You are on page 1of 13

Bilimcilik Yarglanyor

KTPHANE BUGN SAKN. Ne kafalar kitaplar arasnda kaybolmu renciler


var, ne de masalarda kitaplar. Kitaplarn hepsi, raflarda. Vakit henz erken.
Gnklar binann yksek ve darack pencerelerine daha yetiememiler. erisi lo.
Darda, hemen bitiikteki binada, tren hazrlklar yaplyor. Diploma treni...
Alt yl nce, Tp Fakltesi rencisi kaydm orada yaptrmtm. O binann
bitiiindeki bir dier binann bodrum katnda ise, ilk snfta nice fizik, kimya,
biyoloji deneyi yapmtm. Sonra sra insan vcuduna, insan biyolojisine kadar
gelmiti.
O sralar, her sabah yanndan getiimiz ve nnde her gn endieli, heyecanl
insanlarn bekletii Acil Cerrahi binas bana baya yabanc gelirdi. Neyse ki,
aradan yllar geti de, ben de Acil Cerrahide olup bitenleri yaayan kahramanlardan
biri oldum. Ka yaralya diki attm, ka pansuman yaptm, kimbilir. Son drt yl
boyunca, deil Acil Cerrahi, kocaman hastanenin her binasn kat kat dolatm. Kimi
zaman bir bebein ilk alayna ahit oldum, kimi zaman parmaklarm arasnda bir
kalbin son rpnlarn duydum. imdi ise, doktorum artk. Babamn lise
yllarndaki zlemiyle bir meslek sahibiyim.
Birazdan diplomam alacam.
Gne biraz daha ykselmi olmal. leride sol kedeki pencereden ieri gnklar
huzmeler halinde szlp, raflardan birine vuruyor. Kitaplarn ismini
okuyabiliyorum: cerrahi kitaplar. Attarn Mantkut-Tayr, Schrdingerin What is
Life olacak deil ya! Onlar benim iin meslek d! "u anda gnein nasl
olduunu tasvir eden bir iir kitab olsayd orada" diye dnyorum. Dudamda bir
tebessm. "Olur mu? Gndoumunun davet ettii ilhamlar da alma sahama
girmiyor."
Gne, sadece deri kanserinin sebebi, benim iin. 5. snf dermatoloji stajnda yle
renmitim. 3. snf biyokimya dersine gre ise, yediimiz hereyde gnein ss
ya da rengi, enerjisi vard. Hepsi bu. Ah u tp! Bana gnein dostluunu bile
unutturmu.
Bizim ktphanede, Mevlnnn Fhi Mfihi kadar, Einsteinin izfiyet teorisini,
Sagann Cosmosunu okumanz da pek mmkn deil. Gkyz, yldzlar ve
Samanyolu da mesleimin dnda. Hatta bir zamanlar harl harl altmz fizik,
biyoloji, biyokimya konular bile imdi bana ok uzak geliyor. imdilerde, molekl
formllerini, atomlar, elektronlarn hzn zar-zor hatrlyorum. Anadolunun
kimbilir hangi kasabasnda hastalarm beni bekliyor: Mide lseri mi var, yoksa kalb
yetmezlii mi?

Birazdan diplomam alacam.


Gzlerim raflarda, ssz ktphaneyi dolayorum. Hemen arkamdaki duvarda barsak
hastalklaryla ilgili olanlar sralanm. Onlarn hemen yanndaki raf, kan
hastalklarna ayrlm. Yava admlarla, ktphanenin, son birka yldr pek
uramadm blmne geiyorum: temel bilimler. Raflar, eski basklar da olsa,
kmsenmeyecek sayda fizik, kimya, biyoloji, organik kimya, biyokimya
kitaplaryla dolu. Biyoloji kitaplarndan birinin kapan aralyorum. Sadece
iindekiler ksmna bakp, hcreyi, hcre zarn, hcre ekirdeini,
makromoleklleri, DNAy, RNAy, hatta atomlar hatrlyorum. Bugnlere bunlar
renerek gelmitim. Ama bu konularn defteri, oktan drld bile.
Birazdan diplomam alacam.
Ktphanenin dergiler kesine geldiimde, hastalklardan, klinik vakalardan, yeni
tehis ve tedavi usullerinden sz eden onca dergiyi ap, uzun zamandr elime
almadm eski bir dosta uzanyorum. -drt yl nce, at-pat ngilizceme ramen,
severek okuduum Scientific American bu. Benim gibi bir hekim iin, meslek d
saylr aslnda.
Safyalar eviriyorum. DNA ile ilgili bir yaz gzme taklyor. Yazdan nce, giri
sayfas... Siyah zemin stne, iki sayfay bir utan br uca saran krmzl, mavili,
beyazl, temsil bir DNA modeli; iinde beyaz bir balk: "The High Fidelity of DNA
Duplication." Yaz, birka ay sonra Anadolunun bir kesinde "Tedavi olsun" diye
yapacaklarma temel olmu konulardan birine ait. DNAnn nasl hataszca kopya
edildiini anlatyor.
nce, ksa bir giri fasl. zetle, DNA anlatlyor. Sonra gei blmne geiin
cmlesi: "Bunu, tabiat, birka ilave mekanizmadan tretmi olabilir." Devamnda
sitozini, timini, guanini, adenini ile nkleotidler, DNA, kopyalanma... derken, son
cmle:
" DNA kopyalamadaki esneklik ve kusursuzluk aras denge, dier birok biyolojik
sistemde olduu gibi, milyarlarca evrim ylnn hassas, karmak ve ustaca bir
rndr."
Daha -be gn nce, birka arkadam ile "Bilim tarafl m, tarafsz m?" diye
tarttm hatrlyorum. Jetonlar tngrdyor. Cevap beliriyor. Yazya girite tabiat,
devamnda DNAnn kendi kendine"kopyalamas, sonu blmnde evrim.
Srayla "Tabiat yapt", "kendi kendine oldu", "sebepler sonu verdi." Byle
tarafszlk, tarafllar bana!
O tesbitle, ktphanedeki DNA ile ilgili kitaplara yneliyorum. Diploma treni filan
umurumda deil artk. Bir kitap elime geiyor: Science in Action. Sayfalar arasnda
geziniyorum. Bir de ne greyim! DNAy bir plan ve bir fotokopi makinesi olarak
anlatan sayn biyolog ardndan yle diyor:
"Bir plan ve bir fotokopi makinesi bir ev yapmaz. Fakat DNA moleklleri, hcre

