Professional Documents
Culture Documents
20. YZYIL
EDEBYAT SANATI
mge Kitabevi Yaynlar: 124
Hseyin Saliholu
20 .Yzyl Edebiyat Sanat
ISBN 975-533-117-4
1. Bask: Mays 1995
Kapak Tasarm
Fatma Korkut
Dizgi
mge Ajans
Bask ve Cilt
Zirve Ofset 229 66 84
Yayna H azrlayan
Prof. Dr. H seyin Saliholu
1995
Bu derlemenin tm yayn haklan
mge Kitabevi Y aynlarna aittir.
Ksmen de olsa fotokopi,
film gibi yntemlerle oaltlamaz.
mge Kitabevi
Yaynclk Paz. San. ve Tic. Ltd. ti.
Konur Sok. No: 3 Kzlay 06650 ANKARA
Tel: (90 312) 419 46 10 - 419 46 11 Faks: (90 312) 425 65 32
flfr
MGE
kitabevi
NDEKLER
nsz ........................................................................................................ 7
T h o m as S te a rn s E liot: Poe'dan V alry'ye ............................... 13
H an s M ag n u s E n ze n sb e rg e r: Bir iir Nasl Oluuyor? .......... 18
H ugo von H o fm a n n sth a l: iir ve Yaam ................................22
W illiam B u tle r Y eats: iir ve Gelenek ....................................25
E z ra P o u n d : Gemie Bir Bak ...................................................28
G u illa u m e A p o llin a ire : Yeni Ruh ve airler ..........................39
H ugo von H o fm a n n sth a l: Nesnelerin ronisi .......................... 49
Y ah y a K em al B eyatl: Ak (Lirizm ) .........................................53
V la d im ir V lad im iro v i M ay ak o v sk iy : iir Nasl Yazlr? .58
P a u l V al ry : Saf iir .................................................
E d w a rd M o rg a n F o rste r: Biim ve Ritim ............................... 80
V irg in ia
W oolf: Sanatn
H e in ric h
NSZ
328
337
420
10
POE'DAN VALRY'YE
1948
13
di. Sanki iir yazarken, salt kendini ie dnk biimde gzlemek iin
iir yazmay srdryordu: kiinin gzlemlerini anlatt denemelerini
(bunlar kimi zaman iirlerinden daha cokuludur, nk bunlar
yazarken daha ok coku duyduundan kuku duyuyor insan) okumas
yeter. Denemelerini toplad son kitab olan Varit Vte bunu ortaya
koyan bir gr vardr: Bana gelince, itiraf etmeliyim, sanat yapt
larnn biimlenmesi ve oluumu ile yaptlarn kendilerinden daha ok
ilgiliyim; daha sonra unlar ekliyor: Grme gre en gereki
felsefe, dnce nesnelerinden ok, dncenin kendisinde ve ynlendirilmesindedir.
B urada V alry'nin en st dzeye tad, P oe'ya dein
gtrlebilecek bir kavram var elimizde. lk olarak Baudelaire'in Poe'dan kard, daha nce szn ettiim reti var: iirin nnde i
irin kendisinden baka bir ey olmamaldr; ikinci olarak iirin kom
pozisyonu olabildiince bilinli ve amal olmal, air yazma eylemi
srasnda kendisini gzlemeli ve bu, Valry gibi kukucu bir kiide,
aykr biimde tutarsz bir sonuca, kompozisyonun, onun sonucu olan
iirden daha ilgin olduu sonucuna gtryor.
nce, Poe'nun iirinin katkszl konusu var. D ilin
katkszl anlamnda dndmzde, Poe'nun iiri katksz
olmaktan ok uzaktr, nk Poe'nun szck kullanmndaki zensiz
likten ve savrukluktan szetmitim. Ancak katksz iir anlamndaki
katkszlk Poe'ya kolayca ulamtr. Konu nemsizdir, ileyi her
eydir. Katkszl arlatrma ilemi yoluyla elde etmek zorunda
deildi, nk gereci zaten tem elsizdi. kincisi Poeda kuramlara
inanmaktan ok onlar gznne almak diye szn ettiim bir kusur
var. te yine bu noktada Poe ve Valry ile birlikte arlklar bu
luuyor; olgunlamam zihin inanlar noktasna dein geliemedii
iin dncelerle oynarken, yetikin zihin inanlar tanma konusunda
ok kukucu olduu iin dncelerle oynar. Sanrm bu kartlk
yoluyla Valry'nin Eurka!ya hayranln aklayabiliriz - Poe'nun
felsefe, teoloji ya da doal bilimlerde yeteneksizliini bildiimiz iin
oumuz zerinde hi derin izler brakmayan, ama Baudelaire'in ardn
dan Valry'nin dzyaz-iir olarak son derece deer verdii o evrenbilimsel fantezi. Son olarak, Raven'in kompozisyonunu zmleme
sine ilikin Poe'nun artc sonucu var. The Philosophy o f Conposition'n1 bir aldatmaca, kendi kendini kandrmaca, ya da iiri yazarken
Poe'hun ngrlenin epeyce doru bir kayd olmasnn nemi yok;
nemli olan, bunun Valry'ye bir yntem ve ura yazarken kendi
1 Katksz iir - . N.
1. Kompozisyon felsefesi - . N.
14
15
16
17
BR R NASIL OLUUYOR?
M
Ersel Kayaolu. Bavyera Gzel Sanatlar Akademisi'ndeki dizi konferanslardan olan bu konumay, modern iirin
temel zelliklerine bir giri biiminde bakt iin aldk.
18
19
20
21
R VE YAAM
B ir K onferanstan, 1896
22
ekilde bolukta asl kalrlar. Dtan gelen hibir kanun sanatn iin
deki tm sivri zeky, yaama olan ksknl, yaam dorudan il
gilendiren her eyi ve yaamn her eit taklidini ortadan kaldramaz,
Innun olana yoktur. Arl olan bu eylerin orada yaama ans
bir inein aalarn tepesinde yaayabilmesi kadar azdr.
Tannmam ama deerli bir yazarn1 szlerini kullanacak olur
sam; iirin deerini belirleyen ey onun anlam deil (yoksa o iir
deil bilgelik, limlik taslamak olurdu) bilkis onun biimidir. Yani
d grn deil, aksine l ve ahengin iindeki o insan derinden
etkileyen eydir. Bu sayede, her dnemin ilk ustalar kendilerini son
radan gelen ikinci snf sanatlardan farkl grmlerdir. Bir iirin
deerini dize, kta veya daha byk bir blmdeki bir tek gzel bulu
da belirlemez. Ancak btn blmlerin bir araya getirilii, blmler
arasndaki iliki ve blmlerin zorunlu sralan dzeni yksek se
viyedeki bir iiri ortaya karan zelliklerdir.
Ben buna, neredeyse kendiliinden ortaya kan iki hususu daha
eklemek istiyorum:
Yaamn madde olarak kendini gsterdii retorik yn ile dilde
amalanan yansmalar iirin ad zerinde sz sahibi deildir.
iirde en belirleyici ey olan szcklerin seimi ve yerleti
rilmesinde (ritim) sanat asndan daima l, dinleyici iin ise du
yarllk karar vermek durumundadr.
iiri iir yapan bu hususun ou kez farkna bile varlmaz. Hani
u yeni A lm an airlerinin kendilerine yaktrd bu sfatn,
tandm hibir sanat slbunda bu denli rezilane, babo biimde
kullanldn grmedim. Dncesizce veya her eyi fel eden bir
amala gze batarcasna koyuyorlar bu sfat. Can skan bir baka
husus da ritim duygusunun yetersizliidir. Grne gre, artk kimse
bunun iirdeki tm etkiyi ykselten bir kaldra olduunu bilmiyor.
Bir airi son yllarn Alman airleri iinde en st seviyeye kara
bilmek iin unu syleyebilmek gerekir: O iirinde l domam s
fatlar ve iradesine ters dmeyen ritimler kullanmtr.
H er ritm in iinde, onun ortaya karabilecei hareketin gzle
grlemeyen bir izgisi vardr. Ritimler hareketsiz kald zaman, on
larn iinde sakl duran ihtiras tpk nemsiz bir balerinin hareketlerindekine benzer bir hle dnr.
23
24
R VE GELENEK
1908
m
Yaam da nezaket ve kiinin nefis hakimiyeti, sanatta da slp,
zgr bir kafann belirgin zellikleridir, nk sz konusu iki nitelik
de her eyin belli bir am aca ynelik olarak oluturulm asndan ve
kiinin, duygusu ne olursa olsun, kendini kapp koyuvermeyiinden,
zihin karkl ya da skcla srklenm eyiinden kaynaklanr.
Japonlar oldum olas nezaketi kahramanlkla edeerde tutmulardr.
Zanaatm renebilmek iin dncelerinin ounu kendi yaamndan
devirmek zorunda olan yazar, gnlk nezaket konusunda ok kim
senin kendinden daha baarl olduunu grebilir. Ancak konu, sz ve
fikir seiminde yksek terbiye anlamna gelen slp olduu zaman,
yazarn kendi slbuna sahip olmas gerekir. Gerekten de, edep erkan
llerini btn inceliiyle yaratr yazar, nk sadece o tarihsel bel
geleri tanyabilir; sadece o, zamann kuandan anahtarlar alan
m istik bir sarayl gibi, eski hkmdar saraylarnn ihtiam iinde
cannn ektiince dolaabilir.
Bazen bu yazara greceli bir zgrlk tannd, hatta kendisine
deli berat verildii de olur; ama efendiliini asla elden brakmaz o. yi
terbiye grm kiilerin zgrlne sahiptir her zaman. Szckleri
en uygun ekliyle kullanabildii iin de, ok dar bir sohbet alan iine
hapsolmak zorunda kalan manifaturaclarn aksine, istedii konuyu ele
alp ileyebilir. Eer byle bir yazar da zgr olmayacaksa, kim ola
bilir ki? nk sadece o, srekli, bilinli ve kendi bana doyum
25
26
EZRA POUND
(1885-1972)
GEME BR BAKI'
1913-1917
iirdeki yeni bir tarz hakknda yle ok ey yazlp izildi ki, her
halde benim de yle ksa bir zet vererek, gemie bir bakmam
balarsnz.
1912 bahar ya da yaz balarnda H.D., Richard Aldington ve
ahsm aadaki ilke konusunda hemfikir olduumuz karar aldk:
1. Tarafl ya da tarafsz olsun, nesnenin dolaysz olarak ele aln
mas.
2. Sunua katks bulunmayan tek bir szcn bile kullanlma
mas.
3. Vezin ile ilgili olarak da, metronom srasna gre deil, mziksel ifade srasna gre dzenleme.
Her ne kadar benim zevkim ve tercihim ile ilgili pek ok noktada
fikir ayrlklarna dtysek de, fikir birlii iinde olduumuz bu
nemli noktaya dayanarak bir grup olarak kendimize isim almay, en
az 1911 Harold M onro'nun Austos sayl dergisinde Mr. Flint'in
bahsettii birtakm Fransz okullar kadar hakkmz olduuna inandk.
kinci tanmlamayla fikir birlii iinde olduklar konusunda hibir
belirti gstermeyen birtakm farkl becerilere sahip insanlar, o zaman
dan beri bu okula katlp bizleri rnek aldlar. Aslnda vers libre'dc
' Pavannes and Divisions (1918)'de bu balkla kan bir grup ilk yaz ve
notlan iermektedir. A few Don'ts, Poetry I, 6 (Mart 1913)'da ilk kez
yaynlanmtr.
28
29
DL
Gereksiz olan tek bir kelime ve hibir ey aklamayan tek bir s
fat kullanmaynz.
Soyutu somutla kartrd ve imaj donuklatrd iin, Barn
karanlk lkeleri gibi sylem ler kullanm ayn. Bu, imaj bulank
latrr, soyutu somutla kartrr. Bu durum yazarn, doal nesnenin
her zaman iin uygun sembol olduunu farketmemi olmasndan ileri
gelmektedir.
Soyutlamalardan kann. yi bir dzyazda yaratlan sradan bir i
irin dizelerinde yeniden anlatmaya kalkmaynz. yi dzyaz sanatnn
ifade edilmez zorluklarndan kompozisyonunuzu dize lleri halinde
paralayarak syrlmaya almanz, akll bir kiinin gznden asla
kamaz.
Uzmann bugn skld ey, yarn bakalarn skmaya bala
yacaktr.
Sanmaynz ki, iir sanat mzik sanalndan daha kolaydr. Ya da
bir baka deyile sradan bir piyano retmeninin mzikle geirdii
zamann bir o kadarm iirle geirmeden ustay memnun edebilirsiniz.
Asla inkr etmeme bykln gsterecekseniz, olabildii kadar
ok sayda byk sanatdan etkilenebilirsiniz.
Etkilenme szcn yalnzca holandnz bir ya da birka
airin belirli ssl szcklerini deitirm ek olarak kabul et
memelisiniz. Bir Trk sava muhabiri getiimiz gnlerde telgraflarn
birinde o kpkrmz elleriyle gvercin grisi tepeleri ya da tam hatr
lam yorum inci solukluundaki tepeleri ifadesini azndan
karyor.
30
RTM VE KAFYE
Aday air, kafasnn iini, szcklerin anlamlar onu iirdeki
hareketten uzaklatrmasn diye tercihen yabanc bir dilde1, bulabile
cei en gzel henkli slpla doldurm aldr. Onun szckleri, ses
uyumundan ayrp ayramadnn en gzel ekilde zmlenebilmesi,
rnein Saxon dualar, Hebridaen Halk arklar, Dante'nin dizeleri
veya Shakespeare'in szleriyle gerekleebilir. Bakalm Goethenin
liriklerini, para (cz) ses deerlerine, uzun ksa hecelere, vurgulanan
vurgulanmayan, sesli sessize gre kesin bir ekilde ayrabiliyor mu?
Bir iirin mzii zerine ina edilmesi gerekmiyor, ancak mzi
inin gvenilebilir olmas ustay honut klacaktr.
Aynen bir mzisyenin, uyum, kontrpuan ve dier nemsiz gibi
grnen sanatla ilgili ayrntlar bilm esi gerektii gibi. e yeni
balayan acemi bir airin de asonans ve cmlede ayn sesin tekrar,
vurgunun zamannda m yapldn, ge mi kaldn, veya basit mi,
ok sesli mi olduunu ok iyi bilmesi gerekmektedir, her ne kadar
sanatnn ok sk kullanmayaca bu gibi eylere asla vakti olmasa
bile.
A sla dzyazda pek anlaml durm ayan bir eyin srf bu yzden
dizelere dkldn dnmeyiniz.
Tetkik edici olm ayp bu ii ksa felsef yazlar yazanlara
braknz. Betim leyici olm aynz; unutmaynz ki, bir ressam her
hangi bir manzaray sizden ok daha iyi betimleyebilir ve bu konudaki
bilgileri sizden fazladr.
Shakespeare Koyu krm z m antonun iindeki afak derken
ressam n sunam ayaca bir ey sunm aktadr. Onun bu satrnda
hikimsenin betimleme diyemiyecei bir ey var; o da sunuunda giz
lenmitir.
Szgelim i yeni bir sabun iin reklam sorumlusu yerine bilim
adamlarn dikkate alnz.
Bir bilim adam herhangi bir eyi kefedene kadar byk bir bilim
adam olarak kabul edilme iddiasnda olmaz. O, ie kendinden nce
kefedilm i olanlar renm ekle balayp bu ekilde devam eder.
Kiisel ekiciliine gvenmek gibi bir huyu yoktur. Arkadalarndan
1 Bu ritim iin geerlidir. Szck haznesini elbette kendi dilinde aramas
gerek.
31
TEMEL KURALLAR
Ritim -K anm ca iirde, tam anlam yla ifade edilen duygu ya da
duygu izdm n karlayana benzer kesin bir ritim var. Bir in
sann ritmi belirleyici olmal, kendi ritmi olmaldr ,nk ancak bu
ekilde sahte veya taklit edilebilir olma zelliklerinden arnm olur.
32
33
34
35
36
lay laf kalabal ile canllk kazanm bir gzel sz syleme sanat
gibi grnmeyecek. Bu iirde etki ve kuvveti engelleyen renkli sfat
lara rastlamak mmkn olmayacak. En azndan ben, byle ok sade,
dorudan ve duygusal akclktan arnm bir halde olmasn arzulu
yorum.
Bugn 1917 iin eklenecek daha ne kald ki?
RE VERS LBRE
Fikrimce vers, libre'ye olan zlem, yllarca sren alktan sonra
kendini nicelii ile bir kere daha ispat etmesinden dolaydr. Ancak,
Yunan ve ounlukla da Latin gramercilerin ortaya koyduu bir dizi
nicelik kurallarnn ngilizce iin de ayn ekilde kullanlabilir olduu
konusunda phelerim var.
Kanmca vers libre sadece yazlmas art olduunda yazlmaldr.
Yani, nesne belli llerle olacaktan daha iyi bir ritimde, daha
gereki, daha ok o nesnenin duygusunun bir paras gibi olan,
ilgili, youn normal bir aksan vererek okunacak iirden daha yorum
lanabilir olduunda, ya da airi, birincisi ksa kincisi uzun iki heceli
ya da iki ksa bir uzun heceli vezin tryle yazldnda tatmin et
meyecek bir ritim yakaladnda vers libre yazlmaldr.
Eliot iyi bir eyler yaratmak isteyen biri iin hibir vers, libre
olmaz szleriyle de zaten durumu ok iyi aklamaktadr.
Yine bir ayrnt olarak belirtmek isterim ki, davul vurular ek
linde iaretlenm i, youn aksanlanm vers libre de mevcuttur,
(rnein benim Dans Figr'mde olduu gibi), ancak dier bir yan
dan da buna tam zt ynde gerekten yol aldma inanyorum (belki
de gerektiinden ok). Yani bir baka deyile, benim zaman zaman
kullandm gibi ok hafif, belli belirsiz ritimlerimde sklkla kul
landm sanm yorum . Bana gre ileriye doru adm atabilmek,
klasik nicel lleri dikkate almayarak deil de, her ne kadar onlar
tamamiyle kopyalamak olmasa da, onlara yaklaarak mmkn olur1.
Gzellik ile kesin ikna olma arasndaki bant konusunda John
Yeats'e hak veriyorum. Duygu ile ilgili yazlm hicvi, herhangi bir
duygu taklidine tercih ederim.
Sanat, heykel, resim ve iir hakknda pek ok ey yazmak zorunda
kaldm, en azndan yle de yaptm. Bana hep yerilen, engellenen a1 Bu 20 Austos 1917'de yazld.
37
38
GUILLAUME APOLLINAIRE
(1880-1918)
39
iire gelince, onun tek yasas dzenli saldrlara urayan, ama yine
de ciddi bir yara almayan uyakl dizeydi.
Serbest vezin lirie serbest bir atlm gelirdi: ancak o, biim
alannda mmkn olan aratrmalarn sadece bir aamasyd.
Biimde aratrma, o zamandan beri byk nem kazand. Bu
doru bir yaklam.
Bu aratrma, airleri nasl balamasnd, dncelerde ve lirikte
yeni bululara gtrebilecek bir aratrma?
Asonans, aliterasyon, uyak da dahil hepsi yararlar dokunan ge
leneklerdir.
Byk cretle ok ileri gtrlen tipografik (basmsal) beceriler
grsel liriin domasnda yararl oldu; amzdan nce hemen hemen
bilinmiyordu. Bu sanatsal beceriler daha da ileri gtrlerek sanat
larn, mziin, resmin ve edebiyatn sentezini yapabilirler.
Bu, yeni ve uygun ifade biim lerine ulamak iin sadece bir
araytr.
Hitabetli uygulamalarn, Je meurs de soif auprs de la fontaine
konusuyla ilgili deiimlerin Villon'un dehasna belli bir etkide bu
lunm adn sylem eye kim cesaret edebilirdi? R etoriklerin ve
Marot'un okulunun biim araylar, fransz zevkinin arnmasna, tam
gelimesi olan XVII. yzyla kadar yardm etmediini sylemeye kim
cesaret ederdi? Kelimenin gerek anlamyla halk sanatnn ve resimli
kitap olan filmin olduu bir zamanda airler, film fabrikatrlerinin
kaba fantezi rnleriyle yetinmeyen dnceli ve keskin kafalar iin
imgeler bestelemeyi denememi olsalard tuhaf olurdu. Sonrakiler
kendilerini inceltecekler. Gramofonun ve filmin tek kullanlabilir
ifade biimleri olaca ve airlerin imdiye kadar grlmemi zgr
le kavuaca gn imdiden grmek mmkndr.
airler sahip olduklar tek arala kendilerini basit sz sanatndan
ok daha kapsaml olan bu sanata hazrlamak iin aba harcyor ol
m alarna hayret edilm esin. O zaman -duyulm am genilikteki
orkestrann efi g ib i- btn dnyaya hkmedecekler; grltlerini,
grnglerini, denceleri, insan dilini, arky, dans, btn sanatlar
ve sanatsal becerileri, Peri M organa'nn Gibel danda gelecekten
grlen ve anlalan kitab yazmak iin gsterdii sihirbazlktan daha
ok sihirbazlk yansmalarn.
