You are on page 1of 272

sma

azar

DiN
PSiKOLOJS

BYK FKR KTAPLARI DZS: 2


Birinci Basm - 1968
kinci Basm - 1972
nc Basm - 1982

REMZ KTABEV Yaynlan


Dizgi, bask, cilt, kapak ve kitap dzeni:
Evrim Matbaaclk Limited irketi, Caalolu-Istanbul

Osman Pazarl

DiN
PSKOLOjlSi

N SZ
Din messesesi insanlk kadar eski bir gemie sahiptir. Fizik, kim
ya, biyoloji ve matematik gibi ilimler yzyllarca evvel bamsz birer
ilim haline gelmiler, fakat insanlarn mukadderiyatyle ilgili din proble
mi bugne kadar dinler tarihi ve felsefe sistemleri iinde kapanp kal
m ve asl metotlarn bulup mstakil bir ilim halinde meydana ka
mamtr. Fazla olarak XVIII. ve XIX. yzyllarda ilmin ve ,tekniin ge
limesine bakarak dinin nemini ve. insanlarn hayatnda oynad byk
rol inkar edenler bile tremitir. nsanlar ilimden ve mantkl dn
meden nce, inanmlar ve bu inanlara gre hayatlarna istikamet ver
milerdir.
Yzylmzda durum ok deimitir. nsan yalnz madde ve tabiat
tan ibaret sayan, onun manevi, deerlerini kmseyen karc ve mad
deci cereyan, toplumlar ve fertleri byk buhranlara ve huzursuzlukla
ra srklemitir. Fertlerin olduu gibi toplumlarn hayatnda da bozu
lan dengeyi yeniden kurmak, sarslan dzeni tabii haline getirmek iin
tek are olarak dine dn hareketleri balamtr. Din messesesinin
pozitif metotlarla incelenmesi, ruhsal ve sosyal ynlerinin bir tabiat ola
y gibi tetkik ve tahlil edilmesi bu zaruretlerden domutur. Bu aratr
malar din psikolojisi, din sosyolojisi, dinler corafyas gibi yeni ilim dal-'
larnn domasna sebep olmutur. Din psikolojjsi pozitif bir ilim olmak_
amacndadr ve bu sebeple gzlem ve deney metotlarn kullanacaktr.
Her yeni ey gibi bugn bu ilim etrafnda da geni aratrmalar ve
tartmalar yaplmaktadr. Kitabmz bu yeni ilmin kuruluuyle, yap
lan aratrma ve tartmalar zet olarak Trk ve slam aydnlarna ta
ntacaktr. lmi zihniyete sahip olmayan veya geleneki baz kimselerce
din, kutsal ve ilahi bir kanun olduundan, onun tetkik ve tahliline l
zum yoktur. Halbuki slam felsefesi tarihi, slam byklerinin mebde ve
mead, nbvvet, mucize, itikat gibi en yksek din meselelerini tam bir
fikir hrriyeti iinde mnakaa ettiklerini gsterir ve bu hal hi bir su
retle dinin kutsallm ve bykln sarsmaz. Esasen salam temel
lere dayanan bir yap, tetkik ve mnakaadan korkmaz. Tabiattaki var
lklarla canllar ve insanlar da birer yaratk olduklar halde onlar ze
rinde yoplan aratrmalar, incelemeler meru ve tcbii griiliirken elin
prcb]'.,ni zerinde bunun zanrl oiclu[!;nu iddin c:,tnck ald11 aytin bir

NSZ

Biz kitabmzda tarafsz bir gzle bu tartmalarn nemli olanlarn


gsterecek, varlan sonular slami bakmdan deerlendirmeye ala
caz.
Kitabmz esas itibaryle Yksek slam Enstitlerinin programlarna
gte hazrlanmtr. Fakat konu ile ilgili grlen, Dou ve Batda yaz
lan ana kitaplarda bulunan nemli baz bahisler eserimize ayrca ilave
edilmitir. Bu ilavelerle eserin didaktik deerini artrdmza ve herkes
iin daha faydal bir hale getirdiimize inanyoruz. Kitapta bugnn ko
nuulan ve yazlan dili kullanlmtr. Ancak slami eserlerden alnan
paralar aynen muhafaza edilmi ve bu suretle okurlarmzn slami kay
naklarla temaslar salanmak istenmitir.
. Kitabn her bakmdan kusursuz olmas iin Sayn Editr Remzi Ben
gi zel bir dikkat gstermitir. Kendisine teekkr etmek borcumuzdur.
Konusu ve metotlar henz tartlmakta olan bir alanda eser yazmann
zorluklarn okurlarmzn takdir edeceklerini sanrz. Bu zorluklara ra
men bu alanda duyulan ihtiya ve yokluk, cesaretimizi artrmaktadr. Ese
rimiz Mslman Trk aydnlarna ufak bir hizmette bulunursa vazifes_ini
yapm. olacaktr.
5.VIIl.1968

OSMAN PAZARLI

KNC BASILI N
Din Psikolojisi, ciddi eserler iin sevinilecek bir ilgi ile karlanarak
ikinci defa baslmaktadr. Bu baslta eserin baz blmleri geniletilmi
ve konular daha ak ve retici hale getirilmitir. Eserden yeteri kadar
faydalanmak iin, okurlarmzn hi deilse lise derecesinde felsefe ve
sosyoloji bilgilerini tazelemeleri gerektiini hatrlatmak isteriz. Son za
manlarda yaynladmz slamda Ahlak ve Dinler Hakknda Tarihi ve
Sosyal ncelemeler adl, kitaplarmz bu alanda birbirlerini tamamlayan
bir btn tekil ederler. Bu eserlerimiz her derecedeki okullarn din ders
ler:1 iin de yardmc ve kaynak kitap hizmetini grernktir.

lf indekiler:
BLM

I.

BiLGi VE iNAN
Bilgi ve Sezgi, 9 slamda Bilgi ve Sezgi Anlay, 10
nanlar, 12 nancn Amilleri, 19.

BLM

Hkm ve

II. D1Nl OLAYIN AIKLANMASI


Din Kelimesinin eitli Manalar, 26 Dinin Tarifleri, 27 Din
Olaynn Analizi, 31 Din htiyac, 37 Din ve Ahlak, 42 ocukta
ve Gente Dini Hayat, 44 Dini Hayatta Fert ve Toplumun Mna
sebetleri, 52 Dini Zmreler, 56.

BLM

III. DiN PS1KOLOJ1S1 VE METOTI.ARI


Din Psikolojisinin Kuruluu, 60 Din Psikolojisinin zellikleri, 62
Trl nceleme Yollar, 65 Din Psikolojisinin Metotlar, 70 Dinin
Kayna, 83 Dinin Kayna Hakknda Yeni Grler, 85 Deney
Met0dunun Yetersizlii, 88.

;<:_ f.O.M
Y

IV. DiN DUYGUSU VE DiN UURU


Muygular, 92 Dini His, 94 Din Duygusunun Gelimesi, 99 uur
ve Din uuru, 104 .

. ', L\l

V. LA.UUR VE DiN PSIKOT,OJISI iLE JLGILI

JLIMT...ER, SEMAV DiNLER

Lauur (Enkonsiyan), 112 Din Psikolojisi ile lgili limler, 118


Din Felsefeleri, 122 Semavi Dinler, 127 Hrisriyanlk, 128 Ya
hudilik ve srailoullar, 1:$4.
. :, ,i.i_:\f

Vf.

HlDAYET, ZHT VE JSTIGRAK


Teoloji, Hidayer, hrida, 137 Zht ve Takva, 147 Vecit ve sti
rak, 151 Mistiklik (Mistisizm), 158 Rasyonel Teoloji, 168 Teo
loji ve Tecrbe Yolu, 173 slam Teolojisi, 177.

Bl.M VII.

iBADET VE .DUA, 1SLAi't1DA RASYONALiZM


badet, 189 Dua, 183 - slamda Rasyonalizm, 199.

BLM VIII. ISLAMDA TEMEL iLKELER


slam Spirinalizmi, 207 slamda Ruh Anlay, 210 Evrensel Bir
Din Olarak slamiyet, 213 slamda Psikoloji, 215 Klliyat Da
vas, 219.
BLM

IX. METAPSllK, MUCiZE


Metapsiik Olaylar, 222 Mucize, 235 Mucizenin lim ve Felsefe
Bakmndan Aklanmas, 238.

BLM

X. DlN PSJKOLOJISI ALANINDA ALIMALAR


Filozoflarda Din Anlay, 245 Din Psikolojisi ile Uraanlar, 255 ..

Dizin, 268.
Bibliyografya, 271.

Birinci Blm
Bilgi ve nan

BLG VE SEZG
'Geni manada bilgi (connaissance) insan uuruna konu olan her ey
demektir. Malumat, ilim, marifet szleriyle ifade edilir. Zihin, bilgiyi iki
yoldan kazanr: Sezgi (hads = intuition) yolu ile; istidlal (muhakeme =
raissonnement) yolu ile.
Sezgi, vastasz olarak dorudan doruya elde edilen bilgidir, Bu bil
gi objektif {nesnel) varlklar iin duyu organlaryle, ruhsal olaylar iin
de iebak (mahede-i enfsiye - introspection) ile elde edilir. Kar
mzdaki bir cismi grmek gz organyle, sylenilen sz duymak kulak
organyle olur. Bir heyecan duymak, Sleymaniye camiini gz nne ge
tirdiini bilmek, uurun kendini gzlemesi suretiyle elde edilen bilgi
dir. Bu bilgileri elde etmek iin baka bir bilgiye ihtiya yoktur. Bir mu
hakeme ve istidlal yaplmaz. Gidimli (discursif), vastal bilgi ise, baka
bir bilginin yardmyle elde edilen bilgilerdir. Bir hkmden dier bir
hkme gei suretiyle yaplr. Bu trl bilgilere muhakeme ve istidlal
suretiyle elde edilen bilgiler denir. Mesela tl:J-i:t grrrgk, .elte.. yolda
mak ve <Jg}!!LJ'J?e,ir.
old11JI1u. ta.mma};. se:z:ginin. YE:I"c!ii bH15.i.dir. lt'aJqt
.
'b-tirin t_r_k.jgirin JJe .Q1l.11,.. na.sl . yapld J:akklilda itiplardan
bginle11 l:ilgi toplayarak renne, .nuhaterne ile. elde edilen
vaf'a!i::Bii:J:ulgidir. jlrnI2E--egc:liis_i_:y()!1.. fis!il<r_a., , :::. !iirneyarm)., .. de
d ksiy9.r1_ Alil ... tmc!pgelim) yolu ile.. yaplan btn istidlalleryas
tal bilgi iine_girerler. Mspt (pozitif) ililer ve ilim kanunlar vasta
l- bilgiler .. snfna girerler.

,/eyi

Sezgi_ise zihinde halen hazr olan bir idrak konusunun bilavasta (do
laysz immediat) olarak bilinmesidir. Onun iin slami eserlerde bu
bilgiye marifet-i huzuriye de derler.
Psikoloji ve felsefede sezginin trl ekilleri vardr:
Deneysel (Empirique) Sezgiler:

1. Bu trden olan sezgilerin ou duyulur (mahsus) neviden olan


sezgilerdir. Duyu organlarnn (gz, kulak, burun, deri, az gibi) ver-

10

DN PSKOLOJS

dikleri bilgilerdir. slami eserlerde marifet-i hassiye ad altnda zikre


dilir.
2. Ruhsal trden olan sezgiler, iebak (igzlem) ile i hayatmz
da geen her trl fikirler, duygular ve isteklerin bilinmesidir. uurun
vastasz verileridir. Filozof Bergson, bu neviden olan sezgileri uurun
Vastasz Verileri adl kitabnda etrafl bir ekilde aklamtr.
Akli (Rationelle) Sezgiler:
}_. _ Do:r:ud,an doruya akldan gelen ve ispat mmkn olmayan m- .
tearife (aksiyom) !erdir. En nemli olanlar matematik ve fiziktedir. cKl
cznden byktr - Bir ncye ayr ayr eit olan iki kemmiyet bir
birine eittir - Var olan vardr - Bir ey kendinin ayndr - Bir ey
ayn zamanda hem var, hem yok olamaz gibi.
2. Keif ve icat sezgisi: Herhangi alanda birden yeni bulular ya
pan usfi. ekalar, dahiler, muhterilerin sezgileridir. Newton'un, Ari
med'in sezgileri gibi. (Rabbaniyet sezgisi de bu ksma dahildir). Bu e
it sezgi, keif ve icat vastasdr. (H. Poincare).
3. Metafizik sezgi: Bu sezgi insann, bazen bir cevherin mutlak var
ln kavramasna yarar. Descartes'n, Dnyorum, o halde varm
dsturunda grld gibi. Bazen de hayatta gerek varlklar bulmaya
yarar. Ekzistansiyalistlerden Husserl'de gr1d gibi; yahut kendi ah
smza ait gerek benliimizi (ene = ego) kavramaya yardm eder. Berg
son'da, Metafizik sezgi, kendi iindeki gerek hayat ve ak kavrama
ya. yarar.

SLAMDA BLG VE SEZG ANLAYII


Bilginin Tarifleri:
slam ulemas bilgiyi ilim, marifet szleriyle ifade ederler. En ok
kullanlan tanm ve tarif: . lim, alim (bilen) ile malum (bilinen) ara
snda tahakkuk eden ilikidir: ,,.}....,..,_,)\__.\0 :..;,u, . Bundan sonra ilim,
hads, zaruri ve mktesep, nazar olarak baz ksmlara blnrd. Bil
gi hakknda kullanlan baka tarifler de yledir:
1. Seyyid erif Crcani Mevakf erhinde* yle der: lmin h
_ds ile kaydolunmasndan maksat, Allah Taalann ilmi hari kalsn di
yedir. Zira O'nun ilmi kadimdir. Ne zaruretle tavsif edilebilir, ne de kisb
ile ...
(*) Mevakf: Kad Adud-eddinel-ci. - Mevakf erhi:' Seyit Ali bin Meh
met Crcaru.

DN PSKOLOJS

11

lim, bir yin vakideki gibi olduuna . itikat .


"" . " "" (-;.
,,,,.
2. ..,.,;-'t\J:tf.;l
etmektir.
- t}__. : Bilinen eyi haddizatnda olduu gibi bilmek ilim-.
dir (Kad Ebu Bekir Bakllani). Bakllani'ye gre Allah Taala'ya mari-
fet isnat olunmaz. er'an bu kelimeyi kullanmaya cevaz da yoktur. n:.
k lm-i lahi kadimdir, cehl ile me.sbuk deildir. Onun iin Bakllarii,
tarifinde marifet kelimesini insana atfeder.
3. lim, mucibe mutabk bir itikad- cazimdir (Fahreddin Razi).
- :'.'.i,:f.-'J ,, : Bir nesnenin suretinin aklda husul bulmasdr.
..;--_.:s- ,!-".
Sezginin Tarifleri:
Sezgi kelimesi karlnda slamda tahadds, hads terimleri . kulla
nlmtr.. slam ulemas onu marifet-i zaruriye, marifet-i huzuriye sz
ne ifade eylemilerdir. Yaplan balca tarifler unlardr:
1. Mebadiden metalibe srati intikal melekesidir. Zihnin istidlale
muhta olmakszn hakayk, sarihan ve bilavasta marifetidir (Byk
Trk Lgati). Bazen sezgi iraki sz ile ifde edilmitir. rakiye fi
lozoflar gibi. bn-i Sina mahsus sezgi; yani deneysel sezgiler iin mi,i
ahede, manevi sezgiler iin hads szn kullanmtr. Hads zihnin
bir -fiilidir. Onunla kendiliinden hadd-i evsatr (orta terim) istinbat eder.
Zeka. hadsin kuvvetidir. (E-ifa: bn-i Sina).
2. Hads defi, yani gayri tedrici olarak mebadiden metalib.e zihni
meleke-i intikalidir. Yani srati intikal bir haysiyette olur ki, mebadi
ile beraber zihinde metalip defaten temessl eder. (Burhan..: Gelenbevi).
3. Sufiyunda kef-i zamir sz ile ifade olunur. Sufiyun indinde an
cak ilham, . yani kendi tabirlerince kefi zamir insan Hakka isal eder.
Bu takdird sufiyeden esrar kef ve meydana karmak ve ilham almak
szyle sezgi birbiriyle birletirilmi oluyor (Kamus-i Felsefe).
4. Suf(ye anlaynda sezgi mkaefedir: Mkaefe, mavera-yi hi
capta olan umur-i gaybiye ve maaniye hakkiyle muttali olmaya derler.
ki ksma mnkasimdir. Bir ksm sur, bir ksm manevidir. Suriden. mu
rat, alem-:i misalde havass- hams ile hasl olandr. Nitekim ehl-i mka-
efe, suver-i ervah- mtecesside ve envar- ruhaniyeyi grdkleri gibi,
kef-i manevi, ism-i alim ve hakimin tecelliyatndan hasl olan hakayk-
mcerrede ve maani-i gaybiyedir.. Bunun dahi meratibi vardr. Evvela
kuvve-i mtefekkirede olan maaninin inkiaf gibi bilaistimal mukadcie
mat ve tertib-i kyasat bir mana ki, zihne tebadr eylye, kef-i mane
vidir: Ulema ona hads derler. Saniyen bilatefekkr maani-i akliyenin
kuvve-i akliye ile mnkeif olmas gibi. Akln bu mertebesine nur-i kud- .
si derler. Hads bunun bir lem'asldr. Salisen, kalbe maan-i gaybiye ve

DN J?SfKOLOJS

12

lum-i lednniyenin kefolmas. Buna ilham tesmiye olunur. Bu merte


bede ayan- .sabite ve esrar- gaybiyeye muttali olurlar. Bir eyin vcu
da gelmeden halini bilirler [Minhac-l Fukara (Sufiye metodu): smail
bin Ahmed Ankaravi] *.

HKM VE NANLAR
Hkmler (Yarg = Jugement):

slam mtefekkirleri hkm tasdik" szyle ifade ederler. ki fi


kir ve mefhum arandaki mnasebetin kabul veya inkar eklinde olan
zihin ilemine hkm denir. Zihnin kemali iyi hkmler vermekle olur.
Hkm, dnme (tefekkr) nin balangcidr.
Her hkmde unsur vardr: Mevzu (konu= sje), mahmul (yk
lem
sfat), rabta (ba.). Bir hkmn szle ifadesine nerme (kaziye =
proposition) denir.
Ta ardr, bir hkmdr. Buna dil bilgisinde cmle, mantkta ner
me denir. Ta mevzu, ar mahmul, dr da bu iki fikri balayan
bir fiildir (imek fiilinden).
Hkmler mantkta birok ksmlara ayrlr. Kant, hkmleri tahlili
(zmsel
analytique), terkibi (bileik
synthetique) olarak ikiye
ayrr. Yukarda verdiimiz misaldeki ta ardr" hkm. tahlilidir. n
k mevzua hamledilen vaf, onun zatnda mndemi (ierik) ve ondan
ayrlmasi mmkn olmayan bir sfattr, arlk sfat mevzuun tahlili
ile elde edilmitir. Bayrak mukaddestir", Vakit nakittir, sz gmse
skut altndr hkmleri de terkibidir. nk onlarda pe:vzua haml
ve isnat edilen sfatlar onun zatnda mndemi deildir. Onun tahlili ile
.--e!e edilmmitir. Bayrak, kimyad analiz edilii zaman nihayet pa
muk veya yn el:xafyle. boyadan ibaret kalr. Bu sfatlar mevzulara, top
lumlarn sosyal tasavvurlaryle, zmrelerin veya fertlerin takdirleriyle
ilave edilmilerdir. tibar ve itimai menelidirler.
Yukarda hkm tarif ederken iki fikir ve mefhum arasndaki m
nasebete aittir demitik. Psikoloji bakmndan hkme dahil olan iki fi
kir (terim
had) gerekte birbirinden ayr iki mefhu,mdur (kavram).
Bunlar ayr zamanlarda zihinde birbirlerinden ayr olarak meydana gel
mi olan iki bilgidir. Mesela, vakit nakittir hkmnde vakit mefhumu
ile nakit ;mefhumu aslnda birbirinden uzak ve ayr iki fikirdir. Hatta ter
kibi hkmlerin bir ksm milletlere _ve alara gre deiirler. Birbirine
zt olabilirler.

<*> . .arlh-l-Mesnevi - smail bin Ahmet 0872). Eserinin asl ad Kitab-


Minhac-l-Fukara ve Hccet-s-Sema'dr.

