You are on page 1of 481

DDET VE K U TSA L

RENE GIRARD

RENE GIRARD, 1923'te Fransa'nn Avignon kentin


de dodu. 1943-47 arasnda ortaa tarihi eitimi al
d. 1947'de Indiana niversitesinde ders vermeye
balad ve bundan sonra almalarn ABD'de sr
drd. l 950'de ayn niversitede doktorasn ta
mamlad ve edebiyat dersleri vermeye balad. 197176'da New York Devlet niversitesinde ders verdi.
l 995'te Stanford niversitesinden emekliye aynld.

Meslektatan ve dostlar l 990'da Girard'n eserleriyle


balayan aratrmalar gelitirmek amacyla iddet ve Din Kolokyum'u kurdu
lar. Girard'n dnceleriyle balayan tartmalar zenginletirmek iin
1994'ten beri her yl Contagion adl bir dergi yaymlanyor. Rene Girard'n
Trkede daha nce Romantik Yalan ve Romansal Hakikat (ev. Arzu Etensel il
dem, Metis, 2001) adl kitab yaymland.

NECMiYE ALPAY, 1969'da Ankara niversitesi Siyasal Bilgiler Fakltesi'ni bitir


di. Doktorasn uluslararas iktisat alannda yapt. ASBF'deki retim yelii,
12 Eyll dnemi tutuklamalaryla sona erdi. yl Mamak Cezaevi'nde kald. Bu
kopukluk, ilgi alan olarak dilin ne kmas sonucunu verdi. Cezaevi sonrasn
da yaamn evirmenlik yaparak srdrd. Kuram, Ludingirra ve Sombahar der
gilerinde editr olarak alt. 1996-2003 arasnda Akademi lstanbul'da ve Yedi
tepe niversitesi'nde Trke ve Yaratc Yazarlk dersleri verdi. Trke Sorunlan
Klavuzu adl kitab Metis Yaynlarndan kt.

Siddet ve Kutsal
RENE GIRARD

eviren

N ECM YE ALPAY

KANAT

Kanat Kitap 1

lDDET VE KUTSAL
REN E GIRARD

Antropoloji

Psikoloji

Edebiyat eletirisi

1 . Bask: Kasm 2003 (2000 adet)


ISBN 975-8859-01 -3

Editions Bemard Grasset, 1972


zgn ad: La Violence et le Sacre
Trke yayn haklar Pusula Yaynclk Ltd. ti. , 2003
Kanat Kitap, bir Pusula Yaynclk Ltd. kuruluudur.

Editr: Orhan Koak


Franszcadan eviren: Necmiye Alpay
Tasarm: Mehmet Sinan Niyazioglu
Sayfa dzeni: Mehmet ztrk
Datm sorumlusu: Hseyin stne!

Bask: Acar Matbaas, tlL (02 1 2) 422 18 00


Kanat Kitap

Akyol Sokak 55/3 80060 Cihangir/lstanbul


tlL (0212) 252 42 80 pbx

faks: (0212) 293 1 5 44

e-posta: kanat@kanatkitap.com

iiNDEKiLER
1. Kurban

2. Kurban Bunalm

53

3. Oidipus ve ikame Kurban

95

4. Mitoslann ve Ayinlerin Douu

125

5. Dionysos

169

6. Taklit Arzudan Canavar Kopyaya

203

7. Freud ve Oidipus Karmaas

239

8. 'Totem ve Tabu" ve Ensest Yasaklan

273

9. Levi-Strauss, Yapsalclk ve Evlilik Kurallan

317

10. Tannlar, ller, Kutsallk ve Kurban ikamesi

36 1

11. Tm Ayinlerin Birlii

395

12.Sonu

449

Szlke

469

Adlar Dizini

471

Yazar, bu almay kolaylatran bursu ve bo zaman salayan


Guggenheim Vakf ile, Buffalo'daki New York niversitesi
Fen ve Edebiyat Fakltesi'ne teekkr eder.
Aynca, bata Eugenio Donata ve josue Harari olmak zere,
gndelik almalannda yardmc olan, nerileriyle
bu kitaba katkda bulunan tm arkadalanna kranlann sunar.

B R NC B L M :

KURBAN

urban sunumu ou kltrde birbirinin tersi olan iki ayr bi


imde ortaya kyor: Bazen, ar ihmal dnda geri durulama

yacak "ok aziz bir ey" olarak, bazense tam tersine, yine ar riziko
lara girilmeden ilenemeyecek trden bir su olarak.
Hubert ve Mauss, "Essai sur la nature et la fonction du sacrifice/
Kurban Sunumunun Doas ve llevi"l balkl makalede, kurban
sunumunun bu -hem meru hem gayrimeru, hem kamuya ak
hem neredeyse kaaklk gerektiren- iki ynlln aklayabilmek
iin kurbann kutsalln sz konusu ediyorlar. Kurban aday kut
sal olduu iin, ldrlmesi sutur . . . ama ldrlmese kutsal da ol
mayacaktr. Bu noktada oluan dng ksa bir sre sonra iftanlam

llk gibi tumturakl bir ad alacak ve gnmze kadar da bu ad ko


ruyacaktr. Terim bize bugn hala ne kadar ikna edici, hatta etkile
yici grnrse grnsn, XX. yzyldaki artc kt kullanmla
rndan sonra belki de artk bu terimin gerek duyulan hibir aydn1 Henri Hubert ve Marcel Mauss, L'Annee sociologique iinde,

2 ( 1 899).

i DDET VE KUTSAL

latmay salamadn, gerek bir aklama oluturmadn kabul


etmenin zaman gelmitir. Bu terimle olsa olsa hala zm bekleyen
bir soruna iaret edilebiliyor, o kadar.
Kurban edimi her ne kadar su oluturan bir iddet kullanm gi
bi grnyorsa da, rnein, Yunan tragedyasnda kurban ereve
sinde aklanamayacak bir iddet de yoktur. Denecektir ki tragedya
yazan air, itici olabilecek gerekliklerin stne iirsel bir al rter.
Bunda kuku bulunmamakla birlikte, kurban edimi ile cinayet, ara
lannda akrabalk olmasa buradaki ikame oyununa uygun dmeye
ceklerdi. O kadar ak seik bir olguyla kar karyayz ki altn iz
mek biraz gln kayor, ama yararsz da deil, nk kurban ala
nndaki ilk ipulannn artk hibir arl kalmam durumda. Kur
ban ayinini bir kez "salt" simgesel deilse bile "esas olarak" simgesel
bir kurum olarak kabul ettiniz mi, hakknda hemen hemen her iste
diinizi syleyebiliyorsunuz. Konu, belirli bir gerekd dnme
tipine son derece elverili.
Kurban sunumunda bir giz var. Klasik insan bilimlerinin sofu
lu klan merakmz uyandrmak yerine uyuturur, ama antik a ya
zarlann ziyaret etmek uyandncdr. Kurban sunumundaki giz bu
gn de giz olmay srdryor. Modemlerin bu gizi ele alma tarzn
da stn olan yan nedir, bilinmez: Hoa vakit geirme mi, kaytsz
lk m, yoksa gizli bir saknma m? Burada ikinci bir giz var m, yok
sa ayn gizle mi kar karyayz? Szgelimi, kurban sunumu ile id
det arasndaki ilikileri neden hi sorgulamyoruz?
Son incelemeler, fizyolojik iddet mekanizmalarnn bir bireyden
dierine , hatta bir kltrden dierine pek az deitiini dndr
yor. Anthony Storr'a gre, fkelenmi bir adama ya da kediye en ok
benzeyen ey ancak bir baka fkelenmi adam ya da kedidir. 2 Kur
ban sunumunda (en azndan bu edimin ayin olarak varoluunun be
lirli aamalannda) iddetin oynad bir rol varsa, elimizde de genel2 (Human Aggressionl insann Saldns, Atheneum, 1 968).

KURBAN

Jikle bilmediimiz, az bildiimiz ya da belki sandmzdan daha az


bildiimiz kltr deikenlerinden hi deilse ksmen bamsz ol
duu iin zmlemede ie yarayacak bir ipucu var dernektir.
iddet arzusu bir kez uyand m, bunun ardndan kiiyi kavgaya
hazrlayan baz bedensel deimeler geliyor. iddete adanmlk du
rumunun bir sresi var. Uyan sona erer ermez nedeni de ortadan
kalkan basit reflekslerle bir tutulmamas gerekiyor bu durumun.
Storr, zellikle toplum halindeki olaan yaam koullannda, iddet
arzusunu yattrmann, byle bir arzuyu uyandrmaktan daha zor
olduuna iaret ediyor.
Sk sk, iddetin "akld" oldugu sylenir. Oysa iddet nedensiz
deil; hatta zincirlerinden boanmak istediinde kendine gayet ye
rinde nedenler bulmay da iyi biliyor. Ancak, bu nedenler ne kadar
yerinde olursa olsun hibir biimde ciddiye alnamaz. iddet de za
ten, balangta hedef ald konu ya da nesne menzil dna kp
iddeti takmaz olduunda, o nedenleri unutacaktr. Doyurulmam
iddet her zaman bir yedek kurban anyor, sonunda buluyor da. f
kesini uyandrm olan yaratn yerine, birden, zayf ve el altnda ol
mak dnda fkelenenin imeklerini stne ekecek hibir zellii
olmayan birini koyuyor.
Bu yedekleme yetisinin insandaki iddete zg olmadn d
ndren pek ok belirti var. Konrad Lorenz,3 belirli bir alann ege
menlii iin kavgaya giritii erkek trdeleri kendisinden uzakla
tmlrsa saldrganln kendi ailesine yneltip sonuta ailesini yok
eden bir balk trnden sz ediyor rnein.
Kurban sunumunun da ayn trden, ama ters ynde bir ikame
ilemine dayanp dayanmadn dnmek gerek. Szgelimi, hay
vanlarn kurban edilmesini, iddetin korunmak istenen baz varlk
lardan, lmesine daha az nem verilen ya da hi nem verilmeyen
varlklara evrilmesi olarak dnebiliriz.
3 l'Agression/ Saldrganlh'a (Flammarion, 1968).

i DDET VE KUTSAL

joseph de Maistre'in4 bir gzlemine gre, kurban edilen hayvan


larda her zaman, iddetin gz boyanmak istenircesine insansal bir
eyler bulunmaktadr:
Seilen hayvan her zaman yarar asndan en deerli, gdleri ve
alkanlklar asndan en tatl, en masum, insanla en ok iliki
iinde olanyd. (. . . )
Kurbanlk olarak seilen hayvan trleri, deyim yerindeyse, nitelik
e en insani olanlard.
Modern budunbilim bazen bu tr sezgileri doruluyor. Kurban
geleneinin bulunduu baz krsal topluluklarda srler insanlarn
varoluuyla sk bir beraberlik iinde. rnein, Yukar Nil havzasn
da yaayan iki halkta (E.E. Evans-Pritchard tarafndan incelenen
Nuerler ile daha yakn zamanlarda Godfrey Lienhardt tarafndan in
celenen Dinkalar) , insanlarn toplumuna kout ve ayn biimde ya
plandrlm bir bykba hayvan toplumu bulunuyor.s
Nuer dilinin bykba hayvanlarla ilgili terimleri, gerek iktisadi
ve teknik alardan, gerekse ayin, hatta iir asndan son derece zen
gin. Bu terimler, sr ile insan topluluu arasndaki ilikiler bak
mndan deerli ve incelikli saptamalarda bulunma olana salyor.
Hayvanlarn renkleri , boynuzlarnn biimi, yalar, cinsiyetleri ve
bazen beinci kuaa kadar ayrt edilip anmsanan soylan , her hay
vann kltrel adan ayrt edilmesine ve insan toplumunun gerek
bir ikizinin oluturulmasna olanak veriyor. Her bireyin birka adn
dan biri mutlaka ayn zamanda bir hayvann ad oluyor ve o hayva
nn sr iindeki yeri, sahibinin topluluk iindeki yerine benziyor.
Topluluk iindeki farkl kesimler aras anlamazlklarn konusu
genellikle sr oluyor; her tr ceza ve tazminat hayvan cinsinden
4 Eclaircissement sur les sacrificesl Kurban Sunumuna ilikin Aklamalar'da.
5 E.E. Evans-Pritchard, The Nuer (Oxford Press, 1 940); Godfrey Lienhardt,

Divinity and Experience, he Religion of he Dinka (Oxford Press, 1 9 6 1 ) .

KURBAN

deniyor. eyizler de srlerden oluuyor. Evans-Pritchard'a gre ,


Nuerleri anlamak iin "ineklere bakmal" iarm benimsemek gere
kir. lnsanlarla srleri arasnda, yine Evans-Pritchard'm deyimiyle,
bir tr ortakyaam (sembiyoz) vardr. Bu ortaklk bize, topluluun
belirgin zellii olarak, krsal toplumlarla srleri arasndaki iliki
lerde farkl derecelerde bulunabilen yaknln karikatrs denebile
cek arlktaki bir rneini gstermektedir.
Yerinde yaplan gzlemler ve kuramsal dnce bizi kurban su
numunun aklamas konusunda ikame varsaymna dnmek zo
runda brakyor. Konuyla ilgili antik a literatr hep bu fikirle do
lu. Bu nedenledir ki ou modem, ya bu fikri kaldrp atyor ya da
ok az anyor. Szgelimi Hubert ile Mauss, beraberinde bilimle ba
damayan btn bir ahlak ve din deerleri toplamn getirdii iin
olsa gerek, bu fikirden saknyorlar. joseph de Maistre gibi birinin
ise, kurban her zaman baka bir "sulu"nun vebalini deyen "ma
sum" bir yaratk olarak grd bir gerek. Bizim nerdiimiz var
saym ise bu ahlaki fark ortadan kaldryor. Gizil kurbanla fiili kur
ban arasndaki ilikiyi sululuk-masumiyet erevesinde tanmlama
mak gerekir. Burada "cezas ekilecek" bir ey yok. Toplum, kendi
mensuplarn ya da ne pahasna olursa olsun korumak istediklerini
vurabilecek olan bir iddeti, greli olarak o kadar da nemsenmeye
cek, "feda edilebilir" bir kurbana yneltmeye alyor.
iddeti korkutucu klan tm rtelikler, o kr kaba kuvvet, zin
cirlerinden boanma samal, iddetin tek zellii deil: Bunlarn
yannda, iddetin ikame kurbana saldrmak konusundaki o tuhaf
eilimi de var ki bir dman olarak aldatlmasna, uygun bir anda
nne onu tatmin edecek zavall bir ganimetin atlmasna olanak ve
riyor. Bize kurdu, devi ya da ejderhay peinde olduklar ocuk ye
rine koca bir ta byk bir oburlukla yutarken gsteren masallar da
kurban sunumuyla ilintili olabilir.

iDDET VE KUTSAL

iddet ancak k yollan kapatlmadan, nne dilerini geirebi


lecei bir eyler atlarak aldatlabiliyor. Habil ile Kabil yks

nn bir anlam da budur belki. Kutsal Kitap'ta her kardele ilgili tek
bir aklama verilir. Kabil topra ekip bierek hasat tanrya sunar.
Habil ise obandr; srsnn verdii ilk yavrular kurban eder. lki
kardeten biri dierini ldrr; kurban olarak kesilen karde, elinde
hayvan-kurban biiminde bir iddet-aldatan bulunmayan kardetir.
Kurban kesme biimindeki tapnma ile kurban d tapnma arasn
daki bu fark gerekte tanrnn Habil lehine verdii hkmden ba
ka bir ey deil. 'Tann, Habil'in kurbanlarn kabul etti, Kabil'inki
leri kabul etmedi" demek, Kabil kardeini ldrrken Habil'in l
drmediini, bir baka dilde, tanrsal dilde yeniden sylemektir.
Eski Ahit'te ve Yunan mitolojisinde erkek kardeler hemen hep
dman kardelerdir. Birbirlerine uygulamaya yazgl grndkleri
iddet ancak nc bir tarafn kurban edilmesiyle yok olur. Ka
bil'in kardeine duyduu "kskanlk," kendisine kurbansal bir k
yolu tannmam olmasndan ayn dnlemez.
Bir lslam geleneine gre, tanrnn lbrahim'e olun lshak yerine
kurban et diye yollad ko daha nce Habil tarafndan kurban edil
mi olan kotur. tk seferinde bir insann yaamn kurtarm olan
hayvan, birini daha kurtarmtr. Burada sz konusu olan, birtakm
mistik hlyalar deil, kurban ayininin ileviyle ilgili ve dorudan
doruya metinden alnma elerle dile getirilen, reel bir sezgidir.

Kutsal Kitap'ta kurbandaki ikame ileminde amacn iddeti al


,

datmak olduu fikriyle aydnlatlabilen bir baka byk sahne daha


var ki bu sahne de fikrimizin baz yeni ynlerini aydnlatyor: Ya
kup'un, babas lshak tarafndan kutsanmas sahnesi.
lshak yaldr. leceini dnerek, sadece byk olu Esav'
kutsamak ister; bundan nce, oluna, gidip avlanmasn ve kendisi
ne "nefis bir yemek" getirmesini syler. Bunu iiten kk olu Ya
kup, annesi Rebeka'ya haber verir. Rebeka, aileye ait srden iki

KURBAN

adet olak alarak bunlardan nefis bir yemek yapar, olu Yakup da
Esav'm gibi yaparak bu yemei babasna sunar.
lshak krse de, Yakup, aabeyininkiler gibi tyl olmayp dz ve
przsz olan elleri ve boynu nedeniyle tannmaktan korkar. Rebe
ka, bu cildi olak derisiyle rtmek gibi mutlu bir fikre kaplr. lhti
yar, Yakup'un elleriyle boynunu yoklar, ne var ki kk olunu ta
nmaz ve Esav diye Yakup'u kutsar.
Olaklar babann aldatlmasna, baka bir deyile iddetin tehdit
ettii ouldan uzaklatnlmasna iki farkl adan hizmet ediyor.
Oul, lanetlenmeyip kutsanmak iin, babasnn huzuruna kesip
sunduu hayvandan nce kmak durumunda. Dorudan, kurban
edilen hayvann krkne saklanyor. Hayvan yine babayla oul ara
snda yer alarak, iddeti ortaya karabilecek bir dorudan dokun
may nlyor.
Burada iki tip ikame ilemi i ie; bir kardei dierinin yerine
koyma ile, bir hayvan bir insann yerine koyma. Metinde bunlardan
yalnzca biri aka dile getiriliyor: Bir anlamda ikincisinin yanstl
d bir perde de olan o ilk ikame ilemi.
Yzn srekli olarak kurbana dnk tutan iddet, balangta
ki hedefini gzden yitiriyor. Dolaysyla, kurban ikamesi belirli bir
yanl anlama ieriyor. Kurban sunma edimi, bir ara olarak etkisi
ni, temelindeki yer deitirme ilemini gizlemesine borlu. Yine de
edim, ilk nesneyi de, kesilen kurban da bsbtn unutmamak du
rumunda, nk unutursa ortalkta ikame ilemi kalmayacak, kur
ban edimi de nedenini yitirecektir. Az nce anlattmz sahne, bu
iki gerei tam olarak yerine getirmektedir. Metin, kurban ikamesini
tanmlayan tuhaf aldatmacay dorudan anlatmyor ama sessiz de
geitirmeyip bu ikame ilemini bir bakasyla kantnyor, ilkini an
cak bir aralktan, dolayl ve kaamak bir biimde grmemize olanak
veriyor. Metnin kendisinin de kurbansal bir nitelii var belki. Bir
ikame olgusunu aa vurur gibi yapyor ama, yars ilkinin arkasna

iDDET VE KUTSAL

saklanm bir ikame ilemi daha var orada. Bu metinde bir kurban
sisteminin temelinde yatan miti elde bulundurdugumuzu kabul
edebiliriz.
Yakup genellikle kurban iddetinin aldatmacal kullanmyla
balantl bir kiilik. Yunan dnyasnda buna benzer bir rol yer yer
Odysseus oynuyor. Tekvin blmnde Yakup'un kutsanmas ile
Odysseia'daki Kyklop yksn, zellikle de kahramanmzn cana
vardan kamasn salayan harika hileyi karlatrmak verimli ola
bilir.
Odysseus ve yol arkadatan Kyklop'un inine kapatlmlardr.
Kyklop her gn ilerinden birini yutmaktadr. Byle giderken, ha
yatta kalanlar, atete kzdrlm bir ile cellatlarn kr etme karan
alrlar hep birlikte. fkeden ve acdan deliye dnen Kyklop, saldr
ganlar kamasn diye maarann giriini kapatr. Yalnzca otlamaya
gitmesi gereken koyunlarn girip kmasna izin verir. Tpk kr ls
hak'n el yordamyla olunun boynunu ve ellerini yoklayp her do
kunuta olak postuna rastlamas gibi Kyklop da danya yalnzca
hayvanlarn ktndan emin olmak iin koyunlann srtn bir bir
yoklamaktadr. Kyklop'tan daha kurnaz olan Odysseus bir koyunun
altna saklanr; karnna yapt koyun, postuyla hayata ve zgrl
e tar onu.
Tekvin'deki sahne ile Odysseia'daki birbiriyle ilikilendirildiin
de, ikisinin de kurban edimiyle yorumlanmas akla yakn bir duru
ma geliyor. Her seferinde, yaamsal an geldiinde iddetin hedef al
d insanla iddet arasna bir hayvan girmektedir. lki metin birbiri
ni aydnlatyor bylece; Odysseia'daki Kyklop, kahraman stndeki,
Tekvin'de karanlkta kalm olan o tehdidi vurgulamakta, Tek
vin'deki olak kesip nefis bir yemek sunma edimi ise Odysseia'nn
koyununda pek gze arpmayabilecek olan kurbansal zellii aa
vurmaktadr.

KURBAN

urban sunumu her zaman, kurban eden biri ile bir "tanrsal var
lk" arasnda araclk etmek olarak tanmlanageldi. Biz modem

ler iin tanrsal varln en azndan kanl kurban ayini dzleminde


herhangi bir gereklii olmadndan, geleneksel yorum kurban ku
rumunu btnyle dgcne havale etmi durumda. Hubert ile
Mauss'un gr, levi-Strauss tarafndan Yaban Dnce de ortaya
'

konan yargya da yol am oldu: Kurban sunumu reel bir eye denk
dmemektedir; bu edimin "yanl"l konusunda ikircime yer yok
tur vb.
Kurban sunumunu var olmayan bir tanrsal varla balayan ta
nm biraz Paul Valery'nin iir tanmna benziyor: Beceri sahiplerinin
salt sanat ak iin icra ettikleri, birileriyle iletiimde bulunduklar
yanlsamasn ise saftiriklere braktklar tekbenci bir etkinlik.
Yukarda andmz iki byk yaptta kurban ediminden sz
edildiinden kuku bulunmamakla birlikte, ikisi de herhangi bir
tanrsal varlktan sz etmemektedir. lin iine tanrsallk sokulacak
olsa, metinler daha anlalr olmayacakt, tam tersine; herkes yine,
antik dnemin sonlarnda da , modern dnemde de yaygn olan o
fikre, kurban ediminin toplumda hibir reel ilevi olmad fikrine
kaplacakt. Arada grdmz, o bulank, korkulu, kukulu arta
lan, btn bir iddet ekonomisiyle birlikte tmden silinecekti ve biz
yine gerisin geri salt biimci, anlama itahmz doyurmaktan aciz
yorumumuza yollanacaktk.
Yukarda da grdmz zere, kurban edimi belirli bir yanl
anlamay varsayyor. inan sahipleri iddetin oynad rol anlam
yorlar, anlamalar da gerekmiyor. Sz konusu yanl anlamada kur
ban edimi teolojisinin can alc bir rol oynad aktr. Kurban tan
rnn istedii varsaylmaktadr; ilke olarak, yaklan kurbanlarn du
mann iine eken, sunaklara ylan eti isteyen odur. Kurbanlar
onun fkesini yattrmak iin oaltlr. Bu tanrsalla deinmeyen
yorumlar btnyle imgeleme tadklar ama hi dokunmadklar

10

1 D D ET VE KUTSAL

bir teolojiye hapsoluyor. Bizler, tmyle yanlsama rn olan bir


varlk etrafnda reel bir kurum dzenlemeye alyoruz; sonuta ya
nlsama bu kurumun en somut ynlerini bile azar azar yok ederek
stn gelirse almamaldr.
Teolojiyi toptan ve soyut olarak yadsmak, uysalca kabul etmek
le ayn anlama gelir. Byle yapmak yerine, eletirmek gerek; kurban
sunumu ile teolojisinin ayn anda hem gizleyip hem yattrd top
lumsal atma ilikilerini bulmak gerek. Hubert ile Mauss tarafn
dan balatlan biimci gelenekten kopmalyz artk. Yerinde yaplan
son gzlemlerle balantl yeni dncelerde kurban sunumunun
"yedek iddet" olarak yorumland grlyor. Godfrey lienhardt

Divinity and Experiencel Tannsallh ve Deneyim'de ve Victor Turner,


aralannda The Drums of Affliction/ Bela Davu llan'nn da (Oxford,
1968) bulunduu pek ok almasnda (lienhardt'n Dinkalarda,

Turner'n da Ndembularda yapt kurbanla ilgili incelemeler sonu


cu) teslim edildii zere, kurban sunumu, topluluk iindeki gerilim,
kin, rekabet ve karlkl saldr konusundaki her tr kararsz duy
guyu tm topluluka kurbana aktarma ilemidir.
Kurban sunumunun byle reel bir ilevi var ve ikame sorunu da
tm topluluk dzeyinde ortaya kyor. Kurban, tehdit altndaki u
ya da bu bireyin yerine konmuyor, u ya da bu kana susam bireye
sunulmuyor, toplumun tm mensuplan tarafndan, toplumun tm
mensuplarnn yerini tutacak biimde, herkese sunuluyor. Burada
kurban ediminin koruduu ey, topluluun hendi iddeti karsnda
kendi btnldr; tm topluluk, kendi dndaki kurbanlara y
neltilmi olmaktadr. Kurban edimi, her yere yaylm olan anla
mazlk tohumlarm kurbanda toplayp gidererek topluluk mensup
lanna ksmi bir doygunluk sunmaktadr.
Kurban ediminin teolojisi (baka bir deyile kendi kendisine ili
kin yorumu) kurbann son szn grmeyi reddediyor. Bununla
birlikte, kurban konusunda bu teolojinin yannda, ilke asndan bu

KURBAN

11

teolojiye baml ama gerekte hi deilse belirli bir noktaya kadar


bamsz olmak zere, kurban ediminin toplumsal ileviyle ilgili ve
ok daha ilgin bir baka dinsel sylemin daha var olduu abucak
anlalyor.
Dinsel gururun boluunu gstermek iin hep en izgi d ayin
lerden, rnein, olur olmaz her ey iin kesilen kurbanlardan dem
vurulur. Byle bir ey var elbette. zellikle kurban sunumunun top
lumsal temelinin bulanklamaya balad noktadan itibaren, kur
ban adanamayacak nesne ya da giriim kalmyor. Bununla birlikte,
kurban edimini etkin klan ve kurum canlln koruduu lde
gzle grlen ve ar basan bir ortak payda da var: l iddet. Kurban
edimi ncelikle, anlamazlklar, rekabetleri, kskanlklar, yaknlar
aras kavgalar ortadan kaldrmak, topluluk uyumunu yeniden kur
mak, toplumsal birlii glendirmek iddiasndadr. Dier her ey
buradan kaynaklanmaktadr. Kurban sunumuna bu temel ynden,
nmze alan bu ana iddet yolundan yaklalrsa, edimin gerek
ten de insan varlnn, maddi refah da iinde olmak zere hibir y
nne yabanc olmad abucak grlecektir. insanlar kendi arala
rnda anlaamaz duruma geldiklerinde, gne yine parlayp yamur
yine yasa bile ekinler ayn derecede iyi yetitirilmez, hasat da bun
dan etkilenir.
Byk in metinleri, kurban sunumunun burada nerdiimiz
ilevini aka kabul ediyor. Bu edim sayesinde halklar serinkanl ol
makta, karklk kmamaktadr. Kurban, ulusun birliini glendi
rir (u Yu, ll, 2). Ayinler Kitab, kurban edimlerinin, mziin, ceza
larn ve yasalarn hep ayn amaca hizmet ettiini , bu amacn da y
rekleri birletirip dzeni kurmak olduunu ne sryor.6

6 Aktaran: A.R. Radcliffe-Brown, Structure and Function in Primirive Society


(New York, 1 965),

s.

1 58 .

urban sunumunun temel ilkesini hem ait olduu ayin ereve


si dnda dile getirip hem de onun byle bir erevede nasl yer

alabildiini gstermezsek kolayc yerine konmaya adaylmz koy


mu oluruz. "Psikolojizm" tehdidi bizi bekliyordur. Kurban ayini,
kansna ya da efine vuramad tekmeyi kpeine vuran adamn bu
kendiliinden hareketine benzetilemez. Bunda kuku yok. Gelgele
lim, Yunanllann yle mitoslan var ki bu tr hareketlerin koskoca
eitlemelerinden ibaret. Yunan ordu komutanlannn kendisine Ak
hilleus'un silahlann vermemesine kzan Aias, ordunun besini olan
sleri knp geirir. ldrdndan, o sakin hayvancklan intikam
almak istedii savalarla kantnr. Hayvanlar Yunanllarn gelenek
sel kurbanlaryla ayn tre mensuptur. Kym her tr ayin erevesi
dnda olup biter ve Aias deli yerine konur. Bu mitos, szcn dar
anlamyla kurban ayiniyle ilgili olmamakla birlikte, kurban edimine
bsbtn yabanc bir yk de deil. Kurumlatnlm kurban edimi
Aias'n fkesininkine ok benzer nedenlere dayanmakla birlikte, de
imez bir ereve iinde dzenlenmi, yneltilmi ve disipline so
kulmutur.
Tam anlamyla ayin geleneine dayal olup bizim de biraz tand
mz sistemlerde, Yahudilikte ve klasik ilkada, kurbanlar hemen
hep hayvandr. iddetin tehdit ettii insanlann yerine baka insan
lar koyan sistemler de vardr.
yle gnyor ki insan kurban etme gelenei V. yzyl Yuna
nistan'nda, byk tragedyaclann Atina'snda da tam anlamyla yok
olmu deil. Bu ayinin pharmakos biiminde srd, kentin kendi
besledii kurbanlar zaman zaman, zellikle de ktlk dnemlerinde
kestii anlalyor. Yunan tragedyas sorgulanrsa bu konuda hayli
dikkate deer aklamalar salayabilir. rnein, insan kurban etme
dzlemindeki Medeia mitosunun, hayvan kurban etme dzleminde
ki Aias mitosuna kout olduu ak. Euripides'in Medeia'snda insan
yerine insan kurban etme ilkesi en yaban biimiyle ortada. A la-

KURBAN

13

son tarafndan terk edilmi olan Medeia'nn fkesinden korkan s


tanne, retmene ocuklan annelerinden uzak tutmasn sylyor:
Biliyorum birini kurban etmeden dinmeyecek fkesi. Bari d
manlarmzdan birini kurban etse!
fkesinin asl hedefi uzakta olan Medeia, onun yerine kendi o
cuklann koyar. Denecektir ki bu delice hareket ile bizim gzmz
de "dinsel" nitelemesini hak eden eyler arasnda ortak bir yn ola
maz. Ne var ki ocuk katli, ayin erevesinde yer alabilen bir edim.
Bu olgu, aralarnda Yahudi ve Yunan kltrlerinin de bulunduu
ok sayda kltr iin, hesaba katmazlk edemeyeceimiz lde
belgelenmi durumda. ocuunu kurban etme edimi ile Medeia'nn
edimi arasndaki iliki, hayvan kurban etmeyle Aias mitosunda gr
dmz koyun kym arasndaki ilikinin ayns. Bir din adam
kurban nasl hazrlarsa, Medeia da ocuklannn lmn tpk y
le hazrlyor. Kesme ileminden nce geleneksel uyany yapp, tre
ni kusurlu klabilecek olanlan oradan uzaklamaya anyor.
Aias gibi Medeia da bizi iddetin en ilksel hakikatine gtryor.
Doyundurulmayan iddet birikmeye devam eder ve yle bir an gelir
ki taar, evresine en ykc zararlan verir. Kurban edimi ite o ta
ma annda kendiliinden olup bitecek olan deitirme ve yerine ba
kasn koyma ilerini denetim altnda tutup "doru" tarafa ynlen
dirmeye almaktadr.
Sophokles'in Aias'ndaki baz aynntlar, insann yerine hayvan
konmasyla insann yerine insan konmas arasndaki sk yaknl
vurguluyor: Aias, srye saldrmadan nce bir an iin kendi olunu
kurban etme niyetini gsterir. Anne bu tehdidi hafife almayp ocu
u oradan uzaklatm.
Kurban edimiyle ilgili genel bir incelemede insan kurbanlarla
hayvan kurbanlann birbirinden aynlmas iin hibir neden bulun
muyor. Kurban edimindeki ikame ilkesinin dayana fiili kurbanla

14

i DD ET VE KUTSAL

gizil kurban arasndaki benzerlik ise, her iki konumda da bir insann
bulunmas durumunda bu koulun yerine gelmemesi gibi bir endi
e olamaz. Baz toplumlarn baz insan kategorilerini korumak iin
baka baz insan kategorilerinin kurban edilmesi sistemini yerletir
me giriiminde bulunmasna armamak gerekir.
Niyetimiz, hibir biimde, insan kurban eden toplumlarla etme
yen toplumlar arasndaki kopukluu kmsemek deil. Ancak, bu
kopukluk ortak noktalan gzden gizlememeli; akas, insan kur
ban etme ile hayvan kurban etme arasnda temel bir fark yok. Bu iki
si ou durumda birbirinin yerini alabiliyor gerekten de. Kurban
kurumunun ierisinde herhangi bir gereklii olmayan farkllklar
da srar etme eilimimiz, szgelimi hayvan kurban etme ile insan
kurban etmenin ayn dzleme yerletirilmesini itici bulmamz, bel
ki, insan kltrnn bu temel ynn bugn bile evreleyen yanl
anlamann nedenlerinden biridir.
Kurban ediminin tm biimlerini bir arada dnmek isteme
mek yeni bir duygu deil. rnein, joseph de Maistre, ikame ilkesi
ni tanmladktan sonra aniden ve herhangi bir aklamada bulun
makszn, ikame ilkesinin insan kurban edilmesi konusunda geerli
olmadn ne sryor. Bu yazara gre , insan kurtarmak iin insan
kurban edilemez. Yunan tragedyasnda, Medeia gibi bir yaptta rtk
olarak, Euripides'in baka oyunlarndaysa gayet ak olarak durma
dan yalanlanan bir gr bu.
Euripides'in Klytaimnestra's, kz lphigeneia insan yaamlarnn
kurtarlmas amacyla kurban edilmeye mahkOm edilse bunun hak
l grlebileceini syler. Yazar bylelikle bir tragedya kiisi kanaly
la bizi insan kurban sunumunun "normal" ilevi konusunda (tam da
Maistre'n kabul edilemez ilan ettii ilev konusunda) aydnlatm
oluyor. Klytaimnestra diyor ki eer Agamemnon kznn lmn,
( . . . ) kentin soyulmasn nlemek
eve hizmet edip ocuklarn korumak,

KURBAN

15

birini kurban edip brlerini kurtarmak

iin isteseydi balanabilirdi.


Ama hayr! O utanmaz Helen [iin istiyor.]
Bata Hubert ile Mauss olmak zere modem aratrmaclar insan
kurban edilmesini aratrmalarndan hibir zaman tmyle ve ak
a dlamasa da (gerekten, hangi gerekeyle hakl gsterilebilir ki
byle bir dlama?) kuramsal aklamalarnda bu tr kurbanlardan
ok ender sz ediyorlar. Yalnzca o konuyu ele alanlar varsa da, hep
"sadist", "barbar" vb ynlerinin stnde durarak, kurban kurumu
iinde bu tr yine yaltlam oluyorlar.
lnsan kurban edilmesi ve hayvan kurban edilmesi biimindeki
genel aynnn kendisi de en dar anlamyla kurbansal bir nitelik ta
yor. Gerekten de bu aynn bir deer yargsna dayanyor: Baz kur
banlar (insan kurbanlar) kurban edilmeye zellikle elverisiz, dier
leri (hayvanlar) ise zellikle elverilidir. Bu fikirde, kurban kurumu
nun srp gitmesine neden olan kurbansallk niteliinin kalntsn
gryoruz. Burada sz konusu olan, yanl anlamann temelindeki
deer yargsnn reddedilmesi deil, ayra iine alnmasdr. Kurban
edimi, kendisi olarak deil de kurumun btn dzleminde ele
alndnda, keyfilik nitelii kabul edilmi olmaktadr. Her tr kur
bann seiminde gz nnde tutulan ltler varsa bunlan az ok
kavrayabilmemiz (yani evrensel bir seim ilkesi varsa bunun ayrt
edilmesini salamamz) iin, ak ya da rtk blmeleri ortadan kal
drp insan ve hayvan kurbanlar ayn dzlemde ele almak gerekiyor.
Tm kurbanlarn, hayvan bile olsalar, iddetin itahna uygun
bir besin salayabilmeleri iin, yerini tutacaklar varla benzemeleri
gerektiini grmtk. Ancak, bu benzerliin tam bir aynlamaya
kadar gitmemesi, ykma yol aacak bir karklk yaratmamas da
gerekmektedir. Kurban hayvan olduunda aradaki fark her zaman
gzle grlrdr ve herhangi bir karklk olasl yoktur. Nuerler,
her ne kadar srlerini kendilerine benzetmek ve kendileri de sr-

16

S1 DDET VE KUTSAL

lerine benzemek iin ellerinden geleni yapsalar da gerekte hibir


zaman insan sr olarak grmemilerdir. Bunun kant, hibir za
man insan kurban etmeyip daima sr kurban etmeleridir. Burada
"ilkel zihniyet" yanlgsna dyor deiliz. llkellerin baz ayrmlar
bizim kadar seemediklerini sylemiyoruz.
Belirli bir canl yaratk trnn ya da kategorisinin (insan ya da
hayvan) kurban edilebilir saylmas iin, kurban edilemeyen (insan)
kategorilerle aralarnda olabilecek en arpc benzerliin bulunmas,
buna karlk aradaki farklln da netliini yitirmemesi , hibir ka
rklk olaslnn bulunmamas gerekmektedir. Hayvanlar sz ko
nusu olduunda, yineliyorum, farkllk ok aktr. Ne var ki insan
lar sz konusu olduunda durum deiiyor. insanlardan oluan
kurbanlarn yer ald genel listeye bakarsak, yelpaze hi de trde
deil: sava tutsaklar, kleler, ocuklar, evli olmayan ergenler, sa
katlar, Yunanllarn pharmakos'u gibi toplum atklar . . . Baz toplum
larda da kraln ta kendisi.
Bu listedekilerin bir ortak paydas var mdr? listeyi tek bir l
te indirgemenin yolu bulunabilir mi? listede nce , topluma pek de
ait olmayan varlklar grlyor: sava tutsaklar, kleler, pharmakos.
llkel toplumlarn ounda ocuklarla henz erikinlie kabul edil
memi ergenler de toplulua dahil saylmyor; haklan ve grevleri
yok gibi. Dolaysyla topluluk mensuplarn birbirine balayan ba
lara benzer herhangi bir ba ortaklnn imdilik dnda ya da k
ysnda yer alan kategorilerle kar karyayz. Mstakbel kurbanla
rn toplulukla btnlemesini nleyen ey, bazen yabanclk ya da
dmanlk zellikleri, bazen yalar, bazen de sefil halleri oluyor.
Peki ya kral, diye sorulabilir, onun yeri topluluun merkezi de
il mi? Kukusuz yle, ne var ki kraln tam bir kesimlerd olmas
n salayan da onu dier insanlardan yaltlayan o merkezi ve temel
konumdur. Deyim yerindeyse, pharmakos toplumun "altndan"
kandr, kral ise "stnden." Aynca, kraln, delisinin ahsnda bir ke-

KURBAN

17

fili de vardr; kraln delisi, efendisiyle bir dsallk durumunu, fiili


bir yaltlml paylar; gerekte, dandan gelebilecek ve olumlu
dan olumsuza, olumsuzdan da olumluya kolaylkla dnebilecek
bir deerden daha fazla nem tayan bir yaltlmlktr genellikle
bu. Her tr iliki asndan kraln delisi ok daha "kurban edilebi
lir"dir, kral kendi fkesini onda giderebilir, ama baz Afrika monar
ilerinde grld zere, bizzat kraln da ayin geleneklerine ve ku
rallara gayet uygun bir biimde kurban edilmesi olasdr. 7
Kurban edilebilir olanla olmayan arasndaki farkn topluma aidi
yet derecesiyle tanmlanmas, yanl olmamakla birlikte soyut kal
yor ve pek de ie yaramyor. ou kltrde kadnlann topluma tam
olarak ait olmamalanna karn kurban da edilmedikleri ya da ok
seyrek kurban edildikleri ileri srlebilir. Bu olgunun belki ok ba
sit bir nedeni vardr. Evli kadn, belirli ilikiler gerei kocasnn ve
kocasna ait grubun mal durumuna geldii zaman bile kendi akra
ba grubuyla olan balann korumaktadr. Evli kadn kurban edildi
inde bu iki gruptan dierinin kurban edimini gerek bir cinayet
olarak grp intikam almaya girimesi gibi bir riziko doabilecektir.
Bu konuyu azck dnmek bile intikam izleinin son derece ay
dnlatc olduunu anlamamza yetiyor. lster saydmz insan kate
gorilerinden, isterse hayvan -hele hayvan- olsun, kurban edilebilir
nitelikteki tm varlklar kurban edilemeyen varlklardan temel bir
zellikleriyle aynlyorlar ve bu, kurban edimine rastlanan toplumla
rn istisnasz tmnde byle. Sz konusu zellik, topluluk ile kur
ban arasnda belirli tipteki bir toplumsal ban, bir bireye kar id
dete bavurulduunda baka bireylerin intikamna maruz kalnma
sn getiren ban yokluudur.
Kurban sunumunun intikam rizikosu bulunmayan bir iddet
edimi olduuna inanmak iin, geleneklerin bu izlee verdii hatr
7 Bkz.

v. Blm, s. 1 34-5.

18

S 1D DET VE KUTSAL

saylr nemi saptamak yeter. Bazen biraz komik kaan bir paradoks
olarak, intikam rizikolannn tmyle sfr olduu, szgelimi bir ko
yunun ldrlmesi gibi balamlarda tam bir takntya dnen bir
biimde durmadan intikam gndermesinde bulunulmas da dikkate
deer:
Yaplacak hareket iin zr dileniyor, hayvann lmne zl
nyor, arkasndan bir akrabaya alar gibi alanyordu. Boynu vu
rulmadan nce hayvandan zr de dileniyordu. Trn geriye ka
lanlanna tandk ve byk bir klana seslenir gibi sesleniliyor, bir
mensubunun ahsnda verilecek zarar iin intikam almamas iste
niyordu. Ayn fikirlerin etkisi altnda, ldren kiinin dlmek
ya da srgne gnderilmek yoluyla cezalandrld da oluyordu.B
Kurban edenler, kurbann intikam alnmasn diye, byk bir s
lale gibi grdkleri btn bir tre ricada bulunuyor. Kurban edimini
intikam alnabilecek bir cinayet gibi betimleyen gelenek bize dolay
l olarak kendi ilevini, yerini almas istenmi olan eylemin ne tr bir
eylem olduunu ve kurban seiminin bal olduu lt gstermi
oluyor. iddet arzusu kendi yaknlann hedef almakta, ancak susuz
luunu onlar stnde giderirse her tr atmay beraberinde getire
ceinden, ayinle sunulacak bir kurbana yneltilmesi gerekmektedir.
Tehlikesiz bir biimde vurmak yalnzca kurban sz konusu oldu
unda olanakldr, nk kimse onun savunuculuunu stlenmeye
cektir.
Kurban ediminin aslna ilikin her ey gibi, kurban edilebilir
olanla olmayan arasndaki aynn da hibir zaman dorudan doru
ya dile getirilmiyor. Baz tuhaflklar, aklanmas olanaksz baz kap
risler iin akla uygun yann bizden saklyor. rnein, baz hayvan
trleri kurban ediminden kesin bir biimde dlanrken topluluk
8 H. Hubert ve M. Mauss, Essai sur la naure el fonclion du sacrifice,
M. Mauss, Oeuvres l (Paris, 1 968) iinde, s. 233-4.

KURBAN

19

yelerinin de dlandndan sz edilmiyor, nk onlarn dlan


mas elde birdir. Kurban ediminin dpedz manik olan ynlerine
fazlaca taklp kalan modern dnce, yanl anlamay kendi usu
lnce srdryor. nsanlar, kendi iddetleri kendilerine ait deilmi
de, kotuu artlar korkutucu olduu kadar titizlikle betimlenmi
olan bir tanrya ait buyrukmu gibi grnd lde, iddet bo
altmay iyi beceriyor. Kurban edimini tmyle reel olann dna
atan modern dnce, oradaki iddete ilikin yanl anlamay sre
en klyor.

urban sunumunun ilevi, i iddeti yattrmak, atmalar n


lemek. Ne var ki, tam anlamyla bir kurban gelenei bulunma

yan bizimki gibi toplumlar onsuz yapmay da gayet iyi baaryor; i


iddet yok deil kukusuz, ancak hibir zaman toplumun varln
tehlikeye drecek llerde patlak vermiyor. Kurban sunumunun
ve dier ayin biimlerinin felakete yol amadan ortadan kalkabilme
si, ksmen, budunbilimde ve dinbilimde bu konular asndan aciz
kalnmasna ve bu kltrel olgulara reel bir ilev yklemekteki ye
tersizliimize de yol am olabilir. nsan hi gerek duymadna
inand kurumlarn vazgeilmezliini zor kavrar.
Bizimki gibi bir toplumla dinsel toplumlar arasnda, belirleyici
zelliini ayin geleneklerinin, en ok da kurban sunumunun (zel
likle de oynadklar dengeleyici rol nedeniyle) bizden gizledii bir
fark vardr belki de. Kurban ediminin grd ilevin bizim gz
mzden neden hep kam olduunu aklamamza katkda buluna
bilecek bir fark.
Kurban yoluyla bastrlan i iddetin asl doasn birazck da ol
sa aa vurduu an, yukarda da grdmz gibi, kendisini kan
davas gibi bizim dnyamzda nemsiz bir rol oynayan, hatta hi ro
l olmayan bir biimde ortaya koyduu an oluyor. Belki de ilkel
toplumlarn farkn bu ynde, bizim bertaraf etmi olduumuz ve

20

S1 DD ET VE KUTSAL

grld kadaryla kurban ediminin yok edemedii ama hogr


lebilir snrlar iinde tuttuu o zgl lmcllk tarafnda aramak
gerekiyor.
Kan davas neden hkm srd her yerde tahamml edilmez
bir tehdit oluturmaktadr? Dklen kan karsnda doyurucu olabi
len tek intikam, sulunun kannn dklmesidir. lntikamn cezalan
drd edimle intikam edimi arasnda net bir fark yoktur. lntikamn
iddias misillemedir ve her misilleme yenilerinin yolunu aar. lnti
kamn cezalandrd su, hemen hibir zaman kendini ilk su ola
rak kabul etmez; o da daha nce ilenmi bir suun intikam sayar
kendini.
Dolaysyla intikam, sonsuz, bitmek bilmeyen bir sre olutur
maktadr. Ne zaman bir topluluun bir noktasnda ortaya ksa, ya
ylarak tm toplumsal bnyeyi sarma tehdidini yaratr. Kk top
lumlarda, sonulan hzla lmcl duruma gelen gerek bir zincirle
me tepkiyi kkrtma rizikosu tar. Misillemelerin artmas toplumun
varln bile tehlikeye atabilir. intikamn her yerde kesin bir yasak
konusu olmasnn nedeni de budur.
Ancak, ilgintir, intikam tam da yasan en sk olduu yerlerde
hkmn srdryor. Glgede kald, grnrdeki rolnn sfra
indii durumlarda bile insanlar arasndaki ilikilerde pek ok eyi o
belirliyor. Bu, intikama konan yasan gizlice hie sayld anlam
na gelmemeli . lntikam grevinin kendini dayatmasnn nedeni, ci
nayetin korku yaratmas ve ldrmeyi engelleme zorunluluudur.
Hi kan dkmeme grevi, dklen kann intikamn alma grevin
den ayrt edilemez. Dolaysyla, gnmzde intikam edimlerine son
vermek iin, tpk savalara son vermek konusundaki gibi, insanlan
iddetin irenliine ikna etmek yetmiyor; nk zaten buna inan
dklar iin intikam grev biliyorlar.
Semalannda hala intikamn dolat bir dnyada intikam konu
sunda ikircimsiz fikirler beslemek, elikisiz szler etmek olanaksz.

KURBAN

21

rnein, Yunan tragedyasnda intikam konusunda tutarl bir tavr


yok, olamyor byle bir tavr. Tragedyadan intikam konusunda
olumlu ya da olumsuz bir kuram karmaya almak, trajik olann
temelini gzden karmakla ayn anlama gelir. iddetin eiindeki
her birey, bulunduu konuma gre intikam belirli bir anda kucak
larken, yine belirli bir baka anda mahkQm edebiliyor, hem de ayn
ateli duygularla.
intikamda bir ksr dng var ve biz intikamn ilkel toplumlar
daki arln sezemiyoruz bile. Bizim iin byle bir dng yok. Bu
ayrcalk nereden kaynaklanyor? Bu soruya kuram dzleminde ke
sin bir yant verilebilir. lntikam tehdidini bertaraf eden, yarg siste
midir. Yarg sistemi intikam ortadan kaldrmaz; bu sistemin yapt
ey gerekte intikam egemen ve kendi alannda uzmanlam bir
makamn icraatna braklm bir misillemeyle snrlandrmaktr.
Yarg makamlarnn verdii hkmler her zaman intikamn son sz
olarak verilir.
Baz deyimler bu noktada hukuk kuramlarna oranla daha ok
ey aa vurur. Bitmek bilmez intikamlar bir kez bertaraf edildi mi,
bunlara artk zel intikam ad uygun grlyor. Bu deyim, bir de ka

musal intikamn olduu varsaymna dayanyor ama, bu ikinci de


yim hibir zaman aka dile getirilmiyor. llkel toplumlarda, tanm
gerei, yalnzca zel intikam var. Dolaysyla kamusal intikamn il
kel toplumlarda deil, polisli toplumlarda aranmas gerekir ve ara
nan kefil ancak yarg sisteminde bulunabilir.
Ceza sistemindeki adalet ilkelerinden hibiri intikam ilkesinden
gerek bir farkllk gstermez. lkisinde de ayn ilke geerlidir: ift
tarafl iddet ilkesi, detme ilkesi. Ya bu ilke hakldr ve adalet inti
kamla yerine gelmektedir, ya da hibir yerde adalet yoktur. lngiliz
cede, kendi intikamn kendisi alanlarla ilgili bir sz var: "He takes

the law into his own hands. ''9 zel intikamla kamusal intikam arasn9 "Hukuku kendi eline alyor." -.n.

22

S1OOET VE KUTSAL

da ilke fark yok ama, toplumsal dzlemde ok byk bir fark var:
ntikam artk intikam olarak alnmamaktadr; sre sona ermi, tr
manma tehlikesi ortadan kaldrlmtr.
ok sayda budunbilimci ilkel toplumlarda yarg sisteminin yok
luu stne gr birlii iinde. Malinowski, u sonulara ulayor:
"llkel topluluklarda ceza hukuku kavram, medeni hukuk kavra
mndan bile daha ele avuca gelmez durumdadr: Bizim anladmz
anlamda bir adalet fikrinin pek geerlilii yoktur."1 0 Radcliffe
Brown'n varglar da ayn ve bu sonulara varlan her almadaki
gibi orada da sonu gelmez intikam tehdidi kendini gsteriyor:
Andamanllarn gelikin bir toplumsal bilinleri vard, yani iyi ve
kt konusunda ahlaki bir kavramlar sistemi kurmulard; ancak,
suun topluluk tarafndan cezalandnlmas diye bir ey yoktu on
larda. Hakszla urayan bireyin intikamn almak, gerekli istenci
ya da cesareti gstermesi durumunda, yine kendisine dyordu .
Herhalde her zaman, kiisel ballklarn yaplan harekete duyulan
nefretten daha gl olduu durumlarda sulunun tarafn tutacak
birileri de bulunuyordu. 11
Baka baz budunbilimciler gibi Robert lowie de, ilkel toplum
larda "adalet datlmas"ndan sz ediyor. lowie iki tip toplum ayrt
ediyor: "Merkezr otorite"nin bulunduu toplumlarla, bulunmad
toplumlar. lowie'ye gre merkezi otoritenin bulunmad toplum
larda yarg gc akraba grubunun elindedir ve nasl egemen devletler
baka egemen devletlerin karsna dikiliyorsa, bu gruplar da dier grup
lann karsna dikilmektedir. En gl gruplar arasnda bile, duruma
egemen, hakemlik edebilecek bir st makam olmadnda, "adalet
datlmas" ya da yarg sistemi diye bir ey yoktur. Sonu gelmez kan
1 0 Crime and Custom in Savage Societyl Yaban Toplumda Su ve Greneh'te
(Londra, 1 926).
1 1 The Andaman Islanders/ Andamanllar"daki (Cambridge, 1 922).

KURBAN

23

davalarnn ortaya kmas olasln ancak bir st makam yok ede


bilir. Bu koulun gereklemediini ise Lowie'nin kendisi bile kabul
ediyor:
Burada asl yasa, grup dayanmasdr: Baka bir gruba mensup bir
bireye kar herhangi bir ktlk yapan birey olaan koullarda
kendi grubunca korunacak, dier grup ise intikam ya da tazminat
isteyen kurban destekleyecektir. Dolaysyla olay her zaman pe
inden bir intikam dngs ya da i sava getirebilir. . . Chukchi'ler
genellikle tek bir misilleme hareketinden sonra baryorlarsa da
Ifugao'larda kavga neredeyse sonsuzca srebiliyor.1 2
Bu koullarda adaletin datlmasndan sz etmek, terimin anla
mn ktye kullanmak olur. tlkel toplumlarn iddet denetiminde
bizimle ayn dzeyde ya da daha stn olduklarn gsterme istei,
temel bir fark kmsememize yol amamal. Lowie gibi konu
mak, yarg sisteminin bulunmad yerlerde serbest intikamn yarg
sistemi yerine getii biimindeki ok yaygn bir dnme tarzn
srdrmek anlamna geliyor. Saduyuya uygun gibi grnen bu tez
gerekte tmyle yanl, bir yn hatann da zr. Bu tez, bir top
lumun -etkilerinin artk bilincinde olamayaca kadar uzun bir s
redir bir yarg sisteminden yararlanan bizim toplumumuzun- ceha
letini yanstyor.
lntikam sonsuza kadar giden bir srese, ondan iddetin nn
kesmesi istenemez; gerekte n kesilmesi gereken odur bu durum
da. Bunun kantn Lowie, kendisine gre bir "merkezf otorite"si bu
lunan toplumlarda bile "adaletin datlmas"ndan sz ederek vermi
oluyor. Burada nemi ortaya kan ey, soyut adalet ilkesinin yoklu
u deil, "yasal" denen eylemin her zaman kurbanla yaknlarnn
elinde olmas gereidir. Madur tarafn yerini alacak ve intikam al

mn yalnzca hendi elinde tutacak egemen ve bamsz bir kurulu ol12 Primiive Sociey'de (New York, 1 947).

24

S 1 DD ET VE KUTSAL

matl srece, sonu gelmeyen trman tehlikesi de sryor demek


tir. ntikama bir ekidzen verme ve snrlama abalar ereti kalr
bu durumda; bu tr abalar, eninde sonunda bir uzlama istencini
gerektirir ve byle bir isten var olabilecei gibi, olmayabilir de. Do
laysyla, "gze gz" ya da "adalet dellosu" gibi kurumlar iin bile
"adaletin datlmas"ndan sz etmenin yanl olduunu bir kez da
ha yineliyorum. yle grnyor ki bu noktada da Malinowski'nin
varglarma katlmak gerekiyor: "Kabilede bozulan denge ancak yava

ve karmak yollardan kurulabiliyor... Bizim, belirli bir dstura ve eski


meyen kurallara uyan adalet datmmzn benzeri olan hibir yol ya da
yordam bulgulamadk. "13
llkel toplumlarda iddete kar belirleyici bir zm, denge bo
zulduunda kullanlacak amaz bir iyiletirme yntemi yoksa, teda

vi nlemlerinin tersine, koruyucu nlemlerin birinci srada rol oyna


yaca dnlebilir. Yukarda nerdiimiz, kurban sunumunu id
dete kar mcadelede bir korunma arac durumuna getiren tanm,
burada karmza kyor.
En kk bir atmann hemofillerde ufack bir kanamayla ba
layan trden felaketlere yol aabildii bir dnyada kurban sunumu,
saldrgan eilimlerin reel ya da ideal, canl ya da cansz, ama hep in
tikam alnmayan, intikam dzleminde hep yansz ve ksr durum
da olan kurbanlara yneltilmesini salyor. Kurban sunumu, salt i
leci bir istencin baa kamad iddet itahna yle bir k yolu
salyor ki, bu yol, ne denli ksmi ve geici olursa olsun, sonsuzca
yenilenebiliyor ve etkili olduu ynndeki tanklklarn says gz
ard edilemeyecek kadar ok. Kurban, iddet tohumlarnn gelime
sini nlyor. nsanlarn intikam etkisiz hale getirmesine yardmc
oluyor.
Kurban geleneinin bulunduu toplumlarda her zor duruma
kurbanla karlk verilmekle birlikte belirli bunalmlar var ki onlar
1 3 Agy . , s. 94, 98

KURBAN

25

zellikle kurban gerektiriyor. Bunlar her zaman topluluun birliini


tehlikeye atan, anlamazlklara ve uyumazlklara dnen bunalm
lar. Bunalm ne kadar derinse kurbann da o kadar "deerli" olmas
gerekiyor.
Bata Yunan toplumu ve Roma olmak zere yarg sisteminin yer
letii yerlerde kurban geleneinin zayOamas da bu ayinin yapt
etkiyle ilgili bir baka gsterge saylabilir. Kurban geleneinin var ol
ma nedeni ortadan kalkm oluyor oralarda. Edim, varln uzun
zaman srdrebilir kukusuz; ancak, neredeyse ii boalm bir bi
im olarak; bizler kurban edimini bu bo biimiyle kavryoruz, bu
da bizlerde, dinsel kurumlarn hibir reel ilevi olmad fikrini g
lendiriyor.
Yukarda ne srlen varsaym dorulanyor bylece: Kurban
ediminin ve genel olarak da ayinin temel bir rol oynamas gereken
toplumlar, yarg sistemi bulunmad iin intikamn tehdidi altnda
olan toplumlar. Bununla birlikte kurban ayini yarg sisteminin "ye
rini tutuyor" da dememek gerekir. nk, bir kere, hibir zaman
var olmam bir eyin yerini tutmak sz konusu olamaz. kincisi, her
tr iddet gnll olarak ve oybirliiyle reddedilmedii srece, yar
g sistemi kendi trnde yeri doldurulmas olanaksz bir sistemdir.
ntikam tehlikesini kmsediimiz iin, kurban ayininin ne ie
yarayabileceini de bilemiyoruz. Yargsal cezann bulunmad top
lumlarda artk grlmeyen bir iddetin nasl olup da hizaya sokul
mu olduunu hi sormuyoruz kendimize. Yanl anlamalarmz ka
pal bir sistem oluturuyor. Bu sistemi hibir ey yalanlayamyor.
Varlndan bile haberdar olmadmz bir sorunu zmek iin din
sellie de gerek duymuyoruz. Dolaysyla dinsellik bize yersiz gr
nyor. Yargsal zm, sorunu gizliyor bizlerden; sorunun silinip
gitmi olmas ise dinsel zm de gizliyor.
llkel toplumlarn bizlerin gznde oluturduu gizemin bu yan
l anlamayla balantl olduunda kuku yok. Sz konusu toplum-

26

1 DD ET VE K UTSAl

lara ilikin, her zaman an olan grlerimizin sorumlusu bu gi


zem. Onlar bazen bizden ok stn sayyoruz, bazen de tersine ok
aa. Bu an ular aras salnmann, hep an kalan yarglarn k
krtcs, tek ve ayn olgu belki de: Yarg sisteminin yokluu. Birey
lerin, hele hele toplumlarn barndrd iddet miktarn herhalde
kimse tartamaz. Buna karlk, yarg sistemi bulunmayan bir top
lumda iddetin bizim toplumumuzdakiyle ayn yerlerde ve ayn bi
imlerde bulunmayacan pekala anlayabiliriz. Oysa dikkatimizi
hangi grn ektiyse ona bakarak, o toplumlarn korkun bir vah
ete terk edilmi olduunu dnmek ya da o toplumlar idealize
edip gereklemi tek insanlk rnei diye sunmak gibi eilimlere
kaplabiliyoruz.
Sz konusu toplumlarda iddetin tetikleyebilecei ktlklerin
boyutlar ylesine byk, bulunabilecek zmlerse ylesine rast
lantsal ki sonuta koruyucu nlemler arlk kazanyor. Koruyucu
nlemler dediimiz alan ise her eyden nce dinsel alandr. Dinsel
koruyucu nlemler iddete dayal olabilir. iddet ile kutsal birbirin
den aynlamaz. iddetin baz zelliklerinin, en ok da bir nesneden
dierine geme yetisinin "hileli" kullanm, kurban ayini dediimiz
kat mekanizmann arkasna gizlenmektedir.
llkel toplumlar iddete terk edilmi deil. Bununla birlikte, biz
den ille de daha az iddetli ya da daha az "ikiyzl" de deiller. Ek
sik brakmamak iin, bata sava olmak zere, yakn nesnelere y
nelik tehdidi daha uzak nesnelere ynelten az ya da ok geleneksel
lemi tm iddet biimlerini hesaba katmamz gerekir elbette. Sa
van belirli bir toplum tryle snrl olmad ak. Teknik olanak
larn olaanst artmas ilkelle modern arasnda temel bir fark ya
ratmyor. Yarg sistemi ve kurban ayinleri yle kurumlar ki bunlarn
varl ve yokluu ilkel toplumlar belirli tr bir "uygarlk"tan ayrt
etmeye yarayabiliyor. Bir deer yargsna deil de nesnel bir bilgiye
ulamak iin sorgulanmas gereken kurumlar bunlar.

KURBAN

27

llkel toplumlarda koruyucu nlemlerin tedavi edici nlemlere


gre ncelik tamas dinsel yaama zg deil. Avrupa'dan gelen ilk
gzlemcilere arpc gelen ve her zaman genelgeer olmamakla bir
likte belki her zaman yanltc da olmayan bir tavnn ya da ruh hali
nin genel izgilerini de ayn anlay farkllna balayabiliriz. En k
k bir yanl admn korkun sonulara yol aabilecei bir dnya
da insan ilikilerinin bize ar grnen bir saknmn damgasn ta
mas, anlalmaz gibi grnen dikkatler gerektirmesi pekala olas
dr. Bylece, adetten olmayan her tr ilem ncesinde uzun uzun
konumalar yaplmas anlalrlk kazanyor. Bize zararsz grnen
oyun ya da yanma biimlerini neden reddettikleri anlalyor. in
sanlar zm olmayanla drt bir yandan sanldklannda, bazen, ya
nnda bizim igzar hallerimizin az ok gln kald o "soylu ar
ball"n gsteriyorlar. Bizi bunaltan ticari , brokratik ya da ide
olojik kayglar, oradaki kayglann yannda bo iler gibi kalyor.
llkel toplumlarda, iddetd ile iddet arasnda, rollerini ne ka
dar unutursak bizi o kadar ok belirleyen kurumlar trnden gl
ve otomatik frenler yok. llkellere yasak olan o snrlan bizim farkn
da bile olmadan kazasz belasz amamza olanak veren de her za
man o frendir. "Polisli" toplumlardaki ilikilerin belirgin zellii,
birbirine tmyle yabanc olanlar arasnda bile olaanst bir tan
dklk, bir esneklik, hatta pervaszlk bulunmasdr.
Dinsellik her zaman iddeti yattrmay, irazesinden kmasna
engel olmay amalyor. Dinsel ve ahlaki tavrlarn iddetdlk he
defi, gndelik yaamda dolaysz, ayin yaamnda ise dolayl bir bi
imde ve elikili olarak genellikle iddet araclyla gerekletiril
meye allyor. Kurban sunumu ahlaki yaamla dinsel yaam bir
araya getiriyor ama, hayli olaanst bir sapma erevesinde. te
yandan, kurban ediminin etkili olabilmesi iin dinsel yaamn tm
ynlerinin belirgin zellii olan pietas [dindarca sayg) ruhu iinde
gerekletirilmesi gerektii unutulmamal. Kurban ediminin ayn za-

28

1 DDET VE KUTSAL

manda hem bir su eylemi hem de ok kutsal bir eylem, hem gayri
meru iddet hem de meru iddet olmasnn nedenini biraz anlar
gibi oluyoruz. Yine de doyurucu bir kavraytan henz ok uzaz.
llkel dinler iddeti ehliletiriyor, kurala balyor, dzene soku
yor, hogrlmeyen her iddet trne kar kullanmak zere yn
lendiriyor ve tm bunlar genel bir iddetdlk ve skunet ortamn
da yapyor. iddet ile iddetdnn tuhaf bir bileimini tanmlyor.
Yarg sistemi iin de hemen hemen ayn eyi syleyebiliriz.
lnsanlann sonu gelmez intikamlara kar kendilerini korumak
iin imdiye dein bavurduklar yntemler arasnda bir yaknlk
bulunabilir. Bu yntemleri grupta toplayabiliriz: 1 ) ntikam ru
hunun, koruyucu nlemler yoluyla kurban tr edimlere yneltil
mesi; 2) ntikama kar tazminat yoluyla uzlama, "yarg" nnde
dello gibi, tedavi edici etkisi yine zayf olan dzenleme ve engelle
meler; 3) Tedavi edicilikte ei bulunmayan yarg sistemi.
Bu sralan, yntemlerin etki derecesindeki art gsteriyor. Ko
ruyucu yntemlerden tedavi edici yntemlere gei, en azndan Bat
dnyasnda, reel bir tarihe denk dyor. llk tedavi edici yntemler,
salt dinsel nitelikli bir durum ile, yarg sisteminin son derece etkili
olduunun kabul arasnda, her adan ara bir konumda. Bu yn
temler de ayin nitelikli ve genellikle kurban edimiyle balantllar.
llkel toplumlardaki tedavi edici yordamlar bize gre ilkel kalyor;
biz onlarda yarg sistemi ynnde geliecek olan bir "el yordam" g
ryoruz: Pragmatik karlar iyiden iyiye belirgin olduundan, en
ok, suluya deil, intikam alnmam kurbana ilgi gsteriliyor,
nk en dolaysz tehlike bu tr kurbanlardan geliyor; bu kurban
larn ok iyi llp biilmi, br tarafta yeni intikam duygular
alevlendirmeyecek biimde yattnlarak tatmin edilmesi gerekiyor.
Burada sz konusu olan, iyi-kt ayrmyla ilgili kurallar dayatmak
ya da soyut bir adalete sayg gsterilmesini salamak deil, tercihen
karlkl tazminat temelinde uzlatrma yoluyla, uzlama olanakl

KURBAN

29

olmadnda ise iddetin yaylmasn nleyecek bir biimde dzen


lenmi silahl atma yoluyla intikamn nn keserek grubun g
venliini salamaktr. Bu atma kapal bir alanda, kurallara balan
m bir biimde ve iyi belirlenmi hasmlar arasnda, bir kereliine
olup bitecektir . . .
Tm b u tedavi edici yordamlarn bir yarg sistemine doru "yo
la koyulmu" olduu kabul edilebilir. Ancak bu evrim (varsa bile)
srekli deildir. Kopu, bamsz bir yarg makamnn mdahalesi

zonnlu uygulama gcn kazand noktada gereklemektedir. ln


sanlar ancak o zaman intikam gibi korkun bir grevden kurtulu
yorlar. Yarg mdahalesi klna girdikten sonra misilleme de artk
o dehet verici ivediliini yitiriyor; mdahalenin anlam ayn kal
makla birlikte, bu anlamn belirsizlemesi, hatta tmyle grnmez
lemesi de olanakldr. Aslnda misilleme ilevinin ne kadar az bilin
cinde olursak sistem de o kadar iyi ileyecektir. Dolaysyla bu sis
tem sulunun ve sululuk ilkesinin evresinde, ksacas yine bedel
deme evresinde yeniden rgtlenebilecek, rgtlenebildii anda
da bunu srdrmek zorunda olacaktr. Misilleme yine geerlidir,
ama burada bedel, insanlarn uyulmasn salamakla grevli olduk
lar bir soyut adalet ilkesine gre denecektir.
Grld gibi, nceleri aka intikam yattrmaya ynelik
olan "tedavi edici" yordamlar, etkileri arttka bir gizemle sarmalan
yor. Sistemin odak noktas, dinsel koruma nlemlerinden yarg er
evesinde bedel deme mekanizmalarna doru kaydka, kurban
kurumunu her zaman korumu olan yanl anlama da bu mekaniz
malara doru gidip bu kez onlar sarmalyor.
Yarg mekanizmas bir bana hkm srmeye balar balamaz
kendi ileyiini gzlerden uzaklatryor. Tpk kurban edimi gibi o
da kendisini intikamla ayn klan, dier tm intikamlar gibi olmak
la birlikte onlardan yalnzca devamnn gelmemesiyle farkllaan bir
intikam durumuna getiren eyi -ayn anda aa vuruyor olsa bile-

30

1DDET VE KUTSAL

gizliyor. Kurban ediminde, kurban "asl" kurban olmad iin bir


intikamn hedefi deildir; yarg sisteminde ise iddet "asl" kurbana
uygulanmakla birlikte ylesine youn bir g ve yetkeyle uygulanr
ki hibir rvan olana yoktur.
ltiraz olarak denecektir ki, yarg sisteminin ileyii gizlenmiyor
gerekte. Biz de adaletin soyut adaletten ok genel gvenlikle ilgi
lendiini bilmiyor deiliz, bu bir olgu; yine de bu sistemin ilkel top
lumlarda bulunmayan kendine zg bir adalet ilkesine dayandna
inanyoruz. Buna inanmak iin konuyla ilgili almalar okumak ye
ter. Her zaman, ilkel ile uygar arasndaki farkn, ilkellerde suluyu
saptamak ve sululuk ilkesine uyulmasn salamak konusunda be
lirli bir aczin bulunmas olduu varsaylmtr. Kendi kendimizi al
datmaktr bu. llkelin bize aptallk ya da utanmazlk gibi gelen bir
inatla suluya srtn dnyor grnmesinin nedeni, intikam besle

mekten korkmasdr.
Bizim sistemimizin bize akla uygun grnmesinin nedeni ger
ekte bu sistemin, intikam ilkesine daha uygun olmas. Sulunun
cezalandrlmasnda bylesine ayak diremenin baka bir anlam bu
lunmuyor. Yarg sistemi, szcn dar anlamyla dinsel olan yor
damlar gibi intikam nlemek, lmllatrmak, bertaraf etmek ya da
ikincil bir hedefe yneltmek iin almak yerine, intikam rasyonel

letiriyor, kendine gre kesip bierek snrlandrmay baaryor, teh


likesizce ekip evirerek son derece etkili bir iddet tedavi teknii ve
ancak ikincil olarak da nleme teknii durumuna getiriyor.
ntikamn bylece akla uygun klnmas ilemi hi de topluluk
ierisinde dorudan ya da derin kkler salm deil; tam tersine,
yarg makamnn egemen bamszl temeline dayanyor. Bu ba
mszlk iin yetki verilmitir bir kere ve en azndan ilke olarak,
yarg kararlarn ne bir grup hie sayabilir, ne de topluluun bt
n. Herhangi bir grubu temsil etmeyen, kendinden baka da hibir
ey olmayan yarg yetkesi, herhangi bir kiiye ait deildir, dolaysy-

KURBAN

la herkesin hizmetindedir, herkes de onun kararlanna boyun eer.


Yarg sistemi, intikam tekelini tek bana elinde tuttuundan, idde
ti tam kalbinden vurmakta hi ikircime dmez. Bu tekel sayesinde
sistem, olaan koullarda, ilkel toplumlardaki ayn trden tavrlar
gibi intikam nndan karmak, yaymak ve oaltmak yerine bo
may baarmaktadr.
Demek ki yarg sistemiyle kurban ediminin ilevi ayn olmakla
birlikte, yarg sistemi sonsuzca daha etkili. Bu sistem yalnzca ger
ekten gl bir siyasal iktidarla balant iinde var olabiliyor. Tm
teknik ilerlemeler gibi yarg sistemi de iki yz keskin bir bak:
Hem ezmeye, hem zgrletirmeye yanyor ve bu konudaki bakla
rnn bizimkinden daha nesnel olduunda kuku bulunmayan ilkel
lerin gzne de byle grnyor.
Sistemin ileyii imdi grnr durumdaysa, bunun nedeni, i
grebilmek iin gerek duyduu kapallktan yoksun kalmasdr. Bu
rada her tr anlama olgusu eletirel bir nitelik tar ve sistemin bu
nalma girdiini, bir paralanma tehdidinin ortaya ktn gsterir.
Yasad iddet ile yasal iddetin reel zdeliini gizleyen aygt, ne
denli etkileyici olursa olsun, sonuta her zaman kabuklann dk
yor, atlyor ve en sonunda yklyor. Altta yatan hakikat grnyor
ve ortaya yeniden, karlkl misilleme olgusu kyor; ancak, yalnz
ca bilginlerin grebildii salt dnsel hakikatler gibi kuramsal ola
rak deil, uursuz bir gereklik olarak, kurtulduumuzu sandmz
halde gcn yeniden kantlayan bir ksr dng biiminde bu
k.
nsanlara iddetlerini yattrma olana veren yordamlann tm,
iddete yabanc olmamak asndan birbirine benziyor. Hakl olarak,
tmnn de kklerinin dinsellikte yattn dnyor insan. Daha
nce de grdmz zere, szcn tam anlamyla dinsel olan uy
gulamalarla eitli koruma yollan birbiriyle balantl. Tedavi edici
yordamlar da, ister hemen her zaman kurban ayinleriyle birlikte g-

32

S1 OOET VE KUTSAL

rlen ilkel biimlerinde olsun, isterse hukuksal biimlerinde, dinsel


liin rengini tayor. Geni anlamyla dinsel olan, herhalde, insann
kendi iddetine kar bavurabilecei gerek nleyici gerekse tedavi
edici tm kaynaklan saran bu karanlkla balant iindedir. Nbeti
kurban ediminden devralan yarg sistemi de ayn karanlkla sarma
lanr. Sulu ve yasad bir iddetin ikinlii karsnda, kutsal, yasal
ve meru iddetin etkili aknlyla rtr bu karanlk.
Kurbanlann ilke olarak tannya sunulmas ve tanndan onay gr
mesi gibi, yarg sistemi de adaletinin hakikiliini gvence altna alan
bir teolojiye gndermede bulunur. Bu teoloji bizim dnyamzdaki
gibi gzden yitmi bile olsa sistemin aknl srp gider. nsanlar
adalet ilkeleriyle intikam ilkesi arasnda fark bulunmadn anlayn
caya kadar aradan yzyllar gemitir.
Sistemin nleyici ya da tedavi edici bir etkide bulunabilmesi iin,
hangi tr kurumlarda somutlam olursa olsun fiilen herkesten ka
bul gren bir aknlkta olmas, bu amala kutsal ve meru iddetin
ayrt edilmesi, ve sistemin intikamla ayn ksr dngye dmemesi
iin de, sulanmasna ya da yadsnmasna olanak verilmemesi gere
kir.
Gerek iddet, gerekse dinsellik konusunda iinde bulunduu
muz cehaleti yorumlayabilmemiz ancak temel bir e ile olanakl:
Teolojik anlamndan daha derin bir anlam verilmek kaydyla ancak
"dinsel" diye nitelendirebileceimiz bir e bu. Kendi yaratt ka
buk atlamaya balarken bile gizli kalan ve gcn bu gizlenmeden
alan, stndeki yap gitgide daha ok sallansa bile tek kalan bir te
mel e. Dinsellik bizleri iddetten koruyor ve iddetin arkasna sak
lanyor; tpk iddetin de dinselliin arkasna sakland gibi. Dolay
syla, dinsellii hala anlayamyor olmamzn nedeni, danda durma
mz deil, en azndan esas itibariyle yine ieride olmamz. Tanrnn
ve insann ld konusundaki tumturakl tartmalarn hibir kk
tenci yan yok; bu tartmalar, temelde hala teolojik ve dolaysyla

KURBAN

33

kurbansaldr, nk intikam sorununu gizlemektedir. Sz konusu


intikam, her tr tannnn ldrlmesi durumunda insanlann stne
kecei sylenen o sonu gelmez trden ve bir seferliine de olsa t
myle somut olup hi de felsefi olmayan intikamdr. Meru bir id
det tanmlamaya ve bunun her tr gayrimeru iddet karsnda z
glln gvence altna almaya yarayan her tr dinsel, insanbilim
ci ya da daha baka aknlk bir kez son buldu mu, iddetin meru
olanyla olmayan kesin bir biimde herkesin kendi grne bra
klm, baka bir deyile ba dndrc bir salnmla silinmeye terk
edilmi olur. O andan itibaren ne kadar meru iddet varsa o kadar
da gayrimeru iddet vardr; baka bir deyile, artk hi gayrimeru
iddet yoktur. iddetin kalc bir biimde aldatlmas ancak ve ancak
yarg sistemiyle intikam arasnda ya da kurban sunumuyla intikam
arasnda bir fark olduuna inandran bir aknlkla olanakldr.
Bu nedenledir ki sistemin zekas , gznn almas, zorunlu ola
rak, kyle rtyor. Bu gz ama ya da maske drme sre
cinin, en azndan tamamlanmad srece, yine dinsellik erevesin
de kalan bir kurbansall var, nk kendisini iddetd ya da sis
temden daha az iddetli sayyor. Gerekte ise gitgide daha iddetli
bir duruma geliyor. Bu gizemden anndrma srecinin iddeti daha
az "ikiyzl" olmakla birlikte, daha etkin ve daha keskin; ayrca, her
tr l ve snr duygusundan yoksun olmas asndan, daha da k
t bir iddetin habercisi.
lntikam, kurban sunumu ve yargsal ceza ls arasndaki hem
pratik hem mitik farkll grmekle birlikte, temeldeki zdelii de
kabul etmemiz gerekir. Bu grng de birbirinin ayn olduun
dan, bunalm durumlarnda her zaman ayn biimde duyarsz bir
iddetin iine dmektedirler. Buradaki aynlk, soyut olarak bakl
dnda abartl, hatta inanlmaz grnebilir. Deerlendirilebilmesi
iin, somut rneklerden yola klmal, aynln aklayc gc s
nanmaldr. Anlalmaz, snflanamaz, "akld" olarak kalm pek

34

SIDDET VE KUTSAL

ok grenek ve kurum bu ayn olu asndan bakldnda aydn


lanmaktadr nk.
Robert Lowie, 14 iddet karsnda gsterilen kolektif tepki konu
sunda ilgiye deer bir olgu aktaryor: "Chukchi'ler, tek bir misilleme
sonrasnda genellikle barrlar. . . lfugao'lar hemen her koulda ken
di akrabalarna destek olma eilimindeyken, Chukchi'ler bir aile
mensubunu kurban edip kavgann nn keserler."
Her kurban olayndaki ya da yasal cezalandrmadaki gibi burada
da sz konusu olan, bir intikam dngsnn olumasn engelle
mektir. Lowie'nin anlad da budur. Chukchi'ler, kendi ilerinden
birini ldrerek ne gemi olmakta, gizil hasmlarna bir kurban
sunarak onlar intikam almamaya, yeni bir atma oluturacak ve
yeni bir intikam kanlmaz klacak bir edime girimemeye davet et
mektedirler. Bu kefaret esi, akla kurban edimini getiriyor; kurba
nn suludan baka biri olmas bu benzerlii daha gl klyor.
Bununla birlikte, Chukchi greneini kurban ayini sayamayz.
Gerekten de, szcn tam anlamyla geleneksel olan kurban su
numlar, hibir zaman geliigzel dklm bir kanla dorudan ve
aka balantlandrlmyor. Kurban sunumu hibir zaman belirli
bir edimin fidyesi olarak ortaya kmyor. Bu nedenledir ki bizler
kurban ayinlerinin anlamn hep gzden kardk, kurban edimiyle
iddet arasndaki iliki hep karanlkta kald. Chukchi'lerdeki edim
ise geleneksel denemeyecek kadar akta ve dikkat eker durumda.
O halde bu eylemi yasal ceza sayp bu konuda "adaletin infa

z"ndan sz edebilir miyiz? Hayr, edemeyiz: ikinci cinayetin kurba


n , ilk cinayetin sulusu deil. Lowie gibi biz de "kolektif bir sorum
luluk" diyebiliriz belki ama bu da yeterli olmaz. Kolektif sorumlulu
a bavurulmas her zaman ya asl sorumlunun bulunmamas ya da
ona ek bir sorumlu gerekmesi durumunda sz konusudur. Bir de
her tr bireysel sorumlulua tam bir kaytszlk gsterilen durumlar14 Primitive Society'de, s. 400.

KURBAN

35

da elbette. Kolektif sorumluluk hibir zaman asl suluyu sistemli


bir biimde dlamaz. Oysa burada byle bir dlama var. Sulunun
dlanmas, u ya da bu rnekte kukulu kalsa bile, nemli bir g
rngdr ve aklama gerektiren bir kltrel tavr saylmasna yete
cek kadar belgelenmi durumdadr.
Burada birtakm "ilkel zihniyet" kavramlarna snmamak, "bi
reyle grubun birbirine kartrlmas" gibi eyler ileri srmemek ge
rekir. Chukchi'ler suluyu esirgiyorsa bunun nedeni suu ayrt ede
memeleri deil, tam tersine gayet ak bir biimde ayrt etmeleridir.
Baka bir deyile, sulu, bu sfatyla esirgenmektedir. Chukchi'lere
gre byle davranmalarnn hakl nedenleri vardr ve burada nem
li olan da bu nedenleri saptamaktr.
Sz konusu koullarda sulu kurban edilse, intikamn gerei ye
rine getirilmi, iddetle dolu ruhun istekleri harfi harfine karlanm
olurdu. Sulunun kendisini deil de yaknlarndan birini ldrmek
le , durumun karlkl olmas nlenmektedir; nk, tam bir kar
lkl konumlanma, aka intikam gerektiren bir durumdur. iddete
verilen karlk, iddeti ilk uygulayan kiiye yneltilirse, ierdii id
det nedeniyle ilkinden farksz olur. Byle bir edim her tr ly yi
tirmekte olan bir intikam biimini alm ve nlemek amacn gtt
edimle ayn yola girmi dernektir.
iddete son vermek iin iddet kullanmaktan vazgeilemiyor.
iddetin bitmez tkenmezliinin nedeni tam da bu. Herkes iddetin
son szn kendisi sylemek istediinden, hibir gerek vargya
ulalrnakszn, bir misillemenin ardndan bir bakas geliyor.
Sulunun kendisini her tr misillemeden dlayan Chukchi'ler,
intikam ksr dngsne dmemeye almaktalar. Yolu biraz pus
landryorlar ama fazla deil, nk kendi edimlerinin ilk cinayete
verilmi bir karlk olma (kendi ilerinden birinin ald borcu tam
anlamyla deme) nitelii nemini yitirmesin istiyorlar. Cinayetin
yaratt tutkular yattrmak iin, hasmn karsna onun istedii

36

1O O ET VE KUTSAL

intikama ok benzemeyen ama ok da farkl olmayan bir edimle k


mak gerekiyor. Dolaysyla bu edim, yasal cezaya da, kurban edimi
ne de benzeyecek ama ikisiyle de kartnlamayacaktr. Yasal cezaya
benzemesi, iddete dayal bir onarm, bir bedel detme olmasndan
dr. Chukchi'ler ac ekmeyi kabul etmekte ve kendi mensuplarna,
baka bir topluluu iddet yoluyla urattklar yitimin aynsn da
yatmaktadrlar. Edimin kurbana benzemesi ise ikinci cinayetin kur
bannn ilk cinayetin sulusundan baka biri olmasndandr. Bize
sama, akla yabanc gelen e de budur: Sululuk ilkesine uyulma
maktadr! Bu ilke bize ylesine hayran olunas ve mutlak grnyor
ki reddedilebileceini aklmza sdramyoruz. tikenin yokluu ise
her rastlaymzda bir alglama bozukluunu, baz zihinsel yetersiz
likleri dndryor. Burada reddedilen, bizim aklmz olmaktadr.
Reddedilme nedeni ise bu akln, bizim aklmzn, intikam ilkesini
fazlasyla sk bir biimde uygulayan ve bu yzden de gelecek iin
tehlikelerle dolu bir akl olmasdr.
Sululukla ceza arasnda dorudan bir ba kurulmasn talep
eden bizler, ilkellerin bilemedii bir hakikati kavradmza inanyo
ruz. Oysa bizlerin gremedii bir tehdit var: tikel dnyada ok reel
olan, intikamn "trmanmas" ve lsz iddet tehdidi. tlkellere ait
greneklerdeki gzle grlr tuhaflklarn ve dinsel iddetin kar
durmaya alt sorun herhalde budur.
zellikle Yunan dnyasnda grlen, toplumd edilmi kiiye
fiziksel olarak dokunmay reddetmek biimindeki o tuhaf tavrn ar
kasnda da Chukchi'lerinkine benzer bir kayg yatyor olmaldr.
iddet uygulayana iddet uygulayanlar, iddetin kendilerine de bu
lamasna olanak veriyorlar demektir. Toplumd etme iinde su
lunun lmnden kendisi dnda hi kimse sorumlu olmuyor,
kimse ona iddet uygulam olmuyor. Zavall kii yalnz, yiyeceksiz,
denizin ortasnda ya da da banda braklyor, bazen de bir uu
rumdan atlamaya zorlanyor. yle grnyor ki uursuz saylan o-

KURBAN

37

cuklarn tehir edilmesi de ayn tr bir kaygdan kaynaklanmakta


dr.
Tm bu grenekler bize sama, akla smaz geliyor. Oysa yle
deiller; tmnn de tutarl, manta uygun nedenleri var. Ama
hep ayn: Bir iddet edimi ile bunun ardndan gelmesi gereken id
det edimi arasnda, zincir halkalarnn kurduuna benzer bir ba
kurmayacak iddet biimini bulup uygulamak. Temelinden farkl
bir iddet hayal ediliyor burada: Belirleyici ve sonlandnc, iddet
denen eyin ta kendisine son verecek bir iddet.
llkeller, misillemedeki simetriyi biim dzeyinde krmaya al
yorlar. Bizim tersimize, ayn olann yinelenmesini ok iyi alglyor ve
buna

farkl olan yoluyla son vermeye alyorlar. Modernlerse, id

detin karlkl olmasndan korkmuyor. Her tr yasal cezay yaplan


dran, bu karlkllk ilkesi. Yarg mdahalesinin misillemelerden
oluan bir ksr dngde ilk adm olmasn nleyen, bu mdahale
nin ezici zelliidir. llkelleri korkutan o "intikamda mutlak karlk
llk" durumunu biz artk grmyoruz bile. Chukchi'lerin tavrn ya
da toplumdlara uygulanan saknml tavrlar anlalmaz bulma
mzn nedeni de bu.
Chukchi'lerin zmn ne intikamla bir tutabiliriz, ne kurban
sunumuyla, ne de yargsal cezayla kukusuz. Yine de bu grn
gye de yabanc olmayan bir zmdr; intikamn, kurban edimi
nin ve yargsal cezann kesiiyor grnd noktada yer almaktadr.
Gnmz dncelerinden hibiri bu grnglerin kesiebileceini
aklna getiremediine gre, bu dncelerin ilgilenmekte olduu
muz sorunlar aydnlatmasn da pek beklememek gerekir.

1.

hukchi greneinde, snrl de yarar salayan ok sayda


ruhsal ierim de okunabilir. Omein, suluyu deil de kendi

yaknlarndan birini ldren Chukchi'lerin, bir yandan "rezil olma


y" reddederken bir yandan da uzlamac grnmek istedikleri d-

38

S1OOET VE KUTSAL

nlebilir. Belki dorudur bu, ancak, bambaka bir ey dnmek,


bununla elien bin bir olaslk ileri srmek de olanakldr. Bu labi
rentte yolumuzu yitirmenin anlam yok. Dinsel biimlenme her tr
ruhbilimsel varsaym geride brakmakta, hibirini zorunlu klmad
gibi, herhangi birine kar da kmamaktadr.
Buradaki temel dinsel kavram, kirliliktir. Daha nceki deinme
lerimiz bu kavrama ilikin sorgulamamzda konuya giri ilevi gre
bilir. Ayinsel kirliliin nedeni iddettir. Pek ok durumda bu haki
kat kuku gtrmez aklktadr.
lki erkek kapr, belki kan dklecektir; bu iki erkek

kirlenmi

tir bile. Kirlenme bulacdr; onlarn yannda kalmak, kavgalanna


karma rizikosu tar.

Kirlenmekten, yani iddete dokunmaktan,

iddetin bulamasndan kanmann gvenli olan tek yolu uzakla


maktr. Burada hibir grev duygusu ya da ahlaki yasak sz konusu
deildir. iddetin bulamas korkun bir tehlikedir. Bu tehlikeye
atlmakta ikircime dmeyecek kiiler yalnzca iddete zaten bula
m, kire zaten batm durumda olanlardr.
Kirlenmi bir kiiye belli belirsiz bile olsa dokunmakla kirlenili
yorsa, iddet yoluyla, dmanca olan her tr dokunma haydi haydi
kirleticidir. Ne pahasna olursa olsun iddete bavurmak gerektiin
de kurban olarak hi deilse kirlenmemi, ktcl kavgaya bula
mam biri seilmelidir. Chukchi'lerin dnd budur. rnei
miz, kirlenme ve bulama kavramlannn, insan ilikileri dzeyinde
bir karl olduunu aka gsteriyor. Bu kavramlann arkasnda
btn bir gereklik yatmaktadr. Dinsel budunbilimin uzun sre
yadsd nokta budur. Modem gzlemciler, zellikle de Frazer ile
yandalarnn zamannda bu gereklii hi grmediler. nk , bir
kere, kendi alanndan bakldnda byle bir gereklik yoktu. ikin
cisi, ilkel din bir yolunu bulup bu gerekliin stn rtmekteydi.
Kirlenme ya da bulama gibi fikirler, varsaydklar maddesellik do
laymyla, bu rtme ileminin temel bir yordam olarak aa kyor.

KURBAN

39

1 nsanlar arasndaki ilikilere ynelen ve yalnzca bu ilikilerden ile


ri gelen bir tehdit, tmyle

nesneletirilmi bir biim iinde sunulu

yor. Ayinsel kirlenme kavram, maddi temasn ktcl zelliine


korkulu bir inan beslenmesine kadar gidebiliyor. iddet biim de
itirerek nesneleri kaplayan bir tr svya dnyor ve bu svnn
yaym, elektrik arpmasna ya da Balzac'n "manyetizm"ine benzer
bir biimde tmyle fiziksel birtakm yasalara uyuyor gibi grnme
ye balyor. Modem dnce, bu sapmalann arkasnda yatan ger
eklii bulmak yle dursun, son vermesi gereken yanl anlamay
daha da arlatnp glendirmekte, dinsellii her tr gereklikten
kopanp insan ayakta uyutacak masallara dndrerek iddetin es
geilmesine katkda bulunmaktadr.
Adamn biri kendini asyor; cesedi kirlenmitir, ama yalnzca ce
sedi deil, kendini asmakta kulland ip, ipin salland aa, aa
cn evresindeki toprak da kirlenmitir. Kirlilik, cesetten uzaklal
d lde azalr. Sanki iddetin uyguland yerden ve dorudan
dokundu nesnelerden evredeki tm nesnelere bir sv z yayl
makta, bu nfuz ancak uzaklk ve zamanla hafiflemektedir.
Kentin birinde korkun bir kym yaanr. Bu kent, bir baka
kente eliler yollar. Eliler kirlidir; onlara dokunmaktan, seslenmek
Len, hatta onlarla ayn yerde bulunmaktan olabildiince kanlr. El
iler gidince anndnc ayinlerin, serpilen okunmu sulann, kesilen
kurbanlann ard arkas gelmez vb.
Frazer ve okulu, kirlenme korkusunu dinsel dncedeki "akl
dnn" ve "boinancn" kusursuz rnekleri olarak grrken, daha
baka gzlemciler tersine bu korkuyu neredeyse ad konmam bir
bilim saydlar. Bu bak asnn dayana, baz bilimsel nlemlerle
ayinsel nlemler arasndaki arpc kesimelerdi.
Baz toplumlarda bulac hastalklann, rnein iek hastal
nn ayn bir tanns oluyor. Hastalar hastalktan boyunca bu tannya
adanyor ve topluluktan yaltlarak bir "bilen"e ya da bir din kiisi-

40

SI DDET VE KUTSAL

ne, yani vaktiyle hastal kapm ama hayatta kalm bir kiiye ema
net ediliyor. Hastann emanet edildii kii, tannnn gcnden pay
alan, iddetin etkilerine kar baklk kazanm saylan biri.
Bu tr olgulardan etkilendii anlalan baz yorumcular, dinsel
gelenekteki kirlenme anlaynn kkeninde mikropla ilgili kuramla
ra dnk belli belirsiz ama gerek temeli olan birtakm sezgiler bu
lunduuna inandlar. Bu gr genellikle, kirden korunma abalan
nn her zaman modem hijyen ynnde ilemeyip bazen tam ters
ynde ilemesi nedeniyle reddedilir. Oysa yetersiz bir eletiridir bu;
geleneksel nlemlerle, henz el yordam aamasnda bulunan --r
nein, XIX. yzyldaki gibi, ksmen etkili olmaya balam olan- bir
tp arasndaki koutluklar hesaba katmamaktadr.
Dinsel terr bir tr ekirdek halindeki bilim olarak gren ku
ram ilgin bir noktaya parmak bassa da bu nokta ylesine ksmi ve
blk prk ki yanllk yapldn sylemek zorundayz. Byle bir
kuram, olsa olsa, insan tehdit eden tek lmclln, stesinden
gelinmesi gereken tek tehdidin hastalk olduu bir toplum ve ortam
da doabilirdi. llkellerdeki bulaclk fikrinin bulac hastalklan da
kapsad aktr. Dinsel gelenekteki kirlenmilik tablosunun bt
nnde kesinlikle hastalk da bulunuyor ama, yalnzca eitli alanlar
dan biri olarak. Bizler bu alan dierlerinden aynyoruz, nk bu
lama konusundaki modem ve bilimsel, yalnzca patolojiyi ieren
anlayla, kavramn ok daha geni kapsaml olduu ilkel anlayn
rtt tek yer bu.
Bizler dinsel anlamdaki bulamann gerek olduu alanlarla ol
mad alanlar ayrt edemiyoruz. Ama bu durum, ilkel dinselliin
eskiden Frazer ya da Levy-Bruhl tarafndan suland gibi bir "bu
lanklk" iinde olduu anlamna gelmez. Bu dinlerde, bulac has
talklarla yine hepsi bulac saylan tm iddet biimlerinin birleti
rildii, olaanst tutarllkta bir tablo oluturan bir dizi iaretten
anlal maktadr.

KURBAN

41

llkel bir toplum, yarg sisteminin bulunmad bir toplum, daha


nce de belirttiimiz zere intikamn trmanmas tehlikesiyle, bun
dan byle

temel iddet adn vereceimiz dpedz yok olma tehlike

siyle kar karyadr. Bu tr bir toplum kendisini iddet konusunda


bize anlalmaz gelen baz davranlan benimsemek zorunda hisset
mektedir. Bizlerin anlamamasnn deimeyen iki nedeni var: Birin
cisi, temel iddet konusunda hibir ey bilmememiz, varlndan bi
le haberdar olmamamz; ikincisi ise ilkel insanlann da bu iddeti t
myle insann dnda tutulmu bir biim iinde, yani kutsalln ks
men aldatc grntleri iinde tanyor olmalan.
iddete kar bavurulan ayinsel nlemler bir btn olarak ele
alndnda, aralarndan bazlan bize ne denli sama grnrse g
rnsn, hi de yanlsamalardan domu olmadklan anlalr. Ayn
saptamay kurban sunumu iin de ksaca belirtmitik. Kurban yo
luyla

annma iddetin geliigzel yaylmasn nleyebiliyorsa, bu n


bulaclk tr demektir.

ledii reel bir

Geriye doru bir gz atarsak greceiz ki iddet bize bandan


beri son derece iletilebilir bir ey gibi grnmtr. iddetin, ba
langta hedefledii nesnenin yerine geebilen baka bir nesneye y
nelme eilimi bir tr bulama olarak aklanabilir. Uzun bir sre n
ce bastrlm olan bir iddet, evreye yaylm olabilir; byle bir du
rumda, uzanabildiklerinin vay haline. Ayinsel nlemler bir yandan
bu tr yaylmay durdurmaya, bir yandan da aniden bir kirlilik, ya
ni iddet durumuna denleri olabildiince korumaya yneliktir.
En kk bir iddet, kyametimsi bir trmana geebilmektedir.
Bu gerek hi eksilmedii halde en azndan gndelik yaamlarmz
da gzle zor grlr bir duruma gelmitir. Yine de iddet grnt
lerinin "bulac" bir yannn olduunu hepimiz biliyoruz. Bu bula
clktan paay kurtarmak bazen neredeyse olanakszlayor. iddet
asndan bakldnda hogrszlk de hogr kadar lmcl
olabiliyor. iddet ortaya kar kmaz kendini -hem de heyecanla-

42

1 DD ET VE KUTSAL

kaptran insanlar olabildii gibi, yaylmasn nlemeye alanlar da


oluyor; ne var ki nlemeye alanlar bazen de iddete zafer kazan
drabiliyor. iddeti nleyecei kesin olan genel bir kural, etkisi s
nanm bir ilke yok. Baz anlarda tm zmler geerli olabiliyor,
dnszlk de, uzlama da. Buna karlk baz anlarda ne yaplsa,
nlemeye allan bytmekten baka ie yaramyor.
Anlalan o ki bir an geliyor, iddete iddetten baka bir yolla
kar durmak olanakszlayor. Byle bir durumda kazanmann ya
da yitirmenin nemi yoktur, kazanan hep iddettir. iddet, bazen
dorudan ve olumlu, bazen de dolayl ve olumsuz olmak zere ola
anst bir

taklit etkisi yaratyor. nsanlar iddete gem vurmak iin

ne kadar aba gsterirlerse o kadar beslemi oluyorlar onu; iddet,


karsna karld sanlan engelleri eylem aracna dntryor;
snsn diye stne atlan her eyi yutan bir alev gibi.
Ate eretilemesine bavurmu olduk; frtna, tufan, deprem e
retilemesi de uygun olurdu. Dorusunu sylemek gerekirse, veba
iin yaplan benzetme gibi iddet iin yaplan da salt eretilemeden
ibaret kalmyor. Ancak, bu dediimiz, kutsal olan doal grngle
rin biim deitirmi hali gibi gren teze katldmz anlamna gel
mesin.
Kutsal, insann egemen olma abas lsnde insann kendisi
ne egemen olan her eydir; bu arada, ikincil olarak, frtnalar, orman
yangnlar, btn bir nfusu knp geiren salgn hastalklar. Ama ay
n zamanda ve zellikle, daha gizli bir biimde de olsa, insanlarn
kendi iddeti: nsann dndaym gibi konumlandrlp sonra da in
san kendi dndan tehdit eden dier glerle kartrlan iddet.
Kutsaln asl merkezini ve gizli ruhunu iddet oluturur.
nsanlarn kendi iddetlerini kendi dlarna konumlandrmay
nasl baardklarn henz bilmiyoruz. Ancak, bu bir kez baarlp
kutsal olan da insanlarn evresinde dolanan, insanlar dardan ku
atp tam olarak insana dnmeyen, biraz salgn hastalklara ya da

KURBAN

43

<loal afetlere benzeyen bir biimde insanlar kayglandrp itip ka


kan o gizemli ze dnnce, bu kez, bizlere trde deil gibi g
rnseler de aralarnda son derece dikkate deer reel benzerlikler bu
lunan bir dizi grngyle kar karya kalnyor.
Hastalktan kanmak isteniyorsa, hastalarla temastan kanmak
ta

yarar vardr. Ayn biimde, katliamlara kiisel olarak katlmak ya

da ldrlmek istenmiyorsa -ki genellikle birincisi bu ikincisine yol


atndan, ikisi ayn anlama gelir- bu kudurganlklardan uzak dur
makta yarar vardr.
Burada bize gre iki ayr "bulama" tipi sz konusu. Modem bi
lim bunlardan yalnzca birincisiyle ilgileniyor ve o bulamann ger
ekliini tartmasz bir biimde doruluyor. Oysa ikinci tip bula
ma, yukarda ilkel olarak tanmlanan, hibir yarg sisteminin bulun
mad koullarda ok daha byk bir nem kazanabilmektedir.
Dinsel dnce, btn bir dizi grngy kirlenme bal altn

da topluyor. Modem bilim asndan bakldnda tutarsz ve sama


olsa da, tm sistemin ana maddesini ve sonu! temelini oluturan te
mel iddet lsne vurulduklar anda gereklikleri ve benzerlikle
ri ortaya kan grngler bunlar.
rnein, dman tarafndan bilerek uygulanan iddet ile hasta
lklar arasnda yadsnmas olanaksz balar vardr. Hastann ektii
ac larla yaralarn verdii aclar birbirine benzer. Hastann lme teh
likesi vardr. lm, ister etkin konumda olsun ister edilgin, iddete
karan herkesi de bir biimde tehdit eder. lm insann bana ge
lebilecek en kt iddetten baka bir ey deildir. Ksacas, lme

yol aabilecek, az ok gizemli ve bulac olan tm nedenleri ayn


balk altnda toplamak, en az, bizim hastalk iin yaptmz snfla
ma kadar akla uygundur. Bizler nedenlerden yalnzca biriyle (hasta
lkla) ilgili bir snflama yapyoruz, o kadar.
Dinsel dnceyi anlamak iin baz ampirik yntemlere bavur
mak gerekiyor. Dinsel dncenin amac, modem teknik ve bilimin

44

i DDET VE KUTSAL

aratrmalarndaki amala ayn: Pratik nlem. lnsan ne zaman somut


sonulara ulamay gerekten ister, ne zaman gereklik tarafndan
sktmlrsa, soyut speklasyonlar brakyor ve egemenlii altna al
maya ya da uzaklatrmaya alt gler ne kadar yaklatysa o da
o kadar saknml ve dar bir ampirizme bavuruyor.
Din, en basit ve belki en ilksel biimlerinde incelendiinde g
rlmektedir ki insan kuatan korkun glerin kkenini sorun bile
etmeyip gzlemlemekle yetinmekte, baz olgularn nceden tahmin
edilmesini ve ona gre nlem alnmasn salayacak kerteriz nokta
larnn, dzenli kesimlerin, sreklilik gsteren "zelliklerin" saptan
masna almaktadr.
Dinsel ampirizmin vargs hi deimiyor: Kutsaln glerinden
olabildiince uzak durulmal, onlarla her tr temastan kanlmal.
Dolaysyla, dinsel ampirizmin baz noktalarda tbbi ampirizmle ya
da genel olarak bilimsel ampirizmle kesimemesi olanak d. Baz
gzlemcilerin dinsel ampirizmde bilimin ilk biimini grmelerinin
nedeni bu.
Ancak, yine bu ampirizm bizim amzdan bakldnda ylesine
akla aykm sonulara varabiliyor, yle kat, dar, miyop davranabili
yor ki bu durumu herhangi bir ruh hastal yoluyla aklamak e
kici hale geliyor. Byle bir bak bizi btn bir ilkel dnyay "hasta,"
bizleri ise "uygar" ve "salkl" grmeye gtrebiliyor.
Durumu byle gren psikiyatrlar, canlan istediinde kavranlan
tersine evirmekten de ekinmiyorlar: O zaman, hasta olan "uygar
lk" oluyor. Uygarlk da onlarn gznde ancak ilkelin tersi olabildi
inden, ilkel olan "salkl" olmann prototipi gibi grmeye bal
yorlar. Salk ve hastalk kavranlan, hangi yne dndrlrse dn
drlsn, ilkel toplumlarla bizim toplumumuz arasndaki balant
lann aydnlatlmasna elvermiyor.
Modem bir balam iinde tuhaf ya da en azndan "olmayacak
ey" gibi grnen ayinsel nlemler, gerekte kendi balanlan iin-

KURBAN

45

de, yani dinselliin, kutsallatrd bir iddet karsndaki bilmezli


gi balamnda akla uygundur. nsanlar Odysseia'daki Kyklop'un ne
fesini enselerinde hissettiklerini sandklarnda en hzl biimde n
lem alma gereini duyuyorlar; o yaamsal durumun gerektirdii n
lemler konusunda rahat davranma lksleri olmuyor. Gereinden az
nlem almaktansa, fazla nlem almak daha iyi geliyor.
Dinsel tavr, henz bilinmeyen bir hastalkla aniden kar kar
ya kalm bir tp bilimine benzetebiliriz. Bir salgn bildirilmitir ve
edeni bir trl bulunamamaktadr. Byle bir durumda bilimsel ta

vr nedir? Byle durumlarda, bilinen patolojik biimlerin gerektir


d igi nlemlerden yalnzca birkan deil, istisnasz tmn almak
)'.l'rekir. ldeal olansa yeni bulular elde etmektir, nk hazrda,
pskrtlmesi gereken dmanla ilgili hibir bilgi bulunmamakta

d r.
Salgnn mikrobu saptandnda, daha nce bavurulmu nlem
lrrden bazlarnn gereksizlii anlalabilir. Bu nlemleri srgit al

ak sama olacaktr ama, salgnn nedeni belirsizken onlarn da


.l nm olmas akla uygundur.
Bu eretileme geerliliini sonuna kadar koruyamaz. iddet de
rn

korkun hastaln mikrobunu ne modemler bulabilmitir ne

k ilkeller. Bat uygarlnn bu mikrobu saptamasn ve zmleme


"ii nleyen ey, bu uygarln bugne dein hastaln en habis bi
nlerinden gizemli bir baklkla korunmu olmasdr: Bu toplu

un kendisinin retmedii, ama belki de bu toplumun ekillenme

sonucunu vermi olan bir baklktr bu.

yazlmlarndan biri, aylk kanamadr. Aylk kanama kirlenme sa

l kel "tabular" arasnda en nllerinden, belki stne en ok yaz

y l r ve kadnlardan o srada uzak durmalar istenir; ortak kullanlan


r ,yaya, bazen de bulama tehlikesi nedeniyle kendi yiyeceklerine bi

l dokunmalar yasaklanr. . .

46

i DDET VE KUTSAL

Bu kirlenmenin nedeni ne olabilir? Aylk kanamalar, daha genel


erevede, kan aktma erevesi iinde ele almak gerekiyor. llkel in
sanlarn ounluu kanla temas etmemek iin olaanst nlemler
almaktadr. Ayinle sunulan kurbanlardan akann dndaki her tr
kan (rnein, bir kazada ya da bir iddet ediminde akan kan) kirli
dir. Bu evrensel kirlilik iin dorudan doruya nerebileceimiz ta
nm udur: iddetin korkulur durumda olduu her yerde kirlenme
vardr. nsanlar huzur ve gven iindeyken kan grlmez. iddet
patlak verir vermez kan da grlmeye balar; akar, durdurulamaz,
her yere szar, geliigzel yaylr. Kann akkanl, iddetin bula
c niteliini somutlatrmaktadr. Kann varl cinayet iareti ve ye
ni drarnlann habercisidir. Kan, dokunduu her eye iddetin ve l
mn rengini verir. Bu nedenle, kan dernek "intikam" dernektir.
Her tr kan ak korku yaratr. Dolaysyla, nsel olarak, aylk ka
namann rktclnde aacak bir ey yoktur. Ancak, burada
genel kuraln geerliliinden baka bir ey daha sz konusudur: n
sanlarn aylk kanama ile bir cinayette ya da bir kazada dklen kan
arasnda aynn yapmada en kk bir zorluk ekmediklerinden
kuku bulunmamaktadr. Oysa aylk kanama pek ok toplumda son
derece kirli saylmaktadr. Bu kirlilik ak bir biimde cinsellikle il
gilidir.
nsanlarn meydan okuduklar dier tm gler gibi cinsellik de
insanlara meydan okuyor. iddetin en u biimleri, kolektif olrnala
n

nedeniyle, dorudan cinsel nitelikte deildir. Bir topluluk, tm bi

reysel iddetlerin birbirine eklenebilmesi nedeniyle lsz derece


de artm olan tek ve ayn bir iddeti uygulayabilir. Buna karlk,
gerekten kolektif olan bir cinsellik yoktur. Yalnzca bu neden bile
kutsaln cinsellik temelinde yorumlanmas srecinde temeldeki id
detin neden bir yana brakldn ya da kmsendiini aklamaya
yeter. Bu yorum iddet temelinde yapldnda ise her tr ilkel din
sel dncenin cinsellie ayrd yerin grlmesi gerekecektir. id-

KURBAN

47

detin cinsellikle olan balants nedeniyle kirli olduuna inanma ei


limi vardr. Oysa somut yorumlar plannda bunun tam tersi geerli
lik kazanyor: Cinsellik, iddet ile olan balants nedeniyle kirlidir.
Burada, psikanalizin topyek.n cinsiyetiliiyle (lm gdsyle
bezenmi bile olsa) iyi geinen ada insan bilimlerine aykn bir ey
var. Ancak, belirtiler de bir yana braklamayacak kadar ok sayda
ve benzeme halinde. Biz de kabul ediyoruz, aylk kanamann kirli
lii cinsellikle dorudan balantldr. Bu dorudur. Ne var ki, zin
cirinden boanm iddet ile olan balant daha da dorudandr. l
drlm bir kiinin kan kirlidir. Bu kirlilik aylk kanamada akan
kann kirliliine balanamaz. Buna karlk, aylk kanamann kirlili
gini yorumlamak iin, hem su olarak aktlan kanla, hem de cinsel
likle balant kurmak gerekir. Kadnlann cinsel organlannn dzen
li aralklarla kan aktan bir yer olmas dnyann her yerinde erkek
leri her zaman olaanst bir biimde etkilemitir, nk bu durum
erkeklerin gznde iddetin kan dkmeye yol aabilecek en eitli
biimleri ile cinsellik arasndaki yaknln dorulanmas gibidir.
Bu yaknln niteliini ve kapsamn anlamak iin az nce sz
n ettiimiz ampirizme, hatta, her tr dinsel dncede, bugn mo
da olan kuramlann aklndan bile geirmedii kadar byk bir rol
oynayan "kaba saduyu"ya dnmemiz gerekiyor. nsanlar her za
man ayn biimde akl yrtt. nsanln tm inanlar byk bir
aldatmacadan ibaret; bundan paay yalnzca biz kurtardk gibi bir
fikir de en azndan erken domu saylmal. tk eldeki sorun, Bat
bilgisinin bumu byklnden ya da "emperyalizmi"nden ok,
dpedz yetersizliidir. Din alann anlama ihtiyacnn en youn ve
ivedi olduu yer, ayn zamanda nerilen aklamalann en bo oldu
u yerdir.
Cinsellikle iddet arasndaki sk iliki, tm dinlere miras kalm
bir iliki olarak, hayli etkileyici bir dizi benzerlie dayanyor. Cinsel
likle iddet arasnda genellikle paylalacak bir koz bulunuyor: Ge-

48

iD DET VE KUTSAL

rek dolaysz belirtileri olan karma, rza geme, kzln bozma, sa


dizm vb biiminde, gerekse daha dolayl sonular veren biimlerde.
Cinsellik, gerek ya da hayali birtakm hastalklara neden oluyor,
kanl doum sanclan gibi bir sonu veriyor ve bunlar her zaman an
nenin, bebein ya da her ikisinin de lmne yol aabilen eyler.
Geleneksel erevede, atalarn tm szleri yerine getirilip tm ya
saklara uyulduu zaman bile cinsellie iddet elik ediyor; bu ere
veden kld an (meru olmayan aklar, zina, ensest vb) iddet ve
kirlilik son haddine varyor. Cinsellik pek ok dalamann, kskan
ln, kinin ve kavgann kkrtcs; en uyumlu topluluklarda bile
srekli bir dzen bozucu.
Cinsellikle iddet arasnda var olduu binlerce yldr hep kabul
edilmi ortakl pek de sorunsal olmad halde reddeden modern
ler, "geni grl" olduklarn kantlama urandalar; burada, he
saba katlmasnda yarar olan bir yanl anlama yatyor. Tpk iddet
gibi cinsel arzu da, kendisini harekete geiren nesne ulalmaz du
rumda olduunda onun yerini alabilecek baka nesnelerle yetinme
eiliminde; her tr ikameyi kabul edebiliyor. Tpk iddet gibi cinsel
arzu da, biriken ve fazla uzun bir sre basklanrsa bin bir soruna yol
aan bir enerji barndryor. te yandan, iddetten cinsellie, cinsel
likten de iddete doru kaymann, en "normal" insanlarda ve en k
k bir "sapknlk" sz konusu olmadan kolaylkla gerekletiine
dikkat edilmeli. Engellenmi cinsellik iddete yneliyor, aklarn
kavgas ise, tam tersine, kucaklamaya. Son bilimsel aratrmalar pek
ok noktada ilkellerin bak asn hakl karyor. Cinsel heyecan
lanmayla iddet az ok ayn biimde kendini gstermektedir. l
lebilir bedensel tepkilerin ou, her iki durumda da ayndr. s
Aylk kanama gibi bir tabu karsnda genelgeer aklamalara
bavurmadan, rnein, Don Kiot'un dncesinde "byclerin
1 5 Anthony Storr, Human Aggression, s . 1 8-9.

KURBAN

49

yapt ktlkler"in oynad rol bizim dncemizde oynayan


"fantasma"lan yardma armadan nce mutlaka dorudan anlama
olanaklarn sonuna kadar kullanmak gerekir. Aylk kanamay cinsel
iddetin rneklerinden biri gibi gren dncenin sonuta anlal
mayacak bir yan yok. Ancak, bu simgeletirme srecinin, her tr
iddetin kaynan kadnda grmek gibi karanlk bir "irade"nin ge
rei olup olmadn da sormalyz kendimize. Aylk kanama aracl
yla bir iddet aktarm gerekletirilmekte, kadn cinsi aleyhine bir
fiili tekel olumaktadr.

irlilikten kanmak her zaman olanakl deildir, en titiz nlem


ler bile ie yaramayabilir. En kk bir temas, insann yalnzca

kendisi asndan deil, bulacln tehdit ettii topluluk asndan


da kurtulunmas gereken bir lekenin yolunu aar.
Bu leke neyle karlabilir? Kirli kana direnecek, hatta temizlen
mesini salayacak o olaanst, inanlmaz madde, hangisidir? Yine
kan; ama bu kez, kurbann kan, ayin halinde dklrse temiz ka

lan kan.
Bu artc paradoksun arkasnda bize kendini ak eden ve her
zaman iddet tarafndan oynanan bir oyun var. Her tr kirlilik so
nuta tek ve ayn bir tehlikeye, topluluk iinde sonu gelmez bir id
detin yerlemesi tehlikesine yol ayor. Tehdit hep ayn; ve her za
man, iddeti snmlendirecek kurbana yneltmek zere ayn gste
riyi, ayn kurban manevrasn balatyor. Ayinsel arnma fikrinin al
mda yatan , basit bir yanlsamadan te bir ey.
Ayinin ilevi , iddeti "temizlemek," yani onu "aldatarak," intika
mnn alnmas tehlikesi bulunmayan kurbanlara ynelterek basnc

almaktr. Kendi etkisinin srrn bilmeyen ayin, ileyiini birtakm

maddeler ve simgesel kerteriz noktalan salayabilen nesneler dze


yinde yakalamaya alr. Kann, iddete ait btn bir ileyii dikka
c

deer bir biimde simgeledii ak. Yanllk ya da ktlk sonu-

50

i DDET VE KUTSAL

cu yaylan kandan, daha nce de sz etmitik; oradaki kan, kurba


nn stnde kuruyan kandr ve canlln abuk yitirir, soluk ve pis
bir hale gelir, kabuklanp para para dklr; olduu yerde eskiyen
kan, iddetin, hastaln ve lmn kirli kandr. Hemen bozulan bu
kt kann karsna, kesilen kurbanlann taze kan kanlr; kurban
kan her zaman akkan ve parlak krmzdr, nk ayin geleneine
gre bu kan yalnzca akar akmaz kullanlr ve hemen temizlenir . . .
Akan kann fiziksel olarak biim deitirmesi iddetin ikili nite
liine iaret olabilir. Baz dinsel biimler bu olanaktan olaanst
bir biimde yararlanmaktadr. Tek ve ayn madde , kan, hem kirle
ten hem temizleyen, hem insanlar fkeye, lgnla ve lme sev
keden, hem de yattrarak yaama dndrendir.
Burada Gaston Bachelard'daki anlamyla basit bir "maddi ereti
leme," arkas gelmeyen bir airane elence grmemek gerek. Laura
Makarius gibi, kann iftanlamlln ilkel dinlerin srekli ters evir
melerinin ardndaki sonul gereklik olarak da grmemek gerek.16
Her iki durumda da iin asl gzden yitiyor nk: iddetin oynad
paradokslu rol. Bu oyuna ancak kan ya da ayn tipten baka sim
gesel nesneler yoluyla katlan din, ilkel dinsel yaamn byk veri
lerinde reel bir eyler bulmay hibir zaman baaramayan ve bu ne
denle "iir"den ve "fantasma"dan yana bolca sz eden modem d
nceden farkl olarak, oyunu tam olarak kavrayamasa bile tmy
le bertaraf da etmemektedir.
Dinsel dncenin en tuhaf yanlglan bile, hala, iddet dzle
mindeki ktlkle bu ktln devasnn zdelii gibi bir haki
kate tanklk ediyor. iddet insanlara bazen korkun yzn gste
rerek delice knp geirmekte, bazense tam tersine ban getiren bir
grnmde ortaya karak evresine kurban ediminin getirdii tr
den iyilikler yaymaktadr.
16 rnein, bkz. Laura Makarius,
"Les Tabous du forgeron", Diogl:ne, Nisan-Haziran 1 968.

KURBAN

51

lnsanlar b u ikililiin srrna ermi deil. lyi iddetle ktsn


ayrma ihtiyac iindeler. Ktsn yok etmek iin durmadan iyisi
ni yinelemek istiyorlar. Dinsel gelenek demek bu demek. Kurbann
etkili olmas iin, daha nce de grdmz zere, kurban d id
dete olabildiince benzetilmesi gerekiyor. Aklanmas olanaksz bir
biimde, yasaklarn tam tersine evrilmesinden ibaret gibi grnen
ayinlerin var olma nedeni de bu . rnein, baz toplumlarda aylk
kanama, ayin dnda ne kadar ktclse, ayin iinde de o kadar iyi
cil saylabiliyor.
Euripides'in lan adl tragedyas, kann ikili niteliini, baka bir
deyile iddeti etkileyici bir biimde rneklendiren yaptlardandr.
Kralie Kreusa, kahraman olaanst bir tlsmla ldrmeyi dn
mektedir: Ayn kandan, Gorgon kanndan, iki damlayla. Bunlardan
biri lmcl bir zehir, dieri ise panzehirdir. Kralienin yal klesi
sorar: Peki, tannada bu ikisi nasl bir araya gelmi?
Kreusa: ldrc darbe vurulunca damardan bir damla kar. . .
Yal kle: Neye yarar o damla? Ne gibi bir erdemi var?
Kreusa: Hastalklar savar, gce g katar.
Yal kle: Ya ikinci damla ne yapar?
Kreusa: ldrr. Gorgon ylanlarnn zehridir o.
Yal kle: Bir arada m tarsn onlar, ayr ayn m?
Kreusa: Ayn ayn. Hayrlyla hayrsz kantnlr m?
Bu iki kan damlas kadar birbirinden farkls yoktur. Oysa birbi
rine bu denli benzeyen iki ey bulunamaz. Dolaysyla, iki damlay
birbirinden ayrt edememek ve ikisini birbirine kartrmak kolay,
belki de kkrtcdr. Kanm oluunca temizle kirli arasndaki her
t r aynn silinir. Artk iyi iddetle kts arasnda hibir fark yok
tur. Temiz ile kirli birbirinden ayr kald srece en byk lekeler
bile ykanp temizlenebilir. Ama bir kez birbirlerine kantlar m, ar
t k hibir ey artlamaz olur.

K N C B LM :

KURBAN BUNAL I M I

urban srecinin doru ilemesi iin, yukanda da grdmz


zere kurbann, yerini ald varlklardan hem tam olarak aynk

lmas, hem de onlara benzemesi gerekiyor. Bu iki koulun birden


yerine getirilmesi, ancak hassas bir denge temelindeki yaknlk saye
sinde olanakl.
Canl varlklarla insanlarn snflandnlma ve hiyerariye sokul
ma

tarzndaki her deiiklik, ne denli kk olursa olsun, kurban

sistemini bozma rizikosu tar. Kurban uygulamasnn kesintisizlii,


ler zaman ayn tip kurbann sunulmas olgusu bile bir bana bu tr

hir deiiklii getirmeye yeter. Genellikle kurban edimini tmyle


nemsiz sayyorsak, bunun nedeni bu edimin urad hatn saylr
"ypranma"dr.
Kurban ediminde grenek uyarnca kat bir biimde saptanma
m hibir ey bulunmaz. Yeni koullara uyamama, genel olarak din
selliin belirgin zelliidir.
Deime ister kurbanla temsil ettii grubun birbirine "an" ben-

54

1OOET VE KUTSAL

zemeye balamas ynnde olsun ister fazla ayrmas ynnde, ve


recei sonu ayndr. iddet ortadan kalkmayacak, atmalar oa
lacak, zincirleme tepki tehlikesi artacaktr.
Kurbanla topluluk arasndaki kopukluk fazlaysa kurban artk
iddeti kendi stne ekemez; elektrikteki anlamyla "iyi bir iletken"
deildir artk kurban. Eer kopukluk deil de fazla sreklilik varsa,
iddet bu kez her iki yne de byk bir kolaylkla geecektir. Bu du
rumda kurban sunumu kutsal iddet olmaktan kacak, kirli idde
te kararak onun rezil bir su orta, sureti, hatta bir tr ateleyici
si durumuna gelecektir.
Bunlar bir anlamda, ilk varglarmzdan hareketle nsel olarak
dile getirebileceimiz olaslklar. Bu olaslklar edebi metinlerde,
bata Herakles olmak zere Yunan mitoslarndan uyarlanm traged
yalarda

snayabiliriz.
Euripides'in Herakles'in Delilii adl yaptndaki hasmlar arasn

da ne trajik bir atma vardr, ne de bir tartma. Asl konu, bir kur
ban ediminin baarszl, kurban iddetinin

yolundan sapmasdr.

Herakles, ilerini bitirip evine dnmektedir. Bir de bakar ki Lykos


adl zorba, eiyle ocuklarn kurban etmek zere. lykos'u ldrr.
Kent iinde uygulanan bu iddet zerine kahramanmz her zaman
kinden daha byk bir arnma gerei duyar ve bir kurban kesmeye
hazrlanr. Eiyle ocuklar yanndadr. Herakles birden anlan yeni
ya da eski birtakm dmanlar sanr ve eytanca bir itilime uyarak
hepsini

kurban eder.

Bu dram tragedyada bize fke tanras lyssa'nn eseri gibi su


nulur. lyssa'y yollayansa, kahramandan nefret eden dier iki tanr
adr: iris ve Hera. Ancak, dramatik eylem dzleminde lmcl de
lilii balatan, bir kurban ediminin hazrldr. Burada airin duyar
sz kald basit bir rastlant olduu sanlmamal; air, iddetin zin
cirlerinden boanmasnn kkeninde ayinin yattna dikkatimizi
ekmektedir. Kymdan sonra kendine gelmeye balayan Herakles,

KURBAN BUNAL1M1

55

l abas Amphitryon tarafndan sorguya ekilir: "Olum, neyin var se


n

in? Nedir bu sapknlk? Dklen kan akln ald herhalde." Hibir

ey anmsamayan Herakles de soru sormaktadr: "Nerede alp gtr


d beni delilik, nerede ykt beni?" Amphitryon yant verir: "Suna
n yannda. Kutsal atete ellerini anndnyordun."
Kahraman tarafndan tasarlanan kurban edimi, iddetin bir nok
taya odaklanmas asndan fazlasyla baanl olmutur. Fazlasyla
lol ve etkili bir iddet kmtr ortaya. Amphitryon'un dedii gibi,
korkun ilerde ve son olarak da kent iinde dklen kan, Herak
lcs'in akln bandan almtr. Kurban sunumunda bir noktada top
lanp danda yok edilmesi gereken iddet, kurbandan tap ykc
lir biimde evreye yaylmtr. Kurban sunumu artk grevini yeri
ne

getirememektedir; kirli iddeti ynlendiremeyip bir frtna halin

de bytmektedir. tkame mekanizmalan yklm, kurbann koru


mas gereken varlklann kendisi kurbana dnmtr.
Kurban edimindeki iddet ile bunun dndaki iddet arasndaki
fark, mutlak bir fark olmaktan uzak; hatta, daha nce de grd
mz zere bir keyfilik de ierdiinden, her zaman ortadan silinme
rizikosu tayor. Gerekten "temiz" olan hibir iddet tr yok; kur

ban edimi, en iyi durumlarda bile ancak anndnc bir iddet olarak
t anmlanmak zorunda. Kurban kesenlerin de bu kesme iinden son
ra

annma ileminden gemeleri zorunluluu buradan kaynaklan

yor. Kurban sreci, atom tesislerinin anndnlmas ilemine benzeti


lebilir; uzman iini bitirdikten sonra kendi kendisini de anndrmak
zorundadr. Ve her zaman kaza olasl vardr. . .
Mitos kahraman Herakles'in temel zelliklerinden biri, kurban
ediminin ykc bir biimde yn deitirmesi gibi grnyor. Ayn
l\zellii, Herakles'in yaamnn bir baka dneminde, Sophokles'in

rrakhis Kadnlan adl yaptnda Nessos'un gmleiyle ilgili olaylara


ait ikincil rntlerin arkasnda son derece gzle grnr bir du
rumda buluyoruz.

56

1 DDET VE KUTSAL

Herakles, ei Deianeira'y izlemekte olan Kentaur Nessos'u lm


cl bir biimde yaralamtr. Kentaur lmeden nce gen kadna
kendi spermlerine bulanm (Sophokles'e gre, Kentaur'un kanyla
Lema'daki Hydra'nn kanna bulanm) bir gmlek verir. (Buradaki
birbirine kanm iki kan izleinin, Ion'daki ikiye aynlan tek kan iz
leine olan yaknlna dikkat edilmeli.)
Tragedyann konusu,

Herakles'in Delilii'ndekiyle ayndr: Kahra

man bu seferki dnnde beraberinde gzel bir tutsak getirmekte


dir. Deianeira tutsa kskanmtr. Nessos'un verdii gmlei arma
an diye sadk bir hizmetisiyle Herakles'e yollar. Kentaur, lmeden
nce Deianeira'ya demitir ki Herakles bu gmlei giyerse sonsuza
dein sana sadk kalr. Gmlein o zamana dein ateten ve her tr
scaklktan uzak tutulmas gerekmektedir.
Gmlei giyen Herakles, anndnc bir kurban ayini iin byk
bir ate yakar. Ate, zehri etkinletirir. Ayin gelenei bu kez iyicil
maddeyi ktcle evirmitir. Herakles aclar iinde kvranr; biraz
sonra da, oluna hazrlatt yakmalkta lecektir. lmeden nce,
sadk hizmeti Likhas' bir kayaya arpp ezerek ldrr. Herakles'in
dn ve kurban baanszl ile balayan iddet dngsne Deia
neira'nn intihan eklenir. iddet bir kez daha, kurban ediminin ko
rumas gereken varlklara ynelmitir.
Bu iki oyunda da kurban edimiyle ilgili birka byk rnt i
ie. Kente dnen ve katld kanl kymlann yaratt ba dnme
sinden henz kurtulamam olan savaya gayet zel bir kir bula
mtr. Yapt korkun ilerin Herakles'te devasa miktarlarda kirli
lik yaratm olduu rahatlkla kabul edilecektir.
Evine dnen savann, bulam olduu iddeti topluluun ii
ne tamas gibi bir riziko bulunmaktadr. Georges Dumezil'in ince
ledii Horace mitosu bu izlein bir rneini oluturuyor. Horace,
kurban arnmalan ncesinde kz kardeini ldryor. Herakles'te
kirlilik, kurban edimi karsnda zafer kazanyordu. Bu iki tragedya-

KUR BAN BUNAL1M 1

57

daki iddet mekanizmalarna dikkatle baklrsa, "yolundan sapan"

l i r kurban ediminin her seferinde ilk blmde tanmladmz tr


den bir zincirleme tepki yaratt grlyor. Euripides'in oyununda
l .ykos'un ldrlmesi, kahramann son bir "ii" olarak, kan dkme

deliliine bir nsz gibi grnyor. Hala akla uygun bir nsz; dar
.lamda ayin asndan bakldnda kirli iddetin ilk halkasn olu
t u ruyor da olabilir. iddet, daha nce de belirttiimiz gibi, bu olay

la birlikte kentin iine girmi olmaktadr. Bu ilk cinayet, Trakhis Ka


./nlan'nda hizmetinin ldrlmesine denk dyor.
Her iki olayda da doast mdahalenin ie yaramadna, yal
zc a

"yolundan sapan" kurban grngsn stnkr gizlemeye

ya radna dikkat edilmeli. Tanra Lyssa ve Nessos'un gmlei, bu

k i metnin ruhuna hibir katkda bulunmayan iki perdeden ibaret;


pe rdenin kaldrlmas, ilke olarak iyicil olan bir iddetin tam tersine
dnp ktclletiini grmemize yetiyor. Mitolojik e, fazla
'

lan eklenmi durumda. Lyssa, fke tanras, burada artk hakiki

l i r Lannadan ok bir alegoriye benziyor. Nessos'un gmlei ise He

akles'in zavall bedenine yapan nceki iddetlerden baka bir ey

deil.
Savann dn izlediinde gerekten mitik olan bir yan yok.
i l k elde toplumbilimsel ya da ruhbilimsel yorumlara elverir durum

da. Zaferle dnen askerin, yurdundaki zgrlkleri bu kez kendisi


n

tehdit etmesi mitos deil, tarih. Comeille'in de byle dnd

i', besbelli; yalnzca, Horace'ta tersinden bir yorum sunuyor. Yur


d un kurtarcs, savaa katlmam olanlar arasndaki teslimiyetilie
tepki duymaktadr. Horace ve Herakles "vakalan" ile ilgili olarak bir
l i riyle elien ruhbilimsel ya da psikanalitik yorumlar yaplabilir.
(,:aumann kendisi, daha sonra da greceimiz bir ilk yorum neri
. de bulunmakla birlikte, yorum yapmaktan, baka bir deyile din

,r l gelenein daha tede olan asl yerini bizden gizleyen bu tr yo


un

elikilerine dmekten kanmak gerekir. Dinsel gelenee uy-

58

iDDET VE KUTSAL

gun bir okuma, her tr ideolojik yoruma aktr; ancak, hibirini de


zorunlu klmaz. Ortaya konulan tek ey, savada birikmi olan id
detin bulac niteliidir; bu konuda da annmann salk verilmesiy
le yetinilmektedir. Buradaki tek ama, iddetin yeni atlmlann ve
topluluk iinde yaylmasn nlemektir.
Szn ettiimiz iki tragedya, gerekte ancak btn bir topluluk
dzeyinde anlam kazanabilecek olaylan bize birer anekdot biimin
de , yalnzca olaand birtakm bireylerle ilgiliymi gibi sunuyor.
Oysa kurban sunumu toplumsal bir edimdir; kurallara uyulmama
snn yaratt sonular "yazg"nn iaret ettii u ya da bu kiiyle s
nrl kalmaz.
Tarihiler Yunan tragedyasn arkaik bir dinsel dzenle, bunun
ardndan gelen daha "modem" ve hukuki bir devlet dzeni arasn
daki gei dnemine yerletirmek konusunda anlama halindeler.
Arkaik dzen, knden nce belirli bir istikrar yaam olmal
dr. Byle bir istikrarn dayanabilecei tek temel dinsellik, baka bir
deyile kurban geleneidir.
Sokrates ncesi filozoflar, byk tragedya airlerinden nce ya
am olmakla birlikte tragedyann filozoflan kabul edilirler. Baz
metinler, tanmlamaya altmz dinsel bunalmn ok net yank
lann iletiyor bize. rnein ,

Herakles'in 5 numaral blmnde kur

ban edimindeki bozulma, kirli olan anndrmaktaki yetersizlik, be


lirgin bir biimde sz konusu edilmektedir. Ayinlerin bozulmas,
dinsel inanlar tehlikeye drmtr: "amur banyosundan sonra
amurla temizlenmek isteyen adam gibi onlar da bouna, kana bu
lanarak annmaya kalkyorlar. Kim grse sama bulur bu hareketi.
Dua ederken, duvarlarla konuur gibi, ne tannlann niteliini anla
maya alyorlar, ne de kahramanlann."
Ayinlerde dklen kanla su ilerken dklen kan arasnda fark
kalmamtr.

Herakles metni Eski Ahit'teki g ncesi peygamberler

le ilgili metinlerle karlatnldnda daha ok nem kazanyor.

K U R BA N B U N A L I M I

59

i\nos, laya ve Mika, kurban ediminin ve dinsel geleneklerin etki


.,zliini son derece ar szlerle knyor, insan ilikilerindeki bozul
ay ok ak bir biimde dindeki bu rmeye balyorlar. Kurban
'>isteminin ypranmas her zaman karlkl iddete dlmesi bii
i nde ortaya kyor. Birbirleri dndaki varlklar kurban eden ya
knlar, birbirlerini esirgemi oluyorlard ayn zamanda. Oysa artk
l i rbirlerini de kurban eder duruma gelmilerdir. Empedokles'in

!\ nnmalar'nda da buna ok benzeyen blmler vardr:

136.- Bu uursuz seslerin geldii kyma son vermeyecek misi


niz? Yreinizin kaytszl birbirinizi yiyip bitiriyor, grmyor
musunuz?