etrafnda bulunan malzemelerden proteinler imal eder."


Alka nerde? Mantk nerde? Ama garipsemiyorum. Zira, biliyorum, bir asr nce,
atas Darwin de yle bir laf etmiti:
"Bir kap menteesinin insan tarafndan yapldn iddia ettiimiz gibi, bir midye
kabuundaki mafsaln harikulde akl sahibi bir varlk tarafndan yaplm olduunu
iddia edemeyiz."
Demek, biyologlar, bir asrdr "Yerinde say, bir-ki" duruuyla, dnp dnp minare
okuyorlar!
II.
DNA, benim on bir senelik dostum. Kendisi ile orta-2de tantm. Fen Bilgisi
hocam, hayatn temeli demiti onun iin. Dahas, bir DNA moleklne ykl
bilginin, eer kitaba aktarlacak olsa, 46 ciltlik bir ansiklopediye bedel olacan
sylemiti. Byleyici bireydi bu. Oysa DNA, mikroskopla ancak grlebilir bir
hcrede, mikroskopla dahi grlemeyen; eni ancak angstrm ile, milimetrenin
milyonda biri olan bu lyle ifade edilebilen bireydi. 20 angstrmlk bir eni
vard. Be milyar nkleotidden meydana geliyordu. Adenin (A), guanin (G), timin
(T), sitozin (S) adl bu nkleotidler A-T ve S-G eklinde, 3,4 angstromlk aralarla,
DNA moleklne bir ip merdivenin basamaklar olarak dizilmilerdi. Bu ip,
uzatlsa 1, 5 metreyi bulurdu. Oysa, eribr, yay gibi hali ile, DNA mikroskopla
ancak grlen hcrenin merkezine yerlemiti.
Bu haliyle, DNA, ad her anlanda, hayret veren bireydi benim iin.
Lisedeki biyoloji derslerinde, onunla daha da yakndan tanm oldum. Bu arada,
Fen Bilgisi hocamn DNAy 46 ciltlik kitaba bedel olarak anlatrken hata ettii
anladm. Meer 46 ciltlik ansiklopediye deil, 4000 cilt kitaba bedel koca bir
ktphane imi DNA. Bilinmeyene o denli merak duyduum o yllarda okuduum
bir kitaptan renmitim bunu. Tipik bir DNA kromozom molekl, yaklak be
milyar ift nkleotidden ibaretmi. Bu ise, yirmi milyar bilgiye; yani 2 milyon
sayfaya; yani her bir cildi 500 sayfalk 4000 ciltlik bir ktphaneye tekabl
ediyormu. O sralar bu rakamlar grnce hayretler iinde kaldm hatrlyorum
Fakat, imdi imdi dnyorum. O kitabn sahibi, Carl Sagan, szm ona o gzme
byk grnen rakamlar verirken, aklnca beni ayakta uyutuyor. Evet, yle. nk
DNAda sakl bilgi, 4000 cilde hi mi hi smaz. Sagan, o rakama, nkleotidi
birim kabul ederek varyor. Ama, nkleotid, niha birim deil ki. Karbon, hidrojen,
azot ve oksijen atomlarndan mteekkil. Ve ayrca, her DNA birlemesinde anahtar
rol oynayan fosfat var. Eer nkleotidi deil, atomlar birim alrsak, bu rakam
milyarlarca kitab ifade edecek derecede byyor. Ama, biliyorum, atomlar da nihai
birim deil. Protonu, ntronu, elektronlar var. Mesel elektron birim alnsa, rakam
kat kat daha byyor. Sonra, daha da alt-partikller, bilemediim daha da alt
olanlar... derken, ortaya 4000 kitabn yannda hi mesabesinde kald bir sonu
kyor: Her bir DNA moleklnde, sonsuz bir ilim sakl. Ama, Sagann hesabna

boulmuken bunu hi grememiim de, haberim yok.