DN PSKOLOJS

13

Ta ardr hkmn dnelim: Burada taa isnat edilen arlk


vasf daha birok cisimlere de izafe edilebilir.
Hatta varlklardan ayr olarak arlk diye bir ey tabiatta mevcut
bile deildir. Birok cisimler ardr ama, bunlarn arlklar iindedir.
Ayrca arlk diye bir ey yoktur. Bunu zihin tecrit (yalnlama = ab$
traction) suretiyle elde etmitir.
---..
O halde taa tahsisen arl izafe etmemiz nedendir? nk deneylerimiz bize onun arlk vasfna sahip olduunu gstermitir. Fakat
btn hkmleri ve bilhassa terkibi hkmleri deneyle gstermek her
zaman iin nasl mmkn olacaktr? Szn gm, skutun altn oldu
unu baz kimseler kabul eder, baz kimseler kabul etm:ez1er'se bunu de
neyle ispat mmkn deildir. O zaman yine birok anlamazlklara im
kan verecek misallere ve hadiselere ba vurmak lazm gelecektir. Ba
ka bir ey daha var: Dnyann dz, gnein batar olduutu, yar dolu
bardaa batrlan kalemin krk olduunu gnlk deneylerimiz bize gs
teriyor. O halde umumen kabul edilmi olan hkmleri deitirmek mi
lazm gelecektir?
Hkmn mahiyeti hakknda yaplan bu tahliller, bize hkmlerden
nce onun temelinde baka bir psikolojik unsurun bulunduunu gster
mektedir. Bu unsura inan denir. imdi din psikolojisi bakmndan ne
mi olan bu konuyu inceleyelim:
nan (tikat = Croyance, Belef):
Her hkmn, iki mefhum arasndaki mnasebetin tasdik veya reddi
olduunu sylemitik. Hkm nce. zihinde bir rzaya (dorulama = as
sertion) dayanr. Yani zihin, iki mefhum arasndaki. bu mnasebeti ba
zen doru, bazen yanl diye kabul eder. Doru diye kabul edilen hkm
ler, mspet veya icab (affirmatif) olur. Yanl diye kabul edilen hkm,
menfi (salibe = negatif) olur.
O zaman u iki mesele ortay kar: -:L_bi,il;{mn temelinde bulu
nan rza (kabul) olaydr ki, buna inan (itikat, akide) denir. Dieri de
hu masebetin ifadesi olan terimlerdir ki, bu da hkmn muhtevasn
tekil eder.
1. Din psikolojisi bakmndan nemi olan bu mevzuu incelemeye ba
lamadan nce inan kelimesini iyi anlamak lazmdr.
ok ke.re _inan (croyance) kelimesiyle iman (foi = faith) _ kelimesi.
birb;ie--kartrlr. nan, zihnin bir faaliyetidir ve her eit mefhum
mnasebetlere
taalluk eder.
man ise bir dinin akidele.
-....lar
. . ... arasndaki
. .
' .
.-.. ::ine ve emirlerine ispat edilmi hakikatler olarak inanmak ve kabul etmektir. Onun iin biz aklamamzda itikat ile iman szlerini birbirin
- den- -yr kullanacaz. nan daha umumi bir psikolojik olayn ifadesi-

14

DN PSKOLOJS

dr. nanlar insanda bir yakin (certitude) ile bulunurlar. Yani hkm
halinde ifade edilen nermede hi bir phe ve ereddt bulunmaz ..
a) Bu inan bazen tamamen bir akli ispat sonunda meydana gelir
(matematik ispatlar gibi).
b) Bazen de bir otoritenin veya ehadetin eseri olur. Grmediimiz
halde Avustralya'nn varlna inanmak gibi.
c) Hissi sebeplerle de inan meydana gelir. Annenin olunun iyili
ine inanmas gibi.
2. nanta uphe (doute) yoktur. Hkmler mspet olsun, menfi ol
sun, kesin olarak verildii zaman inan vardr. Fakat bir eye inan
. mak veya inanmamak hususunda deliller msavi olursa o zaman zihin
tereddt iinde kalr. Buna phe denir. phe, mspet veya menfi e
kilde kati hkm... vermez.
nan, hkmn mevzuu ve mahmulne btn kaplamyle amil olur
sa, buna kesin bilgi (yakin) denilir. F;kat verilen hukm ksmen. olursa
yani, tasdik kati deil de, ihtimali olursa buna da zan (rey = opinion)
denir.
3. Kant, iman ve itikat hakknda yle der:. Umumiyetle denebilir
ki, her fiil ve hareket bir iman .tazammun eder. Fakat kati surette ispat
olunmu hakikatlerden bahsolunduu vakit, iman ve itikat kelimesi kul
lanlmaz. nk bunlarn, yani itikada ait hkmlerin kabulnde insa
nn ihtiyar lazmdr. Buradaki hkm, iradi ve muhtar bir fiil gibi m
lahaza olunabilir. Kafi saikler olmad halde karar verilirse, yahut ih
tiyari bir fiile day.anarak karar alnrsa o zaman itikat vardr. Bu mana
iman kelimesiyle ifade olunur. tikat, yani rza ve kabuln esas ihti
sastan, ameli: fayday mucip alakadan hasl olan ferdi saiklerden, ameli
akln zaruretlerinden ibaret bulunur: lmen messes bulunmaz ve delil
lere dayanmaz. Bu sebeple imana bir mevki vermek iin ilmi bilgiyi il
gaya mecbur oldum. (Ameli akln tenkidi). Fransz filozofu Main de
Biran (1766-1824) ise itikad hkmn mukabili sayar. tikat, igd gibi
dir. Bir fiil olmad gibi, ne taamle, ne de istidlale tabi olan bir ka
naate itikat denilir. ngiliz filozofu David Hume, itikad spontane (tabii)
bir vaka olarak kabul eder.__ Q..,yumlarn verdii hayallerin ve tasavvur
larn insann iinde kendiliinden canlandr, der. Amerikal filozof W.
James de yle der: Amel ve fikir her trl nazarJ akln stndedir.
Hakikat, nazari. formllere gre aranmaz. Fiil ve amellerin verdii neti
celere, gsterdii baarlara gre doru veya yanltr. Fikirler bize ver
dikleri emirlerle ve fiillere rehberlik etm. eleriyle 'hkmolunurlar. Bu g
r, itikattr ve ameli hayatta baarya ulatrma kuvveti olarak ayr bir
deer tar. Faal. ruhlar, phesi az olan, itikat eden ruhlardr. pheci
ruhlar ise atl ve hareketsiz olurlar.

DN PSKOLOJS

15

Modern egzistansiyalist filozoflardan Gabriel Marcel, Somut Felsefe


Denemesi adl kitabnda yle der: Bence ruh skunetiyle iman birbir
lerinden ayrlmazlar, hakiki iman da budur. Bunlarn arasnda zlmez
bir balant vardr. Birisine inanmak demek, ben eminim ki sen benim
beklediklerime hiyanet etmeyeceksin, bilakis benim gvenime layk oldu
unu gstereceksin! demektir (s. 183 ve 203).
slamda tikat ve man:
Bu genel aklamadan sonra imdi itikat ve iman hakknda slamda
yaplan aklamalar ksaca belirtelim:
- Cenab- Hak, mminlere kesin olarak iman ve itikad .emreder.
Ezcmle Kur'an- Kerimde (Bakara suresi, ayet 90) yle buyuruluyor:
Onlara, Allah Azimann inzal ettii Kur'an- Mbine iman ediniz de
nildii zaman, biz ancak bize nazil olana iman ederiz derler: Ktb-i
er'iyemizde iman ve itikat hakknda kaydedilen baz tarifler de y
ledir:
--:- man, dil ile ikrar, kalp ile tasdik, cevarih ile ameldir (Miyar-
Sedat: Cevdet Paa).
- man, hadd-i cezm ve iz'ana vasl olan tasdik- kalbiyeden iba
rettir. Bu, bir emirdir ki onda ziyade ve noksan tasavvur olunamaz (s
mail Hakk zmirli).
_:_ man demek, bilasenet ve hccet bir eyi vicdanen teslim ve
mahz- hakikat olarak kabul etmek demektir (Kamus-i Felsefe).
- man ile itikat arasnda ince bir fark vardr. tikat, hkm ve
tasdikler snfna dahil olduundan, muhtelif dereceleri vardr. tikat de
ise derece kabul etmez , (Felsefe Lgati: 'Mustafa
rece kabul eder; iman
.
-Namk)".
- Akide, rapt- kalp olunan eye tla_k olunur ki, bunun bizim nez
dimizde bilinmesi vaciptir. Mesela, Allahu Taala hazretlerinin sani-i alem,
kadir, kayyum olduunu ve ahval-i ahireti ve bunlarn emsali eyleri bi
lip, onlara rapt- kalp etmek gibi (Akait tercmesi: Giritli Srr).
- man, hakikat-i vaka mutabakati iktiza eder. O bize tabi olmaz.
Bize hak grnen ne ise biz ancak ona hkmederiz. Bu itisam ve itika
dn birtakm dereceleri vardr (Metalip ve Mezahip: Hamdi Yazr).
- tikat, cazim ve nefs-l-emre mutabksa yakin, deilse, cehl-i m
rekkep, cazim olup, sabit deilse taklit, meczumun nakizine taalluk eder
se tahyil, cazm olmayp akl dier ciheti tecviz ederse zan, bunun nakizi
de vehim olur (Miyar-. Sedat).
- ehristani (476-546 H.) Jyle der: slam, lgatte mutlaka itaat
ve inkyat manasnadr. Ve eri'de amal-i zahireye inkyattr. Yani ka
bul ve iz'andr ki ol hakikat tasdiktir. Velhasl ;lam eri'de inkyat ma-

16

DN PSKOLOJS

nasnadr. mansz slam bulunmaz. Zira slam, teslimden ve evamir-i


Hudaya inkyattan ibarettir, teslim ve inkyat tasdik ve ikral'.dan sonra
olur. Velhasl cumhur-i ulema dediler ki: man ile slam mte;adtirler
ve teradflerine kitap ve snnet delildir (Kitab- Milel ven-Nihal).
- Bu konuda mam- Gazali hya-l-Ulumunda unlar syler: Za
ruri oimayan ilimler baz hallerde eitli ekillerde kalpten meydana ge
lirler: Bazen hi beklenmeyen bir taraftan ilka olunur ve kalbe hcum
ederler. Bazen de istidlal ve retme yolu ile kazanlriar. stidlal ve
retme olmakszn kazanlan bilgiye ilham denir. Dier bir grle iti
bar ve istibsar adn da alr. Delile, itihada ve retmeye ba vurmadan
, kalpte meydana . gelen bilgi kolunun nereden, nasl hasl olduunu bil
medii ksmlar ile bu ilmi elde etmesine yarayan sebebi bildii ksm
larna ayrlr. Busebep de kalbe ilkada bulunan melein mahede edil
mesidir. Birinciye ilham ve nefes, ikinciye vahiy denilir. lham velilere,
vahiy ise enbiyaya aittir. stidlal yolu ile elde edilen ksm da ulemaya
mahsustur. Sufiyun ilham.a dayanan ilme taraftardrlar. retme meto
duna nem vermezler. Bundan dolay ilim okumaya, yazlan kitaplar in
celemeye, e.itli delilleri ve szleri aratrmaya talip ve ragp deiller
dir. Onlara gre asl yol, mcahede ve kt sfatlar mahvetme, masi
vadan btn alakalar kesme, tamamen Cenab- Hakka ynelmedir. Bir
kere kalbin ileri Cenab- Hakkn emrine girerse, o zaman Allahn rah
met ve nuru o kalbe yaar. Enbiyann ve evliyann ilimleri ite bu ka
bildendir. Ehl-i tasavvuf ilmi tasfiye yolunda arar.
Gazali, hya'nn ikinci kitabnn ikinci faslnda itikadiyat meselele
rinin halka ve genlere retilmesi zaruri olduunu syler, fakat bu
retime nce taklit ve telkin yoluyle balaQ.masn tavsiye eder. Ya ke
. nale erdike ve zaman getike bunlarn derinleri de gsterilmelidir.
Ancak halk tabakalar ve genlerle bu alanda mnazara ve mnakaadan kesin olarak saknmaldr.
mana ise kalp yoluyle varlr. Her eyde kalbin kemali arttr. Bu
seQeple imanda ekil vardr: 1. Avamn iman (srf taklit ve hsn-i
zanla her eyi kabul eder); 2. Kelamclarn ve bilginlerin iman (istid
lal ve muhakemeye dayanan bir imandr, fakat yine avamn imanna ya
kndr); 3. Ariflerin ve sufiyenin fman ki, keif ve mahedeye daya
nan imandr; asl kavi iman bu mertebedir "(hya-l-Ulum, c. 3, b. U- Cenab- Hakka imanda Eariyeye gre tarik mcerret semi'dir.
Akln onda methali yoktur. Akl onda vastadr. Hakikatte muarrif ve
mucip olan haktr. Burada semi'den murat, Tanr kelamdr. slam l:..
gatte, itaat ve inkyat manasnadr. eri' de amal-i zahireye inkyattr. Yani kabul ve iz'andr. Hazreti Haktan verilen umurun cmlesini tas
diktir.

DN PSKOLOJS

17

Yukardaki tariflerden anlalaca zere slam, inanlar hakknda


ileri srlen fikirlere gre zihniy.ecilerle iradecilerin grlerini telif et
mektedir. Acaba insan, ilmiyle bildii bir eye inanmayabilir mi? Veya
hut akl ve zihniyle bir eye inanmad halde iradesiyle ona inanmas
mmkn mdr? Bir kimsenin aklnn kabul etmediine iradesiyle inan
mas caiz ve sahih olabilir. Bu da ancak inandklarnn doruluunu ara
trmayan, mukallit kimselerin inanlardr ki, bunlar esasen byle bir
tetkik ve tahlile muktedir deiBerdir. Fakat tetkik ve tahlile muktedir,
bilgin kimselerin akllaryle pheye ve hatta inkara vardklar zaman
yine ayn inanca inanmakta devam ettikleri de grlmtr. Akl onu
imana srkledii halde inkarda srar ve inat eden kimsenin durumu
na slamda kfr-i nadi denir. Dinimiz, M:p.inler o kimselerdir ki, Al
lah ve resulne iman ettikten sonra ek ve pheye sapmadlar buyu
ruyor. u halde slam, iradenin hkm ve tasdikine de kuvvet verir. n
k aklen ta.savvur ve tasdik imanda kafi deildir. Akln tasdikine, rza
ve teslimiyetin de katlmas lazmdr. slamda akl ve fradenin beraber
ce tasdik ve rzaya itiraki arttr. Ehediio ile balayan kelime-i ahadet
iradenin ve kalbin ortak ifadesidir. tikat ve inan meselesinde bu nok
tann iyi anlalmas lazmdr. nk bir eyi bilmek ona inanmay ge
rektirmez. Bir eyi akl yoluyle bilmek ona iman etmek saylm olsay
d, iman ve itikatta irade ve ihtiyarn yeri kalmazd. man, zaruri bir
netice olurdu. Halbuki dinimiz dil ile ikrar. esasyle imanda akln, yani
zihin ve ilmin yerini belirtirken kalp ile tasdik szyle de sbjektif ma
hiyetteki iradi ve ihtiyari rza ve teslimiyeti de art kilmtr. s.lam dini
hi kimseyi iman etmeye zorlama:.-. Teklif eder, temel prensip1e;ini arz
eder.. Fakat cebir ve tazyikle iman talep etmez. nsai ruhuna ve irade
sine geni bir hrriyet ve serbesti tanr. Bunu da slam dini dinde zorlama yoktur r.'.:llHS.ff (Bakara suresi, 256) emriyle teyit ve takv_iye ey
lemitir.
Ortaa Hristiyan Byklerinde hnan Anlay:
1. Septikler, hakikatin ne harite, ne de insan zihninde bulunacana
inan.yptlard;., O halde onu aramaktan vazgemelidir. Meer ki hakikat
Hak Tala i;-;;rnia.dordan: doruya tebli edilmi olsun. te Ye
ni Eflitunularn bulduklar zm ekli budur. sken deriyeli Plotin mek
tebi buna u cevab veriyor: AlJh bizjq batnmzdr, qiz gerekte ondan
ayr de
_ iliz!'. u halde felsefenin vazifesi, bizi asl varlmza irca ederek
ile birlememizi salamak, bizi mutlak varla doru ykseltmektir
ki buna insilah (fena fillah) denilir. nsan bu birlemeye yani insilaha
varmadka daima bir madde ve mana ayrl, kalp ve zihin ayrl kalr
ki bu ikilik hakiki marifeti tehdit eder, durur. u halde insilah (extasse:

hl;;

xnai

18

DN PSKOLOJS

vecit, fena) her yakinin mebdeidir, insilah bize tabi deildir, ona hazr
lanmak lazmdr. Bu da ilim ve fazilet, tehzib-i nefs ile mmkn olur.
2. !skenderiye felsefesinin bu insilah, yakin ve bedaheti akln te
sindeki mutlak ile kaim klyor. Hristiyanlkta imann ii ise bsbtn
bakadr. Saint Paul'e gre iman, ncil'in talimatn uyan bir akln eseri
deildir. Bir itimat hissi, bir Allah sevgisi ihtiyacdr. O, iradenin bir ese
ridir, sa ile lahuti hayat yaamak iin iradesiyle insan maddi ve cismani
hayat terk eder: .Artk yaayan ben deilim, bende Mesih yayor. man
bu suretle nefsi tamamen kavrar, tecdit ve yeniden tevlit eder ve ona yeni
bir hayat verir. Lakin insan kendi selamet ve necatnn amili deildir,
iman ona Allahtan gelir ve onun ruhunu tasfiye ederek onda bir ruhani
insan tevlit eder.
3. Saint-Augustine (354-430 M.)* imann her alanda tesirini aklar
ken iman- diniyi iman- akliye (yak.in) raptetmek ister: nsan nefsi ya
kin ihtiyacn tatmin etmedike rahat edemez, phecilik insan ihtiyacyle
baramaz. phecilik birtakm elimeleri iinde tar, nk .ben phe
edersem bende gerek Him ideali var demektir. Descartes'n, phe edi
yorum yleyse varm! sz de buradart gelir.
man ile ilim birbirleriyle beraber bulunurlar, her bilgi bunlar bir
birleriyle birletirir. Bilmek nedir? Bir eyi zaruri klan ne ise onu akl
ile idrak etmektir. Fakat bundan evvel, bilgi konusu olan bir eyin var
ln kabul etmek lazmdr ki bilgi hasl olabilsin. tte nceden bir idrak
konusunun kabul, marifette ilk admdr. uurumuzda ruhi hallerin cere
yan ettii bir gerekse de bunun dndaki duyulurlar aleminin gerek
varl yani yakin 'Olmas ancak iman ile olur. Bundan dolay duyulurlar
aleminin gerek varl, tasavvurdan evvel bir iman meselesidir. Demek
ki ilim olmadan iman olmak mmkndr, fakat iman bulunmadan ilim
bulunmak mmkn deildir. Dinde gaye ne ilimsiz itikattr, ne de itikatsz
ilimdir. Belki ilme mntehi iman veya imana uygun ilimdir. lme asl
konusunu veren bu iman- ilmiye, iman- dininin iki vehile benzerlii
vardr. t:nan, dini bir fiil-i iradedir ve aka mtevakkftr. Hayr bilmek
iin sevmek ve istemek lazmdr. Kezalik iman- dini dahi:.kendi konu
sunu ve eklerini kendi haricinde bulur ki bu da ilham ile verilen meta
fizik hakikatlerdir.
4. Ortaa Hristiya: felsefesinde iman, bir tecrbedir, d hayat tec
rbelerine refakat eden ahlaki ve manevi bir tecrbedir. Eskilerde ahlaki
hayat ilme tabidir: Bilen yapar. - Sokrat). Ortaa Hristiyan felsefe
sine gre ise iman, illinden ncedir, iman ile ilim kar karya deildir.
(*) Romal mrik bir l;&kimin oludur. Kartaca'da okudu. nceleri Mani
cheisme dininde idi, sonra bir papazla grerek Hristiyan oldu. Allah'n Si
tesi, rade-i Cz'iye eserleri vardr.