137.- Baba, biim deitirmi olunu ele geiriyor, duyarsz bir


halde dua ederek ldryor onu; oul, bara bara, delirmi cel
ladna yalvaryor ama, iitmiyor baba, olunu boazlayp sarayn
da aalk bir ziyafet hazrlyor. Ayn ekilde oullar babalarn,
ocuklar annelerini ele geirip keserek kendi etlerini yiyorlar.

Kurban bunalm kavram, tragedyann baz ynlerini aydnlatabi


l r gibi grnyor. Tragedya dilinin nemli bir blm din kaynak
l ; sulu kendi kendisini bir adalet datcsndan ok, kurban sunan
lri gibi gryor. Bizler trajik bunalma yklmakta olan dzen a
.,ndan deil, domakta olan dzen asndan bakageldik. Bu eksik
lii n nedeni ak: Modem dnce kurban edimine hibir zaman re
t"! bi r ilev tanyamad; niteliini kavrayamad bir dzenin yklma

.,n da alglamas beklenemezdi zaten. Gerekte tragedya dneminin


'>iizcn tam anlamyla dinsel olan sorunlarn aydnlatabilmek
c,:in, yle bir dzenin var olmuluuna inanmak da yetmez. Yunan
ragedya

yazarlar, bak alan aka tarihsel olan ve btnn tab

losunu izen Yahudi peygamberlerden farkl olarak, kurban edimiy


le ilgili amazlarn dile getirmek iin, ana izgilerini geleneklerin

1,; izdii mitolojik kiilere bavuruyorlar.

60

SIDDET VE KUTSAL

Trajik eylemin kendini gsterdii hayli sisli fonu oluturan tm


bu insan kanna susam canavarlarda, bu eit eit salgn hastalk
larda, bu i ve d savalarda ada birtakm yanklar seziyoruz
kukusuz, ancak, net iaretler gremiyoruz. rnein, Euripides'te

-Herakles'in De!ilii'nde, lphigeneia Tauris'te'de, Bakkhalar'da- ne za


man kraln saray yklsa airin bize, kiilerimin dram buzdann
yalnzca grnr ksmdr, burada belirlenmekte olan, btn bir
topluluun yazgsdr, dediini duyar gibi oluruz.

Herakles'in De!i!i

i'nde kahramann ailesini kymdan geirdii an, koro bize yle


seslenir: "lte bakn, bakn, frtna evi sallyor, at yklyor." Bu
dorudan belirtiler soruna iaret ediyor ama, zm iin yardmc
olmuyor.
Trajik bunalmn nce bir

kurban bunalm olarak tanmlanmas

gerekiyorsa, tragedyadaki her eyin bunu yanstmas beklenir. Buna


lm ya dorudan belirtildii szlerde yakalanabilmeli, ya da dolayl
bir biimde, trajik zn ta kendisi yoluyla, genel boyutlar iinde
kavranabilmelidir.
Tragedya sanatn tek bir cmleyle tanmlamak gerekse, tek bir
veriden sz edilebilirdi ancak: Simetrik elerin kartl. Bu simet
ri, tragedyann entrikasyla, biimiyle ya da diliyle ilgili tm ynler
de temel bir rol oynuyor. rnein, nc kiinin ortaya k hep
sz edilen belirleyici katky salam deil; bu kn ncesindeki
gibi sonrasnda da iin z trajik diyalog, baka bir deyile yalnzca
iki kurgu kiisinin kar karya gelmesi olarak kalyor; izleyici gitgi
de hzlanan karlkl sulamalar, hatta hakaretleri ayrt edip deer
lendirmek zorunda, tpk klasik Fransz tiyatrosu izleyicisinin

Le

Cid'deki drtlkleri ya da Phedre'de Theramene'in nl konumas


n ayrt ettii gibi. l

1 Yazar, Pierre Corneille'in oyunu Le Cid ile, Racine'in oyunu Phedre'den


sz ediyor. -.n.

KUR BAN BUNAL1M1

61

Trajik diyaloun kusursuz simetrisi, biim asndan, iki kahra


mann birer dizeyle att stikomiti'de somutlayor. Trajik diyalog,
dellodaki demirin yerini szlerin almasdr. iddet ister fiziksel is
ter szel olsun, trajik gerilim deimez. Hasmlar birbirine darbe s
t ne

darbe indirir ama, g dengesinden tr atmann sonucu

nu kestirmemiz olanakszdr. Bu yapsal aynl kavrayabilmek iin


nce Euripides'in

Fenikeli Kadnlar'nda Eteokles ile Polyneikes ara

sndaki delloyu konu alan anlatya bakmak gerekiyor. Anlatda iki


erkek karde iin de geerli olmayan hibir nokta yok: Tm hare
ketler, tm darbeler ve hileler, kavgann sonuna dein iki tarafta da
ayn olmak zere durmadan yinelenir: "Birinin gz kalkannn a
sn birazck asa dieri hemen vurmak iin mzrak kaldryordu."
Polyneikes mzran drr, Eteokles de mzran drr.
Polyneikes yaralanr, Eteokles de yaralanr. Her iddet bir dengesiz
lik yaratr ama, bu durumun belirleyicilii karl gelinceye dein
srer yalnzca; gelen karlk, dengesizlii gidermekle kalmayp ter
sinden simetrik bir dengesizlik de yaratr ve doallkla yeni denge
sizlik de geicidir. Trajik gerilim , bu abuk kapanan ama her sefe
rinde heyecan yaratan aralardan baka bir ey deildir; aralarn en
k bile bir karara vanlmasna yetebilecekken, hibir zaman y
le olmaz. "lki kol da mzrandan yoksun kaldndan, u an kavga
berabere durumda. Kllar ekilmi, kalkan kalkana gelinmi, bir
grlt bir kyamet ikisini de sanp sarmalam." lki karde arasn
daki dengeye lm bile son vermeyecektir: "Dilerine kadar toza
batm, her biri dierinin katili, yan yana uzanm yatyorlar; iktidar
hala paylalamam."
lki kardein lmesi hibir sorunu zmeyip kavgalannn simet
risini kalc klyor. lki karde, yine simetrik olan iki ordunun ban
da bulunmulardr ve bu iki ordu, imdi yine simetrik bir atma

da kar karya gelmektedir. Ama ilgin bir biimde tmyle szel


bir alana aktanlmakta, gerek bir trajik diyaloa dnmektedir. Bu-

62

1 D DET VE KUTSAL

rada, fiziksel atmann szel bir uzants olarak, nceki iddetin


sreen kararszlndan ileri gelen bir atma olarak, tragedya de
nen eyin doduu grlyor:
O zaman askerler ayaa frlar ve tartma balar.

Kralmzn kazandn ilan ederiz.


Otekiler, Polyneikes kazand der. eOer farkl eyler syler.
Bazlan nce Polyneikes vurdu der,
lkisi de lnce zafer olana kalmad, diye cevap gelir.
Birinci atmadaki belirsizlik ok doal olarak ikincisine de uza
np yinelenmekte ve oalmaktadr. Trajik tartmann zm yok
tur. lki tarafta da ayn arzular, ayn savlar, ayn arlk: Hlderlin'in
dedii gibi, Gleichgewicht.2 Tragedya, adaletin deil, iddetin sala
d bir denge durumudur. Tartnn gzlerinden birinde ne varsa he
men tekinde de o olur; karlkl olarak ayn hakaretler edilir; ha
smlar arasndaki sulama trafii, tenis mandaki top trafii gibidir.
atma sonsuzca uzar gider, nk hasmlar arasnda en kk bir
fark yoktur.
atmadaki dengenin genellikle, trajik tarafszlk ad verilen e
ye atfedildii grlyor. Hlderlin de ayn szc kullanyor: Im
partialitat. 3 Yetersiz bir yorum bence bu. Tarafszlk, taraf tutmann
bilerek reddedilmesi, hasmlara kararl bir biimde ayn muamelede
bulunmak anlamna gelir. Tarafszlkta, karara varma istei, karar
verilebilip verilemeyeceini bilme istei ya da kesin bir karar verme
nin olanakszl sav bulunmaz. Ne pahasna olursa olsun tarafsz
kalma gibi sahte bir stnlk sergilenir orada. Gerekten de, iki ey
den biri geerlidir: Ya hasmlardan biri hakl dieri hakszdr ve bun
lardan birinin tarafn tutmak gerekmektedir, ya da hakllklarla
hakszlklar yle eit bir biimde dalm durumdadr ki taraf tut2 G!eichgewid: denge durumu [Aln.) -.n.
3 Impartialiat: tarafszlk [Aln.) -.n.

KUR BAN B UNAL1M1

63

manm olana yoktur. Kendi kendini savunan tarafszlk bu iki


zm arasnda seim yapmak istemez. Bir tarafa doru itilecek olur
sa dierine snr, dierine itilirse ilkine. insanlar iki taraf iin de ay
n

"nedenler"in geerli olduunu, yani iddetin nedensizliini kabul

etmekten hibir zaman holanmamtr.


Tragedya, taraflann yanlsamalaryla tarafszlk yanlsamalannm
hep birlikte kt noktada balar. rnein, Kral Oidipu s ta Oidi
'

pus, Kreon ve Teiresias, her biri kendi payna tarafsz bir biimde
hakemlik edebileceini sanrken, birbiri ard sra atmann iine
ekilirler.
Tragedya yazarlarnn ne derece tarafsz kaldklar da soru iare
tidir. rnein, Euripides, Fenikeli Kadnlar'da, Eteokles'i tuttuunu
gizlemiyor; belki de tam tersine buna ikna olmamz istiyor. Ancak,
bu tarafllk ilgin bir biimde yzeyseldir. iki taraftan birine olan
eilimleri tragedya yazarlannn atan taraflar arasndaki simetriyi
her an vurgulamasn hi de engellememektedir.
Tragedya airleri, tarafszlk erdemine aykn davranyor gibi g
rndkleri yerde bile, taraf tutmalann hakl klacak eleri izleyici
lerden esirgiyorlar. byk tragedya airi olan Aiskhylos, Sophok
les ve Euripides, bu simetriyi, bu aynl, bu karlkl oluu bize
iletmek iin birbirine ok benzeyen yordamlara, hatta anlatmlara
bavuruyorlar. Bu, gnmz eletirisinin stnde pek durmad,
l atta tmyle es getii bir yn tragedya sanatnn. Zamanmzn
fikirlerinden etkilenen bu eletiri, sanat yaptnn zgnln tek
kusursuzluk lt sayma eiliminde: Ne zaman belirli bir yazara
\zg olmayan izlekler, biem zellikleri ve estetik sonular bulun
duunu kabul etmesi gerekse, amaca ulalmam gibi bir izlenime
kaplyor. Estetik alannda bireysellik denen zellik, dinsel dogma
gcnde.
Yunan tragedyasnda, bu ltler asndan, farkllk oyununu
sonuna kadar oynayan ada yazarlardaki kadar ileri gitmenin ola-

64

SIDDET VE KUTSAL

na bulunmuyor kukusuz. Yine de, bugn son noktasna varm


olan bireycilik tragedyalarn okunmasn bile zararl ynde etkile
mekten geri kalmyor.
Byk Yunan tragedya yazarlar arasnda ortak zellikler bulun
duu, bu byk yazarn yaratt eitli kiilerin ortak zellikler
tad yadsnamyor elbette. Ama, benzerliklere hemen klie dam
gas vuruluyor. Klie dediniz mi, birka yapt ya da birka kurgusal
kii arasnda ortaklk gsteren zelliklerin hibir yerde gerek bir
neminin olamayacan sylemi oluyorsunuz. Bana gre ise tam
tersine, Yunan tragedyasnn esas bu "klielerde" ortaya konmutur.
Bu oyunlardaki trajik e gzmzden kayorsa bunun nedeni sz
konusu zdeliklere srarla srtmz dnmemizdir.
Tragedya yazarlarnn bize gsterdii kiiler, en kk bir deer
yargsna, "iyiler" ile "ktler" arasnda basit ya da karmak hibir
aynna olanak vermeyen amansz bir iddet mekanizmasnn para
lar. Bu nedenledir ki bizim modem yorumlarmzn ou olaans
t sadakatsiz, olaanst yoksul kalyor ve romantik dramla birlik
te zafer kazanp hala bktrrcasna srp giden o "Manicilik"ten de
paay tam olarak kurtaramyor.
Tragedyada iddet, hasmlar arasndaki her tr farkll siler.
Ayrt etme olanakszl, Eteokles ile Polyneikes'in fkesini artrr.

Herakles'in Ddilii'nde kahramanmz, daha nce de grdmz


zere ailesini kurban edilmekten kurtarmak iin Lykos'u ldryor
du. Her zaman ironik ve iddet ile ayn ey olan yazg hasmnn
uursuz plann Herakles'e gerekletirtiyor, Herakles kendi ailesini
kurban ediyordu. Trajik dmanlk ne kadar uzun srerse iddetin

taklidini de o kadar besler, hasmlar arasnda karlkl ayna etkisi ya


par. Yukarda grdmz zere modem bilimsel aratrmalar da il
ke asndan birbirinden en farkl saylan bireylerde bile iddetin
uyandrd tepkilerin ayn olduunu dorulamaktadr.
Trajik eylemin belirgin zellii, misillemelerdir; baka bir deyi-

KuReAN euNAL1M1

65

le , iddetin taklit yoluyla yinelenmesi. Farkllklarn yok olmas ol


gusu zellikle hiyerarik uzakln ve saygnn ilke olarak en fazla ol
duu durumlarda, szgelimi babayla oul arasnda gze arpyor.
Bu artc silinme, Euripides'in Alkestis'inde son derece belirgin.
Baba ile oul trajik bir tartma iinde kar karya geliyor. Birbirle
rine ayn sulamay yneltiyorlar: Kendini kurtarmak iin kadn
kahraman lme terk etmek. Simetri kusursuz. Koro ba bu simet
riyi kendisi de simetrik olan ara szlerle vurguluyor. llk ara szle,
oulun babasna ynelttii sulamaya son veriliyor: "Gen adam
kendine gel, babanla konuuyorsun." !kinci ara szle ise babann
ola ynelttii sulama son buluyor: "Her ey fazlasyla sylendi. Ye
ter artk baym, olunuza hakarete son verin."
Sophokles de Kral Oidipus'ta Oidipus'a yle szler syletiyor ki
Oidipus'un, arzulan, kukulan, eylemleriyle babasna ne kadar ben
zedii ortaya dklyor. Kahramanmzn kendi sonunu hazrlaya
cak olan sorutunna'ya dncesizce atlmasnn nedeni, ayn uyan
karsnda babasyla ayn tepkiyi gstermesidir. Uyan udur: lke
nin bir yerinde, bir katil aday, Thebai keminde ve lokaste'nin yata
nda hkm sren kraln yerini almak isteyen bir adam saklanmak
tadr.
Oidipus en sonunda laios'u ldrr ama, gerekte ilk nce la
ios onu ldrmeye almtr. Bu baba katli sahnesinde kolunu ilk
kaldran, Oidipus'a kar, laios'tur. Yapsal adan, baba katli kar
lkl hareketlerle olup bitmitir. Misillemeler dnyasnda bir misille
medir sz konusu olan.
Sophokles'in yorumlad biimiyle Oidipus mitosunda tm er
kekler aras ilikiler karlkl iddet ilikileridir: Biliciden esinlenen
laios, kendi yerine Thebai tahtna oturup lokaste'nin yatana gire
ceinden korktuu olu Oidipus'u iddet yoluyla bertaraf eder. Bili
ciden esinlenen Oidipus, iddet yoluyla nce laios'u sonra da
Sphinks'i bertaraf edip onlarn yerini alr vd. Yine biliciden esinle-

66

iDDET VE KUTSAL

nen Oidipus, kendi yerine gemeyi planlyor olabilecek kiiyi yok


etmeyi dnr. . . Biliciden esinlenen Oidipus, Kreon ve Teiresias
birbirlerini bertaraf etmeye alrlar . . . Tm bu iddet uygulamalan
yalnzca aile iinde deil tm kent iinde farklann silinmesi sonucu
nu verir. Oidipus'la Teiresias' kar karya getiren trajik tartma bi
ze iki byk ruhani nderin kapmasn gstermektedir. fkeli Oi
dipus, rakibinin "maskesini indirmeye," onun bir sahte peygamber
olduunu kantlamaya alr:
Haydi syle, ne zaman hakiki bir bilici oldun sen? u aalk, ka
dn yzl antajc kentimizdeyken yurttalanmz kurtaracak sz
neden sylemedin? Bilmeceyi yle herkes zemezdi oysa. Bilici
lik sanat gerekiyordu. Sen bu sanat ne kulardan rendiini
gsterebildin, ne de tannlardan.
Teiresias karlk verir. Soruturmasn tamamlayamayan Oidi
pus'un artan rahatszl karsnda o da ayn oyunu oynayacaktr.
Kendi yetkesine onay kazanmak iin hasmnn yetkesine saldm:
"Nerede kald senin bilmece zme ustaln?"
Trajik tartmada herkes hasmyla ayn taktiklere bavurmakta,
ayn aralan kullanmakta, ayn ykm hedeflemektedir. Teiresias ge
lenein savunucusu rolne soyunur, Oidipus'a saldnrken onun k
msedii biliciler adna sz alr, krallk yetkesine kar isyankarlk
edip el kaldm. Burada hedef alnan bireylerdir ama, vurulan ku
rumlar olur. Tm meru iktidarlar temellerinden sarslr. Tm ha
smlar, pekitirmek iddiasnda olduklan dzenin yklmasna katk
da bulunurlar. Koronun szn ettii saygszlk, kehanetlerin unu
tulmas ve dinsel yozlama, hep aile deerleriyle dinsel ve toplumsal
hiyerarilerin ypranmas anlamna gelmektedir.

Kurban bunalm, yani kurban geleneinin yitirilmesi, kirli iddet


ile anndnc iddet arasndaki farkn yitirilmesidir. Bu fark yitirildi
inde, artk annma olana kalmamtr; kirli, bulac, yani karlk
l olan iddet, tm toplulua yaylr.

KURBAN BUNAL1M1

67

Kurbansal farkllk, baka bir deyile temizle kirli arasndaki


farkllk, kendisi silinirken pei sra dier tm farkllklan da srk
lemektedir. Geriye kalan yalnzca karlkl iddetin her yeri igal et
me srecidir. Kurban bunalmn bir farkllklar bunalm olarak, yani
btn itibariyle kltrel dzenin bunalm olarak tanmlamak ge
rekiyor. Gerekten de, kltrel dzen, dzenlenmi bir farkllklar
sisteminden baka bir ey deildir. Bireylere "kimlik"lerini veren,
kendilerini bakalarna gre konumlandrmalann salayan bu fark
llklardr.
Kitabn ilk blmnde, kurban geleneinin kyle birlikte
topluluu tehdit eden ey bize yalnzca fiziksel iddet, sonu gelmez
intikamlar ve zincirleme tepkime gibi grnmt. imdi ayn k
tln daha aldatc biimlerini kefediyoruz. Dinsellik rynce
tehdit altnda kalan, yalnzca fiziksel gvenlik deil, kltrel dze
nin ta kendisi oluyor. Kurumlar canlln yitiriyor, toplumun zrh
incelip zlyor, tm deerler nce yava yava, sonra da hzl bir
biimde anyor. Btn bir kltr yklma tehlikesiyle kar karya
kalyor ve er ya da ge, kartondan bir kale gibi yklyor da.
Kurban bunalmnn nceleri gizli olan iddeti farkllklar yok
ediyorsa, bu yok edi de dnp iddeti gelitiriyor. Ksacas, kurban
geleneine dokunduunuz an, topluluun dengesiyle uyumunun
bal olduu temel ilkeleri tehlikeye atm oluyorsunuz. Bunlar, es
ki in dncesinin kurban edimine ilikin tezleridir. oul olu,
huzurunu kurban geleneine borludur. Bu ban koparlmas genel
bir kargaaya ar kanlmas anlamna gelir: Ayinler Kitab byle
sylyor. 4

4 Aktaran: Radcliffe-Brown, Strucure and Function in Primitive Society


(New York, 1 965),

s.

1 59.

68

iDDET VE KUTSAL

!kel dinlerde ve tragedyada ayn rtk ama temel ilke ileyi ha


linde. Dzen, ban ve bereket, kltrel farkllklara dayanyor.

Dmanl rndan karan, farkllklar deil, farkllklann yitiril


mesi; bu yitim, ayn aileye ya da ayn topluma mensup kiileri bo
az boaza getiriyor.
Modern dnya insanlar aras eitlie zeniyor ve igdsel ola
rak, bireylerin iktisadi ya da toplumsal konumlanyla ilgisi olmayan
farkllklar bile insanlar aras uyumun engelleri gibi grme eilimi
gsteriyor.
Bu modern ideal, genellikle ak ilkeler dzeyinden ok mekanik
alkanlklar dzeyinde de olsa, budunbilimsel gzlemleri etkiliyor.
Beliren kartlk, ana izgileriyle netletiremeyeceimiz kadar kar
mak ve yanl anlamalarla dolu. "Farkllk kart" tavrlarn, yalnz
ca anlamazlklar ve atmalar konusunda deil, her tr dinsel me
selede budunbilimsel bak sk sk yanlttn belirtmek yeterli ola
cak. Bu tavrn ilkesi genellikle rtk kalmakla birlikte, Victor Tur
ner'n The Ritual Process adl almasnda net bir biimde kabul edi
liyor: "ekimelerin ve hizipiliin temelinde olduu kadar, grev mevki

lerinde bulunan ya da rekabet iinde olan kiiler arasndaki molekler


mcadelelerin temelinde de yatay ve dikey yapsal farkllama yatmakta
dr. "5
Farkllklar bir kez yerinden oynad m, neredeyse kanlmaz
olarak, kapma konusunu oluturduklar rekabetin nedeni yerine
konulmaya balyorlar. Oysa her zaman bu rol oynam deiller.
Farkllklarn bu durumu, nlemeyi baaramad iddet seline ken
disi de katlan kurban geleneinin durumuna benziyor. . .
Baka alanlarda gayet meru ama burada yersiz olan dnsel
alkanlklardan kurtulmak iin Shakespeare'in Troilos ile Kressida's
na bavurulabilir. Odysseus'un nl sylevinin konusu farkllk bu5 Victor Turner, The Rilual Process (Chicago, 1 969),

s.

1 79.

KURBAN BUNALIMI

69

nalmndan baka bir ey deil. Bu sylevde, daha nce hi olmad


kadar ayrlp gelitirilmi biimiyle, ilkel dinselin ve Yunan tra
gedyasnn iddete ve farkllklara bak asn buluyoruz.
Sylevin dolaym, Troya duvarlannn dibine konulanm olup
uzun sre hareketsiz kalmas nedeniyle yozlamaya balayan Yunan
ordusudur. Konumacnn szleri, Derece'nin, Farklln insan giri
imlerindeki rol stne genel bir fikir yrtme biimini alr. Dere
ce, "gradus ," her tr doal ve kltrel dzenin ilkesidir. Varlklann
birbirine gre konumlandrlmasn, dzenlenmi ve hiyerarik du
ruma getirilmi bir btn iinde her eyin bir anlam edinmesini sa
layan odur. nsanlarn dntrd, dei toku ettii ve iine gel
dii gibi kulland nesneleri ve deerleri o oluturur. alg eretile
mesi, bu dzeni, terimin modem anlamyla yap (farkl aralklar sis
temi) olarak tanmlyor: Toplulukta karlkl iddetin yerlemesiyle
birlikte bozulan sistem. Bunalm ise farklln bazen sarslmas , ba
zen de yok saylmas olarak betimleniyor.
(. .. ) O, when Degree is shahed
Which is the ladder to ali high designs,
The enterprise is sich! How could communities,
Degrees in schools, and brotherhoods in cities,
Peaceful commerce from dividable shores,
The primogenitive and due of birth,
Prerogative of age, crowns, sceptres, laurels,
But by degree, stand in authentic place?
Tahe but degree away, untune that string,
And, harh, what discord follows! Each thing meets
In mere oppugnancy: the bounded waters
Should lift their bosoms higher than the shores,
And mahe a sop of ali this solid globe:
Strength should be lord of imbecility,
And the nde son should strihe his father dead:

70

S 1O OET VE KUTSAL

Force should be right; or rather, right and wrong.


Between whose endless jar justice resides,
Should lose their names, and so should justice too.
[(. . . ) Ah, Derece sarslrsa bir

Her tr ykseklie kan o merdiven,


Sarslrsa ite, iler bozulur. Topluluklar,
Okul dereceleri, kent loncalan,
Blnen kylardan huzurlu alveri,
Aabeye, ablaya sayg,
Ya, ta, unvan, nian saygs,
Derece olmasa, nasl asl yerinde durur?
Derecelendirme de bak, sazn dzenini boz,
Gr ortaya kacak gmbrty! Her ey
Birbirine arpar; n balanm sular
Kabarp kylanndan taar,
Bu kat topran tiridine ban o zaman:
G, aptallk tanrsna dnr,
Hergele oul, babasn ldrr;
Zor kullanma hakkn yerini alr,
Hakl da haksz da daha dorusu,
Sonsuz kavgalar arasnda adalet duygusu
Ve adlanyla beraber yok olur gider. ]6
Demek Yunan tragedyasnda ve ilkel dinlerde iddete dayal kar
gaann nedeni farkllk deil, farklln yitirilmesidir. Bu bunalm,
insanlar her tr ayrt edici nitelikten, her tr "kimlik"ten yoksun b
rakan sreen bir atmann iine atar. Kullanlan dil de tehdit al
tndadr. "Her ey birbirine arpar." Terimin tam anlamyla "ha
sm"lardan bile sz edilemez artk; yalnzca, aptalca bir kafa tutmay6 Adam Yaynlar, Troilos ile Krcssida'nn btnn Sabahattin Eyuboglu ile
Mina Urgan'n evirisiyle yaymlamu. Rene Girard'n aklamalar daha
sadk bir eviri gerektirdiinden, buradaki blm yeniden evirdim. -.n.

KURBAN BUNALIMI

71

l a birbirini inciten, ad yle byle konabilecek "ey"lerdir sz konu


su olan; tpk frtnaya yenilmi bir geminin gvertesinde palamarla
r zlm nesneler gibi. Shakespeare sk sk, Tekvin'deki gibi id
dete dayal bir farkszlamay, kurban bunalm dediimiz durumu
adlandrmak iin, her eyi svlatran, kat dnyay bir tr orbaya
eviren frtna eretilemesini kullanmaktadr.
O noktada artk kimse esirgenmemektedir; tutarl fikirler ker,
akla uygun etkinlikler terk edilir. Her tr ortaklk eriyip gider ya da
kargaa iine der, her tr ruhsal ve maddi deer yok olur. Birer
Derece'den baka bir ey olmayan niversite diplomalar da baka
nesnelerle birlikte gider; diplomalar glerini farkllama gibi evren
sel bir ilkeden aldklarndan, bu ilke yok olup gidince onlar da hk
mn yitirir.
Shakespeare'de otoriter ve tutucu bir asker olan Odysseus, koru
may tek derdi haline getirdii bu dzenle ilgili tuhaf itiraflarda bu
lunmaktan da geri durmaz. Farkllklarn sona ermesiyle birlikte
gl zayfn efendisi olmakta, oul babasn vurup ldrmekte, ya
ni her tr insan adaletinin sonu gelmektedir. Zaten adalet de bek
lenmedik ama mantkl bir biimde, farkllk erevesinde tanmlan
maktadr. Yunan tragedyasndaki gibi denge demek iddet demek
se, insan adaletinin salad greli iddetdnn da dengesizlik ola
rak, "iyi" ile "kt" arasndaki (kurban ediminde temizle kirli arasn
daki farka benzeyen) bir fark olarak tanmlanmas gerekir. Dolay
syla bu dnce asndan bakldnda, hep dengede duran terazi
trnden bir adalet fikri kadar yabanc bir fikir olamaz. lnsan ada
letinin kkleri farkllk dzeninde yatyor; farkllk dzeni ayakta
duramyorsa insan adaleti de ayakta duramyor. Trajik atmann
sonu gelmez ve korkun dengesiyle yerletii yerlerde haklyla hak
szn konutuu bir dil bulunmuyor. Gerekten de, bu noktaya gel
mi insanlara, ya uzlan ya da birbirinizi cezaland nn dan baka de
'

necek bir sz bulunabilir mi?

iDDET VE KUTSAL

72

ukanda betimlediimiz ifte bunalm temel bir budunbilimsel


gereklikse, kltrel dzen karlkl iddet iinde bozuluyor ve

bu bozulma iddetin yaylmasn kolaylatnyorsa, bizim ayn ger


eklie Yunan ya da Shakespeare tragedyas dnda bir yoldan da
ulaabilmemiz gerekir. Biz modemler ilkel toplumlarla temasa ge
tike ilkel toplumlar gze grnmez oluyor. Ancak, bu grnmez
olma bile, en azndan baz durumlarda kurban bunalm araclyla
gerekleiyor olabilir. Byle bunalmlar baz dorudan gzlemlere
konu olmu da olabilir. Budunbilim yaynlarnn incelenmesi bu tr
gzlemlerin varln, hatta epey yaygn olduunu gsteriyor. Ancak,
gzlemlerin tutarl bir tablo oluturduu durumlar hayli ender. Ge
nellikle, terimin tam anlamyla yapsal nitelikli konularla karm
durumda, para para gzlemlere rastlanyor. Jules Heny'nin Bre
zilya'daki Santa Katarina eyaletinin Kaingang (Botocudo) yerlilerini
konu alan yapt jungle People! Orman lnsanlan bu konudaki dikka
te deer istisnalardan biri .7 stnde durmakta yarar var. jules
Heny, bir rezerve yerletirilen ve bu yaam deiikliinin etkilerine
yeni maruz kalmaya balayan yerlilerin arasnda yaamt. Dolay
syla bizim burada kurban bunalm adn verdiimiz eyle ilgili do
rudan gzlemlerde bulunabildi ve dorudan tanklklar derleyebildi.
Kaingang kltnn din, teknik ve dier tm dzlemlerde son
derece yoksul oluu Jules Henry'ye ok arpc gelmiti. Heny bu
durumu yakn akrabalar arasnda zincirleme intikam anlamna gelen
kan davasnn bir sonucu olarak grd. Budunbilimci, bu karlkl
iddetin etkilerini betimlerken igdsel olarak byk mitos imge
lerine, zellikle de veba imgesine bavuruyor: "Kan davas yaygnla
yor, korkun bir balta gibi toplumu paralara aynyor, bir veba sal
gn gibi toplumu delik deik ediyordu." (s. 50)
7 (New York,

194 1 .) Kitap, 1964 ylnda Random House, Vintage Books


1964 basmndan evirdim.

tarafndan yeniden yaymland. Buradaki alntlan


-R.G.

KUR BAN BU NAL1 M1

73

Bunlar, bizim kurban bunalm ya da farkllk bunalm kavramn


da toplamaya altmz belirtilerin ta kendisi. yle grnyor ki
Kainganglar eski mitolojilerini tmyle unutmu, yalnzca intikam
dngleriyle ilgili anlatlann anmsar olmulardr. Aile ii cinayetle
ri tartrlarken, sanki "nasl altn bildikleri karmak bir maki
nenin dililerini ayarlar" gibidirler. "Bu insanlar kendi yok olu ta
rihlerinden ylesine bylenmiler ki saysz iddet olaynn kesi
mesi zihinlerine olaanst bir netlikle kaydedilmektedir." (s. 51)
stikrarl bir sistemdeki bozulmay temsil eden Kaingang kan da
valarnn, "kurbansal" bir yn de vardr. Dzenleyici ve koruyucu
"iyi" iddeti yakalamak amacyla gitgide daha ok iddete bavuran,
gitgide daha verimsiz bir abaya dnen kan davalandr bunlar.
Gerekte ktcl iddet, "birlikte [ava] gidenler" denen iyice kl
m bir gruba uzun sre girememektedir. Ne var ki bu greli bar
blgesi kendisini kendi dndaki gruplar arasnda zafer kazanan id
detin kart ve teki yz gibi duyumsuyor olmaldr.
Grubun iinde son derecesine varan bir uzlama istenci hkm
srmektedir. En cretli kkrtmalara bile kaplnmamakta, rakip
gruplarn mensuplar arasnda olsa hemen kanl bir karlk gerekti
ren zina bile burada hogrlmektedir. iddet belirli bir eii ama
d srece ieride temel toplumsal ilevlerin yerine getirilmesinde,
baka bir deyile toplumun bekasnda vazgeilmez olan bir iddet
d dng salamaktadr. Bununla birlikte yle bir an gelmektedir
ki ekirdek grup bile kapmaktadr hastal. Rezerv blgesine yerle
tirilmelerinin ardndan, ayn gruptan insanlar artk iddetlerini da
rdaki dmanlarda, "tekiler"de, "farkl olanlar"da younlatrama
yp birbirine yneltmeye balamaktadr.8
8 Kainganglarn dilinde u anlamlarn tm iin tek bir terim vardr: a) her
tr farkllk; b) rakip gruplara mensup (birbirinin yakn akrabas) kiiler;
c) (yine dman saylan) Brezilyallar; d) "baka ey, farkl ey" szyle ve
bunun trevleriyle adlandrdklar ller ve her tr mitolojik, eytani ya da
tanrsal varlk.

74

S1DDET VE KUTSAL

Demek ki zincirleme cinayetler eninde sonunda ekirdek gruba


da girmektedir. Bu nektada tehlikede olan, toplumsal biimde var
olma ilkesinin ta kendisidir. Bununla birlikte, Kainganglar olaynda
d etkenlerin, en bata da hi kukusuz Brezilya'nn mdahalesi bu
srete araya girmekte ve son Kainganglann kltrleri btnyle
snmlenirken kiilerin fiziksel olarak hayatta kalmasn salamak
tadr.
Bu trajedide beyaz dnyann oynad rol grmezden gelmeksi
zin ya da kltmeksizin, kendi kendini yok etmeye ynelik isel
bir srecin varl gzlemlenebiliyor. Yerliler birbirlerini, dolaysyla
kendilerini yeterince abuk yok etmediklerinde beyaz yerleimciler
kiralk katil tutup anlan ldrtmekten geri dursalar bile Brezilya'nn
sorumluluu gibi bir sorun ortadan kalkmayacakt. Gerekten de,
Kaingang kltrnn dalmasnn ve lmcl mekanizmada gr
len yola gelmezliin kkeninde yabanc kltrden gelen basknn
belirleyici bir rol oynayp oynamadn kendimize sormak duru
mundayz. Geri byle bile olsa, bizim u an ilgilenmekte olduu
muz durumdaki zincirleme iddet her toplum iin tehdit olutur
maktadr ve bu tehdidin ilkesi egemen bir kltrn basksna ya da
daha baka bir d bask biimine hi bal deildir. lsel bir ilkedir
bu.
jules Henry'nin Kainganglann dt korkun durumla ilgili
vargs byle . "Toplumsal intihar" diyor onlardan sz ederken . By
le bir intihar olaslnn her zaman var olduu kabul edilmeli. nsa
nn tarihi boyunca ok sayda topluluun salt kendi uygulad id
detin kurban olup hibir iz brakmadan yok olduu dnlebilir.
jules Henry'nin bize sunduu zgl rnek konusunda baz ekince
ler bulunmakla birlikte, dile getirdii varglar, haklannda hibir ey
bilemediimiz ok sayda insan grubu iin geerli olmal:
Doal ortamn sert koullanna kar zafer kazanmak iin gerekli fi
ziksel ve ruhsal nitelikleri fazlasyla tayan bu grup, yine de, kl-

KURBAN BUNAL1M1

75

trn paralamakta olan i glere kar direnemiyor ve elinde


bu gleri dizginlemeye ynelik hibir yordam bulunmadgndan,
gerek bir toplumsal intihara gidiyordu. (s. 7)
Kendi kendisini ldrmezse bakalar tarafndan ldrlecei
korkusu, modemlerin "nleyici sava"na benzeyen bu "ne geme"
eilimi, ruhsal erevede aklanamaz. Kurban bunalm kavram,
ruhsal yanlsamay ortadan kaldrmaya yneliktir. jules Henry'nin,
kulland dilin ruhbilime ait olduu noktalarda bile bu yanlsama
ya dmedii aktr. Hukuki aknlktan yoksun, iddete teslim ol
mu bir dnyada herkes en ktnn olacandan korkmakta hakl
dr; yle bir dnyada, "paranoyak tahminler" ile duruma ilikin so
ukkanl nesnel deerlendirmeler arasndaki fark da silinmektedir.9
Bu fark bir kez silindi mi, her tr ruhbilim ve toplumbilim hata
ya der. Bireylere ve kltrlere "normal" ve "anormal" diye iyi ve
kt puanlar datan gzlemci, kendisini ldrlme tehlikesi altnda

olmayan bir gzlemci olarak tanmlamak zorundadr. Ruhbilim ve


dier toplumsal bilimler, olaan bak alar iinde bilimcilerimizin
gznde "elde bir" olan bir bar temel varsayyor, stelik bu var
saymn farknda bile olmuyorlar. Oysa bilimcilerin, gizemlerden t
myle arnm, demir gibi salam, her tr idealist samalktan yok
sun olmasn istedikleri dncelerindeki hibir ey byle bir teme
lin varln ne olanakl klyor ne de hakl karyor.
Katilin kapal bir sisteme girmesi iin tek bir cinayet yetecektir. Er
ya da ge, intikam almaya kalkabilecek herkesi ortadan kaldr
mak zere yeniden ve yeniden cinayet ilemesi, szcn tam an
lamyla kymlar dzenlemesi gerekecektir. 1 0

9 Agy . ,

s.

54

Agy.,

s.

53

lO

76

1OOET VE KUTSAL

Jules Henry, Kainganglar arasnda zellikle kan dkc olan bi


reylere rastlamtr ama, pek baarl olamasalar bile bu ykc sre
ten kurtulmaya alan barl, geni ufuklu kiilere de rastlamtr.

"Kaingang katilleri Yunan tragedyasnn kiilerine benziyor; bir patlak


verdi mi artk nne geilemeyen gerek birer doa yasasnn hkmlle
ri gibiler." 1 1

ltrel dzenin urad ykmdan, Jules Henry kadar doru


dan bir biimde olmasa bile, tragedya da sz ediyor. Tragedya

kiilerinin uygulad iddetin karlkl oluuyla balantl bir ykm


bu. Kurban edimiyle ilgili sorunsalmz, tragedyann oluumunda
ayin geleneindeki bunalmn ve btn farkllklarn siliniinin oy
nad can alc rol de ortaya koyuyor. Ote yandan tragedya da ge
rek bu bunalm, gerekse bu bunalmdan aynlmas olanaksz her tr
dinsel sorunu anlamamza katkda bulunuyor. Gerekten de dinin
her zaman tek bir amac var: Karlkl iddetin geri gelmesini nle
mek.
Dolaysyla, tragedyann byk dinsel budunbilim sorunlar iin
ayrcalkl bir eriim yolu oluturduunu ne srebiliriz. Bunu ne
srmek, kukusuz, gerek bilimsel iddia sahibi aratrmaclar tarafn
dan, gerekse geleneksel Yunan uygarl uzmanlarndan tutun, Ni
etzsche ve Heidegger tilmizlerine kadar pek oklan tarafndan red
dedilmeyi gze almak anlamna geliyor. Bilimciler, kendi geerlilik
istenleri ne kadar kuramsal dzlemde kalrsa, edebiyat yaptlarn
da o kadar "uygunsuz dost" gibi grme eiliminde oluyorlar. Yunan
uygarl uzmanlar da ilkel toplumlarla klasik dnem Yunanistan'
arasnda en kk bir koutluk kurma fikrini kfr saymaya hazr
lar.
Tragedyalara bavurmann ille de aratrma standartlarndan
dn vermek ya da her eyi "estetik" adan grmek anlamna geldi 1 Agy . ,

s.

53

KURBAN BUNAL1M 1

77

i fikrini tmyle bir yana brakmak gerekiyor. Ayn biimde, ede


biyatlarda grlen, bir edebiyat yaptyla -hangisi olursa olsun
bilimsel bir yapt ilikilendirmenin ille de kolayc bir "indirgeme"ye,
edebi yaptn kendine zg nemini hie saymaya varaca nyarg
s da bir yana braklmal. Kltr bilimi ile edebiyat arasnda atma
olduu iddias, hem edebiyat eletirmenlerinde hem de dinbilim uz
manlannda rastlanan, ayn tr bir baanszla ve ayn tr bir su or
taklna dayanyor. lki taraf da kendi konulannn dayand ilkeyi
saptamay baaramyor. Tragedya yazarlan bu ilkeyi grnr klmak
iin bouna aba harcamlar. Olsa olsa ksmi bir haan elde etmi
ler, o da yorumcularn dayatmaya alt farkl farkl okumalarla
her seferinde silinip gitmi.
Budunbilim biliyor ki dinsel gelenee gre olan kirlilik, farkllk
larn yok olmasndan kaynaklanmaktadr.12 Ne var ki budunbilim
ciler bu yok olua elik eden tehlikeyi anlamyor. Daha nce de gr
dmz zere modern dnce, farkszl iddet olarak, iddeti
de farkszlk olarak dnmeyi baaramyor. Kktenci okuma kabul
edilse, tragedya bu konuda yardmc olabilecektir. Tragedya herkes
arasnda geen yakc bir konuyu, kanlmaz nedenlerle hibir za
man dorudan sz edilmeyen, anlaml ve farkllatnlm bir yap
iinde yer alan konular ele alyor. Karlkl iddet iinde dalp gi
den de ite bu yaplar. Konunun tabu, hatta tabudan da te, farkl
lklara adanm bir dille kolay anlatlamaz olmas nedeniyle, edebi
yat eletirmeni tragedyadaki atmalann greli farkszlklarn ken
di farkllk ayla rtyor.
tlkel dncede, modern dncenin tersine, iddet ile farksz
lama arasndaki benzerlikler gerek birer takntya dnebilecek
kadar ak olgular olarak grlyor. Doal farkllklar kltrel fark
llk erevesinde, kltrel farkllklar da doal farkllk erevesin1 2 Bkz. Mary Douglas, Purity and Danger (Londra, 1 966).

78

$1DDET VE KUTSAL

de dnlyor. Bizim gzmzde tmyle doal olan ve insanlar


aras ilikiler stnde reel bir etkide bulunmayan farkllk yitimleri,
ilkel dncede gerek bir dehet uyandryor. eitli farkllama
tarzlar arasnda fark bulunmadna gre, farkszlama tarzlar ara
snda da fark bulunmamaktadr: Dolaysyla baz doal farkllklarn
ortadan kalkmas insan kategorilerinin yok olmasn akla getirir ki
bu da kurban bunalm demektir.
Bu nokta anlalnca, geleneksel bak alaryla bir trl aydn
latlamayan baz dinsel grngler anlalrlk kazanyor. Bunlarn
en dikkat ekici olanlarndan birine deinerek tragedyalarn din bu
dunbilimi dzlemindeki aklama gcn gstermeye alacaz.
Pek ok ilkel toplumda ikizlerin olaanst bir endie yaratt,
ikizlerden birinin, hatta daha sk olarak her ikisinin de yok edildii
grlmektedir. Budunbilimcileri uzun sredir uratran bir bilme
cedir bu.
Gnmzde ikizler bilmecesi bir snflandrma sorunu saylyor:
Gerek olmakla birlikte, temel nemde olmayan bir sorun. Tek bir
bireyin beklendii yerde ortaya iki bireyin kmas gibi bir olguyla
kar karyayz. lkizler, hayatta kalmalarna izin veren toplumlarda
genellikle tek bir toplumsal kiilik sahibi oluyor. Gerekte gln
hibir almaz yan yok. Yapsalcln tanmlad biimiyle snflan
drma sorunu ikizlerin ldrlmesini hakl karmaya yetmiyor. in
sanlar ocuklarndan bazlarn katletmeye iten nedenler, kt ol
duklarnda hi kuku bulunmamakla birlikte, anlamsz nedenler de
il. Kltr oyunu , desen tamamlannca fazla paralarn duygusuzca
kaldrlp atlaca bir "puzzle" deil. Snflandrma sorunu yaam
salsa, kendi bana deil, getirip gtrdkleriyle yaamsaldr. lkizler
arasnda kltrel dzen asndan en kk bir fark yok, fiziksel a
dan ise olaanst bir benzerlik var. Farklln olmad yerde id
det tehdidi balyor. Biyolojik ikizlerle toplumsal ikizler birbirine
kartrlmaya balanyor ve bu kargaa, farklln bunalma girme-

KuReAN euNAL1M 1

79

siyle birlikte hzla artyor. lkizlerin korku yaratmasna amamal:


Her tr ilkel toplumun karlat en byk tehlikeyi, fark gzetme
yen iddet tehlikesini anmsatyor ve bildiriyor onlar.
iddet ikizleri, ortaya kar kmaz byk bir hzla artp nere
deyse blnerek oalyor ve kurban bunalmna yol ayor. nem
li olan bu drtnala bulamay nlemektir. Dolaysyla biyolojik ikiz
lerle ilgili birincil kayg, bulamay nlemek olacaktr. lkizlerle ba
lantl tehlikenin niteliini en iyi ortaya koyabilecek etmen, ikizlerin
yaatlmasn tehlikeli sayan toplumlann onlardan kurtulmak iin
bavurduklar yoldur: lkizler "tehir" ve terk edilmekte, yani toplu
luk dnda, lmlerinin kanlmaz olaca bir yere braklmaktadr.
Aforoz edilene kar herhangi bir dorudan iddet uygulamaktan ti
tizlikle kanlmakta, ktclln bulamasndan korkulmaktadr.
lkizlere iddet uygulamak, sonu gelmez bir iddet ksr dngsne
girmek anlamna gelecek, ktcl iddetin ikizler dolaymyla top
lulua kurduu tuzaa dlmesine yol aacaktr.
lkizlerden ekinen toplumlarda ikiz olgusuyla ilgili eitli gre
nek, reete ve yasaklarn listesi yaplsa, ortak payda da ortaya kar:
Kirliliin bulamas. Kltrden kltre grlen farkllklar dinsel
dncelerle aklamak kolaydr; yukanda tanmladmz, ktcl
iddetin yaratt terr nedeniyle alnmas gereken nlemlerin iyice
deneysel kld trden dinsel dncelerdir bunlar. lkizler sz ko
nusu olduunda bu nlemlerin yersizliinde kuku yok elbette. An
cak, sada solda biraz farkl yorumlarna rastlansa da sonuta her za
man ayn temele dayanan ve her tr dinsel pratiin engellemeye a
lt o tehdit algland anda, nlemler de son derece anlalr bir
duruma geliyor.
rnein, Nyakyusa'lar, ikizlerin anne ve babalarn ktcl id
detin dnyaya getiricisi olarak hastal kapmlardr diye dn
yorlar. Bu dncede, ilke dzleminde bir yanllk bulunmuyor.
lkizlerle anne ve babalan iin ayn adlandrma (her tr kukulu var-

80

SI DDET VE KUTSAL

lk ve korkun yaratk iin kullanlan bir szck) kullanlyor. lkiz


anne ve babalar , bulamay nlemek iin, toplulua geri dnmeden
nce kendi kendilerini yaltlayp arndmc ayinlerden gemek zo
runda braklyor. 1 3
Bulama tehdidinin en ok ikizlerin anne ve babas olan iftin
kan hsmlar, mttefikleri ve yakn komular iin geerli olacan
dnmek yanl olmaz. Ktcl iddet ok eitli -fiziksel, ailesel,
toplumsal- dzlemlerde ileyen bir g olarak douyor ve her yer
de ayn biimde yaylyor; zeytinya gibi, en yaknndakine don.
kizlerin kirlilii, kymda dklen kanla sarho olmu sava
nn, ensest sulusunun ya da aylk kanamas olan kadnn kirliliiy
le ayn erevede yer alyor. Ve tm kirlilik biimlerinin kkenini
iddette aramak gerekiyor. Bizler bu olguyu kavrayamyoruz nk
farkllklarn silinmesiyle iddet arasnda ilkellerin alglad benzer
lii alglayamyoruz. Oysa bu benzerliin mantkl olduuna inan
mak iin, ilkel dncenin ikizler ile ne tr bir felaketi bir araya ge
tirebileceini incelemek yeter. ikizler, kadnlarn ve hayvanlarn k
srlna neden olan korkun ve bilinmez salgn hastalklara neden
olma rizikosu tamaktadr. Daha da nemlisi, yaknlar arasndaki
uyumazlklarda, ayin geleneklerinin yok olmasnda, yasaklarn i
nenmesinde, baka bir deyile kurban bunalmnda ikizlerin oyna
d dnlen roldr.
Kutsalln insanlara zarar verme ve huzurlarn bozma rizikosu
tayan tm gleri ierdiini, doa gleriyle hastalklarn, topluluk
iinde ortaya kan iddete dayal kargaalardan hibir zaman ayrt
edilmediini yukarda grmtk. Her ne kadar insana zg iddet
kutsalln ileyiine gizlice egemen oluyor, kutsalln hibir tan
mndan tmyle dlanamyorsa da, insann dna yerletirilmesi
nedeniyle her zaman ikinci plana geme eilimi gsteriyor ayn za13 Monica Wilson, Rituals of Kinship among the Nyakyusa (Oxford, 1957).

KURBAN BUNAL1M1

81

manda. Sanki saklanmaya, bir perdenin, insanln reel olarak dn


daki glerin arkasna gemeye alyor.
ikizlerin arkasnda sureti grnen kutsallk, hem okbiimli hem
de tam anlamyla btnlk iindeki bir g olan, uursuz bir kut
sallktr. Kurban bunalm, iddetin toplulua ynelttii genel bir
saldn gibi anlalmaktadr; ikizlerin dogmas bu saldrnn bir n
habercisi olabilecektir.
ikizleri ldrmeyen toplumlar onlara genellikle ayrcalkl bir
stat tanyor. Bu kartlk, yukarda aylk kanamayla ilgili olarak be
lirttiimiz kartlktan hi farkl deil. Kirli iddetle balantl olup
da tersine dnp iyicile dnemeyen hibir grng yok. Ancak,
bu durum yalnzca sabit ve kat bir biimde belirlenmi ayin gele
nekleri erevesinde geerli. iddetin anndnc ve yattnc boyutu,
ykc boyutuna stn geliyor. Bu nedenledir ki baz toplumlarda
ikizler, doru biimde ekilip evrilirse ok eitli dzlemlerde ola
anst iyicil bir kaynak yerine de geebilmektedir.

ukarda belirttiklerimiz gerekse, sonuta benzerliin endie ve


rici olmas iin kardelerin ikiz olmas da gerekmez. Kan bana

dayal en basit benzerliklerin bile kukuyla karland toplumlarn

varln neredeyse nsel olarak varsayabiliriz. Bu varsaymn doru


lanmas, ikizler konusunda allagelmi olan tezin yetersizlii anla
mna gelecektir. lkiz korkusu dier kan ba trlerine de yaylabile
cekse , artk "snflandrma sorunu" aklamasyla yetinilemez. An
cak, bu kez sz konusu olan, tek bir bireyin beklendii yerde iki bi
reyin ortaya kmas deildir. Burada dorudan doruya fiziksel
benzerliktir sz konusu olan; ktcl saylan da odur.
Bununla birlikte, erkek ve kz kardeler arasndaki benzerlik ka
dar sk rastlanan bir eyin yasaklanmasyla hatr saylr bir sknt
yaratlp yaratlmayaca, hatta toplumsal ileyiin neredeyse olanak
sz klnp klnmayacag sorulabilir. Nihayet bu topluluk denen ey,

82

S 1DD ET VE KUTSAL

mensuplarnn ounluunu reddedilmi tiplere dntremez; d


ntrrse ortaya katlanlmaz bir durum kar. Bu, byle. Ne var ki
benzerlik korkusu da ayn derecede gerek. Kesin kantn Mali

The Father in Primitive Psychologyl ilkel Ruhbilimde Baba


1926) adl ksa almasnda buluyoruz. Malinowski ben

nowski'nin
(Londra,

zerlik korkusunun ykc sonular dourmakszn nasl sreenlik


kazandn gsteriyor . lnsanlann, daha dorusu kltr sistemleri
nin beceriklilii buradaki gln stesinden gelmektedir: zm,
korkulan grngnn varln kesin bir biimde yadsmaktan iba
rettir.
Trobriand adalarndaki gibi, anne tarafndan olan tm akrabalar
"tek ve ayn bnye" saylrken babann "yabanc" kabul edildii
anasoylu toplumlarda yz ve beden benzerliklerinin yalnzca an
ne tarafyla balantlandrlmas beklenirdi. Oysa durum tam tersi
ve bu ters durum toplumsal dzlemde gl bir yank buluyor.
ocuun hibir zaman annesine, kendi erkek ya da kz kardele
rine ya da anne tarafndan herhangi bir akrabasna benzemedii
konusunda, deyim yerindeyse bir aile dogmas bulunmasnn ya
n sra, byle bir benzerlii antrmak da ok kt karlanyor,

hatta ha aret saylyor. . .


Ben bu muaeret kuraln en klasik yoldan, kendi yaptm bir ha
ta yoluyla rendim . . . Bir gn Moradeda'ya [Malinowski'nin koru
malarndan biri) tpa tp benzeyen biriyle karlap ardm ve
kim olduunu sordum. Dostumun, uzak bir kyde yaayan aa
beyi olduunu sylediler. "A, gerekten de. Benim sormamn ne
deni de yznzn tpk Moradeda'nn yz olmasyd" dedim
heyecanla. Ortala birden bir sessizlik ktn fark ettim.
Adam srtn dnp gitti, orada bulunanlarn bazlar da yar utan
m, yar krlm bir halde baka taraflara dndler. Sonra da
kp gittiler. Gvenilir kaynaklann o zaman bir gelenei inedii
mi, "taputaki migila" dedikleri hatay ilediimi sylediler; bu de-

KURBAN BUNAL1M1

83

yim yalnzca o hata iin kullanlyordu ve anlam yle bir eydi:


"Birini kirletmek, yzn bir akrabasnn yzne benzeterek kir
bulatrmak." Beni artan, iki kardein arpc benzerliine kar
n, gvenilir kaynam olan kiilerin bile bu durumu yadsmalan
oldu. Sorunu ele allan, hi kimse kardeine ya da anne tarafn
dan akrabalarndan birine benzeyemez biimindeydi gerekte.
Tersini savunarak, karmdakilerin dmanlm ve fkesini st
me ekiyordum.
Bu olay bana ilgili kiiler oradayken hibir zaman benzerlikten sz
etmemeyi retti. Sonradan sorunu ok sayda yerliyle derinleme
sine ve kuramsal dzlemde tarttm. Trobriand adalannda, anne
tarafyla olan benzerlikleri en gze batan rneklerde bile yadsma
ya hazr olmayan bir tek kiiye rastlamadm. Nasl ki bizim toplu
mumuzda kap komunuza onun siyasal, ahlaki ya da dinsel n
yarglanna, ya da daha beteri, maddi karlanna ters den bir ha
kikati sylediinizde, o hakikat ne denli ak olursa olsun komu
nuzu tedirgin ediyorsa, Trobriandllar da en yadsnmaz benzerlik
leri bile dile getirdiiniz anda kendilerini tedirgin ve hakarete u
ram hissediyorlar. 14

Buradaki yadsma, onaylama yerine geiyor. Benzerlikler zihin


lerde zaten var olmasa, dile getirilmesi de skandala dnmezdi.
Aralarnda kan ba bulunan iki kiiye benzerlik yklemekle, onlar
da tm toplulua ynelik bir tehdit grm ve onlar ktlk bula
trmakla sulam oluyorsunuz. Malinowski, Trobriand toplumunda
bu sulamann hakaret olarak kullanldn, o toplumda bundan
daha ar bir hakaret bulunmadn bildiriyor. Yazar bu olgular ne

redeyse tam bir bilmece olarak sunuyor. Yazarn herhangi bir tez sa
vunmamas ve herhangi bir yorum nermemesi, tanklnn gve
nilirliini anran bir zellik.
14 Bronislaw Malinowski, The Father in Primi!ive Psychology
(New York, 1 966), s. 88-9 1 .

SI DDET VE KUTSAL

84

Trobriandlarda baba ile ocuklar arasnda benzerlik bulunmas


ise hogrlmekle kalmayp iyi de karlanmakta, neredeyse gerekli
grlmektedir. Oysa bu toplum, bilindii zere, insanlann yeniden
remesinde babann oynad roln kesin bir biimde yadsnd
toplumlardan biri: Baba ile ocuklar arasnda hibir akrabalk ba
bulunmuyor onlarda.
Malinowski'nin aklamalanna gre, babaya olan benzerliin, e
likili bir biimde , farkl l k erevesinde okunmas gerekiyor. Kan ba
yla bal olan kiiler arasndaki farkll yaratan, babalardr bura
da; farklln taycs olan babann nitelikleri arasnda ise psikana
lizin nemsedii fallik nitelik de gze arpyor. Baba anneyle yatt,
hep annenin yannda durduu iin, deniliyor, "ocuun yzn ka
lba dken" de odur. Malinowski'den rendiimize gre, ald ya
ntlarda "dondurmak, kalba dkmek, iz brakmak anlamna gelen

kuli terimine rastlanyordu hep." Demek ki anne malzemedir, baba


ise biim. Biimi getiren baba, ocuklan anneye ve dier ocuklara
gre farkllatrmaktadr. ocuklarn babaya benzemesinin gereklili
i buradan ileri gelmekte, ancak bu benzerlik, tm ocuklarda grl

mekle birlikte, ocuklann kendi aralanndaki benzerlii iermemektedir:


"Bana sk sk, Omarakana'lann efi To'oluwa'nn u ya da bu olu ne
kadar da babasna benziyor, diyorlard. Ayn babaya olan bu ortak
benzerliin kardeler arasndaki benzerlii de kapsadn belirtmek
cretini gsterdiimde, bu sapkn grmden tr hemen knan
dm. "1 5

alca mitos izleklerinden biri olan dman kardeler ile, ikizler


den ve kardeler arasndaki her tr benzerlikten duyulan korku

arasnda herhangi bir yaknlk var m diye bakmak gerekir. Clyde


Kluckhohn, erkek kardeler aras atmalarn mitoslarda en sk
rastlanan atma tr olduunu ne sryor. Genellikle karde kat1 5 Agy.

KURBAN BUNAL1M1

85

liyle sonulanan atmalardr bunlar. Kara Afrika'nn baz blgele


rinde mitolojik rekabetlerin kahramanlan her zaman art arda do
mu erkek kardelerdir. Bu tanm, doru anlyorsak, ikizleri kapsa
makta ama onlarla snrl kalmamaktadr. 1 6 ikizler izlei ile genel
olarak erkek kardeler rnts arasndaki sreklilik, Trobriand
adalanna zg deil.
Erkek kardeler, ikiz olmadklar durumlarda bile birbirlerinden
dier tm akrabalara gre daha az farkl oluyor. Babalan, anneleri,
cinsiyetleri ve genellikle de en yaknndan en uzana kadar tm ai
le mensuplarna gre konumlanlar ayn. Sfatlar, haklar ve grev
leri birbirine en yakn olan aile mensuplar onlar. ikizler bir anlam
da pekitirilmi kardelerdir; ikizlerin arasnda, nesnel farklann so
nuncusu olan ya fark da ortadan kalkmakta, aralarnda aynn yap
mak olanakszlamaktadr.
igdsel olarak, kardelik ilikisini bir sevgi ilikisi gibi dn
me eiliminde oluyoruz ama, aklmza gelebilen mitolojik, edebi ve
tarihsel rnekler hep atma rnekleri: Habil ile Kabil, Yakub ile
Esav, Eteokles ile Polyneikes, Romus ile Romulus, Aslan Yrekli Ric
hard ile Topraksz john vb.
Yunan mitoslar ile bunlar uyarlayan tragedyalardaki dman
karde bolluu bize hep ayn simgesel mekanizmann, art arda, an
cak rtl bir biimde deindii kurban bunalmn dndryor.
Metinlerdeki erkek karde izlei, izlek olarak, ayrlmaz paras oldu
u ktcl iddetten daha az "bulac" deil. izlein kendisi bir tr
iddet.
Polyneikes Thebai'den uzaklap kenti kendisi iktidara geinceye
dein kardeinin ynetimine terk ettiinde, yanna varlnn bir z
niteliiymi gibi, karde kavgasn da alyor. Getii her yerde , tpk
ayn mitosun bir baka yerinde Kadmos'un topraa canavar dii ekip
1 6 Clyde Kluckhohn, "Recurrent Themes in Myths and Mithmaking",
Myhs and Mithmahing iinde, ed. Henry A. Murray (Boston, 1 968),

s.

52.

iDDET VE KUTSAL

86

tepeden trnaa silahl, birbirine saldrmaya hazr savalar topla


mas gibi o da topraktan dpedz karsna dikilecek karde toplu
yor.
Bir bilici, Adrastos'a iki kzndan birinin bir aslanla, dierininse
bir yabandomuzu ile evleneceini bildirmitir. D grnleri fark
l, ama iddetleri bakmndan ayn olan iki hayvandr bunlar. Euri
pides'in Yalv nc Kad nlar'nda kral bu iki damadn nasl kefettii

ni anlatr. Bir gece, ikisi de sefalete dm olan Polyneikes ile Tyde


us bir kt ilte iin kraln kapsnda kavgaya tutumulardr:

Adra.stos: Ayn gece iki srgn geldi kapma.


Theseus: Biri kim biri kim?
Adra.stos: Tydeus'la Polyneikes. Yumruk yumrua giritiler.
Theseus: Senin kzlarla szlenen hayvanlar onlar mym?
Adra.stos: Hayvan d gibiydi dleri.
Theseus: Yurtlarndan bunca uzakta ne ileri varm?
Adra.stos: Tydeus bir yaknn ldrp srlmt.
Theseus: Ya Oidipus'un olu neden brakm Thebai'yi?
Adra.stos: Babas lanetlemi; kardeini ldrmekten korkuyor.
Kavgann sertlii ve hedefsizlii, aile durumlarndaki simetri, y
kye szcn tam anlamyla "karde"lik katan bir veri olarak iki
kz kardele evlilik: Tm bunlar bu blm Eteokles-Polyneikes
ilikisinin ve aslna baklrsa her tr karde rekabetinin yinelendii
bir blm durumuna getiriyor.
Karde kavgasnn ayrt edici zelliklerini saptaynca, bu atma
larn mitolojide ve tragedyalarda tek tek ya da kme kme yaylm
olduunu grebiliyoruz. Szcn dz anlamyla karde olan Poly
neikes ile Eteokles'in yan sra, Polyneikes ile Tydeus ya da Oidipus
ile Kreon gibi vey kardelere, aynca ayn kuaktan olan daha ba
ka yakn akrabalara, rnein Dionysos ile Pentheus gibi yeenlere de
rastlyoruz. Sonuta yakn akraba olmann hibir zel yan yok, n-

KURBAN BUNAL1M1

87

k o da aile iinde farklln yok olmasn simgeliyor, baka bir de


yile simgesizletiriyor. Yakn akrabalk, sonuta tm izleklerin altn
da yatsa da mitoslarn pek net gstermedii, buna karlk tragedya
da gl bir biimde vurgulanan o atma simetrisiyle birleiyor;
tragedyann altta yatan iddete dayal farkszlamay bulma eilimin
de olduu izleklerin sz konusu farkszlamay ele vermesinin nede
ni zaten farkszlamay temsil ediyor olmalardr.
Dolaysyla gnmzde sk iitilen tragedyann aile ii farkllk
lara aklp kald iin evrenselleemeyecei fikrinden daha yanl
bir fikir olamaz. ikizlerden duyulan dinsel korkudaki gibi karde
kavgasnda da sorun bu farkllklarn silinmesidir. iki izlek bir nok
tada birleiyor; ancak, aralarnda, stnde durmamz gerektirecek
bir fark var.
ikizler bize kurban bunalmnn belirgin zellii olan atma ve
kimlik simetrisinin baz ilikiler asndan dikkat ekici olan bir
temsilini sunuyor. Ancak, buradaki benzerlik tmyle rastlantsal:
Biyolojik ikizlerle toplumsal ikizler arasnda hibir gerek ba yok.
ikizler iddete dier insanlardan, en azndan dier kardelerden da
ha yatkn deil. Dolaysyla kurban bunalm ile ikizliin esas ara
sndaki ilikide belirli bir keyfilik var ve bu keyfilik, dilbilimsel gs
tergenin keyfiliiyle ayn trden deil, nk temsil esi her zaman
mevcut. Buna karlk, simgenin klasik tanm ikizlerle kurban bu
nalm arasndaki ilikiye uygun dyor.
Dman kardelerde temsil esi glgede kalyor. Kardelik ili
kisi aile iinde yer alan, olaan bir iliki. Kardeler arasnda her za
man, kk de olsa bir fark bulunuyor. ikizlerden kardelere geil
diinde simgesel temsil dzleminde bir eyler yitirilse bile bu yitiri
len ksm toplumsal hakikat sz konusu olduunda yeniden kazan
lyor, gereklie yeniden ayak baslm oluyor. Kardelik ilikisi o
u toplumda ok kk bir gerek farkllk ierdii iin, iddete da
yal farkszlamann saldrlan karsnda her zaman korunmasz

88

SI DDET VE KUTSAL

olan farkllk sisteminin zayf bir noktasn oluturuyor belki. kiz


lerden salt ikiz olduktan iin duyulan korkunun mitik olduu do
ruysa da, erkek kardeler arasnda rekabetin ar basmas konusun
da ayn ey sylenemez. Kardelerin ayn tr bir bylenme, szge
limi bir taht, bir kadn ya da genellikle grld zere baba mira
s gibi her ikisinin de tutkuyla istedii ama paylaamad ya da pay
lamaya yanamad bir nesneden bylenme sonucu hem yaknla
p hem uzaklamalanna yalnzca mitoslarda rastlamyoruz.
kizlerden farkl olarak dman kardelerin bir aya tmyle
simgesel bir "simgesizlemedeyken" dier ayak gerek bir simgesiz
lemede -asl kurban bunalmnda- duruyor. Baz Afrika monarile
rinde kraln lmyle balayan taht kavgas, kraln oullann d

man kardeler durumuna getiriyor. Bu kavgann ne lde simgesel,


geleneksel, ve ne lde belirsiz bir gelecein, gerek olaylann ba
latcs olduunu saptamak, olanaksz deilse bile ok zor. Baka bir
deyile, karmzdaki gerek bir atma mdr yoksa biraz fazla do
rudan bir biimde temsil ettii bunalm arndnc etkiler yoluyla
bertaraf etmeye adanm bir kurban benzetimi mi, bilemiyoruz.
kizlerin, hatta dman kardelerin neyi temsil ettiini anlayam
yorsak, bunun nedeni , ncelikle, temsil edilen gerekliin varln
dan tmyle habersiz olmamz elbette. En nemsiz bir ikiz iftin ya
da dman kardelerin btn bir kurban bunalmna iaret ettii,
byle bir bunalmn habercisi olduu aklmza bile gelmiyor. ift
olann, resmi retorik erevesinde deil, reel iddet erevesinde her

zaman btnsel olarak yer ald da gelmiyor aklmza. iddet yoluy


la gerekleen her tr farkszlama, balangta ne kadar snrl olur
sa olsun hzla yaylarak toplumun btnn ykma uratabiliyor.
Anlamyor oluumuzdan btnyle biz sorumlu deiliz. Mitolo
ji izleklerinden hibiri bizi kurban bunalmnn hakikatine gtre
cek yetkinlikte deil. kizler simetriyi ve aynl tam olarak temsil
ediyor; farkszlk, farkszlk olarak orada mevcut, ancak, ylesine

KUR BAN BUNAL1M1

89

olaanst bir grngde somutlam durumda ki yeni bir farkl


lk oluturuyor. Temsil edilen farkszlk sonunda pekala fark gibi, ca
navarca olan tanmlayan ve elbette kutsaln n plannda rol oyna
yan bir fark gibi grnebiliyor.
Dman kardeler ise bizi tmyle allm olan aile balamn
da olmak zere gereklikle yeniden buluturuyor: Burada artk sk
c ya da elenceli bir tuhaflkla kar karya deiliz. Ne var ki at
mann geree benzerlii hep simgesel ieriini silip atmaya k
k bir tarihsel yk nitelii kazandrma eiliminde . Gerek ikizler
de gerekse dman kardelerde simge, elikili bir biimde, simge
ledii eyi bizden gizliyor: Bu gizlenen, her tr simgeciliin yok
edilmesidir. Farkllklar ortadan kaldran ileyi, karlkl iddetin
her yere yaylmasdr ve hibir zaman aa kmayan bir ileyitir
bu; ya geride bir miktar farkllk kalmtr ve biz yine bir kltrel
dzen iindeyizdir, ya da geriye hi farkllk kalmamtr ama, fark
szlatnlm olan ey ortaya ancak son derecesine varm bir farkl
lk biiminde, rnein, ikizler gibi bir korkunluk biiminde k
maktadr.
Yukarda da sylemitik: Farkllklara adanm bir dil, her tr
farklln silinmesini dile getirmek konusunda belirli bir elvermez
lik, bir yetmezlik gsterir. Kullanlan dil, her ne derse desin, ayn
anda hem fazla hem az syler: "Each thing meets in mere oppugnancy
[Her ey birbirine arpar] " ya da "the sound and the fury,I Signifying
nothing [ses ve fke, hibir anlama gelmeyen] " demekle yetinse bile.
Ne yaparsak yapalm, kurban bunalmna ait gereklik hep sz
cklerin arasnda kayp gidiyor, her zaman bir yandan ksa ykye
dnm tarihin, bir yandan da canavarln tehdidi altnda kalyor.
Mitoloji her zaman ikinci tehlikeye dyor, tragedya ise hep birin
ci tehditle yz yze.
Canavarlk, mitolojinin her yerinde vardr. Bundan karlacak
sonu, mitolojinin durmadan kurban bunalmndan sz ettiidir;

90

iDDET VE KUTSAL

ancak, mitoloji bu bunalmdan yalnzca stn rtmek amacyla sz


etmektedir. Mitoslarn, kurban bunalmlarndan doduunu, bu
bunalmlarn geriye ynelik biim deitirmelerinden, bunalmn
dourduu kltrel dzenin nda yaplm birer yeni yorumdan
ibaret olduklarn dnebiliriz.
Kurban bunalmnn izlerini mitoslarda bulmak, tragedyada bul
maktan daha zor. Daha dorusu, tragedya her zaman mitolojik
rnt ifrelerinin ksmi olarak zlmesinden ibaret; air, kurban
bunalmnn soumu kllerine doru flyor; dalm, denklii
bozulmu karlkl paralan birbirine yaptryor, mitos anlatm
nn bozduu dengeyi yeniden kuruyor. iddete dayal bir karlkl
konumlanma girdab yaratyor tragedya yazan; bu girdapta farkllk
lar, tpk eskiden mitosta biim deiikliine uratlm olan gerek
bunalm srasnda olduu gibi eriyip gidiyor.
Tragedya her tr insan ilikisini tek bir trajik atmann etrafn
da topluyor. Tragedyada, Eteokles ile Polyneikes'in "karde" kavga
s, Alkestis ile Kral Oidipus un baba oul atmas, hatta aralarnda
'

hibir akrabalk ba bulunmayan kiiler, rnein, Oidipus ile Teire


sias arasndaki atma arasnda herhangi bir fark yok. lki peygam
ber arasndaki rekabet, kardeler arasndaki rekabetten ayrt edilmi
yor. Tragedya, mitos izleklerini balangtaki iddetlerine geri gtr
me eiliminde: Ksmen, ilkellerin ikizler karsnda duyduu kayg
lan gerekletirerek, kirlilii yayyor, iddet ikizlerini sonsuzca o
altyor.
Tragedyann mitosla zel bir yaknl varsa da bu durum ikisi
nin ayn ynde yol ald anlamna gelmez. Tragedya sanatnda sim
geden deil, simgesizletirmeden sz etmek gerekir. Tragedyann,
en azndan belirli bir noktaya kadar mitosun gidi ynne ters bir
ileyi gstermemesinin nedeni, kurban bunalmnn simgelerinden
ounun, zellikle dman kardelerin, ayin ve trajik olay gibi bir
ikili oyuna elverili olmasdr. Bu noktaya daha nce, Afrika'daki

KURBAN BUNAL1M1

91

taht kavgalaryla ilgili olarak deinmitik; bu atmalarn ayinsel mi


yoksa tarihsel ve trajik mi olduunu bilemiyorduk.
Burada simgeletirilen gereklik, elikili bir biimde, her tr
simgeciliin yitimidir. Farkllklarn yitimi, ister istemez, farklla
dayal olan dilde kendini aa vurmaktadr. Grng ylesine zel
dir ki, allm simgecilik kavramlar balamnda dnlmesi bile
olanakszdr. Bu noktada bize ancak tragedyalar okumak, trajik esi
ni yakalayacak, temelinden "simetrik" bir okuma yardmc olabilir.
Tragedya airi mitoslarn altnda her zaman iddete dayal bir kar
lkl konumlanma buluyorsa bunun nedeni airin mitosu gitgide za
yflayan farkllklar ve artan iddet balamnda alglamasdr. airin
ortaya koyduu tragedyay, bu blmn banda sz ettiimiz yeni
kurban bunalmndan ayramayz.
iddete ilikin her bilgi gibi tragedya da iddetle dorudan bir
balant iinde; kurban bunalmndan doma o da. Tragedya ile mi
tos arasnda belirmeye balayan ilikiyi anlamak iin, ona benzeyen
bir ilikinin yardmna bavurabiliriz: lsrail peygamberlerinin, arada
bir alntladklar baz Pentateukhos metinleriyle olan ilikileri. r
nek olarak, Yeremya'nn bir metnine bakalm (9: 3-5):
Herkes dostundan saknsn,
Kardelerinizin hibirine gvenmeyin.
nk her karde Yakup gibi aldatc,
Her dost iftiracdr.
Dost dostu aldatyor,
Kimse gerei sylemiyor.
Dillerine yalan sylemeyi rettiler,
Su ileye ileye yorgun dtler. 1 7

1 7 eviri, Kutsal Kitap n yeni basmndan (Kitab Mukaddes irketi Yay . ,


'

2002). -.n.

1 OO ET VE KUTSAL

92

Burada Yakup'la ilgili olarak izilen dman kardeler taslan


daki anlay, Eteokles ile Polyneikes konusuna ilikin traj ik yorum
la rtyor. Kardelik ilikisi bir atma simetrisine gre tanmla
nyor ve bu simetri burada artk az saydaki tragedya kahramanyla
snrl deil; anekdot niteliini de tmyle yitirmi durumda; ne
kan, topluluun kendisi. Yakup'a yaplan gnderme, kurban buna
lmn betimleyen ana rntye baml klnm. iddet btn bir
toplumu zyor, tm ilikiler dman karde ilikisine benziyor.
Biemsel simetri edevat, iddete dayal karlkl konumlanmay di
le getirmeye ynelik: "Dost dostu aldatyor,/ Kimse gerei sylemiyor."

Eski Ahit'in byk metinlerinin kkleri, birbirinden ayr, arala


rnda bazen uzun sreler olmakla birlikte baz alardan birbirine
benzeyen kurban bunalmlarnda yatyor. llk bunalmlar hem daha
sonrakilerin nda yeniden yorumlanyor, hem de onlarn yorum
lanmas iin k tutuyor. Eski bunalmlarla ilgili tanklklar sonraki
lerin dnlmesinde her zaman deerli bir destek salyor bize. Ye
remya'nn nerdii Yakup yorumunda da bu destei saptyoruz.
"Tekvin" ile, Yeremya'nn bizzat yer ald

Vl .

yzyl bunalm ara

snda bir temas kuruluyor ve bu temas her iki yne de k tutuyor.


Tragedya gibi, peygamberce dnce de karlkl iddete dntr;
dolaysyla, peygamberce dnce de mitolojik farkllklarn, traged
yadakinden ok daha btnsel bir biimde yok olmas anlamna gel
mektedir. Ancak bu konu ayn bir almada ele alnmay gerektiri
yor.
Trajik esinlenme ne denli dolayl ve ereti olursa olsun, onu da
Yeremya'nn metni gibi alglamak olanakl. Yukarda alntladmz
blm pekala Tekvin'deki dman kardeler Yakup ile Esav' konu
alan bir tragedyann taslan oluturabilirdi. . .
B u traj ik ya da peygamberce esinlenmenin gc, tarih ve felsefe
bilgisinden, ansiklopedik bilgilerden ileri gelmiyor; iddetin gerek
kltrel dzen iinde gerekse kltrel dzensizlik iinde, hem mi-

KURBAN BUNAL1 M1

93

tosta hem de kurban bunalmnda oynad roln dorudan doru


ya sezilmesinden ileri geliyor. Ayn ekilde, Shakespeare'in Troilos ile

Kressida esinlenmesinin kayna, dinsel bunalm iindeki lngilte


re'dir. Pozitivist anlayn ok sevdii kesintisiz bilimsel bilgi art
srecinde gitgide daha iyi bir yoruma ulalaca sanlmamal. Bu
ilerleme ne denli gerek ve deerli olursa olsun, trajik yorumdan
baka bir dzlemde yer alyor. Trajik yorumun, bunalm dnemle
rinde bile hibir zaman ok yaygn olmayan ruhu, kltrel istikrar
dnemlerinde iyiden iyiye yitip gidiyor.
iddete dayal farkszlamann belirli bir anda tersine dnerek
yerini mitolojik inceliklerin gelitirilmesine brakyor olmas gerekir.
Mitoslarla gelitirilen incelikler ise yeniden trajik esinin ters ynde
ki ilemine yol aar. Bu bakalamlarn balatcs nedir, kltrel
dzen ile dzensizlik dngleri hangi mekanizmaya baldr? n
mzdeki soru bu. Bu soru, kurban bunalmnn vard sonuca ili
kin soruyla birleiyor. iddet topluluk iine bir kez girdi mi durma
dan yaylp nndan kmaktadr. Topluluk son bireyine kadar
yok olmadan bu misillemeler zinciri nasl krlyor, bunu greme
mekteyiz. Kurban bunalmlar gerekten varsa, bunlarn bir freni,
her ey bitip tkenmeden araya girecek bir otomatik dzenleme me
kanizmas da olmaldr. Kurban bunalmnn sonucuyla ilgili sorun,
insan toplumlarnn var olup olamayacadr. Bu sonucun ne anlama
geldiini , nasl olanakl olduunu kefetmek gerekiyor. Mitoslarn
ve ayinlerin gerek balang noktas bu sonu olabilir. Dolaysyla,
bunalmn sonucuyla ilgili olarak reneceimiz her ey mitoslar ve
ayinleri daha iyi tanmamz salayacaktr.
Bu sorulara yant bulmay denemek iin zel bir mitosu , Oidipus
mitosunu sorgulayacaz. Buraya kadar yaptmz zmlemeler,
bu mitosu bir tragedya araclyla ele almamzn yerinde olacan
gsteriyor: Sophokles'in Kral Oidipus'u.

N C B LM :

O D P US V E KAM E KU R BAN

debiyat eletirisi kendi kendini bir biim/yap aratncs, gitgi


de daha da incelen "ayn"lardan ve en duyarl farkllklardan

oluma bir tr toplam, sistem, matris ya da kod gibi alglyor. Bizim


aramakta olduumuz yolun ise, "genel fikirler"le hi ilgisi olmamak
la birlikte, farklln yolu olduu sylenemez. Tragedyalar atma
daki karlkl konumlar arasnda olabilecek her tr farkll and
np eritirken, hibir modern eletiri tarz da yok ki tragedyadan
uzaklamasn ve kendi kendini tragedya bilmezlie hkml klma
sn.
Bu durum zellikle ruhbilimsel yorumlar iin geerli. Kral Oidi
pus ruhbilimsel gzlemler asndan zengin kabul edilir. Oysa ede
biyattaki anlamyla ve geleneksel anlamyla ruhbilimsel bak as
nn bu yapt ilke dzleminden itibaren saptrarak yorumladn ka
ntlamak olanakldr.
Sk sk, Sophokles'in son derece bireyletirilmi bir Oidipus ya
ratt gerekesiyle vldne rastlanz. Bu kahramann gayet "ken-

96

1DD ET VE KUTSAL

dine zg" bir kiilii olduu sylenir. Nedir bu kiiliin asl? Bu so


ruya verilen geleneksel yant, Oidipus'un "cmert" ama "fevri" oldu
udur; oyunun balangcnda Oidipus'un "soylu soukkanll"na
hayranlk belirtilir; tebaasnn dileklerini yerine getiren kral, kendi
ni ahaliyi bunaltan smn zlmesine adamtr. Ne var ki en kk
baarszlk, en kk gecikme, ufack bir kkrtma, bu taht sahibi
nin soukkanlln yitirmesine yetmektedir. Dolaysyla bir "fke
eilimi" tans koyabiliyoruz. Bu eletiriyi Oidipus da kendi kendisi
ne yneltiyor ve bu eilimde, hibir gerek tragedya kahramannn
yoksun olamayaca o benzersiz ama lmcl zaafn bulunduuna
iaret ettii izlenimini veriyor.
nce "soylu soukkanllk," ardndan "fke nbetleri." llk nbe
ti balatan Teiresias, ikincisini balatansa Kreon. Oidipus kendi ge
miini anlatrken, her zaman bu "kusur"un etkisiyle hareket etmi
olduunu reniyoruz. Kendi kendisini, eskiden bo szlere nem
vermi olmakla suluyor: Korinthos'ta birlikte iki itikleri birisi ona
evlat edinilmi olduu kukusunu alamtr. O sralar Oidipus'u
Korinthos dna iten de, bir dnemete nne kan kimlii belir
siz ihtiyara vurmaya iten de hep fkedir.
Gerekte buradaki tanmlama gayet yerinde; jhe terimi, kahra
mann kiisel tepkilerinin aklanmasnda kullanlabilecek dier te
rimlerden daha kt deil. Yalnzca, tm bu fkelerin Oidipus'u di
er kiilerden gerekten ayrp ayrmad sorulmal. Baka trl
syleyelim: Bu fke nbetleri "kiilik" kavramnn gerektirdii fark
llatnclk ilevini yerine getirebilir mi?
Biraz yakndan bakarsak, "fke"ye mitosun her yerinde rastlan
dn gryoruz. Korinthos'taki iki arkadann kahramanda dou
muyla ilgili kukular uyandrmaya itenin de dizginlenmi bir fke
olduunda kuku bulunmuyor. lm kavanda laios'u oluna
krba kaldrmaya iten de fkeydi. Unutmayalm ki laios'un bu
ouldan kurtulma karan Oidipus bebekken, yani henz hibir

O1 D 1 PUS VE 1 KAM E KU R BAN

97

edimde bulunmamken babas olarak kapld daha eski bir fke


den kaynaklanmtr.
Bu tragedyada fke Oidipus'un tekelinde deil. Yazarn kast ne
olursa olsun, tragedyann dier kiileri fkeye kaplm olmasa tra
jik atma da olmayacak. Bu fkeler elbet kahramann fkesinin ar
dndan belirli bir gecikmeyle patlak veriyor. Bizler onlar Oidipus'un
nce gelen ve balanmaz fkesi karsnda sonradan gelen ve ba
lanabilir fkeler ya da "hakl misillemeler" olarak grme eilimin
deyiz. Ne var ki Oidipus'un fkelerinin hi de ilk fke olmadn
yukarda grdk; ncesinde her zaman belirleyici bir fke bulunu
yor; ama o belirleyici olan da tam anlamyla bir ilk fke deil. Kirli
iddet alanndaki her tr kken aratrmas, szcn tam anlamy
la mitolojik olarak kalyor. Bu trden bir aratrmaya giriildi mi, he
le byle bir aratrmadan sonu beklendi mi, iddete dayal karlk
l konumlanmaya son vermek ve tam da tragedyann kanmaya a
lt mitolojik farkllklara bavurmak kanlmaz oluyor.
Teiresias ile Kreon bir sre soukkanllklarn korurlar. Ancak,
birinci perdede onlarn balangtaki serinkanllklarnn Oidipus'ta
da bir karl olduunu grrz. Gerekten de her zaman, srasy
la, bir serinkanllk, bir fke kar karmza. Oidipus ile hasmlar
arasndaki tek fark, Oidipus'un sahne dzeni asndan oyuna daha
nce girmesidir. Dolaysyla oyun arkadalarna oranla hep bir l
de nde gelir. Ne var ki simetri, eanl olmasa bile, gerekten vardr.
Tm oyun kiileri , hep birlikte deil de ayr ayn olmak zere , ayn
konu/nesnede ayn konumu almaktadr. Bu konu/nesne, imdiden
grmekte olduumuz ve daha sonra daha da iyi greceimiz zere,
veba salgnyla balantl trajik atmadan baka bir ey deil. Tra
gedya kiilerinden her biri nce iddete egemen olabileceine inan
yor ama, sonra iddet kiileri art arda egemenlii altna alp isteme
dikleri bir oyunun iine, iddete dayal karlkl konumlanma oyu
nuna sktryor. Kiilerden her biri, rastlantsal ve geici olan id-

98

iDDET VE KUTSAL

detd kalma durumunu kalc ve asl durum sand iin, bu oyun


dan da kaabileceine inanyor.
tragedya kiisi de kendini atmann stnde gryor. Oidi
pus Thebaili deil, Kreon kral deil, Teiresias ise ykseklerden uu
yor. Kreon, Thebai'den son yantlar getiriyor. Oidipus ve zellikle
Teiresias, bilicilik becerilerini inandrc klyorlar. Onlar da tpk
yalnzca zor vakalarn zm iin rahatsz edilebilen modem "uz
man"larla "bilirkii"ler kadar saygnlar. de, kendilerini hi ilgi
lendirmeyen bir durumu dardan, bamsz gzlemci konumunda
seyrettiklerini sanyorlar. Her biri tarafsz hakem, hkmran yarg
roln oynamak istiyor. Saygnlklarnn gzetilmediini en azndan
dier ikisinin sessizliinden anladklar anda, bilgenin serinkan
ll da yerini iddetli bir fkeye brakveriyor.
atmada bu adam esinleyen g, stnlk yanlsamasn
dan ya da hubris'tenl baka bir ey deil. Dier bir deyile hi kim
sede saduyu yok; bu konuda da aralarndaki farkllk ya yanltc,
ya da abucak ortadan kalkan trden. Serinkanllktan fkeye gei
her seferinde ayn zorunluluktan kaynaklanyor. Herkeste ayn l
de bulunan bir zellii "kiilik zellii" diye kutsamak ve Oidipus'a
zg saymak keyfilik olur. Kald ki, bu zelliin herkeste bulunma
s tragedya balamnn gereklerinden biridir ve bu zelliin salad
yorum her tr ruhbilimci yorumdan daha tutarldr.
Tragedyann kiileri, birbirlerine kar dururken birer birey ola
rak belirginlemek yle dursun, tm de ayn iddetin sonucu olan
zdelie indirgenmekte, kiileri alp gtren burga tmn ayn
klmaktadr. Teiresias, iddetten sarho olup kendisini "diyaloa" a
ran Oidipus'un hatasn daha ilk bakta anlasa da, bu durumdan
yararlanmak iin ge kalmtr: "Yazk! Yazk! Nasl da korkuntur
bilmek, ie yaramaynca! Bilmez deildim ama, unutmuum ite.
Kalkp gelmezdim yoksa."
1 hubris: utanmasz kibir [Yun.] --.n.

OIDIPUS VE iKAME KURBAN

99

ragedyann, gr aynlklanyla hibir ilgisi yoktur. Trajik esinin


snrlarn ortaya karmak iin, atmann simetrisine hi a

madan bal kalmak gerekiyor. Trajik tartmann uzlamaz taraflar

arasnda fark yok savn ileri srerken, son kertede, "gerek" pey
gamberle "sahte"si arasnda fark bulunmadn ileri srm oluyo
ruz. Burada ilk bakta inanlmaz gelen, hatta akla bile gelmeyecek
bir ey var. Teiresias Oidipus'la ilgili hakikati daha en bata, Oidi
pus'un Teiresias hakknda olmayacak iftiralar yayd srada ilan et
memi miydi?
Teiresias'n sahneye girmesiyle birlikte bizim simetrimiz kesin
bir biimde yalanlanyor. Bu soylu kiiyi gren korodan u szler ii
tiliyor: "lte aydn bilici, hakikatin tek taycs peygamber geliyor."
Burada, yanlmayan ve her eyi bilen peygamberle kar karya ol
duumuz aktr. Hazrlanm bir hakikati, uzun uzun biriktirilmi
bir gizi elinde tutmaktadr bu peygamber. Zafer bu sefer farklln
dr sanki. Oysa birka satr sonra bu farkllk da siliniyor ve karlk
l konumlanma, hi olmad kadar ak ve seik, yeniden beliriyor.
Teiresias, rolnn geleneksel yorumunu , koronun az nce dile ge
tirdii yorumu, bizzat reddediyor. Peygamberlik yeteneklerinin k
kenini ac ac alay ederek sorgulamakta olan Oidipus'a kar, kendi
sinde hasmndan almad hibir hakikatin bulunmad yantn ve
rerek savunma yapyor:

Oidipus: Kim retti sana hakikati? Peygamberlik mesleiyle bir


likte rendin anlalan.
Teiresias: Sen rettin bana onu, beni istemediim halde konu

maya zorladnda.
Bu satdan ciddiye alrsak, Teiresias'n Oidipus'a sratt lane
tin, baba katillii ve ensest sulamasnn, doast iletilerle bir ilgi
si yoktur. Baka bir kken nerilmektedir burada. Sulama, misille
me yerine gemitir; sulamann kkeni, trajik tartmada atlan

100

iDDET VE KUTSAL

dmanca szlerdir. Teiresias' istemedii ve kendisinin de iitmek


istemeyecei bir konumay yapmaya zorlayan, Oidipus'tur. nce
Oidipus Teiresias' Laios cinayetine karm olmakla sulam, onu
kendisine kar misillemede bulunmaya, bir kar sulama ynelt
meye zorlamtr.
Sulamayla kar-sulama arasndaki tek fark, kar-sulamann
temelinde yatan elikidir burada. Bir zayflk oluturabilecekken
gce dnen bir eliki. Teiresias, Oidipus'un "sen sulusun"una,
geriye evrilmi bir "sen sulusun"la karlk vermekle yetinmez.
Kendisine yneltilen sulamada, sulayann sulu olmas gibi bir
skandaln bulunduunu vurgular: "Kendini masum sanp beni su
luyorsun, hey gidi dnya, oysa asl sensin sulu olan. Aradn su
lu kendinsin."
Bu polemikteki her ey yanl deil elbette. teki kiiyi Laios'un
katili olarak grmek, onu kurban bunalmnn tek sorumlusu olarak
grmek anlamna gelmektedir. Tm kiiler kltrel dzenin yok ol
masna katkda bulunduklarna gre, gerekte tm ayn derecede
sorumludur. Dman kardelerin birbirine indirdii darbeler her za
man kiilere ulamasa bile, monariyi ve dini sarsmaktadr. Herkes
bir bakasna ait hakikati gitgide daha ok aa vurmaktadr ama, o
hakikatin iinde kendisinin de bulunduunu grememektedir.
Her kii, savunuyorum sanp durmadan zayflatt bir merulu
un gasp konusunda bir bakasn sulamaktadr. lki hasmdan bi
riyle ilgili olarak bir eyi onaylar onaylamaz ya da yadsr yadsmaz,
ayn eyi dieriyle ilgili olarak da onaylamanz ya da yadsmanz ge
rekir. lki tarafn karlkl konumlanmay bozmaya ynelen abalar
sonuta karlkl konumlanmay beslemektedir. Traj ik tartma,
dman kardeler Eteokles ile Polyneikes arasndaki dvn szel
edeeridir sanki.
Teiresias, yaklaan bahtszln, baka bir deyile birbirlerine in
direcekleri darbelerin tmyle karlkl olduu konusunda Oidi-

O1D1PUS VE 1KAME KURBAN

101

pus'u bir dizi replikle uyarmaktadr. Bilebildiim kadaryla bu rep


liklere ilikin doyurucu bir yorum nerisi henz kimseden gelmedi.
Cmlelerin ritmi, simetri izlenimi veren yaplanma bile trajik tart
mann habercisi ve balatcs olarak biimleniyor burada. lki adam
arasndaki her tr fark silen, iddete dayal karlkl konumlanma
ediminin kendisidir:
Haydi, brak evime dneyim: Szm dinlersen, daha az ac eke

riz; ben kendi yazgm, sen kendininkini . . .


Ah! Mesele u ki sen de burada sylenmesi gerekeni sylemiyor
sun; ben de ayn hatay ilemekten ekindiimden . . .
. . . Yok yok, kendi bahtszlm aa vurmam bekleme benden

hele seninkini . . .
Ben n e sana ac ektirmek istiyorum, ne de kendime . . .
Beni dik kafalkla suluyorsun ama, kendi dik kafalln grme
yip beni knyorsun.

iddete dayal farkszlama ve atma halindeki kiilerin kimlik


yitimi, trajik ilikideki hakikati tam olarak dile getiren replikleri bir
denbire anlalr duruma getiriyor. Bu repliklerin bugn hala bula
nk gibi durmas, buradaki ilikiyi anlamadmz tansn dorulu
yor. Anlayamamamz nedensiz deil ayrca. Bizim burada yaptmz
gibi trajik simetri zerinde srar etmek, mitosun temel verilerine
kar kmay gerektiriyor.
Mitos, farkllk sorununu ak bir biimde ortaya koymuyor ama,
kesin, kesin olduu kadar da hoyrat bir biimde zyor bu soru
nu. Mitostaki zm, baba katli ve ensesttir. Mitosun kendisinde,
Oidipus'la dierleri arasnda zdelik ya da karlkl konumlanma
hi ortaya kmaz. Orada Oidipus iin geerli olup dierleri iin ol
mayan en az bir noktann varl ne srlebilir: Baba katlinin ve en
sestin tek sulusu odur. Oidipus bize canavarca bir kurald gibi g-

102

S1DD ET VE KUTSAL

rnr; kimseye benzemez, kimse de ona benzemez.


Tragedyadaki yorum ise mitosun ieriinden kkl bir farkllk
gsteriyor. Mitostan vazgemeksizin tragedyaya sadk kalmann ola
na yok. Kral Oidipus'un yorumcular, elikiyi gizleyen bir tr uz
lamaya varmann yolunu her zaman bulageldiler. Bizim ise eski uz
lamaya uyum gstermemiz ya da yenisini aramamz sz konusu
olamaz. Yaplacak daha iyi eyler var. En azndan bizi nereye gtr
dn grmek iin, tragedyadaki bak asn sonuna kadar izle
memiz gerekiyor. Belki mitosun oluumu konusunda bize syleye
cek esasl bir eyleri vardr.
nce baba katline ve enseste dnp bu sularn belirli bir traged
ya kiisine, ama tek birine yklenmesini sorgulamamz gerekecek.
Daha nce de grdmz zere tragedya, gerek laios'un ldrl
mesini, gerekse baba katli ile ensestin kendisini bir trajik lanet dei
tokuuna dntrmtr. Oidipus ile Teiresias, kenti kasp kavuran
felaketin sorumluluunu birbirinin stne atmaktadr. Baba katli ve
ensest, bu dei tokuun zellikle sert bir eitlemesinden baka bir
ey deildir. Bu aamada, sululuun o kiide deil de tekinde sa
bitlenmesi iin hibir neden yoktur. lki tarafta da her ey eit durum
dadr. Karar vermede esas olacak hibir ge grnmemektedir orta
lkta; oysa mitos karar veriyor, hem de ikircimsiz. Tragedyadaki kar
lkl konumlanmann nda, mitosun hangi koullarda ve hangi
temellere dayanarak karar verebildiini sormamz yerinde olacaktr.
Burada aklmzdan tuhaf, neredeyse dsel bir fikrin gememesi
olanaksz. Tragedyann ikinci blmnde biriken Oidipus kart ta
nklklar bir yana brakacak olursak unlar hayal edebiliriz: Mito
sun vard sonu, sulunun tepesine yldrmlar yadrp tm
lmlleri aydnlatacak bir hakikat olmak yle dursun, taraflardan
birinin dieri karsnda kazand st rtl zaferden, polemik ni
teliindeki bir yorumun rakip yoruma kar kazand zaferden ba
ka bir ey deildir - yknn nce yalnzca Teiresias ile Kreon'a ait

O1 D 1 PUS VE 1 KAM E KU R BA N

103

olan ama bir kez topluluk tarafndan benimsendikten sonra artk


herkese ait olup hi kimseye ait olmayan anlatdr bu; mitosun ha
kikati durumuna gelen de bu anlatdr.
Okur bu noktada, yorumlamakta olduumuz metinlerdeki "ta
rih" gizilgc ve mantken bu metinlerden beklenebilecek bilgi tr
konusunda tuhaf yanlsamalarmz olduunu sanabilir. Okurun bu
endielerinin yersizliini ksa srede greceini umuyorum. Ancak,
devam etmeden nce, gelitirmekte olduumuz yorumun yol at
bir baka itiraz trne deinmek gerekiyor.
Edebiyat eletirisi yalnzca tragedyayla ilgileniyor; mitos, edebi
yat eletirisinin gznde dokunulmas sz konusu bile olmayan, za
man amna uramayan bir veri olarak kalyor. Bunun yannda, mi
tos bilimi de tragedyay bir yana brakyor; hatta tragedyalara kar
belirli bir kuku gstermesi gerektiini sanyor.
Buradaki iblm gerekte Aristoteles'e kadar uzanmaktadr.
Aristoteles Poetiha'snda bize iyi bir tragedya yazarnn mitoslara do
kunmamas gerektiini, nk anlan herkesin bilmekte olduunu,
yazarn mitoslardan "konu" almakla yetinmesinin yerinde olacan
retiyor. Aristoteles'in bu yasa bizleri hala trajik simetriyle mitik
farkll kar karya getirmekten alkoymakta ve bu yolla gerek
"edebiyat" ve "mitoloji"yi, gerekse bu disiplinlerin uzmanlarn, by
le bir karlamann her iki taraf iin de dourabilecei ayartc ve y
kc sonulardan korumaktadr.
Bizim girimek istediimiz karlama ite tam da bu oluyor.
Gerekte Kral Oidipus'un dikkatli okurlar nasl olup da bu karla
madan her zaman kandlar diye sormamak elde deil. Sophok
les'in trajik atmann doruunda metne katt iki replik, yine
nerdiimiz varsaymla ilgili olmas bakmndan heyecan verici. Oi
dipus'un yaklaan dnn, olaanst bir canavar olmakla hi
bir ilgisi yok; bu d trajik atmadaki yenilginin sonucu olarak
grmek gerekiyor. Kreon'u esirgemesi iin yalvaran koroya Oidi-

104

S1 DDET VE KUTSAL

pus'un verdii yant yle: "Demek ki istediin bu! O zaman unu


iyi bil: Senin istediin, benim lmem ya da srgn edilmemdir."
Koro srar eder. Kreon, hasmnn ona yaktrd yazgy hak et
memekte, serbeste kp gitmesine izin vermek gerekmektedir. Oi
dipus kabullenir, ama koronun dikkatini bir kez daha sonucu henz
belirlenmemi olan kavgann niteliine eker. Dman kardei da
r atmamak ya da ldrmemek, kendisinin srgn edilmesi ya da l
mesiyle ayn anlama gelecektir: "yle olsun! Gitsin! Ben kesin ola
rak lecek ya da rezillik iinde Thebai'den srgn edilecek bile ol
sam."
Bu replikleri "trajik yanlsama" sayabilir miyiz? Geleneksel yo
rumlarn elinden baka bir ey gelmiyor. Ne var ki bu, btn bir tra
gedyay ve onun olaanst dengesini ayn yanlsamaya indirge
mektir. Oysa artk trajik yanlsamadansa, trajik baka ans tanma
nn zamandr. Bana yle geliyor ki Sophokles de bizi bu noktaya
yneltmektedir.
Sophokles burada kaak oynamaktadr. Trajik ykcln snrla
r vardr. Yazar mitosun ieriini sorunsallatrmaktadr ama, gizli ve
dolayl bir biimde. Bundan teye gidebilmesi iin kendi szn
kesmesi, mitik ereveyi krmas gerekir ki bu durumda kendi tasa
rs da kecektir.
nmzde ne bir klavuz var ne de rnek alabileceimiz biri; ta
nmlanabilecek bir kltrel etkinlie katlyor deiliz. Bilinen her
hangi bir disipline dahil olduumuzu ne sremiyoruz. Yapmak is
tediimiz ey, budunbilim ya da psikanaliz kadar, tragedya ya da
edebiyat eletirisine de yabanc.
Bir kez daha Laios'un olunun "su"larna dnmemiz gerekiyor.
Babann ldrlmesi aile dzeni iin ne anlama geliyorsa, kraln l
drlmesi de kent dzeni iin ayn anlam tamaktadr. Her iki du
rumda da sulu, en temel, en ilksel, zaman amna en ok dayank
l olan farkll inemekte, dpedz farkllk katili olmaktadr.

O1 D 1 P U S VE 1 KAM E KU R BAN

105

Babann katli demek, baba ile oul arasnda iddete dayal kar
lkl konumlanma demektir. Baka bir deyile, baba ile olan iliki,
atmal "kardelik" ilikisine indirgenmektedir. Karlkl konum
lanma tragedyada ak bir biimde belirtilir. Daha nce de syledi
imiz zere Oidipus'un Laios'a kar kulland her iddet, Laios'un
Oidipus'a kar daha nce kulland iddetin karldr.
iddete dayal karlkl konumlanma, baba-oul ilikisini bile
kapsamna almay baard anda artk darda hibir ey kalmyor
ve baba-oul ilikisi, herhangi bir konudaki rekabet deil, anneyle
ilgili, yani kesinlikle babaya ayrlp oula en kesin biimde yasak
lanm bir konu/nesneyle ilgili rekabet durumuna gelerek, olabile
cek en geni kapsamyla karlkl konumlanmann bnyesine aln
m oluyor. Ensest de iddettir ve son derecesine varm bir iddet
olmas dolaysyla, farklln da son derecesine kadar, aile iindeki
dier byk farkllk olan anne ile farklla kadar, yok edilmesi an
lamna gelmektedir. Bu ikisi, baba katli ile ensest, iddete dayal
farkszlama srecini tamamlamaktadr. iddeti farkllklarn yitiril
mesiyle ayn ey sayan dnce, alaca yolun sonunda baba katline
ve enseste varmak zorunda. Burada geriye hibir farkllk olana
kalmyor, yaamn hibir alan iddetten kanamyor artk.2
2 jean-Pierre Vernant, "Ambiguite et renversement: Sur la structure
enigmatique d'Oedipe roi" balkl denemesinde bu kltrel farkllk yitimini
ok iyi tanmlyor: Baba katli ve ensest, "dama oyununda temel kurallarn
inenmesi gibidir. Kentin dama tahtasnda her tan dier talara gre
belirlenmi bir konumu vardr." Gerekten de, bu iki suun sonular hep
yitirilen farkllk erevesinde dile getirilmektedir: "Oidipus'la oullarnn
eitlenmesi bir dizi hoyrat imgeyle dile getirilir: Baba, oullarnn
tohumlarn kendi tohumunun ekildii yere eker; Iokaste, e olmayp anne
olan bir etir, ekilen tarlasnda hem babay hem oullar yetitirmitir;
Oidipus, kendisini douran tohumlam, ocuklarn kendi tohumland
yerden, bu 'eit' biimde ekilmi tarladan elde etmitir. Bu eitlik szlne
tm trajik arln veren Teiresias, Oidipus'a yle seslenir: Ktlk gelip
'seni kendi kendine ve ocuklarna eit klacak.'" (s. 425)

106

1 OOET VE KUTSAL

Dolaysyla baba katli ve ensest, sonulanna gre tanmlanacak


tr. Oidipus'un canavarl bulacdr; nce Oidipus'un hayat verdi
i her eye yaylacaktr. reme sreci, temelde aynlmas gereken
kanlann acnas bir biimde birbirine kanp gitmesine yol amtr.
Ensestten ocuk yapma sreci, biimsiz bir ikiye blnmeye, Ayn
Olan'n uursuz bir biimde yinelenmesine, ad konulamayan kirli
bir eylerin kanmna dnmektedir. Enseste kanan varlk, top
luluu ikizlerin yaratt tehlikenin aynsna maruz brakmaktadr.
Ensestin sonulann sayp dken ilkel dinler gerekte her zaman
kurban bunalmnn reel ve biim deitirmi etkilerini dile getir
mektedir. lkiz annelerinin bu ocuklan ensest iliki sonucu dour
duklarndan kukulanlmas bu adan anlamldr.
Sophokles, Oidipus'un ensestini evlenmeyle ilgili kurallarn ve
aile ii her tr farklln tanns sfatyla bu iin iinde dorudan
doruya yer alan Hymenaios'a balyor.
Hyrnenaios, Hyrnenaios, dnyaya gelmemi borlu olduum, beni
dourttuktan sonra bir hasat daha bierek dnyaya tm ayn
kandan babalar, kardeler, ocuklar gsteren! Evlendirdiini hem e

hem anne eden!


Gld zere, baba katli ve ensest gerek anlamn kurban
bunalmnn iinde, o bunalma gre kazanyor. Shakespeare, Troilos

ile Kressida'da baba katli izleini zel bir bireye ya da tm bireylere


deil, belirli bir tarihsel duruma, farkllklar bunalmna balar. id
dete dayal karlkl konumlanma, babann ldlmesi sonucunu
vermektedir: "and the rude son shall strike his father dead [ve bu vah
i oul babasn vurup ldrecek. )"
Oidipus -tragedyasnda demiyoruz- mitosunda ise baba katli
nin ve ensestin hibir eyle ilikisi ve ortak ls yok gibidir; La
ios'un baansz kalan evlat katli giriimiyle bile. Burada baka bir
ey, evresindeki atma simetrisi erevesinde dnlemeyecek

O1D1PUS VE 1KAM E KURBAN

107

byklkte bir sapma vardr. Baba katli ve ensest, her tr balam


dan kopuk, ya kaza eseri ya da "yazg" gibi baka kutsal gler y
le karar verdikleri iin, yalnzca Oidipus'un bana gelen bir felaket
tir.
Baba katlinin ve ensestin burada oynad rol, ok sayda ilkel
dinde ikizlerin oynad role benziyor. Oidipus'un sulan her tr
farklln sonu anlamna geliyor ama, bu sular, tek bir bireye yk
lenmeleri nedeniyle yeni bir farka, Oidipus'un canavarlna dn
yor. Herkesi ilgilendirmesi ya da hi kimseyi ilgilendirmemesi ge
reken sular, tek bir bireyin sorunu durumuna geliyor.
Demek ki baba katlinin ve ensestin Oidipus mitosunda oynad
rol, nceki blmlerde ele aldmz dier mitik ve ayinsel nt
lerle ayn: Kurban bunalmn ortaya koymaktan ok, gizlemek. Bu
iki suun iddete dayal karlkl konumlanmay ve aynl dile ge
tirdii kesin; ancak, ylesine an bir dile getirme biimi ki bu , kor
ku salyor ve suu tek bir bireyde topluyor. zetle, bizler de, kar
lkl konumlanmann tm topluluk mensuplar iin geerli ve kur
ban bunalmn gsterir nitelikte olduunu gzden karyoruz.
Baba katlinin ve ensestin yan sra, kurban bunalmn ortaya
koymaktan ok gizleyen bir baka izlek de veba ya da salgn hasta
lklardr.
Daha nce de eitli salgnlardan kurban bunalmnn "simge"si
olarak sz etmitik. Sophokles o kt nl 10 430 ylnn veba sal
gnn dnyor olsa bile, Thebai salgnnda veba adl mikrobik
hastal aan baka bir ey var. Kentin tm yaamsal ilevlerini ke
sintiye uratan salgn, iddetin ve farkllk yitiminin yabancs ola
maz. Bunu bilici de aka syleyerek, felaketi bir caninin bulac
varlna balyor.
Tragedya bize bu bulama ile karlkl iddetin ayn ey olduu
nu gsteriyor. Srayla iddetin iine ekilen tragedya kiisinin
oyunu, kendisine egemen olma iddiasndakileri yere sermeye her

108

i DDET VE KUTSAL

zaman hazr olan felaketin ilerlemesiyle i ie geiyor. Metin, arada


ki koutlua dikkatimizi ekiyor ama, iki hatt aka birletirecek
kadar ileri gitmiyor. Oidipus'la Kreon'a uzlamalan iin yalvaran ko
ro, yle demektedir: "Bu can ekien lke ruhumu kahrediyor,
dnk belalara imdi de sizinkiler mi eklenecek?"
Veba, gerek tragedyada gerekse tragedya dnda, kurban buna
lmn baka bir deyile baba katli ve ensestle ayn eyi simgeliyor.
Bu iki izlein gerekten ayn rol oynayp oynamadn ve neden
iki izlee birden gerek olduunu sormamzda yarar var. lki izlekte
de kurban bunalmnn son derece gerek ve eitli ynleri bulun
makla birlikte, bunlann dalmlan farkldr. Vebada ne kan bir
tek zellik vardr, o da felaketin kolektif nitelii, yani bulamann
herkesi ilgilendirmesidir. Bu izlekte iddet ve farkszlama grl
mez. Baba katliyle ensestte ise tersine, iddet ve farkszlama, olabi
lecek en bytlm ve en youn biimiyle var, ama tek bir birey
de; bu kez yok olan, kolektiflik boyut.
Baba katli ve ensestin, dier yandan da vebann arkasnda iki kez
ayn eyin, kurban bunalmnn gizlendiini gryoruz ama, gizlen
me tarzlan ayn deil. Bunalm tam olarak aa vurmak konusun
da baba katlinde ve ensestte eksik olan her eyi veba getiriyor. Ayn
bunalm ikircimsiz bir biimde gstermek iin eksik olan ne varsa
onlan da baba katliyle ensestte buluyoruz. lki izlei kaynatnp bu
bileimi topluluun tm mensuplanna ok eit olarak paylatrrsak
bulacamz ey bunalmn ta kendisidir. Bylelikle, bir kez daha,
herhangi bir birey iin ne srlen ya da yadsnan her neyse, dier
tm bireyler iin de onun ne srlmesi ya da yadsnmas gereke
cek, sorumluluk eit olarak herkese ait olacaktr.
Bunalm grlmez oluyorsa eer, genellemi karlkl konum
lanma son bulabiliyorsa, bu ancak bunalmdaki ok reel ynlerin
eitsiz dalm sayesindedir. Gerekte hibir ey ortadan kalkmam
ve hibir ey eklenmemitir; tm mitik incelikler bir yer deitirme-

OIDIPUS VE iKAME KURBAN

109

nin etrafnda dnmektedir: iddete dayal farkszlama dier Theba


ilileri terk edip btnyle Oidipus'un ahsnda toplanm, Oidipus
bylece Thebailileri kuatm olan ktcllklerin atld bir pl
e dnmtr.
Mitos, her yere yaylm olan iddetin yerine , tek bir bireyin her
eyi inemesini koyuyor. Oidipus, modem anlamda sulu deildir
ama, kentin bana gelen her eyden o sorumludur. Oynad rol
tam anlamyla bir gnah keisi roldr.
Sophokles sonu blmnde Oidipus'a Thebaililer iin olabile
cek en yattnc szleri syletiyor. Kentlerinde olup biten her ey
den tek bana bu ikame kurbann sorumlu olduuna, kefareti de
tek bana onun demesi gerektiine inandracak szlerdir bunlar:
"Bana inann ve korkmayn: Benim belalarm banadr, baka hibir
lml tayamaz onlar."
Oidipus tek sorumludur ve ylesine sorumludur ki baka hi
kimseye hibir sorumluluk dmemektedir. Veba fikri, bu noktada
ki eksiklikten kaynaklanyor. Veba, tm iddeti boaltlm olan
kurban bunalmndan geriye kalandr. Hastalk bizi modem dnya
nn mikroba dayal tp atmosferine gtruyor: Vebada karmzda
yalnzca hastalar vardr. Kimsenin kimseye hesap vermesi gerekme
mektedir. Kukusuz, Oidipus dnda.
Kenti stne km olan sorumluluktan tmyle kurtarmak ve
kurban bunalmn iddetinden arndrp vebaya evirmek iin, bu
iddeti Oidipus'a ya da genel konuacaksak, tek bir bireye aktarma
y baarmak gerekmektedir. Trajik tartmadaki tm kiiler bu akta
rmn peindedir. Daha nce de grdmz zere Laios'la ilgili
aratrma, kurban bunalmyla ilgili aratrmann ta kendisidir. Her
zaman, felaketin sorumluluunu belirli bir bireye yklemek, tam
anlamyla mitik olan "kim balatt" sorusuna yant vermektir burada
sz konusu olan. Oidipus suu Kreon'la Teiresias'a yklemeyi baa
ramamakta, ama bu ikisi suu Oidipus'a yklemeyi pekala baar-

1 10

SIDDET VE KUTSAL

maktadr. Aratrma batan aa, sonuta ava gidenin avland bir


gnah keisi av biimindedir.
Belirleyici sulama, tragedya kiisi arasnda gidip geldikten
sonra sonuta aralarndan birinde karar klar. Dierlerinde de karar
klabilirdi, hibirinde de. Suun Oidipus'ta kalmasn salayan gi
zemli mekanizma ne olabilir?
Bu noktada "doru" kabul edilen sulama, "yanl" kabul edilen
den hi farkl deildir; yalnzca artk birini yalanlamak zere sesini
ykselten kalmamtr. Olaylarn belirli bir eitlemesi kendini ka
bul ettirmi, polemik niteliini yitirerek mitosun hakikatine, yani
mitosun kendisine dnmtr. Mitik karar klmann, bir oybirligi
grungs olarak tanmlanmas gerekiyor. lki, ya da binlerce si
metrik sulamann ve kar sulamann kar karya geldii nokta
da sulamalardan yalnzca biri stn gelmekte, evredeki herkes
sessiz kalmakta, "herkes herkese kar" biimindeki atma, yerini
"herkes bir tek kiiye kar" biimine brakmaktadr.
Byle mucize nasl olabilir? Kurban bunalmnn tmyle son
vermi oldugu topluluk birlii nasl olup da birdenbire yeniden olu
abilir? Bunalm doruktadr ve koullar bu ani tersine dn iin
olabilecek en elverisiz noktada gibi grnmektedir. Herhangi bir
konuda ayn grte olan iki kii bile bulunmamakta, herkes kolek
tif yk dman kardeinin srtna ykmaya almaktadr. Btny
le yanp kavrulmakta olan toplulukta, anlatlmas olanaksz bir kar
gaa hkm srmektedir. Tekil atmalar, nefretleri, bylenmele
ri birbirine balayan bir ba yok gibidir.
Her eyin yitirilmi grnd, sonsuz saydaki elikili anlam
arasnda anlamszln zafer kazand byle bir anda, zm de ok
yakndr; kent bir btn olarak kendisini kurtaracak olan iddete
dayal oybirliine doru birden hamle eder.
Bu gizemli oybirlii nasl oluuyor? Kurban bunalmnda atan
taraflar aralarnda giderilmesi olanaksz byklkte farkllklar ol-

OIDIPUS VE iKAME KURBAN

111

duuna inanmakta, gerekte ise tm farkllklar azar azar silinmek


tedir. Her yerde ayn arzu, ayn nefret, ayn strateji, gitgide daha tam
olan bir tektiplik iinde ayn byk farkllk yanlsamas. Bunalm
derinletike tm topluluk mensuplan iddet ikizlerine dnyor.
Diyeceimiz o ki, tm de birbirinin kopya/ikizi durumuna geliyor.
Romantik edebiyatta, ilkel dinlerin canlc kuramnda ve modern
psikiyatride kopya/ikiz terimi hep temelde gerekd, hayali bir g
rngye iaret eder. Burada yle deil. Kopya/ikiz olma ilikisi, da
ha sonra ele alacamz baz sannsal ynleri bulunmakla birlikte, ha
yali deil; bu ilikinin kusursuz bir biimde dile getirdii trajik si
metrinin de hayali bir yan yok.
iddet insanlar reel olarak tektipletiriyorsa, herkes atma ha
linde olduu kiinin kopyasna ya da "ikizi"ne dnyorsa, tm
iftler birbirinin aynysa, o zaman aralanndan herhangi biri herhan
gi bir anda dier tm kiilerin kopyasna, yani evrensel bir bylen
menin ve nefretin nesnesine dnebilmektedir. Tek bir kurban,
olabilecek tm kurbanlarn, herkesin dar atmak istedii tm d
man kardelerin, baka bir deyile topluluk mensubu olan istisnasz
herkesin yerini alabilir. Herkesin birbiri karsnda duyduu kuku
nun tek bir kiiyi sulu bulmakta birleilmesine dnmesi iin ne
redeyse hibir ey gerekmiyor. En kk bir belirti, en nemsiz bir
karine bir kiiden tekine ba dndrc bir hzla iletilerek hemen
hemen ayn anda, rtlmesi olanaksz bir kanta dnyor. Su
un sabitliine olan inan kartopu etkisi yapyor; neredeyse anlk bir

taklit etkisiyle herkes baka birinin inancn kendi inanc klyor.


Herkesin kesin bir biimde inanmas iin, toplulua ait mantkszl
n ulat kar durulmaz oybirliinden baka dorulama gerekmi
yor.
Kopya/ikizlerin yaygnlamas ve farkllklarn nefretleri azdra
cak ama ayn zamanda birbiriyle ikame edilebilir de klacak biim
de tmyle silinmesi, iddete dayal oybirliinin salanmasnda ge-

rekli ve yeterli kouldur. Dzenin yeniden doabilmesi iin nce


dzensizliin dorua kmas, mitlerin yeniden dzenlenmesi iin
de nce tmyle dalm olmalar gerekiyor.
Az ncesine kadar bin bir zel atmann yer ald, bin bir d
man karde iftinin birbirinden yaltlm olduu o yerde imdi ye
niden bir topluluk bulunmaktadr; yalnzca mensuplarndan birinin
esinledii nefretin birletirdii bir topluluk. Bin bir farkl bireye ya
ylm haldeki tm kinler, eitleri tremi tm nefretler bundan
byle tek bir bireye, ikame kurbana ynelecektir.
yle gnyor ki bu varsaymn genel yn aktr. iddet teh
likesiyle yz yze olan ya da zmn bulamad birtakm fela
ketlerden bunalan her topluluk, k krne olduunu bildii bir
"gnah keisi" avna kar. gdsel olarak, katlanlmaz olmu id
dete hemen zm olacak, iddete dayal bir are aranr. nsanlar,
balarna gelenlerin, kurtulunmas kolay tek bir sorumludan kay
naklandna inanmak ister.
Burada akla hemen, bunalmdaki topluluklarda kendiliinden
balayan kolektif iddet biimleri geliyor: lin, pogrom, "seri adalet"
vb. Bu iddet biimlerinin gereke olarak genellikle baba katli, en
sest, evlat katli gibi Oidipus tipi sulamalar ne srmesi belirtisel
saylmaldr.
Bu tr karlatrmalarn fazla bir deeri olmamakla birlikte, bi
zim bilmezliimizi aydnlatmakta ie yaryor; grnrde birbirinin
yabancs olan tragedya metinleri arasndaki gizli akrabala k tu
tuyor. Sophokles'in Kral Oidipus u yazd sralar gerei ne lde
'

bildiinden haberdar deiliz ama, yukardaki alntlara baklrsa


onun bilmezlii bizimki kadar derin olmayabilir. Tragedyann esin
kaynaklan arasnda, baz mitolojik izleklerin asli oluumu konusun
daki belirli kukular da bulunabilir. Burada dayanak olarak Kral Oi
dipus'tan baka tragedyalar ve Sophokles'ten baka airleri de gste
rebiliriz. zellikle de Euripides'i.

O 1 D 1 PUS VE 1 KAM E KU R BA N

1 13

Andromakhe tragedyasnda Andromakhe Pyrrhos'un metresi,


Hermione ise meru eidir. Bu iki kadn, bu iki dman kz karde,
trajik tartma iindedir. Horlanan e, gitgide ileden karak rakibe
sine o tipik sulamay, Teiresias'n ayn urakta Oidipus'a ynelttii
"baba katli ve ensest" sulamasn yneltir:
Sen hi dur durak bilmez misin, kadn? Kocan ldren adamn
oluyla yatp [Pyrrhos, Hektor'u ldren Akhilleus'un oludur] o
katilden ocuk dourmaya cret ediyorsun. Tm Barbar rk by
ledir. Orada baba kzyla, oul anneyle, kz karde erkek kardele
yatar. En yaknlar birbirini ldrr, bunu da hibir yasa yasakla
maz. Gelip bunlan bize bulatrma.
"Bakasna yanstma" gayet ak. Yabanc kadn, kenti tehdidi al
tnda tutan kurban bunalmnn btnn tek bana kendinde top
layp somutlatrm oluyor. Ondan beklenebilecei ilan edilen b
yk sular Grek dnyasnda gerek bir mitolojik izlekler listesi, do
laysyla da tam bir tragedya konulan katalou oluturmaktadr. Son
cmle, o uursuz "Gelip bunlar bize bulatrma" cmlesi, Hermi
one'nin Andromakhe'ye olan nefretinin balatabilecei kolektif ter
r akla getiriyor. Burada kaba izgileriyle grlen, ikame kurban
mekanizmasdr . . .
Euripides'in bu metni yazarken ne yaptn bilmediine, yapt
nn izlekleri ile, gndermede bulunduu kolektif mekanizmalar ara
sndaki sk ilikinin hi bilincinde olmadna, gizliden gizliye, hal
kn uyarmaya, kendi kendisindeki, reddettii ya da belirtmeyi de,
datmay da baaramad bir rahatszl kkrtmaya almadna
inanmak zordur.
Bizler kolektif iddetin mekanizmalarn iyi tandmza inanrz.
Oidipus mitosu gibi mitoslarn incelikleriyle gelitirilmesini sala
yan kolektif enerjilerin soluk yansmalanndan ve bozulmu biimle
rinden baka bir bildiimiz yoktur oysa. nnzdeki sayfalarda,

1 14

iDDET VE KUTSAL

iddete dayal oybirliinin ilkel dinde temel grng olduu ortaya


konmaya allacak. Bu oybirlii, temel bir rol oynad her yerde,
rettii mitolojik biimlerin arkasnda btnyle ya da byk l
de yitip gidiyor; biz ancak mitoslar ve ayinler bakmndan verimsiz,
u ve yozlam grnglere ulaabiliyoruz.
Sanlyor ki kolektif iddet ve zellikle herkesin tek bir kurbana
kar birlemesi toplumlarn yaamnda az ok patolojik olan sapma
lardan ibarettir ve bunlarn incelemesi toplumbilime nemli bir kat
kda bulunmaz. stne ok ey sylenebilecek olan aklc masumi
yetimiz kolektif iddete ancak geici ve snrl bir etkililik tanyabili
yor ve en iyi olaslkla yukarda ayinsel kurban edimiyle ilgili olarak
kabul ettiimiz "anndnc" etkinin bir benzerini ykleyebiliyor ona.
Oidipus mitosunun birka bin yldr srmesi, izleklerinin zaman
karsndaki dayankll, modem kltrn bu mitosa gsterdii ya
n

dinsel sayg, bunlar hep kolektif iddetin etkilerinin korkun bir

biimde hafifsendiini dndryor.


Karlkl iddet mekanizmas bir ksr dng olarak betimlene
bilir; topluluk bu dngye bir kez girdi mi bir daha kurtulamamak
tadr. Bu dngy intikam ve misilleme terimleriyle tanmlayabilir,
eitli ruhbilimsel aklamalarda bulunabiliriz. Topluluun barn
da birikmi bir nefret ve kuku bulunduu srece insanlar bunlar
kullanmay ve hasadn bimeyi srdrmektedir. Herkes komusu
nun olas saldnsna kar hazrlk yapmakla ve komusunun hazr
lklarn da saldrgan eilimlerinin dorulanmas olarak grmekte
dir. En genel planda iddetin, topluluk iinde bir kez yerleti mi
kendi bana snmlenmeyecek younlukta bir taklit etkisi yaratma
zellii olduunu kabul etmek gerekir.
Dngden kmak iin , gelecei ipotek altna alan iddet kalnu
lann tasfiye etmek, insanlar durmadan oalan ve yeni taklitler
reten her tr iddet biiminden yoksun brakmak gerekmektedir.
Tm insanlar aralarndan birinin tm bu

iddete dayal taklitten

O1 D1PUS VE 1 KAME KURBAN

115

sorumlu olduuna inanmay, o kiiyi herkese bulaan "kir" gibi gr


meyi baarrlarsa, bu inanlarnda gerekten oybirliine ularlarsa,
bu inanlar gereklie dnr; nk topluluun baka hibir ye
rinde peine taklnacak ya da reddedilecek, baka bir deyile ka
nlmaz bir biimde taklit edilip oaltlacak iddet rnei kalmaz.
lkame kurbann yok edilmesi insanlarn ktlkten kurtulduklarna
inanmalarn salar ve gerekten de kurtulurlar, nk aralarnda o
byleyici iddet yoktur artk.
lkame kurban ilkesine herhangi bir arlk tanmak sama gibi
grnebilir. Bu ilke bir yanlsama ya da aldanma olabilir elbette;
ama bunun her tr insan serveni iinde en mthi ve sonulan a
sndan en zengin yanlsama ile en mthi aldanma olacan anlama
mz iin, kurbann stlendii varsaylan ktlk ya da gnah szck
lerinin yerine, okumakta olduunuz denemede tanmlanan anlamy
la

iddet szcn yazmamz yeterli olacaktr.


Bizler bilmenin her zaman iyi bir ey olduuna inandmzdan,

insanlarn gznden kendi iddetlerini gizleyen ikame kurban me


kanizmasn pek az umursuyor, hatta hi umursamyoruz. Bu iyim
serlik, bilmezliklerin en kts olabilir. Kolektif aktarmann etkisi
szcn tam anlamyla kusursuzsa, bunun nedeni, ruhsal aktarma
yoluyla insanlarn bir bilgiden -kendi iddetlerine ilikin, bir arada
var olmay hibir zaman baaramadklar bir bilgiden- yoksun bra
klmasdr.
Oidipus ile Teiresias bize tm kurban bunalm boyunca iddet
bilgisinin durmadan arttn gsterdi. Gelgelelim bu bilgi bar ge
tirmek yle dursun, her zaman tekine yanstlp ondan gelen teh
like olarak alglandndan, atmay beslemekte ve azdrmaktadr.
Bu ktcl ve bulac bilginin, kendisi de iddetten baka bir ey ol
mayan bu netliin ardndan kolektif iddet tam bir bilmezlik getiri
yor ve bir anda tm anlan siliyor. Kurban bunalmnn mitoslarda
ve ayinlerde hibir zaman geree uygun bir grnmle belirmeme-

1 16

1 DD ET VE KUTSAL

sinin nedeni budur; ilk iki blmde sk sk saptadmz ve Oidipus


mitosunun bize bir kez daha dorulama frsatn verdii nokta bu
dur. insann iddeti hep insann dndaym gibi konumlanageldi.
Bu nedenledir ki bu iddet kutsalln iinde erimekte ve orada ,
lm, hastalk, doa grngleri gibi insan dardan etkileyen g
lerle kartrlmaktadr.
insanlar kendi iddetlerinin anlamsz plaklyla yzletiklerin
de, o iddete teslim olma tehlikesiyle kar karyadrlar. Bu tehlike
her zaman, en azndan ksmen grmezden gelindi ve insan topluluk
larnn da aslnda bu sayede srm olmas olasl ok yksektir.
nceki sayfalarda akladmz Oidipus mitosu , ikame kurban
mekanizmasyla ayn tr bir yaplandrma ilkesine dayanyor. imdi
sra sz konusu mekanizmann baka mitoslarda da bulunup bulun
madn sormamza geldi. Bu mekanizmann, insanlarn kendi id
detlerine ilikin hakikati dar atmalarn salayan balca yordam
lardan biri olduunu dnebiliriz. Szn ettiimiz hakikat, ge
miin de gsterdii zere insanlarn btnyle bir "sulu"ya ykle
yip kurtulmay baaramadklar iddetin hem imdilerini hem de ge
leceklerini zehirleyeceidir.
Ksacas, Thebaililer iin iyileme sreci, mitosu benimsemekten,
onu artk alm olan bunalma ilikin tek ve tartlmaz anlat, ye
nilenmi bir kltrel dzenin yasas klmaktan, baka bir deyile
topluluun yalnzca salgn hastalk nedeniyle hastalandna inan
maktan ibaret. Bu srete ikame kurbann sorumluluuna kesin bir
biimde inanlmas gerekiyor. Elde edilen ilk sonular, barn ani
den salanmas, tek sulu tansn dorulayacaktr. Bunalmn iren
bir kir yoluyla dardan gelmi olan ve bu kirin tohumlarn tayan
varl dar atmak yoluyla n kesilebilen mehul bir ktlk sa
ylmasn salayan yorum sonsuzca gvenilirlik kazanacaktr.
Kurtarc mekanizmann son derece gerek olduu ve biraz daha
yakndan bakldnda hi de gizlenmi olmad grlyor. Gerek-

O I DI PUS VE i KA M E K U R B A N

117

te durmakszn bu mekanizmadan sz edilmektedir ama, kendi ya


ratt dilde ve kendi ortaya koydugu izleklerden hareketle. Kre
on'un aktard kehanetle birleiyor elbette bu mekanizma: Kentin
iyiletirilmesi iin, bulac hastal yayan kirli varlk tehis ve sr
gn edilmelidir. Baka bir deyile herkesin tek bir sulunun kimlii
stnde oybirliine varmas gerekmektedir. !kame kurbann kolek
tif dzlemde oynad rol, amanlann hasta bedenlerden karyor
gibi yapp sonra tm ktln nedeni olarak gsterdikleri nesne
nin rolne benziyor.

IX. Blm'de greceimiz zere her iki durumda da ayn ey sz


konusu olmakla birlikte, bu eretilemenin iki taraf edeer deil.
iddete dayal oybirlii mekanizmas aman tekniini rnek alm
deil ve aslnda bir eretileme de saylmaz; buna karlk aman tek
niinin, ksmen bulunup mitolojik biimde yorumlanan oybirlii
mekanizmasn rnek aldn dnmek iin her tr neden var.
Baba katli ve ensest, kurban bunalmnn sonularn temsil et
mek ve silmek iin topluluun gerek duyduu eyi salyor. Mitos
metni bize buradaki ilemin, maskeleyici olmakla birlikte, yeni bir
hakikatin kurucusu olan kltr dzleminde son derece gerek ve
kalc olduunu kantlyor. lemin, kurban bunalmndaki verileri
bilinli bir biimde kullanarak kaba bir kamuflaj yapmakla hibir il
gisinin olmad fazlasyla ak. Elbirliiyle uygulanan iddet, dze
ni ve bar salyor. Yerletirdii yalan anlamlandrmalarn sarslmaz
bir gce ulamasnn nedeni bu. Kurban bunalmyla birlikte, oybir
liiyle alnan karar da bu bildirimlerin arkasnda gzden yitip gidi
yor. Mitosun yaplandrc mekanizmas sz konusu karardan oluu
yor ve yap bozulmadan kald srece karar da grnmez olarak ka
lyor. Aforozun yaplandrc erdemi olmasa, izlek de olmayacak.3 Bu3 Anatema nn yaplandrc erdemi olmasa
"'

'

' tema' da olmayacak," diyor

Rene Girard, iki szck arasndaki balanty kullanarak; anatema


aforozun Latincesi , tema da izlein. -.n.

1 18

1DDET VE KUTSAL

radaki aforozun asl konusu, dier izlekler gibi bir izlekten ibaret
olan Oidipus deil, etkisini srdrebilmesi iin her tr olas doku
nutan, baktan, hileli kullanmdan uzak kalmas gereken oybirlii
nin ta kendisidir. Bu

aforoz gnmzde de, kolektif iddetin esinle

dii unutu ve kaytszlk biiminde, alglanabildii durumlarda bile


anlamsz saylmas biiminde srmektedir.
Bu mitosun yaps bugn bile sarslm deil; btnyle imgelem
dnyasna kaldrlm olmas sarsld anlamna gelmiyor. Tam ter
sine, her zamankinden daha zmlenemez durumda. Henz hibir
yorum iin esasna ulaamad; en dahiyane ve en aldatc olan Freud
zmlemesi bile, mitosta asl "basklanm" olan bulamad. "Bask
lanm" olan, baba katli ve ensest arzusu deil, fazlasyla grnr
durumdaki bu izleklerin arkasna gizlenen iddet ile, ikame kurban
mekanizmas sayesinde bertaraf edilip gizlenmi olan o topyektn
yok olma tehdidiydi.
Byle bir varsaym iin, mitosta iddeti mahktm eden ya da d
layan temel bir e ya da dolaysz bir izlek bulunmas koulu kona
maz. Tam tersine. Mitosun baz eitlemelerinde bu izlein bulun
mamas burada nerdiimiz varsaym tehlikeye atmyor. Kolektif
iddetin izleri silinebilir ve silinmelidir. Bunun anlam, etkilerinin
sona ermesi deildir; etkileri her zamankinden daha canldr. Aforo
zun tam etkili olabilmesi iin, kendisinin de gzden yitmesi, bir i
lem olarak kendi kendisini unutturmas gerekmektedir.
Trajik esinin mitosu ksmen yap bozumuna urattn anlama
m olsak, tragedyada aforozun yokluu deil, varl sorun olutu
rurdu. Dinsel aforozun tragedyalarda yeniden canlandrlmas, eski
lere olan meraktan ya da bir kalnt durumundan ok, bir tr "arke
oloji" olarak grlmelidir. Kral Oidipus'un aforoz edilmesi, mitosun
Sophoklesvari eletirisinin, bizim sandmzdan daha kktenci de
olabilecek elerinden biri saylmal. airin kahramana sylettikleri
son derece aa vurucudur: "abuk, tanrlar adna, uzak bir yerle-

O I D I P U S VE i KA M E K U R B A N

1 19

re saklayn beni; ya ldrn ya da denizde, bir daha hi grmeyece


iniz bir yere atn."
airin mitosla ve mitosun olumasyla ilgili olarak ulat kavra
y derecesi ikincil bir sorun burada; mitosla ilgili yorumumuzu et
kilemiyor. Bu yorumda tragedya bir yaklam arac olarak kullanl
makla birlikte, yorumun temelleri btnyle kendi ulat sonu
lardan ibaret. Karlkl iddetin izleklerini ayrtrarak, tek yanl ve
oybirliine dayal iddete gre yeniden birletirme yetisini gsteren,
yani ikame kurban mekanizmasna ulaan, yorumun kendisi. Bu
mekanizma belirli bir izlee baml deil, nk izlekleri kendisi
oluturuyor. Salt izleksel ya da yapsal bir yorumla ulalabilecek bir
mekanizma deil karmzdaki.

uraya kadar Oidipus'u yalnzca iren bir kirlilik olarak, evren


sel utancn biriktii bir tr kap olarak grdk.