Zihnim o istatistik rakamlarna boulmuken, bir baka eyin de farkna
varamadm imdi anlyorum. O sra, nasl da bir izgi izivermiim; sperm ve
yumurta-zigot-insan-sperm ve yumurta-zigot- insan diye. ylece her bir hcredeki
DNAnn kendi kopyasn rettiini farzederek, nesilden nesile uzayp giden bir
silsile kuruvermiim.
Geri, en sonunda, o gencecik masumlukla "Allahn iine bak!" dediimi
hatrlyorum ya, biraz da alkanlktan. Yahut, ne sperm halinde, ne zigot iken, ne de
u halimde iken, vcudumu Allahn varln pek dnmeden pekl akladm
sanyordum. Sanki DNA, makine gibi bireydi; kurulmutu ve iliyordu. Okul boyu
yle renmitim. Kitaplar hep yle anlatyordu. Hibiri ak ak Allah
reddetmiyordu, ama hereyi ylesine kendiliinden oluyormu gibi anlatyorlard
ki, gizliden gizliye Onu reddetmi oluyorlard.
III.
Darda diplomalar verilmekte... Ben ise hl ktphanedeyim. Vazgetim diploma
treninden. Kitaplar, alt yllk renimime temel olmu, zihnimi bireylere
balam kitaplar taramaya devam ediyorum. O ara, bir nceki sene bir derginin
"lim Allah tanyor" balkl bir incelemesine karlk "Niye sadece fizikiler
konuuyor?" diye soran bir mektup okuduum aklma dyor.
Kendi kendime, "Baka bilim dallar, mesel hayat bilimleri, mesel biyoloji henz
Allah tanmam ki" diye syleniyorum. Alt yllk eitimimle ahidim buna. te u
raftaki kitaplar! Hepsi bunun ahidi..
Mesel, DNAnn iki mucidinden Francis C. Crick, o kitaplardan birinde, soruyor:
"Hcreler dokular, dokular organlar, organlar btn organizmay oluturmak iin
nasl birleiyor?" Sorunun iinde, bir baka sorunun cevab sakl: "Hcreler dokular
yapar, dokular organlar."
Crickin cmleleri dikkatimi ekiyor. Szmona, masum bir aratrma. "Bir
organizma, moleklleri byk bir eitlilik ve kusursuzluk iinde nasl ina ediyor?"
"Bir kas lifi, nasl son derece dzenli bir bzlr makine retiyor?" Sanki ina eden,
organizma. Sanki ortada har-gr alan bir makine var. Sanki ba dedirdiim
an lime lime olacak kadar yumuak, zayf ve korumasz kas lifi, bir de yaptn
son derece dzenli yapacak kadar bilgili. Crick ne kadar tarafsz ve masum ve
de cevab kendinden sorular ile aratrma yapyormu, hayret!
Sonra, baka baka kitaplara da bakyorum. Sonunda, George W. Beadlen
zetledii mtemad silsileler ile, yani biraz Latince konuursak, felsefenin
mahsul bir ad infinitum olay ile yzyze geliyorum. Beadlen dediine gre, "Her
organik kimyacnn bildii gibi, organik molekller inorganik molekllerin
etkileimi ile olumu." Ya inorganik molekller? Onlar da, elementlerin etkileimi
ile. Elementler ise, uygun zeminlerde yaanan tabi ve kanlmaz srelerin bir

sonucu olarak daha basit elementlerden tremiler.


Genetiki Beadle apak byle diyor. Kinatn en banda sadece hidrojenden ibaret
olduunu; sonra helyum, berilyum, karbon, oksijen ktn sylyor. Silsileyi, suinorganik molekller-nkleotidler-aminoasitler-DNA-RNA-virs benzeri sistemlerhcre alt organizmalar- hcre-ok hcreliler-bitkiler-hayvanlar-insan diye
uzatveriyor.
Ve btn bunlar niye mi anlatyor? u gzmz nndeki kinat; u yaadmz
gnn cv cvl hayat dolu, gzellik dolu, hikmet dolu, muazzam ve muntazam
kinatn izah iin. Ama, onu imdi ile izah etmiyor nedense. u hayatn, u
hikmetin, u dzenin, u oluun izahn yapmak iin telere, t gerilere gidiyor.
Bugnde kalsa, bunu bir hayat Vereni, bir Dzenleyeni, bir hikmet Sahibini, bir
Yapan anmadan anlatmann imkn yok da... Ama, zaman araya girince, evrim
gibi, tesadf gibi kendince izahlar bulabiliyor. Gemi zamana kanca, kendi
iddias iin, isbatlamasa dahi, muhtemel demesi mmkn. nk, gemi zaman
gemi gitmi. Geri getirip grmenin imkn yok.
Eski Yunandan kalma Dehrlik, yani zamana ilahlk verme gibi bir felsef akm
olduunu biliyorum. Meer bugnn ilim adamlar da, bugn eyay sanatl,
hikmetli yaratan Birisine verecekleri hayat, ilgiyi, hikmeti; u yollarla zamana
kap, zaman iinde birbirini takip eden silsileler izip una-buna taksim ediyorlar.
Szmona, yaptklar tarafsz bilim.
O gemie ka ile, mesel Carl Sagann "...Bir gn tmyle rastlant sonucu
beliren bir molekl, bulamataki teki moleklleri yap talar olarak kullanp, kendi
kaba kopyalarn yapt" diye yazdn gryorum. Sanki, bir masal kitab! Bir dieri
de yle yazyor: "Aminoasitler ve nkleotidler okyanuslarda orbay andrr bir
halde imiler. Sonra birbirleri ile arpa arpa, byyp molekl olmular. te o
milyonlarca ans ilikisinden, hesaba smaz tesadf arpmalardan sonra, DNA
domu." Bir dierine gre, bu, parmaklarn dank halde bulunduu bir odada, her
elin tesadfen parmaklar bulmas gibi akl almaz bireymi. Bir kimyev sre
olarak DNAnn iftlenmesi, tabiatn sihirbazlk antasnn en harikulde sihri imi.
Koca koca biyologlarn bu masallar ile nasl avunduunu grnce, bir dier
biyologun, Lives of a Cell (Bir Hcrenin Hayatlar) yazar Lewis Thomasn biyoloji
hakkndaki hkmne hak veriyorum: biyomitoloji. Yani, hayata dair efsaneler
bilimi. Bu insanlar biyolog deil yani. Biyomitolog.
IV.
Efsaneler fasl bir yana, her ilgili kitap, baka eylerden de sz ediyor. Mesel,
Fischberg adl bir biyologu tanyorum. Fischberg, gemiten yaadmz na
geliyor. Her canlnn yaad bu serveni, efsaneyi deil gerei gryor. Grd
manzaralardan hayrete dm halde, sorup duruyor:
"Basit grnl bir yumurtadan her ayrntsnda tam ve mkemmel, ve tasavvur
edilemez derecede karmak bir organizma teekkl eder. Her bir organ, doru yerde