Fakat genel olarak Fransa'da talyanlarn ve Ruslarn, ikisi de yeni
ruhun lsz kzlar, ftrist arlklar kendilerine itilinceye kadar
paroles en libert bulamazsnz, ve sebep de Fransa'nun dzensizlik
ten nefret etmesi deil. Burada temel fikirler yeniden gndeme getirliyor, fakat kaostan korkuluyor.
40
41
42
43
44
45
46
47
48
NESNELERN RONS
1921
49
50
iiden daha fazla bam lyd; bylece kmr iisini ele geirme
savamnda sper gler de kendilerini ironize ettiler; karlkl ironi
leri, tm bu olaylarn arasnda yanp snd arada bir, tarih olarak,
corafya olarak. En sonunda da yenilgiye urayan lkelerde, yani
neredeyse Avrupa'nn yarsnda, parann mal karsnda, hem de en ba
sitinden, bir tane ekmek ya da bir metre patiska karsnda deerini yi
tirmi olmasndan doan ironinin o tkenmek bilmeyen kaynana
ulatk; insann, karlnda her istediim satn alabildii o eytani
tze sahip olma yolunda her eyini vermeye hazr olmas, ama artk
onunla hibir ey satn alam ayaca gereiydi bu; ya da, lkenin
byk bir blmnde takas usul ticarete geri dn yapld ve bu
deiiklikleri balamnda da zihinsel alandaki almalarn tmyle
deerini yitirdii, bunun sonucu olarak ise bir lise mdrnn bir
pazarc rayla ayn paray ald, mstearn ise bir ofrden daha az
kazand gereinde yatyordu bu ironinin kayna.
te tm bunlarla birlikte komedinin orta yerinde buluverdik
kendimizi; ya da daha ok, tm ynlerden akan ironinin bir gesiydi
bu, dnyadaki hibir komedinin ulaamayaca trden bir ge; Aristophanesin komedisine zg. Ve onun komedileri de, airin yaad
kentin yazgsnn belirlendii felaket dolu bir sava srasnda olu
mulard. Olayn iinden kaynaklanan ironi gcnn ise, taraflardan
yenik durumda olann tekelinde bulunduu su gtrmez. Bir olgunun
ac sonuyla yz yze gelen kiinin gzlerindeki ba zlr, o kii
daha berrak bir zihne sahip olur ve sanki lm sonrasnda olduu gibi
nesnelerin tesine geer.
Yz yl ncesinin airleri tm bu olgulara kar duyarlydlar, ok
doald bu, Fransz D evrim ini ve Napoleon dnemini yaam ak
zorunda kalm lard, tpk imdi bizim bu bunalm lar yaam ak
zorunda olduumuz gibi. Bu nedenle de ironiyi, yaam ve sanat an
laylarnn ana esi durum una getirmi ve ona romantik ironi
adn vermilerdi. Onlar insann kendisini onulmaz aclarn iinde yi
tirmesini yanl buluyorlard; onlara gre, bir objeyi btnyle seve
bilmek iin, ondaki gln yn grmeyi bilmek gerekmekteydi. n
sandan bekledikleri, tm yaamn gzel ve dahiyane bir d gibi,
olaanst bir tiyatro oyunu gibi alglanmasyd; yolu farkl olan
kii ise, evrenin anlamn kavramaktan yoksundu. Frtna dindiinde,
acnn, yavan olanla kart bizimkine benzer bir adan dorulup,
neredeyse esriklik duygusunu andran son derece youn bir i zgr
le doru yol aldlar. Bu ruh durumunu biz bugn onlarla bizim
aramzda yer alan nceki kuaklardan ok daha iyi kavrayabiliyor ve
51
AK (LRZM)
1922
53
54
55
56
R NASIL YAZILIR?
1926
I
Mayakovskiy denemesinin giriinde geleneksel iir sanatyla ilgili
grleri eletirir, zellikle duygusal eletiri yapan dar kafallarn iir
karsndaki tavrm yerden yere vurur. Eski iirin yceliini sadece
onu Onegin'in Tatyana'sn sevdii gibi (ruhlarn uyumu!) sevenlerin,
yazarlar da anladklarn (lisede renmiler!) syleyenlerin ve kulak
larn yam bus1 ls okayanlarn hepsine kar sert tavr koyar. Bu
aptalca sirk bizde u nedenle nefret uyandryor, nk o dize yap
mann nemli ve zor etkinlii iin erotik yaantnn, rkntnn ve
inancn atmosferini, sadece ebedi iiri diyalektikten uzaklatrarak
yarattn sanyor ve sanatsal yaratma edimi sadece gzleri yukar
dikip ilham alarak iirin ilahi ruhunun bir gvercin, bir tavus kuu ya
da deve kuu suretinde insann dazlak kafasna konaca beklentisine
giriyor.
Mayakovskiy geleneksel kuralc iiri yarglayp (zellikle Georgiy
engeli'nin iirlerini) okurun isteklerini de dikkate alarak kendi iir
yaznmn 'kuralnn' ne olduunu yazacan belirtmektedir; nk
okurun airden meslek srlarn mezara gtrm em esini beklemeye
hakk vardr.
59
meye cevap verecek byklkte bir konut; ;yrenin sorunlar ile ilgili
m alzemeleri alabilmek iin bir gazete kpir brosu ile balant ve
saire vesaire; nihayet pipo ve sigara.
Beincisi. ok znel olan kelime ilemi yntemlerinde beceri
-g n b e gn alarak yllar sonra buna ullalyor: kafiye; vezinler;
aliterasyon; m ecazlar; slbun basitletiriilm esi; heyecanl ve etki
leyici ifadeler; son dnmler; balk; bllmlendirmeler ve saire ve
saire.
M ayakovskiy Petesburg'da Kz lordu mensubu iin yazlm bir
avan tiirkiisii rneinde artc bir kafiye enin nasl bir iirin 'yeni
lii' olabileceini gsterir. Bu yenilik meseleyi zorunlu, iirsel ve
tipik hale getirir. iir yazm ann genel k u n a lla n onu edebi eserlerin
deerlendirilm esine gtrr. M ayakovskify'ye gre bir iirin deeri
sosyal grevin doru kavranp kavranmadhtna, hedefin tam ve eksik
siz konulup konulm adna, kullanlan szcklerin konuya uygun
olup olm adna ve nihayet iirin yazdcdt d koullara baldr
(zcgr zangr titreten soukta dolma kademindeki mrekkep donan
Alaska'daki bir adamdan, ya da Yalta'ck palniyelerin altnda oturan bir
adamdan sz edilip edilmediine). Bunlunla birlikte kendisinin de
syledii gibi o bilinli olarak bir eyleri Ikarikatiirize etmektedir.
iir nasl yazlr?
alma, toplumsal misyonu tam olanak kavrayp zmsemezden
epey bir sre nce balar.
Esas iire balamazdan nceki alm alar kesintisiz srdrlr.
yi bir iir bol m iktarda iirsel para stoku hazrsa o zaman vak
tinde tamamlanabilir.
Mayakovskiy bu hazr paralarla ilgi li olarak birka rnek verir:
kelim e o yu n la ryla m ev cu t szckhen nasl yeni s zc kler
titretildiii; imdiye kadar kullanlmamu kafiyelerin nasl oluturul
duunu: ses balaryla nasl dize paralar meydana getirildiini gs
terir. Ya da bir ritme rastlar, ondan :ok etkilenir ve ilerideki bir
alma iin kaydeder; ya da nceden netlememi konular kendisini
zorlar ve bunlar yine ilerideki bir alnca iin muhafaza edili; mesela
Paris'teki layat kadnnn durumu, o k;adn sevimeye zellikle uy
gun, nk onun sadece bir baca var ('dierini, yanl hatrlamyor
sam, bir tramvay inemi).
Bu n hazrlklar benim btn zam anm alyor. Gnde on ile onsekiz saatimi ona harcyor ve hemen her zaman kendi kendime mrl
danyorum. Ad ktye km nl aiir dankl bu ekildeki ie
younlama ile aklanabilir.
61
62
63
64
65
66
67
68
aaaa/
69
70
71
PAUL VALRY
(1871-1945)
SAF R
B ir K onferans in N otlar, 1927
Dnyada byk bir grlt koptu (en deerli ama en yararsz nes
neler dnyasnda demek istiyorum), u iki szck evresinde byk
bir grlt koptu dnyada: S a f iir. Bu grlt patrtdan biraz da ben
sorum luyum . Birka yl nce, dostlarm dan birinin iir kitabna
yazdm nszde, ar bir anlam yklemeden ve iire ilgi duyan
dnen insanlarn, bundan birtakm sonular karabileceklerini
hesaplamadan bu szckleri kullanacak oldum. Bu szcklerle ne de
mek istediim i ok iyi biliyordum , ama edebiyat m erakllarnn
dnyasnda byle bir yank, byle bir tepki uyandracaklarn bilm i
yordum. Hibir ekilde bir kuram ortaya atmak, hele hele bir retiyi
tanmlamak ve bunu paylamayacak olanlar aykr dnceli insanlar
olarak grmek gibi bir niyetim yoktu, dikkatleri bir olgu zerine
ekmek istiyordum yalnzca. Benim gzmde btn yazl yaptlar,
dil ile ortaya konan btn yaptlar az sonra ele alacamz ve imdilik
iirsel olarak adlandracam zelliklere sahip baz eler, ya da
paralar ierirler. Szn, dncenin en dolaysz, yani en duygusuz
biimde dile getiriliinden bir tr sapma gsterdii her seferinde, bu
sapmalarn salt kolayc dnyadan ayr bir ilikiler dnyasn, bir an
lam da, duyum sattklar her seferinde, bu allm n dndaki
dnyann byltlebileceini az ok kavrarz ve yetitirilip gelitir
ilmeye yatkn soylu ve gl bir zn parasn yakaladmz duy
gusuna kaplrz; bu z ilenip kullanldka, sanatn varln ortaya
koyan iiri oluturur.
Btn bir yaptn, duygusuz olarak adlandrdm dilin elerinden
olduka farkl, olduka aydedici zelliklere sahip eler yardmyla
72
73
74
75
lad dzen ile hibir bants bulunmayan bir dnya, ya da bir nes
neler dzeni, bir ilikiler dizgesi yaratmaktr.
Bu grevin btn gln kavratabilmek iin balang duru
munu, aire sunulan verileri, imknlar ve nesnesi yine de onunkinden
ok farkl olmayan baka bir trn sanatsyla karlatracam .
aire verilenler ile mzisyene verilenleri karlatracam. Ne mutlu
mzisyene! Onun sanatndaki gelime yzyllardan beri kendisine,
tamamen ayrcalkl bir konum salam tr. M zik nasl olutu?
itme duyusu bize grltler dnyasn verir. Kulamz kendisine
rastgele bir dzen iinde gelen pek ok miktarda duyumu alr ve bun
lar drt ayr nitelikte deerlendirir. Oysa ilk alara dayanan gzlem
lerim iz ve ok eski bilgilerim iz sayesinde, zellikle sade ve
aydedilcbilir ve zellikle birtakm badamlar, birleimleri olu
turmaya elverili olan sesler dnyasn grltler dnyasndan ayra
biliyoruz, -k u lak , ya da anlama yetenei daha bu grltler ortaya
kar kmaz bu badamlarn ve birleimlerin yapsn, balantsn
farkllklarn, ya da benzerliklerini alglar. Bunlar saf elerdir, ya da
saf elerden olum ulardr, yani ayrdedilebilirler; kesin olarak
tanm lanm lardr ve en nemlisi, aslnda gerek l aletleri olan
aletlerle srekli ve birbirlerine benzer biimde retilme yollar bu
lunmutur. Bir mzik aleti, ayarlanabilen ve belli hareketlerle hi
deimeden belli bir sonucun elde edilebilecei biimde kullanlabilen
bir alettir. Ve ite iitme alanndaki bu dzenlenmenin sonucu: sesler
dnyas grltler dnyasndan ok ayr olduu iin ve kulamz da
zaten bunlar aka ayrdetmeye alk olduundan, sa f bir ses, yani
ksmen olaan d bir ses kendisini duyurduunda henen zel bir ha
vann doduu olur, duyumuz zel bir bekleyi durumuna girer ve bu
bekleyi genel olarak oluan heyecanla ayn trden, ayn saflkta
heyecanlar dourmaya yneliktir neredeyse. Bir salonda saf bir ses
yayldnda, bizde her ey deiir, mziin rettiini bekleriz. ayet,
bunun tersine, bir kar durum meydana gelirse; bir konser salonunda
bir parann alm srasnda bir grlt duyulursa (bir iskemlenin
dmesi, uyumlu olmayan bir sesin kmas, ya da salondakilerden
birinin ksrm esi gibi) o zam an bizde bir eylerin kesintiye
uradn, zde bir eylere kar gelindiini, bilmem hangi birleim
yasasnn inendiini hissederiz ; bir dnya krlr, bir by dalr.
Bylece yaratc dncesi, iine elverili ortam ve yollar ilk
anda, hem de yanlma ihtimali olmadan bulabilsin diye mzisyenin
nnde alm asna balamadan nce her ey hazrdr. M zisyenin
malzemeyi ve aralar deitirmesi gerekmeyecek; sadece her eyiyle
belirlenmi ve hazrlanm eleri biraraya getirecektir.
77
Ancak bu olup bitenler air iin nasl bir farkllk gsterir acaba!
Onun nnde u herkesin kulland dil, am acna uygun olmayan,
kendisi iin yaplmam olan vaslalar topluluu uzanp gider. Bu
vastalarn birbirlerine uygunluklarn kendisi iin belirleyebilecek bir
fizikisi yoktur; gam yapm clar yoktur; ne diyapazonu, ne de
metronom u vardr; bu bakmdan bir doruluk gvencesine sahip
deildir; elinde szlk ve dil bilgisi gibi kaba aletlerden baka bir ey
bulunmaz. stelik air, mzisyenin, emirlerini kendisine zorla kabul
ettirdii, iitne gibi tek ve belli bir konumda bulunan ve zaten bek
lentiyi ve dikkati seven st dzeyde organa sahip bir duyuya deil,
genel ve dank bir beklentiye seslenmek zorundadr, ve bunu da birbiriyle ilikisiz i tahriklerin ok tuhaf bir karm olan dil vas
tasyla yapar. Hibir ey dildeki zelliklerin garip bilekesinden daha
karmak, daha g zmlenebilir deildir. Ses ile anlamn ne derece
ender uyuabildiini herkes iyi bilir; ve ayrca bir sylemin ok farkl
nitelikleri aklayabildiim de yine herkes iyi bilir: Bir sylem man
tkl ama her trl uyumdan yoksun olabilir; uyumlu ama anlamsz
olabilir; ak seik ama her trl gzellikten uzak olabilir; dzyaz ya
da iir olabilir; btn bu birbirlerinden bamsz deiken nitelikleri
zetleyebilm ek iin dilin eitliliini ilem ek ve onu eitli
grnmleriyle incelemek amacyla ortaya konan bilimlerin hepsinin
adn anmak yeterlidir. Dil srayla ses ve buna eklenen l ve dizeni
asndan yarglanabilir; bir mantksal ve bir de anlamsal yn vardr.
Belgat ve szdizim ini ierir. Btn bu farkl bilim kollarnn ayn
metni birbirlerinden bamsz pek ok biimde inceleyebildikleini
biliyoruz... te, demek ki air bata kar karya gelinen bu ok
eitli ve zengin, sonunda, birbirine kartrlacak kadar zengin nite
liklerin hepsiyle bir atm a iindedir; sanatnn nesnesini, iirsel
heyecan reten makineyi bu atmadan elde etmek zorundadr; yani
kolay kullanlan aleti, herhangi biri tarafndan yaratlm bulunan
kaba aleti, saniyelik gereksinim ler iin her dakika kullanlan ve
yaayanlar tarafndan her an deitirilen aleti, duyularmza ya da
ruhumuza ilikin sradan yaammz oluturan ve belli bir sreye tb
olmakszn rastlantyla ortaya kan btn durumlardan ok farkl bir
heyecan durumunun cevheri olmaya zorlar; dikkatini iire ayrd sre
iinde yapar bunu. Saysz koullara ve gereksinimlere bal olan her
mizatan insan onu kabul edip dier insanlarla iliki kurmak iin
kendi arzusuna ve karna uygun olarak en iyi ekilde kullandna
gre, ortak dilin ortak yaam daki karkln meyvas olduunu
abartmadan syleyebiliriz; oysa airin dili, bu saylamal karkln
rettii eleri zorunlu olarak kullansa bile, herkesten uzak yaayan
78
79
BM VE RTM
1927
D sellik ile erm ilik, biri neeli, teki arbal iki ara
oyunuydu. imdi oyun bitti; konumalarmzn genel planna dn
yoruz. e ykyle balamtk. Kiileri ele aldktan sonra, yknn
iinden kaynaklanan olay rgsne getik. Bugn ise byk lde
olay rgsnden kaynaklanan ve kiilerle rom anda yer alan teki
btn elerin katkda bulunduklar bir eyi ele almamz gerekiyor.
Rom ann bu yeni ynne ad olabilecek yaznsal bir szck yok.
A slnda sanat trleri gelitike tanmlama bakmndan birbirlerine
gitgide daha ok baml bir duruma geliyorlar. Biz de nce resim
sanatndan bir szck alarak romann ele alacamz ynne biim,
sonra m zikte kullanlan bir szc benim seyerek ritim adn
vereceiz. Ne yazk ki, bu szcklerin ikisi de ak seik olmaktan
uzak. Biim ya da ritim szcn yazna uygularken kimse ne de
mek istediini aka belirtm iyor; szlerinin sonunu getirmekten
kanarak, Ama elbet biim... ya da Evet ama siz buna eer biim
derseniz... gibi eyler geveliyorlar.
Biimin ne olduunu, deerlendirilmesi iin okuyucuda ne gibi
niteliklerin bulunmas gerektiini tartmaya gemeden nce, rnek
olarak iki roman alacam. Biimleri aka belli olan bu romanlardan
birini kum saatine, tekini byk bir zincire benzetebiliriz.
Anatole Francen roman Thas kum saati biimindedir. Romanda
nem li iki kii vardr; bunlar kei Paphnuce ile kibar yosma
Thai'sdir. Romann banda Paphnuce lde yaam akladr, ruhu
80
81
kiinin yeniden bir araya gelmesiyle, halka tam am lanm olur. ara
skla birbirlerini selamlarlar; aknlklar hafif bir alayla son bulur.
Roman Pictures' 111 baars biiyk bir /.incir biim inde oluundan
ileri gelmez, nk kim olsa byle bir zincir dzenleyebilir. Baarnn
nedeni, kullanlan biimin yazarn ruhsal durum una uygun dm e
sidir. Pcrcy Lubbock romann balan sona, art arda sralad birta
km kk sarsntlarla yrtr; kiilerine kar ince bir hogrs
var. Ancak bu hogr, varlyla bu kiilerin olduklarndan daha
kt grnm elerine yol aan bir hogrdr. Romann ineleyici,
gldrl, son derece yum uak bir havas vardr. Kitabn sonuna
geldiimiz zaman, bu havann som ut bir varla brnm olduunu
grrz; iimizde bir sevin belirir. Bir de unu grrz: ki arkada
soylu talyan ailesinin oturma odasnda bir araya gelmekle, romann
batan beri gerektirdii eyi yapm, dank durumdaki olaylar kendi
kiiliklerinin znden bklme iplerle birbirine balamlardr.
T ha 's ile Roman Pictures, biime verilebilecek kolay rneklerdir.
Ancak, her ne kadar sylemek istediklerini pek bilmeden, romanlarda '
bol bol izgilerden, kvrmlardan sz eden eletiriciler varsa da, insan
her zaman bir roman tpatp benzetebilecei nesneler bulamaz. Bu
aamada ancak u kadarn syleyebiliriz: Biim, romann estetik
yndr; geri romandaki kiiler, sahneler, szckler, ksaca her ey,
biim in olum asna katkda bulunabilir, am a onu asl yaratp
besleyen olay rgsdr. Daha nce grdmz gibi, olay rgs
gzellik ierebilen bir eydir ve bu gzellik, nasl olup da oralara
dtne bir para aan bir gzelliktir; gerekten de, gren gzler
iin olay rgsnn derli toplu yapsnda Esin Perileri'nin damgas
aka bellidir, nk olaylar arasndaki balar kurar kurmaz Mantk
hazretleri yeni bir yapnn temellerini de atmtr. te bu temeller ro
mann biim adn verdiimiz ynnn dayand temellerdir. Bizim
balang noktamz da burasdr. Biim byk lde olay rgsnden
doar, bulutlar aydnlatan bir k gibi onunla i iedir ve olay
rgs tamamlandktan sonra da ortada grnr. Kimi durumlarda
gzellik, romann biiminden, btnnden, paralarnn oluturduu
birlikten kaynaklanr. Eer yalnzca bunlardan kaynaklansayd, o za
man incelem em iz kolaylard. Ama kimi durum larda da baka
temellere dayanmaktadr. te baka temellere dayanan gzellie biim
yerine ritim adn vereceiz. Yalnz, u anda hl biim stnde duru
yoruz.
imdi de kat bir biimi, btnl bulunan bir roman alarak, in
celeyelim. Setiimiz roman Henry James'indir, ama gene de biim
ynnden kolay bir romandr. Biraz ayrntl olarak ele alacamz bu
82
83
ilen arndrma ilemi, belli bir estetik etki salamak iindir; James
bu etkiyi salamtr.
