
ok Konu komu ne der? anlayndan kaynaklandn dn
yorum. Kalpyarglar ve nyarglar kadnlarn snrlanmasndaki en
nemli etken. Ailem bunu ak bir ekilde ifade etmese de bunun
farkndaym. Onlarn nedenleri sadece bahane ve durumu ok ba
sitletiren bir neden. Bu yzden evremdeki insanlardan souyo
rum. Kstlanmann nedeni onlar olarak gsterildii iin onlara kar
olumsuz duygular gelitiriyorum.

Bundan nceki blmlerde geleneksel cinsiyet kalpyarglar,


kalpyarglaryla dorudan ilikili cinsiyet rolleri ve belki de bunla
rn etkisiyle ortaya kan cinsiyet farkllklar zerinde duruldu; ilgili
kuramlar, kavramlar ve tartmalar zetlendi. Bu konular ele alnr
ken umulur ki okuyucu cinsiyet kalpyarglarnn insanlar zerinde
yaratt kstllklar zerinde de bir izlenim edinmi olsun.
Kolayca anlalyor ki bir toplumun yesi bireyler kadn da ol
salar, erkek de olsalar tek tip olma ynnde bask yayorlar ve
bu basknn bireylerin kendi istedikleri ynde gelimelerini, ken
dilerini gerekletirmelerini salad kesinlikle sylenemez. Bu

kitabn konusu olmayan baka pek ok bask da vardr kukusuz.


Toplum, yesine pek ok ynden, eitli kurumlaryla, normlary
la, gelenek ve grenekleriyle, ekonomik koullarn arlyla, ba
armaya ynelik rekabetle, moda, vb.lerlyle ok kanaldan bas
k yapmaya alr. Bu basklarn en nemlilerinden biri kukusuz
cinsiyetleri ayrtrma ve tipletirme abalardr.

A., niversite rencisi, bayan


zellikle bu rencilik yllarmda yurtta kalmakla yaammn s
nrlandn hissediyorum. Karma bir yurtta kalyorum ve kzlarla
erkeklere yaplan muamele arasndaki fark toplumdaki kalpyarglardan kaynaklanyor. Biz kzlar en ge 21.30da yurtta olmak zorundayken erkek renciler yurda hi gelmeseler bile sorun ol
muyor. Onlara bu davranlar karlnda hibir yaptrm uygulan
mazken kzlar izinsiz olarak bir gece yurda gelmezse ya da ge
gelirse disiplin cezas alyor. Bunun nedeni de kzlarn gece da
rda kalmamalar gerektii, kendilerini koruyamayan zayf varlklar
olduu ynndeki yaygn inan.
Ayrca memleketimde de toplumsal cinsiyele ilikin kalpyargl insanlar Ankaraya tek bama seyahat ettiimi, burada tek ba
ma kaldm duyduklarnda yz ifadeleri deiiyor ve kz olduum
iin okumayp evde oturmam gerektiine ilikin beklentileri nede
niyle bana nyargyla bakyorlar. Bu ada bile.

Kadnlar ve erkekler olarak ayrlm iki grubun yeleri, bk


lp katlanm ktlardan makasla kesilmi, anca el ele tutuan
birbirinin ayn bir sr bebek gibi ya da patates basks gibi aynlatrlmaya allr ve bu bask dier basklar da ierir. Kadn ya
da erkek, ama galiba en ok kadn, bu bask altnda bunalr, sk
lr, mutsuz olur, zgrce kendine yol izemez, kendini gerekle
tiremez. Bunun sonucunda da psikolojik ve fiziksel rahatszlklar
youn olarak ortaya kar.
Bu blmde cinsiyet kalpyarglarnn ve cinsiyet rollerinin ka
dna ve erkee ykledii baz sorumluluklar ve bunlarn sonulaTC 13

r zerinde durulacaktr. Ancak grlecektir ki bu blm arlk


l olarak kadna getirilen snrllklar zerinedir. Bunun bir nede
ni, kadnlar zerinde yaplan almalarn okluu olmakla birlik
te asl neden, gerekten de kadnlarn bu tr snrllk ve sorunlar
altnda ok daha fazla eziliyor olmalardr. 1970 yllarda youn
laan kadn hareketi, bu sorunlar ve snrllklar aratrmaya y
nelii de getirmitir. Aada nce, erkekleri de ilgilendiren ama
ounlukla kadnlar hakknda olan baz sorunlar zerinde duru
lacak, sonra da ayr bir balk altnda erkeklerin yaadklar snr
llklar zetlenecektir.
Ev ilerinin paylam
Ev iinde gnlk yaam srdrebilmek iin yaplmas gere
ken iler vardr. Yemein yaplmasndan amarlarn ykanmas
na ve skklerin dikilmesine, turu, reel yaplmasna, plerin
kap nne konulmasna kadar pek ok i mevcuttur. Bu ilerin
eitlilii ve yaplma skl elbette evden eve ve bu leri yapanlarn/tketenlerin tercihine gre deiecektir ama deimedii
gzlenen bir durum, bu ilerin yaplnda evde kadnn ve erke
in eit sorumluluk almyor olulardr. Bu ilerin yaplmas konu
sunda ev iinde bir paylam olsa bile bu paylam genellikle eit
deildir ve kadnlar geleneksel olarak bu ilerin yaplmas ve taki
bi konusunda birinci dereceden sorumlu tutulurlar. artcdr ki
ev ileri kadnlar tarafndan bile gerek bir i saylmaz.

P., niversite rencisi, bayan


Bu gnlerde yaadm iin ilk aklma iki sorunum geliyor.
Birincisi, ben bir izci grubunda izci lideriyim ve yaadm sorun,
erkek bir liderin sylediklerine, bilgisine izcilerin benim syledik
lerime gre daha ok gvenmeleri. zciler genelde (kz ya da er
kek) b ir sorunlar ya da izcilikle ilgili bir sorular olduunda nce
bunu bir erkek lidere danmay uygun gryorlar. evrelerinde
erkek lider yoksa bir bayan lidere soruyorlar, ama daha sonra al
dklar bilginin ya da zmn doruluunu kesinletirmek iin er
kek bir liderden onay alma gereini duyuyorlar. Bunun nedeni, er

keklerin kadnlara gre sorunlara daha iyi zm bulduu ve iz


cilik, daclk, yama parat gibi konularda daha bilgili ve ye
tenekli olduklarna ynelik nyarglarn olmas. Bu nyarglar be
nim liderlikte statm ykseltmeye alma ve bilgimi artrma is
teimi azaltyor.

Renzetti ve Crran (1992), ev ilerini yle tarif ederler: Ev i


leri seksenden fazla grevi iermekle birlikte uzmanlam ilere
dahil edilmez. Ev ii srekli tekrarlanr, asla tamamen bitmez; ta
tillerde bile yaplr. Ev ileri zel yaamla ilgilidir ve kii kendi evi
nin iini yaparken cretli iler gibi, ie gitm ek zere evden ay
rlmaz, ev ileri sadece evde yaplr. cretsizdir, ilerin deeri ge
tirdii gelirle balantldr, ev ilerinin karl bir cret olmad
iin deerli de grlmez. Ev ilerinin kat alma programlar
yoktur ve yapana bir zerklik salar. Bu nedenle de baz kadn
lar tarafndan sevilerek, doyum salanarak yaplr; bunda ev i
lerinin sevilen kiiler iin zel bir ilgiyle yaplmasnn da rol var
dr. Ancak ev ileriyle ykml ev kadnlarnn stats dktr.
Gnmzde ev ileri gemie gre kolaylam gibi grnyor,
ama bir hesaba gre 1980lerde ev kadnlarnn ev ilerine har
cadklar sre 1780lerdeki ev kadnlarnn bu iler iin harcadk
lar sre kadardr. Yaam standartlar ok ykselmitir, temiz ve
rahat bir evrede yaamak tercih ediliyor. Evler bymtr, e
yalar oalmtr, elbise-amar deitirme skl artmtr, zen
gin, ayrntlandrlm sofralarda yemek yeniliyor. Sonu olarak
btn bu ev ilerini yapmakla ykml kadnlarn ileri oalm
ve eitlenmitir. Ev iinde erkeklerin de stlendikleri baz iler
vardr, ancak erkeklerin yaptklar ev ii iler gnmzde endstrilemitir, erkein zerinden byk lde alnmtr. Teknolojik
gelimelere ve modernlemeye karn kadnlar iin ev ileri za
man ve enerji tketen iler olmaya devam ediyor. alan kadn
lar iin de durum ayndr.
Trkiyede, genelde erkeklere kyasla daha dk eitimli
olmalarna karn kadnlarn, Batda bile erkek ii olarak d-

nlen mesleklerde nemli yerlere geldikleri bildirilmitir (Erkut,


1982). Ancak, bugn alan kadnlar bile hl ev ilerinin tek so
rumlusu olarak alglanyor. Trkiyede kadnlarn nemli bir bl
m ev ilerini, zellikle elerinden ok az yardm alarak yrtr
(ifti, 1982; Bener, 1989). Bat lkelerinde de durum farkl deil
dir (Hedges ve Barnett, 1972; Gunter ve Gunter, 1990; VVeisner,
Garnier ve Loucky, 1994). O halde denebilir ki, geleneksel bl
m gnmzde de srdrlyor. Geleneksel blmnde ev i
lerini kadn yapar, erkek de evin ekmeini kazanr . Gnmzde
ekmei kazanma roln kadnlar da stleniyor. Ancak, ev ii
yapma rolnde byle bir gelime, erkeklerin de bu ie katlmala
r gzleniyor. Nitekim yneticilik yapan kadnlarda bile evdeki iblmnden memnun olmayanlar, bunun en nemli nedeni ola
rak btn leri kendilerinin yapmasn ya da erkeklerin zerlerine
deni yapmamasn gsterirler; bunu dorular biimde, bu y
netici kadnlarn eleri arasnda btn ilerin kadnlara kaldn
dan ve kendi katklarnn yetersiz olduundan sz edenler vardr
(Gnlndi Ersz, 1999).
Ev ileri kadnn boynunun borcu grlr, ama fazla deer
li bulunmaz, imamolu (1992), deersiz grlen ev leri iin bir
ift standartllk bulunduunu belirtmitir. cretli iler iin sz ko
nusu olmayan bu durum, ev iindeki baarnn kadn ve erkek
iin farkl alglara yol atn ifade eder. Erkein baarl olduu
ev i zor ve nemli olarak, kadnn baarl olduu ev i ise ko
lay ve nemsiz olarak alglanr ve erkein ev inde baarl, ka
dnn ise baarsz olmasnn kendisini kt hissetmesine neden
olaca dnlr. Ev ii ve cretli ile ilgili bu tr cinsiyet rol kalpyarglarna lkokul ocuklarnn da sahip olduklar bulunmutur
(Ungan, 1995).
Batda da ev ilerinin sorumluluu kadna aittir (Schooler ve
ark. 1984; Gunter ve Gunter, 1990; Golding, 1990). Kadnn a
lt ailelerde bile erkein ev iini eit olarak paylamas yzde
23,7 gibi hayli dk bir oranda grlmtr (Ross, 1987); al
mayan erkekler bile alan kadnlardan daha az ev ii yaparlar
(Renzetti ve Curan, 1992). Geleneksel olmayan yaam tarzlarn
(rnein, komn yaamn) benimsemi ailelerde de geleneksel

ev ii paylamnn ksmen srdrld gzlenmitir (Weisner,


Garnier ve Loucky, 1994).
Yaplan ev ilerinin cinsiyet rollerine gre farkllatn bildi
ren aratrmalar vardr. Gunter ve Gunter (1990), androjen, belir
siz ya da feminen cinsiyet rollerine sahip bireylerin masklen bi
reylere gre temel ev ilerini daha ok yaptklarn belirtmiler
dir. Denmark, Shaw ve Ciali (1985) de, geleneksel cinsiyet ro
lne sahip erkeklerin dier erkeklere gre daha az ev ii yap
tklarn, bu farkn geleneksel cinsiyet rolne (kadnsla) sahip
olan ve olmayan kadnlarda grlmediini, ancak kadns olma
yan kadnlarn ev iinde harcadklar sre bakmndan daha ok
eitlenme gsterdiklerini belirtmilerdir. Denmark ve arkadala
rnn bu sonuca dayanarak nerdikleri modele gre, geleneksel
cinsiyet rolnden dier cinsiyet rollerine doru olan deiim, ro
le uygun davranlarda da gerek bir deiime yol amayabilir.
Chusmir ve Kobergin (1989) yaptklar aratrmada, cinsiyet rol
atmasn, cinsiyet rol ne olursa olsun erkeklerden ok kadn
larn gstermesi bu model erevesinde yorumlanabilir. Ayrca
cinsiyet rol atmasnn da depresyonla ilikisi olduuna dei
nilmitir (Chusmir ve Koberg, 1989). Benimsenen cinsiyet rol ile
yaplan cinsiyet rol davranlar arasndaki farkllk baka aratr
malarda da dile getirilmitir. rnein, kart cinsiyet roln (masklenlii) bir kiilik boyutu olarak gsteren kadnlarn hepsinin
masklen davranlarda bulunmadklar bildirilmitir (OHeron ve
Orlofsky, 1990).
Dkmen (1997), cinsiyet, cinsiyet rol ve alma durumunun
ev ii yapma skl zerindeki rollerini incelemitir. Bu aratrma
snda Dkmen, kadnlarn erkeklerden daha ok ev ii yaptkla
rn belirlemitir. Dier aratrmalarn da gsterdii gibi, kadnlar
zellikleri ne olursa olsun (alsnlar ya da almasnlar, gele
neksel cinsiyet roln benimsesinler ya da benimsemesinler) ev
ilerini yapan kiilerdir. Ev ii yapma skln (hi ev ii yapma
maktan hemen her zaman ev ii yapmak arasnda deien sklk
lar) en ok cinsiyet belirler. Kadnlar ev iini yaparlar ama anlal
mtr ki ev hanmlar alan kadnlara kyasla daha ok ev ii ya
parlar. Kadnlarn benimsedikleri cinsiyet rollerine gre de ev ii

yapma sklklar farkllar. En ok ev ii yapan kadnlar androjenlerdir (hem kadns hem erkeksi cinsiyet kalpyarglarna uyanlar)
ve onlar kadnslar izler. Erkekler alsnlar ya da almasnlar
(emekli vb.) ya da erkeksi olsunlar ya da olmasnlar (baka cinsi
yet rollerini benimsemi olsunlar) belli olmaktadr ki ev ii yapma
sklklar farkllamaz. Erkekler evde ok az i yaparlar.
Erkeklere gre kadnlarn daha ok ev ii yaptklar, bir ba
ka aratrmada da belirlenmitir. Hastann (1996) bulgularna
gre, kadnlar daha ok ev ii yaparlar ve alan kadnlara g
re almayan kadnlar daha ok ev ii yaparlar. Bener (1989),
alan kadnlarn haftada yaklak 40 saat ite almalarnn
yan sra 42,55 saatlerini de ev ii yaparak geirdiklerini; al
mayan kadnlarda bu srenin 49,22 saat olduunu bulmutur
ve ev ilerinde, alan kadnlarn ancak yzde 62si bakala
rndan yardm alr ve bu yardmn da ancak yzde 24,5i eten
gelir. Eleri alan erkeklerin de eleri almayan erkeklerden
daha ok ev ii yaptklar ve kadnn eitim dzeyi arttka ei
nin ev ii yapma miktarnn da artt belirlenmitir; ayrca ka
dnlar evdeki ilerin paylam konusunda bir eitlik-hakkaniyet
alglamalar lsnde de evliliklerinden daha ok doyum alr
lar (Hasta, 1996).
Ev hanml rolnn alglan ile psikolojik durum arasnda
anlaml ilikiler olduundan, bu rol olumlu bulmann psikolo
jik durumu olumluiatrdndan sz edilmitir (Kibria, Barnett,
Baruch, Marshall ve Pleck, 1990). Fakat ev ileri, cretli ilere k
yasla kiiye daha ok zerklik duygusu vermesine ve daha ok
teekkr salamasna karn, daha az deerli bulunur, ekono
mik bir dl getirmez, daha rutin ilerdir ve tamamlama, kont
rol duygusu ve i dl salamaz (Bird ve Ross, 1993). Ev ileri
nin bu tr zelliklerinin depresyon belirtileriyle ilikili olduu be
lirtilmitir (Golding, 1990). Ev ilerinin eler arasnda eit olarak
paylalmamas, geleneksel iblmnn srdrlmesi depres
yona yol aabilir (Keith ve Schafer, 1986. Dkmen (1997) de ka
dnlarda ev ii yapma skl ile depresyon arasnda olumlu ili
ki bulmutur, yani kadnlarda ok ev ii yapma ile yksek dzey
de depresyon daha ok birlikte gzlenmitir; oysa erkeklerde ev

ii yapma skl ile depresyon dzeyi arasnda negatif iliki bu


lunmutur, yani erkeklerde ev ii yapma skl arttka depres
yon dzeyi dyor.

