You are on page 1of 218

Prof. Dr. H seyin Saliholu, 1940 ylnda Fmdkl'da dodu.

Rize Lisesi'ni ve A.. Dil ve Tarih-Corafya Fakltesi Alman


Dili ve Edebiyat Blm'n bitirdikten sonra Viyana niver
sitesi Felsefe Fakltesinin Germanistik E nstitsnde doktora
renimini tamamlad. 1973 ylnda Hacettepe niversitesi
Alman Dili ve Edebiyat Blm ne asistan olarak girdi.
1979'da doent oldu. Seluk niversitesi Edebiyat Faklte
sinde, Anadolu niversitesi ile Gazi niversitesinin Sosyal
Bilimler E nstitsnde konuk retim yesi olarak alt.
1988 ylnda Alman dili ve edebiyat profesrlne ykselti
lerek Hacettepe niversitesi Eitim Fakltesi Alman Dili
Eitimi Anabilim Dal retim yeliine atand.
Balca yaptlar: Almanca Test Klavuzu, Alman Kltr Tarihi
(mge Kitabevi Yaynlar, 1993)

20. YZYIL
EDEBYAT SANATI
mge Kitabevi Yaynlar: 124
Hseyin Saliholu
20 .Yzyl Edebiyat Sanat
ISBN 975-533-117-4
1. Bask: Mays 1995
Kapak Tasarm
Fatma Korkut
Dizgi
mge Ajans
Bask ve Cilt
Zirve Ofset 229 66 84

Yayna H azrlayan
Prof. Dr. H seyin Saliholu

1995
Bu derlemenin tm yayn haklan
mge Kitabevi Y aynlarna aittir.
Ksmen de olsa fotokopi,
film gibi yntemlerle oaltlamaz.

mge Kitabevi
Yaynclk Paz. San. ve Tic. Ltd. ti.
Konur Sok. No: 3 Kzlay 06650 ANKARA
Tel: (90 312) 419 46 10 - 419 46 11 Faks: (90 312) 425 65 32

flfr
MGE
kitabevi

NDEKLER

nsz ........................................................................................................ 7
T h o m as S te a rn s E liot: Poe'dan V alry'ye ............................... 13
H an s M ag n u s E n ze n sb e rg e r: Bir iir Nasl Oluuyor? .......... 18
H ugo von H o fm a n n sth a l: iir ve Yaam ................................22
W illiam B u tle r Y eats: iir ve Gelenek ....................................25
E z ra P o u n d : Gemie Bir Bak ...................................................28
G u illa u m e A p o llin a ire : Yeni Ruh ve airler ..........................39
H ugo von H o fm a n n sth a l: Nesnelerin ronisi .......................... 49
Y ah y a K em al B eyatl: Ak (Lirizm ) .........................................53
V la d im ir V lad im iro v i M ay ak o v sk iy : iir Nasl Yazlr? .58
P a u l V al ry : Saf iir .................................................
E d w a rd M o rg a n F o rste r: Biim ve Ritim ............................... 80
V irg in ia

W oolf: Sanatn

H e in ric h

M ann: Roman zerine Dnceler ......................... 100

Dar Kprs ......................... 88

R o b e r t M usil: Y azar ve Yazn ...................................................104


B e rto lt B re c h t: Epik Tiyatro ......................................................106
P au l V alry: Collge de Francedaki
Edebiyat Sanat Dersleri zerine ............................ 109
P a u l V alry : Estetik Y aratm a ..................................................... 113
P a u l V alry: iir Sanat ve Soyut Dnmek .......................... 117
T hom as

M a n n : Roman Sanat .................................................... 134

T h o m a s M an n : Byl D a'a Giri ........................................ 145


O r h a n V eli K a n k : G arip ......................................................... 152
H e rm a n n B roch: eviri le lgili Teknik Dnceler .............. 161
H e rm a n n Broch: Vergilius'un lm zerine Dnceler .. 165
S te p h e n S p en d er: Bir iirin Olumas ................................... 169
M ax F risc h : Y azarlk zerine .....................................................186
J e a n - P a u l S a rtre : Edebiyat Nedir? ........................................... 188

B ertolt Brecht: Tiyatro in Kk Organon ..........................200

NSZ

A lfred Dblin: Edebiyat, Doas ve Rol ...............................211


Jules Supervielle: iir Sanat zerine D nceler ............... 216
G ottfried Benn: Lirik Sanatn Sorunlar ................................. 223
A lbert Camus: Bakaldr ve Sanat ..........................................237
Thom as Stearns Eliot: iirin Farkl Sesi .......................250
F riedrich D rrenm att: T iyatro Sorunlar ..............................265
A rno Schm idt: H esaplam alar I .................................................. 277
A rno Schm idt: H esaplam alar II ................................................. 285
M ichel Butor: Aray O larak Rom an ........................................297
Nathalie Sarraute: Konum a ve Alt K onum a ....................... 303
A lain R obbe-G rillet: Yarnn Romanna Giden Yol ............. 321
Eugne Ionesco: Tiyatro zerine ok Basit D n c e le r

328

M ichel Butor: Royaumont'taki Tartm a B ildirisi ..................333


Ingeborg Bachmann: Gerek Sorunlar/Szde S o ru n la r

337

Ingeborg Bachm ann: Yazar Kii Olarak Ben .....................342


M ax Frisch: ykler .................................................................. 357
Elias Canetti: Realizm ve Yeni Gerek ...................................360
Carlos Fuentes: Latin A m erika Yeni Rom an ........................365
M ichelene Wandor: Politik Tiyatronun Balangc
ve Fem inizm ........................................... 369
Yaar Kemal: Ben Deim enin Rom ancsym ...................... 377
M ilan Kundera: Roman Sanat zerine Konum a ................. 407
Friedrich Drrenmatt: Ben Dnyann En Karanlk
Komedi Yazarym ...........................

420

Antoloji ya da Seki adn verebileceimiz bu almann ilk


olduu konusunda bir iddiam yoktur. Benzerlerinin yllar nce
Fransa'da ve Almanya'da hazrlandn biliyorum. Hatta Trkiye'de
bile bu esaslar erevesinde olmasa bile Prof. Dr. Grsel Ayta'n
Almanca edebiyatlardan hazrlad ve 1990 ylnda yaynlanan
Denemeler Sekisi bulunmaktadr.
Beni bu sekiyi hazrlamaya iten neden yukarda belirttiim al
malar deil. Amacm edebiyat merakllarna nl yazarlarn gerek ede
biyata baklar, gerek alma ve retme-yaratma biimleri hakknda
gvenilir bir kaynak sunmaktr. E debiyatla ilgili kuramsal bilgi
edinip yaz yazmak isteyen kimseler, buradaki yazarlarn dncelerine
dorudan ulama frsatn bulacaklar. iir nedir? Roman nedir? Oyun
nedir? gibi sorularn yantlarn bile bu trleri bizzat yaratanlarn
kalemlerinden okuyacaklar. Almanca, ngilizce, Franszca ve Rusa
gibi dillerin hepsini bilip bu yazlar zgn yazlardan okuyacak bilim
adamlarmzn says ok deil. Durum byle olunca edebiyat merak
llarnn ufku snrl kalyor. Amacm bu ufkun biraz daha genileme
sine katkda bulunmak. Ayrca sekinin edebi eser yaratma hevesinde
olanlara da yardmc olacana inanyorum, nk burada pek ok
yazarn deneyimleri de verilmitir.
Hazrladm bu seki belli bir zaman dilimini ieriyor: yirminci
yzyl. Gerilere gitm ek de m m knd elbet, ancak nereye kadar
gidilmeliydi? Aristoteles'e, Tevrat'a, ncil'e? Seki hazrlanrken nce
yazsn aldm kimselerin sanat olmasna zen gsterdim; gerek
yazarn, gerek alman yaznn ille de nl olmas iin zel bir aba
harcamadm. Ama bir eletirmenin, bir poetoloun ya da bir edebiyat
bilim cisinin edebiyatla ilgili grlerini almadm (yanl anlama
sonucu iki yaznn girmesine engel olmadm itiraf etmek isterim).
nce yazsn aldm kiinin air, roman yazar ya da oyun yazar vb.
olm as gerekiyordu. A ldm yaz, sanatnn sanat anlaym ,
yaratcln, sanata bakn arpc ve z bir biimde kendi azndan
dile getirm eliydi. Bu konuya gsterdiim zenden dolay alnan
yazlarn kimi yerleri karlmtr. Bir baka deyile yaznn sadece
am acm za hizm et eden blm ya da blmleri verilmitir. Ama
bunu yaparken alman yazlar iinde bir btnlk salanm aya da
allmtr. Bunun yazarlara bir saygszlk olduunu sanmyorum.
Yazlar kronolojik srayla sunulmutur. Sadece T. S. Eliot ile H.
M. Enzensberger'in yazlar sralam ann dnda tutulup sekinin

bana alnmtr. nk her iki yaz da gemii zetleyip sekinin


btnne giri nitelii tayor. Yaz balklarnn altnda verilen tarih
ler, eer belirlenebilmise yaznn ortaya k yln, belirlenememi
se yaznn ilk yaynland yl gstermektedir.
Sekide yirminci yzyla damgasn vuran Proust, Kafka ve Joyce
gibi kimi nl yazarlarn grlerinin bulunmad fark edilip belki
bir eksiklik gibi grlecektir. Bu yazarlarn dnceleri yok deil,
ama yukarda belirttiim amaca uygun yazlarn bulamadm. Aslnda
belli bir amaca ynelik yaz bulmak pek de kolay olmuyor. rnein
sekide sadece alman, fransz, ngiliz, amerikan ve rus. yazarlarnn
grleri deil, trk yazarlarnn grleri de bulunsun istedim. Ne
var ki, yazarlarmz pek sr vermiyor gibi, ya da balasnlar, ben bu
lam adm . Bir kitap alyorsunuz kapanda filan yazarn sanat,
edebiyat ve kltr hakknda grleri, ya da denemeler gibi
ifadeler bulunuyor. A m a iinde kendi sanat grn, tavrn,
yaratcln yanstan yazlar bulmak kolay olmuyor. Sanrm bizim
yazarlarm z biraz mtevazi; anlaylarn yazdklar edebi eserlerle
yanstmay yeliyorlar.
Normalde manifesto trnden yazlara yer verilmemitir. rnein
yzyln balarnda ve kinci Dnya Sava sonrasnda bu trden
yazlar var. Alnan yazlar ya bir makaledir, ya bir denemedir, ya da
herhangi bir vesile ile yaplm bir konuma metnidir. Syleilere yer
verm emeye zen gsterm ekle birlikte bu ilkenin Yaar Kemal ile
Friedrich Drrenmatt iin zorunlu olarak bozulduu grlecektir. Ne
deninin yazlar okununca anlalacan um arm . A yrca gnce,
aforizma ya da mektup trnden yazlara da yer verilmemitir (Max
Frisch hari). Zaten yaz trleri arasnda kesin izgiler ekmek de ko
lay olmuyor.
Hermann Broch'un Vergilius'un lm romannn evirisi ile il
gili bir yazs konm utur sekiye. Yazar aslnda eviri ii zerine
konuuyor, fakat o arada onun roman sanat ile ilgili grlerini ve
yaratclm da buluyoruz o yazda. Bu bakmdan yazlarn mantksal
btnlne ters dm yor. Bu seki iinde biraraya getirilen
yazlarn olduka byk blmnde, yazarlarn eserleriyle ilgili kendi
yorumlar ya da yarat sreci ile ilgili yaantlarna kimi yollamalar
yaplm aktadr. Kim isinde ise yapsal tartm alar bulunuyor. Yazar
baka yazarlarn eserlerine yollama yaparken, ya da onlar rnek olarak
ele alrken aslnda kendi sanat grn aa vurmuyor mu?
Sekiyi edebi trlere blerek de hazrlayabilirdim. Ne var ki, bu
yntem bana pek isabetli grnmedi. nk edebi tr denince bunlar,
Goethe'nin sylem iyle edebiyatn doal biimleri: Lyrik, E p ik ,

Dramatik olarak yzylmz balarna kadar belli lde durumlarn


korumulardr. Hatta bunlara bir de didaktik tr ekleyerek drt temel
edebi tr olduu da kabul grmtr. Ama daha sonra trler deta bir
birine gemi, biri brnden ok belirgin izgilerle ayrt edilemez
olmutur. Ayrca edebiyatn trler bakmndan ortak bir snflandr
masnn ve adlandrm asnn bulunduunu iddia etmek de zordur.
rnein kimi ayrmlar yazarn dnyaya kar tavr n plana alnarak
yaplm , yani onun dnyaya yaklam arlk kazanm , kimi
ayrm larda ise yaznn biimi belirleyici olmutur. Eer yaklam
gemi zamanl, anlatsal ise ve ben nesnelere mesafeli bakmsa
epik denmi, gerilimli, seslenme, diyalog biiminde, gelecee ynelik
ise d ra m a tik denm i, iletirm eli, nesnelerle ben btnlem e
gstermise lirik denmitir. Bir dier snflandrmaya gre de btn
trler iki temel balk altnda toplanm aktadr: iir ve dzyaz. Bu
snflandrmada oyun (dram atik) her iki ana trde de ortaya kmak
tadr. Eer vezinli kafiyeli yazlm sa iir grubunda, dzyaz ile
yazlmsa dzyaz grubunda gsterilmektedir. Trk edebiyat dram
kavramndan uzun sre ackl oyun trn anlam. Oysa ayn szck
Yunancadaki dran eyleminden gelip A lm ancada eylem ya da
aksiyon anlamn tayarak oyun trndeki edebiyata genel ad ol
mutur. Alt trler olarak da trajedi (tragedya), komedi, trajikomedi,
oyun, ske, parodi m ikrofonik tiyatro, hatta film gibi biim leri
vardr. Yine anlat tr edebiyata (ngilizce narrativ) A lm ancada
Epik ad verilir. nk epik anlat anlam na gelen epos (Yun.
epos) szcnden gelip, Franszcadaki gibi destan anlamda deil,
anlat anlamnda kullanlr. Franszcada prose var dzyaz (nesir)
anlamna gelen. Yani Epik Almancada bir edebi trn genel addr;
hikye eden edebiyat demektir. Alt trler olarak destan, roman, novelle, yk, masal, efsane, ksa yk, fabel, parabol vb. vardr. Almancadaki Novelle bir anlat trdr; duyulm am bir olay hikye
edilir. Kkeninde Boccaccio'nun Decamerone adndaki hikyeleri var
ve yapsal olarak dier anlat eserlerden farkldr. Oysa ngilizcede
byle bir alt tr yoktur. ngilizler sadece romana novel ad verirken
Franszlar nouvelle szcn yk anlam nda kullanyorlar. Alm ancadaki Novelle kavram yirminci yzylda eski yapsal an
lamn belli lde yitirm itir. Bir baka rnek ise karakter ve
Figr szckleridir. ngiliz edebiyat edebi eserdeki kiilere
karakter adn verirken, alman edebiyat Figr der. Alman edebi
yat karakter ve tip dedii zaman bunlarla, ayrntsna burada
girmek istemediim daha zel kavramlar ifade eder. Btn bu karma
klklara ramen edebi trlerden vazgemek de olanakl grnmyor.

Trke de yeni szckler kazanrken bir yandan da kavramlar


karmaya balamtr. rnein air yerine ozan szc kullanlmak
tadr kimileri tarafndan. Oysa ozan daha ok halk airi demektir. Bu
nedenle sekideki tercmelerde ozan kavram sadece halk airleri ile
Ortaa airleri iin kullanlmtr. Keza yk szcnde de bir be
lirsizlik sz konusudur. yk seki iin yaplan tercmelerde sadece
ksa edebi anlat trne ad olarak kullanlm tr, yani eskiden
hikye dediimiz tr in. yknn iinde bir hikyenin, bir an
latnn olmas doaldr. Romanda da bir ya da birden fazla hikye
vardr, ama edebi tr olarak yk deildir. nk yknn kendisi
edebi bir trdr.
Edebiyat szc yerine yazn szc kullanm aktan
kanlmtr. nk yazn ile yaz szckleri kimi durumlarda
karm aktadrlar. A ncak yaznsal sfatnn kullanlm asnda bir
saknca grlmemitir. Bununla birlikte yaplan evirilerin kimilerin
de yazn szcn de bulacaksnz. te bundan dolay evirilerde
ortak terminoloji kullanmak baars gsterildii sylenemez.
Setiim yazlar bu seki iin Trkeye evrildi. Bu yazlarn bir
blm nceden Trkeye evrilmiti. Ne var ki, kimisi ok abartl
bir slpla tercme edildii iin yazarn vermek istedii mesajn laf
kalabal arasnda kaybolduunu grdm. Kimisinde de belli bir
zensizlik gze arpyor. Bunlardan sadece Mayakovskiy'nin iir
Nasl Yazlr adl denemesinin Yurdanur Salman tarafndan yaplan
evirisinden bir cmleyi ok somut olduu iin rnek olarak sunmak
istiyorum. Kitapn 17. sayfasnda: airlerden ustalklarnn srla
rn kendileriyle birlikte mezara gtrmelerini istemekte haklsnz,
denilmi. Oysa yaznn btn okununca cmlenin mantksal kurgu
ya ters dt hemen fark ediliyor. Tam tersi olmas gerekiyor, yani:
nk okurun airden meslek srlarn mezara gtrmemesini bek
lemeye hakk vardr. Nitekim, benim Almanca zerinden yaptm
tercmede de tersi syleniyor ve bunu Ingeborg Bachmann da ayn
cmleye yollama yapt bir yazsnda doruluyor. ngilizce zerinden
yaplm olan bu evirinin elimde nc basks var. Hata Rusadan
ngilizceye yaplrken mi, yoksa ngilizceden Trkeye yaplrken mi
yapldn aratrmadm. Ama eliki zgn yazya bakmazdan da
grlebiliyor. D aha nce evirisi yaplm ve yaynlanm olan
yazlardan evirisini beendiklerimi ilgili yaynevinin izniyle sekiye
aldm. Bu vesileyle sz konusu yaynevlerine bir kez daha teekkr
ediyorum.
Kimi yazarlarn yazlar zgn halinde de ok rahat bir syleme
sahip deildirler. Bu nedenle yazlardan kimisi ardr. lerinde sek

10

sen szckten oluan cmleleri olanlarla karlatk. Bunlar ok fazla


kolaylatrmak da istemedim, nk o zaman yazlarn hem slbunu
bozmu olacaktm, hem de eletirdiklerimin durumuna decek ve ve
rilmek istenen anlam veremeyecektim.
Alnan m etinlerin zgn basklarnn bulunduu yayn (M)
harfinin karsna konmutur. eviri ile ilgili bilgiler (T) harfinin
karsnda gsterilmitir. Bu ksmda nce eviriyi yapann ad kaln
harflerle yazlm, ardndan metnin hangi dilden Trkeye evrildii,
ne kadar alnd konusunda bilgiler verilmitir.
Setiim yazlar tercme ederek sekinin kmasna katkda bulu
nan btn meslekdalarma teekkr ediyorum. Yaplan evirilerin e
viri ile ilgili teknik sorumluluu elbette imza sahiplerine aittir, ama
hepsini tek tek gzden geirdiim iin bu sorumluluu ayn zamanda
kendim de stleniyorum . te yandan yazlarn byk blmn
zveriyle bilgisayara aktararak bana yardmc olan T evfik E k iz 't
ayrca teekkr ediyorum.
Ankara, ubat 1995

Prof. Dr. Hseyin SALHOLU

THOMAS STEARNS ELIOT


(1888-1965)

POE'DAN VALRY'YE
1948

From Poe to Valry, New York 1948.

A hm et Kocaman. T. S. Eliot, denemesinde Baudelaire,


M allarm ve daha ok Paul Valry'nin, Edgar Allan Poe'nun iir ve kuramna gsterdii tepkiyi zmlemektedir.
A ada yaznn ngilizce aslndan yaplan evirisinde
Eliotun eletirel bakn toparlad ve airsel z yansma
sorununa kar tavr ald son blmn bulacaksnz.

Btn iirin insanlarn kendileriyle, kutsal varlklarla ve kendi


lerini evreleyen evrenle deneyimlerinden kaynaklanan duygulan k
noktas olarak ele ald sylenebilir; bu nedenle, duygularn ortaya
kard, duygularn kayna olan dnce ve eylemle de ilgilidir iir.
Ancak ne lde ilkel anlatm ve beeni aamasnda olursa olsun i
irin ilevi, airin okurlarnda salt ayn duygular uyandrmak olamaz.
D rydenn nl uzun iirinde skender'in ziyafet yksn anm
sarsnz. Asya fatihi, ozan Timotheus'un mziini ustalkla deitire
rek kendisinde uyandrd gl duygularla gerekte bylenmi
olduunda, Byk skender alkol zehirlenmesinin ortaya kard bir
zdevimden (automatism) strap ekmekteydi ve mzik ya da iir
sanatn deerlendiremeyecek durumdayd. lk iirlerde ya da iirden
zevk alm ann en tem el biim lerinde dinleyenin dikkati konuya
yneltilir; iir sanatnn etkisi, dinleyici btnyle bu sanatn bilin
cine varmakszn duyumsanr. Dil bilincinin gelimesiyle baka bir
aamaya ulalr; bu aamada, o zamana dein okur olabilecek olan
dinleyici, yknn kendi iinde ve anlatlma biiminde iki yanl bir
ilginin bilincine varr: baka bir anlatmla, biemin ayrdna varr. O
zaman, deiik airlerin ayn konuyu ele al biimleri arasndaki
ayrmlar ayrdetmekten zevk alabiliriz; yalnzca daha iyi ya da daha
kty deil, ayn lde hayranlk uyandran biemler arasndaki

13

ayrmlar deerlendiririz. Gelimenin nc aamasnda, konu arka


planda kalabilir, iirin amac olacak yerde salt iirin gereklemesi
iin gerekli bir ara olur. Bu aamada okur ya da dinleyici, ilkel dinle
yici bieme ne lde kaytsz idiyse o lde kaytsz olabilir. Ancak
balangta bieme ya da sonunda konuya btnyle bilinsizlik ya da
kaytszlk bizi btn btn iirin dna karabilir; nk konu
dndaki her ey konusunda bilinsizlik, bu dinleyici iin iirin henz
ortaya kmad anlam na gelir; biem dnda her ey konusunda
btnyle bilinsizlik ise iirin yokolduu anlamna gelir.
Bu artan zbilincin, ya da dil bilinci de diyebiliriz, kuramsal erei,
la posie pure1 diyebileceimiz bir eydir. Bunun hibir zaman eriilemeyecek bir erek olduuna inanyorum, nk iir bu anlamda bir
lde katk eyi bulundurduu srece iirdir ancak; baka bir
deyile, konu, konu olarak deerlendirildii srece. Eer doru anla
dysam, Abb Bremond bir iiri iir yapmak iin katksz iir esi
gerekli olm akla birlikte, hibir iirin yalnzca katksz iirden
oluamayacan ileri srer. Valry'de ise konuya ilikin bir tutum
deiiklii sz konusudur. Konunun daha az verimli olduunu
sylem ekten kanrken dikkatli olm alyz. Konu daha deiik bir
nem kazanmtr: ara olarak nemlidir, sonu ise iirdir. Konu iir
iin vardr, iir konu iin deil. Bir iir, olan belli bir biimde birle
tirerek birka konuyu ele alabilir; bu bakmdan iirin konusu nedir?
diye sormak anlam sz olabilir. Birka konunun btnlemesinden
baka bir konu deil, iir ortaya kar.
Bu noktada bir estetikinin nerdii iir kuram ile bir airin iir
kuram arasndaki ayrm belirtmek istiyorum. Bir airin, bilmeden i
iri nasl yazdn sylemesi ile airin kendisinin bilinli olarak o ku
ram a gre yazmas ayr ayr eylerdir. Kuram airin salt yazdn
aklamas anlamndan baka bir eydir yazmay etkilerken. Valry
gerekten bilinle ve zenle yazan bir airdi; belki de tmyle kura
mn ynlendirmesi olmadnda en yetkin konumundayd, ancak ku
ram zerinde dnmesi, yazd iirin trn kukusuz etkilemitir.
airler iinde zbilinci en st dzeyde olanyd.
Valry'nin bu ar zbilinliliine baka bir ey eklenmeli: ar
kukuculuu. iirin konusu olabilecek hibir eye inanmayan byle
bir kiinin, sanat sanat iindir retisine snaca dnlebilir.
Ancak Valry sanata bile inanmayacak kadar ar kukucu biriydi; il
gintir yazdklarn ou kez bir karalam a, b a u c h e olarak
nitelemitir. Sonularla, ilgilenmeyi brakmt, salt srelerle ilgiliy

di. Sanki iir yazarken, salt kendini ie dnk biimde gzlemek iin
iir yazmay srdryordu: kiinin gzlemlerini anlatt denemelerini
(bunlar kimi zaman iirlerinden daha cokuludur, nk bunlar
yazarken daha ok coku duyduundan kuku duyuyor insan) okumas
yeter. Denemelerini toplad son kitab olan Varit Vte bunu ortaya
koyan bir gr vardr: Bana gelince, itiraf etmeliyim, sanat yapt
larnn biimlenmesi ve oluumu ile yaptlarn kendilerinden daha ok
ilgiliyim; daha sonra unlar ekliyor: Grme gre en gereki
felsefe, dnce nesnelerinden ok, dncenin kendisinde ve ynlendirilmesindedir.
B urada V alry'nin en st dzeye tad, P oe'ya dein
gtrlebilecek bir kavram var elimizde. lk olarak Baudelaire'in Poe'dan kard, daha nce szn ettiim reti var: iirin nnde i
irin kendisinden baka bir ey olmamaldr; ikinci olarak iirin kom
pozisyonu olabildiince bilinli ve amal olmal, air yazma eylemi
srasnda kendisini gzlemeli ve bu, Valry gibi kukucu bir kiide,
aykr biimde tutarsz bir sonuca, kompozisyonun, onun sonucu olan
iirden daha ilgin olduu sonucuna gtryor.
nce, Poe'nun iirinin katkszl konusu var. D ilin
katkszl anlamnda dndmzde, Poe'nun iiri katksz
olmaktan ok uzaktr, nk Poe'nun szck kullanmndaki zensiz
likten ve savrukluktan szetmitim. Ancak katksz iir anlamndaki
katkszlk Poe'ya kolayca ulamtr. Konu nemsizdir, ileyi her
eydir. Katkszl arlatrma ilemi yoluyla elde etmek zorunda
deildi, nk gereci zaten tem elsizdi. kincisi Poeda kuramlara
inanmaktan ok onlar gznne almak diye szn ettiim bir kusur
var. te yine bu noktada Poe ve Valry ile birlikte arlklar bu
luuyor; olgunlamam zihin inanlar noktasna dein geliemedii
iin dncelerle oynarken, yetikin zihin inanlar tanma konusunda
ok kukucu olduu iin dncelerle oynar. Sanrm bu kartlk
yoluyla Valry'nin Eurka!ya hayranln aklayabiliriz - Poe'nun
felsefe, teoloji ya da doal bilimlerde yeteneksizliini bildiimiz iin
oumuz zerinde hi derin izler brakmayan, ama Baudelaire'in ardn
dan Valry'nin dzyaz-iir olarak son derece deer verdii o evrenbilimsel fantezi. Son olarak, Raven'in kompozisyonunu zmleme
sine ilikin Poe'nun artc sonucu var. The Philosophy o f Conposition'n1 bir aldatmaca, kendi kendini kandrmaca, ya da iiri yazarken
Poe'hun ngrlenin epeyce doru bir kayd olmasnn nemi yok;
nemli olan, bunun Valry'ye bir yntem ve ura yazarken kendi

1 Katksz iir - . N.

1. Kompozisyon felsefesi - . N.

14

15

kendini gzleme abasn telkin etmesi. Elbette Poe'dan bakalar da


iirsel sreci incelem ilerdir. Coleridge Biographi L iteraria'da
kukusuz ncelikle W ordsw orth'un iiriyle ilgilidir; felsefe ird
elemeleri ile ezamanl olarak iirin yazlnn peine dmez, ama
Valry'yi byleyen sorunu usa getirir: iir yazarken ne yapyo
rum? Ancak Poc'nun The Philosophy o f Com position' sorunun
mise au point'dr1, bu ona Valry ile sona eren bu sre bakmndan
byk nem kazandrr. ebakn iirsele kaynamas iin, Valry
eletirel etkinlii en u noktaya, kincinin (iebakn) birinciyi
yoketmeye balad noktaya dein gtrr. M. Louis Bolle bu airi
incelerken ok yerinde olarak u gzlem de bulunur: yaptn
btnyle aklamasa bile bu aydnca zseverlik (narcissism) aire
yabanc deildir, bir sanat yapt, sanat yaptnn retimi olarak ne
den dnlmesin?
Sanrm, daha nce de iaret ettiim gibi, balangcn Poe'da
grdmz ve Valry'nin yaptnda meyvesini veren art potique2
gidecei yere kadar gitmitir. Bu estetiin daha sonra gelecek airlere
bir yarar olacana inanmyorum. Yerini neyin alacan da bilmiyo
rum. Salt buna ters den bir estetik de ie yaramaz. Tek nemli
eyin konu olduunu, airin doatan, dnceye yer vermeyen birisi
olmas gerektiini, teknii gzard edip esine dayanmas gerektiini
direnle savunmak aslnda olduka uygar bir tutumdan barbarca bir tu
tuma dmek demektir. Poe ve Valry'nin estetiini kapsayan ve onu
aan bir estetie sahip olm amz gerekir. Bu sorun zihnimi oka
uratrmyor, nk airin kuramlarnn uygulamalarndan kmas
gerektiini, uygulam alarnn kuram ndan km as gerekm ediini
dnyorum. Ama nce Poe'dan Valry'ye uzanan gelenekte en ok
hayranlk duyduum ve holandm birtakm ada iirler var; ikinci
olarak, gelenein kendisinin ayn yzylda her yerde iirsel bilincin en
ilgin gelimesini simgelediini dnyorum ve son olarak, btn
olaslklarn ortaya karlmas gerektiini dndmzden, kimi
iirsel olaslklarn kendi iinde ortaya karlmalarna deer veriyo
rum. Poe'ya Baudelaire, Mallerm ve hepsinin tesinde Valry'nin
gzleriyle baktmda nemine, yaptnn bir btn olarak nemine
inanyorum. Gelecee gelince: u savunulabilir, zbihncin gelimesi,
Valry'de grdmz dil konusundaki ar bilin ve duyarlk, eninde
sonunda insan zihninin ve sinirlerinin bakaldraca bir bask yzn
den kntye urayacaktr; nasl ki bilim sel bulgu ve bulularn,
' Temeli, dayanak noktas -. N.
2 yazmbilim - . N.

16

siyasal ve toplumsal dzenein snrsz biimde ayrntlanmas, insan


ln kar konulmaz bir tepkisine yol aabilir ve ada uygarln
ykn tamaktansa en ilkel zorluklar kabul etmeye hazr olunacak
bir noktaya ulaabilir. Bu konuda belirli bir dncem yok: konuyu
size brakyorum.

17

HANS MAGNUS ENZENSBERGER


(1929*)

BR R NASIL OLUUYOR?
M

G edichte/lF /e entsteht ein G edicht? Suhrkamp Verlag,


Frankfurt am Main 1962 (edition suhrkamp 20).

Ersel Kayaolu. Bavyera Gzel Sanatlar Akademisi'ndeki dizi konferanslardan olan bu konumay, modern iirin
temel zelliklerine bir giri biiminde bakt iin aldk.

Konumuz zerinde dnce yrtm yce bir selefime dayanarak,


amacm daha kesin belirlemek istiyorum. Uzun zaman nce. Yzelli
yl nce Edgar Allan Poe bir iir nasl oluuyor? sorusunu irde
leyen bir makale yaymlad. Bu denemenin konusu, Poe'nun en nl
iiri olan Kargadr. Baln evirmek kolay deil: The Philosophy
o f Composition. Bunun anlam yaklak olarak iirsel almann
kurallar gibidir. Bu kk yaz, dolaysz bir syleyile, Poe'nun i
iridir. Poe'yu bu incelemeye yneltenin ne olduu, u szlerinden an
lalyor: Bir yazar, yaptlarndan birinin tm oluum srecini aama
aama anlatabilirse, bizim iin ne kadar retici olurdu diye dn
mmdr ok kez. Byle bir denemenin bugne kadar niin yapl
madna yant bulmak zordur; bunun sulusu sanrm zellikle yazar
beylerimizin kibiridir. ou yazar, zellikle de airler, yaptlarn
gzel bir lgnlk ierisinde, kendinden gemiesine ilhamla yarat
tklarna insanlar inandrmay seviyorlar...
Poe'nun burada salt kibir diye yaknd, aslnda, Batnn kendisi
kadar gerilere dayanan ok eski bir mit, saygn bir gelenektir. Orpheus
ve periler, tanrnn azl diye baklan air, onun gzel lgn
l, onun hogrlen sarholuu; iirsel sre kavramnn varl
Platon'dan bu yana kantlanabilmektedir. Fakat en ge Helenizmden
beri Avrupa'da ilham mitine kar, iir yazmann daha ok sanatsal bil
edim olduundan sz eden, gizli bir kar k hep olmutur. Poe, bu
antitezi ileri zeksnn btn aralar ile sonuna kadar ifade eden ilk
kii olm utur yalnzca. Savunm asnn teknolojik momenti nem
tamaktadr:

18

zleyicilerin, kulis arkasn grebilecei dncesi dahi, yani ...


dililerin ve kaylarn, halatlarn, perdelerin, yani yz olayn doksan
dokuzunda sanatnn ara gerecini oluturan teknik destein tm de
posunu grrse - bunu dnmek dahi yazarlar irkiltiyor... Bana
gelince, ne yukarda ad geen antipatiye katlyorum, ne de yapt
larmn birinin nasl olutuunu anmsamak zor geliyor; ve bir
zmlemeye ve yeniden oluturmaya olan ve az nce eksiklik olarak
tanmladm ilgi, zmlemeye konu olan nesneye ilginin var olup
olmamasndan bamsz olduu iin, burada modus operandi olarak
kendi eserlerimden birinin nasl olutuuna deinirsem, umarm bu
benim haneme zevksizlik olarak yazlmaz...
Am acm , bir iirin hibir blmnn rastlant, ya da ilham
sonucu olumadn, tersine, matematiksel bir ilem gibi dize dize
ayn kesinlik ve mantkla kurulduunu gstermektir.
Poe'dan bu kadar.
Kargann oluumu hakkndaki makalesi byk etki yaratt.
Baudelaire ve Mallarm, yazar Fransa'da tantmlard; orada Poe'nun,
yeni iirsel Credo olarak yorumlanabilen denemesi, ksa srede snp
gitmeyen, kuaklar uratran gerek edebiyat olaylardan biri oldu.
ada iirin kuram, Poe'suz dnlem ez. Valry, airden bir
edebiyat mhendisi diye sz ediyor, Gottfried Benn onu sanatsal
m ateryali souk tutmaya aryor; rencileri Pound'u il miglior
fabbro olarak anyor; yzylmzn byk spanyol airleri Gngorizm makinesini yeniden altryor; Brecht, yabanclatrma etkisini
iire de uyguluyor. Burada hesap kitap yaplyor ve paralar birletir
iliyor, ve her yerde Poe'nun izleri grlebiliyor. Dada-babalarnn tak
lalarnda ve srrealistlerin rya metinleriyle aklabanlklarnda dahi bir
hesaplanm lk seziliyor, sanki sz konusu olan, bir makineyi yap
mak yerine paralamak olsa bile, o mhendislik sanatn bozmamak
gibi.
Poe'dan esinlenmek, dier konularda birbirine ar derecede zt
olan yazarlar, iirin doasna olan yaklamlarnda birletiriyor. Ede
biyat Mhendisi szcn Majakovskiy ya da Valry de ortaya atm
olabilirdi. iiri, devrimin bir arac olarak gren ve kesinlikle bir for
m alist olmayan bu Rus, tm ile Poe - Valry izgisinde olan iir
Nasl Yazlr balkl bir makale yazd. Amerikalnn dili arklar ve
kaylar retisinden sonular kartyor ve iirsel hammaddelerden,
yar ilenmi ve hazr rnlerden sz ediyor. Saf iir'in estetii ile
M arksist tarih anlay bu kadar yaknlaabiliyor, buna gre retim
glerinin geliimi insann btn eylemlerini ve bylece iir yazmay
da belirliyor.

19

Valry ile M ajakovskiy'nin rtt nokta, sadece iir teknolo


jisinin vurgulanm asnda deildir. kisi de, Poe'nun devam olarak,
oluum sorusuna deinmektedir. Bu sorunun yantsz braklamaya
can dnyorum . T ekniine ve d oktrinine bakm akszn,
gnm zde ortaya kan her yapttan, oluum srecini yanstmas
beklenmektedir. Bunu ortaya koyan birok kant var, zellikle de bu
yansmann konu edildii yerlerde, rnein ada dzyazda, Andr
Gide'in Sahte S ikkeci'sinde, Thom as M ann'n B ir Rom ann Rom annda, D oktor Faustus'un Douu'nda ve Uwe Johnsonun Betim
lemenin B e t i m l e m e s i ' A r n i m Hakknda nc Kitap romannda.
Proust ile Joyce iin pek dile getirilmiyor, fakat gzden de kamyor.
iir, Mallarm'nin Coup de Ds'inden beri, kendisinden szetme ei
lim ini gsteriyor. Y aratc edim , kendi kendini konu ediyor.
Gnmz resim sanatnda bu geliim doruuna ve en d snrlarna
kadar vardrlyor. Informel ressamlar, yaptn, kendi oluumundan
baka bir eyi anlatm am as gerektiini sylyorlar. Resim ve
oluumu bylece iie geiyor.
Konumuz, yalnzca bir garabet deil. Bir yaptn nasl olutuu
sorusu, estetiin nemli, belki de en nemli, sorusuna dnmtr.
Poe, makalesine The Philosophy o f Composition baln vermekte
haklyd. zmleme yapmaya, kaldrac doru noktaya yerletirerek
balamt, gzelin retisinin belki zlebilecei bir noktayd bu:
biim ve ierik hakkndaki tartmalar, formalizm tartmalar, saf
iir ve gdml iir arasndaki kartlk, iirsel dilin doasnn
aratrlm as, siyasi iir sorunu - ksacas, sanatsal konulardaki her
kuramsal dn, er ya da ge, konu edindii yaptlarn oluumu ile
ilgilenmek zorunda kalacaktr.
Kendimde bu aklamay yapacak yetkiyi grmyorum. Bir iir
nedir? Sanat dnyay deitirebilir mi? Yaratc edimin doas nedir?
-B ilm iyorum . Hem en genel eyler zerinde konum aya ynelen
kimse, zel ve somut olana kar koyam am akla sulanacak. Byk
sorularn ekim kuvvetine kar koyabileceimi dnyorum. Fakat
bunlarn, bir iirin oluumunun konu edildii her yerde karmza k
tklar da yadsnamaz. Aynca size, bir iir yazmaya baladmda, ku
ramsal ilgimin ortadan kalktn da itiraf etmek istiyorum. O anda
benim iin daha nemli olan, bir iirin nasl yazld, ya da nasl
yazlmas gerektii deil, belli bir szc, doru szc bulmak,
yanl bir heceyi ortadan kaldrm aktr. Bu bakmdan rahat ola
bilirsiniz. Yani zel ve somut olan: iirler nasl oluurlar? deil,
Bir iir nasl oluur?dur.

Bunu gstermek iin elimizde iki yntem var: dardan, yabanc


bir metin aracl ile; ieriden, metnin kendisi ile. Dardan bakan ve
iiri znel olarak yeniden oluturm aya alan filolog, belli bir
materyale sahiptir. Fakat bu materyal de yeterli deildir: anlatt bu
olay hakknda bir anya sahip deildir. Bu anya yalnzca yazarn ken
disi sahiptir. Gerekten sahip midir? Ya da anmsama yanltyor mu?
Oluum srecini ancak deneyim sonrasnda yaratmas ve bunu, ortaya
km olan iire, belki de bilmeden, uydurarak eklemitir. Bu tehlike,
Edgar Allan Poe'da olduu gibi, airin bir eyi kantlamaya alt
zaman ortaya km aktadr. Benim bunu yapm aya niyetim yok.
Yazma dayanarak bir estetik oluturulacak olursa, bu, bana da ya
banc olacaktr ve gelitirilmesi okuyucuya kalacaktr...

20
21

HUGO VON HOFMANNSTHAL


(1874-1929)

R VE YAAM
B ir K onferanstan, 1896

Gesammelte W erke in Einzelausgaben, Prosa IV, S. Fis


cher Verlag, Frankfurt am Main 1955. Burada: Poesie
und Leben.

Yksel Baypnar. Konumann sadece ana blm


Almanca aslndan Treye evrilmitir.

... Son yllarda sanatta dnceyi ortaya karma ii filologlar, gazete


ciler ve air geinen kiiler tarafndan ortaklaa yaplmtr. Bugn
birbirim izi hi anlam yorsak ve ben sizlere bir airin a, dili
hakknda konumada, bir ngiliz gezginin Asyadaki bir ulusun adet
leri, dnya gr hakknda gerekten syleyebilecekleri kadar zor
lanyorsam bunun nedenini birok rmcek kafalnn kltrmze ge
tirdii byk zorluk ve irkinlikte aramak gerek.
Bireysellik, slp, dnce tarz, ruh hali vesaire zerinde edilen
btn bu kafa yorucu, bo szlerimden sonra iirin asl malzemesini
szcklerin oluturduuna dair dncenizi hemen kaybedip kay
betmediinizi bilmiyorum. iir, yan yana dizilileri, sesleri ve ierik
leri ile szcklerin meydana getirdii, grlebilecek, duyulabilecek
eyleri hareket esiyle birletiren ve bizim ahenk dediimiz kaamak
bir ruh halini baka szlerle apak anlatan, dsel, adeta arlktan
yoksun bir doku gibidir. Eer siz sanatlar iinde en kolay olann bu
tanmlamasn kabullendiyseniz, vicdannz zerindeki karmak bir
ykten de kurtulm u olacaksnz. Szckler her eydir. B unlar
sayesinde g rd k lerim izi, d u y d u k larm z yeni bir varl a
dntrmek ve ilham kanunlarna gre onlarn hareketine ayna tut
mak mmkndr. iirden yaamn iine dosdoru giden bir yol yok
tur, yaamdan da iire. Yaamn ieriini yklenen bir sz ve iirde
yer alabilecek olan hayali bir karde szck tpk kuyudaki iki kova
gibi birbirinden uzaklamaya aba sarfederler ve birbirine yabanc bir

22

ekilde bolukta asl kalrlar. Dtan gelen hibir kanun sanatn iin
deki tm sivri zeky, yaama olan ksknl, yaam dorudan il
gilendiren her eyi ve yaamn her eit taklidini ortadan kaldramaz,
Innun olana yoktur. Arl olan bu eylerin orada yaama ans
bir inein aalarn tepesinde yaayabilmesi kadar azdr.
Tannmam ama deerli bir yazarn1 szlerini kullanacak olur
sam; iirin deerini belirleyen ey onun anlam deil (yoksa o iir
deil bilgelik, limlik taslamak olurdu) bilkis onun biimidir. Yani
d grn deil, aksine l ve ahengin iindeki o insan derinden
etkileyen eydir. Bu sayede, her dnemin ilk ustalar kendilerini son
radan gelen ikinci snf sanatlardan farkl grmlerdir. Bir iirin
deerini dize, kta veya daha byk bir blmdeki bir tek gzel bulu
da belirlemez. Ancak btn blmlerin bir araya getirilii, blmler
arasndaki iliki ve blmlerin zorunlu sralan dzeni yksek se
viyedeki bir iiri ortaya karan zelliklerdir.
Ben buna, neredeyse kendiliinden ortaya kan iki hususu daha
eklemek istiyorum:
Yaamn madde olarak kendini gsterdii retorik yn ile dilde
amalanan yansmalar iirin ad zerinde sz sahibi deildir.
iirde en belirleyici ey olan szcklerin seimi ve yerleti
rilmesinde (ritim) sanat asndan daima l, dinleyici iin ise du
yarllk karar vermek durumundadr.
iiri iir yapan bu hususun ou kez farkna bile varlmaz. Hani
u yeni A lm an airlerinin kendilerine yaktrd bu sfatn,
tandm hibir sanat slbunda bu denli rezilane, babo biimde
kullanldn grmedim. Dncesizce veya her eyi fel eden bir
amala gze batarcasna koyuyorlar bu sfat. Can skan bir baka
husus da ritim duygusunun yetersizliidir. Grne gre, artk kimse
bunun iirdeki tm etkiyi ykselten bir kaldra olduunu bilmiyor.
Bir airi son yllarn Alman airleri iinde en st seviyeye kara
bilmek iin unu syleyebilmek gerekir: O iirinde l domam s
fatlar ve iradesine ters dmeyen ritimler kullanmtr.
H er ritm in iinde, onun ortaya karabilecei hareketin gzle
grlemeyen bir izgisi vardr. Ritimler hareketsiz kald zaman, on
larn iinde sakl duran ihtiras tpk nemsiz bir balerinin hareketlerindekine benzer bir hle dnr.

* Sz edilen yazar Stefan George'dir; ber Dichtung 1 (=iir Hakknda I)


adl yazsnda bu dncesini dile getiriyor (1894). -. N.

23

Kendine zg bir sesi olamayan, ilerindeki hareketleri sradan bir


ritme uyduran bireyleri bir trl anlayamyorum. Onlarn Uhland1,
Eichendorf2 taklidi vezinlerini dinlemekten bktm, hl dinleyebile
cek durum da olan kiileri ise duyarsz kulaklarndan tr kskan
yorum.
zgn ses her eydir. Buna sahip olmayan biri, ancak eserin
mmkn klabildii lde bamsz olmaya ynelir. En gzpek ve
en gl kii, szckleri en zgr ekilde sralamasn becerebilendir.
Zira onlar yerlemi, yanl balamlar iinden ekip karmak kadar
zor bir ey yoktur. Szckler arasnda kurulan yeni, cesur bir anlam
ba ruhumuz iin ahane bir hediyedir, gen Antinous'un heykelinden
ya da kubbeli byk kapdan daha deersiz deil.
N asl bakalarn beyaz ve renkli talar, ilenm em i cevher,
tertemiz sesler veya dans lemine salveriyorlarsa, biz sanatlar da
szcklerle babaa braksnlar. Bizi sanatmzdan, hatipleri ise zih
niyetleri ve a rlk larn d an , akl h o calarn bilgeliklerinden,
tasavvufcular da verdikleri lhi nurdan dolay vsnler. Fakat bizden
tekrar gnah karmamz istenirse, onlar devlet adamlar ve edebi
yatlarn hatralarnda, doktorlarn, danslarn ve esrarkelerin iti
raflarnda bulmak mmkndr: M adde ile sanatsal olan birbirinden
ayrt edemeyen insanlar iin sanat yoktur, ama onlar iin pek tabii
yeterince yazl bir eyler bulunur.

* Ludwig Uhland (1787-1862):Alman romantik devri airi. -. N.


2 Josef Freiherr von Eichendorf (1788-1857): Alman romantik deviri
airi.

24

WILLIAM BUTLER YEATS


(1865-1939)

R VE GELENEK
1908

Essays and Introductions, Macmillan & Co. Ltd., London


1961. Burada: Poetry and Tradition

Y a l n C o k u n . M akalenin sadece nc blm


alnm ve ngilizce aslndan evrilmitir.

m
Yaam da nezaket ve kiinin nefis hakimiyeti, sanatta da slp,
zgr bir kafann belirgin zellikleridir, nk sz konusu iki nitelik
de her eyin belli bir am aca ynelik olarak oluturulm asndan ve
kiinin, duygusu ne olursa olsun, kendini kapp koyuvermeyiinden,
zihin karkl ya da skcla srklenm eyiinden kaynaklanr.
Japonlar oldum olas nezaketi kahramanlkla edeerde tutmulardr.
Zanaatm renebilmek iin dncelerinin ounu kendi yaamndan
devirmek zorunda olan yazar, gnlk nezaket konusunda ok kim
senin kendinden daha baarl olduunu grebilir. Ancak konu, sz ve
fikir seiminde yksek terbiye anlamna gelen slp olduu zaman,
yazarn kendi slbuna sahip olmas gerekir. Gerekten de, edep erkan
llerini btn inceliiyle yaratr yazar, nk sadece o tarihsel bel
geleri tanyabilir; sadece o, zamann kuandan anahtarlar alan
m istik bir sarayl gibi, eski hkmdar saraylarnn ihtiam iinde
cannn ektiince dolaabilir.
Bazen bu yazara greceli bir zgrlk tannd, hatta kendisine
deli berat verildii de olur; ama efendiliini asla elden brakmaz o. yi
terbiye grm kiilerin zgrlne sahiptir her zaman. Szckleri
en uygun ekliyle kullanabildii iin de, ok dar bir sohbet alan iine
hapsolmak zorunda kalan manifaturaclarn aksine, istedii konuyu ele
alp ileyebilir. Eer byle bir yazar da zgr olmayacaksa, kim ola
bilir ki? nk sadece o, srekli, bilinli ve kendi bana doyum

25

kayna olan bir mutluluun sahibidir -slp denen ey de budur ite,


Sainte-Beuve'un ifadesiyle edebiyatta lmsz olan tek eydir, ya
da anlatnn gerekleri yerine getirildiinde bile hi tkenmeyen bir
enerjidir, amaca ulald halde hi kesintisiz sren bir keyiftir- ve
sz konusu mutluluu ok kiisel ve kendi istei dorultusunda bir
ate halinde getirip, szckleri, sesleri ve olaylar sihir rnei
deitirir. Onun bu yapt, gn bitim inde i tamamland halde,
tkenmemi enerjinin oyuna ynelii gibidir; sanat ile sanat arasn
daki bir srdr; ve yazarn kendi doasnn ylesine ayrlmaz bir
parasdr ki, bu, baskn duygu devinim lerini yaarken ve lm
karsnda en gl ifadesini bulur. yleki, Shakespeare'in kiileri, o
son karanla gmlrken bile, yars kederin verdii teslimiyetten,
dier yars da yenik dnyann yzne kar galip klcn son kez sal
lanmas ve alayl gsterisi anlamna gelen bir cokuyla konuurlar.
slp szckler kadar olaylarn diziliinde de gzlenir: Mantk
tutkusu tatmin edilip salt zorunluluk gerei yerine getirildikten sonra,
ortaya kan arlk, incelik ve hayret izgisinde de parlak k gibi
datlmtr. Ve bu slp kiiyi zorunluk snrlar iine hapsetmeyip,
kendisiyle neelenme zgrlne ykseltir: bir bakma bira bar
dandaki kpktr o, bir atn bana takl uzun sln ty, pastann
zerindeki kremann eklidir. Komikte olduu gibi ok bilinli, ok
istenmi olursa bu nitelik -nk komik trajikten daha kiiseldir- biz
ona fantezi, hatt belki de yaramaz fantezi adn verir, herkese ayaa
bal dem ir glle gibi yk olduunu grrz. Hep yaratmas ve her
eye egemen olmas gereken bu nee dolu heves, sanatnn ellerinde
ve dilinde bulur gerek yerini. Ne var ki, sanat, gzlerini deitirile
mez byk eylere boynu bkk ve hzn iinde daldrr. Eline ald
her eyi kendine benzetiiyle, ama ayn zamanda, saf bir canlandrma
sonucu nne gelen her eyin kendine benzemeyiiyle de ayrr ken
dini baka insanlardan. Onu d kurmaya gtren ey, dman,
sevgilisi, ya da uruna savat dava olmu olabilir; ve Zm rdAnka kuu, gencecik kanatlarn sadece alev alev yanmakta olan bir
yuvada aabilir; ancak o dn iinde nefret ve mit btnyle kay
bolur; eer yazarn arksyla, sevgilisi bbrleniyor, ya da dman
korkuyorsa, bu, arkda sevgili vld, dman suland iin ol
muyor, kutsal yuvay oluturan al rpnn yle kolay kolay tutu
mamasndan dolay oluyor. Yazarn dizeleri sevgilisini Troyal Helena
kadar nl yapabiliyor, ya da davasn zafere ulatrabiliyorsa, bunun
nedeni ne onun, ne de brnn ua olmuluu deil, insanlarn,
canlandrma amacna hizmet eden her eyi onurlandrmak ve hatrla
maktan seviniyor oluudur. Andrew Marvell'in iirini bellekte tutup

26

kral I. Charles'n hanedanl iin savamak, hatta lmek, ok kolay


olmutur. Ama, mucizenin yeerecei saf toprakta saf kalmay be
cerebilm i bir hizmet tutkusu hi var olmamtr. Atinal Timon
kendi sonunu gznde canlandrp, mezarnn o tuzlu engin suyun
kysndaki kumsalda kazlmasn buyurur; Kleopatra engerek ylann
kendi elleriyle gsne koyar; ve her ikisinin dc syledikleri bizi
duygulandryorsa, bunun nedeni, mezar ve zehirli ylanla noktalanan
kendi sonlarna duyduklar znt deil, btn insanlarn yazgsna
ynelik oluudur. slp diye tanmlayageldiimiz sevin kayna, her
ikisinin de kederini saf halde tutmay baarmtr; sz konusu duygu,
keder deil de sevgi ya da nefret olmu olsayd, yine de baarrd bu
ii, nk sanatn soyluluunun kayna ztlklar birletiriyor
oluundadr: ar kederle ar sevinci, en yetkin kiilikle kiiliin en
teslimiyeti durumunu, frtnal ve takn enerji ile heykel dingin
liini harman ediindedir. Byle bir soyluluun krmz gl, ar
mhn iki kolunun kesitii yerde aar: lmle lmszln, zaman
ile ebediyetin bulutuu yerde. imdiye kadar yeni hibir adamn
bu gl kopard, sz konusu bulum a yerini de bulduu ol
mamtr. nk yazar bu ii sadece byk ustalar tekrar tekrar ince
leyip, kendisinden nceki kuaklardan edinecei pek bir ipucu olmasa
da, sonunda bizzat kendini anlar, szcklerin alm konusunda da
ustala eriebilirdi. Bilgi bile yetersiz kalr bu am aca ulamada;
nk C a stig lio n e 'n in iyi bir slp iin zorunlu grd
umursamazlk, bu konuda da aynen gereklidir. Eer kii bu nitelik
ten yoksunsa, mahzun bir kalfa olacak dem ektir ki, pazardaki
tezghna dnmesi isabetli olur.

EZRA POUND
(1885-1972)

GEME BR BAKI'
1913-1917

Literary Essays of Ezra Pound. Ed. T. S. Eliot, New York


(= A New Directions Book) 1968. Burada: A Retrospect.

Perem Y cer. Denem e ngilizce aslndan Trkeye


evrilmi ve Prolegomenia ile son blm Only Em o
tion Endures alnmamtr.

iirdeki yeni bir tarz hakknda yle ok ey yazlp izildi ki, her
halde benim de yle ksa bir zet vererek, gemie bir bakmam
balarsnz.
1912 bahar ya da yaz balarnda H.D., Richard Aldington ve
ahsm aadaki ilke konusunda hemfikir olduumuz karar aldk:
1. Tarafl ya da tarafsz olsun, nesnenin dolaysz olarak ele aln
mas.
2. Sunua katks bulunmayan tek bir szcn bile kullanlma
mas.
3. Vezin ile ilgili olarak da, metronom srasna gre deil, mziksel ifade srasna gre dzenleme.
Her ne kadar benim zevkim ve tercihim ile ilgili pek ok noktada
fikir ayrlklarna dtysek de, fikir birlii iinde olduumuz bu
nemli noktaya dayanarak bir grup olarak kendimize isim almay, en
az 1911 Harold M onro'nun Austos sayl dergisinde Mr. Flint'in
bahsettii birtakm Fransz okullar kadar hakkmz olduuna inandk.
kinci tanmlamayla fikir birlii iinde olduklar konusunda hibir
belirti gstermeyen birtakm farkl becerilere sahip insanlar, o zaman
dan beri bu okula katlp bizleri rnek aldlar. Aslnda vers libre'dc

' Pavannes and Divisions (1918)'de bu balkla kan bir grup ilk yaz ve
notlan iermektedir. A few Don'ts, Poetry I, 6 (Mart 1913)'da ilk kez
yaynlanmtr.

28

hatalarn beraberinde getirmi kendinden nceki etkisi u an azalm


herhangi bir tarz kadar uzun, lf kalabal halini almtr. Bizden
ncekilerin metrik ekli veya kafiye sesini tamamlamak amacyla ke
limeleri geliigzel dizmek zorunda kalmalar gibi bir gereke bulun
mad halde vers librede de eylemi dil ve cmleleyi, ou zaman
en az onlarnki kadar bozulmutur. Vers libre yazanlarn izledii
kalplarn m ziksel olup o lm ad k larn n karar okuyucuya
braklmaldr. Bazen vers libre iinde de, her sahte Swinburn'da
olduu gibi eski, basmakalp llere ve hibir mziksel yap izle
meyen airlere rastlamak mmkndr. Fakat konuyu btnyle ele
aldmzda, bu alann irdelenmesi ok olumlu bir harekettir. Birka
iyi eserin bu yeni yntemle yazlm olma olasl da zaten durumu
ispatlyor.
Eletiri, birtakm snrlam a ve yasaklam alar getirm ek demek
deildir. Eletiri, dikkatsiz bir okuyucuyu bile dikkatli olmaya zor
layan, belirli birtakm hareket noktalar salamaktadr. ounluu
oluturmayan iyi eletiriler, eer bu yal bir sanatnn kendinden
gen olana yardm ise, ona deneyim kazanlarak alnacak nlemleri
sunuudur.
Imagisme ile ilgili ilk dncelerin yaymland dnem hakknda,
pratik alm a ile ilgili birka ifadeyi pekitirm ek istiyorum .
Imagiste kelim esi ilk kez T. E. Hulm e'nin be iiri iin 1912
ylnn sonbaharnda baslan Ripostes isimli eserimin sonunda yer
almtr. 1913, Poetry Mart saysndan aldm nlemleri yeniden
yazyorum.

YAPILMAMASI GEREKEN BRKA EY


maj, bir anlk zihinsel ve duygusal btn sunan bir eydir. Bu
rada btn ifadesini, her ne kadar uygulamada tamamiyle hemfikir
olmasam da, Hart ve yeni psikologlar gibi teknik anlamda kullan
yorum.
Bu imaj, bir btnn; uzay ve zaman snrlarndan zgrle
doru an kurtulu duygusu veren, byk sanat eserlerinin varlnda
hissedilebilen apansz bir uyann bir anlk sunuluudur.
Bir mr boyu sadece bir tek imaj sunmay baarabilmek, ciltler
dolusu almalar yapmaktan ok daha iyidir.
Btn bunlar, phesiz tartlabilir. Acil ihtiya iir yazmaya
yeni balayanlar iin YAPILMAMASI GEREKENLER LSTES hazrlama

29

gereini ortaya karmtr. Zaten her noktay da para para negatifler


haline sokamadm.
Balang olarak, nceki neriyi dikkate alnz, (dolaysz kul
lanm, szck kullanmnda tasarruf, mziksel ifade sralar) -am a
asla inenemez dogmalar olarak deil. Bu neriler her ne kadar bir
bakasna da ait olsalar, unutmaynz ki uzunca bir deneyim sonunda
ortaya ktklar iin, her zaman dikkate alnmaldrlar.
Kendileri kayda deer hibir alma yapmam insanlarn eletiri
lerine asla kulak asmaynz. Greko-Romen gramercilerin, iirlerdeki
uyumu tanmlamak iin birbirine kartrarak ortaya kardklar ku
ram larla, imdiki Yunanl air ve oyun yazarlarnn eserlerindeki
ztlklara yle bir baknz.

DL
Gereksiz olan tek bir kelime ve hibir ey aklamayan tek bir s
fat kullanmaynz.
Soyutu somutla kartrd ve imaj donuklatrd iin, Barn
karanlk lkeleri gibi sylem ler kullanm ayn. Bu, imaj bulank
latrr, soyutu somutla kartrr. Bu durum yazarn, doal nesnenin
her zaman iin uygun sembol olduunu farketmemi olmasndan ileri
gelmektedir.
Soyutlamalardan kann. yi bir dzyazda yaratlan sradan bir i
irin dizelerinde yeniden anlatmaya kalkmaynz. yi dzyaz sanatnn
ifade edilmez zorluklarndan kompozisyonunuzu dize lleri halinde
paralayarak syrlmaya almanz, akll bir kiinin gznden asla
kamaz.
Uzmann bugn skld ey, yarn bakalarn skmaya bala
yacaktr.
Sanmaynz ki, iir sanat mzik sanalndan daha kolaydr. Ya da
bir baka deyile sradan bir piyano retmeninin mzikle geirdii
zamann bir o kadarm iirle geirmeden ustay memnun edebilirsiniz.
Asla inkr etmeme bykln gsterecekseniz, olabildii kadar
ok sayda byk sanatdan etkilenebilirsiniz.
Etkilenme szcn yalnzca holandnz bir ya da birka
airin belirli ssl szcklerini deitirm ek olarak kabul et
memelisiniz. Bir Trk sava muhabiri getiimiz gnlerde telgraflarn
birinde o kpkrmz elleriyle gvercin grisi tepeleri ya da tam hatr
lam yorum inci solukluundaki tepeleri ifadesini azndan
karyor.

30

Ya hi ssleme yapmayn, ya da ok iyi yapn.

RTM VE KAFYE
Aday air, kafasnn iini, szcklerin anlamlar onu iirdeki
hareketten uzaklatrmasn diye tercihen yabanc bir dilde1, bulabile
cei en gzel henkli slpla doldurm aldr. Onun szckleri, ses
uyumundan ayrp ayramadnn en gzel ekilde zmlenebilmesi,
rnein Saxon dualar, Hebridaen Halk arklar, Dante'nin dizeleri
veya Shakespeare'in szleriyle gerekleebilir. Bakalm Goethenin
liriklerini, para (cz) ses deerlerine, uzun ksa hecelere, vurgulanan
vurgulanmayan, sesli sessize gre kesin bir ekilde ayrabiliyor mu?
Bir iirin mzii zerine ina edilmesi gerekmiyor, ancak mzi
inin gvenilebilir olmas ustay honut klacaktr.
Aynen bir mzisyenin, uyum, kontrpuan ve dier nemsiz gibi
grnen sanatla ilgili ayrntlar bilm esi gerektii gibi. e yeni
balayan acemi bir airin de asonans ve cmlede ayn sesin tekrar,
vurgunun zamannda m yapldn, ge mi kaldn, veya basit mi,
ok sesli mi olduunu ok iyi bilmesi gerekmektedir, her ne kadar
sanatnn ok sk kullanmayaca bu gibi eylere asla vakti olmasa
bile.
A sla dzyazda pek anlaml durm ayan bir eyin srf bu yzden
dizelere dkldn dnmeyiniz.
Tetkik edici olm ayp bu ii ksa felsef yazlar yazanlara
braknz. Betim leyici olm aynz; unutmaynz ki, bir ressam her
hangi bir manzaray sizden ok daha iyi betimleyebilir ve bu konudaki
bilgileri sizden fazladr.
Shakespeare Koyu krm z m antonun iindeki afak derken
ressam n sunam ayaca bir ey sunm aktadr. Onun bu satrnda
hikimsenin betimleme diyemiyecei bir ey var; o da sunuunda giz
lenmitir.
Szgelim i yeni bir sabun iin reklam sorumlusu yerine bilim
adamlarn dikkate alnz.
Bir bilim adam herhangi bir eyi kefedene kadar byk bir bilim
adam olarak kabul edilme iddiasnda olmaz. O, ie kendinden nce
kefedilm i olanlar renm ekle balayp bu ekilde devam eder.
Kiisel ekiciliine gvenmek gibi bir huyu yoktur. Arkadalarndan
1 Bu ritim iin geerlidir. Szck haznesini elbette kendi dilinde aramas
gerek.

31

hazrlk dneminde yapt almalarnn sonularn vmelerini bek


lemez. Hazrlk dnemi, ne yazk ki, iirde belirli ve kayda deer bir
zaman dilimi olarak kabul edilmez. Zaten etrafta bu durumda olan bir
yn insan varken belki de kamuoyunun iire tepkisiz kalmasna da
armak yersiz olur.
Elinizdeki malzemeyi birincisi ksa, kincisi uzun, iki heceli vezin
halinde paralara blmeyiniz. Her satr sonunda bitirip, yeni satra bir
s ra y la b a lam ay n z. K esin lik le uzu n ca bir du rak lam a
gerekmedike yeni satrn balangcnda, bir nceki ritmik dalgann
ykseliini yakalaynz.
Ksaca, mzie kout olan sanatn tem eliyle ilgilenirken, bir
mzisyen, iyi bir mzisyen gibi davrannz. nk baka kurallar
deil, iiri de ayn kurallar ynetmektedir.
Elbette ritm ik yapnz szcklerin ekillerini, doal seslerini ve
anlamlarn yok etmemelidir. Ancak unutmaynz ki, balangta, ok
kuvvetli ritim yapsna sahip olmak, satr sonlarnda ve dizeleri
okurken durulacak yerler konusunda yanllklar yapmak kanl
mazdr.
M zisyen, orkestrann sesine, alaklk ve ykseklik asna
gvenebilir, ama sizler iin byle bir ey sz konusu deildir. Uyum
kavram iire uygulanamaz; o farkl ses basamaklarnn ayn zaman
daki sedalaryla ilgilidir. Buna ramen, en iyi iirde bir eit, aa
yukar org baznda ilevi olan ve dinleyicinin kulanda takl kalan
ses fazlal mevcuttur.
Eer amac zevk vermekse bir kafiyede hafif artc bir enin
bulunmas gerekir. Bu enin merak uyandrc, ya da garip olmas
gerekmiyor, ancak kullanlacaksa iyi kullanlmaldr.
Konuyla ilgili daha fazla bilgi iin Vildrac ve Duhamel'in Tech
nique Potique eserlerindeki ritim zerine notlarna bavurunuz.
iirinizin okurun fantezi gzne yansyan blm, yabanc bir
dile evrildii zaman hibir ey kaybetm em elidir; kulaa seslenen
blm ise sadece iirinizi zgn dilde okuyan okurlara ulaabilir.
M ilton'un konum a sanat ile karlatrldnda ortaya kan
D ante'nin sunuunun kesinliini dikkate alnz. O anlatlm az
skcl yok olana kadar Wordsworth okuyunuz.
M eselenin zn kavram ak istiyorsanz Sappho'ya, C atullusa,
Villon'a, revata ise H eine'ye ve ok donm am sa Gautier'e bavu
runuz. Ya da bu dilleri anlamyorsanz, ltfkr Chaucer'dan bir eyler
bulmaya alnz. yi dzyaznn size hibir zarar dokunmaz; insan
yazmaya alrsa, iyi disiplin kazanr.

E er zgn m eselenin yeniden yazm aya k alk t n zd a


sallandn gryorsanz, eviri yapmak sizin iin ayn ekilde iyi
bir altrm a olacaktr. evirisini yaptnz iirin anlam asla
sallanamaz.
Simetrik bir yap kullanyorsanz, sylemek istediinizi yazdktan
sonra kalan boluklar birtakm abartl szcklerle doldurmaya kalk
maynz.
Bir duygunun alglann, bir bakas ile tanmlamaya alarak
bozmaynz. Bu durum genellikle doru szc bulabilmek iin
yeterli zam an ve enerjinin harcanmamasmn bir sonucu olarak ortaya
kar, ancak istisnai durumlar olasl da vardr.
Balangta verilen neri, bir yandan bugn standart veya klasik
olarak kabul edilen kt iirlerin tam am na yakn bir ksmn yok
ederken, sizi de gelecekte ileyeceiniz bu tr pek ok sutan koru
yacaktr.
...M ais d'abord il fa u t tre un pote MM Duhamel ve Vildrac'in N otes sur la Technique Potique isimli kk kitaplarnn
sonunda dile getirdikleri gibi.
1913 y ln n m art ayndan beri Ford M adox H ueffer,
W ordsworth'n le mot juste avlamay asla dnmeyecek derecede
sade ve gnlk kelime seimi konusunda ne kadar zenli olduunu be
lirtmi durmutur.
W ordsw orth ve muhafazakrlar (Victorians) John Butler Yeats ve
dierleri tarafndan ele alnm olup, Yeats'in oluna yazd mektup
lardan oluan eletirisi de imdi baslm ve piyasada mevcuttur.
Ben sanat hakknda yazmaktan holanmyorum, benim ilk yazm
da, en azndan sanrm konuyla ilgili ilk, zaten sanat hakknda yaz
maya kar bir protestoydu.
[...]

TEMEL KURALLAR
Ritim -K anm ca iirde, tam anlam yla ifade edilen duygu ya da
duygu izdm n karlayana benzer kesin bir ritim var. Bir in
sann ritmi belirleyici olmal, kendi ritmi olmaldr ,nk ancak bu
ekilde sahte veya taklit edilebilir olma zelliklerinden arnm olur.

1 ... Fakat insann air olmas gerek -. N.

32
33

Sem boller - En uygun ve kusursuz sembol her zaman iin doal


nesnedir. Eer kii sem boller kullanyorsa, onlarn sembolik ilev
lerinin zorlama gibi durmamalar iin byk zen gstermeli. nk
sem bollerden hibir ey anlamayan, rnein bir ahini sadece bir
ahin olarak gren birinin elinde pasajn iirsel kalitesi ve anlam
kaybolabilir.
Teknik - Bana gre teknik kiinin drstln snar; kanunda
kesinliin belirsizletii veya engellendii, ya da drtnn kesin
deiikliinde olduu gibi.
Biim - Fikrimce bir akc, bir de kat ierik bulunmaktadr;
nasl ki bir aacn biimi var, bardaa konan suyun da ald baka bir
biim var, iirlerin de biimleri var. Pek ok simetrik biimin belirli
yararlar bulunm aktadr. Sim etrik biim deki saysz konu net ol
madklar iin dzgnce yanstlamazlar.
Sadece sanatn btn devrede olduu zaman bir deer kazanr.1
Kanm ca sanat, bilinen btn metrik biim ve sistemlere hakim
olmal; ben de bu yzden srarla sistemlerin doduu ve olgunlat
dnemleri zellikle aratryorum. Hakkmda ksmen de doru olan
birtakm ikyetler oldu. Ama inanyorum ki, iir sanat Henry James
ve Anatole France okumaya, Debussy dinlem eye alm insanlarn
canl olarak ilgisini ekmeyi, uzunca bir mcadeleden sonra gelime,
ya da uygun grrseniz modernlik derecesine ulaarak, salayacaktr.
Srekli iddia ettiim gibi, D ante'nin bayaptnn yaygnln
gelitirm ek Provence ve bir Tuscany'nin ikiyz yln alm, yine
Shakespeare'e malzeme hazrlamak Pleiade ve Rnesans latincilerine
ok eylere mal olm utur. Gerek grkemli iirin yazlmas byk
nem tar, ama kimin tarafndan yazld deil. Bir insann deneysel
anlatmlar dierlerinin zamandan tasarruf etmelerini salayabilir- ite
Arnaut D aniele olan hayranlm da byle- eer kiinin deneyleri,
yeni bir kafiye ortaya karma abas ise, ya da bugn samalk olarak
kabul edilen bir eyin kck bir ksmn bile ikna edici bir ekilde
ortaya koyabiliyorsa, sonuta meslektalarna kar baar salamas
onlarn hakszla uram olmalar diye nitelendirilmemelidir.
Artk hikimse gerekten deerli olan ok fazla iir yazamamakta,
ounlukla da son halini alm bir eyler retememektedir. Bu yce
eyi sylemek, yani kusursuz olarak ne sylenecekse btnyle onu
sunmay baarmak bu kadar zorken, baaramayanlarn Kralie Kate'in
de syledii gibi sonraki almalarna ve kendisinden sonra gelecek

olanlara faydas dokunacak deneyler yapmas ok daha isab.etli olacak


tr.
Meslei renmek ok uzun srer, ama hayat ok ksa. Kii
iin almalarna ok dar temeller atarak balamak byk bir aptallk
olur, dahas alm alarnn belli bir gelime ve ilkten sona doru
olumlu bir younluk gstermemesi utan vericidir.
Uyarlamalara gelince, resim sanatnn eski ustalarnn hepsi,
rencilerine ie ilk baladklarnda nce bayaptlar kopya etmelerini
ve daha sonra kendi kompozisyonlarna gemelerini nermilerdir.
Herkes kendince airdir sz ile ilgili olarak da, herkesin iirle
ilgili ne kadar ok ey renirse o kadar iyi olacan dnyorum.
steyen herkesin iir yazmasn kabul ediyorum, zaten ounluk da
yazyor. Mzka ile Tanr evimizi korusunu alabilecek herkese de
inancm var. Fakat konserler veren, gnahlarn izen ve onlar yayn
layan herkese deil.
Herhangi bir sanat dalnn ycelii, onun bir mr boyu srm
almalarndan gelmektedir. Amatr ya da profesyonellik arasnda bir
ayrm yapmasam iyi olacak, veya yle demek daha uygun olacak:
her ne kadar ounlukla amatrden yana da olsam, bir amatrle iinin
erbab kimse ayn kefeye konmamaldr. Amatrlerin fikir vermekten
vazgeip, ustalarn seslerini yok etme abalarna bir son verip, iirin
bir sanat olarak sadece gemi zaman olmad teknik olgusunun
herkes tarafndan idrak edilinceye kadar iir, iinde bulunduu imdiki
karmaklktan kesinlikle kurtulamayacaktr.
Eer milattan nce 450'de ya da milattan sonra 1290'da Atlantis ya
da Arcadia'da btn zamanlar iin bir defada bir eyler sylenmise,
biz adalann ayn eyleri daha az beceri ve inanlrlkla tekrar ederek
lmlerden kalan hatralar belirsizletirmeye almamz gereksizdir.
Benim eski ve yar eskileri irdelemem, bizlerden nce neler
yapldn ve bize yaplacak neler kaldn bulup ortaya kartma
abasdr. Sonu olarak bir zam anlar binlerce gemiyi suya indirmeyi
baaranlarla ayn hisleri paylatm z kesin, ancak bu hisler deiik
nans ve deiik sralamalarla hissedildii iin, bizim yapacamz
daha ok ey bulunduu da kuku gtrmez. Her devirin ok sayda
kendi yetenekleri vardr, bununla birlikte sadece bazlarna arasra
sreklilik kazandrabilmitir. Yirmi yl nceki slpla bugn iyi iir
yazlamaz, nk bunu yapan air hayattan kopmu sadece kitaplara,
adetlere ve klielere gre dnyor demektir. Oysa ki unutulan bir
slbu tekrar canlandrmay, sanatnn hayattan koptuunu fark eden
bir air, sadece o slptan bir ham ur mayas gibi yararlanmak, ya da

1 Dante, De Volgari Eloquio.

34

35

sanat ile yaam birletirecei ada sanatta eksikliini hissettii bir


eleman bulmak iin denemelidir.
Daniel ile Cavalcanti'nin sanatnn da muhafazakrlarda zlemini
ektiim o kesin tavr, d doa ya da duygu ynnde olsun, o kesin
deiiklii bulmak mmkndr. Onlar gzlemlerini anlatyorlar, bu
lular birinci el rndr.
XIX. yzyl iinse, btn o gerekletirdiklerine sayg duymamak
olanaksz, ancak o dneme yle bir dnp baktmzda aslnda bu
lank, karmakark, duygusal bir eit slplara ar baml bir
dnem olduunu grrz. Bunu ne kendime kar olan drstlm
den, ne de kendi kendimi tatmin iin sylyorum.
Bir akm olmas, benim de bu akmn etkisinde olup olmadm
konusuna gelince, iirin katksz sanat olmas dncesi, bu te
rimi hep kullandm anlamda tabii, Swinburne ile yeniden domu
tur. Puritan bakaldrsndan Swinburne'a kadar iir hep bir ara olarak
kullanlm tr, evet -ak as A rthur Sym ons'un bu szle ilgili
dncelerini bir kenara b rak rsak - iirsel olan ya da olmayan
dnceleri kan ya da posta arabas ile insandan insana ulatrabilir
diniz. ok emin olunm am akla birlikte byk V ictoria dnemi air
leri, daha emin olarak doksanllar sanat gelitirmeye devam ettiler,
ancak bu srada yeniliklerini ounlukla ses ve slp deiiklikleriyle
snrl tutuyorlard.
Mr. Yeats, bir defada ngiliz iirini o lnetli belagattan soyup
arndrmtr. iirsel olmayan her eyi yoketmesi, kukusuz bir baar
olarak kabul edilmeli. O hayatta iken bir klsik bir nel mezzo del
caminin olmu, iirsel slbumuzu yumuak ve cmlelerinde szck
sralarnnn deimedii bir tarz haline sokmay baarmtr.
Robert Bridges, Maurice Hewlett ve Frederic Manning kendilerine
gre yntemleri ile iirin baz tarzlara uyabilirliini ve denemelerinde
iir vezninde dzeltmeler yaplabilmesi konusuyla cidd bir ekilde il
gilenmilerdir1. Ayrca Ford Hueffer u sralar yenilikilikle ilgili bir
takm deneyler yapmakta. Orielin rektr Divina Conrtedia eviri
sine devam etmektedir.
Yirminci yzyl iirine gelince, nmzdeki on senelik zaman
ierisinde yazlmasn umduum iir bana gre Mr. Hewlettin de sz
ettii gibi kemie daha yakn, yani sama deil, ama daha akllca
ve sert olacak. Gc gerekliinde ve yorumlanabilir gcnde sakl
olan (ki iirsel g kayna o noktadr) ve olabildiince sert bir kaya
parasn andran bir tarzda olacak. Yani ksaca bu iir zevk verici, ko
I. Aralk 1911.

36

lay laf kalabal ile canllk kazanm bir gzel sz syleme sanat
gibi grnmeyecek. Bu iirde etki ve kuvveti engelleyen renkli sfat
lara rastlamak mmkn olmayacak. En azndan ben, byle ok sade,
dorudan ve duygusal akclktan arnm bir halde olmasn arzulu
yorum.
Bugn 1917 iin eklenecek daha ne kald ki?

RE VERS LBRE
Fikrimce vers, libre'ye olan zlem, yllarca sren alktan sonra
kendini nicelii ile bir kere daha ispat etmesinden dolaydr. Ancak,
Yunan ve ounlukla da Latin gramercilerin ortaya koyduu bir dizi
nicelik kurallarnn ngilizce iin de ayn ekilde kullanlabilir olduu
konusunda phelerim var.
Kanmca vers libre sadece yazlmas art olduunda yazlmaldr.
Yani, nesne belli llerle olacaktan daha iyi bir ritimde, daha
gereki, daha ok o nesnenin duygusunun bir paras gibi olan,
ilgili, youn normal bir aksan vererek okunacak iirden daha yorum
lanabilir olduunda, ya da airi, birincisi ksa kincisi uzun iki heceli
ya da iki ksa bir uzun heceli vezin tryle yazldnda tatmin et
meyecek bir ritim yakaladnda vers libre yazlmaldr.
Eliot iyi bir eyler yaratmak isteyen biri iin hibir vers, libre
olmaz szleriyle de zaten durumu ok iyi aklamaktadr.
Yine bir ayrnt olarak belirtmek isterim ki, davul vurular ek
linde iaretlenm i, youn aksanlanm vers libre de mevcuttur,
(rnein benim Dans Figr'mde olduu gibi), ancak dier bir yan
dan da buna tam zt ynde gerekten yol aldma inanyorum (belki
de gerektiinden ok). Yani bir baka deyile, benim zaman zaman
kullandm gibi ok hafif, belli belirsiz ritimlerimde sklkla kul
landm sanm yorum . Bana gre ileriye doru adm atabilmek,
klasik nicel lleri dikkate almayarak deil de, her ne kadar onlar
tamamiyle kopyalamak olmasa da, onlara yaklaarak mmkn olur1.
Gzellik ile kesin ikna olma arasndaki bant konusunda John
Yeats'e hak veriyorum. Duygu ile ilgili yazlm hicvi, herhangi bir
duygu taklidine tercih ederim.
Sanat, heykel, resim ve iir hakknda pek ok ey yazmak zorunda
kaldm, en azndan yle de yaptm. Bana hep yerilen, engellenen a1 Bu 20 Austos 1917'de yazld.

37

da almalarn en iyileri olarak grdklerimi ele aldm. Bir kimse,


ounluun drt yln sonunda syleyeceini sadece bir ylda
sylyorsa, o kimsenin kalc ve srekli deeri olan dzyaz yazmas
beklenebilir mi? Bir heykeltra, bir ressam, yazar ve air olarak bir
eyler yapmaya altm. 1912 ya da 1 l'de The New Ege'de baz Fran
sz yazarlarla ilgili yazlarm da yer ald.
nsanlarn benden tartmac yazlar ve denemeler yaymlamam is
temelerinin, ya da haklarnda yazdklarm okumay tercih etmelerinin
yerine bizzat Brzeskann heykellerini Lewis'in izdiklerini grp,
Joyce, Jules Romains, Eliot' okumalarn arzu ederdim.
B ir eletirm enin yapaca ey, okurun, dinleyicinin ya da
seyircinin bakn ve kulan nerede odaklatracan belirtmektir.
Doru ya da yanl, benim rzgrlarm ve yazlarm grevini yapt ki,
bu kitab okum ak yerine daha ok sayda insan gerek kaynaklara
bavurmaktadr artk.
Jammes'in La Triomphe de la Vie de yer alan Varolularn artk
her yerde bulmak mmkn, keza ilk iirleri de. u an ihtiyacmz
olan ey, tanmlayc bir eletiriden ok uygun bir antolojidir. Cari
Sanburg bana Chicago'dan airlerin birbirlerinin yazdklarn alacak
paralar olmamas ne ac, diye yazd. Konuyla ilgilenen insanlarn
yars sadece dn alabilm ektedir. A m erika'da yle az insan bir
birinden haberdar ki, problemin yarsndan fazlas da datmdan kay
naklanyor. Belki birileri acilen bir antoloji hazrlamal: Romains'in
Un Etre en M arche ile Prires adl eserlerini, V ildrac'n
Visiten, gem ie bakldnda Laforqueun incelikle ilenm i
almalarn, Rim baudun parltlarn, Tristan Corbire'nin bildiini
okur satrlarn, Tailhade'nin Pomes Aristophanesquesde yer alan
tm skelerini ve De Gourmont'un Litaniesini iermeli.
Yazlar birok reprodksiyonla tamamlamadka, gzel sanatlar
hakknda bir eyler yazabilmek neredeyse imknszdr. Ben yine de
Wyndham Lewis'in gerek izdikleri, gerekse yazdklarndaki dehasna
olan inancm tekrar dorulayacak hibir ans karmak istemiyorum.
Ayrca ktphanemi iyice aratrmaya niyetlenerek odama yeni bir
arkada gibi gelen tanmadm okuyucum a azmdan bir rpda
karacam eserler, Frederic M anning'in Scenes and Portraits,
James Joyce'un ksa yk ve romanlar, Dubliners, imdilerde ok
popler olan Portrait of the Artist ve Lewis'in Tarrdr.

38

GUILLAUME APOLLINAIRE
(1880-1918)

YEN RUH VE ARLER


1917

L'esprit nouveau et les potes. Editions Jaques Haumont,


Paris 1946.

H seyin Saliholu Yazarn 26 Kasm 1917'de ' erdii


konferansn metnidir. lk kez Mercure de France, No:
491, 1 Aralk 1918'de baslmtr. Trkeye Almanca e
virisi zerinden aktarlmtr.

Btn dnyaya egemen olacak yeni ruh hibir yerde Fransa'da


olduu gibi patlama yapmad. Franszlarn kendilerine kural edindik
leri akl disiplini, onlara ve onlar gibi dnenlere ne antik devrin ba
sit dzenlemesi olan, ne de gzel romantik dekorun kart olan bir
yaam, bir sanat ve edebiyat anlayna izin veriyor.
Kendini ortaya koyan yeni ruh, her eyden nce klasikilerden
doal insan akln, gvenli eletirel bir ruhu, evrene ve insan ruhuna
genel bak, buna ilaveten duygular temizleyen, snrlayan ya da
daha ok yansmalarn dizginleyen grev bilincini devraldn iddia
ediyor.
Daha sonra yaam her alanda ykseltm ek iin kendini hangi
biim de gsterirse gstersin edebi malzeme salayacak her alan
aratrm aya zorlayan bilgi hrsn romantikilerden devraldn ileri
sryor.
rnein fantezi alannda olduu gibi etik alanda da gerei
aratrmak, aramak, yeni ruhun nemli zellikleridir.
Ayrca bu dorultunun, kendileri her zaman farknda olmasalar
bile, cretli temsilcileri olmutur: oktandr biimleniyor, uzun sre
den beri de koar adm ilerliyor.
Kendini ilk kez bilinli olarak takdim ediyor. nk imdiye dek
edebiyat, alan dar izilmi snrlar iindeydi. Ya dzyaz yazlrd, ya
da vezinli yaz. Dzyaznn biimini gramer kurallar belirlerdi.

39

iire gelince, onun tek yasas dzenli saldrlara urayan, ama yine
de ciddi bir yara almayan uyakl dizeydi.
Serbest vezin lirie serbest bir atlm gelirdi: ancak o, biim
alannda mmkn olan aratrmalarn sadece bir aamasyd.
Biimde aratrma, o zamandan beri byk nem kazand. Bu
doru bir yaklam.
Bu aratrma, airleri nasl balamasnd, dncelerde ve lirikte
yeni bululara gtrebilecek bir aratrma?
Asonans, aliterasyon, uyak da dahil hepsi yararlar dokunan ge
leneklerdir.
Byk cretle ok ileri gtrlen tipografik (basmsal) beceriler
grsel liriin domasnda yararl oldu; amzdan nce hemen hemen
bilinmiyordu. Bu sanatsal beceriler daha da ileri gtrlerek sanat
larn, mziin, resmin ve edebiyatn sentezini yapabilirler.
Bu, yeni ve uygun ifade biim lerine ulamak iin sadece bir
araytr.
Hitabetli uygulamalarn, Je meurs de soif auprs de la fontaine
konusuyla ilgili deiimlerin Villon'un dehasna belli bir etkide bu
lunm adn sylem eye kim cesaret edebilirdi? R etoriklerin ve
Marot'un okulunun biim araylar, fransz zevkinin arnmasna, tam
gelimesi olan XVII. yzyla kadar yardm etmediini sylemeye kim
cesaret ederdi? Kelimenin gerek anlamyla halk sanatnn ve resimli
kitap olan filmin olduu bir zamanda airler, film fabrikatrlerinin
kaba fantezi rnleriyle yetinmeyen dnceli ve keskin kafalar iin
imgeler bestelemeyi denememi olsalard tuhaf olurdu. Sonrakiler
kendilerini inceltecekler. Gramofonun ve filmin tek kullanlabilir
ifade biimleri olaca ve airlerin imdiye kadar grlmemi zgr
le kavuaca gn imdiden grmek mmkndr.
airler sahip olduklar tek arala kendilerini basit sz sanatndan
ok daha kapsaml olan bu sanata hazrlamak iin aba harcyor ol
m alarna hayret edilm esin. O zaman -duyulm am genilikteki
orkestrann efi g ib i- btn dnyaya hkmedecekler; grltlerini,
grnglerini, denceleri, insan dilini, arky, dans, btn sanatlar
ve sanatsal becerileri, Peri M organa'nn Gibel danda gelecekten
grlen ve anlalan kitab yazmak iin gsterdii sihirbazlktan daha
ok sihirbazlk yansmalarn.
Fakat genel olarak Fransa'da talyanlarn ve Ruslarn, ikisi de yeni
ruhun lsz kzlar, ftrist arlklar kendilerine itilinceye kadar
paroles en libert bulamazsnz, ve sebep de Fransa'nun dzensizlik
ten nefret etmesi deil. Burada temel fikirler yeniden gndeme getirliyor, fakat kaostan korkuluyor.

40

Malzeme ve sanat arac bakmndan hayal edilemeyecek lde bir


zgrlk umulabilir. airler bugn ansiklopedik retim zgrln
kabulleniyorlar. lham alannda onlarn zgrl, tek sayfa zerinde
eitli konular ileyen, en uzak lkeleri tarayan gazeteden daha az
olmamal. Akla u soru geliyor, bir airin neden o denli geni zgr
l olmasn, neden o telefonun, telsiz telgrahn olduu ve havada
uulan bir ada kendini evren karsnda ekingen davranmaya zor
lasn.
Kafalarn alt abukluk ve basitlikle, lek bir szckle karmak
yapdaki deeri, bir ulusu, yer kreyi ifadelendirmenin modern
karl iirde yoktur. Yazarlar bu a kapatyorlar; onlarn sentetik
iirleri yeni plastik deeri olan ortak kavram gibi bileik varlklar
yaratyor.
nsan, korkun varlklar olan makinelere alt. Sonsuz kklk
leri kefetti; fantezisindeki eylem drtsne yeni alanlar alyor: son
suz enginlikler ve peygamberce drtler.
Bu yeni ruhun karmak olduunu sanmayn, can skc, yapay ve
donuk da deil. Doann buyruu uyarnca airi her trl belgath
konumadan kurtard. Bizde artk Wagnerizm yok, ve gen yazarlar
W agner Alm anyasnn grkem li romantiinin by paavralarn
zerlerinden attlar, ayn ekilde Jean Jacques Rousseau'nun getirdii
romantiin ssn de attlar.
Sosyal gelim elerin gnn birinde ulusal edebiyattan sz
edilmeyecek kadar ileri gideceini sanmyorum. Aksine zgrlk yo
lunda ne denli gidilirse gidilsin, bunlar ounlukla eski zorlamalar
glendirecek ve buradan istekleri eskilerden hi de az olmayan yeni
leri ortaya kacaktr. Bu nedenle sanat -n e gelirse gelsin- giderek bir
vatan bulacana inanyorum. Ayrca airler hep bir evreyi, bir ulusu
dile getiriyorlar. airler ve filozoflar gibi sanatlar da insanln
btnne zg olan bir temel tabakay olutururlar, ama yine de bir
rkn ve mevcut evrenin ifadesidir bunlar.
Btn dnya ayn scaklk iinde yaad, bir rnek ina edilmi
evlerde oturduu, ayn dili ayn vurgularla konutuu gn, sanat
ulusal olmaktan kacaktr, yani hibir zaman. Etnik ve ulusal fark
llklardan edebi sylem eitlilikleri doar; korunmas gereken ite
bu eitliliktir.
Lirik bir dnya dili olsa, bu dil uluslararas parlamento hitabetinin
herkese bilinen sylemine sahip kark, vurgusuz ve zsz eserler
ortaya koyard. Dnyada yaygn sanat olarak filmin herkesin alglaya
ca gibi etnik farkllklar gsterdiine dikkat edin. Beyaz perdeyi
tanyanlar amerikan filmiyle talyan filmini birbirinden ayrabilecek

41

durumdadr.-Her ne kadar dnya ruhunu canlandrmaya aba gsteriyor


ve etkinliini u ya da bununla snrlamak istem iyorsa da yeni ruh,
fransz ulusunun zel ve lirik ifadesidir ve zellikle de byle olmak
ister, klasik ruh ayn ulusun yce ifadesi olduu gibi.
Bir ulusun kendini dnsel ynden fethettirmesi, silh yoluyla
fethettirmesinden belki de ok daha tehlikeli olduunu unutmamak
gerek. Bu nedenle yeni ruh, her eyden nce byk klasik deerler
olan dzene ve greve dayanr; bu sayede fransz ruhu kendini en
stn bir biimde dile getiriyor. Ayrca onlara zgrlk de tanmak
tadr. Kendini yeni ruhla balayan bu zgrlk ve dzen, onun zel
lii ve gl yndr.
Bu arada amzda uygulanan sanatlarn sentezi karmakark olup
bozulmamal. Yani tehlikeli olmasa da bir anlam da tam net olmak
iin hibir mazereti olmayan yknmeci uyuma indirgemek en azn
dan anlamsz olur.
yknmeci uyumun rol oynayabilecei, ama makinelerin mdahele ettii sanatn sadece temeli olaca inanc ok yerindedir; rnein
bir iir, ya da gramofon yardmyla bestelenmi bir senfoni, sanatsal
seimden ve lirik rgden, ya da yan yana getirilmi grltlerden
oluabilir. Ben kendi adma bir iirin lirik, trajik ya da patetik bir an
lam balants olmayan grltlerin yknlm esinden ibaret ola
can ok zor dnebiliyorum. Eer birka air bu oyuna geliyorsa,
orada ancak bir esere ilave edelecei bir altrma, bir tr not karala
mas grebiliriz. Aristofanes'in Kurbaalar eserindeki berekeke
koaks eserden ayrnca hibir anlam tam yor, am a eserde
btnyle komik ve yergisel anlam kazanyor. Francis Jamme'n
kularnn bir satr boyunca devam eden I-vokal iirin tm fan
tezisini belirliyor, ama iirden ayrrsak yeterli olmayan yknmeci
bir uyum olur.
Modern bir air bir uan sesini ok sesli olarak kaydederse,
bunun iinde her eyden nce yazarn ruhunu geree altrmak is
teini grmek lzm. Onun gereklik tutkusu hemen hemen bilimsel
kaytlar yapmaya zorlar, -onlar iir haline getirmek isterse- sessel
yanlmalar yapmak gibi bir dezavantaj olur, gerek onu hep aar.
te yandan bir dans sanat gelitirmek ve bir kareografi denemek
isterse, danslarn havaya zplamalar ile snrl kalmayp yknmeci
yeniliin uyumuna uygun bartlar ortaya koyarsa, bu aray hi de
anlamsz olmaz, nk onun halka zg kaynaklar btn halklarda
var, rnein sava danslarnn hemen her zaman vahi lklar
eliinde ortaya konduu gibi.

42

Yeni ruhun her araynn, her abasnn, her denemesinin stnde


olan gerek ve olaslk endiesine, eer onlar arasnda belli bir say,
hatta onlarn byk blm steril kalp gln duruma dyorlarsa,
hayreti gerektirecek hibir neden olmadn eklemek gerek.
Btn bunlar yine de bugnn ruhuna aittir. Bu aba ve deneyim
lerin hepsini birlikte yarglamak, hakl ya da haksz Thirs'e maledilen
ve onun trenin sadece bir bilimsel oyun olduu, dnyann Paris'ten
M arsilya'ya kadar ray demek iin yeteri kadar demiri retemeyeceini aklad varsaylan hatasna dmek olur.
Yeni ruh edebi uygulamalara izin veriyor, yeter ki cesaret edilsin;
uygulam alarn liriksel yn kimi zaman az oluyor. Bu nedenle
bugnn iirinde lirik, sadece bir alandr. Lirik, bir anlam vermek
endiesi duymadan ounlukla denemelerle ve aratrmalarla yetinir.
Yeni ruh sahibi air sadece malzeme toplar. Bu malzeme gerekler fo
nunu oluturacak; air bu gereklerin basitliini, tevazusunu yabanclatrmamal. nk sonular, veriler ok byk eyler olabilir.
leride amzn edebiyat tarihini inceleyecek olanlar dlemcilerin, airlerin alimistler gibi hibir felsefi sertlikle karlamadan
deneyimlerle, biim oluturmalarla urap, adalarnn, gazeteci
lerin ve zppelerin alay konusu olduklarn grerek hayretler iinde
kalacaklar.
Ama onlarn deneyimleri yararl olacak; onlar belki de eski Yu
nanistan'n iirsel ve bilge gerekiliinden geri kalm ayp yeni
gerekiliin temelini oluturacaklar.
Alfred Jerry ile glmenin derinlere ynelerek kendini ykselttiini
ve aire tamamen yeni iirsel ierik saladm da grdk. Desdemonia'nn mendilinin kabul edilmez glnlk olarak grld zaman
nerede? Bugn glnlk rnek bile alnyor, bugn onu insan
kendine zorla malediyor ve edebiyatta ona yer veriyor, nk o bir
zamanlar airlere ilham olan kahramanlk ve dier eyler gibi ayn
hakla yaamn iinde.
Romantikiler zarif grnmde olmayan eylere rpertici ve trajik
bir anlam verm eyi denediler. D aha dorusu dehetlilik lehine
altlar. Vaheti melankoliden daha ok kabul ettirm ek istediler.
Yeni ruh glnl deitirmek istemiyor, onun ekicilii olan bir
roln devam ettirilmesini istiyor. Evet, vahete soylu anlam ykle
mek de istemiyor. Onu dehet halinde brakyor ve soylunun itibarini
drmyor. D ekoratif sanat deildir, izlenimci sanat da deil. ve
d doann tam bir incelemesidir, gerek iin tam bir ak kordur.
Dnyada yeni bir ey olmad doru ise, dnyada yeni olmayan
her eyin altna girm ekten vazgem iyor. Doal insan akl onun

43

rehberidir; bu rehber onu yeni olm asa da bilinm eyen kelere


gtryor.
Ama dnyada yeni bir ey yak rrn ya? Etrafa bakmak lzm.
Nasl! kafamn rntgenini ektiler. Yaayan biri olarak kafatasm
grdm, bu yeni deil mi? Bakmaya devam edelim!
Salomon kukusuz kralie Saba lehine konuur, o ylesine yeni
lik severdi ki, sonunda saysz, metresin sahibi oldu.
Gkyz garip ekilde uan insanlarla doluyor. nsan evlad olan
makinelerin annesi yok; yle bir yaam srdryorlar ki, tutku, heye
can ve duygu yok, peki bu yeni deil mi?
Bilginler durmadan her nemli noktada maddenin yeni dnyalarn
kefediyorlar, ve dnyada yeni bir ey yokmu. Gne iin belki.
Ama insanlar iin elbette var!
Gerekletirilmemi yzbinlerce doal bileimler var. nsan onlar
dnp bularak yapyor, ve doa ile birlikte yce sanat olan yaam
canlandryor. Bu yeni bileimler, yaamn bu yeni sanat eserleri iler
leme denilen eydir. O bu anlamda vardr. Ama eer o ebedi oluumda
meydana getirilirse, Tantalus'un, Sisyphus'un ve Danaidlerin fabelleri
gibi korkun olan bir tarz mesihilikte olursa, o zaman Salomon, s
rail'in peygamberleri karsnda hakl olur.
lerleme olmasa da yenilik pekla var. Tamamen bir srprizden
ibarettir. Yeni ruh da sprizden ibarettir. Ondaki en canl, en yeni olan
ite budur. Srpriz, en giilii yeni sebeptir. Srprize verdii nemli yer
sayesinde yeni ruh, kendinden nceki btn sanatsal ve edebi
hareketlerden ayrlr.
Burada onlarn hepsinden ayrlarak sadece zamanmza ait olur.
Biz onu doal insan aklnn ve deneyiminin temeline oturttuk, bu
da bizi nesneleri ve duygular sadece geree uygun bir biimde tan
maya sevk etti. Doal anlam da gln ya da tersi olacak soylulatrma deneyimi yapmadan geree uygun olarak tanyoruz onlar.
Bu gereklerden ounlukla srpriz ortaya kyor, nk onun yaygn
dnceye kar bir dorultusu var. Bu gereklerin pek ou kontrol
edilmemiti. Bir srpriz yaratmak iin onu aa karmak yeterlidir.
Srpriz yaratacak herhangi bir gerek dile getirilebilir, nk onu
snrlamaya cesaret edilmedi. Ama herhangi bir gerek doal insan ak
lnn kart olmaz, aksi halde gerek olmaz, en azndan herhangi bir
gerek olmazd.
Kadnlar ocuk dourmasalar erkeklerin dnyaya ocuk getirecek
lerini dnyor ve yle gsteriyorum; edebiyatn dnda fabel olarak
adlandrabilecek bir edebi gereklii dile getiriyorum ve srpriz yap
yorum. Ama benim herhangi bir gereim, daha allmadk, Yunan

44

llarn M inerva'yi Jpiter'in kafasndan silhlar iinde frladn


gstermelerinden daha az olanakl gerek deildir.
Uaklar gkyzn karartmazdan nce karus labeli, sadece her
hangi bir gerekti. Bugn artk fabel deil. M ucitlerimiz byk mu
cizelere altrdlar bizi, dourm a ilevinin kadnlardan erkeklere
tanmasndan daha byk mucizelere. Devam etmk istiyorum: Fabeller byk lde gerekletiine gre airlere bunun da tesinde
yenilerini bulmak dyor; m ucitler de onlar kendi ynlerinden
gerekletirebilirler.
Yeni ruh bu tr peygamberce grevler stlenmek ister. Bu itibarla
yeni ruhla yazlm eserlerde kehanet izleri bulacaksnz. Yaamn ve
fantezinin tanrsal oyunlar, iirsel yepyeni bir etkinlik gelitiriyor.
nk air ve yaratma ayn eydir; air sadece bulu yapana, in
sann yaratabildii kadar yaratanna denir. air zor katlanlsa bile yeni
neeler bulur. Her alanda yazar olunabilir, yeter ki servenci olunsun
ve byk bir arzuyla bulu yapmak istensin.
Fantezi sonsuz genilikte en zengin, en az bilinen alan olduuna
gre, air adnn zellikle yeni neeler arayanlar, fantezinin engin
alanlarn tutanlar iin sakl tutulmasna amamal. En kk olay
airin koyutu olur, nee ateinin ok anlamllk alevlerini parlatt
bilinmeyen byklklerin k noktas olur.
Soylu kabul edilen bir eyi seeceiz diye kefe kmak iin
byk kural ve de ayn zamanda zevk tantanasna gerek yok. Gnlk
bir olaydan yola klabilir: den bir mendil, airin evreni yerinden
oynatmas iin kaldra olabilir. Nevvton'un gzlemledii elmann
d, bu air diyebileceim iz bilgin iin ne anlam a geldii
biliniyor. Bu nedenle bugnn airi doann deimesinden nefret et
miyor; onun ruhu bulular en gl ve en kapsaml sentezlerde
izliyor: sis kmelerinde, okyanuslarda, uluslarda ve anlalan en basit
gereklerde: cebi kartran bir elde, srtnme ile yanan kibritte, hay
van bartlarnda, yamurdan sonraki bahe kokularnda, minenin
parlayan alevinde. airler sadece gzelliin adamlar deildirler. Onlar
hem de ve zellikle bilinm eyene nfuz etmenin, elverdii lde
gerein adamlardr. Ayn ekilde srpriz, beklenmediklik, bugnn
iirinin en nemli esinidir. Neeyi hak edenler iin yeninin gzel olmaycan kim syleyebilir? Dierleri ksa zamanda bu yce yenilii
drmeyi kendilerine grev bilecekler. Buna gre o akl alanna gire
bilir, ama sadece snrlara kadar, airin sadece gzelin ve gerein
yaycs olarak ngrd yere kadar.
Bu aratrmalarn doas gerei air, ilk girdii bu yeni dnyada
soyutlanm tr. Onun tek tesellisi, insanlarn yalanla rtseler bile

45

cninde sonunda gereklerle yayor olmalardr. Sadece airlerin insan


ln bu gerei bulduu yaam besliyor olmalar dorudur. Bu ne
denle modern airler hep yeni gereklerin airleridir. Grevleri son
suzdur; sizi hayrete drdler, daha da ok hayrete drecekler.
Esasen bilgece amalarla Machiavelli tarznda parann yararl ve kor
kun zelliklerini ayn anda ortaya koyan kimselerden daha ok
dnp tasarlyorlar.
Bugnn tasarmclar karus'un ok baarl bir biimde gerek
letirdii konular gibi baka konular bulacaklar. Sizi canl ve uyank
olarak dlerin karanlk ve kapal dnyasna gtrecekler; kafalarmz
zerinde dalgalanan adsz dnyalara; bize yakn ve uzak olan, iimizde
tadm z dnya gibi sonsuzluun ayn noktasna m eyleden
dnyalara. Eskilerin douundan sonra ortaya kanlardan ok daha
hayret verici olacak ok gururlandmz imdiki bulular ve dier
lerini glgede brakp ocuka gsterecekler.
N ihayet airler lirik erekilik ve tanrsal fikrin kkensel lirik
alimisi sayesinde hep katksz anlam vermek grevini stlenecek
ler. iir, iimizde ylesine canl, ylesine gerek ki, benliimizin de
vaml yenileniidir o, bu ebedi yaradl, srekli yeniden doan bu
iir; biz onun sayesinde yayoruz.
Bilindii kadaryla bugn hemen hemen sadece fransz dilinin air
leri var.
Dnya yeni fransz airlerini duyabilsin diye dier dillerin hepsi
susmu grnyor.
Bizi evreleyen geceyi bir bana aydnlatan a bakyor btn
dnya.
Buna karn burada ykselen sesler hemen hemen duyulmuyor.
Modern airler yaratc, mucit ve peygamberdirler Ait olduklar
topluluun mutluluu iin ne sylediklerine baklsn istiyorlar. Platona yz eviriyorlar, Platon onlar cum huriyetten srgn edince,
kendilerini nce bir dinlesin diye yalvaryorlar.
Kltrn btn srlarn muhafaza eden Fransa, sadece kltr
kurmak iin aba harcayanlarn yetersizliinden dolay olumu bir
srdr, bu nedenle gn be gn kendi kltrnn mirasna katkda bu
lunan sanat ve airlerin semineri haline geldi.
Ve, satklar gerek ve nee ile bu kltr -h e r ulus iin asimile
olabilir olmasa d a - en azndan herkes iin ho bir hale getiriyorlar.
Franszlar iiri btn halklara gtryor.
Fransz iiri rnei talyanin gen, cesur ve vatansever duygularla
dolu bir okuluna heyecan verdi.

46

Lirik canlandrma gcnn zayflad ve bir anlamda bitkin hale


geldii ngiltere'ye.
Arasndan her iki ulus iin eref baheden ressamlar karm,
gelim ekte olan bir genliin, airlerimizin yarattklarn dikkatle
izledii spanya'ya ve zellikle Katalonya'ya.
Fransz iirinin bazen arla karld, ama buna kimsenin
armad Rusya'ya.
Gen airlerin byk tutkularla fransz nclerini yorumladklar
Latin Amerikaya.
Edgar Poe ve Walt W ithman'a minnettarlklarndan dolay sava
srasnda fransz misyonerleri verimli eyi gtrdkleri ve henz
hibir ey bilmediimiz ama kukusuz iir sanatnn yol gsterici
lerinden geri kalmayacak yeni bir yaratc devrin balamasnmn belir
lendii Kuzey Amerikaya.
Fransa hazrlanp datlan okullarla doludur, yreklilik renilen
gruplarla doludur; yine de bir zelliin zorlamasn gryoruz: iir her
eyden nce halk iin var ve onun dilinde ifadesini bulur.
Edebiyat okullar, kahramanca servenlerden ok uzak olan havari
liklere dmezden nce, kendisini meydana getiren lkenin yceliini
canlandrp gvence altna almal, dile getirip yceltmeli, lmsz
klp arksn sylemeli, kendini kannn ve znn en salkls, en
iyisi ve tem iziyle besleyip biim lendiren lkesinin ycelii iin
yapmal.
Modern fransz iiri yapabilecei her eyi Fransa iin yapt m?
En azndan Fransa'da baka yerde olduu gibi etkin ve hrsl oldu
mu?
ada edebiyat tarihinin bu sorular yneltmesi yeterlidir. Bunu
zm ek iin yeni ruhun ulusal ve verimsel olarak iinde neler
tadna bakmak gerek.
Yeni ruh her eyden nce estetikiliin, resmi tabirlerin ve her
trl zppeliin dmandr. Hangisi olursa olsun, hibir okula kar
bir savam iinde deildir, nk bir okul olmak niyetinde deil, ak
sine sembolizmden ve naturalizmden tutun her trl byk okullarn
dahil olduu edebiyatn byk akm olmak istemektedir. nsiyatif
ruhunun yeniden canlandrlmas iin savam veriyor, an net an
lamak, i ve d evrene yeni pencereler amak iin, her trl kategori
deki bilginlerin her gn kefettikleri ve bunlardan mucizelerini ortaya
koyduklarndan hi de deersiz olmayan baklar iin savam veriyor.
Bir zanaatkrn elindeki makineyi tamir etme ykmll olduu
gibi, mucize de bize airsel fantezi ve incelik bakmndan ondan daha
geride kalmama grevini yklyor. Bilim dili, airlerin diliyle ok

47

tandr iyi bir iliki iinde deil. Bu durum hi de ho deil. M ate


matikilerin airlerin kuru fantezisini dlem ve heyecanlaryla ok
kez atklarn sylemeye haklar var. Yeni ruha kararl biimde girip
girmemek airlerin dncesine kalm; onun dnda ak olan sadece
kap var: yknneler. yergiler ve soylu olsa bile ikyetler.
iir, kendini evreleyen eyin dnda tutmaya zorlanabilir mi? n
sanlar etki ederek doaya katan ve dnyay inanlmaz biimde
teknikletiren yaamn doluluu yadsnabilir mi?
Yeni ruh, iinde yaadmz an bizzat kendi ruhudur. Srp
rizlere gebe bir a. airler, kehaneti, hibir zaman dizginlenmeyen o
scak kanl at, kamlamak istiyorlar.
D n y an n te k n ik le tirild i i gibi g nn b irin d e iiri
teknikletirm ek istiyorlar. Yeni ifade aralar olan gramofona ve
filme, sanatn hareket katt bu aralara tamamen yeni lirik ierik
veren ilkler olmak istiyorlar. imdilik emekleme aamasna geldiler.
Ama bekleyiniz! Mucize kendiliinden konuacak ve evreni yaamla
dolduran yeni ruh, kendini btn iddetiyle edebiyatta, sanatta ve bizce
bilinen her eyde gsterecektir.

48

HUGO VON HOFMANNSTHAL


(1874-1929)

NESNELERN RONS
1921

Gesammelte Werke in Einzelausgaben, Prosa IV, S. Fis


cher Verlag, Frankfurt am Main 1955. Burada: Die Ironie
der Dinge.

Y ldz E cevit. M akalenin tamam Almanca aslndan


Trkeye evrilmitir.

Savatan ok nceydi, Novalis'in F ragm anlarnda u tmceyi


bulmutum: Korkun bir savatan sonra komediler yazlmaldr.
Garip, rtl yapsyla bu deyi olduka artc gelmiti bana.
Bugn onu daha iyi anlyorum. Komedinin malzemesi ironidir, ancak
zde hibir ey, yerkredeki nesnelerin tmnde varln srdren
ironinin kendini belirgin klabilmesi iin, felaketle sonulanm bir
savatan daha uygun olamaz. Trajedi, kendi kahramanna, bireye, ya
pay bir soyluluk verir; bir tr yar tanr yapar, burjuva ltlerinin
stne tar onu. Bilinsiz ama gerekli olan bu gelenekten, fazla
deil, yarm adm uzaklaldnda ise artk komedinin alanna giril
mi olur. Hamlet gibi bir oyun iin bile sz konusu olabilir bu
olgu, geri H am let zten bir kraldr, bir kahramandr; byle bir
kiinin tznde ise, koullarn yaratt ironi de, yazarn kendine
dnk ironisi de etkisiz kalr, tpk bir kardan adamn zerine den
gne nlar gibidir bu. Burjuva trajedisi ise gerekte anlamdan yok
sun bir tanmdr, nk burjuva dnyas sosyal koullara bal olarak
oluan bir dnyadr, oysa trajedi sosyal alanda koul tanmayann
dnyasnda serpilir. Gerek bir komedi ise, kiilerini binlerce yerinden
ilikili klar dnyayla, her ey bir dieriyle iliki iindedir ve bylece
tm yollarn ironiye alm as salanr. Bugne dein kurtula
m adm z, belki yirmi yl daha kurtulam ayacam z, hepimizin
stne ken bu sava da tpk byle bir yol izler. Her eyi birbiriyle
ilikili klar; byk gibi grneni kk gibi grnenle; kurallarla

49

snrlanm gibi grneni, getirdii kurallarla bir ncekini yeniden


biimlendiren bir baka yeni ile; yce olan mekanik olanla, iten bir
cokuyla dolu olan parasal olanla; ve bylece sonsuza dek uzanr bu
ilikiler zinciri. nceleri, savan balarnda, kahraman, istihkm ne
ferinde alaya alnd; ayakta durup savamak isteyen, elinde krek, ken
dini topran iine saklamak isteyende ironize edildi; te yandan ise
birey, z gveni yok edilene dek kitle tarafndan ironize edildi; yal
nzca birey deildi ironize edilen, organize olmu kitle de, tabur da,
alay da, kolordu da, giderek byyen dank bir kitle tarafndan
ironize edildi; sonra da, yine buna benzer bir biimde, bu savaan
kitlenin btn, bu perian durumdaki rktc dev, kendisini ynet
tiini, kendisini ynlendirdiini duyumsad bir bakas tarafndan
ironize edildi; bu bir bakasn adlandrmak ise gt; biz, uluslarn
ruhu diyelim ona. Ve sonra yle bir an geldi ki, zellikle de bu, birlik
ve btnl simgesel bir anlam tayan dev kitlelerin, tekil birey
lerin o an iin sahip olduklar ve her eyi kapsamna alan egemenlik
gleri tarafndan ironize edildiklerini grdk; bu bireyler, sz edilen
o dizginlenemez yapdaki btnl bir an iin ynetecek dizginleri
her naslsa ellerine geirmilerdi. Ve ite ayn anda, ironinin o en
gl, en ykc olanndan, birbirleriyle kartlk iinde kesien akm
lar ayakland: Kimi byk dncelerin dilden dmeyen sloganlar
ile, bu dncelerin savam ak zorunda kaldklar kimi direngen
gereklerin oluturduu hercmer arasndaki kartln ironisiydi bu;
aygtn, o aygt ynettiini sanan elle oluturduu ironi; gerein
iindeki binlerce ayrnt ile, bu ayrntlarn, acele kotarlm ve bilin
li olarak oluturulmu, geree uymayan sentezleri arasndaki ironi.
Sonra yle bir an geldi ki, ulus kavram, tm bu devasa btnln
ortasnda sosyal snf kavram tarafndan ironize edildi. Sonra kmr
madeni ve kmr iisiyle ilgili bir an yaand: Avrupa kltr adn
verdiimiz, grnrde ruhsal olup da, ardnda maddeselin sakl olduu,
ya da grnrde maddesel olup da, ardnda ruhsaln sakl olduu bu
sistem, tek bir madde tarafndan, maden biimine girip katlam
gne tarafndan ironize edildi ve tm sosyal snflar, hatta ii
snf bile bu snfn iinde yer alan belirli bir baka grup tarafndan
ironize edildi; kendisi de, her eyin bal olduu bu can alc madenle
inanlmaz derecede ironik bir iliki iindeki kmr iileri tarafndan;
nk onlar da, dorudan tasarruflar altndaki bu madenle, tutsaklk
tan pek farkl olmayan bir iliki iinde tutuluyorlard. Birden durumun
egemeni konumuna geen kmr iisinin ruhunu ele geirmek iin
yaplan savamda ise, sosyal ve ulusal sloganlar, olay u noktada
ironize etmekteydi, nk kmr iisi bir toprak parasna dier bir

50

iiden daha fazla bam lyd; bylece kmr iisini ele geirme
savamnda sper gler de kendilerini ironize ettiler; karlkl ironi
leri, tm bu olaylarn arasnda yanp snd arada bir, tarih olarak,
corafya olarak. En sonunda da yenilgiye urayan lkelerde, yani
neredeyse Avrupa'nn yarsnda, parann mal karsnda, hem de en ba
sitinden, bir tane ekmek ya da bir metre patiska karsnda deerini yi
tirmi olmasndan doan ironinin o tkenmek bilmeyen kaynana
ulatk; insann, karlnda her istediim satn alabildii o eytani
tze sahip olma yolunda her eyini vermeye hazr olmas, ama artk
onunla hibir ey satn alam ayaca gereiydi bu; ya da, lkenin
byk bir blmnde takas usul ticarete geri dn yapld ve bu
deiiklikleri balamnda da zihinsel alandaki almalarn tmyle
deerini yitirdii, bunun sonucu olarak ise bir lise mdrnn bir
pazarc rayla ayn paray ald, mstearn ise bir ofrden daha az
kazand gereinde yatyordu bu ironinin kayna.
te tm bunlarla birlikte komedinin orta yerinde buluverdik
kendimizi; ya da daha ok, tm ynlerden akan ironinin bir gesiydi
bu, dnyadaki hibir komedinin ulaamayaca trden bir ge; Aristophanesin komedisine zg. Ve onun komedileri de, airin yaad
kentin yazgsnn belirlendii felaket dolu bir sava srasnda olu
mulard. Olayn iinden kaynaklanan ironi gcnn ise, taraflardan
yenik durumda olann tekelinde bulunduu su gtrmez. Bir olgunun
ac sonuyla yz yze gelen kiinin gzlerindeki ba zlr, o kii
daha berrak bir zihne sahip olur ve sanki lm sonrasnda olduu gibi
nesnelerin tesine geer.
Yz yl ncesinin airleri tm bu olgulara kar duyarlydlar, ok
doald bu, Fransz D evrim ini ve Napoleon dnemini yaam ak
zorunda kalm lard, tpk imdi bizim bu bunalm lar yaam ak
zorunda olduumuz gibi. Bu nedenle de ironiyi, yaam ve sanat an
laylarnn ana esi durum una getirmi ve ona romantik ironi
adn vermilerdi. Onlar insann kendisini onulmaz aclarn iinde yi
tirmesini yanl buluyorlard; onlara gre, bir objeyi btnyle seve
bilmek iin, ondaki gln yn grmeyi bilmek gerekmekteydi. n
sandan bekledikleri, tm yaamn gzel ve dahiyane bir d gibi,
olaanst bir tiyatro oyunu gibi alglanmasyd; yolu farkl olan
kii ise, evrenin anlamn kavramaktan yoksundu. Frtna dindiinde,
acnn, yavan olanla kart bizimkine benzer bir adan dorulup,
neredeyse esriklik duygusunu andran son derece youn bir i zgr
le doru yol aldlar. Bu ruh durumunu biz bugn onlarla bizim
aramzda yer alan nceki kuaklardan ok daha iyi kavrayabiliyor ve

51

onlarn, yldzsz, karanlk gkkubbeye atelen izgilerle yazdklar


szckleri, dnceye dalarak, hayranlkla okuyoruz: nk egemen
olan akldr. Ve akl nerede egemense, zgrlk de oradadr.

YAHYA KEMAL BEYATLI


(1884-1958)

AK (LRZM)
1922

Edebiyata Dir, 2. Bask, stanbul Fetih Cemiyeti, stanbul


1984.

Edeb yazlarmz Frenk lgatleri sard. Bize kendi iirimizden


bahsedenler bir dziye ecneb sfatlar kullanyorlar. Bz bilgi
hekimler dillerinin makarasn zerler, tbdan anlamayan hastalarna,
tbb stlahlar kullanarak derd anlatrlar. Hasta alk alk bakarak din
ler, bize de yeni mnekkidlerin lehesi byle geliyor. Ziy Paa li
rizmden mahrumdur. yhut da Fuzul lirik irimizdir, gibi cm
lelerden, Frenke renmemi kaari'lerimiz acab ne anlyorlar? Bu
kaai'lerden biri belki de bir gn kendi kendine demitir ki: Canm,
bu F u zu l'nin gazellerini yz elli seneden beri okuruz, lirik
olduunu da yeni rendik!
Yeni edebiytn devri olan bu son elli senede belgat hocalar bize,
yine eskisi gibi, edebiytn yalnz kerestesiyle marangozluunu ret
tiler. Yeni kafal Reczde Ekren'\e, eski kafal M ullim Nc bu
bahiste biribirinden ne kadar ayrlyorlar? Tahmn edemiyorum;
Reczde'nin Tlm-i Edebiyt'\ emslleriyle, zamanna gre yenidir,
fakat o kadar. O da, onun tilmizleri M enemenli-zde Thir, Ahned
Reid, Sleym an Fehmi Beyler de tpk M ullim N c ve onun
rnda yryenler gibi, kitaplarnda cinas, leff ii ner-i mretteb,
hm, ccz gibi bir incir ekirdei doldurmayan oyunlar gsterdiler;
iirin, nesrin asl m hiyetlerini stn kr getiler. Eski belgatin
bakyyesi olan bu kitaplar kbet ortadan kayboldular. Frenk'in gzle
riyle iirimizin knhne bakmaa altka, Frenk lgatlerini de kul
lanmak zarr oldu.
Bizde yeni olan lirizm, espri yhut da sembolizm deil, bilkis
edebiyatn bu kymetlerini takdr eden grtr. Bu gr hangi mil
letin lisnndan alyorsak bittabi' onun lgatlerini kullanyoruz.

53

Lirizm, daha drst bir Fransz telffuzuyle lyrisme kelim esini


bz limlerimiz gnyyet bz limlerimiz rebbiyyet kelimeleriyle
tercme ettiler. Lirik iire de gn iir yhut da rebb iir dediler;
daha m verrihe dnenlerse: saz iiri ifdesiyle anlatm aa
kalktlar.
Eski gazelserlar lirizm'i ak kelimesiyle trf ederlerdi. Onlar ak
tan bizim bugn anladmz alka ve sevgi mnsn anlamazlard.
eyh Galib'in:
Bir u lesi var ki em -i cnn
Fnsuna smaz innn
m srlar lirizm in en mkemmel bir trfidir. Eskilere gre Fuzul
k bir irdi. Gnllerinin cokunluunu ehir ehir gezinerek,
sazlaryle ifde eden irler klard. Bu irlere biz son senelerde
treyen Frenke bir ifdeyle saz irleri diyoruz. Ak Kerem, Ak
Garib ve A k merin lkablarndaki m n birer alka ve sevd
sergzetine deil, bu lirik kelimesine ittir.
Trk m edeniyetinin her cz' gibi ak iirimizi de alan Ermeni
vatandalarmz, saz irlerine au diyorlar.
Frenkler'in medeniyete std olan eski Yunanllar ve Ltinler bu
nev iiri ind edildii lete, yni lyre dedikleri saz!a nisbetle tesmiye
etmi. Trkler'in bu nev iiri lete deil, asl nev'ine gre bir nvanla yd edileri inceliklerine dellet etmez mi?
A k bugn artk lisnmzda muayyen bir mn ifhade ediyor ve
bu kelimeyi o mndan ayrmak kaabil deildir. Gnl isterdi ki, eski
gazelserlarm zm anlad gibi ak lirizme ve sfat olan
k lirike mukaabil kullanalm; aka mukaabil de sevd
yhut da sevgi kelimeleri kalm olsun, fakat yerlemi kelimeler
mnekkidlerin keyfi iin yerlerini deitirirler mi?
Lirizm Trk milletinin balca hssasdr. Trk dinde, harbde, i
irde bu meziyetini en yksek dereceye kard. Trk'n dindeki akna
misl islmiyeti kabul ettikleri gnden tibren Salb Seferleri'ne o
atl, Viyana'ya kadar yry ve btn o seferlerdir; harbdeki
akna misl yine byle binlercedir. Gaaz Giray'n
Ryete neyl ederiz kaamet-i dilc yerine
Ta dil balamz zlf-i semen-b yerine
matlayle balayan ve

54

Olmuuz cn ile billh Gazy tene


eriz dmen-i dnin demin s yerine
maktayle biten gazeli btn misllerden iyi gsterir. Trkler'in iir
deki akna misli btn gazeli, btn ky trkleridir. Fakat iki
iri: Fuzul ve Nedim btn bu misllerden d a h a belidirler. Fuzul
ve Nedim Trk'n lirizmini iki m uhtelif cepheden gsterirler: Fuzul
sular kalbine doru eken kuvvetli bir girdba benzer, derindir ve i
lidir. Nedn, bilkis fevvre gibidir, sular havaya atar, evk iindedir.
Keder sevinten daha derin grnd iin F u z u l, N edim 'den daha
byk grnr. Fakat bu fark essen azdr. D ediim gibi biri girdb
biri fevvredir. Birinin umkunu grem iyoruz, gzlerimiz kararyor,
birini gryoruz:
Sandm olmu ceste birfevvre- b- hayt
diyoruz.
Trk edebiyt fikirden yana fakirdir, bu naksay tirf ederiz.
Fakat hi bir millet F u z l ve N edm ayarnda iki byk lirik ir
gsteremez.
Belgat mullimleri lirik iiri, iirin d e r nevleri arasnda bir
nev olarak gsterirler. Dier nevler dorudur, nk iir olduktan
sonra dolatklar huss vdnin ismini alrlar. Lirik iire bir sfat
vermek iktiz ederse asl iir demeli.
Lirik iire eyh Galib'in yukarda zikri geen beytinden baka bir
trfi mnsib grmyorum. Belgat m ullim lerinin, kaamus shiplerinin trifleri yavandr. Bu nev'in n a sl doduunu, nasl
bydn trihine bakarak grenler, btn tariflerden daha iyi anlar
lar. Lirik iir her millette sazla berber doar, kendini ilk def mzrab
ve telle ifde eder, msikyle ikizdir. zzet M olla , Kean'a menf git
tii zaman, stanbuldan bir rin geldiini iitir iitmez sazlarn
kapp karsna gelen klarn hitbesi buna burhandr; bu iptid
irler zzet Molla'ya:
ittik ki siz r- hsz
M arif semvtn mhsz
Deil haddimiz geri aldrma saz
Gnl bir ik name eyler niyz
derler, iiri nameden ayramazlar. Lirik iir tekml ede ede sazn
brakr, yalnz name kesilir, Fuzl'nin iiri gibi. Bir milletin her

55

hssas zamanla kaybolduu gibi lirizminin menba'lar kurursa sahte


lirizm meydan alr. Her nev'in sahtesi gibi bu da tahammlfersdr.
Lirik iir en hlis irlerin elinde gaayet sdedir. limden, sanattan
zdedir. Ne dima hitb eder, ne de zevke. Kalbinde o ateten bir
kvlcm olmayan bir kaari', Fuzul Dvn'n eline alsa, zanneder ki
Fz.fdnin o kadar metholunan gazelleri bir dziye tekrr eden ayn ke
limelerden, ayn mazmunlardan ibrettir.
Bu nev iir, iirin yegne nev'idir ki fikirde, mazmunda, sanatta
yenilie aslaa muhtc olmaz. eyh Galib'm bu mseddesi lirik iirin
bi hssasna en gzel misldir:
eyh Galib bu mseddesini bir vecid saatinde sylemi. Fikirlere
baknz. Dersiniz ki asrlardan beri hyde fikirlerdir.
Tedbrini terk eyle takdir Hud'nndr
Sen yoksun o varlklar hep vehn gmnndr
Birden bire bul ak b ne'e bulaanndr
Devran olalt devran erbb- safnndr
Akda keder neyler gani halk- cihmndr
Koyn kadehi elden sz pir-i mugaanmdr
M eyhneyi seyrettim ka nutf olmu
Teklif tekelliifden siikkn nu'f olmu
Bir ne'e gelb meclis b-havf ii h l f olmu
Gam sohbeti yd olmaz merebleri s f olmu
Akda keder neyler gam halk- cihmndr
Koym kadehi elden sz pir-i mugaanmdr
Ey dil sen o dildre lyk n deilsin y
Da'v-y muhabbetde sdk n edilsin y
zrii ola Azr'nn Vmk m deilsin y
Bu gam ne gezer sende k m deilsin y
Akda keder neyler gam halk- cihanndr
Koyn kadehi elden sz pir-i mugaannndr
Trke iirde evkin lisan hline gelm i bir nmnesi olan
kt'alara yalnz dimnzla baknz, fikir nmna ne kadar hydedirler:
Tedbri brakp takdre bakmak ark'n halka kadar ilemi ezel bir
felsefesidir, varln bizim phemizden baka bir ey olmad da

56

yle zebnzeddir. Hsl devrna, kedere kar kkaytszla, meyhne


levhasna, lfz murd olan kadehe, dildra, Vaunk'a, Azrc'ya kadar
btn kelimeler bu manzumede birer nakarat kaablindendirler. Bu i
irin knh dim ala, gzle grlmez, yalnz kalble anlalr. Bu
manzume yalnz bir veciddir. Bize bugn hydte mazmunlaryle yeni
ve tze grnd gibi birka asr sonra olkuyacak kalb sahibi
Trklere de yeni grnecek. nk iirde lisan,, zevk, fikir, mazmun,
her ey eskir, yalnz ak eskimez her dem tzedirr.

VLADMR VLADMROV MAYAKOVSKY


(1893-1930)

R NASIL YAZILIR?
1926

Kak delat' stichi?

H seyin S alih olu ; A lm ancadan yaptm z bu ter


cmede hem metnin uzun olmas ve hem de baz yerlerin
gereksiz bulunmas nedeniyle ksaltp aklamalar koyduk.

I
Mayakovskiy denemesinin giriinde geleneksel iir sanatyla ilgili
grleri eletirir, zellikle duygusal eletiri yapan dar kafallarn iir
karsndaki tavrm yerden yere vurur. Eski iirin yceliini sadece
onu Onegin'in Tatyana'sn sevdii gibi (ruhlarn uyumu!) sevenlerin,
yazarlar da anladklarn (lisede renmiler!) syleyenlerin ve kulak
larn yam bus1 ls okayanlarn hepsine kar sert tavr koyar. Bu
aptalca sirk bizde u nedenle nefret uyandryor, nk o dize yap
mann nemli ve zor etkinlii iin erotik yaantnn, rkntnn ve
inancn atmosferini, sadece ebedi iiri diyalektikten uzaklatrarak
yarattn sanyor ve sanatsal yaratma edimi sadece gzleri yukar
dikip ilham alarak iirin ilahi ruhunun bir gvercin, bir tavus kuu ya
da deve kuu suretinde insann dazlak kafasna konaca beklentisine
giriyor.
Mayakovskiy geleneksel kuralc iiri yarglayp (zellikle Georgiy
engeli'nin iirlerini) okurun isteklerini de dikkate alarak kendi iir
yaznmn 'kuralnn' ne olduunu yazacan belirtmektedir; nk
okurun airden meslek srlarn mezara gtrm em esini beklemeye
hakk vardr.

Sanatm ruhsuz bir kuramc olarak deil, bir uygulamac olarak


anlatacam. Makalemin kesinlikle bilimsel anlamda bir iddias yok
tur. Kendi gzlemlerime ve kanaatma gre dier profesyonel airler
den ok az noktada ayrlan almam zerine yazyorum.
B ir kez daha nasl air olunaca, nasl dizeler yazlaca
konusunda kural vermediimi vurgulamak istiyorum. Bu tr kurallar
esasen yoktur. air, iir yazmak iin bu tr kurallar bizzat yaratan
kiidir.
Bu cm leyi glendirm ek iin M ayakovskiy m atematikten bir
rnek verir: M atematiki form l gelitiren, tamamlayan vs. ya da
matem atik bilimine katkda bulunan kimsedir. Bu cmleden olarak
iki art iki eittir drt nermesini bulan kii matematikidir, velev
ki bu sonuca toplama yapp iki art iki sigara izmariti ile ulam ol
sun. Daha sonrakilerin hibiri, ok byk eyleri toplam olsalar
bile, rnein bir lokom otif art bir lokom otif gibi, matem atiki
deildir. -airlik de buna benzemektedir. Kim iirlerini kendi bul
mad kurallara gre yazarsa air deildir. Bu tr rnler kopyaclarn
sayfasna ruble denecek trden zenli almalardr - nsha
hazrlanmas kouluyla.
iir yazm ann hedefi esasen kural icat etmek deildir. Buna
yaamn bizzat yaratt durumlarn (iirsel) hakkndan gelinmesi iin
gereksinim vardr. rnein halk kitlelerinin ezici dili devrimle birlikte
bulvarlara akm ; imdi onun taze ve sade gcnden iirde yararlan
mak gndr. Bunun yeni bulunacak kurallara gereksinimi var. Eski
uyak ve vezinler kullanm iin uygun deildir.
M ayakovskiy zm olarak kendi yazd iki dizeyi gsterir, oysa
Petesburg'da caddeleri adapte etmi olan bu dizelere geleneksel iir
kukusuz yer vermezdi. Btn bunlardan u sonucu karr:
iirsel rn mutlak olarak yenilii ngrr. airin elinde bulunan
szcklerle ve onlarn armlaryla ilgili malzemeler deitirilmeli.
Bir dize oluturulurken eskinin szck enkazlar kullanlacaksa bun
larn yeni hammaddenin hece yapsna ok uygun olmas gerekir.
Byle bir alamn kullanm a uygun olup olmad bu yeni m alze
menin niteliine ve niceliine baldr.
Yeniliin koulu hep bugne dein duyulmam dorular ortaya
koym ak deildir elbette. Y am bus, serbest vezin, aliterasyon (ses
yinelem esi) ve asonans (ses uygunluu, yarm kafiye) her gn
yeniden kefedilmez. Bunlarn gelitirilmesi, yapsnn dzenlenmesi
ve alanlarnn geniletilmesi iin almak da mmkndr.

1 Dizede ilki vurgusuz kincisi vurgulu olan hece grubu -. N.


58

59

ki kere iki drt eder - kendi iinde bakarsak bu hayatiyeti ol


m ayan b ir nerm edir. Bu dorunun kullanm asn bilm ek gerek
(kullanm kural). Bu doruyu insanlarn kafasna ivi ile akm ak
gerek (yine kural). Onun sarslm azln bir dizi gerekle gster
meliyiz (rnek, ierik, konu).
Buradan iirde gerein betim lenm esinin ve canlandrlm asnn
kendi bana bir deeri olmad sonucu kar. Bu tarz alma gerekli
olm akla birlikte byk bir toplantdaki yazm ann alm as gibi
deerlendirilmelidir.
[-]
Yatknlk olduu yerde iir balar.
M ayakovskiy yine geleneksel iir yazma talim atlarna tepki g s
terir, zellikle vezine kar.
Birka kez bunlar incelem eye aldm , onlarn m ekaniini de
kavradm , ama arkadan da hemen unuttum. Bu konular iir retim
kitaplarnn yzde doksann kaplarlar, benim uygulam a al
malarmda bu yzde bile deil.
Yazm iin sadece birka genel kural vardr, bunlar da sadece
balang iindir. te yandan bu kurallar da katksz gelenekten
baka bir ey deildir. Satranta olduu gibi: ilk ham leler hemen
hemen hep ayndr. Am a ikinci hamleden sonra yeni bir saldrnn
dnlm esine balanr. Bir kez daha dahiyane hamleyi devam eden
partinin ayn durumunda tekrarlamak olanakszdr. Beklenmedik bir
hamle gelirse karsndakini artr.
Tpk iirde beklenmedik kafiyelerin ortaya kmas gibi.
O halde iir yazmaya balarken koullar ne olmal?
B irincisi. T oplum da sadece iir y ardm yla zm lenecei
dnlebilen bir sorunun bulunmas: yani sosyal bir grevin bu
lunmas. (zel alma iin ilgin bir konu: sosyal grevin yaynevi
tarafndan verilen grevle uyuuyor olmamas.)
kincisi. Kendi snfnn (ya da temsil edilen grubun) ilgili soruna
ynelik ihtiyalarn tam ve eksiksiz olarak bilmek, daha dorusu bu
ihtiyalar duyumsamak, yani: hedef koymak.
ncs. M alzeme -szckler. Depolarn, bellein durmadan
gl, gerekli, ender, kendince oluturulan, yenilenen, icat edilen ve
mmkn olan tm baka szcklerle doldurulmas.
Drdncs. donanm ve retim aralar -dolm akalem ; kurun
kalem; yaz makinasi; telefon; gece barnaklarn ziyaret iin kostm;
yaz ilerine gitmek iin bir bisiklet; temiz bir yaz masas; yamurlu
havalarda yazabilmek iin bir emsiye; alma srasnda hareket et
60

meye cevap verecek byklkte bir konut; ;yrenin sorunlar ile ilgili
m alzemeleri alabilmek iin bir gazete kpir brosu ile balant ve
saire vesaire; nihayet pipo ve sigara.
Beincisi. ok znel olan kelime ilemi yntemlerinde beceri
-g n b e gn alarak yllar sonra buna ullalyor: kafiye; vezinler;
aliterasyon; m ecazlar; slbun basitletiriilm esi; heyecanl ve etki
leyici ifadeler; son dnmler; balk; bllmlendirmeler ve saire ve
saire.
M ayakovskiy Petesburg'da Kz lordu mensubu iin yazlm bir
avan tiirkiisii rneinde artc bir kafiye enin nasl bir iirin 'yeni
lii' olabileceini gsterir. Bu yenilik meseleyi zorunlu, iirsel ve
tipik hale getirir. iir yazm ann genel k u n a lla n onu edebi eserlerin
deerlendirilm esine gtrr. M ayakovskify'ye gre bir iirin deeri
sosyal grevin doru kavranp kavranmadhtna, hedefin tam ve eksik
siz konulup konulm adna, kullanlan szcklerin konuya uygun
olup olm adna ve nihayet iirin yazdcdt d koullara baldr
(zcgr zangr titreten soukta dolma kademindeki mrekkep donan
Alaska'daki bir adamdan, ya da Yalta'ck palniyelerin altnda oturan bir
adamdan sz edilip edilmediine). Bunlunla birlikte kendisinin de
syledii gibi o bilinli olarak bir eyleri Ikarikatiirize etmektedir.
iir nasl yazlr?
alma, toplumsal misyonu tam olanak kavrayp zmsemezden
epey bir sre nce balar.
Esas iire balamazdan nceki alm alar kesintisiz srdrlr.
yi bir iir bol m iktarda iirsel para stoku hazrsa o zaman vak
tinde tamamlanabilir.
Mayakovskiy bu hazr paralarla ilgi li olarak birka rnek verir:
kelim e o yu n la ryla m ev cu t szckhen nasl yeni s zc kler
titretildiii; imdiye kadar kullanlmamu kafiyelerin nasl oluturul
duunu: ses balaryla nasl dize paralar meydana getirildiini gs
terir. Ya da bir ritme rastlar, ondan :ok etkilenir ve ilerideki bir
alma iin kaydeder; ya da nceden netlememi konular kendisini
zorlar ve bunlar yine ilerideki bir alnca iin muhafaza edili; mesela
Paris'teki layat kadnnn durumu, o k;adn sevimeye zellikle uy
gun, nk onun sadece bir baca var ('dierini, yanl hatrlamyor
sam, bir tramvay inemi).
Bu n hazrlklar benim btn zam anm alyor. Gnde on ile onsekiz saatimi ona harcyor ve hemen her zaman kendi kendime mrl
danyorum. Ad ktye km nl aiir dankl bu ekildeki ie
younlama ile aklanabilir.
61

Bu durum onbe senelik almam srasnda yz olayn doksannda


u ya da bu uya, aliterasyonu, mecazlar vesaire nerede kefedip on
lara nihai biimi verdiimi hl hatrlarm; bunlar bende ylesine bir
zihinsel younlukla cereyan ediyor.
Mayakovskiy bu n almalarm not defterine kaydediyor.
Baarl edebi almalar iin bu not defteri gereekten nemli
nkoul saylr.
Ortalkta grnmeyen bu defter hakknda genel olarak yazar ldk
ten sonra yaz yazlr. Y llar boyu eski te beri arasnda bo yere
ylece bekler, lmnden ve btn eserlerinin yaynlanmasndan
sonra baslr, oysa bu defter yazarn her eyidir.
e yeni balayan yazarlarn doal olarak byle bir deftercii yok
tur; onlarn ne deneyimleri, ne de uygulamalar var. Gerek dizeleri de
enderdir, bu yzden iirleri btnyle dank ve geni solukludur.
ok yetenekli bir acemi bile bir hamlede salam bir eser yazamaz;
te yandan ilk eser daima daha canldr, nk yazarn o zamana
kadarki n almalar bu esere aktarlmtr.
Sadece titizlikle dnlm n almalar varsa bir eseri vaktinde
tamamlama olana buluyorum; nk normal olarak (sk bir al
mada) gnde sekiz ile on satrdan fazlasn karamyorum.
air her karlamay, her afii ve her olay hangi koulda olursa
olsun sadece szcklerde biimleyecei malzeme olarak deerlendirir.
Eskiden kendimi bu almaya ylesine kaptrrdm ki, gelecekteki
dizelerim iin gerekli grnen szckleri ya da deyimleri telffuz et
mekten ekinir oldum -cesaretim krld, canm skld ve ketum
oldum.
1913 ylnda olmal, Saratov'dan M oskova'ya dnyordum, bir
bayan yolcuya (tm ballm gstermek iin bir erkek deil pan
tolon iinde bulut olduumu syledim. Bunu sylememle birlikte
bu sylemin bir iirde kullanlabilecei aklma geldi - ama, ya o bir
denbire szl olarak yaylr ve deer anmasna urarsa?!
Korkun bir huzursuzluk iinde yarm saat boyunca soru oyunlar
yardmyla kzn azn yokladm ve ancak sylediklerimin bir ku
landan girip brnden kt konusunda ikna olduktan sonra rahat
ladm.
ki sene sonra Pantolonda Bulut btn bir iirimin bals oldu.
[...]