[ ..]
Kat bir biimin sakncas ite budur. Byle bir biim, romann
havasnn som utlamasn salayabilir, olay rgsnn doal bir
sonucu olarak geliebilir; ama yaama alan kaplar kapar ve ou
kez romancy kapal odalarda sanatlk oyunlar oynar bir duruma ge
tirir. Bir gzellik yaratlmtr, ancak zorba klna girmi bir gzel
liktir bu. Tiyatro oyunlarnda, rnein Racine'in oyunlarnda, gzel
liin varln kabul edebiliriz, nk gzellik sahneye yce bir sul
tan gibi kurularak, bildiimiz sradan insanlarn yokluuna gnlm
zn katlanmasn salayabilir. Ne var ki, romanda gzelliin zorbal
, gcn artrd lde tatszlar ve arada bir Boon gibi kitaplarn
yazlmasna neden olan bir tepkiye yol aar. Baka bir deyile, roman
sanatsal gelimeye oyun kadar elverili deildir. nsancll ya da kul
land gerelerin kaba oluu, buna engeldir. ou zaman okurlarn
biimden duyduklar tat, bu biimi salamak iin gze alnan zararlar
karlayabilecek lde deildir; bu gibi kimselerin yargs udur:
Gzel olmu ama demez.
Aratrmamz burada da bitmiyor. Gzellikten umudumuzu kesmi
deiliz henz. Acaba romanda biim dnda herhangi bir yntemle
gzellik salanamaz nu? imdi rke ekine ritim kavramna bir
gz atalm.
Kimi zaman ritim ok kolaydr. rnein Beethoven'in Beinci
Senfonisi, ta ta ta taam diye, her kulan seebilecei, herkesin
ayak vurabilecei bir ritim ile balar. Ancak bir de senfoninin
tmnn ritmi vardr; byk lde blm ler arasndaki ilikiden
doan bu ritmi kimi kiiler duyabilirse de hi kimse ayak vurarak
izleyemez. Bu ikinci tr ritim gtr; aslnda bu iki ritim tr bir
birinin ayn mdr, deil midir, ancak m zikiler bilebilir. Yaznc
olarak bizim sylemek istediimiz udur: Ta ta la taam biimindeki
birinci tr ritim birtakm romanlarda da bulunmakta ve o romanlara
gzellik kazandrabilmektedir. Roman alannda, teki ritim trne,
yani Beinci Senfoni'nin tmnn ritmi gibi g bir ritme benzer bir
ritim bilmiyorum; ama belki vardr.
Kolay ritim trn Marcel Poust'un yaptlarndan rneklerle ak
layabiliriz.
Proust'un rom annn son blm henz yaym lanm ad; ro
mancnn hayranlar, bu blmn de kmasyla her eyin yerli yerine
oturacan, gemiin anmsanarak lmszleeceini ve bylece ro
mann tam bir btnlk kazanacam sylyorlar. Ben buna iranm-
84
85
86
benzer bir etki yaratan herhangi bir ey var mdr? Senfoninin ilk
blm, yava blm ve trio-seherzo-trio-finale-trio-finale bii
minde giden nc blm, hep birden zihnimize dolar ve birbirinin
iine girerek ortak bir varlk oluturur. Bu yeni ortak varlk sen
foninin tmdr ve tam deilse bile byk lde, orkestrann ald
byk ses bei arasndaki ilikiden domutur. Ben bu ilikiye
ritim diyorum. Eer mzik dilinde baka bir ad veriyorlarsa zarar
yok. u anda bizim sormamz gereken soru, rom anlarda bu ritim
trne benzeyen bir ey olup olmaddr.
Ben byle bir benzerlik bulamyorum; ama gene de olabilir, nk
roman belki de kendisine en yakn koutluklar mzikte bula
bilecektir.
Tiyatronun durumu deiiktir. Tiyatro grsel sanatlardan yararla
nabilir; Aristoteles'in dzen getirme abalarna da kar koymayabilir;
nk oyun yazar, kiilerinin insan olarak gereklerini karlamak so
rumluluunu romanc kadar derinden duymaz. nsanlar zelliklerini
gsterebilme olanan en ok romanda bulurlar. Romancya sanki,
stersen bizi deitirip yeniden yarat, ama bizi kitabna almak zorun
dasn, dem ektedirler. Batan beri grdmz gibi, romancnn
sorunu, bir yandan kiilerini davranlarnda zgr brakrken, bir yan
dan da baka bir ey, yani gzellik yaratm aktr. Peki, yardm
salamak deil de, benzerlikler bulabilmek iin nereye ynelmeli?
Geri mzik insan kullanmaz, karmak kurallara, yasalara baldr;
ama gene de, btnyle duyulunca, romancya, kendi yntemleriyle
yaratmay baarabilecei bir gzellik tr sunduu kesindir. Roman
yazarnn da mzikteki yaylp genileme kavramna drt elle sarl
mas gerekiyor. Her eyi derleyip toparlayarak bir sonuca balasn,
hibir eyi noksan brakmasn demiyorum; alsn, yaylsn diyorum.
Senfoni alnp bitince, senfoniyi oluturan ses ve ezgilerin bams
zlklarna kavutuklarn, btnn ritmi iinde kendi bireysel zgr
lklerini bulduklarn, iimizde duyarz. Roman da byle olamaz m?
Sava ve Bar'ta da az ok buna benzer bir durum yok mu? Szleri
mize Sava ve Bar'la balamtk, onunla bitirmemiz gerekiyor.
Sava ve Bar ok dank bir romandr; ancak gene de, okuduka
arkamzdan gl mzik sesleri ykselmeye balamyor mu? Roman
bitirdiimiz zaman, iindeki her ey birbiri ardndan sralanan sava
stratejileri bile, ncesine gre daha byk boyutlara brnmyor mu?
87
VRGNA WOOLF
(1882-1941)
89
90
91
92
93
94
1. K sa sa K sa s -. N.
95
96
97
98
99
HEINRICH MANN
(1871-1950)
ROM AN ZER N E D N C E L E R
1931
B aarl bir biim de sunulan olaylar dizisi son derece etk ilid ir.
Byle bir rom an, okuru hem inandrcl, hem de btnlk olu tu r
m as b akm ndan etkisi a ltn a alr. H ik y ed e geen olaylar fazla
abartlm am ve ayn zam anda da hafife alnm am ; kiiler, ne o lduk
larndan gzel, ne de irkin gsterilm itir. R om anda byle d u ru m lar
varsa bile, yazar bunu bilerek yapm am tr. G nlk hayattaki kiiler
ve olaylar, rom andakilerin tpatp ayns deil, onlarn bir aktarm dr.
Byle bir aktarm beeniye deer bir baardr. G nlk hayattaki ba
sonu belli olan tarihsel olaylar yerine yazarn dncesi ve ruh hali
asndan yanstm ay ngren paralel bir yol bulunm utur. A ncak bu
yol tarihin kendisi de olabilirdi. B yle bir du ru m d a artk tarih sel
gereklik ile yazarn olaylar alglam as bir rastlantya dayanr. Y ine
de gerek onun anlatm biim inde var olan bir eydir. G zlem cilerin
bir b lm ta rafn d an y aanm olan bu g e re in y a n stlm a s
herkesin gerekletirebilecei bir durum olm adndan, sadece olay
youn b ir biim d e yaayan y azarlar tarafn d a n d e e rle n d irm ek
m m kn olm aktadr. R om anda sz konusu kiiler, gnlk hayattaki
bireyler deilm iesine ortaya kan kiilerdir. O kur onlar sokakta
gzlem leyebilir: Ah, evet, ite ben bu kiiyi tanyorum ! H ayr, yoksa
yanlyor muyum, am a o benim tandm biri olabilir, der.
Bence bu yntemin avantajlar ve dezavantajlar var. B urada rom an
yazar oluturduu dnyay gereklerden, daha nce tan d ve
herkesin de kolayca tanyaca ayn m alzem e ve biimle, rom an kii
lerinin yazg ve sululuklarn yanstarak yapar. Byle bir kurgu daha
batan gvence altna alnm olur ve daha sonra zellikle iin ehli
okurlar tarafndan vg ile karlanr. Benzer durumlar baka alanlarda
da grm em iz m m kndr. Eski M ilet ehrinin pazar giri kapsnn
aslna uygun bir biim de bir sergide yeniden dzenlenm esi, sergiyi
grm eye gelenleri etkiler. Y ine B erlin'deki U llstein E vi'nin iinin
baarl biim de, aslna uygun olarak dzenlenm esi de herkesi ilgilen
dirir. A m acna ulaan hikye son derece etkilidir. Burada sz edilen
sanat, her eyden nce gerekliktir. Y aadm z olaanst olaylarn
bir rom ann bize hatrlatm asndan daha sansasyonel bir ey olm ad
grlecektir. Hikye eden kim se okurlarna yapt etkiden em in ol
mak bakm ndan, yazdklarn daha etkili bir durum a getirm ek iin,
eklemeler yapma gereini gerekten duymaz.
te yandan raporlar, okurda hep nem siz tek bir olay, ya da ara
oyunu izlenim ini uyandrrlar, hayatn anlam n asla dorulam azlar.
Hayatn anlam geree pek uygun dm em em ekte, gerekst bir
nem kazanm aktadr. rnein ok titiz bir biim de hazrlanm
101
102
ROBERT MUSL
(1880-1 9 4 2 )
Y A ZA R VE Y A ZIN
1931
A y te n G en . D en em e A lm a n c a asln d an T rkeye
evrilm itir.
105
BERTOLT BRECHT
(1898-1956)
EPK TYATRO
1936
PAUL VALRY
(1871-1945)
109
112
PAUL VALRY
(1871-1945)
ESTETK YARATMA
1938
Fahrettin Arslan. Franszca aslndan tam olarak evirilen yaz, Centre International de Synthse tartmalar
iin hazrlanmtr.
114
115
PAUL VALRY
(1871-1945)
117
116
118
Herhangi can skc bir meseleden dolay yryp eitli rhanzaralarn etkisiyle kendimi dinlendirmek iin dar kmtm. Oturdu
um cadde boyunca giderken birdenbire bir ritmin etkisine kapldm-,
bana kendini zorla kabul ettiriyor ve ok ksa bir sre sonra da yaban
c bir etkinlik izlenim ini veriyordu. Sanki birisi benim y a a m
m akinem i kullanyordu. Baka bir ritim birinciye katld ve onunla
kenetlendi, her iki yasallklar arasnda herhangi bir trden enine
balantlar olutu (yeteneime gre aklyorum). Bylece adm atan
bacaklarmn hareketiyle kendi kendime mrldadm, ya da daha ok
benim kiiliim aracl ile mrldanan herhangi bir ezgi birleiyordu. Kompozisyon gittike karmaklat ve karmaklk bakmndan
kendimin akl yoluyla allm ritmik yeteneime gre retebilece
im her eyi glgede brakt. Bunun zerine bahsettiim yabanclk
duyumu, sevimsiz ve hemen hemen huzursuz edici bir durum almaya
balad. Mzisyen deilim, mzik tekniinden de hi anlamam; bir de
ne greyim, baktm ok sesli alman bir partiturun kurban olm u
um, bir air iin hibir zaman dnlemeyecek bir karmaklk.
Kendi kendime dedim ki, burada kii ile ilgili bir yanllk var, bu
ltuf yanl birinin bana kondu, nk byle bir yetenekle bir ey
yapamazdm -kukusuz ki bu bir m zisyen iin deer, biim ve
sreklilik kazanrd, oysa kendilerini ren ve temizleyen bu sesler
bana bo yere bir eser balyorlard; o eserin ustaca ve iyi dzen
lenmi ardkl karsndaki bilgisizliim, hayrete dp mtsizlie kapld.
Yirmi dakikalk bir sreden sonra birdenbire by kayboldu; beni
Seine nehrinin kysnda ortada brakt, fabelde kulukaya yatt yu
murtadan kuu ktn gren rdein aknl iindeydim aynen.
Kuu utuktan sonra hayretim dnmeye dnt. Artk yrmenin,
sk sk dncelerin canl akn tevik ettiini ve yry tarzmla
dncelerim arasnda belli bir etkileimin olutuunu anlamtm,
bu arada dncelerim yrym deitirirken yrym
dncelerimi etkiliyordu -b u , gerekten dikkate deer, ama nispeten
kavranabilen bir ey. Farkl tepki hzlarmzdan bir ahenkleme
oluuyor kukusuz ve sadece kaslarla yaplan bir etkinlikle imgeler,
yarglar ve sonularn eitli rnleri arasnda karlkl deimenin
olanakl olmas ok ilgin.
Sizlere anlattm durum da, benim iim de fik irle r denilen
imgelerin, i szlerin ve gizil eylemlerin domasn etkilemek yerine,
adm atma hareketim kendini ritimlerin sanatsal sistemiyle bilincime
aktarmas cereyan ediyordu. Fikirlere gelince, bunlar benim bildiim
bir trn konuudurlar; bunlar not edebildiim, oluturabildiim ve
119
122
123
126
127
128
129
130
duyumsal izlenim i- ierik gibi ayn gten m eydana gelen dil - yani
bilincin son deiim i-, bu iirsel dil soyut fikirleri sylemek iin
kullanlmtr, bunlar tam tersine biimlerinden bam sz fikirlerdir
ya da en azndan biz yle kabul ederiz. ok byk airler ara sra
bunu yapmaya yeltenmiler. A m a bu ar soylu girimlerde takatini
tketen yetenek ne kadar byk olursa olsun, dnceleri izleyecek
dikkat, arky izleyen dikkatle yara girmesini asla nleyemeyecek
tir. DE NATURA RERUM burada nesnelerin doasyla anlamazlk
iindedir. iir okurunun durumu, saf dnceleri okuyann durumu
deildir. Dans eden insann durumu, topografya plan, ya da jeolojik
durum tespiti yapmak iin yolu alm ayan araziye giren bir insann du
rumu deildir.
Bununla birlikte airin kendi soyut dncesi bulunduunu
syledim, isterseniz felsefesi diyelim; ve onun air olarak etkinlii
srasnda etkilediini de syledim. Bunu kendimde ve birka baka
kimsede gzlem lediim iin syledim. Ne burada, ne de baka bir
yerde kendi deneyimime ya da uzun sreli gzlemlerime bavurmaktan
baka hibir kantm, iddiam ve hakl gsterecek hibir eyim yoktur.
air olarak altm her zaman, almamn benden sadece size
bahsettiim iirsel evrenin varln deil, bir sr kafa yormalar,
kararlar, seme ve birbirine balama eylemlerini de istediini farkettim; btn bunlar olmadan sadece ilham perileririnin ya da rastlant
nn olas ltuflar, deerli m alzem elerin inaat alannda mimarsz
kalmalarndan baka bir anlam ifade etmezdi. Ama bir mimar sadece
deerli malzemelerden ilham almaz. iir mimar olarak air, deerli
elemanlarn reticisi olarak olduka farkldr, her iir bunlarla beste
lenmi olm aldr, am a bunlarn kom pozisyonu ok farkl olup
btnyle deiik tarzda dnsel almay ister.
Bir gn birisi bana liriin cokunluk olduunu ve byk lirik
airlerin arklar dzeltm e yaplm adan yazldn, hezeyann ve
dnsel rzgrin frtnal kkremesindeki sesle ayn hzda olduunu
retm iti...
Ona tamamiyle hakl olduu yantn verdim; bu arada bunun iir
sanatnn ayrcal olmadn ve herkesin bildii gibi, rnein bir
lokomotifin yapm nda yapan kimsenin iini m utlaka saatte seksen
millik bir hzla srdrmesinin gerektiini syledim.
iir gerekten szckler yardm yla airsel durum u yaratmas
gereken bir tr makinedir. Bu makinenin etkisi belli deildir, nk
dncelere olan etki alannda hibir ey mutlak deil. Ama sonu ile
onun belirsizlii, durumun ne olduu gibi, makinenin konstksyonu
bir sr problem lerin zmn ister. Makine ifadesi sizi rahatsz
131
132
133
THOMAS MANN
(1875-1955)
ROMAN SANATI
Princeton rencilerine Verilen Konferans
1939
134
135
136
137
139
140
141
142
Goethe'nin dnya roman sanatnn bir incisi olan W ahlverw andschaften'ine sahibiz, ruhsal, doa felsefesiyle ilgili dzyaz edebiyatn
mkemmel bir eserine. Daha sonra lkemizde beklenen sonularn
alnm ad burjuva devriminin beyinleri ve Das junge D eutsch
la n d ^ temsilcileri, Immermann ve Gutzkow, toplumsal ierikli ro
m anlar yazdlar. Dnyann ilgisini ok az ekip A vrupa yaznna
doru drst giremediler. Bir Spielhagen'in dzyaz roman bugn
avrupa roman dediim iz eye gerek hibir katkda bulunmad
sonucu karlacak kadar renksizdir. ok farkllk gsteren yallk
eserleri arasnda en azndan bir bayapt olan Effi Briest'le Avrupa'nn
ve dnyann pek dikkatini ekmedii halde avrupai lye ulam
olan Theodor Fontane'yi de belirtmek gerek: Fontane'yi Almanya'nn
dnda hi kimse tanmaz, hatta o Gney Almanya'da ve svire'de
hemen hemen hi okunmaz. Alman dilini konuan svirelilerin du
rumu da pek farkl deildir: kendi tarznn by, gl ky
ahlks Gotthelf, kulaa gerekten ho gelen bir nesir kaleme alm,
modern masaln harikulde anlatcs olan sevgideer Gottfried Keller
ve yksek soyluluu tarihselletiren novelist Conrad Ferdinand
Meyer'in durumu da Fontane'ninkinden farkl deildir.
Nasl oluyor da btn bunlar dierleriyle birlikte dorudan doruya
avrupai saylm yor? Nasl oluyor da bakalarna etki ve tem sil
yetenei ynnden farkllk bulabilmek iin biraz nce bahsettiimiz
Bat Avrupal ve Rus isimleri belirtm ek gereksinimi duyuyoruz?
Avrupa etkisi, Avrupa temsil yetenei her byk romancnn isminde
olduu gibi dnyay peinde srkleme durumu Almanya'da edebi ve
toplum sal eletirel olann dnda, baka bir yerde, yani mzikte
vardr. Almanya'nn bu gurur verici sralamann karsna koyduu, ya
da onlara katt isim, geri eseri bir ok ynden destanla ilikili de
olsa bir mzikal oyun olan W agnerdir. Almanya'nn XIX. yzyln
antsal sanatna katks yaznsal deil, mzikseldir, -ar karakteristik
bir tarzda. W agner'in muhteem eseri ile XIX. yzyl Avrupa'snn
byk roman sanat arasnda an dikkate deer psikolojik ortaklkla
r ortaya konabilir. Der Ring des N ibelungen'm , Emile Zola'nn
R ou g o n -M a cq u a rt dizisinin simgesel naturalizmi ile bir ok ortak
taraf vardr -h atta leitmotifi. Fakat asl ve tipik ulusal farkllk
Franszca eserin toplumsal ruhu ile Almanca eserin mitsel ve en eski
zamanlara ulaan iirsel ruhu arasndadr. Eer Avrupa damgal roma
nn A lm anya'da aslnda tannm adn sylem ekle pek bir ey
sylemi olmaz -B ununla alman zihniyetinin sadece bir sanat biimi
olarak romann doutan demokratiklii ile ilikisi zerine deil, ke
143
THOMAS MANN
(1875-1955)
BYL DAA GR
Princeton niversitesi rencileri in
1939
144
145
146
147
148
149
150
151
GARP
1941
152
dren bir glk, yahut da byk heyecanlar temin eden bir gzellik
bulunmayacaktr. Nitekim bu rahatsz edici hakikati grm olanlar,
vezinle kafiyeye henk denilen yeni bir iir unsurunun ebeveyni
nazariyle bakmlar, bu yeni nimete drt elle sarlmlar. Bu iirde
eer takdir edilmesi lzmgelen bir henk varsa.onu temin eden ey,
ne vezindir, ne de kafiye. O henk vezinle kafiyenin dnda da,
vezinle kafiyeye ramen de mevcuttur. Fakat onu iirde uurlu hale
getirip anlaylar en kt insanlara bile bir hengin mevcut olduunu
haber veren ey vezinle kafiyedir. Bu suretle farkna varlan, yani
vezinle, kafiye ile temin edilen bir henkten zevk duyabilmek yahut
da lkrdy bu basit ller iinde sylemeyi maharet sayabilmek;
safdilliklerin herhalde en muhteemi olmaldr. Bunun haricinde bir
henge inanmaksa, onun iir iin ne kadar lzumsuz, hatt ne kadar
zararl olduunu biraz sonra anlatacam.