DN PSKOLOJS

19

Saint-Anselme (1033-1109) yle der: Anlamak iin inanrm, nk inan


mazsam anlayamam. Saint Thomas (1225-1274) ise bu kadar cesaretli ko
:umaz: Akl, ilahi hakikatlerin hepsini ispat edemez. Bu hakikatler akla
zt deil, akln stndeirler ve bunun iin de imann konusudurlar.
:iman insanda rahmet-f 'ilahiye gibi bir ltuf eseri olup akldan. ziyade
iradeye baldr. Akln metafizik hakikatleri kabul, ispat ile deil ira
denin eseriyledir. man akln balangcdr ve bu manaca akl imana tabi
dir. Nihayet ortaan klliyat davasyle mesele baka ekle dkld.
Xominalizmde (Guillaume d'Occame) iman ile ilim birbirlerinden ayr
larak birbirlerinin karl . olarak ele alnd. O zaman ilmi akln eseri
olan felsefe ile itikadiyat tamamyle birbirlerinden ayr telakki olun
maya balad. Bu akl ve iman ikilii, insann zihnini perian ederek
byk buhranlar dourmak istidadn yaratt. Akln ve imann otoritele
rini yerli yerine koymak lazmdr. Bu vazifeyi XVII. yzylda Descartes
yapt.

NANCIN AMLLER
Hkmler_ temelinde inan vardr. nan, hkmlerde kesinlik sa
layan: hr turl phe ve tereddd kldran bir rza ve teslimiyettir.
nan, zihnin bir ilemidir. Bu ilemde zihin bir taraftan konu ile
yklem arasnda bir mnasebet bulunduuna inanr, dier taraftan. da
bu mnasebetin gerek ve doru olduunu kabul ve tasdik eder. Zihni
bu iki ekil mnasebeti kurmaya zorlayan amiller nedir? Bu noktay
aklamaya alan grler drt ksmda toplanabilir: Zihniyeciler, ira-
deciler, hissiyatlar, sosyolojik grler.
Zihniyecilerin Gr:

Zihniyeci filozoflar (intellectualiste) inancn, zihni faaliyetin eseri


olduunu iddia etmilerdir. Bunlarn bir kolu olan ampiristler, duyum
larn veya zihinde meydana gelen hayallerin ve tasavvurlarn canll ve
iddeti inanc dourur demilerdir (David Hume gibi). kinci kol olan
akliyeci (rationaliste) filozoflar ise, inancn fikirlerdeki kuvvet ve ger- .
eklikten doduunu ileri srmlerdir. Bu teoriye taraftar olanlar Spi
noza (1632-1677) ile yenilerden Paul Janet, Elie Rabier'dir.
1. Pantheiste filozof* Spinoza'ya gre fikirler, resimdeki insanlar
gibi cansz deildir. li'.ikir bir kuvvettir, daima faaliyet halindedir. ra.
de bu fikirlerin toplul,;ndan ibarettir. Zihin ile irade ayn eylerdir.
(*)
Panthelsme (vahdet-1 vcut), monisme (vahdet-1 m'evcut) ile kan
trlmamaldr. Monizm, materyalist, idealist ve panteist olabilir.

20

DN PSKOLOJS

nan da fikirden ayrlmaz. nan olunca yakin ve hakikat de inanla


beraber bulunur. Hakikatin iareti de kendinde sakldr. Hakiki fikre sa
hip olan kimsenin kendisi hakikate s.ahip olduunu bilir. Ve bundan hi
bir suretle phe etmez. Hata ise menfidir. Hatalar bilgi noksanln
dan, fikrin zayflndan doarlar (Etika'dan).
2. Zihniyecilerin bu grleri tenkitlere ve itirazlara uramtr. Her
eyden nce d alemin varl hakkndaki itikad, psikoloji ve felsefe
bakmndan iki ayr .mesele olarak grmek lazmdr. Nazari olarak d
nld zaman en tabii yakinin tamamen zihni neviden saiklerle mey
dana geldiini kabul etmek yerinde olur. Fak?t psikoloji, mspet bir ilim
olduundan, akln icaplarndan nce deneyler ve olaylara - gre inancn
amillerinin ne olduunu arar. Zihnen byle olmas makuldr diye d
nmez. Psikoloji de zihnfyeciler gibi tamamyle zihni mahiyette olan
yakinin itikatlar, inanlar olduunu kabul eder. Mesela geometride bir
teoremin ispat, veya fizikte bir kanun tamamen zihni sebeplerle yakin
hasl ederler. Bunda hissiyatn hi bir tesiri yoktur. Biz filan teoremi
sevmesek dahi onun gerekliini reddedemeyiz. Ji'akat bu teoremin do
ruluu, aksiyomlar ad verilen ve bedihi olarak kabul edilen nerme
lerin doruluuna dayanr. Fizik kanunlarna inanmamiz da onlarn de
neylerle ispat edilmi ve sonra kanunlar yaplm olmalarndandr. Eer
alnan duyumlarn iddetinden ve kuvvetinden itikat hasl olur deni. rse, o zaman gnein domas, dnyann dzl gibi grnte dq
ru, gerekte yanl hkmler de meydana gelecektir. O halde duyumla
rn iddeti balca amil olamaz. Bu duyumlara dier amillerin iltihak
ile itikat tamam olur. u halde buradaki inan, yalnz bir fikrin iddet
veya kuvvetiyle hasl olmu deildir. Belki bu fikirlerin geni bir sis
tem iinde yer alm olmasndandr. 1;3u inanlarn yannda baz mutaas
sp ve inat karakterde kimselerin inanlar vardr ki, bunlar ak ola. rak yanl fikirleri gerek olarak kabul ederler ve bunda iddetle srar
ederler. Yine baz duygular ve ihtiralara kaplm kimseler vardr ki,
kendi fikirlerinin tamamyle doru olduunu, her trl aleyhte delillere
ramen mdafaa ederler. William James, kitabnda yle der: Biz bir
takm eylere inandmz gryoruz. Fakat neden ve niin inandmz
bilmiyoruz (nanmak radesi, s. 28). Doktor Pierre Janet* de birok
insanlar zerinde yapt inelemeler sonunda bu insanlarn hi sebe
bini bilmeden ve anlamadan birok fikirlere, batl itikatlara inandkla
rn tespit etmitir. u halde zihin, yalnz bana inancn amili olma
yp baka amillerin de mdahalesi gerekmektedir.
Pierre Janet (1859-1947), ruh ve sinir hastalklar hekimi. Din psiko
(*)
lojisinde Bunalmdan Vecde> adl eseri nemlidir. Paul Janet ile kantrlma
maldr.

DN PSKOLOJS

21

nanta radeci ve Hissiyatlarn Gr:


1.

radeci (Volontariste) Teoriler:

Bir ksm mtefekkirler inancn teekklnde iradenin rol olduu


nu ileri srerler. Eski alarda Revakiyun (Stoiciennes), itikattaki .ka
bul ve rzann tamamyle serbest bir irade mahsul olduunu sylemi
lerdir. Bu tez XVII. yzylda Descartes (1596-1650) tarafndan ele aln
mtr. Descartes (Metafizik Dnceler, s. 108) yle der: Biz zihinle
rimizle hi bir eye inanmaz ve inkar edemeyiz. Zihinlerimiz, inkar ve
kabul edilecek eyler iin idrak malzemesi hazrlar. Asl hkm veren,
yani kabul veya reddeden iradedir. Descartes'n bu fikri zamanmzda
din felsefesi alannda alan Victor Brochart tarafndan da mdafaa edil
mitir: Bir eyi idrak ve tasavvur etmekle, onu gerek ve hata diye
tasdik etmek birbirinden ok ayr eylerdir. nanmak, irade etmek de
mektir. Yani inanmakta bir fikir zerinde durmak, onu dierlerinden
ayrmak, onu kesin olarak tespit etmek iradesi vardr (nan Hakknda,
s. 479). Dekart filozoflardan Malebranche (1638-1715) da iradeciler ara
snda saylr.
. Evvelce sylediimiz -zihniyeciler, ahlaki ve dini inanlarda zihne
byk yer vermilerdir. radeciler ise inanc, tamamyle iradenin eseri
olan bir itikat saymaktadrlar. Buna cevap olarak hissiyatlardan Blaise
Pascal (1623-1662) Dnceler adl kitabnda yle der: nanmak ve
inandrmak baka, ispat etmek. baka eylerdir. Tanrnn varl gnl
d duyulur, aklda deil".
radeciler zmresine iki byk filozofu da eklemek lazm gelir. Bun
lardan biri olan Yeni Kritiszm (Neo-criticisme) taraftarlarndan Charles
Renouvier* de ahlak ve din inanlarnn iradeyle teekkl ettiklerini ve
kainatta ahlak bir nizam olduunu gstermitir, Amerikal byk filo
zof ve psikolog William James (1842-1910) nanmak radesi adl kita
bnda, Akl ve mantk, insann yegane kuvveti deildir. nsanda inan
mak -ve balanmak- kuvveti de vardr der.
2.

Hissiyat Teoriler:

nanc tamamyle bir hissin mahsul veya kalp ii sayarlar. Bu teo


rinin muhtelli kollar vardr. Bazlar sempatiye, bazlar aile ve evre
nin tesirlerine, bazlar da la.uur hayatn uura kmasna nem verir
ler. Bu teorinin balca tmsilcisi Pascal'dr. Yukarda grld ze< ) Ch. Renouvier (1815-1903): Kantn izinde yryenlerdendir. Ahli.k ve
felsefe tarihine ait eserleri nemlidir.

DN PSKOLOJS

22

re Pascal, kalbi yani akln dnda kalan duygular inancn ve imann


kayna sayar. Hakikat ancak kalp yoluyle bulunur, der.
Kant, iradeciler arasnda saylrsa da inan szn baka manada
kullanr. Ona gre inan, ameli akln zaruri bir postlatdr. Vazife ka
nunu. insana Allahn varl, hrriyet, ruhun ebedilii gibi postlatlar
kabul ettirir. Bunlarn kabul, onlara inanmak mecburiyetini de zaruri
klar, der.
radecilerin ve hissiyatlarn bu iddialarnda hakikat pay vardr.
Gerekten bizim birok hkmlerimizde hissiyatn ve iradenin byk
hisseleri vardr ...
Arzularn, duygularn ve eilimlerin (temayl) de irade ile birlikte
inanlar zerinde byk tesirleri vardr. Yaknlarmza ve ailemize sev
gimiz dolaysye onlarn iyi olduklarna kesin olarak inanrz. htiras
larda ise azgn bir duyguyu meru gstermek iin bin bir areler d
nrz, hatta bu sebepledir ki, en kesin kaideler koyan mantkta bile
hissiyat mant adyle bir blm kabul edilmitir.
Bu tartmadan varlan sonu udur:
nanlarn teekklnde iradenin ve hissiyatn da rol vardr. Fa
kat yalnz bana iradenin ya da hislerin inanc meydana getirmesi mm
kn deildir. Bir kere hislerin bir ksm, zihin ve akl tarafndan aydn
latlmazsa insan ok yanltr; Hisler ou zaman kr bir rehberdir. ra
deye gelince bunlarn da deneyler ve aklla tasdik ve teyit edilmeleri
arttr. ki kere ikinin be ettiini irademiz ne kadar zorlarsa zorlasn
yine kabul etmemiz mmkn deildir.
nanta Sosyal Amiller:
nanta sosyal amilleri de ele almak lazmdr. nanlarmzn yalnz
muhtevas (iindekiler) sosyal evreden gelmekle kalmaz. Bunlar hak
knda izhar edilen kanaat ve yakin de evrede uyandrd tepkileri ba
kmndan nemlidir. ou zaman inanlarmz toplumun tannm bir
otoritesine kar beslenen itimat ve gvenden doar. Mesela, toplumda
cereyan eden baz hadiseler (seimler, siyasi kanaatler gibi) hakknda
tannm birka yazarn veya mnevverin fikirleri birok insanlar tara
fndan tenkit ve tahlile tabi tutulmadan olduu gibi kabul edilir. Ve bu
onlarn siyasi inanlar olur.
Bu eit inanlarn akln verdii kesin bilgilerden (aksiyomlar gibi)
farkl olduu meydandadr. Mesela, btn, kendi paralarnn her bi
rinden byktr aksiyomunun toplumdaki inanlarla ilgisi yoktur. Fa
kat toplumdaki olaylar hakknda ileri srlen fikirler akln eseri deil,
sosyal vicdann ve eitli fikir sistemlerinin eseridir. Toplumlardaki tr-

DN PSKOLOJS

23

l zmre ve snflara gre trl inanlar ve kanaatler yaar. Fertler de


bunlardan birisine balanrlar.
Bundan baka toplum hayat, inanlara yaamak ve yetimek iin
gerekli ortam da hazrlar. nanlar, toplumun tesiriyle zaman zaman bes
lenmezlerse sner ve dalrlar. Dini merasim ve ayinler, milli bayram
ve trenler, eitli edebi ve ahlaki yaynlar fertlerde durrnadan inan
lar birbirlerine alar ve kuvvetlendirir.
Sonu olarak unu syleyebiliriz: nancn amilleri yalnz bana zi
hin veya irade deildir. Belki zihin ve iradeyle birlikte toplumun tesir
lerinin beraberce ve bir arada insan ruhuna yaptklar tesirlerin tm
dr. Bunlarn birlemesinden ve karmasndan mrekkeptir.
nanlarn Tekaml:
Yukarda i;nancn amilleri ad altnda saylan fikirlerde eksik olan m
terek bir taraf vardr. O da inanc tamamlanm ve olup bitmi bir h
km olarak ele almalardr. Halbuki _!gap.9 da dier ruhi kabiliyetler ve
duygular gibi bir tekaml ve olgunlama geirmitir. nancn tekam
ln grrr.ek iin yine dinler tarihine ve sosyolojiye b vurmak lazm
dr. Bu ilimlerin vardklar sonulara gre bu tekaml safhalar iki k
smda toplanabilir:
1. lkel a: Buna taklit ve gelenek a da diyebiliriz. Bu ada
insan zihni henz gelimemi, dnme henz olgunluk ana ulaama
mtr. Fertler basit idrakler ve tasavvurlarla ilerler. lim ve medeni
yet de gelimemitir. nanlarla tasavvurlar henz ayrlmamtr. Tasav
vurlar ve somut idrakler inanlara tahakkm ederler. Bu a, dnme
den, tahlil ve tenkit etmeden inanma adr. Grd ve tand ka
dar inanmak ve tapmak devridir.
Bu. fikirleri u olaylarla aklamak mmkndr:
lkel kavimlerden alnan misaller: lkel kavimler sihirbazlarn ve
kabile ihtiyarlarnn (alatu:ica) dediklerini akla ne kadar aykr der
se dsn olduu gibi kabul eder ve inanrlar. H'i bir tenkit ve muha
keme yapmazlar. nemli sosyoloji alimi Levy Bruhl (1857-1939), Geri
Toplumlarda Zihin Faaliytleri adl kitabnda u olay anlatr: Avus
tralya'nn ssz adalarndan irine giden misyonerler adaya iner inmez
bir tesadf olarak yamurlar. yamaz, sular kesilir, hayvanlar lmeye
balar. Halk o zamana kadar misyonerlerin giydikleri uzun cppe ve
apkay hi grmedikleri iin onlar yadrgarlar. Bu afetleri onlar getir-
di diye hepsini ldrrler.
ocuklarn zihin hayat da bu fikri kuvvetlendirir. ocuk, dnyay
yalnz kendi bakmndan grr. Ben-merkezcilikten (egocentrisme) ba

24

DN PSKOLOJS

ka bir gr tanmaz ve bilmez. Bundan dolay inanlar da gnlk ta


savvur ve idraklerinden ayr deildir. Tahlil ve terkip yapamazlar.
Akl ve zihin hastalklar alannda otorite saylan hekimlerin hasta
lar zerinde yaptklar incelemeler de bunu gstermitir. Doktor Pierre
Janet, Ruh Hekimlii adl kitabnda buna ait birok misaller vermi
tir. Hastalar hi bir muhakeme ve tahlile ba vurmadan o andaki idrak
lerine inanrlar. Ve mutlaka onun gereklemesini isterler. Bunlarn bir
ou. akla aykr,. olmayacak eylerdir. Toplumlarn buhran alarnda
(ideoloji atmalar, sosyal dengesizlik gibi) dahi sosyal inanlarn k
t grlmtr.
2. Ta])lil ve tenkit a: Bu ada insan zihni her grdne ve
duyduuna inanmaz. Bilmek ve tanmak ile inanmak birbirinden ayr
lr. Akla dayanan gerek itikatlarn douu bu ada balar. Evvela inan
larn yannda tenkitler, inkarlar da balar. Eski Yunanda Sofistler ile
Sokrat'n mcadeleleri bu devrin balangcn gsteren misallerdir. Bu
gn de ilimlerde kullanlan teorilerin karsna kan ve aksi fikri sa
nan trl faraziyeler r. nsanda yalnz tek fikri ortaya atmak .ve
buna tenkitsiz ve tahlilsiz inanmak devri gemitir. Bunun aksi tezi sa
vunan fikirler de ortaya kmtr. Bundan dolay bu devre, tenkit ve
tahlil fikrinin douu a diyeceiz. Tenkit ve tahlil, inanlar zayfla
tacak yerde kuvvetlendirir. Bir fikrin ve inancn btn cepheleriyle in
celenmesi onun daha iyi anlalmasna yardm eder. Bu inceleme sonun
da inanlar daha ziyade kuvvetlenir. Tenkit ve tahlil a bir taraftan
hipotezlerin domasna sebep olurken, onun yannda deney metotlarnn
gelimesine de byk hizmetler etmitir. limlerde deney metodunun
ehemmiyeti ise, meydandadr.
Ayrca phe ve tenkit yolu, sosyal artlarda ilerlemeler salam
tr. Dnme ve zeka, tabiatta ve toplumda engellere arpmakla bala
mtr. Tabiat kuvvetleri insana mukavemet ettike zeka gelimi, zor
luklar yenmek iin aratrma ve inceleme balamtr, Bundan baka in
sanlar tabiattan istifadeyi dnmler ve bunun iin trl yollara ba
vurmulardr. Bu da tahlil ve tenkit fikrinin tekamln hazrlamtr.
Tabiattan istifade iin trl yollar aranm, insanlar arasnda menfaat a
tmas balamtr. Toplumlarda iblm, meslekler ve itimai snflar
domu, trl fikirler ve menfaatler birbirleriyle arpmaya koyul
mutur.
Bunun yannda inanlar zihni bir sentez halinde teekkl etmitir.
Bu saylan tabii, iktisadi ve sosyal tesirlerle bugnk toplumlarda da
ha aydn ve geni inanlar meydana gelmitir. Bir toplum iinde bu amil
ve tesirler uzun mddet yanyana yaamlar ve tesirlerini devam ettir-

DN PSKOLOJS

25

milerdir. Bu kaynama sonunda zihni bir sentez meydana gelmitir ki


buna inan (itikat) ad veriyoruz.
u halde her iki blmde yaplan incelemeler ayn sonuca varyor.
nan, ruhi ve itimai eitli amillerin tesiri altnda meydana gelen bir
terkiptir.
slamda itikat ve iman szleri ou zaman ayn manada kullanlm
tr. Din kitaplarmz, itikat ve imandan bahsederken, ruhun teslimiye
ti, kabul, yakin-i kalbi szleriyle bunu ifade ederler. slamda imann
art dil ile ikrar, kalp ile tasdiktir. Burada kalp sz sevgi ve tazim
hisleriyle rza ve kabul bildiren ruhsal haldir*. Yoksa biyolojide bil
dirilen organ deildir. Dil ile ikrar da kesin hkmn ifadesidir ki, hk
me aklik ve hudut koymak itiba:nyle pek ziyade nemlidir. Kelime-i
ehadet, dil ile ikrar ve kalp ile tasdiki birletiren zl bir ifadedir.
Sz ve kelam sosyal bir messesedir. Bu suretle din-i slam bin
lerce yl nce bugnk ilmin vard sonucu daha o zaman ifade etmi
ve psikolojik amilleri en iyi bir ekilde vazetmitir.
Bu blmde btn dinlerde temel olan itikat ve imann mahiyetini
gstermeye altk. Din psikolojisine girmek iin din sznden 11e an
laldn belirtmek de lazmdr. kinci blmde dinin tarifleri ile ob
jektif ve 'sbjektif bir olay olarak dini hayatn bir analizi yaplacaktr.