ve doru byklktedir ve her biri, kendi zel fonksiyonuna uygun hcre eidini
tar. Farksz bir yumurta hcresinden, nasl ihtisas kazanm kalb, sinir, kemik, kas
veya karacier hcreleri douyor? Bu olay her canl yayor. Bu olay, milyonlarca
yl nce, bilinmeyen bir mekn parasnda deil, imdi oluyor."
Anlatld zere, bu hadisenin her bir safhas, son derece mkemmel bir ileyile
yaanyor. Bir kere, DNAlar, kusursuzca programlanmlar. Onunla bal her bir
molekl, dikkatlice koordine edilmi. DNA polimeraz enzimi ile, DNA sarmalnn
mkemmel bir ekil almas salanyor. RNAlar ise, hcrenin ekirdeinin d
blgelerinde, enzim yaplna tam yerinde ve tam zamannda katlyor. Velhasl,
DNAda, byl bir kabiliyet, yksek bir kusursuzluk dzeni sakl. Hem DNA,
mkemmel olarak kurulmu, karmakkark deil!ve muazzam bir kitaplk
gibi. Hcreler ise, olaanst bir hnerle paketlenmi ve balanmlar. Aralarnda
mkemmel bir iblm grlyor. Hcre yaps, ince bir iilie dayanyor.
"Hcre ii ylesine dzenli bir ibirliine dayanyor ki!" "Canl hcrede, yldzlar ve
galaksiler lemindeki gibi, karmak ve gzel bir dzen hkm sryor." Mesel, bir
bitki veya hayvan dokusundaki hcrelere baklnca, hepsinin maksatl bir
istikamette, tam bir sadelikle hareket ettii beliriyor. nsan hcrelerine baklnca,
insan vcudu, ince bir henk iinde birlikte alan trilyonlarca hcreden yaplm
olarak grnyor. Herey, son derece dzenli. Carl Sagann deyimiyle, "Ne
alas bir dzen! Bitkilerle insanlarn birbirinin soluunu alp vermesiyle, gezegen
apnda karlkl bir hayat pc dngs, l50 milyon kilometre uzaktaki bir
yldzn enerjisiyle, srp gidiyor."
Bunca harika bir dzenin, bunca harika dzen iinde hereyi hereyle balayan bir
sonsuz ilmin, sonsuz kudretin, sonsuz hikmetin nda, Jacques Monodun
elikisi ile de tanyorum. Bir yanda,nereden bellediyse belledii zere, "Tabiat
fenomenini illet iindeyani bir kasd ile yorumlayamayz" diyor Monod. Niye?
Buna kim engel ki? Ama yine ayn Monod, eklemeden duramyor: "Fakat, yaayan
organizmalarn bir kasd ile yaplyor ve iliyor olduunu da gryoruz. Bu eliki,
biyolojinin ana problemidir."
eliki galiba biyolojide deil, diyorum. Problem, biyolojiyi materyalist felsefenin
tabirlerine mahkum edenlerde...
Halbuki, bunca ans, tesadf, tabiat, evrim, zaman iinde, kazara oklarna
ramen, biyoloji, ortada dzenli, ll, sanatl, hikmetli, kasd ile ileyen
mkemmel, muntazam, sonsuz bir ilim ve kudreti gsteren bir muazzam kinat;
dzenleme, takdir, tedbir, tekil, tevzin gibi nice fiilin grld gzel mi gzel bir
kinat gzlere gsteriyor.
Dnyorum: Apak grnen, herkesin kabul ve teslim ettii bu fiiller kime
verilecek? Kr tesadfe mi? Mevhum tabiata m? ansa m? Yoksa?..
Robert Jastrow, cevaba yetiiyor. Esasen, konuyu tesadf, evrim, ans, kaza,
kendiliinden gibi ynla kelimeye bomu biri Jastrow. Ama en sonunda soruyor:
"Peki, bunlara dayadmz hayatn kkeni teorisini destekleyen kesin bir delil var

