You are on page 1of 126

DAVID MCLELLAN

University of Kent'te siyaset kuram profesr olan David McLellan, ayn zamanda Sta
te University of New York ve Goldsmiths University of London'da konuk profesr ola
rak ders vermektedir. lgi alanlarnn odak noktasn oluturan Marx ve Marksizm ko
nular dnda Mclellan ideoloji, sosyalizm, demokrasi, din ve toplum gibi siyaset felse
fesinin temel meseleleriyle ilgili ok sayda makale ve kitabn yazardr.

ISTANBUL BLG NVERStfES YAYINLAR!

0AVID MclELLAN

iDEOLOJi

EViREN BARI YLDIRIM


IDEOLOGY
FIRST PUBLISHED 1995, 0PEN UNIVERSITY PRESS

DAVID

MclELLAN 1995

THIS EDITION s PUBLISHED BY ARRANGEMENT WTH PEN UNIVERSITY PRESS, BUCKINGHAM


TRKE YAYIN HAKLAR! AKALI TELiF A)ANSI ARACILIGI LE ALINMITIR.
lsTANBUL BLGi NVERSiTESi YAYINLARI 93
SOSYAL BiLiMLERDE KAVRAMLAR 2
ISBN

975-6176-10-5

KAPAK MEHMET ULUSEL

1. BASK! lsTANBUL, MART 2005

BiLGi iLETiiM GRUBU YAYINCILIK MZiK YAPIM VE HABER A)ANSI LTD.

TI.

YAZIMA ADRESi: INN CADDESi, No: 28 KUTEPE ili 34387 ISTANBUL


TELEFON: 0212 311 60 00 - 217 28 62/ FAKS: 0212 347 10 11

www.bilglyay.com
E-POSTA yayin@bilgiyay.com
DAC:tTIM dagitim@bilgiyay.com
YAYINA HAZIRLAYAN GZDE PELIVAN
TASARIM MEHMET ULUSEL
DiZGi VE UYGULAMA MARATON DIZGIEVI

00ZELTi CAN CEMGIL


BASKI VE CiLT EFiK MATBAASI

MARMARA SANAYi SiTESi M BLOK No.291 IKITELLI - lsTANBUL


TELEFON: 0212 471 15 00 (3 HAT) I FAKS: 0212 471 15 00

lstanbul Bilgi University Library CataloginginPublication Dala


lstanbul Bilgi niversitesi Ktiiphanesi Kataloglama Blm tarafndan kataloglanmtr.
Mclellan, David.
ideoloji/ David Mclellan; ev. Bar Yldrm.
p. cm.
lncludes bibliographical references and index.
ISBN 9756176-105 (pbk.)
. ldeology-History. 1. Title. il. Yldrm, Bar.

JA83 .M 3519

2005

0AVID MclELLAN

iDEOLOJi
EViREN 8ARI YILDIRIM

Oliver'a

iindekiler
vii

nsz

ix

kinci Baskya nsz

1 BRNC BLM Bir Kavramn Kariyeri


11 KNC BLM Marx
23 NC BLM Marksist Gelenek
37 DRDNC BLM Marksist Olmayan Gelenek
53 BENC BLM Birleik Devletler'de deoloji
69 ALT INCI BLM Bilim, Dil ve deoloji
87 YEDNC BLM deoloji ve "Tarihin Sonu"
99 Kaynaka
109 Dizin

nsz

u kk kitabn amac, son derece kaygan bir kavrama ksack bir


giri yapmaktan ibaret. Bu kapsaml konu, sosyal bilimler iin te

mel bir nemdedir ve ben de sadece yzeyi hafife kazyabilmi oldu


umun farkndaym. Ancak en azndan okuyucunun ilgisini canlandr
may umut ediyorum. Bu amala ayrntl bir okuma nerisi listesi ve
geni bir kaynaka ekledim. Kitab gelitirmemde emei geen Jean
Gil, Gabrielle McLellan, Stephanie McLellan, Gay Mitchell ve Keith
Webb'e teekkr ederim.
AVID McLELLAN

kinci Baskya nsz

deoloji tartmalarndaki gncel gelimeleri yakalamak amacyla


metni batan sona gzden geirdim, yeni bir blm ekledim ve hem

okuma nerilerini hem de kaynakay olduka genilettim.


DAVID McLELLAN

BiRiNCi BLM
Bir Kavramn Kariyeri

deoloji, btn sosyal bilimlerin en kaygan kavramdr. nk bu


kavram en temel fikirlerimizin dayanaklarn ve geerliliini sorgular.

Bu nedenle de, z itibariyle tartmal, yani bizzat tanm (ve dolay


syla kullanm) hakknda ciddi anlamazlklar olan bir kavramdr.1
Baz nemli istisnai durumlar bir yana, ideoloji kavram hep
kt bir arma sahip olmutur. deolojik olan bakas'nn dnce
sidir; bizimki deil. Kendi dncemizin ideolojik olabilecei fikrini
neredeyse igdsel olarak reddederiz ki, en deerli kavramlarmzn
dayanaklarnn kaygan bir zemine oturduu iddia edilmesin. Dolay
syla ideoloji kavramnn tarihi, ideolojik sylemlerin dnda yer alan
salam bir Arimet noktas araynn, yani durup ideoloji arklarnn
ileyiini gzlemleyebileceimiz sabit bir konum bulma giriimlerinin
tarihidir. Ana Marksist gelenek bu noktay, meslei itibariyle ideolojik
1

Bu fikre dair, bkz. W.B. Gallie, 'Essentially Contested Concepts' Proceedings of the Aristote/ian
Society, 1955-6,

c.

56, zellikle s.171 ve devam. deolojiyi tanmlama giriimlerine dair, bkz.:

R. Geuss, The Idea ofa Critical Theory, Cambridge University Press, Cambridge, 1981 [Ele;ti

rel Teori], ev. Ferda Keskin, Ayrnt, stanbul, 2002), 1. Ksm; M. Hamilton, 'The Elements <>f

a Concept of ldeology', Political Studies, 1987, c. 35, s.18 ve devam ve T. Eagleton, Ideology,
Verso, Londra, 1991, Blm 1.

birinci blm

olmayan dncelere yatkn belirli bir grup ya da snfta aramtr. Ay


dnlanmac, rasyonalist ve ampirist gelenekse, ideolojik kavraylarn
irrasyonelliini tehir edecek nesnel bir toplum bilimine bel balar.
Her iki gelenek de ideolojisiz bir toplum olasln ngrr: Ya snf
iktidarnn kalelerinden biri olan ideolojinin artk gereksiz hale gelece
i Marksist bir toplum, ya da rasyonel piyasa ekonomisinin aikar
normlarnn hakimiyetindeki kapitalist bir toplum. Ancak, Platon'un
diyaloglarnda Protagoras'n nesnel dorunun varln reddetmesin
den beri insanln kabusu olan, her tr doruluk iddiasnn grelilii
denen hayalet asla yakamz brakmaz. deoloji zerine herhangi bir
inceleme, ideoloji hakkndaki tm grlerin kendilerinin ideolojik ol
duu gibi hazin bir sonuca varmaktan kanmamz zorlatrr. Ancak
bu sonutan kanmak arttr; en azndan baz grlerin dierlerin
den daha ideolojik olduu sylenerek bu yarg yumuatlabilir. nk
btn grlerin ideolojik olduu dncesi iki zorluu beraberinde
getirir. Birincisi, ideoloji kavramnn kapsam bylesine genileyip ade
ta ii boalnca, kendimizi bir bolukta buluruz; ikincisi ve daha tehli
kelisi, btn Giritlilerin yalanc olduunu syleyen Giritli Epimeni
des'in dt mantksal samala deriz. Dolaysyla daha incelikli
bir yaklam hem dnsel hem de pratik bir gerekliliktir. Hepimizin
gerek ve gl ideolojilere sahip olduu dorudur;2 ama bu durumun
farkna varmamz hi olmazsa bilinsiz birer kurban olmamzn n
ne geebilir.
Demokrasi, sz hakk veya zgrlk gibi baka tartmal te
rimlerin aksine, ideolojinin gemii 200 yl bulmaz. Bu terim, demok
rasi ideallerinin yaylmas, kitle hareketlerinin siyasete girmesi, dnya y yarattmza gre onu istersek batan yaratabileceimiz fikri gibi
Sanayi Devrimi'ne elik eden toplumsal, siyasal ve dnsel altst
olularn rndr. Alman toplum dnr Jrgen Habermas'a gre
bu yeni dnya grleri,
2

ideolojinin basit bir yansma olmakla kalmad ve etkisi altndakilerin arzularna ekil veren
bir g olduuna dair bkz.: ]. Elsrer, 'Belief, Bias and Ideology', M. Hollis ve S. Lukes, der., Ra
tionality and Relativism, Blackwell, Oxford, 1982.

bir

kavramn kariyeri 3

... dnyann geleneksel yorumlarnn eletirisinden kar ve bi


limsellik iddiasnda bulunur. Ancak bunlar da merulatrma ilevi
grmeye devam eder ve dolaysyla gerek iktidar ilikilerinin ana
liz edilmesini ve kamu bilincinde ele alnmasn engeller. Dar anla
myla ideoloji ilk kez bu ekilde ortaya kmtr. deoloji, modern
bilim kisvesine brnp kendi meruiyetini yine ideolojinin eleti
risinden alarak, iktidar merulatrmann geleneksel yntemlerinin
yerine geer. deoloji ve ideolojinin eletirisi birlikte ortaya km
tr. Bu anlamda, burjuvazi ncesi ideolojiden bahsedilemez.3

Geleneksel inanlar, tam da geleneksel olduklar iin, genelde


duraandr ve snrlandrlm, hiyerarik ve tutarl birer btn tekil
ederler. rnein mitler arasnda rekabet yoktu. deolojilerse, giderek
oulcu hale gelen bir toplumun rndr ve karlarna hizmet ettik
leri belirli rakip gruplarla zdeletirilirler.4 Geleneksel din, bireylerin
gndelik yaamyla teki dnyann kutsall arasndaki etkileime
odaklanrken; ideolojinin sekler evreni, bu dnyann dnmn
ngren kamusal projeleri merulatrmak iin hakll kendinden
menkul bir tarzda bilim ve akla gnderme yapar. Gemi toplumlar
rgtleyen mitler atadan kalmayd ve toplumsal dnyay aan bir er
eve iziyordu; ideolojilerse, genelde toplumumuzun zahmetli bir ana
lizinden trettiimiz kendi rnlerimizdir. Bu eilim, siyasal srelerin
giderek demokratiklemesiyle birlikte iyice kuvvetlenir. Sanayi devri
mine elik eden iletiim devrimi, kitap ve gazetelerin grlmedik l
de ucuzlamasyla birlikte bir okuryazarlk patlamas getirdi. nsanlarn
daha fazla enformasyona ulamas ve enformasyon kaynaklarnn gi
derek eitlenmesi, bu enformasyonun yorumunu da sorunlu hale ge
tirdi ve farkl karlar yanstan rakip yaplanmalar bu yeni malzeme
ye anlam yklemeye giriti. Ancak bu yaplanmalar ya da ideolojiler,
snrl bir kkenleri olmasna karn, kanlmaz olarak evrensel bir id3

J. Habermas, Towards a Rational Society, Heinemann, Londra, 1970, s.99. deolojinin

modern

liine dair benzer grler iin bkz, K. Mannhein, Studies on the Left, Routledge, Londra, 19 52,

s . 55 ve M. Oakeshott, Rationalism in Politics and Other Essays, Methuen Londra, 1962, s.21.
Bu konuda daha ayrntl bir tartma iin u mkemmel makaleye bkz . : B. Halpem, '"Myth"
and "ldeology"

in Modem Usage'. History and Theory, c. 1, 1961, zellikle s.135 ve devam.

4 birinci blm

diaya sahip olmak durumundayd. nk kitlelerin giderek daha faz


la siyasete girmesiyle birlikte, komuta etmektense ikna etmek yaygn
lat. zgrlk, kardelik ve eitlik anda sadece evrensel akl ve bi
lim fikrini temel alan yaklamlar evrensel apta kabul edilebilirlie
aday olabilirdi. Francis Fukuyama'nn kitaplar da bunun son rnek
leri saylabilir. 5
Birok batan kartc ey gibi ideoloji kelimesi de Fransz k
kenlidir. Ancak dorudan Fransz Aydnlanmas'nn bir rn olsa da,
bu kavramn kkleri, Ortaa dnyasnn yklmasyla Bat Avrupal
entelektellerin karsna dikilen, anlam ve yn konularn ele alan ge
nel felsefi sorulara dek uzanr. Bu sorular iyice krkleyen Protestan
lk, bireyi ve vicdan zgrln vurgulad ve ritelin huzur verici var
ln deil, szn dntrc gcn savundu. Ancak ideoloji keli
mesini ilk kez dolama sokan kiilerin daha dorudan atalar, Francis
Bacon ve Thomas Hobbes gibi dnrlerdir. Novum Organum

(1620) adl eserinde Bacon, toplumun gzleme dayal bir incelemesi


nin anahatlarn izmeye giriir. Bacon'a gre o zamana dek insan d
ncesi idollerin, yani hatal ve irrasyonel kavraylarn glgesinde kal
mt. Drt eit idol vard: Kabile idolleri, maara idolleri, pazaryeri
idolleri ve tiyatro idolleri. Birinci gruptaki kabile idolleri, gelenein
kutsad fikirleri kabul etqe ya da rasyonel bilgiye ulama srecine
tutkular kartrma eilimini ierir. Maara idolleriyse bireyin zgl
bak asn temel alan ve daha genel bir perspektifi dlayan idoller
dir. Pazaryeri idolleriyse dilseldir; burada pazarla temsil edilen toplum
sal etkileim, genelde gereklie uzak der ve dolaysyla rasyonel bir
kavrayn nnde engel tekil eder. Tiyatro idolleriyse eskinin dogma
tik grleridir; ampirik bir temelleri olmad iin kurmaca bir dram
dan pek farkl saylamazlar.
Bacon'n idoller kuram modern sosyal bilimlerin balang
noktasdr. Hem Hobbes ve Locke kanalyla ngiliz ampirik geleneini
hem de ileride ideoloji kavramn reten Fransz Aydnlanma gelenei5

Bkz. 7. Blm.

bir kavramn kariyeri

ni ciddi lde etkilemitir. Fransz Aydnlanmas filozoflar, yzyl n


ce kraln ve dinin gcnn ciddi bir biimde snrland ngiltere'deki
seleflerinin aksine, mutlak monariyle otokratik bir kilise arasndaki
ittifakla kar karya bulunuyordu. Bu nedenle, Machiavelli ve Ba
con'n gznde potansiyel olarak birletirici bir unsur olan din, Fran
sa'daki nde gelen Aydnlanma dnrleri iin toplumun rasyonel bir
dzene kavumasnn nndeki ana engeldi. Onlara gre toplumsal re
formasyonun anahtar akl ve doada gizliydi. Szclerinden biri olan
Holbach yle yazmt:
nsann mutsuzluunun kayna doaya dair cehaletidir.... y
leyse en nemli grevimiz, bizi yanl yollara gtren yanlsamala
r yok edecek aralar yaratmaktr. Bu ktlklerin ilac bizzat Do
a'da aranmaldr; sapkn ve baskc bir hrsn bamza at dert
lerin panzehirini bulmay rasyonel olarak umut edebileceimiz tek
yer Doa'nn zengin kaynaklardr.... te bunun iin, akl hak etti
i yere kavumaldr.... Akl, artk nyargnn ar zincirlerinden
kurtulmaldr.6

Rahiplerin ve krallarn kendi iktidarlarn tahkim etmek iin


rettii nyarglarn ve yalanlarn panzehiri, eitimin mutlak gcnde
gizliydi. Aydnlanma dnrlerinin, bilginin toplumsal olarak belir
lendiini kabul ettii de olmutur. rnein Helvetius, koyunlarn otla
d imlerde yaayan bceklerin gznde, koyunlarn vahi birer yr
tc, koyunlar yiyen kurtlarnsa yararl hayvanlar olduunu syler.
Ama genelde bu dnrler Marx'n gelecekteki u eletirilerine kar
tamamen savunmaszd: "Koullarn ve yetime artlarnn deiimine
vurgu yapan materyalist doktrin, koullarn da insanlarca deitirildi
ini ve dolaysyla eiticinin de eitilmesinin gerekli olduunu gz ar
d eder. " 7 Onlarn buna tek yant, akln nyargy alt etme gcne
duyduklar snrsz gveni belirtmekti.
6
7

Baron d'Holbach. The System of Nature (ev. H .D. Robinson), Burt Franklin, New York, 1910,
s.viii ve devam.

K. Marx, Selected Writings, der. D. McLellan, Oxford University Press, Oxford, 177, s.15>.

6 birinci

blm

Aydnlanma dnrleri 1 789 Fransz Devrimi'nin dnsel se


lefleriydi. deoloji teriminin ilk kullanl da Fransz Devrimi'nin he
men ertesine rastlar. 1797 ylnda kelimeyi ilk kullanan Antoine Des
tutt de Tracy, devrimci Konvansiyon tarafndan Aydnlanma dnce
sini yayma greviyle lnstitut de France 'n bana getirilen bir dizi filo
zof arasndayd. Napolyon, Kilise'yle arasndaki anlama ve artmakta
olan kiisel despotizminin neden olduu koputan nce, Enstit'nn
fahri yesi oldu ve Enstit de onun koruyuculuundan honuttu. 1 80 1
ve 1 8 1 5 arasnda yazd Elements d'Ideologie'de, de Tracy, btn di
er bilimlere zemin tekil edecek yeni bir dnceler bilimi, bir "idea
logy" nerdi. Doutan gelen dnceler kavramn reddeden de
Tracy, btn fikirlerimizin fiziksel duyulara dayandn aklad. Din
sel ya da metafizik nyarglardan bamsz bir biimde, fikirlerin k
keninin rasyonel olarak aratrlmas adil ve mutlu bir topluma giden
yolu aacakt. nk bireysel dncelerin aratrlmas sonucunda,
bunlarn tmnn kkenindeki evrensel insan ihtiyalar ve arzular
ortaya kacakt. Bu ihtiyalardan hareketle izilecek bir yasal ereve
de, toplumu doayla uyumlu olarak dzenleyecek ve arzularn ahenk
li biimde tatminini salayabilecekti. nk doa ve toplum rt
yordu. Bu rtmeyi ortaya karacak olan da, dncelerin rasyonel
bir yntemle aratrlmas, yani ideolojiydi.
Dolaysyla, ideoloji kavram ilk bata olumlu ve ilerici bir an
lam tayordu. Ancak Napolyon terime ksa srede ktleyici bir an
lam ykleyecekti. Napolyon'un iktidar, yerleik dini kurumlarca da
desteklenen bir imparatorlua doru evrildike, liberal ve cumhuriyet
i ideologlar olarak anlmaya balayanlar eletiri oklarna hedef oldu.
Moskova yenilgisinden sonra Napolyon suu ksmen onlara att:
Yasalarn kaynan, insan kalbinin bilgisinde ve tarihin dersle
rinde aramak yerine, halklarn hukukunu srarla aratrd ilksel
nedenlere dayanarak yazmaya alan ideoloji, yani bu karanlk me
tafizik, gzel Fransa'mzn btn talihsizliklerinin sorumlusudur.8
8

Alntlayan: H. Barth, Wahrheit und Ideologie, Eugen Reutsch Verlag, Zurich and Stuttgart,
1961, s.27.

bir kavramm kariyeri 7

Olumlu ve olumsuz anlam arasndaki bu gidi geliler ideoloji


kavramnn tm tarihinin ayrlmaz bir paras olacaktr.
deoloji kavramnn Fransa dnda Almanya'da da kkleri bu
lunur; ancak burada da Fransz Devrimi nemli bir rol oynamt. Ay
dnlanma filozoflarna gre, ancien regime'i eletirirken temel aldkla
r ve Fransz Devrimi'nin bayrana yazlan prensiplerin doruluu
kendinden menkuld. Ancak Fransz Devrimi'nin sonrasnda yaa
nanlar, Napolyon'un iktidara gelmesi ve devrimi izleyen yirmi ylda
Avrupa'da yaanan altst olular ne doal ne de rasyonel grnyor
du. Ayrca Sanayi Devrimi'nin hz kazanmasyla, dneme deiim ve
geliim damgasn vurdu. zellikle Almanya'da gl olan Romantik
hareket, insann dnyaya anlam ykleyiine odakland. Rasyonel zi
hin iin doal ve toplumsal dnyann tamamen berrak olduunu d
nen de Tracy'nin aksine Alman Romantikleri, deien koullar kar
snda insanlarn kolektif ve bireysel yollardan kendi gerekliini ya
rattn savundu. Bu fikirlere sistematik bir temel kazandrmaya al
an Hegel'e gre, belirli bir dneme ait dnceler mutlak geerlilik
iddiasnda bulunamazd; nk bunlarn deien tarihsel koullara
bal olduu apakt. Eer tarihin bir anlam, bir rasyonalitesi varsa,
bu, srecin btnnde aranmalyd, belirli bireylerin ya da dnemle
rin ksmi amalarnda deil. nk o mehur "kurnaz Akl", bireyle
rin ve dnemlerin projelerini alp, bu fikirleri ilk dnenlerin niyetle
rinden ok farkl sonulara varmak iin kullanyordu. Hegel'in bu fi
kirleri Marx' derinden etkiledi ve Marksizm, Fransz ve Alman r
larn birletirerek siyasal sylemin gndemine ideoloji kavramn
oturttu. Hegel'in rencisi gen Marx, toplumsal ve siyasal fikirlerde
ki deiimi aklamak iin insanlarn tarih boyunca retken emei
farkl biimlerde rgtleme tarzndan kaynaklanan toplumsal ibl
mnden yola kt. Daha sonra zellikle Engels'le birlikte, de
Tracy'den gelen pozitivist gelenek, yani nesnel bir toplum bilimine
ulama giriimi daha fazla arlk kazand. Her halkarda, son birka
onyla dek ideoloji incelemeleri byk lde Marksist gelenekle ili
kili kiilerce yrtlyordu.

8 birinci blm

Ancak, de Tracy usul bir nesnellik iddiasyla ideolojiyi incele


meye girien almalar kinci Dnya Sava sonrasnda Bat'da, zel
likle de Birleik Devletler'de gl bir biimde yeniden canland. Na
zizmin yaratt felaketler, Stalinizm'in arlklarnn duyulmasyla
birok kiinin yaad hayalkrkl ve Sovyet komnizminin Bat
usul demokrasiye kar monolitik bir tehdit olarak alglanmas, bu fi
kirlerin kkenlerini aklama kaygsn dourdu. Bu kaygy daha da
artran etkenler, Mao Zedung'un "dnce"sinin in toplumu zerin
deki mthi etkisi, zellikle de Byk Atlm ve Kltr Devrimi sre
leri ve ulusal kurtulu ideallerinin birok nc Dnya lkesinde b
yk bir gce kavumasyd. Bu yazarlarn tamamen ktleyici bir an
lam ykledii ideoloji kelimesi, dnsel adan irrasyonaliteyle ve si
yasal adan totalitarizmle ilikilendirildi. Bu antipatiyi iyice pekitiren
iki akm, yani Amerikan siyaset biliminde hakim olan davranlk ve
ngiltere'de hakim olan analitik ve dilbilimsel felsefe, gl bir prag
matik ve ampirik yaklama sahipti ve byk apl speklasyondan
kanmak adna dilsel ifadelere ve kesin veri kabul edilen olgulara da
ir daha dnyevi sorular sormay tercih ediyordu. Bu bak asna g
re "deoloji a" kapanmt.9 deoloji a, geleneksel toplumlarn
knden sonra rakip gruplar arasnda youn dnsel tartmalar
la geen belirli bir sanayileme evresine denk dyordu. Nazizm ve
zellikle Komnizm 19. yzyln kalntlaryd ve teknik sorunlara tek
nik zmler retilen gelimi sanayi-sonras toplumlarda hibir geer
lilikleri olamazd. ronik bir biimde, Marx ve takipilerinin popler
letirdii ideoloji terimi artk Marksizm'e kar bir silah olarak kulla
nlyordu. Bu " ideolojinin sonu" yaklam, elbette son otuz yln al
kantl doas nedeniyle youn olarak eletirildi. Nesnellik iddias gi
derek daha youn saldrlara maruz kald. Nesnel bir ideoloji bilimi id
diasnn kendisinin ideolojik olabilecei kukusu yaygnlat. Feminist9

Bu "a"n hangi tarihleri kapsad tartma konusudur. u yaynlar karlatrnz: H.D. Ai


ken, The Age of Ideology, Mentor, New York, 1956, (altbalk: The Nineteenth Century Philo
sophers) ve K.D. Bracher, The Age of Ideologies, Weidenfeld, Londra, 1984, (altbalk: A His
tory of Political Thought in the Twentieth Century).

bir kavramn kariyeri 9

ler ikna edici bir biimde, topluma dair geleneksel dnme biimleri
mizin erkek-egemen kavraylarn etkisinde olduunu gsterdi; 10 yeil
hareket teknolojik ilerleme fikrini sorgulad; 11 Aydnlanma dnce
sindeki, geerli ahlaki yarglar reten evrensel birey fikri, ahlaki uzla
mann yegane olas zemininin belirli cemaatler olduunu syleyenler
ce sorguland12 ve son olarak daha radikal postmodernizm biimleri,
reklamclk, tketici tercihleri ve enformasyon teknolojisinin olutur
duu karmn iinde dorunun, deerin ve gerekliin zld bir
toplum resmetti.13
"deoloji" teriminin son iki yzyldaki kullanmlar ne kadar
farkl olursa olsun, daha imdiden iki ana hatt semek mmkn. Bi
rincisi, terimi ilk kullanan de Tracy ve evresinde grlen Fransz ras
yonalist yaklamdr. Ancak onlarn iyimser rasyonalizmi, Anglo-Sak
son dnyada ar bir ampirizm etkisi altnda epeyce deiim geirmi
tir. Aydnlanma'yla ortaya kndan ve Durkheim'dan yakn zaman
daki yapsalc ve ampirist revizyonlara kadar bu yaklam, toplumun
gr birliine dayal doasna vurgu yapar ve hakikate, derin bir d
nme sreciyle ulalabileceini ngrr. Hakikat; sosyal bilimlerde
doa bilimlerindekine benzer yntemlerin uygulanmas sayesinde, iyi
niyetli herkesin akl ve gzleme bavurarak ulaabilecei, gereklie
mtekabiliyet durumudur. kinci ve kart yaklam ise Alman kklere
sahiptir. lk olarak Hegel ve Marx'la ilikilendirilmitir ve Mannhe10

Bkz D. Coole, Women in Political Theory, Wheatsheaf, Brighton, 1988; S. Okin, Gender, ]us
tice and the Family, Basic Books, New York, 1988; V. Bryson, Feminist Political Thought, Mac

millan, Basingstoke, 1992.

11

Bkz A. Dobson ve P. Lucardie, The Politics of Nature: Explorations in Green Political Theory,

12

Bkz zellikle A. Maclntyre'n lemesi: After Virtue, 2. bask, Duckworth, Londra, 1985; Who

Routledge, New York, 1993.


se ]ustice? Which Rationality?, University of Notre Dame Press, Notre Dame, 1988; Three Ri
va/ Versions ofMoral Enquiry, University of Notre Dame Press, Notre Dame, 1990; ayrca g

nmz insannn ahlaki ikilemlerinin dnsel arkaplanna dair kapsaml bir aratrma olarak,
C. Taylor, Sources of the Sel{, Cambridge University Press, Cambridge, 1985; ve konuya dair
deerli bir makale derlemesi olarak J. Horton ve S. Mendus, After Maclntyre, Polity, Cambrid

13

ge, 1994.
U bir rnek olarak J. Baudrillard'n ge dnem eserlerine bkz: Selected Writings, der. M. Pos
ter, Polity, Cambridge, 1988.

10 birinci blm

im'dan geip Habermas'a kadar uzanr. Bu yaklamda vurgu gzlem


de deildir; hakikatin nasl retildiine odaklanlmaktadr. Toplum,
sabit bir grbirliine dayanan bir btn deil, elikilerle dolu dei
ken bir olgudur. Hakikatin ne olduuna karar vermenin " nesnel" bir
yolu olduundan phe eden bu yaklamn temsilcileri, genelde tutar
lla dayal bir hakikat kuramna bavurur. Bu durum zellikle top
lumsal sorular iin geerlidir, nk bunlarn doa bilimlerinin yn
temleriyle yantlanmas mmkn deildir. Elbette bu iki kutup arasn
da saysz olas konum bulunur. Bunun ok ak bir rnei, Marksist
gelenekte her iki kutbun da temsilcilerinin olmasdr. lerleyen blm
lerde, bu kutuplarn birleip ayrlmalarn anahatlaryla izeceiz.

iKiNCi BLM
Marx

arx kendi bana bir blm hak eder, nk ideoloji kavram


onun sayesinde gnmzdeki yaygnlna kavumutur. Marx,

de Tracy'nin eserlerinde grlen iyimser bir gr olan faydal dn


celer bilimi olarak ideoloji grnden haberdard. Ancak terimi, Na
polyon'un "karanlk metafizik" eletirisiyle poplerlik kazanan eleti
rel anlamyla kullanmay tercih etti. Bu eletirel anlamn korunmas ve
bu tavrn hakl karlmas iin sunulan aklamalar, Marksist gelene
i incelemeyi anlaml klar. Marx'ta, "ideoloji"nin ktleyici anlam
iki unsurdan oluuyordu. Birincisi, ideoloji idealizmle balantlandr
lyor ve idealizm de sorunlu bir felsefi yaklam olarak kabul edilerek
materyalizmin karsnda konumlandrlyordu. Doru bir dnya g
r bir ekilde materyalist bir yaklam olmalyd. kincisi, ideoloji
toplumda kaynaklarn ve iktidarn eitsiz dalmyla balantlandrl
yordu. Toplumsal ve ekonomik dzenlemeler thmet altnda olduu
na gre, onlarn bir paras olan ideoloji de thmet atndayd.
Marx'n toplumun gelikin bir materyalist kuramn oluturma
s ve dolaysyla ideoloji kavramn bir ereveye oturtmas zaman al
d. Toplumun sosyal ve ekonomik temelinin neden znde elikili ol-

12 ikinci blm

duunu ve ideolojinin bu elikide ne rol oynadn ele almasysa da


ha da uzun srd. Gerekten de, Marx'taki ideoloji kavram da kul
land birok temel kavram gibi tam olarak net deildir. deolojiyle il
gili yorumlar dolayl szlerdir ve Marx asla tam tutarl bir aklama
getirmemitir. Yine de anahatlar nettir.
ilk yazlarnda Marx, ideoloji meselesini ele alaca arkaplan
oturttu. Balarda dnyaya dair kimi dinsel kavramlarn ve eski ustas
Hegel'in tumturakl devlet kavramlatrmasnn gerek yzn tehir
etmekle urat. Her iki rnekte de benzer bir sre iliyordu. Birinci
si, maddi gereklikten dncelere deil dncelerden maddi gerek
lie doru bir hareket vard; ikincisi, bu ters evrilmi sre elbette e
yann gerek doasn arptyordu. Dinin farkna varamad ey, " din
insan retmez, insan dini retir" nermesiydi. Feuerbach' izleyen
Marx'a gre Tanr dncesi, insan zlemlerinin bir yansmasndan
ibaretti. Tanrnn dnyann yaratcs olduu ve insanln onun niyet
lerine baml olduu kabul edildii srece, insann gerek doasna,
yani kendi kaderini belirleme, kendi kendini retme haline ket vurula
cakt. Ama i dinin idealist olmasyla da bitmiyordu. Din ayn zaman
da, kaynan ald sorunlu gereklii de gizlemeye yaryordu. Dola
ysyla,
insanlarn yanlsamal mutluluu olan dinin ilga edilmesi tale
bi, insanlar gerek mutlulua gtren bir taleptir. nsanlarn iin
de bulunduklar koullara dair yanlsamalardan kurtulma talebi,
ayn zamanda, yanlsamalar gerektiren bir kouldan kurtulma tale
bidir. Dolaysyla dinin eletirisi, dinin zerinde bir hale gibi durdu
u gzyalar vadisinin eletirisinin de ilk admdr.1

Dinde grlen, idealist nyarglara ve dolaysyla da gerekliin


gizlenmesine dayanan ikili sre Hegel'in devlet kavramlatrmasnda
da grlyordu. Marx'a gre, Hegel devlet dncesinden yola kt
ve ampirik gerei bunun bir tezahr olarak grd iin, ahenk1

K. Marx, Selected Writings, der. D. McLellan, Oxford University Press, Oxford, 1977, s.64.

marx

13

li ve ideal bir btnn paras olarak grd, toplumdaki gerek ve


inat elikilerin stn rtyordu.
Bylelikle Marx kendi ideoloji kavramlatrmasnn zeminini
hazrlam oldu. Onun eletirdii din ve siyasetteki hatal kavramla
trmalar basit birer yanllk deildi. Bu ters evrilmi kavramlatrma
larn beslendii gerek toplumsal dnya, telafi olarak bu tr yanlsa
malar retecek lde arpkt. Dolaysyla bir sonraki adm bu top
lumsal dnyay aratrmak olacak ve bu aratrmann sonucuna da
Marx "materyalist tarih gr" diyecekti. Bu fikrini zamann Alman
dnrlerini eletirdii nemli bir eserinde gelitirdi. almasnn
bal da ideolojiye verdii nemi gstermeye yeter: Alman deolojisi.
Marx'n toplum ve tarihle ilgili genel dncelerini etraflca dile getir
dii yegane kaynak Alman deolojisi'dir.