*
Vezinle kafiyenin her eye ramen birer kayt olduunu da kabul
edelim. Bunlar airin dncesine, hassasiyetine hkmettikleri gibi
lisann eklinde de deiiklikler yapyorlar. Nazm dilindeki nahiv
acaiplikleri vezinle kafiye zaruretinden domu. Bu acaiplikler belki
de, ifadeyi geniletmesi itibariyle, iir iin faydal olmutur. Hatta on
larn, nazm endielerinin dnda dahi ba tac edilmeleri ihtimali
vardr. Fakat bu kurulu bazlarnn kafalarna iir dilinin kendine
hs yaps diye dar bir telkki getirmi. Bu eit insanlar bir takm
iirleri reddederken konuma diline benzemi diyorlar. Kklerini
vezinle kafiyeden alan bu telkki, hakik mecrasn arayan iirde hep
ayn zaf garabeti bulacak, onu kabul etmek istemiyecektir.
*
153
olduumuz insanlar bunlara bir ka tane daha ilve etmekle acaba ede
biyata ne kazandracaklar? Tebih, istiare, mbala ve bunlarn bir
arada gelmesinden meydana kacak bir hayal zenginlii, mit ederim
ki, tarihin a gzn artk doyurmutur.
*
Edebiyat tarihinde pek ok ekil deiiklikleri olmu, yeni ekil,
her defasnda, kk garipsemelerden sonra kolayca kabul edilmitir.
G kabul edilecek deiiklik, zevke ait olandr. Byle deimelerin
pek seyrek vukua geldiini; stelik, bu suretle meydana kan edebi
yatlarda da her eye ramen deimiyen, yine devam eden, hepsinde
mterek olan bir taraf bulunduunu gryoruz. Bugne kadar burju
vazinin mal olmaktan, yksek sanayi devrinin balamasndan evvel
de dinin ve feodal zmrenin kleliini yapmaktan baka hi bir ie
yaramam olan iirde, bu deim iyen taraf; m reffeh snflarn
zevkine hitap etmi olmak eklinde tecelli ediyor. Mreffeh snflar
yaamak iin almaya ihtiyac olmayan insanlar tekil ederler. O in
sanlar gemi devirlerin hkimidirler. O snf temsil etmi olan iir
lyk olduundan daha byk bir mkemmeliyete erimitir. Ama
yeni iirin istinat edecei zevk, artk, akalliyeti tekil eden o snfn
zevki deil. Bugnk dnyay dolduran insanlar yaam ak hakkn
mtemadi bir didimenin sonunda buluyorlar. Her ey gibi, iir de on
larn hakkdr, onlarn zevkine hitap edecektir. Bu, mevzuubahis
kitlenin istediklerini eski edebiyatlarn letleriyle anlatmaya almak
demek de deildir. Mesele bir snfn ihtiyalarnn mdafaasn yap
mak olmayp sadece zevkini aramak, bulmak, sanata onu hkim kl
maktr.
Yeni bir zevke ancak yeni yollarla, yeni vastalarla varlr. Bir
takm nazariyelerin sylediklerini bilinen kalplar iine sktrmakta
hi bir yeni, hi bir san'atkrane hamle yoktur. Yapy temelinden
deitirmelidir. Biz senelerdenberi zevkimize, irademize hkmetmi,
onlar tayn etmi, onlara ekil vermi edebiyatlarn, o skc, o
bunaltc tesirinden kurtulabilmek iin, o edebiyatlarn bize retmi
olduu her eyi atmak mecburiyetindeyiz. M mkn olsa da iir
yazarken bu kelim elerle dnm ek lzm dr diye yaratc
faaliyetim izi tehdit eden lisan bile atsak. Ancak bu suretledir ki,
kendimizi alkanlklarn srkledii gayri tabi inhiraftan kurtarm;
safiyetimize, hakikatimize irca etmi oluruz.
[...]
154
155
156
157
158
159
160
HERMANN BROCH
(1886-1951)
161
162
164
HERMANN BROCH
(1886-1951)
V E R G L U S ' U N L M Z E R N E
DNCELER
1945
1. Eserin erii
Kitap, lm deindeki Vergilius'un Brindisi Lim an'na varn
dan balayarak ertesi gn leden sonra A ugustusun saraynda lme
sine kadar sren son on sekiz saatlik yaamn canlandrmaktadr.
nc kii olarak canlandrlm olm akla birlikte yazarn i
monoloudur. Bu itibarla eser, onun kendi yaamyla hesaplamasdr;
bu yaam n ahlk bakm ndan doruluu ya da yanll ile bir
hesaplam adr; bu yaam a ithaf edilen edebi almann doruluu ya
da yanll ile hesaplam adr (Vergilius eserlerinin hepsini yakmak
istem iti), ama her yaam n varl, ana bal olmasndan dolay
hesaplam a zihinsel ve daha ok mistik akmlarn btnn iine alr.
Bu akmlar, Rom a m paratorluunu H ristiyanlk ncesindeki son
yz yllk srede etkilemi ve Vergilius'u Hristiyanln habercisi du
rum una getirmitir.
Yani lmnn bilincinde olan Vergilius sadece lm olayyla
hesaplam aya itilmi olm az, bilincinde olduu -hum m ann da etki
siyle glenip- an m istik tutumu btnyle de bu tarzda ifadesini
bulur; Vergilius'un kendi iirini lmn idraki olarak geerli grmesi
bir yana, bu haliyle Broch'un eserinin de bu trden geerlilii vardr:
dnya edebiyatnn sadece az saydaki eseri (edebi arala olduunu be
165
2. Canlandrma Yntemi
Broch'un eseri bir i monologdur. Bu belirlemeye gre onu lirik
bir eser olarak grmek gerekir. Bu durum yazarn amacna da uyuyor.
Lirik ge, derin ruhsal gerekleri ierir. Bunlarn iinde duygunun
irrasyonel dnyas ile saf akln rasyonel dnyas eit arlkta bulu
nur; rasyonel olanla irrasyonel olan arasndaki srekli etkileimin her
saniyesini aa karmas, yani kahramann yaamnn her saniyesini
kitabn her cmlesinde ortaya koymas, kitabn zel baarsdr.
Burada sz. konusu olan rasyonellikle irrasyonelliin birliidir;
bunun -g r n rd e- ztl, derin ruhsal gereklikte zmlenir. Her
insann yaamn belirleyen birliktir bu. Kim kendi yaamna bakarsa
zmsz ztlklarla dolu olduunu, fakat grnrdeki bu ztlklara
karn onu dalmayan bir btnlk olarak grr.
Ztlklarn birliini sadece ve sadece lirik ge salar. Amac bu
olduuna gre Broch'un eserinin bir iir olmaktan baka aresi yoktur.
nk burada sz konusu olan yaam birlii, iirdeki birlik gibidir;
en i yasas sayesinde, en i gereklii sayesinde kart ierikleri de
bir btnlk haline dntrr: Her gerek iirde biraz ifade
edilmeyen, ifade edilemeyen husus vardr, szlerle satrlar arasnda or
taya kan gerilim, ksaca sylenirse ara alann ifadesi bulunur. Ve
buradan yola karak esas birlik salanr, grnrde zmsz olan
ztlklar orada zlr, orada iir gerek ve bilgi haline gelir.
Broch'un i monologu Joyce'utkiylc karlatrlmamak, nk o,
empresyonist resimde olduu gibi ztlklar yan yana koyuyor; onun
Proust'daki bellek yntemiyle de yapaca hibir ey yoktur, Tlomas
Mann'n benzer yndeki uralaryla da pek ilgili deildir. Hayr, bu
rada tamamen yeni bir yntem denenmitir, kendinin lirik yorum u__
denebilecek bir ey: gerein en d yzeyinden balayp kat kat derin
lere doru gidilmitir, bu yntemle orada her kat bir ncekinin ieri
ini malzeme olarak, lirik malzeme olarak ele alr ve kendi asndan
yine lirik olarak iler.
Bu ynteme en kolay bir sylemle mziksel ad verilebilir. An
lat trne bugne kadar mziksel yardm aralarnn sadece en mzik
sel olmayan, yani ana motif girmitir. Buna karn lirik -yapsna
uygun olarak - bandan beri mziksel elerle olumutur; ite bu
durum Broch'un canlandrma tarznn temel direidir: 550 sayfa kaln
lktaki kitap, tek bir iir olarak alnrsa, mziksel bir biimde
166
bestelendii grlr; lirik yorumun ynteminin mziksel motifvaryasyonundan baka bir ey olmad grlr (bu, derin bir ifadenin
olanaklarn gerekletirm eye alr); nihayet kitabn btnnn
tamamyla bir kuartet ilkesine gre, ya da belki daha doru olarak bir
senfoni ilkesine gre kurulduu grlr -hatta onun tamamen doal
biimde drde blnmesi bunu dorulamaktadr.
Bu mziksellik sayesinde anlatnn en zor sorunlarndan biri olan
simultanitc, yeni bir zme kavuturulmu gzkmektedir: Anlatsal
canlandrmann hepsi simullanite sorununu iyi incelemek zorundadr,
yani bir anlk durumlar zamansal ardardalklarla canlandrmak ve buna
karn anlk izlenimleri yazya dkmek zorundadr; mzik de kendi
tarznda bu sorunla almak durumundadr, hatta onun temel sorunla
rndan birisidir, nk en uzun senfoni bile dinleyicilere birlik duygu
su vermeli; o, aka bu birlik duygusunu vermek iin, gerek zama
nn ortadan kaldrlmas uruna oluturulmutur. Broch, bu mziksel
temel ilkeyi kararllkla srdrrken anlatsal canlandrmada simultanite sorununa yeni bir yaklam bulma baarsn gsterir. Gemi ve
gelecek de dahil yaam birliinin btn, tek bir imdiki zaman nok
tasnda -eer bellek ve kehanet birlii olarak adlandrmak sakncal
grlmezse- herhalde imdiye kadar bu kitapta olduu kadar ak hale
asla getirilmemitir.
3. slp
slp, canlandrma ynteminin d yzeyidir, yntemle bir btn
oluturduundan ondan ayrlmaz. Bununla birlikte canlandrmann d
yzeyi slpta som utlatndan onda canlandrm ann yntemini
grmek mmkndr.
Broch'un slbunu aadaki eler belirler:
a) O, her canlandrma srasnda ruhun ztlklarn uyum iine sok
may gznnde tutar;
b) Devaml olarak (mziksel) btn motifler manzumesini hareket
halinde tutmay hedefler;
c) te bu yolla olayn sim ultanitesini her yerde yakalamay
amalar.
En basit sylemle bu ilkeler tek ilke altnda toparlanabilir: Bir
dnce, bir an, bir cmle.
Bu noktadan bakarak Broch'un cm lelerinin -herhalde itiraz
e d ile n - uzun oluu anlalabilir. Cmle her dilsel canlandrmann
szdizim sel bir birimidir, onun zerine daha yksek birimler olan
167
STEPHEN SPENDER
(1909*)
BR R N O L U U M U
1946
GEREKE
E er sadece kendi iir yazm a yntem im zerine k o n uursam bu,
pek de b a la n ac ak b ir durum o lm az. B u rad a y ap m am g e re k e n
konuyu ayn zam anda daha geni kapsam da ele alp airlerin m asa
bana geip iirlerin i yazark en , v e y a e tra fta d o laa rak iirle rin i
kafalarnda olutururken zm eye altklar sorunlara girm em dir. H er
airin alm a yntem i ve yazarlk deneyim i farkl iken benim kendi
deney im lerim i genel k u ralm gibi o rtaya k oym am d o ru o lm az.
A yrca benim iirlerim , kendim i bu konuda rnek ve o to rite o la ra k
gsterecek kadar iyi olm ayabilirler.
Y ine de iir yazm ak , y a zarn d ik k a tin i g e re k tire n ve iitm e ,
grm e, hayal gc, bellek ve bunun gibi yetenekler isteyen bir etk in
liktir. air im gelerle dnebilm eli; dili snrl bile olsa, bir ressam n
paleti ile gsterdii ustal o da dili ile gsterebilm elidir. B tn b u n
lardan kan sonu da, sradan bir toplum da airin az veya ok bilinli
olarak, kendini m esleinin bu g erek lerin e uydurm as g ere k m e sid ir.
B undan dolay da bazlarnn neredeyse delilik olarak tan m lad k lar,
airlerin garip alkanlklar ile ilham n yaratt zel d u ru m la r o rta y a
km aktadr. B ir tek airin verdii rnek, sadece onun k en d in i iirin
gereklerine ayarlam aya alt l y gsterir. A m a bu rnek net bir
ekilde ak lanrsa, o zam an d i er airleri, h atta iiri b iraz o lsun a n
lam am za yardm c olabilir.
168
169
ZHNSEL YOUNLAMA
Edebi yaratclktaki temel sorun zihinsel younlamadr. Genel
likle airlere atfedilen garipliklerin sebebi ise dnlmeden yaplan
alkanlklar ya da zihinsel younlamay salamak amac ile gerek
letirilen itellerdir. Tabii ki iir yazmak iin gerekli olan zihinsel
younlama, toplama ilemi yapmak iin gerekli olandan farkldr.
iir yazmak iin gerekli olan younlamada, airin dikkatini kendi
fikrinin btn imalar ve olas geliimlerinin farknda olabilecei e
kilde odaklatrmas sz konusudur; tpk bir bitkinin mekanik olarak
bir ynde gelimek iin gayreti deil de, ayn anda tm ynlere doru
bymesi, yapraklar ile sya ve a, kkleriyle de suya doru
gelimesi gibi.
Schiller iir yazarken alm a masasnn iinde saklad rk
elmalarn kokusunu duymaktan holanrm. W alter de la Mare, bana
iir yazarken mutlaka sigara imek zorunda olduunu sylemiti. Auden ise bardak bardak ay iermi. Kahve de benim baml olduum
eydir, yazacak olduum zaman hemen hemen hi eksik olmaz
yanmdan; bunun yannda ok da sigara ierim. Dikkat ettim de. zi
hinsel younlamam arttka azmdaki sigarann tadn unutuyorum
ve evrem e rdm bu younlam a duvarn dardan gelen
uyarclarn geebilmesi iin bazen ayn anda iki, hatta sigara bir
den imek istiyorum.
170
Ama tanr akna bir Schiller'in, bir de la Mare'nin veya bir Auden'in yapt iin kalitesinin rk elmalar, sigara veya ayla bir il
gisi olduunu sanm ayn. Bunlar zaten kazanlm olan zihinsel
younlamann sebebi deil, sadece bir parasdr. Walter de la Mare
bana bir keresinde, iir yazarken sigara ime isteinin bir uyardan
deil de bir ihtiyatan, insann evresinde her zaman var olan dikkat
datc eleri bastrp dikkatini toplamak ihtiyacndan kaynakland
m sylemiti. Sokaktan geen birinin ald slk, veya saatin tk
taklan insann dikkatini databilir. nsann vcudunun dikkati baka
bir yere ekerek zihinsel younlamay sabote etme eilimi her zaman
birazck vardr. Eer insann bu dikkat dalmas ihtiyac ynlendiri
lebilirse, rnein rk elm a kokusuna, ttnn tadna veya ayn
tadna, o zaman dier dikkat datc eler devre d braklm
olurlar.
iir yazarken younlama iin harcanan enerjinin zaman zaman
bedeni tamamen unutturacak ruhsal bir etkinlik olduu, dier bir ak
lama olanadr; geici de olsa, insan bir sre bedeni olduunu unuta
bilir. nsann bedeni ile ruhu arasndaki denge bozulduu iin duyum
sal alglamay d dnyaya balayacak bir tr kancaya ihtiya duyulur.
te bu nedenle, insan bir kokuyu, lezzeti ve hatta bazen cinsel eylemi
zler. airler iir yazmay sevmekten ok, iir yazma ihtiyacndan
bahsederler. Bu ihtiya isel bir tepi, ruhsal bir zorunluluktur; etraf
uurumlarla evrili ykseklere ulama abasdr. Bu elbette her zaman
da mutluluk dolu deildir, nk belirleyici anlamda elde etmek iin
gayret gstermeye deecek olan dl hibir zaman elde edilemez; air
kendinden ne denli emin olursa olsun enerjisinin doru ynlendirilmi
olduundan, ya da yazdnn gerek anlamda iyi iir olduundan emin
olamaz. Sanat en st noktasna ulatnda kendi aralarnn, yani ke
limelerin, renklerin veya mziin snrlarn aar ve sanat dile ge
tirmeye alt eyin ruhunu anlatmak iin bu aralarn yetersizlii
ni idrak eder.
Deiik airler farkl yntemlerle zihinsel younlamay salarlar.
Ben kafamda iki tr zihinsel younlama arasnda kesin ayrm yapa
rm. Bunlardan biri annda ve tam olan, dieri ise ar ve aamal
olandr. Kimi airler eserlerini hemen yazarlar; onlar gzden geirip
zerinde almaya hemen hemen ihtiya duymazlar. Dierleri iirleri
aama aama retirler; pek ok msveddeden ve pek ok dzeltmeden
sonra ortaya kan rnn ilk taslakla artk pek benzer taraf
kalmamtr.
Bu iki farkl yaklam mzik alanndaki iki rnekte ak bir
biim de grlmektedir: M ozart ve Beethoven. M ozart senfonileri,
171
172
yola klarak yaklak alt iir yazld. Her iirsel ilham ortaya k t
nda bir num ara alr. Kim i zam an bu fik irle r bir satr gem ez.
rnein 3 numaral olan (bu hi gelitirilm edi) bir satrdan ibarettir:
A language o f flesh and roses
Et ve gllerden bir dil
Daha sonra ilhamdan bahsederken bu dizeye geri dneceim. imdi bir
an 13 numaral olana bakalm , nk bu iirsel fikir bir sonuca varn
caya kadar gelitirilmitir. lk karalam a yle balar:
(a)
(a)
There are some days when the sea lies like a harp
Stretched flat beneath the cliffs. The waves
Like wires burn with the sun's copper glow
(all the m urm uring blue every silent)
Between whose spaces every image
Of sky (field and) hedge and field and boat
Dwells like the huge face o f the afternoon.
(Lies)
W hen the heat grows tired, afternoon
Out of the land may breathe a sigh
(Across these wires like a hand. They vibrate
With)
W hich moves across those wires like a soft hand
(Then the vibration)
Between whose spaces the vibration holds
Every bird-cry, dog's bark, man-shout
And creak of rollock from the land and sky
With all the m usic o f the afternoon.
Baz gnler deniz bir arp gibi uzanr
Kayalklarn altnda dmdz uzanr. Dalgalar
Teller gibi gnein bakr klar ile parldar
(Hepsi sessizliin mrldanan m a v ilik ler)
Aralarnda gn (tarlalarn ve) aldan itlerin, tarlalarn ve
kayn imgesi
kindinin koca yz gibi yatar
(uzanr)
Scak yorgun dtnde, ister ikindi
Topran barndan bir i geirmeyi
(Bir el gibi tellerin zerinden enine. Titreirler)
173
174
(tj
(d)
(e)
(f)
175
(g)
LHAM
176
177
178
ANIMSAMA YETENE
Eer zihinsel younlama sanatn iirin ortaya kabilmesi iin
gerekli olan disiplin olarak tanmlarsak, belli bir ekilde kullanlan
anmsama yetisi de airsel dehann doal yeteneidir. air her eyden
te, yaad duyusal izlenim leri asla unutm ayan ve onlar ilk
yaad andaki kadar taze bir ekilde yeniden pek ok kez yaayabilen
kiidir.
Btn airlerde bu ok gelimi duyarl anmsama yetenei vardr.
Bunlar genellikle de ok genken balarndan geen ve mrleri
boyunca da nem ve anlamn koruyan bu yaantlarnn bilincindedir
ler. D ante'nin daha dokuz yanda iken Beatrice ile karlamas,
kafasnda iirsel bir imgenin olumasna neden olan bir deneyim ol
mu, daha sonra bu imgenin evresinde lahi Komedya ekillenmitir.
Wordsworth'n iirlerinin ana motifini oluturan doa deneyimi, onun
ocukluunda etrafn saran 'natural presences'2 grnde yatmakta
dr. W ordsworth'n daha sonra hayatnn geri kalan ksmnda Gller
Blgesine yerlemeye karar vermesi, aslnda airin iirdeki en nemli
deneyim leri oluturan ocukluk anlarnn getii yere dnme
kararyd. Bu tr airsel anm sam alarn btn yaratc sanatlarda
nemli olduu dorultusunda kantlar vardr ve tabii ki bu, yaratc
olmas kouluyla dzyaz iin de geerlidir. Sir Osbert Sitwell, 191418 savandan nce ve sava srasnda Scarbooug'daki toplumsal ha
yat ok uygar ve hicvedici bir ekilde ele ald Before the Bombard
ment kitabnn daha oniki yama gelmeden yapt gerek gzlemlere
dayal olduunu sylemiti.
Bu nedenle telefon numaralarn, adresleri, simalar hatta sabah
yazdm m ektuplar nereye koyduum u hatrlam am , ama belli
duyumsal izlenim lere kenetlenmi olan baz deneyimlerin anlarn
asla unutmam. Kendi yaammdan rnekler verebilirim bunun iin.
Baz anlarn arm gc o denli kuvvetlidir ki beni, birden
gemie, zellikle de ocukluuma gtrverir; bu anlar ylesine et
1. Zamann Dura Olmal -. N.
2 doal varlklar. - . N.