Deerlendirme
Kadnlarn ev ii yapma miktarlar alma durumlarna gre
deiiyor ve almayan kadnlar daha ok ev ii yapyorlar. Ev
kadnlarnn alan kadnlara gre konumlarnn daha zor oldu
unu dndrecek bir durum da bu ev ileridir. Kadnlar ev i
lerine mahkm olmu gibidirler. Yukarda deinildii gibi ev leri
zorlaycdr ve ok nankr ilerdir. Bitmez tkenmez (sklkla den
dii gibi aman Allah tketmesin am a...!) ilerdir ve belirgin bir
kt yoktur ve ok da takdir gren iler olmayabilirler. Yemek pi
irilir, sofra kurulur kaldrlr, ykanr durulanr kurulanr kaldrlr, y
kanr tlenir kaldrlr, temizlenir silinir sprlr. Bunlar hemen
her gn yaplr. Ama srekli de bunlarn (piirilen yemein, yka
nan tlenen amarlarn, temizlenen yerlerin, pencerelerin) t
ketilmesi sz konusudur. Piirilen hemen yenir bitirilir, ounluk
la bir n zor dayanr. Ykanan hemen kirlenir ve tlenen he
men buruur. Silinip sprlen dikkatsiz bir amurlu ayak tarafn
dan kirletilir. Derlenen toparlanan ev hemen datlr. Artk bu ev
ilerinin tketicileri kimlerse (elbette, ounlukla e ve ocuk
lar) onlarn insafna kalmtr, ya bu hizmetin farkna varlr, takdir
edilir, honut olunur ya da beenilmez ve onca emek grmez
den gelinir, stelik de ikyeti olunur. Benim baz gzlemlerim
sonucunda baz ok akll", aydn", dindar, okumu", mevki
sahibi", iyi gibi zelliklere sahip beylerin, ev ilerindeki paylamszl ve honutsuzluu karsnda iimin szlad, hatta cid
di dzeyde krldm, onlar asla affetmeyeceimi hissettiim ol
mutur. Akla bu satrlarn yazarnn ei gelebilir. Acaba o ne ya
pyordur? Klasik bir erkek midir? Yoksa tam bir paylamc mdr?
Zaman iinde geldiimiz nokta bana da ona da hakszlk olmayan
bir noktadr; ben de eim de vaktimiz olduunca ileri paylama
ya gayret ediyoruz. Eimin seminerlerinde zaman zaman syledi

i gibi, ev ilerinin tketicileri dolapta temiz tlenmi gmlek


lerin, ekmecede temiz ve dzgn olarak konmu amarlarn,
tertemiz dzenli meknlarn vb.nin farkna varmal ve bu lksn
kymetini bilm elidir. Eim bu sylediklerinin ok iyi bir uygulay
csdr, ona minnettarm.
Ev ileri kadnn birincil grevi, asl ii olarak ve erkein de yar
dm edecei, belki yapaca, sorumluluunu tmyle almas ge
rekmeyen iler olarak grlyor. Erkek genellikle basit ev ileri
ni (salata, alveri yapmak vb.) genellikle de can isterse yapar
ken, kadn alsa bile hemen tm ev ilerini stlenmek zorunda
dr. alan kadnlarn sklkla pazartesileri ie gittiklerinde dinlen
diklerini sylediklerine tank olursunuz. Hafta sonlar, birikmi ile
rin ve gelecek haftann hazrlklarnn yapld youn alma gn
leridir.
kr ki eitli aralar var. Bu aralarn eve alnmas ve kul
lanlmas mmkn olmusa eer elbette kadnn ykn byk
oranda azaltmtr. Fakat sklkla bu yardmc aralarn baz evler
de bulunmadn ya da hepsinin bulunmadn fark etmek de
mmkndr. Bunun nedeni henz ekonomik olarak uygun koul
larn salanamamas olabilir ve bu durum elbette anlayla kar
lanr. Ancak baz evlerde durum byle deildir, ev ilerini yapar
ken kullanlacak aralarn bulunmamas aka bu ileri yapanla
ra, ounlukla kadnlara kar bir anlayszlktr, hakszlktr, hakkaniyetsizliktir. Erkek sklkla otomobilinin m odelini daha yenisi ve
iyisiyle deitirirken, bilgisayarsz yapamazken ya da evde mut
laka televizyon, koltuk kanepe varken otomatik makine ktl e
kildiini gzlemek mmkndr. Kukusuz dorusu, kadnlarla er
keklerin ya da ayn evi paylaanlarn ev ilerini adilce, eit olarak
paylamalardr. Aratrmalarn tekrar tekrar gsterdii gibi, ne ya
zk ki ev ilerini kadnlar yapyorlar ve bazen de maalesef arasz
yapyorlar.
Ev ilerini kolaylatran aralarn bulunduu evlerde de bunla
rn kullanm yine kadnn sorumluluundadr. Erkek sadece kar
sna bu aralar ald iin vnr, sklkla kadnn artk hibir ii
nin kalmad sylenir, bu yardmc aralarn evde bulunmas ka
dna bir ltufmu gibi sunulur. Bu aralarla, b ir reklamda sylen

dii gibi sevgiye zaman kalr ama bu aralarn ev iin deil de


kadn iin olduu ve onun hediyesi olmas fikrinden de bir tr
l vazgeilmez.

Ev iinin paylalmas, kocann karsn duygusal ve arasal


olarak destekledii algsna yol aar; bu da kadnn daha mutlu
olmasn ve psikolojik olarak kendisini daha iyi hissetmesini sa
lar (Pina ve Bengtson, 1993). Kadnn almad ailelerde bile
ev ilerinin hepsini yapan kadnlarn, bu ileri eleriyle paylaan
lara kyasla daha depresif olduklar bulunmutur (Ross, Mirovvsky
ve Huber, 1989).
alma yaam
Kadnn alma hayatna girmesi zellikle kentlerde gide
rek hzlanyor, her yl daha ok sayda kadn almaya balyor.
Ancak, kadn alsa bile ev kadn, e ve anne rollerinin gele
neksel biimde srmesi gerektii, dolaysyla kadnn aile bt
esine katk iin zorunlu olarak alma yaamna girdii gr
yaygndr. Kadn da ou zaman bu gr paylar (elebi,
1990), hatta ynetici olarak grev yapan kadnlar bile almala
rnn nedeni olarak ev gelirine katkda bulunmaktan sz eder
ler (Gnlndi Ersz, 1999). Kadnlarn nemli bir blm, alma
larn ekonomik nedenlere balar (Bener, 1989; Gnindi Ersz,
1999) ve alma yaamnn en hoa giden ynnn gelir sala
mas olduunu belirtir (ifti, 1982).
F., niversite rencisi, bayan
...Biriyle birlikteyim ve evlilii dnyorum. Fakat o lise me
zunu, ben niversitede okuyorum ve ne yazk ki bunun doru bir
evlilik olmayacan syleyenler devaml benim kadn, onun erkek
olmasn vurguluyorlar. Ben kadnm; eimden daha iyi bir statde
olamam, daha prestijli bir mesleim olmamal, daha iyi para kazanmamalym. Btn bunlar bir evliliin altna konmu dinamitler
olarak grlyor...

Trkiyede kadnlarn cret almak zere alma yaamna


girmeleri ok eskiye dayanmaz (Kazgan, 1979). Kadnlarn al
malarnn ve altklar ilerin de eitimleriyle ve medeni durum
laryla ilikili olduu bildirilmitir (Kazgan, 1979; zbay, 1979);
eitimsiz ya da dk eitimli kadnlar iin geni i imknlar yok
tur, ancak ev hizmetleri gibi vasfsz, dk statl ve ok dk
cretli ilerde alrlar. Ortaokul ve lise mezunlar da daha ok
idari personel olarak ve yine dk cretli ilerde alrlar; yk
sekokul mezunlarnn da her alanda alamadklar tahmin edilir
ve evli kadnlar da yksekokul mezunu deillerse almama ih
timalleri daha yksektir.
lkenin ekonomik koullarnda yaanan krizlerin ve kadnn
almas konusundaki geleneksel tutumlarn sonucu olarak ka
dnlarn alma yaamndaki durumlar giderek ktlemeye
balamtr; daha ok sayda kadn almak isterken istihdam
alanlar azald iin ok sayda kadn isiz kalmtr; her alan
kadna karlk 69 kadn i aryor (Ecevit, 1995), 1950den nce
yzde 80in zerinde olan igcne katlma oran 1985te yzde
30lara dmtr (zbay, 1995). Bunun sonucu olarak da, a
lmak isteyen kentli kadnlar, ocuk bakcl, temizlik ileri gi
bi informel alanlarda, kara sanayide ya da sanayi tipi makine
ler kullanarak evde, sigortasz, gvencesiz ve asgari cretlerden
de dk cretlerle alr; bir ksm kadn da evde kendi rettik
leri rnleri darda satarak informel sektrn bir paras olur
(Ecevit, 1995).

Kadnlarn alma yaamna katlmalarnn gemii ok es


kiye dayanmamakla birlikte hzla artyor. Ancak kadnn alma
yaamyla ilgili baz sorunlar vardr.

M., niversite rencisi, bayan


...Ben her ne kadar babamla mthi scak ve arkadaa bir
ilikiye sahip olsam da onun pek ok kstlamasna maruz kal
yorum. Giydiim kyafetten eve giri saatime, bulutuum arka
dalarma ya da yaam tarzma kadar pek ok konuda engelle
niyorum. .. Daha sonra da erkek arkadalarn getirdii kstllklar
var, her ne kadar iki olsanz da birsinizdir nk. Her eyini onun
la yapmal, onun istedii insanlarla grmeli, onun istedii e
kilde giyinmelisindir... Sizin zerinize dikilmi bir yn irkin gz.
Srekli vcutlarnzn malum yerlerine baktklar iin bizi baka tr
l alglayamyorlar. Sokakta yrrken, okula giderken, alveri ya
parken ya da herhangi bir yerde srekli taciz eden, bizi canmz
dan bezdiren, hatta kendi vcudumdan tiksinmeme neden olan
iren baklar. Srekli cinsel obje olarak alglanmak olduka ra
hatszlk verici...

En bata kadnlarn baz alanlarda e alnmalarnda sorun


lar yaanr. Kadn her alanda alabilecekken ancak baz alanlar
kadnlar iin uygun bulunur. retmenlik, psikologluk, eczaclk
gibi meslekler kadnlar iin daha uygun bulunan meslekler ara
snda saylabilir. Geri meslek eitlilii asndan Trk kadnlar
nn Bat kadnlarnn nnde ya da en azndan yannda olduun
dan sz edilebilir (Erkut, 1982). Ancak yine de bu yndeki cinsi
yet kalpyarglarnn krlmas ok kolay deildir.

Hrriyet, Gzin Abla kesine yollanan bir mektup:


Sevgili Gzin Ablacm, ben 34 yanda eiyle ok mutlu
b ir hayat otan, ocuk annesi b ir kadnm. Bir ev hanmym.
Bundan da hi rahatsz deilim. Eim de deil. Aslnda lise me

zunuyum. Liseden sonra ngilizce kursuna gitmitim. Ve istesey


dim alabilirdim de. Ama ocuklarmn banda olmay tercih
ettim. Piman da deilim. Ama evremde baz yaknlarm ve ar
kada evremizde alan hanmlar ounlukta. Daha ok para
kazanabilmek, daha iyi yaayabilmek ve elerine destek olmak
iin alyorlar. Onlar takdir ediyorum. Ama, nasl yprandklar
n da gryorum. B ir kadn iin alma artlar hi de sanld gi
bi kolay deil. Hem sabahn krnde ie gideceksin, orada btn
gn alp didineceksin, eve dnp bir de normal ev iini yapa
cak, otuuna ocuuna bakacaksn. Ben onlar takdir ediyorum
da, onlar nedense bana ayn yaklamda deiller. Hepsi az bir
lii etmiesine, "Sen neden almyorsun? Eine yk olmuyor
musun? Kadn alnca kiiliini kazanr. Daha ada bir insan
olur gibilerden szlerle canm skyorlar. Bu gidile, kocamn da
akln elecekler. Oysa onun kazancyla yetiniyor ve fazlasn iste
miyoruz. Ablacm, ev hanm olmak artk su mu saylyor?

Kadnlar altklar rgtn ynetim hiyerarisinde nadiren


ykselirler. Mevcut ama tanmlanmayan, dorudan gzlenemeyen engellerle karlar ve ykselemezler. Bu durum, cam ta
van etkisi (glass ceiling effect) olarak nitelendirilir (Tabak, 1997).
Cam tavan terimi, bireysel bir yetersizlik nedeniyle ykselememeyl deil, sadece kadn olmaktan dolay ykseltilmemeyi ifa
de eder. Bu nedenle de hiyerarinin tepesine doru kadn say
s azalr, hatta sfrlanr. Aratrmalarda cam tavan etkisi, maalar,
yneticilik dzeyindeki kadn says ve oran, gerek tevikler vb.
incelenerek belirlenir. Cam tavan etkisinin olas nedenleri arasn
da meslekteki ve yneticilik dzeyindeki kadnlara ynelik gele
neksel tutumlar gsterilmitir. Kadnlarn liderlik yeteneine sa
hip olmadklar inanc, kadnlarn erkek alanlar zerinde otorite
olarak kabul edilmelerini nleyen sosyal deerler, davranlar ve
cinsiyet rol sosyallemeleri, kadnlarn iyi bir liderlik iin gerekli
olduu sylenen erkeksi zelliklere sahip olmadklar algs cam
tavan etkisi yaratr. Tabak (1997), stanbulda endstri kumrula
rnda yapt alma sonucunda, rgtlerde kadn alan say

snn erkek alan saysndan, kadn ynetici saysnn erkek y


netici saysndan ve kadn st ynetici saysnn erkek st yne
tici saysndan anlaml dzeyde dk olduunu bulmutur. Bu
rgtlerdeki kadn yneticiler, saylarnn ok az oluuna eit
li aklamalar getirmilerdir: Evdeki sorumluluklar kadnlarn ile
rinde ykselmelerini engeller. Elerin (kocalarn) ileri youn ise,
evin ve ocuklarn sorumluluu kadnlara yklenir. Erkein iinin
ncelii vardr. Kadnlarn evlerinde oturmalar, ev ve ocuk so
rumluluunu almalar ynnde gl gelenek ve grenekler var
dr. Erkekler kadnlar ynetici olarak grmeye alkn deillerdir.
Ayrca kadnlar, ilerine bekr ya da evli ama ocuksuz olarak
balar, evlenince ya da ocuklar olunca, evlerini ilerine tercih
ederler. Btn bu engeller, Trk endstri rgtlerinde de kadnn
ykselmesini engelleyen bir cam tavan etkisi bulunduunu gs
termitir (Tabak, 1997).