Kral Oidipus tra

gedyasnn kolektif iddet ncesindeki kahraman, esas olarak bu

dur. Baka bir Oidipus daha var ki, o, iddete dayal sreci btn
itibariyle ele aldmzda ortaya kyor: Sophokles'in

Oidipus Kolo

nos'ta adn tayan ikinci Oidipus tragedyasnda az ok grebildii


miz, "sonul" Oidipus.
llk sahnelerde karmza yine esas olarak ktcl bir Oidipus
kar burada. Kolonos'lular kent topraklannda baba katlini fark ettik
lerinde dehet iinde geri ekilirler. Ancak, tragedya ilerledike dik
kate deer bir deime olur. Oidipus yine tehlikeli, hatta korku ve
ricidir, ama ayn zamanda ok kymetli biri durumuna gelir. lleride
cenazesinin kalaca yer, bir yatr gibi, Kolonoslularla Thebaililer
arasnda ekime konusu olur.
Burada olup biten nedir? llk Oidipus, bunalmn ktcl ynle
riyle ilikilendirilmitir. O Oidipus'un hibir olumlu zellii yoktur.
Srgn edilmesi "iyi" ise, bu iyilik tpk kangren olmu bir organn
kesilmesi gibi btnyle olumsuz bir iyiliktir. Buna karlk,

Oidipus

Kolonos'ta'da ufuk genilemektedir. !kame kurban, kente anlamaz


lk getirdikten sonra uzaklaarak, dzeni ve ban salamaktadr.
Daha nceki tm iddetler iddeti iki misline kanrken, bu kurba
na uygulanan iddet bir mucize gibi her tr iddete son vermekte
dir. Dinsel dnce bu olaanst farklln nedeni stne dn
mek zorunda kalmtr elbette. Yarar beklentisinden tmyle ann
m bir sorgulama deildir orada giriilen; topluluun mutluluuy
la, hatta varln srdrmesiyle yakndan ilgilidir. Simgesel dn
ce, aslna baklrsa tm insan dncesi, iddete dayal oybirlii me
kanizmasn saptamay baaramadndan, zorunlu olarak kurbana
dnmekte ve kurbann yok edilmesi ya da srgne gnderilmesi yo
luyla elde edilen harikulade sonular onun salam olup olmad
sorusunu sormaktadr. Dikkatler, belirleyici iddetin ayrt edici zel
liklerine, rnein, oybirlii sonucunu dourmu olan cinayetin t
rne olduu kadar, kurbann ahsna da ynelmektedir. Kurbana
uygulanan iddetin hedefi dzeni ve ban salamak olduu lde,
elde edilen yararl sonulann kurbandan bilinmesi de manta uy
gun dmektedir.
Bunalmn en st derecesinde dorua ulaan karlkl iddetin
birden ban getirici oybirliine dnt an, iddetin iki yz yan
yana gelmektedir sanki: lki an u bulumaktadr. Bu dnmde
ki temel etmen, ikame kurbandr. Dolaysyla kurban kendi ahsn
da iddetin en ktcl ve en iyicil ynlerini toplar gnmektedir.
lnsanlann kendilerine tmyle yabanc olduuna inanmak istedik
leri ve inanabilecekleri bir oyunun, kendi iddetlerine ait olup temel
kuralndan haberdar olmadklar bir oyunun bu ikame kurbann
ahsnda somutlatna inanmalar manta aykn deildir.4
4 ileride de greceimiz zere ilksel din deneyimlerindeki sanrl eler
bu kutsallatrma grngsn kolaylatrmaktadr. Ancak, her dinsel
sistemin byk ilkelerini kavramak asndan vazgeilmez nitelikte eler
deildir bunlar. Dinsel sistemlerin mant artk eriilebilir durumdadr.

O1 D1PUS VE KAM E KURBAN

121

lkame kurbann karlkl iddet ve ykmdan kurucu oybirliine


geii "simgeledii"ni sylemek yetmiyor; ikame kurban hem bu ge
ii salyor, hem de gei sreciyle birleiyor. Dinsel dnce, ister
istemez, ikame kurbann ahsnda, yani bu son kurbanda, yeni mi
sillemelere yol amakszn iddete maruz kalan bu kiide, doast
bir varlk grme noktasna geliyor. Bu varlk iddet ekmi, ban top
lamtr; insanlan hasta ettikten sonra iyiletiren, kuku uyandrc
bir kurtarc grnmndedir.
Modern dnceye gre kahraman iyicil olduysa ktcllkten,
ktcl olduysa iyicillikten km demektir. Dinsel ampirizm iin
se durum biraz farkldr; nk bu ampirizm, olup biten her eyi
asl nedenine nfuz etmeksizin ama en sadk biimde kayda geir
mekle yetinir. Oidipus nce ktcldr, daha sonra iyicil. Sorun
onun "aklanmas" deildir, nk, terimin modem ve ahlak anla
myla mahkOm edilmesi de sz konusu olmamt zaten. amzda
smn ancak her tr ahlak bak asn aka reddetme savnda
olan kiilerin elinde tuttuu o atafatl "iade-i itibar"lardan birine gi
rimek de deil buradaki. Dinsel dnce, her eyi bylesine yk
sekten yarglayamayacak kadar alakgnll ve korkuyla terbiye
edilmi durumdadr. Bunlarn kendisini aan konular olduunu ka
bul eder. En ktclle en iyicilin gizemli birlii yadsnamad gibi,
savsaklanamamaktadr da, nk topluluu son derecede ilgilendi
ren bu olay, insan yargsnn ve kavraynn dnda kalmaktadr.
Srgn sonrasnn iyicil Oidipus'u, srgn ncesinin ktcl Oidi
pus'unun nne gemekte ama onu yadsmamaktadr. Nasl yads
sn ki; iddetin kp gitmesini salayan, bu sulunun srgn edilme
sidir. Varlan sonu, baba katlinin ve ensestin oybirliiyle Oidipus'a
yklenmesini dorulamaktadr. Oidipus kurtarcysa eer, baba ka
tili ve ensest sulusu sfatyla kurtancdr.
Sophokles'in iki Oidipus tragedyasndan, tm uzmanlarn yakn
dan bildii bir ihlal ve kurtulu emas kyor ortaya. Saysz mito-

122

S1 D DET VE KUTSAL

lojik anlatda ve halk anlatsnda, masallarda, efsanelerde, hatta ede


biyat yaptlarnda rastlanan bir ema bu. nsanlar arasnda yaad
srece iddet uygulayp huzur karan kahraman, her zaman iddet
yoluyla olmak zere bertaraf edilir edilmez bir tr kurtarc olarak
ortaya kyor.
Bazen de kahramanmz, aykrln srdrmekle birlikte, esas
olarak canavarlar yok eden biri olarak gzkyor. Oidipus da
Sphinks'le ilgili blmde bu durumdadr. Canavar, Thebai vebasy
la aa yukar ayn rol oynar; topluluu korkutarak, kendisine be
lirli aralklarla kurban sunulmasn ister.
Hemen sorulmas gereken soru , Oidipus mitosunun ana blm
iin nerilen aklamann ayn zamanda tm bu metinler iin de ge
erli olup olmad, baka bir deyile, her seferinde ayn ileyiin,
ikame kurban ileyiinin, farkllam izleriyle kar karya olup ol
madmzdr. Gerekten de tm bu mitoslarda kahraman, tm top
luluu etkileyen bir iddeti mknats gibi kendine ekmekte, onun
lmesi ya da zafer kazanmas, bu ktcl ve bulac iddeti dzene
ve gvenlie dntrmektedir.
Kurban bunalm ve bu bunalmn iddet yoluyla giderilmesi da
ha baka izleklerde gizlenmi de olabilir. rnein, tek bir kurban
karlnda tanrdan ya da eytandan kolektif bir kurtulu elde et
me izlei; masum ya da sulu birinin, bir canavara ya da eytana
yem olarak atlarak "intikam"n ya da tersine "adalet" isteinin yeri
ne gelmesini salama izlei.
lkame kurban mekanizmas, Oidipus mitosunun balca izlekle
rini akla kavuturuyor; izleklerin oluumundaki kadar, yaplan
masnda da etkili. Bu saptamay geerli klan, yukardaki zmle
melerdir. Bir baka saptama ise bu tr zmlemelerin ok sayda
mitosa kolaylkla uygulanabileceidir. O zaman sz konusu meka
nizmann her tr mitolojiyi yaplandran kalp olup olmad soru
sunu sorabiliriz. Hepsi bundan ibaret de deil: Kutsaln kendisinin

O1O1PUS VE 1KAME KUR BAN

123

ve belirgin zellii olan aknln yaratl da iddete dayal oybirli


inden, ikame kurbann "dan atlmas"yla salanan ya da yeniden
salanan toplumsal birlikten kaynaklanyorsa, daha da temel bir
noktayla kar karyayz demektir. Eer byleyse, sorgulanmas ge
reken yalnzca mitoslar deil, ayinlerin ve dinsel olan her eyin olu
turduu btndr.
imdilik elimizde olan, basit bir varsaym yalnzca. Bu varsay
mn baz eleri kabaca belirmi ya da henz hi belirmemi du
rumda. Bundan sonraki blmlerde bu varsaym hem netletirmek
hem de dorulamak, grlr klmak, yani imdilik ancak sezebildi
imiz bir kuram, aklayc bir g durumuna getirmek gerekecek.
O zaman bu varsaymn, belirmekte olan o mthi rol oynama ye
tisinde olup olmadn anlayacaz. nce varsaymn niteliini ve
ada bilgi balamnda nasl ortaya ktn sorgulamamz gereki
yor.
imdiden eitli metinler bu yorumla aydnlanm grnyor.
Tragedya filozofu saylan Herakleitos, eer gerekten tragedya filo
zofuysa ayn zamanda kendine zg bir mitos filozofu da olmak zo
rundadr ve bizim saptamaya altmz yaplandnc kalba doru
yol alm olmas beklenir. Belki fazla ileri gidiyoruz ama, imdiye de
in mat ve yorumlanamaz olarak kalm baz Herakleitos blmleri
nin birden ak bir anlam kazandn dnmemek elde mi? Mito
sun yaratl , iddetin etkisi altnda tanrlarn ve farklln olutu
rulmas, ksacas tamamlamakta olduumuz blmn btn,

60

numaral blmde zetlenmiyor mu?


Didime her eyin babas ve kral. Bazlarn tann biiminde reti
yor, bazlann insan biiminde. Bazlann kle brakyor, bazlan
n zgr klyor.

D R D NC B LM :

M T O S LAR I N V E AY N L ER N D O G USU

.
I

lkel dinleri konu alan dncede uzun zamandr iki tez bulunu
yor. Bunlardan eski olan, ayini mitosa indirgeyen ve gerek olayn

kendisini, gerekse ayinlerin yerine getirilmesine yol aan inanlar


mitosta arayan tezdir. ikincisi ise ilkine ters bir ynde yol alarak,
hem mitoslarla tanrlar , hem de Yunan tragedyasyla dier kltrel
biimleri ayine indirgemektedir. Hubert ile Mauss bu ikinci okul
dan. Onlara gre tanrsallk, kurban sunumu yoluyla olumutur:
"Bir alkanlk nedeniyle ya da baka nedenlerle ayn kurbann d
zenli aralklarla yeniden grnd bu trenlerin yinelenmesi, bir
tr kalc kiilik yaratmtr. Kurban sunumu ikincil etkilerini koru
makla birlikte, tanrsallk ilk kurban sunumlarnn eseridir."l
Burada kurban sunumu her tr dinselliin kkeni gibi duruyor.
Demek ki Hubert ile Mauss'a kurban ediminin kkeni ne diye sor
mamak gerekiyor. Bir grng daha baka grnglerin aklanma1 Hubert ile Mauss, Sacrifice, s. 288.

126

S 1DD ET VE KUTSAL

snda kullanldnda genellikle o grngy aklamak gerekmiyor


sanlr. Dile getirilmemi bir dogma olarak, saydam kabul edilir o
grng. Aydnlatc olann, aydnlatlmas gerekmiyordur sanki.
Hubert ile Mauss, kurban sunumunun kkeni stne hibir ey
sylememenin yan sra, bu edimlerin "nitelii" ve "ilevi" stne de
neredeyse hibir ey sylemiyorlar. Oysa bu iki szck, yaptlarnn
adnda yer alyor. Yukarda grdmz zere kurban edimlerinin
balca amac "tanrlar"la ilikiye gemektir biimindeki bir fikri cid
diye almak olanakszdr. Eer tanrlar kurban edimlerinin uzun s
re yinelenmesi sonucu olutuysa yinelemelerin kendisi nasl akla
nacak peki? Henz "iletiim" kurulabilecek bir tanrnn olmad za
manlarda kurban ayini yapanlarn aklnda ne vard acaba? Tmyle
bo olan bir gkyz karsnda kim iin ve ne iin yineliyorlard
kurban ayinlerini? Modem tanrclk kartln insan kltrndeki
her eyi "tanrlar"n stne atmaya iten tutku, ne denli gl olursa
olsun kandrmamal bizi. Kurban edimi insanlarn ii; yorumu da
insanlar erevesinde yaplmal.
Hubert ile Mauss'un oluum ve ilev dzlemindeki yetersizlii,
kurban sunumunun ileyii konusunda yaptklar sistemli tanmla
malar daha da dikkate deer klyor. Kurban sistemini henz yo
rumlamam olduklarndan, zmlemelerine renk katan bir

nsel

fikre balayamayz bu sistemlilii. Kurban geleneinin bulundugu


eitli kltrlerin ayinleri arasndaki benzerlikte artc bir yn var.
Kltrler arasndaki farkllklar, kurban grngsnn zgllne
halel getirecek lde deil. Dolaysyla, Hubert ile Mauss kurban
edimini zel bir kltr gzetmeden, sz konusu olan bir tr tek
nikmi gibi aklayabiliyorlar. Gerekten de bir tekniktir, sz konu
su olan. Ne var ki, bu iki yazarmza baklrsa bu tekniin toplumsal
gereklik dzleminde hibir nesnesi, hibir ilevi bulunmamaktadr.
Son kertede bir fantezi, hayali bir rn saydklar bir kurum nasl
oluyor da her yerde bylesine bir benzerlik gsteriyor? "Yaylmac"

M1TOSLAR1 N VE AY1 N LE R1N DOGUSU

127

tezlere de bavurulamaz; bu gibi tezler Hubert ile Mauss'un metin


lerini yazdklar srada, savunulacak yanlan olmadndan, oktan
rtlmt.
Buradaki tuhaf yapsal ortaklklar stne dndke, bunlan
artcdan da te, mucizevi bulma eiliminde oluyor insan. Bir
yandan Hubert ile Mauss'un betimleme yeteneklerine hayran olur
ken, bir yandan da onlardan ncekilerin merakn gstermedikleri
ne zlmemek elde deil. Baz zmleme biimlerini sistemletir
mek iin pek ok sorunu ayra iine almak gerekir elbette. Bu iki ya
zar da tam byle yapm. Soruturma alan geici olarak daraltlnca,
o zamana dein bulank kalan sorun ve alanlar ayrt etme olana
domu.
Bilimsel aratrmada olsun, askerlik sanatnda olsun, birliklerin
moralini yksek tutmak iin, stratejik geri ekilmeleri olumlu bir
adan sunmak iyi bir yntemdir. Yine de geri ekilmeyle tam bir za
fer kazanmann birbirine kartrlmamas gerekir. Hubert ile Ma
uss'ta grlen eilim, gnmzn tm toplumsal bilimlerinde de
ar basyor. Artk ne ayini mitosla ilikilendirmek gibi bir sorun var
ne de mitosu ayinle. Burada dncenin kendini bir dngye kap
trd, ve kendini kurtarmak iin yol zerindeki herhangi bir nok
tay ne kard bir gerek. Bu yanlsamadan vazgeildi, bu da iyi
bir ey. Bir zm varsa bunu emberin kenarlarnda deil merke
zinde bulacamz kabul edildi; bu da iyi bir ey. Ancak, merkeze
ulalamad ya da hatta merkezin var olmad gzleminde bulu
nuldu ki ite bu hi iyi bir ey deil.
Gemiin baanszlklanndan g alan bu ktmser varsaym
kendisini son derece bilimselmi gibi sunuyor ama, gerekte felsefi
dir. Eski baarszlklar, kendileri dnda hibir eyi kantlamaz.
Aratrmadaki, geici de olabilecek bir yerinde saymaya dayanarak
dnya gr ina etmemek gerekir. Antimetafizik yapmak da me
tafizik yapmaktr. Her an yeni bir varsaym ortaya kp, yalnzca

1DDET VE KUTSAL

128

kurban sunumunun deil, genel olarak dinin kkeni, doas ve ile

vi sorusuna doyurucu, yani bilimsel bir yant getirebilir.


Batan savma ve sadece "sembolik" bir aratrmayla yetinip baz
sorunlarn bo ve geersiz olduunu ilan etmek, bilimin iine skca
yerlememizi salamaz. Bilim, felsefenin tutkularna oranla geri bir
konum almak, uslu uslu boyun emek deildir. Ayn tutkularn bir
baka tarzda doyurulmasdr. En byk bulularn kkeninde , bu
gn "ocuka" diye hor glen bir merak, ve dilyetisine , en gnde
lik olan dahil, bugn "safdilce" diye mahkOm edilen bir gven ya
tar. Stendhal'in alay ettii burjuva dandilerin hibir eye amayan ta
vrlar yinelendiinde bunlar bilimin en son sz kabul ediliyorsa
endielenmenin zaman geldi demektir. Frazer'in, Freud'un, Robert
son Smith'in greli baarszlklar, onlarn anlamak konusundaki
mthi itahlarnn eskimiliine inanmamz getirmemeli. Ayinlerin
oluumu ve ilevi konusunu sorgulamann hibir anlam olmadn
ileri srmek, dinsel dilin, kesinlikle ok sistematik olmakla birlikte
tmyle anlamsz bir abrakadabra olduunu ileri srmek anlamna
gelir.
Arada bir ykselen bir ses, kurban sunumu gibi bir kurumun tu
hafln, ruhumuzun bu edime reel bir kken bulmak konusunda
yakc bir gereksinim duyduunu anmsatr. rnein, Adolphe ]en
sen,

Mythes et coutumes des peuples primitifs/ llkel halklann mitoslan ve


grenekleri2 adl kitabnda gemiin byk sorgulamalaryla yeni bir
balant kurmu ama, tam da byle yapt iin, pek yank uyand
ramamt:
lnsan yaamna bylesine acmaszca edimler katmaya iten, son
derece altst edici deneyimler olmaldr. Neydi bunun nedenleri?
lnsanlar kendi benzerlerini, igdlerinden baka bir ey bilme
yen yar hayvan barbarn ahlakd ve dnlmemi bir hareke2 Paris, 1 954, s. 206-7.

M 1TOSLAR1 N VE AY1N LER 1N DOG US U

129

tiyle deil de, dnyann sonu! doasn anlamaya ve bu konuda


rendiklerini gelecek kuaklara dramatik roller kurarak aktarma
ya alan kltrel biimlerin yaratcs olan bilinli bir itilimle l
drebilmeleri iin nasl bir sarsnt geirmi olmallar? . . . Mitik d
nce, belirli bir olayn en canl tankln kendisinin sunduu bi
imindeki hakl bir kaygyla, dnp dolap ilk seferinde olup bit
mi olana, yaratc edime geliyor hep . . . Ayinlerde ldrme edimi
bylesine belirleyici bir yer tutuyorsa [kurulu uranda da] zel
likle nem tayan bir yer tutmu olmaldr.
Herhalde, betimleme dzlemindeki son katklan yadsmakszn,

ilk seferinde belirleyici bir eyler olup bitti mi bitmedi mi diye yeni
den sormann zamandr artk. Geleneksel sorulan, amzn yn
tembilimsel titizliiyle yenilenmi bir ereve iinde yeniden sorma
ya balamak gerekiyor.
Byle bir soruturma ilkesi kabul edilince, incelenmeyi hak eden
her varsaymn nsel olarak uymas gereken koullar nedir diye so
rulmal. Reel bir kken varsa, mitoslar bu kkeni kendilerine gre
durmadan anmsamakta, ve ayinler, yine kendilerine gre, durma
dan bu kkeni anmakta ise, insanlar stnde, sonuta unuttuklar
na gre silinmez olmayan ama ok gl bir etkide bulunmu bir
olayla kar karyayz demektir. Bu etki, dinsel ve belki her tr kl
trel biim araclyla srp gitmektedir. Dolaysyla, aklamasn
yapmak iin de bireysel ya da kolektif bir bilind biimini ne
srme zorunlulugu yoktur.
ldrme ediminden oluan anma ayini saysnn olaanst
ykseklii, bu ayinlerin kkeninde de bir ldrme olaynn bulun
duunu dndryor. Freud, Totem ve Tabu'da, bu gereklilii ak
bir biimde alglamt. Kurban edimlerinin dikkate deer benzerli
i, tm toplumlarda ayn tip bir ldrmenin sz konusu olduunu
dndryor. Bu durum, o ldrme olaynn bir seferliine olup
bittii ya da bir tr tarihncesiyle snrl kald anlamna gelmez.

S1 DD ET VE KUTSAL

1 30

Balangcna ya da yeniden domasna iaret ettii her belirli toplum


asndan bakldnda olaanstlk tayan ldrme olay, kar
latrma amacyla genel bir adan bakldnda tmyle sradan g
necek trden olmaldr.
Bize yle geliyor ki doyurucu bir varsaymn tm bu zorunlu ko
ullann bir araya getiren olay tipi, kurban bunalm ile ikame kur
ban mekanizmasdr.
Denecektir ki byle bir olay gereklemi olsayd bilim imdiye
dein kefetmi olurdu. Byle sylemek, bilimin gerekten olaa
nst nitelikteki bir yetersizliini hi dikkate almamak olur. Tm
insan toplumlarnn kkeninde dinsel inancn bulunduu, kuku
gtrmeyen, temel bir olgu. Var olan toplumsal kurumlar iinde bi
limin reel bir ama, gerek bir ilev ykleyemedii tek kurum din
sel inan. Biz, dinsel inancn konusunun ikame kurban mekanizma
s olduunu ne syoruz; dinsel inancn ilevi bu mekanizmann
etkilerini srdrmek ya da yenilemek, baka bir deyile iddeti top
luluk

dnda tutmaktr.

kumakta olduunuz denemede nce kurban sunmann annd


rc ilevini saptadk. Daha sonra kurban bunalmn bu arn

drma ilevinin ve her tr kltrel farklln yitirilmesi olarak ta


nmladk. lkame kurbana uygulanan oybirliine dayal iddet bu bu
nalma gerekten son veriyorsa, yeni bir kurban sisteminin balan
gcnda bu iddetin yer almas gerekecei aktr. Ykm srecinin
nne yalnzca ikame kurban geebiliyorsa her tr yeni yaplandr
mann kkeninde o var demektir. Bu savmz kltrel dzenin te
mel biim ve kurallar (rnein, festivaller, ensest yasa, geici ayin
ler vb) dzeyinde dorulamann olanakl olup olmadn ileride g
receiz. imdiden nmzde ikame kurbana uygulanan iddetin
kkl bir kurucu nitelii olabileceini dnmek iin ciddi neden
ler var: lkame kurban, iddet ksr dngsne son verirken ayn an-

M1TO5LAR 1N VE AY1 N LE R1N DOGUSU

131

da yeni bir ksr dngnn, kurban ayini dngsnn balatcs ol


maktadr; kurban ayini dngs ise btn bir kltr dngsnn
balatcs olabilir.
Durum byleyse, kurucu iddet gerekten insanlarn sahip oldu
u en deerli eylerin ve en ok korumak istedikleri eylerin kke
nini oluturuyor demektir. Mitik bir kiinin bir baka mitik kii ta
rafndan ldrlmesine varan tm kken mitoslannn, st rtl ve
biim deitirmi olmak kaydyla ileri srd anlay budur. Bu
olay, kltrel dzenin kurucu esi olarak alglanmaktadr. len
kutsal kiiden yalnzca ayinler deil, ayn zamanda evlilikle ilgili ku
rallar, yasaklar ve insanlara insanlklarn veren tm kltrel biim
ler domaktadr.
Mitik yaratklar baz durumlarda insanlara toplum halinde yaa
malar iin gereken her eyi kendilerinin saladn, baz durumlar
da ise tersine insanlar o eylerden yoksun braktklarn ne srer
ler. nsanlar her seferinde, kendilerine gerekli olan eninde sonunda
elde eder ya da ele geirirler ama ancak mitik yaratklardan biri di
erlerinden ayrlp bana az ya da ok olaanst bir ey geldikten
sonra. Dierlerinden ayrlan mitik kiinin bana gelen ey genellik
le lmcl, bazense grnrde nemsizdir; ancak orada, iddete da
yal zme az ya da ok karanlkta kalm bir gnderme bulmak
olanakldr. Mitik kii bazen gruptan ayrlarak ekime konusu olan
nesneyi alp kaar; bu durumda yakalanacak ve ldrlecek, baz
rneklerde de yalnzca yaralanacak ya da dvlecektir. Dvlmeyi
kendisinin istedii de olur. Her seferinde bir sonraki aama olaa
nst bir iyiliktir ve kltrel dzenin uyumlu ileyiini salayan bir
bereket sayesinde gnence ulalr.
Mitik anlat bazen de, ister istemez kurban bunalmndaki reka
betleri artran yan sportif ya da saval bir yarma erevesin
de geer. Tm bu izleklerin arkasnda her zaman, nceleri karlk
l olan bir iddetin giderek oybirliine dayal iddete dnmesinin

S1DD ET VE KUTSAL

132

izleri okunabilir. Her tr insan etkinliinin, hatta doa yaamnn


topluluk iinde iddetin geirdii bu bakalama tabi olmasna a
lmamaldr. llikilerde sorun olunca, insanlar artk anlamaz ve i
birlii yapmaz duruma gelince, bundan etkilenmeyen tek bir etkin
lik kalmaz. Bitkisel rn, av ya da balk av, hatta hasatn kalite ve
bolluk derecesi etkilenir. Dolaysyla, kurucu iddetten bilinen iyi
likler insan ilikilerinin erevesini mucizevi bir biimde amakta
dr. Kolektif ldrme, her tr bereketin kayna gibi grnr; dl
leme ilkesi ondan bilinir; insana yararl bitkiler, tm besin madde
leri bu ilksel kurbann lsnden fknr.

ubert ile Mauss bile, modern "devrimci" bilimimize toplumsal


ln gerekliini anmsatmas gereken olaylar aktarp duruyor

lar. Gerekten de, kurucu lin olaynn hemen hemen seilmez du


rumda olduu mitoslarn yannda, byle bir olayn varln nere
deyse aka kabul edenler de var. Ana izgileri yle byle izilmi
olan bu tr mitoslar her zaman bizlerin Batl insan bilimcisi sfat
mz yznden "kaba" bulma eiliminde olacamz kltrlere men
sup deil. Szn ettiimiz iki yazarn aktard, eksiksiz bir Yunan
rnei sunalm:
Troizen'deki Hippolytos tapnann avlusunda her yl yaplan "lit
hobolia" festivalinde, Girit'ten gelme Damia ve Auksesia adl iki
yabanc ve tehlikeli bakire tanrann lm anlrd. Bu tanralar
bir ayaklanma srasnda gelenee gre recmedilmiti . Yabanc tan
ralar, genellikle hasat festivallerinde rol oynayan, oradan geen
yabanclardr; recim ise bir kurban ayinidir.3
Oidipus mitosu evresinde, asl amalar yukardaki yorum
nda aydnlanabilen pharmakos ve katharma gibi ayinler var. Atina
kenti tedbirli davranr, bu tr kurban ihtiyalar iin giderlerini ken3 Hubert ile Mauss, Sacrifice., s. 290.

M 1TOS LAR 1 N VE AY1 N L ER 1 N O OG US U

133

disinin karlad belli sayda zavally hazr tutard. Gerektiinde,


herhangi bir felaket -salgn hastalk, ktlk, yabanc igal, i huzur
suzluk- kenti tehdit ettiinde ya da etkisine aldnda, topluluun
emrine amade bir pharmahos bulunurdu her zaman.
Oidipus mitosunun eksiksiz aklamas, yani ikame kurban me
kanizmasnn saptanmas, kurban sunanlarn amacn anlamamza
yardmc oluyor. Kurban sunanlar, ikame kurban mekanizmas sa
yesinde zme kavumu bir eski bunalmn olabilecek en sadk
kopyasn yeniden retmek istiyor. Gerek ya da hayali, topluluu
tehdit eden tm tehlikeler, bir toplumun karlaabilecei en kor
kun tehlikeyle, kurban bunalm tehlikesiyle bir tutuluyor. Ayin ge
lenei, karlkl iddet iinde yitirilmi olan birlii ikame kurbana
kar ve onun evresinde yeniden oluturarak toplulua dzeni geri
getirmi olan o balangtaki kendiliinden lin olaynn yinelenme
sidir. Oidipus gibi, kurban da evresindeki her eye bulaan, bu ne
denle de yok edildiinde toplulua huzuru geri getiren bir tr kir sa
ylyor. Pharmahos, kirler hep onun stnde toplansn diye her ta
rafta dolatrlp daha sonra da tm halkn katld bir trenle ko
vuluyor ya da ldrlyor.
Tezimiz doruysa, Oidipus gibi pharmahos'un armnn da
ikili olmasn aklamak kolaylamaktadr: Bir yandan aalk, ku
kulu, hatta sulu bir kii gibi grlmesi, her tr alayclk, hakaret ve
kukusuz iddete hedef klnmas, te yandan ise evresi dinsellie
varan bir yceltmeyle sarlarak bir tapn ortamnda barol oyna
mas. Bu ikililik, balangtaki kurbandan sonra dinsel gelenee g
re sunulan kurbann da araclk etmesi gereken bakalam yanst
yor: Kurbann her tr ktcl iddeti stne ekerek, lmyle bu
iddeti iyicil iddete, bara ve berekete dntrmesi gerekiyor.
Klasik Yunancadaki pharmahon szcnn hem zehir hem pan
zehir, hem hastalk hem ila, son olarak da, duruma, iinde bulunu
lan koullara ve kullanlan doza gre ok yararl ya da ok zararl et-

134

SI DDET VE KUTSAL

kilerde bulunabilen her tr madde anlamna gelmesi artc deil.

Phannakon, sihirli ilacn ya da ne olduu belirsiz bir iksirin ad. S


radan kimseler bu maddenin kullanmn pek de doal olmayan ola
anst bilgilerle donatlm olanlara, rahip, sihirbaz, aman, hekim
gibi kiilere brakmak zorunda.4
Oidipus ile phannakos arasnda byle bir yaknlk bulmamz, tra
gedyay ayin temelinde tanmlayan ve ogu lngiliz olan uzmanlarn,

XX. yzyl balarnn Cambridge ayincilerinin grlerini benimsedi


imiz anlamna gelmesin hibir biimde. Oidipus mitosunun phar
makos ayinlerine benzer ayinlerden ayrlamayaca ak olmakla bir
likte, mitosu ve ayini tragedyayla kartrmamak gerekiyor. Daha n
ce de grdmz zere, tragedyann esini mitosa ve ayine temel
den karttr. Kald ki, Cambridge ayincileri ile tilmizlerinin phanna
kos yorumlarn dayandrdklar temel fikir, mevsim deiiklikleri
nin, doadaki "lm" ile "yeniden canlanma"nn ayinlerde ilk yk
nlen rnek olduu,

phannakos'un temel anlam alann da bunlarn


oluturduu fikridir. Oysa doada phannakos kadar canavarca bir
ayinsel ldrmeyi dayatan, hatta dndren bir ey yoktur. Bize
gre olas tek rnek, kurban bunalm ve bu bunalmn zmdr.
Doa bundan sonra gelir: Ayinsel dnce, belli bir noktadan son
ra, doann ritimlerinde, topluluktaki dzen ve dzensizliklerin bir
birinin yerini almasna benzer bir yer deitirme olduuna inanma
ya balamtr. Burada iddetin ileyi tarz, bazen karlkl ve kt
cl, bazense oybirliine dayal ve iyicil olmas, tm evrenin ileyi
tarz olarak grlmtr.
Tragedyay mevsimsel ayinlerin yeniden ele alnp uyarland
bir tr bahar ayini olarak grmek, tragedyann

tragedya olmasn

salayan her eyden yoksun braklmasndan baka bir ey deildir.


Bu tragedya "yapbozum"unun baarszl sonuta tragedyaya Bat
kltr iinde yan ayinsel bir deer yklemeye varm olsa bile by4 Bkz. s. 428-9.

M 1TOS LAR 1 N VE AY 1 N L ER 1 N D OG U U

135

ledir. Orada sz konusu olan, daha sonra sz edeceimiz, ok med


yatiklemi ve Cambridge ayincilerinin kavramlaryla ilgisi olmayan
bir sretir.s
5 Fransa'da da ok sayda aratrmac, mitost ki Oidipus'la Sophokles'in

Oidipus'unda bir pharmakos ve bir "gnah keisi" tanlamtr. Marie


Delcourt'a gre bu gnah keisi grenei , ocuk Oidipus'un yazgsn, anne
ve babas tarafndan terk edilmi olmasn aklama olana salamaktadr:
"Oidipus'u gnah keiliine maruz brakan, ad Laios yani Publius (halkn
temsilcisi) olan babasdr." Sakat ya da biim bozukluu olan ocuklarn
tehir edilmesi son derece yaygn bir uygulamadr; bu durumu, kukusuz,
tm kurban edimlerindeki ikame kurban temelinde, baka bir deyile
oybirlii temelinde anlamak gerekiyor. Marie Delcourt burada halktaki

oybirliinin iaretlerine deiniyor. (Ugendes et cultes de htros en Grece, Paris,


1 942, s. 1 02.) Aynca bkz. Oedipe et la ltgende du conqutrant ( 1944). Daha
yakn tarihlerde de jean-Pierre Vernant bu fikirleri yeniden ele alarak
Kral Oidipus ' un izleksel zmlemesi dzeyinde bu fikirlerin ne denli

verimli olabildiini gsterdi : "Kutsal kral

pharmakos : Bu ikisi Oidipus'un

iki yzdr ve ift ynl bir forml gibi biri dierinin tersine evrilmi hali
olan bilmece zelliini kazandrmaktadr ona. Sophokles, Oidipus'un
doasndaki bu tersine evrilmilie genel bir ierik kazandrmaktadr:
Kahraman, insanlk durumunun bir numunesidir." (Ambiguitt et
renversement: sur la strucure tnigmatique d'Oedipe roi, s. 1 27 1 .) Tragedya ile

buyuk mitos ve ayin izlekleri arasndaki bu ilikiden daha gerek bir ey


olamaz. Ancak, bu ilikiyi gerekten kavrayabilmek iin, izlek dzeyindeki
zmlemeleri amak ve "gnah keisi"ni bir bo inanca, her tr ilemsel
deerden yoksun bir mekanizmaszla dntren nyargdan vazgemek
gerekir. Bu ilk izlein arkasnda, karlkl iddetin gerek bir biimde
dzenleyici iddete dnt grlmelidir. Bu bakalamn dzenleyicilik
zellii, oybirliine dayal olmasndan ve mitoslarla ayinlerin tm ift ynl
formllerini, hakikate en yakn olanlardan balamak zere tm kltrel

deerleri, arkalarna saklanmak yoluyla yaplandran tek ileyi olmasndan


kaynaklanyor. Sophokles, gnah keisi izleine hibir ey katmyor; "genel
kapsam"a herhangi bir ey eklemiyor. Dramaturgun Oidipus'u "insanlk
durumunun bir rnei" yapmas bouna deil. Mitosun yapsn ksmen bile
olsa zmleyince kanlmaz olarak her tr insanlk durumunun gerek
temellerine varlyor.

arsaymmz netleiyor ve geniliyor. Bu sayede, phannakos'un


ldrlmesi gibi her zaman mat kalm, nfuz edilememi din

sel edimlerin arkasnda gayet anlalr bir projenin bulunduunu


saptayabiliyoruz. Greceimiz zere, bu varsaym ayin geleneklerini
hem bir btn olarak hem de en kk ayrntlaryla anlamamza
olanak salyor. Buraya kadar yalnzca insanlarn kurban edildii

ayinlerden sz ettik. Bu noktada ayin geleneiyle iddete dayal oy


birlii mekanizmas arasndaki ba gzle grlr durumda, nk
balangtaki kurban da insan; ayin geleneiyle balangtaki olay
arasndaki taklit ilikisini kavramak zor deil.
imdi kendi kendimize, hayvan kurbanlarn da bir kurucu ko
lektif ldrmenin mimesis'i [taklidi) olarak tanmlanp tanmlanama
yacan sormalyz. Bu kitabn birinci blmnde, insan kurban et
meyle hayvan kurban etme arasnda temel bir farkllk bulunmad
n grmtk. Dolaysyla, vereceimiz yant nsel olarak olumludur.
Musevilikteki nl "gnah keisi" ve hayvanlarla ilgili bu trden tm
ayin gelenekleri bize hemen durumun ayn olduunu dndr
yor. Ancak, hayvan kurban etmenin de bir ikame kurbann lm
n rnek aldn gstermeyi denemek iin "klasik" denebilecek bir
hayvan kurban etme olgusu stnde durmamz fena olmayacak. Bu
kurban ediminin yeniden retmeye alt ey gerekten iddete
dayal oybirlii ise, eer ikame kurban mekanizmas gerekten tm
ayin geleneklerinin anahtarysa, bu tr kurbanlar tm ynleriyle ay
dnlatabilecek bir a kavuuyoruz demektir. Varsaymn yazgsn
belirleyecek olan da, elbette, bu n varl ya da yokluudur.
imdi de gzmz , kurban ediminin gnmze dein srd
ve yetkin bir budunbilimcinin betimledii ender toplumlardan biri
ne evirelim. Godfrey Lienhardt, Divinity and Experiencel Tannsallk

ve Deneyim' de, Dinka topluluunda gzlemledii baz kurban tren


lerini ayrntlaryla anlatmaktadr. Bize temel nemde grnen nok
talar vurgulamak kaydyla, anlattklarnn btnn zetleyeceiz.

M 1 TO S LA R 1 N V E AY 1 N L E R 1 N O O G U S U

137

Koro halinde yinelenen by szleri, nceleri dank ve kaytsz


duran kalabaln dikkatini yava yava ekmeye balyor. Katlmc
lar savayormu gibi yapyor. Tek tek baz bireylerin bakalarna
vurduu da oluyor ama, gerek bir dmanlkla deil. Dolaysyla,
iddet, ayinsel bir biimde, ama henz karlkl olmak zere, hazr
lk aamalarndadr. Ayinsel taklit, nce kurban bunalmnn kendi
sini, oybirliine dayal zmn kargaa iindeki ncellerini konu
alyor. Zaman zaman gruptan biri aynlp hayvana, bir kaza bal
duran inek ya da danaya hakaret ediyor ya da vuruyor. Ayin gelene
inde duraan ya da donmu olan hibir ey yok; ayin boyunca, da
lma ve atma eilimlerine azar azar stn gelen bir kolektif de
vingenlik tanmlanyor ve iddet kurbana yneltiliyor. Karlkl id
detin tek yanl iddete dnmesi ak bir biimde gsteriliyor ve
ayin halinde yeniden yaanyor. yle sanyorum ki gzlemciler, kar
lkl iddetin oybirliine dayal iddete dnmesini gsteren ve
bazen gzle grlmesi zor olan belirtilere her zaman duyarl olsa, sa
ysz ayin iin ayn gzlemde bulunulabilir. nl bir rnek olan Yu
nan Bouphonia'larnda katlmclar nce kendi aralarnda dvmek
te, sonra hep birlikte kurbana ullanmaktadrlar. Genellikle kurban
treninin balanglarnda yer alan tm kavga taklitleri, biimsel si
metrisi ve srp giden karlkl konumlanmasyla nce bir atma
nitelii tayan ayin danslarnn tm, kurban bunalmnn birer
taklidi olarak yorumlanmaya elverilidir.
Dinkalarn kurban trenlerinde zirveye lmle deil, ondan n
ce, kurban yok edebilecekmi gibi duran ayinsel ilenlemelerle va
rld anlalyor. Demek kurban tpk tragedyadaki gibi esas olarak
szck darbeleriyle ldrlmektedir. Ve yle grnyor ki bu sz
ler, ayinde her zaman sylenmi olmasa bile temelde, Teiresias'n
Oidipus'a ynelttii sulayc szlerin aynsdr. Kurban edimi bazen
hayvann stne topluca saldrlarak gerekletirilmekte, byle du
rumlarda zellikle hayvann reme organlan hedef alnmaktadr.

138

S 1 D D ET VE KUTSAL

Phamahos'lar kurban edilirken de cinsel organlar bitki saplanyla


krbalanmaktayd. Hayvan kurbann tpk Oidipus gibi baba katli
ve ensestle, ya da kltrel dzenin yklmasnda balca rol oyna
yan ve farkllklann iddet yoluyla silinmesi anlamna gelen dier
her tr cinsel aykrlkla suland bir ilk kurban temsil ettiine
inanmak iin yeterince neden bulunuyor. Kurban etme, biimi su
un niteliine gre belirlenen bir ceza; ancak, edimin yinelenmesi
ayin dncesiyle ilgili ve bu dnce, kurban ayininden, basit bir
cezalandrmayla karlatnlamayacak nemde yararlar bekliyor.
Bunlar elle tutulur yararlardr. Ayin dncesi bu yararlarn neden
elde edildiini anlayacak yetide deildir. Sundugu tm aklamalar
mitiktir. Buna karlk, ayn ayinsel dnce, sz konusu yararn na

sl elde edildiini grebilmekte ve bu verimli ilemi yorulmak bilme


den yinelemeye almaktadr.
Hayvann ldrme ncesinde maruz kald dmanlk, km
seme ve acmaszlk iaretleri, ldrmenin hemen sonrasnda szc
n tam anlamyla bir dinsel sayg gsterimine dnr. Bu sayg,
kurban ediminin yaratt annmayla ilgili rahatlama ile akmakta
dr. Kurban lrken karlkl iddeti de beraberinde gtryorsa,
kendisinden beklenen rol oynam demektir; gerek iyicil gerekse
ktcl tm biimleriyle iddet'in somutlat varlk olarak, baka
bir deyile insanlara ok yksekten egemen bir Her eye Kadir ola
rak kabul edilmektedir artk. Kt muamelenin ardndan olaans
t bir biimde onurlandrlmas akla uygundur. Ayn biimde, kt
lk getirdii dnlen Oidipus'un, kovulduktan sonra kp gitme
siyle iyilik getirdii iin onurlandnlmas da akla uygundur. An ar
da gelen bu iki tavr, ilk bakta elikili grnmesine karn, ilkini
benimseyenin ikincisinden elde edilen sonucu gz nnde tutaca
dnlnce akla uygun gelmektedir.
lienhardt da kurban "insan tutkulann tayan" bir gnah kei
si olarak tanmlyor. Gerekten de tam bir hayvan phamahos'la kar-

M ITOSLA R I N VE AYi N L E R i N DOGUU

139

karyayz burada; ikame edilen danann ya da kzn kendi s


tne ektii ey, tanm belirsiz bir "gnah" deil, genellikle gizlen
se bile

topluluk mensuplannn hepsinin birbirine kar besledii son de

rece gerek dmanlk duygulandr. Kurban edimi iin verdiimiz,


"kendiliinden iddetin kolektif olarak yinelenmesi ve taklit edilme
si" biimindeki tanm,

l.

Blm'de aklanan ileve ve yukarda gr

dmz bilgilere ok denk geliyor. Bilindii gibi, bu kendiliinden


iddetteki yattrma esi, daha hafiflemi biimiyle, kurban edi
minde de bulunuyor. tk seferinde, o balangtaki olayda, zincirle
rinden boanm olan iddet gemlenmi, ksmen de doyundurularak
yattrlmtr. Kurban ayininde ise az ya da ok "gizli" saldrgan ei
limlerdir doyundurulup yattrlan.
Topluluk kendi kkeni tarafndan hem ekilir, hem itilir; kendi
kkenini, st rtl ve biim deitirmi bir biimde yeniden ve
yeniden yaama gereksinimi duyar. Ayinin ktcl gleri yattrp
aldatmasnn nedeni, bu gleri durmadan okamasdr; onlarn ger
ek doasn ve gerekliini kavrayamaz, nk ktcl gler top
luluun kendisinden gelmektedir. Ayinsel dnce kendi kendisine
verdii hem net hem de bulank grevin altndan ancak iddetin zin
cirlerinden bir miktar boanmasna izin vererek kalkabilmektedir;
tpk

ilk seferindeki gibi ama, yle fazlasna kamadan; baka bir de

yile, topluluun iddeti hep birlikte, kesin bir biimde saptanm


ve belirlenmi bir erevede, yine kesinlikle belirlenmi nesnelere
doru kovalad olay yineleyerek.
Kurban ediminin srd yerlerde gerekten de arndrma a
sndan

l.

Blm'de belirttiimiz etkiyi salad grlyor. Bu arn

drc etkinin gerekletii yapsal ortam, birletirici iddetin olup


bittii ortama ylesine benziyor ki, birletirici iddetin tam tamna
deilse bile ekinmeden giriilmi bir taklidi olduunu grmemek
elde degil.

140

i DDET VE KUTSAL

irka ayin geleneiyle yetinildiinde, ayinlerin kendiliinden ve


elbirliiyle uygulanm bir iddeti taklit ettii ve yineledii tezi

nin fantezist, hatta fantastik gibi grnmesi olasdr. Bak amz


genilettiimizde ise bu durumun izlerinin her tarafta bulunduunu
ve ayinlerle mitoslarn ieriinde, genellikle nasl bir ortak anlamla
n olabilecei bilinmediinden farkna varlmayan baz benzerliklerin
saptanabildiini gryoruz. Pek uzun olmayan bir inceleme bile, her
tr dinsel yaamda, her tr ayinde, mitoslarla ilgili her tr incelikte,

oybirlii izleine olaanst bir sklkla rastlandn gstermeye ye


tiyor. Ele alnan kltrlerin birbirinden uzakl, brndkleri bi
imlerin ve metinlerin eitlilii, bu skln etkilenme yoluyla yayl
mann sonucu olamayacan gsteriyor.
Yukarda grdmz zere Dinkalarda kurban sunumu genel
likle tm genlerin kurbanlk hayvana saldnp stnde tepinmeleri
ve hayvan arlklar altnda bomalar biimindedir. Hayvann bu
yolla ldrlemeyecek kadar byk ve gl olmas durumunda ise
bilinen yollara bavurulmakta, ancak bunun ncesinde genler yine
saldnyormu gibi yaparak kolektif katlm koulunu hi deilse
simgesel olarak yerine getirmektedirler. ldrme ilemini kolektif
olarak yapan kurban gelenei says alacak kadar ok. zellikle,
daha sonra greceimiz gibi, dionizyak sparagmos'ta.6 ldrme ii
ni istisnasz tm katlmclarn birlikte yapmas gerekiyor. Robertson
Smith'in Religion of the Semitesl Samilerin Dini'nde anlatt zere ,
Araplarn deve kurban etme ayinlerinde, aynca burada sayamayaca
mz kadar ok kurban geleneinde ayn kural geerlidir.
Odysseus ve arkadalar Kyklop'un gzne kzgn ii hep birlik

te sokarlar. Kurucu mitoslarn ounda tanrsal grup mensuplar


kendi ilerinden birini hep birlikte kurban ederler. Hindistan'da Yad
jour-Veda metinleri, tanrlarn kurban etmesinden sz eder. ldr6 Bkz. Blm V,

s.

1 86.

M ITOSLARIN VE AYiNLERiN DOGUSU

141

dkleri, bir baka tanrdr: Soma. Mitra nce arkadalarna katlma


y reddederse de, arkadalar onun bu direncini krmay baarrlar.
Tam bir ibirlii salanm olmasa, kurban edimi erdemini yitirecek
tir. Burada mitos ok ak bir biimde, inananlara uymalar gereken
bir kurban rnei veriyor. Oybirlii kesin bir zorunluluktur. Tek bir
katlmcnn ekimser kalmas bile kurban edimini yararszdan da
te, tehlikeli klmaktadr.
Seram adasnn, kadn kahraman Hainuwele'nin ldrlmesini
anlatan bir mitosundaki kurban sunucular, ilerini tamamladktan
sonra kurban gmp mezarm hep birlikte inemektedir. Bylelik
le, yaptklar iin oybirliine ve elbirliine dayal olduunu vurgula
m oluyorlar. Bir mitosun belirli yerlerindeki oybirlii iaretleri, bir
baka topluluun ayinlerinde tam olarak ayn biimde grlebiliyor.
rnein, Borneolu Ngadju-Dayak'larn kle kurban edilen belirli
ayinlerinde kle ldrlp gmlmekte ve katlmclarn tm me
zar inemek zorunda tutulmaktadr. Ngadju-Dayak'larn yalnzca
bunda deil, tm kurban ayinlerinde elbirlii zorunluluu vardr.
Klelere idam sehpasnda uzun uzun ikence yaplmas ruhbilimsel
bir yorumdan kaynaklanmamaktadr. ldam ayinine katlanlarn t
m, kurban lnceye kadar vurmak zorundadr. Yinelenen e, oy
birliidir burada. Tren deimez bir dzenle olup bitmekte, klt
rel dzen iindeki hiyerarik farkllklara bal kalnmakta, hayvan
kurban edildiinde de ayn yol izlenmektedir.7
Karlkl iddet iinde dalmakta olan toplumlarda, rnein Ka
ingang'larda bile, yozlam bir oybirlii biimi, iddetin elbirliiyle
uygulanmas istemi grlyor: "ldrenler hibir zaman tek bala
rna hareket etmek istemiyorlard. Grubun tm yelerinin ibirlii
yapmasnda srarlydlar. Kaingang'larda kurbann bir bakas tara7 H. Sharer, "Die Bedeutung des Menschenop[ers im Dagakischen Toen Kul,"
Mil!eilungen der deutschen Gesellschaft f r Vlherhunde (10, Hamburg, 1940).

Aktaran: Adolphe E. ]ensen, agy., s. 1 98 .

142

i DD ET VE KUTSAL

fndan katledilmesi talebine sk rastlanr."8 Bu gibi olgulann ruhbi


limsel nemini yadsmak sz konusu bile olamaz. Tam tersine, ko
lektif yaplanmann yokluunda ruhbilimsel yorumdan kamann
olana yoktur. yle bir durumda hibir ayin balam bulunma
maktadr; ktcl iddet alm ban gitmektedir.

iraz dnldnde, kurban edimi iin Birinci Blm'de ner


diimiz ilevin, ikame kurban temeline, yani iddete dayal oy

birliine yaslanlmasn hem olanakl hem de zorunlu kld anla


lyor. ldrlen kurban, iddeti topluluun iinde yneldii "doal"
nesnelerinden uzaklatnyor. Peki, bu kurban daha zgl olarak ki
min yerini almaktadr? u ana kadar ikame etme ilemini ancak te
kil ruhsal mekanizmalardan hareketle anlayabiliyorduk ama, bunun
yeterli olmad aktr. Kurban kiiler arasndaki ilikiler dzeyin
de deil de topluluk dzeyinde olup biter duruma getirebilecek bir
ikame kurban olmasayd, kurban yalnzca belirli bireylerin, kurban
sunanda kiisel dmanlk duygulan uyandranlann yerine konulu
yor diye dnmemiz gerekecekti. Aktarma ilemi psikanalizdeki
gibi salt bireysel olsayd, kurban kurumunun gerekten toplumsal
bir kurum olmas, topluluun

tm mensuplann ilgilendirmesi ola

nakszlaacakt. Oysa biliyoruz ki kurban edimi, kald kadanyla


esas olarak topluluksal bir kurumdur. "Bireyselleme"sini getiren ev
rim ok daha sonradr ve kurumun ruhuna aykndr.
Bunun nedenini anlamak iin, ayindeki kurbann hibir zaman
u ya da bu topluluk mensubunun yerine konmadn, hatta do
rudan topluluun btnnn yerine de konmadn kabul etmek
yeterlidir:

Ayindeki kurban her zaman ikame kurbann yerine konmak

tadr. lkame kurban zaten topluluun tm mensuplannn yerine


konduundan, kurban ayini de bizim dndmz rol oynaB jules

Henry, jungle People (New York, 1964), s. 1 23.

M ITOSLA R I N VE AYi N L E R i N DOGUU

143

makta, topluluk mensuplarn birbirinin iddetinden korumaktadr.


Ancak bu koruma her zaman ikame kurban araclyla gerekle
mektedir.
Burada her tr psikolojizm kukusundan kurtuluyor ve kurban
ikamesi konusundaki kurammza yneltilebilecek ciddi itirazlar
bertaraf etmi oluyoruz. Btn bir topluluk daha nce tek bir kii
de, ikame kurbanda toparlanm olmasa, ayinsel ikameye de az n
ce szn ettiimiz ierii ykleyemeyecek, kurban edimini top
lumsal bir kurum olarak temellendiremeyecektik.
Kkensel, kurucu iddet, benzersiz ve kendiliindendir. Ayin ge
leneindeki kurbanlarsa tam tersine, ok saydadr, fazlasyla yine
lenmektedir. Kurucu iddette insanlarn egemen olamad ne varsa,
ayinlemi kurban ediminde artk insanlar tarafndan belirlenebil
mektedir: kurbann sunulaca yer ve zaman, kurban seimi vb.
Ayin, kurala gelmez bir eyi kurala balama giriimidir. Ayin yoluy
la, kurucu iddetten gerek bir arndrc yattrma teknii karma
ya allr. Ayinlerdeki kurban ediminin fazla gl olmay hi de
teknik bir kusur deildir. Ayine, akut bunalm dnemlerinin dn
da bavurulmaktadr; etkisi tedavi edici deil, nleyicidir. Eer ol
duundan daha az etkili olsayd, baka bir deyile kurbanlarn -ge
nellikle topluluk dndan olan- kurban edilebilir kategorilerden
semeyip de kurucu iddet gibi o da topluluk mensuplarndan se
seydi, tm etkisini yitirir, nlemesi gerekeni kendisi kknm, kur
ban bunalmna yeniden dlmesinin yolunu am olurdu. Kolek
tif ldrme ayn anda hem olaand hem de kural koyucu olan ile
vine ne kadar uygunsa, kurban edimi de kendi olaan ilevine o ka
dar uygundur. Kurban ediminin salad dk arnma derecesi,
kolektif ldrmenin tanmlad byk arnmann trevidir diye d
nmemiz iin her tr neden vardr.
Ayinlerdeki kurban edimi ifte ikameye dayanyor. Bunlardan
birincisi, bizim hi alglayamadmz bir ileyitir ve tm topluluk

144

iDDET VE KUTSAL

mensuplannn yerini tek bir topluluk mensubunun tutmas bii


mindeki ilk ikame kurban mekanizmasna dayanmaktadr. lkinci
ikame ilemi, ayindeki kurbanla gerekleiyor ve birinci ikame ile
mine ekleniyor. Bu ikinci aamada, ilk kurbann yerine, kurban edi
lebilir kategorilerden bir kurban konuluyor. llk ikamedeki kurban,
topluluun iinden biridir, ayinle sunulan kurban ise dandan biri;
dandan olmas gereklilii, oybirliinin baka trl otomatik olarak
salanamamasndan ileri gelmektedir.
lkinci ikame birincisine nasl eklenebiliyor? Kurucu iddet, ayi
ne merkezka gc vermeyi nasl baaryor? Kurban teknii nasl
olup da yerleik duruma geliyor? Bunlar, yantlann daha sonra ver
meye alacamz sorular. Ancak, kurban ediminin kurucu iddet
ile olan taklit ilikisini grmek iin beklememiz gerekmez. Bu taklit
esi sayesinde, kurban ediminde hem tamamlanabilir bir teknik
yn, hem de, yine temel nitelikte olmak zere bir anma yn bula
biliyoruz. Bunlar iin ayinsel dnceye, var olmayan bir keskin g
rllk ya da ekip evirme ustal atfetmemiz gerekmiyor.
Ayin geleneklerini, bizim ulusal bayramlarmzn anlamszlna
indirgemeden, psikanalizdeki gibi basit bir nevrotik kaslmaya da
dntrmeden bir olayn anlmas haline getirmek olanakldr.
Ayinde bir miktar reel iddet varln srdrmektedir; kurban edi
minin, etkisini korumas iin, bir miktar bylemesi gerekmektedir
elbette; ancak, esas olarak dzene ve bara yneliktir. iddet dozu
en yksek olan ayin gelenekleri bile gerekte iddeti kovmay hedef
lemektedir. Ayinleri insanlarn en marazi ve patolojik yn gibi gr
mek kkl bir yanlg olur.
Ayinlerde iddet uygulandnda kuku yok; ancak, her zaman,
daha korkun bir iddete kar duvar ren , daha hafif bir iddettir
oradaki. Ayin gelenekleri her zaman, topluluun grebilecei en b
yk huzuru, ldrme sonrasnda ikame kurbann evresindeki oy
birliinden doan huzuru salamaya almaktadr. Topluluk iinde

M 1TOSLAR1 N VE AY1 N L E R 1 N D OGUSU

145

biriken ktcl duygulanmlan datmakla balanglann tazeliini


yeniden bulmak ayn anlama gelir. Dzen bozulmu olsun ya da ol
masn, hep ayn modele bavurulmal, her bunalmn almasnda
baanl olan o ayn ema yinelenmelidir: lkame kurbana uygulanan,
oybirliine dayal iddet.

urada kaba hatlanyla bir mitoslar ve ayinler kuramnn, baka


bir deyile , btn itibariyle dinsel eye ilikin bir kuramn be

lirdiini gryoruz. Yukarda sunduumuz zmlemeler, ikame

kurbana ve iddete dayal oybirliine tandmz byk rol bir ilk


varsaymdan teye gtremeyecek kadar hzl oldu ve eksik kald.
Bu aamada okurun ikna olmasn bekleyemeyiz, nk dinsel
inanlarn reel bir kkeni olduunu kabul eden bir tez, allm an
laylarmza dirensiz kabul gremeyecek kadar uzak dm olu
yor ve fazla sayda alanda fazla sayda temel vargya ulayor. Dolay
sz ve ilk elden dorulanmaya elverir bir tez de deil stelik. Eer
ayinsel taklit, neyi taklit ettiini tam olarak bilmiyorsa ve ilksel ola
yn srrn oktan unutmusa, o zaman bu yle bir yanl anlama bi
imidir ki sonradan gelen dnce de bu yanl anlamaya hibir za
man son veremeyecektir: Bizler, en azndan bakma olanamz bu
lunan hibir yerde formln bulamadk onun.
Hibir ayin, varsaymsal olarak tm ayinlerin kkeninde yatt
n sylediimiz ilemi tam tamna yinelemiyor. Yanl anlama, din
sel inancn temel boyutlarndan birini oluturuyor. Yanl anlama
nn temelindeki ise ikame kurbandan, onun gn na kmam
srrndan baka bir ey deil . Ayinsel dnce, deneyselci bir biim
de, iddete dayal oybirlii ilemini yeniden retmeye alyor. Var
saymmz doruysa, bulacamz dinsel biimlerden hibiri sz ko
nusu ileyii btnyle aydnlatamayacak, ancak ilerinden pek o
u bazen bir ynn, bazen bir baka ynn aydnlatabilecektir.
yle ki, bir an gelecek, artk hibir kukuya yer kalmayacaktr.

146

i D D ET VE KUTSAL

Demek ki varsaymmz dorulayabilmek iin, onun salad


, olabilecek en byk sayda ayin ve mitos biimine tutup bun
lar zmeye almamz gerekiyor.
Varsaymmz doruysa, en grkemli dorulan da en karmak
ayin gelenekleri dzeyinde olacaktr. Sistem ne kadar karmaksa,
yukarda zmlediimiz oyunda yeniden retmeye alt eler
de, varsaymsal olarak, o kadar ok saydadr. Bu elerin ou ilke
olarak elimizde bulunduundan, en zor problemlerin kendiliinden
zlmesi gerekir. Sistemin oraya buraya dalm paralarnn tu
tarl bir toplam iinde dzenlenmi durumda olmas beklenir; en
kaln karanln ardndan, kusursuz bir aydnlk gelmelidir.
Gezegenin en zlmez sistemleri listesinde Afrika ktasnn kut
sal monarilerinin her zaman yeri olmutur. Bu monarilerin oku
naksz karmakl, ayin geleneklerini az ok mantkl gruplara ayr
mann olanakllna hala inanlan dnemlerde onlara uzun sre "tu
haf', "sapkn" gibi sfatlar verilmesine ve hep "istisnalar" arasna yer
letirilmelerine yol amt.
Firavunlarn Msr'yla Svaziland arasnda yer alan bu monari
lerden oluan byke bir grupta kral, bata tahta kma treni ol
mak zere nemli trenler srasnda ya da dnemsel "yenilenme"
ayinleri srasnda, gerek ya da simgesel bir ensest suu ilemek zo
rundadr. eitli toplumlarda kraln olas e olarak, geerli evlilik
kurallarnn kesin bir biimde yasaklad neredeyse tm kadnlar
seebildii grlmektedir: annesi, kz kardei, kz, yeeni vb. Akra
balk bazen gerektir, bazense "snflandrmaya dayal." Ensestin, es
kiden var idiyse bile artk bulunmad baz toplumlarda bir tr en
sest simgecilii varln srdrmektedir. Luc de Heusch'un gster
dii zere, ana kralienin ok sk oynad nemli rol, ensest asn
dan yorumlanmay gerektirmektedir. 9
9 Luc de Heusch, Essai sur le symbolism de l 'incese royal en Afique

(Bruxelles, 195 8).

M ITOSLARI N VE AYi NLERiN DOGUU

147

Krallk ailesindeki ensesti anlayabilmek iin, bu ensestin art


cl nedeniyle balamndan soyutlanmas alkanln bir yana b
rakmalyz. Buradaki olay, bir parasn oluturduu ayin gelenei
nin btn ile balantlandrmak gerekir, zellikle de kraln tahta
karken ilemek zorunda olduu dier ihlal sularyla. Krala yasak yi
yeceklerin yedirildii, iddet eylemlerinde bulunma koulunun geti
rildii ayinlerdir bunlar. Kral neredeyse bir kan banyosunda yzd
rlmekte, ktcl bileimli maddeler -ezilmi cinsel organlar, kanl
atklar, her trden dk- imek zorunda braklmaktadr. Baz top
lumlarda tahta kma treni byle btnyle kanl bir delilik havas
iinde olup bitiyor. Dolaysyla, kraln ihlal etmesi istenen, belirli bir
yasak deil , en eskimez yasak da deil, olabilecek ve dnlebile
cek tm yasaklardr. ihlallerin yan ansiklopedik nitelii kadar ensest
ihlalinin semeci nitelii de, kraln ahsnda ne tr bir insan canlan
drmasnn beklendiini aka gstermektedir: Tam bir su insan,
hibir eye sayg gstermeyen, en korkunlar da iinde olmak ze
re tm su biimlerini benimseyen biri, bir utanmasz kibir timsali.
Burada kar karya olduumuz ey, XIV. Louis'nin, belki teme
linde hayranlk uyandracak bir hogrnn yatt, ama her tr res
miyetten uzak metresleri erevesindeki o krallk "kusurlan"ndan
ibaret deil. Afrikal ulus gzlerini yummamakta, tam tersine sonu
na kadar amaktadr ve ensest nitelikli edim genellikle tahta kma
nn olmazsa olmaz koulu klnmaktadr. Bunun anlam, kraln ile
dii suun su olmaktan kmas olabilir mi? Hayr, tam tersine ; n
k bu edimlerin zorunlu tutulmasnn nedeni birer su oluturmala
rdr zaten. Bu sular krala, tahta kma simgeciliinin durmadan
gndermede bulunduu youn bir kir iletmektedir. "rnein, fare
lerin iren ve ulusal bir tabu sayld Bushong'larda tahta kma t
reninde krala bu kemirgenlerle dolu bir sepet sunulmaktadr." 10
1 0 ] . Vansina, "lnitiation Rite of the Bushong", Africa, XXV, 1955 , s. 1 49-50.
Aktaran: Laura Makarius, "Du roi magique au roi divin", Annales 25 , 3
( 1970), s. 677.

148

iDDET VE KUTSAL

Czaml kral izlei de bazen bu trenle balantldr: Yeni kral, n


ceki kraln hem tahtnn hem de czamnn mirassdr. 1 1
Burada son dnemlerini yaayan bir krallk ensesti ideolojisiyle
kar karya olduumuz, krallk ailesinin safkan kalmas iin kraln
eini yakn akrabalar arasndan setii gibilerinden aklamalar bir
yana braklmal. Ensest ve dier ihlaller yoluyla kraln son derecesi
ne varm bir kirliliin somutlam timsali klnd aktr. Bu kir
lenme nedeniyle, ta giyme ve yenilenme trenleri srasnda ayn
kral halkn -kukusuz, ayin erevesindeki- hakaretlerine ve kt
muamelesine maruz kalmaktadr. Dmanca duygular iindeki bir
kalabalk, henz aa bir kiiden, herkes tarafndan reddedilen ger
ek bir suludan baka bir ey olmayan bu adamn ahlakszlklarn
eletirmektedir. Baz rneklerde kraln birlikleri, evresindekilere,
hatta kraln kendisine saldryormu gibi de yapmaktadr.
Kral sulu duruma getiriliyor, devlilikle ilgili olanlar bata ol
mak zere en kutsal yasalar inemek zorunda braklyorsa, bun
dan ama hi kukusuz sonradan "affetmek" ya da kendisine byk
lk gstermek deil, tam tersine en ar biimde cezalandrmaktr
onu. Kraln barol oynad ayinsel trenlerde kfrler ve kt
muamele ayyuka kmaktadr, nk kral ayin geleneinin kkenin
deki kurban roln oynamaktadr. Yukarda demitik ki ensesti ye
niden ayin balamndaki yerine oturtmak gerekiyor. Bu balam ih
lal durumuyla snrl deil; ak bir biimde , kraln gerekten ya da
simgesel olarak kurban edilmesini de ieriyor. Kraln kurban edil
mesini , ihlallerden tr hak ettii ceza olarak grmekte ikircime
dlmemeli. Kraln gcn ve erkekliini yitirdiinden tr kur
ban edildii fikri, tpk ensesti kralln safkan kalmasyla aklayan
fikir gibi fantezisttir. Bu son belirttiimiz fikir de Afrika monarile
riyle ilgili az ya da ok ge kalm ideolojilerdendir. Bu iki fikri cid1 1 L . Makarius, agy . , s. 670.

M ITOSLA R I N VE AYi N L E R i N DOGUU

149

diye alacak ok az budunbilimci kar. Budunbilimsel gerekler bi


limcileri dorulamaktadr nk. rnein, Ruanda'da, ensest suu
nu iledikleri aka belli olan kral ve ana kralie, hkmdarlklar
sresince birka kez ensestin simgesel bir biimde cezalandnlma
sndan baka trl yorumlanamayacak bir kurban ayinine tabi ol
mak zorundadrlar.
Kral ailesi halkn nne tutsaklar gibi, idam mahkumlan gibi ba
l olarak kyordu. Onlarn yerini alan bir boayla bir inek, sopa
larla dvlerek kurban ediliyordu . Kral boann brne kyor
ve zdelemeyi olabildii kadar ileri gtrmek iin, boann kanna
bulanyordu. 1 2
Artk kraldan oynamas istenen senaryoyu ve ensestin bu senar
yodaki yerini anlamak kolaylayor. Senaryo Oidipus mitosuna ok
benziyor; yalnzca tarihsel sralan asndan deil, mitos dnce
sinin de, ayinsel dncenin de ayn modele uymas asndan. Af
rika monarilerinin arkasnda, her zaman olduu gibi, kurucu id
detin ulat oybirliiyle aniden sona ermi olan kurban bunalm
yatyor. Her Afrika kral, kendi mitosunu batan sona yeniden oyna
mas gereken bir yeni Oidipus'tur, nk ayinsel dnce bu oyu
nu her zaman, dalma tehdidi altndaki bir kltrel dzeni srdr
meye ve yenilemeye yarayan bir yntem olarak grmektedir. Bura
da da ok ak bir biimde balangtaki lin olayyla balantlanan
ve olay hakl karan bir ensest sulamas bulunmakta ve bu sula
ma, kolektif iddetin verimli etkileriyle dorulanmaktadr. Dolay
syla kraldan ilk sulama konusunu yerine getirmesi istenecek ve kral
bu istei alklar arasnda deil, tpk ilk seferindeki gibi yuhalar ara-

1 2 luc de Heusch, "Aspects de la sacralite du pouvoir en Afrique",


Le Pouvoir et le Sam! iinde, (Bruxelles, 1962 ). Aktaran: l. de Lagger,
Ruanda, 1, Le Ruanda ancien (Namur, 1969), s. 209- 1 6.

1 50 1 D D E T V E K U T S A L

snda yerine getirecektir. Ensest, ilke olarak, her yeni tahta kma
olaynda ayn kolektif nefret ve iddet tepkilerini uyandracak, bun
lar da ilk seferindeki gibi kurtarc ldrme edimiyle ve kltrel d
zenin zafer kazanp yeniden kurulmasyla sonulanacaktr.
Kral ailesindeki ensestin balangtaki ensest sulamasyla olan
balants bazen kken mitoslarnda grlmesiyle de dorulanyor.
H.j. Krige ile j . D . Krige , Lovedu'larda byle bir mitos bulunduunu

bildiriyorlar. 1 3 Ensest, toplumun doumunu ynetmektedir; insan


lara ban ve bereket getiren odur; ancak, bu ensest ne ilk nedendir,
ne de temel bir koul. llk bakta kurban edimini hakl karyor g
rnse de, daha derin bir dzeye bakldnda, ensesti hakl klan,
kurban edimidir. Kral, ancak gelecekte lecek olduu iin hkm
darlk eder; bir kurbandan, idamn bekleyen bir mahkumdan ba
ka bir ey deildir sonuta. Kurban ediminin kendisi de gerekte n
ce gelmemekte, ilk seferinde kendiliinden elde edilmi olan iddete
dayal oybirliinin ayinletirilmi biimini oluturmaktadr.
Krala iren svlar iiriliyor, her tr iddeti kullanmas ve bata
ensest yasaklan olmak zere kurallar inemesi isteniyor. Tm
bunlar, amz yeniliki tiyatrosunun ve kart kltrnn tam ter
si bir ruhun gstergesi. Burada ktcl gler kucaklanmyor, ko
vulmaya allyor. Kraln, kendisine aynlan cezay "hak etmesi" ge
rekiyor: Tpk o ilk sefer srgn edilmi olduu anlalan ve ayin ge
leneinin esin kayna olan kii gibi. O kiinin ktcllk gizilg
lerini sonuna kadar gerekletirmek, kraln karanlk gler yayan bir
canavar haline gelmesini salamak gerekiyor; estetik nedenlerle de
il, kendi kiilii iindeki kutuplara gidebilmesi, tm bulac kirle
ri stne ekebilmesi ve sonra bunlan istikrara ve berekete dn
trebilmesi iin gerekiyor tm bunlar. Sonu! ldrme edimine denk
1 3 H.J. Krige ile j.D. Krige, "The Lovedu of Transvaal",
African Worlds iinde (Londra, 1 954 ).

M 1 T O S L A R 1 N V E AY 1 N L E R 1 N D O G U S U

151

gelen b u bakalama ilkesi, kraln bundan sonraki tm dnyevi ya


amna yaylacaktr. Ouagadougou'lu Mossi'lerde

Moro-Naba adl

unvan verme arks, yalnzca ikame kurban varsaymyla anlalabi


len bir kunulu dinamiini adamakll klasik ksalkta szlerle dile
getirmektedir:
Sen boksun,
Pislik ygnsn,
Bizi ldrmeye geldin,
Bizi kurtarmaya geldin. 14
Kraln reel bir ilevi var ve bu ilev tm kurban edimlerindeki
kurbanlann ileviyle ayn. Kral, ksr ve bulac iddeti olumlu kl
trel degerlere dntrme makinesi. Krall, ev atklann tanmsal
gbreye dntrmek zere genellikle byk kentlerin dnda ku
rulan fabrikalara benzetebiliriz. Srecin sonulan her iki rnekte de
dorudan ya da fazla yksek dozda kullanmaya gelmeyecek kadar
etkili. Gerekten zengin ierikli olan gbrelerin dikkatli kullanlma
s, hatta etkisiz maddelerle kantnlarak kullanlmas gerekir. Kral,
belirli bir uzaklktan geerek verimli hale getirdii tarlann iinde
dolayor olsayd, tarla tmyle yanp mahvolurdu.
Oidipus mitosuyla Afrika'daki olgular bir btn iinde ele aln
dnda aralannda arpc bir koutluk grlyor. Hibir mitos ya
da trajedi izlei yok ki burada bir yerlerde karmza kmasn. Baz
durumlarda ensestin yannda ikili bir rnt olarak baba katli ve ev
lat katli grlyor; en azndan, kral olundan ebediyen ayran ke
sin yasakta grld zere, antrma biiminde. Baka toplumlar
da da Oidipus mitosunun her trden taslana rastlanabiliyor. l..a
ios'un olu gibi, Nyoro kralnn "iki kk annesi," Jukun'lann efi-

l4

Theuws, "Naftre et rnourir dans le rituel Luba, Zaire, XIV (2 ve 3),


Bruxelles, 1 960, s. 1 72 . Aktaran: L. Makarius, agy., s. 685.

1 52

1 D D E T V E KU T SA L

nin de, luc de Heusch tarafndan Nyoro kralnnkilere benzetilen iki


ei var. 1 5
1 5 Moro-Naba, ]. Rouch ile D. Zahan'n filmi. I.F.A.N. Budunbilimsel Filmler
Komitesi yapm. Aktaran: L. Makarius, "Du roi magique au roi divin",
1 970 Yll, s. 685. Bu koutluun kkleri eski Yunan'daki , Afrika tipi
bir kutsal monaride yatyor kukusuz. Ancak, Oidipus mitosu gz nnde
tutulduunda bu tarihsel varsaym ne denli meru ve gerekli olursa olsun,
henz gerek bir aklama oluturmuyor. Mitosun, ayinin, tragedyann ve
Afrika'daki olgulann oluturduu btn aklayabilmek iin, tm bu
kltrel antlarn, zellikle de -zmlemenin indirgenemeyecek terimini
oluturmad kesin olan- kutsal monarinin arkasna gizlenmi reel
mekanizmay bulmamz gerekiyor. !kame kurbann roln, baka bir
deyile, son kurbana kar kurbann evresinde oluan ya da yeniden
oluan oybirliini, karlkl iddetten ileri gelen bir bunalmn vard
sonu olarak grmek zorundayz. jean-Pierre Vernant'n, "Ambiguite et
renversement: Sur la structure enigmatique d'Oedipe roi"da (s. 1 2 7 1 -2)
bir araya toplad, Kral Oidipus tragedyas evresindeki ok sayda mitos ve
ayin olay, gnmzde egemen olan ruhbilimsel anlaylarn iyiden iyiye
yetersiz kaldn ve gerek "gnah keisi"nin, gerekse bununla ilikili tm
grnglerin zgn bir biimde aklanmasn engellediini dndryor:
Sophokles'in Kral ile gnah keisi arasndaki kutuplamay (tragedyada
Oidipus simasnn temel zellii olan bir kutuplama) icat etmesine
gerek yoktu. Bu kutuplama Yunanllarn dinsel yaamlarnda ve
toplumsal dncelerinde yerleik olarak vard zaten. Sophokles yalnzca
yeni bir anlam kazandrd ona; kutuplamay, temel belirsizlii iindeki
insann simgesi durumuna getirdi. Sophokles bizim "tersine evirme
izlei" adn verdiimiz izlei gstermek iin tyrannos-pharmahos iftini
setiyse, bunun nedeni, bu iki kiinin, bulunduklar zt konumlarda
simetrik ve baz bakmlardan da dei toku edilebilir grnmeleridir.
ikisi de grubun holehtif esenliinden sorumlu bireylerdir. Homeros ve
Hesiodos'ta topran, srlerin ve kadnlarn dourganl, Zeus'un olu
olan krala baldr. Hkmranlk adaleti gerei, kral amumn (lekesiz)
kaldnda tm kent gnence kavuur, yolunu ardnda ise tek kiinin
iledii bu hatay tm kent der: Tanrlar herkesin stne lanet yadrr,
limos ve loimos (ktlk ve veba) herkesi etkiler, erkekler lr, kadnlar
dourmaz olur, toprak verimsiz, srler yavrusuz kalr. Bu durumda,
halkn stne tanrsal afet inince, olaan zm kraln kurban

M1TOSLAR1N VE AY1 N L E R 1N OOG USU

153

Oidipus mitosunun arkasndaki gibi, Afrikal phannakos'un arka


snda da reel bir iddet ileyii , baka bir deyile ikame kurbann el
birligiyle ldrlerek karlkl iddetin sona erdirilmesi yatyor. Ne
redeyse her yerdeki tahta kma ve yenilenme ayinlerinde, bazen de
kraln gerekten ve kesin olarak lmesi durumunda, iki fraksiyon
dvyormu gibi yapabiliyor. Bazen tm halkn katld bu ayinedilmesidir. Dourganln efendisi o ise ve dourganlk yok olduysa,
hkmdarlk gc bir anlamda tersine evrilmi demektir. Kraln adaleti
sua dnmtr, erdemi kire. En iyiler (aristos) en kt (hahistos)
haline gelmitir. Lykurgos, Athamas ve Oinoklos mitoslarnda, vebay
kovmak iin kraln recmedildii yani ayinle ldrld, bu olmazsa
olunun kurban edildii grlyor. Ancak, bu liyakatsz kral ya da
tersine dnm hkmdar rolnn topluluk mensuplarndan birine
verildiine de rastlanyor. Bu rneklerde kral, kendi imgesinin ierdii
ne kadar olumsuzluk varsa bunlarn tmn birine aktarp onu kendi
imgesinin tam tersi klyor. Szgelimi, pharmahos byle, kraln kopyas
gibi ama, tersine evrilmi bir kopya. Tpk festivallerde her eyin alt
stne gelip toplumsal hiyerari tersine evrildiinde ta giydirilen
karnaval krallar gibi: Cinsel yasaklar kaldrlyor, hrszlk yasallayor,
tutsaklar efendilerinin yerini alyor, kadnlar erkek giysileri giyiyor;
demek ki tahtta da en kt, en irkin, en gln ve en sulu olan
oturacaktr. Ancak, festival sona erince bu ters kral srgne yollanacak
ya da ldrlecek, kiiliinde toplad tm dzensizlii de beraberinde
gtrerek topluluu kirden arndracaktr.
Vernan'n burada bir araya getirdii ne varsa, bunlarn tm yalnzca
Oidipus ve Afrika krallar iin deil, daha binlerce ayin gelenei iin de
geerlidir. nk, sz konusu olan, iddetin gerek ileyiidir. Burada
dinsel bo inanlardan kaynaklanan ii bo yaplanmalarla kar karya
olmadmz anlamak iin, ikame kurbana kar oluan oybirlii
mekanizmasn kabul etmek yeterli oluyor. Bu nedenledir ki Sophokles'in
oynad rol, yeni bir ssleme ya da bir anlam ekleme olarak deil, tam
tersine, gerek modern ruhbilim ve oplumbilimde, gerekse dier eski
mitoslarda her zaman mitik olan anlamn yoksullatrlmas, ksmen de
yapbozumuna uratlmas olarak grmek gerekir. Sophokles gnah keisi
krala hibir "yeni anlam" katmyor, yalnzca evrensel anlam kaynana
yaklayor, o kadar.

S1DDET VE KUTSAL

1 54

sel atmalar ok net olarak her trden blnmln varln ve


kargaa iindeki kkrtlmln ancak ikame kurban mekanizma
syla sona erdirilebildiini gsteriyor. ikame kurbana yneltilen id
det evrensel bir rnek oluturuyorsa, bunun nedeni, gerekten bar
ve birlik getirebilmesidir. Btn bir srecin durmadan yinelenme
siyle kalmayp ikame kurban da tm atmalarn hakemi, her tr
hkmdarln somutlamas durumuna getiren bir siyasal-ayinsel
projeyi, olsa olsa, sz konusu kolektif iddetin toplumsal adan et
kili olmasyla aklayabiliriz.
Pek ok rnekteki tahta kma sreci, babayla oul arasnda ya
da oullarn kendi aralarnda bir ayinsel kavga ieriyor; Luc de He
usch'da byle bir kavgann betimlemesini buluyoruz:
Ayin niteliini hafife almamak gereken ncel-ardl savalar, h
kmdarn lmyle sonulanyor. Prenslerin, rakip erkek karde
lerini bertaraf etmek iin gl ve sihirli ilalar kullandklar ka
bul ediliyor. Nkole'de bu kraliyet rekabetlerinin temelinde dman
kardeler izlei yatyor. Taraflar adaylarn evresinde rgtleniyor
ve kim hayatta kalrsa tahta o kyor.
Yukarda da belirttiimiz zere, gidiat artk belirli bir modelin
sk kurallarna gre dzenlenmi olmayan bir atmada, gerek ayi
nin gerekse gerek olaylarn btnsellii bozuluyor ve ayini tarihten
ayrmak olanakszlayor. Bu ayrlamazln kendisi de belirtisel.
Ayin gelenekleri ancak somut siyasal ve toplumsal atmalarn be
lirledii ynde yol alrlarsa varlklarn srdrebiliyorlar. te yan
dan, ayin geleneinin ayin olarak kalabilmesi iin, atma anlatm
n kesin izgilerle belirlenmi biimler iinde srdrmesi gerekiyor.

enilenme ayinleri konusunda yeterince ayrntl betimlemelerin


bulunabildii her yerde, bu ayinlerin de kurban bunalmnn ve

kurucu iddetin az ya da ok deitirilmi biimlerinden oluan se-

M1TOSLAR1N VE AY1N LER1N OOG UU

155

naryolar yeniden rettikleri grlyor. Bir btn olarak hkmdar


lkla bu ayin gelenekleri arasndaki ilikiler, makrokozmosla mikro
kozmos arasndaki iliki gibidir. Svaziland'daki Incwala krallk ayin
leri kapsaml gzlemlere konu olmutur. 1 6
Ayinler balarken krallar kutsal mekanlarna ekilmekte, glen
dirici zararl maddeler imekte, "snflandrmaya dayal" bir kz kar
dele ensest suu ilemektedir. Tm bunlardan ama, kralda silwa

ne art salamaktr. "Vahi hayvan gcnde olmak" diye evirebi


leceimiz bu terim krala zg olmamakla birlikte esas olarak kral
tebaasndan ayn etmek iin kullanlmaktadr. Kraln silwane'si her
zaman en deerli savalarnnkinden bile stn saylmaktadr.
Halk, hazrlk sresince krala kar nefret doludur ve kraln ko
vulmas isteini dile getiren simemo adl ilahiyi sylemektedir. Vah
i hayvan havasna her zamankinden daha ok brnen kral, arada
bir halka grnr. plakl ve siyah boyalaryla bir tr meydan
okuma tablosu izmektedir. O zaman halkla krallk ailesi arasnda
gstermelik bir dv olur. Dvn konusu kraln ta kendisidir.
Kral kadar olmasa da, g veren zararl maddelerden iip glene
rek silwane kazanm olan silahl savalar kutsal mekanlarn evre
sini sarar. Yaknlarnn alkoymaya alt kral ele geirmeye al
yor gibidirler.
Burada ok kk bir blmnn zetini verdiimiz ayinler s
rasnda, kraln simgesel olarak ldrlmesi de yer almaktadr. Bu
simgesel ldrme, iddetin insan klna girip sopasyla silwane ilet
tii ve "kzgn boa"ya dntrd bir inek araclyla gereklel6 T . O . Beidelman, "Swazi Royal Ritual", Africa XXXVI ( 1966) , s. 3 7 3 -40 5 .
Cook, P.A.W. , "The Inqwala Ceremony of the Swazi", Bantu Studies v.

19 30, s. 2 0 5 - 10. - Gluckman, M . , Rituals of Rebellion in South-East Africa,


195 4 . Kuper, H., "A Ritual of Kingship among the Swazi",
Africa xiv, 1944 , s . 23 0-56. Kuper, H., The Swazi: a South African
Kingdom, New York, 1 964. Norbeck, E . , "African Rituals of Confiict",
American Anthropologist, LXV, 1963 , s. 1 254 -79.
Manchester,

1 56

1DDET VE KUTSAL

tirilmektedir. Dinkalarn kurban ayinlerindeki gibi burada da sava


lar hayvann stne hep birlikte ve silahsz olarak atlmak ve hayva
n yumruklaryla ldrmek zorundadrlar.
Tren srasnda, kral, yaknlan, savalar ve btn halk arasn
daki uzaklk geici olarak yok olmaktadr. Farkllklarn bu biimde
ortadan kalkmasnda hibir "kardeleme" yoktur. Buradaki farksz
lama, tm katlmclar iine eken iddetten baka bir ey degildir.
T.O. Beidelman ayinlerin bu blmn dissolving of distinctions
(farkllklarn erimesi) olarak tanmlyor. 1 7 Victor Tumer ise Incwa

la ayinlerine, deyimin Shakespeare'deki anlamyla bir play of kings


hip (kral olma oyunu) diyor.
Trenler heyecan gitgide artran bir mekanizmay balatmakta,
oyuna dahil ettii glerden beslenen bir dinamizmi harekete geir
mektedir. Kral bu glerin nce kurban, sonra ise mutlak egemeni
olarak ortaya kacaktr. nce bizzat neredeyse kurban olan kral ,
kendisini tam bir kurban sunucu durumuna getiren ayin iinde
krall stlenmektedir. Kraln rollerindeki bu ikililik artc olma
mal; iddet oyununun btn iinde ikame kurbann zmsendii
ni, tm oyuna egemen olduunu dorulayan bir ikililiktir bu. Kral,
kurban konumundayken bile sonuta bu oyunun efendisidir ve
oyunun her annda mdahale edebilecek yetidedir. Tm roller ona
aittir; iddetin bakalam sreci, verilen anlam her ne olursa olsun,
kraln dnda olup bitiyor deildir.
Ayinde savalarla olan atmasnn dorugunda bir kez daha
kutsal mekanna ekilen kral, oradan elinde bir marapayla kar ve
marapay saldrgan savalardan birinin kalkanna atar. Bunun
zerine herkes dalr. Budunbilimci H. Kuper'in aktardna gre ,
bu verinin derlendii gvenilir kaynaklar, sava zamanlarnda ma
rapann denk geldii savann lmesi gerektiini ne srmler.
l 7 Agy . ,

s.

39 1 , n . l .

M 1T O S LA R 1 N VE AY 1 N L E R 1 N O O G U S U

157

Kuper, vurulan tek kii olan bu savay ulusal bir gnah keisi ola
rak yorumluyor. Bu yorum, savay kraln bir kopya/ikizi gibi gr
mek anlamna geliyor; tpk daha nce grdmz inek rneinde
ki gibi, simgesel olarak kraln yerine len kopyas.

Incwala, yln bitiinde balayp yeni yln balangcnda sona


eren bir ayin. Bu gelenein anmakta olduu bunalm, zamansal bir
dngnn sonuna denk geliyor. Ayinler doal ritimlere uyrnaktaysa
da, doal ritimlerin iddetten daha nde grnd durumlarda bi
le ayinlerin asl ilevinin bu ritimleri vurgulamak olduu sanlma
mal. Ayin geleneklerinin mitoslarla birlikte asl ilevi, iddete kl
n ve yolunu deitirterek iini boaltmaktr. Trenlerin sonunda
byk bir ate yaklmakta ve gerek ayinler gerekse yl boyunca bi
rikmi olan ne kadar pislik varsa bu atete yaklmaktadr. Ayinlerde
ki yaamsal aamalar amaz bir biimde temizleme ve artma sim
geselliiyle atba gitmektedir.

ral ailesindeki ensesti anlamak iin, onu monari kurumunun


aynlmaz bir paras olan ayinler balamna yerletirmek, kral

da gelecein kurban, yani ikame kurbann yerini alacak kii olarak


grmek gerekiyor. Dolaysyla, ensest grece olarak ikincil bir rol
oynuyor burada; ama, kurban ediminin etkisini artrmak. Kurban
edimi olmadan ensesti anlamak olanaksz; oysa kurban edimini ,
kendiliinden kolektif iddete olan dorudan gnderme sayesinde ,
ensest olmadan da anlayabiliyoruz.
Kukusuz, son derece trevsel nitelikli biimler sz konusu ol
duunda, kurban sunumu tmyle ortadan kalkarken ensestin ya
da ensestle ilgili simgeciliin varln srdrmesi olanakldr. Bun
dan, kurban ediminin enseste gre ikincil olduu, ensesti kurban
ediminin aracl olmadan yorumlayabiliriz ve yorumlamamz gere
kir gibi sonular karlmamal. karlacak sonu udur: Oyunun
aktrleri balangtan o kadar uzaktadrlar ki artk kendi ayin gele-

158

S1 DDET VE KUT5AL

neklerine Batl (haydi "rntgencilerin" demeyelim) gzlemcilerin


gzyle bakmaktadrlar. Ensest tam da tuhaflndan tr srp git
mektedir. Ayinin knden (aslnda bir bakma hi de kmemi
tir, nk balangtaki yanl anlamay srdrmekte ve pekitir
mektedir) geriye yalnzca ensest kalmakta, her ey unutulduu hal
de ensest anmsanmaktadr. Afrika monarisinin folklorik ve turistik
aamasnda bulunuyoruz. Modem budunbilim ensesti hemen her
zaman balamndan yaltmtr; ensesti anlayamamaktadr, nk
ensestte zerk bir gereklik, evresine gndermede bulunmakszn
kendi bana anlam tamas gereken bir byk yanl grmektedir.
Psikanaliz bu hatasnda ayak diriyor; hatta denebilir ki psikanaliz,
bu hatann kaydettii en byk gelimedir.
Ensest biimindeki ihlal, krala krallk niteliini kazandryor
ama, ensest suunun "sultani" bir nitelik tamas da, sulunun l
mn gerektirmesinden, o ilk seferdeki kurban anmsatmasndan
ileri geliyor. Bu hakikat, krallk ensestini zorunlu tutan toplumlar
arasnda hayli dikkate deer olan bir istisna trne baktmzda
zellikle grnr durumda. Sz konusu istisnay oluturan toplum
lar, krallk ensestini kesinlikle reddedenler. Bu reddin genel kuralla,
yani ensestin genel ve kesin olarak yasaklanmasyla balantl oldu
u, yasaa istisna tannmamasndan ileri geldii sanlabilir elbette.
Ancak, hi de byle deil. Bu toplumlarda krallk ensestinin redde
dilme biimi, ou toplumdakiyle ayn olmuyor; olaanst kar
nlemler alnyor bu konuda. Kraln evresindekiler, kraln yakn
akrabalarn uzaklatryor, krala glendirici maddeler deil, zayf
latc maddeler iiriyorlar. O kadar ki tahttan gelen ensest kokusu,
komu monarilerdekinden daha az olmuyor. lB Enseste kar zel
1 8 Nioka'lar eflerine yaamnn geri kalan blm boyunca cinsel perhiz
dayatyorlar. Kral tm kadnlarn evlerine gndermek, artk hi
karmayacag bir penis klf takmak ve zayflatc ilalar imek zorunda
brakyorlar. Kasai Njumba'lannda ise, zayflatc madde almak zorunda

M1TOSLAR1N VE AY1N LER1 N DOGU5U

159

nlem alnmas ancak kraln bu tr ihlallere olan zel yatknln


srdrmesi durumunda meruluk kazanr. Demektir ki her iki du
rumda da kral olmann temel tanm ayn kalyor. Ensesti kesin bir
biimde dlayan toplumlarda bile kral devlilikle ilgili kurallar i
nemi kabul edilen o ilk kurbann yerini almaktadr. Kraln enseste
zellikle eilimli olduu varsaym da o ilk kurbann soyundan, bir
tr mirass olmasndan ileri gelmekte, asln tm zelliklerinin
kopyada da bulunmas beklenmektedir.
Genel kural olan mutlak ensest yasa burada yeniden dorula
nyor elbette; ancak, ylesine zel bir biimde ki, buradakini istisna
nn istisnas olarak grmek ve ensesti buradaki gibi reddeden kl
trleri, zorunlu tutan kltrler erevesinde yorumlamak yerinde
olacak. Asl soru u: Ensest hep o ilk bataki srgnden, atalardan
ya da kurucu efsane kahramanndan kaynaklanyor diye bilinmesi
ne karn, neden, birbirine ok yakn komular olarak yaayan top
lumlardan birinde son derece yararl, dierinde ise son derece zarar
l saylabiliyor? Dinsel baklar -krallk ensesti dnda- birbirine
ok yakn olan topluluklarda bylesine kesin bir elikinin varl,
ilk bakta, akla uygun her tr yoruma meydan okur grnyor.
nce unu belirtmek gerek: Hatr saylr yaygnlktaki bir klt
rel alanda krallk ensesti gibi bir dinsel izlein varl, terimin geleolan kii "kadn ef" ya da efin birinci kadn oluyor: Bu maddeler
o kadar etkili ki kalc ksrlk yapyor ve aylk kanamalar tmyle
yok ediyor. Bu geleneklerdeki arlk, krallk ailesindeki ensest alkanl
ile devlilik kurallar arasndaki atmayla aklanabilir. Gerekten de,
Pende'ler, efierinin ensestine hibir hogr gstermemektedir. Hekim
olan bir ef, kz kardeinin kasndaki apseyi tedavi ettii iin grevinden
alnmtr: "Kz kardeini plak grdn, artk efimiz olamazsn dendi
kendisine." L. Makarius, agy . , s. 67 1 . Pende'lerle ilgili olarak,
bkz. L. Sousberghe, "Etui peniens ou gaines de chastete chez les
ba-Pende", Africa, XXIV, 1954; "Structure de parente et d'alliance
d'apres les formules Pende", Memoires de l'Academie royale des

sciences coloniales belges, c. iV, fas. l , 1 95 1 , Bruxelles, 1955.

160

1D DET VE KUTSAL

neksel anlamyla baz "etkilenmeler"in varln dndryor. En


sest izleinin bu kltrlerin tmnde "kkensel" olamayacan
yadsyacak deiliz. Peki, bu durum, genel varsaymmzn geersiz
letii anlamna gelir mi?
Kurucu iddet, her tr mitolojik ve ayinsel anlamlann matrisidir:
Heri srdmz sav bu. Savmzn dorulanmas, son derecesine
varm, mutlak ve tam olarak kendiliinden olan bir iddetin varl
n gerektiriyor. Bu ilk iddetin eksiksiz zgnl ile, dier uta
ki eksiksiz ayinsel yineleme arasnda, sonsuz sayda bir dizi kolektif
ara deneyim olduunu dnebiliriz. Byk bir blgede dinsel ve
kltrel izleklerin ortak olmas, yerel dzlemdeki sz konusu ara bi
imleri alabilen, gerek ama snrl bir mitik ve dinsel g sahibi ku
rucu iddet deneyimlerinin varln hibir biimde engellemiyor.
Ayn mitoslarla ayn inanlann bylesine ok yerel eitlemesi olma
sn, ayn tanrlann doum yeri olarak birbirinden ok farkl kentle
rin gsterilmesini byle aklayabiliriz.
te yandan una dikkat etmek yerinde olacak: Mitoslar ve ayin
ler sonsuz saydaki eitlemelerinde aynntl ve incelikli gelimeler
gsterebilmekle birlikte, aralarnda ensestin de bulunduu birka
byk izlek evresinde dnmektedir. Kurban bunalmndan, yani
farkllklann yok olmasndan tek bir bireyi sorumlu grme eilimi
doar domaz, o bireyi evlilik kurallarnn temel kurallarn ykan,
baka bir deyile temelde "ensest ediminde bulunan" biri olarak ta
nmlamak zorunluluu domaktadr. "Ensest suu ilemi srgn"
izlei evrensel deilse de, birbirinden tmyle bamsz kltrlerde
ortaya kabiliyor. Bu da, ok geni bir blgedeki kltrel yaylma
fikriyle badaan bir durum.
!kame kurban varsaym sayesinde, yaylma tezlerinin fazla mut
lak edilginlik ve srekliliiyle, btn bir modem biimciliin fazla
mutlak kesinticilii arasnda bir deil bin ara birim tanmlanabilir.
Bu varsaym, bir ana kltrden eler alnmas olgusunu dlamyor;

MfTOSLAR1 N VE AYfN LE RfN DOGU SU

161

yalnzca, alnan elere, alan kltr iinde belirli bir zerklik tan
yor. Byle bir zerklik, iki komu kltrde ak bir biimde kral ma
kamndaki kiiyle dorudan balantl olarak alglanan ayn tr bir
mutlak ensest talebi ile mutlak ensest yasa arasndaki tuhaf eliki
iin yorum olanaklan sunuyor bize . Ensest izleini, karmza kt
her durumda yerel deneyimler dzeyinde yorumlayabiliyoruz.
Ayinsel dnce, kurucu mekanizmann yinelenmesi anlayna
dayanyor. Dzenleyen, ban getiren, uzlama salayan oybirlii her
zaman kendi tersinden, yani blen, dzleyen ve ykan bir iddetin
dorua varmasndan sonra geliyor. Kt iddetten, dzenin ve bar
n oluturduu o yce iyilie gei, neredeyse bir anda gereklei
yor; ilksel deneyimin iki zt yz yan yana geliyor. Topluluun oy
birliine yeniden kavumas, ksa ve dehet verici bir "ztlarn birli
i"nde gerekleiyor. Dolaysyla, baz iddet biimlerini banndr
mayan, iddetin iyiletirilmesinden ok bunalmn kendisiyle ba
lantl baz anlamlar benimsemeyen kurban ayini yoktur. Ensest,
bunun rneklerinden biri. Krallk ailesindeki ensest, zorunlu tutul
duu sistemlerde kurtanc srecin bir paras, yeniden retilmesi
zorunlu bir edim gibi grlyor. Burada anlalamayacak hibir ey
yoktur.
Ancak, ayin geleneklerinin temel, hatta tek ilevi, kurban buna
lmnn geri dnmesini nlemektir. Ensest, kurban bunalmndan
ileri geliyor ve ikame kurbana atfedildii durumlarda da, sapm bi
imiyle bile olsa kurban bunalm anlamn tayor. Demek ki ayin
sel dnce, ikame kurbanla balantl bile olsa ensesti bir kolektif
kurtulu etmeni olarak grmeyi reddetmekte, tam anlamyla bir k
tcl edim saymaktadr: llk kurban bunalmndaki kurbann veliah
tna ve temsilcisine zg olduunda bile topluluu bulac iddete
daldrma rizikosu tayan bir edim.
Ensest, nlenmesi gereken ktlkle bir ve ayn ey. Ancak, bu
ktl nlemek amacyla, ktln doruundan aynlamayan

162

S 1DDET VE KUTSAl

bir iyilemenin yinelenmesi yolu tutuluyor. Ayinsel dnce , zl


mez bir paralanmlk sorunuyla, daha dorusu, zm ister iste
mez bir keyfilik esi ieren bir sorunla kar karya. Ayinsel d
nce, iyi ile ktnn ayn gereklie ait iki yn olduunu kabul et
meye bizden ok daha hazr; ne var ki bu kabulnde sonuna kadar
gitmiyor: lnsan kltrndeki dier her tr tarzdan daha az farkllk
ieren ayin gelenekleri bile farkllk iermek zorunda; ayin gelenek
leri, bunalmn korkun bir biimde silmi olduu farkll pekitir
mek iin var. iddet ile iddetd arasndaki fark, ne keyfidir, ne de
hayali ; ne var ki insanlar bu fark her zaman, en azndan bir bl
myle , iddetin iindeki bir farkllk olarak anlyor. Ayini olanakl
klan da bu. Ayin, kt bir karlkl konumlanmaya dayand iin
"kt" olarak kalan bir iddete kar , belirli bir iddet trn , top
luluk iin gerekli gibi grneni , "iyi" iddet olarak seiyor. Demek
ki ayin , "kt" olmay srdren dier ensest biimlerine kar , belir
li ensest biimlerini "iyi ensest," rnein, krallk ensesti olarak see
bilmektedir. Ayn ekilde, her tr ensest biiminin kt olduuna
da karar verebilmekte, yani ensesti, kurban edimiyle dorudan ilgi
li olmasa bile en azndan krallk makamndaki kiinin kurban buna
lm asndan etkili olmasna katkda bulunabilecek olan edimler
arasnda saymay reddedebilmektedir.
Ktcl iddetin iyicil iddete doru bakalamasnn her tr in
san topluluu iin tad temel nem ve her toplumda bu bakala
mn smna erme konusundaki yine temel nitelikli yetmezlik verili
olduundan, insanlar ayine mahkm oluyor ve ayin gelenei de
hem birbirine ok benzeyen, hem de birbirinden ok farkl biim
lerde kendini gsterebiliyor.
Ayinsel dncenin krallk ensesti konusunda ayn verilerden
hareket ederek birbiriyle taban tabana zt iki farkl zm benim
seyebilmesi, ktcl iddetle iyicil -kurban edimindeki- iddet ara
sndaki farkn ayn anda hem keyfi hem de temel nemde olma zel-

M 1TOSLAR1N VE AY1 N LER1 N OOG UU

163

liini ortaya koyuyor. Her kltrde, benimsenen zmn arkasn


da, bunun tersi olan zm de ayn derecede duyumsayabiliyoruz.
Ensest, zorunlu klnd her yerde, krallk ailesi iinde bile olsa ce
za gerektirdiine ve kraln ldrlmesini merulatrdna gre, her
durumda ktcl saylyor demektir. Buna karlk, krallk ensesti,
kraln zel eiliminden ve insanlara esenlik getiren iddetin ayrlmaz
bir paras olmas nedeniyle, yasakland yerlerde de, salad ya
rarla balantlandnlyor.
Birbirine bylesine zt anlamlar tamasna karn, yapsal bir sat
ran tahtasndaki herhangi bir karede yer alabilecek basit bir piyon
deil ensest. Zppelik ya da moda gibi nedenlerle kompozisyona ek
lenebilecek ya da kaldnlp atlabilecek incik boncuk da deil. En
sest ne salt biimsel bir yapsalclkla dramatik etkisinden tmyle
soyutlanmal, ne de psikanalizle bir olunup anlamn anlam duru
muna getirilmeli.

rtodoks Freudculuun en zayf olduu yer, genel budunbilim


dzlemidir. Krallk ensestinin, hatta Oidipus mitosunun psika

nalitik yorumu yoktur. Afrika monarileriyle Oidipus mitosu arasn


daki artc ilikilerin yorumu da yoktur. Freud'un iaret parma
baba katline ve enseste evrilmitir, o zamandan beri de baka bir
ey kmamtr. ou aratrmac, hatta psikanaliz kartlan, psika
nalizin gszln alann bylesine yakndan ilikide olduu bir
noktada saptamak yerine, ensest izleiyle yakndan ya da uzaktan il
gili olan her eyi st rtl bir biimde psikanalize brakmaktadr.
amzda hi kimse , Freud'a doru yle bir apka karmadan,
krallk ensesti sorununu ele alamyor. Oysa psikanaliz krallk enses
ti konusunda belirleyici olabilecek, bizim anlama susuzluumuzu
giderebilecek, Freud'un doruklarn anmsatabilecek hibir ey sy
lemedi, syleyemez de.
Bat kltrnde XIX. yzyl sonlannda ensest izleinin mutlak

164

1D DET VE KUTSAL

yokluu Freud'a btn bir insan kltrnn, evrensel dzeyde bas


klanm bir anneyle ensest arzusuyla eilip bkldn dnd
ryordu. llkel mitolojide ve ayin geleneklerinde ensestin varl, bu
varsaymn parlak bir dorulanmas olarak yorumlanyordu. Ancak,
psikanaliz belirli bir kltrde ensestin yokluunun nasl ve ne diye
bin bir baka kltrdeki var oluuyla tam olarak ayn anlama gele
ceini gstermeyi hibir zaman baaramad. Freud yanlyordu ku
kusuz; ancak, genellikle haklyd yanlmakta. Freud'un hatal oldu
unu iddia edenler ise, genellikle haksz nedenlerle doru syle
mekteler.
Freud, Oidipus mitosundaki baba katlinin ve ensestin arkasnda
tm insan kltr iin temel nemde bir eylerin bulunduunu se
ziyordu. Yaptn yaratmakta olduu kltrel balam, ikame kurba
na atfedilen sularda, tm insanlarn gizli arzusunu, her tr insan
davrannn anahtann bulduunu sanma noktasna, neredeyse yaz
gsal bir biimde srklemiti onu. ann baz kltrel tanklkla
n,

baba katlinin ve ensestin yokluu gibi bir blmyle tanmlana

bilen baz yokluklarn nda az ya da ok ifresi zlebilecek tr


dendi. Mitoslarla dinlere gelince, bunlarla ilgili olarak, ksmi ve s
nrl bile olsa, ncekine benzer hibir baar gsteremedi psikanaliz.
Baba katli ve ensest gn yzne ktnda arkasnda neyi saklyor
olabilir? Daha iyi gizlenmi bir baka baba katliyle ensesti mi? Bu sa
v

seve seve kabul ederdik ama, dier mitos izleklerini ya da gerek

bir deneyim olarak ayin gelenekleri erevesinde ensestin kendisini


aydnlatabilecek hibir ey iermiyor. 1 9
1 9 Psikanalitik varsaymlara en uygun durum, kukusuz, tm gezegenin
mitos ve ayin klliyat iinde baba katline ve enseste hibir gndergenin
bulunmamas olurdu. Byle olmaynca, psikanalizin de baba katline ve
enseste durmadan gndermede bulunulmasna uyarlandn gryoruz.
Hakikatin bu ar ularla hibir ilgisi yok. Baba katli var, ama su
oluturan dier ihlallerle ayn ya da aa yukar ayn statde. Ensest var
ama, yine ayn durum geerli. Ensestin eitli biimleri arasnda, anneyle

M 1 TO S LA R 1 N VE AY 1 N L E R 1 N O O G U S U

165

Psikanalizin yapmadn yapmay baaran bir yorum kmad


srece, psikanalizin savlan gzmz boyayabilecektir. Bununla
birlikte, mitoslarda ve ayinlerde grlen ensestin altna Freudcu te
melden baka, ona ok yakn ama ayn zamanda ondan ok uzak bir
gizli temel demeyi bir kez baarp psikanalizin hibir zaman en
kk bir k tutmad izleklerin dn grmeye baladk m,
Freud'un kuramnn artk tkenmekte olup olmad sorusunu da
sorabiliriz.
Afrika monarilerindeki gibi Oidipus mitosunda da, anneyle ol
sun ya da olmasn, ensest ilikisi, indirgenemeyen ve birincil bir ve
ri deil. Tpk mitoslar dolduran baba katli ve dier sular gibi (di
er her tr sapknlk, hayvanslk ve canavarlk gibi) , kendisinin d
ndaki bir eylere yaplan, zlebilir bir gnderme o da. Tm bu
ensest ilikisi ancak primus inter pares (eitler arasnda birinci) roln
oynuyor olabilir; bu rolnn nne ancak kz kardele ya da daha baka
bir akrabayla olan ensest ilikisi gemi olabilir, ama "bilind"nn bize
oynayaca bir oyunu fark edemeyeceimiz kadar ve sistematik olarak
deil. Hangi ynden bakarsak bakalm, psikanalizin durumu, oylarn
yzde 99,B'ini ya da binde 3'n almay bekleyen bir totaliter partinin,
seim sonular alndnda kendisini "baa ba" durumda bulmas gibi,
biraz gln; baka bir deyile, psikanaliz, kendi ilkeleriyle elimesine
yol aan birtakm "yaknlk"larla ve taktik yalpalamalarla ba baa.
"Oidipus tipi" ok saydaki mitosta yaknlar aras iddetle ilgili bir
istatistik almas yaplmt. Murdock Larahndan tanmlanan all byk
kltrel blgeye az ok eil bir biimde dalm elli kltr iine stratejik
bir biimde yerlemi olan mitoslar konu alan bu almann sonucunda,
Clyde Kluckhohn'un elde ettii varglar unlar: "Yakn akrabalar arasndaki

fiziksel iddete dayal uzlamaz dmanlklar temel bir mitos rnts


sayan tez, ok iyi kantlara dayandndan, savunulabilir bir tezdir.
Ancak, yorumda arla kalmad srece ne baba katli rnts
btnyle savunulabilir, ne de Lord Raglan'n kral katli." ("Recurrent
Themes in Myth and Mythmaking", Myth and Mythmahing iinde,
ed. Henry A. Murray, Boston, 1 968.) Kukusuz, bu istatistiklere
verdiimiz nem son derece grelidir.

166

S1 DD ET VE KUTSAL

izlekler ve daha bakalan, iddete dayal farkszlamay tanmlamak


tan ok, gizliyor. Mitosun asl basklanm olan yn, iddete daya
l farkszlamadr. Bu yn, temelde arzu deil, korkudur: Mutlak
iddetten duyulan korku. Bu ad konmam terrn, arzudan te ve
arzuyu susturabilecek, karsnda zafer kazanabilecek gte ve yeti
de olduu yadsnabilir mi?
Baba katlinin ve ensestin yaygnlamas, kurban bunalmnn do
ruunu temsil ediyor. Tek bir kiiyle snrl baba katli ve ensest ise,
btnyle ikame kurbann stne atldndan, el abukluuyla giz
lenmi btn bir bunalmn yan saydam maskesini oluturuyor. Mi
toslann gizlenen temeli cinsellik deil. Cinsellik asl temel deil,
nk aa vuruluyor. Cinselliin temele dahil olmasnn nedeni,
iddet ile paylaacak kozu olmas ve iddetin patlak vermesi iin bin
bir frsat yaratmas. Doa olaylan gibi cinsellik de mitoslarda reel
olarak yer alyor; cinsellik mitoslarda doadan bile daha nemli bir
rol oynamakla birlikte, baba katli ve ensest rntsnde cinselliin
n planda bulunmas, oynad rol tam olarak belirleyici klmyor.
Cinsellik, salt bireysel bir iddet ile ilikileniyor ama, sonu gelmez
karlkl iddeti, o mutlak tehdidi perdeleyen bir iddet bu. Sz ko
nusu tehdit, ikame kurbann salad korunma -baka bir deyile,
yanl anlama- olmasa, hi kukusuz, insanl yok edebilecek olan
tehdittir.
Mitolojik izleklerin insanlarn doa olaylan karsnda duyduu
korkuyu anlatt fikri, XX. yzylda yerini bu izleklerin, insan arzu
larndaki salt cinsel ve "ensest nitelikli" hakikat nnde duyulan
korkuyu anlatt fikrine brakt. Her iki varsaym da mitiktir; ikisi
de, tpk bugne dein nerilmi olan dier tezler gibi, mitosun bi
rer uzants olarak, ayn yanlsamay srdrmekte, mitosun her za
man gizlemi olduunu gizlemektedir. Yine de bu iki tezin ayn se
pete konulmamas gerekir. Freud, ncellerinden "daha az" mitiktir;
cinsel yaamn insan iddetine olan ball, yldnmn ya da depre-

M1TOSLAR 1N VE AY1N LER 1N D OGUU

167

min ballndan daha fazladr ve her tr mitik gelimenin gizli te


meline onlardan daha yakndr. "plak" ve "salt" cinsellik, iddetin
devam gibidir; hem iddetin takt son maskedir, hem de iddetin
kendini aa vuruunun balangc. Tarihsel olarak "cinsel zgr
leme" dnemleri genellikle iddetin patlak vermesi ncesine denk
gelmektedir ve bu, Freud'un yapt iin de byledir. Bu yaptn di
namizmi, Totem ve Tabu'daki belirsiz giriime ve lm igds gi
bi kavramlara doru yol aldka, balangtaki tm-cinsellikilii a
ma eilimine girmitir. Dolaysyla, Freud'da, kendi basklanm
esinden daha temel bir basklanm enin aa kt bir aama
ya doru bir gidi grmek olanakldr. Freud'un, bulank bir biim
de, kurban edimiyle ilgili baz yanlg biimlerinin hala gizledii
mutlak iddete doru yol alm olduu sylenebilir.

B ES NC B LM :

D O N YS O S

eredeyse her toplumda uzun sre ayin niteliini koruyan festi

N valler

vardr. Modern gzlemci festivalleri daha ok yasaklarn

inenmesi olarak gryor. Buralarda cinsel dzlemdeki yakksz


davranlar hogrlmekte, yer yer de gerekli saylmaktadr. Baz
toplumlarda bu durum yaygn enseste kadar gidebilmektedir.
lhlal olgusunu, farkllklarn silinmesi gibi daha genel bir ere
vede ele almak gerekir: Aile ve toplum iindeki hiyerariler geici
olarak ortadan kalkyor ya da tersine dnyor. ocuklar anne ve ba
balarna, hizmet elemanlar efendilerine, topraa bal kyller de
rebeylerine itaat etmez oluyor. Festivalin estetik ynnde, farklln
ortadan kalkmas ya da tersine evrilmesi izleini grmek olanakl:
Badamaz renklerin karm , klk deitirmeler, alacal bulacal el
biseleri ve abuk sabuk szleriyle delilerin varl gibi. Festivalde do
a kart birliktelikler, en beklenmedik karlamalar da geici ola
rak hogrlp yreklendiriliyor.
Beklenebilecei zere, farkllklarn silinmesi genellikle iddet ve

S1DD ET VE KUTSAL

1 70

atmayla balantl. Astlar stlere hakaret ediyor, toplumun eitli


gruplar birbirlerinin gln ve kt yanlarn alaya alyor; dzen
sizlik ve anlamazlk hkm sruyor. ou kez oyunlar, yarmalar,
spor karlamalar biiminde olmak zere, dmanca rekabet ken
dini gsteriyor. Her yerde iler duruyor, herkes kendini ar bir t
ketime veriyor, hatta kolektif gereksinimler iin aylarca biriktirilmi
besinler arur ediliyor.
Festivaller kurban bunalmn anma trenleridir, bunda kuku
yok. nsanlarn nee iindeyken bylesine korku verici bir deneyimi
anmsamalar tuhaf grunebilirse de, bu gizemi yorumlamak kolay
dr. Szcn tam anlamyla festivale ait olan eler, dikkatimizi en
ok ekip sonuta festivale damgasn vuranlar, evrim srecinin so
nunda varln srdren eler olmaktadr ama, festivallerin varlk
nedenini oluturan eler deildir bunlar. Szcn tam anlamyla
festivaller, hem doruk hem de varg noktasn oluturan kurban edi
mine hazrlktan ibarettir. Roger Caillois, olas bir festival kuramn
kurban kuramna dayandrmak gerekir diye yazyor. Neeli bir an
ma treninin konusu farkllklar bunalm ve karlkl iddet olabi
liyorsa , bunun nedeni, bunalmn ve iddetin sonunda ulalan arn
drc zm iin zorunlu grunmesidir. Kurucu oybirliinin iyicil
nitelii, gemie yanstlma ve bylece bunalmn ktcl ynlerini
gitgide daha ok renklendirme eilimindedir. Byle bir durumda
bunalm da tersine evrilmi oluyor. iddete dayal farkszlama
kendi lehine alan bir yananlam ediniyor ve bu yananlam sonuta
sz konusu farkszlamay bizim festival dediimiz eye dntr
yor.
Daha nce de bu trden baz yorumlar yapmtk; bunlar, en
azndan bir blmyle, festivaller erevesinde geerli olabilir. r
nein, ayinlerdeki ensest sonuta kurban ediminden neredeyse ha1 L'Homme et le Sacrt (Paris,

1 950), s. 1 2 7 .

DIONYSOS

171

msz gibi gnen bir iyicil deer kazanmtr. Baz toplumlarda


soylular, hatta esnaf, baz zor giriimlere hazrlanrken "ans getir
mesi" iin az ya da ok kaamakl bir biimde ayinsel enseste ba
vurmaktadr. Afrika krallarnn tahta kma ve yenilenme ayinleri
genellikle festivallerinkine yakn nitelikler tamaktadr. Ayn biim
de, asl hkmdarn olup bitene dorudan karmad baz festival
lerde geici bir kral, bazen bir "deliler kral" bulunuyor ve sra kur
ban sunulmasna geldiinde bu kraln kurbandan baka bir ey ol
mad glyor. Festivalin sonunda ldlecek olan ya geici
kraldr ya da temsilcisi. yle gnyor ki, gerek ya da hayali, ka
lc ya da geici her tr hkmdarlk, kaynan her zaman ikame
kurbana uygulanm olan o ilk iddetin yorumunda bulmaktadr.
Festivallerin ilevi dier kurban ayinlerinin ilevinden farkl de
il . Durkheim'n ok iyi anlam olduu zere burada sz konusu
olan, o ilk bataki deneyimi yineleyerek, her tr canlln ve her tr
verimliliin kayna olarak alglanan bir kkeni yeniden retmek
yoluyla kltrel dzeni canlandrp yenilemektir. Gerekten de,
topluluk birliinin en sk olduu, sonu gelmez iddete yeniden d
me korkusunun en youn olduu uraktr bu.
llkellerin gznde kltrel dzen, asla yadsnmayacak, deiik
lie uratlmayacak ya da herhangi bir biimde yumuatlmayacak,
korunmas ve glendirilmesi gereken, krlgan ve deerli bir varlk
tr. Dolaysyla, festivalin arkasnda, "tabu"larla ilgili olarak ne bir
kukuculuk, ne bizlerin belirgin zellii olup ilkel dinsel dnceye
de yansttmz hn vardr. ada ruhbilimsel toplumbilimin kre
mal pastas olan u nl "gerginliklerin giderilmesi," dillere persenk
olmu "geveme," ayin ediminin tek bir ynn, o da eksik olmak
kaydyla ve balangtaki ayine tmyle yabanc bir anlayla kavra
yabilmektedir.
Festivallerdeki iddet oyunu, kurban bunalmyla bu bunalmn
zm arasnda bir sreklilik olduunu varsayan yoruma dayan-

172

i DDET VE KUTSAL

yor. Artk mutlu sondan ayrlmaz duruma gelen bunalmn kendisi


de bir elence konusuna dnyor. Ancak bu, olas tek yorum de
il. Kral ailesindeki ensest dolaymyla grdmz zere, bunalm
la sonucu arasndaki ilikileri konu alan dinsel dnce, birbirine zt
iki ayn yoldan gidebiliyor yoruma: Bunalmla zm arasnda bazen
bir kesinti dikkat ekiyor, bazense kesintisizlik. Bu iki yorumun iki
si de bir blmyle doru, bir blmyle yanltr. Bunalmla kuru
cu iddet arasnda hem belirli bir sreklilik hem de belirli bir ko
pukluk bulunmaktadr. Dinsel dnce bu iki zmden ya birini
ya da tekini benimsemekte ve daha sonra, balangta az kalsn di
er zm benimseyecek durumda olmasna karn, benimsedii
zme srarla bal kalabilmektedir.
Baz toplumlann, ikinci zm, yani kurucu iddet ile bunalm
arasnda kopukluu vurgulayan zm seeceini neredeyse nsel
bir biimde dnebiliyoruz. Bu nedenle, az nce andmz biim
deki festivalin yan sra, bir de kar-festival bulunmas beklenir: Bir
kurban edimi olarak gerekleen srgn ayinlerinin ncesinde ira
zesinden km bir dzensizlik deil, an derecelere varm bir ke
mer skmann, yasaklara uyulmas konusunda fazlasyla sk nlem
lerin hkm srd bir dnem yer almaktadr; topluluk byle bir
durumda karlkl iddet dngsne dmemek iin olaanst
nlemlere bavuracaktr.
Gzlemler bu sylediklerimizi doruluyor. Baz toplumlarda fes
tivallere ayn zamanda hem -dnemsellik, olaan etkinliklerin ke
sintiye uramas ve elbet, kurban edimi erevesinde srgne yolla
ma alarndan- ok benzeyen , hem de hi benzemeyen ayin gele
nekleri bulunmakta ve bunlar budunbilimsel yorum dzleminde,
bazen zorunlu tutulan, bazense tam tersine reddedilen krallk enses
tine benzer bir bilmece oluturmaktadr. Bu kar-festivallerde kl
trel yasaklar, brakn geici olarak kaldrlmay, fazlasyla glendi
rilmi durumdadr.

D1ONYSOS

173

Svaziland'daki Incwala krallk ayinleri pek ok adan kar-fes


tival tanmna denk dyor. Bu ayinler sresince en meru cinsel
ilikiler bile yasak. Sabahlar ge kalkmak da. nsanlarn, deyim ye
rindeyse, kendi kendileriyle bile fiziksel temastan kanmalar gere
kiyor. Ykanmak yasak, ban kamak yasak vb. Tm varlklar, ya
kn bir kirlenme, yani iddet tehdidiyle kar karya. ark syle
mek, barmak yasak. Elenirken fazla grlru yapan ocuklar azar
lanyor.
Frazer, The Golden Bough/ Altn Dal da kar-festivale iyi bir r
'

nek veriyor: Altn Kys'ndaki Cape kabilesinin ayinleri. Bu ayinler


de drt hafta boyunca tamtamlar ve tfekler susmakta, bo szler
hogrlmemektedir. Ortaya kabilecek anlamazlklarda, sesler
ykseldiinde, atma halindeki taraflar efin nne karlarak
kendilerine hi ayrmsz hatr saylr cezalar verilmektedir. Yitirilen
srlerden kaynaklanan kavgalar nlemek iin, babo kalm
hayvanlar bulana ait olmakta, asl sahipleri ikayette bulunamamak
tadr.
Tm bu nlemlerin iddete dayal anlamazlk tehditlerinin n
ne gemeye ynelik olduu aktr. Frazer bir yorumda bulunmu
yorsa da, budunbilimci olarak kuramsal grlerinden ok stn
olan sezgisi, bu tr ayinleri festival snfna sokmasn salyor. Kar
-festival mant, festival mantndan daha kark deil. Sz ko
nusu olan, iddete dayal oybirliinin iyicil etkilerini yeniden ret
mek ve bir yandan da festival ncesindeki, bu kez olumsuzluklary
la bellekte olan o korkun aamalar olabildiince ksaltmaktr.
Arndrc nitelikteki iki ayin arasnda geen srenin uzunluu her
ne olursa olsun, ilk ayin gemite kaldka iddet patlamas olasl
nn da artaca aktr. Kirlilik artmaktadr; ayinden hemen nce
ki, her durumda kurban bunalmyla ilikili olan dnemde olaa
nst bir saknmla hareket etmek gerekmekte, topluluk kendisini
gerek bir mhimmat deposu gibi alglamaktadr. Gz dnm e-

lenceler kendi tersine dnm, gltl Bakkhos festivalinin ye


rini oru alm, ancak ayinin amac deimemitir.
Festivalin ve kar-festivalin tesinde, bunalmla dzenin salan
mas arasndaki ilikinin daha karmak, daha ayrtl bir yorumuna
denk den "karma" biimlerin de bulunmas beklenir; yorum, hem
sreklilii dikkate almaldr, hem kopukluu. Yukarda grd
mz yn deitirme, belki de, en azndan belirli rneklerde kurucu
iddetin uzaklamasyla balantl, dolaysyla mitik birikimin izleri
ni tayan, ge kalm bir gngdr. Modern gzlemci, kendi n
yarglarna uygun den bu yeni farkllamay benimsemekte, baz
durumlarda daha da mitik klmakta ya da btnyle yeniden yo
rumlamaktadr.
Festivallerin gerek niteliini yanl anlamamzn nedeni, ayin
geleneklerinin arkasnda kalan olaylarn gitgide gzden yitmesidir.
Asl konu yitip gidiyor; aksesuar, asl parann nne geiyor. By
le bir durumda, ayin geleneinin birlii bozularak tekli ve birbirine
zt perspektiflere blnyor. Dinsel dncenin bizim bilmezliimi
ze yakn bir noktaya geldii anda, ayin gelenei de gecikmi ve t
revsel bir biimine ulayor, oysa bizler temel nemde saydmz bir
zgllk ve zgnlk buluyoruz onda. Kar-festivallerdeki ilecilik
ve perhizler bize festivale en ters eyler gibi geliyor; oysa ikisi genel
likle "diyalektik" denge iinde. Ayin gelenekleri, ayakta kaldklar
her yerde ayn kkenden geliyor ve asl ilevlerinden ne kadar uzak
larlarsa birbirlerinden de o kadar farkllayor, daha da farkllat
rc bilimsel yorumlara konu olmaya balyorlar. Bilimsel aklama
lar ister istemez bu ynde karar klyor.
Modern dnya, zellikle Frazer'dan bu yana, eskiden baz festi
vallerde insanlarn kurban edilmi olduunu biliyor; bununla birlik
te, bu gelenee ait tm ayrc zelliklerin ve eitlemelerin, doru
dan ya da dolayl olarak, temeldeki bir kolektif iddete, kurtarc bir
lin olgusuna dayand kukusunu duymaktan uzak. Oysa kurban

O1ONYSOS

175

edimi olarak her tr ldrme olaynn ortadan kalkt rneklerde


bile ayn temelin geerli olduunu gstermek zor deil. Varln
srdrm olan ayin geleneklerinin, rnein eytan karma ayinle
rinin kurban edimiyle ilintisi kolayca gsterilebilir. Bu ayinler ou
kez festivalin hem doruunu, hem de sonucunu oluturuyor. De
mek ki bu ayinlerin festivaldeki yeri, kurban ediminin tuttuu yerle
ayndr ve kurban edimiyle dorudan balantlandrlmad durum
larda bile oynadklar roln aynl rahatlkla gzlemlenmektedir.
eytan ya da kt ruhlar nasl kovulur? lklar atlr, kollar l
gnca sallanr, silahlardan ya da mutfak eyalanndan metalik sesler
karlr, sopalarla bolua vurulur. eytann varlna inanacak ka
dar aptal olanlann, eytan sprge sapyla kovalamas da doaldr;
byle yaplmamas iin ufukta hibir neden grnmemektedir. Bu
dnceleri tayan modern bilimci, "zgrlemi" Frazer'ci , bo

inan sahiplerinin kt ruhu birtakm iri hayvanlarla bir tuttuunu ,


kt ruh rktlrse hayvanla birlikte onun da kap gideceine
inandn saptamaktadr. Aklclk, pek az anlam tadn dn
d iin son derece saydam grd grenekleri pek fazla sorgu
lamamaktadr.
Bu rnekteki gibi daha pek ok rnekte de kavrayn tatmin ol
mas ve her eyin "ok doal" saylmas, en ilgin olan gzden giz
leyebiliyor. eytan karma edimi, ilke olarak, eytana ya da ortakla
rna ynelik bir iddet uygulamasdr. Baz festivallerde bu sonland
nc iddetin ncesinde eytan hanclar hendi aralannda dvyor
gibi yapmaktadr. Bu blm, ou kurban ayininde bulunan bir b
lme ok benziyor: Kurbann ldrlmesi ncesinde, kurban sunu
cularnn kendi aralarnda gerek ya da kurgusal atmalar, ayinsel
kavgalar oluyor. Bu grngy de dier rneklerdeki gibi aklama
mz olanakldr.
Frazer'n verdii bir rnekte kyn genleri evden eve dolaarak
her evde ayr bir eytan karma uyguluyor. Turneye, ilk olarak han-

1 76

S1 DD ET VE KUTSAL

gi evin ziyaret edilecei konusundaki bir tartmayla balyorlar.


(Frazer, iyi bir olgucu olarak, kuramlann pek az hesaba katabildii
ayrntlan da darda brakmamaya abalar. Bu bile kendisine k
ran duymamz iin yeterlidir.) Bu ilk tartma kurban bunalmn
taklit ederken, ardndan gelen kurban edimi ya da eytan karma,
oybirliine dayal iddeti taklit ediyor. Gerekten de, oybirliine da
yal iddet, karlkl iddetin hemen stne eklenmektedir. lki id
det tr arasndaki fark, oybirliine dayal iddetin gsterdii muci
zevi etkidir.
Sz konusu rnekte, tartma biter bitmez oybirliine ulalmak
ta ve sra ikame kurbana, dolaysyla ayine gelmektedir. Tartmann
konusu ayinin kendisi, yani srgn edilecek kurbann seilmesidir.
Gerekten de, bunalmnn her annda her katlmc, iddetin son s
zn kendisi syleyerek en ba dmann susturmak istemektedir;
herkes en belirleyici olan darbeyi indirmek, dolaysyla ardndan
baka darbe gelmemesini salayarak ayin geleneinin modeli olmak
peindedir.
Baz Yunan metinlerinde belli belirsiz bir biimde, kent ya da or
du gibi herhangi bir topluluun bir tanrya insan kurban sunmasn
dan sz ediliyor. llgililer kurban sunmak konusunda anlamtr
ama, hangi kurbann sunulaca konusunda anlaamamlardr. Yo
rumcunun burada olup bitenleri anlamak iin olaylann srasn ter
sine evirmesi gerekmektedir; nce, nedensiz olarak, iddet uygula
nacaktr. Ondan sonra sra kurbanla ilgili aklamaya gelecektir; bu
aklama, iddetin tam tamna savunulamaz esini oluturan ne
densizlii saklad iin gerekten kurbansaldr. Aklamann kayna
, tartmaya son verdii iin sonuta kurbansal nitelikte olduu ke
sinleen sonlandmc iddettir. Bu noktada, asgari bir mitik gelitir
meden sz edebiliriz. Dzeni geri getiren kolektif ldrme edimi,
grup mensuplarn saran o vahi arzuya, birbirini kymdan geirme
arzusuna, geriye doru uzanan bir ayinsel ereve iziyor. ldrme

OIONYSOS

l 77

ii bylelikle kurban etmeye dnyor; bunun ncesindeki kark


lk da, en iyi kurban tartmas, yani bir ayinsel tartma halini al
yor. En iyi kurban, inananlarn merhametini eken ya da tanrsal g
cn yeledii kurbandr. Gerekte ise sorun, u soruyu yantlamak
tan ibarettir: "Kim kimi ldrecek?"

nce hangi evin eytannn kanlaca tartmas buna benzer bir


eyi, bunalm srecinin ve iddete dayal zmn btnn sakl
yor: eytan karma, btn bir misillemeler zincirinin son halkas
dr.
Ayinin katlmclar, kendilerini karlkl iddete kaptrdktan
sonra, hep birlikte boluu dvyorlar. Tm ayin geleneklerinde bu
lunduu kesin olan bir hakikat, bu tr eytan karmalarda bsb
tn gze arpyor. Ayinlerdeki iddet hibir zaman dman yarat
maz, karsnda hibir hasm bulmaz. Darbeler hep birlikte indirildi
i srece kimse uzlamaz dman durumuna gelmez. eytan ka
ranlar da, darbeleri hi deilse "artk" birbirine indirmemektedir.
Ayin gelenei bu noktada kkenini de, ilevini de aa vuruyor.
lkame kurban sayesinde yeniden salanan oybirliinin bozulmama
s gerekmektedir. Topluluk, "kt ruhlara" kar birlik halinde kal
mak niyetinde, sonu gelmez dmanlklara yeniden dmemek ka
rarllndadr. Ayin gelenei bu kararll vurgulayp glendir
mekte, dinsel dnce hi durmadan iddetin o son szne dn
mektedir. iddetin son sz, o harikalar harikas, ylesine ge gel
mekte, karlnda ylesine ar bedeller denmektedir ki insanla
rn gznde genellikle muhafaza etmeye en ok deen ey o olmu
tur. "Glme"yi unutmu, blmeye ve ykmaya ynelmi bir iddete
yeniden dlmesini, akn iddetin karlkl iddete dnmesini
nlemek iin durmadan o son sz anmsanmakta, anlmakta, yine
lenmekte, bin bir tarzda yeniden canlandnlmaktadr.

178

1OOET VE KUTSAL

rld zere, kurban bunalmyla ve iddete dayal oybirli


iyle ilgili genel varsaymmz, festivallerin gnmze dein

epey karanlkta kalm birka ynn aydnlatyor. Festivaller de,


varsaymmzn aklayc gcn doruluyor. Yine de unu kaydet
mekte yarar var: Festivallerle ve genel olarak ayin gelenekleriyle il
gili modern krleme. dinselliin bizzat kendisine ait olan bir evri
mi uzatmaktan ve desteklemekten baka bir ey yapmyor. Ayinsel
ynler silinip gittike festivaller de gitgide daha ok, saysz modem
gzlemcinin grmekte kararl olduu tembelce geveme serbestliiy
le snrl duruma geliyor. Ayin geleneklerinin azar azar yitirilmesi ile
yanl anlamann gittike ar bir hal almas , bir ve ayn ey. Mitos
larla ayinlerin, yani bir btn olarak dinsel dncenin paralanp
dalmasna yol aan, hakikatin tm plaklyla ortaya kmas de
il, yeni bir kurban bunalmdr.
Ayinsiz duruma getirilmi festivallerde , ikame kurbana ve yeni
den kurulan birlie olan her tr gndermeden yoksun, grnrde
ki coku ve kardelik duygularnn arkasnda, kurban bunalmndan
ve karlkl iddetten baka bir model bulunmuyor. Bu nedenledir
ki gnmzn has sanatlar, mr boyu tatile dntrlen festi
vallerdeki yavanln. bu "bo zamanlar dnyas"na ait tatsz hayal
vaatlerinin arkasnda bir trajedinin yattn hissediyorlar. Tatiller ne
kadar soluk, kaba ve sradan hale gelirse, barndrdklar korkutucu
ve canavarca eyin dokunuu da o kadar ok duyumsanyor. Bir Fel
lini'nin sinematografik yaptna o

kt gitmeye balayan tatil izlei

egemendir szgelimi ve ayn izlek daha sonra eanl olarak yeniden


bulgulanp farkl biimlerde ele alnmtr.
Kt gitmeye balayan festival izlei, bir Dekadan estetik izlei
olmasnn yan sra kkrtc elikilerle dolu olduundan, her tr
toplumsal "ry"n de reel ufkunu oluturuyor. Bunun salama
sn yapmak iin, Yanomam gibi srekli sava durumundaki hasta
toplumlarda ya da daha kts, Kainganglar gibi iddet iinde -

DIONYSOS

l 79

rmekte olan kltrlerde festivallerin bana gelenlere baklabilir.