Peine dlen ama bir trl yakalanamayann uyak, insann btn


varln zehirler. nsan dnmeden konuur, tad almadan yemek yer,
uyku uyuyamaz, nk akl hep o kaamak uyakladr
!]
II
M ayakovskiy denemesinin ikinci blmnce Sergey Esenin'e
adl iirini rnek gstererek bir iirin docuunu anlatr. iirin
douundan sz etmezden nce Eseninle olan deeiik bulumalarndan
sz eder. Onu hemen hemen on iki sene tanrm ve bu sre iinde
huzursuz gelim esini izlemi. A n la ld kadaryla Esenin
M ayakovskiy'e sevilmeye deer, marur, ok yetenekli, tehlikeli ve
dank bir air etkisi yapm olacak, ok duyarl ve kendisinden
memnun olmayan biri -Alkol ve evresinin fkaba, aklsz davran
onu perian etmiti.
Son karlam am z beni ok derinden ve; hl devam eden bir
biim de sarst. Devlet yaynevinin veznesindeydi: Birisi zerime
frlad -yz i iinde, kravat kaym, kasketi sarn llesine tut-,
turulduu iin dmekten tesadfen kurtulm u. ki kukulu (en azn
dan bende o etkiyi brakt) yolda ile birlikte; bir hayli alkol almt.
Esenin'i gerekten ok zor tandm. Derhal birlikte imek iin yapt
srarl davetten de yine byk m cadelelerden sonra kendimi kur
tardm, daveti bir tomar on rublelik banknotlarrl sallayarak yapyordu.
E senin'nin ackl grnnn etkisinden btn gn kurtulamadm. Akam ise normal olarak tandklarl[a bu konuyu konutum
(m aalesef bu tr durumlarda her zaman ve her yerde sadece konu
makla yetiniliyor); Esenin iin bir eyler yaplm alyd. Hep birlikte
evreye kfrettik ve arkadalarnn ve hayranlarnn onu dikkate ala
caklar dncesiyle ayrldk. Ama durum hi je yle olmad.
Esenin 27 Aralk 1925 tarihinde Leningra,d'taki otellerden birinde
intihar eder; atardamarn ap kanla son iirini yazdktan sonra ken
dini asar.
Esenin'in sonu znt yaratt, allagelmi insani matem. Ama
bu son ayn zamanda tamamiyle doal ve m antkl grnyordu.
Haberi gece yars aldm; ac m uhtem elen ac olarak kalacak ve
ertesi gn belki de biraz hafifleyecekti. Ama 0 sabah gazeteler Esenin
'in veda ettii dizeleri yaynladlar.
Bu yaamda lm yeni deildir hi,

62

63

Ama yaamak da nihayet ne denli yeni ki.


Bu dizelerle Esenin'in lm edebi gereklik oldu. Bir anda bu
gl iir, esasen bir iir olmasndan dolay bocalayan bir dizi insann
eline urgan ya da tabancay verecekti.
Ve bu iirin etkisini ne gazele makaleleri, ne de analizler silebildi.
Bu iire kar sadece iirle etki edilebilirdi ve edilmeliydi, sadece
iirle.
Bununla SSCBdeki airlere Esenin zerine iir yazmak iin sosyal
misyon verilmiti. Allmadk, nemli ve acil bir misyon; nk
Eseninin dizeleri hzl ve emin bir ekilde etkisini gstermeye
balad.
Pek ok kimse misyonu stlendi. Ama ne yazlacakt? Nasl
yazlacakt?
iirler, makaleler, anlar, denemeler ve hatta oyunlar yaynland.
Bana gre Esenin zerine yazlanlarn yzde doksan dokuzu basit,
hatta tehlikeli samalklard.
Yazar, Esenin'in arkadalarnn iirlerini ok samimi olduklarndan
dolay anlamsz bulur. air olarak bakld zaman bu iirler deer
sizdir. Dmanlarnn iirlerini de acele ile yanl anlalan sosyal
misyonu yerine getiren, koyduklar hedef ile kullandklar teknik
arasnda eliki olan airlerin rnleri olarak deerlendirir. Esenin'in
hakknda yazlan dzyazlar da onu ya gklere kard, ya da te
peleyerek yarglad iin yararsz bulur.
O halde Esenin hakknda nasl ve ne ekilde yazmal?
Bu lme her ynyle bakp yabanc malzemeyi iyiden iyiye ince
ledim; ondan sonra kendim iin bir dev belirledim.
Hedef: Esenin'in son iirinin etkisini inceden inceye dnerek fel
etmek; Esenin'in sonunu sradan bir olay olarak gstermek; lmn
yzeysel gzellii yerine baka tarzda gerek bir gzellik koymak
- n k alan insanln balatlm olan bir devrim iin tm
glere gereksinimi vard ve o, yolun zor olmasna, yeni ekonomi
politikasnn karmak sorunlarna bakmakszn komnizmdeki bu
zor ilerlememizin yaam sevincinin ve cokunun trksn sylemek
istiyordu.
imdi iir nmde olduu iin kolay dzenlerim; ama o zaman
balang ne kadarda zordu!
almaya, taraya yapt geniletilmi bir konferans gezisinde
baladn belirtir; ancak M ayakovskiy bunu p ek fczla tevik ede-

64

eni: alm a srecinin zorluunun ve dolanbal olmasnn sebebi


konunun kendi yaam koullarm la byk benzerlik gstermesinde
yatyordu.
Buradan hemen hemen u kural ortaya kyor: Edebi bir eserin
sonulandrlmas mekn deiiklii ya da zamansal mesafe gerek
tiriyor.
Ayn durum resimde de sz konusudur: Bir nesneyi resmetmek
iin aradaki mesafenin nesnenin kat byklnde olmas gerekir.
Bu yaplmazsa resmedilecek nesne tam olarak grlmez.
Bir nesne ya da olay ne denli byk olursa, geri ekilinecek
mesafenin de o denli byk olmas gerekir. zenenler bir olay can
landrm ak iin bir adm geri atarak onun bitm esini beklerler;
yetenekliler ise doru anlalan zaman arkalarnda brakacak kadar
ileri giderler.I...]
Acele ile yaplan edebiletirm e malzemeyi kurutur ve verimsiz
klar. engeli tr airlerin hepsi tehlikelidir, nk iiri malzemeden
yola karak retmiyorlar, yani gereklerin zn vermiyorlar, gerek
leri sonunda sktrlm, younlatrlm tutumlu szck ortaya
kmas iin adamakll preslemiyorlar, aksine yeni bir olgunun zer
ine pelerin atar gibi eski bir biimi atyorlar. Bu biim ounlukla o
olayn yceliine uymuyor, ya pantolondaki pire gibi tmden kay
boluyor [...] ya da iirsel esvabnn her tarafndan darya bakp ulvi
olacak yerde gln bir etki brakyor
[...]
zerinde u ya da bu olayn cereyan ettii alann deitirilmesi ve
mesafe, olm azsa olmaz kouludur. Bu, zaman akp giderken airin
hibir ey yapmadan beklemesi anlamna gelmez. Onun zaman daha
ok ileriye doru hareketlendirmesi gerek. Zamann yava ak mekn
deiiklii ile telafi edilmeli; hayalde bir yzyl geirirken gerekte
sadece bir gn gemeli.
Basit ve kk konularda bak noktas sanatsal olarak deitiri
lebilir ve deitirilmelidir (ama bu tamamen kendiliinden olur). Bir
Mays zerine kaleme alnacak bir iirin yazmna aa yukar kasm,
aralk aylarnda balamak uygun olur -eer bu Mays zlemle arzu
lanyorsa tabii.
Sessiz ak zerine yazmak iin 7 numaral otobsle Lubyansker
M eydanndan Nogin Meydanna yolculuk etmek gerekir. Yolculuun
heyecanl sarsnts baka yaamlarn byleyiciliini en tatl ekilde
insann gzleri nne seriyor. Bu sarsnt gereklidir, nk insana
karlatrma olana veriyor.

65

oktan bitirilmi bir eserin kabul ettirilmesi de zaman ister.


Byk ruhsal heyecanla nemli konular zerine yazdm btn
iirler bana bitirmemin ertesi gn yzeysel, bitmemi ve tek ynl
grnrd, oysa bunlarn hepsi yazm srasnda houma gidiyordu. n
san her zaman byk bir arzuyla herhangi bir eyi baka trl kavra
mak istiyor.
Bu yzden yeni bitirdiim bir almay masamn ekmecesine
kilitler, birka gn sonra tekrar ele alrm, bir solukta da daha nce
gzmden kam olan hatalar grrm.
[...]
M esafe salamay ve zamandan (ama yambuslarla trokiler deil)
doru yararlanm ay bilmek, iir sanat reten her kitabn temel
tadr.
Bylece ben de Esenin-iiri'nde Lubyansker caddesinden Myasnikaya'daki ay idaresine (avansm almak istiyordum) ksa yoldan
giderken tm seyahatimde olduundan daha ok ilerleme kaydettim.
M yasnikaya istenilen kartl arpc biim de sergiliyordu: otel
odalarnn yalnzlndan sonra -M yasnikaya'da insan kitlesi; tara
sessizliinden so n ra - otobslerin, otom obillerin ve tramvaylarn
heyecanl, canl grlt patrdlar, ve etrafta eski kylerdeki ral ay
dnlatmaya meydan okurca -elekrik malzemesi dkknlar.
Kollarm sallayarak yrrken szckler azmdan kmadan mrl
danyorum kendi kendime; kh admlarm yavalatyorum m rl
damann ahengini bozm amak iin, kh daha hzl mrldanyorum
admlarla ahenk iinde.
Ritim kesin halini alncaya kadar byle trplenir -o her iirsel
rnn temel gcdr, bir sesler akn olarak eseri bandan sonuna
kadar kateder.
Zamanla bu akmdan szcklerin tek tek ayrlmasna balanr.
Baz szckler der ve bir daha geri gelmez, dierleri bal kalr,
szcklerin uygun yere geldii hissedilinceye kadar defalarca teye
beriye evrilir, yeri deitirilir (deneyimle el ele gelitirilen bu
sezgiye yetenek ad da verilir).
ounlukla nce en nemli szck kendini belli eder -b u temel
szcktr, dizenin anlamn biimler, ya da kafiye ilkesinden ortaya
kan bir szck. Dier szckler temel szce balanarak ve uyarak
yerleirler.
Kaba alna bittikten sonra birdenbire ritmin bozulduu hissine
kaplnr -bir uyumsuzluk vardr: kk bir hece, kk bir ses.
Yeniden szckler biimlenmeye balanr, bu alma insan lgna

66

dndrr. Sanki uymak istemeyen di kaplamas gibidir; die yz kez


geirilir ve nihayet yznc denemeden sonra, kuvvetli bastrdktan
sonra tutar. Benim iin benzerlik, kaplama oturduu zaman gerek
ten gzlerimden ya geldii iin daha bir g kazanr -acnn ve rahat
lamann verdii gz yalar.
O temel ritmik sedalar tufannn nereden etkilediini bilmiyorum.
Benim iin her sadann, grltnn ve titreimin i tekrar, halta sada
olarak algladm her olay benim iin nemlidir. Denizdeki dalgalarn
krlmas da, hizmeti kzn her sabah kapy gcrdatmas da benim
iimde ayn ekilde ritim yaratr; bilincimde devaml tekrarlanarak
bouk grlt meydana getiren eyler, hatta benim komik bir biimde
rzgrn ykselip azalmasna bal olarak grdm dnyann, fizik
odasndaki yer krenin evrildii zamanki kendi etrafnda dn gibi.
Sedalar yaratmak, onlarn karakterini, zelliklerini ortaya koymak iin
hareket dzenleyerek aba gsterm ek nemli ve srekli iirsel
uralar iinde yer alr -b u ritmik n retimdir.
Ritmin benim iimde mi, dm da m olduunu bilm iyorum ,
byk olaslkla iimdedir. Ama onun uyandrlmas iin bir drt
gereklidir -m esela bir gcrdama buna sebep olabilir, nereden geldii
nemli deil, pervane iindeki srekli tangrt, rnein uygun adm
giden karncalarn bir kpry sallandrmalar -yklm a tehlikesine
gtrnceye kadar.
Ritim : Dizenin temel gc, temel enerjisidir. A klanm as
olanaksz, ancak onun zerine mknatslanmadan ya da elektriklen
meden konuur gibi konuulabilir. Mknats ve elektrik ise enerjinin
sonutlam asdr. Ritim pek ok iirde, hatta bir airin btn eser
lerinde ayn ilevde olabilir, ite bunun iin eser tek sesli deildir,
ritmin ok sayda byk iirler yardmyla bile srr ortaya karla
mayacak kadar karmak ve kavranmas zordur.
Bir air baka lleri renmek yerine ite bu ritim duygusunu
kendi iinde gelitirmelidir; yambus, troki, yceltilen serbest veznin
bizzat kendisi -bunlar belli somut bir olay iin yaratlm ritimlerdir
ve bu yzden dc o somut olaya uyarlar. rnein nal eklindeki demire
yklenen manyetik enerji demir tozlarn eker -v e baka bir ey iin
kullanlamaz.

67

Benim hece veznim eninde sonunda ritmik ses dalgalarnn hedef


koyarken belirlenen szcklerle kaplanmas suretiyle meydana geliyor
(hep sorulur: Bu da uygun szck mdr? bunu kime okuyacam? bu
ekilde de anlalr m? vesaire), en duyarl uyum hissinin, becerilerin
ve yeteneklerin kontrol ettii szcklere.
Bundan sonra M ayakovskiy rtme" srecini Esenin-iiri'nin ilk
drtlnde gsterir; nihayet iki ile drdnc dizeleri balayan uyak
eksik kalmtr -kendini iin iine sokmak istemez:
Uyaksz m braksak acaba? Olanaksz. Neden? nk uyaksz
(uyak geni anlamda alnmtr) bir iir dalr.
Uyak nceki dize ile balant salar, bizi onu hatrlamamz iin
zorlar, btnnde bir anlam canlandran dizeleri i ynyle bir arada
tutmaya zorlar.
[-.]
Her zaman en arpc ve belirleyici szc dizenin sonuna koyup
(neye mal olursa olsun) uya onunla olutururum. Bu yzden benim
uyaklarm hemen hemen hep allmn dndadr; en azndan benden
nce kullanlmamtr, binaenaleyh uyak szlnde bo yere aran
mamal.
Uyak szckleri birbirine balar; o nedenle malzemesi dier dize
yapsnda kullanlan malzemeden daha kaynatrc olmal
[-.]
ok basitletirdiim, ematize ettiim ve iirsel almay aklc
biimde zmlediim dorudur. Doaldr ki yazma sreci epey kar
mak ve sezgiseldir. Ancak temelde alma yine de byle bir emaya
gre oluur.
lk drtlk iirin devam n belirler. Byle bir drtlk nmde
olduu zaman ele aldm konuyu ortaya koyup en gl etkiyi
salayabilmem (iirin mimarisi) iin bundan ka taneye ihtiyacm
olacann ve nasl dzenleyeceimin hesabn yaparm.
nmzdeki konu geni ve ok katmanldr; drtlk, sekizlik ve
yirmilik trden yirmi ile otuz yap ta ilemem gerekecek.
Bu yap talar bitm ek zere iken birbirlerine uydurm aya
balarm onlar: kimini uraya kimini buraya yerletiririm, seslerini
dikkatle dinleyip hangi etkiyi braktklarn kafamda canlandrmaya
alrm.
Yerletirme iini tamamlayp basite dndkten sonra u karar
veririm: nce dinleyicilerin ilgisi ift anlam llkla uyandrlmal,
kimden yana olduum anlalmayacak; sonra Esenin'in lm kendi
karlar iin kullananlardan koparlacak; Esenin, hayranlarnn onlar

68

sadece donuk uyaklar mezar tana kazmlar (Esenin-iiri'nin bir


dizesi byledir) yaptklarnn stnde bir vg ile yceltmeliyim. N i
hayet Esenin'in eserini kmseyenlere saldrarak dinleyicilerin sem
patisini derhal, ama imdi hafif bir beyitle kendi yanma eker,
kazanrm. [...1 Dinleyici kazanlp Esenin'in eylemleri ve dier ey
leri zerindeki hakkn reddettikten sonra, onu Esenin'in sonunun
tamamen anlamsz, nemsiz ve sradan olduuna, son szlerinin an
lam ters dnecek ekilde iladeler ykleyip ikna ederim.
Bu durum ilkel bir izimde yle grnr:

aaaa/

D rtlkle temel atlp mimari plan bitirilir bitirilm ez yaratc


alma nemli lde bitmi kabul edilebilir.
Bundan sonras artk iirin nispeten basit teknik revizyonu ile ilgi
lidir.
Dizenin sylem gc, mmkn olan en yksek dereceye karl
mal.
Bunun iin en nemli ara mecazdr. O ilk olarak henz mulak
sosyal misyona verilen cevab akla getiren balangtaki grsel mecaz
deil. Hayr, burada ben temel mecazn gelimesine katkda bulunan
yan mecazlar kastediyorum. Mecaz en sonsuz edebi aralardan biridir
ve son hedefi mecaz olan rnein imaginizm gibi akmlar, esasen i
irin zellikle teknik ynden bir tek boyutunu ilemeye mahkm et
milerdir.
Mecaz yaratmann yntemleri ok eitlidir.
Mecaz yaratmann ilkel yntemlerden bir tanesi benzetmedir. lk
almalarm, rnein Pantolonda Bulut, tamamen benzetmeler ze
rine kurulmutur. Hep gibi, gibi ve tekrar gibi. Bu ilkellik
daha sonraki uzmanlarn bulutu iirimin doruu olarak hkmet

69

m elerine neden oldu mu acaba? Sonraki alm alarm da ve


Esenin'de bu ilkellik doal olarak ortadan kaldrlmtr.
[...]
Teknik ynden dzenleme yaparken iirin sessel nitelii dikkate
alnr -szcklerin birbiriyle uyumlu birleim i. te bu szck
bys, bu belki de yaamda her ey sadece tiz. sadayan dizelerin bir
aracdr ( Vclery B ryusofun bir iirinden), bu sessel ge pek ok
kimse iin iirin balca hedefi olarak anlalr; bununla iir tekrar
teknik disiplin dzeyine indirgenir.
[-.]
Sesin ykseklii sorusu da iir almasnn teknik ynyle ilgi
lidir.
Bir iir bir ilevi yerine getirecekse, o zaman tamamen havada (ya
da iirde genelde olduu gibi), bolukta brakmamak gerekir.
Her zaman iir hangi dinleyici iin belirlenmise o dinleyicinin
gz nnde tutulmas gerekir. Bugn bu durum zel bir nem ta
maktadr, nk kitlenin ilikiye geecei ezgi, konuma krss ve
sesler, dorudan seslenmedir.
Ses yksekliinin seimi seyirciye bal olmal: ikna edici mi
olacak yoksa rica edici mi, emredici mi yoksa sorgulayc m?
almalarmn byk ounluu konuma tonuna gre kaleme
alnmtr. Ama bu ses tonu belirlenmi olmakla birlikte her zaman
iin mutlak belirlenmilik gstermez, aksine ben konferans srasnda
konuma tarzm her zaman deitiririm, bu arada seyircinin tek vcut
olmas iin konuma tarzm hep ayarlarm .[...]
Bu nedenle birisi iiri baslm halde bile farkl atmosferlere gre
dzenlerse amamak gerek, belli durumlara gre zel ynelmeler
rnein [...]
,
Bir iirin, zellikle konferans iin belirlenmi tandansl bir iirin
son ktas nemli anlarndan saylr. Bu son ktada genellikle en
baarl dizeler yer alr. Bazen bir iir, sadece buradaki deiiklii
hakl klmak iin btnyle deitirilir.
Esenin-iiri'ndeki son kta doal olarak Esenin'in son dizelerinin
baka bir sylemidir.
Dizeler y leydi:
Bu yaamda liim yeni deildir hi,
Ama yaamak da nihayet ne denli yeni ki.
Buna karn ben yle diyorum:

70

Bu yaamda lmek hi de zor deil,


Yaamay becermek de hi kolay deil.
Bu iirle ilgili yaptm tm alma sresince hep bu dizeleri
dndm. Dier dizeleri hazrlarken de -bilinli ya da bilinsiz- hep
onlara dndm.

Mayakovskiy nihayet dncelerini sonular olarak tez biiminde


toparlar; burada sadece nceden tam olarak aklk kazanmayan husus
lar ortaya konmaktadr.
1. iir yazmak bir retim olaydr. ok zor, ok karmak, ama
her eye ramen bir retim olay.
2. iir sanatnn incelenmesi demek, iirin saptanm, tam belli
trlerinin retilmesi deildir, aksine retim teknii ile ilgili beceri
lerin renilmesidir; bunlar kendi alarndan yeni tekniklerin bulun
masna katk salar.[...]
6. iirsel patlanga ikleti retmek iin byk bir iir fabrikasn
retime sokmaya gerek yoktur. Bu trden akl d iirsel samalk
larla esasen hi uram am ak gerekir. Ancak iirden baka ifade
olana bulunmazsa kaleme sarlmal. Sosyal bir grev hissediliyorsa
ancak o zaman iir yazlmal.
7. Sosyal bir devi doru anlayabilmesi iin airin gnlk olay
larn ortasnda olmas gerekir. [...]
8. [...] Sanatn siyaset d olmas masal btnyle kaldrlmal.
Bu eski masal yeni yaama baka bir kyafetle girdi, geni alanl
epik tablo temizlik maskesi altnda (nce epik, sonra nesnel ve ni
hayet tarafsz), yksek slp (nce yksek, sonra soylu ve nihayet
lhi) ve saire ve saire.[...]
10. Teknik bakmdan ileme ii olarak anlan retim biimine
kendi bana deer tannmaz. Yine de iirsel rn yararl hale getiren
odur. airler arasndaki farkll belirleyen tek ey de ileme yntem
lerinin farklldr.[ ]
12. Sol Cephenin temsilcileri olarak biz, iir yaratmann sr
larnn tek sahibi olduumuzu iddia etmiyoruz. Ama biz tek bamza
bu srlar ortaya karm aya hazrz, bununla birlikte yaratm ay
speklatif, sanatsal ve dini yceltmelerle donatmaya hazr deiliz.
D enem em , kendi yolunu izm i, edebi ynden deneyim li
yoldalarnn kuramsal almalarn kullanan kiinin iddiasz abasn
dan ibarettir.

71

B unlar uralarn ada konulara yneltm eli ve bunun da


tesinde dorudan doruya iir almalarnn yannda yer almallar.
Yeterli deil!
Kitlelerin kltrel oluumundan sorumlu organlarn estetik daln
daki modas gemi zrvalayan dersleri yeniden gzden geirmeleri
gerekir.

PAUL VALRY
(1871-1945)

SAF R
B ir K onferans in N otlar, 1927

uvres I, Gallimard, Paris 1965.

C engiz Ertem . M etin Franszca aslndan tam olarak


evirilmitir.

Dnyada byk bir grlt koptu (en deerli ama en yararsz nes
neler dnyasnda demek istiyorum), u iki szck evresinde byk
bir grlt koptu dnyada: S a f iir. Bu grlt patrtdan biraz da ben
sorum luyum . Birka yl nce, dostlarm dan birinin iir kitabna
yazdm nszde, ar bir anlam yklemeden ve iire ilgi duyan
dnen insanlarn, bundan birtakm sonular karabileceklerini
hesaplamadan bu szckleri kullanacak oldum. Bu szcklerle ne de
mek istediim i ok iyi biliyordum , ama edebiyat m erakllarnn
dnyasnda byle bir yank, byle bir tepki uyandracaklarn bilm i
yordum. Hibir ekilde bir kuram ortaya atmak, hele hele bir retiyi
tanmlamak ve bunu paylamayacak olanlar aykr dnceli insanlar
olarak grmek gibi bir niyetim yoktu, dikkatleri bir olgu zerine
ekmek istiyordum yalnzca. Benim gzmde btn yazl yaptlar,
dil ile ortaya konan btn yaptlar az sonra ele alacamz ve imdilik
iirsel olarak adlandracam zelliklere sahip baz eler, ya da
paralar ierirler. Szn, dncenin en dolaysz, yani en duygusuz
biimde dile getiriliinden bir tr sapma gsterdii her seferinde, bu
sapmalarn salt kolayc dnyadan ayr bir ilikiler dnyasn, bir an
lam da, duyum sattklar her seferinde, bu allm n dndaki
dnyann byltlebileceini az ok kavrarz ve yetitirilip gelitir
ilmeye yatkn soylu ve gl bir zn parasn yakaladmz duy
gusuna kaplrz; bu z ilenip kullanldka, sanatn varln ortaya
koyan iiri oluturur.
Btn bir yaptn, duygusuz olarak adlandrdm dilin elerinden
olduka farkl, olduka aydedici zelliklere sahip eler yardmyla

72

73

meydana getirilebilmesi, -bunun sonucunda, iirselletirilmi olsun


ya da olmasn, bir yapt yardm yla, bir yandan dncelerimiz,
kafamzdaki im gelerim iz arasnda, te yandan anlatm yollarmz
arasnda eksiksiz bir karlkl ilikiler dizgesinin, -yani zellikle,
ruhumuzda bir coku annn yaratlmasna uygun debilecek bir diz
genin varolduu izleniminin verilebilm esi, ite saf iirin sorunu
kabaca budur. Fizikinin saf sudan sz ederken kastettii a n lam d aa/
diyorum . S o ru n u n , iirsel olm ayan elerd en ay k lan arak
saflatrlm bir yaptn meydana getirilmesi yolunda baarl olunup
olunamayacann bilinmesinde yattn sylemek istiyorum. Bunun
ulalamayacak bir ama ve iirin de lksellikten teye gemeyen bu
durum a yaklam ak iin bir aba olduunu dnm m dr hep ve
hl da byle dnyorum . Sonu olarak bir iir olduunu
sylediimiz ey, bir sylemin iinde yer alan sa f iir paralarndan
oluur. ok gzel bir dize iirin ok saf bir esidir. Gzel bir dize
ile bir elmas arasnda yaplan bildiimiz beylik karlatrma, dnen
herkesin saf bir nitelik tamann deerini bildiini gstermektedir.
S a f iir ifadesinin sakncas ahlki bir safl akla getirmesidir ve
bu tr bir saflk da, saf iir dncesi bemin iin, aksine, temelde
zmsel bir kavram olduundan, burada sz konusu deildir. Saf iir,
ksaca, dil ile bu dilin insanlar zerinde yaratt etki arasndaki o,
biim den biime giren eitli ilikiler zerine yaptm z ylesine
nemli bir alm ada bize yol gsteren ve genelde, iir hakkndaki
dncemizi belirlememize yarayan gzlemlerimizin dourduu bir
kurgudur. Daha iyisi, s a f iir yerine, belki de mutlak iir demek ola
cakt, ve o zaman bu ifadeyi szckler arasndaki ilikilerden, ya da
daha ok, szcklerin kendi aralarndaki tnlaylarnn birbirleriyle
olan ilikilerinden kayanaklanan etkilerin aratrlmas anlamnda kul
lanmak gerekecekti; bu da, ksaca bize dilin egemen olduu biitim bir
duyarllk alannn kefedilmesini esinlemektedir. Bu keif rastgele
yaplabilir. Zaten genellikle de byle yaplmaktadr. Ama bir gn
dizgesel bir ereveye oturtulmas da ihtimal d deildir.
iir sorunu konusunda kesin bir dnceye, ya da en azndan, bu
sorunla ilgili olduunu sandm daha kesin bir dnceye sahip ol
maya altm ve imdi bu dnceyi aktarm a abas iindeyim.
Bugn bu dncelerin yaygn bir ilgi uyandrmas dikkat ekicidir.
Bu kadar geni bir okur kitlesi yalnz iirle deil, iir kavramyla da
hi bylesine ilgilenmemitir herhalde. Tartmalara katlyorlar, eski
dnemlerdeki gibi ok az sayda amatrn ve deneycinin katld ok
kapal gruplarla snrl olmayan denemelerin yapld grlyor;
fakat iin harika yn u ki, am zda neredeyse ilahi diyebile

74

ceimiz bu tartmalara halkn azmsanmayacak bir blmnn ilgi,


hatta bazen tutku derecesinde bir ilgi duyduu grlmektedir, (rnek
olarak, esinlenm eyi, emei, sezginin deeri ile sanatn arptc
deerinin karlatrlmasn tartmaktan daha ilahi ne olabilir? Bu
sorunlar ilahi ltuf ve yarat sorunuyla pek gzel karlatrlamaz
m? ayn ekilde, iirde de yle sorunlar vardr ki, gelenein saptayp
belirledii kurallarn karsna kiisel deneyimin ya da zduygunun
verileri karld iin ilahiyat alannda karlatm z, kiisel al
glama ve tanrsal olaylarn herhangi bir arac olmakszn renilmesi
konusu ile farkl dinlerin retileri, kutsal kitaplardaki metinler,
dogmatik biimler konusu arasnda gzlemlenen sorunlarla tpatp
benzerlik gstermektedir...)
Ben yine de, salt saptama dzeyinde kalacak, ya da basit bir akl
yrtmenin sonucu olacak hibir ey sylememek kaydyla konuya
geliyorum. u iir szcn yeniden ele alalm ve nce bu gzel
ismin farkl niteliklerde iki kavrama yol atn grelim. Hem iir
deriz, hem de herhangi bir iir deriz. Bir manzaradan, bir durumdan,
bazen bir insandan szederken bunlarn iirsel olduklarn syleriz, te
yandan da iir sanatndan sz ederiz ve falanca iir gzeldir deriz.
Ama birinci durum da sz konusu olan, hi kuku yok ki, bir tr
heyecandr; birtakm koullarn etkisiyle, bylendiim izi, cokuya
kapldm z hissettiim iz zaman iinde bulunduum uz durumla
karlatrlabilecek bu kendine zg etkilenmeyi hepimiz biliriz. Bu
durumun belli bir iradeyle ortaya konan yaptlarla bir ilgisi yoktur;
ruhsal ve bedensel dzenimiz ile bizi duygulandran (gerek, ya da
ideal) koullar arasndaki bir tr uyumdan doal biimde ve kendili
inden meydana gelir. Ama te yandan iir sanat, ya da herhangi bir
iir dediimizde bir ncekine benzer bir durumu douracak, ya da bu
tr bir heyecan yapay olarak yaratacak vastalarn sz konusu olduu
aktr. Hepsi bu kadar deil. Dahas, bu durumu yaratmaya hizmet
edecek vastalarn konuulan dilin ileyiine ve zelliklerine ait vas
talardan olmas gerekir. Szn etliim heyecan nesneler araclyla
yaratlabilir; dilin vastalarndan tamamen baka, mimari, mzik v.b.
vastalar araclyla da yaratlabilir, ama gerek anlam yla iirin
znde dilin vastalarnn kullanlmas yatar. Bamsz iirsel heyeca
na gelince, bunun insana ait dier heyecanlardan esiz bir nitelikle,
hayranlk duyulacak bir zellikle ayrldn belirtelim. Onun bu zel
lii de bize yanlsama duygusunu, ya da bir dnyann (yani iindeki
olaylarn, grntlerin, varlklarn, nesnelerin, sradan bir dnyay
dolduranlara benzeseler bile bir yandan da btn duyarl ynmzle

75

yakn ama, aklanamayan bir iliki iinde bulunduklar bir dnyann)


yanlsamasn vermesidir. Nesneler ve varlklar -ifadem i balayn,
miizikletirilnilerdir; karlkl yanklanr duruma gelmiler ve z
duyarllm zla uyum iine girmilerdir. Bu ekilde tanmlanan iir
dnyas d durumu ile, en azndan baz dlerde oluan durum ile
byk benzerlikler gsterir. Dlerimizi belleimizde yeniden yokla
dm zda anlarz ki, bilincim iz kavraymzn rn olan sradan
oluum lardan, kendi kanunlar iinde dikkati ekecek kadar farkl,
bambaka oluumlarla dopdolu, doyuma ulam, ya da uyarlm du
rumda bulunabilmektedir. Ancak, bazen d sayesinde tanyabildii
miz bu heyecan dnyasna yle istediimiz gibi dalp kamayz. O
bizin iimizde kapaldr ve biz de onun iinde kapalyz, bu, elimizde
onu deitirm ek iin etkili olabilecek hibir olanamzn bulun
madn ve buna karlk onun da bizim d dnyaya dnk daha
gl eylem ynmzle bir arada yapamayacan gsterir. Geici bir
hevesle ortaya kar ve keyfince kaybolup gider, ama insan btn
deerli ve geici olgular iin yaptn, ya da yapmay denediini
bunun iin de yapmtr: Bu keyfi durumu yeniden oluturma, arzu et
tii zaman onu yeniden bulma ve sonunda duyarl varlnn doal
rnlerini yapay olarak yaym a yollarn aram ve bulmutur. Son
derece belirsiz bu oluumlar, ya da bu yaplar doadan elde etmesini ve kr zamann akndan ekip kurtarmasn bir anlamda bilmitir;
bu amala daha nce belirttiim bir ok vastay kullanmtr. te i
irsel bir dnya meydana getirme, bu dnyay bir daha, bir daha olu
turma ve zenginletirm e vastalarnn iinde en eskisi, belki de en
saygn, bununla birlikte en karm ak ve kullanm en g olan
dildir.
Bu noktada, modern ada airin grevinin ne derece incelik istedi
ini ve bu grevinde airin ne kadar glkle (kr ki her zaman
bunun bilincinde deildir) karlatn iyice anlalr klmak ve
belleklere yerletirmek zorundaym. Dil herkesin kullanmna ak,
ortak bir edir; bu yzden zorunlu olarak kaba bir vastadr, nk
herkes onu kendi gereksinimlerine gre kullanr, ynlendirir ve kendi
kiiliine uygun olarak deitirir. Bize ne kadar yakn olursa olsun,
dnme olay sz biimine dnerek ruhumuzu ne denli yanstrsa
yanstsn, dil yine de saylamal bir kkene dayanr ve salt genel kul
la n m a dnk bir zellik tar. Oysa air bu yaygn kullanm a
dayanan vastadan zne herkesin ulaamayaca bir yapt yaratma
yollarn bulup karmay kendisine sorun edinmelidir. Sizlere daha
nce de sylediim gibi air iin sz konusu olan, herkesin uygu

lad dzen ile hibir bants bulunmayan bir dnya, ya da bir nes
neler dzeni, bir ilikiler dizgesi yaratmaktr.
Bu grevin btn gln kavratabilmek iin balang duru
munu, aire sunulan verileri, imknlar ve nesnesi yine de onunkinden
ok farkl olmayan baka bir trn sanatsyla karlatracam .
aire verilenler ile mzisyene verilenleri karlatracam. Ne mutlu
mzisyene! Onun sanatndaki gelime yzyllardan beri kendisine,
tamamen ayrcalkl bir konum salam tr. M zik nasl olutu?
itme duyusu bize grltler dnyasn verir. Kulamz kendisine
rastgele bir dzen iinde gelen pek ok miktarda duyumu alr ve bun
lar drt ayr nitelikte deerlendirir. Oysa ilk alara dayanan gzlem
lerim iz ve ok eski bilgilerim iz sayesinde, zellikle sade ve
aydedilcbilir ve zellikle birtakm badamlar, birleimleri olu
turmaya elverili olan sesler dnyasn grltler dnyasndan ayra
biliyoruz, -k u lak , ya da anlama yetenei daha bu grltler ortaya
kar kmaz bu badamlarn ve birleimlerin yapsn, balantsn
farkllklarn, ya da benzerliklerini alglar. Bunlar saf elerdir, ya da
saf elerden olum ulardr, yani ayrdedilebilirler; kesin olarak
tanm lanm lardr ve en nemlisi, aslnda gerek l aletleri olan
aletlerle srekli ve birbirlerine benzer biimde retilme yollar bu
lunmutur. Bir mzik aleti, ayarlanabilen ve belli hareketlerle hi
deimeden belli bir sonucun elde edilebilecei biimde kullanlabilen
bir alettir. Ve ite iitme alanndaki bu dzenlenmenin sonucu: sesler
dnyas grltler dnyasndan ok ayr olduu iin ve kulamz da
zaten bunlar aka ayrdetmeye alk olduundan, sa f bir ses, yani
ksmen olaan d bir ses kendisini duyurduunda henen zel bir ha
vann doduu olur, duyumuz zel bir bekleyi durumuna girer ve bu
bekleyi genel olarak oluan heyecanla ayn trden, ayn saflkta
heyecanlar dourmaya yneliktir neredeyse. Bir salonda saf bir ses
yayldnda, bizde her ey deiir, mziin rettiini bekleriz. ayet,
bunun tersine, bir kar durum meydana gelirse; bir konser salonunda
bir parann alm srasnda bir grlt duyulursa (bir iskemlenin
dmesi, uyumlu olmayan bir sesin kmas, ya da salondakilerden
birinin ksrm esi gibi) o zam an bizde bir eylerin kesintiye
uradn, zde bir eylere kar gelindiini, bilmem hangi birleim
yasasnn inendiini hissederiz ; bir dnya krlr, bir by dalr.
Bylece yaratc dncesi, iine elverili ortam ve yollar ilk
anda, hem de yanlma ihtimali olmadan bulabilsin diye mzisyenin
nnde alm asna balamadan nce her ey hazrdr. M zisyenin
malzemeyi ve aralar deitirmesi gerekmeyecek; sadece her eyiyle
belirlenmi ve hazrlanm eleri biraraya getirecektir.

77

Ancak bu olup bitenler air iin nasl bir farkllk gsterir acaba!
Onun nnde u herkesin kulland dil, am acna uygun olmayan,
kendisi iin yaplmam olan vaslalar topluluu uzanp gider. Bu
vastalarn birbirlerine uygunluklarn kendisi iin belirleyebilecek bir
fizikisi yoktur; gam yapm clar yoktur; ne diyapazonu, ne de
metronom u vardr; bu bakmdan bir doruluk gvencesine sahip
deildir; elinde szlk ve dil bilgisi gibi kaba aletlerden baka bir ey
bulunmaz. stelik air, mzisyenin, emirlerini kendisine zorla kabul
ettirdii, iitne gibi tek ve belli bir konumda bulunan ve zaten bek
lentiyi ve dikkati seven st dzeyde organa sahip bir duyuya deil,
genel ve dank bir beklentiye seslenmek zorundadr, ve bunu da birbiriyle ilikisiz i tahriklerin ok tuhaf bir karm olan dil vas
tasyla yapar. Hibir ey dildeki zelliklerin garip bilekesinden daha
karmak, daha g zmlenebilir deildir. Ses ile anlamn ne derece
ender uyuabildiini herkes iyi bilir; ve ayrca bir sylemin ok farkl
nitelikleri aklayabildiim de yine herkes iyi bilir: Bir sylem man
tkl ama her trl uyumdan yoksun olabilir; uyumlu ama anlamsz
olabilir; ak seik ama her trl gzellikten uzak olabilir; dzyaz ya
da iir olabilir; btn bu birbirlerinden bamsz deiken nitelikleri
zetleyebilm ek iin dilin eitliliini ilem ek ve onu eitli
grnmleriyle incelemek amacyla ortaya konan bilimlerin hepsinin
adn anmak yeterlidir. Dil srayla ses ve buna eklenen l ve dizeni
asndan yarglanabilir; bir mantksal ve bir de anlamsal yn vardr.
Belgat ve szdizim ini ierir. Btn bu farkl bilim kollarnn ayn
metni birbirlerinden bamsz pek ok biimde inceleyebildikleini
biliyoruz... te, demek ki air bata kar karya gelinen bu ok
eitli ve zengin, sonunda, birbirine kartrlacak kadar zengin nite
liklerin hepsiyle bir atm a iindedir; sanatnn nesnesini, iirsel
heyecan reten makineyi bu atmadan elde etmek zorundadr; yani
kolay kullanlan aleti, herhangi biri tarafndan yaratlm bulunan
kaba aleti, saniyelik gereksinim ler iin her dakika kullanlan ve
yaayanlar tarafndan her an deitirilen aleti, duyularmza ya da
ruhumuza ilikin sradan yaammz oluturan ve belli bir sreye tb
olmakszn rastlantyla ortaya kan btn durumlardan ok farkl bir
heyecan durumunun cevheri olmaya zorlar; dikkatini iire ayrd sre
iinde yapar bunu. Saysz koullara ve gereksinimlere bal olan her
mizatan insan onu kabul edip dier insanlarla iliki kurmak iin
kendi arzusuna ve karna uygun olarak en iyi ekilde kullandna
gre, ortak dilin ortak yaam daki karkln meyvas olduunu
abartmadan syleyebiliriz; oysa airin dili, bu saylamal karkln
rettii eleri zorunlu olarak kullansa bile, herkesten uzak yaayan

78

hir insann herkesin bilip kulland kaba bir malzemeyle, yapay ve


ideal bir dzen yaratmak iin harcad abay gsterir.
Eer bu elikili sorun tamamen zm lenebilseydi, yani air,
iinde dzyazya ait hibir eyin bulunmayaca yaptlar, mziksel bir
akcln hibir zaman kesintiye uramayaca, anlamsal bantlarn
da uyum ilikileriyle hep bir tutulaca, dncelerin birbirleri iin
deki dnmlerinin her trl dnceden daha nemli grnebilecei,
yanalarla yaplan szck oyunlarnn kiinin gereini kapsayaca
iirler oluturmakta baar salayabilseydi, o zaman var olan bir ey
den sz eder gibi s a f iirden sz edilebilirdi. Ama durum byle deil:
Dilin genel kullanma, ya da gnlk olaylara dayanan yn, manta
uygun biim ler ve alkanlklar ve, daha nce de belirttiim gibi
(kkenlerin sonsuz sayda eitlilik gstermesi, dil kavramlarnn ok
farkl dnemlerde ortaya kmas yznden) sz daarcnda rastlanan
karklk, usa aykrlk, bu tr mutlak iir rnlerinin ortaya kma
sn imknsz klmaktadr; ama lksel ya da dsel bir durum a ait
temel bilginin, ele alnabilecek her trl iirin deerlendirilmesinde
ok yararl olduunu kolayca tahmin edebiliriz.
S af iir dncesi, ulalamayan bir rnei, airin abalarnn,
gcnn ve arzularnn gelip dayand son noktay gsterir...

79

EDWARD MORGAN FORSTER


(1879-1970)

BM VE RTM
1927

Aspects of the Novel, London 1927.

nal Aytr. -R om an Sanat, 2. bask, Adam Yaynlar,


stanbul 1985. Adam Y aynlar'nn izniyle eserin 8.
B lm nn n em li g rd m z y erle rin i aldk.
Yaynevine gsterdii bu Ituftan dolay teekkr ediyoruz.

D sellik ile erm ilik, biri neeli, teki arbal iki ara
oyunuydu. imdi oyun bitti; konumalarmzn genel planna dn
yoruz. e ykyle balamtk. Kiileri ele aldktan sonra, yknn
iinden kaynaklanan olay rgsne getik. Bugn ise byk lde
olay rgsnden kaynaklanan ve kiilerle rom anda yer alan teki
btn elerin katkda bulunduklar bir eyi ele almamz gerekiyor.
Rom ann bu yeni ynne ad olabilecek yaznsal bir szck yok.
A slnda sanat trleri gelitike tanmlama bakmndan birbirlerine
gitgide daha ok baml bir duruma geliyorlar. Biz de nce resim
sanatndan bir szck alarak romann ele alacamz ynne biim,
sonra m zikte kullanlan bir szc benim seyerek ritim adn
vereceiz. Ne yazk ki, bu szcklerin ikisi de ak seik olmaktan
uzak. Biim ya da ritim szcn yazna uygularken kimse ne de
mek istediini aka belirtm iyor; szlerinin sonunu getirmekten
kanarak, Ama elbet biim... ya da Evet ama siz buna eer biim
derseniz... gibi eyler geveliyorlar.
Biimin ne olduunu, deerlendirilmesi iin okuyucuda ne gibi
niteliklerin bulunmas gerektiini tartmaya gemeden nce, rnek
olarak iki roman alacam. Biimleri aka belli olan bu romanlardan
birini kum saatine, tekini byk bir zincire benzetebiliriz.
Anatole Francen roman Thas kum saati biimindedir. Romanda
nem li iki kii vardr; bunlar kei Paphnuce ile kibar yosma
Thai'sdir. Romann banda Paphnuce lde yaam akladr, ruhu

80

ktlklerden arnmtr ve mutludur. Thas ise skenderiyede gnah


dolu bir mr srmektedir. Paphnice Thasi kurtarmay kendine grev
sayar ve kitabn ortasnda geen bir sahnede karlatklarnda bu
grevi baaryla yerine getirir. Kadn bir manastra kapanr ve kurtu
lua eriir. Ancak bu karlama sonucu bu kez Paphnuce cehennem
lik olur. Bylcce bu iki kii, matematiksel bir kesinlikle birbirine
yaklar, kesiir ve uzaklar. Romandan aldmz tat biraz da bundan
ileri gelir. Thasin bu yaln biimi nmzdeki g konuyu incele
mekte iyi bir balang noktas olacaktr. Olaylar gei sralar iinde
dnrsek, Thaisin biim iyle yks birbirinin ayndr; Thaisle
Paphnucen gemiteki eylemleriyle birbirine bal bulunduklarn
ve nereye varacan bilm eden ok yanl adm lar attklarn
grdmz zaman ise, Thasin biimi olay rgsyle ayndr. Ne
var ki, yk merak duygumuza, olay rgs zekm za seslendii
halde, biim gzellik duygumuza seslenir ve roman bir btn olarak
grmemizi salar. Thasi bir kum saati olarak grmeyiz elbet; kum
saati szn konumalarmzn artk bu ileri aamasnda gerek an
lamda almamalyz; eletirinin anlalmas g zel dilidir bu. N e
denini bilmeden ho bir duyguya kaplrz; sonra bu duygunun etki
sinden kurtulunca, zihnimiz holanmamzn gerisindeki nedeni ak
lamaya getii zaman, kum saati gibi geometrik bir benzetme iimize
yarar. Eer Thas kum saati biim inde olmasayd; yks, olay
rgs, Paphnuce ile Thaisin kiilikleri tm arlklarn duyuramaz,
bu denli bir canllk kazanamazd. Biim insana ok kat bir eymi
gibi gelir, am a rom ann hi de kat bir yan bulunm ayan genel
havasyla balantldr.
imdi de Percy Lubbockun byk bir zincir biimindeki Roman
Pictres adl kitabna bir gz atalm.
Roman Pictres toplumsal bir gldr romandr. Olaylar anlatan
kii, turist olarak bulunduu Roma'da Deering adnda bir arkadana
rastlar. Deering iyi yrekli, ama karanlk bir adamdr. Gzn kilise
lerden ayrmayan arkadana kmser bir tavrla kr, onu kentin
toplum yaamn yakndan grmeye arr. Anlatc uysal uysal denileni yapar. Birtakm kiilerle birlikte kahveleri, resim ve heykel
atlyelerini, V atikan, saraylar, her yeri dolar. Sonunda, Roma
sosyetesinin doruuna ulatn dnd bir srada, bakmsz, eski,
ama soylu bir talyan konanda, karsna ka ka o beenmedii
arkada D eering km az m. A slnda Deering, anlatcnn konuk
geldii evin hanmnn yeenidir; ama tersine ileyen bir tr zppelik
yznden, soyluluunu arkadandan gizlemitir. Bylece, bataki iki

81

kiinin yeniden bir araya gelmesiyle, halka tam am lanm olur. ara
skla birbirlerini selamlarlar; aknlklar hafif bir alayla son bulur.
Roman Pictures' 111 baars biiyk bir /.incir biim inde oluundan
ileri gelmez, nk kim olsa byle bir zincir dzenleyebilir. Baarnn
nedeni, kullanlan biimin yazarn ruhsal durum una uygun dm e
sidir. Pcrcy Lubbock romann balan sona, art arda sralad birta
km kk sarsntlarla yrtr; kiilerine kar ince bir hogrs
var. Ancak bu hogr, varlyla bu kiilerin olduklarndan daha
kt grnm elerine yol aan bir hogrdr. Romann ineleyici,
gldrl, son derece yum uak bir havas vardr. Kitabn sonuna
geldiimiz zaman, bu havann som ut bir varla brnm olduunu
grrz; iimizde bir sevin belirir. Bir de unu grrz: ki arkada
soylu talyan ailesinin oturma odasnda bir araya gelmekle, romann
batan beri gerektirdii eyi yapm, dank durumdaki olaylar kendi
kiiliklerinin znden bklme iplerle birbirine balamlardr.
T ha 's ile Roman Pictures, biime verilebilecek kolay rneklerdir.
Ancak, her ne kadar sylemek istediklerini pek bilmeden, romanlarda '
bol bol izgilerden, kvrmlardan sz eden eletiriciler varsa da, insan
her zaman bir roman tpatp benzetebilecei nesneler bulamaz. Bu
aamada ancak u kadarn syleyebiliriz: Biim, romann estetik
yndr; geri romandaki kiiler, sahneler, szckler, ksaca her ey,
biim in olum asna katkda bulunabilir, am a onu asl yaratp
besleyen olay rgsdr. Daha nce grdmz gibi, olay rgs
gzellik ierebilen bir eydir ve bu gzellik, nasl olup da oralara
dtne bir para aan bir gzelliktir; gerekten de, gren gzler
iin olay rgsnn derli toplu yapsnda Esin Perileri'nin damgas
aka bellidir, nk olaylar arasndaki balar kurar kurmaz Mantk
hazretleri yeni bir yapnn temellerini de atmtr. te bu temeller ro
mann biim adn verdiimiz ynnn dayand temellerdir. Bizim
balang noktamz da burasdr. Biim byk lde olay rgsnden
doar, bulutlar aydnlatan bir k gibi onunla i iedir ve olay
rgs tamamlandktan sonra da ortada grnr. Kimi durumlarda
gzellik, romann biiminden, btnnden, paralarnn oluturduu
birlikten kaynaklanr. Eer yalnzca bunlardan kaynaklansayd, o za
man incelem em iz kolaylard. Ama kimi durum larda da baka
temellere dayanmaktadr. te baka temellere dayanan gzellie biim
yerine ritim adn vereceiz. Yalnz, u anda hl biim stnde duru
yoruz.
imdi de kat bir biimi, btnl bulunan bir roman alarak, in
celeyelim. Setiimiz roman Henry James'indir, ama gene de biim
ynnden kolay bir romandr. Biraz ayrntl olarak ele alacamz bu

rom anda h e m baarl bir izim rnei izleyecek, hem de yalnzca


biime n e m veren bir yazarn neler yitirdiini grebileceiz.
Tlai's g ib i The A m bassadors da kum saati biim indedir. Strelher
ile Chad N ew so m e da, Paphnuce ile Thai's gibi yer deitirirler. R o
man ok beenm em izi salayan ey, sonunda ite bu yer deiiklii
nin gereklem esidir. Olay rgs incelikle ve zenle hazrlanm tr;
batan s o n a kiilerin davranlar, konum alar ya da dnceleriyle
geliir, i in d e k i her ey nceden tasarlanm tr, yerli yerindedir. R o
m ann n e m li olm ayan kiileri de ana dncesine katkda bulunur,
alp gelim esin e yardm c olurlar. Bunlardan hibiri, Thai's'de Nicias'n yem eindeki geveze skenderiyeliler gibi, yalnzca ss olarak bu
lunm az; hep sin in grevi vardr. K itabn son u n d a nasl bir etki
uyanaca nceden hesaplanmtr; okuyucunun yava yava kavrad
bu etki, t m gcyle ortaya kt zaman ok baarldr. nsan, olay
lar ya d a A m erika'dan A vrupa'ya gelen deiik birok grevliye ili
kin ay rn tlar unutabilir, am a btn bunlarn yaratt sim etri duy
gusu kalcdr.
... K itaplar zerinde altka James, bir rom ann bir btn olu
turm as gerektiine gitgide daha ok inanm tr. Bu btnln her
zam an T he A m b assadors'daki gibi geom etrik bir btnlk olm as
gerekm ezdi; am a rom anda her ey bir tek konu, bir tek durum ya da
bir tek olay evresinde km elenm ek; bu konu, durum ya da olay,
kiilerin ilgisini stnde toplam al, bir olay rgs salam al, ayrca
kitapta dank durum da bulunan grleri bir a gibi iine alarak
k aynatrp belleim ize yerletirm eli, rom an dtan da iyice sarp
kavram alyd. Sonunda ortada bir biim belirm eli, bu biime uygun
dm eyen her ey ilgisiz uar sapmalar saylarak atlmalyd. Ancak,
insanolundan daha uar ne olabilir? Tom Jones'u, Emma'y ve hatta
Mr. C asaubon'u Henry James'in rom anlarndan birine koyacak olur
sak, rom an paralanp gider. Oysa bu kiilerin her birini tekilerin yer
aldklar rom anlara koysak, kitabn tm deil de, yalnzca bir paras
zarar grecektir. James'in rom anlarna ancak kendi kiileri uygundur.
Bu kiiler cansz yaratklar deildir; James insan yaam nn gze az
arpan ynlerini ok iyi aratran bir yazardr; ne var ki, gerek baka
rom anlardaki kiiler, gerekse bizler birtakm sradan niteliklerle
do lu y u zd u r; oysa bu nitelik ler Jam es'in k iilerinden s klp
atlm tr. Bu tem izlem e ilem i kiilerin ruhlarn artan, onlara
m anevi bir ycelik salam a amac gzetilerek yaplm deildir.
Nitekim , James'in rom anlarnda herhangi bir felsefe (arada bir rast
lanan kr inan izlerini saymazsak), herhangi bir dinsel inan, erm ie
bir tutum ya da stn kiilere gsterilen bir ayrcalk yoktur. G iri

82

83

ilen arndrma ilemi, belli bir estetik etki salamak iindir; James
bu etkiyi salamtr.
[ ..]
Kat bir biimin sakncas ite budur. Byle bir biim, romann
havasnn som utlamasn salayabilir, olay rgsnn doal bir
sonucu olarak geliebilir; ama yaama alan kaplar kapar ve ou
kez romancy kapal odalarda sanatlk oyunlar oynar bir duruma ge
tirir. Bir gzellik yaratlmtr, ancak zorba klna girmi bir gzel
liktir bu. Tiyatro oyunlarnda, rnein Racine'in oyunlarnda, gzel
liin varln kabul edebiliriz, nk gzellik sahneye yce bir sul
tan gibi kurularak, bildiimiz sradan insanlarn yokluuna gnlm
zn katlanmasn salayabilir. Ne var ki, romanda gzelliin zorbal
, gcn artrd lde tatszlar ve arada bir Boon gibi kitaplarn
yazlmasna neden olan bir tepkiye yol aar. Baka bir deyile, roman
sanatsal gelimeye oyun kadar elverili deildir. nsancll ya da kul
land gerelerin kaba oluu, buna engeldir. ou zaman okurlarn
biimden duyduklar tat, bu biimi salamak iin gze alnan zararlar
karlayabilecek lde deildir; bu gibi kimselerin yargs udur:
Gzel olmu ama demez.
Aratrmamz burada da bitmiyor. Gzellikten umudumuzu kesmi
deiliz henz. Acaba romanda biim dnda herhangi bir yntemle
gzellik salanamaz nu? imdi rke ekine ritim kavramna bir
gz atalm.
Kimi zaman ritim ok kolaydr. rnein Beethoven'in Beinci
Senfonisi, ta ta ta taam diye, her kulan seebilecei, herkesin
ayak vurabilecei bir ritim ile balar. Ancak bir de senfoninin
tmnn ritmi vardr; byk lde blm ler arasndaki ilikiden
doan bu ritmi kimi kiiler duyabilirse de hi kimse ayak vurarak
izleyemez. Bu ikinci tr ritim gtr; aslnda bu iki ritim tr bir
birinin ayn mdr, deil midir, ancak m zikiler bilebilir. Yaznc
olarak bizim sylemek istediimiz udur: Ta ta la taam biimindeki
birinci tr ritim birtakm romanlarda da bulunmakta ve o romanlara
gzellik kazandrabilmektedir. Roman alannda, teki ritim trne,
yani Beinci Senfoni'nin tmnn ritmi gibi g bir ritme benzer bir
ritim bilmiyorum; ama belki vardr.
Kolay ritim trn Marcel Poust'un yaptlarndan rneklerle ak
layabiliriz.
Proust'un rom annn son blm henz yaym lanm ad; ro
mancnn hayranlar, bu blmn de kmasyla her eyin yerli yerine
oturacan, gemiin anmsanarak lmszleeceini ve bylece ro
mann tam bir btnlk kazanacam sylyorlar. Ben buna iranm-

84

yorum. Bana kalrsa, Proust'un roman estetik bir btn olmaktan


ok, uzayp giden bir anlatlar dizisidir; Albertine'e ilikin ayrntlarda
yazarn yorulmaya balad grlr. Belki ileride birtakm yenilikler
olabilir, ama bunlarn romann tmne ilikin kanmz deitirecei
ni hi sanmyorum. Proust'un roman karm akarktr, yaps iyi
deildir; ne u anda herhangi bir biimi vardr, ne de bitince olacaktr.
Ancak gene de deiik paralar birbiriyle balantldr, nk iten
dikilerle tutturulm utur, baka bir deyile, birtakm ritim lere
sahiptir.
R om anda birok ritim rnei gsterebiliriz; bykannenin
resminin ekilii bunlardan biridir; ama kitabn deiik paralarn
birbirine balamak asndan en nemli rnek, Vinteuil'n mziin
deki o kk ezginin kullanldr. Bu ezgi, bizde tutarl bir dnya
karsnda olduumuz yolunda bir duygu uyanmasn salamakta her
eyden daha etkili olmaktadr; halta Swann'i, romann kahramann ve
Charlus' birbiri ardndan ykma srkleyen kskanlktan bile daha
etkilidir. Vinteuil'n adn ilk kez ok irkin koullar altnda duyarz.
Ad san belirsiz kk bir ky orgcusu olan Vinteuil lmtr ve
kz onun ansna kara alm aktadr. leride birok ynde geliip
yaylacak olan bu korkun sahne geip gider ve unutulur.
Sonra Paris'te byk bir evin salonunda, bir keman sonat alnr.
Sonatn ar blmnden Swann'in kulana kk bir ezgi taklr ve
btn yaamnda yer eder. Ezgi hep canl kalr, ama trl biimlere
girer. Bir sre Swann'in Odette'e olan sevgisine elik eder. Sonra bu
iliki bozulunca ezgi de unutulur. Derken, Swann kskanlk duy
gusuyla kvranrken, yeniden ortaya kar; kendi kutsal zelliini yi
tirmeksizin, ayn anda hem Swann'in zntsne, hem de gemiteki
mutluluuna elik etmektedir. Swann, sonat kimin yazdn merak
eder, Vinteuil'n yazdn renince, Bir zamanlar Vinteuil adnda
kk bir orgcu tanmtm, ama ayn adam olamaz. der. Aslnda
sonat onundur; kz ile kznn arkada, sonat kemana uyarlayarak
yaymlamlardr.
Sanki hepsi bu kadardr. Kk ezgi, romanda ikide bir ortaya
kar, bir yank olarak, bir an olarak Vinteuil'n ezgisiyle byle
karlamak houmuza gider; ancak ezginin birletirici bir gc yok
tur. Derken yzlerce sayfa ileride, Vinteuil'n lke apnda n kazan
masndan sonra mutsuz ve silik bir mr geirdii kasabada adna bir
ant dikilecei sylentileri dolat srada, baka bir yapt, lmn
den sonra yaymlanan bir altls seslendirilir. Romann kahraman al
tly dinler; dinlerken de kendini yabanc, korkun bir evrende bulur,
o srada sken uursuz bir afak, denizi kzla boyamaktadr. Birden

85

bire hem onun, hem okuyucunun aklna sonattaki kk ezgi gelir;


belli belirsiz ve deimi bir biimdedir, ama kahramann yaamna
yeni bir yn verir, yle ki yeniden ocukluk dnyasna dner ve bu
dnyann artk bilinmezliin derinliklerine gmlm bulunduunu
anlar.
Proustun romanndaki mzik paralar stne yazdklarn kabul
etm ek zorunda deiliz; bence m zii ar lde grntye
dntryor. Romanda birok kimsenin (nce Swannn, sonra da
Marcel'in) duyduu Vinteuil'n kk ezgi tmcesi duraan deildir;
George Meredith'in kulland, rnein Clara M iddleton'a elik eden
katmerli iek aan kiraz aac ya da Cecilia Halkett'n dalgasz sular
daki yat gibi, deim ez sim gelerle bir ilgisi yoktur. Byle bas
makalp simgeler arada bir yeniden ortaya kabilir, o kadar; oysa
ritim gelime olanana sahiptir; o kk ezginin hem bestecinin,
hem de dinleyenlerin yaamlarndan ayr bir yaam vardr. Neredeyse
kitaptaki kiilerden biridir; tam olarak deil elbette. Bu tam olarak
deil sznn anlam udur: Ezginin gc, iten dikilerle roman
birletirm ek, gzellik salam ak ve okuyucunun belleini iyice
kavramak uruna harcanmtr. Ezgi, o karanlk balangcndan, ke
man sonat yoluyla altlya dnene dein zaman zaman okuyucu
iin ok byk nem tar. Zaman zaman ise, hibir anlam tamaz
ve unutulur gider. te bence roman sanatnda ritmin ilevi, biim
gibi srekli olarak ortada grnmeden byle arada bir belirerek, arada
bir gzden uzaklaarak iimizi aknlk duygusuyla, yenilik ve
umutla doldurmaktr.
Beceriksizce kullanlrsa ritim ok skc olur; kalplaarak bir
simgeye dnr ve bizi srkleyerek gtrecek yerde, ayamza
dolar. fkeyle bir de bakarz ki, ayamzn altnda gene Galsvvorthy'nin kpei John yatyor. Meredith'in o gzel kiraz aalar, yatlar
bile iirsellie alan pencereler olmaktan ileri gidemez. Kitaplarn
nceden tasarlayarak yazan romanclarn ritim yaratabileceklerini hi
sanm yorum ; nk ritim , rom anda uygun bir gei noktasna
ulald srada, yazarn iinde doal olarak beliren bir itici gce
dayanmak zorundadr. Ne var ki, bu yoldan salanan etki ok gzel
olabilir; kiilere herhangi bir zarar vermeksizin elde edilebilir ve
ayrca bir d biime duyduumuz gerei azaltr.
Yineleme art eitleme diye tanmlayabileceimiz ve rneklerle
aklayabileceim iz kolay ritim tr konusunda syleyeceklerimizi
burada bitirmek zorundayz. imdi daha g olan ritim trne gei
yoruz. Acaba romanlarda, Beinci Senfoni alnp bittikten sonra duy
duumuz, alglardan ykselmcyip de yaptn tmnden doan etkiye

86

benzer bir etki yaratan herhangi bir ey var mdr? Senfoninin ilk
blm, yava blm ve trio-seherzo-trio-finale-trio-finale bii
minde giden nc blm, hep birden zihnimize dolar ve birbirinin
iine girerek ortak bir varlk oluturur. Bu yeni ortak varlk sen
foninin tmdr ve tam deilse bile byk lde, orkestrann ald
byk ses bei arasndaki ilikiden domutur. Ben bu ilikiye
ritim diyorum. Eer mzik dilinde baka bir ad veriyorlarsa zarar
yok. u anda bizim sormamz gereken soru, rom anlarda bu ritim
trne benzeyen bir ey olup olmaddr.
Ben byle bir benzerlik bulamyorum; ama gene de olabilir, nk
roman belki de kendisine en yakn koutluklar mzikte bula
bilecektir.
Tiyatronun durumu deiiktir. Tiyatro grsel sanatlardan yararla
nabilir; Aristoteles'in dzen getirme abalarna da kar koymayabilir;
nk oyun yazar, kiilerinin insan olarak gereklerini karlamak so
rumluluunu romanc kadar derinden duymaz. nsanlar zelliklerini
gsterebilme olanan en ok romanda bulurlar. Romancya sanki,
stersen bizi deitirip yeniden yarat, ama bizi kitabna almak zorun
dasn, dem ektedirler. Batan beri grdmz gibi, romancnn
sorunu, bir yandan kiilerini davranlarnda zgr brakrken, bir yan
dan da baka bir ey, yani gzellik yaratm aktr. Peki, yardm
salamak deil de, benzerlikler bulabilmek iin nereye ynelmeli?
Geri mzik insan kullanmaz, karmak kurallara, yasalara baldr;
ama gene de, btnyle duyulunca, romancya, kendi yntemleriyle
yaratmay baarabilecei bir gzellik tr sunduu kesindir. Roman
yazarnn da mzikteki yaylp genileme kavramna drt elle sarl
mas gerekiyor. Her eyi derleyip toparlayarak bir sonuca balasn,
hibir eyi noksan brakmasn demiyorum; alsn, yaylsn diyorum.
Senfoni alnp bitince, senfoniyi oluturan ses ve ezgilerin bams
zlklarna kavutuklarn, btnn ritmi iinde kendi bireysel zgr
lklerini bulduklarn, iimizde duyarz. Roman da byle olamaz m?
Sava ve Bar'ta da az ok buna benzer bir durum yok mu? Szleri
mize Sava ve Bar'la balamtk, onunla bitirmemiz gerekiyor.
Sava ve Bar ok dank bir romandr; ancak gene de, okuduka
arkamzdan gl mzik sesleri ykselmeye balamyor mu? Roman
bitirdiimiz zaman, iindeki her ey birbiri ardndan sralanan sava
stratejileri bile, ncesine gre daha byk boyutlara brnmyor mu?

87

VRGNA WOOLF
(1882-1941)

SANATIN DAR KPRS


1927

Granite and Rainbow. (New York: Harcourt, Brace &


World, Inc.), 1958. Burada: The Narrow Bridge o f Art.

Sevin zer. Deneme ngilizce aslndan eksiksiz olarak


evrilmitir.

Bugn giderek daha fazla sayda eletirmen, gnmze srtn


dnp gzlerini dikerek gemie bakyor. Hi kukusuz akllca bir
tutum bu; gnmzde yazlanlar hakknda hibir yorum yapmayp bu
grevi, kitap tantma yazlar yazanlara, adlar kadar yaptklar tantma
da geici olan bu kiilere brakyorlar. Ama bazen, kendi kendine
soruyor insan, eletirm enin sorum luluu yalnzca gemie kar
mdr, gzleri hep gemie mi bakmaldr diye. Eletirmen bir nebze
olsun ban kaldrp gzlerini, ssz adadaki Robinson Crusoe rnei,
gelecee evirerek, adann sisli, pek seilemeyen izgilerine bakp
gelecekte oralara ulalabileceini neden dnm ez acaba? Bu
hesaplarn nereye kadar doru kaca hibir zaman kestirilemez el
bette, fakat bizimki gibi bir devirde byle varsaymlara hogr ile
bakmak eilimi byktr. nk bu devir, olduumuz yere hzla
demir atabileceimiz bir devir deildir, her ey etrafmzda dnmekte;
bizler de hareket etmekteyiz. Ama eletirmenin grevi, nereye gitti
imizi sylemek, hi deilse tahmin etmek deil midir?
Belli ki byle bir sorgulam a ok dar bir adan yaplabilir, fakat
belki ksa bir uzam iinde tek bir mutsuzluk ve zorlanma anndan
yola karak bunu incelemek ve bu ekilde, bu gl yendiimizde
hangi yne gidebileceimizi tahmin etmek mmkn olabilir.
nmzde uzanan bir glk, bir doyumsuzluk olduunu farketmeksizin hi kimse modern yazn uzun sre okuyamaz. Yazarlar her
cephede baaramayacaklar eylere kalkyor, kullandklar biimleri
onlara uygun dmeyen anlam lar tamaya zorluyorlar. Bunun pek
ok nedeni olduu sylenebilir, fakat birini semek gerekirse, bunun

nedeni iirin, artk bize, kuaklar boyu atalarmza hizmet verdii


biimde hizmet vermekte yetersiz kalmasdr. iir bize atalarmza
yapt gibi zgrce hizmet vermemektedir. Eskiden o denli enerjiyi,
o denli dehay tayabilen, byk szel kanal, ifade kanal daralm,
bir kenara atlm grnmektedir.
Fakat, aslnda bu, belli snrlar iinde gccrlidir; amz lirik iir
konusunda zengindir, hatta belki bu konuda daha zengin bir baka
dnem olmamtr. Fakat gerek bizim kuamz, gerekse gelecek
kuaklar iin ylesine kiisel ve ylesine hapsedilmi olan lirik lk
um utsuzluun, ya da kendinden gemenin ifadesi olarak yetersiz
kalmaktadr. nk beyin rktc, kark ve stesinden gelinemez
duygularla doludur. milyon yllk olan dnyamzda insan yaam
bir saniyelik bir zaman dilimi ise de insan beyni, snrsz bir kapasi
teye sahiptir. Yaam bitmez tkenmez bir biimde gzel, fakat itici;
dier insanlar hayranlk olduu kadar nefret uyandrcdr; inanlar
bilim ve din arasnda kalarak yok edilmitir. Btn beraberlik balar
kopartlm ise de bir denetim duygusu gereksinmesi sregelmitir.
te yazarlar bu kuku ve ekim e ortamnda yaptlarn vermek
zorunda kalmlardr. Bir gl yaprann bir kaya ktlesini sarp sar
malamaya uygun olmad gibi, iyi bir lirik dokusu bu bak asn
yanstmaya artk uygun deildir.
Fakat gemite bu tutumu -elikiler ve atmalarla dolu bu tu
tumu- ki bu tutum, bir karekterin dier karakterle atmasn zorunlu
klarken ayn zamanda genel anlamda biimlendirici bir gce gerek
olduunu da dndrm ekte ve dzenle zorbal birletiren bir
kavram olarak ortaya kmaktadr- ifade edebilmemizi neye boluyuz
diye kendimize soracak olursak, bu soruyu bir zamanlar biim vard
diye yantlamalyz. te bu biim lirik iir deil, tiyatro idi, Eliza
beth dnemi tiyatrosunun iir diliydi. Bu biimin bugn artk hibir
biimde yeniden yaatlabilmesi olasl yoktur.
nk iirsel oyunun durum una baktm zda onu dnyadaki
hibir gcn yeniden canlandram ayacan grrz. Bu biim en
hrsl, en byk dehalar tarafndan kullanlm ve kullanlmaktadr.
Dryden'n lmnden bu yana btn byk ozanlar iirsel oyun yaz
may denem ilerdir. W ordsworth ve Coleridge, Shelley ve Keats,
Tennyson, Swinburne, ve Browning (gibi bugn yalnzca lm bu
lunan airleri saydmzda bile) hemen hepsi iirsel oyun yazmlar,
fakat hibiri baarl olamamtr. Yazdklar oyunlar iinde, belki
yalnzca Sw inburnein A talanta's ile Shelley'n Prom etheus'u hl
okunmakta, ayn yazarlarn dier yaptlar ile karlatrldnda, bu
oyunlar da giderek daha az okunmaktadr. Bunlar dnda kalan btn

89

oyunlar kitaplklarm zn st raflarna trm anm , balarn kanat


larnn iine sokarak derin bir uykuya dalmlardr. Hi kimse de
isleyerek onlar bu uykudan uyandrmayacaktr.
Yine de bu baarszln nedenini aklamaya almak, gelecei
yorumlamamzda bir k tutacaksa, yerinde olacaktr. Ozanlarn artk
niin iirsel oyunlar yazam adklar sorusunun yant belki de bu
konuda aydnlatc olabilir.
Yaama kar bir tavr olarak adlandrabileceim iz belirsiz,
gizemli bir ey vardr. Eer bir an iin bamz edebiyattan kaldrp
yaama evirirsek -hepim izin tand, yaamla kavga halinde, hibir
zaman istediklerini elde edememi mutsuz insanlar vardr. Bunlar
akn, fkeli, bulunduklar yerden her eyin ktye gittiini gren
huzursuz insanlardr. Bunlarn yannda, ok mutlu ve doygun
grndkleri halde gerekle btn balarn koparm bir baka grup
insan da vardr. Btn efkatlerini kk kpeklere ve antika porse
lene yneltir, kendi salklarndan ve sosyetik olaylarn ini klar
dnda hibir eyle ilgilenmezler. Fakat, bize asl arpc gelen, niin
geldiini de anlayam adm z bir baka grup daha vardr. Bunlar
doalarnn ya da koullarnn gerei olan yle konumlarda bulunurlar
ki, nemli konularda yeteneklerini dolu dolu kullanabilirler. Bu kii
lerin mutlaka mutlu ya da baarl olmalar gerekmez, ancak o ite bu
lunmaktan bir haz almakta, yaptklarna kar bir ilgi duymaktadrlar.
Belki de bu durum onlarn iinde bulunduklar koullarn, kendilerine
uyan bir ortam iine domu olmalarnn bir sonucudur. Fakat daha
nemlisi, bu durum, bu insanlarn zelliklerinin mutlu bir i denge
iinde olmasnn bir sonucudur. Bu nedenle, bu insanlar, olaylara on
lar arpk gsterecek garip bir adan bakmazlar; olaylar sisli bulank
bir biimde seyretmezler; ama ak seik, bir oran duygusuyla, onlar
iyi kavrayacak bir biimde gzleyip, eyleme getiklerinde kendilerini
sonuca ulatracak hareketi yaparlar.
Ayn ekilde, bir yazarn da -yaam dierinden farkl da olsayaam a kar bir tavr vardr. Yazarlarn da huzursuz bir bak,
aknl, d krkl olabilir; yazar olarak ulamak istedikleri yere
ulaamam olabilirler. Bu, rnein, George Gissing'in romanlarnda
kolayca grlebilir. Sonra banliylere ekilebilirler, ilgilerini
kpekler, desler -gzellikler, duygusallklar, zppelikler- zerinde
younlatrabilirler. Pek ok baarl yazarm z bu deneyim leri
yaam tr. Dier baz yazarlar ise doalar ve koullar iinde
yeteneklerini nemli eyler konusunda rahata sergileyip uyumlu
gzkebilirler. Sebep hzl ya da kolayca yazabildikleri, hemen
baarl ve tannm olduklar deildir. Edebiyatn btn nemli

90

dnemlerinde ve Elizabeth dnemi oyun yazarlarnda olduka gze


batan bir nitelii yle bir zmlemeye alalm: Bunlarn hepsinde
yaama kar ayn tavr varm gibi, kollarn rahat oynatacaklar bir
durumda bulunuyorlarm gibi, ierii ne denli farkl eylerden olursa
olsun am alarna hep uygunmu gibi grnen bir bak asyla
yazyorlar.
Bu durum, elbette ki, ksmen iinde bulunduklar koullarn sonu
cudur. Halkn okumaktan ok oyun seyretmeye ynelik istei, kent
lerin kkl, insanlar ayran mesafelerin ksal, en eitilmi in
sann bile iinde bulunduu cehalet, Elizabeth dnemi yazarlarnn
dlerini aslanlar, tek boynuzlu atlar, desler, iddet ve bilinmezlik
lerle sslemelerini kolaylatrmtr. Ne olduunu tam olarak akla
yamadmz, ancak iin iinde olduunu hissedeceimiz bir ey de bu
durumu pekitirmitir. Bu yazarlarn hepsinde yaama kar kendi
lerini zgrce ve dolu dolu ifade etmelerine olanak veren bir tavr
vardr. Shakespeare'n oyunlar akn, bask altndaki bir kafann
yaratlar deildir; onlar Shakespeare dncesinin en esnek
klflardr. Y azar en kk bir zorlanm a hissetm eksizin felsefi
konumalardan sarho dalama geebilir; ak arklarndan tartmaya,
saf needen derin speklasyonlara atlayabilir. Btn Elizabeth dnemi
oyun yazarlar iin sylenebilecek ey, okuyucuyu sksalar bile -ki
bazen skarlar- onlarn kafalarnda korkuya, tedirginlie yer olmad,
kstlayc, ket vurucu, rktc dnceler beslemedikleridir.
Oysa iirsel oyun biiminde yazlm ada bir oyunu -ki ada
iir iin de bu sylenebilir- atmzda yazarn rahat olamadn
hem en farkederiz. lk dncem iz onun korktuu, zorland ve
evresinden tedirgin olduudur. Ve ne kadar da hakldr! diye
barasm z gelir. nk hangim iz vcudunu ehram la rtm
Xenocrates denilen bu adam ile battaniyelere sarnm Eudoxa denilen
bu kadnn karsnda sakin kalabilir? Yine de bilinmez bir nedenle
ada iirsel oyun her defasnda Bay Robinson deil, Xenocrates
hakknda yazlmtr; Londra'nn Charing Cross Road soka deil,
Yunanistan'n Teselya'snda geiyormu izlenimi vermektedir. Oysa
Elizabeth dnemi yazarlar, oyunlarnn meknn yabanc lkelere
tadklarnda, kadn ve erkek kahramanlarn, prens ve prensesler
olarak gstermek istediklerinde sahneyi bir utan br uca ince bir
perdeyle ayrrlar, olur biterdi. Sahnedeki kiilere derinlik ve mesafe
kazandran doal bir beceriydi bu. Fakat lke hep ngiltere kalr, Bohemyal prensin ngiliz asilzadesinden fark olmazd. Bizim modern
iirsel oyun yazarlarmz ise gemiin ve mesafenin perdesini farkl
bir nedenle kullanm ak istiyorlar. Onlar derinlii artran bir perde

91

deil, gizleyen bir perde aryorlar; oyunlarn imdiki zamandan kork


tuklar iin gemi zamana yerletiriyorlar. Eer milattan sonra 1927
ylnda beyinlerinde dnp duran, taklalar atan dnceleri, hayalleri,
sempati ve antipatileri dile getirmeye kalkarlarsa, iirsel ahlkn bozu
lacann farkndalar; bu nedenle yalnzca kekeliyebileceklerini,
scndcleyebileccklerini, odada kalmak, ya da odadan kmak zorunda
kalacaklarn biliyorlar. Elizabeth dnemi yazarlar yaam karsnda
onlara mutlak bir zgrlk salayan bir tavr gelitirm ilerdi; oysa
ada oyun yazarlarnn ya hi bir tavrlar yok, ya da yle gergin bir
tavrlar var ki ellerini kollarn balyor, gelecee baklarn
karartyor. Bu nedenle ya hibir ey sylemeyen, ya da serbest vezinin
olanaklarna uygun den bir eyler syleyen Xenocrates'e snyor
lar.
Yine de acaba kendimizi daha iyi ifade edem ez miyiz? Deien
nedir, ne oldu da yazar -kafasndakileri ngiliz iirinin eski kanallarna
boaltp- kendini ifade etm ekten alkoyan byle bir bak asna
itildi? Bu soruya bir yant bulmak iin herhangi bir kentin byk cad
delerinde dolamak yeterli olacaktr. Cadde boyunca uzanan kiremitten
duvar, her birinin iinde, kapsn kilitleyip, pencerelerini demirleterek
zel yaamn korumaya alan tek tek insanlarn yaad kutulara
ayrlm tr. Bu insanlar dier insanlarla balar zerinden geen
tellerle, tavandan dklen ses dalgalaryla balanmlardr. Bu sesler
onlara tiz bir tonla dnyann drt bir yannda olan savalar, ilenen
cinayetleri, yaplan grev ve devrimleri anlatmaktadr. lerinden biriyle
konuacak olursak onun ihtiyatl, srkp, kukucu bir hayvana
dntn, glgesinden korktuunu ve faka basmamak iin son
derece dikkatli hareket ettiini grrz. Gerekte ada yaamda bir
insann byle hareket etmesi iin hibir zorlam a yoktur. rnein,
zel yaamda iddet olaylar yoktur, btn karlamalarmzda birbi
rimize kar nazik, hogrl ve uyumlu davranyoruz. Sava bile
bireyler arasnda deil, toplum lar ve irketler arasnda yaplyor.
Dello tarihe kart. Evlilik ba kopmakszn sonsuza dek ekitirilebilir. Ksacas gnlk yaamda insan eskiye gre daha sakin, daha
yumuak ve daha kendine dnk.
Ama arkadamzla yle bir yry yapmak bile bize onun her
eye -irkinlie, kirlilie, gzellie, elenceye- kar ne denli duyarl
olduunu gsterir. Kendisini nereye gtreceini dikkate almadan her
dncenin peine taklr o. Eskiden insann kendi kendine bile
syleyemedii eyleri herkesin nnde ak ak tartr. te bu
zgrlk ve merak, gnmz insannn en belirgin zelliinin ortaya
kmasna neden olmutur: Onun kafasnda birbirleriyle aktan aa

92

h i b ir ilikisi olm ay an ey ler, garip b ir b i im d e b irb irle rin i


artrlar. nceden tek tek ve birbirlerinden farkl bir biim de gelen
duygular, artk ayn ekilde gelm em ektedirler. G zellik, biraz irkin
lik, elence, biraz nefret ve zevk, biraz ac haline dnm tr. E ski
den beyne bir btnlk iinde giren duygular artk eikte paralanm ak
tadrlar.
rnein bir ilkbahar gecesi, gkte ay, blbller akyor, st
aalar nehrin zerine doru sarkm. Evet, ama ayn zam anda yal,
hasta bir kadn yal paavralarn iren bir dem ir parm akln ze
rinde ayklam akta. K adn ve ilkbahar, insann beynine birlikte
girmekte, karmasalar da harmanlanmaktadrlar. Birbirlerine bu denli
aykr den bu iki duygu, bu birliktelikte birbirlerini deta srm akta
ve tekmelemektedir. O ysa blbln arksn duyan Keats'n hissettii
duygu, gzellik karsnda duyulan cokudan, insann kaderine den
mutsuzluk karsnda duyulan zntye dnse bile tek ve btncl
bir duygudur. Kendine zt den hibir ey yoktur. Onun yazd iirde
znt, gzelliin glgesi gibidir. Modern dnce gzelliin yannda
onun glgesinin deil, gzellie zt den bir duygunun bulunacan
syler. amz airi ten blblden kirli kulaklarn tkac diye sz
eder. Gnmzde ada gzelliin etrafnda onunla gzel olduu iin
dalga geen alayc bir ruh dolamaktadr; dahas aynay bize evirip
gzelin br yananda bir ukur ve bir deform asyon olduunu
gstermektedir. ada kafa sanki btn duygularn kantlam ak ister
gibi alm akta ve her eyi olduu gibi kabul etm e gcn kendinde
bulam am aktadr. Kukucu ve sorgulayc tutum , elbette insan ruhu
nun byk lde tazelenm esine ve hzlanm asna yol am tr. a
da yaznda ok k e y if verici olm asa da salkl bir itenlik ve
drstlk vardr. O scar W ilde ve W alter Peter ile sknt ve koku
yaymaya balayan ada yazn, Samuel Butler ve Bernard Shaw ty
lerini yakmaya balayp tuzlarn burnuna srnce hemen XIX. yzyl
gevekliinden syrlverdi. G zn ap doruldu, ve haprm aya
balad. Bu da doal olarak airleri korkutup kard.
nk iir her zaman iin deimez bir ekilde gzelliin yannda
olmutu. Her zaman kafiye, l, szck seimi gibi belli ayrcalklar
zerinde srar etmiti. Hibir zaman yaamn alelade amalar iin kul
lanlmamt. Dzyaz her zaman btn pis ileri stlenm iti; m ek
tuplar yantlam, faturalar demi, m akaleler yazm, sylevler ek
mi, iadam larnn, dkkn sahiplerinin, avukatlarn, askerlerin,
kyllerin gereksinmelerini karlamt.
O ysa iir papazlarn alp bu ilerden uzak durm utu. Belki bu
uzaklamann cezasn da esnekliini yitirm ekle ekmiti. iir btn

93

donatm yla -peesi, elenkleri, anlar, arm laryla- konum aya


balar balam az etkiler, varln bize hisettirir. A ncak iirden u
dzensizlii, bu uyum suzluu, u yergiyi, bu elikiyi, m erak...
kk ayr odalarda doan anlk, tuhaf duygular, uygarln rettii
geni boyutlu, genel fikirleri anlatm asn istersek, iirin bunu yapa
bilmek iin yeterince hzl, yeterince yaln ve yeterince kapsaml
hareket edemediini grrz. Aksam kendini ele verecek, tavrlar faz
la abartl kaacaktr. Bunlar yerine iir bize ihtirasn tatl lirik lk
larn sunacak, krallara zg bir el hareketiyle bize gemie snmay
emredecektir. Gnmz dncesine ayak uydurmak gerektiinde ise
kendini kurnazlkla, bilerek, hem encecikihtirasla eitli aclarn, se
vinlerin kollarna atacaktr. Don Jua'da Byron, bize bir yol gsterip
iirin ne esnek bir ara olabileceini kantlam t, ancak hi kimse
onun yolunu izlemedi, sunduu arac daha fazla kullanmad. Biz de i
irsel oyundan yoksun kaldk.
Bylece iirin ona yklemeye hazrlandmz grevi yerine getirip
getirem eyecei konusunu dnm e noktasna geldik. Belki burada
taslak olarak kabaca ok genel anlamda zetlenen, ve ada dn
ceye atfedilen duygular, kendilerini iirden ok dzyazya teslim edip
dzyazda ifade bulabilmektedirler. Belki de dzyaz iirin yerini al
m aktadr, ya da alm tr bile, ve bir zam anlar iire yklediim iz
grevleri yerine getirmektedir.
O zaman cret edip, alay edilmeyi de gze alarak, bu kadar hzla
giden bizlerin hangi yne g ittiim izi grm eye altm zda
dzyazya yneldiimiz tahmininde bulunabiliriz. Yani nmzdeki
on, onbe yl iinde dzyazy, daha nce kulanmay hi dnmedi
imiz amalar iin kullanm aya balayacaz. Pek ok sanat biimini
oktan yiyip bitirmi olan roman denilen o yamyam, daha da fazlasn
midesine indirmi olacak. Roman ad altnda gizlenen, farkl tarzdaki
pek ok kitap iin de yeni isimler bulmak zorunda kalacaz. Byk
bir olaslkla'szdc romanlar arasnda ne ad vereceimizi bilemeyece
imiz bir tanesi bulunacak. Dzyazyla yazld halde bieminde i
irin pek ok zelliini tayan bir tr olacak bu. iirin cokusuyla,
dzyaznn aleladeliini birletirecek. Dramatik olacak, fakat oyun ol
mayacak. Okunacak, oynanm ayacak. Ona ne isim takacamzn
byk bir nemi yok. nemli olan ufukta grdm z bu kitap, saf
ve yaln iirin u anda dile getirmeyip atlad ve tiyatronun da ayn
ekilde pek konuksever davranmad duygular ifade etmekte kullan
labileceidir. O halde bu kitab tanmaya, onunla uzlamaya alalm
ve doasnn, bak asnn ne olabileceini yle bir dnelim.

94

H er eyden nce onun, tandmz biimiyle romandan, ncelikle


yaam dan biraz daha uzak durm asyla ayrlacan tahmin edebiliriz.
iirin verdii kadaryla yaam n ana hatlarn verecek, ama ayrnt
vermeyecektir. Dzyaz edebiyatn harikulade zelliklerinden biri olan
olgular belgeleme gcnden daha az yararlanacaktr. Evlerden, gelir
lerden. kiilerin mesleklerinden ve karakterlerinden ok az bahsedecek,
toplum sal roman ya da evreci romanla ok az ilikisi olacaktr. Bu
kstlamalar yznden karakterlerinin duygu ve dncelerini yakn
dan canllkla ifade etmekle birlikte farkl bir a kullanacaktr. Buraya
kadar romann yapt biim de yalnzca insanlarn birbirleriyle olan
ilikileri, ya da birlikteki etkinliklerini verm ekle kalm ayp, iirde
olduu gibi akln genel fikirlerle ilikisini ve dncenin yalnzlk
taki m onologunu da yanstp, bu ynyle de iire benzeyecektir.
nk rom ann egem enlii altnda insan aklnn bir blm n in
celedik, am a bir baka blmn braktk. Yaamn geni ve nemli
bir ksm nn gller, blbller, afak vakti, gnbatm, yaam, lm,
yazg gibi eyler konusundaki duygularm z olduunu unuttuk; za
m anm zn ounu uyuyup dler grerek, dnp okuyarak
geirdiim izi, ou kez yalnz olduum uzu unuttuk; btnyle
kiisel ilikilerle megul olm adm z, btn enerjimizi ekmeimizi
kazanmak iin harcam adm z unuttuk. Ruhbilimsel roman yazar,
ruhbilim ini ok rahatlkla kiisel grm elerle snrlandrm a eili
m indeydi. Biz ise bazen bitm ez tkenm ez, dur durak bilm ez ak
olma, ak olamama zmlemelerinden kamay zleriz; Tom'un Judith iin ne duyduu, Judith'inse Tom iin ne duyup ne duymadn
dnmekten bkar, biraz daha kiisel olmayan ilikileri ararz. Fikir
leri, dleri, dgcn, iiri zleriz.
te Elizabeth dnemi tiyatro yazarlarnn zaferi, btn bunlar
bize verm i olmalardr. air yaptnda Hamlet'in O phelia ile olan
ilikisinin ona zge zelliklerini her zaman aarak, bize, yalnzca
onun kiisel sorgulam asn deil, devleti ve btn insan yaam n
kapsayacak bir sorgulama halinde sunmay baarr. rnein Measre
fo r M easre1 adl oyununda Shakespeare ince ruhzmsel ayrntlarla
dolu blm leri, derin dnceleri, olaanst dlemlerle kartrr.
Fakat gzden karmamamz gereken ey, eer Shakespeare bize bu
derinlii, bu ruhsal durumu sunuyorsa, ayn zamanda Shakespeare'in
bize baka baz eyler verm eye alm addr. Yani bu oyunlar
uygulamal sosyolojinin konusu olamazlar. Eer biz onlara bakarak

1. K sa sa K sa s -. N.

95

Elizabeth dneminin toplumsal ve ekonomik koullarn ararsak, boa


krek ekmi oluruz.
Bu bakmdan roman, ya da gelecekte yazlacak olan roman tr i
irin baz zelliklerini benimseyecektir. Bu tr, insann doa ve kaderle
ilikisinden sz edip insann dlerini, diigcn dile getirecektir.
Fakat ayn zamanda yergi, i eliki, sorgulama ile yaamn genilii,
kargaas ve kstllndan da bahsedecektir. Dahas, ada dnce
dediimiz o garip uyumsuzluklar kmesinin kalbn da alacaktr. Bu
nedenle, gsne demokratik bir sanat olan dzyaznn deerli ayrca
lklarn; zgrln, korkusuzluunu ve esnekliini de yaptrp
kacaktr ortaya. nk dzyaz her yere girip kabilecek kadar alak
gnlldr; onun iin hibir yer girilemeyecek kadar aalk, pis ya
da sefil olamaz. Hem ok sabrl, hem de ok mlkiyetidir. Uzun
yapkan diliyle gerein btn kk ayrntlarn yalayp yutar,
sonra da bu ayrntlar ok derin labirentlerde biriktirir; arkasnda yal
nzca mrltlarn, fsltlarn duyulabildii kaplar sessizce dinler du
rur. Srekli kullanlan aracnn tazeliiyle ada akln btn dne
melerini izleyebilir ve tipik deiimlerini kaydeder. Arkada brak
tmz Proust ve Dostoevskiy'e bakarak bunun byle olacana karar
verebiliriz.
Hem sradan, hem de karm ak eyleri ilem eye uygun olan
dzyaz, acaba ok heybetli olan basit eyleri de anlatabilir mi?
rnein apansz gelen artc duygular verebilir m i? vg
arklarn, ak ilahilerini syleyip, dehetle barabilir mi? Gl,
blbl, ya da gecenin gzelliini vebilir mi? airin iirde yapt
gibi bir srayta konusunun kalbine srayabilir mi? Sanmam.
Byl ve esrarl konulardan, kafiye ve lden vazgetii iin bu
dzyaznn deyecei cezadr. Dzyaz yazarlarnn cesur olduklar,
aralarn her zaman yeni bir giriim yapmaya zorladklar dorudur.
Ne var ki, insan dzyazda gzel yerler, Hoaz'n dedii gibi mor
yerler ya da iir grdnde bir rahatszlk hisseder hep. Mor yere iti
raz onun mor olmasna deil, leke olmasnadr. Meredith'in Richard
F everel yaptndaki D iversion on a Penny W histle1 blmn
hatrlayn. Bu blm ne de hantal, vurgusu bozuk iirsel bir ritimle
balar deil mi? Altn gibi ayrlar; altn gibi akan aylar, am
aalarnn kzl altn tepesi. Gne alalarak topraa doru, tarlalarda
sularda yryordu. Ya da Charlotte Bronte'nin Villette adl yaptnn
sonundaki kasrga betimlemesini anmsayn. Bu blmler parlak sz
lerle dolu, lirik ve ssldr; onlar bir antolojiye alr, ya da romandan
* Peny Whistle zerine Oyun. -. N.

96

kararak okursak kulaa ok ho gelirler; ancak romann ak iinde


rahatsz edicidirler. nk gerek Meredith, gerek Charlotte Bronte
roman yazar olduklarn sylyorlard; yaama iyice yaklap yazdk
larnda bizim bir ritim, gzlem ve iirsel bir bak aramamz istiyor
lard. Biz bu istei ve abay iimizde duyuyorduk; tam yazarn
dgcnc kendimizi sonuna dek brakmken, onaylama ve sanrlarla
dolu bir trans halindeyken yar yarya uyanmak zorunda kalyorduk.
imdi bir baka kitaba bakalm. Bu kitap dzyaz olarak yazlm
ve roman olarak adlandrlm as bir tarafa braklrsa balangtan
itibaren farkl bir tutum benim sem i. Tristram Shandy y a a m a
m esafe alp farkl bir ritim tutturarak bizi farkl bir gr asna
hazrlyor. Bu iirle dolu bir kitap, fakat biz onu asla farketmiyoruz.
Batan aa koyu bir mora boyanm olmakla birlikte lekeli olmayan
bir kitap. Yanstt ruh hali her zaman deise bile, bu deiimlerde
bizi inan ve onaylamann derinliklerinden ekip karan ne bir sil
kinme, ne de bir sarsnt hissediliyor. Sterne ayn solukta glyor,
alay ediyor, hatta azn bozuyor ve sonra yle bir pasaja gee
biliyor:
Zaman ok abuk harcyor: yazdm her harf, yaamn kalemimi
nasl bir hzla izlediini anlatyor sanki; onun her gn her saati -sevgili
Jenny- boynundaki yakutlardan daha deerli ve sanki rzgrl bir gnde
hafif bulutlar gibi bamzn zerinden uup gidiyor, bir daha asla dnm
yorlar. Sen sandaki u bukleyle oynarken -her ey nasl da deiiyor,
gryor musun? Bak, grileiyor ite; Hoakal demek iin elini her
pm ve onu izleyen yokluun ksa bir sre sonra gerekleecek
ayrlmzn habercileri gibi. Tanrm sen her ikimize de ac!
Blm IX
imdi, bu lk la lafazanlk hakknda dnya ne dnr bilmem
ama bana gre metelik etmez.
Yazar buradan Toby amcama, onbaya, Bayan Shandy ve dierle
rine geiyor.
nsan onun yazsnda iirin kolaylkla ve doallkla dzyazya,
dzyaznn ise iire dntn gryor. Sterne kendini kalabalktan
biraz ayrarak, ellerini yavaa dgc, zek ve fantezi zerinde
gezdiriyor; bunlarn yetitikleri yksek dallara uzanarak, doalkla ve
kukusuz kendi isteiyle, aada yerde yetien daha doyurucu sebze
leri yeme hakkndan vazgeiyor. nk ne yazk ki baz eylerden fe
ragat etmenin kanlmaz olduu doru. Sanatn dar kprsn eliniz
de btn aralarla geebilmeniz mmkn deil. Y a bazlarn braka-

97

caksmz, ya da birkan elinizden nehrin ortasna dreceksiniz, ya


da daha kts siz de dengenizi yitirip boulacaksnz.
Bu nedenle, o zaman bu henz ad konulmayan roman biimi
yaamn gerisinde duracak bir biimde yazlacak, nk bu ekilde
yaam n daha nemli konular iin daha geni bir bak as
yakalanacaktr. Bu roman dzyazyla yazlacak, nk dzyaz -eer
ona pek ok romancnn yapt gibi kucak kucak ayrnt, kovalar do
lusu olay yklemeyip, onu yk hayvan durumundan kurtarrsanz- bu
haliyle, yerden ykselebilme yetenei olduunu size kantlayacaktr.
Belki bir srayta deil, ama her eyi peine takarak, dalga dalga
ykselecek, bunu yaparken de gnlk yaam da insan karakterinin
kendine zg zelliklerini, tuhaflklarn, oyunlarn sergilem eyi
srdrecektir.
Bununla birlikte hl bir soru yantlanmamtr: Dzyaz dramatik
olabilir mi? Hi kukusuz Shaw ve bsen dzyazy ok byk bir
baaryla ve dramatik ynyle kullandlar, ama bunu yaparken gele
neksel dramatik biime sadk kaldlar. Bu biimin, gelecee dnk
olarak, iirsel bir oyun yazacak yazarn gereksinimlerini yantlayacak
bir biim olmad ortadadr. Dzyaz ile yazlan bir oyun, esneklik
ten uzak, snrl ve amalar asndan ar vurguludur. Ann gzleri
arasndan sylemek istediklerinin ancak yarsnn gemesine izin
verir. Yazar diyaloglarnn iine btn yorumunu, btn zmleme
lerini koyup, vermek istedii btn zenginlii sdramaz. Fakat
yazar yine de, tiyatronun patlayc duygusal etkilerine gpta etmekte
dir; okuyucularndan kan alm ak istem ekte, yalnzca onlarn
zeklarnn duyarl noktalarna vurmakla, bu noktalar gdklamakla
yetinm ek istememektedir. Triinim Shandy'nn anlatm yapsndaki
geveklik ve zgrlk Toby amca ve Onba Trim gibi karakterleri
sarp sarmalamakta, yzeye ekmekte, ancak bu iki karakteri iki uca
itm em ekte, ya da dram atik bir kartlk oluturacak ekilde ne
srmemektedir. Bu nedenle, bu kitabn yazar iin karmakark ve
elikili duygularn, genellem eler ve basitletirmeler yapabilen ok
titiz ve mantkl bir dgcnn eline terketmek kanlmaz oluyor.
Kargaa irkindir, aknlk nefret uyandrr, bir sanat yaptnda her
ey denetim altna alnmal ve dzene sokulmaldr. Yazarn abas
genelletirmek ve ayrmaktr. Ayrntlar numaralandrmak yerine on
larla bloklar dikecektir. Bylelikle onun karakterleri -ada romann
ikincil karakterlerinin psikolojinin karlar uruna feragat ettikleridramatik bir gce erieceklerdir. Bundan sonra da, ok iyi seilememekle birlikte, uzaklarda ufuk izgisinde; mziin gc, manzarann
verdii zevk, aalarn grnmnn ya da renk oyunlarnn zerim

98

izdeki etkisi, kalabalklarn iimizde uyandrd duygular, baz yerler


de baz insanlar tarafndan bize mantk d bir biimde yneltilen
aklanamaz fke ve nefret duygular, hareket etmenin neesi, arabn
verdii sarholuk duygusu gibi duygular zerinde eitlemeler gelir.
nsan yazarn ilgi alanlarn, yaamn geni bir blmn etkileyen,
fakat imdiye dek romanclarn dikkatinden kam konular dramatize
etmek iin nasl genileteceini tahmin edebiliyor. Romann her an
henz sze dklememi olaanst saydaki sezgilerin buluma nok
tas ve merkezi durumundadr. Yaam her zaman onu sze dkmek
isteyen bizlerin dnebileceinden kanlm az bir biim de daha
zengindir.
Kukusuz yaam, yukarda verilen anahatlar iinde bile dile ge
tirmeye giriecek yazarn btn cesaretini toplamak zorunda kalaca
n sylemek iin khin olmak gerekmez. Dzyaznn yeni gelen bir
yazarn isteklerine boyun emek iin ilkadm dersleri alacan
dnmek bouna olur. Yine de gnmzde sz edilmeye deer baz
belirtiler varsa, o da dzyaznn gelim e iinde olduudur. Hi
kukusuz ngiltere, Fransa ve Amerika'ya dalm birtakm yazarlar
kendilerine usan veren balardan kurtulup zgrleiyorlar; bu yazarlar
nemli konularda daha kolaylkla ve doallkla sz sahibi olacaklar
bir noktada bulunup yaama kar tavrlarn yeniden belirlemek du
rumunda olduklarnn bilincindeler. Ve herhangi bir kitap bizim ilgi
mizi ektiinde, onun gzel ya da parlak bir kitap olduundan deil,
yazarn yaama kar yeni tavrnn sonucu olduunu biz okuyucular
biliyoruz; ve yine, bu tavrn iinde onu devaml klacak tohumlarn
oktan yeermeye baladn biliyoruz.

99

HEINRICH MANN
(1871-1950)

ROM AN ZER N E D N C E L E R
1931

Essays, Claassen Verlag, Hamburg 1960. Burada: Die


f'c istige Lage.

brahim lkhan. Almanca aslndan yaplan bu eviride


konuma metninin batan bir paragrafyla sondan byk
bir blm alnmamtr. Ayrca konumann bal
zgn baln evirisi deildir.

Yazarlar olarak bakalarna etki etmemizin art, tabii ki edebiyat


yetimizdir. ou yazarn sorunlara yant aram ak iin iyi niyetli bir
biimde hazrlad bildirgeleri ya baarsz kalm, ya da tersine yazar
konuyu bizzat kendisi duyarak yaam, bu meseleyi kendi ierisinde
yeniden yaratm, kendine zg sanatn araclyla gzlerinizin nne
sermitir. Bununla birlikte yazar, yalnzca gnmz okuyucu kitlesini
deil, daha sonra gelecek okuyucular da hesaba katmak isterse, ite o
zaman eseri olaanst ve gl olmak zorundadr. Unutmamamz
gereken bir gerek var ki, kitaplar hep sanat ierm elidir. Gnlk
beeni geici, sanat ise kalcdr. Otuz yl ierisinde egemen olan in
san tipleri deimi, gnmz insannn hibiri kendisinin nasl biri
olduunu bile bilemez hale gelmitir. O halde anlatlann bizlerden en
gl olannn, yani yazarn zelliklerini tayor olmas gerekir.
Bizim iinde yaadmz zaman ile ilgili bir tablo izebilmek,
olaylarn ne anlama geldiini okuyuculara hissettirebilmek, bu olayla
r nasl algladmz ve nasl insanlar olduumuzu, sizin kimler,
bizim kimler olduum uzu gsterebilm ek iin eitli yntem lere
sahibiz. nk yazlan btn romanlarn ve yaam betimlemelerinin
amac da zaten budur: Kim olduumuzu bilmek. Edebiyatn nemli
bir konuma sahip olmasnn nedeni, sadece doann ve insanlar le
minin ayrntlarn tek tek aklamasnda ve kefetmesinde deil, in
sanlar hep yeni batan kefetmesidir.
100

B aarl bir biim de sunulan olaylar dizisi son derece etk ilid ir.
Byle bir rom an, okuru hem inandrcl, hem de btnlk olu tu r
m as b akm ndan etkisi a ltn a alr. H ik y ed e geen olaylar fazla
abartlm am ve ayn zam anda da hafife alnm am ; kiiler, ne o lduk
larndan gzel, ne de irkin gsterilm itir. R om anda byle d u ru m lar
varsa bile, yazar bunu bilerek yapm am tr. G nlk hayattaki kiiler
ve olaylar, rom andakilerin tpatp ayns deil, onlarn bir aktarm dr.
Byle bir aktarm beeniye deer bir baardr. G nlk hayattaki ba
sonu belli olan tarihsel olaylar yerine yazarn dncesi ve ruh hali
asndan yanstm ay ngren paralel bir yol bulunm utur. A ncak bu
yol tarihin kendisi de olabilirdi. B yle bir du ru m d a artk tarih sel
gereklik ile yazarn olaylar alglam as bir rastlantya dayanr. Y ine
de gerek onun anlatm biim inde var olan bir eydir. G zlem cilerin
bir b lm ta rafn d an y aanm olan bu g e re in y a n stlm a s
herkesin gerekletirebilecei bir durum olm adndan, sadece olay
youn b ir biim d e yaayan y azarlar tarafn d a n d e e rle n d irm ek
m m kn olm aktadr. R om anda sz konusu kiiler, gnlk hayattaki
bireyler deilm iesine ortaya kan kiilerdir. O kur onlar sokakta
gzlem leyebilir: Ah, evet, ite ben bu kiiyi tanyorum ! H ayr, yoksa
yanlyor muyum, am a o benim tandm biri olabilir, der.
Bence bu yntemin avantajlar ve dezavantajlar var. B urada rom an
yazar oluturduu dnyay gereklerden, daha nce tan d ve
herkesin de kolayca tanyaca ayn m alzem e ve biimle, rom an kii
lerinin yazg ve sululuklarn yanstarak yapar. Byle bir kurgu daha
batan gvence altna alnm olur ve daha sonra zellikle iin ehli
okurlar tarafndan vg ile karlanr. Benzer durumlar baka alanlarda
da grm em iz m m kndr. Eski M ilet ehrinin pazar giri kapsnn
aslna uygun bir biim de bir sergide yeniden dzenlenm esi, sergiyi
grm eye gelenleri etkiler. Y ine B erlin'deki U llstein E vi'nin iinin
baarl biim de, aslna uygun olarak dzenlenm esi de herkesi ilgilen
dirir. A m acna ulaan hikye son derece etkilidir. Burada sz edilen
sanat, her eyden nce gerekliktir. Y aadm z olaanst olaylarn
bir rom ann bize hatrlatm asndan daha sansasyonel bir ey olm ad
grlecektir. Hikye eden kim se okurlarna yapt etkiden em in ol
mak bakm ndan, yazdklarn daha etkili bir durum a getirm ek iin,
eklemeler yapma gereini gerekten duymaz.
te yandan raporlar, okurda hep nem siz tek bir olay, ya da ara
oyunu izlenim ini uyandrrlar, hayatn anlam n asla dorulam azlar.
Hayatn anlam geree pek uygun dm em em ekte, gerekst bir
nem kazanm aktadr. rnein ok titiz bir biim de hazrlanm

101

mahkeme tutanaklar o an iin ne kadar heyecan verici olursa olsun,


hayatn anlamn burada bulamazsnz. te yandan lkelerdeki ve
alardaki deilik olaylar ve insanlarla ilgili tamamen doru ve iyi
kurulmu hikyeler bile yaamn anlamn, yaammzn btn za
manlardaki anlamn iermez. Mesele o kadar basit deil; salt doru
luk da hibir ey ifade etmez. Byk romanlarn hemen hepsi her za
man abartlm an latm a sah ip tir -g e r e in kendi l ve
yasalarn n n ok tesine gem ilerdir. nsanlarn duygu ve
dnceleri o romanlarda daha gl ve daha kararl idi, yazglar daha
etkili, ve nesneler ve olaylar daha gl olarak hafif ve cokulu parla
yan havada canlanrd. Byk romanlarda slp vardr -raportrn kul
land dil deil, tam tersine roman yazarnn btne etki eden geri
limli ve ok kararl tutumu sergilenir. Yazar burada unu der; Beni
kutsamadn takdirde senin yakan brakmam.
Byk roman yazarlarnn hepsi unu hissetm itir: O laslkla
gerek hibir zaman biraraya gelmemi, bir oraya bir buraya gidip
gelmitir. nemli olan sadece, sizin yaam korkunuz, sonu getirme
yen abalarnz ve d kaynakl duygulardan ve haksz davranlardan
gelen ve sizi yiyip tketen zlemidir -insanlarn duygular ve iinde
yaadklar toplumlar romanlarmda ak ve seik bir biimde dile ge
tirilm i olup ortada olm alar ite bundandr. Byk rom anlarn
yazarlar unu dnmler: Ben insanlar dndrerek su ileye
bilirim; belki de bu durumda iyi bir edebi eserin ileni biiminden
ok, nasl bir yapya sahip olduundan sz etm ek gerekebilir. Ben
hata yapabilirim, fakat bu hatalar yzeysel olabilir. Ve belki de otuz
sene sonra bu hatalarn hi kimse farkna varamaz, nk yzeysel
gerekler daha bugnden unutulm utur. Kitabm okuyanlardan
kimisi bugn bile ne okuduunu daha okurken unutabilir, nk o
kendi dnyasnn ve yaamnn iini yakaladn grr ve kendini
fark edemedii bir aydnla km bulur. Okuma srasndaki ar
heyecanlanm a durum unda ortada tam gerek hikye diye bir ey
kalmaz ve kimse de ona zlmez, ama yaamn anlam unutulmuluk
iinden ortaya kabilir. Her gerek byk roman, gerek olduu ve
iledii olayn aa yukar yle cereyan edebilecei bir yana, ar
gerekidir. Byk Flaubertin realist rom anlarn en nls olan
M adam e Bovary grnd gibi deil, yazar da bunu biliyordu.
Kitabn dili okuyucuyu iinde yaad dnyadan alp Homer'in de
dahil olduu fikir dnyasna gtrmtr. Oysa o dnemlerde yaayan
Champfleury gibi iyi bir gzlemci byle bir beceriyi gsterememi
tir. Kullanlan dil, cmleleri istenli hale getirip eriilmez parlaklk

102

kazandrmaktadr. Byle bir dil kullanm ise kitab gerek yaamdaki


dil kullanmndan uzaklatrp yaamn gerek anlamna yaklatrr.
Kitaptaki dil, bir zihniyetin, bir seviyenin ve hatta zamanla gelime
yolunda ilerleyecek srekliliin gstergesidir.

ROBERT MUSL
(1880-1 9 4 2 )

Y A ZA R VE Y A ZIN
1931

G esam m elte W erke in Einzelausgaben. Tagebcher, A pho


rism en , E ssay s und R ed en , hrsg. von A d o lf Friese,
R ow ohlt V erlag, H am burg 1955. Burada: Literat und Lit
eratur.

A y te n G en . D en em e A lm a n c a asln d an T rkeye
evrilm itir.

Y azarn grnm n tandk grnm ler grubuna dahil etm e de


nemesi, bu grupta kendine zg tarz ve sanatsal yaznda kendine zg
biimi nasl bulduu ve de sanatsal yaznda yazarn hangi zelliklerle
dier yazarlardan ayrld sorusunu yantsz brakr. Toplum sal bir
kim lik olarak deerlendirildiinde yazarn ya bir entelektel, ya da
kendini ev resin d ek ilerd en soyutlayan bir duygu insan olduu
grlr. Y azar gerek bir entelektele, yani ortalam a bir bilgine gre
de duygu ykl grnm yle zek seviyesi dk izlenimini verir,
gerek bir duygu insan zerinde ise duygulan zayf, kararsz ve gerek
d bir entelektel etkisi brakr. Y azar konuurken zorlanr, hibir
eye kolayca karar veremez ve bu yzden de szlerinde, kararlarnda ve
duygularnda srarldr. Her ikisi de biraraya getirilirse ve deneyimlerle
desteklenirse, duygularyla zeksn veya zeksyla duygularn yn
lendiren tipleri aslnda birbirinden ayrm ak gtr, ama yazar olarak
kanaatlerinde kararsz olan, m antksal kararlarna pek gvenilmeyen
ve bilgileri snrl olan, ancak bu eksiklii de etkileyici bir ekilde
esnek, abuk, geni bir yelpazede tam am layan ve aktr yeteneine
benzer bir yetenek ve hazr bulunm a durum uyla yabanc yaam ve
dnce alanlarna uyum salayabilen insan ortaya kar. Yazarn bu
ifte grnty yanstm as, yazarlk mesleinin aalanmasn gerek
tirmez. Fakat biz yine de sahne ve aktrn etkileim iinde olduunu
varsayan edebiyat grnden hareket ederek her zaman ayn derecede

nemli olmasa da nemli bir biimde yazara zg zellikleri yanstan


bir alanda karlarz. Sanatsal yaznn btn alanlarnda sonsuzluk
ve bitm enilik hakim dir. Biimler birbiri ile karlatrldnda, ba
ve sonu olm akszn yaylr ve biimlerinin herbirinin bireysel olduu
hibir eyle doldurulam ad grlr. Sanatsal yaznn, eletirel-estelik alannn tarihsel ve tek tek paralar dnda dzeni ve mant
yoktur, aksine gizli bir yasa ya da kaosun rneklerinden oluur. Onun
doasnn kavram sal olarak toparlanabilen bir balam dan deil de
anlardan olutuu sylenebilir, ve paralanm anlam yerine yazarn
szne dayanan byle bir alan iin alntlama yapc olup ve sadece re
torik bir sslem e ihtiyacn ifade etmez. Hmanist tiplemesi tarihsel
olarak klasiklerle ve ncilden alntlarla balamtr, ve her ne kadar bu
alntlam a biim olarak popler olm usa da, daha ok i dnyaya
ynelmitir. Btn sanatsal yazn sreklilik gstermeyen, aksine de
rinleen ve derinlerden tekrar ykselen bir alnt deryasna benzer.
Bu arada zorunlu olarak garip ilikiler ortaya kar. Bu nedenle
byk bir olaslkla hem biimsel, hem de hedeflenen anlam a bal
olarak paralanm olabilir. Y azar kendi iinde hibir ekilde
kendinden nceki paralanm, tamamen ypranm ve yeni asimi
le olmayan, aksine dzensiz paralarda iz brakan yazarlardan baka
bir ey bulm az. Byle ifadeler iin zr dilemek gerekebilir, ancak
yaznsal gelenein bu srecinin kabul edilebilir mutlak bir aklamas
ve betim lem esi yoktur. Bu sre ierisinde yazar, aslnda biim ve
ierik aktarm larna baml kalm akta ve onlar kendi benliinde
zmsemekte; yani yeni bir ey ortaya koyamamaktadr. Dier yandan
doalln ve bireysel anlamn kesinlikle kaybolmad sylenmekte
dir. Bu durum belirgin bir biimde ikinci bir eklinin orijinal olma
d kabul edilen, gya snrsz, ancak yine de kesin izgilerle snrl,
effaf bir kristalin effaf znde olduu gibi kendinden nceki biim
ve ieriklerle kaynaan lirik iirde kendini gsterir.
Sanatsal yaznda ne balamn kapsamn bymesi olarak bir baka
bymeyi gerektirm edii, ne de bireysel olann sabit bir durum ve
amasz olarak yanyana duran varyasyonlardan btn oluturmad
durumda btnn, balamn ve yazarn bireysel katksnn birbirinden
ayrlmayaca zel bir durum grlebilir.

105

BERTOLT BRECHT
(1898-1956)

EPK TYATRO
1936

Die Stcke von Bertolt Brecht in einem Band, 6. Auflage,


Suhrkam p V erlag Frankfurt am M ain 1987. Burada: D as
epische Theater.

H sey in S a lih o lu . M etin A lm anca aslndan evirilm itir.

Epik tiyatro ok kim seye kendi iinde elikili bir durum


sergiler, nk Aristoteles'e gre bir konunun dram atik ve epik akta
rm biimi, temelde birbirinden ok farkl ilem ler olarak anlalyor
du. ki biim arasndaki fark, hibir ekilde birinin canl insanlar
tarafndan sunulduu, dierinin ise kitap kulland noktasnda
grlm edi. -H om er'in ve O rtaa ozanlarnn epik eserleri ayn za
manda gsteri eserleri olup G oethe'nin Faust oyunu ya da Byron'un
M anfred dram gibi en ar etkilerine, dorusunu sylemek gerekirse,
kitap olarak eriiyorlard- dram atik ve epik biim ler arasndaki fark,
Aristoteles'ten sonraki deiik yaplarda gzlenip bunlarn yasalar es
tetiin iki farkl dalnda ele alnd. Bu yap biimleri eserlerin seyirci
ye sunulduu eitli tarzlara baldr, birisi sahne araclyla olur,
teki kitap araclyla. Ne var ki, bu sunu tarzlarna bal olmadan
da dramatik enin epik eserler iinde, ve epik enin de drama
tik eserler iinde bulunduu bir gerekti. Geen yzylda burjuva ro
man olduka ok dram atik ge gelitirdi, bundan, konunun
merkeziletirilmesi, blmlerin birbirlerine baml olma an anla
lyordu. Konumadaki belli heyecanlanm a durumu,, gler arasndaki
atmann vurgulanmas dramatik zellii ortaya koyuyordu. Anla
t ustas Dblin, anlaty dram atik durumun aksine makasla keserek
paralara ayrmann mmkn olduunu, ve paralarn hepsi tek tek
canl kaldklarn belirterek yetkin bir tanmlama getirmitir.
Burada epik ile dramatik arasnda uzun sreden beri badamaz
grnen sertliin neyin yardmyla yumuad tartlacak deil, bu
106

rada sadece tekniin verdii olanaklar sayesinde sahne donatlarak dra


m atik sunu iine anlat elem anlarnn yerletirildiine iaret etm ekle
yetinileeektir. Projeksiyon olana, sahnenin m otor gcyle deim e
yetenei kazanm as, film, bunlar sahne donanm n yetkinletirdi. Ve
bu, insanlar arasndaki nemli olaylarn artk yle kolayca eanlandrlam ad bir zam anda oldu, hareket veren glerin kiiletirildii, ya
da kiilerin grnmez, m etafizik glerin emrine verildii bir srada.
O laylarn anlalm as iin insanlarn yaad ortam n byk ve
anlam l olarak vurgulanm as zorunlu olmutu.
Bu ortam elbette im diye kadar yazlan oyunlarda gsterilm iti,
ancak kendi bana bir elem an olarak deil, sadece oyunun ba
kiisinin bak asndan. Kahramann ona gsterdii tepkiden m eyda
na geliyordu. Bu, bir frtnada su yzeyindeki gem ilerin yelkenlerini
topladnn ve yelkenlerin indirilmesinin grn gibi grlyordu.
Ama o, epik tiyatroda kendi bana ortaya kacakt.
Sahne anlatm aya balad. A rtk drdnc duvarla birlikte anlatc
da ortadan kalkm deildi. Sadece arka plan, sahnedeki olaylara baka
yerlerdeki baka olaylar ayn zam anda byk tahtalarda anm satm ak,
kiilerin veciz szlerini belgeler yanstarak kantlam ak, ya da rt
mek, soyut konum alar iin kavranabilir som ut saylar vermek, plas
tik olup da anlam net olmayan olaylar iin saylar ve cm leler ver
mek suretiyle tavr alm akla kalmyordu -oy u n cu lar da deiim i tam
olarak uygulam yorlard, tersine, canlandrdklar kiiye kar m esafe
alyorlar, evet aka eletiri istiyorlard.
Seyircinin kendini dram atik kiiyle zdeletirm esine, kendini
eletirisiz (ve uygulam ada sonusuz) yaantlara kaptrm asna hibir
ynden olanak verilmiyordu. Canlandrma, malzemeleri ve olaylar bir
yabanclatrm a srecine sokuyordu. Bu, anlalr olabilm ek iin
gerekli olan yabanclatrmayd. ok doal kabul edilen eyin doal
kabul edilmesinden vazgeilir.
Doal olan eyin dikkat ekici hale getirilm esi gerekiyordu.
Ancak bu ekilde sebep sonu (etki tepki) yasalar gn na kabi
lirdi. nsanlarn eylemleri hem byle ayn zamanda da baka trl ola
bilmeliydi.
Bunlar byk deiikliklerdi.
[...] Dramatik tiyatronun izleyicisi unu syler: Evet, bunu ben de
oktan hissettim . -B en byleyim ite. -B u ok doal. -B u her zaman
byle olacak. Bu insann ektii ac beni sarsyor, nk onun bir
k yolu yok. -B u byk sanat: burada her ey doal. -A layanlarla
alyor, glenlerle glyorum.
107

Epik tiyatronun izleyicisi unu syler. Bunu hi dnmezdim.


-B yle yaplmamal. -B u ok dikkat ekici, nerede ise inanlacak gibi
deil. -B u bir son bulmal. -B u insann ektii ac beni sarsyor,
nk onun iin elbette bir k yolu var. -B u byk sanat: burada
hibir ey doal deil. -A layanlara glyor, glenlere alyorum.

PAUL VALRY
(1871-1945)

COLLGE DE FRANCEDAK EDEBYAT


SANATI DERSLER EZERNE
1937

uvres I, ditions Gallimard, Paris 1965. Burada: De


/'enseignement de la potique a Collge de France.

H seyin Saliholu. M akale, Almanca evirisi olan


Zur Theorie der Dichtkunst. Aufstze und Vortrge, ber
tragen von Kurt Leonhard. Insel Verlag, Frankfurt am Main
1962'den Trkeye aktarlmtr. Yaznn edebiyat tarihi
ile ilgili giri blmne eviride yer verilmedi.

Bu tip bir tarih yazm , edebiyatn varolu ya da gelim e


koullarnn mmkn olduunca doru bir imajnn ortaya konulma
sn, bu sanatn verdii sonularn, yntemlerin ve farkl biimlerin
zmlemesini hedefine ynelik bir n hazrlk ya da balang al
mas ister, ya da ngrr. Nasl ki resim ya da matematik (rnein)
tarihinde bu disiplinlerle ilgili olarak yeterli bilgi olmadan, onlarn
zel tekniklerini bilmeden iin iinden klamazsa, burada da bu
koullar olmakszn edebiyat tarihi yazmak dnlemez. Ama edebi
yat, grnrde kolay retilmesinden dolay (nk onun hammaddesi
ve arac dildir ve zel ilenmi dnceleri birbirine balamaz) uygu
lanp doru duyumsanmas iin zel bir n almaya gerek duymaz.
Bylesi bir n almann gereksizlii tartm a konusu edilmez: bir
kalem, bir tom ar kt, bir iki karakter ilavesi, ite size bir yazar, bu
genel bir dncedir.
A ntik y a za rla r byle duyum sam yorlard, bizim en nl
yazarlarmz da yle duyumsamadlar. Hatta eserlerini istenleri ve
dorudan kendi gleri ile ortaya koymu olduklarna inananlar bile
farknda olmadan btn bir alkanlklar ve fikirler sistemini kendile
rine uydurdular; deneyimlerinin meyvalar olan bu fikirler eserlerine
etki ediyorlard. Btn tanm lam alar, gelenekler, biim lem e iin
108

109

gerekli olan btn m antk ve balantlar konusunda fikir sahibi


olmak istem eseler de, o ana kar sorum lu olduklarna inansalar da,
almalar zorunlu olarak btn bu sreler oyununu, akln bu ilev
tarzlarn kanlm az olarak yine de harekete geirm itir. Bir eserin
zerinde yaplan dzeltise! alm alar, kimi yerlerini deitirm eler,
zerini izip karalam alar ve zellikle eserlerin etkisiyle kaydedilen
ilerlemeler aka, keyfiliin, ngrlmeyenlerin, heyecann, ve hatta
o zamanki amacn paynn sadece szde bir stnlk saladn gs
terirler. Elimiz alrken mekanizmasnn alacak karmakln ve
etkin iken toplad deiik tarzlardaki gcn bilincim izden saklar.
Ama yazd ey, yine de sanatsal olm aldr kukusuz; ve oluturdu
umuz her cmle, bileik ve bir defaya mahsus edim hali gibi tekrar
olanaksz herhangi bir konuya uym al, anlk alglam a ve drtleri,
im geleri, dncelerin, anm sam alarn ve alkanlklarn btn
materyali ile badakln iermeli. Btn bunlar dilin en yetersiz
gzlemlenmesinden sre olarak ortaya karlar.
Bunun dnda dier basit bir dnce de bizi edebiyatn dilin belli
zelliklerinin uygulanmasndan ve bir tr geniletilm esinden baka
bir ey olmad ve olamayaca varsaymna gtrr.
rnein edebiyat kendi am alan iin konumann sessel zellikle- rini ve ritmik olanaklarn kullanr, oysa bunlar gnlk konumada
dikkate alnmazlar. Hatta onlar snflandrr, organize eder ve sistema
tik bir biim de titizlikle ve belli ekillerde kullanr. Szck
imgelerinin yan yana yerletirilmesinden, bunlarn ztlklarndan elde
edilebilen etkileri gelitirdii, younlatrm alar ya da deitirm eler
yapt da olur; bunlar zihni, allm dili anlayabilmesi iin yeterli
olan dncelerden daha canl dnceler retmek iin tevik ederler.
Bunlar antik devirdeki retorikin gayret sarfettii ve bugn dersten
nerede ise kaldrlm olan m ecazlar alanna girer. Bunlardan
vazgeilmi olmas esef vericidir. Belgatl mecazlarn oluturulmas
n dilin kendi mecazlarndan ayramazsnz, burada btn soyut
szckler bir farkl kullanmla, ya da anlam aktarm yla kazanlp
sonuta esas anlamlar unutulur. air, kendi iinde ortaya kmakta
olan dili tekrar kefettii iin mecazi ifadeleri o denli ok kullanr.
Nesneleri yeteri kadar yksek adan gzlersek ayrca DLN bizzat
kendisini edebi bayaptlarn bayapt olarak gremez m iyiz? Bu
dzenlemenin her yaratm mevcut sz daarcndan ilk ve son defa
olmak zere oluturulmu biimlere ynelik balant olanaklarna
geri tanabilir deil mi?
Bylece szn ettiimiz inceleme, esasen dilin edebi etkilerini
belirlemeyi ve ileriye gtrmeyi ama edinirdi; bu inceleme dilin
110

gcn ve inandrcln artrm as gereken ar ve telkin edici bu


lular kontrol etm esi gerekirdi, am a o arada ku rm aca dili gnlk
dilden tam olarak ayrm ak iin konulan yasaklar da vs.
Bu birka deini, sorunlarn ne denli ok olduunu ve dnya kadar
m alzem eyi anlaym z erevesindeki bir edebiyat kuram nn plan
iin dnm em ize sunduunu gsterir. Bunun iin edebiyat sanat ad
bize, eer szck etim olojik anlam da alnrsa, yani dilin hem z ve
hem de ara olduu eserlerin kom pozisyonu ve yaratm y la ilgili
genel bir isim olarak alnr ve dar anlam yla iir kurallarnn ya da es
te tik y n e tm e lik le rin in toplam o la ra k d n lm e z se u y gun
grnmektedir.
D ilden tretilm i ve yine kendi bakm ndan dili etkileyen edebiyat
sanat, sanatlar iinde gelenein en ok rol oynad bir sanattr; yle
ki, bellein her an ve her s zc kte ak tif olduu bir sanat; yle ki,
byk lde ara devrelerle etki eden ve dorudan alglam a olm ayan
bir sanattr. Ayn zam anda, hatta yarm a biim inde soyut dnsel
becerileri ve duygusal ve ar duyarl gleri devreye sokar. Btn
sanatlar iinde en ok sayda bam sz blm leri kapsar ve kullanr
(ses, anlam, szdizim sel kalplar, kavramlar, m ecazlar...). Bu ekilde
anlalnca edebiyatn incelenm esini bir dzene sokm ak ok zordur;
nk tem elde zel bir aba ile ynlendirilen zihnin yapt zm
lemeden baka bir ey deildir, ve zihinde ise dzen yoktur: o sadece
nesnelerde dzen bulur ya da yaratr; kendisini zorlayan, aralksz yeni
lenip oalan dzensizlii alt edecek bir dzeni yoktur.
Edebiyat sanat sorunlar zm ek iin giriim de bulunm aktan ok
o haliyle dilsel bakm dan uygun bir biim e sokm as gerekir. Ders ve
aratrma, her yksek dzeydeki derste olmas gerektii gibi birbirin
den ayr tutulm am al; ve o ok byk bir genel geerlilik dncesiy
le balatlp srdrlmeli. Gerekte yeterli, tam ve hakiki bir edebiyat
dncesini vermek, eer onun yerini yeterli aklkta belirlem ek iin
duygu ve dncelerin ifade alanlarmnn btn aratrlmazsa, onla
rn varolu koullar, kimi zaman yazarn en i edimi bakm ndan,
kimi zaman bir okurun en i kar tepkisi bakm ndan incelenm ezse
ve eer iinde gelitii kltrel ortam dikkate alnm azsa zordur. Bu
son deindiimiz bak (dier sonulardan ayr) nemli bir fark ortaya
karr, yani ayn zamanda okuru tarafndan yaratlan eserlerle (bu eser
ler onun beklentisine cevap verirler, hem en hemen onlarn bilgileri
tarafndan belirlenm ilerdir) kart olan kendi okurunu yaratan i
ynelimli eserler arasndaki fark. Yeni ile eski arasnda ortaya kan
anlam azlklarlardan doan btn sorunlar ve tartmalar, gelenekler
111

zerine tartmalar, kk okr kitlesi ile byk okur kitlesi


arasndaki kartlklar, eletirinin deien tutumu, eserlerin zaman
iindeki yazglar ve deerlerinin deimesi vs. bu ayrmdan yola
karak yanstlabilir.
Halbuki, bir edebiyat retiminin ve biliminin nemli blm
yazarn etkinlik mekanizmasnn (daha arpc biimde syleyecek
olursak) zmlemesi ve bunu daha az belirleyici olan ve bu etkinli
in gerek duyduu dier koullarla (esinlenmek, duyarlk vs.)
karlatrlmas olmal.
Kiisel gzlem, hatta ie bak burada belirleyici kullanm elde
eder, bunun iin kiinin yapabildiince ak ifade etmeyi grev
bilmesi arttr. Dorusu sanatlarda ve zellikle de edebiyatta termino
lojinin kesin olmadn kabul etmek lzm: biim, slp, ritim, et
kiler, esinlenmek, kompozisyon vs. anlalan szcklerdir kukusuz;
bununla birlikte, kullanan kiilerin kendi aralarnda bunlar anladklar
derecede anlalrlar. Bunun dnda cmle ya da dize, hatta iinsiiz gibi
basit szcklere eskiden olduu gibi kt tanmlar veriliyor.
Sonu olarak Collge France'da yaplacak edebiyat sanat dersi,
edebiyat tarihine verilecek yeri tartmaktan, ya da ona kar durmak
tan uzak olmal. Hatta bu ders ona bir giri, bir anlam ve bir ama
kazandrmal.

112

PAUL VALRY
(1871-1945)

ESTETK YARATMA
1938

uvres I, ditions Gallimard, Paris 1957. Burada: L'inven


tion esthtique

Fahrettin Arslan. Franszca aslndan tam olarak evirilen yaz, Centre International de Synthse tartmalar
iin hazrlanmtr.

Dzensizlik, bir eit dzen olarak tanmlanan yaratmann


znde vardr.
Bu dzen yaratma, bir yandan anlaml ekiller, izdmler veren
doal nesnelerdekilere benzeyen kendiliinden oluumlar, te yandan
da bilinli edim (yani ama ve aralar birbirinden ayrt eden ve bunla
r ifade etmee olanak veren edim) arasnda meydana gelir.
Ksaca sylersek, sanat eserinde her zaman iki bileen bulunur:
Birincisi oluumlarn alglayam adm z, ve, daha sonra, edimler
sayesinde deiiklie uratlabilseler de edim olarak ifade edilmeyen
bileenler; kincisi eklemlenmi ve bir dnme sreci sonunda ortaya
kan bileenler.
Bu bileenler her sanat eserinde belli oranlarda bulunurlar -b u
orann sanatta hatr saylr rol var. Bileenlerden birinin, ya da
brnn ar basmasna gre deiik dnemler ve ekoller ortaya
kar. Sanatn zamansal bakmdan kesintisiz aknda tarihsel kilomet
re talarn oluturan bu ardk tepkiler, genelde bu oranlarn
deimesinden kayanaklanr; eserlerin temel niteliinde bazen kendili
inden olann ardndan, dnlm olan gelir, bazen da bunun tersi
olur. Ancak, bu iki etken hep vardr.
rnein beste yapmak, sesler dnyasndan kopup gelen ezgisel
ve ritmik dlemleri ifade iaretlerine (ses bilirtileri olarak ortaya
karlar) dntrmeyi gerektirir -bunlara dzensizlik ya da daha
ok dnlebilen ve mmkn olan dzenlerin potansiyel toplam
113

olarak baklr; bu zel belirlem e yaplm adan onu kavrayanlayz.