() Kalp iin Bkz. sla.mda AblAk. Osman Pazarl.

kinci Blm
Dini Olayn Addamas
DN KELMESNN ETL MANALARI
limler tanm veya tarif ile balarlar. Dini olayn aklanmasndan
nce din sznden ne anlamak lazm olduunu belirtmek gerekir. n
k bir ilmin gerek bir inceleme alan, yani kendine zg ve baka bir ilmin
konusu olmayan . kendi zel olaylan olmazsa ve bu olaylar kesin izgi
lerle dier olaylardan ayrlmazsa bu ilim bamsz bir ilim olamaz. O hal
de nce Din denilince ne anlamak lazmdr, bunu grelim.
Din kelimesi etimoloji bakmndan eitli kaynaklara atfedilmekte
dir. Bunlar noktada toplamak mmkndr:
1. Din sz Arami ve brani dillerinden Arapaya gemitir. Bu dil
lerde hkm manasn bildirir.
2. Kelimenin asl Arapadr ve rf, adet manasm bildirir.
3. Farsadr ve bugnk din manasrn bi1dirir.
Kur'an- Kerimde 1. sure iindeki (Malik-i yevm-id-din; Fatiha suresi,"!)
szne dayanarak baz slam tefsircileri (Beyzavi, Razi, Taberi) bu keli
meyi ceza ve mkafat manasna almay uygun grmlerdir. Kelam ule
masnn ou dini, Allah tarafhdan vazedilen (vaz'un ilahiyyun), salik
lerini dnya ve ahireHe' necata gtren itikat ve amellerden ibaret bil'
kanundur diye tarif etmilerdir. Fakat kelime, mezhep ve eriat kef
meleriyle iltibaslar gsterdiinden Kur'an-. Kerimde din kelimesi, i\.1
lah indindeki din olarak tasrih edilmitir.
slamda din kelimesi f; eye amildir:
L slamn be arl (Aliahm birlii, Hazreti Muhammed'in peJgaJ:Y.
berlii, namaz, oru, hac, zekat); 2. Muamelat; 3. Ahlak (szde v;, ite dr}
ruluk). Bundan baka Cenab- Peygamberin vahy ile, evliyann llha,r, l'E
bildirdikleri, akla dayanan sair ulum-i slamiye de dini ilimler ad a.
tmda toplanr.
Bat aleminde din kelimesinin karl religion'dur. Bu kelime L. tince religere ve religare kelimelerinden gelir. Birletirmek, balamak
manasn bildirir. E,'ski Romallarda (mesela, Lucrece'de) kelime baz fiil
leri yapmak mecburiyeti, yahut insanlar arasnda birlik kuran rabta, ma-

DN PSKOLOJS

27

nalarnda kullanlmaktadr. ieron ise religere szn kullanr. Bu keli


me de dikkatle tekrar yapmak, tekrar okumak manalarinda, kullanlm
br. Her halde etimoloji bakmndan religare kelimesinin bugnk religion
kelimesinin esas olmas daha kuvvetli bir kanaat uyandrmaktadr.
Eskiler iin tek tanr yerine ok tanrlar (mabutlar) bahis konusu
idi. Her halde bu kelime Latincede korku ve tazim duygulan ile mabut
lara kar duyulan ballk anlamnda kullanlmtr.

DNN TARFLER
slamda Yaplan Tarifler:
yol, millet gibi manalar alr. Fa
Din kelimesi Arapada bor, itaat,
,
kat biz din deyincP. Ulu Tanr ile kullar arasndaki mnasebetleri
reten ahkam ve evamirin tmn anlarz.
1. slamda dinin klasik tarifi yledir: Din, ilahi bir kanun olup
reit (akil, bali) olan kimseleri maddi ve manevi hayatlarnda hayr
l yola gtren bir delidir, Allah Taala tarafndan vaz'olunmu bir ka
nundur (Ahmet Hamdi Akseki).
- slamda bir dinin, din ismini alabilmesi iin art lazmdr:
a) lahi kitaba bal ve dinin konusunun Ulu Tanr tarafndan vaze
dilmi olmas,
b) nsanlarn maddi ve manei hayatnda iyi yolu gsterecek, te
kamlne hizmet ile insanln saadetini ve aralarnda kardelik kura
cak hkmleri tamas,
c) Hrriyet, adalet ve eitlik gibi etkenleri (faktrleri) haiz olmas
(Yusuf Ziya Yrkan).
slam iin din, Tanrnn buyurduklarnn Peygamberimiz tarafndan
bildirilen ve insanlar tarafndan inanlp gdlen yol demektir. Ve Am_n
t esasna dayanr. Ulu Tanrnn .son olarak kurduu ve Tanr Elisi
Hazreti Muhammed'in btnl ile bildirdii dine slam dini, Msl
manlk denir. Dnerek, kendi iradesiyle hak ve hayr olduklarna i:r;an
dklar, iman, ibadet ve amel bildirilerini kabul ederek doru yolu tu
tanlara ise selamete ermi manasnda Mslman denir.
2. Dier iaret ve beyanlarn bazlar yledir:
l
-).;.;.: : Din ii'h bir kanun olup, akl sahibi
.::t:'-'-'L
- >- .,_:;J\}j\
.,-;:.,,....,._
..
..
I

..

kimseleri irade ve ihtiyarlaryle hayrl yola gtren bir delildir; yahut,


nev-i beerin maddi ve manevi, hayatlarnda iyilii salayan ve J-Iak Taala
tarafndan bildirilen yoldur.

.::-:.1 ;;

C{U
G] t.::i; _:": ; {L'..;!\ \iC.:.c,):,\\j \ (Al-i mran
r .,, ,.,.'1-; \;
,.
suresi, 19) Kabule elverili din, ancak din-i slamdr. Bl hakikati baz

....- ..

.,,.

....

,...

.. \

...

DN PSKOLOJS

28

kalar da bilirler; fakat haset ve fenalklarndan muhalefet ederek slam.


dinini tanmak istemezler.
--6ib:.0G:.S'.. .j(.".' 1' .:::-f/:/61;::3::,)JL

/;\}t.J:

. ,

'.r

.., , -J'.. ,.

v'

:,---. .-12

.. '-!-,-.J;J,\,

(Rum suresi, ayet 30) Ey Muhammed, Hakka ynelerek kendini Alla


hn insanlara yaradlta verdii dine ver. Zira Allahn yaradnda de
ime yoktur, ie dosdoru din budur, fakat nsanlarn ou bilmezler.

- ;JrJ'; flft:;).:;'Q ..{,,.::;_"; (En-Nisa


suresi, ayet 125) yilik yaparak kendisini Allaha teslim edip Hakka y
nelen brahim'in dinine _uyandan, din bakmndan daha iyi kim 0labilir?.
Allah brahim'i dost edinmiti>.
1}:J:"} I'.'.'.: L:.yB.:;::; (Al-i mran suresi, ayet 85) slam dinin
den baka din ile ibadet ve taatn kabul edilmeyecei mezkurdur.
- )j.:'J_;J. \; P))--.h..;;G- ;..c}!f; :_\ Din, akl sahiplerine gaye-i
hakikati bildiren, onlar kendi ihtiyar ve iradeleriyle Resulnn bildir
,dii ekilde, hal ve istikbalde salah ve felaha, kemale sevk eden mad
di ve manevi btn ihtiyalarm temin eden bir kanun-i mevzu-i lahidir"
(Ahmet Hamdi Akseki, Din Dersleri, s. 5).
- Muhammed bin Abdlkerip ehristani, din ve milleti yle tarif
eder: Malum ola ki, din, ta.at ve inkyat manasnadr. Kale Allahu Taala
.j:;,.:G (Al-i mran suresi, 19) ve kah olur ki din, ceza manasna
gelr. 0r$_r kavilleri bundandr. Ve kah hesap manasna gelir. Kale
> _,,,.
Allahu Taala '"-i..;J..,;: (Tevbe suresi, 36) Pes,. mtedeyyin hesap ve
cezay mukr ve m1Jterif mslim-i mutiden ibarettir (El-Milel ven-Nihal).
A

A,

...... \

Batda Yaplan Din Tarifleri:

Bat dnyasnda dinin tarifinde ittifak yoktur. Din adamlar ve ki


lise ile ahlaklar, kendi gr'erine uygun tarifler yaparken filozoflar,
materyalistler, sosyologlar da eitli ynlerden dini aklamak istemi
lerdir. imi bu alanda yaplan tarifleri greceiz.
1. Tannm din yazarlarndan Regsi Jolivet'in Felsefe Lgatindeki
tarifi udur:
a} Sbjektif olarak din: nsann Allaha kar iinden gelen ak,
tazim ve itimat ile balanmas; Allaha ve O'nun koyduu prensiplere ve
gayelere kar bt_n akl ve hissiyat ile balanmaya mecbur olduunu
kabul etmesi.
h) Objektif olarak din: Sbjektif oiarak duyulan din duygusunun
Iwrle fiil ve h:neketlerle beyan vn ifrie .dilmesi. Ayinler, kurbanlar,
du: ve ibadetler, ahlak mkelkf, e'ler gibi (Fe1s0fo ugati, s. 176).

DN PSKOLOJS

29

2. nl Felsefe Szl yazar Laland'n yapt tarif yledir:


Bir cemaat haline gelmi olan fertlerin meydana getirdikleri sosyal ku
rumdur ki, balca vasflar unlardr:
Bu cemaat baz ayinleri (ibadetleri) icra eder ve baz dsturlar ka
bul ederler. Mutlak bir deere itikat ederler, bu deer baka hi bir
eyle kyaslanamaz ve cemaati birletiren mterek bir konu olur. Ce
maatteki fertleri en yksek derecede manevi bir kudretle mnasebete
getirir>. u halde zet olarak din:
Tanry konu almak zere ferdi duygular, itikatlar ve alkanlklar
dan (itiyat) meydana gelen bir sistemdir.
3. Bir din, kutsal varlkla ilgili her trl ibadetler ve itikatlardan
meydana gelen toplu bir sistemdir. Bu sisteme balanan fertler manevi
bir birlik (cemaat, mmet) meydana getirirler (Durkheim).
Bu tarifte kutsallk ve din ihtiyac yeter derecede belirtilmemitir,
sosyolojik bir grtr.
4: Din, bir ruh .ve irade eklinde yaayan ve var olal!, kainata ha
kim bir tanrya inanmaldr (Martineau).
5. Aczini ve kudretsizliini duyan ruhlarn en yksek bir kudret ile
mnasebet ve ilgi kurmalardr (Auguste Sabatier).
6. Din, insann kendini heyecan ve hayranla srkleyen metafi
zik kuvvetler tamasdr (stikbalin Dini: Von Hartmann).
7. Din, sonsuzluun duyulmas, insann kainat karsnda duyduu
aciz ve hayranlktr (Schleiermacher).
Zamanmzda Adler, Royce ve dier baz filozoflar bu tarife uymak,
tadrlar.
8. Din, duyu organlarna ve akla ramen insan sonsuzluu kavra
maya sevk eden zihni meleke ve kabiliyettir. Bu sonsuzluk insanda dav
ranlarna tesir edecek bir potansiyel kudret yaratr (Max Mller).
9. Din, kainatta her mtenahinin namtei:ahide ve her fani olann
ebediyette yaamas hakkndaki vastasz bir uurdur. te bu uura ait
olan btn fikirler ve duygular dini tekil ederler (W. Wundt).
10. Varlk bir mcadeledir, bu mcadele ile ilgili btn duygular ve
deerlerin stnl dinin cevherini tekil ederler. O halde din, insann
btn mitlerini, arzu ve iradelerini (bu deerleri aramak ve muhafa
za etmek iin) ihtiva eder (H. Heffding).
11. Din, insann btn vazifelerinde ilahi emrin bilinmesi ve tann
masdr (Ka'nt).
12. Din, insan tecrbelerini izah etmek iin yaplan bir teebbstr
(Jdd).
D' insann bal oldu,-uPa inand sin. kudr !le mnr,o:;ehct
rcckle>tirme 1.arzbrir rr:obl d'AJvi J1 }.

30

DN PSKOLOJS

14. Din, insann ,mtenahi olan ruhunun, mutlak ruh olarak tann
masndan doar. Bundan da inirah, saadet ve hrriyet fkrr (Hegel).
15. Din, srekli bir irade, btun kuvvetlerin son kaynadr. (Brinton).
16. Din, insann kaderiyle buna zt kuvvetler arasnda ahenkli bir
sentez kurmak ihtiyacdr (Reville).
17. Din, bizi ihata edenlerle yle bir ahenk haline koyar ki, bu sa
yede mmkn olabilen bilgi, ak ve ifade bakmndan en yksek bir in
kiafa mazhar luruz (Davidson).
18. Din, ferdi ahsiyetleri ve tabiatlar tanzim eden bit kuvvet ola
rak kabul edilmelidir (Auguste Comte).
19. Din, bizim kozmik ve ebedi kanunlar hakknda btn bildikle
rimize sal!m ve normal bir ruhla cevap vermektir (Myers).
20. nsan medeniyetlerinin btn alarnda, saysz ekillerine ra
men yalnz bir din vard_ ve. hi bir zaman birden fazla olamad. Bu d.
hayr dini, daha dorusu, insa:pn ifasn arzu ettii manevi vazifeler
dinidir: Hakikati tanmak, gzellii sevmek, hayr ilemek... (F. Buisson).
21. nsandaki btn kaprislere ve ihtiraslara sonsuzluk duygusu ha
kim olduu zaman din balar (E. Renan).
22. En son tahlilde dinin gayesi Allah deil, hayattr: Daha geni,
daha zengin, daha tatmin edici _bir hayat. Dini temayllerin hayat ak
vardr (J. H. Leuba).
1
1
23. Dinde temel unsur, insan benliinin ,btn faaliyetleriyle ve tm
halinde Tanr ile iliki kurmasdr (Fenomenoloji Felsefesi):
24. Din ferdi ve sosyal trden her trl ayinler, duygular ve itikat
larn tmdr (Dinler Lgati, R. Pike).
25. Din bir kutsala inanmak ve onunla mnasebet kurmak iin ya
Kutsal ise, insan aan ve onda tazim ve sayg uyan
plan davranlardr.
_
dran varlktr (Kutsal, R. Otto).
26. Din in3anlarn kutsal bildikle eylede mnasebet kurmalar
dr. Burada ktsal, Zil-ti-ahsi bir varlk olarak alnr. Eer Allah ve stn
hayr gibi tabiatst man;llarda alnrsa o zaman din Allah veya stn
hayrla mnasebetten ibarettir (Encyclopaedia Britannica, c. 9).
27. Din, ruhi ve manevi varlklara inanmaktr (E. B. Tayior). Bu
tarif iptidai kavimlerin ve politeizmin inanlarna uygun derse de Bu
dzme, KonfyusuL.a uymaz.
28. Din neyecan ile yorulmu olan bir ahlaktr (Matthew Arnold).
Bu tarif en yksek ahlak ahipleri i rnek alarak yaplmtr. Halbuki,
eski dinlerde insar; :,u_ban etm.el.. sc,r,e lin baz gunlerinde ahlaks,zLa
izin vermek. dul kadm]arn gor ,h:esi gi_oi inar.iar da ;irdF. Eski Babi1
ile Mekska'daki Aztel!lerin mlernJe aLJ.'-, s:' .'lr yoktu.

DN PSKOLOJS

31

29. insan ile btn evren arasnda krulan ahenge inanmak zerine
dayanan heyecan dindir (J. E. Mac Taggort).
30. Dinden benim anladm birtakm adetler ve ayinler deil, belki
btn dinlerin temelinde bulunan ve bizi Halik Taala ile kar karya
getiren hakikat ve aktr (Gandhi).
Bu eitli tarifler dikkatle okunduu zaman dinin ok ynl, kkleri
tarihte olan geni ve byk bir messese olduu anlalr. lerde yapi
lacak analizlerle bir dereceye kadar bu geni alana girmeye alacaz.

DN OLAYININ ANALZ
Ferdi ve Sosyal Gerek Olarak Din:
Din; insanla beraber var olan ve yaayan bir gerektir, ferdi ve sos
yal bit .realitedir. nsann yaradlna bal, tarihin her devrinde ve
dnyann her kesinde fertlere ve toplumlara hakim olan ilahi bir ka
nundur. Daha nce yaptmz tariflerde gsterildii zere slam, ayet-i
kerime, hadis-i erif ve dier beyanlar ile bu hakikati ak olarak teba
rz ettirmitir.
Din bir realitedir, o her trl felsefi ve ilmi dncelerden nce var
olmu ve insanlarn yaaylarn sevk ve idare etmitir. nsanlar, ale
min ilk sebebi nedir? diye sormadan nce, kendi yaaylarn ve kendi
kaderlerini dnmler ve aramlardr. nsan bir tabiat iinde yaama
:-a mecburdur. Bu itibarla dini ve felsefi telkinler almadan nce, kendi
::Caderine hakim olan kuvvet ve kudreti duymaya ve anlamaya balar.
nsann kendi kaderine hakim olan bir kuvvetin varln duymas, di
mn ilk tohumlarn tekil eder. Yani insan, tabii bir eilim ve duygu
:..:.e kendine gre bir dini' hayat yaamaya balar. Bu bakmdan din, sun,
:elsefi bir teori olmayp bizzat kendisi bir realitedir, faat kendisinden
oirok teoriler doan bir realitedir. Din, bizim kaderimize tesir eden
kuvvetlere inanmak ve bu inan sonunda onl.ara kari zel davranlar-.
'a bulunmaktr. Bu ifade yeryznde yaam ve yaamakta olan btn
dinlere amil bir tarif olabilir. nsan, inanmak ihtiyacndadr. Bu, onun
efsini korumak ve yaamak igdlerine bal tabii ve .ffri bir duy
,, sudur. Bu bakmdan slam, dini vaz- ilahi" olarak kabul etmekle b
. ak bir gerei ifade etmitir. Halik Taala, insan yaratrken ona ver'
.
.
dii ftri kabiliyetler ve irsiyet sermayesi ile beerin ftratna dindar
:U> niteliini de ilave etmitir. Din felsefeleri ve teolojiler ite bu ftri
istidadn aklanmasndan ibarettir.
1. Din, insanlarn hayatnda byk tesirleri olan ve ok kullanlan
:erimlerden biridir. Bununla beraber onun tarifi ve mahiyeti zerinde
kesin bir aklamaya varlamamtr. Bunun sebebi, din meselesjnin tr-

DN PSKOLOJISI

32

l alardan ele alnmasndadr. Filozoflar dini, kendi felsefi sistemleri


ne gre aklamaya alrken, sosyologlar, tarihiler ve sanatkarlar da
kendi grlerine gre ayr ayr izahlar yapmlardr. Teoloji bilginleri
ise, salik olduklar dinlere gre farkl tarifler ve tefsirler ortaya sr
mlerdir.
Dier bir nokta . da, insanlarn ou, dinden bahsettikleri halde di
nin ne olduunu tariften aciz olmalardr. uras dikkate deer ki, in
sanlar, hayatlaryle yakndan ilgili baz temel kavramlar (hayr, saadet,
adalet, hak gibi) hakknda acnacak derecede bilgisizdirler. Din kavram.
da bunlar:dan biridir.
Vermi olduumuz btn tariflerde ve aklamalarda mterek olan
gr udur:
Din, ferdin ve toplumun kendi kaderlerine hakim olan kutsal bir var
la inanmalar ve bu inanlarin fiil ve hareketleriyle ifade etmeleri
dir. Amerikal Prof. Pratt, Din ve Din uuru adl nemli kitabnda,
Din, fertlerin ve cemaatlerin kendi mukadderatlarna hakim olduuna
inandklar kuvvet ve kudretler karsnda yaptklar ciddi ve sosyal dav
ranlardr (s. 5) der. Bu anlay, deneysel bir bilgi kolu olmak yolu
na giren din psikolojisine uygun olduu gibi, tarihte grlen ve bugn
yaayan dinleri de kapsamas bakmndan yerinde bir tariftir. Tarifte
zikredilen ciddi ve sosyal davranlardan maksat, dinin hem. ferdi, hem
sosyal bi.r gerek olduunu belirtmektir. Ciddi sz ile de samimi olma
yan, sahte inanlarn din saylamayaca belirtilmitir. Davran sz ile
Pratt, Amerikan psikolojisinde hakim olan, btn ruhsal ve organik faa
liyetleri davranlarla aklayan gr ifade etmitir (Davran psiko
lojisi). Yani bu davran terimi iinde her trl inanlar, ibadetler ve
fiiller dahildir. Pratt'n bu anlay, slami telakkilere aykr deildir.
2. stat smail Hakk zmirli Yeni lm-i. Kelamr,da dini u sz
lerle aklar*: Bugne kadar insan tabiatndan ayrlmaz grnen genel
bir olay vardr. Bu genel olay da dindir. Gerekte, baz kiilerde dini
hislerin bulunmamas dinin varlna kar bir itiraz tekil etmez. Baz
kierde ahlaka zt fikirler ona kar bir itiraz tekil etmedii gibi, baz
kimselerde de dinin bulunmamas itiraz sebebi ohmaz. nk beeri
kuvvetlerden, mesela estetik kuvvete veya ilmi seviyeye ykselmeyen
bir ferdin ya da bir kavmin bulunmas ile estetiin veya ilmin insan
tabiatndan olmamas lazm gelir mi.? lkel kavimlerin dinleriyle bizim
bildiimiz mana arasnda asla ortaklk yoktur diye de bir itiraz varit
olamaz. nk her dinde mterek bir mana vardr, o da insanlar tek
olsun, ok olsun, bilinmeyen ve grlmeyen bir kuvvete inanr. te bu
bilinmeyen kuvvet, evrendeki olaylarn sebebi ve illetidir. Bu sebeple
( )

fade sadeletirilmitir.