Alman deolojisi'nde Marx, dini ve Hegel'deki siyaset felsefesi


ni eletirisinden elde ettii tersine evirme ilemini netletirmeye giri
ti. nsan bilincinden yola kmak ve sonra maddi gerekliin analizine
varmak bir hatayd. Doru yaklam aksi ynde olmalyd. Meselenin
kkeni hatal fikirler deil, bu hatal fikirleri reten toplumsal gerek
liin arpk doasyd: "bilin asla bilinli varolutan baka bir ey
olamaz ve insanlarn varoluu da onlarn gerek yaam srecidir... Ya
am belirleyen bilin deil, bilinci belirleyen yaamdr. " 2 Materyalist
tarih grne gre, insanlarn kendi maddi ihtiyalarn karlama bi
imi toplumun kalann belirliyordu. Temeldeki toplumsal sre, bes
lenme, giyinme ve barnma gibi maddi ihtiyalarn karlanmasyd.
nsanlar bu maddi ihtiyalar evrelerindeki doal dnyada karlyor
ve bu dnyay kendi amalar dorultusunda emek sreciyle dnt
ryorlard. nsann temel etkinlii ite bu emek sreciydi. Marx buna
bazen "maddi pratik" diyordu ve ona gre geerli bir toplumsal bili
min k noktas da bu olmalyd. Marx bunu u ekilde zetler:
Dncelerin, kavramlatrmalarn ve bilincin retimi ncelik
le dorudan insanlarn maddi etkinliine ve maddi etkileimine, ya-

K. Marx, agy. s.164.

14 ikinci blm

ni gerek yaamn diline baldr. Anamak, dnmek ve insanla


rn zihinsel etkileimi bu adan i.s:;nlarn maddi davrannn do
laysz rn olarak ortaya k::.r. Ayn ey siyasetin, yasalarn, ah
lakn, dinin, metafiziin vs. cilinde ifade edilen, bir halkn zihinsel
retimi iin de geerlidir... Maddi retimi ve maddi etkileimi geli
tiren insanlar, bu gerek dnyalarn deitirirken ayn zamanda
dnlerini ve dlerinin rnlerini de deitirir.3

Dolaysyla ideolojinin maddi pratikten hareketle aklanmas


gerekiyordu. Ancak btn fikirler ideoloji deildi ve Marx'n niyeti de,
asla de Tracy'deki dnceler biliminin daha dinamik bir biimini
oluturmak deildi. Dnceleri ideolojiye dntren ey, bu dn
celerle, emek srecini karakterize eden toplumsal ve ekonomik iliki
lerin elikili doas arasndaki bad. Bu elikiler znde iki etkene
dayanyordu. Birincisi olan iblm, kafa ve kol emei arasndaki ay
rmla balyordu ve hem emein hem de emein rnlerinin nicel ve ni
tel adan eitsiz dalmn getiriyordu. Bunun yol at ikinci etken
se, zel mlkiyetle birlikte bireyin karyla topluluun karnn rt
memesi durumuydu. Marx'a gre:
Bireyin kar ve topluluun kar arasnda bu eliki sonucun
da, ikincisi bireyin ve topluluun gerek karlarndan kopmu, ay
n zamanda gerek balara dayanan ama yanlsamal bir topluluk
yaam olarak Devlet gibi bamsz bir yap halini alr.

Bunun sonucunda da,


Devletin iindeki tm mcadeleler; demokrasi, aristokrasi ve
monari arasndaki mcadeleler, oy hakk mcadelesi vs. aslnda
farkl snflar arasndaki gerek mcadelelerin brnd yanlsa

mal biimdir.4

Belirli fikirlere ideolojik g kazandran unsur da, bu snf m


cadelesiyle ve onun toplumsal ve ekonomik temeliyle balantlaryd.
3

Agy.

Agy., s.169

marx 15

Gerekte toplum kar atmalaryla blnmt; ama toplumsal ve


ekonomik iktidarn asimetrik dalmn hakl gsteren fikirler, toplu
mu atmal deil uyumlu resmederek bu kartlklarn stn rtme
ye ve toplumun paralanmasn engellemeye alyordu. Dolaysyla
Marx'n nl sz "her dnemde hakim fikirler, hakim snfn fikirleri
dir," 5 de buradan geliyordu, nk ekonomik retim ve datm kont
rol edenler fikirlerin retim ve datmn da dzenleyebiliyordu.
Marx'n buna verdii rnek, Avrupa'da feodal sistemin zlmesinden
sonra, gerileyen aristokrasi ve byyen burjuvazi arasndaki hakimiyet
mcadelesiydi. Bu durumda iktidar bir sreliine monari, aristokrasi
ve burjuvazi arasnda paylalm, Locke ve Montesquieu gibilerince
gelitirilen gler ayrl doktrini de iyi ynetimin "ebedi yasas" ilan
edilmiti. Oysa gerekte bu, iktidar mcadelesi veren snflarn eilim
lerini yanstmaktayd. Dolaysyla bir fikri ideolojik klan ey, toplum
sal ve ekonomik ilikilerin gerek doasn gizlemesi ve bylelikle top
lumdaki sosyal ve ekonomik kaynaklarn eitsiz dalmn hakl gster
mesiydi. Sonu olarak, btn fikirler deil, sadece toplumsal elikileri
gizlemeye yarayanlar ideolojikti. Btn snflarn, ii snf da dahil,
ideoloji retmesi mmkn olsa da, ideolojiye ideoloji demek ancak ha
kim snfn karna hizmet ettii srece anlamlyd. Toplum ve toplu
mun snfsal yaps da srekli deitiinden, baz dncelerin zamanla
ideoloji haline gelmesi veya ideoloji olmaktan kmas mmknd.

Alman deolojisi, Marx'n ideoloji konusundaki en kapsaml


almas olsa da, Marx bu konuyu daha olgun eserlerinde de ele ald
ve hatta kimileri bu ikisi arasnda ciddi bir vurgu fark bulunduunu
savundu. Alman deolojisi'ni yazarken Marx'n fikirleri hala evrilmek
teydi ve dolaysyla bu alma, Marx'n daha sonra gelitirdii kapi
talist topluma zg analizleri iermez. Eserin tartmac bir tonu var
dr, tamamlanmamtr ve Marx tarafndan asla baslmamtr. Ayrca
Alman deolojisi'ndeki kimi ifadeler de olduka basitletirilmitir.
5

Kari Marx, agy., s.176. Hakim fikirlerin aslnda toplumdaki tabi gruplara hkmetmek yerine
hakim elitin birliini salayp ynelimini belirlediine dair bir argman iin, N. Abercrombie,
S. Hill ve Bili Tumer, The Dominant Ideo/ogy Thesis, Ailen and Unwin, Londra, 1980.

16 ikinci blm

"Btn ideolojilerde insanlarn ve koullarnn bir camera obscura'da


ki gibi baaa grnmesinin nedeni, insanlarn tarihsel yaam sreci
dir, tpk retinada nesnelerin ters evrilmesinin nedeninin insanlarn fi

ziksel yaam sreci olmas gibi," 6 ifadesi, ideolojinin glgemsi bir ya


nlsamadan ibaret olduu ve dncenin gerek bir "ey" in arpk
temsili olduu izlenimini verebilir.7 Marx'n ideoloji kavramn ileriki
eserlerinde gelitirdii kukusuz dorudur. lk kavramlatrmalarnda,

camera obscura gndermesinde de grld gibi, Marx dncelerin


gereklii arpttn ya da ters evirdiini, nk bizzat bu gerekli
in arpk ya da ters olduunu dnyordu. Daha sonraki yazlarn
da ve zellikle Kapital'deyse Marx, srarla kapitalist toplumun feno
menolojik biimleri ve bunlarn altnda yatan temel retim ilikileri
arasnda ayrma gitmitir. "Meta Fetiizmi"yle ilgili nl pasajda
Marx yle yazar:
Demek ki metann gizemli bir ey olmasnn basit nedeni, onun
iindeki insan emeinin toplumsal niteliinin insana, bu emein
rnne damgalanm nesnel bir nitelik olarak grnmesine da
yanmaktadr; nk reticilerin kendi toplam emek rnleri ile ili
kileri onlarla kendileri arasndaki toplumsal bir iliki olarak deil
de emek rnleri arasnda kurulan bir iliki olarak grnr... Bu
rada, insanlar arasndaki belirli bir toplumsal iliki, onlarn gzn
de, eyler arasndaki bir iliki biimine brnyor. Bu nedenle, ben
zer bir rnek vermek iin, din aleminin sislerle kapl katlarn do
lamamz gereklidir. Bu alemde, insan beyninin rnleri bamsz
canl varlklar gibi grnr ve hem birbirleriyle hem de insanolu
ile iliki iine girerler. te metalar aleminde de insan elinin yaratt
rnler iin durum ayndr.8

Dolaysyla emein toplumsal niteliini gizleyen ey, doal ve


deimez grnen bir piyasada tek tek rnlerin mbadele edilmesidir.
6
7

Kari Marx, agy., 164.

K. Marx, agy., s.436 [Kapital, 1. cilt, ev. Alaattin Bilgi, Sol Yay., 1975, s.94].

Bkz J. Mepham, 'The Theory of Ideology in Capital', Issues in Marxist Philosophy, der. J. Mep
ham ve D.H. Ruben, Harvester, Brighton, 1979, s.143 ve devam ve W. Mitchell, Iconology:
Image, Text, Ideology, Chicago University Press, Chicago, 1986, Blm 6.

marx 17

Burada ideolojinin, kapitalist toplumun (gerek) yzey ilikilerinden


tredii ve bunlarn da temel retim ilikilerini gizlemeye hizmet etti
i anlatlr. Marx yle yazyordu:
... rekabette her ey tersine evrilmi grnr. Ekonomik iliki
lerin, yzeyden nihai gibi grnen biimleri, kendi gerek varlkla
r ve dolaysyla, bu ilikilerin tayclar ve araclarnn bunlar an
lamaya altklar kavramlar ierisinde, bunlarn asl ama gizlen
mi z biimlerinden ve bunlara tekabl eden kavramlarndan, son
derece farkl ve gerekte bunlarn tam tersidir.9

Burada ideoloji, hala nceki kavramlatrmadaki gibi insanlar


arasndaki gerek ilikileri gizlemeye ve ters evirmeye yaryordu. Ama
bunun yannda Marx artk, kapitalist toplumun sradan gndelik ile
yii ierisinde insanlarn birbirleriyle ilikiye girme biimlerinde ide
olojinin nasl retildiine odaklanyordu. Alman entelektellerin re
timini inceledii Alman deolojisi'ndekinden farkl bir yaklamd
bu.10 Ayn zamanda yanlsamaya daha az vurgu yapyordu, nk bu
rada ideolojinin kesinlikle ksmi de olsa gerek olan bir eyi yanstt
ve de ideolojinin gerek bir g olduu dnlyordu. Buna Marx'n
verdii en arpc rnek, sadece emek piyasasna odaklanmakt, nk
emek piyasas,
insann doutan gelen haklar temelinde kurulu bir Cennet gi
bi grnr adeta. Orada yalnzca zgrlk, Eitlik, Mlkiyet ve
Bentham hakimdir. zgrlk hakimdir, nk bir metann, rne
in emek gcnn hem alcs hem de satcs kendi iradeleriyle
davranmada zgrdr. zgr failler olarak szleme yaparlar ve
vardklar anlama aslnda ortak iradelerine verdikleri yasal ifade
den ibarettir. Eitlik hakimdir, nk herkes birbiriyle basit bir me
ta sahibi olarak ilikiye girer ve eit miktarlar dei toku eder.
K. Marx, Capita/, c. 3, Lawrence and Wishart, Londra, 1972, s.209 [Kapital, 3. cilt, ev. Ala
attin Bilgi, Sol Yay., 1975, s.220]
10 "Yaanan" ideolojilerle "dnsel" ideolojiler arasndaki ayrm tarnan bir kaynak: bkz M.
Billig, S. Condor, O. Edwards, M. Gane, O. Middleton, A. Radley, Ideo/ogica/ Dilemmas, Sage,
9

Beverly Hills, 1988 s.27 ve devam.

18 ikinci blm

Mlkiyet hakimdir, nk herkes kendi maimi kullanr. Ve Bent


ham hakimdir, nk herkes srf kendisini dnr. 1 1

Burada Marx'n kapitalist toplumda ideolojiye dair grnn


zn gryoruz. retim ilikilerine ikin olan smr ve eitsizlii
gizleyen, mbadele alanndaki serbest alveri grntsne odaklanl
mas, kapitalizmin tipik ideolojisi zgrlk, eitlii ortaya karyordu.
Marx'n yaklamndaki zorluklar tartmadan nce, onun d
ncelerinin merkezine giden iki soru sormak yararl olabilir. Birincisi,
eer byle bir anlam varsa, ii snfnn hangi anlamda bir ideolojisi
vardr? Hatta, Marx'n dnceleri de bir ideoloji olarak kabul edile
bilir mi? Marx dncenin ideolojik doasyla tm dncelerin top
lumsal olarak belirlendii grn birletirerek zaman zaman bu iz
lenimi uyandryordu. rnein Alman deolojisi'nde yle yazyordu:
Kendi kavraylarn, dncelerini retenler yine retici gle
rin ve bunlara tekabl eden toplumsal ilikilerin belirli bir geliim
dzeyiyle koullandrlm gerek, etkin insanlardr. Bilin asla bi
linli varlktan baka bir ey olamaz ve insanlarn varl onlarn
gerek yaam srecidir. 1 2

Her ne kadar genel balam, "ideoloji" kelimesinin snrl ve z


gl bir kullanm olduunu dndrse de, buradan kan en ak an
lam, ideolojinin genel anlamda bilinle zdeletirildiidir. Yine, Eko
nomi Politiin Eletirisi'ne yazd mehur 1 859 nsz'nde materya
list tarih grn zetleyen Marx diyordu ki, toplumun sosyal ve
ekonomik dnmlerini ele alrken,
bir yanda doa bilimleriyle ayn kesinlikte saptanmas mm
kn olan, ekonomik retim koullarnn maddi dnmyle; di
er yanda hukuki, siyasi, dini, estetik ve felsefi biimleri, ksacas
insanlarn bu atmann bilincine vard ve onun mcadelesini
verdii ideolojik biimleri ayrt etmek gerekir.1 3
1 1 K. Marx, Selected Writings, s.455.
1 2 Agy., s.164.

13 Agy., s.389 ve devam.

marx 19

Burada da, sosyalizm de dahil, pratie dair btn dncelerin


ideolojik olduu kastediliyormu gibi grnyor. Marx'n, dncele
rin ve ideolojinin toplumsal belirlenimi arasnda net bir ayrma gitme
mesi nedeniyle ne tr bir toplumsal belirlenimin ideolojik dne
yol atn net olarak belirtmedii sylenebilir. Yine de, Marx'n ken
di dncelerine ideolojik demedii nettir. Alman deolojisi'ni yazma
niyetlerini "kendi bak amzn Alman felsefesinin ideolojik bak
asyla olan kartl birlikte gelitirmek," olarak belirtiyordu. 14 Top
lumsal olarak belirlenmi her bilincin ideolojik olduunu da dnm
yordu. nsz'den alntlanan yukardaki pasajda bile "doa bilimle
riyle ayn kesinlikte saptanmas mmkn olan, ekonomik retim ko
ullarnn maddi dnmnn" incelenmesiyle, " insanlarn bu at
mann bilincine vard ve onun mcadelesini verdii ideolojik biim
lerin" incelenmesi arasndaki kartl vurgular. 15 Her ne kadar bu,
Marx'n bilim dnda kalan her eyin ideolojik olduunu kastettiini
dndrse de, Marx'n ideoloji kelimesini genelde ktleyici anla
mnda kullanmas bunu yalanlar. Marx'a gre ideoloji, dnsel st
yapyla eanlaml deildi; nk styap hem ideolojik hem de ideolo
jik olmayan eler barndryordu. rnein, Artk Deer Teorileri' nde
maddi retimle manevi retim arasndaki ilikiyi tartrken Marx
"hakim snfa ait ideolojik unsurlar" ile "bu zgl toplumsal oluum
daki zgr manevi retim" arasnda bir ayrma gidiyordu. 16 Bu ikin
ciye rnek de, kapitalist retimin dman olduu sanat ve iirdi.
yleyse genel olarak Marx'a gre, dnsel styapnn sadece
snf ilikilerini srdrmeye yarayan eleri ideolojikti. Dolaysyla her
snfn ideoloji retmesi mmknd ancak ii snf ideoloji rettiin
de bu burjuva ideolojisi olacakt; fakat ii snf gerek bir sosyalist bi
lin rettiinde, bu ne yanlsamal bir bilin ne de burjuva toplumu
nun yzey grntsyle snrl bir bilin olacandan ideoloji sayla
mazd.
14 Agy., s.172.
1 5 Agy., s.389.
16 K. Marx, Theories of Surp/us Value, Progress, Moskova, 1963, c. 1, s.285.

20 ikinci blm

kinci soruysa, Marx'n ideoloji kavramnn yaygn olarak yan


l bilin kavramyla eitlenmesidir. 17 lk olarak, Marx'n asla "yanl
bilin" kavramn kullanmadn sylemek gerek. Bu ifadenin mucidi
olan Engels'in ideoloji konusundaki biraz yavan grlerini gelecek
blmde tartacaz. Engels de bunu ok fazla kullanmad, ama bu
kavramn ska alntland yer onun Mehring'e yazd mektuptur:
Evet, ideoloji, dnr denen kiinin bilinli bir biimde ger
ekletirdii bir sretir, ama bunu yanl bir bilinle yapar. Kendi
sini etkileyen gerek ynlendirici glerin ne olduunu bilmez; ak
si takdirde bu ideolojik bir sre olmazd. Dolaysyla bu kii asln
da ynlendirici g olmayan ya da yle gibi grnen gleri yn
lendirici sanr. Bu bir dnce sreci olduu iin, dnr onun bi
imini ve ieriini saf dnceden tretir; ya kendi dncesinden
ya da seleflerinin dncesinden. 18

kinci olarak, Marx'n ideoloji kavramn yanl bilinle eitle


me yolundaki her tr aba asl olarak Alman ldeolojisi ni vurgulayp
'

sonraki yazlar kenara atar, yani yanlsama olarak ideoloji fikrini vur
gularken gndelik yaam iin ilevsel bir e olarak ideoloji fikrini
grmezden gelir. ncs, yanl bilin fikri Marx'n dncelerini
kapsayamayacak denli keli ve geneldir. Kelidir nk Marx bir
doru/yanl ikiliiyle hareket etmez; mulaktr nk burada ne tr
bir yanlln szkonusu olduunu bilmek ok nemlidir. Aslnda
Marx sk sk, ideolojinin bir mantksal ya da ampirik yanllk olduu
nu deil, dorunun yzeysel ya da yanltc bir biimde dile getirilme
si olduunu kasteder. 19
Marx'n ideoloji kavramlatrmas eitli nemli zorluklar ba
rndrr. lk olarak, kavramndaki temel bileenlerin birou ak bir
biimde tanmlanmamtr ve dolaysyla belirsizlie yol amaktadr.
17
18

Bkz, zellikle, M. Seliger, The Marxist Conception of Ideology, Cambridge, 1 977, s.28 ve de
vam.
K. Marx, F. Engels, Selected Correspondence, Progress, Moskova, 1965, s.459.

19 ideolojinin yanl bilinle ilikilendirilmesinin iddetli bir eletirisi iin, bkz G. Therborn, The
Ideology of Power and the Power of Ideology, Verso, Londra, 1980.

marx 21

rnein, camera obscura benzetmesinin tam anlam etrafnda dnen


tartmalar, Marx'n ideolojiyi ters evirmekten sz ederek aklama
giriiminin ne denli mulak olduunu gsterir. nk ideoloji sorunu
nu zmek iin, her eyi ters evirmekten daha fazlasna ihtiya vardr.
Marx Hegel'i ba aa dururken bulduunu ve onu ayaklar zerine
diktiini iddia ediyordu; ama bunun tam olarak ne anlama geldii,
Marx'n dier grleri kadar tartma yaratmtr.

Alman deolojisi'ndeki yansma ve eko fikirleri, mekanik bir de


terminizm ierir ve de Tracy'nin ve Aydnlanma'nn yaklamn srd
ren ters evrilmi bir ampirizmin pek de tesine gemez. Ancak ayn
almada Marx fikirlerin toplumsal dnyay oluturduunu ve sade
ce onun yansmalar olmakla kalmadn syler. 20 Ayn belirsizlik, ide
olojinin gizledii ve yeniden rettii sylenen eliki kavramnda da
karmza kar. ilk bakta bir mantk kavram olan eliki kavram
nn gerek dnyaya nasl uygulanabilecei ok tartmaldr.21 Birinci
si, bu kavramsal belirsizliin nedeni ksmen, Marx'n ideolojiyi en
kapsaml biimde ele ald Alman deolojisi'ni kendi fikirleri hzl bir
geliim geirirken yazm olmasdr. Muhtemelen Marx dank bir el
yazmas olarak kalan bu almay yaynlanmadan nce elden geir
mek isterdi. ideolojinin ciddi olarak ele alnd dier iki kaynak, yani
1 859 nsz' ve Kapital'in balangcysa ok daha ksadr ve farkl
bir perspektiften, hatta sorunsaldan hareketle yazlmtr. Dolaysyla
Marx'n ideoloji incelemesi tamamlanm bir kuramdan ok, " parlak
bir igrler demeti" dir.22
kincisi, Marx'n ideoloj i kavram onun genel materyalist tarih
grnn bir parasdr ve bu grn tam olarak tarifi de olduka
gtr. Yegane belirlenim biimi sosyo-ekonomik olamaz, nk ayn
sosyo-ekonomik koullar farkl eyleri farkl belirler. Tarih grnn
materyalist olmas iin kaba bir indirgemecilie dmeden sosyo-eko20
21
22

Ayrca bkz, W. Mitchell, lconology: lmage, Text, ldeology, University of Chicago Press, Chica
go, 1986, Blm 6; T. Eagleton, ldeology, Verso, Londra, 1991, s. 70-80.
Bkz, L Colletti, 'Marxism and the Dialectic', New Left Review, 1975, c. 93.
B. Parekh, Marx's Theory of ldeology, Croom Helm, Londra, 1982, s.219.

22 ikinci blm

nomgn nemini vurgulayabilmek, Marksizm'in temel sorunudur.


Marx tarafndan kullanlan geleneksel uzamsal altyap ve styap ben
zetmesi, olduka yanltc olmu ve gelecek blmde greceimiz gibi
sonraki birok Marksist bu benzetmeyi dzeltmek iin epey ter dk
mtr.
ncs, Marx'n materyalist tarih gr ve bunun bir par
as olan ideoloji kavramlatrmas, dierlerinin yanlsamal kavram
latrmalarnn gerek yzn gstermek iin eletirel bir ara olarak
dnlmt. Ama bizzat Marx'n grlerinin ideolojik olmadn
nasl gsterebiliriz? Buradaki tu quoque, .. rnein Mannheim iin ge
erli olduu kadar Marx iin geerli olmasa bile, bilim ve ideoloji ara
sndaki ayrmn Marx'n bazen kastettii kadar keskin olmad ak
tr. Marx proletaryann bak asn kararllkla benimseyerek greci
likten kandn sylese de, bizzat bu bak asnn birok durumda
yanlsamal olduu sylenebilir. Ancak potansiyel olarak daha tehlike
li olan iddia, Marx'n fazla proleter olduu deil fazla burjuva olduu
iddiasdr. Marx'n iyimser rasyonalizmi, kuvvetli teknoloji vurgusu ve
Avrupamerkezcilii hep Viktorya dnemi kapitalizminin rnleridir.
Bu nedenle imdi, 20. yzyl Marksistlerinin onun birok vurgusunu
nasl deitirmeye ve gelitirmeye altna bakalm.

(*) (Lat.) Sen de benim kadar sulusun - .n.

NC BLM
Marksist Gelenek

ndokuzuncu yzyldan 20. yzyla geite, Marx'n dnceleri


bir kitle hareketi doktrininde sistemletirildi ve bylece Marksist

ideoloji kavramnn evrimi siyasal etkenlere tabi hale geldi. Ayrca,


Marx'n ideolojiyi etraflca ele ald Alman ldeolojisi'nin de ancak
1 920'li yllarn ortasnda yaymland aklda tutulmaldr. Bu dnem
de, Marksist gelenekte ideoloji kavramnn ele aln ekliyle ilgili
gelime oldu. Birincisi, kinci Enternasyonal Marksizminde, Marx'n
fikirlerinin basitletirilip genel bir ekonomik determinizm doktrinine
dnttirlmesiyle birlikte, ideoloji eittir yanl bilin denklemi n
plana kt. kincisi, ncekinin tam aksine, Lenin'le birlikte ideoloji
kavram olumsuz armlarndan syrld ve bir sosyalist ya da Mark
sist ideoloji dncesi belirdi. ncs, devrimci hareketin Bat'da
yeterince geliememesiyle birlikte, ideolojinin o zamana dek dnl
dnden daha etkili ve bamsz bir g olduu izlenimi yaygnlat
ve dolaysyla Gramsci ve Althusser gibi Bat Marksistleri bu kavrama
daha fazla dikkat ve nem verdiler.
Marx'n kuramlarnn sistemletirilmesi ve (kelimenin mmkn
olan en iyi anlamyla) kabalatrlmas, ncelikle Engels tarafndan

24 nc blm

gerekletirildi. O, (Alman deolojisi hari) ideolojiye Marx'tan ok


daha fazla deindi; ama ideoloji kavramn zgl analizlerde test et
mek yerine genel felsefe ve tarih tartmalarnda ele ald. Engels'in ide
olojiden en sk sz ettii yer, materyalist tarih grn netletirme gi
riimleridir. 1 890'larn sonlarnda kaleme ald bir dizi mehur mek
tupta, ekonomik, siyasal ve ideolojik ilikileri birbirinden ayrr ve son
ikisinin de birinciyi etkilediini sylese de, son tahlilde ekonominin di
erlerini belirlediini syler:
nsanlar tarihlerini kendileri yaparlar, ancak bu tarihi koulla
yan verili bir evrede ve kendilerinden nce varolan gerek ilikiler
temelinde yaparlar; bu ilikiler arasndaki ekonomik ilikiler, her
ne kadar siyasal ve ideolojik ilikilerden etkilense de nihayetinde
belirleyici odur, btn ilikilerin anahtar odur ve ancak o bizi ger
ek bir kavraya gtrr.1

1 859 ylnn Marx'ndan altyap-styap benzetmesini devralan


Engels, din ve felsefeyi siyaset ve hukukun aksine, "ideolojinin iyice
ykseklerde uan alanlar" olarak niteleyerek bir ideolojiler hiyerari
si ina etti.2 Engels bazen siyaset ve hukuku tamamen ideolojinin d
na koydu ve ideolojileri, maddi ekonomik altyapdan uzaklatklar ve
styapnn zirvesine yaklatklar lde daha ideolojik kabul ettii iz
lenimini yaratt.
deolojiyi byle uucu bir ey olarak kabul etmesinin nedeni,
ge 19. yzyl rasyonalizminin Engels zerindeki etkisi ve idealizmle
materyalizm arasndaki dmdz bir yntemsel kartlk olmasyd. En
gels'e gre tarih "bir doal sre gibi ilerler ve onunla ayn hareket ya
salarna tabidir" 3 ve materyalizm de bu durumun farkna varlmasy
la balar. Engels'in temel felsefi rakibi Dhring ideolojikti, nk "bir
nesnenin niteliklerini o nesnenin kendisinden deil de nesnenin kavra1

K. Marx, F. Engels, Se/ected Correspondence, Foreign Languages Publishing House, Moskova,

1962. s.467.
K. Marx, F. Engels, agy. , s.423.
F. Engels, Anti-Dhring, Foreign Languages Publishing House, Moskova, 1971, s.418.

marksist gelenek 2 5

mndan mantksal tmdengelimle kartmaya dayanan"

priori bir

yntem izliyordu:' Dhring'in dnceleri "saf ideoloji", yani "ger


ekliin, gerekliin kendisinden deil bir kavramdan tretilmesidir. " 5
Bu bak asna gre ideoloji, gereklii ele almak yerine tamamen d
ncelere saplanmakt:
Her ideoloji, ortaya kar kmaz, verili kavramsal malzeme te
melinde geliir ve bu malzemeyi daha da gelitirir; aksi takdirde o
bir ideoloji olamaz, yani dnceleri, bamszca gelien ve yalnz
kendi yasalarna tabi olan bamsz varlklar olarak ele alamazd. 6

Yukarda alntlanan, ideolojiyi yanl bilinle zdeletirdii


pasajn devamnda Engels fikirleri bir dn sreci olarak tanmlar.
Buna gre bir dnr, dnce srecinin
biimini ve ieriini saf dnceden tretir; ya kendi dnce
sinden ya da seleflerinin dncesinden. Sadece dnceyi malzeme
alr, bunu incelemeksizin dnce rn olarak kabul eder ve d
nceden bamsz daha uzak bir kaynak aratrmaz; bu onun g
znde gayet tabii bir durumdur. nk her eylem dnce dolay
mndan getii iin, onun gznde her eylemin nihai temeli dn
cedir.7

Buradaki fikir, ideolojinin tam kart olarak grlen bir tr me


tafizik materyalizme dayanyordu. Buna gre ideolojiyi hatal klan
ey onun kkeni ya da ilevinden ok ontolojik statsyd, yani asln
da varolmayan eylerden sz etme eilimi tamasyd.
Ancak Engels ayn zamanda ideoloji ve cehalet arasnda yakn
bir iliki kurar. Bu da bilimsel rasyonalizmin Engels zerindeki etkisi
ni gsterir. deolojik dnr, yanl bilince sahiptir; nk, "kendisi
ni etkileyen gerek ynlendirici glerin ne olduunu bilmez; aksi tak4
5
6

F. Engels, agy. , s.134.


F. Engels, agy., s.135.
F. Engels, Ludwig Feuerbach, Foreign Languages Publishing House, Moskova, 1968, s.55.
K. Marx, F. Engels, Selected Correspondence, 1962, s.459.

26 nc blm

dirde bu ideolojik bir sre olmazd. Dolaysyla bu kii aslnda yn


lendirici g olmayan ya da yle gibi grnen gleri ynlendirici sa
nr." 8 Engels'in burada verdii rnek dinden, " insanlarn, kendi doa
larna ve onlar evreleyen doaya dair hatal, ilkel kavraylar, " 9 ola
rak niteledii grlerden alnmtr. Engels'in ideolojiyle ilgili yargla
r da elbette Marx'nkilerle ayn zorluklarla karlamtr. Ancak En
gels'de bunlara eklenen iki unsur daha vard. Birincisi, tarihi bir dizi
etkenin etkileimi olarak tasarlayp bunlar arasnda ideolojiyi de dz
gn bir biimde styapnn en tepesine yerletirerek, materyalist tarih
grnn yavan saylabilecek bir biimini gelitirmitir. kincisi, diya
lektik materyalizm grnm altnda gelitirdii materyalist metafi
zik, ideolojinin yanl olduu gibi dar bir gr yaymtr. Marx'la
karlatrldnda bu iki vurgu birer geri admdr, nk her ikisi de
ideolojinin gcn ve inceliini grmezden gelir.
Engels aka olumsuz bir ideoloji kavramna sahipti, nk
ideolojiyi gereklikten kopuk dnceye ve cehalete eitliyordu. Ancak
Marx'n 1 859'da yapt gibi zaman zaman "ideolojik styap
lar"dan10 bahsediyordu ve zaman zaman da ideolojinin sadece top
lumsal olarak belirlenmi dnce olduu izlenimini uyandryordu.
Ancak bizzat Marksizm'in bir ideoloji olduunu dobra dobra syleyen
ilk kii Eduard Bernstein'd. Bernstein'n Marksizmi revize etme aba
lar 1900 yl civarnda etki kazanmaya balad. Bernstein yukardaki
grn, hem Marksizmin ahlaki bir ideal olduu eklindeki olduk
a revizyonist bir dnceye hem de Marksizmin dncelerden mte
ekkil olmas nedeniyle bir ideoloji olduu ve tanm gerei dncele
rin ideoloji olduu gibi dikkat ekici bir argmana dayandryordu.
Dolaysyla, devlet ve topluma dair sosyalist grler de ideolojilerle
doluydu. Sosyalist program da dahil olmak zere hibir siyasal prog
ram, "yksek dozda ideoloji" olmadan yapamazd. 11
8 K. Marx, F. Engcls, agy., 1962, s.455.
9 F. Engels, Ludwig Feuerbach, s.55.
10 F. Engels, Anti-Dhring, Moskova, 1971, s.135.
11 E. Bernstein, Zur Geschichte und Theorie des Sozialismus, Berlin, 1901, s.282.

marksist gelenek 27

Bernstein' Marksizmi bir ideoloji olarak tanmlamaya iten, ak


lndaki olduka bulank Marksizm revizyonuyken, Lenin iin bunun
tam aksi geerliydi. Lenin, snf mcadelesinin keskinlemesinden ha
reketle ii snf da dahil her snfa ideolojik bir konum atfediyordu.
Dolaysyla ideoloji olumsuz anlamn yitiriyordu. 13ir fikri sorunlu k
lan ey ideolojik olmas deil, hizmet ettii snfn kar olabilirdi. Bu
fikri ifade ettii en mehur yerde, yani Ne Yapmal? adl almasnda
Lenin yle yazar:
yegane tercih, burjuva ve sosyalist ideoloji arasndadr. Bir or
ta yol yoktur (nk insanlk bir "nc" ideoloji yaratmamtr,
dahas, snf kartlklaryla blnm bir toplumda snfsz ya da
snf st bir ideoloji olamaz) . Dolaysyla sosyalist ideolojiyi her
hangi bir ekilde kltmek, ondan ok az bile olsa uzaklamak
burjuva ideolojisini kuvvetlendirmek demektir.1 2

Lenin'e gre bu iki apayr ideoloji biimi, szkonusu snflarn


bilinciyle ayn deildi. Ne Yapmal ? nn sonraki sayfalarnda, " btn
'

lkelerin tarihinin gsterdii gibi ii snf, salt kendi abasyla, ancak


sendikal bir bilin gelitirebilir," 13 der. Dolaysyla sosyalist ideoloji i
i snf hareketine dardan, siyasal gerei daha derinlemesine kav
rayan profesyonel devrimci bir grup tarafndan getirilmeliydi. Bunun
nedeni de iilerin kendi balarna kalnca burjuva ideolojisine teslim
olmasyd: "i snfnn kendiliinden geliimi, onun burjuva ideolo
jisine boyun emesine yol aar... nk kendiliinden ii snf hare
keti sendikalizmdir ve sendikalizm de iilerin burjuvazi tarafndan
kullatrlmasdr. " 14 Alternatif bir ideoloji ancak sosyalist entelijensi
ya tarafndan gelitirilebilirdi, nk burjuva ideolojisi hakim ideolo
jiydi. O kadar uzun zamandr mevcuttu ki, artk toplumu alglamann
doal yolu olarak kabul ediliyordu. Ancak nc bir partinin mdaha1 2 V. Lenin, Selected Works, Foreign Languages Publishing House, Moskova, 1963, c. 1, s.156 ve
devam.