Buralarda festivaller her tr ayin niteliini yitirmitir ve o ilk seferin
iddetine dnmekte, iddeti baansz klmak yerine, yeni bir inti
kamlar dngs balatmaktadr. Festivaller ktcl glerin freni
deil, mttefikidir artk. Tpk kurban edimiyle ilgili olarak gzlem
lediimiz o tersine dnme srecine benzeyen ve tm ayin gelenek
lerinde geilmesi olas bir sre vardr burada da:
Kurban adaylan bir festivale davet ediliyor, iki iirildikten sonra
da kurban ediliyordu. Kainganglar festival fikrini hep tartma ve
cinayetlerle birletiriyor, yaamlann tehlikeye attklann bilseler
bile davetleri asla reddetmiyorlard. Kabilenin byk bir blm
n bir araya getiren elence amal bir festivalde akrabalk bala
nnn yenilenip glendirilecei, insanlarn birbirlerine besledii
iyicil duygularn, toplantdaki scak havada geliecei sanlyordu
belki .
Bazen her ey gerekten de byle oluyordu. Ancak, Kaingang fos
tivallerine, sevgi ve dayanma duygulan kadar, kavga ve iddet de
damgasn vurabiliyordu. Erkekler de kadnlar da sarho oluyor,
erkekler kanl marifetlerini ocuklanna anlatp kaslyor, "waika
yu"lar ile vnyorlard. Byklenerek dolayor, mzrak ve grz
sallyor, silahlanna havada slk aldryorlard. Gemiteki zafer
lerini grltl bir biimde anmsatp gelecekte ileyecekleri cina
yetleri duyuruyorlard herkese. Artan bir galeyan ve sarholuk
iinde komulanna dnerek, ya kendi kadnlann kskandklarn
dan, ya da kadnyla ilgilendikleri komulannn nefretini ekmi
olduklan sansyla kavga anyorlard. 2
Kaingang folkloru, kymla sonulanan festivallerle dolu. 'Tabu
tunu hazrlayalm" deyimi, yorum gerektirmeyecek lde uursuz
bir anlam tayor.

2 Henry, Jungle People,

s.

56-7.

5 1OOET VE KUTSAL

180

estivallerle ilgili genel bilgilerimiz, ikinci bir tragedya (Euripi


des'in Bakkhalar'3) yoluyla, ikinci bir Yunan mitosunu, Diony

sos mitosunu yorumlama olana salyor bize. Bu yeni zmleme


de, Oidipus mitosunun bir blmn yineleyeceiz. iddetin ileyi
iyle ilgili temel varsaymmzn dorulanmasna katkda bulunacak,
iddetin belirli ynlerini netletirecek ve bizi yeni sorunlara ynelte
cek bir zmleme bu.

Bakkhos festivali, nceki sayfalarda tanmladmz anlamyla bir


festival; saydmz belli bal tm festival zelliklerini Bakkhos'ta
bulabiliyoruz. Bakkhalar adl tragedya ise nce ayinsel bir Bakkhos
festivali olarak karmza kyor. Tragedya airi, farkllklarn yok
olmasn vurguluyor; burada tanr, insanlar arasndaki zenginlik,
cins, ya gibi engelleri ortadan kaldnyor. Dionysos inancna herkes
arlyor; korolarda yallarla genler birbirine karyor, kadnlar
erkeklerle eit.
Euripides'in bu tragedyas, Thebai kentinin kadnlarn konu al
yor. Dionysos, mezhebini Asya'ya aladktan sonra doduu kente
gen bir tilmiz klnda dnm ve saysz erkek ve kadna tuhaf bir
biimde ekici gelmitir. Btnyle bu tanrnn etkisi altna giren
teyzesi Agaue , yeeni lno ve tm Thebai kadnlar evlerinden dar
frlayp ilk Bakkhos festivalini kutlayarak Kithairon Da'nda dola
rlar.
nceleri dsel llerde temiz geen Bakkhalar tragedyas, hz
la kanl bir karabasana dnr. lgna dnm kadnlar, erkekmi
hayvanm ayrt etmeksizin saldnrlar. Yalnzca, Agaue'nin olu,
Thebai Kral Pentheus direnir buna; teyzeolunun tanrln yads
makta ayak direr. Kral Oidipus'taki Teiresias ile Kreon gibi dardan
gelmi olan Pentheus, yaygn lgnla kendini kaptrmadan nce
3 Bakkhalar: Bakkhos (Baks; tanr Dionysos'un dier ad) enliklerinde saa
sola saldran, ruhlarn Bakkhos'un ele geirdiine inanlan lgn kadnlara
verilen ad. -.n.

D1ONYSOS

181

durumu net bir biimde betimler: "Yolculuk dn reniyorum/


kentin bana gelen beklenmedik belay."
Bu "beklenmedik bela" elbette ki kurban bunalmdr. imek h
zyla yaylmakta, kurbanlarna sama sapan hareketler yaptrmakta
ve u iki yal gibi saknm ya da frsatlk gerei kalabala uyanlar
kadar, zavall Pentheus gibi hayr deme savnda bulunan tek kiiyi
de etkisine almaktadr. lster peinden gidin ister direnin, iddet ke
sin bir biimde zafer kazanmaktadr.
Tragedya boyunca Bakkhos ruhu ile ktln bulamas birbi
rinin ayrlmaz paras durumundadr. Pentheus, kendisini o byk
festivaline srklemeye alan bykbabasn reddeder: "Hastal
n bana bulatrma, git kendi bayramn yap ." Diyonizyak patlama
da kurumlar yerle bir olur; eylemin doruunda ise, bize net bir bi
imde anlatlm olan kltrel dzen, krallk sarayyla birlikte yk
lr. iddet tanrsn gemlemek iin bouna aba gsterilir. Pentheus,
gen kkrtc klna girmi olan Dionysos'u hapsetmeye alr
ama, her ey alevler iinde yklrken bu tanr sapasalam, ykntlar
dan kar.

Bakkhalar tragedyas her eyden nce "ktye gitmeye balayan


festival" anlamna geliyor. Bu durum bizi artmamal, nk bura
da izlediimiz Bakkhos festivali ilk festivaldir, yani kurban bunal
mnn kendisidir. Bakkhalar tragedyas yukardaki yorumumuzu
dorulayarak festivalin iddete dayal kkenlerini, o ilk seferki kar
lkl iddeti ortaya koymaktadr. Diyebiliriz ki Sophokles'in Oidi
pus mitosuna yaptn, Euripides Dionysos inancna yapmaktadr.
Euripides, mitoslardaki atmalarn arka plannda bulduu atma
simetrisini bu kez, aa vurulduklar kadaryla, hatta daha fazlasy
la, ayin geleneklerinin arka plannda da buluyor.
Bakkhos festivali kurban bunalmnn temel bir zelliini (farkl
lklarn silinmesi zelliini) srdrd lde, tragedyann grevi
de kolaylayor. nceleri barl olan diyonizyak farkszlama, a-

182

S1DDET VE KUTSAL

bucak, zellikle ileri derecelere varm, iddete dayal bir farkszla


maya dnyor. Cinsel farklln, ayinsel Bakkhos festivalinde bir
ak ve kardelik bayram havas iinde ortadan kaldnlmas, traged
ya boyunca uzlamaz elikiler getiriyor. Kadnlar erkeklerin en ok
iddet ieren etkinliklerine, ava ve savaa giriiyor, erkeklerin yumu
aklk ve kadnslyla alay ediyorlar. Uzun sal bir ergen klna
girmi olan Dionysos, dzensizlii ve ykm bizzat tezgahlyor.
Pentheus, onu kadns grntsnden tr suladktan sonra sa
lksz bir arzuya kaplarak Bakkhosu kadnlann klna girip Kit
hairon yamalarnda kadnlan gzetlemeye gidiyor. Bakkhalar'da,
insanla hayvan arasndaki fark da iddet nedeniyle siliniyor. Bakk
hosu kadnlar, bir inek srsne hcum edip, lgnlklanna engel
saydklar erkeklerle kartrdklan inekleri elleriyle paralyorlar.
fkeden sayklayan Pentheus, Dionysos'u balyorum diye bir boa
y balyor ahra. Agaue ise bunun tersi olan bir hata iliyor: Bakk
hosu kadnlar aralannda casusluk yapmakta olan olu Pentheus'u
fark ettiklerinde Agaue onu "gen bir aslan" sanp ilk darbeleri ken
disi indiriyor.
Tragedya boyunca silinme yolunda olan bir baka ve grnte
almas olanaksz farkllk ise tannyla insan, Dionysos ile Penthms
arasndaki farkllk. Dionysos'ta olup da bir benzeri Pentheus'ta da
bulunmayan hibir ey yok. Dionysos, ift. Bir yanda, Maenadlar ta
rafndan tanmlanan Dionysos var: Yasalln kskan koruyucusu,
tannsal ve insansal yasalann savunucusu. te yanda ise az nce ta
nmladmz, isyanc, tragedyadaki gidiat bozan Dionysos'u gr
yoruz. Ayn ikileme Pentheus'ta da grlyor: Thebai Kral bize
kendisini dindar bir tutucu, geleneksel dzenin koruyucusu gibi su
nuyor. Koronun szlerinde ise tam tersine, bir kural ineyici ola
rak, tanntanmaz giriimleriyle kadir-i mutlak tannnn fkesini The
bai'ye eken kstah bir zndk gibi grnyor. Pentheus, nleme sa
vnda oldugu dzensizlie katkda bulunuyor gerekte. Kendisi de

D1ONYSOS

183

Bakkhosu oluyor; Dionysos'un ruhu, yani "insanlar" ve "tannlar"


dahil tm varlktan birbirine benzeten iddet, en delice ztlklarn
iinde ve o ztlklar sayesinde, onu da ele geiriyor.
Kahramanlardan her birinin ayrt edici zellikleri, en azndan
taslak ya da belirti halinde, dierinde de bulunuyor. rnein, tann
sal varlk Dionysos'un gzel delikanl grnnn ardnda, bunu
vurgulayan bir gizli insanlk var. Buna kout olarak, insan Penthe
us'un da, tann olmamakla birlikte tannya dnme arzusu tayan
bir ikiz kiilii var; bu ikiz, Pentheus'un diyonizyak ruha teslim olu
una elik eden insanst iddialannda kendini aka belli ediyor:
''Tayabilir miyim srtmda Kithairon'u/ hem orman diplerini hem
Bakkhosu kadnlar?"
Diyonizyak esrime iinde tann ile insan arasndaki her tr fark
llk yok olmaktadr. Oyunda diyonizyak tutuculuun bir sesi varsa,
o da, diyeceklerini ikircimsizce syleyen Lidyal Maenadlardr. l
gnlk, Dionysos ruhunun ele geirdii herkesi bir baka Dionysos
klmaktadr: "Dansn ban kim ekerse o olur Bromios!"4
Denecektir ki Pentheus'un ve Thebaili Bakkhosu kadnlarn es
rimesi sulu bir kibirden ileri gelirken, Dionysos ile Maenadlarnki
gerekten tannsaldr; en kt iddet bile merudur onlarda, nk
tann tanndr, insansa insan. Dorudur da. Genel entrika dzlemin
de tann ile insan arasndaki farkllk hibir zaman yitip gitmiyor, tra
gedyann banda ve sonunda yksek perdeden dile getiriliyor. Ne
var ki oyun boyunca iler tmyle baka bir biimde yryor. Tm
farkllklar birbirine giriyor ve insanlarla tanrlar arasndakiler de da
hil, ortadan kalkyor.
Grld zere trajik esin, Bakkhalar'da ve Kral Oidipus'ta ayn
sonucu vermekte, karlkl iddet iinde, mitos ve ayin deerlerini
eritmektedir. Tm farkllklann keyfi olduunu aa vuruyor tra4 Bromios, tanr Dionysos'un takma adlarndan biri. -.n.

184

S 1O O ET VE KUTSAL

gedya. Bizi acmaszca, bir btn olarak mitos ve kltrel dzen ko


nusunda belirleyici olan bir soruya gtryor. Sophokles bu soru
dan nceki aamada durmu ve sonuta iin iindeki mitik deerler
yeniden dorulanmt. Euripides de Bakkhalar'da ayn eyi yapyor.
Simetri ylesine tam bir biimde beliriyor ki, yukanda grdmz
zere , insanla tanr arasndaki farkllk ortadan kalkyor. Tanr artk
iki rakip arasndaki kozdan baka bir ey deil: "Ne mutlu sana, ka
pnda kalabalklar bekliyor, btn kent Pentheus adna an katyor.
Bakkhos da sever eminim, byle onurlanmay . . .

"

Ancak, oyunun sonunda tannnn zgll yeniden dorulan


yor, hem de korkun bir biimde. Her eye kadir olan Dionysos ile
Pentheus'un o sulu zayfl arasndaki oyunun hibir zaman eitler
arasnda oynanmam olduu anlalyor. Farklln kazand zafer,
az

nce aa km trajik simetrinin stn bir kez daha rtyor.

Tragedya bize bir kez daha yreklilikle ekingenlik arasndaki sal


nm gibi grnmeye balyor. Sophokles rneinde, airin, bilerek
ya da bilmeyerek, daha da byk bir yrekliliin nnde geri ekil
diini ne srmemizi hakl karan tek neden, tragedyadaki gidia
tn simetrisi ile mitik ieriin simetrisizlii arasndaki elikiydi.
Bakkhalar'da da ayn metinsel ztlklar var ve ayn tip bir zmleme
bizi ayn varglara gtrecek: Euripides de byk bir yrekliliin
karsnda geri ekiliyor. Ancak, bu kez geri ekilme sessizce olup
bitmiyor. Pek ok tragedyasnda, airin karanndan ileri gelen ve bu
karan hakl karmaya ynelik, bertaraf edemeyeceimiz kadar s
rarl ve yinelemeci pek ok blm bulunuyor:
Bilgelik tam bir delilik.
lnsan aan dnceler ksaltr mr,
nk dimyata giden, evdeki pirinten olur.
Ya sayklyor ya hata iliyordur
byle davranan kii.

D1ONYSOS

185

iddial fikirlerden uzak tut


Temkinli yreini de ruhunu da
Alakgnlller ordusu neye inanr ve ne yaparsa
Yeter bana da.
Eletirmenler bu gibi blmlerin sonu! anlam konusunda fikir
birlii iinde deil. Modem alarda Euripides'i konu alan tartma
larn nemli bir blm bu sorun evresinde dnp dolat. Ancak,
belki de tm sorunu yanllayan bir koyut var ki, tm yorumlarda
ortak. Tm yorumculara da, sz edilmeye bile gerek grlmeyecek
kadar itiraz gtrmez grnen bu koyut, tragedya airinin nnde
geri ekildii bilgilerin niteliiyle ilgili. Bunlarn bizde bulunmayan
bilgiler olamayaca, nsel olarak kabul ediliyor. "Modemlik"ten Eu
ripides kadar uzak bir airin bizim hi bilmediimiz bir tehlikeyi al
glam olabilecei fikri, bizim tmyle yabancs kaldmz bir ha
kikatin varln sezmi olma ihtimali, ciddiye alnamayacak kadar
gln geliyor bizlere.
Modemler, Euripides'in kendilerine bunca gurur veren kuku
culuk karsnda geri ekildiinden eminler. Sz konusu olan, din
sel inancn arkasnda herhangi bir gerek konu/nesne bulamayan,
bu inanc dpedz "imgesel" ilan eden kukuculuktur. Euripides'in
ahlaki gerekler ya da nyarglar nedeniyle dinsel inancn salt aldat
maca, duruma gre de "teselli edici" ya da "basklayc" bir fantasma
olduunu kabul etmekte ikircime dt dnlr hep.
Modem ve romantik entelektel, kendisini tarihin en kar du
rulmaz put krcs sayyor. Euripides'in geleneksel olarak grd
takdiri hak etmeyecek kadar "burjuva" olup olmadn soruyor bu
entelektel.
Oysa Euripides, modemler gibi dinsel "inan" erevesinde ko
numaktan ok, ihlal edilen snrlar ve o snrlarn tesindeki kuku
lu bir bilgi erevesinde konumaktadr. yle grnyor ki, ayn l
de soyut bir "inan"\a bir "inanszlk" arasnda yaplacak basit bir

186

1 OOET VE KUTSAl

seim deil, karmzdaki. Burada tannlar konusunda bo bir ku


kuculuktan daha temelli bir eyler dnyor. Henz hi ayrt edilme
mi olan bu

bir eyler, Bakkhalar metninde bile pekala okunabilir

durumda.

entheus'un ldrlmesi, tanrnn, kendi ailesi bata olmak ze


re Thebaililerin inanszl nedeniyle "intikam" olsun diye ken

di eliyle kkrtt bir bunalmn hem doruu hem de tasfiye edil


mesi olarak ortaya kmaktadr. Tann, Pentheus'un lmne neden
olduktan sonra, ailenin geri kalann da kentten kovar. Yeni tanrnn
istedii inanc gsteren bir Thebai'ye ban ve dzen gelebilecektir
artk.
Buradaki ldrme olay hem bir tann eyleminin hem de kendi
liinden bir patlamann sonucu gibi grnyor. Tannsa! eylem, za
ten ayinlemi olan bir kurban sunumu erevesinde yer alyor. Kur
ban sunucu roln ise tannnn kendisi oynuyor; kurban adayn o
hazrlyor. Tanrnn onayn alan kurban edimi, tanry yattran in
tikamla rtyor burada. Dionysos, ayin gerei salarn ve giysisi
ni dzeltme bahanesiyle Pentheus'un bana, beline ve ayaklanna
dokunuyor. ldrme edimi de diyonizyak grenekler uyarnca olup
bitiyor. Bu edimde, ayrt edici zellikleri daha nce szn ettiimiz
eitli kurban edimlerinde de bulunan sparagmos'u fark ediyoruz:

1)

ldrme edimine tm Bakkhosular katlyor: Saysz ayinde

byk bir rol oynayan oybirlii koulunu burada da buluyoruz.

2) Silah kullanlmyor; kurban bo ellerle paralanyor. Sparag


mos burada da trnn tek rnei deil. Topluca ve silahsz olarak
saldnlan iki kurban rnei grmtk: Dinkalann kurban ayini ile
Svaziland

Incwala ayinleri srasnda kraln yerini alan inein ldrl

mesi olay. Buna benzer ok rnek verilebilir. Rudolf Otto'nun, "Yu


nan diyonizyakl kesinlikle benzersizdir" biimindeki tezinin en
kk bir temeli bulunmuyor. Dionysos mitosunda da, inancnda

O1ONYSOS

187

da, ilkel toplumlarda saysz edeeri bulunmayacak tek bir zellik


yoktur.
Tragedyadaki uyarlama, ayin geleneinde grlen planlln ar
kasndaki kendiliindenlii onaya kard iin, planllktan t
myle kopmu olmasa bile, ayin gelenei ile kurucu olay arasndaki
ilikiye neredeyse parmak basmamza olanak salyor. Kurucu olay
hi de hayali deildir ve Euripides tarafndan bir blmyle canlan
drlmaktadr. Kurbann, oybirlii halindeki silahsz katlmclar ta
rafndan para para edilmesi gerek anlamn burada buluyor. Biz
o ilk sahneyi, tragedya metni temsil etmese bile hayal edebilirdik.
rgtl bir ldrme olay sz konusu olamaz burada. Her ey bize
nce banl niyetler iinde olan, rgtsz bir kalabal dnd
ryor. Bu kalabalk, bilinmeyen ama aslnda bilinmesi de art olma
yan nedenlerle, toplu histeriyi son derecesine kadar gtryor. Ka
labalk en sonunda, aleyhine bir kamu davasn hak etmesi iin hi
bir nemli neden bulunmayan, ama ok ksa bir srede arkadalan
nn tm kukulann, skntlann ve korkusunu stne eken bir bi
reye hcum ediyor. Bu bireyin iddet uygulanarak ldrlmesi, ka
labaln yatmas iin iyi bir fke boaltma yolu oluturuyor.5
Ayinsel sparagmos, alkantlara ve dzensizlie son veren lin
sahnesini titizlikle taklit ediyor. Topluluk, selamet getiren hareket
leri kendine mal etmek istiyor. Demek ki ayin geleneinin deimez
klmaya alt ey, elikili bir biimde, mutlak kendiliindenlik
tir. Tragedyann yeri gerek bu rnekte gerekse baka yerlerde, ayin
gelenei ile, onun yeniden retmeye alt o ilk, kendiliinden r
nek arasndadr. Yerleik dinsel bak asndan bakldnda Pent
heus'u lme gnderen, Dionysos'tur. Tanr her eyin efendisidir;
ilk seferdeki kurban edimini, yani tm kurban edimleri iinde en
5 Farkllklarn silinmesinde kalabalklarn oynadg rolle ilgili en iyi kitap,
Elias Canetti'nin Kitle ve Ihtidar'dr. (ev. Gulat Aygen, Ayrnt Yaynlar,
1998.)

188

S1 DD ET VE KUTSAL

korkun ve en etkili olann, parampara olmu topluluu gerekten


kurtaran o ilk kurban edimini uzaktan hazrlayan odur. Oluum ha
lindeki dinsel bak asndan bakldnda Pentheus'un ldrlme
si karan, hi kimsenin planlayp rgtleyemeyecei, kendiliinden
bir karardr.
Kolektif iddet btnyle aa vurulmu gibiyse de, temel nok
ta gizli kalmaktadr: Kurbann keyfi bir biimde seilmesi ve birlii
yeniden oluturacak biimde onun yerine birisinin konulmas. Sz
cn tam anlamyla srgn edimi ise arka planda kalmakta, ancak
kurumsal kurban biiminde yaplandndan, etkisini korumaktadr.
Kurban bunalm bak asndan bakldnda, kopyalikiz-(Dionysos
ile Pentheus) arasndaki ilikiler iki ynldr. Arkadan kurban
edecek olann Pentheus'tan ok Dionysos olmas iin hibir zel ne
den yoktur. Oysa yerleik dinsel bak asndan bakldnda, bu iki
ynllk en azndan belirli bir adan (daha temel bir baka adan)
alttan alta srse ve kurban sunan ile kurban kopya/ikiz olarak kalsa
bile, karlkl konumlanma ortadan kalkmakta, kurban etme yn
nn tersine evrilmesi rizikosu bulunmamaktadr; dinsel adan ba
kldnda srgn edimi hep zaten gereklemi durumdadr.
Bu ayin geleneini anlamak iin, bilinli ya da bilinsiz ruhsal
gdmlenmelerden baka bir eylere atfetmeliyiz onu. Grnne
karn, anlamsz bir sadizmle hibir ilgisi bulunmuyor. Ynelimi,
iddete deil, dzene ve huzura doru. Yeniden retme peinde ol
duu tek iddet tr, iddeti kovan iddet. Modern psikolojizmin
sparagmos gibi bir ayin geleneinin korkutucu nitelii nedeniyle
kendinde hak grd speklasyonlar kadar ocuksu ve son
zmlemede de ksr bir speklasyon zor bulunur.

Bakkhalar, yukanda verdiimiz kurban tanmn tm noktalanyla


dorulayan bir tragedya. Mitoslarla ayinlerin kkenini temeldeki oy
birliinde gren tezin, btn itibariyle, Euripides'in tragedyasnda
ve Dionysos inancnda arpc bir destek bulaca imdiden bellidir.

O1ONYSOS

189

akkhalar' Nietzsche ve Rudolf Otto etkisinden uzak bir biimde


okuyanlar, bu tragedyadaki Dionysos karakterinin irenliini

her zaman ok artc buluyor. Tragedya boyunca tann kent iin


de dolap getii her yere iddet ekiyor ve eytani bir batan kar
clk sanatyla insanlan su ilemeye kkrtyor. Bakkhalar'n Diony
sos'unda ho bir yan bulabilmek iin, temel iddetten bizimki kadar
korunmu olan bir dnyann mazoist donkiotluguna dahil olmak
gerekir. Besbelli ki Euripides, bu kadar endie verici olmasalar g
ln kaacak olan modem yanlsamalara tmyle yabancdr.
Dionysos'un, iddet dnda kendine ait bir z yoktur; iddet ile
dorudan ba olmayan bir tek znitelii bulunmamaktadr. Diony
sos, tpk Oidipus mitosundaki Delphoi'li Apollon gibi peygamber
ce esinlenmeyle ilikilendirilmise, bunun nedeni, peygamberce
esinlenmenin kurban bunalmndan ileri gelmesidir. Kendisinin bir
baclk ve arap tanns olarak grnmesi, kukusuz, kendisini r
ktc bir sarholuun, insan ldrme lgnlnn tanrs klan an
lamn yumuatlmas yoluyla vanlm bir sonutur. Eski diyonizyak
gelenekte bacla ve baclk kltrne ya da arap yapmna do
rudan gndermede bulunan hibir ey yoktur.6 Sonu blm n
cesinde, kurban bunalmnn, anlatmn Pentheus'a ait sarayn ykl
masnda bulan o en ykc sonulan ile tannnn tek byk tecellisi
birbirine kanmaktadr:
KORO: Tanrnn depremi, toprag titretiyor.
D lONYSOS: Pentheus'un saray da sallanyor, yklacak!

Dionysos orada. Tapnn ona!


KORO: Tapnyoruz!
Ha! Bakn mermer efrizler yerlerinden kopuyor!
ieride Bromios zafer naras atyor!
DlONYSOS: Mealeyi tannnn ateinden yak,
6 Bkz. Henri jeanrnaire, Dionysos (Payot, 195 1), s. 23.

190

1 DDET VE KUTSAL

Tututur Pentheus'un evini!


KORO: Ha! Ha! Bak, bak!
Semele'nin kutsal mezan etrafnda,
imein yakt alevlere bak!
Titreyip yere dn ey Maenadlar!
Dn, evet, efendimiz ykyor bu saray!
Efendimiz geliyor, Zeus'un olu!
Dionysos'un, en aalk iddeti kendinde somutlatrmasna
karn, hem korku hem de vg nesnesi olmas, artc, hatta rezil
ce gibi grnebilir. Ancak asl safdiller, bu konuda kendi kendileri
ne soru soranlar deil, sormayanlardr.
Bu tannnn ilikilendirildii iddet trne biraz yakndan bakt
mzda ortaya kan btnsel tablo, Pentheus'un ldrlmesini di
yonizyak bir kurban edimi olarak alglayabileceimiz vargsna tam
tamna denk geliyor. Tann Dionysos, Bromios, Grltc, Yersarsc
gibi adlarla, XlX. yzyln mitoloji bilginlerinin ok sevdii frtna ve
depremlerle pek de ilgisi olmayan felaketleri ynetmektedir. Bu fe
laketlerse, akla aykr endielerin olaanst hatta yar doast
edimlerde bulunmaya ynelttii bir kalabaln varln gerektirir.
Teiresias, Dionysos'u panik dolu hareketlerin, aniden bastran ko
lektif korkularn tanns olarak tanmlamaktadr: "Silah altnda asker
ler, muharebe dzeninde/ daha mzrak demeden panie kaplrlar/
Dionysos'tan gelir onlara bu delilik."
Bu belirtilerle daha nce grdklerimizi ve dier ayin gelenekle
rinden elde ettiimiz kantlar birletirirsek, hi kuku kalmyor: Di

onysos, tamamna eren linlerin tannsdr. Buradan itibaren, bu tanr


nn varln ve kendisine neden tapldn anlamak kolaylayor.
Dionysos'un meruluu huzursuzluk yaratmasnda deil, bozduu
huzuru yine kendisinin yeniden salamasnda, bylelikle, balang
taki huzur bozuculuunu sonsal olarak geriye dnk biimde gerek
elendirmesinde yatmaktadr. Tannnn mdahalesi bylece kibirli

DIONYSOS

19 1

bir aforoza duyulan hakl fkeye dnyor; oysa sz konusu utan


masz kibir, yaamsal oybirliinin olumasna kadar tannda da var
gibidir.
Szcn tam anlamyla metinsel olan zmlemeler, diyoniz
yak inancn byk siyasal ve toplumsal sarsntlardan kaynakland
tezini doruluyor. Ewin Rohde'nin yapt gibi yaptlann arkasn
da, gereklie ilikin, snrl ama derin bir sezgi yatyor. Bu tr tez
leri destekleyenlerin ortaya koyduu tarihsel kantlar tartlabilir
kukusuz; ancak, onlann hasmlannca savunulan tezler de bir o ka
dar tartma gtrr. Yeni belgeler bulunmad srece geleneksel
tarihsel yntem olsa olsa yerinde sayabiliyor. Bilgilerimiz ancak me
tinlerin ve byk dinsel grnglerin karlatrmal zmlemesiy
le yol alabiliyor. Byle bir zmlemeyi Rohde'de bulabiliyoruz
ama, henz fazlasyla snrl bir biimde.7
Bakkhalar'daki gibi mitoslann arkasnda, her tr belirli tarihsel
ierik dnda, topluluk yaam iin korkun bir tehdit oluturan ani
iddet patlamalannn bulunduu varsaymn ileri srmemiz gereki
yor. Tehdit, eninde sonunda herkes katld iin herkesi uzlatran
bir lin sonucu, tpk ortaya kt gibi hzla uzaklamaktadr. Ba
nl yurttalann kudurgan birer hayvana dnmesi, topluluun
kabullenemeyecei kadar korkun ve geici bir durumdur. Toplu
luk, yle byle grebildii o yabanc ve korkun yz kendi yz
sayamamaktadr. Mucizevi bir biimde yatan frtna, tam bir tanr
mdahalesi gibi grlr: Tannmadn ya da yeterince bilinmedi
ini anlayan kskan bir tanr, bu honutsuzluunu insanlara ger
ekten tanrsal bir tarzda bildirmitir. .Gerekten kendisinin semi
olduu tek kurban olan ve belki de kendisini somutlatran o son
7 Erwin Rohde, Psyche, Seelencul und Unterblichleitsglaube der Griechen, 1 893 .
H. jeanmaire, Dionysos, Histoire du culte de Bacchus (Payot, 1 9 7 0) adl
nemli almasnda toplumbilimsel tezi eletiriyor. jeanmaire'in esrime,
cinnet vb grngleri vurgulayan tezi, Rohde'ninki gibi bir dnce ile
ana izgileri iinde nasl olup da badamyor, pek anlayabilmi deilim.

192

51 OO ET VE KUTSAL

kurban onaylayan tann sessizce ortalktan ekilmi, yaknlara geldi


inde ne kadar korkun idiyse, giderken de o kadar olumlu bir ha
va yaratmtr.
Demek ki dinsel demek "yararsz" demek deildir. Dinsel inan,
iddeti insani olmaktan karmakta, insan kendi iddetinden koru
mak iin elinden iddetini almakta ve bu iddeti akn ve srekli bir
tehdit durumuna getirmektedir: Ancak uygun ayin gelenekleri ya da
alakgnll, saknml hal ve tavrlarla yattrlabilen bir tehdit.
Dinsel inan gerekten de kurtarmaktadr insanlar, nk bunalm
gerekte yaand biimiyle anmsamalar durumunda zehirli olabi
lecek kukulardan kurtarmaktadr onlar.
Dinsel dnce, kentin yazgsn iddete gre dnmek anlam
na geliyor: lnsann, artk egemen olamadna ne kadar inanrsa o
kadar egemenliine girdii iddete gre dnmek. Baka bir deyi
le, uzakta tutulmas, reddedilmesi gereken iddeti insanst say
maktr dinsel dnce. Korkulu tapnma zayfiad, farkllklar si
linmeye balad zaman, kurban sunumlar da etkisini yitirmekte
dir; artk tanrdan dorudan onayl deildir kurbanlar. Herkes ken
di durumunu kendisi dzeltmeye alr ama baaramaz. Aknln
zayfiamas nedeniyle, kenti kurtarma istei ile en lsz hrslar
arasnda, en iten iyilikseverlikle tanrlama arzusu arasnda hi fark
kalmaz. Herkes rakibinin giriimini gnahkar bir arzunun meyvesi
gibi grr. lte tam bu anda Dionysos ile Pentheus arasndaki tm
farkllklar silinir. insanlar tanrlar konusunda kavgaya giriir ve in
sanlarn kukuculuu kurban bunalmna yol aar. Kurban bunal
m, sonradan, oybirliine dayal yeni bir iddetin nda geriye
doru bakldnda, tanrnn yeni bir ziyareti ve yeni bir intikam gi
bi grnr.
lkame kurban olmasa ve iddet insanlara bir tr soluklanma fr
sat vermese, insanlar kendi iddetlerini kendilerinin dna kara
mayacak, ayn, egemen ve kurtarc bir varlk gibi alglayamayacak-

O1ONYSOS

ur.

193

Sz konusu soluklanma frsat, ayn zamanda iddet dngsn

den sonra bir ayin dngsnn balangcn da oluturmaktadr.


iddetin en sonunda sesini kesip son szn syleyerek tannsal bir
grnm kazanabilmesi iin, etkisinin gizi zlmemi olarak kal
mal, oybirlii mekanizmas her zaman grmezden gelinmelidir.
Dinsel inan, insanlar ancak sonu! temelleri rtl kald srece
korumaktadr. Canavar son ininden karmak, bir daha hi denetim
altna alamamak anlamna gelecektir. lnsanlann bilmezliine son ve
rilirse daha byk bir tehlikeye ak duruma gelirler. Yanl anlama
nn salad korumadan yoksun kalrlarsa, insan iddetinin tek fre
ni de patlam olur. Gerekten de, kurban bunalm, karlkl idde
tin rndan kmasyla birlikte artan, ama hibir zaman hakikatin
btnne erimeyen bir tr bilgiden baka bir ey deildir. Srgn
ediminin eninde sonunda iddetin kendisiyle birlikte "teye" atma
y baard ey, iddete ilikin hakikattir. Tragedya, salt mitoslarda
ki anlamlar bozmasyla bile airin ayaklar altnda yle bir uurum
amaktadr ki air ister istemez geri ekilmektedir. airi yoklayan
utanmasz kibir, tm oyun kiilerininkinden daha tehlikelidir; airin
kibri, gerek her tr antik ya da ilkel din, gerekse her tr felsefi ve
modern dnce balamnda, sonsuzca tehlikeli olarak kavranama
sa bile, hissedilebilen bir bilgiyle ilgilidir. Dolaysyla burada, bizle
rin de hala tabi olduumuz, modern dncenin ihlal etmekten
uzak olduu bir yasak vardr. Euripides'in bu yasa neredeyse ak
a gstermesi, yasan bu tragedyada olaanst bir sarsntya ura
dna iarettir:
Fikirlerimiz hi sanmasnlar ki
yasalardan stn bir ey olabilir!
Ne olur kabul etmekle
gcn tanrya kaldn?
Hep doru bildiimiz ne varsa
doadan almaktadr o gc.

194

S1 DDET VE KUTSAL

idipus rneindeki gibi Dionysos rneinde de mitik gelitir


me, yknn biim deitirme esi, mitos ncesi kolektif g

rnglere ait baz gerek verilerin mitosta yeniden dzenlenmesi


anlamna geliyor. Byle bir dzenlemeye gidilmeyip de veriler kat
lmclara eit olarak datlm olsa, yani iddete dayal karlkl ko
numlanmaya uyulsa, hibir ey anlalmayacak, ortada mitos olma
yacakt. Her iki rnekte de yitirilen karlkl konumlar yerlerini
farklla brakmakta, temeldeki farkllk tm iddeti kendinde top
layan tanny ya da mitos kahramann topluluktan ayrmaktadr.
Topluluun bu bunalma olan katlmndan aklnda kalan ise, ya Oi
dipus mitosundaki veba gibi edilgin bir hastalk bulamasndan, ya
da Dionysos'taki Bakkhos festivalinde yaanan gibi bir kardee
farkszlamadan ibarettir. Elbette, iddetin salt ayinlere ve kurban
sunumuna zg olan biimleri dnda.
Mitosun bileimine giren tm eler, reel bunalmdan alnmadr;
ne bir ey eklenmi, ne de bir ey kanlmtr; bilinli olarak hibir
eyle oynanmamtr. Mitik gelitirme, ikame kurbana dayal, bilin
li olmayan ve iddetin hakikilii ile beslenen bir sretir. iddetin
hakikilii "basklanm" deildir: insandan aynlp tannlatrlmtr.
Trajik esin ise kurgusal farkllklar karlkl iddetin iinde eri
terek, "iddet uygulayan tann ile masum topluluk" biimindeki iki
li yanlsamay ortadan kaldryor. Dionysos festivallerindeki korola
nn karmal ve kadnlara geici olarak arap ime serbestlii tann
mas, ok daha korkun bir sarholuun aa vurulmasdr. Trajik
esin, Bakkhos festivalinin "maskesini indiriyor." Dolaysyla, ayin ge
leneindeki en nemli blmn dayana olan bilmezlii ykm
oluyor. Ayin gelenei, iddete deil, bana ynelmitir. Tragedyada
ki maske indirme zellii ise, Bakkhos festivalini salt delilik olarak,
kendini iddete kaptrma olarak gsteriyor. Bu maske indirme zel
liinin kendisi de iddete dayal, nk zorunlu olarak ayin gelene
ini zayilatyor ya da ayinlerin "kt gitmesi"ne katkda bulunuyor.

O 1 O NYS O S

195

Dinsellik kart maske indirme, insan toplumlannda iddetin oyna


d rol grmeyen bir dnyann sand gibi bana ve evrensel ak
la hizmet etmek yle dursun, dinin kendisi kadar belirsiz bir anlam
tamakta, belirli trden bir iddete kar savarken bir baka ve hi
kukusuz daha korkun iddet trn beslemektedir. Euripides,
modemlerden farkl olarak bu anlam belirsizliini hissediyor; bu ne
denle, bir yne doru ilerlediinde ille de geri dnp bir baka tara
fa yneliyor; "yreklilik" ile "ekingenlik" arasnda salnp duruyor.
Bakkhos festivalinin bazen savunucusu konumunda gryoruz onu,
bazense knaycs . Balangtaki duraan betimlemelerde, iki ihtiya
rn Dionysos lehine anlannda, festivali olumlu bir adan sunu
yor. yle anlalyor ki Euripides, diyonizyak farkszlamay izdi
ham ve iddet ile ilikilendirmek isteyenlere kar inanc savunma
kaygsndadr: Bakkhosu kadnlar birer incelik ve tatllk rnei gi
bi betimliyor; Dionysos inancna duyulan kukulan fkeyle redde
diyor.
Bu protestolar hayli tuhaf, nk olaylar hemen yalanlyor onlan.

Oyunun Marie Delcourt-Curvers tarafndan yazlan sunu yaz

sndaki gibi, u soruyu soruyor insan kendi kendisine: "air, Agaue


ile arkadalannn nceleri neredeyse glnlk derecesinde masum
ken sonralan endie verici, giderek de canice olmaya balayan azt
malarna hangi anlam vermek istemi olabilir? Bizde Bakkhalar'da
bir sorun var kukusu uyandrldktan sonra, kendimizi hem bu so
runa kaplp gitmi hem de zmn bulmaktan aciz kalm bir
durumda buluyoruz."8
Ayin gelenei, iddetten gelip iddete bulanm olarak srse bi
le, yzn bara dnmtr. Gerekte topluluk mensuplar arasn
da uyumu gelitirmek iin etkin bir aba vardr orada. Euripides,
ayin geleneini kurban bunalm ile trajik esinin tm dinsel deerle8 Euripide, ed. ve ev. Marie Delcourt-Curvers (Paris,

1962).

196

1DDET VE KUTSAL

ri srkledii ykmdan kurtarmak istemektedir. Ne var ki bu aba


daha en batan yazgldr yenilgiye: Trajik esin, airin biimsel niyet
lerinden daha gldr nk. Kurban edimiyle ilgili olanla olma
yan birbirine bir kart m , Gorgon'un iki damla kan gibi, hibir in
san istenci onlar ayracak gte olamaz.
Euripides iddet ieren balangca, iddetin eksiksiz ileyiine ,
ayin gelenei tarafndan korunan, karlkl konumlanmayla yitirilen
ve ikame kurban mekanizmasyla da yeniden bulunan o kurucu oy
birliine tam olarak eriebilmi olsayd, "Bakkhalar sorunu" diye bir
sorun da olmayacakt. O zaman bize Bakkhos festivalindeki iyi ve
kt yanlarn, kurucu iddetin iki yanna denk dtn gstere
bilecekti air. Ayn varlklar, kurban bunalm srasnda birbirini yer
ken, bunalm sonrasnda, tpk ncesindeki gibi ayinsel dzenin g
reli uyumu iinde yaayabilmekteydi.
Euripides ilkel dinin bak asn benimseyip kutsalla itenlik
le dnebilse, insanlarn elinden iddetlerini alarak o iddeti tmy
le tanrsallatrabilse, "Bakkhalar sorunu" yine olmayacakt. Bir kez
daha: Euripides, dncesine bu iki u zm arasndaki -iddet
oyununu btnyle tanrya havale eden dinsel ema ile, ayn oyunu
tm insanlarda yerine yerletiren btnsel hakikat arasndaki- ola
slklardan birinde karar kldrabilse "Bakkhalar sorunu" yine olma
yacakt.
iddete dayal blnme ile barl uyum arasndaki ztlk, arts
remli dzen iinde zamana yaylm olmas gereken farkllk, bizim
modern sistemimiz olan bu ara sistemde esremli farklla dn
m durumda. Bylece, bizlere gerekten tandk gelen tek dnya
olan o "iyiler"le "ktler" dnyasna girmi oluyoruz.
Bu emann Bakkhalar'da eskiz halinde izili olduu ya da en
azndan, bu emay gelitirmek iin gerekli tm elerin orada yer
ald sylenebilir: Tanrlara kar bir "tanrtanmaz isyan" fikri,
Bakkhos festivali yy kolunun, tanrnn onaylad Lidyal Ma-

D1ONYSOS

197

enadlarnki ile onaylanmam Thebai kadnlarnki olmak zere iki


ye kmas vb. Bununla birlikte, daha nce de grdmz gibi tra
gedya boyunca "iyi" diyonizyak heyecan ile "kt"s arasndaki,
dindarlarn dl olan trden bir "ruhun ele gemesi" ile ktlere
ceza olarak verileni arasndaki her tr farkllk silinmekte, iyi ile k
t arasndaki Manici ayrmn nerilmesiyle gzden yitmesi bir ol
maktadr.
Bu ayrmn, Kithairon Da yamalarnda sona ermesinden ok
sonra da kltr ve ideoloji alanlarnda varln koruyan ikame kur
ban avndan baka bir ey olmadna dikkat edilsin.

"Bakkhalar sorunu"nu zmek, inceleme srasnda dalp gitme


mi olan ve tragedyann edebiyat, ruhbilim, ahlak vb alarndan tu
tarl olduunu ne srmemizi olanakl klan bir farkllatrma siste
mi bulmak anlamna gelir. Byle bir sistem yine keyfi bir iddeti te
mel alabilir ancak. Bakkhalar'n temel esi gml olduu yerden
karlmam, ama esasl bir biimde sarslmtr. Tragedyadaki tu
tarszln, "yreklilik"le "ekingenlik" arasndaki salnmn sonul
belirleyicisi, Euripides'in "ruhbilimsel" yaklam deil, szn etti
imiz sarsnt, yani iddete ilikin hakikattir: Euripides'in kavramak
istemedii, kavrayamad, ancak farkllklar trpleyecek ve tm
anlamlar oaltp sabitlemelerini nleyecek kadar yaknlat ha
kikat.
Tragedya bir trl dengeye ulaamyor, yerleebilecei bir yer
bulamyor. Bunca kusursuz dnsel ve estetik emada grd
mz ksr tutarlln yannda dourgan kalan tutarszl da buradan
geliyor. Dolaysyla, Bakkhalar'daki sorunu "zmeye" almamak
gerekiyor. Byle bir aba, trajik eylemin simetriklii ile Kral Oidi
pus'taki mitik iletinin simetrisizlii arasndaki ztl zme abasna
dner. Bu iki sorun son kertede ayndr. Tragedyay bizim kk ve
yararsz tutarllmza getirmeye almak yerine, mitosa nfuz edip
yapsn bulabilmek iin tragedyadaki mantksal kra yklenmek

iDDET VE KUTSAL

198

gerekiyor. Bahhhalar sorununu, dinsel olan ve olmayan, ilkel ve Ba


tl, her tr kltrn boyutlarn ierecek biimde geniletmeliyiz.
Sorun, hibir zaman saptanamam olup bugn Bat kltrndeki
son kurban edimlerinin de dalmasnda saptanabilir durumda olan,
iddetli kken sorunudur.

ionysos inancnda kadnlarn ar basmas konusunu biraz da


ha sorgulamak gerekiyor. Yukarda sylediklerimizi yinelernek

sizin unu sorabiliriz: Pentheus cinayetinin kadnlara yklenmesi ve


ilk Bakkhos festivali, yani kurban bunalm boyunca kadnlarn be
lirgin zellii olan adam ldrme lgnl, acaba, tpk tragedyada
bunlardan nce yer alan krsal ve dsel gzellikteki festival kadar,
Kithairon Da'na yaplan kr gezileri kadar yalan deil mi?
Tragedya kiilerinden ikisi de erkek olmakla birlikte, onlarn ar
kasnda kadnlarla yallardan baka kimse yok. Bunalm srasnda
ki adam ldrme lgnl tmyle gerek ama, bunun tm toplu
lua yaylmas beklenirdi; herkesin birden ikame kurbana ynelttii
iddet yalnzca kadnlardan geliyor olamaz. Kadnlarn ar basma
snn ikincil bir mitik yer deitirme oluturup oluturmadn sor
mak yersiz kamayacak: iddet sulamasndan tm insanlarn deil
de yalnzca erkek cinsinden olanlarn bak tutulmasnn nedeni,
bunalmda en byk rol onlar oynam olduklarndan, en byk
sorumluluu da onlarn tamas, dolaysyla unutma gereini en ok
onlarn duymas mdr, diye soracaz. Kald ki, topluluun yeniden
karlkl iddete dmesi tehlikesi de onlardan, yalnzca onlardan
gelmektedir.
Dernek ki bu mitosta iddet asndan erkek cinsinin yerine ka
dn cinsinin konduunu varsayabiliriz. Bu dernek deildir ki kadn
larn Kithairon Da'na kmas dpedz uydurulmu bir ykdr.
Mitos hibir ey uydurmuyor. Ancak, kadnlarn bylece ocuklary
la ve belki de yallarla birlikte kolektif olarak g etmesinin gerek

DIONYSOS

199

anlam , trajik maske indirme ile aa vuruluyor olabilecei gibi, kr


sal lksellemeyle de aa vuruluyor olabilir. Kentten kitlesel ola
rak klmas bize tanrsal bir esin, diyonizyak bir heyecan tarafn
dan gdmlenmi gibi sunuluyor. Bunalmla ilgili olan bu kn
bir zafer yry ya da tahamml edilmez bir sorumluluun tan
masyla ilgili olmadnda kuku yok. Burada dnlmesi gereken
ey, silah tamasna ya ya da cinsiyeti nedeniyle olanak bulunma
yan tm varlklarn panik iinde kamasdr; en zayflar kap, mey
dan terr toplulua yayan gllere brakmaktadr.
Budunbilimsel gzlemlerle elde edilmi baz bilgiler, bu varsay
m destekliyor. N.A. Chagnon, Yanomam, The Fierce Peoplel Yano
mam, Ojkeli lnsanlar da, birbiriyle yakn akraba birka topluluu
bir araya getiren bir festivali anlatyor. Elence programnda bir dizi
'

dello vardr: O yrede dosta ve geleneksel saylan bir biimde,


birbirinin gsne atlan yumruklarla olup biten bir dello. lki ta
kmdan birinin yenilmek zere olmas kanl bir iddet trmanmas
n olas duruma getirdiinde, "durumun ciddiyetini kavrayan kadn
larla ocuklar, alayarak evlerin en cra kelerine, ky dna kan
yollara en yakn yerlere ekilirler." Bir sre sonra, iki tarafn sava
lar yine kyn iinde olmak zere kavgaya hazrlanp yaylarna ze
hirli oklar takarken, kadnlarla ocuklar ac lklar atp inleyerek
ormana kaarlar.9
Dinde ve kltrel dzende genellikle kadnlara den rol, daha
dorusu dmeyen rol konusunda belki en anlaml gstergelerden
biri, baz Gney Amerika kylerinin, rnein Bororo kylerinin pla
ndr. 1 0 Ky neredeyse kusursuz bir daire biimindedir ve bu daire
de yarm ember, yay paras vb biiminde eitli toplumsal altbl
meler bulunmaktadr. Ortada erkeklerin evi vardr ve kadnlar ora9 Napoleon Chagnon, Yanomam, The Fierce People (New York, 1968), s. 1 16.
1 0 Bkz. Claude Levi-Strauss, Tristes Tropiques (1955), XXII. Blm
(Trkesi: Hznl Dnenceler, ev. O mer Bozkurt, YKY, 2000.)

2 00

S1DDET VE KUTSAL

ya hibir zaman girmemektedir. Kltrel ve dinsel ileyi yalnzca


erkeklere ayrlm olan ve tm de ortadaki evde kesien karmak
bir gidi geliler sisteminden olumaktadr. Kadnlar emberi olu
turan evlerde oturmakta ve evlerinden hi ayrlmamaktadr. Kadn
larn bu hareketsizlii eskiden bir "anaerkil"liin varlna inanlma
sna yol am olan etmenlerden ileri geliyor ama, hi de kadnlarn
stnl anlamna gelmeyip, hibir zaman katlmadklar bir traj i
komik olayn az ok edilgin izleyicileri olduklarn gsteriyor. D
zen ve huzur dnemlerinin zarif ayin dans ise, byk olaslkla, sis
temin btnyle rayndan kt dzensizlik dnemlerinde olup bi
ten iddete dayal karlamalardan kanmaya ynelik nlemler b
tnne dahil. Bororo kynn plan, merkezin erkek iddeti asn
dan kapal alana dnt koullarda, en zayf varlklar olan ka
dnlarn merkezd kalma eilimini somutlatryor. Burada grlen
eilim , evrenseldir; Chagnon'un Yanomam festivali srasnda fiilen
gzlemledii de, Dionysos mitosundaki inanlmazlklarn arkasnda
yatt tahmin edilebilecek olan da ayn eilimdir.
Merkezd evlerdeki kadnlarn oluturduu hareketsiz ember,
ister istemez, kamuya ak alanlarda grlecek bir ey, genellikle de
bir kavga olduunda toplanan kalabal dndryor insana.
Hem gsteriden bir ey karmamak, hem de gelebilecek darbeler
den korunmaya yetecek uzaklkta durmak istei izleyicileri zorunlu
olarak meraklarn eken sahnenin evresinde bir ember olutur
maya iter. Psikanaliz bize hakl olarak diyecektir ki, erkeklerin evi
kadn emberinin ortasnda bir fallus gibi durmaktadr. Ne var ki
psikanaliz bu durumun nedenine ve naslna eriememektedir. Cin
sel simgeciliin tesinde, ortaya koyduu elerle dpedz kendi
kendine yazlan iddet var; nce kltrel dzen olarak, sonra bu d
zenin arkasnda yer alan cinsellik olarak, en sonra da dorudan id
det olarak: Olas tm anlamlarn arkasnda yer alan ve herhangi bir
anlamla maskelendii srece anlalmaz kalan iddet.

D1O NYS O S

201

Dionysos'a dnyoruz ve kadnlann kent dnda bulunmasnn,


balangtaki bunalma ait gerek bir olay gizliyor olabileceini yine
liyoruz. Gizlenen olay, yukarda zmlediimize benzeyen ama
ondan ayrt edilebilen bir mitik gelitirmede biim deiikliine u
ratlmtr. Burada, tanry ortaya karan kaymaya kout ama daha
dk nemde bir iddet aktarmas, ikincil bir kayma olduunu d
nebiliriz. Daha nceki bir mitik gelitirme olmal burada; tanrnn,
kurban bunalmndaki en iddetli ve en tatsz ynleri henz sour
mam, zmsememi olduu aamalara ait bir gelitirme. Bunal
mn belirgin zellikleri henz erkeklerin stlenmeyi kabul edecei
kadar olumu deil.
Kukulu bir diyonizyak zelliin kadn cinsine doru yer dei
tirmesini, Bakkhalar'da n planda rol oynayan bir izlekten, cinsel
farklln yitimi izleinden ayramayz. Kurban bunalmnn etkile
ri arasnda, daha nce de grdmz zere, erkeklerin belirli l
de kadnlamas , kadnlarn da belirli lde erkeklemesi var. zet
olarak, erkeklerin kadn gibi, kadnlarn da erkek gibi davranmas
fikrinin yerini burada, endie verici diyonizyak kargaann neredey
se tmyle kadn ii olduu fikrine brakyor. Cinsel farkllklarn si
linmesi, tpk dier tm farkllklarn silinmesi gibi karlkl bir g
rng; her zamanki gibi mitik anlam da karlkl konumlanmann
aleyhine oluuyor. Bunalmda yitip giden farkllklar mitik bir yeni
den letirme ilemine konu oluyor. Simetrik eler simetrik olma
yan bir biim iinde, zellikle de diyonizyak ba dnmesi neredey
se btnyle kadnlarn tekeline verildii iin erkek onuru ve yetke
si asndan gven verici bir biimde, yeniden dzenleniyor.
Tragedya yitip gitmi karlkl konumlanmay burada da yeni
den oluturuyor ama, yine ancak bir blmyle; diyonizyak kken
deki kadn arln sorgulayacak kadar ileri gitmiyor. Yitip giden
cinsel farkllk iddetin kadna doru kaymasn kolaylatryorsa da ,
bu kaymay btnyle aklayamyor. Kadnlar da hayvanlar ve o-

202

1DDET VE KUTSAL

cuklar gibi, ancak daha dk bir derecede, zayfl ve greli olarak


kenarda kalml nedeniyle, kurban rol oynayabiliyor. Bu neden
ledir ki, hem arzulanp hem reddedildii, hem hor grlp hem
ykseltildii iin, ksmi bir kutsallatrmaya da konu olabiliyor. Yu
nan mitologyasmm ve tragedyann, zellikle Euripides tragedyas
nn, cinsiyetleri tersine evirme zelliine dikkat edilerek okunmas
ortaya hi kukusuz artc sonular karacaktr.

A LT I N C I B L M :

TAKL T ARZ U DAN CANAVAR KO P YAYA

akkhalar tragedyasnda, tanrnn ziyaretini temeldeki kurucu oy


birliinin yitirilmesinden ve karlkl iddete kaylmasndan

ayramayz. Akn varlk insanlar arasna indiinde yeniden ikinle


ir, eytanca bir ayartc haline gelir. Karlkl iddet, oybirliine da
yal iddetin kurduu her eyi ykmaktadr. Kurucu oybirliine da
yanan kurumlar ve yasaklar yok olurken egemen olan iddet insan
lar arasnda dolamakta ama hi kimse ona kalc bir gem vurama
maktadr. Grnte bir ona bir buna yaranmaya hazr olan tann
sonuta her zaman aradan syrlp arkasnda yalnzca ykm brakr.
Onu elde etmek istemi olanlar sonuta birbirlerini ldrmeye ko
yulurlar.

Kral Oidipus'ta trajik atma belirli nesnelerle ilgilidir hala, ya da


yle grnr: Thebai taht, hem anne hem e olan kralie vb. Bakk
halar'da ise Dionysos ile Pentheus'un alp veremedii somut bir ey
yoktur. Rekabet dorudan doruya tann olup olmamakla ilgilidir ve

204

1O OET VE KUTSAL

ortada yalnzca iddet vardr. Oysa tanrlk iin yarmak, bir hi iin
yarmaktr: iddet bir kez dar atlp tm insanlardan kesin bir bi
imde uzaklat m, tanrln aknlk dnda gereklii yoktur. s
terik bir rekabetin doruca tanrsallk dourmas olanakszdr: Tan
r, oybirliine dayal iddet araclyla olumaktadr. Tanrlk reel
olduu lde ekime konusu olmaktan kmakta, ekime konu
su sayldnda ise sonuta istisnasz tm insanlarn eriimi dnda
kalan bir aldatmacaya dnmektedir.
Tm tragedya kiileri son zmlemede bu aldatmacaya balan
yor. Herhangi bir birey tanrsal iddeti kendi ahsnda canlandrrsa
rekabetin yolu alyor, iddet karlkl olarak sryor ve geriye yal
nzca karlkl darbeler kalyor. Trajik atmaya srklenmeme an
layn srdren koronun gzlemi de byle.
Demek ki bu atmay konusuna gre yorumlamaktan kanl
maldr - ierdii deer, rnein taht ya da kralie, ne denli yksek
grnrse grnsn. Bakkhalar bfze, trajik rekabeti yorumlarken
allm grngler dzenini tersine evirmemizde yarar olduunu
gsteriyor. Bizim allm yaklammza gre, nce konu/nesne var
dr, sonra bamsz olarak bu konu/nesneye ynelen arzular ve en
sonda da bu ynelmenin beklenmedik, ilineksel sonucu olarak id
det gelir. Ama kurban bunalmnn iinde yol aldka iddet gitgide
belirginleir: Artk, atmay kkrtan, konu/nesnenin ierdii de
er deil, rakiplerin agzlln harekete geiren, zincirlerinden
boanmak iin bahaneler bulan iddetin o konu/nesneye verdii de
erdir. Oyunu yneten odur artk; herkesin kendi egemenliine al
mak istedii ama herkese art arda oyun oynayan, Bakkhalar'n Di
onysos'udur o.
Bu aklamann nda, kurban bunalmnn, daha ilk aamala
rndan itibaren gizliden gizliye iddetin egemenliinde olduu orta
ya kyor. rnein, Kral Oidipus tragedyasnda iddet ilikileri a
sndan Bakkhalar'dakinden daha az ak seik olan baz izlekler, bu

TAKL 1T ARZU DAN CAN AVAR KDPYAYA

205

ikinci tragedyann bak asyla, daha kkl baz anlamlar kazan


yor. Oidipus ile Laios kavakta karlatklarnda nce ne kral sz
konusudur, ne de baba; yalnzca, kahramann yolunu kesen bir ya
bancnn tehdit edici davranlan, sonra da vurma arzusu vardr: Bu
arzu nce bu yabancya, daha sonra ise tahta ve ee, yani iddeti uy
gulayan kiinin kendisine ait olan nesnelere ynelir. iddeti uygula
yan kiinin baba ve kral olarak saptanmas en sonradr. Baka bir de
yile, iddet uygulayan kiinin nesnelerinin deeri, uygulad id
detten ileri gelmektedir. Laios'un iddet uygulamas baba olmasnn
bir sonucu deildir. Laios, iddet uygulad iin baba ve kral olarak
kabul ediliyordur. Herakleitos, "iddet her eyin babas ve kral" der
ken bunu kastetmemi midir?
Bir anlamda, arzunun uyanmasnda iddetin oynad birincil rol
kadar sradan bir ey yok. Gzlemleme frsat verildiinde bizler bu
na sadizm, mazoizm vb adn veriyor, burada patolojik bir durum,
iddetin yabancs olduu bir sapma buluyoruz. lnsanlann byk
ounluuyla hibir zaman fazla uzak dmedii, iddete dayal ol
mayan, olaan ve doal bir arzunun varlna inanyoruz.
Kurban bunalm evrensel bir grngyse, bu grlerin hatal
olduu ileri srlebilir demektir. Kurban bunalmnn doruunda
iddet, her tr arzunun hem arac , hem nesnesi hem de evrensel z
nesidir. Bu nedenledir ki ikame kurban olmasa, belirli bir doruun
tesinde iddet de kltrel dzene dntrlmese, her tr toplum
sal varolu olanakszlard. Demek ki, btnyle ykc olan kar
lkl iddet ksr dngs, yerini ayinsel, yaratc ve koruyucu bir
iddete brakmaktadr.
nsann bir "iddet igds"nn kurban olduunu ileri srer
sek, kurban bunalmnda arzunun tek nesnesi olarak iddetin kal
mas ve u ya da bu biimde iddetin de her zaman arzuyla birbiri
ne kanmas olgusuna, bu ezici ve ilgin olguya hi de yeni bir k
tutmu olmayz. Tam tersine. Bugn biliniyor ki hayvanlarda birey-

206

1 OOET VE KUTSAL

sel dzenleyici mekanizmalar bulunmakta ve bunlar sayesinde kav


galar hemen hibir zaman yenilenin lmne kadar varmamaktadr.
Trn varln srdrmesinde nem tayan bu tr mekanizmalar
la ilgili olarak igd szcnn kullanlmas hi kukusuz meru
dur. Ancak, bu durumda insann buna benzer bir mekanizmadan
yoksun olmasn da ayn szckle adlandrmak sama olur.
Bir igdnn ya da i itilimin insanlar iddete ya da lme it
tii fikri (Freud'un u nl lm igds ya da itilimi), mitik bir
geri ekilme konumu almaktan, atalardan kalma bir yanlsamann
art kavgasndan baka bir ey deil. O yanlsama insanlar kendi
iddetlerini kendilerinin dnda bir yere yerletirerek, sorumluluu
kendilerine ait olmayp kendilerini dardan yneten bir tanr, yaz
g ya da igd durumuna getirmeye itiyor. Bir kez daha, iddete
cepheden bakmamak, yeni bir kaamak noktas bulmak, gitgide da
ha rastlantsal bir duruma gelen koullarda bir kurbansal zm da
ha bulmaktr sz konusu olan.
Kurban bunalmnda arzu, ne denli deerli olursa olsun belirli
bir nesneye deil, iddete yneliyor. Ancak, byledir diye bir lm
ya da iddet igds koyutlamamz gerekmiyor. nmzde n
c bir yol daha var. Gzlemlediimiz tm arzularda her ey bir nes

ne ile bir zneden ibaret olmayp, nc bir terim olarak rakip de


vard; biz burada bir seferliine arl bu nc terime vermeyi
deneyelim. Sz konusu olan, rakibi erkenden tanlayp Freud gibi
"babadr" ya da tragedyalar gibi "kardetir" demekten ok, nesne ve
zne ile birlikte oluturduu sistem iinde konumlandrmaktr. Ra
kip ile zne ayn nesneyi arzulamaktadr. Nesnenin ve znenin ta
d nemden vazgeerek rakibi ne karmann tek bir anlam ola
bilir: Rekabet, iki arzunun rastlant sonucu ayn nesneye ynelme
sinden domamtr. Oznenin nesneyi arzulamasnn nedeni, rakibin

nesneyi arzuluyor olmasdr. Rakip, u ya da bu nesneyi arzulayarak


zneye onun arzu edilebilirliini iaret etmi olur. zne rakibini ya-

TAK L 1T ARZU DAN CANAVAR KOPYAYA

207

am tarz, fikirler vb yzeysel dzlemlerde degil, daha temel bir dz


lemde, arzu dzleminde rnek almaktadr.
Modern kuramclar, insan neyi arzuladgn gayet iyi bilen, bil
miyor grnse bile onun adna bilen bir "bilind"na sahip bir var
lk olarak gstermekle belki de insani belirsizligin en aleni oldugu
alan gzden karm oluyorlar. lnsan en yaamsal gereksinimleri
karlanr karlanmaz, hatta daha bile nce, yogun bir arzu duyu
yor ama, tam olarak neyi arzuladgn bilmeden; nk arzuladg
ey, "varlk/olmak"tr; kendisini yoksun hissettigi ve baka birinde
varm gibi gelen bir "olmak." zne, bu bakasndan, "olmak" iin
neyi arzulamak gerektigini sylemesini bekliyor. nceden bu "ol
mak"la donatlm oldugu anlalan rnek kii bir nesneyi arzulu
yorsa o nesne daha tam, daha doygun bir "olmak" saglayabilecek ye
tide olabilir. rnek konumundaki kii ise yce arzu nesnesini zne
ye szlerle degil, bizzat arzu ederek gsteriyor.
Eski, ama ierimleri belki de bilinmeden kalm bir fikre dnm
oluyoruz bylece: Arzu temelde taklit eder [mimetiktir] , rnek ald
g bir arzuya gre biimlenir ve o rnegin setigi nesneyi seer.
ocuk arzusunun taklitiligi evrensel olarak bilinen bir takliti
liktir. Erikin arzusu bundan hi farkl degil; yalnzca, erikin, zel
likle bizim kltrel baglammzda genellikle bakalann rnek al
maktan utanr; kendi "olmak"ta kusur ettigini aga vurmaktan kor
kar. Kendinden son derece memnun oldugunu ilan eder; kendini
bakalarna rnek olarak sunar; herkes, kendi yknmeciligini giz
lemek iin durmadan "bana yknn" der durur.
Ayn nesneye ynelen iki arzu birbirine engel oluyor. Arzuyla il
gili her taklit otomatik olarak atmaya dogru gidiyor. nsanlar bu
rekabetin nedenini bir blmyle hi gremediler. lnsan ilikilerin
de "ayn" ya da "benzer" olu bir uyum fikri uyandnyor: Zevkleri
miz ayn, ayn eyleri seviyoruz, biz anlamak iin yaratlmz. Ger
ekten ayn arzulan duysak acaba neler olup biterdi? Bu tr rekabe-

S1OOET VE KUTSAl

208

te yalnzca baz byk yazarlar ilgi duymutur. l Freud'un kendisin


de bu trden olaylar ancak dolayl ve eksik bir biimde hesaba ka
tlmtr. Bu konuyu bir sonraki blmde ele alacaz.
Aralarndaki ilikinin tuhaf ama aklanabilir bir etkisi sonucu ,
model de tilmiz de rekabet halinde olduklarn kabule yanamazlar.
Model, taklit edilmeyi zendirmi bile olsa kendisiyle yarlmasna
aar. Taklitisinin kendisine ihanet ettiini dnr; "benim d
men suyumdan gidiyor." Taklit eden, mahkm edildiini, aalan
dn sanr. rnek ald kii iin, kendi yararland stn varolu
a katlmaya layk bulmuyor beni, diye dnr.
Bu yanl anlamann nedenini kavramak zor deil . Model kendi
sini tilmizden fazlaca stn buluyor, tilmizse kendisini fazlaca aa
da gryor. yle ki, ortalkta bir rekabet bulunduu, baka bir de
yile iki arzunun ayn olduu fikri ikisinin de aklna gelmiyor. Kar
lkl konumlanmay tam olarak tanmlamak iin unu da eklemeli
yiz: rnek alan kii de rnek alnabilmektedir; hatta bazen rnek al
d kii tarafndan. rnek alnana gelince, kendinden ne denli ho
nut grnrse grnsn, onun da urada ya da burada rnek alan
roln stlendiinde kuku yoktur. Aslolann rnek alma konumu
olduu aktr. Temel insan durumu o konuma gre tanmlanmal
dr.
rnek alan, modele st perdeden svgler dzse de, aleyhine
verilmi grnen hkmn adaletsizliini ve samaln knasa da ,
bu hkmn hakl olup olmadn sknt iinde sorar kendi kendi
ne. Hkm rtecek bir yol bulamaz. Modelin yetkesi, bu snav
dan klerek kmak yerine byyecektir byk olaslkla. Dolay
syla, rnek alan kii kendisini kendi gzleriyle deil, modelin gz
leriyle bile deil, anlalmam olarak kalan rekabet, ve bu rekabetin
modelle ilgili olarak yaratt sahte imge kanalyla grecektir.
1 Bkz. Romantik Yalan

ve

Metis Yaynlar, 200 1 .

Romansal Hakikat, ev. Arzu Etensel !idem,

TAK L 1T ARZ UDAN CAN AVAR KO PYAYA

209

insanlarda arzu dzeyinde, genellikle dannn sesleri tarafndan


yinelenip glendirilen asli bir taklit eilimi vardr. Kii, her taraftan
ykselen "beni taklit et" buyruuna uyrnayagrsn, neredeyse he
men ardndan, aklamas olmayan, kiiyi genellikle gnlsz bir
cellada tutsak ederek umutsuzlua srkleyecek bir "beni taklit et
me" buyruuyla da karlar. Arzular ve insanlar birbirlerine eli
kili iaretler gnderecek biimde yaplmtr. Herkes bir tuzaa d
mekte olduundan, bir bakasn da drmekte olduunun bilinci
ne yeterince varamaz. Bu ifte amaz [double bindi , daha dorusu
insanlarn durmadan birbirini kapatmakta olduu elikili komutlar
a, bu konuyu ne karan Amerikal ruhbilimcilerin dnd
gibi baz patolojik vakalarla snrl olmak yle dursun, son derece
sradan bir grngdr; belki de insanlar aras ilikiler iinde en s
radan ve en temel olan. 2
Gndermede bulunduumuz ruhbilimciler, ifte amaza maruz
kalan ocuklarda bu durumun zellikle ykc etkilerde bulunduu
nu dnmekte ok hakllar. Burada "bizi taklit et", "beni taklit et" ,
"gerek yaamn, gerek olmann srr bende . . . " szlerini her tondan
yineleyenler, baba ile anneden balamak zere tm erikinler, en
azndan bizim toplumumuzda, kltrn tm sesleridir. ocuk bu
ayartc szlere ne kadar dikkat ederse her yandan gelen nerilerin
peinden gitmeye o kadar hazr demektir ve olas arpmalarn so
nulan da o lde ykc olacaktr. ocukta bu rnek kiilerin yet
kesini yarglayabilecei lt, araya koyabilecei uzaklk, yarglann
da dayanabilecei bir temel yoktur. Karlk olarak gelen bir "hayr,"
ona korkun bir mahkmiyet gibi gelir. Gerek bir aforozdur st
ne ken. Tm arzularnn ynelimi, yani gelecekte rnek almak
2 rnegin, bkz. Gregory Bateson, Don D. jackson, jay Haley ve
john Weakland, "Toward a Theory of Schizophrenia", Interpersonal

Dynamics iinde, ed. Warren G. Bennis ve ark. (Dorsey Press, Hornewood,


lllinois, 1 964),

s.

1 4 1 -6 1 .

210

S1 DDET VE KUTSAL

iin yapaca seimler bundan etkilenir. Sz konusu olan, kiiliinin


alaca sonul biimdir.
Arzu istedii yerde karar klmakta serbest brakldnda, taklit
ilii onu hemen her zaman bir ifte amaza srklyor. Serbest b
raklan taklit, rakip arzunun oluturduu engele krlemesine sald
ryor; kendi baarszlna kendisi yol ayor ve bu baarszlk, tak
lit eilimini daha da glendiriyor. Burada kendi kendini besleyen,
kendi kendini azdrarak ve gitgide basitleerek yol alan bir sre var.
rnek alan ne zaman gerek "olmak"la yz yze olduunu sansa,
modelin iaret ettii nesneyi arzulayarak ulamaya alyor ona.
Hem mantkl hem de sama olan bir kestirmeden giderek, abucak,
elinden her zaman kard "olma"nn en emin iareti iddettir gibi
bir kanya ulayor. Artk iddet ile arzu birbirine balanmtr. z
ne bunlardan birincisine maruz kalnca kendisinde ikincisinin uyan
dn grr. Kral Oidipus tragedyasnda kavaktaki yabancnn ha
vaya kalkan kolunun arkasnda "olma"y simgeleyen taht ve kralie
gibi zenginliklerin yer aldn gitgide daha iyi anlyoruz. iddet her

eyin babas ve kral. lokaste "her kim Phobos'tan, yani .znt, korku,
ykm ve ktcl iddetten sz ederse Oidipus ona aittir" diyerek bunu
doruluyor. l...aios'un, Kreon'un ve Teiresias'n kehanetleri ve art ar
da gelen tm ulaklarn ilettii kt haberler, mitostaki kiilerin ait
olduu bu Logos Phobous'tan3 kaynaklanyor. Logos Phobous ise so
nu olarak taklit arzunun ve iddetin dilidir; ikisi arasndaki iletiim
sze gerek duymaz.
iddet bylece mutlak arzunun, tanrsal bir kendi kendine yeter
liin, eriilmez ve nfuz edilmez olmasa gzel grnmeyecek olan
"gzel btnln" gsterenine dnmektedir. zne bu iddete
hem hayrandr hem de nefret eder ondan; iddeti iddet yoluyla ege
menlii altna almaya alr; kendini onunla ler; kazara ona kar
3 Logos Phobous: korku mantg, korku dili [ Lat. ] -.n.

TAKL1T ARZUDAN CANAVAR KOPYAYA

211

zafer kazansa, duyduu sayg ksa srede dalp gidecek, ondan da


ha gl bir iddet, gerekten alamayan bir engel aramas gereke
cektir.
Bu taklit arzu, kirlilik bulamasnn ayrlmaz bir parasdr. Kur
ban bunalmnn motoru olduundan, taklit arzuyu durduracak bir
ikame kurban, ve yeniden balamasn nleyecek bir ayinsel taklit ol
masa, topluluu btnyle yok edebilecek gtedir. Her trden ku
ral ve yasak yoluyla, arzunun geliigzel dolap nne gelen rnek
te karar klmasna engel olunduunu tahmin edebilecek durumda
yz imdi, daha sonra da kesin bir biimde saptayacaz. Kltrel
dzen, enerjileri ayinsel biimlere ve ayin geleneinin deerlendir
dii etkinliklere kanalize etmek yoluyla arzulann ayn nesneye y
nelmesini nlemektedir; zellikle de ocuklar elikili ifte amaz'n
ykc etkilerinden korumak iin.

kurun anmsayaca zere yukanda tragedya kiilerini birbirin


den farkllatran hibir ey sylenemediini gstermeye al

mtm. Aralanndan birini "ruhbilim," toplumbilim, ahlak, hatta din


dzleminde nitelemeye yarayacak, fke, zulm, utanmasz kibir gi
bi eler, dier kiiler iin de ayn derecede geerli ve ayn lde
yetersizdir. Gzlemciler bu niteliklerin tragedyadaki tm kiilere ait
olduunu hibir zaman fark etmediyse bunun nedeni biraz da tm
niteliklerin ayn anda deil de srayla grlmesidir. rnein, fke
srekli olamamaktadr. Nbetler halinde gelmekte, bir serinkanllk
zemininde, kendi yokluunun ardndan gelmektedir. fkeye hep
aniden, nceden kestiremeden kaplndnn sylenmesi bundan
dr. Zulm de esas olarak istikrarszlkla niteleniyor orada. Zulmn
bir anda nne gelen iktidann tepesine trmandn ama ayn hzla
derek yerini hasmlanndan birine braktn gryoruz. Ksacas,
hep bir zalim ve ezilenler var ama, roller dnml olarak oynan
yor. Ayn biimde, fke de her zaman var, ama ne zaman dman

212

1OOET VE KUTSAL

kardelerden birinin tepesi atsa, dieri skunetini koruyor ve sonra


roller dei toku ediliyor.
Tragedyada her ey dnmldr. Ama zihnimizde her zaman
etkin durumda olan, nne geemediimiz bir eilim de bu dn
m uraklarndan birinde dondurmaktr. Tmyle mitik olan bu
eilim , tragedya kiilerine szde kararllklar atfedip, dnmn zt
ularn istikrarl birer farkllk durumuna getirmektedir.
Dnmllk kavram tragedyada var ama, karlkllndan
yoksun braklm olarak. Bu zellik, atkl bir biimde, bir szde
belirlenim olarak, oyundaki tek bir kiinin karakter zellii olarak
grnyor burada. rnein, Oidipus kendisini Baht'n, ans'n o
cuu ilan ediyor; bizler de bugn durumu daha bir "bireyselletir
mek" ve grkemli klmak, karlkl konumlanma eytann kovup
atmak iin, Yazg'dan sz ediyoruz.
Oidipus'un Tykhe'ye (Baht'a) ait olduunu bir dizi "ykseli" ve
"d" gsteriyor bize: "Benim annem Baht't ve mrmn yllar
beni bir kk kld, bir byk." Oyunun son cmlelerinde koro ,
kahramann varoluunu baht dnleriyle (peripeteiai), yani yine
dnmle tanmlyor.
Bu tanm doru olmakla birlikte, Oidipus iin ne kadar geerliy
se dier tragedya kahramanlar iin de o kadar geerlidir. Tek bir
tragedyayla yetinmek yerine bir tragedyalar btnn ele alrsak bu
nokta gayet ak bir duruma gelir: Tragedya kahramanlarn arala
rndaki farklara gre tanmlayamayacamz, nk srayla hep ay
n rol oynadklarn grrz o zaman. Oidipus, Kral Oidipus tra
gedyasnda zalim konumundayken, Oidipus Kolonos'ta tragedyasn
da ezen konumunda. Kreon, Kral Oidipus'ta ezilenken, An tigone'de
ezilen konumunda. Ksacas hi kimse, ezenin ya da ezilenin asln
canlandrmyor. Zamanmzn ideolojik yorumlar, trajik ruha st
perdeden ihanet etmekte, onu dpedz romantik dramaya ya da
Amerikan "westem"ine dntrmektedir. Tragedyann dnml

TAKL1T ARZUDAN CANAVAR KOPYAYA

213

ztlklannn, sonu gelmez yn deitinnelerinin yerini, btnyle, ol


duu yerde donmu iyiler-ktler Manicilii, kurbann ele geirin
ce bir daha brakmak istemeyen bir hn almaktadr.
Tragedya sanat bu yn deitinne meselesine ne kadar tutkuluy
sa, bunun etkileyebilecei alanlara kar da o kadar kaytszdr. r
nein, Oidipus'ta, kahramann Baht'n ocuu olduu biiminde ta
nmlanmasnda, lke ile serinkanllk arasndaki yer deitirmenin
katks, en az srgn ile iktidarn zirvesi arasndaki yer deitirme
nin katks kadar nemlidir. Dnmn ritmi ve zellikle ortaya
kt alanlar bizlere ylesine birbirinden farkl gibi grnyor ki
iki durum arasnda yaknlk kurmak aklmzdan bile gemiyor. Ge
leneksel eletiri, bilebildiim kadanyla, byle bir yaknlk olasln
hi dikkate almad. Oysa dikkatimiz alternatif bir hareketin varl
na ekilir ekilmez, tragedyada bu yn deitirmeye tabi olmayan
tek bir izlek bulunmadn kolaylkla hissedip saptayabiliyoruz. Bir
grng bylesine yaygnsa, zgn bir aklamay da hak ediyor de
mektir.
Dnmlln bir iliki olduu aktr; hatta, traj ik ilikinin
temel verilerinden biridir. Dolaysyla, belirli bir kiiyi niteliyor ola
maz. Dnmllk ilk bakta, dman karde ekimesinin nes
nesini elinde tutma ile o nesneden yoksun olma arasndaym gibi
grnyor. Buradaki nesne ylesine nemli grnyor ki, elde tu
tulmas ve yoksun kalnmas tam bir stat ztlna, varlktan hilie
ve hilikten varla geie denk dyor. rnein, Eteokles ile Poly
neikes, paylamay baaramadklan yce makama srayla gemeyi
kararlatnyorlar: Eteokles kral olunca Polyneikes tebaa oluyor,
Polyneikes kral olunca da Eteokles tebaa.
Ancak, bu nesne dnmnn, ritmi daha hzl olan trajik ey
lemle pek az ilikisi var. Trajik eylem dzeyinde temel salnm, tra
jik tartmada ya da atmada (stichomythia) gzlemlenen salnmdr:
Baka bir deyile , bire bir dvte iki hasmn birbirine indirdii dar-

214

iDDET VE KUTSAL

belerin edeeri olarak yaplan karlkl hakaret ve sulamalarn rit


mindedir. Daha nce de grdmz zere, Fenikeli Kadnlar'da
Eteokles ile Polyneikes arasndaki delloya ilikin anlatm bir trajik
tartma yerine gemekte, tam tamna trajik tartmann oynad ro
l oynamaktadr.
iddet ister fiziksel olsun ister szel, iki darbe arasnda belirli bir
sre geiyor. Darbeyi indiren hasm, her seferinde bunun delloyu
ya da tartmay zaferle sonlandracak darbe olmasn, iddetin son
szn sylyor olmay umut ediyor. Darbeyi yiyense geici olarak
dengesini yitiriyor, kendine gelmek ve hasmna karlk vermeye ha
zrlanmak iin zamana gerek duyuyor. Bu karlk geciktike, vuran
taraf gerekten de belirleyici darbeyi indirmi oldugu hayaline kap
labiliyor. Ksacas, zafer, daha dorusu iddet, kavga boyunca bir ta
rafta karar klamayp iki taraf arasnda gidip gelmekte, kimse idde
tin karsnda duramamaktadr. iddeti kesin bir biimde topluluk
dnda tutmak ancak kolektif olarak kovulmasyla olanakldr.
Grld zere arzu, zafer kazanan iddete balanyor ve bu
kar konulmaz iddete egemen olmak, onu kendi ahsnda canlan
drmak iin umutsuzca aba gsteriyor. Arzu iddeti glgesi gibi iz
liyorsa, bunun nedeni iddetin varlk/olmak ve tanrsallk anlamna
gelmesidir.
Oybirliine dayal iddetin, baka bir deyile kendi kendisini yok
eden iddetin kurucu iddet olarak kabul edilmesinin nedeni, bu
iddetin saptad tm anlamlann ve belirledii tm farkllklann da
kurban bunalm boyunca ona yapp onunla birlikte bir savadan
dierine salnmasdr. Peygamberce ya da diyonizyak ba dnmesi
denen ey, bazen birini, bazen tekini ne karan iddetin keyfine
gre dnyann korkun bir salnm iinde olmasndan baka bir ey
deildir. Bir iddet uygulamasnn kurdum sand eyi ikinci bir
iddet gelip ykyor - yeniden kurmak iin. lnsanlar arasndaki id
det, varln srdrd ve kavgasnn konusu bir tr tannsal g

TAK L i T ARZUDAN CANAVAR KO PYAYA

215

gibi hem her ey hem de hibir ey oldugu surece, hareketsiz kalma


ya yanamyor.

Bakkhalar'n bize verdii ipucu budur. Tanr olmay birinden


tekine geen ve getii yerleri yakp ykan bir dl sayan fikir, tra
gedya izleklerinin anlalmasnda temel bir nem tayor, nk bu
izlekler trajik eylem rneine gre yaplandrlyor. Okur burada bir
soyutlama bulunduu ve her noktada iddete zde bir tanrsal d
ln Bakkhalar metnine yabanc olduu itiraznda bulunabilir. Ya
banc olduu dorudur. Ne var ki bu fikirden daha Yunanllara z
gs de zor bulunur: Homeros'ta, yani tragedyalardan daha eski
olan edebiyat metinlerinde apak bulunan bir fikirdir bu.
Homeros'ta, iddet-arzu-tanrsallk ilikisini aydnlatan eitli te
rimler var. Bunlarn bugn bizim bak amzdan bakldnda bel
ki en tipik olan, ad cinsinden bir szck olan kudas. Bu terimin, ya
r tanrsal bir saygnlk, askeri zaferle balantl bir mistik seilmi
lik erevesinde tanmlanyor olmas beklenir: Kudas, Yunanllarla
Troyallar arasndaki muharebelerin ve teke tek dvlerin d:l:
d:r.
Benveniste, Dictiannaire des institutians inda-europeennesl Hint-Av
rupa Kurumlan Szl'nde kudas szcn "stnlk tlsm" diye
eviriyor. Kudas, iddetin gsterebildii byleme etkisidir. Grn
d her yerde insanlar hem kendine eker hem korkutur; ama ba
sit bir ara olarak deil, bir tecelli olarak. Ortaya kmasyla birlikte,
onun etrafnda ya da ona kar (ikisi ayn hesap), bir oybirlii eili
mi balar. Kendisi bir dengesizlik yaratr, yazgnn bir o yana bir bu
yana arlk koymasna neden olur. iddetin kazand en k::k bir
baar kartopu etkisi yapar, kar durulmaz olmaya balar. Kudas'u
elinde tutanlar glerinin misliyle arttn fark eder, yoksun kalan
lar ise ellerinin kollarnn balandn. En byk darbeyi kim vur
duysa, ann kazanan kimse, benim iddetim kesin bir zafere ulat
diye dnp bakalarn da buna kim inandrabiliyorsa, kudas on-

2 16

1 OOET VE KUTSAL

dadr. Hasmlarn bylenmekten kanmak ve kudas'u ele geirmek


iin olaanst bir aba harcamalar gerekir.
Rekabet, tm somut nesnelerini yok edecek ya da datacak l
de keskinleince kendi kendisine dnmekte, bu durumda ise nes
nesi kudas olmaktadr. Kudas bazen "an" diye evrilmekteyse de,
Benveniste'in de belirttii zere byle evrilince terime deerini ve
ren tm bysel-dinsel eler yitip gidiyor. Modem dnyada bu ko
nuda szck bulunmamakla birlikte, szcn nesnesi var pekala:
Zafer kazanan iddetin cinsellik, her tr atma, spor karlamala
r, ans oyunlar vb stndeki ruhsal etkilerini herkes gzlemliyor.
Eski Yunan tanrsall iddetin bu etkisinin mutlaklk derecesine
vardrlm hali. Kudas sfat, tanrlarda hep bulunan muzaffer bir
hamete iaret ediyor. insanlar bu sfattan ancak geici olarak ve her
zaman birbirlerinin aleyhine yararlanabiliyor. Tanr olmak demek ku

das'u srekli olarak elinde bulundurmak, kudas'un tartlmaz efen


disi olarak kalmak demektir ki insanlarda byle bir durum hibir za
man gereklememitir.

Kudas'u insanlarn bazen birine bazen dierine emanet eden tan


rlar olmakla birlikte, hasmlar da onu birbirinin elinden alabiliyor.

atma dzeyi sz konusu olunca tanr ile insan arasndaki i ielik


ylesine belirgin ki Benveniste de herhangi bir ayrma abasna gi
rimiyor. Oysa bunun dndaki alanlarda ou kez gstermektedir
bu abay; iki alan arasndaki sarmamann kutsallama sreci a
sndan ipucu oluturabilecei durumlarda bile.4

Kudas var olduka, baka bir deyile insanlarn durmadan birbi


rinin elinden ald o varolmayan yce dl var sayldka, barn
yeniden salanmasnda etkili olabilecek akn bir g kalmyor. Ku

das ad verilen ileyi bize tanrsal olann karlkl iddet iinde


ryp daldn gzlemleme olana veriyor. Homeros'un sava4 Bkz.

s.

376-9.

TAKLT ARZUDAN CANAVAR KO PYAYA

217

lan, muharebenin gidiat aleyhlerine dndnde "stratejik gerile


me"lerini bazen yle gerekelendirmektedir: "Zeus bugn kudas'u
dmanlarmza verdi; yann belki bize verir." Kudas'un iki taraf ara
snda gidip gelmesinin tragedyalardaki dnmden hi fark yok. 11yada'da tannlann iki ble ayrlmasnn ge kalm bir gelime olup
olmad sorulabilir. Balangta tek bir tann olmaldr: Kavgalarda
deien baarya gre bir taraftan tekine salnan, kiilemi kudas.
Euripides'in baz yaptlarnda "yukan" ile "aa" arasndaki, ege
men olanla egemen olunan arasndaki ilikiyi tersine eviren, fizik
sel deil de ruhsal iddete bal gidip gelme ok net bir biimde or
tadadr. rnein, Andromakhe'de Hermione, yapta adn veren ka
dn kahraman karsnda nceleri son derece yksekten davranr.
Pyrrhos'un yasal ei ve kralie olarak, bu basit metresle, kazananla
rn isteine tabi olan bu zavall tutsakla aralarndaki tm uzakl
hissettirir ona. Ne var ki bir sre sonra baht dner, Hermione yk
lr. Bu kez Andromakhe yeniden kralie, Hermione ise tutsak ol
mutur: "Hangi tanrya yalvarp heykeline sarlaym?/ Bir tutsaa diz
kp tutsa m olaym?"
Euripides, durumdaki reel deiikliklerden ok, Hermione'nin
an tepkilerine ilgi duyuyor; stannenin szleri araclyla vurgu
luyor bu tepkileri: "Yavrum, kendini kaptrmam onaylamadm se
nin, o Troyal kadna duyduun nefreti de, imdiki bu ar rkn
tn de."
Ar tepkiler baht dnlerinin bir parasn oluturuyor. G
dengesindeki deiikliklerde yukardakinden baka ar tepkilerin
de rol oluyor: Pyrrhos orada deil, hibir karar alnamyor; ancak,
Hermione'nin babas Menelaos'la, onun ldrmek istedii Andro
makhe'yi savunan ihtiyar Peleus arasnda trajik tartma oluyor; ku

das, hasmna stn gelen Peleus'a geiyor.


Kudas'un salnm yalnzca znel deil ama, nesnel de deildir;
egemen olanla olunan arasnda, durmadan tersine dnen bir iliki-

218

1DD ET VE KUTSAL

dir. Bu ilikiyi ne ruhbilim erevesinde yorumlayabiliriz, ne de top

lumbilim erevesinde. Efendi-kle diyalektiine de balayamayz,


nk hem istikrarszdr, hem de sentez kararllndan yoksundur.
Sonuta kudas hibir ey deildir. Geici bir zaferin, hemen ar
dndan soru iareti gelen bir stnln ii bo gstergesidir. Biraz,
bir sporcudan tekine geen, herhangi bir tzsellii olmayan ampi
yonluklara benzer. Geri bu son dediklerimizi fazla ciddiye almak
da mitik ve ayinsel bir saptrma olur. Huizinga'nn Hama Ludens'in
deki gibi dinsel inanc oyuna balamak yerine, oyunu dinsel inanca,
yani kurban bunalmna balamak gerekir. Oyun, kurban bunalm
nn baz ynlerini yeniden retmesi bakmndan, dinsel kkenlidir.
dln keyfi nitelii, rekabetin tek konusunun kendi kendisi oldu
unu aka gsterir. Rekabet yle bir biimde dzenlenmitir ki
oyunun acmasz bir kavgaya dnmemesi gerekmektedir, en azn
dan ilke asndan.
Mitik yne sapmayan terim bulmak, Yunan dilinde bile olanak
sz. Kudas teriminde, iddetin karlkl konumlanma zellii her ne
kadar yok olmuyorsa da, cirit oyununu andnr bir biim alyor.
dln deersizliini grdmzde, yanmalann en tehlikesinin
bile basit bir zaman geirme yolu olduunu , ampiyonlar da yalnz
ca yzeysel olarak etkilediini dnmeye balyoruz.
Bu izlenimi dzeltmek iin, yine ksmen mitik olmakla birlikte
farkl zellikler de tayan daha baka terimlere bavurmak gereki
yor. Thymas terimi: Ruh, fke (rnein, Oidipus'un fkesi) anlamna
geliyor. Kudas la thymas arasnda grnrde hibir ortak yan yok,
'

doallkla ikincil sayma eiliminde olacamz almak bir zellikle


ri dnda. Bazen

thymas doluyuzdur ve kar durulmaz bir dina

mizm gsteririz, bazense yoksunuzdur ondan ve kkn, can sk


kn oluruz. Thymas szcnn kkeni thyein, duman karmak,
kurban sunmak, iddet uygulamak, zincirinden boanmak gibi an
lamlar tayor.

TAKL1T ARZUDAN CANAVAR KOPYAYA

2 19

Thymos, thyein'in iddetine gre, gidiyor ya da geliyor. Kudas ve


thymos gerekte ayn sorunun iki farkl ynnden baka bir ey de
il. Hasmlar birbirinin birtakm sportif unvanlanndan, nemsiz
tannsallklanndan te, ruhunu , yaam soluunu, varln skp al
maya alyor. Her biri bu var oluun dierinin uygulad iddette
yattn dnyor, nk hasmlarn taklit arzulan ayn nesneye
ynelmi durumda.

Thymos'un bir var bir yok oluu, psikiyatrinin salnml rahatsz


lk (cyclothymia) dedii eyi tanmlyor. Salnml rahatszlgn arka
snda her zaman taklit arzu ile rekabet gds bulunuyor. Psikiyatr
lar bu rahatszlg esas olarak bireysel bir grng sayma hatasn i
lemekteler. Mitik trden bir yanlsama bu; Kral Oidipus ta "baht",
'

"servet" ya da "fke" dnmllgnn kahramana zg saylma


s yanlsamasyla ayn ey. Salnmn her hareketi, farkn yarsndan
baka bir ey degil. Terazi tr ileyi olmadan salnml rahatszlk
da olmuyor, iki taraftan biri yukardayken dieri mutlaka aada.
Modem psikiyatri salnml rahatszlktaki patolojik biimlerin
arkasnda yatan uzlamaz elikili yapy saptayamyorsa, bunun ne
deni tm atma izlerinin silinmi olmasdr. Artk ne fiziksel iddet
var, ne de trajik tartmann grltl lanetleri; hasm ya yok olmu
tur ya da ancak rollerinin oklu yapsn yadsyan bir tekbiimlilik
iinde ortaya kyordur. atma alan her tr rekabete yabancym
gibi sunulmaktadr. rnek: Moda diktatrlnn grlmemi bir
toptanla ulat gnmzde her sanatnn, edebi ya da sanatsal
yaratsn kimseyi taklit etmeden ve "yalnzca kendisi iin" kendi de
rinliklerinden kardg savnda bulunmas.
Trajik salnm, kesintiye ugramasna yol aacak hibir eyle kar
lamazsa gitgide daha ok sayda bireyi iin iine ekecek ve so
nuta tm topluluu delilie ya da lme gtrecektir. Dolaysyla,
koronun korkusunu, hibir eye karmamak, kire bulamamak iin
duyduu byk arzuyu anlayabiliyoruz. Sradan insanlann kutsad-

S1OOET VE KUTSAL

220

lllk ve dengelilik, trajik ilikinin salnmlarna ters dyor.


Bizim modern romantiklerimiz koronun rkekliinde hi holarna
gitmeyen bir ekingenlik gryor, yalnzca sk bir ihlal istencini
saygdeer buluyorlar.
Dolaysyla Yunan korolarnn saknmlln daha bu evrede bi
le beliren burjuvadlekliine ya da bir stbenliin rktc ve keyfi
diktatrlne balayanlar olacaktr. Oysa koroyu korkutan eyin
dorudan doruya "ihlal" olmadna dikkat edilmeli: ihlallerin asl
korkulan yan, hi de hayali olmadklarn koronun gayet iyi bildii
sonulandr asl. Trajik ilikinin ba dndrc salnmlar, en sa
lam temelleri bile sarsp ykabilecek gtedir.
Neyse ki modernler arasnda bile, tragedyalardaki bu "konfor
mizm" karsnda szn ettiimiz kmsemeyi duymayanlara
rastlanyor. Trajik dnmllk anlaynn ierdiklerini, mutsuz
luklar ve zekalaryla hisseden istisnalar var.
Hlderlin, deliliinin ilk zamanlarnda Antigone'yi ve Kral Oidi
pus u sorguluyordu. Kendini Sophokles'in kahramanlaryla ayn ba
'

dndrc harekete kaptran Hlderlin, korolarn vd ly


bulmak iin bouna aba harcad. Tragedyayla Hlderlin'in delilii
arasndaki ilikiyi kavramak iin, airin kendi varoluuyla ilgili ola
rak iirlerinde, romanlarnda, denemelerinde, yazmalarnda yapt
aklamalar harfi harfine dikkate almak gerekli ve yeterlidir. De
liliin nclleri, bazen, Yunan trajiine zg baz duyarllk biim
leriyle kurulan zel bir ilikiden baka bir ey deildir: nsanst bir
yceltme ile, yalnzca boluun ve zncn gerek grnd saat
ler arasnda, gitgide daha sancl gelen bir dnmllk ilikisi. a
iri ziyaret eden tanr, kendini verir ama, geri almak zere. Yokluk
zamannda varln, varlk zamannda ise yokluun ans kalr; bu
yle bir andr ki, ancak bireysel varln srekliliini salamaya, el
de bulundurma zevkini daha ba dndrc, sonrasnda ise yitir
menin acsn daha korkun klan kerteriz noktalan vermeye yeter.

TAK L 1T ARZU DAN CANAVAR KO PYAYA

221

Bazen, kendini sonsuza dein dm sanan bir varlk, esrime saye


sinde kendi diriliine tank olur. Bazense tersine, kendini tann sanan
bir varlk, yanlm olduunu kefederek dehete der. Tann ba

kadr ve air artk, yaamak iin her tr nedenden yoksun bir yaa
yan lden, kurban sunucusunun ba altndaki dilsiz koyundan
baka bir ey deildir.
Tanrnn genellikle bir zel ad vardr; bazen Hlderlin'in kendi
addr bu, bazense bir bakasnn: nceleri ou kez bir kadn ad,
sonralar bir erkein, air Schiller'in ad olmak zere. jean Laplanc
he'n ne srdnn tersine, kadns anlatmla erkeksi anlatm ara
snda temel bir fark yoktur. Tannlatnlm hasm, nce kadn ola
rak canlanmaktadr, sonra erkek olarak. airin yazmalarndan y
le anlalyor ki bu deiikliin cinsel bir sorunla ilgisi yoktur.s Tam
tersine, akn baarl olmas, "ben" ile "teki" arasndaki bir boy l

me olarak cinsel alann deerini sfra indirmektedir.


Hlderlin'in bakalaryla olan ilikisinde tann ile hi arasnda gi
dip gelmesi, iirsel , mitik, yan dinsel ya da btnyle ussal olmak
zere , hem en aldatc hem de en aa vurucu biimlerde dile geti
rilebiliyor. Schiller'e yazd mektuplar, modelini hem engel hem de
rakip olarak gren tilmizin dt durumlar net bir biimde ta
nmlyor.
nce Hyperion'un ilk taslaklarndan olan ''Thalia Fragma
n"ndan, sonra da Schiller'e yazd bir mektuptan blmler okuya
lm:
Varoluun tm ktl ilkel bir birliin dalmasndan ileri geli
yormu gibi, bu sefillerden [insanlardan] ikisi tek yrekte, tek ve
ayrlmaz bir yaamda birlese doamzn yoksulluu zenginlie
dnr sanyordum.

5 Hlderlin et la question du perel Hlderlin ve Baba Sorunu (Paris, 196 1 ) .

222

51 DDET VE KUTSAL

O zamanlar nasl da, bir sevgi glmseyii dilenmekten, kendimi


nme gelene vermekten, teslim etmekten baka bir ey dn

meiimi anmsyorum, melankolik bir zevkle! Ah, salt ak iinde


kendimi harap etme cesaretini gsterdiim iin kendimi ka kez
Sze Smayan bulabilmi, ele geirmi sandm! Ka kez kutsall
a eritiimi sandm! Sesleniyordum, sesleniyordum ve zavall
varlk grnyordu , sklm, utanm, hatta sk sk da hafiften sal
drgan - tek istedii birazck hazd, hi de byk bir ey deil!
Ne gz kr ocukmuum . . . Benden daha yoksul olan dilencilere
inci alyordum gidip; yle yoksuldular, sefalete yle dalmlard
ki, bunun derecesini bile fark etmeden, sanndklar paavralardan
honuttular. . .

Gerekte, yitip giden varlmn son kalntlannn d a tehlikede ol


duunu sandmda, gururum yeniden canlandnda, artk takn
bir etkinlie dnyor, kendimde umutsuzluun her eye kadir
gcn buluyordum: Solgun, eprimi doam bir yudum mutlu
luk bulmayagrsn, kendimi cokuyla kalabalklarn iine atyor,
esin dolup konuuyor, bazen gzlerimde mutluluk gzyalann
bile hissediyordum; yine bazen ruhumun karanlndan bir kah
ramann dncesi ya da hayali fknnca anp ssz yurduma bir
tann gelmi gibi seviniyordum; sanki bir dnya oluacak gibi olu
yordu bende; gelgelelim bu uyuyan glerin uyanmas ne kadar
aniyse dleri de o kadar derin oluyor, o doymam doann
ektii dert misliyle artyordu.
Yine Schiller'e bir mektubundan:
Ustalardan ve eletirmenlerden kendimi kunanp gerekli souk
kanllkla yoluma devam etmeye yetecek cesaretim ve yarg gcm
var. Ancak, siz sz konusu olduunuzda bamllmn almas
olanakszlayor; nk, sizden gelen tek bir szcn bende na-

TA K l 1 T AR Z U D AN C A N AVA R K O PYAYA

223

sl da belirleyici olduunu duyumsuyorum; bazen, alrken endi


elere kaplmayaym diye sizi unutma abas gsteriyorum. nk
bu endienin, bu skntnn tam tamna sanatn lm olduun
dan eminim. Bayaptlarla evrili olduumuz bir zamanda doay
gereince dile getirmek, sanatnn canl dnyada nerdeyse tek ba
na olduu zamanlara gre neden daha zordur, ok iyi anlamak
taym. O zamanlar sanat kendisini doadan ylesine az ayrt et
mekte, doayla ylesine mahrem bir ba kurmaktadr ki, kendisi
ni onun yetkesine isyan etmek ya da boyun emek gibi bir zorun
luluk iinde hissetmemektedir. Ne var ki bu korkulas zorunluluk,
ustalann doadan daha gl, daha anlalr ve bu nedenle de ken
dine daha balayc, daha olumlu olan dehas karsnda gerekle
iyor ve gen sanatnn etkilenmesini neredeyse kanlmaz kl
yor. Burada sz konusu olan, bir ocuun bir baka ocukla oyna
mas deil; ilk sanatnn, kendi dnyasyla ilikisinde iinde bu
lunduu ilkel denge ank yok; hibir zaman stnlklerini unuta
bilecei kadar tandk duruma gelmeyebilecek kiiler var ocuun
karsnda. Ve ocuk o stnl hissediyorsa, ya isyan seecek
tir ya klelii. Byle bir zorunluluk yok mudur yoksa?. .

arkllklar gidip gelmeye balaynca, kltrel dzlemde ank


hibir eyde istikrar kalmamakta, tm konumlar birbirinin yeri

ni almaktadr. Dolaysyla, tragedyada hasmlar arasndaki farklln


hibir zaman yok olmayp yalnzca tersine evrildiini gryoruz.

Dman kardeler, oluturduklar istikrarsz sistemde ayn anda ayn


konumda olmuyorlar. Anmsanaca zere yukarda bu sistemi sili
nen farkllklar, simetri ve karlkl konumlanma erevesinde ta
nmlamtk. imdi ise farkllklarn hibir zaman yok olmadn
sylyoruz. Bu iki tanm elimiyor mu?
Karlkl konumlanma, gerek olmakla birlikte, eanl olmayan
uraklarn bir bileimidir. lki hasm hibir zaman ayn anda ayn ko
numda olmuyor, o konuma srayla geliyorlar. Sistemin bir tarafnda-

224

1 DD ET VE KUTSAL

ki bir zellii, yeterince beklersek, mutlaka dier tarafnda da bulu


yoruz. Misillemelerin ritmi ne kadar hzlanrsa bekleme sresi o ka
dar ksalyor. Darbeler ne kadar oalrsa, birbirine darbe indirenler
arasnda en kk bir fark bulunmad da o kadar netleiyor. lki ta
rafta her ey ayn; yalnzca arzu, iddet ve strateji deil, srayla elde
edilen zaferler ve uranan yenilgiler, sevinler ve kntler de ay
n. Her yerde ayn salnm rahatszl.
llk tanm doru olmakla birlikte, salnml farkllk kavram bize
bu tanm netletirme olana salyor. Dorudan gzlenebilir olan,
farklln silinmesi deil, art arda gelen tersine evrilmelerdir. Kar
lkl konumlanma da hibir zaman dolaysz olarak alglanabilecek
durumda deildir. Sistemin zaman dzleminde, eylemin taraflar
her an rakipleriyle kendileri arasnda ciddi farkllklar olduunu d
nrler. "Kardeler"den biri baba ve kral roln oynadnda die
ri ancak reddedilmi oul olabiliyor. Bu durum, genellikle tm ha
smlarn, girdikleri ilikilerin yaratt karlkl konumlanma ve si
metriyi alglamakta yetersiz kalmalarnn nedenini ortaya koymakta
dr. lki taraf da uraklar ylesine youn bir biimde yaamaktadr
ki, ilikiye bir btn olarak bakmalar, bir bakta birka ura bir
arada grp karlatrmalar olanakszlamaktadr. Oysa byle bir
karlatrma yapabilseler, baka her eyin tek tek ele alndnda s
radan, tektip ve tekdze durduu bir evrende tek istisna gibi gr
nen uraklarn yanltc zgnlne nfuz edebileceklerdir. Ger
ekten de, karlkl konumlanma iinde olduklarnda bu konum
lanmann hi farknda olmayan kiiler, dardan baktklarnda du
rumu gayet iyi alglamaktalar. Bu nedenledir ki kurban bunalmn
da herkeste bir peygamber duyarl, gururlu bir bilgelik olumak
tadr, snanan kendileri olduunda yok olup giden bir bilgelik.
Dardan geldikleri ve ierinin farklln, hasmlar arasnda sa
lnmakta olan farkllklar yanl anladklar iindir ki Oidipus, Kre
on ve Teiresias "vebay iyiletirebileceklerini," Thebailileri mahve-

TAK L1T ARZU OAN CANAVAR KOPYAYA

225

den atmalarda hakemlik edebileceklerini sanrlar. atan tarafla


ra aralannda hi fark bulunmadn gstermenin olanakllna ina
nrlar. Ne var ki de art arda, bulac gcn anlayamadktan
atmann iine ekileceklerdir.
Sistemin iinden bakldnda, farkllklardan baka bir ey bu
lunmuyor; dndan bakldndaysa, tam tersine, aynlktan/zde
likten baka bir ey yok. eriden bakldnda aynlk grnmyor,
dardan bakldnda ise farkllk. Bununla birlikte bu iki bak a
s edeer deil. eriden bak dardan olanla her zaman tmleti
rilebilir; dandan bak ise ieriden olanla tmletirilemez. Sisteme
ilikin aklamay, iki bak asnn (dandan olanla ieriden ola
nn) uzlamasyla oluan bir temele dayandrmak gerekiyor. Byle
bir uzlama, trajik ya da komik tm otantik yorumlarda taslak ha
linde bulunuyor zaten.
Ancak dandan olan, karlkl konumlanmay ve aynl gren,
farkll yadsyan bir bak, iddete dayal zm mekanizmasn
kavrayabilir, ikame kurbana kar, kurbann evresinde yeniden ula
lan oybirliinin srrn saptayabilir. Ortalkta herhangi bir farkllk
kalmadnda, daha nce de grdmz zere aynlk tam oldu
unda, hasmlarn kopya/ikize dntn sylyoruz. Kurban
ikamesini olanakl klan da hasmlarn birbiri yerine konabilmesidir.
Yukanda nerilen Kral Oidipus yorumu byle, "dandan" bak
a, aynl grmekte glk ekmeyen nesnel baka dayal bir yo
rum. Ne var ki kurucu oybirlii dandan gerekletirilmiyor; ancak
hasmlann kendileri tarafndan gerekletirilebiliyor ve hasmlar da
nesnel baka btnyle yabanc. Demek ki yaptmz aklama ye
tersiz. iddete dayal oybirliinin geerli olabilmesi ve kurban ika
mesinin gerekleebilmesi iin, aynln ve karlkl konumlanma
nn sonuta yle ya da byle kendini hasmlara dayatmas, sistemin
iinde zafer kazanmas gerekmektedir. eriden bakla dandan
bak bir biimde rtmeli ama buna karn aynk kalmal, sistem

226

1 DD ET VE KUTSAL

iindeki yanl anlama durumu srmelidir; nk aksi halde idde


tin tek bir ikame kurbanda odaklanmas olanakszlaacak, kurban
seiminin keyfilii fazlasyla ak bir duruma gelecektir.
Dernek ki zmlemeyi batan almamz, bunalmdaki topluluk
iinde kurban ikamesini salayan mekanizmay ieriden anlamay
denememiz gerekiyor.
Bunalm younlatka, bir kez daha syleyelim, hasrnlan birbi
rinden aynyor grnen farkllk da gitgide daha abuk ve daha g
l bir biimde salnmaktadr. Belirli bir eik aldnda ise, karlk
l olmayan uraklar artk birbirinden ayrt edilemeyecek kadar yk
sek bir hzda art arda geldiinden, st ste binerek kank bir tablo
oluturmaktadr. Bu tabloda eskiden "stte" olanlarla "altta" olanlar,
o zamana dein birbiriyle hi kanrnadan ztlap birbirinin yerini
alan "u"lar bu kez birbirine karmaktadr. zne, hasmn ve kendi
kendini zamansal yapnn tekil ve ayr uraklannn kiilemi tem
silcisi olarak grmek yerine, yar sinernatografik bir etkiyle, tm u
raklann eanl iki somutlamas olarak alglamaktadr.
Buraya kadar, sistemi tek bir fark erevesinde betimledik: "Tan
n" ile "tann olmayan" arasndaki fark. Ancak, bu bir basitletirme
den ibaret. Salnm halinde olan tek fark bu deil. "Diyonizyak" ba
dnmesi, daha nce de grdmz zere, aileyle, kltrle, biyolo
jiyle, doayla ilgili her tr farkll silebiliyor. Btn gereklik iin
iine giriyor ve olaan koullarda ayn kalmas beklenecek varlklar,
bir sentez deil, biimsiz ve canavarca bir kanrn retiyor.
Bu canavarlk nitelii, bu olaanst tuhaflk, olayn kahrarnan
lannn dikkatini ektii kadar mitoloji ya da psikiyatri alannda ara
trma yapanlarn da dikkatini ekiyor. Canavarlann snflandnlrna
sna allyor. Farkl farkl gibiler ama, sonuta benziyorlar da bir
birlerine; birini dierinden ayrmaya yarayacak istikrarl bir farkllk
yok. Srecin sannsal yanlan stne sylenecek pek ilgin bir ey
bulunmuyor, biri dnda: Bu sanrsal yanlar yalnzca dikkatimizi

TAKL1 T ARZU DAN CANAVA R KOPYAYA

227

asl olgudan, hasmlarn birbirinin kopya/ikizi olmas olgusundan


uzaklatrmak iin var.
Hep bilinmeden kalan temel ilke, kopya ile canavarn ayn ey
olduudur. Mitos, kukusuz, iki kutuptan birini gizleyebilmek iin
dierini, genellikle canavar nitelikli olan ne karyor. Kendi kop
yasn retme eilimi gstermeyen canavar olmad gibi , iinde giz
li bir canavarlk bulundurmayan kopya da yoktur. Canavar bertaraf
edilmeksizin, ncelik kopyaya verilmelidir: Canavarn kopyasnn
retilmesi, srecin gerek yapsn ortaya koyar. Hasmlarn inatla
reddettii bu kopya ilikisi, tm farkllklarn o lgnca salnm
iinde sonuta kendini onlara da dayatmaktadr ama, bir sann bii

minde. Dman kardelerin kardee yaamak istemedikleri aynlk


ve karlkl konumlanma, sonuta kendini hem ieriden hem da
rdan, canavarn ikizlemesi biiminde, en iren ve en endie veri
ci biimlerde dayatmaktadr.

Kopya/ikizle ilgili sorgulamamzda edebiyattan pek az yardm


bekleyebiliriz. Tptansa daha da az. Doktorlar genellikle, canavars
biimlerin artmasyla elenmek ve srecin yaamsal ynlerini (id
detin karlkl ve her yerde ayn olmas) bir yana brakmak konu
sunda hastalaryla ayn fikirdedir. Gerek akl hastalklarnn gerekse
dinsel deneyimlerin incelenmesinde zafer kazanan gereklikten
uzaklama atmosferine sadk kalan psikanalistlerle mitologlar, sanr
l grngleri btnyle hayal rn ilan etmekle, yani sayklama
dzeyindeki fantasmalarn altnda yatan gerek simetrileri grmez
den gelmekle bu mitlerin srdrcs olmaktalar. Gereklikten
uzaklaan bu tr tavrlar insann kendi iddetinin insana ait olduu
nu kendinden saklayan kutsallatrma srecinin dorudan birer
uzantsdr. Canavar kopyann tanr ya da salt hayal rn olduu
nu sylemek, ayn eyi farkl biimlerde sylemek oluyor. Bizim din
karsndaki eksiksiz anlayszlmz bizde dinin yerini alarak eski
den onun yerine getirdii ilevi stlenmeye balad.

228

S 1 DD ET VE KUTSAL

Bildiim kadanyla, canavar bolluunun arkasnda yatan somut


karlkl konumlanmayla ilgili eleri gerekten yakalayan yalnzca
Dostoyevski olmutur: nce Dvoynikl Oteki'nde, sonra da olgunluk
dneminin byk yaptlarnda.
Kolektif canavar kopya deneyiminde farkllklar yok olmamakta,
bulanp birbirine karmaktadr. Kopyalann tm birbiriyle dei to
ku edilebilir niteliktedir ama, ayn olduklan resmen kabul edilmi
deildir. Bylelikle, farkllkla aynlk arasndaki, kurban ikamesi s
reci iin (iddetin dier tm kurbanlan temsil eden tek bir kurban
da odaklanmas iin) vazgeilmez bir nem tayan iftanlaml orta
terimi onlar salar. Canavar kopya, aralarnda onlan ayran bir ey
bulunmadn, yani aslnda uzlaabileceklerini anlamaktan aciz
olan hasmlara, ehvenier bir uzlama olarak, kurucu srgn edimi
nin forml olan oybirlii eksi bir biimindeki uzlamay salamak
tadr. Oybirliine dayal iddetin nesnesi bu canavar kopya olacak
tr; tek bir kiide toplanm tm canavar kopyalardr kurban: Bakk
halar daki "bin bal ejderha":
'

Gster kendini onlara boa!


Gster ejderha onlara bin ban'
Alev saan aslan kalk ayaa!
Hcum, hcum, Bakkhosu gen, frlat glerek o lm mzran
Maenadlann ardna den avcya!
Canavar kopyann saptanmas, ilksel din deneyiminin nasl bir
sann ve korku atmosferi iinde olup bittiini grmemizi salyor.
iddet histerisi dorua ktnda canavar kopya her yerde ayn an
da ortaya kmaktadr. Belirleyici iddet, bylece ortaya kan en k
tcle ynelmekte, ayn zamanda da ona dayanlarak uygulanmak
tadr. O zaman, rndan km iddet yerini derin bir huzura b
rakmakta, sanrlar yok olmaktadr. Gerginliklerin byle hemen orta
dan kalkmas, srecin btnn daha da gizemli klyor. Bir anda

TAK L 1T ARZU DAN CANAVAR KOPYAYA

229

tm ular birbirine dokunmu, tm farkllklar birbirinin iinde eri


mi oluyor. lkisi de insanst gibi duran iddet ile huzur rtm
grnyor. Modern patoloj ide byle bir arnma deneyimi yoktur.
lki deneyimin birbirinin ayn saylmakszn karlatrlmas gerek
mektedir.

ski ya da modern pek ok edebiyat metninde kopya/ikize, ikile


meye, ift grmeye gndermede bulunulur. Bunlann zm

n kimse yapmad. rnein, Bakkhalar tragedyas canavar kopyalar


la dolu. Daha nce de grdmz zere oyun balar balamaz hay
vansallk, insanilik ve tanrsallk arasnda lgnca bir salnm bal
yor. Bazen hayvanlar insanlarla ya da tanrlarla kartrlyor, bazen
se tersine tanrlar ve insanlar hayvan sanlyor. En ilgin sahne, Pent
heus'un ldrlmeden hemen nce Dionysos'la karlat sahne
dir; dman kardein tam da canavar kopyann ardnda kaybolmak
zere olduu andr bu.
Tam tamna dediimiz gibi olur. Pentheus konuur, diyonizyak
ba dnmesi onu da penesine almtr, ift gnnektedir:
PENTHEUS: Ben de iki gne gryor gibiyim,
iki Thebai, duvarda iki kez yedi kap.
Seni benden nce giden bir boa gibi gryorum, bandan
iki boynuz kyor sanki.

DlONYSOS: Ne grmen gerekiyorsa onu gryorsun.


Bu olaanst blmde kopya/ikiz izlei nce konunun tmyle
dndaym gibi, cansz cisimlerin ift grlmesi olarak, yaygn ift
grme biiminde ortaya kyor. Elimizde yalnzca sanrsal eler
var; bunlar, srece dahil olmakla birlikte srecin ne btnn olu
turuyorlar, ne de esasn. Metin iinde ilerledike daha ok eyin a
a vurulduunu gryoruz. Pentheus, ift grme olgusunu canavar
grmeyle birletiriyor. Dionysos hem insan, hem tann, hem de bo-

1O OET VE KUTSAL

230

adr; boann boynuzlarndan sz edilmesi, iki izlek arasnda bir


kpr kuruyor: Kopya/ikizler her zaman korkuntur ve canavarlar
her zaman ikileme eilimindedir.
Dionysos'un szleriyse daha da dikkate deer: "Ne grmen gere
kiyorsa onu gryorsun." Pentheus, ift grmekle, Dionysos'u ikili
liin ve hayvansalln damgasn tayan bir canavar gibi grmekle,
kendini kaptrd oyunun deimez kurallarna uymaktadr. Bu
oyunun efendisi olduu varsaylan tanr Dionysos, her eyin planla
d gibi yrdn saptyor burada. Bu plan, kukusuz, aklad
mz sreten baka bir ey deil: Bunalm dorua ulatnda, oy
birliine dayal zmden hemen nce, canavar kopya ortaya k
yor.
Alntladmz satrlar, hemen ardndan gelen blmle birlikte
ele alndnda daha da ilginleiyor. Bu kez kar karya olduu
muz ey, sanrlar deil, ba dnmesi de deil, kopyann gerekliidir;
ok ak bir anlatmla, hasmlarn zdelii. Pentheus, yine Diony
sos'a seslenerek yle demektedir:
Syle, kime ektim ben? lno'ya ya da annem Agaue'ye benziyorum
herhalde.
DIONYSOS: Sana baktmda sanki onlar gryorum.
zdelik, yani hakikat, aile mensuplarnn birbirine benzemesi
ve Pentheus'un travesti yknmesi erevesinde sz konusu ediliyor
burada. Ama iin iinde ok baka bir eyin bulunduunu kim yad
syabilir? Ortaya dklm olan, tm kopyalann aynldr: ikame
kurban ile onu dan atan topluluun, kurban sunanla kurban edi
lenin aynl . Her tr farkllk ortadan kalkmtr. "Sana baktmda
sanki anlan gryorum." Tanr, tezgahlaycs sayld, gerekte ise
kendisinin de iine girip kaybolduu bir srecin temel verilerini
kendi azyla bir kez daha dorulamaktadr.

TAKL 1T ARZU DAN CANAVAR KO PYAYA

231

anavar kopya konusunda sznn edilmesini kanlmaz sayd


mz dier bir metin, Empedokles'in canavarlarn douuyla il

gili metni. O da hibir zaman doyurucu bir yoruma kavuamad.


Empedokles'in betimledii evrimler, kurucu iddetin dourduu,
ayin geleneinin ayakta tuttuu ve yeni bir kurban bunalmnn yk
t kltrel dnyalara denk dyorsa, canavarlann douu da hi

kukusuz, canavar kopyann ortaya kn antrmaktadr. Empe


dokles, evrimsel hareketi iki temel gcn (Ak'n ve Nefret'in) s
rayla birbirinin yerini almasna atfediyor. Canavarlann douu , bir
birinin ayns olan kiiler Ak'n deil de Nefret'in etkisi altnda bir
birini ektiinde, yeni bir dnyann domas ncesinde gerekle
mektedir:

57. - O zaman [Nefret'in dnyasnda] . boyunsuz kafalar grlme


ye, bedenlerinden aynlm omuzsuz kollar ve gz kapa olmayan
plak gz kreleri ortalkta dolamaya balad.

58.

Bedenlerinden ayr kalm, yeniden bir olma arzusu iindeki

tek tek organlar Nefret'in gdmnde orada burada dolanyordu.

59. - Ama bir tanr bir dierine iyice yaklasa, organlar geliigzel
bir araya geliyor, ardndan ok sayda organ zincirleme ekleniyor
du.

60. - Yrrlerken ayaklar dnen, ok elli yaratklar grdk.


6 1 . - lki yz, iki gs olanlar dodu; insan yzl kzler ya da
kz bal insanlar, cinsiyeti karanlkta kalan hermafroditler vard.

Burada nerdiim yorum, gnmzde Sokrates ncesi dnce


ye ilikin -gerekte kkleri mitoslann ncelikle doal grngleri
aklad fikrinde yatan- "fiziksel" yorumlan reddeden eilimle r
tyor. Bu son yorumlar ncekilerden daha iyi; yine de, gnmz
dncesi henz Empedokles dncesindeki ve tm Sokrates n
cesi dnrlerdeki dinsel elere yeterli byklkte bir yer ayrm
yor.

S1OOET VE KUTSAL

232

Empedokles'in metni ile canavar kopya sreci arasnda kurulma


sn nerdiimiz arm, Annmalar metninin esas blmlerinden
birindeki bir ayrntyla birlikte dnlrse belki o kadar da ilgisiz
grnmeyecek, sz konusu ayrnt da asl anlamna kavuacaktr.
Baba, biim deitiren olunu yakalar;
dua ederek ldr onu, duygusuzca; hayknr oul,
delirmi celladna yalvararak; ama o iitmez,
boazlar olunu , saraynda rezil bir ziyafet hazrlar.
Ayn ekilde oul babasn yakalar, ocuklar anneyi,
canlarn alr yerler, kendilerine ait olan o eti.
Bu metni lafzyla almak gerekip gerekmediinin bir nemi yok.
Metin her durumda, Empedokles'in yaptn gelitirdii ortam olan
rndan km kurban bunalm atmosferini aktaryor. Baba, bi
im deitiren olunu ele geiriyor. Agaue de biim deitiren olunu
gen bir aslan sanp ldryor. Pentheus Dionysos'u boa sanyor.
Bakkhalar'daki gibi burada da ayinin yozlatn ve eytanca bir id
dete bulandn gryoruz; ylesine eytanca ki, sonu canavar kop
yaya, yani ayinin kkenine varyor ve bylelikle, Sokrates ncesi d
nrleri byleyen dinsel oluumlar-bozuumlar evrimi bir kez
daha tamamlanyor.

anavar kopyann ortaya kn ampirik olarak dorulama ola


na yoktur; gerekte ilkel dinlerin altnda yatan grngler b

tn iin de dorulama olana yok. Canavar kopyann bir yn, yu


karda aktardmz metinlerden sonra bile, tpk ikame kurban se
imini belirleyen mekanizmayla ilgili dier grngler gibi varsa
ymsal olarak kalyor. Ama varsaymn deeri, yorumlayabildii mi
tolojik, ayinsel, felsefi, edebi vb malzemenin okluu kadar, yorum
larn nitelii ve gnmze dein zmsz ya da dank kalm g
rngler arasnda salad tutarllkla da dorulanyor.

TAK L T ARZU DAN CANAVAR KO PYAYA

233

Varsaymmzn lehine alan nedenlere daha bakalarn da ek


leyeceiz. Bu varsaym sayesinde, her tr insan kltr iinde en
mat, en geirimsiz grngler olarak kalm iki grng grubu iin
yorum taslaklar sunabiliyoruz: Cinlenme gngs ve ayinlerde
maske kullanma grngs.
Bunalmn dorukta olduu srada farkna varlamayan o karlk
l konumlanmann kkrtt tm sanr grnglerini canavar kopya
ad altnda toplayabiliriz. Bir gidip bir gelen farklln birbirinden
ayrd "teki" ve "Ben" ile nerede karlayorsak, orada canavar

kopya'y da gryoruz. Aa yukar ayn anda ayn grnt dizisini


yayan, simetrik olarak konumlanm iki adet yuva sz konusu bura
da. Bakkhalar'da, hzla birbiri ardndan gelip birbirinin yerini alabi
len ve az ok birbirine karabilen iki tip grng gzlemleyebiliyo
ruz (daha ok da olabilir bu grng tipleri). Bakkhalar'n znesi
Pentheus, iki grnt dizisini de nce kendi dndaym gibi algl
yor: Bu, "ift grme" grngsdr. Hemen sonra, iki diziden biri
"ben olmayan," dieri ise "ben" olarak kavranacaktr. Bizim kop
ya/ikiz sreci dediimiz bu ikinci sre, nceki aamalarn dorudan
bir uzantsdr. Buradaki fikir, znenin kendi dndaki bir hasmn
varldr ve cinlenme grnglerinin zlmesinde temel bir rol oy
nayan fikirdir bu.
zne, canavarln ayn anda hem kendisinde hem de kendisi d
nda olutuunu grmektedir. Bana geleni iyi kt yorumlamak
zorundadr ve yine zorunlu olarak olayn kkenini kendisinin dn
da bir yere konumlandracaktr. nk ortaya kan ey, insanlarn
dnyasna fazla yabanc , ieriye konumlandnlamayacak kadar al
lmam bir eydir. Srecin btn, canavarn temelli bir biimde
bakas olmasna dayanmaktadr.
zne bu srete kendisini dardan da kuatan doast bir ya
ratn igali altnda hisseder; en derin mahremiyetine kadar girmi
tir o yaratk. Gsz bir kurban olarak, ikili bir saldrya uradna

234

DDET VE KUTSAL

korkuyla tank olur. Dans ile ierisi arasndaki engelleri umursa


mayan bir dmana kar hibir savunma olana bulunamaz. Her
yerdelik zellii tannya, ruha ya da eytana, ruhlan istedii gibi ku
atp igal etme olana vermektedir. Cinlenme ad verilen grng
ler, canavar kopyann belirli bir yorumundan baka bir ey deildir.
Cinlenme srecinin genellikle histerik taklit gibi ortaya kmas
na almamal. zne, dandan gelen bir gce itaat ediyor gibidir
cinlenmede; hareketleri, kuklalarnki gibi mekaniktir. znenin iin
de, bir tanr, bir canavar, bir bakas rol oynanmaktadr. Bu rol onu
gitgide daha ok igal eder. lki tarafn arzusu da kendilerini sonu
gelmez iddete yneltecek olan o "model-engel" tuzana taklr. Ca

navar kopya, bunalm nceki aamalanndayken hasmlar bylemi


olan nesnenin yerini tutmak zere ortaya kar: Hasmlardan her bi
rinin hem zmsemek hem yok etmek, hem kendi ahsnda canlan
drmak hem de dan atmak istedii eyin yerini tutmak zere. De
mek ki cinlenme, bakasnn arzusuyla ldrmaktr: ldrmann en
an biimi.
Cinlenen zne, boa Dionysos gibi brmekte ya da aslanm
gibi, yaknndan geen insanlar yutacakm gibi yapmaktadr. Can
sz nesneleri bile canlandrabilmektedir kiiliinde. Kolektif dar
atma eyleminden, her t-r farklln ba dndrc bir hzla bulan
d bir uraktan hemen nce olup biten histerik esrimeyi yeniden
ve yeniden yaamaktadr. Toplu cinlenme oturumlan halinde tap
nan mezhepler vardr. Smrge lkelerde ya da ezilen toplumlarda
bazen egemen gc temsil eden kiilerin (vali, kla kapsndaki n
betiler vb) rnek kii ilevi grmesi ilgintir.
Temel dinsel deneyimle ilgili her ey gibi cinlenme de ayin nite
lii kazanabiliyor. Ayinsel bir cinlenmenin varl, hi kukusuz, o

ilk seferde de toplu cinlenme gibi bir eylerin olup bittiini gsteri
yor; dinsel inancn yeniden retmeye alt, doal olarak, odur.
yle grnyor ki ayinsel cinlenme nceleri ayinin doruunu olu-

TA K L 1 T A R Z U D AN C AN AVA R K O PYAYA

2 35

turan kurban sunumunun aynlmaz bir paras olmutur. Ayinlerde


ki uygulamalar, ilkesel olarak, taklit yoluyla yeniden retmeye al
tklar iddet evrimi srasndaki olaylarn izledii sray izler. Bu du
rum zellikle cinlenme olaylarnn grld kurban edimlerinde,
rnein Dinkalarda gzlemleniyor.6 arklarn, danslarn, kavga
benzetimlerinin, ayinsel ilenlerin yaratt heyecan belirli bir yo
unlua ulatnda cinlenme grngleri ortaya kmaktadr onlar
da. Godfrey lienhardt'a gre nce genler etkilenmekte, sonra eri
kinler, erkek ve kadnlar, sendeleyip yanlarndakilere arparak yere
yklmakta, bazen yerlerde yuvarlanp homurtular kararak lk
lar atmaktadrlar.
Cinlenme baz inanlarda iyi grlyor, bazlarnda kt, bazla
rndaysa yer yer iyi, yer yer de kt. Bu farkllklarn arkasnda her
zaman bir yorum sorunu bulunuyor; tpk yukarda ayinsel ensest ve
festivallerle ilgili olarak grdmz gibi. Dinsel dnce, kurtarc
iddete ulamak iin, fazlasyla bunalm iareti olan grnglerin
dzenli olarak yinelenmesini gerekli sayabilecei gibi, bu gibi g
rnglerden sistematik bir biimde uzak durulmasn da gerekli sa
yabiliyor. Cinlenme grngs bazen tedavi roln, bazen de has
talk roln oynayabilir; duruma gre bu iki rol ayn anda oyna
mas da olasdr.
Ayin gelenekleri bozulma srecine girdiinde, bileimlerinde bu
lunan elerden bir blm yok olmaya, dier bir blm ise ba
mszlaarak baka balamlarda ortaya kmaya balyor. llksel s
recin dier pek ok yn gibi cinlenme de dinsel kayglarn balca
konusu durumuna gelebiliyor. O zaman, "cinlenme mezhepleri"
oluuyor. Toplu seanslar, kurbann ldrlmesiyle dorua ula
yor. 7 Biraz daha evrilmi bir aamada, bu ayin geleneklerindeki kur-

6 Godfrey Lienhardt, Divinity and Experience, s. 1 3 6-7, 274 vb.

7 Bkz. Jeanmaire'nin zar ve bari ile ilgili aklamas, Dionysos, s.

1 1 9- 3 1 .

S1 DDET VE KUTSAL

236

ban ortadan kalkyor ve amanlar, gerek birer cinlenme uzman gi


bi, yar sihir yar tedavi yolunda kullanmaya alyorlar cinlenmeyi.

anavar kopyann incelenmesi, ayinlerde grlen bir baka uygu


lamay daha aydnlatyor: Maske kullanm.

Maskeler ok saydaki ilkel mezhebin zorunlu aksesuar olmak

la birlikte, neden var olduklar konusunda sorulabilecek sorularn


hibirine kesin yantlar verebilecek durumda deiliz. Neyi temsil
eder, ne ie yarar, nereden kaynaklanrlar? Bu byk biim ve biem
eitliliinin arkasnda, tanmlayamasak bile duyarl olduumuz bir
ortak yn olmal. Gerekten de, karlatmz bir maskenin maske
olduunu saptamakta hi ikircime dmeyiz. Maskelerin ortak y
n toplumlara dardan geliyor olamaz. Yer asndan birbirinden
son derece uzak, birbirine tam anlamyla yabanc toplumlarda mas
keye rastlanabiliyor. Tek bir merkezden yayldna ilikin bir bulgu
yok. Bazen maskelerin neredeyse her yerde var olmasn "estetik" ge
reklere balayanlar kyor: tlkeller "kama" arzusu iindedir; "form
yaratmak"tan vazgeememektedirler vb. Sanat stne belirli trden
dncelerin gerekd ortamndan uzaklatmzda, bu dnce
lerin gerek birer aklama oluturmadn gryoruz. tlkel sanat
dinsel ynelimlidir. Maskeler tm toplumlarda birbirine benzeyen
bir ilev gryor olmaldr. Maske bir "bulu" deildir. Kltrden
kltre deitiinde kuku bulunmamakla birlikte, baz zellikleri
hep ayn kalmaktadr: Maskelerin her zaman insan yzn temsil
ettii sylenemese de, insan yzn rtmek, yzn yerini tutmak ya
da bir biimde yerini almak iin yapldklarndan, hemen her zaman
insan yzyle balantldrlar.
Maskelerin ortak ynleri ve eitlilikleri, genel olarak mitoslarla
ayinlerin ortak ynleriyle eitliliine benziyor. Ancak gerek bir s
rele ilgili olabilir bunlar: Bizlerse, insanln nemli bir blm iin
geerli olan o ortak deneyimden tmyle habersiziz.

T A KL 1T ARZUDAN CAN AVAR KO PYAYA

237

Maske de, sk sk n planda rol oynad festivaller gibi ncelikle


doann deil, kltrn dzeni olan farkllatnlm dzenle ba
damayan biim ve renk bileimleri sergiliyor; insanla hayvan, tan
ryla cansz varl birletiriyor. Victor Tumer, kitaplarndan birinde
ayn anda hem bir insan yzn hem de ayn temsil eden bir

Ndembu maskesinden sz eder.8 Maske, farklln ayrd varlk ve


nesneleri yan yana getirip birbirine kartrmaktadr. Maskenin ken
disi farkllklann tesindedir; farkllklar ihlal etmekle ya da silmek
le yetinmeyip bnyesine de almakta, zgn bir biimde yeniden d
zenlemektedir. Baka bir deyile, maske, canavar kopyadan ok da
farkl bir ey deildir.
Maske kullanmn zorunlu tutan ayin trenlerinde, o ilk seferki
sre yineleniyor. Ayine katlanlar, en azndan ayinde temel bir rol
leri olanlar, maskelerini genellikle doruktan, kurban sunumundan
hemen nce takyorlar. Ayin gelenei bu katlmclara atalarnn ilk
bunalm srasnda oynad tm rolleri srasyla oynatyor. nce,
kavga benzetimleri ve simetrik danslar srasnda, dman karde
oluyorlar. Sonra maskelerini yzlerine geirerek canavar kopyaya
dnyorlar. Maske yoktan varolan bir ey deil, hasmlarn olaan
grntsnn dntrlm biimi. Maskenin eitli ayinsel kul
lanmlar ve iinde yer ald yaplar, ou kez, bizzat kullanclar
nn maske konusunda syleyebileceklerinden daha aklayc. Mas
keler ayinin belirli bir annda tm insan yzlerini gizlemek iin ya
plyorsa, bunun nedeni, ilk seferinde de her eyin byle olup bitmi
olmasdr. Maskeyi bizim yukarda salt kuramsal adan betimledi
imiz grnglerin somut bir yorumu ve temsili olarak grmek ge
rekiyor.
Maskelerin insanlar m, yoksa ruhlar, doast varlklar m
temsil ettiini sormann anlam yok. Byle bir soru ancak daha ileri
B

The Forest of Symbols: Aspects of Ndembu Ritual


(lthaca, N .Y.

ve

Londra, 1 970), s. 1 0 5 .