179
180
181
EZG
183
182
184
185
MAX FRISCH
(1911-1991)
YAZARLIK ZERNE
1946
186
187
JEAN-PAUL SARTRE
(1905-1980)
ED EBYAT NEDR?
1947
N iz a m e ttin K a sa p /H se y in S a lih o lu . Y a z a r n
kapsam l denem esinin Q u'est-ce qu'crire? (Yazm ak
Nedir?) adn tayan ilk blmnden aldm z bu kesit,
Franszca aslndan evrilm i ve A lm anca evirisi ile de
karlatrlm tr.
188
189
190
191
1. Ruh. - . N.
192
193
194
liklerini istemek iin, Hitler de Polonya'ya sava ilan etmek iin nesir
yapyordu-.) Yazar bir konumacdr, belirtir, kantlar, emreder, redde
der, soruturur, rica eder, kzdrr, ikna eder, telkin eder. Bunlar
bouna yapsa da, bu nedenle air deil, bir ey sylemeksizin konuan
bir dzyaz yazar olur. Bylece dili yeteri kadar tersinden inceledik;
imdi onu doru1 olarak grmenin zaman geldi.
Dzyaz sanat konuma zerine kurulur, malzemesi doal olarak
belirtici tarzdadr: yani szckler nceleri nesne deil, fakat nesne be
lirteleridir. ncelikle szcklerin hoa gidip gitmediklerini bilmek
ihtiyacm duymayz, tersine bunlarn dnyada herhangi bir eyi veya
herhangi bir kavram doru belirtip belirtm ediklerine bakarz.
Bylece, sk sk bize szckler yardm yla retilmi herhangi bir
dnce karsnda buluruz kendimizi, tabii bu arada bu dnceyi
bize ileten szcklerden birini bile anmsamayz. Dzyaz her eyden
nce bir zek tutumudur. Valry gibi konumak gerekirse, gne n
larnn camdan geii gibi szck te bizim bakmzdan getiinde
dzyaz oluur. Bir tehlike ile ya da bir zorlukla karlatmzda
elimizin altndaki ilk aleti kullanrz. Bu tehlike getii zaman bunun
bir eki mi, yoksa bir odun fras m olduunu anmsamayz bile.
Ayrca bunun ne olduunu hi bir zaman bilmi de deiliz: sadece
vcudumuzun bir uzantsn yaratmak, elimizi en stteki dala uzatmak
iin bir ara gerekiyordu; bu altnc bir parmak, nc bir bacakt,
195
198
* Deneyim ncesi. -. N.
199
BERTOLT BRECHT
(1898-1956)
TYATRO N KK ORGANON
1948
A h m et C em al. M itosB O Y U T Y A Y IN LA RI T iy at
ro/K ltr D izisi: 4, stanbul 1993. Byk bir nezaket
gstererek yazy sekiye almamza izin veren yaynevine
teekkr ediyoruz. nemi gerei eserin sadece 114, 20-22
ve 33-46. paragraflar alnmtr.
3
Eskiden beri tiyatronun ii, teki sanatlarda da olduu gibi, insan
lar elendirmektir. Ona kendine zg saygnln hep bu kazandrr;
tiyatro, elenceden bakaca bir kimlik kartn gereksinmez, ama bu
kimlii tam as kesinlikle arttr. Tiyatroyu rnein bir ahlak
pazarna dntrmek, asla onun dzeyinin ykseltilmesini salamaz;
tam tersine, byle bir durumda bulunduu dzeyi yitirmemeye bakma
ldr; tiyatro, ahlaki olan elendirici, duyular asndan elendirici
klmad takdirde -ki ahlk, elendirici klmadan ancak kazanl ka
bilir-, derhal dzeyini yitirecektir. Tiyatrodan retmesi bile beklen
memelidir; tiyatronun retebilecei en yararl ey, insann gerek be
densel, gerekse ruhsal bakmdan nasl hazla hareket edecei olabilir.
nk tiyatro, btnyle bir fazlalk olarak kalmak hakkna sahip
bulunmaldr; elbet bu, insann zaten fazlalklar iin yaad anlam
na gelir. Baka eylere oranla elencenin savunulma gereksinimi ok
daha azdr.
2
Kapsam geniletmek iin, insanlarla tanrlar arasndaki olaylar da
ekleyebilirdik; ancak bizim amacmz bir asgariyi saptamak olduun
dan, bundan vazgeilebilir. te yandan byle bir geniletmeyi gerekletirseydik bile, tiyatro kurumunun en genel ilevinin elendirme
olduu yolundaki tanm lam ann ayn kalmas gerekecekti. Bu,
gnmze kadar tiyatro iin bulduumuz en soylu ilevdir.
5
Elencelerden yksek ve alak dzeyde olanlar diye sz edilse bile,
sanat, buna donuk gzlerle bakacaktr; nk o, insanlar elendirebildii srece her iki dzeyde de hareket edebilmek ve rahat braklmak
ister.
200
201
6
Buna karlk tiyatronun sunabilecei zay f (yaln) ve gl
(bileik) elenceler vardr. Byk dram larda rastlanan sonuncular
doruk noktalarna, rnein akta cinsel birlem enin ulat gibi
ularlar; bunlar daha dall budakl, anlatm asndan daha zengin,
daha elikili ve sonulardan yana daha kalabalktrlar.
10
7
Ve deiik zamanlarn elenceleri, insanlarn o srada nasl birlikte
yaadklarna gre, elbet deiikti. Helen sirklerinin tiranlarn ege
menlii altndaki demos'unu, XIV. Louis'nin sarayndakilerden farkl
biim de elendirm ek zorunluu vard. T iyatro insanlarn birlikte
yaam alarna ilikin daha baka betim lem eler sunmak zorundayd,
yalnzca bir baka birlikte yaama trne ilikin betimlemeleri deil,
fakat baka trde betimlemeleri sunmas gerekiyordu.
8
nsanlarn belli bir zamandaki birlikte yaam a biimlerine gre
olas ve gerekli elence dorultusunda, figrlerin farkl boyutlandrlmas, konumlarn baka bak alarna gre dzenlenmesi gerekiyor
du. Helenlerin, bilinm em esi bireyi cezadan kurtarm ayan tanrsal
yasalardan kam ann o lan ak szl y la, F ran szlarn grevleri
dzenleyen saray yasalarnn yeryznn byklerinden bekledii
kiiliine gem vurm a eylem iyle, Elisabeth a ngilizlerinin de
zgrlk ierisinde tozutan yeni bireyin kendine duyduu hayranlkla
elenebilmeleri iin, yklerin farkl anlatlmas gerekir.
9
Bir nokta gz nnde tutulmaldr; Bylesine farkl trden betim
lemelerden alnan zevk, hemen hibir zaman betimleme ile betimle
nen arasndaki benzerliin derecesine baml olmamtr. Bu balam
daki sapmalar, dahas olaslk dlklar, sapmalar belli bir izgiyi ko202
11
Bylesine farkl zam anlara ait betim lem elerden zevk alabilm e
yeteneimizi -o gl alarn ocuklarnn belki de hi sahip olm a
dklar bir yetenei- gz nnde bulundurduumuz takdirde, amzn
kendine zg elencelerini, asl elenceyi henz kefetm ediim iz
kukusuna kaplmamz gerekmez mi?
12
203
21
Eer kendimizi bu byk retim tutkusuna adamak istiyorsak, o
zaman insanlarn birlikte yaamn ne tr betimlemelerle canlandrma
lyz? Bilim ann ocuklar olan bizler. tiyatrom uzda doa ve
toplum karsnda, ayn zamanda elendirici nitelikle nasl bir tutum
benimsemeliyiz ki, retici olabilsin?
22
13
Tiyatrodan aldmz zevkin azalmasnn nedeni, insanlar arasnda
geen olaylar canlandrlrken sapmalara gidilmesi. Bunun nedeni ise,
betimlenen karsndaki tutumumuzun bizden ncekilerinkiden farkl
olmas.
14
Tiyatromuzun insanlarn birlikte yaamlarna ilikin betim lem e
lerle salayabilecei daha kapsam l ve etkili bir elenceyi
aradmzda, kendimizi bilimsel bir an ocuklar olarak dnmek
zorundayz. nsanlar olarak birlikte yaaymz -yani: Yaammz-,
yepyeni bir kapsamda olmak zere, bilimlerce ynlendirilmekte.
20
204
33
H azr bulduum uz tiyatro, toplum un (sahnede betim lenen)
yapsn (izleyici salonundaki) toplum tarafndan etkilenem ez diye
sergileyen bir tiyatro. Zam annn toplum uu ayakta tutan baz
ilkelere kar gnah ilem i olan Odipus, cezasn bulur; bunu,
eletirilmeleri olanaksz tanrlar salarlar. Shakespeare'in kaderlerinin
yldzn gslerinde tayan yalnz kahram anlar, sonusuz ve
ldrc amok koularn engellenemez biim de gerekletirirler,
kendi kendilerini ykma srklerler; onlarn ykmlarnda lm deil,
yaam tiksin d irici olup kar, ykm n eletirileb ilm esi ise
olanakszdr. Her yer, kurban edilmi insanlarla dolu! Barbarca elen
celer! Bilyouz ki, barbarlarn da bir sanatlar vardr. Gelin biz, baka
bir sanat yapalm!
205
34
Karanln korumasnda kabasaba bedenleri terk eden ruhlarmz,
yukarda, sahnedeki o dsel bedenlere girmeyi, onlarn bize baka za
manlar yasaklanm kanatlanm alarna katlmay daha ne kadar
srdrecekler? Btn hu oyunlarn, yalnzca zamann ruhu asndan
mutlu saylabilecek sonunda (uygun bir yazgnn gereklem esi,
dinginliin salad dzen), btn kanatlanlar birer taknlk diye
sulayan infaz yaadktan sonra, yaadmz, ne biim bir kurtulu
tur? dipus' snyoruz, nk ortada hl tabular var ve bilgisizlik,
cezadan kurtarm yor. O th ello'ya snyoruz, nk kskanlktan
bugn de kurtulabilmi deiliz ve her ey, hl mlkiyete baml.
Wallenstein'a snyoruz, nk rekabet sava iin zgr ve adil ol
mamz gerekir, aksi takdirde sz konusu sava son bulur. Toplumun
bir Milieu (ortam) niteliiyle, daha sorunlu bir grnmle ele alnd
Hortlaklar ve Dokumaclar gibi oyunlarda da bu batl alkanlk
lar desteklenir. Oyundaki bakiilerin duygularn, bak alarn ve
itkilerini zorla benim sem ek durum unda kaldm zdan, toplum
balamnda aldmz, Milieu'nn verdiinden fazla olmaz.
35
Bizim gereksindiimiz tiyatro, belli olaylarn gerekletii ve in
san ilikilerinden olum a belli bir tarihsel bir alann izin verdii
duygular, bak alarn ve itkilerini sunmayla yetinm eyip, alan
deiime uramasnda rol oynayan dncelerle duygular kullanan ve
reten tiyatrodur.
36
Sz konusu alann kendisi, tarihsel greceliiyle belirlenebilmelidir. Bu, gem i alarn toplum sal yaplarn farkllklarndan
arndrarak az ok iinde bulunduumuz aa benzetme, bylece de
amza zaten teden beri varm, bir anlamda sonraszm havasn
kazandrma alkanlmzdan kopmak demektir. Oysa biz, o alarn
farkllklarn olduu gibi brakmak ve geiciliklerini gz nnde bu
lundurmak istiyoruz; byle yaptmz takdirde, bizim amza da
geici gzyle baklabilir. (Bu ama iin, tiyatrolarmzn neredeyse
eitli alarda yaam insanlarn davran biimlerindeki rtmeleri
206
37
Sahnedeki karakterlerimizi, alara gre farkllk gsteren toplum
sal itici gler arasnda hareket ettirirsek, izleyicimizin kendini onlarla
zdeletirm esini gletirmi oluruz. O zaman izleyici: Ben de
byle davranrdm, diye bir duyguya kapla'maz, olsa olsa yle diye
bilir: Ben de bu koullar altnda yaasaydm; ve kendi dnemimize
ait oyunlar tarihsel oyunlar gibi oynadmz takdirde, izleyicimiz de
kendi iinde bulunduu koullar zel koullar olarak alglayabilir;
bu, eletirinin balangcdr.
38
Tarihsel koullar, elbet karanlk gler (arka dzlemler) olarak
dnlm em elidir (ve kurgulanm am aldr); bu koullar, insanlar
tarafndan yaratlmtr ve ayakta tutulmutur (ve yine onlar tarafndan
deitirilecektir); onlar oluturan, u anda olup bitenlerdir.
39
Eer tarihsel klnm bir karakter, iinde bulunulan aa uygun
yant verirse ve baka alarda baka trl yant verecek idiyse, o za
man o karakter, herkes deil midir? Evet, zamana ve mensup olunan
snfa gre, verilen yant farkl olacaktr; eer sz konusu kii bir
baka zamanda yayorsa, yaamaya balayal henz ok olmamsa
ya da yaamn karanlk yanlarndan geliyorsa, hi kukusuz farkl
yantlayacaktr; am a yine o konum da ve o zam anda bulunan
herkesinki kadar belirli bir yant verecektir: Bu durumda, yant asn
dan bakaca farkllklar da var mdr, diye sormak gerekmiyor mu? O
kii, o yaayan, bakalaryla kartrlmas olanaksz kii, hemcinsle
rine btnyle benzemeyen o insan, nerededir acaba? Betimlemenin o
insan grnr klmak zorunda olduu aktr; bu, sz konusu eliki
betimlemede oluturularak gerekletirilecektir. Tarihselletirici be
timleme, ilenen karakterin evresinde hareketlerin vc ana izgilerin
207
40
Byle betimlemeler doal olarak izleyicinin dncesini zgr ve
hareketli klan bir oynama biimini gerekli klar. Bu oynama biimi,
toplum sal itici gler dnceden dlayarak, ya da yerlerine
bakalarn koyarak deyi yerindeyse, yapmzdc srekli kurgusal
montajlar gerekletirmek zorundadr; bu yntem araclyla gncel
bir davran, biraz doald olur, bylece gncel itci gler de kendi
doallklarn yitirirler ve ilenebilir konuma gelirler.
41
Bu, su mhendisinin bir rma hem ilk yatayla, hem de eer
eimi ya da su miktar fazla olsayd, sahip olabilecei varsaymsal
yatayla birlikte grebilmesi gibidir. Ve mhendisin dncelerinde
yeni bir rma grmesi gibi, sosyalist insan da dnce dzeyinde,
rmak kenarnda alan iiler arasnda geen yeni trden konumalar
duyar. te bizim izleyicimiz de tiyatroda byle iiler arasnda geen
olaylar, bu taslak izleriyle ve yanklarla donatlm olarak bulmaldr.
42
Birinci ve kinci Dnya Savalar arasnda Berlin'de, Schiffbauerdamm Tiyatrosunda, byle betimlemeler oluturmak iin denenen
oyun biimi, yabanclatrma etkisi'ni (YE) temel alr. Yabanclat
ran betimleme, konunun anlalmasn olanakl klan, ama ayn za
manda da ona yabancym grnmn veren betimlemedir. Antik
an tiyatrosuyla ortaa tiyatrosu, figrlerini insan ve hayvan
maskeleri araclyla yabanelatrrd; Asya tiyatrosu bugn bile
mzik ve mim araclyla gerekletirilen yabanclatrma etkilerini
kullanr. Bu etkiler, zdeletirmeyi hi kukusuz engellemitir; an
cak bu teknik, zdelemeyle elde edilenden daha ileri lde olmak
43
Eski yabanclatrma etkileri, betimleneni izleyicinin etki alann
dan btnyle uzaklatrr ve betimleneni bir deimez'e dntrr;
yeni etkilerin ise tuhaf olan hibir yan bulunmamaktadr, yabanc
olan tuhaf diye dam galayan, yalnzca bilim sellikten uzak bak
asdr. Yeni yabanclatrmalarn grevi, toplumsal balamda etkile
nebilir olaylarn stne serilen ve onlar el uzatlmaktan koruyan
perdeyi kaldrmaktr.
44
nk uzun sredir deitirilmemi olan, artk deitirilemezmi
gibi grnr. Her yerde, anlamak iin aba harcamamza gerek brak
mayacak kadar ak, kendiliinden anlalr eylere rastlarz. nsanlar
kendi aralarnda yaadklarn, verili ve insana uygun yaama diye
grrler. Yallarn dnyasnda yaayan ocuk, orada olup bitenleri
renir. Kendini olaylarn o andaki akna altrr. Biri kalkpta bu
akn yansra ve onun tesinde bireyler istem e yrekliliini
gstermise, bu istei kualddr. O, kaderin onun iin ngrdk
lerinin, toplumun onun iin ngrdkleri olduunu anlasa bile,
toplum u, baka deyile onun gibilerinin bir araya gelm elerinden
oluan bu gl btn, o toplumu oluturan blmlerin toplam n
dan daha byk bir btn gibi grmek ve btnyle etkilenemez
saym ak durumundadr -ve yine de bu etkilenemez olan, kendisine
tandk gelecektir; kendisine tandk gelene kuku duymay kim akln
dan geirir? Btn varolanlar kukuyla karlayabilmesi iin, byk
Galilei'nin sarka gibi sallanan bir avizeye bak biimi yani yabanc
bak gelitirm esi gerekir. Galilei bu sallantlar karsnda sanki
byle bir eyi beklememicesine ve anlamyormucasna aknla
kaplm, bu sayede de bir takm yasal balantlar bulabilmitir. T i
yatro, insanlarn birlikte yaam na ilikin betimlemeleriyle bu g,
g olduu lde de retici bakma biimini kkrtmak zorundadr,
izleyicisini artabilm elidir; bu, allm olan yabanclatran bir
teknik araclyla gerekleir.
209
208
45
Bu teknik tiyatroya, yeni toplumbilimin yntemini, materyalist
diyalektii kendi betim lem eleri iin deehendirm e olanan
kazandrr. Bu yntem, toplumun hareketliliini sergileyebilmek iin
toplumsal konumlar birer sre olarak iler ve bunlar elikili
yaplaryla ele alr. Bu ynteme gre ancak de|iim e urayan, yani
kendi kendisiyle uzlamayan, gerekten var saylabilir. Bu, insanlarn
belli bir dnemdeki toplumsal yaama biimlerini dile getiren duygu
lar, dnceleri ve tutumlar iin de geerlidir.
ALFRED DBL1N
(1878-1957)
46
Doada bunca kabark sayda ve eitli deiikliklere yol am
olan amz, her eyi bizim el atmamza elverili nitelikte kavramak
tan zevk alan bir adr. nsanda ok ey var, demekteyiz, o halde in
sandan ok ey yaplabilir. O, olduu gibi kalnak zorunda deildir;
ona yalnz olduu konumuyla deil, ama olabilecei konumuyla da
bakmak gerekir. Yapmak zorunda olduumuz, ondan yola kmak
deil, ona yol almaktr. Bunun anlam ise benim yalnzca onun yerine
gemek yerine, hepimizin temsilcisi kimliiyle onun karsna otur
mam gerektiidir. Bu nedenle tiyatro, gsterdiini yabanclatrmak
zorundadr.
210
Dile Gei
Heykeltra iin tan ya da mleki iin kilin malzeme olmas
gibi deildir dildeki durum, nk o bunlar gibi bir d nesne deil.
Dil bandan beri dncenin rndr.
D nce ile szck birbirinden ayrlam az. Biz iim izden
konuuruz. Ama tranvayda cam kenarnda otururken, ya da biletinin
yannda sahanlkta dururken iimden neler geer? Aklmdan neler
geiyor? Sadece aklmdan gemekle kalmyor. Vcudun baka duygu
lar da var; vcut bu srada vagon sarsntsna elik edip duyumsar ve
ayaktayken srekli denge salamaya alr. Bunun dnda vagonun
kol tertibatndan kaynaklanan el kol duygular ve vcudun baka
heyecanlar var. Ve sonra sokaktan edinilen, deien grsel ve sessel
izlenimler vardr. Ve bunlar, ite bunlar iime akar ve bu arada iim
den zayf ya da gl, youn duygu ykl ilhamlar ykselir.
Btn bunlar ve kukusuz ok daha fazla eyler, tranvay giderken
ben farknda olmadan birlikte tadm i'tir.
212
213
214
215
JULES SUPERVIELLE
(1884-1960)
R SANATI Z ER N E D NCELER
1951
hele, urada aalar var, orada deniz. urada kadnlar var, hatta ilerin
de ok gzelleri de ...
A m a d grdm zaman belli bir ihtiya, beni iir yazarken ak
olm aya zorlar, hatta doruluk hrsnn e/ri olurum. te bu, uyuyan
kimsenin dn canlandran biime uymuyor mu? D - ift anlaml
lna k a d a r- tam olarak izilm itir. Uyannca izgiler kaybolur ve
d karmak, hayal meyal bir durum alr.
ben'imi ok uzun sre dikkate almaymdan dolay aklamam
biraz ge yaptm . Onun ak biim de karsna km aya cesaret
edem iyordum ; bunu Pomes de l'hum or triste kantlyor. ev
renimin lgn girdaplarna ve tuzaklarna kar koymak gl sinirleri
gerektirir, bu evreni ben ok ayrntl bir biimde alglayp ayn za
m anda bin antenle alyorum.