m?"
Elcevap: "Hi yok."
Jastrow devam ediyor. "Bilim, yeryznde hayatn kkeni sorusuna dair tatminkr
bir cevaba sahip deildir."
V.
te o yzden, "Kimbilir," diyor Jastrow, "belki de, hayat bir mucizedir." Bu, bir
bilim adamndan hi mi hi beklenmeyen bir sz. yz ksur yldr mucizeyi
dnyamzdan silmeye; hereyin mucizne deil de, doal olarak, kendiliinden,
rastlantsal olarak olutuunu ispata, bylece yaratlan ile Yaratcs arasndaki
ba koparmaya alan modern bilimin bir temsilcisi mucizeden sz etsin.
Mmkn deil! aryorum. Jastrow da bunun farknda olmal ki, yle bir ilvede
bulunuyor. "Bilim adamlar bu gr kabule isteksizdirler. Ama tercih imknmz
da snrl: Hayat ya bizim gezegenin yznde bulunan hayatsz maddede olan
kimyev reaksiyonlar ile kendiliinden oldu veya bir Yaratcnn iradesiyle yaratld."
"kincisi," diyor Jastrow, "ilm aratrmann tesinde, bir inan meselesidir. Doru.
Ama, dieri de bir inan meselesi deil midir? O da, kesin bir delil olmasa bile,
bilim adamlarnn hayatn kkenine dair sylediklerini doru kabul etme inancna
dayanmyor mu?"
Bu tesbitler ile, yeni bir noktann eiine varr gibi oluyorum. Demek, diyorum,
grdmze hangi mny ykleyeceimiz, neticede bize bal. Gren bizim
gzlerimiz. Dnen ve yorumlayan biziz. Herey kendi aklmza gvenip dehaya
m; yoksa bize grdn dnsn diye akl da veren Hdaya m tbi olacamza
bal.
Nihayette, bilime rengini veren bizleriz; ya da daha dorusu, bilim adamlar yani...
Bilim onlarn bak asna gre renk alyor; buna gre anlam kazanyor.
O ara, "Hayatn Yedi Srr"n yazan Guy Murchienin bir tesbiti ile tanyorum.
Hayat inanszlklar istikametinde tesadf ile aklamaya kalkanlara mukabil,
mantka da bunun reddedildiini yazyor Murchie. "Ben matematikilerle
konutum. Tesadfn isbatlanamaz olduunu sylediler" diyor. Zira, ortada ap ak
grnen kasd ve hikmet, "varlk leminin kr ans eseri var olmadna iaret
ediyor.."
Sonra, "Yeryznde hayatn tesadfen var olduuna dair hibir gereki ihtimal
yoktur" diyor Murchie. Jim Brooks ise, bu incelii grememi olmal ki, geree
dayanmayan, ama kendi kafasnda hayalen kurduu bir ihtimal hesabna giriiyor.
"Enzim gibi bir karmak molekln ans eseri meydana gelmesi ihtimali 10-301dir.
DNA moleklnn ans eseri olma ihtimali ise 10-415dir" diyor. "Bunlar gsterir ki
DNA, proteinler, enzimler gibi hayatn karmak molekler tulalarnn ans eseri
olduunu sylemek ok zordur. Basit bir hcrenin dahi tesadfen olduu dnmek
imknszdr."