3 Kasm 2003, Hrriyet, s. 4


(ABD eski Dileri Bakan Madaleine A lbrightla Aye Armann
yapt rportajdan)
iyi bir anne olmadnz dndnz oldu mu hi? Zaman
asndan sevdiklerinizi ihmal ettiinizi aklnzdan geirdiiniz...
Her Allahn gn! Ve ben inanyorum ki, yeryznde hibir ka
dn yoktur ki, ocuu varken ve alyorken, "Ben u anda yanl
yerdeyim ! diye dnmesin. Annelik byle bir ey, srekli bir vi
dan azab, insan tabii ki hep onlarla birlikte olmak istiyor. Ama bir
meslek hayatnz varsa bu her zaman mmkn olmuyor. En kk
kzm kitabm okuduktan sonra dedi ki: "Ne kadar iyi b ir anne ol
duunun altn izmemisin. nk sanrm bitmez tkenmez bir
vicdan azabm vard. Zaten bu byledir: Btn kadnlarn gbek
ad, sululuktur...

Banka yneticileri (eften genel mdr yardmcsna kadar)


zerinde yaplan bir aratrmada (Trk-Smith ve Artan, 1993), ka
dn yneticiler ile erkek yneticiler arasnda ok byk farklar bu

lunmamtr. Kadnlar da erkekler de yneticiliin kendi cinsiyet


lerindeki bireyler iin uygun bir pozisyon olduunu dnrler;
ilerinden ve mesleklerinden honut ve doyumludurlar. Bu da
gsteriyor ki kadnlar hi de kendilerini bu pozisyonu becereme
yecek konumda hissetmiyorlar ve olumlu meslek benliine sa
hipler. Daha nceki bir blmde (cinsiyet farklar blmnde) di
le getirildii gibi liderlik kadnlar iin uygun bulunmamakla birlik
te gerekte liderlik stilleri bakmndan kadnlarla erkekler arasn
da nemli bir farkllk yoktur (Eagly ve Johnson, 1990; akt. Eagly,
Karau ve Makhijani, 1995). Trk-Smith ve Artann (1993) aratr
masna gre kadnlarn kendi cinsiyetlerini yneticilik iin uygun
bulmakla birlikte, bu pozisyondaki baarlarn erkeklerden gre
ce daha az yeteneklerine balarlar. Bu aratrmada ayrca kadn
larn alma nedenlerinin erkeklere gre daha ok bamsz ve
zgr olmaya temellendii bulunmutur.
i doyumu konusunda yaplan almalar, kadnlarn erkek
lere gre i doyumlarnn dk olduunu gstermitir (Ergin,
1997; ahin ve Durak Batgn, 1997). Ergin (1997), kadnlarn
dk i doyumlarn, ev ii sorumluluklar ile i ve ev sorumlu
luklarndan kaynaklanan rol atmalarna balamtr. Kadnlarn
bu nedenlerle dk sorumluluk gerektiren ileri semek zorun
da kalmalar, bu ilerde yetenek ve becerilerini tam olarak sergileyememeleri, ayrca bata erkekler kadar iyi eitimlerinin olma
mas dk i doyumuyla sonulanabilir. ahin ve Durak Batgn
(1997) ise, bu cinsiyet farknn erkeklerin i yaantlarnda daha
bireyci ve baar odakl olmalarna karn kadnlarn i-ev kadn
atmas yaamalarna bal olabileceini ifade etmilerdir.

8 Kasm 2002, Hrriyet, s. 8


Kadn-erkek arasnda gelir uurumu var
DEnin anketine gre, 2002 ylnda alan fertlerin yzde
32,4n kadnlar, yzde 67,6sn erkekler oluturmasna ra
men, esas i gelirlerinin sadece yzde 10,4 kadnlar, geriye ka
lan yzde 89,6s ise erkekler tarafndan elde edildi. cretli, maa
l olarak alanlarn yzde 18,7sini oluturan kadnlarn, toplam

esas i gelirinin yzde 15,1 ini elde ettii ifade edilen aklamada,
alan kadnlarn elde ettikleri ortalama yllk gelir, 1 milyar 236
milyar 704 bin 481 lira iken, erkeklerin geliri 4 kat daha fazla olup
5 milyar 83 milyon 928 bin 510 Hradr denildi.

alma yaamyla lgili nemli bir dier sorun da cretlerdir.


Kadnlarn erkeklerden daha az cret aldklar, eit ie eit cret
denmedii biliniyor (Unger ve Carvvford, 1992).
Ruh sal
Ruh saln eitli ynleriyle inceleyen aratrmaclar, kadn
larla erkeklerin farkl olduklarn belirlemilerdir. Genellikle, kadn
larn ruh salklarnn ou bakmdan erkeklerden daha olumsuz
durumda olduu ifade edilmitir. rnein, Hovardaolu (1997),
kadnlarn stres belirtilerini daha ok gsterdiklerini ve srekli
kayglarnn da daha yksek olduunu bulmutur. Ancak, eli
kili bulgularla da karlalr; rnein, cinsiyet-depresyon ilikisini
inceleyen aratrma sonular arasnda farkllklar olduu bildiril
mitir (Hisli, 1988). Depresyon kadnlarda daha ok gzlenmekle
birlikte baz aratrmalar farkl sonular verir. Belki de cinsiyet ile
ruh sal likisinde baka deikenlerin de rol vardr.

19 Ekim 2003, Hrriyet, K, say: 419, s.1


Cinsel hayatnz yolunda gidiyorsa o zaman gnlk hayatn
zn ok kk bir parasn oluturur. Ama durum tam tersiyse, o
zaman problem geni alanlarda kendini gsterir diyor seksolog
Dr. Rosle Klng. 15 yldr kadn-erkek ilikileri ve cinsel problemler
zerine terapi yapyor. Cinsellie Bak Konferans iin getiimiz
hafta stanbula gelen Klng, yaptmz rportajda, cinselliin i ve
zel hayatmz nasl etkilediini, cinsel taciz vakalarn, yaanan
sorunlar ve zm yollarn anlatt.

yerinde cinsel taciz vakalar in getirilen nlemlerin ie


yaradn dnyor musunuz?

Bu durum aslnda nesillerden beri devam ediyor. Ancak, es


kiden kadnlar bunu tolere ederlerdi. imdi zellikle gelimi
lkelerde byk deiiklikler oldu. Erkeklerin kadnlara kar
uygunsuz davranlar artk kabul edilmiyor. Erkekler kadnla
rn tutumlarndaki bu deiimi anlamakta zorlanyor. Eskiden
rahat rahat onlara laf atabilirlerdi, hatta elle taciz ederler
di. Bel alt fkralar anlatrlard ya da iyerlerindeki masala
rna plak kadn takvimleri koyarlard. Btn bunlar kabul
edilebilir davranlar olarak grlrd. imdi bunlarn hibi
rini yapmaya izinleri yok. Bu da onlar iin zor. nk snrla
r izmekte zorlanyorlar. rnein, bir kadna Bugn ne g
zel olmusun demenin doru olup olmadn bilemiyorlar.
nk yanl yapmann riski ok byk. Uyar alabilirler ve
hatta ilerini kaybedebilirler. Erkekler, hatlar belirgin olma
yan bu izgiyi amaktan korkuyorlar. Unutmayn ki bazen er
kekler de cinsel taciz kurban olabilir, ilk bakta garip gz
kebilir ama Batl kltrlerde erkeklerin bu konuda ikyetleri
oluyor. Bu da iin dier yz.

Mirovvsky (1996), kadnlarla erkeklerin depresyon dzeyle


ri arasndaki farkn yala ilikili olduunu belirtmitir. Mirovvsky,
u denenceleri snam ve Amerika rnekleminde bunlar do
rulamtr: Kadnlarla erkeklerin depresyon dzeyleri arasndaki
fark ya ilerledike ve medeni durum, i, ev ileri, ocuk bakm
ve ekonomik skntlara bal olarak artyor; ilk yetikinlikte erkek
lerde depresyon dzeyinde dme grlrken kadnlarda bu d
nemde d ok daha yava oluyor, bu da depresyon farknn
yala birlikte artmasna neden oluyor.
Aile ii etkileim ile psikolojik belirtiler arasndaki ilikilerin in
celendii bir aratrmada (Knudson-Martin, 2000), depresyonun
kadnlarda daha yksek olmas dnda kadnlarla erkeklerin ben
zer olduklar ve alglanan aile etkileimi ile psikolojik belirtiler ara
snda bulunan anlaml ilikilerin erkeklerde daha yksek oldu
u bulunmutur. Bu aratrmada kadnlar iin, aile iindeki sevgi,
mutluluk, dayanma, uzlam vb. zelliklerin zayf olarak alglan-

mas ile somatizasyon ve obsesif-kompulsif belirtiler arasnda an


laml likiler bulunmutur. Buna gre, kadnlar aile iindeki olum
suz etkileimden kaynakl rahatszlklarn, fke ve doyumsuzluklarn fiziksel ikyetlerle ve tekrarl, nlenemeyen, istenmeyen
dnce ve eylemlerle ifade ederler. Erkeklerde, alglanan aile
etkileiminin psikolojik belirtilere katks kadnlara kyasla daha
oktur (erkeklerde yzde 40 iken kadnlarda yzde 25). zellikle
erkeklerin, aile iinde yaknlk, birliktelik olmas ve bunun fiziksel
ve szel olarak ifade edilmesi konularnda kadnlardan daha du
yarl olduklar ve bunlarn erkeklerin psikolojik belirtileriyle daha
ok ilikili olduu anlalmtr.
Trkiyede eitli rneklemelerle yaplan baz aratrmalarda
cinsiyete gre farkllklar belirlenmitir. rnein, hkmller ze
rinde yaplan bir aratrmada (Demir ve Demir, 1998), kadnla
rn erkeklerden daha fazla psikopatolojik belirtiler gsterdikleri ve
TC 14

bu belirtilerini yala ilikili olduu, ama eitime ve medeni duru


ma gre anlaml bir fark gstermedii bulunmutur. Yurtta kalan
niversite rencisi kzlar ile erkek rencilerin karlatrlma
s sonucunda da kzlarn baz psikopatolojik belirtileri daha fazla
gsterdikleri belirlenmitir (Marabac, 1989).
alma durumu ile ruh sal arasnda da iliki kurulmu
tur. Dkmen (1997), almayanlarn alanlara kyasla daha
depresif olduklarn bulmutur. alan kadnlarn almayan
kadnlardan daha olumlu ruh salna sahip olduklarn gs
teren aratrmalar vardr (Bilgin, 1990; Dkmen, 2003). Bilgin
(1990), almayan kadnlarn alan kadnlardan, hatta imdi
almayan ama gemite alm olan kadnlara kyasla da,
daha depresif olduklarn bildirmitir. Dkmen (2003) de al
an kadnlarn dier (almayan ya da evde retim yapp sa
tan) kadnlardan daha az psikopatolojik belirti gsterdiklerini
bulmutur. Bir ite alyor olmann kendilik tanmn eitlendirebileceinden ve bunun da ruh saln olumlu ynde etkile
yebileceinden sz edilmitir (Bala ve Lakshmi, 1992; Dkmen,
1997). Umana (1990) gre ise, Trkiyede alan kadnlar a
lan erkeklere kyasla daha ok ruh sal bozulma riski tar
lar. Uman, alan, ilkokul ve niversite mezunu kadnlarla er
kekleri karlatrm ve alan kadnlarn alan erkeklere k
yasla daha fazla psikopatolojik belirtiler gsterdiklerini bulmu
tur. Uman, ayrca, lkokul mezunu ve alt sosyoekonomik d
zeyden kadnlarn ruh sal bozulma riskinin daha yksek ol
duunu belirtmitir.
te yandan, kadnlarn alma durumlar ile ruh salklar
arasnda iliki vardr; alan kadnlara kyasla ev kadnlarnn da
ha depresif ve daha stresli olduklar ve kadnn almasnn muh
temelen kadnn da erkein de psikolojik stresini azaltt belir
lenmitir (Ross, Mirovvsky ve Ulbrich, 1983). Ayrca, zellikle or
ta yal ve yal erkeklere gre, kadnn almas anlamazlk
lar artrr ve eler arasndaki anlamazlk da depresyonu etkiler
(Keith ve Schafer, 1986). Tiedje ve arkadalar (1990), evli ve a
lan (profesr ve ynetici) kadnlarn ruh salklarnn rol (anne,
e, mesleki) art ve bunlar arasndaki atmayla ilikili olduu

nu gstermilerdir. Rollerinde art olan ama dk atma ya


ayan kadnlarn ruh sal (depresyon) puanlarnn daha olum
lu olduu (dk depresyon, yksek annelik doyumu vb.) grl
mtr.
Bir psikiyatri kliniindeki depresif hastalarla yaplan bir ara
trmada (Gutierres-Lobos, VVolfl, Scherer, Anderer ve SchmidlMohl, 2000), depresyon asndan bekr, kadn ve isiz olanlarn
daha byk risk tadklar belirlenmitir. Evlilik erkeklere kyasla
kadnlar iin daha az avantajl bir durumdur. Depresyon orannn
isiz ve dul kadnlarda en yksek, evli ve alan erkeklerde en
dk olduu da bulunmutur.
Cinsiyet rolleri ile ruh sal ilikisi zerinde de allm
tr. Baz aratrmalarda, ruh sal ynnden erkeksilik ve ka
dnslk zelliklerini yksek dzeyde gsteren androjenlere zel
bir yer verilmitir (Bern, 1974, 1975; Bern, Martyna, VVatson,
1976). Biyolojik cinsiyete kyasla cinsiyet rollerinin depresyo
na katksnn daha nemli olduunu belirten Golding ve Slnger
(1983), androjenllin pozitif i yaantlarla (olumlu hayal kurma,
yetersizlik hissetmeme vb.) yksek ilikili olduunu bulmular
dr. OHeron ve Orlofsky (1990), kayg ve depresyon bakmn
dan, androjenlerin en iyi, belirsiz cinsiyet rol olanlarn da en k
t durumda olduklarn bildirmilerdir. VVIIIIams ve Dalessandro
(1994) da androjenlerin ruh salklarnn olumlu ynlerini vurgu
lamlardr. Baz aratrmalarda ruh salnn baz ynleri (r
nein, bamszlk, yeterlilik, depresyon, kayg) bakmndan er
keksilerin de en az androjenler kadar iyi durumda olduklar bil
dirilmitir (Golding ve Singer, 1983; O Heron ve Orlofsky, 1990,
Steenbarger ve Greenberg, 1990),

Hrriyet gazetesinin Salk kesine, Dr. Gndz Tezmene


Bir sre nceki yaznzda ocuklarmzn kemik yapsn geli
tirmek iin biz annelere seslenmitiniz. Bizler alan anneleriz.
Ltfen babalara da seslenip bizim sorumluluklarmz paylama
larn salaynz...