DN PSKOLOJS

33

din, evrensel ve sosyal bir olaydr ve her halde bunun bir sebebi ola
caktr.
Din, yalnz sosyal bir. olay da deildir. Beliti ferdi .bir olaydr da.
Hatta btn dini duygulardan kurtulmu olan kimselerde dahi ayn iz
bulunur. Gerek sonsuzluk duygusuyle olsun, gerek evrensel dzen duy
gusuyle olsun, gerek teselli ve mit duygusu ihtiyac ile olsun, herkes
baz. derecede dinin ferdi bir olay olduunu anlar: te hem sosyal bir
olay, hem de ferdi bir olay olan byle bir olgunun her halde bir kay
na vardr. Bunun kaynan zamanmz felsefesi ispat vacip delillerin
de aramaktadr. Bizim Cenab- Hakkn varl hakkndaki. itikad zm
nen kapsam olan hi bir sezgimiz, verilerimiz olmasa ne kyas ile, ne
endksiyon ile Cenab- Hakk bulmamz mmkn olmaz. Ne ncel ola
rak, ne tecrbi olarak biz Cenab- Hakk bulamayz. Fakat bizde varl
mza bal bir ekilde. Cenab- Hak fikri nceden bulunur ise analiz
sayesinde, endksiyon sayesinde bu fikir bize aklanm olur. Bylece
muhakeme ederek Cenab- Hakk, vacib-l-vcut, evrenlerin dzenleyi-
cisi, bir ahlak kurucusu., sonsuz derecede yetkinlik ile nitelenmi bir mev
cut olarak kefetmi oluruz ();eni lm-i Kelam, c. 2, . 45). Dini olay
bu grnyle bir taraftan toplumlarn kltr ve medeniyetleri ile il
gilendii gibi, dier yandan ahlak, eitim, sanat gibi .deer yarglaryle
yakndan iliki kurmaktadr. Din olaynn btn aamalar ile anlala
bilmesi iin bunlarla ilikileri hakknda ksa bir aklama yapmak ye
rinde olur.
Dini Olayn Nitelikleri:
Evvelce yaptmz tariflerde, Batdaki din tarifleri arasnda religion
kelimesinin aslnn religare olduunu sylemitik. Bu kelime Latincede
ek ve ba anlamna gelir ki hayli manaldr. Gerekten tarihte grlan
btn dinler, insanlarn kutsal bildikleri bir eylerle iliki kurmalardr.
nsan yaratl itibaryle dini bir yaratktr. Bu nokta yeryznde gel
mi ve gemi btn dinlerin kabul ettii bir gerektir. nsan her ada
kutsal bir ey bulmu ve ona ina11.m ve balanmtr. u halde her din
de temel kavram, bir kutsal ile iliki kurmaktr. _imdi u soruyu sora
biliriz: Bu iliki nasl bir eydir? Bu ilikinin en gze grnr ve genel
ekli ibadet olarak grnmektedir. Halk ynlarnn byk ounluu,
din denilince cami ve kiliselerde yaplan belirli ibadet ekillerini anlarlar.
Halbuki ibadetlerin yannda inanlar, ahlaki eylemler ve ilemlerle top
lum yaayn dzenleyen hkmler de vardr. Buna kutsar kitaplarla
din kurucularn ve trl dini tekilat da katmak lazmdr. Bundan dola
ydr ki din olay incelenirken yalnz ibadetler deil btn ablak, inanlar
3

DN PSKOLOJS

34

ve kurulularn da ele alnmas zorunludur, ve dini olay sz yerine dini


yaay demek daha doru olur.
liki kurulan kutsal iki ekilde ele alnabilir: Ya tabiat iinde veya
tabiatst (sper natrel) olarak. Tabiat iinde kabul edilen kutsal, tote
mizm, politeizm gibi puta tapclktr ki semavi dinler, bunlar. reddeder
ler. Eer kutsal, tabiatst kabul edilirse o zaman bu sper natrel varlk,
stn hayr olur ki semavi dinlerin kabul ettikleri kutsal budur. Bu
sonuca gre ferdi ve sosyal olay olarak dinin nitelii yle zetlenebilir:
Din, uluhiyet (divine) duygusuna ilikin belirli inanlar ve nas
lar (dogma), ibadet ve ameller ile insanlar arasnda manevi bir balan
t kurar ve bunlara inanan, balanan kimseleri manevi bir topluluk ve
cemaat ( comunaute) halinde birletirir.
1. Her din bir vahiy ve ilham (revelation) zerine kurulur. Bu va
hiy ve ilhamn tarihi artlar, bazen Musevilikte olduu gibi, ayn za
manda bir kavmin zel tarihini tekil der. Yahut da bir peygamberin
talimatn (snnet
tradition) veya nmune tekil eden hayat szl ve
yazl olarak zaptedip bu vahiy ve ilham esaslar tevsi ve taltviye olu
nur: slamlk, Hristiyanlk ve Budizm'de olduu gibi.

Dinler arasnda grlen .farklar ise en ziyade onlarn necat (salut)


gerekletirmek iin kullandklar yollarn ve vstalarn ayrlndan do
ar. yle ki Budizm, insann necatn, sk bir riyaiat ve zhdilikte arar.
nsanlarn btn ferdi arzularn sndrr, zevahir (grnt) ile olan
alakalarn keser. Birtakm temrinler ile (yoga'lar gibi) insanlar fena
alemine (neant) veya gerek huzur ve saadete ulatrr. Hristiyanlk,
Budizme gre daha ziyade dnyaya ve hayata ynelmitir. Bununla be
raber onda da ifrat bir riyazat ve inziva (insanlardan uzaklamak) var
dr. Tarik-i dnyalarn yaadklar manastrlar ve zaviyeler ile keile
rin hayat bunun yaayan misalleridir. Bu riyazat ve inzivann da ga
yesi, ferdin dnya ile alakasn azaltarak Allah duygusunu en youn bir
ekilde insan ruhunda yaatmak lksdr.
Dinler arasnda slamlk ile Musevilik ise, din ile ahl&.k byk bir
aklk ve kesinlikle birletirir ve fertlerin birbirleriyle olan mnase
betlerini ve vazifelerini, talimatnn bana koyar. slamlk ve Muse
vilik insana yalnz inanmay tavsiye etmez, ayn zamanda fiil ve ameli
icray da emreder. Bu fiil ve amellerin prensiplerini koyar. slamda:
yj1:l\ lAY-'ll (= Et-ta'zim bi-emrillah, eefekat ala-halkillah)

dsturu gibi.
2. Bir dinin din olarak var olabilmesi iin srf dini mahiyette olan
ve baka hi bir ilmin konusuna girmeyen kendine zel bir yapya sa
hip olmas lazmdr ki, bu da bir Allah veya kutsi varlk duygusunu

DN PSKOLOJS

35

kapsamasdr. Dinin bu zelliini belirtirken onun ahlak veya sosyolo


jiye irca edilmeyecek bir realite olduunu gstermek istiyoruz. Dinin
ad ne olursa olsun, hepsinde sabit ve devaml kalan bir kutsi ;arlk mev
cuttur ki, bunu u esasl karakteriyle belirtmek mmkndr:
a) Hayata, dnya ve ahrete hakim olan ve sonsuz bir kudret sa
:ibi bir tanrnn varl,
b) Bu kutsi varlk nnde sezgi, tazim ve huu duymak,
c) Cenab- Hakkn zat ve mahiyetinin, insan idrakinin ulaamaya
ca bir sr olduunu kabul etmek.
3. Dini olayn niteliklerini aklarken onun tamamen ahsi ve ferd
bir tecrbe olduunu ortaya sren modern grler de vardr. Bunlardan
son yllarn byk liderlerinden olan Gandhi'nin fikirleri dikkate deer
bir niteliktedir. Ancak bu fikirlerin Hindu mezhebinde bulunan bir kim
senin dnceleri olduunu unutmamaldr. Gandhi erlerinde yle di
yor:
Ben Allah grmedim ve onu tanmyorum: Alemin onda olduu hak
kndaki iman ben kendim yaptm. O benim iimde o kadar kkl bulun
maktadr ki kendi tecrbelerim kadar bana gerek grnr. Fakat bu
gerei tecrbe szyle ifade etmekle belki de imann deerini anlata
myorum. O halde en iyisi Allaha iman zellikle belirtecek bir kelime
yoktur derim. Var olan her eye sihirli ve tarif edilmez bir kuvvet giri
yor, onu hissediyor, fakat gremiyorum. Onun varln ispat aresini bu
lamamakla beraber bu grnmez kuvvet her yerde kendini hissettiriyor.
Bu varlk duyu organlarmn bana bildirdiklerinden o kadar farkldr.
Buna gre Allah hakikat ve aktr. O bir hayrdr, ahlakn kaynadr.
lJ.lah ahlaki vicdandr. Tehzib-i ahlak, nefsin tasfiyesi, g bir i, kl
mas zor bir dadr. Allah ne gklerde. ne cehennemdedir, fakat bizim
her yerimizdedir. tte bundan dolaydr ki olabildii kadar insanln hiz
metinde alrsam belki Allah grebilirim. Uzun tecrbelerden ve tet
kiklerden sol}ra u neticeye vardm ki, l. Btn dinler haktr, 2. Hi birisi
tamamen hatadan salim deildir, :l.. Hepsi kendi dinim gibi bana kymet
lidir. Bakalarnn imanna kendi imanm kadar hrmetim vardr. Allah
birok dinler yaratt ve bunun mminlerini de yaratt. O halde ben dier
insanlarn iman ve itikatlarn nasl kk grebilirim? Eer insanlann
gerek dostu isem onlarn da kendi itikatlar iinde rahat braklmalarna
almalym. Feci olan urasdr ki bugn din biroklarmz iin yemeye,
imeye veya yksek veya aa kastlar lmeye yarayan bir vasta ol
mutur. Msaadenizle syleyeyim ki bundan daha byk bir gaflet ve
cehalet olamaz. Bir kimsenin ykseklii onun douundan veya bir ma
kam sahibi olmasndan domaz. Onun btn meziyeti davranlarndadr.
Allah insanlar damgalayarak yksek ve alak diye yaratmamtr. Gne

36

DN PSKOLOJS

fezalardan scaklm ve nlarn bize gnderir, bu klardan bazlar


rahats.z olur, bazlar sevinir. Fakat gne bunlardan mteessir olmadan
iine devam. eder. Elektrik byk bir kuvvettir. Fakat herkesin ondan
istifadesi mmkn deildir. O ancak baz. kanunlara tabi olmak suretiyle
elde edilebilir. Bu kuvvet canszdr. Kullanmak iin onun kanunlarm bil
mek lazmdr ki bu da bir hayli almaya baldr. Bunun gibi bizim
Allah dediimiz yaayan kudreti kefetmek iin de onun koyduu kanun
lar bilmek ve takip etmek lazmdr. Allah kefetmek iin hacca gitmeye,
mum yakmaya, yahut resimler nnde diz kmeye lzum yoktur. O bizim
kalbimizin derinliklerinde yaar. Bedeni ve maddi yklerimizden ve en
gellerden kendimizi kurtarrsak onu karmzda buluruz.
4. Dini' olayn nitelii hakknda imdi de eski eyhlislam Musa Ka
zm Efendinin fikirlerini dinleyelim:
Din lgatte itaat, ceza ve vaz, de'b ve adet gibi birok manalara
mevzu olup er'i manarla ise insanlar kendi ihtiyar ve iradeleriyle ha- .
yrl iler ve iy.i amellE:<"e sevk eden 1:ir vaz' ilahi ve bir kanun-i sp
hani manasnda kullanlr. Taraf- ilahiden byle bir kanunun vaz'olun
mas Cenab- Hakkn kendi zatna ait ' bir menfaat ve maslahat iin deil
dir. nk Hak Taala btn alemlerden mstanidir. Binaenaleyh ne bir
kimsenin itaatinden faydalanr, ne bir kiinin sularndan zarar grr.
Fakat Cenab- Hak alemlerin halik, acyan ve esirgeyeni olduundan in
sanl muhafaza ve korumak iin byle bir kanun vaz'olunmu ve bu
kanunu halka bildirmek ve yaymak iin yine insanlar arasndan peygam
berler seip gndermitir.
Burada insanlar kendi akllaryle kendilerini korurlar, ve bu sayede
maddi ve manevi saadetlerini salarlar, bu sebeple de Allah tarafndan
byle bir kanunun konulmasna ve bu kanunu halka bildirmek iin bir
peygambere muhta deillerdir eklinde bir itiraz hatra gelebilir. Ancak
u:as bilinmelidir ki insanlk yeryznde do gar domaz kendilerine .he
men byle bir kanun teklif edilmedi. nsanlarda haset ve kin, dmanlk
gibi ktlkler zuhur ederek aralarnda kavgalar, atmalar balad. te
o zaman Cenab- Hak bir kutsal kanunla kendilerine bir peygamber gn
derip aralarndaki atmay giderdi. Kur'an- Kerimde Bakara sure.sinde,
,insanlar nce tek mmet idiler. Sonradan ihtilfa dmeleri zerine ken
dilerine peygamberler gnderildi buyurulmutur. Bu ayet-i kerimeyi tef
sir eden eli.l bilginleri, insanlarn nce tek mmet halinde ve akla gre
yaadklarn, sonradan ihtilafa dnce peygamberler gnderildiini be
yan etmilerdir. Ezcmle Kad Hemedani ilkalarda Adem Aleyhisselam
evlatlaryle birlikte akln gsterdii yolda yaarlar.d, sonradan aralarnda
ihtilaf ba gsterince fiazreti Adem evlatlarna peygamber olarak gn
derildi, demektedir (Dini, timai Makaleler, s. 13-14).

DN PSKOLOJS

37

DN HTYACI
Buraya kadar dinin eitli tarifleriyle onun ferdi ve sosyal nitelikte
ve ok ynl bir olay olduu.nu gstermeye altk. imdi u sorunun
cevabn vermeye alalm: Acaba ilimlerin ve tekniin gelim.esiye din
ler ortadan kalkacak m veya tek din haline dnecek midir? Yahut,
hava ve su gibi insann yaams iin gerekli ve zorunlu bir ihtiya m
dr? Veya insann kalp, gz, kulak gibi yapsna bal, ondan ayrlmaz
bir varlk mdr?
Din, fertler ve toplumlar iin en byk bir ihtiyatr. Bu gel'.ei
.tarih ve sosyoloji de teyit eder. Tarihte dinsiz yaayan bir toplum g
rlmemitir. Acaba insanlardaki bu din ihtiyac tabii ve zaruri bir ihti
ya mdr, yoksa bazlarnn iddia ettikleri gibi, gelecekte insanlar yal
nz ilim ve tekniin gelimesiyle yaayarak din ihtiyacndan kurtulacak
lar mdr? Bu soruya tarihi ve sosyolojik delillerle cevap vermeden n
ce, bu alanda yaplan mspet gzlemleri ve deneyleri konuturmak la
zmdr.
1. Amerika'da psikoloji aratrmalar dairesi efi, ruh ve akl has
talklar hekimi Dr. Henry Link'in bu alandaki aratirmalar nemli ve
dikkate deer olduundan, nce onu dinleyelim:
Ben bir ksm meslektalarm gibi balangta din ve din ,meselele
riyle ilgilenmez, gnlk ilerimle ve hastalarmla megul olurdum. 15
yl zarfnda 4 bin kadar hasta muayene ve tedavi ettim. Hastalarmn
ou evde geimsizlikten, mesleklerinde baarszlklarndan ikayet edi
yor, etrafndakilerle anlaamadklarn, kili.setle rendikleri dini telkin
ler ve kaidelerle ilmi ve teknik ilerlemeler arasnda uyumazlktan dert
yanyorlard. Bu hastalklar her yerde ve her snf halk arasnda rastla
nan sinir ve ruh bozukluklardr. Fakat hen bu hastalara yaptm tav
siyelerin ounun dini mahiyette olduklarna dikkat ettim. Zaten halkn
ou da ilmi izahlardan ziyade bu dini ve ahlaki mahiyetteki tavsiyele
ri anlyor ve tatbik ediyorlard. te benim din meseleleriyle megul ol
matn bu ilmi ve mesleki zaruretlerle balad. Doktor bundan sonra New
York Psikoloji Aratrmalar Dairesi'nde birka yl alarak 15.321 ka
dn ve erkek zerinde inceleme ve aratrmalar yapt. 73.226 psikoloji
testi tatbik etti. Bu aratrmalar sonunda u sonuca vard: Bir dine ina
nan ve mabetlere devam eden kimselerde ahsiyet ve karakter, dine kar
lakayt olan ve mabede gitmeyenlerden daha salam ve stndr" (Dine
Dn, s. 22). Doktora gre abetler ilimden daha stn olan hakikat
lerin, akldan daha yksek deerlerin ifade vastalardr.
2. 1 ekim l967'de Istanbul'da toplanan Ruh Sal Hekimleri Kon
gresinde okunan rapora gre memleketimizde halkn yi:tzde elliye yakn

DN PSKOLOJ-S

38

ksmnn ruh ve sinir hastalndan mustarip olduu kaydedilmitir. Ay


n durum Amerika'da da vardr. Dr. Link, kitabnda, ziyaret ettii bir
ok hastanelerde hastalann yzde 47'sinin ruh bozukluundan mustarip
olduklarn tespit ettiini yazar."' Amerikal doktor, birok aratrmaar
sonunda, gittike yaylan bu ferdi ve sosyal bozukluklar iin tek kurtu
lu yolunun dine dn olduunu iddia etmektedir. Ve esasen kitabn
da bu fikrini ispat iin yazmtr*. Doktorun anlad din, zayflarn ve
biarelerin sna olan din. deildir. Belki iradesi kuvvetli olan, bu ira
de. kuvvetiyle cemiyette kendine bir mevki edinen kuvvetli kimselerin
silahdr. Modern psikolojinin en piiyk keiflerinden biri udur: Bir
.kimsenin mesut ve bahtiyar yaamas iin hayatn bir ksm zevklerin
den feragat etmesini bilmeli, bakalarna kar fedakar _olmal ve ken
dini disiplin altna sokabilmelidir. Yalnz kendini ve kendi karlarn
dnmek, ferdi isteklere tabi olmak insan benciine gtrr. Bencil
liin sonu da strap ve bedbahtlktr. Din insanlara kar efkati, sev
giyi ve yardmlamay emrederek onlar fedakar, merhametli olmaya te
vik eder. nsan gerek insan olmaya gtren en salam yol din yolu
dur. Bu sebeple din; ferdi ve sosyal yaayn en byk ihtiyac, en kuv
vetli nazmdr,..
3. nsan, beden ve ruh gibi iki varlk tar. Beden hava, su, besin
gibi eylere muhta olduu gibi, ruhi yaay da ahlak, din ve sanat gibi
rdanevi besinlere muhtatr. nsann manevi hayat yine manevi insten
besinlerle beslenmezse beden ile ruh arasndaki denge bozulur. Yalnz
maddi neviden ihtiyalar tatmin edilerek manevi hayat beslenmezse za
yflar, gittike sner. nsanda yaradltan var olan trl eilimler, i
gdler ve duygular normal bir ekilde gelimeye ve terbiye edilmeye
muhtatr. Bu kuvvetler ihmal edilirse insann normal gelimesine ay
kr hareket edilmi olur. Bu manevi kuvvetler arasnda en salam ve
temelli olan ise dini histir. Dini his, telkin ve fyatlarla beslenirse, ah
laki, estetik, aile ve toplum duygular da beraberce geliir ve ykselir
ler. Bu sebeple kitabmzda esaslarn belirttiimiz kurallar dairesinde
insann btnln bozmadan maddi ve manevi kuvvetlerini besleme
li ve takviye etmelidir.
Manevi hayat ihmal edilen kimselerde phecilik ba gsterir. p
he, manevi hayat kemiren korkun bir hastalktr. phede kalan in
san, yolunu aran kimseler gibi, daimi bir strap ve rahatszlk iinde
yaar. pheci, hi bir eye inanmaz, hi bir manevi deere itibar etmez.
Hayatn trl akntlarna katlp srklenir. Auguste Comte, Stuart Mill
gibi filozoflarn dini hayat karsnda tadklar phecilik yznden ma("' pine

!;)p:

Pr. Henr y LJn)t, mr Rza Dotru tercmesi.