M zikteki bu durum zellikle nem lidir, biim oluturm ay ve
yapsal balanty en net biim iyle gsterm itir. M ziin se sle r
dnyas denen bir seim alan var -sesler btn grltlerden ayk
lanmtr, kendini onlardan net biimde ayrm, snflandrlm ve
belli mzik aletleri zerinde yerleri saplanmtr; onlarn alnmasyla
da aynen elde edilebiliyorlar. Sesler dnyas bu biimde belirlenmi ve
dzenlenmi olduu iin mzisyenin ruhu, bir bakma olanaklarn bir
tek sistemi iinde alr; buras ise aka mziksel yaratcln
yapt yeridir. Eer kendiliinden bir biimlenme olursa, o zaman bu
hemen sesler dnyas ile ilikiler btn ortaya koyar ve zihinsel
alma btn eylemini bu verilere uygular: bu alma veri elemanla
rnn ait olduklar alanla olan eitli ilikilerini deerlendirmekten
ibarettir.
lk dnce kendiliinden oluur. Gereklem e ihtiyac ya da
arzusu uyandryorsa o zaman kendine bir ama edinir; ama eserdir;
bu hedef koyma bilinci eldeki tm aralar planlama iin harekete
geirir, ve yetkin bir insan eylemi zelliini alr. Dnmeler, n
kararlar, el yordamyla ilerlemeler eklemlenmi dediim safhada
cereyan eder. Kendiliinden oluuma yabanc olan balang ve
biti kavram lar, ilk kez estetik yaratm n retim zelliini
kazanaca srada devreye girerler.
Sorun kendini iir alannda daha karmak bir biimde gsterir.
Burada ortaya kacak zorluklar zetliyorum:
A. iir sanal dil sanatdr. Dil saysz dokunma denemesinden elde
edilen bir kullanmla kazandmz refleks yardmyla birbirine uydu
rulan ok farkl ilevlerin ortak etkisine dayanr. Hareket ettirici,
grsel, iitsel ve belleksel elemanlar az ok istikrarl bekler olutu
rurlar. Ancak onlarn retilme ve yanstlma koullar ve de almlanmalarnn etkileri, kiilere gre ok farkldr. Bir yandan telffuz,
vurgu, seslerin ritmi, szck seimi, te yandan ortaya kard ruh
sal tepkiler, konuulan kiinin durumu, bunlar ayn zamanda ok
sayda deiken ve belirsiz deerlerdir. rnein bir konuma hibir
zaman ses ahengini dikkate almaz, dier bir konuma mantksal
rgye bakmaz bir dierinin geree uygunluu nemsemedii gibi
.... vs.
B.
Dil amaca ynelik bir enstrmandr; stelik i durumlarn ok
az bir ekilde ifade ettii kendi benine sk skya baldr; bunun
sonucunda estetik deerler (sada etkisi, ritim, imge titreimleri) ok
kere ihmal edilip belirsiz hale getirilirler. Nihayet mekanik fizikte

114

srtnmeye hangi gzle baklrsa bunlara da yle baklmaya balanr


(el yazmasnn kuruyup solmas gibi).
C. Dil sanal olarak iir, salt amalla ve onun bugnk hz
lanma eilim ine kar savam verme gereini duyar. Kendisini
dzyazdan ayran her eyi deerlendirip ortaya koymak zorundadr.
D. air, -m zisyenin aksine vc pek az elverili olarak- kendini
her retim srasnda nce iir evreninin btnn yaratmakla zorunlu
grr-yani iinde dilin rol oynayabildii ruhsal ve duygusal durumla
r ortaya karmakla ki, bu da dili neydi, nedir, ya da ne olacaktr gibi
sylemlerden iyiden iyiye ayrr. Amal dil grevini yerine getirir ge
tirmez (anlama grevini) dalp zlrken, iir dili biim bulmann
abas iine girer.
E. air iin anlam esas karakter zellii olmad gibi dilin son
amac da deildir: bileenlerinden sadece biridir. airin etkinlii szle
rin karmak birleme deerlerinden yararlanmakta yatar, yani etkinlik
a n la m ve s a d a n m ezam an l b irle tirilm e sin d e n ib a re ttir
(basitletiriyorum ...), aynen cebirin karmak saylarla alt gibi.
Bu benzetmeden dolay zr diliyorum.
F. iirde kelime anlamnn salt kavram da yeterli deildir: Biraz
nce mecazi bir anlatmla titreimden sz ettim, bununla szck ve
szck fizyonomilerinin oluturduu gruplarn ruhsal tepkilerini ima
etmek istiyorum, hem de szdizimsel bantlarndan ayr, sadece za
man zaman (szdizim sel olmayan) birbirlerine olan yaknlklar
sayesinde oluan etkilenmelerini.
G. Nihayet iirsel etkilerin -her estetik ve duygusal alglanacak
etkilerde olduu gibi- ani etkiler olduu belirtilmelidir.
te yandan iir asl olarak edim halindedir. Bir iir okunduu
anda vardr ve onun gerek deeri bu kouldan ayr dnlemez. Bu
da iir sanatnda ders vermenin ne denli anlamsz olduunu, vurgula
ma ve ifadeyi ne derece umursamadn gsterir.
Btn bunlardan, iirsel retimin dier sanatsal yaratmlar iinde
ok zel bir yeri olduu sonucu kar. Bunun sebebi de dilin
doasdr.
Bu karmak doa iirlerin ortaya kma anlarnn ok farkl olabi
lecei sonucunu dourur, kendini tohum olarak gsterip bir organize
esere doru gelien kh belli bir konudur, ya da szck bei, kh ba
sit bir ritim, hatta lye benzer bir dize emas.
Bu tohum larn hepsinin birbirine denk olduunun nemle belir
tilmesi gerekir. Sylediklerimin arasnda az kalsn en artc olanla
rn unutuyordum: bo bir kt; belli bir zaman dilimi; bir ihmal; bir
okuma yanl; iyi bir yaz kalemi...

115

Bilinli almann ve bunu edimlere ayrtrma sorununun ayrn


tsna girmeyeceim. Sadece iirsel bulu alan ile ilgili ok ksa bir
fikir vermeye ve ok sk yapld zre bu alann hibir koula ve
hibir konuya bal olmayan d gc ile kartrlmamas gerektiini
anlatmaya altm.

PAUL VALRY
(1871-1945)

R SANATI VE SOYUT DNMEK


1939

uvres I, ditions Gallimard, Paris 1965. Burada: Posie


et pense abstraite.

H seyin Saliholu. Valry'nin 1939'da Oxford niver


sitesinde verdii bu konferansn . iir sanat ile soyut
dnme arasndaki kartl zmleme biiminde orta
dan kaldrmaya alt ilk paragraflar, Almanca Zur The
orie der Dichtkunst. Aufstze und Vortrge, bertragen von
Kurt Leonhard. Insel Verlag, Frankfurt am Main 1962'den
Trkeye yaplan bu eviriye alnmamtr.

nce iimizde iirsel gereci kuracak olan etkileyici ve hep rastlan


tsal olan titreimin nerede olduuna ve her eyden nce onun etkile
rinin ne olduuna bakalm. Sorun kendini u biimde ortaya koyar:
iir sanat bir dil sanatdr; szcklerin belli biimde yaplan balant
lar bir heyecan yaratabilir, dierleri bunu yapmaz, bizim iirsel dedik
lerimiz yapar. Ne trden bir heyecandr bu?
Ben bunu kendimde dnyadaki olas btn eylerin, ister d, ister
i olsun -can l varlklar, olaylar, duyumsamalar ve hareketler-, gn
lk grnmlerini korumakla birlikte bir anda genel duyarllmzn
biimleri ile tanmlanmas olanaksz, ama alacak bir iliki iinde
bulunmalar belirtisinden tanrm. Yani bu bilinen eyler ve varlklar
-y a da onlarn temsil ettikleri dnceler- belli lde baka deerler
kazanrlar. Karlkl olarak birbirlerini arrlar, gnlk kurallardan
ok baka bir biimde birbirlerine balanrlar; onlar (bu ifadeyi kul
lanm am a izin verirseniz) m ziksellem iler, birbirlerini karlkl
olarak yanklandrp ayn zam anda bir uyum iine girerler. iir
dnyas, byle tanmlanacaksa, d dnyasndan beklediimizle byk
benzerlik gsterir.

117
116

D szc burada kendini gsterdiine gre, modern zamanlarda,


rom antik devirden beri, d kavram ile iir kavram arasnda
btnyle bir aklama karmaasnn ortaya ktn hemen syle
mek isterim. Zorunlu olarak ne d, ne de d grmek iirseldir; ama
olabilirler: ra stla n tn n biimledii bir oluum sadece rastlant
sayesinde uyumludur.
Bununla birlikte dleri anmsamamz bize genel ve ok saydaki
deneyim sayesinde, bilincimizin dolup tatn, tamamen doyurulma
snn ise iinde nesnelerin ve varlklarn uyank durumda olduklarnn
aynym gibi grndkleri varolma biiminin retilmesi sayesinde
mmkn olacan, ama onlarn anlamlar, ilikileri, deimelerinin
ve birbirlerinin yerine gemelerinin tarz btnyle baka olduunu
retir. Eer uzmanlam duyularmzn duyumsamalar tarafndan
denetlenmezlerse, kukusuz sembol ve alegoriler gibi genel duyum
sam am zn deiimini sergilerler. iirsel durum aa yukar ayn
biimde ortaya kp gelierek sonunda iimizde dalr.
Bu dernek oluyor ki, iir diye de adlandrlan bu duygu tamamen
dzensiz, geici, istek d ve dalmaya uygundur; ve biz onu nasl
aldysak ayn yolla kaybederiz: rastlantyla. Ama air olmak iin bu
duygu yetmez, dte hazine grmenin uyannca onu ayak ucunda
parldayp bulmaya yetmeyecei gibi.
Szlerime kzmaynz, ama bir airin iirsel durumu duyumsamak
grevi yoktur: bu zel bir konudur. airin grevi bu durumu bakalar
nezdinde yaratmaktr. air -y a da en azndan herkes kendininkini
tan r- okuru b esinlenme durumuna dntrmesi gibi basit bir
olgu ile tannr. ok yaln olarak ifade edersek esinlenme, okuyucu
nun airine ykledii sevgi dolu deerdir: okur, bize kendi iinde
gelien iddet ve sanatsal yetenein transandan hizmetlerini devreder.
Bizde kendi hayretininin mucizevi nedenini arayp bulur. Ama doal
iir etkisi ile bu etkinin herhangi bir eser tarafndan sentetik olarak
yaratlmas ok farkl eylerdir; bir duyumsama ile bir hareket kadar
farkldr birbirinden. Planl biimde ortaya konan olay, apansz ortaya
kan olaydan ok daha karmaktr, hele dil gibi geleneksel bir alanda
sonu verecekse. Buradaki aklamalarmda allagelmi olarak iir
sanatna kar ileri srlen o nl SOYUT DNMEnin ortaya k
tn gryorsunuz. Bu konuya hemen dneceiz. Bu arada, iirsel
durum ile, ya da bizzat yaratsal ve kkensel olmak kouluyla iirsel
heyecan ile bir eserin yaratlmas "arasnda ne tr bir farkn bulundu
unu kendim, hatta en hayret verici aklkla nasl hissettiimi fark
edesiniz diye size gerek bir hikye anlatacam. Aa yukar bir yl
nce kendi zerimde yaptm ok artc bir gzlem sz konusudur.

118

Herhangi can skc bir meseleden dolay yryp eitli rhanzaralarn etkisiyle kendimi dinlendirmek iin dar kmtm. Oturdu
um cadde boyunca giderken birdenbire bir ritmin etkisine kapldm-,
bana kendini zorla kabul ettiriyor ve ok ksa bir sre sonra da yaban
c bir etkinlik izlenim ini veriyordu. Sanki birisi benim y a a m
m akinem i kullanyordu. Baka bir ritim birinciye katld ve onunla
kenetlendi, her iki yasallklar arasnda herhangi bir trden enine
balantlar olutu (yeteneime gre aklyorum). Bylece adm atan
bacaklarmn hareketiyle kendi kendime mrldadm, ya da daha ok
benim kiiliim aracl ile mrldanan herhangi bir ezgi birleiyordu. Kompozisyon gittike karmaklat ve karmaklk bakmndan
kendimin akl yoluyla allm ritmik yeteneime gre retebilece
im her eyi glgede brakt. Bunun zerine bahsettiim yabanclk
duyumu, sevimsiz ve hemen hemen huzursuz edici bir durum almaya
balad. Mzisyen deilim, mzik tekniinden de hi anlamam; bir de
ne greyim, baktm ok sesli alman bir partiturun kurban olm u
um, bir air iin hibir zaman dnlemeyecek bir karmaklk.
Kendi kendime dedim ki, burada kii ile ilgili bir yanllk var, bu
ltuf yanl birinin bana kondu, nk byle bir yetenekle bir ey
yapamazdm -kukusuz ki bu bir m zisyen iin deer, biim ve
sreklilik kazanrd, oysa kendilerini ren ve temizleyen bu sesler
bana bo yere bir eser balyorlard; o eserin ustaca ve iyi dzen
lenmi ardkl karsndaki bilgisizliim, hayrete dp mtsizlie kapld.
Yirmi dakikalk bir sreden sonra birdenbire by kayboldu; beni
Seine nehrinin kysnda ortada brakt, fabelde kulukaya yatt yu
murtadan kuu ktn gren rdein aknl iindeydim aynen.
Kuu utuktan sonra hayretim dnmeye dnt. Artk yrmenin,
sk sk dncelerin canl akn tevik ettiini ve yry tarzmla
dncelerim arasnda belli bir etkileimin olutuunu anlamtm,
bu arada dncelerim yrym deitirirken yrym
dncelerimi etkiliyordu -b u , gerekten dikkate deer, ama nispeten
kavranabilen bir ey. Farkl tepki hzlarmzdan bir ahenkleme
oluuyor kukusuz ve sadece kaslarla yaplan bir etkinlikle imgeler,
yarglar ve sonularn eitli rnleri arasnda karlkl deimenin
olanakl olmas ok ilgin.
Sizlere anlattm durum da, benim iim de fik irle r denilen
imgelerin, i szlerin ve gizil eylemlerin domasn etkilemek yerine,
adm atma hareketim kendini ritimlerin sanatsal sistemiyle bilincime
aktarmas cereyan ediyordu. Fikirlere gelince, bunlar benim bildiim
bir trn konuudurlar; bunlar not edebildiim, oluturabildiim ve

119

kullanabildiim eylerdir... Ama bunlar, beklenmedik ritimlerim iin


syleyemem.
Bundan ne elde ediyoruz? Yrrken dnsel rnn beynimde
nceden verilen genel bir heyecana denk dtn dndm; heye
can kendini tatmin ediyor, yapabildiince hafifletiyordu ve sadece
enerji harcannca, fikir ya da anlar ya da dank mrldanan ritimler
olmalar nemli deildi. Heyecanlanma, o gn bir an mzikten hibir
ey anlamadn bilen kii henz bilincimde uyanmazdan nce, ken
dini gelitirmekte olan ritmik sezgiye dnt. Sanrm, kii uamadn biliyorsa umay dleyen bir insanda henz gerekletiremedi
i gibi bir eydir bu.
Bu uzun gerek hikyeden dolay affnz rica ediyorum -e n
azndan bu trn herhangi bir hikyesi kadar gerektir. Syledikleri
min ya da sylediim i sandklarm n d dnya dediim iz eyle
vcudum uz olarak adlandrdmz ey ve bilincim iz dediimiz ey
arasnda cereyan ettiini -b u byk g arasnda belli aklan
mam bir ortak alm ann istendiini, btn bunlarn hepsini
dnnz.
Bunu size neden anlattm? Bilin sayesinde kendiliinden yaratma
ile -y a da daha ok duyumlarmzn btnnn yardm ile - eserlerin
meydana getirilmesi arasndaki farkn nerede olduunu gzler nne
sermek iin yaptm. Hikyemde bana mziksel bir eserin hammaddesi
cmerte baland; ama buna kendini kaptrp, sk skya tutunarak
yanstacak olan i yeteneim yoktu. Byk ressam Degas bana hem
doru, hem de basit olan Mallarm'in szn sk sk anlatmt. De
gas zaman zaman iirler yazard, arkada ok nefis olanlarn da brak
mtr. Ressamlnn yannda bu ile urarken byk zorluklarla
karlard. (Ayrca o, her sanatn mmkn olan zorluklarn ortaya
koymak iin yaratlm bir adamd.) Gnn birinde Mallarm'ye yle
der: Zanaatnz ok cehhennemlik bir durum gsteriyor. stediim
eyi yapam yorum, ama fikirlerle doluyum ... Ve M allarm ona
yant verir: iirler fikirlerle yaplmaz ki, sevgili Degas. Szcklerle
yaplr.
Mallarm haklyd. Ama Degas fikirlerden sz ederken eninde sonunde kendilerini szlerle ifade edecek olan i konumalar, ya da
imgeleri dnyordu. te iindeki fikir adn verdii bu szler, bu
cm leler, bilincin btn niyetleri ve alglar -b t n bunlar iir
koyamazlar ortaya. Yani baka bir eyin olmas gerek -b ir deiim,
bir biim deitirme, ister dorudan olsun ister olmasn, ister kendili
inden olsun ister olmasn, ister allm olsun ister olm asn-,
zorunlu olarak fikir yaratan dnce arasna, bir yandan etkinliklerin
120

ve i sorularn ve kararlarn okluu arasna, te yandan gnlk


konumadan farkl olan konuma arasna bir ey girmeli: garip dzen
leriyle dizeler yani, kendi kendilerini yaratna zorunluluu ihtiyacnn
dndaki hibir ihtiyaca uymak zorunda olmayan dizeler, hep sadece
ortada grnmeyen eyleri, ya da derin ve gizli duyumsanan eyleri
konu eden dizeler; sanki konuan deil de baka biri tarafndan
yapld, dinleyene deil de baka birine yneltildii izlenimini veren
tuhaf konumalar. Btnyle ele alnca, bunun dil iinde bir dil
olduu grlr.
Bu srlara biraz daha ayrntl olarak bakalm.
iir sanat bir dil sanatdr. Bununla birlikte dili gnlk ilikiler
yaratr. nce insanlar arasndaki anlamann sadece gnlk ilikilerle
ve gnlk ilikilerin bize verdii onayla birazck kesinlik kazandn
belirleyelim. Sizden ate rica ediyorum. Siz bana ate veriyorsunuz.
Beni anladnz.
Ama benden ate rica ederken belki de bu birka nemsiz szckle
ri belli bir vurgu ile telffuz ettiniz ve belli bir ses rengi ile syledi
niz -sesi belli bir glgelemeyle ve belli bir yavalkla, ya da belli bir
hzlandrma ile; bunlar farkettim. Szlerinizi anladm, nk zerine
dnmeden istediiniz eyi, birazck atei, size uzattm. Ama mesele
bununla bitmedi. Tuhaf: Kk cmlelerin vurgusu ve ayn zamanda
ekli iime dnyor, kendini iimde tekrarlyor; sanki benim iim
houna gidiyormu; ona nasl ykndm zevkle dinliyorum, o
kk, nerede ise anlam n yitirm i, artk hizm et etm ekten
vazgemi, buna ramen yaamak isteyen, ama bambaka bir yaam
iinde yaamak isteyen cmleyi dinliyorum. O imdi yepyeni bir
deer kazand ve bunu snrl anlam hesabna elde etti. Yeniden
duyulmak ihtiyac yaratt... Bylece iirsel durumun eiine gelmi
olduk. Bu kck deneyim baz gerekleri ortaya karmamz iin
yeterli olacaktr.
Bu deneyim, bize dilin iki trl ok farkl etkiler ortaya koyabile
ceini gsterdi. Bunlar insana dili tamamen ortadan kaldrmak iin
nasl etki gerekiyorsa o etkiyi yapm ak zorundadrlar. Szlerle
konuuyorum, eer siz szlerimi anladysanz, onlar artk sfrlanp
yok olmulardr. Anlam olmanz demek, bu szcklerin bilinciniz
den kaybolmu olmas demektir; onlar kar bir deerle doldurulmu
lardr, im gelerle, ilikilerle, drtlerle; ve imdi siz bu im ge ve
dnceleri dilsel bir biim iinde vermek durumundasnz, bunlar
aldnz biimlerden ok farkl olabilirler. A nlam ak az ok sesler,
uzunluklar ve iaretler dizgesinin bambaka bir eyle abucak deiti
rilmesidir, eninde sonunda seslenilen kiinin bir i deiimi ya d
121

biim deiimi demektir. Ve imdi bu iddiaya kar bir deneme: anla


mayan kii szckleri tekrarlar, ya da tekrarlattrr,
Bu nedenle tek amac anlalr olmak olan bir konum ann
mkemmellii akas yaln oluunda yatar, bununla szck biimi
ni tamamen ayr bir biime sokar, yani dil nce dil olmama durumuna
vc sora istersek balangta olduundan farkl bir dil biimine dnr
diyelim.
Dier bir deyile, dilin pratik ya da soyut kullanmnda biimi,
yani cisimsel olan, duyusal olan ve konumann esas edimi korun
muyor; biim , anlalm ay devam ettirm iyor; saydamlk iinde
zlyor; etki edip grevini yerine getirerek anlamay salamtr:
yaamtr.
Ancak, bunun aksine bu duyusal biim kendi etkisi sayesinde
byle bir nem kazanr kazanmaz, kendini zorla kabul ettirmeye
alp kendine belli lde saygnlk salar; ve sadece sayg duyulup
deer verilmekle kalnmaz, istenir ve bu yzden de tekrarlanr -o za
man yeni bir ey oluturur: farknda olmadan biimimiz deitirilip
bir dzene uygun olarak ve yasalarla yaamaya, nefes almaya ve
dnmeye ayarlanmtr-: bu demektir ki, bu durumda cereyan eden
hibir ey iyi tanmlanan bir eylemle zlmez, tamamlanamaz ve
tahrip olmaz. iirsel evrene giriyoruz.
Bu iirsel evren kavramn, ok daha basit olduundan daha kolay
aklanabilen benzer bir kavrama dayanp salamlatrmama izin ver
menizi rica edeceim: miiziksel evren kavram. Kk bir fedakrlk
yapm anz rica ediyorum : yani kendinizi bir an iin iitm e
yeteneinize indirgeyiniz. itme gibi basit bir duyu, tanmlamamz
iin gereken her eyi bize verecek ve bizi, gnlk dilin geleneksel
yapsnn ve tarihsel karmaklklarnn srkleyecei btn zorluklar
ve basitliklerle uramaktan kurtaracaktr. Grltler dnyasnda ku
lak sayesinde yaarz. Bu, genelde birbiriyle ilikisi olmayan dzensiz
bir btnlktr, kulan kendine gre yorum layabildii btn
mekanik olaylar tarafndan beslenmitir. Ama kulak bizzat bu kaostan
zellikle dikkate deer ve yaln grltler btnn zp karr
-duyum uzun ok iyi tanyabildii ve ona kant olarak hizmet verebi
lecek grltleri. Birbirleriyle ilikili olan elemanlar vardr, bunlar
bu elemanlar gibi ayn aklkla duyabiliriz. Bu ayrcalkl iki grlt
arasndaki durak, bunlarn her birinin tek tek belirgin olduu gibi be
lirgindir. B unlar sestir, bu ses birimleri net bir ekilde birbirine
balanmaya uygundurlar, birbirini izleyen, ya da ezamanl ilikiler,

zincirleme balantlar ve kesimeler, bunlara intelligibel1 ad verilebi


lir: Bu nedenle mzikte soyut olanaklar var. Ama ben kendi konuma
dnyorum.
Aadaki hususlara iaret etmekle yetineceim: Grlt ile ses
arasndaki kartlk, saf ile saf olmayan ve dzenle dzensizlik arasn
daki kartln aynsdr; bu saf alglam alarla dierleri arasndaki
ayrm, mziin oluumuna izin verir; bu oluum fizik biliminin or
tak etkisi sayesinde kontrol edilebilebilir, birletirilebilir ve kodlana
bilir, nk fizik bilimi ly, alglamaya uygulamak olarak anl
yor: o bize saday sabit tarzda ve kendisini ayn ekilde koruyarak
aletler yardmyla nasl karacamz konusunda belirleyici sonuca
ulamay retmektedir, bunlar aslnda lii aletleridir.
Bylece m zisyenin elinde tam olarak tanm lanm aralarn
mkemmel sistemi var; bu aralar duyusal izlenimlerin ve olaylarn
tpksn ortaya karrlar. Buradan, mziin kendine, ait olduu
alann dnda bir alan kazand sonucu kar. M zik sanatnn
dnyas, sesler dnyas, grltler dnyasndan net bir biim de
ayrlmtr. Grlt bizde herhangi ayr bir olay canlandrm akla
snrl iken -b ir kpek, bir kap, bir araba-, karlan bir ses yalnz
bana m zik dnyasn canlandrr. Size seslendiim , sesim in
grltsn iittiiniz bu salonda bir diyapazon ya da iyi ayarlanm
bir alet titrem eye balasa, dierleriyle karamayan bu zel saf
grlty duyar duym az hemen bir balangcn yaantsn, bir
dnyann balangcn alrdnz; bir arda ok baka bir atm osfer
yaratlm olurdu, yeni bir dzen kendini duyururdu ve siz, onu duy
mak iin kendinizi ister istemez ona yneltirdiniz. Yani mzik evreni
kendi iinizdeydi btn karlkl etkileimleriyle ve l koullaryla
-tp k tuza doyurulm u sv iinde billursal bir dnya, varln
sertletirm ek iin sadece kk bir kristalin moleklsel arpmasn
bekledii gibi. Byle bir sistemin billuri fikri demeye cesaret edem i
yorum ...
te size bu kk deneyimin kart provas: Bir konser salonunda,
senfoninin alnd ve mziin egemen olduu srada bir sandalye
devrilir, bir insan ksrr, bir kap kapanrsa, o zaman herhangi bir
biimde bir kesinti m eydana geldiini duyum sarz. Tanmlanmas
olanaksz bir ey, by ya da venedik kristali trnde bir ey bozuldu,
ya da frlad...
iirsel evren yle gl ve yle kolay yaratlmyor. Bu evren var,
ama mzisyende bulunan avantajlar airde yok. nnde hele sanat
1. anlalr, dnlr. - . N.

122

123

iin yaplm, gzele hizm et etsin diye hazrlanm aralar btn


yok. air, dili -v o x publica'y, yani o geleneksel ile irrasyonelin,
garip bir biimde yaratlan, biim deitiren, acayip ekilde kodlan
m, ok deiik anlalan ve telffuz edilen sylemlerin ve kurallarn
toplamn dn almak durumundadr. Bu elemanlar arasndaki ilikiyi
belirleyecek fiziki yok burada; diyapozon, metronom, gam yapclar,
ya da ahenk aratrclar yok. Tersine sessel ve anlamsal szlk
deiimleri var. Hi de saf deil, tersine akustik ve fiziksel tahriklerin
ilikisiz karmakl bulunmaktadr. Her szck, bir sesin bir an
lamla anlk balantsdr, bu bada hibir uygunluk yoktur. Her
cmle yle dmlenmi olay ki, sanrm imdiye kadar hi kimse
onun kabul edilebilir bir tanmn verebilmi olsun. Bu aralarn kul
lanmna, ya da bu olayn tarzna gelince, onun farkl tarzlarda kulla
nldn ve zaman zaman nasl karklklara sebebiyet verdiini
biliyorsunuz. Bir konuma mantkl olabilir, ok anlaml da olabilir,
ama ritmi ve ls olmaz. Kulaa ho gelebilir ve ayn zamanda
mutlak sama ve anlamsz olabilir; ak seik ve bouna olabilir; be
lirsiz ve cazip olabilir. Am a onun sadece yaamn bizzat ok paral
olmas demek olan garip eitliliini, anlalr hale getirmek iin bu
eitlilikle uraan btn bilimleri saymak yeterli, her biri olanakl
bir gr aratracak. Bir metin ok farkl tarzlarda zmlenebilir,
nk o fonetiin, anlam biliminin, sz diziminin, mantn, bela
gatn ve filolojinin bak alarna gre deerlendirilebilir; l
sanatn, dizemi ve etimolojiyi de unutmaynz...
Bu szck malzemesiyle iini halletmek zorundadr air, kendini
ses ve anlam ayn zam anda dikkate almak zorunda grr; sadece
uyum deil, sadece mziksel devirler yeterli olmuyor, deien zihinsel
ve estetik koullar da dahildir, geleneksel kurallar tamamiyle bunun
dnda...
Gryor musunuz, eer air bu sorunlar bilinli olarak zmeye
kalksa, giriimi ne yorucu abalar ister...
Bizim ayn zam anda dnsel, duyumsal ve itici uzmanlk da
isteyen bileik etkinliklerimizden birini, tam olaylardan birini, bilin
li olarak sonradan yapmay denemek her zaman ilgintir. Bu arada bir
ilgin olan da, bu olay tamamlamak, rol olan btn ilevleri tan
mak ve organize etmek zorunda olduumuzu dnmektir. Bu hayali
ve zmsel deneme ham kalsa bile, bize her zaman bir eyler retir.
Bana gelince, ben itiraf ettiim gibi eserlerin douuna, ya da reti
mine kendilerinden daha ok dikkat ediyorum, benim eserleri sadece
alma olaylar olarak deerlendirme alkanlm, ya da hastalm
vardr. Benim gzmde bir air, belli bir olaydan hareketle sakl bir
124

deiiklii yaayan kiidir. Allm, genel ve emre amade olma du


rumundan ayrlr; ve ben onda itici bir giicn gelimekte olduunu
grrm, dizeler reten canl bir sistemi. Tpk hayvanlar iinde bir
denbire becerikli bir avcnn, bir yuva kurucunun, kpr kurucunun,
tnel kazcnn kendini gstermesini grdmz gibi, insanda da
ilevini belli herhangi bir i sonucuna uygulayan u, ya da bu trden
bileik yetenek oluur. ok kk bir ocuu dnnz; bizim de
vaktiyle olduumuz bu ocuk, iinde kimi olanaklar tar. Birka ay
iinde ayn zamanda ya da hemen hemen ayn zamanda konumay ve
yrmeyi rendi. Eylemin iki temel biimini kazanm oldu. Bu
demektir ki, onun imdi iki trden olana var, bunlardan her ann
rastlantsal koullan, onun deiik ihtiyalarna ya da bulularna uy
gun olarak karabildiklerini karrlar.
ocuk ayaklar zerinde durmay renince, sadece yrdn
deil koabildiini de kefedecektir; ve sadece yrdn ve kotu
unu deil, dans edebildiini de kefedecektir. Bu ok byk bir olay.
ocuk bir anda organlar ile ilgili ikinci dzenden yararll bulup
kefetti, hareketle ilgili formln genellenmesi. imdi yrmek ks
men tek dze ve pek de mkemmelletirilebilir etkinlik deilken, yeni
etkinlik biim i, dans, sonsuz bululara, deiim lere ve figrlere
olanak verir.
Ama ocuk, dille ilgili olarak benzer bir gelimeyi yaamayacak
m? Konuma yeteneinin olanaklarna eriecek, tatllklarn istedi
inden daha ok ey yapabileceini kefedip iledii kk gnahlar
yadsyacak. Mantkl dnme gc edinecek; yalnz olduu zam an
larda houna giden fantezi imgeleri oluturacak; tuhaflklar ve
gizemli olmalar yznden sevdii szckleri sessizce kendi kendine
tekrarlayp duracak. inde yrye ve dansa paralel olarak birbirinden
ayrlmaya abalayan dzyaz ve iirin temel biimleri oluacak.
Bu paralellik beni uzun zamandan beri artp batan kard. Ama
benden nce bunu birisi grd. Racan'n bildirdiine gre onu Malherbe oktan kullanm t. Benim grm e gre burada basit bir
karlatrm adan daha ok ey var. Orada ben tzel bir benzerlik
gryorum, grnrde ok farkl olan olaylarn ortak lsn yans
tan formllerin zdeliini belirtmemiz gerekirse, fizikte bulduumuz
kadar verimli. Karlatrmamz gerekte aadaki biimde geliir:
Yry, dzyaz gibi ok belli bir nesneye ynelir. O, ulamak
istediimiz hedefe ynelmi bir olaydr. M evcut koullar, bir eye
gereksinim duyma, isteimin esini, vcudumun, grme yeteneimin,
arazinin vs. durumu gibi, yrye hangi tarzda olacan emredip,
ynn, hzn tayin ederek ona snrl bir hedef verirler. Yryn
125

btn belirtilerini bu trden apansz koullar tretir, bunlar tekrar


tekrar zel tarzda birbirlerine balanrlar. Yry sayesinde yaplan
zel uymalar olmayan yer deiiklikleri yoktur, ama onlar her defa
snda olayn tamamlanmas ve hedefe varlmas sayesinde kaldrlp
ayn zamanda emilirler.
Dans ok daha bakadr. Kukusuz hareketler sistemidir o; ama
hareketlerin hedefi kendi ilerindedir. Hibir yere gitmez. Eer bir
ama gderse, bu bir ideal amatr, bir durum, bir hayran brakma, bir
iek grnts, ar bir canllk, bir glm sem e -n ih a y et bo
meknda geri aran kimsenin yznde beliren bir glmseme.
Sz konusu olan, hedefi evremizde bir yerde olan snrl bir giri
im deil, tersine belli bir durumu yaratp onu ykseltmek suretiyle
tevik etmektir, hem de orada uygulanabilecek periyodik tekrarlanan
hareketlerle; hemen hemen grmeyi hi nemsemeyip kendini iitme
nin ritmine kaptrarak ayarlayan bir hareket.
Dans, yryten ve amal hareketlerden ne denli ayr olsa bile,
yine de -ltfen bu ok basit belirtmeme dikkat ediniz- ayn organlar,
ayn kemikleri ve ayn kaslar kullanr onlar gibi, sadece baka trl
koordine olmu ve baka tarzda yaratlmtr.
Burada yine dzyaz ile iirin kartlna geliyoruz. iir ile
dzyaz ayn szckleri, ayn sz dizimini, ayn sesleri ve ayn ses
renklerini kullanrlar, ama her defasnda koordinasyonlar baka ve se
bepleri baka trldr. Dzyaz ile iir, ruhsal ve sinirsel organizma
larmzda oluturduklar ve tekrar zdkleri belli balantlar ve
armlar farkl ile birbirlerinden ayrlrlar, her ne kadar bu farkl
ilev tarzlarnn elem anlar zde olsalar bile. Bu nedenle iiri,
dzyaznn ayn ilkeleri ile deerlendirm ekten kanmak gerekir.
Birinde gerek olan, pek ok durumlarda dierinin iinde aramann
artk anlam yoktur. Ama byk ve belirleyici fark udur: Yryen
bir insan hedefine ularsa -bunu size daha nce anlattm-, hedeflenen
yere ularsa, kitaba, rne, isteini kamlayan ve rahatn karan
nesneye, o zaman bu sahip olma, hareketinin kesin olarak btn edi
mini ortadan kaldrr; etki, sebebi yutmutur, hedef arac imitir ve
hareketin karakteri ne olursa olsun arkada sadece sonu kalr. Amaca
ynelik dilde de durum tamamen ayndr: biraz nce niyetimi, arzumu,
emrimi, dncemi ifade etmem iin bana hizmet eden dil, srasn
savdktan sonra, hedefe eriir erimez uup gider. Kullanlsn diye,
bakalarnn bilincinde baka bir biime dnsn diye yolladm onu;
anlaldm, konumamn artk mevcut olmay gibi dikkate deer
bir olgudan anlyorum; konumam, btnyle anlam tarafndan

126

dolduruldu, yani imgeler, esinler, kiri sylemler ya da bakalarna ait


eylemler tarafndan, bakasnn bir i} deiimi tarafndan dolduruldu.
Buradan tek amac anlalmak olan bu trdeki dilin mkemmelli
inin, grne baklrsa kendini tam am en baka bir biim e
brndren basitlikte yatt sonuc kar.
Buna karn iir, yaamaya devam etmezse lmez: o kllerinden
tekrar tekrar dirilip u anda olduuun snrszlna ulaacak ekilde
hesaplanarak yaratlmtr. iir, kindi biimi iinde yeniden taklit
edilm e abas iinde olma zellii ile tannabilir: bizi zde bir
biimde retmemiz iin tevik eder.
Bu ok zel bir biimde vgyedeer ve tipik bir zelliktir.
Size bunun basit bir imajn vetmek istiyorum. ki simetrik nokta
arasnda sallanan bir sarka dnn. Bu iki ar pozisyonlardan
birinin biimi yansttn kabul edniz, dilin duyusal belirtilerini, saday, ritmi, vurgular, ses rengini, devinimi -ksaca, etkinlik halin
deki sesi. br taraftan btn anlamla ilgili deerleri, imgeleri, fikir
leri, gnln ve bellein ilhamlarn, gizli etkileri ve anlam ann
sonularn -ksaca, ierikle ilgili der eyi, yani bir konumann an
lamn, birincinin karsndaki noktaya taynz. Sonra iirin iinizde
yaratt etkiyi gzlemleyiniz. Anlam aktaran her dizenin size syle
nen mziksel biimi bozmaktan ek uzak olduunu, hatta bu biimi
tekrar tekrar istediini yakalayacaksnz. Sesten kalkp anlama vuran
bu hareketli sarka, tekrar kalkt yeri, somut duyum noktasn geri
kazanm aya alr; yle ki, bilincinize sunulan anlam, sanki onu
dnyaya getiren mzikten baka bir k yolu, baka bir sylem ve
baka bir yant bulamaz.
Bylece biim le ierik, sada ile anlam ve iirle iirsel durum
arasnda bir simetri belirir, arln, deerin ve iddetin dzyazda
olmayan bir eitlii; nk dzyaz yasasna ters bir biimde cereyan
eder -b u yasada dilin iki elem annn eitsizlii vardr. iirsel
m ekaniin yap ilkesi -yani: szckle iirsel durumun elde edilmesi
k o u lla n - benim gzmde sylem ve izlenim arasndaki uyumlu
deiimdir.
Burada felsefi olarak adlandrm ak istediim bir deiniyle
balant kuralm; bu, basit olarak ondan vazgeebiliriz demektir.
iirsel sarkacmz duyumumuzdan herhangi bir fikre, ya da her
hangi bi duyguya hareket eder ve dn yolunu duyumla ilgili her
hangi bir anmsama ve bu duyumun yeniden ortaya karabilecei giz
li bir eylem dorultusunda seer. Evet, imdi duyum, varlk olarak
hazrdr. imdiki zamann duyumdan baka tanm yoktur, belki
duyumu deitirebilecek olan eylem drtsyle yetkinletirilir. Buna

127

karn normal anlamdaki dnce, imge ve duygu denen ey, olmayan


eylerin retimidir hep. Bellek her trl dncenin hammaddesidir.
ngrme ve bunun dokunm a denemeleri, istemek, plan, mitlerimi
zin, korkularmzn kaamak tasla, varlmzn esas i etkinlikleri
ni olutururlar.
Dnmeyi btnyle ele alrsak, buna iimizde bulunmayan eyi
yaama geirmek iidir diyebiliriz, ve o, bu eye istesek de istemesek
de gerekten var olan kuvvetlerimizi verir; dnmek bize btn iin
paray, gerek iin imgeyi almamz salar, ve bize grmek, etkin
olmak, ac ekmek, sahip olmak iin yanlsama salar sigaras elinde
koltuunda unuttuumuz sevgili eski vcudumuzdan bamsz olarak,
ta ki onu, bir telefon haberlemesi srasnda ya da midemizin hi de
garipsenmeyecek yardm isteme emriyle birdenbire hizmete sokuncaya
dek...
Ses ile dnce ve dnce ile ses arasnda, mevcut olmakla bu
lunmamak arasnda gidip gelerek sallanr iirsel sarka.
Bu zmleme bir iirin deerinin sada ile anlamn ayrlmazln
da yattm gsterir. Ancak bu olanaksz istemek gibi grnen bir
kouldur. Bir szcn sadas ile anlam arasnda iliki yoktur. Ayn
ey ngilizcede HORSE, Yunancada HIPPOS, Latincede EQUUS,
Franszcada CHEVAL adn alr; ama bu sylemlerden herhangi biri
ile yaplacak bir ura bende, sorulan hayvanla ilgili bir dnceyi
canlandrm az; bu dnce ile ilgili uralardan hibiri bana bu
szcklerden herhangi birini vermez -y o k sa btn dilleri ok kolay
anlardk, kendimizinkinden balayarak.
Buna ramen airin grevi bize szck ile bilin arasndaki i bir
lik duyumunu yanstmaktr.
Bunun esas anlam yla ok ahane bir sonu olduuna dikkat
edilmeli. ok istisna olmasa bile ben ahane diyorum. ahane eski
sihirbazln mucizesini ve bysn dndmz zaman kulland
mz syleme verdiimiz anlamda ahane diyorum. iirsel biimin
yzyllar boyunca bynn hizm etinde bulunduunu unutmamak
gerek. Bu garip ilemle ilgilenenler zorunlu olarak szcklerin gcne
inananyorlard ve bunlarn anlamndan ok sadalarmn etkisine daha
fazla inanlyordu. By formllerinin ounlukla anlam yoktur;
gcnn anlamsal ierikten geldiine inanlmazd.
imdi onlara benzer bir iki dizeye kulak verelim:
Mre des Souveniers, Matresse des M atresses...
Yada:

128

Sois sage, ma douleur, et tiens-toi plus tranquille...


Bu szckler bize (en azndan iimizden birkana) pek bir ey
retmeksizin etki ederler. Belki de bize retecekleri hibir eyleri
olmadn retirler; belki de genelde bize bir eyler reten aralarla
tam am en baka bir ilevi yerine getirirler. Bize m ziksel akord
tarznda bir etki yaparlar. Onlarn verdii izlenim esas itibariyle ses
biimine, ritme ve hece saysna baldr; ama bu izlenim basit anlam
birletirmelerinden de meydana gelir. kinci dizede bilgeliin ve acnn
belirsiz fikirli ortak sadas, sesin usulne uygun duygulu ifadesi ile
birlikte bir bynn takdiri olanaksz deerini kazanr: dizeyi reten
bu apansz z, biim ve ieriin kendilerini onun bilincine ayr ayr
sunduklar bir durum olsayd, yapamazd. z, aksine ruhsal varlnn
ok zel bir aamasnda bulunuyordu, szcn sadas ile anlamnn
eit nem kazandklar, ya da onu koruduklar bir aamada ki, bu du
rum soyut dilin gereksinim lerinde olduu gibi uygulam al dilin
alkanlklarnda da olanakszdr. Sada ile anlamn ayrlmazl, arzu,
beklenti ve bunlarn salam balarnn aratrlp istenerek, ya da
balanarak ve kimi zaman da korku iinde beklendii durum nispe
ten ender bir durumdur. Enderdir, nk nce yaamn btn talepleri
ni karsna almtr; sonra kaba bir ekilde bayalamaya ve szck
yazmlarndaki artan uzmanlamaya kar koymaktadr.
Ancak, dilim izin btn zelliklerinin ayrm yapmadan, ama
uyumlu olarak arld bu i biimlenme durumu, bize soylu bir i
irin sunduu o eksiksiz eyi, gzellikler kompozisyonunu, zihinsel
mutluluklar gldestesini yaratmamza yetmiyor.
Bu yolla onun fragmanlarn elde edeceiz. Toprakta bulduumuz
btn deerli eyler, altn, prlanta ve cevherler, yontulunca ilerinde
serpitirilmi, ekilmi bir miktar kirli k kaya ve kum paralarnn
saklandn grrz, bunlar kimi zam an bir rastlant sonucunda
kefederiz. Bu zenginlikler, uyuduklar o koyu karanlktan insan
emei olmadan darya karlamazlard; insan emei onlar toplayp
seerek biimlerini deitirip ziynet eyas haline getirir. Biimsiz
madde haline terkedilmi bu metal taneleri, garip ekilli kristaller,
titiz alma sayesinde parlaklk kazanrlar. Byle bir ii gerek bir
air yapar. Gzel bir iir karsnda insan, yetenekli de olsa bir insa
nn gerekten revizyon yapmadan, yazm ak ya da yazdrm ak gibi
uralarn dndaki uralar olmadan, byle mutlu bulularn man
tkl ve yetkin sistem ini doalamak iin pek de ans olmadn
hissediyor. U ralarn izleri, tekrarlanan almalar, mitsizliin

129

verdii znt, kt bkknlk gnleri ve saatleri yok olup akln ese


rine son kez el koymasyla silindiinden, sonucun sadece mkemmel
oluunu gz nne alan baz kimseler, iire ESNLENMEK dedikleri
bir tr m ucizeye borluym u gibi bakarlar. O nlar airi ara sra
dnceleri yanstan ara haline getirirler. Eer doktrinin katksz
esinleme tarafndan kat tutarllkla gelitirilmesinden zevk alnsa, o
zaman bundan gerekten tuhaf sonular karlrd. rnein bu air
kendini aldklarn vermekle snrlasa ve bilinmeyenlerden elde ettii
eyleri bilinmeyen olarak verse, gizemli bir sesin dikte ettirdiklerini
anlamaya ihtiyac olmaz. Bilmedii bir dilde iirler yazard...
Gerekte airlerin zel trden zihinsel enerjileri var: bu enerji ken
dini airde ifade eder ve onu sonsuz deerdeki belli dakikalarda aa
karr. air iin sonsuz... Ben air iin sonsuz diyorum; deneyimler
bize evrensel deerde grnen bu tr anlarn kimi zaman gelecei ol
madn retip Bir kii iin deeri olan eyin esasen hibir deeri
o lm a d sentezini dndryorlar. Bu, edebiyatn sarslm az
yasasdr.
Ama her gerek air, birinci dereceden bir eletirmendir. Bu konuda
ancak zihinsel almann ne olduunu kavramayan kimse kuku du
yar, bu momentlerin eitsizliine, armlarn rastlantsna, dikkatin
zayflklarna ve d ynlendirmelere kar sava kavramayan. Zek
korkun derecede deiken, hilekr ve kendini aldatan niteliktedir,
zmsz problemler ve yanltc zmler iin yararldr. Eer her
eyi iine alan bu kaos, kendini tanm ak ve hak ettiklerini kendi
iinde semek ve o andan ekip titizlikle kullanmak iin birka ciddi
ans olmasa, bu kaostan dikkate deer bir eser nasl elde edilir?
Hepsi bu kadar deil. Her gerek airin, akl genel olarak kabul
edilenin ok stnde doru kullanp soyut dnmek yetenei vardr.
Ama az ok felsefi olarak sylediklerinin iinde kendi felsefesini
aramak doru olmaz. Benim dnceme gre gerek felsefe yle pek
de dndmz eylerde deil, daha ok dnme eyleminde ve
onun uygulamasndadr. Metafizikten onun sevdii btn szlkleri,
allm btn szck daarcn siliniz, bununla dnmeyi yok
sullatrmadnz belki dc farkedersiniz. Aksine belki de onu kurtar
m, genletirmi ve kendinizi baka insanlarn sorunlarndan kur
tarm olacaksnz, sadece kendi skntlarnzla uramak iin, hi
kimseye hibir ey borlu olmayan ve zihinsel sebebini gerekten ve
dorudan duyumsadnz kendi hayretinizle.
Edebiyat tarihinin, iir sanatnn ok sklkla tezleri ya da
varsaym lar dile getirm ek iin kullanldn gsteriyor olmas
dorudur; onun sahip olduu yetkin dil, biimi yani sesin etkisi ve

130

duyumsal izlenim i- ierik gibi ayn gten m eydana gelen dil - yani
bilincin son deiim i-, bu iirsel dil soyut fikirleri sylemek iin
kullanlmtr, bunlar tam tersine biimlerinden bam sz fikirlerdir
ya da en azndan biz yle kabul ederiz. ok byk airler ara sra
bunu yapmaya yeltenmiler. A m a bu ar soylu girimlerde takatini
tketen yetenek ne kadar byk olursa olsun, dnceleri izleyecek
dikkat, arky izleyen dikkatle yara girmesini asla nleyemeyecek
tir. DE NATURA RERUM burada nesnelerin doasyla anlamazlk
iindedir. iir okurunun durumu, saf dnceleri okuyann durumu
deildir. Dans eden insann durumu, topografya plan, ya da jeolojik
durum tespiti yapmak iin yolu alm ayan araziye giren bir insann du
rumu deildir.
Bununla birlikte airin kendi soyut dncesi bulunduunu
syledim, isterseniz felsefesi diyelim; ve onun air olarak etkinlii
srasnda etkilediini de syledim. Bunu kendimde ve birka baka
kimsede gzlem lediim iin syledim. Ne burada, ne de baka bir
yerde kendi deneyimime ya da uzun sreli gzlemlerime bavurmaktan
baka hibir kantm, iddiam ve hakl gsterecek hibir eyim yoktur.
air olarak altm her zaman, almamn benden sadece size
bahsettiim iirsel evrenin varln deil, bir sr kafa yormalar,
kararlar, seme ve birbirine balama eylemlerini de istediini farkettim; btn bunlar olmadan sadece ilham perileririnin ya da rastlant
nn olas ltuflar, deerli m alzem elerin inaat alannda mimarsz
kalmalarndan baka bir anlam ifade etmezdi. Ama bir mimar sadece
deerli malzemelerden ilham almaz. iir mimar olarak air, deerli
elemanlarn reticisi olarak olduka farkldr, her iir bunlarla beste
lenmi olm aldr, am a bunlarn kom pozisyonu ok farkl olup
btnyle deiik tarzda dnsel almay ister.
Bir gn birisi bana liriin cokunluk olduunu ve byk lirik
airlerin arklar dzeltm e yaplm adan yazldn, hezeyann ve
dnsel rzgrin frtnal kkremesindeki sesle ayn hzda olduunu
retm iti...
Ona tamamiyle hakl olduu yantn verdim; bu arada bunun iir
sanatnn ayrcal olmadn ve herkesin bildii gibi, rnein bir
lokomotifin yapm nda yapan kimsenin iini m utlaka saatte seksen
millik bir hzla srdrmesinin gerektiini syledim.
iir gerekten szckler yardm yla airsel durum u yaratmas
gereken bir tr makinedir. Bu makinenin etkisi belli deildir, nk
dncelere olan etki alannda hibir ey mutlak deil. Ama sonu ile
onun belirsizlii, durumun ne olduu gibi, makinenin konstksyonu
bir sr problem lerin zmn ister. Makine ifadesi sizi rahatsz

131

edip teknik karlatrmam size kaba geliyorsa, o zaman bizzat kk


bir iirin kompozisyonunun zamansal uzunluunun yllar alabilecei
ne, buna karn onun okur zerindeki etkisinin ise birka dakika
iinde m eydana geldiine dikkat ediniz. Belki de aylar sren
araylarla, beklentilerle, sabrla ve sabrszlkla toplanan bulularn,
karlatrmalarn ve sylem imeklerinin verdii okun kuatmas
altndadr okur birka dakika iinde. Esine, verebileceinden ok fazla
ey mal edilebilir. O kendine, bu gl ve mkemmel eseri bir eye
dayanmakszn, duraksamadan ve dzeltme yapmakszn yaratmak iin
zorunlu olan kiiyi dnr; bu eser onu nesnelerle varlklarn, tutku
larla dncelerin, sadalarla anlam larn ayn enerjiden meydana
geldii, birbirlerini deitirdikleri ve birbirlerine yanknn istisnai
yasalarna gre uyduklar bir dnyaya gtrr; nk, yaammzn
normal seyrinde ender olarak birbiriyle uyum iinde olan duyarll
mz, zekmz, belleimizi ve dilsel yeteneklerimizi ezamanl olarak
ykseltilmesini sadece cokunun zel bir biimi gerekletirir.
Belki de burada iirsel bir eserin uygulamasnn -b u n a szn et
tiimiz mhendisin bir lokomotifin balamna ve yapsna bakt
gibi bakarsak -y an i zlecek problemleri bilinli olarak ele almak
suretiyle- bize imknsz grnecei konusuna da dikkatinizi ekmem
gerek. Hibir sanatta birbirinden bamsz, birbirini koordine edici
koullar ve etmenlerin says daha byk deil. Sizi bu savla ilgili
olarak mnferit ispatlarla yormak istemiyorum. Size kendimi arala
rnda sadece geleneksel bir ban bulunduu, buna ramen mmkn
olduunca ortak altrlmalar gereken sada ile anlam konusunda
sylediklerimi hatrlatmakla yetineceim. Szckler ift doal olma
larndan dolay bana, matematikilerin byk bir emekle uyguladklar
deerleri dndryorlar.
Ne mutlu ki, belli varlklarn belli anlarnda her eyi basitletiren,
bahsettiim almaz glkleri insani gler dzeyine indirgeyen her
hangi bir g var.
Beklenmedik bir olayla, d ya da i sebeple air insann iinde
doar: bu bir aa, bir yz, bir konu, bir heyecan ve bir szck
olabilir. Kh partiyi balatan ifade istei, duyumsadklarn aktarma
ihtiyacdr, kh tam tersine biimsel elemandr bu, ifadenin sebebini
arayan, ruhumun boluunda kendine bir anlam arayan im adr...
Oyuna balarkenki bu olas ikilemi iyi gzlemleyiniz: Bazen bir ey
kendini ifade etmek ister, bazen bir ifade arac hizmet edebilecei bir
ey olmak ister.
Le Cimetire marin adl iirim, belli bir ritimle balad iimde,
yani Franszlarn on hecelik dizesiyle, bu dizeler drtlk ve altlk bi

132

rimlere ayrlmtr. Bu kalb dolduracak bir dncem yoktu henz .


Belirsiz szckler yava yava belirgin olmaya balayp inceden ince
ye bir konuyu belirginletiriyorlard, ve i etrefil bir i-kendini
kabul ettiriyordu. La Pythie adndaki dier bir iir, nce kendini sekiz
hecelik bir dize ile takdim etti, sada karakteri tamamiyle kendiliinden
olutu. Ama bu dize nart olarak bir cmle istiyordu, kendisi onun
bir parasyd ve bu cmleyi bulduu zaman, bu cmle daha birok
cmleyi kendine nart olarak istiyordu. Byle bir problem sonsuz
zm olanaklar gsterir. Ama iirde vezinsel ve mziksel koullar
belirsizlii iyice snrlarlar. Bu yle oldu: Benim fragmanm kopmu
canl bir para gibi hareket ediyordu, nk arzumun ve dnce bek
lentimin ona sunduu bir vastaya (kukusuz verimli) girmiti, eksik
olan her eyi retiyordu: birka onun zerinde olmak zere altnda
ok sayda dizeyi.
rneklerimi kk hikyemden setiim iin balamanz rica
ediyorum; ama onlar baka yerden daha rahat bir ekilde alamazdm.
Belki de benim air ve iir anlaym ok garip buluyorsunuz?
Ama eylemlerimizin en nemsizinin neleri ngrdn dnmeyi
deneyiniz bir kez. Kendiliinden kk bir cmle yapan insann iinde
nelerin meydana geleceini dnnz ve Keats'n ya da Baudelaire in
bir iirinin airin nnde bo sayfada vcut bulmas iin gerekenleri
hesaplaynz.
Bizimkinin sanatlarn iinde en ok bamsz elemanlar, ya da
etmenleri badatran bir sanat olduunu dnnz: saday, anlam,
gereklii ve kurmacay, mant, sz dizimini ve biim ile ieriin
ift buluunu -v e btn bunlar z bakmndan pratik olan bir tek
arala, devaml deitirilebilen, kirletilmi, her ey iin kullanlan bir
kz, iinden saf ve ideal bir ses elde etmek zorunda olduumuz ortak
dil ile, zayflklar, grnr zorluklar olmadan, iitmeyi bozmadan ve
iirsel evrenin anlk evresini krmadan, alacak ekilde ben'e stn
olan herhangi bir BEN yanstabilecek olan yle bir dil.

133

THOMAS MANN
(1875-1955)

ROMAN SANATI
Princeton rencilerine Verilen Konferans
1939

Altes nd Neues. S. Fischer Verlag, Frankfurt am Main


1953. Burada: Die Kunst des Romans. Vortrag fr Princeton-Studenten.

H sey in S a lih o lu /Y lm a z zbek. K onferansn


metni tam olarak ve Almanca aslndan evirilmitir.

Bugnlerde szlere roman sanat zerine konuacam. imdi ro


mann tam olarak bir sanat biim i olduunu yadsyan birini
dnebilirim . Byle bir estetiki: Roman geri gerek epik
destanlardan, efsanelerden meydana gelmi halk destanlarndan ve
kiisel yaratya dayanan sanat destanlarndan baka idil ve dini efsane
leri, balad ve romanslar, masal ve nihayet roman ve noveli de iine
alan ve edebiyatn ana trlerinden biri olan epik trden saylr diye
cektir. Fakat birincisi (bu kat estetikiyi konuturmaya devam edi
yorum) epik sanat biimi sralamada ancak ikinci yeri alr: Dier ede
biyat trlerinin hepsini kendinde btnletiren, gerekte edebiyatn
doruunda ve onun tahtna kurulmu olan oyunla edeer olamaz.
kincisi dzyaz roman, vezinli destann deersiz, biimsel olarak
onursuz bozuluudur; airin sadece vey kardei olan roman yazar,
edebiyatn da gayri meru ocuudur.
te bir okul estetikisinin syledikleri. Her ne kadar zoraki bir
saygyla dinlesek de, yle ya da byle ne birincisine, ne de kincisine
kar itirazlarn nne geenleyiz. Sanat dallarna ve trlerine birtakm
ilkesel sralamalar getirmek en gereksiz ve en kat kuralc bir i ol
maktan ileri gitmez. Bir sanat biimini, rnein mzii, resmi ya da
edebiyat en yce, en soylu diye dierlerinin zerine karmak pek
akllca olmayaca gibi (kulaa ho gelebilecek, sanat dallarndan
birini yceltm ek iin uygun gibi grnen sebeplerden dolay), bir

134

yarat dnyas olan edebiyatta da biim ve trler arasnda bir sralama


ya girmek o denli yakksz olur. Oyunun edebiyatn anlat trleri
karsndaki stnlne kar kmak, insan kolayca ayn yanlgya,
sralamay tersine evirmek hatasna drr. Belki de anlatnn asl
ruhu, lirik ve epik olan oyunda ne kadar iyi yer alabiliyorsa, epik
trn de lirik ve dramatik eleri bir araya getirebilecek gteki
ruhudur; belki de diyorum, ebedi Homersel olan bu anlat ruhu, dnya
apnda, evrensel bilgileri ieren ve veren gemi zaman yarats bu
ruhtur, yaznsaln saygdeer biimi ve de gemi zamann fsldayan
yaratcs, onun en saygdeer temsilcisi olan anlatc. Hintlilerin an
latan Vedalar da iti ha asa bir zamanlar szne gre Itih a sa Hymnen adn tarlard. Belki de bu bir zamanlar oyunun ite buradalmdan daha scak, daha edebi bir tutumdur. Ancak bunlar nes
nel olarak yantlanmas olanaksz, zevk ve mizaca bal sorulardr;
sanat trlerinde sz konusu olan tr deil sanattr.
Dzyaz romana kar ileri srlen ikinci kant kukusuz daha tu
tarldr: Onun gerek, yani vezinli destann bozulmu bir biimi
olduu. Nitekim bu dorudur, tarihsel adan bakldnda roman halk
larn anlat yaam nda kural bakmndan daha ge, doall daha
azalm, szm ona daha modern denilen bir aama demektir; ro
manla karlatrrsak destan her zaman eskinin iyi zamann, klasik
zaman gibi eyleri ortaya koyar. Dini methiye biiminde balar ve
sonra gereki ve demokrat olur. Zaman zaman bu popler elenceli
dnya Msr'da, olduu gibi enlikli olann hemen yannda yer alyor,
orada altnc hanedan a nl Sinuhe'nin Servenleri gibi dzyazlar
ortaya koym utur, bunu gemi kazazedesinin rom an, kandrlan
iftinin yks ve belki de Incil'deki Y usuf hikyesinin rnek
olduu iki kardein hikyesi izler, sonra eski M sr hakknda resmi
dini kasidelerden daha ok bilgi edinebildiimiz Rampsinist'in Hzi
nesi gelir. Hindistan'a baktmzda nce hemen hemen kutsal saylan
yzbin beyitlik Malabbaratay ve sonra da bu eserden yabani sarma
klar gibi dalbudak saran fantezisi usuz bucaksz ve dilsel adan
grkemli bir deiimin rn olarak doan hint romann buluyoruz.
H onerin lkesinde ise dzyaz rom ana ilk kez Elenizm ve Aleksandercilik uygun artlar hazrlad: O zaman Odysseia destannn son
raki blmlerinden biri olan Wundern jenseits Thule1den seyahat ro
man ortaya kar; ber Liebesabenteuer2 adl kitabyla dzyaz ak
rom ann balatan P arthenios'u gryoruz. Y ine skenderiyeli
1. Thule'nin tesinde Mucizeler -.N.
^ Ak Serveni Hakknda -.N.

135

A khilleus T atios'un yazd G eschichte d e r Leukippe und des


K leitophon1 gibi vezinli olmayan, engin servenler buluyoruz. Bir
de btn uluslarn kltrlerine girmi, Ortaan hayvan konulu ede
biyatna etki etmi ve Goethe'nin Reineke Fuchs eserinde yeniden
vezinli destan olmu Ezop'un fabelleri vardr o zamanlarda. Romu'da
ise nce Vergilius'un kahramanlk arklar ve ondan sonra Petroniusun zaman roman, ondan sonra da Apuleyus'un dnya roman ede
biyatnn gzel bir rnei olan Anor ud Psyche2 novelini de ieren
Der Goldene Esefi'i gelir. phe yok ki, ran'da, da karmakark bir
laf kalabal olan roman edebiyat nce Nizami ve Firdevsi'nin klasik
anlatsnn zlme rn olarak ortaya kar; ancak bu edebiyat Decameron'a ve Bendello ykclne nclk yapan elli iki erotik
yknn bir derlemesi olan P apageienbuch'u4 ortaya koymutur.
Dier yandan fr e n k kahram anlk arklar da romana girer: nce
R olanslied, sonra da kendi isminden baka bir de yazarnn ismini
bildiim iz -A rn a u t D an iel- ve dzyaz olarak kaleme alnm
Lanzelot gelir. Kitap kaybolmu, ama nn dnya edebiyatnda bir
hayalet gibi srdrerek yaamaktadr. Bu kitap byk bir olaslkla
Dante'de Paolo ile Francesca'nn birlikte Bu akam artk okumaya
devam etmediler diye geen yere kadar okuduklar kitap olsa gerek.
lgin bir durum: Bir dzyaz roman byk bir destann olay rgs
iinde motif olarak kullanlyor ve vlyor!
Dante ile biraz daha oyalanalm! Dante bir ozandr, yazar deil.
lahi Komedya'ya roman demek uygun dmez. Pekiyi romann sz
lk tanm nedir o zaman? ngilizcede de her zaman novel ya da kur
maca olmayp romance olan, Almancada Roman, Franszcada
roman, talyancada romanzo olan bu isim, bu szck nereden
geliyor? Temelde bir roman halk iinde halk dilinde yazlm ok ba
sit anlat eseri anlamna gelir. yleyse Diviia Commedia bu tanma
tpatp uygundur: Lingua pralata3 ile yazlm, Latince deil; bu an
lamda halka ynelik, halkn anlayaca bir eserdir; ite bu zellii ile
Ortaadan Yeni aa uzanr; bugnk talyancaya kaynaklk eden bu
kutsal destan kelime anlamyla romanzodur, yani romandr.

* Leukippe ile Kleitophon'un yksii -.N.


2 Ak ve Ruh -. N.
3 Altn Eek -. N.
^ Papaan Kitab -. N.
5 Halk dili

136

Devam edelim. Artus romanlar, anglo-norman kahramanlk iir


lerinin ve Gral destanlarnn dzyaz zlmleridir. Ancak XIV.
yzylda fransz Artus dizisinin bu romanlar, bu okuma gnleri ro
m anlar spanya'ya girer; Cervantes'in Don Q uixote'unun ban
dndren valye romanlarnn prototipi olan Amadis de Guala bu
tarzdadr. Sadece idealist valye romantiini yermek amacyla k
m, edebi ruhun en yce rnleriyle adn bir solukta anmada kimse
nin ikileme dmeyecei bir Shakespeare ile, bir Goethe ile bir halk
ve dnya eseri, bir roman domutur. Destanla roman arasndaki ku
ramsal ve estetik izginin tamamen ortadan kalkt, -iste r ark
biiminde sylenmi olsun, ister anlatlm olsun farketm ez- yarna
uzanm bir anlat eserin btnlnde ve zerkliinde kendini ortaya
koyduu bir yaratclk olayyla kar karyayz imdi. D iv ia n a
Com m edia nasl bir romansa Odysseia da aslnda bir romand, Don
Quixot da bir destandr, hem de en byklerinden biri. Sanat biim i
nin dehas kendi bamszl ve zgr ycelii ile ortaya karsa
sanat tr nemli deildir.
Akademik olmayan kiisel itiraflarmn anlatnn dehas olan sanat
trne kar sevgi ve ilgi dolu olmasn ho grnz; ve roman
sanat zerine verilen bir konferansta farknda olmadan epik sanat
ruhunu vgye dntrdmse mazur grnz. Grkemli ve heybetli
bir ruhtur o, genileyen, yaam dolu, srekli alkalanm asnda bir
deniz kadar engin, ayn zam anda mkemmel ve tam, namesel ve
akllca dnlm; bir kesiti ya da blm istemez, btn ister,
saysz paralardan ve ayrntlardan oluan, her biri ok bakayma
sna zerinde uzun uzun durduu dnyay ister. nk acelesi yoktur,
bir yn zaman var, sabrn, balln, tahammln, sevgiyle tadna
varlan yavaln ruhudur, byleyen bir skntnn ruhu. Her eyin
kkensel balangcyla ie koyulmaktan baka bir ey bilmez ve bir
trl sonunu getiremez, yazar onun iin yle der: Bitmemen seni
bytyor. Ama onun bykl lml, rahat, dnceli ve bilgedir
-nesneldir. Bu byklk nesnelerle kendi arasnda mesafe koyar,
nesnelerin doasna gre bir m esafe k o y m a d r bu, her ne kadar
dinleyenleri ya da okuyanlar sarmalna alp, dolatrsa da zerlerinde
szlp onlara yukardan bakp glmser. Anlat sanat, estetik ter
minolojideki karlyla Apollon sanatdr, nk uzaklar vuran
Apollo, uzaklarn tanrsdr, nesnelliin ve ironinin tanrsdr. Nesnel
lik ironi olup anlat sanatn ruhu da ironinin ruhudur.
imdi bir an duraksayacak ve soracaksnz: Nasl yani, nesnellik
ve ironinin birbirleriyle ne ilgisi var? roni nesnelliin kart deil
miydi? roni kesinkes znel bir tutum, klasiin btn sknet ve

137

nesnelciliine kar km olan romantiin sefahat sren yaamnn


tamamlaycs deil mi? -Dorudur. roni bu anlama gelebilir. Ancak
ben bu szc romantik znelciliin ona kazandrdndan daha geni
ve byk bir anlamda kullanyorum. Kendi dinginlii iinde neredeyse
mthi bir anlamdr: Bizzat sanatn kendi anlam, her eye evet derken
ayn zam anda hayr denm esi; btn gne gibi net ve bilgece
kavrayan bir bak, sanatn, diyebiliriz ki zgrlklerin en ycesinin,
dinginliin ve hibir ahlk kuralnn zedelemedii nesnelliin bak.
Goethe'nin sanatkrane bak, ona ironi hakknda ender ve unutulma
yacak u sz syletm itir: roni, bir sofrann ancak onunla
lezzetlenebilecei tuz taneciidir. Yoksa btn yaam boyunca
Shakespeare'in hayran olmazd; nk Shakespeare'in dram evreninde
esasen sanatn dnya ironisi egemendir; bu sanat onun eserini Tols
toy'un da olmaya alt ahlklara ie yaramaz gsteriyordu. Eer
anlatnn ironik nesnelliinden sz ediyorsam, ite bunu sylyorum.
roniyi soukluk, sevgisizlik, alaya alma, hor grme olarak dn
meyin. Epik ironi daha ok yrekten gelen sevgi dolu bir ironidir;
kk olana kar nezaketle dopdolu bir yceliktir.
ranl air Firdevsi miladn bin yllarnda krallk efsanelerinin bir
yenilenm esi olan K ral K itabm , eh n a m eyi yazd. Yirmi iki yl
boyunca Tulu diyarnda eseri zerinde alt. Glanza'ya gelip sul
tann huzuruna ktnda elli sekiz yandayd. Sultan uzun iirinin
her bin beyiti iin bin altn teklif eder, Firdevsi ise paray iimi
bitirince alrm, karln verir. Eser bitinceye kadar yllar geer,
ama sanatnn duygu ve arzular hibir zaman bitmedi. iirini oturup
bir yn kiilerin, hikyelerin, servenlerin, yiitliklerin, byl
glerin ve arabesk izgilerin etkisiyle dev bir hal gibi dokur. Eseri
nin bittiini aklad zaman seksen yana basmt. lyadadan alt
kat daha bykt ve altm bin beyitten oluuyordu. Sultan, Firdevsi'ye her bin beyit iin bin altn yerine bin gm gndererek onu alda
tr. dl geldii zaman ihtiyar hamamdadr, gelen dln hepsini,
getiren ulaklara ve hamamdaki tellaklara bahi olarak datr.
, Anlat dnyasndan bir anekdottur bu, muhteem bir anekdot.
Ayn ey hacim siz ve abuk biten dnyalarda, oyun ya da lirik
dnyasnda yoktur. Anlat eser, une mer a boire1; bir yn hayatn ve
sabrn, iten gelen sanat abasnn, sadakada her gn yenilenen ilham
yatrm yapld bir giriim mucizesi, -h er ey ayrntdan ibaretmi
esine ayrntya dkn, ayn zamanda btn de asla vazgeemeyece
i ekilde gz nnde tutan dev m inyatrclk-, sizlere roman
1 ilecek bir deniz -. N.

sanat hakknda bir eyler syleyecek olunca ite bunlar aklma


geliyor; bunlar sylerken elbette Firdevsi'yi, mkemmel Kral iirini
ve de beyitleri altn yerine gmle lld iin creti hediye
olarak dattn da unutmamam gerekir. Tandm kadaryla Firdev
si, dizeler yerine dzyaz tmceler de olsa yine de altn yerine gm
kabul etmezdi. Destan ile roman, bir Divina Commedia ile Comdie
H um aine1 arasnda bir nitelik ya da derece fark gzetmeye yreim
elvermez. Balzac'n btn bir roman yapsna iki dnyay birletiren
ve eitliklerini muhafaza eden ad vermesini harika buluyorum.
Lev Tolstoy da modern bir roman yazardr, phesiz en gl
olandr. Tolstoy, bizi okul estetikilerinin iddia ettikleri romanla
destan arasndaki ilikiyi tersine evirip roman destann bozulmu
biimi olarak deil de, destan romann ilkel n biimi olarak grme
yanlgsna dren olaylardan biridir.
Bylesi bir tarihsel bak tarz da tamamen olanakldr; nk
zlm, yozlama, dejenerasyon dediimiz olay aslnda btnde zge
bir eydir -genel anlamda sylersek, karmak bir problemdir, doa
biyolojisi ile kolay rtmeyen tinsel biyolojinin problemidir. Tinsel
biyoloji alannda zlm, yozlama bo szlere ya da salt doa biyo
lojisinde iaret ettiklerinin ztt anlamlar tayan szcklere dnebi
lir; Daha ileri basamaklar tanmlarken, daha yksek, daha gelimi
bir basama da tanm lyor olabilirler. Bozulma, incelme, derin
leme, ycelme anlamlarna gelebilir; lmle, bir sonla ilgili olmak
zoru n d a deil, aksine yaam n y k selm esi, ycelm esi ve
yetkinlemesi olabilir.
Roman ile destan bylesi bir iliki ierisinde grm ek hem
mmkn hem de uygun gibi grnebilir. Biri modern, biri arkaik bir
dnyadr. Dize kendi iinde arkaik eler tad ve aslnda byl bir
yaam duygusu iin katk salad gibi, vezinli destan da bizim iin
arkaik izler tar. lk destanlar ne okunmu ne de anlatlmtr; kesin
likle telli alglar eliinde sylenmi arklardr; ok eski alarda
aire verilen ozan ismi, ortaada ak iirleri yarmalarna kadar
szck olarak uygundu, zellikle destan bildirisel ark, Homeros'un
babas kr bir ozand -b u elimizde olduu haliyle tlyada ve Odysseia
arklarnnn, ya da Edda ve Nibelungen -Liedin ilk rapsodilerin
daha sonraki redaksiyonlar olmasn engellememitir.
Dzyaz romana uzanan srecin gerekten anlat dnyasnn bir in
celemesi ve ykseltilm esi anlamna geldiini ileri srmek cretlice
bir sav olur. Roman balangta vezinli anlatnn karmak, keyfi
1 nsanlk Komedisi -. N.

139

biimde gelien servenlerle dolu bozulmu ekliydi. Fakat roman


bnyesinde, byk ge yunan ve hint fabellerinden Edication senti
mentale ve Wahlverwandschaft en'e kadarki geliim, bizi destanda ro
mann arkaik zamandaki n biimini grmemiz konusunda hakl
karyor.
Ama roman insani bakmdan anlaml yola sevkeden bu ilke
iletirm ed ik. Bir dnr olarak almaktan ok sanatla daha sk
ilikisi olan alman Filozof Schopenhauer bunu ok geerli bir ekilde
dile getirmitir: Bir roman i yaam ne denli ok, d yaam ne
denli az betimlerse, o denli yce ve soylu olur; bu durum karakteristik
bir gsterge olarak romann Tristram Shandy'den balayp en kaba ve
olaylarla dopdolu valye ve haydut romanlarna kadar inen btn
basamaklandrlmalarnda karmza kar. Tristram Shandy t hi olay
yoktur; sanki Neue Heloise ve Wilhelm Meister'de ok mu var! Hatta
Don Quixot'ta. bile nispeten az, zellikle de ok nemsiz, espriye
kaan olaylar var. Bu drt roman, trn gzbebeidir. Sonra Jean
Paul'un harika romanlarna baknz, onlarn ne denli ok i yaam,
d yaamn ok dar temeli zerine devingen kldn grnz, Walter
Scott'un rom anlarnda bile i yaantlarn d yaantlar karsnda
nemli arl vardr, zaten d yaam, kt romanlarda sadece bu
lunmas gerektii iin varken, iyi rom anlarda birinciyi harekete
geirmek iin bulunur. Sanat d yaantlar olabildiince az kullana
rak i yaantlar gl bir biimde harekete geirmekten ibarettir;
nk ilgi odam z aslnda i yaamdr. Roman yazarnn grevi
byk olaylar anlatmak deil, kkleri ilgin hale getirmektir.
Bunlar klasik szler, ama sondaki zdeyi ilgin hale getirmekten
bahsettii iin benim fazlasyla houm a gitti. A nlatnn gizemi
-byle bir gizemden bahsedebiliriz artk-, skc olan ilgin klmak
tr. Bu gizemin perdesini amak, onu aydnla karmak hi olas
deil. Ancak Schopenhauer'in ince anlamlar ykledii k ilgin
yapm a gzlemini anlat sanatnn i dnyasnn zenginletirm esi
dncesine balamas rastlant deildir. Szm ona nemsiz olana
kulak kabartp buradan servenlere kar duyduumuz o kaba saba
zevki btnyle unutmamz iin i dnyann zenginletirilmesi ilkesi
her gizemde rol oynamal.
Dzyaz roman destandan zld zaman hikye, balangta
eilimi henz hi farkedilmeyen uzun, i dnyay zenginletirici ve
inceltici bir yola girdi. Buna ulusal bakmdan yakn bir rnek seecek
1 Almanca Verinnerlichung, d dnyada kazanlan deneyim ve
yaantlarn ruhsal i dnyaya alnmas. -. N.

140

olursam: Alman oluum, eitim ve geliim roman nedir, Goethe'nin


Wilhelm M eister'im serven romannn i dnya zenginliiden ve
yceliinden farkl klan nedir? Bu iletirmede kk ve basit olan
byleyici yapmann ve iirsel olan brjvalatrmann fazlaca sz
konusu olduu, iirselliin melei romantiki Novalis'in W ilhelm
M eister'e adad hem ar, hem de isabetli eletirisinden ilgin ve
retici bir aklkla ortaya kar. Novalis Almanlarn bu byk ro
manndan holanmam, onu iirsellie kar yneltilmi bir Candide
olarak nitelemitir. Canlandrma biimi iirsel olsa da yksek sevi
yede iirsel deilmi bu kitap; iire, dine vesaireye kar yergiymi;
saman ve yongadan lezzetli bir yemek, bir put oluturulmumu.
Arkadan her eyi ile bir maskaralkm. Gerek anlam da ortada
(arta)kalan ekonomik doadr. Romantik olan onun iinde m ahvol
maktadr, hatta doa iiri ve mkemmel olan da. Sadece insanlara
zg sradan eylerden bahsediliyor; doa ve mistisizm tamamen unu
tulmu. iirselletirilen burjuva ve evsel bir hikye... Sradan gnde
lik olaylar, hoa gidecek ekilde deitirilerek anlatlnca, iyi
dnlm yaygn bir dile brndrlp gl admlarla akp gidince
... kulaa nasl da ho geldiini bize M eister'in birinci kitab gster
mektedir. Novalis baka bir yerde: Goethe tamamyla pratik bir
airdir der. ngiliz rettii mallarnda ne ise o da eserlerinde yledir:
mmkn olduu kadar basit, sevimli, rahat ve srekli. Wedgwood'un
ngiliz sanat dnyasnda yaptn, alman edebiyatnda Goethe yapt,
onun ngilizler gibi doal, ekonomik ve usla kazanlm soylu bir
zevki vardr... Ondaki eilim, bir dnyay ele alp uygulanmayaca
nceden tam olarak bilinebilen bir eyi yapmaktansa olduka anlamsz
olan iyice perdahlam ak ve ona en parlak cily ve rahatl vermektir.
Bu eletiriyi deerlendirebilmek iin, benim yaptm gibi olum
suzu olumlu olarak okumay ve anlamay bilmek, hem de olum suz
luun bilgi iin verimliliine inanmak gerekir. Goethe'nin suland
bu ngiliz estetii, Richarson'un, Fiedling'in ve Goldsmithm burjuva
romanlarnn onun zerinde brakt etkiyi dndryor. Fakat No
valis'in Wilhelm M eister eletirisiyle farkna vardmz ey, romann
burjuvalam asdr; onu biim sel ve dnsel tarih bakm ndan
destann feodalizminden ayran, amzn hakim sanat biimi, ada
ruhlarn potas yapan doutan var olan demokratldr. Romann
XIX. yzylda Avrupa'da, ngiltere'de, Fransa'da, Rusya'da ve skandi
nav lkelerinde artc bir ykselii var bu ykseli rastlant deil;
bu, romann aa uygun demokratl ile, ada yaam doal olarak
ifade edebilm e yetenei ile, onu an sanat biiminin temsilcisi,

141

yazarn da orta halli sanatkrlktan ada sanatkr tipi yapan


toplumsal ve psikolojik tutkusuyla ilgilidir. Rom ancln modern
sanatkrlk olduu dncesine zellikle N ietzsche'nin kltr
eletirisinin birok yerinde rastlanr: Toplumsal ve psikolojik merak
ve sinirlilikle, duygu ve duyarln yapsal karmyla, biimleyici
ve eletirel konumuyla romanc, bu en ince heyecanlarn ve nihai
sonularn farkl alc ve verici enstrman, kendisi sanat ile uzma
nn ileri derecede bir karm olan, bir tr romanc olan, sanat ve
bilimi kendisinden nce hi kimsenin yapamad derecede birbirine
yaknlatrp katan Nietzsche'nin ruhsal a imajnda nemli rol oy
nar.
Burada, roman ve onun bir sanat biimi olarak gnmzdeki ege
men konum una ilikin esasen modern yazarlk ve gnmz edebi
sanat eserleri iin eletirel bir ge olduu anlam karlabilir. Rus
Filozofu Dimitri Merekovskiy'nin Pukin ve Gogol ile ilgili olarak
eletiri aracl ile katksz iirden kopu, bilinsiz yaratclktan
yaratc bilincine gei hakknda zaman zaman sylediklerini bir kez
daha anm syorum. Burada aynen Schiller'in nl denem esindeki
doal ile d u y g u sa l 1 biim inde tanm lad kartlk sz
konusudur. M erekovskiy'nin G ogol'da eletiri ya da bilinli
yaratclk dedii ve Pukin'in bilinsiz yaratclna kyasla ken
disine m odern, gelecee ynelik olarak grlen ey, Schiller'in
duygusallktan doaln kartn anlamasdr; ayn ekilde duygu
sal, daha yeni ve daha modern geliim basama iin bilincin ve
eletirinin yaratcl biiminde aklar.
Bu ayrm tamamen konumuza, romann karakterine aittir. Modern
sanat eseri olarak roman, iir basam andan sonraki eletiri
basaman temsil eder. Destanla olan ilikisi, yaratc bilincin,
bilinsiz yarat ile olan ilikisidir. Ve burada yaratc bilincin
demokratik bir rn olarak romann byklk bakmndan hi de
geri kalmak ihtiyacnda olmadn eklemek gerek.
D ic k e n s'n , T h ack eray 'n , T o lsto y 'u n , D o sto y ev sk iy 'n in ,
Balzac'n, Zola'nn ve Proust'un byk, toplumsal roman edebiyat
XIX. yzyln antlam sanatdr. Bunlar ngiliz, rus ve fransz isim
leridir -alm an isimleri neden yok? Almanya'nn Avrupa'daki anlat
sanatna katks ksmen olumludur: Bu katk esasnda Goethe'nin
Wilhelm M eister i ile daha sonra Gottfried Keller'in Der griine Heinrich' gibi eitim ve oluum romanlarnda vardr. Ayrca bir de yine
1 Schiller'in ber die naive und sentimentalische Dichtung (=Saf ve
duygusal edebiyat zerine) adl denemesine yollama yaplmaktadr. -. N.

142

Goethe'nin dnya roman sanatnn bir incisi olan W ahlverw andschaften'ine sahibiz, ruhsal, doa felsefesiyle ilgili dzyaz edebiyatn
mkemmel bir eserine. Daha sonra lkemizde beklenen sonularn
alnm ad burjuva devriminin beyinleri ve Das junge D eutsch
la n d ^ temsilcileri, Immermann ve Gutzkow, toplumsal ierikli ro
m anlar yazdlar. Dnyann ilgisini ok az ekip A vrupa yaznna
doru drst giremediler. Bir Spielhagen'in dzyaz roman bugn
avrupa roman dediim iz eye gerek hibir katkda bulunmad
sonucu karlacak kadar renksizdir. ok farkllk gsteren yallk
eserleri arasnda en azndan bir bayapt olan Effi Briest'le Avrupa'nn
ve dnyann pek dikkatini ekmedii halde avrupai lye ulam
olan Theodor Fontane'yi de belirtmek gerek: Fontane'yi Almanya'nn
dnda hi kimse tanmaz, hatta o Gney Almanya'da ve svire'de
hemen hemen hi okunmaz. Alman dilini konuan svirelilerin du
rumu da pek farkl deildir: kendi tarznn by, gl ky
ahlks Gotthelf, kulaa gerekten ho gelen bir nesir kaleme alm,
modern masaln harikulde anlatcs olan sevgideer Gottfried Keller
ve yksek soyluluu tarihselletiren novelist Conrad Ferdinand
Meyer'in durumu da Fontane'ninkinden farkl deildir.
Nasl oluyor da btn bunlar dierleriyle birlikte dorudan doruya
avrupai saylm yor? Nasl oluyor da bakalarna etki ve tem sil
yetenei ynnden farkllk bulabilmek iin biraz nce bahsettiimiz
Bat Avrupal ve Rus isimleri belirtm ek gereksinimi duyuyoruz?
Avrupa etkisi, Avrupa temsil yetenei her byk romancnn isminde
olduu gibi dnyay peinde srkleme durumu Almanya'da edebi ve
toplum sal eletirel olann dnda, baka bir yerde, yani mzikte
vardr. Almanya'nn bu gurur verici sralamann karsna koyduu, ya
da onlara katt isim, geri eseri bir ok ynden destanla ilikili de
olsa bir mzikal oyun olan W agnerdir. Almanya'nn XIX. yzyln
antsal sanatna katks yaznsal deil, mzikseldir, -ar karakteristik
bir tarzda. W agner'in muhteem eseri ile XIX. yzyl Avrupa'snn
byk roman sanat arasnda an dikkate deer psikolojik ortaklkla
r ortaya konabilir. Der Ring des N ibelungen'm , Emile Zola'nn
R ou g o n -M a cq u a rt dizisinin simgesel naturalizmi ile bir ok ortak
taraf vardr -h atta leitmotifi. Fakat asl ve tipik ulusal farkllk
Franszca eserin toplumsal ruhu ile Almanca eserin mitsel ve en eski
zamanlara ulaan iirsel ruhu arasndadr. Eer Avrupa damgal roma
nn A lm anya'da aslnda tannm adn sylem ekle pek bir ey
sylemi olmaz -B ununla alman zihniyetinin sadece bir sanat biimi
olarak romann doutan demokratiklii ile ilikisi zerine deil, ke

143

limenin en geni ve en dnsel anlamyla genelde demokrasiyle olan


ilikisi hakknda nemli bir ey sylenmi olur.
Romann Alm anya'daki yabanclndan ve alman romannn
dnyadaki bilinmezliinden sz edince elbette ki ondukuzuncu yzyl
ve zellikle onun ikinci yarsn gz nnde bulunduruyorum. nk
Jean Paul, Novalis, Tieck, Schlegel, Arnim ve Bentano'nun vgye
deer eyler katt rom antik dnem Almanyasnn roman, hayali
masal sanat avrupai olan ve zellikle Fransa'da gl etkiler brakan
bir temsilciyi E. T. A. Hoffmann'da bulmutur. Avrupa edebiyatnda
benzer bir etkiyi gen yata len Bohemyal Alman Franz Kafka'nn
bugn kendine zg ve anlaml eseri yapmaya balyor; onun dini
mizahi d ve korku edebiyat dnya edebiyatnn dzyaz biiminde
ortaya koyduu en derin ve en dikkate deer olanna dahildir. Yirminci
yzyla girdiimiz yllarda ve yirminci yzyln ilk eyreinde alman
romannn Avrupa'nn ilgi alanna biimsel ve dnsel adan bir
gedik amas gibi bir eyler oluyor. Ama bu konuya bir baka zaman
deinirim.

THOMAS MANN
(1875-1955)

BYL DAA GR
Princeton niversitesi rencileri in
1939

Der Zauberberg. Deutsche B uch-G em einschaft, Berlin.


D arm stadt. W ien 1967. Burada: E infhrung in den
Zauberberg. Fr Studenten der Universitt Princeton.

M ustafa olak. Konumann ksmen biyografik bilgiler


ieren giri blm ile Byl Dala ilgili eletirileri
ieren son blm karlmtr.

1912 ylnda -yaklak bir insan mr ncesinde, imdi renci


olanlar o zaman henz dom am lard- karm bir akcier hastalna
yakalanm t; ar olm am asna karn yine de svire'nin yksek
dalarndaki tedavi merkezi olan Davos'ta alt ay sreyle bir senatoryum da kalm as gerekiyordu. Bu srada ben M nih'te ocuklarn
yannda ve sar rma kysnda bulunan Tlz'deki iftlik evimizde
kalyordum; o yln mays ve haziran aylarnda karm birka haftal
na yukarda, dada ziyaret etmitim. Biiylii Da'n 1 balangcndaki
ziyareti Hans Castrop'un hasta kuzeni Ziemen. ile senatoryumun
lokantasnda akam yemei yedii ve bu sekin da lokantasnn mut
fanda sadece ilk tadmlklarn almakla kalmayp ayn zamanda bu
rann atmosferinden ve bizim bu yukardaki yaammzdan etkilen
dii var balkl blm okursanz, evet bu blm okursanz, o
zaman bizim buradaki yeniden grmemizin ve benim o sradaki
garip izlenimlerimin olduka benzer bir betimlemesini bulursunuz.
Bu ok zel izlenimlerim Davos'un hastalk ortamnda karmn re
fakatisi olarak geirdiim hafta boyunca glenip derinleti.,
Aslnda Hans Castrop'un orada geirmeyi dnd haftadr bu,
1. Der Zauberberg-. N.

144

145

ve bu hafta onun iin byl yedi m asal yl olacaktr. Bundan


b ah sed e b ilird im , n k ben de aa y ukar ayn d u ru m la
karlardm . Yaantlarnn en azndan birisi -v e aslnda esas olan yazarn, kahramanna kendi deneyim inin aslna uygun bir aktarmdr:
yani ovadan gelen konuun muayene edilmesi srasnda hasta olduu
nun ortaya kmas.
Rutubetli ve souk bir havada balkonda otururken st solunum
yollarndan hastalanncaya kadar aa yukar on gn kaldm orada,
yukarda. O srada iki uzm ann - e f ve asistan - sanatoryum da bu
lunmalar nedeniyle dzen ve gvenlik uyarnca bronitimi muayene
ettirmekten baka are yoktu; bylece tam o srada kontrole arlan
karm n yannda gittim . A n m sayabileceiniz gibi d grn
itibariyle mavirim Behrens'e biraz benzeyen ef, gsm parmak
darbeleriyle yoklad ve byk bir abuklukla akcierimde sisli, yani
hasta bir nokta saptad. Eer Hans Castrop olsaydm bu sis hayatm
btnyle deitirirdi. D oktor bana alt aylna burada yukarda bir
tedavi krne katlmakla akll davranacam konusunda gven verdi;
ve eer onun szne uysaydm kim bilir belki de hl orada yatyor
olacaktm. Ben ise orada, yukarda bu ksa hafta iinde edindiim
ve bana bu evrenin gen insanlar iin -tberkloz da bir genlik
hastaldr- ne denli tehlikeli olduu konusunda bir fikir vermeye
yetecek izlenimlerimi ilediim Byl D a ' yazmay tercih ettim.
Romanm okuduunuz zaman birazck hissedeceiniz gibi o yukar
daki hasta dnyas da kapal olup insan kendi kabuu iine eken
bir g durumundadr. Bu, gen insanlar nispeten ksa srede gerek
ve aktif yaama yabanclatran bir tr yedek yaam biimidir. Orada,
yukarda, her ey lkstr, ya da lkst, hatta zaman kavram bile. Bu
tr krler her zaman aylar alr, ama ounlukla yllar srer. Alt aydan
sonra gen insann kafasn dilinin altndaki derece ile flrtten baka
hibir ey megul etmez. Ve ikinci alt aydan sonra bunlardan baka
hibir ey kafasn megul etmeyecektir. Sonunda ovadaki yaam iin
zelliini kaybetmi olacaktr. Bu enstitlerde tipik bir sava ncesi
grnm sz konusuydu, ya da sz konusudur. Byle bir durum
sadece hl etkinliini srdrmekte olan kapitalist ekonomi biiminde
dnlebilir. Sadece o koullar altnda hastalar, yaamlarn yllarca,
hatta sonsuza kadar ailelerinin maddi destei sayesinde srdrmeleri
mmkn oldu. Bu durum bugn ortadan kalkmtr, ya da kalkm
gibidir. Byl Da bu tr varolu biiminin lm habercisi olmu
tur; epik betimlemelerin bir yaam biimini tamamlayp ardndan or
tadan kaybolmalar belki de bir yasadr. Gnmzde akcier tedavisi

146

olduka farkl usulde yaplyor, bu yzden svire'nin yksek da


sanatoryumlarnn ou spor otellerine dnmtr.
Davos'ta edindiim izlenim ve deneyimlerimden bir yk yaratma
dncesi ksa zam anda beni sarmt. O zam anlar edebi durumum
yleydi: Prens rom an Knigliche H oheiti bitirdikten sonra bir
dolandrc ve otel hrsznn anlarn yazmak gibi tuhaf bir giriimde
bulundum ; bu, sosyal olm ayan ve p o lisiye tarznda, tem elde
K nigliche H oheitin kk prensinde olduu gibi bir sanat
hikyesini ieren roman olacakt. Sadece byke bir fragman kalan
bu garip kitabn slbu on sekizinci yzyln byk an edebiyatnn
ve Goethe'nin D ichtung und W ahrheitnn bir y an slam as1 idi,
ifade biimini uzun zaman korumak zor olmutu. Bundan dolay dilin
ve dncenin baka alanlarnda slp bakm ndan dinlem e gereksi
nim i ortaya kt ve bunun zerine rom anm a, long short story2
V enedikte lm 3 yazarak ara verdim . Davos ziyaretim de onu
neredeyse bitirm ek zereydim ve planladm yk -hem en Byl
D a baln a ld - Venedik'te lme bir mizahi kart eserden
baka bir ey olmayacakt. Eser kapsam bakm ndan da yle olacakt,
yani biraz geniletilm i bir short story. K sa bir sre nce bitirm i
olduum trajik novelin bir yergisi olarak dnlm t. Eserin at
mosferi bu yukardaki bir garip yerde denediim lm ile elencenin
bir karm olacakt. V enedik'te lm de betim lenen lm n
bys, ba dndrc bir dzensizliin kat bir dzene mahkm olan
yaama stn gelmesi, mizahi bir alana aktarlacakt. Sade bir kahra
man, lmcl servenler ve toplumsal haysiyet arasndaki komik an
lamazlk; niyetim bu kadard. k belli deildi, ama bulunacakt;
tm basit ve elendirici olacaa benziyordu, ok yer tutmayacakt.
Tlz ve M nih'e geri dndm zaman birinci blm yazm aya
baladm.
Ksa bir sre sonra beni gizlice, hikyenin geniletilm esindeki
sakncalarn ve malzemenin nemlilie, dnsel bakmdan snrszl
a olan eilim inin sezgisi sarmt. Tehlikeli bir ilikinin ortasnda
bulunduum u kendim den gizleyemedim. Giriim in hafife alnmas
belki de hep bende ortaya kan bir durum deildir. Bir i taslak
halindeyken son derece tehlikesiz, basit ve pratik grnr. yle uzun
boylu bir zahmet ve alma istemez gibi gelir insana. Birinci roma1 parodisi -. N.
2 Bu ngilizce ifadenin karl aslnda uzun hikye, ya da ksa
roman olmas gerekir. -. N.
^ Der Tod in Venedig -. N.

147

mm Buddenbrooks skandinav tccar ve aile hikyeleri trnde 250


sayfalk bir kitap olarak dnlmt, ama iki kaln ciltlik bir eser
oldu. Venedik'te liin M nih'te yaynlanan Simplicissimus adl dergi
iin bir short story olacakt. Ayn durum daha nce yaklak
Venedik'te liim'n kapsam kadar olacak bir novel eklinde tasarla
dm Joseph-rom anlar iin de geerlidir. Bu Byl Da da da
farkl deildi; orada kendini zorunlu olarak retimsel aldatm a
szkonusudur. Bir eserin btn olanak ve zorluklar nceden bilinip
ounlukla yazarnkinden byk lde farkllk gsteren kendi isten
ci tannsayd, o zaman insann eli ie varmaz, balamaya cesaret ede
mezdi. Bir eser gerektiinde yazarnkini de aabilecek bir ihtirasa
sahiptir; bu da olduka iyi bir durumdur. nk, hrs kiiye zg ya
da eserin nnde olmamal, eserin kendinden kaynaklanmal, onu eser
ortaya koym aldr. Byk eserlerin bu ekilde meydana geldiine
inanyorum. Byk eser yaratacam diye ortaya kan hrstan byk
eser doacan sanmyorum.
Ksaca, Davos hikyesinin kendi iinde bu durumu vard ve kendi
hakknda benden farkl dndn vaktinde anladm. Bu, d
grnm itibaryla da dorulanyordu. nk, Venedik'te lm 'n
ar yorgunluunu zerimden atmam salayan ngiliz doldurm a
mizah slbu da bir mekn ve ona ait zaman istiyordu. Daha sonra,
roman ksa zamanda bitirmemi salayan ve i deneyimleriyle eseri
son derece zenginletiren, ama buna karn yaynlanmasn geciktiren
sava balad.
Ben o yllarda Avrupa'daki ztlklar ve atm aya neden olan
sorunlar bizzat yaamamdan ve zaratrmamdan kaynaklanan olduka
yorucu bir almann rn olan Betrachtungen eines Unpolitischeni yazyordum. Bu, yllar sren korkun bir hazrln ortaya
kard sanat eseriydi; bir sanat eseri olmas, ok ciddi olsa da bir
oyun olmas sadece daha nceki analize ve tartmaya dayal'almann verdii maddi hafifleme sayesinde salanmt. Bunlar ok ciddi
latifeler, diye bahseder Goethe bir defasnda Faust eserinden ve bu.
btn sanatlarn ve dolaysyla Byl D a'n da bir tanmdr. Ama
zgr sanat olarak stesinden gelm i olduum Byl Da'\n
sorunsaln kanl bir insanlk iinde nceden yaam olmasaydm,
aka ve oyun yapamazdm. Betrachlugenin parolas; Que diable
allait il faire dans cette galre? Yant Byl Da'dr.
Savata silhla yaptm dnsel hizmetten sonra ilk sanatsal
denemelerim Gesang vom Kindchen ile hayvan yks Herr und
Hund adnda iki idildi; ancak bundan sonra Byl Da' tekrar ele
aldm. Fakat ona ezamanl yazdm eletirel denemeler yznden

148

srekli ara veriyordum. Bunlardan en nemli tanesi, yani Goethe


ve Tolstoy, Alman Cumhuriyeti Hakknda ve Okkult Yaantla
r, ierikleri bakmndan Byl Da'n deta fikri bir eliklemesi,
bir filiziydiler.
Beni tam tamna yedi deil, on iki yl kendisine balayan ve
short story anlayndan oluan h e rik i cilt, nihayet 1924 sonbaharn
da yaynland. Kitabn beklentilerimin stnde sat yapmas beni
artmt. nk ben tamamlanm eserlerimi herhangi bir dnyalk
midi olmadan elden karmaya alm. Eserin bir zamanlar beni
etkileyen ekicilii oktan yok olmutu. Tamamlamak, retim ahlk
bakmndan bir beceri, daha dorusu bir zdirenim sorunuydu. Bu di
renim im yllarca sren hrsmn bir sonucudur ve bana saysn
hesaplamaya cesaret edemediim tuhaf sabahlarm dolduran son derece
sorunlu kiisel elence olarak grnr. Bu birliktelik heyecanl bir
lde ortaya karsa, o zaman yaam m da sk sk olduu gibi
bulutlardan aa derim, ve bu ho d Byl D ada apansz
ve derin olmutu. Bu bin iki yz sayfalk fikir kompozisyonunun
kurgusal balantlarn, ekonom ik ynden zor durumda bulunan ve
burnundan soluyan toplumun izleyecei hi dnlebilir miydi?
( ark sn n dev hals - iki kere yzbin dize; H eine'nin
Firdevsisindeki bu deyi almam srasnda en ok sevdiim alnt
olmutu, ayrca Goethe'nin bitememen seni yceltiyor sz de.)
Gnm z koullarnda birka bin kiiden fazlas allm roman
m etnine pek benzemeyen bu garip elence iin onalt ya da yirmi
mark deyebilir miydi? Mutlak olan husus, bu iki cildin on yl nce
ne yazlaca, ne de okuyucu bulabileceiydi. Bunun iin yazarn
rnyle en uygun zam anda ortaya kabilm esi iin -b ir zaman
olduu gibi- ulusuyla birlikte edindii ve kendi iinde sanatsal olgun
lua ulatrmak durum unda olduu yaantlar gerekliydi. B yl
Dc'n sorunlar doal olarak kitlesel deildi, ama eitilmi kitlelere
sesleniyordu, ve genel ihtiya, geni okuyucu kitlesine kk Hans
Castrop'un servenlerini hazrlayan o alim ist ykselii tantt.
Evet, gerekten de alm an okur kendini bu romann basit ama
kurnaz kahramannda tekrar tand; onu izleyebiliyor ve izlemek is
tiyordu.
Gerekte Byl D a, alman yn ok ar basan bir kitaptr, ya
banc eletirmenlerin onun uluslararas olanaklarn hepten kmse
yecekleri kadar alman bir kitaptr. Sekin bir skandinav eletirmen bu
kitabn yabanc bir dile evirisine hibir zaman cesaret edilemeyecei
ni. nkkitabn buna elverili olmadn aka ve kesin kararllk
la aklyordu. Bu yanl bir tahmindi. Byl Da hemen hemen

149

btn Avrupa dillerine evrildi ve hkm verebildiim kadnyla ki


taplarm dan hibiri dnyada, sevinle belirteyim ki, zellikle de
Amerikada bunun uyandrd ilgiyi uyandrmad.
imdi bu kitap hakknda ve onun nasl okunmas gerektii
konusunda ne diyeyim? Balangta eserin iki kez okunmasgerektiini ileri srmek hayli kstaha bir istek olur. Fakat bu istei eseri
daha ilk kez okuduklarnda sklanlar iin geri alyorum. Sanat, bir ev
devi, eziyet, contre cur etkinlii olmamal, tersine, insanlara zevk
ve nee sunmal, onlar elendirmeli ve canlandrmal; sanatn amac
da budur zaten. Eer bir eser, okuyan kimseye bu etkileri yapmyorsa,
kii o eseri okumaktan vazgeip baka bir esere ynelmeli. Byl
Da' sonuna kadar okuyup bitirene, onu bir kez daha okumasn ne
ririm. nk zel yazl biimi ve kompozisyon karakteri okuyucu
nun alaca zevki ancak ikinci okumada arttrp derinletirecektir.
-Tpk tadna varabilmek iin mzii nceden tanmak gerektii gibi
Genelde mzie ait olan kompozisyon szcn tesadfen kul
lanmadm. Mzik teden beri slp oluturucu olarak almalarm
etkilemitir. airler esasen biraz baka eydirler ounlukla; baka
bir alanda etkinlik gsteren ressamdrlar, grafikidirler, heykeltratrlar, mimardrlar, ya da ne bileyim bir eydirler. Bana gelirce, ben
kendimi airler arasndaki mzisyenlerden sayyorum. Roman benim
iin daima bir senfoni, konturpuan bir eser, fikirlerin mziksel motif
rollerini oynad bir konu rgsdr. Zamam zaman Richard
W agnerin sanatnn benim edebi eserlerime etkisinden -bunu ben de
yaptm -sz edilmitir. Bu etkiyi yadsmyorum kukusuz, Wagneri
zellikle hikyeye aktardm leitmotifin kullanmnda da izledim.
Fakat bu etkilenme asla Tolstoy'da, Zola'da ve hatta kendi genlik
romanm B ddenbrooks'da olduu gibi salt naturalist betimleyici,
yani mekanik (jir yntemle deil, mziin simgesel tarznda olmu
tur. Bu konuda kendimi ilk kez Tonio Kroger de denedim. Orada uygu
ladm teknik Byl Da'da daha geni bir erevede, ok daha kar
mak ve. etkin bir ekilde kullanlmtr. te Byl Da'n ikinci
kez okunmas ile ilgili srarc tutumumun nedeni budur. erii nce
den bilinir ve simgesel yaplar okuma srasnda sadece geriye doru
deil, ileriye ynelik olarak da aklanabilirse, ite o zaman bu
m ziksel-dnsel iliki btnl gerektii gibi anlalr ve eserin
tadna varlr.
imdi daha nce konu edilen, romann eitli ekillerde ele ald
zamann gizemi konusuna deinmek istiyorum. Byl Da ift an
lamda bir a romandr: bir ynyle bir an, Avrupa sava ncesi
dnem inin i grnm n yanstm aya alm asyla, ama dier

150

ynyle salt zamann, romann sadece kahramannn yaants olduu


iin deil, eserin bizzat iledii konusu olmasyla tarihi bir romandr.
Kitap anlatt eyin kendisidir: nk eser gen kahramann kapallk
iindeki bylenmesini zaman kavram dnda betimleyerek bizzat
zaman sanatsal olanaklar vastasyla ortadan kaldrmaya urap ie
riindeki mziksel idealler dnyasnn her saniyesini bilinle algla
nan imdiki zamanda yanstmaya ve byl bir nunc stans olu
turm aya alr. Fakat bu arada eserin ierik ve biim de, z ve
grnmde tam bir uyum iinde olma ve konuyla zdeleme hrs da
aynen devam etm ektedir. Bu istek baka bir konuyla, genellikle
alim ist sfatyla nitelendirilen ykselm e konusuyla bantldr.
Hatrlarsnz; gen Hans Castorp basit bir kahraman, Hamburglu bir
ailenin kk olu ve sradan bir mhendistir. Fakat Byl Dan
son derece da kapal dnyasnda bu basit malzeme, ona ahlki,
dnsel ve duygusal serven yetenei veren bir ykseli kazanr,
oysa alayc bir tutumla srekli ova olarak nitelendirilen dnyada bun
lar hayal bile edemezdi. Onun hikyesi bir ykseliin hikyesidir.
Ama bu hikye kendi iinde de hikye ve anlat olarak bir ykselitir.
Gereki roman aralarn kulland halde gereki roman deildir.
Gereklii dnsel ve ideal iin simgesel bir biimde yrkseltip say
damlatrmak suretiyle onu amaktadr. Bunu karakterleri ilerken ak
bir biimde ortaya koyuyor. Bu karakterlerin hepsi okuyucu duygusu
iin grndklerinden daha fazladr: dnce alanlarnn, ilkelerinin ve
dnyalarn sadece temsilci ve elileridir. Bu nedenle bunlarn glgeler
ve gezinen alegoriler olmadklarn umuyorum. Aksine okuyucunun
bu kiileri, yani Joachim 'i, Clawdia Chauchati, Peeperkornu, Settembrini'yi tandk birileriymi gibi gerek insanlar olarak algladn
renmem beni rahatlatt.

151

ORHAN VEL KANIK


(1914-1950)

GARP
1941

Nesir Yazlar (Makale ve Hikyeleri), Varlk Yaynevi, s


tanbul 1953. lk kez 1941 ylnda Garip'c yazlan nsz
olarak kmtr.

iir, yani sz sylem e san'at, gemi asrlar iinde bir ok


deiikliklere uram; en sonunda da, bugnk noktaya gelmi. Bu
noktadaki iirin doru drst konumadan bir hayli farkl olduunu
kabul etm ek lzm. Yani iir bugnk hliyle, tabi ve alelade
konumaya nazaran bir ayrlk gstermekte, nisb bir garabet arz et
mektedir. Fakat iin ho taraf, bu iirin birok hamleler neticesinde
kendini kabul ettirm i, bir an'anc kurm ak suretiyle de mezkr
acaiplii ortadan kaldrm olmas. Yeni doup bugnn mnevverleri
tarafndan terbiye edilen ocuk kendini dorudan doruya bu noktada
idrak ediyor. iiri kendine gsterilen artlar iinde aradndan, bir
tabiileme arzusunun mahsul olan eserleri hayretle karlyor. Garip
telkkisi, rendiklerini tabi kabul ediinden gelmekte. Ona buradaki
izafilii gstermeli ki, rendiklerinden phe edebilsin.
*

An'ane, iiri nazm dediimiz bir ereve iinde muhafaza etmi.


Nazmn belli bal unsurlar vezinle kafiyedir. Kafiyeyi ilk insanlar
ikinci satrn kolay hatrlanmasn temin iin, yani sadece hafzaya
yardmc olmak maksadyle kullanmlard. Fakat onda sonradan bir
gzellik buldular. Onu, hikmeti vcudu aa yukar ayn olan vezinle
birlikte kullanmay bir maharet saydlar. iirin de meneinde, dier
san'atlarda olduu gibi, byle bir oyun arzusu vardr. Bu arzu iptida
insan iin nazar itibara alnabilecek bir ehemmiyetteydi. Halbuki in
san o zamandanberi pek ok tekml etti. Bugnk insan yle zan vc
temenni ediyorum ki, vezinle kafiyenin kullanlnda kendini hayrete

152

dren bir glk, yahut da byk heyecanlar temin eden bir gzellik
bulunmayacaktr. Nitekim bu rahatsz edici hakikati grm olanlar,
vezinle kafiyeye henk denilen yeni bir iir unsurunun ebeveyni
nazariyle bakmlar, bu yeni nimete drt elle sarlmlar. Bu iirde
eer takdir edilmesi lzmgelen bir henk varsa.onu temin eden ey,
ne vezindir, ne de kafiye. O henk vezinle kafiyenin dnda da,
vezinle kafiyeye ramen de mevcuttur. Fakat onu iirde uurlu hale
getirip anlaylar en kt insanlara bile bir hengin mevcut olduunu
haber veren ey vezinle kafiyedir. Bu suretle farkna varlan, yani
vezinle, kafiye ile temin edilen bir henkten zevk duyabilmek yahut
da lkrdy bu basit ller iinde sylemeyi maharet sayabilmek;
safdilliklerin herhalde en muhteemi olmaldr. Bunun haricinde bir
henge inanmaksa, onun iir iin ne kadar lzumsuz, hatt ne kadar
zararl olduunu biraz sonra anlatacam.
*
Vezinle kafiyenin her eye ramen birer kayt olduunu da kabul
edelim. Bunlar airin dncesine, hassasiyetine hkmettikleri gibi
lisann eklinde de deiiklikler yapyorlar. Nazm dilindeki nahiv
acaiplikleri vezinle kafiye zaruretinden domu. Bu acaiplikler belki
de, ifadeyi geniletmesi itibariyle, iir iin faydal olmutur. Hatta on
larn, nazm endielerinin dnda dahi ba tac edilmeleri ihtimali
vardr. Fakat bu kurulu bazlarnn kafalarna iir dilinin kendine
hs yaps diye dar bir telkki getirmi. Bu eit insanlar bir takm
iirleri reddederken konuma diline benzemi diyorlar. Kklerini
vezinle kafiyeden alan bu telkki, hakik mecrasn arayan iirde hep
ayn zaf garabeti bulacak, onu kabul etmek istemiyecektir.
*

Lfz ve m na sanallar ok kere zeknn tabiat zerindeki


deitirici, tahrip edici hassalarndan istifade eder. Bilgisini, terbiyesi
ni gemi asrlara borlu olan insan iin bundan daha tabi bir ey
yoktur. Tebih, eyay, olduundan baka trl grmek zorudur. Bunu
yapan insan acaip karlanm az, kendine hi gayri tabilik isnat
edilmez. Halbuki tebihle istireden kaan, grdn herkesin kul
land kelimelerle anlatan adam bugnn mnevveri garip telkki
etmektedir. Hats, muhtelif saptmalarla gelimi bir iir anlayn
kendine k noktas yapmasdr. Yaznn peyda olduu gndenberi
yz binlerce air gelm i, her biri binlerce tebih yapm. Hayran

153

olduumuz insanlar bunlara bir ka tane daha ilve etmekle acaba ede
biyata ne kazandracaklar? Tebih, istiare, mbala ve bunlarn bir
arada gelmesinden meydana kacak bir hayal zenginlii, mit ederim
ki, tarihin a gzn artk doyurmutur.
*
Edebiyat tarihinde pek ok ekil deiiklikleri olmu, yeni ekil,
her defasnda, kk garipsemelerden sonra kolayca kabul edilmitir.
G kabul edilecek deiiklik, zevke ait olandr. Byle deimelerin
pek seyrek vukua geldiini; stelik, bu suretle meydana kan edebi
yatlarda da her eye ramen deimiyen, yine devam eden, hepsinde
mterek olan bir taraf bulunduunu gryoruz. Bugne kadar burju
vazinin mal olmaktan, yksek sanayi devrinin balamasndan evvel
de dinin ve feodal zmrenin kleliini yapmaktan baka hi bir ie
yaramam olan iirde, bu deim iyen taraf; m reffeh snflarn
zevkine hitap etmi olmak eklinde tecelli ediyor. Mreffeh snflar
yaamak iin almaya ihtiyac olmayan insanlar tekil ederler. O in
sanlar gemi devirlerin hkimidirler. O snf temsil etmi olan iir
lyk olduundan daha byk bir mkemmeliyete erimitir. Ama
yeni iirin istinat edecei zevk, artk, akalliyeti tekil eden o snfn
zevki deil. Bugnk dnyay dolduran insanlar yaam ak hakkn
mtemadi bir didimenin sonunda buluyorlar. Her ey gibi, iir de on
larn hakkdr, onlarn zevkine hitap edecektir. Bu, mevzuubahis
kitlenin istediklerini eski edebiyatlarn letleriyle anlatmaya almak
demek de deildir. Mesele bir snfn ihtiyalarnn mdafaasn yap
mak olmayp sadece zevkini aramak, bulmak, sanata onu hkim kl
maktr.
Yeni bir zevke ancak yeni yollarla, yeni vastalarla varlr. Bir
takm nazariyelerin sylediklerini bilinen kalplar iine sktrmakta
hi bir yeni, hi bir san'atkrane hamle yoktur. Yapy temelinden
deitirmelidir. Biz senelerdenberi zevkimize, irademize hkmetmi,
onlar tayn etmi, onlara ekil vermi edebiyatlarn, o skc, o
bunaltc tesirinden kurtulabilmek iin, o edebiyatlarn bize retmi
olduu her eyi atmak mecburiyetindeyiz. M mkn olsa da iir
yazarken bu kelim elerle dnm ek lzm dr diye yaratc
faaliyetim izi tehdit eden lisan bile atsak. Ancak bu suretledir ki,
kendimizi alkanlklarn srkledii gayri tabi inhiraftan kurtarm;
safiyetimize, hakikatimize irca etmi oluruz.
[...]

154

Ben san'atlarda tedahle taraftar deilim. iiri iir, resmi resim,


m usikiyi m usiki olarak kabul etm eli. Her san'atn kendine ait
hususiyetleri, kendine ait ifade vastalar var. Meram bu vastalarla
anlatp bu hususiyetlerin iinde kapal kalmak hem san'atn hakik
kymetlerine hrmetkar olmak, hem de bir cehde, bir emee yer ver
mek demek deil mi? Gzel olan temin edecek glk herhalde bu
olmal. iirde musiki, musikide resim, resimde edebiyat bu gl
yenemiyen insanlarn bavurduklar birer hileden baka bir ey deil.
Ayrca bu san'atlar, teki san'atlarn iine girince hakik deerlerinden
de bir ok eyler kaybediyorlar. Mesel bir iirde henktar birka ke
lim enin yanyana gelm esinden m eydana km bir m usikiyi,
nam elerindeki tenevv ve akorlarndaki zenginlikte muazzam bir
sanat olan sahici musiki yannda kmsememeye imkn var m?
Mahreleri ayn olan harflerin bir araya toplanmasyle vcuda gelen
hengi taklid de bu kadar basit, bu kadar di bir hile. Ben bu gibi
hilelerden zevk duymann, o hengi iirde hissetmekten gelen bir
memnuniyet, anlalmaz sanlan eserin muvaffakiyeti addetmek insa
nn kendini m uharrirle bir tutmak, yani kendi kendini beenm ek
arzusundan baka bir ey deil. Bu itibarla halk tarafndan sevilen
eserler en kolay anlalanlar oluyor. M esel musiki zevkleri yeni
teekkl etm eye balam insanlar T c h a ik o w s k i'nin; m evzuu
N a p o lo n 'un M oskova seferinden alnm , vak'alar, resim gibi,
hikye gibi tasvir edilmi olan 1812 uvertiir'n hayranlkla dinlerler.
Yine onlar iin S a in t-S a e n s'n: llerin gece saat on ikiden sonra
m ezarlarndan kalkp raksedilerini, sabahn oluunu, horozlarn
tn, iskeletlerin tekrar m ezarlarna giriini anlatan Danse M a Cebre' ile Borodin'm-, bir kervann su ve ngrak sesleri arasnda iler
leyiini anlatan Asya'nn Steplerinde isimli eserleri en byk musiki
eserleridir. Bence, m usiki gibi ifade vastas fevkalde geni bir
sanatta tasvirle avlanmak gibi basit bir hileye mracaat, bestekr iin
gz yumulamyacak derecede byk bir kusur. Halkn, yukarda anlat
tm cinsten bir infriorit kompleksine bal olan bu hissini, hi
bir byk san'atkr istism ar etmemeli. Sanatkr, kendini verdii
san'atn hususiyetlerini kefetmek, hnerini de bu hususiyetler zerin
de gstermek mecburiyetindedir. iir btn hususiyeti edasnda olan
bir sz san'atdr. Yani tamamiyle mnadan ibarettir. M na insann
be duyusuna deil, kafasna hitabeder. Binaenaleyh dorudan doruya
insan ruhiyatna hitabeden ve btn kym eti mnasnda olan hakik
iir unsurunun m usiki gibi, bilmem ne gibi tl hokkabazlklar
yznden dikkatimizden kaacan da hatrdan karmamal. Tiyatro

155

iin ok daha lzum lu olan dekora itiraz ediyorlar da, iirdeki


musikiye itiraz etmiyorlar.
Apollinaire, Calligramnes adl kitabnda, iire bir baka sanat
daha sokuyor: resim. Faraza bir yamr iirinin msralarn sayfann
yukar kesinden aa kesine doru dizmi. Yine ayn kitapta bir
seyahat iiri var; harfleriyle kelimelerinin sralan gzmzn nne
vagonlardan, telgraf direklerinden, aydan, yldzlardan mrekkep bir
tablo iziyor. tiraf etmek lzm gelirse, btn bunlarn bize bir ya
mur havas, bir seyahat havas verdiini, yani Apollinaire'in baka bir
sanata ait birtakm dalaverelerle bizi iirin havasna soktuunu
sylemek icabeder.
A p o llin a ire, byle bir hileye mracaat eden tek adam deildir.
Resmi, ekil zerinde iire sokanlar ok. M esel Japon airleri, ok
kere, mevzularn, kamlar, gller, mehtaplar, hasr yelkenli kayklar
ve ieklenm i, erik aalarna benzeyen ekillerle anlatrlarm .
Haim, alev kelimesinin eski harflerle yazlna sahici alevi hatrla
tan bir sihir bulurdu. Bu m isalleri teker teker zikrediim iirin
musikiden olduu gibi resimden de istifade edebileceini anlatmak
iindir.
Musikiden istifadeyi kabul eden air neden resimden, hatt daha
ileri gidilirse, heykelden yahut mimariden de istifadeyi dnmesin?
Oysaki heykelden istifade resmin bile hakk deil. Resmi bir aralk
hicivletirmeye kalkm olan P icasso, bugn her halde bu hatasn
anlamtr. Yalnz dikkat edilirse grlr ki, verdiim misaller bizi i
ire sokulan resmin sadece ekle ait taraf zerinde durmakta. Byle bir
iir henz mes'ele yaplacak kadar ehemmiyet ve taraftar kazanmam.
Halbuki, bir de resmi iire mna halinde sokan airler, bu airleri tu
tan byk de kalabalklar var. Onlar btn meziyetleri tasvir olmak
tan ibaret yazlar iir addetmekte glk ekmiyorlar. Halbuki o
yazlarn iirliini kabul etmemek lzm. Bu noktai nazar mdafaa
edenler, fazla ileriye gitmedikleri zaman, fikirleri akla yaknm gibi
grnr. Kendilerine hak vermek isteriz. Zannederiz ki, tasvir iirin
artlarndandr, her iir de az ok tasvirdir. Bu yanl dnce iirin
ifade vastasnn lisan oluundan ileri geliyor. Lisann cz'leri olan
kelim eler ya dorudan doruya eyann, yahut da fikirlerim izin
ifadeleridir. Mcerret fikirler tekemml etmi kafalara harici leme
alkaszm gibi grnr. Halbuki, insan denilen m ahlkun, en
m cerret fikirleri bile bir m ahhasla beraber dnmek yani onu
daima maddeye, daima eyaya irca etmek temayl vardr.
Byle olunca kilometrelerin yanyana gelmesile meydana kacak
sanatn gnmzn nne tabiattan bir ok eyler getireceini de tabi

156

karlamal. Fakat bu tabi karlama hibir zaman iirin btn serve


tinin bu kelimelerle hatrlanan bir dnyadan, btn kymetinin de bu
dnyann gzelliinden ibaret olaca neticesine varmamal. iirde
tasvir bulunabilir. Ama tasvir-hatt sanatkrn tamamen kendine hs
gr adesesinden dahi gemi olsa- iirde esas unsur olmamal. iiri
iir yapan, sadece, edasndaki hususiyettir; o da mnaya aittir.
Fransz airi Paul Eluardm dedii gibi bir gn gelecek, o; sadece
kafa ile okunacak, edebiyat da byle yeni bir hayata kavuacak.
*
Edebiyat tarihinde her yeni cereyan iire yeni bir hudut getirdi. Bu
hududu zami derecede geniletmek, daha dorusu, iiri huduttan kur
tarmak bize nasiboldu.
Oktay Rifat, bir mektubunda, bu fikri mektep mefhumu zerinde
izaha alyor. Diyor ki: mektep fikri; zaman iinde bir faslay, bir
duruu temsil ediyor. Srat ve harekete mugayir. Hayatn akna
uyan, dialectiqe zihniyete aykr dmiyen cereyan sadece mektepsizlik
cereyan.
Fakat hudutsuzluk yahut mektepsizlik vasf iirde tek bana, ayr
bir ekilde bulunabilir mi? phesiz hayr. Bu vasfn insana bir ok
yeni sahalar kefettireceini, iiri bir ok ganimetlerle zenginletire
ceini tabi addetmeli. Bizim, kendi hesabmza, bu hudut geniletme
iinde ele geirdiimiz ganimetlerin balcalar arasnda saflkla basit
lik var. iirlik gzeli bunlardan karma arzusu, bizi iirin en byk
hzinesi olan, insan hayatnn btn safhalarnda kurcalyan bir
lemde yakndan tem asa sevkediyor. Bu lem de tahteuur. Tabiat,
zeknn mdahelesi ile deitirilmi halde, ancak burada bulunabili
yor. Keza insan ruhu burada btn giriftlii, btn kompleksleriyle,
fakat ham ve iptida halde yayor. ptidalikle basitliin bir
hussiyeti de bu giriftlik olsa gerek. Hislerin, yahut heyecanlarn,
tecrit edilmilerine ancak ruhiyat kitaplarnda rasgeliriz. Bunun iin
faraza bir evhet iiri yazm aya alan air, bir hasislik hissini anlat
mak iin sayfalar dolduran muharrir bizi hayatn olsun, eniyetlerin
o lsun, d n a s r k l y o rla r. S a fiy etle b asitli i ocu k lu k
htralarmzda ayn zenginlik, ayn giriftlik ve tecride kar duyulan
ayn dmanlkla buluyoruz. Allahn sakall bir ihtiyar, cinlerin kr
mz cceler, perilerin beyaz entarili kzlar eklinde tasavvuru, bozul
mam ocuk kafasnn mcerret fikre tahamml olmadn gsteri
yor.

157

iiri en saf, en basit halde bulmak iin yaplan insan tahteuu


runu kartrm a am eliyesinin sy m b o liste 'lerin kabul ettii gibi
iimizdeki bir takm gizli tellere dokunma, yahut Valry'nin, yaratc
faaliyeti izah eden, gayri uurda olma nazariyeleriyle karlatrl
masn isterim. Bu hususta bizim arzum uza en ok yaklaan san'at
cereyan surralisme cereyanidir. Ruh otomatizmi fikir sistemlerinin
ve sanat anlaynn k noktas yapan bu insanlar vezni ve kafiyeyi
atmak mecburiyetinde kaldlar. Ruh otomatizmle zek hokkabazl
nn gayri kabili telif eyler olduunu gren insan iin bu zaruret de
aikrdr. kisinden birini tercih etmek lzumu vzih ekilde ortaya
koyan ve btn kym eti m nasnda olan iir iin bu kk
hokkabazlklar fedadan ekinmiyen surraliste' 1er elbette takdire lyik
grlmeli*. .
Ksmen hakl bulduumuz otomatizm fikri bizim memlekette, bu
mektebin tam bir izah diye kabul edilm i. Halbuki bu, sadece bir
k noktas. Burada, bizim tarafmzdan olduu gibi onlar tarafndan
da iirin esas iilii diye kabul edilen tahteuuru boaltm a
ameliyesinin daima bir cezbe haliyle mterafk olmadn ilve etm e
liyim. Eer byle olsayd herkes san'atkr olurdu. Halbuki san'atkr,
elde edilmi bir melekeyi rya ve saire cinsinden haller dnda da kul
lanabilen adamdr. Kymeti olsun, bykl olsun bu melekeyi
kazan ve kullanndaki maharetle llr. M m areselerle elde
edilmi bir uurun insana, tahteuur dediim iz kuyuyu kazabilecek
kudreti getirdiini Fred'u ok iyi bilen bir doktor ve sanat fikirleriy
le baaba bir air olan Breton bundan senelerce evvel sylemi.
Bu kudret acaba nedir? Ruh hayatn yazlam faaliyetlerinde uu
run kontrol -a z olsun, ok olsun- her zaman mevcuttur. Yani tabi
artlar iinde tahteuuru yaz haline getirmemiz imknszdr. O halde
imknsz olan bu hli melekletirmeye kalkmak bsbtn lzumsuz
bir gayret saylmaz m? Muhakkak ki, bu meleke tahteuuru boalt
mak melekesi deidir. Olsa olsa tahteuuru taklit etme melekesidir.
Tahteuurda bulunan eyler nasl eyler? Onu bir san'atkr bir lim
den ok daha iyi, ok daha derin hisseder. Eseri de bu hissediin taklitinden baka bir ey deildir. Sanatkr mkemmel bir taklitidir.

Surrealisme'den bir ka defa byle sevgi ile bahsetmemizden olsa gerek


-ya surrealisme'i, yahut da bizim iirimizi okumam baz insanlar,
hakkmzda yazlar yazarken, bizi bu isimle isimlendirdiler. Halbuki
surrealisme'le, burada bahsettiim itirakler dnda hi bir alkamz
olmad gibi her hangi bir edebi mektebe de bal deiliz.

158

U sta san'atkr, takliti deilm i gibi grnr. nk taklit ettii


ey orijinaldir. X IX uncu asrda yaam realist m uharririn anlatt
tabiat orijinal deildir; zek tarafndan taklit edilmitir. Onun iin eser
kopyenin kopyesidir. B asitlikle iptidailik, ikisi de, san'at eserine
hakiki gzellii getirirler. yi bir san'atkr onlar ok gzel taklit eder.
Bu ii yapan adam a basit adam, iptida adam dem em ek lzm dr.
San'atn senelerce ilesini ekm i, nmtenahi m erhalelerden gem i
bir airi gnn birinde acemi bir eda ile karnza km grrseniz
birdenbire menfi hkm ler vermeyiniz. Byle bir air acem ilii taklitde gzellik bulm u olabilir. Bu takdirde o, acem iliin ustas ol
mu demektir.
Btn bunlar gsteriyor ki san'at pek de yle otom atizm ii falan
deil, bir cehit, bir hner iiymi. Halbuki biraz evvel surraliste air
lerden bahsederken ruh otomatizmi fikir sistem lerinin k noktas
yapan bu adamlar vezinle kafiyeyi atmak zorunda kaldlar dem itim .
M adem ki insan byle bir otomatizme inanm iyor ve m adem ki btn
cehdin bir taklitten ibaret olduunu m eydana kartabiliyor, o halde
vezinle kafiyeyi de kabul etsin. Vezinle kafiyenin ortadan kalkm asna
sebep olan ey sadece otom atizm fikrine balanm olsayd bu
dnce belki doru olabilirdi. Halbuki vezinle kafiyeyi m him sem eyiti baka sebepler de var. O sebepleri im dilik m evzuun dnda
sayyorum.
V ezinle kafiyenin ortadan kalkm asna sebep olan ey sadece
otom atizm fikrine balan olsayd bu balann yersiz olduu anla
lnca vezinle kafiyenin de iirdeki mevkini almas icabederdi dedim.
Halbuki etmezdi. nk surraliste airler iire taklit yolu ile soka
caklar tahteuuru hakikatm i gibi gstermek isteyeceklerdi. te bu
yzden vezinle kafiyeyi kullanm am ak m ecburiyetinde idiler. nk
onlar taklit edilecek eyi bilm enin kfi olm adn, taklitte de usta
olm ak lzm geldiini idrk etmi insanlard. Eer byle olm asayd
biz onlarn sam im iyelerine inanmayacaktk. San'atkr bizi, syledik
lerinin samimi olduuna da inandrmal.
*
irde hcum edilm esi lzm geldiine inandm zihniyetlerden
biri de msrac zihniyettir. Bir iirde bir tek berceste msran kifayeti
ne itikat eklinde tezahr eden ve ilk bakta insana basit grnen bu
zihniyeti, iirin kt bir hususiyetine balann gizli bir ifadesi
olduu iin m him buluyorum . iirde bir btnn lzum una
inananlar bile m sralar arasnda bir takm aralklar kabul eder, bu ara-

159

Iklar b irb irin e rap ted en m na y ak n lk larn iirdeki rln


m kem m eliy eti iin kfi sayarlar. Bu telkki belki de hcum
edilm ee deecek kadar sakat bir telkki deildir. Fakat insan imdi
bahsedeceim hususiyete ve o hususiyetten zevk alm a tehlikesine
gtrd iin buna da m eydan verm em ek lzm dr. iir yle bir
btndr ki, btnlnn farknda bile olunmaz.
Svanm , boyanm bir binann tulalar arasndaki harc gre
meyiz. Bina tam am iyetini ancak bu harla temin ettii zam andr ki,
onu tekil eden tulalar teker teker grm ek, onlarn vasflar zerinde
dnmek frsatn elde ederiz.
M srac zihniyet, bize, m sralarn olduu gibi, onun paralar olan
kelim elerin de tetkiki, tahlili imknn verir. Kelime zerinde dn
mek, onun, gzelliini, yahut irkinliini tesbite alm ak; iire, ke
lime halinde, m cerret bir iir unsuru telkkisi getirmitir. Yz ke
limelik bir iirde yz tane gzellik arayan insan vardr. H albuki bin
kelim elik bir iir bile tek bir gzellik iin yazlr. T ula gzel
deildir. Fakat bunlardan terekkp eden bir mimari eseri gzeldir.
Buna m ukabil agat, helyotrop, gm gibi m addelerden bir bina
yaplabileceini farzedelim. Eer bu bina, maddelerin tad gzellik
dnda bir gzellie malik deilse san at eseri saylmaz. Grlyor ki
haddizatnda gzel olan kelimenin iire malzemelik etmesi iir iin bir
kazan deil. Eer syleni tarzlarn, kullanl ekillerini de beraber
getirmi olmasalard, bu kelimelerin iire bir zarar da olmazd. Fakat
ne yazk ki o kelim eler ancak m uayyen ekillerde sylenebiliyor.
Yani, kendi edalarn kendileri tayin ediyorlar. te eski iirin yukarda
bahsettiim hususiyeti bu edadr, ismi de airanedir.
Bu edaya bizi k elim eler g etirm i. Fakat iir zevkini, iir
telkkisini bugnk cem iyetten alan insan ok kere aksi cihetten
hareket etmekte, yani o kelimelerden evvel airaneyi tanmaktadr. Bu
eday getirebillecek kelimelerden mteekkil lgat; yazarken airane \
olmak isteyen, okurken de airaneyi arayan insann kafasnda zaruri
)
olarak meydana gelir. O lgatin erevesinden kurtulmadka airaneden kurtulm aya da imkn yok. iire yeni bir dil getirme cehdi ite
byle bir kurtulm a arzusundan douyor. Nasr ve Sleyman
Efendi kelimelerinin iire sokulmasn haz.medemiyenlcrsc airaneye
tahamml edebilenler, hatta onu arayanlar, hem de bilhassa arayanlar
dr.
Halbuki eskiye ait olan her eyin, her eyden evvel de airanenin
aleyhinde bulunmak lazm.

160

HERMANN BROCH
(1886-1951)

EVR LE LGL TEKNK D N C EL E R


1944

Der Tod des Vergil. Roman, Kom m entierte W erkausgabe


Bd. 4, Hrsg. von Paul M ichael L zeler, S uhrkam p
Taschenbuch 296, Frankfurt am Main 1989. Burada: Technische Bemerkungen zur bersetzung.

H seyin S alih olu . B roch'un, V ergiliusun lm


adl rom annn ngilizce evirisi iin hazrlad bu yoru
mu, A lm ancadan evrilmi olup son iki paragraf konu
m uzla dorudan ilikili grlm ediinden alnm am tr.
Broch, bu yazsyla roman anlayn da ele vermektedir.

Vergilius'un lm neredeyse evirilem eyecek bir eserdir. Buna


karn evrildiine gre evirmen yapt evirideki zorluklar gster
mek ve bunlar hangi yolla atn aklamak zorundadr.
Hibir iir tam olarak evirilemez, Vergilius'un lm de bir iir
dir. Her ne kadar lirik bir patlama ve ortak bir konu iin yazlm bir
iir dizisi anlam nda olm asa da, yine de bir iirdir, hatta bir nefeste
500 sayfay aan bir iir; ierik bakmndan daha ok antik destanlarla
(V ergililius bunlara kar iten ballk besler) karlatrlabilir,
nk eser, onlarda olduu gibi anlatsal olan evrensele doru yksel
tir; elbette karlatrm a o denli ileri gtrm eye uygun deildir;
Broch'un eseri tamamyla zgn ve modern edebiyat biimi olarak adlandrlmaldr. Bu biimin gerekten katksz iirsel olarak adland
rlmas gerektiini, onda bulunan iir tarzndaki uyumluluk gsteriyor
ve neredeyse insann btn esere m ziksel kom pozisyon diyesi
geliyor: Kitabn drt ana blm birbiriyle senfoni, ya da kuartet gibi
bir iliki iinde bulunuyor, ierik ve m otif bakmndan olduu gibi
yapsal-biimsel bakmdan da karlkl olarak dengelenmi ve drt
blmn her biri kendi ayrmlar iinde, evet paralarn her birinde
bnyenin btn yank biiminde yanstlm tr, motifsel malzeme

161

mzikse] varyasyonda olduu gibi tekrarlanm akta ve tekrar iinde


gelitirilmektedir.
Bu iirsel-m ziksel yapnn her yerde szellik biimi iinde, ve
hatta szck oluturm a eklinde kendini devam ettirdii meselesi
kendiliinden anlalr; bununla da evirideki esas zorluk balam
olur. Bunun paradigmatik rneini isimlerin stlendii rolde gryo
ruz: Alman dili, isimleri deta kendi iinde younlatrlm cmle
olarak kullanr, isimleri bileik hale getirmek mmkn olup bunun
iin bir snrlam a yoktur, buna karn ngilizce, gram er kkenine
bakmazsak, gerekten bunca Kelte, Latince ve Franszca eler ier
mesiyle isme tamamen baka bir ilev verir, bileik szckler ise
hemen hemen ortadan kaldrlr. Eer Broch Alm ancann ruhundan
hareketle mziksel yapsn isme balayabiliyor, yeniden ortaya kan
konularn isimlerin ana motifsel tekrarlaryla, deiik birletirmelerle
gsteriyorsa, o zaman byle bir tekniin ngilizcede taklit edilememe
si gerekirdi: buna benzer bir durum denenecektiyse ngilizce sylemin
deitirilm esi ynnde ilem yapm ak gerekirdi, rnein Joyce'n
(ayrca -K afka bir yana braklrsa- bu yazarla Broch arasnda, tama
men ayr teknikler kullanm olm alarna karn, belli bir benzerlik
gsterilebilir) hem ruhsal, hem de artistik ve mziksel nedenlerle
mmkn olan btn dilleri kullanmak suretiyle szcklerin yeni
oluumlarn bulurken yapt gibi: bylesi bir uygulam a sadece
zgn edebiyat iin olanakldr, ayrca sadece Joyce gibi bir dahinin
yapmasna izin var, ama bir eviri iin yok, oysa ngilizcenin ruhun
dan hareketle Broch'un ifadesinin benzerini ve onun isim yapsn
oluturmay denemek gerekirdi. Bu durum -her iki dil arasndaki farka
uygun olarak- anlam kaydrm ak suretiyle salanrd: eviride
ifadenin ortaya koyduu anlam esas itibariyle isimde toplanm yor
arlk, daha ok cmleye yaylm vaziyettedir; bu yolla sadece ngiliz
ce olmayan bileik szcklerden kanmakla kalnmayp anamotifsel
szck tekrarlarndan da kanmak mmkn olmu, bunlar ngilizcede
artk cmlenin tad anlam tekrarlarna dnm; bunun sonucun
da Almancada sterotip olarak muhafaza edilen tek ifade yerine deien
eanlamllar kullanmak da mmkn olmu.
\
Almanca ile ngilizce arasnda ortaya kan bu tr kkl ve esas
itibariyle farkl anlam ykleyilerine zarar vermeden eserin en nemli
elerinden biri olan Boch'a zg sz dizimine yine de sadk kalna
rak korunmas gerekirdi; anlalan, evirmen iin bu daha da zor bir
iti. Broch'un sz dizimi esas meseleye gre birbirine ayrlmaz bir
biimde bal olan iki temel koulun ilevini stlenir: Bu sz dizimi
bir yandan mziksel yapdan, dier yandan da hepsinin iir olarak

162

kavranm as gereken i m onologdan (nc kii olarak verilm esine


karn) ortaya km aktadr. Bu i m onolog, edebiyatta her zam an
olduu gibi anm sam alar ve duygu derinliini getirir, vcut hisleri
nin derinliklerine kadar iner, bunun da tesinde btn bunlardan
m etafizik tutum larn ve felsefi teorem lerin arm sal olarak nasl
gelitiini gsterm ek suretiyle daha da ileri gider; kitabn zellikle
konum a sahneleri i m onologa kaym aktadr, m onologlaan ve ite
bu sayede de d olayn ve gerek diyalogun gl bir biim de soyut
laan reprodksiyonundan baka bir ey deildir. Diyalog ise natura
list canlandrm adan byk lde uzak, platonik bir renge brnr.
Bu tarzdaki i m onolog belli bir slp ister, rnein canlandrm a
tem posu ile ilgili; ite Broch'un sz dizim i -m zik sel karlatrm a
zerinde du ru rsak - kitabn drt senfoni blm n tm zaman lle
rini katederek balangtaki andanteden bititeki m aestosoya kadar
ileriye doru hzlandrrken bu istei yerine getirir; burada hz ne kadar
ykselirse cm leler o kadar ksalm aktadr, ne kadar yavalarsa cm le
yaps da o denli karm ak hale geliyor. Ve ikinci ksmn adagiodaki
cm lelerinin dnya edebiyatnn en uzun cm leleri olduu rahatlkla
iddia edilebilir. nk burada i monolog iinde ou zaman ok ayr
doalardan gelen eit eit duygusal ve hatta felsefi ierikler toplan
m dnce gruplarn tadndan yazar, bir saniye iinde ortak bi
linten hzla geirm ek iin bu tarzdaki bir ierik btnn karm ak
da olsa bir cmlede toplamay zorunlu grr: Dier yazarlardaki uzun
cmle, rnein Proust'ta veya Thom as M ann'da olduu gibi, tam a
men slp zellii, yani yazarn byk lde aratrlmam este
tik (ritmik, ya da sslem eye ynelik) ihtiyacnn znel sonucu olarak
ortaya kar, fakat B roch'ta onun ilevsel bir anlam var, yani btn
sz dizim leri temel bir kural altnda toplanr, bu da Bir cm lebir
dnce-bir saniyedir. Sonuta eviride bu kuraln ngilizcede kullanlabilip kullanlam ayaca en nemli sorun olarak ortaya kar.
Kendine zg mantksal olarak sralanan yan cmleleri bulunmas
ve bunlarn birka cmlelik szleri iermesi sayesinde Almanca (hatta
Franszca) bu tr ilkenin tam olarak uygulanm asna zellikle m sait
tir. ngilizcenin yan cmleyi kaldrm a eilim inde olm asndan dolay
birka yan cm leden oluacak deyilere izin vermediini iddia etmek
anlamsz olur, uygun sylemi yakalam ak iin bunun sadece baka
ekilde kurulm as gerekir; XVIII. yzyln ngiliz yazarlarna bir gz
atlrsa uzun cm lenin uygunluunun kantland grlecektir.
evirm en, B roch'un slbunun szdizim sel tem el ilkesini hibir
snrlama yapmadan almaya karar vermi, paralarn gramer bakm n
dan deitirilerek yeniden dzenlenmesi her ne kadar kolay bir i ol163

m asa da, yaplan alm aya dem i olduu anlalyor, nk bu ki


tapta devam eden ve yelkenlideki lm yolculuunu yanstan dilsel
dalgalan m a hareketinin ngilizcede doru olarak karlanm as bu
sayede m m kn olm utur.
B roch 'u n dilini g ram er yaps bak m n d an uygun aktarm ay
baaran evirm en, baka noktalarda zgn bnyeden ayrlp kendine
zg bir yol izlem ek gereini duymu. Bunlardan birisi gram er za
m anlarnn kullanm yla ilgilidir. A lm anca i m onolog, gem i za
m andan im diki zam ana gem eye uygundur, hatta ou kez bunu
zorunlu klar, Broch bu durumdan fazlasyla yararlanmaktadr. zellik
le Vergilius'un dncelerinin temel felsefi belirlem eler olduu, ya da
kehanetlere dnt yerlerde. Bu zam an deiim ini ngilizcede
nemli lde snrlam ak gerekm i, nk ngilizcedeki imdiki za
man, hem de felsefi belirlem elerle ilgili olursa kolayca didaktik bir
grnm alr, oysa bundan kesinlikle kanm ak gerekirdi: nk
Vergilius'un lm bir iirdir, baka bir ey deil.
evirm enin eserin iir karakterini h ibir zaman unutm am as
gerekird i. B urada iir biim i m utlak kouldu. V ergilius'un i
monolou ruhsal ieriklerin sadece saysz varyasyonlarn canlandr
m akla kalm yor, onlar btn uyum suzluklarna ramen, dorudan
doruya ve yan yana ortaya kan siyah ile beyaz ve kt ile iyiyi
tekrar btnletiriyor. zellikle, elikilerini bilse de m onolog yapan
insan, geriye bakarak yaamn bir btn olarak grr ve devaml bir
btn olarak duyumsar. Ama bu tr uyumsuzluklarn birliini sadece
iir biimi salayp inanlr hale getirir, nk iirdeki sylem rasyo
nel bir ifadede olumaz, szlerin ve satrlarn arasndaki irrasyonel ge
rilimde, ksaca duygu mim arisinde oluur. Btn iirler bu duygu
m im arisiyle ilgilidir -so n nedenle, yani zellikle mziksel nedenleve bu nedenle Broch'ta da mesele bununla ilgilidir, hatta onda gerek
ten mesele tamamen budur, nk o, bu sayede eserinin hem ruhsal
ve hem de gerek zn oluturan duyumsanmayan, yani sonsuzluk
ve lm bilincini, -e n ak biim de byk yazg m ersiyelerinde-,
yaklaan tarzda duyumsatr. evirmen, eviride kendi iirsel alm a
sna balamak iin bu yazg m ersiyelerinden hareketle btn iiri
kavram, bunlardan hareketle i tepiyi alm; ve evirinin sadece bir
lde baarl olduunu mit edebilir.
I

164

HERMANN BROCH
(1886-1951)

V E R G L U S ' U N L M Z E R N E
DNCELER
1945

Der Tod des Vergib Roman, Kommentierte W erkausgabe


Bd. 4, H rsg. von Paul M ichael L zeler, S uhrkam p
Taschenbuch 296, Frankfurt am M ain 1989. Burada: B e
m erkungen zum Tod des Vergils.