Grimmell (1998), zellikle kadnlarda gerek cinsiyet rol dav


ran ile ideal cinsiyet rol davranlar arasndaki farklln dep
resyonu cinsiyet rollerinden daha iyi akladn belirlemitir;
kontrol oda inanc, ykleme stili ve kendilik yeterlii gibi bilisel
faktrleri kontrol ettiinde de ayn sonular elde etmitir.
Kim (1998), alan ve almayan, evli ve en az bir ocuk sa
hibi kadnlarn cinsiyet rol tutumlarn ve genel psikolojik iyilik du
rumlarn (global psychological well being-genel olarak yaam
dan doyum almak ve mutluluk) karlatrmtr; alan kadnla
rn almayan kadnlardan daha liberal cinsiyet rol tutumlarna
sahip olduklarn, ama psikolojik iyilik hali bakmndan farkl ol
madklarn belirlemitir. te yandan u da bulunmutur: alan
kadnlar liberal cinsiyet rol tutumuna sahip olduklarnda daha
yksek iyilik haline sahip olurlarken, almayan kadnlar gele
neksel cinsiyet rollerine sahip olduklarnda daha yksek iyilik ha
li yaarlar.
Orta yata, bekr ve meslek sahibi kadnlar zerinde yaplan
bir aratrmada (Lewis ve Borders, 1995), i doyumu, cinsel do
yum, yaam koullaryla ilgili pimanlklar i kontrol inanc ve bo
zaman etkinlikleri gibi zelliklerin yaam doyumuyla yksek d
zeyde ilikili olduklar bulunmutur. Yksek i kontrol inancnn
(evreyi ve koullar etkileyebileceine, bunun kendi elinde oldu
una inanma) yksek yaam doyumuyla ilikili olduu, kadnla
rn yaam doyumlarnn kendi tutumlarnn ve abalarnn bir so
nucu olduuna inandklar grlmtr. Bu aratrmada cinsiyet
rolleri ile yaam doyumu arasnda bir iliki bulunmamtr.
Ruh sal, kontrol oda ve cinsiyet rolleri arasnda anlam
l ilikiler olduu da grlmtr. Lengua ve Stormshak (2000),
cinsiyetin, cinsiyet rollerinin ve baz kiilik zelliklerinin (d kont
rol inanc, empati gibi) baa kmay ve psikolojik belirtileri (dep
resyon, antisosyal davranlar ve madde kullanm) aklama bi
imleri zerinde durmulardr. niversite rencileriyle yaptkla
r bu aratrmalarnda, erkeksiliin hem kadnlarda hem de er
keklerde d kontrol inancyla negatif ilikili olduunu, erkeksi
liin kadnlarda depresyonla negatif ilikili olduunu belirlemi
lerdir. Ayrca d kontrol inancnn kadnlarda da erkeklerde de

depresyonla pozitif iliki gsterdii belirlenmitir. Erkeksilik, dep


resyonla dk, antisosyal davran ve madde kullanmyla yk
sek dzeyde ilikili bulunmutur. Kadnslk ise antisosyal davra
n ve madde kullanmyla dk dzeyde ilikilidir. Kiilik zellik
leri kontrol edildiinde bile cinsiyet rolleri ile semptomlar arasn
da iliki bulunmutur. Erkeksilik, depresyon zerinde koruyucu
etki yaparken, antisosyal davran ve madde kullanm bakmn
dan riski artrr. Kadnslk ise, antisosyal davran ve madde kul
lanmyla ilgili olarak koruyucu etki yapar. Erkeksilik davurum,
kadnslk ise iealm problemleri yaratr. Bu bulgular, kadnsln
ve erkeksiliin dengeli halinin, yani androjenliin olumlu ruh sa
lyla ilikili olduunu syleyen grlerle (Bern, 1974) tutarldr.
Bu aratrmada ayrca, kadnslk ve erkeksiliin kadnlarda ve er
keklerde farkl tepkilere yol at da belirlenmitir. Cinsiyet rolleri
ile kiilik, kadnlarda ve erkeklerde farkl iler, nk herhangi bir
davrann her bir cinsiyet iin farkl anlamlar tamas sz konu
sudur, geleneksel beklentilere uygunluk da nemlidir. rnein,
erkeksilik kadnlarda yksek empati dzeyiyle ilikiliyken, erkek
lerde dk empati dzeyiyle ilikili bulunmutur.
Dkmen (2003), kadnlarda alma durumunun (cretli bir i
te alyor olma ya da olmama), ya, eitim dzeyi ve mede
ni durumun psikopatolojik belirtilerle ilikili olduunu bulmutur.
alan kadnlar dier kadnlardan daha az psikopatolojik belir
ti gsterirler. Yal, eitimli ve evli kadnlarn gen, eitimsiz ve
bekr kadnlara kyasla psikolojik durumlarnn daha iyi olduu
da sylenebilir. Buna gre, daha gen olmann da psikopatolo
jik belirti gsterme riskini artrdndan sz etmek mmkndr;
genken eitimi tamamlama, e ve i bulma ya da sosyal olay
lara, ie, ee, evlilie uyum, kk ocuklarn bakm vb. stres
lerin youn olarak yaanmas mmkndr. Eitim dzeyinin ve
evli olmann da ruh salna anlaml katk salad bulunmu
tur. Daha yksek eitimli olma, ruh sal asndan avantajl bir
durumdur. Eitimli olmak, zellikle de yksek eitime dayal bir
meslek sahibi olmak kiinin kendine gvenini artrma, kendilik
tanmlamasn zenginletirme gibi sonular yaratabilir; bunlar da
ruh saln olumlu ynde etkiliyor olabilir. Evli olmann da by-

le bir avantaj saladndan sz edilebilir. Evliler, daha fazla sos


yal destek alglarlar (Eker ve Arkar, 1995; nsal, 1998); kadnn
sosyal ve ekonomik gvencesini evlilik olarak gren bir anlay
vardr (Koptagel-lal, 2992) ve ayrca evliliin yaamla ilgili baz
beklentileri (rnein, ocuk sahibi olma, daha yksek sosyal sta
t kazanma) gerekletirme gibi geleneksel ilevlerinden de sz
edilebilir. Btn bunlar nedeniyle evli olma ruh saln koruyu
cu etki yapyor olabilir.
Ruh sal konusunda cinsiyet kalpyarglarnn etkisini gz
lemek mmkndr. Bu konudaki klasik iki almay Renzetti ve
Currandan (1992) ve Basowdan (1992) zetleyerek aktaralm.
Bu kalpyarglarn kadnlar aleyhine ileyebildiinin bir rnei es
ki bir almada gsterilmitir. Broverman ve arkadalar (1970)
tarafndan 79 ruh sal uzmanndan (psikolog, psikiyatr ve sos
yal almac) salkl, olgun, sosyal olarak yeterli (a) bir yeti
kini (cinsiyeti verilmemi), (b) bir erkei ve (c) bir kadn betimle
meleri istenmitir. Verilen cevaplarn kiinin cinsiyetine bal ola
rak farkllat grlmtr. Salkl bir yetikin ile salkl bir er
kee verilen betimlemeler benzerdir, bunlar bamsz, macera
c, atlgan vb. olarak deerlendirilmitir; oysa salkl bir kad
na ilikin olarak boyun eici, baml, kk krizlerde heyecan
lanan, grnyle fazla ilgili vb. betimlemeler verilmitir. Kadn
iin verilen bu betimlemelerin salkl ve olgun bir bireyin tanm
lamalarna uymad grlmtr. Benzer sonular daha sonra
ki aratrmalarda da ksmen tekrarlanmtr. Buna gre kadnlar
pek ok klinikinin ideal ruh sal standartlarnda davranrlarsa
erkeksi kadn, hatta anormal olarak nitelenebilirler ya da klt
rel beklentilere uygun davranrlarsa kendilerini mutsuz, doyum
suz ve psikolojik olarak skntl bulabilirler. Erkeklere ynelik kalpyarglarn ruh salna yansmalarn da bir baka aratrma
da grmek mmkndr. Robertson ve Fitzgerald (1990) (akta
ran Renzetti ve Curran, 1992) tarafndan bir erkek hasta (aslnda
bir aktr) ve terapist arasnda geen, videoya alnm bir konu
mann iki versiyonu 47 terapiste izlettirildi. Birinci versiyonda has
ta mhendis olarak tantld ve ocuklarla karsnn ilgilendii be
lirtildi. Dierinde ise hasta, ocuklarla ilgilenmek zere evde ka

lan ve mhendis olan kars darda alan biri olarak tanmlan


d. Terapistler, birinci versiyondaki hastann problemlerini, i ve
evlilik skntlarna ya da biyolojik nedenlere balarken, dierinin
skntlarn (aslnda birinciyle ayn) ciddi depresyona ve bu dep
resyonu da evdeki ilere baladlar ve evle lgili rolleri kabul edi
ini tedavi edilecek bir ey olarak ele aldlar.

Belki sen de benim kadar sevdin


Belki de hi sevmedin
Ama hep benden
Veremeyeceklerimi istedin
Ne gzel olurdu
Senin de bana veremeyecein bir eyin olsa
Ama sen benden
Veremeyeceklerimi istedin.
kilemleri yaamak zorunda olan
Neden benim?
Seni kaybetmek ya da irademi kaybetmek
Neden tercihleri yapmak zorunda kalan benim?
Aramzdaki her ey senin iin cinsellikse
Benim iin her ey ne?
Neden sen de beni ben olduum iin sevmedin?
E., niversite rencisi, bayan

Ruh salnn deerlendiriliinde gzlenen bu ifte standart,


kadnlarn duygusal problemleri daha ok yaadklar ve bu so
runlardan daha ok etkilendikleri biiminde gzlenen kalpyarglar, kadnlarn bu tr problemler iin yardm almaya daha ok yn
lendirilmelerine ama erkeklerin bu sorunlarn grmezden gelme
lerine yol aar. Bunun bir baka dourgusu da yasalara uyma
yan davranlar nedeniyle kadnlardan ok erkeklerin sorumlu
tutulmalardr. Ayn sapkn davran nedeniyle kadnlar ruh sa
l sistemine, erkekler ise adalet sistemine itileceklerdir (Basovv,

1992). Bunun bir baka sonucu da kadnlarn erkeklerden daha


fazla psikolojik ila almalar ve bunlara baml olmalardr.
Fiziksel salk
Yukarda ele alnan konu balklarnda kadnlar aleyhine g
rnen sonulardan sz ettik. Kadnlar, ev ilerinin yk altnda
ezilirler, bu da ruh salklarn tehdit eder. Kadnlar i bulmakta
zorlanrlar, ama i bulduklarnda da eitli sorunlarla karlarlar,
ite ykseltilmezler, dk cret alrlar. Kadnlar eitim alma ko
nusunda da snrllklar yaarlar. Kadnlarn ruh salklarnn bo
zulma riskinin daha fazla olduu grlr. Kadnlar aleyhine ka
ramsar bir tablo ortaya kar.
Erkekler aleyhine olduu grlen bir tablo ise fiziksel salk
konusundadr. Erkeklerde hastalk ve lm oranlarnn kadnla
ra kyasla daha yksek olduundan sz etmeyi mmkn klacak
sonularla karlalmtr.
Bu blmde (aada) fiziksel salkla ilgili verilen bilgiler
ve aratrma sonular baz kaynaklardan (Basow. 1992; Burn,
1996; Renzetti ve Curan, 1992) aktarlacaktr.
Erkeklerin yaam srelerine ilikin beklentiler hemen ou l
kede kadnlarnkinden dktr. Bunun olas bir aklamas ge
netik faktrlerle ilgilidir. Bir aklamaya gre (Holden, 1987; ak
taran Renzetti ve Curan, 1992), daha ok genetik bilgi tayan X
kromozomu bazen fiziksel anormalliklere yol aan bozulmalar
da tayor. Kadnlar iki X kromozomuna sahip olduklar iin bun
larn salam genlerini kullanyorlar, oysa erkekler tek X kromo
zomuna sahip olduklar iin o kromozomdaki bozulmalardan ka
namyorlar. Bu nedenle de erkek fets ile kadn fetsn lm
oranlan 146:100 (yani 100 kz fetse karlk 146 erkek fets l
yor) ve tm yalarda doum anormalliklerine bal lm oran
lar 120:100. Erkeklerdeki lm orannn yksekliini hormonla
ra balayan aklamalar da vardr. Evlilikle ilgili aklamalar da
nemlidir. Eiyle yaayan evli erkeklerde bekrlara gre daha az
lm olaslndan sz edilmitir. Bu durum kadnlar iin sz ko
nusu deildir; evliliin erkekler iin koruyucu bir etki yaptndan
sz edilebilir.

Genel olarak lm nedenlerinin her trnde erkeklerin oran


kadnlardan daha fazladr. Kalp hastalklar, inme, arteriosclero
sis ve ilgili nedenlere bal erkek lm kadn lmnden yzde
65 daha fazladr. Bu hastalklar lm oranndaki cinsiyet farkllk
larnn yzde 40n aklar. Bu hastalklarn erkeklerde daha ok
grlmesinin de eitli nedenleri vardr: Erkekler kadnlardan da
ha fazla sigara ierler ve erkeklerde A tipi kiilik daha ok gr
lr. Kansere bal lm oranlar da erkeklerde daha fazladr (cin
siyete bal gs, rahim vb. kanserler hari). Bunun nedenlerin
den biri yine sigaradr, erkekler daha erken yalarda sigara ime
ye balarlar ve daha ok ierler.
Erkeklerdeki daha yksek oranda gzlenen lmlerin bir b
lmn de endstri kaynakl tehlikelere balamak mmkndr.
Toz ve tokslk maddelere maruz kalma, asbestosla ilgili ilerde
alma oran erkeklerde yksektir. Ancak kadn i salnn er
keklerinki kadar ok aratrlmad iin hakknda ok bilgi olma
d da bir gerektir.
ocuk dourmalar nedeniyle kadnlar, gelecek kuakla
rn saln korumak amacyla baz riskli ilerde altrlmazlar.
Bunun da ki sonucu vardr: (1) Bu ilerde kadnlarn alma
malar bir ayrmcla yol aar, (2) erkeklerin salklarna ynelik
tehlike grmezden gelinir. Toksik maddeler, radyasyon vb. kad
n da erkei de etkiliyor ve reme hcrelerini olumsuz etkiliyor,
bu tr ilerde erkekler daha ok alt iin ncelikle spermle
rin lmesine yol ayor. Ancak bu tr ilerde kadnlarn alma
mas tamamen korunduklar anlamna gelmiyor, erkekler bu tr
risk maddelerini salarnda, derilerinde ve elbiselerinde evrelerindekllere tayorlar.

Ece Temelkurann yazsndan: Bir lm tuza ve drt kadn


Cumhuriyet Dergi, 7 Aralk 1996, say 558, s. 4
Nedense glyoruz. Hlya, iirini okurken nasl heyecanlan
dn anlatp kkrdyor. Ayten, Babam kumay anlatacamz bil
miyor k i deyip en gzel yaramazlnn keyfiyle ufak tefek kah

kahalar atyor. Nedense biz de glyoruz, ehirli kadnlar olarak.


Neden gldmz kimse bilmiyor, nk glnecek hibir ey
yok ortada. Glmek dayanmak in. Yeniden o kk, bask evle
re dnp hayata devam edebilmek iin. Btn bu anlatlanlarn
arln hafifletmek iin. Gnden gne daha ok yok sayan er
kek kurallaryla baa kabilmek iin. nadna kadn olmay seve
bilm ek iin...

lm oran ve beklenen daha uzun yaam sresi bakmndan


erkekler aleyhine sonulara karn (kadnlar ortalama 7 yl daha
uzun yayorlar), kadnlar daha ok hasta oluyorlar. Kadnlarda
kronik ya da akut hastalk oran daha yksektir. Kadnlar ylda er
keklere kyasla yzde 40 daha fazla hastalk nedeniyle yatyorlar.
Bunun olas nedenleri olarak unlardan sz edilebilir: Daha uzun
yaadklar iin yalandka daha ok kronik hastalklarla kar
layorlar.
Kadnlar daha dk gelir dzeyine sahipler ve daha kt
besleniyorlar, bu da zellikle yal kadnlar olumsuz etkiliyor.
Kadnlar tibbi kurumlara daha ok bavuruyorlar.
zellikle salk hizmetinin parasn deyebilecek durumda
olan kadnlarn, fakir kadnlara kyasla daha kolay hastalanabil
dikleri dnlyor.
Erkekler ou zaman hastalklarn grmezden geliyorlar.
Bundan hem erkeklerin hem salk personelinin erkeklerin da
ha gl olduklarna likin inanlarnn etkisi olabilir. Bu inan,
erkeklerin hastalklarnn grlmemesine ve nemsenmemesine
yol ayor olabilir.
Erkeklerin, lme neden olan hastalklarn yan sra lser, hi
pertansiyon, astm, kardlyovaskler sistem rahatszlklar ve gz
ikyetlerini de kadnlardan daha ok yaadklar da biliniyor.
Kadnlarn ise daha ok diyabet, kanszlk, romatizma, nefes al
ma sorunlar, mide-barsak hastalklar ve kilo problemleri yaa
dklarndan sz ediliyor.
Kadnlarn kyafetlerinden kaynaklanan rahatszlklardan da
sz etmek mmkndr. Bu durum zellikle gemite daha belir

gindi. Bir zamanlar, o dnemin moda anlay nedeniyle kadnla


rn ok sk giysiler giymeleri zorunluydu. Moda korselerin i or
ganlara yksek basn (yaklak 10-40 kg aras) uygulamas k
bir klk sokak kyafetinin ok ar (ortalama 18 kg) olmas so
nucunda kadnlar yorgunluk, zor nefes alma, baygnlk, gs ve
karn ars yayorlard, ancak bunlar kadn cinsinin zayflna
balanyor ve nemsenmiyordu.
Kadnlarla erkeklerin fiziksel salklarnda gzlenen bu fark
llklar eitli faktrlere balamak mmkndr. Bunlar iinde
nemli olanlar, yaam biimi ve sosyal rollerdeki farkllklardr.