1 3 V. Lenin, agy., s.149.

14

V. Lenin, agy., s.157.

28 nc blm

lesi iileri doru yne yneltebilirdi. Dahas Marksizm bilimsel bir


ideolojiydi nk nesnel bir gereklie tekabl ediyordu. Boleviklerin
191 7'deki zaferi sonucunda, Lenin'in basite indirgenmi ideoloji yoru
mu nesiller boyunca ortodoks Marksist reti olarak kabul edildi ve
zellikle de onun "ntr" ideoloji kavray ideoloji kavramnn eleti
rel analitik gcn ortadan kaldrd.
Lenin'in ideoloji yorumu belki basite indirgenmiti ama, bu yo
rum Macar yolda Georg Lukacs'n almalarnda ok daha ince bir
biime brnd. ncelikle, Lukacs'n ideoloji kavram da Lenin'inki
kadar geniti. Hatta belirli pasajlarda Lukacs'n ideolojiyi yanl bi
linle eitliyor gibi grnd de sylenebilir. rnein, "gemiin snf
mcadelelerinde ok farkl ideolojiler, dinler ve ahlaki ve dier yanl
bilin biimleri belirleyici olmutur, " demitir. 15 Ancak bu eitleme,
ideolojinin tamamn deil ancak belirli aamalarn ieriyordu. Bir g
rn geerliliini belirleyen ey ideolojik olup olmamas deil, onu
benimseyen snfn yapsal konumuydu: " burjuvazi kendi temel bilimi
ni, yani snflara dair bilimini mkemmelletirmeyi baaramad . . . Bur
juvazinin snf bilincini 'yanl' bilince dntren engel, nesnel bir en
geldir. Bu engel snfsal konumun ta kendisidir. " 16 Proletaryann stn
snfsal konumu da proletaryann grlerinin daha az ideolojik oldu
u anlamna gelmiyordu, sad0ce daha bilimsel olduu anlamna geli
yordu. Hatta Lukacs proletaryann snf bilincinin derecesinin, onun
ideolojik olgunluunun bir gstergesi olduunu sylyordu. Ona gre
tarihsel materyalizm bir ideolojiydi, ama sadece ideoloji olmakla kal
myordu: "Proletaryann zgrleme abasnn ideolojik ifadesiydi. " 17
Dolaysyla proleter ideolojinin geerlilii gelecekte gizliydi. Dorulu
u pratikte kantlanacakt.
Lukacs'n Lenin'den ayrld yer, burjuva ve proleter ideoloji
arasndaki fark ele alma biimidir. Proletaryann dnya sahnesine k
masndan nce, Lukacs'n " eyleme" terimiyle poplerletirdii olgu
15
16
17

G. Lukacs, History and Class Consciousness, Merlin Press, Londra, 1971, s.224.
G. Lukacs, agy., s.5 ve devam.
G. Lukacs, agy., s.258 ve devam.

marksist gelenek 29

yznden dnyay kavramak gt. Burada Lukacs alenen Marx'n


Kapital'deki meta fetiizmi analizini ele alr. nsanlar arasndaki iliki
ler, hem nesnel hem znel adan metalar arasndaki ilikiler olarak
grlmtr. eyler dnyas insanlar, sanki insanlardan bamszm
gibi grnen nesnel yasalarla ynetiyordu; bylece insanlar birer nes
ne, yaamlarn onlarn yerine ekillendiren bir srecin edilgen seyirci
leriymi gibi grnd. Ekonomik iblmnden hareket eden Lukacs
bu eyleme srecinin izini devlete ve modern brokrasiye kadar srer.
Burada, Max Weber'e gre sanayi toplumuna ikin olan "rasyonalite"
kavramn dn alr.
Lukacs'a gre eyleme kavram, btnlk kavramyla ilikili
dir. eylemenin sonularndan biri "btnn tm grnmlerinin
paralanmasdr. " 18 Emein uzmanlamas ve toplumun atomlamas
sonucunda, insanlar ve onlar evreleyen dnya, aralarnda ikin bir
iliki bulunmayan farkl ve ayrk varlklar olarak grld. Burjuvazi,
eyleri byle grmek durumundayd, nk onun yaam tarznn
znde btne deil paralara odaklanmak yatyordu.
Gnmze dek eyleme srecinin temel itici gc, nesneleme
nin her yere yaylmasyd. eylemi bir dnyada zneler yoktu, tercih
ler gerek deildi. Ancak ezilenler zgrlemek iin, btnn bak a
sn benimsemek ve paralarn grnd kadar nesnel ve duraan olup
olmadn sorgulamak durumunda kaldlar. Lukacs'a gre toplumda
sermayenin evrimi, proletaryann eylemeyi yok edip, tarihsel srecin
znesi ve balatcs olaca noktaya varmamt henz. Dolaysyla Le
nin'e gre burjuva ideolojisinin sahip olduu gcn kayna, kendi g
rlerini yayabilecei kurumlar kontrol etmesine dayalyken, Lukacs'a
gre proletaryann ideolojik boyun eii esasnda kapitalist toplumun
ekonomik ve toplumsal rgtlenme biiminden kaynaklanyordu.
Lukacs'n ideoloji yorumunun zorluu, ar soyut olmas ve ne
redeyse hi ampirik gnderme iermemesidir. nk proletarya kendi
kendisini yaratmaz, kapitalist retim tarz tarafndan yaratlr. Lu18

G. Lukacs, agy., s.103.

30 nc blm

kacs'n, proletaryaya "atfedilen" snf bilincini yalnz Parti'nin temsil


edecei eklindeki ar sol gr dnda, proletaryann kendi bilinci
ni nasl gelitirdiine ilikin bir kuram yoktu. nk, Lukacs'n ok
a szn ettii proleter snf bilinci, zorunlu olarak somut bir varla
sahip deildi. Sadece "nesnel durumlarna uygun dnce ve duygu
lar"dan ibaretti. "Dolaysyla bu bilin," Lukacs'a gre:
snf oluturan tekil bireylerin dndklerinin ya da hissettik
lerinin toplam ya da ortalamas deildir. Ancak yine de, btn s
nfn gerekletirdii tarihi adan nemli fiiller, son tahlilde bireyin
dncesi deil snfn bilinci tarafndan belirlenir. Bu fiiller de an
cak bu bilince baklarak anlalabilir. 1 9

Burada Lukacs'n idealist yaklam, Engels'in materyalizmiyle


tam bir kartlk ierisindedir. nk Engels ideoloji kavramna ma
teryalist bir zemin kazandrmak adna zaman zaman neredeyse Mark
sizmi doa bilimleriyle eitlemeye dek giderken, Lukacs aksi ynde
ilerleyip doa ve toplum bilimleri arasnda radikal bir kopu tanmla
yp, zellikle ideolojiye ok byk bir rol yklemitir. styapnn zir
vesinde bulunan ve gerekliin soluk bir yansmas olan ideoloji, Lu
kacs'ta tarihin itici gc haline geldi. Ancak bu ideoloji yorumu da,
Engels'inki kadar, maddi gereklikten uzakt.
Antonio Gramsci'yle beraber, Marksizmdeki ideoloji tartmas
zirveye ular. Gramsci, Lenin ve Lukacs tarafndan gelitirilen olumlu
ya da ntr ideoloji kavramn ald, ama hem ideoloji kavramn tart
maya hem de bu kavramn tarihinin ayrntlarn ve o gnk etkisini
irdelemeye olduka fazla zaman ayrd. Bu yazarlar arasnda bir dier
fark daha vardr: Lenin ve Lukacs yazarken Marksizm baarsnn zir
vesindeydi; Gramsci'nin ideoloji hakkndaki yorumlarysa Mark
sizm'in Bat Avrupa'da geri ekilmesinin ve Rusya' da Stalinizm'in yk19

G. Lukacs, agy., s.51. Lukacs'n ynteminin edebiyat ve felsefeye uygulanmasnn mkemmel


bir rnei olarak, Pascal ve Racine'in trajik dnya grlerini, bunlarn ait olduklar snfn top
lumsal gcnn gerilemesinin ifadesi olarak yorumlayan bir kaynak: L. Goldman, The Hidden
God, Routledge, Londra, 1955.

marksist gelenek 31

seliinin glgesindeydi. Dolaysyla Gramsci'de daha az zgvenli bir


bak, daha mesafeli bir analiz, hatta, her ne kadar buna iradenin iyim
serlii elik etse de, kendisinin mehur ifadesiyle "zihnin ktmserlii"
vard. Buradaki, ideolojiye daha fazla dikkat sarf etme ve onu pratik
siyasal faaliyet meselesinden ziyade kuramsal tartma konusu olarak
grme eilimi bir btn olarak Bat Marksizmi'nin karakteristik bir
zelliidir.
Lenin ve Lukacs'n aksine Gramsci olumsuz ideoloji kavramn,
sadece rtmek iin ele ald. Buna gereke olarak da olumsuz ideolo
ji kavramnn ok indirgemeci olduunu gsterdi. Bu yanla giden
aamalar u ekilde sralad:
1. ideoloji, yapdan ayr tanmlanr ve ideolojinin yaplar deil
yaplarn ideolojiyi deitirdii vurgulanr;
2. belirli bir siyasal zmn ideolojik olduu iddia edilir; ya
ni, bu zm aslnda yapy deitirmek iin yeterli deildir ama
kendisini yle sanmaktadr; bu nedenle de bu zmn yararsz,
aptalca olduu vurgulanr;

3. buradan da her ideolojinin tmyle bir grnt olduu; ya


0
rarsz ve aptalca olduu iddiasna varlr.2

Engels ve Bukharin'in almalarnda aka grld gibi bu


srecin sonucunda, "kelimenin kt anlam iyice yaygnlat ve bunun
sonucunda ideoloji kavramnn kuramsal analizi deitirildi ve doal

yapsndan uzaklatrld. " 21 Dolaysyla Gramsci organik ideolojilerle


geliigzel olanlar ayrr. Organik bir ideoloji, belirli bir tarihsel yap
iin gerekli olan ideolojidir Organik ideolojiler "kitleleri rgtler; in
sanlarn zerinde hareket ettii ve kendi konumlarnn bilincine vard
ve mcadele ettii zemini yaratr. " 22 Gramsci'nin, ideolojinin bu ge
ni anlamna ilikin kulland paradigma dindi; ona gre din de ide20 A. Gramsci,

Prison Notebooks, der. Q. Hoare ve G. Nowell-Smirh, Lawrence and Wishart,

Londra, 1971.

21
22

Agy.
Agy., s.377.

32 nc blm

oloji gibi, "belirli bir dnya gryle, ona tekabl eden bir davran
normu arasnda bir inan birlii" yaratyordu. 23
Her ne kadar Gramsci ideolojinin doasnda ortak anlay oldu
una iaret etse de, entelektellerin neredeyse ideolojiyi yaratmak gibi bir
rol olduunu da vurguluyordu. Burada Gramsci " geleneksel" ve "orga
nik" entelekteller arasnda bir ayrma gider. Geleneksel entelekteller
yanl bir biimde kendilerini toplumsal snflardan zerk sanar ve sos
yo-politik deiimin stnde ve tesinde bir tarihsel sreklilik arz eder
mi gibi grnrlerdi. Bunun rnekleri yazarlar, ressamlar, filozoflar ve
zellikle de din adamlardr. Bunlar, kendilerine hayat veren retim tarz
yok olduu halde varln srdren entelektellerdir. Tarihsel anlamda
can ekien snflara bal olduklarndan ve yine de belirli bir zgrle
sahipmi gibi davrandklarndan, zamanlarnn oktan gemi olduunu
gizlemek iin genellikle idealist bir ideoloji retirler. Geleneksel entelek
tel kavram esasen tarihseldir. Organik entelektel ise ok daha sosyo
lojik bir kavramdr. Bir entelektelin ne dereceye kadar organik olduu
nu, yesi oldugu rgtn temsil etme iddiasnda olduu snfa yaknl
belirler. Organik entelekteller kendi snflarnn kolektif bilincini ya da
ideolojisini, siyasal, toplumsal ve ekonomik dzlemde dile getirir.
Gramsci, Lenin ve Lukacs'tan ald hegemonya kavramyla
ideoloji arasnda da yakn bir iliki gryordu. Lukacs zellikle, bur
juvazinin retim ilikilerini kendi hakimiyetini doal gsterecek bir bi
imde rgtleyerek toplumun neredeyse tamamnn kendi idaresine r
za gstermesini saladn vurgulamt. Gramsci bu fikri ald ve en
telektellerin rolne ynelik vurgusuyla birletirdi:
Tarihsel olarak ilerici snfn entelektelleri, mevcut koullarda
yle bir ekim gcne sahiptir ki, dier toplumsal gruplarn ente
lektellerini son tahlilde kendilerine tabi klarlar; bylelikle btn
entelekteller arasnda bir dayanma sistemi yaratp, aralarnda
eitli psikolojik balar (kibir, vs.) ve kurumsal balar (teknik-hu
kuki, rgtsel vs.) gelitirirler.24

23
24

Agy., s.326.
Agy., s.60.

,
marksist gelenek

33

Baka bir ifadeyle, hakim snfn dnya gr entelekteller


kanalyla ylesine yaylyordu ki, btn toplumun ortak anlay ya da
toplumun iinde yaad "duygu yaps " haline geliyordu. 25 Weber'in
analiz ettii brokratik ve teknolojik rasyonalizm de, ii snfnn ye
niliki ya da yaratc giriimlerini bastrma ilevi gren kapitalist ide
olojik hegemonyann bir parasyd. Gramsci'ye gre, hakim snfn ta
hakkmn srdrmek iin genelde zora bavurmak durumunda kal
mad fikri, kendi kuramnn ekirdeiydi: "hatta, gnmz Marksiz
minin temel niteliinin tarihsel-siyasal bir kavram olan hegemonya
kavram olduu sylenebilir. "26
Bu ideolojik hegemonya kavramlatrmas, Bat'nn burjuva de
mokrasilerinde kapitalizmin nasl hala ayakta kald bilmecesine
Gramsci'nin verdii yantt. Dahas, burjuvazi bu tr bir kltrel he
gemonyaya sahipken proleter devrim imkanszd. i snf kendi he
gemonyasn kurmak iin kendi dar grup karlarndan fazlas iin m
cadele etmeliydi. Btn toplumun karlarnn temsilcisi olarak ortaya
kmalyd. Dolaysyla ii snf entelektellerinin etkin katlm ol
makszn proleter bir kar-hegemonya kurmak imkanszd. Bu nokta
da Parti de nemli bir role sahipti. Gramsci'nin Lenin'den daha geni
bir Parti gr vard; nk Parti, devlet iktidarn ele geirmek ya
nnda ideolojik ve kltrel mcadele srdrmekle de ykmlyd.
Gramsci, Leninist stratejinin burjuvazinin ideolojik hegemonyasn
gz ard etmesinin, Bat'nn ileri sanayi lkelerinde ie yaramayaca
n dnyordu. Bu yzden, devlet iktidarna dorudan mdahale et
meden nce sivil toplumun birok alannda dorudan siyasal olan ku
rumlarn aksine stnlk salamay amalayan bir kar-kltr sunan
bir eitim kurumu olarak Parti fikrini savundu. Lenin ve Lukacs'n ak
sine, Gramsci ideolojiyi sadece sistematik siyasal bir ideoloji olarak ol
duka rasyonel biimiyle deil; ayn zamanda din, ortak toplumsal an
lay ve hatta folklor biimiyle inceledi. Dolaysyla onun almalar
25

Bkz R. Williams, Marxism and Literature, Oxford University Press, Oxford, 1977, il. Ksm,
Blm. 9 ve ayrca Blm 6.

26 A. Gramsci, alntlayan A. Davidson, Antonio Gramsci, Merlin, Londra, 1977, s.260.

34 nc blm

bir yanda klasik Marksizm ile dier yanda 6. Blm'de tartacamz


ideolojiyle gndelik yaamn ilikisinin aratrlmas arasnda bir kp
r tekil eder. zellikle nemli olan nokta, Bolevik gelenekte ok yay
gn olan, kendiliinden bilin ve sosyalist ideoloji arasndaki ikilii
Gramsci'nin krmas ve ideolojinin ada toplumdaki karmak yay
lmn vurgulamasyd.
Son olarak da Fransz filozof Louis Althusser'in Marksist ide
oloji kavramna katklarna deinmek gerekli. Bu katk iki temel fikri
birletirir. Birincisi, insanlar zerk zneler olarak deil de toplumsal
rollerin taycs olarak gren olduka determinist bir toplum anlay
dr. kincisi de ideoloji ve bilim arasnda net bir ayrmdr. Hmaniz
me ve tarihselcilie kar olan Althusser bu iki fikrinde de Lukacs'tan
kesin olarak ayrlyordu.
Gramsci gibi Althusser de ideolojinin yanl bilin olarak grl
mesine karyd. Bunun nedeni ksmen, Althusser'i asl ilgilendiren e
yin, ideolojinin yanl olmas olasl deil ideolojinin grd ilev
olmasdr. Bundan da nemlisi, ideolojiyi insan zihninin bir rn ola
rak deil; insanlarn ne dndn belirleyen yar maddi bir varla
sahip olarak grr ve ideolojinin kiliseler, sendikalar ve okullar gibi
toplumdaki " devletin ideolojik aygtlar" nda, cisimletiini ne srer.
Bu fikri u ekilde ifade eder:
deolojide insanlar gerekten de kendi varlk koullaryla iliki
lerini deil, kendi varlk koullarn yaama tarzlarn ifade ederler:
Bu hem gerek ilikiyi hem de "yaanan", "hayali" ilikiyi ierir.27

Dolaysyla ideoloji sadece gerekliin yanlsamal bir temsilin


den ibaret deildir, insanlarn gereklikle ilikilerini yaantlama tarz
dr. Althusser bunu yle rnekler:
zgrlk ideolojisinde burjuvazi kendi varlk koullaryla ili
kisini ok kesin olarak yaar: Yani, onun gerek ilikisi (liberal ka27 L. Althusser, For Marx, Allen Lane, Londra, 1969, s.233. [Marx iin, ev. Ik Ergden, lthaki
Yaynlar, 2002, s.284.]

marksist gelenek 3 5

pitalist ekonomi hukuku) ama hayali bir iliki iine dahil edilmi
(zgr emekiler de dahil, btn insanlar zgrdr) iliki . Burjuva
zinin ideolojisi smrlenlerin (" zgr! " ) dizginlerini zgrlk
antajyla sk tutmak iin mistifiye etme ynndeki burjuva isten
cini ve burjuvazinin kendi snf tahakkmn kendi smrdkleri
nin zgrl olarak yaama ihtiyacn aa vuran, zgrlk ze
rine bu szck oyunu'ndan ibarettir.28

Dolaysyla ideolojinin temel zellii, kiileri zgr ve zerk ol


duklarna ikna etmesidir: "her ideolojinin ilevi (onu tanmlayan ilev)
somut bireyleri birer zne olarak 'kurmak'tr. "29 Buradaki "zne"
[subject] kavramyla, hem bamsz bir bireyi anlatr hem de "daha s
tn bir otoriteye boyun een ve dolaysyla da boyun eiini kabul et
mek dnda hibir zgrl olmayan, tabi bir varlk" kasteder.30 Bu
karamsar bak asna gre, ideoloji bizi kanlmaz olarak kendimi
zin mahkumu klar.
Althusser ayn zamanda ideolojinin toplumun kalc bir nitelii
olduuna inanr. Bu noktada Freud'dan olduka etkilenir ve "ideoloji,
tpk bilind gibi, sonsuzdur, "31 der. deoloji bir eit toplumsal
hartr ve dolaysyla gnmz kapitalist toplumunda da bir snf ha
kimiyeti sisteminin harcdr. Yine de,
nsan toplumlar, sanki soluk almalar iin, tarihsel yaamlar
iin kanlmaz element ve atmosfermi gibi ideoloji salglarlar.
Yalnzca ideolojik bir dnya kavray, ideolojisiz toplumlar hayal
edebilir ve ideolojinin (yoksa tarihsel biimlerinden birinin deil)
hi iz brakmadan yok olduu, yerini bilimin ald bir dnyaya
dair topik dnceyi ne srebilir . . . Tarihsel materyalizm, ko
mnist bir toplumun. ideolojiden sonsuza dek vazgeebileceini ta
32
savvur edemez .

28 Agy., s.234 ve devam. [Marx iin, ev. Ik Ergden, s.285-286.]

29
30
31
32

L. Althusser, Lenin and Philosophy, Londra, 1971, s.160.


L. Althusser, agy., s.169.
L. Althusser, agy., s.152.
L. Althusser, Far Marx, Londra, 1969, s.232. [Marx iin, ev. Ik Ergden, s.282.]

36 nc blm

nk komnist bir toplumun bile kendisini birletirecek bir


harca gereksinimi vardr.
Althusser'in ideoloji kavraynn ikinci ana zellii daha kolay
anlatlabilir. Bu da, ideoloji ve bilim arasnda oluturduu keskin kar
tlktr. deolojiyi eletirerek bilim, soruyu tamamen farkl bir tarzda
sorar ve dolaysyla farkl bir zme varr. Epistemoloji, sosyolojiden
tamamen bamszdr. Bilimsel kuramn doruluu tarihe bal deil
dir, nk kuramn yntemleri ve geerlilii tpk matematikte olduu
gibi ona ait ve ikindir. Althusser'in aklndaki temel bilim Mark
sizm'dir, ama psikanalizin de bu kategoriye girdiini kabul etmek ister.
Ne yazk ki, bir kuramn bilimsel olup olmadna nasl karar verebi
leceimizi sylemez; zira birok kii Marksizm ve psikanalizi bilimsel

olmayan dncenin rnekleri olarak grr.


Althusser'in yazlarnn ou belirsiz ve mulaktr. Ancak yine
de, ideolojiyi kurumsal bir ereveye ve gndelik pratiklere balamak
gibi bir avantaj vardr. deolojiyle bilim arasnda grd kartlksa
Althusser'de sadece bir savdr ve her eyden ok Lenin'in sendikal bi
linci, Parti'nin bilimine kart grmesinden esinlenmitir. Fakat en
nemlisi, onun kuramndaki ar yapsal determinizm, insanlarn
zerk eylemine, zellikle de insanlarn iinde gml olduklar yapy
la ilikili anlayna ve bu yapya kar harekete gemesine yer brak
maz.33 Marx'n kimi fikirlerinden yola kan Marksist ideoloji kavra
m, Althusser ve Gramsci'nin yaptlaryla birlikte, imdi ele alacamz
Marksist olmayan yaklamlar da iermeye balamt.

33

Bu konuya dair daha ayrntl bir tartma iin, bkz W. Connolly, Appearance and Reality in Po
litics, Cambridge University Press, Cambridge, 1 9 8 1, Blm 2.

DRDNC BLM
Marksist Olmayan Gelenek

ncelikle Marksist ideoloji kavrayna gz atmamzn nedeni, g


rece yakn bir zamana kadar Marksist olmayan toplumsal ve si

yasal dncede ideoloji tartmalarnn nemli bir yer tutmamasdr.


.
Ancak, son blmde tartlan Marksist dnrlere paralel olarak, ge
nel sosyal bilimlerde de ideoloji kavramn etkileyen nemli gelimeler
oldu. rnein Marx'la birlikte sosyolojinin kurucular kabul edilen
Weber Anglo-Sakson dnyadaki ampirik aratrmalara ilham veren bir
figr olarak, Durkheim da yapsalc analizlerin habercisi olarak, dn
celerin douu ve geerliliiyle ilgili yorumlar reterek sonraki ideoloji
tartmalarna ciddi katklarda bulundular. 19. yzyldan 20. yzyla
geite ortaya kan psikanalizin de tartmaya olduka karamsar bir
katks oldu. Son olarak da, gnmzn tartmalarnda hala bir refe
rans noktas kabul edilen kapsaml bir ideoloji kuram reten Kari
Mannheim'n ahsnda, Alman tarihselci geleneine gz atacaz.
Weber "ideoloji " terimini pek nadir kullanmtr. nceki blm
de grdmz gibi, brokrasinin ve rasyonalizasyonun "demir ka
fes"ine dair fikirleri, Lukacs gibi apayr bir dnr zerinde bile ciddi
etkiler yaratmt. Ancak Weber'in siyasette nesnellik bulma peindeki

38 drdnc blm

uzun ve zahmetli aray, onu Destutt de Tracy'den balayp Anglo-Sak


son siyaset bilimine gelen demokratik gelenee yerletirir. Weber, Mark
sist ideoloji kavramnn eletirel potansiyelinin bizzat Marksistlere kar
da evrilebileceinin tamamen farkndayd. Mannheim ileride bu fik
ri iyice gelitirecekti. Weber'e gre "Materyalist tarih gr, insann
istedii gibi binip inebilecei bir taksi deildir, nk ona bir kez binen
devrimciler bile ondan inmekte zgr deildir. " 1 Hatta, Weber daha ile
ri gidiyor ve "toplumsal olgularn seiminde, analizinde ve sergilenmek
zere organizasyonunda, zmnen veya alenen, bilerek ya da bilmeyerek
belirleyici olan, kiiye zg ve 'tek yanl: grlerden bamsz bir bi
imde bu toplumsal olgularn tamamen 'nesnel' bilimsel bir analizi" ya
plabilecei fikrini reddediyordu.2 Yine de deerlerden bamsz bir sos
yal bilimin meru bir hedef olduunu kabul ediyordu. Dnrlerin de
erleri ve nyarglar ne olursa olsun, bu dnrlerin vard sonula
rn geerlilii herkes tarafndan, Weber'in talihsiz bir ifadesinde belirt
tii gibi, bir inli tarafndan bile eriilebilir olmalyd. Weber'in dn
cesinin bu yan, kinci Dnya Sava sonrasnda ideoloji konusunda a
lan birok Amerikal aratrmac tarafndan epey tek tarafl bir biim
de benimsendi ve kat bir tarzda uyguland.
Weber'in ideoloji yaklam bir lde belirsizken, Durkheim
ok daha kat bir biimde Bacon'a ve ideologlar geleneine balyd.

Sosyolojik Metodun Kurallar'nda ideoloji ve bilim arasnda kesin bir


kartlk vardr. "deolojik yntem... gereklerden hareketle kimi fikir
lere varmak yerine, gerekleri deerlendirmek iin belirli fikirlerden
yola kmaktr. " 3 Oysa bilim, "sabit bir nesne oluturan, gzlemcinin
elinin altndaki sabit bir standart oluturan, znel izlenimlere ya da ki
isel gzlemlere yer brakmayan,"4 toplumsal olgularn incelenmesi
demekti. Durkheim nyarglarn toplumsal kkenleriyle ilgilenmiyor
du, ama bunlar, gnderme yapt Bacon gibi insan zihninin doutan
1
2
3
4

Max Webe; 'Politics and Belief', Gesammelte Politische Schriften, Kaise; Mnih, 1921, s.446.
Max Webe; The Methodology of the Social Scences, Free Press, New York, 1946, s.72.
E. Durkheim, The Rules ofSociological Method, der. S. Lukes, Macmillan, Londra, 1982, s.86.
E. Durkheim, agy., s.82.

marksist olmayan gelenek 39

gelen eilimleri olarak gryordu. Dier yandan da, olgunluk dnemi


eserlerinin en mehuru olan The Elementary Forms of Religious Li
fe'ta dinin kaynan toplumsal yapda grd ve dini bir toplumsal
btnleme etkeni olarak kabul ettii dorudur. Bir bakma, din bi
imlerini ve toplum biimini zde kabul ediyordu. Her ne kadar
Durkheim burada dini betimlemek iin " ideoloji " kelimesini kullan
mamsa da, ideoloji kavram bu balama uygulanabilir gibi gzk
mektedir ve buradaki analiz en azndan ilk bakta daha nceki al
malarndaki Baconc ideoloji analiziyle badamamaktadr. Ancak
muhtemelen Durkheim'n buna cevab, dini bir toplumsal olgu kabul
ettii olurdu ve kendi sosyolojisinin amacnn da, din hakkndaki yan
l fikirleri yok etmek iin dinin, toplumun kendi temsilini oluturma
s ilevini gstermek olduunu sylerdi. Her halkarda, nesnel yapya
vurgu yapan ve Alman tarih geleneinin znelliini reddeden Durkhe
im, kinci Dnya Sava sonras sosyolojideki ideoloji tartmalarnn
temelini byk lde atm oldu.
Ne Weber ne de Durkheim, Marx kadar akla gveniyordu; an
cak en azndan toplumun gelitirilmesi olaslna olduka iyimser ba
kyorlard ve dolaysyla ilerlemeci dnrler olarak anlrlard. An
cak 1 9. yzyln sonu ayn zamanda, akln gcne kesnlikle gvenme
yen ve insan inan ve eylemlerinin aklanmasnda irrasyonel etkenle
re ayrcalkl bir yer veren dnce akmlarna da tanklk etti. Bu g
rn olduka muhafazakar armlar ortaya karma eilimi vard.
Gnmzde de eskisi kadar gl olan bu eilimin en nemli temsil
cileri, Sigmund Freud ve Vilfredo Pareto'ydu.
Freud'un temel fikirlerinin ideolojinin incelenmesiyle dorudan
ilgili olmad herkes tarafndan biliniyor. Psikanaliz bireyin ruhunu in
celiyordu. Freud'a gre bastrmann, yani kabul edilemez igdsel it
kilerin ego tarafndan bilindna itilmesinin ve rasyonalizasyonun, ya
ni obsesyonel nevrozlarn gerek nedenlerini gizlemek iin ikincil sebep
lerin ne karlmasnn kkeni ncelikle bireyin zihniydi. Yine de Fre
ud'un dncelerinin toplumsal ve siyasal sonular da vardr ve hatta
kendisi de bu sonular dikkate alarak almalarnn dayand varsa-

40 drdnc blm

ym yle dile getirir: "tpk bireyin ruhsal yaamndakine benzeyen s


relere sahne olan kitlenin ruhu, bizim her eyi temellendirdiimiz ze
mindir. " 5 rnein, ideolojinin kendi nkoullarnn bilincinde olmad
n savunan Althusser, Freud'dan olduka yararlanmtr. nk Fre
ud, siyasetteki temel etkenin, grubun liderle olan erotik ilikisi olduu
nu savunurdu ve ideolojinin ilevinin de ynetenle ynetilen arasndaki
libidinal ba kuvvetlendirerek otoriteye kar olumlu bir tavr retmek
olduuna inanrd. Kiliseler ve ordular gibi suni gruplara bakan Freud,
bir grubun varln srdrmesi iin, grup ierisinde "birbirleriyle z
deleebilen ok sayda eit birey ve bunlarn hepsinin stnde bulunan
bir st kii," olmas gerektiini iddia etti.6 Sonu olarak Freud, insann
bir "sr hayvan" olduu eklindeki yaygn inanc kendince uyarlaya
rak, insann " bit gruh hayvan, bir efin ban ektii bir gruhtaki
bireysel bir yaratk," olduunu belirtti.7 Bu gr en net biimde ge
litirdii Totem ve Tabu'da, Freud siyasal iktidarn kkeni ve sreklili
i meselesini Oedipus kompleksi balamna yerletirir ve siyasal otori
teye gsterilen srekli rzay, sululuk duygusuna balar. Oullarn ba
baya kar isyanndan yola kan Freud yle devam eder:
Babann ortadan kaldrlmasyla ortaya kan durum, zaman
ierisinde babaya duyulan zlemde olaanst bir arta neden
olan bir unsur ierir. Dolaysyla eylemi harekete geiren babaya
ynelik hisler zaman ierisinde azalrken, ona duyulan zlem artar
ve ierii tam iktidar sahiplii ve yenilen ilk babann kstlamasn
dan bamszln yansra kendilerini ona tabi klmaya ynelik bir
isteklilik olan bir ideal ortaya kar.8

Dolaysyla her devrim eski duruma dnlerek biter ve her tr


siyasal dzenleme de balangtaki isyana ynelik kar-devrimci bir
tepkidir.
5
6
7

S. Freud, Totem and Taboo, Harmondsworth, 1939, s.156. [Totem

ve Tabu, ev. K. Sahir Sel,


2002, Sosyal]
S. Freud, Group Psychology and the Analysis ofthe Ego, Hogarth Press, Londra, 1967, s.53.
S.Freud, agy., s.53.

S. Freud,Toten and Taboo, Harmondsworth, 1939, s.147 ve devam.

marksist olmayan gelenek 41

Freud, daha sonraki ve daha rasyonalist bir almas olan Bir

Yanlsamann Gelecei'nde ideoloji meselesini daha etraflca ele alr.