238

SIDDET VE KUTSAL

bir farkllamann dourduu sonraki kategoriler iin anlam taya


bilir; baka bir deyile, ayinlerde maske takarak neyin, hangi gr.n
g:ilerin yeniden kurguland iyice bilinmez duruma geldii zaman
lara ail kategoriler iin.
Maske , insanla "tann" arasndaki, bozulmakta olan farkllk d
zeni ile, onun tesinde yer alan farkszlk arasndaki o belirsiz snr
da yer alyor. yle bir farkszlk ki ayn zamanda her tr farklln
deposu, yenilenmi bir dzenin doaca canavarlklann toplam
olarak ilev gryor. Maskenin "niteliini" sorgulamann anlam
yok; tm nitelikleri kendinde topladndan, aynca bir nitelii bu
lunmuyor.
Festivaller ve dier tm ayin gelenekleri gibi Yunan tragedyas da
nceleri kurban bunalmnn ve kurucu iddetin temsilinden baka
bir ey deildir. Dolaysyla, Yunan tiyatrosunda maske tanmas
zel bir aklama gerektirmiyor; oradaki kullanm da ayn. Canavar
lar yeniden insana dnp tragedyalar ayinsel kkenlerini tmy
le unutunca, maske de ortadan kalkyor. Bunun anlam, elbeue ki,
tragedyann terimin geni anlamyla "kurbansal" bir rol oynamaz
duruma gelmesi deildir. Tam tersine, tragedya ayinin roln bt
nyle kendisi stlenmektedir.

YE D N C B L M :

F R E U D V E O D P US KARMASAS I

ir nceki blmde ana izgileriyle belirttiimiz taklit arzu ile


Freud'un yaptlanndaki Oidipus karmaas zmlemeleri ara

snda benzerlikler kadar farkllklar da var. Bizim nerdiimiz ema,


tkenmez bir atma kaynan ortaya karyor. Taklit eilimi, ar
zuyu bir baka arzunun kopyas durumuna getirmekte ve kanl
maz olarak rekabete yol amaktadr. Rekabet ise arzuyu bakasna
ynelik iddete dntrmektedir. Freud ilk bakta bu atma ili
kisine yabancym gibi grnse de gerekte bu ilikinin ok yak
nndan geiyor; dikkatli bir okumayla Freud'un bu ilikiyi neden
aa karamam olduu gsterilebilir.
Arzunun takliti nitelii Freudcu dncenin kutuplarndan bi
ri. Ama bu kutbun ekim gc, tm arln merkezi olmasna yet
mekten epey uzak. Freud'un taklitle ilgili sezgileri serpilip geliemi
yor pek; metnin zorlukla grlebilen bir boyutunu oluturduklarn
dan, fazlasyla ince bir koku sz konusu burada: Sra ne zaman
reti aktarmna gelse, bu aktarm rencilerine ya da baka bir met-

240

iDDET VE KUTSAL

nine bizzat Freud yapyor bile olsa uup gitmeye hazr bir koku.
Freud sonras psikanalizin bizim ilgilendiimiz sezgilere tmyle
srt evirmi olmas artc deil. Bu temizlik harekat konusunda
birbiriyle en ok atan taraflar bile rtl bir uzlama iinde . Fre
udculuun bilimsel adan sistemletirilmesinde zorluk karan her
eyi reddedenler var; bir yandan sadakat savnda bulunup bir yan
dan da Freud'un en net ve en somut zmlemelerini "psikolo
jizm"den muzdariptir gerekesiyle gizlice bertaraf edenler var.
Freud'da taklit kavram hibir zaman yok olmuyor ama stn de
gelemiyor. Taklit kavram, Freudcu dncede arzu konusundaki
dier kutbu oluturan, arzunun temelde bir nesneye ynelik olduu
(anneye duyulan libidinal eilim) anlaynn tersi ynde yol alyor.
Bu iki zt eilim arasndaki gerilim fazlaca artnca, Freud ya da til
mizleri sorunu nesne-arzu lehine zmeyi seiyor. Freud'daki taklit
arzu sezgisi, tanm netlemeyen, stats belirsiz, ilevi zayf bir di
zi kavram getiriyor beraberinde. Glerini snrlar iyi izilmemi bir
taklitten alan bu kavramlardan bazlar zdeleme grubuna ait. Fre
udcu zdeleme tarzlar iinde, Grup Psikolojisi ve Ben'in zmlen

mesi nin "zdeleme" baln tayan Vll. blmnde ilk tanmla


'

nan olmasna karn gnmzde en ok unutulmu olan zdele


me tarznn konusu, babadr:
Erkek ocuk, babasna byk bir ilgi duyar; babas her neyse o da
onu olmak, her adan onun yerine gemek ister. Serinkanllkla
syleyelim: Babasn ideal olarak benimser. Baba (ya da genel ola
rak tm erkekler) karsndaki bu tavr ne edilgin bir tavrdr, ne
de kadnca; esas olarak eril bir tavrdr bu. Hazrlanmasna katk
da bulunduu Oidipus karmaasyla ok iyi uzlaan bir tavr.
Babayla zdeleme ile, yukarda tanmladmz taklit arzu ara
snda ak bir benzerlik var; ikisi de kendine rnek seme edimin
den oluuyor. Bu seimin belirleyicisi aile ilikileri deil; ocuk, ya-

FREUD VE OIDIPUS KARMASASI

241

nndaki, gr alan iindeki, bizim toplumumuzun olaan koulla


nnda babaya ait olan yerde -model yerinde- bulunan herhangi bir
erkei de seebiliyor.
Bir nceki blmde belirttiimiz zere, model, tilmize kendi ar
zusunun nesnesini, bizzat arzulamakla iaret etmi oluyor. Bu ne
denledir ki taklit arzunun, znede ya da nesnede deil, arzusu zne
tarafndan taklit edilen nc kiide karar kld savn ne sr
yoruz. A:z. nce alntladmz blmde bu noktann bylesine bir
aklkla belirtilmedii bellidir. Ama bu metni biraz kazdmzda
yolumuz bizim verdiimiz tanma kyor. Freud, zdelemenin
edilgin ya da kadnca bir yan olmadn ileri sryor. Edilgin ve
kadnca bir zdeleme olsa, bu durum erkek ocuu baba arzusu
nun nesnesi olma isteine gtrrd. Burada sz konusu edilen et
kin ve eril zdelemenin gerekleme biimi ne olabilir peki? By
le bir zdeleme ya hi gereklik kazanmamakta, ya da bir nesneye
ynelik arzu biimini almaktadr. zdeleme bir "olma" arzusudur
ve bu arzu ok doal olarak, sahip olma, yani babaya ait nesneleri
ele geirme yoluyla gereklemek eilimindedir. Freud, erkek ocu
un her adan babann yerine gemeye altn yazyor; demek ki
arzular bakmndan da babann yerine gemeye almakta, onun
arzuladn arzulamaktadr ocuk. Freud'un durumu byle grd
nn kantn, en azndan rtk olarak, son cmlede buluyoruz:
" (zdeleme, h)azrlanmasna katkda bulunduu Oidipus karmaa
syla ok iyi uzlaan bir tavr." Bu cmlenin, ya hibir anlam yok,
ya da zdelemenin arzuyu babann nesnelerine ynelttii gibi bir
anlam var. Burada, ocuk-ebeveyn ilikisiyle ilgili her tr arzuyu

taklit etkisine balama eilimi yadsnamaz derecede ak. Demek ki


Freud'un dncesinin altnda daha bu aamada bile bir atma ya
tyor: "Babayla olan zdeleme biimindeki taklit" fikri ile, "arzu
nun nesnede karar klmasnn -anneye duyulan libidinal eilimin
zerklii" fikri arasndaki atma.

242

1D DET VE KUTSAL

Babayla zdelemenin kesinlikle her tr nesne seiminden nce


gerekletii anlatldndan, sz konusu atma daha da ak bir
duruma geliyor. Freud yine Grup Psikolojisi ve Ben'in .zmlenme
si 'nin ayn (YIL) blmnde Oidipus karmaasn bir btn olarak
aklarken gelitirdii zmlemenin ilk cmlelerinde bu nokta s
tnde srarla durarak, babayla zdelemenin ardndan, bamsz bir
biimde ortaya kmak ve gelimek zere, anneye duyulan libidinal
eilimin geldiini sylyor. Bu aamada anneye duyulan arzunun
iki kkeni vardr sanki: Birincisi, babayla zdeleme, babay taklit.
!kincisi, dorudan annede karar klm olan libido. Bu iki g ayn
ynde etki gsterip birbirini glendirmektedir. Freud'un birka sa
tr sonra syledii de tam olarak budur. zdeleme ve libidinal ei
lim, bir sre birbirinden bamsz olarak evrim geirdikten sonra
"ilikiye girmekte" ve libidinal eilim bu durumdan g kaz.anmak

tadr. zdelemeyi bizim yukanda yorumladmz gibi baba arzu


sunun taklidi ynnde yorumlarsak, ortaya kmas ok doal ve
mantkl bir sonu olmaktadr bu. Zaten baka bir yorumu kabul et
mek, hatta dnmek zordur; tm belirtiler, yaptmz yorumla ne
kadar akla uygun ve tutarl bir duruma geliyorsa, bu yorumun yok
luunda da o kadar anlalmaz ve sama bir hal alyor.
Niyetimiz asla Freud'a sylemedii eyler syletmek deil. Tam
tersine, taklit arzunun yolu Freud'un nnde alm, Freud ise o yo

la girmeyi reddetmitir diyoruz. Freud'un bu reddini saptamak iin


Oidipus karmaasnn tanmn okumak yeterlidir. Tanm, yukarda
alntladmz blmn hemen ardndan geliyor:
Erkek ocuk, annesine giden yolu babasnn kestiini fark eder;
bu olgu , babasyla olan zdelemesine dmanca bir ton katar ve
zdeleme, sonuta, annenin nezdinde bile baba yerine geme ar
zusuyla kanmaya balar. Kald ki, daha batan itibaren ikircimli
dir sz konusu zdeleme.

FR EU O VE O1 O 1 PUS KA RMAAS 1

Bu metinde dikkatimizi hemen ekmesi gereken en

az

243

bir belirti

var: Freud diyor ki, erkek ocuk baba engeline arpnca, ocuun
zdelemesi, annenin nezdinde bile baba yerine geme arzusuyla ka
nmaya balar. Buradaki annenin nezdinde bile sz hayli olaans
tdr. Freud, yukanda zdelemeyi babann yerini alma arzusu
olarak tanmlamt. Burada yeniden ayn tanm yapyor. Bu prog
ramda annenin ak ya da rtk bir biimde danda brakldna
m inanmalyz? zdeleme tanmna bavuracak olursak, Freud'un
hi de byle bir ey demediini ya da nermediini saptanz. Tam
tersine. Metni anmsayalm: "Erkek ocuk, babasna byk bir ilgi
duyar; babas her neyse o da onu olmak, her adan onun yerine ge
mek ister."
Dikkatsiz okur nce annenin nezdinde bile sznn dalgnlkla
sylenmi olduu izlenimine kaplacaktr. ocuk, zdeleme aa
masnda babasnn yerine her adan gemek istiyorsa, en azndan
rtk olarak annesinin nezdinde bile babasnn yerine gemek istedi
i aktr. Ne var ki bu kk anlatm sorununun arkasnda ok
nemli bir ey sakl. Yukanda da grdmz gibi, Freud'un zde
lemeyle ilgili dncesini, babay arzu konusunda rnek alnacak
kii klan bir taklit emasna gtrmeden netletirmek olanaksz:
Neyin arzulanmas gerektiini oluna bizzat kendisi arzulayarak
gsteren, babadr; dolaysyla babann, baka eylerin yan sra anne
yi de iaret etmemesi olanakszdr. Her eyin gsterdii bu yorum,
Freud tarafndan hi dile getirilmiyor; byle bir yorum, VII. B
lm'n balarndaki akla ok da uzak dmemekle birlikte, Fre
ud'un aklndan hi gememi de olabilir. Freud taklit yorumunu n
ce rtk bir biimde dndryor, sonra da annesinin nezdinde bi

le diyerek, yine rtk bir biimde reddediyor. Annesinin nezdinde bi


le sznn gizli anlam byle: Bu cmle paras, zdelemenin tak
lide dayal yorumunu, en azndan temel nesneyle , anneyle ilgili ol
duu lde, geriye dnk olarak ortadan kaldnyor.

244

S 1 DD ET VE KUTSAL

Freud'un Oidipus kuram evresinde oalmaya balayan taklit


elerini bertaraf etme istenci, daha sonraki metinlerinde daha da
glenmi olarak karmza kyor . rnein, Ben ve O'da verdii Oi
dipus karmaas tanm yle:
ocuk erkenden libidosunu annesinde yogunlatryor. . . Babaya
gelince, ocuk onun hakkndan zdelemeyle geliyor. Bu iki tavr
belirli bir sre bir arada yryor ve anneye ynelik cinsel arzular
glenip ocuk bu arzularn gereklemesine babann engel oldu
gunu fark e ttigi zaman, Oidipus

kanna.asmn dogdugunu gryo

ruz. O zaman, babayla olan zdeleme dmanca bir nitelige b


rnerek, babay bertaraf etme ve anne nezdinde onun yerine ge
me arzusunu yaratyor. Bu andan itibaren, baba karsndaki tavr
kararszlayor. Denebilir ki zdelemede batan itibaren iin
iinde olan kararszlk, gzle grlr bir hal alyor.

tk izlenimimiz, bu blmn, Grup Psikolojisi ve Ben'in zmlen

mesi'ndeki zmlemelerin sadk bir zetinden ibaret olduudur.


Daha dikkatli bir okumada, ok kk gibi duran, ama gerekte ok
nemli olan baz farkllklar buluyoruz. Bu olana bize, ilk metnin
taklitle ilgili elerini ortaya koyan nceki zmlememiz salyor:
Oidipus karmaasnn ilk tanmnda rtl bir biimde reddedilen
eler bu kez tmyle bertaraf edilmektedir.
Freud ilk metinde babayla zdelemenin nceliinde srarlyd.
lkincide bu doktrinden aka vazgemiyorsa da, n plana artk z
delemeyi deil, anneye olan libidinal eilimi alyor. Ksacas Freud
burada bize, rnek alnacak kiiyle zdeleme ve arzunun anneye
ynelmesi olgusunu besleyen tek ve ayn bir gcn (her adan ba
bann yerine geme istencinin) varln dnme yasa koyuyor.
Balangtaki srann bouna tersine dnmediinin kant, ayn
srecin ksa bir sre sonra yinelenmesi ve ayn sonulan vermesidir.
!kinci metinde, "karmaa"nn olumasndan hemen nce, libidinal

FREUO VE O1O1 PUS KARMAAS1

245

"glenme"nin yer aldn gryoruz; ne var ki Freud, bu glen


meyi zdelemeyle ilk temasn sonucu saymak yerine, grngle
rin srasn tersine evirerek, ilk metnin dndrd neden-so
nu ilikisini kesin bir biimde dlam oluyor. Bylelikle, libidonun
glenmesi tmyle nedensiz kalyor. Sonu alkonulmu ama, ne
deninden nceye alnmtr; bu durumda ikisi de bir eye benzeme
mektedir. Grld zere , Ben ve O'da her tr taklit etkisi ortadan
kaldrlmtr. Ne var ki, Grup Psikolojisi ve Ben'in .zmlenmesi'nde
ki en iyi sezgilerin aleyhine , hatta belirli bir tutarszlk pahasna ger
ekletirilmitir bu ilem.
Freud neden byle davranm olabilir? Soruyu yantlamann en
iyi yntemi, Freud'un reddettii yolda srar etmek olabilir. Freud,
ilk zmlemelerinde gitgide oalan ve karmaann tanm doru
dan iin iine girdii anda bir byye maruz kalm gibi grnmez
oluveren taklit etkilerini srdrse nereye vanrd, bunu sormamz
gerekiyor. Dolaysyla, annesinin nezdinde bile diyerek gizlice yalanla
yp iptal ettii cmleye dnyoruz. Freud bize demiti ki, babayla
zdeleme, ncelikle onun yerine gemek istemektir. ocuk, " [ba
bas] her neyse o da onu olmak, her adan onun yerine gemek is
ter."
Anneyi bu her adan n kapsamndan karabilmek iin, ocu
'

un zaten "yasa"nn bilincinde olduunu ve kendisine yasa hakkn


da en kk bir fikir verilmeden nce de yasaya itaat ettiini varsay
mamz gerekir, nk ocua bu "yasa"y retecek olan, ilkesel ola
rak, babann araya girmesidir. Ksacas, annenin dlanabilmesi iin,
"karmaa"nn zaten olumu olmas gerekmektedir. Demek ki anne
iin iinde olmaldr ve Freud'un ilk batan yapt da budur. "o
cuk, her adan babasnn yerine gemek ister" cmlesinde karla
tmz belirsiz genellik son derece yerindedir, nk ocuk, anne
de iinde olmak zere babann nesneleri konusunda ak seik bir
fikir sahibi olamaz. Ksacas, oul babann nesnelerine yneliyorsa,

246

SIDDET VE KUTSAL

bunun nedeni, rnek setii kiiyi her konuda klavuz kabul etme
sidir; rnek kii ise zorunlu olarak kendi nesnelerine, zaten kendisi
nin olan ya da kendine mal etmek istedii nesnelere ynelmektedir.
Tilmizin, modele ait nesneler (annesi dahil) ynndeki hareketi da
ha zdeleme aamasnda balamtr ve Freud'un tanmlad bii
miyle zdeleme fikrine dahildir. Freud balangta bu yorumu, b
raknz caydrmay, zendirmektedir sanki.
Mademki tilmiz ile model ayn nesneye ynelmektedir, birbirle
rine arpacaklar demektir. "Oidipus rekabeti" srecektir, ama ok
baka bir nitelie brnerek. Rekabet nceden, rnek seimiyle be
lirlendiinden, rastlantsal deildir. Ancak, terimin olaan anlamy
la bir gasp istenciyle de ilgisi yoktur bu rekabetin. Tilmiz, modelin
nesnesine ynelirken btnyle masumdur; annesinin nezdinde bile
babann yerini almak isterken art niyetli deildir. Gerek kltrn,
gerekse bizzat rnek alnan kiinin durmadan aktard komutlarn
gereini yerine getirmektedir.
rnek ald kii karsnda tilmizin durumu stne biraz d
nlrse "Oidipus rekabeti" denen rekabetin taklit temelinde yorum
lanmas durumunda mantk gerei Freud'un "karmaa" konusunda
ulat kuramsal sonulara hem ok benzeyen hem de onlardan ok
farkl sonulara varlaca kolaylkla anlalr.
Takliti rekabetin etkilerini yukarda tanmlam ve bu etkilerin
her zaman karlkl iddetle sonulandn ileri srmtk. Ancak,
bu karlkl konumlanma, bir srecin sonucudur. Bireysel yaamda
karlkl konumlanmaya gelinmeden nce, misillemelerin henz
olanaksz olduu bir aama varsa o da erikinlerle ocuklar arasn
daki ilikilerden oluan ocukluk dnemidir. ocukluu krlgan
klan da budur. Erikin, iddeti ngrmeye hazrdr ve iddete id
detle karlk verir; buna karlk kk ocuk, iddete hi maruz
kalmam olduundan, modelin nesnelerine ynelirken en kk
bir ekinme duymaz. ocuun hareketlerini bir gasp istei olarak

FREUD VE O1 D 1PUS KARMAAS1

247

yorumlamak erikinlere zgdr; erikinler bu yorumu ocuun he


nz mensup olmad bir kltrel sisteme ve hakknda henz hibir
fikri bulunmayan kavramlara gre yaparlar.
Model ile tilmiz arasndaki iliki, tanm gerei, eitlii dlar; til
mizin asndan bakldnda ise rekabeti kavranabilir klan, eitlik
tir. Bu tilmiz, tann karsndaki mmin konumundadr; modelinin
arzulann taklit eder ama, anlan kendi arzusuna benzer bir ey gibi
grecek gte deildir. Ksacas, model iin bir tehdit oluturabile
ceini, onunla "ak atyormu gibi olabileceini" anlamaz. Erikin
ler iin bile geerli olan bu durum, ocuklar asndan, ilk taklit iin,
ok daha fazla geerli olmaldr.
Kapal bulunan ilk kap, tkal bulunan ilk geit, modelden gelen
ilk ret, isterse ok hafif bir sesle sylenmi, her tr nlemle sarma
lanm olsun, en st dereceden bir aforoz gibi dandaki karanlkla
ra frlatlp atlma etkisi yapabilmektedir. ocuk bu ilk seferinde id
dete iddetle karlk verme yetisinden yoksun, hibir iddet dene
yimi yaamam durumda olduundan, taklitle ilgili ilk ifte amazn
yaratt engelin onda silinmez izler brakma tehlikesi vardr. "Baba,"
oulun yeni balam hareketlerini nokta birletirme oyunlanndaki
gibi birletirerek uzanty bulur; olunun kendi tahtna ve anneye
yneldiini saptamakta gecikmez. Baba katli ve ensest arzulan ocu
un fikri olamaz; bu fikrin erikinlere, modele ait olduu ok ak
tr. Mitosta bu fikir, Oidipus'un herhangi bir ey arzulayabilir duru
ma gelmesinden ok nce, bilici tarafndan U.ios'un kulana fsl
danmtr. Freud'un fikri de budur ve en az U.ios'la ilgili fikir kadar
yanltr. Baba katline ve enseste doru yrmekte olduunu en son
renen her zaman ocuun kendisi olmaktadr; erikin dediimiz
o kuzu postuna brnm kurtlar ise bunu ocua retmek iin
hazr ve nazrdrlar.
Model tilmizle nesne arasna ilk kez girdiinde bunun zellikle
"travmatik" bir deneyim olmasnn nedeni, tilmizin, kendisine eri-

248

1 DD ET VE KUTSAL

kinler ve en ok da Freud tarafndan atfedilen zihinsel ilemi yapa


bilecek yetide olmamasdr. nk ocuk, modelle arasndaki reka
betin bilincinde deildir; ortalkta bir gasp arzusu yoktur. Tilmiz ,
erikin bile olsa, rekabeti bir rekabet, simetri ve eitlik olarak ze
bilecek yetide deildir; kald ki burada sz konusu olan, ocuktur.
Modelin fkesiyle kar karya kalnca , bir anlamda, kendi kendisi
ile model arasnda seim yapmaya zorlanm olur. Seiminin model
den yana olaca apaktr. ldoln fkesi hakl kanlmaldr. Bu f
ke ancak tilmizin yetersizliiyle , bir gizli kusurla hakl kanlabilir:
Tanny cennetin kaplarn kapamak, azizlerin giriini yasaklamak
zorunda brakan trden bir gizli kusurla. Demek ki tannnn saygn
l, yok olup gitmek yle dursun, bu yeni intikamc fkeyle daha
da glenecektir. Tilmiz, tam olarak hangi sutan yarglandn bil
meksizin kendini sulu sanmaktadr; ayp, diye dnr, onun ar
zulad nesneye benim el koymam; dolaysyla, sz konusu nesne
her zamankinden daha ok arzulanr duruma gelir. Arzu, tekinin
iddeti yoluyla korunan nesnelere ynelmeye balamtr. Arzuya
deer olanla iddet arasnda burada kurulan ba byk olaslkla bir
daha hibir zaman zlmeyecektir.
Freud da ocukla anne ve babas arasnda arzu dzeyinde kuru
lan ilk ilikilerin silinmez izler braktn gstermek istiyor ama,
bsbtn baka bir yoldan gidiyor; nceleri ilgisini ekmi olan,
yle byle fark ettii taklit etkisinin sunduu yorum olanaklarn
sonuta saf d brakyor. Sorunu nasl ele aldn anmsamak iin,

Grup Psikolojisi ve Ben'in zmlenmesi'ndeki o yaamsal cmleyi ye


niden okuyalm: "Erkek ocuk, annesine giden yolu babasnn kestiini

fark eder; bu olgu, babasyla olan zdelemesine dmanca bir ton katar
ve zdeleme, sonuta, annenin nezdinde bile baba yerine geme arzu
suyla kanmaya balar."
Freud'a inanacak olursak, erkek ocuk babasn kolaylkla gele
neksel vodvillerdeki anlamyla bir rakip, bir ba ans, bir terzo in-

FREUD VE O1 D1 PUS KARMAAS1

249

commodol gibi alglayacaktr. Oysa, rekabeti kkrtan ey babann


arzusuna yknme olmasa bile ocuk bunun bilincinde olamaz ve
ortalkta rekabetten baka bir ey olmadn kavrayamaz. Haset ve
kskanlk gibi duygularla ilgili gndelik gzlemler, birbirinin has
m olan erikinlerin bile aralarndaki atmay yalnzca rekabet ol
gusuna ingirgemeyi hemen hi baaramadklarn gsteriyor. Freud
ise burada kk ocua erikinlerinkinden ok stn bir ayrt et
me gc atfediyor.
Yanl anlalmasn: Burada itiraz ettiim nokta, Freud'un temel
varsaymlaryla ya da kk ocukta erikinlerinkine benzer bir libi
dinal arzunun bulunduu varsaymyla ilgili deil. Yalnzca, Freud
cu koyutlardan oluan sistemin iinde kalndnda bile ola ah bir

rehabet bilinci atfedilmesinin hibir inanlr yan yoktur diyorum.


Burada bize tutucu tbbn o gl teziyle, nl "klinik veriler"le
kar klabilir. Beyaz gmlekli adam karsndaki bilmezlerin de
buna boyun emekten baka yapacak bir eyi olmaz. Oysa yorum
lamakta olduumuz metinler belirli klinik verilere dayanmyor. Spe
klatif nitelikli olduklar apak. Bu metinleri ne baz kiiler gibi
kutsallatralm, ne de daha bakalar gibi hasr alt edelim. nk
bu iki durumda da kendimizi hem son derece deerli sezgilerden
(bu sezgilerin anlam her zaman Freud'un ulatn dnd ey
olmasa bile) hem de Freud'un dncesini hareket halindeyken iz
leme ve duraksamalarla dolu ar ilerleyiine tank olma zevkinden
yoksun brakm oluruz.
"Klinik veriler"le her eyin yaplabildii bilinmekle birlikte, bu
verilerden beklenebileceklerin de bir snn var. rnein, baba katli
ve ensest arzular konusunda, geici bile olsa bir bilincin varlna ta
nklk etmelerini isteyemeyiz bu verilerden. Byle bir bilincin hibir
yerde gzlemlenememesi nedeniyledir ki Freud ondan abucak kur1 Terzo incommodo: istenmeyen nc kii [Lat. J -.n.

250

1D DET VE KUTSAL

tulmak iin "bilind" ve "basklama" gibi can skc ve kukulu


kavramlara bavurmak zorunda kalmaktadr.
Bylelikle Freud eletirimizin can alc noktasna gelmi oluyo
ruz. Freudculum mitik esi, uzun sre sanld gibi bireyin psi
kolojik yapsn belirleyen temel verilerin bilinsiz veriler olmas de
il. Bu ok bilinen izlei savunuyor olsaydk, Freudculuun gerici
eletirmenleri arasnda saylmay hak ederdik (yine de yle sayacak
lar kacaktr elbette ama belirli bir kt niyet katmalar gerekecek
tir bu yarglarna) . Son zmlemede bizim Freud'a ynelttiimiz
eletiri, grnne karn, bir bilin felsefesine inatla bal kalma
sdr. Freudcu dncenin mitik esi, babay ldrme ve ensest ar
zusuna ilikin bilintir. llk zdelemelerin karanlyla bilind
arasnda, ksa sreli bir parlty andrsa bile yine de, Freud'un vaz
gemek istemedii gerek bir bilin. Vazgemek istemedii iin de,
nce bylesi bir bilinci olanakl klmak, sonra da olanakl kld e
yi iptal etmek iin, bir eit emme basma tulumba sistemiyle alan
bir "bilind" kuyusu kurgulayarak her tr manta ve inandrcl
a srt evirmek zorunda kalyor: Baba katli arzusuyla ensest arzusu
nu basklyorum, nk gerekten yaamtm bu arzular , dercesi
ne. Baka bir deyile, ergo sum.2
Freud'un tm ruhsal yaamn temeli klmak istedii ak bilin
uranda en dikkate deer ey, bu uran tmyle gereksiz oldu
udur. Ancak bu an bertaraf ettiimizde Freud'un temel sezgisini
yeniden buluyoruz: ocukla ebeveyni arasnda ya da daha genel ola
rak arzu tilmizi ile arzu modeli arasnda kurulan ilk ilikilerde, ya
amsal, ykm gizilgc tayan bir enin bulunduu sezgisi. Bu
durumda nemli hibir eyi yitirmediimiz gibi, yeniden buldukla
rmz da Freudcu "karmaa"ya oranla hatr saylr bir stnlk ta
yan bir biim ve balam iinde buluyoruz.
2 Ergo sum: yleyse

varm

[Lat.] - . n .

FREU O VE O 1O1 PU5 KARMAA51

251

Burada gerekten bizi fazla uzaa srkleyecek bir alana girme


memiz gerekmekle birlikte, bir noktada kuku duymuyoruz: Arzu
nun temelde taklit asndan alglanmas, psikiyatrinin nnde, Fre
udculuun "her eyin topland yer olarak bilind" kavramndan
da, varoluu psikanaliz klna girmi her tr bilin felsefesinden
de uzak, nc bir yol ayor. Bu yol zellikle,

uyarlanma fetiin

den kurtaryor bizi; hem de bu fetiin tersi ve simetrii olan dier bir
fetie -ada dncede nemli bir kesimin slogan haline gelmi
olan

sapknla- bavurmak zorunda kalmakszn. "Uyarlanm" bi


ifte amaz'a ("rnek aldn kii gibi ol" komutu ile, "r

rey demek,

nek aldn kii gibi olma" komutuna) iki ayr uygulama alan ayr
may baaran birey demek. Uyarlanm kii, gereklii

ifte amaz'n

yanszlatnlaca biimde blyor. llkel kltrlerin yordam da tam


byle. Her tr bireysel ya da kolektif uyarlanmann kkeninde, be
lirli bir keyfi iddetin gzlerden gizlenmesi yatyor. Uyarlanm kii,
bu gizleme iini kendisi yapan ya da kltrel dzen bu gizleme ii
ni zaten yapmsa o koullarla uzlaan kiidir. Uyarlanmayan kii ise
uzlamamaktadr. "Akl hastal"3 ve isyan, benzedikleri kurban bu
nalm gibi, kiiyi kendine bu gizleme ilemine ynelik kurban gele
neklerinin oundan daha ok zarar veren, ama onlardan daha do

rucu baz sahtecilik ve iddet biimlerine gtryor. Pek ok ruhsal


felaketin balangcnda psikanalizin zorunlu olarak tanyamad bir
hakikat susuzluu,

her tr insan dzeninin ayrlmaz paras olan id

dete ve yalana kar, karanlk ama kkl bir protesto bulunuyor.


Uyarlanmann o dz konformizmi ile, ocuun baba katline ve
enseste ynelik arzular stlenmesi mitinin balatt sahte skandal
lar arasnda gidip gelmeye son veren bir psikiyatri, braknz idealist
renksizlie dmeyi, hibir "gven verici" yan olmayan baz byk

3 "Akl hastal" kavramn trnak iine almz, bu kavramn baz ada up


doktorlarnn yaptlarnda da grld gibi sorgulama konusu olduunu
belirtmek iindir.

ve geleneksel sezgilerle buluacaktr. rnein, tpk Eski Ahit'teki gi


bi Yunan tragedyasnda da en iyi oul ile en kt oul arasnda fark
yoktur: lyi oul, Esav deil Yakup'tur; sadk bende deil harika
ouldur, Oidipus'tur . . . En iyi oul yle bir tutkuyla yknr ki, ba
basyla ikisi birbirleri iin, durmadan arptklan birer engel, sradan
olun rahatlkla kanabildii birer ayak ba durumuna gelirler.
Bize denecektir ki tm bunlar, n en kk bir fikrimizin bi
le olmad bir kaynaktan alan Freudcu dnceye yabanc eyler;
taklitle ilgili ifte amaz'n Freudcu anlayla hibir ilgisi olamaz. Te
mel nemde grdmz "baban gibi davran, baban gibi davran
ma" biimindeki elikili ift komutun bizi psikanalizden kopuk k
ylara srkledii de sylenecektir bize.
Bu durumun da gayet iyi gsterdii gibi , Freud dncesi psika
nalize braklamayacak kadar nemlidir. Bizim izlediimiz yol, haya
li bir yol deil. Bundan emin olmak iin, yine Ben ve O'daki stben
ya da ideal ben tanmlarna bakmak yeterli olabilir. Freud, stben ile

ben arasndaki ilikilerin "ocua 'yle (baban gibi) ol' dn ver


mekle yetinmeyip, 'yle (baban gibi) olma' yasan" da ierdiini,
baka bir deyile, ocua, "babann yapt her eyi yapma, pek ok
ey ona, yalnzca babaya aynlmtr" dendiini yazmaktadr.
Bu metin karsnda kim kp da Freud'un ifte amaz'a yabanc
olduunu syleyebilir? Freud bu mekanizmay hem ok iyi kavr
yor, hem de, son zamanlardaki tartmalarda pek az grlen bir bi
imde, tm gizilgcyle deerlendirilebilecei bir yere yerletiriyor.
Freud'un stben tanm, rekabet bilinci mitinden ok daha baka
eyler dndryor ve ok ak bir biimde, modelle engelin z
deliine , tilmizin alglayamad bir zdelie dayanyor. stben
kavram gerekte babayla olan zdelemeye yeniden dnlmesin
den baka bir ey deil; yalnzca, bu kez Oidipus karmaas ncesin

de deil, sonrasnda yer alyor bu zdeleme. Daha nce de grd


mz zere Freud nceki zdeleme kavramn, belki sznden

FREUO VE O1 O1 PU 5 KARMAA51

253

dnmeyi sevmediinden, tam olarak silip atmam, yaamsallk


zelliini budayarak sinsice ikinci plana itmitir. Her durumda, ba
bayla zdelemenin tm etkileri artk en ok karmaann balama
sndan sonraya denk gelmektedir ve stbene dnm durumda
dr.
Freud'un verdii stben tanm stnde biraz dnrsek, bu ta
nmn taklitle ilgili ifte amaz asndan okunabildiini, buna kar
lk, Freud'un koyutlad adan ("bastrlm" bir Oidipus komplek
si asndan, baka bir deyile nce bilinli olup sonra artk bilinsiz
duruma gelen bir baba katli ve ensest arzusu asndan) okunama
dn fark ediyoruz.
Freud'un yapt tanmn getirdii belirsizlik ve bilgisizlik orta
mnda stbenliin verdii iki elikili komutu kavrayabilmek iin,
nce bir ilk yknme dnmemiz gerekiyor. Ateli ve sadk bir y
knmedir bu ama, bedeli, ocua atelilii ve sadakati lsnde a
rtc gelen bir gzden dme olur. "Baban gibi ol" biimindeki
olumlu komut, babaya ait etkinlik alannn btnn kapsar gibi
grnmtr. Bu ilk komutta, hemen arkasndan gelecek olan "ba
ban gibi olma" biimindeki olumsuz komuta ilikin hibir iaret, o
ynde yorum yapmann hibir olana bulunmamaktadr. stelik
bu ikinci komut da babaya ait etkinlik alannn btnn kapsar
grnmdedir.
Burada her tr farkllatrma ilkesi boa kar ve korkun olan da
budur. Oul, kendisini neyin gzden drdn merak eder ve
iki komut iin, farkl uygulama alanlan tanmlamaya alr. Hi de
bozguncuya benzememektedir ogul, nk bildii bir yasay ihlal
etmemitir. Davrannn ihlal olarak tanmlanmasna yol aan yasa
y tanmaya almaktadr imdi.

stben tanmlamas bizi hangi sonulara gtrebilir? Freud'un,


Oidipus aamasnda reddettii taklit etkileriyle yeniden oynamaya
balamasnn nedeni ne olabilir? Bu soruya verilebilecek tek bir ya-

254

S1 OO ET VE KUTSAL

nt var. Freud'un, zdeleme evresinde oluan taklit etkilerinden


vazgemeye hi niyeti yoktur. stben'de yine oraya dnmtr. An
cak, Ben ve O'da stben tanm, Oidipus karmaas iin verilen ve bi
zim yukarda aktardmz ikinci tanmn (Grup Psikolojisi ve Ben'in

zumlenmesi'nde Freud'un peini brakmayan taklit etkilerinden


tmyle arndnlm olan tanmn) neredeyse hemen ardndan gel
mektedir. Dolaysyla, Freud'un 192 1 tarihini tayan Grup Psikoloji

si ve Ben'in zmlenmesi ile 1923 tarihini tayan Ben ve O yaptlan


arasnda geirdii dnsel evrimi yeniden kurgulayabiliriz. llk ya
ptta Freud nce taklit etkileri ile, ana fikir olan Oidipus karmaas
fikrini uzlatrmann olanakllna inanyor. Bu nedenledir ki taklit
kavramna ilikin sezgiler bu ilk yapttaki dncelerin arasna ser
pitirilmi durumdadr. Ancak, yle grnyor ki Freud bu metin
leri yazarken iki izlein uzlamazln hissetmeye balamtr. Gayet
gerek bir uzlamazlktr bu. Taklit kavram arzuyu herhangi bir sa
bit ve belirli nesneden kopanrken, Oidipus karmaas arzunun an
nede karar klmasna gtrmektedir. Taklit kavram, baba katliyle ve
ensestle ilgili bilin fikrini, hatta bu konularda gerek bir arzu bulu
nabilecei fikrini bertaraf ederken, Freudcu sorunsal tam tersine b
tnyle bu bilin fikrine dayanmaktadr.
Freud'un bu "karmaa"sn kendine ikram etmeye kararl olduu
ak. Taklit etkileri fikri ile tmyle gelimi bir baba katli ve ensest
arzusu fikri arasnda seim yapmak gerektiinde, kararl bir biim
de ikincisini seiyor. Bu durum Freud'un taklit kavramndaki c
mert olanaklar bulgulamaktan vazgetii anlamna gelmiyor. Fre
ud'da hayranlk verici olan da, hibir zaman hibir eyden vazge
memesidir. Taklit etkilerini silmekten amac, yalnzca, karmaann
resmi anlatmn altst etmelerini nlemektir. Taklit etkileriyle ser
beste oynayabilmek iin, Oidipus sorununu bir seferde zmek is
temektedir Freud. Oidipus karmaasn bir kez geride brakt m, her
eyi karmaa ncesinde brakt yerde yeniden ele alabilecektir.

FREUD VE O1D1 PUS KARMAAS1

255

Ksacas Freud, Oidipus karmaasn nce yan nesneye ynelik,


yan taklide dayal olan bir arzu temelinde gelitirmeyi deniyor. Oi
dipus karmaasnn ilk, hatta ikinci tanmndaki, babayla zdele
me ve anneye ynelik libidinal eilim biimindeki tuhaf ikililik de
buradan kaynaklanyor. Freud'u Oidipus karmaasn salt nesneye
ynelik bir arzuya dayandnp taklit etkilerini baka bir ruhsal olu
uma (stbene) ayrmaya iten de bu uzlatrma ileminin baarsz
l oluyor.
Israr noktalarndaki ikililik, Freud'un arzuyla ilgili dncelerini
iki kutba ayrma abasnn ifadesidir: Bir yanda nesneye ynelik Oi
dipus arzusu , dier yanda taklit etkileri. Ne var ki bu kesin blme
abas baarl olabilecek trden deildir; tpk bundan nceki sen
tez abas gibi bu da baanszla yazgldr.
Taklit arzuda u terimi birbirinden tam olarak ayrmak ola
nakszdr: zdeleme, nesne seimi ve rekabet. Freudcu dnce
nin taklitle ilgili sezgiden her zaman etkilenmi olduunun kant
tam da bu terim arasndaki kar durulmaz ballkta yatyor. Te
rimlerden biri ortaya ktnda arkasndan dier ikisi de skn edi
yor. Freud, Oidipus karmaasnda taklit fikrinden kendisini byk
glklerle ve byk bir inandnclk yitimiyle kurtaryor. stben
kavramnda ise bunun tersine, babayla zdelemede artk ilke ola
rak araya hibir eyin giremedii bir noktada, anne-nesne iin reka
betin bir kez daha kendini gsterdiine tank oluyoruz.
Freud'un stbene, "yle (baban gibi) olma: Babann yapt her eyi

yapma, pek ok ey ona, yalnzca babaya aynlmtr" dedirtirken sz


konusu ettii ey anneden bakas olamaz ve gerekten de annedir.
Bu nedenle, yle yazar Freud: "stbenin ift yn (baban gibi ol,
baban gibi olma), Oidipus karmaasn basklamak iin her eyi yap
m ve aslnda tam da bu basklamadan domu olmasndan ileri ge
lir."
Hem basklayan hem de basklanan, ve "her eyi yapm" olduk-

256

OOET VE KUTSAL

tan sonra doan stben gibi bir fikrin hatr saylr lde sorun ya
ratt aktr. Olumsuz anlamda olsa bile fazla ey bilmektedir bu
stben. Gerek u ki, stbenin tanmlaycs olan babayla zdele
menin yeniden etkin duruma getirilmesi, Oidipus geninin de he
men yeniden etkinlemesine yol amtr. Az nce de sylediimiz
zere Freud, taklit rntsnn teriminden birini kullandnda
arkadan ister istemez dier ikisi de gelmektedir. Bu Oidipus geni
nin yeniden ortaya kmas programda yoktur oysa. Psikanalizin ku
rucu ve devredilemez sermayesi olan Oidipus karmaasnn, psika
naliz bankasnn altndaki bilind kasalarna ift kilitle kapatlm
durumda olmas gerekiyordur.
Freud'a "ocuk, Oidipus karmaasn glkle basklar" dedir
ten, Oidipus geninin byle beklenmedik bir biimde ortaya k
dr! Gerekte genden kendini bir trl kurtaramayan Freud'dur.
Peinde taklitle ilgili kavramlar, durmadan o ebedi karmaann
geni sand, oysa her zaman zorunlu olarak engellenmi bir taklide
ait olan bir gen izip durmaktadr Freud: Model ile engelden olu
an ileyi hep Freud'un "dilinin ucunda"dr ama, hibir zaman tam
olarak dile getiremez onu.
Burada bize hayli aydnlatc gelen iki anahtar metnin balan
tsn gstermekle yetiniyoruz; aralarnda "klinik" denen verilerin de
yer ald ve sonular ayn derecede inandrc olacak daha epey me
tin semek de olanakldr. Ele aldmz metinlerde Freudcu sorun
saln temel bir terimiyle pek ok kez karlayoruz: iftanlamllk ya

da iftdeerlilik. Bu terimin hem Freud dncesinde taklit rnt


snn varlna hem de dnrn e arasndaki ilikileri ge
rektii gibi vurgulamay baaramadna tanklk ettii gsterilebilir.
Sz konusu e, model, tilmiz ve bu ikisi arasnda ekime ko
nusu -nk ortak- olan (ilk iki eden birinin, arzusuyla dierine
iaret ettii) nesnedir. Bilindii sanlr ama bilinmez: Arzuda ortak
olan ne varsa, uyum anlamna deil, atma anlamna gelir.

FR EU D VE O1 D1PU S KARMAAS1

257

iftdegerlilik terimi, Oidipus karmaasnn iki tanmnn da (Grup


Psikolojisi ve Ben'in zmlenmesi'nde ve Ben ve O'da verilen, bizim

de yukarda alntladmz tanmlarn) sonunda karmza kyor.


Yeniden bakalm bu tanmlara:
. . . babasyla olan zdelemesine dmanca bir ton katar ve zde
leme, sonuta, annenin nezdinde bile baba yerine geme arzu
suyla karmaya balar. Kald ki, daha batan itibaren iftdegerlidir
sz konusu zdeleme .

. . . O zaman, babayla olan zdeleme dmanca bir nitelie br


nerek, babay benaraf etme ve anne nezdinde onun yerine geme
arzusunu yaratyor. Bu andan itibaren, baba karsndaki tavr ift
deerli hale geliyor. Denebilir ki zdelemede batan itibaren iin iin
de olan iftdegerlilik, gzle grlr bir hal alyor.

Babayla zdelemenin balangta nasl aklandn anmsaya


lm: " . . . ne edilgin bir tavrdr, ne de kadnca . . . " Bunlar sylenirken
tektip ve tekanlaml bir eyden sz ediliyor gibiydi. Peki Freud ne
den bundan birka satr sonra, babayla zdeleme tavrna, o zama
na dein dnmedii belli olan bir "iftdeerlilik" atfediyor? n
k, ilk zdelemedeki yknme, hayranlk ve yceltme gibi olum
lu duygularn, kanlmaz bir biimde olumsuz duygulara, umut
suzlua, sululuk duygusuna ve hnca dnmeye yazgl olduunu
seziyor ve bu sezgisinde yanlmyor. Ne var ki, bu yazgnn nedenini
bilmiyor, nk taklide dayal arzu kavramn kabul edemiyor; z
deleilen rnek kiiyi ayn zamanda bir arzu modeli, dolaysyla g
l bir engel olarak grmeyi reddediyor Freud.

Taklit arzu kavramnn basksn artrp kendini aa karlama


yan karanlk bir g olarak dayatt durumlarda Freud'un iftdeer
lilik kavramna sndn gryoruz. Oysa szn ettiimiz etkile
ri bu kavramla etiketlemek, o etkileri tm insan ilikilerinde yer bu
lan temel bir zellik olarak, yknlen arzulardan ileri gelen evren-

S1OOET VE KUTSAL

258

sel ifte amaz olarak tanlamak yerine, yaltk bir zneye ve gelenek
sel bir felsefi konuya hapsetmek anlamna geliyor.
Taklit arzunun etkileri bireysel birer patoloji ya da ruhbilim so
runu sayldklan anda btnyle anlalmaz bir duruma geliyor ve
insan ister istemez bu etkileri fiziksel nedenlerle aklamaya bal
yor. Freud da iftdeerlilih demekle, ruhsal olanla somatik olann bu
lutuu karanlk blgelere ba dndrc bir dalla daldna hem
kendisi inanyor, hem de bizim inanmamza yol ayor. Gerekte sz
konusu olan, yine, zlebilir olan zmeyi reddetmektir. "Beden"
dilsiz olduundan, kar kmas gibi bir tehlike de bulunmamakta
dr. Bugn herkes "beden"ini dinleme, Freud'un yolunda yryerek
bedeninden gelen iletileri zme savnda. Oysa Freud'un yaptlarn
da , engel-model emasna indirgenemeyecek ve son zmlemede
indirgenmesi gerekmeyecek tek bir iftdeerlilik rnei bulamazs
nz.
atmay znenin fiziksel varlna atfettiniz mi, gszln
z erdem klm oluyor, zlemeyen ilikiler iin bunlar zlemez
trdendir demekle kalmayp bir de ortalkta herhangi bir iliki yok
demi oluyorsunuz. Bylelikle, znenin "beden''i, ruhunun en fizik
sel blgeleri, az ok organik eilimlerle donatlm olarak, modelin
arzusuyla karlamak konusunda ruhun nne gemi oluyor. if

tdeerlilih, ruhu besledii lde, fiziksel varln da balca erdemi,


modern skolastiin arzu karsndaki uyutucu erdemi durumuna ge
liyor. Psikanaliz, bu kavram ve daha baka birka kavram sayesinde,
gerekte ykmaya almas gereken bir birey mitinin varln sr
drmesine katkda bulunuyor, hatta, daha "canl" klma bahanesiy
le aldatc bir yaam belirtisi de kazandnyor ona.
Freud'da hi deilse, iftdeerlilik kavramnn arkasnda taklit ar
zuya ilikin, pek kimsede olmayan, ksmi ama gerek bir sezgi g
ryoruz. Freud'un gerekte ok da basit olan bir mekanizmay fark
edecek noktaya nasl olup da gelemedii merak edilmi olmal. O

FREUD VE O1D1 PUS KARMA5A51

259

noktay gizleyen, bir anlamda da bu byk basitlik; ancak, baka bir


ey daha var.
Bu baka eyi kefetmek zor deil; zmlememizin bandan
beri her admda onunla karlayoruz. Bu baka ey elbette ki "Oi
dipus karmaas"nn yaamsal noktasdr, yani baba katli ve ensest
arzusunun ocukta kesin bir niyete dnt o bilinli an. Kkl
bir biimde takliti olan arzu kavramnn yolu stnde Freud'daki
anlamyla baba katlinin ve ensestin belirleyici bir engel oluturduu
nu her an gzlemliyoruz. Freud, bir baba katli ve ensest arzusunun
gerekten var olduuna kendi kendini inandrmak iin, arzuyu gs
teren ve nesnede karar kldran model kiiyi bertaraf etmek, baka
bir deyile o geleneksel ve geriletici arzu anlayn srdrmek zo
runda kalyor. Freud'un dncesinde kktenci bir taklit yorumuna
ynelen hareketlilik durmadan bu tuhaf zorunluluk tarafndan, d
nrn kendi nne bir tr grev olarak koyduu belli olan baba
katli ve ensest sorunu tarafndan frenleniyor.
Takliti rekabetin Freudcu karmaaya gre eitli alardan s
tn bir yorum arac olduunu grmtk: Takliti rekabet kavram,
baba katline ve ensest arzusuna ilikin bilincin yan sra, basklama
ve bilind gibi zahmetli gereklilikleri de bertaraf ediyor. Oidipus
mitosunu zmleme ve yorumlama sisteminde yer bulan takliti
rekabet kavram, aklamalanmza Freudculukta olmayan bir tutar
llk salyor; stelik, Freud'un aklnn ucundan bile gemeyen bir
yntem tasarrufuyla. Peki, durum buysa Freud neden taklit arzu gi
bi bir kalttan vazgeerek itahla baba katli ve ensest tabana saldr
m olabilir?
Yanlyor olduumuzu , inansz biri olarak, ahane "Oidipus
karmaas" doktrininin ortaya sat hazinelerin bir eyreini bile
alglayamadmz varsayalm: Sorulan soru yine de geerlidir. Kar
maann yerine konmasn nerdiimiz yorumu Freud'un reddetmi
olduu sylenemez gerekte. yle grnyor ki Freud bu yorumun

260

S D DET VE KUTSAL

farkna varmamtr. Yorum, bir kez farkna vanld m son derece


basit ve doal gelen trden olduundan, diyebiliriz ki Freud o nok
taya gelmi olsayd reddetmek iin bile olsa mutlaka szn ederdi.
Gerekten de gelemedi Freud o noktaya. Bizim yorumumuz, Fre
ud'un tesinde kalp onun bitiremediklerini tamamladndan
(onun baba katline ve enseste taklp yansnda kald yolun sonuna
kadar gittiinden) , onun metinlerinde dank kalm pek ok yn
aklayp pek ok ipucunu bir araya getiriyor. Freud'un gzleri, ken
disine yaamsal bir bulgu gibi gelmi olan Oidipus karmaasyla ka
mamtr. Buluu, ufkunu btnyle kapatmakta ve gerek Oidipus
mitosunda, gerekse psikanalizde baba katlinin ve ensestin mitik ni
teliini aa karacak kktenci bir yorum olan taklit yorumunun
yolundan gitmeyi yasaklamaktadr ona.
Psikanalizin zetini baba katli ve ensest izleinde bulduumuz
bir gerektir. Psikanalizi dnyann gznde uzun sre bir skandal
konusu yapan, sonra da ona tm ann kazandran izlek buydu. Ay
n izlek, psikanalizi hem anlayszlkla, neredeyse kovuturma ile
kar karya brakt, hem de bilinen olaanst adanmlkla. Dokt
rinin etkililii konusunda en kk bir kuku belirten herkesin "di
ren" gstermekte olduuna ikna edilmesini salayan da bu mutlak
silah oldu.
Freud'da taklit arzu sezgisi hibir zaman zafer kazanmamakla
birlikte , dnr rahat da brakmyor. Psikanalizin kurucusu hep
ayn izlekleri yeniden ve yeniden ele alyor, yorulmak bilmeksizin
arzu verilerini yeniden dzenlemeye alyor ama, nesneye ynelik
hareket noktasn hi terk etmediinden, tam olarak doyurucu so
nulara da hibir zaman ulaamyor. eitli rnekler ya da oluum
lar, kuramsal kavramlar -idi edilme karmaas, Oidipus karmaa
s, stben, bilind, basklama, iftdeerlilik- hibir zaman tam ola
rak baarya ulamad iin durmadan batan alan bir abann art
arda gelen verimlerinden baka bir ey deil.

FREU D VE O1 D1 PUS KARMASAS1

261

Freud'un zmlemelerini, tamamlanm bir sistemden ok, ne


redeyse hep ayn konu stne yazlm bir dizi deneme olarak gr
mek gerekir. rnein, stben, Freud'un Oidipus koyunundan kar
d ikinci bir posttan baka bir ey deildir. stbenlik kavramnn
oluumuna ne kadar derinlemesine nfuz ederseniz, Oidipus kavra
myla aralarndaki farkn yanlsamadan ibaret olduunu da o kadar
iyi anlarsnz.
Marx doruklarndayken ne lde Marksistse, Freud da kendi
doruklarndayken o lde Freudcudur. Karlat vasat muhalefet
onu polemik niteliinde, ksr bir dogmacla itti. Sadk yandalar
Freud'un polemiini krlemesine benimsediler, ona inanmayanlarsa
krlemesine reddettiler. yle ki, metinlerle her tr dorudan ve
canl iliki olanaksz duruma geldi.
Freud sonras psikanaliz, Freudculuu sistemletirmek, yani onu
canl kklerinden koparmak iin ne yapmak gerektiini ok iyi an
lad. Ensest arzusunun zerkliini gvenceye almak iin, Oidipus
karmaasndaki taklit elerini silme iini tamamlamak gerekiyordu.
Bylelikle babayla olan zdeleme tmyle unutulacakt. Freud za
ten Ben ve O'da bu yolu amt. stben diktatrln salam te
meller stnde kurabilmek iin de, stben tanmna nesneyi ve re
kabeti katma eilimi gsteren her eyi bertaraf etmek yeterli olacak
t. Ksacas, Freud'un yalnzca sarsm olduu "saduyu" dzeni ye
niden ve tam olarak kurulmaktayd. Oidipus'ta baba, nefret edilen
rakipti; demek ki sayg duyulan bir rnek durumuna gelmesi sz
konusu bile olamazd. Bunun karl olarak, stben'de baba sayg
duyulup rnek alnan kiiydi; dolaysyla, nefret edilen bir rakip du
rumuna getirilemezdi. Anlalan, iftdeerlilik, hastalar iindi, psika
nalistler iin deil !
Bu nedenledir ki bize, ncesinde zdeleme bulunmayan bir re
kabet (Oidipus karmaas), ardndan da rekabetsiz bir zdeleme

(stben) sunulmaktadr. jacques Lacan, ilk makalelerinden biri olan

S 1D DET VE KUTSAL

262

"Psikanalizde Saldrganlk"ta, bu sralamann insan akna dnd


ren belirgin zelliine dikkat ekmektedir: "Rakiple zdelemenin
kendiliinden yapsal bir etkide bulunmas ancak masal dzlemin
de olanakldr."4 Masal bir yana brakalm; aada greceiz ki ma
saln kimseden alacak dersi yok. Lacan'n syledikleri , arzunun tak
liti doas asndan gayet makuldur; ama baland dilsel fetiizm
onu Freud dncesinin daha donmu ve "yapsal" ynlerini vurgu
lamaya srkledii iin, o da bu taklit arzu olgusunu gzden kar
mtr.
Freudcu zmlemeyi ilgin klan, ne ulat sonulardr, ne i
irilmi ruhsal "kerteler" yn, ne de iyi yetimi tilmizlerin dikka
te deer olduu kadar boa da giden bir beceriyle nce kurup son
ra kerttikleri ereti iskeleler. Bu zmlemeyi ilgin klan, kuru
lan sistemin ba.anszldr. Freud, model, tilmiz ve bu ikisinin or
tak nesnesi arasndaki ilikileri dzenlemeyi hibir zaman baaram
yor ama, amacndan da hi vazgemiyor. Bu terimden ikisini e
kip evirmeye altnda hemen yanlarnda ncs de beliriyor;
tpk beyaz gmlekli hemirelerin bir ie yarama duygu.suyla kutusu
na sokmaya altklar, yayndan frlayan oyuncak eytan gibi. Kut
sallatrlan byk dnr idi etmenin bundan daha kktenci
bir yordam zor bulunurdu.

reud'dan sonra ok soruldu, Oidipus karmaas Bat'ya zg


mdr, yoksa ilkel toplumlarda da var mdr diye. Malinows

ki'nin The Father in Primitive Society/ llkel Toplumda Baba adl kitab,
bu tartmada nemli bir rol oynadndan, stnde durulmas ge
reken bir alma.
Malinowski nce Trobriand Yerlilerinin Batllardan daha mutlu
olduklarn ne sryor. Yabanlar, uygarlamlann gerilimlerinden
4 Ecrits (Paris, 1966), s. 1 1 7.

FR E UO VE O 1 O 1 PUS KAR MASAS 1

263

ve atmalanndan habersizdir, diye . Ne var ki Malinowski ksa s


rede , yabanlann da baka tr gerilim ve atmalan oldugunu anl
yor. Trobriand toplumunda day, bizim toplumumuzdaki babaya
den rollerin tmn deilse de epeycesini stlenmektedir. o
cuklar, babalannn degil daylannn mirassdr. ocuklara kabile
eitimi verme grevi de daynndr. Dolaysyla gerilim ve atma
lar, daha ok bir tr snaa ya da balayc bir dosta benzeyen ba
bayla degil, bu dayyla olan ilikilerde ortaya kmaktadr.s
Malinowski, gzlemlerini Freud'la kurulan bir diyalog ereve
sinde sunuyor. Ne var ki, metninden bulank bir izlenim ediniyoruz.
Yazar nce , Oidipus karmaasnn Freud'un sand lde evrensel
olmadn ne sryor. Bunun ardndan gelen, dayya ilikin d
ncelerinde ise psikanaliz konusunda daha olumlu varglara ula
yor: Artk sz konusu olan, Freud'u rtmek degil, zenginletir
mektir. Trobriand Yerlilerinde day, bizde babann oynad role
benzer bir rol oynamaktadr. Bu dalgal biimi almak kaydyla, Oi
dipus karmaasnda belirli bir evrensellik bulunmaktadr.
Psikanalistler Malinowski'nin kitabn iyi karladlar ve cemaat
i bulduklan, psikanalize kukuyla bakan baz budunbilimcilerin
rtlmesi olarak kabul ettiler. Psikanalistlerin dikkat etmedikleri
nokta, Freudizmi hayli yzeysel olan Malinowski'nin Trobriand Yer
lisi daylarla ilgili olarak yalnzca ak ve bilinli gerilimlerinden sz
ettiiydi . Psikanaliz dzleminde bu gerilimlerin yine daynn baki
isi oldugu bir bilind dramdan kaynakland savn hakl klacak
hibir veri bulunmuyor. Kitap psikanalizi olumsuzlasayd bu tutar
szlk herhalde gzden kamazd.
Malinowski'nin baz gzlemleri, okumakta olduunuz deneme
asndan temel nemdedir. Bizi zellikle ilgilendiren ve bize gre
Oidipus karmaasnn da ierdii tek sahici ge olan baz ilikilerle
5 The Father in Primitive Society,

s.

1 7-8

264

DD ET VE KUTSAL

dorudan ilintilidir bu gzlemler. Malinowski, kendisi bu noktaya


yeterince nem vermese de , ilkel toplumlann ya da en azndan
Trobriand Yerlilerinin takliti rekabete ve ifte amaza bizim toplu
mumuzda bulunmayan engeller koyduklarn gstermektedir. Bura
da nemli olan, babann balaycl ya da daynn sertlii, baka
bir deyile, bir erkekten dierine yer deitiren yetke deil, birka
satrda dile getirilen, daha ilgin bir farkllktr: Baba ile oul ayn so
ya mensup deildir burada; baba ve genellikle babaerkil kltr, r
nek olma ilevini grmemektedir. Babadan gelen bir "beni taklit et"
komutu yoktur.
ocuklar, kada'larnn [daylannn) yaad yeri "kendi ky" bi
liyor; orann kendi mal olduunu, yurttalk haklarn oradan al
dn, geleceinin, doal mttefiklerinin ve ortaklannn orada ol
duunu biliyor. Doduu ve byd kyde hukuki adan "ya
banc" bile saylyorlar. . . Bu nedenle, Trobriandllarn yaam ikili
etki altnda. Bu ikili etkinin yzeysel bir grenek farkllna da
yand sanlmamal. Kiinin yaamna derinlemesine etkide bulu
nan, tuhaf bileimlere ve belirli bir kankla, gerilim ve glk
lere yol aan bir ikililik bu.6
Oullar, Freudcu anlamda ideal ben ya da stben olarak "ideal"le
rini ahsnda canlandrmayan bir adamla -babalaryla- birlikte ya
yor. Byle bir ideal kii var onlar iin: Sz konusu kltrde bu ide
al kii, anne soyundan gelen en yakn erikin oluyor. Ancak, ocuk

lar bu model kiiyle birlikte yaamyor. Day, ocuklarn yaamna hay


li ge mdahale ediyor. Ettii zaman da, kesintisiz olmuyor yanla
rndaki varl; genellikle baka bir kyde yayor nk. Her ey
den nce de, dayy ocuklarn annesinden, kz kardeten uzak dur
mak zorunda brakan ok sk bir tabu yrrlkte. Gerek Freudcu
erevede, gerekse ifte amaz erevesinde ayn ilikilerin dayda yi6 Agy . ,

s.

1 8-9.

FREUD VE O1 D1 PUS KARMASAS1

265

nelendii saptamas yanlgl bir saptama. Annenin ya da babann


kardelerine tanm bir Oidipus karmaas fikri ancak bir aka ola
bilir.
Dayyla yeenler arasndaki gerilim gerekte o kadar ak ki, o
cuklan bir elikiye hapsetmiyor. Burada ne engelin modele dn
mesi sz konusu, ne de modelin engele dnmesi. Taklit ilikisi
burada yle bir biimde ynlendirilmi ki, arzunun nne kan en
geli nesnesi saymas olasl bulunmuyor.
Daha baka ilkel sistemler de incelense, kltrel adan model
kiinin etkinlik alan (bu kiinin yine belirli bir kii olmas kaydy
la), tilmizin etkinlik alanyla hibir zaman ikisinin arzusunun yn
de olaca lde rtmedii ortaya kacaktr. lki etkinlik alan
nn bulutugu noktalar, yalnzca, zaman geldiinde tilmizin klt
re kabul edilmesini salamaya ynelik belirli baz noktalardr.
Malinowski'nin gzlemleri, ilkel toplumlann ifte amaz karsn
da Bat toplumlarna gre daha iyi korunmu olduunu gsteriyor.
Gerekten de, Trobriand toplumunu gz nnde bulundurduu
muzda, Bat toplumunu nasl tanmlanz? Trobriand Yerlilerinde ba
ba ile day arasnda bltrlen ilevlerin, bizim toplumumuzda ta
babaerkil aamadan bu yana tek bir kiide toplanm olduunu g
ryoruz. Demek ki babaerkil sistem bizde Trobriand Yerlilerine g
re daha az farkllam durumdadr. Modem aile asndan bakt
mzda bize keyfi bir yaplanma gibi grnen (ve byle grnmesi
kanlmaz olan) babaerkil toplum, ilkel toplum asndan bakt
mzda da greli bir olumsuz not alm oluyor bylece .
Tkenmez bir hata ve yanl anlama kayna olan "Oidipus kar
maas" deyiminden kesinlikle vazgeilmeli, psikanalizin bu karma
aya balad reel grngler, atmal taklit kavram etrafnda ye
niden gruplandnlmaldr. O grnglere tutarllk kazandrmann,
artzamanl bir emada toplanmalann salamann yolu budur. Gerek
grnglerin, gerekse bata psikanaliz olmak zere ilgili kuramlann

266

5 1 DD ET VE KUTSAL

tarihsel adan konumlandmlmas ancak bu yolla olanakl duruma


gelebilir.
Oidipus karmaas gibi bir kuramn ortaya kabilmesi iin, top
lumda karlkl taklit olgusunun bulunmas gerekiyor. Aynca,
model ile engelden oluan, ancak, iddeti grnr duruma gelme
yen bir mekanizma da bulunmaldr. Olaan koullardaki kkeni ve
hareket noktas baba olan bir mekanizma. ifte amaz olgusunun
kkeninde baba varsa, takliti bylenme znenin yaam boyunca
babann renklerini tayacaktr. Takliti bylenme, gerek bireysel
dzeyde gerekse grup dzeyinde gitgide mndan kma eilimi
gsterir. llk biimlerini durmadan yeniden retir, yani rnek ald
ilk kiiye benzeyen yeni modeller -ve yeni engeller- arar durmadan.
llk model babaysa, zne dierlerini de babaya benzeyen kiiler ara
sndan seecektir.
Bat toplumunda babaerkil adan itibaren model babadr. ifte
amazn varl iin, babann ayn zamanda engel durumuna gelme
si gerekmektedir. Babann engel durumuna gelmesi ise, olu her a
dan kendisine yaklatran ve babayla ayn evrende yaamasn sala
yan o babalk gcnn azalmasyla olanakldr. "Oidipus karmaa
s"nn altn a, babalk konumunun zayflasa bile tmyle yok ol
mad bir dnyaya, yani son yzyllann Batl ailesine denk d
mektedir. Farkllklardaki azalmann ifte amaz olaslklann artr
maya balad sz konusu dnyada baba, ilk modeldir, ayn zaman
da da ilk engel.
Bu durum bir aklama gerektiriyor. Farkllklann yok olmas
modern toplumun tarihine damgasn vuruyorsa, bizim kurban bu
nalm adn verdiimiz eye ok benzer bir durumla kar karyayz
demektir. Gerekten de, modem kavram pek ok adan kltrel
bunalmn eanlamls olarak ortaya kyor. Bununla birlikte, mo
dem dnyann her zaman kendisini dze karacak denge durumla
r bulmay baardn da belirtmek gerekiyor. Bunlar ereti denge-

FREUD VE O1D1 PUS KARMA5AS1

267

lerdir kukusuz ve gitgide younlaan, ama bu dnyay yerle bir et


meye de yetmeyen rekabetlerin elik ettii greli farkszlama dzey
lerinde olumaktadr. nceki blmlerde yaptmz zmlemeler
ilkel toplumlarda bu tr durumlara direnilemediini dndryor:
Oralarda bu tr bir durum ortaya knca, iddet her tr ly a
makta ve dorua ulatnda da kurucu oybirlii mekanizmasn te
tikleyerek, yeniden, son derece farkllam bir sistemin kurulmas
sonucunu vermektedir. Batl modem toplumda ise hi byle bir ey
olmuyor; farkllklar srekli olarak ve azar azar silinmeye devam edi
yor; bu silinmenin dourduu sonular, ar ar tm gezegene ya
ylan bir topluluk tarafndan iyi kt zmsenip asimile ediliyor.
Modern insann maruz kald gerilim ve yabanclamalann so
rumlusu , dnlebilecek biimleriyle "yasa" deil, gitgide artan ya
sa yokluudur. Yasann srgit knanmas modemlerin tipik zellii
olan bir hntan kaynaklanmaktadr. Hntan, yani, ileri srld
gibi karsnda yasay deil, znenin kabullenmek istemedii model
engel egemenliini bulan o arzu anaforundan. Taklit edimi, durma
dan deien tarzlann girdabnda ne kadar nndan kp umutsuz
lam olursa, insanlar da modeli engel, engeli model durumuna ge
tirdiklerini o kadar reddetmektedir. Asl bilind da burada yatyor
ite; ok eitli biimler alabilecei ak olan bir bilind bu.
Burada bize Freud yol gsteremeyecei gibi, bir yandan "zayfla
ra" duyduu hnc korurken bir yandan da bu hn ile gerekten
"kendiliinden" olan bir arzu, tmyle kendisine ait olduunu syle
yebilecei bir g istenci arasnda istikrarl bir farkllk saptamak
iin bouna aba harcayan Nietzsche de gsteremez. nk Nietzsc
he'nin "g istenci" de birikmi hncn en yksek ifadesinden baka
bir ey deildir. Belki Kafka yol gsterebilir burada bize; yasann
yokluu ile, insanlann stne gerek bir yk olarak ken ldrm
bir yasann ayn ey olduunu kabul eden ender yazarlardan biri
olan Kafka. Bir kez daha, sezgileri bilim adamlanmzca kmsenen

268

5 1 O O E T V E K U. T S A L

yazarlardan biri bizim en iyi klavuzumuz olacaktr belki. Oul, ar


tk ezici bir rakipten baka bir ey olmayan babadan yasann metni
ni istemekte, ancak kemkmden baka yant alamamaktadr.
Babaerkil olan, ilkel olana gre daha az yaplanm olmakla ta
nmlanacaksa, o vakitten bu yana olup bitenlere baktmzda "Bat
uygarl" da tarihi boyunca daha az yaplanma ilkesine ya da yap
szlama ilkesine tabi olmutur diyebiliriz. Neredeyse bir tr ama
olduu sylenebilecek bir eilim. Belirli bir dinamizm, nce Bat'y,
sonra da tm insanl grlmemi bir greli farkszlamaya, bizim
modem dediimiz tuhaf bir kltrdla ya da karkltre gt
ryor.
Psikanalizin ortaya k tarihsel olarak modemin geliiyle belir
leniyor. "Oidipus karmaas" evresinde toplanan grnglerin o
u, kendilerine atfedilen kkenin mitik ya da fantezist olmasna kar
n, taklit temelindeki yorum sayesinde tam olarak aa kan bir
anlalabilirlik ve btnlk zellii gsteriyor. "Oidipus karmaas,"
babaerkinden tremi aile yaplannn varln srdrd ve taklit
iliin yayld belirli srelerle ilgili olarak belirli lde doyurucu
dur belki. Buradaki zlp dalma sreci, ilkellerin kurban buna
lmlanndakiyle ayn olmakla birlikte, rndan kmadan, gzle
grlr bir iddete yol amadan, ykc sorunlar ya da dnme ya
ratmadan, azar azar, ll bir biimde gelimektedir. Burada "mo
dem"in barndrd artan gerilimler kadar, o artc esneklii ve
gz kamatrc etkililii de grebiliyoruz.
Tpk engellerinden gitgide kurtulan, ama gitgide daha ok baba
da odakland iin de kendine yeniden belirli denge ve istikrar bi
imleri bulabilen taklit arzunun greli yanszlatrlmas ve ksrlat
nlmas sreci gibi, Oidipus karmaas da Batl ve moderndir. Tarih
iinde belirli bir yeri olan psikanaliz, kendisinin asla sz edemeyece
i bir eyin de habercisi ve hazrlaycs olmutur: Baba rolnn b
tnyle silinmesini getiren, daha da ileri bir farkszlama derecesi.

FREUO VE O1 O1 PUS KARMASAS1

269

Her mitik dnce gibi psikanaliz de rtlmesi olanaksz bir


kapal sistem oluturuyor. Babayla atma yoksa, bunun nedeni
karmaann bilindlnn devreye girmesidir; atma varsa yine
karmaann ad anlr; karmaa yzeye kt kacak haldedir, km
yorsa bu da var olduunun iareti saylr!
Psikanaliz bylelikle her koulda doruland gibi, taklitilik ya
ylp rndan ktka, yapszlama gitgide daha yaamsal bir gi
diat iine girip ifte amazlar oaldka psikanaliz de gitgide daha
ok dorulanyor. Baba snmlendike "Oidipus" geliiyor. Saysz
ruhsal sorunun, l.aios'suz bir Oidipus'a balanmas ocuk oyunca
dr artk. Bu koullarda, karmaann izini gerek bir babaya, etten
kemikten yaplma bir dayya, hatta belirli bir bireye kadar srmenin
psikolojist bir yanlsama olduuna hkmedilmektedir. Gerekten de
yledir, ayrca. Psikanaliz bylece mutlak bir zafer kazanm oluyor.
Her yerde o var. Ancak, bu durum artk hibir yerde olmad anla
mna geliyor. Psikanaliz, yanl popler kantlarn bayalndan ar
tk yalnzca irek biimcilie derek kurtulabiliyor.

idipus karmaas ifte amaz'n yanl bir yorumuysa, diyebili


riz ki, baba katli ve ensest arzusundan ileri geldii dnlen

her eyin balatcs gerekte bizzat baba ya da modeldir.


Freudcu mit gnmzde kukucularn gznde bile ylesine
gl ki belki bu sylediimiz aka sanlacaktr. Dolaysyla, bu
alanda hi kimsenin kmseyemeyecei bir yazar olan Sophokles
bata olmak zere, dncemizin karlklarn aramamz gerekiyor.
Burada yine Kral Oidipus'a bavurabilirdik ama, bu oyun pek ok ve
eitli amalarla sz konusu edildiinden, rnek oluturma asn
dan ypranm durumda. Dolaysyla, yzmz daha az uranan
bir yapta dneceiz: Trakhis Kadnlan.
Son sahnede, oyunun kahraman Herakles zehre bulanm gm
leinin iinde acdan kvranmakta, olu Hyllos ise yan banda say-

270

S 1 DDET VE KUTSAL

gl bir biimde babasnn komutlarn beklemektedir. Herakles, og


lunu itaate agrdktan sonra, kendisini aclarndan kurtarmasn,
bunun iin de byk bir ate yakp canl canl o atee atmasn ister.
Hyllos bagmr; babas onu baba katili yapmak istemektedir! Herak
les srar eder ve kendisini baba katlinin balatcs, tam bir ifte a
maz'n sorumlusu klan szler syler:
HERAKLES: Ne yapman gerekiyorsa onu sylyorum sana. Dedi
gimi yapmazsan olum deilsin, git bakasnn olu ol.
HYLLOS: Heyhat! Beni nereye itiyorsun? Senin katilin olmaya,
katlinden sorumlu olmaya.
Oyunun devam daha da artcdr. Herakles oglundan, bu kez
daha az nem tadn ne srd bir hizmet daha ister. Metin bu
rada, en azndan psikanalitik bilgilikle dolu modem balamda, be
lirgin bir komedi havasna bnr. Babann lm, son "iler" s
rasnda edindii son ei gen lola'y koruyucusuz brakacaktr:
HERAKLES: . . . ile olum, tlerim bunlar. Ben lnce, hayrse
verliini gsterip babana ettiin yeminleri tutmak istiyorsan, lo
la'y e olarak al. Babana hayr deme. lola benim yanmda uyudu: is
teim odur ki senden baka kimsenin olmasn. Evel olum, bu bala
n kurmak sana dyor. inan bana; byk ilerde bana inandn;
daha kk eylerde inanmazsan, bana yaplln hizmellerin hi
bir nemi kalmaz.
HYLLOS: Ah! Herhalde bir hastaya ksmek iyi deildir. Ama bu
fikri tayan birine katlmak ne mmkn?
Bu Moliere'vari yantn ardndan konuma gitgide daha dikkat
ekici bir havada srer. Hyllos, yzeysel bir biimde, lola ile evlen
meyi reddediinin gerekesi olarak, gen kadnn tamamlanmakta
olan aile tragedyasnda oynad -hayli edilgin- rol ne srer. Ger
ekte sz konusu olan, babann arzusu ile olun arzusu arasndaki

FREUD VE O1D1PUS KARMASAS1

271

asl ilikidir; baka bir deyile, rnek alnan babann, bazen kurnaz

ca, bazen komut vererek yapt neriye ("ben neyi arzuluyorsam sen
de onu arzula" biimindeki baba istencine) olun tam olarak itaat et

mesine karn herkesin saygsz bir itaatsizlik sayd o zdeleme


ilikisidir:
HYLLOS: Ah! Merhamet, korkun zntlym.
HERAKLES: nk babana itaat etmeyi reddettin.
HYLLOS: Bana mnkirlik mi reteceksin, baba?
HERAKLES: Arzumu yerine getirmen hi de mnkirlik deil.
HYLLOS: Demek kesin komutlann bunlar senin?
HERAKLES: Evet, tanrlar tanm olsun ki yle.
HYLLOS: O halde sana itaat edeceim -sana hayr diyemem- ama
herkese bunun senin iin olduunu syleyeceim. Hem babama itaat
edip hem de sulu olamam.

HERAKLES: ok iyi o zaman. . .


Grld zere "masal," baba oul ilikisi stne psikanalizden
daha ok ey biliyor. Burada modem dnce iin sk bir alakg
nlllk dersi var. Yirmi be yzyllk Sophokles, mitolojilerin en
can skcs olan Oidipus karmaas mitinin boyunduruunu sars
mak iin bize hala yardmc olabiliyor. 7
7 Burada, ayn konuya deinen dier sal "edebiyat" yaptlarnn iaretleri
almak konusundaki duyarlna dikkat ekmek yerinde olabilir.
Bu yaptlarn kazand baar, henz dile getirilmemi olmamakla birlikte,
gerek edebiyatn baz etiket sahibi savunucularnn hareketsizlii ve
inanszl, gerekse "maske indirici"lerin alacak basitlii karsnda
kazanlm, eksiksiz bir zaferdir. Baba katli iin babann kendisinden gelen
zendirme sorunuyla ilgili olarak, Calderon'un bayapt La Vida es sueno
zel olarak dikkate ve bamsz incelemelere deer. Byle bir incelemeyi
Cesareo Bandero, Mimesis conjlictiva'da yapyor (Madrid, 1975).
Calderon'un , arzu sorununu ve "yasa"ym gibi grlen engel sorununu
ele almak konusunda Freud'dan bir adm ne getiini, Bandero'nun
incelemesi sayesinde anladm.

SEK Z NC B LM :

T O T E M V E TABU V E E N S E S T YASAKLAR!

ada eletiri , Totem ve Tabu'da gelitirilen tezler konusunda ne


redeyse gr birlii iinde: Bu tezler kabul edilemez. Freud,

kitabnda aklamay amalad her eyi daha en batan belirtmek


tedir: Darwin'in ilkel srs ailenin karikatrnden ibarettir; ege
men erkein cinsel tekeli, balangta bile gelecekteki ensest yasak
laryla rtmektedir. Levi-Strauss'un Les Structures elementaires de

la parente/ Akrabaln Temel Yapla n'nda saptad gibi, "toplumsal


durumun, o durumu varsayan olaylardan tretildii bir ksr dn
g"yle kar karyayzdr burada.
Bunlar, yaptn ilk eldeki ierii ve yaplabilecek zetler asn
dan geerli itirazlar. Gelgelelim, Totem ve Tabu'da tanma gelmeyen
bir eyler de var. rnein, kolektif ldrme edimlerinin yaptta
aklanan tipik konulardan biri olduu izlenimi veriliyor ama, asln
da hi de yle deil. Bu konudan sz etmekte kusur edilmiyor ku
kusuz. Hatta bu konunun bu tuhaf denemede bir numaral merak
konusunu, bir tr turistik ekim esini oluturduu da sylenebi-

274

1DDET VE KUTSAL

lir. Bu barok antn evresinde, ant stne tam olarak ne diyecekle


rini bilen klavuzlar eliginde geziyoruz: Freud'un bylesine bir den
sizligi tasarlayabilmi olmas, dehann ne tr yanlglara debilece
gini gayet iyi gstermektedir. Bu tuhaf yaratk karsnda akna d
nlmekte, Hugo'nun yallg srasnda son romanlarnda icat ettigi
trden istemd bir kaba aka yapldg izlenimine kaplnmaktadr.
Daha dikkatli bir okumada, yapttaki tuhaflk daha da artyor.
ldrme gesi gayet belirgin ama, yapma, en azndan beklenebile
cek dzlemlerde, hibir ie yaramyor bu ge. Kitabn konusu cin
sel yasaklarn oluma sreci ise, ldrme gesinin Freud'a herhangi
bir katks bulunmadg gibi, glk kardg bile sylenebilir. Ger
ekten de, ortalkta ldrme olmadgnda, korkun babann gen
erkeklere dayaug cinsel yoksunluklardan, szcgn tam anlamyla
kltrel nitelikli olan yasaklara kesintisiz bir biimde geilebiliyor.
Oysa ldrme edimi bu srete bir kopu yaratyor. Freud bu kr
g onarmak iin aba gsteriyorsa da pek inanl davranmyor. So
nuta ulatg fikirlerse, bulank olmakla birlikte, sylendigi kadar
kolayc degil.
Demek ki ldrme gesi, bir kolaylk daha saglamak, "ortalga
eki dzen vermek" yle dursun, rahatszlk yaratmaktadr. Yasak
larn babann uyguladg tekel ynetiminden tredigi varsaym, be
lirgin bir Freudcu varsaym olarak kabul edilmeyip, yle byle Fre
udcu saylan bir varsaymdr. Bu grn kendi buluu olmadgn
bize bizzat Freud bildirmitir:
Darwin'in ilkel sde varln ileri srd [bu] artlarn, pratik
te egzogaminin gelimesini kolaylatrmaktan geri kalamayacan
ilk anlayan sanrm Atkinson olmutur. Sden kovulanlardan
herbiri, iinde efin kskanlk duygularna dayanan bir cinsel ili
kiler yasa bulunan, baka bir benzer s kurabilir. Bylece, za
manla bu artlar, halen bilinli bir yasa eklinde var olan bir kura
l dourmutur: ayn snn yeleri arasnda cinsel iliki olamaz.

TO TE M V E TA B U V E E N S E ST YASAKLA R 1

275

Totemizmin ortaya kmasndan sonra, bu kural deiip u ekli


almtr: ayn totem topluluu iinde cinsel iliki olamaz. l
Kolektif ldrme konusu ise, gerekten Freud'a ait. Ancak, ile
niin grnrdeki gereksizlii ve yersizlii, eletirmenlerin bu konu

Totem ve Tabu'da ne aryor sorusunu sormalarna yol ayor. Bu so


ruya baz psikanalistler, her soruya verdikleri yant verdiler. Onlara
inanacak olursak, Freud Totem ve Tabu'da bize kendi basklanmla
rndan oluan bir ziyafet ekmektedir. Demek ki gayet beklenebile
cek bir yanttr bu verilen. Ancak, sz edilen kii Freud'un kendisi
olunca beklenemeyecek bir yant, ayn zamanda. Bylelikle Totem ve

Tabu, psikanalizden geirilmesine izin verilen, hatta geirilmesi sa


lk verilen tek yapt oluyor ustann.
Freudcular genellikle bilicilerinin en kk bir szn vmekte,
bu konuda hararetsiz bulduklar kiileri aforoz etmekte ylesine ive
cendirler ki, onlarn Totem ve Tabu'ya layk grd yargsz infaz,
dardan bakan biz inanszlara son derece etkileyici geliyor. lnsan
kendi kendine, byle bir muameleyi hak ettiine gre berbat bir ey
olmal bu kitap , diye dnyor.
Amatrlere kar genellikle daha cmert olan budunbilimciler,

Totem ve Tabu konusunda neredeyse psikanalistler kadar sertler.


1913 ylnda budunbilimin elindeki bilgiler, daha sonrakiler gibi de
ildi. Freud'un o zaman yararland kuramlar, zellikle Frazer'n ve
Robertson Smith'in kuramlar sonradan saygnln yitirdi. Totem
cilik kavram neredeyse tmyle terk edildi. En nemlisi de kitabn
balca tezinin Freud tarafndan verilen biimiyle gerekten inanlr
olmayyd.
Sonuta Totem ve Tabu'yu ciddi bir eletiriden geirmeden mah
km etmek iin herkes komusunu dayanak kld. Freud gerekten
l eviri K. Sahir Sel'in; Sigmund Freud,

Sosyal Yay. , 1 996, s. 1 75 .

Totem ve Tabu,

2 76 1 D D E T V E K U T S A L

akl banda biri deil idiyse, dncesine neden, nasl ve ne lde


nem verildiini bilmek bugn daha da nemli hale geliyor. Totem

ve Tabu'da bulgulanan sapmas, yaptlarnn geri kalan blm iin


varsaylan amazlnn da sorgulanmasn gerektirirdi; hi deilse
felaketin snrlan belirlenip yaratt tm sonular saptanncaya de
in. Ne var ki belirli bir yeni Freudculuun hi yapmad, gnl in
dirmedii bir i varsa o da bu sorgulama oldu. Biimci nyarg g
lene glene, insanlarn ikinci bir doas durumuna geldi.
Bir dnce akm kendisine kar klmasn en hafif deyimiyle
neredeyse nsel bir ruh hastal kant sayyorsa, hala sahiden gele
cei olan canl bir dnce midir bu diye sormamz gerekir. Hoa
gitmeyen, hatta ann hakikatinden en uzak, ve en deerli alkanlk
larmzn yannda rezilane gibi duran varsaymlar karsnda bile
emre amade olunmadnda, orada bilimsel bir ruhtan sz edilemez.
Daha dorusu, hoa giden ya da gitmeyen varsaymlar deil de ,
inandrc olan ya da olmayan varsaymlardan sz ediyoruz. Freud'a,
sanki bir Shakespeare, Sophokles ya da Euripides taklidiymi gibi
kendi yanlsamalarnn kurban muamelesi yapmadan nce, hi de
ilse ne dediine kulak vermek gerekir. Psikanalizle budunbilimin
kavanda yer aldklarn dnen aratrmaclarn bile Freud'a ku
lak vermeyi. reddetmeleri zellikle tuhaf kayor nk.
Ksacas her ey Totem ve Tabu'yu gln drmeye, kaytszlk
ve unutu kurban etmeye ynelmi grnyor. Bu mahkumiyeti
edilgin bir biimde onaylayamayacamz aktr. Kolektif ldrme
edimi ve bununla ilgili tezler gerekte okumakta olduunuz dene
mede gelitirilen izleklerle ylesine yaknlk iindedir ki, daha ayrn
tl bir incelemeye tabi tutulmalarn talep etmemek elimizden gel
mez.
nce, budunbilimsel kuramlarn, zellikle totemcilik kuram
nn, sallanmasna hatta yklmasna karn toparlayp yorumlamaya
alm olduu verilerin tmn boa karmadna dikkat etmek

TOTEM VE TABU VE ENSEST YASAKLAR1

277

gerekiyor. Totemcilik, ayn bir varlk deilse, temel boyutu asndan


snflandrma ad verilen o ok genel etkinliin zel bir kesiminden
ibaretse , bunun saptanmas, totemcilik yordamyla aklanmaya a
llm olan dinsel grnglerin de yok olmas anlamna gelmiyor.
Demek ki bu grnglerin daha geni bir balama yerletirilmesi ge
rekmektedir. Dinsel olanla, bir btn olarak snflandrma edimi
arasndaki ilikiler de sorgulanmaldr. Her ey birbirinden aynk
dursun, ayrmlar istikrar kazansn: llkel toplumlar asndan byle
bir kesinlik bulunmamaktadr. Totemcilik [kuram] , belki yanlgl
dr ama, hi deilse dinsel inancn oluturduu bilmecenin tm z
gnlne sayg gsteren bir yanlgdr bu.
Freud, totem fikrinin evresindeki toparlama ve dzenleme de
nemelerinde neyin zayf olduunu gayet iyi gryordu. Kaynaklar
na krlemesine gvenmek yerine, eletirel bir gzle inceliyordu an
lan: Totemcilikte her ey bilmecedir. "Adclk" diye nitelendirdii ve
gerekte kavramn gnmzdeki gibi iptal edilmesi noktasna ula
mak iin mantksal sonucuna kadar gtrlmesi yetecek olan
zmler de iinde, nerilmi zmlerin hibirini kabullenmiyordu.
"Tm bu (adc) kuramlar ... ilkel klanlarn neden hayvan adlar ta
dn aklyor, ama bu adlandrmann onlarn gznde tad
nemi, baka bir deyile totem sistemini aklamasz brakyor."
Burada nemli olan, toteme ya da herhangi bir konu balna
yaplan gnderme deil, "ok doal" olann aldatc grntsnn
ardnda yok olmamas gereken dinsel olgudur. Bilim, ruhumuzu ba
z olgularn yaratt aknlktan yoksun klmak deildir. Freud,
"eylerin duygusal yann hi hesaba katmayan fazla aklc" tm ba
k alarn reddetmektedir.
Freud'un dikkatini eken olgular, okumakta olduunuz dene
menin nceki blmlerinde bizim de dikkatimizi ekmi olanlarla
hep ayn trden, bazen de tam olarak ayndr. Freud, dinsel inan
ta, en kkl ztlklarn birbiriyle rttn gzlemlemektedir: iyi

1 O O ET VE KUTSAL

278

ile ktnn, hzn ile neenin, izin verilen ile yasaklanann. Szge
limi, festival, "izin verilen, hatta dzenlenen bir arlk, bir yasan
trenle ihlal edilmesidir." Festivalde, meru olanla olmayann byle
ce bir araya gelmesi tam olarak kurban sunumunda gzlemleneni
akla getiriyor: "(H)ayvan kurban edilirken, arkasndan trenle ala
nr. . . " Bu durumun alacak bir yan yoktur, nk festivalle kur
ban sunumu sonuta ayn ayindir: 'Tm halklarda kurban sunu
muyla festival rtyor, her kurban sunumunda bir festival bulu
nuyordu. Kurbansz festival yoktu."
lzin verilenle yasaklanann bir araya gelmesi, kurban esi her
zaman bulunmasa da, baz hayvanlara yaplan muamelede de rastla
nan bir durumdur: "Kaza 'ile len bir hayvan iin yas tutulur, ve o
hayvan, tpk bir kabile yesine gsterilen sayg ile gmlr. ( . . . ) G
renek olarak esirgenen ve korunan bir hayvan ldrmek zorunda
kalnrsa, ondan af dilenir ve her areye bavurularak tabunun i
nenmesi suu, yani hayvann ldrlmesi ho gsterilmeye al
lr. "2
Gezegenin bir ucundan dierine ilkel dinlerin tm grnglerin
de kurban sunumuyla ilgili bu tuhaf ikili tavra rastlyoruz. Ayin her
zaman bir ldrme biiminde, hem ok sulu hem ok gerekli bir
edim olarak ve ne kadar kutsanrsa o kadar arzulanr bir ihlal bii
minde kendini gsteriyor.
Robertson Smith, bizim burada geni anlamda "kurban ayini"
dediimiz eyle onun "totemcilik" dedii eyin ortak noktalarn ok
iyi alglamt. Bu totemizm adlandrmas, ayn bilgi daarcn ve
gnmzde artk benimsenmeyen belirli bir dnsel anlay pay
laan budunbilimciler arasnda moda olmutu. Bununla birlikte sz
konusu aray, her zaman ustaca olmasa da, ilkel dinlere ilikin ve
riler ve bu verilerin arasndaki ortak ynler konusundaki sezgileri de
besliyordu. Robertson Smith'i, ardndan da Freud'u totemizme ula2 Agy . , s. 1 4 1 - 2 .

TOTEM VE TABU VE ENSEST YASAKLAR1

279

mak iin ellerinden geleni yapmaya iten de o ortak ynlerdi. Tote


mik denen inanlar, bazen en elikili, en gizemli, en ok yorum ge
rektiren dinsel zellikler arasnda en arpc olanlara ait rnekler su
nuyor. Bunlar genellikle bizi reel olarak hakikate gtrmeye en el
verili rneklerdir. Freud, totemciliin tam anlamyla dinsel olan
ynlerinde baka her yerden daha belirgin olan bu ztlarn rtme
si (badamazlarn bir araya gelmesi) olgusunu ve dinin bir btn
lk iinde tanmlanmasn salayan o sonu gelmez tersine evrilme
olgularn bulmaktadr; nk btn bunlar, iddetin belirli bir i
leyiiyle balantldr: Dorua ulaan iddetin, kolektif ldrme ara
clyla kendi tersine dnmesi biimindeki ileyitir burada sz ko
nusu olan. Freud bu kolektif ldrme ediminin gerekliliini hayran
olunacak bir biimde grmekte, ancak, ileyi tarzn, ne ie yarad
n grememektedir, nk ikame kurban mekanizmasn kefede
bilmi deildir.
Balangta bir su edimi olan kurban ldrmenin yinelendike
nasl olup da azar azar dpedz kutsala "dndn" anlamak an
cak szn ettiimiz mekanizma sayesinde olanakldr. Bu bakala
m ile, totemci topluluklann iindeki her grubun kendi zel totemi
karsndaki tavr arasnda ok sk bir iliki olduu, hatta bu ikisi
nin temelde zde olduu aktr. Gerekten de ou durumda, be
lirli festival trenleri dnda totemin avlanmas, ldrlmesi ve t
ketilmesi kesinlikle yasaktr. Sz konusu trenlerse her zaman ku
rallarn biraz iftanlaml bir biimde tersine evrilmesinden olu
maktadr: Trenler srasnda tm grup, olaan zamanlarda yasak
olan her tr eylemde bulunmak zorundadr.
lkame kurban mekanizmasn yeniden retme istencinin bu to
temci inanta "klasik" kurban ayini geleneine oranla daha belirgin
olduu ak. Hakikate ok yaknz burada. Freud bu hakikatin b
tnne ulamyorsa da, totemik zellii ne karmakta haksz de
il. Tm gizemleri gerek bir ldrme olgusuna balamay neren

sezgisi Freud'u yanltmyor. Ancak, temel mekanizma eksik oldu


undan, dnr, bulgusunu doyurucu bir biimde gelitiremiyor.
'Tekil ve tarihncesi bir ldrme olay" tezini amay baaramyor;
bu tezi bire bir alglayacak olsak, metnin btn bir fantezi nitelii
ne brnecek.
Freud'un kendi babasn ldrme ryas grdn ve bilind
nn dayatmasyla da bunu yazdn ileri srmeden nce, onunla
bir olup Totem ve Tabu'da toplad gl tezleri deerlendirsek da
ha iyi ederiz. Freud , tpk bizim burada vurguladmz gibi, ayin ge
leneklerindeki hep birlikte katlma koulunu srarla vurguluyor.
Herkes birlik halinde davranp ayn eyi yapmasa, ayinler srasnda
ki ihlaller dpedz birer sua, ykc birer eyleme dnecektir. Fre
ud, elbirliiyle davranlmasnn yararl etkilerini saptayamam olsa
da, oradaki kutsallatrmann blnmemi olunmasna dayandn
kabul ediyor. te yandan , pek ok kltrde yar insan yar hayvan
totem canavar bir yandan kendi benzerleri ve kopya/ikizleri tarafn
dan kurban olarak sunulurken, ayn zamanda da, ata, hakem ve k
lavuz olarak tanmlanmaktadr. Kurban eden, mitik nitelikte olsa da
gerek toplumun kopya/ikizidir.
Burada stnde dnlmesi gereken bir dizi iaret yok mudur?
Dnsel dzlemde bu gibi olgulardan bir kolektif ldrme kuram
kardnzda, kendini bilimsel sayan bir dnme tarznn standart
aforozunu otomatik olarak harekete geirmi oluyorsunuz. Psikana
lizin insan ruhunun en can skc yanlarna durmadan bir tr prim
vermesi ciddi bir durumdur. Bunu sylerken, hep sz edilen, ne
redeyse soylu saylabilecek birtakm yanl anlama biimlerinden
ok, sz hi edilmeyen, dikkatsizlik, bildiimiz tembellik ve her
eyden nce de kapsam kavranamayan her tantm hemen mah
kum etmeye -ya da daha kts, iine birazck moda karnca he
men onaylamaya- hazr olunduunu gsteren o evrensel eilim var
aklmzda.

TO TE M VE TAB U VE E N S EST YASAK LAR 1

281

Kurban ayinleriyle totemci inanlar akllca karlatrlrsa, tm


de kolektif ldrmeyle ilgili olan baz ana izlekler ortaya kyor.
Tm iaretler yle gsteriyor ki her tr tanrsalln ve topluluun
kkenleri, oybirliine dayal bir i iddet ile topluluk mensubu bir
kurbanda yatmaktadr:
Hibir kiinin yok edemiyecei, ancak btn klan yelerinin rza
s ve katlmasyle kurban edilebilecek bir hayat, bizzat klan yele
rinin hayatyle ayn deerde demektir. Kurban yemeinde bulu
nanlardan herbirine, kurban hayvannn etinden tatmasn emre
den kural, bir su ileyen kabile yesinin, btn kabile tarafndan
ldrlmesi gerektiini syleyen kuralla ayn anlamdadr. Baka
bir deyile, kurban edilen hayvan, tpk bir kabile yesi gibi mu
amele gryordu; kurban sunan topluluk, onun tanns ve kurban
hayvan ayn kandandlar, tek ve ayn bir klann yesiydiler.3 (Vur
gular Freud'un.)
Grld zere totem kuramnn sorunlu ynleri burada hi
rol oynamyor; totemcilik sz konusu bile edilmiyor. Totem ve Ta
bu'nun dinamizmi, genel bir kurban kuramna ynelmi durumda.
Yolu aan Robertson Smith olmutu ama Freud ok daha fazla yol
alyor, nk kuramsal budunbilim tartmalar onu ilgilendirmi
yor. Birbiriyle balantl o dev olgu yn tek bir aklama , genel bir
kuram gerektiriyor ve bu aklama nce bir kurban kuram olarak
kyor ortaya: "Robertson Smith, mihrap zerinde kurban sunma
ileminin, eski dinlerde rituel'in temel bir parasn oluturduunu
gsteriyor. Dier btn dinlerde de kurban ayn rol oynuyordu.
Bunun iin, onun varln ok genel ve her yerde ayn ii gren ba
z nedenlerle aklamamz mmkndr."4

3 Agy . , s . 1 89.
4 Agy . , s . 1 8 5 .

282

S1 DD ET VE KUTSAL

Freud'un ele ald kurban arketipi Robertson Smith'te de temel


bir rol oynayan bir ayin: Deve kurban etme ayini. IS iV. yzyla ili
kin bir tanklk bize bu kurbann o zamanlar Sina l'nde aada
ki gibi sunulduunu anlatyor:
[Freud, Robertson Smith'ten aktaryor:] Bir deve olan kurban, ta
tan yaplm kaba saba bir mihrabn zerine yatrlp balanyor;
Kabile reisi, hazr bulunanlara ilahiler okutarak onlar mihrabn
evresinde kere dndryor. Sonra, hayvana ilk bak darbesi
ni vurarak fkran kan byk bir itahla iiyor. Bunun arkasn
dan btn kabile hayvann zerine ullanyor ve herkes klcyla
onun henz titreyen etinden birer para kesip alyor ve i i ye
meye koyuluyor. Bu i o kadar abuk oluyor ki, kurbann sunul
duu sabah yldznn doduu anla, yldzn gnei klaryla so
lup kaybolduu an arasnda geen ksack zaman iinde btn
hayvan yok edilmi, ne eti, ne derisi, ne kemii, ne de barsaklar
kalm bulunuyor. 5
Bize kalrsa Robertson Smith'in bu kurban sunumunda izlerini
bulduunu dnd "totemcilik kalntlar" gerek burada gerekse
baka yerlerde ikame kurbana ilikin eksik baz sezgilere atfedilebi
lir. Totemcilik kalntlarnn Freud'u ilgilendiren yan ise kolektif l
drmeyle olan balantlardr. zetlediimiz balamn iine yerleen
Sina l senaryosu gz nne alnrsa, sz konusu ldrme varsa
ymna kadar giden dnr gln bulmak gerekten olacak ey
midir? Burada, btn bir kuramn kiisel bir aldanmaya, psikanali
tik bir yanlsamaya dayal olarak kurulduu ve her tr ciddi aratr
ma anlaynn terk edilmi olduu gayet akm, hibir kant gerek
tirmezmi gibi davranlabilir mi?
Kaynaklarnn etkisinde kalan Freud, deve kurban edilmesinden
baka rnek aktarmyor. Peki, birbirinden bamsz bin bir kltrel
5 Agy . , s. 1 9 2 .

TOTE M VE TAB U VE EN 5 E5T YA5AKLAR 1

283

tiyatro stne oluturulmu buna benzer tm senaryolan hesaba


katsayd ne olacakt? Sistemli bir karlatrma abas sonucunda bu
rada neyi gremeyecekti Freud?
Sina'da kurban edilen deve bir sulu gibi balanmtr ve kalaba
lk silahldr; diyonizyak diasparagmos'ta ise kurban bal deil, silah
yok, buna karlk kalabalk ve kitlesel saldr orada da var. Baka
yerlerde kurban nce kamaya zendiriliyor, daha baka yerlerde ise
bu kez ayine katlanlar kayor vb. Her zaman bir lin sahnesinin tak

lidi sz konusu ama tam olarak ayn sahnenin deil. Deien noktalan
ayinle ilgili bellee atfetmemek gerekir; burada nemli olan, annn
doruluu deil, dinden dine farkl biimler alan kolektif ldrme
edimidir. Aradaki kk farkllklar zellikle anlamldr: Sergiledik
leri gerekilik modelin gerekliini dndrdnden, biimci
yorumlar iin caydrc olmaktadr. yle grnyor ki bu kk
farkllklar, Totem ve Tabu da rtk kalm olsalar bile Freudcu sez
'

giye katkda bulunmulardr. rtk kalmalan ise kanlmazd, n


k tekil ldrme tezi bu farkl noktalan ne hesaba katabiliyordu, ne
de aklayabilecek durumdayd.
Ayinlerle ilgili aratrmalar, detektif romanlarndaki sularla ilgi
li -kurmaca yaptlarda sk sk yer alyorlar diye ille de kurmaca ol
malan gerekmeyen- aratrmalara benziyor. Sulu hemen hi iz b
rakmamak iin aba harcyor. Ne denli usta olursa olsun, suunu yi
neleyip etkinlik alann geniletemiyor, nk byle yaparsa pein
dekilere yeni ipular vermi olacaktr. llk seferinde iaret gibi g
rnmemi bir iaret, dikkat ekmemi bir aynnt, ne kadar kk
olursa olsun, hafife farkl bir biimde yinelendii zaman nemini
aa vuruyor. Ayn asln art arda alnan kopyalan, tekil rnekte
zlmeden kalm olann zlmesini olanakl klyor. Bu farkllklar,
Husserl'in grngbilimindeki "ayrtlandrma"nn [Abschattungen]
budunbilimsel edeeri oluyor. Ayrtlandrmada, belirli bir nesney
le ilgili alglann her zaman ksmi ve farkl bir biim almas (eitle-

284

1 DD ET VE KUTSAL

melerin yasas kavrannca istikrar kazanan alglamalar) sz konusu


edilir. Gerek nesne kavranr kavranmaz, ortada kuku da kalmaz
artk; alg sarslmaz bir nitelik kazanr; her tr yeni bilgi, kesin ola
rak yakalanm olan biimi pekitirip glendirmeye yarar ancak.
Freud rya grmyor ve kurban sunucularnn da rya grme
diini tahmin ediyor. Oysa Freud kurban sunumunu pekala rya
durumuna da getirebilirdi. Budunbilimsel veri ynlaryla kuatl
m bir biimcilik iin geri ekilme sonucunu verebilecek bir konum
var burada. Ancak Freud o konumda kalmyor. Freud'u biimci
yapmak isteyenler var ama Freud, en azndan burada, ryay yap
landrma abalarnn rzgar yaplandrmaktan daha anlaml olma
yacan ok iyi anlyor. Kurban edimini birtakm fantasmalara ba
lamak son zmlemede her zaman eski imgelem uvalna dmek
tir; o uvaldaki karmn ve karkln iinde hibir eyin deeri
kalmaz: Ne gl bir biimde belirlenmi, etkileyici bir dizi olgu
nun, ne de kendilerini hafife almamamz ve tadklar gerekliin
arln tanmamz iin bize dpedz yalvaran gzlemlerin. G
rngleri ryann iinde eritmek, ayinlerin bir toplumsal kurum
olarak tad anlamdan, toplumsal btnln kendisinden vaz
gemek anlamna gelecektir.
Kurban edimi, hi kimsenin hibir zaman ilememi olduu bir
suun benzetiminden ibaret olamayacak kadar zengin ve somut e
lerle doludur. Bunu ne srerken -nceki sayfalarn da gstermi
olaca gibi- kurban edimini bir benzetim ve tatmin ikamesi olarak
grmek hala olanakldr. Kurban edimi, olaan kltrel koullarda
hi kimsenin ilemeye cesaret etmeyecei, hatta ilemek istemeyece
i bir edimin yerini alyor. Freud'un dpedz kaynanda "yakalad
" ama sonradan tmyle ve elikili bir biimde grmez olduu
nokta budur. elikili bir biimde dememizin nedeni, Freud'ur di
er yaptlarnda -durmadan saptrsa da- eritii tek hakikat tr
nn Totem ve Tabu da bulunmamasdr. Freud kurban ediminin izi'

TOTE M VE TAB U VE EN S EST YASAKLAR 1

285

ni ok baka boyutlardaki bir olaya kadar gtrmek gerektiini an


lyor ve sonuna kadar gtrlmedii, tamamlanamad iin Freud'u
tutsak eden kken/balang sezgisi ona her tr ilev duygusunu yi
tirtiyor. Eer kurban edimi ayin geleneindeki gibiyse, bunun nedeni
nce baka bir ey olmas ve o baka eyi rnek almay srdrmesi
olmaldr. Bu noktada ilev ile kkeni uzlatrmak, bu ikisinin birbi
ri stndeki rty tmyle kaldrmasn salamak iin, Freud'un
gznden hep kam olan evrensel anahtar ele geirmek gerek
mektedir: Tm bu gerekleri ayn anda yerine getirebilen ikame kur
ban anahtar.
Freud'unki yine de olaanst bir bulutur; her tr ayin gelene
inin, her tr mitik anlamn kkeninde gerek bir ldrme ediminin
bulunduunu ilk kez ne sren odur. Ancak, bu nerinin sonsuz
enerjisini serbest brakamamaktadr. nerinin olanakl kld ba
dndrc toplaycl belli belirsiz balatmaktadr, o kadar. Bulu
u, lmnden sonra tmyle ksrlatnlacaktr zaten. Totem ve Ta
bu "ge kalm" bir yapt saylarak, hep ikincil nitelikli kayglarla ka

ralanacaktr. Bu anlalmama durumunu bir blmyle sonraki Fre


udcu dncenin ynelimleriyle aklayabiliriz. Bu dnce kendi
ni ilkin bir nceki dnemde Freud ve daha bakalar tarafndan fet
hedilmi olan mevzileri salamlatrmaya adad. Bylesi bir grev

Totem ve Tabu nu n ok daha kktenci olan olaanst geliimiyle


'

badamyordu. Dolaysyla bu yapt, hi yazlmam gibi kenarda


durmalyd. Freud'un asl buluu, adn bilim siciline yazdraca ke
sin bir biimde sylenebilecek tek buluu her zaman hi yokmu
muamelesi grd bylece.
Freud, budunbilim verilerini acemi amatr gibi ilemek yle
dursun, bu verilerin sistemletirilmesinde ylesine bir srama ger
ekletiriyor ki, bu sramada kendi dengesi bile bozuluyor, fetihle
ri etkisiz kalyor. Kuramnn lafzn budunbilimsel verilere uyarlaya
myor, kendisinden sonra da kimse kp byle bir akordun olanak-

286

iDDET VE KUTSAL

llna inanmyor. Fazla cesur bir nc olan Freud, ordunun geri


kalanndan kopuyor. Amaca ilk ulaan odur ama, yolunu da tmy
le yitirmitir, nk iletiim kopmutur. Sanlmtr ki Freud ocuk
su bir tarihselciliin kurbandr. Oysa gerek genel ynelimi gerekse
aratrma yntemleri onu hem kendi ana egemen olan ksmi k
ken kuramlaryla ve yapsallk kartlyla ilgili bo kayglardan kur
tarmakta, hem de bunun tersi olan ve gnmzde zafer kazanan uca
dmesini nlemektedir. Kken/balang aratrmalarna kapsn
kapam da deildir Freud; gemi baarszlklardan miras ald
hibir biimci ve antigenetik nyarg yoktur. Ezamanl btnlkle
rin sk bir biimde kavranmasndan kken sorunuyla ilgili yeni
kavramlarn, daha nce hayal bile edilemeyen kavramlarn elde edi
leceini abucak alglamtr.

otem ve Tabu'da bizi zellikle ilgilendiren bir blm var; traged


yay konu alan ve Freud'un tragedya trnn genel yorumuyla

ilgili nerisini ieren blm:


Hepsi de ayn ad tayan, ayn ekilde giyinmi bir sr kii, tek
bir adamn evresinde yer alr ve herbiri onun szlerine, onun
jestlerine gre davranr: balangta tek bana kahraman temsil
eden kiinin evresinde sralanm korodur bu. Daha sonralan ,
esas kahramana paratonerlik etmek, ya da onun u veya bu karak
teristik yann temsil etmek zere tragedyaya bir ikinci, derken bir
nc aktr daha sokuldu. Fakat, kahramann karakteri ve aktr
ile ilikileri hep ayn kald. Tragedya kahramannn ac ekmesi
gerekiyordu. Nitekim, bugn de bir tragedyann balca karakteri
budur. Tragedya kahraman, "trajik su" denen ve nedenleri her
zaman kolayca anlalamayan bir suun thmeti altnda bulunur.
ou kere, bizim bugn gnlk hayatta su saydmz eylere hi
benzemeyen bir sutur bu; ve hemen daima tanrsal ya da insan
sal bir otoriteye bakaldrmaktan ibarettir. Koro, sempatik duygu-

TOTE M VE TAB U VE E NS EST YASAKLAR 1

287

larla kahramana yardmc olur, ona arka kmaya, onu uyarmaya,


yattrmaya alr ve, cretli giriimi gerekleip layk olduu ce
zay bulunca da onun iin yaknr.
Peki ama, niin ac ekmek zorundadr tragedya kahraman ve
onun "trajik" suunun anlam nedir? Tartmay ksa bir yantla so
nuca balyacaz. Tragedya kahraman ac ekmek zorundadr,
nk o ilkel babadr, szn ettiimiz byk ilkel tragedyann
kahramandr, ve burada bu byk ilkel tragedyann arka niyetli
bir temsili sz konusudur. Trajik sua gelince, bu da, kahramann,
koroyu temize karmak iin, kendi stne almak zorunda kald
sutur. Sahnede geen olaylar, gerek tarihsel olaylarn ikiyz
l ve incelikli bir tahrifini temsil etmektedir. ok uzak gemite
kalan realitede, kahramann ektii aclarn nedeni, asl koro ye
lerinin kendileriydi. Oysa, burada, tersine, sanki ektii aclarn
nedeni kahramann kendisiymi gibi, koro yeleri yanp yakn
makta, sempati gsterilerinde bulunmaktadrlar. Kahramana yk
lenen crm, byk bir otoriteye kar saygszlk ve isyan, ger
ekte, koro yelerini, erkek kardeler srsn, arl altnda
ezen crmdr. Ve yine bylece, trajedi kahraman, kendi irade
sinin aksine olarak, koronun kurtarcs mertebesine karlr. 6
Bu metin pek ok adan ikame kurban ve bunun evresinde
oluan mitik yaplandrma ynnde, Freud'da grdmz her ey
den daha ok yol alyor. Burada bizim ortaya koyduumuz yorum
la tam olarak rten cmleler var. Kahraman, kendiliinden olu
mu byk bir trajedinin kurbann temsil eden kiidir. Ona ynel
tilen traj ik su, tm kalabala aittir; kentin bu suu stnden atma
s iin kahramann sulanmas gerekmektedir. Kahraman burada
ikame kurban roln oynamaktadr. Freud da, alntladmz bl
mn biraz ilerisinde "tanr kei Dionysos" gndermesinde bulunu6 Agy . , s. 2 1 5-7.

288

1 D DET VE KUTSAL

yor. Tragedya, belirli bir ama gdp taraf tutan bir temsil olarak, ger
ek bir olayn tam anlamyla mitik bir biimde tersine evrilmesi
olarak tanmlanyor: "Sahnede geen olaylar, gerek tarihsel olayla
rn ikiyzl ve incelikli bir tahrifini temsil etmektedir."
Belki temel nemde olan bir noktaya daha iaret etmek gerekir:
Tek bir kahramana yneltilmi kolektif iddet, yukarda stnde s
rarla durduumuz farkszlama balamnda olup bitmektedir. llkel
srnn oullarnn tm, ortalkta babalar olmadnda dman

karde durumundadr; birbirlerine ylesine benzemektedirler ki en


kk bir kimlikleri kalmamtr; birbirlerinden ayrt edilmeleri ola
nakszlamtr; tm de ayn ad tayp ayn biimde giyinen bir yn

insan vardr ortalkta.


Bununla birlikte, Freud'un yorumu ile bizim yaptmz yorum
arasndaki yaknl abartmamak gerekiyor. Belirli bir noktadan son
ra bir gr ayrl ortaya kyor. Bu gr ayrl, farkllklarn
oluumuyla ilgili. Freud'a gre, bir kopyalar yn olan kalabalkla,
kahramann mutlak tekillii kar karyadr. Kahraman, masumiye
ti tekelinde tutmaktadr, kalabalksa sululuu. Kahramana ynelti
len su gerekte ona deil, yalnzca kalabala aittir. stne hi ilgi
si bulunmayan bir suun atld kahraman, tam bir kurbandr. Bu
tek ynl, dpedz "yanstmac" anlay, hem yetersiz hem de yanl
tc. Sophokles bize, tpk Karamazof Kardeler'in yazan Dostoyevski
gibi, kurbann da haksz yere sulansa bile dier herkes gibi sulu ol
duunu derinden derine duyumsatr. Teoloj inin allm "su" kav
ramnn yerine "iddet" kavramn kullanmamz gerekiyor burada:
Gemiteki, gelecekteki ve zellikle imdiki iddet; herkesin eit ola
rak paylat iddet. Unutulmasn ki insan avna Oidipus da katl
mtr. Freud daha pek ok noktadaki gibi bu noktada da bilimsel
ciddiyeti ve bilimsel snobizmi nedeniyle , sezgilerini sistemli bir bi
imde reddettii baz yazarlara oranla, o mitos pusluluunu daha
fazla tayor.

TOT E M VE TA B U VE E N S E ST YA SA K LA R 1

289

Freud, mitosun ieriini tersine evirme nerisinde bulunurken


tipik bir modem yorum yapyor. Yazgsyla zdeletiimiz masum
kurban, tm sahte masumlarn sulanmasn olanakl duruma geti
riyor. Voltaire'in kendi Oidipus'unda yapt da, btn bir ada
kartiyatronun, gitgide artan bir zihin karkl ve histeriyle yap
maya alt da budur. Komunun "deerleri" durmadan tersine
evrilip kendisine ynelmi bir silaha dntrlmektedir. Oysa son
zmlemede hepimiz, dmanlk duygularmz beslemek iin ih
tiya duyduumuz o anlaml dengesizlikteki mitos yapsn srdr
mek konusunda su ortakl iindeyiz.
Farkllklar her seferinde ortadan kalkacak gibi oluyor ama yine
her seferinde ters dnm bir biimle varln srdrmeyi baar
yor. Heidegger'in, Platon'dan Nietzsche'ye tm dnrlerden sz
ederken deindii ey, son zmlemede bu farkllklardr. Felsefi
kavramlarn arkasna saklanm olarak her zaman insanlar arasnda
ki kavgay, trajik atmay buluyoruz. Freud'un grmedii nokta,
onun dncesinin de bu kavgann iinde kald, tragedyaya getir
dii yorumun da kurtulmay baaramad bu gelgit hareketinin bir
paras olduudur. Yapt yorumun hareketsizlii, tekil ldrme
edimi anlayna tam olarak uymaktadr: Gerek bir babann, gerek
bir kahramann ldrld, bir seferlik bir edim.
Yaam boyunca iren bir canavar olarak kalan korkun Baba,
ldrlrken ve ldkten sonra, zulme uram kahramana dn
yor. Burada ileyi halinde olan ve Freud'un btnyle aa ka
ramad iin kurban olduu kutsallk mekanizmasn grmemek
olanakl m? Karahlak biiminde bakalam bile olsa ahlakn, an
Limetafizie dnm bile olsa metafiziin dnda kalabilmek iin,
en tersine evrilmi biimiyle bile olsa iyiler-ktler oyunundan ke
sinlikle vazgemek gerekiyor. Yanl anlamalarn ve iddetin her yer
de olduu, iddetin oyununu az ok aa kardmzda onu yenil
giye uratm olmayacamz kabul edilmeli. nce kahramanmz

290

S 1 D D ET VE KUTSA L

da koroya katlmal ve artk onun belirgin zellii de tpk u koro


nunki gibi zelliksizlik olmal.
Denecektir ki Freud burada tragedyann yapsna okumakta ol
duunuz denemenin yazanndan daha sadktr. Bu, bir anlamda do
ru. Mitoslarla ayinlerin kalt olarak uzun sre benzersiz ve tekil bir
kii saylan kahraman, Freud'un tanmlad egemen ve temel ko
numda da yerini almtr. Ne var ki bu nokta, zmlemenin yalnz
ca balangcn oluturuyor. Daha ileri gitmek ve mitosla birlikte tra
gedya biimini de gerekten zmek gerekiyor. Hi deilse unu
gstermek iin: Sophokles, kahramandaki, ne zaman ele geirilme
ye allsa yok olup giden o farkll durmadan ironi konusu ede
rek, en bireysel grnenin bireyselliinin bile tam da kendisini da
yatt ve kabul ettirdii urakta (sonuta her zaman kahramanla ay

n olduu ortaya kan bir bakas ile yaad iddete dayal ztlama
uranda) sorunsallatn gstererek, "maske indirme"de, sonuna
kadar gitmese bile Freud'dan daha ileri gidiyor.
Bizim yorumumuz, Freud'un grd ve syledii her eyi hesa
ba katabiliyor. Ama ayn zamanda Freud'un grmeyip Sophokles'in
grdklerini de hesaba katyor. Son olarak da, Sophokles'in gzn
den kaanlan, mitosun btnn belirleyen her eyi ve psikanalitik
ve trajik olanlar da iinde, Sophokles'e bakarken seilebilecek tm
bak alann hesaba katabiliyor. lkame kurban mekanizmas saye
sinde.
Yunan tragedyasn konu alan tm modem metinler iinde Fre
ud'unkinin kavray asndan en ok yol alan metin olduunda
kuku yok. Oysa bir baanszlk rneidir bu metin. "Edebiyat" bi
limsel olarak ele almak ve "maskesini indirmek" ynndeki modem
savlarn ne kadar ii bo olduunu dorulayan bir baanszlktr. So
nuta maskesi indirilen, bu zentiler oluyor; byk yaptlar tarafn
dan. Bir Sophokles, bir Shakespeare, insan ilikileriyle ilgili olarak
Freud'un kavrayamad ok ey bilmektedir; stelik, bunu syler-

TOT E M V E TAB U V E E N S E ST YASA K LAR 1

291

ken kastettiimiz Freud, psikanalizin zmseyemedii en iyi metin


lerin Freud'udur.
Psikanaliz gzlerimizin nnde duran bu tuhaf ve olaanst
metni zmseyememitir. Kukusuz, yanl bir metindir bu, ama
her tr psikanalizden daha hakikidir. Ancak, ilk konuulmas gere
ken konu hakikat konusu deil burada. Freud'un tragedya yorumu ,
tm gcne karn ve bu g nedeniyle, gerekte yanl ve konusu
na hakszlk eden bir yorumdur. Freud'un tragedya aleyhine at
dava, allm lgn vglerden ok daha gzel bir selamlamadr
kukusuz; psikanalizin edebiyata at genel ve allm davadan
ok daha iyi "belgelenmi," hakl olmaya ok daha yakn bir davadr
bu. Yine de yanl ve hakszdr; allm yorumlarn durmadan k
nad, buna karlk bir trl lsn bulamad bir yanllk ve
hakszlk iindedir.
Dar anlamyla alacak olursak, tragedyann "taraf tuttuu" sz
yanl deildir. Tragedya eninde sonunda yaps hibir zaman tam
olarak sklmemi bir mitik erevede yer almaktadr. Ne var ki, ta
raOlk zellii tragedyada dier tm mitik biimlerdekinden ve bel
ki tm kltrel biimlerdekinden daha azdr. Daha nce de grd
mz zere trajik esinin kendine zg yan, misillemelerin kar
lkl olduunu kefetmesinde ve iddet simetrisini kurmasnda , ba
ka bir deyile , tarafl olan yerine oturtmasnda yatmaktadr. Fre
ud'un yorumu da ayn ynde yol alyor. Karlkl konumlanmann
baz elerini buluyor; ancak, tragedyann gittii kadar uzaa gide
miyor. Demek ki Freud'un yorumu tragedyannkinden daha taraf
bir yorumdur, nk kendisi de misillemelerin gelgitlerine, yani
taklit arzunun ksr dngs iinde, model-engel biimindeki ikili
oyuna kendini kaptrm olmas nedeniyle bakalarnn iddetini
sulayan modem hnla yorulmutur. Modem hn, kendi kendisi
nin ne olduunu fark edecei ve her tr iddetten arnmlk savn
da bulunmayacak kadar aydnlanm ve gelimi olduu noktada

bile, Yunanllarn kavram olarak yabancs olduklar ideal bir id


detdl, her tr yargnn ve dar anlamyla her tr eletirel deer
lendirmenin gizlice iddete dayal olan lt durumuna getirmi
tir.
Taraf tutan tm yarglamalar gibi Yunan tragedyasna uygulanan
yarglama da yazarnn aleyhine dnyor. Sonuta "rafine ikiyzl
lk"ten sulu bulunan, Freud'un kendisi oluyor. Tm dinsel, ahlaki
ve kltrel farkllklarn yapsn sarsmak iin elbirliiyle aba gs
teren modern eletiri, sonuta bu farkllklarn gelip kendi kafasna
arptn gryor; bu kez kendisi, iine bir eyler doan, yeni fikir
ler ortaya koyan peygamber olarak, yanlmaz bir "yntem"in tek sa
hibi olarak konumlanyor ve eskinin tm farkllklarnn bir zetini
oluturmak zorunda buluyor kendisini: Ho geldin Teiresias!

Taraf tutma denen zellik kutsal farkllkla ayn ey: Herkes bu


nu dierinden skp almak istiyor; birbirinin rakibi olan "zihin ber
rakl ve farkndalk" durumlar kar karya geldike, salnm hz
lanyor. lster Kral Oidipus sz konusu olsun ister gnmzdeki psi
kanaliz ve dier yntembilimler, yorum denen eyi tanmlayan da
bu zellik, belki. Uzlamazln konusu hibir zaman bunalmdaki
kltrden baka bir ey olmuyor ve herkes tek kaygsnn bu olma
syla vnyor. Herkes ktl nce tanlama, sonra giderme a
basnda. Ne var ki kt olan hep teki, tekinin yanl tans ve ila
diye ortaya koyduu zehirler. Gerek sorumluluk olmaynca oyun
hep ayn kalyor; ekime konusundan tmyle yoksun olmas,
oyunu daha da kusursuz klyor; herkes, herhangi bir eyi aydnlat
maktan ok, komusuna glge ederek kendisi parlamaya alyor.
Modern bunalm da bir btn olarak ele alndnda her kurban
bunalm gibi farkllklarn silinmesiyle tanmlanmal. Farkllklar
silen de uzlamaz gelgitlerdir; bunlar hibir zaman kendi hakikati
iinde, yani clzlam bir farklln gitgide trajikleen ve hep etki
siz kalan oyunu olarak alglanmasa bile. Durmadan byyormu gi-

TOTE M VE TAB U VE E N S EST YASAK LAR 1

293

bi grnen farkllk, birinin onu kendine mal etme abas gsterme


si durumunda yok olup gidiyor. Uzlamaz taraflardan her biri, git
gide daha krlgan, daha geici bir duruma gelen yerel yeniden yap
lanmalarn bysne kaplyor. Mitik olandaki genel gerileme dur
madan birbirini yok eden ve tm de mitle belirsiz bir ilikiyi sr
dren rakip biimlerin oalmas olarak gerekleiyor. Bu biimler
her seferinde "maske indirici" olduu kadar, mitik, yani maskeleyi
cidir de. Mitik olular, maske indirmediklerinden deil, maske in
dirilerinin her zaman teki mitle snrl olmasndan kaynaklanyor.
Maske indirme mitleri, beslendikleri byk kolektif mitin kadavra
s stnde kurtuklar gibi kaynayor.
uras ak: Yunan tragedyasnn, kendisinin de bal olduunu
sezdii bu sre stne syleyecei eyler, kendisini bu srecin d
nda sayan psikanalizden daha fazladr. Psikanaliz kendi kesinlik
iddiasn ancak gerek bir zekann temelden sarsabilecei metinle
rin dlanmasna dayandrr. Bu nedenledir ki psikanaliz sanat yapt
larn hem ekitirir hem de yceltir. Bir yandan sanatsal gzellii
fetiletirerek dokunulmaz klar, dier yandan yaptn kendisini ha
yali, iktidarsz ve uyuturucu bir ey olarak bandan savar, sert bi
limsel hakikatlerin antitezleri yerine koyar. Psikiyatrinin gznde
sanat yaptlar, mutlak bilginin elmass sertliini ahsnda canlandr
d savnda olanlarn hemen nfuz edebilecekleri edilgin birer nes
nedir.
Bildiim kadaryla bu maskeleyici maske indirme srecinin gn
na karlmas ii toplumbilimcilerle psikiyatrlar tarafndan hi
bir zaman yaplmamtr. Yalnzca yazarlarn ii olagelmitir bu. En
dikkate deer nokta ise edebiyat eletirisinin gsterdii fiili su or
takl, uysal kabuldr. Bu uysallk, u ya da bu doktrinin "indirge
yici" iddialar karsnda gsterilmiyor kukusuz (o iddialarn ierdi
i, gerekten sivri olan, savunduumuz byk yaptlara gitgide da
ha ok yaklaan ne varsa iddetle horgrlyor); "edebiyat"n genel

294

1D DET VE KUTSAL

zararszl ve mutlak nemsizlii ilkesi karsnda, "edebiyat" etike


tini tayan hibir yaptn herhangi bir gereklik stnde herhangi
bir etkisinin olamayaca biimindeki nsel kan karsnda gsteri
liyor. Sophokles psikanalizin maskesini nasl indiriyor, bunu birka
kez grdk. Psikanalizin Sophokles'in maskesini indirdiini ise hi
bir zaman grmeyeceiz. Psikanaliz Sophokles'in alanna asla girmi
yor; en iyi durumda, yukarda grdmz zere, Freud biraz yak
lamay baaryor o kadar.
Bir metni ikame kurban ve ilgili mekanizmalar asndan incele
mek, "edebiyat" kolektif iddet erevesinde ele almak, o metnin
belirttikleri kadar, hatta daha da ok, darda braktklann da sorgu
lamak anlamna gelir. Kkl bir eletirel giriimin temeli bu admla
atlacaktr kukusuz. llk bakta burada bir olanakszlk vardr; ede
biyatta uygulama amal her bavuru en an genelliklere, giriimin
yararn snrl klacak soyutlamalara yazgl gibi grnr.
Bir kez daha, yorumlamakta oldugumuz metne dnelim: Gre
ceiz ki hi de grnd gibi deildir. Metnin retildii balam
dndmzde son derece dikkat ekici, hatta artc bir nitelik
kazanan bir yokluk sz konusudur orada.
Yunan tragedyasndan genel olarak sz edilirken, hemen her za
man, rtk ya da ak bir biimde, dier tm yaptlarn temsilcisi,
szcs ve gerek bir eleba olan belirli bir yapta gndermede bu
lunulur. Aristoteles'in balatt bu gnderme gelenei bizim aramz
da da hala yaamaktadr. Adnz Sigmund Freud'sa, o gelenei red
detmeniz iin hibir neden olmad gibi, gelenee uymanz iin de
gayet gl nedenler vardr.
Oysa Freud gelenee uymamaktadr. Burada sz konusu ettii
miz yapt, kukusuz, Kral Oidipus'tur. Bu yapta biz de gndermede
bulunduk. Ne var ki Freud, Kral Oidipus adn tayan yapta en k
k bir antrmada bile bulunmaz; ne andmz metninde , ne da
ha nce ne de daha sonra. Attis'ten, Adonis'ten, Tammuz'dan, Mith-

TOT E M VE TAB U VE E NS EST VASAKLAR 1

295

ra'dan, Titanlardan, Dionysos'tan ve kukusuz -maske indirme ge


rei!- Hristiyanlktan sz eder ama, tragedya kahraman olarak Oi
dipus'tan hi sz etmez, Kral Oidipus adl yapttan tek sz yoktur
Freud'un metinlerinde.
tiraz olarak denebilir ki Kral Oidipus eninde sonunda dierleri
ne benzer bir tragedyadr ve Freud'un ondan zel olarak sz etmesi
iin herhangi bir zorunluluk yoktur. Freud'un metninde sz edil
memekle birlikte, zel olarak dlanm da olmayabilir; sra iinde
yerini alm, tragedyalar btn iinde dierleriyle birlikte ele aln
m saylabilir.
Bu itiraz geerli olamaz. Arketip niteliindeki bu tragedyann
yokluu dikkatimizi ekince, metindeki baz ayrntlar gze batar
duruma gelmekte ve net bir biimde, sz konusu eksikliin hi de
kaza eseri ya da rastlantsal olmadn dndrmektedir bize.

Trajik su tanmn yeniden okursak, bu tanmn Kral Oidipus iin


kesinlikle geerli olmadn grrz. "Tragedya kahraman, 'trajik
su' denen ve nedenleri her zaman kolayca anlalamayan bir suun
thmeti altnda bulunur. ou kere, bizim bugn gnlk hayatta
su saydmz eylere hi benzemeyen bir sutur bu." Bu tanm bel
ki baz tragedyalara uyuyordur ama, Oidipus iin kesinlikle uygun
deil. Oidipus'un suunda belirsiz ya da tanmsz olan hibir nokta
yok; en azndan Freudcu sylemin yer ald byk mitik yaplar
dzleminde.
Oidipus burada Freud'un aklna gelmemi, dpedz unutulmu
olabilir mi? Totem ve Tabu'nun arkasnda sr halinde iz sren ne
opsikanalist hafiyelerin byle bir "srme" ya da lapsus'tan karabi
lecekleri sonucu tahmin etmek zor deil. Totem ve Tabu'da allm
tan uyarnca basklanm olann geri gelmesini grmek yle dursun,
belki de en iddetli basklamay Oidipus'un Freudcu bilindnn en
derin katmanlarna yapt o beklenmedik ve nihai yolculuu gre
ceklerdir.

296

1 D DET VE KUTSAL

Freud'un Totem ve Tabu'da ok

az

kendisi olduu, bilinsiz bir

biimde Oidipus'u sildii , iyice basklad sylenecektir. insann


ba dnyor. Fantasmalann panlts gzlerimizi kamatryor!
Neyse ki baka bir olaslk var. !kinci kez alntladmz cmle
de, anlaml olabilecek bir kk snrlama gryoruz. Freud bize di
yor ki, trajik su, ou kere, bizim bugn gndelik yaamda su say
dmz eylere hi benzemeyen bir sutur. Burada "ou kere" den
mesi, ileri srlen savn her zaman geerli olmadnn teslim edil
mesi anlamna geliyor. Belki birka, ama en az bir tragedyann istis
na oluturabilecei kabul ediliyor. Buradaki "en az" sz tmyle
yerindedir. En az bir tragedyada gndelik yaamda su saydmz
eye yabanc olmayan bir suun bulunduu kesin: Kral Oidipus'taki
baba katli ve ensest. "ou kere" szndeki o ok ak snrlamann
Oidipus'u kast etmiyor olmas olanaksz ve byle bir kastn bulun
duunu dnmemiz iin her tr neden var.
Oidipus, elimizdeki metnin her yerinde , yokluuyla gz kama
tryor. Doal bir yokluk deil bu, bilinsizce yaplm da deil, ga
yet bilinti ve hesapl. Bu noktada aratrlmas gereken, karmaalar
deil, sradan nedenlerdir. (Ayrca, nedenler, karmaalardan ok da
ha ilgin ve eitlidir.) Bir Freud metninde Oidipus'un neden bir
denbire sistemli bir biimde atlanmakta olduunu kendi kendimize
sormamz gerekiyor.
Bu dlama, yalnzca balam asndan deil de metin asndan
incelendiinde daha da ilgin bir grnm alyor. Totem ve Tabu da
'

sz edilenler kimdir, neyin nesidir? llkel srnn ldrlm ol


duu ileri srlen Baba's. Demek ki bir baba katlidir sz konusu
edilen. Freud, Yunan tragedyasnda bu suu, bizzat sulular tarafn
dan kendi kurbanlarna yanstlm olarak bulduuna inanyor. n
ce Teiresias, sonra da tm Thebaililer elbirliiyle talihsiz Oidipus'u
babasn ldrmekle sulamaktadrlar. Totem ve Tabu'da savunulan
tragedya anlay ile Kral Oidipus'un konusu arasndaki kadar tam

TO TEM VE TAB U VE EN S EST YASAKLAR 1

297

bir uyum, bylesine kusursuz bir koutluk dnmek zordur. Oidi


pus olgusundan sz etmenin yerinde olaca bir yer varsa o da To

tem ve Tabu'dur. Oysa Freud sessiz kalmaktadr. nsann iinden


Freud'un kolunu ekitirip, Oedipuskomplex'in nl yaratcs Sig
mund Freud'a, alacak ey ama u sizin baba katline adanm bir
tragedya var diye anmsatas geliyor.
Freud kendini bu kusursuz kanttan, bu arpc rnekten neden
yoksun brakyor? Bunun ancak tek bir yant olabilir. Freud Kral

Oidipus'u tragedyann gerek bir baba katline baland bir yorum


erevesinde kullansayd, tragedyay bilind arzularn bir yans
mas, ama her tr gerekleme olasln kesinlikle dlayan basit bir
yansmas klan o allm ve resmi psikanalitik yorumu tehlikeye
atm olurdu. Oidipus burada kendi adyla anlan karmaa asndan
tuhaf bir durumda kalyor. Ar basan zellii babalk olan Oidipus
simas, kendi babas olmayan biri. Bu simaya en kk bir baba kar
maas bile yklemek zor. Freud bu karmaaya Oidipus'un adn
vermekten daha kt bir ey yapamazd.
Daha geni ve daha genel bir dzlemde, baba katlini ve ensesti
gzlemleyip Oidipus'un sularn asl grnmleri iinde gzden
geirmek istiyorsak, psikanalitik dncenin temellerini ne denli
karanlkta olurlarsa olsunlar "gnah keisi" eitlemelerini ieren bir
balamda sorgulamak zorundayz.
Freud'un almasnda bir soru iareti ortaya kyor ve Freud,
ulaabildii herhangi bir yant bulunmadndan, iareti yok ediyor.
Temkinli bir yazar olsa, metnin tragedyayla ilgili tm blmlerini
yok ederdi. Bizim amzdan -Freud asndan da- ne mutlu ki Fre
ud temkinli deil. Metninin zenginliinden, kendi sezgisinin kalite
sinden tat alyor; dolaysyla, metni alkoymaya karar veriyor, ancak

Kral Oidipus'la ilgili tm szleri zenle ayklayarak can skabilecek


sorulan uzaklatryor. Freud, Oidipus'u, psikanalitik anlamda de
il, terimin kaba anlamyla sansr ediyor. Bu, Freud'un bizi aldat-

298

1D DET VE KUTSAL

mak istedii anlamna m gelir? Kendisi, psikanalizin tek bir teline


bile dokunmadan her tr soruyu yantlayabileceine inanyor ama,
her zamanki gibi, sonuca da bir an nce varmak istiyor. Bir sonraki
soruna geiyor, zm erteliyor. zmn olmadn hibir za
man bilmemek zere.
Freud zorluktan kamayp elikinin altn kazsayd grecekti ki
tragedyaya ve Oidipus mitosuna ne birinci Oidipus yorumu gerek
bir aklama getirmektedir, ne de ikinci Oidipus yorumu. Basklan
m arzu fikri de, reel baba katli de doyurucu aklamalar deil. Fre
udcu tezlerin onulmaz ikililii burada ve her yerde tek ve ayn bir
saptrmay yanstyor. Freud asl sorunu uzaklatrarak, gizilg a
sndan en verimli olan, sonuna kadar gidilse ikame kurbana gtre
cek olan yoldan geri dnyor. Demek ki, okuduumuz metinde Oi
dipus'un dlanmas gereinin, bu gayet bilinli ve stratejik ilk d
lamann arkasnda, bilind ve gze grnmeyen, ancak metin
dzleminde belirleyici olan bir dlama daha var ve metnin tm eko
nomisini bu ikinci dlama ynetiyor. Psikanalizin bu noktada da
syleyecek sz yok. Baka eylerin yan sra "psikanaliz"in de te
mellerini oluturan bir dlama konusunda aydnlatlmay dnp yi
ne psikanalizden isteyecek deiliz.