DN PSKOLOJS

39

ruz kaldklar straplar hal tercmelerinde ibretle okunacak sayfalardr.


mam- Gazali de Elmnkizu-Mineddalah adl kitabnda geirdii p
hecilik bunalmlarn anlatr. nsan inanmak ihtiyacndadr. nanlacak
tek ideal de, en stn varlk olan Cenab- Hak ve onun insanlara necat
yolunu gsteren dindir.
Dua ve ibadet blmnde gsterdiimiz zere insann elem ve s
traplarn azaltan, teselli ve mit veren kuvvet dindedir. Ruhun skunu
ve inirah, insann ulvi bir kudret karsnda duyduu ballk ve sevgi
ile salanr.
4. nsandaki ahlaki faziletlerin en byk destei dindir. Vazifeye
ballk, doruluk, adalet, efkat ve hrrriet, yardmlama gibi ahlaki kai
deler Cenab- Hakka inanan ve balanan kimselerin kalp ve vicdannda
yaar. Ulu Tann mminferin kalp ve vicdanlarnda yaayan duygular
ve niyetleri bilir ve onlara en doru hareket ve yaay yollarn gs
terir. Ahlakn temeli olarak felsefenin gsterdii faydaclk, haz ve lez
zet, dayanma gibi teoriler her ada mnakaa ve tenkit konusu ol
mulardr. nsan gerek insan yapan ahlak gibi esasl bir hayat kural
n, mnakaa konusu olan temellere istinat ettirmek yanltr. Din duy
gusu ise ilahi ve evrensel bir gerek olarak ahlakn en salam ve temel
li dayana olabilir. nsanlar toplu olarak yaarlar. Bu topluluun devam
iin de toplum fertlerinin birbirine kai: hak ve vazifeleri vardr. Bir
toplumda vazifelerin ve hukukun tam olarak yaamas iin onlarn in
sanlarn vicdannda mukaddes bir duygu olarak yerlemesi lazmdr. n
sanlar suni ve deiken kurallardan ziyade, sevgi ve sayg ile inandk
lar eylere balanrlar. Bu bakmdan din, hukuk ve vazife kurallarnn
en gerek ve temelli dayana olur. Allaha ve ahrete iman eden, kal
binde Allah korkusu yaayan bir kimse, toplumun hukuk kurallarna ve
nizamlarna saygi duyar, vazifesine yrekten balanr. Mmin, haksz
lk yapmaktan korkar, vicdanna ve kalbine sinmi olan Cenab- Hakkn
emirlerine kar gelmekten ekinir. Dinin temin ettii ahlaki otoriteyi
ise hi bir kanun ve ynetim temin edemez. nsanda hayr ve erri ayrt
eden vicdan da mahiyeti ve menei bakmndan mnakaa konusudur. Fa
kat vicdana ilahi bir kudret kabul edilirse bu tartmalara lzum kalma
yaca gibi, vicdann emirleri de bir kutsiyet kazanr ve kati, evrensel
bir mahiyet alr. Kutsiyet. fikri kabul edilmedike ahlaki prensiplerin
kuvveti azalr. Bu sebeple ahlakn en salam temeli dindir ve din olma
ldr*.
5. Din, birletirici ve toplayc bir faktr olarak da toplumlarda
nemli bir vazife grr: Topluluklar, belirli blgelere yerleen insanlar
dan ibarettir. Toplumun fertleri zel yaama ekilleri iinde birbirlerin<)

Bu konuda fazla bilgi iin Bkz. slamda Ahlak, Osman Pazarl,

40

DN PSKOLOJS

den ayr kiilerdir. Bu kalabal belirli amalar ve devler karsnda


bir btn haline getiren kuvvet, dindir. O zaman birbirine yabanc olan
insanlar, tek fikir ve tek duygu etrafnda birbirleriyle kaynar ve bir
btn meydana getirirler. slamiyet, Btn M.slmanlar kardetirler
ilahi emriyle mminleri manevi bir btn, bir mmet telakki eder. Di
nimiz, tansn tanmasn btn mminlerin karlatklarnda birbirleriy
le selamlaarak iyi dileklerini, selamet temennilerini bildirmelerini emreder. .;1;W.J\; emr i celiliyle birlemeyi ve Allahn gster
dii yoldan ayrlmamalarn tavsiye eder. Bu dsturlar, toplum fertleri
arasndaki yaklamay ve dayanmay artrr. Yaknl ve sevgiyi kuv
vetlendirir. Fertleri arasnda manevi btnlk ve hissi balar bulunma
yan toplumlar ise anari v kargaalk iinde yaar ve abuk dalrlar.
Binlerce yldan beri toplumlar birbirine balayan ban din olduunu
tarih sayfalar ak olarak gstermektedir. XVIII. yzyldan sonra Fran
sz Byk nklab ile millet ve milliyet kavram ortaya atld. Millet; dil,
. kltr ve toprak btnlne sahip, bir bayrak altnda toplanan siyasi
bir toplumdur. Din ise toprak, lisan farklar gzetmeksizin bir dine ina
nan btn insanlar birletiren bir kuvvettir. Millet emberi dar, din
ise bu daireyi de iine alan daha geni, daha evrensel bir dairedir. Din
birlii, millet birliine mani deildir.. Aksine olarak milli hissi takviye
eden daha ulvi, daha evrensel bir idealdir. Din, ftri bir his olarak daha
mull ve daha derin bir birletirici kuvvettir. Kkl, daha derin ve
uzun mrl bir dayanma, ballama faktrdr. Ktalar, medeniyet
leri ve rklar aarak btn mminlerini bir ideal, kutsi bir varlk iin
de youran manevi bir kudrettiL Bu fikirleri takviye eden en somut
rnek, Museviliktir. Bu kavim btn dnyaya dalm 12 milyonluk bir
kitle olduu halde yine tarihi ve milli varln muhafaza etmekte ve
siyasi alandaki eitli dalgalanmalara mukavemet etmektedir. Birlik ve
beraberlik iinde yaamak iin dinin bu azametli kuvvetine gvenmek
lazmdr.
6. Din bir disiplin olarak da fertlerin ve toplumlarn hayatnda nem
li bir rol oynar. Disiplin bir. ferdin veya toplumla!'n belirli kurallara
uygun hareketleri ve davranlardr, Fertlerin kalkl mnasebetleri
ni, toplumdaki dzeni kanuz:.lar ve devlet kuvvetleri salarlar. Kanun
lar fertlerin yaaylarnda ve toplum hayatndaki ilerin ancak en za
ruri olan ve snrl bir ksmn iine alrlar. Fakat ferdi davranlarn
ve toplum yaaynn byk bir ksm karlkl karlar ve gelenekler
le ilerler. te bu sebepler dolaysyle fertlerin ve toplumlarn yaay
larn dzene koyacak tesirli ve etrafl bir kurallar sistemine ihtiya
vardr ki bu vazifeyi en faydal bir ekilde din yapar, vicdanlara ve kalp
lere hakimdir. Dinler fertlerin manevi ve ahlaki yaaylarna, dier in

DN PSKOLOJS

41

sanlarla mnasebetlerine ve toplumun dzenine ait koyduu kaideler, ya


ni ahkam ve evamiriyle insanlarn ve toplumlarn s.aadet ve huzur iin
.de yaamalarn salar. Dinin otoritesi, her trl ferdi ve sosyal kuv
vetlerin stnde bir kuvvettir. Dini emirler her trl phe ve muka
vemetten uzak ilahi ve mukaddes kurallardr. Dindar ve mmin olan
kimse, bakasna fenalk yapmaz. Hrszlk, yalanclk bilmez. Devlet kuv
vetlerinin tesir alanndan kurtulacan bilse bile . yine' er ve kt i
lerden uzak durur. Her eyi bilen ve gren Cenab- Barinin emirlerine
kar gnah ilemekten korkar. Allah korkusu her trl siyasi ve i
timai yaptrmlarn stne kan byk ve tesirli bir diiplin yaratr.
Onun iindir ki slamda ;J:.i :--Q[;i; kural, adalet ve hukukun temel
prensiplerindendir.
Dinler, nce insann manevi hayatnda bir disiplin kurarlar. slami
yet, mminlerin karde olduklar esasn koyar. Hi kimse kardeine k
tlk yapmaz. Dinimiz bakalarna adil, efkatli ve merhametli olmay,
dknlere yardm etmeyi emreder. Kendisine yardm edilen kimseler
de de bakalarna yardm etme arzusu kuvvetlenir. nsann uyanan kt
ihtiraslar ve arzularn sndrmek, nefse hakim olmak, kalbini ahlak-
hamide ile terbiye etmek dinimizin balca emirlerindendir.
Dinler, koyduklaq bu kutsal kurallarla manevi hayatta en salam
ve esasl bir .disiplin salarlar. Dinin salad bu manevi disiplini hi
bir ceza kanunu, hi bir siyaf;i kuvvet temin edemez. Ferdin dier in
sanlar la mnasebetlerinde ve davranlarnda dahi dinin koyduu disip
lin stn ve tesirli bir otoriteyi haizdir. Dinler, yalanclk, kibir ve riya,
haset, gurur, ailesine ve komusuna zarar vermek gibi hareketleri id
detle menederler. nsanlar arasndaki mnasebetlerde bu kurallara uyan
larn oran yksek olursa, o toplulukta cinayetlerin, fenalklarn oran
da azalr. nsanlar arasnda kardelik ve tesant duygular artar. Bir
toplumda asayi kuvvetleri ne kadar tesirli. olursa olsun, dinin temin et
tii bu disiplini hi bir zaman salayamaz. nk dinler, insanlarn kalp
lerine ve vicdanlarna olduu: kadar, beeri mnasebetlere faydal ola
cak hkmleri ve kurallar da gstermilerdir.
Toplumlarda sosyal adalet, hak ve vazife, ferdi ve sosyal hrriyet
ler gibi prensipler de en son tahlilde yine yurttalarn bu prensiplere
inanmalar noktasna gelir. Dinler, bu prensipleri -biraz deiik szler
le- kutsal emirler olarak mminlerine emrederler. yle ki, en son ve
byk bir din olan slamiyet, dnya ve ahreti kaplayan mull ve yk
sek esaslaryle ferdi ve sosyal disiplini en iyi ekilde salayacak esas
lar koymutur. Ulu Peygamberimizin hayat ve tutumu, bu hususta en
retici. ve faydal bir .rnektir. yi kavranlmak artyle slamn ruhu
bugnk medeniyetin ve kltrn gelimeleriyle tam bir uygunluk ha-

42

DN PSKOLOJS

lindedir. slamiyet, evrensel bir din olduu gibi, fertlerin ve toplumla


rn btn ihtiyalarn karlayacak prensipleri kapsayan ilahi bir ka
nundur. Psikoloji ve felsefenin gsterdii gerek de budur.

DN VE AHLAK
Din ile ahlak birbirlerinden ayrimaz bir btn meydana getirirler.
Dini emirlerin byk bir ounluu, ahlaki emirlerden ibarettir. Ahlak
sz din olmaz ve her din insanlar ve toplumlar ahlakl yaamaya zor
lar. u halde dini olayn niteliini kavramak iin ahlak ile dinin iliki
leri hakknda da birka sz sylemek gereklidir.
1. Ahlak, hayrn ve vazifelerin ilmidir. Din ise, insann stn ve
mukaddes l?ir varlk ile iliki kurmasdr. Gerekte din ve ahlak vazi
feleri baktrtndan farkl iseler de, gelimelerinde beraber yrrler ve
aralarndaki mnasebet pek skdr. Bu yakn mnasebet, birok dinler
de grlmekte ve dinde ahlaka verilen mevki dolaysyle baz zellikler
kazanmaktadrlar. Ezcmle; Budizm, Brahmanizm, Hristiyanlk dinle
rinde ahlaki ideallere verilen mevki birbirlerinden farkldr. Dinlet ta
rihinde grlen byk dinleri birbirlerinden ayran iki esasl nitelik (va
sf) Vc,lrd!: 1. nsann aderine hakim olan kudret karsnda alnn va
ziyet; 2. Hayat. sevk ve idare iin ortaya attklar hkmler ve emirler
dir. Bu iki nitelikten birincisi dini inantlar, ikincisi ise ahlak mey
dana getirirler. Byk dinlerde bu iki ksm birbirleriyle ahenkli bir sis
tem tekil edecek ekilde mminlerine arz edilmitir. Bunun iindir ki,
birok din bilginleri, her dinde ahlakn mhim bir rkn (temel) oldu
unda ittifak etmiler, fakat din ve ahlakn birbirlerinin ayn olduunu
id_dia etmemiierdir. Ancak Amerikal psikoloji profesrlerinden Ames,
Dini Tecrbenfn Psikolojisi adl eserinde, din ile ahlakn ayn ey ol
duunu savunmutur. Amerikal profesr, dini, en yksek sosyal deer
lrin uuru suretinde tarif eder ve bir toplumda ladini olan kimseleri
ssyal deerleri benimsemeyen, dindar kiileri de sosyal deerleri zm
seyen ve benimseyen kiiler olarak kabul eder. Bu grte aklanmas
mkl olan nokta, ilahi ile insani, tabii ile tabiatst (supernaturel)
arasndaki kesin fark bulup gsterememesidir. Dier bir psi'kolog da (Dr.
Link) dini, en ulvi varlk olan Allah'a ve O'nun koyduu ahlaki nizama
inanmak eklinde anlar.
Din ile ahlak birletirmek isteyenlerin, her eyden nce, birbirle
rinden ayr olan bu alemlerin aynln gstermeleri gerekir. Bu ise
bugn iin ispat imkansz olan felsefi bir sorundur. Bu sebeple biz, ah
lak ve dinin sk .rabtalarna ramen ayn ey olduklarn kabul ede
meyeceiz. Hatta daha ileri giderek unu da ilave edebiliriz ki, ahlakl

DN PSKOLOJS

43

bir kimsenin koyu bir dindar olmas art olmad gibi, dindar olan bir
kimsenin de yzde yz faziletli olmad grlmtr. Din ve ahlak, in
sana ayr ayr emirler verir ve hareket kaideleri gsterirler. Esasnda
bir ve ayn deildirler. Din, akln mdahalesiyle gelitike ahlakileir,
fakat hi bir zaman ayn olamaz (Ahlakn Alan: Palmer).
Almanlardan Max Mller'in nemli kitab Dinin Menei v:e Teka
ml Hakknda Okumalar eserinde, C. P. Tiele'in Din Bilgisinin Ele
manlar adl kitabnda ise dinin ikel insann sonsuzluk ile mnase
betnden doduu varsaym (faraziyesi) savunulmutur. Profesr Jevons
ise sihir ile fetiizmin dinden tamamyle ayr olduunu, sihir ve fetiiz
min ferdi, dinin ise sosyal bir olay olduunu savunurlar. Ayrca Profesr
Pratt ile Durkheim da dinin ahlak olmadn, fakat sosyal yaayin din
ve ahlaka etkili olduunu kabul ederler.
slam, ahlaka byk nem verir ve onu dinin zarf. sayar. Hazreti
Peygamber, Ben mekarim-i ahlakiyeyi tamamlamak iin gnderildim
sz ile slamda ahlaka verilen nemi gstermitir. slam ahlak rasyo
nalist-teolojik ahlak sistemleri iine konulabilir. Ehl-i snnet, ahlak di
nin bir rkn saymlar, kitap ve snnette tebli edilen emirlere aynen
uymulardr. Mutasavvflar ve filozoflar ise ksmen Sokrat ahlakna ba
lanmlar, yahut iyi fiiller ve amellerle ruhu tasfiye ve tehzip yollar
n gstermilerdir. slam ahlak genel izgileriyle kitap ve snnete da
yanmakla beraber akl tatmin eder. Her ahlaki kaide, ferdin ve toplu
mun hayr, selameti iindir. Ahmet Naim merhumun slam dininde ahla
kn yerini belirtmek iin u szlerini okuyalm:
Bizde imann temeli ve destei akldr. Gerek Allahn varlna, ge
rek Hazreti Peygamber Efendimizin peygamberliine ve bu sfatla bil
dirdiklerine inanan her Mslman, her halde istidlal (uslamlama) tari
kine ba vurarak bu hakikatlere kani oluyor.
Yine slam dininde akla ak olmayan iman srlar yoktur. Hi bir
kimseye, "Akln alsn almasn her halde iman ile mkellefsin, iman me
selelerini mnakaaya akln salahiyeti yoktur" denilmemitir, denilemez
de. O derecede ki, akln delaleti ile, en geni istidlaller ile, imann te
melleri hakknda vicdani kanaat, Kur'ann vahy-i ilahi, Hazreti Muham
med'in Allah tarafndan gnderilen bir peygamber olduuna itm.inan (ke
sin bilgi) hasl olduktan sonra bile dini naslarla akli delil arasnda bir
atma bulunduu grlrse daima dini nass tevil etmek cihetine gi
dilir. Bu gibi ahvalde, btn slam ulemasnn ittifak vardr. Asl iman,
akli istidlale dayand iin nass tevil ile zahirinden hemen anlalan
manay terk etmek lazm grlmtr. Zira bu takdirde nassa itibar et
mek, asl fer'e feda etmektir, diyorlar. slam dininin medeniletirme va
zifesini o kadar sratle ve en mkemmel surette baarmasndaki hikme-

DN PSKOLOJS

44

ti, Hristiyan devlet ve milletlerinin o muazzam ve muntazam tekilatla,


o kadar fedakarlklarla Asya ve Afrika'ya gnderdikleri misyoner ordu
larnn almalar ile ve her zahmete katlanmalar ile hi de mtenasip
(orantl) olmayan czi muvaffakyetlerine mukabil, slam dininin te
kilatsz, misyonersiz, parasz pulsuz olarak sratle yaylmasndaki srr.
ite burada aramaldr. slamn metodu akldr. Hristiyanlnki histir.
Biri mantki delillerle iknaa alyor, dieri srlardan bahsediyor. Yine
bundan dolaydr ki, .Avrupa'da felsefe, iman zaafa uratm, dine kar
dmanlk bile uyandrmken, arkta felsefeyle uraanlar yine din
ulemas olmu ve kelam ilmi felsefeyle el ele vererek iman hakikatle
rini teyit etmitir.
Bu mukaddimeleri serdetmekten maksadmz, Mslmanlarca ahlaki
vazifenin destei,. ilahi vahiy olmakla beraber, onun akl mahiyetinden
de bir ey kaybetmediini anlatmaktr.. Evet, ahlaki vazifele,rin asl kay
na dindir, vahiydir. Onun iin vazifelere ait olan emirler ve yasaklar,
saylamayacak derecede oktur. Fakat bir Mslmana gre d gorn
te kendinden hari bir .kaynaktan sadr olan bu buyruklar ve yasaklar
gereince hareket etmek, hakikatte yine vazife tasavvurunu, asl meb
dei olan akldan iktibas etmek demektir. nk' onun, esas itbaryle Ms
lman oluu, akli istidlal neticesiydi.
... slam dini, ykledii mkellefiyetleri anlatrken bunlar yklen
menin salayaca bahtiyarl da delilleriyle izah etmekten ve akln de
laletini kullanmaktan geri kalmyor. Mkellef olan Mslman, yklen
dii vazifelerin hayr vesilelet korunmakla mkellef olduu yasaklarn
er vastalar olduuna aklen kanaat getiriyor. Mademki insana akl ay
dnln veren, iyi, kt, doru, eri, bahtiyarlk, bedbahtlk gibi ilk pren
siplerle akl tehiz eden, Cenab- Haktr, yine o Cenab- Hakkn baz
buyruklarla ve yasaklar.la insana ait vazifelerin tafsilatn bildirmesi, ak
ln irat yolundaki hizmetini kolaylatrmas akla verilen yksek dee
ri niin drsn? (slm Ahlaknn Esaslar: Babanzade Ahmet Naim,
S. 57-60).
Bu aklamalardan anlalaca zere din ve ahlak, ilahi bir kanun
olup, din mazruf ise ahlak da onun zarfdr. Din ulu bir aa ise ahlak
da onun cJ,allar ve meyveleridir.