25 Haziran 2001, Cumhuriyet, s. 3


Yeryznde 876 milyon okuma yazma bilmeyen insann te
ikisini oluturuyorlar. Kadnlar dnyaya yetiemiyor.
Trk Sanayicileri ve iadamlar Derneinin UNESCO ve Devlet
Planlama Tekilat verilerinden dzenledii rapora gre, kadnla
rn okur-yazarlk oranlarnda, Battk Devletleri yzde 96 ile Latin
Amerika yzde 8 5 lik oranla ilk sralar paylarken Gney Asya
yzde 33lk oranla son srada yer alyor. Trkiyede erkeklerde
yzde 92 olan okur-yazarlk oran kadnlarda yzde 72ye kadar
dyor.

Erkeklerin yaadklar snrllklar


Yukarda ev ileri, alma yaam ve salk konularnda an
latlanlarn byk ksm kadnlarn yaadklar sorunlarla ilgilidir.
Elbette bunlar arasnda erkeklerin de yaadklar sorunlara dei
nilmitir, ancak bu konularda (elbette burada deinilmeyen ba
ka konularda da) erkeklerden ok kadnlarn sorunlar yaadkla
r grlmtr. Ancak zellikle erkeklerin de yaadklar sorunlar
olmaldr, insanlar, toplumsal cinsiyet rolleri ve kalpyarglarla s
nrlanrsa bundan elbette erkekler de etkilenecektir.
Erkeklerin yaadklar snrllklar, Burn (1996), erkek cinsiyet
rolyle ilikili normlara balam ve balk altnda incelemi
tir: Baar/stat normu, gl olma normu, kadns olmama nor

mu. Aada bu normlar ve yaratt snrllklar, byk lde


Burndan zetle aktarlarak anlatlacaktr.
Baar / stat normu
Bu norm, erkeklerin toplum tarafndan hep baarya ve yk
sek statye ynlendirilmeleri anlamna gelir. Erkeklerden i ve
sosyal yaamda baarl olmalar ve yksek stat kazanmalar
beklenir. Toplum tarafndan ailenin ekmeini kazanma rol ve
rilen erkek, ok para kazanma, ailesini en iyi koullarda yaatma
ve ekonomik g elde etme zorunluluu duyar. Bu, yksek sta
t kazanmas zorunluluuyla birlikte grlr. Erkek, kendini ger
ekletirmek iin deil, para ve stat kazanmak in ok almak
zorundadr. Bunlar gerekletiremedii zaman kendine duydu
u sayg azalr, kendini gvensiz hisseder. Erkekler sadece pa
ra kazanmak iin mevcut lerini sevmeden srdrmek zorunda
kalrlar. Evde deil, daha ok ite bulunmalar, zamanlarnn o
unu iyerinde geirmeleri, evlerine yabanclamalarna, ocuk
laryla yeterince megul olamamalarna ve srekli zlem duyma
larna neden olur. ocuklarnn bymesine tadna vara vara ta
nklk edemezler. Btn bunlar, erkeklerde strese bal fiziksel ve
psikolojik rahatszlklara ve kendilerini gerekletirememe duy
gusuna neden olur. Ayrca toplumsal erkeklik kalpyarglarnn bir
ksmn (baar-g) gerekletiremediklerinde de, baka kalpyarglar abartl olarak yaar ve mao erkekler olurlar.

H., niversite rencisi, erkek


Kadnlar ve erkeklerin geleneksel cinsiyet rollerine bal ba
z snrllklar olduu syleniyor. Ancak bence bu ksmen kadnlar
iin devam etse de erkekler iin ortadan kalkm durumda. Ben
byle snrllklarn olduunu ve bunlar yaadm sanmyorum.
Herhangi bir snrllk benim iin sz konusu deil, her konuda is
tediim ekilde davranabiliyorum. Bu snrllklarn ortadan kalk
m olmasn da geleneksel cinsiyet rollerinin deimesine ba
lyorum.

Gllk norm u
Erkeklerin her zaman gl olmalar gerekir. Toplum erkek
lerin zellikle konuda gl olmalarn bekler: (1) Fiziksel ola
rak gl olma, (2) zihinsel olarak gl olma, (3) duygusal ola
rak gl olma.
Erkeklerin fiziksel olarak gl olmalar beklentisi vardr, za
yf, elimsiz olmamalar gerekir. Bu norm, erkeklerin daha gl
ve byk kaslara sahip olmak iin spora, vcut gelitirme spor
larna ynelmelerine ve zorlanmalarna neden olur. Bunun sonu
cunda fiziksel saln bozulmas ve ila kullanm riski artar, ok
alma zorunluluunun yan sra bu durum erkeklerde eklem,
kalp rahatszlklarnn, kanser gibi hastalklarn, duygu durum bo
zukluklarnn artmasna neden olur. Fiziksel olarak gl olma
normunun iselletirilmesi, erkeklerin, rahatszlklarn grmez
den gelmelerine, tedaviyi reddetmelerine, baka zm yollarna

bavurmalarna, sporda ar acya, skntya katlanmalarna yol


aar. Fiziksel olarak gl olduuna inanan erkekler daha ok
risk alr ve daha saldrgan davranrlar. Bunun sonucu da erkekler,
ee iddet uygulayarak, kavga ederek, kili araba kullanarak,
lmne atlarak kendisi ve bakas iin zarar verici olabilir, ko
runmasz ve sorumsuz seks yapma vb. riskli durumlara ynele
rek seksle bulaan hastalk kapma ihtimalini artrabilirler. Fiziksel
olarak gl olmayla balantl olarak cinsel ynden gl olma
beklentisinden de sz edilebilir. Bu beklenti, erkeklerin her an
her koulda cinsel birlemeyi isteyeceklerini ve gerekletirebi
leceklerini dnmelerine ve aksi olduunda kayg duymalarna
neden olabilir. Cinsel birleme, erkek cinsel organnn erekslyonuyla mmkn grldnden ve bu da ou zaman erkeklik
le zdeletirildiinden erkeklerin bu bakmdan byk bir perfor
mans anksiyetesi yaamalar ve kendilerini ciddi bir tehdit altn
da hissetmeleri olasdr.
Toplum iinde erkeklerin daha zeki-akll ve bilgili olmalar
beklentisi de vardr. Bu zihinsel gllk normu gerei, erkekle
rin zeki szler sylemeleri, akllca kararlar almalar, her sorunun
en doru cevabn bilmeleri, kltrl olmalar beklenir. Bunun
gereklememesi ya da gerekleememesi kaygs erkekler iin
nemli bir stres kaynadr. Bu nedenle, erkeklerin, bir eyi bil
mediklerine ikna olmalar, bir bakasnn onlarn bilmediklerini bi
lebileceklerini kabul etmeleri ve hatta bilmedikleri bir eyi ren
mek iin soru sormalar zordur.

12 Ocak 2003, Hrriyet, Pazar eki, s. 7


nl romanc nci Aral son roman M o rda erkek ruhunu ame
liyat masasna yatryor.
lk ak, ilk seks kadnlar iin o kadar nemli olmayabiliyor, hat
ta unutulabiliyor. Ama erkekler asla! Salkl olmayarak yaanan
ilk ilikiler bir baka biimde gelecee tanyor: Hastalk olarak.
Bir erkein kendi kafasndaki erkeklik kavramnn olumasna gi
den yol ok uzun ve sancl. Hep bir sorumluluk ve becerememe

korkusu var. Her eyin yerlemi olduu evliliklerde bile bu var,


bkknlkla ya da ok fazla alkanlkla istedii cinsel performans
gsteremeyen erkekler "bittim ben diyor. O kadar korkun tab
lolar iziyorlar. Karsyla, ocuklaryla iletiimleri bozuluyor, fevka
lade mutsuz oluyorlar. Erkeklik kavram bizim tahmin ettiimizden
ok daha nemli erkekler iin.

Erkeklerin duygusal olarak da gl olmalar beklenir. Bu


norm da erkeklerin duygularn yaayamamalarna, duygusal so
runlar iin yardm almamalarna, duygularn fade etmemelerine
(fke hari) neden olur. Duygularn, dolaysyla kendilerini ama
(bakalaryla paylama) riskli olarak alglanr. Duygularn ifade
etmeleri halinde reddedilecekleri, kmsenecekleri, zayf olarak
alglanacaklar, kendilerine duyulan saygnn zayflayaca endi
esi tar ve bu nedenle de bundan kanrlar. Erkeklerin megul
olmay tercih ettikleri etkinlikler de bu nedenle duygusal payla
ma izin veren etkinlikler deil, daha ok rekabete ve atmaya
dayanan ve erkekleri kar karya getiren sportif karlamalar
gibi etkinliklerdir. Arkadalk rntleri ve tercihleri de bu ynde
dir. Bat toplumlarnda cool (karizmatik) erkek tipi, gl, duy
gularn belli etmeyen, duygusal tepki vermeyen, kendine gven
li erkek olarak izilir, bu tipin toplumsal olarak kabul grdne
inanlr ve pekitirilir.
Kadn g ib i (kadns) olmama normu
Erkee gre kadn o kadar deersiz ve hiyeraride aada
dr ki, toplum tarafndan erkee deil, kadna uygun grlen et
kinlikler, zellikler ve davranlar da deersiz ve aa bulunur.
Erkein kadns olmas, kadn gibi alglanmas, deerinin dme
sine neden olur. Bu nedenle, alamak, duygulanmak, skntsn
dile getirmek, hatta ev ileriyle megul olmak erkein kanmas
gereken durumlar olarak alglanr. Kadns olmaktan korkma, homofobi (ecinsellikten korkma) ile de ilikili grnr ve cinsiyetilie de neden olur. Erkek rolnden sapma, ecinsel olmakla
bir tutulur, bu da korkuya yol aar. Bat toplumlarnda bu korku,

erkeklerin erkek arkadalaryla aralarna mesafe koymalarna da


neden olur. Duygularn sarlarak, yaknlaarak gsterme kadn
lar iin uygun grlr, ancak erkeklere yasaklanr.

nceleme
niversite rencilerinin geleneksel cinsiyet rolleriyle ilgili ola
rak yaadklar skntlar
Lisans dzeyinde verdiim Cinsiyet Rolleri dersinin dnem so
nu snavnda bazen rencilerin kendileri hakknda bilgi vermele
rinin istendii baz sorular da yer alr. Kadn ya da erkek olmak
tan dolay sizin yaamnzn snrlandn ya da sorunlar yaad
nz dndnz durumlar nelerdir? sorusuna verilen cevapla
r incelediimde ortaya yle bir tablo kyor:
Cevap verenlerin toplam says: 93 (kzlar: 84; erkekler: 9)
Kzlarn en ok dile getirdikleri sorunlar: (En ok dile getirilen
lerden aza doru)
1. Ge saatlerde ya da gece tek bana darda bulunama
mak, bulunduunda sorun yaamak ya da endielenmek
2. Erkekler kadar zgr olamamak (gidi geli saatlerinin k
stlanmas, dar kamamak vb.)
3. Erkek kardeten farkl muamelelere maruz kalmak (ev ile
ri, zgrlk, izin, erkek arkada vb.)
4. Ev ilerini yapma ya da yardm etme zorunluluu
5. alma yaam ya da ile ilgili sorunlar (ie kabulde g
lkler, kmsenmek, grev d iler -temizlik, yemekbeklenmesi, ykselememek, gelecekte sorun yaama kay
gs)
6. Kyafete ve davranlara dikkat etme zorunluluu
7. Gsz, aciz, korunmaya muhta grlmek
8. Sosyal hareketliliin kstlanmas (seyahate, elence yerle
rine yalnz gidememe vb.)
9. Erkek arkadaa, sevgiliye izin olmamas, onaylanmamas
10. Cinsel obje olarak grlmek

7 7. Szl tacize uramak (laf atarak rahatsz edilme)


12. Namus, bekret anlay, cinsel kstllk
13. Zayf, gzel, bakml olma zorunluluu
14. ok ey iin sulanma, ayplanma
15. Genel olarak kadn olmak ok zor
Erkelerin dile getirdikleri sorunlar: (en ok dile getirilenlerden
aza doru)
1. Kadnlarn sorunlar kadar nemli sorun yok
2. evredeki kzlar koruma zorunluluu
3. Kz arkadaa gsterilen ilginin, yaplan hizmetin erkek arka
dalar tarafndan ho karlanmamas
4. Uzun sal olmaktan, kpe takmaktan dolay tepki almak
5. Daha gl (fiziksel ve maddi) olma zorunluluu
6. Duygusal olmann yaktrlmamas
7. Daha ok sorumluluk yklenmesi

Sonu
Geleneksel cinsiyet rolleri, kalpyarglar, kadnlarla erkekle
rin farkl olduklar nanc, hem kadn hem erkek iin olumsuz so
nular douruyor. Bu skntl sonular, nsanlarn kendilerini ger
ekletirmelerine, mutlu olmalarna, hatta salkl olmalarna en
gel oluyor, insanlara kadn ya da erkek olarak bakmak ve her
tr davran bununla snrlamak byk bir hakszlktr, insanlarn
kendilerini istedikleri gibi biimlendirmelerine izin verilmeli; yap
mak istedikleri, yapmaktan holandklar ve kendilerini daha mut
lu hissettikleri ve dolaysyla daha da baarl olacaklar durum ve
davranlar cinsiyetleri nedeniyle yasaklanmamaldr.

TC 15

Kaynaka

Abell, S. C., Richards, M. H. (1996). The relationship between body shape sa


tisfaction and self esteem. An Investigation of gender and class differences.
Journal of Youth and Adolescence, 25 (5), 691-703.
Alain, M. (1987). A French version of the Bern sex role Inventory. Psychological
Reports, 61, 673-674.
Altan, S. (1993). Altan Cinsiyet Rol leini Trk Kltrnde Gelitirme
almas. Yaynlanmam lisans tezi. Ankara: Ankara niversitesi Dil ve
Tarih-Corafya Fakltesi.
Altan Aslan, . (2000). Ders Kitaplarnda Cinsiyetilik. Ankara: TC Babakanlk
Kadnn Stats ve Sorunlar Genel Mdrl.
Archer, J. (2000). Sex differences In aggression between heterosexuel part
ners: A meta-analytlc review. Psychological Bulletin, 126 (5), 651-680.
Aronson, E., Wilson, T. D., Akert, R. M. (2002). Social Psychology. 4. Basm.
New Jersey: Prlntlce Hall.
Augoustinos, M., Walker, I. (1995), Social Cognition. An Integrated Introduction.
London Sage Publications.
Bailey, W. C., Hendrick, C., Hendrick, S. S. (1987). Relation of sex and gen
der role to love, sexual attitudes, and self-esteem. Sex Roles, 16 (11/12),
637-648.
Bala, M., Lakshml, P. (1992). Perceived self in educated employed and edu
cated unemployed women" (Elektronik versiyon). The International Journal
of Social Psychiatry, 38 (4), 257-261.
Bandura, A. (1977). Social Learning Theory. Englewood Cliffs: Printice-Hall.
Banyard, P., Grayson, A. (1996). Introducing Psychological Research. New
York: New York University Pres.
Baron, R. A., Byrne, D. (1991). Social Psychology: Understanding Human
Interaction. Boston: Allyn and Boon, Inc.
Baumeister, R. F., Sommer, K. L. (1997). What do Men Want? Gender
Differences and two Spheres of Belongingness: Comment to Cross and
Madson. Psychological Bulletin, 122 (1), 38-44.