M odern iiri bulmam uzun zaman ald, Rim baud ile A polloniairein etkisine girinceye kadar. Bu yazarlar klasik ve rom antik
yazarlardan ayran ate ve duman emberini amak, nceleri mmkn
olm uyordu. Bir itirafta bulunm am a izin verilirse -b e lk i de bu daha
ok bir arzudur; Ben, srada duman atee zarar vermeden datmak
isteyenlerden biri olmay denedim, bylece bara katkm olacakt ve
eski edebiyat ile yenisi arasnda arac olarak etki edecektim.
Edebiyat gittike nesnelleince airin ve am z insanlarnn
aclarn, umutlarn ve skntlarn -h ep klasikilerin gelenekleri ve
altnda- ifade etmeyi kararlatrdm. Bununla ilgili olarak Paul
Valry'nin gen bir aire yazd belli, ama hemen hemen bilinmeyen
bir nszn dnyorum : Charm esn airi A ndr C aselli'ye
dizelerinizden m emnun olm am anz iin sebep yok. Ben onlarda
m kem m el kalite tespit ettim , bunlardan birisi benim iin ok
nem li: E zginin doruluunu kastediyorum ; bu, arkcya ses
perdesinin doruluu (renginin) ne anlama geliyorsa air iin de o an
lam ifade eder. Bu hakiki ezgiyi koruyunuz. iirinizde buna iaret
etmeme ve bunu vmeme armaynz. Ama en byk zorluk ite
buradadr. Zorluk, bu ruhun doru sesini sanatn yasas ile birletir
mekte yatar. Gerekten kendisi ve ok sade olmas iin ok byk be
ceri ister. Ama bunda beceri tek bana yeterli olmaz., diyor.
Kendi amdan ben bu gerek ezgiyi, sesin bu hakikiliini ve
sadelii hep korumaya altm: d, iirsellie zarar vermesinler diye
yeterince iime aktt onlar. Gnmzde iir ve dzyazdaki lgnlk
lar ylesine byk ki, byle bir delilik bana artk hi de cazip
gelmiyor; bu lgnl ynlendiren ve ona akll grnm veren
belli bir aklllkta, kendi haline terkedilmi bir sarholukta olduun
dan daha ok baharat ve hatta daha ok hardal tad hissediyorum.
217
I K1TTFR1ED BENN
( I86-1956)
223
222
V
[...1
Daha nce modern iirin zellii olarak artistik kavramn kul
lanm ve bu kavram n tartm al o ld u u n u s ylem itim .
-A lm anya'da bu kavram gerekte hi sevilmiyor. Vasat hir estetik
uzman bu kavram ile yzeyselliin, sevincin, ilham perisinin ve her
transandann oyun ve eksikliinin dncesini birletirir. Bu, aslnda
olduka ciddi ve nemli bir kavram. Artistik, ieriklerin genel k
leri iinde, kendisi ierik olarak yaayan ve bu yaantdan yeni bir s
lp yaratma sanatnn bir denemesidir, deerlerin geneldeki nihilizmi
ne kar yani bir tansandan koyan bir deneme: yaratc arzunun
1. Sz edilen air J. W. von Goethe'dir. - . N.
225
226
vr devam eder.
Bizim iki objemiz var. Birincisi iirin konusu olan cansz doa ve
Konunda da imdi itenli olan, ya da olacan zanneden aire dn.
Ytni, yazlan konu ile yazan beri i, d ssleme ile i zellii ayrp
karlatrarak oluturan bir iir. Ben buna, gnmzde lirik z belir
lemede ilkel bir yoldur, derim. air, M arinetti'nin dedii cmleye,
dtruire le Je dans la littrature (Edebiyatta beri i paralamak) katlma
sa bile, bu yntemle bugn modas gemi bir etki yaratr. Bu modele
gre allm ok gzel alman iirleri olduunu hemen ilve etmek
islerim, rnein Eichendorfun M ehtap adl iiri, geri bu da yzyl
nce yazlm.
kinci zellik, GB kelimesidir. Bir iirde gibi kelimesiyle ne
kadar sk karlatnza ltfen dikkat ediniz. Gibi, ya da gya, sanki,
ya da bu; bunlar yardmc kurulular olup ok kez gereksiz yere kulla
nlrlar. arkm tpk altn gne gibi tekerleniyor/ Gne bakr
atnn stnde bronzdan mcevher gibi duruyor/ arkm korkun
seller gibi tnlyor/ ssz gecede iek gibi/ pek gibi yum uak/ A k
zambak gibi ayor. Bu GB hayali bir krlmadr, karlatrma ya
par, asl tertip deildir. A m a GB ile yazlm ok mkemmel iirle
rin olduunu da ilve etmeliyim. Rilke usta bir GB airidir. Onun
en gzel iirlerinden biri olan Archaischer Torsa Apollos iirinin drt
ktasnda kez GB ve hatta GBLER geer: ayakl amdan gibi;
canavar tuza gibi; yldz gibi- Blaue Hortesie adl iirinin drt kta
snda da drt defa GB kelimesi grlr, ocuk nlndeki gibi; eski
mavi mektup ktlarndaki gibi -peki bu kadar yeter. Rilke bunu be
ceriyordu, am a GB kelim esinin daima anlatnn, tefrikann lirie
zorla girmesi, dilsel gerilimin azalmas, yaratc transformasyonun
zayflamas anlamna geldiini ilke olarak kabul edebilirsiniz.
nc zellik, daha zararszdr. Dizelerde renklerin ne kadar ok
kullanldna dikkat edin. Krmz, erguvan rengi, opal, gm,
deiik tonuyla gmi, kahverengi, yeil, oranj, gi, altn sars -b u
yolla air zellikle zengin ve fantezi dolu bir etkileme yaptn sanr;
ne var ki, bu renklerin kalplam szckler olduklarn, daha ok
gzlkler ve doktorlarca kullanldn gzden karr. Bir rengin
bende ayr bir yeri var, mavidir o -buna tekrar deineceim.
D rd n c zellik ise, mistik ahenktir. Hemen balarsa ya da
eme rltsnda, arp sesinde, gzel geceye ve sessizlie dalnca, ard
arda, nefis bir ekilde, icra edilince, yldzlara ulamak, yeniden tanr
yaratmak ve buna benzer duygular iin gayret eder ki, bu ou kez
okurun duygusallnn ucuz speklasyonu olur. Bu mistik ahenk,
faniliin yenilmesi deil, tersine ondan katr. Fakat byk air,
227
228
229
230
231
toplanp sluplu bir biime girerler. Artk burda Ay, iki yz yl nce
olduu gibi allklara ve vadiye domaz, dikkat edin, bu siyah harf
artk bir sanat rn olmutur, biz de doa ve akl arasndaki ara
tabakay grrz, akl tarafndan biim lendirilip teknik olarak
sunulan burada ilk kez oyun iinde grrz.
Bu epidcl tyler her zaman etkin deildirler, onlarn zaman var.
Lirik ben krlm bir ben'dir, kafes-<?, firar etmi ve yasl. inde
bir an olsun snaca an bekler hep, dalgalanma deeri ile birlikte
gneyli btnlklerini bekler, yani iinde ilikiler arpmasnn, ya
da gerekliin paralanmasnn cereyan edebilecei sarholuk deerini
bekler; bu paralanma iire zgrlk salar -kelimelerle.
te imdi yle bir an -dinlem eye devam edelim:
imdi yle bir an, kimi kez ok uzak da olmuyor. Bir kitabn,
yok hayr, saysz karmakark kitaplarn okunmas srasnda devirle
rin karmas, malzemelerin ve grlerin karmas, daha ok tipik
katmanlarn almas: vecid iinde, akc bir balang. imdi uzun
gecelerin verdii yorgunlukla yaplanmada tavizkr olmak ounlukla
yararl bu byk an iin. imdi belki de kelimeler oktan birbirlerine
yanayor, birbirleriyle karyorlar, aka farkedilmese de, epidel
tyler dokunarak ekiyorlar onlar. Belki o an mavi iin bir yaknla
m a doar, ne gzel bir mutluluk, ne gzel bir yaant! Btn bo ve
zayflatlm kaytlar, bu tek renklilik iin telkinsiz nszleri
dnn, imdi artk Sansibar'n gkyz begonvil ieklerinin
stnden ve Gabes denizi kalbini efsunlayabilir, bu sonsuz ve gzel
kelimeyi dnn. Bo yere mavi demiyorum. O tamamiyle gneye
zg bir kelimedir, 'Ligurya kompleksinin' ss, muazzam 'dalga
lanma deerinde', kendi kendine yanmann balad 'ilikiler arp
masnn' ana maddesi, bunlarn zerine aktklar 'lm iareti', her
'solgun hipereminin' dzenine eklenen uzak zenginlikler. Peykenler,
byk ta bloklar, Lerna bataklklar- dorusu bunlar ksmen benim
oluturduum adlar, fakat yaklatklarnda, daha da oalrlar. Astarte,
Geta, Heraklit -aslnda bunlar da kitaplarmdan notlar, saatleri yakla
nca, ormanlar tarafndan Auletlerin saati olur, kanatlarn, sandalla
rn, tadklar talarn iire takdis arm aanlar ve eleri olarak
sunarlar.
Kelimeler, kelim eler -sim ler! Onlarn sadece kanat rpmaya
ihtiyalar var, ve binlerce yldr uuyorlar. Gelincik ormann ele
aln, kkleri arasnda zarif kk otlar, onlarn yukarsnda nergis tar
lalar, btn yapraklar duman ve sis kaplam, zeytin aacnda esen
rzgr mermer basamaklardan ykselir, kaybolur uzaklarda grevini
yapar -isterseniz zeytinleri ya da mistik retiyi ele aln - binlerce
232
233
234
235
ALBERT CAMUS
(1913-1960)
BAKALDIRI VE SANAT
1951
Roman ve Bakaldr
Byk lde eski ve klasik yzyllarla ayn potada eriyen uymac
(konform ist) edebiyat, yeni ala balayan uym ac olm ayan
(nonkonformist) bir edebiyattan ayrmak mmkndr. Bu durumda
birincisinde romann ender olduu fark edilecektir. Ortaya kt
hallerde ise, ok az istisna dnda, tarihle ilgisi olm ayp fantezi
rndr [Theagenes ve Charikleia1, ya da Astre2]. Bunlar roman
deil uydurma hikyelerdir. Buna karn sonrakinde ise gnmze
dein srekli zenginleen ve yaygnlaan eletirel ve devrimsel hare
ketle ayn zamanda yetkinleen roman tr gerekten gelime gsterir.
Roman da bakaldrnn ruhu gibi ayn zamanda ortaya kar ve estetik
alanda ayn ihtiras yanstr.
Littr, rom anna dzyaz ile yazlm uydurma hikye adn
verir. A caba roman sadece o mu? Buna karn Katolik eletirmen
Stanislaus Fumet yle yazyor: Sanat, hedefi ne olursa olsun, her
zaman tanr ile cezay gerektirecek bir rekabet iindedir. Medeni du1. Y un anl yazar H elio doros'u n on ciltlik rom annn ba kiileri (M .S.3.
yy.), - . N.
2 . H on o r d 'U rf nin o ban ro m an ( 1 568 -162 5). - . N.
236
237
238
239
241
240
dile getirm esi iin zorlar. S evilm eye alm olan Sophie'nin kendini
her gn gren ve buna ram en tahrik edici sakinliini asla kaybetm e
yen bu insan k arsnda sabri tkenir. K asim ir akn gerekten itiraf
eder, am a h ukuksal gr bild irim i gibi. Kadn in celem itir, onu
kadnn kendini tand kadar tanm aktadr, bu ak olm adan y aay a
m ayacan biliyor, am a gelecei olm adndan da em indir. A rtk bu
ak ve ona olan m insizlii konusunda onunla konum aya ve serveti
ni, kendisine gz kapal seilen bir kentin varounda yerlem esine
[bu W ilna olm al] ve orada y o k su llu k iinde lm beklem esine
olanak verecek nem siz bir g elir kalm as kouluyla ona brakm aya
karar verm itir -k a d n zengin olduu iin bu jestin hibir anlam yok
tur. K asim ir ay rca S o p h ie'd en y aam iin zorunlu olan alm ak
d n cesin in insani zaafn k ab u llen ilm esi anlam na geldiini ve
sadece ona izin verdiini anlar; bunun dnda sadece uzun aralklarla
zarf iinde zerine Sophie'nin adn yazd beyaz bir yaprak kt
gnderm ek ister. Sophie nce fkelenir, sonra arr, sonra zlr ve
nihayet kabul eder; her ey K asim ir'in ngrd gibi cereyan eder.
zntl tutkusundan W ilna'da lr. R om ansal olann byle belli bir
m ant oluyor. Y aam da asla rastlanm ayan o tr ackl durum larn
sreklilii olm adan gzel hikye olm az. Bunlar an cak -g erek lerd en
esinlenen- hayal yoluyla bulabilirsiniz. G obineau, W ilna'ya gitm i
olsayd, orada sklr ve geri dnerdi, ya da orada yerleir keyfine
bakard. A m a K asim ir kendini deitirm ek zevkinden yoksundur,
sabah vaktinin selam et getirdiini bilmiyor. Cehennem e ulam ak iin
lmden de teye gitm ek isteyen H eathcliff gibi sonuna kadar gidiyor.
B urada k arm za kan d dnyasdr, bu dnya dzeltilerek
yaratlm bir dnya, orada isterse lm e kadar devam edecek bir
acnn bulunduu, tutkularn hibir zaman ynnn deitirilem edii,
varlklarn sabit fikirli olduu ve her zaman karlkl olarak hazr bu
lunduu bir dnya. N ihayet insan burada kendi kendine biim verip
sakinletirici snrlam a getirir, kendi yaam koullarndan hareketle bu
snrlam aya bouna srar eder. Rom an yazgy lye gre hazrlar.
Bylece yaradlla rekabet edip geici olarak lm yener. En nl
romanlarn ayrntlara inen zmlemesi yaplsa, her defasnda baka
perspektiflerden olm ak zere, rom ann znn bu srdrlen
dzeltmede yattn gsterirdi; bu dzeltmenin dorultusu her zaman
ayn olup sanatnn yaam deneyimine dayanarak oluturduu dorul
tudur. Bu dzeltm e kesinlikle ethik ya da biimsel olmayp ncelikle
birlii hedef alr ve bu sayede metafizik bir ihtiyac yanstr. Bu ze
m inde rom an nce zlem dolu, ya da bakaldrm duygunun
hizmetindeki zek almasdr. Bu aray fransz zmleyici roma-
nda in c ele n e b ilir, am a ayn ekilde M elv ilie'd e , B alzac'ta, D osloycvskiy ya da T olstoy'da da. Bizim am acm z iin rom an dnyasnn
kart ularn d a bulunan ve P o u st ile am erikan rom an tarafndan
temsil edilen iki dorultunun karlatrlm as yeterli olacaktr.
A m erikan ro m a n 1 birliini insanlar b asitletirerek, ister gesel
olsun, ister d tepkileri ve tavrlar bakm ndan olsun, salam ay
dener. Klasik rom anlarm zda cereyan ettii gibi bakalarnn yannda
herkesin tercih ettii im geyi gelitirm ek iin bir duygu ya da tutkuyu
sem ez. zm lem eyi ve insan tavrn aklayp ztlklar den g ele
yerek belli bir uyum iine sokacak derin ruhsal gdlerin araym
reddeder. Bu n ed en le bu rom ann birlii sad ece a y d n latm an n
birliidir. O nun teknii insanlar farkl jestlerle d ynden betim le
m ekte, konum alar, tekrarlar da iine alacak ekilde yorum suz ver
m ekte2 ve nihayet insanlar sanki gnlk otom atizm leri sayesinde ek
siksiz tanm lanyorlarm gibi yapm akta yatar. Bu m akina ortam nda
insanlar gerekte b enzeirler ve bylece bu kom ik dnya, iindeki
kiilerin fiziksel zelliklerinin bile deitirilebilir grnm esiyle ken
dini aklar. Bu teknie sadece bir yanl anlam a sonucunda gereki
ad verildi. G erekiliin sanat iin anlalm az bir kavram olduu bir
yana -b u n u g re ce iz- rom an dnyasnn am ac gereklii btnyle
yanstm ak deil, onun tam am en keyfi olarak deitirilm i biim ini
vermektir. Bir bozm a sonucunda ortaya km aktadr, gerein m aksat
l bir biim de bozulm asndan. Bu ekilde elde edilen birlik basitleti
rilm i bir birliktir, insanlar ve dnya tesviye edilm itir. nsanlarn
birliini bozan ve onlar birbirinden ayran eylem leri sanki bu roman
yazarlar iin i yaam m gibi grnyor. A yrca bu phede ksmen
hakllk pay var. A m a bu sanatn kaynanda olan bakaldr, yeterli
liini sadece birliini bu i gereklikten yola karak elde ederse olu
turur, onu yadsyarak deil. Onu tamamen yadsm ak dem ek hayali bir
insanla ilikilendirm ek dem ektir. Kara roman ayn zam anda gl kr
mzs romandr, gl krm zs romandan biimselin boluunu alm.
Kendi tarznda ah lk id ir3. nsan vcudunun kendine indirgenm i
yaam , elikili bir biim de soyut, tem elsiz ve am asz bir dnya
oluturur; gereklik bu dnyay hep yadsr. nsanlarn camekndan
1. E lb etteki bu o tuzlu ve krkl yllarn sert r o m a n y la ilgilidir, XIX.
y z y ln m u h te e m g e li m e a y l a deil.
Bu an b yk ya zar olan Faulker'de bile i m o n o lo g dn cen in
k a b u u n u ortaya koyar.
3 . Bernardin de S a in t- P ie r re v e M a rqu is de S ade farkl e n d ek s le donatlrsa
p r o p o g a n d a ro m a n n n y a ratc la rd r.
242
243'
244
Bakaldr ve slp
Sanatnn gerei ileme tarz onun reddediinin derecesini gste
rir. N e var ki, gerein en azndan bir ksm yla m utabk olduunu,
kendi yaratt dnyada koruduu gereklik ele verir; bunu oluumun
karanlklarndan karp yaradln aydnlna getirmektedir. zel du
rum larla ve tamamiyle reddetme sz konusu olduu zaman, gereklik
btnyle dlanr, bize de katksz biim sel eserler kalr. Eer
sanat buna kar ham gereklii tanrsamak iin bir seim yaparsa
-ounlukla sanatla ilgili olmayan sebeplerden dolay-, o zaman rea
lizmi elde ederiz. Bakaldr ile mutabakatn, tasvip ile yadsmann
birbirine ok bal olduu birinci durum da sanatsal yaratm ann
kkensel devinimi gerein reddi lehine tahrif edilir. O zaman geriye,
biim sele ka kalyor; am z bununla ilgili ok sayda rnek
verdi, bunlarn kkeninin hilikte olduu biliniyor. kinci durumda
sanat dnyadaki her trl ayrcalkl gr kaldrmak suretiyle ona
birlik vermek ister. Bu durum da basitletirilmi de olsa birlik ihtiya
cnda olduunu kabul eder. A m a o da sanatsal yaratmay ykseltecek
245
246
247
ile de ilgilidir: her ikisinin de nkoulu biim ile madde, olmak ile
bilin, tarih ile deer arasnda kesintisiz bir gerilimdir. Denge bozu
lursa diktatrlk ya da anari, propaganda ya da biim samal orta
ya kar. Her iki durumda da akl tarafndan ynlendirilen zgrlkle
e zamanl olmasndan dolay yaratma olanakszdr. Modern sanat ister
soyutluun ekim gcne ve biim in karanlna dayanam ayp
ezilsin, ister en kaba ve en saf realizmin kamsna bavursun, bu
sanat hemen hemen btnyle tiran ve kle sanatdr, yaratc deil.
eriin biim i patlatt bir eser, biimin ierii boduu bir
eser, sadece d krklna uram ve uramakta olan bir birlikten
sz eder. Dierlerinde olduu gibi bu alanda da slp birlii bulun
mayan her birlik, bozmak demektir. Bir sanat tarafndan seilmi bir
bak as olsa da, yaratclarn hepsi iin geerli olacak bir ilke var:
slplatrma, gerei ve ayn zamanda geree biim veren bilinci
ngrr. Bunlar sayesinde yaratcnn ura, dnyay yeniletirir,
sanat ile protestonun belirtisi olan hafif bir deitirme (bakalatrma)
ile yapar hep. Bu insan deneyiminin m ikroskopik bytlm esi de
olsa, Proust'un kendine deni yapt gibi, ya da amerikan romannn
kiilerine verdii sama incelik de olsa, gerek her zaman bir biimde
ifal edilir. Y aratcln ve bakaldrnn verim lilii bir eserin
slbunu ve tonunu oluturan deiimde sakldr. Sanat olanaksz
istemenin biim haline getirilmesidir. Eer gs yrtacak derecede
atlan lk en gl dilsel ifadesini bulursa bakaldr istemine
uygun der ve kendine olan bu ballndan dolay yaratc gc
kazanr. Bu, zamanmz nyarglarn zedelese bile, en byk sanatsal
slp en yksek bakaldrnn ifadesidir. Nasl ki gerek klasizm
dizginlenmi romantizmdir, bakaldr da kendi lsn yaratan bir
dhidir. O nedenle -b u g n retilenin ak sin e - yadsma ve salt
mitsizlik iinde yaayan dhi yoktur.