H seyin Salih olu . Yaz Alm anca aslndan tam olarak


evrilmitir.

1. Eserin erii
Kitap, lm deindeki Vergilius'un Brindisi Lim an'na varn
dan balayarak ertesi gn leden sonra A ugustusun saraynda lme
sine kadar sren son on sekiz saatlik yaamn canlandrmaktadr.
nc kii olarak canlandrlm olm akla birlikte yazarn i
monoloudur. Bu itibarla eser, onun kendi yaamyla hesaplamasdr;
bu yaam n ahlk bakm ndan doruluu ya da yanll ile bir
hesaplam adr; bu yaam a ithaf edilen edebi almann doruluu ya
da yanll ile hesaplam adr (Vergilius eserlerinin hepsini yakmak
istem iti), ama her yaam n varl, ana bal olmasndan dolay
hesaplam a zihinsel ve daha ok mistik akmlarn btnn iine alr.
Bu akmlar, Rom a m paratorluunu H ristiyanlk ncesindeki son
yz yllk srede etkilemi ve Vergilius'u Hristiyanln habercisi du
rum una getirmitir.
Yani lmnn bilincinde olan Vergilius sadece lm olayyla
hesaplam aya itilmi olm az, bilincinde olduu -hum m ann da etki
siyle glenip- an m istik tutumu btnyle de bu tarzda ifadesini
bulur; Vergilius'un kendi iirini lmn idraki olarak geerli grmesi
bir yana, bu haliyle Broch'un eserinin de bu trden geerlilii vardr:
dnya edebiyatnn sadece az saydaki eseri (edebi arala olduunu be

165

lirtelim) hu eserde olduu gibi lm olayna hu denli yaklama cesa


reti gsterebilmitir.

2. Canlandrma Yntemi
Broch'un eseri bir i monologdur. Bu belirlemeye gre onu lirik
bir eser olarak grmek gerekir. Bu durum yazarn amacna da uyuyor.
Lirik ge, derin ruhsal gerekleri ierir. Bunlarn iinde duygunun
irrasyonel dnyas ile saf akln rasyonel dnyas eit arlkta bulu
nur; rasyonel olanla irrasyonel olan arasndaki srekli etkileimin her
saniyesini aa karmas, yani kahramann yaamnn her saniyesini
kitabn her cmlesinde ortaya koymas, kitabn zel baarsdr.
Burada sz. konusu olan rasyonellikle irrasyonelliin birliidir;
bunun -g r n rd e- ztl, derin ruhsal gereklikte zmlenir. Her
insann yaamn belirleyen birliktir bu. Kim kendi yaamna bakarsa
zmsz ztlklarla dolu olduunu, fakat grnrdeki bu ztlklara
karn onu dalmayan bir btnlk olarak grr.
Ztlklarn birliini sadece ve sadece lirik ge salar. Amac bu
olduuna gre Broch'un eserinin bir iir olmaktan baka aresi yoktur.
nk burada sz konusu olan yaam birlii, iirdeki birlik gibidir;
en i yasas sayesinde, en i gereklii sayesinde kart ierikleri de
bir btnlk haline dntrr: Her gerek iirde biraz ifade
edilmeyen, ifade edilemeyen husus vardr, szlerle satrlar arasnda or
taya kan gerilim, ksaca sylenirse ara alann ifadesi bulunur. Ve
buradan yola karak esas birlik salanr, grnrde zmsz olan
ztlklar orada zlr, orada iir gerek ve bilgi haline gelir.
Broch'un i monologu Joyce'utkiylc karlatrlmamak, nk o,
empresyonist resimde olduu gibi ztlklar yan yana koyuyor; onun
Proust'daki bellek yntemiyle de yapaca hibir ey yoktur, Tlomas
Mann'n benzer yndeki uralaryla da pek ilgili deildir. Hayr, bu
rada tamamen yeni bir yntem denenmitir, kendinin lirik yorum u__
denebilecek bir ey: gerein en d yzeyinden balayp kat kat derin
lere doru gidilmitir, bu yntemle orada her kat bir ncekinin ieri
ini malzeme olarak, lirik malzeme olarak ele alr ve kendi asndan
yine lirik olarak iler.
Bu ynteme en kolay bir sylemle mziksel ad verilebilir. An
lat trne bugne kadar mziksel yardm aralarnn sadece en mzik
sel olmayan, yani ana motif girmitir. Buna karn lirik -yapsna
uygun olarak - bandan beri mziksel elerle olumutur; ite bu
durum Broch'un canlandrma tarznn temel direidir: 550 sayfa kaln
lktaki kitap, tek bir iir olarak alnrsa, mziksel bir biimde

166

bestelendii grlr; lirik yorumun ynteminin mziksel motifvaryasyonundan baka bir ey olmad grlr (bu, derin bir ifadenin
olanaklarn gerekletirm eye alr); nihayet kitabn btnnn
tamamyla bir kuartet ilkesine gre, ya da belki daha doru olarak bir
senfoni ilkesine gre kurulduu grlr -hatta onun tamamen doal
biimde drde blnmesi bunu dorulamaktadr.
Bu mziksellik sayesinde anlatnn en zor sorunlarndan biri olan
simultanitc, yeni bir zme kavuturulmu gzkmektedir: Anlatsal
canlandrmann hepsi simullanite sorununu iyi incelemek zorundadr,
yani bir anlk durumlar zamansal ardardalklarla canlandrmak ve buna
karn anlk izlenimleri yazya dkmek zorundadr; mzik de kendi
tarznda bu sorunla almak durumundadr, hatta onun temel sorunla
rndan birisidir, nk en uzun senfoni bile dinleyicilere birlik duygu
su vermeli; o, aka bu birlik duygusunu vermek iin, gerek zama
nn ortadan kaldrlmas uruna oluturulmutur. Broch, bu mziksel
temel ilkeyi kararllkla srdrrken anlatsal canlandrmada simultanite sorununa yeni bir yaklam bulma baarsn gsterir. Gemi ve
gelecek de dahil yaam birliinin btn, tek bir imdiki zaman nok
tasnda -eer bellek ve kehanet birlii olarak adlandrmak sakncal
grlmezse- herhalde imdiye kadar bu kitapta olduu kadar ak hale
asla getirilmemitir.

3. slp
slp, canlandrma ynteminin d yzeyidir, yntemle bir btn
oluturduundan ondan ayrlmaz. Bununla birlikte canlandrmann d
yzeyi slpta som utlatndan onda canlandrm ann yntemini
grmek mmkndr.
Broch'un slbunu aadaki eler belirler:
a) O, her canlandrma srasnda ruhun ztlklarn uyum iine sok
may gznnde tutar;
b) Devaml olarak (mziksel) btn motifler manzumesini hareket
halinde tutmay hedefler;
c) te bu yolla olayn sim ultanitesini her yerde yakalamay
amalar.
En basit sylemle bu ilkeler tek ilke altnda toparlanabilir: Bir
dnce, bir an, bir cmle.
Bu noktadan bakarak Broch'un cm lelerinin -herhalde itiraz
e d ile n - uzun oluu anlalabilir. Cmle her dilsel canlandrmann
szdizim sel bir birimidir, onun zerine daha yksek birimler olan

167

paragraf, fasl ve blm kurulur -burada da yine mziksel kurgunun


paralellii grlr-, ve bu yzden cmle, Broch iin birliin yans
tlmas gereken ve buradan hareketle daha yksek szdizim sel
birimlere doru adm adm geliecek kkense! hcre demektir.
Btn bunlar yapay kurgudan uzaktr; Broch'un slbu kimi
zaman karmak grnse bile tamamen doal bir oluumdur, yani o
ilkelerin bir sonucu olarak deil, konunun kendisinden m eydana
gelmitir. te bu karmak saydamlk iinde hummalnn kehanetini
bu cmleler yanstmaktadr, ama onlar titreen ritimleri iinde dalga
lanarak ileriye doru yava yava hareket ediin, lm gem isinin
lmekte olan kiiyi lme gtrnn gerek bir kopyasdr.

STEPHEN SPENDER
(1909*)

BR R N O L U U M U
1946

The M aking o f a Poem. (W estport; C onnecticut: G reen


w ood Press, 1955)

B urin Erol. M akale tam olarak ve ngilizce aslndan


Trkeye evrilm itir.

GEREKE
E er sadece kendi iir yazm a yntem im zerine k o n uursam bu,
pek de b a la n ac ak b ir durum o lm az. B u rad a y ap m am g e re k e n
konuyu ayn zam anda daha geni kapsam da ele alp airlerin m asa
bana geip iirlerin i yazark en , v e y a e tra fta d o laa rak iirle rin i
kafalarnda olutururken zm eye altklar sorunlara girm em dir. H er
airin alm a yntem i ve yazarlk deneyim i farkl iken benim kendi
deney im lerim i genel k u ralm gibi o rtaya k oym am d o ru o lm az.
A yrca benim iirlerim , kendim i bu konuda rnek ve o to rite o la ra k
gsterecek kadar iyi olm ayabilirler.
Y ine de iir yazm ak , y a zarn d ik k a tin i g e re k tire n ve iitm e ,
grm e, hayal gc, bellek ve bunun gibi yetenekler isteyen bir etk in
liktir. air im gelerle dnebilm eli; dili snrl bile olsa, bir ressam n
paleti ile gsterdii ustal o da dili ile gsterebilm elidir. B tn b u n
lardan kan sonu da, sradan bir toplum da airin az veya ok bilinli
olarak, kendini m esleinin bu g erek lerin e uydurm as g ere k m e sid ir.
B undan dolay da bazlarnn neredeyse delilik olarak tan m lad k lar,
airlerin garip alkanlklar ile ilham n yaratt zel d u ru m la r o rta y a
km aktadr. B ir tek airin verdii rnek, sadece onun k en d in i iirin
gereklerine ayarlam aya alt l y gsterir. A m a bu rnek net bir
ekilde ak lanrsa, o zam an d i er airleri, h atta iiri b iraz o lsun a n
lam am za yardm c olabilir.
168

169

Bugn elimizde iirin btnn kapsayan bir gr yok. Bunun


yerine airlerin uymalar gerektii tek ama olarak ilan edilen, iirin
belli ynleri ile ilgili tek yanl grler var. Serbest vezin, imgelem
edik, gerekstclk, davurumculuk, kiiselcilik ve dierleri gibi
akmlar, insanlarda iirin sadece vezin ve kafiyesiz yazmak, arm,
imgelerle dnmek, veya salon komnistliine denk den alma
odasnda geirilen bir lgnlk nbeti (gerekstclk) meselesi
olduu izlenimini verebilir. te size bir dizi fikir: gece, karanlk,
yldzlar, enginlik, mavi, ehvetli, tutunmak, stunlar, bulutlar, ay,
orak, hasat, kocaman kamp atei, cehennem. imdi bu iir midir?
Mantkszl airlik olarak kabul eden nice amatr neredeyse bu kadar
basit dizi dizi szckleri zarflarn arkasna karalayp editrlere veya
airlere o yreklerine yakn olan, bu iir midir, sorusu eliinde yol
lam lardr. airlerin alm alar ile ilgili bu tartm ann, airler
hakknda daha geni ve daha btnsel bir fikir oluturacam umuyo
rum.

ZHNSEL YOUNLAMA
Edebi yaratclktaki temel sorun zihinsel younlamadr. Genel
likle airlere atfedilen garipliklerin sebebi ise dnlmeden yaplan
alkanlklar ya da zihinsel younlamay salamak amac ile gerek
letirilen itellerdir. Tabii ki iir yazmak iin gerekli olan zihinsel
younlama, toplama ilemi yapmak iin gerekli olandan farkldr.
iir yazmak iin gerekli olan younlamada, airin dikkatini kendi
fikrinin btn imalar ve olas geliimlerinin farknda olabilecei e
kilde odaklatrmas sz konusudur; tpk bir bitkinin mekanik olarak
bir ynde gelimek iin gayreti deil de, ayn anda tm ynlere doru
bymesi, yapraklar ile sya ve a, kkleriyle de suya doru
gelimesi gibi.
Schiller iir yazarken alm a masasnn iinde saklad rk
elmalarn kokusunu duymaktan holanrm. W alter de la Mare, bana
iir yazarken mutlaka sigara imek zorunda olduunu sylemiti. Auden ise bardak bardak ay iermi. Kahve de benim baml olduum
eydir, yazacak olduum zaman hemen hemen hi eksik olmaz
yanmdan; bunun yannda ok da sigara ierim. Dikkat ettim de. zi
hinsel younlamam arttka azmdaki sigarann tadn unutuyorum
ve evrem e rdm bu younlam a duvarn dardan gelen
uyarclarn geebilmesi iin bazen ayn anda iki, hatta sigara bir
den imek istiyorum.

170

Ama tanr akna bir Schiller'in, bir de la Mare'nin veya bir Auden'in yapt iin kalitesinin rk elmalar, sigara veya ayla bir il
gisi olduunu sanm ayn. Bunlar zaten kazanlm olan zihinsel
younlamann sebebi deil, sadece bir parasdr. Walter de la Mare
bana bir keresinde, iir yazarken sigara ime isteinin bir uyardan
deil de bir ihtiyatan, insann evresinde her zaman var olan dikkat
datc eleri bastrp dikkatini toplamak ihtiyacndan kaynakland
m sylemiti. Sokaktan geen birinin ald slk, veya saatin tk
taklan insann dikkatini databilir. nsann vcudunun dikkati baka
bir yere ekerek zihinsel younlamay sabote etme eilimi her zaman
birazck vardr. Eer insann bu dikkat dalmas ihtiyac ynlendiri
lebilirse, rnein rk elm a kokusuna, ttnn tadna veya ayn
tadna, o zaman dier dikkat datc eler devre d braklm
olurlar.
iir yazarken younlama iin harcanan enerjinin zaman zaman
bedeni tamamen unutturacak ruhsal bir etkinlik olduu, dier bir ak
lama olanadr; geici de olsa, insan bir sre bedeni olduunu unuta
bilir. nsann bedeni ile ruhu arasndaki denge bozulduu iin duyum
sal alglamay d dnyaya balayacak bir tr kancaya ihtiya duyulur.
te bu nedenle, insan bir kokuyu, lezzeti ve hatta bazen cinsel eylemi
zler. airler iir yazmay sevmekten ok, iir yazma ihtiyacndan
bahsederler. Bu ihtiya isel bir tepi, ruhsal bir zorunluluktur; etraf
uurumlarla evrili ykseklere ulama abasdr. Bu elbette her zaman
da mutluluk dolu deildir, nk belirleyici anlamda elde etmek iin
gayret gstermeye deecek olan dl hibir zaman elde edilemez; air
kendinden ne denli emin olursa olsun enerjisinin doru ynlendirilmi
olduundan, ya da yazdnn gerek anlamda iyi iir olduundan emin
olamaz. Sanat en st noktasna ulatnda kendi aralarnn, yani ke
limelerin, renklerin veya mziin snrlarn aar ve sanat dile ge
tirmeye alt eyin ruhunu anlatmak iin bu aralarn yetersizlii
ni idrak eder.
Deiik airler farkl yntemlerle zihinsel younlamay salarlar.
Ben kafamda iki tr zihinsel younlama arasnda kesin ayrm yapa
rm. Bunlardan biri annda ve tam olan, dieri ise ar ve aamal
olandr. Kimi airler eserlerini hemen yazarlar; onlar gzden geirip
zerinde almaya hemen hemen ihtiya duymazlar. Dierleri iirleri
aama aama retirler; pek ok msveddeden ve pek ok dzeltmeden
sonra ortaya kan rnn ilk taslakla artk pek benzer taraf
kalmamtr.
Bu iki farkl yaklam mzik alanndaki iki rnekte ak bir
biim de grlmektedir: M ozart ve Beethoven. M ozart senfonileri,

171

kuartetleri hatta opera iin baz sahneleri ounlukla bir yolculuk


srasnda veya belki de nemli ilerle urarken, tam am en zihinsel
olarak oluturup sonra onlar bir solukta notalar halinde kda d
kermi. Beethoven ise her zam an yannda tad not defterine
tem alarn paralarm yazp onlarn zerinde alarak yllar sren
abayla tam am larm . G enellikle ilk fikirleri ortaya ktnda o
derece acem ice olurm u ki, pek ok aratrm ac, kendi kendine
Beethoven'in bu gelim em i fikirlerden yola karak nasl olup da
sonuta alacak eserlere ulatn sormutur.
Burada da grld gibi yaratc deha sonuca ulamak iin deiik
yntemlerle alr. Her ne kadar M ozart rneindeki deha daha parlak
ve gzalc ise de, dehalk deerlendirilm esinde, ustalk deerlendiril
m esinden farkl olarak uygulam aya deil sonucun byklne
baklr. Sanatsal sonu ise zgn bir ilham annn estetik olarak
yaratlmasnn en gelimi hali olmaldr. Kk de olsa sonu lm
sz olduu srece dehann, yaratt bu eseri tam am lam ak iin bir
mr verip vermedii hi de nemli deilir. Bu iki deha tr arasnda
ki fark birinin (M ozartnki gibilerin) kendi sanatsal deneyim lerinin
derinliklerine bir anlk ok youn bir aba ile ulaabilmesi, dierinin
(Beethoven'inki gibilerin) kendi bilinlerinin derinliklerine kademe
kademe ulaabilmesidir. Her iki halde de, hedefi gren, onu izleyen ve
ona erien bir vizyonun olmas nemlidir; sanatn amacndaki mantk
da budur.
Bir air berrak, youn ve amaca ynelik bir zekyla mkemmel
yetenek sahibi olabilir; te yandan beceriksiz ve yava da olabilir.
Ama bunlar hi nemli deil. nemli olan amacn ycelii ve kendi
ni kaybetm eden bu am aca ynelik alabilm e yeteneidir. Bana
gelince, iir yazarken ben hemen zihinsel olarak younlaamam. Ak
lm karktr, iradem yeterince kuvvetli deildir, kafamda pek ok
fikir uuur ve belirgin bir biim kavramm yoktur. H er yazm aya
baladm iire karlk on tane hi yazamadm iir vardr kafamda.
Her yazdm iire karlk da yedi sekiz tane hi bitiremediim iir
var.
Bu nedenle benim yazma yntemim, ne kadar tamamlanmam du
rumda olurlsa olsun mmkn olduu kadar ok iirsel dnceyi bir
deftere not etm ektir; masamda bu defterlerden tam onbe yln
birikimlerini kapsayan hi bilemediniz yirmi tane var. Sonra bu kara
lamalardan bazlarn kullanr, dierlerini bir kenara atarm.
Bu ilenmemi fikirleri nasl gelitirdiimi anlatmann en iyi yolu
bir rnek vermek olacaktr. te 1944'te kullanmaya baladm bir *defter. Karalamalarla dolu olan yaklak yz sayfa var ve bunlardan

172

yola klarak yaklak alt iir yazld. Her iirsel ilham ortaya k t
nda bir num ara alr. Kim i zam an bu fik irle r bir satr gem ez.
rnein 3 numaral olan (bu hi gelitirilm edi) bir satrdan ibarettir:
A language o f flesh and roses
Et ve gllerden bir dil
Daha sonra ilhamdan bahsederken bu dizeye geri dneceim. imdi bir
an 13 numaral olana bakalm , nk bu iirsel fikir bir sonuca varn
caya kadar gelitirilmitir. lk karalam a yle balar:
(a)

(a)

There are some days when the sea lies like a harp
Stretched flat beneath the cliffs. The waves
Like wires burn with the sun's copper glow
(all the m urm uring blue every silent)
Between whose spaces every image
Of sky (field and) hedge and field and boat
Dwells like the huge face o f the afternoon.
(Lies)
W hen the heat grows tired, afternoon
Out of the land may breathe a sigh
(Across these wires like a hand. They vibrate
With)
W hich moves across those wires like a soft hand
(Then the vibration)
Between whose spaces the vibration holds
Every bird-cry, dog's bark, man-shout
And creak of rollock from the land and sky
With all the m usic o f the afternoon.
Baz gnler deniz bir arp gibi uzanr
Kayalklarn altnda dmdz uzanr. Dalgalar
Teller gibi gnein bakr klar ile parldar
(Hepsi sessizliin mrldanan m a v ilik ler)
Aralarnda gn (tarlalarn ve) aldan itlerin, tarlalarn ve
kayn imgesi
kindinin koca yz gibi yatar
(uzanr)
Scak yorgun dtnde, ister ikindi
Topran barndan bir i geirmeyi
(Bir el gibi tellerin zerinden enine. Titreirler)

173

Yumuack bir el gibi gezinir tellerin zerinde


(Sora titreimler)
Boluklarn arasnda titreimler hapseder
Her ku-sesini, kpek havlamasn, insan ln
Ve gn ve topran cmbn
kindinin tm mziini.
Aka grld gibi, bu dizelerde anmsamann belli bir seviye
sinde bulunduu anlalan, ama henz daha tam ifadeye hazr olmayan
bir ekilde var olan fikirler yanstlmaya allmaktadr. Bu evrede
iir, anm sam a gzleriyle rahatlkla farkedilebilen, fakat zihinsel
olarak ayrntlar ile kavramaya, ya da ayn zamanda zihinsel olarak
dnlmeye alldnda yok oluveren bir yze benzetilebilir.
Bu iirde ifade edilen fikir denizin grnmdr. airin inancna
gre bu grnm berrak bir ekilde ifade edilebilirse anlam kazanacak
tr. Verilen imaja gre deniz kayalklarn dibinde uzanmaktadr. Sarp
kayalklarn zerinde tarlalar, aldan iller ve evler bulunmaktadr.
Yollarda atlar arabalar ekmekte, uzaklarda, bir yerde kpekler havla
makta ve anlar almaktadr. Gzel bir yaz gnnde okyanus, kylar
yanstp zmlerken yukarlarda denizin stnde kylar aldan itler,
gller, atlar ve insanlarla dolu gibi grnmektedir. Sonra kynn
dibinde ldayan dizi dizi dalgalar, gne klarn yanstan arpn tel
leri gibi durmaktadr. Bu dizi dizi dalgalar arasnda ise ky yansmak
tadr. Kelebekler, bu beyaz dalgalar kireli araziye benzetip orada
iek aradklarndan dalgalarn zerinde saa sola uumaktadrlar.
Byle bir gnde karann denizdeki yansmas suyun altnda adeta Atlantid uzamyormu gibi bir duygu yaratmaktadr. Arpn telleri deniz
ile karay birbirine kenetleyen bir grsel mzie dnmtr.
Bu grntye baka bir adan bakarsak sem bolik bir deeri
olduu aka grlr. Deniz lm ve sonsuzluu, kara ise yazn
ksa mrn ve sonsuzluk denizine yava yava katlan bir insan
kuan temsil etmektedir. Burada ifade etmeliyim ki, air grnn
bu ynnn farknda olabilir, ama bu yn aka ifade etmekten,
hatta fazla nemsiyormu gibi grnmekten kanr. airin grevi bu
imgeyi yeniden yaratmak ve onun kendi kendine mesaj iletmesini
salamaktr. air zihninde neyin sylenmesi, neyin sylenmemesi
gerektiini aka belirlemelidir. Aka sylenmeyen i anlam iirin
mziiyle, vurgusuyla ifade edilmelidir ve air de seste belli bir vur
gunun, bir ritmin seilmesinin gerekliliinin bilincindedir.
Bundan sonraki yirmi yazlmda bu grlen manzara, iirin mzii
ve i duygular berraklancaya kadar el yordam ile ilerledim. Yukar

174

daki alntlarn kayna olan yazlmn ikinci ve nc satrlarnda


bir cmle vardr:
The waves
Like wires burn with the sun's copper glow.
Dalgalar
Teller gibi gnein bakr klar ile parldar.
Bu cmle deniz imaj ile mzik fikirini birbirine balamaktadr. Bun
dan dolay da anahtar cmledir, nk iirdeki motif kara ile denizin
birbiriyle perinlenmesidir. Aada yazl srasna gre bu bir ve
eyrek satrlarn deiik yazlmlar grlmektedir:
(/;)

The waves are wires


Burning as with the secret song of fires
Tellerdir dalgalar
Alevlerin gizli mzii ile yanar

(tj

The day burns in the trembling wires


W ith a vast music golden in the eyes
Gn titreen tellerde yanmakta
Gzleri kamatran altn heybetli mzikte.

(d)

The day glows on its trembling wires


Singing a golden music in the eyes
Gn titreen tellerinin zerinde parldar
Gzlerde altndan bir ark syleyerek

(e)

The day glows on its burning wires


Like waves of music golden to the eyes.
Gn titreen tellerin zerinde parlamakta
Gz altn gibi kamatran mzik dalgalaryla.

(f)

Afternoon burns upon its wires


Lines of music dazzling the eyes.
kindi tellerin zerinde yanmakta
Mzik dizeleri gzleri kamatrmakta.

175

(g)

Afternoon gilds its tingling wires


To a visual silent music of the eyes
kindi tnlayan telleri yaldzlamakta
Grsel sessiz mziinde gzlerin.

En son yazlmda ise bu iki dize aaydaki ktadaki biimi almtr:


(h)

There are some days the happy ocean lies


Like an unfingered harp, below the land.
Afternoon gilds all the silent wires
Into a burning music of the eyes.
On mirroring paths between those fine-strung fires
The shore, laden with roses, horses, spires,
Wanders in water, imaged above ribbed sand.
Baz gnler olur ki mutlu okyanus
El dememi bir arp gibi, uzanr karann dibinde
kindi tm suskun telleri yaldzlar
Gzlere grnen yakc mzikte.
Bu gerilmi alevler arasnda yol yol yansr
Gller, atlar, an kuleleriyle ykl ky
Sularda gezinir imgeler yol yol kumlarn zerinde.

LHAM

Bu rneklerde de grld gibi ve bir iirin tamam iin gereken


abann sadece bir ksmn yanstan bu gayret, okuyucuyu acaba il
ham diye bir ey yok mu, yoksa ilham dan yoksun olan sadece
Stephen Spender mi diye dnmeye itebilir. ster Mozart'n mziini
yaratt gibi bir solukta olsun, ister kademe kademe ilerleyen yava
bir gelime sreci olsun, iirde ilham dnda her ey youn bir
almadr. Burada yine daha nce zihinsel younlama terimini
tanmladm gibi alma terimini daha ak tanmlayacam: Bir
iir dizesinin olumasndaki alma o dizenin neredeyse kendi kendini
oluturuncaya kadar gnler, haftalar veya yllarca bir kenara brakl
mas eklinde olabilir.

176

lham bir iirin balang noktas ve ayn zamanda hedefidir. O,


airin aklnda beliren ilk ve kelimelerle dntrd son fikirdir. Bu
balang ve biti izgisi arasnda zorlu bir yar, aba ve emek vardr.
Paul Valry iirde une ligne donne den bahseder; aire bir dize
tanr veya doa tarafndan verilir, gerisini kendisinin kefetmesi gerek
lidir.
Benim kendi kiisel deneyimlerimde ilham kesinlikle bir dize, bir
szck bei, bir kelime hatta daha da bulank bir eydir; kelime
yamuru younluuna getirilmesi gerektiini hissettiim bulank bir
dnce bulutudur. Bu anahtar szck veya dizenin zellii sadece
rnein braggadocio szcnde olduu gibi insan ekmesi
deildir. O, etken oluum safhasnda deta bir balang ve bir son
gerektiren bir sylem zdr, sanki bir ynde gdleyicidir. te baz
rnekler:
A language of flesh and roses.
Et ve gllerden bir dil.
Kendi iinde pek de yeterli olmayan bu kelime bekcii aklma bir
dizi deneyimi ve belki de yllar sonra yazacam bir iirin fikirlerini
getiriyor. Kmr ocaklar blgesinden geen bir trenin koridorunda
ayakta duruyordum. Grdm manzara maden ocaklar ve ocak giri
leri, yapay dalar, yerdeki sar yaralard; her ey bir av veya define
arayan bir hayvann ya da bir canavarn saldrsna uram gibiydi.
Garip bir rastlant olarak, yanbamdaki yabanc benim dncelerimi
dile getirdi. Bunlarn hepsi insan eseri dedi. O an dize kafamda
imek gibi akt:
A language of flesh and roses
Et ve gllerden bir dil.
Dncelerim u sray izledi: Tanrnn rutin ii olarak kabul edilen,
ona hizmet eden ve ondan kr eden hem iveren, hem de iileri kle
eden bu endstriyel manzara aslnda insan iradesinin bir ifadesidir. n
sanlar onun yle olmasn istediler; maden ocaklar, atk ynlar, kr
dndaki her eyi bylesine yok saymak modern insan dncesinin
simgesidir. Dier bir deyile, bizim yarattmz dnyalar -gecekondu
dnyas, telgraflar ve b a sn - kafamzn derinliklerindeki istek ve
dncelerin bir eit sylemidir. Byle deitirilmez olmakla birlik
te, bu dil aka kontrolumuzdan kan bir dildir. Kark bir dil, so
rumsuz bunak sam asdr. Bu fikir beni ok rahatsz etti, insanlarn

177

yarattklar olgular gerekten dildeki szckler gibiyse, insanlk olarak


nasl bir dil hedeflemekteyiz? Btn bu dnce silsilesi kafamda bir
anda ortaya kt, hatta sorudan nce cevap ortaya kt: Et ve g llen
den bir dil.
Bu rnein, okura ilham denilince neyin anlatlmak istendii
konusunda bir fikir verdiini umarm. Bir daha tekrarlamayacam,
ama dize yaratc dnme yntemidir. Eer dize yukarda bahsettiim
fikirlerin bazlarn ieriyorsa, bu fikirler dier dizelerde daha berraklatrlmaldr. te bu da iirin en tavizsiz istemidir. mgelerin mant
n acaba zebilecek miyim? Yazmak istediim iiri burada anlat
mak ne kadar kolay! Ama onu yazmak ne kadar zor. nk onu yaz
mak demek btn bu fikirleri, burada sadece soyutlamalar olan imge
lerle yazya dkm ek dem ektir. Bylesi yaanm iirsel dlem
gcyle yeniden yaamak giriimi, bir m r boyu sabr ve gzlem
gerektirir.
Bulank bir fikri mayalayan kesime szcn rnek olarak
verebilirim. Bu szck u an kafamda ekilsiz bir halde var olan bir
iirin anahtar szcdr. Geenlerde bir olum oldu. ocuun do
duu ilk gn eimin ziyaretine, hastaneye otobsle gittim. Otobsn
st katnda oturmu sokaklardan geerken sokaklar pek temiz grnd
bana ve her eyin ocuumuz iin hazrlanm olduunu dndm.
Gemi kuaklarn abalar sonucunda bugn doan herhangi bir
ocuk, kendi kua ile birlikte ehirleri, sokaklar, organizasyonlar
ve yaam iin gerekli en karmak dzenleri devralr. Btn bunlar
daha o domadan, oktan lm olan kiiler tarafndan ona salanm
tr. Sonra doal olarak daha hznl fikirler bu resmin boyasna
katkda bulundu. Ben ocuun ayn zamanda ne byk uyumsuzlukla
r ve insan hatalarn da devraldn dndm. Sonra birden ocuun
tm gemi ile, olas btn gelecein kesitii imdiki varoluun
odak noktas, somutlam hali olduunu dndm. Bu kesime ke
limesi bana bir ekilde dnyaya gelen bir ocuun btn durumunu ve
onun durumunu yanstan iirin eklini dndrd. iirde kesime her
ortaya ktnda gemi fikri, yerini gelecek fikrine brakmal ve
imdinin ve gelecein bulutuu kesim e insann bireysel varolu
gizemi olmalyd. Burada bir kez daha iirde ifade edilmeyen ve iirden
te olan sr, yani kesime kelimesinin ahlki deerler ieren dier an
lamlarnn ldamaya balad grlr, bu lt hi ifade edilmez,
yine de iirdeki her bir imgede yansmak zorunda.
lhamn bu tanm dier airlerin tanmlarnn yannda anlamsz
kalabilir. Ben kendi bilgi ve deneyimlerime dayanarak yazyorum ve
dier airlere kyasla benim ilhamm gerein doasn anlam aya

178

ynelik zayf bir k gibi grnyor. Yine de, burada tanmladm


deneyim tarzn ne kadar yetersiz olsa da, Aldous Huxley'in Time
M ust Have a S to p 1 adl rom annda betim ledii gen airin iir
yazndan daha gereki bir iir deneyimidir.

ANIMSAMA YETENE
Eer zihinsel younlama sanatn iirin ortaya kabilmesi iin
gerekli olan disiplin olarak tanmlarsak, belli bir ekilde kullanlan
anmsama yetisi de airsel dehann doal yeteneidir. air her eyden
te, yaad duyusal izlenim leri asla unutm ayan ve onlar ilk
yaad andaki kadar taze bir ekilde yeniden pek ok kez yaayabilen
kiidir.
Btn airlerde bu ok gelimi duyarl anmsama yetenei vardr.
Bunlar genellikle de ok genken balarndan geen ve mrleri
boyunca da nem ve anlamn koruyan bu yaantlarnn bilincindedir
ler. D ante'nin daha dokuz yanda iken Beatrice ile karlamas,
kafasnda iirsel bir imgenin olumasna neden olan bir deneyim ol
mu, daha sonra bu imgenin evresinde lahi Komedya ekillenmitir.
Wordsworth'n iirlerinin ana motifini oluturan doa deneyimi, onun
ocukluunda etrafn saran 'natural presences'2 grnde yatmakta
dr. W ordsworth'n daha sonra hayatnn geri kalan ksmnda Gller
Blgesine yerlemeye karar vermesi, aslnda airin iirdeki en nemli
deneyim leri oluturan ocukluk anlarnn getii yere dnme
kararyd. Bu tr airsel anm sam alarn btn yaratc sanatlarda
nemli olduu dorultusunda kantlar vardr ve tabii ki bu, yaratc
olmas kouluyla dzyaz iin de geerlidir. Sir Osbert Sitwell, 191418 savandan nce ve sava srasnda Scarbooug'daki toplumsal ha
yat ok uygar ve hicvedici bir ekilde ele ald Before the Bombard
ment kitabnn daha oniki yama gelmeden yapt gerek gzlemlere
dayal olduunu sylemiti.
Bu nedenle telefon numaralarn, adresleri, simalar hatta sabah
yazdm m ektuplar nereye koyduum u hatrlam am , ama belli
duyumsal izlenim lere kenetlenmi olan baz deneyimlerin anlarn
asla unutmam. Kendi yaammdan rnekler verebilirim bunun iin.
Baz anlarn arm gc o denli kuvvetlidir ki beni, birden
gemie, zellikle de ocukluuma gtrverir; bu anlar ylesine et
1. Zamann Dura Olmal -. N.
2 doal varlklar. - . N.

179

kileyicidir ki, zaman ve bulunduum yeri tamamen unuturum. Ama


bellein bu gcne en iyi kant, onbe yl nce defterlere yazlm
olan dizelerdir. Bu dizeler beni hemen o dizelerin olumasna neden
olan deneyimlere, o dizeler yazlrken geerli olan duruma ve hibir
zaman dorudan doruya ifade edilmeyen, ama o dizelere dklmeyen
duygulara gtrrler.
... Knowledge of a full sun
That runs up his big sky, above
The hill, then in those trees and throws
His smiling on the turf.
... Bilincinde olmak o gnein
Kendi koca gkyznde koan
Tepelerin zerinden, sonra aalarn arasndan ve atveren
glmsemesini imlere.
Bu onbe yl ncesinin tam amlanm am bir dncesi; arkasnda
denizin gizlendii, am ormanlar ve yola bakan evin balkonunu
bugn gibi anmsyorum. Her sabah gne ilk olarak denizin izdii
ufuk izgisinden doar, sonra aalarn tepelerine trm anr ve
penceremden ieri girerdi. Bu an imdi Londra'da oturmakta olduum
evimin penceresinde baharda ve yazn ldayan gnele balantldr.
Onun iin bu an tam anlamyla bir an saylmaz. O daha ziyade yllar
boyunca benzer deneyim beklerinin gelip takld bir kancadr. Bir
an bir kez dile getirildi mi, o artk an olmaktan kar ve her an bi
zimle var olur, nk onu artran bir ey bamzdan getiinde o
berrak ve anlalr zgn deneyim yenilerine ekil gzelliini yanstr.
Bylece de o artk bir an olmaktan kar ve pek ok kez yeniden
yaanan bir deneyim olur.
Bu eski defterin sayfalarn kartrrken gzme baz satrlar iliti
ve bu uzun iirdeki dizeler aadaki bir kadn yznn ksa portresi
eklini alverdi:

Gzleri ldayan balklar


Adeta bir aa taklm gibi, endieli yznde tutsak.
Salar darmadan ve sar, yanaklarn haleliyor.
Tpk Gney gneinin olaanst parlts gibi.
ocuklarna olan dknlnde bir lgnlk var.
Bazen, belki pek ok ylda bir kez,
Gezinen parmaklar eilip iekleri dzenlerO zaman tm hayat onun ellerinde durup alar.
Belki de anmsamann iirin bir yetisi olduu dorudur, nk
hayal gc bellein bir ifadesidir. Bilm ediim iz hibir eyi hayal
edemeyiz. Hayal gc de bir zamanlar yaadklarmz hatrlayp onu
deiik bir duruma uyarlama yeteneidir. Bu nedenle en byk airler
en kalc yaantlarndan kendi benmerkezlerinin ok dndaki eylerin
ve kiilerin en ince ayrntlarna kadar uzanabilecek anmsamaya sahip
olanlardr. (Bellein zayf noktas, onun benmerkezci oluudur; bun
dan dolay iirlerin ou da narsist bir doaya sahiptir).
Burada en kt zaafm grmekte glk ekmiyorum. Benim
belleim kusurlu ve benmerkezcidir. Pek ok airin kendi yaamnda
hemen hemen her durumu yaam olduu bir gerektir. Bu nedenle
airlerin kuramsal olarak hayatta hayal gc ile canlandramayacaklar
pek az durum olduuna inansam bile, kendi dmda durumlar olu
turm ak iin belleimi kullanamyorum, nk onu kullanmak iin
yeterince zgvenim yok. Burada kutup gezisi konusunda iir yazan
bir airin gerekten de Kuzey Kutbuna gittiini sylemek istemiyo
rum. Sylemek istediim onun souk, alk veya bunun gibi eyleri
yaam olmas ve sonra bu yaantlarn yaratc bir biimde anmsa
yarak Kuzey Kutbunu kefetmenin ne demek olduunu bilmesi de
mektir. te ben bu noktada baarszm. Ben Kuzey Kutbuna seyahat
hakknda yazamyorum.
NAN

Her eyes are gleaming fish


Caught in her nervous face, as if in a net.
Her hair is wild and fair, haloing her cheeks
Like a fantastic flare of Southern sun.
There is madness in her cherishing her children.
Sometimes, perhaps a single time in years,
Her wandering finger stoops to arrange some flowersThen in her hands her whole life stops and weeps.

180

M istik bir younlukla hissedilen meslek inancnn airleri ayakta


tuttuu aktr. Bu olguya, airlerin hayatlarndan pek ok rnek veri
lebilir: S hakespearein sonelerinde dizelerinin lm sz olduu
inancn vurgulayan pek ok ifade vardr.
Kendi deneyim lerim e dayanarak bu inancn doasna aklk
kazandrabilirim. Dokuz yamda iken annem ve babam beni Gller
Blgesine gtrp orada bana Wordsworth'n kimi iirlerini okudular.

181

iirin amacnn kutsal olduu dncesi kafamda o zaman olutu, ite


o zamandan beri hep airlerin mesleklerini azizlerinki gibi kutsal diye
dnmmdr. Dokuz yamdan beri pek ok ey olmak istemiim
dir, rnein oniki yam dayken babakan olmay istemitim. D ier
baz airler gibi kudretli ve etkin bir hayat beni hep cezbetm i, ama
ayn zamanda bu cazibeden daha kuvvetli bir ekilde de itici gelmitir.
Kudret, kiinin kendi bana nemi olmayan baz makamlar doldura
rak veya ileri yaparak tarihilerin zoraki bir ekilde dikkatini ekm ek
tir. yle ki, gerekten kudretli olan, kudretli ve nemli sfatlarnn
yaktrld kiinin ruhu deil, onun bulunduu mevki ve yapt
ilerdir. Ayn ekilde etken bir hayat aslnda seici hatta olum suz
bir hayattr, Eylem insan, bir veya birka ii birden yapar, nk o
baka eyleri yapmamay tercih eder. Genellikle gz kamatrc eyler
yapan insanlar sradan insanlarn yaamn oluturan sradan eyleri
yapmakta tamamiyle baarszdrlar; bu iler pek ok kii tarafndan
yaplyor olmasayd, baarlmalar belki de ok daha kahram anca ve
gzalc oiarak tanmlanabilirdi. Aslnda etkin bir yaam, bana insa
nn kendisini yaamdan koparmas gibi gelmitir.
Her ne kadar airlerin kibirli ve hrsl olduklar doru olsa da, on
larnki bu dnyadaki kibir ve hrslarn en temiz olandr, nk azizler
hrs kabul etmezler. Onlarn hrs kiiliklerini, iirlerinde yansttkla
r ruhlarnn derinliklerindeki deneyimleri, en ince alglar, en derin
duygular ve en yce drstlk duygular ile kabul ettirmektir. Bu
konuda hile yapamazlar, nk onlarn kiiliklerinin gerek nitelikleri
sadece iirlerinde ifade edilen yce duygularla deil, sezileriyle, dil
ustalyla, yarattklar ritim ve m zikle de yanstlr. Bunlar ise
meclisteki gvenoyu ya da resmi devlet airliinin elde edildii gibi
salanamaz. Elbette iirde almann nemi byktr, ama en youn
alma bile ancak airin rununun hakiki deerlerini ortaya karr.
Hile yapmak mmkn olmadndan, azizler gibi airler de btn
eserleri ile ebediyet nnde yarglanrlar. Baar kukusuz airlerin gu
rurunu okar, hatta bu baar zamannn sevilen bir airi olmann bile
asl arzulanan ey olan, alar boyunca beenilen bir air olmay
salayamayacan anlamasna yardmc olabilir. Su ve aptalla
gmlm olan kendi a tarafndan vlmenin ne anlam olabili,
eer bizim aklc davranamadmz yerlerde aklc olabilen gelecek
alar, onu bizim amzn sularnn ve aptallnn tipik bir ifadesi
olarak grmezlerse. Dier yandan her ne kadar bazlar yleymi gibi
davransalar da, baarszlk iyi air olduunuz anlamna gelmez. Belli
baz teknik yarglarn snrlar dnda eletirmenlere de gvenilemez.

Bu nedenlerle airin inanc ncelikle m esleki bir gizdir, ikinci


olarak kendi gereine olan inantr ve kendini iine adam aktr. nsa
nn ilahi grevini yerine getirebilm ek iin elinden geleni yaptna
olan inancndan daha kuvvetli bir inan yoktur; zaten byk airlere
de ilham veren bu inantr. Bu inan, beraberinde youn alakgnll
l de getirir, nk kii, karar verenin kendisi olm adn bilir.
B ilir ki, yapabileceinin hepsi plakla ulam ak, btn yetileri ve
alglar ile kendisi olm ak ve bunlar gelitirebilecei btn yetenekle
rinin destei ile zam ann yargs nne km aktr.
Defterlerimde bu dnceleri ifade eden bir dzyaz iir vard:
Bana huzur ver, bana kuvvet ver, bana gven ver. Aydn gne ulama
ma, yksek koltua, sade masaya ulamama izin ver ki kelimeler deneti
mimde olsun, orada endie altm oymasn. Eer bunlara ulaamazsam
kurtlara yem oldum demektir, oradan oraya, deneyimden deneyime srk
lenen huzursuz bir yaratk olurum.
Kendi yaratma gcmn zengin ve derin doyumu ile yaayabileceim,
yarg ve alakgnlllk ver ki bir honutsuzluk veya haset ifadesi beni
phelere srklemesin.
Eserin bir btnse ve sevdiin dnyann tmn ieriyorsa, en son
zmlemede eserinin iyi veya kt olmasna aldrma.

EZG

airliin btn dier mesleklerden ayrlan ve daha kk birimlere


indirgenem eyen en son iki zellii ilham ve ezgidir. lham insana ve
rilen fikir veya dizelerdeki deneyim dir, ya da insann en iyi iirlerini
yazd ruh halidir. Ezgiyi tanm lam aksa ok daha zordur. O henz
dnceye bile dnm em i olan bir iirin m ziidir; o airin bilin
cinde dllenmeyi bekleyen iirin ana rahmidir.
Bazen yar uyku halinde yatarken kafamdan anlamlar olmayan bir
kelim e dizisi geer, am a onlarn bir sesi vardr; ihtiras sesi veya
bildiim iirleri artran bir sesi vardr. iir yazarken biim lendir
meye altm szcklerin mzii beni kelim elerin tesine gtrr,
henz kelimeye dnm em i bir ritim, bir dans ve lgnln farkna
varrm.
Btn bu gzlemleri aktarrken bir airin hayat yolculuundaki du
raklar oluturan ba arlarndan, sabahlam alardan, ielerce iilen
ikilerden, yaanan aklardan ve bunun gibi eylerden hi bahsetm e
dim . Bir iir baarl olduu zaman iir yazm a sreci youn fiziki
heyecan, bir eit rahatlam a ve kendinden geme ile sonulanr. te

183
182

yandan, ben iir yazmaktan korkarm, bunun da nedenleri galiba yle


sralanabilir: Bir iir berbat bir yolculuktur, hayal gcnz toplama
ya altnz sdapl bir gayrettir; kelimeler kullanlmas ok g
bir ifade ortam olup bazen insan gnlerce bir eyi net bir ekilde ifade
etm eye abaladktan sonra onu sadece ok renksiz bir ekilde
sylediini fark eder. iir yazmak her eyden te insan kendi kiilii
ile onun bilindik, beceriksiz yetersizlikleri ile yz yze getirir. iir
yazmann dnda kalan tm varolu evrelerinde yerlemi geleneksel
davranlara snlabilir; kii arkadalarna nezaket gsterebilir,
alma hayatnda gndelik ileri idare edebilir, baz tavrlar taknabi
lir, kendi sosyal statsne dikkat ekebilir; ksacas insan dier insan
larla urar. Ama iirde insan tanr ile gre tutar.
Genellikle bir iiri yazp bitirince bu en iyi iirim diye dnr,
onu hemen yaynlamak isterim. Bunun bir sebebi, syleyecek yeni
bir szm olduu zam an yazm andr, bunun anlam daha nce
sylediklerime kyasla onlar sylenmeye daha ok deer buluyor ol
m am dr, nk ksm en de olsa yaadm sre ve geleceim
konusundaki iyimserliim, gemiimi aalamama neden olmaktadr.
iiri yazp bitirdikten birka gn sonra onu da gemi, boa harcan
m gayretler listesine, kapan bile amak istemediim kitaplarn
snfna iterim.
Belki de yazdm iirlerden en ok zevk aldm anlar, birilerinin
bu iirlerden alnt yapt ve onlar annda benim olduklarn bilme
den, tanmadan ne gzel ne ilgin diye dndm anlardr.
Dier yaratc yazarlarla ortak noktam olumlu olmayan eletirilere
kar ahem etkilenm i, hem de ok etkilenm em i gibi yapmamdr;
ou zaman vg, bende iirlerimi eletiren kiinin pek de ne yapt
n bilmedii kansn uyandrr. Niye yazarlar eletiriye bu kadar duyarldrlar? Ksmen, yazarlarn grevi duyarl olmak olduundan ve bu
balamda her eye duyarl olduklar gibi bu konuya da duyarl olmala
rndandr. Ksmen de her ciddi yaratc yazarn esas ilgisini eken
eyin baar deil de hret olmasdr (Benim tandm en baarl
yazar Sir Hugh W alpole hretten yana en dertli yazard, nk kendi
ni stn grenler onu beenmiyorlard). Yine sanrm her yazar gizli
den gizliye bir tek kii iin yazmaktadr, ocukken ona gvenmeyen
bir anne veya baba ya da bir hoca iin. airi anlamamakta direnen
eletirmen hemen bu kii ile zdcletirilmekte ve pek ok hayrann
beenisi bu srarc olumsuz grn yaratt gizli acy arttrmakta
dr.
Zamanla insan kendi rnlerini, almalarn beenmeyen bu bir
kiinin hep olacan idrak eder. Ondan sonra belki edebiyat kendi

184

sanatnda olabileceinin en iyisi olma dorultusunda alak gnll bir


aba olacak, hatta olabileceinden daha fazla olma ve pek bir ey bek
lemeksizin zamanla geree hizmet etme inancna dnen iirin
gizine inan haline gelecektir.
Yine de ne baarszlklar vardr! nsana ne ok amur bular! Bu
amur bakalarnn att deil de insann hayatn kazanrken, mek
tuplar cevaplayarak veya cevaplam ayarak, toplum sal sorunlar
destekleyerek veya desteklemeyerek edindii amurdur. nsann en faz
lasndan m it edebilecei ey, bu amurun kum zerreciklerinden
olumu olmas ve bu zerreciklerin bazlarnn inciler ortaya karabilmesidir.

185

MAX FRISCH
(1911-1991)

YAZARLIK ZERNE

bu. Sylenebilecek eylerin st yzeyinin, gizli olann st yzeyi ile


ayn olmas gerekirdi; maddeden arnm bu st yzey ise doada yok
tur, ancak insann kalasnda vardr; zaten doada dalarla gkyzn
ayran izgi de yoktur... Biim dediimiz de bu mudur acaba?
Seslerle izilen bir snr -

1946

Tagebuch 1946-1949, Gesam m elte Werke in zeitlicher


Folge, Bd.II, Suhrkamp Verlag, Frankfurt / Main 1976.

N ilfer K uruyazc. Gnce Almanca aslndan evirilmitir.

nemli olan: sylenemeyendir, szcklerin arasnda kalan bo


alanlardr. Aslnda ou zaman szcklerin anlattklar bizim syle
mek istemediimiz nemsiz eylerdir. Asl sylemeyi amaladmz
ey ise yalnz dolayl olarak gsterilebilir, bu da tam anlamyla:
sylemek istediklerimizin ancak yaknndan gemektir. evresinde
dolamaktr. Bir eyler anlatrz geri, ama gerek yaantmz anlat
lanlarn iinde yoktur, sylenemeden kalr; szler gerek yaantnn
ancak evresinde dolarlar, olabildiince yaknndan geerler ve kesin
olmaya alrlar; asl sylenmek istenen, ama slylenemeyen ise bu
anlatlanlarn arasnda bir gerilim olarak yaanr.
Sanrm asl amacmz sylenebilecek her eyi dile getirmektir;
dil, sanki elikten bir ta kalemi gibi gizli olmayan her eyi yontar
atar ve bylece de sylemek, sylenmek istenendin uzaklamak anla
m na gelir. Szce dnm her eyin iinin belli bir lde
boaldn dnmek bizi rktmesin yleyse. Anlatlan yaamn
kendisi deildir. Ama anlatmak istediimiz yaandr. Ayn heykelci
nin elik kalemiyle almas gibi alr dil de; gizli olan, canl
olan deil, bo olan, sylenebileni ne srer Her zaman srlar
yontup atma tehlikesi olduu gibi ii erken bitirmek, yonttuunu bir
ta paras olarak brakm ak tehlikesi de vardr Gizli olan ortaya
karamamak, yakalayamamak, hl sylenebilecek olan eylerden
arndrmamak. Ksacas: srlarn st yzeyine ulaamamak tehlikesidir

186

187

JEAN-PAUL SARTRE
(1905-1980)

ED EBYAT NEDR?
1947

Situations, II, Paris 1948. Burada: Qu'est-ce que la littra


ture?

N iz a m e ttin K a sa p /H se y in S a lih o lu . Y a z a r n
kapsam l denem esinin Q u'est-ce qu'crire? (Yazm ak
Nedir?) adn tayan ilk blmnden aldm z bu kesit,
Franszca aslndan evrilm i ve A lm anca evirisi ile de
karlatrlm tr.

... airler dili kullanmay reddeden kiilerdir. Dorunun aratrl


mas, bir eit alet gibi kabul edilen dil yardm yla ve onun iinde
gerekletiinden dolay airlerin gerei tanmaya, ya da ortaya koy
maya altklar sanlmasn. Onlar, dnyay adlandrmay da aklla
rndan geirmezler; gerekten de hibir eyi adlandrmazlar, nk ad
landrma, adn srekli olarak adlandrlan nesnenin karsnda yok ol
masn ierir. Ya da H egelin dedii gibi sylersek, bu ilemde ad,
temel ge olan nesne karsnda nem sizm i gibi kalr. airler
konumaz, susmazlar da: yaptklar tamamyla baka bir eydir. Onla
rn birtakm irkin szck sentezleriyle eylemi ortadan kaldrmak iste
dikleri iddia edildi, ama bu yanltr; nk durum byle olsayd, o
zaman onlarn ncelikle gnlk dilin ortasna atlmas gerekirdi, ve
bu ekilde de onun iinden, tpk tereya at szn yazarken, at
ve tereya szcklerinde olduu gibi tek tek kk szck
kmeleri karmaya almak zorunda olurlard1. Byle bir giriimin
sonsuz zaman istemesinin yansra, hem yararc niyetle hareket edip,
1. Bu rnek Bataille tarafndan Exprience Intrieure'da verilmektedir.
Tereya ve at szcklerinin Ttirkede bitiik yazlmas halinde,
yani bileik kelime yaplmalar halinde, bir anlam ifade etmeyecei, oysa
byle bir birletirmenin Franszcada mmkn olduuna okurun dikkatini
ekerim! -. N.

188

szckleri birer gere gibi grmek, hem de onlarn elinden bu geretik


niteliini ekip alm a yollarn aratrmak, anlalr bir ey deildir.
Gerekte air alet dilinden kendini birdenbire geri ekmitir; seimini
szckleri birer iaret deil de nesne olarak kabul eden iirsel tutum
ynnde yapt kesinkes. nk iaretin ift anlam ll, arzuya gre
bir yandan ona tpk bir camdan bakar gibi bakp iaretin arasndan
iaretlenen nesnenin izlenebilir olduunu, ya da bak onun gerekli
ine yneltip ona bir nesne olarak baklabileceini ierir. Konuan
insan szcklerin tesinde nesnenin yaknndadr. air ise szcklerin
berisindedir. Konuan insan iin szckler evcillem itir, air iinse
hl vahidirler. lki iin onlar amaca hizmet eden, zamanla anp ie
yaram az durum a gelince kaldrlp atlan geleneksel birer alettirler.
kincisi iinse bunlar, toprakta tpk bir bitki ya da aa gibi doal
olarak yetien doal eylerdir.
Fakat, tpk ressamn renklerle ve mzisyenin de seslerle yetindii
gibi air de szcklerle yetiniyorsa, bu, szcklerin onun gznde an
lamlarn btnyle yitirm i demek deildir; gerekten, szcklere
szsel birliklerini kazandrabilen yalnzca anlam dr; anlam olmazsa
bunlar birer ses ya da satr halinde dalp giderlerdi. Yalnz burada an
lamn kendisi de biraz doallk kazanr; o artk hep eriilemez ve hep
nsan aknlk yardm yla gayret edilen ama deildir; o tpk bir
yzdeki ifadeye, renklerin ve seslerin verdii hznl ya da neeli an
lam gibi her bir kavramn belirgin zelliidir. Szce girmi, onun
sadas ya da grsel biimi tarafndan em ilm i, younlam , deeri
azalm olan anlam da yaratlmam ebedi bir nesnedir; air iin dil bir
d dnya yapsdr. Konuan kii dilin iine skm , szcklerle do
natlmtr; onlar kiinin kskalar, duyargalar, gzlkleri ve duygu
larnn uzantsdr; o bunlar iten ynetir, sanki kendi vcuduymu
gibi hisseder onlar, bilincine hemen hemen varamad ve eylem
yetisini dnyaya yayan szsel bir cisimle evrilidir. air dilin dnda
dr, sanki insanlk durum una ait deilmiesine ve insanlara yakla
tka ilk engel olarak sze rastlyorm ucasna szckleri tersinden
grr. Nesneleri nce adlaryla tanyacana onlarla sessiz bir ilikiye
girmi grnr; nk kendisine szckleri yanstan dier nesnelere
yaklanca, onlar tutup dokunarak yoklaynca, onlarn iinde kk,
kendine zg bir k gcnn bulunduunu ve yerle, gkle ve suyla
ve btn yaratklarla olan zel ilikiler olduunu kefeder. Szckten
dnyasal bir grnn iareti gibi yararlanam ad iin, onda bu
grnlerden birinin im gesini bulur. Ve st ya da dibudaa ben
zerlii iin setii szsel imajn ille de bizim bu nesneleri belirtmek
iin kullandm z szck olmas gerekmez. Kendisi zaten darda

189

olduundan, szckler onu kendi dna, nesneler arasna atacak birer


rehber olacaklar yerde, o bunlar kaan bir gerei yakalamay hedef
leyen birer tuzak gibi kabul eder; ksacas, dil onun iin btnyle
dnyann aynasdr. Byle olunca, szcn i dzeninde beklenmedik
nemli deiiklikler gerekleir. Szcn sesi, uzunluu, diil ya da
eril taklar ve grn ona anlam ifade etmekten ok, canlandran
somut bir ehre kazandrr. Tam tersine, anlam gerekletirildiinden,
anlamn iinde szcn somut grn yansr ve anlam kendi
ynnden szsel cismin kopyas gibi ilev grr. Anlam olarak da
(anlam nceliini yitirdii iin), szckler, nesneler gibi yaratlma
dklarndan, air szcklerin mi anlam iin yoksa anlamn m szck
ler iin varolduuna karar veremez. Bu ekilde szck ile belirtilen
nesne arasnda anlam ve sihirli benzeyi bakmndan ikili, karlkl
bir iliki oluur. Ve air szc kullanm ad iin, onun eitli an
lamlar arasnda bir seim yapmaz ve bu anlamlardan her biri ona
bal bana bir ilev gibi grnecek yerde, dier anlamlaryla eriyip
kaynaan malzemesel bir zellik gibi grnr. Bylece o, sadece
airane tutumun sonucu olarak, tpk Picasso'nun kibrit kutusu yap
mak isteyip, bunun bir yarasa olmasn istemesi ve yine de bir kibrit
kutusu olarak kalmasn dledii gibi mecazlar gerekletirir her
szcn iinde. Florence bir kent, bir iek ve bir kadndr, ayn za
manda hem iek-kent, hem kadn-kenl, hem de iek-kzdr.
Ve bu biimde ortaya kan garip nesne bylece fleuve'un (rman)
akcln, o ru n (altnn) yumuak kzlms ateliliini tamakta,
ve son olarak da, decence'n (itidal) brakp srekli zayflamakta olan
okunm ayan e harfi sayesinde ok snrl almn sonsuza dek
srdrr. Btn bunlara bir de zgemiin tuzakl zorlamas katlmak
tadr. Benim iin Florence ayn zamanda belli bir kadndr; ocukluk
yllarmn sessiz filmlerinde oynayan ve yalnzca bir balo eldiveni
gibi ince uzun boylu, ve hep biraz yorgun, hep iffetli, hep evli ve an
lalmaz, ve kendisini sevdiimi ve adnn Florence olmasnn dnda
her eyini unuttuum Amerikal bir oyuncudur. Dzyaz yazarn ben
liinden koparp ayran ve dnyann ortasna atveren szck, tpk bir
ayna gibi, aire kendi z imgesini yanstr. Ve. bir yandan aklamal
szlnde belli szcklere iirsel tanmlama vermeye alan (yani
sessel ksm ile szel ruh arasndaki karlkl karmlarn sentezi
olacak bir tanmlama), te yandan da daha yaymlanmam bir yaptta,
zellikle kendisi iin duygu ykl baz szckleri klavuz edinmek
suretiyle yitik zam ann ardna den L eirisin bu ikili giriimini
dorulayan ey de budur ite. Buna gre iirsel szck kk bir
evrendir. Y zyln b alarnda patlayan dil bunalm bir iir

190

bunalm dr. Toplumsal ve tarihsel etm enler ne olursa olsun, bu


bunalm yazarn szckler karsnda kendini gittike kiisizletirmesi
biim inde belli etti. Y azar artk szckleri nasl kullanacan
bilmiyordu ve onlar, Begson'un nl tanmlamasna gre artk yle
byle tanyordu; onlara dorudan doruya yararl bir yabanclk duy
gusuyla yanayordu; szckler artk onun mal deil, yazarn kendisi
deildiler; fakat gk, toprak ve kendi yaam bu yabanc aynalarda
yansyordu; ve sonunda bu szckler eylerin kendisi ve hatta eylerin
kara z olup kyorlard. air bu kk evrenlerden birounu biraraya getirdii zaman, elindeki renkleri bez zerinde birbiriyle bir
letiren ressamn yapt i gibi bir i grr; bir cmle kurduu
sanlr, fakat bu sadece yle grnr: o bir nesne yaratmaktadr.
Nesne-szckler tpk renk ve sesler gibi aralarndaki uygun ve aykr
byl arm larla bekleir, birbirlerini ekerler, birbirlerini
yeniden iterler, tutuup yanarlar ve armlar gerek iirsel birlii,
n e sn e -c m le yi olutururlar. Hatta ou kez airin kafasnda nce
cm lenin tasla vardr, ondan sonra szckler izlerler. Ancak, bu
taslan alageldii biimde szck emas adn verdiimiz eyle or
tak hibir yan yoktur: bir anlatmn yapsn ynlendirmez. Bu, daha
ok Picasso'nun uzamda henz frasna bile dokunmadan, sonradan
bir cam baz ya da soytar olacak olan bu eyi nceden belirledii
yaratc tasarya yakndr.
Fuir, l-bas fuir! Je sens que des oiseaux sont ivres,
Mais, mon coeur, entends le chant des matelots.
(Mallarm)
Cm lenin banda bir stun gibi duran bu mais balac son
dizeyi ncekine balamyor. Dizeye belli, ihtiyatl bir nans veriyor,
bir kendi halindelik durumuyla onu btnyle etkiliyor. Ayn e
kilde baz iirler ve ile balar. Bu bala artk zihin iin yaplacak
bir ilemin belirticisi deildir: btn bir ibre boyunca, bu ibareye bir
dizinin mutlak zelliini kazandrmak iin uzanr. air iin cmlenin
bir ses rengi, bir tad vardr; air cmle boyunca ve bizzat bu cmle
lerle kar koyuun, sakinim in ve ayrlmn tahrik edici zevklerini
tadar. Onlar mutlak duruma aktarr, hisle tar, onlardan gerek cmle
zellikleri oluturur; ve bylece bu cmle belirli hibir eye kar
km adan btnyle kar koyma oluverir. B urada yine iirsel
szckle anlam arasnda biraz nce iaret ettiimiz karlkl dm
lenme ilikilerini gryoruz: seilen szcklerin tamam, sorgulayan,

191

ya da snrlayan nansn bir kopyas olarak etkiler, ve soru ise aksine


onu snrlayan sz btnnn kopyasdr.
u muhteem dizelerde olduu gibi:
O saisons! O chteaux!
Quelle me est sans dfaut ?
Kimse sorgulanm yor; kimse sorgulamyor: air burada yoktur.
Ve sorulan sorularn cevab yoktur, ya da daha ok sorularn cevaplan
yine kendi ilerinde verilmektedir. Bu durumda belgat sorusu mu sz
konusu olm aktadr? Am a Rimbaud'nun: Herkesin kendine zg
kusurlar var demek istediine inanmak sama olur. yleyse Breton'un Saint-Pol Roux hakknda dedii nedir: Eer bunu demek iste
seydi, yle derdi. Ve Rimbaud da baka bir ey sylemek istememi
tir. Mutlak bir soru yneltmitir; o gzelim me1 szcne soru
varl verm itir. te, bu Tintoretto'nun korkusunun sar gkyz
olmas gibi, soru nesnelemitir. Bu artk bir anlam deil, bir zdr.
Dardan grlm ektedir ve Rimbaud bizi ona kendisi ile birlikte
dardan bakmaya armaktadr; onun gariplii, onu gzetlemek iin
kendimizi insanlk durumunun br tarafna, yani tanr tarafna koy
mamzdan gelmektedir.
Eer durum byle ise, airden bir balanma istemenin aptallk
olacan anlamak hi de zor olmayacaktr. phesiz bir i devinim,
tutkunun ta kendisi -v e neden fke, toplumsal isteksizlik, siyasal kin
deil-, iirin ana motifidir. Ancak bunlar burada bir yergide veya bir
itirafta olduu gibi d ile g e lm e zle r. D zyaz yazar duygular
sergiledii lde aklk kazandrr; buna karn air iirine tutkular
n aktarrsa, bunlar tanmaktan vazgeer. Bunlar szckler kucaklar,
szckler bunlarla dolar ve bunlar deiime uratr; bunlarn anlamla
rn gstermezler, hatta gzleri nnde bile. Heyecan nesnelemitir,
imdi artk nesnelerin saydam szlna sahiptir; nesne kapatld
szcklerin kaypak nitelikleriyle karmakark olmutur. Ve de zel
likle her cmlede, her dizede ok daha fazla ey sakldr -nasl ki Galgotha'nn stndeki sar gkyznde basit bir korkudan daha fazlas
dile gelir. Szck ve nesne-cm le, nesneler gibi bitip tketilemezler
v e - bunlar yaratan duygu zerine taarlar. Eer okuru insani durum
dan saptrp, dili baka ynden, tanrnn gzleriyle grmesini istersek,
onun siyasi fkesini ya da siyasi heyecann uyandrmay nasl umabi-

1. Ruh. - . N.
192

liriz? Denecektir ki, R sistance1 airlerini unutuyorsunuz. Pierre


Emmanuel'i unutuyorsunuz. Hayr, asla! Tezimi desteklemek iin
ben de onlar sayacaktm2.
* Direni. - . N.
Dil karsndaki bu tutumun nereden geldii merak edilir diye birka
pucu veriyorum:
iir temelde insanlarn mitini yaratrken dzyaz yazar onun resmini
izi verir. nsan edimi gerekte gereksinimlere baldr, yararl eylere ve
belli anlamda aratr. Edim farkedilmez ve sadece sonu saylr: Kalemi
almak iin elimi uzatnca bu hareketimle ilgili kaamak, belli belirsiz bir
bilince sahibim: sadece kalemi grrm: Bu suretle insan, kendi amac
tarafndan yabanclatrlr. iir ilikiyi ters evirir: dnya ve nesneler
emsizleir, kendi amac olan bir edimin bahanesi olurlar. Vazo, gen
kzn edal hareketlerle iek doldurmas iin konmu, Troya Sava,
Hektor ile Akhilleus'un kahramanca savamalar iin vardr. Olay sakl
olan amac ortaya karr, kahramanlk ya da dans biimine dnr. Bu
arada giriimin baars ne denli farkl olursa olsun XIX. yzyldan nceki
yazar, toplumla btn olarak uyum iindedir; dili dzyaznn izledii ama
iin kullanmaz, ama dile o dzyaz yazarnn verdii gveni de verir.
Burjuva toplumunun ortaya kmasndan sonra air, burjuva
toplumununun yaama yetenei olmadn aklamak iin dzyaz
yazaryla ayn eyi yapar. Onun iin sz konusu olan insan mitini
yaratmaktr, ancak ak byden kara byye geer. nsan hl mutlak ama
olarak canlandrlr, ama giriiminin baars bakmndan yararc bir
topluluk iinde kaybolur. Eyleminin arkasnda bulunan ve mite gei iin
izin veren ey, artk baar deil, yenilgidir. Amalarnn sonsuz srasn
sadece bir it gibi tutan bu yenilgi, insani gerekten kendi zne
dndrr. Dnya nemsiz olarak kalmaya devam eder, ama imdi
yenilginin bahanesi olarak buradadr. Meselenin erei insann yolunu
kapatp onu kendine dndrmektir. Sz konusu olan yenilgiyi ve k
bile bile dnyann gidiine sevketmek deil, daha ok sadece bu iki eyi
gz nne almaktr. nsanolunun yapt giriimlerin.iki ehresi var:
baar ve ayn zamanda yenilgi. Bnu hesaplamak iin eytiimsel ema
yeterli deildir: nce sz daarcmz ve aklmzn donanmn daha da
gelitirmeliyiz. leride bir gn, ne nesnel, ne de tam olarak znel olan
tarihi, onun iinde diyalektiin bir tr diyalektik kart olduunu, yine de
eytiimsel olduu inkr edilip ortaya karlarak sindirildii bu garip
gerei anlatmaya alacam. Ama bu, felsefenin konusudur: Normalde
Janus bann her iki yzne baklmaz; etkin insan birine, air de brne
bakar. Alet krlp kullanm d kalmsa, planlar boa km,
gayretlerin bir yarar kalmamsa, o zaman dnya gepegen ve mthi
tazelik iinde gn na kar, yolu hedefi olmaz. Dnya ar gereklie
ulamtr, insanlar iin boucu olduundan ve her eylem srasnda

193

airin bir harekette yeralmas yasaklanm olsa bile bu, dzyaz


yazarn bundan muaf tutmak iin bir neden olabilir mi? -Bunlarda or
tak olan nedir? Dzyaz yazar yazyor; bu dorudur, air de yazyor.
Ancak bu iki ayr yazma edimi arasnda ortak olan tek ey harfleri
izen elin hareketidir. Geri kalan konularda evrenleri uyumuyor ve
biri iin geerli olan dieri iin geerli deildir. D zyaz, z
itibaryla yarar gden bir yapya sahiptir; dzyaz yazarn memnuni
yetle szckleri kullanan bir kimse diye tanmlarm. (M. Jourdain tergenelletirildiinden, yenilgi nesnelere bireysel gerekliklerini geri
verir. Beklenen bir dnm sonucunda son erek olarak kabul edilen
yenilgi evrenin ayn zamanda reddi ve kabuldr. Bir rettir, nk insan
kendisini yere alan eyden daha ok deerlidir, artk nesneleri az
gereklikleri iinde bir mhendis ya da bir kaptan gibi reddetmiyor,
tersine ar gereklikleri iinde yenik bir kii olarak reddediyor; insan
dnyann vicdan azabdr. Bir kabullenitir, nk dnya baarnn aleti
olmay brakp yenilginin arac oluyor. Karanlk bir amaca balln
etkisinde ylece durur o; insan hakknda ne kadar dmanca fikirlere sahip
olursa o kadar insani etki yapan onun mutsuzluk katsaysdr. Yenilgi
onun selmeti olur. Yenilginin bizi br dnya gibi bir yere gtrmesi
sz konusu deil: kendiliinden sarslp deiir. rnein iirsel dil,
dzyaznn ykntlar arasndan ortaya kar. Eer szck gerekten bir
ihanet ise, bir anlama gerekten olanaksz ise, o zaman her szck kendi
bireyselliini rter, yenilgimizin aleti olur ve sylenemeyen eylere
yataklk eder. Bildirecek baka hibir ey yoktur; dzyaznn bildirimi
baarsz olduundan szcn anlam bizzat katksz sylenemeyen
ey haline gelir. Bylece bildirimin yenilgisi sylenemeyen eyin
telkini haline gelir; szckler kullanmak amac, szckteki saf, ilgisiz
sezgiden ierlemi olarak uzaklar.
iirde kaybeden kazanr. Hakiki yazar, lnceye dek kazanmak iin
kaybetmeye kararldr. Yineliyorum: Burada sz konusu olan ada
iirdir. Tarih iirin baka biimlerini bilir. Onlarin bizim iirimizle olan
ilikilerini gstermek benim konum deil. lle de airin ballndan sz
edilecekse, o zaman unu sylerim: nsan kaybetmek iin kendini balar.
Bu felaketin, bu lanetlenmenin derin anlam orada yatar, hep bununla
ilikilendirir kendini ve onu hep d dnyann karmasndan ileri
geldiini belirtir, zellikle bu onun derin seimine uygun olup iirinin
sonucu deil kaynadr. nsan, giriiminin topyekn yenilgisine
inanm ve kendi baarszlna manevi olarak hazrlanmtr, kendi
bireysel yenilgisi sayesinde insanolunun genel yenilgisini kantlamak
iin. Dzyaz yazarnn yaptn da ileride greceimiz gibi
reddetmektedir. Ancak dzyaznn reddi byk bir baar adna iirin reddi
ise, her yengide bulunan sakl bir yenilgi adna yaplmaktadr.

194

liklerini istemek iin, Hitler de Polonya'ya sava ilan etmek iin nesir
yapyordu-.) Yazar bir konumacdr, belirtir, kantlar, emreder, redde
der, soruturur, rica eder, kzdrr, ikna eder, telkin eder. Bunlar
bouna yapsa da, bu nedenle air deil, bir ey sylemeksizin konuan
bir dzyaz yazar olur. Bylece dili yeteri kadar tersinden inceledik;
imdi onu doru1 olarak grmenin zaman geldi.
Dzyaz sanat konuma zerine kurulur, malzemesi doal olarak
belirtici tarzdadr: yani szckler nceleri nesne deil, fakat nesne be
lirteleridir. ncelikle szcklerin hoa gidip gitmediklerini bilmek
ihtiyacm duymayz, tersine bunlarn dnyada herhangi bir eyi veya
herhangi bir kavram doru belirtip belirtm ediklerine bakarz.
Bylece, sk sk bize szckler yardm yla retilmi herhangi bir
dnce karsnda buluruz kendimizi, tabii bu arada bu dnceyi
bize ileten szcklerden birini bile anmsamayz. Dzyaz her eyden
nce bir zek tutumudur. Valry gibi konumak gerekirse, gne n
larnn camdan geii gibi szck te bizim bakmzdan getiinde
dzyaz oluur. Bir tehlike ile ya da bir zorlukla karlatmzda
elimizin altndaki ilk aleti kullanrz. Bu tehlike getii zaman bunun
bir eki mi, yoksa bir odun fras m olduunu anmsamayz bile.
Ayrca bunun ne olduunu hi bir zaman bilmi de deiliz: sadece
vcudumuzun bir uzantsn yaratmak, elimizi en stteki dala uzatmak
iin bir ara gerekiyordu; bu altnc bir parmak, nc bir bacakt,

1 Her iirde belli trde dzyaznn bulunduu, yani bir tr baarnn


bulunduu ok aktr; bunun tersine en kuru dzyaz bile hep birazck iir,
yani belli trde bir yenilgi ierir: Hibir dzyaz yazar, en ak olan bile,
ne diyeceini tam olarak bilmez; ya ok fazla syler, ya ok az, her cmle
bir bahse girme, bir risk almadr; ne kadar ok air aksak dolanp
durulursa, szck de o denli yalnzlar; Valery'nin de gsterdii gibi
hibiri bir szc gerekten esasl surette kavrayamaz. Bylece her
szck salt kendi anlam olur, kendi sosyal anlam olur ve karanlk belli
yanklar olur,' neredeyse ayn zamanda kendi fizyonomisi iin kullanlr
diyeceim. Bunun iin okur da almaya yatkndr. Artk kararlatrlm
olan bildirme alannda deil, rastlant ve ltuf alanndayz; dzyaznn
suskunluu iirseldir, nk onun snrlarn belirtir; daha ok aklk
uruna saf dzyaznn ve saf iirin ar durumlarn inceledim. Bununla
birlikte iirden dzyazya bir dizi ara biimler zerinden geilebilecei
sonucuna varmamalyz. Dzyaz yazar szckleri ok fazla martrsa,
dzyaz biimi bozulur ve anlamsz laf karmaasnn iine deriz. air
eer anlatr, aklar ve yorumlar, ya da retirse, o zaman iir dzyazsal
hale gelir, o zaman kaybetti demektir. Sz konusu olan karmak, ama
snrlan izilmi olan kark yaplardr burada.

195

ksacas kendimize kazandrdmz katksz bir fonksiyondu. Durum


dilde de byledir; dil zrhmzdr, duyargamzdr; bizi bakalarna kar
korur, bakalar hakknda bilgilendirir, duygularmzn bir uzantsdr.
G vdemizin iinde olduum uz gibi dilin de iindeyiz; onu doal
olarak baka amalar gerekletirirken hissederiz, tpk ellerimizi ve
ayaklarm z hissettiim iz gibi; zellikle de bakas kullannca,
bakalarnn organlarn farkeder gibi, onu alglarz. Yaanm szck
var, rastlanm szck var. Ancak her iki durumda da bir giriim sz
konusudur, bu giriim ya benden dierlerine, ya da dierlerinden bana
dorudur. Sz, etkinliin herhangi zel bir ann belirtir, ve bu etkin
liin dnda onu kavrayamayz. Baz konuma yoksunlar eylem
yeteneini, durumlar anlama becerisini, dier cinsle normal ilikiler
kurma zelliini yitirmilerdir. te bu ilev bozukluu durumunda
dilin tahrip oluu sadece yapsal zarar gibi grnr: bu yap en duyarl
ve en grnr yapdr phesiz. Ve eer dzyaz herhangi bir olayn
sadece tercih edilen aracsysa, eer kaytsz bir ekilde szckleri gz
lemlemek sadece airin greviyse, bu durumda dzyaz yazarna u
soruyu sorma hakkmz doar: Hangi amala yazyorsun? Hangi giri
imin iindesin ve bu giriim neden yazya bavurma gereksinimi
duyuyor? Ve bu giriim hi bir durumda sadece gzlemleme gibi bir
amaca sahip olamayacaktr. nk sezgi sessizliktir, dilin amac ise
iletiim salamaktr. phesiz dil sezginin sonularn da kaydedebi
lir, ama bu durumda kt zerine bir acele ile karalanm birka
szck yeterli olacaktr: yazar her zaman kendinden bir eyler bulacak
tr orada. Eer szckler aklk kaygsyla cmlelere dntrlyorlarsa bu durumda sezgi ihtiyac doar, hatta yabanc bir kararn diline,
elde edilen sonulan bakalarna iletecek karara gereksinim olacaktr.
te bu kararn nedenlerini mutlaka aratrmak gerekir. Ve bilginleri
mizin ok rahat unuttuklar saduyu da, hep bu soruyu sorar. Yazma
y dnen genlere hep u temel soruyu sormaya alkn deil miyiz:
Syleyecek bir eyiniz var m? Bundan, urann iletilmeye dee
cek olmas anlalmaktadr. Eer transandan deer dizgesinin yardm
olmazsa, neyin dediini nasl anlayalm?
Bu giriim in sadece ikinci dereceden yaps olan s ze l ana
bakalm: Mutlak biimcilerin en byk yanlgs, sz, nesnelerin
zerinde bir ty gibi uan ve onlarn niteliklerini deitirmeksizin
gelitiren esinti gibi kabul etmeleridir. Ve yine onlara gre, pasif zi
hinsel gzlemini szlere aktaran konum at bir tanktan baka bir ey
deildir. Konumak, eylemde bulunmak demektir: simlendirilen her
ey, daha o anda artk tam olarak ayn ey deildir, masumiyetini yi
tirmitir. Bir kiinin tavrna bir isim verirseniz, bu tavrn ona ak
196

lam olursunuz: o kii kendini grr. Ve bu davran ayn zamanda


dier btn kiiler iin de isimlendirildiinden adam, kendini grd
zaman, bakalar tarafndan da grldn bilir; aklna getirmedii
kaamak davran gl bir biimde varolmaya, herkesin gznde
varolmaya balar, nesnel ruhun bir eleman olur, yeni boyutlar edinir,
sahip olunur. Bundan sonra o eskisi gibi nasl davransn? Ya nedenini
bilerek inat yznden tutumunda direnecek, ya da bu tutumu braka
caktr. Bu konuda bu ekilde konum ak suretiyle durum u rten
perdeyi kaldryorum, amacm durumu deitirmektir; onu deitirmek
iin, kendim ve bakalar iin perdeyi kaldrrm; zne inerim, deler
geerim ve gzlerimi ayrmam ondan; artk elimdedir, sylediim her
szckte kendimi dnyaya biraz daha balarm, ve ayn zamanda on
dan biraz da uzaklarm, nk onu aarak gelecee doru giderim.
Demek ki dzyaz yazar bir tr ikinci elden eylem biimini seer.
Buna, perdeleri kaldrarak eyleme gemek diyebiliriz. yleyse ona u
ikinci soruyu da sorabiliriz: Dnyadaki hangi grn perdesini
kaldrm ak iitiyorsun, bu perde kaldrm a iiyle dnyada nasl bir
deiiklik yapmak istiyorsun? Bal yazar, szn eylem olduunu
bilir; perdeyi kaldrmann deitirmek anlamna geldiini ve bir eyin
zerindeki perdeleri ancak deitirmek istendii zaman kaldrp atlabi
leceini de bilir. Toplumun ve insan durum uyla ilgili imajn taraf
tutmadan anlatlmas tasarmndan, gereklemesi olanaksz bir d
olarak vazgeer. nsanolu, karsnda hibir varln, hatt tanrnn
bile taraf tutmadan edemeyecei bir varlktr. nk, eer tanr varolsayd, kimi m istikilerin grd gibi, sadece insanla olan ilikisi
sayesinde var olurdu. O da bir durumu deitirmeden asla alglayama
yan bir varlktr, nk bak nesneyi dondurur, ykar, biimler, ya
da, sonsuzluun yapt gibi nesneyi kendine benzetir. nsanolu ve
dnya sevgi, kin, fke, korku, sevin, tiksinti, hayranlk, umut ve
umutsuzluk iinde doru olarak ortaya kar. Baml yazar phesiz
vasat deerde olabilir, hatta o, byle olduunun bilincindedir; ancak
tamamen baarya ulama umudu olmakszn hibir ey yazlamayaca iin eserine bakt andaki alak gnlll onu, sanki en
byk baary elde edecekmi gibi zerinde almaktan alkoymamaldr. Hibir zaman: Eh, bin okurum olursa ne l dememeli, ter
sine ya herkes yazdklarm okuyacak olursa ne olur? diye dnme
lidir. Yazar, Fabrice ile Sanseverina'y gtren arabann ardndan
M osca'nn syledii u cmleyi hatrlamal: Onlar u anda sevda
szcn konuacak olurlarsa, iim bitti demektir. Yazar, kendisi
nin daha adlandrlmam, ya da adn sylemeye cesaret edemedii
eyi adlandran kii olduunu bilir; o, kendisinin sevgi ve nefret
197

szcklerini ve bunlarla birlikte daha aralarndaki duygularn ne


olduuna karar vermemi olan insanlarn sevgi ya da nefretlerini
ortaya kardn da bilir. B rice-Parainin dedii gibi, szcklerin
dolu tabancalar olduunu bilir. Konuursa, tetii ekmi demektir.
Susabilir de, ama ate etmeyi setiine gre bunun, bir ocuk gibi
gzlerini yumarak ve yalnzca patlama sesini dinlemek zere rasgele
deil de, yetikin bir adam gibi hedef gzeterek yapmas gerekir.
Aalarda edebiyatn ve de yazmann amacnn ne olduunu belirle
meye alacam. Ama daha imdiden yazarn, insanlar bu yoldan
btnyle ortaya karlacak nesne karsnda btn sorumluluklarn
yklenebilsinler diye dnyay ve zellikle de insan teki insanlara
aka gstermeyi setiini syleyebiliriz. Hikimsenin yasay hakir
grmeye hakk olamaz. nk nasl olsa bir kanunname var ve yasa
da yazl bir eydir: Elbette istenirse yasaya kar gelinebilir, ama bu
ekilde alnan tehlikenin de ne olaca bilinir. Ayn ekilde, yazarn
ilevi de hikimsenin dnyadan habersiz kalmamas ve de susuz
olduunu ileri srememesi ynnde etki etmektir. Ve yazar bir kez dil
evrenine girmi olduundan, konumay bilmiyormu gibi yapmasna
olanak yoktur artk: Anlamlarn dnyasna girmi iseniz, oradan kur
tulmanz iin yapabileceiniz hibir ey yoktur artk; szckleri kendi
hallerine braksak da onlar cmleler oluturacaktr; herbir cmle dilin
btnn ierip bizi evrenin btnne yneltir; tpk mzikteki du
raklamann anlamn evresindeki notalardan al gibi, sessizliin
kendisi de szcklerle olan ilikisine gre belirlenir. Bu sessizlik dilin
bir anlk durumudur; susmak dilsiz olmak deil, konumay reddet
mektir, yani yine bir tr konumadr. Eer yazar dnyann herhangi'
bir grn karsnda susmay setiyse, ya da onu -n e demek iste
diini ok iyi anlatan bir deyimle sylersek- sessizce pas gemeyi
setiyse, o zaman ona nc bir soruyu yneltme hakkn elde ede
riz: Neden undan deil de bundan bahsetm eyi ye tuttun ve
-m adem ki deitirmek iin konuuyorsun- neden tercihen unu deil
de bunu deitirmek istiyorsun?
Btn bunlar bir yazma biiminin olduunu engellemez. Baz ey
leri sylemeyi semek iin deil de, bu setiklerini belli bir biimde
sylemek iin yazar olunur. Ve biemin, dzyazya nemini veren
olgu olmas doaldr. Fakat sadece gze batmamal. Szckler saydam
olduuna ve bak onlarn iinden geip gittiine gre, onlarn arasna
buzlu camlar dikmek ok sama olur. Gzellik burada yalnzca yumu
ak ve belli belirsiz bir gtr. Gzellik bir resimde ilk gze arpan
eydir, bir kitapta kendini gizler, bir sesteki ya da bir yzdeki sevimli
lik gibi inandrma yoluyla etki eder, bask yapmaz, sezdirmeden kabul

198

ettirir kendini ve insan gremedii bir ekicilie kapld anda kant


lara boyun ediini sanr. Pazar ayininin savsz inan deildir; o
inanc dzenler; szcklerdeki uyuum, onlarn gzellikleri, cmleler
deki denge, okuyucunun tutkularn farkettirmeden dzenlerler, pazar
ayini gibi, dans veya mzik gibi onlar dzene koyarlar; eer okur
bunlar ayr ayr ele almaya kalkrsa, anlam yitirir, ortada can skc
sallanmalardan baka bir ey kalmaz. Dzyazda estetik haz ancak
hesap dysa saftr. Grne baklrsa bugn unutulmu olan bu
kadar basit dnceleri hatrlatrken insann yz kzarr. Yoksa gelip
de bize edebiyat ldrmeyi dndmz ya da, daha bayas,
balanmann yaz sanatna zararl olduunu sylemeye kalkrlar
myd? Eer baz dzyazlara iir bulam as eletirm enlerim izin
kafasn kartrmam olsayd, hep zden sz ettiimiz halde kalkp
da bize biim konusunda saldrmay dnebilirler miydi? Biim
hakknda nceden sylenecek hibir ey yoktur ve ben de bir ey
sylem edim : herkes kendi biim ini yaratr, karar baar verir.
Malzemenin biemi yaratt bir gerek; ama malzeme biemi yn
lendirmez; edebiyat sanatnn dnda a priori1 olarak yer alan hibir
m alzem e yoktur. C izvitlere saldrm aktan daha can skc, daha
balayc bir konu olabilir mi? Ama Pascal bu olaydan Les lettres
provincialesi oluturdu. Ksaca, btn i ne yazmamz gerektiini
bilmektir, kelebekler zerine ya da Yahudilerin talihi zerine. Ve bu
bilindikten sonra geriye bunun nasl yazlacana karar vermek kalr.
ou kez bu iki seim bir aradadr, ama iyi yazarlarda, hibir zaman,
ikinci birinciden nce gelmez. G iraudouxnun: Btn i biemi
bulmaktr, dnce kendiliinden gelir, dediini biliyorum. Ama
yanlyordu, nk dnce gelmedi. Eer m alzem eleri hep ak
sorunlar olarak, acil istekler ve bekleyiler olarak kabul edersek,
sanatn balanmayla hibir ey yitirmediini anlarz; tersine tpk fi
ziin m atematikilerin nne, yeni simgeler yaratmak iin zorlayan
yeni sorunlar kar gibi, toplumsal ve doatesi alann hi durma
dan yenileen istemleri de sanaty yeni bir dil ile yeni uygulaymlar
bulm aya zorlar. A rtk XVII. yzyldaki gibi yazam yorsak, bu,
Racine ile Saint-Evremond'un kulland dilin lokomotiflerden ya da
ii snfndan sz etmeye yatkn olmayndandr. Btn bunlardan
sonra, belki de zletirm eciler bize lokomotifler hakknda yazmay
yasaklayacaklar. Ancak sanat hibir zaman zletirmecilerden yana
olmamtr.

* Deneyim ncesi. -. N.

199

BERTOLT BRECHT
(1898-1956)

TYATRO N KK ORGANON
1948

Schriften zum Theater. Bd. 7, Suhrkamp Verlag, Frankfurt


am Main 1964. Burada: Kleines Organon fiir das Theater.

A h m et C em al. M itosB O Y U T Y A Y IN LA RI T iy at
ro/K ltr D izisi: 4, stanbul 1993. Byk bir nezaket
gstererek yazy sekiye almamza izin veren yaynevine
teekkr ediyoruz. nemi gerei eserin sadece 114, 20-22
ve 33-46. paragraflar alnmtr.

3
Eskiden beri tiyatronun ii, teki sanatlarda da olduu gibi, insan
lar elendirmektir. Ona kendine zg saygnln hep bu kazandrr;
tiyatro, elenceden bakaca bir kimlik kartn gereksinmez, ama bu
kimlii tam as kesinlikle arttr. Tiyatroyu rnein bir ahlak
pazarna dntrmek, asla onun dzeyinin ykseltilmesini salamaz;
tam tersine, byle bir durumda bulunduu dzeyi yitirmemeye bakma
ldr; tiyatro, ahlaki olan elendirici, duyular asndan elendirici
klmad takdirde -ki ahlk, elendirici klmadan ancak kazanl ka
bilir-, derhal dzeyini yitirecektir. Tiyatrodan retmesi bile beklen
memelidir; tiyatronun retebilecei en yararl ey, insann gerek be
densel, gerekse ruhsal bakmdan nasl hazla hareket edecei olabilir.
nk tiyatro, btnyle bir fazlalk olarak kalmak hakkna sahip
bulunmaldr; elbet bu, insann zaten fazlalklar iin yaad anlam
na gelir. Baka eylere oranla elencenin savunulma gereksinimi ok
daha azdr.

Tiyatro, insanlar arasnda geen, aktarlm ya da kurgu rn


olaylarn canl betimlemelerinin elendirme amacyla oluturulmas
dr. Aada, eskisinden ya da yenisinden olsun, tiyatrodan sz ettii
mizde anlatmak istediimiz, budur.

Bylece belirtmek gerekir ki, eskilerin, Aristoteles'i izleyerek


tragedya'dan bekledikleri, halk elendirmekten ne daha fazlasdr, ne
de daha azdr. Tiyatronun dinden geldii sylendiinde, bununla anla
tlmak istenen yalnzca tiyatronun dinden karak tiyatro olduudur;
tiyatro dinsel trenlerden dinsel grevi deil, ama yalnzca ve yaln
biimde bu trenlerden kaynaklanan hazz almtr. Aristoteles'in
katharsisine, yani korku ve acma araclyla ya da korku ve acma
dan arnm aya gelince, bu, yalnzca elendirici olm akla kalmayp,
dorudan elence amacyla gerekletirilen bir arnmadr. Tiyatrodan
bundan fazlasn istemek ya da bundan fazlas iin tiyatroya izin ver
mek, ancak insann kendi amacn ucuzlatr.

2
Kapsam geniletmek iin, insanlarla tanrlar arasndaki olaylar da
ekleyebilirdik; ancak bizim amacmz bir asgariyi saptamak olduun
dan, bundan vazgeilebilir. te yandan byle bir geniletmeyi gerekletirseydik bile, tiyatro kurumunun en genel ilevinin elendirme
olduu yolundaki tanm lam ann ayn kalmas gerekecekti. Bu,
gnmze kadar tiyatro iin bulduumuz en soylu ilevdir.

5
Elencelerden yksek ve alak dzeyde olanlar diye sz edilse bile,
sanat, buna donuk gzlerle bakacaktr; nk o, insanlar elendirebildii srece her iki dzeyde de hareket edebilmek ve rahat braklmak
ister.
200

201

6
Buna karlk tiyatronun sunabilecei zay f (yaln) ve gl
(bileik) elenceler vardr. Byk dram larda rastlanan sonuncular
doruk noktalarna, rnein akta cinsel birlem enin ulat gibi
ularlar; bunlar daha dall budakl, anlatm asndan daha zengin,
daha elikili ve sonulardan yana daha kalabalktrlar.

duka ve olaslk diilik ayn trden olduka, ya hi tedirginlik kay


na olmam, ya da ok az tedirginlik verm itir. Ele alnan ykde
hor trl yaznsal ve teatral aralarla yaratlan bir zorunlu ak yanl
samas, yeterli bulunm utur. Bizler de, bu yklerin ba kiilerinin
gzel ya da byk duygularn kendim ize mal etm eye alarak,
Sophokles'in ruhsal arndrm alarn, R acinc'in kendini feda edi
eylemlerini y a d a Shakespearedeki amok koularn smrebildiimiz
srece, bu trden sapmalar grmezlikten gelmekten holanrz.

10

7
Ve deiik zamanlarn elenceleri, insanlarn o srada nasl birlikte
yaadklarna gre, elbet deiikti. Helen sirklerinin tiranlarn ege
menlii altndaki demos'unu, XIV. Louis'nin sarayndakilerden farkl
biim de elendirm ek zorunluu vard. T iyatro insanlarn birlikte
yaam alarna ilikin daha baka betim lem eler sunmak zorundayd,
yalnzca bir baka birlikte yaama trne ilikin betimlemeleri deil,
fakat baka trde betimlemeleri sunmas gerekiyordu.

8
nsanlarn belli bir zamandaki birlikte yaam a biimlerine gre
olas ve gerekli elence dorultusunda, figrlerin farkl boyutlandrlmas, konumlarn baka bak alarna gre dzenlenmesi gerekiyor
du. Helenlerin, bilinm em esi bireyi cezadan kurtarm ayan tanrsal
yasalardan kam ann o lan ak szl y la, F ran szlarn grevleri
dzenleyen saray yasalarnn yeryznn byklerinden bekledii
kiiliine gem vurm a eylem iyle, Elisabeth a ngilizlerinin de
zgrlk ierisinde tozutan yeni bireyin kendine duyduu hayranlkla
elenebilmeleri iin, yklerin farkl anlatlmas gerekir.

9
Bir nokta gz nnde tutulmaldr; Bylesine farkl trden betim
lemelerden alnan zevk, hemen hibir zaman betimleme ile betimle
nen arasndaki benzerliin derecesine baml olmamtr. Bu balam
daki sapmalar, dahas olaslk dlklar, sapmalar belli bir izgiyi ko202

nk eskilerden bu yana tiyatroda gerekletirilen ve insanlar


arasndaki nem li olaylar konu alan, zam ann da sapm alarna ve
olaslk dlklarna karn elendirm i olan pek ok trde betim le
meden alacak kadar ou, bugn bizi de elendirebilmektedir.

11
Bylesine farkl zam anlara ait betim lem elerden zevk alabilm e
yeteneimizi -o gl alarn ocuklarnn belki de hi sahip olm a
dklar bir yetenei- gz nnde bulundurduumuz takdirde, amzn
kendine zg elencelerini, asl elenceyi henz kefetm ediim iz
kukusuna kaplmamz gerekmez mi?

12

Tiyatrodan aldmz zevk, eskilerin aldklarna oranla azalm ol


mal; oysa bizim birlikte yaama b iim im iz/h en z byle bir zevk
almay olanakl klacak lde eskilerinkine benziyor. Eski eserlere
grece olarak yeni bir yntemle, zdeleme yntemiyle yaklayoruz;
ama eski eserler zdelemeyi fazla besleyemiyor. Bylece aldmz
zevk, byk lde, bizden ncekilere onca ak olmu kaynaklardan
baka kaynaklardan besleniyor. O zaman iin eksik kalan ynn dil
gzellikleriyle, yknn gelitirilm esindeki incelikle, bam sz
tasarmlar retmemizi olanakl klan blmlerle, ksacas eski eserler
asndan ikinci derecede saylan elerle tamamlyoruz. Bunlar ise
ykde sapmalar gizleyen yaznsal ve teatral aralardan baka bir ey
deil. Tiyatrolarm z bu ykleri, dahas, byk Shakespeare'inkiler

203

gibi, hile o kadar eski saylmayacak ykleri, hl ak ve seik an


latabilm e, yani olaylarn birbirine ekleniini inandrc klm a
yeteneinden veya isteinden arlk yoksun. Oysa yk -burada hemen
anmsadmz gibi-, Aristotelese gre durmann ruhudur. nsanlarn
birlikte yaamalarna ilikin betimlemelerin ilkellii ve sorumsuzlu
undan tr gittike arlan lde rahatsz olmaklayz; stelik bu
yalnzca eski eserler bakmndan deil, fakat eski reetelere gre hazr
lanm yeni eserler bakmndan da sz konusu. Artk zevk alma
biimimiz, btnyle ad olmaya yz tuttu.

21
Eer kendimizi bu byk retim tutkusuna adamak istiyorsak, o
zaman insanlarn birlikte yaamn ne tr betimlemelerle canlandrma
lyz? Bilim ann ocuklar olan bizler. tiyatrom uzda doa ve
toplum karsnda, ayn zamanda elendirici nitelikle nasl bir tutum
benimsemeliyiz ki, retici olabilsin?

22
13
Tiyatrodan aldmz zevkin azalmasnn nedeni, insanlar arasnda
geen olaylar canlandrlrken sapmalara gidilmesi. Bunun nedeni ise,
betimlenen karsndaki tutumumuzun bizden ncekilerinkiden farkl
olmas.

14
Tiyatromuzun insanlarn birlikte yaamlarna ilikin betim lem e
lerle salayabilecei daha kapsam l ve etkili bir elenceyi
aradmzda, kendimizi bilimsel bir an ocuklar olarak dnmek
zorundayz. nsanlar olarak birlikte yaaymz -yani: Yaammz-,
yepyeni bir kapsamda olmak zere, bilimlerce ynlendirilmekte.

20

Bilimle sanatn ortak noktalar, her ikisinin de varlk nedeninin,


insanlarn yaamn kolaylatrmak oluudur; bunlardan biri insanlarn
geimlerini salamalaryla, teki ise elenceleriyle ilgilenir. Yakla
makla olan ada ise sanat, elence kaynam geim durumumuzu
o lab ild i in ce dzelteb ilecek ve nndeki en g eller bir kez
kaldrldnda, btn elencelerin en by olabilecek yeni retici
likle bulacak.

204

Bu, eletirel bir tutumdur. Bir rman karsnda, o rman


aknn dzenlenm esi, bir yemi aacnn karsnda o aacn
alanm a yoluyla daha soylu klnmas, bir yerden bir baka yere
hareket karsnda yerde ve havada gidebilen tat aralarnn tasarm
lanm as, toplum karsnda ise o toplum un kkl bir deiim e
uratlmas olmaldr. nsanlarn toplumsal yaamna ilikin betim
lemelerimiz, rmaklarn akn dzenleyenler, aa yetitiriciler, tat
yapmclar ve toplumu kkl biimde deitirenler iin yaratlmtr;
bizler, bunlar tiyatrolarmza armakta ve onlardan, bizim yanmzdayken zevkli uralarn unutm am alarn isterken, gnllerince
deitirsinler diye dnyay onlarn dnce ve duygularna sunmakta
yz.

33
H azr bulduum uz tiyatro, toplum un (sahnede betim lenen)
yapsn (izleyici salonundaki) toplum tarafndan etkilenem ez diye
sergileyen bir tiyatro. Zam annn toplum uu ayakta tutan baz
ilkelere kar gnah ilem i olan Odipus, cezasn bulur; bunu,
eletirilmeleri olanaksz tanrlar salarlar. Shakespeare'in kaderlerinin
yldzn gslerinde tayan yalnz kahram anlar, sonusuz ve
ldrc amok koularn engellenemez biim de gerekletirirler,
kendi kendilerini ykma srklerler; onlarn ykmlarnda lm deil,
yaam tiksin d irici olup kar, ykm n eletirileb ilm esi ise
olanakszdr. Her yer, kurban edilmi insanlarla dolu! Barbarca elen
celer! Bilyouz ki, barbarlarn da bir sanatlar vardr. Gelin biz, baka
bir sanat yapalm!

205

34
Karanln korumasnda kabasaba bedenleri terk eden ruhlarmz,
yukarda, sahnedeki o dsel bedenlere girmeyi, onlarn bize baka za
manlar yasaklanm kanatlanm alarna katlmay daha ne kadar
srdrecekler? Btn hu oyunlarn, yalnzca zamann ruhu asndan
mutlu saylabilecek sonunda (uygun bir yazgnn gereklem esi,
dinginliin salad dzen), btn kanatlanlar birer taknlk diye
sulayan infaz yaadktan sonra, yaadmz, ne biim bir kurtulu
tur? dipus' snyoruz, nk ortada hl tabular var ve bilgisizlik,
cezadan kurtarm yor. O th ello'ya snyoruz, nk kskanlktan
bugn de kurtulabilmi deiliz ve her ey, hl mlkiyete baml.
Wallenstein'a snyoruz, nk rekabet sava iin zgr ve adil ol
mamz gerekir, aksi takdirde sz konusu sava son bulur. Toplumun
bir Milieu (ortam) niteliiyle, daha sorunlu bir grnmle ele alnd
Hortlaklar ve Dokumaclar gibi oyunlarda da bu batl alkanlk
lar desteklenir. Oyundaki bakiilerin duygularn, bak alarn ve
itkilerini zorla benim sem ek durum unda kaldm zdan, toplum
balamnda aldmz, Milieu'nn verdiinden fazla olmaz.

35
Bizim gereksindiimiz tiyatro, belli olaylarn gerekletii ve in
san ilikilerinden olum a belli bir tarihsel bir alann izin verdii
duygular, bak alarn ve itkilerini sunmayla yetinm eyip, alan
deiime uramasnda rol oynayan dncelerle duygular kullanan ve
reten tiyatrodur.

36
Sz konusu alann kendisi, tarihsel greceliiyle belirlenebilmelidir. Bu, gem i alarn toplum sal yaplarn farkllklarndan
arndrarak az ok iinde bulunduumuz aa benzetme, bylece de
amza zaten teden beri varm, bir anlamda sonraszm havasn
kazandrma alkanlmzdan kopmak demektir. Oysa biz, o alarn
farkllklarn olduu gibi brakmak ve geiciliklerini gz nnde bu
lundurmak istiyoruz; byle yaptmz takdirde, bizim amza da
geici gzyle baklabilir. (Bu ama iin, tiyatrolarmzn neredeyse
eitli alarda yaam insanlarn davran biimlerindeki rtmeleri

206

daha vurgulayarak sergilemek uruna kullandklar yresel renklerden


vc folklordan elbet yararlanlamaz. Uygun teatral aralara daha sonra
deineceiz.)

37
Sahnedeki karakterlerimizi, alara gre farkllk gsteren toplum
sal itici gler arasnda hareket ettirirsek, izleyicimizin kendini onlarla
zdeletirm esini gletirmi oluruz. O zaman izleyici: Ben de
byle davranrdm, diye bir duyguya kapla'maz, olsa olsa yle diye
bilir: Ben de bu koullar altnda yaasaydm; ve kendi dnemimize
ait oyunlar tarihsel oyunlar gibi oynadmz takdirde, izleyicimiz de
kendi iinde bulunduu koullar zel koullar olarak alglayabilir;
bu, eletirinin balangcdr.

38
Tarihsel koullar, elbet karanlk gler (arka dzlemler) olarak
dnlm em elidir (ve kurgulanm am aldr); bu koullar, insanlar
tarafndan yaratlmtr ve ayakta tutulmutur (ve yine onlar tarafndan
deitirilecektir); onlar oluturan, u anda olup bitenlerdir.

39
Eer tarihsel klnm bir karakter, iinde bulunulan aa uygun
yant verirse ve baka alarda baka trl yant verecek idiyse, o za
man o karakter, herkes deil midir? Evet, zamana ve mensup olunan
snfa gre, verilen yant farkl olacaktr; eer sz konusu kii bir
baka zamanda yayorsa, yaamaya balayal henz ok olmamsa
ya da yaamn karanlk yanlarndan geliyorsa, hi kukusuz farkl
yantlayacaktr; am a yine o konum da ve o zam anda bulunan
herkesinki kadar belirli bir yant verecektir: Bu durumda, yant asn
dan bakaca farkllklar da var mdr, diye sormak gerekmiyor mu? O
kii, o yaayan, bakalaryla kartrlmas olanaksz kii, hemcinsle
rine btnyle benzemeyen o insan, nerededir acaba? Betimlemenin o
insan grnr klmak zorunda olduu aktr; bu, sz konusu eliki
betimlemede oluturularak gerekletirilecektir. Tarihselletirici be
timleme, ilenen karakterin evresinde hareketlerin vc ana izgilerin

207

izlerini de tayan taslaklardan bir eyleri ierecektr. Ya da bir vadide


bir sylev veren bir adam dnelim; bu adamn sylev srasnda
fikrini deitirdiini veya yalnzca birbiriyle elien cm leler
sylediini, bylece yanknn da, o kiiyle birlikle konuarak, tm
celer arasndaki karlamay gerekletirdiini varsyalm.

40
Byle betimlemeler doal olarak izleyicinin dncesini zgr ve
hareketli klan bir oynama biimini gerekli klar. Bu oynama biimi,
toplum sal itici gler dnceden dlayarak, ya da yerlerine
bakalarn koyarak deyi yerindeyse, yapmzdc srekli kurgusal
montajlar gerekletirmek zorundadr; bu yntem araclyla gncel
bir davran, biraz doald olur, bylece gncel itci gler de kendi
doallklarn yitirirler ve ilenebilir konuma gelirler.

41
Bu, su mhendisinin bir rma hem ilk yatayla, hem de eer
eimi ya da su miktar fazla olsayd, sahip olabilecei varsaymsal
yatayla birlikte grebilmesi gibidir. Ve mhendisin dncelerinde
yeni bir rma grmesi gibi, sosyalist insan da dnce dzeyinde,
rmak kenarnda alan iiler arasnda geen yeni trden konumalar
duyar. te bizim izleyicimiz de tiyatroda byle iiler arasnda geen
olaylar, bu taslak izleriyle ve yanklarla donatlm olarak bulmaldr.
42
Birinci ve kinci Dnya Savalar arasnda Berlin'de, Schiffbauerdamm Tiyatrosunda, byle betimlemeler oluturmak iin denenen
oyun biimi, yabanclatrma etkisi'ni (YE) temel alr. Yabanclat
ran betimleme, konunun anlalmasn olanakl klan, ama ayn za
manda da ona yabancym grnmn veren betimlemedir. Antik
an tiyatrosuyla ortaa tiyatrosu, figrlerini insan ve hayvan
maskeleri araclyla yabanelatrrd; Asya tiyatrosu bugn bile
mzik ve mim araclyla gerekletirilen yabanclatrma etkilerini
kullanr. Bu etkiler, zdeletirmeyi hi kukusuz engellemitir; an
cak bu teknik, zdelemeyle elde edilenden daha ileri lde olmak

11/ere bir tr hipnoz yoluyla telkin temeline dayanmtr. Bu eski etki


let ut toplumsal amalan bizimkilerden btnyle farklyd.

43
Eski yabanclatrma etkileri, betimleneni izleyicinin etki alann
dan btnyle uzaklatrr ve betimleneni bir deimez'e dntrr;
yeni etkilerin ise tuhaf olan hibir yan bulunmamaktadr, yabanc
olan tuhaf diye dam galayan, yalnzca bilim sellikten uzak bak
asdr. Yeni yabanclatrmalarn grevi, toplumsal balamda etkile
nebilir olaylarn stne serilen ve onlar el uzatlmaktan koruyan
perdeyi kaldrmaktr.

44
nk uzun sredir deitirilmemi olan, artk deitirilemezmi
gibi grnr. Her yerde, anlamak iin aba harcamamza gerek brak
mayacak kadar ak, kendiliinden anlalr eylere rastlarz. nsanlar
kendi aralarnda yaadklarn, verili ve insana uygun yaama diye
grrler. Yallarn dnyasnda yaayan ocuk, orada olup bitenleri
renir. Kendini olaylarn o andaki akna altrr. Biri kalkpta bu
akn yansra ve onun tesinde bireyler istem e yrekliliini
gstermise, bu istei kualddr. O, kaderin onun iin ngrdk
lerinin, toplumun onun iin ngrdkleri olduunu anlasa bile,
toplum u, baka deyile onun gibilerinin bir araya gelm elerinden
oluan bu gl btn, o toplumu oluturan blmlerin toplam n
dan daha byk bir btn gibi grmek ve btnyle etkilenemez
saym ak durumundadr -ve yine de bu etkilenemez olan, kendisine
tandk gelecektir; kendisine tandk gelene kuku duymay kim akln
dan geirir? Btn varolanlar kukuyla karlayabilmesi iin, byk
Galilei'nin sarka gibi sallanan bir avizeye bak biimi yani yabanc
bak gelitirm esi gerekir. Galilei bu sallantlar karsnda sanki
byle bir eyi beklememicesine ve anlamyormucasna aknla
kaplm, bu sayede de bir takm yasal balantlar bulabilmitir. T i
yatro, insanlarn birlikte yaam na ilikin betimlemeleriyle bu g,
g olduu lde de retici bakma biimini kkrtmak zorundadr,
izleyicisini artabilm elidir; bu, allm olan yabanclatran bir
teknik araclyla gerekleir.

209
208

45
Bu teknik tiyatroya, yeni toplumbilimin yntemini, materyalist
diyalektii kendi betim lem eleri iin deehendirm e olanan
kazandrr. Bu yntem, toplumun hareketliliini sergileyebilmek iin
toplumsal konumlar birer sre olarak iler ve bunlar elikili
yaplaryla ele alr. Bu ynteme gre ancak de|iim e urayan, yani
kendi kendisiyle uzlamayan, gerekten var saylabilir. Bu, insanlarn
belli bir dnemdeki toplumsal yaama biimlerini dile getiren duygu
lar, dnceleri ve tutumlar iin de geerlidir.

ALFRED DBL1N
(1878-1957)

EDEBYAT, DOASI VE ROL


1950

Aufstze zur Literatur. Walter Verlag AG, Olten u.


Freiburg 1967. Burada: Die Di'htiwg, ihre Natur und ihre
Rolle.

Aye Dolar. Almancadan yaplan bu eviride yazarn air


ile dil arasndaki ilikiyi ele ald bu makalesinin ana
blmnden kimi paralar veriyoruz.

46
Doada bunca kabark sayda ve eitli deiikliklere yol am
olan amz, her eyi bizim el atmamza elverili nitelikte kavramak
tan zevk alan bir adr. nsanda ok ey var, demekteyiz, o halde in
sandan ok ey yaplabilir. O, olduu gibi kalnak zorunda deildir;
ona yalnz olduu konumuyla deil, ama olabilecei konumuyla da
bakmak gerekir. Yapmak zorunda olduumuz, ondan yola kmak
deil, ona yol almaktr. Bunun anlam ise benim yalnzca onun yerine
gemek yerine, hepimizin temsilcisi kimliiyle onun karsna otur
mam gerektiidir. Bu nedenle tiyatro, gsterdiini yabanclatrmak
zorundadr.

210

lhamdan Edebiyata. Dilin Rol


Esrarengiz ve yle ya da byle gelien tasar aamasnn ilk hali
olan ilhamdan iire, anlatya ve drama gei durumuyla uramak
zorundayz.
Bu ilk halin somut iirle, anlatyla ve dramla olan ba bitmemi
olan bir eyin bitmi olana, ya da farksl olann farkl olana ilgisiyle
ayndr.
Burada kesinlikle sadece aklanmam bir durumdan grlp
duyulabilen bir duruma gei sz konusu deildir. Buraya dille bir
likte yeni bir ey eklenmektedir.
Dil bir malzeme deildir. Dilin kendine zg gizli olan ve dingin,
ancak yazarla karlatnda kendini gstermek zere harekete geen
retici gleri var.
Szcklerin ve dilin retimdeki roller) nedir?
Devinim, olaslktan, tasarnn n aamasndan ve salt olanaktan
gncellie nasl geecektir?
Yani edebiyatn douu nasl gereklemektedir?
Edebiyat, airin, bireyin tek bana bilincinden ortaya konulmaz.
Tersine birleimden, iki diman birleini olan air ve dil bilincinden
ortaya kar. air bu ortak etkileimin nadiren farkna varr. Yine de
eserleri karsnda: Ben bunu demek istememitim gibi bir hisse
211

kaplr. Bunu bazen eletirerek syleyebilir. Ama bir baka zamanda


bir eyler baarrsa ve bir eyleri baarm grnrse de, kendisi iin
kolaylkla ben yaratcym diyemez.
Var olan dil kitlelerinin zihinsel ve sessel olmak zere iki zellii
vardr. Srkleyiciliin kendine zg durumu, balangtaki ykseli,
eskiden belki de sadece grtlan ve azn basit tnlayan sylemlerinde
rahatlyordu. Bunlara hareketler elik ediyordu.
Bunlar bir ikyet, bir haykr, bir yakar ve bir rica eklindeydi.
B unlara say, ritim ve aliterasyon eklendi. Edebi zem inin ilk
temeliydi bu. Em briyo aam asndaki iir ayn zamanda mzik ve
danst.
Zamanla bir eyler ifade eden ve belirten ierikler bu heyecanl ve
cokulu ortama katldlar. Bylece iki dil birbirinden ayrt ve daha
sonra da tamamen koptu: mziksel ve dans destekli enlik, iir ve
veri dili ile sonunda dzyazya dnen belirtme ve ifadelerin dili.
Tarihi gelime iirsel dili ve onun anlamn gitgide zayflatt.
M zik ve dans alanlar birbirinden farkllat. Yksek glerle olan
balar gevedi, insan kendini doaya gmd (onu grd biimiyle)
ve zamanla biim veren hayvana dnt. imdi de bu biim veren
hayvann bilinciyle beslenen dzyaznn geni aknts dnp duru
yor.

Dile Gei
Heykeltra iin tan ya da mleki iin kilin malzeme olmas
gibi deildir dildeki durum, nk o bunlar gibi bir d nesne deil.
Dil bandan beri dncenin rndr.
D nce ile szck birbirinden ayrlam az. Biz iim izden
konuuruz. Ama tranvayda cam kenarnda otururken, ya da biletinin
yannda sahanlkta dururken iimden neler geer? Aklmdan neler
geiyor? Sadece aklmdan gemekle kalmyor. Vcudun baka duygu
lar da var; vcut bu srada vagon sarsntsna elik edip duyumsar ve
ayaktayken srekli denge salamaya alr. Bunun dnda vagonun
kol tertibatndan kaynaklanan el kol duygular ve vcudun baka
heyecanlar var. Ve sonra sokaktan edinilen, deien grsel ve sessel
izlenimler vardr. Ve bunlar, ite bunlar iime akar ve bu arada iim
den zayf ya da gl, youn duygu ykl ilhamlar ykselir.
Btn bunlar ve kukusuz ok daha fazla eyler, tranvay giderken
ben farknda olmadan birlikte tadm i'tir.
212

Bende kalan bu i, balangtaki ilhamn da dahil olduu heyecan


ve izlenimler tarzndadr; ilham edebi eseri meydana getirir. Nasl
oluyor da iirsel dnceden iire ve anlatya geiliyor? toplam
olarak hangi yolla bir d haline geliyor, bir dil oluyor? Hangi dil
seiyor bunu? Dilin buradaki ilevi nedir?
unu nceden belirtelim: burada malzemesel olanla (nk o saf
malzeme deildir) birlikte yeni olarak sadece tnlayan deil, dnsel
bir eyler de katlr. Burada kendine zg ie yakn bir elemana gei
sz konusudur. Dil esi, ie u nedenle yakndr, nk dnsel ve
duyumsal i, bizzat dil kalntlar ile, basit sessel kalntlar biiminde,
kavram biiminde ve dnce biiminde, doldurulmutur.
ten ve dtan sz ediyoruz. Dnce ve kavramlar i'e ait
olduklarndan dolay ifade edilmiyorlar, ama dil'siz de olamyorlar.
Peki i nedir? Ne iimiz sandmz kadar ok i'tir, ne de d, yle
algladmz, zihnimizde yer ettii haliyle, gnlk kabul ettiimiz
kadar daha d, yabanc ve kendi banadr.
Dil tnladnda i karsnda ncelikle yabanc bir edir. Bitki
ve ekillenme gibi bir doa parasdr. Ancak dil ikinci olarak biimlendiricisi ve yaratcs olan insandan soyutlanamaz.
Eski insan soylarndan devralnan dil, kendini biimlenmemi olan
i'e sunar ve onu kendisine katlmaya, kendisiyle alp yaratc ol
maya davet eder.
Dil ve i'in birbirinden kendine zg ayrmn ve balantsn
yeteri kadar zenli bir biimde dikkate almak mmkn deildir. nsan
lara ba olan ve onda kklemi olan dil, ele geirmek iin kendine
taze bilinler arar. Kendine ekebildii her eyi yutup sindiriverir ve
sindirdiklerini de vcuduna kazandrr.
Nasl midede pepsin alnan proteinleri sindiriyorsa, pankreas ve
safra kesesi rnleri vcuda kazandrmak iin yalar eritiyorsa (giren
zlerin doasn bozarak), dil de i'in sunduu malzemeleri ayn ekil
de iler. Bylece air nesillerin bilincini tayan gl dilin taks
grnmndedir.
[]
air iinde tad, hissettii ve dnd her eyi dile aktarmak
ister ve bu ona basit bir sre gibi grnr. Ancak dil, kendini tan
mak iin baklacak bir ayna deildir. nsan dndn syleyebile
ceini sanmamal. Dilin gelien gl gerei karsnda bir ok
hayal sner.
air sann rengini dorudan ok az bildii gibi, yaptklar ve or
taya koyduklar hakknda da ok az ey bilir.

213

rn dikkatli bir yazar iin alacak bir nesne olabilir, olmaldr


da. Bu durum karsnda o, ok klr. Kendini bazen yararl, bazen
de ie yaramaz hisseder.
sa gkteki babam diye deil, babamz diye retmitir.
nk konuulduunda artk sz konusu olan ben deildir. Ren
Descartes dnyorum, o halde ben'im diyordu. Ama ben, bunu
onun gerekten sylemi olduundan emin deilim. Dncenin dille
balantsn bilen bir kimse bunu syleyemez.
nsan slptur deniyor; bu, eer slp dilsel bir zellik olarak
kabul ediliyorsa doru olabilir. Ancak bunun dnda slp yazardan
ok daha kapsamldr. slp onu yazan yazardan daha kapsaml bir
insandr.
air tasarlaryla dile eilir. Kaleminden dklen cmleleri korku
iinde izler. Ve sonunda kt zerine dklenleri dndklerinin
karsna koyar. Cnlar karlatrp inceler.
Yeni bir maa balar. Karsndaki rakibin ne denli tehlikeli biri
olduunu bilir. Dil, bireysel olan hibir eye katlanam ayp yeni
dnce ve anlay zorlamalarna kar tutucu bir tavr taknr. Sonra
yazar direnci krmay baard hissine kaplr, evet deyip yazmaya de
vam eder. Artk arabas raylar zerindeymiesine kayp gitmektedir
(yle zanneder), arada srada huzursuzlar ve: Bu beni nereye
gtryor diye sorar. Ama kendisinin bir ray olduunu ve onu
braktn syler. Ray benimser ve kendine balar.
Oyun durmadan tekrar eder, sonunda onun el yazs onun s
lbudur (ben ile ilgili lgnlmz).
imizde hazine dairesi var. Onu arada srada aar, iine elimizi
daldrrz, hep ayn blmelerle karlarz! Hazine dairesinin ne kadar
dolu olduunu bu ekilde asla bilemeyiz. Bu kadar ok yazp kendini,
gya bu kadar verimli bir ekilde ifade ettikten sonra, eser olarak
karsnda korkun bir karikatr, budalaca bir bozukluu grmesi
mmkndr.
Ancak nemli olan bu deil. Shakespeare, kendini yle hisseden
ve o olduunu sanan kii deildir. Burada olaslklardan deil, sadece
kazanlan gereklerden sz edilmektedir.
Karikatrler ya da bozukluklar -e n iyisi roller demeli: Biz canl
kiilerin karsna da belirli rollerle karz. stesek de istemesek de bu
rollerle zdeletiriliriz. Bunun dnda her ey olanakllk olarak
kalr. (Bunlar sadece hayal edebilir.)

214

Dil D zeyleri ve Tehlikeleri


Bilinlerde parlak harika tasarmlar var, ama bunlar szckle temas
etmeden ortaya kamazlar. tc odduu gibi tasarm gruplarnda da grsel, iitsel, ritimsel
biim lerdeki an kalntlar, hatta dilsel eler yzerler. Bunu imdi
uygun dil dzeyine yaplacak olan doru bir atlay izlemelidir. Atla
y baarl olmaz, ya d a yanl bir katm ana atlanrsa bu eserin
ahvolmas demektir.
nk, dil, bir birlik, bir yeknesaklk olarak dil deildir. Belki
gnlk yaam n belirtim lerinde bir birlik olarak kabul edilebilir.
Bunun d nda tarihi geliim iinde ve toplum sal yaam da yle
ayrtrlp snflandrlm tr ki, hem de btn kltr dillerinde,
sadece dil dzeylerinden sz edilebilir. air belli bir dzeye girdiinde
bu ortamn kurallarna uymak durumundadr. Kendisi orada ynlendiri
lir ve tutolur. A rtk kendini bu ortama kaptrm tr. Dil ve ive
yardm yla birok dnce ve kararlar kabul edip bunlara katlanmak
zorundadr. Eer ilhamn somutlatracak birka cmle yazarsa, onu
byk bir dnce ve duygu hzinesi bekler. imdi kim daha gl
olacak, ilham m yoksa dil mi? Orada kendini kolay kabul ettirmek
baars gsterilem ez. Yazarn tamamlad bir dilde yapmacklktan
uzak bir fark (nans) belirtmesi de ok ey ifade eder.
Eser, yazarn nadiren bilincinde olduu bu kendine zg ibirlii
nin sonucu olarak ortaya kar. Ama yazarn, eser karsnda daha nce
de belirttiim gibi hakl olarak: Ben bunu kastetmemitim diye
dnd de ska olur. Bunu eletirerek syleyebilir; ancak sorumlu
tutulamayaca baka durumlarda baarl olabileceini kabul etmeli
dir.

215

JULES SUPERVIELLE
(1884-1960)

R SANATI Z ER N E D NCELER
1951

Naissances. ditions Gallimard, Paris 1951.

H seyin Saliholu. zgn ad En songeant un art


potique olan makale Almanca Nelda M ichel-Lauchenauer
tercmesinden tam olarak Trkeye aktarlmtr.

Edebiyatn kkeni bana gre gizli bir dtr hep. Bu d ynlen


dirmekten zevk alyorum , meerki belli gnlerde esinlenip dn
kendiliinden ynlendirilecei duygusuna sahip olaym.
Buna karn dn rastlantsal bir durum da kaybolmas hi de
iime gelm ez (dem ek istediim , rastlantsalda hayallere dalarak
geirmek). Onu salam bir d yapmaya alyorum, i meknlarla
i zamann kesimesine gre dardan ayarlanan bir lr Galion ekli1,
-b u arada beyaz kt, d iin dary yanstr.
D grm ek dem ek kendi vcudunun cism ini unutm ak, d
dnyay belli anlamda ile eritmek demektir. Belki de kozmik airin
her zaman hazr oluunun kkeni burada yatar. Grdm eyi biraz
olsun hep hayal ederim, hem de ona baktm anda ve onu srekli al
gladm tarzda; Boire la Sourceda duyumsadm ey hl geerlidir: Serbest doa, gzle taranrken benim iin sanki bir anda i doa
haline gelir, d dnyadan kendine zg bir biimde i mekna kay
drm a yoluyla, bunun sonucunda kendim i szm ona dnsel
dnyamda ileriye doru hareket ettiriyorum.
Dnya karsndaki hayretim zaman zaman garip karlanmtr;
bu, hem benim srekli d dnyasnda olmamdan, hem de belleimin
kt olmasndan ileri gelmektedir. Her ikisi de beni hir srprizden bir
bakasna srkleyip her eye hep hayret etmem i,n zorluyor. Bak

1. Geminin ba tarafndaki kabartma ekli. -. N.


216

hele, urada aalar var, orada deniz. urada kadnlar var, hatta ilerin
de ok gzelleri de ...
A m a d grdm zaman belli bir ihtiya, beni iir yazarken ak
olm aya zorlar, hatta doruluk hrsnn e/ri olurum. te bu, uyuyan
kimsenin dn canlandran biime uymuyor mu? D - ift anlaml
lna k a d a r- tam olarak izilm itir. Uyannca izgiler kaybolur ve
d karmak, hayal meyal bir durum alr.
ben'imi ok uzun sre dikkate almaymdan dolay aklamam
biraz ge yaptm . Onun ak biim de karsna km aya cesaret
edem iyordum ; bunu Pomes de l'hum or triste kantlyor. ev
renimin lgn girdaplarna ve tuzaklarna kar koymak gl sinirleri
gerektirir, bu evreni ben ok ayrntl bir biimde alglayp ayn za
m anda bin antenle alyorum.
M odern iiri bulmam uzun zaman ald, Rim baud ile A polloniairein etkisine girinceye kadar. Bu yazarlar klasik ve rom antik
yazarlardan ayran ate ve duman emberini amak, nceleri mmkn
olm uyordu. Bir itirafta bulunm am a izin verilirse -b e lk i de bu daha
ok bir arzudur; Ben, srada duman atee zarar vermeden datmak
isteyenlerden biri olmay denedim, bylece bara katkm olacakt ve
eski edebiyat ile yenisi arasnda arac olarak etki edecektim.
Edebiyat gittike nesnelleince airin ve am z insanlarnn
aclarn, umutlarn ve skntlarn -h ep klasikilerin gelenekleri ve
altnda- ifade etmeyi kararlatrdm. Bununla ilgili olarak Paul
Valry'nin gen bir aire yazd belli, ama hemen hemen bilinmeyen
bir nszn dnyorum : Charm esn airi A ndr C aselli'ye
dizelerinizden m emnun olm am anz iin sebep yok. Ben onlarda
m kem m el kalite tespit ettim , bunlardan birisi benim iin ok
nem li: E zginin doruluunu kastediyorum ; bu, arkcya ses
perdesinin doruluu (renginin) ne anlama geliyorsa air iin de o an
lam ifade eder. Bu hakiki ezgiyi koruyunuz. iirinizde buna iaret
etmeme ve bunu vmeme armaynz. Ama en byk zorluk ite
buradadr. Zorluk, bu ruhun doru sesini sanatn yasas ile birletir
mekte yatar. Gerekten kendisi ve ok sade olmas iin ok byk be
ceri ister. Ama bunda beceri tek bana yeterli olmaz., diyor.
Kendi amdan ben bu gerek ezgiyi, sesin bu hakikiliini ve
sadelii hep korumaya altm: d, iirsellie zarar vermesinler diye
yeterince iime aktt onlar. Gnmzde iir ve dzyazdaki lgnlk
lar ylesine byk ki, byle bir delilik bana artk hi de cazip
gelmiyor; bu lgnl ynlendiren ve ona akll grnm veren
belli bir aklllkta, kendi haline terkedilmi bir sarholukta olduun
dan daha ok baharat ve hatta daha ok hardal tad hissediyorum.

217

Her iirsel yaratm da m utlaka sarholuk pay var, ama bu lgnl


n etkisiz ya da zararl artklardan ayrlm as gerekir ve hem de ok
tatl bir m daheleyi gerektiren byk bir titizlikle. Kendim bunu
sadece sadelik ve saydam lk yardm yla baaryorum , kendi esas
dncelerim e dayanana ve en derin iirim i aklayana kadar. Ben
doast olann doal olanla kendini eitlem esi ve bir pnar gibi ak
mas (ya da en azndan bu grnty vermesi) iin ve ifade edilem e
yeni, kkenini harikuldelik iinde kaybetmeden tanyalm ve alalm
ynnde etkili olmak iin aba harcyorum.
airin elinde iki pedal var; ak olan ona saydamla kadar gitm e
sine izin verir, koyu olan ise girilm ez yere kadar uzanr. O lasdr ki
ben koyu pedala ok ender bastm. Eer gizlem eyi istiyorsam , bu
tamamyla ok doal olarak cereyan eder, keza iirin peesiyle - y le
f sanyorum . air ok kez hararet dolu karanlk iinde alr. Am a
souk dem ircilik yapm ann da yararlar var. Net olduu iin daha
byk cesaret salar bize. Gnn birinde kaam ak bir dalgnlk ve
daha sonradan kavrayam ayacam z kontrolszlk durum u zerine
olduu gibi tartm ak zorunda kalm ayacam zdan em iniz. Bu
dnsel aydnla, yapm itibariyle karanlk oluumdan ok daha faz
la ihtiya duyuyorum. Benim iin balang durumunda belli bir kar
makl olmayan iir yoktur. Onu yaam gcn bilinsizlik iinde
kaybetmeden by|ik aklk iinde elde etmeye alyorum.
Yabanc unsurlara intibak edip insan vcudunun scakln alrlar
sa izin veriyorum. Burada bir ya da daha ok krk izgilerden dz
izgi oluturm aya alyorum . Belli airler sk sk lgnlklarnn
kurban olurlar. Kendilerini gevekliin zevkine kaptrp iirin gzel
lii iin hi de zen gstermezler. Ya da -b ak a bir benzetme yapmak
gerekirse- kadehlerini azna kadar doldurup bu arada okuyucularna
ikram etmeyi unuturlar.
Ben bayalk korkusunu hemen hemen bilmem, ama pek ok
yazar bunun etkisi altndadr. Oysa beni bunun yerine zelliimin an
lalmamas duygusu rahatsz ediyor. iirsel srla kutsanm olan uz
man kimseler iin yazmyorum; iirlerimden birini duyarl bir insan
anlamaynca bu iime her defasnda dert olmutur.
Mecaz, air iin karanl aydnlatan sihirli lamba demektir. Yazar,
iirin kalbinin arpt merkeze yaklanca lamba ayn zamanda aydn
lanan st yzey haline gelir. Bir imgeden dierine gei ayn zamanda
iir olmal. Yoruma gelince, onun iirsel olmad iddia ediliyordu.
Bu iddia, mantklarn anlayaca biimde bir aklama ise o zaman
isabetlidir. Dten taan anlamlar var; bunlar iirsel ortam terketmeden kendilerini belli ettirebilirler.
218

Bu yolla air btn iirin i ilikisi ve kolay anlalr olmas iin


gayret edebilir; iirin yzeyi ak ve saydam olacaktr, ama bu srada
mistik yn derinlere kaar. Yazdm iirden imgeleri dzenleyip
doru biim de akord etm esini beklerim . iir benim i dm de
yzd iin ona ara sra anlatm biimi vermeyi dnmem. A nlat
cnn m ant airin dalgalanan dlerine bekilik eder. iirin
btnndeki bu gerilimli iliki onun bysn bozmaz, aksine temel
oluumunu salamlatrr. Anlatc bendeki airi gzetliyor diyorsam
bu, edebi trler arasndaki fark gzden karyorum demek deildir.
Anlatm dz izgi zerinden bir noktadan brne giderken iir -genel
olarak anladm gibi- younlaan ortamlarda geliir.
Ben yaam boyunca gznde pertavszla alan saati bir ailenin
yesiyim. Eer btn iir gzmzn altnda harekete geecekse en
kk yaylarn bile yerine oturmas gerek.
Y azmaya balamak iin ilham gelmesini beklemem; onun zerine
gitm ek suretiyle yolun yarsndan fazlasn katetmi oluyorum . air
em ir altnda yazar gibi ok ender anlar bekleyemez. Bana yle geliyor
ki, onun da bilim adamnn ie balamadan nce ilham beklemedii
gibi yapmas lzm. Bilim z tevazu iin bu anlam da mkemmel bir
okuldur, en azndan tersi sz konusu olmad srece; nk bilim,
insann srekli yeteneine gvenir, sadece birka eref saatine deil.
im izde ince bir sis perdesi arkasnda bir iir beklerken hibir ey
syleyem ediim izi nekadar ok da dnrz. iir iimize dosun
diye gnlk rastgele grlty kesmek iin bu kadar yeter artk.
Stendhal, yazarlarn sadece ve sadece sebat etmelerine gvenirdi.
Bunu yaparken uzun bir huzursuzluk sonucu ortaya km istek d
eek inatll dnm olmas olasdr. lham olarak kabul edilen
ey, bilinsiz ve ok eskilere dayanan bir sebatn rndr; bu sebat
gnn birinde meyvelerini verir. Bizim at penceresi gibi bir yerden
iimizde normalde grnmeyen baz eyleri grmemizi salar.
Ar zgnlkten yana deilim (bir iki parlayan istisnalarla bir
likte, Lautramont ya da Michaux gibi); klasik yazarlarmzda olduu
gibi daha az bilinli bir zgnl yelerim.
Szckleri m cevher gibi ilem eyi beceren belli airlerin
mkemmel rneklerine karn ounlukla szckleri dnmeden
yazarm , hatta dncelerim i ya da daha ok iirin ortaya kt
dnce ile d arasndaki geii daha ok daraltmak iin onlarn var
ln unutmaya zorlarm kendimi. Burada sz konusu olan airane
dnce deil, daha ok ona mmkn olan uygunluk ya da gerekten
bunun istenmesidir. Yaratma duygusu -en azndan benim duyumsad
m kadaryla- burada arka sayfada gstermeye almtm, hem de
219

Jean Pulhan'n Nouvelle Revue Frana'se'deki anketine verdiim ce


vapta. (Burada sz konusu olan bu dolulukta ender duyumsadm
kendinden gemenin liriksel durumudur; nceki sayfalarn gsterdii
gibi yazabilmek iin byle bir uzaklatrmay beklemem gerekmiyor.)
Bende ilham kendini genelde her yerde ayn zamanda olma duygusun
da gsterir, hem meknda hem de kalbin ve dncenin eitli blge
lerinde. Buna gre iirsel durum bende belli byleyici karmaadan or
taya kar, dncelerin ve imgelerin yaam bulmaya baad ve
kesin biimsel snrlarndan vazgetikleri, ister baka imgelere atla
mak iin olsun -b u alanda ayrm yoktur, hibir ey gerekten uzak
deil-, ister derinlere dalan ve onlar belirsizletiren deiiklikleri
duyumsamak iin olsun. Dlerle karm akl iin ztlklar gerek
ten yok artk: olumlu yant ile olumsuz yant, gemi ile gelecek,
mitsizlik ile mit, lgnlk ile usluluk, lm ile yaam, bunlar bir
araya gelir. imdi i ark dile gelip uygun szckleri seer. Aydnl
a kmak iin zorlayan karanla yardm olsun diye kendimi yanl
samaya brakrm, bu srada nce derinlerden yukar kmak iin
sabrszca mcadele etmi olan imgeler canlanp kt yzeyinde otu
rurlar. Bu durum a geldikten sonra ne yapacam daha netleir:
tehlikeli gler yarattm , bunlar efsunlayp varlmn temelinin
mttefikleri yaptm.
Pulhan bana meseleyi ortaya koyma biimimin bizzat dzyaz bir
iire yaklatn syledi. Bunun sebebi ounlukla dncelerimle
imgeler dnyasnn sadece nlerine kadar gidiyor olmamdr. Eer
-kendine uygun- imge, kavramdan daha az doru ise, o zaman onun
yerine daha byk yansma gc olur ve bilinsiz olann daha derinle
rine nfuz eder. iirde imgeyi somutlatran ite budur, bu srada az
ok forml haline getirilmi kavram, sadece anlamaya hizmet edip
iirin derinlerden yava yava yukar kp baka bir imge halini al
masna yardm eder.
Benim iirim de biraz olsun insancllk varsa bunu verimsiz
topraklarmn bakmn denenmi gbre ile, ac ile, besliyor olmam
aklar belki. Belki de iirimi cansz klan bu ard aras kesilmeyen
donuk ekingenliktir. Vcutla ya da dncelerle ac ekmek demek,
kendini dnmek, kendi ben'ine ynelmek demektir. Onun istencine
kar bir ekilde kendini dnmek, sefalet iinde bulunmak ve bsb
tn akta kalmak anlamna gelir. ounlukla kendi iimde duyumsa
dm korkunluklarla boy lmekten az ok korkmuumdur. Bun
lar dierlerinden daha zindeletirici bir etki brakan yaln ve gnlk
szcklerle yum uatrm . (Bizi ocukken byk korkularm z
karsnda sakinletiren bu kelimeler deil mi?) Duyulmam olann
220

kendini ounlukla korku belirtisi olarak gsteren zehrini tarafszla


trmak iin onlarn ounlukla denenmi usluluklar ve dostluklar
II/,cine kurarm. Usluluumun ounu belki de sk sk kimi delilikle
ri bastrmak zorunda olmama borluyum.
iirde (en azndan kendi iirimde) ok fazla atafat sevmem. Onu
uygun ve kendi parlakln birazck datm olarak grmek isterim.
Eer olmas gerekli ise mucize gvercin ayaklarna yaklamal ve
dokunduktan sonra ayn ekilde geri ekilmeli. Bizi darmadan eden
karmak ve garip duyular vazgeme noktasna kadar geri itmek
houma gidiyor. stelik bir iirdeki belli dzyaz cmlelerin ortaya
koyduu merkezi gce ok deer veririm (bunun iin dorusu bunlarn
doru ses srasn izlem eleri ve ritim leri tarafndan tanm alar
gerekir). Bunun gibi cm leler doallklar sayesinde tarjik anlarda
fevkalde heyecan verici olurlar. Victor Hugo les noirs chevaux de la
Mort gelmekte olduunu duyunca iki tane basit dzyaz dizeyi ekler
(ama bunlar tanrsal ses sralam asndan ve yine ayn ritim lerden
oluuyor):
Je suis conme celui c/ui s'tant trop ht
Attend sur le chemin que la voiture passe.
ok deiik biimleri kullanyorum: vers rguliers (ya da hemen
hemen onun gibi); iimde kafiye ihtiyac belirince uyaklaan kafiyesiz
dizeler; vers libres; ritmik dzyazya yaklaan zdeyisel ktalar.
Benim iin doallk nemli olduunda nceden hangi biimi kullana
camn plann yapmam. Seimi kendisi yapmas iin bunu iirime
brakrm. Ama bu. tekniin kmsenmesi anlamna gelmez, daha
ok onun esnekletirilmesi demektir. Ama ya da, en iyisi sadece her
iirde kendini sabitletiren ve onun arksyla uyum iine giren
hareketli tekniktir. Belki de bu yine bulu iin byk bir hareket alan
salar.
Ars poetica1 her aire kendini gsterdii iir biiminin boboaz
vgsne az ok frsat verir. te bundan dolay Verlaine vers impairs,
buna karn Valry klasik tarza ve M allarm'nin tarzna gre vers
rguliers nerir, Claudel ise veciz ktay. Benden nceki nllerin ak
sine eitli heveslerimi byk saflkla ortaya koyduumdan ve d
grme ile ayn olan kaytszlmdan dolay balanmam isterim.
Tam bilinlenm eden yazmay severim ve bunu byk bir hevesle,
sanki doann btn ii kendisi yapyormu gibi grnd bahede
* iir sanat. -. N.
221

yapann. Elbette ki ak yerler, geni snrsz alan, insann dikkatini


toplamasn zorlatrr. Ama bahe itle evrilm i ise hava ve yer
ynlendirici dnce ykanmasna olanak verir, bu ise kendi asndan
iirin, glgenin ve serinletici tazeliin dostudur.
Her airin kendi srlar var. Benimkilerden birkan, o ift kiilii
aklamak suretiyle size anlatmaya altm; o -glgede saklanm bizi gzetliyor, bizi onaylyor, ya da yeni yazdmz kd yrttr
yor. Ama bizim en nemli srrm z hakknda size hemen hemen
hibir ey anlatmadm, -d ta n - yarglayabilmek iin airde bulunan
ve kendini ondan hibir zaman tamamen ayramad mistikten. ste
rim iirlerimde bu sr bir snak bulmu olsun.