Kral Oidipus tragedyasnn evresindeki ayralar, psikanalitik ku


ramn evresinde kritik bir tampon blge, koruyucu bir kordon
oluturuyor. Buna ok benzeyen bir durumu yukanda taklit arzuy
la ilgili olarak saptamtk. Orada da Oidipus karmaas iin olas bir
tehdidin uzaklatnlmas sz konusuydu. Bu kuramn dokunulmaz
ln imdi bir kez daha snam oluyoruz. Bu karmaa izlei, Fre
udcu izlekler hiyerarisinde Freud'un dnr olarak tarihsel snr
lann tanmlayan mutlak bir ncelikten yararlanyor. Mitosun yap
bozumu bu snrn tesine geemiyor.
Burada yeniden, Freud ile ardllar arasnda, bir nceki blmde
grdmz greli farka gelmi oluyoruz. Freud tehlikeli sezgileri

TOTE M VE TAB U VE EN S EST YASAKLA R 1

299

yaltlamaya, yanszlatrmaya alyor, retisine bir ey bulatrma


larn istemiyor onlarn, ama onlardan vazgeemeyecek kadar da ye
tenek sahibi ve tutkulu . En byk cretlerini bertaraf edemeyecek
kadar buluu dncenin zevkine varm birisi o. Psikanalizdeki
ardllannda ayn dikkate alma yetisi yok. Onlar sert konuuyor; bir
yandan taklit arzunun yaamsal yann, te yandan Totem ve Ta
bu'nun btnn reddederek Freudcu sansr arlatrm ve yay
gnlatrm oluyorlar. Tragedyayla ilgili blmlerin en kk bir et
kide bile bulunmad anlalyor. Freud eilimli edebiyat eletir
menleri bile bu blmlerden bir ey karmay baaramam durum
dalar. Oysa Freud'un tragedya konusundaki yorumunu baka yer
lerde deil, burada aramak gerekiyor.

otem ve Tabu nun oluturduu srama hem ileri hem de yana


'

doruysa ve yapt en azndan biimsel olarak sonunda bir k

maza giriyorsa, bunu psikanalize , daha dorusu psikanalizi en b


yk zenginlii saymaya alan dnrn bir trl kurtulamad,
her zaman beraberinde tad dogmalann oluturduu yke, yap
lp hazr hale getirilmi o doktrine borluyuz. Balca engel, asl bu
lua babayla baka eyler bulatran ve kolektif ldrme edimini ba

ba katline dntren, babayla ilgili anlamlamadr burada. Bu engel,


psikanaliz alanndaki ve dier alanlardaki kartlarnn eline Fre
ud'un tezini gzden drmelerini salayabilecek kantlar veriyor.
Tragedyann yorumuna babayla ilgili anlamlama karyor ve Fre
ud'un ensest yasaklar sorununu yetkin bir biimde zmesini nle
yen de yine baba izlei oluyor.
Freud, daha nce de grdmz zere kendi ldrme izleini
iin iine sokmakla, yasaklar sorununu hi mi hi zm olmuyor,
tam tersine kendisini olas bir zmden yoksun brakyor. Kor
kun Baba'nn kurduu cinsel tekel ile yasaklarn tarihsel gc ara
sndaki sreklilii koparyor Freud. nce bu sreklilii el abuklu-

300

5 1O OET VE KUTSAL

tyla yeniden kurmaya alyor ama, kendisi de honut kalmyor


sonutan:
Babann, saglgnda yaplmasn bizzat varlgyle engelledigi eyi,
imdi ogullar, bir "geriye dnk boyun egme" ile kendi kendileri
ne yasaklamaktaydlar. Psikanalizin bize yakndan tanttg bir psi
ik durumun karakteristigidir bu. Ogullar, Baba'nn yerini tutan
totemin ldrlmesini yasaklyarak, kendi yaptklar ii lanetliyor,
ve kurtardklar kadnlarla cinsel ilikide bulunmay reddederek,
bu iin meyvelerini toplamaktan vazgeiyorlard. Ogul'un sululuk
duygusu bylece totemizmin iki temel tabusunu dogurmu olmak

ta ve bu iki temel tabu, bu nedenle, Oidipus kompleksi'nin ie bas


trlm iki arzusu ile kanmaktadr.7
Buradaki tm tezler iyiden iyiye zayftr ve bu yetersizligi ilk du
yumsayan da Freud'un kendisidir. Bu nedenle hemen ie koyulur,
ek bir kant arar ve bu yorulmak bilmez ama aceleci dnrn ba
na sk sk geldii zere, bize ncekilerle toplanamayacak, st ste
gelemeyecek tezler sunar. Psikanalizin baz varsaymlarn gizlice da
va konusu eden, tmyle yeni bir kuramdr sunulan:
. . . incest yasagnn da byk bir pratik nemi vard. Cinsel ihtiya,

insanlar birletirmez, ayrr. Erkek kardeler, babalarn ortadan


kaldrmak sz konusu oldugu srece elbirligi etseler bile, kadnla
ra sahip kmak sz konusu oldugunda birbirlerine rakip kesilme
leri mukadderdi. Hepsi de, babalan gibi, btn kadnlara tek ba
na sahip olmak isteyecek ve buradan dogacak genel mcadele
toplumun yklmas sonucunu verecekti. Gc kuwetiyle btn
digerlerini geride brakan ve babalk roln stlenebilecek olan
bir erkek kalmamt artk. Bu durumda, eger bir arada yaamak
istiyorlarsa, kardeler iin yaplacak tek bir ey kalyordu: belki
baz son derece vahim ekimelerin stesinden geldikten sonra,

7 Agy . , s. 1 99.

TOTEM VE TABU VE ENSEST YASAKLAR1

301

incest'i yasaklamak. Bylelikle hepsi birden, gz diktikleri kadnla


ra sahip kmak hrsndan vazgeiyorlard. Oysa, aslnda, babala
nn ldrmelerinin balca nedeni bu sahiplii salamakt.B
tk metinde baba yeni lmtr ve ans her eye egemendir.
lkinci metinde, baba leli ok olmutur; neredeyse, bu kez Freud'un
dncesinde olmak zere yeniden lmektedir. Freud, kolektif l
drme ediminden sonra srnn yaad olaylar izlediine, sry
le birlikte zaman iinde yol aldna inanmaktadr. Gerekte ise ii
ne hapsolduu Batl aile erevesinin azar azar dna kamaktadr.
Aileyle ilgili tm anlamlar silinip yok olmaktadr. rnein, artk ten
sel isteklerin akrabala gre llmesi sz konusu edilmemektedir.
Tm diiler ayn dzlemdedir: "Hepsi de , babalar gibi, btn ka
dnlara tek bana sahip olmak isteyecek"tir. "Anneler"in ve "kz kar
deler"in rekabet konusu olmas daha fazla arzu edilmelerinden de
il, orackta bulunmalarndan kaynaklanmaktadr. Arzunun her
hangi bir ayncalkl nesnesi yoktur artk.
Balangta yalnzca cinsel itaha bal olan atma, sonuta bu
itahn hakl klmaya yetmedii, tketici bir rekabete vanyor. Bunu
ileri sren, Freud'un kendisi. Atalann grngsel hnerlerini kimse
yineleyemiyor: "Gc kuvvetiyle btn dierlerini geride brakan ve
babalk roln stlenebilecek olan bir erkek kalmamt artk." Re
kabet kendine bin bir bahane bulabilmektedir, nk temel rekabet
konusu hkmranlk dzeyindeki iddettir. Bir tarafta yalnzca dii
ler, bir tarafta da onlan aralannda paylaamayan erkekler kalmtr.
Freud'un betimledii durumun yine, ilke olarak, korkun Baba'nn
lm nedeniyle ortaya kt varsaylmaktadr ama artk her ey

sanki baba hi var olmam gibi olup bitmektedir. Vurgu, dman kar
delere, aralarnda hibir fark olmayanlara kaymtr. Freud'un bul
gulamakta olduu ey, iddete dayal karlkl konumlanma dng
s, kurban bunalmnn simetrisidir.
8 Agy . , s. 1 99-200.

302

1O OET VE KUTSAL

Freud, kkenden uzaklatn sanrken kkene doru yr


mektedir. Bu, tragedyadaki srecin, farkszlama srecinin ta kendi
sidir. Srecin Totem ve Tabu ya yabanc olmadnda hi kuku yok,
'

nk az nce de grdmz zere Freud tragedya zmleme


sinde koroyla, yani dman kardelerle ilgili betimlemesini bu sre
ce balamaktadr: Tm ayn ad tayp ayn biimde giyinen bir yn

insan . . .
Burada yasaklar " [p]sikanalizin bize yakndan tantt bir psiik
durum"a deil, "toplumun yklmas sonucunu verecek" bir "genel
mcadele"nin engellenmesi gibi bir zorunlulua balanyor. En so
nunda somuta gelebiliyoruz burada: "Cinsel ihtiya, insanlar birle
tirmez , ayrr."
Freud ilk kurama en kk bir gndermede bulunmuyor bura
da. Farkna bile varmakszn, yasaklara gerek bir ilev atfedebilmek
iin, karmaalarla fantasmalardan vazgeiyor. Dinsel inancn yanl
anlalmasna pek ok katks olan Freud, Totem ve Tabu da yasakla
'

rn gerek ilevini ilk ilan eden kii oluyor. Totem ve Tabu dan son
'

ra da, kendi buluunu hi hesaba katmayan yine kendisidir.

kinci kuram ilev dzleminde birincisinden stn. imdi de olu


um dzleminde incelemeliyiz bu kuram. lleri srlen teze gre

erkek kardeler aralarnda anlamaya varyor ve gz diktikleri ka


dnlara sahip kmaktan vazgeiyorlar.
Yasan mutlakl hi de byle mzakere edilmi, kurum haline
getirilmi bir anlamann varl anlamna gelmiyor. Erkekler kendi
aralarnda anlaabilseydi byle zaman amna uramayan, itiraz
edilemeyen bir tabudan kadnlarn tm etkilenmezdi. Kullanlabi
lir kaynaklarn olas tketiciler arasnda paylalmas daha olanakl
olurdu o zaman.
Freud, burada iddetin zafer kazanmasnn kanlmazln ga
yet iyi gryor. Kesin anlama ncesindeki "ar anlamazlk-

TOTE M V E TA B U V E E N S E ST YAS A K LA R 1

303

lar"dan, kardeleri durumlannn ciddiyeti konusunda aydnlatmaya


ynelik olduu besbelli ok arpc tartmalardan sz etmesinin ne
deni bu. Ancak, bu kadan yeterli deil. iddet ortal kasp kavu
ruyorsa, yasaklardan vazgeilemeyecei ak; yasaklar olmazsa top
lum da var olamayacak. Peki, insan toplumlannn yok olmamas
iin bir neden var mdr? Freud, uzlamay (her eyden nce de,
Freud'un szleriyle, ensest yasa kadar "akld" ve "duygusal" bir
yasak erevesinde gereklemesi gerekecek bir uzlamay) gerekli
klan, hatta olanakl klan herhangi bir eyden sz etmiyor. Ensest
kart bir toplumsal szleme insanlan ikna edebilecek nitelikte de
il. Dolaysyla, bylesine iyi balam bir kuram, ok zayf bir no
tayla bitiyor.
Freud'un bu ikinci kuram yasaklann ilevini aklamak asn
dan puan kazanmakla birlikte, yasaklann kkeni asndan puan yi
tiriyor. Sonucu anlayamayann kardeler olmas gerekirken, asl an
layamayan Freud'un kendisi oluyor.
Birinci kuramdan ikincisine giden yolu adm adm yeniden iz
meye altk ve aileyle, kltrle ilgili anlamlamalardan azar azar
kurtulan bir dncenin dinamizmini yakaladmza inandk. Bu
aamada, sz konusu gzergahn tamamlanmadn grmemiz ge
rekiyor. Durum, ikinci ensest kuram kadar, tragedyayla ilgili metin
iin de byle. Kardeler ve kadnlar zdelie ve anonimlie indir
genmi, ama babaya dokunulmamtr. Baba zaten lmtr, dolay
syla farkszlama srecinin dnda kalmaktadr. Baba, yol boyunca
ailedeki roln stnden atmam olarak kalan tek kiidir ve ne ya
zk ki barol de ona aittir. Freud, deyi yerindeyse, oullar "oul
luktan aynyor" ama daha teye gitmiyor. Burada yanda kalan d
nsel yolculuu tamamlamak ve babay "babalktan ayrmak" gere
kir.
Freud'un balatt dnsel hareketi tamamlamak, ldrme edi
mini bir yana brakmak anlamna gelmez. Byk miktarda budun-

304

iDDET VE KUTSAL

bilimsel malzeme yle gerektirdiine gre, bu edimler kesinlikle ele


alnmaldr. Bir yana braklacak olan, babadr; baba konusunda aile
erevesinden ve psikanalizin anlamlandrmalanndan kurtulmak
gerekmektedir.
Babann son anda gelip kanlan birbirine kantran ve kutsallk
mekanizmasn gizleyen o sonu gelmez varl nedeniyle Freud'un
kurban ayinlerinin balantlann gzden kard anlalyor. "Psi
kanaliz bize gsteriyor ki" ya da "psikanalizin aa vurduu zere"
diye balayan tm cmleler, belirli aralklarla, hemen yaknda bulu
nan aklamann kysndan geip gidiyor:
Psikanaliz, totem hayvannn gerekte baba'nn yerini alan bir ika
me objesi oldugunu bize gstermitir. Bu durum, yukanda belirt
tigimiz elikiyi, yani: bir yandan, hayvan ldrmek yasak olur
ken ; br yandan, onun lmn, bir keder patlamasndan son
ra neeli bir bayramn izlemesini bize aklar.9

Baba hibir eyi aklamyor; her eyi aklamak iin, babadan


kurtulmamz, kolektif ldrme ediminin topluluk stnde gsterdi
i byk etkinin, kurbann kimliine deil, birletiriciliine, kurba
na kar, kurbann evresinde kavuulan oybirliinden ileri geldii
ni gstermemiz gerekiyor. Buradaki "kar" ve "evresinde" szck
lerinin birbirine balanmas bize kutsal olann "elikileri"ni, tanr
sal bile olsa ya da tanrsal olduu iin, kurban ldrme edimini her
zaman yineleme gereini aklyor.

Totem ve Tabu'nun zayf noktas kolektif ldrme ediminde de


il, bu edimin n plana gemesini engelleyen ne varsa onda yatmak
tadr. Freud ldrme ediminden nce gelip edimi gerekelendirme
ye alan tartmalardan vazgese, psikanalitik anlam bile, hatta
zellikle o anlam silip atsa grecekti ki iddet nedensizdir ve ldr9 A'f:i. , s. 1 9 5 .

TO T EM VE TA B U VE E N5 E5 T YA5 A K LA R 1

305

me ediminin kendisinden kan anlam dnda hibir anlam bulun


mamaktadr.
ldrme edimi baba rtsnden bir kez syrld m, topluluk s
tnde neden bu denli etkili olduu , neden ayin halinde yinelenip
durduu, neden amaz bir biimde ift yarg konusu olduu da or
taya kyor. Tm bunlan anlamak, ikinci kuramda dman karde
leri gzden karan sonuca gerekte ulalm olduunu, bu sonucun
Freud'un ana tezini oluturduunu anlamak demek: ldrme edi
minin katksz ikame kurban mekanizmasna dnmesini engel
leyen her ey ayn zamanda bu edimin aslna ait olduu yere, kur
ban bunalmnn ncesine deil, sonuna yerletirilmesini de engelle
mektedir.
lkinci kuramn tamamlanmas ve iki ensest kuramnn birletiril
mesi ancak iddete son veren ikame kurban dncesiyle olanakl
dr. Bu birletirme sonucunda ldrme edimi, gereksiz, hatta can s
kc bir giri halinde belirleyici iddetin ncesinde yer almaktan kur
tuluyor ve kendisine den belirleyici rol oynayabilecek duruma
geliyor. Sz konusu olan rol, Freud'un bizzat taslan izdii, buna
lm sonuca ulatrma ve kltrel dzenin hareket noktas, her tr
ensest yasann mutlak ve greli kkeni olma roldr.

uraya kadar ensest yasaklann hep Totem ve Tabu balamnda


sorguladk. Kanlmaz olarak, kltrel dzenin baka pek ok

yn gibi bu yasaklarn da kurucu iddetten kaynakland kuku


sunu tayoruz ama, bu sonuca kendi aralanmzla ulam deiliz.
Bizi buraya getiren, Totem ve Tabu'nun dinamik bir yorumu oldu.
Yasaklar kurban sorununa ilk balayan ve bu iki sorunu kolektif l
drme edimi konusundaki kendi anlatmna dayanarak zmeyi
neren, Freud'dur. Freud'un anlatmn kurban ayinleriyle ilgili ola
rak ikame kurban ynnde dzeltmek gerektii gr doruysa,
ayn dzeltmeyi ensest yasaklanyla ilgili olarak da yapmak gereke-

306

iDDET VE KUTSAL

cektir. Sorunu kendi bana ele almadan nce Freud'un yaptyla il


gili olarak yapacamz son bir gzlem, nerdiimiz dzeltmenin,
bizim aratrmalarmz dorultusunda yer almakla birlikte, Totem ve

Tabu ya da yabanc olmadn, dardan getirilmediini , gerekten


'

yaptn kendisinde bulunan en dinamik ve verim vaat eden ynn


bir gerei olduunu daha iyi gsterecektir.
llkel srnn Totem ve Tabu'da oynad role ksaca dnmemiz
gerekiyor. Yukarda da grdmz gibi Darwin'in varsaym, en
sest yasaklarnn oluumu konusunda kolay bir aklama getirmek
tedir. Bu varsaymn Freud stnde nceleri ekici bir etkide bulun
masnn baka bir nedeni olmad ak. Varsaym tam da devlilik
konulu ilk tartmalarn orta yerinde kp gelmitir. Kitabn ikinci
byk ve bu kez salt Freudcu nitelikteki varsaym olan kolektif l
drme varsaym ise daha sonra, yazarn budunbilim okumalarnn
etkisiyle ortaya km olmaldr. lki varsaym balangta birbirin
den bamszdr. Darwin'de ldrme yoktur. Kolektif ldrme yal
nzca budunbilim belgelerinde yer almaktadr. Ne var ki bu belge
lerde de Darwin'in ilkel sr tezini dndrebilecek hibir eyin
bulunmad aktr.
Freud iki varsaym birletirmeye alm ve tarihsel olanla tari
hncesinin bir karmn elde etmitir. Oysa keyfi niteliine sk sk
dikkat ekilmi olan bir karmdr bu. Ayn biimde Freud'un g
rece yakn tarihli kltrel belgelerden, zaman asndan masal uzak
lndaki, ilke olarak tekil sayd bir olayla ilgili bilgi alma iddias
nn keyfiliine de sk sk dikkat ekilmitir.
Tm bunlar inandrc olmad gibi, biraz dnldnde bu
inanlmazln kolayc bir yn olduu da ortaya kyor: Yaptn
ana sezgileri ve z asndan hibir gerek ihtiyac karlamyor bu
tezler. Freud'un sr konusundaki gre nce yalnzca yasaklar
konusunda alan zmleme olanaklar nedeniyle katld doruy
sa o zaman sormamz gerekir: Korkun Baba'nn cinsel ayrcal ile

TOTE M VE TAB U VE E N S EST YASAK LAR 1

307

yasaklar arasndaki kesintisiz geii ortadan kaldran ldrme edimi


o olanaklar uygulamada yok ettii halde, varsaymndan neden vaz
gememitir Freud?
Freud ldrme varsaymn gelitirmek niyetinde olsa, sr fik
rini alkoymas iin hibir neden kalmazd. Sry alkoymas, l
drmeyle ilgili fikri kurtanlabilir bir fikir olmaktan kanp sorun ya
ratan bir fikir durumuna getiriyor. lki varsaym temelde badamaz
nitelikte. Aralanndan birinin seilmesi gerekiyor. Bu seim Freud'un
zihninde netlemi olsa, zorunlu olarak ldrme fikrini semi ola
cakt, nk Totem ve Tabu'daki en iyi blmler ldrmeyle ilgili
varsayma, her tr dinsel ve budunbilimsel verinin bu varsaym ge
rekli kldnn gsterilmesine aynlm durumda. Buna karlk, s
ryle ilgili varsaym gerektiren hibir ey yok. nceleri sunuyor g
rnd yarar da sonradan yok oluyor.
Ne var ki seim yapmyor Freud. ldrmeyle ilgili varsaym al
koyuyor ama, srden de vazgemiyor. Srnn artk varlk nede
nini yitirdiini fark etmiyor. Bu krlemenin nedeni ak: Sr fik
ri, kolektif ldrme fikrini babayla ilgili anlamlandrma erevesine
hapsediyor, izlei retkenliinden yoksun brakyor, tarihncesi ya
ltlml iinde sama bir grnm almasna neden oluyor onun.
Bylelikle psikanalizin kavramlann korumu oluyor Freud. llkel
sr, psikanaliz mitinin kusursuz bir biimde somutlamasdr. Bir
kez daha, Freud dncesinin hibir zaman amad grnmez s
nra dokunmu oluyoruz.
Freud'un ardllan burada da Freud dncesinin geriletici esi
ne arlk veriyor. Totem ve Tabu'daki "ldrlen baba"nn savunu
lacak yan olmad bir gerek ama, bu gerei sze dkerken vur
guyu "ldrlen"e deil, "baba"ya kaydrmak gerekir. Yapt redde
dilirken gsterilen nedenler grnrde geerli olmakla birlikte, pek
de iyi nedenler deil; tm de maskeleyici bir kanma dayanyor.
Yaptn zayfln mahkum etme iddiasyla yola kanlar yaptn g-

308

DDET VE KUTSAL

cn bomu oluyor. Anlaml bir elikiyle, Freud'un kaltlar, ya


ni "oullar" , "baba"larndaki gerek bir yetersizlikten, kendilerini
andran bir ekingenlikten yararlanarak Totem ve Tabu'da kendileri
ne benzemeyen, endie veren, dourgan olan ne varsa onlardan kur
taryorlar kendilerini. Doruyla yanl ayklama anlay amansz bir
biimde hkm sryor: apkadan her zaman hata kyor, hakikat
dipte kalyor. Hata, babadr, psikanalizdir; hakikat, kolektif ldr
medir ve ne denli olaanst, inanlmaz grnrse grnsn, bura
daki Freud, budunbilimci Freud'dur. Yol alacak yorum, bu yaptta
psikanalizin alkoyduu her eyi kaldrp atmak, kaldrp att her
eyi ise alkoymak zorundadr.

u blmde, gelitirdiimiz teze (her tr kltrel dzenin teme


linde ikame kurban mekanizmasnn yatt tezine) dier tm

modem yaptlara gre daha yakn olduunda kuku bulunmayan

Totem ve Tabu adl kitab kefettik. Bylelikle bu tezin gerek ola


naklarn bulgulam olduk. Freud'un sezgisine, varsaymnn ku
surluluu nedeniyle imdiye dein verilemeyen deeri, iinden k
lamayan glklere karn verebiliyoruz artk.
Bize denecektir ki Freud'un dncesini ap dzeltmeye kalk
yorsunuz. Doru, yle yapyoruz. Ancak, nerdiimiz dzeltme
nin keyfi bir bozma, zmsenmesi olanaksz baka tekil znellikleri
davet edecek bir "znel" eletiri olmakla hi ilgisi yok.
Burada savunulan tez, ikame kurban mekanizmas tezi, herhan
gi bir fikir deil, her tr dinsel inancn ve aada daha iyi grecei
miz zere ensest yasaklarnn kkenidir. lkame kurban mekanizma
s Freud'un tm yaptlarnn ulalamam olan hedefini, eriileme
mi ama yaklalm olan o birleme noktasn oluturmaktadr. Fre
ud'un yaptndaki kuramlarn st ste binmesini, dankl, oklu
luu, biz ancak hedefe ulaamama olarak yorumlayabiliyoruz. Tab
loyu ikame kurbanla tamamlayp yaptn dank paralarn aydn-

TOTEM VE TABU VE ENSEST YASAKLA R !

309

!attmzda bu paralar bir resim bilmecesinin paralan gibi bulu


arak kusursuz biimlerine kavuuyorlar. Blnm haldeyken za
yf olan Freudcu zmlemeler, bizim varsaymmzn getirdii bir
lik iinde g kazanyor. Kimse bu birliin onlara dardan dayatl
dn syleyemez. Freud'un dncesini yanlmaz ve zamand
dogmalar olarak dondurmaktan vazgeince, dncesinin hep ika
me kurban mekanizmasna eilim gsterdii, rtl bir biimde hep
ayn noktay hedefledii gzle grlr duruma geliyor.
Bu aklamay Freud'un dier metinleriyle de srdrebilirdik ko
laylkla. Ayin geleneklerine uyguladmz yordam bu metinlere de
uygulamak gerekiyor, nk kltr yorumlar da sonuta birer ayin
biimidir ve bu anlamda onlar da ikame kurban ileminden kaynak
lanr. Dolaysyla tam olarak sistemletirilip zmlenmeleri ancak
ikame kurban nda olanakldr.
Freud'un birbirini yinelemeden ve hi rtmeden eitli "iftler
oluturan" yaptlarnn ortak paydasn karlatrmal bir yntem
uygulayarak bulmamz gerekiyor. Metinleri oluturan elerin ara
snda, temeldeki birliin hemen grlmesini nleyecek kadar ok,
byle bir birliin varln yadsmayacamz kadar da az farkllk
bulunuyor.

Musa ve Tektannclk, Totem ve Tabu ile birka adan ift olutu


ran bir yapt. Totem ve Tabu kitabnda ldrme ediminden nce bir
baba ve oullarnn, baka bir deyile ailenin var olmas gibi, Musa

ve Tektannclk kitabnda da ldrme ediminden nce Musa'nn ve


dininin tarihi, yani toplum var. Musa srnn babas rolne kout
bir rol oynuyor. Onun lmnden sonra peygambersiz kalan Yahu
di halk, Totem ve Tabu'da ldrme ediminden sonra babasz kalan
kardeler grubuna benziyor.
Yorumcu burada yine kolektif iddetin dourmas gereken tm
anlamlan nceden ortaya koyabilir. Yalnzca Totem ve Tabu ya ve
'

yalnzca Musa ve Tektannclk'a ait olan anlamlandrmalar (ilkinde

310

S1 DDET VE KUTSAL

aileyi, ikincisinde Yahudi halkn, ulusunu ve dinini) darda bra


krsak, iki yapt arasndaki olas ortak payday buluyoruz. Bu ortak
payda, bir ldrme edimi sayesinde (belirli bir kiinin deil, herhan
gi birinin ldrlmesi sayesinde) karlkl iddetin kurucu iddete
dnmesidir.
lki Freud kuram arasnda ensest yasaklarnn kkeni konusun
da bir senteze varmak iin kolektif ldrmeyi ilk kurama ait aile er
evesinden karp ikincisindeki toplumsal ereveye tamak gere
kiyor.
Bizim tezlerimiz bu ifte sentezle birleiyor ve nerdiimiz tm
Freud yorumlarnn yaknsaklat noktay esas alyor. Kurucu id
det, Freudcu dinamiin uzants olarak belirir belirmez, bir evrensel
birletirme izgisi olmasn salayacak o hafif deiiklikleri de akla
getirmektedir. Sz konusu olan, kurucu iddetin evrensel bir yap
destei olarak grd ilevdir.
Burada yaptmz, izlenimci edebiyat eletirisine dalp gitmek
deil. Nesnel bir bilimsel aratrma dersem kavram ktye kullan
m olacam sanmyorum. Freud'un tuttuu yolda ondan daha ile
ri gitmemiz, onun yaptn imdiye dein hi aydnlatlmad bir
derinlie kadar aydnlatma olanan salyor bize. Yazarn balatt
cmleleri tamamlamak, tam olarak hangi urakta, neden ve han
gi lde yoldan ktn sylemek ve yazarn yerini isabetli bir bi
imde saptamak olanakl duruma geliyor. Freud, Psikanaliz zerine
Denemeler'de taklit arzu anlayna ne kadar yaklayorsa, Totem ve
Tabu da ya da Musa ve Tektannclk'ta da kurucu iddete o kadar
'

yaklayor. Tm bu durumlarda hedefle arasndaki uzaklk hep ay


n, baarszlk pay hep ayn; yaptn ayan bast yer deimi de
il.
Arzunun nesnede demir att fikrini btnyle reddetmek ve
iddete dayal taklidin sonsuz hareket yetisini alglayabilmek iin, bu
iddetin lsz gizilgcn denetim altna almann zorunluluunu

TOTEM VE TABU VE ENSEST YASAK LAR 1

311

ve bunun ikame kurban mekanizmasndan baka bir yolu bulunma


dn kavramak gerekiyor. nsanda toplum halinde yaamakla ba
damayan bir arzunun varln koyutlaynca, bu arzunun karsna
onu denetim altnda tutacak bir eyler de koymanz gerekir. Hma
nizmin yanlsamalarndan kesin bir biimde kurtulmann tek bir ko
ulu var ama, modem insann yerine getirmeyi reddettii tek koul
da o: nsanln dinsel inanca tam anlamyla baml olduunu ka
bul etmek. Freud'un bu koulu yerine getirmeye hevesli olmad
ak. oklar gibi tanyerinin aarma aamasndaki bir hmanizmin
mahpusu olan Freud, habercisi olduu ve hazrlad olaanst d
nsel devrimin farknda deil.

ltrel yasaklarn doumunu nasl tasavvur etmeliyiz? Dier


her tr kltrel doumla birlikte ele alarak. Canavar kopya, tan

rnn tecellisi olarak evrensel dzlemde ortaya kp topluluu sar


yor ve atmann tm hatlarnda ayn anda varln hissettiriyor.
imekler dman kardelerin arasnda aknca dilleri tutulan kar
deler geriye ekiliyor. atmalarnn bahanesi her ne ise (besin, si
lah, toprak, kadnlar. . .), bunlardan ellerini ekiyorlar, bir daha uzat
mamacasna. Kutsal iddetin dokunduu her ey artk tanrya ait, bu
sfatla da mutlak bir yasaa tabi oluyor.
Sarholuktan aylp korkuya den hasmlar artk karlkl id
det konumuna yeniden dmemek iin ellerinden geleni yapacak
lardr. Ne yapmak gerektiini gayet iyi bilmektedirler. Tanrsal fke
bunu onlara bildirmitir. iddetin alevlenmi olduu her yerde im
di yasaklar ykseltilir.
Yasaklar, rekabete konu olan tm kadnlan balamaktadr: En
ok arzulanan kadnlar onlar olduundan deil, rekabete elverecek
yaknlkta olduklarndan. Yasaklar hep arada kan ba olan en yakn
kiileri kapsamakla birlikte, snrlar ille de gerek akrabalktan ge
mez.

312

1O O ET VE KUTSAL

Yasaklar, dayandklar ilke ve aldklar biimlerin ou asndan

yararsz deildir. Kuruntulardan ileri geldiklerini sylemek yanl


olur. Tam tersine. Yasaklar, yaknlarn iddete dayal taklide dme
sini nlemeye yaramaktadr. Bir nceki blmde grdmz ze
re ilkellerin koyduu yasaklar, iddet ve marifetleri konusunda bi
zim cehaletimizin eriemedii bilgiler iermektedir. Bunun nedeni
ni anlamak zor deil. Yasaklan dayatan, iddetin kendisidir: nceki
bir bunalmn tm iddeti, szcn tam anlamyla olduu yerde
donarak, kendi kendisinin geriye dnmesini nleyen bir duvara d
nmtr. Yasaklar iddetinkine eit bir keskinlik gsteriyorsa bu
nun son zmlemedeki nedeni, iddet ile yasan aynldr. Top
luluun stnde bunalm frtnalarnn estii dnemlerde bu yasak
larn nlemeyi amaladklar iddete katkda bulunup frtnay b
ytmesinin nedeni de budur. Kurbanla korunmann tm biimleri
gibi yasaklar da koruduklar eyin aleyhine dnebilmektedir.
Tm bunlar, okumakta olduunuz denemenin balangcnda
bulguladklanmz dorulayp tamamlyor: Cinsellik, kutsal iddetin
bir paras. Cinsel yasaklar da dier tm yasaklar gibi kurban edi
miyle ilgili . Her tr meru cinsellik de yle. Daha dorusu, topluluk

mensuplan arasnda ne kadar meru iddet varsa o kadar da meru


cinsellik var. Ensest yasaklarnn ve topluluk mensuplarna ynelik
birbirini ldrme ya da kurban etme yasann kkeni ve ilevi ay
n. Yasaklarn birbirine benzemesinin nedeni bu. Robertson
Smith'in de gzlemledii zere, ou durumda birbirini tam tamna
kapsayan yasaklar bunlar.
Kanl kurban ayinleri gibi meru cinsellik de (evlilik birlii) "kur
ban"larn hibir zaman bir arada yaayanlar arasndan semiyor.
Kurban seimini belirleyen kurallar nasl intikam yasaklarnn ters
tarafn oluturuyorsa, evlilik kurallar da ensest yasaklarnn ters ta
rafn oluturmaktadr. Tm kurallar cinsellie ve iddete merkezka
bir yn veriyor. Cinsellikte ve iddette grlen "kurbansal" sapma

TOTEM VE TABU VE ENSEST YASAKLAR1

313

rneklerinin ounu birbirinden ayrt etmek zor. Evlilik dei to


kulanna, tpk ayinlerdeki sava biimlerine benzeyen, ayinlemi
bir iddet elik edebiliyor. Bu sistemli iddet, darya ynelmese
topluluu kasp kavuracak olan intikamlara benziyor. Cinsel arzuyu
darya ynelten devlilik de ayn ey. Sorun hep tek: iddet. Soru
nun zlmesi iin de her zaman tek bir yol var: Darya yneltme.
iddete de cinsel arzuya konulan yasan konulmas, ortak varolu
la badamazl kesinleen iddetin, o noktada yasaklanmas gere
kiyor.
Meru cinselliin tm ynleri, zellikle Batl ailede ve gnmz
de bile "kurbansal" nitelikte. Evli iftlerin cinsellii en temel, en
nemli elerden biri, nk ailenin kkenini bu cinsellik oluturu
yor. Oysa hibir biimde gzle grlmeyen, "aile yaam" diye bili
nen eyin yabancs olan bir cinsellik bu. Yakn kan ba olan akra
balarn, zellikle de ocuklarn gznde var olmayan bir cinsellik.
Bazen en gizli iddet kadar, kurucu iddetin kendisi kadar gizli. Psi
kanaliz, ocuklara bir ebeveyn cinsellii bilgisi atfetmekle yanlyor
bence.
Bu meru cinselliin evresindeyse gerek bir yasak blge uzan
yor: Tm cinsel yasaklan tanmlayan bir blge; ensest yasaklar, bu
btnn en nemli paras bile olsa, sonuta yalnzca bir paras.
Blge iinde her tr cinsel etkinlik, cinsel heyecan, bazen de her tr
cinsel antrma yasak. Tpk iddetin, tapnak civarlarnda ve kur
ban ayinlerinin yapld yerlerin evresinde baka her yerdekinden
daha keskin bir biimde yasaklanmas gibi. Dzenlenmi cinselliin
yararl ve retken ama her zaman tehlikeli de olan iddeti, tpk kur
ban ayini gibi tam bir salk eridiyle evrili, nk topluluk iinde
serbeste yaylmas ktlk ve ykm kayna olacaktr.
llkel toplumlar genellikle bizim toplumlarmzn hi olmad
kadar yasaklarla kuatlmtr. Buna karlk, bizim yasaklarmzn
bazlar onlarn ounda yoktur. Bu greli zgrlk, bizim toplumu-

314

SIDDET VE KUTSAL

muzda cinselliin her zaman grd ne srlen "bask"nn ide


olojik kart ve simetrii olan bir cinsellik yceltmesi gibi yorum
lanmamaldr. Hmanistler ve doaclar tarafndan cinsellie atfedi
len devasa nem ve deer sonuta modern Bat'nn buluudur. tikel
toplumlarda cinsel etkinliin, dar ya da geni anlamda meru (yani
ayinsel) ya da yasak olmad yerlerde nemsiz ya da az nemli bir
etkinlik sayld, baka bir deyile i iddeti yayabilecek bir etkinlik
olmad bellidir. Baz toplumlarda ocuklann ve evli olmayan er
genlerin cinsel ilikileri, yabanclarla olan ilikiler ve elbet yabanc
lann kendi aralarndaki ilikiler byledir.
Yasaklann yaamsal bir ilevi var: lnsan topluluklarnn iinde
ocuklann yaamn srdrebilmesi ve kltrel kalta uygun bir ei
tim almas gibi insann insanln oluturan tm ilevler iin kesin
likle vazgeilmez bir koul olan o iddetsiz ve korunmu blgeyi ya
ratmak. Bu rol oynayabilen yasaklar varsa, bunu tarihsel Hristi
yanln bozulmas sonucu ortaya kan iyimser teolojilerin son mi
rass, kendinden honut insan bilimlerinin son melei olan Tabiat
Ana'nn bir himmeti gibi gremeyiz. insanlk gibi bir eyin balca
varlk nedeni olarak ikame kurban mekanizmasn grebilmeliyiz ar
tk. Biliyoruz ki hayvansal yaamda iddetin bireysel frenleri vardr.
Ayn trden gelen hayvanlar hibir zaman lmne savamaz; ye
nen, yenileni esirger. insan tr ise bu koruyucu zellikten yoksun
dur. Bireysel biyolojik mekanizmann yerini, kolektif ve kltrel bir
mekanizma olan kurban sunumu almtr. Dinin bulunmad top
lum yoktur, nk din olmadan toplum olmak da olanakszdr.
Budunbilim elde ettii yaknsak verileri deerlendirse, yasaklann
ilevi, hatta kkeni konusunda oktan aydnlatm olurdu bizi. Ayin
geleneklerindeki ve festivallerdeki ihlaller bu kkenleri ak bir bi
imde gsteriyor, nk bu ihlaller ya kurban sunumlannn uzant
s oluyor ya da "totemik" denen trenlerin. te yandan, ayin d ih
lallere atfedilen ykc ya da yalnzca kt sonular incelenirse kar-

TOTEM VE TABU VE ENSEST YASAKLAR1

315

mza hep kurban bunalmnn yan mitik yan gerek belirtileri k


yor. Dolaysyla mesele her zaman iddette yatmaktadr. iddetin g
rnrdeki bulac hastalk, hatta kuraklk ve sel biimlerinin arka
sna gizlenmi olmas, bize "boinan" deyip iin iinden kma hak
kn vermez. Modern dnce, dinde hep kendisine en sama gr
nen, her tr aklc yoruma meydan okuyan eleri seip alyor; din
sel inancn gereklikle hibir ilikisi olmad ynndeki kararn
dorulamann bir yolunu buluyor her zaman.
Bu yanl anlama daha fazla srp gitmemeli. Yasaklarn Freud
tarafndan kefedilip hemen unutulan gerek ilevi yakn zamanlar
da George Bataille'n Erotizm adl yaptnda yeniden ve ok ak bir
biimde dile getirilmitir. Bataille'n iddetten yer yer iin tuzu bibe
ri, modernliin krelmi duyularn uyandrabilecek tek e gibi sz

ettii dorudur. Ama yer yer de, u noktaya varm bir ifadesi oldu
u yozlam estetizmin tesine gidiyor bu yapt: "Yasaklar iddeti

bertaraf ediyor; bizim cinsel gdlerden ileri gelen iddete dayal hareket
lerimiz ise bizde, insan bilincinin varl iin vazgeilmez olan i huzuru
nu yok ediyor." 10

10 L'Erotisme (Plon, 1 965), s. 43.

D O KUZU NCU B LM :

L E V l - S TRAUS S , YAP I SAL C I L I K V E


E V L L K KURAL LAR!

Akrabalk sistemlerini oluturan yap birimi, benim "ilksel aile"


dediim grup, bir erkek ile ei ve ocuklanndan oluur. . . llksel ai
lenin varl zel toplumsal iliki tr yaratr: Anne baba ile o
cuk arasndaki iliki, kardeler arasndaki iliki ve koca ile kars
arasndaki, ayn ocuun ya da ocuklarn anne ve babas olma
ilikisi. . . llksel ailedeki bu iliki trne ilk sra diyorum ben.
lkinci sra, iki ilksel ailenin, ortak bir mensuplar araclyla kur
duklar yaknlktan doan ilikilerin oluturduu sradr; babann
babas, annenin erkek kardei, kadnn kz kardei vb. nc s
rada ise babann erkek kardeinin olu ve annenin erkek kardei
nin kars yer alacaktr. Bylelikle, gerekli soyaac bilgileri eldey
se, drdnc, beinci ya da n'inci sralar oluturulabilir. l

1 A.R. Radcliffe-Brown, "The Study of Kinship Systems",

journal of the Royal Anthropological Institute 7 1 ( 1 941 ) : 2 .

31 8

1D D ET VE KUTSAL

R. Radcliffe-Brown kendi aratrmasnn ilkelerini akrabalk

ilikilerinden karrken bu konuda Claude Levi-Strauss nce

si dnsel abalann temel varsaymlann da tanmlam oluyor. Le

vi-Strauss, "Dilbilim ve lnsanbilimde Yapsal zmleme"2 balkl


makalesinde yukandaki metni alntlayarak, bunun karsna kendi
aratrmasnn ilkesini kanyor. Bu ilke, akrabalk ;lanndaki yap
sal yntemin temelini oluturacaktr.
Levi-Strauss'a gre, ilksel aile evlilie dayanmas nedeniyle, in
dirgenebilen bir birimdir ve ilksel olmak yle dursun, tanm gere
i karmadr. Dolaysyla, hareket noktas deil, var noktasdr bu
aile; hibir biyoloj ik gerekliliin yaknlatrmad iki grup arasnda
ki bir dei tokuun sonucudur:
Akrabalk, belirlenmi tarzlarda oluturulduunda kabul grp
kalclk kazanabilmektedir. Baka bir deyile, Radcliffe-Brown'n
"birinci sra ilikileri" sayd ilikiler, ikincil ve trev saydklarna
bamldr, onlarn birer ilevidir. lnsan akrabalklarnn ncelikli
zellii, varolu koulu, Radcliffe-Brown'n "ilksel aile" dedii ey
lerin ilikiye gemesini gerektirmektedir. Demek ki gerekten "ilk
sel" olan, aileler, birbirinden yaltlm terimler deil, bu terimler
arasndaki ilikidir.3
Radcliffe-Brown'n "ilksel aile"sinin arkasnda gerek biyolojik
ilikilerin yattn hibir zaman unutmayan ve sistemi sistem olarak
dnmeyi reddeden "saduyu" mantnn kukuyla karlanmas
gerekmektedir:
lnsan toplumunda biyolojik ailenin her zaman var olduunda
kuku yok. Ancak, aileye toplumsal olgu niteliini kazandran,
doadan aldklar deil, doadan ayrlma tarzdr. Akrabalk siste2 Word,
(Paris,

3 Agy.

1, 2 ( 1 94 5 ), s. 1 -2 1 ; yeniden basm: Anthropologie stnctu rale


1 958), s. 3 7 -62.

LV1

STRAUSS,YAP1SALC1L1K VE EVl1L1K KURALLAR1

319

mi, nesnel soy balanna ya da bireyler arasndaki kan balanna


bal deildir; yalnzca insanlann bilincinde vardr bu sistem; fiili
bir durumun kendiliinden gelimesi deil, keyfi bir temsil siste
midir. 4
Keyfilik esi burada sistemin "simgesellik" denen zelliiyle bir
tutuluyor. Simgesel dnce, yaklamas iin hibir zorunluluk bu
lunmayan varlklar birbirine yaklatnyor: Burada yaklatnlanlar,
simgesel dncenin, dz anlamyla evlendirdii iki birey, rnein
iki yeendir. Birliktelikleri genel uygulama nedeniyle zorunlu gr
nen, gerekte ise hibir zorunlulua denk dmeyen iki yeen. Key
filiin kant, belirli toplumlarda izin verilen, hatta zorunlu tutulan
belirli evlilik trlerinin, baka bir toplumda kesinlikle yasak olabil
mesidir.
Buradan, akrabalk sistemlerinin esas olarak bir tr doa kart
l olduu sonucu kanlabilir mi? Bir nceki alntnn gsterdii
zere Levi-Strauss dncesi bu konuda, kendisine yneltilen baz
eletirileri haksz karacak kadar saknml ve aynldr. Yazar, ak
rabalk sisteminin "fiili bir durumun gelimesi" olmadn kaydet
tikten sonra yle demektedir:
Bu, otomatik olarak sz konusu fiili durumun karsna ktmz,
hatta dikkate alnmamasn nerdiimiz anlamna gelmez. Radclif
fe-Brown, bugn klasiklemi olan incelemelerinde gsteriyor ki,
evlilikle ilgili snflann var olduu Avustralya sistemleri gibi en ka
t ve en yapay grnl sistemlerde bile biyolojik akrabalklar
zenle hesaba katlmaktadr. 5
Mesele, bu balamda gayet ak grnyor. Ne var ki, koullar
nedeniyle biraz daha az ak oldugu anda, gerek kendi buluunu u
lara gtrp kolayc bir kavrayla davranmas durumunda Levi4 Agy.
5 Agy.

320

1 DDET VE KUTSAL

Strauss'un, gerekse onun tilmizi olduklarn syleyenlerin yanl an


lam da olabilecekleri bir mesele bu.
Levi-Strauss'un birka satr nce yukardan bir tavrla eletirdii
Radcliffe-Brown'a burada gsterdii sayg salt biimsel deil. Yine de
biraz daha ileri gidip bu dzeltmenin yeterli olup olmadn sormak
gerekiyor belki. Bize deniliyor ki, en kat ve en yapay grnl akra
balk sistemlerinde bile, biyolojik akrabalklar zenle hesaba katlmak

tadr. Kesinlikle doru; ama bu tezle yetinilebilir mi gerekten? Bir


eyler daha sylemek gerekmez mi?
lnsanlar ancak zihinlerinin kullanmna amade olan verileri "he
saba katabilir." Yukardaki cmle biyolojik akrabaln, akrabalk
sistemlerinin dnda, yani kltrn dnda, ama insan zihninin kul
land bir kavram varsayyor. Burada akl almaz bir ey var. lki ay
r gereklik birbirine kartrlm olabilir: a) biyolojik akrabalk ol

gusu, insann remesiyle ilgili somut veriler, b) bu verilerle ilgili bil


gi, reme ve kan akrabal bilgisi. lnsanlarn, biyoloji yasalarna ay
kr bir biimde reyememeleri anlamnda, birinci kka hibir za
man yabanc olmadklar ak. Bu ilke, insann "kltr" iindeki du
rumu konusunda geerli olduu kadar, geliigzel cinselliin kural
olduu "doa" iindeki durumu konusunda da geerli olmaldr. Bi
yolojik yasalarla ilgili bilgi ise bambaka bir meseledir. nk insa
nn doa iindeki durumu ve doa iindeki geliigzel cinsellik, bi
yolojik yasalarn saptanmas iin gerekli ayrmlar iermez.
Denebilecektir ki bo ve soyut speklasyonlara giriyorsunuz.
Tam tersine , bir btn olarak doac ve modern mite bal, spek
latif trden, her zaman gizli ve gerekesiz kalm bir nkabul orta
ya karyoruz burada: "Doal hal" ile biyolojik hakikat, hatta genel
olarak bilimsel hakikat arasnda zel bir yaknlk bulunduu nka
buln.
Sz konusu olan insan remesinin biyolojik gerei ise, bir kez
daha syleyelim, kltrle doa arasnda fark bulunmuyor. Bu deil

LEV1

ST RA U S S ,YAP 1 S A L C 1 L1 K VE EV L 1 L 1 K K U R A L L A R 1

32 1

de bilgi sz konusu ise, bir farkllk olduu kesin ve bu farkllk do


ann aleyhine iliyor. Bu saptamann gerekliini snamak iin, bir
batnda dogmu kedileri birka kuak boyu serbeste resinler diye
doaya brakmak yeterli olur. Ksa srede yle karmakarmak, y
le bulank bir birlemeler, soy zincirleri ve kan ba ilikileri oluur
ki, en sekin "ilksel aile" uzmanlan bile iinden kamaz.
Bylesi bir grnt ne denli kafa kartrc olursa olsun, Radclif
fe-Brown tarafndan tanmlanan ayn iliki biiminin gerekten var

olduu ve bu biimlerin hep ayrk kaldklan fikrini zihnimizden sil


meye yetmiyor. En ileri dnrlerimiz bile baba, oul, erkek kar
de, anne, kz, kz karde gibi aynmlann aldatlan duyularmzn ya
ratt bir yanlsama ya da baskc bir kltrel dzenin zihnimizde
yaratt bir takntnn hayal rn olduuna inandramaz bizi. re
menin ilksel verileri saptandnda ylesine ak seik gibi grn
yorlar ki nasl olup da yanl anlalabildiklerini anlamak bile ola
nakszlayor.
llksel biyolojik verilerin saptanmas iin, yukarda tanmlad
mz iliki tr (evlilik birlii, soy zinciri ve kan ba) arasnda ke

sin ayrmlar yaplmas gerektiini, bu kesin aynmlann ise ancak so


mut bir ayrma temelinde , yani ensest yasaklan ve akrabalk sistem
leri temelinde olanakl olduunu herkes teslim edecektir.
Biyolojik verilerin elde edilmesi ancak akrabalk sistemleri saye
sinde olanakldr ve ne denli kat ya da yapay olursa olsun, bunu
salayamayacak sistem yoktur. nk , Levi-Strauss'un ne srd
zere tm sistemlerin ortak temeli, evlilik birliiyle kan ba arasn
daki keskin aynndan olumaktadr.
Akrabalk sistemleri d snrlan asndan eitli ve ngrlemez
sistemler olmakla birlikte, ekirdek ksmlan asndan byle deil
ler. Anne ve baba ile ocuklar arasnda ya da erkek kardelerle kz
kardeler arasnda evlilik her zaman yasak. Bu konudaki istisnalar o
kadar az sayda, ylesine zel nitelikli ve genellikle ylesine ayinsel

322

S 1 D D ET VE KUTSAL

ki, istisnalarn kural doruladn sylemek gayet yerinde olacak.


Baz pozitif evlilik kurallar bize ne denli an ve kat grnrse g
rnsn, bu kurallarn tersini oluturan yasaklar da maksimum uzan
tlar iinde bize ne denli keyfr gelirse gelsin, sistemin asl yerli ye
rinde durmakta ve herhangi bir sorun karmamaktadr. Temel etki
ler her zaman ortadadr: Cinsel dzlemde meru olanla olmayan,
reme ileviyle soy zinciri oluturma ve kardelik ilikisini birbirin
den ayrmayan akrabalk sistemi yoktur. Dolaysyla, sisteme tabi
olanlar, remeyle ilgili temel verileri kavramak durumundadr.
Doa iindeki geliigzel cinselliin egemen olduu koullarda,
cinsel edimle ocuklarn domas arasndaki ban, hatta dllenme
nin farkna varlamad dnlebilir. Bu olgunun renilmesi iin
gerekli deneysel koullan ancak cinsel yaama istikrar eleri ve sis
temli dlamalar getiren ensest yasa salayabilmitir. Aydnlatc
karlatrmalar ve yaklatrmalar ancak yasaklarla olanakl duruma
gelmitir. Ensest yasaklar, cinsel etkinliin meyvesini de , cinsel et
kinlikten uzak durmann meyvesizliini de gz nne seren birer
denetleme etmenidir.
Kukusuz, bu anlatlanlar snamann olana bulunmuyor. Ger
ekte, byle olup olmadn sormak da gerekmiyor. Bizim u an
yapmaya altmz ey, Levi-Strauss'un ilksel aile eletirisini, yaza
rn kendi gtrd yerden daha telere doru itmekten ibaret. llk
sel aileyi oluturan iliki tr, temel biyolojik verilerin elde edil
mesi iin yaltlanp ayrt edilmesi gereken ilikiler birbirinin ayn;
tm akrabalk sistemlerinde fiilen yaltlanp birbirinden aynlm
olan ilikiler bunlar. Akrabalk sistemleri olmasa ilksel aile kavram
akla bile gelmezdi. Oysa bu kavram, tm akrabalk sistemlerinden,
en azndan kuramsal olarak, tmdengelim yoluyla elde etmek ola
nakl, nk kavram tanmlayan ayrmlar her akrabalk sisteminde
zorunlu olarak bulunuyor. Dolaysyla, ilksel ailenin kurucu hcre
deil de akrabalk sistemlerinin bir sonucu olduu, budunbilimin

L EV1 - STRAUSS YAP1SA LC 1 L 1 K VE EVL 1 L 1 K KU RAL LAR 1


,

323

dnmedii kadar dorudur. Bu nedenle, akrabalk sistemlerinin,


en kat ve en yapay olanlarnn bile biyolojik akrabal hesaba kat
tn sylemek yeterli olmuyor. Bu sistemler nce biyolojik akraba
l kefediyor; akrabalk konusuyla ilgili her tr bilgiyi koullayan,
sistemin varl.
Ksacas, sistemin, kurduu tm ilikilerde ncelik tadn ka
bul etmek ve hibir sonucu bir yana brakmamak gerekiyor. Her e
yi sistemle ilgili olarak dnme gereklilii, onun gerekten her e
yin ncesinde, biyolojinin de ncesinde yer almasndan ileri geliyor;
biyolojiye aykr bir ey sylemesinden deil. Sistem hibir zaman
biyolojiye aykr bir ey sylemiyor aynca. Gerekte, en azndan biz
sistemi evlilik birlii ile kan bann birbirinden kesin bir biimde
ayrlmas olarak tanmladmz srece, sistemin biyolojiye aykr
bir ey sylemesi olanaksz. Sistemi dnmeye, bizzat onun ola
nakl kld ve ona baml kalan verilerden yola karak balayama
yz. Biyolojiyi hareket noktas yapmay reddetmemizin nedeni, doa

ya ait olmas deil; tam tersine, tmyle kltre ait olmas. tlksel ai
lenin en kk ortak payday oluturduu sistemlerden karsyoruz
biyolojiyi. Sistem tek paradan oluuyor; zmlemesi de buna g
re yaplmal. Ard sra getirdii, ama belirleyicisi olmayan eitli ola
naklar bizi yolumuzdan saptrmamal.
Ensest yasaklan olmasa, ilksel aileyi oluturan iliki tr, bi
yolojik remenin somut verilerini ne kadar kapsarlarsa kapsasnlar,
birbirinden ayrt edilemezdi. Baka bir deyile, ensest yasaklan ol
masa biyoloji de olmazd. Ancak, biyolojik hakikatin ortaya karl
mas sistemin varlk nedeni deil; biyolojik hakikat, en azndan r
tk olarak ortaya kan tek hakikat deil nk; yalnzca, daha b
yk bir btnn parasn oluturuyor. Biyolojiyi balang noktas
yapmamak gerekliliinin nedeni de bu.
Gelitirdiimiz fikir, insan remesinin biyolojik ynnden ha
bersiz kltrlerin var olup olmad biimindeki gncel tartmada

324

1D DET VE KUTSAL

tavr belirlemek anlamna gelmesin. Bizim tezimizin, yerlilerin ta


nklklarna gemite gsterilen gven kadar, hatta daha da ok, g
nmzde gsterilen kukuculuu da barndrdna dikkat edilmeli.
Baz kltrlerin, ensest yasaklarna karn, cinsel edim ile ocuk
dourma arasndaki ilikiyi hibir zaman kefetmemi olmas olas
dr. Malinowski'nin de aralarnda yer ald ok sayda budunbilim
cinin tezidir bu; yerlilerin yaamyla uzun sre ili dl olma sonu
cunda ortaya km bir tezdir ve gnmzdeki kartlarnn bu tezi
gerekten rtm olup olmadklar sorusu sorulmaya deer. Kar
tlarna baklrsa, eski gzlemcilerin yerli "kaynak"lardan dinledik
leri, birer hikayeden ibarettir ve gebe kalma konusundaki her tr
bilmezlik savn saknmla karlamak gerekir.
Belki de. Ancak, sz konusu kukuculuk, her ne kadar ilkellerin
dnsel yetilerinin saygnln geri verme amacn gdyorsa da,
budunmerkezciliin bir baka ve stelik daha sinsi bir biimini ala
biliyor. Gerekten de bylesi bir alanda saduyu arsnda bulun
mak, ne denli incelikli olursa olsun, ister istemez biraz demagojik
bir havaya brnyor: "Haydi canm! Cinsel edim ile ocuk dour
ma arasndaki ilikiyi bilmeyecek kadar aptal insanlarn var olduu
na inanmyorsunuz umann . Bizim kltrel tarallmzn, kendi
sinden az bir ey farkllk gsteren insanlarla karlatnda kapld
dnceler bunlar ite."
Yeniden belirtelim: Bu tartma, okumakta olduunuz deneme
nin sorunsalyla dorudan ilgili deil. Tartmann sonucu bizim so
runsalmz asndan nem tamyor. Yalnzca, dllenme konusun
da ileri srlm olan bilmezlie eskiden inanlm olmasnn gn
mzde "gayet doal" bir ortamda eletirildiine iaret etmek istiyo
ruz. Bu durum olsa olsa ilksel biyolojik hakikatleri kltrden alp do

aya verme ynndeki eski bir eilimi srdrmeye ve glendirme


ye yarar. "Saduyu"ya dayandrlan kantlamalar, "aktr ki"yle ba
layan cmleler, akrabalk sistemlerinde biyolojik olgularn sisteme

LEV1- STRAU SS,YAP1SALC1 L1 K VE EVL1 L1K KU RALLAR 1

325

ait dier meselelerden bamsz olarak hesaba katld biimindeki


yanl inanla uyum iindedir. Daha genel bir dzlemde de, mitik
bir doa anlaynn hala srp gittiini grmekteyiz byle yaklam
larda: Bilimsel hakikatlere kltrden daha ak bir doa fikri. Oysa
kltrn araclndan gemeyen hakikat yoktur; ne denli ilksel
olursa olsun. nsanlar, tm hatlarn birbirine karm olduu "b
yk doa kitab"ndaki hibir eyi dolaysz olarak okuyamaz.

evi-Strauss'un, biyolojik ilikilerin hakikatini akrabalk sistemle


ri iinde konumlandrmadaki ikircimlerden ve belirsizliklerden

kurtulmak konusunda ektii gln kayna, amzda nere


deyse igdsel bir duygu olan, "bilimin gelitirdii dnce , mitos
dncesiyle, ayinsel dnceyle ve akrabalk sistemleriyle ayn
dzlemde yer alamaz" duygusudur. Burada bizi Levi-Strauss'un
aka dile getirilmi olan retisinden ok (ki tam olarak tutarl de
il belki de bu reti), yorumlamakta olduumuz 1945 tarihli ma
kalesine egemen olan rtk ilkeler ilgilendiriyor. Gerekte sz ko
nusu olan , Levi-Strauss'un kendisinden ok, neredeyse evrensellik
kazanm olup, Radcliffe-Brown'n bir metni stne sz konusu ma
kalede belirginletirmeye alt gibi bizim de biraz belirginletir
meye altmz bir nkabul: llksel aile. Bu nkabuln uzantsnda
ise, daha derin bir yerde olmak zere, bizim aratrma konumuz yer
alyor.
Gnmz dncesi asndan, akrabalk sistemlerinin biyolojik
akrabal "grmezden gelmedii", "yadsmad," tam tersine "zen
le hesaba katt," kuku gtrmeyen olgular saylmyor. llkel biyo
lojik olgularla ilgili bilgilerimizin, akrabalk sistemlerindeki en kat
ve en yapay ayrmlarla ayn dnce tarzna dayandn kabul et
mek zordur bizler iin. Her iki durumda da karmzda, benzer bi
imlerde ileyen zihinsel mekanizmalar, birlemeleri ve ayrlmalar
doada verili olmayan varlklar birbirine yaklatrp ayrt eden ayn

326

1DDET VE KUTSAl

simgesel dnce bulunuyor. Ancak, simgesel dncenin tm


meyvelerini edeer sayamayacamz ak. Omein, a) "Kadnlar
cinlendii zaman ocuk dourur" biimindeki yanl simgesel d
nceler gibi, b) "ocuklann domas, kadnlarla erkeklerin arasn
daki cinsel birlemeye baldr" biiminde doru simgesel dnce
ler de var.
Szcn yapsalc anlamnda "simgesel" olmayan dnce yok
tur. Dolaysyla, gnmzde simgesel nitelemesinin "yanl" nitele
mesiyle rtk olarak eanlaml klnmas, bu nitelemenin gemite
ki gibi "doru" nitelemesiyle yine rtk olarak eanlaml klnm ol
masndan daha hakl bir tavr deil. Levi-Strauss, kltrler hakikate
dayal olmadan varlklann srdremeyecekleri iin her tr kltrel
edinimde byk miktarda kullanlabilir bilgi bulunduunu ilk vur
gulayan kii.
Dernek ki akrabalk sistemleri, aralanndaki farklar ne olursa ol
sun temel aynmlann biyolojik hakikate dayandryor. Bununla bir
likte, ilkel kltrlerde akrabalk sistemi temel biyolojik ilikiler ala
nnda genellikle zorunluluklann ok tesine geiyor. Biyolojik ili
kiler ancak "ou varsa, az haydi haydi vardr" ilkesi sayesinde ayrt
edilebiliyor. Bizim ilgilendiimiz konular asndan ikincil nemde
ya da nemsiz olan baka ilikiler kyor ortaya: Farkl yeenlik ku
zenlik ayrmlan, klan, altklan aynmlan vb.
Tm bu aynmlar belirli bir noktaya kadar tek bir btnn par
alan; baka bir deyile, bir sistem oluturuyorlar. Bizlerin mutlak
ncelii biyolojik boyuta verme eilimimiz sistemin sistematik y
nn anlayamamamza yol ayor. Bu eilime kar klmadnda
her tarafta aklanmas olanaksz "kalntlar," anlayamadmz yap
lann varln haber veren sapma ve istisnalar kyor ortaya. Yap
salclk, budunbilimciden biyolojik verilerin hareket noktas yapl
mas biimindeki o neredeyse kar konulmaz eilimle mcadele et
mesini talep etmekte haksz deil.

LEV1 -STRAUSS ,YAP1SALC1 L1 K VE EVL1 L1 K KU RALLAR 1

32 7

Bu eilim neden ikinci bir kiiliimizmi gibi etkiliyor bizi? n


k kendi akrabalk sistemimiz de ilksel aile sisteminden baka bir
ey deil; en basit anlatmna indirgenmi biimiyle devlilik ilkesi
ne dayanyor, dolaysyla da remenin en temel hakikatlerini belir
ginletirmek iin ancak asgari sayda yasaa ihtiya duyuyor.
Bu rtmeyi ak bir biimde gzlemlemek nemli. nk, her
zaman yakc bir soru olan, bizim toplumumuz ilkel toplumlardan
farkl mdr, deil midir sorusunu yerletirmemiz gereken gerek
balam salyor bize. Gnmzde modern ailenin dier akrabalk
sistemleri kadar keyfi olduu durmakszn yineleniyor. Hem doru
hem yanl bir saptama bu. Belirli bir gnderge sistemine gre keyfi
olan bir grng, baka bir gnderge sistemine gre keyfi olmaya
bilir. Sistemleri yalnzca dlleme olgulanna gre ltmz srece,
bizim sistemimizin de dierleri kadar keyfr olduu ak. Gerekten
de, sistemin bir erkee aadaki evlilikleri yasaklamas gerek biyo
loji dzleminde nem tamaz: 1) Annesiyle, kz kardeleriyle, kz
lanyla ve

klannn tm kadnlanyla evlilik; 2) Yalnzca annesiyle,

kz kardeleriyle ve kzlanyla evlilik. Westermarck ne derse desin,


yasaklar olmasa biyoloj i mekanizmalannn her iki durumda da ile
yeceinde kuku yoktur. Dolaysyla, remeye ilikin somut verilere
baklrsa hkm kesindir: Tm akrabalk sistemleri ayn lde key
fidir.
Buna karlk, tm akrabalk sistemlerinde rtk olarak ortaya
konan bilgi asndan deil de bu bilginin vurgulanmas asndan
farkllklar var gerekten de. Tm sistemlerin biyoloji plannda bir
didaktik deeri olmakla birlikte, bizim sistemimizin didaktik deeri
fazlasyla stn durumda. Burada artk temel bir biyolojik ilikiyi
ortaya koymayan yasak bulunmad gibi, yasaklama yoluyla ortaya
konulmayan temel biyolojik iliki de bulunmuyor.
Biyoloji bilgisi rneiyle snrl kalnd srece bizim akrabalk
sistemimizle dierleri arasndaki farkllk ikincil kalyor. Yasaklan

1 DDET VE KUTSAL

328

son derecede azaltm olmamz, bilgilerin zaten ortaya konmu ol


duunu vurgulamaya yarasa bile, karmak akrabalk sistemlerinde
bulunmayan bir bilgi koyamyor ortaya. Dolaysyla, biyoloji rnei
bizim sistemimizin zgn olduunu dndrse de, kantlayam
yor.
Burada, olgu-bilgi karklnn biyoloji alannda her zaman
oluturduu ayak ban bertaraf etmek iin nce biyolojiyi ne
kardk. nk simgesel dncenin, en mitik olan simgesel dn
cenin bile, sarslmaz olgusallkta ilikileri ve tm mitik ve kltrel
greciliin gzden kard farkllklar bulma yetisini, en basit ve
en dolaysz bir rnek stnde gstermemiz gerekiyordu. Ancak, bi
yoloji rnei, syleyeceklerimizin devam asndan fazlasyla basit
kalyor. imdi bir baka rnee, kltr bilimleri rneine gememiz
ve yukardaki gzlemlerin bir uzants olarak, budunbilim alannda
ki zgl tezimizin bu bilim iin olaand bir etkinlik alan atn
gstermemiz gerekiyor.
Levi-Strauss'taki anlamyla akrabaln dili, devlilik gruplar
arasndaki dei toku dngsn belirleyen bir kurallar sistemidir.
Ne zaman gruplardan biri dierine bir kadn verse, kadn alan grup
bunun karl olarak sistemin gereklerine gre ya kadn ald gru
ba ya da bir nc gruba bir kadn verecektir. Bu karlk da ayn
biimde kendi karln douracaktr, vb. Bylelikle oluan em
ber, ne denli byk olursa olsun sonunda kapanmak zorundadr.
Sistemden kaynaklanan sorular ve yantlan en azndan ilke asn
dan her zaman ayn srayla art arda gelmektedir. Geleneksel yapsal
c anlamda dil varsa da, Chomsky'deki anlamyla dil yoktur henz,
temel bir zellik eksiktir: Gerek dilin o tanmsz yaratcl, her za
man yeni cmleler bulma, hi sylenmemi eyler syleme olana.
Demek ki bir yandan akrabalk dilinin eksikli olduunu, dier
yandan da baz toplumlarn, en bata da bizimkinin, bu dili konu
madn ya da eskiden konusa bile artk konumadn belirtmek

L EV1 - STRAUS S ,YAP 1SALC 1 L 1 K VE EVL 1 L1 K KU RAL LAR 1

329

gerekiyor. Bizim akrabalk sistemimiz gibi yasaklar son dereceye


kadar snrlandran bir sistem, uygulamada her tr pozitif kural or
tadan kaldrm oluyor; baka bir deyile, evlilik dei tokuunun
dilini yok ediyor. Modem toplumun bulunduu yerde evlilik artk
belirli bir evlenme dngsyle kaytl tutulamaz. Bunun anlam d
evliliin ortadan kalkmas deil kukusuz. Irklar, ekonomiler ve
uluslar arasnda varln srdren blnmlklere karn, devli
lik yoluyla en eitli topluluklar arasnda grlmemi bir harmanla
ma da gerekleiyor. Elimizde yeterli bilgi olsa, giysi modalar , gs
teriler vb kltrel ortamlar araclyla birliktelikleri belirleyen et
menleri deerlendirebilirdik. Bilimsel nedensellik anlamnda, dev
lilik yine belirlenen bir ey kukusuz; ne var ki, herkesin gnderme
de bulunabildii ve bulunmak zorunda olduu toplumsal-dinsel
kurallarn araclyla belirlenmiyor artk birliktelikler. Etmenler
yalnzca evlilikle ilgili deil. Akrabaln zgl bir dili yok artk.
Herkese ne yapacan bildiren ve dier herkesin ne yapaca konu
sunda da bilgi veren bir dstur yok. Beklentiler artk yalnzca ista
tistik niteliini tayor; bireysel durumlar kapsamyor. Dilsel meta
forun bizden bu temel farkllklar saklamasna olanak vermemeli
yiz.
Akrabalk sisteminin bir dile benzetilmesi, ne denli ilkel olursa
olsun bu sistemler erevesinde kalndnda deerli bir ara. Byle
bir ara, ilkel sistemlerle bizim greli sistemsizliimiz arasndaki far
k kavramamza bile yardmc olabilir. Gerekten de herkesin bildi
i zere yabanc dil edinmenin nndeki balca engel kiinin ana
dilidir. Biz ilk bataki deyii ne kadar elimizde tutuyorsak o da bizi
o kadar elinde tutar. Bu elinde tutma tarz bir tr kskanln kan
t bile saylabilir, nk kendisi dndaki hibir ey karsnda ne
redeyse hi hazr olamamamza yol aar. ocuklarn dil alanndaki
zmseme yetileri unutma yetilerine dayanr. Byk dilcilerinse ge
nellikle artk gerekten kendilerine ait olan bir dilleri kalmaz.

S1 DD ET VE KUTSAL

330

Evlilik dilinin son kalntlarn bile yok etmi olmamzla, bu tr


dilleri konumay srdrenlere duyduumuz ilgi ve o dilleri zp
snflandrmak konusunda gsterdiimiz olaand yatknlk arasn
da bir balant var. Bizim toplumumuz, tm akrabalk dillerini
renebiliyor, nk kendisine ait bu tr bir dili yok. Bizler var olan
akrabalk sistemlerini okuduumuz gibi, var olmayanlar retiyoruz
da. Her tr devlilik dilinin ilkesini kkeninde yakalayabildiimiz
iin, salt olanak dzeyinde bulunan sonsuz sayda sistem icat edebi
liyoruz. Sistemlerden her biri ile sistemlerin sistemi arasnda, Uvi
Strauss'taki anlamyla akrabalk "dilleri" ile Levi-Strauss'un kendisi
nin Akrabaln Temel Yaplan ndaki dili arasndaki farkllk, gele
'

neksel yapsalc kavramla Chomsky'nin dil kavram arasndaki fark


llkla ayn trden.
Buradan varlacak sonu, kanlmaz olarak, bizim budunbilim
sel temellerimizin, budunbilimcilik, dilcilik ve daha genel olarak da
kltr alanndaki aratrmaclk mesleimize yabanc olmaddr.
Bizim akrabalk sistemimiz bir bana bizi budunbilimsel aratrma
ya itiyor demiyoruz; burada birbirine kout bir dizi grng sz ko
nusu. Hararetle budunbilimsel aratrmalar yrten tek toplum, ay
n zamanda kendi yasaklar sistemini ilksel aileye indirgemi olan
toplum. Bu olguyu rastlantdan ibaret sayamayz.
Kukusuz, aratrmann dilini konumaya balamak iin nce
ayinlerin ve akrabaln dilinden vazgemek ve geni anlamyla "kl
trel etkinlikler"in araclndan gemek gerekiyor. Bir aamadan di
erine kesintisiz geiliyor; kurbanla ilgili yanl anlama eleri hi
bir aamada tam olarak yok olmuyor; ancak, bu durum bilgi ele
rinin derinletirilmesini, artrlmasn ve dzenlenmesini engellemi
yor.
Budunbilimin gerek bir bilime dnebilmesi iin, kendi temel
leri stne dnmesi gerekir; kendi temellerine dn, budunbi
limci bireylerle ilgilenmek biiminde deil, tpk romantik kahra-

L EV 1 - ST R AU SS , YA P1 SAL C 1 L1 K VE EV L 1 L 1 K KU R A L LA R 1

331

manian ve baka insan tiplerini yetitirdii gibi budunbilimci de ye


titiren toplumla ilgilenmek biiminde olmaldr. Budunbilim litera
trnde budunbilimcileri yetitiren toplum her zaman, konumann
konusunu oluturduu zaman bile, ayra iinde tutuluyor. Eskiden,
bu toplumun ilkel toplumlarla hibir ortak yn yoktur savnn ile
ri srld sralar, sz konusu ayracn ad da konuluyordu. Bu
toplumun dier tm toplumlar gibi bir toplum olduunu , dier top
lumlardan farkl olmakla birlikte, bu farklln dier toplumlar ara
sndaki farkll amadn ileri srdmz gnmzde ise ayra
rtk bir biim ald. Bu durumun yanll ak. Budunbilimden
beklediimiz tek ey bizimle ayn ayncalklann tannd kiilerin
byklenmesine son vermesi deilse, bugn ya da yann, bizim ak
rabalk sistemizi Avustralya sistemleriyle ya da Crow-Omaha siste
miyle ayn dzlemde ele alamayacamz kabul etmemiz gerekecek.
Bizim sistemimiz, vazgeemeyeceimiz bilme biimlerine gre hi
de keyfi deil. Bu noktada bizleri temel meseleden saptrd iin
kurbansal bir nitelii olan budunmerkezcilik kartlnn antajna
boyun ememek gerekiyor. Belirli bir tr budunmerkezciliin son
ve elikili, ama ayn zamanda mantkl olan son manevras, budun
merkezcilik kartldr.

nmz dncesi kltrel sistemlerde ok miktarda keyfilik


bulup karyor. Bu sistemleri oluturan nermelerin ou ne

yukardaki (b) nermesi anlamnda "doru" kategorisine girer, ne de


(a) nermesindeki "yanl" kategorisine. Bu nermeler hemen her
zaman, "(c) karde ocuklar arasnda evlilik zellikle caizdir" trn
den nc bir kategoriye baldr. O kategori de kendisini yaratan
kltr dnda hibir gereklie karlk gelmez.
Byk miktarlara ulaan bu keyfilik insan dncesinin "ilk g
nah"dr ve bizlerin dkm ve zmleme yapma yetimiz arttka
keyfilik miktarnn da artt anlalmaktadr. gibi byyen key-

332

1 DD ET VE KUTSAL

filiin altnda kalmaktan kurtulamayan hakikatleri ve hakikat to


humlarn kmsyorlar, hatta tmyle gz ard ediyorlar diye d
nrleri knayamayz. "Simgesel dnce," btnyle ele alndn
da mitik dnceye benzetilip gereklik karsnda bir tr zerklik
atfediliyor ona. Ne var ki, bazlarnn gznde an kazandrc olsa
bile uzun erimde verimsiz ve aldatc olduu ortaya kan bu zerk
liin gereklikle ilikisi tmyle kopmu durumda. nsanln kl
trel kaltna genel bir kukuyla baklyor. Bu kaltla ilgilenilmesin
den umulan tek yarar "maske indirme," baka bir deyile maske in
diriciye statln ortaya koyma frsat yaratmas.
nsanlk, bu erevede ilk kez aa karlan dev bir maskeleme
nin kurban gibi gsteriliyor. Bu kltrel nihilizm kendine e olarak
bilim fetiizmini seiyor ister istemez: nsanlar her zaman elinde
tutmu olan o ilk dnsel gnah kefeden bizler olduumuza g
re, gnahtan arnm saylyoruz. imdi bizlere gereken, eski dn
celerin tmden sama olduunu kefetmemizi salayacak, kkn
den farkl bir dnce, yeni bir bilimdir. Mademki yalan ok yakn
zamanlara kadar hi fark etmemitik, sz konusu bilim de btny
le yeni olmal, gemile hibir ba bulunmamal, her trl kkten
kopmu olmaldr. Bu bilimi, sradan lmllerle, hatta kendi ge
miiyle hibir ortak yan olmayan baz stn insanlarn katksz
bulular olarak grmeliyiz. Bizi bir hamlede atalarn kara yalann
dan bilimin aydnlk hakikatine tayacak olan bu kurtarcnn her
tr mitik dnce ile gbek ban kesmek gerekir. Bizim sert ve ka
tksz bilimimiz, hibir habercisi bulunmayan, hi hazr olmad
mz bir "bilgibilimsel kopu"un meyvesi olmaldr.
Bu bilim meleklii, dorunun keyfi olanla bir arada bulunabile
ceini, giderek keyfi olann iinde kk salm olabileceini kabul et
mek konusunda gsterilen o felsefi, hatta dinsel nitelikli derin istek
sizlikten kaynaklanyor. Bu noktada bizim dnsel alkanlklar
mz asndan reel bir zorluk olduunu kabul etmek gerekir. Doru

LEV1

STRAUSS YAP1SALC1L1K VE EVL1 L1K KURALLAR1


,

333

dnce ile mitik dnce arasnda temel bir fark olmad fikri bi
ze skandal gibi geliyor. Bunun nedeni belki de bizim kltr alann
da emin olduumuz hakikat saysnn azl ve bu hakikatlerin k
keninin saydam, tmyle akla uygun ve denetim altnda olmasn
talep etmemizdir.
Aslna baklrsa bu bilim-bilimd ikilii bilim ann balang
cndan kalmadr. Bugne dein eitli biimler alan bu ikilik, yak
latmz kltr kavrayamadmzda iyice nndan kyor. Le
vi-Strauss'a akrabalk sistemlerinin en yapaynn bile biyolojik haki
kati zenle hesaba katt fikri karsnda yukarda deindiimiz o ha
fif aknl esinleyen de bu ikilik. Levi-Strauss, Yaban Dnce'de

bu ikilii, birine "yaban dnce" ve "brikolaj,"6 dierine ise "mhen

dis dncesi" adn vermek yoluyla son derece hafifletilmi ve ayrt


landnlm bir biimde dile getirmeye alacaktr.

6 Levi-Strauss'un Yaban Du unce sini Trkeye eviren Tahsin Ycel u notu


'

dm: "Bricolage, iin uzman olmayan bir kiinin evinde onanm, dzeltme,
vb belirli ileri yapmas, bricoler ayn ii belirten eylem, bricoleur de
bu eylemi gerekletiren kiidir. Bu szcklere dilimizde tam bir karlk
bulamadmzdan, onu, daha iyisi bulununcaya kadar, Berke Vardar'n
esinlenmesiyle, 'yaptaklk' biiminde evirmek durumunda kaldk."
(Claude Levi-Strauss, Yaban Dnce, ev. Tahsin Ycel, YKY, 2002, s. 42)
Levi-Strauss'un Yaban Dnce'de bu terimi tartll blm ise yle:
" [Y] aammzda bugn de srmekte olan bir etkinlik biimi var ki, ilkel diye
adlandrmaktan ok 'ilk' diye adlandrmay yelediimiz bir bilimin kurgu!
dzlemde ne olabileceini teknik dzlemde tasarlamamz olduka
kolaylatrr; genellikle bricolage (yaptaklk) terimiyle belirLLiimiz etkinliktir
bu. Eski anlamna gre, bricoler eylemi top ve bilardo oyununda, avclk ve
binicilik alannda, ama hep araya karan bir devinimi, topun geri
sramasn, kpein amasz dolamasn, bir engelden saknmak iin atn
dz yoldan sapmasn belirtmek iin kullanlr. Gnmzde de bricoleur
(yaptak) dediimiz kii, meslek adamnn kullandndan daha dolambal
aralar kullanarak elleriyle alan kii olarak kalr . . . [M]hendisin evreni
sorguya ektii, yaptaknnsa insan elinden kma ilerden olumu bir
toplama, yani kltrn bir alt-btnne seslendii sylenebilir."
(agy. , s. 42, 44) -.n.

334

i DDET VE KUTSAL

Dolaysyla, Levi-Strauss'ta neredeyse kanlmaz olarak, haki


katleri ya "doa"ya, ya dnce "mhendisleri"ne ya da bu ikisinin
ve daha baka elerin belirsiz bir karmas olup kendisinin "doalc
dnce" adn verdii bileime havale etme eilimini saptyoruz.
rnein, yazarn yapsal zmlemeyle ilgili makalesine baklrsa
akrabalk sistemlerinin incelenmesinde "doalc dnce"den vazge
ilmesi gerekmektedir, sanki o dnce simgesel deilmi gibi. An
cak, gerekesi "doalc dnce"nin yanl olmas deil, tersine, bi
raz fazla hakikat iermesi ve bu haliyle de "simgesel dnce"nin
fantezilerini hesaba katamamasdr. Bu nedenle, yapsal budunbili
min geici bir yan var ve bir gei zellii kazanyor; "laVetmek" is
tedii simgesel dnceyi daha iyi lagvedebilmek, kltrmzn
yanlsamalarn bertaraf etmek ve doayla bilimi birletirecek yolu
amak iin yine simgesel dncenin silahlann kullanan bir sapma
gibi grlyor bu bilim.
Temel bir sorun var ki, o sz konusu olduunda yukardaki tm
sorunlar yaknsaklayor: Simgesel dncenin kkeni sorunu. Sim
gesel sistemler hibir zaman "fiili bir durumun kendiliinden geli
mesi" deilse, doa ile kltr arasnda kopukluk varsa bu durumda
ortaya bir kken sorunu kyor demektir, hem de ivedilikle. Levi
Strauss'a ve genellikle yapsalcla gre kken sorununu salt biim
sellik dnda ele almak gerekmez; doadan kltre gei "insan do
asnn deimeyen verileri"nden kaynaklanr ve bu geii sorgula
mann gerei yoktur; gerek bilimin ilgilenmedii, yapay bir sorun
dur bu. Doadan kltre geite hayali birtakm korkun olaylann
damgasn grmek, mitlerin iidir, bunlarla oyalanlmamaldr. To

tem ve Tabu ynla kken mitinden biridir yalnzca, baka bir ey


deil; ilgin bir yan bulunmayan bir yapttr ve dier mitler nasl ele
alnyorsa o da yle ele alnmaldr.
"Dilbilim ve lnsanbilimde Yapsal zmleme"nin, yukarda s
zn ettiimiz biti cmlesini, gerek bizim bakmaya altmz

LEV1 -STRAUS S ,YAP 1SALC 1 L 1 K VE EVL 1 L 1 K KU RALLAR 1

335

adan yansttklar ve yanstmadklar, gerekse barndrd ilgin


ikircim nedeniyle, anmsamakta yarar var. Burada, son derece olaa
n.st. bir biimde, simgesel d.ncenin onaya kyla doan so
run, z.lm. olup olmad tam anlamyla anlalamayan gerek
bir sorun olarak kendini gsteriyor: "Simgesel dncenin ortaya
kn anlamaya alrken doalc yoruma bavurulmas her ne ka
dar meru ve bir anlamda kanlmazsa da, simgesel d.nce verili
duruma gelmesi sonrasnda kendisini hazrlam olan nceki gr.n
g.lerden ne kadar farklysa, getirilen aklamann da nitelik asn
dan o kadar farkl olmas gerekir."
Simgesel d.ncenin veri olmas bizim onun ortaya kn kav
ryor olmamzdan mdr, kavramyor olmamzdan m? Bu ortaya
k, pek ok eski geiin d..ndrd.g. ya da dorulad gibi fark
edilmeden, sessizce gereklemi bir deime midir, yoksa tersine,
szcn tam anlamyla bir olay mdr? Yukardaki cmle bu ikinci
olasla ynelmi grnyor; simgesel oluumda, sorgulanmas
meru , hatta kanlmaz olan bir nokta grmekte hakl klyor bizi.
Peki, simgesel dnceyi "hazrlam olan nceki gr.ngler" denen
gr.ngler nelerdir? "Doalc yoruma" zg klnm gr.nen bu
sorgulamaya nasl bakmamz gerekir?
Levi-Strauss, dolayl ve neredeyse yanllkla denebilecek bir bi
imde de olsa, bu noktada temel nemde bir soru soran ilk kii.
Okur, bizim bu soruyu yantlamak istediimizi ve yantmzn ne
olacan biliyor artk. imdi, kken sorununun etrafnda dnp bu
sorunla bir trl kapamayan, hatta kapmamak iin kendini bi
imcilie hkml. klan ada d.ncenin eliki ve kmazlarn
ancak bu yantla aydnlatabileceimizi gstermemiz ya da en azn
dan nermemiz gerekiyor.
Simgesel dncenin kkeninde ikame kurban mekanizmas ya
tyor. zellikle Oidipus mitosunun ve Dionysos mitosunun zm
lemesini yaparken gstermeye altmz buydu. Tm simge sis-

336

O O ET VE KUTSAL

temlerinde ayn anda hem "keyfi olan"n hem de "hakiki olan"n var
ln temel bir "hakemlik" ileminden yola karak ele almak gere
kiyor.
Daha nce de sylediimiz gibi toplu ldrme, ncesinde yer
alan isteri doruuyla arpc bir ztlk oluturan bir dinginlik getir
mekte, dnceyi en ok kkrtan konuyla birlikte, dnce iin el
verili koullar da ortaya kmaktadr. nsanlar mucizeyi kalc kl
maya, yenilemeye altklar iin, bir biimde dnmeleri gerek
mektedir onu. Mitoslar, ayinler, akrabalk sistemleri, bu dnme
abasnn ilk verimleridir.
Simgesel dncenin kkeni dediinizde, dilin kkeni de demi
oluyorsunuz: Her tr adlandrmann kayna, iddet ile barn o a
rtc dnmllyle tam bir forUda.7 lkame kurban mekaniz
mas dilin domasn saladysa ve kendini de dilin ilk konusu ola
rak dayattysa, dilin niin nce kt-iyi balantsn, tanrnn tecel7 "Fort/da" deyiminin kaynag , Freud'un, "Haz ilkesinin tesinde" balkl
yazsnda aktardg bir gzlemi. Eline geen rrtsneleri frlaup atan, nesne
gzden yiuiginde "fon!" [Aln. "gitti! " ! szcgn andran bir ses karan,
nesneyi arayp buldugunda ise "da!" [Aln. "geldi, ite ! " ! diye haykran bir
oglan ocuguna ilikin bir gzlem bu. ocuk, ucuna ip bagl bir tahta
makaradan oluan oyuncagn da, szgelimi arabayla oynar gibi
srkleyecegine, ipini brakmadan sallayarak kendi perdeli karyolasna
atmakta, oyuncak grnmez olunca yine "fon!" diye bagrmaktadr.
Sonra da makaray geri ekmekte, makarann grndg anda da "da!" diye
bagrmaktadr. Freud, ocugun bu oyunu yinelemeyi sevdigini, nesnenin
gzden yitmesinden tr panige kaplmayp, geri dnecegini
kestirebildigini, nesnenin geri dnmesinden bir tr gven ve tatmin
duydugunu saptamtr. Freud, "tam anlamyla yitme-geri dnme oyunuydu
bu" diye yazar: "Genellikle bu oyunun yalnzca birinci blmne tank
olunur. Oysa burada oyunun asl haz veren blm, ocugun amakszn
yineledigi ikinci blmyd. Dolaysyla, oyunun yorumu ok akt.
Byle oynamas, ocugun ulaug byk bir kltrel aamann iaretiydi:
Annesinin uzaklamasna kar kmamak biimindeki igdsel vazge
meydi ulaug aama; baka bir deyile, kar kmakla elde edecei
doyumdan vazgeebilme baars." -.n.

LEV1

STRAUS S ,YAP1 SALC 1 L 1 K VE EVL 1 L 1 K KU RAL LAR 1

337

!isini, bu tecellinin anld ayin geleneini ve anmsatld mitosla


r syleyeceini anlamak da zor olmuyor. Dil uzun zaman kutsala
brnm olarak kalr. Dolaysyla, dilin uzun sre yalnzca kutsal
la ait, kutsallk tarafndan bahedilmi gibi grnmesinin anlalr
nedenleri vardr.
Kltrel anlamlandrmalar ister istemez bir keyfilik ierir, nk
kusursuz simetrinin egemen olduu yerlerde uymazlklar yaratmak
ta, ayn olann bnyesi iinde farkllklara yol amakta, ba dnd
rc iddet salnmnn yerine anlamlandrmalarn istikrarn ko
ymaktadr; bir yanda vebann, bir yanda baba katli ile ensestin yer al
mas gibi. Hibir eyle ayrt edilmez olmularn arasnda ileyie ge
en ayrm mekanizmas kanlmaz olarak hile yapar. Etkili bir ile
yi iin, tm topluluun farkllatnlm birliini salamak iin, hile
yapmas gerekir de. nsanlar, yaayan kltrn orta yerinde bu bi
linmeyen mekanizmadan doan anlamlandrmalarn keyfiliini fark
edecek yetide deildir.
Ayrm, dlama ve birbirine balama mekanizmalar kurucu s
recin urnleridir. Bu mekanizmalar etkilerini nce kurucu srecin
stnde gsterir ve dinsel dnceyi retir. Ancak, yalnzca dinsel
konular deil, her tr dnce ayn mekanizmalardan geer. Bu me
kanizmalar reddetme, hatta kmseme gibi bir lksmz olamaz,
nk bizde de baka mekanizma yoktur. Kald ki bu mekanizma
larn o kadar da kt olmadn grmemiz gerekir. llk srecin d
ndaki konulara uygulandklarnda, dolaym o ilk sre bile olsa bu
mekanizmalarn ortaya gerek farkllklar kardn, reel grng
leri gerektii gibi zmlediklerini, hi de greli olmayan ynla ve
riyi, szgelimi insann oluumuyla ilgili verileri bir araya getirdikle
rini gryoruz. Bu verileri bilimsel hakikatlere dntren ey, ya
kn zamanlarda laboratuvarda snanabilir olmalan deil. Bugn bi
limselse bu veriler, demek ki her zaman yleydiler. Demek ki baz
temel bulular brikolajla elde edilmi olabiliyor.

338

S1DD ET VE KUTSAL

Dinsel nermelerde hatann hkm srdnde kuku yok. An


cak, onlarda bile kar karya olduumuz ey, aklc ve modern b
yklenmenin alglad o mutlak ii boluk, su katlmam imgesel
lik deildir. llkel dinler de bizim kendimizi kurtarmamz gereken
lgn heveslere, hayaletlere, fantasmalara teslim olmu deillerdir.
Yalnzca, ikame kurban mekanizmasn saptama baansn gstere
miyorlardr, tpk bizim gibi . Bizleri kendi dncemize ok benze
yen ilkel dnceyi kendimizinkinden son derece farkl bulmaya
iten de ayn baarszlk ve iki dncede ortak olan zelliktir. llke
li kmsemek, srp giden ilkellikten, yani ikame kurbana kar
sonsuzca uzatlm bir yanl anlamadan baka bir ey deildir.
Kurucu srecin bizim yaammzda grnrde yok olmuluuna
karlk ilkel yaamda n planda bir rol oynamas, gerek yaammz
da gerekse bilgi daarcmzda ok ey deitirse de, tabi olduu
muz ve bizi gerek kendi iddetimizden, gerekse bu iddete ilikin
bilgiden korumay srdren temel yanl anlaymzda hibir dei
iklik yapmyor. Biraz yakndan baksak bizi aydnlatacak olan her
eyi fantasma diye nitelememizin nedeni, srp giden ilkelliktir.
Yanl dediimiz eyin, dinsel dzlemde bile kaba bir hatadan ok
baka bir ey olduunu kabul etmemizi nleyen o ilkelliktir; o yan
l, insan trnn kendi kendisini yok etmesini nlemitir.
lnsanlar belki de ikame kurban mekanizmasna hala, belirttii
mizden daha da bamldr. iddet karsndaki vazgeilmez korun
madan sonra, gereklii ele geirme itilimini ve tm dnsel zafer
lerinin aracn da o mekanizmaya borlular. Simgesel dncenin
mitleri, ipek bceinin rd kozaya benziyor. Byle bir snak
olmasa hibir gelime salama alnamayacaktr.
llkel kltrlerdeki byk keyfilii aklamak iin, kurucu ha
kemlie bizlerden daha yakn olduklarn ve bu yaknln onlarda
daha az olan tarihsellikten kaynaklandn varsaymamz gerekiyor.
Bu ilk hakemliin topluma bol gelip ok fazla farkllk yarattn

EV1

STRAUS S YAP 1SALC 1 L 1 K VE EVL 1 L 1 K KU RAL LAR 1


,

339

dnebiliriz. Tarihsel toplumlar, bize belki zayf birer resmini sun


duklar her kargaa ve karklk dneminden sonra bir tr tam geri
dn yapp kat ve donuk bir biim iinde adamakll blmlen
mekte ve hareketsizlemektedirler. Bu benzetmeyi fazla abartmamak
iin diyebiliriz ki karmak ve i ie blmelere ayrlm, ayinin ve ak
rabaln dilini yinelemekle yetinen kltrler, sistemli ynn daha
silik olduu hareketli toplumlara gre, dzenleyici darbelerin ilk et
kisinin daha yaknndadrlar (burada yaknda olmay salt zamansal
deil, duygusal bakmdan da anlamak gerekiyor). Kat ve genelle
mi farkllk, istikrarn anasdr, doru; ama genel olarak dnsel
servene, zel olarak da kltrn kkenlerine ilikin araylara el
vermedii de aktr.
nsanlarn kendi kltrleriyle ilgili keiflere girimeleri iin, kat
ayinsel kurallarn yerlerini dncenin kvraklna brakmas, d
ncenin ise dinsel inanca ait mekanizmalar o inanta bulunmayan
bir esneklikle kullanmas gerekir. Kltrel dzen zlmeye bala
m olmal, farkllk fazlal erimeli, ancak, bu erime, yeni farkllk
lar yaratacak younluktaki bir iddete de yol amamaldr. llkel top
lumlar, bilemediimiz nedenlerle, bu koullara hi uymuyor. iddet
dngs bir balad m ylesine bir hzla tamamlanyor ki, kendi
kendisiyle ilgili nemli keifler yapma frsatn neredeyse hi bula
myor.
Batl ve modem toplumu ise tam tersine, son gzlemlerin de d
ndrd zere, olaand genilik ve uzunluktaki bir eletiri
dngsyle tanmlayabiliyoruz. Diyebiliriz ki modern toplumun
esas, her seferinde daha arlam bir kurban bunalmnn orta ye
rinde, kukusuz pek ok endie ve gerilim iaretiyle birlikte, nce
doa bilimlerinin, sonra kltrel adlandrmalarn, en sonunda da
bizzat kurucu hakemliin nnde alan grlmemi yeni bulu ola
naklarn srdrme yetisidir.
Bizim akrabalk sistemimizin ilkel toplumlara oranla gsterdii

340

i DDET VE KUTSAL

yoksulluk kendi bana bir bunalm esi oluturuyor. Bat hep bu


nalm iinde ve bu bunalm durmadan byyp derinleiyor; bu
dunbilimsel temelleri daldka Bat'nn o kendine zg zgllk
yoksunluu da artyor. Bizden nceki Batl toplumlarda da geni
anlamyla bir insanbilim merak vard. Modem topluma ynelik ola
rak bizde ve evremizde ykselen eletiri rndan ktka bu me
rak da gitgide daha dayatc bir duruma geliyor.
Bugnk bunalm, bilginin tm ynlerine, polemik yapsna ve
ilerleme ritmine de komuta ediyor. lnsanbilim merakmz bize a
layan, Batl toplumun genel nitelii. Bunalm arttka merak da ar
tyor; tpk tragedyadaki bunalm arlatka Oidipus'un aratrma
larnn da artmas gibi. Bunalm bize aratrmann tm aamalarn,
art arda gelecek bululan, kuramsal varsaymlarn birbirinin yerini
hangi srayla alacan dayatabilecek nitelikte. Biimsel anlamyla
aratrma sz konusu olsun ya da olmasn, kkl bir tarihsellik her
alanda tm bilme nceliklerini belirliyor.
Her kltr gibi bizimki de kenarlardan ortaya doru anyor.
Gelitirilmekte olan toplumsal bilimler bu ypranmadan aklc, sis
temli bir biimde yararlanyor. Nesnel bilginin konusu durumuna
gelenler hep bozulma srecinin kalntlar. Bu erevede, akrabalk
kurallar (yasaklardan ok, pozitif kurallar) ve daha genel olarak da
anlamlandrma sistemleri, yapsal budunbilim iinde pozitif bir bil
me srecinin konusu.
Yapsal budunbilimin belirgin zellii, pozitif kurala arlk ver
mesinde yatyor. Yasak ile kural ayn konunun iki yzn oluturu
yorsa, bunlardan hangisinin asl yz olduunu sormak gerekir. Le
vi-Strauss bu soruyu ak olarak soruyor ve karan kural lehine veri
yor: "Devliliin deeri, negatiften ok, pozitiftir . . . Devlilik, te
kinin toplumsal varln kesinliyor ve . . . ievlilii ancak biyolojik ai
le dndaki gruplarla olan evlilii balatmak ve ngrmek iin ya
saklyor: Kukusuz, kan hsmlanyla olan evlilie biyolojik tehlike

LEVl-STRAUSS,YAPISALCILIK VE EVL i L i K KURALLAR!

341

atfedildiinden deil, evlilikten toplumsal bir yarar doduundan."

(Structures elementaires, s. 595)


Levi-Strauss'un yaptnn, braknz "ensest tutkusu"nun damga
sn tamay, bu sorunla ilgili tutkulara son verme tarzyla dikkat
ektiini kantlamak iin, tm yaptlarnn ieriinden baka, en k
sas bile yeterli olacak netlikte on be, yirmi cmle aktarmak olanak
l:
Yasa tam olarak yasak gibi, yani negatif ynyle deil, tersiyle al
glamaktad rla r; bilinlerde var olan tek zelliin, pozitif bir zo
runluluun sadece tersidir yasak. . .
Evlilik yasaklan, ikincil ve trev niteliindedir. Bu yasaklarn, be
lirli kiilerle evlilie yneltme ilevi, yasaklama ilevlerinden nce
gelir. Yerlilerin bu konudaki kuram ada kuramlardan nasl da
daha uzak gruldr! Kz kardete, annede, kendi kznda, saf d
braklmalarn gerektiren hibir zellik yoktur. Ensest, ahlak
asndan su oluturmadan nce, toplumsal adan samadr. . . .
Ensest, babayla, kz kardele ya da kendi kzyla evlenmeyi yasak
layan bir kural olmaktan ok, anneyi, kz kardei ya da kzn ba
kasna verme zorunluluu getiren bir kuraldr. (Structures elemen

taires, s. 596)
Bu ncelik sorununu biz daha nce, Levi-Strauss'la ters ynde
sonuca balamtk: ncelik, yasaktadr. Yasan nceliini dayatan,
nerdiimiz zmn btndr. Pozitif dei toku ise yasan
tersinden baka bir ey deildir: Erkekler aras rekabetten kanma
ya ynelik baz "kanma tabular" veya manevralar. levliliin getir
dii trden karlkl konumlanmalar nedeniyle dehete kaplan er
kekler, geriye doru ekilip kendilerini devlilik dei tokuunun o
rahat karlkl konumlanmasna brakmlardr. Uyum iinde al
an bir sistemde, tehditler ortadan kalktka kuraln pozitif ynnn
ne kmasna almamal. Evlilik kurallar, dayandklar ilke a-

342

S1DDET VE KUTSAL

sndan, klasik komedilerde kiilerin kskanlk ya da ak krgnl


gibi dansa tmden yabanc olumsuz duygulann etkisi altndayken
de ister istemez yaptklan kurall ve geometrik dans figrlerine ben
zemektedir.
Levi-Strauss, ensest fobilerinin ve en azndan kltrel grng
olarak birer bunalm belirtisi oluturan ilgili duygulann roln k
msemekte hakl kukusuz. Ne var ki bu durum yasaklann nce
gelmesini nlemiyor. Yasaklar nce gelmese bizim toplumumuzu
evrensel budunbilim panoramasna yerletirmemiz olanakszlar
d.
Yasaklan deil de kural temel e klarsak, insanlktan bir top
lumu (pozitif kurallan devlilik erevesindeki yasakla snrl olan
bizim toplumumuzu) skp atm oluruz. Yapsalclk, toplumumu
zun hi de tek olmadn ne sryor; ne var ki, kurala arlk ver
mek yoluyla da bu topluma son zmlemede inanlmaz ve mutlak
bir tekillik atfediyor. Bizim toplumumuzu en alta koymaya al
mak, ayn zamanda, son zmlemede kutsaldan kaynaklanan bir
zdlama sreci araclyla, en ste koymak oluyor. Bizi dier in
sanlarla bir tutmak iin Levi-Strauss'un ncelik sralamasndan vaz
geip toplumumuzun greli tekilliine raz olmak gerekir.
Levi-Strauss neden kurala ncelik veriyor? Akrabalk yaplarnn
sistemletirilmesini salayan yntemi kefediyor yazar. Bir budunbi
lim daln izlenimcilikten kopanp alabiliyor. Her ey st rtl bi
imde bu amaca adanmtr. Yasaklann sisteme gre ncelii, bu
dunbilimin budunbilimci tarafndan yaplan seimini dile getirmek
tedir. Dolaysyla, epey neden saylabilir ama, sonuta bu nedenlerin
tm gelip, bilginin gelimekte olan tarihsellii nedenine dayana
caktr. tk olgunlaan, pozitif kuraldr. Yapsalcln momenti, sis
temlerin her yerde yklmakta olduu momenttir. Bilgi bu ykntla
n temizlemelidir ki yasaklar, kumlann altnda yatan kayalar gibi a
a kp yeniden ve bu kez asl ieriiyle kendini dayatabilsin.

LEV1

S T R A U S S , Y A P 1 S A L C 1 L 1 K V E E V L 1 L 1 K K. U R A L L A R 1

343

Yasaklarn nce geldiinin kant, ayn zamanda en sonda gelme


leri, sistemin ortadan kalkmasna karn bunalmn en yaamsal an
na kadar varlklarn srdrebilmeleridir. Yasaklar gizlendikleri gl
geden henz hi kmadlar. Temel farkllklar koruyan ve gn
mzdeki ihlal farfaralklar iinde de srp giden bir kurbansal dz
lemde, geride durmaktadrlar.
imdiye dein, yasaklardan hareket ederek kltrn kkenine
ve esasna erimek ynndeki abalarn tm baarsz kald. Baa
rsz kalmadklar noktada da verimsiz oldular, anlalamadlar. Bu
durum en bata Totem ve Tabu iin geerlidir. Freud bu yaptnda
yasaklarn devlilik kuralndan nce geldiini aka kesinler. Levi
Strauss'un benimseyecei yaklam, Freud'un dnd ve kesin
bir biimde reddettii bir yaklamdr: " [E] gzogamik cinsel kstla
malar, yasa koyucu niyetlere balamakla, bu kurumlarn hangi ne
denlerle kurulmu olduklar aklanamaz. Bizzat egzogaminin kk
olarak dnlmesi gereken incest korkusu, son tahlilde, nereden
gelmektedir?"8
Yasaklar nceliklidir ama, grld zere bu ncelik hep "fobi"
erevesinde dnlmektedir. Yasaklarn kkenini yeni keifler
balamnda sorgulamak iin bir "Freud'a dn" harekat gereklidir,
ancak, yapsalc perspektiften de vazgemeden.
jacques Lacan ile evresindekilerin "Freud'a dn" slogann be
nimsedikleri sralar yapmaya altklarnn da bu olduu anlal
yor. Esasa degin bir giriim bu, ve tasarlanm olmas bile nemli.
Ne var ki, "Freud'a dn"ten psikanalize dn anlamalar nede
niyle, bize kalrsa, baarszla yazgl bir aba.
Levi-Strauss ilksel aileyi akrabalk sisteminden hareketle dn
mek gerektiini gsterdi. Bu yntembilimsel altst etme ileminin
geerli olmas iin, nceliin sisteme deil, yasaklara verilmesi gere8 Totem ve Tabu,

s.

1 69.

344

iDDET VE KUTSAL

kir. Yukarda da belirttiimiz zere yasaklan aileye bal olarak de


il, aileyi yasaklara bal olarak dnmek gerekir. Temel bir yap
salclk varsa o da bu noktadadr ve dolaysyla psikanalizin yapsal
c yorumu diye bir ey yoktur. Son iki blmdeki zmlemelerle
bunu gstermeye altk. Yapsalclkla psikanaliz arasndaki her tr
yzleme, psikanalizin paralanp dalmasnn yan sra temel Fre
udcu sezgilerin serbest kalmasn getirecektir peinden. Bu temel
sezgiler, Totem ve Tabu'daki zdeleme taklitilii ve kolektif ldr
medir.
Lacan ise tam tersine psikanalizin byk kavramlarna, zellikle
Oidipus karmaasna dnyor. Lacan'n bu karmaay her tr yap
lanmann, her tr simgesel dzen balangcnn nedeni klmak iste
dii anlalyor. Oysa hangi salayla hazrlarsanz hazrlayn, Freud
cu anlayn kesinlikle olanak vermedii bir ey bu: Hem Freud'un
en kk bir szne bile ballk savnda bulunup hem de karma
ay tanmlayan tm metinlerin rtk bir biimde saf d braklma
sna kadar gidiyor. stelik haksz bir biimde, nk bu metinleri
dolduran ve hi de "Oidipusu" olmayan sahici sezgiler gzden ka
rlyor bylelikle.
Freud'da bu metinlerin ve ayn trden daha baka baka metin
lerin dnda, Oidipus karmaasna evrensel bir deus ex machina9 ro
lnn atfedilmesini hakl klan hibir ey bulunmad unutulma
mal. Eer ustann metinleri, o metinlerin net ve tutarl bir dzeltisi
ya da herhangi bir budunbilimsel yorum temel alnmayacaksa o za
man "Oidipus karmaas"n, ok inceltilmi, Mallarmevari ve son
zmlemede de anlalmaz bir biimde de olsa her eyin "kral ve ba
bas" olan bir grng saymakta neden hala ayak direndiini anla
mak gleiyor.

9 "Deus ex machina": Gelip tm sorunlar zen tanr. -.n.

LEV1 - STRAUS S ,YAP 1 SALC 1 L1 K VE EVL1 L1 K KU RAL LAR 1

345

Daha en bata grlebilen bu temel baanszlk elbette her yere


yansyor. Yazk, nk ada dnyada oalan ve genellikle fark
na vanlmayan ayna etkisi, burada yakalanp gzlemlenebilir durum
da. Ne var ki bu etkiler "imgesel" olarak tanmlanp bir narsisizm
kuramna, baka bir deyile her yerde kendi yansmasn arad ile
ri srlen bir arzuya balanyor. Bize gre, gerek Freudcu narsisizm,
gerekse onun XIX. ve XX. yzyl edebiyatndaki karl olan narsi
sizm, nesnesini ele geirmek iin her zaman kendi kusurlann gizle
mek gerektiini, gerekte umutsuzluk iinde teki'nde aranan o ha
rika zerklii zaten elinde bulunduruyormu gibi yapmak gerektii
ni artk renmi bir arzunun prim verdii bir mittir. Narsisizm, ha
kikatin tersine evrilmesidir. Ayn olann ekici, bambaka olann iti
ci geldii ileri srlyor; oysa gerekte, bambaka olan ekici gel
mekte, ayn olan d knkl yaratmaktadr. "Ayn saylan" ya da
"baka saylan" demek daha doru olur belki, zellikle de taklitilik
iddete dayal karlkl konumlanma dngsne kapanp artk has
mndan baka balanacak biri kalmadnda; byle bir durumda
taklitilii yalnzca nne kan engel alkoyabilecektir.
Yaplandrmalann anahtann aramamz gereken yer, hala toplu
mun birliinin somutlat aknlklar zen, silen, yok eden ve
bylelikle insanlar yeniden sonu gelmez iddet taklidine gtren
e deil, o aknlklann kendisidir. Modem dnyann sreen bu
nalm elbette baz yeni Freudcu grlere ksmi, dolayl, greli bir
hakikat kazandnyor; ne var ki bu durum, projenin bir btn ola
rak her eyi sistemli bir biimde tersinden ele ald gereini dei
tirmiyor. Freudcu proje, ezamanl yaplarn kavranmasn bile sa
lamyor. Gerek bir kavray olsa, kendi tesini ve onunla birlikte

Totem ve Tabu'nunki gibi bir giriimin isabetini de aa vururdu. Bi


imcilie olan dogmatik ballk her zaman biimi tam olarak oku
mada yetersizlik anlamna geliyor. Ya psikanalize sadakat gsterilip
akrabalk dzeni asndan Levi-Straussu devrimin berisinde kal-

346

SIOOET VE KUTSAL

nacaktr, ya da psikanalizden vazgeilerek bu devrim yasaklarla bir


letirilecek ve kken gerek bir sorun olarak yeniden ortaya kar
larak Totem ve Tabu'nun balatt giriim yeniden antiyeye dn
trlecektir.
Dnce, ilerleme kaydettii her dnemde olduu gibi gn
mzde yine hasta. Canl kald ok az saydaki yerde, yadsnmas
olanaksz patolojik belirtiler gsteriyor. Bir emberin iine, Euripi
des'in tragedyasnda yazd emberin iine kapanm durumda.
emberin dnda durmak istedike gitgide daha iine dalyor. Yar
ap kldke dnce de gitgide klen emberin iinde, sap
lant emberinin iinde, hz kazanyor. Ancak, bir yn psnk anti
entelektelin sand gibi dz saplant diye bir ey yok. Dnce,
iinde bulunduu emberden, dar karak kurtulamaz; delirme
meyi baarmak kouluyla, merkeze ulaarak kurtulur ancak.
Dnce imdilik merkez yok savn ileri srerek embere ege
men olmak iin dar kmaya alyor. Yeniliki giriimdir bu; hep
mitin merkezinden kamak iin dncesini artmak ister; oysa ka
abilse tmyle insanlktan kacaktr. Kuku her yann kapladn
dan, hep "bilimsellik katsays"n glendirmeye almaktadr. Te
mellerin sallandn grmemek iin, gayet itici teoremlerle donatr
kendini. Anlalmaz ksaltmalar oaltr. Hala anlalabilir bir varsa
yma benzeyen ne varsa saf d eder. Cesaretini krd son namus
lu kiileri de kutsal avlulardan acmaszca kovar.
Dnce merkeze ulatnda, bu son szn ettiim kurban
ayinlerinin ne denli bo olduunu kavrayacak. Mitik dnce ile
mitleri eletiren ve kkenlerine doru giden dnce arasnda te
melleri bakmndan fark olmadn grecek. Bu, modern dnce
nin, mitik etkiden hibir zaman tmyle arnamasa bile ilkesi asn
dan kukulu olduu anlamna gelmez; mitlerin kkenlerine doru
gidiin gerek olmad anlamna da gelmez. Yeni bir dil icat etmek
gerekmiyor, endielenmeyelim. "Aratrma," ulamak iindir, hata-

L EV1 -STRAU SS ,YAP1SALC 1 L 1 K VE EVL1 L 1 K KURA LLAR 1

347

lar sonsuza dek srmez. Gn gnden, unu dnmek kolaylayor,


hatta belki dnmemek zorlayor: Hakikati hala gizleyen kurban
sal perdeler durmadan ypranmaktadr; bizim onlan glendirmek
ve yeniden kabul etmek ynndeki uzlamaz abalarmz yprat
maktadr onlan . Biraz belirli bir birikim srecinin iliyor olmas, bi
raz tartma sonularnn zenle depolanp sistematikletirilerek ak
la uygun duruma getirilmesi, biraz da pozitif bilginin ina ettii Ba
bil Kulesi'nin ge ykselmesi, ama zellikle de bu kulenin ykl
makta olmas nedeniyle, aratrma sonuca varmak zeredir. Kule y
klmaktadr, nk artk iddetin btn btne aa vurulmasn
hibir ey durduramaz; eskiden kurucu mekanizma ile hakikati bas
klama mekanizmasnn etkili olmasn salayan ve artk dev boyut
lara ulaan serbest hareket olanaklarndan bizzat insanlarn mda
halesi sonucu yoksun kalan iddetin kendisi bile. Batl Oidipus'un
kendi kendisi iin kurduu tuzak tam da aratrmann sonuca ula
t anda kapanmaktadr, nk tuzak gerekte aratrmann ta ken
disidir.
Artk iddet hepimizin stnde, teknolojik silahlanma denen
dev ve korkun biimiyle, aktan hkm sryor. "Uzmanlar,"
gzlerini hi krpmadan, en doal bir eyden sz edercesine, tm
dnyay grece uslu klann bu silahlanma olduunu sylyor bize.
Bat dnyasnn kumazlannca uzun zaman alay edilen ve yanl bi
linen lsz iddet, modernliin ufkunda beklenmedik bir biim
iinde yeniden ortaya kyor. Eskiden tanrsal bir i olan mutlak in
tikam, bilimin kanatlan stnde tanarak, hassasiyetle llp bi
ilmi olarak, geri dnyor. Bize deniliyor ki kreselleen (tm in
sanl bir araya getiren ya da yarn getirecek olan) toplumun kendi
kendisini yok etmesini nleyen budur.
Gitgide daha ok aklk kazanan nokta u: insanlar, iddetin ya
da bir meale gibi tadklar hakikatin basks altnda, ilk kez bu ay
n iddet ve bu ayn hakikatle yz yzeler. llk kez ak ve tam anla-

348

iDDET VE KUTSAL

myla bilimsel bir sei karsndalar: Tmyle yok olma ile iddeti
tmyle reddetme arasndaki sei.
Bu dikkate deer olaylarn insan bilimleri denen bilimlerdeki
kuku gtrmez ilerlemenin rtmesini, bilginin ikame kurbana ve
her tr insan kltrnn iddete dayanan kkenlerine doru yava
ama kararl bir biimde trmanmasn salayan, herhalde rastlant
dan daha fazla bir eydir.

udunbilimdeki yapsalclk her yerde farkllar saptamaya al


yor. Her eye yzeyden bakldnda yapsalclk yalnzca daha

eski bir budunbilimin, hibir yerde farkllk grmeyen Levy


Bruhl'n dz antitezinden ibaretmi gibi grnebilir. Mitoslarn ve
dinsel inancn baz ynlerinde "ilkel zihniyet"i kefettiine inanan
Levy-Bruhl, szgelimi Avustralya aborijinlerinde , farkllklar ayrt
etmek konusunda sreen bir yetmezlik olduunu ileri sryordu.
Levy-Bruhl'e gre aborij inler kangurularla insanlar birbirinden y
le byle ayrt edebiliyordu, o kadar. Yapsalcln buna yant, kan
gurular sz konusu olduunda Avustralyallarn budunbilimcilere
retecekleri epey ey olduu ynnde.
Bazen XX. yzyl budunbilimi ile estetik kuramlarnn ve genel
olarak modann durumu birbirine benziyormu gibi geliyor insana.
Birtakm mistik aknlklarn dumanlar iinde yitip gitmi olan
Levy-Bruhl'n ilkellerini, yapsalcln satran oyuncular izliyor:
Paul Valery'nin La ]eune Parquel Gen Parque iirini dzenlemedeki
ustal kadar usta yaptaklar vb. Bu ar ular arasnda, gitgide ve
rimsizleen, ama gerekte hibir zaman ok deimeyen deime ya
nlsamalarnn peinde gidip geliniyor.
llkel dncenin iki kutbu olduu dorudur: Farkllk ve fark
szlk. Her zaman, bu iki durumdan yalnzca birine bal kalnr ve
dierinin evresinde olup bitenler sistemli bir biimde reddedilir.
Ancak, budunbilimde bu dnmllk yinelemeden ibaret deil.

LEVl-STRAUSS,YAPISALCILIK VE EVLi LiK KURALLAR!

349

levy-Bruhl ile yapsalcl ayn dzlemde ele alamyoruz, nk


farkllam yaplarn, kutsal olanda bulunmayan ya da yalnzca g
rnrde bulunan somut bir zerklii, metinsel bir gereklii var. Ya
psal zmleme her eyi yorumlayamyorsa da, yorumladn iyi
yorumluyor; levy-Bruhl'n yaptnn ulaamayacanda kuku bu
lunmayan, bamsz bir bilimsel deeri var yapsal zmlemenin.
Neden byle? nk kutsal olan, ncelikle farkllklarn iddet
yoluyla yok edilmesini konu edinir; oysa farkszlk yapnn iinde
farkszlk olarak ortaya kamaz. Olsa olsa, il. Blm'de grd
mz zere, yeni bir farkllk klna girerek kabilir ortaya; belki
belirsiz bir farkllktr bu, ikili, oklu, fantastik, canavarca, ama her
eye karn anlaml. Mythologiques'te canavarlar, sanki hayvan trle
rinden biriymi gibi tapirlerin ve yabandomuzlannn yannda gste
riliyor. Bir anlamda yleler de. nk mitoslarda iddetin anlam
retici ve anlam ykc rol klk deitirmi ve gizlenmitir. Mitosun
kendi kkenini anlatan yn de ancak bilmecemsi bir antrma do
kusu halindedir. Yapsalclk bu bilmeceye nfuz edemez, nk
yalnzca ayrmsal (farkllk ieren) sistemlerle ilgilenir; nk dar
anlamda, dorudan gzlemlenebilen sistemler yalnzca ayrmsal
olanlardr.
Anlamn "sal yerinde" olduu srece, kutsal ortalkta yoktur,
yapnn dndadr. Yapsal budunbilim, yolunun stnde kutsala
rastlamaz. Yapsalclk, kutsal grnmez klar. Bu durum iin yap
salcl sulamamak gerekir, nk sahici bir ilerlemedir burada
sz konusu olan. llk kez eksiksiz ve sistematik bir biimde gerek
letirilmi bir ilerleme . Yapsalclk, ideolojik adan yan tutsa bile,
byle bir yan tutmann sonucu olarak elde edilmi deildir. Kutsa
ln kefedilmesinde negatif ama vazgeilmez bir uraktr, nk
onun sayesinde eskinin iinden klmaz kaniklndan kurtulma
olana domutur. Yapsalclk sayesinde, anlamn (yapnn) sonlu
luunu, her trl farklln iine akt ve iinden kt tkenmez

350

S 1 DD ET VE KUTSAL

kaynak olan kutsaln sonsuzluundan ayrt etmek olanakl hale gel


mitir.
Artk, kltrel dzenin ilemedii (i grmeye balamad ya da
ilemez olduu) yerlerde kutsaln tek bana hkm srdn bi
liyoruz. Yap stnde de hkm sryor kutsal: Yapy douruyor,
dzenliyor, gzetliyor, sreen klyor ya da tam tersine bozuyor,
bakalatryor, ktye gitmesine neden oluyor ve kendi kk kap
risleri uruna yok ediyor. Ancak, yapnn iinde baka her yerde var
olduu anlamda var olmuyor.
Yapsalclk tm bunlar ak bir duruma getirir ama dosdoru
syleyemez, nk kendisi de ezamanlln tutsa olarak yapnn
iinde kapal kalmakta ve bir deiiklii, iddet asndan ya da id
detten duyulan korku asndan alglayamamaktadr. Yapsalcln
aamad bu snr ona kutsaln yok olmasn olaan gstermektedir.
"Kutsal nereye gitti?" sorusunu soracak olanlara yant verecek du
rumda olmad gibi, kendisine ikili ztlklar ktye kulland su
lamasn yneltecek olanlara yant verecek durumda da deildir,
nk verecei yant, bir atmada hibir zaman ikiden ok uzla
maz taraf bulunmaz, biiminde olmak zorundadr: nc biri or
taya kar kmaz, dier ikisi ona kar birleecek ya da o dierlerin
den biriyle anlaacaktr.
Yapsalcln snrlarn aabilmek iin, kukulu anlamlarn s
tnde durmak gerekiyor: Hem anlam fazlal olup hem de yeterin
ce ey anlatmayanlar, rnein, ikizler, hastalklar, her trden bula
ma, salgn, anlamn aklanamaz bir biimde tersine dnmesi, by
meler ve klmeler, urlar ve deformasyonlar, canavar olan ve tm
biimleriyle fantastik olan. Kukusuz, cinsel ve dier ihlalleri, iddet
edimlerini ve istisnalar unutmadan; zellikle de bir topluluun ak
oybirlii karsnda ortaya kan istisnalar.
Levi-Strauss'un Le Cru et le cuiU i ve Pimi'inin daha ilk sayfa
larndan itibaren mitoslarn oluum iaretlerinin oald grl-

L EV1 -ST RAU SS ,YAP1SALC 1 L 1 K VE EVL1 L 1 K KURALLAR 1

351

yor: ensest, intikam, bir erkek kardein ya da bir kaynbiraderin iha


neti, kolektif bakalam ve ykmlar; ardndan kurucu edimler ve
yaratma edimleri geliyor ve tm bunlar zulme uram kltrel kah
ramanlara atfediliyor.
Bir Bororo mitosunda (M 3) gne btn bir kye, rman s
tndeki fazlasyla dayanksz yaya kprsnden ayn anda karya
gemeleri emrini verir. "Bacaklar gvdesini ekmedii iin yava
yryen" kltrel kahraman dnda herkes lr. Kahraman, kur
banlar farkllam olarak yeniden canlandm: "Girdaplara kaplan
larn salar kvrck ya da dalgal oldu; durgun sularda boulanlarn
salar ise dz ve ipek." Kahraman, kurbanlar ayr gruplar halinde,
semeli olarak geri getirir. Bir Tenetehara mitosunda (M 15), vaftiz
olunun kendi akrabalarnn kynden kovulduunu grnce ok
kzan kltrel kahraman Tupan, oluna buyruk verir: "Ty topla
yp kyn etrafnda biriktir.' Yeterince ty birikince Tupan bunlar
atee verir. Ate emberinin iinde kalan ky sakinleri bir oraya bir
buraya koturur, ama bir trl kaamazlar. lklar azar azar ho
murdanmaya dnr, nk eitli yabandomuzlarna dnm
lerdir; ormana kamay baaranlar ise gnmzdeki yabandomuzla
rnn atalardr. Tupan, vaftiz olu Marana'y domuzlarn efendisi ya
par."
Bu mitosun ilgin bir eitlemesinde kltrel kahraman, "bulut
larn arasna ttn duman pskrtr. Kyller akna dner ve
yerlerin gklerin yaratcs onlara 'yemeinizi yiyin!' diye bardn
da cinsel ilikide bulunun buyurduunu sanp allm homurtula
r kararak sevimeye koyulurlar. Tm de yabandomuzuna dn
r."
Burada ttnn ve genel olarak uyuturucunun, aman gelene
inde ve daha baka yerlerde kazand "mistik" anlam gayet iyi g
rlyor. Ttnn etkisi kurban bunalmnn verdii ba dnmesini
glendiriyor. llk mitostaki "bir oraya bir buraya kotur[ma] " bii-

mindeki iddete dayal karlkl konumlanmaya, ikinci mitosta, an


lamlamann aka yitirilmesinden ileri gelen cinsel yaknlama ek
leniyor.
Levi-Strauss burada kurban bunalmn grmyorsa da, anlam
oluturma ya da yeniden oluturma olgusunu ok iyi gryor: "Kar
latrdmz mitoslarn, kesintisiz nicelikten ayrk nicelie gei
sorununa zgn birer zm nerdii ak." (s. 6 1 ) Demek ki ger
ekten de anlam retme mekanizmalandr burada sz konusu olan ,
nk, "hangi alanda olursa olsun, anlamlama sistemleri ancak ay
nk nicelikten hareketle oluturulabilir." (s. 6 1)
Ne var ki Levi-Strauss anlam retimini her zaman salt mantksal
bir sorun olarak, bir simgesel dolaymlama edimi gibi alglyor ve
bylece iddetin rol gizlenmi olarak kalyor. Bu role iaret etme
mizin nedeni yalnzca mitosun "duygusal" ynn, korkulu ve gi
zemli ynlerini anmak deil; mantk ve anlamlama da iinde olmak
zere tm alardan barol iddetin ileyiine ait olduu iin bulma
mz gerekiyor onu. Tm mitik izlekler onunla balantl: Yapy gz
den yitirmeksizin mitosun kkenini ve temel ilevini bulabildii iin
tm izlekleri bu kez gerekten boyutlu olan bir yorumda btn
letirebildiinden, tmne de mutlak bir tutarllk getirebilecek olan
yalnzca o.

lk blmlerde Yunan tragedyasndan hareketle gelitirdiimiz


zmleme yntemi buraya kadar yalnzca, o tragedyalarda ilk

zmn bulduumuz mitoslar zmemize yarad; en azndan, az


ok gelitirdiimiz rnekler iin durum bu. Okumakta olduunuz
blm bitirmeden nce, sz konusu yntemin Yunan tragedyas ve
mitolojisi dnda da etkili olduunu gstermeye alacaz.
Son iki blm hi deilse ksmen ensest yasaklarna ve yine var
saym gerei kurucu iddete balanm olan evlilik kurallarna ayrl
m olduundan, byle bir kkeni ve varsaymn btnn doru-

LEV1-STRAUSS YAP1SALC1L1 K VE EVL1 L1 K KURALLAR1


,

353

layan bir mitos bulmak ilgin olacak. zmleyeceimiz mitos, Pa


sifik'in Kanada kylarnda yaayan Tsimshian Yerlilerine ait. 10
Gen bir prens, amcasnn kzna ak olur. Kz, kibirli bir zalim
likle prensten yzn kesip irkinletirerek akn kantlamasn is
ter. Gen adam srayla sol yanan ve sa yanan keser. Prenses ise
irkinliiyle alay ederek reddeder onu. Umutsuzlua kaplan prens,
lmden baka hibir ey dnmeyerek kap gider. Sonunda, Bi
imsizlerin Efendisi, Veba Reisi'nin bulunduu yere ular. Reis'in, t
m de sakat olan ok sayda nedimi vardr; onlarla temastan kan
mak gerekmektedir, nk iltifatlarna karlk vereni kendilerine

benzetmektedirler. Prens de onlardan kanr. O zaman Veba Reisi


onu eskisinden daha yakkl yapmay kabul eder. Mteriyi kay
natmak zere sihirli bir kazana atarlar. Kazandan yalnzca bembeyaz
ve temizlenmi kemikler kar. Reis'in kz bu kemiklerin stnde
birka kez zplar. Prens, gz kamatrc bir gzellikle yeniden can
lanr.
imdi yeenine ak olma sras prensese gelmitir. Ondan yz
n irkinletirmesi talebinde bulunma sras da prense. Prenses y
znn iki yann da keser ve prens onu beenmeyerek reddeder.
Gzelliine yeniden kavumak isteyen gen kz da Veba Reisi'nin
kapsn alar, nedimler onu da arr ve o nedimlerin arsna kar
lk verir. Bu sakat insanlar o zaman talihsiz prensesi kendilerinden
beter duruma getirir, kemiklerini krar, ellerini ayaklarn koparr ve
lsn diye dar atarlar.
Okur bu blmde, nceki zmlemelerimizin artk tandk kl
d ok sayda izlein yer aldn fark etmitir. Mitos kiileri baka10 Franz Boas, Tshimshian Mythology (Amerikan Budunbilim Brosu
Raporu, XXXI, 1 8 5 , No.25). Ayrca bkz. Stith Thompson (ed.), Tales
of the North American Indians (Bloomington, lndiana, 1 968), s. 1 78-86.
Bu mitos, Claude Levi-Strauss tarafndan La Ceste d'Asdiwal'de
zetlenmiti (Ecole Pratique des Hautes Etudes 1 958-1 959 yll

Vl. ksm; ve Les Temps Modernes dergisi, 1 08 1 - 1 1 23).