OCUKTA VE GENTE DN HAYAT


ocuklarda Dini Hayat:

Yukardaki blmlerde inanlar, ibadetler, ahlak ve dini tekilat ola


rak fertlerdeki din duygusunun dini bir hayat yaamak eklinde ele aln-

DN PSKOLOJS

45

masnn daha yerinde olduunu gstermitik. imdi bu dini yaayn


gelimesini biyolojik ve psikolojik bakmdan gstermek lazmdr.
Kk ocuk dnyaya geldiinde hayvana benzer. Duyu organlar
na sahiptir. Refleksler ve igdlerle yar ruhsal, yar organik bir ser
mayeyi beraberinde tar. inde doduu topluluk, onu gelitirmek iin
yeterli vastalarla donatmtr. Bu toplum, yzlerce yllardan beri ken
dinde saklad fikirleri, gelenekleri ve kurallar trl vastalarla bu ye
ni doan mahluka alamaya hazrdr. Evvelce szn ettiimiz taklit
fonksiyonu ocukta da faaliyete geer. O da esJd nesli taklide balar.
ocukta taklit fonksiyonu ilk zamanlarda iradesiz iler. ocuk adeta pa
sif durumdadr. Sosyal veraset denilen fikirler, inanlar, adetler ve dav
ranlar bir evre halinde ocuu her taraftan sarmtr. Aile ocua dini
terbiye vermeye balarken, ocuk nceden dindar bir kii olarak ha
zr gibidir. Din, ku1un Allah ile temasa gemesidir. Fertlerin kaderleri
ne etkili olan ulvi kudret karsnda zel bir davrandr, demitik. te
bu manada olarak ocuk da daha kkten kendi kaderine hakim olan
kudreti belirsiz bir ekilde uurunda duymaya balar. Bu gerek dav
ran onun iin tabiidir. nk ocukta dini duygu bir duyarlk kabi
liyeti halinde yaamaktadr. Bu duyarln gelimesi ve ilerlemesi, son
radan genliinde din uuruna sahip olmasnda temel vazifesini gre
cektir.
1. Ana ve babasna kar duyulan sevgi ve sayg, yaknlarna sem
pati beslemek, kedilere ve hayvanlara kar sevgi beslemek ... gibi duy
gular ite bu mphem din duygusunun ilk tezahrleridir. Onun iin o
cukluk anda bu grntlerin hangisinin ahlaki, hangisinin dini ol
duunu tayin etmek henz kabil deildir. ocuun ruhu mays aynda. ki baheye benzer. Baharda btn iekler, aalar ve bitkiler hep bir
den canlanmlardr. Bunun gibi bu ada dil, ahlak, din ve eitli id
rakler ocuun ruhunu istila etmilerdir. Bu ada dini bakmdan nemli
olan, ocukta kendi kendinin uuruna varmas (self-conscience) ve sos
yal uurunun gelimesidir. ocuun kendi z uurunu duymas sosyal
evresiyle temaslarnda ar ar gelimeye ve farkllamaya balar. Sz
gelii haz ve elemlerin sebepleri, hrriyet ve itaat hakknda yar uurlu
fikirleri ekil almaya balar. lk zamanlarda ocuk bu duygularnn kay
rian ana-babasnda veya aile byklerinde bulduunu zanneder. o
cuun ebeveynine kar duyduu bu seygi ve sayg duygular phesiz
dini duygu deildir. Fakat dini uurun harekete gelmesinin ilk sebebi
dir, hatta onunla pek yakn bir mnasebeti olan bir duygudur. ocuun
ilk .ttanrs antropomorfik (insana benzetme) bir mahiyet tar. Onun
uurunda yaayan tanr, ana-babasna benzeyen, fakat onlardan ayr olan,

46

DN PSKOLOJS

bununla beraber az ok yine insana benzeyen byk ve kuvvetli bir b


ykbabadr.
ocukta din uurunun inkiafnda rol oynayan tesirler unlardr:
a) Ailesinde kendisini byten byklerinin dolayl etkileri, b) Dini ko
nularn dorudan doruya retilmesi, c) ocuk ruhunun tabii gelime
si. Bu noktalar Baldwin, Ahlaki ve Sosyal Aklamalar adl kitabnda,
filozof Royce da, D Alem ve Sosyal uur adl kitabnda geni bir
ekilde incelemilerdir.
2. ocuk, kendinden yal ve byk kimselerin hareketleri ve dav
ranlar hakknda tecesssler duyar ve ocukluun en byk kanunu
olan taklit ile her alanda onlara benzemeye alr. Buradaki davran
lar biz psikolojide hass-hareki (sensorio-motrice) veya fikri-hareki
(ideo-motrice) tesirler olarak mtalaa ederiz. Bazen buna refleks yay
(reflex arc) da denilir. Genel olarak bu taklitler bir etki-tepki mna
sebetidir. Sinir sistemine sahip btn canllarda grlen bir olaydr. o
cuk, evresi'ndeki byklerin davranlarn aynen tekrarlamay sever,
sinir sistemi ve kaslar bu hareketi tekrarladka daha baarl olurlar.
Yani hareket ve davran adeta kaslarda ve sinir sisteminde bir iz b
rakr ve sonra onu tekrar iin zel bir kabiliyet kazanr. te bedenin
ve sinir sisteminin bu kabiliyeti, taklit olaynn kklerde hakim bir
kanun olmasn salar. ocuk bu ada evresindeki aile bireylerinin di
ni gelenekler, itikada ait szlerinden ve davranlarndan byk tesirler
alr. O da iradeli veya iradesiz olarak bu davranlar ve gelenekleri tak
lide ve tekrara balar. Taklit yalnz hareketlerde olmaz, duygular ve
heyecanlar da taklit edilir. Aklamalarmzda daima davran szn kul
lanmamzn sebepleri de buradan gelir.
3. kinci etken olarak yukarda belirttiimiz, dini konularn do
rudan douya ocuklara retilmesi konusudur ki, birinciden ok da
ha nemlidir. Eer din, insanlarn hayatnda bir kuvvet ise bu noktann
toplumlarn yaay bakmndan da byk bir nemi vardr. Gerekte
bu mesele ailede ve okullarda din eitimi ve retimi meselesinin bir
koludur. Bu konu daha ok din eitimi ve pedagojiyi ilgilendirdiinden
zerinde fazla durmayacaz. Burada meseleyi ailede ocuun din eiti
mi ve retimi, okullarda ocuun dini eitimi diye iki ayr ksmda
grmek gereklidir. Her eyden nce ve genel olarak din eitimi ve
retimi meselesini bir dini kltr meselesi olarak mtalaa etmek daha
doru olur. Toplumlarda sanat ve edebiyat, mzik kltr gibi bir de
dini kltr ideolojisi olmaldr. ocuk ibadetler ve ayinler, dua ve dini
geleneklerin yaatlmas, slami ahlakn telkini, evresinde iyi rnekler
grmesi gibi ok yanl yaygn bir dini eitim grmelidir. Bunun iin
de bugnn toplum yaaynda baz prensiplerin ortaya konulmas, bu

DN PSKOLOJS

47

prensipleri uygulayacak ve yrtecek kurulularn hazrlanmas lazm


dr. Bu alanda nemli grdmz baz tedbirleri yle sralayabiliriz:
a) Aile ocanda ana-babann dini bilgilerini artrmal ve ocua hangi
dini bilgilerin ve ne miktarda retilecei tespit edilmelidir. Hurafele
re boulmu, dinin en kkl kurallarndan habersiz ailelerin ocuklar
na verecekleri dini bilgilerden fayda yerine zarar gelir. Bunun iin din
bilginlerimiz ailelere rehber olacak ve herkesin anlayaca ekilde k
k ve byk el kitaplar yazmal ve ucuz fiy_atla sata karmaldr.
b) ocuklarda ve ailelerde din duygularn ve inanlarn besleyecek ve
kuvvetlendirecek edebi okuma paralar, dini manzumeler, dini hisleri
telkin edecek resimli ve resimsiz din byklerinin hayatlar, hikayeler
hazrlayp yaynlamaldr. c) Dini ceza verici, korkutucu bir ey olmak
tan karp, cazip ve sevimli hale getirmelidir. Okullarda ve camilerde
okunacak mahiyette ilahiler yazdrlmal ve en nemli mzik statlar
na bestelerini hazrlatmaldr. Bu arada bugn camilerimizde tek sesle
okunan mevlitlerin de bir ilim heyeti tarafndan duzenlenmesi gerekli
dir. Koro halinde okunacak ve sylenecek ilahiler, toplumun dini his ve
heyecanlarn kuvvetlendirir. ocuk ve halk takliti olduundan, his ve
heyecanlar kamlayan bu gibi ayinler, onlarda daha byk ve derin
tesirler brakr. d) Dini kltrn yaatlmas ve kuvvetlendirilmesi yo
lunda alrken bugnk ilmi gereklerle ve teknik ilerlemelerde ak
tan aa atan ve baz tefsir kitaplarmza girmi olan batl akla
malarn ve tefsirlerin ilmi hakikatlerle tekzip edilen ifadelerin tasfiye
si ve ayklanmas da lazmdr. slam dini medeniyetin ve tekniin d
man deildir. Dinimizi mspet ilim.lerle atr durumda gstermeye a
lmak ise ilenecek hatalarn en bydr. Burada vaizlerin ve halk
arasnda yaayan imamlarn ve din adamlarmzn byk hizmetlerine
bilhassa iaret etmek isteriz. e) Okullarmzda ise resmi mfredat program
larnn gsterdii ereveler iinde yaplacak pek ok iler vardr. Her
eyden nce, ilkokullarda kklere slam byklerinin hayatlar bir r
nek olarak gsterilmeli, dinimizin inanta ve ahlakta ortaya koyduu
temel kurallar ve bunlarin stn deerleri belirtilmelidir. Orta dereceli
okullarda ise rencilerin pozitif ilimler alannda kazandklar bilgilerle
slamn temel ilkeleri_ arasndaki birlii ve beraberlii gstermeye dik
kat etmeli ve daima genlerin akl ve muhakemelerine hitap etmelidir.
Bu a;ada rencilere dinin ibadet ve ameller ksm da ameli olarak gs
terilmeli, faydalar anlatlmaldr. slami eserleri, camileri gezdirmek ve
onlardaki mimari ve estetik gzellikleri anlatmak da din kltrnn ge
liimine byk hizmetler edecektir*.
(*

Bkz. Din Eitim ve retiminde Genel Kurallar.

48

DN PSKOLOJS

4. Bat dnyasnda bu alanda almalar ok geni ve etrafldr. Her


eyden nce teoloji fakltelerinin geni yaynlarn syleyebiliriz. Bu ya
ynlar bugnk fikir ve felsefe cereyanlarna gerekten vakf ve bilgin
profesrler tarafndan yrtlmekte ve dini meselelerle ocuk eitimi,
modern bir gr ve anlayla incelenmektedir. Bunun yannda. eitli
ve ok sayda dini kurulular resim, hikaye, roman, iir ve sinema yol
laryle, dergiler ve konferanslarla srekli ve youn bir alma iinde
dirler. Bat dnyasnda ocukta din eitimi ve retimi konusunda ya
plan almalar hakknda bir fikir vermek iin birka rnek verelim:
Anerika'da 251 lkokul ocuunun Ahlaki ve Dini Hayatnda bir n
celeme, Brockman - Bir ocuun Dini Gelimesi Hakknda Notlar, Ber
gen - Bir ocuun Dini Fikirleri, Chrisman - Kaliforniyal Bir o
cuun Dini Dnceleri, Barnes. Fransa'ya ve Ahnanya'ya gelince, ora
da dahi halkn ve ocuklarn din eitimi hakknda pek ok yaynlar ve
almalar vardr. Ksa bir fikir vermek zere son yllarda Katoliin
Ktphanesi adndaki bir kurumun Biliyorum, nanyorum (: Je sais,
je crois) serisi iinde 80 kadar eser yaynlandn hatrlatmak isteriz.
Bu eserlerin her biri aydn bir kimsenin her trl sorularna cevap ve
recek deerde ciddi ve ilmi kitaplardr.
Enstitmz grencilerinden bazlar Istanbul'da halk ve ocuklar ara
snda bu konularda anketler yapmlardr. Aada bu aratrmalara ait
bir rnek vereceiz. Bu dikkate deer aratrmalar oaldka ocukla
rmzda ve halkta dini yaayn grntleri hakknda esasl bilgilere sa
hip olacamzda phe yoktur. Sonu olarak diyebiliriz ki, ocukta ve
gente din eitimi ve retimi, onun ini hayatnn gelimesinde ve yk
selmesinde en nemli bir etken vazifesi grr. Biz bunu dini kltr te
rimiyle zetliyoruz.
5. ocuklarda tecesss igds tabii bir kabiliyettir. ocuk, kk
ten itibaren ana ve babasna, byklerine etrafnda grdklerini sorar,
ne olduklarn anlamak ister. Onun iin dnya mehullerle doludur. Te
cesss igds onu bu mehullerin .ne olduklarn renmeye srk
ler. ocuun bu tabii kabiliyetinden din eitiminde dahi istifade etme
lidir. ocuk ou zaman bir eyin yapann, yani sebebini sorar. te bu
sebeplerin en sonunda Allah olduunu ocua telkin etmek lazmdr.
ocuk kk yalarda pheci deil, dogmatiktir. Byklerine kolay ina
nr. flnyadaki dzen, varlklarn asl sebebi hakknda yaplacak telkin
ler onda kuvvetli inanlar dourur. Kk ocuklarda hayal gc de kuv
vetlidir. ocuklarn ounun hayalinde Tanr, byk bir insan gibi
hayal edilir. Niin, neden, kim yp,pt? gibi sorular sebep aramaktr. o
cuklara bu sebepler, onlarn anlama seviyesine gre anlatlrken ilk ve
son sebebin en byk kudret ve ilk sebebin . de Ulu Tanr olduu fikri

DN PSKOLOJS

49

telkin edilmelidir. Hulasa ilk ocukluk alarnda din duygusu taklit,


telkin ve tecesss gibi tabii kabiliyetler zerine istinat ettirilmeli, .o
cuun hayal gcnn ykselmesine gayret etmelidir.
Yeni Yetimelerde ve Genlerde Dini Hayat:

Yeni yetimelik (blu) ve genlik alar genel olarak 12 ya ile 21 .


yalar arasndaki devredir. Genlerin sosyal . ve ferdi hayatlarnda ol
duu kadar dini yaayilarnda da pek nemli bir gelime ve olgunla
ma adr. ocuklar artk ocukluk andan karak yeni bir hayata
balarlar. Adeta yeri.iden dnyaya gelirler. Vcut gelimeleri yannda
duygular, heyecanlar, yksek lklere balanmak kabiliyetleri ok art
mtr. Bu ada ataca admlar btn hayat boyunca etkili olacak de
recede tesirlidir. Bu an temel gelimelerini u drt noktada hulasa
edebiliriz: 1. Bedeni ve organik btn fonksiyonlar en yksek derece
sine ulamtr. 2. Doutan veya kazanlm olan btn fikri ve zihnt
kuvvetleri kendi ahsna tamamyle mal olmu, yani ahsiyet ve karak
teri teekkl etmitir. 3. inde yaad topluma artk iyice intibak et
mi ve kendi iradesini kullanarak dier toplum fertleriyle mnasebet
lerini dzenlemeye balamtr. 4. Kendi saadet ve hayrn anlayacak ve
ahlaki hayatn dzenleyecek bir olgunluk derecesine ulamtr. Dini ve
metafizik meselelerle ilgisi artm, yani kendine gre bir hayat felse
fesi yapmaya balamtr.
1. Batda bu alanda ciddi almalar ve incelemeler yapanlar un
lardr: Starbuck (Din Psikolojisi, 1903), Latimer (ocuk ve Kadn, 1910)
ile Pratt (Dini Yaayn Psikolojisi, 1912) bunlardandr. Starbuck gen
ler arasnda yapt anketler sonunda onlarn kuvvetine gvenen ve fa
kat frtnal bir hayat ile phe arasnda bocaladklarn ve byk bir
ruh mcadelesi geirdiklerini gstermi, yalarna gre baz zmreler ve
dereceler tespit etmitir. Biz bunlar hakknda fazla tafsilata girmeyece
iz. Yalnz bu mellifin tasnifinde kzlarn erkeklerden nce olgunla
tn, dini uur ve duygular bakmndan da erkek ocuklardan daha
ileride yrdklerini gstermekle yetineceiz.
2. Bu ada, kk ocuun Tanr'y bykbaba, byk bakan gi
bi kiiletirme tasarmlar kalkm, onun yerine daha fikri ve ahlaki bir
lk gemitir. Gencin aklnn ykselmesinde dier insanlara kar dav-.
ranlarnn byk tesirleri vardr. Dier insanlarla mnasebetlerinde say
g, sempati ve kurallara itaat yannda arkadalk ve aile sevgileri, is
tikbal endiesi genlerde dini heyecanlarn gelimesini salar. phe
siz ki bu tesirlerin byk bir ksm dolayl ve hatta lauuridir. Psikana
lizciler bu noktada fazla mb<=!laal davranmaktadrlar. Hatta bunlar
dan bazlar (Dr. Schroeder gibi) dinin asl etkeninin bir erotizm (cin4

50

DN PSKOLOJS

siyet igds) olduunu ve bu esasl igdnn ekil deitirerek dini


heyecanlar yarattn iddia edecek kadar ileri 'gider. Psikanaliz eko
lne bal olan bu teori, modern psikologlar -tarafndan tamamyle red
dedilmitir. Biz de kitabmzn birok blmlerinde bu noktalara temas
edecek ve bu teorinin yanl temellere dayandn gstereceiz.
3. Gencin dini yaaynda doan pheler, bir taraftan zihninin ol
gunlamas ve her eyin gerek sebebini renmek hususundaki kuvvet
li istek ve arzusundan ileri gelmektedir. Burada otoriter ve zorlayc di
ni eitime kar tabii bir reaksiyonun da izleri vardr. Yzylmzda bir
ok deer yarglar genler tarafndan yeteri derecede bilinmemektedir.
B_ugnk gen, eski kuaklarn birok geleneklerini ve greneklerini ta
nmaz olmutur. Hatta baz genlerde her konuya kar phe ve ka
ytszhk grlmeye balamtr. urasn da ilave etmek lazmdr ki, gen
lik a durmadan ge.lien ve deien bir adr. Gen adamn by
mesi gibi duygular da., heyecanlar da srekli bir deime ve alkanma
halindedir. Bu sebeple bu phecilik andan endie etmeye lzum yok
tur. Metotlu bir eitim ve retim bu dalgal ve deiken yarat toplum iin faydal ve verimli bir fert haline sokabilir.
4. Genlerde dini hay.<t hakknda deneylere dayanarak mpet so
nular elde etmek amacyle evvelce din ihtiyac blmnde ad geen
Dr. Henry Link, dikkate deer fikirler ileri srmtr. Dr. Link, iki
bin kadar ocuk zerinde ahsiyet testleri tatbik etmi ve bu testlerde
u drt noktay aratrmtr: a) Da dnklk, b) timai tistnlk,
c) Nefse hakimiyet, d) Cinsi mutabakat.
Bu vasflar tayan ocuklarn karakter ve ahsiyet bakmndan bu
itiyatlar almayanlardan daha stn olduklarn bu testler ak olarak
gsterdi. Baz .ocuklar, eilimleri ve duygularyle egoist ve arzularna
esirdir. Yalnz kendini dnr, bakalaryle ilgilenmez. Bunlar sinirli,
muvazenesiz ve rahatsz yaarlar. Bu eit ocuklar ie dnk tipler ola
rak adlandrmak lazmdr. Bakalarn seven, herkesle iyi geinen ve yar:
dma koan ocuklar da da dnklerdir. Dini hayat, egoistlii ve ie
dnkl nler. Genleri fedakar, elsever, yani da dnk yapar. o
cuklar ve genler iyi beslenir ve aldklar besinleri enerji halinde v
cutlarnda biriktirirler. Bu biriken enerjileri faydal maksatlar iin har
camak lazmdr. Ailesi iinde byklerine hizmet, ev ilerine komak,
kklerine yardm gibi iler onda hem birikmi enerjinin sarfn sa
lar, hem de iyi alkanlklar domasna sebep olur. Mahallede ve okul
da arkadalaryle oynamak, derslerine almak, mahalledeki komularn
ve muhtalarn yardmna komak da dnklk hareketinin ifadeleri
dir. Din, toplumlarda ahlaki bir nizam kurmak ister. Her iyilik gren