Brooksu anlyorum. ylesi bir hesaba girip, sada 415 sfrla ifade edilebilen byk
bir ihtimali bir tarafa, solda 415 sfrla (0.00000000...1) ifade edilen kk bir
ihtimali dier tarafa alyor; ve her akln yapaca zere, o alabildiine byk ihtimali
tercih ediyor.
Fakat, birilerinin "Olsun, ok kk bir ihtimal, ama olmu ite. DNA var, protein
de..." dediini iitiyorum. O zaman meselenin, ihtimal hesabnn tesinde, apak
zldne dikkatimi bir daha ekiyorum. Kasd ile tesadf, aydnlk ile karanlk
gibi, beraberce bulunur eyler deil. Kasd varsa, soldan bilmem ka yz sfrl da
olsa, tesadfn ihtimali yok, biliyorum. Kasdn varln kabule o bilmem ka yz
sfrl ihtimale snanlarn dahi mecbur kaldn da biliyorum.
Mesele, ihtimalin byk ya da kk oluunda deil. nsann aklyla grd
hikmeti, kasd, ilmi... kalbiyle tasdik mi, yoksa inkr m edeceinde?
Yani, mesele, iki ihtimal arasnda bir tercih meselesi deil; bir imknszlkla bir
zorunluluk arasnda tercih meselesi. Yani, bir inan meselesi. nanmak istemeyince,
insan gz gre gre bir imknsz tercih edebiliyor. (Nasl m? Bilemem. Bunu nasl
becerebildiklerini, inanmamakta srar edenlere sormak gerek.) George Davis, bu
cmleden olarak, yle diyor: "Kinat yetiddia edildii zerekendini
yaratabilmise, kinat bir Yaratcnn zellikleri ile donanm demektir ve bu kabul
edilirse, kinatn kendisinin ilah olduu sonucuna varmak zorunda kalrz."
Demek, tek bir ilh kabul etmemenin karl, ilahszlk deilbakaca hereyi ilah
kabul etmek. Yani, ilah muhakkak var. Ama kavga bunun bir mi, yoksa hcrenin
DNAlar, kinatn zerreleri adedince mi olduu zerinde dnyor.
te o noktada, Hdaya tabi olup, dehasn Hdann emrine veren bir insann,
Bedizzaman Said Nursnin "Ya btn eyann Hlk (Yaratcs] Allahtr veya
Allah hibir eyin Hlk deildir" dediini hatrlyorum. "nk," diyor
Bedizzaman, "eyann arasndaki muntazam tesand tecezzyi kabul etmez bir
klldr. Baka ihtimal yok. Hereyde illetin ademini tevehhm eden vehmin vhi
hkmnde de bir kymet yok."
Bu hkm, Paul Daviesin, bugnn bilim dnyasna dair bir tesbitini hatrma
getiriyor. Bilimin, sebep-sonu kalbn kullandna iaret ediyor Davies. "Kainat
iinde hereyin tek tek mutlaka bir sebebi var gibi ve bulabiliriz; ama yine de,
Btn olarak, kinatn sebebi nedir ve kinat niye bu haliyle vardr? sorusunun
derinlii ile babaa kalrz."
Davies, burada, farkna varmadan dtmz bir yanla dikkat ekiyor:
"Fizik dnyada herey, her olay kendisinin dnda bireyle aklanabilir. Bir olay
aklandnda, aklamamz baka birey cinsinden olur. Yani, mesel atomu
aklamak iin elektronu, nkleotidi aklamak iin DNAy sabit kabul ederiz. Onun
deta ezelden beri var olduunu kabul ederek mantk yrtrz. Oysa, yle deildir
ki! stelik, kinatta her bir ey hereyle baldr. O yzden, bireyi aklamak iin,
btn kinat aklamak icap eder. Oysa aklamak durumunda olduumuz olay,

btn varlk lemiyse, bunu aklayacak, fizik anlamda baka bireyimiz yoktur.
Dolaysyla, kinatn varlna ynelik her aklama, fizik-tesi ya da tabiat-st
bireye dayanmaldr."
Bu noktay aklmda saklayarak, tekrar Bedizzamann Mesnevdeki izahna
dnyorum. "Eyann arasndaki muntazam tesand ile halk ve yaratmak, tecezzyi
kabul etmez." Ama ite materyalist felsefe, bize kinat paralara ayrarak sunuyor.
u kadarn organik kimyaya, bu kadarn biyolojiye, unu fizie, bunu jeolojiye
derken blk-prk ediyor. Astronomide yldzlarn varl sorgulanmadan peinen
kabul ediliyor, kimyada atom, biyolojide DNA v.s. Her bir blm iinde, konu
sebep-sonu zincirine dayandrlyor. Sanki sebepler sonucu veriyormu gibi
gsteriliyor. O yzden kinat bir btn olarak, olduu ekilde alnca yzyze
geleceimiz "Hlik vardr; ya birdir, ya sonsuz saydadr" tercihinin yanna bile
yaklalmyor.
Oysa, "baka ihtimal yok" diyor Bedizzaman. Bu arada, DNAnin temelini
nkleotid, atomun temelini elektron olarak alp para para ihtimal hesaplar ile yola
kmann gereksizliini de ima ediyor. nk, mesele sada u kadar sfrl ihtimal
ile, solda u kadar sfrl ihtimalden hangisinin tercih edilecei deil. Hem "hereyde
illetin ademini tevehhm eden vehmin vhi hkmnde bir kymet yok." Vehim,
mesel kasd, hikmeti, sanat, ilmi gsteren her bir eyden ilim, irade, hikmet, sanat
sahibi Birine ynelmeyi, "Olmayabilir" ihtimalini ileri srerek kesiyor. Halbuki,
sanat var, irade var, kasd var, hikmet var, kudret var. Madem yle, bir sahibi de
muhakkak var. O halde? "Bireyde Hlikyet eseri grld zaman, btn eyada
tahakkuk eder. Ve keza, Hlk ya birdir veya gayrimtenahidir [sonsuz saydadr];
ortas yoktur!"
Bu tesbitle, materyalist biyologlarnbiyomitologlarnkmaz zihnimde beliriyor.
Akllarn bir hcrenin stoplazmasna koymular. Stoplazma, bir hcre zaryla
evrelenmi. Bir biyolog ne hcre dndaki varlk lemini dnr, ne de hcrenin
tulalar gibi gzken atomlardaki lemlere uzanr. Onun zihninde hcre kinattan
bamsz bir birimdir. Tek bana plnlanmtr. Ve tek bana bir birimdir. Tek
bana ele alp inceledii o hcreye artlanmasz bir niyetle bakmad iin o
hcrenin varlnda tm kinat kapsayan bir kudretin, bir ilmin yansdn
gremez. Bundandr ki, materyalist biyolog varlklar arasndaki ilgiyi kuramaz. Yani
vahidiyeti anlayamaz. O yzden Vahidi kabul etmez. Tm kinatn bir btn
halinde Tek Bir Yaratc tarafndan yaratlabileceini dnemez.
u varlklar stnde, hele hele u canllar stnde grnen o ince sanat, o sonsuz
hikmet, o hassas dzen, o gzelim nak dnyorum. Btn bunlar neden var?
Hepsi ya bir Allahn isimlerinin tecellsi; ya da sonsuz saydaki varlklarn her
birinin bir ilah gcne sahip olduu iddia edilirse, sonsuz sayda ilahlarn. O
noktada, her bir eyin hereyle ilgisini kuruyorum. Mesel, bir hcrenin
partikllerine, bilhassa DNA kalbna girmi partikllere, yle bir vaziyet verilmi
ki, o partikller paras olduu insana bakyor. Onun btn vcudunu bilir gibi, onun
o trilyonlarca hcreden mteekkil vcudunun dzenine gre vaziyet alyor. Dahas,
o insann alkadar olduu her bir eyesuya, havaya, topraa, elmaya, kestaneye,
gnna...da bakar gibi, insann alkadar ve muhta olduu btn partikller,