Beal, C. R. (1994), Boys and Girls. The Development of Gender Roles. New
York: McGraw-Hill, Inc.
Beall, A. E., Sternberg, R. J. (Eds.). (1993). The Psychology of Gender. New
York: Guilford Press.
Becker, G. (1996). Bias in the assessment of gender differences. American
Psychologist, 51 (2), 154-155.
Bern, S. L. (1974). The measurement of psychological androgyny." Journal of
Consulting and Clinical Psychology, 42 (2), 155-162.
Bern, S. L. (1975). Sex role adaptability: One consequence of psychological
androgyny. Journal of Personality and Social Psychology, 31 (4), 634-643.
Bern, S. L. (1981). Gender schema theory: A cognitive account of sex typing.
Psychological Review, 88 (4), 354-364.
Bem, S. L. (1983). Gender schema theory and its implications for child deve
lopment: Raising gender-aschematic children in a gender-schematic soci
ety. Signs: Journal of Women in Culture and Society, 8 (4), 598-616.
Bem, S. L. (1985). Androgyny and gender schema theory: A conceptual and
empirical integration , T. B. Sonderegger (Ed.). Psychology and Gender.
Nebraska Symposium on Motivation 1984 iinde. Lincoln ve London:
University of Nebraska Pres.
Bem, S. L. (1993). The Lenses of Gender. New Haven and London: Yale
University Press.
Bem, S. L , Lenney, E. (1976). Sex typing and the avoidance of cross-sex be
havior. Journal of Personality and Social Psychology, 33 (1), 48-54.
Bem, S. L, Martyna, W., Watson, C. (1976). Sex-typing and androgyny:
Further explorations of the expressive domain. Journal of Personality and
Social Psychology, 34 (5), 1016-1023.
Benbow, C. P., Lubinski, D. (1997). Psychological profiles of the mathema
tically talented: Some sex differences and evidence supporting their biolo
gical basis. M. R. Walsh (Ed.) Women, Men, and Gender: Ongaing Debates
iinde, s. 274-282. New Haven ve London: Yale University Press.
Bener, . (1989). Kadnlarn Zaman ve Para Kullanm." Ankara: H. . Salk
Bilimleri Enstits (Ev idaresi ve Aile Ekonomisi Program), yaynlanmam
doktora tezi.
Berk, L. E. (1994), Child Development (3. b.). Boston: Allyn and Bacon.
Berkem-Gven, G. (1996). Kz ve erkek niversite rencilerinin ailede top
lumsal cinsiyet rolne ilikin tutumlar ve benlik algs." 3 P Psikiyatri Psikoloji
Psikofarmakoloji Dergisi, 4 (4), 260-267.
Berscheid, E. (1993). Foreword. A. E. Beall, R. J. Sternberg (Eds.) The
Psychology of Gender iinde, (s. vli-xvli). New York ve London: Guildford
Pres.
Best, D., Williams, J. E. (1993). A cross-cultural viewpoint." A. E. Beal, R. J.
Sternberg (Eds.). The Psychology of Gender iinde, (s. 215-248). New York:
Guilford Pres.

Bettencourt, B. A,, Miller, N. (1996). Gender differences In agression as a func


tion of provocation: A meta-analysis. P s y c h o lo g ic a l B u lle t in , 1 1 9 (3), 422477.
Bigler, R. S.; Jones, L. C., Lobliner, D. B. (1997). Social categorization and for
mation of intergroup attitudes in children. C h i l d D e v e lo p m e n t , 6 8 (3), 530543.
Bilgin, M. (1990). alan ve almayan Kadnlara ilikin Baz Deikenlerin
Depresyon Dzeylerine Etkisi. Ankara. Hacettepe niversitesi, yaynlanma
m yksek lisans tezi.
Bilgin, N. (2003). S o s y a l P s i k o l o ji S z l ( K a v r a m la r , Y a k la m la r ) , stanbul:
Balam Yaynclk.
Bird, C. E., Ross, C. E. (1993), Houseworkers and paid workers: Qualities of
the work and effect on personal control. J o u r n a l o f M a r r ia g e a n d t h e F a m ily ,
55, 913-925.
Borchert, J., Helnberg, L. (1996). Gender schema and gender role discrepancy
as correlates of body Image. J o u r n a l o f P s y c h o lo g y , 1 3 0 (5), 547-560.
Brabant, S., Money, L. (1986). Sex rol stereotyping In the Sunday comics: Ten
years later. S e x R o le s , 1 4 (3/4), 141-148.
Brabant, S., Money, L. (1997). Sex rol stereotyping In the Sunday comics: A
twenty year update. S e x R o le s , 3 7 (3/4), 269-281.
Brannon, L. (2002). G e n d e r . P s y c h o lo g ic a l P e r s p e c t iv e (3. ed.). Boston: Allyn
ve Bacon.
Brewer, M. B., Crano, W. D. (1994). S o c ia l P s y c h o lo g y . St. Paul: West Publishing
Company.
Brown, R. (1998). P r e ju d i c e : It s S o c ia l P s y c h o lo g y . Oxford. Blackwell.
Burn, S. M. (1996). T h e S o c ia l P s y c h o lo g y o f G e n d e r . McGrav-HIII.
Burr, V. (1998). G e n d e r a n d S o c ia l P s y c h o lo g y . London: Routledge.
Buss. D. M. (1998). Psychological sex differences: Origins through sexual se
lection. B. McVicker Clinchy, J. K. Norem (Eds.) T h e G e n d e r a n d P s y c h o lo g y
R e a d e r inde, s: 228-235. New York: New York University Press.
Buss, D. M., Shackelford, T. K. (1997). From vigilance to violence: Mate retenti
on taktlcs in married couples. J o u r n a l o f P e r s o n a l it y a n d S o c ia l P s y c h o lo g y ,
7 2 (2), 346-361.
Bussey, K., Bandura, A. (1999). Social cognitive theory of gender develop
ment and differentiation. P s y c h o lo g ic a l R e v ie w , 1 0 6 (4), 676-713.
Bykahin, A., Hovardaolu, S. (2003). iftlerin ak tutumlarnn Leenin ok
boyutlu ak biimleri kapsamnda incelenmesi. Yaynlanmam aratrma
raporu.
Byrnes, J. P., Miller, D. C., Schafer, W. D. (1999). Gender differences In risk ta
king: A meta-analysis. P s y c h o lo g ic a l B u lle t in , 1 2 5 (3), 367-383.
Carless, S. A. (1998). Gender differences In transformational leadership: An
examination of superior, leader, and subordinate perspectives. Sex R o le s ,
3 9 (11/12), 887-902.

Carli, L. L. (1997). Biology does not create gender differences in personality.


M. R. Walsh (ed.) W o m e n , M e n , a n d G e n d e r : O n g a in g D e b a t e s iinde, (s. 4453). New Haven: Yale University Pres.
Cevizci, A. (1999). F e ls e f e S z l . stanbul: Paradigma.
Chodorow, N. (1998). Feminism and difference: Gender, relation, and diffe
rence in psychoanalytic perspective." B. M. Clinchy and J. K. Norem (Eds.).
T h e G e n d e r a n d P s y c h o lo g y R e a d e r iinde, (s. 383-195), New York: New
York University Press. ( S o c ia l is t R e v ie w , 46, s. 42-64, 1979dan yeniden ba
sm).
Chusmir, L. H., Koberg, C. S. (1989). Gender identity and sex role conflict
among working women and men. T h e J o u r n a l o f P s y c h o lo g y , 1 2 2 (6), 567575.
Constantinople, A. (1973). Masculinity-femininity: An exception to a famous
dictum? P s y c h o lo g ic a l B u lle t in , 8 0 (5), 389-407.
Cramer, K. M., Neyedley, K. A. (1998). Sex differences in loneliness: The role
of masculinity and femininity. S e x R o le s , 3 8 (7/8), 645-653.
Cross, S. E., Bacon, P. L, Morris, M. L. (2000). The relational-interdependent
self-construal and relationships. J o u r n a l o f P e r s o n a lit y a n d S o c ia l
P s y c h o lo g y , 7 8 (4), 791-808.
Cross, S. E., Madson, L. (1997). Models of the self: Self-construals and gender.
P s y c h o lo g ic a l B u lle t in , 1 2 2 (1), 5-37.
al, U., Durukan, L. (1989). Sex role portrayals In Turkish TV advertising: Some
preliminary findings. M E T U S t u d i e s in D e v e lo p m e n t , 1 6 (1-2), 153,175.
elebi, N. (1990). K a d n la r m z n C in s iy e t R o l T u tu m la r . Konya: Sebat Ofset.
ifti, O. (1982). K a d n S o r u n u v e T r k iy e 'd e K a m u G r e v li s i K a d n la r . Ankara:
TODAE yayn.
Deaux, K. (1995). Sex and gender , A n n u a l R e v i e w o f P s y c h o lo g y , 3 6 . 49-81.
Deaux, K. (1998). Sorry, wrong number- A reply to Gentiles call. D. L.
Anselmi, A. L. Law. Q u e s t i o n s o f G e n d e r : P e r s p e c t iv e s a n d P a r a d o x e s iin
de, (s. 21-23). Boston: McGraw-Hill.
Deaux, K., Major, B. (1987). Putting gender into context: An interactive model
of gender-related behavior. P s y c h o lo g ic a l R e v ie w , 9 4 (3), 369-389.
Demarest, J., Allen, R. (2000). Body image: Gender, ethnic, and age differen
ces. T h e J o u r n a l o f S o c ia l P s y c h o lo g y , 1 4 0 (4), 465-472.
Demir, A., Flolu, H. (1999). Loneliness and marital adjustment of Turkish
couples. T h e J o u r n a l o f P s y c h o lo g y , 1 3 3 (2), 230-240.
Demir, G., Demir, A. (1998). Hkmllerin psikiyatrik belirtiler ynnden kar
latrlmas. T r k P s i k o l o ji D e r g is i, 1 3 (41), 35-44.
Denmark, F. L, Shaw, J. S., Ciali, S. D. (1985). The relationship among sex r o
te s , living arrangements, and the division of household responsibities. Sex
R o le s , 1 2 (5/6), 617-625.
DeVito, J. A. (1991). H u m a n C o m m u n ic a t io n : T h e B a s ic C o u r s e , (5. basm).
New York: Harper Collins.

Dindia, K., Ailen, M. (1992). Sex differences In self-disclosure: A meta


analysis. P s y c h o lo g ic a l B u lle t in , 1 1 2 (1), 106-124.
Doan, N. (1994). D e r s K it a p la r v e S o s y a lle m e ( 1 9 7 6 - 1 9 1 8 ) . stanbul: Balam
Yaynclk.
Domarest, J., Garner, J. (1992). The presentation of womens rlesin womens
magazines over the past 30 year. T h e J o u r n a l o f P s y c h o lo g y , 1 2 6 (4), 357369.
Dkmen, . (1990). O k u m a B e c e r is i, i l g i s i v e A l k a n l z e r in e P s i k o s o s y a l B i r
A r a t r m a . Ankara: MEB yayn.
Dkmen, . (1996). S e la m (iir kitab). stanbul: Sistem Yaynclk.
Dkmen, . (2000). Salih Memecann karikatrlerinde aile ii iletiim atma
lar ve empati. Ankara niversitesi Kltr ve Sanat Evinde (ANKSEV) ve
rilen konferans.
Dkmen, . (2009). i le t i i m a t m a la r v e E m p a t i (40. Bask). stanbul: Remzi
Kitabevi.
Dkmen, Z. (1995). ilkokul ders kitaplarnn cinsiyet rolleri bakmndan nce
lenmesi. 3 P , P s i k o l o ji P s ik iy a t r i P s i k o f a r m a k o l o j i D e r g is i, 3 (2), 38-44.
Dkmen, Z. Y. (1997a). Anne ve babaya benzerlik algs. Anne, baba ve kii
zelliklerinin rol." T r k P s i k o l o ji D e r g is i, 1 2 (40), 19-37.
Dkmen, Z. Y. (1997b). alma, cinsiyet ve cinsiyet rolleri ile ev ileri ve dep
resyon ilikisi." T r k P s i k o l o ji D e r g is i, 1 2 (39), 39-56.
Dkmen, Z. Y. (1998). Kendi cinsiyetine ve dier cinsiyete ilikin algnn cin
siyete ve cinsiyet rollerine gre karlatrlmas, 3 P P s i k o l o ji P s ik iy a t r i
P s i k o f a r m a k o l o j i D e r g is i, 6 (4), 276-284.
Dkmen, Z. Y. (1999). Bern Cinsiyet Rol Envanteri Kadnslk ve Erkeksilik
lekleri Trke formunun psikometrlk zellikleri. K r iz D e r g is i, 7 (1), 27-40.
Dkmen, Z. Y. (2000). Kendi cinsiyetindekllere ve dier cinsiyettekiiere ilikin al
g, cinsiyet rolleri ve depresyon ilikisi, K r iz D e r g is i, 9 (1), 9-19
Dkmen, Z. Y. (2003). alma durumlar farkl grup kadnda ruh sal,
kontrol oda inanc ve cinsiyet rol. T r k P s i k o l o ji D e r g is i, 1 8 (51), 111124.
Dnmez, A., Demirel, O. N. (1990). Kadnlar kadnlara kar nyargl m?
A n k a r a n iv e r s it e s i D i l v e T a r ih - C o r a f y a F a k lt e s i D e r g is i, 3 3 (1-2), 103122 .
Durkin, K. (1996). D e v e l o p m e n t a l S o c ia l P s y c h o lo g y : F r o m I n f a n c y t o O l d A g e .
Cambridge Massachusetts: Blackwell.
Eagly, A. H. (1983). Genderand social influence: Asocial psychological analy
sis. A m e r ic a n P s y c h o lo g is t , 3 8 , 971-981.
Eagly, A. H. (1995). The science and politics of comparing women and men.
A m e r ic a n P s y c h o lo g is t , 5 0 (3), 145-158.
Eagly, A. H. (1997) Comparing women and men: Methods, findings, and poli
tics. M. R. Walsh (Ed.) W o m e n , M e n , a n d G e n d e r . Ongoing debates iinde,
S. 24-31. New Haven & London: Yale University Press.

Eagly, A. H. (1998). Gender and Altruism. D. L. Anselmi, A. L. Law (Eds.).