Bu, byk slbun ayn zamanda salt biimsel yeti demek olma
d anlamna gelir. Eer kendinden gelen nedenle ve gerek hesabna
elde ediliyorsa byk sptur, aksi halde deildir. Doru yaratm
kendi tarznda devrimci iken o artk hibir ey icat etmeyip -h e r trl
akademizm g ib i- yknr Eer slplatrma ok ileri gtrlecekse
-nk o, insan mdahelesi ve sanatnn gerei yanstmada yannda
getirdii dzeltme istencini bir arada toparlar- douran istencin en
ar gerilimde ifadesini bulabilmesi iin farkedilmemeli. Byk slp
grlmeyen slptur, yani canlandrlma ile yaplan slplatrmadr.
Sanatta, der Flaubert, abartlardan korkulm am aldr. Ama o
abartnn kesintisiz ve kendi kendine orantl olmas gerektiini de
ilave eder. slplatrm a abartl ve belirgin olursa, o zaman eser
248
249
T H O M A S STEARNS E LIO T
(1888-1965)
RN FARKLI SES
1953
1. Elizabeth . - . N .
2 B ir Sz D ah a - . N .
251
252
253
D ier iirlerde (yani dram atik olm ayan iirlerde) sanyorum air
genelde kendi sesi erevesinde yazar: Bunun denetimini siz iiri kendi
kendinize okurken sesleniine bakarak yapabilirsiniz, iink konuan
sizden bakas de ild ir. letiim sorunu, okuyucunun bundan ne
kazand, hi de nem li deil...
B urada adllar az da olsa sknt yaratyorlar, am a anlam aktr;
hatta norm al olan anlatm ak iin yeteri kadar ak olduuna inanyo
rum . Bu aam ad a kendi konum am ile hayali kiiye yaptrdm
konum a arasnda sadece bir fark belirledim , sonra beni iirsel dramn
zellikleri zerine baz grler m egul etti. Birinci ile nc sesler
arasndaki fark hissetm eye balam ve imdi zerinde daha ok dura
cam ikinci sesi nceleri pek dikkate alm am tm . imdi soruna daha
ok eilm ek istiyorum . D ier seslerden sz etm ezden nce, ksa bir
sre iin nc sesin karm ak yollarn izlem ek istiyorum.
V ezinli bir oyunda birbirlerinden zgem i, karakter, eitim ve
zek asndan byk farkllklar gsteren ok sayda karakter iin dil
b u lm ak zo ru n lu lu u var. Bu k a ra k te rlerd e n birini k en d in izle
zleletirip ona iiri k o nuturm anz m m kn deildir. iir
(zellikle dram atik anlarda son derece younlaan dili kastediyorum )
eserde karakterlem enin izin verdii lde datlm olmas gerekir;
basit dizelerle deil de gerek iirle konuuyorsa, her karakterin azna
kendine uygun dizeler koyacaksnz. iire sra gelince, sahnedeki
hibir karakter sadece yazarn azndan konuuyorm u gibi bir izlenim
brakm am al. B ylelikle yazar kendi oyununda iirin tr ve youn
luk derecesiyle karakterleri iin bir tr snrlandrlm demektir. Bu
dizeler sylendikleri oyundaki durumun gelimesine katkda bulunma
l. En gzel iirdeki bir boalm a, ilgili kiiye uyuyorsa, olayn buna
gereksinim i olduu konusunda bizi ikna etm eli, olaylardan ar duy
gusal younluu ekip karm aya yardm ettiine inandrm aldr.
D eneyim lerine gre tiyatro iin yazan bir air iki deiik hata yapabi
lir: eserdeki karaktere uygun dmeyen dizeler yaratabilir, ya da onla
rn rollerine uygun dizeler hazrlar, ancak bu dizeler oyundaki olay
srkleyem ez. E lizabeth dnem i tiyatro yazarlarnn bazlarnda
harikulde iirsel y erler bulunduu halde bunlar iki bakmdan da
h atald rlar-b ir baka deyile, edebi zellik asndan mkemmel olan
bu eserler dram atik ynden birer bayapt olmaya uygun deil. Bunun
en bilinen rnekleri Marlow'un Tamburlaine adl eserinde var.
Sophokles, Shakespeare ya da Racine gibi byk dramatik airler
bu sorunu acaba nasl zdler? Bu konu, tabiatyla, karakterlerinin
ilelebet yaam ak gibi nemli bir sorunu olan ve dzyaz ile yazlm
rom an ve oyun gibi btn hayali kurgular ilgilendiren bir konudur.
254
ok derin sempati duym adan bir karakteri canl olarak nasl yarataca
m bilem iyorum . deal olan, roman yazarna oranla daha az karakter
lerle urap onlara iki saat gibi ksa bir yaam vermek zorunda olan
oyun yazarnn o karakterlerle tamamen uyum iinde olmasdr: ama
bu. m kem m ellii islem ek dem ektir, nk bir oyun olay iin az
sayda oyuncu istese de. orada olaya ne kadar katkda bulunurlarsa bu
lunsunlar, hakikilii bizi ilgilendirmeyen kiiler de bulunur. Yazarn
ya da bakalarnn nefret duyaca alak bir karakterin eserde
btnyle gerek bir biimde yaratlp yaratlamyacan hep merak
etmiimdir. Gerek karakterler yaratmak iin ya kahramanca erdemlik1er, ya da eytani alaklklar gibi zaaflklarn bir tr karmna ihtiya
var. Bu yzden Iago, beni III. Richard'dan daha ok rktmtr. All's
Well That Ends We//1deki Parolles'in de beni Iago'dan daha fazla ra
hatsz edip etmedii konusunda phelerim var. (Oysa Middlemarch'daki R osem und V icy'nin, beni G enoil ya da Regan'dan ok fazla
rkttnden son derece emin.) Bana yle geliyor ki, yazar yaamsal
nemi olan bir karakter yaratt zaman, ortaya bir eit alm a-verm e
sreci kyor. Dier zelliklerin yannda yazar, kendisinde bulunan
gllk ya da zayflk, iddet ya da kararszlk gibi birtakm zellik
leri, hatta baz eksantriklikleri eserindeki bir karaktere ykleyebilir.
Ve belki de kendisinin de yaam nda farkedemedii, onu yakndan
tanyanlarn bile bilmedii bir zelliktir bu; mutlaka ayn ya, ayn
huy ve hatta en azndan ayn cinsten olan kiilere aktarlmas gerek
meyen bir zellik. Yazarn kendisinden katt bu zellik, karaktere
eserdeki yaam kayna olabilir. te yandan yazarn tam ilgisini
ekmi olan bir karakter de, yazardan edindikleriyle kendi benliinde
gizli kalm yetenei harekete geirir. D olaysyla bir yazarn kendi
benliinden pek ok eyi karakterine yanstrken, kendisinin de o
karakterin etkisi altnda kalacana inanyorum. Hayali bir kahrama
nn yakn evrem izde tandm z gerek bir hviyete brnmesi
hayret verici grnse de, ben buna benzer durumlar sadece kendinden
sz eden yazar iin var olan sorunlara, kstlamalara, harikuldeliklere
iaret etm ek iin ele aldm, nk bu zorlu grevi stlenecek olan
yazar hayali karakterleri dizelerle konuturacaktr. Farkn, daln
dorusu uurum un birinci ve n seslerle yazmak arasnda
oluduuna iaret ettim.
Benim nc sesimin, iirsel dramdaki sesimin zellii, dramatik
olm ayan, fakat dram atik eler tayan iirdeki airin sesiyle
karlatrnca ortaya kar, -zellikle de dramatik monologda ak
* Y eter ki son u iyi bitsin. - . N.
255
256
2. lahi K o m ed i -.N.
257
258
260
261
262
263
FRIEDRICH D R R E N M A T T
(1921-1990)
TYATRO SORUNLARI
1954
264
265
266
267
968
269
270
271
273
274
275
A R N O SCH M IDT
(1914-1979)
HESAPLAMALAR I
1955
276
277
]. Bu gayet doaldr. -. N.
278
279
yava
etrafnda dolanarak
geebilmem
1 y ava
1
1 Kk Diiya.
( Kendi ierisine
apanm
1 e nnetler veya
1 lehennem ler; Y a z
a lille ri;
1 ocukluk;
E serde; v.b.)
1 acele
1
Y asak Alan
(Casusluk;
h a p s e d il m i
sevgili; ve dier
k i le rl e r .)
Eylem de
bu lunan
k iinin
h a rek e t
e risi
T em p o
Kon u alan
doru; ileri
h z l
N a k ille r (Geni
alan lar ierisinde
zorunlu hareket:
G m enler;
T o p lu m sa l
geziler; svireH o llan d a
Salclar; Asker
birlik sevkiyat
v . b .)
Y aklak 25 ksa
Fo to ra f ve metin.
Kt tmceler.
n n d e hayvan
g lm e gibi
szckler.
D inam ik; ancak
istencin b a m sz
olduu grlmekte.
1 D ev rim
1 e r is i
1 Eksen
1 etrafn da
1 dnerek
1 e biim li
15-20 uzun
b irim ler. B oaltc
c mleler. Dura an.
1'e l e m e n k l i .
1
1
B i r o k b irim lerin
so n u n d a (birou
k k yaklak 30
d e n em e & yanlm a)
in eddine
arp
h issettiren
sivrilik . E z i l m i
tmceler.
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
I
1
1
1
1
1
1
e doru
sarm al
D a doru
sarm al
K e leb e k
e ris i
h z la n a ra k
y av alay a
rak
dzenli
o lara k
de iere k
(yani yava,
sfr k esim e
n o k t a s n d a )
F aciaya. (yi
ya da kt olsun;
kendisi dahil:
plnlanm
cinayet; ilk
cinse] iliki;
sonu lm l n
saflarda savaa
se vk e tm e; v.b.
Sa kalanlar
(Kendini;
S a v a ta n ,
lm den, ateten
so nra yava
yeni ya da
tek ra r
dzenlem ek; ayn
e k ild e evlilikten
veya byk bir
m irastan sonra
vb.
P aralanm
y a a m .
(Y aklak olarak
sessiz evcillik ile
hzl kazan
arasnda gidip
gelm e: Tem silci;
M akinist; Dr.
Jekyll ve Bay
Hyde vb.)
U zunluk ve
ksa l na gre
birimler. Bunlara
u ygun ritimler.
Sarka ritimli
ksm et.
283
gelitirmemin anlam, eski, sevilen olay ak ile ilgili kurmacalarn yerine, insan yaantlarna uygun decek, pek nemli olmasa bile
zerinde daha ok allm dzyaz oluum larn koymak istememdir.
(Burada zellikle kendini beenmilie kar uyarda bulunarak,
yurttaa yakn olan k szcnden sz etmek istiyorum.
Kusurlu olan duyu organmz kendi grmce zellikle doru ve
merhametsiz tekniklerim sayesinde lyk olduu biyolojik yerine
oturtmak istiyorum. Bu arada kukusuz sevimi, tekil ve stn bir
tanr kopyas ile ilgili lgnlk daha da zedelenmekte; kesintisiz
azimli bir yaamn ho yanlsamas (Goethe'nin Eckermann'la olan
konum alarnda sevim siz bir ekilde gsteriye dntrd gibi)
geree kesinlekle uygun dmyor. te bunun iin, bir acma
szgeci olan belleimiz, birok eyi geirdiinden benim dzyazm
ekonomik ve saf bir sylemdir.)
6. Yukarda deindiim ve geerli dzyaz canlandrma biimle
rini ele aldm dier iki bilin olay (herkese bilinen ve az nce ele
alnan anmsama ve sakat bir imdi) dle ve uzunca bir
dnce oyunuyla ilgilidir. (Burada kullanmaktan kanamadm
matematiksel simgeler unlardr: Eriler ve onlarn almlar, daha
dorusu w- ve z- dzlemlerine uygun ekillerdir). Ancak bu i iin
gelitirilm i olan dnm denklem leri, kam uoyuna sunulm u
yaym larda aklanam ad iin, burada sadece btnlk olsun
amacyla deinmek istedim. Bu diziye sadece mmkn olan deil, hatta yakn gelecekte kesin
likle gerekli olacak olan dzyaz biimlerinin bu sylenenlerle hibir
ekilde son bulmadn, ya da sadece imdiye kadar vermi olduum
rnekleri mutlak numune olarak grdm aklamak iin acele
ediyorum. alma yntemlerimin kda dklmesini gerekli gren
yadrgatc yarglar olmasayd, hatt bunlarn uzmanlar tarafndan
yaplmas beni ikna etm eseydi, yukarda sraladm aklamalar
hibir zaman yapamazdm. Ancak bu aklamalarm daha ok kendile
rini benden fazla gerekten kimsenin zlemedii gelecekteki olas
byk ardllar (halefler) iin kaleme aldm.
ARNO SCHMIDT
(1914-1979)
HESAPLAMALAR II
1955
285
284
i
286
287
(3)
(2)
(3)
(3)
(3)
(1 ?3?)
288
erevesi iinde biim sel btnlk gsteren bir sanat eserinin olua
bilmesi ve bir insann portresinin belirlenm i bir x- zam annda btn
olarak verilebilm esi iin E II ve E Iin yan yana ve bir arada bulun
mas gerekir! Ancak henz erevesi kesin belli olan dzyaz m odelle
rin ortaya kmam olmas bizi artm am al, nki bu tr yaznlarn
biimsel olarak aklanmas (kendince bilinen basnsal otizm e bilinli
bir kar kmadan kaynaklanan, belki de yazarn igdsel ekingen
liine bal olarak) henz yaplm am tr; stelik E I in drst olarak
tanm lanm am as sadece b ir aptallk gstergesi (her eyden nce
yeniden ortaya kan engizisyona kar) deil, ayn zam anda kiinin
kendisini mahvedercesine ve lgnlk derecesinde inkr etmesi dem ek
tir ki, buna ada okur layk deildir (Bu tr bir aklam a ancak gizli
yazlarda ortaya konabilir. A yrca yazarn bibliyografyas E I'in yerini
dolduram az. -B e lk i de G ordon Pym 'e E I'i yerletirm ek, Sherlock
H olm es'un filolojiye layk olm as konusunda kkrtc bir yarm a
sorusu olur).
E. Th. A. H offm ann'n eseri (Prenses B ram billa), E I ve E II
arasndaki gerilim sayesinde ayakta durm aktadr. C ervantes D on
Kiot'a cezaevinde balam t. M rikein Orplid adl eseri bu srada
bir rnektir. Brntes'in Gondal-W orldu ya da Kari May'n Ardistan
und Dschinnistan adl eseri gibi; hak ettii edebi deer kendisine ve
rilm eyen bir kiidir sonuncusu.
* 5. G rld gibi zam an zam an alt snr eser (jplerinde ele
alnm olsa da, biimsel engeller alarak bu konuda baz denem eler
yaplm, dnce oyunlar, ou kez farknda olunmadan ve her defa
snda kuramsal bakmdan yeteri kadar dnlmeden de olsa tamamiyle
kabul grm ve onaylanm tr. Bu gelim eyi, m alesef tek dzlem de
de olsa, Lukian'n Das Schiff oder die W nsche adl eseri ile Jam es
Thurberin Walter M itys Geheimleben adl eseri arasndaki izgide
gzlemlemek mmkndr. Her iki eserde de, daha nce ifade edildii
gibi, sanatsal bakmdan sadece verimsiz mikro tipler ele alnmakla ve
bunlarda da sadece tek tarafl olmak kaydyla yzeysel olarak si j'rlnr
Roi formln artran izlere rastlanmaktadr.
Biim sel olarak ok nemsiz olm akla birlikte, Johann G olllled
Schnabel'in Insel Fclsenburg1 adl roman bu konuda dnya edebi
yatnn en anlaml rneidir. Bu eserde E I biyografi senfonisi \ .ruin
syla elde ediliyor, bunun karsna Insel im Sdmce u' I I l
. Felsenbrg Adas -. N.
. Gney Denizindeki adalar -. N.
.HM
2.92
Sorun
E I ve E
ll'n in
n ite lik oran
T ip 1: G z e l
Dost
baarlm
g e zin ti o lara k
IJG
T ip 2: Mzmz
T a rtm a y
i y il e t ir m e
y o rg u n lu u n a
gtren tat.
H alkn % 6 5 i
Halkn % 30u
K a r t l k
(gln d um m a
v a r n c a y a
kadar
=
yoksunluk)
p a ra l e l l ik
( D evam llk)
T ip 3: Baml
E 11 'ye gre deerli
z n e l b lm n
uzaklatrlm as,
k u rtarc
ac
d a t m
H a lk n % 5 i
Y k s elm e
( o u n l u k l a ge nel
o lara k geerlilik)
E I ve E
ll'n in
n ic e lik oran
3 /1
2/1
1 /2
R u h sa l tem e l
tutum
Bak as
i y im s e r
e n d i e l i
ktm ser
belirsiz- znel
b e li r l i- z n e l
b e li r l i- n e s n e l
Renk/
D a y an k ll!
pem be/sem ik
gri/krlgan
slp
b a k m n d a n
so n u la r
skc-sayg
I konukandeer;
I d iy a l e k ti k ;
g n l k
l a f | sinirli-dokulu;
m u h a lle b isi
c lz
i le
kck/Dzcn
k a rtrlm /
z o r la m a s /
g n a h b ilinli k a v r a m la r n
cin sellik /
kendi
b e lir s iz
ha re k e tle rin d e n
a k k an
s e v in d u y a n
yzl
avu kat
ahsiyet/
edas/buruuk ve
R itim :
tafta
o n d l a - p a s p a l | k e li m e l e r i n
s e im i /
(T eh lik eli ..
engel: M e m u r
y e rg is i
den em esi)
E 1 ve E I T i c a r i
bro
Il'deki roller I e le m an
(K onular;
I P r e n se s
balk lar
I A h l d e n n in
* b e ll i y e r e I k a r lm a s
k a d a r h l I (Film
b e li r s i z )
| -ilh a m i).
A lm an c as
p e k iy i ile
ba a rl
r e n c iN obel dl
sa h i b i
( g e le c e in
byk
yazm ann
iaret
eden
bl m le rle )
294
D a v allar- sz
d e llo lar
ve
k a p ro je le r i.
Koruma
g r e v li s i Am irlerle
mcadele
( S u b a y l a r l a ve
d i er
byk
b a lk la rla ) .
Hayali, galip ve
k u d re tl i B y k
Friedrich
tarznda
m uh aseb e cie l i-d ik ta t r
E I kt-korkun,
! k a ra rtlm
pen cerelerden
grnen (St.4)
A c
e k tirm e l
bak m n d an geri
d a h a s a f r a re n g i
gibi k
var,
fakat g e n el o larak
h a ta s z . / K a f a s , i {
p lan e tary u m
k a p s l n n s a l j
hli/say g sz,
nk
to p u n
a zn a|
b a la n m
Felli-kar y n de n
gelen iki hzl tren |
(arpm adan
nce).
Tutuklu-Tabya
dzl Plato.
A te h a tt - Z e v k i
sefa s a h ip le rin in j
ehiri *)
Son
daha
ok
m alz em e
k tl n d a n
doan
s k n t n n (=
Tekrar,
y o r g u n lu k )
e tk i s i : a r t k
b itiy o r
zor
e riile n
g v e n ce y e
inanm ak,
st n l k
ve
kurnazca
s e r g i le n e n g:
hava
aln a n
ek ilm e (Pirus
zaferi)
byk
fa n te zi
fo n u n
b u lu n m a sn d a n
d o la y , o u n lu k l a
E I in v a r l n n
yok
ed ilm esin e
b a l b i r son. Bu
so n a e rm e lm,
iy ile m e
veya
serbest
brak m a
o lab ilir.
295
*. on yl sonra. . N.
. Bu kitap (Die Stadt der Vergngten) 1960'n sonbaharnda KAF,
AUCH M A R E CRSU M ad altnda yaymland.
296
MICHEL BLfTOR
(1926*)
A R A Y I O L A R A K R O M A N
1955
1
Roman, hikye etm en in 1 zel bir biimidir.
Hikye etm e, edebiyat snrlarn ok aan bir olay olup gerei
anlam am zn nem li unsurunu olu tu ru r. S zc k leri an lam ay a
baladm z andan lm m ze dek hep hikyelerle kuatlrz; nce
ailede, sonra okulda, baka insanlarla karlatm zda ve nihayet
okuduklarmzla.
Baka insanlar bizim iin sadece kendi gzlerim izle algladm z
kim seler o lm ayp bize kendileri hakknda hikye eden, ya da
bakalarnn onlar hakknda bize baz eyler hikye ettii kimselerdir;
dier kim seler de sadece bizim grdm z kim seler olm ayp onl
hakknda bakalarnn da bize baz eyler anlatt kimselerdir.
Bu durum sadece insanlar iin deil, nesneler iin ve rnein
benim bizzat grmediim, ama bana betimlenen yerler iin dc geerli
dir.