354

S 1 DD ET VE KUTSAL

lannn yzn irkinletiriyor, bakalanndan kendi kendilerini ir


kinletirmelerini istiyor, irkinlesinler diye bouna aba harcyor ya
da kendi kendilerini irkinletiriyorlar ve tm bunlar ayn sonucu ve

riyor. iddet uyguladnzda iddete maruz kalrsnz, karlkllk


yasas byledir. Mitostaki herkes kendini tekilere benzetmektedir.
Veba Reisi'nin ziyaretilerini sakat halkn eliyle tehdit eden tehlike,
yeenler arasndaki ilikiyi yinelemektedir. Veba ve sakatlanma tek
ve ayn gereklie iaret etmektedir burada: kurban bunalm.
Prensle prenses arasndaki ilikide nce kadn yukarda, erkek
aadadr; gzellik kadnda somutlamaktadr, irkinlikse erkekte;
kadn arzu etmeyendir, erkekse arzu eden. Sonra bu iliki tersine
dner. Baz farkllklar yok olur, durmadan bir simetri doar, ama
ezamanl uraklardan bakldnda bu simetri alglanamamakta, al
glama ancak art arda gelen uraklara topluca bakldnda olanakl
duruma gelmektedir. Kurban bunalmnn farkszlama srecidir
bu; ne var ki ilikiyi salnml farkllk biiminde yaayan taraflar bu
hakikate eriememektedir. Yzn her seferinde bakla art arda ya
rlan iki yannn oluturduu simetri, topyek1n ilikideki simetriyi
vurgulayp yinelemektedir. Sonu ksm bir yana brakldnda ili
kinin iki tarafnda da tam olarak ayn veriler bulunmaktadr ama,
hibir zaman ayn urakta deil.
lki yeen ile Veba Reisi'nin halk arasndaki iliki, Kral Oidipus
tragedyasnn kahramanlar ile veba salgnna tutulmu Thebai halk
arasndaki ilikinin aynsdr. Salgndan ancak dman kardelerin
arlarna uymaktan kananlar kurtulabilmektedir. Mitos, Reis'in
nedimlerinden sz ederken, yani topluluk dzeyinde konuurken,
nesnel davranmaktadr. Bizim ilk blmlerde benimsediimiz tavr
benimseyerek, salnml farkll "ksa devreye" uratmaktadr. Bu
nu yapma hakk da vardr, nk sz konusu farkllk aynlamaya
doru gitmekte , karlkl sakatlamalar, iddetin daha nce birbirine
benzetmi olduu insanlar eliyle birbirine benzer deimeler halinde,

LEV1-STRAUSS,YAP1SALC1L1K VE EVL1 L1K KURALLAR1

355

dorudan doruya farkllklarn yitirilmesi olarak ortaya kmakta


dr. Bu birbirine benzer deimeler ayn zamanda canavarlama ol
duuna gre, burada kurban bunalmyla kar karya olduumuz
dan kuku duyulabilir mi? Sakatlar birbirinin kopyasysa, ayn za
manda da tpk her kurban bunalmndaki gibi canavardrlar.
Sakatlama, bunalmn ileyiini olaanst bir biimde simgeli
yor. Gerekten de, sakatlamay hem biimsizin ve korkun olann
yaratlmas olarak, hem de ayrt edici olan, izgiyi aan, sivrilen her
eyin bertaraf edilmesi olarak yorumlamak gerekiyor. Sz konusu
sre, varlklar tektipletinnekte, birbirlerinden farkl olmalarn
getiren ne varsa ortadan kaldrmakta, ama uyumu salayamamakta

dr. Bozan ve irkinletiren sakatlama fikrinde karlkl iddetten


ileri gelen ylesine gl ve youn bir anlatm var ki, bu iddet ye
niden tuhaf, anlalmaz ve mitik bir grnm kazanyor.
Bir makalesinde mitosumuzdan sz eden Levi-Strauss, "korkun
bir kk roman" diyor onun iin. Karlkl iddet iindeki insan
larn ilikilerine egemen olan dehet stne bir roman diyelim biz.
Buradaki roman szc aklda tutulmal. Bu mitos, Bat dnyasna
yabanc olmakla birlikte, iki yeenin ilikisinde klasik tiyatronun
trajik uzlamazla ya da komik yanl anlamalara benzeyen, ama
modem romanda, Stendhal'de, Proust'ta, Dostoyevski'de grlen
trden ak-kskanlk esine de ok benzeyen bir e katyor iin
iine. Bu izleklerdeki grnr tuhaflklarn ardnda gizlenen dersler,
ele alnmakla bitecek gibi deil.
Prens ve prensesin birbirinden isteyip elde ettikleri ve farkll
iddet yoluyla ortadan kaldran edim, Reis'in nedimleri tarafndan
aralarna girecek kadar aklsz olanlarn maruz brakld edimin ay
ns. Mitostaki tm farkllklar silinip yok oluyor, ama baka bir er
evede varlklarn srdryorlar. Mitos gerekte bize Reis'in nedim
leriyle yeenler arasnda ve zellikle de iki yeenin kendi aralarnda
fark bulunmadn hibir zaman sylemiyor. Sylememekle kaln-

1 DDET VE KUTSAL

356

yor, sonu blmnde prensle prenses arasndaki simetriyi kalc bir


biimde bozarak yksek sesle , farklln nceliini ilan ediyor.
Prensle prenses arasndaki ilikilerde, simetrinin yok olmasn
hakl karan hibir ey bulunmuyor; elbette, yine Oidipus'taki gibi
"prenses balatt" gereini saymazsak. Balangcn byle bir kirli
iddetle aklanmas hi doyurucu olmaz. Dolaysyla Kral Oidi
pus'taki ve Bakkhalar'daki elikiyle bir kez daha kar karyayz bu
rada. llikiler zmlendiinde tm farkllklarn srekli olarak
and ortaya kyor ve mitostaki eylem, farkszlam ilikilerin
kusursuz simetrisine yneliyor; oysa mitosun bize anlatt bsb
tn baka bir yk. Hatta, tam tamna bunun tersi olan bir yk .
lletinin simetrisizlii burada da, dier tm alardan ok zengin olan
simetriye zt dyor. Her ey bize bu elikiyi, mitosta sonucun ar
kasnda gizlenen olaya, ikame kurban roln stlendii aka belli
olan prensesin ldrlmesi olayna balamamz gerektiini syle
mektedir aslnda. Burada yine kolektif iddetin "oybirlii eksi bir"
forml, mitik farkllklarn temelini atmaktadr. Mitosun her ya
nnda gzle grlr durumda olan iddete dayal farkszlama sre
ci sayesinde domaktadr bu farkllklar.
Prensesin Reis'in nedimleri eliyle maruz kald iddet, belirleyi
ci ve son olmas dnda daha nceki iddetlere benziyor ve iki kah
raman arasnda salnmay srdrecek olan farkll kesin bir biim
de dzlyor. Reis'in tm nedimleri, baka bir deyile bunalm iin
deki tm topluluk prensesin stne atlp elleriyle paralyor onu.
Burada, diyonizyak sparagmos'un tm zelliklerini buluyoruz: Oy
birliine dayand iin kurucu nitelik tayan lintir sz konusu
olan.
Farklla dayal uyuma dn, ikame kurbann keyfi olarak d
ar atlmas temeline dayanyor. Prensin bakalam da, mitos r
gs iinde daha nce yer almakla birlikte, karlkl konumlanma
nn ileyiine ksmen eklemlenmi olduu iin kurucu iddete ba-

LEV1-STRAUSS,YAP1SALC1L1K VE EVL1 L1 K KURALLAR1

357

!anyor, kurucu iddetin br yzn oluturuyor: Ktcllgn


dorugundan sonra iyicilligin geri dnmesi. Bu nedenledir ki prensin
bakalam da ikame kurban mekanizmasn gsteren ve gizleyen
gelerden yana zengindir. Buradaki tuhaf mutlu bakalam teknigi ,
amanlga giri ryasna benzemektedir. Amerikan halkbiliminde,
cesetlerinin ya da kemiklerinin stne basldg ya da stnde zp
landg iin canlananlar hi az degildir . 1 Bu teknigi belki de baz
kurban ayinlerinde rastlanan ve daha nce szn ettigimiz, dogru
dan kurbann ya da gmldg mezarn stnde tepinme zorunlu
lugu ile karlatrabiliriz.12 te yandan, bakalamn beyaz ve te
miz kemiklerden hareketle , yani her tr ktcl bozulmann tesin
de gerekletirildigine dikkat edilmeli. 1 3 Prens lmden geerek
bakalamaktadr. Bu bakalam, yce bir iddetin, yani yeniden
kavuulmu oybirliginin mutlu sonucudur: Gzellige yeniden kavu
ulmas, kltrel dzenin yenilenmesinden baka bir ey degildir.
Veba Reisi ise iddetin art arda gelen tm ynlerini canlandrmakta
dr burada: Biimsizlerin ve Bakalamlarn Efendisi , yce oyunun
ba hakemi olarak, Bakkhalar'n Dionysos'uyla edegerdir.
Mitosun tm anlaml farkllklar (kahramanlarla Reis'in nedim
leri arasndaki farkllklar, kahramanlar arasndaki cinsiyet fark ve
karde ocuklar olmalarndaki belirlenim) , kklerini hep kurucu
iddette buluyor. Mitik eylem ve iddete dayal farkszlama sreci,
mitosun koydugu ilkeyi (anlaml olmakla kalmayp, farkl cinsler
den karde ocuklarnn evlenmesini buyurmas asndan kural ko
yucu da olan farkllg) , zorunlu olarak geersiz klyor. Farkszla
mayla farkllgn istikrarsz bir bileimi olan mitos, kanlmaz ola
rak, kendi koydugu ilkenin igneyicisi ve aykr davrandg kuraln
yerletiricisi olarak ortaya kyor. Mitosu Franz Boas'a anlatan yerli
1 1 Bkz. Stith Thomp5on, agy . . 5. 26 1 , 3 numaral not.
l2 Bkz. 5 . 1 4 1
1 3 Bkz. 5 . 370

358

1 DDET VE KUTSAl

byle anlatyordu. Dediine gre, prensesin bana gelen beladan bu


yana kzlar kiisel seimlerine baklmakszn yeenleriyle evlendiril
mekteydi.
te yandan mitosumuzu Tsimshian halknn hkmdar ailele
rindeki karde ocuklarn evlendirme ayiniyle karlatrmak son
derece ilgin olacak: "Prensle prenses birleince gen adamn amca
snn kabile mensuplar sarslmaya balar; o zaman gen kadnn
amcasnn kabile mensuplar da sarslmaya balar ve ikisinin arasn
da kavga kar. lki taraf birbirine ta atar, iki tarafta da ok ba ya
rlr. Yara izleri . . . szleme kant gibidir." 1 4
Buraya kadar, mitosun arkasnda kurban bunalmnn yatt fik
ri bizim iin bir varsaymdan baka bir ey deildi; sakatlama gste
reninin arkasnda reel bir olgunun bulunduu koyutundan hareket
eden bir varsaym. Evlenmeyle ilgili mitos, sz konusu iddete yer
vererek bu varsaym dorulam oluyor. Kukusuz, ayinsel bir id
det bu; ancak, son derece gerek ve mitostaki sakatlama izleiyle de
ak bir biimde balantl. "lki taraf birbirine ta atar, iki tarafta da

ok ba yanlr." Burada bir XX. yzyl Cervantes'i ya da Moliere'i ol


sa, baz eretilemelerin dierlerinden daha "arpc" olduunu kant
lamak iin, atlan Tsimshian talarnn orta yerine "kendinden baka
gndergesi olmayan metnin" ylmaz bir taraftarn dikerdi diye d
nmemek elde deil. Yerlilerin ise kukusu yoktur: "Yara izleri sz

leme kant gibidir;" akdetmeye hazrlandklar birliktelik szlemesi


gibi. Bu iddetin kurbansal nitelii, Franz Boas'a bir baka yerlinin
anlatt ek bir olguyla ak bir biimde dorulanyor. Evlilikle ilgili
grenekleri Tsimshian yerlilerininkilere benzeyen Niqa yerlilerinde
iki grup arasndaki kavga yle bir younlua ulaabilmektedir ki,
damat adaynn hizmetindeki kle savalardan biri ldrlebil
mektedir. Burada, kukusuz tam olarak gereken biimde deil de
14 Boas, agy.

LEV1-STRAUSS,YAP1SALC1 L1K VE EVL1 L1K KU RALLAR 1

359

rtk bir biimde, ama net, tm aynntlann aa vurduu bir kur


bansal zellik var. Kurbann hangi taraftan olaca iki tarafa da n
ceden biliniyor. zgr kiilerden, yani topluluun "tm haklara sa
hip" mensuplanndan deil, klelerden birinin kurban edilecei de
nceden biliniyor: Demek ki bu lmn intikam alnmayacaktr;
"gerek" bir bunalma yol amas rizikosu yoktur. Her ne kadar n
ceden kararlatmlyorsa da, bu lmn duruma gre deiecek bir
yan da kalmaktadr geriye ve bu yan, patlak vermesi her zaman n
grlemeyen ikame kurban mekanizmasn anmsatmaktadr: Bu tr
trenlerin tmnde insan lmemekte, ldrlrse bu durum iyiye
iaret saylmaktadr: O ift hibir zaman aynlmayacaktr.
Tsimshian mitosundaki ve ayin geleneindeki eitli sakatlama
lara ynelik psikanalitik yorum bunlarda hep bir "idi" edimi gr
me eiliminde olacaktr. Biz de yle gryoruz ama, yorumumuz
daha kktenci, her tr farklln yok edilmesi biiminde oluyor.
iddete dayal farkszlama izlei idi edimini kapsamakla birlikte,
idi edimi iddete dayal farkszlama izleinin ierdii her eyi
kapsamyor.
Ayinsel iddetten anlalan, kkensel bir iddeti yeniden ret
mektir. Kkensel iddetin mitik bir yan olmamakla birlikte, ayinler
de taklit edildii zaman ister istemez baz mitik eler ierir duru
ma geliyor. Kkensel iddette kar karya gelen iki grup, kukusuz,
iki amcann grubu kadar net bir biimde farkllam deildi. llke
olarak, iddetin ya balangtaki bir grubun devliliki iki gruba b
lnmesinin, ya da birbiriyle evlilik amal dei tokuta bulunmak
isteyen, birbirinin yabancs iki grubun birlemesi arifesinde yer al
d koyutlanabilir. Kkensel iddet, tek bir grubun iinde yer alm
ve ikame kurban mekanizmas bu gruba kendi kuraln dayatarak
onu ya blnmek ya da baka gruplarla birlemek zorunda brak
mtr. Ayinsel iddet ise zaten olumu durumdaki gruplar arasnda
olup bitmektedir.

360

S 1 DD ET VE KUTSAL

Ayinsel iddet her zaman kkensel iddetten daha az ie dnk


oluyor. Mitik-ayinsel bir nitelik kazanan iddet, da doru yer de
itiriyor ve bu yer deitirmenin kendisi de kurbansal bir nitelik ta
yor, nk kkensel iddetin yerini gizliyor ve bylelikle, mutlak
bir bann hkm srmesi gereken ilksel grubu bu iddetten de,
onunla ilgili bilgiden de korumu oluyor. Kadnlann dei toku
edilmesine elik eden ayinsel iddetler, iki grup iin de kurbansal bir
rol oynamaktadr. Ksacas, her grup kendi iinde daha iyi anlasn
diye iki grup arasnda anlamazlk olmas konusunda anlamaya va
nlm olmaktadr. Her tr "yabanc" savan ilkesidir bu: Grubun
ierideki tutkunluu iin lmcl olabilecek saldrgan eilimler, da
ha nce de grdmz zere, ieriden darya ynelmektedir. Bu
nun tersine, mitik anlatlarda yabanc sava gibi sunulan pek ok sa
van da daha isel bir sava gizledii dnlebilir. Thebai ve Ar
gos, Roma ve Alba, Hellas ve Troia gibi ilke olarak birbirinden ba
msz iki kenti ya da iki ulusu kapma halinde gsteren pek ok
metin var. Bu metinler sz konusu kapmaya "yabanc tehdidi" iz
leinin arkasnda ksmen maskelenmi olarak, bizim ilgilendiimiz
trden bir mitik gelitirmeyi dndrecek kadar ok kurban buna
lm ve iddete dayal zm esi kattnyor.

O N U N C U B LM :

TAN R I LAR, L L ER, KUT SAL L I K V E


KURBAN KAM E S

frikal kutsal kraldan tutun, Tsimshian mitosundaki Veba Re


isi'ne kadar grdmz tm tanrlar, kahramanlar, mitik yara

tklar, bir btn olarak, kurucu oybirliinin belirledii biimiyle id


detin ileyiini temsil etmektedir.
Ele aldmz ilk kahraman Oidipus'tu. Kral Oidipus'un ilk ura

nda kahramanmz neredeyse yalnzca ktcl olan bir iddeti can


landryordu. Etkin bir iyicil rol oynadna ancak daha sonra, Oidi
pus Kolonos'ta tank oluyorduk. Oybirliine dayal iddetin, kurucu
luk gibi bir zellii olduunu biliyoruz. "Baba katlinin ve ensestin"
sulusu saylan kii ayn zamanda kuruluun sorumlusu saylyor;
dolaysyla, halkn gznde kazand saygnl anlayabiliyoruz.
Sophokles'in iki tragedyas, kutsallatrma srecinin art arda ge
len ve birbirinin zdd olan uraklar ayrt etmemizi salyor. Bu u
raklar Bakkhalar'da da grmtk; Dionysos'un hem ktl hem
de iyilii barndran ifte kiiliini belirleyen, bu uraklard. Euripi-

362

1 DD ET VE KUTSAL

des'te bu uraklar o kadar st ste binmitir ki, eer Sophokles'in


Oidipus oyunlan bize yol gstermeseydi bunlann k noktasn
grmemiz ve tarihsel geliimi kaydetmemiz olanakszlard. Oidi
pus mitinin dinsel ynn kavramak ok daha kolaydr, nk da
ha

az

dnme uramtr, ikame kurban mekanizmasyla ba da

daha dolayszdr.

Bakkhalar mitosunda Dionysos, kurban roln deil, kurban su


nan kii roln oynuyor. Grnrde bykm gibi duran bu fark
lla aldanmamak gerek; dinsel adan nemi yok bu farklln. id
detin ileyiini ahsnda canlandnyor gibi grnen mitik ya da kut
sal varlk rol, daha nce de grdmz gibi, ikame kurban roly
le snrl deil. Sz konusu varln grd ilevin temel ve en iyi
ynn, ktclln iyicillie dnmesi oluturuyor. Hayranlk
uyandrmas da buradan kaynaklanyor. Ne var ki, grdmz ze
re, ters yndeki dnme de ayn varlktan ileri geliyor. iddete ili
kin hibir ey ona yabanc deil. Demek ki hkmranlk oyununa ne
zaman isterse karabilir. Her rol stlenebilecei gibi, tm rolleri de
art arda, hatta ayn anda, stlenebilir. Dionysos, yksnn baz b
lmlerinde artk kurban sunan kii deil, diasparagmos'un kurban
rolndedir. ldrm kalabalklar tarafndan, bu arada kanna susa
m Titanlar eliyle para para edilmektedir. Mitosun bu blm,
kendi benzerleri tarafndan elbirliiyle kurban edilen bir mitik yara
t, Zagreus ya da Dionysos'u anlatyor bize. Dolaysyla bu mitosla
daha nce grdmz kken mitoslan arasnda hi fark yok.
Svaziland krallannn, Incwala ayinleri srasnda hem kurbann
kendisi hem de kurban sunan kii roln stlendiini grmtk.
Sistem iindeki tm mevkilerde bulunabilme yetisi atfedilen bir ba
ka rnek olarak Aztek tanns Xipe-Totec'i gryoruz. Bu tann bazen
kendi yerine konan kurbann grnm altnda ldrlp derisi
yzlyor, bazense ayn tann kurban sunan kii oluyor ve kurban
ettii kiilerin derisini yzp kendisi giyinerek bir anlamda o kiile-

TAN R1LAR

L LER, KUTSALL1 K VE KUR BAN 1 KAM ES1

363

re dnyor. Bu durumun da aka gsterdii gibi dinsel inan,


iddetin ileyiine katlan herkesi, ister etkin konumda olsun ister
edilgin, birbirinin kopyas gibi alglamaktadr. Xipe-Totec'in szck
anlam, "derisi yzlm tannmz"dr. Bu ad burada da en nemli
roln, bizim saptamalanmza uygun olarak, ikame kurban rol ol
duunu dndryor.
iddetin bazen karlkl, bazense oybirliine dayal ve kurucu
olduu varsaym, tm ilkel tannlarda grlen ikili zellii (tm in
san toplumlanndaki mitolojik varlklann belirgin zellii olarak, k
tcllkle iyicilliin birliini) gerekten aklayan ilk varsaym. Di
onysos tm tannlarn hem "en korkuncu" hem de "en tatls" dr. Ay
n biimde, yakp ykan Zeus da vardr, "bal gibi .tatl" Zeus da. lyi
yz bulunmayan antik tann yoktur. Romal lanus kendisine ina
nanlara art arda bir banl yzn, bir saval yzn gsterebil
mektedir, nk o da iddetin ileyiine iaret etmektedir. lanus so
nuta yabanclarla savamann simgesi durumuna gelmitir, nk
yabanclarla sava, kurbanla ilgili iddetin zgl bir biiminden ba
ka bir ey deildir.
tikel toplumlarda iddetin ileyiini btnl iinde kavramak,
tm mitik ve doast varlklann oluumuna ve yapsna ulamak
anlamna geliyor. lkame kurbann, canavar kopya grnm altnda
ldrldn grmtk. Demek ki tm kutsal yaratklann gz a
lc olan ya da gizli kalan canavarlk zelliklerini bu canavar kopya
ya balamak gerekiyor. Ktcllkle iyicilliin birlemesi, hi ku
kusuz, dier tm farkllklann tabi olduu temel farklln, "iyi" ile
"kt" iddet arasndaki farklln, insanst varlk tarafndan
zmsenmesi biimindeki o ilk ve temel canavarl oluturmakta
dr.
Oidipus'un canavarlyla Dionysos'un canavarl arasnda te
mel bir fark bulunmuyor. Dionysos hem tann, hem insan, hem bo
a. Oidipus, ayn kiilerin hem olu, hem kocas, hem babas, hem

364

1 DD ET VE KUTSAL

kardei. lki canavar, Dionysos ve Oidipus, olaan koullarda ayr ya


ratklarda, ayn varlklarda beliren farkllklar tek bnyede topluyor.
Dinsel dnce tm farkllklar ayn dzleme yerletiriyor; aile ve
kltr farkllklar, doal farkllklarla ayn dzlemde.
Demek ki mitoloji sz konusu olduunda fiziksel canavarlkla
ahlaki canavarlk arasnda net bir ayrm yapmay reddetmek gereki
yor. Biz de her iki durum iin ayn terimi kullanyoruz. Dinsel d
nce, daha nce de grdmz zere, biyolojik ikizler ile, klt
rel dzenin bozulmas sonucunda doan iddet ikizleri arasnda ay
rm yapmyor.
Oidipus mitosunun tm blmleri gerekte birbirini yinelemek
tedir. Bunu saptadnz m, mitosun tm kiilerinin birer canavar ol
duunu ve tmnn de d grnlerinden beklenmeyecek kadar
birbirine benzediini fark ediyorsunuz. Tm kiiler birbirinin kop
yas ve dediimiz gibi birer canavar. Oidipus'un canavarln gr
mtk. Teiresias da canavardr: Hermafrodit olduundan, cinsel
farkllklar bnyesinde tamaktadr. Kadn kafas, aslan bedeni, y
lan kuyruu ve kartal kanatlan ile tam bir farkllklar yn olan
Sphinks de canavardr. Grnrde bu fantastik yaratkla mitosun
insan simalar arasnda byk bir fark olmakla birlikte, biraz yakn
dan bakldnda, byle bir farkn bulunmad gzlemlenebiliyor.
Sphinks'in Oidipus karsndaki konumu, dier tm kiilerinki gibi.
O da geit vermemektedir, byleyici bir engeldir, gizli rnektir, lo
gos phobous'un taycsdr, felaket bilicisidir. Sphinks de, tpk Laios
ile ondan nce geen Korinthos'taki yabanc gibi, yine tpk daha
sonraki Kreon ve Teiresias gibi, Oidipus'la ak atmaktadr - Oidi
pus onunla ak atmakta deilse eer. Sphinks, kahramana bilicilik
le ilgili bir tuzak kurar. Demek ki bu blm de dier tm blmle
ri yinelemektedir. Sphinks ktcl iddeti canlandrr; tpk daha
sonra Oidipus'un canlandrd gibi. Hera ceza olarak Sphinks'i The
bai'ye yollar, tpk Apollon'un vebay yollad gibi. Sphinks gitgide

TAN R1 LAR

L LER , KUTSALL1K VE KU RBAN 1 KAMES1

365

daha ok kurban yer, ta Oidipus'un eliyle srlp kent kurtanlnca


ya dek. Burada Oidipus'un, kendisi de ikame kurban rolndeki bir
canavar olmazdan nce, canavar ldren, yani kurban sunan kii ol
duuna dikkat edilmeli. Baka bir deyile, kutsal iddet Oidipus'ta
da dier tm rneklerdekine benzer biimde somutlamakta, Oidi
pus, srasyla tm rolleri oynamaktadr.
Kutsal kral, ayn zamanda canavardr: hem tann , hem insan,
hem vahi hayvan. "Aslan" ve "Leopar" adlandrmalan, salt sze d
nm olmakla birlikte, tpk dier dinsel anlamlandrmalar gibi
kklerini canavar kopyada ve kurucu oybirliinde bulmaktadr. Ah
laki canavarlkla fiziksel canavarlk burada da birbirine karm ve
kantrlm durumdadr. Oidipus gibi kral da hem yabanc, hem de
meru bir ouldur; ierinin en mahrem kiisi, ayn zamanda dar
nn en egzantrik kiisidir; hem esiz tatllkta, rnek bir kii, hem de
son derecede vahi biri. Sulu ve ensest sulusu olarak, kendi koy
duu ve itaat ettirdii tm kurallann stnde ve tesindedir: nsan
larn en bilge ve en deli, en kr ve en berrak grl olan. Baz ayin
arklar kraln bylece tm farkllklara el koyarak deyimin tm ola
s anlamlaryla kutsal canavar durumuna gelmesini ok iyi dile ge
tirmektedir:
Reis iin hi fark etmez
Ne iyidir ne de kt
Yabanc da o yerli de o
Akll da o deli de o.

rld zere Olympos sakinlerinin delice ve hayvanca dav


ranlannn yannda sicilleri rza geme, cinayet, baba katli ve

ensest gibi sularla dolu yaratklar olmasnda alacak bir ey yok.


1 T. Theeuws, "Naftre et mourir dans le rituel Luba", Zaire,

X!V, Brksel, 1960,

s. 1 72 . Aktaran: L. Makarius, "Du roi magique au roi divin", agy., s. 686.

366

S1 DDET VE KUTSAL

Bu yaratklarn, eitli gereklik dzlemlerinden -insansal, hayvan


sal, maddi, kozmik dzlemlerden- alnma paralardan olumu gi
bi grnmesinde de alacak bir ey yok. Canavarlar arasnda kal
c farkllklar aramak, zellikle de bireysel ruhbilim ya da szde bir
"kolektif bilind" dzleminde anlaml varglara ulamaya almak
kadar bo bir i olamaz. Bat tarihi boyunca gelien tm bilme aba
lan iinde bundan glnc zor bulunur. Canavarln szde ussal
adan kullanlmas, "arketipler" olarak snflandrlmas vb, olsa ol
sa, Ovidius'un Bakala m la r'daki hareketli ve incelikli oyununu mi
zah duygusundan yoksun bir biimde yinelemek, hatta mitolojik s
releri bsbtn pekitirmek olur. Canavarlk stne ahkam kes
mek, sonuta canavarl ciddiye almakla ya da elence konusu et
mekle ayn eydir ve canavarln sizi aldatmasna raz olmak, cana
varn arkasna gizlenen kardei grmemek anlamna gelir.
eitli mitolojik yaratk tipleri arasndaki farkllklarn anlam ka
zanmas iin, ortak kkenlerine, kurucu iddete inilmesi ve orada ya
iddetin verilerine ilikin yorumda ya da verilerin kendilerinde ola
bilecek farkllklar grebilmek gerekiyor; ancak, bu ikinci tr fark
llklar kefetmek son derece zordur.
Baz dinsel inan farkllklarnn dorudan doruya kendilerini
oluturan iddeti yansttklar kabul edilebilir: Afrika monarilerinin
ayinsel ensestleri ya da diyonizyak sparagmos gibi baz kurban edim
leri bu adan yeterince ak. Baka rnekler de verilebilir. Pek ok
mitolojideki tanrlar, ruhlar ya da yaratklar net bir biimde, "ciddi"
ve "gln" olmak zere iki trl. Yunanllarda Hermes, L.atinlerde
Mercurius, gln tanrlar. Baz toplumlarda kutsal soytarlar var:
Kuzey Amerikallarn "trickster"leri [madrabaz] gibi. Krallarn deli
leri, delilerin krallar ve ayn zamanda hem komik hem trajik olan,
ksa zaferlerinin sonunda kural gerei kurban edilen geici hkm
dar trleri var. Bu simalar kutsal iddetin tm ileyiinin birer so
mutlamas ; tpk Afrikal kral gibi, ancak, baka bir tarzda. Tm

TAN R 1 LAR , L LE R , KUTSAL L1 K VE KU R BAN 1 KAM ES 1

367

bunlan, kukusuz, kolektif iddete, zgl olarak da bu iddetin be


lirli bir biimine balamak gerekiyor. Btn zamanlarda, "ciddi"
srgnlerin yannda, ksmen de olsa glnlk temelinde srgn et
me giriimleri de olmal. Toplumsal dlamann yumuatlm, gn
delik ve sradan klnm biimleri gnmzde hala uygulanyor; ge
nellikle de glnlk temelinde. ada edebiyatn byk bir bl
m , ak ya da rtk olarak bu konuya adanm durumda. Pharma

kos trnden ayinlere gerekli kurbanlan oluturan, serseriler, sefil


ler, sakatlar gibi toplumsal kategoriler, birey trleri dnlrse,
kurban ayini srasnda annmak ve iinden atmak amacyla da vuru
lan olumsuz duygulann nemli bir blmn her trden alay etme
duygusunun oluturduu varsaylabilir.
Burada aynntl zmleme gerektiren bir yn veri var. Bizim
genel varsaymmzla balamlandrlmalan herhangi bir ilkesel g
lk karmadndan, bunlar bir yana brakyoruz ve sz konusu
varsaym asndan aydnlatlmas gereken daha baka dinsel inan
biimlerine dnyoruz. nce, ilk anda imdiye dein grdmz
her eyden ok farklym gibi gelebilecek, ama gerekte onlara ok
yakn olan bir dinsel inan biimine, atalara ya da yalnzca llere
tapnlmasna deineceiz.
Baz kltrlerde tanrlar ya yoktur ya da silinmi durumdadr.
Tannlarn yerini mitik atalar ya da tm ller alm gibidir. Atalar
ve ller, kltrel dzenin hem kurucusu ve kskan bekisi, hem
de gerektiinde bozucusu konumundadr. Zina, ensest ve her tr
den aykrlk yaygnlap yaknlar arasndaki kavgalar arttnda l
ler honutsuz kaldndan gelip canllara grnmekte ya da canlla
rn ruhlarn ele geirmekte, canllarda karabasanlara, deliliklere,
bulac hastalklara, akraba ve komular arasnda kavga ve atma
lara yol amakta, her tr sapknl kkrtmaktadrlar.
Bunalm, llerle canllar arasndaki farklln gzden yitirilme
si ve olaan koullarda birbirinden ayn olan bu iki dnyann kar-

368

S1OOET VE KUTSAL

mas olarak kendini gsteriyor. Bu da kantlyor ki ller, dzen h


km srdke dsal ve akn olan, ama iler ktye gidip topluluk
iindeki o kt karlkl konumlanma yeniden ba gsterince yeni
den ikinleen iddetin cisimlemi halidir. ncelikle kendilerine ait
olan bir dzenin tmyle yok olmasn istemiyor ller. Bunalm
belirli bir dorua ulap teye geince, kendilerine tapnlmasna ye
niden onay vermeye balyor, canllara grnmeye son verip her za
manki yerlerine dnyorlar. Ksacas ller, topluluun ayin yoluy
la zendirmesiyle, kendi kendilerini yeniden topluluk dna atyor
lar: iki dnya arasndaki farkllk yeniden derinleiyor.
llerle canllarn tedirgin edici bir biimde birbirinin dnyas
na girmesi bazen bunalmn sonucu saylyor, bazen de nedeni. l
lerin canllara verdii cezalar, kural ihlallerinin sonularndan ayrt
etmek olanaksz. Kk toplumlarda, o bulac utanmasz kibrin a
bucak tm oyuncularn aleyhine dndn anmsayalm. Dolay
syla, tanrlarn intikam gibi llerinki de gerek olduu kadar
amanszdr. Tpk iddetin dnp dolap, kendisini uygulayann te
pesine inmesi gibi.
llerin burada tanrlarn yerini aldn ne srmek yanl ol
maz. llere inanlmas, Oidipus, Dionysos vb ile ilgili olarak daha
nce izilen emaya uyuyor. Tek bir sorun kyor ortaya: ller na
sl oluyor da iddet oyununu tanrlar kadar hkmran bir biimde
canlandrabiliyor?
lm, canllarn bana gelebilecek en kt iddet olduguna g
re, son derece ktcldr. lmle birlikte toplulua bulac iddet
girmi olur ve canllarn kendilerini ondan korumalar gerekir. Can
llar ly yaltlar, evresinde boluk brakr, her tr nlemi alr,
zellikle de cenaze ayini dzenlerler. Bu ayin, arnmay ve ktcl
iddetin kovulmasn amalamas asndan dier ayinlere benzer.
len kii, lm nedeni ve koullar her ne olursa olsun, tm top
luluk karsnda ikame kurbannkine benzer bir konumdadr. Ha-

TAN R1 LAR

L0LER, KUTSALL1K VE KU RBAN 1 KAMES1

369

yatta kalanlarn zntsnde, tuhaf bir rknt-rahatlama karm


vardr; bu da, gelecekte gerektii gibi davranma kararllna katk
da bulunur. Tek kiinin lm, belli belirsiz, topluluun varln
srdrebilmesi iin denmesi gereken bir hara gibi grnmektedir.
Tek bir varlk lm, hayatta kalanlar arasndaki dayanma g ka
zanmtr.
yle grnyor ki ikame kurban, kendisiyle birlikte lme tehdi
di altnda bulunan btn topluluun yeni ya da yenilenmi bir kl
trel dzenle birlikte dourganlna kavumas iin lmektedir.
Tanr, atalar ya da mitik kahraman, her yere lm tohumlan ektik
ten sonra kendisi de lerek ya da setii kurbann ldrlmesini
salayarak insanlara yeni bir yaam getirmektedir. lm, son
zmlemede, bir abla gibi, hatta her tr yaamn kayna ve annesi
gibi alglanyorsa, buna herhalde alamaz.
Aratrmaclar, lmle yaam ilkesinin birliine olan inanc her
zaman mevsimlerin yenilenmesine, bitki gvdelerine her yl zsu
yrmesine atfediyor. Bu gr, mit stne mit eklemektir: Burada
bir kez daha, iddetin insan ilikilerindeki ileyiiyle yzlemekten
kanldn gryoruz. lm ve dirilme izlekleri, mevsim deiik
liklerinin bulunmad ya da en az miktarlarda bulunduu blgeler
de geliiyor. Bu izlekleri, mevsimsel benzerliklerin bulunduu ve
dinsel inanlarn da bu deiikliklere baland yerlerde bile doa
ya balayamaz, kkleri doada bulunan izlekler sayamayz. Mevsim
lerin dnemsellii insan ilikilerine ait bir bakalama ritim ve e
gd m kazandryor yalnzca; bakalamn ekseni ise her zaman,
birtakm kurbanlarn lmesinden oluuyor.
Dolaysyla, lmde, lmn kendisinin yan sra yaam da var
dr. Topluluk dzleminde, lmden yola kmayan yaam yoktur.
Bu erevede lm, gerek kutsallk, yani en iyicille en ktcln
birleme yeri gibi grnebiliyor. Herakleitos, "Dionysos ile Hades
ayn eydir" derken herhalde bunu demek istiyordu. Herakleitos a-

370

S1OOET VE KUTSAL

pndaki bir dnrn burada yalnzca cehennem mitolojisi ile Di


onysos mitolojisi arasndaki anekdot grnml balan anmsat
mak istemi olmas kabul edilemez. Dnr, bu balann varlk ne
denine dikkat ekmektedir.
Ktcllk-iyicillik ikilii, lmn maddesel yannda bile bulu
nur. Ceset, rme sresince son derece kirlidir. Toplumun idde
te dayal olarak zlmesi gibi, fizyolojik rme de son derece kar
mak bir ayrmsal sistemi, azar azar, farkszlam bir toza dnt
rr. Canlnn biimleri, biimi olmayana geri dner. Dilin kendisi
bile artk canl "anklan"nn ne halde olduunu belirtemez. r
mekte olan ceset, Bossuet'nin szleriyle, "hibir dilde ad olmayan"
nesneye dnr.
Buna karlk, sre tamamlanp da rmenin o kukulu dina
mizmi biter bitmez, genellikle kirlilik de sona erer. Baz toplumlar
da, beyaz ve kuru kemiklerin iyicillik ve dourganlk gibi erdemler
tad kabul edilmektedir.2
Her lm, kurucu srgn edimiyle (baka bir deyile temeldeki
gizemli iddet ile) ayn tarzda bir ayine dnyorsa, kurucu srgn
edimi de lm tarznda anlabilmektedir. Genellikle tanrlara aynlan
ilevlerin ller tarafndan yerine getirildii yerlerde olup biten bu
dur. iddetin tam ileyii ya belirli bir atayla ya da tm llerle bir
tutulmaktadr. Kurucu atann canavarlk nitelii, genellikle atay
canlandrmasnn yannda bir hayvan trn de canlandryor olma
s, inancn kkeninde her zaman canavar kopyann var olduunun
bir kant gibi yorumlanmaldr. Tanrlara taplmas gibi llere ta
plmas da topluluun yazgsn belirleyen iddetin ileyiine ilikin
zel bir yorum olmaktadr. Olas tm yorumlann en anlaln, ve
gerekte, ilk bata olup bitmi olana en yakn olan yorumdur bu;
kukusuz, yeniden ulalan oybirlii mekanizmasnn bilincinde ol2 Bkz. Blm JX, s. 357-8

TAN R1 LAR

LLER

KUTSALL1K VE KURBAN (KAM ES(

371

makszn. Bu yorum, kltrel dzenin kkeninde her zaman insan


lmnn bulunduunu ve belirleyici lmn, topluluk mensupla
nndan birinin lm olduunu aka kesinlemektedir.

iddetin ileyiini nce mitik kahramanlar, kutsal krallar, tannlar,


kutsal atalar gibi iddeti ahsnda canlandrd dnlen var

lklar araclyla kavradk. Bu eitli canlandrmalar kavramay ko


laylatnyor; gerek ikame kurbann, gerekse ondan daha da nemli
olan iddete dayal oybirliinin roln kavrama olana veriyor.
Bu canlandrmalar bir anlamda her zaman yanlsamaldr: iddet
herkese aittir burada, belirli bir kiiye ait deildir. Tm oyuncular
(kukusuz, ikame kurban dndakiler) ayn rol oynamakta, ikame
kurban rol ise herhangi biri tarafndan oynanabilmektedir. Kurta
nc srecin gizi, ikame kurban dier topluluk mensuplanndan ay
ran farklarda aranmamaldr. Buradaki keyfilik belirleyici bir nem
tamaktadr. Buraya kadar ele aldmz dinsel inanlann hatal y
n, iyicil bakalam ikame kurbann ya da baka bir oyuncunun
(egemen iddetin ileyiini hangisi canlandnyorsa onun) niteliine
atfetmeleridir.
iddetin ileyiine ynelik "kiiselletirilmi" yorumlann yann
da, kii-d bir yorum da var. Bu yorum, "kutsal(lk)" teriminin kap
sad her eye denk dt gibi, Latincedeki, iyicillik kadar kt
cll de ierdii iin bizim bazen "kutsal" bazen de "lanetli" diye
evirdiimiz "sacer" teriminin kapsamna denk dyor. Buna ben
zer terimleri ou dilde bulabiliyoruz: Melanezyallann kt nl
"mana"s, Siyularn "wakan", lroquois'lerin "orenda"s vb.
Bunlarn iinde, en azndan belirli bir adan en az aldatc, en az
mitik olan, "sacer" terimiyle anlatlan yorum; nk bu terim, id
detin ileyiinde hibir efendi, insanst varlklardan bile hibir ay
rcalkl mdahale ngrmyor. "Sacer"in her tr insanbiimli varlk
dnda da tasarlanabiliyor olmas, dinsel inanc insanbiimcilikle ya

372

1 DDET VE KUTSAL

da animizmle aklama ynndeki tm giriimlerin yanl yolda ol


duunu gsteriyor. Dinsel inan insan olmayan "insanlatrmak"tan
ya da ruhu olmayan bir "ruh"la donatmaktan ibaret olsayd, kutsal
ln hibir zaman gayri ahsi olarak kavranamamas gerekirdi.
Okumakta olduunuz denemede ele alnan tm konulan zetle
meye altmzda u bal koymak zorunda kalyoruz: iddet ve

Kutsal. Tartmamzda, gayri ahsi kavray temel bir nem tayor.


rnein, dnyann her yerindeki gibi Afrika'da da kutsaln iki yz ,
ensest suu ileyip kurban edilen hkmdarn deimeyen dramn
da grdmz o iki yz, kltrel dzenle dzensizliin, yitirilen
ve yeniden bulunan farklln etkileimi , tek ve ayn szckle belir
tiliyor. Bu szck bir yandan kraln iledii her tr ihlali, her tr ya
sak, hatta yasad cinsel uygulamay, her tr iddet ve kaba kuwet
kullanmn, kirli eyleri, pislii, her tr canavarl, yaknlar arasn
daki kin, haset ve kskanl, te yandan da yaratc ve dzenleyici
isten ile huzur ve istikrar anlatyor. Krallk makamnn ileyiinde
birbirinin zdd olan her tr anlatm var: Kutsal oyunun canlanmas
gibi, bu makam. Ancak, ayn ileyi, o makamn dnda da yer ala
biliyor. Krall anlamak iin kutsallkla balantlandrmak gerek
mekle birlikte, kutsallk, krallk makam dnda da geerli.
Kurban sunumu da hibir tanrya gndermede bulunulmadan,
yalnzca kutsallk erevesinde tanmlanabilir: Ktcl iddetin kur
banda odaklanmas ve kurbann ldrlmesi yoluyla iyicil iddet bi
iminde bakalatrlmas , ya da, ayn anlama gelmek zere, dar
atlmasdr, kurban sunumu. Topluluk iinde "kt" olan kutsal, ye
niden darya knca yine "iyi" oluyor. Salt kutsal olann dili, mitik
ve dinsel olann asln alkoyuyor, insann iddetini skp alarak onu
ayr, insanszlatrlm bir varlk haline getiriyor; yaltlmaya gelme
yen, ama dedii nesnelere nfuz edebilen bir tr "akkan" yapyor
ondan. Bulama fikrini de elbette bu dile balamak gerekir. Bu fikir,
ampirik adan ou durumda doru olmakla birlikte, iddetin kar-

TAN R1 LAR , L LER, K UTSALL1 K VE KU RBAN 1 KAMES1

373

lkl konumlanma zelliini ortadan kaldrmas asndan yine mi


tik niteliklidir; insan ilikilerindeki canl iddeti szcn dz anla
myla "eyletirmek"te, neredeyse maddeye dntrmektedir. Baz
bakmlardan tanrlarn dilinden daha

az

mitik olan salt kutsallgn

dili, baka baz bakmlardan daha da mitik olabilmektedir, nk re


el kurbanlarn son izlerini de yok etmekte ve ikame kurbann yer al
mad bir kutsallk ileyiinin bulunmadn bizden gizlemektedir.
Yukarda, "iddet ve Kutsal" dedik. "iddet ya da Kutsal" da di
yebilirdik. Kutsallgn ileyiiyle iddetin ileyii ayn. Budunbilim
sel dnce, iddet teriminin kapsadg ne varsa kutsallgn iinde
de bulundugunu itirazsz kabul ediyor. Ancak, hemen ardndan,
kutsallgn iinde iddetten baka eyler, hatta iddetin tersinin de
bulundugunu ekliyor. Dzensizliin yan sra dzen, savan yan s
ra bar, ykmn yan sra yapm da vardr kutsallkta. yle ok ay
rk, zt ve elikili ey bir aradadr ki uzmanlar bunlarn yaratt
karklg zmeye almaktan vazgemi gibidirler; kutsallgn g
reli olarak basit bir tanmn yapmaktan da vazgemilerdir. Kurucu
iddetin kavranmas, kutsaln son derece basit bir tanmna gtr
yor bizi. Bu tanmn yanlsamal bir yan da yok: Karmaklg ihmal
etmeden, birletirici yn aga kararak kutsalln tm gelerinin
anlalr bir toplam iinde dzenlenmesine olanak salyor.
Kurucu iddeti kavradnz zaman, kutsallgn tm ztlan ken
dinde toplamasnn, iddetten farkl olmasndan degil, iddetin ken
di kendisinden farkl grnmesinden kaynaklandn da anlyorsu
nuz: iddet bazen insanlar kurtarp kltr ykseltmek iin kendi
evresinde oybirligini yeniden oluturuyor, bazense tam tersine, in
a etmi oldugunu ykmaya giriiyor. lnsanlar iddeti iddet olarak
ok seviyor deiller. ada kltrdeki anlamyla "iddete tapnma"
peinde de degiller; insanlar, hibir zaman yaayamadklar trden
bir bar onlara yalnzca iddetin salamas asndan hayranlar id
dete. lnananlann hayranl hep kendilerini korkutan iddet yoluy-

374

1D DET VE KUTSAL

la iddetdna yneliyor. iddetdlk iddetin bir ba gibi gr


nyor ve byle grnmesi de nedensiz deil, nk insanlar bir
nc kiinin zaranna olmakszn uzlama yetisini hibir zaman
gsterememekteler. nsanlarn iddetd dzende yapabildii en iyi
ey, "oybirlii eksi ikame kurban" formlne ulamak olmutur.
llkel dinsel dnce iddeti tannsallatrmakla yanl yapyor ol
sa bile, toplumsal birlik ilkesini insanlann istencine atfetmeyi red
dederken yanlmyor. Batl ve modem dnya temel iddetin en do
layszca zorlayc olan, baka bir deyile toplumu tmyle yok edici
nitelikteki biimlerinden bugne dein kaabilmitir. Bu ayncaln,
idealist dnrlerin bayld u "ama"larla hi ilgisi yok, nk
modem dnce bu ayncaln niteliini ve nedenini bilmedii gibi,
varlndan da habersiz. Bu nedenledir ki toplumun kkenine ak
ya da rtk olarak hep "akla", "saduyuya", "karlkl tevecche",
"doru anlalm karlara" vb dayal bir "toplumsal szleme"yi
yerletiriyor. Demek ki modem dnce dinsel inancn asln kavra
yamamakta ve dinsel inanca somut bir ilev atfedememektedir. Mo
dem dncenin bu yetersizlii mitik bir yetersizliktir ve dinsel
inanca ait yetersizliin, yani insan iddetini gizlemenin, bu iddetin
her tr insan toplumu iin oluturduu tehdidi anlama yetersizlii
nin bir uzantsdr.
Dinsel inan, en kaba biimiyle bile, en "ktmser"leri de iinde
olmak zere tm din d dnce akmlannn gzden kard bir
hakikati yakalamakta ve bilmektedir ki insan toplumlannn temeli,
kendiliinden oluan ve insanlann kendi erdemlerinden bilebilecek
leri bir temel deildir. Modem dncenin ilkel dinsel inanla iliki
si, dndmzden ok farkldr. iddetin niteliiyle ilgili olarak
dinsel inanla paylatmz temel bir bilgisizlik hkm srmekle
birlikte, dinsel inanta, iddet konusuyla ilgili, ok gerek ve bizim
hi farknda olmadmz bilgi eleri bulunuyor.
Dinsel inan insanlara ykc iddetin geri gelmesini nlemek iin

TAN R1 LAR

LLER, KUTSALL1K VE KURBAN 1KAMES1

375

gerekten ne yapmak ve ne yapmamak gerektiini sylyor. nsanlar


ayinleri ihmal ve yasaklan ihlal ettiklerinde akn iddeti stlerine
ekmekte, akn iddet eytani ekicilik roln stlenmektedir; in
sanlar bu yanlsamaya kaplp gerek ruhsal gerekse fiziksel olarak
topluca yok olma noktasna kadar savaacaklardr. lnsanlan bundan
ancak ikame kurban kurtarabilmektedir; "sulu" tarafn yeterince
"cezalandrlp cezalandrlmadn" ancak her eye kadir olan id
det kararlatrabilir ve yeniden aknlna dnme, insanl toplulu
un dndan gzlemleyecek kadar uzaa, ama yalnzca insann kur
tuluu iin esas olan korkulu saygy esinleyebilecei kadar uzaa e
kilme cmertliini yalnzca iddetin kendisi gsterebilir.
[Kutsal] fke, biz zengin ocuklarnn, akn ayrcalkllarn is
tedii gibi bir yanlsama eseri olmak yle dursun, drt ba bayn
dr bir gerekliktir; fkenin adaleti gerekten kusursuz, tarafszl
reel olarak kutsaldr, nk hi aynn yapmadan tm hasmlarn te
pesine iner: fkenin, karlkl iddetten -iddetin otomatik olarak
kendisine ilk bavurana, kendisine egemen olabileceini sanana
dnmesinden- hi fark yoktur. Batl ve modem toplumlar, hatr
saylr boyutlar ve stn rgtlenmeleri nedeniyle, iddetin otoma
tik olarak geri dnmesi yasasnn dnda kalr gibi grnyor, bu
nedenle de byle bir yasann hibir zaman var olmadn sanyor,
yasann tam bir gereklik olduunu savunan dnceleri de kurun
tu ve fantasma olarak niteliyorlar. Bu dncelerin mitik olduunda
hi kuku yok, nk sz konusu yasann ileyiini insann dnda
ki bir gce atfeden dnceler bunlar. N e var ki yasann kendisi son
derece gerek; insan ilikilerindeki iddetin otomatik olarak balad
yere dnmesinin hibir dsel yan yok. Bizler bu konuda hala
bilgisizsek, bunun nedeni yasann kesin bir biimde dnda kalma
mz ya da bunlar "am" olmamz deil, yasann modem dnyada
ki geerliliinin, bilemediimiz nedenlerle, uzun sre ertelenmi ol
masdr. Belki ada tarihin kefetmekte olduu nokta budur.

376

1 DDET VE KUTSAL

enel olarak kann ve zel olarak aylk kanamann ktcl ve


iyicil olmak zere ift nitelikli olmasndan tutun, Yunan traged

yasndaki ya da Totem ve Tabu'daki yapya kadar, okumakta olduu


nuz denemede ele alnp da iddet ile kutsalln zdeliine balan
mayan bir tek grng olmamtr. Bu zdeletirme fantastik ve
inanlmaz grnyor, insan isyan ettiriyor ama, evremize baktka
bu varsaymn ne denli olaanst bir aklayc g.c olduunu
gzlemleyebiliyoruz. evresinde oluan tutarl balar, varsaym ke
sinlie dntryor.
Bu noktada, verdiimiz rneklere eklemenin zellikle yerinde
olaca bir rnek daha var. Metal retiminin zellikle Afrika'da son
derece sk kural ve yasaklarla evrilmesi, demircilerin kutsal sayl
mas neye balanabilir? Bizim varsaymmz, kutsallk denen byk
bilinmezin iindeki bu zgl bilinmeze dolaysz bir zm neriyor.
Metalin hatr saylr yararlan var; binlerce ii kolaylatryor, top
luluun d dmanlara kar savunulmasna katkda bulunuyor.
Ama bu yararlarn kukulu bir yn de var: Her silah bir tr iki y
z keskin kl. Silahlar, toplumun kendi i ekimeleri yznden
dt. tehlikeleri artryor. lyi gnlerde kazanlan her ey, kt
gnlerde fazlasyla yitirilebiliyor. lnsan ilikilerinde bazen tutkunluk
ve uyum, bazen de zlme ve atma yaratan ikili eilimin etkile
ri, metalin edinilmesiyle gleniyor.
Demirci , gerek iyi gerekse kt ynden, daha stn bir iddetin
efendisidir. Bu nedenle, terimin iki anlamyla da kutsaldr.3 Baz ay
rcalklardan yararlanr ama, biraz da uursuz biri gibi baklr ken
disine, uzak durulur, iyeri uzaklardadr.
3 Bat dillerinde kutsal anlamna gelen szckler ayn zamanda svg szc
olarak kullanlabilecek lde kt anlamlar tayor: Pis, rezil , lanetli vb.
Trkede de "kutsal" szcnn "kutsal aile"deki gibi eletirel ierikle,
"ilahi" szcnn, "ilahi ocuk"taki gibi, sevecenlikle de olsa bir tr sitemle,
"mbarek" szcnn ise daha da dorudan bir olumsuzlukla
kullanlabildiini anmsayalm. -.n.

TAN R1LAR

L L E R , KUTSAL L 1 K VE KU R BAN 1 KA M ES 1

377

Baz modem yorumlarn, dorudan ierii deilse de tonu, de


mircinin bu kukulu saygnln, yerlilerin bu meslei "stn uy
garlklar"a zg, zellikle de en stn uygarlk olduundan kuku
duyulmayan bizim uygarlmza zg alanlara girmek gibi grme
sine balamaktadr. Bu yorumlara gre metal tekniinden duyulan
korkunun nedeni, maddenin kendi yapsndan ya da insanlarn onu
kullanma tarzlarndan ileri gelen tehlikeler deil, bu tekniin beyaz
adamn marifeti olmasdr. Ksacas, bu yorumlar demircinin ycel
tilmesini, en azndan dolayl olarak, tek bir somut hedefe, yani bize
yneltilmi saymaktadr. Bu yorumda tekniki kltrn o byk
kendini beenmilii, belirgin zellii olan o utanmasz kibir ak bir
biimde grlyor; uzun sreler yaptrmsz kalan bu kltrn kib
ri

iip glenmi, kendini bilmez hale gelmi olduundan, bu du

rumu anlatacak terimi bile kalmamtr.


Metal reten halklarn salt teknik dzlemde bundan rknt
duymalar ya da bize metal retimi asndan karanlk bir sayg duy
malar iin hibir neden yoktur. Demirciliin kutsallk katma yk
seltilmesi bizden kaynaklanmamaktadr; karanlk ve Prometheusva
ri biimde bile olsa demir stnde hibir tekelimiz yoktur bizim.

Nkleer bombamzn ve endstriyel kirlenmemizin yaratt tehdit


gayet grkemlidir kukusuz. Ancak, bu uygulamalar, ilkellerin an
cak yan yarya kavrasalar bile, biz hayal rn sanrken onlarn ger
ek olduunu gayet iyi tahmin ettikleri bir yasann da uygulanmas
dr, ayn zamanda: Kim iddeti kullanmaya kalkarsa sonuta iddet
onu kullanr.
Demircilerin iyerlerini ana yerleimin dnda tutan topluluklar
bizim topluluumuzdan o kadar da farkl deiller. Demirciyi ya da
sihirbaz, yaptklarndan yararlandklar srece rahat brakyorlar.
Ancak, iddet feedback'i ortaya kt zaman, zendiricilik sorumlu
luunu onlara yklyorlar. Daha ilk olayda, "kutsal" iddetin kulla
nclarn suluyor, yar yarya mensup olduklar toplulua ihanet et-

378

1 D D ET VE KUTSAL

melerinden, netameli olduu zaten bilinen o gc toplulua kar


kullanmalarndan kukulanyorlar. Kyn bana bir felaket gelme
yegrsn, hemen demirci tehdit ediliyor; felaketin-metalle ya da me
tal retimiyle hibir ilgisi yoktur belki, ama, demirciye yklenmek
ekici gelmektedir.
Kutsallk, yani iddet topluluun bnyesine girmenin yolunu
bulduu zaman, ikame kurban emas da olumaya balyor. Sakin
dnemlerde bile demircinin grd. muamele, demirciyle sihirbaz
ve kutsal kral arasndaki benzerlii ortaya koyuyor. Demirci, baz
toplumlarda bir yandan bir tr parya olarak kalrken bir yandan da
yce hakem rol oynuyor. Sonu gelmez atmalar ortaya ktnda

dman kardeleri ayrmas iin demirciye bavurulmas, demircinin


bazen ktcl, bazen de tam tersine, dzenleyici ve yattrc olmak
zere, kutsal iddeti bir btn olarak ahsnda canlandrdnn ka
ntdr. Eer demirci ya da sihirbaz topluluun ellerinde lr de top
luluun isterisi bu iddet edimi sonucunda yatrsa, kurbanla kut
sallk arasndaki mahrem ilikiler dorulanm olacaktr. Kurban su
numuna dayanan tm dnce sistemleri gibi demirciyi kutsallat
ran dnce sistemi de aa yukar kendi stne kapal, hibir e
yin yalanlamad bir sistemdir.
Demircinin, cadnn, sihirbazn ve genel olarak kutsallkla ya
knlk iinde saylan herhangi bir kiinin iddet uygulanarak ld
rlmesi, kendiliinden kolektif iddetten kurban ayini geleneine
giden yolun yans saylabilir. Kesintisiz bir sre oluturuyor bu yol.
Buradaki belirsizlii anlamak, kurucu iddeti, kurban ayinini ve bu
iki grngy birletiren ilikiyi de daha iyi kavramak demek.

odemlerin dinsel inanc anlamaktaki yetersizlikleri dinsel


inancn hem srp gitmesine hem de temel iddete daha do

rudan bir biimde maruz kalan dnyalarda yerine getirdii ilevi bi

zim dnyamzda da yerine getirmesine yol ayor. Biz modemler

TAN R1LAR , L LER, KUTSALL1K VE KU RBAN 1 KAMES1

379

iddetin insan toplumlan stndeki egemenliini bilmemekte ayak


diriyoruz. iddet ile kutsalln zdeliini kabul etmekteki isteksiz
liimiz buradan kaynaklanyor. Bu zdeliin stnde srarla dur
makta yarar var. Szlkbilgisi alan bu adan zellikle verimli.
Gerekten de pek ok dilde, zellikle Yunancada, iddet ile kut
salln farkszln aka ortaya koyan ve bizim nerdiimiz tanm
lehine son derece net tanklklarda bulunan terimler bulunuyor. Ge
nel olarak kltrel evrimin ve zel olarak szlk yazarlannn aba
larnn, hemen her zaman, ilkel dil tarafndan birletirilmi olan
ayrma ve skandal dzeyindeki iddet-kutsal balantsn dpedz
yok etme eiliminde olduunu gstermek hi zor deil.
rneklerimizi, yaptn nitelii orannda, yapacamz eletirilerin
de arlk kazanaca bir kaynaktan, Emile Benveniste'in Dictionna
ire des institutions indo-europeennes/ Hint-Avrupa Kurumlan Szl
'nden alacaz. Yunancada "kutsal" anlamna gelen niteleme sfat

hieros, aratrmaclann dikkatini ekecek lde sistemli bir biim


de iddet ve sava aralan iin kullanldndan, bilimciler tarafn
dan yer yer "gl", "canl", "sinirli" gibi karlklarla evrilmi. Hi

eros, ilk Sanskrite metinlerde bulunan ve genellikle "yaam gc"


diye evrilen isirah'la ilikilidir. Bu eviri de, terimin bnyesinde bu
lunan ve en ktclle en iyicil olann balantsn gizlemeye yarayan
bir orta yol oluturuyor. ok eitli dillerde kutsall anlatan terim
lerin modern dnceye kard zorluklardan kanmak iin sk
sk bu tr uzlatrmalara bavuruluyor.
Benveniste, hieros'un iddet ile hibir ilgisi olmadn ve bu sz
c Franszcaya her zaman sacre/ kutsal diye evirmek gerektiini
ileri sryor; Franszcadaki sacre szcnde de bazen, Latince sa
ce r'den kalm olabilecek bir anlam belirsizlii olduuna iaret bile
etmiyor. Bu dilbilimciye gre hieros'un sk sk iddet anlamn da
ieren terimlerle ilikilendirilmesine nem vermek gerekmiyor. Te
rimin kullanlmas, Benveniste'e gre, dorudan doruya deiiklie

380

51 OOET VE KUTSAL

uratt szckten tr deil, szcn zgl olarak dinsel nite


likli anlatmlar ieren ve "iddete tmyle yabanc" olan metinde
birtakm tannlarla ilikisi nedeniyle yerinde grnmektedir.
Benveniste, kutsallkla ilgili terimlerde inanlmaz ve hogrle
mez sayd ikililii ortadan kaldrmak iin balca iki yola bavuru
yor. Bunlardan birincisini az nce grdk: lki "zt"tan, tarih iinde
zayflam olann tmyle bertaraf etmek. Kltrel evrimin ikili ya
py ypratmad ve iki zt anlamn ayn derecede canl kald en
der rnekler iin ise Benveniste'in gerekte karmzda kaza eseri ay
n gsterende bir araya gelmi iki ayr szck olduunu ileri sr
mekten ekinmediini gryoruz. Kratos szc ile bundan tre
mi bir sfat olan krateros rneinde de bu ikinci yolu tutuyor Ben
veniste. Kratos genellikle "tannsal g" diye evrilmektedir. Krateros
ise bazen bir tanny nitelemek iin kullanlmakta ve bu durumda
"tanr gc", "doast g" gibi terimlerle karlanmakta, ama ba
zen de bize pek tanrsal grnmeyen eyler iin kullanlmakta ve
byle durumlarda szlk yazar tarafndan Yunanllara bu tanrsal
anlamda kullanma izni verilmemektedir:
Kratos'tan hrateros'a geildii zaman sfatn, tredii adla ayn kav

ram iermesini bekleriz. Kratos szc her zaman bir kahra


manlk, cesaret, nderlik nitelii bildirdiinden, hrateros da doal
lkla vg deerindedir ve gzlemlerimiz de bu yndedir. Bu ne
denle, hrateros'un hi de vc olmayp knama ya da sulama
ieren kullanmlarna rastlamak o lde artc oluyor. Pri
amos'un kars Hekabe, az nce olu Hektor'u ldrm olan Ak
hilleus'a seslenerek ona aner hrateros (Ilyada, 24, 2 1 2) dediinde,
Akhilleus'un sava deerine sayg bildirme amacn gtmedii

bellidir; P. Mazon'un evirisi, "kabaday kahraman" biimindedir.


Ares iin kullanlan hrateros'u (2, 5 1 5) iyi anlamak istiyorsak bu
sfat tannnn dier sfatlaryla birlikte ele almamz gerekir: miaip
honos (insan ldren), androphonos (adam ldren) , brotoloigos

TAN R 1 LAR , L L E R , KUTSALL1 K VE KU R BAN 1 KAM ES 1

381

(lmllere zarar veren), aidelos (ykc) vb. Sfatlann hibiri


Ares'in lehine deil.
Tutarszlk daha da ileri gidiyor ve bir baka adan da kendini
gsteriyor. Kratos szc yalnzca tannlar ve insanlar iin kulla
nlabilirken, hrateros szc ayn zamanda hayvanlar ve nesneler
iin de kullanlyor ve her zaman "sert, zalim, saldrgan" anlamn
tayor. . .
Homeros'taki hrateros'ta ayrt ettiimiz iki deeri, ksmen ayn de
yimlerle olmak zere Hesiodos'ta da buluyoruz: amumon (kusur
suz) (Tannlann Douu, 1 0 1 3) szcyle birlikte kullanld za
man olumlu bir anlam tayan bu szck, insan ldren Ares iin
(Kalkan, 98, 1 0 1 ) , bir ejderha iin (Tannlann Douu,

323) ve

Erinysleri anlatmak iin kullanldnda olumsuzlamaktadr.


Buradaki anlamsal blnme lt "vg deeri" ve "lehinde" ol
mak, baka bir deyile, olumluluktur. Benveniste, kutsal iddetin
bnyesinde iyicille ktcln birletiini dnmek bile isteme
mektedir. Krateros kavram avn paralamakta olan bir vahi hayvan
iin geerli olabildii gibi, klcn keskin demiri, zrhn sertlii, en
korkulas hastalklar, en vahice davranlar, en sert anlamazlk ve
atmalar iin de geerli olabiliyor. Benveniste'in verdii rneklerin
tmn aktarmak, gzlerimizin nnden tm kurban bunalm
kortejinin bir kez daha gemesi anlamna gelecektir. Demek ki kut
salln iinde iyi ve kt iddetin birbirine balandn hayranlk
verici bir biimde aa vuran bir terimle kar karyayz. Terimin
iki anlam ilerinden birinin silinmesine olanak vermeyecek lde
belirgin olduundan, Benveniste de kratos evresinde oluturulan
szlksel btnn "son derece zel bir anlambilimsel durum" orta
ya koyduu sonucuna varyor. Sz konusu szlksel btnn tr
de bir aile oluturmas yalnzca grntedir. Benveniste bu neden
le bu iki zt anlam, "Hint-Avrupa dillerinde biim asndan birbiri-

382

S1OOET VE KUTSAl

ne ok yakn olmakla birlikte , iki ayn kke" balamamz nermek


tedir.
Bu varsaymn, iddet ile kutsal/tanrsal olan arasndaki, krateros
szcnn eitli kullanmlarnda gayet ak olarak grlen zde
liin reddedilmesi dnda bir temeli bulunmuyor. Tanrlarla kahra
manlarn iyi krateros'u, canavarlarn, salgn hastalklarn ve vahi
hayvanlarn kt krateros'undan baka bir ey deil. Benveniste,
kendi ngrd anlamsal blnmenin boluunu gsteren bir r
nei bizzat kendisi aktaryor: Ares krateros. Ares'in zalim olduunda
kuku yok, ama bu onun tanr olmasn engellemiyor. Benveniste'e
gre burada sz konusu olan, kt krateros'tur. Kukusuz yle, ama
karmzda bir tann olduu gereini deitirmiyor bu durum. Kar
mzdakinin, klasik dnyada sava tanrs olarak geen bir tann ol
duu bir gerek. Savan tanrsal bir nitelik kazanabilmesi belki de
Augustus'un ya da XIV. Louis'nin askeri zaferleri erefine yazlm i
irlerdeki vg klielerinin dndrd kadar anlamsz deil.
Aklc szlklerin grngesinden bakldnda kutsallk ya he
nz yeterince gelimemi, zgllk kazanamam bir kavram gibi,
ya da tam tersine, son zamanlarda bulanklam ve karm bir
kavram gibi grnyor. Szlk yazar, tm ayrmlamalar, her tr
"belirsizliin, anlam karklnn, iftanlamlln" yerini btny
le tekanlaml bir netlie brakaca noktaya kadar gtrmeyi grev
bilir. Bu i balatlal ok olmutur gerekte. Daha nce de grd
mz gibi dinsel inanlara ilikin yorumlar, bunalmdan ileri ge
len grngleri ya bir tarafa itmektedir, ya br tarafa. lleri gidil
dike, kutsalln iki yzn birbirinden bamsz btnlkler du
rumuna getirme eilimi glenmektedir. rnein, Latincede sacer
szc balangtaki ikililiini korumutur ama, yalnzca iyicil y
n dile getirecek bir terime de gerek duyulduundan, sacer'in eili
olan sanctus kmtr ortaya. Grld zere, modern szlk ya
zarlndaki eilimler, kurucu deneyimin izlerini azar azar silen ve

TAN R 1 LAR

LLER

KUTSALL1K VE KUR BAN 1KAM ES

383

iddet hakikatini gitgide daha eriilmez klan kesintisiz mitik geli


tirme erevesinde yer almaktadr.
Ancak, bu gidiata direnen yazarlar da vardr. rnein, H. jean
maire'in Dionysos adl almasnda, genel olarak Bakkhos rahibesi
ya da Bakkhosu anlamna gelen thyias szc iin u dikkate de
er yorum verilir (thyias szc, yukarda thymos biimindeki bir
baka trevinden sz ettiimiz thyiein'in trevlerindendir):
Bu szcn kkeni, anlamnda belirsizlik bulunan bir fiil olabi
lir, nk szck bir yandan zveride bulunmak anlamna gelir
ken, bir yandan da cokuyla ileri atlmak ya da frtna, rmak, de
niz sulan gibi dnp durmak, topraa yaylm kan gibi kayna
mak, fkeden kudurmak anlamna gelmektedir. Bazen rastland
zere bu iki anlamn iki ayn kkten gelen iki ayn szce bln
mesine gerek yoktur; zellikle de bu frtnams hareketliliin
Bakkhosulann belirgin zellii olan esrime anna gtren kkr
tc yntemlerden biri olduunu, sparagmos ya da baka bir biim
deki kurban sunumunun bu trden uygulamalara hep elik ettii
ni, hatta baz arkaik kurban sunumlarnn ayine katlanlar iin bir
esrime frsat olabildiini kabul ettiimiz zaman. Aynca, baz mo
dem gzlemciler, sunulan kurbann can ekiirkenki rpnlar
ile cinlenmi katlmcnn .rpnlarn tannlann orada her eye
egemen olan varlna balayan yorumlar arasnda bir benzerliin
hissedilip aka dile de getirildiini bildirmektedir. 4

iddet ile kutsalln ikame kurban mekanizmas uyannca biim


sel olarak zdelemesi, ilk blmlerde ilkelerini ortaya koydu

umuz kurban sunumu kurammz tamamlamamza olanak sal


yor. Yukanda, kurban sunumunu tanrlara armaan, genellikle de
akn varln "beslenmesine" yarayan bir besin sunma sayan yoru4 Jeanmaire, Dionysos,

s.

1 58.

384

SI DDET VE KUTSAL

mu reddetmitik. Bu geleneksel yorumun mitik olduunda kuku


yok; ne var ki mitik olduu iin hayal rn olduu sonucuna var
mamak gerekiyor. Artk, dinsel sylemin hakikate bu noktada bile
modem aratrmaclarn onun yerine koymaya altklar her ey
den daha yakn olduunu anlayabilecek durumdayz.
Kurbann ldrlmesinde odaklanan iddet, yatyor, sanki d
ar atlyor. Dar atlyor ve kesinlikle ayrt edilmedii tanr tz
ne katlyor. nk her kurban sunumu, kurucu oybirlii srasnda,
baka bir deyile tanrnn kendini ilk kez gstermesi srasnda ulal
m olan byk oybirliinin ok kk boyutlarda yinelenmesidir.
lnsan bedeni nasl besinleri ete ve kana dntren bir makineyse,
kurucu oybirlii de kt iddeti ylece istikrara ve retkenlie d
ntrmektedir. te yandan bu oybirliinin ortaya kmas bile, ay
n ileyiin yatm biimiyle sonsuza dein yinelenmesine ynelik
bir mekanizmay, yani kurban sunumunu yerletirmektedir. Eer
tanr ilk seferinde kitlesel bir biimde dar atlm olan iddetten
baka bir ey deilse, kurban sunumu ona her seferinde kendi z
n, kendi iddetini getiriyor demektir. Denebilir ki kurban sunumu
nun istenen etkiyi yaratt, kt iddetin iyi istikrara dnt her
seferinde tanr bu iddet sunumunu kabul etmekte ve bununla bes
lenmektedir. Her tr teolojinin kurban edimini tanrnn yarg ala
nnda saymas nedensiz deildir. Baarl kurban sunumu iddetin
yeniden ikin ve karlkl bir hal almasn nlemekte, baka bir de
yile , iddetin dsallk, aknlk ve iyicillik zelliini glendirmek
tedir. Tanrya, hkmn srdrp artrabilmesi iin gerekli ne var
sa sunulmu olmaktadr bylece. Tanr, iddetin o kt ikinliini
bizzat "hazmederek" iyi aknla, yani kendi tzne dntrmek
tedir. Buradaki besin eretilemesine olanak veren, kurbann genel
likle insanlar iin fiilen besin maddesi olan, eti yenebilen bir hayvan
olmas gereidir. Bu beslenme srecinin arkasnda iddetin ve ba
kalamlarnn ileyii tam olarak yakalanabilmektedir. Demek ki

TAN R1 LAR

L0LER, KUTSALL1K VE KURBAN 1KAM ES1

385

kurban sunumu konusundaki dinsel sylem, bilimsel hakikat dz


leminde yanl olmakla birlikte, dinsel inanc ilgilendiren tek dz
lemde, iddetten korunmas gereken insan ilikileri dzleminde, t
myle dorudur. Tannnn beslenmesi savsaklanrsa, sonuta zayf
layacaktr; ama ackp fkelendii iin, ei grlmedik bir acmasz
lk ve kyclkla gelip besinini insanlarn iinde kendisinin aramas
olasl da vardr.
lkame kurban genellikle yok edilir ve her zaman topluluk dna
atlr. Yatan iddet de onunla birlikte dar atlm kabul edilir.
Topluluk dndaki tm varlklar iddete bulanm saylr; elbette,
topluluk iindeki kltrel dzene uyulduu srece.
Topluluun d snrlar alr almaz, hibir snr tanmayan ya
ban kutsalln iine girilmektedir. Bu kutsallk diyanna yalnzca
tanrlar ve her tr doast yaratk deil, canavarlar, ller, ilgili
topluluk kltrnn yabancs olmas dolaysyla doa, evren, hatta
insanln o topluluk dnda kalan ksm da dahildir.
Sk sk, ilkellerin "kutsallk iinde" yaadklarn syleriz. Gerek
u ki, tpk bizim gibi bu insanlar da kendilerini kutsala baml ol
maktan bir lde kurtardklarna inanmaktadrlar. Kutsaln koydu
u kurallara uyanlar sadece onlardr, bu uyum da onlarn tanrsal
mdahaleden ksmen bamsz bir varolu srdrmelerini sala
maktadr. O kurallara uymayan yabanclar tam olarak insandan sa
ylmaz. ok ktcl olarak ortaya kabilecekleri gibi, ok iyicil ola
rak da kabilirler; kutsallk iindedirler nk .
Her topluluk kendini kysz, bazen durgun, bazense tehdit dolu
rpntlar iinde olan bir okyanusta yitmi bir gemi gibi alglamak
tadr. Batmamann ilk ama yeterli olmayan koulu, okyanusun da
yatt her tr gemicilik kuralna uygun davranmaktr. Ama en yk
sek uyanklk dereceleri bile her zaman yzer durumda olma gven
cesini salamaz: Tekne su almakta, o kurnaz sv durmadan ieriye
szmaktadr. Ayinler yinelenerek geminin dolmas engellenmelidir. . .

386

iDDET VE KUTSAL

Topluluun kutsallktan ekinmesi iin yeterince neden bulun


.
duu dorudur. Her eyi kutsalla borlu olduu da ayn derecede
dorudur. Kutsallk dnda yalnz olduunu gren topluluk, kendi
sini kutsalln dnyaya getirdiine inanmaktadr. Daha nce de
grdmz zere kurucu iddet, insanlarn deil, kendi kendini
dar atan, topluluk kendi bana varolsun diye ekilmeyi kabul
eden kutsaln iidir.
Kutsaln bu gzle grlr egemenliini, kutsal ile topluluk ara
snda her adan varolan olaanst oranszl birazck dnd
mzde anlyoruz ki tm alanlarda giriim kutsaldan gelmektedir.
Topluluun yaratlmas ncelikle bir ayrlmadr. Kurucu ayin gele
neklerinde sk sk kopu eretilemesine rastlanmasnn nedeni bu
dur. rnein, lncwala'daki krallk ayinlerinde temel hareketler, Ye
ni Yl' kesmek, srmak ya da dilimlemekten olumakta, baka bir
deyile, toplulua szdnda zorunlu olarak ktclleecek olan
kutsaldan kopulmas yoluyla yeni bir zamansal dng balatlmak
tadr. Ne zaman arnmaktan, eytan karmaktan, i boaltmaktan
sz edilse n plandaki fikir boaltma ve ayrma fikridir. llkel gerek
lii ktcl elerinden ksmen arnm bir dinsellikten hareketle
yorumlamaya alan modem dnce, kutsalla olan ilikileri basit
bir araclk erevesinde tasarlyor. Yukarda grmtk ki topluluk
ile kutsaln birbirine kart durumlar her zaman ktcldr, kut
saln mdahalesi hangi biimde olursa olsun: lster tanrlar ya da mi
tik kahramanlar, isterse ller araclyla. Her tr doast ziyaret
nce intikamcdr. yilikler ancak tanrsal varlk gidince gelmekte
dir.
Bu durum, arac gelerin ortalkta olmad anlamna gelmiyor.
Topluluk ile kutsal arasnda tam bir ayrlk, dnlebilse bile, tam
bir kaynama kadar korkulasdr. Fazla byk bir ayrln tehlike
si, byle bir ayrln ancak kutsaln gce dnmesiyle, lmcl bir
arpmayla sona erebilmesinden ileri geliyor. Kutsal fazla uzaa gi-

TAN R 1 LAR , L L E R , KUTSALL 1 K VE KU RBAN f KAM ES f

387

derse insanlarn kendilerini kutsala kar nasl koruyacaklar konu


sunda yine kutsallk tarafndan -iyi zamannda- retilmi olan ku
rallar savsaklamalar, hatta unutmalar rizikosu douyor. Dolaysy
la insan varl her an kutsaln ynetiminde oluyor, onun tarafndan
dzenleniyor, gz hapsinde tutuluyor ve verimli klnyor. Denebilir
ki Heidegger felsefesindeki varolu-varlk ilikileri, topluluk ile kut
sal arasndaki ilikilere ok benzemektedir.
Tm bunlar u anlama geliyor: nsanlar iddet iinde yaayam
yorsa , iddeti unuttuklar koullarda ya da ayin geleneklerinin ve ya
saklarn buyruunu kmseyerek iddeti basit bir ara, sadk bir
hizmeti sayma yanlsamas iinde de yle uzun sreler yaayam
yorlar. Topluluun selameti asndan temel bir nem tayan d
zenli ve kesintisiz uyuma ulamak iin her topluluun kutsal ile y
rtmek zorunda olduu alveriin karmak ve krlgan yaps, p
lak hakikatin bulunmad dnldnde , ancak "yeterli ve teh
likesiz uzaklk" erevesinde dile getirilebilir. Topluluk kutsala faz
la yaklamamaldr, yoksa kutsal yutar onu; iyicil tehditten fazla da
uzaklamamaldr, yoksa onun zenginletirici varlnn etkilerinden
yoksun kalr.
Bu uzamsal yorum, kutsalln olaand bir kiide (rnein, Af
rikal kutsal kralda) somutlat kabul edilen tm toplumlarda ok
dorudan bir biimde gzlemlenebiliyor. Topluluk iinde adamakl
l kutsalla brnm bir varln bulunmas elbette olaanst so
runlara yol ayor. Baz rneklerde kraln topraa hibir biimde
dememesi gerekiyor, deerse topran bulac duruma gelecei ve
bu nedenle tebaasnn lmne neden olacana inanlyor. Bazen
hkmdarn yemeini kendisinin yemesine engel olunuyor: Onun
herhangi bir besin trne elini dedirmesi , o besinin tketilmesini
tm olaan insanlar iin tehlikeli klacaktr. Kutsal canavarn gzler
den tmyle gizlendii rnekler de vardr: Kendi iyilii iin deil,
baknn deecei tebaas yldrm arpm gibi lecei iin.

388

i DDET VE KUTSAL

Tm bu nlemler, fazla dorudan temaslarn engellenmesine y


neliktir ve hibir zaman toplumun bylesine olaanst bir kiilii
barndrmak zorunda olmasn kt saymak anlamna gelmemekte
dir; tam tersine. Bilindii zere kral hem ok ktcldr hem de
ok iyicil: Burada iddet ile barn tarihsel dnmll, zaman
boyutundan uzam boyutuna aktarlm durumdadr. Belki de dinsel
dncenin doadaki baz rneklerden hareket etmesi nedeniyledir,
elde edilen sonularn modem teknikteki baz enerji dnmlerine
benzedii sylenebilir.
Kraln huzurunda onun gcndeki fazlalktan, silwane'sinden
tr kendisini rahatsz hisseden tebaa, kral hi olmasa dehete ka
placaktr. Bizdeki "utangalk" ve "sayg" gerekte bu grnglerin
yumuatlm biimlerinden baka bir ey deildir. Kutsaln somut
lamas karsnda, onun iyicil etkilerini derleyip ktcl etkilerin
den koruyan bir yeterli ve tehlikesiz uzaklk sz konusu. Ateteki gi
bi bir mutlaklk geerli burada: ok yaklatnz m yanyorsunuz,
ok uzaklatnz m bir ey alamyorsunuz ondan. Bu iki u arasn
da, stan ve aydnlatan ate var.

ukarda grmtk ki her tr kurban sunumu iki ikameye daya


nyor: Birinci ikamede kurucu iddet tm topluluk mensuplar

nn yerine tek bir kurban koyuyor. lkinci ve ayinsel olan ikamede


ise ikame kurbann yerine, sunulabilir bir kurban konuluyor. Kur
ban edilebilir snfna giren varlklarn belirgin zellii hep topluluk
dndan olmalar. lkame kurbansa bunun tam tersine topluluun
bir paras. Kurban sunumunu kurucu iddetin yle byle bir tak
lidi olarak tanmlamtk. Burada akla u soru geliyor: En uygun g
rnen adaylar kkensel kurbana, yani topluluk mensuplarna en
ok benzeyen kurban adaylar olduu halde onlar neden hep esir
genmitir?
Kkensel kurbanla ayinlerde sunulan kurbanlar arasndaki fark-

TAN R1 LAR

LLER, KUTSALL1K VE KU RBAN 1KAMES 1

389

lln gereklilii ilev dzleminde bakldnda aka ortadadr. Su


nulan kurbanlar ikame kurban gibi topluluktan biri olsa, kurban su
numu iddeti nleyeceine balatm olur, kurucu iddetin etkileri
ni yeniden yaratmak yle dursun, yeni bir kurban bunalmn ba
latrd. Ancak, baz koullarn yerine getirilmesi zorunluluu, bunla
r gerekletirecek kurumlarn varl anlamna da gelmiyor her za
man. lkinci kurban ikamesinde, zlmesi nem tayan bir sorun
bulunuyor.
Asl ile kopyas arasndaki, kkensel kurbanla ayinlerdeki kur
banlar arasndaki fark insan nce, akln araya girmesiyle ya da top
luluun iinden darya doru kaymay kolaylatran bir ilksel sa
duyu ile aklamaya alyor. lki kurban tr arasndaki koruyucu
fark, pekala, kurban sunumunun -modem insanbilimlerdeki anla
myla- "insancl" yan olarak kabul edilebilir diye dnlebiliyor.
Yukarda kurban sunumundaki kurnazlk olarak adlandrdmz
yn, gerekte ayinsel taklidin gereklerine biraz gz yuman kurban
sunucularnn kurnazl olabilir; onlar, biz modemlerin ilk bizim bi
lip ilan ettiimizi sandmz "tm ayinlerin boluu ve yararszl
"n ta ilerinden sezdikleri iin, szde dinsel ykmllkleri ken
dilerine gre yorumlam olabilirler. lkinci ikame ilemiyle de fana
tizmin, bizim tavrmz andran erken bir kukuculuk karsnda za
ten alan yitirmi olabilecei dnlebilir.
Bu ekici varsaymn savunulur yan olmad ok ak. Bir kere ,
insanlarn kurban olarak sunulduu ok sayda toplum var; bu kur
banlar sava tutsaklar, kleler, ocuklar, hatta kutsal kral gibi kur
ban sunumlarnda grld zere topluluk mensuplan olabiliyor.
Burada ikinci ikame yokmu gibi grnyor. Bu nedenle nesnesi
ikame kurban olan kkensel iddet ile onun ardndan gelen ayinsel
taklitler arasndaki iliki, kutsal kral rneinde zellikle gzle gr
lr durumda. Yukardaki IV. Blm'de ikame kurbanla ayin gelene
i arasndaki ilikiyi aydnlatmamz gerektiinde kutsal kral rnei-

390

S1DDET VE KUTSAL

ne bavurmutuk, nk bu rnekte kkensel kurbanla ayindeki


kurbann yaknlk derecesi ok yksekti.
Ancak, buradan, kutsal kral rneinde ikinci ikame ileminin
bulunmad sonucuna varlmamal. Kurucu iddetin gerekten tam
olarak yinelenmesi, tanm gerei olanakszdr ama, kurban adaynn
topluluk iinden seilerek ikame kurbann yerini tutmak zere ay
rlm olmas bile onu herkesten farkl biri klmaya yetmekte, onu
olaan insan ilikilerinden koparp, bir seferinde tek bir birey iere
bilen bir gruba katmaktadr. Ama bu tek kiilik grup, "kurban edi
lebilirlik" asndan, baka toplumlarn sr ve koyun kategorilerin
den farkszdr.
Kurban aday olarak seilmek nesneyi bakalatrmaya yani kut
sal klmaya yetiyorsa, kkensel kurbanla ayinlerdeki kurbanlar ara
snda ou kez var olan farkllk ilkesini, kayma ilkesini grmek zor
olmamal. ldrlen kurban artk kutsallk alanna ait olmaktadr.
Kutsal olan, kendisinin [topluluktan) dar atlmas iznini bizzat
vermekte ya da kurbann ahsnda dar atlmaktadr. Demek ki
ikame kurbann bir canavarlk nitelii vardr; ona artk topluluun
dier mensuplarna bakld gibi baklmamaktadr.
Kurban edilebilirler grubunun genellikle toplulua ait olmayan,
hibir zaman da olmam yaratklardan olumas, ikame kurbann
ncelikle kutsala ait olmasndan ileri geliyor. Topluluk ise , bunun
tersine , kutsallktan km ve ayrlmtr. Dolaysyla, topluluk
mensuplar, ilke olarak ikame kurban temsil etmesi en son dn
lebilecek varlklardr. Ayinlerdeki kurbanlarn topluluk dndan,
olaan yerleri kutsallk olduu iin kutsalla brnm olan hay
van, yabanc vb varlklar arasndan seilmesini byle aklayabiliriz.
Topluluun dier mensuplar biz nesnel gzlemcilere ilk bataki
kurbana en ok benzeyen, dolaysyla "tam tamna taklit" varsaym
asndan bakldnda kurban edilmeye en elverili varlklar gibi g
rnyorsa da, temel dinsel deneyimleri belirleyen kurucu iddet a-

TAN R1LAR , L LER, KUTSALL1 K VE KURBAN 1 KAMES1

39 1

sndan bakldnda ayn sonuca varlmyor. Gerekten de, burada


ikame kurban biim deitiriyor ve topluluu iddetten koruyan,
inan sahiplerinin birbirini ilk bataki kurbann yerini alabilecek bi
ri

gibi grmesini yasaklayan, baka bir deyile karlkl iddet duru

muna yeniden dlmesini nleyen de bu biim deiiklii oluyor.


Ayinlerdeki kurbanlar topluluk dndan seiliyorsa ya da seilmele
ri olgusu bile onlara belirli bir dardanlk zellii kazandryorsa
bunun nedeni seilenin artk eskisi gibi olmamas, herkes gibi bir
topluluk mensubu olmaktan kmasdr.
lkinci ikame ileminin merkezka dinamizminin kkleri, do
makta olan bir kukuculukta deil, bizzat dinsel inancn iinde, ko
ruyucu yanl anlamada yatyor. lkinci kurban ikamesindeki ilkenin,
dinsel inan dna kama balangc olmakla hi ilgisi yok. Bu i
lemle topluluk esirgeniyorsa bunun nedeni topluluun "tam taklit"
kuralndan kamas deil, o kurala titizlikle uymas. lkinci ikame i
leminde bizim kukuculuumuzun su orta havasnda gz krp
masn hak edecek hibir ey bulunmuyor. Kurban sunumundaki
kurnazlk, kurumun kurnazlndan ibaret, kurban sunanlarnkin
den deil.
Bununla birlikte, yukarda sylediklerimizden, ikame kurbann
yalnzca toplulua yabanc biri olduu sonucuna varlmamal. ika
me kurban, canavar kopya olarak grlen varlktr. Bu varlk, ierisi
ile dars arasndaki de iinde olmak zere tm farkllklar zm
semitir; ieriden darya serbeste gidebilecek biri olarak kabul
edilmektedir. Dolaysyla, toplulukla kutsal arasnda hem bir birle
tirme izgisi, hem de ayrma izgisidir o. Bu olaanst kurban
temsil edebilecek ideal aday, ayn zamanda hem toplulua hem de
kutsala mensup olandr.
Ayinlerdeki kurbanlarn neden hemen her zaman tam olarak ie
riden olanlar arasndan deil de, kenardakilerden, klelerden, o
cuklardan, srlerden seildii artk herhalde anlalyordur. Yuka-

392

1D D ET VE KUTSAL

nda da grdmz gibi kenarda olu kurban sunumunun ilevini


yerine getirmesine olanak salamaktadr.
Kurbann topluluktaki saldrgan eilimleri kendinde odaklaya
bilmesi, byle bir ruhsal aktarmann gerekleebilmesi iin, kesinti
sizliin gereklemesi, topluluk mensuplanndan, sunulacak kurba
na doru "dzdeimeceli" [metonimik] kayma olmas, baka bir
deyile kurbann topluluk asndan ne ok yabanc ne de ok ier
den biri olmas gerekmektedir. Bu belirsizliin kurban sunumunu
annma asndan etkili klmak iin gerekli olduunu daha nce de
grmtk ama, somutta nasl gerekletiini bilemiyorduk. Kurban
sunumu gibi karmak ve incelikli bir kurum, ayn zamanda kulla
nclan da olan bulu sahipleri tarafndan, kurumun ileyiinin ar
dnda yatan sm bilmeksizin nasl, hangi mucizeyle oluturulabil
miti, bunu bilmiyorduk. imdi anlyoruz ki mucize yok; en azn
dan, u an ilgilenmekte olduumuz dzlemde yok. Ayinsel dn
ce, canavar kopyaya en ok benzeyen kurban sunmak istiyor. Ge
nellikle ikame kurbanlara kaynaklk eden kenar gruplar bu koulu
tam olarak karlamamakla birlikte, en az kt olan adaylar onlar.
lerisi ile dars arasnda yer aldklar iin, ayn anda iki tarafa da
ait saylabiliyorlar.
Ayinsel dnce, ikame kurban olmaya en elverili gruplar can
l varlklar arasnda aramakla yetinmiyor; bu kurbanlan ilk bataki
kurbanla ilgili imgeye daha uygun duruma getirmek ve bylelikle
anndnc etkilerini artrmak iin eitli biimlerde mdahale de edi
yor. Bu tr bir mdahale saylabilecek her eyi kurban hazrl ola
rak adlandnyoruz. Baka bir deyile, deyimin buradaki anlam, al
lm anlamndan daha geni; "kurban hazrl," kurbann ldrl
mesinden hemen nceki ayinsel eylemlerle snrl deil.
Kurban hem ieriye ait, hem danya. lerisi ile dars arasnda
tam anlamyla ara bir kategori bulunmadndan, kurban edilmesi
dnlen her yaratk kendisinden beklenen elikili niteliklerin bi-

TAN R1LAR

LLER

KUTSAL L 1 K VE KU R BAN 1 KAM ES 1

393

ri ya da dieri asndan, belirli bir noktaya kadar eksik kalacaktr.


Her zaman, ya dardanlk asndan eksik kalacaktr, ya da ieri
denlik; ama hibir zaman ikisinden birden deil. Hedef her zaman
ayndr: Kurban tam olarak kurban edilebilir klmak. Demek ki ge
ni anlamyla kurban hazrl, birbirinden ok farkl iki biim ala
biliyor: Bunlardan birincisi kurban daha yabanc klmaya almak,
yani fazla topluluk ii saylabilecek olan kurban kutsalla brn
drmektir, ikincisi ise tam tersine, fazla yabanc duran bir kurban
toplulukla btnletirmeye almak.
Kutsal kral birinci tr hazrla rnek olarak verilebilir. Kralla
seilmi olmak bu kurban adayn, ahsnda canlandrmas gereken

canavar kopya yapmaya yetmemektedir. Tad insanlk fazlaln


yok ederek topluluktan uzaklamasn salamak iin, krala ensest
suu iletilmekte ve dnlebilecek her tr kutsal ktcll
zmsemesi salanmaktadr. Hazrln sonunda kral, kendisini yu
karda tanmladmz kutsal canavara dntren ieridenlik-da
rdanlk bileimine ulam olmaktadr.
Kurbann kusuru fazla ieriden deil de fazla dardan olmaksa,
benzer bir sonu elde edebilmek iin bu kez tam ters bir ynteme
bavurmak gerekecektir. Godfrey Lienhardt'n Divinity and Experien
ce'ta5 betimledii zere, Dinkalarda bykba hayvan kurban edil
mesi bu ikinci tr kurban hazrlnn ok iyi bir rneidir. Dinkalar
hayvan hibir zaman srden alr almaz kurban etmemektedir. Ke
silecek hayvan nceden kararlatrlmakta, sr arkadalarndan ay
rlp yaltlmakta, insanlarn yaad mekanlara daha yakn bir yere
konulmakta, kurbanlk hayvanlara ayrlan zel bir kayla balan
maktadr. Hayvanla topluluu yaknlatracak, daha sk bir biimde
btnlemelerini salayacak adlar verilmektedir hayvana. Okumak-

5 Bkz. s. 1 37-9

394

iDDET VE KUTSAL

ta olduunuz denemenin balarnda, ayn trden, kurban btny


le insani bir yarata benzeten adlandrmalardan sz etmitik. 6
zetlersek, Dinkalarla srleri arasnda olaan zamanlarda bile
bulunan o dikkate deer yaknln bile kurban sunumu sz konu
su olduunda yeterli gelmedii ak. Hayvana ilk bataki srgn edi
len kii roln oynatabilmek, hayvan karlkl dmanlklar ken
dine ekecek duruma getirebilmek, ksacas tm topluluk mensup
larnn onu "ok aziz ey"e dnmesi ncesinde hnlarnn nesne
si olarak grebilmeleri iin, onunla insan arasndaki zdelemeyi
glendirmek gerekiyor.
Grld gibi kurban hazrl ok eitli, bazen birbirine zt,
ama tm de amaca uygun nlemlerden olumaktadr. Dinsel d
nce, yanlmaz bir nseziyle bu amaca ynelip, arnmann etkili ol
ma koullarn, bilmeden kavramtr. Dinsel dnce burada yal
nzca, kurucu iddetin olabilecek en tam biimde yeniden retilme
sinin peindedir. Balangtaki kurban olarak tandn dnd
belirsiz varla olabildiince benzeyen bir kurban bulmaya, bula
mazsa oluturmaya almaktadr. Dolaysyla, taklit ettii rnek, asl
rnek deildir; canavar kopya deneyimiyle biimi deitirilmi bir
rnektir; bu biim deitirme, bu yaamsal farkllk, ayindeki kurban
sunumunu ilk bataki kolektif iddetten ayrmak, farkllatrmak
amacyla, her tr dinsel dnceyi, doasyla ya da hazrlanyla ilk
bataki kurbandan hayli farkl olan kurbanlara doru yneltmekte,
bylelikle de anma ayinlerine o toplumun gereksinimlerini karla
yan bir arndnclk kazandrmaktadr.
Buradaki denklie dikkat edilsin: Bir kez daha saptam olduk ki,
kurban sunumunun ve genel olarak dinsel inancn toplumlara sa
lad ok gerek koruma ile dinsel yanl anlama hep ayn kapya
kmaktadr.
6 Bkz.

s.

18

O N B R N C B L M :

T M AY N L ER N B R L G

uraya kadar yaptmz zmlemeler, genellikle hi hoa gitme


yen zellikleri nedeniyle "sapknlk" saylan ayin biimlerini ge

nel varsaymmzla btnletirme olana veriyor. Gerekte bu ayin


biimleri de tpk dier tm ayinler gibi kurucu iddet varsaym gz

nne alnmad zaman anlalmazlk kazanrken, bu varsaymn


nda bakldnda btnyle anlalr duruma geliyor. lkinci tr
kurban hazrl dediimiz, doas bakmndan toplulua fazla ya
banc kalan bir kurban adaynn toplulukla btnletirilmesinden
ibaret olan hazrlk konusunda sylediklerimiz bizi ayinsel yamyam
ln en nl ve en aaal biimine, Brezilya'nn kuzeybat kysnda
yaayan Tupinamba halknn ayinlerine gtryor.
Tupinamba yamyamln Avrupal gzlemcilerin, Alfred Metra
ux tarafndan Religions et magies indiennes d'Amerique du Sudi Gney

Amerika Yerlilerinin Dinleri ve Sihirleri nde yorumlanan metinlerin


'

den biliyoruz. Burada yalnzca, okumakta olduunuz yorumu do


rudan ilgilendiren noktalara deineceim. Dier konular iin okur-

396

1 D DET VE KUTSAL

lara sz konusu yorumu ve ayn yazann daha nceki bir almas


olan La Religion des Tupinamba et ses rapports avec celles des autres tri

bus Tupi-Guarinil Tupinamba Dini ve Bu Dinle Diger Tup-Guarini Ka


bilelerinin Dinleri Arasndaki Ilikiler ini l salk veriyorum.
'

Tupinambalar, modem Bat literatiinde ve dncesinde zel


bir yer tutar. Montaigne'in Denemeler'in nl bir blmnde Ro
uen'da karlatn syledii iki yerli bu halktand. Kaydetmeden
gememekte yarar olabilir: Bat insan bilimlerinin imdiden uzun sa
ylan tarihinde sekin bir yeri olan o soylu vahi'nin XVlll. yzyl n
cesinde yaplm en nl portresine modellik edenler de Tupinam
balardr.
llkel topluluklarn bir salgn hastalk halinde yaadklar savatan
aynlmas olanaksz bir zellik olarak Tupinamba yamyaml, bir
birinden ok farkl iki biim alyor. Sava srasnda ldrlen d
mann cesedini orackta, baka trene gerek duymakszn yiyorlar.
Topluluun ve yasalarnn dnda olduklar sralar ayine yer vermi
yorlar; duyarszlam iddet, oralarn tek egemeni.
Tam anlamyla ayinsel denebilecek olan yamyamlk tr yalnz
ca kye canl olarak getirilen dmanlara uygulanyor. Bu tutsaklar
kendilerini eninde sonunda yiyip yutacak olanlarn arasnda aylar,
bazen de yllar geiriyor. Onlann yapp ettiklerine katlyor, gnde
lik yaamn iinde yer alyor, kadnlardan biriyle evleniyor, ksacas,
kendilerini kurban edecek kiilerle kaynayorlar. Burada gerekten
de kurban olarak sunulma sz konusu ve kurban adaylarnn kur
ban sunucularla olan ilikileri, topluluun kendi iindeki ilikilerle
neredeyse ayn.
Tutsaa, birbiriyle elien iki tr muamelede bulunuluyor. Bazen
sayg gryor, hatta yceltiliyor. Cinsel adan kendisiyle birlikte ol1 Bibliotheque de l'Ecole des Hautes Etudes, Sciences religieuses,
XLV, Paris, 1 928.

TO M AY I N LE R 1 N B I R L1 G1

397

maya allyor. Bazense hakaret ediliyor ona, kt davranlyor,


iddet uygulanyor.
Kurban, ayin gerei, ldrlecei tarihten az nce, kamaya
zendiriliyor. Zavally abucak yakalyorlar ve ilk kez olmak zere,
ayak bileklerini kaln bir iple balyorlar. Efendisi artk beslemiyor
onu. Dolaysyla, yiyeceklerini almak zorunda kalyor. Metra
ux'nun yorumunda yer verdii yazlardan birinde, bu sre iinde
tutsan "tavuk, kaz ve daha baka eyleri dvmesi ve yakalamas,
lecek olmasnn intikamn almak iin elinden geleni yapmas ser
best, kimse engellemiyor" deniliyor. Baka bir deyile, kurban aday
yasad iler yapmaya, ihlale itilmektedir. Modem gzlemcilerin o
u bu aamada amacn tutsa "gnah keisi"ne dntrmek oldu
u konusunda birleirler. Francis Huxley, tutsan oynad rolleri
ve yazgsn yle zetliyor:
Tutsan yazgs, birbiriyle elien birka rol birden oynamak ve
canlandrmaktr. Evlat edinilen bir dmandr tutsak; kimin onu
runa ldrlecekse, onun yerini tutar; ayn zamanda hem hsm
dr hem toplumd biri; hem onurlandrlr, hem svp saylr
ona; hem gnah keisidir, hem kahraman. Korkutulmaya allr
ama, korkusunu gsterirse, kendisini bekleyen lme layk olma
d sonucuna varlr. Son derece toplumsal olan tm bu rolleri
stlenen tutsak, terimin tam anlaymyla adam olur ve toplumun
yaratt elikilerin bir rneine dnr: Olanakszl nedeniy
le, ancak lmle sonulanabilecek bir durumdur bu. Sz konusu
olanakszlk, ayinin tutsaa mitik kahraman gcn ve zellikleri
ni yklemesiyle daha da glenir; tutsak, yreine yerleen teki
dnyann temsilcisine dnr; kendisiyle birlikte yaanamayacak
kadar kutsal bir lanus'tur artk.2
2 Francis Huxley, Affable Savages (New York, 1966), s. 254.
lanus, iki yznn biri ne biri arkaya bakan Roma tanrs. Ev kaplarnn
tanrs . Roma Forumu'ndaki lanos Kaps, bar zamanlarnda kapal tutulan
kap. -.n.

398

S1 DD ET VE KUTSAL

Her ey ok iyi anlatlm bu paragrafta. Yalnzca unu eklemek


gerekiyor: Toplumun tm elikileri stne att kurban, sonuta
bir "insanlk numunesi" olarak deil, bir canavar kopya, kutsal bir
varlk olarak ortaya kmaktadr. Huxley hakldr: Burada aa
kan, insan ilikilerinin ve toplumun hakikatidir ama desteklenebile
cek yan da yoktur bu hakikatin; kurtulunmas gerekmektedir on
dan; kurucu iddetin temel bir ilevi, hakikati dar atmak, insanl
n dnda bir yerde kalmasn salamaktr.
Burada olup bitenleri anlamak iin, topluluun btnlemesini
salayan somut bir sre olarak ikame kurban mekanizmasna ba
vurmak gerekiyor. Ayinsel yamyamlk projesini ancak gerek bir me
kanizma sayesinde aklayabiliriz. Kendimizi "gnah keisi" grn
gsnn ruhbilimsel bir anahtarla okunmasna hkml kldka,
yamyamlarn, iledikleri iddetten tr sulanmalar karsnda t
rel bir savunma peinde olduklarn tasavvur edip duruyoruz. Tut
sak ne kadar su ilerse ondan alnacak intikamn da o kadar me
ruluk kazandnda kuku yok. Ne var ki, burada sz konusu olan
hi de birtakm nevrozlarn yattrlmas ya da birtakm "sululuk
duygularnn" okanmas deil, son derece somut sonular elde edil
mesidir. Modern dnce, "gnah keisi"nin ve onun btn kur
bansal ikamelerinin tam anlamyla ilevsel olduunu anlamad s
rece, her tr insan kltrnn en temel grnglerini gzden kar
may srdrecektir.
lkame kurban mekanizmasnn kurtarcl ift ynldr: Oy
birliini salamak yoluyla, iddeti, ses kard tm dzlemlerde
susturmaktadr. Yaknlarn birbiriyle kavgasn nlemekte, insana ait
hakikatin ortaya kmasna engel olmakta, bu hakikati, anlalmaz
bir tanrsallk biimi altnda insann dna yerletirmektedir.
Tutsak, topluluk iindeki tm gerilimleri, birikmi olan tm nef
ret ve kinleri kendine ekmelidir. Ondan, lmyle, ktcl idde
ti kutsal bir iyicillie dntrmesi ve ypranp yorulmu kltrel

TM AYiNLERiN BIRLIGI

399

dzene yeniden g kazandrmas beklenmektedir. Demek ki ayin


sel yamyamlk gelenei de daha nce grdmz dier ayin gele
nekleri gibidir. Tupinambalarn tarz, kendilerine ait bir rnee g
re davranmalarndan ve ayin sistemlerinin o rnee uymasndan ile
ri gelmektedir. Onlarn yapmaya alt da balangta olup bitmi
olan yeniden retmek, ikame kurbann evresinde oluan ve yeni
den oluan o oybirliini bir kez daha yenilemektir. Tutsan ikili
muamele grmesinin, bazen hakarete uratlp bazen onurlandrl
masnn nedeni, ilk bataki kurban temsil etmesidir. iddeti ken
dinde odaklamasna karlk henz bakalatrm olmad iin
kendisinden nefret edilmekte, ama bakalatrma sreci devam etti
i, tutsak da ikame kurbann birletirici mekanizmasn bir kez da
ha altrd iin, ayn zamanda sonsuz bir saygnlk kazanmakta
dr. Kurban nce ne kadar nefret uyandrrsa, kendinde toplayaca
tutkular da o kadar gl olacak, mekanizma tam kapasiteyle al
acaktr.
zetle, Tupinamba tutsa ile Afrikal kral benzer konumdadr
lar. lecek olmas nedeniyle saygnlk kazanan tutsak, kutsalln iki
yzn hem artzamanl hem de ezamanl olarak canlandrmakta
dr. Saken bile btnyle kendine ektii iddeti, her tr zaman
salln dnda, sonsuzca tayacaktr.
Metinlere baklrsa, burada, baz betimlemelerin bir ayinde ld
rlp yutulmak zere olan tutsak biiminde gsterdii mitik kahra
mann canlandrlmas amalanyor olabilir. Demektir ki ayinsel
yamyamlk, ayini yapanlarn gznde yaamsal bir olayn yinelen
mesine yneliktir.
Afrika monarisindeki ensest zellii gibi buradaki insan yeme
zellii de gzlemciyi yanltma, Tupinamba ayinlerinde de baka her
yerdeki gibi temelde ayn eyi, yani kurban sunumunu grmesini n
leme rizikosu tayor. Bu riziko, ensest sz konusu olduunda insan
yemeye oranla daha yksek, nk insan yeme henz kendi Fre-

400

SI DDET VE KUTSAL

ud'unu bulmu deil ve modernliin byk miti rtbesine de yk


seltilmedi henz. ada sinema yamyamlk modas yaratmak iin
epey uratysa da pek parlak sonular elde edemedi.
Mircea Eliade'nin gayet hakl olarak belirttii gibi, kutsallk insan
yeme ncesinde de var ve insan yemenin doal bir biiminin bulun
mad sylenebilir.3 Baka bir deyile kurban, yeme amacyla ld
rlmyor, ldrld iin yenilip yutulmas nem kazanyor. Kur
ban olarak sunulan hayvanlar iin de ayn durum geerli. lnsan ye
me esi zel bir aklama gerektirmiyor. stelik, en az bilinen ayin
geleneklerini birka adan aydnlatan bir e bu. lnsan ya da hay
van her tr kurban etinin yenmesi, taklit arzunun nda bakld
nda, insan ruhundaki, sonuta her zaman teki iddetin, tekinin
iddetinin etrafnda dolanp onu yutan gerek yamyamlk olarak yo
rumlanmaldr. Son derecesine varm taklit arzu, hem var olmakla
hem de kutsalla bir tuttuu "engel-model"in ahsnda canlanan id
deti, hem yok etmek hem de zmsemek arzusundadr.
Bu durum, yamyamlarn neden kurbanlarn egemen iddetin
somutlam hali olduklarn kantlama cesaretine sahip varlklar
olarak grmek istediini de aklyor. Ve kukusuz, kurban ancak
ldrldkten sonra, yani ktcl iddet btnyle iyicil tze, bir
bar, canllk ve retkenlik kaynana dntkten sonra eti yenilip
yutuluyor.
Ayinsel yamyamlk da dier ayin geleneklerine benzer bir ayin
gelenei gibi grlnce, tutsan nce benimsenerek kendisini yuta
cak olan kabileyle ksmen btnlemesi de sorun oluturmaktan
kar. Kurban edilecek kii, dardan, fark gzetilmeyen kutsallk di
yarndan geldiinden, kurban olarak hemen kullanlamayacak kadar
yabancdr. Balangtaki kurban gereince temsil eder duruma ge
lebilmesi iin, onda eksik olann yerine konmas, az ok gruba ait ol3 Mircea Eliade, The Sacred and the Profane (New York, 1 9 6 1 ) , s. 1 0 3 .

T M AY1 N L ER 1 N B 1 R L 1G 1

401

masnn salanmas, temel zellii olan "dardan"lk yok edilmek


sizin "ieriden" bir yaratk haline getirilmesi gerekmektedir.
Kurbann hazrlanmas sreci, saldrgan eilimlerin kurbana ak
tarlabilmesini salamak iin, kurban iddetin "doal" ve dorudan
hedeflerine, yani insanlarn yaknlarna benzer klyor, baka bir de
yile "itah uyandran" bir nesne durumuna getiriyor. Kurban ayn
zamanda, lmnn topluluk iinde bir intikam dngs yaratma
yaca lde de yabanc ve farkl kalmak zorunda. Tutsan dava
sn (belirli bir noktaya kadar) kendi davas bilmesi beklenebilecek
tek kii tutsan kars. Kadn bu rol fazla ciddiye alrsa hemen l
drlyor. iftin, varsa, ocuklar da ldrlyor.
Burada, ikame kurban mekanizmasn taklit etmenin, her zaman
titizlikle yerine getirilen, ama ister istemez o ilk kurbann biim de
itirmesi yoluyla ayarlanan bu taklidin nasl olup da topluluun
"ihtiyalarna" denk den bir ayin geleneine yol at aka g
rlr. iddeti, kendisine ne ok fazla ne de az balanlm, ksacas
topluluu iddetten "arndrmaya" en elverili kurbana "boaltp"
buharlatran bir ayin geleneidir bu. Kurbanlarn "verimi"ne katk
da bulunan hazrlk sreci de iinde olmak zere sistemin hi kim
se tarafndan tam olarak dnlmeksizin topluluun birliini sa
lam ve yeniden salam olan o ilk ldrme ediminin taklidinden
ibaret olarak nasl oluturulduu aka ortadadr.
Demek ki tutsaklarn benimsenmesini yukarda tanmladmz
ikinci trden kurban hazrlnn bir rnei saymalyz. Ayinsel
yamyamlk, kurban adaynn hayattayken kutsallatrlmas asn
dan Afrika'daki monariye ok benziyor. lki ayin gelenei arasnda
ki akrabal anlamak iin, jean Genet'nin Gzetim Altnda adl tiyat
ro oyunu dnlebilir. Oyunda bir idam mahkumu ile ondan da
ha kk apl iki serseri anlatlr. Serseriler, yaklaan idamn by
sne kaplp idam mahkumunun gzne girmeye alan iki dman

kardetir. (Son derece retici olan bu benzetmeden, ayin gelenei

S1 DD ET VE KUTSAL

402

ada oyundakine benzer bir ruh halinden kaynaklanyor sonucu


karlmamaldr.)
Afrika'daki monari ile Tupinamba yamyaml arasndaki sk
ilikiyi grmemizi nleyen nedenlerden biri, ilkinde "ieriden" sei
len kurbann, ikincisinde "dardan" getirilmesidir. lki rnekte de
ayn sonuca varmak iin kurban hazrl yaplmaktadr ama, ters
ynlerde. Tutsa toplulukla btnletiren Tupinambalar, kurban
edecekleri hayvan srden ayrp yanlarna alan Dinkalara kout
davranmaktadr. Tupinambalarda bu ilke ok ileri gtrlmtr.
Tutsan o tuhaf benimsenii, bizim burada savunduumuz tezin,
ikame kurbann ieriden biri, kendisini ldrenlerin yakn olduu
tezinin lehine, kesinlikle son derece dikkate deer bir iaret daha
salamaktadr. Tupinamba yamyaml, balangtaki kurbann "ya
knl"na zel olarak duyarl grnmektedir; ayinin etkisini tehlike
ye drmeksizin daha sonraki kurbanlarda ayn yaknl yeniden
retebilmek iin, bizleri rahatsz edecek kusursuzlukta bir yordama
bavurmaktadr.

ukarda sylediklerimizin tm, eski tanklklarn nemli bir


ynn yalanlam oluyor kukusuz. O tanklklara inanlacak

olursa her topluluun nefretle peine dp yedii kii yakn biri


deil, o eski dman, yani yabanclardr. Ayinsel yamyamln ge
rek kendi kendisiyle ilgili dncesi, gerekse darya verdii izle
nim, kabileler aras dzeyde bir rvan oyununun sz konusu oldu

udur.
Bu yorumun aldatcl ok ak: Kurumun baz ynleri zl
mez klnp ylece braklyor. Buna karlk, ayn yorumun bizim
nermekte olduumuz aklamayla btnletirilmesi gayet kolay.
Hem "can skc" olmayan, hem de gerekli bir yorum elde ediliyor
bylelikle: Zorunlu olarak ayinsel yamyamln hakikatine ayarlan
m, kurumun "ideolojisi" diyebileceimiz bir yorum.

T0 M AY1 N L E R 1 N B I R L 1 GI

403

Yukarda incelediimiz Tsimshian konusundaki gibi burada da


i iddet darya yneliyor. Kurbansal olan yn de bu yer deitir
me durumu; salt szel bir durum deil bu, nk topluluklar bir
birleriyle gerekten savap birbirlerinin mensuplarn gerekten yi
yorlar. Burada yine kabilelerin hibir zaman anlamamak konusun
da anlamaya vardklar sylenebilir; srekli sava durumunda olun
masnn grd ilev, yamyamlk mezhebine kurban salamak.
Her iki taraftan da alman tutsaklar aa yukar dengeye gelecek, az
ok karlkl bir dei toku salanacaktr. Bununla, yine Tsimshi
an rneindeki gibi dmanlk iinde olup biten kadn dei toku
u, bir biimde birbirine bal gibi grnmektedir.
lster kadnlar sz konusu olsun ister tutsaklar, atma biimin
de ayinleen dei toku ile dei toku biiminde ayinleen atma
hep ieriden darya doru olan ayn kurbansal kaymann eitle
melerinden ibarettir. Bu kayma, iddetin asla patlak vermemesi ge
reken yerde, asal gruplarn iinde patlak vermesini nlediinden, iki
tarafa da yarar getirmektedir. Bir kabilenin dierinden intikam alma
s biimindeki bitmez tkenmez dng, topluluklardan her birinin
kendi dna kaydrd karanlk bir intikam eretilemesi gibi yo
rumlanmaldr. Bu farkllatrmann, bu yer deitirtmenin hibir ya
pay yan yok hi kukusuz. Sistem etkililiini gruplar arasndaki re
kabetin ve dmanln gerek olmasndan alyor. Kald ki bu tr a
tmalarn her zaman katlanlabilir snrlar iinde kalmad da ak.
Burada bir szck var ki, eitli anlamlaryla ayinsel yamyaml
n ekonomisini zetler: "tobajara." Szck ncelikle zneyle bir
kartlk iinde yer alan simetrik konumu (kardaki dman) gs
terir; "karsnda olmak, atkl konumda olmak" anlamna gelen
bir fiille akrabadr.

"Tobajara" ile ilgili olarak, kurbann (tutsan) teke tek de

olabildiince benzeyecek biimde dzenlenmi bir dle ldrl


dne dikkat edilmeli. Kurban bir halata balanyor ve karsnda-

404

iDDET VE KUTSAL

ki kiinin (her zaman tek kii olan "tobajara"snn) vurmaya alt


darbelerden bir sre iin bile olsa kanabilmesine olanak verecek
bir pay braklyor.
'Tobajara" teriminin daha zgl olarak bu insan yeme leninin
kurban iin kullanlmasna almamal. Ancak, terimin nc bir
anlam daha var: kaynbirader. Kaynbirader, en doal hasm olan bi
raderin yerine konuluyor. Kaynbiradere ait bir kadn alnp, karl
nda, bu tarafn kadnlanndan biri veriliyor. Verilen kadn bu tara
fn ok yakndr; ayn asal toplulua mensup erkekler kendi kadn
lann kendilerine ayrmak isteseler, tam anlamyla bir karde kavga
sn neredeyse kanlmaz klacak kadar yakn. Bu durumda d
manlk konusu olarak erkek kardein yerini kaynbiraderi almakta
dr. 'Tobajara" szcnn l anlam yknde rtk olarak siste
min tm yapsn buluyoruz. Ve dman kardeleriyle, dman ka
ynbiraderleriyle, Yunan tragedyasndan, Eteokles ile Polyneikes'ten,
Oidipus ile Kreon'dan ok uzaklarda deiliz.
Ayinsel yamyamlk ideolojisi, modem dnyann milliyeti ve sa
va mitlerine benziyor. Kukusuz, gzlemciler yerlilerin verdii
aklamalar saptrm olabilir. Bu saptrmalar, gerek olduklann
kabul edecek olsak bile yorumumuzun genel izgisini hi etkilemi
yor. Savaa ve karlkl tutsaklarn ldrlmesine dayal bir kurban
inancnn kendi kendisini bizlerin "ezeli dman"l "milliyetilii
mizden" ok farkl bir mitik tarzda dnmesinin olana yok. Bu
trden iki mit arasndaki farkllklar stnde srarl olmak mitlere
teslim olmak anlamna gelir, nk bu durumda gerekten nemli
olan eye, yani gerek modem milliyetiliin, gerekse Tupinamba
mitinin arkasnda yatan ve hep ayn olan o gereklie yz evrilmi
olur. Her iki durumda da yabanclarla giriilen savan ve bu savaa
elik edebilen az ya da ok aaal ayinlerin temel ilevi, aktan kav
gas yaplan, salk verilen ve uygulanan iddete oranla ister istemez
ok daha ie dnk olan bir iddetin yaratt tehdidi bertaraf etmek

T M AY1 N L E R 1 N B 1 R L 1 G1

405

yoluyla asal topluluklarn dengesini ve huzurunu korumaktr.


George Orwell, 1 984 adl bilimkurgu romannda, gz boyanm
halklar stndeki egemenliklerini daha bir salama almak iin ara
larndaki atmay sinsice srdrmekte kararl olan iki sper zulm
dzeninin efendilerini gsterir bize. Srekli sava temeline dayanan
ve i huzurun srdrlmesi amacn gden yamyamlk mezhebi de
bu tr sistemlerin modern dnyaya zg olmadn ve hi de yle
tam bir bilin aklyla davranan, masum kalabalklar kullanan
sinsi ncler tarafndan oluturulmadn ortaya koymaktadr.

rld zere Tupinamba yamyaml ikame kurbana dayal


genel bir ayin kuramna balanabiliyor. Bu ba Tupinamba ol

gularnn imdiye dein zlmeden kalm baz ynlerini aydnlat


makta, Tupinamba olgular da genel kuramn daha nce deindii
miz ayinlerde net olarak grlemeyen ya da hi grlemeyen baz
ynlerini aa karmaktadr.
nmzde, tek tek de olsalar, gerek ierik ve biim, gerekse
corafi dalm asndan byk bir eitlilik gsteren ayin gelenek
lerinden oluma bir panorama var artk. Dolaysyla, ikame kurban
her tr dinsel inan biiminin temeli klan varsaym kesinlikle olu
mu sayabileceimiz bir noktaya yaklayoruz. Yine de, bu vargy
dile getirmeden nce nlemlerimizi artrmakta ve kendi kendimize ,
nceki sayfalarda gelitirilen yorum baz ayin trlerini istemeden de
olsa darda brakyor olmasn diye sormamzda yarar var.
Buraya kadar stnde durduumuz ayin geleneklerini tek szle
betimlememiz istense, tmnn belirli bir ailesel, dinsel vb dzeni
srdrme ve glendirme hedefi gttn syleyebiliriz. Ayinler
den ama, her eyin olduu gibi srmesini salamaktr. Bu nedenle
hep o sabitleyici ve kltrel istikrar getirici modele bavurmaktadr
ayinler: lkame kurbana kar ve onun evresinde younlam, oy
birliine dayal iddetten oluan model.

406

iDDET VE KUTSAL

Deindiimiz tm ayin gelenekleri deimezlik ya da istikrar


ayinleri olarak tanmlanabilir. Oysa gei ayinleri ad verilen ayin ge
lenekleri de var. Onlarda bizim yneldiimiz vargy rtebilecek
olgular bulunabilir. lkame kurban tm ayinlerin kkenini oluturu
yor diye ilan etmeden nce, gei ayinlerinin de ayn modele dayan
dn gsterebilmemiz gerekiyor.
Gei ayinleri yeni bir statnn kazanlmasyla balantl ayinler
dir. rnein, pek ok toplumda ergenlere tm haklara sahip birer
topluluk mensubu sfatn kazandran kabul trenleri byledir. Bizim
toplumumuzda, en azndan kuramsal olarak, bir statden dierine
geite yalnzca ilgili kiilerin karlat kk uyum sorunlar ya
anmaktadr. Bu yndeki inan bir sredir biraz sarslm olabilirse
de, gerek dncemizde gerekse tm davranlarmzda hala bu
inantan esinlenmekteyiz.
llkel toplumlarda ise tam tersine, tek bir bireyde bile oluan en
kk bir deiiklik byk bir bunalm yaratabilecekmi gibi kar
lanmaktadr. Bizlerin gznde son derece olaan, nceden bilinebi
lir ve toplumun sreklilii asndan vazgeilmez olan geilerin ar
kasnda onlar dpedz birer kyamet alameti grmektedir.
Terimin budunbilimcilerce kabul edilmesini salayan Van Gen
nep, Les Rites de Passagel Gei Ayinleri'nde, ilkellerdeki stat dei
ikliklerini zmlerken iki aama ayrt ediyor. Birincisi znenin o
zamana dein bulunduu staty yitirdii aamadr, ikincisi ise ye
ni bir statye kavutuu aama. Bu gzlemi net ve ayrk fikir sahibi
olma merakls Descartes' Fransz takntlarna atfetmek hakszlk
olur; Van Gennep'in zmlemesi dinsel dnce srelerine uygun
dyor. Dinsel dnce bu iki ura gerekten birbirinden ayrt
edip bamsz birer aama sayyor ve aralarndaki boluu, iine b
tn bir kltrel yapnn batp gidebilecei gerek bir uuruma d
nme tehlikesi tayan bir boluk gibi alglyor.
Van Gennep'in yapt aynn sayesinde, geiteki yaamsal eyi

T M AY1 N L E R 1 N B 1 R L 1 G 1

407

ayrt edebiliyoruz. Gennep stat yitimini yaltladndan, yukarda


tanmlanan anlamyla bir farkllk yitiminin varln grebiliyoruz.
Bu ayrm bizi tandk bir zemine gtryor. Her tr iddet bir fark
llk yitimine, her farkllk yitimi de bir iddete yol amaktadr. Ve
bulac bir iddet olmaktadr bu. Demek ki burada da ikizler rne
indeki skntyla kar karyayz. Dinsel dnce, doal farkllklar
la kltrel farkllklar arasnda ayrm yapmyor. Buradaki korku, her
zaman belirli grngler dzeyinde hakl karlamasa bile, ilke ola
rak hayal rn deil.
Gei konumundaki birey salgn kurbanlaryla ya da evresine
yeniden iddet yaymas tehlikesi bulunan sulularla bir tutulmakta
dr. En kk bir farkllk yitimi, ne denli yaltlm olursa olsun,
btn bir topluluu kurban bunalmna srklemeye yetmektedir.
Toplumsal dokudaki en kk bir yrtlma, kaan bir ilmek, zama
nnda yamanmadnda btn giysiyi harap etmeye yetmektedir.
Byle bir durumda alnacak ilk nlem elbette kurban yaltla
mak, toplumun salkl mensuplaryla kurban arasndaki her tr
ilikiyi kesmektir. Bulamann nne geilmesi gerekmektedir n
k. Kukulu kiiler hemen dar atlr, toplumun kylarnda yaa
maya balarlar. Bazen de ok uzaklara, ormana ya da le, duyarsz
lam iddetin hkm srd yerlere, kutsalln diyarna yolla
nrlar. nsanlarn yalnzca istikrarl bir farkllk ve belirli bir stat sa
yesinde dnda kalabildikleri, bunlardan yoksun olan tm varlkla
rn ait olduu yerdir oras.
Modern zihniyet, mikroplu hastalklar dnda herhangi bir bu
lacln varlna inanmadndan, stat yitiminin her zaman be
lirli bir alanla snrl tutulabileceini varsayyor. llkellerde byle de
il. Duyarszlama zeytinya hzyla yaylyor ve ilk kurban da top
lulua yeni kabul edilecek kii oluyor. Baz toplumlarda, yeni kabul
edilecek kiinin ne ad vardr, ne gemii, ne akrabalar, ne de her
hangi bir hakk. Biimden yoksun bir eye indirgenmitir. Toplu ka-

408

SIO OET VE KUTSAL

bul treni yaplan durumlarda, ayn yataki ergenlerden oluan b


tn bir grup ayn gei trenine anldnda, grup mensuplann
birbirinden ayran hibir ey yoktur; grup tam bir eitlik ve yaknlk
iindedir.
Daha nce de belirttiimiz zere, kutsalda farkllklann silinip
yok olmasnn tek nedeni, bu farkllklann birbirine kanm, kaotik
bir halde olmasdr. Kutsalla ait olmak, bu canavars durumda ol
mak demektir. Farkllktan yoksun olmak ya da fazla farkl olmak,
tm farkllklan yitirmek ya da gereksiz biimde tmn kendinde
toplamak, hep ayn kapya kmaktadr. Bu nedenle, toplulua yeni
kabul edilenin ift cinsiyetli olabildii gibi tmden cinsiyetsiz de
olabilmesi anlalr bir durumdur.
Gei, her zaman korkulas bir deneyim oluturmaktadr. Bunun
nedeni, balangta iin bir geiten ibaret kalp kalmayacan bil
menin olanakszldr. Neyin yitirilmekte olduu bilinmekte ama
neyin bulunaca bilinememektedir. O korku farkllklar kanm
nn nereye varaca hi bilinmemektedir. Bu konulardaki son sz
egemen iddete aittir ama, iiniz egemen iddete kalmayagrsn. K
sacas, "yap," deiikliin yerini hazrlayamyor. nceden grlebi
lir olmas bile, tanm gerei, deiiklii gem vurulamaz klyor.
Toplumsal yasalara, hatta doa yasalanna tabi bir dnme fikri, il
kel dinsel inanca yabanc.
Kutsaln basks altndaki toplumlarn belirgin zellii olan bu zi
hinsel katl, bu hareket korkusunu nitelemek iin "tutucu" szc
fazla zayf kalyor. Toplumsal ve dinsel dzen orada kutsaln in
sanlardan ekip alabilecei paha biilmez bir iyilik, beklenmedik bir
ltuf gibi grlyor. Bu dzene bir deer yargs yneltmek, "siste
mi" daha iyi bir duruma getirmek iin ekip evirmek, herhangi bir
karlatrma ya da seim yapmak sz konusu bile deil. Toplum ko
nusundaki modem fikirler ilkeller tarafndan iddet'in intikam dolu
mdahalesine yol amaya bire bir, dinsizce bir delilik olarak grle-

TM AYi NLERiN B I R L I G I

409

cek fikirlerdir. Kii nefesini tutmak zorundadr. Dikkatsiz hareketler


annda bir patlamaya, tm insan toplumunu yok edecek bir alkan
tya dnebilecektir.
Geiteki bak as, ne denli korkutucu olursa olsun umutsuz
deildir. Topluluun, o ilk farkllk dzenine kavumas ancak ge
nellemi farkllk yitiminin, genel iddetin ve kurban bunalmnn
iinden geilerek, hatta kurban bunalm araclyla gereklemitir.
Bunalm yine ayn bunalmdr ve ayn sonuca (farkllklarn olutu
rulmas ya da yeniden oluturulmas sonucuna, baka bir deyile,
toplulua yeni kabul edilenler asndan, hedefledikleri yeni statye)
ulalaca umut edilebilir. Byle olumlu bir zm ncelikle ege
men iddet'e baldr ama, topluluk da buna katkda bulunabilece
i dncesindedir. Dolaysyla, ktcl iddeti kendi izdii yolla
ra yneltmeye alacaktr. Sonucun o ilk seferdeki gibi olmas iin,
tm olanaklar topluluktan yana iletmek iin, o ilk sefer olup biten
leri an be an yeniden retmek, toplulua yeni kabul edilecek olan
lar kurban bunalmnn anmsanabilen tm aamalarndan geir
mek, imdiki deneyimi eskinin deneyimiyle olumu kalba dkmek
gerekmektedir. Ayin sreci tam olarak ilk bunalmdaki sreci yine
lerse o zaman ulalan sonuca yine ulama umudu vardr.
Gei ayinlerinin temel projesi byle. Grnrdeki en tuhaf yn
lerin, "hastalkl" ya da "sapkn" saydmz aynntlann ok basit bir
mantktan kaynaklandn, dinsel dncenin de bu mant sonu
na kadar gtrmekten baka bir ey yapmadn anlamak iin, sz
konusu temel projeyi kavramak yeterli oluyor. Toplulua yeni kabul
edilecek kii, bunalmdan kanmak yerine bunalmn iine dalma
ldr, nk atalan yle yapmtr. Karlkl iddetin en ac, hatta en
korkun sonularndan kamak yerine, bir bir maruz kalmak gerek
mektedir o sonulara. Aday neden rahatlndan, hatta besinden
yoksun braklmakta, kt muamelelere, yer yer de birtakm gerek
ikencelere maruz kalmaktadr? nk ilk seferinde her ey byle olup

410

iDDET VE KUTSAL

bitmitir. Baz rneklerde, iddete maruz kalmak yeterli olmamakta,


iddeti uygulamak da gerekmektedir. Bu ifte gereklilik ok doru
dan bir biimde kurban bunalmndaki karlkl "kt" konumlan
may antryor. Tpk baz festivallerdeki gibi ve ayn nedenlere da
yal olarak, baka zamanlar yasak olan, hrszlk, simgesel ya da ger
ek cinsel saldn, yasak yiyeceklerin yenmesi ve benzeri pek ok
davran zorunlu tutuluyor. Baz toplumlarda tm olaan koullar
da yasak olan insan yeme edimi, toplulua kabul treninin bir par
as. Tupinambalarda, tutsan ldrlmesi, bu ile grevli olan ki
i asndan toplulua kabul treni yerine geiyor. Pek ok toplum
da da kabul iin gerekli birinci snf edim, bir hayvann ya da bir in
sann ldrlmesidir.
Statsnden yoksun kalan bireyin canavar kopyaya dnme
eilimini btnyle da vurmas gerekmektedir. Bu gereklilik ba
zen bir hayvana dnmek biimindedir; toplulua kabul edilecek
kii, insanlar grr grmez stlerine atlp onlar yutacakm gibi
yapar. Tpk Dionysos ya da kutsal kral gibi o da boaya, aslana, le
opara dnr ama, yalnzca kabul treni niteliindeki bunalm s
resince. nsanlar gibi sz sylemesi de yasaklanr; homurtular ya da
kkremelerle anlatr derdini. Baz ayin geleneklerinde, bunalmn en
st derecesine vard anda, iddete dayal cinlenmenin tm belirgin
zellikleri bulunmaktadr. Dolaysyla, ayinlerin art arda gelen e
leri, bunalmn gerek ya da varsaymsal evrimini izlememize olanak
salamaktadr.
Her eyin batan baa ilk bunalm ve zmn rnek aldnn
kant, sayp dktmz, bunalm taklit eden ayin geleneklerinin
tesinde, ikame kurbana yneltilen iddet yoluyla en sonunda oy
birliini yeniden reten tren aynntlann gryoruz. Trenin do
ruk noktasnda iin iine maskelerin girmesi, toplulua yeni girecek
kiilerin hayali "bakalam"lanyla zaten dorulanm olan canavar

kopyann varlna dolaysz bir biimde tanklk ediyor. Bu trenler

TM AYiNLERiN B I R L I G I

411

ok eitli biimler alabilmekte birlikte, her zaman iddete dayal


zm, bunalmn sonunu, dzene dn, yani adayn kesin bir sta
ts edinmesini antrmaktadr.
Demek ki gei ayinlerinden ama, ani farkllk yitimlerinden
dogabilecek her tr bunalm olaslgnn ilk bataki bunalm rnek
almak yoluyla nlenmesidir. Bulac iddetin ortaya kmasyla do
gan o korkutucu belirsizlii belirlilie dntrmektir burada sz
konusu olan. Gei ayini gelenekleri dzenli bir biimde yinelenip
her zaman baanl olduklar koullarda gitgide "simgesel"leen basit
birer snava dnmektedir. Ayinlerin temel gesi olan kurban su
numu da yok olma egilimi gstermekte, artk hangi "simge"ye d
nt bile bilinememektedir.

rld zere, gei ayinleri ile yukarda sabitleyici dediimiz


trden ayin gelenekleri arasnda temel bir fark bulunmuyor.