I K1TTFR1ED BENN
( I86-1956)

LRK SANATIN SORUNLARI


1951

Gesammelte Werke in vier Bnden, Erster Band: Essays,


Reden,Vortrge, hrsg. von Dieter Wallershoff, Limes Ver
lag, Wiesbaden 1959. Burada: Probleme der Lyrik.

N uran zyer. airin M arburg'da verdii bu konferans


Almanca aslndan evrilmi, ancak metninin giri, modern
liriin tarihesini ieren bir blmle son blm alnm a
mtr.

Konuma Lirik Sanatn Sorunlar adn verdim, younlatrma


nn, ya da iirsel olann sorunu dem edim . Kastl olarak. Lirik
kavram ile ilgili birka yldan beri belli dnceler olumutur. Bun
larn ne trde olduklarn size bir anekdot ile anlatmak istiyorum.
nl siyaset yazar gazeteci hanm dostum, bana bir sre nce u
satrlar yazmt: iirden holanmyorum, hele lirii hi sevmem.
Bu iki tr birbirinden ayrmt. Bildiim kadaryla bu hanm iyi bir
mzisyendi, zellikle klasik mzik alyor. Ona: Sizi ok iyi anl
yorum, rnein benim iin de Tosa kanon sanatndan daha ok anlam
ifade ediyor diye cevap yazmtm. Bu, bir yanda duygusalln, ruh
durumunun, konuda ahengin, te yanda ise sanat rnnn durmas
demek. Yeni iir, lirik, bir sanat rndr. Bylece, bilin, eletirel
denetim dncesi hakknda daha sonra yine konuacam artistik
kavram ile birlemektedir. Bir iirin oluumunda yalnz iiri deil,
kendimizi de gzlemleriz. Bir iirin oluumu balbana bir konudur,
tek bana bir konu deilse bile, belli bir ekilde her yanda ses getirir.
Bu ynden Valery'nin, zellikle ie bak eletirel etkinlikle iirsel
olann ezam anln snra vardrp ortaya karmas ok ilgin.
yle diyor: Bir sanat eserinin oluumunu, niin sanat eseri olarak
kabul etmiyorsunuz?

223

222
V

Burada modern lirikteki ben'in deimez zellikleri ile karlayo


ruz. Modern edebiyatta, bir yazarn iir ve denem elerinde eitlik
grrz. Sanki birbirleriyle bantl gibidirler. V alrynin dnda
Eliot, Mallarm, Boudelaire, Ezra Pound, hatta Poe ve sonra srrea
listlerin adm verebilirim. Onlarn hepsi iir yazma sreciyle olduu
kadar kompozisyonla da ilgilenmiler. Onlardan biri yle yazyor:
Eserlerin kendilerinden ok, onlarn biimleri ya da oluumlaryla
daha ok ilgilendiimi itiraf ediyorum. Buna dikkat edin, bu modern
bir zelliktir. Ne Platen ve Mrike'nin, ne Storm ve Dehmel'in, ne de
Swinburne ve Keats'n bu ift gr tandklarn ya da ilediklerini
bilmiyorum. Modern airler bize deta kompozisyonun felsefesini ve
yaratcln sistemini sunuyorlar. Ayrca ilgin olan bir baka zelli
i de belirtmek isterim: Son yzylda ayn zamanda air olan tek bir
roman yazar yoktur, W erther ve W ahiverw andsclaften eserlerinin
y az a r1 dnda tabii. Ne Tolstoy ile Flaubert'in, ne Balzac ile Dostoyewskiy'nin, ne Hamsun ve de Joseph Conrad'n kayda deer iir
yazdklarn syleyebilirim. Modern yazarlar iinde James Joyce bunu
denem i, am a T hornton W ild e rin de belirttii gibi, onun
dzyazlarndaki esiz ritmi tanyan kimse, dizelerine, onlarn belli be
lirsiz mzikselliine ve vantrilok sesine yabanc kalr. Burada kkl,
modelimsi farklar bulunmal. Ve bunlarn neler olduunu hemen be
lirleyelim. Roman yazarlar iir yazdklarnda, bunlar genelde balad,
olay aklar, anekdotumsu ya da buna benzer eyler oluyor. Roman
yazarlarnn iirleri iin de malzemeye ve konuya ihtiyalar var. Bu
haliyle kelimeler ona yeterli olmuyor. O m otif arar. Kelime basit bir
airde olduu gibi, varoluunun dorudan doruya hareketini sala
maz, roman yazar szckle anlatr. Burda arka planda hangi
varolusa! nedenlerin olduunu, ya da olmadn daha sonra grece
iz.

[...1
Daha nce modern iirin zellii olarak artistik kavramn kul
lanm ve bu kavram n tartm al o ld u u n u s ylem itim .
-A lm anya'da bu kavram gerekte hi sevilmiyor. Vasat hir estetik
uzman bu kavram ile yzeyselliin, sevincin, ilham perisinin ve her
transandann oyun ve eksikliinin dncesini birletirir. Bu, aslnda
olduka ciddi ve nemli bir kavram. Artistik, ieriklerin genel k
leri iinde, kendisi ierik olarak yaayan ve bu yaantdan yeni bir s
lp yaratma sanatnn bir denemesidir, deerlerin geneldeki nihilizmi
ne kar yani bir tansandan koyan bir deneme: yaratc arzunun
1. Sz edilen air J. W. von Goethe'dir. - . N.

Itusandan. Bu kavram, bu ekilde ele alndnda, ekspresyonistlerin,


soyut dnenlerin, hmanizm kartlarnn, ateistlerin, tarihsellie
kar olanlarn, kof insanlarn btn sorunlarm -tek kelime ile,
ifade dnyasnn btn sorunlarn ierir.
Bu kavram dnce dnyamza sokan N ietzschedir, kendisi de
onu Fransa'dan almt. Nietzsche yle der: Be duyudaki zevklerin
tm, nans iin olan parmaklar, ruhsal rahatszlklar, skntnn cid
diyeti ve zellikle Paris ciddiyeti -ve: yaamn asli grevi olarak
sanat, onun metafizik ilevi olarak sanat. Nietzsche, bunlarn hepsine
artistik adn vermiti.
Etrafnda sadece dalga ve oyun bulunan aydnlk, baar, Gaya
-bunlar onun Ligurya terim leridir -v e sonunda: Ey ruhum, ark
sylemelisin -B u arlarnn hepsi de N iza ve Portofino'dan - :
hepsinin stnde bilm ece gibi olan iki kelim eyi dolatrr:
Aydnln Olimpos'u, byk tanrlarn oturduu, Zeus'un iki bin
yl boyunca hkmettii, harelerin zorunluluun dmenini kumanda
ettii Olympos da ve imdi -: aydnlk! Bu bir dn hareketidir.
Bu, XIX. yzylda Peter, Ruskin ve W ilde'nin de aydnlatt gibi es
tetikilik deil, bu daha baka bir eydir, buna uygun sadece antik
devrin sadasn andran tek bir kelime var: yazg. zn kelimelerle
paralamak, basky ifade etmek, biimlemek, krletirmek, her trl
tehlikede ve her olayda ekinmeden parlamak -b u yeni bir varolutur.
Bu varoluun tohum lar, A kropolisin stunlarnn grntsn
anm satan cm lelerin, kelim elerin, seslerin sralan ile sonsuz
gzellii yakalayan F lau b ertde, sanattan srekli gelien bir
antropoloji olarak sz eden Novalisde, hatta estetik grnmn nem
kazand, yle estetik bir grntnn ok fazla gze arpt
Schiller'de bile bulunur. G eliim in sonuna gelindiinden phe
duyanlar, Wilhelm Meisters Lehrjahre adl eserdeki u szleri hatrla
snlar: iir sanat en st noktasnda tamamen yzeysel grnr, ne
denli ok ie dnerse, o denli gzden der.1
Bunlarn hepsi daha nce vard, ama bu ie dne zorlama imdi
burada olutu. Bu olduka uzun bir blm, kitaplarmda sk sk bunu
aydnlatmay denedim. Bugn konumam iirle kstlyorum ve bunu
yapabilirim, nk btn bu varolu mcadelesi tpk tiyatro sahne
sindeymi gibi iirde oynanr, modern bir iirin arkasnda devrin,
sanatn, varoluumuzun ana nedenlerinin sorunlar, bir roman ya da
tiyatro eserinde olduundan daha kkl ve daha dolu bir ekilde yer
alr. Bir iir srekli b e n 'in sorgulam asdr, ve Saisin resim ve
1. J. W . v o n Goethe'nin rom an. -. N.

225

sfenksleri bu yantta btnleir. Ama ben, tm bu derin dnceleri


ortadan kaldrp deneysel yaklam ak istiyorum ; bunun iin de,
gnmz iirinin ana konusu nedir? sorusunu sormak istiyorum. Din
leyin ltfen; kelime, biim, uyak, uzun ya da ksa iir; iir neye
yneliktir? A nlam na m, konu seim ine mi, m etaferlerine mi,
-sylediim bu kavramlarn nereden geldiini biliyor musunuz? Bun
lar Amerika'da airlere sorulan bir anketten alnma, ABD'de iirin de
anketlerle oluturulmas deneniyor. ok ilgin buluyorum, bu orada
airlerde tpk bizlerde oluan dncelerin aynlarnn olutuunu
gsterir. rnein, uzun ya da ksa iiri, Poe mu ortaya atm, ya da
Eliot mu onu yeniden ele alm sorusu, ok zel bir soru. Benim iin
ncelikle, iir kime ynelik, kimin iin yaplyor, sorusu nemli -b u
gerekten de en nemli nokta ve Richard Wilbur adnda birinin nemli
bir yant var: iir ilham perisine yneliktir, der -v e bu da ayn za
manda iirlerin hi kimseye yneltilmedii gereini de saklamak iin
sylenm i. Bundan A m erika'da da lirik iirde monolog karakteri
hissedildii anlalr, aslnda o anakronik bir sanattr. Ama sizlere ki
taplarda okuyabilecekleriniz hakknda konferans vermek istemiyorum,
sizlere esas olan aklamak yerine, basit olan ortadan kaldrmak iin
elle tutulur eyler sylem ek istiyorum - n k siz bir eye neden
olanlarn hep yok olup gittiini biliyorsunuz ve Flaubertden de
sanatta grntnn hi olmadn rendiniz. imdi bana, modern
bir iirin nasl olduunu, nasl grnd sorusunu sorduunuzu ve
bunun zerine benim de olumsuz yantlar verdiimi, yani modern bir
iirin nasl grnmediini cevapladm var sayyorum.
Size 1950 yllarnn iirinin zaman ile ayn olup olmadn an
layabilmeniz iin, ilerde kendi kendinize ayrm yapmanza yardmc
olabilecek drt ayrc zellik vereceim. Bu drt zellik unlardr:
Birincisi: iir yazma. rnek balk Anzlk.
Birinci msra: Ein kahles Feld vor meinem Fenster liegt
jngst haben sich dort schwere Weizenhren
im Sommerwinde hin- und hergewiegt
vom Ausfall heute sich die Spatzen nhren.
Pencerenin nndeki bo tarlada bir zamanlar bu
day baaklan yaz rzgrnda sallanp dururdu.
Bugnse rnle sereler besleniyor.
kla bu ekilde srp gider, drdnc ve son ktada ben'e bir
dn olur, yle balar:
Schwebt mir nicht hier mein eigenes Leben vor
Yaamm burda gzmn nnden geiriyorum.

226

vr devam eder.
Bizim iki objemiz var. Birincisi iirin konusu olan cansz doa ve
Konunda da imdi itenli olan, ya da olacan zanneden aire dn.
Ytni, yazlan konu ile yazan beri i, d ssleme ile i zellii ayrp
karlatrarak oluturan bir iir. Ben buna, gnmzde lirik z belir
lemede ilkel bir yoldur, derim. air, M arinetti'nin dedii cmleye,
dtruire le Je dans la littrature (Edebiyatta beri i paralamak) katlma
sa bile, bu yntemle bugn modas gemi bir etki yaratr. Bu modele
gre allm ok gzel alman iirleri olduunu hemen ilve etmek
islerim, rnein Eichendorfun M ehtap adl iiri, geri bu da yzyl
nce yazlm.
kinci zellik, GB kelimesidir. Bir iirde gibi kelimesiyle ne
kadar sk karlatnza ltfen dikkat ediniz. Gibi, ya da gya, sanki,
ya da bu; bunlar yardmc kurulular olup ok kez gereksiz yere kulla
nlrlar. arkm tpk altn gne gibi tekerleniyor/ Gne bakr
atnn stnde bronzdan mcevher gibi duruyor/ arkm korkun
seller gibi tnlyor/ ssz gecede iek gibi/ pek gibi yum uak/ A k
zambak gibi ayor. Bu GB hayali bir krlmadr, karlatrma ya
par, asl tertip deildir. A m a GB ile yazlm ok mkemmel iirle
rin olduunu da ilve etmeliyim. Rilke usta bir GB airidir. Onun
en gzel iirlerinden biri olan Archaischer Torsa Apollos iirinin drt
ktasnda kez GB ve hatta GBLER geer: ayakl amdan gibi;
canavar tuza gibi; yldz gibi- Blaue Hortesie adl iirinin drt kta
snda da drt defa GB kelimesi grlr, ocuk nlndeki gibi; eski
mavi mektup ktlarndaki gibi -peki bu kadar yeter. Rilke bunu be
ceriyordu, am a GB kelim esinin daima anlatnn, tefrikann lirie
zorla girmesi, dilsel gerilimin azalmas, yaratc transformasyonun
zayflamas anlamna geldiini ilke olarak kabul edebilirsiniz.
nc zellik, daha zararszdr. Dizelerde renklerin ne kadar ok
kullanldna dikkat edin. Krmz, erguvan rengi, opal, gm,
deiik tonuyla gmi, kahverengi, yeil, oranj, gi, altn sars -b u
yolla air zellikle zengin ve fantezi dolu bir etkileme yaptn sanr;
ne var ki, bu renklerin kalplam szckler olduklarn, daha ok
gzlkler ve doktorlarca kullanldn gzden karr. Bir rengin
bende ayr bir yeri var, mavidir o -buna tekrar deineceim.
D rd n c zellik ise, mistik ahenktir. Hemen balarsa ya da
eme rltsnda, arp sesinde, gzel geceye ve sessizlie dalnca, ard
arda, nefis bir ekilde, icra edilince, yldzlara ulamak, yeniden tanr
yaratmak ve buna benzer duygular iin gayret eder ki, bu ou kez
okurun duygusallnn ucuz speklasyonu olur. Bu mistik ahenk,
faniliin yenilmesi deil, tersine ondan katr. Fakat byk air,

227

byk realisttir, btn gereklere yakndr -kendini gereklerle do


natmtr, ok fazla dnyevidir, efsaneye gre topraktan yaratlm bit
austos bceidir, Atina bcei. Mahremiyeti vc mistik olan byk
bir dikkatle kat, gereki temele yayar. -V e sonra ltfen u kelimeye
dikkat edin: yukar kmak -birisi yukar kmak ister, ve kamaz,
lerde bir iir okuduunuzda, ltfen bulmaca zecekm i gibi
kalemi elinize aln ve dikkat edin: iir yazmak, GB, renk basamak
lar, mistik ahenk ve hemen kendi deerlendirmenizi yaparsnz.
Bir lirik iirde vasatla izin verilmediini, ayrca bunun katlanl
maz olduunu da belirtmek isterim, onun alan dar, aralar basit, z,
zlerin en gerekisidir; buna gre lleri de ar olmal. Vasat ro
manlar bu denli ekilmez deil, elenceli, retici, heyecanl olabilir
ler, oysa ii, ya mkemmel olmal, ya da hi yazlmamal. Onun
znn gerei budur.
Liriin zne ait olan baka eyler de var, rnein airin kendisiy
le ilgili trajik deneyimi: Zamanmzn en byk airlerinden bir tanesi
bile arkasnda alt ya da sekizden fazla tamamlanm iir brakmam,
dierleri biyograflarn gr alar ve airin geliimi iin de ilgin
olabilir, fakat kendi ilerinde dinlendirici, aydnlk, byleyici olan
sadece birka tane var -y an i bu alt iir iin otuz ya da elli yl ile,
strap ve mcadele.
nce sizlere bir oluumu genelde olduundan daha ksa yolla an
latmak istiyorum. Bu, iirin oluumudur. air neleri dile getirecek?
Szkonusu olan durumlar hangileridir? Durum udur:
Yazarn nce belirsiz yaratc bir nvesi, ruhsal bir zdei var.
kinci olarak, elinin altnda kullanabilecei szckleri var, szck
lerini ok iyi tanr. Szcklerin yazara gre dzenlenmesi diyebilece
imiz bir ey. Belki o gn kendisini ilgilendiren, heyecanlandran,
leitmotif olarak kullanabileceine inand bir szce rastlamtr.
nc olarak da, kendisini bu ift kutuplu gerilimden ekip
kartacak, kesin gvence ile ekip karacak bir yntemi var, nk
-v e imdi de asl bilmece gibi olanda sra: iir daha balamadan bit
mitir, air sadece metnini bilmiyor henz. iir, bittiinde olacan
dan hi de farkl deildir. Onlar iirin ne zaman tamamlanacam iyi
bilirler, bu uzun da srebilir, haftalar, aylar, ama tamamlanmadan onu
elden karmazlar. Srekli tek tek szcklerde, tek tek dizelerde onu
dnrler. kinci ktay karr, inceler, nc ktada, soldaki iki ve
drdnc ktalar arasnda uyum olup olmadna bakar ve bylece
btn denetimlerde, incelemelerde ve eletirilerde ktalarn hepsini
gzden geirirler -Schiller'in de syledii zorunluluk halinde zgr
ln talimi gibi. Bir iirin, Homer'in anlatt lim ana giren kap-

228

Ihyken gemisi gibi olduunu da syleyebilirsiniz. Kendisini


liiuudm ve hakknda hibir ey bilmediim, lirik eserler yazp
y/mdn da bilmediim gen air Albrecht Fabri'den geenlerde
I l adl dergide tam bu konuyu aklayan bir yaz okudum. Kimin ia olduu sorusu nemli deil, diyordu: Asla klmeyen X'in, iirin
mlipliinde pay var, dier bir deyile, her iirde Homersel bir soru
vat, her iirin bir ok, yani tannmam yazar var.
Bu konu yle dikkat ekicidir ki, onu bir kez de baka trl anlimak istiyorum: lerindeki herhangi bir ey, birka dizeyi dar fr
latr, ya da bir ka dize ile birlikte ne kar, ya da ilerinde baka bir
ey de bu dizeleri hemen ele geirir, onlar bir inceleme aletine, bir
nikroskopa koyar, inceler, boyar, patolojik yerlerini aratrr. Birinci
si belki zayfsa, kincisi de tamamen farkl: titiz ve pheci. Birincisi
belki znel, kincisi nesnel dnyay anlatm aktadr, bu biim sel,
dnsel ilkedir.
Biim hakknda derin ve uzun uzun konumaktan fazla bir beklen
din yok. Biim, ayrlm , zor bir kavram. Am a iir bir biimdir.
znt, panik duygusu, son akmlar gibi herkese zt olan bir iirin
ierdii konular, bunlardan herkeste var, bu insanlk halidir, onun
mlkiyeti az ya da ok eitli ve yce ldedir, ama lirik, salt bu
ierii yerli yapan, onu tayan, onu szcklerle byleyen bir
biimin iine girince oluur. Ayrlm, kendi bana bir biim yoktur.
O, sanatkrn varl, varolan misyonu, amacdr. Staiger'in u cm
lesini bu anlamda alabiliriz: Biim en yce ieriktir.
Bir rnek alalm , hepiniz bir park ya da baheden getiniz.
Mevsim sonbahardr, mavi gkyz, beyaz bulutlar, otlaklarn stne
hzn km, ayrlk gn. Bunlar size m elankolik bir his verip
hayallere dalmanza neden olur. Derin dncelere dalarsnz. Bunlar
ok gzel, ok iyi de, iir deil. Ama bir Stefan George gelir ve
btn bunlar sizler gibi grr, ama o hissedip, onlar inceleyerek
yle yazar:
Iiiiin iz

Komm in den totgesagten park und schau:


Der Schimmer ferner lchelnder gestade
Der reinen wolken unverhofftes blau
Erhellt die weiher und die bunten pfade.
Issz parka gel ve bak:
Uzaktan glmseyen ltl sahil
Berrak bulutlarn umulmadk mavisi
Gl ve renkli patikay aydnlatmakta.

229

O kelimelerini tanr, onlarla ne yapacan bilir, kelimelerin uy


gun sralamasn bilir, onlar biimlendirir, kafiyeleri, sessiz sakin k
talar, anlaml ktalar aratrr ve ite yzylmzn en gzel sonbahar
ve bahe iirlerinden biri yaratlmtr: -drt dizelik kta, bunlar
biimleri sayesinde yzyl kendilerine hayran brakyorlar.
Bazlarnz belki bu hayran brakmak szn fazla abartl kul
landm dnebilir. Bylemek, ilgin, heyecan verici gibi kelime
lere alman estetik bilimi ve edebi eletiri iinde ok az deer verildi
ini sylemek isterim. Bu lkede her ey hemen karanlk ve melanko
lik hale geliyor -annelerin yannda, bu sevilen alman ehrinde- buna
karn ben iiri sanat olarak ortaya karan i deiikliklerin gerek
deiim ler olduuna ve onlarn etkilerinin de nesiller tarafndan
srekli tanacana, coku verici ve byleyici durumlarn, donukluk
ve tutukluun verdii etkiden daha nce ve daha zengin sonular vere
ceine inanyorum.
Son konumun birinci maddesi ile ilgili bir hususu daha belirtmek
istiyorum. Yazarn karanlk, yaratc bir nvesi, ruhsal bir zdei var,
demitim. Bu, dier bir deyile iir haline getirilecek olan konudur.
Bununla ilgili olarak Poe da dahil fransz okulunun ilgin tartmalar
var; bu okul Eliot'u ksa bir sre nce bir makalede yeniden ele al
yordu: Birisi konunun amaca giden bir ara olduunu, amacn ise iir
olduunu sylerken, br bir iirin kendinden baka hibir eyi gz
nnde bulundurmamas gerektiini belirtiyor. Bir nc de, bir iir
hibir ey anlatmaz, o sadece iirdir, diyor. En azndan son dneminde
klt, eitim ve m illiyetle olan ilikiyi bilinli olarak zmseyen
Hoffmannsthal'n olduka kkl bir aklamasn buldum: iirden
yaama ve yaamdan iire dorudan bir yol yoktur, diyor. -B u, iir
sanatnn, yani iirin, zerk olduu anlamna gelir, kendi bana bir
yaam; bunu onun daha sonra syledii kelimeler her eydirler sz
de doruluyor. En nls ise Mallarme'nin zdeyiidir: Bir iir duygu
lardan deil, kelimelerden oluur. Eliot ilgin tavrn koyarak eer bir
iir, iir olarak hissedilecekse katksz olannn bile belli lde
kirlilii muhafaza etmesi ve konunun belli anlam da kendisi iin
deerlendirilmesi gerektiini ileri srer. Her iirin ardnda belli belir
siz de olsa daima airin var olduunu syleyebilirim, onun z, varl
, ruhsal durumu, konular da airin konusu olduu iin yalnz iirde
ortaya kar, air her vaziyette Eliot'un kastettii katksz olmama
durumundadr. Aslnda lirik iir iin, airin kendisinden baka bir
konusu olmadna inanyorum.

230

imdi iiiincii ve zel bir konuya geiyor ve belki de sizin sormak


islediiniz soruyu siz sormadan aznzdan alyorum. Yani imdi ke
limelerin ne olduunu soracaksnz, lirik kuramclar ve airler srekli
kelimeden bahsediyorlar, bizim de kelimelerimiz var, onlarn kelime
leri farkl m yani? -K elim e nedir? diyeceksiniz. ok zor bir soru,
lakat onu sizlcrc aklamaya alacam, bunu yaparken aslnda kendi
deneyimlerime dayanacam, zel tarzdaki yaantlarma.
Doada renkler ve sesler var, kelim eler yok. G oethe'de de
okuduumuz gibi renklerin kavgasndan yetkin ressamlar domu
tur, kelimelerle olan ilikinin ncelikli olduunu ilve etmeliyiz, bu
iliki renilemez. Denge kurma sanatn renebilirsiniz, ip stnde
cambazlk numaralar yapmay da, iviler stnde yrmeyi de, ama
kelimeyi byleyici bir ekilde yerletirmeyi, bunu ya baarabilir, ya
da baaram azsnz. Kelime, beynin fallusudur, merkezi ve ayrca
ulusal bir biimde yerlemitir. Resimler, heykeller, sonatlar, senfo
niler uluslararasdr -iirle r asla. iir hep tercme edilemez olarak
tanmlanr. Bilin kelimelere uyum salar, kelimelere akar. Unutmak
-bu harfler ne dem ektir? Hi, anlalm yor. Ama bilin belli bir
dorultuda onlarla bantldr, bu harflere arpar, ve bu harfler yan
yana getirilir bilincimizde, akustik ve duygusal olarak. Bundan dolay
Franszcadaki oublier asla unutmak olmaz. Ya da iki ksa kapal
balang hecesi ile neverm ore ve sonra bize bataklk ve la mort
arm yapan karanlk more asla demek deildir - nevermore daha
gzel. Kelimeler bir haber ya da ierikten daha fazla etkilidirler, onlar
bir yanda dnce iken te yanda doadaki varlklarn zne ve ift an
lamllna sahiptirler.
Daha ak anlatabilmek iin rnlerimi yazdm dier bir devire
geri dneceim. Lirik b en 'in kelime ile olan ilikisi zerine 1923
ylnda yazdklarm size sunaym. Dinleyin ltfen:
Denizde zoolojik sistemin altnda epidel tyler ile kapl canl or
ganizm alar var. Epidel ty, duyumsal enerjinin ayrm ncesindeki
hayvansal duyu organ, genelde dokunma organ ve denizin evresiyle
olan ilikisidir. Bu epidel tylerle kapl bir insan dnn, yalnz
beyni deil, tm organizmas kapl olsun. Bu tylerin ilevleri zel,
uyar kaytlar ise olduka keskin bir ekilde soyutlanmtr: bu duyar
llk kelimeye yneliktir, zellikle isme, biraz sfata, eylemsel bir
oluuma hemen hemen hi ynelmez. ifre ile ilgilidir, basl resmi
ile, siyah bir harfle, sadece onunla ilgilidir.
Bu eski cmleleri bir sre iin kesip epidel tyleri ne karmak
istiyorum. Bu tyler bir eyi dokunarak yaklatrrlar, yani kelimeleri,
ve bu yaklatrlarak dokunulan kelim eler hemen ifreler halinde

231

toplanp sluplu bir biime girerler. Artk burda Ay, iki yz yl nce
olduu gibi allklara ve vadiye domaz, dikkat edin, bu siyah harf
artk bir sanat rn olmutur, biz de doa ve akl arasndaki ara
tabakay grrz, akl tarafndan biim lendirilip teknik olarak
sunulan burada ilk kez oyun iinde grrz.
Bu epidcl tyler her zaman etkin deildirler, onlarn zaman var.
Lirik ben krlm bir ben'dir, kafes-<?, firar etmi ve yasl. inde
bir an olsun snaca an bekler hep, dalgalanma deeri ile birlikte
gneyli btnlklerini bekler, yani iinde ilikiler arpmasnn, ya
da gerekliin paralanmasnn cereyan edebilecei sarholuk deerini
bekler; bu paralanma iire zgrlk salar -kelimelerle.
te imdi yle bir an -dinlem eye devam edelim:
imdi yle bir an, kimi kez ok uzak da olmuyor. Bir kitabn,
yok hayr, saysz karmakark kitaplarn okunmas srasnda devirle
rin karmas, malzemelerin ve grlerin karmas, daha ok tipik
katmanlarn almas: vecid iinde, akc bir balang. imdi uzun
gecelerin verdii yorgunlukla yaplanmada tavizkr olmak ounlukla
yararl bu byk an iin. imdi belki de kelimeler oktan birbirlerine
yanayor, birbirleriyle karyorlar, aka farkedilmese de, epidel
tyler dokunarak ekiyorlar onlar. Belki o an mavi iin bir yaknla
m a doar, ne gzel bir mutluluk, ne gzel bir yaant! Btn bo ve
zayflatlm kaytlar, bu tek renklilik iin telkinsiz nszleri
dnn, imdi artk Sansibar'n gkyz begonvil ieklerinin
stnden ve Gabes denizi kalbini efsunlayabilir, bu sonsuz ve gzel
kelimeyi dnn. Bo yere mavi demiyorum. O tamamiyle gneye
zg bir kelimedir, 'Ligurya kompleksinin' ss, muazzam 'dalga
lanma deerinde', kendi kendine yanmann balad 'ilikiler arp
masnn' ana maddesi, bunlarn zerine aktklar 'lm iareti', her
'solgun hipereminin' dzenine eklenen uzak zenginlikler. Peykenler,
byk ta bloklar, Lerna bataklklar- dorusu bunlar ksmen benim
oluturduum adlar, fakat yaklatklarnda, daha da oalrlar. Astarte,
Geta, Heraklit -aslnda bunlar da kitaplarmdan notlar, saatleri yakla
nca, ormanlar tarafndan Auletlerin saati olur, kanatlarn, sandalla
rn, tadklar talarn iire takdis arm aanlar ve eleri olarak
sunarlar.
Kelimeler, kelim eler -sim ler! Onlarn sadece kanat rpmaya
ihtiyalar var, ve binlerce yldr uuyorlar. Gelincik ormann ele
aln, kkleri arasnda zarif kk otlar, onlarn yukarsnda nergis tar
lalar, btn yapraklar duman ve sis kaplam, zeytin aacnda esen
rzgr mermer basamaklardan ykselir, kaybolur uzaklarda grevini
yapar -isterseniz zeytinleri ya da mistik retiyi ele aln - binlerce

232

yldr uuyorlar. Botanik ve corafi olanlar, insanlar ve lkeler, tarih


sel ve sistematik olarak kaybolmu dnyalarn hepsinin burada en par
lak dnemleri var, dleri var -btn kaytszlklarn, ruhun btn
aclar, umutsuzluklar bu kavram kesitinin katmanlarnda hissedilir.
Ve 1923 ylndaki bu szleri aadaki cmlelerle bitiriyorum:
Ayrtran ve birletiren kelimenin olduka zor aklanabilir
gc. Hiliin biim isteyen gc altnda biimlerin sktrld
saatlerin yabanc gc. iirdeki k ve geri dnlerle dolu ktalarn
transandantal gereklii: bireyselliin hkmszl ve kosmolojik
varolu, iir ktalarnda kart tezleri gzellik bulur, o denizleri ve
gecenin ykseliini tayp yaratcl keyifsiz de dntrr: 'Asla
ve her zaman.'
Kelime hakknda daha fazla konumak istemiyorum. Burada kimi
deiik zellikte birtakm eylerin olduunu anlatmay baarabildim
mi, bilmiyorum. Kelimelerin, karlkl uyum, by gibi etkileyici,
onlar ehil klan, bu byy devam ettiren gizli bir varla sahip
olduklarn kabullenmek durumundayz.
Bana yle geliyor ki, hep uyank olup analiz eden, sadece arada bir
dalgnlk annda duraklayan bilincimizin nnde snrlarn hissetii
son srdr bu.
Bir an iin geri dnelim. Size lirik alannda nemli konu sun
dum, yani ilk olarak, modern bir iir nasl olmamal; kincisi, bir i
irin oluumu; ncs de kelim eler zerine konumay denedim.
Alanmzda daha buna benzer ok zel konular var, ok fazla, rnein
bir dier nemli konu da kafiyedir. Homer, Sappho, Horaz, Vergilius
kafiyeyi bilm iyorlard, W alther von der Vogelweide ve ozanlarda
kafiye vardr. Kafiyenin tarihesiyle ilgilenen kimse, E. R. Curtius'un
Avrupa Edebiyat ve Latin Ortaa adl eserinde olduka geni bilgi
leri bulabilir. G oethe'de olduka tuhaf bir durum la karlatm :
Klopstock'dan beri kafiyeden kurtulduk diyor -bugn Klopstock ve
H lderlin'in bize zm settii serbest ritim lerin sradan kimselerin
elinde kafiyeden daha dayanlmaz olduklarn syleyebiliriz. Kafiye,
mutlak dzenleme ilkesi ve iir iinde bir denetim mekanizmasdr.
Srekli kafiye kullanan Verlaine ve Rilke'nin kafiyenin btn ekici
liini son airler olarak dile getirmek istemeleri bence ak, bunda
kafiyenin bazen rafine olm uluu ve kutsall etkili klnmakla.
Belki de o zamandan beri kafiyenin belli lde zayflamas sz
konusu olmutur, binlerce iir bize kafiyeyi ve sonra gelen kafiyenin
ona verdii cevab retmitir; kimi yazarlar zel isimleri ve yabanc
kelimeleri ilave ederek onu yenilemeyi deniyor, ama bu, kafiyenin
eski konumunu geri getirmiyor. Bunun ilk olarak edebiyatta oluma

233

dn C urtius'da grdm; o, rnein yle diyor: Provansallar


kafiyeyi ok fazla ypratmlar , az sayda kafiyenin ustalkl gste
risinde mzik batan savma olmu ve anlam kaybolmutur. Lirik
air, kafiyeyi kendisinin deil, ama dilin yaknlatrd bir ilke olarak
alglar, onu srekli inceleyerek ele alr, ve ona sk sk pheyle yak
lar. Szn ettiim, lirik zerine yaplan amerikan anketinde kafiye
ile ilgili bir soru da var, ve ben de size verilen bir yant aklamak is
tiyorum.
Randall Jarrel adnda birisi syle diyor: Dorudan doruya kulla
nlrsa, kendiliinden yapsal bir yardmc ara olarak kafiyenin benim
iin belli bir ekicilii var. Ama dzensiz, canl ve iitilm eyeni
benim iin en iyisidir derim.
Bunlar, lirik alannn zel konularndan birka. imdi bunlara ne
den olan lirik berie, bakalm, hem de en arlatrlm koullar altn
da. Bu lirik airler, ruhsal ve toplumsal olarak hangi yapdalar, varlk
olarak? Genel inana karn onlar d grmezler, bakalar grebilir,
ncelikle dleri yorumlayan kiilerdir, kendilerini dlerden kelimele
re getirtmelidirler. Aslnda aklc kii ya da estetik bilimci deildirler,
sanat yaparlar, yani onlarn sert ve salam bir beyine, direnleri, bu
arada kendilerine ait direnleri de paralayacak kpek dili bir beyine
ihtiyalar var. Onlar, yar volkandan yar ataletten domu tepkili
kk burjuvadrlar. Toplum ortam nda hi de ilgin deildirler
-Ferrara'daki Tasso1 gibi- bunlar oktan geride kald, Leonoreler2 yok,
alnlar deitiren ilekten talar da yok. dealist ya da titan deildirler,
ou kez sessizce dinler, her eyi hemen bitirmek istemezler, konular
srekli kendi ilerinde tarlar, yllarca da susarlar. Valry yirmi yl
susmu, Rilke on drt yl iir yazm am , daha sonra da D u in e se r
Elegie'yi yaymlamtr. Mzikte paralel durumu dnn: nce Wesendonk arks vard Ryalar, sonra, yllardan sonra Tristanm ikin
ci perdesi olutu. Ve salt mahalli nedenlerden, mademki imdi
karnzda durup bundan bahsediyorum, size retilen eylerin sadece
yavaln gstermek iin zel bir anm anlatacam: Statik iirler
adl iir kitabmda iki ktadan oluan bir iir var, fakat her iki ktas
da yirmi yl ara ile yazld. lk ktasn beenmitim, ama kinciyi bu
lamadm, ve sonunda yirmi yllk dnem, altrma, inceleme, sonun-

^. Goethe'nin nl klasik eseri olan T orquato T asso'da oyunun ka hram an


y a z a r Tasso, Ferrara saraynda fil dii kulede yaa r gibi bir durumdadr. . N..

. Ayn eserde ad gecen iki prenses. - . N.

234

da ikinci ktay yazmay baardm. Gecenin Dalgalar1 adl iir-insan


uzun sre iinde tayor, bazen kck bir iir iin bukadar uzun sre
geiyor. Peki ama, nedir bunlar? Eksantrik olanlar, tek odada oturan
lar, onlar var olabilmek iin varlklarndan vazgeiyorlar, bakalarnn
bir iiri olmam olaylarn hikyesi ya da bencilliinin ustal diye
adlandrsalar da, umurlarnda deil. Aslnda onlar sadece hayaldir, ve
sonra bu hayaller lr ve kendilerini bizzat aktklar armhtan indiri
lirler - nedir onlar buna zorlayan ? Bir eyler zorlam olmal.
Bu tipi baka ynyle tantmak iin aada syleyeceklerim e
dikkatinizi ekmek istiyorum. Genelde hep bir arada adlandrlan, birbirleriyle aynym gibi dnlen bir insan ile air, bilim adam ile
sanat arasnda nasl belirgin bir fark olduunu gz nne getirin.
Olduka byk! Sanat tamamyla kendisine dnktr. Avrupa'da bir
doent iki bin yl nce kullanlan bakr alam zerinde alyor.
1860 ylndan 1948 ylna kadar say olarak drt bin yediyz yirmidokuz tane analiz em rine am adedir, hepsi birlikte tannm nl
otoritelerin aa yukar bin sayfalk gvenilir kitaplar emrine
am adedir. C am bridge'de bugn kurun m etali ile ilgili ne
dnldn uluslararas ktphane servisiyle sorabilir, uluslararas
ktphane a ile nerde ve hangi lkelerde kimlerin ayn konuyla
uratn renir. Fikir alverii, haberlemeler -ta m bilgi sahibi
olur, emin olur, sonra belki de bir yarm adm daha ileri gider, bu
yarm adm birtakm dokmanlar ile belgeler, onun asla yalnz olma
d grlr. Sanat iin durum byle mi ya? O yalnzdr, suskunlu
a ve soytarla terk edilmitir. Kendi kendisini savunur. ine balar
ve yine kendisi bitirir. Hi kimsenin duymad iten gelen bir sesi
izler. Bu sesin nereden geldiini bilmez, ona ne sylediini de. Tek
bana alr, hele zellikle her yzyl giderek belli m illetlere
ayrlm, deiik dillerde yazan, genellikle birbirlerine yabanc daha az
sayda lirik air yaad iin, lirik air tek bana alr. Phares,
Franszlarn dedii gibi birer fenerdirler, uzun sre yaratc byk
denizleri aydnlatrlarsa da kendileri karanlkta kalrlar.
Orada byle bir ben durup bugn byleyim, diyor. Bende de bu
ruh hali var. Diyelim ki konutuum dil Almanca, yllar sren gele
nei ile, lirik airlerin kazandrdklar anlam ve ruh dolu kelimeleri ile
emrime amadedir. Ama iki dnya savann dile soktuu yabanc ke
limeler, alntlar, yargon, antik kalntlar ile kstlanm sokak deyim
leri, argo ve diyalekt de benim mlkiyetimde. Gazetelerden felsefeden
rendiinden daha ok ey renen, Incil'den ok gazetelere yakn
1. W elle d e r Nacht

235

olan, eyann belli fiziksel akmna Nain ya da Lourdes'den daha ok


inanan, nasl dua edilirse yle olduunu yaam olan, bugnk ben
-hibiri dierini rtm ez- bu ben, bir tr mucize iin, kk bir kta
zerine, ben ve onun dil hzinesi gibi iki kutup arasndaki gerginlik
zerine alyor, ben ve kendi dil varl zerine, erileri nce
ayrlan, ama daha sonra birbirleriyle i ie geen elipsler zerine
alyor.

ALBERT CAMUS
(1913-1960)

BAKALDIRI VE SANAT
1951

L'homme rvolt. Paris 1951. Burada: Rvolte et art

H seyin Saliholu. A lm anca Der M ensch in der Re


volte. Essays. Neubearbeitet von Georges Schiocker unter
M itarbeit von Franois Bondy. Rowohlt Verlag GmbH,
R einbek bei H am burg 1953den yaplan bu eviride
yaznn sadece Roman et rvolte ile Rvolte et style
blmlerini veriyoruz.

Roman ve Bakaldr
Byk lde eski ve klasik yzyllarla ayn potada eriyen uymac
(konform ist) edebiyat, yeni ala balayan uym ac olm ayan
(nonkonformist) bir edebiyattan ayrmak mmkndr. Bu durumda
birincisinde romann ender olduu fark edilecektir. Ortaya kt
hallerde ise, ok az istisna dnda, tarihle ilgisi olm ayp fantezi
rndr [Theagenes ve Charikleia1, ya da Astre2]. Bunlar roman
deil uydurma hikyelerdir. Buna karn sonrakinde ise gnmze
dein srekli zenginleen ve yaygnlaan eletirel ve devrimsel hare
ketle ayn zamanda yetkinleen roman tr gerekten gelime gsterir.
Roman da bakaldrnn ruhu gibi ayn zamanda ortaya kar ve estetik
alanda ayn ihtiras yanstr.
Littr, rom anna dzyaz ile yazlm uydurma hikye adn
verir. A caba roman sadece o mu? Buna karn Katolik eletirmen
Stanislaus Fumet yle yazyor: Sanat, hedefi ne olursa olsun, her
zaman tanr ile cezay gerektirecek bir rekabet iindedir. Medeni du1. Y un anl yazar H elio doros'u n on ciltlik rom annn ba kiileri (M .S.3.

yy.), - . N.
2 . H on o r d 'U rf nin o ban ro m an ( 1 568 -162 5). - . N.

236

237

rum karsndaki bir rekabetten sz etmektense tanr karsnda bir


rekabetten sz etmek gerekten daha doru olacaktr. Thibaudet,
Balzac'a ilikin konum asnda benzer dnceyi dile getirmiti:
C om die h u m a in e, bu tanr babann em ita sy o n u d u r. Kapal
dnyalar, ya da hazr tipleri yaratmak byk edebiyatn urasdr an
lalan. Bat dnyas byk eserlerinde gnlk yaam nakletmekle
snrlamyor kendini. Durmadan yaam ar etkileyen byk somut
dlemleri gz nnde tutup izliyor.
Btn bunlardan sonra roman yazmak, ya da okumak zel etkin
liklerdir. Bir hikyeyi gerek olaylardan yola karak yeni bir dzen
leme ile kurmann kanlacak hibir yan yok, ama hibir zorunlu
yan da yoktur. Yazarn ve okurun elenmesini de iine alan bir ak
lama doru olsa bile, insanlarn ounun zellikle de kurm aca
hikyelerde ne tr bir zorunluluktan ortaya kan elenceyi bulup on
lara ilgi duyabiliyor sorusu elbette sorulm al. Devrimci eletiri,
katksz roman yapaca hibir eyi olmayan dlem gcnn ka
devinimi olarak lanetliyor. Dil, genel kullanmnda roman yine
beceriksiz bir gazetecinin yalan hikyesi olarak adlandrr. Birka kur
ban nnde dil kullanm ayrca gen kzlarn olaslklar karsnda
romantik (romanesques) olmalarn istiyordu. Bundan, bu idealist
yaratklarn yaamn gereklerini hesaba almadklar anlalyordu.
Genel olarak romantikliin (romanesque) yaamdan ayrld ve onu
gzelletirip ele verdii gr her zaman egemen olmutur. Roma
nn sylem biimine en basit ve yaygn tarzda bakmann pf noktas,
onda bir ka uygulanmasn grmekte yatar. Saduyu, devrimci
eletiri ile ayn grtedir.
Ama roman aracl ile kimden kalyor? Ar derecede inen
mi olarak kabul edilen bir gerekten mi? Mutlu insanlar da roman
okur; ok byk ac, okuma zevkini her zaman ortadan kaldrmtr.
te yandan roman dnyas, bizi canl olarak srekli kuatan yaratkla
rn bulunduu dier dnyadan phesiz daha az arla ve gncellie
sahiptir. Hangi byleme bizi A dolphe1 ile Benjamin Constant'tan
daha ili dl, Kont M osca2 ile bizim m eslektalarm z olan
ahlklardan daha samimi klyor? Balzac gnn birinde siyaset ve
dnyann yazgs zerine yapt uzun bir konumay u szlerle
bitiriyordu: Ve artk yeniden ciddi eylerden konualm; kendi ro
manlarndan sz etmek istiyordu. Roman dnyasnn tartlmaz ar
*. Benjam in C o nsta n t de Rebecquc'n( 1767-1830) psikolojik rom annn
kahram an. - . N.
2 . Stendhal'n La Charlreusc de Parme adl rom annd a bir kii. - . N.

238

l olan sebatla, iki yzyldan beri roman yazarlarnn dehasnn bize


klarl saysz mitleri ciddiye almamz ka eilimiyle yeterli dere
cede aklanamaz. Romanla ilgili her etkinliin gerein bir tr redde
dilmesinin nart olduu kuku gtrmez. Ancak bu ret basit bir
k anlamna gelmez. Orada gzel ruhun geri ekilme hareketini mi
grmeliyiz, Hcgcl'c gre o d krkl iinde yaratt ve sadece
ahlkn egemen olduu yapay bir dnyay m? Bu arada ahlk roman
nn byk edebiyatla bir ilgisi kalmad; gl krmzs romanlarn en
iyisi Paul et V irginie1 gerekten andran bir kitap, teselli bulacak
hibir ey sunmuyor.
eliki urada yatyor: nsan dnyay mevcut haliyle reddediyor,
ama oradan kamak da istemiyor. Gerekten de insanlar dnyaya deer
veriyorlar, onu terketmek istemiyorlar. Hibir ekilde onu dikkatlerin
den karmyorlar, buna karn kendilerini orada ok az yuvada his
setmenin acsn ekiyorlar. Kendi vatanlarnda srgn yaayan garip
dnya yurttalar. Dolu dolu yaanan parlak anlarn dnda btn
gerekler onlara eksik geliyor. Eylemleri baka eylem ler iinde
kayboluyor, beklenm edik bir grnmle geri dnyor, yarglyor,
Tantalusun suyu gibi henz bilinm iyen bir kavaa doru akp
gidiyor. Kava tanmak, nehrin akna hakim olmak, yaam yazg
olarak ele almak, bunlar onlarn anavatanlarnn gvenilir yerinde bile
duyduklar gerek zlemlerdir. Ama en azndan bilgi ynnden kendisi
ile uzlaabilecek olan bu grnm, esasen ortaya karsa, sadece
kaamak anda ortaya kar, lm annda: orada her ey tamamlanr.
Bir kez daha dnyada olmak iin bir daha asla varolunmaz.
Burada ok sayda insann bakalarnn yaamna kar duyduu
uursuz kskanlk belli eder kendini. Bu varlklar dtan alglyoruz
ve onlara gerekte sahip olam ayacaklar tutarllk ve birliktelik
bahediyoruz, ama gzlemciye besbelli ki apak grnyorlar. O
sadece bu yaantn doruk hatlarn gryor, onlar yava yava
kem iren ayrntlardan haberi yok. Biz sanatlar olarak bu varlklar
karsnda alyoruz. Onlardan ilkel biimde roman oluturuyoruz.
Bu anlam da herkes kendi yaamndan bir roman ortaya karmak
arayna girer. Dileriz ki sevgi srekli olsun, ve yle olmadm da
biliyoruz; bir mucize olarak btn bir yaam boyu srse bile, yine de
tam amlanmam olur. Ebedi olduunu bilseydik belki de sreklilik
iin duyduumuz doyumsuz gereksinimle yeryznn acsn daha iyi
anlardk. Byk ruhlarn bazen sancnn kendinden ok srmemesi
gerei zerine daha ok dehete kaplrlarm gibi grnyor. Madem
1. B e rn ard in de Saint-Pierre'in (1 7 3 7 - 1 8 1 4 ) rom an. - . N.

239

hi bitmeyen bir m utluluk yoktur, uzun sren bir m utluluk hi


deilse bir yazg yaratabilir. Fakat hayr, bizim en kt straplarmz
da gnn birinde bitecek. Bir sabah, bu denli ok mitsizlik nbetle
rinden sonra, yaamak iin bastrlamayan bir heves bize her eyin
getiini ve acnn, mutluluun yannda hibir anlam olmadn
mjdeleyecek.
Ele geirm ek hevesi, devam etme arzusunun sadece bir baka
biim idir; zayf ak sarholuunu ortaya karan odur. En ok
sevdiimiz ve bizi en ok seven de dahil hibir yaratk hibir zaman
tasarrufumuzda deildir. Sevgililerin zaman zaman ayr ayr ldkleri
ve her zaman birbirinden ayr doduklar acmasz dnyamzda bir
yaratn tam olarak tasarruf edilmesi, onunla bir yaam boyu mutlak
birliktelik, im knszn istenm esidir. Sahip olma hevesi o denli
doyum suzdur ki onu bizzat sevgi yaatabiliyor. Buna gre sevmek
demek, sevgiliyi duygusuz hale getirm ek demektir. Yalnzlam
an u andan itibarenki utanm a dolu acs artk pek de yle
sevilmediinde deil, daha ok dierinin hl sevebildiini ve sevmek
zorunda olduunu bilmesinde yatar. stisnai durumda her devam etme
ve sahip olma hrs tarafndan kemirilen insan, sevdii varlklara du
yarszlk ya da lm diler. Bu, gerek bakaldrdr. En azndan bir
gn sreyle varlklarn ve dnyann mutlak dokunulmazln isteme
yenler, bu dilein olanakszl karsnda zlem ve takatszlktan
titremeyenler, ondan sonra srekli mutlak olann zlemi iinde ylgn,
yarm m utlulukla sevmeyi denemek iin kendini mahvetmeyenler,
-bunlar bakaldrnn gereini ve onun tahrip eden hrsn kavrayamazlar. Ama varlklar her zaman kap kurtulurlar ve biz de onlardan
kurtuluruz; onlarn kesin projeleri yoktur. Byle grnce, yaam tat
sz ve uyumsuzdur. Onlarn biimleri arkasndan koan, onlar hibir
zaman bulamayan bir devinim. nsan btn paralanml ile, ken
disine iinde hkmedebilecei snrlar koyabilecek bu biimi bou
bouna aryor. Bu dnyada sadece yaayan tek bir eyin biimi olma
lyd, o zaman insan o biimle bark olurdu.
Nihayet, eer ok vasat bir bilin dzeyinin stne km ise
kendi varlnda eksik olan birlii salamak iin bitkin dene kadar
forml aramayan, ya da davran tarz aramayan hibir varlk yoktur.
ster yle grnsn, ister yapsn, zppe de, devrimci de varolabilmek
iin, bu dnyada olabilmek iin birlik ister. Nasl ki patetik ve aresiz
ak ilikilerinde bunlardan biri, serveninden sonuna kadar gtrp
doru vurgulayarak anlatlan bir hikye yapaca kelimeyi, jestleri ya
da durumu bulmay umar, ayn ekilde herkes her eyi bitirecek sz
kendine ya yaratr, ya da yakalar. Yaamak yeterli deil, lm bek-

Icnek zorunda olmamak kouluyla insann yazgya gereksinimi var.


nsanolunun yaad dnyadan daha iyisini hayal ettiini sylemek
doru olur. Ama daha iyi burada baka anlamnda deil, birlik
oluturan anlamndadr. Kalbi, lime lime olmu dnyann stne
karan, ama ondan ayrmayan mthi bir arzu, birlik atei. Bu arzu
vasat bir kaa gitmez, aksine daha inat bir isteme ular. ster din
olsun, ister cinayet, eninde sonunda her ins.ani aba bu akl d arzuya
boyun eer ve biimi olmayan hayata biim vermeyi dener. Tanrya
lapmak, ya da insan yok etmek gibi eit iki eylemin ikisi de roman
yaratmaya gtrr, onu ciddiye alacak bir hale sokar.
Eer eylemin biim bulduu, her eyi bitiren szlerin konuuldu
u, varlklarn varlklara teslim olduu, her yaam n bir yazg
grnm ald u dnya deilse, nedir o zaman rom an.1 Roman
dnyas, insann ok iten arzusuna gre dzeltilen bizim bu
dnyamzdan bakas deil. nk sz konusu olan gerekten ayn
dnyadr. Ac ayn acdr, yalan ve sevgi de ayndr. Kahramanlar
bizim dilimizi konuur, bizim gibi zaaflar ve gl taraflar var. On
larn dnyas bizimkinden daha gzel ve daha ahlkl deil. Ama en
azndan onlar yazglarnn hedefine kadar kouyorlar, hatta hibir za
man tutkularnn son noktasna kadar giden kahram anlardan daha
znt verici deildir: Kirilow ve Stawrogin, Madam Graslin2, Julien
Sorel ya da Prens de Kleve. Onlar iin artk lmz yok, nk
bizim hibir zaman tamamlayamayacak eylerimizi onlar tamamlyor.
Madame de la Fayette, Princesse de Clvesi btn deneyimleri
nin en ackl olanlarndan elde etmitir. Kukusuz o Madame de
Clves'dir, hem de deildir. Fark nerede? Madame de la Fayette'in
manastra gitmemesinde ve onun evresinden kimsenin mitsizlikten
kaybolmamasnda. O mutlaka bu mukayese edilmez akn hznl
ann en azndan tanmtr. Ama bir son nokta olmam, o sevgiyi
yaatm , sevginin yaam am as sayesinde onu uzatm ve nihayet
eer ona dilsel kusursuz bir ifadenin asaletini vermemi olsayd, ken
disi de dahil hi kim se bu konuyu tanm azd. G obineaunun
Pleiadeninde Sophie Tonska ile Kasimir'inkinden daha romantik
[plus romanesque] ve daha gzel hikye yoktur. Duyarl ve gzel
kadn olan Sophie -S ten d h alin beni sadece yce karakterli kadnlar
mutlu edebilirler ifadesini dorular-, Kasimiri kendine olan akn
!. R o m a n sadece zle m le rden, m itsizliklerden ve eksikle rden sz ediyor
olsa bile biim ve selam et yaratr. m itsizliin adn k o y m a k demek onu
a m a k dem ektir. m itsizliin edebiy at kendi iinde elikilidir.
2. B a lz a c n C u r de villa g e m n ba kiisi. - . N.

241
240

dile getirm esi iin zorlar. S evilm eye alm olan Sophie'nin kendini
her gn gren ve buna ram en tahrik edici sakinliini asla kaybetm e
yen bu insan k arsnda sabri tkenir. K asim ir akn gerekten itiraf
eder, am a h ukuksal gr bild irim i gibi. Kadn in celem itir, onu
kadnn kendini tand kadar tanm aktadr, bu ak olm adan y aay a
m ayacan biliyor, am a gelecei olm adndan da em indir. A rtk bu
ak ve ona olan m insizlii konusunda onunla konum aya ve serveti
ni, kendisine gz kapal seilen bir kentin varounda yerlem esine
[bu W ilna olm al] ve orada y o k su llu k iinde lm beklem esine
olanak verecek nem siz bir g elir kalm as kouluyla ona brakm aya
karar verm itir -k a d n zengin olduu iin bu jestin hibir anlam yok
tur. K asim ir ay rca S o p h ie'd en y aam iin zorunlu olan alm ak
d n cesin in insani zaafn k ab u llen ilm esi anlam na geldiini ve
sadece ona izin verdiini anlar; bunun dnda sadece uzun aralklarla
zarf iinde zerine Sophie'nin adn yazd beyaz bir yaprak kt
gnderm ek ister. Sophie nce fkelenir, sonra arr, sonra zlr ve
nihayet kabul eder; her ey K asim ir'in ngrd gibi cereyan eder.
zntl tutkusundan W ilna'da lr. R om ansal olann byle belli bir
m ant oluyor. Y aam da asla rastlanm ayan o tr ackl durum larn
sreklilii olm adan gzel hikye olm az. Bunlar an cak -g erek lerd en
esinlenen- hayal yoluyla bulabilirsiniz. G obineau, W ilna'ya gitm i
olsayd, orada sklr ve geri dnerdi, ya da orada yerleir keyfine
bakard. A m a K asim ir kendini deitirm ek zevkinden yoksundur,
sabah vaktinin selam et getirdiini bilmiyor. Cehennem e ulam ak iin
lmden de teye gitm ek isteyen H eathcliff gibi sonuna kadar gidiyor.
B urada k arm za kan d dnyasdr, bu dnya dzeltilerek
yaratlm bir dnya, orada isterse lm e kadar devam edecek bir
acnn bulunduu, tutkularn hibir zaman ynnn deitirilem edii,
varlklarn sabit fikirli olduu ve her zaman karlkl olarak hazr bu
lunduu bir dnya. N ihayet insan burada kendi kendine biim verip
sakinletirici snrlam a getirir, kendi yaam koullarndan hareketle bu
snrlam aya bouna srar eder. Rom an yazgy lye gre hazrlar.
Bylece yaradlla rekabet edip geici olarak lm yener. En nl
romanlarn ayrntlara inen zmlemesi yaplsa, her defasnda baka
perspektiflerden olm ak zere, rom ann znn bu srdrlen
dzeltmede yattn gsterirdi; bu dzeltmenin dorultusu her zaman
ayn olup sanatnn yaam deneyimine dayanarak oluturduu dorul
tudur. Bu dzeltm e kesinlikle ethik ya da biimsel olmayp ncelikle
birlii hedef alr ve bu sayede metafizik bir ihtiyac yanstr. Bu ze
m inde rom an nce zlem dolu, ya da bakaldrm duygunun
hizmetindeki zek almasdr. Bu aray fransz zmleyici roma-

nda in c ele n e b ilir, am a ayn ekilde M elv ilie'd e , B alzac'ta, D osloycvskiy ya da T olstoy'da da. Bizim am acm z iin rom an dnyasnn
kart ularn d a bulunan ve P o u st ile am erikan rom an tarafndan
temsil edilen iki dorultunun karlatrlm as yeterli olacaktr.
A m erikan ro m a n 1 birliini insanlar b asitletirerek, ister gesel
olsun, ister d tepkileri ve tavrlar bakm ndan olsun, salam ay
dener. Klasik rom anlarm zda cereyan ettii gibi bakalarnn yannda
herkesin tercih ettii im geyi gelitirm ek iin bir duygu ya da tutkuyu
sem ez. zm lem eyi ve insan tavrn aklayp ztlklar den g ele
yerek belli bir uyum iine sokacak derin ruhsal gdlerin araym
reddeder. Bu n ed en le bu rom ann birlii sad ece a y d n latm an n
birliidir. O nun teknii insanlar farkl jestlerle d ynden betim le
m ekte, konum alar, tekrarlar da iine alacak ekilde yorum suz ver
m ekte2 ve nihayet insanlar sanki gnlk otom atizm leri sayesinde ek
siksiz tanm lanyorlarm gibi yapm akta yatar. Bu m akina ortam nda
insanlar gerekte b enzeirler ve bylece bu kom ik dnya, iindeki
kiilerin fiziksel zelliklerinin bile deitirilebilir grnm esiyle ken
dini aklar. Bu teknie sadece bir yanl anlam a sonucunda gereki
ad verildi. G erekiliin sanat iin anlalm az bir kavram olduu bir
yana -b u n u g re ce iz- rom an dnyasnn am ac gereklii btnyle
yanstm ak deil, onun tam am en keyfi olarak deitirilm i biim ini
vermektir. Bir bozm a sonucunda ortaya km aktadr, gerein m aksat
l bir biim de bozulm asndan. Bu ekilde elde edilen birlik basitleti
rilm i bir birliktir, insanlar ve dnya tesviye edilm itir. nsanlarn
birliini bozan ve onlar birbirinden ayran eylem leri sanki bu roman
yazarlar iin i yaam m gibi grnyor. A yrca bu phede ksmen
hakllk pay var. A m a bu sanatn kaynanda olan bakaldr, yeterli
liini sadece birliini bu i gereklikten yola karak elde ederse olu
turur, onu yadsyarak deil. Onu tamamen yadsm ak dem ek hayali bir
insanla ilikilendirm ek dem ektir. Kara roman ayn zam anda gl kr
mzs romandr, gl krm zs romandan biimselin boluunu alm.
Kendi tarznda ah lk id ir3. nsan vcudunun kendine indirgenm i
yaam , elikili bir biim de soyut, tem elsiz ve am asz bir dnya
oluturur; gereklik bu dnyay hep yadsr. nsanlarn camekndan
1. E lb etteki bu o tuzlu ve krkl yllarn sert r o m a n y la ilgilidir, XIX.
y z y ln m u h te e m g e li m e a y l a deil.
Bu an b yk ya zar olan Faulker'de bile i m o n o lo g dn cen in
k a b u u n u ortaya koyar.
3 . Bernardin de S a in t- P ie r re v e M a rqu is de S ade farkl e n d ek s le donatlrsa
p r o p o g a n d a ro m a n n n y a ratc la rd r.

242
243'

gzlendii izlenim ini veren, i yaam dan arnm bu roman, szde


sadece sradan insanlar konu edip m antksal olarak hastalkl olan
sahneye arm akla biter. Bylece bu dnyada bulunan nemli sayda
susuzlar aklanm olur. Susuz insan byle bir giriim in ideal
konusudur, nk o tam olarak sadece kendi tavryla tanmlanr.
inde mutsuz otomatlarn ar makinasal tutarllk iinde yaad hu
m itsiz dnyann sim gesidir o. Bu dnya am erikan rom anclar
tarafndan heyecanl, ama modern dnya karsnda etkisiz bir protesto
olarak ortaya karld.
Proust'a gelince, o sistem atik olarak gzlem lenen gereklikten
hareketle yeri hibir eyle doldurulam ayan kapal bir dnya yaratmak
ura verm itir; kendisine ait olan bu dnya sadece nesnelerin
kan ve lm yeniini gsteriyordu. A m a onun aralar tamamen
farkldr. B unlar daha ok rom ancnn en gizemli gem ii iinden
arayp kard, byk titizlikle seilen mkemmel anlarn kolleksiyonundan oluuyor. Anlarda hibir iz brakmadklarndan dolay ok
uzun l mesafeler, yaamdan bu ekilde karp atlr. Amerikan ro
mannn dnyas belleksiz insanlarn dnyas ise, Proust'un dnyas
tek bana bir bellektir. Dorusu, burada sz konusu olan belleklerin
en kl krk yaran ve en iddial olandr, yle bir bellek ki dnyann
dalm ln reddedip tekrar kefedilen bir rayihadan yeni ve eski
dnyann srrn elde eder. Proust i yaam seer, bu yaamdan daha
ite olan bir i yaam; gerek kapsam nda unutulmaya uygun olan
deil, yani m akinasal olan, kr dnyay semez. Ama gerei red
detmesi onun iin gerei yadsmas sonucunu dourmaz. Makinasal
olan bastrarak amerikan romanna uyacak hatay yapmaz. Aksine o
daha yksek bir birlikte kaybolann ansyla bugnk izlenimi, altst
olmu yaamla eskinin gzel gnlerini birletirir.
M utluluk ve genlik ortam na yeniden dnmek zordur. Denizin
kum salnda serpilen krpe gen kzlar glp gevezelik ederler hep,
ama onlara bakan kimse yava yava onlar daha nce ak olduu
birisindeki gibi sevme hakkn kaybeder, sevilme glerini kaybeder
ler. Proust'un karasevdas bu yapdadr. Bu melankoli, varln hepsi
ni onun kendi iinden birdenbire kartp reddedecek kadar glyd.
Ama yzlere ve a olan sevgisi ayn zamanda bu dnyaya balyor
du onu. Mutlu tatil gnlerinin yitirilm i olmasna gnl raz olm u
yordu. Onlar yeniden yaratmay ve lm karsnda, vakti geldiinde
gemiin ebedi bir imdide eskisinden daha gerek ve kkensel olarak
tekrar vcut bulacan kantlamay kendine dev biliyordu. O halde
Temps perdunun ruhsal zmlerimesi sadece gl bir sanat
aracdr. Proust'un gerek bykl dank bir dnyay toparlayp

244

mm hem de paralanm a dzeyinde anlam veren Temps retrouvyi


v/m olmasndadr. Biimlerin aralksz kan ve sadece anm sa
nn ve zek vastasyla insan birliinin titreyen sim gelerini ortaya
k. rmas, lmnden ksa sre nceki zorlu galibiyetidir. Kendini bir
btn olarak canlandrm as, kapal ve tekvcut olm u bir dnya
olarak yanstm as, bu tarzdaki bir eserin yaradla kar meydan
okuyuudur. Bu, pim anlk duyacak hibir eyleri olm ayan eserleri
lunmlar.
Proust'un dnyasnn tanrsz bir dnya olduu sylenebilir. Eer
bu doruysa orada hibir zaman tanrdan sz edilmediinden deil, ak
sine bu dnyann biraz kapanm bitmi olma hrs bulunduundan ve
ebediyete insan ehresi vermek isteyiindendir. Temps retrouv en
azndan ama olarak tanrsz bir ebediyettir. Konuya byle baklrsa
Proust'un yapt insann lm tarafndan tehdit edilen yaam
koullarna kar giriim lerinin en lsz ve en tipik olandr.
Proust, roman sanatnn bize bu haliyle zorla dikte ettirilm i olan ve
tarafmzdan reddedilen yaradln bizzat kendisini dzene soktuunu
gsterm itir. G rlerinin en az birinde bu sanat, yaratana kar
yarat semekte yatar. Ama daha byk derinlikte kendini dnyann
gzelliiyle birletirir, ya da lm ve unutulma glerine kar varlk
larla birletirir. Bu sanatn bakaldrs bu tarzda yaratcdr.

Bakaldr ve slp
Sanatnn gerei ileme tarz onun reddediinin derecesini gste
rir. N e var ki, gerein en azndan bir ksm yla m utabk olduunu,
kendi yaratt dnyada koruduu gereklik ele verir; bunu oluumun
karanlklarndan karp yaradln aydnlna getirmektedir. zel du
rum larla ve tamamiyle reddetme sz konusu olduu zaman, gereklik
btnyle dlanr, bize de katksz biim sel eserler kalr. Eer
sanat buna kar ham gereklii tanrsamak iin bir seim yaparsa
-ounlukla sanatla ilgili olmayan sebeplerden dolay-, o zaman rea
lizmi elde ederiz. Bakaldr ile mutabakatn, tasvip ile yadsmann
birbirine ok bal olduu birinci durum da sanatsal yaratm ann
kkensel devinimi gerein reddi lehine tahrif edilir. O zaman geriye,
biim sele ka kalyor; am z bununla ilgili ok sayda rnek
verdi, bunlarn kkeninin hilikte olduu biliniyor. kinci durumda
sanat dnyadaki her trl ayrcalkl gr kaldrmak suretiyle ona
birlik vermek ister. Bu durum da basitletirilmi de olsa birlik ihtiya
cnda olduunu kabul eder. A m a o da sanatsal yaratmay ykseltecek

245

olan ilk iddiadan vazgeer. Yaratc bilincin greceli zgrln etki


li bir biim de yadsyabilm ek iin dnyann dorudan btnlm!
savunur. Y aratc eylem kendini eserlerin bu iki tarznda yadsr
Balangta gerekliin sadece bir grn reddederken bir dierini
kabul ediyordu. imdi acaba gereklii btnyle atyor mu. yoksa
sadece uygun mu gryor, bu konuda kendini her defasnda yalanlyor,
hem mutlak yadsm a hem de mutlak tasvip etme durumunda. Grle
cei gibi bu zm leme estetik zeminde tarih zemininde zetlediimiz
zmleme ile birleiyor.
Ama nasl ki eninde sonunda bir deer ngrmeyen hilik yoksa,
kendi hakknda kafa yorup, kendisiyle elim eksizin sona eren
materyalizm yoksa, ayn ekilde biim sel sanat ve gereki sanat da
sam a kavram lardr. Gorgo, kukusuz hayali bir yaratm dr; fakat
onun az ve onu ssleyen ylanlar doada var. Form alizm kendini
gereki ierikten boaltmay fazlasyla baarsa da, onu bekleyen bir
snr her zaman vardr. Hatta bazen nezdinde soyut resmin son buldu
u katksz geom etri bile d dnyadan rengi ve perspektifsel zel
likleri alr. G erek form alizm susm aktr. Realizm in gerein keyfi
yorumuyla m inim um derecede anlaabilecei iddias da yanltr. En
iyi fotoraf bile geree ihanet eder, nk o bir seim sonucu ortaya
kp geree kendisinde olmayan bir snrlam a getiriyor. Gereki
sanat ile form alist sanat birlii aratrr, olmad zaman gerek
likte, onun ham durumda, dolaysyla her gereklii temizlediklerine
inandklar dlem gcnn yaratlarnda arar. Oysa sanatsal birlik
sanatnn gerek zerinde yapt deiiklik sonunda ortaya kar. O
ne biri, ne de br olm akszn dnlebilir. Sanat diliyle ve
gereklikten elde ettii elerin yeni dzenlem esiyle yapt bu
dzeltm eye1 slp ad verilir; bu dzeltme yeni yaratlan dnyaya bir
lik salayp snrlar koyar. Bunlarn yardm yla bakaldran herkes
dnyaya bir yasa koym ay am alar, birka deha bunu baarr.
Yazarlar, der Shelly, dnyann kabul edilmemi yasa koyucular
dr.
Roman sanat kkeni itibariyle esasen bu misyona rnek olmak
tan baka bir ey deildir. Gerei ne tamamen uygun grebilir, ne de
ona tamamen uzak durabilir. Dlem gcnn katksz rn yok
tur, eer bu rn lkc bir romanda mevcut olsa tamamen cisimsiz,
sanatsal anlamdan yoksun olurdu, birlik arayan akln balca istemi
1. Delacroit - b u tehis n e m l i d ir - nesnelerin g r nn doruluk gc
ile bozan kaskat p e rspektiflerifgerek likteki] d z e ltm e k gerektiini
b e lirtir.

olduundan bu birlik aklanabilirdi. te yandan saf m antn rn


olun birlik de sahte bir birliktir, nk geree dayanmaz. Gl krm
zs |ya da kara] romanla ahlk romanlar bu yasaya boyun emedikle
ri | hiiyk ya da kk] lde sanattan uzaklarlar. Buna karn
l/eek roman yaratm gerei kullanr, kan harareti ve lk atan
(utkularyla birlikte sadece onu kullanr. Kukusuz, gerei deitiren
bir ey daha ekler.
Benzer bir eyi, gerein ierii ile birlikte dorudan yanstmas
olmay genelde gereki roman ad verilen roman da ister. Gerein
e le rin in h e rh a n g i b ir seim y a p m a k sz n y a n stlm a s
liinlebilseydi, yaradln verim siz bir tekrar anlam na gelirdi.
( lerekilik sadece spanyol sanatnn harikulde bir biimde sezdirdii
elini dehann ifade arac olurdu, ya da bir baka arlkta, hazrla yeti
nen ve ona yknen maymunlarn sanat. Sanat gerekten hibir za
man gereki deildir; zaman zaman gereki olmay denem itir.
Gerekten gereki olabilmek iin bir canlandrma son bulmamak iin
kararl olmal. Stendhal'n Lucien Leuwen'in salona giriini bir cmle
ile betim ledii yerde gereki sanat, mantn izlerse kiilerle ve
mekn donanm laryla ilgili betim lem eler iin ciltler dolusu yaz
yazmaya gerek duyard, bu arada ynla ayrnty ekip aktarmay da
baaramazd. Gerekilik sonu olmayan bir sayma ilemidir. Bylece
gerek hrsnn fethetm e olduunu ele verir, ama bu fetih gerek
dnyann birliinin fethi deil, btnlnn fethidir. Onun neden
her totaliter devrimin resmi estetii olduu artk anlalyor. Ama bu
estetik olanakszln oktan kantlam. Gereki rom anlar isteme
yerek gerek arasndan seim yaparlar, nk seim ve gerein al
m as dnm enin ve kendini ifade etm enin1 koullardr. Yazmak
seim yapmak demektir. Gerek ve ideal karsnda gereki romandan
gizli eilimli roman yapan bir keyfilik vardr. Roman dnyasnn bir
liini gerein btnlne balam ak sadece a priori bir yarg
yardm yla mmkn olur ki o, sistem e uygun olm ayan gerein
dna iter. Sosyalist denen gerekiliin hilik m ant sayesinde
ahlki rom ann ve propaganda edebiyatnn btn glerle tevik
edilmesine ihtiyac bulunmaktadr.
ster olaylar yaratcy esir etsinler, ister yaratc btn olaylar
yadsmaya kalksn, her iki durumda da yarat hilik sanatnn nemsiz
oluumu durumuna der. M esele uygarlkla ilgili olduu gibi yarat
1. Delacroit bunu ikna edici bir b i im d e gsterir: E er realizm anlamsz
b ir k e lim e olsayd t m in sa nla rn nesneleri zihinsel olarak k end ine mal
etm e k iin ayn anl ayn tarz ve sureti olurdu.

246
247

ile de ilgilidir: her ikisinin de nkoulu biim ile madde, olmak ile
bilin, tarih ile deer arasnda kesintisiz bir gerilimdir. Denge bozu
lursa diktatrlk ya da anari, propaganda ya da biim samal orta
ya kar. Her iki durumda da akl tarafndan ynlendirilen zgrlkle
e zamanl olmasndan dolay yaratma olanakszdr. Modern sanat ister
soyutluun ekim gcne ve biim in karanlna dayanam ayp
ezilsin, ister en kaba ve en saf realizmin kamsna bavursun, bu
sanat hemen hemen btnyle tiran ve kle sanatdr, yaratc deil.
eriin biim i patlatt bir eser, biimin ierii boduu bir
eser, sadece d krklna uram ve uramakta olan bir birlikten
sz eder. Dierlerinde olduu gibi bu alanda da slp birlii bulun
mayan her birlik, bozmak demektir. Bir sanat tarafndan seilmi bir
bak as olsa da, yaratclarn hepsi iin geerli olacak bir ilke var:
slplatrma, gerei ve ayn zamanda geree biim veren bilinci
ngrr. Bunlar sayesinde yaratcnn ura, dnyay yeniletirir,
sanat ile protestonun belirtisi olan hafif bir deitirme (bakalatrma)
ile yapar hep. Bu insan deneyiminin m ikroskopik bytlm esi de
olsa, Proust'un kendine deni yapt gibi, ya da amerikan romannn
kiilerine verdii sama incelik de olsa, gerek her zaman bir biimde
ifal edilir. Y aratcln ve bakaldrnn verim lilii bir eserin
slbunu ve tonunu oluturan deiimde sakldr. Sanat olanaksz
istemenin biim haline getirilmesidir. Eer gs yrtacak derecede
atlan lk en gl dilsel ifadesini bulursa bakaldr istemine
uygun der ve kendine olan bu ballndan dolay yaratc gc
kazanr. Bu, zamanmz nyarglarn zedelese bile, en byk sanatsal
slp en yksek bakaldrnn ifadesidir. Nasl ki gerek klasizm
dizginlenmi romantizmdir, bakaldr da kendi lsn yaratan bir
dhidir. O nedenle -b u g n retilenin ak sin e - yadsma ve salt
mitsizlik iinde yaayan dhi yoktur.
Bu, byk slbun ayn zamanda salt biimsel yeti demek olma
d anlamna gelir. Eer kendinden gelen nedenle ve gerek hesabna
elde ediliyorsa byk sptur, aksi halde deildir. Doru yaratm
kendi tarznda devrimci iken o artk hibir ey icat etmeyip -h e r trl
akademizm g ib i- yknr Eer slplatrma ok ileri gtrlecekse
-nk o, insan mdahelesi ve sanatnn gerei yanstmada yannda
getirdii dzeltme istencini bir arada toparlar- douran istencin en
ar gerilimde ifadesini bulabilmesi iin farkedilmemeli. Byk slp
grlmeyen slptur, yani canlandrlma ile yaplan slplatrmadr.
Sanatta, der Flaubert, abartlardan korkulm am aldr. Ama o
abartnn kesintisiz ve kendi kendine orantl olmas gerektiini de
ilave eder. slplatrm a abartl ve belirgin olursa, o zaman eser

248

katksz bir zlem olur: onun arad birlik somutun yabancsdr.


te yandan gereklik ham durumda kullanlr ve slplatrma anlam
sz kalrsa, somut o zaman birlik olmadan yanstlr. Byk sanat, s
lp ve bakaldrnn gerek yz bu iki tanrszlk arasndadr1.

1. D z e ltm e k o n u ile deiir. Bir eser y u k a rd a zetlenen esletip,r sadk ise


slp k o n u ile deiir, yazarn kendi dili [tonu] btn konuln urluk
zem ini olarak kalr, bu ra dan d a slp farkllklar ortaya kar,

249

seslenerek yazlm olan Men and W om en'n 1 son blmndeki


One Word More2 iirinde kocas arpc bir deer yargsna varr:

T H O M A S STEARNS E LIO T

(1888-1965)

RN FARKLI SES
1953

On Poetry and Poets, Faber & Faber Ltd., London 1953.


Burada: The Three Voices o f Poetry.

M ine Igven. Konferans tam olarak ve ngilizce asln


dan Trkeye evrilmitir.

Rafael made a century o f sonnets,


Made and wrote them in a certain volume,
Dinted with the silver-pointed pencil
Else he only used to draw Madonnas:
These, the world might wiew- hut one, the volume.
Who that one, you a sk ? Your heart instructs you...
You and I would rather read the volume...
Would we not? than wonder at M adonnas...
Dante once prepared to paint an angel:
Whom to please? You wisper "Beatrice"...
You and I would rather see that angel,
Painted by the tenderness o f Dante,
Would we not?- than read afresh Inferno.

Birinci ses airin kendisiyle konutuu, ya da hi kim seyle


konumad sesidir. kinci ses, byk ya da kk kitlelere hitap
eden sesidir. nc ses ise airin yaratt hayali dramatik bir karak
teri dizelerle konuturmasdr; kendi dncelerini deil, belli kalplar
iinde hayali bir karakterin dier hayali bir karakterle konuacan
konuur. Birinci ve ikinci sesler arasndaki fark, daha dorusu, airin
kendisiyle ve bakalaryla konuan sesleri arasndaki ayrm, iirsel
iletiim sorununa iaret eder. airin ya kendi, ya da bakasnn sesiyle
dinleyicilere hitap etm esi ile airin b irbirleriyle konuturm ak
amacyla hayali karakterler iin yaratm olduu dil arasndaki ayrm,
dramatik, yar dramatik ve dramatik olmayan iirdeki fark sorununa
iaret eder.
Bazlarnzn yneltecei bir soruyu imdiden sormak isterim.
iir, sadece bir kiinin gzne ve kulana seslenmek iin yazlm
olamaz m? Rahatlkla; Zaman zaman yazlm olan ak iirleri,
nc kiiler hesaba katlmadan sadece iki kii arasndaki iletiimi
salamak iin yazlmam mdr? diyebilirsiniz.
Bu konuda benimle ayn fikirde olmayan en azndan iki kii bili
yorum : Bay ve B ay an 1 R obert B row ning. Bayan Brow ning'e

Bizzat D ante tarafndan yaratlan bir Inferno'nu n 3 yeterli olduu


grne katlyorum, belki de Rafaelin kendi Madonnalarn neden
daha oaltmad konusunda pek fazla endielenmeye gerek de yok-

1. Elizabeth . - . N .

2 B ir Sz D ah a - . N .

Rafael bir zamanlar yz sone yazd,


Yazd ve tad onlar,
Giimii ulu kalemle iledii kitaba
Yoksa omda sadece Madonnalar izerdi:
Tm dnya bunlar seyreder-ama birisi sadece o kitab.
Diyeceksiniz ki o kim? Kalbin syler sana...
Sen ve ben, okusak en iyisi o kitab...
Ne dersin? Madonna'ya hayran olmaktansa...
Hazrland bir keresinde Dante izmek iin bir melek:
Kimin akna? Beatriceifsldyorsun...
Sen ve ben grsek en iyisi o melei,
Dante'nin efkatiyle izilen,
Ne dersin? - bir nferno daha okumaktansa.

1 E rkekler ve K adn lar - . N .


^ C e h e n n e m -.N.

251

tur: Ne Rafael'in soneleri, ne de Dante'nin melei hakknda fazla bir


m erakm n olm adn sylem ekle yetineceim . E er Rafacl
sonelerini sadece bir kii iin yazm, Dante de meleklerini bir kii
iin izmi ise, buna kendilerinin mahremiyeti olarak sayg duyalm.
Bay ve Bayan Browning'in birbirleri iin iirler yazp yaynladklarn
ve bunlarn iinde bazlarnn da fevkalde iyi olduunu biliyoruz.
Rosetti'nin House of L ife1 adl soneleri de aslnda tek bir kii iin
yazlm, daha sonra arkadalar tarafndan ortaya karmas iin ikna
edilmeye allmt. Artk, iirin sadece bir tek kii iin yazlabile
ceini yadsmam: Epistel2 diye adlandrabileceimiz bu eidin bili
nen bir biimi ve her zaman am atr olmayan bir ierii var. iir
yazarken ne dndkleri konusunda aklamalarda bulunan airlerin
bu aklam alarn tam am iyle doru olarak kabul edem eyiz.
Dolaysyla burada bizi yargya vardrabilecek herhangi bir kanta rast
lamyoruz. Bana gre, bir kiiye zel olarak yazlm olsa bile, iyi bir
ak iiri, dier insanlar tarafndan da duyulup hissedilmelidir. Elbette
aka en uygun decek dil, yani sadece sevilen kii tarafndan anlal
mas dnlen dil, dzyazdr.
Bylece sadece tek kiiye hitap eden sesi iirden kardm, se
simi onlar birbirinden nasl ayrdm gstermek suretiyle en iyi bir
ekilde ortaya koydum. Bu farkll en belirgin ekilde bilinlerinde
duyan airler, sanrm bana en ok benzeyen airlerdir, yani tiyatro
iin iir yazmazdan nce uzun yllarn bu ie adam olanlardr. air
lik yllarm n balangcndaki iirlerde dram atik bir eden sz
edilebilir belki. Bu da benim, baz samimiyetsiz eletirmenlerin daha
iyi ifade edebilecekleri gibi, tiyatroya ve zellikle Shaftesbury Avenue
ile Bordway'a byk bir ilgi ve zlem duymamdan kaynaklanm ola
bilir. Zamanla u yargya vardm: Tiyatro iin yazmakla okumak ve
duyumsamak, ya da paylalmak ve ezberlemek iin iirler yazmann
sre ve sonucu birbirinden ok farkldr. Yirmi yl nce bana bir fes
tival oyunu yazma grevi verilmiti, ad The Rock'tu. Buradan elde
edilecek gelirle yeni yerleim alannda bir kilise binas ina edilecekti;
bu talep yle bir anda geldi ki, zayf olan iirsel yeteneklerimin
tamamen takatsiz kaldn hissettim ve sanki syleyeceim hibir
ey yoktu. Bu bir bakma belli bir sre iinde iyi ya da kt tamam
layp teslim etmeye altnz oyun iin kendinizi deta aks bit
mek zere olan bir arabaya benzetmeniz gibi bir eydi. Grevim son
derece ak ve net bir biimde belirlenmiti: Sadece bilinen tarihsel
1 Y aam n Yuvas - . N.
2 M ektup iir - . N.

252

It'Htival tarznda sahneler iin dzyaz diyaloglar yazacaktm. Bununla

lgili senaryoyu bana vermilerdi. Sonra ierii bana braklm, iir


tarznda birka koro blm de olacakt. Doal olarak koronun szle
riyle festival oyununun btn belli bir uyum iinde cereyan edecek
ve oynama srasnda sadece nceden belirlenmi bir zaman iine ala
cakl. Bu devin ikinci blmne altm srada hibir ey, dikka
timi nc ses olan dramatik sese ekmedi; buna karn seyirciye
ynelik olan ikinci ses, benim kendi sesim, ok net olarak alglanabi
liyordu. Ismarlama yazma ile zevk iin yazmann iki ayr ey olduu
ak gereinin yannda, bir koro tarafndan icra edilecek dizelerin tek
kiiye seslenecek dizelerden ok farkl olmas gerektiini rendim:
Dizelerin szck haznesi, sz dizimi ve ierii korodaki sesler ne
kadar oksa o kadar yaln ve dorudan olmak zorundayd. Pek ok
dizenin rollere datlm ve pek ok karakterin bireyselletirilm i
olmasna ramen The Rock oyunundaki koro dramatik bir ses deildi,
nk koronun yeleri benim adma hibir ey konumuyor belli bir
karakterin azndan konutuklarn belli ediyorlard. M urder in the Cathedral korosu ise sanyorum dram atik gelime
ynnden bir ilerleme sergiliyordu. nk ben kendime bu eserde bi
linmeyen bir koro iin deil, Canterbury kadnlarnn korosu iin
dizeler yazma grevi vermitim -nerede ise kilisenin hizmeti kadnla
r iin. Kendimi bu kadnlarla zdeletirmek yerine onlarn ydrine
koymam epey zor oldu. Eserin diyaloglar uruna (alm olduum
dram atik eitim gelimesi asndan da bir deerlendirm e yapmak
gerekirse) olay dezavantajl duruma gelip sadece bir baroln bulun
m asna izin veriyor ve dram atik anlam azlk da sadece bu tek
karakterin bilincinde younlayordu. Zorlu greve balayana kadar,
yani iki (ya da daha fazla) kii arasnda birbirlerini anlamamalarndan,
ya da anlamaya almak iin gayret eden kiiler arasndaki anlamaz
l yanstncaya kadar nc sesi, dramatik sesi duymuyordum; bu
arada bu rolleri yazarken kendimi onlarn yerine koymak zorundaydm.
Bayan Cluppins'i Bardell olay davasnda Pickwick'e kar: Sesler
hayli yksek, kulam trm alyor efendim szleri ile belki hatrla
yacaksnz. Avukat Buzfuz da yanl olarak: Evet, Bayan Cluppis,
siz dinlemiyorsunuz, ama sesler duyuyorsunuz der. Bunlar 1938 dr
cereyan ettiinde, nc ses kulaklarm trmalyordu.
te bu noktada, okuyucularn: Yazar bunlarn hepsini daha nce
de syledi diye m rldandklarn duyar gibiyim. A m a gndermeler
yaparak belleinize yardmc olmaya alyorum. rnein lam yl
nce bir konferans olarak sunduum ve daha sonra yaynlanan iir
ve Dramada unlar kaydetmitim:

253

D ier iirlerde (yani dram atik olm ayan iirlerde) sanyorum air
genelde kendi sesi erevesinde yazar: Bunun denetimini siz iiri kendi
kendinize okurken sesleniine bakarak yapabilirsiniz, iink konuan
sizden bakas de ild ir. letiim sorunu, okuyucunun bundan ne
kazand, hi de nem li deil...
B urada adllar az da olsa sknt yaratyorlar, am a anlam aktr;
hatta norm al olan anlatm ak iin yeteri kadar ak olduuna inanyo
rum . Bu aam ad a kendi konum am ile hayali kiiye yaptrdm
konum a arasnda sadece bir fark belirledim , sonra beni iirsel dramn
zellikleri zerine baz grler m egul etti. Birinci ile nc sesler
arasndaki fark hissetm eye balam ve imdi zerinde daha ok dura
cam ikinci sesi nceleri pek dikkate alm am tm . imdi soruna daha
ok eilm ek istiyorum . D ier seslerden sz etm ezden nce, ksa bir
sre iin nc sesin karm ak yollarn izlem ek istiyorum.
V ezinli bir oyunda birbirlerinden zgem i, karakter, eitim ve
zek asndan byk farkllklar gsteren ok sayda karakter iin dil
b u lm ak zo ru n lu lu u var. Bu k a ra k te rlerd e n birini k en d in izle
zleletirip ona iiri k o nuturm anz m m kn deildir. iir
(zellikle dram atik anlarda son derece younlaan dili kastediyorum )
eserde karakterlem enin izin verdii lde datlm olmas gerekir;
basit dizelerle deil de gerek iirle konuuyorsa, her karakterin azna
kendine uygun dizeler koyacaksnz. iire sra gelince, sahnedeki
hibir karakter sadece yazarn azndan konuuyorm u gibi bir izlenim
brakm am al. B ylelikle yazar kendi oyununda iirin tr ve youn
luk derecesiyle karakterleri iin bir tr snrlandrlm demektir. Bu
dizeler sylendikleri oyundaki durumun gelimesine katkda bulunma
l. En gzel iirdeki bir boalm a, ilgili kiiye uyuyorsa, olayn buna
gereksinim i olduu konusunda bizi ikna etm eli, olaylardan ar duy
gusal younluu ekip karm aya yardm ettiine inandrm aldr.
D eneyim lerine gre tiyatro iin yazan bir air iki deiik hata yapabi
lir: eserdeki karaktere uygun dmeyen dizeler yaratabilir, ya da onla
rn rollerine uygun dizeler hazrlar, ancak bu dizeler oyundaki olay
srkleyem ez. E lizabeth dnem i tiyatro yazarlarnn bazlarnda
harikulde iirsel y erler bulunduu halde bunlar iki bakmdan da
h atald rlar-b ir baka deyile, edebi zellik asndan mkemmel olan
bu eserler dram atik ynden birer bayapt olmaya uygun deil. Bunun
en bilinen rnekleri Marlow'un Tamburlaine adl eserinde var.
Sophokles, Shakespeare ya da Racine gibi byk dramatik airler
bu sorunu acaba nasl zdler? Bu konu, tabiatyla, karakterlerinin
ilelebet yaam ak gibi nemli bir sorunu olan ve dzyaz ile yazlm
rom an ve oyun gibi btn hayali kurgular ilgilendiren bir konudur.

254

ok derin sempati duym adan bir karakteri canl olarak nasl yarataca
m bilem iyorum . deal olan, roman yazarna oranla daha az karakter
lerle urap onlara iki saat gibi ksa bir yaam vermek zorunda olan
oyun yazarnn o karakterlerle tamamen uyum iinde olmasdr: ama
bu. m kem m ellii islem ek dem ektir, nk bir oyun olay iin az
sayda oyuncu istese de. orada olaya ne kadar katkda bulunurlarsa bu
lunsunlar, hakikilii bizi ilgilendirmeyen kiiler de bulunur. Yazarn
ya da bakalarnn nefret duyaca alak bir karakterin eserde
btnyle gerek bir biimde yaratlp yaratlamyacan hep merak
etmiimdir. Gerek karakterler yaratmak iin ya kahramanca erdemlik1er, ya da eytani alaklklar gibi zaaflklarn bir tr karmna ihtiya
var. Bu yzden Iago, beni III. Richard'dan daha ok rktmtr. All's
Well That Ends We//1deki Parolles'in de beni Iago'dan daha fazla ra
hatsz edip etmedii konusunda phelerim var. (Oysa Middlemarch'daki R osem und V icy'nin, beni G enoil ya da Regan'dan ok fazla
rkttnden son derece emin.) Bana yle geliyor ki, yazar yaamsal
nemi olan bir karakter yaratt zaman, ortaya bir eit alm a-verm e
sreci kyor. Dier zelliklerin yannda yazar, kendisinde bulunan
gllk ya da zayflk, iddet ya da kararszlk gibi birtakm zellik
leri, hatta baz eksantriklikleri eserindeki bir karaktere ykleyebilir.
Ve belki de kendisinin de yaam nda farkedemedii, onu yakndan
tanyanlarn bile bilmedii bir zelliktir bu; mutlaka ayn ya, ayn
huy ve hatta en azndan ayn cinsten olan kiilere aktarlmas gerek
meyen bir zellik. Yazarn kendisinden katt bu zellik, karaktere
eserdeki yaam kayna olabilir. te yandan yazarn tam ilgisini
ekmi olan bir karakter de, yazardan edindikleriyle kendi benliinde
gizli kalm yetenei harekete geirir. D olaysyla bir yazarn kendi
benliinden pek ok eyi karakterine yanstrken, kendisinin de o
karakterin etkisi altnda kalacana inanyorum. Hayali bir kahrama
nn yakn evrem izde tandm z gerek bir hviyete brnmesi
hayret verici grnse de, ben buna benzer durumlar sadece kendinden
sz eden yazar iin var olan sorunlara, kstlamalara, harikuldeliklere
iaret etm ek iin ele aldm, nk bu zorlu grevi stlenecek olan
yazar hayali karakterleri dizelerle konuturacaktr. Farkn, daln
dorusu uurum un birinci ve n seslerle yazmak arasnda
oluduuna iaret ettim.
Benim nc sesimin, iirsel dramdaki sesimin zellii, dramatik
olm ayan, fakat dram atik eler tayan iirdeki airin sesiyle
karlatrnca ortaya kar, -zellikle de dramatik monologda ak
* Y eter ki son u iyi bitsin. - . N.

255

seik bir biim de ortaya kar. Browning kendisine hibir neden


yokken oyun yazar Robert Browning diye hitap etmitir. Oysa
kamz Browningin oyununu birden fazla okumu? Okumu olsak
bile, ne denli honut kalmz? Browning'in oyunlarnn hangi karak
teri zihnimizde yaamaya devam ediyor? Oysa Fra Lippo Lippi'yi ya
da Andrea del Sarto'yu ya da Piskopos Blougram' ya da kendi
mezarlarnn kazlmasn emreden baka piskoposu kim unutabilir?
Bu konuda daha fazla aratrmaya gerek duymadan, Browning'in dra
matik m onologdaki baars ile oyun yazar olarak sradanlna
bakarak bu iki biimin birbirinden ne denli farkl olmas gerektiini
grebiliriz. Belki de benim fark etmediim bir ses daha var, oyun
yazarnn sesi, dramatik yeteneini tiyatro dnda en iyi ekilde uygu
layacak oyun yazar var mdr? Tiyatro iin yazlmam vezinli eserler
varsa ve yine de dramatik olarak nitelendirilebiliyorsa bunlar
Browning'e ait olanlardr.
Daha nce de belirttiim gibi, bir yazar eserinde vefal olmal,
birbirlerine sevgi vc sevecenlikle bakmayan karakterlerine bile sempa
ti duymal. iirsel olan hayali karakterlerin izin verdii lde
datmaldr. iirseli bltrme gereklilii, dizenin ngrlen karak
terlere uymas gerektii olgusunu ortaya karr. Oyundaki karakterler
yazardan iirsel dilin kendilerine den payn istiyor olmalar, onu
kendi iirini karakterlere empoze etm ek yerine karakterden yola
karak yaratmaya zorlar. Oysa dramatik monologlarda byle bir kural
yoktur. Yazar karakteri kendisiyle zleletirebildii gibi, kendisini de
karakterle zleletirebilir: onu bu konuda engelleyecek kural yoktur
-birinci karaktere yant verecek olan baka bir karakterle zdeletirme
kural yoktur. Aslnda dramatik monologlarda iittiimiz ses, kendine
ya tarihi kiilerin, ya da edebi karakterlerin deiik maske ve kostm
lerini alm olan yazarn kendi sesinden baka bir ses deildir. Karak
terin kiilii, bir birey ya da en azndan bir tip olarak konumaya
balamazdan nce kendisini gstermeli. Eer Browning'in eserlerinde
ska grld gibi, Lippo Lippi rneindeki tarihsel bir kii olarak
konuuyorsa, ya da edebiyatn tannm bir karakteri rolnde ise,
rnein Caliban olarak bize konuuyorsa, sonunda mutlaka bu kiile
rin karakter zelliklerini benimser. Fark onun Caliban upon Setebosunda en belirgin haldedir. The Tempest'de Caliban konuuyor;
Caliban upon Setebos'daki ise Browning'in sesidir; bize Caliban
aracl ile konuuyor. Browning'in en nde gelen rencisi saylan

l/ra Pound, araclklar ile konutuu baz tarihi karakterleri persona1


liye adlandrmtr: terim dorudur.
Belki ok gtr bir ifade olacal ama, dramatik monologlarn
karakter yaratc zellii olmad genellemesini yapmakta bir saknca
grmyorum. nk ancak iki hayai kiinin iletiim kurduu bir
olayda gerek bir karakter doar vc tiimlendirilerbir. Okuyucunun
tarihten ya da edebiyattan aina olmad bir karaktere dramatik
monolog verilirse, kendisine gerek kii kimdir? sorusunu sormas
hi de yadrgatc olmaz. rnein okuyucular Piskopos Blougram'la
ilgili olarak onun Kardinal M anningin ya da baka dini bir kiinin
portresini ne derece izip izmedii konusunda sorular yneltmek
gereini duymular. Browning rneinde olduu gibi, sadece kendi
sesiyle konuan yazar, karakterine yaam veremez: sadece bizce bili
nen bir karakteri taklit eder. Taklitin nemli meselesi, taklit edilen
kiiyi tanmamz ve buradaki yanlmann tam olmay deil mi?. Bu
rada dikkate alnmas gereken nokta, takliti ile taklit edilen kiinin
ayr ayr varlklar oluudur: Okur olarak gerekten d krklna
uram isek, taklit kiiletirilmi demektir. Shakespeare'in bir oyu
nunu seyrettiimiz zaman, Shakespeare'i deil, onun btn karakter
lerini dinleriz; oysa Browning'in dranatik bir monologunu okuyunca,
kabul etmemiz gerekir ki, duyduumuz, Browning'in sesinden bakas
deildir.
O halde dramatik monologda egemen olan ses, airin bakalaryla
konuan sesidir, yani ikinci sesidir. Bal bana bir rol almas, maske
arkasndan konumas durumlar dinleyiciyi gerekli klar. Kendisi
adna konuacak kii maskeler takarak, deiik acaip kostmler giye
rek rol yapm a gereini neden duysun? Aslnda bu ikinci ses, ok
sklkla ve en belirgin bir biimde tiyatro iin yazlmayan iirlerde
vardr: bilinli bir biim de sosyal amac olan btn iirlerde:
elendirici ya da eitici iirlerde, hikye anlatan iirlerde, vaaz veren
ya da ahlki deerlere iaret eden iirlerde ya da vaazn bir biimi ol
talam alarda. Sorarm sizlere: Dinlcyicisiz hikye, cem aatsz vaaz
neye yarar? Destann yegane olmasa da en egemen sesi, airin
bakalarna hitap eden sesidir. rnein Homeros'da zaman zaman l a
matik ses de duyulur; Homeros'un kahramann dediklerini aynen
tekrarlamad anlar vardr, bu ses tamamyla Homeros'un kahraman
na aittir. The Divine Comedy2 tam anlamyla destan saylmaz, ama
iinde de bizimle konuan kadnlar ve erkekler var. Milton'm eyinim
*. a h s iy e t - . N .

256

2. lahi K o m ed i -.N.

257

duymu olduu hayranlk ve ilgi o denli arpc ve kendine zgdr ki


eytann Partisi adn dam galam aya yetip artmtr. Destan yaps
itibariyle dinleyiciler iin anlatlan bir hikye iken, oyun seyirci iin
sergilenen bir olaydr.
Birinci sesin ortaya koyduu iirdeki durum nedir -ncelikle hi
kimseyle iletiim kurmay hedeflemeyen birinci sesteki durum?
ncelikle sz konusu iirden m utlaka geni anlamda kullanlan
lirik iiri anlam adm belirteyim . Zaten lirik terimi bal
bana yetersizdir. iir denilince, aklmza ilk nce ark iin yazlm
dizeler gelir -Shakespeare'in, Burns'un ve Campion'un arklar, W.
S. Gilbert'in aryalar ya da ksa sre ncesinin mzikli ske
metinleri gelir. Bununla birlikte biz onu bestelenmek iin yazlmayan
ya da mzikle ilgisi olmayan iire de uyguluyoruz. rnein fiziktesi
airlerden Vaughan, Marvell, Donne ve Herbe t'in lirik dizelerinden
sz ederiz. O xford D ictionary'daki lirik tanm bile, kavramn
yeterli aklamas olmadn gsteriyor:
Lirik'. airin kendi duygu ve dncelerini dorrudan
doruya ifade eden ounlukla ktalara blnm ksa iir
lere verilen ad.
Bir iirin lirik olarak adlandrlm as iin ne kadar ksa olmas
gerekir? Ksaln vurgulanmas ve ktalara blnme durumu belki de
mzikle sesin birletirilmesinden arta kalmtr. Oysa iirin ksal
ile airin kendi duygu ve dncelerini ifade etmesi arasnda zorunlu
bir iliki yoktur. Come unto these yellow sands1 ya da Hark hark! the
lark!2, bunlar elbette liriktir, deil mi? Ama hangi hakla burada airin
dnce ve duygularnn dorudan ifade edildiini syleyebiliriz? Lon
don, The Vanity o f Human Wishes3 ve The Deserted Village4 gibi
iirlerin hepsi airlerin duygu ve dncelerini ifade eder gibi grnen
iirlerdir. Acaba bu yzden bunlar lirik iir grubuna dahil edebilir
miyiz? Bu iirler ksa da deildir. Bahsettiim iirler pek de lirik
olarak nitelenebilecek cinsten deiller, tpk Bay Daddy Longlegs ve
Bay Flooppy F lyn sarayllar baarszca tanmladklar aadaki
drtlk gibi:

.Bu sa n kum lara (kum sala) gel. .N.


2 Ht! Ht! Tarlakuu. .N .
2 . Londra. nsani steklerin N afilelii -.N.
4 Issz Ky - . N '

258

One never more can go to court,


Because his legs have grown too short;
The other cannot sing a song,
Because his legs have grown too long
Biri artk saraya gidemez,
nk bacaklar uzamanutr,
Dieri artk ark syleyemez,
iink bacaklar ok uzamtr!"
Bunun airin dnce ve duygularn dorudan ifade eden iir
tarzndaki lirik olduu aktr, yani tamamen motive edilmemi tarzda
ksa, bestelemek iin dnlm iir tarznda deildir. Benim -airin
sadece kendine konutuu, sadece ve sadece kendine konutuu sesidiye belirttiim birinci sesim onunla ilgilidir. te bu anlamda, alman
air Gottfried Benn Probleme der Lyrik adl bir hayli ilgin konferan
snda lirii ilk olarak birinci sesin iiri kabul eder ve Rilke'nin
Duinese Elegien ve Valrynin La Jeune Parque iirlerini, benim de
kesinlikle inandm gibi, lirik kapsamna alr. Bennin lirik iir
dediine dorusu ben meditasyon derdim.
Benn, konferansnda: Hikimseye seslenmeyen iiri yazan airin
niyeti nedir? diye bir soru sorar. ncelikle cansz bir embriyo ya da
yaratc tohumdan [ein dumpfer schpferischer -Keim) bahseder. Sonra
sz deposu olan ve airin emrinde bulunan dilden sz eder. air iinde
filizlenen eyleri ifade etmek iin szler arar; gereksinim duyduu sz
leri buluncaya kadar hangileri olduunu batan bilem ez. stedii
szckler belli bir uyum iinde ve bir sra takip edip, ortaya
dkiilnceye kadar iindeki embriyoyu tanmlayamaz. air, sonundu,
uygun szckleri bulmay baard zarrian, urunda szckler arad
ey kaybolur ve yerini iire terkeder. Onun k noktas, genel an
lam da bir duygu deildir. Bir fikir ya da dnce olduu da pek
sylenemez, aksine Beddoes'un bir baka anlama gelen u iki li/esie
de uyarlanmak iin
a bodiless childful o f life in the gloom
C lying with frog voice 'what shall I beV
Viicutsuz bir avu yaam karanlkta
kurbaa sesiyle alar 'ben ne olacan ?'

Ben aslnda Gottfried Benn'le ayn dnceleri paylayorum, hatta bu


konuda biraz daha ileri gideceim. Didaktik ya da anlat trnde, ya da
baka herhangi sosyal bir amala yazlmam bir iirde airin niyeti,
belki de btn temel ve yan anlamlaryla sz kaynaklarn ve sadasn
kullanarak karanlk drty dizelere dkmektir. fade edinceye kadar ne
syleyeceini bilem ez; bulacan bulm ak iin aba harcarken
bakalarnn anlamas iin kafa yormaz. Bu aamada, kendisinin dn
dakiler onu hi ilgilendirmez. Sadece doru szleri bulmak abas
iindedir ya da yanl szleri en az kullanmamaya zen gstermekte
dir. Kendisi bunlar yaparken bakalarnn bunlar dinleyip din
lemedii. ya da kavrayp kavrayamad umurunda deil. Btn bu
doum sanclarndan kurtulup, rahatlyabilm ek iin urar durur.
Baka bir benzetme yapmak gerekirse, air bu anda kendisini ok
gl bir cinin karsnda ok zayf, gsz ve taciz edilmi bir varlk
gibi grr, nk onun balang aamasnda nc ismi, ne de cismi
vardr. Yazd szler ve iir, cinin dualarla defedilmesi gibi bir eydir.
Ya da baka bir biimde ifade edersek: Bu skntya bakalarna bir ey
sylem ek iin girm ez, sadece bu ani skntdan kurtulup rahata
kavumak ister. Nihayet, szleri yerli yerine oturttuu zaman -en
azndan mmkn olduu kadar iyi dzenleyince- tarifi mmkn ol
mayan bir rahatlam a, hafiflik, ayn anda bitkinlik ve yorgunluk
hisseder; deta gnahlarndan arnma ve bir eit dinginleme gibi
duygular ayn anda yaar. imdi iirine unu syleyebilecek durum
dadr: Git, benden uzakla! Kitapta ait olduun yeri bul ve bundan
byle benden seninle bir daha ilgilenmemi isteme.
iirin kkeniyle olan ilikisinin ok belirgin bir ekilde ifade
edilebileceini sanmyorum. Bunun iin Paul Valcrynin denemelerini
okuyabilirsiniz; o bir iirin kompozisyonunda kendi zihinsel abalar
n herhangi bir airden daha srarl bir biimde gzlemlemitir. Ancak,
airlerin size tlerinden hareketle, ya da biyografik aratrmalara
dayanarak, ruhbilimcilerin yardmlarn alarak veya almadan herhangi
bir iiri aklamaya alrsanz, sonuta hibir hedefe ulaamaz ve
muhtemelen iirden de daha ok uzaklarsnz. iirin douu ile ilgili
iz srerek aklama giriimi dikkati iirden baka yne kaydrr, iiri
eletirmenin ve okurun kavrad anlamdan ok baka yerlere rkltr
ve sonuta iirden bir hayli uzaklald iin iirin anlalmas
konusunda aydnlatc olmaz. Bu arada, iiri gerekte olduundan daha
gizemli bir ekilde yazmaya altm sanmayn. Aslnda sylemek
istediim, airin ncelikle kendisine bir aklk kazandrmas ve iiri
nin esasen yapm olduu iin doru sonucu olduu konusunda bir
eit gvence vermesidir. Belirsizliin en acemi biimi, airin kendini

260

anlamaktan yoksun olduu zamanlarda ortaya kar; en berbat biimi


de kendisini m utlaka bir eyler yazmak durumunda hissettii, ama
syleyecei hibir eyin bulunmad anlarda alr.
Buraya kadar, basitletirmek amacyla, sanki her biri eit derecede
nemliymi gibi sesten sz ettim, yani sanki air her iirde ya
kendisine, ya da bakalarna hitabediyormu gibi ve sanki birinci ve
ikinci seslerin dramaktik bir iirde hissedilmiyormu gibi oluundan
sz ettim Bu noktada Bay B enn'le birleiyoruz. Ayrca Benne gre,
birinci sesin iiri btnyle bizim amzn bir eit da vurum
zellii olup, airin dinleyicilere hitap etmesinden tamamen farkl
olan bir iir eklidir. O ysa bana gre, ses de ou kez birlikte
duyulur. Daha dorusu, birinci ve ikinci sesler dramatik olmayan iir
de; ncs ile birlikte dramatik iirde vardr. Daha nce de belirtti
im gibi air, iirini ncelikle kendisi iin yazmasna karn, kendisi
ni tatmin eden iirinin daha sonra bakalar iin de ne anlam ifade et
liini renm ek isteyecektir. Yazma iini sona erdirmezden nce,
kimi arkadalarnn eletirilerine de ak tutacaktr kendini. Yazarn
farkna vard baz kukularn bu blm buraya uygun dmez
eklindeki yorum laryla yardmlarn yapm alarna ramen, yazarn
kendi kendine bulamad bir szck ya da bir sylemin arkadalar
tarafndan nerilm esi de ok yararl katklar salar. Yine de bir
yazarn, ncelikle arkadalarnn fikrine pek fazla nem vereceini
sanmyorum, nk asl olan geni ve yazar tarafndan pek tannma
yan dinleyici kitlesidir, yani yazarn ismini sadece onun eserleriyle
zdeletiren insan kitlesi Alglayaca zaman neler anlayaca pek
kestirilemeyen bu dinleyici kitlesine eserin son anda teslimi, bana,
yazarn tek bana balatt yolda -aslnda dinleyici faktrn de pek
iin iine katm akszn- tamamlanm bir srecin bir tr noktalanmmas gibi gelmektedir; nk bu nokta yazar ve eseri ya da air ve
iiri birbirinden ayran son noktadr. Bu anda airi kendisiyle babaa
ve huzur iinde brakalm.
Birinci ses esas alnarak yazlm iir iin bu kadar bilgi yeterli.
yle sanyorum ki sessiz meditasyondan destan ve oyuna kadar her i
irde birden fazla ses duyulur. Eer air iirinde kendisiyle konumasayd, sonu, mkemmel bir hitabet olsa bile iir olmazd. Byk i
irlerden duyduumuz keyf, bir bakma bizim iin dnlmemi sz
lere kulak m isafiri olmak keyfidir. Ama iir zellikle air iin
yazlm olursa, ok zel ve bilinmeyen bir dilde yazlm olurdu; ve
yalnzca airine hitap eden iire iir denemez. iirsel oyunda, sanrm
bu sesi de duyabiliriz. nce her karakterin kard ses -d ier
karakterlerden ayran bireysel ses: bizim her sylem srasnda bunun

261

sadece u karakterden gelebilir diyebileceimiz ses. Belki de ok ender


olarak farkederiz, ama zaman zaman airin ve karakterinin sesleri belli
bir uyum iinde olur, yani szcklerin anlamlar her zaman her ikisi
ne de ayn eyleri ifade etmese de, eserdeki karaktere ok uygun den
bir konuma, airin kendisi iin de geerli olabilir. Bu durum, airin
kendi duygu, dnce ve fikirlerini ifade etmede karakteri szc olarak
kullanmas demek olan karndan konuma sanatndan bir hayli uzak
tr.
To-morrow and to-morrow ard to-morrow...
Ya-rn ve ya-rn ve ya-rn...
Belki de birbirlerinden biraz farkl alglam olsalar da Shakespeare ve
Macbeth'in srekli artan ve hayretler uyandran bu basmakalp sz
leri bize onlarn belli bir uyum iinde olduklarn simgelemiyor mu?
Son olarak ok byk bir oyun yazarmza ait olan ve dizelerdeki
sesin yazara m, yoksa karaktere mi ait olduu pek fazla bilinmeyen
u sese kulak verelim:
Ripeness is ali
Olgunluk hepsidir
ya da
Simply the thing I am
Shall make me live
Beslemeliyim artk
Benim plak benimi.
imdi yine ksaca Gottfried Benn'in bilinmeyen, karanlk ruhsal
m alzem esine ya da airin kar mcadeleye girdii eytana ya da
melee dnm ek istiyorum. Burada szn ettiim sesin denk
dt ayr edebi tr arasnda belirli bir sre ayrlnn bulun
duunu varsaymamdr. airin kendisiyle konutuu sesin, yani birinci
sesin hakim olduu iirde ruhsal malzeme kendine zg biimi al
mak iin gayret eder; son ekil aa be yukar sadece o iire zg
olacaktr. Malzemenin kendi eklini yaratmasndan, ya da almasndan
sz etmek, kukusuz bizi yanltabilir: Asl olan ekil ve malzemenin

262

ezamanl olarak gelimesi ve ilerlemesidir; nk ekil rnalzem eyi


her aam ada etkiler; belki de malzeme baarsz her biim lem e dene
mesinde yle deil! yle deil! diye tekrarlamaktan b ak a bir ey
yapmaz; sonuta ekil ve malzeme birbiriyle zdeleir. O y sa ikinci
ve nc sesin egemen olduu iirde ekil zaten belli lde nceden
belirlenmitir. iir bandan beri taslak ya da sahne sralanmas olarak
bulunsa da bu, bitirinceye kadar zerinde sk sk deiiklikler yapl
maz demek deildir. Bir hikye anlatacaksam, anlatacam hikye ile
ilgili nceden bir plan tasarlam olmam gerekir; keza talam a yapar
ken, ahlki ya da hakaret edebiyat olacaksa, yle bir e y olsun ki
hem kendim iin, hem de bakalar iin kabul edebileyim. Oyun yaz
mak istiyorsam ie bir seimle balarm: Olay ve karakterleri olutu
racak duygusal bir duruma karar veririm ve nce oyunun kiilerini
tasarlarm -b u arada karakterlerin geliim tarzna gre taslnm byk
bir ksm da oyun bitinceye kadar deiime urayabilir, a m a nemli
deil. A kla yakn olan, ta bata baz bilinm eyen, ilk e l ru h sa l
malzemelerin basks, yazara tam bu hikyeyi semesini, u durumu
gelitirmesini emretmesidir. Yazar almasnn erevesini belirle
yince, bu sayede baka ynden yine ruhsal malzeme uyars olabilir;
bylelikle dizeler temel etkiden deil, aksine bilinsiz ruhun ikinci
derecedeki drtlerinden kaynaklanarak ortaya kar. te btn bunla
rn sonunda sesler birbirleriyle uyum iinde nlar; ve daha nce de be
lirttiim gibi, hakiki bir iirde bu seslerden sadece birisinin duyulaca
ndan kuku duyanm.
Okuyucular buruya kadar anlatlanlarla nereye varmak istediimi
merak edebilirler. Yararsz bilgilerle emek em ek sanatsal bir a m
rdm? Tahm in edeceiniz gibi kendim le deil, iir okurlaryla
konum ak istedim . nk iir okuyucusunun okum asj srasnda
benim burada ileri srdklerimle ilgilenip kontrol etmesini temenni
ederdim. Siz de acaba bundan byle okuduunuz bir iirde ya da size
okunan bir rnekte ya da tiyatroda duyduunuz bir eserde bu sesleri
ayrt edebilecek m isiniz? E er airin anlalm az olduundan
ikyetiyseniz, ya da air sizin duygularnz pek hesaba katmam
diye dnyorsanz, daha dorusu air sizin dahil olmadnz baka
bir grup dinleyiciye sesleniyorsa -unutm aynz ki belki de o baka
trl sylenmesi mmkn olmayan eyleri szlere dkmek iin aba
harcam ve bu yzden renmemize deecek bir dilin szcklerine
dkmtr. Yine airin gereinden fazla adal olduundan ikayeti
iseniz, size sanki bir bireye deil de, bir toplulua hitap edermi aibi
sesleniyorsa, sizinle konumad blmlere dikkat edin, Sadece sesine
kulak vermenizi salyor: o bir Dryden, bir Pope ya da bir Byro ola

263

bilir. Vezinli bir oyun dinlemek durum undaysanz nce oyunu d


izlenim lerine gre elence olarak, her karakterin de yazarn ona
tand gereklik lsne gre konutuunu kabul edin. Eer bu ok
iyi bir oyunsa, fazla bir aba harcamadan dier sesleri de farkedersiniz.
nk Shakespeare gibi byk bir air-oyun yazarnn eseri bir
dnya canlandrmaktadr. Her karakter kendi adna konuur, ama baka
hibir air onlara o szleri syletemez. Shakespeare'i ararsanz, onu
sadace yaratm olduu karakterlerde bulursunuz; nk karakterlerin
hepsinde bulunan sadece ortak bir yn var ki, o da onlar Shakespeare'den baka kimsenin yaratamayacak olmasdr. Byk bir airoyun yazarnn dnyas, yaratcsnn her yerde hem sakl hem de hazr
olduu bir dnyadr.

FRIEDRICH D R R E N M A T T

(1921-1990)

TYATRO SORUNLARI
1954

Theater-Schriften und Reden, hrsg. von Elisabeth Brock


Sulzer, Zrich 1966. Burada: Theaterprobleme.

H seyin Saliholu. Tiyatro Sorunlar adl yaznn ba


tarafnda yer alan ve yazarn birlik kuraln, mekn ve
sahne dekorasyonunu, zaman, seyirciyi ve gnmz tiyat
rosunu ele ald uzunca bir blmle konumuzla ok ilgili
grmediimiz baz yerler karlmtr.

Anlat insann nasl olduunu betimler. Buna karn oyun sanat


insan kanam ayacanz bir snrlama ile canlandrp ona sahnede
biim verir. Bu snrlama, sanat tr sayesinde ortaya kar. Oyundaki
insan konuan insandr, onun snrll budur, eylem ise onun belli
bir biimde konumas iin vardr. Eylem insann sz olduu, sz
olmas gerektii potadr. Ne var ki, konumaya zorlanmalar iin in
sanlar belli durumlara sokmam gerekiyor oyunda. Eer iki insan gs
terirsem ve bunlar bir yandan kahve iip bir yandan da havadan sudan
konuurlarsa, siyaset zerine, moda zerine konuurlarsa, ortada henz
dramatik bir durum, dramatik diyalog yoktur. Konumalarnn zellik
le dramatik olmas iin onu ikircikli yapacak bir eyin sokulmas
gerek. Seyirci fincanlarn birinde ya da ikisinde zehir olduunu bilirse,
o zaman bu, zehir kartran iki kiinin konumas olur, bu beceriyle
de kahve ime durumu dramatik bir duruma dntrlr; buradan, bu
zemin zerinde dramatik diyalog olana doar. Belli bir gerilim, belli
bir durum eklenmezse dramatik diyalog olmaz. Diyalog bir durumdan
ortaya kp bir duruma srkleyecektir, elbette baka bir duruma.
Dramatik diyalog yle bir etkileme yapar: bir eylem, bir zarar, yeni
bir durum, bunun sebep olduu yeni bir diyalog vs.
nsan sadece konuan insan deildir. Onun dnyor ya da
dnmesi gerekiyor olmas, hissediyor, her eyden nce hissediyor

264

265

olmas ve bu dndn, bu hissettiini dier insanlara aklam ak


istem eyii gerei, m onologun sanat arac olarak kullanlm asn
dourm utur. Nitekim bir insan sahnede yksek sesle kendi kendine
konuuyorsa, bu pek de doal saylm az; ayn eyi daha yksek
dzeyde operadaki arya iin de syleyebiliriz. Yine de monolog (ve
arya), beklenm edik bir etki salayabileceinden mutlaka kanlmas
gereken sanatsal becerinin kantdr; hakl olarak seyirci kendisini
buna kaptrr, hatta ylesine ok kaptrm asndan dolay H am let'teki
olmak, ya da olmam ak m onologu, Faust'un monologu sahnelerin
en sevilen ve en nl monologlar haline gelmitir.
M onolog gibi grnen her ey m onolog deildir ama. Diyalogun
anlam insan eylem yapt, ya da zarar grd durumlara gtrmek
deil, arada srada byk sz syleyip tavrn aklamaya sevketmektir. Hilpe t'in bildirdiine gre metne hakim olmayan oyuncunun naturalizmi kefetm esinden bu yana pek ok insan sz sanatnn anla
mn yitirm i. Yazk. Sahneden seyirciye yaplan konuma, hibir
sanat aracnn yapamayaca etkiyi yapar. Eletirmenlerin de ona ya
pabilecekleri pek bir eyleri yok. Bugn konum a cesaretini gsteren
yazarn bana, ifti Dikaipolis'in bana ne geldiyse o gelir, aresiz
ban idam kazna koyacaktr, sadece Aristofanes'in Tesalyallarnn
aksine ok sayda eletirm en ortaya atlr: dnyann en normal eyi.
Hi kimse baszlar kadar rahat kelle uuramaz.
Oyunun iinde her zaman bir anlat olm utur, bunun iin ille de
epik tiyatroyu dnmeye gerek yok. Bir olay anlatlr, ya da ulak ak
tarm biim inde bir olay rapor edilir. Sahnedeki anlatm tehlikesiz
deil, nk anlatlan tarzda cereyan etmiyor, sahnede meydana gelen
olay gibi somut deil. Ulan dramatize edilmesi yoluyla bu durumun
ortadan kaldrlmasna alld. rnein onu gerilimli bir anda ortaya
kardlar, ya da onu kendisinden bilgilerin bin bir trl glkle al
nabilen bir aptal haline soktular. Sahnede anlatlmak isteniyorsa, yine
de szel bir ann ortaya km as gerekiyor. Sahnedeki anlatm
abartsz olm az. Shakespeare'in, K leopatra'nn sandal ile ilgili
Plutarch'nn raporunu nasl abarttna dikkat ediniz! Abart sadece
barok slbunun zellii deil, Kleopatra'nn sandaln da ayn ekilde
sahneye koyup belirgin yapm ann yntem idir. Abarts olmayan
hibir tiyatro dili yoktur, ama nerede abart yaplacan bilmek gerek,
her eyden nce abart nasl yaplacaktr.
Sonra: Dil de sahnedeki kiiler gibi kaderin sillesini yiyebilir:
rnein Babilon'a gelen melek; o, sahneler ilerledike aama aama
dnyann gzellii ile bylenir, dilinin bu ykselen heyecan ifade
etm esi, ilahiye doru yceltm esi lzm. Ayn komedideki dilenci

266

Akki, yaamn A rapadan gelen uyakl makam trnde dzyaz ile


anlatr. O sayede bu ahsn Arap oluunu, masal anlatm a sevincini
szck karmaasyla, szck oyunuyla ifade etmeyi deniyorum anson
durum una dm eden. A kki'nin m akamlar dilinin en ar anlatm a
olanandan baka bir ey deildir; bununla kendisi edebiletiriliyor.
Akki bu sylediklerim izin iinde hepten dil olmutur, onlarn iinde
dile dnmtr; bir sahne yazarnn hep gayret etmesi gereken bir
ey: Tiyatrosunda ahslarn dilden baka bir ey olmad anlar vardr.
Tehlike elbette pusuda bekler. Dil batan karabilir. Bir kez yaza
bilm enin, dile sahip olm ann sevinci, yani benim K rler'le ilgili
almam srasnda kapldm gibi, o yazar konudan uzaklap dile
kamas iin ikna eder. K onuya yakn durmak byk sanattr, buna
ancak kar tepki varsa ve onu bastrabiliyorsa ulalabilir. B inbir
glkle oluturulan plan inemekle tehdit etseler bile, direnemeyeceiniz baz bulular yine de vardr. Bululara kar direnmek iin har
canacak dikkatin yannda bunlara kar koymak iin yrekli olmak da
gerek.
B urada sadece ksaca iaret ettiim iz btn bu yer, zam an ve
olayla ilgili sorunlar birbiri iine gemi, dramatik almann ele
rine, becerilerine ve aletlerine dahildir. Dramatik alma kavram ile
sava halinde olduum u artk saklayamam. Sanatn, her kim yeterli
alkanlk ve sebatla greve sarlr ve onu retmek iin ie koyulur
sa, eninde sonunda renilebilir olduu grnn oktan ald an
lalyor, ama o yine de tiyatro eseri yazma sanat zerine verilen
kararlarda besbelli ki hl var. B unlar ksm en salam , ksm en
drste ve ksm en de m erte dnceler olarak kabul ediliyor.
Bylece oyun yazarnn sanatyla olan ilikisinin ileyii estetiin
nikhyla m erulatrlm evlilie benzetilir. Bu yzden olacak ki,
eletiri hibir yerde olmad gibi burada sklkla bir zanaatten sz
ediyor, durum a gre hakim olunan, ya da olunmayan bir iten; ama
onun zanaatten ne anladn iyi incelersek kendi nyarglarnn
toplamndan baka bir ey olmadn grrz. Dramatik zanaat yok
tur, sadece malzem eye dil ve sahne yardmyla hakim olmak vardr:
Tam sylemek gerekirse bu bir hakimiyettir, nk her yazma eylemi
silhlarn konutuu yengili, yenilgili ve berabereli bir arpmadr.
Mkemmel oyun yoktur, orada her zaman sinemada olduu gibi este
tiin kurgusu vardr, hl tam kahraman sadece orada bulabilirsiniz.
Henz hibir tiyatro yazar sava alann yara almadan terkedebilmi
deil, her birinin kendi Ailles topuu var. Bu arada dman, yani
malzeme hi de drst deil. Hilekr, ounlukla kalesinden karla

267

mayan biri, en gizli ve aalk yntemleri uygular; ite bylece oyun


yazar izin verilen ve verilmeyen aralarla savamak zorunda kalr, ii
ustas ile geleneksel loncann temkinli uyarlar, kurallar ve ahlk
zdeyileri ile bouur durur. Elde apka ile oyunda tm lkeyi boy
dan boya katedem ezsiniz, snr bile geem ezsiniz. Oyun yazmann
zorluklar hi kim senin beklem edii y erd e yatar, iki insan
karlatrp selm latrtm akta zorluk var, ya da ilk cmlenin yazl
masnda. Bugn oyun zanaatndan anlalan eyi yarm saat iinde ra
hatlkla renirsiniz. Ancak bir malzemeyi be perdeye ayrmak iin
buna ne kadar az m alzem enin uygun olduu, ne denli zor olduu,
yam buslarla yazmann hemen hemen olanaksz olduu biliniyor mu,
oyun m arangozlar her malzemeyi zahmetsiz bir ekilde be perdeye
ayrp hep yam buslarla yazm ve hl yazyor olduklarn ok az
farkediyorlar. O nlar m alzem elerini ve dillerini gerekten eletirinin
dnd tarzda seerlerdi; bunlarn sanat hakkndaki konumalar
terzi dkkannda olduu gibi deil, sanat rettikleri zaman cereyan
eder. H er malzemenin bir sabahl vardr, seyirci bunun iinde hibir
zaman tmeden rahat uyur. Sadece eletirmenin, yetenee buyurdu
u kurallara dahilerin uymak zorunluu bulunmad dncesi kadar
aptalca hibir gr yoktur. O zaman kendim i hemen bir deha kabul
ederim . Tiyatro oyunu yazm a sanatnn m utlaka belli bir ocuun
planlanm asyla balam adn, ya da hadm n ak dnd gibi
olmadn, aksine hadmn m uktedir olmad akla baladn zel
likle belirtm ek isterim . Bununla birlikte zorluklar, uralar, ama
yazmann mutluluu da anlatlacak konunun alannda, neyin anlatla
bileceinde deil: Sadece dramatik bir i anlatlabilir, sadece oyun ze
rinde konuurken olur, ama kendin onu yaparsan anlatamazsn. Dra
matik zanaat grsel aldatmacadr. Oyunlar hakknda, sanat hakknda
konumak bazlarnn inanarak yaptndan daha topik bir giriimdir.
o

imdi bu olmayan zanaatle ie koyulup belli bir malzemeyi can


landralm. Malzeme genelde bir odaklama gsterir, bir kahraman or
taya koyar. Oyun kurma sanatnda1 trajik kahramanla, trajedi kahra
manyla, komik kahraman, komedi kahraman, arasnda bir ayrm
yaplr. Trajik kahramanlarn sahip olmas gereken zellikler bilin
mekledir. O, acma duygumuzu uyandrma becerisine sahip olacak.
Sululuu ile susuzluu, erdemleri ile ayplar en beenilecek ekilde
miktarlar tam ayarlanp yorularak belli kurallara gre yansyacaktr.
stelik bunun ylesine bir karm olm as gerek ki irret birini
1. D ram aturgie - . N.

kahraman olarak setiim zaman, onun ktlne ayn byklkle


bir ruh katmalym; alm an edebiyatnda en sem patik tiyatro kiisinin
eytan olmasna etki eden bir kural. Bu byle kalm. Deien, sadece
cma duygumuzu uyandran kiinin sosyal yeri oldu.
Antik tiyatroda ve Shakespeare'de kahraman en yksek toplumsal
snfa aittir, soylular snfna. Seyirci bir kahram an ac ekerken,
eylem de bulunurken, hiddetten lgna dnerken seyreder, onun
toplumsal yeri kendininkinden daha sttedir. Bu durum her seyirci iin
hl ok etkileyici.
L essing ile Schiller'de burjuva trajedisi ortaya kt zaman
seyirci ac eken kahraman olarak sahnede kendisini grrd. Sonra
daha ileri gidildi. Bchner'in W oyzeck'i ilkel bir proleterdir, sosyal
olarak baktmz zaman sradan tiyatro izleyicisinden daha az ey can
landryor. Seyirci varoluun bu ar biimini de grmeli, bu son, en
acnacak biimini, insan, kendini grmeli.
N ihayet burada Pirandello'dan sz etm ek lzm; kahram anlan,
sahnedeki kiileri ilk kez konusuzlatran, saydam latran odur,
W ilder'in dram atik m ekn yapt gibi, bu arada bu tr tem siller
karsnda oturan seyirci, kendi zmlenmesine, kendi ruh zm le
mesine tank olur ve sahne i mekn, dnyann i mekni olur.
T iyatro eskiden de sadece krallar ve kom utanlar yanstm ad,
komedi ok eskiden beri kyly, dilenciyi ve burjuvay kahraman
olarak canlandrd, ama sadece komedi yapt bu ii. Shakespeare'in
eserlerinin hibirinde kom ik bir kral gremezsiniz, onun zaman bir
hkmdar kan aktan canavar olarak gsterebilirdi, ama deli olarak
asla. Komik onun iin saray dalkavuklar, zanaatkrlar ve iilerdi.
Bylece trajik kahramann gelimesinde komediye yneli grlyor.
Ayn eyi giderek trajik kiiye dnen delilerde grmek mmkn. Bu
gerek hi de anlam sz deildir. B ir nyatro oyununun kahram an
sadece olay ileri srklemez, ya da belli bir yazgnn zararn grmez,
bir dnyay da canlandrr. Bu nedenle kendimize bu dndrc
dnyamzn nasl canlandrlaca sorusunu sormalyz, hangi kahra
manlarla, ayna gibi dnyay nasl yakalayp ortaya koyarz ve onlar
nasl trplenmi olacak. Bugnn dnyas, somut olarak sylersek,
baz yazarlarn iddia ettii gibi Schiller'in oyun sanat ile canlandrla
bilir mi, Schillcr seyirciyi hep avucunun iine alyordu ama? Kesin,
eer artlar uygunsa sanatta her ey olanakldr. Soru sadece udur; Bir.
zamanlar uygun olan sanat bugn de mmkn m? Sanat asla tekrar
lanamaz, tekrarlansa Schiller'in kurallaryla yazmamak budalalk
olurdu.

968

269

Schiller kendi yazd gibi yazyordu, nk hl iinde yaad


dnya, yazd dnyayd, tarihi olarak yaratt dnyayd ve kendini
orada yanstabiliyordu. Ucu ucuna. Belki de Napoleon eski anlamda en
son kahramand. Bugn bize grnen dnya Schiller'in tarihsel oyunu
ile stesinden gelmeye elverili deil, u sebeple, nk bizim buldu
um uz trajik kahram anlar deil dnya kasaplarnn sahneledii ve
kym a m akinalarnn rettii trajedilerdir. H itler ile Stalin'den artk
W allensteinler1 yaplmaz. Onlarn gc ylesine byktr ki kendile
ri, bu gc sadece gelii gzel dolduran rastlantsal d yansm a
biim leridir ve birinci ile ksmen de ikinci ile ilikilendirilen felaket,
ok fazla dal budak salm , ok dank, ok dehet verici, ok
m ekaniklem i ve ok kez en basitinden anlam sz. W alenstein'in
gc grnr bir gtr, bugnn gcnn ok az ksm grnr,
byk ksm buzdanda olduu gibi derinliklere, soyutluklara
gmlmtr. Schiller'in oyunu dnyann grnr olmasn ngrr,
dadaal gerek devlet aksiyonu, yunan trajedisi de byleydi zaten.
Sanatta grlebilir olmak hepten bak altna alabilmektir. Bugnn
devleti ise btnyle bak altna alnamyor, isimsiz, brokratik ol
mu, bu durum sadece Moskova'da ya da Washington'da deil, Bernde
bile ayndr. Bugnn devlet aksiyonlar zenle oluturulan trajedile
rin devam olan sonradan yaplm a yergi oyunlardr. Gerek temsilci
leri yok, trajik kahram anlar isimsizdir. Bugnn dnyas bir federal
meclisle, bir federal babakanla yanstmaktan, bir bro memuru, bir
polis ya da vurguncu ile daha iyi yanstlr. Sanat ancak kurbanlara
kadar ilerliyor, insanlara kadar ilerlese bile gllere ulaamyor artk.
Kreon'un sekreterleri Antigone'nin durumundan zarar gryor. Devlet
eklini kaybetti, fiziin dnyay matematiksel formllerle yanstmak
istemesi gibi o im dilik sadece istatistiksel olarak canlandrlabilir.
Bugnn gcnn somutlat, grnebilir olduu yer sadece patla
d yer olan atom bombasdr; ykselip yaylan o harikulde mantar,
gne gibi temiz, kitle katliamnn ve gzelliin bir arada olduu yer.
Atom bom basn, retilm eye balandndan beri canlandrm ak
mmkn deil. Onun karsnda insann yaratt her sanat baarsz
kalr, nk o bizzat insan tarafndan yaratlmtr. Birbirini yanstan
iki ayna grnt vermez
Sanatn grevi, eer sanatn bir grevi olacaksa, dolaysyla
bugnk oyunculuun grevi, biim, ve somutluk yaratmaktr. Bunu
' W allenstein, Otuzyl Savalar'nn nl generalidir. Schiller o adla bir
le m e yazmtr.