Burada, ynetilenlerin lidere balln aklamak iin, insann kork
tuu bir nesneden kendisini korumak iin o nesneyle zdelemesi ve
onun kimi niteliklerini benimsemesi eklindeki bir savunma mekaniz
masna deinir. Durkheim gibi Freud da ideolojiyi anlamak iin ilkel
toplumu ve dinin kkenlerini incelemekle ilgilenmiti. Zaman zaman
kltrn, zellikle de dinin, her tr uygarln sreklilii iin gerekli
olan baskc bir unsur barndrdn syler gibidir. Zaman zaman da,
yine Durkheim gibi, bilimsel aratrmalarn daha rasyonel bir toplum
yaratabileceine inanr. Yine de Freud'un eserinin kukusuz muhafaza
kar bir etkisi olmutur. nsan doasna dair Hobbesu grleri ve akl
kavramnn altn oymas, genelde Birleik Devletler'de radikalizmi k
tlemek iin bol bol kullanlan karamsar toplumsal ve siyasal sonu
lara varmtr.9 Ancak Freud'un asi rencisi Wilhelm Reich'n gster
dii gibi psikanaliz, muhafazakar olduu kadar radikal amalara da
hizmet edebilir.
Reich, psikanalitik kategorileri kullanarak ncelikle faizmin
ykseliini aklamakla ilgileniyordu. Reich'a gre faist ideolojinin
kayna, kriz zamanlarnda siyasal olarak rasyonalize edilen sadist it
kilerdi. Bu sadist itkiler zellikle " devletin yapsnn ve ideolojisinin
kalba dkld fabrika olan" 10 otoriter ailede, alardr sren cin
sel bastrmann sonucuydu.
Cinsel bastrmann sonucu olarak, cinselliin doal bir tatmine
ulamas engellendiinde, cinselik bunun yerini alacak baka tat
min yollar arar. Dolaysyla, rnein doal saldrganlk vahi bir
sadizme dnr ve bu az sayda kiinin kkrtt emperyalist sa
valarn kitle psikolojisi tabann tekil eder. 11

Bkz., buna olduka u bir rnek, L. Feuer, Ideology and the Ideologists, Blackwell, Oxford,

11

W. Reich, agy., s.31.

1975, zellikle Blm 4.


10 W. Reich, The Mass Psychology ofFascism, New York, 1970, s.30.

42 drdnc blm

Freud'un aksine Reich, zgrlk ve sosyalist sonulara var


yordu; bata cinsel alanda olmak zere bastrmann ortadan kalkma
s, her tr zgrlemenin mutlak nkouluydu.
Freud'un psikolojik yaklamna Vilfredo Pareto tarafndan da
ha genel bir biim verildi. Pareto'ya gre mantk-d davranlar, top
lumsal olgularda byk bir rol oynuyordu. Freud'dan daha kukucuy
du ve akla, doruya ya da ilerlemeye olan her tr inancn mantk d
olarak snflandrlmas gerektiini savunuyordu. nsan etkinliinin te
melini oluturan, Pareto'nun ifadesiyle " kalntlar", yani belirli insan
igdlerine tekabl eden duygulard. Bu kalntlar toplumsal ve siya
sal alanda insan eylemlerine yn veren grece tutarl inan kmeleri
oluturan "trevler" yaratyordu. Pareto'nun amac bu " trev"lerin
yanlln kantlamak deil, bunlarn rasyonel gerekelerle kabul
edilmediini gstermekti. Ancak Pareto ayn zamanda btn toplum
larn art arda gelen elitlerce ynetildiini dnd iin, trevlerin
roln, yerleik dzeni u veya bu elitin karna olacak ekilde savun
mak ya da zayflatmak olarak gryordu. Trevin ierii ulalamaz
olan vadettii iin yanlsamalarla doluydu nk. Pareto'nun ok sa
ydaki eseri, muhafazakar karamsarln zirvesidir. Bacon ve de
Tracy'nil pozitivist yaklamn benimserken rasyonalist eden yok
sun braklmtr. nk Pareto'nun kukucu grleri her zaman elit
lerin kendi karlar iin maniple ettii ideolojilerin bir paras olan
doru, akl ya da ilerleme gibi unsurlara yer brakmaz. Bu nedenle, Pa
reto'yu brakp, hem Marx hem Weber'in igrlerini zmsemeye a
lan Alman tarihselci geleneinin zirvesini temsil eden Mannheim'a
gelmek bizi rahatlatacaktr.
deoloji meselesini toplumsal ve siyasal tartmalarn vazgeil
mez bir esi klan Marx ve takipileriyken, Mannheim da konuya da
ir iddial bir eser kaleme alan bir yazarn ifadesiyle "ideoloji kuram
nn ilk ve imdilik en son kapsaml incelemesini retmitir. " 12 Mann
heim'n kuramlatrd deoloji ve topya adl kitabn ilk basks
12 M. Seliger, Ideology and Politics, Ailen and Unwin, Londra, 1976, s.13.

marksist o\mayan ge\enek

43

1 929 ylnda, Weimar Cumhuriyeti'ni paralayan siyasal ve toplumsal


karklklarn ortasnda yapld. Mannheim'n niyeti Marx'n ve ba
kalarnn igrlerini gelitirerek kapsaml bir ideoloji kuram ret
mekti. Bu kuram, ya da onun deyiiyle " bilgi sosyolojisi", btn siya
sal grlerin tarihsel olarak snrl ve dolaysyla ksmi bir doas ol
duunu gsterecek ve bylelikle zamann atmal siyasetini daha
ahenkli, uzlamac ve ilerlemeci bir mecraya sokacakt. Bylece, sana
yi kapitalizminin yaylmasndan kaynaklanan deer anmasna son
verecek bir aratrma program salayacakt.
Lukacs'n bir rencisine yakr biimde Mannheim, deimez
akl ve doa kavramlarn temel alacak dmdz bir dnceler bilimi
ne karyd.
Aydnlanma'ya kart bir tarzda gstermemiz gereken ey,
Akl'n en genel tanmlarnn ve kategorilerinin, dier btn kav
ramlarla beraber dnce tarihi boyunca srekli bir anlam deii
mi srecinden getii ve bakalatdr. Genel olarak "biim"in
" ierik"ten keskin bir biimde ayrlp ayrlamayaca ok tartma
l bir konudur. Srekli sorduumuz soru, kukusuz tarihsel olan z
gl ieriin zgl kurall biimi ne lde belirledii sorusudur. An
cak eer kii tarihselliin meselelerinden kanmaya niyetlenip
"kendinden menkul biim" , "kendinden menkul kavram", "ken
dinden menkul deer" ve benzer "kendinden menkul" zamandan
bamsz yaplar kurgularsa, ynteme dair herhangi bir somut sz
sylemek imkansz olur. 13

Dncenin ve ifadenin iyice tarihe gml olduunda srar


eden Mannheim, 19. yzyl sonundaki iki Alman kurahcdan zellik
le etkilenmiti. Wilhelm Windelband bilimlerin birlii dncesini red
detmi ve doa bilimleriyle insan bilimlerinin iki apayr hedefi olduu
nu belirtmiti. Doa bilimleri, tekil olgularn oturtulabilecei genel ve
evrensel yasalar aryordu; tarihsel bilimlerse, esiz tarihsel ve kltrel
olgularn betimlenmesiyle ilgileniyordu. Wilhelm Dilthey'se insan bi13

K. Mannheim, Essays on the Sociology ofKnowledge, Routledge, Londra, 1957, s.90 ve devam.

4lJ drdnc blm

!imlerinin bu farkn daha deiik bir biimde dile getiriyordu. Ona g


re insan bilimleri, kltrel olgularn anlamna ilikin bir kavray re
tirken hem gzlemcinin hem de gzlenenin znelliini gl bir biim
de vurguluyordu. Btn grlerin tarihsel olarak koullandna ili
kin bu fikir, bazen "tarihselcilik" olarak adlandrlmtr. Gemi olay
larn veya yazlarn anlamn (hatta farkl bir kltre ait gncel olay ve
yazlarn anlamn) nasl aa karabileceimiz meselesi elbette ok
geni ve kritik bir meseledir. Farkl dnemler ve kltrler arasnda yo
rumlama, anlay ve aklamalarn nasl mmkn olduu, bu dnem
ve kltrlerin ortak bir paydada birleip birlemedii, doa bilimleri
nin (zaten tartmal olan) yntemlerinin insan bilimlerine uygulanp
uygulanamayaca gibi sorular, ilk defa 19. yzylda net biimde dile
getirilmi ve hiilii devam eden tartmalar dourmutur.
Her ne kadar Dilthey ve dierlerinin anti-pozitivist eiliminden
olduka etkilenmi olsa da, Mannheim grecilie dmekten kan
mtr. Yine de onun ideoloji incelemesi, arlkl olarak Alman "tarih
selci " seleflerine yakndr. Bu durum, kendi ideoloji kuramna ilikin
deerlendirmesinde k noktas olarak ald Marksizme yaklamn
da aka grlr. Marx'tan nce ancak "tikel" bir ideoloji kavray
vard. Mannheim bu kavrayn kkenlerini Bacon ve Machiavelli'den,
Aydnlanma'nn rasyonel ve ihtiyatl yaklamna dek srer. Bu "tikel"
kavray "karlar psikolojisinden yararlanarak, rakibin drstlne
glge drmek ve rakibin niyetlerini karalamak" iin onun dnsel
nyarglarnn kiisel ve psikolojik kkenlerini gstermeye alr. Ti
kel ideoloji kavray sadece sylenen sz reddediyor ve rakibini ha
taya dmekle eletiriyordu. Oysa bu hatann koulu, genel bir kav
ramsal ereveydi; ite " btncl" bir.ideoloji kavray ile, bizzat bu
kavramsal erevenin kendisi sorgulanyordu.
Belirli bir tarihsel dneme belirli bir dnce dnyasn ve ken
dimize de bir dierini atfettiimizde, ya da tarihsel olarak belirlen
mi belirli bir toplumsal tabakann bizimkinden farkl kategoriler
le dndn grdmzde, szkonusu olan tek tek farkl d-

marksist olmayan gelenek 4 5

nce ierikleri deil, kesinlikle apayr dnce sistemleri ve bam


baka deneyim ve yorumlama tarzlardr. Bylelikle sadece ierii
deil biimi de hesaba kattmzda kuramsal dzeye ya da akl y
rtme dzeyine varrz ve belirli bir dnce tarznn kavramsal
erevesini, bir dnrn yaam-durumunun bir sonucu olarak
grmeye balarz. 14

Mannheim'n hakl olarak belirttii gibi, "tikel ve btncl

kavraylarn sentezini ilk kez gerekletiren," Marksist kuramd. 1 5


Ancak bizzat Marksizme kar, Marksist konumlar almak da mm
knd:
Bir kii kendi konumunu sorgulamad ve bunu mutlak kabul
ettii srece ve rakibinin dncelerini salt onun toplumsal konu
munun ilevi olarak grd srece, gelecee dnk en nemli
adm atlmam demektir... Bu tikel formln aksine aratrmac,
sadece rakibinin bak asn deil kendisininki de dahil tm bak
alarn ideolojik incelemeye tabi tutma cesaretini gsterdiinde
ideolojinin btncl kavrannn genel formln kullanr. 16

Buradan Mannheim'n vard sonu uydu: "ideolojinin btn


cl kavrannn genel biiminin ortaya kmasyla birlikte, basit ide
oloji kuram giderek bilginin sosyolojisine dnr. Eskiden bir parti
nin dnsel silah olan ey artk genel olarak sosyal ve dnsel tari
hin bir aratrma yntemi haline gelir. " 17 Bu bilgi sosyolojisi, deien
dnce yaplaryla deien tarihsel durumlar arasndaki ilikiyi incele
mek iin bir ereve sunuyordu. Bu da iki temel soru dourur. Birinci
si, bilgi sosyolojisi ne tr bir bilgiyi inceler? Bu, matematik nermele
rindeki gibi birbirinden apayr olgularn bilgisi deil, "bir toplumsal
grubun toplu grnmn oluturma abasdr ve ne tek tek bireyler
ne de onlarn soyut bir toplam, bu ideolojik dnce sisteminin tay1 4 K. Mannheim, Ideo/ogy and Utopia, Roudedge and Kegan Paul, Londra, 1936, s.51.

15

K. Mannheim, Ideo/ogy and Utopia, s.66.

1 6 K. Mannheim, Ideo/ogy and Utopia, s.68 ve devam.


17 K. Mannheim, Essays on tbe Socio/ogy of Know/edge, agy., s.69.

46 drdnc blm

cs olarak kabul edilebilir. " 18 Baka bir deyile, Mannheim gruplar bu


dncelere gre tanmlayarak bir ksr dngye dmekten her zaman
kanamadysa da, bu "ideolojik dnce sistemleri" Weber'in ideal
tiplerinin toplumsal gruplara aktarlm hali gibidir. kincisi, bu dn
ce sistemlerinin toplumla ilikisi nedir? Mannheim, "bilginin varolu
sal belirlenimi" dedii bu ilikinin doasn tam olarak tanmlamam
tr. Bunun dmdz bir neden-sonu ilikisi olmadnda srar ettii gi
bi, bilgiyi toplumsal kkenlerine indirgemekten de kanmtr.19 D
ncelerle toplumsal yap arasndaki ilikiyi incelemenin gerek nede
ni, bunun bu dnceleri anlamann en azndan gerekli koulu olma
syd. Toplumsal balam bilmeyen kii neden bahsettiini bilemezdi.
Mannheim "genetik yanlg"ya, yani bir dncenin geerlilii
ni dorudan bu dncenin kkenine bakarak belirleme yanlgsna
dmemek iin ok aba sarf eder. Hatta, kendi btncl ideoloji ku
ramnn en azndan ilk aamada deerlendirme iermediini belirtir.
Bu tavr, ona gre sadece rakibin dncesini ideolojik grp kendisi
ne ayn eletiriyi uygulamayan " zel" Marksizm kuramnn zdddr.
Mannheim'in ilk amac "toplumsal ilikilerin dncelerimizi etkileme
yollarnn betimleme ve yapsal analiz yoluyla tamamen ampirik bir
incelemesini" gerekletirmektir.20 Bu da, bu karlkl ilikinin, o d
ncenin geerliliini ne lde etkiledii sorusunu ortaya karr.
Mannheim, "bu iki inceleme arasnda zorunlu bir balant bulunma
masna ve ampirik sonular kabul eden kiinin epistemolojik karm
lar da kabul etmek zorunda olmadna" iaret eder.21 Hatta, srarla
" dncemizin toplumsal konumumuzca belirlenmesi gerei ... genel

de siyasal igrye giden yoldur, " diyecek kadar ileri gider.22

Mannheim'n szlerini anlamann nndeki nemli bir engel,


"ideoloji" kelimesini tarihsel ya da yntemsel kayglardan hangisiyle
18
19
20
21
22

K. Mannheim, agy., s.52.


Bkz. K. Mannheim, Ideology and Utopia, s.239.
Bkz., zellikle K. Mannheim, Ideology and Utopia, s.239.
K. Mannheim, agy., s.239.
K. Mannheim, Essays on the Sociology of Knowledge, agy., s.1 1 1.

marksist olmayan gelenek 47

hareket ettiine gre farkl anlamlarda kullanmasdr. rnein deolo

ji ve topya'nn tarihle ilgili blmlerinde, ideolojileri "projelerinin


ieriini gerekletirmeyi asla fiilen baaramayan, verili durumda a
kn dnceler" olarak betimler.23 Dolaysyla, mevcut toplumsal ve si
yasal dzenlemeyi sarsmay da beceremezler. Bu ideolojiler, iinde bu
lunduklar dnemle uyumsuzdu. nk ya insanlarn kendi dnemle
rinin ihtiyalarna uyum salayabilmesini engelliyor ya mitlere ve ide
allere gnderme yaparak kimi karlar gizliyor ya da mevcut toplum
sal ilikileri betimlemek iin oktan alm tarihsel kategorilere bavu
ruyorlard.24 Baka bir deyile, bu ideolojiler, Gramsci'nin szn et
tii geleneksel entelektellerin elinden km gibiydi. topyac dn
celerse aksine, "bir kar-etkinlik sayesinde mevcut tarihsel gereklii
kendi kavrayna daha uygun hale getirdii lde, ideoloji sayla
mazd. "25 Ancak "gereklii aan ve eyleme geince eyann o anki d
zenini ksmen ya da tamamen paralayan yneliler" 26 topyac d
Ace sayld iin, neyin ideoloji neyin topya olduu ancak olaydan
sonra anlalabilir. Ancak Mannheim, daha genel yntem meseleleriy
le ilgilenirken daha geni bir ideoloji tanm kullanmtr. Hatta bilgi
sosyolojisinden bahsettiinde, " ideoloji" teriminin ktleyici ahlaki
armndan uzak durmak iin "perspektif" kelimesini kullanr.27
Mannheim'n genel btncl ideoloji kavraynn akla getirdi
i ilk soru, bunun bizi umutsuz bir grecilie gtrp gtrmediidir.
nk bizzat kendisi, kendi kavraynn ayrcalkl bir konuma sahip
olmadn syler: "ideolojinin btncl kavrannn genel formln
kullanan aratrmac, sadece rakibinin bak asn deil kendisininki
ni de ideolojik analize tabi tutma cesaretini gsterir. "28 Ancak Mann
heim, tarihsel deiime tabi olmayan, zamandan bamsz ilkeleri te
mel alan bir nesnellik ile her tr doru arayn reddeden bir grecilik
23
24
25
26
27

K. Mannheim, agy., s.175.


Bkz. K. Mannhein, agy., s.84 ve devam.
K. Mannheim, agy., s.176.
K. Mannheim, agy., s.173.
K. Mannheim, Essays on the Sociology ofKnowledge, agy., s.239.

28 K. Mannheim, agy., s.68 ve devam.

48 drdnc blm

arasnda tercih yapmay reddeder. Her iki grn de nkabullerini


reddettii iin bunlarn arasnda bir orta yol da semez ve ancak "gz
lemcinin znel deneyimlerinden bamsz olan, sonsuz ve perspektif
lerden bamsz bir doruya ulama eklindeki dier duraan ideal
karsnda ve bu mutlak doru ideali tarafndan yarglandnda,"
kendi grnn "grecilik" saylabileceini belirtir.29 Mannheim,
" Her dncenin yapsnda silinemez bir deer yargs kalnts " oldu
unu belirtse de, kendi gr olarak kabul ettii "ilikicilik" [relati
onism] ile grecilik arasnda bir ayrm izer:
likicilik, bir tartmada hibir doru ya da yanl kriteri olma
d anlamna gelmez. Ama, baz yarglarn doas itibariyle mut
lak biimde formle edilemeyeceinde ve ancak verili bir durumun
perspektifi dahilinde formle edilebileceinde srar eder.30

Bu ilikici yaklam btn perspektifleri eit kabul etmez, nk


nasl grsel perspektif sz konusu olduunda, baz konumlar
nesnenin temel niteliklerini ortaya karma avantajna sahipse, bu
rada da en kapsayc ve ampirik malzemeye urarken en yararl
konumlara ncelik verilir.31

Bu incelemeler sonucunda ortaya bir sentez kacakt; ancak bu


sentez sadece bir katkdan ibaret olmad gibi, mutlak bir konum iddi
asnda da bulunamaycakt. Mannheim'in, bu tr bir snrl senteze ula
ma olasl konusunda bile fazla iyimser ve baar ltnde de mulak
olduu sylenebilir, ama grecilik sulamas kesinlikle yersizdir.
Mannheim, toplumsal bilgiyi ilerletme konusunda entelektel
lere ayrcalkl bir grev yklyordu. Her tr ilerici perspektif, " nce
ki dnemin birikmi kltrel kazanmlarnn ve toplumsal enerjilerinin
nemli bir ksmn muhafaza etmek ve kullanmak" durumundayd. 32
29
30
31
32

K. Mannheim, ldeology and Utopia, s.270.


K. Mannheim, Essays on the Sociology of Know/edge, agy., s.254.
K. Mannheim, agy., s.271.
K. Mannheim, agy., s.137.

marksist olmayan gelenek 49

Mannheim szlerini yle srdrr: " [T]oplumun dinamik doasna


ve btnlne daha duyarl olan bu tr bir deneysel bak as, muh
temelen, ortalama bir konum igal eden bir snf tarafndan deil, top
lumsal dzende pek salam kkleri bulunmayan grece snfsz bir ta
baka tarafndan gelitirilebilir." 33 Ancak, bu trden "toplumsal olarak
balantsz bir entelijensiya "nn snf ve stat balarnn ortadan kay
bolmadnda da srar eder. Aksine entelektellere birok avantaj sa
layan ey, onlarn bu toplumsal konumuydu. Birincisi, toplumsal b
tnn elikili eilimlerini yeniden reten bir eitim sisteminden fay
dalanmlard. Oysa dier yurttalarn ou, toplumsal retim srele
rine gml olduu iin toplumun belirli bir dilimine skmt. kin
cisi, entelekteller birok farkl snftan geliyordu; dolaysyla dinamik
ve esnek bir yaklamn en azndan hammaddesine batan sahipti.
ncs, onlarn almalarnn nemli bir ksm baka dnemlerin
ve yerlerin incelenmesiyle ilgiliydi. Bylelikle btncl bir perspektife
varmak iin gerekli olan "yorumlayc anlay" becerisine sahip olma
lydlar. zet olarak Mannheim unu sylyordu:
Mevcut dnce akmlar arasnda karlkl yorumlar ve anla
ylar olanan bu tr bir grece balantsz orta tabakann varl
na borluyuz; bu tabakaya, btn olas bak alarn tayan
ok farkl toplumsal snflardan ve gruplardan insanlar akmakta
dr. Yukarda deindiimiz, durmakszn tazelenen, n ac sentez
ancak bu koullar altnda ortaya kabilir.34

Mannheim'n entelektellerin rolne dair grlerine birok iti


raz getirilebilir. rnein, entelektellerin onun savunduu kadar yzer
gezer olmad, nk ounlukla, toplumun ihtiyalarna gre ekil
lenmi kurumlara yerleik olduklar belirtilmitir.35 Mannheim da da
hil, Aristoteles'den Marx'a kadar birok nemli entelektelin kozmo33

K. Mannheirn, Ideology atd Utopia, s.137.


34 K. Mannheirn, Essays on the Sociology of Knowledge, agy., s.143 ve devam.
35 Bkz. A. Arblaster, 'ldeology and the lntellectuals', R. Benewick, R. Berki, B. Parekh, Knowled
ge and Belief in Po/itics, Ailen and Unwin, Londra, 1973, s.117 ve devam.

50 drdnc blm

polit bir gemii olmas arpc bir gerek olsa da,36 20. yzylda top
lumun gittike brokratiklemesi ve rgtlenmesi nedeniyle bu eilim
giderek zayflyor gibi grnyor. Ayrca, ksmi igrlere sahip kiile
rin daha geni bir perspektifi kolayca kabul etmesi konusunda da
Mannheim fazla iyimser grnyor. Ancak Mannheim'a sk sk ynel
tilen sulamalarn bazlar tamamen yersizdir.
Geici bir ilerici sentezin gelitirilmesinde entelektellere olduk
a mtevaz bir rol bitii iin zellikle elitist deildir. Mannheim'a g
re asl, mutlak ve tartlmaz bilgi biimlerine sahip olduunu (veya
bilgiye ulamak iin tartlmaz bir yntem kullandn) iddia eden ki
ilerin bir elite dnmesi olasdr. Ancak onun entelektele ilikin
yaklamna getirilen temel itiraz, bu yaklamn kendi kendini rt
tdr. Yaygn olarak bavurulan bir kitabnda Robert Merton y
le yazar: "Mannheim'daki genel btncl ideoloji kavray... yle g
rnyor ki, radikal greciliin bildik ksr dngsne saplanyor, yani
bizzat bu grecilii destekleyen nermeler kendiliinden geersiz hale
geliyor. " 37 Ancak "Mannheim paradoksu" diye adlandrlan bu du
rum o kadar da net deildir ve bataklktan kurtulmak iin kendi ken
disini yakasndan tutup eken Baron Mnchausen ile Mannheim ara
snda yaplan benzetme tamamen hedeften uzaktr. nk Mannheim
ne entelektellerin toplumsal belirlenimden syrlabildiini sylyor
du, ne de toplumsal belirlenimi hatal grlerle tanmlyordu. Aksine,
entelektellerin daha geni bir perspektife varmasn salayan, onlarn
toplumsal konumuydu. Ona gre, "Yeni bilgi biimleri son tahlilde,
kolektif yaamn iinden filizlenirler ve ortaya kmak iin de bir bilgi
kuram tarafndan ispatlanmay beklemezler; ncelikle bir epistemolo
ji tarafndan merulatrlmaya gereksinim duymazlar. "38 Entelektel
lerin, Mannheim'n onlara bitii rol gerekletirme yeterliliine sa
hip olup olmad mantksal deil ampirik bir meseledir.
36
37

Bkz. J. Gabel, 'Une pensee non-ideologique est-elle possible?' Socio/ogie de la Connaissance,


de: J. Duvignaud, Seuil, Paris, 1979, s.17 ve devam.
R. Merton, Social Theory and Social Struaure, Free Press, Glencoe, New York, 1957, s.503.

38 K. Mannheim, Ideology and Utopia, s.259.

marksist olmayan gelenek 51

Tannm bir profesr "ikinci snf dnr diye bir ey varsa,


bu Mannheim'dr," demitir.39 Mannheim'n dncesinin kimi nem
li noktalarda belirsiz ve mulak olduu dorudur. zellikle ideolojiyi
hem geni anlamnda, yani toplumsal belirlenime tabi olduu iin ks
mi olan dnce anlamnda, hem de snrl anlamnda, yani toplumsal
gruplarn yaydklar ve kendi karlarna hizmet eden yanlsamalar gi
bi olumsuz bir anlamda kullanmas; yahut da ideolojiyi ok genilete
rek terimin eletirel gcn ortadan kaldrmas onun bu mulakln
gsterir. Ama her ne kadar Mannheim'n yazlar genelde netlikten
yoksun olsa da; ideoloji szkonusu olduunda Mannheim'n "ada
yazarlarn ortaya att argmanlar neredeyse her ynyle ele alan ilk
ve en nemli dnr olduunu" 40 sylemek daha doru (ve cmert)
bir tavrdr. deoloji ve topya'nn sonundaki epey kasvetli pasajlar,
adeta Birleik Devletler'deki "ideolojinin sonu" tartmalarn haber
verir ve onun " btncl" ideoloji kuram, Habermas gibi kuramclar
daki yorum, anlam ve iletiim tartmalarnda ayn rol oynar. n
mzdeki iki blmde bu konular derinlemesine incelenecek.

39 M. Cranston, 'ldeology and Mr. Lichthein', Encounter, c. 31, 1968.


J. LaPalombara, 'Decline of ldeology: A Dissent and an lnterpretation' American Political Sci
ence Review, c. 60, 1966, s.13.

40

BEiNC BLM
Birleik Devletler'de ideoloji

er ne kadar Mannheim ideolojik dncenin toplumun her k


esine yayldn gstermeye altysa da, kinci Dnya Sava

'ndan sonra, zellikle de Amerika'da, snrl bir ideoloji tanm kul

lanan ve kendisinin ideolojik olmadn iddia eden pozitivist bir gele


nek olduka etkili oldu. Bu lkede ideolojiye duyulan ilgideki grece
yakn zamanl canlanma arpcdr; prestijli Encyclopaedia of the So

cial Sciences'da ( 1 930-35) ideoloji kelimesi bile gemezken, 1968'de


yaymlanan Internationa/ Encyclopaedia of the Socia/ Sciences'da ko
nuyla ilgili iki uzun makale vardr. 1 Buradaki pozitivist ideoloji tart
malarnn nemli bir blm, Napolyon'un bu kavram, maddi kar
larn savunulmas iin tehlikeli ve irrasyonel olarak damgalamasna
dek uzanr.2 Bu gr, hem sava sonras ABD siyaset biliminde dav
ranln gcnn hem de Britanya felsefesinde sradan dile ve dilbi
limsel analize yaplan vurgunun bir yansmasdr. Bu dnemde Naziz
min felaketleri hafzalarda tazeydi. Sovyet Rusya'nn yaratt hayalk1
2

Bkz. G. Sartori, 'Polirics, Jdeology and Belief Systems', Anerican Political Science Review no.
3, 1969, s.398.
Agy., s.5 ve devam.

54 drdnc blm

rkl da, ideolojinin arlkla eitlenmesini kolaylatryor ve deer


yarglarndan bamsz bir sosyal bilimin, toplumsal geliime uygun
pragmatik bir yaklam retebileceine inanlyordu. Bu tavrn bir r
nei, "ideolojinin sonu" tartmasnda bulunabilir. Her ne kadar, bu
tartmaya katk sunan kiiler, Mannheim'n bahsettii "szleri birbi
rine teet geen" sosyal bilimcilere mkemmel birer rnek olsa da, bu
tartmalar Anglo-Sakson siyaset biliminde bugn bile gl olan ide
oloji kavrayn incelememizi salayacak.
Bir bakma bizzat Mannheim da "ideolojinin sonu" tezini, da
ha dorusu kendi ifadesiyle bir " topyann sonu" tezine kaynaklk et
mi saylabilir. Mannheim, deoloji ve topya'nn son sayfalarnda u
karamsar soruyu ortaya atar:
Olduka belirgin bir eilim tekil eden, siyasetin giderek eko
nomiye indirgenmesi durumu, gemiin ve tarihsel zaman kavray
nn bilinli bir tavrla reddi, her tr "kltrel ideal"in bilinli bir
tavrla bir kenara itilmesi, siyaset arenasndaki her tr topyacl
n kaybolmas olarak yorumlanabilir mi? 3

"Artk oluumunu tamamlam bir dnyada mmkn olan ye


gane mevcut varolu biiminin belki de," ister ideolojik ister topyac
olsun hibir akn e iermeyen bir yaam olmas ihtimalini kabul et
se de, Mannheim unu da ekler:
deolojinin gerileyiinin sadece belirli tabakalarda bir kriz ya
ratt ve ideolojilerin maskesinin dmesinden doan nesnelliin
her zaman iin btn toplumun kendini netletirmesini salad
doruysa da; topya esinin insan dncesinden ve eyleminden
tamamen silinmesi demek, insan doasnn ve insann geliiminin
tamamen yeni bir karaktere brnmesi demektir. topyann kay
bolmas durumu, insann bir "ey" den daha fazlas olmad dura
an bir durum yaratr.4

3
4

K. Mannheim, Ideology and Utopia, s.230.


K. Mannheim, agy., s.236.

birteik devletler'de ideoloji 55

deolojinin sonu dncesini n plana karan, sava sonras


dnemin ilk yazarlarndan biri olan Raymond Aron, Opium of the In

tellectuals (1955) [Entelektellerin Afyonu] adl Marksizme kar po


lemiini "deolojinin Sonu mu? " balkl bir sonu blmyle bitirir.
Her ne kadar soru iareti kullansa da, Aron'un bak as olduka
nettir:
farkl yollar izleyerek, ya kendiliinden ya da polis mdaha
lesiyle, zamanmzn iki byk toplumu ideolojik tartmann ko
ullarn ortadan kaldrm, iileri sistemle btnletirmi ve her
kese rejimin ilkelerine ball dayatmtr. 5 Ait olduklar ideolo
jik kampla tmyle bark olmayan ikincil nemdeki lkelerdey
se tartma ateli bir biimde sryor. Bu lkeler, de facto bam
llklarn kabul edemeyecek kadar gururludur; yerli proletarya
nn sregiden muhalefetinin tarihin bir hkm deil de ulusal bir
baarszln sonucu olduunu teslim edemeyecek denli kibirli
dir; terr saan iktidarlara hayrandr; eletiriye ve suiistimale
hogr gsteren ama kamay yasaklayan bir corafyann mah
kumudur.

Seymour Martin Lipset de, Political Man [Siyasal nsan] adl et


kili kitabnn sonundaki "deolojinin Sonu" {bu sefer soru iaretsiz)
balkl blmde ayn sonuca varr. Sanayi devriminin temel sorunlar
zldne gre, " demokratik snf mcadelesi devam edecektir, an
cak bu ideolojisiz bir sava olacaktr. "6 Bu temaya en tutarl biimini
veren Daniel Bell ise, {yine) The End of Ideology [deolojinin Sonu]
adl kitabnda "gemite eyleme giden yol olan ideoloji artk bir k
maz sokaktr," 7 diyordu. Bell ideolojiyi dorudan dinle karlatrd.
deoloji, dinin halefiydi; o da imana, tutkuya ve irrasyonellie hitap
ediyordu. Ancak din ve ideoloji arasnda gl paralellikler kuran
Gramsci'nin aksine, Bell her ikisine de ok dar bir tanm snr iziyor
du. Onun yaklamnn geerlilik iddias, ideolojinin gerilemesiyle ba5

6
7

R. Aron, Opium ofthe Intellectuals, Norton, New York, 1962, s.314.


S. Lipset, Political Man, Heincnann, Londra, 1960, s.408.
D. Beli, The End of Ideology, Free Press, Glencoe, New York, 1960 s.370.