Model hep ayn. Ayinsel hareketin her zaman tek bir hedefi var:
Tam hareketsizlik. O olmazsa, en

az

hareket. Degiikligi iyi karla

mak her zaman arkasnda iddetin ve kargaann kol gezdii kapy


aralamak anlamna geliyor. lnsanlarn erikin olmas, evlenmesi,
hastalanmas ve lmesi nlenemiyor kukusuz. llkel toplumlar bu
tr deiikliklerin tehdidiyle her karlamalarnda deiimin kayna
ma noktasndaki gcn kltrel dzenin yaptrm snrlar iinde
ynlendirmeye almlar. Bu durum baz toplumlarda mevsim de
iiklikleri iin bile geerli. Sorun ne olursa olsun, tehlike nereden
gelirse gelsin, zm ayinde bulunuyor; tm ayinler ilk bataki
zmn yinelenmesinden, farkllk dzeninin yeniden dogum yap
masndan ibaret. Kltrel sabitleme modeli ayn zamanda ykmsz
deime modeli anlamna geliyor. Son kertede, gei ayinleriyle di
ger ayin gelenekleri arasnda net bir aynn yok.
Bununla birlikte , baz gei ayinlerinin greli zgllnden sz
edebiliriz. Bu ayinlerde bunalm geleri (zm anndakilerin tersi-

412

iDDET VE KUTSAL

ne) dier pek ok ayine gre ok daha nemli ve gsterili bir rol oy
nuyor. Gei ayinlerine tam anlamyla birer kabul treni niteliini ka
zandran da ayn eler. Bu nedenle, ayinlerin bozulup dald d
nemlerde en nemli blmler unutulup yok olurken sz konusu
bunalm elerinin varln srdrdne rastlanabiliyor. Burada
szn ettiimiz sreci daha nce baka ayinler iin de saptamtk.
Kurucu bunalmda ulalan sonu, ayinlerde her zaman ilk silinen
blm olma eiliminde. Deyim yerindeyse, tm ayinleri kurucu id
dete balayan gbek ban kesen de bu silinme. Ayin gelenekleri o
aldatc mutlak zgllk grntsn byle kazanyor.
Ayin gelenekleri canl kald lde, aralanndaki ortak noktala
rn da farkllklardan daha gl olduu grlyor. rnein, gei
ayinlerinde , her ne kadar kabul snav belirli bireyler iin geerliyse
de, tm topluluk iin iindedir; kurucu oybirlii mekanizmasn a
ltrmayan ayin gelenei yoktur.
Gei ayinlerinin etkililii, ilkesi asndan, ayin geleneklerinin
genel etkililii erevesinde yer almaktadr. Bununla birlikte , stn
de durulmasnda yarar olan baz ayrtlar var.
Aradan zaman getike, ilk bunalmn yaratt dehet de dal
maya balamaktadr. Yeni kuaklar iin atalarnn zamanndaki ya
saklara uyma, dinsel dzenin btnln gzetme zorunluluu
bulunmamaktadr. Bu kuaklarn henz hi ktcl iddet deneyi
mi yoktur. Yeni kuaklara gei ayinlerini (yani balangtaki buna
lmda geilen snavlara olabildiince benzeyen snavlar) dayatan
kltr, farkllk dzeninin kalc klnmasna en elverili ruh duru
munu yeniden retmeye almaktadr. Ayinlerin ve yasaklarn en
byk titizlikle uyguland dnemde atalar arasnda hkm sr
m olan kutsal korku ve sayg havas bu yolla yeniden yaratlmaya
allmaktadr.
lnsan toplumlarnda iddetin, kurban bunalm ve kurucu iddet
emalanndaki gibi datlp yok edilmesine ve nlenmesine ynelik

TM AYi NLERiN BIRLIGI

413

mekanizmalar yle gsteriyor ki, gei ayinleri , en azndan etin, et


kileyici, bazen ok zor katlanlabilen bir snav olma niteliini yitir
medikleri srece, gerek bir etkide bulunmaktadr. Burada her za
manki gibi bir kurban bunalmndan, ergenlerin bilmezlii ve ta
knl nedeniyle patlak vermesi tehlikesi ok yksek olan bir kur
ban bunalmndan "tasarruf etmek"tir sz konusu olan.
Gei ayinleri, toplulua yeni katlanlara, yasaklan inemeleri,
treleri savsaklamalar ve dinsel inantan yz evirmeleri durumun
da balarna neler gelebileceini hissettirir. Ayinler sayesinde, art ar
da gelen kuaklar, kutsaln korkun yaptlarna sayg asndan i ie
gemekte, dinsel yaama katlarak tm glerini kltrel dzenin
pekimesine adamaktadr. Fiziksel snav, hibir zihinsel kavrayn
eriemeyecei bir zorlayc g barndrmaktadr; toplumsal-dinsel
dzeni olaanst bir iyilik olarak gsteren de o gtr.
Dolaysyla, gei ayinleri byk bir dinsel ve toplumsal koruma
arac oluturmakta, en eski kuaklarn yeniler stnde egemenlik
kurmasn salamaktadr. Bu demek deildir ki sz konusu ayinler
"ihtiyarlar"n "genler"e ya da tuzu kurularn mlkszlere kurduu
bir komploya indirgenebilir. Gei ayinleri de daha nce ele ald
mz tm ayin gelenekleri gibidir tpk: Harekete geirdikleri meka
nizmalar kimsenin tam bir netlikle ngremedii mekanizmalardr.
Aslna baklrsa etkili olmalar da salt toplumsal yarar balamnda
dnlmemelerine baldr. Ayinin etkili olmas genel olarak din
sel tavrn sonularndan biridir. Dinsel tavr, bizlerin geleneksel top
lumsal rgtlenme trlerinin arkasnda yattn tasavvur ettiimiz
hesaplama, tasarlama ya da "planlama" biimlerini dlayan bir ta
vrdr.

m kabul treni trleri (erikinlie gei, gizli rgtlere kabul,


din kardelii ya da amanlk rgtlerine giri vb) , bu deneme

de izini srdmz emay ieriyor, en azndan taslak halinde. r-

414

i DDET VE KUTSAL

nein, amanist kabul trenlerini daha sradan kabul trenlerinden


ayran tek bir nokta var: ngrd snavlarn younluu ve dra
matiklii. Bu snavlarda, korkun ve olaanst servenleriyle ika
me kurban mekanizmasn akla getiren bir tanr ya da ruhla aka
zdeleilmektedir.
aman, baz doast gleri kulland savndadr. aman ada
y, dier insanlar tedavi edebilecek duruma gelebilmek iin, gele
cekteki hastalarnn aclarna, yani ktcl iddete maruz kalmak
zorundadr. Sradan lmllerden daha uzun srelerle ac ekmeli
ve onlardan daha eksiksiz bir zaferle kmaldr snavdan. zetle, a
man aday, Yce iddet'in hem gzdesi hem de g orta olduu
nu ve belirli llerde de ktcl iddeti iyicile dntrebildiini
kantlamak zorundadr.
amanist kabul trenlerinin en fantastik zellikleri bile fantezist
deildir gerekte: Kurucu iddetle ilgili baz bak alaryla birle
mektedir bu zellikler. Bazen birbirinden ok uzak, szgelimi, biri
Avustralya'da dieri Asya'da yer alan kltre ait kabul trenleri, bir
paralanma ryasyla dorua varmakta, bu ryann bitiminde aday
tam bir aman olarak uyanmakta, daha dorusu yeniden domakta
dr. Bu yce snav, diyonizyak diasparagmos'ta ve birbirinden farkl
pek ok ayin geleneinde kurbann kolektif olarak paralara ayrl
masna benzemektedir. Yeniden domann ve zaferin iareti olmak
tadr bu paralanma, nk ikame kurban (baka bir deyile , kt
cln iyicile dnmesi) anlamn tamaktadr. aman, bu srete,
amanlk ilevini grrken bavuraca mitik yaratklarn urad
bakalamlara uramaktadr. Onlarn yardmn alabilmesinin ne
deni ise, ayn konumda i gryor olmalardr.
aman ayinleri tiyatro gsterilerine benzetilebilir. Tm rolleri a
man oynamaktadr ama en nemlisi , sonuta ktcl gleri bozgu
na uratacak olan iyicil glerin toparlaycs ve ynlendiricisi ola
rak oynad roldr. Sonuta ktcl gler dar atlrken buna ge-

TM AY N L E R1 N B R L1 G 1

415

nellikle maddi bir simgecilik elik etmektedir. yiletirici kii, hasta


snn bedeninden kardn ve hastaln nedeni olduunu ileri
srd ince bir dal, bir pamuk paras ya da bunun gibi bir ey tu
tar elinde.
Yunanllar, budunbilimcilerin dnyann eitli yerlerinde gz
lemleyebildii amanlk ayinlerine ok benzeyen ayinleri srasnda
kanlp atlan nesneye katharma adn veriyorlard. Bu szck ayn
zamanda ve ncelikle, kurban olarak sunulan insanlara verilen bir
ad, baka bir deyile pharmakos'un bir eitlemesiydi.
amanizmdeki katharma'y bir atmann sahnelenmesi olarak
d.ndmzde ileyii aydnlatabiliyoruz. Hastalkla bunalm
arasnda bir benzerlik kuruluyor burada; hastalk ya lme neden
olacak, ya da ister ruhsal (kt ruhlardan ileri gelen) olsun ister
maddi (ilgili nesneden ileri gelen), "kirlilik"lerin dar atlmas ola
rak yorumlanan iyilemeyle sonulanacaktr. Yine ilk bata olup bi
tenler yinelenmekte, hastaya kendi iyiliini dourmas iin yardm
edilmektedir; tpk o ilk sefer kolektif iddet iindeki topluluun
kendisini ynetecek olan dnyaya getirmesi gibi. Katharma'nn in
san organizmasna girmemesi gerekmektedir, nk dardan d
zensizlik getiren odur. Varsaylan igalciye kar seferber olan insan
bedeni topluluun oynad rol oynarken, katharma da ikame nes
ne roln oynamaktadr. tlkel tp her zaman sylendii gibi ayinsel
se, kurucu srecin yinelenmesinden ibaret olmak zorundadr ve y
ledir de.
Katharsis szc, ncelikle, kent halk tarafndan insan-kathar
ma'nn ldrlmesiyle elde edilen gizemli yarar anlamna geliyor. Bu
szck genellikle dinsel anlamda arnma olarak evriliyor. Kastedi
len ilemse, bir tr boaltma, kurutma gibi dnlyor. Bu yoru
ma gre Katharma, ldrlmesi ncesinde kentin sokaklarnda t
renle, biraz ev kadnlannn sprgeyi evin kenar ke her yerinde
dolatrmas gibi dolatnlmaktadr. T.m kt tohumlar kendine

416

5 1 DO ET VE KUTSAL

doru eken kurbann, kendisi dar atlrken ktlkleri de birlik


te gtreceine inanlmaktadr. Bu mitik yorum, ilemin hakikatine
tam olarak ulamasa bile ok yaklayor. Burada kolektif iddet ika
me kurbanda odaklanyor gerekten de ama sonuta betimlenen
zme dar atma ya da boaltma demek zor. lin asln oluturan u
temel e gzden karlyor: Karlkl iddetin taklitilii, kur
ban seimindeki keyfilik ve yattnc etkisiyle zm getiren, oybir
lii halinde tek noktada odaklanan dmanlk. iddetin bir "kirlilik"
ya da ister insan-kathanna isterse maddi bir nesne sz konusu olsun,
zel bir yaknlk iinde olaca bir varlkta toplanabilecek trden bir
"pislik" durumuna getirilmesi , eyletirilmesi anlamna geliyor. a
man, hastal bir nesne biiminde ekip kardn ne srdn
de , nceden var olan bu mitik yorumu o kk nesneye dntr
m ve aktarm oluyor.

Katharsis szcnn, dinsel ve amanist kullanmnn yan sra,


bu ikisinin arasnda yer alan nc bir kullanm daha var. Tpta

katharsis salayan [arndrc) ilalar, zararl ruh hallerinin ya da


maddelerin dar atlmasna neden olan ilalardr. Tedavi genellikle
hastaln kendisiyle ayn nitelikleri tar ya da en azndan hastalk
belirtilerini artrp arlatrarak iyilemeyi dourabilecek bir kurta
rc bunalm gibi grlr. Ksacas, tedavi, bunalm doruuna ka
ran ve kendisiyle birlikte, zararl saylan etmenlerin de dar atlma
sn salayan bir ek hastalktr. Tedavideki ileyi, mitik dediimiz
yorumda kathanna'nn dar atma erevesindeki ileyiiyle tam
olarak ayndr. u farkla ki tbbi temizlenme ilkesinin mitik bir tara
f yoktur.
lnsan-katharma'dan tbbi katharsis'e olan kayma ile, insan-phar
makos'tan, hem zehir hem ila anlamna gelen pharmakon terimine
olan kayma arasnda bir koutluk var. Her ikisinde de ikame kur
bandan, daha dorusu ikame kurbann temsilcisinden, hem ktcl
hem iyicil olan, yani kutsal ikililii fiziksel varla aktaran kopya ila-

T ' M A Y 1 N L E R 1 N B 1 R L 1 G 1

417

ca geiliyor. [Bu balamda,] Plutarkhos'un kulland kathartikon


pharmakon deyimindeki "gereksiz" yineleme de anlam kazanyor.
Bu iddete dayal srecin dar atma, boaltma, cerrahi mdaha
leyle kesip alma gibi terimlerle "evrildiine," ok eitli kltrlerde
ve artc bir sklkla rastlanyor. rnein, Svaziland "Incwala"sm
da, yeni yl szck anlam "srmak", "kesmek" ya da "iini bitir
mek" olan terimlerle anlatan ayin hareketleri bulunuyor. Bu terim
lerin yer ald balamda, son derece aa vurucu bir dizi ilem g
rlyor; ilk kral evliliinin cinsel birlemeyle tamamlanmasndan,
silahl bir atmann belirleyici zaferle sonlanmasna kadar uzanan
bir balam bu. Ortak payda, hastaln iyilemesine ya da bunalmn
doal ya da yapay bir biimde zlmesine kadar ekilen ac. Ayn
terim grubu, tedavi edici saylan maddeler iin de geerli. Ayinler s
rasnda kral, douya ve batya doru sihirli maddeler tkryor.

Incwala teriminin kendisi de boaltma yoluyla temizlik ve temizlen


me fikriyle balantl grnyor. Anmsanaca zere oradaki tren
de her ey, ayin ilemlerinin ve sona eren btn bir yln kirli artk
larn yok eden byk bir atele son buluyordu . Max Gluckman,
ayin geleneklerinin genel etkisini, "Aristovari arnma" olarak betim
liyor.

Katharma ve katharsis szckleri, katharos'tan treme. Bu kkn


evresinde dnen izlekler biraz toparlandnda, okumakta olduu
nuz iki balkl (iddet ve Kutsal) denemede ele alman konularn
tam bir katalouyla kar karya buluyoruz kendimizi. Katharma
yalnzca ikame kurbanla ya da ikame nesneyle ilgin. deil. Ayn za
manda, mitik kahramann ya da tragedya kahramannn uran da
gayet iyi anlatyor bu terim. Plutarkhos, Herakleitos'un ilerini ad
landrrken pontia ka tharmata'dan yani denizleri artan dar atma
,

ilemlerinden sz ediyor. Kathairo szc, baka anlamlarnn ya


n sra topran canavarlardan arndrlmas anlamn da tayor. Bu
balamda "krbalamak" gibi ikincil bir anlamn yer almas ise, ilk

1O OET VE KUTSAL

418

bakta artc olmakla birlikte, phannakos'un cinsel organlannn


krbaland anmsandnda aklk kazanyor.

Katharsis'in anlamlan arasnda, gizemci mezheplere kabul edilecek


adaylann tabi tutulduu annma trenlerinden bazlarnn da bulun
duunu belirtmek yararl olacak. Szcn "aylk kanama" anlam
da unutulmamal. Buraya kadar sylediklerimiz, trde bir grupla
kar karya olunduunu ve ikame kurbann bu tuhaf grnl ve
riler iin bir anahtar sunarak aralanndaki ortakl grnr kld
m

yeterince gstermi olmal.


Kurucu sreci ya da o srecin kurbansal trevlerini "dan atma,

temizleme, anndrma" vb erevesinde betimlediimizde, iddetten


kaynaklandklan iin hi de doal olmayan birtakm grnglere
doal nedenler gstermi oluyoruz. Doada gerekten de dar at
malar, boaltmalar, arnmalar var. Doal model somut bir modeldir.
Ne var ki bu gereklik, modelin gerek insan dncesinde, gerek
ayinsel dncede, gerekse aman tbbnda gnmze dein oyna
d olaanst rol sorgulamamza engel olmamal. Tm bunlar,
Vll l .

Blm'de oluturduumuz emaya gre alglamalyz. Modeli

kefetme srecimizde ilk itilim iddetin ileyiinden geliyor ve mo


del, sz konusu ileyiin kendisi iin mitik erevede, doal grn
gler iin ise mitik olmayan bir erevede geerli oluyor. llk olu
umlar kurucu iddetten domutur ve kendilerine o iddeti konu
almaktadrlar. Dncenin bu modeli tasarlamasnn nedeni , oybir
liinin yeniden olumas mucizesidir. Dnce burada doal olanla
kltrel olan btr arada gzlemliyor ve daha sonra her yerde ayn
modele bavuruyor. Bizlerse bugn bile, zellikle psikopatoloji ala
nnda, keyfi olanla olmayan, yararl olanla olmayan, verimli olanla
nemsiz olan birbirinden ayramyoruz.
XVII. yzyln lavmanlannda ve kan alma ilemlerinde, gnah
kar ruh hallerini boaltmak ynndeki o bitmez tkenmez kayglar
da, temel tbbi izlek olarak dar atma ve antma takntsnn varl-

TM AYiNLERiN BRLIGI

419

n grmek hi zor deil. Orada sz konusu olan, amanist tedavinin,


maddelemi kathanna'y kanp almann biraz incelmi bir eitle
mesi.
Moliere'in M. Purgon'unun lavmanlanna glmek kolay ama,
arnma gerek etkileri olan bir ey. Ya baklk yaratma ve alama
gibi modern yordamlara ne demeli? Tm rneklerde tek ve ayn mo
del ilemiyor mu? Hem szde bululara, hem de gerek bululara
dnsel ereve ve ara salayan hep ayn model deil mi? Hasta
nn savunma olanaklarn artrmak, mikroplarn saldrsn kendi
olanaklaryla pskrtebilecei bir duruma gelmesini salamak gere
kiyor. lyicil ilem her zaman, igalin geriletilmesi, ieriye girmi k
tnn darya atlmas tarznda tasarlanyor. Bu noktada artk kim
se glmyor, nk bilimsel adan etkili bir ilem sz konusu. Tb
bi mdahale demek, "bir miktar hastalk" alamak demek; tpk id
dete dayankl olsun diye toplumsal bnyeye "bir miktar" iddet
zerk eden ayinler gibi. Benzerlikler, gerek say gerekse eksiksiz ol
malar asndan ba dndrc. rnein, "baklk artrc alar"
ayinlerin yinelenmesine denk dyor ve elbette tm "kurbansal"
koruma yollan gibi orada da srecin ykc bir biimde tersine dn
mesi rizikosu var: Fazla mikroplu bir a, fazla gl bir phannakon,
nlemesi beklenen bulamay yayabiliyor. Birinci blmde, kurban
sunumundaki benzer ynleri rneklemek iin alama eretilemesine
bavurmutuk. Bu noktada da, eretilemedeki yer deitirmenin,
yeni bir kurban ikamesinden farkl olmadn saptayabiliyoruz.

ilimsel dncenin, mitoslar ve ayinleri gelitiren arkaik dn


ceyle ayn soydan geldii bir kez daha grlyor. Bir kez daha

bulgulam oluyoruz: Yadsnmaz etkililikteki teknik aralar, en ka


basndan tbbi-ayinsel uygulamalarn, belki incelikli, ama kesinlikle
dorudan birer uzants . Bu kaba tbbi-ayinsel uygulamalar kesinlik
le bizimkinden farkl dnme tarzlarna balanmamal. Bir dn-

420

S1OOET VE KUTSAL

me tarzndan dierine elbette ki ikameler ve yeni yer deitirmeler


oluyor. Ancak, bu ilemlerin eitli sonularn ayr ayr ele alp her
seferinde belirleyici bir farkllk aramak gerekmiyor, nk sre,
tanm gerei, daha ilke dzeyinden balayarak, daha nce olup bit
mi ve bundan sonra olup bitecek (ya da olamayacak) bir dizi ben
zer yer deitirmeden ibaret. Baka bir deyile, sonular eitli, n
k aralarndan hibiri, gerekte tek ve ayn olan srecin asln yeni
den retmeyi tam olarak baaramyor. Tm de birer eretilemeli
ikame ileminden ibaret.
Bu dnsel abay srdrmek ve katharsis teriminin eitli an
lamlarndan oluan tabloyu tamamlamak iin, Yunan tragedyasna
dnmemiz yerinde olacak. Henz Aristoteles'in Poetika'da bu terimi
nasl kullandna aka gndermede bulunmadk. Byle bir gn
dermenin pek fazla gerei de kalmad, nk nceki yorumlarn
srdrlmesi iin gereken tm eler, oluan btnn iinde yeri
ni alm durumda. Tragedyann mitos ve ayin biimlerinden dodu
unu biliyoruz. Tragedya trnn ilevini tanmlamamz gerekmi
yor; Aristoteles yapmt bu tanm. Trajik etkiyi katharsis terimiyle
betimlemek yoluyla, ayinin yok olduu bir evrende ona den ilev
lerin hi deilse bir blmn tragedyann yerine getirebileceini ve
getirmesi gerektiini ne srmt.
Tragedyadaki Oidipus'un ilk katharma'dan baka bir ey olmad
n grmtk. O ilk kolektif iddetin yerine nce, bir tapnak ve
kurbann gerekten ldrlecei bir sunak gemekte, sonraki bir
evrede de , bir tiyatro ve bir sahne yaplarak katharma'nn yazgs bir
oyuncu tarafndan taklit edilmekte, izleyiciler tutkulanndan anndnl

makta, topluluk iin yine saaltc olan yeni bir bireysel ve kolektif
katharsis yaratlmaktadr.
Kurban ayinlerini birer dram ya da bir tr sanat yapt gibi be
timleyen budunbilimciler var. rnein, Victor Tumer yle diyor:
"Verili bir ayinin btnl, dramatik bir btnlktr. Bu anlamda

T M AY 1 N L E R 1 N B R L 1 G

42 1

da ayin bir tr sanat yaptdr."4 Bu betimlemeye katlyorsak (nasl


katlmayalm ki), tersi de doru olmaldr: Tiyatroda oynanan dram
da bir tr ayinden, dinsel grngnn karanlk bir yinelenmesinden
ibarettir.

Katharsis kavramnn Aristoteles'teki kullanm bitmez tkenmez


tartmalar yaratt, hala da yaratyor. Bu szcn dnr iin ta
m olduu anlamn tam olarak bulunmasna allyor. Dinsel an
lamlar, Aristoteles zamannda zaten artk geer ake olmadklar, ne
redeyse zamanmzdaki kadar karanlkta kaldklar gerekesiyle bir
yana braklyor. (Kald ki, anlalmadklar iin, bir yana braklma
salar bile kukuyla yaklamamz gerekir o anlamlandrmalara.)
Ama katharsis szcnn Poetika'da kurbansal bir boyutunun
olabilmesi iin, Aristoteles'in o ilk ilemi kavram olmas hi gerek
miyor, hatta tersine, kavramam olmas gerekiyordu. Tragedyann
bir tr ayin ilevi grmesi iin, ayindeki ldrme ilemine benzeyen
bir ilemin tpk dinsel ve tbbi kullanmda gizlendii gibi dn
rn uygun grd dramatik kullanmda da gizlenmesi gerekir.
Aristoteles kurban sunumunda gizlenen srra erememi olduun
dandr ki, tragedya balamnda kulland katharsis kavram son
zmlemede en azndan belirli bir adan dierlerine benzeyen, kur
bansal nitelikli bir yer deitirme anlamna geliyor ve yukarda iz
diimiz panoramaya dahil olarak kurucu iddetin evresinde dn
yor - tam da gzden kamas nedeniyle her zaman etkili olan kuru
cu iddetin.
Aristoteles'in metnine biraz yakndan bakldnda bu metnin
baz noktalarda gerek bir kurban elkitabna benzedii kolayca g
rlbilir. "lyi" bir tragedya kahramannn nitelikleri, kurban olarak
sunulacak kiide aranan niteliklerle ayndr. Anmsanaca zere,
4 Victor Turner, The Drums of Afjliction (Oxford: Clarendon Press, 1 968),
5 . 269.

422

S 1D DET VE KUTSAL

kurbann tutkulan kendinde odaklatnp boaltabilmesi iin, tm


topluluk mensuplanna hem benzemesi hem benzememesi, onlara
hem yakn hem de uzak olmas, onlarla ayn ve onlardan baka, hem
kopya hem de somutlam kutsal farkllk olmas gerekmekteydi. Ay
n ekilde, btnyle "iyi" ya da btnyle "kt" olmamas gereki
yordu. lzleyicinin ksmen zdelemesini salamak iin belirli bir iyi
yn sunulmalyd. Yine herhangi bir zayflk, bir "trajik hata" olmal
ve bu hata sonuta "iyilii" ilemez duruma getirerek izleyicinin
kahraman dehete ve lme teslim etmesini salamalyd. Freud'un

Totem ve Tabu da grd de buydu, ama bir blmyle. lzleyici,


'

yolun bir noktasna kadar kahramana elik ettikten sonra onda bir

bakasn kefeder ve onu yazgsna, o insanst sefalet ve ihtiam


na terk eder; "acma ve korkuyla" rperir izleyici belki , ama kendi
dzenli ve grece gvenli yaamndan tr de derin bir kran
duygusuyla dolmu olmaldr. Gerekten gl olan ve gc heye
can veren her sanat yapt, hafife bile olsa, iddeti hissettirmesi ve
iddetin yapabileceklerini fark ettirmesi asndan bir kabul treni
zelliini tar; saknm zendirir, kibirden vazgeirir.
Aristoteles'in tragedya yoluyla arnan tutkular konusunda syle
diklerinde saknml bir belirsizlik vardr. Ancak, tragedyay atee
krkle gitmenin bir rnei olarak grmek gerekmekle birlikte, u
noktada kukuya yer yoktur: Bir arada yaayanlar kendi iddetleri
ne kar korumaktr burada sz konusu olan. Filozof aka, trajik
eylemin yaknlar arasndaki iddetten ibaret olduunu ne srmek
tedir.
Tragedya baz uzman kuramclarn dedii gibi ayin gelenekleri
nin dorudan bir uyarlamas olsayd kendisi de bilgiye dayal bir ya
pt tr olurdu; estetik ve anndnc deeri de Cambridge Ayin ku
ramclannnkinden daha stn olmazd. Tragedya bol miktarda
arndrclk erdemi banndnyorsa ya da uzun sre barndrdysa,
bunu ancak ilk esinleniindeki ayin kart eye borlu olabilir.

T M AY1 N L ER 1 N B 1 R L 1 G1

423

Tragedya, karlkl iddet konusunda hakikate yaklayor, ama


kendisi de karlkl iddet kisvesine brnyor; ancak, daha nce
de grdmz zere, son anda hep geriye ekiliyor. Mitik ve ayin
sel farkllk bir an iin sarslp sonra "kltrel" ve "estetik" farkllk
biiminde eski durumuna getiriliyor. Demek ki tragedya, farkllk
larn yok olup gittii uurumun kenarndan dnmesi ve bu kor
kun snavn damgasn tamas bakmndan, asl ayinlerin edee
ridir.
Tragedyann kurbansal bir nitelii varsa, zorunlu olarak, yarat
lndan ileri gelen, Nietzsche'nin deyiiyle diyonizyak bir ktcl
yz ile, kltrel alana girilir girilmez ortaya kan dzenleyici, iyi
cil, Apolloncu bir yz de var. (Sz konusu Nietzsche'ci aynn, o
u eletiri kategorisinden stn olmakla birlikte, yine mitik nitelik
li bir ayrm, nk her tr tanrsalln ayn anda her iki yze de
denk dtn grmyor ya da yeterince grmyor.)
Platon ile Aristoteles'in birbirinin kart olan grlerini de bu
temel ikililie balamak gerekir. Aristoteles, yaad yer ve zaman
asndan, tragedyay anndnc erdemleriyle tanmlamakta hakldr.
Aristoteles hep "hakldr." Byklnn ve o byklk iinde by
lesine snrl, bylesine tek yanl olmasnn nedeni budur. Aristote
les, trajik bunalmn tesindedir. Trajik bunalmn yanl anlalma
sna yol aan tm neden ve anlamlarn ustasdr. Biimci edebiyat
eletirisi Aristoteles'i gerek ustas saymakta hi yanlmamtr, n
k filozof, tragedyay yalnzca, trn katkda bulunduu dzen a
sndan grmektedir. Tragedya sanat, kesinlenmeyi, pekitirilmeyi,
korunmay hak eden ne varsa onu kesinlemekte, pekitirmekte, ko
rumaktadr.
Platon ise tam tersine, gerek zaman gerekse anlay asndan,
bunalma daha yakndr. Onun Kral Oidipus'ta okuduu ey, byk
kltrel ayin geleneklerinin soylu ve dingin dzeni deil, farkllkla
rn sarslmasdr, trajik simetridir, fazla ayinsel ve biimsel yorumla-

424

1OOET VE KUTSAL

r dlayan her eydir; Wilham Arrowsmith'in dedii gibi, trajik


"burga"5 adn verebileceimiz her ey. Platon'un drama dmanl
n gdmleyen ise, elikili bir biimde, trajik esinle olan bu do
rudan iliki, bu keskin zekadr. Platon tragedyada, her tr toplum
sal deerin o bulank ve korkulas kaynana alm -yine korkula
s- bir kanal, kentin ta temellerine kadar sorguland bir karanlk
gryordu. Kral Oidipus'ta kamunun dikkati , topluluun kathar
ma'sn dar atndan ok, airin ve iirin bazen yannda yer ald

katharma'ya evrilme eilimindedir. Tragedya airi, ou modern


entelektel gibi , lmekte olan kentin eski birliine yeniden kavu
mak iin bo bir abayla sinesinden att her ne varsa, belirsiz bir
iyilikseverlik iinde, kendini ona adamaktadr. air, kukulu dava
lar benimsemedii durumlarda da, eskinin saygn sylencelerini,
kukulu bir gidiat kazandrarak yeniden anlatmaktadr. Platon'a
gre kenti ykcla kar savunmak iin, zararl ruhlar dar at
mak, Sophokles'i Oidipus'un yanna srerek onu da katharma ya da

pharmakos yapmak gerekmektedir.


Aklc ve insanbilimci eletiri tm bunlar alglayamyor; kendini
belirli trden bir krlemeye kaptnp, deyim yerindeyse "anlamn
anlam" ynnde, yani trajik esinin, farkszlam iddetin tam tersi
ynde i grmeye alyor. Tm farkllklar glendirip pekitiri
yor, bylece iddetin ve kutsaln yeniden ortaya kabilecei tm
aralklar tkyor. Uzun erimde ylesine baarl ki her tr anndnc
erdemi ortadan kaldryor; dolaysyla, sonuta "kltrel deerler"
gibi yavanlklara, salt bilgisellie ya da snflamacla dyor. Ele
ald yaptlar insann temel dramna, iddet ve bar tragedyasna,
her tr aka ve her tr nefrete yabanc klarak sonuta kendi knad
akm kendisinin byttn, iddeti kentin orta yerine getirdi5 William Arrowsmith, "The Criticism of Greek Tragedy",
Tulane Drama Review, IIJ, 3 (Mart 1 959).

T M AY1 N LER1N B1 RL1G1

425

gini gremiyor bu eletiri. Bakkhalar'daki dehete duyarl tek bir yo


rumla karlaamyonz.6
6 Eskil ve modern insan bilimleri dnyasn, eski! ve hatta klasik dnem
Yunan kltrnn korkun ynlerini azmsamaya, hatta tmyle
bir yana itmeye ynelten yordamlarn yakndan incelenmesi gerekir.
Henri jeanmaire'in Dionysos'u bu konuda bize yol gstermektedir:
Bu korkun ynn yalnzca ok ender rastlanan tanklklar yoluyla
tahmin edilebilmesi tmyle rastlantsal bir durum saylamaz. Din ve
tanrlar konusunda benimsedii anlayta, zellikle edebiyatn,
sanatn ve felsefenin sayesinde, kkeni barbar bir gemie kadar
uzanan dinlerin ounda ikin olan acmaszlk temellerine kar
tavr almas, Yunan dehasnn onur hanesine yazlmaldr. Genellikle
insanlarn (zellikle de gen kzlarla ocuklarn) kurban olarak
sunulduu yorumunu karmamz kanlmaz olan mitoslar, barbar
gemiin gerekliine tanklk etmeye yeterlidir. Ancak, balca
kltr odaklarndan uzaklar uzaklamaz yerel uygulamalarda ve
geleneksel ayinlerde bunlardan hayli iz kalm olduunu
kendimizden gizlemenin anlam yoktur; alkanlk, bir tr utangalk,
uzak blgelerde olup bitenlerin bilinmemesi, Helenizm tasavvurunu
yalanlayan bir eylerden sz etmekteki isteksizlik, bunlarn tm,
sz konusu izlerin stnn rtlmesine katkda bulunmutur.
Pharmakos'larn dar atlmas dolaymyla hkm sren acmaszlk,
o zavall yaratklara yaplan gnah keisi muamelesi, tm bunlar,
Perikles ve Sokrates zaman Atina'sndaki yaygn uygulamada belki
artk rktcln epey yitirmi durumdayd; ancak, her zaman
byle olmadn da seziyoruz, nk szgelimi, Helenizmin snrlar
iinde, Marsilya ya da Abdera'da, denize atlan ya da talanarak
ldrlen pharmokos'lardan sz edildiine rastlyoruz.
nanlr tanklklara baklrsa, IV. yzylda bile Arkadia'nn merkezi
bir yerindeki Lyceum Da'nda yaplan baz dinsel trenlerde ayinsel
yamyamla ve kk ocuk eti yeme edimlerine rastlandn kabul
etmek zorundayz.
Bu dnceler bize, zor bir soruna kesin bir zm getirme savnda
bulunmakszn, kanl kurban sunumu karsndaki tiksintilerini
gerekelendirmek iin yerel ve derinlemesine bilgi dolu yaptlar
derlemi olan filozoflarn yazlarndan yararlanan Hristiyan yazarlar

426

1 DDET VE KUTSAL

Her byk yazar klieleri yerle bir eder ve edebiyatla ilgili tm


savlarn belirsizliklerle dolu olduunu ortaya karr. rnein, Mil
ton, Samsan Agonistes'in nsznde, Aristoteles'te bulunmakla bir
likte silik kalan en kukulu yn ortaya kararak katharsis kuram
n yeniden ele alyor. Hastalkla dermann aynln, yattrc doa
rneinden yararlanarak vurguluyor Milton kukusuz; ne var ki,
dikkatli baklar iin doa rnei, kopya/ikizleri gizledii kadar aa
da vuruyor ve onlara, gerek Milton'un yaptlarnda gerekse bir l
ye kadar btn gerek dramatik yaptlarda su yzne kma olana
veriyor:
Eskiden yazld biimiyle tragedya, tm iirlerin en ciddisi , en
ahlaksal ve en yararlsdr. Bu nedenledir ki Aristoteles tragedya
nn, taklit ettii acma, rknt , korku ve bunlara benzer tutkulatara[ndan paganizme kar giritikleri polemiklerde kullanmak zere
ge de olsa derlenmi olan bilgileri hafe almama hakkn
vermektedir. Bu bilgiler Dionysos'a insan kurban edildii konusunda
birleiyor . . . Lyctos'ta Zeus'a insan kurban etme geleneinin srm
olduu belirtiliyor. Salamis Sava ncesinde bir bilicinin srar ve
Themistokles'in rzasyla kurban edilen iki gen Persin adal
Dionysos'a balanmas dikkate deer bir durumdur. Bu olgunun
tarihsellii kesin deil, nk yalnzca ge dnem tarihilerinden biri
tarafndan kayda geirilmi durumda. Herodotos da bu konuda bir
ey sylemiyor. Geri blgenin eski! tarihi konusunda bilgili ve bilgi
edinebilen bir tarihi sz konusudur; Herodotos'un bu konudaki
sessizlii ise saknml olmay semesinden kaynaklanm olabilir.
stnde durmakta olduumuz konunun nemli elikilerinden biri,
baz Dionysos inanlarnda arkaizm izleri bulunduu biimindeki bu
gzlemin, ne denli eksik olursa olsun, bylesine ok zellik
atfedilmi, bylesine eitli ama birbiriyle bazen sanldndan daha
balantl klklarda grnm olan bu tanrmza Atina tiyatrosunun
tanrs gibi parlak bir sfat, sonra da, Helenistik dnemde, tiyatronun
ve tiyatrocularn t anrs sfatn kazandran koullarn incelenmesine
yararl bir balang oluturmasnda yatmaktadr. (s. 228-30)

TM AYIN LERI N B1RLIGI

427

n okurda ya da izleyicide de yaratp ynlendirmek yoluyla zihin


leri bu tr duygulardan arndnp bir tr hazla yattrarak ll
kld iin gl bir iir olduunu sylemitir. Doa da Aristote
les'in tezini dorulayan ilemlerden yoksun deildir: Dolaysyla
Fizik'te melankoliye kar melankolik ton, eki mizalara kar ek
i, tuzlu mizalara kar da tuzlu tonlar kullanlmtr.
Hi kukusuz, Platon-Aristoteles trnden her kartl ahlak
modernliin tekanlaml kalplanna kapatmaktan, farkllklar byle
sine kemirip bizi sanata, felsefeye, politikaya artlar ve eksiler dat
maya zorlayan kat dlamalara kaplmaktan kanmak gerekiyor.
te yandan, her anlaml tavrn ayinleebilecei de unutulmama
l. Platon ile Aristoteles arasndaki ztlk istisna oluturmayp, o za
manki komu ayin sistemlerinin birbirine zt zmler benimsedii
ni anmsatyor; rnein, yorumlanacak btnn ayn ynyle -sz
gelimi ensestle- ilgili olarak, bu sistemlerden bazlar zorunlu klma
zmn benimserken dierleri ensesti dehet iinde reddetmitir.
Platon'un tavr, ktcl ynlerin iflah olmaz bir biimde ktcl
kaldna inanan ve bunlarn en kk izlerini bile yok etmeye al
an trden ayin sistemlerine benziyor; Platon trajik dzensizliin,
trajik iddetin, uyum ve dinginlikle eanlaml duruma gelebilecei
ni kabul edememitir. Aristoteles ve onun ardndan da psikanaliz de
dahil btn bir Bat kltr tarafndan belli bir "kltrel deer" at
fedilecek olan baba katli ve ensest kprtlarn Platon'un dehetle
reddetmesi buradan kaynaklanr. Gnmzdeyse diyonizyak ta
knlklar geleneksel bir akademik alma konusundan ibarettir; en
cretkar kkrtmalann, en "rktc" rezaletlerin en kk bir et
ki gc yoktur artk. Bu, iddetin bizi tehdit etmedii anlamna gel
miyor; tam tersine. Kurban sistemi bir kez daha sonuna kadar an
m durumda. Bu nedenledir ki, aa karlmas da olanakl duru
ma geliyor.

428

S 1OO ET VE KUTSAL

stikrarl bir ztlk ya da istikrarl bir farkllk buldugumuza inan


dmz an, bu ztln tersine dnmekte olduunu da fark ediyo

ruz. Platonculugun trajik iddeti reddetmesi bal bana iddete da


yal bir tavrdr, nk bu tavnn kendisi de yeni bir dan atma edi
mine, airin kentten atlmasna dnr. Platon, edebi ve ahlaksal
tartmalarn ardnda rtk olarak aire ynelttii gerek sulamalar
bakmndan, airin dman kardei tanmna, tm gerek kopya/ikiz

ler gibi kendisinin de farknda olmad o kopya/ikiz tanmna uy


maktadr. Platon'un, dinsize el srerek kirlenmek istemeyen kentin
kendi kendisine iddet uygulamasn istedii Sokrates'e duyduu
sempati, Sophokles'in kendi phannakos-kahramanna duyduu sem
pati kadar kukuludur. Tpk gnmzdeki gibi, trajediye doru
kaymakta olan her evrende karkahramandan baka bir ey kalm
yor ve gerekte herkes o anki hasm karsnda konumlanarak, z
deletii kente (rnein, Oidipus'la Teiresias'n Thebai'sine) srayla
ihanet ediyor. Sonuta dmanlk nedeniyle lmektedir kent; zel
likle de kentin savunmas ya da szde karlar birer maske, birer
dmanlk bahanesi olarak kullanld zaman.
Tm bu ikilemeler, biz onlar krmak iin boa aba harcarken
nlerinde olup biteni gitgide daha iyi gsteren tm bu aynalar, bize

polis'in [kentin] her gn biraz daha net bir biimde rdn an


latyor; tragedya balamn gitgide daha iyi anlyoruz, nk ayn
tr grngler ayn karikatrs biimlerle, yeniden, bizim aramz
da da gleniyor.
Felsefi metinler de tragedya gibi belirli bir dzyde hibir zaman
tam olarak baarya ulamad iin durmadan batan alan bir tr d
ar atma giriimi ilevini gryor. jacques Derrida'nn La Phannacie
de Platon/ Platon'un Eczanesi? balkl denemesinin parlak bir biim
de gsterdii ey budur bana kalrsa. Derrida'nn tantlamasnda
7 Tel Quel, 1 968.

T M AY 1 N L E R 1 N B 1 R L 1 G 1

429

pharmakon szcnn son derece aa vurucu olan kullanmlan


eksen alnmaktadr.
Platoncu pharmakon'un ileyii tam tamna insan-pharmakos'un
ileyiine benziyor ve benzer sonular veriyor. Szcn dayand
gereke, ayin gerei katledilmeden nce adil kent Atina'nn sokak
larnda dolatrlan o insan gnah keisinin maruz kald iddetin
gerekesi kadar zayf olsa bile, szck yine de sofiste gz boyama
ile iyi felsefe arasndaki belirleyici dn eksenini oluturuyor. Pla
ton Pharmakon'u sofistlere uyguladnda, ktcl karl olan ze
hir anlamn kazanyor szck. Buna karlk Sokrates'e ve onunla il
gili etkinliklere uygulandnda, iyicil karl olan derman anlam
n kazanyor. Derrida, her tr farkll silmeyi, reddetmekle birlik
te, ztln Sokrates ile sofistler arasnda Platon'un grmek istedii
farkll deil, ayn szcn kullanlmasnn dndrebilecei
karlkl oluu rttn ortaya koyuyor. reti ve tavr farkll
, iddetin iki tarafll iinde eriyip gidiyor. Farklln temelleri,
gerek verilerin altnda yatan simetriyle, gerekse pharmakon szc
nn bylesine aklayc, hatta biraz safdil biimde kullanlmas yo
luyla gizlice sarslyor. Bu szck, ktcl iddeti, felsefe kentinden
keyfi bir biimde atlan bir kopya/ikizde odaklyor. Platon'un ardn
dan tm felsefi gelenek, Nietzsche'ye gelinceye dein, burada vaze
dilen mutlak farkll sofuca kesinleyip duracaktr. Nietzsche'den
itibaren ise farkllk tersine dnecek, sonra da salnmaya balayacak
tr - belki de gelecein kendisine hazrlad silinmeye hazrlanmak
zere.
Platon'un pharmakon'u, Aristoteles'in katharsis'ine benziyor. lki
felsefeci tam olarak ne dnm olurlarsa olsunlar, birer yazar ola
rak sezgileri anlan amaz bir biimde kendilerine etkileyici gibi ge
len, ama dpedz eretilemeli olan terimlere ynlendiriyor. ikisinin
eretileme kullanmlar da "masumane." Kurbansal nitelik tayan
tm yanl anlamalarn belirgin zellii olan trden bir masumiyet

1OOET VE KUTSAL

430

bu . Bizim burada kefettiimize inandmz gibi, eretilemelerin ve


nesnelerinin ardnda ayn srecin yatt ortaya kyorsa, eretile
menin sonuta hibir eyi yerinden etmedii, hep ayn ilemin y
rd, tm eretilemelerin ve birbirinin yerine konulabilen tm
nesnelerin ardnda, fiziksel ya da ruhsal, ayn iddetin ayn biimde
iledii ortaya kyor demektir.
Derrida'nn zmlemesi Platon'un yaptnda belirli bir szck
ten hareketle felsefi ilem olarak iddete dayal bir keyfi srecin
olutuunu etkileyici bir biimde gstermektedir. Sz konusu sz
ck byle bir olanak salyor, nk szck, kkeni bakmndan
ayn ilemin daha kaba ama sonuta benzer bir eitlemesinin ad.
Uzun ve birbirinin trevi olan kurbansal biimler dizisinde felsefi
adan, daha sonra da Bat dncesinin dier biimleri, rnein
toplumbilim ya da psikanaliz asndan "uygun" olan biim says
birden oktur. Ancak, benzersiz ve gerek bir olay vardr ki Bat d
ncesinin rettii tm evirilerde ve temel eretilemeli trevlerde
(bunlar gereklie uzanan uygulama alanlan bulup, etkileriyle tart
lmazlk kazandklarnda bile) kendini u ya da bu biimde hep ele
vermitir o olay.
Derrida, modem zamanlarda yaplan Platon evirilerinin, phar
makon un iki blml birliini yok ederek, baka bir deyile, der
'

man pharmakon ile zehir pharmakon'u evirmek iin birbirinden


farkl, birbirine yabanc iki terime bavurarak, kurucu ileme ait iz
leri gitgide daha ok sildiklerini gsteriyor. Bu silme almas Ben
veniste'in Dictionnaire des institutions indo-europeennes/ Hint-Avrupa

Kurumlan Szl dolaymyla belirttiimiz rnee benziyor. a


mzda bunun tam tersi yne doru bir hareketin baladna da dik
kat ekmek gerek: iddeti ve ileyiini gn na karma hareke
ti. Derrida'nn yaptlar bu hareketlenmenin temel nemdeki bir u
ra.

T0 M AY1N LE R1N B1R L1G 1

431

kumakta olduunuz deneme boyunca, kurucu iddetin azar


azar tm mitolojik ve ayinsel biimlere yayld varsaymn

grdk. VIII. blme geldiimizde sorgulamamzn henz yeterli ol


madn biliyorduk. lkame kurban mekanizmas ile ilk bataki sim
geselleme mekanizmas ayn eyse, o zaman btn bir insan kltr
leri dizisinde kkleri -hangi trden olursa olsun- iddete dayal oy
birliinde yatmayan, son zmlemede ikame kurbana bal olma
yan hibir ey yok demektir. Birer ayin trevi olan eitli kltrel et
kinliklerde salamasn yaptmz saptama budur. Dolaysyla var
saymmz yeniden ve bu kez ba dndrc bir biimde genilet
mek gereini duyuyoruz.
Yanlan nokta , tm kltrel biimleri, szcn dz anlamyla
kurban sunumunun yalnzca kk bir blm oluturduu, geni
letilmi bir kurbansallk kavramnn iinde toplamaktr. Bu genilet
menin keyfi olmamas iin, ayinlerde kurban ldrmenin yrrlk
ten kalkt ya da hibir zaman uygulanmad yerlerde bunun yeri
ni baka kurumlarn aldn ve o kurumlarn da kurucu iddete
bal olduunu gstermek gerekiyor. Szgelimi, bizim toplumumuz
gibi toplumlar ya da kurban sunumunun braklm olduu Antik
an son dnemlerini dnebiliriz. Okumakta olduunuz kitabn
I. Blm' bize bu vazgeme ile hukuk sisteminin kurulmas arasn
da skdan te bir bantnn bulunduunu dndrmt. Ancak,
bu karsama, ikame kurban bulgulamamzdan nce yer aldndan,
kurucu oybirliine dayanmyordu. Dolaysyla oradaki tantlama ar
tk yetersiz gelmektedir bize .
Bu boluun giderilmesi gerekiyor. Ceza sisteminin kkeninde
de kurucu iddetin bulunduu gsterilemezse, o zaman, yargnn
aklc trden bir anlamadan, bir tr toplum szlemesinden geldi
i ve insanlarn da tpk safdil rasyonalistlerin dnd gibi ken
di toplumsal yaamlarnn efendisi olduu savunulabilecek ve bizim
burada savunduumuz tez de tehlikeye decektir.

432

1DDET VE KUTSAL

Louis Gemet, Anthropologie de la Grece antiquel Antik Yunan Bu


dunbilimi'nde, Yunanllarda lm cezasnn kkenleri sorununu or
taya koyarak sorunu ikame kurban ile olan ba aa karan bir bi
imde yantlamaktadr. Biz bu benzersiz tantlamay aktarmakla ye
tineceiz. lm cezas, birincisi tmyle dinsel, ikincisi ise her tr
dinsel biimin dnda olmak zere, birbiriyle ilikisiz grnen iki
biimde uygulanagelmitir. Dinsel olan:
. . . kirleri yok etme yntemi gibi iliyor. . . Bu ceza, yeni dklen bir
kann sorumluluunun bazen (en azndan talanarak ldrlme
durumunda) eriyip yok olduu toplulukta, anndnc bir kurtulu
olarak ortaya kyor. iddet yoluyla dan atma edimine, aalk
ve lanetli bir topluluk mensubunun dar atlmasna, elik eden
bir fikir var: devotio [adanma] . Gerekten de, ldrmek burada bir
iyilikseverlik edimi gibi grlmektedir: Antik hukukta, yasad
kiinin katledilmesiyle temizlie halel gelmeyecei ynndeki h
kmler ya da Germen hukukunda bu tr cinayelleri grev sayan
hkmler anmsansn . . . te yandan, byle durumlarda ldrlen
de tam bir dinsel ilevi yerine getirmi olmaktadr. Ayn biimde,
ldrlen kral rahiplerin ilevine benzeyen ve suluya Roma'da
homo sacer (kutsal kii), Yunanistan'da ise pharmahos ad verilme

sinin de tanklk ettii bir ilevdir bu .8

Burada lm cezas kurucu iddetin ayin niteliindeki bir deva


m konumunda; metin o kadar net ki herhangi bir yorum gerekmi
yor. Ekleyeceimiz tek nokta u: Yine Louis Gemet'ye gre , metin
lerde sk sk sz edilen bir dier ceza da sulunun genellikle ken
tin sokaklarnda aalayc bir ayin alay sonrasnda tehir edilmesi
dir. Gemet'nin alntlad Glotz, bu ayin alayn katharma ayinine
benzetmektedir: Platon, Yasalar'n dokuzuncu kitabnda (855c), rB Louis Gerner, "Sur l'execution capitale",

(Maspero, 1 968) iinde, s. 326-7.

Anthropologie de la Grece antique

T M AY1 N lE R 1 N B 1 R l1 G1

433

nek kent devleti iin "sulularn aalayc bir biimde . . . lke snr
larnda tehir edilmesi"ni salk vermitir. Gemet'nin bu "snrlara
pskrtme" iini ok anlaml bulurken gsterdii nedenler bizi ika
me kurbana ve trevlerine gtrmektedir:
Dinsel anlamdaki cezalandrmada kendini gsteren eilimlerden
biri, bertaraf etmektir; szcn kkeni zellikle nem tadn
dan yle demeliyiz: zellikle de snr dna [te tarafa) atmak yo
luyla bertaraf etmek. Bylece gnahkann kemikleri snr d edil
dii gibi, Platon'un anmay unutmad nl bir dinsel yordam
uyarnca, insan lmne neden olmu cansz nesneler ya da insan
ldrm hayvanlann ls de dan atlmaktadr.9
lm cezasnn ikinci uygulanma tarznda biim eleri en aza
indirilmitir ve herhangi bir dinsel yan yoktur bu elerin. Belirgin
zellii olan teklifsizlik nedeniyle Amerikan "westem"lerinin snr
koruma "adalet"ini anmsatan bir apagoge'dir (srgn edimi) bu.
Gemet bu edimin zellikle sust durumlarnda geerli olduunu
ve her zaman topluluk tarafndan resmen onaylandn ne sryor.
Yine Gemet'ye gre, sulular ou durumda yabanc, yani lmleri
topluluk iinde sonu gelmez intikamlara yol ama rizikosu tama
yan kiilerdir; byle olmasa, sust yakalanm olmalar bu tr bir
lm cezas iin yeterli olmazd.
Bu ikinci infaz tarz, biimi asndan, daha dorusu biiminin
olmay asndan ilkinden ok uzaksa da, tmyle balantsz da
saylamaz kukusuz. lkame kurbann dinsel biimlerin olumasnda
oynad rol saptandktan sonra, burada bamsz bir "kurum" gr
mek olanakszlayor. Her iki durumda da kurucu oybirlii ileyi
halinde: llkinde lm cezasn ayinsel biimler araclyla ortaya 9 Glotz, G . , "Solidarite de la famille dans le droit erimine(", s. 2 5 .
Aktaran: Gernet, "Quelques rapports entre l a penalite e t l a religion dans la
Grece ancienne'', agy . , s. 288-90.

S1 DD ET VE KUTSAL

434

kanyor bu ileyi, ikincisinde ise bizzat kendisi ortaya kyor; zorun


lu olarak zayflam ve gerilemi bir tarzda (nk baka trl hi
kamazd ortaya) ama, yine yaban ve kendiliinden olmak zere. Bu
tarz, azar azar sistemletirilip yasallatmlm bir tr lin olarak ta
nmlayabiliriz.
Her iki durumda da yasal ceza kavramn kurucu mekanizmadan
ayrmann olana bulunmuyor. Kavramn kkleri, kendiliinden
oluan oybirliine, btn topluluu tek bir sorumluyu hedef alma
ya ynelten o kar durulmaz inanca kadar uzanyor. Dolaysyla,

rastlantsal bir nitelii var yasal ceza kavramnn. Dinsel olanla tam
anlamyla hukuksal olan arasnda yer alan pek ok ara biimde
(zellikle ortaadaki gibi ikenceyle sulu bulma biiminde) aka
kendini gsterdiine gre , her zaman bilinmeyen bir ey olarak da
kalmam bir niteliktir bu.

artmadaki tm ynlerden gelen elerin gsterdiklerine uya


rak aka dile getirmemiz gerekiyor artk: Son derecede eitli

olan grnn ardnda, yalnzca tm mitolojiler ve tm ayinler


arasnda deil, dinsel olan ve olmayan btn bir insan kltrnde
bir ortak yn var ve bu ortak yn btnyle, her zaman ileyi ha
linde olan tek bir mekanizmaya bal. Her zaman ileyi halinde,
nk hep bilinmeden kalm olan, topluluun ikame kurbana kar
oybirliine varmasn kendiliinden salayan mekanizma.
Bu genel varg yle an, hatta yle ipe sapa gelmez grnebilir
ve grnmelidir ki belki geri dnp, temelinde yatan zmleme
trne yeniden eilmek ve buraya kadar olan yorumlann uzants
olarak, tm kurban ayinlerinin oluturduu btn ve bu ayinlerle
grnrde ayinle ilgisi olmayan kurumlar arasndaki kesintisiz s
reklilii yeniden kantlayabilecek son bir rnek vermek yararl ola
cak. Kukusuz, belirli bir kurum sememiz gerekecek ve biz bu se
imi insan toplumlannn rgtlenmesinde ilk bakta olabildiince

TM AYINLERI N B1R L1GI

4 35

temel nitelikli gibi grnenler arasndan yapacaz: Monari kuru


mu; ve pek ok toplumda merkezi idare gibi bir eyin var olmasn
olanakl klmas asndan da, genel olarak her tr hkmranlk,
tam anlamyla siyasal olan her tr iktidar tr .
Afrika monarilerine ilikin aklamalanmzda, ayinsel ensesti,
yani kurumun en arpc, en sansasyonel zelliini fazlaca yaltlama
nn bizi yanltabileceini gstermitik. Ayinlerdeki ensestin bam
sz bir grngyrn gibi yorumlanmasna alldka kanlmaz
olarak u ya da bu psikolojizme dlmektedir. Birinci plana aln
mas gereken, kurban edimidir burada. Her ey kurban sunumu
evresinde yorumlanmaldr; kurban sunumu bizde ayinsel ensestin
uyandrd merak uyandramayacak kadar ok rastlanan bir g
rng olsa bile.
Kurban sunumu, ayin gelenekleri iinde en yaamsal ve en temel
olandr. En sradan ayin de odur. Bu nedenle, tmden yok olabildi
i gibi, gelenein evrimi srasnda, modern yorumlar gelip kkenini
silme ilemini tamamlamadan nce bakalaabilmektedir de .
Bir zellik ne kadar tuhaf grnr, ayrt edici yn bize ne ka
dar arpc gelirse, asl balamna yerletirmeyi baaramadmzda
bizi o balamdan saptrmas rizikosu da o kadar yksek oluyor. Bu
nun tersine , sk rastlanan zellikler, kendilerine bal kalnmasn o
lde hak ediyor ve bizi aslolana gtrmeleri olasl da o lde
daha yksek; balangta iyi snflandnlamam olsalar bile.
Daha nce, ayn ayin kategorisi iindeki iki eitleme arasnda
gz alc ztlklar bulup incelemitik. rnein. festival ve bizim kar
-festival dediimiz ey; ya da, ayn krallk ailesinde ayn derecede
sk olan ensest ykmll ve ensest yasa . Bu ztlklann buna
lmlar konusunda gr aynlklanna yol atn grmtk. Bura
daki ayin gelenei ktcl iddetle iyicil iddetin temelde birletii
ni kabul etse bile, pratik adan anlalr nedenlerle ikisi arasnda
farkllklar saptamaya almaktadr. Bu aba ise ister istemez keyfi

436

S1DDET VE KUTSAL

olacaktr, nk ktcl olann tersine evrilmesi dorua vard


ana rastlamakta, bir anlamda, iyicil iddet ktcln dorua varma
snn rn olmaktadr.
Daha nce de saptadmz zere, komu ayin gelenekleri arasn
daki kkl ztlklar, gz alc olduu kadar, son kertede temelsizdir
de. Filanca halkn krallk ailesine ensest ykmll getirmesine
karlk komu halkn ayn konuda yasak koymas olgusuna byk
nem verip szgelimi geleneklerden birinin korkudan donup kal
m, dierininse en neeli biimde "i boaltan" fantasmalardan ol
duu vargsna ulaan bir gzlemci adamakll yanlacaktr.
Ayn ekilde grdk ki, byk ayin kategorilerinin zerklii yal
nzca grnrdedir. Bu zerklik de kurucu mekanizmann farkl bi
imlerde yorumlanmasndan kaynaklanmaktadr: Ayin gelenekleri
kendi yorum tarzlarnda hibir zaman "on ikiden vurmadklar" iin,
kanlmaz ve sonsuz sayda olabilen yorumlardr bunlar. Baka bir
deyile buradaki saysal okluk, baarszlktan ileri gelmektedir. Mi
toslarn hep nian alp hibir zaman vuramadklar anlalmadka,
bu okluu birlie indirgemenin de yolu yoktur.
Yrrlkteki yntemleri kullanan modem aratrmann aklna,
Afrika monarileri, Tupinamba yamyamlar ve Azteklerin baz kur
ban sunumlar gibi birbirinden ok farkl olgular arasnda yaknlk
kurmak gibi bir fikir gelmiyor.
Azteklerdeki kurban sunumlarnda, kurbann seilmesiyle ld
rlmesi arasna belirli bir sre konulur. Bu sre iinde kurbann ar
zularnn karlanmas iin elden gelen her ey yaplr; kurbana tap
nlp ayaklarna kapanlr, elbiselerine dokunmak iin yar edilir.
Kurbana "gerek bir kutsal varlk" gibi davranldn ya da kurba
nn "bir tr onursal krallk" yaadn sylemek abartl olmaz. Tm
bunlar, ksa bir sre sonra kurbann aniden ldrlmesiyle sona
erer. . .
Tupinamba mahpusu, Aztek kurban ve Afrikal kral arasnda

T M AY1 N L E R 1 N B 1 R L1 G 1

437

dikkat eken baz benzerlikler var: Her nde de kurban hem y


ce hem alak, hem saygn hem dk bir konumda. Ksacas, olum
lusu ve olumsuzuyla hep ayn eleri grmekteyiz bu rneklerde;
yalnzca oranlar bakmndan farkllk gsteren eler.
Tm bu benzerlikler yine de aralarnda tam bir yaknlk kurama
yacamz kadar belirsiz ve snrl kalyor. rnein, Aztek kurbann
yararland ayrcalklar, Afrikal kraln kulland gerek ve kalc si
yasal iktidarla aralarnda herhangi bir benzerlik kurulamayacak ka
dar geici, edilgin ve trenseldir. Tupinamba mahpusu iin de ayn
ey sylenebilir: Onun durumunu "kral gibi" diye niteleyebilmek
iin gerekten de biraz fazla d gc ve gereklik karsnda tam bir
kaytszlk gerekir. Benzerlikler, belirgin olduklar noktalarda bile bu
kurumun en gze arpan zellikleriyle ilgili olmadndan, sz
konusu grng arasnda kurduumuz yaknln hi iler tutar
yeri yok gibi grnebilir. Gerekten de bu kurumun en gze ar
pan, zel birer fizyonomi kazanmalarn salayan zellikleri, Afrika
l kraln ayinsel ensesti, Tupinambalarn insan yemesi, Azteklerinse
insan kurban etmesidir. Daclar Mont Blanc ile Himalayalar'a ayn
anda hep birlikte trmanmay ne kadar dnrse gnmz uzman
larnn da ayn anda hep birlikte trmanmay o kadar dnecekleri
bu ok etkileyici budunbilimsel abideleri, bu sivri doruklar belirli
bir geveklikle birbiriyle balantlandrdmz iin izlenimcilik ve
keyfilikle sulanmamz tehlikesi hayli yksektir. Bu kez son dnem
lerde yaplan aratrmalarla ortaya konan ezamanl btnlkleri he
saba kattmz grlmeyecek, Frazer'a ve Robertson Smith'e doru
gerilemekte olduumuz sulamasnda bulunulacaktr.
Saknml budunbilimci, bu noktada, nasl ki kedi kediyse, kur
bann kurban, kraln da kral olduu biimindeki binlerce kez do
rulanm retiye tutunacaktr. Baz krallarn kurban olarak sunul
mas ve baz kurbanlarn "krallar gibi" muamele grmesi olgusu
sempatik bir ilginlikten, elenceli bir elikiden teye gitmeyecek,

438

S1 DDET VE KUTSAL

bunlar stne dncelere dalma ii, eletiri alanndaki uslu Tom


Amcalarn korumasnda efendi efendi birtakm edebiyat gettolarna
kapatlm olan William Shakespeare gibi parlak ve hafif zekalara b
raklacak, o Tom Amcalarsa bilimin pek ala pek gzel, ama edebiya
tn, gereklikle hibir ilikisi bulunmadndan daha da iyi olduu
nu her sabah koro halinde yineleyeceklerdir.
Bu saknmlln kavramaya susam ruhlar iin pek de heyecan
verici olmadn itiraf edelim. Ancak, bu tavr, ortalkta hi birleti
rici varsaym bulunmad srece savunulabilir olarak kalyor. "G
nah keisi" trnden grnglerin ardnda, belirsiz birtakm ruhsal
plasebo'lar, o klorozlu birtakm "sululuk karmaa"lar ya da "psika
nalizin bildik kld" durumlar deil de her tr kltrel birlemenin
o mthi temeli, tm ayin geleneklerinin ve dinsel inanlarn kayna
yatyor olabilir mi diye dnmeye baladnzda, durum bt
nyle deiiyor. ayinsel kurumumuzun arasndaki farkllklar
dokunulmazln yitiriyor bylece. Bu farkllklarn, karbon monok
sidi sodyum slfattan ayran farka hi benzemedii kyor ortaya.
Bunlar, nce yitirilip sonra tek ve ayn mekanizma sayesinde yeni
den bulunan toplumsal birliin farkl toplumdaki farkl yo
rumlanma ve sahneye konma biiminden kaynaklanan farkllklar
dr. Burada Tupinamba mahpusunun tuhaf ayrcalklar ve Aztekler
de kurbana duyulan gerek hayranlk doyurucu bir aklamaya (
ayin gelenei arasndaki farkllklar kadar benzerliklerin de zle
bildii bir aklamaya) kavutuu gibi, ayinlerde ar basan zellik
ler de en sonunda anlalp aralarndaki ortaklk aa karlabiliyor.
zmlememiz okurun kukularn gideremediyse ve ayin
gelenei arasndaki farkllk hala almam grnyorsa, bu farkll
n her zaman ok sayda ara biimle doldurulabileceini gstermek
10

plasebo: Aratrmalarda gerek ilacn yerine verilen kimyasal adan etkisiz,


_
tbbi veya farmakolojik etkisi bulunmayan "eker hap" gibi madde.
(Seluk Budak, Psikoloji Szl , Bilim ve Sanat Yay.) - .n.

T M AY 1 N L E R 1 N B 1 R L 1 G 1

439

olanakldr. Bu ara biimler eninde sonunda, birbirinden en uzak,


en farkl grnen ayin gelenekleri arasndaki farkn bile gerekten
byk olup olmad sorusunu yaratyor.
Kral ou toplumda var ama, ya kurban edilmiyor, ya da artk
edilmiyor. Kurbanlar hayvanlar arasndan da seilmiyor, belki de
henz o aamaya gelinmediinden. Kral temsilen, genellikle sulu
lar, uyumsuzlar, Yunanllarn pharmakos'u gibi snf d olmular
arasndan seilen bir insan kurban ediliyor. Sahte kral, kurban kesi
cinin bann altnda gerek kraln yerini almadan nce ksa bir s
re tahtta oturuyor. Bu hkmdarlk sresinin ksal ve hibir ger
ek yetkiyle donatlmam oluu bu tr ayin geleneklerini Aztek
kurbanlarna benzer klyorsa da, genel balam, kuku gtrmeye
cek bir biimde krallk balam olarak kalyor. Bu noktada Afrikal
kralla Aztek kurban arasndaki farkn silikletiini gryoruz, n
k buradaki kurban, hem birinden hem dierinden ald zellikler
le, tam ortada yer alyor.
Sz konusu sahte kral'n, lmyle gerekli sonucu salayaca bir
festivalde hkmdar yapldna dikkat edilmeli. Festival izlei ile
gerek ya da ikame bir kraln kurban edilmesi izlei, tpk Svaziland
"Incwala"sndaki gibi birbiriyle hep ilikili olagelmitir. Bunda aa
cak bir yn de yok, nk festival, zmn ikame kurban meka
nizmasnda bulmas anlamnda her zaman kurban bunalmn yeni
den retmekle yetinmekte, toplumsal birliin yeniden kurulmas ii
kiisel olarak kendisine yklenen ikame kurban, "kutsal", "kral",
"hkmdar" gibi alglanmaktadr. lkame kurban iin kullanlan tm
terimler, kral, hkmdar, gnah keisi vb, tm de birbirine uyar
land gibi, zellikle kavramaya alp bir trl tam olarak kavra
yamadklar o tek mekanizmaya, kurucu oybirlii mekanizmasna
uyarlanm olan birer eretilemeden ibarettir.
Ayin, ikame kurbann etrafnda hibir zaman halel getirilmeyen
bir yorumsal sreklilik ve silik bir resim oluturuyor. Dolaysyla,

440

iDDET VE KUTSAL

ayin geleneklerini aralanndaki farkllklara gre snflandrma aba


lan baarsz kalmaya yazgl. Tanmlan nasl yaplrsa yaplsn, iki
ya da daha ok ayin kategorisi arasnda kalan ayinler her zaman bu
lunacak.
Balangc oluturan olayn ayin biimindeki tm yorumlarnda
yer alan bir e var ki dier tm eleri nce glgede brakyor, da
ha sonra, kurucu iddetin ans uzaklatka, tmyle siliyor. Festi
vallerde bu e, grn ksmen deiiklie uratlm bir kurban
bunalmnn enlikli bir biimde anlmasdr. Daha nce de grd
mz zere, en sonda yer alan kurban sunumu zaman iinde ortadan
kalkm, kurban sunmann yan sra uygulanan ya da onun yerini
alan cin karma da zamanla yok olmutur. Bylelikle kurucu idde
tin son izleri de silinmitir. Ancak o zamandr ki modem anlamda
ki festival kavramyla kar karya gelebiliyoruz. Bu kurum, ancak
ayinsel kkenlerinden kopup uzaklatnda kltr uzmannn tan
yabilecei bir grng haline geliyor. Oysa kurumu en evrimlemi
biimiyle bile tam olarak zmlememiz ancak o kkenler sayesin
de olanakldr.
Ayin gelenekleri ne kadar canlysa ve ortak kkenlerine ne kadar
yaknsa, aralarndaki farkllklar da o kadar bulank ve snflandr
lamaz durumdadr. Bunlar batan beri var olan farkllklardr elbet
te, nk ikame kurbann birincil ilevi farkll yeniden yerine ko
yup deimez klmaktr; ne var ki ilk bata oluan farkllk henz
pek gelimemi, kendi evresindeki farkllklan da oaltmam du
rumdadr.
Kurucu iddetin zgn yorumunu oluturan ayin, karlkl ola
rak konumlanm eler arasnda, baka bir deyile kutsaln iyicil ve
ktcl ynleri arasnda bir ilk dengesizlik kurar nce . Zamanla ku
rucu gizden uzaklaldka bu dengesizlik azar azar artar; ilk denge
sizliin yaratt belirgin zellik gitgide daha ok egemen olarak di
er zellikleri arka plana atar, sonunda da tmyle darda brakr.

TM AYiNLERiN BIRLIGI

441

Bu noktada, rasyonalist gzlemci iyicil-ktcl balantsn dpe


dz mantksal bir "eliki" gibi alglayabilecek, kendini belirgin zel
likler ile belirgin olmayan zellikler arasnda seim yapma konu
munda sanacaktr. Belirgin olmayan zelliklerin zayflamas bu ras
yonalisti o zelliklerin fazlalk oluturduunu, iin iine yanllkla
kartn dnmek zorunda brakr. Unutulmadklar yerlerde de,
ortadan kaldrlmalar grev saylr o zelliklerin. Bir an gelir, gr
nrde birbirinin yabancs iki kurumla kar karya kalrz: Batl
"bilgi"nin ilkesi, doa bilimlerinin beceriksizce, kaslarak taklit edil
mesinin meyvesi olan o eskimeyen farkllk statleri, kurumlar ara
sndaki aynl fark etmemizi engeler. Bu engel ylesine etkilidir ki
tm ayin geleneklerinin ortak kkenini ortaya karmak ynndeki
abalarmn fantezist ve "znel" olduuna, aralarndaki fark gre
mediime hkmedilecei kesindir.
Afrika monarisinin krallk ailesindeki ensest, kurban sunumuna
tabi klnm olmas nedeniyle, monarinin kkeni asndan da,
"monari kurumu"na gei evrimi asndan da temel bir nem ta
myor. Byle bakldnda monarinin temel zellii, nceleri yalnz
ca bir kurban aday olan kiiye yakn gelecekte lecei iin tannan
yetke oluyor; gelecekteki lmn etkisi her seferinde geriye doru
iliyor. Zaman getike, yetke de istikrar ve kalclk kazanyor, yet
kenin kart olan zellikler nemini yitiriyor. Asl kraln yerine,
hayvan ya da insan, bir baka kurban konuluyor. Yce yetkenin ter

sini oluturan ne varsa (yetkeye kar gelinmesi, bunun sonucu olan


aalanma, ktcl iddetin kii olarak kralda odaklanmas, kurban
cezas) bunlarn tm ieriksiz birer "simge"ye, gerekd birer ko
mediye dnyor, ksa ya da uzun bir sre sonra da ortadan kalk
malar kanlmaz duruma geliyor. Ayinsel kaltlar, bcein evrimi
ni tamamlayncaya dein azar azar koptuu ama hep azck bal
kald kabuk kalntlar gibi. Kutsal krallk bakalaarak, salt siyasal
bir iktidarn sahibi olan dz krallk biimini alyor.

442

1DDET VE KUTSAL

Fransa'daki Eski Rejim [devrim ncesi --.n.] monarisine ya da


gerekten geleneksel olan herhangi bir krallga bakarken kendi ken
dimize u soruyu sormak zorundayz: Krallkla ilgili modem imge
lemimizi ilkel dnyaya yanstmaktansa, her eyi kutsal krallklarn
nda dnmemiz daha verimli olmaz m? Tannsa! hukuk, teba
ann itaatini salamak amacyla batan sona uydurulmu bir masal
deil. zellikle Fransa'da monari fikrinin yaam ve lm -kutsal
ayin gelenekleri, delileri, kraln bir dokunuta iyiletirdii sracalla
r ve elbet son duraktaki giyotiniyle- hep kutsal iddetin yapland
bir btn olarak kalyor. Kraln kutsall (yani kurbanla zdeli
i) gzlerden gizlendike, hatta kral soytarya yaklatka, bu kutsal
lk yeniden g kazanyor. Gerekten de, kraln en ok tehdit altn
da olduu durum budur.
Tm bu paradokslarn ustas, bizim zamanmza hayli yaklam
bir dnyadaki monari ilkesinin en kktenci yorumcusu olan Sha
kespeare, en ilkelle en modem arasnda yer alan boluu btnyle
dolduruyor sanki: Her iki dnyay da, bizlerin yalnzca birini bile ta
nyamadmz kadar iyi tanyor.

Richard II'deki byk sahne, tahttan indirme sahnesi, bir tr ter


sine ileyen ta giyme treni gibi. Walter Pater hakl olarak bu sah
neyi ters ayin olarak betimliyor: Kral neredeyse yar dinsel bir bi
imde ikame kurbana dnyor. Dmanlarn Yahuda ve Pila
tus'lara benzetiyor ama, ksa srede anlyor ki kendisini lsa ile bir
tutamaz, nk masum kurban kendisi deildir: Bir haindir o da,

kendisine kar zor kullananlardan hi fark yoktur:


Mine eyes are full of tears, l cannot see;
But they can see a sort of traitors here.
Nay, if l turn mine eyes upon myself,
1 1 Walter Pater, Appreciations (Londra, 1957),

s.

205.

T M AY1 N l E R 1 N B 1 R L1 G 1

443

l find myself a traitor with the rest;


For l have given here my soul's consent
T'undeck the pompous body of a king. . . (IV.i.244)
[Gzlerim yala dolu, gremiyorum . . .
Ama onlar bir hain grebilir burada.
Gzlerimi kendime evirebilirsem,
Ben de kendimi onlar gibi hain buluyorum;
Ruhum nza gsterdi nk burackta
Sslerinden soymaya bu kral bedenini]
Emst S. Kantorowicz, ortaa hukuk retisinde kraln ikili kii
lik yapsna ilikin, The King's Two Bodies/ Kraln iki Bedeni balkl in
celemesine bir II. Richard zmlemesi de katmay uygun grmt.
Yazar burada belki baka her yerde olduundan daha dikkate deer
lde su yzne yakn olan ikame kurban mekanizmasna ulaa
mam olsa da, Shakespeare'in hkmdarndaki ifte oluumu hay
ranlk uyandrc bir biimde betimliyordu:
Richard'daki hep ayn nitelikte ve hep ayn anda etkin olan ikile
meler -"Byleyim tek kiide ok insanm ben" (V.v. 3 1 )- Kral'da,
Deli'de ve Tann'da gizilg olarak bulunan ikilemelerdir. Zorun
lu olarak Aynada yok olan ikilemeler. "ikiz doum"un bu pro
totipi birbiriyle durmadan kesimekte, rtmekte, girimektedir.
Bununla birlikte, Gal Kylan sahnesinde (lll.ii) "Kral"n, Flint Ka
lesi sahnesinde (lll.iii) "Deli"nin, Westminster sahnesinde (IV.i)
ise ''Tanr"nn ar bast hissedilir, her aamada hem yol arkada
hem de antitez olarak lnsan'n sefaleti eliinde olmak zere.
Aynca, bu sahnede de ayn katmanlamayla kar karyayz:
Tanrsal krallktan kralln "Ad"na ve bu addan, insann plak
sefaletine giden bir katmanlama. 1 2

1 2 Ernst Kantorowicz, The King's Two Bodies (Princeton, 1 95 7) ,

s.

27.

444

iDDET VE KUTSAL

Belki biraz daha ileri gidip u soruyu sormak gerekiyor: Burada


sorun edilen ve yalnzca ikame kurbandan doabilecek olan ey,
"monari"nin tesinde, hkmranlk fikrinin ve her tr merkezi ikti
dar biiminin ta kendisi deil midir? Belki de toplumlar, en azndan
belirli bir noktaya kadar rtebilen iki ana tre ayrlmaktadr: Bir
yanda kanlmaz bir biimde ayinsel kkene dayanan, esas olarak
monarik bir merkezi iktidarn bulunduu toplumlar, te yanda
byle bir duruma rastlanmayan, toplumun merkezinde ikili denen
rgtlenmelerden, kurucu iddetin tam anlamyla siyasal olan her
hangi bir izinden eser bulunmayan toplumlar. Birinci tr toplumlar
da, bilemediimiz nedenlerle tm toplum her zaman ilk bataki kur
bann az ya da ok kalc olan bir temsilcisine doru ynelmekte ve
bu temsilci dinsel iktidar gibi siyasal iktidar da kendinde toplamak
tadr. Bu iktidar sonradan ikilese ve eitli biimlerde blnse bile
merkezileme eilimi srp gitmektedir.
Yapsal budunbilimin, bu tr, belirgin ve anlaml sayd ikili zt
lklarn artk bulunmad toplumlara fazla dikkat etmemesi ilgin
tir. "An ular" arasndaki ztlk iselletirilmi durumdadr burada.
Geri kralla deli arasnda ztlk biiminde dsallaabilmektedir, ama
bu da ikincil kalan bir dsallamadr.
Farkllklarn bylelikle kralda isellemesi "tarihsel" toplumlarn
son derecedeki istikrarszlna yansm ve bu durum da tragedya
ya ikame kurban azar azar farkllklarn kalclam bir bunalm
iindeki salnmna adanm bir insanln prototipi klma olana
vermi olabilir.

m dinsel ayinler ikame kurbandan, insanln dinsel ya da din


d byk kurumlar da ayinden kyor. Bu noktay siyasal ik

tidarla ilgili olarak saptadmz gibi, hukuki iktidarla, tedavi etme


sanatyla, tiyatroyla, felsefeyle ve budunbilimin kendisiyle ilgili ola
rak da saptadk. Byle olmas da gerekiyor, nk insan dncesi-

T M AY 1 N L E R 1 N B 1 R L 1 G 1

445

nin mekanizmas, yani "simgeletirme" srecinin kendisi de ikame


kurbandan kaynaklanyor. Bu tantlamalardan hibiri tek bana
alndnda inandrc olmasa da, aralanndaki yaknsama etkileyici
dzeydedir. O kadar ki, bu yaknsama, grnrde en "ocuksu" k
kenlerden gelen mitlerin dedikleriyle neredeyse tam olarak rt
mektedir; hani, insana yararl tm bitkileri, tm besin maddelerini ,
aynca din, aile ve toplumla ilgili tm kurumlan ilk bataki kurbann
bedeninden kartan mitlerin dedikleriyle. Ayin geleneinin kurucu
su olan ikame kurban, insanln kusursuz egiticisi olarak beliriyor
bylece, szcn kkenbilimsel anlamyla. 1 3 Ayin gelenekleri in
sanlan azar azar kutsallktan dan kanp iddetten uzaklatryor.
nsanlara kendi iddetlerinden kurtulma olana salyor ve insanlk
lann tanmlayan tm o kurum ve dnceleri kazandryor onlara.
Kken mitoslarnda bulduklanmz, biraz farkl bir biimiyle
Hindistan'n kurban konulu byk metinlerinde de buluyoruz:
Tannlar ilk bata kurban olarak bir insan ldrdler; ldrlenin
ayin deeri kap gitti, gidip bir atn iine girdi; tannlar kurban
olarak bir at ldrdler; ldrlenin ayin deeri kap gitti; gidip
bir inein iine girdi; tannlar bir inek ldrdler; ldrlenin ayin
deeri kap gitti, bir koyunun iine girdi; tannlar bir koyun l
drdler; ldrlenin ayin deeri kap bir keinin iine girdi. Ke

iyi ldrdler. ldrlenin ayin deeri yere girdi; yeri kazdlar,


arayp buldular; bulduklan pirin ve arpayd. lte bugn bile bun
lan bulmak iin topra kazyoruz. 1 4
Durkheim, toplumun bir btn olduunu ve bu btnln her
eyden nce dinden geldiini ileri sryor. Bu sav ne bir malumu
13 Franszcadaki Latince kkenli "education" szcnn kkenine
gndermede bulunuyor burada yazar. "E-ducation", k(ar)makla (ed/uco)
ayn kkten geliyor. -.n.

14 Gatapatha-Brahmana, 1, 2 , 3 , 6-7, Sylvain Levi, La Doctrine du sacrifice

dans les Brahmanas (Paris, 1 966) iinde, s. 1 36-8.

446

i D D E T V- E K U T S A L

ilam olarak alnmal, ne de bir savn kant saylmas olarak. Dinsel


inancn toplumsal e iinde eritilmesi ya da toplumsal enin din
sel inanta eritilmesi anlamna da gelmiyor bu sav. Durkheim bura
da insanlarn kltrel dzlemde bulunduklar durumu dinsel inan
erevesinde yer alan bir eiticiye borlu olduklarn hissediyor. Za
man ve uzam kategorilerinin bile dinsel inantan kaynakland sa
vnda olan Durkheim, ne denli hakl olduunun farknda deil , n
k iddetin insan toplumlarnn oluumuna ne mthi engeller
kardn kavramyor. Bununla birlikte, baz noktalarda bu gzle g
rlmez engele dayanarak Hegel'den daha doru hesaplar yapyor.
Oysa haksz olarak, sz konusu engeli ilk fark edenin Hegel olduu
dnlr hep.
Dinsel inan her eyden nce iddetin insan toplumlarnn yara
tlmas asndan oluturduu byk engelin ortadan kalkmas anla
mna geliyor. Durkheim'n da fark ettii zere, insan toplumu "k
le"lerin "efendi"ler karsndaki korkusuyla (Hegel) deil, dinsel
inanla balyor. Durkheim'n sezgisini tamamlamak iin, dinsel
inan ile ikame kurbann ayn kapya ktn, topluluun ikame
kurbana kar ve elbette kurbann evresinde birlik oluturduunu
anlamak gerekiyor. Karlkl iddet koullarnda hem vazgeilmez
hem de insani adan olanaksz duruma gelen ama hibir efendilik
ilikisinin ya da hibir gerek uzlamann salayamad bir farkl
lam birlii ancak ikame kurban salayabiliyor insanlara.
lkame kurban rolnn, mekan dzleminde bile son derece so
mut bir biimde dorulanabilecei inancndaym. Hakikatin bizzat
topluluklarn yapsnda, her eyin k noktas olan merkezi nokta
larda kaytl olduunu dnmek iin her tr neden var. Arkeolojik
kazlarn en azndan bir blmyle dorulad zere, bu merkezi
noktalar hemen her zaman zgnlnden nsel bir kuku duyma
mamz gereken bir kolektifliin simgesel yerini oluturuyor.
Bu yerler, Yunanistan'da, baz kahramanlarn mezarlar, ompha-

T M AY1 N L E R 1 N 8 1 R L1 G 1

447

los, agora ta ve son olarak da polis'in tam anlamyla simgesi olan o


ortak yurt, yani Hestia'dr. Louis Gemet'nin bu simgesel yerleri ko
nu alan denemesi, tmnn ikame kurbann sunulduu ya da su
nulmu kabul edildii yerler olduuna inanmamza yeten, daha n
ceki zmlemelerimizin olmadan okunamayacak bir deneme
bizce.
Bu yerlerle balantl gelenekler ve onlarla ilikilendirilen ayinsel
ilevler hep kent devletinin kkenine kutsal lin edimini yerletiren
varsaym doruluyor. rnein, bu kitapta birka kez szn ettii
miz Bouphonia gibi belirgin bir biimde kurbansal olan biimlere ya
da kurallara kar gelenlerin tehir edilmesi ve phannakos'u anmsa
tan daha baka cezalar anlabilir burada. Dorudan doruya ikame
kurban varsaymyla ynlendirilmi bir aratrmann daha da arp
c veriler ortaya karmas ok olasdr.
Tm dinsel inan biimlerinin birer birliktelik merkezi olan bu
yerlerden doduuna, mezheplerin oralarda yerletiine, mekann
ve tarihsel zamansalln oralara gre dzenlendiine ve Durkhe
im'n anlad anlamda ilk toplumsal yaamn oralarda biimlendii
ne inanmak olanakl grnyor. Her ey orada balayp oradan yo
la kmakta ve oraya dnmektedir nk. Anlamazlk ba gsterdi
inde de her eyin orada olup bittiinde kuku bulunmamaktadr.
Anaksimandros'tan gnmze kalan, "Bat dncesinin en eski s
z" diye anlan o tek cmle de bu noktadan ve bu olaydan sz etmi
yor mu? Belki de baka eylerin yan sra yukardaki saptama ve ta
nmlarn aklc iyimserlik erevesinde kalmadn gstermek iin
burada o artc cmleyi alntlayp benimsememiz yerinde olacak
tr. insanlar, kendilerini ayinsel olandan dind kurumlara gtren
evrim ierisinde temel iddetten ve onun yaratt grntlerden git
gide daha ok uzaklayor ama, iddet ile olan balarn hibir za
man tam olarak kesmiyorlar. Bu nedenledir ki iddet her zaman
hem her eyi aa vuracak hem de yakp ykacak bir dnle geri

448

iDDET VE KUTSAL

gelebilecek durumdadr. Bylesi bir geri dn olasl , dinsel inan


cn tannnn gazab, intikam olarak sunduu eye denk dyor.
Heidegger, Anaksimandros'un sznn allm evirisini reddet
tiyse, bunun nedeni tam da bu szn arkasnda tann gazab anlay
n yattn grmesidir. Ancak, bize gre Heidegger adamakll ya
nlmaktadr. Anaksimandros'un metninde grlen ey intikamdr
gerekten, ne var ki tannsal deil, insani, baka bir deyile hi de
mitik olmayan bir intikam. Dolaysyla, Anaksimandros'un cmlesi
ni Heidegger'in eletirmeye alt, ama bize tmyle yerinde, hat
ta heyecan verici gelen olaan evirisiyle aktaralm: "eyler nerede
dodularsa oraya dnp gereince yok olmak zorundadr; nk
saptanan zamanda hainliklerinin ceza ve kefaretini derler birbirle
rine. " 1 5

1 5 Cmlenin daha nce yaplm bir Trke evirisi yle:


eyler bundan meydana gelir ve zorunlulua uyarak ona dner; nk
onlar zamann emrinde, yanllarndan dolay birbirine dence verirler.
(George Thomson, /lh Filozoflar, ev. Mehmet H. Doan,
Paye! Yay . , 1 988, s. 1 93) -. n .

O N K N C B L M :

S O N U

itos ve ayinlerle ilgili incelememiz burada bitiyor. Bu inceleme


bize, bundan byle bir ilkel dinler kuramnn temeli sayabile

ceimiz varsaym oluturma olanan salam oldu. Kuramn Ya


hudi-Hristiyan inan ve kltr ynnde geniletilmesi ii baka
almalarla srecektir.
Bu kuramn temelindeki baz ilkesel noktalara dikkat edilmeli.
Kendiliinden iddet ile bu iddetin dinsel taklitleri arasnda binler
ce biimin bulunmasna, dorudan gzlem olanann yalnzca bu
taklit biimler iin var olmasna karn, bunlarn kkeninde gerek
bir kurucu olayn bulunduunu vurgulamak gerekir. Kurucu olayn
ayin tesi ve metin tesi zgll aklda tutulmal. Bu olay, az ok
ideal bir tr u duruma, bir dzenleyici kavrama, somut karl ol
mayan bir dil ya da simge oyununa indirgenmemeli. Kurucu olayn
hem mutlak kken (insan olmayandan insan olana gei) , hem de
greli kken, yani tek tek toplumlann kkeni olarak kabul edilme
si gerekir.

51DDET VE KUTSAL

450

Kurammzn paradoksu urada: Bu kuram, ampirik olarak do


rulanmasna olanak bulunmayan olgulara dayand savnda. Sz
konusu olgulara ancak metinler yoluyla ulalabiliyor. Ne var ki bu
metinler, olsa olsa dolayl, eilip bklm, bozulmu tanklklar
sunabiliyor bize. Kurucu olaya, kuramn hem olutuu hem de do
rulanaca ortam olan, her zaman bilinmezlerle dolu birtakm belge
ler arasndaki bir dizi gelgit sonunda ulaabiliyoruz ancak.
Bu saydklanmz, kuramn "bilimsel" sfatn hak etmemesi iin
gerekli nedenleri saymak gibi grnebilir. Bununla birlikte , szn
ettiimiz kstlamalarn geerli olduu yle kuramlar vardr ki kim
senin aklna onlarn tad bilimsellik sfatna itiraz etmek gelmez.
rnein, yaayan varlklarn evrimi kuram. Evrim fikrine ulama
nn tek yolu veriler (fosillerle canl varlklar) arasnda yaknlk ve
balar kurma yoluna bavurmaktr, bunlar da bizim varsaymmz
daki dinsel ve kltrel metinlere denk dmektedir. Bir bana ince
lenen hibir anatomi olgusu bizi evrim kavramna gtrememekte
dir. Evrim mekanizmas bireysel varolula llmesi olanaksz sre
lere yaylm olarak ilediinden, hibir dorudan gzlem olana
bulunmamakta, ampirik dorulama gerei akla bile gelmemektedir.
Ayn biimde, hibir mitos, ayin , hatta tragedya metni , tek ba
na ele alndnda bize iddete dayal oybirlii mekanizmasn bildir
miyor. Burada vazgeilmez yntem yine karlatrma yntemidir.
Karlatrma yntemi imdiye dein sonu vermediyse, bunun ne
deni, mekanizmada ok fazla deikenin ileyi halinde olmas ve
tm eitlemelerin tabi olduu ortak ilkeyi bulmann zorluudur.
Yine evrim kuramndaki gibi varsaymlarla yol almak gerekmekte
dir.
lkame kurban kuram biimsel adan evrim kuramna gre bir
stnlk tamaktadr gerekte. Kurucu olayn eriilmezlii bu ku
ramda somut deerden yoksun, kuram dzleminde ksr ve kurtu
lunmas olanaksz bir zorunluluktan ibaret deildir; kuramn temel

SONUC

451

bir boyutunu da oluturmaktadr ayn zamanda. Kurucu iddet, ya


plandnc erdemini koruyabilmesi iin, grnmez olmak zorunda
dr zaten. Yanl anlama, her tr dinsel ve din sonras yaplandrma
iin vazgeilmezdir. Temelin sakl kalmas da aratrmalarn dinsel
inanca doyurucu bir ilev atfetmekte yetersiz kalmas anlamna gel
mektedir. Okumakta olduunuz kuram, ayn anda hem ilkel top
lumlarda dinsel inancn oynad ncelikli rol hem de modem d
ncenin bu role ilikin bilgisizliini gerekelendirebilen ilk kuram
dr.
"Yanl anlama" terimi bize yolumuzu anmasn. Kurucu olayn
grnmezlii, Freud'un bilind kavramndan ok daha az sorun
ludur. Biz diyoruz ki mitoslarla ayinler arasndaki belirli benzerlik
ler, Yunan tragedyas nda bakldnda ikame kurban ve iddete
dayal oybirlii tezini kantlyor. Bu savn, szgelimi dil srmelerini
"basklama" ve "bilind" gibi eylerin "kant" saymaya benzeyen
bir yan yoktur. Dil srmelerinin basklama ya da bilindyla ilgi
si olmayan bir sr ynden aklanabilecei bellidir. Oysa ikame
kurban tezi, yorumunu yaptmz tm kltr antlarn aklayabi
len tek tezdir. stelik balca izleklerin hibirini bir yana brakma
maktadr; geride saydamlamayan hibir blge kalmamaktadr. Oy
sa psikanaliz iin ayn eyi syleyemeyiz.
Durum gerekten byleyse bunun nedeni dinsel yanl anlama
nn basklama ve bilind erevesinde dnlmemesidir. Kuru
cu iddet gzle grlr durumda olmamakla birlikte, mitoslarla
ayinler arasndaki gerek balantlar bir kez saptand m, kurucu
iddetin bu ikisinden tmdengelim yoluyla karlmas olanakl du
ruma gelmektedir. Biz yol aldka dinsel dncenin de saydamla
tn, gizleyecek ya da basklayacak hibir eyi olmadn gryo
ruz. Dinsel dnce, ikame kurban mekanizmasn fark edecek ye
tide deildir, o kadar. Kendisini tehdit edebilecek bir bilgiden ka
makta olduu da sanlmamaldr. Bu bilgi, dinsel dnceyi henz

452

S 1OOET VE KUTSAL

tehdit etmiyor. Tehdit ettii gerekte biziz. Kaan biziz ve kat


mz, baba katli ve ensest arzusundan ok, bu bilgidir. Baba katli ve
ensest arzusu, amzda iddetin, kendini aa vurmas artk daha
fazla gecikemeyecek olan bir eyi biraz daha saklamak iin burnu
muzun dibinde sallad son kltrel ngraktr.
Dinsel yanl anlamaya psikanalizin gzyle bakmak gerekseydi,
Freud'daki baba katli ve ensest arzusunun basklanmas kavramna
denk den bir kavramn, gizlenecek ya da her zaman gizli tutula
cak bir eylerin dinsel dncede de bulunmas gerekirdi. Byle ol
mad kolaylkla gsterilebilir. Elbette ki pek ok durumda arklar
dan biri ya da ikisi eksiktir ya da mitoslarla ayinlerde o arka ilikin
hakikatin btn parlaklyla grlmesini engelleyecek kadar bozul
mu ya da biim deitirmitir. Bu boluklar bazen ne denli ak kal
m, bozulmalar ne denli kabalam olursa olsun, bunlarn hibiri
dinsel tavr ya da yanl anlama asndan vazgeilmez gibi grn
memektedir. Dinsel dnce, mekanizmann tm arklaryla kar
karya kaldnda bile, ktcln iyicile dnmesine ve iddetin
tersine dnerek kltrel dzen biimini almasna, pozitif bir yorum
gerektiren, kendiliinden bir grng gibi bakamayacaktr.
Kurucu srecin en iyi saklanmas gereken, ak ve net bir biim
de ortaya kmaya en az elverir yn neydi diye kendi kendimize so
racak olursak, yant olarak, ortaya kmas en azndan biz Batllarn
gznde "sakal ele verme" tehlikesini en ok yaratacak olan, en ya
amsal ynd , diyebiliriz. Okurlarmzn ou, bu yn belirtmele
ri gerekse herhalde kurban seimindeki keyfilik esi diyecektir. Bu
keyfiliin bilincinde olunmas , kurbann kutsallamasyla bada
mayacak bir durumdur.
Dikkatli bir inceleme, bu ynn bile aslnda gizli olmadn or
taya koyuyor: Neyi aramamzn uygun olacan nceden biliyor ol
saydk, bunu belirli baz ayrntlardan okumamz hi zor olmayacak
t. Mitoslar ve ayinler kurban seiminde ok kez dikkatimizi rastlan-

SONUC

453

t etmenine ekmeye alyor ama, biz onlarn ne dediini anlam


yoruz. Bu anlamazlk, birbirine hem zt hem benzer olan iki biim
de ortaya kyor: Bazen en anlaml ayrntlar aknlk konusu olu
yor ve biz bunlara "sapknca, artc, aptalca" gibi adlar takyoruz,
bazen de tam tersine, eski alkanlklarmz bunlarn sorgulanmas
na gerek olmayan, "ok doal" eyler saylmasna neden oluyor.
Daha nce, kurban seiminde rastlantnn roln belirgin klan
eitli ayin geleneklerinden rnekler verdik ama, bu temel zelliin
stnde yeterince durmadk belki. Gerekten de, modem dnce,
tpk daha nceki tm dnceler gibi, iddetin ve kltrn ileyi
ini farkllklar erevesinde aklamaya alyor. Tm nyarglar
iinde en kkl olan budur. Her tr mitik dncenin temelinde
yatan bu nyargy ortadan kaldrmak iin, ilkel dinlerin doru bir
biimde yorumlanmas gerekiyor. Dolaysyla, son bir kez, dinsel
inancn kendisine bavurmakta yarar var. Bu bavuru ayn zamanda
kuramn bir btn olarak tutarlln ve gcn gsterme, en ka
ranlk grnen verileri bile hem tutarl hem yaln bir biimde zp
dzenlemeye ne kadar elverir olduunu dorulama frsat verecek
bize.
"

apknca" diye nitelendiine ya da sapkn muamelesi grdne sk sk rastladmz ayin gelenekleri arasnda hi kukusuz,

sportif yarmalar, hatta ans oyunu diyebileceimiz oyunlar ieren


leri de var. rnein, Uitoto Yerlilerinde, ayin bnyesi iinde yer alan
bir balon oyunu grlyor. Bomeo'daki Kayan'larn oynad bir to
pa oyunu, ayn zamanda dinsel bir tren niteliinde.
En azndan grnrde daha da dikkate deer ve uygunsuz bir
veri olarak, Canelos Yerlilerinde gece cenaze banda beklenirken
oynanan zar atma oyunu var. Buna yalnzca erkekler katlyor. Ce
nazenin iki yanna sralanan rakip taraflar, cesedin stnden birbi
rine srayla zar atyor. Kimin kazanacan lenin ahsnda odakla-

454

1 DDET VE KUTSAL

nan kutsalln belirleyecei kabul ediliyor. Kazananlar merhumun


evcil hayvanlanndan bir adet alp paylayor. Hayvan hemen kesili
yor ve kadnlar tarafndan ortak bir yemek haline getiriliyor.
Bu olgulan aktaran ]ensen, bu trden oyunlann nceden var
olan bir inanca fazladan eklenmi olmadn belirtiyor. 1 Szgelimi,
Canelos Yerlileri "ebeveynlerinin cenazesi banda zar atma oyunu
oynuyor" desek, olup bitenler stne kknden yanl bir bilgi ver
mi olacaz. Burada sz konusu olan oyun, cenaze trenleri dn
da oynanmamaktadr nk; dind bir oyun fikriyle ilgisi yoktur.
Dind oyun fikrimizi oradaki ayin geleneine yanstan, bizleriz. Bu ,
oyunun ayine yabanc olduu anlamna gelmiyor; balca oyunlan
mz ayin kaynakldr. Ne var ki bizler her zamanki gibi anlam sra
lamasn tersine eviriyoruz. Sanyoruz ki cenazenin banda tutulan
nbet, kutsallatnlm bir oyundur. Oysa tam tersine, bizim oyun
lanmz, kutsal olmaktan az ya da ok kanlm ayin geleneklerin
den baka bir ey deildir. Demek istediimiz, daha nce de nerdi
imiz zere, Huizinga'nn tezini tersine evirmek gerektiidir: Kut
sal kuatan oyun deil, oyunu kuatan, kutsallktr.
Her tr gei gibi lmn de iddet olduu biliniyor. Topluluk
mensuplarndan birinin teki dnyaya gemesi, baka tehlikelerin
yan sra, sa kalanlar arasnda kavgaya neden olma tehlikesini de ta
maktadr; lenin mallan paylalacaktr. Ktclln bulamas
tehdidini bertaraf etmek iin, kukusuz, evrensel modeli, yani kuru
cu iddeti yardma armak, bizzat kutsal olan tarafndan toplulu
a aktanlm olan bilgilere bavurmak gerekmektedir. Bizi ilgilendi
ren rnekte topluluk, kurtanc kararda rastlantnn roln fark et
mi ve onu semitir. iddetin patlak vermesine olanak tanyan du
rumlarda da atmann dzeni rastlantya bal olmaktadr. Sz ko
nusu ayin gelenei ise rastlanty daha iddet patlak vermeden dev1 ]ensen, Mythes et Cultes Chez les Peuples Primitifs ,

s.

77-83.

SONUC

455

reye sokmak istemektedir. Bundan kast, rastlanty, kutsalln elini


zorlayp vakit yitirmeden karar vermek zorunda brakmaktr. Ayin
dosdoru sonuca gitmekte, bylelikle iddetten tasarruf etmektedir.
Canelos Yerlilerinin zar atma oyunu , mitoslarda ve masallarda
neden hep rastlant izleinin grldn anlamamza katkda bu
lunabilir. Oidipus'un kendini Tykhe'nin olu ilan ettiini anmsaya
lm. Tykhe: talih, rastlant. Antik dnem kentlerinin bazlarnda yk
sek yarg mensuplar kura yoluyla belirlenmekteydi. Ayinlerde rast
lant sonucu tannm olan yetkilerde her zaman "ztlarn birlii" gi
bi bir kutsal e bulunmaktadr. Rastlant izlei stne dndk
e, her yerde karmza ktn gryoruz. Halklarn greneklerin
de, masallarda, gerek "kral bulmak" gerekse tam tersi iin sk sk
rastlantya bavuruluyor ve bu "tam tersi," her zaman zahmetli bir
grevi yerine getirmesi, son derece byk bir tehlikeye atlmas, top
luluun kan iin kendini feda etmesi, ksacas ikame kurban rol
n oynamas gereken kiinin seilmesi anlamnda, az ok "ayn ey"e
dnyor:
Ksa p uzun p ekilii yapld
Kimin yem olaca bilinsin diye.2
Rastlant izleinin kkeninde iddete dayal zmdeki keyfiliin
yatt nasl kantlanabilir? Burada, kantlamaktan ne anladmz
konusunda fikir birliine varmak gerekiyor. Hibir dinsel metin, bi
zim nerdiimiz yorumu kuramsal adan dorulayamaz. Buna kar
lk, baz metinlerde yer alan kura ekme ilemi, bizim yerletirdii
miz anlaml btnle yle net ve yle ok sayda ortaklk gsteriyor
ki kukuya yer kalmyor. Bu metinlerden biri, Eski Ahit'teki Yu
nus'un Kitab'dr.3 Tanr Yunus'u Ninova kenti halkn, doru yola
2 "il etait un petit navire" diye balayan bir Fransz halk arksndan.
3 Kutsal Kitap'tan alntlarn Trke evirisi, Kitab Mukaddes irketi yayn
olan Kutsal Kitap'tandr. (Yeni eviri, 1 . basm, Temmuz 2002) -.n.

456

1D DET VE KUTSAL

gelmezse kentin yklacandan haberdar etmekle grevlendirir. Bu


grevden kamak isteyen peygamber, istemeden bir gemiye biner:
Yolda RAB iddetli bir rzgar gnderdi denize. yle bir frtna
koptu ki, gemi neredeyse paralanacakt. Gemiciler korkuya ka
pld, her biri kendi ilahna yalvarmaya balad. Gemiyi hafiflet
mek iin ykleri denize attlar. Yunus ise geminin ambarna inmi,
yatp derin bir uykuya dalmt.
Gemi kaptan Yunus'un yanna gidip, "Hey! nasl uyursun sen?"
dedi, "Kalk, tanrna yalvar, belki halimizi grr de yok olmayz."
Sonra denizciler birbirlerine, "Gelin, kura ekelim" dediler, "Baka
lm, bu bela kimin yznden bamza geldi." Kura ektiler, kura
Yunus'a dt. (Yunus 1:4-7)
Gemi, topluluu temsil etmektedir, frtna ise kurban bunalm
n. Gverteden atlan yk, dzenin anlamazlklarn atmasdr. Her
kes kendi tanrsna dua etmektedir. Dolaysyla burada dinsel inan
cn atmal bir biimde zlmesi olgusuyla kar karyayz. Yitip
gitmekte olan gemi izleini, doru yola gelmezse yklaca tehdidiy
le karlaan Ninova kenti izleiyle karlatrmak gerekiyor. lkisin
de de ayn bunalm sz konusudur.
Bunalmn sorumlusunu bulmak iin kura ekilir. Tannsa! g
anlamna geldiine gre hata yapmas dnlemeyecek olan rast
lant, Yunus'u iaret eder. Yunus, kendisini sorguya eken tayfalara
gerei aklar.
Denizciler bu yant karsnda dehete dtler. "Neden yaptn
bunu?" diye sordular. Yunus'un RAB'den uzaklamak iin kat
n biliyorlard. Daha nce onlara anlatmt.
Deniz gittike kuduruyordu. Yunus'a, "Denizin dinmesi iin sana
ne yapalm?" diye sordular.

SONUC

459'

Yunus, "Beni kaldrp denize atn" diye yantlad, "O zaman sular
durulur. nk biliyorum, bu iddetli frtnaya benim yzmden
yakalandnz." (Yunus 1 : 10-12)
Tayfalar kyya kendi gleriyle kmak iin sonuna kadar aba
harcar, Yunus'u kurtarmak isterler. Sonu alamaynca, kendi tanr
lar olmamasna karn Yunus'un tanrsna seslenirler:
RAB'be seslenerek, "Ya RAB, yalvaryoruz" dediler, "Bu adamn ca
n yznden yok olmayalm. Susuz bir adamn lmnden bizi
sorumlu tutma. nk sen kendi istediini yaptn, ya RAB." Son
ra Yunus'u kaldrp denize attlar, kuduran deniz sakinleti.
Bu olaydan tr denizciler RAB'den yle korktular ki, O'na kur
banlar sundular, adaklar adadlar. (Yunus 1 : 14- 16)
Burada antrlan, dpedz kurban bunalm ve bunalmn
zmdr. Kurban, ekilen kuraya gre saptanmaktadr. Kurbann
dar atlmas, bir topluluu, tayfalar topluluunu kurtarmakta, ye
ni bir tanr kendini bu toplulua ak etmekte ve tayfalar, kurban
sunduklarna gre, o tanrnn kulluuna gemektedirler. Bu metni
tek bana ele alsak bizi aydnlatmayacakt. Yukardaki zmleme
ler temelinde ele aldmzda ise neredeyse hibir kusuru kalma
maktadr.
Modem dnyada rastlant izlei tanrsal gcn mdahalesiyle
badamaz gibi grnyor ama, ilkel dnyada yle deil. Rastlant,
tanrsalln tm belirgin zelliklerini tayor orada: insanlara bazen
iddet uyguluyor, bazen de himmetiyle sarp sarmalyor onlar . Kim
se rastlantdan daha kaprisli, daha istikrarsz ve ark etmeye daha
eilimli olamaz.
Rastlantnn kutsallk zellii ikenceyle sulu saptama kuru
munda da karmza kyor. Baz kurban ayinlerinde kurban aday
olarak ikenceyle saptanan sulunun seilmesi, kurucu iddet ile

458

1D DET VE KUTSAL

rastlant arasndaki ba daha ak klyor. Louis Gemet, Cos kentin


de bir Zeus festivali srasnda yaplan, zellikle anlaml bir ayinden
sz eder:
Kurban seme ilemi, kabilelerin iindeki hizipler tarafndan ayn
ayn tantlan tm kzler arasndan, sulunun ikenceyle saptan
mas yoluyla yaplmakta, kzler daha sonra birbirine hantnl
mahtadr. En sonunda saptanan kz, bir sonraki gn ldrle
cektir; ama ondan nce "Hestia nne kanlacak"tr ve bu vesi
leyle baz ayinler yaplr. Bu ayinlerden hemen nce Hestia'ya da
bir hayvan kurban ediJir. 4
Bir nceki blmn sonunda demitik ki Hestia, ortak ocak ya
da yuva, kurucu lin ediminin yerine iaret ediyor olmaldr. Bura
da, kurban seiminin ikence yoluyla yaplmasndan gdlen ama
cn o ilk iddeti yinelemek olduundan kuku duyulabilir mi? Kur
ban seimi insanlara braklmayp, kutsal rastlantdan baka bir ey
olmayan bir iddet yoluyla elde edilmektedir. Ayrca, nce kabilesi
ne ve hizbine gre ayrlm olan tm kzlerin, sonradan, ikencey
le saptama ilemi ncesine ait bir koul olarak birbirine kartrlma
s gibi son derecede aa vurucu bir ayrnt da var. Burada ayin ge
leneinin, ilk bataki olay sralamasn hayvanlara aktarlm bir bi
imde tam tamna yeniden retmeye altn grmemek olanakl
m? lkenceyle sulu bulma uygulamasnda model ilevi gren key
fi ve iddete dayal zm ancak kurban bunalm dorua ktn
da devreye giriyor; baka bir deyile , nce kltrel dzen tarafndan
farkllatrlp ayrt edilmi olan insanlar karlkl iddet tarafndan

ortak bir yn halinde birbirine hantnldg zaman.

4 Gernet, Anhropologie de la Grece antique, s. 393.

S O N U C' 459

urada neri.len kuramn gereince deerlendirilebilmesi iin,


kuramda devreye sokulan bilgi trn dinsel inan alanyla ilgi

li olarak her zaman yetinilen bilgi tryle karlatrmak gerekiyor.


imdiye dein, Dionysos'tan sz etmek Dionysos'un Apollon'dan ya
da dier tannlardan olan farkn gstermek anlamna geliyordu. Pe
ki, Apollon ile Dionysos'u kart konumlara yerletirmeden nce,
salt bu ztlatrma amacyla bile olsa aralarndaki benzerlikleri bul
maya, ikisini ayn kutsallk kategorisinde birletirmeye neden al
mayalm? Dionysos, neden Sokrates'le ya da Nietzsche'yle deil de
Apollon'la karlatnlsn? Tanrlar arasndaki farkllklarn tesinde,
bu farkllklarn kaynakland ortak bir temel bulunmaldr; bu te
melin dnda farkllklar da belirsizleecek, tm gerekliini yitire
cektir.
Din bilimleri kendilerini tannlann ve tannsalln incelenmesine
adarlar. Dolaysyla, bu konulan yetkin bir biimde tanmlayabilme
leri gerekir. Oysa tanmlayamyorlar: Kendi alanlanna neyin girip
neyin girmediini ayrt etmeleri de gerektiinden, her bilimin belir
leyici grevini oluturan bu grevi, konulannn snrlann belirleme
grevini sylentilere, kamuoyuna brakyorlar. Tanrsallk kavram
na nne gelenin, orada burada, u ya da bu zamanda tannsal dedi
i her eyi katmak olanakl -ve meru- olsa bile, din bilimi ad al
tnda ileri srlen ey, bunlan hakl bulacak durumda olmad gi
bi, reddedecek durumda da deil.
Ne dinsel inancn bilimi var, ne de kltrn. Szgelimi, Yunan
tragedyasnn hangi belirli inanca balanmas gerektii soruluyor
durmadan: Antik dnemden bu yana hep ileri. srld zere Di
onysos'a m gerekten, yoksa baka bir tanrya m? Burada gerek bir
sorun olduu kesinse de, tragedya ile tanrsallk arasndaki ve genel
olarak tiyatro ile dinsel inan arasndaki ba gibi pek az sz edilen
temel bir soruna gre ikincil bir sorundur bu. Tiyatro, kendiliinden
doduu durumlarda neden yalnzca dinden domaktadr? Sonuta

460

SIOOET VE KUTSAL

bu sorun ele alnrken ylesine genel fikirlerden, ylesine uucu ya


da hafif bir insan bilimi ortamnda hareket ediliyor ki somut bilgi
dzleminde hibir ey elde etmenin olana bulunmuyor.
Biz varsaymmzn, ister yanll kantlansn ister doruluu ,
salt "tanrsallk", "ayin", "kutsal", "din" vb temel terimlerin yetkin bir
biimde tanmlanmasn salamas asndan bile "bilimsel" sfatna
hak kazand inancndayz. Bu varsayma gre, kkleri son kertede
bir ikame kurbann ldrlmesinde yatan bir oybirliinin anmsan
mas, anlmas ve sreen klnmasyla balantl olan tm grng
lere "dinsel" denebilecektir.
lkame kurbanla birlikte biimlenmeye balayan sistemletirme,
pozitivist yaklamlarn eninde sonunda dt izlenimcilikten
kurtulabildii gibi, psikanalizin keyft bir biimde "indirgeyici" olan
emalarndan da kurtulmaktadr. Bu kuram, her ne kadar birletiri
ci ve "toptanlatrc" ise de, insan yaratlannn dinsel dzlemdeki
"hayret uyandrc eitliliinin" yerine basit bir forml de koymu
yor. Bir kere , sz konusu "eitliliin" sylendii kadar hayrete de
er olup olmad sorulabilir. Ayrca, her durumda, burada nerilen
mekanizmann, dinsel inanca hibir biimde iddet uygulamadn
ve d kkenli zellik envanterleri aamasnn geride braklmasna
olanak salayan tek mekanizma olduunu saptamak gerekiyor. Mi
toslar ve ayinler sonsuz eitlilikteyse, bunun nedeni tmnn de
hibir zaman tam olarak ulaamadklar bir olay hedefliyor olmas
dr. Tek bir olay ve o olaya ulamann tek bir yolu varken, ulaama
mann saysz yolu vardr.
lkame kurban kuram, hakl ya da haksz olarak, her tr ayinsel
ve kltrel yorumun dorudan ya da dolayl konusunu oluturan
olay bulgulad savnda. Sz konusu yorumlar bir utan bir uca
aklad, onlara bir "yapbozum" uygulad kansnda. lkame kur
ban tezi, tam da hakikatin dilde eriilir olduu urakta dilin hakikat
asndan yetersizliini ilan eden ada akmlarn tersine, dile gs-

SONUC

461

terdii greli gven asndan da son derece pozitif bir aratrma t


rnn sonucu. linde bulunduumuz dnem gibi bir mitik clzla
ma dneminde dile gsterilen mutlak gvensizlik, dilin bu ayn ha
kikate kesinlikle eriemedii dnemlerde gsterilen mutlak gvenle
tam tamna ayn rol oynuyor.
Demektir ki bu tezi ele almann tek yolu pek ok bilimsel varsa
ym arasnda bir varsaym olarak grmek ve u sorulan sormaktr:
Aklamak savnda olduu konuyu gerekten aklyor mu bu tez?
Onun sayesinde ilkel kurumlara gerek birbiri gerekse balam asn
dan doyurucu olan bir treyim, bir ilev, bir yap kazandrm olu
yor muyuz? Dev boyutlu budunbilim verilerini gerekten tutumlu
bir biimde ve "istisna", "sapknlk" gibi geleneksel koltuk denek
lerine hi bavurmadan dzenleyip bir toplama ilemi yapabiliyor
muyuz? Bu kurama yaplabilecek hibir itiraz okuru gerekten
nem tayan tek sorudan yz evirmeye gtrmemeli: nerilen sis
tem, yalnzca burada ya da orada deil, her yerde alyor mu? lka
me kurban, inaatlann bir yana att ve sonuta ke ta, mitos
ve ayin binasnn kubbesini tayan e, hangi dinsel metne yerle
tirilse onu ebediyen, en gizli katmanlanna kadar anlalr klan bir
ifre anahtar olarak grlebilir mi?

insel inanca tutarszlk atfeden nyarg, "gnah keisi" trn


den kavramlarla az ok ilintisi olan her noktada zellikle srar

ldr. Frazer bu konu ve tasarlayabildii tm rnekleri stne, be


timleme ynnden ne kadar hatn saylrsa, anlalr klmak ynn
den de o denli yetersiz yaptlar yazd. Kendisi dinsel anlamlarn ar
kasndaki olaanst ileyii grmek bile istememekte, stelik n
sznde bu durumdan gurur duyduunu aklamaktadr. Ne var ki,
ciddiye alnmamay da hak etmiyor Frazer. Onun alma gc ve
sunuundaki netlik pek az aratrmacda grlmtr. Buna kar
lk, Frazer'in grmezden gelme yntemini farkl biimlerde yeniden

462

1 DDET VE KUTSAL

uygula maktan baka bir ey yapmayan ok sayda aratrmac var


dr.
Sularmz ve aclanmz bizim admza tasn diye baka bir var
la aktarma dncesi yaban zihnin yabancs deil. Bu dnce,
fiziksel olan ile zihinsel olan, maddi olanla olmayann ak bir bi
imde birbirine kantnlmasndan douyor. Yaban insan, odunu,
ta ya da herhangi bir baka yk kendi srtmzdan bakalannn
srtna aktarabildiimiz gibi aclanmzn ve zntlerimizin yk
n de bakalarna, bizim yerimize ac ekecek olan birine aktara
bileceimiz dn kuruyor. Sonuta kiinin kurtulmak istedii
dertleri baka birine kabul ettirmenin dostane olmayan saysz d
zenei kyor ortaya. Ksacas, bakasnn yerine ac ekme ilkesi
genellikle toplumsal ve zihinsel kltrn alt dzeylerinde olan
rklara ait bir anlay ve uygulamadr.
Yanlmyorsak, bu kavram (gnah keisi kavram) maddi olanla
olmayan, somut bir yk bakasnn omuzlanna ykmak gibi reel
bir olanak ile, fiziksel ve zihinsel sefaletimizi bizim yerimize stle
necek birine aktarma olana arasndaki basit bir kanklktan ile
ri gelmitir. Bu trajik hatann, yabanln tam ortasnda kabaca
olumasndan balayp uygar lkelerin speklatif teolojisinde b
tnyle serpilip gelitii zamana kadar gelen tarihini inceledii
mizde, insan ruhunun bo inanlara ait tatsz tutsuz dkntleri
yaldzlamak konusundaki tuhaf gcne amaktan kendimizi ala
myoruz. 5
Kurbanla ilgili ideolojileri alaya alarak alaa edebileceini sa
nan herkes gibi Frazer da bu ideolojilerin su orta olarak kalyor.
Gerekten de, Frazer kurban ayini iinde pusu kurmu olan idde
tin gizlenmesine katkda bulunmaktan baka ne yapyor? Her teolo
ji uzman gibi o da "yk"ten, "fiziksel ve zihinsel sefalet"ten sz edi5 j . G . Frazer, The Golden Bough, 1 . cilt (New York, 1963),

s.

624.

5ONUC

463

yor yalnzca. Demek ki kurban sunumundaki ikame ilemine salt


fanteziymi, bir grng deilmi gibi muamele edebilecektir. Daha
yakn zamanlarn yazarlar da tpk Frazer gibi yapyorlar. Oysa on
larda Frazer'n mazeretleri de yok. Freudcu "aktarma" kavram, b
tn o yetersizlikleriyle hi deilse bizi biraz daha zenli klmal, bir
eyleri kardmz dndrtmeliydi bize .
Modern dnce, tek bir hareketiyle karlkl iddete son verip
topluluu yaplandran bir mekanizmadaki temel ksm saptamak
tan kendini hala alkoyuyor. Bu grmezlik yoluyla da tm toplum
larda tm insanlarn eitli tarzlarda ama her zaman oynadklar id
det oyununun sorumluluunu baz karanlk toplumlara, bizim top
lumumuzda birtakm geri dnemlere ya da zellikle aklsz birtakm
insanlara zg saylan dinsel inancn stne atmay srdrebiliyor.
Aklc benzerleri ya da tilmizleriyle birlikte ayinleri dlayp, tm in
san dncesinin bir tr gnah keisi kld dini de tketen Sir ja
mes George Frazer adl budunbilimci centilmenin yaptnda da ayn
oyun srp gidiyor. ou modem dnr gibi Frazer da dinin i
ledii tm itici edimlerden elini ekmi ve kendisinin her tr bo
inantan arndn ilan etmitir. Belli ki bu el ekme durumunun
insan trne ait en eski geleneklerden birinin salt zihinsel dzlem
deki ve temiz bir edeeri olarak tanlandnn farknda deil. Fra
zer yazlarnda, kendisinin hi su ortakl etmediini, hibir eyi
anlamam olduunu kantlamak istercesine, mr boyu emek ver
dii o "fanatizm"lere ve "kaba inanlar"a, st ste, fanatik ve kaba
inan rn , acnas yorumlar getiriyor.
Bu yanl anlamann kurbansal nitelii, kendimizi cehaletten kur
tarmaya kalktmz anda, bugn her zamankinden gl bir di
renle karlaacamz anmsatmaldr bize - cehaletin yerini bilgi
ye brakmasnn zaman gelmi olsa bile. nk buradaki basklama
herkesin ksa bir sre sonra ortaya sermek iin itiip kakt trden
ikincil basklamalardan olmayp "modernliin" en canl mitleridir;

464

S I DD ET VE KUTSAL

baka bir deyile, her trl mitik etkiden arnm olduu savlanan
eylerdir bunlar.
Sz konusu olan, bilimdir oysa. u an ne srmekte olduumuz
tezde "mistik" ya da "felsefe yapma" denen eyin glgesi bile yoktur.
Mitoslar ve ayinler, baka bir deyile szcn tam anlamyla dinsel
olan yorumlar, hibir zaman tam olarak kavramakszn, kurucu id
detin evresinde dner. Modem yorumlar, szmona kltr bilim
leri de hibir zaman tam olarak kavramakszn, kurucu iddetin ev
resinde dnyor. Yukarda Frazer' okurken saptadmz budur.
Dinsel inan konusundaki hibir aratrma, yorumun yorumu ol
maktan teye gidememekte, son zmlemede ayin geleneinin da
yandndan farkl bir temele dayanmamaktadr; temel yine iddete
dayal oybirliidir, aradaki ilikide ayin gelenei araclk etmektedir.
Hatta, bizim yorumlarmzn, nce ayin geleneinden kma kurum
lar tarafndan, sonra da o kurumlardan kma kurumlar tarafndan,
ikinci ya da nc kademede dolaymlanmas da olasdr.
Dinsel yorumlarda kurucu iddet bilinemiyor ama varl belli
oluyor. Modem yorumlarda ise kurucu iddetin varl bile yadsn
yor. Oysa iddet hala her eyi ynetiyor. Bu uzak, grnmez gne
in evresinde yalnzca gezegenler deil, gezegenlerin uydular ve
uydularnn uydular da dolanyor. Bu gnein niteliini bilmek
nemli deil, hatta bilmemek, hi olmam gibi davranmak gereki
yor. lin aslnn yerini koruduunun kant ise, tam da Frazer'n
metni gibi metinlerin kurbansallk asndan etkili olmasdr: Gitgi
de daha zayf ve ksa mrl, yerini baka metinlere gitgide daha a
buk brakan, ayn zamanda hem daha aa vurucu hem de grmez
den gelici olduunda kuku bulunmayan bu metinler, yine de, tp
k kurban ayinlerinin kendisi gibi, kararl olan toplumlarn gereksi
nimlerine uyarlanm gerek birer metindir.
Frazer'n yorumunun ve ardndan gelen tm yorumlarn ortaya
koyduu soru yantsz kalmay srdryor. Soru yantsz kaldka,

SONUC

465

yorum da var, yorumsama da. Yantszlk soruyu ayin biimine so


kuyor. Yorum, tretilmi bir ayin biimidir. Ayin gelenekleri canl
kaldka yant yoktur ama, soru gerekten sorulmu durumdadr.
Ayinsel dnce kendi kendine kurucu iddetin ne durumda oldu
u sorusunu soruyorsa da, yant o dnceden uzak duruyor. tik
budunbilim ayinsel dncenin ne olduu sorusunu gerekten so
ruyor. Frazer gerekten dinsel inancn oluumu stne sorular so
ruyor kendi kendine ama, yant kap gidiyor.
Gnmzde ise yorum, gerek yantlar elde etmek konusunda
ki gszln kabul edip bir sav olarak ne srme noktasna gel
di. Kendi kendisinin bitmez tkenmez olduunu da ilan ediyor. Fi
ilen bulunduu yere hukuken de yerleebileceine inanyor. Sonsuz
zamana rahat rahat yerletiini sanyor ama, yanlyor. Yorum hep
yanlyor. Sonsuz zamann iindeyken her an hakikati kavradna
inandnda, yanlyor. Sonsuz zamann iinde yer aldn sylemek
iin sonuta hakikatten vazgetiini syledii zaman yine yanlyor.
Yorum, yerine getirdii ayin ilevini en sonunda hissedecek olursa,
ilevin gn na km olmas ayn zamanda artk yerine getirile
meyecei anlamna gelecektir. evremizde bu durumu gsteren ia
retler oalyor. Yorum gitgide daha "gerekd" oluyor, drak bir
gevelemeye dnyor ve "ekiyor"; etkin bir polemie dnp
karlkl iddetle doluyor. iddetin kovulmasna katkda bulunmak
yle dursun, cesedin sinekleri ekmesi gibi kendine ekiyor idde
ti. Ksacas, yorum da tm kurbansal biimler gibi: k srecine
girdiinde, iyicil etkileri ktcle dnyor. Zamanmzn dn
sel bunalm, bundan baka bir ey deil.
Yant getirmemesi iin, sorunun kt sorulmas gerekiyor. Byle
olduunu artk biliyoruz. Modem yorumun temel "hata"sn, "kut
sal" ile ilgili sorusu olarak tanmladk. Biz modemler bu soruyu yal
nzca bizim sormu olduumuzu sanyor, kutsallktan domu tek
toplumun bizimki olduuna inanyoruz. Diyoruz ki ilkel toplumlar

466

iDDET VE KUTSAL

"kutsal iinde" yayor. Oysa yukarda grmtk: Hibir toplum


"kutsal iinde," yani iddet iinde yaayamaz. Toplum halinde yaa
mak, hi kukusuz, "kutsal nedir" sorusunu hemen yantlayabilecek
gerek bir uzlama iinde deil, iddete her zaman u ya da bu bi
imde baml olan bir yanl anlama iinde, iddetten kurtulmak
anlamna geliyor.
Daha nce de grdmz zere, kutsallktan domu tek top
lum olduu inancn beslemeyen toplum yoktur. Bu nedenledir ki
tekiler hibir zaman tam olarak insandan saylmaz. Ortak yasa, or
tak yanl anlama, bizler iin de geerlidir.
Bylelikledir ki dngden kamamaktayz. Kutsal silme, bt
nyle yok etme eilimi, kutsaln el altndan (akn bir biim iinde
deil, ikin bir biimde; iddet biimiyle ve iddet bilgisiyle) geri
dnmesini hazrlyor. iddete dayal balangtan durmadan uzakla
an dnce o balangca yeniden yaklayor ama, istemd bir bi
imde, nk hibir zaman yn deitirme bilincinde olmad. Her
dnce kurucu iddetin evresine bir ember iziyor; zellikle bu
dunbilimsel dncede bu emberin yarap yeniden klmeye
balam durumda; budunbilim kurucu iddete yaklayor ve farkn
da olmasa bile, ikame kurban konu ediniyor. Frazer'n yapt bu du
rumun iyi bir rnei. Birbiriyle ilgisiz grnen kyamet kadar gre
nek, okura btn bir ayin yorumlan yelpazesi sunuyor. Yaptn iin
de bir btnlk var ama, bu btnlk yazarn yerletirdii yerde de
il. Tpk ele ald saysz mitik ve ayinsel verinin gerek anlam gi
bi, kendi budunbilim tutkusunun anlamn da kavram deil, ya
zar. Bu yapttan yola karak, bir mitoloji mitiyle kar karya oldu
umuzu ne srebiliriz. Ele ald tm izleklerin gerek ortak pay
dasn arayan bir budunbilimsel eletiri ile, aklc mitin tesinde,
Frazerci takntlarn gizli dmne, gnah keisine ulamaya ala
cak, geni anlamyla "psikanalitik" bir eletiri arasnda fark yok ger
ekte.

SONUC

467

Freud iin sylediklerimiz modem dncenin btn ve zel


likle de Freud'u dayanlmaz bir biimde kendine eken budunbilim
iin de geerli. Geleneksel yorum tarzlar hastalkl iken "budunbi
lim" gibi bir eyin aramzda yayor ve gayet canl olmas gerei bi
le genel olarak modem zamanlarda, zel olarak da iinde bulundu
umuz dnemde yeni bir kurban bunalm tanmlamamza olanak
veren iaretlerden biri. Bu bunalmn gidiat pek ok adan eski
bunalmlannkine benziyor. Oysa ayn bunalm deil bu. Kutsaldan
dier toplumlarn tmnden daha ok, kurucu iddeti "unutacak"
ve tmyle gzden yitirecek lde ktktan sonra yeniden bulaca
z o iddeti; temel iddet, yalnzca tarih dzleminde deil, bilgi dz
leminde de gz alc bir biimde yeniden stmze geliyor. Bu ne
denledir ki bu bunalm ilk kez, Herakleitos'un da Euripides'in de hi
kar gelmedikleri bir tabuya kar gelmeye doru gtryor bizleri.
Bu tabu, tmyle aklc bir adan, iddetin insan toplumlarnda oy
nad rol gz nne sermek konusundaki tabudur.

S Z L K E
adam ldren androphonos

dolaymlama mediation, mediatiser

aktarma ransfer [Freud]

dnmllk alernance

antik Yunan l'Antiquite classique


arzu modeli desir-modele
arzu tilmizi desir-disciple

egemen bamszlk independence


souveraine

atma, stikomiti sichomyhie

engel-model obsacle-modele

ayin ritel

eil (dilb) double

ayrk nicelik quanie discree


ayrmsal(lk) differeniel
ayrk heerogene

farkllk dzeni ordre differencie


farksz(lk) non-difference
fkralam tarih histoire

babalktan ayrlmak depaernaliser

anecdotique

Bakkhos festivali Bacchanale


Bakkhalar / Bakkhosu kadnlar
Bacchanes

grenek couume
grng phenomene

bakalk alerie

grng d non-phenomene

belirsizlik ambivalence

grup psikolojisi psychologie

biim deitirme ransfiguraion


bilimd(lk) non-science

collective
gdmlenme motivation

budunbilim ethnology
budunmerkezcilik ehnocentrisme

heryerdelik ubiquie

cemaatilik parochialism

hkmranlk souverainee

hn ressenimen
cinlenme mezhepleri cules de
possession

ikilenme duplicaion
ikame kurban victime emissaire

ekirdek grup group elementaire

ilksel aile famille elementaire

eitleme variation

insan ldren miaiphonos

iftdeerlik ambivalence

ikenceyle sulu saptama ordalie

ift grme vision double

iyicil benefique

ifte amaz double bind


kanma tabular avoidance aboo
deime mutation

kar-festival ani-fte

d kkenli exrinseque

karahlt.k animorale

dindarca sayg pieas

karkahraman ani-hero

470

S1 DDET VE KUTSAL

karkltr anticulture

iddetd(lk) non-violence

kart kltr contre-culture


kartiyatro antitheatre

taklit arzu desire mimetic

kesimler d hors-caste

taklit etkileri effets mimetiques

kesintisiz nicelik quantite continue

tanmsz infinite

kiiler d impersonnelle

tanrclk kartl antitheisme

koyutlamak postuler

tekbiimli forme univoque

kken mitosu mythe d'origine

temel iddet violence essentielle

kltrd(lk) non-culture

toplumd [etmek] anatheme


tm-cinsellikilik pansexualisme

nesnele(tiril)mi reifie
nesneye ynelik objectal

utanmasz kibir hubris


uzlamazlk antagonisme

oulluktan ayrlmak defilialiser


olgucu positiviste
otomatik dzenleme mekanizmas
auto-regulateur

yakksz yaknlk promiscuite


yapszla(tr)ma destructuration
yarg nnde dello duel judiciaire
yargsal ceza chatiment legale,

nkabul presuppose
rnt motif

penalite judiciaire
yar ayinsel quasi rituelle
yaylmac diffusionniste

polisli toplum societe policee

yenilenmi redivivus
yeterli ve tehlikesiz uzaklk

sabitleyici ayinler rites de fixite


salnml rahatszlk cyclothymie

distance optima
yetke authorite

sapknlk perversite

Yunan uygarl uzman Heleniste

srgn [edimi) apagoge

Yunan uygarl uzmanl

iddet histerisi hysterie violente

humanism

AD LAR D Z N
Adrastos 86

Dumtzil, Georges 56

Aeschylus 63

Durkheim, Emile 1 7 1 , 445, 446, 44 7

Agaue 180, 182, 1 9 5


Aias 1 2 , 1 3

Eliade, Mircea 400

Akhilleus 1 2 , 1 13

Empedokles 59, 23 1 , 232

Amphitryon 5 5

Esav 6, 7, 85, 92, 252

Anaksirnandros 447, 448

Eteokles ile Polyneikes 6 1 , 64, 85,

Andrornakhe 2 1 7
Apollon 459
Aristoteles 1 03 , 294, 420-429
Arrowsrnith, William 424

90, 92, 100, 213, 214, 404


Euripides 1 2 , 1 4 , 5 1 , 54, 57, 60, 6 1 ,
63, 6 5 , 86, 1 1 2 , 1 1 3, 1 80, 1 8 1 ,
1 84, 1 8 5 , 1 8 7 - 1 89, 193, 1 95- 1 97 ,
202, 2 1 7, 276, 346, 3 6 1 -62, 467

Bachelard, Gaston 50

Evans-Pritchard, E.E. 4, 5

Bataille, Georges 3 1 5
Bateson, Gregory 209

Fellini, Federico 1 78

Beidelman, T.O. 1 5 5 , 1 56

Frazer, Sir Jarnes 38-40, 128,

Benveniste, Emile 2 1 5 , 2 16,


379-382, 430
Boas, Franz 353, 357, 358

173- 1 76, 275, 437, 461-466


Freud, Sigmund 1 1 8, 1 28, 1 29,
1 63-167, 206, 207, 239-263, 267,
273-3 1 5, 343, 344, 399-400, 422,

Caillois, Roger 1 70

4 5 1 , 452, 467

Calderon 2 7 1
Cervantes, Miguel d e 358

Genet, Jean 401

Chagnon, Napoleon 1 99, 200

Gernet, Louis 432, 433, 447, 458

Chomsky, Noam 328, 330

Glotz, Georges 432, 433

Corneille, Pierre 5 7, 60

Gluckman, Max 4 1 7
Gorgon 5 1 , 1 96

Darwin, Charles 273, 274, 306


Deianeira 56

Habil ile Kabil 6, 85

Delcourt-Curvers, Marie 1 35 , 1 9 5

Hegel, G.W.F. 446

Derrida, jacques 428, 429, 430

Heidegger, Martin 76, 289

Dionysos 86, 1 80-1 98, 200, 20 1 ,


203, 229-234, 288, 295, 357,
3 6 1 -364, 368, 369, 4 1 0, 426, 459
Dostoyevski, Feodor 228, 288, 355

Henry, jules 72, 74, 75, 76


Herakles 54-58, 64, 269-271
Herakleitos 1 2 3 , 205, 369, 417, 467
Hermes 366

472

S1 DD ET VE KUTSAL

Hermione 1 1 3 , 2 1 7

Laplanche, jean 2 2 1

Herodotos 426

Levi-Strauss, Claude 9, 273, 3 1 7-355

Hesiodos 1 5 2

Levy-Bruhl, Lucien 40, 348, 349

Hestia 4 47, 458

Lienhardt, Godfrey 4, 1 0 , 136, 1 38,

Heusch, Luc de 1 46, 1 49, 1 52 , 1 54


Homeros 1 5 2 , 2 1 5 , 2 16, 381

235, 393
Lorenz, Konrad 3

Hlderlin, Friedrich 62, 220, 2 2 1

Lowie, Robert 22, 23, 34

Hubert, Henry 1 , 5 , 9, 1 0 , 1 5 , 1 8 ,

Lykos 54, 57, 64

1 2 5 , 1 26, 1 2 7 , 1 3 2
Hugo, Victor 274

Maistre, joseph de 4, 5, 1 4

Huizinga, johan 2 18 , 454

Makarius, Laura 5 0 , 147, 1 4 8 , 1 5 1 ,

Huxley, Francis 397, 398


Hyllos 269, 270, 2 7 1
Hymenaios 106

1 52 , 1 59
Malinowski , Bronislaw 22, 24, 82, 83,
84, 262, 263, 264, 265, 324
Mauss, Marcel 1, 5, 9, 10, 1 5 , 1 8 ,

lbrahim 6

1 2 5 , 126, 1 2 7 132
'
Medeia 12, 1 3 , 1 4

lno 180

Menelaos 2 1 7

lason 13

lokaste 2 1 0

Mercurius 366

lphigeneia 1 4

Metraux, AHred 395, 397

ishak 6, 7, 8

Milton, john 426


Moliere 270, 358, 4 1 9

Jeanmaire, Henri 383

Montaigne, Michel Eyquem d e 396

]ensen, Adolphe 128, 1 4 1 , 454

Musa 309, 3 1 0

Kantorowicz, Ernst 443

Nessos 55, 5 6 , 5 7

Kluckhohn, Clyde 84, 85, 165

Nietzsche, Friedrich Wilhelm 76,

Klytaimnestra 1 4

189, 267, 423, 429

Kreon 6 3 , 66, 8 6 , 96, 9 8 , 102- 104,


108, 1 09 , 1 1 7, 180, 2 1 0, 2 1 2 ,

Odysseus 8, 1 40

224, 364, 404

Oidipus 63, 65, 66, 86, 90, 93,

Kreusa 5 1

95- 1 22 , 1 32 - 1 38 , 1 49 - 1 53,

Krige, H.j . ile J . D . 1 5 0

163-165, 180, 1 8 1 , 183, 1 94 , 1 9 7 ,

Kuper, H. 1 55 , 1 56, 1 57

203-205, 2 1 0-220, 2 2 4 , 2 2 5 ,
239-247, 252-2 7 1 , 288, 289,

Lacan, jacques 2 6 1 , 262


Laios 65, 96, 100, 102, 104-106,
109, 205, 2 1 0 , 247, 269, 364

292-300, 335, 340, 344, 347, 354,


356, 36 1 -365, 368, 404, 420, 423,
424, 428, 455

AO LAR O 1 Z 1 N 1

473

Orwell, George 405

Sokrates 425, 428, 429

Otto, Rudolf 1 86, 1 89

Sophokles 13, 5 5 , 56, 63, 65, 93, 9 5 ,

Ovidius 366

103-109, 1 1 2, 1 1 8, 1 1 9, 1 2 1 , 1 3 5 ,

Pater, Walter 442

276, 288, 290, 294, 36 1 , 362, 424,

1 52 , 1 53, 1 8 1 , 1 84, 2 2 0 , 269, 2 7 1 ,


Peleus 2 1 7
Pentheus 86, 1 80- 190, 192, 198,
203, 229, 230, 232, 233
Platon 423, 424, 427, 428, 429, 430,

428
Sphinks 65, 1 2 2 , 364
Stendhal 1 28, 355
Storr, Anthony 2, 3 , 48

432, 433
Plutarkhos 41 7

Teiresias 63, 66, 90, 96- 100, 102,

Proust, Marcel 255

105, 109, 1 1 3, 1 1 5 , 1 37, 1 80, 190,

Pyrrhos 1 1 3 , 2 1 7

2 10, 224, 292, 296, 364, 428


Turner, Victor 10, 68, 1 56, 237,

Racine, Jean Baptiste 60


Radcliffe-Brown, A.R. 1 1 , 22,

420, 42 1
Tydeus 86

3 1 8-32 1 , 325
Rebeka 7

Valery, Paul 9

Richard, Aslan Yrekli ile Topraksz

Van Gennep, Arnold 406

John 85
Rohde, Erwin 1 9 1

Vernant, Jean-Pierre 1 3 5 , 1 5 2 , 1 5 3
Voltaire 289

Romus ile Romulus 85


Westermarck, Edward Alexander 327
$ehiller 2 2 1 , 222
Shakespeare, William 68, 7 1 , 72, 93,
106, 438, 442 , 443

Yakup ile Esav 92, 252


Yunus 455-457

Smith, Robertson 1 28, 1 40, 275,


278-282, 312, 437

Zeus 1 52, 2 1 7 , 363, 458

You might also like