Q u e s t io n s o f G e n d e r : P e r s p e c t iv e s a n d P a r a d o x e s iinde, s. 405-417.
Boston: McGraw-Hill.
Eagly, A. H., Carll, L. L. (1981). Sex of researchers and sextyped communicati
ons as determinants of sex differences in influeneability: A meta-anlysis of so
cial inflience studies. P s y c h o lo g ic a l B u lle tin , 9 0 (1), 1-20.
Eagly, A. H., Crowley, M. (1986). Gender and helping behavior: A metaanalytic review of the social-psychological literature. P s y c h o lo g ic a l B u lle t in ,
1 0 0 (2), 283-308.
Eagly, A. H., Karau, S. J., Makhijany, M. G. (1995). "Gender and the effecti
veness of leaders: A meta-analysis, P s y c h o l o g i c a l B u lle t in , 1 1 7 (1), 125145.
Eagly, A. H., Steffen, V. J. (1984). Gender stereotypes stem from the distribu
tion of women and men into social roles, J o u r n a l o f P e r s o n a lit y a n d S o c ia l
P s y c h o lo g y , 4 6 (4), 735-754.
Eagly, A. H., Wood, W. (1999). The origins of sex differences In human beha
vior: Evolved dispozitions versus social roles, A m e r ic a n P s y c h o lo g is t , 5 4
(6), 408-423.
Ecevit, Y. (1995). Kentsel retim srecinde kadn emeinin konumu ve de
ien biimleri, K a d n B a k A s n d a n K a d n la r (3. bask) (s. 117-128).
stanbul: iletiim Yaynlar.
Echabe, A. E., Castro, J. L. (1999). The impact of contex on gender social
identities. E u r o p e a n J o u r n a l o f S o c ia l P s y c h o lo g y , 2 9 , 287-304.
Eckes, T, Trautner, H.M. (2000). Developmental social psychology of gen
der. An integrative framework T. Eckes ve H.M. Trautner (Eds.) T h e
D e v e l o p m e n t a l S o c ia l P s y c h o lo g y o f G e n d e r iinde. Mahwah, New Jersey:
Lawrence Erlbaum Associates, Publishers.
Eker, D., Arkar, H. (1995). ok Boyutlu Alglanan Sosyal Destek lei'nin fak
tr yaps, geerlik ve gvenirlii. T r k P s i k o l o ji D e r g is i, 1 0 (34), 45-55.
Erkut, S. (1982). Dualism in values toward education of Turkish women.
. Katba (Ed.) S e x R o le s , F a m ily a n d C o m m u n it y in T u r k e y . Indiana:
Indiana University Turkish Studies.
Fast, I. (1993). Aspects of early gender development: A psychodynamic pers
pective. A. E. Beal, R. J. Sternberg (Eds.). T h e P s y c h o lo g y o f G e n d e r iin
de, s. 173-193. New York: Guilford Pres.
Fausto-Sterling, A. (1998). The five sexes: Why male and female are not eno
ugh. D. L. Anselmi ve A. L. Law (Eds.). Q u e s t io n s o f G e n d e r : P e r s p e c t iv e s
a n d P a r a d o x e s iinde, s. 24-28. Boston: McGraw-Hill.
Feingold, A., Mazzella, R. (1998). Gender differences in body image are incre
asing. P s y c h o lo g ic a l S c i e n c e , 9 (3), 190-195.
Fiebert, M. S., Meyer, M. W. (1997). Gender stereotypes: A bias against men.
T h e J o u r n a l o f P s y c h o lo g y , 1 3 (4): 407-10.

Fiske, S. T., Stevens, L. E. (1993). Whats so special about sex? Gender stere
otyping and discrimination." S. Oskamp, M. Costanzo (Eds.) G e n d e r I s s u e s
in C o n t e m p o r a r y S o c ie t y i in d e , s. 173-196. Newbury Park: Sage.
Fiske, S. T, Stevens, L. E. (1998). Whats so special about sex? Gender stereoty
ping and discriminiation. D. L. Anselmi, A. L. Law (Eds.) Q u e s t io n s o f G e n d e r :
P e r s p e c t iv e s a n d P a r a d o x e s iinde, s. 232-245. Boston: McGraw-Hill.
Forbes, G. B. (2001). Body dissatisfaction in women and men. The role of
gender-typing and self-esteem." Sex R o le s , 4 4 (7/8).
Ford, J. B., Kramer Voli, P., Honeycutt, Jr. E. D., Casey, S. L. (1998). Gender
role portrayals in Japanese advertising: A magazine content analysis. (On
line). J o u r n a l o f A d v e r t is i n g , 2 7 (1), 113-125.
Frable, D. E. S. (1997). Gender, racial, ethnic, sexual, and class, identities.
A n n u a l R e v ie w o f P s y c h o lo g y , 36, 139-162.
Franzoi, S. L. (1996). S o c ia l P s y c h o lo g y . Dubuque, IA: Brown ve Benchmark.
Freud, S. (1969). Anotomy is Destiny. B. Roszak, T. Roszak (Eds.) M a s c u l i n e /
F e m in in e . R e a d i n g s in S e x u a l M y t h o lo g y a n d th e L ib e r a t i o n o f W o m e n iinde,
s. 19-29. New York: Harper Colophon Books.
Frieze, I. H. (2000). Violence in close relationships. Development of a rese
arch area: Comment on Archer, (2000). P s y c h o lo g ic a l B u lle t in , 1 2 6 (5), 681 684.
Furnham, A., Babitzkow, M., Uguccioni, S. (2000). Gender stereotyping in te
levision advertisements: A study of French and Danish television. G e n e t ic ,
S o c ia l, a n d G e n e r a l P s y c h o lo g y M o n o g r a p h s , 1 2 6 (1), 79-104.
Furnham, A., Rawles, R. (1995). Sex differences in the estimation of intelligen
ce. J o u r n a l o f S o c ia l B e h a v io r a n d P e r s o n a lit y , 1 0 (3), 741-748.
Garatch, Alan. (2002). E r k e k le r D ile G e ls e . stanbul: Doan Kitap.
Gardiner, M., Tiggemann, M. (1999). Gender differences in leadership style,
job stress and mental health in male-and female- dominated industries.
J o u r n a l o f O c c u p a t i o n a l a n d O r g a n iz a t io n a l P s y c h o lo g y , 7 2 , 301-315.
Gentile, D. A. (1998). Just what are sex and gender, anyway? A call for a
new terminological standard. D. L. Anselmi, A. L. Law (Eds.). Q u e s t i o n s o f
G e n d e r : P e r s p e c t iv e s a n d P a r a d o x e s iinde, s. 14-17. Boston: McGraw-Hill.
Giligan, C. (1993). I n a D if f e r e n t V o ic e . Cambridge: Harvard University Press.
Giligan, C. (1998). In a different voice. Women's conceptions of self and df
morality. B. M. Clinchy, J. K. Norem- (Eds.). T h e G e n d e r a n d P s y c h o lo g y
R e a d e r iinde, s. 347-382, New York: New York University Press. ( H a r v a r d
E d u c a t io n R e v ie w , 4 7 , (4) s. 481-517,1977de yeniden basm).
Golding, J. M. (1990). Division of household labor, strain,and depressive
symptoms among Mexican Americans and non-hispanic whites. P s y c h o lo g y
o f W o m e n Q u a r te r ly , 1 4 , 103-117.
Golding, J. M., Singer, J. L. (1983). Pattern of iner experience: Daydreaming
styles, depressive moods and sex roles." J o u r n a l o f P e r s o n a lit y a n d S o c ia l
P s y c h o lo g y , (3), 663-675.

Golombok, S., Fivush, R. (1996). G e n d e r D e v e lo p m e n t . Cambridge Press.


Graves, L. M., Powell, G. N. (1996). Sex similarity, quality of the employment in
terview and recruiters evaluation of actual apllicants. J o u r n a l o f O c c u p a t io n a l
a n d O r g a n iz a t io n a l P s y c h o lo g ic a l S o c ie t y , 69, 243-261.
Grlmmell, D. (1998). Effects of gender-role self-discrepancy on depressed
mood. S e x R o le s : A J o u r n a l o f R e s e a r c h , 3 9 (3-4), 203-215.
Gunter, B., McAleer, J. (1997). C h i l d r e n a n d T e le v is io n (2. basm). London:
Routledge.
Gunter, N. C., Gunter, B. G. (1990). Domestic division of labor among wor
king couples. Does androgyny make a difference? P s y c h o lo g y o f W o m e n
Q u a r t e r ly , 1 4 , 355-370.
Gutierrez-Lobos, K., Wolfl, G., Scherer, M., Anderer, P., Schmldl-Mohl, B.
(2000). The gender gap in depression reconsidered: The Influence of ma
rital and employment status on the female/male ratio of treated Incidince ra
tes. S o c ia l P s y c h ia t r y a n d P s y c h ia t r i c E p it e m io lo g y , 3 5 (5), 202-210.
Gndodu, N., zdemir, B., Temiz, S. (1997). Gnmz Trk karikatrnde
kadna yklenen toplumsal cinsiyet rolleri. Yaynlanmam lisans tezi.
Ankara: A. . DTCF.
Gnlndi Ersz, A. (1999). C in s iy e t R o l l e r i n e i li k i n B e k le n t i, T u tu m , D a v r a n la r
v e E l e r A r a s S o r u m l u lu k P a y la m (Kamuda alan ynetici kadnlar rne
i). Ankara: Kltr Bakanl.
Halman, T. S. (1996). E s k i A n a d o l u v e O r t a d o u 'd a n iir le r . stanbul: Akbank.
Hare-Mustln, R. T. ve Marecek, J. (1990). Gender and the meaning of differen
ces. R. T. Hare-Mustin, J. Marecek (Eds.). M a k in g a d if f e r e n c e . P s y c h o lo g y
a n d th e C o n s t r u c t io n o f G e n d e r inde, New Plaven and London: Yale
University Press.
Flata, D. (1996). E v i i p a y la m v e e v i i p a y la m n d a h a k k a n iy e t a lg s i le e v
l i l i k d o y u m u i l i k i s i . " Yaynlanmam yksek lisans tezi. Ankara. A. . Sosyal
Bilimler Enstits.
Hedges, J. N., Barnett, J. K. (1972). Working women and the division of hou
sehold tasks. M o n t i y L a b o r R e v i e w , 95, 9-14.
Helvacolu, F. (1996). D e r s K it a p la r n d a C in s i y e t il i k 1 9 2 8 - 1 9 9 5 . stanbul:
Kaynak Yaynlar.
Hendrick, S. S., Hendrick, C. (2002). Linking romantic love with sex:
Development of the perceptions of love and sex scale." J o u r n a l o f S o c ia l
a n d P e r s o n a l R e la t io n s h ip s , 1 9 ( 3), 361-378.
Hisli, N. (1988). Beck Depresyon Envanterinin geerlii zerine bir alma."
P s i k o l o ji D e r g is i, 6 (22) 118-126.
Hogg, M. A., Vaughan, G. (1998). S o c ia l P s y c h o lo g y (2. basm). London:
Prentice Hall Europe.
Hovardaolu, S. (1990). niversite rencilerinde depresyon dzeyinin kont
rol inanc ve kendi vcudunu alglamayla ilikisi. A . . D il v e T a r ih - C o r a f y a
F a k lt e s i D e r g is i, 3 4 (1-2), 131-140.

Hovardaolu, S. (1997). Stres belirtileri ile durumsal ve srekli kaygnn yord a n m a s K r iz D e r g is i, S (2), 127-134.
H r r i y e t gazetesi, Adalet Divan: Kadn kayrlabilir. (1997, 13 Kasm), s. 37.
Hyde. J. S. (1997). Gender differences in math performance. Not big, not bio
logical. M. R. Walsh (Ed.) Women, M e n , a n d G e n d e r : O n g o in g D e b a t e s iin
de, s. 283-287. New Haven ve London: Yale University Press.
Hyde, J. S., McKinley, N. M. (1997). Gender differences in cognition:
Results from meta-analyses, P. J. aplan, M. Crawford, J. S. Hyde, J. T.
E. Richardson (Eds.) G e n d e r D if f e r e n c e s in H u m a n C o g n i t i o n iinde, New
York, Oxford: Oxford University Press.
imamolu, E. O. (1992). Evaluating his/her success/failure at breadwinning/
homemaking: A case of double standards. J o u r n a l o f H u m a n S c ie n c e s , 11
(2), 10-31.
imamolu, E. O., Yasak-Gltekin, Y. (1993). Gazetelerde kadn ve erkein
temsil edilii. T r k P s i k o l o ji D e r g is i, 8 (29), 23-30.
inelmen, K. (1998). Gen Yetikinlerde Cinsiyet Rollerinin zdeere Etkisi. G.
Okman Fiek (Ed.). IX. U lu s a l P s i k o l o ji K o n g r e s i B i li m s e l a l m a la r iinde,
(s. 577-582). Ankara: Trk Psikologlar Dernei.
Jackson, L. A., Hymes, R. W. (1985). Gender and social categorization:
Familiarity and ingroup polarization in recall and evaluation. T h e J o u r n a l o f
S o c i a l P s y c h o lo g y , 1 2 5 (1): 81-8.
Karahan-Uslu, Z. (2000). T e le v iz y o n v e K a d n . stanbul: Alfa.
Kavuncu, (1987). Bern Cinsiyet Rol Envanterinin Trk toplumuna uyarlama
almas, Yaynlanmam yksek lisans tezi. Ankara: H. . Sosyal Bilimler
Enstits.
Kazgan, G. (1970). Trk ekonomisinde kadnlarn igcne katlmas, mesle
ki dalm, eitim dzeyi ve sosyoekonomik stats. N. Abadan-Unat (Ed.)
T r k T o p lu m u n d a K a d n iinde, s. 155-189. Ankara: Trk Sosyal Bilimler
Dernei.
Keith, P. M., Schafer, R. B. (1986). Housework, disagreement, and depressi
on among younger and older couples. A m e r ic a n B e h a v i o r a l S c ie n t is t , 2 9
(4), 405-422.
Kibria, N Barnett, R. C Baruch, G. K Marshall, N. L, Pleck, J. H. (1990).
Homemaking role quality and the psychological well-being and distress of
employed women. S e x R o le s , 2 2 (5/6). 327-347.
Kim, H. (1998). Do employed and nonemployed Korean mothers experience
different levels of psychological well-being in relation to their gender role at
titudes and role qualities? S e x R o le s , 3 3 (11/12), 915-931.
Kllng, K. C., Hyde, J. S., Showers, C. J., Buswell, B. N. (1999). Gender dif
ferences In self-esteem: A meta-analysis. P s y c h o lo g ic a l B u lle t in , 1 2 5 (4),
470-500.
Knudson-Martin, C. (2000). Gender, family competence, and psychological
symptoms." J o u r n a l o f M a r it a l a n d F a m ily T h e r a p y , 2 6 , (3), 317-328.

Koestner, R., Aube, J, (1995). A multifactorial approach to the study of gender


characteristics. J o u r n a l o f P e r s o n a lit y , 6 3 (3). 681-710.
Koptagei-lai, G. (1992). Toplumsal deiim inde Trk kadnn psikososyal
kimlii, N. Arat (Ed.). T r k iy e 'd e K a d n O l g u s u inde, s. 97/113. stanbul:
Say.
Kunda, Z. (1999). S o c ia l C o g n i t i o n : M a k in g S e n s e o f P e o p le . Cambridge. MIT
Press.
Lengua, L. J., Stormshak, E. A. (2000). Gender, gender roles, and perso
nality: Gender differences In the prediction of coping and psychological
symptoms. S e x R o le s , 4 3 (11/12), 787-820.
Levy, G. D.; Barth, J. M., Zimmerman, B. J. (1998). Associations among cogni
tive amd behavior aspects of preschoolers gender role development. (On
line). J o u r n a l o f G e n e t ic P s y c h o lo g y , 1 5 9 (1) 121-127. (EBSCOhosttan al
nan tam metin, Item: 310732).
Lewis, V. G., Borders, L. D. (1995). Life satisfaction of single middle-aged pro
fessional women. J o u r n a l o f C o u n s e lin a n d D e v e lo p m e n t , 7 4 (1), 94-101.
Lindeman, M. (1997). Ingroup bias, self enhancement and group Identifica
tion. E u r o p e a n J o u r n a l o f S o c ia l P s y c h o lo g y , 2 7 (3), 337-55.
Lips, H. M. (2001). S e x a n d G e n d e r : A n I n t r o d u c t i o n . (4. Basm). Mountain View,
California Mayfield Publishing Company.
Lott, B. (1996). Politics or science? The question of gender sameness/differences. A m e r ic a n P s y c h o lo g is t , 5 1 (2), 155-156.
Lott, B. (1997). Cataloging gender differences: Science or politics? M. R.
Walsh (Ed.) W o m e n , M e n , a n d G e n d e r : O n g o in g D e b a t e s inde, s. 1923.
New Haven & London: Yale University Press.
Lott, B., Maluso, D. (1993). The social learning of gender. A. E. Beal, R. J.
Sternberg (Eds.). T h e P s y c h o lo g y o f G e n d e r iinde, s. 99-123. New York:
Guilford Press.
Maloney, P., Wllkof, J., Dambrot, F. (1981). Androgyny across two cultures.
United States and Israel. C r o s s - C u lt u r a l P s y c h o lo g y , 1 2 (1), 95-102.
Maltby. J., Day, L. (1999). Sex role idendlty, attitudes toward the opposite sex
and same sex, and defense style. T h e J o u r n a l o f G e n e t ic P s y c h o lo g y , 1 6 0
(3), 381-383.
Manstead, A. S. R., Hewstone, M. (Eds.) (1996). T h e B l a c k w e ll E n c y c lo p e d i a o f
S o c ia l P s y c h o lo g y . Blackwell Publishers Inc.
Marecek, J. (1995). Gender, politics, and psychology's ways of knowing.
A m e r ic a n P s y c h o lo g is t , 5 0 (3), 162-163.
Martell, R. F., Lane, D. M., Emrich, C. (1996). Male-female dlffeneces: A com
puters simulation. A m e r ic a n P s y c h o lo g is t , 5 1 (2), 157-158.
Martin, C. L. (1991). The role of cognition In understanding gender effects.
A d v a n c e s i n C h i l d D e v e l o p m e n t a n d B e h a v io r , 2 3 , 113-149.
Martin, C. L. (1993), New directions for Investigate childrens gender know
ledge. D e v e l o p m e n t a l R e v ie w . 1 3 , 184-204.