56 beinci blm

ta Nazizm ve Sovyet Komnizmi olmak zere "eski ideolojiler"in ge


rilemesini birbirine eitlemesine dayanyordu.8
deolojinin sonu teziyle ilgili tartmalarn ou esasen anlambi
lim tartmalar olsa da, bu tezin kulaa makul gelmesini salayan ki
mi ciddi varsaymlar sz konusudur. Yukardaki yazarlarn karmla
rn eletirmek iin onlarn kendi almalarndaki mantktan hareket
etmek bile yeterli olabilir; ama buradaki asl mesele daha geneldir ve
ideoloji kelimesinin snrlarn daraltmaya ve hatta Bat toplumundan
silmeye (ve dolaysyla da bu tezi savunanlara bu sulamann yneltil
mesini engellemeye) niyetlenen bu giriim baz kesin ve sorgulanabilir
ncllere dayanr. Bu ncllerin en aikar olan ikisi unlardr: Birinci
si, hemen sava sonras dnemin birok nemli siyaset kuramcsnn
ideoloji ve totalitarizm arasnda kurduu ba ve ikincisi, sosyologlarn
ideolojiyle bilimi kar karya getirme giriimi.
Birincisini ele alrsak, Rationalism in Politics adl olduka et
kili makalesinde Michael Oakshott, net formller ieren ve rasyona
lizmden hareketle ie kapal bir kesinlik reten teknik bilgiyi kullana
rak nermeler halinde formle edilmesi mmkn olmayan ve ancak
pratikte edinilebilen geleneksel ve pratik bilgiyi yceltir. Rasyonalist
siyasetler ideolojinin yaylmasndan sorumludur, nk bu siyasetler
" hissedilen gereksinimlerin siyasetidir; ancak bunlar, bir toplumun gi
diatnn kalc karlar ve ynelimine gre tespit edilmi gereksinim
ler deil, 'akl' tarafndan yorumlanan ve bir ideolojinin tekniklerine
uygun biimde tatmin edilen gereksinimlerdir. Bunlar kitabi siyaset
lerdir. " 9 Oakshott'un takipilerinden Greenleaf'e gre geleneksel pra
tik bilginin rnei olan muhafazarlk, asl olarak bir eilimdi ve do8

Normatif olduunu iddia ettii bu tanm savunduu yakn zamanl bir almasnda da Beli ha
la ayn izgiyi koruyor: "ideoloji, belirli eskatalojik inanlar gerekletirmek amacyla insanla
r harekete geirmek iin sekler terimlere bavuran toplumsal hareketlerde ortaya kar; ve si
yasal formllerle tutkularn bu fzyonu iinde, ideoloji, bir iman ve bir dizi ahlaki kaide suna
rak, kullanlan ahlakd aralarn amalar sayesinde merulatrlnasn salar." Bkz. O. Beli
'The End of Ideology Revisited', Ksm 1, Government and Opposition, c. 23, 1988.
M. Oakeshott, Rationalism in Politics and Other Essays, Methuen, Londra, 1962, s.22. Oaks
hott ve ekolnn yararl bir incelemesi iin, bkz. H. Williams, The Concept of Ideology iinde,
Harvester, Briglton, 1989, 3. Blm.

birleik devletler'de ideoloji 57

laysyla da ideoloji deildi. Daha da ksmi bir gr savunan Mino


gue'sa yle yazar: " ideolojilerin ortak yn, moderniteye duydukla
r dmanlk olarak aklanabilir. Siyasette liberalizme, pratikte bi
reycilie, ekonomide de piyasaya duyulan dmanlktr," ve dolay
syla da "ideoloji, modern liberal demokratik devlete cepheden bir
saldrdr. " 10

ok daha farkl bir bak asndan yola kan Bernard Crick si


yaset ve ideoloji arasnda ok keskin bir snr izer ve ideolojiyi totali
tarizmle zdeletirir:
Totaliter idare siyasal idarenin hayal edilebilecek en u zttdr
ve ideolojik dn siyasal dne alenen ve dorudan meydan
okur. Totaliter kiiye gre, en nemli unsur ynetimdir ve yneti
min amac da bir ideolojinin amalar dorultusunda toplumu ba
tan yaratmaktr. 11

Ancak ideoloji eittir totalitarizm fikrinin en net ifadesini bul


mak iin Amerika'ya, zellikle de Hannah Arendt'in Totalitarizmin
Kaynaklar'na bakmak gerekir. 12
Bu kitapta Arendt, "ideolojik dnceye zg totaliter unsurla
r" betimlemeye giriir. Birincisi, ideolojiler somut olguyla ilgilenmek
ten ok, btnsel oluum ve yok olma sreciyle, baka bir deyile, tm
tarihsel olaylara ilikin btnsel bir aklama getirmekle ilgilenir; ikin
cisi, ideolojiler, sradan duyularla algladklarmzn ardnda gizli bir
"hakikat" olduunda, yani ancak ideolojinin ncsnn sahip olduu
altnc hisle tespit edilebilecek bir gereklik olduunda srar eder ve
10 K. Minogue, Alien Powers: The Pure Theory of ldeology, Weidenfeld and Nicholson, Londra,
1985, s.4 ve K. Minogue 'Ideology after the Collapse of Communism', The End of 'Isms'? Ref
lections on the Fate of ldeological Po/itics after Communism's Gol/apse iinde, der. A. Shtro
mas, Blackwell, Oxford, 1994, s.17. Ayrca bkz. W. Greenleaf, The British Political Tradition:
the Ideological Heritage, Methuen, Londra, 1983, c. 2 ve bu grn eletirisi iin A. Vincent,
'Brirish Conservatism and the Problem of deology', Political Studies, c. 42, Haziran 994.
11 B. Crick, in Defence ofPolitics, Penguin, Harmondsworth, 1964, s.34.
12 Ayrca bkz., Totalitarianism, der. C.J. Friedrich, Harvard University Press, Cambridge, Mass.
1954.

58 beinci blm

ncs, " ideolojik dn, olgular tamamen mantksal bir usle


gre sralarken, varsaymsal bir nclden yola kar ve her eyi bun
dan karsar; yani, gerekliin hibir noktasnda varolmayan bir tutar
lla gre hareket eder. " 13 Dolaysyla, zetle,
Bir ideoloji, isminden de anlald gibi bir fikrin mantdr.
deolojinin konusu "fikrin" uyguland tarihtir; bu uygulamann
sonucu, mevcut bir eyle ilgili bir dizi yarg deil, srekli deiim
halinde olan bir srecin amlanmasdr. deolojiye gre olaylarn
ak, bu "fikrin" mantksal serimlenmesiyle ayn "yasa"ya tabidir.
deolojiler, kendi dncelerine ikin olan mantk sayesinde btn
tarihsel srecin srrn, gemiin gizlerini, bugnn labirentlerini,
gelecein belirsizliklerini bildikleri iddiasndadrlar. 14

Sava sonras dnemde totaliter siyaset, Marksizmin pratii


olarak gcrlen Sovyetler Birlii'yle zdeletirildii iin, ideolojinin so
nu tezinin sonuta gelip dayand yer Marksizmin, yani Aron'un sz
leriyle "son byk ideoloji"nin sonu tezi ve Marksizmin ileri sanayi
toplumlarnda geersiz olduu fikriydi.
Tezin dayand ikinci ve daha genel varsaymsa, ideoloji ve bi
lim arasnda bir kartlk kurulabileceiydi. "Bilim" burada ampirik
gzleme dayandrlr ve olgularla deerlerin kesin bir biimde ayrlma
sn ierir. nceki blmde tartlan tarihselci gelenein aksine, bilim
sel yntemin doa bilimlerinde de sosyal bilimlerde de tek ve zde ol
duu savunulur. Bu yaklamn tipik rnei lnternational Encyclopa
edia of the Social Sciences'daki ideolojiyle ilgili iki maddedir. Birinci
maddede, Edward Shils ideolojik dnn zaman zaman bilimsel
ilerlemeye esin kayna olduunu teslim eder. Ancak bilimin ilerleme
si ideolojinin anmas anlamna gelir. nk,
bilim asla bir ideolojik kltrn paras olmamtr ve olamaz.
Aslnda, bilimin ileyi ruhu ideolojiye tamamen yabancdr... Sos-

13

H. Arendt, The Origins o{ Totalitarianism, Harcourt Brace, New York, 1973, s.471.
14 H. Arendt, agy., s.469.

birleik devletler'de ideoloji 59

yal bilimler de, gerek bir dnsel ura olduu, kendisine zg


muhakeme ve gzlem kurallar olduu ve de eletiriye ve deiikli
e ak olduu lde, ideolojiden uzak durur. 1 5

Shils'in meslekta Harry Johnson da ideolojinin yle bir tan


mn verecek denli ileri gider: "ideoloji, bir toplumsal dnceler siste
minin, sadece bilimsel adan arpk veya ar semece olan ksmla
rndan veya niteliklerinden oluur." 16 Bu ifade, Bacon'daki idoller tar
tmasna ve de Tracy'nin dnceler bilimi tasarsna dek geri giden
pozitivist gelenein mecrasnda yer alr. Bunun yakn zamanlardaki en
yetkin savunucusu olan Kari Popper, pozitivist sfatn muhtemelen
reddederdi, yine de doa ve toplum bilimleri iin ortak bir yntem n
gryor ve ampirik gzlemlere bavurarak varsaymlarn rtlebile
ceini savunuyordu. Popper bu yntemi, fikirleri Hannah Arendt tara
fndan tariflenen tehlikeli ideolojik yntemlere dayanan siyaset ku
ramclar Platon, Hegel ve Marx'a saldrmak iin kulland. 17
deoloji konusundaki bu anaakm Amerikan yaklam, elbette
youn eletirilere maruz kald. leriki blmde daha fazla ele alaca
mz kimi yazarlar, neredeyse kendiliinden toplumsal ilerleme yaratan
birer g olarak grlen akl ve bilime ynelik, Aydnlanma'ya zg
inanc sorgular. rnein Frankfurt Okulu kuramclarnn ouna g
re, doa ve toplum bilimleri arasndaki ayrm kmtr. Bu fikrin en
u savunucusunun ifadesiyle, " belki de bizzat teknik akl kavramnn
kendisi ideolojiktir. Sadece teknoloj inin uygulanmas deil teknoloji
nin kendisi (doa ve insan zerinde) tahakkmdr; yntemli, bilimsel,
hesaplanm ve hesaplayc kontroldr. " 18 Dolaysyla bilimle ideoloji
yi kar karya getirmek anlamszd, nk bizzat bilim ideolojikti. Bu
kadar ileri gitmeyen birok yazar bile, belirli ideolojik eilimlere da
yanmayan, ampirik ve szde "deer yarglarndan bamsz" analizler
15
16
17
18

E. Shils, 'The Concept and Function of ldeology', International Encyclopaedia ofthe Social Sciences, c. Vlt, 1968, s. 74.
H. Johnson, 'ldeology and the Social System', agy., s. 77.
Bkz. K. Popper, The Open Society and Its Enemies, Routledge, Londra, 1952.
H. Marcuse, Negations, Penguin, Harmondsworth, 1972, s.223 ve devam.

60 beinci blm

gelitirmenin ne denli g olduunu belirtmitir. deoloji analizlerinde


genellikle bakalarnn dncesine ve inanlarna ideoloji damgas
vuran birok yazar, kendi analizinin de benzer sulamalara ak bir
ereveye dayandn grmez. Bunu gstermek iin en iyi yol, olduk
a tipik ve zgn iki rnei ayrntlaryla ele almak olacak. Bu al
malara daha yakndan bakmaktaki ama, bunlarn hatal olduunu
gstermek deil, bu almalarn iddia ettiklerinden daha ideolojik ol
duudur.
Birinci rnek, "ideolojinin sonu" ekolyle balantlar olan
nemli bir makale. Giovanni Sartori bu makalesinde, analitik bir ara
ilevi grecek bir ideoloji kavram tasarlamaya giriir. Bylece, siyasal
inan sistemlerindeki ideolojinin doasn belirlemeye alr ve ideolo
jiyle pragmatizm arasnda bir kartlk kurar. Ona gre, ideolojik
inan sistemleri, rasyonalist bir kltrel matristen filizlenir; pragmatik
inan sistemleriyse, ampirizme dayanan kltrel matrislerden doar.
Dolaysyla ideoloji, ideolojinin iindeki yetki sahibi kaynaklardan gel
meyen her tr bilgiye kapaldr. Pragmatik zihniyetse, aksine ak g
rldr ve her bilginin geerliliini faydasna bakarak deerlendirir.
Dolaysyla ideolojik zihniyetin hakl olarak, " siyasete kat ve dogma
tik bir yaklam olmakla kalmayp, siyasetin ilkesel ve doktriner bir
kavrann da ierdii sylenebilir. " 19 Ayrca bir ideolojik sistemin yo
un bir hissi ierii de vardr. deolojilerin nitelii daha bulunur.
deolojiler, belirgin kavramlara sahip olduundan ve ok sayda e
ierdiinden, eklemlenmi yaplardr; bu eler arasnda "neredeyse
mantksal bir balant" kurulduu iin "olduka snrlayc "drlar20 ve
son olarak, ilk iki nitelik dolaysyla, ideolojilere ancak olduka kk
bir aznlk sahip olabilir. zetle ideolojiler, eklemlenmi, olduka snr
layc ve bir elitin elindeyken, kitlelerin inanlar ok daha az e ie
rir ve daha az gelimitir. Buradan Sartori u sonucu karr:

19 G. Sartori, "Potitics, ldeology and Belief Systems", American Political Science Review, c. 63,
1969, s.403.

20

G. Sartori, agy., s.406.

r
birleik devletlede ideoloji 61

inan sistemlerinin farkl biimlerde snrlayc potansiyeli, ide


olojik sistemlerde daha fazla, pragmatik sistemlerde daha azdr. K
sacas .ideolojiler farkl biimlerdeki snrlayc inan sistemlerinin
mkemmel birer rneidirler. Bunun anlam da, ideolojilerin, elit
lerce siyasal hareketlenme yaratmakta ve kitleleri etkileme olanak
larn artrmakta kullanlan nemli bir kaldra olduudur. Bence
ideolojinin bizim amzdan bu kadar nemli olmasnn asl nedeni
budur. deolojilerle ilgileniyoruz, nk son tahlilde insann insan
zerindeki gcyle, halklarn ve uluslarn harekte geirilerek ve et
ki altnda braklarak siyasal mesihilik ve fanatizm yoluna sokul
masyla ilgileniyoruz.21

Bunu nasl yorumlamalyz? Her ne kadar Sartori'nin analizi

ampirik siyaset kuramna nemli bir katk olarak kabul edilse de,22
yukardaki ksa zeten de anlalaca gibi, kulland erevenin ta
mam youn olrak deer ykldr. Bu analizde ok gl bir deer

konumu olduunu gryoruz. Bu noktada toparlanabilir. Birincisi,


kavrama ampirik bir temel salamak iddiasyla ideoloji kavramn da
raltarak, baz grlerin (zellikle de ideoloji kavramnn snrlarn
daraltan grlerin) ideolojik olmadn ima eder. Sartori, ikinci ve
daha zel olarak da, kendi ideoloji tanmnn ideoloji kart bir nyar
g olduu sulamasn reddeder. Gerekten de, ideolojik zihniyeti ka
pal bir zihnin kat ve dogmatik bir rn olarak tanmlar. Fakat, ay
n zamanda "ideolojik kapalln kt ve pragmatik akln iyi ol
duu ancak dnsel bir lte gre sylenebilir; hatta bunun bir en

tellektelist nyarg olduu da sylenebilir," 23 der. Ancak bu hi de sa


mimi bir tavr deildir; nk tanmda geen terimler olduka norma
tiftir ve bizi kanlmaz olarak ideolojiye kar nyargl olmaya iter.
Kiinin katla, dogmatizme ve kapal bir zihne olumlu mu olumsuz
mu yaklat salt "entelektel nyarg" meselesi deildir. Bu, birisine
nce "pi" deyip, sonra bunun aslnda bir vg olduunu sylemeye
21
22
23

G. Sartori, agy., s.411.


G. Sartori, agy.
G. Sartori, agy., s.401.

62 beinci blm

ve asl bu sz ktye yoranlarn nyargl olduunu iddia etmeye


benzer. ncs, burada ideolojiyle totalitarizm arasnda yakn bir
ba kurulur. Arendt ve Friedrich'in yukarda yer verilen grleri de
bu balamda alntlanmtr. Daha belirgin bir biimde, Marksizmin
ideolojinin tipik rnei olduunu syler ve " sosyalizm, komnizm,
eitlikilik gibi ideolojilerin yannda, liberalizm ideolojik adan ol
duka clz bir rakiptir," 24 der. Bunun kanlmaz sonucu da bir dizi si
yasal doktrin karsnda bir baka doktrin kmesini yceltmektir. Dr
dncs Sartori, ideolojilerin ancak hissi bir ierii olduunu syler
ken aslnda ideolojilerin bilisel bir ierii olmadn ima eder. deolo
ji sadece bir onay ya da ret ifadesidir ve bylelikle belirli bir eylemin
"nedeni" ya da "tetikleme mekanizmas" olur. Bu da nceki noktalar
la birlikte, ideolojileri deersizletirmeye hizmet eder. Oysa tam aksine
ideolojinin toplumsal hareketlenme asndan tad nemin, kiinin
bir ey "yapmasna neden olmas" deil kiiye "yapmak iin neden"
salamas olduu rahatlkla sylenebilir. ideoloji, giriilen siyasal et
kinlie zemin ya da mazeret salar. Amalar ve deer yarglarna ba
vurulduka, siyasal eylem hem kendimizin hem bakalarnn gznde
bir anlama kavuur. Dolaysyla ideolojinin hareketlendirme ynn,
tetikleyici mekanizmalarla ya da "ideolojik tutku"nun serbest brakl
masyla aklamak demek, siyasal aktrlerin kendi siyasal etkinlikleri
ni kavrayp ynlendirme srecinin ve bu etkinlikleri anlamaya girien
gzlemcilerin bunlarn nemini aklama abasnn nemli ve kapsam
l bir boyutunu gzden karmak demektir.25 Oysa olayn bu yn he
saba katldnda, ideolojinin ieriini Sartori'den ok daha ciddi bir
biimde ele almak mmkn hale gelir. Son olarak, "hangi lkede olur
sa olsun kamuoyu, genellikle zayf aklamalara dayanan, eklemlen
memi ve balantsz, dolaysyla nispeten snrlayc olmayan bir inan
sistemi retir," 26 eklindeki gr, "kitlesel inanlar, elitlerin inan po24
25
26

G. Sartori, agy., s.402.


W. Mullins, 'On the Concept of Ideology in Political Science', American Political Science Revi
ew, c. 66, 1972, s.509 ve devam.
G. Sartori, agy., s.407.

birleik devletler'de ideoloji 63

litikalarna baml birer deiken olarak ortaya kar," 27 sonucuna ve


"kamuoyu genelde farkl biimlerde snrlanmtr, yani inanlar zayf
bir biimde eklemlenmi olan bu inananlar, hem inanlar aras balan
tlar kurmak hem de olay-ilke balantlarn kurmak iin bir rehbere
ihtiya duyar, " 28 sonucuna varr. Buradaki rtk sonu ise, ou insa
nn (tipik Sovyetler Birlii rneindeki gibi) kolayca yoldan karlabi
lecei; btn ideolojiler siyasal mesihilie ve fanatizme ynelik ikin
bir eilim barndrd iin, ideolojiden arnmann btn toplumlar
iin yararl olduudur. Baka bir ifadeyle, btn toplumlar, zellikle de
Batl sanayi toplumlar radikallerden arnsa daha iyi olurdu. Bu iddia
doru olabilir, ama salt ampirik temelli bir kuramdan yola karak ka
ntlanamaz.
Gizli ideolojik nyargnn ikinci rnei, Amerikan toplumunun
ne denli oulcu olduuna ilikin kuramlarn, olgularn daha dolaysz
bir yorumu olduudur. Bunlar betimleyici kuramlardr, yleyse bir de
er yargs da iermezler. oulculuk, iktidar eliti kuramyla klasik de
mokrasi kuram arasnda bir orta yol olarak grlebilir. ktidar eliti
kuramclarna gre Amerika, btn nemli kararlar kontrol eden tek
bir elit tarafndan kontrol edilmektedir; klasik demokratik imajsa, en
nemli kararlarn bireylerin ounluu tarafndan alnd imajdr.
oulculuk kuramysa, bunlarn her ikisine de kart bir biimde, si
yasal iktidarn zenginlik, toplumsal konum, makam ya da oy gc gi
bi bir dizi etkene dayanarak Amerikan toplumuna yaylm olduunu
iddia eder. Siyasal etkisi tek bir etkene dayanan gruplar ya da bireyler,
farkl bir temele dayanan gruplar ya da bireylerle siyasal iktidar uru
na rekabet etmek zorundadr. ktidar eliti kuramnn aksine, siyasal ik
tidar hibir grubun tekelinde deildir ve klasik demokrasi kuramnn
aksine, siyasal kararlar pek nadiren ounluun arzusunu yanstrken,
aslnda farkl iktidar odaklar arasndaki rekabetten kaynaklanr.
Ancak oulculuk, klasik modele biraz daha yakn durur; n
k toplumsal etkileimin temel birimi olarak, yaltlm bireyleri deil
27 G. Sartori, agy.
28 G. Sartori, agy., s.410.

64 beinci blm

modern sanayi toplumunun yaratt gruplar kabul eder. Bu grn


en berrak szclerinden biri bu sistemi bir "poliari" olarak adland
rr. Buna gre iktidar aznlklardadr, yani siyasal partilerin semen
destei iin rekabeti aslnda belirli rgtl aznlklarn yapt basnc
yanstr. Bu, her tr rgtl ve yasal grubun kendi bak asnn, siya
sal karar mevkilerinin sahipleri tarafndan ciddi bir biimde deerlen
dirilmesini salayan ak bir sistemdir. Siyaset nihayetinde pazarlktr.
Yine de, Robert Dahi, A Preface to Democratic Theory'de ( 1 956) y
le yazar:
her ne kadar, belirli politikalar szkonusu olduunda ounlu
un idaresinden bahsetmek zorsa da, bir "aznlklar idaresi" sre
ciyle seilen belirli politikalar muhtemelen ou zaman kilit bir
grup olan semenlerin de iinde bulunduu, toplumun siyasal ola
rak aktif yelerinin nemlli deer yarglaryla kurulan grbirlii
nin snrlar ierisinde olacaktr.29

Dolaysyla idarenin ounlua ait olduu bile sylenebilir, n


k "seime tabi olan bir siyaseti, hem toplumun eitimli bir yesi ola
rak kendi deerlerinin, hem de hangi politikalarn yeniden seilmesini
engellemeyecei yolundaki tahminlerinin izdii snrlar dahilinde ha
reket etmelidir. "30 Normalde siyaset olarak alglanan seim kampan
yalar, farkl parti programlar gibi meseleler aslnda yzeysel eliki
lerden ibarettir. oulculuk kuramnn asl vurgulad, altta yatan g
rbirliidir: " politikalar konusunda, bir toplumun siyaseten aktif
yelerinin byk ksmnca paylalan bu grbirlii, siyasetin nce
sinde ve ardnda yer alr, onu sarmalar, snrlar, koullar. " 31
Peki yleyse, kendisinin betimleyici bir gr olduunu ve siya
sal arenay yakndan gzlemleyen herkesin kendisine hak vereceini
savunan bu oulcu bak as, Mannheim'n kavrayyla bir ideolo
ji, yani farkl perspektiflere sahip olanlarn uyumamasnn meru ol29 R. Dahi, A Preface to Democratic Theory, Chicago University Press, Chicago, 1956, s.132.
30 R. Dahi, agy., s.132.
3 1 R. Dahi, agy.

birleik devletler'de ideoloji 65

duu bir perspektif ierebilir mi? oulcu model, biimsel karar alma
srecini vurgularken, kimi potansiyel kamusal meselelerin de asla gn
deme gelmemesine neden olan karar almama srelerini gz ard eder.
oulculuk, biimsel srelerle kamusal arenada tartlan meselelerin
nemli meseleler olduunu varsayar. Ancak, belirtildii gibi,
oulcular, gcn ancak gerek atmalarda ortaya ktn
varsaydklarndan, g kazanmak iin gerek atmalarn gerekli
olduu sonucuna varrlar; oysa gcn en etkili ve sinsi kullanm
nn tam da bu tr atmalarn olumasn batan engellemek oldu
unu gzden karrlar.32

Meselelerin bu ekilde batan ayklanmasnn yannda, bunlarn


sonradan yumuatlmas ve yeniden yorumlanmas da szkonusudur.
New Haven'daki siyasal srelerle ilgili nl almasnda Dahi, karar
alma srecini birok nemli meseleyi .ele alarak inceler. Ancak neyin
"nemli" olduuna nasl karar verebiliriz? Bu meseleler seilmiti n
k, " bu meseleler, ok sayda katlmcy ve kar ilgilendiren, imar
plan deiiklikleri, kamusal eitim ve iki byk partideki adaylklar
konusuydu. " 33 Ancak burada, almann kendi kendisini hakl kar
mas gibi bir tehlike szkonusudur, nk seilen konular tam da o
ulculua gre btn siyasetin temel nitelii olan pazarlklarla zle
cek trden konulardr. Gzlemi sadece gzlemlenebilir karar alma s
releriyle snrlamaktan kaynaklanan bir dier zorluksa, kiilerin, ikti
dar odaklar zerinde nasl bir etki sahibi olacaklarna dair batan tah
minde bulunup kendi grlerini ve taleplerini buna uyarlayacak ol
malardr. Bu da, tahminler nedeniyle baz nemli konularn ve gr
lerin batan darda braklabilecei anlamna gelir. Ayrca, herkesin
kendi karn bilebileceine ve ifade edebileceine ilikin oulcu var
saym da tartmaldr. nk, insanlarn kendi karlarnn farknda
32 S. Lukes, Power: A Radical Analysis, Macmillan, Londra, 1974, s.23.
33 R. Dahi, Who Gaverns? Yale University Press, New Haven, 1961. Ancak Dahl'n grlerinin
evrimi iin bkz: R. Dahi, A Preface to Economic Democracy, Yale University Press, New Haven,
1984. Bu kitap mlkiyet haklarn keskin bir dille tartan ve yeniden ele alan bir kaynaktr.

66 beinci blm

olmayabileceini ya da yanl kavrayabileceini dnrsek, oulcu


dnyann insanlar ve onlarn karlarn temsil etme iddias ciddi e
kilde sarslr. 34
Daha da nemlisi, yzey atmas modeli ve altnda yatan g
rbirliinin yaratt Amerikan toplumu imgesi, iktidardakilerin sa
dece pratik meselelere herkese paylalan deerleri uygulamakla ye
tindii bir durumdur. ktidar toplumun kolektif rn olarak kavra
yan bu gre gre (ki bu gr en etkili ifadesini Talcott Parsons'un
sosyolojisinde bulur), iktidar ilikileri karlkldr ve asl olarak "oyu
nun kurallar" na ballk ile ayakta duran otorite ve pazarlk yoluyla
gerekleir. Oysa iktidar sfr toplaml bir sre olarak da kurgulana
bilir. Birisi belirli bir miktar iktidara sahipse, bir dieri daha azna sa
hip demektir. Ve madem iktidar kt bir metadr, zor kullanm ve ma
niplasyon, muhtemelen otorite ve pazarlktan daha nemli bir rol oy
nar. Ayrca, mevcut iktidar yapsn destekleyen bu tr bir grbirlii
bulunduu kabul edilse bile, bu grbirliini oluturann belirli bir
iktidar eliti olduu, nk bu grbirliinin en ok ona fayda sala
d da sylenebilir.
Aslnda oulcularn fiilen yapt ey, "demokrasi" kelimesi
nin armlarn deitirmek ve bu kavram daha muhafazakar bir
toplum grne uygun hale getirmektir. nk halkn idaresi denen
kavramn bu ekilde daraltlmasyla, halkn katlm fikri deersizleir.
Dolaysyla oulcu kuramn, "aslnda belirli bir ideolojide derin kk
leri vardr; bu ideoloji, sradan kadn ve erkeklerin ounluuna y
nelik youn bir gvensizlie ve yerleik elitlerin medeniyetin deerle
rini ve demokrasi 'oyununun kurallarn' savunacana ynelik gve
ne dayanr. " 35 Daha olumlu bir bak asndan oulculuk, Durkhe
im'in ideoloji tanmnn bir rnei olarak da grlebilir. O, de Tocqu
eville'in szleriyle "hr domu" bireylerden olutuu iin " snfsz34 "karlar" kavramna ikin zorluklar konusunda bkz., W. Connolly,
Discourse, Martin Robertson, Londra, 1983, s.45 ve devam.

The Terms of Political

35 P. Bachrach, The Theory of Democratic Elitism, University Press of America, Washington DC,
1980, s.83 ve devam.

birleik devletler'de ideoloji 67

m gibi grnen bir toplumun, feodal gemii olmayan bir toplumun


"sivil dini"dir.
Dolaysyla, Dahl'n kar gruplar arasnda varolan yzeydeki
rekabetle bunun altnda yatan bir toplumsal grbirliine ynelik
modeli, siyasete ilikin belirli bir gr ya da perspektif barndrr. Bu
iki temel deiken, yani yzeydeki rekabet ve altnda yatan grbirli
i bize demokrasinin gerekli koullar olarak sunulur. Ancak buradan
kan demokrasi kavram son derece normatif armlar ierir ve
Amerikan siyasetinden yola kan bir genelleme olarak sunulan bu g
r, nihayetinde gelip statkonun savunusuna dnr. Bu, oulculu
un mutlaka hatal ya da yanl olduu anlamna deil, betimleyici ya
da olgusal bir ifadeden beklenen apak geerlilie sahip olmad an
lamna gelir.
deoloji konusundaki ampirik aratrmalar, zellikle kitle iletii
mi, sosyal psikoloji ve semen davranlar alanlarnda, insanlarn
inanlarna ilikin olduka fazla bilgi salamtr. Bu bulgularn genel
geerlii de, elbette bu alanlara ayrlan kaynak ve personel miktaryla
snrl olmutur. Ancak, ou kukusuz faydal olan bu enformasyon
ynnn anlamlandrlmasn salayacak kuramsal gelimeler yetersiz
kalmtr. Bu durum, ideolojinin daha az aikar ama aslnda ok daha
yaygn olduu ABD'de zellikle geerlidir. Habermas gibi dnrler,
grne gre kapitalizmin herhangi bir ideolojik gerekeye ihtiya
duymadan kendi kendine ilediini, nk metalarn ve piyasalarn
kendi zorlayc mantklarn rettiini belirtir. Ancak yukarda grd
mz gibi, ideoloji emberinin dna kmak ou kiinin sandn
dan daha zordur. Bu meseleyle yzlemek yolundaki gncel giriimler
de nmzdeki blmn konusu olacak.

ALTINCI BLM
Bilim, Dil ve ideoloji

nceki blmde ele alnan ideoloji analizleri, ideoloji ve bilim ara


snda bulunduu varsaylan bir kartl temel alr. nk ana

akm Anglo-Sakson sosyal bilimleri byk lde, de Tracy'nin pozi


tivizm ats altna giren dnceler bilimi geleneini devam ettirir. Her
ne kadar birok farkl pozitivizm tr olsa da, sosyal bilimlerin doa
bilimlerini rnek almas gerektii, nk doa bilimlerinin yegane ge
erli bilgi retim yntemine sahip olduu fikri pozitivistler arasnda
genel kabul grr. Bu geerli sosyal bilim de gl bir biimde ampi
rik olmaldr; bunun iin nesnel olgular dnyasna bavurmal ve ilke
olarak, bu tr olgulara bavurarak dorulanmas mmkn olmayan
(ya da en azndan yanllanabilen) her tr kavray reddetmelidir.
Sosyal olann doal dnya tarafndan asimilasyonu sosyal bi
limler bir yana, yaygn olarak inanld gibi doa bilimlerinin nesnel
ve ntr olduu fikrini sorgulayanlar tarafndan saldrya uramtr.
Bu kiiler, son dnemlerde ampirik sosyal bilime yaplan vurgunun
toplumla ilgili birok potansiyel enformasyon saladn reddetmeye
ceklerdir, ancak bunlar yorumlamak gibi daha byk bir sorun daha
olduunu iddia edeceklerdir. Toplumsal olgular doal olgularla eitle-

70 altnc blm

mek, doaya atfedilen deimezlik durumunu toplumsal olgulara da


yanstmak demektir ve dolaysyla da olduka muhafazakar arm
lar ierir. Ancak pozitivizmi eletiren kimi yazarlar daha ileri gidip, bi
lim ve ideoloji arasnda keskin bir ayrm olmamasndan da te, bizzat
doa bilimlerinin de byk lde ideolojik olduunu savunur. Doa
bilimlerinin konumuna ilikin bu rahatszln nedeni, bilimsel ilerle
menin 19.yy.'da kendisinden beklenen ltuflar salayamam olmas
dr. Ekolojik hareketlerin ve nkleer kart hareketlerin douu bu ra
hatszln en belirgin rneidir.
Bu grn en tannm savunucusu olan Herbert Marcuse ve
onun doa bilimleriyle teknolojiye dair kukusunu paylaan Max
Horkheimer ve Theodor Adorno, Frankfurt Okulu'nun nde gelen
yeleridir. En azndan kken olarak Marx'tan gl bir biimde etki
lenmi olan bu yazarlar, Aydnlanma'nn bilimsel akla inancnn ve
bundan kaynaklanan, retici glerin bymesinin kendiliinden ileri
ci olduu fikrinin Marksizm'i de nemli lde yanl yola sevk ettii
ni dnr. Horkheimer'e gre, bilimin itibarnn artmasyla birlikte,
akl neredeyse tamamen "arasal " bir biimde kullanlmaya balad.
Gemiin byk felsefe sistemlerinde, ne kadar yanllk ierirlerse
iersinler, en azndan insan yaamnn amalarna dair tartmalar
mevcuttu. Bugnse, akl tamamen aralara dair teknik bir konumaya
indirgenmitir ve amalarn tartlmas propaganda alanna girmekte
dir. Toplumun amalaryla ilgili tartmalar, akln endstrilemesinin,
akln teknik tahakkmn hizmetkar haline gelmesinin glgesinde ka
lr. Bilimsel yntem bir norm konumuna ykseltilir; oysa, Horkhe
imer'a gre:
Bilim, kendi varlnn ve kendi almalarndaki yneliin da
yand kapsaml ilikilere dair, yani topluma dair gereki bir kav
raytan yoksundur... nk Bilim de almalarnn kapsam ve
ynelimi konusunda, sadece kendi eilimleri deil, son tahlilde top
lumsal yaamla da belirlenir. 1
1

M. Horkheine; Critical Theory, Herder and Herder, New York, 1972, s.8.

bilim, dil ve ideoloji 71

Bilimin szde ntrlne ve bilimin rasyonel akln modeli ola


rak ortaya kmasna ynelik bu saldrnn son noktas Marcuse'un
ok satan Tek Boyutlu nsan kitabdr. Kitabn temel tezi udur:
zgrlk ile bask, reticilikle ykma, ilerleme ile gerileme ara
snda korku verici dengeyi gerekletiren ileri sanayi uygarlnn
ilemsel ve kapal evreni, bu Akl fikri iinde zellikle tarihsel bir
tasar olarak nceden betimlenmiti. Bat dncesinin sreklilii
ni belirten insan ve doa'nn baz temel kavramlar, teknolojik ev
rede olduu gibi teknoloji ncesi evrede de kullanld. Bu sreklilik
[continuum] iinde, eitli dnce kiplikleri arasnda atmalar
vardr; bu kiplikler, toplum ile doa'y kavramak, rgtlemek, de
itirmek iin fa rkl tarzlar ortaya koyar. Akl'n dzenleyici ele
ri, kendi ykc eleriyle atmaya balamtr; olumlu dnce,
sanayi uygarlnn gerekletirmeleri tek boyutlu gerekliin zafe
rini salayncaya ve btn elikileri azaltncaya kadar olumsuz
dnceyle kartlar.2

Dolaysyla arasal akln ykc doas, baka ilkelere dayal bir


toplumun kurulmasn gerekli klyordu. Ancak elbette Marcuse bu
toplumun nasl ortaya kacan syleyebilecek, hele hele nasl ileye
ceini betimleyecek konumda deildi.
Doa bilimlerinin konumuyla ilgili, buna benzeyen (ama Frank
furt Okulu'nun karamsar karmlarn paylamayan) bir sorgulama
da iki Anglo-Sakson bilim felsefecisi tarafndan yapld. Bilimsel Dev

rimlerin Yaps adl etkili kitabnda Thomas Kuhn, bilimin ortak ka


bul gren verilerin dzenli bir birikimi olduu ve adm adm dnyann
gerek doasn ortaya kard eklindeki geleneksel ampirik ve ras
yonel yaklam sorgulad. Kuhn'a gre, aksine bilim, hayali srama
larla bir "paradigma" dan dierine geiyordu. Bir paradigma, "bir
aratrmaclar topluluuna belirli bir sre boyunca model sorular ve
zmler sunan, evrensel apta kabul grm bilimsel baarlar"dan

H. Marcuse, One-Dimensional Man, Roufledge and Kegan Paul, London, 1964, s.105 ve deva
m [Tek Boyutlu insan, ev. Afar Timuin - Teoman Tundoan, s.152].