btn kinatla ilgili bulunuyor. Ve ite o yzden bir tercihin ortasnda bulunuyorum:
Ya her bir partikle, her bir partikln temsil ettii DNAya, una-buna, hereyi
kavrayan bir sonsuz ilim, btn kinat idare edecek bir mutlak irade, hereye gc
yeten bir sonsuz kudret vereceim; veya hereye gc yeten, hereyi bilen, hereyi
irade eden sonsuz ilim, irade ve kudret sahibi tek bir lah kabul edeceim.
Birincisi sonsuz derece muhal olduuna; partikller saysnca imknsz olduuna
gre...
VI.
Aslnda, mesele, akl gznn yaad bir alg yanlmasndan kyor olmal. Tpk,
su yzndeki damlalara vuran k ve renkler iin olduu gibi. Tek bir Gnei
gremeyen birinin her bir damlackta, ss, yedi ayr rengi ile beraberbir
hayal gnei kabul etmesi gibi; tek bir ilah kabul etmeyen bir insan, aslnda lah
reddetmi olmuyor; bu defa her bir hcreye, her bir DNAya, bir partikle ilahlk
veriyor.
Kitaplar arasnda bu tesbitimle beraber dolarken, Guy Murchienin "Program,
DNAnn atomlarnda deildir" szyle tanyorum. "DNA bir kt veya mrekkep
deildir" diyor Murchie. "Bilakis, kitabn szleri ve mnlardr." Biliyorum; szler
kt zerine yazlarak kitap suretini almlardr.
Bu rnei, biraz daha ayor Murchie. Mesel, bir evin planndan sz ayor. "Plnn
kendisi, bir ey deildir" diyor. "Plan, tula ve kirecin, kt zerindeki temsili
deildir. Plan, maddi mnda birey deildir; soyuttur, madd vcudu yoktur."
Ve ite bunu anlad iin, baka nice biyologun bu noktada dt hatay
tekrarlamayan birisi ile, Barry Commoner ile tanyorum. Baka birok biyologun
aksine, Commoner "Ne DNA, ne de dier hcre terkipleri," diyor "birer kendini
kopyalayan molekl," yahut "hcrenin usta kimyev maddesi" deildirler. "DNA
kendini kopyalamaya muktedir deildir."
Yani DNAnn ustalk, kudret, kendini yapma, bilgi gibi kabiliyetleri bulunmuyor.
Zira, DNA, sadece bir plan. stnde bilginin, ustaln, hikmetin, dzenin, kudretin
okunduu bir plan. Evi yapan deil, evin nasl yapldn bir nebze gsteren bir
plan. O yzden Commonern dedii zere, "DNA hayatn temeli" deil. Hayat,
DNA sayesinde var olmu deil. Ama tersi dorudur: "Hayat, DNAnn temelidir."
Hayat var, verilmi; ve hayat var olduu iin, biz DNA diye bir plan gryoruz.
VII.
Barry Commoner, DNAy sadece biyoloji ve biyokimyann dar kalplarna
hapsetmemem gerektiini ihtar ediyor bana. O tesbit nda, fiziin sahasna
dalyorum. O zaman kinat bir makine gibi gren ve hereyi u unun sebebi, u
bunun sonucu diye diye, sebep-sonu zinciri iinde aklayan mekaniki
determinizmin oktan gmleyiverdiini gryorum. Zira, Birchn dedii gibi,
"fiziin atom ve molekllerinin niha bir temeli bulunmuyor." Olamaz da. Mesel,