270

her eyden nce komedi becerir. Trajedi en hzl sanat tr olarak so


mut bir dnyay ngrmektedir. Komedi ise -e e r M olier'in kom edi
leri gibi toplum sal komedi d e ilse- biim bulm am , olum akta
olan, kme durum unda olan bir dnyay, bizimki gibi dalmasnn
nlenm esi gereken bir dnyay ngrr. Trajedi m esafeyi kaldrr.
Karanlk gemilerde kalan mitleri Atinallara gncelletirir. Komedi
mesafe salar, Atinallarn imparatorluklarn kurmak iin Sicilya'ya
adm atm a denem elerini kularn giriim ine dntrr, bunun
karsnda tanrlar ve insanlar teslim olmak zorunda kalrlar. Komedi
de olan durum u nktenin en ilkel biimi olan zotede1 de grrz,
kukusuz ok dndrc olan bu eyi, m esafe salam akla ilgili
olarak amacmn ne olduunu en iyi biimde anlatt iin dile getiri
yorum. Zote katksz cinsellii konu eder, nk o katksz cinsel
lik olduundan soyut ve m esafesizdir, somutlamak isteyince ite o
zam an zote olur. Bunun iin zote kkensel komedidir, cinselliin
komik alana tanmas, bugn hakknda edepli biimde konuulabile
cek tek olanak, Van de V eldelerin sivrilmesinden bu yana zotede
kom ik enin, biim bulmam olana biim vermekte, kaos halinde
olan biimlendirmekte yatt net bir ekilde ortaya kar.
Komedide m esafeyi bulu salar. Bu nedenle malzem esi bulu
olan ok az trajedi var. Bununla, bugn olduu gibi antik devrdeki
tiyatro yazarlarnn bulular olmadn sylemek istemiyorum, ama
onlarn m stesna sanatlar byle bir zorunluluu gerekli klmyordu.
Bu bir farktr. Buna karn Aristofanes'e hayat veren bulutur. Onun
m alzemesi m itler ve gemite meydana gelmi olaylar deil, tersine
gnmzde cereyan eden yaratlm olaylardr. Bunlar dnyaya glle
der gibi dyor, ukur aarken gnmz gln, am a ayn za
manda da grnr hale getiriyorlar. Bugnk oyun sadece glmece
olabilir demek deildir bu. Trajedi ve komedi biimsel kavramlardr,
dramatik tavrlardr, ayn eyi baka biimlerde yanstan estetiin uy
duruk ekilleridir. Sadece ortaya k koullar baka bakad. hu
koullarn sanatta az bir pay var.
Trajedi sululuu, zorunluluu ly, genel bak ve sorumlu
luu ngrr. Yzylmzn kemekeliinde, beyaz rkn bu son l
snda ne sulu var, ne de sorumlu. Buna kar hi kimse bir ey ya
pam az ve bunu hi kimse de istemedi. Gerekten kimsenin elkisi ol
m akszn cereyan ediyor. Bizler sadece torunlarn torunlaryz. Bu
1 Z o te (Fr. sollie): M ste hc en ve gln konularn anlatlp ynslldl
bir tr. - . N.

271

bizim suum uz deil, talihsizliim izdir: Su artk sadece kiisel


eylem olarak, dini eylem olarak vardr. Bize komediden bakas uygun
deil. Dnyamz atom bombasn yaratt gibi ayn ekilde groteski
de yaratt, Hieronymus Bosch'un apokaliptik resimlerinin grotesk ol
mas gibi. Ama grotesk somut bir ifade olup, somut bir paradokstur,
yani cisim sizliin cism idir, ehresiz dnyann ehresidir. Tpk
dncemizin paradoks olmadan iin iinden kamayacann anla
lmas gibi, sanat da yle, ncelikle atom bombasnn var olmas
nedeniyle dnyamz yerinde duruyor: nk ondan korkuyor.
Katksz trajedi artk m m kn olm asa bile, trajik ge hl
olanakl. Trajik eyi komediden elde edebiliriz, korkun bir an olarak
ortaya koyarz, alan bir uurum halinde, Shakespeare'n pek ok tra
jedisi komedidir, trajik ge ise o komedilerin iinden ortaya kmak
tadr.
imdi sonuca geliyorum, komedinin mitsizliin ifadesi olduu
syleniyor, ama bu sonu zorlayc deil. Her kim bu dnyann an
lamszln, mitsiz oluunu grrse m utlaka mitsizlie kaplabi
lir, ancak bu, dnyann sebep olduu bir sonu deil, dnyaya verilen
bir yanltr, dier yant mitsizlie dm em ek olur; dnyaya, Glliver'in devler arasnda yaad gibi, katlanma karar vermek olur.
Glliver de dman deerlendirmek iin bir adm geri atyor, mesafe
alyor, kendini onunla savamak, ya da ondan kamak iin hazrlyor.
Yrekli insan gstermek hl olanakl.
Benim esas amalarmdan biri de budur. Kr, Romulus, belohe
ve Akki cesur insanlardr. Yitirilen dnya dzeni onlarn barnda
yeniden kurulacak, genel olan eyi yakalayamyorum. Genel olan bir
dokrin iinde elde etmeyi reddediyorum, bunu kaos kabul ediyorum.
Dnya (bununla dnya anlamna gelen sahne) benim iin mthi bir
eydir, felaket bilmecesidir; ona katlanacaz, ama teslim olmak yok.
Dnya insandan byktr, zorunlu olarak tehdit edici zellikler
ediniyor, bir noktann dnda tehditkr olmayabilir, ancak kendimi
onun dnda tutmaya ne hakkm, ne de yeteneim var. Edebiyatta
teselli ok ucuzdur, ama insani bak asn korumak daha drste
bir davran olur phesiz. Brecht'in sokak sahnelerinde gelitirdii
tezi, dnyay kaza olarak koyup bu kaza durumuna nasl gelindiini
gstermek, yetkin tiyatro olabilir, bunu Brecht de kantlad, ama
kantlama srasnda pek ok eyin gsterilmedii anlalyor: Brecht
pek ok ey hakknda kat biimde dnmedii iin ok tavizsiz
dnyor.
Sonu: Bulu sayesinde, komedi sayesinde isim siz seyircinin
seyirci olmas mmkn olur, hesaba katlmas gereken bir gerek,
272

ama hesap edilmesi de gereken bir gerek. Bulu tiyatro seyircisi


ynlarn ok rahatlkla kitleye dntrr; artk o imdi ele alnp
batan karlabilir, aldatlabilir, normalde kolay kolay dinlemeyecei
eyleri dinler. Komedi seyircinin her zaman iine dt ve decei
fare kapandr. Buna karn trajedinin ngrd topluluu
gnmzde her zaman kolaylkla bir araya toplayamazsnz: Antrofozoflarn gizemli oyunlarna katlmadan oturmaktan daha komik bir
ey yoktur.
Bunlarn hepsini kabul ediyorum, ama bir soruyu sormak gerek:
Genel bir eyden, hareketle bir sanat biimine karar vermeye izin var
m, biraz nce benim yaptm yapmaya, dnyann iddia ettiim e
kilsizliine bakarak gnmzde komedi yazmaya karar vermeme izim
var m? Bu konuda kukuluyum. Sanat biraz kiiseldir, kiisel olan
ey hibir zaman genelliklerle aklanamaz. Bir sanatn deeri az ok
geerli sebepleri olmasna bal deil. Bylece belli sorunlan ortadan
kaldrdm, rnein bugn gncel hale gelen oyunlarn vezinli mi,
yoksa dzyazyla m yazmann daha iyi olaca kavgasndan kurtul
dum. Yantm dzyaz ile yazarak veriyorum Eninde sonunda bir yol
tutturmak gerekiyor; neden birisi dierinden daha kt olsun? Komedi
almama gelince, burada kiisel nedenlerin genel nedenlerden daha
nemli olduuna inanyorum, bunlarn rtlm esi lzm -san at
konularnda rtlmeyen mantk var m! Sanat hakknda konuurken
en iyisi kendi sanatndan sz etmektir. Setiiniz sanat ayn zamanda
zgrln ifadesidir, onsuz sanat olmaz ve zorunluluun ifadesidir,
onsuz da sanat olmaz. Sanat her zaman dnyay ve kendini canland
rr. Eskiden felsefe genelden zeli elde etmeyi rettiyse de imdi
genelden hareket eden Schillcr gibi bir oyun artk kuramam, nk
her zaman zeli genelden elde etme konusunda kuku duyarm: Benim
kukum, benim kukumdur, ama rnein oyun sanatnda kimsenin
elinde olmayan olanaklara sahip bir Katolikin kukusu deildir. [...]
Bir Protestann oyun sanatyla ilgili skntlar btnyle kendi inanc
ile ilgili olan skntlardr. Benim yolum da ite budur; oyunun kur
gusu denen eye gvensizlik ve ona genelden, planl bir yoldan deil,
zelden, bulutan hareketle ulamay denemek. Kendimi ylece ortal
a yazmak zorunda hissediyorum, eletiri iin geliigzel bir kavram
sylemek gerekirse, kendimi ifade ettiim ekilde yazmak. Eletiri
bunu anlamasa da gene de ona ounlukla ihtiya duyar.
Ama mesele sadece benimle ilgilidir, bu yzden dnyay iin iine
sokmaya gerek yok, ky yargc A dam 'n1, gerekte kendisinin olan
1 H einrich vpn Kleistin K rk T esti adl k om edisinin ba kahram an.

273

peruun nereden geldiini aklamak iin eytan bahane etmesi gibi


bu meselemi sanatn genel meselesi olarak ortaya koymam gerekmi
yor. Her yerde olduu gibi burada da u cmle geerlidir: Ltfen baha
ne aramayalm.
Bununla birlikte malzeme ad verilen eyle baka trl bir ilikiye
girdiimiz gerei deimiyor (yaptmz ekince ile birlikte). Biim
bulmam, ekillenmemi amz eski ekillendirmelerin ve biim
lendirm elerin farkl konuma getirilm esiyle belirginlemi; bunlar
amz sadece bir sonu, dahas bir gei istasyonu kabul edip
gemie bitmi, gelecee olanakllk olarak bakp daha ok nem
veriyorlar. Bu deini rahatlkla siyasetle badatrlabilir, sanatla ba
datrmann anlam ise sanatnn sadece sanatla ilgili dnceler
tarafndan kuatlmlndan ve kendisinden deil de tarihsel olandan,
mevcut olandan elde edilen talepler tarafndan deil, aksine artk
malzeme olma zellii kalmam malzemeler tarafndan da kuatlm
demektir: yani olanaklardan deil, ekillenm i, yani biim lenm i
olanlar tarafndan; Sezar artk bizim iin tam anlamyla hammadde
deil, bilimin kendisini aratrma konusu yapt Sezar'dr. u anda
durum udur: Bilim sadece doa ile yetinmeyip usa ve sanata da el
atnca, dnce bilimi, edebiyat bilimi, filoloji ve kim bilir daha
neler ortaya knca, hile yaplmayacak kantlar yaratt (nk bilimin
verilerinden kanabilecek bilinli bir saflk yoktur), sanatn devi
olmas gereken eyi kendisi yapmak suretiyle sanatnn elinden
m alzem eleri ald. Bern'in tarihini byk bir ustalkla yazan bir
Richard Feller, Bern zerine tarihsel oyun yazma olana brakmyor.
[...] Shakespeare'in Sezar' Plutarch'n verilerine gre olanaklyd,
nk o bizim anladmz manada bir tarihi deil, hikye anlatm
yd, hayat hikyesi yazard. Shakespeare Rom a hakknda bizim
bildiklerim izi bilseydi S ezar yazm azd, nk o m alzem eler
karsnda bamsz davranamazd. Ama ayn ey yunan mitlerinde de
var, onlar artk yaam admz, ama incelediimiz, aratrdmz,
sadece mit olarak kabul ettiimiz ve bu yzden de tahrip ettiimizden
dolay bizim iin mumya olmutur, felsefe ve ilahiyatla donatlnca
oklukla canl bir eyin yerini tutarlar.
te bu nedenle sanat rastlad, her yerde karlat kiileri
yeniden malzeme olarak kullanmak istiyorsa baaracan umarak
sadeletirmeli: Onlar parodiletirir, yani bilinli olarak olduklarnn
zdd bir durumda canlandrr. Bu parodiletirm e sayesinde yeniden
zgrln ve bununla da artk bulmasna gerek kalmayan, fakat
kendisinin buluu olan malzemeyi kazanr, nk her parodi iin bu-

274

ti arttr. Mevcut m alzemelerin oyunlatrlmas, yerini bulu olan


malzemelerin oyunlatrlmasna brakr. Glmede insanlarn zgrl
kendini belli eder, alam ada ise zorunluluu; bugn zgrl
kantlamak zorundayz. Bu gezegenin zorbalar yazarlarn eserlerinden
etkilenmez, ikyet arklar karsnda esner, kahramanlk trklerine
deli samas der ve dini edebiyat karsnda ise uyurlar; korktuklar tek
ey vardr: alay edilmeleri. Bylece parodi btn sanat trlerine szd,
romana, oyuna, iire. Resm in ve mziin ok nemli blmlerini
fethetti, ve parodi sayesinde grotesk ortaya kt, oklukla kamufle
edildi, ama bir gecede: bir de baktk ki ortada.
Bununla da btn sularla ykanm olan zamanmz son bulur,
hibir ey yardmyla da stesinden gelinmiyor: O, seyirciyi, sanatta
ulvilii, kutsall ve ar duygululuu grsn diye eitti. Komik
ge deersiz, aalk, kukulu yakksz olarak kabul edildi, sadece
be yz domuzu yemi bir yamyamn ar rahatlnda geerli olabi
lecei dnld. Komik ge tehlikeli, m aske drc, talep edici;
ahlkl olarak anlald anda scak demir gibi kaydrlr, nk sanat
rahat kald srece istedii her ey olabilir.
Biz yazarlara ounlukla sanatmzn nihilist olduu sylenir.
Evet bugn nihilist bir sanat var, ama nihilist grnen her sanat nihi
list deildir. Gerek nihilist sanat zaten yle grnmez, zellikle ok
insancl olarak kabul edilir ve olgun genlik iin okumaya deerdir.
Dnyann yle tand kii nihilistlerin mutlaka en ayladr. Sadece
rahat olmayan ey nihilist kabul edilir. imdi sanat konumamal,
biimlemeli, t vermemeli, oluturmal, denir. Elbette. Yaln bir
biim vermek, ya da tasarladn gibi biimlemek, gittike zorlayor,
Bugnn insanl bir otomobil srcsne benzer. Yolunda hep hz.
l, daha hzl ve dikkatsizce yol alr. Y anndaki telal yolcu:
Dikkat! diye barsa, burada bir uyar levhas var, fren yap, ya da
ocuu ineme dese, birisi kalkp da arabann parasn kimin
dediini, ya da benzini ve ya ona lgnca araba kullanmas iin
kimin verdiini sorsa, ya da ehliyetini grmek istese, hi de houna
gitmez. Bu durumda rahatsz edici gerekler ortaya kabilir. Ya artln
bir akrabadan arlm, benzin ve ya yolculardan antajla alnmsa,
benzin ve ya deil de kanm z ve aln terim iz ise, ya ehliyet l
yoksa; ilk kez araba kulland ortaya kabilir. Ayrntln n sog
lanmas kukusuz, onu ok rahatsz eder. Am a arasndan geilen t
zarann gzellii vlr, bir rman gm rengi, uzaktaki l h/
lun parlts vliirse, onlara baylr, kulana fsldanan elenceli
hikyeleri de sever. Bu hikyeleri anlatmak, bu gzel mm/ay

275

vmek bugnn yazarna vicdanen yle pek de olanakl gelmiyor.


Yazar olmayanlar tarafndan ortaya atlan taleplere cevap verebilmek
iin inmesi de ne yazk ki hemen mmkn deil. Onun azn korku,
keder ve en nemlisi de kzgnlk atryor.
Bu heyecanla gzel bir kapan yapp, esasen olanakszlk alann
dan bir dereceye kadar gvenli bir k salanrd. Ama samimi ol
mak iin btn bunlarn bugn bir anlam nn olup olmadn, en
iyisi susmamzn gerekip gerekmediini sormak gerek. Tiyatronun
bugn kelimenin en iyi anlamyla bir ynyle mze haline geldiini,
dier ynyle de uygulama alan olduunu gsterdim ve bu uygula
malarn nelerden ibaret.olduunu biraz olsun gstermeye altm.
imdi tiyatro o dier grevini yerine getirebilir mi? Oyun yazmak
bugn zorlat gibi oynamak da, bu oyunlarn incelenmesi de, za
man darl nedeniyle en iyi durumda sadece drst bir deneme, bir ilk
yoklama, belli, belki de iyi dorultuda bir dokunma elde edilir. Bir
oyun, eer belli bir gelenekle yazlmam ve bir uygulama olacak ise
sadece masa banda zlemez artk: Jouvet Giraudoux'nun ansyd.
Bizim repertuar tiyatrolarmz bunlar ok az baarmak isterler, gittik
e daha az baarabiliyorlar. Oyun mmkn olduunca abuk ortaya
kmal. Mze ar basyor. Tiyatro ve kltr iyi durumdaki kafann
faizlerinden hayat bulur, ona hibir ey olmaz ve kr pay demeye de
gerek kalmaz. Goethe'yi, Schiller'i ve Sofokles'i kendi yanna alma
bilinciyle modern oyunlar kabul ediyorlar. En iyisi ilk oyun iin.
Grev kahramanca yerine getirilir, nk arkadan Shakespeare'de
tekrar nefes alnacaktr. Buna kar hibir ey sylenemez. Sadece
sahne tem izlettiriliyor. Klasiklere yer vermek. M zeler dnyas
oalyor, hazineler oluuyor. Henz maara insanlarnn kltr
tam am yla aratrlm ad. Baka yzyllarn C oustocular sramz
gelince bizim sanatmzla ilgilenirler. Yeni bir eyin eklenmesi, yeni
bir eyin yazlmas; fark hi nemli deil. Estetiin sanatdan istedi
i gnden gne oalyor, her ey daha m kem m ele ynelmi,
klasikler iin sylendii gibi ondan kusursuzluk isteniyor -grnte
bir geri adm ve hemen vazgeiliyor. Bu suretle edebiyatn sadece
aratrld, ama artk yaplmad bir hava oluturuldu. Olumakla
olan ve okuma yazma bilmeyenlerin bulunduu dnyada sanat ne
yapsn? Bana sknt veren bir soru, yantn bulamadm bir soru.
Sanat, sanata belki de hi kimsenin ummad gibi polisiye roman
yazmakla katkda bulunacak. Edebiyat, bugnn edebiyat eletirisinin
tartsnda belki de arl olmayacak kadar hafif olmal: sadece bu
ekilde yeniden nem kazanr.

A R N O SCH M IDT
(1914-1979)

HESAPLAMALAR I
1955

Aus julianisehen Tagen, Fischer Taschenbuch Verlag


GmbH, Frankfurt / Main 1979. Burada: Berechnungen I.

T evfik Ekiz. Deneme Almanca aslndan Trkeye


evrilmitir.

Nemo geometride ignarus irtrato


1. Gnmze kadar yaygn olarak kullanlagelen dzyaz biim
lerinin hepsi, kaynan en son XVIII. yzyldan alr; ta o zamanlar
bu dzyaz biimlerinin her biri iin rnekler verilmitir.
Bu biimlerin hepsindeki belirgin zellik, istisnasz toplumsal
alkanlklarn yknts olarak gelitirilmi olmalardr. A nlatc
nn, dikkat kesilen dinleyici topluluunda, roman ve novel iin rnek
kiilii vard. letiim alanndaki gnlk ura, haliyle mektup
trndeki romann coraf ve ruhsal adan birbirinden ayrlm ok
saydaki karakteristik yaam alan arasnda organik ba kurma sorunununa biimsel bakmdan rnek zm sunmasn salamtr. Bir
den fazla (ok da fazla deil!) e arasndaki konuma kendini, bir
konuyu eitli alardan aydnlatm ak iin (ideal biyogafi) optimal
olanak olarak gsterir. Gnce, isel olaylara hakim olmann ilk
oluumuydu.
Bu biim ler alm, ya da eskimi deil; bunu kesinlikle
vurgulamak isterim! Bu biimler, deindiimiz ve ounlukla da ok
kapsaml konularn halli iin en uygun (bu durumlarda kullanlmas
gereken) biimlerdir.
(Bir d biim hesaps olarak imdiye kadar deeri bilinmemi,
rnek almalar yapm olan W ieland'a bir kez daha gnderme yap
mama izin veriniz. Onun devasa mektup roman Arislipp gibi ki
laplar, ayn zamanda tayc yapnn elik kasna grevini stlenip

276
277

insancl ve ruhsal olaylarn ynna egemen oluyorlar. Bu kitaplar


btn edebiyatlarda ok ender grlrler. Bu nedenle her kuak
yazarlarn tekrar tekrar incelemeleri gerekir.)
Byk roman, mektup roman, konuma, gnce yzyl
lardr kullanlageldiklerinden dolay hor grlmemeli. Bunlar kendile
rini dnen dzyaz yazarna pek ok durum iin ilk ve gerek biim
leme olanaklar eklinde kabul ettirm eleri gerekti, nk bunlar,
yukarda da deinildii gibi toplum da organik olarak oktan
gelimilerdi.
Ancak, bu klasik yap trleriyle snrl kalp, dnyay szck
(her trl kavramann ilk koulu) yardmyla tantmak ve aydnlatmak
ok byk bir yanllk olurdu!
2. Srekli karlalan deiik bilin olaylarna ve yaant trle
rine uygun decek dzyaz biimlerini oluturmak son derece gerek
liydi ve h da gerekli. (Bu yazda sadece d biimden [atdan],
nesnel bir abam olan dzyaz elerinin zel bir sralamasyla beyin
olaylarnn uygun bir suretinin karlmasndan bahsedeceimi bir kez
daha aka vurgulamak isterim. Ancak bu elerin dilsel ve ritmik
ince yaplarndan sz etmeyeceim.)
imdiye dek drt tane buna benzer bilin gerekliinin kuramsal
aratrmasn ve tekrar veriliini ele aldm (ancak drtten fazla var!)
Balang olarak iki deneme dizisi, baslm olarak okuyucularn dene
timine sunulmutur. Bu nedenle tartmalarm ncelikle bu ikisiyle
snrl tutacam.
3. Bu ilk, yeni dzyaz biimlerinin hesaplamalar iin k
noktam kendini anmsama srecine younlama idi: Bu srete kii
herhangi kk bir yaant btnn anmsar. Bu anmsama ister
ilkokul, ister gemi bir yaz tatili olsun - burada ncelikle za
man hzlandrlm olarak, tek tek ok net resim ler- (benim ksa
tanm lam am a gre: Fotoraflar) grlr - bunlarn etrafnda
anmsamann devam eden ak ierisinde tamamlayc, aklayc
kk paracklar, ayrntlar (metinler) ortaya kar: Foto-m etinbirim lerinin bu trden karm , nihayet her bilinli anmsama
urasnn bir sonucudur.
Yazar kendi kendine konuarak ncelikle anlalr olmak, okuyu
cuya zdelem eyi ve sonraki yaanty kolaylatrm ak iin, bu
kiisel-rahat yar kaostan blmleri belirgin olan bir zincir olutur
mal.

Dncemin doru olduunu btn otobiyografiler artc bir


ekilde kantlam akta. B urada herkesin bildii, taklit edilemeyen
Kllgelgcn'e deinm ek istiyorum: Ona deiniyorum , nk onun
karlatrma yaplam ayacak kadar esiz ressam gz (Foto!) inci
sicimine minyatrleri birbiri ardna sralamtr; ve o, hereyden nce
dtan en kk kesitleri yapma derecesinde drstt. (te yandan
( loethe kendisinin bilinen serbest dzyaz almalaryla yazn kalpla
r arasndaki snrlar ortadan kaldrmt. zellikle burada sz konusu
olan yapsal sorunda btn mim arilerin yal boya trndeki yok
oluu, bu snrlarn ortadan kaldrlmas durumunu iki katma kar
maktadr.)
Beyin yapmzn ayrlmaz zelliklerinden biri olan bu anmsama
sreci, r yani tamamen organik bir ey, kesinlikle yapay deil! - bi
linli olarak ilk uygulamal denemeler zincirinin k noktasn olu
turdu. Bu denemeler zinciri bir yandan ilgili anmsamann kristal
kafesini grnr klacak, ama ayn zamanda da zayflatmadan o za
mann resim younluunu yanstacakt: Okurda kuramsal olarak bu
ekilde kendi anmsamasnn yanlsamas zorunlu olarak telkinle elde
edilecekti!
(Elbette burada okura bunun iin de en youn szck zeltisi enjekte edilmeli; cela va sans dire!1 )
4. Fotoraf albm nitelendirm esini nerdiim bu yeni
biim e rnek olarak im diye kadar aadaki yaptlar aldm:
Gmenler ve Pocahontasla Gl M anzaras. Bu iki yapt (ve
bunlardan sonra muhtemelen gelecek olanlar) bu tr denemeler zinci
rini aada gstereceim gibi daha alt blmlere ayrmam mmkn
klmaktadr. - Fotoraf ve metinlerin, saylarn, uzunluklarn ve bun
larn ritmik ve dilsel hassas yaplar iin unlar belirleyicidir:
Eyleyenin uzay ierisindeki
hareket erisi ve temposu!
Bir yerden
ok hzl
duraksamadan
gemek zorunda

]. Bu gayet doaldr. -. N.

278

279

olmam ile o yeri


1 em ber
1 e r is i

yava
etrafnda dolanarak
geebilmem

1 y ava
1

1 Kk Diiya.
( Kendi ierisine
apanm
1 e nnetler veya
1 lehennem ler; Y a z
a lille ri;
1 ocukluk;
E serde; v.b.)

1 acele
1

Y asak Alan
(Casusluk;
h a p s e d il m i
sevgili; ve dier
k i le rl e r .)

ok temel bir farkllktr.


kinci durumda o yeri her tarafndan, ok ynl aydnlatmalarn
nda grm ektesiniz. Her defasnda otom atik olarak farkl bir
zamana sahip olur, karlatnz eylerle ya da yazgyla (veya
bu eye ne ad verirseniz artk) farkl bir iliki iine girersiniz.
rnein birinci durumda (dz, zorunlu olarak Gmenlerin hzl
harekelinde) uzayn batan baa ok eitli ieriklerinin ortaya konul
mas iin olduka fazla miktarda fotoraflarn gerekli olaca hemen
ortaya kar. Ayn ekilde tm celer de daha ksa, ikinci durumda
deinilen Pocahontas rneinde olduundan daha hzl olmaldr.

Eylem de
bu lunan
k iinin
h a rek e t
e risi

T em p o

Kon u alan

R itm ik, dilsel,


ieriksel sonular

doru; ileri

h z l

N a k ille r (Geni
alan lar ierisinde
zorunlu hareket:
G m enler;
T o p lu m sa l
geziler; svireH o llan d a
Salclar; Asker
birlik sevkiyat
v . b .)

Y aklak 25 ksa
Fo to ra f ve metin.
Kt tmceler.
n n d e hayvan
g lm e gibi
szckler.
D inam ik; ancak
istencin b a m sz
olduu grlmekte.

1 D ev rim
1 e r is i

1 Eksen
1 etrafn da
1 dnerek

1 e biim li

' Kahram an. - . N.

15-20 uzun
b irim ler. B oaltc
c mleler. Dura an.
1'e l e m e n k l i .

1
1

B i r o k b irim lerin
so n u n d a (birou
k k yaklak 30
d e n em e & yanlm a)
in eddine
arp
h issettiren
sivrilik . E z i l m i
tmceler.

1
1
1
1
1
1
1
1

Y aklak bir d zin e


1 L yn k eu s*
1 (Birey ve
b y k birim ler;
m esafeli evre
p asta trnde
dnya: deniz
sektrel (kesm e)
feneri bekileri;
eitlik; p a n o r a m ik .
b a c a yapm
M d a h a le n in
usta la r;
m m k n olmad
U ak s av a r topu
huzu r uyandran
n b etisi;
keyfilik.
od am n etrafnda
seyahat; Futbol
oyunu; B e n atl
k a rn c a
s a h ib iy im ; vb

1
1
I
1
1
1
1
1
1

e doru
sarm al

D a doru
sarm al

K e leb e k
e ris i

h z la n a ra k

y av alay a
rak

dzenli
o lara k
de iere k
(yani yava,
sfr k esim e
n o k t a s n d a )

F aciaya. (yi
ya da kt olsun;
kendisi dahil:
plnlanm
cinayet; ilk
cinse] iliki;
sonu lm l n
saflarda savaa
se vk e tm e; v.b.

Sa kalanlar
(Kendini;
S a v a ta n ,
lm den, ateten
so nra yava
yeni ya da
tek ra r
dzenlem ek; ayn
e k ild e evlilikten
veya byk bir
m irastan sonra
vb.
P aralanm
y a a m .
(Y aklak olarak
sessiz evcillik ile
hzl kazan
arasnda gidip
gelm e: Tem silci;
M akinist; Dr.
Jekyll ve Bay
Hyde vb.)

K salm akta olan


birimler. Kre
eklin de yldrm a
varan sinirli
g enile m e. Batan
haner tr zihinsel
younlam aya
kadar savruk, lifli
tmceler ve
szck ler.
B irim ler
g e n i li y o r l a r .
(Faciann kendisi
t a s v ir
edile m e m e kte!)
Huni azl son.
M ecazlar:
k a l n l a t r m a .

U zunluk ve
ksa l na gre
birimler. Bunlara
u ygun ritimler.
Sarka ritimli
ksm et.

Uzay ierisindeki her trl hareket (yasal olarak dzenlenmi ve


Leviathann ilk patlamas tarafndan ayarlanm) ayn zamanda kesin
belirlenmi bir konu alanna uygun der. -Bu hareket erilerini be
lirtmek iin matematiin (ne de olsa yar yarya uzam bilimi!) ok
tandr saptand ak isimleri kullanyorum. Bunun nedeni almala
rma dikkat ekici szde bilimsel nitelikli asa foedita kazandrmak
deildi. Tersine, eer bu trdeki oluturm alarn esiz akln
282

dikkate almayp bunun yerine kendi amlamalarmda taklp kalm


olsaydm, boa geirdiim zamandan dolay kendime kzardm.
Pratik el altrmalarm iin fotoraf albmlerinde oluturdu
um yukardaki tabloyu veriyorum. lk iki durum iin az nce de be
lirttiim gibi elim den geldii lde rnekler ortaya koydum.
(Pocahantas isimli eserde metnin kristal yapsn yanl anlamaya
meydan vermemek iin kk paracklar bir de eik izgilerle birbi
rinden ayrdm.)
Bu aklamalardan sonra eer bu tr dnceler birisine hl yapay
veya soyut grnyorsa, belki de kendi skntl hayreti hesabna,
bugnk ve bundan sonraki dzyaznn sorununun ince ruhlu ierik
olmadn, - psikolojik noktack rnei ve dier gizli.kk dokuma
varyasyonlarmz her zaman yeterince olacaktr - tersine vakti oktan
dr gemi olan d biimin sistematik gelimesi olduunu bilmesi
gerekir.
Gnmzde sanki gerekiyormu gibi daha ok eyleri bilin alt
na itmek ne yazk ki genel olarak gerici revalnda bir durum.
lkellii onurlandrp tezelden aydnlanmam dncenin iflas etti
ini savunmak ok daha kolaydr. Kendinden emin, net bir ekilde
fizik ann sadece sona erm ediini, aksine henz yeni
baladnn bilincinde olmaktansa, metafizik akanYeni Ortaan
mehur M sr karanlnda el yordamyla sallanp durmak daha kolay
dr!- v
5. kinci yeni bir dzyaz biimine u hesaplamalardan sonra
ulatm: Kii, akam kendisine gemi gn tekrar arsn bakalm,
yani en yakn gemii (bunu ayn zamanda hi kukusuz en uzak
im diki zam an olarak da tanm lam ak olanakldr): olaylarn
anlatsal ak hissi douyor mu? Esasen bir sreklilik duygusu var
m? Ne b anlatsal nehir, ne de imdiki zaman, ikisi de kesinlikle
yok. H erkes zedelenm i, gnlk m ozayiini bir karlatrsn
bakalm!
Daha ok yaammzn olaylar ortaya frlyor. Anlamszln ve
her zamanki uzun srenin sicimi zerinde, kk i ve d yaant bi
rimlerinin oluturduu inci zincirler dizilmitir. Bir gece yarsndan
dier gece yarsna kadar geen sre kesinlikle 1 gn deil, 1140
dakikadr (bu dakikalarn en ok 50'si anlamldr!).
Bu bozuk yapdan ve gnlk duyumsamalarmzdan ortaya sakat
bir varolu kmaktadr -: Bu yapnn uygun bir edebi yntemle yans
tlmas, benim o zaman denemeler dizisini devam ettirmeye balama
ma neden olmutu (Brand's-Haide-lem esi tr). Bu ikinci biimi

283

gelitirmemin anlam, eski, sevilen olay ak ile ilgili kurmacalarn yerine, insan yaantlarna uygun decek, pek nemli olmasa bile
zerinde daha ok allm dzyaz oluum larn koymak istememdir.
(Burada zellikle kendini beenmilie kar uyarda bulunarak,
yurttaa yakn olan k szcnden sz etmek istiyorum.
Kusurlu olan duyu organmz kendi grmce zellikle doru ve
merhametsiz tekniklerim sayesinde lyk olduu biyolojik yerine
oturtmak istiyorum. Bu arada kukusuz sevimi, tekil ve stn bir
tanr kopyas ile ilgili lgnlk daha da zedelenmekte; kesintisiz
azimli bir yaamn ho yanlsamas (Goethe'nin Eckermann'la olan
konum alarnda sevim siz bir ekilde gsteriye dntrd gibi)
geree kesinlekle uygun dmyor. te bunun iin, bir acma
szgeci olan belleimiz, birok eyi geirdiinden benim dzyazm
ekonomik ve saf bir sylemdir.)
6. Yukarda deindiim ve geerli dzyaz canlandrma biimle
rini ele aldm dier iki bilin olay (herkese bilinen ve az nce ele
alnan anmsama ve sakat bir imdi) dle ve uzunca bir
dnce oyunuyla ilgilidir. (Burada kullanmaktan kanamadm
matematiksel simgeler unlardr: Eriler ve onlarn almlar, daha
dorusu w- ve z- dzlemlerine uygun ekillerdir). Ancak bu i iin
gelitirilm i olan dnm denklem leri, kam uoyuna sunulm u
yaym larda aklanam ad iin, burada sadece btnlk olsun
amacyla deinmek istedim. Bu diziye sadece mmkn olan deil, hatta yakn gelecekte kesin
likle gerekli olacak olan dzyaz biimlerinin bu sylenenlerle hibir
ekilde son bulmadn, ya da sadece imdiye kadar vermi olduum
rnekleri mutlak numune olarak grdm aklamak iin acele
ediyorum. alma yntemlerimin kda dklmesini gerekli gren
yadrgatc yarglar olmasayd, hatt bunlarn uzmanlar tarafndan
yaplmas beni ikna etm eseydi, yukarda sraladm aklamalar
hibir zaman yapamazdm. Ancak bu aklamalarm daha ok kendile
rini benden fazla gerekten kimsenin zlemedii gelecekteki olas
byk ardllar (halefler) iin kaleme aldm.

ARNO SCHMIDT
(1914-1979)

HESAPLAMALAR II
1955

Aus julianischen Tagen, Fischer Taschenbuch Verlag


GmbH, Frankfurt / Main 1979. Burada: Berechnungen II

Cengiz S aram . Deneme Almanca aslndan tam olarak


Trkeye evrilmitir.

And an I wrong, to worship where faith cannot doubt,


nor hop despair, since my own soul can grant my
prayer?
: Speak, God o f Visions, plead fo r me, and tell why I
have chosen thee!
Benim kendi ruhum, ibadetimin farknda olduundan
sadakatin pheye yer vermedii ve nidin mitsizlie
dnm edii yerde, ibadet etmekle yanl m yapyo
rum ?
: Konu, grntler tanrs, beni ikna et ve benim seni
neden setiimi anlat bana!

1. lk aratrm alarm da tehis ve kavram ay ieren ksa


dzyazlara ynelirken ve bu aratrmalarm sanatsal varolma ve
bir dnce rn olan anmsama adna snrlamamn kayna, her
iki unsurun da temel zelliinin kolay uygulanr olmasdr.
Gerein doru tespit edilmesi uruna, daha dorusu kelimelerle
dnyamzn ortak grntsne daha iyi yaklamak bakmdan, gerei
tam anlamyla yanstmakta zayf kalan ve bylelikle uygun olmayan
epik aknt kurmacas yerine, aam a aama kprerek kabaran,
dnlen gsterinin nkoulu olarak nehir yatana dklp
paralanan, bir de bakyorsunuz Ol' Man River gibi gvenli bir

285
284
i

biimde aa akarak hedefine ulaan ve bylelikle daha iyi bir anla


tm ve yaklam salayan epik elale kavramn alm am da kul
lanmay uygun grdm.
Ayn ekilde anm sam a olay da, iki doal elem anna (ilki, ilk
etkinlii salayan ateleyici g, sonraki ise yansm a ile kazanlan
kk yorum lardr) ayrlm as ve dzyaz elem anlarnn uygun
sralan sayesinde onun yanstma ilkelerinin oluturulmas gereki
yordu. O zaman son paragrafta iki yeni deneme trn hedef aldm
belirtmeye almtm: d ve uzun dnce oyunlar adl konu
lar.
2. Bu yeni grubun en belirgin zellii, her iki durum da da ikili
eylemden sz edilebilir olmasdr. Bunlar Lapula ve Balnibarbi gibi
st dnya ve alt dnyadr. Ne var ki bu yeni grupta kurguyu yapabil
mek ve pratikte uygulam aya geebilm ek, m evcut nceki gruba
nazaran daha karmak ve daha zor gzkmekte. D ve dnce oyun
lar arasndaki farkllk, bilindii gibi nesnel gereklik (yani alt
dnya veya ileride deineceim terim olan yaant dzlem i,
ksaltlm olarak E I) her ikisinde de aa yukar ayn olmakla bir
likte, znel gerekliin (st dnya, yaant dzlemi II = E II) dte
pasif olarak yaanmasnda yatmaktadr (burada daha ok istemediimiz
fke dolu sorumsuzluklar, karabasanlar, mitsel deheti alglarz);
dier taraftan birey, dnce oyunlarnda olaylara kar daha hakim,
daha aktif-seici olarak devrededir (doal olarak ayn ekilde idari
ynden smrldr). Genel olarak hayalperest diye tanmladmz
kii, aslnda tembellik dkn hayal oyuncusundan bakas deil.
Hatta dnya edebiyatnda hayal oyunlar dnce oyunlar olarak
ifade edilir. Bu bakmdan bu tr bir tanmlamay daha nceden dile ge
tirmemiz gerekirdi. Bu da dilimizin ifade gcnn olaylar net olarak
aklamakta ne denli yetersiz kaldnn kantdr.
Bu tr bir aratrmann konusunun ve erevesinin belirlenmesinin
zorluunu, haftalardr sren dnce oyunlar tartm asyla snrl
tutmak istiyorum (bundan sonra LG ; LG = E I + E II olarak kabul
ediyoruz).
3. Dnce oyunlar ne ender grlen, ne de ar varolan bir
sretir. Bunlar daha ok aklanmas olduka zor grnen bir bilin
olgusudur.
Gerei ok fazla zorlamakszn unu rahatlkla iddia edebiliriz:
Her insann nesnel gereklilii, bazen ksa bazen pek de seyrek olma
yan dnce oyunlarnn etkisi altndadr hep. Byle bir olgu labiya-

286

tyla Don K iot benzeri baz mucizevi enterferans grntlere sebep


olabilir.
Kedinin, herhangi bir ipin ucunda sallanan bir ty, srekli bir
kumu gibi dnerek byle bir beklentiye girm esi, dnce oyunla
rna olan eilim in ne denli youn olduunu hayvanlarda bile apak
gstermektedir. Buradan da Disncy-Land'da bulunan alm a bandnn
bandaki bayan terziye ancak ar admlarla ulalabilir.
En ucuz dnce oyunu, duruma gre bazen uykuya dalmadan nce
okuduum uz akam gazete roman bazen ise en son grdm z film
olur. Birinci olayda tevik daha ok yazl szden, kincisinde ise daha
ok art arda uuan resim lerden kaynaklanm asna ram en, her iki
olayda da etki bakm ndan nemli fark yoktur. nk her iki olayda
da stn olan arkadan bir eyi sunmas olayndan baka bir olayn
gereklememesi sz konusudur. Bu bakm dan srasyla donuk ve m at
olan resim cm bnn ister bir kitabn sayfalarnn diyafram ndan
olsun, ister beyaz perdeden olsun, bir kafadan baka bir kafaya yayl
mas aslnda ok fazla bir eyi deitirm iyor. Tem beller iin en ideal
balanty amerikanvari mizah anlay oluturur. Burada bilgi edinen
k iiye, i n en m i hazr olarak su n u lan , kk ky lm odun
paracklarna ve szck ktklerine benzeyen, bayatlam yahniyi
sadece yutmak kalyor.
Bir kadem e yukarda (sunduumuz m akalenin LG'sinin belirleyici
olarak edebi kullanlabilirlik anlam ndaki daha yukarda) artk
k arm zda kendi kendine konuan, sin irli, tutuk bir grnt
sergileyen ve hayali az dala yaparak skntl ve dm lenm i
gelecein problem lerini anlam sz biim de zen adam durm akta.
D aha yukarda, kendini tereya fabrikasna kudretli m dr olarak
atayan ve bu fabrikada doal olarak sava gazileri altran baca ke
sik adam bulunmakta. Bu arada szckler vastasyla m, yoksa resim
ler v astasy la m oynand konusu, akln seviyesinden ok
snflandrlmasnda ldr.
Dnce oyunlarna kar bitmek tkenm ek bilmeyen zaafm zn
parasal bakm dan ne de kurnazca istism ar edildiini, -rnein inaal
irketlerinin bastrp dattklar brorlerde kendi evinde huzur ve
rahatlk iinde yaayan ouklar oynam alarn- hepimiz bilmekteyiz.
Bu durum hkm ete de desteklenen (ou kez hatta bizzat kendileri
tarafndan devreye sokulan), din ve m illiyetilik rnekleri, yasak
dnce yolu nnde seve seve karmza yn saptrc levhalar olarak
konuluyorlar: rnein sava grntlerini veren haftalk dergiler,
resmi m akam larn em riyle yaym lanan bilhassa nem siz gsteren
usum delphii tarznda brorlerdi.

287

Hatta dilbigisi bile dnce oyunlarnn varln koulsuz olarak


ylesine kabul etm iti ki, o devasa sbjonktif kipini icat etm itir.
Sahip olsayd, vaolsayd, yapabilseydi gibi terimlerin her kullan
m deitirilmi gerekliin gz szmesini itiraf edip bylelikle
L G nin tam anlam yla devreye girmesini salar. Sbjonktif, mevcut
gereklere kar bir isel direni olarakla kabul edilebilir. Hatta bana
gre tanrya kar gvensizlik, oyunun dilbilgisel ifadesi olarak da
dnlebilir. Eer her ey dzeltilemeyecek kadar mkemmel olsay
d, o zaman sbjonktife gerek duyulmazd! (Bu durumdan baz tez
canl, zellikle de yalca ilahiyatlarn seve seve karaca sonu:
Adem cennetten kovulduktan sonra onu kefetti).
4. Pek yanlm olmamakla birlikte genel olarak E I ve E Il'yi
kapsayan edebi eser ve yazarna rastlamann olduka zor olduunu
syleyebilirim. Burada E I ve E Il'yi srkleyici bir biimde kaynatrabilcn baz yazar ve eserlere deinebiliriz. rnein Ludwig Tieck'in
Vogelscheuche adl eseri. Hatta saf E I'i ieren bir eser olduka
azdr. u an anmsadm sadece yal Brockes'in eserleridir (ve olsa
olsa bir de C ooperin Pioneers adl eseri). Dier, yar LG'nin
dier tr iin rnekler, bunlarn malesef E I'i yoktur, yeterince ak
tr:
Edgar Poe : Gordon Pym
Klopstock: Gelehrtenrepublik
Bronte: Wuthering Heights
Schmidt: Schwarze Spiegel
Wells: Zeitmaschine
Verne: Reise zum Mittelpunkt der Erde

(3)
(2)
(3)
(3)
(3)
(1 ?3?)

(Parantez iindeki rakamlar ileride aklanacaktr. Bunlar zihinlerin


tayfi snflardr). Sava esiri olarak 1945'te Brksel'e yakn bir yerde,
tel rglerle evrili esir kam pnda kaldm dnem den, eserin
drdnc blmndeki E Il'yi kesin olarak hatrlyorum, nk
benim esaret dnemimin E H'siydi, there was a sound of revelry by
night1 .
E IFnin yaln tiplerini (dolaysyla E I'in), sadece siyah kareler
zerinde yaplabilen hamlelerin (veya beyaz kareler zerinde yaplabi
len hamlelerin) sz konusu olduu satran oyunu ile karlatrabili
riz. Bununla birlikte burada belirttiim iz anlamdaki LG kuram
gecenin karanlnda bir isyan sesi yaylmaktayd - . N.

288

erevesi iinde biim sel btnlk gsteren bir sanat eserinin olua
bilmesi ve bir insann portresinin belirlenm i bir x- zam annda btn
olarak verilebilm esi iin E II ve E Iin yan yana ve bir arada bulun
mas gerekir! Ancak henz erevesi kesin belli olan dzyaz m odelle
rin ortaya kmam olmas bizi artm am al, nki bu tr yaznlarn
biimsel olarak aklanmas (kendince bilinen basnsal otizm e bilinli
bir kar kmadan kaynaklanan, belki de yazarn igdsel ekingen
liine bal olarak) henz yaplm am tr; stelik E I in drst olarak
tanm lanm am as sadece b ir aptallk gstergesi (her eyden nce
yeniden ortaya kan engizisyona kar) deil, ayn zam anda kiinin
kendisini mahvedercesine ve lgnlk derecesinde inkr etmesi dem ek
tir ki, buna ada okur layk deildir (Bu tr bir aklam a ancak gizli
yazlarda ortaya konabilir. A yrca yazarn bibliyografyas E I'in yerini
dolduram az. -B e lk i de G ordon Pym 'e E I'i yerletirm ek, Sherlock
H olm es'un filolojiye layk olm as konusunda kkrtc bir yarm a
sorusu olur).
E. Th. A. H offm ann'n eseri (Prenses B ram billa), E I ve E II
arasndaki gerilim sayesinde ayakta durm aktadr. C ervantes D on
Kiot'a cezaevinde balam t. M rikein Orplid adl eseri bu srada
bir rnektir. Brntes'in Gondal-W orldu ya da Kari May'n Ardistan
und Dschinnistan adl eseri gibi; hak ettii edebi deer kendisine ve
rilm eyen bir kiidir sonuncusu.
* 5. G rld gibi zam an zam an alt snr eser (jplerinde ele
alnm olsa da, biimsel engeller alarak bu konuda baz denem eler
yaplm, dnce oyunlar, ou kez farknda olunmadan ve her defa
snda kuramsal bakmdan yeteri kadar dnlmeden de olsa tamamiyle
kabul grm ve onaylanm tr. Bu gelim eyi, m alesef tek dzlem de
de olsa, Lukian'n Das Schiff oder die W nsche adl eseri ile Jam es
Thurberin Walter M itys Geheimleben adl eseri arasndaki izgide
gzlemlemek mmkndr. Her iki eserde de, daha nce ifade edildii
gibi, sanatsal bakmdan sadece verimsiz mikro tipler ele alnmakla ve
bunlarda da sadece tek tarafl olmak kaydyla yzeysel olarak si j'rlnr
Roi formln artran izlere rastlanmaktadr.
Biim sel olarak ok nemsiz olm akla birlikte, Johann G olllled
Schnabel'in Insel Fclsenburg1 adl roman bu konuda dnya edebi
yatnn en anlaml rneidir. Bu eserde E I biyografi senfonisi \ .ruin
syla elde ediliyor, bunun karsna Insel im Sdmce u' I I l
. Felsenbrg Adas -. N.
. Gney Denizindeki adalar -. N.
.HM

konm utur. D aha da gelitirilecek olan snflandrm aya tam uygun


olarak Schnabel'deki E II artk feryad figan edecek bir srgn deil
(bununla karlatrnca anm olan Robinson Crusoe modelinde
olduu gibi), tersine, topik, kutsal ve saf bir snmadr. Uzun sre
den beri ve - o k u r dnyasnda az olsa b ile - hl var olan bu kitabn
uzm anlarn hizm etine sunulmam as gerei, byk yaym clarm
zn her birini utandrmas gerekirdi.
6. Bundan sonra artk yapsal, hesaba katlp tam ir edilebilir
problem ler unlardr: LG'nin snflandrma ilkesi bulunup gruplara tek
tek uygun younluktaki bir dilin tespit edilm esi gerekir.
Sonra hayali ve gerek yarlarn m iktar ilikisi aratrlp yakn
deer belirlenmeli.
Son olarak E I art E H'nin bantl yanstlm asyla ilgili en
telkinsel ve basmsal sralam ann iki boyutlu bir alanda (kitap sayfa
snda) ortaya konulmasna karar verilmelidir.
7. H esaplam alar Ide ayrntl olarak aklanan anmsama
adndaki deneme dizisinde, uzayda hareket edenlerin hareket erisine
gre kullanlabilir ritm ik ve biimsel farkllklarn sralanm as elde
edilmiti (bu tr bir snflandrmann doruluu burada alt dzeyde
bir sorundur; kullanlabilirlik, alm a varsaym olarak belirleyici
dir). (Yirmi yldr bu iin ilkelerini bildiim ve de ok doal olarak
grdm iin, o zamanlar sanatsal varoluu gsteren tablolar olu
turmamtm. Ancak bu geen zaman iinde bu boluu doldurmam
konusunda uyarldm , bunu ileride bir gn dolduracam .). kili
eylemlerden dolay LG'nin kabataslak ayrm, bunlardan zellikle bi
reye bal olan, deiik bak alardan yola karak yaplm aldr;
yani LG 'nin ekli iin geerli en organik saylan anlam dan yola
klm aldr (bylelikle E I : E H'nin nicel balants tatmin edici bir
biimde dzene girer). Buna gre ok kesin olarak birbirinden ayrlan
4 ayr tip ortaya kmaktadr:
1.Tip Bel Ami (Gzel Dost): Burada E II en normal parlak ide
allerden olum aktadr; m agazinden, filmlerden ve m oda arklarn
telkinlerinden esinlenerek alnmtr. Oyuncu, erefli ve tek dze gn
lk hayatn kar gc olarak esasen bencil bir kahraman roln
stlenir burada, ykanm -her eyin hakimi sperm endir o; ikinci
dereceye ounlukla aylak aylak bakan akn rol der. Hibir deeri
olmayan, kaytan bykl bir klk; moda gsterisi olarak bir yaam;
bu arada dikkati eken bir husus ise, azimle elde edilecek mesleki
290

kariyerden habersizlik: bir bayan dans hoplayp zplayan, mavi


parltl, deersiz bir gsteriten baka ne olabilir. ounlukla sadece
ksa dnce oyunlarna uygun bu belirgin tip, esasen E I'in kart
olarak seilir.
2.Tip Querulant (M zmz): Belgat dknl, korku zoruyla
yaplan bitmek tkenm ek bilm eyen gelecek tartmalar. D m len
melerin en uzak bir belirtisini algladnda (genellikle snrl ve
kiisel tarzda) sahte bir rakiple hemen uzun sz dellolar icat eder; o
da bir savc edasyla sertliini ve hkmranln ortaya koyar. Kendi
kendine konuan bir tip; geni lde szcklere baldr. G vensiz
lik; srekli tehlikede olm a duygusu. En temiz geliim iin yetenekli
dir (Hesse Bozkr K urdu1), tarihi bir eseri okuduktan sonra Byk
Friedrich'in bile huzuruna kabilecek gc kendinde grr. Daima
doruyu syleyeceksin. Daha ok E Ie paralellik gsterir; ya da
sadece m em ur tarz gelim e: erken terfiler, am irle iktidarsz
atmalar vs.
3.
Tip Der G efesselte (Ba mh): Bu tipin lmle burun buruna
geldii zor ortamda E I I , sa kalmay, dolaysyla lm kolaylatrr,
bazen de lm bizzat olanakl klar! znenin en ok karanlklara
gmlm ba kii olarak ortaya kmasyla belirtilmitir. Hatta ou
kez onun varl, gvenilir bir rportajcnn okura otopsinin tedirgin
edici kanlm azln bildirmekteki rol kadar gerekli ve nemlidir.
Burada, E I'in karanlk bir sfr devresife odakland srada, E II
ktm ser bir ykseli olarak karm za kar; nemli lde genele
dnk, derin anlaml ve topya pheli.
Aslnda edebi biimlemeye uygun olan LG, bu tiple ii bitirir;
sadece btnl salam ak iin drdnc snf ele alyorum: Bi
ouk da ayn ekilde usta bir dnce oyuncusudur! Ancak sanatsl
daerde yeterli ve kapsaml kelime hzinesine sahip olmamas, kemli
LG sini sanatsal bir biimde ortaya koyabilm esine engeldir. Bilin
lenme olmad yerde, en azndan kelime baznda nesnel bir akla t
dan sz edilemez. Genel olarak ocuksu LG'ye sunulan ey, g bel
oluabilen sonraki dnce tarafndan nemli lde bozlm, ul
eski-ilkel ve hesaplanamaz armlara zor uyar. Belki kailinim m
latm a iine daha uygundurlar. Ben ahsen zellikle tp (I d y
nitelediim oyuncunun, edebi bakm dan anlalr olm.m lu
m yorum .1 . D e r Steppen w olf. - . N.

Her tipe mensup bir dnce oyuncusu, mr boyunca herhalde


btn bu ayr tiplerin oluturduu kademeleri yaamtr: ocukken
tip O'. Tip 1 olanlara ok yetenekli, gelimeye mahkm gen insan
lar dahildir. Salt bir uygulama iin bile bu tr bir gelimeden
vazgeilemez. Tip 1de daha ok gelimemi ve tam ekillenmemi
embriyolar hakimken, tip 3'e kar E il ler enine boyuna arlklarn
ortaya koyarlar. Normal durumlarda tip 3, 2 ynnde yaknlamaya
gittiini belki belirtmek gerek (geri yansma etkisi olarak); ancak
ar tehlikeli durumlarda genel olarak en yksek ve en dk sapma
lar kaydetmektedir.
Bu yer.i deneme alm alarm srasnda oluturduum ksa ve
cetvel biimindeki emay da bildirimle birlikte surtuyorum ( bu tablo
ayn zamanda tasarlanm modellerin konularn da kapsamaktadr).
8. Genel olarak birbirine benzer, nadiren birbirinin alanna m
dahale eden iki yaant dzleminin basmda ne ekilde dzenlenmesi
gerektii sorusuna verilecek cevap olduka basittir: Uzman kiiye
yapnn, okura (taklit eden oyuncuya) ise bir alandan baka bir alana
gei ayrmnn kolay anlalrlm salayabilmek iin, kitabn say
fas bir sol (E I) ve de bir sa (E II) yarya ayrlarak baslmaldr. (Biz
Avrupa'da soldan saa doru yazmaktayz. inliler gibi yukardan
aaya doru yazm olsaydk, o zaman kitabn sayfasn ortadan
enine kesit bir izgiyle ikiye blerek, grsel bakmdan daha inandrc
bir ekilde st ve alt dnya olarak ayrabilirdik). Sayfay bu tr bir
biimde ikiye blm ek ok da yeni bir uygulama deildir. Bu durum
herkesin ansiklopedilerden alkn olduu ift stundur! E II devreye
sokulur sokulmaz elbette E I'in devre d kalmas gerekir, daha
dorusu bo kalm as gerekir. Ne olursa olsun serbest bir ortamda
kk tekrarlarn mekanik bir etkinliin ykselip alalmasn andr
mak. - rnein ticaret renimi gren bir renciye, E Il'de bulun
may srasnda E I'de otomatiklemi bir halde ellerini ovuturmas
na izin verdiim zaman, yani iyeri postasnda yapld biiminde,
basmak lazm:
Katlamak
Yerletirmek
Katlamak
Yerletirmek
Katlamak
Yerletirmek...

2.92

Y ukarda deindiim iz snflandrmann doruluunu E I ve E


ll'nin nicel ilikisini onaylamaktadr. Bel A m i, LG'ye burjuva
varolu alan iindeki yerini, darkafal ve tamamen tutarl bir biimde
gstermektedir. M iktar oran yaklak 3/1 dir. Ludus remedium olan
son tipte, LG'nin E II'deki varl, esrarengiz ve muazzam btnlk
iin duyulan endileeden nce, en onursuzca aalanm bir biimde
E Ide tekrar ortaya kar. Burada miktar oran 1/2 dir.
TPLER

Sorun

E I ve E
ll'n in
n ite lik oran

T ip 1: G z e l
Dost
baarlm
g e zin ti o lara k
IJG

T ip 2: Mzmz
T a rtm a y
i y il e t ir m e
y o rg u n lu u n a
gtren tat.

H alkn % 6 5 i

Halkn % 30u

K a r t l k
(gln d um m a
v a r n c a y a
kadar
=
yoksunluk)

p a ra l e l l ik
( D evam llk)

T ip 3: Baml
E 11 'ye gre deerli
z n e l b lm n
uzaklatrlm as,
k u rtarc
ac
d a t m
H a lk n % 5 i
Y k s elm e
( o u n l u k l a ge nel
o lara k geerlilik)

E I ve E
ll'n in
n ic e lik oran

3 /1

2/1

1 /2

R u h sa l tem e l
tutum
Bak as

i y im s e r

e n d i e l i

ktm ser

belirsiz- znel

b e li r l i- z n e l

b e li r l i- n e s n e l

Renk/
D a y an k ll!

pem be/sem ik

gri/krlgan

siy ah/k eli

slp
b a k m n d a n
so n u la r

skc-sayg
I konukandeer;
I d iy a l e k ti k ;
g n l k
l a f | sinirli-dokulu;
m u h a lle b isi
c lz
i le
kck/Dzcn
k a rtrlm /
z o r la m a s /
g n a h b ilinli k a v r a m la r n
cin sellik /
kendi
b e lir s iz
ha re k e tle rin d e n
a k k an
s e v in d u y a n
yzl
avu kat
ahsiyet/
edas/buruuk ve
R itim :
tafta
o n d l a - p a s p a l | k e li m e l e r i n
s e im i /
(T eh lik eli ..
engel: M e m u r
y e rg is i
den em esi)

E 1 ve E I T i c a r i
bro
Il'deki roller I e le m an
(K onular;
I P r e n se s
balk lar
I A h l d e n n in
* b e ll i y e r e I k a r lm a s
k a d a r h l I (Film
b e li r s i z )
| -ilh a m i).
A lm an c as
p e k iy i ile
ba a rl
r e n c iN obel dl
sa h i b i
( g e le c e in
byk
yazm ann
iaret
eden
bl m le rle )

294

D a v allar- sz
d e llo lar
ve
k a p ro je le r i.
Koruma
g r e v li s i Am irlerle
mcadele
( S u b a y l a r l a ve
d i er
byk
b a lk la rla ) .
Hayali, galip ve
k u d re tl i B y k
Friedrich
tarznda
m uh aseb e cie l i-d ik ta t r

E I kt-korkun,
! k a ra rtlm
pen cerelerden
grnen (St.4)
A c
e k tirm e l
bak m n d an geri
d a h a s a f r a re n g i
gibi k
var,
fakat g e n el o larak
h a ta s z . / K a f a s , i {
p lan e tary u m
k a p s l n n s a l j
hli/say g sz,
nk
to p u n
a zn a|
b a la n m

Felli-kar y n de n
gelen iki hzl tren |
(arpm adan
nce).
Tutuklu-Tabya
dzl Plato.
A te h a tt - Z e v k i
sefa s a h ip le rin in j
ehiri *)

Son

daha
ok
m alz em e
k tl n d a n
doan
s k n t n n (=
Tekrar,
y o r g u n lu k )
e tk i s i : a r t k
b itiy o r

zor
e riile n
g v e n ce y e
inanm ak,
st n l k
ve
kurnazca
s e r g i le n e n g:
hava
aln a n
ek ilm e (Pirus
zaferi)

byk
fa n te zi
fo n u n
b u lu n m a sn d a n
d o la y , o u n lu k l a
E I in v a r l n n
yok
ed ilm esin e
b a l b i r son. Bu
so n a e rm e lm,
iy ile m e
veya
serbest
brak m a
o lab ilir.

Teknik adan birka noktaya deinelim: a posteriori benzeri ve


herkesin bildii gibi, E I'de akam a doru olduunda, E II
gndzn miktar bakmndan artmakta ve daha byk ve kapal
metin paralar halinde ortaya kmaktadr. Balangta E I'in uzunca
anlatm kanlm azdr; sonra bu anlatm dan yaVa ve tutarl bir
biimde E II geliir, saks ve kakts.
E IFnin kssas, bazen kurumu bir nehir yata, bazen elale,
benzer srelerde olduu gibi hareket edip girdaplarla, okun ve
alayarak ilerler. Asimile edilebilecekler, deneme yanlma yolu olan
biyolojik kural gerei, E I'den karlarak bireysel dengeleme kural
gerei transfer edililirler. Bunun yansra filizlenme ve blnme bii
minde kendinden oalm a edeerli olarak kabul edilmektedir.
Srekli dikkat edilmesi gereken ilgin ve ben'i deitiren gc yle
aklayabiliriz: LG deneyim hzinesini tamamen zenginletirir (? her
halde daha ok enkaz ynn).
Dilsel, ritmik ve metaforik sonular, tabloda da gsterildii zere,
o denli basite indirgenm i bir durum da ki buna gre her deneyici,
kendi uyarlamasn kendisi yapabilir.
9. Sonu olarak okuyucunun imdi.ye kadar tanmad, kuramsal
dzyaz biimini ve basm a hazr hale getirmi olduum byle bir
model dzenlemesi tantmaktan husursuzluk duyuyorum. Bu benim
suum deil. (Ayn zamanda: Byk olaylar yaratabilmek iin, on
lar istemek yeterlidir diyen Nietzsche ve: Nasl hareket edeceiniz
sizin sorununuzdur; bunu yapmanz kanlmazdr diyen Alfrcd Andersch'in szleri gibi bu tr beylik szlere benzer szler kullanm a
maya zen gsterdim).

295

Deneme dizisi I (sanatsal varolm a) adna henz sekizini tam am la


yabildiim , -biim sel olarak hepsi birbirinden ok ayr incelenmesi
gereken- onbe konu tasarladm (No: 8 Das steinerne Hcrz adl ese
rime bu arada bir yaymc talip oldu; genlik dnem i alm am olan
ve halen bir rastlant sonucu elim de bulunan Pharos adl eserimi bu
hesaba katmyorum).
D enem e dizisi II (anm sam a) adna, bunlardan im diye kadar
Umsiedlcr ve Seelandschaft olmak zere ikisi baslm olan sekiz
konum bulunuyor.
Deneme dizisi III adna (daha nceden deindim iz LG) imdiye
kadar sekiz konu olum utur. lk nce, 1948 ylnda yaym lanan
(Gadir) adl eserimde ekinerek bu ynde bir alm aya ynelm i
tim; fakat kt ktlnn yaand o dnem de, kt zerinde yle
fazla bo alan brakmay kimse aklndan geiremiyordu. Bu nedenle E
I ve E H'yi eski ynteme gre, yetersiz teknikle bir arada bastrm
tm. imdi ise, dix ans plus ta d 1, tarihsel LG'nin denenm esini ner
mem: Burada gerekli ve zellikle inandrc - akc arm lara bugn
artk sahip deiliz. Geen akam osede yrrken, ok uzak olmayan,
karanlk gkyzne doru dizilmi sra sra meyva aalarn grdm;
bugn iin burada esas olan, canalc ve ayn zam anda inandrc
mecaz u olmalyd: Kara yk treni (ayaklklar zerinde), dengesiz
yklenmi kablo kasnaklar ve sarkan tanklarla ykl, bombalanm,
ileride duruyor ve yoluna benimle devam edebilmek iin bekliyordu.
Kara yk trenini, tanklar ve de kablo kasnaklarm bilmeyen
Goethe, bunlar ne ile karlatrabilirdi ki? Ya da Homer nasl yapar
d? Burada krk dkk hatra paracklarmzn ok rahatlkla aabil
dikleri bir engelin nnde duruyoruz! Tabloda yldz iaretiyle* verilen
balkl eserlerden bir tanesi o denli hazr hale geldi ki, sadece
kda dklmesi ve mevcut malzemelerin son balantlarnn yapl
mas kald. Baka bir deyile, -rahatsz edilmeden, bu da pek mmkn
gzkmyor ama, byle bir almann ortaya kabilmesi i in - tah
minen bir yl kendimi verebilmem yeterli olur.
Deneme dizisi IV olan (d) Hesaplamalar adl bu eserin gele
cekteki devam olarak imdilik duruyor.

*. on yl sonra. . N.
. Bu kitap (Die Stadt der Vergngten) 1960'n sonbaharnda KAF,
AUCH M A R E CRSU M ad altnda yaymland.

296

MICHEL BLfTOR
(1926*)

A R A Y I O L A R A K R O M A N
1955

Repertoire. Etudes et conferenccs 1948-1959, Paris 1960.


Burada: Te rnva canime reeherehe.

H sey in S a lih o lu . M akalenin tam am , A lm an cad a


H elm ut Scheffel'in evirisiyle Repertoire 1. B iederstein
V erlag, M nchen 1963 olarak yaynlanan m etin zerinden
Trkeye aktarlmtr.

1
Roman, hikye etm en in 1 zel bir biimidir.
Hikye etm e, edebiyat snrlarn ok aan bir olay olup gerei
anlam am zn nem li unsurunu olu tu ru r. S zc k leri an lam ay a
baladm z andan lm m ze dek hep hikyelerle kuatlrz; nce
ailede, sonra okulda, baka insanlarla karlatm zda ve nihayet
okuduklarmzla.
Baka insanlar bizim iin sadece kendi gzlerim izle algladm z
kim seler o lm ayp bize kendileri hakknda hikye eden, ya da
bakalarnn onlar hakknda bize baz eyler hikye ettii kimselerdir;
dier kim seler de sadece bizim grdm z kim seler olm ayp onl
hakknda bakalarnn da bize baz eyler anlatt kimselerdir.
Bu durum sadece insanlar iin deil, nesneler iin ve rnein
benim bizzat grmediim, ama bana betimlenen yerler iin dc geerli
dir.
Bizi k u atan bu hik y e, ok de iik b i im le r lr, itile
hikyelerinden tutun da gn boyu yaanlanlarn yemekte ll IIIiiini

. B u ra dak i lk'yc etm e, ra p o r e tm e a n la m n d a a l n m t r . H lllltl


an latm an n d iy ebilirdik, a ncak a n la tm a k e yle m in i b a k l l h t f i l n lll
kullandm /, iyin hik y e e tm e y i y e le d ik. - . N.

)/

na, gazete bilgileri ya da kitaplardan renilenlere kadar. Btn bu


bildirme biimleri bizi gerein belli bir kesiti ile balar.
Gerek hakknda anlatlan btn bu hikyelerin bir tek ortak yn,
var: bunlarn hepsi kuram sal olarak denetlenebilir, Bana birisinin
bildirdii bir eyi baka bir yerden aldm bilgi ile ok sayda
grler altnda karlatrabilm eliyim , ve bu eyin karlatrdkla
rm la rtmesi gerek; eer rtm ezlerse o zaman bir yanlg ya da
bir kurmaca ile kar karyaym demektir.
Gnlk dnyamzn byk blmn hikyeler yardmyla olutu
ruruz; bu hikyeler arasnda maksatl olarak yaratlm olanlar olabi
lir. Her trl yanlgdan korunmak iin anlatlan olaylara daha ban
dan kendi deneyimlerimizden tandmz olaylardan ayracak belirtiler
olursa, o zaman fantezi edebiyatla kar karyayz demektir: mitlerle,
masallarla, efsanelerle ve benzerleriyle. Buna karn bir roman yazar
bize gnlk yaam da karlatmz olaylarn benzerlerini anlatp on
lara olanak elverdiince gerek grnts verirse, bu da ii dalga
gemeye kadar gtrr (rnein Defoe'da olduu gibi).
Roman yazarnn bize anlatt ey denetlenemez, dolaysyla onun
bize syledii eyin, gerek grnts verm esi bakmndan yeterli
olmas gerekir. Eer bir arkadama rastlar ve bana hayret edilecek bir
hikye anlatrsa, beni ikna etm ek iin, unun ya da bunun ayn za
manda tank olduunu, ya da hikyesinin doruluunu sadece u ya da
bu noktalarda kontrol etmemin yeterli olacan temin etme olanana
her zaman sahiptir. Ama bir yazar roman szcn kitabn kapana
koyarsa, anlatlanlarla ilgili bu tarz bir onay aramann bouna olaca
n peinen sylem i olur. Bize syledikleriyle, sadece ve sadece
bunlarla, bizi inandrm ak, kiileri bizi ikna etm eli, yaamallar
deyim yerinde ise, hatta gerekten varolmu olsalar bile.
XIX. yzyla ait mektuplar bulduumuzu farzedelim, bu m ektup
lar yazan kiinin, karsndakine Goriot Baba'y ok iyi tandn ve
onun kesinlikle Balzac'n bize tanmlad gibi olmadn, kitap u
ve u sayfalarda byk yanllklar yaptn aklasa, bu tespitin
bizim iin hibir anlam olmaz. Goriot Baba bizim iin Balzac'n an
latt kiidir (ve buradan hareketle onun hakknda sylenebilecek
kiiden bakas deil). Ben Balzac'n kendi kiisinin deerlendililmesi
konusunda yanld, onun anlamn doru kavramad dncesinde
olabilirim , ama dncemi kantlamak iin B alzacn verdii metni
esas almam gerekir, baka bir belge kullanamam.
G erek zerine yazlan bir hikye, bir eylerin desteini ve
yardmn isterken, roman anlatt ve bizi elendirdii eyi uyandr
mak iin kendi kendine hep yeterli olmak durumundadr. Bu nedenle o

298

ender olaylarn dnyasdr par excellence1, gerein bize hangi tarzda


grndn, ya da grnebileceini aratrmak iin nceden belir
lenmi bir alan oluturur. Bu nedenle roman hikye etmenin laboratuvandr.
2
Bunun sonucunda romana biim verme nem kazanr.
A sln d a gerek o lay larn hikyeleri, tannm alar ve tekrar
edilmeleri srasnda belli ilkelere gre salanlap, dzenlenerek basit
leirler (bugn geleneksel olan roman belirleyen ve kendisine soru
yneltmeyen romann ilkeleri gibi). Temel dncenin yerine baka,
ok daha yetersiz bir dnce geer; bu ise sistem atik olarak belli
grleri ortadan kaldrp yava yava gerek deneyimi gizler, kendini
bunlar diye tantp genel bir yalancla ve sahtecilie sebep olur.
Farkl tarzdaki roman biim lerinin aratrlmas, altm z roman
biim i iinde ne kadar rastlantsal eyler bulundurduunu aa
karp, maskesini drerek bizi onlardan kurtarr; ve bunun sonu
cunda, o kat hikyenin arkasnda saklad ve ifade etmedii eyleri
bulm a olanana kavuup btn mevcudiyetimizin yatt esasla ilgili
hikyeyi yeniden kefederiz.
D ier yandan, biim in seim ilkesi olmas nedeniyle (Bu bak
asndan deerlendirilince slp, biim grlerinden biri olarak orta
ya kar, nk o dilin ayrntlarnn birbriyle birleme tarz anlam
na geliyor ve bu da bir szcn ya da bir sylemin seimini belirli
yor) yeni biimlerin gerein yeni eylerini, bugne kadar bilinmeyen
ilikilerini ve balantlarn aa kardklar ve bunun doal olarak
bunlarn i birlemelerinin dier biimlere gre bykl ve salam
l orannda daha fazla olduu aktr.
Bunun tersine deiik hikye biimleri deiik gereklere uygun
derler. Ama aka grnen bir ey de, iinde yaadmz dnyann
korkun bir hzla deitiidir. Bu yzden hikye etmenin geleneksel
teknikleri yeni ortaya kan btn bu ilikileri uyum haline sokacak
durumda deil. Buradan ortaya srekli bir honutsuzluk kmaktadr.
Bizi kuatan btn bilgileri bilincimizde dzenlememiz olanaksz,
nk buna uygun aletlerimiz yok.
D aha byk birletirm e yetisi olan yeni roman biim lerinin
aray, gereklikle ilgili bilincimiz bakmndan artk uygun olmayan
larn, aratrmann ve yeni uyumun adlandrlmas gibi grevi ye1. par excellence: tamamyla. -. N.

299

rinc getiriyor artk. Bu ii yapm aktan kanan, gelenekleri krmayan,


okuyucularndan zel bir aba istemeyen, onu oktan beri kazanlan
pozisyonlara yz evirm eye, onlar sorgulam aya zorlamayan roman
y azar, m u tlak a d ah a kolay baar elde eder, am a o derin
honutsuzluun ve iinde kendimizi zdm z karanlk gecenin su
orta olur. Y azar bilin reflekslerim izin daha ok donm asna ve
uyanmalarnn daha zor olm asna katkda bulunur; niyeti ok iyi de
olsa onlarn boulm alarna katkda bulunur, sonunda ortaya koyduu
eser, zehir etkisi brakabilir.
Romanda biimsel yenileme, dar grl eletirinin sklkla ifade
ettii gibi realizmin kart olmak deil, esasen daha ileri anlamdaki
bir gerekiliin sine qua non1 kouludur.
3
Ama romann bizi kuatan gerekle olan balan, onun bize betim
ledii gerein kurm aca bir paras olarak grnm esiyle, zorluk
ekmeden yakndan incelenebilecek belirgin olarak ayrlm, ele avuca
san bir kesit olm as durum uyla snrl kalm yor. Rom an iinde
hikye edilen olaylarla gerekteki olaylar arasndaki fark sadece birini
denetlememiz olanakl iken dierine ancak bize tantan metin zerin
den ulaabiliyor olm am zda deildir. O nlar da, en yaygn ifade ile
sylersek, gerek olandan daha ilgintirler. Bu kurm acalar bir
ihtiyatan doup bir ilevi yerine getiriyorlar. Hayali kiiler, gerein
boluklarn doldurup onlar bize yorumlarlar.
Sadece roman yazmak ve de okumak bir tr hayal grmek deil.
Bu, kelimenin en geni anlam yla derin ruhbilimsel zmlemenin
konusu olabilir. Dier yandan ounlukla bir kuramn, ister toplum
sal, ister ruhbilimsel ya da felsefi tarzda olsun, kurmaca bir rnein
yardm yla aklanaca ileri srlr. Roman kiileri bu rolleri en
grkem li biim de oynarlar ve ben bu kiileri arkadalarm n ve
tandklarmn kiiliinde bulur, onlan tavrlarn dierlerinin tavrla
r yardmyla aklayabilirim.
Romann gerek zerine yapt bu uygulama fevkalde karmak
bir grnm sergiler, onun realizm i, yani kendini gerein bir
paras olarak gsteren durumu, sadece bir grtr, onu edebi tr
olarak grmemizi salayan bir gr.

Asl C onditio sie qua non olan bu sylem Tiirkede olm azsa olm az
koth biim inde ifade cdilebilir.- . N.

300

Rom anda betimlenen gerekliin, iinde yaadmz, gereklikle


olan ilikisinin btnne bir rom ann sem bolizm i diyorum .
Bununla tehlikeli bir szck kullanmakta olduumu biliyorum (daha
birok tehlikeli olanlar kadar tehlikeli), am a daha iyisinin olduunu
sanmyorum ve ayrca onu rahatsz edici arm larndan kurtarmak
da ok zor olmasa gerek.
Bu ilikiler rom ana gre deiir, onu karklktan kurtarp ak
lamak, bana eletirinin temel devi gibi geliyor; bylece her eserin
zel retisi aka ortaya kar.
Bir roman' yazarken, ayn ekilde dikkatli okumay ifade eden eser
yaratrken, ok farkl anlam ilikilerinin karmak sistem ininin dene
yim ini yaptm zdan, roman yazar gerekten emek verm ise bizi
kendi gereklik deneyimine ortak etmesi gerekir. Eer ortaya koyduu
realizm yeteri kadar ileri gtrlm se, kulland biim in yeteri
kadar uyum yetenei varsa, roman yazar bu ilikilerin farkl trlerini
eserinin iinde kullanm ak zorundadr. Romann d sembolizmi bir i
sembolizmde yansm a eilimi gsterir ve btnn gereklikle ilgili
oynad rol gibi baz blmler, btnle ilgili olarak ayn rol oynar
lar.
4
Roman tarafndan betimlenen gerekliin bizi kuatan gerek
likle olan bu genel ilikisi elbette onun konusu ya da m alzemesi do
nen eyi belirler. O halde konu, bilincin belli bir durum una verilen
yant olarak grnr. Ama grdmz gibi konu, yanstm a tarzn
dan, ifadesini bulduu biimden ayrlmaz. Roman oluturan yeni bi
lince, yeni duruma, gerekle olan ilikisine ve statsne uyarlar yeni
konular, dolaysyla dil, slp, teknik, kompozisyon ya da yap Kbi
her dzeydeki yeni biimler. Bunun tersine yeni konularn gndeme
gelmesini tevik eden yeni biim aray, yeni ilikileri ve bantln
da ortaya karr.
Belli bir dnce basamandan itibaren romandaki realizm, Idmttt
lizm ve sembolizm ayrlmaz bir btn halinde karmza kr,
Roman kendini aklama abas iindedir doal olarak bu uhay
gstermek zorunda-, ama yansmalarnn olanakszl ile lU'Utl|
durumlarn varln da biliyoruz; bunlar durumlarn komilin lyle lgi
li yanltma sayesinde srdrrler. Bylesi durumlara im indi' II/,
konusu birlii gstermeyen eserler uygun der; roman y/ l t
almalarnn z ve kullandklar biimin geerlilii koiml no
yneltmekten kanm a eilimi gsteren grleri, o uygiMi/hklm
till

ve yalanclklar hemen aa kmadan kendini yanstamayan biim


ler, bize gereklikle aka eliki iinde olan bir gereklik imaj
veren biim ler uygun der; geri bu gereklik onun m eydana
gelmesinin sebebidir, ama farkedilmemesi gerek. Bizim iimiz gizle
mektir, bulup ortaya karmak ise eletirmenlerin grevi, nk bu
tr eserler kimi tahrik edici taraflar ve yararlar olmakla birlikte
karanl besleyip bilinci elikileri iinde ve kr bir halde brakarak
dzensizliin en ktsne decek tehlikeyi birlikte getirirler.
Btn bunlardan, roman biim inde yaplm ak istenen gerek
deiimin, bu alanda yaplacak her verimli arayn, sadece roman
kavramnn deitirilmesi kapsamnda mmkn olaca sonucu k
maktadr. Roman kendini yava yava, ama durmadan (XX. yzyln
btn byk romanlar bunu kantlyor) edebiyatn anlatsal ve ayn
zamanda retici olan yeni bir trne doru gelitiriyor.
Bu gelime yine edebiyat kavramnn deiimi iinde cereyan eder;
edebiyat artk sadece gerilimden boalmann arac ya da bir lks olarak
deil, toplumsal yapnn btn iindeki nemli rolyle ve yntem
sel deneyim olarak grnyor.

NATHALIE SARRAUTE
(1902*)

KONUMA VE ALT KONUMA


1956

L're du supon. Essais sur la roman. Paris 1956. Burada:


Conversation et sous-conversation.

H seyin Saliholu. Denemenin tamam Almanca Das


Zeitalter des Argwohns. ber den Roman. Aus dem
Franzsischen von Kayra Stromberg. Verlag Kiepenheuer
& Witsch, Kln und Berlin 1963. zerinden Trkcye
evrilmitir.

V irginia W o o lf u n 1 Birinci Dnya Sava'ndan birka yl sonra


roman sanat zerine yazd makalelerin bugn ciddiye alnacan,
ya da sadece okunacan kim dnrd? Orada baka bir an m a
sumiyeti olarak ifadesini bulan saf gvenine glp geilirdi. Yeni
roman sanatnn, diyor gpta edilecek bir doallkla eskiyi aacak
olduuna hl phe ile baklmas insana zor geliyor... Klasikilerin
aralar basit, konular ilkeldi. Bayaptlar basitlik frm esiydi.
Elimizde ne olanaklar var -dorusu sadece onlar vastasyla deil.
Daha saf ve belli bir gururla devam eder: Modern yazarlarn ilgisi
ruhbiliminin karanlk alanlarna ynelmitir.
Elbette, onu mahcup edecek baz eyler var: Ulysses yeni yayn
lanmt, Gen Kzn Glgesinde Councord dln alacakt, ken
disi Mrs. Diloway zerine alyordu. Besbelli deerlendirmek
iin belli bir mesafe gerekiyordu.
Ama oumuza Joyce'un ve Proust'un eserleri uzakta kalm, ok
tan an doldurmu rnler gibi geliyor artk. nsan bu tarihsel ant
lara ancak ocuklar arasnda bir rehberle birlikte saygl bir suskunluk
iinde ve saygl bir hayranlkla yaklaaca zaman uzak saylmaz.
Ruhbiliminin karanlk alanlarn brakal birka yl oluyor. ok

1. Virginia Woolf: The Common Reader.


302

303

d e il, otuz sene n cesind e hzinelerin parldadn grece im ize


inandm z o glgeler dnyas, ok az armaan verdi bize. Bu fethin,
ne denli y rek lilik le uygulanrsa u ygu lan sn , ne denli ileriy e
gtrlrse gtrlsn ve aralar ne kadar nem li olursa olsun, so
nunda d krkl yaratt aka grlm eli. En cesur ve en sabrsz
roman yazarlar, verilen em ein hibir ie yaramadn ve em eklerini
artk baka alanlara kaydrmak iin vakit kaybetm eyeceklerini akla
maktan ekinm iyorlard. Ruh bilim i ifadesi bugn, yazarn kendisi
iin kullanlrken kzarp gzlerini yere evirm ek zorunda kald bir
ifade haline geldi. ok basit, gln bir ey, iddial aptallk dem em ek
iin dem ode bir ey, beyinsel bir durum, banazlk, onu karakterize
ediyor besbelli. Eer bir yazar ruhbilimin karanlk alanlarna olan
sevgisini zeki insanlara, ilerici kafalara itiraf etm eye cesaret etse -am a
buna kim cesaret eder?-, ona,acm a karm hayretle yant verm eyi
ihmal etmezlerdi: Hah, hl btn bunlara inanyor musunuz? in
gerei: Amerikan romanlarndan ve absrd edebiyatn bize devam l
yd arpc gereklerinin ortaya km asndan sonra buna hl
inanan ok kimse var m? Joyce, bu karanlk alt katmanlardan kendine
szlerin aralksz akmn kard. Proust da kiilerinin derinliklerin
den kard bu ender m alzem eyi ok kk paralara ayrmak iin
bouna urat -oradan, belirttiine gre, btn insanl oluturan
genel bir tz elde etm eyi umuyordu. Bu paracklar, okur kitabn
henz kapatmazdan nlenm ez bir biim de birbirinin ekim iyle karp
ok belirgin konturlar olan bir btn olutururlar. Okurun alk
g z , onlarn iind e dnyann m etrese k zengin adam n,
m esleinde baarl, ama yontulm am bir hekimi, sonradan grme
bir burjuva bayan, ya da zppelem i bir hanmefendiyi hemen grr
ve d m zesindeki btn roman kiilerinin devasa kolleksiyonuna
katar.
D iyelim ki Hem ingw ay'n da btn bu kl krk yarmalar ve
kvrmalar yapmadan elde ettii sonu az i mi nihayet! V e o, ta Tols
toy'un elindeki aralarla alp onlar ayn baar ve ayn beceriyle
kullanyor diye kzacak ne var ki? Am a sadece Tolstoy sz konusu
olsa! ounlukla XVII. ve XVIII. yzyllarn yazarlardr bize rnek
gsterilen. Eer inat bir kalnkafa kendi hesabna ve tehlikeyi gze
alarak ne karsa bahtma deyip o karanlk alanlar aratrmay
srdrrse, o zaman onu hemen klasikileri yeniden ele alp biraz daha
okusun diye C leve Prensesine ve A dolphe'ye geri yollarlar.
Acaba o, daha derinlere ve o arada ruhun arka alanlarna benzer bir ko
laylk ve tatllkla nfuz etm eye gc olduunu mu iddia etmek isti
yor?!

304

Eer bir yazar, V irginia W o o lf un otuz sene nce m odernler adn


verdii kim selerin mirasn reddedip onlarn fethetikleri zgrlkleri
- o rahatlk d erd i- km serse, ve nihayet klasik slbun belirtileri
olan katksz, yaln, zarif ve kolay hatlar kurnazlkla ele geirirse,
-derhal gklere karlr. Onun ekingenlii ve suskunluunun ardnda
ifadesi olanaksz duygularn yln kefetmek, ya da tem kinliliin
ve utangaln iinde sakl bir gc ve yetin gen lii tanm ak iin
onur yarna girilir; narin izgideki slbuna srekli zen gsterm e
sini salayan o yetingenliktir.
A m a o zavall, inatla, tutkun, vurdumduymazlkla ve knamalara
aldrmadan o karanlk yerleri ortaya karmaya abalar, nk bilinm iyen bir m alzem enin birka parasn oradan koparmak umudunu
tar; ne var ki, kendisine bam szlk ve zveri getirecek gnl rahat
ln asla bulmaz.
phe ve tereddtlerdir ounlukla ona ac veren; gayretlerini de
onlar engeller. Kendini cezbeden srlan nerede bulup ayrntl bir e
kilde incelesin, eer kendinde ya da ok iyi tandna ve benzediine
inand evresindeki insanlarda aramayacaksa? lerinde sakl olan
m innack devinim ler ve kaamak kmldanmalar, zellikle dinginlikte
ve ekingenlikte oluurlar. Gn nda cereyan eden her olayn ses
gc onlan bastrr, hatta engeller.
Am a o, koruyucu bir svnn iine konmu, kapal v e gvenli cam
kab iinde kendini ve kendi gibi olanlar g zetlerken darda nemli
olaylarn m eydana geldiini (ve belki d e -k e n d i kentline korku iinde
yle d er- gerekten ok nem li olaylar?), o m d a kendinden ok daha
farkl insanlarn olduunu, akrabalar un ve d ostlum un bulunduunu
ok iyi bilir, kendi ksk i ekm eleri zerine eilm ekten daha farkl
dertleri olan insanlar, bu i ekm eler iindeki iddetli aclar, byk ve
basit sevinleri, gl ve ok belirgin gereksinimleri olan, o gizli i
sarsntlar -e n azndan byle grnyor- bastrmalar gereken, sem
pati ve hatta hayranlk duyduu insanlar olduunu bilir; ve o vicdan
ile uyum iinde yaayp an istemlerine cevap vermek iin kendisi
ve kendisi gibi olanlarla d eil, onlarla ilgilenm esi gerektiini de
biliyor. Am a dikkatini o insanlara yneltip onlar kitaplarnda yaama
geirm yi denem ek iin iinde bulunduu cam kab krarsa, o zaman
baka nedenlerden dolay kendini yeniden huzursuz hisseder. Alacaka
ranla alm olan gzleri, dardaki parlak ktan kamam ve ra
hatsz olmutur. Uzun sreden beri sadece kk y erlerin hesabn
yapmak, sadece belli bir noktay belirlem ek zorunda olduklarndan,
imdi byk alanlar bir bakta grmekten yoksun olan byte mer
cekleri gibi bir etki brakrlar. Cam kabn iindeki Ulun hapislii

305

sayesinde o masum tazeliini btnyle yitirmitir. Kendi bcniin


herhangi sakl bir kesini ok yakndan aratrma yapmak suretiyle
orada bulunan eylerin hepsini tam olarak kaydetmenin ne denli zor
olduu konusunda deneyim kazanmtr. Bunlarn ok nemli olmad
n ve pek ok durumlarda da d krkl yarattn biliyor
kukusuz. Bununla birlikte bir m iktar uzaklktan yapaca ani bir
bak, onlarn varlna ihtimal bile verdirmez. Bu nedenle dardaki
insanlar ok nel ekilde grmedii izlenimini edinir. Bu insanlarn
saygyla, hatta hayranlkla bakt eylemleri, kendisine byk gzleri
arasnda bulank ve lkr lkr kaynaan btn malzemenin kolaylkla
getii geni ilmikli alar gibi grnr; bu malzemeye kendisini
aitrmtr. Artk onlar yakasndan atamaz, iinde kendisi iin canl
tek bir tz bulmak iin aratrma yapmak alkanlndan kendini kur
taramaz, bu srada ada arta kalanlarn iinde -bunu itiraf etmesi
gerek - sadece bo iskelet grr. Tanmaktan memnun olduu ve
bakalarna da tantmak istedii bu insanlar ona, -g z kamatran gn
nda nasl hareket ettiklerini gstermeyi dener denem ez- ocukla
rn oynayaca gzel yapma bebek gibi grnrler.
Kald ki, sz konusu olan, kiileri sadece dtan, btn gizli kar
maklklarn ie katmadan gstermek, ya da onlar hakknda hikyeler
anlatmak ise ( Esasen yazara hep yetenein ve gerek yazarln bu
olduu sylenmesi onlarn ounlukla byle yapm alarna nedc
oluyor), bu durumda sinema ynetmeni ondan ok daha stn durum
dadr, nk ayn hedefe o ok daha uygun ve ok daha gl aralarla,
daha a/, zaman kaybyla vc seyircinin cann skmadan ular. Ve eer
mesele insanlarn karlatklar ska grlen ok byk hakszlklar
la inanlmaz skntlar betimleyen aclarla savamlar ise, o zaman
gazetecinin anlatt gereklerle -olanaksz olsalar b ile- sadece okuru
ikna edecek doruluk grnm verm ek bakm ndan yazarn
karsnda sonsuz stnl var.
Yani kendi iine dnmekten baka aresi yoktur -h e r trl yrek
lendirme ile zgvenden yoksun ve ounlukla sululuk ve memnu
niyetsizliin strap verici duygular iinde olduuna gre. Ama eer o
bundan sonra, bu ounlukla dlemse! ka denemesinden sonra
(nk o buradan darya kmak iin balan beri ar derecede
gveni sarslm, cesareti krlmtr) yeniden cam kaba girerse, ok
ender olsa bile kendisinin de hayret edecei honutluk ve umut anlar
yaayabilir. Dile getirilmese de durumu kara bir tablo olarak izile
cektir.
Sonra yazar, gzel gnlerden birinde iinde el yordamyla ilerledi
i, bir zamanlar modern yazarlarn kk bir grubunun ilerleme ce

306

sareti gsterdii, sadece alacakaranlk ve kuytu blgeleri deil -hayr,


halta darda, geleneklerin gne altnda daha da gelitii, bol ve son
suz verim li, varlkl ve sk yaplam ve nihayet bir eylerin
ilemekte olduunun farkedildii alanlar da tand. Elbette devrimci
hrslarndan dolay hi de sulayamayacamz roman yazarlar, kendi
lerini kimi deiiklikleri belirlemekle zorunlu gryorlard. ngiliz,
roman yazarlarnn en iyilerinden biri olan Henry Green, romann
arlk merkezinin yer deitirmeye baladna iaret eder: Diyalog
gittike daha ok yer tutmaya balam. Bugn okura yaam yakn
latrmann en iyi yolu diyalogdur, diyor. Kehanette bulunarak:
Uzun bir sre romann en nemli destekisi olacaktr, diye devam
eder. Sessizlik iindeki tutkunlarmz kendi dorultularna giderken
yaplan bu uyar onun iin nl zeytin dal anlamna gelir. Hemen ce
saretini toparlar. Hatta onun en lgn dlerini canlandrr. Bu
deiiklilkle ilgili olarak Henry G reen'in1 yapt yorum, belki de
uyarsndaki btn vaatleri geersiz klard: nk belki de yledir,
diye ilave eder, nk gnmzde insanlar mektup yazmyor artk.
Bugn daha ok telefondan yararlanlyor. Roman kahramanlar yle
sine konukanlarsa, bunda hayret edecek ne var ki... Ama bu akla
m ann d krcl sadece grnte. Henry G reen'in ngiliz
olduunu unutmamak gerek. Belli bir utangalk, onun hemerilerinin
ciddi ve nemli konularda ounlukla yumuak tonda konumalarn
istediini biliyoruz. Belki de bu bir mizah belirtisidir. Ve belki de
Henry Green'i bu gzpek belirlemesinden sonra belli bir korku sard:
A ratrm alarn daha ileriye gtrse, nereye varrd acaba? Gnn
birinde bunun, uyarsn aa karan bir belirti, derinlere giden
muhtemelen romann btn geleneksel yapsn sorun haline getirebi
lecek sarsntlarn iareti olup olmadn kendine sormaz myd? Ni
hayet daha ileri gidip romann bugnk biiminin her yerde bozulma
ya yz tuttuunu, yeni biimine uygun yeni teknikleri ivedilikle iste
diini iddia etmez, miydi? Ama imdi yeni biim ve deien
teknik gibi kavram lar daha iddial biimde ses getirmeye balad,
telffuzlar belki de ruh bilimi kavramndan daha skc olacak.
Amalar bouna ve cretkr bulunup hemen ayplanacak. Hem
eletirmenlerde, hem de okurlarda belli bir gvensizlik ve kzgnlk
yaratacaklar. O halde telefonun etkisi hakknda konumakla yetinmek,
ok daha dikkatli ve daha saygl olmaktr.
' Bizi megul eden roman yazar, sanki bo bir heyecandm ka
yormu gibi grnmekten ok korksa bile, bu aklama lir yollar
1. H enry G re en. R om an Yazar, b ir dergi makalesinde.

307

mez. nk mesele kiilerini konuturmak olunca, ona sanki bir ey


deiecekmi gibi gelir, ite o zaman bugne kadar kullanlan yn
temlerden yararlanmak gcne gider. Heny Green'in belirlemesiyle
kendi izlenimleri arasnda ve duyumsad tepki arasnda salt rast
lantsal uygunluktan daha baka bir ey olmal. Bu bilgi ile her ey
deiir: ine dt huzursuzluk -o n a seve seve yaktrld ve
kendisinin de skntl anlarnda zaman zaman inand g ib i- artk
yallk zaafiyetinin deil, yeni batan bymenin belirtisidir. Kendi
abalar, byk genel bir harekete kavuur. Ve V irginia W oolfun
modern adn verdii yazarlara kar ileri srlen btn sebepler on
larn lehine dner.
Onlarn roman iin yaptklar eyler bir daha tekrarlanmaz, denir
ounlukla. Kullandklar teknikler, bugn kullanmay deneyenlerin
elinde hemen slba dnt, oysa bu srada geleneksel romann,
tam tersine ebedi genliini koruduu sylenir: Geleneksel romann
geni alanl esnek biimleri gelecekte de ok ciddi deiiklikler yap
makszn btn yeni konulara, yeni tarzdaki kiilere ve art arda gelen
toplum dzenlerinin meydana getirebilecei anlamazlk durumlarna
uyarlar. Romann yeniletirilmesinin esas nemi, bu kiilerle anla
mazlklarn yeniliinde yatar; bu, onda yaplan tek yeniletirilm e
saylr.
Tolstoy ve Stendhal ok rahatlkla ve herkesin houna gitmesi
bakmndan tekrar edilebilirken bir Joyce'un ya da bir Proust'un tekrar
edilmesi mmkn deil. Ama bu, modern yazarlarn romann esas
" ismini baka yere kaydrdklarndan kaynaklanmyor mu acaba? Oniin nemli olan durumlarn ve karakterlerin sralanmas, ya da
trelerin betimlenmesi deil, romann yeni bir ruhsal malzemeyi
(ruhbilimsel malzemeyi) ortaya koymasdr. Hem kendileri ve hem de
roman iin yaptklar yenilik, hangi toplum dzeni olursa olsun,
btn insanlarda bulunan bu isimsiz malzemenin paralar halinde
kefedilmesi olmutur. Onlara gre ayn malzemeyi tamamen ayn
yntemi kullanarak ilemek ayn ekilde yanl olurdu, geleneksel
roman taraftarlarnn gznde Krmz ve Siyahn ya da Sava ve
Barn ayn kiilerle, ayn dmlenmelerle ve ayn slpta bir kez
daha yazlmasnn yanl olaca gibi.
te yandan geleneksel romann yandalar bugn bile -v e zaman
zam an hayran kalnacak sonular a la ra k - bir zam anlar roman
yazarlarnn bilinmeyen malzemeyi aratrmak iin bulduklar edebi
yntemleri kullanyorlar; bu yntemler o zamanki amaca tamamen
uygundu. Nihayet, bu yntem ler uzlama ve dncelerin salam,
birbirine bal ve kendi iinde kapal sistemini oluturuyorlard:

308

Kendi yasalaryla kendine yeterli bir evren olumutu. Alkanln


verdii gle ve otorite sayesinde bu yapay evren bir tr ikinci doa
oldu; o g ve otorite, doularn borlu olduklar bu evrene yzyl
lar boyunca byk bayaptlar braktlar. O, zorunluluk, hatta ebedilik
grnmn ald, o derecede ki, onun dar snrlar dndaki btn
sarsntlara fkelenen bugnk yazarlar ve okurlar bile ve -zel alana
(geleneksel romann) nfuz etmeleriyle birlikte- hemen onlara katlp
orasn kendi evlerindeymi gibi hissedip, btn snrlamalar kabul
ederek iddete boyun eip, ordan kamay akllarndan geirmez oldu
lar.
Ama bu sistem den uzak duran ve okurlarn da uzaklatrm ak
isteyen modern yazarlar -kendilerini onun snrlamalarndan kurtarr
ken-, onun salad gvenlii de yitirdiler. Alt hedeflerden yok
sun braklan, her trl otoriteden kurtulmu ve birdenbire bilinmeyen
bir m alzeme ile kar karya getirilmi okur, artk imdi -aresiz ve
byk gvensizlik iinde- nne srlen, canlandrlan eye kendini
kr krne kaptrmak yerine, bunu yapmay ok ister, onu kendi al
gladklaryla karlatrmak zorunda braklmt.
Okur, geleneksel romann saydam olm ayna -b u n a ek bilgi
olarak deinilm ektedir- az hayret etmedi herhalde. Aslnda bu bulank
lk, herkesin gz nnde olmas gereken eyi uzun sreden beri
rtyordu. Am a okur onu iyi inceleyip tam bamszlkla deerlendir
dikten sonra artk bununla yetinemezdi. Modern yazarlar, onun sadece
nesnelere nfuz etme yetisini uyandrmakla kalmayp isteklerini ve
merakn da artrdlar.
Artk o daha fazlasn ya da -eer denmek istenirse- yakndan daha
fazlasn grm ek istiyordu. m onologun arkasnda neyin sakl
olduunu anlamas uzun srmedi: sadece hislerin, imgelerin, duygla
rn, anlarn ve drtlerin, i dilin ifadelendiremedii kiik sakl
olaylarn bak altna alnmaz oal: Bunlar bilin eiine dayanp
youn gruplar oluturarak birdenbire yukar kar, tekrar /lllllp
baka tarzda kombine olarak yeni biim de grnrler; bu slada
iimizde szlerin kesintisiz akm devam eder, sanki bir teleksim p
len kt rulonun hrdayarak hareket etm esi gibi. Iusl n,
monologun ince perdesinden geen, ya da onun kenar boyum a p h!
beklenmedik bir biimde darya doru, grnrde hiin..................
mayan cm lede, sadece bir vurguda ya da bir bakla I adl.......
gsteren bu hisler, imgeler, duygular ve an gruplarn u ! im l .....
urat. Ama bu, -onu ar doruculuundan dolay s u l u m ., . . . . m
edenler iin elikili grlebilir- gzlemlerini sanki nam m> al. >l. n
yapm ve bu devinimlerin durup anlarda donmasndan . a.. . . ....

gibi gelebilir bize. Onlarn pozisyonlarn duraan gk yznde yan


yana duran yldzlarm gibi betimlemeyi denedi. Onlara sebep sonu
zinciri olarak bakp, aklam aya alt. Her biri kendi belirleyici
dnm n, gizem ini ve anlam azln nceden bilinem eyen
zmn ieren kck dramlar olarak gelitikleri srada Proust on
lar yeniden canlandrmay, okurda yaama geirmeyi hemen hemen
-asla dememek iin sylyorum-, hem de gnmzde, hi denemedi.
Bu, Gide'in temel ham malzemeyi bir eserde bir araya getirdiini,
eseri bizzat gerekletirmediini sylemesine neden olmutur mutla
ka. Ve olasdr ki, ona kartlarn bugn de yaptklar ar sulamann
nedeni yine odur: Okura sadece bir zmleme sunulmas - bu, ese
rindeki ok yeni olan eyle okurun zihnini yormaya tevik etmesi an
lamna geliyor-, oysa yazardan beklenen, okura ne yapacan, nereye
yneleceini doru drst bilmedii, her zaman her romann konusu
olan ve bugn de konusu olduu olaylar ileyen herhangi bir dene
yimi yeniden yaatacak bir duygu vermektir.
Ama bu, Kristof Kolomb'a New York Limann hemen yaptrma
d sulamas yapmak deil mi?
Kendisinden sonra gelecek olanlar, yeralt eylemlerini okur iin
cereyan ettikleri gibi canlandrrken kimi zorluklarla karlaacaklar.
nk btn bu i dramlar, saldrlar ve zaferleriyle, geri tepmeleri
ve yenilgileriyle, yumuaklklaryla, srmalaryla, ifal etmeleriyle
ve ldrm eleriyle, cm ert zverileriyle ve alakgnll boyun
emeleriyle kendilerine bir e istemekten vazgemezler.
Gemi deneyimlerimizden ya da dlerimizden ortaya ounlukla
hayali bir e kar; onunla aramzda meydana gelen kavgalar ya da ak
ilikileri, dnmelerin zenginlii, gelimelerini salayan zgrlk
ve en sakl i yapmz aa karan ey, bunlar hep birlikte ok an
laml roman malzemesi sergileyebilirler. Bununla birlikte i dramlarn
nemli esinin gerek e olduu deimez.
Deneyim depomuzu hi durmadan doldurup yenileyen ite bu kanl
canl etir. O ideal kalalizatr olup hareketler meydana getirerek geri
limi balatma tndr, onlara younluk ve iliki veren, rahatlk iinde
zlmelerini, ya da bir marazn acnacak boluunda dolanp durma
la rn engelleyen direntir. Meydan okumadr, gerek tehlike ve ayn
zamanda ganimettir. Tek bana onlarn esnek bir canllk kazanmala
rn salar. devinimleri tekrar tekrar balatp bilinmiyen bir hedefe
doru gelitirmek sureliyle dramatik karakterini vurgulayan gizemli
bir etmendir.
A ncak, belli bir korku, onlar iimizin sakl kelerinden sz
konusu ee ulamak iin gii na kmaya gayret ettikleri lde

310

geriye, tekrar karanla iter. Rutubetli deliklerde saklanmay seven


kiik gri hayvancklar andrrlar. Utanrlar, dikkatli olup hafif
baklardan bile kaarlar. Yaylmak iin tannmamaya ve hogrye
gereksinim duyarlar.
Bu yzden darya olay biiminde de yansmazlar. Olaylar daha
ok bilinen bir alanda ve parlak gn nda cereyan eder. lerinde
farkedilmeleri en zor olanlar bile -yum uak ve ar kk i devinim
lerle karlatrlrsa- kaba ve iddetli grnrler; baklar derhal zer
lerine ekerler. Btn grnm biim leri uzun zamandan beri
aratrlp snflandrlm tr. ok sk bir dzene tabi olup srekli
kontrol altndadrlar. Gl, gayet belirgin ve bilinen bir yay, ksmen
sert ve iyi grlebilen sicimler, bu devasa ve hantal mekanizmay
btnyle harekete geirir.
Bu kaba drtleri, bu yaygn devinim leri, sadece yazarlar ve
davran rom ann olayndan ve am azndan etkilenen okurlar
larkeder. Daha kaba olanlarn arkasnda saklanan, hzl ve ok ince
devinimleri tanmak iin ne zamanlar, ne de aralar var (nk onla
rn gzlemlemek iin doru aletleri yoktur). te bundan dolay bu tr
yazarlarn zmlemeye kar duyduklar isteksizlii de anlyoruz,
Onlar iin zmleme, byk, belirgin nedenleri gstermek, okura
zaten kolay olan ii kolaylatrm ak ve kendilerine hayali bir eye
kar savamann strap veren duygusunu vermekten ibarettir.
Bununla birlikte bu yazarlarn kiilerini allmadk, hatta korkun
eylemlere nasl sevkettiklerini gzlemlemek ilgintir: Bir kez sknt
dan kurtulmak ve kendini hep allm olaylarn ksr dngsnde
tutmamak iin; ama bunun dnda -h e r roman yazarna ruh veren
okuyucularn bilinmeyen alanlara gtrme arzusu. Her eye ramen
karanlk alanlarn varl sktrr onlar, ama ayn zamanda o alan
lan sadece d olayn aa karabileceine iyiden iyiye ikna olm
lar. Yine, kendi davranndan rendii eyi, polisiye olaylarn iinde
bulamayan okur, onlar yava yava kenara itip tekrar kendini ilgilen
diren eye gelmek iin vicdanna yaslanp rahat bir halde, kibirli ve
mthi bir m erakla bakar. Her sabah ve her akam byle ytpu,
gazetesinde kark haberleri okuduu zaman, iinin karanlk nlttnMl
na oturan youn glgeyi ok ksa sreler iin bile olsa uydmllm
olana bulamaz.
Ama elimizin altnda eylemler yerine szckler var. Ve n/ i lkle
rin bu verimli, sabrsz yeralt devinim leri yakalayp komk ve
darya tamak iin gerekli zellikleri var. nk dilil) etmeklii,
zgrl, parltlar yayan zengin nanslar, saydaml, attn nym
zamanda bulankl da var.
III

Dilin imek gibi akan cokulu aknts, szcklerin iinden


dikkatsiz olanlarn akntya kaplmalarna, en ufak tehlike belirtisinde
de kaybolmalarna izin verir. Ama onlar tehlikeye hemen hemen
dmezler. D eersiz olma, sem patik ve istikrarsz olm a hreti
-m em nuniyet verici bir oyuncak, ho vakit geirmek iin ahane bir
ara deil mi'?-, onu kukudan ve ayrntl aratrm adan da korur.
Onun genelde sadece biimsel denetimi ile yetiniriz. Sadece ok
gevek bir ykm llk altnda olup ciddi bir ceza ile ok ender
karlar.
Bundan dolay szckler -kendilerini yeteri kadar zararsz ve
baya gsterme kouluyla- gnlk saysz kk cinayetin sinsi ve
ok etkili silh olabilirler; kimse kar kamasa, hatta kurbann ken
disi doruluunu aka kabul edemese bile yledirler.
ok hzl bir ekilde konuma elerine gzetlemenin en az olduu
bir anda isabet ettikleri iin e, hafif yank hissini veren rahatsz edici
karncalanmann tesinde pek fazla bir ey duymaz. E, karlk ver
mek iin frsat ya da zaman bulamadan onlar hedeflerinden emin bir
ekilde sakl ve hassas yerlere girip, iinin en derinlerine sokulurlar.
Ama burada, girdikleri kiinin iinde kabarp patlayarak dalgalar ve
burgalar meydana getirirler, kendiliklerinden st yzeye ykselip
szcklere dnrler. zellikle szcklerin meydana getirdii bu etki
tepki oyunu onlar roman yazarnn en deerli enstrman yapar.
te Henry Green'in belirledii gibi roman kiileri bu yzden
geveze olurlar. Ama modern romanda eylem yerine gittike arlk
kazanan diyalogun, geleneksel romann uygulad biimlerin iinde
rahat etmesi ok zor. nk o sadece da ynelik alt kaynama devi
nimlerini srdrr. Bu devinim lerin roman kiisinde olduu gibi
yazarda ve hem de okurda ayn zamanda cereyan etmeleri gerekir, yani
bandan itibaren onlarn -artan iddetinin etkisiyle st yzeye
dayanp- konuan kiiye dokunmak ve ayn zamanda kendilerini d
dnyann tehlikelerine kar korumak iin szcklerin koruma kapsl
lerinde saklandklar ana kadar.
Bu devinimlerin srekliliini hibir ey bozmamal, geirdikleri
deiiklik, bir ortamdan dierine giren, krlp dalan bir n tarznda
olmal.
Diyalogu kendisinden nce gelen diyalogdan zorla ayrmaya satr
ba yapmak, ya da uzun izgi kullanmak yetmez. ki nokta ile trnak
iareti ok daha belirgindir; belli rom an yazarlar -Jo y ce Cary
rnein-, diyalogu balam ile mmkn olduunca kartrp ayrm
virgl ile gsterdikten sonra byk harfle balamaya almlardr.

312

Ama paragraf balarndan, uzun izgilerden, st ste iki noktalar


dan ve trnak iaretlerinden daha rahatsz edici ve savunulmas daha zor
tek dze der Jcanne, yantlar Paul gibi diyalog rld beceriden
yoksun ilaveler var. Bugnn roman yazar iin bunlar gittike
kbizm ncesi ressam lar iin perspektif kural ne anlam a geliyor
idiyse yle bir anlam kazanyor: zorunlu bir yannn olduu artk
sylenemez, skc bir gelenek.
Ne tuhaf ki, roman yazarlar arasnda bu nedenle gereksiz yere kafa
patlatmak istemeyip -byle diyorlar- geleneksel romann yntemleri
ne gvenip onlarla almaya devam edenler de var, ama anlaldna
gre bu noktada yine de kendilerini belli bir beenilmezlik kukusun
dan kurtarabilmi deiller.
Haklarndan artk ok emin olduklarn syleyemeyiz, Madame de
La Fayette'n, ya da Balzac'n diyaloglarn rdkleri ve dorudan olay
yerinde bulunma ve gereklilik grnts verdikleri dedi, itiraz etti,
karlk verdi, geri verdi, ard vs. gibi masum doall kaybettik
lerini, bugn bu yazarlar tekrar okuyunca, fkelenmeden, hatta bu
konuda hesap vermemize gerek olmadan kabul ediyoruz. Buna karn
bugnn rom an yazarlar ayn form l kullannca ok se lfconscious, huzursuz olduklar ve zgvenlerinin de ok az olduu
izlenimini veriyorlar.
Bir kez -eletiri tehlikesinden syrlp eletirmenin silhn elinden
almak iin kendi hatalarn bulmay yeleyen, ya da vurgulayan insan
lar g ib i- bu zmden kendilerine ok kaba ya da ok rahat geldii
iin srarla kayorlar (onu eski yazarlar fenaya ekmeden kullanrlard
ve bu, formln hep deitirilmesinden ibaretti). Onun yerine bkma
dan, alayc bir kaytszlk ya da saflkla sanki bu yntem in
tekdzeliini ve ie yaramazln daha belirgin hale getirmek isterce
sine der Jeanne, der Paul, der Jacques sylemlerini kullanarak okuru
daha da yoruyor, ya da ayaa kaldryorlar.
Sonra yine her yerde son szckleri yinelemek suretiyle o berimi:
der Jeanne, karlk verdi Paulu saklam aya alp: Hayr, der
Jeanne, hayr, ya da Bitti, dedi Paul, bitti gibi sylemleri kullum
yorlar. Roman kiilerinin szlerine nee ve duygu arl VUljlUm
veren ey, anlalan yazarn amacna uymuyor.
Bazen o skc takana, diyalogu hep daha da yapay ol .temine
glmsedi: 'Seimi size brakyorum', ya da Madeleine onu linkli:
'Onu ben yaptm' ile balatmak suretiyle bastryorlar; hunini kolay
ca hissedilecei gibi iten gelen bir zorunlulua li de yftm
dmyor. Aka grlecei gibi btn bu bahanelerin yeniden ele
alnmas, btn bu yapmack jestlerin gsterilm esi, modern roman

313

taraftarlarn desteklem ek iindir. Orada bir-eylerin zlmeye


baladn, geleneksel romann savunucularnn zihnine yntemleri
nin doruluu konusunda kuku szdnn n belirtisini, kantn
grp acaba bu mirasn tadn karabilir miyiz diye dnyorlar. Bu
durum geleneksel roman yanllarna sorumluluk yklemeden -devrim
ncesindeki ayrcalkl snflar benzeri- gelecekteki ykmlarn ncs
yapyor.
Bu ksa ve grnrde zararsz formlleri kullannca honutsuzluk
larnn kendini net bir biimde gstermesi hi de rastlant deil.
nk belli anlamda Ancien Regim ein' simgesidir onlar, yeniyi
eski roman anlayndan ok keskin ve belirgin biimde ayran nokta.
Eskiden beri roman yazarnn kiilerini yerletirdii mekn karakterize ederler, yani dengenin hem okuyuculardan, hem de yazarn kendin
den ayn uzaklkta olduu noktay. Sanki bir tenis turnuvas yapl
maktadr; yazar, hakem gibi yksekteki sandalyede oturur, oyunu
gzetleyip tribndeki seyircilere -yani okurlara- saylar syler.,
Sanki oyunculardan birinin ya da brnn grubuna dahilmiesine ne
yazar, ne de okur, hibiri yerini kendisi oynamak iin terk etmez.
Bu anlatm , roman kiisinin birinci ahs olarak konutuu
hallerde ve kendi szlerinin ardndan dedim, ardm, yant verdim
vs. gibi szleri getirmesi durumunda da geerlidir. Bununla yazar,
diyalogdan nceki i devinimleri, meydana geldikleri andan kendilerini
ifade ettikleri ana kadar kendiliinden olum alarna hibir ekilde
meydan vermedii gibi okurda kendiliinden olumasna da izin ver
mediini, tersine -kendisine kar belli bir mesafe almak suretiylebu diyalogu yeterli hazrl olmayan, bu konuda dikkatini ekmek
zorunda kalaca bir okurun nne birdenbire srdn gsterir.
Yazar kiileriyle arasndaki bu mesafeden yola karak farkl yn
temler kullanabilir -davran2 olanlardan tutun da Proustcu olanlara
kadar.
Yazar, davranlarn yapt gibi kiilerini hi hazrlk yapmadan
konuturabilir, kendini belli bir mesafede tutabilir, -grnrde- onla
rn diyaloglarn not edip kendi hayatlarn yaatyormu izlenimini
vermekle yetinebilir.
Ama hibir ey verilen bu izlenimden daha yanltc deil. nk
yazarn kiilerinin konum alarnnn ardna koyduu o kk
takanaklar, yaratt kimselerin dizginlerini biraz gevettiini gsterir
ler belki de, ama onlar ayn zamanda yazarn kendilerini yine de sk
1. Eski rejim; Fransz B y k Devrimi ncesindeki rejim. - . N.
2 . be h av iy u rist.

314

skya avucunun iinde tuttuunu hatrlarlar. Diyalog iine zenle


serpirtirilen, ya da onu uyumlu bir biimde srdren o dedi, karlk
verdi vs. gibi szler, yazarn her zaman orada bulunduuna dorudan
iaret eder, bam sz olarak ortaya km asna karn -tiy atro
diyalogunda olduunun aksine- yazar olmadan iki ucu bir araya geti
rip havada serbest duramaz. Bu kattrp sokuturmalar roman kiile
rinin konuma slplarn ve telffuzlarn yazarn slp ve telffu
zuyla birletiren gevek ama salam balardr, hatta onlar yazara tabi
klarlar.
Bu yntem in taraftarlar, kendilerini hibir aklama yapmadan
sadece nl mantksal ilikilerle ve gizli iaretlerle anlalr klmay
umuyorlar. Buna ramen iin ehli ve duyarl bir okurun gerekten
-eer bu yntemle kendi bana kalnca- roman kiilerinin szlerin
den ne anladn renmek ilgin olsa gerek. Diyalogu tayp ileriye
doru srkleyen ve ona gerek anlamn veren btn o kck ak
siyonlardan ne karyor? Okur, rnein salt olaylarn arkasn
aratrmak isterse, kukusuz ki zerafetin, eitliliin, esnekliin ve
szler ynnn arkasnda daha byk bir saynn ve daha etin ve giz
li bir devinimin de var olduunu fark eder. Bununla birlikte fark ettii
eyin aa yukar ok basit, hatta kaba oduuna hayret etmemek elde
deil.
Ancak, bundan dolay okuru sularsak, ona hakszlk etmi oluruz.
nk bu diyalogu gerekten canl ve olas klmak iin roman
yazarlar ona gnlk yaamdaki geleneksel biimi verirler. Bylece o,
okura hemen salt alkanlkla ve acele ile yapt konumalarn hatr
latr. ok soru sormak iin onun ne zaman, ne imkn var bu zaten
yazarn grevidir. Btn bunlara gz yumar ve szlerin ardndan daha
sonra kendi davrann bu dorultuda dzenlemek iin ihtiyac olduu
kadarn alglamakla yetinir, ahlki bir tarzda bo ve kukulu izlenim
lerle zaman kaybetmez.
Okurun bu roman diyaloglarndan elde edecei ey -y azar onlara
bir yn gizli anlamlar yklemi olsa bile-, kendisinin de iin iinde
olmas, dikkatli igdyle saldr ve savunmann her ansn algla
mas ve heyecanl ve piir dikkat bir biimde konuma elerini dinleyip
onlar gzlemlemesi durumlaryla karlatrlrsa, kefedebileceinden
hayli azdr.
stelik tiyatro sahnesindeki diyalogun seyirciye akladklar ile
karlatrlrsa roman diyalogunda daha az ey olduu grlr. nk
tiyatro diyalogu tamamiyle himaye grmeden ve yazarn BnUdahcleye
hazr olduunu hissettirmeden oluur -kendi bana yeleri i ve her
eyin kendisiyle ilgili olduu bu diyalog, roman diyalogundan daha

315

derli toplu, daha youn ve gerilim ykldr: bundan dolay seyircide


daha ok gc harekete geirir. Hem oyuncular onun iini hafifletmek
iin varlar. Onlarn btn ii, diyalogu meydana getiren hemen hemen
duyumsanmayan, ona sknt veren, iini kabartan ve gerilime sokan
eitli i devinimleri ok eziyetli yollardan kendi ilerinde tekrar mey
dana getirmek ve seyirciye bu devinimleri jest ve mimiklerle, vurgu
lama ve duraklam alarla aktarm aktan ibarettir. Diyalogu bkknlk
derecesinde kullanan ve onu sade, ksa aklamalarla ve saygl yorum
larla tasvip ettiren davran roman yazarlar, roman tehlikeli bir
tarzda tiyatro alanna itip onu tiyatronun altnda gstermek durumunda
kalyorlar. Bu kim seler, rom ann sahip olduu tek yntem den
vazgem ek suretiyle de onu kendi bana sanat tr yapan, hatta
esasen sanat yapan eyden de vazgemi oluyorlar.
Bu durum da geriye sadece Proust'un kulland ters yntem
kalyor: zmlemeye dn. Bu biraz nce sz edilen yntemden
daha yararl; ne olursa olsun roman kendi alannda tutup sunabilecei
tek yntemi kullanyor. te yandan zmleme, okurlara onlarn ro
man yazarndan hakl olarak bekledii deneyimlerinin yatay deil
-bunu belgeler ve syleiler daha iyi ve daha esasl yaparlar-, derin
lem esine oalm asn salyor. stelik; yenilik m askesi altnda
gemie sarlp kalmayp gelecee kaplar ayor.
Bu diyalogun ayrntlarna gelince, esasen Proust'un kendini, dier
roman yazarlar arasnda, ince ve somut betim lem eleriyle n plana
kardn, yz ifadeleriyle, baklarla, kiilerinin aksanlarn sessizce
deitirm esiyle okuru onlarn szlerinin gizli anlamlar hakknda
oyunun sahnede yapabilecei kadar bilgilendirdiini sylersek abart
m olmayz. Hibir zaman basit betimlemelerle yetinmez, diyalogu
okurun serbest yorumuna brakt ok ender grlr. Bunu sadece
szlerin ak anlamlarnn gizli anlamlaryla rtmesi durumlarnda
yapyor. Ama alt konum a, konum a karsnda en ufak bir yer
deiiklii yaparsa, grd her eyi anlalr klmak ve bildiini
aklam ak iin hemen m dahele ediyor -b azen kii konum aya
balamadan nce, bazen konutuktan sonra. Proust, btn abalarna,
stn durumuna, aratrmalar iin gelitirdii gl donanm lara
ramen okura sadece kendisinin kabul edecei gvensizlii aktarr.
A m a diyalogu hazrlayan bu saysz kck devinim ler,
Proust'un zerinde onlar gzlemledii yerden nehir akntlar ve bur
galarnn bir yreyi kubak inceleyen kartograflar zerinde brak
tklar etki gibi bir etki brakrlar. O, sadece bu devinim lerin
phtlat byk durgun hatlar grp kopyasn karr; sadece
iinde bu hatlarn birbirine kavutuu, kesitii, ya da ayrld nokta-

316

Itr alglar. nceden yapt aratrmalarn ayrma tabi tutup onlara


bilinen adlarn verir: kskanlk, zppelik, korku, tevazu vs. ... Yeni
kefettiklerini tanmlayp snflandrarak adlandrr, gzlemlerinden
genel ilkeler elde etmeye alr. Okuyucular, Proust'un nlerine
at ve hl kefedilmemi byk blmler sergileyen geni haritada
baklarn keskin bir ekilde iaret deneinin ucuna dorultup
dikkatlerini toplayarak her eyi mmkn olduunca grmeye, aklla
rnda tutmaya ve anlamaya gayret sarfederler. Eer saysz ve birbirine
gemi hatlar fark edip, onlarn kavumalarn, blnmelerini ve
diyaloga karm alarn sonuna kadar izlemeyi baarrlarsa -n e h ir
aknn denize dklmesi gibi-, o zaman kendilerini, ektikleri zah
metin dln alm hissederler.
Okurun iten gelen dikkatine ve belleine dayanan, hep onun an
layna ve yarg gcne bavuran bu yntem , ayn zam anda
davranlarn -ar iyim serlikle- mit baladklar belli bir zgr
lkten (okur iin), ifadesi imknsz olandan, gizemlilikten, okurun
igdsel glerini, bilinsizliini ve sezm e yetisini uyandrp
gelitirmesi gereken nesnelerle kurulan dorudan, yalnz ve sadece
duyumsanabilen ilikiden* vazgeer. Davranlarn kr glere hitap
etmek suretiyle ulatklar sonular, onlarn inandndan elbette ok
yetersiz, rnein m antksal ilikilerin zellikle bol olduu ve gizli
iaretlerin zellikle derinlere indii alm alarda. Bu glerin var
olduu yadsnamaz ve kendilerini gelitirm elerini salamak da ro
mann iidir.
Romandaki zmlemeye kar ciddi itirazlar ortaya koysak bile
ilerlemeye srt evirmeden ona yz evirmek zordur. Btn engellere
ve olas d krklklarna ramen, yeni bilgilere uygun bir yntemin
gelitirilmesi, sadece nesnelerin grnlerini kavramak isteyen, yani
her birimizi doal eiliminde grsel yanltmayla ar derecede megul
edip sadece glendiren yntemlerin rahatlna almak yerine bugne
dein bilinmeyen durum lar ve duyular daha byk dorulukla ve
canllkla tanmlamaya -gelecein insan tarafndan yeniden yetkinle
tirilecek olan- izin veren bir yntem oluturmak daha iyi olmaz m?
Yani, Proust'un sadece zerinde gz gezdirmek iin vakit bulduu ve
onlardan sadece byk, durgun hatlar alglayp yanstt yeralt
dramlarnn akntsna dalmay baaracak edebi bir ilemi dleyebiIi
riz. yle bir ilem ki, okura btn bu olaylarn kendiliinden olduu,
hem de ak bir bilinle, gerek yaamnda mmkn olandan daha
dzenli, daha net ve daha gl bir biimde olduu ve bu olaylar ol
makszn belirsizliin, bulankln ve gizemin yaadklar iin her
zaman gerekli olan belli bir parasnn eksildii yanlsamasn versin.

317

Bu durum da diyalog, bu dramn bir sonucu, ya da rastgele bir


safhasndan baka bir ey olmaz ve kendini doal olarak geleneksel
roman iin olm azsa olm az olan snrlayc geleneklerden kurtarr.
Okur ayrca belli belirsiz bir biimde ritim ve biim deiikliiyle
-onlara uymak suretiyle kendi duyusunu vurgular- olayn iten da
ne zaman dndn fark eder.
. Kendisini ileriye srkleyen ve ayn zam anda gerilimde tutan
devinim lerin etkisiyle titreyip, neredeyse atlayan bu diyalog,
grnrdeki btn bayalklara ramen tiyatrodaki diyalog gibi
maskeleri indirecektir. (Dorusu gerekle dn birbirinden ne kadar
uzak olduunu saklamamak gerek. nk burada aka sz konusu
olan umut iin mmkn olan bilgilerin aratrlmasdr.)
Yazarlara her gn daha ok sorunlar karp onlar sktran diya
log, -o n u gerek kabul etseler de, etmeseler d e - tamamen baka bir
tarzda da olsa, bizde bugne kadar pek tannmayan bir ngiliz bayan
yazar tarafndan bir dereceye kadar zld. Szn ettiim yazar Ivy
C o m p to n -B u rn e tt'tir1. Onun getirdii zgn ama hem de zarif ve
gl zm, kendisine birka yldan beri ngiliz eletirisinin ve bir
blm okurun oybirlii ile vermekle olduu ngiliz bayan roman
yazarlarnn en st snfnda bir yeri garanti etmeye yetmitir. nsan,
onun pek ok bakmdan kafa kartran eserlerinin yeniliini ve ne
sylediini anlamak durumunda olan bir eletirinin ve okur kitlesinin
yarg yeteneine sadece hayran kalyor.
nk Ivy Compton-Burnett'in betimledii evre ok canl -yani
zengin burjuvazinin ve ngiliz kk soylularnn 1880 ile 1900
arasndaki evresi-, roman kiilerinin hareket ettii aile evresi dar,
kiilerin demode d grnmleri ok uygun drlm. Allm
yntem ler iinde am azlarn zm e kavuturduu ve neredeyse
tekdze bir dikkafallkla krk yllk edebi almay yirmi kitapla
srdrp lep ayn problemleri ayn tarzda koyup zen bayan yazarn
i bamszlna amamak mmkn deil.
Ama onun kitaplar btnyle yeniliklerle dolu: Temelde sadece
uzun diyaloglardan oluturduu eserlerinde yazar, tamamen geleneksel
tarzda hareket ediyor, yani kendini kiilerinden belli bir uzaklkta tu
tuyor, hatta byk ve trensel bir mesafede ve pek ok durumlarda
-ta m davranlar gibi- onlarn szlerini yanstmakla ve okuru, for
1. A n g lo sa k so n ve transz e debiyat eletirisi tara fndan ok beenilen
Ivy C o m p to n - B u rn e t t, bizde pek tannm y or. Saysz, o unlukla
V iktoria devri ngiliz aristokrat ailelerinin iftlik evlerin de c ereyan eden
rom anlar, dilsel olarak ustalkla ka le m e ald diyaloglardan oluuyor.

318

mlde en kk bir deiiklik yapmadan tekdze bir dedi X, dedi Y


ile byk bir dinginlik iinde sadece imgeye aktarmakla yetiniyor.
Ama her eyin bal olduu bu diyaloglarn ya sadece kendileri iin
var olan, ya da italik baslm aklamalarn elik ettii ksa, hzl ve
geree uygun sohbetlerle ortak bir yan yoktur; bunlar her gn daha
korkutucu bir biimde keskin bir hat halinde uzanan, kiilerin azla
rndan art arda ilkel im geler halinde boalan kk bulutuklar
artryorlar.
Ivy Com pton-Burnett'in uzun, dolakl, ayn zamanda zor ve i
ie gemi cmleleri, insann duyduu hibir sohbeti andrmyor.
Ama garip bir etki braksalar da hibir zaman yanl ya da rastlantsal
vurgular yoktur. nk bu cmleler hayali bir yere deil, gerekten
var olan bir yere yerlemiler: yani konumay alt konumadan ayran
hareketli snrn bir yerine. Hedefleri ve szmona en ar ular
diyalogdan baka bir ey olmayan i devinimler, -norm alde darya
grnmeden nce ok zor basamaklandrlan bir st aam adr- Burnett'n eserinde diyalog iinde kendi kendilerine gelimeye alrlar.
Konuma, onlarn ard arkas kesilmeyen basksna kar koymak ve
ayn zamanda onlar kendi iine almak iin kapanp gerilir, o dikkatli
ve yava gidiat kabullenir. Ayn zamanda baskya boyun eerek
uzun, dolakl cmlelerde genleip dolar. Konuma ile alt konuma
arasnda zorlayc, inceden inceye dnlm , vahi bir oyun
sergilenir.
Konumay ounlukla ierik srkler: durmadan bir eyler gste
rilir, kaybolup tekrar ortaya kar. Her eyi derhal havaya uurmak
iin tehdit eden bir ey var. Devaml gerilim iinde olan okur, pusuya
yatm olarak sanki szler kendisine ynltilm i gibi hissedip
savunm a igdlerini, zdeleyim ini, yetilerini, belleini, yarg
gcn ve muhakemesini harekete geirir: nk bu yumuak szler
bir tehlikeyi ortaya karr, ldrme niyetleri duygu dolu huzursuzlua
szar ve zarif ifadenin iinden birdenbire saf zehir fkrr.
Kimi zaman allm sohbetin tehlikeyi bastrd ve alt sohbetin
ok gerilere itildii sanlr. Ama okur kendini artk gerilimden
boaltabileceim sand srada yazarmz, birdenbire suskunluunu
bozar ve ona o arada konuulan her eyin yanl olduunu geni ak
lama yapmaya gerek grmeden ksaca bildirir. Ama okur, uyanklm
ok ender olarak elden brakr. Buradaki her szn nemli olduunu
bilir. Diyalou maharetli bir ekilde srkleyen deyimler, alntlar,
metaferler, kalplam ya da grkemli ya da ukalaca sylem biimle
ri, beylik laflar, argolar, yapm ackl haller ve dnce atlamalar
hibir zaman allm rom anda olduu g ib i- yazarn kiilerininin

319

karakterlerini aka anlalr hale sokmak, daha samimi ve daha


canl klmak iin onlara vurduu dam galar deildir; onlar burada
gerekte de olduu gibi eitli ve ok karmak, derinlerden gelen
devinimlerin bilekesi olup dardan alglayanlara, onlar birbirinden
ayrp adlandrmaya zaman ve frsat kalmadan imek gibi arparlar.
Kukusuz bu yntem okuru sadece i devinimlerin varl, eitli
lii ve farkl tarzda olduu konusunda her an kukuya drmekle
yetinir. Onu -rnein edebi bir yntemin, okuru srkleyip, aknt
yerinin ortasndan krek ekmeye zorlamay baarmas ile aklamaz.
Byle bir yntem karsndaki stnln en azndan daha ilk ham
lede yetkinlie ulaabilme yetenei ile gsterir. Bu yntem, gelenek
sel diyaloa im diye kadar yedii tokatlarn en sertini patlatmay
baard.
Bu yntemin de dierleri gibi yakn bir tarihte sadece grnty
betimleyecei aktr. Bu dnceden daha yreklendirici ve daha
tahrik edici hibir ey yok. Bu dnce, her eyin en iyi durumda
olduunun, yaamn devam ettiinin ve geriye dnmeye ihtiyacmz
olmayp, tersine daha ok ileriye doru hamle yapabileceimizin be
lirtisidir.

320

ALAIN R O B B E -G R IL L E T

( 1922*)

YARININ ROMANINA GDEN YOL


1956

Pour Un Nouveau Roman, Ed. de Minuit, Paris 1963. Bu


rada: Une vnie pnur le roman ftur.

E m in e D em irel. Y aznn tamam Franszca aslndan


evrilmi, Almanca evrisi ile de karlatrlmtr.