72 altnc blm

oluuyordu.3 Her paradigma bir sre sonra, rtmezlik ve sapmalar


la ba etmekte yetersiz kalr ve bunun zerine bir ya da daha fazla pa
radigma ortaya kar. Her ne kadar Kuhn, farkl paradigmalar arasn
da tercih yapmann nesnel bir gerekesi olmadn iddia edecek kadar
ileri gitmese de, meselenin salt deneyler yapmak ve kantlara bavur
maktan ibaret olmadn da zellikle vurgulad. Bilimsel yntemin
rasyonel olmayn daha iddetli bir biimde savunan Paul Feyera
bend ise doa bilimlerinin ideolojiden veya toplumsal nyargdan ba
msz bir bilgi ierdii fikrinin bir "masal"dan ibaret olduunu sy
ler. Ona gre znde, doa bilimleriyle gizemciliin ya da dinin iddi
alar arasnda bir fark yoktur.
Feyerabend'in fikirleri greciliin daha u bir rneini tekil
eder. Ama, gerek doa bilimlerinin tartmasz bir nesnellik ierdii,
gerekse doa bilimleri yntemlerinin sosyal bilimlere uygulanabilecei
fikirleri; bu dncelerin son yirmi ylnda daha yaygn bir biimde
eletirildi.4 Ancak ayn dnemde sosyal bilimlerde arlk kazanan bir
dier analiz yntemi, olduka farkl gerekelerden hareketle, bilimsel
lik iddiasnda bulunmu ve ideoloji incelemeleri zerinde kimi etkiler
yaratmtr. Bu yntem yapsalclktr.
Yapsalcln kkleri dilbilimdedir. Yaklak yzyl nce svire
li dilbilimci Ferdinand Saussure dil ve sz arasnda bir ayrma gitti. Bu
na gre dil, birbiriyle ilikili olan ve tm szlerin temelini oluturan
rasgele gstergelerden kurulu biimsel bir yap ya da sistemdir. Dilin
yasalar, yani yapsal dilbilimin yasalar, insanlarn gndelik yaamda
ki szlerinin yasalaryla ayn deildir. Bu yasalar, konuan kiinin far
knda olmad ve deitiremeyecei, istemd, geleneksel kategoriler
dir. Altta yatan ve deiim geirmeyen bu sistem ya da yap, bireylerin
kendi tercihleriyle benimsedikleri yzeysel sz rntlerinden soyutla
narak, bilimsel bir kesinlikle incelenebilir. Biraz daha aacak olursak,
3

T. Kuhn, The Structure of Scientific Revolutions, Chicago, 1973, s.viii.


Bu bak asnn ideoloji balamnda nansl bir biimde savunusu olarak bkz., P. Ricoeur, Her
meneutics and the Human Sciences, der. J. Thompson, Cambridge University Press, Cambrid
ge, 1984, s.232 ve devam.

bilim, dil ve ideoloji 73

btn toplumsal veya dnsel faaliyeti anlamann en iyi yolu, bunla


rn altnda yatan anlam sistemine bakmaktr. Bu grle psikanaliz
arasndaki paralellii grmek kolaydr. nk Freudcu psikanalizi an
dran bir tarzda, ak ierikle rtk ierik arasnda bir ayrma gidilir.
Ak ierik, bireylerin sradan szleri ya da faaliyetleridir; rtk ierik
se bu sz ya da faaliyetlerin gizli yapsdr. Nasl Freud dil srmesini
aklamak iin bilindna ve onun bastrlm ieriine gnderme ya
pyorsa, bireylerin gerek sylemi ya da faaliyetleri de, bu kelimelerin
ya da eylemlerin altnda yatan ideolojik yapy gizleyen bir paravan
olarak grlebilir.
Yapsalclk antropolojide ve zellikle mitlerin incelenmesinde
ciddi bir etki yaratm olduundan, nce bu alann nde gelen d
nr Claude Levi-Strauss'u ksaca inceledikten sonra dil ve ideoloji
ilikisini ayrntlaryla irdelemek daha doru olur. Mitlerin roln
aklamak iin Levi-Strauss, temel altyapyla dilin bilinli kullanm
arasndaki ztl ele alr. Ona gre, mitsel dnce ve genel kltrel ol
gular, bir toplumun eitli ekillerde kendini ifade ettii bir tr dildir
ve bu dil her zaman bilind yapnn sistemli evrensel yasalarna uyar.
Altta yatan bu yap hem gerekli hem ebedidir ve insan toplumuna ili
kin her incelemenin balang noktasdr. Asli olann yap olduunu
gstermek iin Levi-Strauss, bir iskambil oyununun kurallarna gn
derme yapar. Her iskambil oyunu birbirinden farkldr, nk sonsuz
sayda olas deiken vardr. Ancak her oyunu yneten temel yasalar
bulunur; bunlar asla deimez ve hangi kombinasyonlarn mmkn
hangilerinin imkansz olduunu belirler.
Levi-Strauss'a gre yapsal belirlenimcilik dncesi geni bir
uygulama alanna sahiptir. Modern ada mitolojiyi aramamz gere
ken yerin siyasal ideolojiler olduunu syler ve Fransz Devrimi'ne ve
hatta bilime gnderme yapar. nk gnmzn doa bilimleri dn
yas ve mitler dnyas " birbirinden ayr, ama ayn lde pozitif iki bi
limdir. " Ancak imdi, bilgiye giden bu iki farkl yol birleir; "bir yan
da iletiim dolayn:uyla fiziksel dnyaya varan yol, dier yanda az ev
vel grdmz gibi, fiziksel olan dolaymyla iletiim dnyasna va-

74 altnc blm

ran yol. Btn insan bilgisi sreci bu ekilde kapal bir sistem nitelii
ne brnr. " 5 Her ikisinin de altnda yatan ve bunlar aklamamzn
tek yolu, ayn ikin evrensel kltrel unsur, ayn mantksal sistemdir.
Yapsalc yaklamn mitlerin incelenmesinde kullanlmas ku
kusuz antropologlarn hayalgcn harekete geiren balantlar orta
ya karmtr. Ancak ideolojinin incelenmesine gelindiinde, Levi
Strauss'un fikirlerinin ok genel olduu grlr. nk ierik karsn
da biime ve pratik sonular karsnda mantksal snflandrmalara
ayrcalk tandndan olgu ve hayalgc arasnda, ya da bilim, din ve
mit arasnda ayrm yapmak zorlar. Levi-Strauss, "insanlarn mitler
kanalyla nasl dndn deil, insanlar gerein farkna varmak

szn mitlerin zihinlerde nasl ilediini " 6 gstermek iddiasndadr. Bu,


Freud'un psikanalizinden de daha ileri giden bir tavrla bilinli birey
fikrini indirgemektir. Ayrca, btn dnsel etkinlii ortak bir yap
erevesinde aklamak, insan ilikilerindeki grbirlii esini ne
karp elikili eyi arka plana atmak demektir.
Ancak, altta yatan yapnn yzeydeki olgular belirledii ayn e
ma, ayn bilimsel kesinlik iddiasyla dil ve ideoloji arasndaki ilikiye de
uygulanmtr. Gemite dil pek fazla sorgulanmadan veri kabul edili
yor, d dnyaya alan penceremiz olarak grlyordu. Yksek tekno
loji enformasyon toplumunun bir rn olan dilbilimin son zamanlar
da itibarnn artmasyla birlikte, dikkatler dilin kendisine yneldi. Basit
e camdan bakmak yerine cama bakyoruz; nk pencerenin yaps ya
da erevenin nitelii grdklerimizi belirleyebilir. Bu bak asna g
re ideoloji, dar anlamyla dilin ok tesine geebilir. nk dilbilim bi
zi, dier insan faaliyetlerinin de birer dil olarak, yani anlaml gsterge
lerden kurulu sistemler olarak yorumlanabileceini dnmeye iter.
Yapsalc bak asna gre, her gsterge sisteminde, yukarda
da grdmz gibi sz ve dil arasnda bir ayrm vardr. Sz ak d
zeydedir, hemen grlebilir; dilse rtk dzeydedir, gizli yapdr. ide
olojinin bulunduu yer de dildir. ideolojik mesaj ieren bu altta yatan
5
6

C. Levi-Strauss, The Savage Mind, Chicago, Chicago University Press, 1966, s.269.
C. Levi-Strauss, The Raw and the Cooked, Cape, Londra, 1970, s.12.

bilim, dil ve ideoloji 7 5

yap, konumada yle bir biim alr ki, ne konuan ne de dinleyen ta


rafndan kolayca seilebilir. Bu grn en berrak, etkili ve okunabilir
yazarlarndan birisi olan Roland Barthes, bunu bir ifadenin yananla
m ve dzanlam arasndaki ayrmla aklar. Buna mehur bir rnek,
eitli kraliyet ailelerinin mensuplarnn bir araya gelerek Akdeniz'de
'mavi kan' adl bir yat gezisine kmasyla ilgili esprili gazete haberle
ridir. Kamuoyu buna hayran kalmt. Oysa, Barthes'a gre,
Bu tr bir hayranlk hissi, ar bir patolojik yk ierir; kii bir
eliki karsnda hayranla kaplyorsa, demek ki bu elikinin
elerinin birbirinden ok uzak olduunu dnyordur. Baka bir
deyile, krallarn insanst bir doas vardr ve kral demokratik
yaamn kimi elerini bir sreliine benimsediinde, bu ancak
kraln lutfetmesiyle geekleen doaya aykr bir olaydr. Kraln s
radan davranlarda bulunmasna alk tutmak demek, bunun kra
ln doal stats olmadn (sradan bir lmlnn melek olmas
nasl doal deilse) kabul etmek demektir, kraln hala ilahi hakk
dolaysyla kral olduuna inanmak demektir.7

Baka bir deyile, krallar sradan insan rolne soyunduunda,


bunun dzanlam kraln da insani bir yn olduudur, oysa bu asl
kraln insanst bir varlk olduu eklindeki yananlam glendirme
ye hizmet eder.
Son yllarda, dilin ideolojiyle ilikisinin yapsalc bir aklama
sn sunan birok giriim oldu ve belirli bir eletirel yne sahip olan bu
almalara genelde "sylem analizi" dendi.8 Marx'n " dil pratiktir,
gerek bilintir," trnden yoruma ak ifadelerinden de yararlanan
sylem analizi, gndelik yaamdaki dili gazetelerin, dergilerin, snfla
rn, ailelerin dilini konu alr ve gerek uzun dzyazlardaki gerekse s radan sohbetlerdeki cmle rntlerini inceler. Daha az baarl bir bi7

R. Barthes, Mythologies, Paladin, Londra, 1973, s.32. Britanya kraliyet ailesiyle ilgili medya ha
berlerinin ailenin grkemli imajn nasl pekitirdiine dair, bkz., M. Billig, Talking f the Royal
Family, Routledge, Londra, 1992.

K. Marx ve F. Engels, The German Ideology, Collected Works, c. 5, Lawrence and Wishart,
Londra, s.44.

76 altnc blm

imde, dilin bir etkinlik biimi olmas temelinde bu rntlerin g


ilikilerini yansttn savunur ve birok etkinliin de bir dil olarak yo
rumlanabileceini ne srer. Bu, gerilla glerini ya "zgrlk sava
lar" ya da "terristler" olarak tanmlayan ak ideolojik balamn
da tesine geer. Cmlelerin masum grnml yapsnn barndrd
ideolojik armlar ortaya karmay hedefler. Bu analizlerin bazla
r uzun kategori listeleri vermekle yetinirken, bazlar daha verimli bir
biimde analizleriyle toplumsal ilikiler arasnda ba kurmaya alr
lar. Buna basit bir rnek olarak, "Gardiyan mahkumlar yrtt,"
cmlesini ele alalm ve bu cmleyi (A) Gardiyan X'e neden oldu ve (B)
Mahkumlar yrd eklinde blelim. Bu tr analizlere gre,
A'nn faili, yeni cmleye fail olarak aktarlr. Bu srecin altnda
yatan varsaym, gcn bir tr dorudan faillik olduudur. Bu dil
sel srecin sonucu, i ie geen iki cmlede aktr rollerinin el de
itirmesi olur. Srecin gerek faili yok saylr ve gerekletirdii fi
ilin sorumluluu elinden alnrken, bu sorumluluk daha gl ka
bul edilen dier faile aktarlr. Bu hi de nemsiz bir deiiklik de
ildir. Bu, ak bir ideolojik ilev grr.9

Bu rnein, hapishane yaamayla ilgili zaten bildiimiz gerek


leri sadece dilbilimsel analiz terimlerine aktarmaktan ibaret olduu
sylenebilir. Ancak bunun daha gizli rnekleri olarak, szde zne ve
edilgen yap kullanmyla ( "Hkmet eletirildi" ) znenin ortadan
kaldrlp eletiri gcnn azaltlmas veya ayn etkiyi yaratacak ekil
de, soyut isimlerin kullanlmas ( "Hkmete ynelik eletiriler artt" )
gsterilebilir. B u tr incelemeler Chomsky'nin bahsettii, dilbilgisi d
nm fikrine eletirel bir boyut kazandrr:
Bu gre gre, bir ifadenin yzeyinin altnda, eidi ekillerde
dnm ya da snflandrlm st ste yap katmanlar bulunur.
9

G. Kress ve R. Hodge, Language as Ideology, Routledge, Londra, 1979, s.9. Aynca, Pierre Bo
urdieu'nn gnmz toplumundaki "sembolik iddet"in nasl fiillerimizi bilind normlarla
uyumlu hale getirdiini ve rekabet edemeyenleri dlayp susturduunu anlatt son dnem
mikro-sosyolojik incelemelerine baknz.

bilim, dil ve ideoloji 77

Bunu dinleyen ya da okuyan kii bunlar, en altta yatan temel bi


imlere ulancaya dek zmlemeye alabilir. yleyse tam ifre
zm, ifadenin tahmini oluum srasn tersine evirerek bu de
rinliklere doru yolculua kmak demektir. Bu da, altta yatan bi
imlerin betimlenmesini ve bunlarn tarihte geirdii aamalar ay
rntlaryla belirlemeyi ierir. 10

Bu son analizlerle birlikte, yapsalcln tesine geip bir tr


toplumsal dilbilime varm bulunuyoruz.
yleyse, ideoloji kavramna eletirel bir boyut kazandrmak
iin yapsalc ilkeleri elden geirmek gerekir. Bu ilkeler temel zor
lukla karlamtr. Birinci ve en bariz olan, bir yaz parasnn anla
mnn ne kadar dikkatle olursa olsun tek bana kelimelere ve cmle
lere bakarak zlemeyeceidir. Tamamen metinle snrl bir analiz,
metni birimlere ayrr ve sonra da hem olduka basitletirici hem de
keyfi olan kimi modeller oluturur. Sylem analizi, eski idealist dokt
rinin modern bir versiyonuyla, zaman zaman adeta sadece gstergele
rin varolduunu ve evrenin gsterileni olmayan gsterenlerin sonsuz
bir dizisi olduunu ima eder gibidir. Camdan dar bakamayz, cama
odaklanmak zorunda kalrz. Oysa bir kelime kmesinin anlam, bu
kmenin retildii koullara ve onu okuyan ya da dinleyenin bunlar
alglad koullara sk skya baldr. Dil bir eylem biimidir ve ou
eylem biimi gibi, etkisi de balama sk skya baldr. Buna verilecek
en iyi rnek konuan kiinin belirli kelimeleri syleyerek bir edimde
bulunduu "edimsel " ifadelerdir. rnein, bir evlilik treninde
"Evet," denerek evlenme edimi gerekletirilir. Ancak kelimelerin an
lam ve etkililii bir dizi kurumsal dzenlemeye ve nkabule baldr.
Her isteyen, bir krmz kurdelay kesip "Ayorum," diyerek bir oto
yol al yapamaz ya da her isteyen srtna siyah bir cppe geirip
"Mahkum ediyorum," deyip birisini lme mahkum edemez. 11 Bunu
10
11

G. Kress ve R. Hodge, agy., s.10.


Bu alandaki klasik alma J.L. Austin'e aittir: How to do Things with Words, der. J.0. Urm
son and M. Sbisa, Clarendon Press, Oxford, 1962, s.4 ve devam. Sylem analizi ve siyaset ko
nusunda bkz. S. Hali and M. Jaques, New Times: The Changing Face of Politics in the 1 990s,
Lawrence and Wishart, Londra, 1989.

78 altnc b.lm

baka bir yoldan sylemek gerekirse, her ifadenin bir ey hakknda ol


duu, bir eyi kastettii ve ifadeyi anlamak iin de onun kastettii ey
le ilikisini anlamak gerektii, yani ifadenin dndaki dnyayla iliki
sini kavramak gerektii sylenebilir. rnein bir ironiyi anlamak, ifa
denin iinde bulunduu koullarn bilgisi olmadan ok zordur. Dola
ysyla bir ifadenin anlam onun ileviyle, onun ne yaptyla i iedir
ve de d dnyaya gnderme yapmak bunun temel bir parasdr. Me
tin balama bamldr.
Sz karsnda dirin zerkliine vurgu yapmaktan doan bir di
er glk, toplumsal ve tarihsel etkileri gz ard etmektir. Szn ardn
da gizli bamsz szdizimi kurallar olduunu ve bunlarn neyin syle
neceini ya da en azndan neyin sylenemeyeceini belirlediini gste
ren hibir kant yoktur. nk bu tr bir kural belirlenir belirlenmez,
bunun toplumsal ve tarihsel koullarla birlikte nasl deitiine ilikin
rnekler bulmak en azndan teoride, bazen de pratikte mmkn olur.
Yapsalc yaklamlara dair bir dier genel eletiri, bu yaklam
larn toplumsal elikiden ok grbirliini vurgulad ve bylece top
lumsal dzeni eletirmek yerine onu merulatrddr. nk yap nes
neldir ve aamayacamz snrlar izer. Hepimizin iten ie paylat
bir grbirliinin varln ima eder. Bu fikir, her toplumda, genel ka
bul grm bir dizi tutarl ilke eklinde hakim bir ideoloji olduu ve bu
nun da mevcut iktidar ilikilerini merulatrmaya hizmet ettii fikrinin
bir versiyonudur. Oysa bu fikir youn olarak sorgulanmtr. Antropo
lojide, Edmund Leach'in "mit ve ritel, bir gstergeler dilidir ve hak ve
stat iddialar da bu dil araclyla dillendirilir; ancak bu tartmann
dilidir, ahenkli bir koro deil," 12 eklindeki gr phesiz Levi-Stra
uss'un grlerinden ok uzaktr. Ortaa toplumundaki hakim siyasi
ve dini deerler sistemi, bu sistemin bilincinde olmayan ya da ona ka
ytsz kalan halk kitlesinin gznde ynetici snflar merulatrmaktan
ok, ynetici gruplarn birlik ruhunu pekitirmeye yaryordu. 13 Gn12
13

E. Leach, Political Systems of Highland Burma, Beli, Londra, 1954, s.278.


Bkz. N. Abercrombie, S. Hill, D. Tumer, The Dominant Ideology Thesis, Ailen and Unwin,
Londra, 1980, s.59 ve devam.

bilim, dil ve ideoloji 79

mz Bat toplumunda birok kii istikrarn, toplumun yeleri arasnda


ki rtk bir grbirliinden deil, toplumun paralanmlndan kay
naklandn savunuyor. Orta a toplumunda da olduu gibi, "liberal
demokrasi" deer ve normlarn en gl benimseyen kesim sosyal mer
divenin en st basamaklarnda duranlardr. Aadakilerse bu deerler
den soumalarn ifade edecek tutarl ya da btnsel aralara sahip de
ildirler.
Bu grbirlii ve eliki meselesi, bizi yapsalc yaklamn bir
dier glne getiriyor: D nen, sorumlu ve yaratc bir fail olarak
znenin ortadan kaybolmas. Bu mesele sonraki blmde ele alnan
postyapsalc ve postmodernist yazarlarca iyice derinletirilir. Her bire
yin mutlak zgrlne ve sorumluluuna dair ar bir vurgu yapan
varoluuluun ar znelliine tepki veren yapsalclar tam dier uca
gitmitir. zgrln dilin ve toplumun yaplarnca nasl snrlandrl
dn grmek bir ey, zneyi tamamen bu toplumsal ilikilerde ve dil
sel biimlerde eritip yok etmek bambaka bir eydir. Biraz ayrntya gi
rersek, eylemleri veya szleri anlamak iin, yaratc znellik gerektiren
bir yorumlama sreci arttr. Yaplarn szde nesnel olan ve bilimsel
almayla tespit edilebilir doas, asla insan eylemindeki znel eyi
tamamen yok edecek kadar ezici hale gelemez.
zetlersek, dile yaplan vurgu ile dzanlam ve yananlam ayr
m kukusuz bize yeni igrler salar. Siyasal, toplumsal ve cinsel n
yargnn nasl dil tarafndan pekitirildiini gsteren toplumsal dilbi
lim almalar kesinlikle byk nem tar. Ama, bunlarn yapsalc
lktan esinlenen genel bir bilimsel kuram erevesine oturtulmas
umutlar boa kmtr. nk altta yatan yaplar dncesinin biraz
st kazndnda, bilimin aralarnda hakemlik yapamayaca felsefi
dnya grlerine dair eski fikirden hi de farkl olmad grlr.
Bu olduka dank tartmay toparlamak iin, muhtemelen
gnmzn bu konudaki en etkili dnr olan Jrgen Habermas'a
ksaca bakalm. Sosyoloji, dilbilim ve baka alanlardaki en son tart
malardan yola kan Habermas, ideoloji kavramnn eletirel boyutun
dan vazgemeden bir toplum analizi kurgulamaya alt. Habermas'n

8o altnt blm

karmak dncesini sunmann en iyi yolu, Habermas'n yukarda


tarttmz ideoloji yorumlarndan neleri dn aldna bakmaktr.
Kukusuz Habermas'n Marx'a borcu byktr. Marx'n, insan
emeinin iinde bulunduu tarihsel maddi koullarn, bilginin para
metrelerinin geliimini belirlediini ne sren materyalist tarih gr
n byk lde benimser. Habermas'a gre Marx, kendi tarih gr
n, belirli bir anda insanlarn elinde bulunan aralarla (retim g
leri) kltrel ve sembolik bir boyut tayan kurumsal dzenlemeler
arasndaki diyalektik bir balama oturtur. Ancak Habermas'a gre
Marx, birinci etkeni haddinden fazla vurgulamaya meyillidir:
nsan tryle doal evresi arasndaki maddi etkileimi dzen
leyen retim faaliyeti, tm kategorilerin retildii paradigma hali
ne gelir; her ey retimin kendi hareketi ierisinde zlr. Bu ne
denle, retici glerle retim ilikileri arasndaki diyalektik ilikiye
dair Marx'n parlak igrs kolayca mekanik bir yanl yoruma
yol aabilir.14

Ekonomik determinizmi vurgulama ve sosyal bilimlerin doa


bilimlerince asimile edilmesi eilimi Engels, Buharin ve dierlerince
ok ileri gtrld. Habermas'sa aksine, maddi emein ve maddi eme
in biimlerini gelitiren teknik ilerlemelerin nemini yadsmadan, "et
kileim" bal altnda toplad kltrel gelenein ve kurumsal d
zenlemelerin nemini de vurgulamak ister. Marx'tan, zellikle de
Marx'm ortodoks takipilerinden farkl olarak, " emek ve etkileim
arasnda otomatik bir geliim ilikisi yoktur," der. 15
Ekonomik olmayan etkenlere ve Marx'n kkl bir biimde ye
niden formle edilmesine yapt vurgu, Habermas'a gre ileri sanayi
toplumunun son yzyldaki deiimleriyle gerekelendirilir. Marx'n
zamanndaki baat ideoloji piyasada eit mbadele fikrine dayalyken,

20. yzylda teknolojinin ilerlemesi, siyaseti teknie indirgeyen bir tek


nokratik bilin ortaya kardn dnr. Devletin giderek daha faz14 J. Habermas, Theory and Practice, Heinemann, Londra, 1971, s.169.

15

J. Habermas, agy.

bilim, dil ve ideoloji

81

la toplumsal ve ekonomik yaama mdahale etmesi, teknokratik siste


min ihtiyalarna gre kararlar almakla grevli idarecilerin ve uzman
larn saysnda arta yol amtr. Bylece adil mbadele ve eitlik kay
glarn brakp, kararlar merulatrmak iin bilim ve sanayiye zg
teknik deerlendirmelere bavuran bu toplum, ideolojik bir deiim
geirdi. Bu sre ayn zamanda toplumun apolitiklemesi anlamna da
geldi. " Gerek" yaama kar bir yanlsamay ya da ideali temsil etme
iddias tamamas anlamnda ncekilerden daha az ideolojik olan bu
teknokratik bilin, ayn zamanda ok daha ideolojiktir. nk bu bi
lin seleflerinden daha ikna edicidir ve daha zor eletirilebilirdir. Zira
ekonomi ve verim adna btn dier alternatifleri bastrr ve izin ver
dii tek tartma, nceden belirli bir hedefe giden farkl yollarn tart
lmasdr. Dolaysyla Marcuse gibi sanayi toplumunun lanetlenmesi
ni u noktaya gtrmese de Habermas, bu dnce izgisinden youn
olarak etkilenmitir.
Emek ve etkileim arasndaki ayrm, kapitalist toplumun krizi
ne dair ok daha geni bir kavray ieriyordu. Krizi asl olarak eko
nomik adan ele alan Marx'n aksine, Habermas ge kapitalizme i
kin olan krizlerin kapsaml bir tipolojisini kard: Ekonomik kriz, ras
yonalite krizi, meruiyet krizi, motivasyon krizi. Habermas'a gre ge
kapitalizmin ekonomik krizi engellenemez deildi. Ama bu krizi engel
lemek adna devletin ald nlemler bir rasyonalite krizi yaratmt.
nk, ge kapitalizme ikin kar atmalar ve devlet mdahalesine
dair elikili talepler, devlet desteinin genelde sorunlu bir biimde da
tld anlamna geliyordu. Bu da bir meruiyet krizi yaratyordu, zi
ra devlet mdahalesi, kontrol ve tercih meselelerinin gndeme gelme
sine neden oluyordu. Bunun yegane zm, en gl partileri satn
almak ya da yeni bir merulatrma ideolojisi yaratmakt. Ayrca, ka
mu mdahalesinin artmas burjuva toplumunu motive eden zel sek
trn apnn daralmasna yol ayordu; bylece bir motivasyon krizi
ortaya kyord, nk o ana kadar motivasyonun kayna, deerleri
adil olarak datan bir piyasa fikriydi. Habermas vard sonular
yle zetler:

82 altnc blm

Hkmetin tepkisel kanma faaiiyetleriyle ekonomik krizler


siyasal sisteme girer; nk meruiyet kaynaklaryla rasyonalite ek
sikleri telafi edilir ve rgtsel rasyonalitenin uzantlaryla da orta
ya kan meruiyet eksikleri telafi edilir. Orada genetik bak a
sndan, aadan yukarya doru kayan kriz olgularnn hiyerari
sini temsil eden bir dizi kriz eilimi belirir. Ancak hkmetin kriz
ynetiminin bak asndan, bu kriz olgular belirli snrlar dahilin
de yer deitirebilmelerine gre belirlenir. Bu snrlar belirleyen, bir
yandan yetersizlii krizler kuram tarafndan geerli bir biimde
ngrlemeyen mali deer miktardr ve dier yandan sosyo-klt
rel sistemin motivasyon kaynaklardr. yleyse, kstl kaynaklar,
deer ve anlam arasndaki yer deitirme ilikisi krizlerin ngrl
1
mesi asndan belirleyicidir. 6

Bu geniletilmi kriz anlay ve ekonomik alann greliletiril


mesi, Marx'n tarihsel materyalizminin ciddi bir biimde yeniden for
mle edilmesi anlamna geliyordu. Kukusuz Habermas'n fikirleri
Frankfurt Okulu'nun fikirleriyle gl bir benzerlik tar. Onun
Marx'n fikirlerine ynelik tm revizyonu, Frankfurt Okulu'nun ara
sal akl, yani 20. yzylda topluma hkmetmeye balayan bi.limsel ya
da teknik akl eletirisi tarafndan belirlenir. Habermas'a gre, nesne
letirilmi srelerin kontrol edilmesini salayan arasal akla ynelik
meru ilgi yannda, insanlarn iki ilgisi daha vard: eitli toplumsal
rgtlenme biimleri altnda birbirleriyle iletiim kurma eklindeki
pratik bir ilgi ve kendine ilikin dnme ve kendine ilikin belirleme
leri yapmaya ynelik, yani zerklie ynelik zgrletirici bir ilgi. Ay
rca, Frankfurt Okulu'nun ou yesi gibi Habermas, bir zgrleme
modeli olarak Freudcu psikanalizle ilgilenir. Freud'un anlatt bii
miyle bireyin geliimiyle insan trnn geliimi arasnda yakn bir ili
ki olduunu dnr. Ego rgtlenmesi zayf olan bir bireyin isel bas
trmann kimi biimlerine nevrotik bir zm retmesi gibi, toplumlar
da dilde bastrlan, atlanan ya da arptlan asimetrik g ilikilerinin
rasyonalizasyonu olan ideolojiler olutururlar. Tpk Freudcu psikana1 6 J. Habermas, Legitimation Crisis, Heinemann, Londra, 1976, s.93.

bilim, dil ve ideoloji 83

!istin hastann kendi farkndalna varmasn salamas gibi, eletirel


kuram da ayn eyi topluma yapmak iin merulatrma ideolojisinin
kklerini aa karr.
Habermas'n ideoloji kuramndaki yenilik, dile yapt vurgu
dur. Bat Marksizmi geleneinden etkilenmi yazarlarn ou gibi Ha
bermas da klasik Marksizmin ekonomik determinizmine kar stya
pnn nemini vurgulamak ister. Ancak ona gre styapnn anahtar
dildedir, nk "gnmzde dil meselesi geleneksel bilin meselesinin
yerini almtr. " 17 Onun dil vurgusunun gerekten uzak olduu syle
nemez. Bu vurgu, dilin toplumsal olgular kurmak yannda kendisinin
de bu olgularca kurulduu (ve arptld) fikrini temel alan bir top
lum analizine yakndan baldr. . Dolaysyla ideoloji incelemesi, sis
temli biimde arptlan iletiimin incelenmesi demektir.
Habermas'n dile ynelik ilgisinin ayrt edici yn, ideolojiyi
deerlendirmek iin bir kriter belirlenmesini nermesidir. Bu giriim,
sistemli bir biimde arptlm iletiimin aklanmasn ierdiine g
re, ayn zamanda " arptlm olmayan iletiim ya da makul tartma
dncesinin gelitirilmesi"ni18 de iermelidir. Bizzat konuma olgusu
nun kendisi, daha iyi argmann tartma sonucunu belirleyecei bir
ideal konuma durumunun olanaklln varsayd iin, Habermas'a
gre bu fikir, dilin btn kullanmlarnda ikindir. nk konuan ki
iler bir ekilde birbirlerini anlamay hedefler. letiimse! etkileim, ka
tlanlarn drt tr geerlilik iddias salayabileceini varsayar. Birinci
si, sylediklerinin anlalabilir olmas; ikincisi doru olmas, nc
s, verili balam dahilinde meru olmas; son olarak da samimiyetle
sylenmesidir. Bu iddialarn yerine getirilmesi ancak toplumun btn
yelerinin tartmaya katlmada ans eitliine sahip olmasyla mm
kn olabilir. Bu da toplumun btn yelerinin bu tr bir iletiim bece
risine sahip olaca ekilde toplumun dntrlmesini gerektirir.
nk teknolojik toplum, ancak politikalar kamusal denetime aksa
17

J. Habermas, Logik der Sozialwissenschaften, Frankfurt, 1970, alntlayan T. McCarthy, Legi


timation Crisis'e nsz, Londra, 1976, s.xiii.