Martin, C. L, Halverson, Jr. C. (1981). A schematic processing model of sex


typing and stereotyping in children. C h i l d D e v e lo p m e n t , 5 2 , 1119-1134.
Martin, C. L, Ruble, D. N. (1997). "A developmental perspective of selfconstruals and sex differences: Comment on Cross and Madson. (1997).
P s y c h o lo g ic a l B u lle t in , 1 2 2 ( A ) , 45-50.
Marabac, T. S. (1989). Yurtta kalan ve kalmayan niversite rencileri
nin ruh saln etkileyen psikolojik faktrler. N. H. ahin, N. Sezgin, Y.
Ta, N. Ruganc (Ed.), n iv e r s it e G e n li i n d e U y u m S o r u n la r S e m p o z y u m u
B i l i m s e l a l m a la r iinde (s. 177-185). Ankara: B. . Psikolojik Danma ve
Aratrma Merkezi.
Matlin, M. W. (1996). T h e P s y c h o lo g y o f W o m e n . (3. basm) Forth Worth:
Harcourt Brace College Publishers.
McClure, E. B. (2000). A meta-analytic review of sex differences in facial exp
ression processing and their development in infants, children, and adoles
cents." P s y c h o lo g ic a l B u lle t in , 1 2 6 (3), 424-453.
McDonalds, S. M. (1989). Sex bias in the representation of male and female
characters in childrens picture boks. T h e J o r u n a l o f G e n e t ic P s y c h o lo g y ;
1 5 0 (4), 389-401.
Milburn, S. S., Carney, D. R., Ramirez, A. M. (2001). Even in modern media,
the picture is stil the same: A content analysis of clipart images. S e x R o le s ,
44 (5/6), 277-294.
Minton, H. L. (2000). Psychology and gender at the turn of the century.
A m e r ic a n P s y c h o lo g is t , 5 5 (6), 613-615.
Minton, J., Solomon, L. Z,, Stokes, M., Carash, M., Kendzior, J. (1999).
Aittitudes toward being female viewed overtime. J o u r n a l o f S o c ia l B e h a v i o r
a n d P e r s o n a lit y , 14 (2), 2207-222.
Mirowsky, J. (1996). Age and the gender gap in depression. T h e J o u r n a l o
H e a l t h a n d S o c ia l B e h a v io r , 3 7 (4), 362-381.
Monteath, S. A., McCabe, M. P. (1997). The influence of societal factors on fe
male body image. T h e J o u r n a l o f S o c ia l P s y c h o lo g y , 1 3 7 (6), 708-728.
Moore, S. M., Kennedy, G., Furionger B., Evers, K. (1999). Sex, sex roles,
and romentic attitudes: Finding the balence, C u r n e n t R e s e a r c h in S o c ia l
P s y c h o lo g y . 4 (3), 124-134.
Morris, C. G. (2002). P s i k o l o ji y i A n la m a k ( P s ik o lo jiy e G ir i ) . (ev. Ed.: H. B.
Ayvak ve M. Sayl) Ankara: Trk Psikologlar Dernei.
Nielsen, J. M. (1990). S e x a n d G e n d e r in S o c ie t y ; P e r s p e c t iv e s o n S t r a t if ic a t io n .
Illinois: Waveland Pness, Inc.
OHeron, C. A., Orlofsky, J. L. (1990). Stereotypic and nonstereotypic sex ro
le trait and behavior o r ie n t a t io n s , gender identity, and Psychological adjust
ment. J o u r n a l o f P e r s o n a lit y a n d S o c ia l P s y c h o lo g y , 5 8 (1), 134-143.
OLeary, K. D. (2000). Are women really more agressive than men in intima
te relationships? Comment on Archer. (2000). P s y c h o l o g i c a l B u lle t in , 1 2 6
(5), 685-689.

Oliver, S. B., Hyde, J. S. (1993). Gender differences in sexuality; A meta


analysis. P s y c h o lo g ic a l B u lle t in , 1 1 4 ( 1), 29-51.
Oskamp, S.; Kaufman, K., Wolterbeek, L. A. (1996). Gender role portra
yals in preschool picture books. (On-line) J o u r n a l o f S o c ia l B e h a v i o r a n d
P e r s o n a lit y , 11 (5), 27-40.
zbay, F. (1979). Trkiyede krsal kentsel kesimde eitimin kadnlar zerin
deki etkisi." Nermin Abadan-Unat (Ed.) T r k T o p lu m u n d a K a d n iinde, s.
191-219. Ankara: Trk Sosyal Bilimler Dernei.
zbay, F. (1995). Kadnlarn ev ii ve ev d uralarndaki deime. . Tekeli
(Ed.) K a d n B a k A s n d a n K a d n la r iinde, 3. bask, s. 129-158. stanbul:
iletiim Yaynlar.
zduru, . (2001). Panelde sunulan bildiri. Eitim materyallerinde cinsi
yeti eler, Ankara: Babakanlk Kadnn Stats ve Sorunlar Genel
Mdrl.
Paludi, M. (1998). T h e P s y c h o lo g y o f W o m e n . New Jersey: Printice Hall.
Parsons, E. M., Betz, N. E. (2001). The relationship of participation in sports
and physical acticity to body objectification, and low of control among young
women. P s y c h o lo g y o f W o m e n Q u a r te r ly , 2 5 (3), 209-222.
Pierce, K. (1997). Womens magazine fiction: A content analysis of the roles,
attributes, and occupations of main characters. S e x R o le s , 3 7 (7/8), 581593.
Pina, D. L, Bengtson, C. L. (1993). The division of household labor and wives
happiness: Ideology, employment, and perceptions of support. J o u r n a l o f
M a r r ia g e a n d t h e F a m ily , 5 5 , 901-912.
Powell, M. R., Hendricks, B. (1999). Body schema, gender, and other corre
lates in nonclinical populations. G e n e t ic , S o c ia l, a n d G e n e r a l P s y c h o lo g y
M o n o g r a p h s , 1 2 5 (4), 333-412.
Reinisch, J. M., Rosenblum, L. A., Rubin, D.B., Schulsinger, M. F. (1997). Sex
differences emerge during teh first year of life. M. R. Walsh (ed.). W o m e n ,
M e n , a n d G e n d e r : O n g o in g D e b a t e s iinde, s. 37-43 New Haven: Yale
University Press.
Renzetti, C. M., Curan, D. J. (1992). W o m e n , M e n , a n d S o c ie t y . 2. Bask.
Boston: Allyn ve Bacon.
Rice, F. P. (1996). I n t im a t e R e la t io n s h ip s , M a r r ia g e s , a n d F a m ilie s (3. bask).
California: Mayfield Publishing.
Ross, C. E. (1987). The division of labor at home. S o c ia l F o r c e s , 6 5 (3), 816833.
Ross, C. E., Mirowsky, J., Huber, J. (1989). Dividing work, sharing work,
and in-between: Manage patterns and depression. A m e r ic a n S o c io l o g i c a l
R e v ie w , 4 8 , 809-823.
Ross, C. E., Mirowsky, J., Ulbrich, P. (1983). Distress and tradidional female
role: A comparison of Mexicans and Anglos." A m e r ic a J o u r n a l o f S o c io lo g y ,
8 9 (3), 670-682.

Sakall, N. (2001). Beliefs about wife beating among Turkish college students:
The effects of patriarchy, sexism, and sex differences. S e x R o le s , 4 4 (9/10),
599-610.
Sakall-Uurlu, N. (2002). eliik Duygulu Cinsiyetilik lei: Geerlik ve
Gvenirlik almas. T r k P s i k o l o ji D e r g is i, 1 7 (49), 47-58.
Schooler, C., Miller, J., Miller, K. A., Richtand, C. N. (1984). Work for the ho
usehold: Its nature and consequences for husbands and wives. A m e r ic a n
J o u r n a l o f S c io lo g y , 9 0 (1), 97-124.
Spence. J. (1985). Gender identity and its implications for the concepts of
masculinity and femininity. T. B. Sonderegger (Ed.). P s y c h o lo g y a n d
G e n d e r . N e b r a s k a S y m p o s iu m o n M o t iv a t io n , 1 9 8 4 iinde, s. 59-95. Lincoln
and London: University of Nebraska Press.
Steenbarger, B. N., Greenberg, R. P. (1990). Sex roles, stres and distress. A
study of person by situation contingency. S e x R o le s , 2 2 (1/2), 59-68.
Stephan, C. W., Stephan, W. F,, Demitrakis, K. M., Yamada, A. M., Clason, D.
L. (2000). Women's attitudes toward men: An integrated threat theory app
roach. P s y c h o lo g y o f W o m e n Q u a r t e r ly , 2 4 , 63-73.
Swim, J. K., Aikin, K. J., Hall, W. S., Hunter, B. A. (1995). Sexism and ra
cism: Old-fashioned and modern prejudices. T h e J o u r n a l o f P e r s o n a l it y a n d
S o c i a l P s y c h o lo g y 6 8 (2), 199-214.
Sugihara, Y., Katsurada, E. (2000). Gender-role personally traits in Japanese
culture. P s y c h o lo g y o f W o m e n Q u a r t e r ly , 2 4 (4), 309-318.
ahin, D., Berkem-Gven, G. (1996). Ergenlerde aile algs ve benlik algs.
T r k P s i k o l o ji D e r g is i, 11 (38), 22-32.
erif, M., erif, C. W, (1996). S o s y a l P s ik o lo jiy e G ir i . (ev. M. Atakay ve A.
Yavuz). stanbul: Sosyal Yaynlar.
irvanl-zen, D., Bayraktar, R. (1993). Annenin alma durumunun ocu
un cinsiyet zelliklerine ilikin kalpyarglarnn geliimi zerindeki rol. R.
Bayraktar ve i. Da (Ed.). VII. Ulusal Psikoloji Kongresi bilimsel almalar
iinde, s. 65-76. Ankara: Meteksan
Tabak, F. (1997). Women's upward mobility in manufacturing organizations in
stanbul: A glass ceiling initiative? S e x R o le s , 3 6 (1/2), 93-102.
Tajfel H. (1978). Social categorization, social identity and social compari
son. Tajfel H. (Ed.) D if f e r e n t ia t io n B e t w e n S o c ia l G r o u p s iinde. London:
Academic Press, 61-76.
Tiedje, L. B., Wortman, C. B., Downey, G., Emmons, C., Biernat, M., Lang,
E. (1990). Women with multiple roles: Role compatibility perceptions, sa
tisfaction, and mental health. J o u r n a l o f M a r r ia g e a n d t h e F a m iliy , 5 2 , 6372.
Trew, K., Kremer, J. (Eds.) (1998). G e n d e r a n d P s y c h o lo g y , London: Arnold.
Trk Dil Kurumu (TDK). (1994). O k u l S z l . Ankara: Trk Dil Kurumu.
Trkne, M. (1995). E s k i T r k T o p lu m u n u n C in s i y e t K lt r . Ankara: Ark
Yaynevi.

Twenge. J. M. (1997a). Attitudes toward women, 1970-1995: A meta-analysis.


P s y c h o lo g y , o f W o m e n Q u a r t e r ly , 2 1 , 35-51.
Twenge, J. M. (1997b). Changes in masculine and feminine traits overtime: A
meta-analysis", S e x R o le s , 3 6 (5/6), 305-325.
Uman, P. (1990). lkemizde alan kadnlarda stresle baa kma ve psiko
lojik rahatszlklar, P s i k o l o ji D e r g is i, 7 (24), 58-75.
Ungan, . (1995). Causal attributions concerning his/her success/faiiure at
breadwinning/homemaking tasks: A developmental analysis of eiemantary
school children and comparison of university students, Yaynlanmam
yksek lisans tezi. Ankara: Ortadou Teknik niversitesi Sosyal Bilimler
Enstits.
Unger, R., Crawford, M. (1992). W o m e n a n d G e n d e r : A F e m i n i s t P s y c h o lo g y .
New York McGraw-Hill.
Unger, R. K., Crawford, M. (1998). D. L. Anselmi, A. L. Law (Ed.). Q u e s t io n s o f
G e n d e r : P e r s p e c t iv e s a n d P a r a d o x e s iinde, s. 18-21. Boston: McGraw-Hill.
nsal, P. (1998). Bir i ortamnda alglanan sosyal destein ilevlerine, kay
naklarna, cinsiyet ve meslee gre incelenii. G. Okman Fiek (Ed.)
9. U lu s a l P s i k o l o j i Kongresi: Bilimsel almalar iinde, 1 9 - 2 0 Eyll 1996
Boazii niversitesi stanbul, (s. 315-325), Ankara: Trk Psikologlar
D e r n e i.

Vonk, R., Olde-Monnikhof, M. (1998). Gender subgroups: Intergroup bias wit


hin the sexes. E u r o p e a n J o u r n a l o f S o c ia l P s y c h o lo g y , 2 8 , 37-47.
Walsh, M. R. (Ed.) (1997). W o m e n , M e n , a n d G e n d e r : O n g o in g D e b a t e s . New
Haven: Yale University Press.
Watkins, D., Akande, A., Fleming, J., Ismail, M., Lefner, K., Regmi, M., Watson,
S., Yu, J., Adair, J., Cheng, C., Gerong, A., Mclnerney, D., Mpofu, E., SinghSengupta, S., Wondimu, H. (1998). Cultural dimensions, gender, and the
nature of self-concept: A fourteen-country study. I n t e r n a t io n a l J o u r n a l o f
P s y c h o lo g y , 3 3 (1), 17-31.
Weisner, T. S., Gamier, H., Loucky, J. (1994). Domestic tasks, gender egalita
rian values and childrens gender typing in conventional and nonconventional families." S e x R o le s , 3 0 (1/2), 23-54.
Wersch, A. van (1998). Health and illness, Ki Trew, J. Kremer (Eds.) G e n d e r
a n d P s y c h o lo g y iinde, s. 165-178. London: Arnold.
White, J. W., Smith, P. H., Koss, M. P., Figueredo, A. J. (2000). Intimate
partner agresison - What have we learned? Comment on Archer (2000).
P s y c h o l o g i c a l B u lle t in , 1 2 6 (5), 690-696.
Williams, D. E., 'DAlessandro, J. D. (1994). A comparison of three measures
of androgyny and their relationship to psychological adjustment. J o u r n a l o f
S o c ia l B e h a v i o r a n d P e r s o n a lit y , 9 (3), 469-480.
Wilson, D., McMaster, J ., Greenspan, R,, Mboyi, L, Ncube, I , Sibanda,
B. (1990). Cross-cultural validation of the Bern Sex Role Inventory in
Zimbabwe." P e r s o n a l it y a n d I n d iv i d u a l D if f e r e n c e s . 11 (7), 651-656.

Wong. F. Y., McCreary, D., Duffy, K. G. (1990), A further validation of the Bern
Sex Role Inventory: A multltralt-multimethod study." S e x R o le s , 2 2 (3/4), 24959.
Yee, M., Brown, R. (1994). The development of gender dlfferentation in young
children. B r it is h J o u r n a l o f S o c ia l P s y c h o lo g y , 3 3 , 183-96.
Yldrm, A. (1997). Gender role influences on Turkish adolescents self-idendity.
A d o le s c e n c e , 3 2 (125), 217-232.

You might also like