H. Weylin deyiiyle, "Elektronun zerine ina edildii daim bir varla sahip yap
ta gibi birey yok." O yzden, "Mesel atom bir nesne mi?" diye soruyor Davis.
Bu soru zihnimi alabildiine zorluyor. Kinata dair mevcut btn bilgilerimin ister
istemez elekten gemeye gidiyor olduunu seziyorum. Ve bu zor soruya cevab,
ncelikle P. Daviesin kitabnda aryor; sonra baka bilim adamlarnn zihninde
geziniyorum. Mesel Schrdinger, Bohr ya da Bohm. Ama onlarn da eni-konu, bu
noktada sadece acabal, belkili, galibal konutuunu gryorum.
Derken, Said Nurs seyahatmn bir ura oluyor ve bana atomun mevcut
olduunu sylyor. Ama "kendi ztnda mstakil ve bizatihi sbit bir vcudu yok. Ve
yalnz kendi bayla kim bir hakikat yok." Sadece atomun deil; hereyin. "Herey,
mn-y ismiyle ve kendine bakan vecihte hitir."
Sklkla zannettiimiz zere, mesel atom diye, elektron diye bildiimiz eyler,
varlk leminin tulas grevini gren sabit ve daim paracklar deil. Dr. Yamina
Bouguenayann yazd gibi, "Paracklar, sadece hareket ediyor deil. Ayn
zamanda, kendileri de hareketten ibaret. Yani, maddenin varl ve maddenin
hareketi birbirinden ayrlmaz. Her ikisi de ayn mekn-zaman gereinin farkl
cephelerinden ibarettir. Atom-ii paracklar mekn asndan ktleye sahip nesneler
olarak; zaman asndan enerjiye sahip olaylar, hareketler olarak grnr." Yani,
aslnda, sabit, varl bizzat kendinden olan bir mekn ve akp giden bir zaman da
bulunmuyor. Mekn da, zaman da Allahn yaratma fiilinin bizim tarafmzdan
alglanabilecek bir vcudu giymesinden ibarettir. Ama bu yaratma fiilinin sreklilii
ki, eer o fiilin perde arkasndaki Yaratcy grmezsem, benim yanllkla maddeyi
ve zaman sabit, daim ve ezel grmemle sonulanyor.
Bunu anlamamla, iinde tesadflerin, anslarn oynat bir kinat anlay bsbtn
yklyor. Her an devam eden bir yaratl olay ile tanyorum. Buna gre, kinat
zerinde devaml kudretini gsteren, kudretini ektii anda btn kinatn yoklua
yuvarlanaca, slm tarifiyle Kayyum olan Allah tanyorum. Gemiin, artk
sadece benim zihnimde, hfzamda olduunu anlyorum. Gemiten geride, elimde
sadece dnyama tad onca marifet nuruyla beraber, yaratl fiili kalyor. Zaman
ve mekn mutlak varlklarn kaybediyor; onlarla birlikte sebepler-sonular dnyas
bir tarafa atlyor; bir izgi halinde birbiri peisra akan anlarn yerine, n-
seyyale, yani Vacibl-Vcudun isim ve sfatlarnn daima tecell ettii bir tecelligh
olan mevcudat lemi gelip yerleiyor.
Bu sayede, "Son asrn materyalist bilim adam, madd eyann nihai yap birimlerine
baknca, bu madd yap talarnn kesin ve deimez bir mekanik belirlilik iinde
davranarak maddeyi oluturduunu sanmt" diyen, ama bunun yanllna iaret
eden W. H. Thorpeun ifadesiyle, "kinat eriyor." "Ki bu erime," diyor Thorpe,
"kinat anlamann yegne yolu."
ylece, hayat da, DNA da, insan da baka bir hal alyor. Sagann tesbitiyle,
"Hayat, hi kukusuz proteinleri yapan aminoasitler ve nkleik asitleri yapan
nkleotidlerden daha baka bireydir" diye anlyorum. Daviesin "Hayat, mekanik
olarak alan bir kinat iinde rastgele km birey deil, kinat denen mucizenin

ayrlmaz bir parasdr" hkmne varyorum. Koestler ile, insann ne olmadn


reniyorum: "nsan ne dnya zerinde bir lks oyuncak, ne de kromozomlarna
asl bir kukladr."
VIII
ylece, t ortaokul-2de bellediim, unca kitapta tandm DNAnn yerini bir
baka DNA alyor. DNA ayn da, benim ona bakm deiiyor. Materyalist tabirlerle
kendini kopyalayan bir makine gibi tantlan DNAy, imdi bir ayna olarak
tanyorum. DNAnn tpk gndoumu gibi, afak veya gurub gibi, bir halden, bir
olaydan, her an tecelli eden yaratln bir vehesinden ibaret olduunu gryorum.
DNA, materyalistlerin yapt gibi, hayat ile tecelli eden ilmi, iradeyi, hafziyeti
kendine vereceim minik ama maharetli bir ilahk deil artk. Bilakis, hayat ile
tecelli eden ilmi, iradeyi, hafziyeti, fetthiyeti, kudreti, hikmeti, adaleti, dzeni,
ly... anlamam iin bir zarf. Bir klf; bir ayna...
Velhasl deham Hdaya teslim edebilsem, iman gzl ile ona bakabilsem, DNA
zarf alacak, DNA klf effaf bir hal alacak ve DNA aynasnda Rabbimin sonsuz
isimlerinin tecellilerini greceim.
Tpk, herey iin olduu gibi...
27.12.2003
2015 karakalem.net, Metin Karabaolu

Bu yaz,
adl kitaptan alnmtr. Kitab incelemek,
dilerseniz sipari etmek iin buraya tklayabilirsiniz.

You might also like