Bizi k u atan bu hik y e, ok de iik b i im le r lr, itile
hikyelerinden tutun da gn boyu yaanlanlarn yemekte ll IIIiiini
)/
298
299
Asl C onditio sie qua non olan bu sylem Tiirkede olm azsa olm az
koth biim inde ifade cdilebilir.- . N.
300
NATHALIE SARRAUTE
(1902*)
303
304
305
306
307
308
310
312
313
314
315
316
317
318
319
320
ALAIN R O B B E -G R IL L E T
( 1922*)
322
323
koyamayacamz gle bizi etkisi altna alr. Tek bir darbeyle btn
gzel kurgu ker: Birdenbire gzlerimizi atmz zaman, stesinden
geldiimizi sandmz bu inat gerein verdii okun acsn bir
kez daha duyarz. Nesneler, bize ruh veren ve kullanmakta olduumuz
sfatlar blne meydan okuyarak etrafmzda varlklarn srdrrler.
Yzeyleri ak ve prssz, el dememi, ne donuk, ne de saydamdr
lar. Bizim tm edebiyatmz, onlarn en kk kvrmlarn dzeltme
yi, en basit halkay gevetmeyi henz baarm deildir.
Ekranlarmz dolduran filme alnm saysz romanlar, bize,
dilediince, bu ilgin deneyimi yeniden yaayabilme frsat sunuyor
lar. Ruhbilimsel ve naturalist gelenein de mirass olan sinema,
genelde bir anlaty grntye aktarmaktan baka ama gtmez: O
sadece basl romandaki cmlelerin okura vermek istedii anlam,
zenle seilmi baz sahneler araclyla okurun kafasna yerletirme
yi amalar. Fakat filme alnm bir anlat, i huzurumuzu sarsp, ro
man ya da senaryo gibi benzer yazl metinlerde ok zor bulacamz
bir hararetle bizi sunulan bu dnyann iine sokar.
Meydana gelen bu deiikliin doasn herkes fark edebilir.
Sadece anlama yer aabilmek iin kkensel romandaki anlat
malzemesini oluturan.nesneler ve davranlar tamamiyle yok olur:
Bo bir sandalye, birisinin orada olmayndan, ya da bir bekleyiten
baka bir ey deildir; omuza konulmu bir el, sevgi anlamna geli
yordur; penceredeki demirler dc dar kmann olanakszlndan
baka bir ey deildir... imdi ise, birdenbire sandalyeyi, elin hareke
tini, demirlerin eklini gryoruz. Anlamlar gn gibi ortada, ancak
dikkatimizi ekecei yerde, bu anlamlar temel birer e olarak veril
mitir stelik; hatta fazladan da, bize erien, belleimizde kendini ko
ruyan, temel olarak ortaya kan ve belirsiz zihinsel genel kavramlara
indirgenemeyen eyler, bunlar davranlarn kendileridir: nesneler,
devinimler ve konturlar; grnt bunlara bir anda (istemeksizin)
gerekliklerini yeniden kazandrmtr.
Sinema anlatsnn rettii dorudan gerekliin bu paralarnn
gzmzn iine girmesi, buna karn gnlk yaantmzdaki benzeri
sahnelerin kr gzlerimizi amak iin yeterli olmamalar tuhaf
grnebilir. Her ey gerekten de yle, fotoraf sanatnn gelenekleri
(yani iki boyutlu, siyah-beyaz, ereveleme, planlar arasndaki l
deiiklikleri) sanki benimsediimiz kendi geleneklerimizden kurtul
mamza yardm ediyor. Bu dnyann yanstlm olan pek allmam
grnm, ayn zamanda bizi evreleyen dnyann a llm a m
niteliini ortaya koyuyor: Bu dnya, alglama alkanlklarmza ve
325
324
326
327
E UG N E IONESCO
( 1912- 1994)
H seyin Saliholu. Treye Reinhard Trachsler'in Almancaya yapt Die Nashrner. Erzhlungen, Erinnerun
gen, Gedanken ber das Theater. Peter Schifferli Verlags
AG "Die Arche": Zrich 1960 eviri zerinden aktarlm
ve denemenin baz blmleri alnmtr.
328
329
1. maskarahklarla-.N.
330
331
332
MICH EL BUTOR
(1926*)
334
INGEBORG BACHMANN
(1926-1973)
337
336
338
mal da deildir. Dil, yazarn onunla erimek istedii ama iin yeterli
olabilecek dzeye erimemitir henz; bundan tr yazar, kentlisi
iin izilmi snrlar iersinde kalmak kouluyla, dilin gstergelerini
saplamak, belli kurallara bal kalarak dili yeniden canlandrmak ve
ona dilsel sanat yaptnn dnda hibir yerde cdinemeyecei bir ak
biimini kazandrmak zorundadr. Bu sre srasnda dil, onun gzelli
ine zen gstermemize, gzelliini duyumsamamza izin verebilir
hi kukusuz; ama dilin kendisi gerek bata, gerek sonda erimek isle
dii estetik bir doyuma deil, yeni bir kavrama gc olan bir
deiime boyun eer.
imdilik ahlk ncesi bir ahlk drts diye nitelendirebildiim,
zorunlu bir drtden sz etmitim daha nce. lk aamada, zellikle
yn gereksinimi duymayan, yalnzca bilmeye ynelik, dil ve dil
araclyla bir yerlere varmak isteyen bir dnme eylemi iin itici
bir gt bu; adna gereklik diyelim imdilik.
Bu yn bir kez tutturulduunda ve felsefe, ya da yazn alanna
giren bir yn de sz konusu deilse eer, o zaman yn durmakszn
deiicek, her defasnda bir bakas olacaktr. Bu yn Hofmannsthal'
George'den farkl bir yere gtrm, Rilke'yi Kafka'dan ayrm;
Musil, hi kukusuz Brecht'inkinden ok ayr bir yere varmtr.
inde her eyin hem filizlendii, hem de kuruduu, gerek szler,
grekse nesneler asndan rastlantsal hibir eye yer vermedii bir
yn, bir yrngeye frlatlp atltr burada sz konusu olan... Ve
bence bu durumun gerekletii yerde yaznsal bir oluumun zgn
le ilikin gvencesi, yaznsal yaptlar nitel dzeylerinin belirtileri
asndan snamakla elde edilebilecek gvenceden daha byk olur.
nk nitel dzey dediimiz ey farkllk gsterebilir, tartlabilir,
dahas kimi yerde byle bir eye gerek olmad ileri srlebilir. Belli
lde bir nitel dzeye zaman zaman orta dzeyde birinin bir iirinde,
iyi bir ykde, okuyucusuna seslenmesini bilen, akllca yazlm bir
romanda da rastlanabilir; nasl olursa olsun bir ey yapabilenler,
hibir zaman eksik olmamtr, bugn de eksik deildir. Ayrca
kiisel olarak sevebileceimiz birtakm rastlantsal baarlarn, izgi
d olgularn varln da unutmamak gerekir. Ama bir yazar gr
mezlikten gelmemizi olanaksz klan e, belli bir ynn tutulmu
olmas, kendine zg bir sorunsaln, bakalaryla kartrlmas
olanaksz bir szckler, tipler, kiiler ve atklar dnyasnn varl
dr. Akla gelebilecek tm yollarn iinden olas tek yol olarak
semitir yrngesi byle yazar; tm dnyay kendi dnyas klma
zorunluluunun bunalm iindedir, dnyay tanmlama cretini
gstermesinden tr sulu saylamaz, ve btn bunlardan tr de
339
340
INGEBORG BACHMANN
(1926-1973)
342
1. Louis - Ferdinand Cline, Reise ans linde der Nacht, Rowohlt Verlag,
H a m b u rg 1958, s.71.
344
mm i
345
346
H7
348
349
350
351
352
353
354
355
M A X FRISCH
(1911-1991)
YKLER
1960
357
358
359
ELIAS CANETTI
(1905-1994)
360
sayca daha ok insan ve nesne vardr, hem de nitelik olarak lio t'V
snrsz bir ekilde oalmtr. Eski olan, yeni olan ve baka olan
birbirine karyor. Eski olan udur: Her geen gn gemi kllilile
ortaya kartlyor, tarih ve tarih ncesinin kapsam daha gerilen*
doru geniliyor. Esrarengiz bir yetkinlikte olan eski sanal, kendi
sanatmzdan duyduumuz, gururu krmtr. Dnya en eski lleriyle
yeniden doluyor. Bunlar kemiklerinden, aletlerinden ve maaralara
kazdklar resimlerinden tekrar dirilmi ve dlerimizde Karncallar ve
Msrllar getiimiz yzyln insanlar gibi yayorlar. Yeni olan d
udur: oumuz insanlar umaya balamadan nce domu ve id
ok doaldr ki Viyana'ya umutur. Aramzdaki genlerden bazlar da
bir gn mutlaka turist olarak Ay'a frlatlacak ve dndkten sonra
byle banal bir ey hakknda yazd notlarn yaynlamaklan ulan
duyacaktr -a y n imdi benim baka yenilikleri saymaktan
utandm gibi. Benim ocukluumda btn bunlar henz lek tek
sayl mucizelerdi... lk grdm elektrik , ilk telefon konu
m am... bugn yenilikler etrafmzda onbinlerce sivrisinek gibi
dolap duruyor.
Eski ve yeni olann dnda her taraftan gelip birbirine karan
dierlerinden sz etmitim, rnein artk kolayca ulalabilen yabanc
ehirler, lkeler ve ktalar, ya da artk herkesin anadili yannda
rendii ikinci dil gibi eyler bunlar. Bugn ok kii nc halin
drdnc bir dili reniyor artk. Ayrca yabanc kltrlerin aratrl
mas, sanatlarn sergilenmesi, edebiyatlarnn evirilmesi... rnein
hl yaayan ilkel topluluklarn incelenmesi: bunlarn madd hayal
tarzlar, toplum dzenleri, inanlar ve din gelenekleri, efsaneleri..,
Dierlerinin btn olarak sahip olduu ve etnologlarn heyecan veren
zengin keifleri llemeyecek kadar byk boyutlardadr ve (eskiden
genelde kabul edildii ve bazlarnn bugn bile kabul etmek isledii
gibi) yle be eyden ibaret deildir. Ben ahsen gerein bil
artna herkes tarafndan bilinen banal yeni'den daha byk byl
ulald iin daha fazla deer veririm, ya da belki de seim yuptlnk
szn yeniyle iirilmi olan gururumuzu salkl bir ekilde
sndrd iin... Ayrca her eyin daha midede mevcut olduu l
lmaktadr, bugn bizim ustaca gerekletirdiimiz eyler ok ckl
dnceler ve arzulardr. Yeni arzular ve mitler konuunduk i lllle
gcmz ise acnacak durumdadr. Eskilerin kapsn ou /inn
mekanik dualarnn ne anlama geldiini bilmeden andryoruz Hl,
her eyden nce yeni bir eyler ortaya karacak gibi bil' hevl oln
biz yazarlarn ii/.erinde nemle durmas gereken bir deney lllltli Nll
yet varln ancak imdi ciddi bir ekilde fark ettiimi/ bka olann
3(> I
7
t
362
364
CARLOS FUENTES
(1928*)
366
[]
Meksika devrimci romannda zorunlu bir perspektif eksiklii
vardr. Konular, yazarlarn ellerini yakyordu ve tanklk etmeye
dayanan bir teknie zorluyordu yazarlar.
[-]
Juan Rulfo'nu yapt imdiye dek Meksika romannn ulat en
yksek doruk olmakla kalmaz, ayn zamanda Pedro Paramo ile, bl/,0,
yeni Latin Amerika romanna ve romann iine dt uluslunu hm
bunalmn ortaya kard sorunlarla olan ilikisine gtren iplll
verir. rnein Alberlo Moravia'ya gre roman lmtr: komilini,
kurgusu, kiileri ve amac halkn anlayaca dzeydedir, y da sinenin
367
MICHELENE WANDOR
( 1940*)
368
370
371
372
373
374
375
YA AR KEMAL
(1922*)
Adnan
B e tik - Bu konum ada, g e n e llik te tekn ik deyip
geitirdiimiz, ama bizce temelde yeralan birtakm sorunlar stnde
durm ak istiyoruz. stersen sze D em irciler ars C inayeti'nin
kurgusunda ilgin bulduum bir zellikten balayalm. Alicik olsun,
Muharrem olsun, Dervi Bey'in babas ya da Yel Veli olsun, bir kii
romana girdikten hemen sonra olay bir iire duraklyor, o kiinin
gemii, bu durna nasl geldii anlatlyor uzun uzun. Bu tarihsel
boyutun, bu ve buna benzer sapmalarn roman iindeki ilevi ne?
Olayn gelimesini engellemiyor mu ?
T ahsin Y cel - B ir de eski romanlarnda byle deil. Bu kadar
dzenli bir ekilde deil. Demek bu senin yeni dnp yaptn bir
ey oluyor, son romanlarnda.
Yaar Kem al - Daha nce Adnan'a sylemitim. Ben niye iki ro
man, roman, yz roman yazaym hepsi birbirine benzeyecekse.
A . B .- Ne bakmdan, ileni bakmndan m?
F. K.- leni bakmndan olsun, ierik bakmndan olsun, zellikle
biim bakmndm. Elbette bunlar hep ayn adam yazyor, ann nt
laka her romannda insan kendisini yenilemeli, bilinle yeilemeli.
Her biim kentli ieriini kendi yaratr. nce biim vardr. Ben unu
anlamyorum, hibir zaman da anlamadm. erik mi, biim mi? Bunu
tartmak biraz tuhaf. Biim ieriini yaratr. Akasazn Aalar'n 3.
cildi bunlar gibi deil, gittike karmakarklayor, gittike atalla
377
379
380
381
382
383
384
din buraya demi. Bir hann nnden geerken yal bir adam uyukluyormu, azna, yzne sinekler dolmu. Uyandrm, hele kalk,
demi, yahu, demi, burada bir zaman ok iyi insanlar, ok gzel atlar
vard, ne oldu? demi. O iyi insanlar o gzel atlara bindiler ektiler
gittiler. Ben bunu bir trl unutamadm. Bir yok olmay anlatyor.
Deimemi ama yok olmu. Ben bunu aldm O iyi insanlar o
gzel atlara binip gittileri aldm, bunu bir deiimin timsali olarak
verdim, bunu anlatamadm ben zannediyorum, u hikyeyi bir trl
bccerememiim romanda, u anlattm gibi. nsanlar romanda anla
myorlar. Ben o romanda, o 40 sayfada u andaki anlattm hikyeyi
vermek istedim.
A. B .- V erm isin.
Y. K - Veremedim. Hatt romanc arkadalarm, benim romanclk
ustal sandm bir eyi de bana kar kullanmaya altlar. Aynen
yle anlatyorum: at geldi durdu, yamur yayordu, Sultan Aa'nn
izmelerinden kan damlyordu ve tozu oyuyordu, diyorum. Hem ya
mur yayor, hem kan tozu oyuyor. Bu ne biim i? diyorlar. Pekl
da bir i ite! Dervi Bey d gryordu. Dervi Bey hayalliyordu de
memek iin, yani o kadar ilie dmemek iin, hayal olduunu be
lirtmek iin hem yamur yadryorum, hem de tozu oyduruyorum.
nsan psikolojisinde bu vardr. Yerinde bir ey sylediime inanyo
rum ve bunu bana kar kullanyorlar. Yaar Kemal burada dalga
gemi, diyorlar. Bin yz sayfa yazdm, daha da bin sayfa yazaca
m, ben nasl dalga geerim bu arada.
[]
Y. K.- Peki, baka birey var: Aacn gvdesine onalt kurun skt,
onalt yerinden akr akr, sular akmaya balad.
A. B - Adan terliyor, aa da terliyor, yamurun altnda hem de.
stelik bu rya da deil.
[...]
Y. K - ukurova'da ikindi yeli kt zaman akbulutlar ykselir Ak
deniz'in stnden. Bunlara yelken bulutlan diyorlar. Beyaz, ap ak bu
lutlardr. Yelken bulutlarnn kakln grdmz zaman harman
savururduk. O yel cana can katar, korkun scakta toz direkleri
(bunlara hama/, derler) byle dnerek gelir.
A. B.- Hamaz laf hi yok sende.
385
386
387
Evet..
389
388
390
391
392
393
394
395
396
397
dedin, her doa parasnn kiilii var, dedin, senin romanlarnda bir
doa paras, bir insan nasl kiilik kazanyorsa, stelilk de izgi deil
yuvarlak bir dzendeyse, halka halka atlayarak gidiyorsia.
A. B - Toplanyor, dalyor, srekli olarak...
T. Y.- Toplanyor, dalyor ayrca.
Y. K.- Atlamalar oluyor, diyorum.
T. Y - Ayrca iddet, sonra birden diiii...
Y. K.- Benim iin diyalektie inanmak doada grdmle tay
gidiyor mu? Uyuyor mu? Benim dnce biimim acaba doann
devinimlerine uyuyor mu? Btn meselem bu.
[...]
F. K - kincisi de u: btn bu doada ne yaptk biz? Romanmzda
yaayan, bu iinde binlerce eliki tayan doada ne yaptk? Elektrii
daha yeni bulduk. Kimbilir daha neler var? Sanat olarak biz, sanat
yrei olarak bu korkun eye ne getirdik? Yzeyden bakmamza
ramen roman sanatnda yahut resim sanatnda bu ii bir adm ileriye
gtrmeye almamza ramen istediimiz oldu mu? Doann da
kendi iinde elikileri var, diyalektii var. Bir meyvenin olumas,
bir iein amas, bir arnn iee konmas, yani korkun zenginlik
te bir dnya.
T. Y - Muhakkak yle ya, bir de u var, biimdeki diyalektiin yan
sra, byk bi yna da var, tutamyorsun kendini, herey ok st
ste. Gzn doymuyor derken onu demek istedim.
Y. K.- Zenginlik diye bir ey de dnyorum yani bu ymalarn
sebebi doann ve insann zenginlii...
T. Y.- Bana yle geliyor ki tan dndn gibi ok giizel bir
dnya kurmak istiyorsun, stiyorsun ki ler ey tam dsun. Ceylanla
rn atlamas, ylanlarn sevimesi, alvarnn en ufak drntsna kadar
her ey tam olsun. Hatta gzel de olsun istiyorsun. Bu son derece
doal.
398
399
401
404
405
M IL A N KUNDERA
(1929*)
L'art du roman.
407
410
411
412
413
414
415
416
417
418
419
FRIEDRICH DRRENMATT
(1921-1990)
evirilen
ksm lar
D rrenm att: Oyunla ilgili olarak her eyi bilen deilmiim gibi
yapyorsam, o zaman her eyi bilmeyeni oynam olurum.
F. J. R.: Sizin btn almalarnz biraz vahamet dolu. Siz klasik
anlamda komedi deil, hemen hemen trajedi olan pek ok eye, her
durumda felaketle sonulanan eylere komedi adn veriyorsunuz. Eer
her rol benim diyorsanz ou fond, mthi kukucu, hepten sran
alayc biri misiniz?
Drrenmatt: Belli temel yaantlardan hareket ettiime inanyorum.
Kendi iimde de olan bir eyi, ounlukla elikili olan bir eyi, bir
konu araclyla canlandrmaya alyorum. Ben kentli fantezimin
rnym. Meselenin nasl olaca yazdm srada aklk kazanr.
Bu demektir ki, ilgin bir ekilde hepsinin vizyonuna sahibim. Eseri
hissediyorum, onu fark ediyorum. Bununla birlikle yapacam eyin
ortaya km hali beni hayrete dryor. Vizyon ana molil gibi bir
eydir.
F. J. R.: Ama oyunun eklini bilmiyorsunuz.
Drrenmatt: Hayr. Bunu'nceden bilmiyorum. Pek ok anlar biliyo
rum, pek ounu bilmiyorum. nceden pek ok kiileri de bilmiyo
rum. Onlar hikyenin yazm srasnda oluuyorlar. Bazan ben bile
aryorum.
F. J. R.: F iz ik ile rd e k i deli doktorunun bizzat kendisinin deli ol
mas.
Drrenmatt: Mesela, n c e bir deli doktoru tasarladm. Sonra fizikile
rin kat mantksal dnyas sadece deli bir kadnla karlatrlabilir.
Deli bir tanrnn evrenini yaratt gibi: Byle bir ey sadece komedi
olarak yazlabilir. Komedi benim iin en basitinden bilin derecesidir.
Bu arada Kleist1 gibi kendimi zdeletirmiyorum; o, PenlhOHlea*
420
421
422
423
D rrenm att : Hayr. Ben hem tketen hem de reten olamam ayn
zamanda. Yazmak, konsantre olmak demektir.
D rre n m a tt: Hayr, tam tersine, bunlar konu olarak bana ekici
geliyor.
424
.
' Herbert Achternbusch (*1938): Yazar, rejisr, oyuncu, oyun yazar. -.
N.
425
[]
h. J. R.: Sizin oyunlarnza gelelim, Sayn Drrenmatt. Mesela,
sanyorum yazdnz bir yerde okudum, ya da sizden duydum, klasik
lerinizden biri olan Yal Kadnn Ziyareti yanllkla ve nce para
iin mikrofonik oyun olarak yazlm, doru mu?
426
427
428