18

J. Habermas, 'Summation and Response', Continuum, c. 8, 1970, s.129.

84 altnc blm

rasyonel olabilir. Ancak bunun gereklemesi iin de, tartma ve g


rler her tr maniplasyon ve tahakkmden zgr olmaldr. Dolay
syla toplumsal zgrlemenin nihai amac, her bir konuma eylemin
de ikindir.
Gnmz toplumunda bu "tartmaya dayal irade oluturma"
srecinin karsnda nemli engeller vardr. nk,
[Gnmzdeki] dnya grlerinin geerlilii, tartmaya da
yal irade oluturmay dlayan iletiim yaps tarafndan gvence
altna alnyor... iletiimin nndeki engeller, karlkl hesap vere
bilirlik fikrini bir kurmacaya dntryor ve ayn zamanda bu
kurmacay destekleyen ve ortaya karlnasn engelleyen bir me
ruiyet inancn destekliyor. Bireydeki prototipi nevrotik rahatszlk
olan ideolojilerin paradoksal baars ite budur. 19

Bu yaklam, herhangi bir toplumdaki ideolojinin yaylmn


tespit etmek amacyla, mevcut duruma ilikin u soruyu sormamza
olanak tanr:
retici glerin verili bir aamasndaki bir toplumsal sistemin
yeleri, toplumun ilevsel zorunluluklarnn ve snrlayc koullar
nn da yeterli bir bilincine sahip olarak, tartmaya dayal irade
oluturma kanalyla toplumsal etkileimin rgtlenmesini belirle
yebilselerdi, kendi ihtiyalarn kolektif ve balayc bir biimde na
sl yorumlarlard (ve hangi normlar kabul ederlerdi) ? 20

Bylelikle Habermas, kendi ideoloji eletirisinin keyfi olmadn;


bu eletirinin, toplumsal deerlerin zlemez bir biimde bal olduu
"toplumsal eylemin ve dilin yapsna ikin" olduunu gstermek ister:
Sadece yelerinin otonomi ve sorumlulua kavumu olduu
zgrlemi bir toplumda, iletiim otoriter olmayan ve evrensel

19 Alndayan T. McCarthy, 'A Theory of Communicative Competence', Philosophy of Social Sci


ence, c.

3, 1973, s.140.

20 J. Habermas, Legitimation Crisis, Londra, 1976, s.1 13 .

bilim, dil ve ideoloji 85

olarak uygulanan bir pratik haline gelebilir. Bizim karlkl olarak


kurulan ego kimlii modelimiz ve gerek grbirlii fikrimiz de
zaten rtk bir biimde bu diyalogdan tretilmitir. Bu durumda,
her ifadenin doruluunu belirleyen, iyi bir yaamn gereklemesi
beklentisidir. 21

Habermas'n geni bir alana yaylm fikirlerinin birok itiraz


la karlam olmas artc deil. Habermas'n psikanalizle toplum
sal kurtulu arasnda srarla izdii paralellik olduka kukuludur,
nk hem bu ekilde bireyden topluma sramak meru deildir, hem
de psikanalizdeki sre istekli bir ibirliiyken, toplumsal tahakkm
den kurtulu sreci iin ayn ey sylenemez. Daha da nemlisi, ide
olojinin arptlm iletiime eitlenmesi yeterince kesin deildir, n
k her arptlm iletiim ideoloji deildir. Dile ve iletiim yetisine bu
denli younlalmas, grne gre maddi tahakkmn ve snf
karlarnn gzard edilmesini getirmitir. Zenginlik ve mevkiye ulama
frsat eit olmad srece, serbest bir iletiim zgrlemi bir toplum
yaratmaya yeterli olmayabilir. Yine de, grleri ne kadar biimsel ve
soyut olursa olsun Habermas bilim, dil ve ideoloji temalarn gn
mzdeki dier btn dnrlerinden daha ilgin bir biimde birle
tirmeyi baarmtr.

21 J. Habermas, Knowledge and Human Interests, Heinemann, Londra, 1978, s.314.

YEDNC BLM
ideoloji ve "Tarihin Sonu"

em yapsalclk hem de Habermas'n olduka farkl yaklam,


son zamanlarda giderek etkili olan ve postmodernizm olarak bi

linen dnya grnn youn saldrsyla karlayor. Postmoder


nizm de neredeyse ideoloji kadar kaygan bir kavramdr. 1 Bunun nede
ni, post-Hristiyan, post-Marksist, post-yapsalc terimleri gibi post
modernizmin kendisini negatif ynden tanmlamasdr. Alayc bir y
kclk ve eletirellik ierir ve dncemize bir temel oluturma yolun
daki en genel ve deneysel giriimleri bile reddeder. Btn "izm" lerimi
zi "izm-mi"lere evirir [" isms" into "wasms"] ve doa ile kaderimi
zin bir aklamasn getirmek yolundaki her tr abaya kararllkla sr
tn dner: "Her ey-sonras " olmaya soyunur, tutarszl kendi ba
nitelii klar ve akln bile Nietzscheci g isteminin bir aracndan iba
ret olduunu savunur. Ancak tutarl bir grecilik gelitirmeye alan
hibir dnr, hatta postmodernistler bile, kendi iinde kaybolmak
tan kanamaz. Dolaysyla en faydal yaklam, postmodernizmin
kendisinin bir ideoloji olup olmadn sormak ve bunu anlamak iin
1

zenli bir deerlendirme iin bkz. M. Rose, The Post-modern and the Post-industrial, Camb
ridge University Press, Cambridge, 1992, Blm 1.

88 yedinci blm

de ortaya kt ve yeerdii toplumsal ve tarihsel balama gz atmak


olacaktr.
Postmodernizm, moderniteye bir tepki ve onun bir uzantsdr.
Postmodernizm, "her bakmdan modernitenin srtndaki bir asalak gi
bidir: Modernitenin baarlarndan ve ikilemlerinden beslenerek ya
ar. " 2 Burada "modernite"den kastedilen, bilim ve akln hayata gei
rilmesi sayesinde maddi ve ahlaki ilerleme salama ynndeki Aydn
lanma projesidir. Bu proje, birok bakmdan amaya giritii Hristi
yanlk gibi, nereden geldiimiz, nereye gittiimiz, oraya nasl varaca
mz ve neden gitmeye zahmet etmemiz gerektiine dair bir aklama
sunuyordu. Nietzsche ve Heidegger gibi yazarlarn elinde Bat felsefe
si geleneinin tepetaklak edilmesinden yola kan postmodern d
nrler, "st-anlatlar" dedikleri evrensel emalara kar tipik bir ku
kuculuk besler. Daha kk apl aklamalar ya da anlatlar zerinde
younlamay tercih ederler ve bu kk apl aklamalarn da bir tr
kapsayc aklama ve yorum emsiyesinde birletirilmesini ve yorum
lanmasn reddederler.
Postmodernist dnrler iddiaya arlk verir. Birincisi, Jac
ques Derrida gibi nde gelen temsilcilerden birine gre, akl kanalyla
gereklikle dorudan deil, gereklie dair imgelerimiz yoluyla kar
karya geliriz.3 Gereklie dair aklamalarmz kelimelerle kurarz.

Nasl bir bina tulalardan oluuyorsa, gereklik de onu betimlerken


kullandmz kelimeler, imgeler ve benzetmelerden oluur. Yaptmz
gereklik resm.inin yapzmyle, bu resmin temellerini (daha doru
su temelsizliini) tehir edebiliriz. Dolaysyla, "Bugn kltrn ger
eklik zerindeki etkisi, gerekliin bamsz, ya da olduu biimde
kltr d ya da kltr tesi her formunun (gznzle nesnenin ken
disi arasna mdahalede b\}lunan kitle kltr ile ilgili bir tr Heisen
berg ilkesi eklinde) sorunsallatrlmas olarak gereklemektedir. Bu
2

A. Heller ve F. Feher, The Postmodem Political Condition, Polity, Cambridge, s.11.


Bkz. P. Kamuf, A Derrida Reader, Columbia University Press, New York, 1991, Ksm 1; ve R.
Gasche, The Tum ofthe Mi"or: Derrida and the Philosophy of Reflection, Harvard University
Press, Cambridge, Mass., 8. Blm.

ideoloji ve tarihin sonu" 89

nedenle son tahlilde kuramclar "gnderge"nin [referent] artk varol


mad zerine ortaya kan yeni bir ortak fikri dile getirmektedirler.""
Mehur bir hikayede, eski bir bilgeye dnyann temelini sormular. O
da dnyann bir filin srtnda olduunu sylemi. Filin neyin stnde
durduu sorulunca, bir kaplumbaa demi, kaplumbaann neyin s
tnde durduu sorulunca da "ondan sonras hep kaplumbaadr," de
mi. Postmodern dncede karlatmz tehlike doay ve gerekli
i tamamen yitirmek ve sonsuz bir benzetmeler girdabna kaplmaktr.
kincisi, benlik modernist dncedeki gvenli ve egemen varlk rol
n yitirir. Artk benlik, inceledii her eyin potansiyel efendisi olmak
tan ve insan amalar dorultusunda tarihi ekillendirmeye kadir ol
maktan kmtr. Benlik, zellikle delilie ynelik tavrlar, hapishane
nin tarihi ve cinsellikle ilgili almalarnda bizzat insan bireyselliinin,
heryerde bulunan kiiler st iktidar ilikilerince tarihsel olarak kurul
mu ve retilmi olduunu gstermeye soyunan Foucault'da yapz
mne uram ya da merkezsizletirilmitir. Foucault'ya gre "dn
cemizin arkeolojisi, insann ne kadar yakn tarihli bir icat olduunu ve
sonunun giderek yaklatn gsterir. Eer gnmzde Aydnlanma
benzeri bir dnsel devrim olsayd, muhtemelen insan da kuma izil
mi bir resim gibi silinip giderdi." 5 ncs postmodernizm, farkll
ve eitlilii kendi bana birer deer olarak yceltir. Homojenletir
me abas ve sahte bir birlik dayatma giriimi ideolojik dne z
gdr. Dncenin tabi olduu hibir temel ya da gereklik olmad
na gre ve Freud'daki rasyonel sperego'nun yerini Lacan'daki amorf:
ve kaygan teki'nin almasyla beraber benlik bile blndne gre,
varoluun kendiliinden eitliliine bir birlik dayatmay hakl kara
cak bir duru olamaz.
Sabit gerekliin ve sabit bir benlik kavraynn yok olmas, el
bette Reagan ve Thatcher yllarnda planlama kart grlerin su y4

F. Jarneson, Postmodernism or The Cultural Logic of Late Capitalism, Verso, Londra, 1991,
s.277 [Postmodernizm ya da Ge Kapitalizmin Kltrel Mant, ev. Nuri Plmer, Yap Kredi
Yay., 1992, s.354).
M. Foucault'nun The Order of Things adl kitabnn son cmlesi (Tavistock, Londra, 1970).

90 yedinci blilm

zne kmas gibi ekonomik gelimelerle paralellikler ierir. " Serbest"


piyasann hakimiyetinden kaynaklanan ekonomik anaride, Marx'n
mehur ifadesiyle sylersek " kat olan her ey buharlayor. " 6 Enfor
masyon teknolojisinin gelimesiyle sermayenin devir hznn artmas,
toplumsal ve ekonomik yaamda katln kalmad izlenimini iyice
pekitirdi. Ge kapitalizmin kltrel mant olarak kabul edebilecei
miz bu durumda, i sadece "enformasyon toplumu"nun yeni dil ku
ramlar yaratmasyla bitmez, ayn zamanda "bugn estetik retim ge
nel meta retimi ile btnlemi durumdadr: Gittike artan bir serma
ye devir hzyla, (giysiden uaa kadar) srekli daha yeni grnen
rnlerin imal edilmesine ynelik lgn ekonomik zorunluluk, bugn
estetik ilerleme ve deneyselcilie giderek daha fazla nem kazanan ya
psal bir ilev ve konum atfetmektedir. " 7 Birann pazarlanmas kadar
siyasal pazarlamada da ambalajn ve imajn nemli olduu; sper en
formasyon otoyollar sayesinde zaman ve mekann gittike skt;
haberlere "yk", cinayet silahlaryla kuanm ulus-devletlere " oyun
cu" denen bir toplumda gerekliin gittike sanal hale gelmesi ve in
sanlarn kendi bireyselliklerine dair salam bir kavray yitirmeye ba
lamas pek artc deildir.8
Kimileri, postmodernizm kuramlarnn eski otoriter ideolojilere
meydan okuduunu ve dolaysyla da, farkl kolektif toplumsal pratik
lerin filizlenecei yeni bir ultra-oulcu toplumun ortaya kna ia
ret ettiini dnyor. Bu balamda, sivil toplum kavram, siyasal d
nceye muhteem bir dn yapmtr. Birletirici devlet ahlaki bir
proje olarak baarsz olurken, sivil toplum btn o kurumlar, kulp
ler, meslek dernekleri ve bask gruplar eitliliiyle birlikte, eitliliin
yeerecei alan olarak grlmeye balanmtr.9 Kimileriyse, aksine,
6

7
8
9

K. Marx ve F. Engels, The Communist Manifesto, Oxford University Press, Oxford, s.6.
F.Jameson, agy., s.4. [Postmodernizm, ev. Nuri Plmer, s.33 -kk deiikliklerle].
zellikle bkz., D. Harvey, The Condition of Postmodernity, Blackwell, Oxford, 1990, 3. ve 4.
Blmler.
Bkz. zellikle V. Perez-Diaz, The Return of Civil Society, Harvard University Press, Londra,
1993, Blm 2. Sivil Toplum, sadan Gray ve Oakeshott gibi yazarlarca, soldansa Keane ve da
ha yaknlarda J. Cohen ve A. Arato'nun u kaynaktaki yazlarnda vlmtr: Civil Society

ideoloji ve "tarihin sonu" 91

btn dncelerin birer ideoloji ve elikili karlarn ve arzularn ifa


desinden ibaret olduu fikrinin kendisinin ideolojik olduunu savun
mutur. 10 Bu fikir nesnellikle karszl kartrr; oysa hakikati bul
makta nemli bir karmz olabilir. Ancak postmodernizm, hakikat
gibi kavramlar retorie ve g ekimelerine indirgeyerek bir kenara
atar. karsz kimse olmadna gre nesnelliin olmadn ve ancak
perspektiflerin sonsuz atmasnn olduunu iddia eden postmoder
nizm, Habermas'n da belirttii gibi, fiilen statkoya dayanak olan bir
muhafazakarl yeleyen bir kukuculuk ve pasiflik yayar.11 Dahas,
Baudrillard ve Lyotard gibi kimi postmodern yazarlar, btn karlar
homojenletirir, btn arzular birbirine eitler ve dolaysyla kendile
rini hangi karlarn, arzularn ve elikilerin daha nemli olduunu
syleme zahmetinden kurtarr. Buna gre pul koleksiyoncularnn
karyla siyasetilerin kar aa yukar denktir.
Bazlarnn gznde postmodernizm, 5. Blm'de tarttmz
"ideolojinin sonu" tezinin stlp tekrar sunulmasdr. Kukusuz post
modernizm de genelde sonlardan ok holanr. Hatta Jameson'n be
lirttii gibi postmodernizm "gelecekle ilgili felaketlere ya da kurtulua
ynelik kehanetlerin yerini, u ya da bu olgunun sona erdiine (ideolo
jinin, sanatn, ya da toplumsal snflarn sonu, Leninizmin, sosyal de
mokrasi ya da refah devletinin krizi, vs.) dair grlerin ald tersine
evrilmi bir milenyarizmdir. " 12 Postmodernizmin irleik Devlet
ler'deki balca savunucusu Richard Rorty, ideolojinin sonu tezini k
sa sre nce onaylamtr. Rorty'nin ironik ve akac liberalizminin
beslendii kaynak, Nietzsche ve Heidegger'den gelen Kta Avrupas ge
leneini Anglo-Sakson analitik pragmatizmi yoluyla ifade eden bir
and Political Theory, MIT Press, Cambridge, Mass., 1992. Bu vgnn postnodem zirvesi ola

10
11
12

rak: E. Laclau ve C. Mouffe, Hegemony and Socialist Strategy, Verso, Londra, 1985.
Bkz. T. Eagleton, ldeology, Verso, Londra, 1991, s.165.
Bkz. J. Habermas, The Philosophical Discourse of Modernity: Twelve Lectures, MIT Press,
Cambridge, Mass., 1977.
F. Jameson, agy., s.1 [Postmodernizm, ev. Nuri Plmer, s.29). Ayrca, daha belirtik bir tartma
iin bkz., s.263; T. Eagleton, agy., s.xii; ve J. Derrida, 'A Lecture on Marx', New Le Review,
c. 205, 1994, s.49 ve devam.

92 yedinci blm

postmodernizm trdr. Rorty'ye gre, liberal demokrasinin felsefi bir


dayana olamayaca gibi, buna ihtiyac da yoktur. "Gnmzdeki li
beral toplum kendi geliimini salayacak kurumlara imdiden sahiptir.
Bu geliim, Foucault'nun grd tehlikeleri azaltabilecek trdendir.
Hatta bana yle geliyor ki, Batnn toplumsal ve siyasal dncesi ge
reksinim duyduu son kavramsal devrimi de yaamtr," 13 der. Rorty,
Rawls'n son dnem fikirlerinden esinlendiini belirterek, adil liberal
demokrasi '"ideolojinin sonu'nu tevik edecek bir toplum olacaktr ve
toplumsal politika tartmalarnda dnsel dengeyi yegane geerli
yntem olarak kabul edecektir. Byle bir toplum tarttnda ve den
geyi oluturacak ilke ve sezgileri toparladnda, benlik ve rasyonali
teyle ilgili felsefi yorumlar bir kenara atacaktr. " 14 Rorty'deki "bizim"
ortak sezgilerimiz ve geleneksel pratiklerimiz vurgusu, Oakeshott'un
muhafazakar ideolojik konumunu hatrlatr. 15
deolojinin sonu ve hatta tarihin sonu tezinin en baarl savu
nucusu Francis Fukuyama'dr. 1 989 yaznda baslan "The End of His
tory?" 16 [Tarihin Sonu mu?] balkl makalesi, derhal geni tartmalar
yaratm ve ardndan da makaledeki temalar ayrntlandran The End
of History and the Last Man [Tarihin Sonu ve Son nsan] kitab gel
mitir. 17 Makalesinde Fukuyama, btn rakipleri karsnda "ekono
mik ve siyasal liberalizmin kazand bariz zafer, " " sadece Souk Sa
va'n sonu ya da tarihin belirli bir dneminin kapanmas anlamna
deil, bildiimiz anlamda tarihin sonu anlamna gelir: Yani, insann
ideoloj ik evriminin son noktas ve insanln gelitirdii ynetim tarz
larnn nihai biimi olarak Bat demokrasisinin evrensellemesi." 18 Fu
kuyama'nn iddias, artk daha fazla olay yaanmayaca deil, bu
13

R. Rorty, Contingency, lrony, and Solidarity, Cambridge University Press, Cambridge, 1989,
s.63.

14

R. Rorty, 'The Priority of Democracy to Philosophy', R. Vaughan, der., The Virginia Statute of

15
16
17
18

Agy., s.53.
F. Fukuyama, 'The End of History?', The National Interest, c. 16, Yaz 1989.

Religious Freedom, University of Wisconsin Press, Madison, 1988, s.264.

F. Fukuyama, The End of History and the Las Man, The Free Press, New York, 1992.
F. Fukuyama, 'The End of History?', s.3 ve devam.

ideoloji ve "tarihin sonu"

93

olaylarn geecei nihai kavramsal ve siyasal ereveye imdiden ula


lm olduuydu. Gemite sava byk bir deiim katalizr ilevi
gryordu. Oysa u ana kadar liberal demokratik devletlerin birbiriy
le savaa girdii grlmemitir, nk ideolojinin gerilemesiyle birlik
te, u gne dek silahl atmayla elde edilmeye allan zgl karlar
artk liberal kapitalizm erevesindeki rekabet tarafndan soruluyor
du. Bat toplumlarnda yoksulluun devam etmesi, Fukuyama'ya gre
tezine glge drmyordu. Yoksulluk piyasa glerinden deil, kl
trel dezavantajdan kaynaklanyordu ve modern kapitalizmin yaratt
tketim bolluu sayesinde er ya da ge ortadan kalkacakt. Ayrca
Fukuyama tarihin sonunun mkemmel bir toplum getireceini iddia
etmedi, sadece grnrde liberal kapitalizmden daha iyi bir alternatif
olmadn savundu. Dnyann tarihsel adan en gelimi toplumlar
nn dnda milliyetilik glenebilirdi, ama byk ekonomik gler
gelecekteki rekabetlerini yalnzca ticaret savalaryla srdrecekti.
Kktendincilik de yalnzca belirli bir blgede canlanyordu. Sadece s
lam dnyasnda ciddi bir neme sahipti ve dnyann grece kk bir
alanyla snrlyd. Sosyalizme gelince, komnizmin kmesinden son
ra geriye kalan yegane olas biimi sosyal demokrasiydi; o da piyasa
ilikilerinin nemini tamamen kabul ettii iin Fukuyama'nn tezi iin
bir tehdit deildi.
Fukuyama'nn tezine gre, tarihin altnda yatan bir evrim yn
vard ve bu evrimin vard nihai durumda, insann doasndaki birey
sel olarak kabul grme mcadelesi sonunda doyuma ulaacakt; bu
doyumun erevesi de liberal demokratik ve kapitalist bir toplumda
hazrd. Bu aklama biimi itibariyle Marx'n tarih kuramn anmsa
tr, ama Fukuyama'nn felsefi rehberi Hegel'dir. Fukuyama'nn bavur
duu felsefi arkaplan, Hegel'in Fenomenoloji'sinin, 1 930'l yllarn Pa
ris'inde Rus gmen Alexandre Kojeve elinde kavutuu kendine zg
yorumdur. 1 9 Kojeve'e gre, Hegel'in felsefesinin merkezinde kle efen
di diyalektii yatyordu. Gemite tarih devam ediyordu, nk sava19

Bkz. A. Kojeve, Introduction to the Reading of Hegel, Basic Books, New York, 1969.

94 yedinci

blm

a giden efendilerle, alp duran kleler arasndaki ayrm ve mcade


le yznden karlkl saygya ve bireysel i ile saygnln kabul gr
mesine yer kalmyordu. Ancak Fransz Devrimi'nin ilkelerinin yayl
masyla birilikte, evrensel eitlie ulalmt. Herkes, "tm siyasal
haklara sahip birer Yurtta ve medeni hukukta birer 'tzel kiilik"'
olarak evrensel apta kabul grmt ve " arzunun bu ekilde doyuma
ulamasyla birlikte, mcadele ve emek sona erer: Tarih biter, yapacak

bir ey kalmaz. " 20 Ancak bu zahmet yokluu durumu tamamen iyi bir
durum deildi ve Fukuyama da makalesinin sonunda olduka i ka
rartc bir kapitalist sonsuzluk resmi iziyordu. "Tarihin sonu hzn
l bir dnem olacak. Kabul grme mcadelesinin, tamamen soyut bir
hedef uruna kiinin yaamn tehlikeye atmasnn, gzpeklik, cesa
ret, hayalgc ve idealizm gerektiren dnya apndaki ideolojik mca
delenin yerini ekonomik hesaplama, durmak bilmeksizin teknik so
runlarn zlmesi, evresel kayglarn giderilmesi ve giderek incelen
tketici taleplerinin doyurulmas alacak. Tarih sonras dnemde ne sa
nat ne felsefe olacak, sadece insan ruhunun mzesi srekli olarak ba
kmdan geirilecek. " 21

Dolaysyla burjuvazinin zafer rtkan olarak n yapan Fuku


yama'nn konumu aslnda bundan bir para daha belirsizdir. Orijinal
makalenin kitap halinde gelitirilmesine dek geen yllk srede bu
mphemlikler biraz daha iddetlenmitir. Kitapta Fukuyama genel bir
tarih kuram sunarken, kapitalizmin harekete geirdii bilimin insan is
teklerinin tatmininde oynad rol vurgular. Hegel'deki varolusal ka
bul grme arayn salamlatrmak iin, Plato'nun Devlet'inden esin
lenerek insan doasnn manevi ya da iradi ynnn tasvirini ie katar.
Bu olduka soyut ve genel felsefi tartmann yanna, dnya apnda de
mokrasinin son yllardaki ilerlemesiyle ilgili akc bir anlat ekler. Genel
mesaj udur: "gelecein mevcut dzenimize nazaran kkl bir iyileme
getirmesini salayacak bariz ya da grnr bir yol sunacak ekilde, ken
di dnyamzdan toptan farkl bir dnya hayal edemediimiz bir nokta20 A. Kojeve, agy., s.237.
21 F. Fukuyama, 'The End of History?', s.18.

ideoloj ve "tarihin sonu" 95

da bulunduumuza gre, bizzat Tarih'in sona ermi olmas olasln


deerlendirmeliyiz." 22 almasnn son blmnde kitabn balnn
ikinci ksmn ele alan yazar, soldan ve sadan, kendisinin betimledii
insan geleceinin aslnda insan doasnn en temel zlemlerinin gerek
lemesine izin vermedii eklinde birer eletiri geldiini kurgular. Soldan
gelen talep, radikal bir eitlikilii gelitirmek iin insan haklarn geni
letmektir. Burada Fukuyama, ustas Alan Bloom'un ban ektii "siya
sal nezaket" eletirisine katlr.23 Fukuyama'nn asl ciddiye aldysa
sadan gelen u meydan okumadr: sadece zenginlik ve verimlilik zeri
ne kurulu bir toplum bazlarna ok s grnecek ve bu kiiler dierle
rine eit deil dierlerinden baskn olmak iin abalayacak, bylelikle li
beral demokrasinin ilkelerini ineyecektir. Fukuyama liberal demokra
sinin bu eletirilerle ba etmesi noktasnda olduka iyimser olsa da, ki
tabn sonu blmnde, tarih treninin yeni ve olduka uzak bir yolcu
lua kmas olasln ngrr. 24 Baz kilit noktalarda Fukuyama'nn
olduka belirsiz olduunu grmek nemlidir. Onun gl tarihsel st
anlats son moda postmodernizmden uzak gibi grnrken, ayn za
manda yazar gnmz toplumunun ynsz oulculuunu da olum
lar. 25 Ayrca Plato'yla Hegel'i ve bir bakma onlarn rencisi sayabile
ceimiz Strauss ve Kojeve'i uzlatrmaya kalkan birisinden beklenece
i zere Fukuyama, tarihin sonuyla ilgili keskin iddiasn zaman zaman
yumuatr. Elbette Plato ve Hegel'i olduka seici bir biimde okumu
tur. Plato'ya gre, en apl modern yorumcusu Simone Weil'n da gs
terdii gibi, insann baars kendini yceltmesinden ok kendini ama
sna baldr. Hegel'in tarih grnn merkezindeyse, kabul grme
mcadelesi deil zgrlk bilincinin ilerlemesi yer alr.
Fukuyama'nn yazlarnn oka tartma yaratmas hi de ar
tc olmad. lk makalesinin toplad medyatik vgy bir kenara h-

22
23
24
25

F. Fukuyama, The End of History and the Las Man, s.51.


Bkz. A. Bloom, The Closing of the American Mind, Siman and Schuster, New York, 1987.
Bkz. F. Fukuyama, The End of History and the Last Man, s.339.
"nsan "n ortadan kaybolmas ve sadece aklsz bir elence ve oyun dngsnde yaayan hay
van toplumunun ortaya k konusunda, bkz. Koji:ve agy., s.23 8.

96 yedinci

blm

rakrsak, onun fikirleri 20. yzyl sonunun zlemlerini ve kayglarn


anlalr bir biimde sunar. Ancak yorumlar birok ciddi boluk ve za
yflk ierir. nsan zihninin zlemleri ve motivasyonlaryla bu denli ya
kndan ilgili bir kitapta Freud'un tamamen gzard edilmesi artc
dr. Daha da nemlisi, Fukuyama ne feminizmle ne de ekolojik kayg
larla ilgilenir. Kabul grme mcadelesine dair bireyci tasviri olduka
erkek merkezlidir ve onun ngrd trden bir kresel youn sana
yinin dnya ekosistemini yok etmesi muhtemeldir. Zengin ve yoksul l
keler arasndaki genileyen uuruma ramen, Fukuyama liberal de
mokrasinin istikrarndan ve ekiciliinin giderek artacandan gayet
emindir. Bu gven, liberal demokrasi ve kapitalizmi birbirine bal ola
rak grme biiminden kaynaklanr. Oysa bu iliki son derece riskli bir
ilikidir, nk kapitalizm ve demokrasinin iyi geindii sylenemez.
Kanlmaz olarak kapitalizm, baz smr ve tahakkm biimlerine
dayanr. Demokrasi, Schumpeter'deki gibi halkn oylar uruna elitler
aras rekabet olmann tesin getii andan itibaren, ekonomik hak
eitlii talebini ve kapitalizmin dayand eitsizlikleri tehdit eden bas
k unsurlar ierir. Baka bir deyile, " bireysel kazanm ve kendini ger
ekletirme gdlerini ycelten bir sistem olarak kapitalizm ve ahlaki
normlardan kaynan alan bir toplumsal tercih imkan olarak demok
ratik yurttalk aksi ynlere iaret ediyor. Birincisinin ikincisi zerinde
ki hegemonyasnn ilelebet sreceini dnmek iin de bir neden
yok. " 26 Fukuyama da Bat kapitalizminin, toplumsal dayanmann al
tn oyduunu sylerken bunu kabul eder. Eer Asyallar Bat toplum
larndaki andrc bireyciliin etkilerini kabullenirse, "teknolojik eko
nomik rasyonalizmle patriyarkal otoritarizmi birletirmi, ne demok
ratik ne de liberal olan bir seenek Uzakdou'da g kazanabilir, " ve
"tpk Bat'nn yneticilik tekniklerinin Asya ekonomilerinin baarl
biimde ileyiine katkda bulunmamas gibi demokrasinin de Asya
toplumlarnn ileyiine katkda bulunmad sylenerek, demokrasi
Bat'nn dayatmas olarak reddedilebilir. " 27 Kendini yok edecek eilim-

26
27

M. Rustin, 'No Exit from Capitalism?', New Lef Review, c. 193, 1992, s.107.
F. Fukuyama, The End of History and the Las Man, s.243.

ideoloji ve "tarihin sonu" 97

ler barndran liberal demokrasi de Sovyet komnizmi gibi lanetlenmi


olabilir ve o zaman da tarihin sonu, Lee Kuan Yew'in hakimiyetindeki
Singapur'u model alan, Konfyusu bir Dou Asya kapitalizmi olabi
lir. Ya da Fukuyama'nn Hegel'deki kabul grme mcadelesi fikrine
verdii merkezi nemi ciddiye alrsak da, liberalizmin olduka yetersiz
olduu sonucuna varabiliriz. Bu noktada yle bir eletiri yaplabilir:
" Evrensel ve karlkl kabul grme vaadi hala liberal toplumlarda ger
eklemi deildir. Kapitalizmin yaratt ekonomik eitsizlik, bu ne
denle eitsiz kabul grme anlamna gelir. " 28 Baka bir deyile, herkesin
tam anlamda kabul grmesini mmkn klacak yegane toplum olan
radikal bir eitlikilik tesis edilene kadar mcadele srer.29 Her hal
karda Fukuyama'nn tarihin sonu tezi Kojeve'in tezine dayanr ve Ko
jeve'in tarihin sonunda olduumuz iddiasnn geerlilii de, " gnmz
liberal demokratik devletlerinin salad kabul grmenin, insandaki
kabul grme arzusunun doyumunu salayabildii iddiasnn doru
olup olmadna baldr. " 30 Ancak yukardaki deerlendirmelerde bir
para olsun hakllk pay varsa, en azndan Fukuyama'daki anlamyla
tarihin sonundan imdilik olduka uzaz demektir.

28 Agy., s.289.

29 Daha ayrntl bir tartma iin u mkemmel makaleye bkz. J. McCarney, 'Shaping Ends: Ref
lections on Fukuyama', New Le Review, c. 202, 1993.
30 J. McCarney, agy., s.207.

Kaynaka
Abercrombie, N., Hill, S. ve Turner, B., The Dominant Ideology Thesis, Allen and
Unwin, Londra, 1 980.
Aiken, H., The Age of Ideology, Mentor, New York, 1 956.
Althusser, L., For Marx, Ailen Lane, Londra, 1 969 [Marx lin, ev. Ik Ergden,
thaki, 2002].
Althusser, L., 'Ideology and ldeological State Apparatuses', Lenin and Philosophy,
New Left Books, Londra, 1971 [deoloji ve Devletin deolojik Aygtlar, ev.
Yusuf Alp ve Mahmut zk, letiim, 1978].
Althusser, L., Essays in Self-Criticism, New Left Books, Londra, 1976 [zeletiri
eleri, ev. Levent Targu, Belge, 2000] .
Althusser, L. ve Balibar, E. Reading Capital, New Left Books, Londra, 1970 [Ka
pital'i Okumak, ev. Celal A. Kanat, Belge, 1 995].
Anderson, P., A Zone of Engagement, Verso, Londra, 1992 [Tarihten Siyasete Ele
tiri Yazlar, ev. Simten Coar, letiim Yay., 2003].
Ansell-Pearson, K., Nietzsche contra Rousseau: A Study of Nietzsche's Moral and
Political Thought, Cambridge University Press, New York, 1 991.
Arblaster, A., 'ldeology and the Intellectuals', Knowledge and Belief in Politics, der.
R. Benewick, R. Berki, B. Parekh, Allen and Unwin, Londra, 1973.
Arendt, H., The Origins of Totalitarianism, Harcourt, Brace, Jovanovich, New
York, 1 973 [Totalitarizmin Kaynaklar, 2 cilt, ev. Bahadr Sina ener, letiim,
1996 ve 1998].
Aron, R., The Opium of the Intellectuals, Norton, New York, 1 962.
Bachrach, P., The Theory of Democratic Elitism: A Critique, University Press of
America, Lanham, 1980.
Badcock, j., Levi-Strauss: Structuralism and Sociological Theory, Hutchinson,
Londra, 1975.
Balibar, E., Masses, Classes, Ideas: Studies on Politics and Philosophy Before and
Afrer Marx, Routledge, New York, 1994.
Barth, H., Truth and Ideology, University of California Press, Los Angeles, 1977.
Barthes, R., Mythologies, Paladin Books, Londra, 1 973 [ ada Sylen/er, ev.
Tahsin Ycel, Metis, 1 998].
Bauman, Z., Intimations of Postmodernity, Routledge, New York, 1 992.
Beli, D., The End of Ideology - On the Exhaustion of Political Ideas in the Fifries,
Free Press of Glencoe, New York, 1960.
Beli, D., 'The End of Ideology Revisited', Ksm 1 ve II, Government and Opposi
tion, c. 23,. 1988.