Her eyiyle yepyeni bir edebiyatn gnn birinde -rnein imdi


yaratlabileceini dnmek, ilk bakta insana hi de olanakl gibi
gelmiyor. Anlat sanatna zg sorunlar amak amacyla otuz yl
akn bir sredir yaplagelen btn giriimler, sonuta birbirinden
bamsz yaptlar ortaya koymaktan teye gidemedi. Nitekim, bu
yaptlarn yaratt ilgi dzeyi ne olursa olsun, hibirinin burjuva ro
man kadar beeni toplad sylenemez. Gerekten de, hl Balzac
roman tek roman anlay olarak gndemde.
Dahas, bu anlay erevesinde Madame de La Fayette'c kadar
geriye gidilebilir. Nitekim, deta kutsallatrlm olan ruhbilimsel
zmleme, bu dnemde bile her trl dzyaznn temelini olutur
maktadr: K itap anlaynda, kiilerin betimlenmesinde ve olayn
geliiminde hep bu tutum ar basmaktadr. O zamandan hu yana
iyi bir roman, tutkunun -y a da tutkularn atm asnn, ya da
tutkusuzluun- belirli bir ortamda betimlenmesi olarak grlmekle
dir. G elenekselcilii benimseyen gnm z rom anclarnn oflu
-okurun beenisini kazananlar da bunlardr zaten- rettiklerini yulmn
ya hazr geni bir okur kitlesini hi kukulandrmadan, Prinecsse ile
Cleves'den ya da Pere G oriot'dan uzun pasajlar kopya edcblllyOfHl
Bunu yaparken de, en azndan bir szcn, cesurca kullanlm hl
imgenin, bir cm lenin karlm asyla kimi syleyi biimlin lli
deitirerek, kimi yaplar bozarak, m etne farkl bir havil vi'ilyol
Fakat hepsi, yazarlk uralarnn gerei, bunun yd/.yllnd
sregeldiini ve bunda hibir aykrlk grmediklerini itiri'l ediyol

Hem bunda alacak ne var? deniyor. Kullanlan ara -fransz


dili- yz yldr nemli saylabilecek bir deiim gstermemitir.
Toplum yava yava yeni bir grnm iine girse de, sanayi
teknikleri nemli gelimeler gstermi olsa da, zihinsel bakmdan
kaydettiimiz geliim ayn dzeyde kalmtr. Ahlk, beslenme, din,
cinsellik, salk ve aile gibi konularda da hemen hemen ayn alkan
lklar ve ayn yasaklar srdrmekteyiz. Bilindii gibi insann z
deimiyor. Her ey sylenmi ve biz ok ge kalmz...
Bu tr samalklar boyuna artyor. Eer bu yeni edebiyatn sadece
bundan byle oluacan varsaymakla kalmayp, daha imdiden ken
dini gsterdiini, ve de gemite romantizm ve naturalizm'in yaratt
devrimden daha kkl bir anlay getireceini iddia edersek, i iyice
karr.
Artk her ey deiecek! diye verilen bir sz de doal olarak
gln oluyor. Her ey nasl olup da deiecek? Hangi anlamda
deiecek? Ve, daha da nemlisi neden imdi?
Bununla birlikte, gnmz roman sanat karsnda bkknlk
ylesine youn ki -yaplan btn eletirilerin gsterdii ve yorumla
d gibi- belirli kkl bir deiim olmadan bu sanatn uzun boylu
yaayacan dnmek olduka g oluyor. ounluun aklna gelen
zm aslnda basit: Bu deiim olanakszdr, roman sanat lm
deindedir. Oysa bu kesin deil. Tarih, bu trden sramalarn, bir
can ekimenin mi, yoksa bir yenilenmenin mi gstergesi olduunu,
yirmi otuz yl iinde syleyecektir.
Ne olursa olsun, bylesine bir sarsntnn glkleriyle kuruntuya
kaplmamak gerekiyor. Bunlar nemli glklerdir. Var olan tm
yaznsal mekanizma (yaymcdan en kk okura, kitapdan
eletirmene kadar), kendini benimsetmeye alan allmam bir
biime kar kmaktan baka bir ey yapamyor. Gerekli bir deiim
dncesine en yatkn olanlar, yani bir aratrmann deerini en iyi
bilenler, yine de bir gelenein miraslar olmann tesine geemiyor
lar. Oysa eski biimlerle bilinsizce karlatrlan yeni biim, az ok
her zaman biim eksiklii olarak grlecek. Nitekim, en nl ansik
lopedik szlklerimizden birinde, Schnbeg maddesi altnda: Hibir
kural kaygs olmayan, cesur eserlerin yazar! deerlendirmesini
okumuyor muyuz. Bu ksa yarg, kukusuz uzman biri tarafndan
kaleme alnm olan Miizik adl blmde geiyor.
Ne mrldand anlalamayan yeni domu bir bebee, ocuk
sevenler bile her zaman tuhaf bir yaratk olarak bakarlar. Belli bir ilgi
ve ayn zamanda saknm, insanolunun gelecek dncesini her za

322

man megul edecektir. Yrekten gelen vgler, ounlukla gcni


zamann kalntlar, yapt eskiye smsk yaptran, henz kopara
madii balar iin geerli olacaktr.
nk, eer gemiin kurallar imdiyi deerlendirmeye yaryorsa,
o zaman onu kurmaya da yaryor demektir. Yazar, bamsz olmak is
teine karn, gemiten gelen bir zihinsel birikimin bir yazt
dnyasnn iinde bulur kendisini. Gelmi olduu bu gelenekten,
akamdan sabaha kurtulmas olanakl deildir. stelik, kimi zaman
kar koyduu unsurlara yaptyla kesin bir darbe indirdiini sanrken,
onlarn her zamankinden daha fazla geliip, serpildiklerini grr.
Yazar, onlarla bylesi bir abayla urat iin gnlden kutlayp
rahatlatabiliriz kukusuz.
Bylece roman uzmanlar, (ister roman yazarlar, ister eletirmen
ler ya da titiz okurlar olsun), hi phe yok ki, allmn dna
kma konusunda skntnn en byn ekeceklerdir.
En az koullandrlm gzlemci bile kendisini evreleyen dnyay
zgr gzlerle grmeyi baaramyor. Hemen belirtelim ki burada sz
konusu olan ruh (znel), zmleyicilerin glp getikleri safa bir
nesnel kayg deildir. Basit allagelen anlamyla nesnellik -yani
bakn tmyle tarafsz oluu anlamnda-, kukusuz bir hayaldir.
Ama, en azndan zgrlk mmkn olmalyd; ve o da yok. Her an
kltr saaklar (ruhbilim, ahlk, metafizik vb.) nesnelere gelip ekle
nir, onlara daha gvenilir, daha anlalr ve daha rahatlatc bir
grnm kazandrrlar. Kimi zaman gizleme baarl olur: Bir
davran, kendine yol at varsaylan duygularn lehine belleimiz
den silinse de, bir manzarann etin ya da dingin olduunu, hibir
temel esini, hibir izgisini yanstm aya gerek olmakszn
belleimizde tutarz. Hemen bu edebiyattan baka bir ey deildir
diye dnsek bile, kar kmak iin aba harcamayz. Biz, bu edebi
yatn (szck burada olumsuz bir anlam kazanmtr), renkli camlarla
donatlm alglama alanmz anlalabilir kk karelere ayrtracak
bir ekilde, tpk kafes biiminde bir ablon gibi i grmesine
almz.
Herhangi bir ey, bu sistemli sahip kmaya kar karsa,
dnyadan bir para, hu yorumlama kafesinde kendisine bir yer bula
mayp, kopuup kmay baarrsa, o zaman engelleyici bu parac
iine alp eriten altmz bir anlamszlk kategorisi hizmet imi/,dc
demektir.
Oysa dnya ne anlamldr, ne de sama. O sadece vardr te zaten
dikkate deer nitelii de bu olsa gerek. Ve birden bu gerek kar

323

koyamayacamz gle bizi etkisi altna alr. Tek bir darbeyle btn
gzel kurgu ker: Birdenbire gzlerimizi atmz zaman, stesinden
geldiimizi sandmz bu inat gerein verdii okun acsn bir
kez daha duyarz. Nesneler, bize ruh veren ve kullanmakta olduumuz
sfatlar blne meydan okuyarak etrafmzda varlklarn srdrrler.
Yzeyleri ak ve prssz, el dememi, ne donuk, ne de saydamdr
lar. Bizim tm edebiyatmz, onlarn en kk kvrmlarn dzeltme
yi, en basit halkay gevetmeyi henz baarm deildir.
Ekranlarmz dolduran filme alnm saysz romanlar, bize,
dilediince, bu ilgin deneyimi yeniden yaayabilme frsat sunuyor
lar. Ruhbilimsel ve naturalist gelenein de mirass olan sinema,
genelde bir anlaty grntye aktarmaktan baka ama gtmez: O
sadece basl romandaki cmlelerin okura vermek istedii anlam,
zenle seilmi baz sahneler araclyla okurun kafasna yerletirme
yi amalar. Fakat filme alnm bir anlat, i huzurumuzu sarsp, ro
man ya da senaryo gibi benzer yazl metinlerde ok zor bulacamz
bir hararetle bizi sunulan bu dnyann iine sokar.
Meydana gelen bu deiikliin doasn herkes fark edebilir.
Sadece anlama yer aabilmek iin kkensel romandaki anlat
malzemesini oluturan.nesneler ve davranlar tamamiyle yok olur:
Bo bir sandalye, birisinin orada olmayndan, ya da bir bekleyiten
baka bir ey deildir; omuza konulmu bir el, sevgi anlamna geli
yordur; penceredeki demirler dc dar kmann olanakszlndan
baka bir ey deildir... imdi ise, birdenbire sandalyeyi, elin hareke
tini, demirlerin eklini gryoruz. Anlamlar gn gibi ortada, ancak
dikkatimizi ekecei yerde, bu anlamlar temel birer e olarak veril
mitir stelik; hatta fazladan da, bize erien, belleimizde kendini ko
ruyan, temel olarak ortaya kan ve belirsiz zihinsel genel kavramlara
indirgenemeyen eyler, bunlar davranlarn kendileridir: nesneler,
devinimler ve konturlar; grnt bunlara bir anda (istemeksizin)
gerekliklerini yeniden kazandrmtr.
Sinema anlatsnn rettii dorudan gerekliin bu paralarnn
gzmzn iine girmesi, buna karn gnlk yaantmzdaki benzeri
sahnelerin kr gzlerimizi amak iin yeterli olmamalar tuhaf
grnebilir. Her ey gerekten de yle, fotoraf sanatnn gelenekleri
(yani iki boyutlu, siyah-beyaz, ereveleme, planlar arasndaki l
deiiklikleri) sanki benimsediimiz kendi geleneklerimizden kurtul
mamza yardm ediyor. Bu dnyann yanstlm olan pek allmam
grnm, ayn zamanda bizi evreleyen dnyann a llm a m
niteliini ortaya koyuyor: Bu dnya, alglama alkanlklarmza ve

dzenimize boyun emeyi reddettii srece allmam bir dnya ol


maya devam eder.
Bu anlamlar (hem ruhbilimsel, hem toplumsal ve ilevsel tarz
daki) evreninin yerine daha salam ve daha dorudan bir dnya yarat
may denemek gerekiyor artk. Szgelimi nesneler ve davranlar,
ncelikle varlklaryla kendilerini ortaya koysunlar ve duygusal,
toplumsal, Freudcu, metafizik ve benzeri herhangi bir temel sistemi
nin iine hapsedecek aklayc her kuramn tesinde kendi stnlkle
rini srdrsnler.
Yarnn roman dnyasnda davranlar ve nesneler bir ey olmazdan
nce, kendi adlarna var olacaklar; bir ey olduklarnda da kapal
deimez varlklarn hep srdrecekler; kendilerine yklenen anlamla
r kmseyecekler, nk bu anlamlar, onlar biimi olmayan
gemile belirsiz bir gelecek arasnda utan verici alet olma durumuna
indirgemeyi bouna denemektedirler.
Bundan byle nesneler, tam tersine, yava yava deikenliklerini
ve gizlerini yitirecek, Roland Barthes'in nesnelerin romantik
kalbi diye nitelendirdii bu kukulu irekliklerinden, sahte gizemle
rinden vazgeeceklerdir. Bu nesneler, kahramann belirsiz ruhunun be
lirsiz yansmas, skntlarnn grnts ve isteklerinin dayana ol
mayacaklardr artk. Ya da, nesneler hl insani tutkular dile getirme
ye yardmc oluyorlarsa, bunu geici bir durum olarak deerlendirmek
gerekir; ve de anlamlarn bu basklarna sadece grnte - o da alay
edecesinedir- boyun eiyorlarsa, sebep bunlarn insana ne kadar ya
banc olduklarn gsterebilmektir.
Roman kiilerine gelince, onlar malzemeyi olas pek ok yoruma
kaynaklk ettirebilirler: steyen herkesin kendi bak asndan, ruhbi
limsel, psikiyatrik, dinsel ya da siyasal yorumlar yapabilmesine
olanak salarlar. Ancak roman kiilerinin bu szde zenginlik karsn
daki kaytszlklarn hemen fark etmek olanakldr. Geleneksel roman
kahraman, yazarn eitli yorumlaryla srekli olarak n planda tutu
lup, durmadan deien vc aslnda var olmayan bir baka yere, hep daha
uzaa, hep daha belirsize doru ynlendirilmi biriyken, gelecein
kahraman tam tersine burada kalacaktr. Sadece yorumlar baka
yerde olacaklar. Bunlar yadsnamaz varln karsnda bo, gereksiz,
dahas drstlkten yoksun grnecekler.
Polisiye dramlar, bize elikili bir biimde bu durumun doru
saylabilecek betimlemesini yapyorlar. Polis mfettileri tarafndan
toplanm veriler su yerinde braklm nesne, fotorafla tespit

325
324

edilmi bir hareket, bir tann aktard cmle- zellikle bir tr ak


lama getirerek, ancak kendilerini aan bir olayda stlendikleri rollere
gre var olabiliyorlar. te imdiden kuramlar st ste ylmaya
baladlar: Sorgu yargc olaylar arasnda mantkl ve gerekli balant
y kurmaya alr; her eyin nemsiz bir yn neden ve sonu, niyet
ve rastlantlarla zmlenebilecei sanlr.
Ancak hikye, endie verecek ekilde karmak bir hal alr: Tank
larn szleri birbirini tutmaz, sulu artmacalar sergileyip durur, gz
nne almadmz yeni eler ortaya kar... Ve her zaman bulun
mu ipularna dn yapmak gerekir: Bir mobilyann dzgn duru
u, bir izin sklkla tekrar ve biimi, bir mesajda geen bir kelime.
Gittike gerein dnda hibir eyin olmad hissine kaplnlr. Bir
gizi iyice saklayabilen, ya da onu ele verebilen, sistemlerle alay edebi
len bu verilerin, bilinen bir tek ciddi zellii vardr, o da orada var
olmalardr.
Bylece, bizi evreleyen bu dnyadan uzaklayor muyuz? Ona bir
anlam vererek, iin sonuna geldiimizi zannetmitik ve zellikle tm
roman sanat da bu ie gnl vermie benziyordu. Ancak, bu geii
bir basitletirmeden baka bir ey deilmi, nitekim, dnya daha
netleip, bize daha yaknlaacak yerde yava yava btn canlln
yitiriyor. Madem ki, bu dnyann gereklii her eyden nce var ol
masndan kaynaklanyor, yleyse imdi bunu gz nnde bulundura
cak bir edebiyat yaratmak gerekiyor.

Nesnelerin btn i zelliklerini, gizil duyarllklarn bir araya


toplamaya alan yaznsal olayn da kapsaml ve tekil sfat olan
derin iinde aranmas, bu koullar iinde hi de artc deil.
Bylece kelime bir tuzak ilevi gryordu; yle ki, yazar topluma
iletmek iin onun iine evreni hapsediyordu.
Gerekleen devrim nemli: Dnyay artk gnlk ihtiyalarmz
karlayan kendi malmz olarak, ya da zel m lkm z olarak,
gemleyebileceimiz bir ey olarak grmyoruz, ve ayrca onun
derinliine de inanmyoruz artk. nsann ze ynelik grlerinin
yklmasyla ve belli koullara baml olma kavramnn doa
kavramn datmasyla nesnelerin y zeyi de bizim iin znn
maskesi olma durumundan kt; bu durum, teki dnya ile ilgili en
kt dncelere kap aan, metafiziin eskiden beri orada, br
taraftaki speklasyonlar idi.
Bylece btn bir edebiyat dili deimek zorunda, deimeye
balam bile. eriksel, rneksemeli ya da byleyici nitelikteki bir
kelime karsnda, en bilinli kiilerin bile gnden gne artan istek
sizliklerine tank oluyoruz. Buna karn, lmek, belirlemek, snr
landrmak ve tanmlamakla yetinen grsel, betimleyici sfat, belki de
yeni bir roman sanatnn zorlu yolunu aar.

Evrenle srdrdmz ilikilerde bir eylerin eksiksiz ve kesin


deimesi sz konusu deilse, btn bunlar belki de pek kuramsal ve
kuruntu gibi gelir. u alayc sorunun yantn duyumsarz: Niin
imdi? Bugn bizi gerekten Balzac'dan olduu kadar Gide'den ya da
Madame de La Fayette'den kkl biimde ayran yeni bir ge ortaya
kt: Bu da derinliklerin eski mitlerinin ortadan kaldrlmasdr.
Bilindii gibi btn roman sanat onlara, sadece bu mitlere
dayanyordu. Gelenek uyarnca yazarn rol, doay aratrmak, en alt
katmanlara eriip, ba dndren bir gizemin fragmanlarn ve
paralarn gn na karmak iin kendini onun zerinde younla
trmaktan ibaretti. nsani tutkularn derinliklerinden grnte dingin
olan dnyaya (st dzeyin dnyasna), kendisinin ele ald gizemleri
anlatan zafer mesajlar yolluyordu. Ve okuru saran titreyi, ona korku
ya da irenti vermek yerine dnyaya hakim olan kudretinin onayn
veriyordu. Uurumlarn olduu bir gerek, ama yrekli maara
aratrmaclar sayesinde dipleri her ynyle incelenebiliyordu.

326

327

E UG N E IONESCO

( 1912- 1994)

TYATRO ZERNE OK BAST


D N C E L E R
1958

Notes et contre-notes. Paris 1962. Burada: Exprience du


thtre

H seyin Saliholu. Treye Reinhard Trachsler'in Almancaya yapt Die Nashrner. Erzhlungen, Erinnerun
gen, Gedanken ber das Theater. Peter Schifferli Verlags
AG "Die Arche": Zrich 1960 eviri zerinden aktarlm
ve denemenin baz blmleri alnmtr.

Roman, bize anlatlan bir hikyedir; yaratlm olup olmamas


nemli deil: Ona inanmamamz iin hibir neden yoktur.
Film, bize gsterilen kurmaca bir hikyedir. Yani resimler
halinde, resimlerle bezenmi bir roman. Film de anlatlan hikyedir
-kukusuz grsel anlatlan-, ama bu onun zn deitirmez: buna
inanabilirsiniz. Mzik seslerin badatrlmasdr, sesli hikye, iiti
lebilir bir serven. Resim, biimlerin, renklerin ve dzlemlerin
dzenlilii ya da dzensizliidir. Buna inanmak ya da inanmamak iin
sebep yok. Durum ortada, apak grlyor. elerin resimsel ifade
kompozisyonunun ideal istemlerine uymas yeterlidir. Roman, mzik
ve resim katksz kurgular olup ilerinde yabanc ge bulunmaz; bu
nedenle kendi balarna varlar ve yine bu nedenle kabul gryorlar.
Hatta film bile kendi bana vardr, nk o, resimlerin sralandr.
Bu, filmin de katksz olmasn salar, o srada bana tiyatro pek de
katksz grnmyordu. Yaratlan yabanc unsurlarla kartrlm,
yani mkemmel olmayan bir bululu, evet bir hammadde, gerekli
bakalam, bir deiimi geilmemiti. Tek bir szckle sylersek,
tiyatroda her ey beni fkelendiriyordu. Oyuncularn sahnede eylemde
bulunan kiilerle tamamyla zdeletiklerini grdm zaman,

328

rnein gzya dkmeleri, bu durumu katlanlmaz ve aka yakk


sz buluyordum.
Ama buna karn oyuncular rollerine ok hakim olmu biimde
grdm zaman, kendi kiiliinin dna karak, kendini ond
ayrarak, Diderot'nun ya da Jouvet'in istedii gibi, ya da Brecll'in ya
banclatrma kuramna gre -bunlar hi de devrimci deil-, o zaman
iime fenalk geliyordu ayn ekilde. O da bana doru ile yanln
kabul edilemez bir karm olarak grnyordu, nk ben gerekli
in zorunlu olarak deimesi ihtiyacn duyuyordum (dar anlamda)
kurguda. Oyuncuyu seviyordum, ama anarik ilke olarak baktm
yldz deil, kendi lehine sahne dzeninin birliini bozan ve ykm
yldz deil, sahne unsuru ile ilgili btnn hepsini kendine yontan
yldz deil.
[]
Tiyatro en eski sanatlardan biridir. Her eye ramen ondan
vazgeebileceimizi sanmyorum. Sahnede, yaayan kiileri gster
mek arzusuna kar koymak elimizde deil, onlar hem gerek, hem de
bulutur. Onlar karmzda konuturup yaatmak ihtiyacndan kaa
mayz. Fantezileri somutlatrp onlara yaam vermek harikuldc,
duyulmam, yeri doldurulmaz bir servendir. Bu deneyimi ilk yapt
m zaman sanki bylenmitim. Noctambules sahnesinde - b ir
provada- benim 'dlerim in rn olan kiiler grdm. Dehete
kapldm. Bunu hangi hakla yapmtm? zin verilmi miydi? Benim
rejisrm ve ayn zamanda oyuncu olan Nicolas Bataille nasl olur da
Bay Martin olabilirdi...? Neredeyse eytani bir eydi bu. Tesadfen
tiyatro iin yazmaya baladm zaman, yani belli bir amala o
gln drmek iin, sevmeye baladm onu, onu yeniden iten
kefetmeye baladm. -V e beni gittike daha ok bylyordu. Bir
denbire ne yapacam anlamtm.
Kendi kendime, ar zeki olan tiyatro yazarlarnn yine dc yeterli
dnrler olmadklarn ve sahnede dnrlerin felsefi dilinin
baarsz olduunu syledim, nk oyun iin ok fazla incelik ve
farkllk beklentisi iindeydiler. Bu her ynyle hem ok fazla, le
de ok az. Bci rahatsz eden tiyatro sadece nanslarn berimi bil
biimde kalnlamas idiyse bu da kalnlamann kkl biimde ok
az ele alnmasndan dolay meydana geliyordu. ok kaln, gerekle
ok az kalnd, ok az derecelendirmenin glgesi ok fazla dyordu
anlalan.
Eer tiyatronun z etkinin glendirilmesinde yatyorsa, o zmnin
onu daha ok glendirmek gerekirdi, altn izmek ve an bil ekilde
ykseltmek gerekirdi. Tiyatroyu ne felsefe, ne de edebiyat ol ura

329

alandan ekip karmak demek, ona kendi yerini ve kendi alanm


yeniden vermek demektir.
Sanatsal becerileri saklamak deil, ortaya koymak gerekir, onlar
samimiyetle aa karp gstermek gerekir. Grotesk ve karikatr
kkl bir biimde glendirilip soluk nktedanlktaki salon komedi
sinin yerine konmalyd. Artk salon komedisi deil fars ve parodik
abartmalar yaplmalyd.
Humor.... evet! Ama brlesk aralarla1 . Komik ge sert ve kaba
bir biimde abartlmahyd. Artk dramatik komediler de olmamal,
katlanlmaz olana dnmek gerekiyordu. Her ey ar nbet haline, tra
jik ge kaynaklarnn ald yere kadar gtrlmeliydi. Kkensel
gte dram yaratmal: Esas gl komik, esas gl trajiin yannda
bulunur.
Ruh biliminden kanlmal, ya da daha dorusu ona metafizik
saydamlk verilmeli. Duygularn en a geriliminde yaayan tiyatro,
varln kartlklarla kazanr; gerilimin ykselii nesnellii zvana
dan karr. Konuma tarznn allm kalplar da krlmaldr.
Oyuncular beni rahatsz ediyordu, nk yaptklar bana yapay
grnyordu; sanrm bu da doal olma isteklerinden, ya da gerekten
yle olduklarndan kaynaklanyordu. Bu doallk gayretinden vazgeebilselerdi, belki de doay baka bir tarzda tekrar yakalarlard. Doal
olmamaktan korkmasnlar.
Gnlk durumlardan, alkanlklardan, dnsel tembelliklerden,
kaytszlklardan kurtulmak iin insann ounlukla enerjik oklara
ihtiyac var. Varolu gereinin dnsel yeni bir kktencilii, az bu
lunan yeni bir bilinci olmakszn tiyatro olmaz ve esasen sanat da
olmaz artk; yeniden oluturmak iin allm nesnellikleri krmak
lazm. Buna eriebilmek iin imdilik aadaki yntem uygulanabi
lir: Metne kar oynanabilir.
Anlam bakmndan bo, absrd ve komik bir metin, zor ve
saygnlk bakmndan snrl bir biimde sahnelenebilir. Ya da gln
gzyalarndat ve duygusallktan kanmak iin ciddi bir metin
palyao tarznda oynanr. rnein fars, bir oyunun trajik anlamn or
tadan kaldrabilir. Ik glgeyi daha karartr, glge belli eder.
Trajikle komik arasndaki fark asla kavrayamadm. Komik olan, ab
surda dorudan bak, benim iin trajik olandan daha ok mitsizlik
ierir. Komik olan aresizliktir. mitsizlik szcn kullanyorum:
Gerekte komik, mitsizliin ve midin br tarafnda - y a da bu
tarafnda bulunuyor.

Pek ok kimse iin trajik teselli edici olabilir, nk y/.g


karsnda yenilmi ve perian edilmi insann gszl gstc ildii
srece, ayn zamanda aln yazs, deimez belirleni ve kavranlmas
onlukla zor ama nesnel olarak kantlanabilir dnya yasalar kendim
gsterir. nsann bu gszl, gayretlerimizin boual belli
lamda komik grnebilir.
Komedilerime antioyunlar, komik dramlar adn verilim,
dramlarma ise sahte dramlar ya da trajik farslar dedim, nk
bana komik, trajikmi gibi geliyor ve insann trajedisi benim alay
etme zevkimi kabartyor. Modern eletirel dnce artk ok fazla e id
diye alnmyor asla, ama hibir zaman ok hafife de alnmyor,
Grev Kurbannda komii trajik iinde bomaya altm;
Sandalyeler ise komik iine gmld. Yeni tiyatrosal bir zm
lemeye ykseltebilmek iin, eer sylememe izin verilirse, trajiin
karsna komii koymay denedim. Ama bu hi de kendine zg bir
zmleme deil, nk her iki e de erimeyip yan yana durarak bir
birlerini srekli itiyor, kartlklarla kendilerini aydnla karyor,
birbirlerini karlkl olarak sorun ediyorlar, evet yadsyorlar. Bu
kartlama sayesinde dinamik bir denge, bir gerilim douyor.
Oyunlarmdan Grev Kurban ile Yeni Kiracda bunu imdiye
kadar en iyi gerekletirdiimi sanyorum. Ayn tarzda dzyazsal
olan iirsel olann, gnlk olan doast olann karsna koymak
mmkndr. Bunu Yakup ya da Tevekklde uygulamaya altm.
Bu oyuna ayrca naturalist komedi dedim, nk naturalist vurgu
dan hareketle o vurguyu ortadan kaldrmak istiyordum.
Kk burjuva bir iftin evinde cereyan eden Amedee ya da O
nasl braklr? da iine fantastik eler yerletirdiim ayn tarzda
gereki bir oyundur. Bunlar bir yandan realizmi ortadan kaldrrken
dier yandan da ztlk sayesinde onu daha belirgin biimde ortaya
karyorlar.
plak Bal arkc adndaki ilk oyunum, nce sadece tiyatro
iin bir parodi olacakt, ama bylece elbette ki belli insan tutumlar
nn parodisi olacakt bu oyunda bayala indim, bu arada en bozuk
klie tortularna kadar gittim ve gnlk dilin en u snrlarna vardm,
amacm burada, dnmn snrnda kart, allmadk bil ilinle
biimi kazanmakt, benim iin varolu allmamln iine l
mtr. Trajik ve fars, dzyaz ve iir, gerekilik ve fantezi, gnlk
ve allmadk, bunlar belki de olas dramn kurulmasnda Iahm olu
turacak eytiimsel prensiplerdir (dramatik sadece elikiler geril iminde
mmkndr). Bu surette belki de doal-olmayan kendi kkensel

1. maskarahklarla-.N.

330

331

gcyle ortaya karlabilir ve doal-ar doal olan da kendi natura


list grlerinden vazgeebilirdi.
Elernanter tiyatronun mutlaka ilkel olmamas gerektiini, planla
mann ve yzeysel uyumun reddi, ak atlaklar ve byk biimler
ihtiyacndan doduunu ve basit aralar kullanan dramatiin bu yz
den zorunlu olarak sadedil olmasna gerek olmadn ekleyeyim mi?
Tiyatronun esasen ve kkensel olarak sz tiyatrosu olduu
dnlyorsa, o zaman kendine zg bir dilinin olmas gereini
kabul etmek zordur. O zaman sadece dilde ifadesini bulan dier
dnsel alanlar ykml olur; o zaman tiyatro benzer ifade kurallar
na tabi olur, rnein felsefe ve ahlk gibi. Szn tiyatrosal sylemin
etki gcn artrmaya yardm eden bir ge olduu dnlrse her ey
baka trl olur. Bir kez tiyatro szlerden ok farkl biimde yararla
nr: diyalog ister, savamn ve anlamazln dilini ister. Eer pek
ok yazarn tiyatro dili sadece tartma ise o zaman bu yazarlarn
hanesine byk hatalar yazmak lzm. Dilin dramatikletirilmesi iin
baka yollar da var. Tiyatronun kendine zg lsn kazandrabil
mek iin sylemi nbet haline gtrebiliriz, nk bu lszlktr.
Sz ve onun sylem olanaklar en son snra kadar zorlanmal; dil
neredeyse paralanmak, bylece onun sadece son ve daha derin anlam
ifadesine devaml parasal uygunluk vermek iin tahrip olma ihtima
linden kanmamal. Ama bunu sadece dil yapmaz. Tiyatro canl bir
olaydr, her temsilde yeniden dirilir; her eyden nce gzle de
grlebilecek bir olaydr. Tiyatro grsel olduu kadar iitseldir de.
Film gibi resimler sralamas deil, bir yapdr, sahnesel tablolarn
devingen mimarisidir.
Tiyatroda her ey mmkndr: nsan kiileri canlandrabilir; ama
grnmez i dnyann korku ve oluumlar da somutluk kazanabilir.
Bu itibarla tiyatro malzemelerinin birlikte oynatlmas, nesnelere
yaam verilmesi, sahne dekorasyonunun iin iine katlmas ve belli
simgelerin sahnesel olarak gerekletirilmesi sadece uygun deil,
zorunluluktur ayn zamanda.
Sz, hareketler srkler; szn yeterli olmad anlarda yerine
pandomim geebilir. Keza sahnesel nesnellikler sz devam ettirebi
lir. Bunun nasl yaplaca baka bir sorundur. Bu konuda Antonin
Artaud deiik eyler sylemitir.

332

MICH EL BUTOR

(1926*)

ROYAUMONT'TAK TARTIMA BLDRS


1959

Rpertoire. Etudes et confrences 1948-1959, Paris I960.


Burada: Intervention Royaumont

H seyin Saliholu. Bildirinin tamam, Almancada


Helmut Scheffel'in evirisiyle Repertoire 1. Biederstcin
Verlag, Mnchen 1963 olarak yaynlanan metin zerinden
Trkeye aktarlmtr.

Ben roman yazmaya bir i zorunluluktan dolay baladm. Roman


yazmak kanlmaz olmutu benim iin. Cereyan edi ekli aa
yukar yledir: Felsefe renimi grdm ve renciliim srasnda
ok sayda iir yazdm. O arada bu iki alan arasnda byk bir iliki
hin bulunduu ortaya kt. iirlerim gerek ynden byk bir karnu
kl sergiliyordu; ar derecede irrasyoneldi, oysa ben felsefede
karanlk konulara aklk getirmeye alyordum.
Fransa'y belli bir sre terkettiim zaman, her eyi nasl bir uyum
iine sokacam sorunu ile yz yze geldim. Aratrmam, XIX. ve
XX. yzyln byk yazarlarnn eserlerinde Mallarm'nin slp iin
verdiimiz her urada hep dizeletirme abas iinde oluruz cUnl
sinin yetkin uygulamas bulunduunu gsterince, roman bu hu
kiisel sorunum iin zm yolu olarak grnd. Bu eserinde .ul
yaygnlatrabilcceiriz bir dnce olutuunu ve nesneden I" Il
tarzda betimlemenin mmkn olabileceini, bu yntemsel hctll>
menin tamamen, ak ifadesini ve sorunlarn en keskin hklllll
fenomenolojide bulan ada felsefenin gelimesi dol
L
olduunu fark ettim.
Lirik air belli bir hece lsn kullanr, bu, u da h a n >..l
gibi on ikiye kadar saylan klasik tarzda olabilir, kfil Imm l< dl/IM
olarak srrealisl tipte yaratma olabilir. air, szck Ici I" Il I<>,l
iinde oynatp sessel ve grsel istemlere uymalar iin il c
I

yaratr; o bunu onlarn derin anlamn bularak, soyarak ve onlara


salklarn ve yaayan glerini geri vererek baarr.
slp szcnn anlam geniletilip genelletirilerek her alanda
geerli klnrsa, ki bunu modern roman deneyimi zorunlu hale getir
mitir, dizelerin yapsyla ve geometrik ve mziksel yaplarla
karlatrlabilir derecede gl yaplar kullanlmas kouluyla, ve bu
yaplarn eleri birbirleriyle olan ilikilerinde airin hece vezninden
bekledii aklk kazanlncaya kadar sistematik bir ekilde oynatlr
sa, o zaman iirin glerini en yaln bayalktaki bir betimlemeden
hareketle kendi btn iinde uyumlu gstermek mmkn olur.
Romanlarm satmak iin deil, kendi yaammda birlik salamak
iin yazyorum. Omurgann vcudum iin ne tr bir ilevi varsa,
yazmann da dnsel benim iin yle bir ilevi var; ayrca, Henry
James'n bir szyle sylersek: Romanc, kendisi iin hibir eyin
kayp anlamna gelmedii bir kimsedir.
u srada roman kadar gl edebi bir biim yoktur. Onda
grnrde duygularn ya da dncelerin rn gnlk yaamn
nemsiz olaylarn ve szde gnlk konum adan ok uzak
dnceleri, sezgileri ve dleri birbirleriyle son derece doru olarak
ilikilendirebilirsiniz.
Bize her taraftan nerede ise kudurmu gibi saldran bir dnyada ak
lmz kaybetmeden ayakta durabilmemiz iin esiz bir aredir roman.
Eer okullarmzda sylenen, biimle ierik arasnda sk bir ban
bulunduu doruysa, gerein zerinde nemle durmann iyi olacana
inanyorum: Roman yazar biimle ilgili dncesinde gerei zorla
yp aa karmak iin mkemmel bir saldr yntemi ve kendi etkin
liini ynlendirecek bir are bulur.
Naif sanatlarn bizi sarstklar oluyor elbet, ama oumuz naiflikle yetinemeyiz, tekrar ona dnmeyi istemek yalan olur. Yaptmz
ey hakknda dnmeliyiz, aptallk ve kabullendiimiz aalanma
ile cezalandrlsak bile, bilinli olarak romanmz yeniliin ve
serbestliin arad yapmalyz.
nk aptallk ile saldrganlk, bilinli varlklar olarak bizi orta
dan kaldrmak iin her kede pusuya yatm, bizi gzetliyorlar. Her
gn kimi gazetelerin sayfalarndan ya da baz salonlardaki konuma
lardan yaylan kokulara tekrar tekrar yakalanmyor muyuz?
Bir roman yazar kitabn yaynlaynca, bu varolu nedeninin belir
leyici grevini yerine getirdii zaman, eseri tamamlamak iin okurun
yardmna ihtiya duyar, olumasnda ve korunmasnda besin maddesi
olarak ihtiya duyar, nk ona kii olarak, akl olarak ve bak
olarak ihtiya duyar.

334

Yazar, kendi kendinin okuyucusudur elbette, ama ok yetersiz bir


okuyucudur, kendi yetersizliinin acsn eken ve ebediyen bakalar
tarafndan tamamlanmak, hem de tanmad birisi tarafndan tamam
lanmak arzusunu tar iinde.
Sesime sreklilik kazandrabilmem iin sesimin kendi yanks
taralndan tanmas mutlak gerekliliktir. Dostlar ve tandklar bunun
iin hi de yeterli deil, huzursuzluk ve skntnn ilk ynlarnn bo
uzamndan, ok zayf olsa bile bir teselli ve yreklendirme gelmeli.
Buna yant ok farkl biimlerde veriliyor: Kitap zerine yaplan
konumalarda, konumalarda, mektuplarda, yani konumac olarak
isimsiz bir ekilde ortaya kan belirttiimiz kiiler araclyla, ama
roman yazarnn yaad ortamn ok yaln ve kkl bir ekilde yava
yava deimesiyle, hani gerilimleri ve felaketleri romann domasna
yardm etmi olan o evrenin deimesiyle oluyor; bu arada insanlar
baka trl grmeyi, kendilerini ve evrelerini baka trl grmeyi
renirler, bu sayede nesneler yeni ve geici bir denge kazanr ve bu
radan artk yeni bir serven balar.
Dile getirmemiz iin bizi zorlayan belli bir malzeme var; bir an
lamda roman roman yazar deil, tersine o szn ettiim malzeme
kendi kendini yazar; roman yazar ona sadece gn na kmas iin
yardm eden bir aratr, sadece onun doum hekimidir. Nasl bir dikkat
ve titizliin, ne tr bir sabrn bu konuda gerekli olduu biliniyor.
Karanlklar iinde kvranan belli bir blgenin kendisini kitabn
sonuna kadar yazp gn na kartlmas isteinin verdii belirsiz
ve hemen hemen ac veren sezgisinde dikkat, beklenti, gzetleme ve
yrtme, grme ve are aray egemendir; bu retim srecinde
dnme vardr, yani mziksel ve matematiksel anlamda biimleme
var, yani szcn fizikte kullanld anlamyla, sadece belli saydaki
simgeletirmeler, emalatrmalar sayesinde ve sadece belli bir soyul
.
lukta belirgin ve net olarak sonu veren bir dnce. Felsefe ile
romann iinde, onun klleri altnda oluturduklar barkl malt
matik ortaya koyar.
Romann yazmna, blmleri arasnda planladm etkileimi 1
larca inceledikten sonra, emalarn elde edince, beni bfiia hu m
yapmaya iten alanla ilgili ifade gcn yeterli grdilk t " i t i n
balayabiliyorum. Bu aletle, bu pusula ile ya da isterseniz ' o h ..
lim, bu geici haritayla kendimi donatp aratrmalarma m d >Ilm
lerime balarm. nk ie koyulmaya bu emalar olumdun >> no
edemem ve onlarn yardmyla bulduum cylr hrl " i l n
gelitirmem iin zorlar; bu, birinci sayfann yazmndan m n - >|.......
provalardaki dzeltmelere kadar devam eder; nk hu I I* n\m
IW

INGEBORG BACHMANN

manda btn organizma ile, romann hcrelerini ve gvdesini olutu


ran btn olaylarla birlikte geliir, nk ayrntlarda yaplacak her
deiiklik bnyenin btnn etkiler.
Bu itibarla kitap bitmedii srece onun nasl oluacan bile
mem, ve ancak onu bitirdikten sonra aa yukar zetleyecek durum
da olurum.
Romanla ilgili yaplan almadaki bu bilinlenme onu belli
lde rt kaldrma eseri olarak ortaya koyacak, hakl klacak kant
lar ortaya koyacak, romann dier gereklikle ne tr balant iinde
olduunu gsteren eler gelitirecektir. Roman yazar, yapt ey
konusunda bilinlenmeye ve roman, ne olduunu sylemeye balyor.
Ama kitabn iinde oluan bu dnme sadece yazarn kendisine
aydnlanma getiren genel dnmenin bir balangcdr. Onun iin sz
konusu olan kendini biimlemek, yaamna birlik salamak ve varl
na anlam vermektir. Ama bu anlam yalnz bana veremez, bu an
lam u sorunun yantnda yatar: Roman nedir? nsanlarn yava yava
bulacaklar bir yantta.

(1926-1973)

GEREK SORUNLAR/SZDE SORUNLAR


1959/60

Werke, Bd. 4, Sonderausgabe, R. Piper & Co. Verlag,


Mnchen 1984. Burada: Frankfurter Vorlesungen: Fragen
und Scheinfragen

Zeynep S ayn -B alk olu . Almanca aslndan


evrilen konumann ba ve son tarafndan uzunca blm
ler alnmamtr.

... Birtakm nesnelerin, insann elini uzatsa alabilecei kadar


yaknda olduu sylenir hep. Ben durumun byle olduuna ve birta
km eylerin herkesin elini uzatp alabileceine inanmyorum. Yeni
bir deneyim yaanarak elde edilir, yoksa el uzatp hazrdan alnarak
deil. Deneyimleri havadan kazananlar, ya da bakalarndan alanlar,
kendileri hibir deneyimi yaayarak kazanmam olanlardr. Ben una
inanyorum: Kimsenin karlamaktan kanamayaca, her zaman yeni
sorular niteliiyle ortaya kan bu ne iin ve neden sorusuyla, bunlara
eklenen teki tm sorularn (eer isterseniz, sululuk sorularn da
sokabiliriz bu kapsama) sorulmad yerde, dorudan doruya
reticinin kendisinde bir kuku ve dolaysyla da gerek bir sorunsal
olumad yerde yeni bir yaznn oluabilmesi de olanakszdr. Biraz
nce, yazarn gerek kendinden tr, gerekse gereklikle karlama
sndan tr ektii skntnn bir sonucu olarak dilsizlemeden ve
susmaktan sz edilmi olduundan, bir eliki gibi gelebilir imdi bu
durum. Ayrca sz edilen sknt, gnmzde deiik biimler
iersinde ortaya kmakta. Dinsel ve metafizik atmalar yerini insan
lararas, toplumsal ve siyasal atmalara brakm; bunlarn tm de,
yazar asndan, dil ile atmada odaklanyor. nk u son elli yln
yeni bir yazn belirginletiren tm byk yaptlar, biemler denen
mek istendiinden, ya da modern olma istei ile deiik anlatm gii
imlerinde bulunulduundan tr domu deildir. Bu yaptlar, her

337
336

bilginin oluumundan nce yeni bir dnme eyleminin itici g


ilevini grd bir formle sdrabilen her ahlkdan nce ahlksal
bir igdnn yeni -v e yine ahlk alanna giren- bir olana kavrayp
taslak olarak ortaya karabilecek gce eritii yerde yaratlmtr. Bu
noktada, bugn bize yamamaya altklar, ne yazk ki bizim de be
nimsemeye dnden hazr olduumuz sorunlarn gerekten varolduuna
inanmyorum. Ayrca bu yzylda yaplm bunca biimsel bulutan
ve yaanm bunca biime ilikin servenden sonra (zellikle yzyln
banda), bize yknmeye gitmekten, gerekstclerden daha
gerekstc, izlenimcilerden daha ok izlenimci yazmaktan, Joyce,
Proust, Musil ve Kafka'nn bulularn kullanmaktan baka bir ey
kalmadna da inanmyorum. Kafka, Joyce, Musil ve Proust da
kendilerinden nce olumu hazr bulduklar deneyimleri kullanmad
lar. Onlarn kullanm olduklarndan, seminer almalarnda ve dok
tora tezlerinde saptanabileni ise sadece yzeysel, ya da bir btnn
iersinde eriyip gitmi nitelik tamaktadr. O dneme zg ve gerek
lie ilikin saptamalarn, o dnem asndan yeni niteliini tam
olan dnce biimlerrinin kr krne alnmas, yalnzca byk
yaptlara ilikin kt bir yknmeye ve yetersiz bir yinelemeye yol
aabilir. Yaplabilecek tek ey, ne yaplmsa onu srdrmek ve
grnte harcanan abaya deinceye dek, her trl deneyimden yok
sun biimde denemek olsayd, o zaman gnmzde ounlukla gen
yazarlara kar yneltilen sulamalar hakllk kazanrd. Oysa yap,
temellerinden sarslmaya balad bile. Gndzden nce gece gelir;
kundaklar ise alacakaranlkta grrler ilerini.
Gerekliin karsna yeni bir dille klmas, sanki dorudan
doruya dil bilgi toplayabilirmi ve insann hi edinmedii deneyimi
yaratabilirmi gibi, yalnzca dili yeni batan oluturma giriiminde
bulunulduu yerde deil, ahla ve bilgiye ynelik bir atlmn
yapld yerde sz konusu olabilir. Dil, yalnzca yeniymi gibi
grnsn diye onunla oynandnda, cn zaman yitirmeksizin alr
ve bu davrann gerek yzn ortaya vurur. Yeni bir dilin yeni bir
ak olmas gerekir; buna ise ancak yeni bir ruh ierdiinde kavuabi
lir. Dili tandmz dnrz hepimiz, onu kullanyoruz diye byle
dnrz; ama yazara gelince deiir i, yazar bir trl rahat kulla
namaz dili. Dil, yazar korkutur, yazar asndan kolayca anlalabilir
bir yapda deildir. Yazndan nce var olan dil, devingendir, bir sre
iersindedir, var olu nedeni kullanlmaktr, bir kullanm aracdr;
gelin grn ki, yazar kullanamaz hu arac. Dil, istedii zaman elini
uzatp istedii kadar alabilecei, tkenmek bilmez bir malzeme depo
su deildir yazar iin; toplumsal bir nesne, ya da tm insanlarn ortak

338

mal da deildir. Dil, yazarn onunla erimek istedii ama iin yeterli
olabilecek dzeye erimemitir henz; bundan tr yazar, kentlisi
iin izilmi snrlar iersinde kalmak kouluyla, dilin gstergelerini
saplamak, belli kurallara bal kalarak dili yeniden canlandrmak ve
ona dilsel sanat yaptnn dnda hibir yerde cdinemeyecei bir ak
biimini kazandrmak zorundadr. Bu sre srasnda dil, onun gzelli
ine zen gstermemize, gzelliini duyumsamamza izin verebilir
hi kukusuz; ama dilin kendisi gerek bata, gerek sonda erimek isle
dii estetik bir doyuma deil, yeni bir kavrama gc olan bir
deiime boyun eer.
imdilik ahlk ncesi bir ahlk drts diye nitelendirebildiim,
zorunlu bir drtden sz etmitim daha nce. lk aamada, zellikle
yn gereksinimi duymayan, yalnzca bilmeye ynelik, dil ve dil
araclyla bir yerlere varmak isteyen bir dnme eylemi iin itici
bir gt bu; adna gereklik diyelim imdilik.
Bu yn bir kez tutturulduunda ve felsefe, ya da yazn alanna
giren bir yn de sz konusu deilse eer, o zaman yn durmakszn
deiicek, her defasnda bir bakas olacaktr. Bu yn Hofmannsthal'
George'den farkl bir yere gtrm, Rilke'yi Kafka'dan ayrm;
Musil, hi kukusuz Brecht'inkinden ok ayr bir yere varmtr.
inde her eyin hem filizlendii, hem de kuruduu, gerek szler,
grekse nesneler asndan rastlantsal hibir eye yer vermedii bir
yn, bir yrngeye frlatlp atltr burada sz konusu olan... Ve
bence bu durumun gerekletii yerde yaznsal bir oluumun zgn
le ilikin gvencesi, yaznsal yaptlar nitel dzeylerinin belirtileri
asndan snamakla elde edilebilecek gvenceden daha byk olur.
nk nitel dzey dediimiz ey farkllk gsterebilir, tartlabilir,
dahas kimi yerde byle bir eye gerek olmad ileri srlebilir. Belli
lde bir nitel dzeye zaman zaman orta dzeyde birinin bir iirinde,
iyi bir ykde, okuyucusuna seslenmesini bilen, akllca yazlm bir
romanda da rastlanabilir; nasl olursa olsun bir ey yapabilenler,
hibir zaman eksik olmamtr, bugn de eksik deildir. Ayrca
kiisel olarak sevebileceimiz birtakm rastlantsal baarlarn, izgi
d olgularn varln da unutmamak gerekir. Ama bir yazar gr
mezlikten gelmemizi olanaksz klan e, belli bir ynn tutulmu
olmas, kendine zg bir sorunsaln, bakalaryla kartrlmas
olanaksz bir szckler, tipler, kiiler ve atklar dnyasnn varl
dr. Akla gelebilecek tm yollarn iinden olas tek yol olarak
semitir yrngesi byle yazar; tm dnyay kendi dnyas klma
zorunluluunun bunalm iindedir, dnyay tanmlama cretini
gstermesinden tr sulu saylamaz, ve btn bunlardan tr de

339

gerek bir yazar olarak vardr. Kendi kendisinin gerekliliine inand


iin, te yandan da bu gereklilikten kamak elinde olmad iin
grevi belirginleir nnde. Bu grevi ne denli ak seik grrse,
yaptlarna da o denli youn dzeyde, gizli ya da ak seik bir kuram
sal ereve elik eder. Sk sk Rilke'nin geri byk bir air
olduunu, ama yaptlarnn dnyaya yn veren ve dnya grn dile
getiren ieriinin bizi ilgilendirmesinin gerekli olmadn sylerler,
sanki bu ierik o yaptlardan karlabilirmi, ya da zararl bir eklen
tiymi gibi. nem tayann, yalnzca tek tek iirlerin ya da dizelerin
baars olduu ileri srlyor. Ayn kiilerden Brecht'in byk bir
yazar ve en byk oyun yazarmz olduunu, ama bir komnist
olduunun, ya -Brecht'e duyulan sevgiden kaynaklanan bir jest olarakhasralt edilmesi, ya da yerilmesi gerektiini de duyarz. Kaba bir
deyile, nemli olan, gzel szcklerin, iirselliin varl, bunlar
iyi, houmuza gider bunlar; rnein o gzelim erik aalar ve kk,
beyaz bir bulut. -Avrupa'nn zedelenmi dnsel geleneini, bu ge
lenek yerini bir bolua brakmken, yaptnda yeniden canlandrma
srasnda Hofmannsthaln harcad byk aba, bouna bir aba gibi
grnmekte kimilerine. Oysa unutulmamal ki, Hofmannsthal,
gemile birtakm kurmaca bantlar oluturmasayd, ne kendi tiyat
rosunu yaratabilirdi, ne de deerlendirme gcn kullanarak denemele
rinde bir dzen salayabilirdi. -Proust, Yitik Zaman Peinde nm son
cildinde, tm yapt neredeyse bir kuramn ats altnda toplam,
yaptn oluum biimini yanstm, yaptna bir gereke kazandrm
tr. imdi sorulabilir bunu neden yapm olduu. Zorunlu muydu bu,
denebilir. Sanrm olumlu yant vermemiz gerekiyor burada. u soru
nun da sorulduunu duymutum bir kez: Gottfried Benn, neden o kk
tenci estetik grn, baka deyile anlatm dnyasna ilikin o
tasary, esriklik, younlatrma ve birincil tekil kiinin ikonumas
gibi parola szckleri sunmak gereini duydu bize? Ama Benn eer
bunu yapmam olsayd, yukardaki soruyu sorann benimsemeye hazr
olduu iirlerini yazabilir miydi? -Musikin Niteliksiz Adan adl
yaptnda yer alan deneme blmlerini yaptn bir paras saymayacak
myz? Yklmaya yargl bir topyann kurulmas giriimleri, ya da
ak seik bir istiklie ynelik aray olmakszn, bu yapt
dnlenebilir mi? Niteliksiz Aclan'\ byk klan, btn bu dnme
giriimlerinin bir araya gelii deil mi?
Tek tek yazarlar ve bu yazarlarn yanlglar ile tekyanllklar ze
rine bir yargya varilabilmcsini olanaksz klmak iin sylyor
deilim btn bunlar. Amacm, gerek bir yazarn ya da gerek bir
yaznn, bir yeninin ortaya ktn nasl anlayabileceimiz sorusu

340

gnmzde darmadank biimde sorulduunda, bu sorunun yantn


anmsatabilmek. Btn bunlar yeni ve btnsel bir tanmn varln
dan, grmezlikten gelinemeyecek bir dncenin rtl ya da ak
biimde ortaya konmasndan anlalr.

INGEBORG BACHMANN

(1926-1973)

YAZAR K OLARAK BEN


1959/60

Werke, Bd. 4, Sonderausgabe, R. Piper & Co. Verlag,


Mnchen 1984. Burada: Frankfurter Vorlesungen: Dos
schreibende Ich.

M usa Yaar Salam. Almanca aslndan yaplan bu e


viride yaznn ba tarafndan bir blm alnmamtr.

Burada betimlemeye altm gibi bir ben rol, antik adan


itibaren gnmze kadar olan bu tr edebiyatta nemli rol oynamtr.
Buna, edebiyatn en st dzeyinde olduu gibi, en alt ve en baya
biimlerinde de rastlyoruz. Eletirel ve titiz bir okur, bu kendinden
emin, gcn yitirmeyen beni, an trnn tannm rneklerinde
ayn doallkla kabul eder. Aptallam ve apallam bir okur
kitlesi, bu okurlarn yzlercesi, bugn an yaznnn dkntlerini
yutarcasna okuyup SS-generallerinin, gangster ve ajanlarn beninin
etkisi altnda kalyor; nk kahramanlarn beni, en basit rollerde
de olduu zere (tarih, yakn ve ada tarih), en fazla ikna edici ve
ulalmas en kolay bendir. Kendini zel olarak tantmasna gerek
yok, bu bene gven duyulup kulak veriliyor, nk yazarn kahra
manlklar veya iledii sular, zaten toplumu etkilemitir.
Ancak bu en basit rol, yazarlarn ou tarafndan canlandrlmyor.
te zellikle bu yazarlardan bahsetmek istiyorum, onlarn
benlerindcn, sadece ok gen yata iimizde phe uyandrmayan,
bize zde bir ben gibi grnen bu benlerden sz etmek istiyo
rum. Kim onalt yalarndayken bir kitapta, bir iirdeki bene, daha
dorusu yazarn kendisine rastlamad ki; neredeyse kendimizi onun
yerine koyardk, nk o ben sen ve sen de bendi. O gven
dolu, byl yalarda, til snrlar ite bylesine belirsizdi: Bir rol
deiiklii bile sz konusu deildi, nk ortada rol yoktu. Burada
sadece ben vard ve o da ok basit grnyordu. Szgelimi bu

ben, alk ve sknt ekiyor, dnyor, hissediyor ve biiliin bun


lar biz de yayorduk. Bu ben gl ya da zayf, stn ya da zavall
ya da hepsi birden oluyor, birka saat ya da bir ay iin bunlarn hepsi
ni biz de yaayabiliyorduk. Sonra bunu baka kitaplar ve baka iirler
izledi, dier bir deyile baka benler. Onlar da ayn eyi yapp
srekli kendi benimizin yerine getiler. Ancak bu igaller, bizlerin
ok farkl birer ben olmamz ve ksa bir sre sonra kitaplardaki
yabanc benlere kar kmamz, onlar daha dikkatli,incelememizi
ve bu benlerle kendi aramza mesafe koymamz nlemedi. Bu
ben btnlnn dalmasnn ardndan bu kez de yeni bir
deneyim kazandk. Yazarn bene yapt mdahaleleri fark ettik ve
nihayet edebiyattaki btn ben trlerini rendik. Kurmaca, gizli,
sadeletirilmi, mutlak lirik olann ve bir dnme kiisi, eylem
kiisi olarak beni, yani ieriksiz ya da konuyla i ie olan bcni
tandk.
Bununla birlikte en basit ve basitliinden dolay da en fazla gze
arpan ben ile konuya girmek istiyorum. Biraz nce sylenenlerden
sonra bir yazarn (eer tarihi bir ahsiyet deilse) bizlere adn ve ken
diiyle ilgili btn bilgileri de belirtmek suretiyle kendi benini
tantmas, pek mmkn grnmyor. Sanki bu ben, inanmaya
deer, sanki bir kurmaca olmakszn varl ilgimizi ekebilmekte ve
sanki insan kendi kiiliini, yaamn bir kitaba aktarmadan tayabi
lirmi. Byle bir beni, yani ben kurgusundan kurtulmak gibi
inat ve son derece tehlikeli bir giriimi Henry Miller'in eserlerinde
grp hayran kalyoruz. Bu, modern fransz edebiyatnn izgi d
yazarlarndan Louis Ferdinand Clinede daha belirgindir. Henry Milin
ve Clinein eserlerinin tam anlamyla otobiyografik olup olmad
konumuzun dnda, ayrca bunun snanmas da mmkn deil. Bi/
sadece ben kurmacasndan vazgeme giriimi ilgilendiriyor. Ant
trce gibi grnen bu giriim, daha az yetenekli olan yazarlar iin bl
sorun tekil edebilir. Hatta bu giriim, Cline ve Miller iin de, / I
likle Miller iin zaman zaman sorun oluyor.
Clinein Gecenin Sonsuzluuna Seyahat1 adl romannda -I..........
bandan geen olaylar, yaantlar ve deneyimler, yazarn L udi
tarafndan yaanmcasna anlatlr. Yoksullara cretsiz olmal hal
makla grevli bir hekim vc yazar olan Cline, kendini diil- lh dol
toru olarak tantyor. Adnn Ferdinand olduunu syleyen d o l i m
sava srasnda cephede, ardndan smrgelerde, sonra N> a t m .1 >
bulunmu ve daha sonra da Paris'in bir banliysnde r m lar
mi

y Reise ans Eule der Nacht-. N.

342

amtr. Yaratt kahraman, yani ben, ayn ad tayp ayn eyleri


yaamaktadr. Cline geree nfuz edip yazar ile beni birbirinden
ayrmamza izin vermiyor. Yazar Cline, roman kahraman Cline ile
(aynen yazar Miller'in roman kahraman Miller ile zde olmas gibi)
zde olduundan, ben de konu da ynlendirilemiyor. Btn olaylar
son derece rastlantsaldr,nk bireyin yaam, kendisine veya
bakalarna ne kadar ilgi ekici ve hareketli, hatta anlaml grnrse
grnsn, seim yaplmayan bir yerde, ham malzeme olan yaamn
dzene sokulmad bir yerde, tmyle anlamsz kalyor. Salt yaam,
okuyucu iin bir anlam tamaz. Miller ve Cline'in benlerinin
srekli klnabilmesinin tek nedeni, kargaay abartl bir ekilde
tekrar eden bir dile sahip olmalar ve yaamlar dilin iinde eriyip
kaybolana kadar konuuyor, konuuyor ve yine konuuyor olmalar
dr. Cline, klhanbeyi diliyle ylesine grlt patrt yapp, sert
tartmalara girierek hrgr karyor ki, sonunda baka zamanlarda
kimsenin umursamayaca fakir fukara ykleri, bu laf kalabal
sayesinde btn yoksullarn sefaletini temsil etmi oluyor.
Ben e'bette kendi geleceimi de dnyor, fakat bunu yaparken
bir eit hezeyan duyuyordum, nk srekli olarak, bastrmaya
altm, savata vurulup lme ya da barta alktan lme korkusu
nu duyuyordum. Mutlaka lme mahkm edilmitim ve ktm. Bu,
bir kbustan daha beterdi. Bizden fazla uzakta deil, yz kilometreden
daha yakn bir mesafede cesur, mert, silhl ve ak gibi yetitirilmi
milyonlarca insan beni ldrmek iin bekliyordu. Eer kar taraftakilerin onu lime lime etmelerini istememi olsaydm, bu sefer beni
Fransz, lar sktracakt.
Yoksulun nnde gebermek iin iki mkemmel yntem var: Ya
barla, evresindekilere btnyle kaytsz kalmas, ya da savata l
gnlk boyutuna varan bir ldrme kudurmuluu. Eer seni
dnyorlarsa, o zaman da sadece sana nasl ikence edeceklerini
dnyorlardr. aresizlik veya kan revan iindeysen, ancak o zaman
ilgilenir seninle bu kpolular! 1
Bir dier sayla:

Orada yaplanlar, yani insanlarn tereddt etmeden, karsndakini


grmeden birbirlerinin zerine kurun yadrmalar, yasak deildi! y
leyse btn bunlar bir yanlg olamazd! Bunlar, grlt patrt
kopacak diye ekinmeden yaplabilecek eylerdi? Bunlar, adeta bir

1. Louis - Ferdinand Cline, Reise ans linde der Nacht, Rowohlt Verlag,
H a m b u rg 1958, s.71.

344

lotarya, bir nian treni, bir initsel a v 1 gibi arbal kiilerce


onaylanyor, hatta dpedz tevik ediliyordu!... Hibir ey istememek
Birdenbire savan tm iyzn fark ettim. Masumiyetimi kaybet
initim... Ah! u an, buras yerine hapishanede olmak iin neler ver
nezdim. Ah aptal kafam! Keke akllca bir nlem olarak bu ilc
henz kolayken, daha vakit varken, bir yerlerden bir eyler alsaydn
ya. nsann aklna hibir ey gelmiyor! Hapishaneden canl olarak
kyorsunuz, fakat savatan canl olarak kamyorsunuz. Gerisi hava
ile civa.2
Kitap bir aresizlik lna dnyor ve aresizlik onun
smrgelerde, Amerika'da ve Paris'in banliysnde lk atmasna
neden oluyor. Onu her zaman tanmlayan szck, aresizliktir.
Evlerin ucu buca gzkmeyen duvarlarna, o sonsuzlua kadar
uzanyormu gibi grnen kaldrm talarna, kiremit ve kirilere, o
abartlm tek dzelie baktmda, gittike daha fazla yorulup daha
ok mitsizlie kaplyordum. Bir de o adm ba ticarethaneler ve
ticaret anlay, zenti dolu reklamlarn cerahat dolu banlar hii
minde ortaya kan, bugnn dnyasndaki kangren.3
Miller'in kahraman ile olan, yani yazar Miller ile olan ilikisi
daha karmaktr. Bu iliki, yazarn uysal, akn bir otodidakt olarak
bizzat kendine ait gizli dncelerinin farkna varmad yerlerde, zel
likle de bu yerlerde daha karmaktr; rnein Plexus adl romanda
Benn'e, Dostoyewskiy'ye ya da Spengler'e olan hayranln sayfalarca
anlatt yerlerdeki gibi. Yaad gnlk, en sradan olaylara dikka
timizi ekmeyi baarmakta, ama kendi dnsel geliimi, bilgisi ve
dnceleri sz konusu olunca bu baary gsterememektedir, nk
bir kitapta gereksiz eyler anlatlabilir, ama gereksiz dnce dile gel i
rilemez.
Dnceler bir gnceye kaydedilmi olmak kouluyla kabul
edilebilir; ancak bir roman kahramannn, tutarsz bir ekildi
dncelere boulmas uygun olmaz, nk gnce yazarnn. m
yazarn beni, daha farkl bir dayanklla ve kapasiteye salipll Hu
ben, aynen Andr Gidede olduu gibi, Jammes'in isalhr*
gelmi olduunu, bir seyahat iin hazrlk yapldn ol lhllt,
Bir eit takip av olup, binicilerden biri tilkiyi oynar ve i/ll v n
att kk kt paralar ile belli eder. D ier av clar onu lklp ell v
alr. - . N.
Ayn eser, s . 15. Yaplan alntdaki birinci ve kinci cllnli'h u n
ye r deitirm itir.

mm i

3 . Ayn eser, s. 176.

345

hangi kitaplarn okunmu olduunu, hangilerinin okunmas gerekti


ini kaydedebilir. Bu ben, dncelerden, ba arsndan, havadan
bahsedip hemen ardndan, mevcut siyas ya da yaznsal durum
hakknda bir fikir ortaya koyabilir. Her ne kadar gnce beni
geliigzel hareket ediyor gibi bir izlenim uyandryorsa da, doutan
seicidir, nk ben, btn bir Andr Gide olarak ortaya kmayp
yleymi gibi poz vermektedir. Bunu yazar Gide'i kmsediim iin
sylemiyorum.
Gncedeki ben, daha baka bir zellie de sahiptir. Onun, aynen
mektuptaki bende olduu gibi, ben kiisini yaratmas gerekmez.
Metnin iine beni almaktan baka aresi yoktur. Hibir eyi
yerinden oynatmas da gerekmez, srtna birtakm ilikiler yklenmez,
adm adm ilerlemekte veya komakta, ara verebilmekte, her eye el
atabilmekte ve her eyden yine vazgeebilmektedir. nk bu ben,
metne yaam olarak, boyutlu biimde girmez. Bu, bize bir eliki
gibi grnr; bunun nedeni ise, gnce biiminin en znel, en doru
dan tr olarak kabul ediliyor olmasdr. Tm znelliine, ifade ve
aklamalarn samimi olmasna ramen, kiiyi gizler. Gncelerde
ben, srekli olarak ben diye geer, fakat buna ramen yazar, akl
sr ermeyen bir ekilde, gzlerden rak kalm ve zorunlu olan
biimin, yani ben biiminin arkasna snmtr.
Gnce, zorunlu olarak ben biimindedir. Roman ve iir byle
deil; roman ve iirin seme hakk bulunup daha baka imknlar
olduundan, pek ok ben seenei, ben sorunu var. Ayrca, yal
nz bu iki trde beni ya da yeni ben anlayn tahrip etme ya da
ortadan kaldrma ilei kar karmza. Neredeyse kanttan g alma
yan bir roman beninin, bir iir beninin bulunmadn iddia ede
bilirim: Konuuyorum, o halde varm. Bu kantlama, eer metin
ben biiminde deilse yazarlarn ska karlat u soruyu geer
siz klar: Aslnda konuan kimdir? Kiiler hakknda unu ya da bunu
kim biliyor, onlar kim ynlendiriyor, onlar kim getirip kim
gtryor ve hangi hakla, anlatlacak olan konuyu kim seiyor?
Makul bir soru. Yarm yzyl nce hu soruyla keye skan Tutarl
Naturalizm, daln ayrntl, zenli bir nesnellik istiyordu. Bugn
Fransa'da baz gen roman yazarlar davran bir tarzda dzyaz
yazyorlar. Bu dzyaz, zan altnda kalmamak iin davran ve nesnele
ri abartl bir biimde betimler.
Neyse, ben konusuna gen donelim. -Olduka eski bir kitap var;
bu kitap, bir tren komplimanndaki yolcularn betimlendii bir
sahne ile balar. Bu sahne, hakknda bakaca bir ey renemediimiz
bir ben tarafndan anlatlyor. Bu bcnin, yazarn bizzat kendisi

346

mi, yoksa yazar tarafndan kullanlan bir ben mi olduunu biliyo


ruz. Buradaki ben, yolcularn evlilik zerine yaptklar bir sohbeti
anlatmaktadr. Yalca, kr sal bir beyin mdahalesi sonucu, sohbet
anszn edepsizlik boyutlarna varacak derecede hararetli bir tartmaya
dnverir.
Kr sal bey, sessiz, ve grnrde sakin bir ekilde: 'Benim kim
olduumu tahmin etmisinizdir herhalde?' der.
'Hayr, henz o erefe nail olmadm.'
Acele bir ekilde hepimizi srayla szerek: 'Bu, o kadar byk bir
eref deil. Ben Pozdnievim, sizin im ettiiniz blmn kahrnm
nym. Kahramann kendi karsn ldrd u blm' der.1
ki sayfa sonra anlatc kr sal bey ile ba baa kald zaman
szne devam eder:
'Madem yle, peki size anlataym. -Ama gerekten duymak isli
yor musunuz?'
kinci kez, kendisini seve seve dinlemek istediimi syledim. Ilr
sre sustu, elleriyle yzn ovuturdu ve sze balad:...2
imdi gelecek olan itiraf, Lev Tolstoy'un K ryer Som/'ndun
tanyoruz.
Size bu yknn giriini sunmak istedim, nk bu, modern bir
ben anlats, hatta ift ben anlats konusunda klasiklemi bir
rnektir: Daha nemli olan dier bir ben kiisini dinlemek ve iliral
bize gizli bir ekilde aktarmak iin ereve eylemin iinde bir hem*
ne srlyor.
Ben anlatsnn daha ilgin bir eidi de var: Bir yaymc-bct
ne srlp eserdeki esas ben gizlenmeye veya yabanclatmlmy
allmaktadr. Dostoyevskiy, ben anlatsnn bu eidine simittir
korkusundan dolay bavurmutur. ller Evinden Manzaralar mili
romannda, iki kez ben olarak yer almakta ve yaymc olarak, t|lltl
ldrmek suundan dolay Sibiryada on yl hapis yatm Alexml(M
Petrovi Goryanikof diye biriyle tanm olduunu ileri SrfooMU
dir. Dediine gre kendisi, bu hkml ldkten sonra mahkmlltritl
yaamn betimleyen bir defter bulmu -ne var ki, biz. bgllll I )tlll
yevskiy'nin kendini kamufle ettiini, bizzat kendisinin, hem lif hln
baka nedenlerden tr Sibirya'da hapis yattn elbette hlllvot/
Hazrlayc olarak nszde ok temkinli bir ifade kullaniyo

1 Leo Tolstoi, Die Krelz.crsonate, Alm ancaya eviren A ltln I ilm,


Insel-Verlag, W ie sb a den 1957, s. 16.
2 Ayn eser, s. N,

H7

Bana, btn bunlarn birbirleriyle pek bir ilgisi yokmu gibi


geliyordu... Bu blk prk ksmlar birka kez olkudum ve bunla
rn neredeyse anormal bir durumda iken yazlm oldiuuna kanaat ge
tirdim. Buna ramen -kitabn bir yerinde bizzat ketndisinin 'l Bir
Evden Manzaralar' diye adlandrd -b u notlarn ilgimi ekmediini
de pek syleyemem. Kendisinin betimledii, amcak bizim iin
btnyle yeni ve imdiye kadar henz hi betimlenmemi olan
dnya, baz olaylardaki tuhaflk, orada mahvolup gidien halk hakknda
baz zel dnceler, ite btn bunlar beni cezbettti ve bazlarn il
giyle okudum. Elbette yanlm olabilirim. Onun iin imdilik, s
namak zere birka blm seiyorum; varsn okuyucular kendileri
karar versin...1
Dostoyevskiy'nin zorunlu olarak bavurduu bu yntem, bir bece
rinin domasna neden olmutur. Hangi vesileyle ortaya kt ok
tan unutulmu olsa bile bu beceri ilgin olmaya dlevam ediyor. Bu
herkese bilinen dzenlemeye, bu elbette yanlmu olabilirim ve
onun iin, snamak zere birka blm seiyorum szlerine bugne
kadar romanlarda ne kadar da sk rastlamzdr. Bu (dzenleme, zeri
mizdeki etkisini hibir zaman yitirmeyip merakimizi! uyandryor; bizler, bu ben ile oynanan saklamba oyunu zerine Itahmin yrtmek
ten holanyoruz. Bu benin gerektii biimde ortaya kabilmesi
iin saklanmas gerekiyor.
Italo Svevo, Zeno Cosini adl romannda ok farkl bir yol
izlemiyor. Hastalarn psikanalizle tedavi eden bir doktor, hastalarn
dan Triesteli bir tccar olan Zeno Cosini'nin tutmu olduu notlan
belli bir art niyet besleyerek yaynlamtr. Bu notlar, hastann
psikanalizi ciddiye almamas, divana uzanm ak istememesi ve
yaamn kendi bana incelemek istemesi sonucu ortaya km.
Fakat biz Italo Svevo ile yine XX. yzyldayz ve ite bu nedenden
dolay nmzde yalnzca anlatan ve bylece ruhunu arndrmay
uman (Rus anlatclarnn itiraflarnda olduu gibi) bir ben deil,
artk kendi beni kendisine rktc grnerftir ben var. Zaten ese
rin talyanca bal La coscienza di Zeno idi, yani Zeno'nun Bilin
ci. Eserde egemen olan soru ise: Ben kimim? sorusundan bakaca
bir soru deil! Geri grnrde, sadece sradan bir insann ocuklu
undan bu yana olan geliimini izliyor ve ilk kez gizli olarak nasl
sigara imeye altn, boa geirdii rencilik yllarndan
babasnn lmne kadar olan olaylar, Ada'ya duyduu karlksz
1 F. M. D ostojewski, Aufzeichnungen aus e in e m T otenhaus, Piper Verlag,
M n chen 1958, s. 15.

348

ak ve artc bir ekilde onun irkin kzkardeiyle nianlanmasn,


onu aldatmasn, fakat bu ihanetinin burjuva aile yaamn hi mi hi
olumsuz etkilemediini, bir irketin kurulmasn, Birinci Dnya
Sava'nn patlak veriini ve bu sayede kararsz bir ekilde gnlerini
geiren Zeno Cosini'nin harekete geip karaborsacla bulamasn
reniyoruz. Bir Chaplin karakterine sahip bu bo yaamn ve her
hangi bir sonu dourmayan, dramatik dahi olmayan olaylarn
artc komiklii, yceliini bu benin sat k sayesinde elde
eder. Yakaland hastaln ne olduunu renmeye alp grenemeyen, gerei arayp bulamayan, yaamn hem yle, ama ok daha
deiik bir ekilde anlatabilen bu hastalk hastas Cosini, yle
haykrr:
Yazl bir itiraf hep yalan doludur. Dilsel adan ar olan her
szck ile yalan syleriz! Eer o (burada kastedilen psikanalizcidir),
eer o, konuurken yalnzca dilsel olarak kendimizi yeterli bulduu
muz konular setiimizi, szlk kullanmamz gerektirecek dier
tm konularn neredeyse tamamn atladmz bir bilseydi.
Yaammzda yer etmi olan blmler arasndan anlatmak istedikleri
mizi bu ekilde seiyoruz. Szgelimi, eer yaamm kendi lehemde
(burada kastedilen Triest lehesidir) anlatmama izin verilmi olsayd,
hayatm ok daha farkl bir grnme sahip olurdu.1
Italo Svevo'nun beninin bizlere neleri kefettirdii, ne gibi
olanaklara el att, bugne kadar pek anlalamamtr. Triesteli bir
soytarnn klnda dolaan bu ben, neredeyse hi kullanlmam,
tkenmemi bir bendir. Bu ben haylaz, yalanc, ok bilmi, szn
hi mi hi esirgemeyen bir bendir; bir bakmz ki bizimle dalga
geiyor, nk dmzde ona ait olarak canlandrdmz yz, kh
ideal bir yz, kh bir maske, sonra da anszn yine kendi gerek yz
oluvermi. Bu ben, kendi younluu ve sahip olduu zelliklerin
hi farknda deildir, zaten baka bir yazarn ortaya kp, kendi
Niteliksiz Adam2m ayrntlaryla gzler nne sermesine de ramak
kalmtr. Svevo'nun trajikomik kahraman bir doktordan tekine
koup, tedavileri pei sra tamamlad, doktorun yanlmasna neden
olan psikanalizin onu bir anlar servenine srkledii, ama bundan
olduka tuhaf bir ekilde kendi yntemiyle kurtulduundan lr,
Svevo'dan daha nl olan dostu ve hayran James Joyee, yle
1 Italo Svevo, Z eno Cosin i, A lm an c aya eviren P ie ro Rism ondn,
R o w o h lt Verlag, H a m b u r g 1959, s. 419.
2 R obert Musil'in yazd ro m a n olup zgn ad D e r M a lin e
Eigensc haften(i\r. - . N.

349

yazmtr: Onu esas ilgilendiren konu, romanda zamann ele aln


biimiymi. Gerekten de Italo Svevo'nun beni, bu yzylda yazn
alannda elde edilen en nemli baarlardan saylan zamann ele aln
masna imkn tanyor.
Bizzat kendisi unu syler:
Gemi, her zaman yenidir: Yaam nasl ilerliyorsa, gemi de
srekli deiiyor. Gemiin unutulmu gibi grnen baz ksmlar
yeniden ortaya kmakta, baka ksmlar ise, daha az nem tadkla
rndan unutulmaktadr. imdiki zaman, bir orkestrada yer alan
mzisyenleri idare ediyormuasna gemii ynlendiriyor. te,
gemiin zellikle bu seslere ihtiyac var, baka seslere deil. Bylece
gemi, kimi zaman uzun, kimi zaman ksa grnr; bazen tnlar,
bazen suskunlua gmlr. Gemite kalan olaylardan bugn etkile
yecek olanlar, o a sadece aydnlatmak veya karartmak zere belir
lenmi olanlardr.1
Bundan dolay, XIX. yzyldaki ben ile (hatta romanlardaki
olaylara k tutan biricik merci olan ve bu zelliinden dolay bu
konudaki en gzel rneklerden saylabilen Goethe'nin Werther'indeki
ben ile), yani eski ben ile Coscienza di Zeno gibi bir eserdeki
ben arasnda derin bir uurumun bulunduu, bu ben ile daha
sonra szn edeceim Samuel Beckett'in beni arasnda da yine bir
uurumun var olduu grndeyim. Benin urad ilk deiim,
onun artk hikyenin iinde yer almayp benin iinde hikyenin yer
alm asdr. Bunun anlam udur: Benin kendisine soru
yneltilmedii ve hikyesini anlatabileceine inanld srece,
hikyesi de garanti ediliyor, bu garantiye, kii olarak kendisi de dahil
ediliyordu. Ben dalmaya baladndan beri, ben ve hikye,
ben ve anlat artk gvence altna alnmyor. Ne okuyucu, ne de
yazar Italo Svevo, Zeno Cosini'nin bu beni iin kefil olmaya raz
olur. Fakat buna ramen, belki zellikle de bundan dolay ben,
gvenliini yitirdiinden tr avantaj elde etmitir. Svevo'nun
beninin olanakl kld zamann yeni ilenii ve bununla birlikte
malzemenin yeni bir ekilde ele aln, bu yolu aan bir rnektir
sadece. Bu yolda gerek anlamda ilerleyen yazar, Yitik Zaman Peinde
adl roman ile Marcel Proust olmutur. Eer Proust benini, u
romanms benini grevlendirip bir araya kartarak omuzlarna
dev bir roman yklyorsa, bu, bir kii, hatta eylem yaratcs olarak
gvendii iin barol verdii anlamna gelmez; aksine benin hatr
lama yetenei -yalnzca ve yalnzca bu meziyetidir bunun nedeni,

yoksa bakaca bir nedenden tr deil. rneksellii sadece tank


olarak baaran bu ben, artk sorgulanmyor, daha nceki anlamyla
konuturulmuyor, itiraf ettirilmiyor, aksine olay mahallerinin hepsin
de -olay cereyan etse de etmese de Combray'da, Balbecde, Paris'de,
Guermantes Desi'nin evinde, tiyatroda-, ksacas olay mahallerinin
hepsinde bulunmu olduundan, katil olan zaman tarafndan yoluna
devam etmeye ve unutmaya zorlandndan ve eer bir koku, bir tat,
bir szck, bir sada gemii -y e r ve simalar- geri getirdii takdirde
zaman ortadan kaldrabileceinden, bizzat grp yaadmz ve
beni haberdar ettiimiz eylere gerisingeri dnveriyor. Benin
uzun bir sre iin ortadan kaybolmas, Proust'un romanlarnda
grlen bir zelliktir. Swann-kitabnn tamam ve baz baka blm
ler, bamszlam ve nc ahsla anlatlyormu gibi grnyor.
Oysa yerini alan, zaman iindeki yerini alan ve bugne dek hi kimse
tarafndan aratrlmam ansal derinlii fetheden, bu bendir. Bun
dan dolay anlatc ben, birinci kitabn sonunda ardndan gelen
Swann-kitabn u szlere dayandrr:
Bylece ok kez sabahlara kadar, Combray'deki gnlerimi,
hznl, uykusuz geen akamlar dnyordum. Ayrca, yaadm
pek ok gn de dnyordum; bunlar ok sonradan, bir fincan ay
yudumlarken aldm o tat, srasnda tekrar hatrlamtm -Combray'de
buna ayn 'aroma's derlerdi. Bu gnleri tekrar hatrlaymn bir
baka nedeni de, baz anlarm ile, bu kk kenti terkettikten uzun
yllar sonra, ben domadan nce Swann'n bandan gemi bir ak
maceras hakknda rendiklerimi biraraya getirmem olmutu. Nasl
ki, bazen yzyllar nce lm biri hakknda en ince ayrntlara kadar
bilgi edinebiliyor, fakat bu, en yakn arkadamzn yaam sz
konusu olduunda pek mmkn deilmi gibi grnyorsa, nasl ki,
bir insann bir ehirden baka bir ehire sesini duyurmas, iletiim
aralar icat olup da, bu sorunun stesinden gelininceye kadar
mmkn olmamsa, benim doumumdan nce meydana gelmi olan
Svvann'n bu ak maceras hakknda rendiklerim, olayn en ince
ayrntsna kadar uzanr. Birbirine geercesine birletirilen btn bu
anlar, bir tr yekpare bir kitleye dnmektedir. Buna ramen eski ile
yeni anlar arasnda, bir fincan ay yudumlarken alnan o tat srasnda
yeniden hatrlanan anlar ile aslnda daha baka insanlara ait olan ve
benim sonradan devraldm anlar arasnda, yarklar deilse de, kk
atlaklar ya da kaynan, yan veya 'formasyonun' farkl olmasndan

1 Ayn eser, Sonsz, s. 467.

350

351

dolay baz talarda, zellikle de mermer eitlerde rastlanlan damar


oluumlar ve renk farkllklar bulunuyordu.1
Acaba bu ben, u Marcel, bir roman-ben>i dendiinde genelde
dndmz ey ile en fazla hangi noktalardaenzerlik gstermek
te. Bu benzerlik belki de, Albertine'ye olan akinn anlatld Tutuk
lu adl eserde en youn biimi alyor. Bu eserd; samimiyet ve itiraf
okuyucuyu hibir zaman bylemiyor -nk bu ben, sanki bu
konuda uzmanlam gibi her tekil deneyimini lir deneyim btnne
aktarp bu btn ok dzenli bir bilgi yla lydnlatmaktadr. Bir
ben bildirisinin aktarlmas, znel olann nesnele dnerek
zlmesi konusunda Proust'un, Guermantes Ilesi'ne olan akn
dile getiren cmleler belirgin bir rnektir:
Ona hemen orada k oldum, nk baze bir kadn sevebilmemiz iin onun bize kmseyerek bakmas, bizim hibir zaman
ona sahip olamayacamz dnmemiz yet;ryken -M atmazel
Swann'm. bana yle baktn zannediyorum-, bazen de, Madam
Guermantes'in yapt gibi, onun bize dosta bkmas ve bizim, bir
gn gelip onun bize daha da yaknlaabilecein dnmemiz yeterli
olabilir.
Ksacas, ona hemen orada k oldum sz, ardndan gelen bizcmleleri ve aklama cmleleri ile hemen dstekleniyor. Sadece
ben aklamalarnda bulunmak isteyiimi, hein yalnzca Proust'unki gibi bir ben hakknda byle ok ey sylenebileceini, sradan
deneyimlerimiz arasnda sadece istisna olarak )er alan zel bir alg
lama becerisine sahip bu beni byle abuca< terketmek zorunda
kalmzn insann zoruna gideceini anlyorsurmzdur umarm. Ernst
Robert Curtius bu konuda yle der:
O (bu tr bir alglama kastedilmektedir), -ormal bilincin daha
baka bilin hallerine gei yapt snrda y<:r alr. Bu alglama,
mistik ruhbiliminin ayrntl bir ekilde 'derin tak' olarak tanmla
d durum ile rtlmektedir: Gren ile grleri ey arasnda gerek
iliki kuran bir tulum.2
Prouslc bci pek ok grevi var, ama fer eyden nce o bir
aratr, bir bilmece deil Sakin davranp kendi kavrama yeteneine
gveniyor. Gemi /,mm ararken bu ben, bir bilgiyi aktaracak
1 Marcel Proust, Aul d e r,Suche nach der verloreneii Zeit, Swanns Welt,
Almancaya eviren F.vn Hechel Mertens, Suhrkamp Verlag, Frankfurt/M.
1958, cilt 1, s. 276.
2 Emst Robert Curtius, Franzsischer <Icisi im zwanzigsten Jahrhundert,
Francke Verlag, Bern 1952, s. .120.

352

olan kiinin roln stlenir. Elbette ki o, para para sonular elde


etmeyip tm yaantmz yeniden canlandryor; bu nedenle bir
toplamdr.
Bizleri zamann derinliklerine deil de varolu lbirentine, ruhun
iinde bulunan canavarlarn yanna gtren esrarengiz bir beni, al
man roman Hans Hcnny Jahnn'n Flu ohne U fer1 adl eserinde
yaratt. Eserin kahraman olan Gustav Anias Horn, krk dokuz yana
basmasnn ardndan, srekli bir mitsizlik iinde kendi gemii ile
ilgili gereklerin, ilemi olduu ve aydnla kavumam bir suun
izini bulmak iin, kimseye bavurmadan, yaz yazan kendi benini
parmaklarnda pheyle gzetleyip yalnz kendisi iin yazmaktadr.
nemli olan, oalan, arszca oalan eylem eleri deil, hikyesini
hi kimseye anlatmayan, yalanlardan ve geleneklerden saknmak
suretiyle kendi kendisinin yargc yapveren yazan kiinin konumudur.
Ancac Hans Henny Jahnn iin ben duraan bir deer deil de bir
bilmece olduundan, srekli deiip cokun bir denizin iinde alaya
rak geici bir ekilde kendini yenilediinden ve vaktiyle bu benin
nasl grndn, kim olduunu belirlemek artk mmkn olmad
ndan, zorluklar almaz gibi grnmektedir. Sorumlu tutulup
yarglanabilmesi iin zn deimeyen biimini bulmak mmkn
deildir. Titizlik tutkusu onun belirgin olan tek zelliidir; bu tutku,
benin gemiteki baz mnferit olaylar aydnla kavuturabilecek
kiilerle iliki kurmas derecesine varr. Bylece gemi, imdiki zamada devam edecek ve Horn kendisini ldrecek insana rastlayacaktr.
Horn, u fikre saplanp kalmtr: Bir mahkeme durumasnn ortasndaym; olup biten her ey, mahkeme nlemleriyle ilgilidir;
soruturma ve mahkeme kararnn konusunu ise, benim yaamm
oluturuyor. Kap kurtulmak mmkn deil.2
Horn'un beni, duyduu zlemi yle ifade ediyor:
u kalle dnyada benim gvenebileceim bir ey olmal
-yazgmzn ve davranlarmzn imaj arptlamamal.
Ben, artk belirli bir kii olamayndan dolay dertlidir, kendi
sini bir kii olarak tanyabilecek her trl balant, yakn iliki kop
mu durumdadr. Rastlantsal bir olayn iinde kendisinin bir ara
olduunu fark etmektedir.

1 Kys Olmayan Irmak -. N.


2 Hans Henny Jahnn, Flu ohne Ufer, Werke und Tagebcher in sieben
Bnden, Hoffmann und Campe Verlag, Hamburg 1974, eilt 3, ikinci
ksm, Gustav Anins Horn'un yazlar, s. 350.

353

Ben, bireyin o zayf konumundaym, dnmeye alan bir


dnek -bamlln, yaad adaki gelien hareketlerden ve alman
nlemlerden tanyan, kulaklarnda telffuz edilen, retilen ve iln
edilen szckler nlayan, bu szcklere gre yarglanan, onlarn
arasnda len ve artk onlara inanmayan bir dnek. Elektrik santralle
rine, kmr ocaklarna, petrol yataklarna, maden ocaklarna, yksek
frnlara, hadde fabrikalarna, katran rnlerine, toplara ve film ve tel
graflara inanmayan- bir yanllk olduunu varsayan biri.1
Bu ben, hi karsnda bile bir araya ynelip, bir eyler bulup
kendini yarglamaktadr; ackl durumunu yalnzca bir aln yazs
olarak gryor. Fakat bir eyi daha, Jahnn'n yazg dedii eyi de
tanyor.
Szn etmek istediim son ben olan Samuel Becektt'in beni
iin bunlarn hibiri sz konusu deil. A dsz adn tayan ve ba
sonu olmayan son romannda o, yapt bir monologda umutsuz bir
ekilde kendini arar. Mahood adn tayan bu ben, artk hibir ey
yaamyor, anlataca bir hikyesi de yoktur. Bundan byle sadece ba
ve gvdeden, bir kol ve bir bacaktan oluan bir varlk olup kmtr.
Bir iek sakssnn iinde yaamakta ve soru sorabilmek iin dikkati
ni toplamaya, dnmeye, yalnzca dnmeye almakta, -iyi de ne
soracak, zaten sorun da budur!- ite bylece soru sorarak hayatta
kalmaya almaktadr. O sadece kiiliini, hatta kimliini, belirgin
deerlerini, zgemiini, evresini ve gemiini yitirmekle kalmam,
suskunlua olan tutkusu onu ortadan kaldrp mahvedecek bir tehdit
oluturmutur. Dile olan gveni ylesine sarslmtr ki, allagelen
bir benin ve dnyann sorgulanmas gereksiz kalr. Daha nce de
belirttiim gibi ben nce kendisini evreleyen hikyenin iinde yer
alyor; Svevo'da, Proust'da ise hikyeler, benin iinde yer almakta
drlar. Baka bir deyile, sonralar bir yer deitirme olmu. Nihayet
Beckett'te herhangi bir ierik kalmam.
Hele o insanlar, beni kendi saflarna katma ltfunda bulunmadan
nce bana insanlar hakknda vermi olduklar o tler. zerinde
konutuum, konuurken kullandm her ey, hepsini onlardan
aldm. Bence hava ho, fakat bu hibir ie yaramyor, bir son bulmu
yor. Onlarn diliyle konumak zorunda olsam bile, imdi kendi
hakkmda konuacam. Bu bir balang olacak, suskunlua doru,
lgnln sonuna doru atlan bir adm, konumaya mecbur olmak
ve konuamamak lgnl, konuabildiim eyler, beni ilgilendir1 Cilt 2, Flu oh ne Ufer, ikinci ksm, G ustav Anias Horn'un yazlar, s.
288.

354

eyen, nem tamayan, inanmadm eylerdir, ben kimim,


neredeyim dememi, yapmam gerekeni yapmam engellemek iin beni
bunlarla tka basa beslediler. Beni sevmiyorladr mutlaka. Ah, beni
adamakll benzettiler, ama beni elde edemediler, tam olarak elde
edemediler, henz deil. Geberene kadar onlar iin almak -sanki in
san byle bir oyunda geberebilir d e - ite onlar iin yapmam gereken
ey budur. Onlar dile getirmeden azn aamamak, bir soydalar
olarak, ite beni iine drdklerini sandklar aalayc durum bu.
Kafama zorla bir dili sokup rettiklerini sanyor ve zannediyorlar ki,
kendi cemaatlerine katlmadan bu dili kullanmam asla mmkn ol
mayacak, ok zekice bir hile. Onlarn kulland Misingceyi1 bir
dzene sokarm. stelik ben, bu dildeki tek bir szc bile anlama
dm, ayn ekilde, l it muamelesi yaplan hikyelerden de bir ey
anlamadm. Bir eyi kavrama konusundaki yeteneksizliimi ve bir
eyi unutma konusundaki yeteneimi kmsediler. Ey deerli kaln
kafa, benim ben olmam ne de olsa eninde sonunda sana borluyum.
ime doldurduklar o eyden yaknda pek bir ey arta kalmayacak.
Ondan sonra nihayet kusacam, bir dilencinin o yanklanan, halis
geirtisi ile kusacam ve bu bir virgl ile, uzunca, mkemmel bir
virgl ile son bulacak.2
Beckett'in beni mrltlar arasnda kayboluyor, stelik kendi
mrlts bile ona pheli grnyor, fakat konuma zorunluluu
buna ramen mevcut; teslimiyet ise mmkn deil. Dnya tarafndan
lekelendii, aaland ve ierikten yoksun brakld iin dnyadan
souyup uzaklamsa da, kendinden uzaklaamaz ve tm yoksullu
una, iinde bulunduu sefalete ramen o, oldum olas yiit oluuyla,
darya pek belli etmedii ve en byk meziyeti olan yiitliiyle
yine de bir kahramandr, o kahraman ben. [Mahood'un son szleri
unlar olmutur;]
... o halde, ben devam edeceim; varolduu srece szler
sylenmeli, beni bulana, bana aklayana kadar bunlar sylenmeli,
tuhaf bir aba, tuhaf bir su, buna devam edilmeli, belki oldu bitti
bile, belki bana sylemilerdir bile, belki de beni hikyemin eiine
kadar, hikyeme alan kapnn nne kadar tamlardr; olur ya,
eer bu kap alacak olursa, hayret ederim dorusu, bulunduum
yerde kendim olacam, suskunluk olacak, bilmiyorum, hibir zaman
' M issingsch: Kuzey A lm an y a 'd a konuulan ve lnl dil ile gnlk dilin
ka rm ndan olu an bir d ild ir .- .N .
9 _

S a m u el Beckelt, Der N am enlose, A lm ancaya eviren E lm ar Toploven,


S u h rk a m p Verlag, Frank furt/M . 1959, s. 77.

355

M A X FRISCH

da bilemeyeceim, suskunlukta bilinmez, devam etmeli, ben devam


edeceim.1
Eserdeki benin bizim bildiimiz en son kederli aklamalar
bunlardr. Oysa dier taraftan her gn inatla ve bir eye tmyle
inanyor olmann verdii tok bir sesle ben diyoruz ve bunu
sylerken isimsiz zneler2, bize tebessm edip sanki ortada konuan
biri yokmu gibi bizim benlerimizi duymamazlktan geliyorlar.
Fakat tad anlamn ve konumunun belirlenememesine ramen
ben, yeni bir duruma uygun ekilde, yeni bir szce dayanarak
edebiyat tarafndan yeniden yaratlmayacak m hep? nk son ak
lama diye bir ey yoktur. Nerede konuursa orada yayor olmas,
benin kir mucizesidir; teminat olmayan bu ben -gven telkin
etmez ve sakat bir ekilde ister yere serilsin, ister kuku iinde olsunlemez! Ona kimse inanmasa ve kendi kendine inanmasa da, ortaya
kar kmaz, sz alr almaz, tekdze korodan, o suskun topluluktan
ayrlr ayrlmaz, kim olursa olsun, ne olursa olsun, yine dc ona
inanmak gerekir, o kendine inanmal. nsann sesi olan ben, eski
den olduu gibi bundan byle de zaferini kutlayacaktr.

(1911-1991)

YKLER
1960

Das kleine Buch der 100 Bcher, 3. Aufl., Suhrkamp Ver


lag, Frankfurt am Main I960.

N il fer K uruyazc. Yaz Almanca aslndan evirilmitir.

Bir yk yazar, bundan tam yirmibir yl nce akam saat yedide


rzgrn nerden estiini gerekten anmsyormu gibi kesin konutu
unda neden glmsemiyorum acaba? yle olduunu kabul ediyorum.
unu da itiraf edeyim, yarg nndeki bir tann ya da bir yk
yazarnn anmsadn ileri srd gibi anmsamam mdr
gemiteki hibir olay. Nasl olduklarn hi bilmem. Ancak baka
bir biimde bilirim onlar -sanki gemi deil de, gelecek gibi. Olabi
lirmi gibi. rnein gerilerde kalan bir snavdaki baarszlm;
gemite beni terkedip giden, ya da benim terkettiim bir kadnla
neler yaadm. Gemite nasl olduunu anlatmam bu olaylarn
hibir zaman. Ancak onlar bugn yeniden yaayabilseydim nasl ol
malarn istersem o biimde anlatrm onlar. Sanki gemiteki bir
yaantnn gelecee yanstlmas, gelecein nceden bilinmesi gibi.
Sanrm yalnz yazar iin deil, her insan iin syleyebiliriz ayn
eyi. Diyelim ki gemi yllarda bir olaydan katm, yabanc bir kente
yerletim; bu olayn nasl olduunu bilmek istersem, bugn onu
nasl yaardm diye kafamda canlandrmam gerekecektir. Yarn piyan
goda byk ikramiye kazansam neler hissederdim? Sannd biliyorum
neler hissedeceimi. Peki nerden biliyorum? Byk ikramiye hi
kazanmadm, ama byle bir olay yaam olabileceimi hayal
gcmn yardmyla buluyorum. rnein yeniden dnyaya gelseydim
neler olabileceini dndmde, yani hi olamam ve olmayacak
bir eyi dlediimde yaant daha temiz, daha kesin, daha ak
gzkecektir. Belki de ancak birka olay vardr yaanm; tek bir

' Ayn eser, s. 2 7 1.


2 A lm anc a dilbilgisindeki lis ve M a m d an - . N.

357

endie ve yedi ayr umut, ya da pepee yinelenen saysz duygular;


belki de yalnzca gzmn a tabakasnda yansyan, ama hi yine
lenmeyen birka izlenim... yle ki dnya anlara rnek oluturuyor,
bir de buna ek olarak bin kez yeniden retiyorsunuz bir dnceyi...
ite kendi ben'ini anlatrken nnde bunlar buluyor insan: birer
yaant rnei - a m a yk deil asla! ykler ancak dtan
bakldnda vardr. yklere susamamz nerden kaynaklanyor, hi
dndnz m bunu? Gerek ne anlatlabilir, ne de bir ykdr. Tm
ykler uydurulmutur, bir imgelem oyunudurlar, imgedirler, ancak
bir imge olarak, bir yansma olarak gereklik kazanrlar. Yazar olmas
art deil, her insan kendi yksn uyduracaktr. nk yaant
rneklerimizi, bamzdan geenleri baka trl gremeyiz.
Demek istediim u: Bamzdan geenler bir bulu ancak, yoksa
olaylarn bir sonucu deil. Ayn olay binlerce farkl yaanty doura
bilir. Belki de yaadklarmz dile getirmek iin tek yol olaylar, yani
ykler anlatmaktr: sanki bamzdan geenler bu yklerden tremi
gibi. Ama bence tam tersi: Treyen bamzdan geenler deil,
ykler. Yaadklarmz okunur klmak istiyoruz. Bunun iin de bir
yol buluyoruz: bir gemi uyduruyoruz. 'Bir zamanlar...' Yaantm
zn dile gelmesine yardmc olduklar iin peimizi brakmayan olay
larn bamzdan gemi olmas gerekmiyor, ama insanlar yaantmz
anlasnlar ve inansnlar diye, biz kendimiz de inanalm diye sanki
olaylar gerekten bamzdan gemi gibi yaparz. Bunu yalnz
yazarlar deil, herkes yapar. ykler, geri dnp bakarak gemie
yansttmz tasarmlardr, gerekmi gibi gsterdiimiz bir imgelem
oyunudurlar. Her insan kendine bir yk uydurur, sonra da ou kez
byk dnler vererek bu yky yaadna inanr, hatta yer adlar ve
tarihlerle kantlanabilcn ve gerekliinden kukulanlamyacak bir dizi
yk uydurur. Ancak yazar bunlara inanmaz. Aradaki fark da bu ite.
sterse gerek verilerle kantlanabilir olsun, anlattm her yknn
benim tarafmdan uydurulduunu biliyorsam, ben bir yazarm demek
tir Hibir nedeni olmadan karmza kan, yani gerek yklerden
tremi izlenimi yaratmayan bir yaantya zor dayanrz. Ancak uydu
rulan yk inanlacak gibiyse o yaantya gven duyarz; ama bence
yaant bu, ya da baka bir yknn sonucu deil, sadece bir bulutur.
Ve bir bulu olarak kalmaldr; istersem anlattm yknn hi ol
madn, ya da olamayacan bileyim, hatta istersem gemiteki bir
olay anlatr gibi gemi zaman kipinde anlatmaktan kanaym. Tabii
ki gemite birtakm olaylar vardr, ama onlar, anlatann ileri srd
gibi, herhangi bir yaantnn nedenleri deildir. Yaant bir bulutur,
bu bulu gerek olayn kendisidir; gemi, bir bulgu olduunu kabul

358

etmeyen bir bulgudur, geriye dnk bir tasarmdr. Bence, hayattaki


nemli dnm noktalar, hi olmam olaylara, hatta bir yaantnn
dourduu hayal rnlerine dayanr. Bu yaant, bir yk ona edcn
olmu gibi gzkmeden nce de vardr. yk onu yalnz grnr
klar. Hepimiz biliriz, insanlarn gemiteki yklerden (dnya tari
hinden) bir ey renmedii sylenir. ok ey anlatt kadar sama
dr da bu sz; nk pek ok eyi renirler, ama bu tarihi
deitirmez. Ancak yaant her eyi deitirebilir, nk o gemiteki
yklerin bir sonucu deil, kendini grnr klmak iin gemii
deitirmek zorunda olan bir bulutur. Yaantlar insan yazmaya zor
lar. Neden olarak gsterilecek olaylardan ok yaantya sahip oldu mu
insan, namuslu olmaktan baka aresi kalmaz: ykler anlatr. Yoksa
yaantlarn nasl kullansn baka trl? Yaantlarn okunur kla
bilmek iin tasarmlar yapacak, bireyler bulacaktr. nk yaant
bir sonu deil, bir balangtr, bir almdr; gelecekte vardr. Ya da
zaman tesinde. te belki de onun iin bir yk biimine girmeye
kar koyar, ama baka trl de nasl gsterilebilir ki?

359

ELIAS CANETTI

(1905-1994)

REALZM VE YEN GEREK


1965

Das Gewissen der Worte. Essays, Carl Hanser Verlag,


Mnchen -Wien. Burada: Realismus und neue Wirklichkeit

Acar Sevim. Makalenin tamam Almanca aslndan


evrilmitir.

Dar anlamda realizm, romana gerei kazandrmann bir yntemiy


di. Ama, tam gerei yanstmakt ve nemli olan bu gerein hibir
ynn (estetik ve burjuva-ahlk gelenekleri uruna da olsa) gzard
etmemekti. Bu, XIX. yzyln objektif ve ak grl baz
kafalarnn grdkleri gerekti. Ancak onlar da o zaman her eyi
gremiyorlar ve bu durum yznden adalar arasndaki grnte
geree uzak baka trde faaliyetlere saplanp kalm kiilerce eletiri
liyorlard. Bugn realistlerin arasnda gerekten nemli saylabilecek
ok aznn hedeflerine ulatklarn varsayp btn gerei romana ak
tarabildiklerini, yaadklar a olduu gibi eserlerinde yanstmay
baardklarn kabul edelim - b u bizim iin ne ifade ederdi ki? Bizim
amzda yaayan ve dolaysyla kendilerini modern realistler olarak
gren aramzdaki realistler, o ala ilgili olarak ayn yntemleri kul
lanabilirler miydi?
Bunun cevabnn ne olacan hissedebiliriz, ancak bu cevab ver
mezden nce o zamann gereinin imdi ne hale geldiini dnmek
gerek. Bu gerek ylesine dehet verici boyutlarda deiti ki, bunun
ne lde olduunu biraz hissetmek bile bizi benzeri aresizlik iinde
brakmaya yeter. Bu aresizlikten kurtulmak iin sarfedilecek aba,
bizi, sanrm, bu deiimi temel bak asna ayrmaya gtrecek
tir. Bir artan ve bir de daha kesin olan gerek vardr. ncs de
gelmekte olann gereidir.
Bu bak alarndan ilkinin, yani artan gerein ne anlama
geldiini tahmin etmek kolaydr: ok daha fazla ey vardr; hem

360

sayca daha ok insan ve nesne vardr, hem de nitelik olarak lio t'V
snrsz bir ekilde oalmtr. Eski olan, yeni olan ve baka olan
birbirine karyor. Eski olan udur: Her geen gn gemi kllilile
ortaya kartlyor, tarih ve tarih ncesinin kapsam daha gerilen*
doru geniliyor. Esrarengiz bir yetkinlikte olan eski sanal, kendi
sanatmzdan duyduumuz, gururu krmtr. Dnya en eski lleriyle
yeniden doluyor. Bunlar kemiklerinden, aletlerinden ve maaralara
kazdklar resimlerinden tekrar dirilmi ve dlerimizde Karncallar ve
Msrllar getiimiz yzyln insanlar gibi yayorlar. Yeni olan d
udur: oumuz insanlar umaya balamadan nce domu ve id
ok doaldr ki Viyana'ya umutur. Aramzdaki genlerden bazlar da
bir gn mutlaka turist olarak Ay'a frlatlacak ve dndkten sonra
byle banal bir ey hakknda yazd notlarn yaynlamaklan ulan
duyacaktr -a y n imdi benim baka yenilikleri saymaktan
utandm gibi. Benim ocukluumda btn bunlar henz lek tek
sayl mucizelerdi... lk grdm elektrik , ilk telefon konu
m am... bugn yenilikler etrafmzda onbinlerce sivrisinek gibi
dolap duruyor.
Eski ve yeni olann dnda her taraftan gelip birbirine karan
dierlerinden sz etmitim, rnein artk kolayca ulalabilen yabanc
ehirler, lkeler ve ktalar, ya da artk herkesin anadili yannda
rendii ikinci dil gibi eyler bunlar. Bugn ok kii nc halin
drdnc bir dili reniyor artk. Ayrca yabanc kltrlerin aratrl
mas, sanatlarn sergilenmesi, edebiyatlarnn evirilmesi... rnein
hl yaayan ilkel topluluklarn incelenmesi: bunlarn madd hayal
tarzlar, toplum dzenleri, inanlar ve din gelenekleri, efsaneleri..,
Dierlerinin btn olarak sahip olduu ve etnologlarn heyecan veren
zengin keifleri llemeyecek kadar byk boyutlardadr ve (eskiden
genelde kabul edildii ve bazlarnn bugn bile kabul etmek isledii
gibi) yle be eyden ibaret deildir. Ben ahsen gerein bil
artna herkes tarafndan bilinen banal yeni'den daha byk byl
ulald iin daha fazla deer veririm, ya da belki de seim yuptlnk
szn yeniyle iirilmi olan gururumuzu salkl bir ekilde
sndrd iin... Ayrca her eyin daha midede mevcut olduu l
lmaktadr, bugn bizim ustaca gerekletirdiimiz eyler ok ckl
dnceler ve arzulardr. Yeni arzular ve mitler konuunduk i lllle
gcmz ise acnacak durumdadr. Eskilerin kapsn ou /inn
mekanik dualarnn ne anlama geldiini bilmeden andryoruz Hl,
her eyden nce yeni bir eyler ortaya karacak gibi bil' hevl oln
biz yazarlarn ii/.erinde nemle durmas gereken bir deney lllltli Nll
yet varln ancak imdi ciddi bir ekilde fark ettiimi/ bka olann
3(> I

7
t

da sadece insanlarla kstl olmadn sylemeden geemeyeceim.


Hayvanlarn srdrd biimdeki hayat, bizim iin baka bir anlam
kazanmaktadr. badet ekillerinin ve oyunlarnn giderek daha iyi
renilmesi bizimki ile karlatrlabilecek bir kltrleri olduunu
ispatlar, biz onlarn yz yl nce resmen makine olduklarn ak
lamtk.
Henz hedefi grlemeyen bir ivme iindeki bu an genilemesi,
artan gerei onun karmaasnn da sebebidir.
kinci bak as, yani daha kesin olan gerek hemen burada dev
reye girer. Bu kesinliin kknn nerede olduu bellidir; buna bilim,
daha dorusu fen bilimleri adn verebiliriz. XIX. yzyln realist ro
manclar byk aptaki almalar srasnda bilimden yararlandlar;
Balzac insan toplumunu bir zoologun hayvanlar lemini inceleyip
snflandrd kadar kesin bir biimde incelemek istiyordu. Amac
toplumun Buffon'u olmakt. Zola ise deneysel roman zerine yazd
manifestoda1 fizyolog Claude Bemarda dayanyor ve sayfalarca stadn
Introduktion l'tude de la mdecine exprimentale adl eserinden
alntlar yapyordu. Balzac'n bal olduu zooloji gibi sistematik
bilim artk Zola'ya yetmiyordu. Romancnn deneysel bilimi kendine
rnek almas gerektiini dnyor ve her eyden nce eserlerinde
fizyolog Bernard'n yntemlerini kullandna inanyordu. Bu ideolo
jinin ocuka dncelere dayand konusunda bugn tartmaya bile
gerek yoktur. (Ancak bundan hareketle bu ideolojiye gre yazlm
eserlerin deerlilii ya da deersizlii hakknda hkm vermek de
tehlikeli olur.) Yine de bilimsel yntemlere ya da kuramlara dayanma
abalarnn hep devam ettiini ve hi kesilmediini belirtmek zorun
dayz. Yine de bu kadar ok ve birbirinden farkl bilimsel disiplinlerin
ve ynlerin oluunun bir ans olduunu syleyebiliriz. William
Jamesin, Bergsonun ve Proustun etkisinin Joycee zarar olmad
gibi Musil de biimsel ruh biliminin yardmyla eserlerinin lmne
yol aabilecek olan ruh zmlemesinden korumay baarmtr.
Kesinlik kendini, eksiksizlik konusundaki eilimde de gsterir, bu da
Joyceun bir zelliidir: gsterilen tek bir gndr, ama bu gn onu
yaayanlarn btn hareketleriyle birlikte btn olarak sunulur; tek
bir an bile karlmaz ya da anlatlmadan braklmaz, kitapla gn
zde hale gelir.
Ancak benim burada vurgulamak istediim, bilimsel kesinliin,
bilimsel yntemlerin gerek zerindeki etkisidir. Kasdedilen gerein
kesinliine katkda bulunan bu tr teknik srelerdir, ilerinde her
1 Sanat program -. N.

362

geen gn daha fazla insan alan laboratuvarlarn says gibi eyle


Rutin iler saylan bir ok ilem yalnzca kesinlik ilkesinin titizce
uygulamasyla baarlabilir. Yaklak faaliyetlerin ve bilgilerin sek
tr hzla daralmaktadr. Her geen gn daha kk birimlerle ller
ve tartlar kullanlmaktadr. Dnceye dayanan ilerin byk bir
ksm bizlerden daha gvenilir olan cihazlara devredilmektedir. Her
eye ve herkese uygulanan kontrol de kesinlii sayesinde ayakta dura
bilmektedir. Makine merak her gen insan etkisi altna alyor
Hedefi mi yoksa zamanndan nce meneini mi tahrip edecekleri,
imha ileri iin retilmi cihazlarn kesinliine ve titizce ayarlanp
ayarlanmadklarna baldr. Brokrasinin kendisine zg o olduka
eski sahas bile bu ynde deimektedir. Byk bir olaslkla yaknda
her yerde memurlar da birtakm cihazlarn yardmyla tam ve hemen
anlayacak ve yine tam olarak ve hemen gerekeni yapacaklar. Uzan
lama ile kesinlik paralel biimde artyor. Gerek artk paralara
ayrlm, tasnif edilmi olup en kk birimlerine kadar bir ok yn
den kavranabilir hale gelmitir.
Gerein nc bak as olarak gelmekte olann gereinden
sz etmitim. Gelmekte olan ncekinden ok farkldr, daha hzl yak
lar ve bilinli bir ekilde oluturulur. Tehlikeleri varsa da bunu
kendimiz yaratrz. Ayn ey umutlan iin de geerlidir. Gelmekle
olann gerei blnmtr: Bir tarafta imha, dier tarafta ila iyi bir
yaam vardr. Her ikisi de dnyada ve iimizde ayn anda aktiftir. H
blnme, bu ift ynl olarak gelmekte olan mutlaktr ve bundun
kimse kaamaz. Herkes kendisine doru korkutucu bir sratle yakl
an bir karanlk bir de aydnlk ekli ayn anda grr. nsan smloeo
birini grebilmek iin dierini savuturmaya alsa da, ikisi hor /,
man birlikte mevcuttur.
Bunlardan biri olan karanlk yn bazen gzden rak tutm ak lyllt
yeterince sebep vardr. Bunlarla ilgili olarak gerekletirilnok tyltt
dnyann her yerinde birbirinden ok farkl topyalar1 bulunuytt
Artk topyann alaya alnd ve hkir grld devirler gailllylll
G erekletirilm eyecek topya kalmamtr. Her eyi
dntrmek iin gerekli aralar ve yollar bulduk nk. Ulilfiyttyi
gerekletirme arzusu ve bunun iin gerekli cesaret t) tlonll Hlltttiyll
ki, topya szc artk kltc eski anlamnda kabul llllllt*vl|i u
anlamda da kullanlmamaktadr. topyalar kk parnHIH Vlllll vu
* topya szcn harfiyle yazmadk, nk rjllll VH#lyH lt
bu harf yoktur ve Tiirkenin ses uyumuna bizim yazdljlini* llyltl hln
uygun dmektedir.
Il t

birka yl gibi kk bir zaman dilimine yaylm planlar olarak ele


alnrlar. Bir devletin ideolojisi ne olursa olsun, kendi kendini ciddiye
alan hibir devlet artk plansz hareket edemez.
Bu topyalarn gc ok byk olmakla birlikte zaman zaman
mevcut olann iinde unutulup gitmeleri ve etkisiz kalmalar kanl
mazdr. Yine de bu ksa bir dinlenmeden sonra kendilerine gelemeye
cekleri anlamn tamaz. Gerekleme aamasndaki bir topya, giri
imin alannda bulunan bireyin iindeki eski gerein birikimiyle yz
yze gelir. Bu bireyin iyimserlii topik talebin bykl
karsnda azalr. Bu bezginliin azab her eyi ciddiye alan kii iin
byk olabilir. Ar yklemeye kar da alayc bir tavr almas
gerekli olacaktr.
te yandan ok deiik karakterde topyalarn bulunduu ve hep
sinin de ayn anda faal olduu unutulmamaldr. Toplumsal, bilimselteknik ve ulusal topyalar birbirlerini glendirir ve birbirlerine zarar
verecek lde srtrler. Gereklemelerinin srekliliini, caydrc
l esas alan silhlarn gelitirilmesiyle korurlar. Bu silhlarn hangi
karakterde olduu biliniyor. Fiili kullanmlar ise ayn gle bunlar
kullananlara kar ynelme durumunda olacaktr. Gerek olmas
muhtemel olan gelenin karanlk tarafn herkes hissediyor. Bu tr
silhlarn varl insanlk tarihinde ilk kez barn gereklilii
konusunda bir konsensse neden oluyor. Ne var ki, bu konsenss
btn tehlikelere kar hazrlkl bir plana dnmezse gelmekte
olann karanlk yn gerein nemli bir paras olarak kalmaya ve
yaklamakta olan bir tehdit oluturmaya devam eder.
Yzylmzn gereini getiimiz yzyln gereinden ayran ite
bu gelmekte olann hem aktif bir biimde arzu edilen hem de aktif bir
biimde endie edilen ift yndr. Artan ve daha kesin olan gerekler
kendilerini gstermeye balamtr, birbirlerinden sadece sratleri ve
hacimlerinde farkllk gsterirler. Gelmekte olann bak as temelde
farkldr ve bykbabalarmzn andan en nemli konuda ayrlan bir
ada yaadmz sylersek abartm olmayz: Bizim amzn
paralanmam bir gelecei yoktur...
Ksaca deindiim gibi gereimizin bir ya da daha fazla ynnn
gnmzn romannda ortaya kmas beklenebilir, aksi taktirde bu
romana realist roman demek mmkn olmayacaktr. imdi mesele
bunun ne lde gerekletiini, ya da bundan sonra nasl gereklee
bileceini belirlemektir...

364

CARLOS FUENTES
(1928*)

LATN AMERKA YEN ROMANI


1972

La neuva novela hispanoamericana, Caudernos de Juaqun


Moritz 1972

Y ldz Ersoy C anpolat. Fuentes'in yaptnn sadece


nemli grlen yerleri spanyolcadan evrilmitir.

Latin Amerika roman zerine sz ederken Luis Alberto


S n ch ezin u beylik szyle balamak -t e k bir szcn
d e i tirm e d e n - artk pek gzel bir gelenek haline geldi:
Latinamerika, romancsz roman. Bu cmlenin nn arkasn
arayacak kadar sabrl deilim. Zaten nemli olan da bu deil. Patis
k kenttir. ngilizler soukkanldrlar. MeksikalIlar lme k
trlar., ya da bir sr basmakalp szler. Sonu olarak beylik sz
budur, bir buluma yeridir, sze giri nedenidir ve bizim ssz adack
lardan oluan dnyamzn harcanmamas gereken birtakm erdemleri
vardr.
Jos Eustasio Rivcra'nn La Vorgine (Kasrga) adl yapt u
tmceyle biter: Orman onlar yuttu! Bu haykr, Arturo Cov'n
ve arkadalarnn nszlerinden daha da yerindedir. Yzyllk zn ll
gemii olan Latin Amerika romanna yorum getirdii sylenobllll
dalar onlar yuttu, rmaklar onlar yuttu, pampalar onlar yll,
maden ocaklar onlar yuttu, rmaklar onlar yuttu. Fakat yn/.mln ok
corafyaya yakn olan Latin Amerika roman XVI. yzyln lllvk
kifler geleneini stlenmie benzeyen insanlarca betllll0llllll)ll
Sols, Grijalva ve Cabial gibi yazn adamlar birka yl OnuOMM* b'k,
Latin Amerika dnyasnn her eyden nce aman vermez tljjlmli ve
ormanlardan olutuunu aknlkla ve korkuyla orly kyllll
Heine, kendi romantik tutkusuyla evcilletirilmi ll Ue'l
arklarn syleyebilmi, Goethe, Alp Dalarnn CtokltuluP, pallk
yollarnda uzun uzun yryler yaparak i erinci nniylllll hkl
Kb

piranhalar bulunan bir nehri geerken ve plak yerli kabilelerinin fr


latabilecekleri bir oku beklerken insan ruhunun erin iinde olabilece
ini kim syleyebilir? San Martinian'n souktan buz kesmi ve a
askerlerinden baka kim Ant Dalarnda keyifle dolaabilir. Melville'den Faulkner'e, Kuzey Amerika romannda doa bir ikilemdir: cannu
okumadan nasl fethetmeli onu? Turgenyev'den olohov'a dek Rus
yaznnda doa bir buluma yeridir: ortak toprak, hem kendini been
mi gnahkrlar ykayan bir anne, hem de yalnzlktr. Rousseau'dan
Mann'a tm Avrupa yaznnda doa, kiisel duygularn yankland
bir kutudur: svire'nin karl eteklerinde olduu gibi yksek Savoic
kylerinde de insanlar doa ile ilikileriyle kendi kendilerini tanrlar.
Fakat Latin Amerika romannda doa, srtma yklerinden El
Mundo es ancho y a jeno (Dnya geni ve gariptir)'e varncaya dek
yalnzca yutan, istenleri yakp ykan, saygnlklar yerle bir eden,
hilie srkleyen bir dmandr. Bakahraman hep kendisidir, srekli
gcnn altnda ezilen insanlar deildir.
[]
Geleneki Latin Amerika romannda ktlklerin ve hakszlklarn
pepee sralanmas insanlarn, kleci, kanl ve acmasz bir toplumda
ar ar lme terkedilmektense ormanlar tarafndan yutulmay
yelediklerini dndryor. Bu ortamda yalnzca bir dram geliebilir:
Sarmiento'nun Facundo alt balyla yaymlad Civilizacin y
Barbarie (Uygarlk ve Barbarlk). Santos Luzardo adnda bir adam
Donya Barbara adl bir kadnla atmaktadr, ve onlarn adlaryla
simgelenen bu atma aslnda Latin Amerika romannn ve Latin
Amerika toplumunun ilk yzyldr.
[]
Latin Amerika romannn belgesel ve doalc eilimi yaammzn
zgn dokusuna uyuyordu: gerek insan kimlii olmadan bamszl
a kavumu olmak, gerek bir Latin Amerika kahraman olan garip
bir doaya boyun emek: kif, doa hzinelerini bulmaya gelmitir,
insanlarn kiiliini deil, XIX. yzyln ikinci on ylndan
balayarak kife kar zgrln ilan edince de fkeli doay yu
muak bir doaya dntrebildi.
Ve Latin Amerika roman, yutup bitiren doann yannda ikinci
bir insan tipi yaratyor: ulusal ya da blgesel diktatr. nc tip ise
bir trl ba edemedii doann acmaszl yetmiyormu gibi bu kez
de diktatrn acmaszl ile kar karya kalan, smrlen insan
yn.

366

Fakat bir de drdnc etken var: yolundan hi sapmadan uygarln


yannda, barbarln karsnda yer alan, seslerini duyuramayanlarn
szcln yapan, ve gerek ilevini hakszlklara kar gelmek,
smrlenleri savunmak ve lkesinin gereini belgelemek biiminde
alglayan yazarlar. Yar feodal, smrge halinde yaayan ve okumas,
yazmas olmayan insanlar arasnda bulunan Latinamerikal yazar
sekin snftandr. Yazar olmann ayrcaln halka demek zorunda
olduu, minnet ve utanma karm bir duygu ile tanmlanr yapt.
Diktatrlkle anari arasnda bir karara varamam; ama smrnn
srekli egemen olduu lkelerde, anlatm zgrlnden, kamuoyun
dan, parlamentodan, bamsz, zerk kuramlardan, ya da aydn snftan
yoksun lkelerde bireyci yazarn hem yasa koyucu, hem devrimci,
hem de dnr olmak zorunda kald grlmektedir. Bir roman Ekvatorlu kylnn ya da Bolivyal maden iisinin yazgsn dzeltmek
iin yazlmtr.
[.]
Duraan bir toplum iinde ortaya kan geleneki Latin Amerika
roman da duraandr; yaplan i tanklk etmek, doayla ya da
toplumsal yaamla ilgili sorunlar belgelemek, her ikisindeki katla
kar kmak ve bir deiiklik istemektir hemen her zaman. Bylece
roman, acmasz doann ve szn ettii acmasz toplumsal ilikile
rin bir sonucu olmaktadr: roman, dorudan doruya gerein alarna
taklyor ve yalnzca onu yanstabiliyor. Bu dolaysz gerein deie
bilmesi iin yazarn savamas gerekiyor; bu sava da ok basit bir
destan istiyor. Smrlen insan hep iyi, smren ise kt. Bu
kahramanlar ve kt insanlarn geit treni (hangi yaznda yok ki
bu?), nitelik adan deiiklie uruyor, zellikle de Meksika devrim
ci romannda. lk kez Latin Amerika'da, yalnzca bir generalin yerine
bir bakasn getirmekle yctinilmedii, bir lkenin tm kuramlarnn
kkten deitirilmek istendii grlyor,

[]
Meksika devrimci romannda zorunlu bir perspektif eksiklii
vardr. Konular, yazarlarn ellerini yakyordu ve tanklk etmeye
dayanan bir teknie zorluyordu yazarlar.
[-]
Juan Rulfo'nu yapt imdiye dek Meksika romannn ulat en
yksek doruk olmakla kalmaz, ayn zamanda Pedro Paramo ile, bl/,0,
yeni Latin Amerika romanna ve romann iine dt uluslunu hm
bunalmn ortaya kard sorunlarla olan ilikisine gtren iplll
verir. rnein Alberlo Moravia'ya gre roman lmtr: komilini,
kurgusu, kiileri ve amac halkn anlayaca dzeydedir, y da sinenin

367

da, televizyonda, basnda psikanalizde, sosyolojide basite indirgenmi


tir. [...] len roman deildir, romann kentsoylu biimidir, bireyleri,
kiisel ve toplumsal ilikilerden gzlemleyen betimleyici ve psikolo
jik bir biem gerektiren gerekiliktir len. Fakat kentsoylu ynla
rn grntlerine, sosyolojiye, psikolojiye yakalanm kentsoylu
gerekilii ldyse, onunla birlikte roman gerei de mi ld? Bu
bunalma gmlm olan, fakat bu bunalm amak iin yol g
pek ok romanc; kentsoylu gerekiliin lmnn, daha da
bir yazn gerekiliini ortaya koyduunu kantlamtr.

MICHELENE WANDOR
( 1940*)

POLTK TYATRONUN BALANGICI VE


FEMNZM
1981

Under Studies. London and New York (Routlcdge and


Kegan Paul) 1986. Burada: Early Political Theatre and
Feminism ve Politics and the Theatre.

A. Deniz B ozer. Eser,

1981 'de Carry On, Under


Studies: Sexual Politics and Theatre ad altnda yaynlan
mtr. Eserin sadece belirtilen blm ngilizce aslndan
evrilerek burada verilmitir.

Tiyatro ve her trl gsteri sanat toplumsal ve siyasal deiim


dnemlerinde ngiltere'de daima nemli rol oynamlardr. Yeni ortaya
kmakta olan siyasal akmlar kendi savamlarn ifade etmek vc
desteklemek amacyla tiyatro ve mzikten yararlanrken, temol
toplumsal deiimler de tiyatronun daima yeni grlere ak olan
nc kanadn etkilemitir. 1840'larda tiyatro oyunlar siyasal alanlar
da yenilik yanls olan Chartist'lerin desteiyle oynanmaktayd; XIX.
yzyl boyunca da Londra'da ii kesiminden seyircilere ynelik llyitlrolarn kurulmas ve oyunlar oynanmas iin eitli giriimler oldu.
XIX.
yzyln sonlarna doru Bamsz i Partisi'nin krullllHi
ve Kooperatif Haeketi'nin ortaya kyla bsen ve Shuw
toplumsal konularda duyarl oyun yazarlar ngiltere'de temel lOltlftltt
rn hararetle tartlmaya baland bu ortamda etkili oldlnr, l'llllk
eylemciler bu gibi oyun yazarlarnn eserlerinden gerek kollUNfh
gerek elendirici ynleri itibariyle yararlanmasn bildiler, ItMRl1
Marx, 1888'de bse'i Pir Halk Dman adl oyununun ilk Iflj^lUltc
evirisini yapl; bu eviri 1890'da yaynland. Marx IHH5'lltf TOWNfd
Aveling ve George Bernard Shaw ile birlikte Bebek /W'ltllt IMl Ik
okunmasnda rol ald. Her ne kadar bu lkede llfllrt MN* Ve
politikan birbirinden tamamen bamsz veya blfbll'lvl* pak Mz

368

ilintili olduuna (veya olmas gerektiine) inanlmak isteniyorsa da


tiyatronun zamann politik grlerinden ne denli etkilendiini
gsteren olduka ok kant vardr.
XX.
yzyln banda The C larion gazetesiyle ortak alan
Clarion Kulpleri Milli Birlii sosyalizm ve iilere ynelik konular
da oyunlar sahneledi. i Tiyatrosu Hareketi (1928 - 36) Birinci
Dnya Sava'ndan beri deiegelmekte olan siyasal durum zerinde
younlat. zellikle Sovyetler Birlii ve Almanya kkenli kltrel
ve siyasal etkilere ak olan bu hareketle ske, vodvil, kabare gibi
halkn beenisini kazanm ve ngiltere'ye zg eitli gsteri trleri
nin kkrtma ve propaganda (agit - prop) tarzndan esinlenerek bir
arada kullanlmasyla oluturulan ve tiyatronun, rnein 1926 Genel
Grevi'nde olduu gibi, snf mcadelesi iin dorudan bir ara olarak
deerlendirildii oyunlar ngiliz tiyatro dnyasna girdi.
i Tiyatrosu Hareketi temelde amatr bir tasaryd; 1936'da Unity
Theatre'in (Birlik Tiyatrosu) kurulmasnda zellikle faizm karl
politik gre sahip profesyonel tiyatro alanlarnn katklar
gzard edilemez. Unity Tiyatrosu'nun Yeni Tiyatro Birlii ile ortak
amac, tpk yaync Victor Gollancz'in kurduu Sol Kitap
Kulb'nn ve sol grte edebiyat ve politika yazlar ieren bir
dergi olan Left Review'in 1930'larda yazarlar ve okurlar harekete
geirdii gibi, ilerici tiyatro almalarndan oluan birleik bir
cepheyi harekete geirmekti. 1937'de Sol Kitap Kulb bir Tiyatro
Birlii oluturdu; 1938'de bu birlie bal 250 tiyatro grubu bulun
maktayd.
XIX. yzyln ikinci yarsnda kadnlarn oy kullanma haklar
konusunda giderek trmanan heyecan, kadnlarn eitli meslek kolla
rna tam yetki ile kabuln salamak amacyla yrtlen kampanya
larn da desteiyle kadnlarn toplumsal yapda kkten deiiklik
amalayan tiyatro almalarnda etkin grev alabilmelerine yol at.
Pek ok kadn oyuncu bsen'nin oyunlarnn sahnelenmesi ve oynan
masnda etkili oldu; bu giriimin iki nemli nedeni bsen'nin oyunla
rnda kadn ve zgrlk konularn ilemesi ve bu yaklamn kadn
oyunculara daha iddial roller oynama imkn tanmasyd:
Hayal bile e d em ez siniz ... b ylesine m uhteem o y n a n a b i
lir eylerin ...' a v cu n u z u n iind e olm asnn m utlu lu u n u .
E e r politik bala m da d n y o r ve salt kadnlarn z g r
l ile ilgileniyor olsaydk, ibsen'in oyuncularn imdi
y a p t m z gibi c a n d a n k u e a k l a y a m a z , bu o y u n l a r a

370

b y lenm i gibi ba la nm az dk ... bsen bize asla u n u tm a


yaca m z bir ey retti.
( K a d n o y u n c u E li z a b e th R o b in s,
Julie H olledge'in M asum i e k l e r ,
V ira g o Yaynlar, 1981'den a k ta r
ma.)

Kadnlara oy kullanma hakknn verilmesini desteklemek amacyla


Aralk 1908'de Kadn Oyuncular Oy Kullanma Hakk Birlii kuruldu.
Bu birlik siyasal amal toplantlarda elendirici bir unsur olarak iir
ler ve monologlar sunarak ie balad. Ancak zaman getike ksa
oyunlar yazp sahneleyerek, profesyonel yetenekleri erevesinde,
inandklar davaya katkda bulundular. Oyunlar talama ve natralist
eler tayan ve gerek olaylardan yola kan skelere dayal basit
metinlerdi. Ancak genelde konu itibariyle oy kullanma hakknn
kadnlar iin ne denli nemli olduu zerinde younlamakla birlikte,
bu oyunlar kadnlarn durumunu geni bir erevede yanstmalar ne
deniyle yine de ilginti. Bu oyunlarda kadnlar hor gren, incelikten
yoksun erkek nyargs hicvediliyordu. Ayrca kadnlarn oy kullanma
haklarna kar olan st tabakadan erkek ve kadnlar da bu talamalar
dan paylarn almaktaydlar. Sz konusu oyunlarda basmakalp ii
tipinin ayrntl tanmlamasndan te pek fazla bir ey genelde ele
alnmamasna ramen yine de ii snfndan kadnlarn acnas durum
larna anlayla yaklalyordu. Bu oyunlardan birinde, bir erkein,
Arnchiffe Sennet'in kaleme ald Bir Ingiliz Kadnnn Evi'nde elen
celi bir yaklamla kadlar tannacak oy verme hakk ve eit i
imkn karlnda erkeklere ev ileri vc ocuk bakmn paylama
hakk veriliyordu. Bu oyunlarda kadnn yaam psikolojik basklara
ve cinsel ilikilere pek deinilmeden ele alnmaktayd. Bu byleyici
oyunlardan Julie Hollcdge'nin baarl eseri Masum iekler: E d
ward Dnemi Tiyatrosu'ndn Kadnlar (Virago, 1981)'de yer almaktadr.
1913 sralarnda kadn oyuncular, oyunculuk meslei iinde
kadnn durumu konusunda younlaarak kadnlarn baz meslek kolla
rnda grev almalarn engelleyen nyarglara kar kampanyalar
balattlar. zgr Kadnlarn Tiyatro Topluluu ksa bir dnem etkin
oldu. Ancak 1. Dnya Sava'nn kmas ve kadnlarn oy kullanma
sna ynelik ateli hareketlerin susturulmasyla bu erken dnem femi
nist tiyatro nemini byk lde kaybetti. 1920'ler vc 1930'larda
rgtlenmi politik feminizm ok daha azetkindi; kadnn toplumdaki
yerini iyiletirmeye ynelik savamlar alenen olmamakla birlikte
yine devam elli rgtler doum kontrol ve ocuk bakm gibi belir

371

li konularda tartmay ve almay srdrdler ve Kooperatif Birlii


gibi ii snfna zg burumlarda feminizmin varl yine dr
hissedilmekteydi. Ancak, feminizm ve estetiin birlikte ele alnd
kadnlarn idaresindeki tiyatro almalar etkinliini yitirdi. Bristol'den Angela ve Joan Tuckett kz kardelerin yapt gibi baz kadnln
Birlik Tiyatro hareketinde youn bir biimde altlar ve kadnlara
eit hak, eit eitim imkn ve krtaj gibi kadn sorunlarna yne
lik tek tk oyun yazld. Ancak II. Dnya Sava'ndan ok sonradr k
feminizm ve tiyatronun yolu tekrar kesiir. Ama bu kez yaanan
nemli toplumsal ve politik deiimler sonucu aile kurumu da temel
deiimlere urad ve kadnlar stnde youn ve birbiriyle elien
basklar olutu.

1968 - POLTKA VE TYATRO


1960'larn banda deiiklik arayan genler anne babalarnn za
mannda olduundan daha geni kapsaml bir hareket ile televizyonda,
sinemada, popler mzikte egemen kltr kapsamnda ska sunulan
kiiliksiz, renksiz yapmlara meydan okudular. Rock mzik, pop
festivalleri, yeralt kltr zevk ve cinsellie (ak ve bar ...)
grnte serbest yaklamlaryla hem CND'nin (Nkleer Silahsz
lanma Kampanyas) deneyimlerinden yararland, hem de plak sanayii
gibi gelien kitle iletiim aralarn smrd. 1960'larn ortalarnda
in'de Kltr Devrimi, Amerikallarn Vietnam'da savamas,
ekoslavakya'nn igali ve 1968'de Fransz renci ve iilerinin
bakaldrs dnyadaki politik olaylarn ciddi bir boyut kazandnn
gstergesidir. Bu olaylar sonucu ii snf, Yeni Sol ve renciler
daha azimle saldrya geerek apak bir biimde yeni bir snf mcade
lesine nayak oldular; sosyalistler de burjuva ideolojisine meydan
okumaya baladlar. Genlerin politik ve kltrel alanlardaki takn
lklar 196K'dc le lliketicinin bu konulardaki duyarszlna, hem de
iinin smrlmesine dikkat ekilmesine yol at. Sradan insanlarn
gndelik yaanlanm polili/.c edilip deiebileceine ve insanlar
arasndaki ilikilerin ilcliini en az byk maddi karlar kadar
nemli olduu slllnde duruldu, barkl eilimleri olan yeni nesil gen
sosyalistlerin kammyu ve kisi*>ye zg sorunlar birlikte ele alma
s, 1960'larda gerekleen ile ve cinsellikle ilgili yasalarn yeniden
dzenlenmesi sonucu kanunlarn serbestlemesi ile ayn zamana denk
geldi.

372

Boanma, cinselliin eitli ynleri ve aile kurumu ve gen neslin


yeni kltrel yaam tarz k a rsn d a devletin tutum unu
serbestletirmesi ile tiyatronun sansrden kurtulmak iin verdii m
cadele ayn ortamda gereklemekteydi. Tiyatro'da sansr dier sanat
larda uygulandndan ok daha farkl bir biimde uygulanmaktayd.
Filmler gsterilebilir belgesi alabilmek iin sansr grevlilerince
dikkatle ncelenirdi - ama, ancak film ekilip bittikten sonra. Kitapla
rn aleyhinde ise ak sak olduklar gerekesiyle dava alabilirdi
(1960'da D. H. Lawrence'in Lady Chatterley'in A^'nda olduu gibi).
Ama oyunlarn el yazmas kopyalarn oyunlar sahnelenmeden nce
Lord Chamberlain'e (Bamabeyinci) teslim etmek gerekiyordu; hatta
oyunun provalarna bile onun onay olmadan balanamazd. Lord
Chamberlain'in metinde deiiklik yaplmasn talep etme yetkisi
vard. Kenneth Tynan'n O bservor'da (1965) yaynlanan, nkteli ve
pek de gizlemedii bir fke ile kark ho bir slpla kaleme ald
makalesinde belirttii gibi:
Lord C h a m b e rlain dorudan h k m d ar tara ln d a n
a ta n d n d a n A v a m K a m ara s'n a kar so r u m lu deildir.
D e m o k r a s i d e n u z a k l a r d a bir b o lu k ta , y a l n z c a k e nd i
n se z ilerin e kar so ru m lu olara k yaar. O y u n la r d e e r
l e n d i r m e d e k u l la n d l t l e r e k a n u n l a r d a r a s t la m a k
m m k n deildir...

Ancak Tynan sansrle ilgili aka konuulmayan ve yazlmayan


bu yasalarn ada tiyatrodaki uygulamalarda gerek dnceler ve
szckler zerinde ne denli etkili olduunu zekice zetler:
L ord C h a m b e rla in her z am an asiller arasnd an se ildiin
den, doal olarak kilise ve kraliyet gibi k u ru m la ra kar
yaplan h e rh an g i bir saldry y a s a k la m a k e ilim in d e d ir.
n g i l t e r e 'd e o n u r k r c n e r i y a t l a ilg i l i y a s a l a r n
dnyadaki b e nze rle rinden ok daha ar olm a sn a ram en,
ve ilenen konu ne denli zararsz olursa olsun, Lord C h a m
berlain, hayatla veya yeni lm olsun, h k m darn sekin
tebaas luk kndaki o y u n la r n s a h n e le n m e s i n e a sla izin
vermez. D a ha d a n e m lisi, L ord C h a m b e r la in baba bir
yaklam la, srsn gbein alt ile k alann st arasn
daki bed en sel ilevlere ilikin sz ve h a re k e tle re m aruz
kalm aktan koru m ak ihtiyacn duyar. Yatak - yorgan ile l
gili ve sv ve kat m addenin dar atld alan onun lgi
sini fazlasyla ekm ektedir. B y le c e de o n u nla u ram ak

373

zorunda olan yazar ve y netm enler bouna d n y a kadar z a


man ha rcamak duru m un da kalrlar.
( In g iliz Sah n esin e B ir B a k ,
P aladin, 1975.)

lgintir ki bu alayc ama doru tanmlamasyla Tynan toplumsal


bir konu (Kilise ve Hkmdarlk) ve bedensel ilevlerin en zeline
sansrn nasl uygulandn gstermektedir. Cinsellik hibir zaman
genel ahlaka aykr veya kiilerin mahremiyetine girecek biimde
temsil edilmezdi; eer oyunda kar cins ile ak sahneleri yer alyorsa
bunlar asla yatakta gemezdi - en azndan oyuncularn bir aya yerde
olmalyd:! Ayn cins arasndaki ak sahneleri ise mutlaka tamamen
metinden karlrd. Ecinselliin aka sahnelenmesi, hatta bu
konuya yaplacak gndermeler kesinlikle yasakt.
Oyunlarn Lord Chamberlain'in onayna sunulmas uzun ve
bezdirici bir sreti. Ayrca metin bir kez onaylandktan sonra bir daha
deitirilmezdi. Bu da doal olarak konulara, yaratc ifade biimlerine
kstlama getirdii gibi, ok gncel olaylar ileyen oyunlarn sahne
lenmesini imknszlatryordu. Tabii tiyatro her zaman sansrle
baetmenin bir yolunu bulmutur; iki dnya sava arasnda kulp
tiyatrolarnn ortaya k buna bir rnektir. 1960larn sonlarna
doru liberalleme hareketleri hz kazand ve nihayet 1968'de Lord
Chamberlain'in dairesi feshedildi. Artk lafta da olsa oyunlarda gnn
olaylar dahil her konu ilenebilir; oyunlar bir gsterimden brne
deiime urayabilir; oyunlarda doalama yaplabilir; ve oyunlar ti
yatro endstrisinin gereklerine uygun bir biimde seilip,
ilenebilirdi. Bu tarihte tiyatro dnyasnda idare anlay giderek
deimekte, yeni alma yntemleri ilgiyle karlanmaktadr; ve pek
ok oyunda snfsal ierie arlk verilmesi konusunda bask vardr.
1950'lerde oyuncu / yneticinin etkisi hemen hemen btnyle
yok oldu. 1950'lerin banda i dnyas ile tiyatronun karlarn
bnyesinde birletiren ve Grup olarak bilinen birlik seyirci
hususunda-giderek modas geen bir anlaya sk skya bal bir dizi
West End1 oyunu balatt:

* W es t E nd N e w Y ork'u n Broadway'i gibi L o n d r a 'd a ticari am al ve


geleneksel tarzda oyunlarn oynand blge ve bu tr oyunlara verilen
isim. - . N.

374

Pek ok yeni o y und a m ek n olarak Kent ve Sussex'in z e n


gin evleri k u lla n lm a k ta ... G r u p t a m a m e n b y k ehrin
orta snf seyircisine hizm et etm ekte ydi ...
(John E lsom , Sav a Sonras ngiliz
T i y a t r o s u , R o u t l e d g e a n d K e g an
Paul, 1979, ss. 18, 36.)

Ancak Elsom bu seyircinin aile yaantsndaki deiikliklerin sz


konusu oyunlarda bir lde yanstldna laf arasnda deinir:
Sava sonras pek ok ko m ed id e orta snf kh maddi, kh
evlilik ve nesil atm asyla ilgili zorlu klar yaark en t e m
sil e d ilm i tir . A n c a k b u s o ru n l a r z l e b i l ir nite lik te
oldu un dan (ve g enelde z ld nd en) orta snf y a a n t
snn temeli iin herhangi bir tehdit oluturm uyo rdu. Orta
sn fn k ile ilgili k o m e d i l e r b u r j u v a z i y e k a r,
rn ein bir B rechti M a rksist tarzda sa ldrm a k a n la m n d a
radikal bir yaklam se rgilem iy ordu; a m a yine de bu o y u n
larda tad ka m z ppelikle r, cinsel riyakrlklar ve id e a
lizm in bile k urtara m a d toplu m sal baarszlklar sa h n e
leniy ord u.
(a. g. e., s. 93)

Ticari amal West End tiyatrolar bu yeni sosyal baklar


karsnda grnte uyumlu bir tutum iindeydiler, ancak bu
basklarn asl etkisi ve tiyatro dnyasnda deiiklikler baka bir
alanda grlmekteydi. zellikle Joan Littlewood'un 1950'lerde
Londra'nn dousunda, Stratford'da Theatre Royal'de, ve Peter
Cheeseman'n 1960'larda Stroke-on-Trent'de gerekletirdikleri ve belli
bir yrede oturanlarn sorunlarn onlar ayn zamanda elendirerek ele
alan bir oyun tr (Community Theatre) geliti. Bu oyunlarda sradan
insanlarn yaamlar ilendi. rnein, belli bir yrenin insanlarn,
onlarn tarihini ve yaamlarn inceleyen Stoke'a zg belgesel tiyatro
trnde olduu gibi. Ayrca, Theatre Royal'de olduu gibi ii
snfna ynelik, onlar arasnda revata olan elence biimleri deiik
lie urad. Tiyatro'nun nc kanadnda ise Stanislavski ve Amerikan
Metod oyunculuk ekolnn etkileri sonucu grup almalarna yne
lik deneysel uygulamalar yapld ve sreklilii olan tiyatro topluluk
larnn kurulmas, George Devine ve Michel Saint - Denis gibi
ynetmenlerin almalarnda olduu gibi, tevik grd. 1950ler
boyunca Brecht dahil, Avrupa yazarlarnn almalarna duyulan ilgi
tiyatroda yen: biim ve yaklamlar aramak iin verimli yollar at.