100 kaynaka

Bendix, R., 'The Age of Ideology: Persistent and Changing', Ideology and Discon
tent, der. D. Apter, Free Press, Glencoe, New York, 1964.
Benton, T., The Rise and Fail of Structural Marxism: Althusser and His Influence,
Macmillan, Londra, 1984.
Bernstein, R., The New Constellation: The Ethical Political Horizons of Moder
nity/Postmodernity, Polity, Cambridge, 1 991.
Billig, M., Condor, S., Edwards, D., Gane, M., Middleton, D., Radley, A., Ideolo
gical Dilemmas: A Social Psychology of Everyday Thinking, Sage, Beverly
Hills, 1988.
Birnbaum, N., 'The Sociological Study of ldeology 1 940-1960, A Trend Report
and Bibliography', Current Sociology, c. 9, 1 960.
Bloom, A., The Closing of the American Mind, Simon and Schuster, New York,
1987.
Boudon, R., The Analysis of Ideology, Polity, Cambridge, 1 989.
Bourdieu, P., Dut/ine ofa Theory of Practice, Cambridge University Press, Camb
ridge, 1977.
Bracher, K., The Age of Ideologies: A History of Political Thought in the Twenti
eth Centrv, Weidenfeid, Londra, 1984.
Carlsnaes, W., The Concept of Ideology and Political Analysis, Greenwood Press,
Westport, 1981.
Cohen, G., Kari Marx's Theory of History: A Defence, Clarendon Press, Oxford,
1978 [Kari Marx'n Tarih Teorisi, ev. Ahmet Fethi, Toplumsal Dnm Yay.,
1998].
Cohen, J. ve Arato, A., Civil Society and Political Theory, MIT Press, Cambridge,
1992.
Colletti, L., 'Marxism and the Dialectic', New Left Review, c. 93, 1975.
Connolly, W., Political Science and Ideology, Atherton Press, New York, 1967.
Connolly, W., Appearance and Reality in Politics, Cambridge University Press
Cambridge 1981.
Converse, P., "The Nature of Belief Systems in Mass Publics", Ideology and Dis
content, der. D. Apter, Free Press Glencoe, New York, 1964.
Crick, B., In Defence of Politics, Penguin, Harmondsworth, 1964.
Dahi, R., A Preface to Democratic Theory, Chicago University Press, Chicago,
1956.
Dahl, R., Who Governs?, Yale University Press, New Haven, 1961.
Derrida, j., Spectres of Marx: The State of the Debt, the Work of Mourning, and
the New International, Routledge, New York, 1 995 [Marx'n Hayaletleri, ev.
Alp Tmertekin, Ayrnt, 2001].
Dobson, A. ve Lucardie, P., The Politics of Nature: Explorations in Green Politi
cal Theory, Routledge, New York, 1 993.

kaynaka

101

Drolet, M., 'The Wild and the Sublime: Lyotard's Post-Modern Politics', Po/itica/
Studies, c. 42, 1994.
D'Souza, D., I/liberal Education: The Politics of Sex, Race and Gender on Cam
pus, The Free Press, New York, 1 991.
Duncan, G., 'Understanding Ideology', Politica/ Studies, c. 35, 1 987.
Durkheim, E., E/ementary Forms ofthe Religious Life, 2. bask, Allen and Unwin,
Londra, 1 976.
Durkheim, E., Rules of Sociological Method and Selected Texts on Society and its
Method, der., S. Lukes, Macmillan, Londra, 1982 [Sosyolojik Metodun Kural
lar, ev. Enver Aytekin, Sosyal, 1994).
Eagleton, T., Ideology: An Introduction, Verso, Londra, 1991 [deoloji, ev. Mut
talip zcan, Ayrnt Yay., 1996).
Eatwell, R. ve Wright, A. Contemporary Political Ideologies, Pinter, Londra,
1 993.
Elliott, G., Althusser: The Detour of Theory, Verso, Londra, 1 987.
Elliott, G., der., Althusser: A Critica/ Reader, Blackwell, Oxford, 1994.
Elster, J., 'Beliefs, Bias and Ideology' Rationa/ity and Relativism, der. M. Hollis ve
S. Lukes, Blackwell, Oxford, 1982.
Elster, J., Making Sense of Marx, Cambridge University Press, Cambridge, 1985.
Engels, F., Anti-Duhring, Foreign Languages Publishing House, Moskova, 1971
[Anti-Dhring, ev. Kenan Samer, Sol, 1995).
Feuer, L., Ideology and the Ideologists, Blackwell, Oxford, 1975.
Feyerabend, P., Against Method, New Left Books, Londra, 1975 [Ynteme Kar,
ev. Erturul Baer, 1999).
Fish, S., There's No Such Thing as Free Speech, and It's a Good Thing, Too, Ox
ford University Press, New York, 1994.
Fowler, R., Language and Control, Routledge and Kegan Paul, Londra, 1 979.
Freud, S., The Future of an Illusion, Hogarth Press, Londra, 1928 [Bir Yanlsama
nn Gelecei, ev. Aziz Yardml, dea Yay., 2000).
Freud, S., Totem and Taboo, Penguin, Harmondsworth, 1938 [Totem ve Tabu, ev.
Sahir Sel, Sosyal, 1996).
Freud, S., Civi/ization and its Discontents, Norton, New York, 1951 [Uygarlk ve
Honutsuzluklar, ev. Aziz Yardml, dea Yay., 2000).
Freud, S., Group and the Analysis of the Ego, Hogarth Press, Londra, 1967.
Friedrich, C. ve Brzezinski, Z., Totalitarian Dictatorship and Autocracy, 1. bask,
Harvard University Press, Cambridge, 1965.
Fukuyama, F., The End of History and the Last Man, The Free Press, New York,
1992 [Tarihin Sonu ve Son insan, ev. Zlf Dicleli, Gn, 1999).
Gallie, W., 'Essentially Contested Concepts', Proceedings of the Aristotelian Soci
ety, c. 56. 1 955-6.

102 kaynaka

Geras, N., 'Marx and the Critique of Political Economy' Ideology in the Social Sci
ences, der. R. Blackbum, Fontana, Londra, 1 972.
Geuss, R., The Idea ofa Critical Theory, Cambridge University Press, Cambridge,
1981 [Eletirel Teori, ev. Ferda Keskin, Ayrnt, 2002).
Giddens, A., Central Problems in Social Theory, Macmillan, Londra, 1 979
Goldstein, J., der., Foucault and the Writing of History, Blackwell, Oxford, 1 994.
Gouldner, A., Dialectic of Ideology and Technology, Macmillan, Londra, 1 976.
Gramsci, A., Selections {rom the Prison Notebooks, der. Q. Hoare ve G. NowellSmith, Lawrence and Wishart, Londra, 1 971.
Gutting, G., Michel Foucault's Archaeology of Scientific Reason, Cambridge University Press Cambridge 1989.
Habermas, J., Towards a Rational Society, Heinemann, Londra, 1970.
Habermas, J., Theory and Practice, Heinemann, Londra, 1971 .
Habermas, J., Legitimation Crisis, Heinemann, Londra, 1976.
Habermas, J., The Theory of Communicative Action, c. 1: Reason and the Rati
onalization of Society, Heinemann, Londra, 1 984; c. 2: Life-world and System:
A Critique of Functionalist Reason, Polity, Cambridge, 1 987 [letiimse/ Eylem
Kuram, 2 cilt ev. Mustafa Tzel, Yap Kredi, 2001).
Hali, S., 'The Hinterland of Science: Ideology and the " Sociology of Knowledge" ,
O n Jdeology, Centre for Contemporary Cultural Studies, Hutchinson, Lond
ra, 1977.
Hali, S., 'Politics and Ideology: Gramsci', On ldeology, Centre for Contemporary
Cultural Studies, Hutchinson, Londra, 1977.
Halliday, F., 'An Encounter with Fukayama', New Lefr Review, c. 193, 1992.
Halpem, B., " Myth" and "Ideology" in Modem Usage', History and Theory, c. 1,
1961.
Hamilton, B., 'The Elements of the Concept of Ideology', Political Studies, c. 35,
1987.
Hanninin, S. ve Paldan, L., der., Rethinking Ideology: A Marxist Debate, Intema
tional General, New York, 1983.
Hansen, P., Hannah Arendt: Politics, History and Citizenship, Polity, Cambridge,
1993.
Harding, N., Lenin's Political Thought, 2 cilt, Macmillan, Londra, 1977, 1981.
Harvey, D., The Condition of Postmodernity, Blackwell, Oxford, 1990 [Postmo
demliin Durumu, ev. Sungur Savran, Metis, 1997).
Head, R., Ideology and Social Science: Destutt de Tracy and French Liberalism,
Nihoff, Dordrecht, 1982.
Held, D., lntroduction to Critical Theory, Hutchinson, Londra, 1980.
Held, D. ve Thompson, J., der., Habermas: Critical Debates, Macmillan, Londra,
1982.

kaynaka

103

Heller, A. ve Feher, F., The Postmodern Politica/ Condition, Polity, Cambridge,


1 988.
Heywood, A., Political Ideologies: An Introduction, Macmillan, Basingstoke,
1 992.
Himmelstein, j., To the Right: The Transformation of American Conservatism,
University of California Press, Berkeley, 1990.
Hirst, P., 'Althusser's Theory of Ideology', Economy and Society, c. 5, 1 976.
Hoeveler, J., Watch on the Right: Conservative Intellectuals in the Reagan Era,
University of Wisconsin Press, Madison, 1 991.
Holub, R., Antonio Gramsci: Beyond Marxism and Postmodernism, Routledge,
New York, 1992.
Horkheimer, M. ve Adorno, T., Dialectic of the Enlightenment, Herder and Her
der, New York, 1972 [Aydnlanmann Diyalektii, ev. Ouz zgl, Kabalc,
1 996].
Howard, D., The Politics of Critique, University of Minnesota Press, Minneapolis,
1 989.
Jakubowski, F. , Ideology and Superstructure in Historical Materialism, Allison and
Busby, Londra, 1976.
Jameson, F., Postmodernism, or, The Cultural Logic of Late Capitalism, Verso,
Londra, 1991 [Postmodernizm ya da Ge Kapitalizmin Kltrel Mant, ev.
Nuri Plmer, Yap Kredi, 1 992].
Johnson, H., 'ldeology and the Social System', International Encyclopedia of the
Social Sciences, c. 7, 1 968.
Jordan, Z., The Evolution of Dialectical Materialism, Macmillan, Londra, 1967.
Kamuf, P., der., A Derrida Reader: Between the Blinds, Harvester Wheatsheaf, He
me! Hempstead, 1991.
Kaphn, E. ve Sprinker, M., der., The Althusserian Legacy, Verso, Londra, 1993.
Kennedy, E., " Destutt de Tracy and the Origins of 'ideology'", American Philosop
hical Society, Philadelphia, 1978.
Kettler, D., Mannheim, Tavistock, Londra, 1985.
Kolakowski, L., Modernity on Endless Trial, University of Chicago Press, Chica
go, 1 990.
Kress, F. ve Hodge, R., Language as Ideology, Routledge and Kegan Paul, Lond
ra, 1 979.
Kuhn, T., The Structure of Scientific Revolutions, 2. bask, Chicago University
Press, Chicago, 1 973 [Bilimsel Devrimlerin Yaps, ev. Nilfer Kuya, Alan,
1 995].
Lane, R., Political Ideology, Free Press of Glencoe, New York, 1962.
Lane, R., 'The Meanings of Ideology', Power, Participation and Ideology, der. C.
Larson ve P. Wasburn, David McKay, New York, 1969.

104 kaynaka

LaPalombara, J., 'Decline of Ideology: A Dissent and an lnterpretation', American


Political Science Review, c. 60, 1 966.
Larrain, J., The Concept of Ideology, Hutchinson, Londra, 1979.
Larrain, J., Marxism and Ideology, Hutchinson, Londra, 1983.
Larrain, J., Ideology and Cultural Identity: MoJ.mity and the Third World Pre
sence, Polity, Cambridge, 1994 [deoloji ve Kltrel Kimlik, nc Dnya
Gerei, Nee Nur Domani, Sarmal Yay. 1995.
Leach, E., Levi-Strauss, Fontana, Londra, 1970 [Levi-Strauss, ev. Ayla Orta, Afa
Yay., 1 985].
Lee, D., Competing Discourses: Perspective and Ideology in Language, Longman,
New York, 1992.
Lefebvre, H., The Sociology of Marx, Ailen Lane, Londra, 1973 [Marx'n Sosyo
loiisi, ev. Selahattin Hilav, Sorun, 1 996].
Lenin, V., Selected Works, 3 cilt, Foreign Languages Publishing House, Moskova,
1960 [Seme Eserler, ev. smail Yarkn - Sheyla Kaya, nter, 1997].
Levi-Strauss, C., The Savage Mind, Chicago University Press, Chicago, 1 966 [ Yaban Dnce, ev. Tahsin Ycel, Yap Kredi, 2000].
Levi-Strauss, C., The Raw and the Cooked, Cape, Londra, 1970.
Lichtheim, G., The Concept of Ideology, Random House, New York, 1967.
Lichtman, R., Essays in Critical Social Theory: Toward a Marxist Critique of Liberal Ideology, Peter Lang, San Francisco, 1 994.
Lipset, S. Political Man, Heinemann, Londra, 1960 [Siyasal insan, ev. Mete Tun
ay, Teori, 1986].
Loader, C., The Intellectual Development of Kari Mannheim: Culture, Politics and
Planning, Cambridge University Press, Cambridge, 1985.
Lukacs, G., History and Class Consciousness, Merlin Press, Londra, 1971 [Tarih
ve Snf Bilinci, ev. Ylmaz ner, Belge Yay., 1998].
Lukes, S., Power: A Radical Analysis, Macmillan, Londra, 1974.
Lyotard, J.F., The Postmodern Condition: A Report on Knowledge, University of
Minnesota Press, Minneapolis, 1984 [Postmodern Durum, ev. Ahmet i
dem, Ara, 1 990].
McCarney, J., The Real World of Ideology, Harvester, Brighton, 1980.
McCarney, J., 'Shaping Ends: Reflections on Fukayama', New Left Review, c. 202,
1993.
McDonald, L., 'Myth, Politics and Political Science', Western Political Quarterly,
c. 22, 1969.
McDonagh, R., 'Ideology and False Consciousness: Lukacs', On Ideology, Centre
for Contemporary Cultural Studies, Hutchinson, Londra, 1 977.
McLellan, D., Marxism after Marx, Macmillan, Londra, 1 980.
McLennan, G., 'Althusser's Theory of ldeology' On Ideology, Centre for Contem-

kaynaka 105

porary Cultural Studies, Hutchinson, Londra, 1 977.


McMurtry, J., The Structure of Marx s World View, Princeton University Press,
Princeton, 1 978.
Malachowski, A., der., Reading Rorty, Blackwell, Oxford, 1990.
Mannheim, K., Ideology and Utopia, Routledge and Kegan Paul, Londra, 1936
[deoloji ve topya, ev. Mehmet Okyayuz, Epos, 2002].
Mannheim, K., From Kari Mannheim, der., K. Wolff Oxford University Press, New
York, 1 971.
Manning, D., der. The Form of Ideology, Ailen and Unwin, Londra, 1980.
Marcuse, H., One Dimensional Man, Routledge and Kegan Paul, Londra, 1964
[Tek Boyutlu insan, ev. Afar Timuin - Teoman Tundoan, May, 1975].
Marx, K., Selected Writings, der. D. McLellan, Oxford University Press, Oxford,
1 977.
Marx, K., Capital: An Abridged Version, Oxford University Press, Oxford, 1995.
Mepham, J., 'The Theory of Ideology in Capital', Issues in Marxist Philosophy,
der. J. Mepham ve D.H. Ruhen, Harvester, Hassocks, 1979.
Merquior, J., From Prague to Paris: A Critique of Structuralist and Post-Structu
ralist Thought, Verso, Londra, 1986.
Merton, R., Social Theory and Social Structure, Free Press, Glencoe, New York, 1957.
Meszaros, 1., The Power of Ideology, Harvester Wheatsheaf, Heme! Hempstead,
1989.
Milis, C., " ldeology" in Marx and Engels', Philosophical Forum, c. 16, 1985.
Minogue, K., Alien Powers: The Pure Theory of Ideology, Weidenfeld and Nicol
son, Londra, 1985.
Mitchell, W., Iconology: Image, Text, Ideology, University of Chicago Press, Chi
cago, 1986.
Mouffe, C., 'Hegemony and ldeology in Gramsci', Gramsci and Marxist Theory,
der. C. Mouffe, Routledge and Kegan Paul, Londra, 1979.
Mullins, W., 'On the Concept of Ideology in Political Science', American Political
Science Review, c. 66, 1972.
Mullins, W., 'Sartori's Concept of Ideology: A Dissent and an Alternative', Public
Opinion and Political Attitudes: A Reader, der. A. Wilcox, Wiley, New York,
1974.
Naess, A. vd., Democracy, Ideology and Objectivity, Blackwell, Oxford, 1956.
Nelson, C. ve Grossberg, L., Marxism and the Interpretation of Culture, Macmil
lan, Londra, 1988.
Neu, J., der., The Cambridge Companion to Freud, Cambridge University Press,
Cambridge, 1991.
Oakeshott, M., Rationalism in Politics and Other Essays, Methuen, Londra, 1962.
Outhwaite, W., Habermas: An Introduction, Polity, Cambridge, 1994.

106 kaynaka

Parekh, B., Marx's Theory of Ideology, Croom Heim, Londra, 1 982.


Pareto, V., Sociological Writings, der. S. Finer, Pall Mail Press, Londra, 1 966.
Parkin, F., Weber, Ellis Horwood, Chichester, 1982.
Peffer, R., Marxism, Morality and Social ]ustice, Princeton University Press, Prin
ceton, 1990.
Perez-Diaz, V., The Retum of Civil Society, Londra, 1993.
Perkins, S., Marxism and the Proletariat: A Lukacsian Perspective, Pluto, Londra,
1993.
Piamenatz, J., Ideology, Macmillan, Londra, 1970.
Putnam, R., 'Studying Elite Political Culture: The Case of ldeology', American Po
litical Science Review, c. 65, 1 971.
Reich, W., The Mass Psychology ofFascism, Penguin, Harmondsworth, 1 975 [Fa
izmin Kitle Ruhu Anlay, ev. Bertan Onaran, Payel, 1979].
Remmling, G., The Sociology of Kari Mannheim, Routledge and Kegan Paul,
Londra, 1975.
Resch, R., Althusser and the Renewal of Marxist Social Theory, University of Ca
lifornia Press, Berkeley, 1992.
Ricoeur, P., Hermeneutics and the Human Sciences, Cambridge University Press,
Cambridge, 1981.
Ricoeur, P., Lectures on Ideology and Utopia, Columbia University Press, New
York, 1986.
Roazen, P., Freud: Social and Political Thought, Hogarth Press, Londra, 1968.
Rorty, R., Contingency, Irony and Solidarity, Cambridge University Press, Camb
ridge, 1989.
Rose, M., The Post-modem and the Post-industrial: A Critical Analysis, Cambridge University Press, Cambridge, 1991.
Rossi-Landi, F., Marxism and Ideology, Clarendon Press, Oxford, 1 990.
Rustin, M., 'No exit from Capitalism?', New Left Review, c. 193, 1 992.
Sartori, G., 'Politics, ldeology and Belief Systems', American Political Science Re
view, c. 63, 1969.
Scott, P., Religion, Ideology and Theology, Cambridge University Press, Cambridge, 1 994.
Seliger, M., Ideology and Politics, Ailen and Unwin, Londra, 1976.
Seliger, M., The Marxist Conception of Ideology, Ailen and Unwin, Londra, 1977.
Shaw, W., 'Ruling Ideas', Analyzing Marxism, der. R. Ware ve K. Nielsen, University of Calgary Press, Calgary, 1 989
Shils, E., 'The Concept and Function of Ideology', International Encyclopedia of
the Social Sciences, c. 7, 1968.
Shtromas, A., The End of 'Isms'?: Reflections on the Fate of Ideological Politics
after Communism's Collapse, Blackwell, Oxford, 1993.

kaynaka

107

Simonds, A., Kari Mannheim's Sociology of Knowledge, Clarendon Press, Oxford,


1978.
Simons, H. ve Billig, M., der., After Postmodernism: Reconstructing Ideology Cri
tique, Sage, Londra, 1 994.
Spurling, L., der., Sigmund Freud: Critical Assessments, Routledge, New York, c.
3, 1989.
Sturrock, J., der., Structuralism and Since, Oxford University Press, Oxford, 1979.
Taylor, C., 'Neutrality in Political Science', Philosophy, Politics and Society, der. P.
Laslett ve W. Runciman, Blackwell, Oxford, 1967.
Taylor, C., Sources of the Sel{: The Making of the Modern Identity, Cambridge
University Press, Cambridge, 1985.
Therborn, G., The Ideology of Power and The Power of Ideology, Verso, Londra,
1 980.
Thompson, J., Studies in the Theory of Ideology, Polity Press, Cambridge, 1984.
Turner, B., Max Weber: From History ta Modernity, Routledge, New York, 1992.
Turner, D., Marxism and Christianity, Blackwell, Oxford, 1983.
Turner, S., der., Emile Durkheim: Sociologist and Moralist, Routledge, New York,
1993.
Vincent, A., Modern Political Ideologies, Blackwell Oxford, 1 992.
Vincent, A., 'British Conservatism and the Problem of Ideology', Politica/ Studies,
c. 42, 1 994.
Wagner, P., A Sociology of Modernity: Liberty and Discipline, Routledge, New
York, 1 994.
Waxman, C., The End of Ideology Debate, Funk and Wagnall, New York, 1968.
Weber, M., The Protestant Ethic and the Spirit of Capita/ism, der. A. Giddens, Ai
len and Unwin, Londra, 1976.
Welch, C., Liberty and Uti/ity: The French Ideo/ogues and the Transformation of
Libera/ism, Columbia University Press, New York, 1984.
White, S., The Recent Work of]rgen Habermas: Reason, Justice and Modernity,
Cambridge University Press, Cambridge, 1988.
White, S., Politica/ Theory and Postmodernism, Cambridge University Press,
Cambridge, 1 99 1 .
Williams, H., Concepts o f Ideology, Wheatsheaf, Brighton, 1988.
Williams, R., Marxism and Literature, Oxford University Press, Oxford, 1977
[Marksizm ve Edebiyat, ev. Esen Tarm, Adam, 1 990] .
Zizek, S., The Sublime Object of Ideology, Verso, Londra, 1989 [ldeolojinin Yce
Nesnesi, ev. Tuncay Birkan, Metis, 2002].

Dizin
Amerika Birleik Devletleri 8, 4 1 , 53,
57, 63, 9 1

toplumu 63, 6 6
Adorno, Theodor 70
Akl 43, 56, 70, 7 1
-n endstrilemesi 70

bilimsel rasyonalizm 2 5

bilin 1 3
kendiliinden 34
sosyalist 1 9
teknokratik 8 0 , 8 1
yanl 2 0 , 2 3 , 28

arasal 7 1 , 82

bilind 35, 39, 73

teknik 59

Bolevik gelenek 34

Alman Romantikleri 7

Britanya 53

Alman tarih gelenei 3 9

Bukharin 3 1 , 80

Althusser, Louis 2 3 , 34-36, 40

burjuva ideolojisi 1 9 , 27, 29

altyap 24, 73

burjuvazi 15, 27-29, 32, 33, 35, 94

analitik pragmatizmi 9 1
analitik ve dilbilimsel felsefe 8

camera obscura 1 6, 21

ancien regime 7

Chomsky 76

Arendt, Hannah 57, 59, 62

Crick, Bernard 57

aristokrasi 1 5

kar gruplar 6 7

Aristoteles 4 9

oulculuk 63-65, 6 7 , 95

Aron, Raymond 55, 5 8


Aydnlanma 2 1 , 4 3 , 44, 5 9 , 70, 8 8 , 8 9

Dahi, Robert 64, 65, 67

aznlklar idaresi 64

davranlk 8
de Tocqueville 6 6

Bacan, Francis 4, 5, 3 8 , 42, 44, 59


Baron Mnchausen 50
Barthes, Roland 75
bastrma 39, 42
cinsel 41

de Tracy, Antoine Destutt 6 - 9 , 14, 2 1 ,


3 8 , 42, 6 9

demokrasi 2, 6 6
Bat demokrasisi 9 2
burjuva demokrasileri 33

Bat toplumlar 96

liberal 79, 92, 95-97

Baudrillard 9 1

sosyal 93

Beli, Daniel 55

Derrida, Jacques 88

benlik 89

determinizm 21, 3 6

Bentham 1 7

devlet 1 4

bilgi

devletin ideolojik aygtlar 34

pratik 5 6

devrimci hareket 23

teknik 5 6

dil srmesi 73

sosyolojisi 4 3

Dilthey, Wilhelm 43, 44

110 dizin

din 5, 12, 1 3 , 26, 3 1 , 39, 4 1 , 55, 72

geleneksel entelekteller 3 2

dini kurumlar 6

genetik yanlg 46

dogmatizm 6 1

gizemcilik 72

Durkheim 9 , 37-40, 6 6

grecilik 48, 50

Dhring 24, 25

grbirlii 64, 6 6 , 67, 74, 78, 79

dzanlam 75

Gramsci, Antonio 23, 30-33, 3 6 , 47


Greenleaf 5 6

ekolojik hareketler 70
ekonomik
determinizm 23, 80, 83

Habermas, Jrgen 2, 1 0, 5 1 , 67, 798 5 , 87, 9 1

eitsizlik 97

Hegel 7 , 9 , 1 2 , 1 3 , 2 1 , 5 9 , 93-95 , 9 7

iblm 29

hegemonya 3 2 , 3 3

kriz 8 1 , 82

Heidegger 8 8 , 9 1

emek 1 3

Heisenburg ilkesi 8 8

enformasyon teknolojisi 9 0

Helvetius 5

enformasyon toplumu 90

Hobbes, Thomas 4

Engels 7, 20, 23-26, 30, 3 1 , 80

homojenletirme 89

Epimenides 2

Horkheimer, Max 70

epistemoloji 3 6

hmanizm 34

erkek-egemen 9
eitlik 1 7, 1 8 , 8 1

Institut de France 6

' eitlikilik 6 2 , 97
eitsizlik 1 8

idealizm 1 1 , 24

evrensel birey 9

deoloji a 8
ideolojik tutku 62

fanatizm 6 1 , 63
faizm 4 1
feministler 8

ideolojinin sonu 8, 5 1 , 54, 60,


9 1 , 92

idoller 4, 59

Feuerbach 1 2

kabile idolleri 4

Feyerabend, Paul 72

maara idolleri 4

Foucault 89, 92

pazaryeri idolleri 4

Frankfurt Okulu 59, 70, 71, 82

tiyatro idolleri 4

Fransz Aydnlanmas 4, 5

idoller kuram 4

Fransz Devrimi 6, 7, 73, 94

kinci Dnya Sava 8, 3 8 , 39, 5 3

Freud, Sigmund 35, 39, 40, 73, 74,


96

kinci Enternasyonal 23
iktidar 66

Freudcu psikanaliz 73, 82

iktidar eliti kuram 63, 6 6

Friedrich 62

iktidar ilikileri 66

Fukuyama, Francis 4, 92-94,

letiim Devrimi 3

96, 97

ilikicilik 4 8

dizin 111

inan sistemleri 6 1
ideolojik 6 0

Leninist strateji 3 3
Leninizm 9 1

pragmatik 6 0

Levi-Strauss, Claude 73, 74

snrlayc 6 1

liberal demokrasi 79, 92, 95-97

siyasal 60
ngiliz ampirik gelenei 4

kapitalizmi 96
liberalizm 57, 62, 97

slam dnyas 9 3

Lipset, Seymour Martin 55

iblm 1 4 .

Locke 4, 1 5

ii snf 1 9, 27, 3 3

Lukacs, Georg 28-30, 32,

Jameson 9 1

Lyotard 9 1

33, 37

Johnson, Harry 5 9
Machiavelli 5, 44
kapitalist ideolojik hegemonya 3 3

maddi etkileim 1 4

kapitalist toplum 1 7, 1 8 , 29, 8 1

maddi pratik 1 3

kapitalist retim tarz 2 9

maddi tahakkm 8 5

kapitalizm 9 6 , 9 7

maddi retim 1 4

Bat kapitalizmi 96

maniplasyon 6 6 , 8 4

Dou Asya kapitalizmi 97

Mannheim paradoksu 50

ge 8 1 , 90

Mannheim, Kari 9, 37, 38, 42-45 1 ,

liberal 93

5 3 , 54, 64

liberal demokrasi kapitalizmi 96

Marcuse, Herbert 70, 71, 8 1

sanayi kapitalizmi 43

Marksist gelenek 1 , 7 , 1 0 , 1 1 , 2 3 , 3 6 ,

Kta Avrupas gelenei 91


klasik demokrasi kuram 63

37

Marksizm 7, 8 , 22, 2 7 , 2 8 , 30, 36, 45,

Kojeve, Alexandre 93, 95, 97

46, 55, 58, 62, 70

komnizm 8 , 62, 93

Bat Marksizmi 23, 3 1 , 83

Sovyet komnizmi 8 , 5 6 , 97
kozmopolit 50
kriz

klasik 83
Marx 5, 7-9, 1 1 -22, 39, 42, 43, 49,
59, 70, 75, 80-82, 90, 93

ekonomik 8 1 , 82

materyalist metafizik 26

meruiyet krizi 8 1

materyalist tarih gr 13, 18, 2 1 ,

motivasyon krizi 8 1
rasyonalite krizi 2 9, 8 1

22, 24, 26, 3 8

materyalizm 11 , 24

Kuhn, Thomas 7 1 , 72

metafizik 25

Kltr Devrimi 8

tarihsel 28, 35, 82


diyalektik 26

Lacan 8 9

Mehring 20

Leach, Edmund 7 8

Merton, Robert 50

Lenin 23, 2 7 , 28, 30, 32, 33, 3 6

merulatrma ideolojisi 8 3

112 dizin

meta fetiizmi 29

Protagoras 2

milliyetilik 93

Protestanlk 4

Minogue 57

psikanaliz 3 6 , 39, 4 1 ,

modern sanayi toplumu 64


modernite 88

74, 8 5

psikanalizm 37

monari 1 5
Montesquieu 1 5
mlkiyet 1 7

rasyonalist siyasetler 5 6
rasyonalizm 24, 5 6
rasyonel sperego 8 9

Napolyon 6 , 7 , 5 3

Rawls 92

Nazizm 8, 5 3 , 5 6

Reagan 8 9

New Haven 65

Reich, Wilhelm 4 1 , 4 2

Nietzsche 8 8 , 9 1

Romantik hareket 7

nkleer kart hareketler 70

Rorty, Richard 9 1 , 92

Oakeshott, Michael 5 6 , 92

sadist itkiler 4 1

obsesyonel nevrozlar 3 9

sanat 1 9

Oedipus kompleksi 40

Sanayi Devrimi 2, 3 , 7

organik entelektel 32

Sartori, Giovanni 60-62

organik ideoloji 3 1

Saussure, Ferdinand 72

ortodoks Marksist reti 2 8

Schumpeter 96
sendikalizm 27

teki 89

Shils, Edward 5 8

zel mlkiyet 1 4

snf bilinci 2 8 , 30

zgrlk 2, 1 7, 1 8, 3 5 , 7 1 , 7 9
ideolojisi 34

proleter 30
snf ilikileri 19
snf mcadelesi 1 4 , 27

paradigma 71, 72, 80

Singapur 97

Pareto, Vilfredo 39, 42

sivil toplum 90

Parsons, Talcott 6 6

siyasal mesihilik 6 1

Platon 2 , 59, 94, 95

siyasal nezaket 9 5

poliari 64

Souk Sava 92

Popper, Kari 59

sosyal bilimler

1,

4, 9

postmodern dnce 8 9

sosyalist 23

postmodernizm 9 , 79, 87-92,

sosyalist entelijensiya 2 7

95

postyapsalc 79

sosyalist ideoloji 27, 34


sosyalizm 19, 62, 93

pozitivist gelenek 7, 59

sosyoloji 36

pozitivizm 69, 70

Sovyet Rusya 5 3

proletarya 28, 29

Sovyetler Birlii 5 8 , 63

dizin

sylem analizi 75, 77


sz hakk

Stalinizm 8, 3 0

styap 2 4 , 2 6 , 30, 4 7 , 5 4
dnsel 1 9
ideolojik 26
topyaclk 54

eyleme 2 8 , 2 9
iir 1 9

varoluuluk 79
vicdan zgrl 4

tarihin sonu 9 2 , 94
tarihselcilik 34, 44
teknik tahakkm 70

Weber, Marx 29, 3 3 , 37-39,


42, 46

teknolojik ilerleme 9

Weil, Simone 95

teknolojik rasyonalizm

Weimar Cumhuriyeti 43

33

Windelband, Wilhelm 43

teknolojik toplum 83
Thatcher 89

yananlam 75

toplumsal da yanma 9 6

yapsal belirlenimcilik 73

toplumsal dilbilim 7 7 , 7 9

yapsal dilbilim 72

toplumsal kurtulu 8 5

yapsalc 79

toplumsal zgrleme 8 4

yapsalc yaklam 7 8 , 79

totalitarizm 8, 56, 57

yapsalclk 72, 73, 77, 87

totaliter idare 57

yeil hareket 9
Yew, Lee Kuan 97

Uzakdou 96
Zedung, Mao 8
st-anlatlar 8 8

zor kullanm 6 6

113

You might also like