375

Bylece 1968'den itibaren yeniden canlanan uyarma-propaganda tlli'


ile birleen ii snf gerekilii, absrdizm ve didaktiz
karmnn estetik ve toplumsal temelleri 1950'lere dayanr. Ayrca
aile konusunda ve kadnlarn durumunda meydana gelen gerek
deiimler 1968 sonras bakaldrlara yeni bir boyut getirmitir.

YA AR KEMAL

(1922*)

BEN DEMENN ROMANCSIY1M


1982

Yaar Kemal'le Kapal Oturum. ada Eletiri. Edebi


yat-Sanat-Sorunlar ve Kuramlar Dergisi., Mart 1982. Mel
nin baz blmleri karlmtr.-

Adnan
B e tik - Bu konum ada, g e n e llik te tekn ik deyip
geitirdiimiz, ama bizce temelde yeralan birtakm sorunlar stnde
durm ak istiyoruz. stersen sze D em irciler ars C inayeti'nin
kurgusunda ilgin bulduum bir zellikten balayalm. Alicik olsun,
Muharrem olsun, Dervi Bey'in babas ya da Yel Veli olsun, bir kii
romana girdikten hemen sonra olay bir iire duraklyor, o kiinin
gemii, bu durna nasl geldii anlatlyor uzun uzun. Bu tarihsel
boyutun, bu ve buna benzer sapmalarn roman iindeki ilevi ne?
Olayn gelimesini engellemiyor mu ?
T ahsin Y cel - B ir de eski romanlarnda byle deil. Bu kadar
dzenli bir ekilde deil. Demek bu senin yeni dnp yaptn bir
ey oluyor, son romanlarnda.
Yaar Kem al - Daha nce Adnan'a sylemitim. Ben niye iki ro
man, roman, yz roman yazaym hepsi birbirine benzeyecekse.
A . B .- Ne bakmdan, ileni bakmndan m?
F. K.- leni bakmndan olsun, ierik bakmndan olsun, zellikle
biim bakmndm. Elbette bunlar hep ayn adam yazyor, ann nt
laka her romannda insan kendisini yenilemeli, bilinle yeilemeli.
Her biim kentli ieriini kendi yaratr. nce biim vardr. Ben unu
anlamyorum, hibir zaman da anlamadm. erik mi, biim mi? Bunu
tartmak biraz tuhaf. Biim ieriini yaratr. Akasazn Aalar'n 3.
cildi bunlar gibi deil, gittike karmakarklayor, gittike atalla

377

yor iler. Sanayi toplumuna geldiimiz zaman iler iyice atallayor,


ilikiler iyice atallayor. Bu ly tasarlarken hep unu dndm:
niye yazyorum, neyi anlatmak istiyorum? Gzmn nnde bir olay
oldu. Belki de dnyada ok az yazara nasip oldu bu. ukurova'da bir
Trkmen feodalizmi yahut beylikleri diye bir ey vardr. Feodalizm
diyemeyiz bunun adna. Batda, Avrupa'da domu, bitmi feodalizm
den ayr nitelikleri var. Ayr bir retim biimi: mesela hayvanclkla
geiniyor, topraa girmemi bu beylikler. Topraa girdii zaman da
elindeki retim aralar feodallerin elindeki retim aralar ile aa
be yukar ayn. Tezgh, karasaban, bilmem ne. Fakat bunlarn bir
bakal var, bunlar gebe. Benim doduum, bydm
ukurova'daki kyde son devire kadar beyi yaayan tek aireti
tandm. Bozdoan aireti ve beyi Hac Bozdoan babalar, oullar
milletvekili oldu bilmem ne oldu. Bir de Dou Anadolu'yu bilirim.
Bu beylikler nasl bitiyor, nasl tkeniyor ve nereye gidiyor? Mesela
bir kan davasn ele aldm. Bu kan davas grdm bir kan davas ve
o kan davasnn ocuklarndan biri de u anda yayor. Arif Keskiner
diye bir arkada, film eviriyor imdi burada. Arif Keskiner'in amcas
Abdurrahman Keskiner aa yukar faydalandm adamlardan biridir.
Dervi Bey iin de ok insandan faydalandm. ok byk bir dos
tum vard, son Trkmen beylerinden bir tanesiydi, Ekiya Remzi. Bir
kere ondan faydalandm. Jandarma Mehmet bu Arif Keskiner'in amca
s, ondan faydalandm.
A. B.- Dervi Bey'i, bir de Sultan Aa'y anlatyorsun banda. Kara
gzl bunlar, kvrck sakall. Oysa dudaklar kabark, dileri ve du
daklar ocuksu, neden? Sultan Aa'da da yle, Dervi Bey'de de yle.
Buna karlk Mustafa Bey'in bir betimlemesine raslanadm. Yalnz
sakalnn kvrck olduu syleniyor. Fakat bu zellik, dudaklarn
kabark ve ocuksu olmas ne?
Y. K.- Sultan Aa iin gzleri yalm karasyd diyorum. Sultan Aa
aadan, lden geliyor. Onlarn zellii o. Dervi Bey'de sanmyo
rum byle bir ey yaptm. Elmack kemikleri kkt diyorum.
zellikle elmack kemikleri ve geni aln zerinde duruyorum. Bir
blgenin tipini anlatrken, ben bir tip yaratmyorum, benim insanma
u uygundur, demiyorum zellikle tip yaratrken o blgedeki tiplerin
anlatmna sadk kalyorum. rnein Remzi Bey'e benziyor, Dervi
Bey'in tipi. Sultan Aa tamamen yarattm bir tip, Mardin'de
grdm bir adam.
378

Diyarbakr'da, Mardin'de bir sr bey grdm, onlara benziyor..


Bu ok ilgin bir nokta ama, ben bir adam izerken kiiliine gre
iziyorum. ocuksu insanlar ou...
A. B. Bu ocuksuluk btn roman boyunca adamn karakterinde bir
ikilik olarak siiriiyor mu? Hem acmasz, hem sert, hem de ocuksu.
eliki iinde, besbelli. Bunu ne amala yapyorsun?
Y. K.- Romann tiplerini izerken sanyorum durum u: insan
yznn bir genelleme olarak insan psikolojisini yansttna inan
myorum. Anlk psikolojiyi, fkeyi, kskanl insan yz verebilir.
Ama genel olarak, rnein bir cani tipinin olduuna inanmyorum.
nsann davranlarnn natralistlerde olduu gibi bir eksen yresinde
dndne de inanmyorum. nsan ne kadar gl olursa olsun,
koullara gre deimek zorundadr. nsan yznn bir genel karakte
ri, uzun bir tarih boyunca, yani mr boyunca yansttn sanmyo
rum.
T. Y.- Bir tip izerken, yzn d grnn izerken, bir model
aryorsun, bu bir. kincisi bu d grn genelde bir ey belirtiyor,
rnein o yaln gzl, lden geliyor.
F. K .- ocuksu azl derken, onun mr boyunca ocuksu
olduunu sylemek istemiyorum, o anda yledir. Benim kendi roman
kuruuma gre byk bir yanl olurdu izilen bir tipin sonuna kadar
o psikolojiye sadk kalmas. Anlayamayacam bir ey bu.
A . B .- Zaten bizim de renmek istediim iz bu. Bunu belli bir
amala yapp yapmadn. O zaman diyorum, bir yz anlatrken, ya
da bir kiiyi anlatrken, neden azn anlatmak gereksinmesini duyu
yorsun, eer yle bir tasan yoksa? Kulan anlatsaydn, ya da hi
azndan sz etmeseydin.
[...]
F. K.- Bir kiinin yzn izerken, fiziini izerken birden izmek
istemiyorum, tamamen teknik bir sorun bu. Aklda kalma meselesi,
okurun bu adam grebilmesi. nce en kaba eyini iziyorum, sonra
bu adamn rnein el kmldamasn, sallamasn, gzn krpmasn
vb. para para veriyorum. Sonunda bu adam, btn psikolojik zel
likleriyle ortaya kt zaman kiilik olarak da ortaya kacaktr. [... |

379

imdi senin sorduun, benim zerinde durduum en ilgin nokt


baka bir eydi. Bir romann kuruluu nasl olur?
T. Y. - Evet, onu braktk..
A. B.- Evet oradan geldik buraya.
Y. K - ok kk kalyor benim iin, ayrnt kalyor bunlar byk
roman kurgusu iinde. Ben yle sanyorum ki, byle yaps olan
geni bir yapt ortaya kartmak iin her ey yerli yerine konmutur
bir romanc tarafndan. Gzden kaan hibir ey olabileceini sanm
yorum. Yanl ya da doru, sebepsiz bir ey yok. Sebep vermiyorsam
bile, onun da sebebi vardr.
A. B . Tabii biz de bunu zmeye alyoruz.
Y. K.- Ben somuttan gitmeyi tabii isterim. imsomut zaten, bir
sanatnn eer bir yapt ortaya kmsa, o somut bir eydir. Bir kere
niye yazyorum ben, ne, niin yazlmtr? ukurova'da bu Trkmen
feodalitesini veya beyliklerini anlatrken bunlarn bir kere yerleme
maceralarn anlatyorum bu romanda, uzun uzun, nk ok nemli
bir ey.
A. B.- Ne bakmdan ?
Y. K.- Boyuna unu tekrar ettim. Le Monde'a. yaymlanan syleide
de syledim. Yla kavlarken hi grdnz m? Korkun bir macera
dr. Bizim nar bahesinde ok ylan seyrettim. O ylanlar seviirken
bile grdm. Kimse inanmyor, kpkrmz kesiliyor kara ylanlar se
viirken, sanyorlar ki ben fantezi yapyorum. Yaam aslnda fantezi
ile dolu, yani uydurmaya hile gerek yok, sonsuz fantezilerle dolu.
Neyse ben o yap sorunu stnde duruyorum.. Bu Trkmenler gelmi
yerlemiler, her nircl suya sahip olmu. Bizim Savrun'un ad niye
Savrun diye aratrdm Neden ad bu olmu suyun? Ta XVI.yy.'da
ukurova'da yaayan bil gebe var, ad Savrun Bey. Sonra Divrii'
nin bir kynde Savrun dn aladm. Anadolu'da be alt tane daha
Savrun var. Demek ki oraya gelmiler, yerlemiler. Ardndan baka
bir airet gelmi, Savrunlulur atm. Son zamanlara kadar Sunba
suyunun kylarnda Sunba aireti oturuyordu. Tarsus'tan gelen
Berdan suyu adn ncrlen aln diye sordum. Berdan aireti kt.

380

Bizde hl Yeyik topra derler, ukurova demezler. 1866'da Dervi


laa'nn ukurova'y bir anlat var, inanlmaz bir ey. Kamlardan,
otlardan Krt svarilerinin karglar grnmyordu diyor. Tura sesle
riyle yzlerce ceylandan sz ediyor. Ve ok acayip, vahiyane ylanlar
akyordu, diyor. Evet, korkun bir ey ukurova o devirde. Ben yeti
tim ukurova'ya. Benim yetitiim devirde yedi sekiz ceylan kalmt
Anavarza ovasnda. 1951de Adana'dan ayrldm zaman be tane cey
lan kalmt. Saysn biliyorlard. Kars aac diye bir ey vard,
kalmad. Bu anlattm doa paras iinde dodum ben. Bir sr
bataklk, gz alabildiine kamlk, gz alabildiine orman, grebile
cein kadar ku eidi, grebilecein kadar hayvan eidi.
T. Y.- Arlalan, yeniden o dnyay canlandrmak iin...
Y. K - Hayr canlandrmyorum. imdi nasl kuruluyor bir mimari,
onu aratryoruz. ukurova'ya sermayenin girmesiyle, yani tarma
kapitalizm girince, elli, ellibirlerde u oldu: pamuk birdenbire para
etti. Hepsi borluydu, pamuk para edince MARSHALL yardmyla
traktrler de geldi ve byk bir para girmeye balad. Ktenlere paletli
traktrleri bir taktlar, elli, altm, yetmi santim kara alyd, batak
lklara verdiler buldozerleri, ekskavatrleri. Gzmle grdm bunu.
Akasaz'm batakln rnein ayda bitirdiler, bilmem Ceyhan'da
ki, Kozandaki batakl, Osmaniye'deki batakl. ukurova yarya
yakn bataklkt, bir anda kurudu. Niye bu kadar doay anlatyor bu
adam, yani derdi ne bu romancnn, niye gece gndz kutu, buluttu
diye tutturuyor, insan ilikilerinden ok insan doa ilikileri stnde
duruyor, derdi ne bu adamn? te romann yapsn bu tayin ediyor,
bu iliki tayin ediyor, doa-insan ilikisi.
A. B . Zaten senin romannda bandan beri insan ve doa birbiriyle
kaynamlar.
T. K.- Ayrmyorum zaten.
A .B .- Demisin ele...
[...]
Y. K - Yapda syleseydim daha iyi olurdu, ben byle gevezelik
yapmak istemezdim ama herhalde tutamyorum kendimi Ben hi bir
zaman romanlarmda aklama yapmam. Romann kendisi, kurgusu,
olaylar, doa ile insann ilikisi, insanla insann ilikisi versin

381

psikolojiyi ya da dnceyi. Ben sylemem. Kayor ite bazen, eski


bir alkanlk, yani romanc alkanl; bizim ustalardan gelen, yani
XIX. yy'n ustalarndan gelen bir alkanlkla yapyorum. Yoksa ben
farknda olarak yapmak istemezdim, yahut da bir sebebi vardr bunu
yapmsam yine de.
A. B.- M ustafa Bey sylyor zaten bn.
Y. K.- Evet ben sylemiyorum demek ki.
A. B.- M ustafa Rey sylyor.
Y. K.- Sonra 1925-30'larda birdenbire Albistan'dan, Toroslar'dan,
Andrn'dan, Gkin'den, Toros'un br taraflarndan btn Toros
kylleri akn etmeye baladlar ukurova'ya. ok yoksuldur bunlar,
ne ekecek tarlalar vardr, ne bir ey. Bir tek keileri vardr, o keiler
de yetmez. ukurova'ya gelip alrlar. ukurova'ya kk skmeye
geldiler bunlar. K im secik'te yazarm onu, bunlar tmen tmen kk
skmeye geldiler, biraz parayla binlerce gl kuvvetli adam geldi,
ukurova'da gndeliine kk skt. O kkleri sktrp tarla yaptr
yordu birtakm insanlar ve kendilerinin oluyordu o tarla.
A. B.- Sen bunlardan ne sonu karyorsun?
Y. K.- Bir kere, gelen kapitalist dzen doay deitirdi. Tamamen
deitirdi. Baka bir doa, kendisinin faydalanaca bir doa kurdu,
yani feodal dzenin, diyelim ki Trkmen derebeylik dzeninin
doasn yok etti bitirdi. kincisi, bu doa deiirken o derebeylik
dzeni yaayan halkta da bir deiiklik oldu. Nasl bir deiiklik?
Bunun en byk rnei kan davalardr. Yani kan davas bir blgede,
bu derebeylik dzeninde, en belirgin styap kurumlarndan biridir.
Bana bir ngiliz gazeteci sordu, Yaar Kemal'i anlat bana bir cmley
le, dedi. Yaar Kemal deimenin romancsdr dedim. Bu deimeyi
gzmle grdm, yaadm. yle bir talihim oldu, yani deimeyi
yaamak talihim ve bu deimenin zerinde de dnmek talihim
oldu. Ben bu sralarda ukurova'da bu en belirgin, gzle grnen
styapy aldm, yeni kn davasnn. Kanun karlmt. Trkiye
Cumhuriyeti'nde, aileler kan davalarn srdrrlerse uzak yerlere
srleceklerdi.

382

Y. K - Neyse, evet bu styap kurumu, koullar deitii zaman,


doa deitii zaman, yeni dzen deitii zaman feodal dzen
biterken ve kapitalist dzen gelirken bu st yap kurumu ne oluyor?
nsanolu ne oluyor bu geite? Sorun bunu saplamak bir yazar iin.
Bir kere altst oluyor, doas altst oluyor, doas altst olduu za
man, aralar deitii zaman styap kurumu da bitiyor. Kan davas
balyor. Kan davasn styap kurumuna en belirgin rnek olarak
veriyorum. ki aile alyorum. ki yzyldr dvyorlar. Sonunda ne
oluyor? Biri hayalinde ldryor artk dman, eylemi bitiyor, teki
de, bitmi tkenmi, ldrmek istemiyor. Sonsuz bir psikolojik
deiiklik bu. Mustafa Bey gibi tkenenlerin yan sra, Dervi Bey
gibi direnenler var; bir eit Don Kiot oluyor bunlar, an Don
Kiot'u.
A. B - Yani onlar da deiiyorlar...
Y. K.- Dnya deitii zaman, retim aralar deitii zaman, sis
tem, dzen deitii zaman insanolu da deiiyor.
A. B - rnein Dervi Bey'in deimesi... Mustafa Bey'i yakalad
zanan donuna kadar soyuyor adan, rezil ediyor fakat ldrmyor bir
trl, atn zerine atyor, anas Karakz Hatun'a gtryor adam,
avluya brakyor.
Y. K - imdi deimeyen bir ey var burada. Kim deimiyor?
Karakz Hatun zaten o koullarn dna kmam, olundan
umudunu kestii an gidiyor Dervi Bey'in olunu ldryor.
A. B.~ ...im di bizi ilgilendiren sorun u: Bu malzeme herhangi bir
kimsenin elinde u veya bu olabilir ve olur da. Senin elinde ne olur,
olann zellii ne, bunu aryoruz biz. Yani sen ondan ne yaptn?
Y. K - Ben bu yap nasl ortaya kyor diyorum...
A. B .- Peki, biraz da teknik stnde duraln. Bu D e m ir c ile r
ars C inayeti'de srekli bir yam ur yayor: H er olayn
banda, ortasnda, sonunda bir yamu var. Belki bin yamur var,
biribirine benzemeyen, tiin de sar. Bir de akbulutlardan tut da ak
araflara kada: biiyiik bir ak basks var. Ele aldn iki ailenin adla
rna bakalm imdi: biri Saroullan, br Akyollu. Sen de bu

383

saryla ak, renk olarak romanda ok ar basn. imdi bu bir rastlm


t ? Nasl olabilir?
Y. K - Sen sylerken dnyorum, emin ol, bundan nce niye
Sarolu, niye Akyollu koyduumu dnmedim. Ben kendi psikolo
jimi, neyi, nasd yaptm dnemem, iim dc deil. Bu ancak ro
manlarmdan kabilir, ben de romanllarmdan karm. ok eyi bi
linli yapmadm.
A. B.- ... Seni aradm z da yok zaten. Bizi romann kurgusu,
yaps ilgilendiriyor. Bu yapda senin, hi kukusuz ama, bu sen,
senin bildiin sen deil, romana dnm sen, ronan olarak sen. Bu
sen de burada, bize ok bilinli geliyor.
Y. K.- Ben, hereyden nce anlalmay isterim. Ne kadar karmak
olursam olaym, ben derdimi anlatmak isterim insanlara. nsanlar
byk bir iir havasna sokmak yerine, gzel bir havaya sokup anla
lmamak yerine, daha az dnyam olsun, ama insanlar beni anlasnlar
isterim. Onun iin bu Demirciler ars Cinayetinin ban en azn
dan belki yirmibe defa yazdm. Bir dil mzii yapmak istedim.
[...]
Y. K - Arkadalarma sordum, Yaar dediler, nasl yaptn bunu?
dediler. Anlamadk bu Sultan Aa meselesi nedir? dediler, boyuna
leitmotif halinde geliyor. D em irciler ars Cinayeti, o insanlar o
gzel atlara bindiler, ektiler, gittiler diye balyor, sonunda ektiler
gittiler diye bitiyor. Yusufuk Yusuf da yle. Aavarza da yine byle
balayacak, yle bitecek. imdi bu Sultan Aa nedir? dediler, ben de
anlatabildim sanmtm. Pimanm anlatamadma. Nereden geliyor
bu? Urfa'da yal bir adam bana bir likra anlatt. Bir adam Urfa'ya
gelmi bilmem ka yl nce, yirmi yanda bir delikanl, hayran
kalm Urfaya; herkes evine aryor, herkes selam veriyor, herkes
karde gibi davranyor, inanlmaz bir gzellik. Sonra bu adam Urfann ahrlarna gtrmler. Dnyann en gzel atlar tabi. Urfa tarih
ten bu yana ok nldr atlaryla, Asurlular devrinde her yl Asurlulara 360 tane at verirmi ukurova. Bir ay kaldktan sonra memleketine
dnm, sonra doksan yama gelmi, yahu u dnyada zaten lp
gideceiz, demi, azmn (adyla ayrlaym u dnyadan demi,
yeniden gitmi bakm ki selam verse kimse yzne bakmyor.
Yklm, bir de atlara bakaym demi. Bir sr at, derisi kemiine
yapm, dalarda yaylyor. arm kalm adam, keke gelmesey-

384

din buraya demi. Bir hann nnden geerken yal bir adam uyukluyormu, azna, yzne sinekler dolmu. Uyandrm, hele kalk,
demi, yahu, demi, burada bir zaman ok iyi insanlar, ok gzel atlar
vard, ne oldu? demi. O iyi insanlar o gzel atlara bindiler ektiler
gittiler. Ben bunu bir trl unutamadm. Bir yok olmay anlatyor.
Deimemi ama yok olmu. Ben bunu aldm O iyi insanlar o
gzel atlara binip gittileri aldm, bunu bir deiimin timsali olarak
verdim, bunu anlatamadm ben zannediyorum, u hikyeyi bir trl
bccerememiim romanda, u anlattm gibi. nsanlar romanda anla
myorlar. Ben o romanda, o 40 sayfada u andaki anlattm hikyeyi
vermek istedim.
A. B .- V erm isin.
Y. K - Veremedim. Hatt romanc arkadalarm, benim romanclk
ustal sandm bir eyi de bana kar kullanmaya altlar. Aynen
yle anlatyorum: at geldi durdu, yamur yayordu, Sultan Aa'nn
izmelerinden kan damlyordu ve tozu oyuyordu, diyorum. Hem ya
mur yayor, hem kan tozu oyuyor. Bu ne biim i? diyorlar. Pekl
da bir i ite! Dervi Bey d gryordu. Dervi Bey hayalliyordu de
memek iin, yani o kadar ilie dmemek iin, hayal olduunu be
lirtmek iin hem yamur yadryorum, hem de tozu oyduruyorum.
nsan psikolojisinde bu vardr. Yerinde bir ey sylediime inanyo
rum ve bunu bana kar kullanyorlar. Yaar Kemal burada dalga
gemi, diyorlar. Bin yz sayfa yazdm, daha da bin sayfa yazaca
m, ben nasl dalga geerim bu arada.
[]
Y. K.- Peki, baka birey var: Aacn gvdesine onalt kurun skt,
onalt yerinden akr akr, sular akmaya balad.
A. B - Adan terliyor, aa da terliyor, yamurun altnda hem de.
stelik bu rya da deil.
[...]
Y. K - ukurova'da ikindi yeli kt zaman akbulutlar ykselir Ak
deniz'in stnden. Bunlara yelken bulutlan diyorlar. Beyaz, ap ak bu
lutlardr. Yelken bulutlarnn kakln grdmz zaman harman
savururduk. O yel cana can katar, korkun scakta toz direkleri
(bunlara hama/, derler) byle dnerek gelir.
A. B.- Hamaz laf hi yok sende.

385

Y. K.- Yok, sevmiyorum, toz direkleri, diyorum. imdi, bunlfi


neyin arkasna derse onun rengini alrlar: yani ben uydurmuyorum
rengini de. rnein bir ormann arkasna dt zaman, bir okalip
ts aacna girdii zaman yemyeil oluveriyor. Her aacn yresinde
de dner. Yani doann kaderiyle, insann kaderi, doann devinimi ile
insann devinimi arasnda fark olmuyor bir yerde. Dil mzii yapar
ken bunu insann ve doann devinim dzeyinde yapmaya altm el
altndan.
A. B.- El altndan deil, ok el stnden.
Y. K.- Ben ok gizli yaptm zannediyordum, bu phe ettirecek
kendimden.
[...]
A. B.- Sonra Anavarza, belki de romann ha kiisi. O her eye
katlyor, atrdyor, patrdyor her olayn banda o var. B irde srekli
olarak kelebek, karnca, bcekler: H er olayn sonunda veya
balangcnda. Sende am az bir kural gibi bu. D eniz K iist'de de
grdm. Zeynel elik ii kere rmcee bakyor bir keresinde rm
cek trmanyor, bir keresinde sarkm. Ne anlatmak istiyorsun? Hepsi
de sembolik, hibiri kendi iin anlatlmam. rnein karncalar birbiriyle tokuturmas, birinin kskacn brnn boynuna geirmesi
Mustafa Bey'in Dervi Bey'e kar tutumunu simgeliyor, insan iliki
leri doa rnekesine gre biimleniyor.
Y. K - te hep unu vurgulamak istiyorum romanda: btn bilinci
mize karn, tm bamszlmza karn bizim mutluluumuz ya da
insanlmz-doann bir paras oluumuzdandr. Ben biraz dven
bir adamm, hem politik dven bir adamm, hem de dnce olarak,
yani politikann dnda bir dnce olarak. nsanlarn mutluluu
nedir diye aramaya aldan bir insanm. Benim mcadelem u: biz el
bette sonuna kadar insan olarak doadan bamszlmz iin dve
ceiz.
A. B .- Yalnz, senin romanndan, hi deilse D em irciler ars
C inayeti'nden bu kmyor: en gzel tmceler, en giizel bulular,
hepsi bu doadan kopmam insanlar iin. Trkmen Beyleriyle doa
arasndaki ilikiler son derece iirli. Buna karlk kaymakamdan,
validen sz etmeye baladn n, anlat yavanlayor, hibir rengi
kalmyor. u halde sen, yani romann, yabanclam adan yana

386

deilsiniz. Belki kii olarak tersini dnyorsun ama, romann btn


iirin br tarafta olduunu anlatyor bize. Btn arlk gelenekten
kopmam krda, biitn bulularn onlara harcamsn,
Y. K.- Hayr harcamadm. Dikkat edersen Dervi Bey sonunda git
tike yabanclayor. Dervi Bey'in gzndeki doa da bambaka. So
nuna doru Mustafa Bey'in evine gidiyor, tek bana kalm ikisi de.
O zaman btn zorlamasna karn doas bile bir yerde tkeniyor.
Sonunda bir zorlama olarak balamaya alyorum. Acaba doru mu?
nsan psikolojisi byle midir? On bin yllk suyuyla beraber bataklk
suyu akp gidiyor, bir de kelebek ls dm suyun stne, kele
bek ls de akp gidiyor. imdi btn bunlara dikkat ettiysen, hep
boyuna dne dne suyun iine der ller: Mestan vuruluyor, dne
dne batakla dyor, lyor. Mustafa Akyollu gidiyor, artk bit
mi tkenmi, yryor batakla doru, dne dne batakla dyor.
En sonda, yine drt kurunla dne dne batakla dyor.
Doann kaderiyle bir yerde insann kaderini birletirmek.
A. B.- Ben deimenin romancsym demitin, deil mi? Btn ge
leneksel trelere bal adanlan anlatrken dne dneyi anlatyorsun,
yani yerinde duran anlatyorsun, bunu isteyerek mi yapyorsun?
Y. K.- Hayr, o deime meselesi deil.
T. Y.- Dnme biraz kapall belirten bir ey.
A. B.- Evet, bu derebeylik gibi.
Y. K.- A m a tkeniyor bu derebeylik, onu...
A. B .- Yani bu bir simge mi, dnmek simgesi mi?
Y. K .- Tabi, doada yalnz kendi etrafnda bir ey yaratlyor.
rnein bir halka kendi etrafnda dnyor, dnyor, yok oluyor, sonra
o halkann kllerinden yepyeni bir dnya douyor. Yani her ey bir
atlama yapyor. Doann da kendi diyalektii iindeki maceras,
sanyorum ki toplumlara benziyor.
A. B.- Evet, zaten bu ok ak olarak grnyor romanlarnda. Bir de
u abartma sorunu var. rnein yz metre srad diyorsun. Dervi

387

Bey Mustafa'nn zerine atlyor, M ustafa kat, bataklkta utu, di


yorsun.
Y. K.- imdi bak, ben ok geleneksel bir yazarm. Bende hibir za
man bulamazsn bu abartmay. Btn eski destanlarda halk bir eyi
anlatabilmek iin abartr. Ben yz metreyi bir admda atlad demem,
hibir zaman da rastlayamazsn buna. Yalnz Dervi Bey sylerken,
bataklkta yz metre atlad, dedii zaman, bu artk sz pelesengi ol
mutur. Bu da bir gelenektir!
A. B.- Pekla, u da m gelenek: gidiyor, diyorsun, atl gidiyor,
gidiyor, diyorsun, gzden kaybolmuyor da gz nnde olduu halde
hzndan grnmez oluyor, diyorsun.
Y. K - O nenim o. Uyunuyordu, diyorum rnein, uvunuyordu du
benim szm deil. rnein uan pervanesinin hzla dnp grn
mez duruma gelmesine uvunma derler, pervane uvundu, derler. Bc
uvundu diyorum onun hzm anltmak iin.
A. B - Peki bir ayrnt daha, sonra kurgu iine geliriz. M urtaza vu
ruldu, can ktktan sonra da, diyorsun, ardak bir sre yerinde sallan
d, salland, diyorsun. Birini asyorlar, o da cam ktktan sonra, ipin
ucunda uzun bir sre sallanyor. Bunlarla neyi salamak istiyorsun?
Bir yerden bir yere ilmik atarak bir btnle mi varyorsun?
Y. K - Adnan, imdi doann bir uyumu var, romann da bir uyumu
var. Romann btnn yapsn sorduun zaman, bunlarn hepsi o
yapnn iinde yer alacak.
T. Y.- Bunun belki mzikle de ilikisi var: sanki cevap veriyor.
rnein o sallanma, oradan oraya ses veriyor srekli.

A. B - imdi biraz nceki soruna gelelim: senin btn o dnmeyle


ilgili, doann katlmas ile ilgili ve ok iirli olarak anlattn olay,
senin gznde mahkm olmu olan bir olay.
Y. K.

Evet..

A. B nk senin adamlarn da, Kamil ile Ali, o arpmada birbir


lerine kurun skmyorlar, silhlarn atyorlar ve Allah binbir bela
sn versin bu beylerin diyerek gidiyorlar. Senin orada, romanc
olarak, bu beylere kar olduun ortada. Ne ki, senin nne geilmez
elikin, btn yaratm a gcn, iirini o beylerin dnyasnda
toplam olman. Bu elikiye ne diyorsun ?
Y. K - Yalnz, benim yabanclama dncelerim meydanda. Hep
sylyorum, insanolu doa iindedir ve doann bir parasdr. Yal
nz bildiim bir tek ey varsa, o da insanolunun yabanclaan bir
yaratk olduu. Demek istiyorum ki, insanlk doal, psikolojik du
rumunu koruyabildike, insann iindeki o byk iir srp gidecek.
nsanolu bakla kesilir gibi kendisini kknden kurtarmaz. Elbette
insan soyu deiecek, doa ile birlikle deiecek. Fakat kopmayacak.
Ben eer iirsiz anlatyorsam brokratlar, bilmem neleri, benim
kanmca onlar kopuk insanlar da ondan. imdi sve insann yazsam,
rnein sve yazarlarnn yaamn yazsam, o kadar korkun bir doa
iindeler ki, gerekten hibir iir bulamayacam, takr takr bir ya
payl yazacam. nk doa ile ilikisini kesmi insan, insanla da
ilikisini kesmi ve hasta bir yaratk olmu. Ama, gene insan olabi
lir, tm nsan deerleri, sevgiyi, dostluu yeniden bulur. Yani, nasl
doa bu insanlardan elini ekmise, doa ile birlikte dostluk duygusu
da, sevin duygusu da, arkadalk duygusu da elini ekmitir. ok za
yf insanlardr, dnektir ou.
T. Y - Peki Yaar o zanan bu kan davasn nasl koyuyorsun? Kan
davas da bir yabanclama deil mi?

Y. K - Tamamen bir uyum bu benimki!


A. B. Evet, evet, bu uyum btn ayrntlarda amaz bir biimde
va:
Y. K.- Doaya ok bal kalmak istiyorum ama, romanma da bal
kalmak istiyorum. Benim romanmn da kendi kurallar olsun, bu
dnyann kurallar var, romanlarmn da kurallar olsun istiyorum.

Y. K - Evet, iyi bir ey deil, fakat bir yerde o insanln getirdii


doal bir ey gibime geliyor. Onlar iin doal.
A. B.- Doal gibine geliyor da senin doanda hi yumuak bir yan
yok. Ne zaman baksam, kartal cereni ldryor, ya da geliyor,
dnde de olsa, adamn gzn alyor, koparyor, gtryor. Mustafa

389
388

Bey be yld r bir kartal yetitiriyor, gniin birinde gidip Dervi


Bey'in gzn karsn diye. Karnca da yle, biitiin derdi kocaman bi
bcei ekip karmak. Hain bir doa.
Y. K - Ama yle.
A. B. O doa yle bir doa ki, yam ur bir yerde ok iirli yayor,
fa k a t kini yerde krba gibi, bak gibi. Kimi yerde de tl gibi.
Y. K - Kendime acmm herhalde.
A. B - Yani ok kat, o derebeylerinin yaamna, onlarn onur anla
yna falan uygun, hain bir doa aslnda.
Y. K - yle, ne yapaym yani? Kartallar grdm, yleydi. Ondan
sonra, ukurova'nn scakln grdm, 0 atr atr eden kayalarn
atlamasn grdm. Baka trl sylesem, yarm sylerim. Roman
bir kere doaya kar bir eydir. Eer bir kiilii varsa sanat eserinin,
romann bir kiilii varsa, tamamen doaya kar bir hikyedir. Ama
doaya yknmek deil. Bir blgeyi anlatyorsan, o blgenin ad
konmusa, o blge de yardmc oluyor benim dnyam kurmakta,
yap tan oradan alyorum, cerenden alyorum yap tan. imdi
Adnan, baka bir ey anmsatmak isterim sana: lmez Otunda ban
dan sonuna kadar ovada bir kartal dner, sonra eker gider, roman da
biler. Diyeceim, roman ok tutucu bir meslek, yani sanatlar iinde
en tutucusu roman. Benim olum bina okur, dner dner yine okur.
ok birbirine benziyor romanlar, roman deitirmek doay, insan
deitirmekten ok daha zor. Onun iin hi bir Trk bir fransz roma
n yazam az, onun iin hibir Fransz, bir trk roman yazamaz. Hibir
Trk de ToltOy olamaz. Amerika'da niye hep ukurova'y yazyorsu
nuz, diye sordu biri. Dedim ki, yalnz ben yazmyorum ukurova'y,
Tolstoy da ukurova'y yazyor, Dostoyevskiy de, Kafka da, Faulkner
de ukurova'y yazyor, yalnz ben mi yazyorum zannediyorsunuz,
dedim.
A. B.- Herkesin bi ukurova's varlr diyorsun.
Y. K.- Yani insan soyul bir yaratk deil, insan somut bir yaratk,
roman da somut bir yaratk. Yalnz szcklerden bir roman yapsan,

390

on bin tane szc bir torbaya doldursun, sonra gzn kapatp ak


arkaya szckleri dizsen, yine yaam, yine somut kar ortaya
A. B - Evet, somut kar ortaya ama, sen yle torbadan eker gibi
karmyorsun bu somutlar. Hcre oalnas gibi bir ey diyeceim,
ama tam o da deil. Bir pusu olay sresince yanyana getirilmi ksa,
uzun ykler grnmnde desem daha uygun belki. Kambur Tellal
ile Bey'in arda kapmalar, adamdan bile saylmam birinin o
korkun direnme giicii, bal bana bir yk bu, kendi kendine
yeterli. Gsz He gliinn kapmas. lm gze aldktan sonra,
ler gszn hatta bir hiin, lm gze alamayan en gly bile
yenebilecei. Sunuluu, gerilimin doruuna var, ardndan da, gl
ile gszn yer deitirmesi, en geleneksel biimi ile bir oyunun,
perdelik bir oyunun sahneleri. Murtaza'nn ldrlmesi, Yel Veli'nin
Tarsus'ta, M ersin'de lm korkusuyla rpnmas, daha ne bileyim
ben, Sabahat Hatun'un su kenarnda art arda erkekle sevimesi,
biitiin bunlar bamsz gibi romann iinde. Birkan karsan, ya da
birka tane daha eklesen, yle de olabilir diyor insan. stanbul Hatras
diye asker fotoraflar vardr, ya da nikh resimleri, ya da algclar
Ara'nn. yle duruyorlar yanyana bu senin yklerin. Yanyana diyo
rum: birbirlerine bakmyorlar da bize bakyorlar. Halk resimlerindeki
gibi.
Y. K.- Adnan niye soruyorsun bana? Demek ki yle!
A. B - . . . rnein bu araya giren sahnelerin bamszl, araya
girmeleri, sonra, romana katllan her kiiyi anlatrken, sz kesip o
adamn gemiini, soyunu, sopunu aratrman belki de destanlardan
gelen bir eitleme, bir oyalama, devinimi daha hzlandracak bir du
raklama.
Y. K.- Yani siyah beyaz gibi kurmak, byk bir hz ve yavalama,
byk bir hz ve gene yavalama. rnein Kambur Tellal' anlatm
tm. Tellal benim en iyi tiplerimden biri. Bir ldrme sahnesi var,
benim hayatmda yazdm en iyi sahnelerden biri bu. Sabahleyin
kalkyor: bcekler, iekler. Hep yolda yryerek gidiyor, arnn or
tasndan gidiyor, bir kar yukardan gelinbcekleri geiyor, byle
yryerek karncay izliyor ve en kk ayrntsna kadar doann toz
larn gryor, bilmem neyi gryor. Geliyor narn altnda oturu
yor, ban kaldryor, tak tak tak vuruyor, ldryor. .imdi Dos-

391

toyevskiy'de beni mrmde en ok etkileyen devinimlerden biri u


diyor ki kuruna dizilmeden nce hibir ey dnmedim, dmesini
gzm dikmitim adamn, en kk ayrntsna kadar bakyordum
diyor. Ben de bu romanda cinayeti ilerken adamn neler duyduunu,
neler yaptn biliyorum. nk benim de deneyimlerim var; adm
ldrmedim ok kr, ama ldrecek kadar kzdm. ldrenleri
biliyorum, hapisanede hep sordum adam ldrenlere, nasl ldrdn,
diye. Mesela bu romanda en ok faydalandm Kara Haan,
Kadirli'nin Kzyusuf kynden Kara Hasan'dan faydalandm. saln'
var ki, olduu gibi hapisanelerde not ettim, hapisanede not ettiim
eyi de romana geirdim. Bu, romann en iyi yazdm yeri. unu
sylemek istiyorum; ldrmenin lmekten fark yok psikolojik
olarak. Bir adam ldrlmeye giderken nasl bir psikoloji yayorsa,
aa yukar ona benzer ldrenin psikolojisi. Telll'n adan
ldrmesinde bunu sylemeye altm ben, Dervi Beyin bataklkla,
gzn grd adam ldrememesi; sonra karanlk basnca,
karsndakinin baklarn grmeyince tabancay ateleyebilmesi.
A. B .- Zaten bu gzn dikmeleri, bu ayrntlar butiin roman
boyunca kullanmsn.
Y. K.- Benim mrmde yazdm en iyi sayfa udur: Dervi Bey
Mustafa'y Anavarza'da yakalar, gtrr rlplak soyar, tabancay da
dayar: ldrecek! len yklr Akyollu Mustafa, sonra birden,
ldrmeyecek diye sevinir, sonra ldreceini anlaynca yeniden
ker.
A. B.- Deck, nem li olan bu kiiler iin diinanm yok olmas
deil, kmesi pes etmesi. Bu da ok doal, aslnda. Devir deimi,
kala kala iki kii kalmlar. Biri birini ldrrse ne olacak? Yllarca
alageldii bir oyunda hasnsz kalacak, srdremeyecek oyum. /.../
Dte gele o kanayan ll, alnan, baklan, en nemlisi de geri ve
rilmeyen, belli lcle gereince geri istenip de belirli treler
gereince geri verilmeyen, her eye karn gene de alkonulmak iste
nen o Sultan Aa ne? Besbelli ocuk Dervi Bey'in o byklk
diiii, gemi bir an, bir feodalliin simgesi, her eye karn
srdrlmek istenen a gelenein simgesi, d. Byle bakarsak her
ey yerli yerine oturuyo romanda, lll gerek.

Y. K - Tabii, tabii, ayn ey, insann gerei ve d, onu syleme


ye altk. Ne kadar gerei yayoruz, ne kadar d yayoruz, lu
biliyor muyuz? ie gemi ikisi. Btn romanlarmda benim ana
dncem bu. Bu an romanclarn gerekten hi beenmiyorum,
ama hi mi hi beenmiyorum. nk, ayp bir ey yapyorlar, hep
aklyorlar dncelerini.
Bizde imdi birey tutturdular, tanr romanc diye. Kim tanr
romanc deil ki? Ne biim anlatrsan anlat, tanr romancsn. Ben
diyerek yazarken tanr romanc oluyormusun! Sanat zaten yapay
bireydir, nasl benzetirsin sanat yaama, doaya? Hi bir biimde
benzemez! Zaten okuyucu bile bile ladestir tarih boyunca, yazarn onu
yaamadn bilir, bunun bir yaratma olduunu bilir. Ben tanr ro
manc deilim diyor bazlar, yok yle ey!
T. Y.- Tabii de, arada bir yaklam fark olduu da muhakkak.
Y. K - Bu dpedz teknik. Bir yanda tanr romanc, bir yanda baka
romanc... yle bir ey yok!
T. Y - Yani o adan alrsan evet, tabii de...
Y. K - te T ehlikeli A la k a la r rnein, Laclos da mektuplarla
yazm, herkesten de daha iyi anlatm. Btn anlatm biimleri eski
dir.
A. B .- Hayr imdi tanr romanc diye bir ey var, ama tanr olmaya
n da var romancnn. Ayr ayr eyler. stersen, tanrlklarnda bir fark
var, diyelim. Biri her eyi anlatabiliyor, biirii birtakm eyleri anla
tamyor. Eer sen bir olay ancak biri grd zana anlatrsan, yal
nz o grenin asndan anlatrsan, senin romanc olarak grdn
eyleri - ki istediini grebilirsin, romandaki hibir kiinin greme
yecei eyleri de grebilirsin-, anlatmaktan vazgemek zorundasn.
Y. K - imdi rnein Faulkner, tanr romanc deil ite Faulkner,
ama deinde ln anlatyor.
T. Y - Kendi bak asndan.
Y. K.- Kendi bak asndan anlatyor. Ben ok istediim halde,
Faulkner'in tekniiyle yazamyorum. Baka trl benim tekniim:

392

393

nce M em ed\ek\ tekniim halk trklerine ve bizim Krolu anlat


mna ok yakn. kinci nce M emed ok daha uzak, yeni bir anlatm
iinde deneyebiliyorum onu. Yalnz yenilii eyde grmyorum.
Ben dedim O dedi bilmem kim dedi gibi, onun bunun azndan
anlatmakta, hatta filann gznde grmekte aramyorum yenilii.
rnein bir ocuun gznden anlatyorum her eyi. A l Gzm
Seyreyle Salih'de Deniz Kiistii'de Zeynel'dir. Hi baka adam yok.
imdi ok belirgin anlattm ben demek istediimi. Zeynel'in kiili
iyle ilgili bu. Bir eye yaklayor, yaklayor, dokunurken geri
dnyor, sonuna kadar gitmiyor.
A. B .- Dolaysiyle olacak, korkuya da biiyiik bir yer veriyorsun ro
manlarnda.
Y. K.- Evet, korku roman diye yazdn romanlar vardr. rnein
Orta Direk bir korkunun roman. Kimsecik bir korkunun roman.
A . B.- D em irciler ars C inayeti de bir korku roman. K or
kutucu deil de, korkann roman.[...]
Y. K.- Evet, hepimiz korkuyoruz da onun iin. Ben doa'nn stnde
yeni bir doa kurmak istemem, insann stnde yeni bir insan kur
mak istemem. Gerekten ok korkar insan, btn insan soyunu kor
kak grrm ben. d kopuyor herkesin her eyden, lmden korku
yor, insandan korkuyor, doadan korkuyor, yldrmdan korkuyor ve
tarih boyunca korkmu insanolu. nsan gereine korkuyla da var
mak diye bir ey var. Ama korkmayan insan da ok.
T. Y.- Senin betimlemelerinde bir de a deitirme var. Kimi yerde
tepeden bak, kimi yerde yandan, bazen ok yakndan. Daha nce
mzikten sz ettin, acaba gz unsuru da ar basmyor mu sende?
F. K - ok rol oynuyor bende gz unsuru Tahsin. rnein ok cey
lan grdm. lalmn uana bindim ve ceylan srlerinin stnde
gezdim. 1953 ylnda ciple bir ceylan srs kovaladm. Fkaralarn
dehet bir atlay vard, U drt metre atlyordu bir ceylan. imdi
bunlarn etkisiyle olacak tornallarmda doann iinde ceylanlar
boyuna allayarak kar. Ih bir gz meselesi, yani resimle de birle
tirmek mzii. Szcklerin iiri ve resmin bize verdii iir, bir de,
tabi, benim dncem. Biz yzde yz insan nedir diye dndmz

394

zaman, niye bu kadar balyz ki bu dnyaya? Alk, yoklu!


aalanma... Her insann hayatnda aalanma var, alk v, bil
doyumsuzduk var en azndan, en azndan bir sknt var, en azndan bir
keye sktrlma var. Hi bir ey olmazsa kendi kendini sktryor
insan. Yani kolay deil dnyay yaamak, onu demek istiyorum. Eo,
bu kadar zor bir dnyada niye bu kadar dmz kopuyor lmekten,
yok olmaktan. Nedir iimizdeki? Trklerde lme kar mthi bir
fke ve kzgnlk var, kar koyma var, insan soyunda, en karamsar
insanda bir kar koyma var. Nedir bu? nsann kanna ilemi. ok
ilgilendirdi beni, Stendhal'de, lyada'da, O dissea'da, K rolu'nda,
btn bunlarda ben bir sevin duygusu grdm. Ulan yaasn be
dnyaya geldik! diye bir minnettarlk. Homeros'da da buna benzer bir
cmle var: insan en ok ac eken yaratktr, nk o leceini bilen
tek yaratktr gibi bir cm le. nsann iinde n edir bu
vazgeem ediim iz? te rom anda onu vermek istiyorum, o
vazgeemediimiz eyi. Yani doann iiri, insann kendi iinin iiri,
insann insanla ilikisi. Dostluk diye, zveri diye birey var, bundan
daha iirli bir ey olamaz. Sevgi diye bir ey var ki, Allah! Allah!...
Bunlarn hepsini insann iinin iirine balyorum, doa ile beraber
oluumuza balyorum.
A. B .- indi, bu dediklerinin rom ann kuruluunda, oluum
dzeyinde etkisi ne? Bu soruya gelmeden nce de, senin dncenin
kurgusu ne, hele onu bir grelim. Bu eyi vermek istiyorum diyor
sun, insann iinin iirini, insann o vazgeemedii eyi, o yaama
sevincini, her eye ramen o yaama direncini... Bu bir merkez, bir
odak noktas. Btn dncelerin, kayglarn, um utlarn buna
dnk... Ama nasl bir odak noktas? [...]
F. K - Benim yapmak istediim u. bir kere karmzda XIX. yy'n
roman var, biliyoruz. Ben ne zincirden kopmak isterim yazar olarak,
ne zincire yknmek isterim. XIX. yy'n romannda, Balzac'ta
rnein, bir tip batan balyor, sonda bitiyor. Benim ilk genliimde
isyan ettiim ey uydu: adamlar krk sayfa bir doa veya bir eyay
anlatyorlar, sonra gee olaya dnyorlar. Niye? dedim, niye byle
yapyorlar bunu? anlatacaksa doay bir ilevi olmal, deil mi? n
sanla bir ilikisi olmal, deil mi? nsanla bir ilikisi olmal. Ben
bunlara kar karken bir deneyimden geldim. Ben pirin tarlalarnda
su bekilii yaptm. Yllarca, haftada iki defa Savrun suyuna indim,
geldim. Baktm ki, br sulara benzemiyor. Birdenbire kafama dank
etti: bir yaprak brne benzemiyor, bir bcek brne benzemiyor,

395

bir karnca brne benzemiyor. Doann her parasnn bir kiilii


var.
Bu kiilii aldm zaman, romanmdaki her ey deiti benim
iin, yani insan dncem deiti. Veli bu koullar iinde b
dnyayla ilikisi olan bir adamd, ama uzak, ama yakn. Benim kur
duum dnya ile esas eksen yresinde uzak ve yakn ilikileri olan
adamlar var. Hepsi kendi yaamm yayor, ama hibir zaman diye
meyiz ki Ala Temir'in ne ii var bu romanda? Var, ana tiplerden bir
ianesi. Mahir Kabakou, Ala Temir, Telll, Mustafa Bey hepsinin
bunlar kadar var. Ama bunun dnda Sabahat Hatun da var. Yani
kendine gre bir hikyesi var, bir yaam var ve ilgisi var.
A. B.- Evet, senin esas eksen dediin, benim odak noktas dediim,
roman izgisellikten karyor, bir em ber biimine getiriyor. Buna
ben de inanyorum. Ama bu ember dnyor mu, btn yan olaylar
odak noktasndan kaynaklanyor mu, sorun bu.
T. Y - Romann yrmedii, her eyden belli.
A. B.- Bizim anladmz aklc biimde bir olay tekine balanm
yor. Oradan, buradan sapmalarla daire iziyor.
Y. K - Ama btnyle hepsi roman yapyor.
[.]
Y. K.- Bir ey yapmak istedim. Bu sinema byk eyler getirdi yaz
sanatna.
T. Y - Sinema teknii var biraz.
Y. K - M alraux en ilkel biimde yararland sinema tekniinden.
Ayrca da ilk yunlann romancdr nsanln Durumu'nda. Kk bir
roman, ok fazla zerinde durulacak bir roman deil. Ama romana bir
takm olanaklar gelirdi ve ilk getirdii de sinema oldu. Kesip bime
tekniini gelirdi, montaj, dokupuj getirdi. Benim dncem u,
sinemadan sonra ya/a her rom anc dekupajda mutlaka sinemadan
yararland, bu benim /,elliim deil. Hikimsenin zellii deil. XX.
yzylda, Nathalie SuiTBUle'dan tutun da bilmem kime kadar hep
sinemadr. Sinema romana ok ey verdi. Ben baka birey yaptm;
mesela bir plan alalm sinemada, bir adam duruyor. Ba plan diyelim,
ya da boy plan, bir adam duruyor. Ne kadar gidiyor arkas, biliyor

396

musunuz? Su var, bcek var, gne var, ku var, k v. aa v


yaprak var, meyva var. Binlerce ey var. imdi, bir ronu yazld
zaman doann iindeki insan byle bir younlukta olmal Komanda
yapmak istediim eylerden biri de bu oldu. Fakat ok yrekli
davranamadm ben bu ite. D em irciler ars C inayeti'dc ve
Yusufuk Yusuf da bu derinlemesine grntleri de vermek istedim
Niye bunu vermek istiyorum? nsan yazda anlattmz gibi o kadar
yalnz deildir. Byk bir eya yn iinde, byk bir ayrntnn
iindedir insan.
A . B.- Bunu ok gzel anlatyorsun, bu yapmak isteini. Yalnz
seninle sinema arasnda bir fa rk var. Sinema objektifi bir yere kadar
gsterir, durur.
Y. K - Sen tesini de gryorsun diyorsun.
A. B.- tesini de berisini de. kisini de bir arada, ayn netlikte. Ob
je k tif yapamaz bunu. Ar gerekiler gibi, amerikan iperrealistleri
gibi.
T. Y - Gzn doym uyor yani.
Y. K.- Tabii doymuyor. lerledi insan. Romanda mesela Hamlet bir
aamadr, Freud'a gelinceye kadar. Ondan nce Cervantes, yani Don
Kiot: nsan psikolojisinin elikilerini anlatmada o da bir aama.
Belki de insan soyunu destandan koparan, koparan da diyemeyeceim
insana destan aan birtakm eyler ekleyen Don Kiot'tur. Onun da
bir belals, daha eklenmii Hamlet. Sonra Dostoyevskiy, imdiye
kadar ezberlediimiz insan psikolojisinin snrlarn ykyor, ufuklar
n ykyor, teye geiyor. Bundan sonra Freud geliyor, ok olanaklar
kazandryor bize. Bir de insanolunu ilgilendiren doann diyalektii
var. Doada neler olup bitiyor? O da bizim canmz. Eer doruysa
onun bizim canmz olduu, doann da bize etkisi bulunduu,
doann bir paras olduumuzdan, ne kadar yabanclarsak yabancla
alm doa ile ilikilerimiz srecek ve doa bizim birtakm devinim
lerimizi salayacak, etkisi altnda brakacak, ya da devinimlerimizi
ynlendirecek. Byle bir ey mutlaka olacak. Baka trls de benim
iin imdilik olaan grnmyor. yleyse bizi ok ilgilendiren,
bizim bir paramz olan doann iindeki diyalektik 11 e? Grebildik
mi? Ben kendim diyorum ki, Yaar Kemal, ite doann kiilii var,

397

dedin, her doa parasnn kiilii var, dedin, senin romanlarnda bir
doa paras, bir insan nasl kiilik kazanyorsa, stelilk de izgi deil
yuvarlak bir dzendeyse, halka halka atlayarak gidiyorsia.
A. B - Toplanyor, dalyor, srekli olarak...
T. Y.- Toplanyor, dalyor ayrca.
Y. K.- Atlamalar oluyor, diyorum.
T. Y - Ayrca iddet, sonra birden diiii...
Y. K.- Benim iin diyalektie inanmak doada grdmle tay
gidiyor mu? Uyuyor mu? Benim dnce biimim acaba doann
devinimlerine uyuyor mu? Btn meselem bu.
[...]
F. K - kincisi de u: btn bu doada ne yaptk biz? Romanmzda
yaayan, bu iinde binlerce eliki tayan doada ne yaptk? Elektrii
daha yeni bulduk. Kimbilir daha neler var? Sanat olarak biz, sanat
yrei olarak bu korkun eye ne getirdik? Yzeyden bakmamza
ramen roman sanatnda yahut resim sanatnda bu ii bir adm ileriye
gtrmeye almamza ramen istediimiz oldu mu? Doann da
kendi iinde elikileri var, diyalektii var. Bir meyvenin olumas,
bir iein amas, bir arnn iee konmas, yani korkun zenginlik
te bir dnya.
T. Y - Muhakkak yle ya, bir de u var, biimdeki diyalektiin yan
sra, byk bi yna da var, tutamyorsun kendini, herey ok st
ste. Gzn doymuyor derken onu demek istedim.
Y. K.- Zenginlik diye bir ey de dnyorum yani bu ymalarn
sebebi doann ve insann zenginlii...
T. Y.- Bana yle geliyor ki tan dndn gibi ok giizel bir
dnya kurmak istiyorsun, stiyorsun ki ler ey tam dsun. Ceylanla
rn atlamas, ylanlarn sevimesi, alvarnn en ufak drntsna kadar
her ey tam olsun. Hatta gzel de olsun istiyorsun. Bu son derece
doal.

398

Y. K - Sanatn, romann yzde yz yaralna olduuna ilymtn


Yaratmadan hibir geree varlmaz. Biyografi niye ya/yoiMil?
diyorlar. Ben biyografi yazmam. Biimsel anlamda biyografi y/n
mam. Niin yazamam? nk yaratmalym.
A. B - Grmek zaten yaratmaktr. Anlamak yaratmaktr. Gerek de
yaratld oranda vardr.
Y. K.- Yani neye sadk kalacam? Mesela babam ldrdler benim.
Camideydim birgn, babamn yanndaydm. Geldi adam vurdu. Bu
babamn ldrlmesinin gerei deildir. Babamn ldrlmesini an
latacaksam eer yaratmalym. Gagarinin uzaya gidiinden sonra bir
konferans vermitim, mthi sevin iindeyim, dedim, imdi daha iyi
yaratacam romanlarm. nk Gagarin gitti, dnyamz uzaktan
grd. Hangisi ise, biri de mavi bir portakala benzediini syledi
dnyamzn. Bu bizim imgemizi gelitirdi artk. Dnyann mavi bir
portakal gibi grndn belki dleyebilirdik ama, bunun gereini
anladmzda bunun stne dehet dler kurabiliriz. Bunda insano
lunun yaayarak zenginlemesi var. Onu da uradan biliyorum.
Savrun suyunun kylarnda yllarca su bekilii yapsaydm, bcek
bcek, ta ta, kaya kaya, aklta aklta, kum kum, eer elemeseydim, bylesine zenginlemeseydim, Savrun suyu zerine d ku
ramazdm. imdi Savrun suyunu yazacam ben, ama dmdeki
Savrun suyunu, onun gerei benim dmdeki Savrun suyudur. Yani
sanat insanlar, doay, hereyi dolu dolu yaamal. Ancak o zaman
dr ki byk d grebilir. Bana Rimbaud'yu rnek veriyorlar. Denizi
hi grmemi, gene de Sarho Gemi'yi yazm. Ben de diyorum ki ki
taplarn deneyinden renmi denizi, kendisinin de bir deneyi olsayd,
onu biliyor muyuz ne biim yazabilirdi? Yani u bir gerek ki insa
nolu zenginletike dleri de zenginleir. Benim gereim bu.
A. B - Sana bir rnek vereyim: B ir yerde bir tl gibi esen / ince
yelde dalgalanyordu diyorsun; gibi den sonra virgl yok, yani,
bunun anlam esen ince yelde (bir tl gibi) dalgalanyordu deil.
Duruk esen'den sonra. ncelik tln, esmek de yelin zellii olduu
halde, sende tl esiyor, yel inceliyor. Ih dei tokula iki nesne
kenetleniyor birbirine, yeni bir gerek kyor, bir atlama oluyor.
Demek istediim, romann tm kurgusunda, genelinde grdmz
anlay, ttum, en kk ede, tmce dzeyinde, tiimce bilekenlerinin ilikilerinde de. grlyor.

399

Y. K - imdi dikkat edersen, bu romanda bir dnce dzeni gidiyor.


izgiler, halkalar, halkalar ve atlamalar, eer bunu ele alrsak gnler
ce konumamz gerek. Romanmdaki psikolojik ilikileri nedir diye
konuursak, ok uzun srer bu. Bunda da o halkalar var. Romandaki
btn ilikiler bu halkalarla gider, bu benim yaratmam. Yani ben bu
dnyay byle kuruyorum. Diyelim ki on sene, yirmi sene sonra beni
okurlar m? Bilmem ama, okurlarsa, bu adam amma da daire izmi
diyecekler. Ne yapaym yani, benim elimden gelen bu. Hem siz
sylediniz bunu, siz attnz bunu ortaya, ben de size katlyorum.
Keke elime geirseydim de getirseydim, bu roman yazarken daireler
izdim ben. ine olaylar koydum. Yan yana, drt, be daire. Bu
psikoloji, bu doa, bu insan ilikileri v.b. Planl altm yani.
Btn bunlarn yannda bir dil btnl de yapmak istedim. Nasl
dnyay iyi anlatmak iin yaratmak zorundaysak, bir dili de
gelitirmek iin yaratmak zorundayz. Nazm Hikmet'le Paris'te
1963'te karlatmz zaman Orta Direk romanm okuyordu. Bir
takm cmleler getiriyordu bana, bunu nasl yaptn Yaar Kemal?
diyordu. Dnyorum, valla Nazm Hikmet, diyorum, halktan aldm
ben bunu, halk byle konuuyor. Yahu karde, diyordu, bu halkn ya
paca i deil, Yaar Kemal, diyordu. u senin ince yel gibi bireyler
getiriyordu. Ve ben inanyordum Adnan, btn insanlmla sylyo
rum halkn yaptna inanyordum. D em irciler ars Cinayeti'ni
yazarken birdenbire anladm ki, hepsini, hepsini ben yapmm. Ee
tabi, bu romanla vardm bilincine. Ama, kendim yapm olmam da
gene zenginlemeye balyorum. Halkn bir olay anlatrken dehet
bir anlat var, geleneksellemi, klielemi bir anlat var. Eer
bir sanat szle bir ey yapacaksa, o anlatmlarn klielemiine,
deftere gemiine, yani halkn rnlerine kulak vermesi gerekir. An
cak, bundan sonra balyor i. rnein ben Sait Faik Abasyank'tan
ok ey rendim. Bence Trkeyi en iyi yazan iki kii var: biri
Nzm Hikmet, br Sait Faik, Sait iyi Trke bilmez, der bizim
edebiyatlarmz. Trkeyi nanslaryla yazabilen, derinlemesine
nans kullanabilen tek adam bence. Doay anlatmak insan nasl
zenginletirirse, insana nasl renme, d grme, kurma, yeni bir
dnya kurma iin byk olanaklar salarsa, halkn dilini renmek de
byk olanaklar salar,
A. B - Szn keseceini, benim nlm kadaryla senin halkla
hibir ilikin yok. Senin l/lkhkii, folklorla falan, byle eylerle
ilgini grmedim. San derece yapay bir romancsn. O unsurlar yedi
kullanr gibi, yahut tiili kullanr gibi kullanmsn. Bandan sonuna

kadar, okuduum roman, bir adamn, tek bir adamn kgs


Yerel kelime kullunsan ne olacak, kullanmsan ne o lm a k 1 O eden
yararlanmsn, onlardan yararlanmsn, o lip'le de yararlmmsn
ukurovadan da yararlanmsn. Yani sen oralarda deilsin. Kulland
n nesnelerde deilsin. u cmleye bak: Abndaki al alnn sl
dan aalara doru altn gibi bir su szlyor Neresinde lalk at
bun? Bu setisin. Neyden, nerelerden yararlanmsan yararlanmsn,
tek bana deilsin ya dnyada. Szlerle ise iin, dnyadaki btn sz
lerden, btn yazlmlardan da, sylenmilerden de yararlanacaksn
tabii. Halk dili de, Fculkner de, Cervantes de, doa gibi, deneyimlerin
gibi, birer ta. Sen, sen isen, bu talardan yararlanarak kurduun
oyunla bunlarn tesindesin.
Y. K - unu sylemek istiyorum: u bana sylediklerin iin,
hakikaten ben mrmn en mutlu ann yayorum. Yani bir insann
anlalmas kadar byk mutluluk yok. imdi bir meselemi anlata
ym size. Gerekten bazen ok karamsar oluyorum. Niye yazdm bu
kadar, diyorum, niye bu kadar emek? mrmn yirmidrt saatinde dil
dnrm, romanm dnrm. Neydi bu yemeden imeden btn
mrm buna vermek, deer miydi bu kadar? diye dnrm ok
zaman, baka birey yapabileceimi de bilmeden. Fakat u benim
dilim iin sylediklerin mthi mutlu kld beni. Yani deermi de
mek, var bu dnyada, bir eyler var. imdi unu anlatmak isterim,
benim faydalandm dediim u: nasl doay yaayarak insan zengin
leiyorsa, nasl olaylar yaayarak zenginleiyorsa, nasl insan iliki
lerini yaayarak zenginleiyorsa demek istiyorum, btn bu dil
yaratmlar da, insan zenginletiriyor. Yoksa ben oradan faydalanyo
rum demiyorum. Bu benim ana kltrlerimden bir tanesi. imdi ben
u anda gelirken ne okuyordum biliyor musun? Yeniden Binbirgece
M asallarm okuyordum. Osmanlcadan bizim bugnk Trkemize
evirmiler. Gerekten bu kadar bilinli okumadma B inbirgece
M asallar'm (on yl nce okumutum) ok zgnm. Bir usta insan
birikimi, korkun bir eymi meer. imdi bir roman daha yazarsam,
ben dilimi buradakinden ok daha gelitireceim. Btn bu kltrden
sonra Bibirgece'den, Homeros'tan, Karaeaolan'dan, Dadalolu'ndan,
sonra, bir Trk yazarna, Evliya elcbi'yi ezberlemesini sylerim.
Bana kzdlar, ardak kyne gitmelerini syledim yazarlarmza diye.
Bizim yazarlarmzn zenginlii yok, dedim. ardak ky bizim ky
deil, Osmaniye'nin bir ky. O kadar gzel Trke konuuyorlar ki!
Ben Trkeyi laklil elsin demiyorum, folkloru anadili yapsn demiyo
rum, esas temel de yapsn demiyorum, ama insanlarn zenginliinden,

401

birikiminden yararlansn yazarlar, diyorum. Yani demek istediim hor


roman kendi dilini de yaratr. nce Mened ok hareketli romandr. Ice
M em ede baktn zaman, eer on kelimelikten fazla bir cmle bulur
san kellemi keserim.
A. B.- Hi kesme, var. Hatta ilk sayfalarnda bile ondrt, onbe ke
ibnelik cm leler var, ama gerekten ounluk ksa cmlelerde.
Dediin dorudur. B ir sayfalk cm lelerin yer ald D em irc ile r
ars C in a yeti gibi deil.
Y. K - kinci nce M emed de yle deil, ok daha geniler, yaylr.
Bir yap olarak yaylr. Birinci nce M em ed gibi tek izgi zerinde
gitmez. Mimarisi daha bir ier ortalarda, daha zenginleir, daha ok
insan tipi girer romana, dil de ona uyar. Ondan sonra Binboalar Ef
sanesi, Ar Da Efsanesi geldii zaman dil bsbtn deiir. Ar
Da Efsanesi btnyle benim yaratmam. Halk efsanesidir diyenler
oldu, halkta yle birey yok. Bazan trklerin etkisinde kalmmdr,
o kadar. stanbul'da bir arkada itiraz ediyordu, bir iniyordu bir
kalkyordu Meneke stasyonu dedim diye. Trkenin kendi ana
abartmasdr bu, kalabal anlatmak iin. Ben ondan iyisini anlata
madm iin kyden aldm bu deyimi, Meneke istasyonuna getir
dim. imdi gerekten ok bilinli olarak dili yaratmalyz. Sen diyor
sun ki, Demirciler ars Cinayeti'nde bir cmle bir sayfayd diyor
sun. Ne halt edeyim duran bir dan karsnda? Dan glgesini, bu
lutunu nasl keseyim ben? Nasl keseyim de nokta koyaym? Anlatt
n eyin devinimi senin cmleni de yaratr. Eer usta bir
sanatysan, ee kendi kendini taklit etmiyorsan, klie yapmyorsan
baka trls mmkn deil. Bir de u sorun var: destanlarda doa an
latm niye bu katlar dilleniyor? Bir rnek vereyim. ukurova'ya
gidiyorum laln, yine ana kaynama. Bir sz var, bahar anlatyor:
Daa ktm, daln ennileniyord diyor. Dehet bir bahar anlat
mdr bu. Doann, baharn btn grkemini veriyor. ukurova bilir
bunu, bu klie haline gelmitir: ilk ktm dalara, dalar nennileniyordu... r r, ilerici stelik de. imdi Karacaolan'a geldik, sonra
Yunus'a, Dadalolu'n llalk doann her eyini klieletirmitir,
nk o milyonlarca yldan beri doa karsnda. Doann her devini
mi hakknda bir dncesi, bir davran olduu gibi bir sz de var.
unu da iddia edebiliriz, ya da savlayabiliriz ki, bir destan, yaratan
kadar deilse de, anlatan da yaratr. Be una tank oldum. rnein
nce Memed' anlatan bir adama rastladm. Yemin ediyorum benden
iyi anlatyordu. Benim romanmdan iyi dersin anlatt. Osman ahin
402

ukurova'da bir anket yapmt. Kime sorsan Ice Mcncd'l, Ylanl,


grdk, bizim evde beraber yemek yedik, demiler, lenim lytll
yarattm adam senin evine nasl gelir?. Ben gelirim ile o lkna
gelemez.
A. B - Bir ey sormak istiyorum. Bu Zeynel elildin grd inlim
cei. kiik ayrntlarla U kez anlatlmas, bir ioklaya dikkatle
bakld zaman o noktann bymesi, gz almas, ya da silinip yok
olmas, bunlarda ada Fransz romanclarnn, rnein Alain Habbe
- Grillet'in bir etkisi var m?
Y. K.- adalardan Nathalie Sarraute'u okudum, bir de Robbe Grillet'nin bir filmi vard L'Im m ortelle, onun senaryosunu okudum.
Yani ok bilmiyorum, ama tekniklerini biliyorum tabi. Nasl yaptk
larn biliyorum. Yeni Ronan' nasl buluyorsun diye sormulard
daha nce de, bildiim kadaryla dedim bunlar ok ey getirdiler roma
na, kendi kendilerini yemilerse bile ok olanaklar getirdiler, anlatm
olanaklar.
A. B. Ne gibi rnein sence, hangileri stnde durdun?
Y. K - rnein Alain Robbe - (rillct'den bir para anmsyorum. Bir
su kysn anlatyor, bir dalga geliyor gidiyor, geliyor gidiyor.
imdi, bize kadar, romanda ayrcala hi dikkat etmedik biz, eyann
ve doann mthi ayrntlarna kadar gittiler ve korkmadan gittiler.
Dilde savurma diyorum buna ben, doada savurma, diyorum. Yani
savurma da elbette kstl bir snrdadr, ama bunlar iyice savurdular,
kendilerinden getiler.
A. B. Yani ayrntnn stne stne gittiler.
Y. K - stne stne gittiler ve ok ey rettiler bize, kendilerini
daha akl banda sayan romanclara ok ey rettiler. Ben bunun bi
lincindeyim, fakat benim kaygm baka. Benim romanmn kurulu
unda her olayn psikolojik bir nedeni var. Deniz Kiisti deki Zeynel'i
alalm ele. ocukluunda ldrmler anasn babasn, kan iinde
grm onlar ve kanlan kayor ocuk. izgiden ne kadar korktuu
mu biliyorsun Adnan. Ama ben doal, normal insanlarda izgiden
' korkarm. Hastalklarda izgi vardr. Delilik bir izgidir, anormallik
bir izgidir. Hangi byk psikoloji kuramna baksak, hepsinde de
403

anormallikler, doal dlklar izgidir. Zeynel elik bir deli deil.


Yalnz sakatlanm bir insan. Kan iinden geliyor, Meneke'do
balklara raklk yapyor. lk belas ne? Kan gremiyor, grdil
zaman sarslyor, o da ldryor. Zeynel elik'in ldrd adam
grdm, kahveye geldi, hepsine ana avrat svd, toplu tabancasn
ateledi. Sonra bir film grdm, geen gn. Aa yukar ayn. Yani
yaam biraz da kendi kendini tekrar ediyor. Ben btn bunlar grdm,
ama benim sylediim, hibir zaman kr kr parmam eklinde
yazmadm. Hibir zaman bu tarafm grlmedi, Bat'da bile. Bu senin
bulduklarna biraz ardm dorusu. Ak syleyeyim sana, kendimi
ne dahi zannediyorum, ne de bir ey zannediyorum, sadece birtakm
imknlar zorlam adamm ben. Bu zorladmn farknda deil
kimse. Bu ok ac veriyor bana, yani ne yapaym, veriyor ite.
rnein bir sahne var Deniz Kst'de: Zeynel'in arkada edindii
kk ocuk, Zeynel'i bulamaynca gidiyor Yeni Camii'nin nne,
tanmad bir ocua saldrarak hncn alyor. XIX. yzylda bir ro
manc yalnz bu sahneyi yazsayd bile gene iyi romanc saylrd. Ve
bu roman benim en kt romanlarmdan biri olarak karland.
rnein mrmn en gzel eylerinden birini yazdm A l Gzm
Seyreyle Salih'te: Bir ocuk, kanad kolu krlm bir marty iyile
tirmeye alyor. Baytara gidiyor, doktora gidiyor, btn kasabay
dolayor. En sonunda mart uuyor, sevincinden ldracak ocuk.
Gidiyor kendi kendine dnyor, dnyor, seviniyor, oynuyor. Ama
bir trl mutlu olamyor. Martnn kanad iyi oldu ya kendisinde daha
byk bir deiiklik olmalyd, rnein umalyd, yahut dnya
deimeliydi gibi geliyor ona. Btn yeryz mor olmalyd. Ne bi
leyim ben, olaanst bir ey olmalyd. Ksm, bir kede oturu
yor. Salih Reis geliyor Niye sngn dm bu kadar? diyor
ocua. Mart utu diyor, ocuk. Ee gelmedi mi? diyor reis. te
geldi, orada duruyor, yryor diyor. Ee sevinsene, diyor reis.
ocuun cevab: A m a hi bir ey olmad ki be usta!
[...]
T. Y.- [...] B ir psikoloji var ama, bu, psikolojiye edebiyatnn
bak, psikologun deil
Y. K - Umurumda deil psikologun bak. Ben psikolojiyi Charlic
Chaplin'den renirim. ekoftan renirim, benim ustalarm onlar.
Benim aradm psikoloji eski Yunan oyunlarnn getirdii psikoloji
dir. Cervantes'in, Molirc'in, Shakespeae'in, Dostoyevskiy'in, daha
ok Charlie Chaplin'i ve ekofun. Yani ben byle anlyorum. El
bette biz onlar gibi, onlarn anlatt biimde anlatmak zorunda

404

deiliz psikolojiyi. Evet, bu alanda bir Dostoyevskiy var, ama bir


Dostoyevskiy olmak istemem ben. Ondan renmedim zaten, o baka
trl bir tip, benim dmda bir tip. ok daha byk bir yazar
olduunu sezinliyorum, ama ben onun gibi olmak istemedim.
rnein romanda eko fun anlatm biimini, psikolojiyi anlatm
biimini ileri gtrmek istedim, ki altm budur benim. Charlie
Chaplin'in anlatm biimini daha geniletmek isterim, yani romanda,
psikolojide tm psikologlarn bile dnemediklerini ortaya koymak,
roman yaratmasnda kiinin ve toplumun psikolojisini son snrna
kadar denemek ve amaya almak.
A . B.- Yani psikolojinin davranlarndan m kmasn istiyorsun?
Y. K - Ben daha ok dardan ieri, yani davranlardan ve insan ili
kilerinden ve psikolojiye varmak istiyorum. Oturup da Freud gibi
psikolojiyi anlatmaktansa insan davranlarndan ve insann ilikile
rinden, insann doa ile ilikisinden, insann insanla ilikisinden, in
sann toplumla ilikisinden, sanatnn sanatyla ilikisinden, ne bi
leyim insann bcekle ilikisinden, insann acyla ilikisinden, insa
nn sevgiyle ilikisinden, insann dostlukla ilikisinden, insann kendi
kendiyle ilikisinden yola kmak isterim.
A. B .- Bunlar senin romanndan kyor da, baz yerlerde kii bir i
konumaya giriyor kendi kendiyle, oralarda bu dediinden daha baka
bir psikoloji grlyor. rnein Yel Veli'nin kendi kendiyle konu
mas...
Y. K.- te ben bunu doldurma sayyorum, hani sen dolduruyor
musun, dedin de hi bir romanc yani bir ustal am bir romanc
doldurmaz, diyorum ama, bu Yel Veliyi anlatrken gerekten mthi
zorluk ektim, orada doldurdum sanyorum. Yani sanyorum i
konumalar doldurmadr. Daha byk usta olmadm demek ki, yani
imdi yazsam Yel Veli'yi daha baka trl yazardm.
[]
Y. K.- nk olaylar ve insan ilikileri bizim btn anlatacaklar
mz anlatmaldr. Daha nce de sylediim, insan psikolojisini an
latmak istemem, gsteririm, onun iin doay da anlatmak istemem.
Eer doay anlatyorsam insann ilikisi ile anlatrm. Btn halkn,
insanln yapt rnlerde, rnein lyada'da, rnein Krolu'nda,
eer bir bulut geliyorsa, bunu yamur yadrmak iin sylyordur.

405

Yani sebepsiz hibir ey sylemez. Bizim romanmzn, dnya roma


nnn vard en son aama da gene bu herhalde.

M IL A N KUNDERA

(1929*)

T. Y - Ama nedensizlik eitli alardan olabilir. Olay asndan ne


densiz olur da kurgunun gerei nedenli olabilir.
Y. K - Mesela da anlatyorum. Bilmem ne gibiydi diyorum, glge
leri dmt diyorum. Hi kimse grmemitir benim grdm gibi
Dldl dan. Bir bakr rengi gibi ttyordu diyorum, glgeleri
dmt koyaklara, diyorum. imdi bu da anlatrken, nasl insan
anlatyorsam, yaratyorsam, doay da yaratyorum. Durup dururken
de anlatyorum ama, bir eyi aklamak iin deil, bu romann btn
l iinde onun bir gereksinmesi var diye anlatyorum. Ama akla
mak szn duyunca tylerim diken diken oluyor. Bir de youn ro
man diye bir ey dndm bu roman yazarken. Youn roman nedir?
Gerekten yapamadm zannediyorum ama biraz yaklatysam gene
mutluyum Youn roman derken bizim eski ustalar alalm, mesela
Dostoyevskiy'i alalm. Hi aa yok bu adamda. Ben gittim
Leningrad'a, aa doluydu. Belki yeni yetitirdiler, bilmiyorum, ama
o bataklk, yerin aac olmam olamaz. nk Leningrad'n yeri
bataklkta kurutulmutu. Kilisesini, o mehur kiliseyi, altna tonla
odun yarak yapmlard. Aa da var imdi. O zaman bataklktan
kurutulduu iin aa olmayabilir. Ama gkyz de mi yok yani?
Dostoyevskiy salt insan ilikilerini vermi. Ben byle bir roman an
layna karym. Ben insan sadece psikolojik ilikiler iinde gremem. Onun iin youn roman dnrken insan byk ayrntlar
iindedir, sonsuz ayrntlar iindedir. Bu ayrntlarla birlikte kavramalyz insan gereini. Eya ile, doayla, ayrntlarla, sonsuz ayrntlar
la i ieyiz, Yalnz deiliz u dnyada! Yanlyor muyum yani bu
kadar geni dnmekle roman?

ROMAN SANATI ZERNE KONUMA


1983

L'art du roman.

sm a il Y e rg u z . Roman Sanat, Afa Yaynclk A. .,


stanbul 1989.
Kitabn Roman Sanat zerine
Konuma adn tayan 2. blmn aldk. Bu blmn
girii saylan ve yazarn gemie ynelik romanla ilgili
deerlendirmeleri ise alnmamtr. Yaynevine gsterdii
anlaytan dolay teekkr ediyoruz.

Varolmann Dayanlmaz Hafiflii'tule unlar sylyorsunuz:


Roman yazarn itiraflar deildir. Bir tuzca dnm dnyada insan
yaamnn aratrlmasdr. Tuzak ne anlama geliyor peki?
Yaamn bir tuzak olmas. Bilinen bir eydir bu: stemeden do
muuz, bizim semediimiz bir bedene kapatlmz ve lme
mahkum edilmiiz. Buna karlk dnya bir zamanlar insana gvenli
ka olanaklar salamaktayd. Bir asker bulunduu birlikten kap
komu lkede baka bir yaama balayabilirdi. amzda ise dnya
birdenbire daralvermitir. Dnyann tuzaa dnmesi olan bu
deiime hi kukusuz ve kesinlikle I. Dnya Sava yol amtr.
Tarihte ilk kez Dnya Sava denmitir. Yanltr oysa bu adlandrma.
Sava yalnzca Avrupa'y (ayrca biitiin Avrupa'y da deil) kapsyor
du. Ama dnyada olup biten hibir ey snrl kalmadka, felaketler
btn dnyay sardka ve dolaysyla insanlar, kimsenin kaamayaca
ve onlar gittike birbirlerine benzeten durumlardan ve d koullar
dan etkilendike dnya szc korku ve ylgnl ok daha gzel
ifade ediyor. Ama iyi anlayn beni. Kendimi psikolojik denen roma
nn dna koymu olmam, kahramanlarm i yaamdan yoksun
brakmay istediim anlamna gelmesin. Bu demektir ki, benim ro
manlarm ncelikle baka muamm alarn ve baka sorunlarn

407

peindedir. Yine bu demek deildir ki psikolojik ekicilikleriyle


kendilerini kabul ettiren romanlara karym. Prousttan sonraki du
rum deimesi bende nostalji yaratt. Proust'la birlikte mthi bir
gzellik yavaa bizden uzaklayor, bu gzellik bir daha geri
gelmeyecektir artk. Gombrowicz gln olduu kadar dahice bir fikir
ortaya atmtr. Benimizin arl dnya zerindeki nfusun
niceliine baldr diyor. Demokritos, insanln dcrtyz milyonda
birini, Gombrowicz de iki milyarda birini temsil etmektedir. Bu arit
metik asndan Proust'vari sonsuzluun arl, bir ben'in arl,
bir ben'in i yaamnn arl gitgide hafifler: Ve hafiflie doru
yarta zorunlu bir snr atk biz.
lk yazlarnzdan balayarak ben'in dayanlmaz hafiflii sizin
taknanz. Glnesi Aklar' dnyorum szgelimi. Edward ile
Tanr yksn. A lice'le sevitii ilk geceden sonra Edward
yaamnda belirleyici olacak tuhaf bir sknt duymaya balar. Kadn
arkadana bakar ve yle kendi kendine: Alice'in dnceleri aslnda
yazgsna yapay olarak eklenmi bir eydi. Ve onu yalnzca bir bede
nin, dncelerin ve yaam yksnn raslantsal bir birliktelii,
inorganik, keyfi ve deiken bir birliktelik olarak gryordu. Yine
bir baka ykde, Otostop Oyununda gen kadn, anlatnn son parag
raflarnda kimliinin belirsizliinden ylesine huzursuzdur ki hkra
hkra u szleri yineler: Ben benim, ben benim, ben benim.
Varolmann D ayanlm az H a fifli i'nde Tereza aynaya bakar.
Burnum lier gn 1 milimetre uzasayd ne olurdu? diye dnr. Ne
kadar /.umumlu yz tannmaz hale gelirdi? Yz artk Tereza'ya ben
zemedii /,n Tereza hl Tereza olarak kalacak myd? Ben nerede
balayp nerede biliyor? Gryorsunuz: Ruhun anlalmaz sonsuzluu
nnde alacak hibir ey yok. alacak olan daha ok ben'in ve
kimliinin helis/.lii
Romanlarnzda hi i monolog yok.
Joyce, Bloom'un h.m hu mikrofon yerletirir. Olaanst bir
casusluk olay olan bu i monologla ne olduumuz konusunda ok
ey rendik. Ama ben bu mikrofonu kullanamazdm.
Joyce'un Ulysses 'imle biit roman i monologla geer. Yapsnn
temeli, baat yntemidir i monolog, sizde bu ilevi stlenen felsefi
dnce midir?
408

Felsefi szcn uygun bulmuyorum. Felsefe, dncesini


soyut bir ortamda kiisiz ve durumsuz olarak gerekletirir.
Varolmann Dayanlmaz Hafiflii'ne Nietzche'nin ebedi dnii
dncesiyle balyorsunuz. Bu, soyut biimde gelitirilmi, kiisiz
ve clurumsz felsefi diinceden baka nedir peki?
Hayr! Bu dnce daha romann iilk tmcesinden balayarak bir
kiinin, Tomas'n temel durum unu getiriyor; sorununu ortaya
koyuyor; ebedi dnn bulunmad dnyada varolmann hafiflii.
Gryorsunuz sonunda sorumuza geliyoruz: Psikolojik denen roma
nn tesinde ne vardr? Bir baka deyile ben'i yakalamann psikolojik
olmayan yolu nedir? Benim romanlarmda bir ben yakalamak demek
varolu sorunsalnn zn yakalamak demektir. Varolu kodunu
yakalamaktr. Varolmann Dayanlmaz Hafiflii'n' yazarken u ya da
bu roman kahramannn kodunun baz anahtar szcklerden olutuu
nu gznnde bulundurdum. Tereza iin: Beden, ruh, ba dnmesi,
zayflk, idil, cennet. Tomas iin: Hafiflik arlk. Kk Yanl
Anlalan Szckler' Szl blmnde birok szc zmle
yerek Franz ve Sabina'nn varolu kodlarn inceledim: Kadn, sadakat,
ihanet, mzik, karanlk, k, kortejler, gzellik, vatan, mezarlk,
g. Bu szcklerin her birinin brnn varolu kodunda farkl bir
anlam vardr. Kukusuz bu kod soyut olarak irdelenmemitir. Eylem
ve durumlarda yava yava ortaya kmtr. Yaam Baka Yerde'nin
3. Blmne bakn. Mahup Jaromil henz bir kadnla yatmamtr.
Bir gn bir kz arkadayla dolarken kz birdenbire ban omzuna
koyar. Mutluluun doruuna varmtr ve hatta fiiziksel olarak da
uyarlmtr. Bu kk olay zerinde duruyorum ve yle diyorum:
Jaromil'in tatt en byk mutluluk omzunda bir gen kzn ban
hissetmesiydi. Bundan sonra Jaromil'in erotizmini yakalamaya
alyorum: Bir gen kz ba onun iin bir gen kz bedeninden
daha ok ey ifade ediyordu. Bunun, bedene kar kaytszdr anlam
na gelmediini belirtiyorum ama: Bir gen kz bedeninin plakly
la aydnlanm bir gen kz yz istiyordu. Bir gen kz bedenine
sahip olmak istemiyordu; bir gen kz yzne sahip olmak istiyordu
ve bu yzn aknn bir kant olarak bedenin bir armaan olmasn
istiyordu. Bu tutuma bir ad vermeyi deniyorum: efkat szcn
seiyorum. Ve bu szc inceliyorum: Gerekte nedir efkat? Birbiri
ardndan gelen yantlara varyorum: efkat olgunluk a eiine
geldiimiz zaman ve ocukken anlamadmz ocukluk avantajlarnn
409

skntyla farkna vardmz /.aman ortaya kar ve sonra: efkat


bize olgun yan esinledii rkntdr. Baka bir tanm daha:
efkat bakasnn bir ocuk muamelesi grecei yapay bir ortan
yaratmaktr. Gryorsunuz, size Jaromil'in kafasndan geenleri
gstermiyorum, daha ok kendi kafamdan geenleri gstermek isti
yorum: Uzun sre Jaromil'i inceliyorum ve onu anlamak, nitelemek
yakalamak iin adm adm tutum ve davranlarnn zne yaklayo
rum.
Varolmann Dayanlmaz. H afiflii'nde Tereza Tomas'la birlikle
yaamaktadr ama ak, ondan btn glerini harekete geirmesini is
ter ve birdenbire bunu yapamaz artk. Geriye, aaya, geldii yere
dnmek ister. Soruyorum kendi kendime: Ne oluyor ona? Ve yant
buluyorum: Ba dnyor. Ba dnmesi nedir peki? Bir tanm aryo
rum ve yle diyorum: Sersemletici, kar konulmaz bir dme iste
i. Ama hemen dzeltiyorum ve tanm belirginletiriyorum:
...insann bann dnmesi, kendi zayflyla sarho olmas demek
tir. nsan zayflnn bilincindedir. Zayflna direnmek istemez,
kendini brakmak ister, sokakta herkesin gz nnde yklmak ister,
yere yatmak, yerin altna girmek ister. Ba dnmesi Tereza'y anla
mak iin bir anahtardr. Beni ya da sizi anlamak iin bir anahtar deil.
Oysa siz de ben de en azndan bir olabilirlik olarak, varoluun olabi
lirliklerinden biri olarak bu tr ba dnmesini tanyoruz. Tereza'y
yaratmam gerekti. Bu olabilirlii anlamak, badnmesini anlamak
iin bir deneysel egodur o.
Ama bu tr sorgulamalardan geirilenler yalnzca zel durumlar
deildir. Roman btnyle uzun bir sorgulamadan baka bir ey
deildir. Dnsel sorgulama (sorgulamal dnme) benim tm ro
manlarmn temelidir. Yaam Baka Yerde'ye gelelim. Bu romann ilk
ad Lirik, a'd. Bu ad kaba ve yavan bulan arkadalarmn basksyla
son anda deitirdim. Onlarn isteklerini yerine getirirken bir budala
lk yaptm. Aslnda bana gre en iyisi romann adn temel kategori
sine gre semek. aka, Gln ve Unutun Kitab, Varolmann
Dayanlmaz. Hafiflii. Hatta Glnesi Aklar. Bu ad elendirici ak
ykleri anlamnda almamak gerekir. Ak dncesi her zaman ciddi
likle balantldr. Oysa glnesi ak ciddilikten yoksun akn katego
risidir. Modern insann vazgeilmez kavram. Yaam Baka Yerde
baz sorulara dayanan bir roman: Lirik tutum nedir? Lirik a olarak
genlik nedir? l evliliin -lirizm, devrim, genlik- anlam nedir?
Ve air olmak ne demektir? Bu roman almasna not defterime,
hipotez olarak u tanm yazarak baladm anmsyorum: air,
annesi tarafndan, giremedii dnyann karsna kmaya gtrlen

410

delikanldr. Gryorsunuz ki bu tanm ne sosyolojik, ne sl l m


psikolojiktir.
Fetonenolojik"
Fena bir sfat deil. Ama ben yasaklyorum kendime onu kullan
may. Sanatn felsefi ve kuramsal akmlarn trevinden baka bir ey
olmadn ileri sren profesrlerden ok korkarm. Roman bilind
n Freud'dan nce, snf mcadelesini de Marx'tan nce tanmtr,
Fenomenoloji (insan durumlarnn znn aratrlmas) uygulamala
rna fenomenologlardan nce gemitir. Hibir fenomenologa tan
mam olan Proust'ta ne kadar grkemli fenomenolojik betim
lemeler vardr.
zetlersek, Beni yakalamann birok yolu vardr. nce eylemle,
sonra i yaamda. Size gelince siz benin varolu sorunsalnn zyle
belirlendiini sylyorsunuz. Sizin bu tavrnzn birok sonucu var.
Szgelim i durumlarn zn anlamaya olan dknlnz sizin
gznzde btn betimleme tekniklerini geersizletiriyor adeta.
Kahramanlarnzn d grnleriyle ilgili olarak hemen hemen
hibir ey sylemiyorsunuz. Ve fizyolojik itkilerin aratrlmas sizi
durumlarn zmlenmesi kadar ilgilendirmediinden kahramanlarn
zn gemii konusunda da ok ketumsunuz. Anlatmnzn ok soyut
olmas gerek kahramanlar yaratamama tehlikesini dourmuyor nu ?
Ayn soruyu Kafka ya da Musil'e sormak gerekir. Musile sormu
lard zaten. ok kltrl baz kimseler onun gerek bir romanc ol
madn bile sylediler. Walter Benjamn sanatn beenmiyordu,
yalnzca zekasna hayrand.-Eduard Roditi'ye gre kahramanlan gerek
kahramanlar deil. Poust'u izlemesini neriyor ona. Diotime'yle
karlatrldnda Bayan Verdurin ne kadar canl ve gerek deil mi?
diyor. Aslnda psikolojik gerekilik iki yzyl iinde dokunulmaz
kurallar yaratmtr: I. Kahramana ilikin olabildiince ok bilgi
vermek gerekir: D grnm, konumas ve davranlar. 2. Kahra
mann gemiiyle ilgili bilgiler de vermek gerekir nk o andaki
davranlarnn tm itkileri gemitedir. 3. Kahraman tam bir bam
szlk iinde olmaldr, yani yazar ve dnceleri, kendisini hayallere
kaptran ve gereklik yerine kurguyu yelemek isteyen okuyucuyu ra
hatsz etmemek iin kaybolmaldr. Oysa Musil roman ve okuyucu
arasndaki bu eski anlamay bozmutur. Onunla birlikle baka baz
romanclar da tabii. Broeh'un en tannm kahraman Esch'in d

411

grnyle ilgili nc biliyoruz. K'nn ya da vayk'n ocukluuna


ilikin bildiklerimiz nelerdir? Musil, Broch, Gombrovvicz, dc ro
manlarnda dnceleriyle duyurmaktan ekinmemitir. Kahraman
gerek bir varln taklidi deildir. Dsel bir varlktr. Deneysel bir
bendir. Bylece roman balangcyla balant kurar. Don Kiot'u
gerek bir varlk olarak dnebilmek hemen hemen olanakszdr.
Ama belleimizde onun kadar yer etmi bir baka gerek kahraman
var mdr? Anlayn beni. Kendisini romann dsel dnyasna kaptran
ve onu zaman zaman gereklikle kartran saf ve ayn zamanda da
hakl okuyucuyu kmsemek istemiyorum. Ama bunun iin
psikolojik gerekilik tekniinin gerekli olduunu da sanmyorum.
ato'yu ilk kez 14 yandaykan okudum. Bu dnemde yaknmzda
oturan bir buz hokeyi oyuncusuna hayrandm. K'y onun izgileriyle
hayal ettim. Bu gne kadar da hep yle grdm. Sylemek istediim
u: Okuyucunun d gc otomatik olarak yazarnkini tamamlyor.
Tomas kumral m esmer mi? Babas zengin miydi, yoksul mu? Siz
sein.
Am a her zaman bu kurala uymuyorsunuz: Varolmann Dayanl
maz Hafiflii'nr/e Tomas'n gemiiyle ilgili hibir ey yoktur. Buna
karlk Tereza'm n yalnz kendi ocukluu deil, annesininki de
verilmitir.
Romanda yle bir tmce vardr: Bilardo masasndaki topun
izledii izginin oyuncunun kol hareketinin uzantsndan baka bir
ey olmamas gibi, Tereza'mn tm yaam da annesinin yaamnn
uzantsndan baka bir ey deildi. Anneden szetmenin amac Tereza
zerine bilgiler listesi karmak deildir. Burada anne temel konudur,
nk Tereza annesinin uzantsdr ve bu ona ac vermektedir.
Ayrca yoksullar iin ak seik resimler yapan primitif bir ressamn
elinden km ve ularnn evresinde ok geni ve koyu renkli
halkalar bulunan memelerinin de kk olduunu biliyoruz; bu bil
giler gereklidir nk bedeni, Tereza'mn bir baka byk konusudur.
Buna karlk kocas, Tomas'n ocukluu, babas, annesi, ailesiyle
ilgili bir ey sylemiyorum, bedeni ve yzne ilikin hibir ey
bilmiyoruz nk varolu sorunsalnn z baka konularda yatyor.
Bu bilgilerin bulunmay onu daha az gerek klmyor. nk bir
kahraman gerek klmak demek onun varolu sorunsalnn sonuna
kadar gitmek demektir. Bunun da anlam udur: Baz durumlarn, baz
nedenlerin, hatta iinde yorulduu baz szcklerin sonuna kadar
gitmek. Baka bir ey deil.

412

Bu durumda sizin roman anlaynz varolu zerine iirsel bir


dnme olarak tanmlanabilir. Oysa romanlarnz her zaman byle
anlalmamtr. Romanlarnzda sosyolojik, tarihsel ya da ideolojik
bir yorumu beslemi birok olay vardr. Toplumun tarihine duyduu
nuz ilgiyle romann her eyden nce varoluunun muammasn irdele
dii grn nasl uzlatryorsunuz?
Heidegger varoluu ok bilinen bir formlle aklyor: In -d e r W elt-sein, dnyada konumlanm olmak. nsann dnyayla ilikisi
znenin nesneyle, gzn tabloyla, hatta bir aktrn bir sahne deko
ruyla olan ilikisi gibi deildir. nsan ve dnya smklbcek ve
kabuu gibi baldr birbirlerine. Dnya insann bir parasdr, onun
uzantsdr ve dnya deitike varolu da (dnyada konumlanm
olma) deiir. Balzac'tan bu yana varoluun dnyas tarihseldir ve
roman kahramanlarnn yaam tarihlerin belirledii bir zaman uzam
iinde geer. Roman artk Balzac' bu mirasndan kendini hibir za
man kurtaramayacaktr. Hatta geree uygunluun tm kurallarn
bozan fantezist, olmayacak eyler uyduran Gombrovvicz bile kaamaz
bundan. Onun romanlar tarihli ve btnyle tarihsel bir zaman iine
oturtulmutur. Ama iki eyi kartrmamak gerekir: Bir yanda insan
yaamnn tarihsel boyutunu irdeleyen bir roman, te yanda belli bir
anda bir toplumun betimlemesi, romanlatlm tarih yazarl,
tarihsel bir durumun anlatlmas olan roman vardr. Fransz Devrimi,
Marie Antoinette, I. Dnya Sava, SSCB'de kollektifletirme
(kollektifletirmeye kar ya da kollektifletirmeden yana) ya da 1984
yl zerine yazlm romanlar hepiniz bilirsiniz! Bunlarn tm, ro
man diliyle romanla ilgisi olmayan bir bilgiyi dile getiren vlgarizasyon romanlardr. Oysa ben Broch'la birlikte unu yinelemekten bk
mayacam: Romann tek varolu nedeni yalnzca romann syleyebi
lecei eyi sylemesidir.
Peki ama roman, tarih zerine zgl bir ey syleyebilir ini? Ya
da sizin tarihi ele al biiminiz nedir?
te benim birka ilkem:
Birinci olarak: Btn tarihsel durumlar olabildiince ekonomik
ele alrm. Tarih karsndaki tulumum oyun iin gerekli baz
eyalarla soyut bir sahne dzenleyen bir dekor ressammnki gibidir.
kinci ilke: Tarihsel durumlar iinden yalnzca kahramanlarm iin
aklayc bir varolu durumu yaratanlar alrm. rnein aka'da

413

Ludvik btn dostlarnn ve okul arkadalarnn kendisinin niversite


den karlmas ve bylece yaamnn mahvolmas iin ellerini
kaldrdklarn grr. Gerektiinde, ayn kolaylkla aslmas iin de oy
vereceklerine emindir. Buradan insann tanmna varr: Herhangi bir
durumda bir yaknn lme gnderebilen varlk. Demek ki Ludvik'in
temel antropolojik deneyiminin tarihsel kkleri vardr ama tarihin
kendisinin betimlenmesi (Parti'nin ilevi, terrn siyasal kkenleri,
toplumsal kurumlarn rgtlenmesi vb) beni ilgilendirmez ve roman
larmda bunu bulamazsnz.
nc ilke: Tarih yazarl insann deil, toplumun tarihiyle il
gilenir. Bu nedenle romanlarmn szettii tarihsel olaylar ou za
man tarih yazarlar tarafndan unutulmutur. rnein 1968'de
Rusya'nn ekoslovakya'y igalini izleyen yllarda resmen dzenle
nen kpek katliamlarndan sonra halka kar terr uyguland.
Olaanst bir antropolojik anlam olan bu dnem bir tarihi iin
nemsizdir ve btnyle unutulmutur. Ayrlk Vals"nin tarihsel or
tamn esinleyen yalnzca bu dnemdir. Bir baka rnek: Yayam Baka
Yerde'nin en nemli yerinde tarih, kaba ve irkin bir don biiminde
araya girer: O dnemde baka trl don bulunamadndan yaamnn
en gzel erotik frsat karsnda donuyla gln olmaktan korkan
Jaromil soyunmaya cesaret edemez ve kaar. k olmama korkusu!
Komnist rejim altnda yaamak zorunda olan biri iin ok nemli ve
unutulmu bir baka tarihsel durum.
Ama en ileri giden drdnc ilkedir: Tarihsel durum bir roman
kiisi iin yalnzca yeni bir varolu durumu yaratmakla kalmamal,
tarih kendisinde anlalmal ve varolu durumu olarak zmlenmeli
dir. rnek: Varolmann Dayanlmaz. Hafiflii'nde Alexander Dubek
Rus ordusu tarafndan tutuklanm, karlm, tehdit edilmi,
Brejnev'le grmeye zorlanm ve daha sonra Prag'a dnmtr.
Radyoda konuma yaparken zorlanr, soluu tkanr, tmcelerin orta
snda uzun uzun duraklar. Bu tarihsel dnemin (dnem btnyle unu
tulmutur, nk iki saat sonra radyodaki teknisyenler konumasnda
ki o uzun duraklar kesmilerdir) bana aklad ey gszlktr.
Varoluun ok genel bir kategorisi olarak gszlk: Kendinden
stn bir gle karlaan her kii gszdr. Dubcek gibi atletik bir
bedene de sahip olsa... Tereza kendisini utandran ve aalayan bu
gszle dayanaaz, ve baka bir lkeye snmay yeler. Ama
Tomas'n sadakatsizlikleri sonunda Brejncv'in karsnda Dubcek gibi
grr kendisini; silahsz, ve gsz. Ve ba dnmesinin ne olduunu
biliyorsunuz zaten: nsann kendi gszlyle sarho olmas,
alamayan dme istei. Tereza birdenbire yerinin gszlerin yan,

414

gszlerin kamp, gszlerin lkesi olduunu ve onlara gsz


olduklar iin, tmcelerin ortasnda soluklar tkand iin ballk
gstermesi gerektiini anlar. Ve gszln verdii sarholukla
Tomas' terkeder, Prag'a, gszler kcntine dner. Burada tarihsel
durum bir arka plan, nnden insani durumlarn getii bir dekor
deildir, insani bir durumun kendisidir, bytlm bir varolu duru
mudur.
Ayn biimde Gln ve Unutuun K itab'nda Prag Bahar
siyasal-tarihsel-toplumsal boyutuyla deil temel varolu durumlarn
dan biri olarak anlatlmtr: nsan (bir insan kua) bir eylem (bir
devrim) yapar ama eylemi ondan kurtulur, artk ona itaat etmez
(devrim ortal krp geirir, ldrr), insan bu boyun emez eylemi
yakalamak ve egemenlii altna almak iin her eyi yapar (ayn kuak
muhalif, reformcu bir hareket oluturur) ama bouna. Bir kere elimiz
den kaan bu eylemi hibir zaman yakalayamayz.
Daha nce szn ettiiniz. Kaderci Jacquesm durumunun anm
sattklar...
Ama bu kez kollektif, tarihsel bir durum sz konusu.
Romanlarnz anlam ak iin ekoslovakya'nn tarihini bilmek
nemli midir?
Hayr. Bilinmesi gereken her eyi romann kendisi syler.
Romanlarn okunmas iin hibir tarihsel bilgi gerekmez mi?
Avrupa'nn tarihi vardr. 1000 ylndan gnmze kadar tek bir or
tak servendir bu. Hepimiz, onun bir parasyz ve bireysel ve ulusal
tm eylemlerimiz ancak ona gre konumlanrlarsa tam olarak akla
nabilirler. Don Kiot'u spanya tarihini bilmeden anlayabilirim ama
Avrupa'nn tarihsel servenini, rnein valyelik dnemini, saray
aklarn, Ortaadan Modern aa geii bilmezsem, bunlarla ilgili
stnkr de olsa bilgim olmazsa anlayamam.
Yaam Baka Yerde'efe Jarom il'in yaamna ilikin her tmce
Rinbaud, Keats, Lerm ontov vb'tin biyografilerinden paralarla
karlatrlm. Prag'da I Mcys korteji Paris'teki Mays 68 renci
gsterileriyle karyor. Bylece kahramannza biitn Avrupa'y iine

415

alan geni bir sahne yaratyorsunuz. Oysa romannz Prag'da geiyor.


1948 Komnist Darbesiyle en yksek noktasna ulayor.
Benim iin younlamas iinde Avrupa devriminin romandr bu.
Moskova'dan ithal edilmi b darbe bir Avrupa devrimi midir?
Otantik olmasa da bu darbe bir devrim gibi yaand. Btn ret
tikleri, hayalleri, tepkileri, eylemleri, cinayetleriyle bugn bana
Avrupa devrimci geleneinin parodik younlamas gibi geliyor.
Avrupa devrimleri dneminin grotesk uzants ve sonu gibi. Ayn
biimde bu romann kahraman, Victor Hugo ve Rimbaud'nun
uzants Jaromil, Avrupa iirselliinin grotesk sonudur. Jaroslav,
a ka 'da halk sanatnn bin yllk tarihini kaybolmakta olan bu aa
uzandrr. G lnesi A klar'da Doktor Havel, Don Juanln artk
olanakl olmad bir dnemde bir Don Juan'dr. V a ro lm a n n
D a y a n lm a z H a f i fl i i 'nde Franz, Avrupa solunun B y k
Yry'nn son melankolik sesidir. Ve Tereza Bohemya'nn cra
bir kynde kendisini yalnzca lkesinin bildik yaamndan deil,
Doann sahibi ve efendisi olan insanln ileri doru izledii
yoldan da tmyle soyutlanmtr. Btn bu kahramanlar, kiisel ta
rihlerini bitirmekle kalmayp Avrupa servenlerinin kiilerst tari
hini de bitiriyorlar.
Buna gre romanlarnz u paradokslar dnemi adn verdiiniz
Modern an son dneminde konumlanyorlar.
Olabilir. Ama yanl anlalmasn. Glnesi Aklar'da Havel'in
yksn yazarken Don Juanlk serveninin bittii bir dnemde bir
Don Juan'dan szetmeye niyetim yoktu. Bana tuhaf gelen bir yky
yazdm. Hepsi bu. Btn bu u paradokslar stne dnceler vb ro
manlarm yazmadan nce dndm eyler deildir ama romanm
bunlardan kaynaklanmtr. Descartes'in nl formlnn (doann
sahibi ve efendisi olan insan) yazgsn, hepsi de belli biimde
dnyadan el etek eken kahramanlarmn esiniyle V arolm ann
Dayanlmaz Hafiflii'rn yazarken dndm. Bu efendi ve sahip
bilim ve teknikle mucizeler yarattktan sonra birdenbire hibir eyin
sahibi olmadnn, doann da (dnyadan yava yava ekilmektedir),
tarihin de (elinden kap kurtulmutur), kendisinin de (i dnyasnn
akld gleriyle ynetilmektedir) efendisi olmadnn farkna var
mtr. Peki ama Tanr ekip gittiyse ve insan artk efendi deilse,

416

efendi kimdir? Dnya, efendisiz, bir boluja doru gitmektedir. te


Varolmann Dayanlmaz Hafiflii.
Am a yaanan dnemde ayrcalkl bir Can grmek, onu en nemli
an. sonun bir an gibi grmek benmerkezz.ci bir hayal deil midir?
Avrupa daha nce de birok kez sonunun geldiini, maherin yakn
olduunu sanmad m?
Tm u paradokslara sonun kendisiniinkini de ekleyin. Bir olgu
uzaktan, ok yakn bir gelecekteki kayboluunu bildirdii zaman
oumuz bunu anlar ve byk olaslkla 0k zlrz. Ama kaybolu
gerekletiinde gzmz baka yere eviririz. lm grnmez olur.
Irmak, blbl, yeilliklerden geen yollar insan kafasnda kaybolmu
durumda bir sredir. Kimsenin gereksini mi yok artk bunlara. Yarn
doa dnyadan kaybolup gidince, kim farlkna varacak buun? Octavia
Paz'm Ren Char'n ardllar nerede? Byk airler nerede? Kaybolup
gittiler mi, yoksa sesleri mi duyulmaz 'oldu? Sonu olarak eskiden
airsiz olarak dnlemeyen dnyamz mthi bir deimeye
uramtr. Ama iire olan gereksinimin) yitiren insan kentli yitiinin
farkna varacak mdr? Son, maheri biir patlama deildir. Belki ile
sondan daha skntsz ve tasasz bir ey yoktur.
yledir diyelim. Ama bir ey bitiyorsa, baka bir eyin balamak
ta olduu kabul edilebilir.
Kesinlikle.
Peki balayan nedir? Romanlarnzda grlmyor bu. Bundan da
yle bir kuku douyor. Acaba tarihsel durumumuzun yalnzca bir
parasn t gryorsunuz?
Olabilir ama pek o kadar nemli deil bu. Aslnda romann ne
olduunu anlamak gerekir. Bir tarihi size olmu olan olaylar anlatr.
Buna karlk Raskolnikovun cinayeti hibir zaman aa kmam
tr. Roman gereklii deil varoluu inceler. Varolu, olup bilenler
deildir. nsan olanaklarnn alandr. nsann olabilecei her ey, ya
pabilecei her eydir. Romanclar insann u ya da bu olanan
kefederek varoluun haritas'm izerler. Ama bir kez daha ortaya
kyor: Varolmak, dnyada konumlanm olmak demektir.
Dolaysyla hem roman kiisini, len dnyasn olabilirlikler eklinde
anlamak gerekir. Btn bunlar Kafkada aktr: Kafka'n dnyas bi-

417

linen hibir gereklie benzemez. nsan dnyasnn bir u ve gerek


lememi olabilirliidir. Bu olabilirliin gerek dnyamzn arkasnda
gzkt ve geleceimizi nceden belirledii dorudur. Bu nedenle
Kafka'nn peygamberliinden bile szedilir. Ama romanlarnda keha
netler bulunmasayd da deerlerinden bir ey yitirmezlerdi nk
yaptlar varoluun bir olabilirliini (insan ve dnyasnn olabilirlii
ni) yakaiyor ve bylece bize ne olduumuzu, neleri yapabileceimizi
gsteriyorlar.

Eer yazar bir tarihsel durumu daha domam bir olabilirlik ve


insann dnyasn aklayc bir olabilirlik olarak gryorsa onu
olduu gibi betimlemek isteyecektir. Yine de romann deeri asn
dan bakldnda, tarihsel gereklie ballk ikincil nemi olan bir
sorundur. Romanc ne tarihidir ne de peygamber. Varoluun
aratrcsdr.

Ama romanlarnz btnyle gerek bir dnyada konumlanm!


Broch'un U yurgezerler'ini anmsayn. Avrupa tarihinin 30 yln
kucaklayan bir trioloji. Boch'a gre bu, ak seik, d e erlerin
z lm e si'nin sreklilik gsteren bir tarihidir. Kahramanlar bir
kafesin iindeymiesine bu sre iine hapsedilmilerdir ve ortak
deerlerin bu srekli kayboluuna upuygun bir tutum bulmak zorun
dadrlar. Broch, hi kukusuz tarihsel yargsnn doruluuna inanm
t. Bir baka deyile izdii dnyann olabilirliinin gereklemi bir
olabilirlik olduuna inanyordu. Ama biz onun yanldn ve bu
zlme srecine kout olarak baka bir srecin (Broch'un gremedii
pozitif evrim) yrdn varsayalm. Bu, Uyurgezerler1in deerini
drr m? Hayr nk deerlerin zlmesi sreci insan
dnyasnn tartlmaz bir olabilirliidir. Bu srecin burgacna allm
insan anlamak, davrann, tutumunu anlamak... nemli olan budur.
Broch varoluun bilinmeyen bir alann yakalamtr. Varolu alan
demek bu varoluun olabilirlii demektir. Bu olabilirliin gereklie
dnmemesi ikincil bir sorundur.
Romanlarnzn konum lanm old u paradokslar dnemi o
lalde bir gereklik olarak deil bir olabilirlik olarak kabul edilmelidir.
Avrupa'nn bir olabilirlii. Avrupann olabilir bir grnm. n
sann olabilir bir durumu.
Peki ama bir gereklii deil bir olabilirlii yakalamaya alyor
sanz, szgelimi Prag ve orada geen olaylarn imgesini niin ciddiye
alyorsunuz?

418

419

FRIEDRICH DRRENMATT
(1921-1990)

F.J. R.: Birazck sevgili tanr m?

BEN DNYANIN EN KARANLIK KOMED


YAZARIYIM
1985

Ich hin der finsterste Komdienschreiber, den es gibt. Ein


Z eit -Gesprch mit Friedrich Drrenmatt/Von Fritz J.
Raddatz, Die Zeit, Nr 34, 16 August 1985.
H s e y in S a l i h o l u . A lm anca aslndan
s y le in in k o num u z la ilgili olm ayan
karlmtr.

evirilen
ksm lar

Fritz. ./ Raddatz:. Bir zamanlar her rportajn: Neden yazyorsunuz?


sorusuyla haladn sylemitiniz, ben bu soru ile balamyorum.
Ben aslnda kim .yazyor, Drrenmatt adnn arkasnda kim var? ile
balamak istiyorum. Kendinizi kimi zaman inanl bir insan, kimi
zaman anarist, kimi zaman Minotauros'un ahsyla zdeletiri
yorsunuz: mutlu narsistle. Bunlar ok farkl adlandrmalar. Rollerin
arkasnda kim sakl?
Friedrih Drrenmatt: Karmak bir soru. Aslnda ben oynuyorum. Bir
rol yazdm zaman onu hep oynarm.
F. J. R.: Bir zamanlar bir yerde unu dediinizi hatrlyorum: Her
rolde ben varm. Bu mmkn m? Ayn zamanda hem aziz he de
orospu olunabilir mi?
Drrenmatt: Ay zamanda deil, rl arda. Sokrates de kendisinin
canide yansdn grdn sylemiti. Bir oyun yazdm zaman
kendimi ok farkl rollerle zdeletiririm. Bir kuramdan yola k
mam. Yani yazarken her eyi hilen yazar roln oynamamak gerekir
mi. nsann yazd anda her eyi bilen kiiyi oynamas normal
olduundan dolay bu durum bana yabancdr.

D rrenm att: Oyunla ilgili olarak her eyi bilen deilmiim gibi
yapyorsam, o zaman her eyi bilmeyeni oynam olurum.
F. J. R.: Sizin btn almalarnz biraz vahamet dolu. Siz klasik
anlamda komedi deil, hemen hemen trajedi olan pek ok eye, her
durumda felaketle sonulanan eylere komedi adn veriyorsunuz. Eer
her rol benim diyorsanz ou fond, mthi kukucu, hepten sran
alayc biri misiniz?
Drrenmatt: Belli temel yaantlardan hareket ettiime inanyorum.
Kendi iimde de olan bir eyi, ounlukla elikili olan bir eyi, bir
konu araclyla canlandrmaya alyorum. Ben kentli fantezimin
rnym. Meselenin nasl olaca yazdm srada aklk kazanr.
Bu demektir ki, ilgin bir ekilde hepsinin vizyonuna sahibim. Eseri
hissediyorum, onu fark ediyorum. Bununla birlikle yapacam eyin
ortaya km hali beni hayrete dryor. Vizyon ana molil gibi bir
eydir.
F. J. R.: Ama oyunun eklini bilmiyorsunuz.
Drrenmatt: Hayr. Bunu'nceden bilmiyorum. Pek ok anlar biliyo
rum, pek ounu bilmiyorum. nceden pek ok kiileri de bilmiyo
rum. Onlar hikyenin yazm srasnda oluuyorlar. Bazan ben bile
aryorum.
F. J. R.: F iz ik ile rd e k i deli doktorunun bizzat kendisinin deli ol
mas.
Drrenmatt: Mesela, n c e bir deli doktoru tasarladm. Sonra fizikile
rin kat mantksal dnyas sadece deli bir kadnla karlatrlabilir.
Deli bir tanrnn evrenini yaratt gibi: Byle bir ey sadece komedi
olarak yazlabilir. Komedi benim iin en basitinden bilin derecesidir.
Bu arada Kleist1 gibi kendimi zdeletirmiyorum; o, PenlhOHlea*

1. Hcinrich von Kleist ((1777-1811): Alman klasik ve romantik devirler!


arasnda yaam nemli oyun yazar, ykc ve air. - N
- Kleist'in ayn adl oyununun kadn kahraman. -. N.

420

421

iin aladn sylemiti. Ben nesnelerin, ahslarn, yazglarn


yaratmym. Bunlar iin neden hkraym? Tanr hkryor mu?
F. J. R.: Balzac kiilerinin lmnde alam; Flaubert, Madamc
Bovary, c'est moi. demi. Sizin almalarnzda ayrlk, ahs
strab, hatla biraz kt bir ey buluyorsam, doru mu? Kiiye kar
deil, ama dnyaya kar bir ktlk. Yani siz dnyayla dalga gei
yorsunuz.
Diirrenmatt: Ben dnya ile dalga gemiyorum, dnya dalga geiyor.
Bugnn dnyasnn ehresine baktm zaman, aklabanlk gryo
rum. Onu katlanacak hale getirmek iin makyaj m yapaym?
F. J. R.: Yazlarnzn pek ounda her trl siyas amac yalanlyor
sunuz ve: Ben kastl bir devrimci, ya da dnyay iyiletirici, ya da
onun gibi bir ey deilim diyorsunuz.
Diirrenm att: Kastl olunmaz; kast benim iin ok naif olur. Dnya
deiiyor, ama onun deimesinde benim paym nedir, bunu bile
mem. ifti eker, ama hangi ekin oluacan bilmez.
F. J. R.\ Sizin en nl cmleniz nedir: Bir hikye en kt olanakl
dnmn ald zaman sonuna kadar dnlm olur. Esasen
hemen hemen btn hikyeleriniz en kt ihtimalli dnme sahip
tir. Her birimizin iinde katil, cani ya da Hitler'in sakl olduu
konusu sizin insan imajnza uygun mu?
Diirrenmatt: Bunu sylemek istemem. unu syleyebilirim: lm
de betimlendii takdirde insan kopya edilebilir. Yani ben, insanlardan
bir eyleri ayramam: bu lmdr. unu iddia ediyorum: nsann
kefettii ilk ey lme mahkm olduudur. O zamandan beri insan
ok iindedir, onu metafizie zorluyor, onu dine zorluyor, onu sanata
zorluyor, onu her trl hileye zorluyor. lml olmasnn bilinci ile
lmllnden kama arzusu uyanr iinde, yaratc olur, tanr olur:
yaratc ya da ykc. nsann ikilemi, lml olduunu biliyor, ama
lmeyecekmi gibi yayor olmasnda yatar. Bunun zerine yayor.
Bugn yaad evrensel bunalm nceden programlanmtr, nasl or
taya ktn bilmediim bir bunalm.

422

F. J. R.: [...] Bylece komedi mi, trajedi mi sorusuna geliyoruz. Eer


doru anlyorsam siz bugn edebiyatta insanlara su yklemeyi kabul
etmiyorsunuz. Bugn Hitler'e ya da Stalin'e sorumluluk yklenmeye
ceini bir yerlerde belirtiyorsunuz. likiler yle bulank, gler yle
sine anonim olmutur. Bylece Hitler'den veya Stalin'den Wallenstein
artk yaplmaz. Buna itiraz etmek istiyorum. Bunu ben neredeyse an
lalmaz bir kuram olarak gryorum. Temelde birey eylemlerinden
sorumlu ya da sorumsuzdur. Hatta deitirilir olmaya kar kukunuza
her yerde rastlyorum, hem insann hem de toplumun. Brecht'e kar
uzaklnzdan, onun dncesine kar itiraznzdan m geliyor acaba?
Diirrenmatt: Brecht Otuzyl Savalar'nn yazgsn canlandrmak iin
bir bayan kantinciyi seti. Onu canlandrd, bu durum Schillerde
idealletirilmi olarak karmza kmaktadr. Ben onun Wallensteini
ile hibir ey yapamazdm, Wallenstcinin karargh gerekten cvk.
Brecht Artuo Ui'de Hitler'i canlandrmay denedi. En zayf oyunu.
Hitler, Stalin, bugn Humeyni, toplumun akl d yanndan gelen
yansmalardr. Hitler ve Stalin sadece alfimolilmikadr, sorumlu ya da
sorumsuz eylemciler deil bunlar, sadece eylem orta ve kurban
vardr. Eylem ortaklar iin Hitler ve Stali sadece ortak eylemde bu
lunmann bahanesidir, onlar su orta olmasalard bir 11itler ya da bir
Stalin olmaz myd? Sadece eylem urluklar canlandrlabilir. Beni
Brecht'ten ayran udur: O deitirilebilecek bir dnyaya inanyor,
slogan: Doru bilim-doru siyaset doru insanlar. Ant ne insan
dorudur, ne bilim, ne de siyaset. Dnya insanlar sayesinde
deiiyor, ama insan deimiyor ve kendini deitiren dnyann kur
ban oluyor.
F. J. R.: Cmlenizin arkasnda: Brecht pek ok ey hakknda kat
biimde dnmedii i ok tavizsiz dnyor mu var?
Diirrenmatt: Evet.
F. J. R.: Arlk hibir ey sylemek istemediiniz, syleyemediiniz
iin mi kamuoyunduk tartmalara katlmyorsunuz? Yazar Friedrich
Drrenmatt ne zaman sesini ykseltecek, oyunun, romann, yknn,
mikrofonik oyunun dnda? Siz greceli olarak kapalsnz. Bunun
tarih ktmserlii ile bir ilgisi var m?

423

Drrenmatt: Tehisci karamsar olur mu? Beni belirliden ok olay ilgi


lendiriyor. Siyasi dnen kimse benim eserlerimde siyaseti her yerde
bulabilir. Kabul ediyorum, Siyasi gsterilere katlmaktansa, bunlar
siyasi olmaktan ok kltseldir, seyircinin siyasi durumunu, o her za
man siyasidir, oyunlarmn iine ekmeyi seviyorum.

F. J. R.: Birazck tiyatro yazar Drrenmatt zerinde duralm. Modern


tiyatro tartmalarna giriyor musunuz?

F. J. R.: Dzyaz ya da oyun konusundaki kararnz: Bu sizin iin nc


anlam ifade ediyor? Nasl ve ne zaman veriliyor. nsanlar ounlukla
hayret ediyor: nce mikrofonik oyundu, sonra dzyaz oldu, sonra
oyun. Hepsi i ie mi geiyor yoksa bu sizin sanatsal kararnz m?

F. J. R.: adalarla uyum iinde olmakszn yazlabilir mi? Oyun


yazar olup Beckett grmezlikten gelinebilir mi?

D rrenm att : Hayr. Ben hem tketen hem de reten olamam ayn
zamanda. Yazmak, konsantre olmak demektir.

Drrenmatt: Godofyu Beklerken benim iin dnya edebiyatnn en


nemli eserlerinden biridir. Ama ben kendi oyunlarm Beckett olma
dan dnebilirim. Ionesco, Albee, Pinter, Frisch vs. hepsi nemli.
Benim kendi gelimem onlarsz dnlebilir. Ama Aristofanes'siz,
Yunan tragedyalar, Shakespeare, Swift, Lessing, W edekind
olmakszn dnemezsiniz. Bu aa yukar edebi evrimsel soyaacdr, ben de orada sallanyorum. Ayn aacn bir yerinde Achternbusch1
sallanyor.

Drrenmatt: nce yle oluyor, eer uzun sre dzyaz yazdysam


yeniden baka biimlere dnmek istiyorum. Bu bir nefes almak mese
lesidir. kincisi, devaml dndm konular yeniden ele alyorum.
Bunun sebebi yazmann benim iin mziksel bir olay olmasdr. Yani
beni rahat brakmayan konular deitirmek.
F. J. R.: Hangi konular rnein? Biraz nce insann lmesini en
byk konu olarak belirttiniz. Dier konular nelerdir?

F. J. R.: Oyun yazar Drrenmatt iin yeni tiyatro gelimelerini


tanmamak, tiyatro uygulamalarnn nasl deitiini bilmemek
tehlikeli deil mi? Mesela Zadek'in klasikleri ele al, Peter Stein'in
sahnede yaptklar, ya da Chereau'nun Nanterre'de yapt?

Drrenmatt: Bakaldrna (sonsuz isyan), atlas (dnyaya katlanmak),


Sisyphos (asla pes etmeme), Minotauros (yalnzlaan kii), labirent
(saydamln kaybeden ben, anlalmaz siyaset, anlalmaz teknik,
kavranmaz hale gelen evren).
F. J. R.: Herhalde bunlar karsnda susuyorum diyecek kadar ileri
gitmeyeceksiniz?

Diirrennatt: Bilgi edinmek tehlikeli olur. Ben onlarn tiyatrosunu


deil, kendi tiyatromu yapmak istiyorum. Benim Zadek'e ya da
Stein'a rejisr olarak ihtiyacm yok, onlarn da yazar olarak bana
ihtiyalar yoktur. Tiyatroda beni ilgilendiren rejisrler, sahne dekora
trleri deil, oyunculardr. Oyun srasnda onlar unutursanz iyi olur.

D rre n m a tt: Hayr, tam tersine, bunlar konu olarak bana ekici
geliyor.

F. J. R.: Bilinli olarak rolleri oyuncular iin yazdnz m? Yani


yazarken Giehse'yi dndnz m?

F. J. R.: Sizde oyuncu esi v m?

Drrenm att: Bilinli olan bilinsiz olanla karr. Yazarken oyunu


dnrsnz. Oyuncular paletteki renkler gibidir. htiya olursa kul
tanrsnz. Kimi zaman bir renk, kompozisyonu parlatacak biimde
belirleyici olur. Meteor'da bu ii Steckel'in yapacan kesin bili
yordum. Ama yaratc olaylar hi de bctimlenemez.

Drrenmatt: Tkenme/ bir ta oca gibidir. Sadece biimleyeceksi


niz. Dnya bugn tnle/.iyi tevik ediyor, hammadde olarak dnya
benim iin ilgin bir konudur. Onu edebiyatlatrma imknlar var,
gzlemlerden yola karak yeni bir ey yapmak imkn vardr. Bunu
zamanmzn mthi lgnl olarak gryorum. amz beni
bylyor.

424

.
' Herbert Achternbusch (*1938): Yazar, rejisr, oyuncu, oyun yazar. -.
N.

425

D rrenm att: {... 1 Eskiden bitii sahnede yazyordum. O zaman


normaldi. rnein Die Ehe des Herrn Mississipi oyununu olutur
dum. Bugn benimle olan sknt -Fizikiler'dc bugn olduu gibi,
bi oyunla ayn /.amanda dnya forml, dnya benzetmesi yapma
y denememde yatyor, -F izikiler'in dnya formlnn aksine ok
anlaml olabiliyor. Buna karn Brecht, bir oyunun da bilimsel bir
iladc olaca inancyla, garip dncesini ele veriyordu, tiyatro yaln
anlaml olabilir. Seyirciye nasl dnmesi gerektii nceden dikte et
tirilebilirmi. Bugn Brcchle inanlmyor, benim tiyatroma da
inanlmyor. Modernlerin sahne benzetmelerine artk inanlmyor.
Bunun iin klasikler var. Yunanllar ya da Shakespeare. Modernler
benzetmelerle deil, oyunun gerekleri yanstt paralarla canlandr
yorlar.

deildir. Esas izleyici galadan sonra gelir. Hu hekcs "in lll n


gala seyircisine, ne de herkese yazlabilir, O likle
vl< m >!l
Bilmiyorum.

[]
h. J. R.: Sizin oyunlarnza gelelim, Sayn Drrenmatt. Mesela,
sanyorum yazdnz bir yerde okudum, ya da sizden duydum, klasik
lerinizden biri olan Yal Kadnn Ziyareti yanllkla ve nce para
iin mikrofonik oyun olarak yazlm, doru mu?

Drrenmatt: Almanya'y yabanc lke olarak hissetmiyorum. Tuhaf


ama yle hissetmiyorum. Her zaman alman kltr iinde bulundum.
Kendimi Fransa'da yabanc lkede hissediyorum. talya'da da kendimi
ecnebi olarak hissediyorum, ama Almanya'da ve Avusturya'da deil.
Kendimi dil sayesinde evde hissediyorum. svire Almancas Orta
Yksek Almancadr, Yksek Almancann eski bir biimi.

Drrenmatt: En banda onu novel Ay Tutulmas olarak yazacak


tm. Sonra konular iinde bir kez daha yazdm onu. Yal kadnn
yerine yal bir erkek geri gelir, grnrde ayn, ama ok farkl bir
hikye.
[...]
F. J. R.: Oyunda kiiler rol sayesinde canlanr, yorumla yaam bulur.
Oyuncular yabanc insanlarn karsnda oynarlar. Seyirci sizin iin
bir kategori midir?
D rren m a tt: Bizzat kendim seyirciyim. Kendim iin yazyorum.
Yazarken bir lilr rol rejisi uygularm, ondan sonra oyuncularla olan
almalar, provalar gelir, lrlinlr, darboazlar, dzeltmeler,
deiiklikler. Ilt oy oyuu'ilarlu ortaya kar. Eskiden btn
provalarda bulunurdum, /ll Tlyalros'nda hep mdahele ederdim,
ounlukla reji uygulardm. Ondan sonra gc^el provann oku. Bir
denbire seyirciler gel Sanki anszn yalak odasna yabanc insanlar
girmi gibi. Genel prova ile benim iin tiyatro almas son bulur.
Galay hesaba katmyorum. O seyircinin karsnda oluyor. Fakat gala
seyircisi seyirci deildir. ok fazla sosyete ve her eyden nce
affedersinizeletirmen. Idetirmen en kt seyircidir, yle olmasa
eletirmen olmazd. Temsil bir olaydr. Bir olay yaamak, aslna
bakarsanz ayn zamanda yaamak ve eletirel olmak mmkn

426

F. J. R.: Seyirciniz birinci derecede alman seyircidir. SZ bil nevi


konuk ii misiniz?
Drrenmatt: Evet konuk iiyim.
F. J. R.: Yurt d iin yazyor olmanz sizin iin hi rol oynad m?
Byle bir ey Arthur Miller iin, Gnter Grass iin ve Sartre iin
geerli deil. Onlar nce kendi uluslar iin yazyorlar.

F. J. R.: svirelilerle konuunca -Frisch olsun Otto F. Walter ya da


Adolf Muschg olusun- bu rol deiimini grrsnz: Bir yandan on
lar alman dili kltrnn parasdr. Ve birdenbire: Ben svireli
olarak deniyor. Siz Frisch'le bir zamanlar ok yakn dosttunuz. Bu
konuda onunla hi konutunuz mu?
Drrenmatt: Neden svireli olarak bu konuda konualm? svire'nin
siyaseti bizi yeteri kadar kzdryor, ayrca karlkl olarak da birbiri
mizi kzdryoruz. Herkes kendi tarznda kzyor. Frisch toplumla an
lamazlk iindedir. O kendi meselesi, avn avcnn meselesi olduu
gibi bir ey. Herkes onun hedef tahtas olabilir, ben de onlardan biriy
dim. Benim iin toplum bir sorundur, toplumun karsnda deilim,
onun bir parasym. Brecht gibi. Ancak Brecht iin sorun zlebilir
grnyordu, benim iin deil. zmsz bir sorun paradokstur,
grn ise grotesk. Kapitalizm benim iin insan doasnn bir
fadesidir. nsan doas korkuntur. Marksizm entellektiiel bir
dnce, ama insan doas karsnda her zaman baarszlk gsterir.
Bu da korkun, ama daha korkun deil. Frisch, svire ile de anla
mazlk iindedir, benim iin svire paradokstur. Siyasi bakmdan
kk bir devlet benim iin byk devletten ya da sper gten daha

427

akllca bir bulutur. Nerede bir kk devlet lgnlar oynuyorsa


yanl icat edilmitir, Lbnan gibi. svire'yi iyi bir bulu olarak
gryorum. O nedenle bu bulua kar ne denli aptalca muamele
yaplrsa o denli iddetli protesto ediyorum. Yeni fikirler karsnda
korunmak iin eskiler muhafaza edilmek istenirse. Olumun askerlik
grevini reddetmesinden gurur duyuyorum, svire'yi ordu olmadan da
dnebiliyorum. tenlikli bir svireliyim. nk svire biraz
groteskli: Ebediyen tarafsz kalma denemesi bana bir kadnn hem
kerhanede para kazanyor olmasn, hem de bakire kalmak istemesini
hatrlatyor. Bir svire groteski var, bir de Almanya groteski var.
F. J. R .: Bir de Amerikan
Drrenmatt : Bir de Amerikan. Siyasi bakmdan en ok Amerika'dan
korkarm. Achterloo'da u espriyi yaptm: Histeriklere.kar damar
sertlemesi uzmanlarnn bulunduunu gsterdim. Histeriklerle kastet
tiim Amerikallardr.
F. J. R.\ Bakalaryla ilgili nemli miktarda suamalar yaptnz.
Friedrich Drrenmett'la ilgili sulamalar da yapar msnz?
Drrenmatt: Benim en nemli hatam, imdinin komiidir, onu belli
bir yere oturtamaymdr. Breeht'in baars nedir? Ben gen Brecht'in
hayranym, anarist Brecht'in. Ondan sonra kendisini komnist
olarak dogmalatrd, Claudel'in Katolik olduu gibi. Sanyorum in
sanlar ok fazla gvensizlie evkettim, gerekte ne dndm pek
anlalmyor. En nemli ey satr aralarndadr, ve satr aralarnda ne
olduu bilinmiyor. Esasen geni etkisi olan bir oyun yazar olmak
iin kendi isteimle dnr oldum, bunu yakaladm yerde yanl
anlalmayla karlayorum. Yal Kadn su zerine bir oyundur ve
Fizikiler de OdpUN zerine, hepimizin olduu gibi. Dehetten ka
yoruz ve bununla da o yaratyoruz. Bana her zaman saf bir insan
olarak baklmtr, oysa ben o deilim. Elbette bir yanyla gl
komedyenim. Yazmak lenim iin her eyden nce dnmek demek
tir, bu nedenle izgi dnda dnme tehlikesine doru gidiyorum:
ounlukla beni dnmemin sonularna gtren dolambal yolu
gstermeden yazmak. Ben ideolog karlym. Beni insann snr ilgi
lendiriyor, onun bilgi olanann snr, onun tehlikede olmas, onu
tehdit eden grnmez tehlikeler. Glnlklerden dolay baarl ola
mayan keskin akll insanlar canlandrmay tercih ediyorum. Ya da

428

doruluu anlamszla srklyorum. Belki de kendimi anlaiHizl


srkledim, kendimi kendi dnyamda hapsettim: kendi zgrlme,
F. J. R Kendi dnce sisteminizi tanmlasaydnz, ona ne d e r t l i n i z ?
Drrenmatt: deologlara ve her tr inananlara kar isyan halinde bir
yazar. Tanr benim iin dnlr olmaktan kt. Bu bir dnsel
doruluk meselesidir. Onun yaratld dnce sisteminin enkazlarn
dan kendi dnyam yaratmaya alyorum: syan etme biimim. Aa
ben nihilist deilim. nan olmadan iin iinden kamyorum.
Dnyadaki gerei bilmiyoruz, sadece geree yaklamlar biliyoruz.
Beni aydnlatana inanmak iin tekrar tekrar hamle yapayn diye
. zorlayanlar oldu.
F. J. R.: Sartre ve eserinin sizin iin bir anlam var m, ilgilendiiniz
birisi mi?
Drrenmatt: Onu ahsen tandm, Moskova'da. Onunla eytan ve
Sevgili Tanr zerine uzun bir konuma yaptk. O benim iin bir
Frtna ve Tepki1 oyunuydu. O ok deerli fantastik bir insand. O
zaman ok elenmitik. Gece yarsnda Simone de Beavoir ile birlikle
bana geldi, pardestilerinin altnda bardak ve votka saklamlard. ok
temiz bir insandr. Ama onun felsefesiyle pek bir ey yapamam. O bir
Vojtaire'dir. Ben Voltaire deilim.
F. J. R. : Ya?
Diirrenmett: Bana en yakn olan Lessing. Karl Barthn dogmatii C
ateist oldum. O kat mant ile tanry o derece anlamsz hale gelirdi
ki, artk onu dnemez oldum ve beni artk aydnlatmyor, Soi
Kierkegaard, znellik cesurluu. Her kitaba bir kar ki lap ytl/lllllk
gibi lgn bir alma.
F. J. R.: O da bir karanlk filozof. Konumann bam dndk Sl/le
karanlk, bulank bir ey var m?

1 Alman edebiyatnda 1770'lerden 1785'lere kulr Mlni nlebl lkn


Sturm und Drang -.N

Drrenmatt: Ben kendimi hi de yle hissetmiyorum. Ben aslnda ok


neeliyim. akay, mizah severim, ama astar karanlk ekilmi.
Kukusuz dnyann en karanlk komedi yazar benim. Ama bu benim
hastalmla da ilgilidir. eker tedavi edilmez bir hastalktr. [...]
Karanlk, bulank konusunu konuurken baz snrlamalar yapmak is
tiyorum: Ben bir grotesk yazarym, ama absrd yazar deilim; ab
srd sevmiyorum, nk o anlamsz demektir. Ben bu dnyay
grotesk olarak hissediyorum, absrd olarak deil. Burada byk fark
var.
F. J. R.\ Yani daha ok mikroskopla gzlemleyen doktor, gzlemle
diinin paras olmayan ve ona acmayan bir doktor mu?
Diirrenmatt: Acyan gzlemci, izin verirseniz; her ikisi de. Acy da
nesnelletirebilmek gerek. zin verirseniz bir rnek vereyim: Isenheim
mihrab. Czzamllar iin yaplm bir armha gerilme. Bu resmin
lgn yan: Tanr da ayn ekilde czzamldr. Bu czzamllar iin bu
tanr hakl olarak armha gerildi: Tanr onlara czzam gnderdi. te
benim iin sanat olabilecek ey Indur. Bu, iine bir kez bakmaya ce
saret edilecek bir ayna. Bu aynaya bakmaya cesaret edemezsek, yazk
lar olsun.

You might also like