DN PSKOLOJS

51

kimsede bakalarna iyilik yapmak istei doar. Da dnk fertler, top


lumdaki ahlak koruyan dindar insanlardr.
5. e dnk kimseler bakalaryle temastan uzak durduklar itn,
sk sk kendilerini dinlerler, h_ayal glerinde vesveseler, korkular yara
trlar. Ruhi dengeleri bozularak rahatszlk iinde yaarlar. Buna kar
lk da dnk genler, bo zamanlarn faydal bir hayr iine verirler.
Kendilerini dinlemeye vakitleri kalmaz. Her gen, hayat dsturu olarak
Sokrat'n kendini tan sz yerine, kendini terbiye et! kuraln be
nimsemelidir. nk insanda ahsiyet ve karakter, dnmekle deil, a
lmak ve ilemekle kazanlr. yi mzisyen de durmadan aleti zerinde
almakla yetiir. ocuk dnyada ileyerek ve yaparak olgunlar.
Da dnk genler toplumda ok temaslar kuran, ok dost edinen
kimselerdir. Carnegie'nin dedii gibi, znty brak, yaamaya bak.
Gen, her zaman holand ve sevdii ilerle karlamaz. Byle durum
larda zntye kaplacak yerde, sevmedii, fakat faydal olduuna inan
d ilere de sarlmal ve almaldr. ahsiyet ve da dnklk iti
yatlarnn genlerde daha ziyade on ile on drt yalari arasnda teek
kl ettii ileri srlmektedir. Da dnklk ahlaki nizama uymak ve
dolaysyle dini hayat yaamaktr.
6. Modern ilim, teknikleriyle ve keifleriyle byk ilerlemeler sa
lam ve insanlar yksek. bir yaama seviyesine ulatrmtir. Fakat bu
ilerlemeler insanlarn ahlakn ve_ saadetini ykseltmemitir. Akl, insan
lara Allah vergisidir. Fakat bu akl iyi bir ekilde kullanmak pek az
kimselere nasip olmutur. e dnk ve itimai stnlkten mahrum fert
lerae grlen balca eksiklikler unlardr: Sk sk sinirlenmek ve hid
detlenmek, iler istedii gibi gitmeyince kzmak ve kavga etmek, devam
l olarak talihsizliinden ikayet etmek, bakalarnn kusurlar zerinde
durmak ve kendi kusurlarna gz yummak. Bunlar, zamanla genlerde
bir itiyat manzumesi meydana getirir ve onda aalk duygusu ve his
si muvazenesizlik dogurur. Nefsine hakim, gler yzl olmak, bakala
rn honut etmeyi bilmek, ie dnklk ve huysuzluktan elbette daha
iyidir. badetlerine ve dini emirlere tabi oldugu kadar spor ve faydal
genlik hareketlerine katlmak da genlerin karakterlerinde faydal te
sir} yapar.
7. Din eitimi Allah'a ve O'nun koyduu ahlaki nizama inanmakla
balar. Aileler kk yalarndan itibaren ocuklarda dini itiyatlarn ka
zanlmasna dikkat etmelidirler. Bu da bir taraftan telkin ve taklit, di
er taraftan otorite ile olur. tiyatlar kolay kazanlmaz. Yemekte atal
bak kullanmak, sabahlar elini yzn ykamak, erkenden kalkp oku
la gitmek ocua zahmetli gelir. Fakat ailenin otoritesi onu zorlarsa bu
sevilmeyen hareketler itiyat haline gelir, zorluk da ortadan kalkar. o-

52

DN PSKOLOJS

cuk n artk gndlik ihtiya haline gelir. ocuk, disiplin altna gir
mekten holanmaz. Fakat ailenin devaml zorlayc tesirleri altnda di
siplin ve. dzen iinde yaamak iiyadn kazanr. Bu disiplin kaideleri
nin tm din ve onun koyduu ahlaki nizamdr .. u halde disiplinli ve
iyi- itiyatlar sahibi genler, dolaysyle dini eitim ve retim grm
olurlar. Mabetler ile okullar daha yksek ve ilmi esaslarla bu itiyatlar
takviye ederler. rendikleri mspet ilimlerin kanunlaryle ilahi kanun
larn bir ve ayn olduklarnn akl yoluyle ispat edildiini anlarlar.
8. Hindistan'n byk lideri Mahatma Gandhi sk sk u szleri tek
rar ederdi: Dua ve ibadet olmasayd ben oktan ldrrdm. nsanla
rn bir ksm Cenab- Hakkn kendilerine gsterdii en byk necat ve
salah yolunu bilmezler. Hayatn gelip geici ve gnlk heveslerine ka
plrlar. ocuklar ve genler de skun ve saadetlerini salayacak olan
bu byk yolu kolay bulamazlar. Aileler kk yatan itibaren ocuk
larna dua, ibadet, ahlaki nizama uymak itiyatlarn kazandrmaya a
lmaldrlar. Bu itiyatlar genlerde hem dini hayat kuvvetlendirir, hem
de onlarda kuvvetli ve salam bir ahsiyet ve karakterin teekklne
yardm eder. ocuk biraz byynce aile basksnn tesirinden kurtu
lur, hatta yanl ve ar basklara, zorlamalara mukavemet eder. K
kten kuvvetli itiyatlar kazanmam ise, aile otoritesi ile evreden ge
len bozucu cereyanlar birbirleriyle atma haline girerler. Ve bu hal
genlerde daha byk buhranlar yaratr; disiplinsiz, zayf karakterli, p
heci fertler haline girerler. Bask ve otorite tesirlerinden kurtulan gen
lerin din eitiminde alnacak ilk tedbir, ikame kanununun tatbikidir.
kame kanunu, genliin yaama nizamna uygun decek metotlarn kul
lanlmas demektir. Bu da az beenilen itiyatlar ve davranlar yerine,
daha ok beenilen ve arzu edilen hareketler ve davranlarn tevik edil
mesi ve kolaylatrlmasdr. Dier yol da, tesiri gittike azalan yasak
layc, korkutucu emirler ve hkmler yerine, daha cazip, fakat fayda
l misaller ve rnekler vermektir. Mesela spor, mzik, sinemaya git
mek gibi hareketleri yasaklamak yerine, bunlar da dinin temellerinden
olan ahlaki nizama gre dzenlem':k tedbirlerine ba vurulur. Hulasa
genliin din eitiminde dini hayat, kkten kuvvetli itiyatlar vermek
le balar. Onlarn alarnn gerektirdii ekilde daha cazip ve msa
mahal tedbirlerle ahlaki nizama intibak etmelerine yardm edilir.

DN HAYATTA FERT VE TOPLUMUN


MNASEBETLER
Evvelki bahislerde dinin ferdi ve sosyal bir olay olmas niteliine k
saca temas etmitik. imdi bu konuyu biraz .daha geniletmek durumu
na gelmi bulunuyoruz.

DN PSKOLOJS

53

Dini hayatn teekklnde ferdin veyahut cemiyetin tesirleri ne ol


duu, dinin gelimesinde hangisinin daha etkili olduu geni bir m
nakaa konusu olmutur. Yaplan incelemeler ve tartmalara gre, fert
te husule gelen din uurunda ferdin ve toplumun ayr tesirleri ve rol
- ....... _,
leri vardr.
Her eyden nce fert, sosyal evre ad verilen bir ortam iinde ya
ar. Bu evre, bizim iten gelen bencil eilimler ve igdlerimize mu
kavemet eder. Bu evre iinde ferdi ve itimainin nerede balayp ne
rede nihayet bulduunu tayin etmek gtr. nce dini hayatn teek
klnde ferdin rol nedir? .sorusunu ortaya attmz zaman derhal kar
mza baka bir soru kar: Fertte grlen fikirler, heyecanlar ve ar
zularla onu harekete srkleyen eilimler nasl meydana gelirler? Bu
suale psikoloji biraz tereddtle cevap verir: Bunlarn biri irsiyet, dieri
tecrbe olm:ak zere iki kayna vardr. O halde yukardaki soruya kar
lk olarak u cevab vereceiz: Fertlerdeki din uuru da iki kaynak
tn gelir. Fert kabiliyetler, eilimler ve istidatlarla (yetenek) dnyaya
gelir. Fert bu sermaye ile ou sosyal mahiyette olan bir dnya iinde
tecrbeler yapar, evresiyle etki ve tepki mnasebetlerine giriir. ngiliz
filozofu J. Locke, fertte doutan (vehbi ve ftri) fikirler bulunmadn,
her fikir ve bilginin deneyle kazanldn iddia etmitir. Bu felsefe g
r_ kabul edilmemitir; nk, nsan, akll bir hayvandr. nsann
ruhsal yaay yalnz onun ferdi ve sosyal deneyleriyle izah edilemez.
Bu sebeple filozof Leibniz, Duyumlarda olmayan, mdrikede (akl) dahi
olmaz, ancak bu asl m_drike deilse ... demiti. Leibniz bu dsturuyle
insann dnyaya gelirken sahip olduu mdrike veya akl miras ile b
tn ferdi ve sosyal deneyleri yaptn gstermek istemiti. nsanda din
uurunun uyanmasnda ilk ve nemli dayanak burada meydana kar.
Artk din, toplum tarafndan bize empoze edilen mecburi bir itikat
deildir, belki bizim kainat ve alem karsnda bir tutum ve davran
mzdr. nsann vcud-i mutlak ile mnasebete geldiini duymasdr
(bkz. Dini His).
1. Amerikal psikologlardan bir ksm din duygusunu bir igd ola-.
rak gsterirler. Bunlarn fikirleri yledir: Fert, dnyaya gelirken her
trl deneylerden ve sosyal tesirlerden nce baz rsi eilimler ve i
gdleri beraberinde getirmektedir ki bunlar, onun dini hayatna da et
kili olmaktadr. Bu noktaya gelince karmza fertlerde dinin irsi bir
igd olup olmad meselesi kar. Davran psikolojisi taraftarlar- .
nn bu gre itiraz edecekleri muhakkaktr. Fakat burada bahis konu
su olan, dini igd insana mahsus zel mahiyette bir igddr. Hay
vanda yoktur. Ayrca ilave edelim ki, psikolojide igdlerin says ve
mahiyetleri zerinde mnalt:aalar devam etmektedir. Prof. Pratt ile

54

DN PSKOLOJS

McDougal, Sosyal Psikoloji,. kitabnda, William Jarnes Psikolojinin Pren


sipleri" eserinde, Hocking de nsan Tabiat" adl kitabnda bu gre
taraftardrlar.. Yukardan beri yaplan tariflere gre din, evren karsn
da zel bir davran ise bu igd, bu davran hazrlama kabiliyetidir,
zel bir istidattr. Bir igd, halinde insann ruhunda ftri olarak var
dr. Bu igd insanla beraber doduunda dolay insan mevcut ol
duu alardan beri de dini hayat vardr. Yukarda adlarn saydmz
psikologlardan baka Leuba Dinde Ulvilik- eseriyle, Ribot Duygularn
Psikolojisi serinde bu noktay uzun analizler yaparak aklamlardr.
Bunlar dini his ve heyecan, efkat, sevgi, sempati gibi duygularn bir
tr olarak gsterirler. Hulasa hangi teori kabul edilirse edilsin hep
sinde mterek olan nokta, dinin insandaki ftri bir kabiliyete dayan
d fikridir. Bu sebeple biz de dini hissi tabiatst kudret karsnda
duyarlk kabiliyeti olarak gsteriyoruz.
2. Demek oluyor ki, insan douta evresine kar duyarlk, telkin
alabilmek, sempati ve taklit kabiliyetleriyle birlikte dnyaya gelir. Top
lum, ferdin beraberinde getirdii bu ftri sermaye zerinde iler. Bura
da toplumun yapt tesirler szn iyi anlamak lazmdr.
Dinde temel ve asl olan itikatlara, yani dini hisler ve hkmlerle_
ilahi emirlere rkn; toplumdan gelen adetler, gelenekler gibi ksmlara
ekil ve zevahir. dernek uygun der. Dinin ekil ksm, yani toplumdan
gelen tesirler, fikirler, fiil ve ameller eklindedir. Dinin bu ksmnda
ekiller ve ameller daha zel bir hal alr, toplumlara ve din liderlerine
gre deimeler gsterir. Tatbikat, ibaetler ve muamelat, temelde bu
lunan itikat ve iman, dini his ve heyecanlarla bi.rleerek dini hayat mey
dana getirirler. Artk insan, dini hayata balanacak, fakat nasl bala
nacan toplum retecektir. Din sevilecek, fakat nasl sevileceini top
lum gsterecektir. Onun zerinde muhakeme ve istidlailer de yaplacak,
fakat hangi hudutlar iinde muhakemeler yrtleceini yine toplumdan
renecektir. ptidai bir insann dini hayatyle modern toplumlardaki in
sann dini hayatlar arasnda elbette byk farklar vardr. Maarada ya
ayan bir vahi ile medeni bir mminin dini hayatlari birbirinden ok
ayrdr. Bu ayrlk toplum hayatnn dini hayata ilave eyledikleri ekli
ksmlardan, yani fiil ve hareketler ve muamelat, ahlak gibi ksmlardan
ileri gelir. Amerikal sosyolglardan Cooley nsan Tabiat ve timai Ni
zam adl eserinde, Baldwin Zihnin Gelimesi, filozof Royce D Alem
adl kitaplarnda fertlerin uurlaryle toplumun tesirleri arasndaki kay
namay, karlkl etki ve tepkiyi etrafl bir ekilde incelemilerdir.
3. Ferdin toplumdan ald tesirler genel olarak taklit (imitation)
terimiyle ade edilir. Taklit hayvanlarda da vardr. Fakat hayvanlarda
insanda bulunan irsi sermaye olmadndan, bu taklit bir medeniyet ve

DN PSKOLOJ.S

55

din kltr kurmaya kafi gelmez. Taklit olaylarn birok yazarlar sos
yal veraset szyle ifade ederler. u halde ocuk ve fertler taklit yolu
ile sosyal verasete sahip olurlar*. Bundan u sonuca varlr ki, toplum
larda kutsal ile dkutsal (profane) ;3yrm tamamyle itimai tesirlerle
meydana gelmitir. Kutsal, toplumun himaye ettii ve yasaklarla koru
duu bir yaay kuraldr. Durkheim bu ayrmdan faydalanarak dinin
meneini kutsal ve dkutsal ayrmlarla (tabu gibi) gstermek istemi
tir ( Din Hayatnn ptidai ekilleri eseri). Geri dinlerin harici ekil
lerinde geleneklerin ve adetlerin yeri byktr. Bu. itibarla Durkheim ile
Levy Bruhl'n teorileri bu nemli noktay belirtmekle din psikolojisi
ne byk yardmda bulunmulardr. Dinlerde nemli bir yer tutan lm
ve lmezlik fikri karsnda Msrllar piramitleri yaptlar. Hristiyanlar
ve slamlar ulu mabetler ina ettiler. Fakat onun yannda her toplum
kendi karakterini buna ilave etti. Hristiyanlar, aslnda Yunanca ve La
tince olan kutsal kitaplarn kendi dilleriyle ifade ettiler. ranllar Zen
davesta'nn dilini braktlar. Museviler braniceyi brakp spanyolcay
kullandlar. slamlardan Arap olmayanlar da kendi dilleriyle dualarn
yaparlar. Bu olaylar dinin sosyal ksmnda adetlerin ve geleneklerin nem
li yerini belirtir. Burada itiyat kanunlarnn eserleri aikar olarak ken
dini gsterir. Dinler, kendilerini topluluklara arz ederlerken o toplumda
yaayan yerlemi itiyatlara sayg gstermilerdir. Ezcmle slamlarda
Kabe, Hacer-i Esvet Araplarn mriklik devrinden kald halde slam
da da kutsal yerler arasna girmitir.
Taklit bahsine son verirken bir noktay daha belirtmek lazmdr. Za
manmzda milletleraras mnasebetler ok arttndan, toplumlarn da
birbirleriyle karlkl adet ve geleneklerin mbadelesine baladklar g
rlmektedir. Mesela, Amerika'da Zenci mziinin stnl, Fransz mo
dasnn dier milletlere rnek olmas, n
. giliz sporunun dier uluslara
yapt tesirler gibi. Bunun iki sebebi vardr: Biri insann tabii olarak
telkin almaya mstait bir yaratk olmas, ikincisi de insann akll bir
yaratk olmasdr. Dier cihetten din liderleri birer yenileyici ve inklap
insanlardr. Toplumlarda srp gelen mu:\)afazakar ve tekrarlayc ge
lenekleri ve adetleri ykp yerine yeni ekiller ve gelenekler koyarlar.
Eski alarda Hristiyanlk geleneklerinin biroklar zamanmzda dei
mitir. Bunda din byklerinin ve akln byk tesirleri olmutur. slam
da dahi zamann tebeddl ile ahkamn tebeddl lazm gelir, kaidesi
vardr.
4. Dinde yenilik yapanlar ladini olanlar deildir . Bilakis toplumun
geleneki grleri yerine ferdi din uurunu ve bu uurun hrriyetini
(*)

Bkz. Din Eitim ve retimi, Taklit Kanunlar: Osman Pazarl.

56

DN PSKOLOJS

savunan, kiilerdir. Yani dinlerde grlen mcadeleler ve tartmalar ade


ta toplumcularla bireyciler arasnda yaplan bir savatr. Toplumcular,
eski gelenekleri, itimai miras. aynen muhafaza etmek isterler. Bireyci
ler ise, dinlerin ferdi olan asl din uurunu, onun hrriyetini ve libera
lizmini mdafaa ederler. Tarihi gerekler bize gsteriyor ki, dinde birey
ci ve liberal olan yenilik taraftarlarnn saylar daima az olmutur. Bu
na karlk muhafazakar ve geleneki ksmlar halk ounluudur ve bun
lar din namna bazen byk atmalara yol amlardr.
Byk din yenileyicilerine ve inklaplarna kar daima mukave
met gsterilmitir. Hazreti Muhammed'in ilk zamanlarda Kurey kavmi
iinde grd mukavemet ve ilk Mslmanlarn maruz kaldklar i
kenceler bunu gsterir.
Bu aklamalardan anlalaca zere, dinin esas hkmleri, yani r
kn, vahiy yolu ile toplumlara bildirilen sabit ve ilahi hakikatlerdir. e
kil ksm, yani toplumdan gelen ahkam ve muamelat ise, toplumlarn
kltr ve medeniyet seviyeleriyle orantl olarak zamanla tekaml et
mektedir.

DN ZMRELER
Dini vakalar ve olaylarn incelenmesinde toplumlardaki dini zm
relerin tetkiki de faydal olacaktr. Prof. Pratt Dini nanlarn Psiko
lojisi> adl eserinde bu nemli inclemeyi ele almtr. Almanlardan Ba
ron von Hgel, Dinin Mistik Eleman adl eseriyle Pratt'n yapt
tetkike baz farklarla katlmtr. Bu tasnifte dikkat edilen l, fertler
de grlen dini davranlardr. Dini davranlar bakmndan toplumlar
da fertler zmre iinde toplanabilirler: 1. Muhafazakarlar zmresi,
2. Aklclar zmresi, 3. Mistikler zmresi.
Muhafazakarlar Zmresi:

Bunlar dini davranl.arn kendinden daha olgun ve yetikin olan n


ceki kuaklardan devir alrlar. Bunlar da balca aile, okul, cami, kiliseyle
eitli dini gelenek ve greneklerdir. Bunun da muhtelif ekilleri var
dr. En belirgin ekli, ocuun dinidir ki kendisine sylenen her eyi
kabul eder ve bu konularda retilenlere tam bir saffet ve itenlikle ina
nr, phe beslemez. evrenin dini tesirleri ve otoritesi karsnda pasif
durumdadr. Bunun yannda toplumdaki birok insanlar da ocuklar gi
bi bu geleneksel inan ekline sahiptirler. Bu snf halk kitleleri de cami
veya kiliselerde rendikleri dini davranlar bir alkanlk halinde de
vam ettirirler. Bunlardan bazlar da dini otoritelerin telkinleriyle veya-

DN PSKOLOJS

57

hut cazip bulduklar bir zmrenin geleneksel ayinlerine katlarak gelenek


i bir hayata girerler. nsanlar ou zaman akllarn kullanmaktan. uzak
dururlar ve ou da tarihi ve geleneksel inanlar iinde yaamaktan ho
lanrlar. te bu sebepler dolaysyle dinlerde sosyal faktrlerin tesirleri
daha geni ve etrafl olmak istidadn tamaktadr. Dinin bu ekline ba
karak baz psikologlar ve mesela Amerikal George Tyrrell Dinlerin
Mistik Eleman adl kitabnda der ki: Geleneksel ve tarihi din ekli,
biimlenmi bir sosyal kurum (messeselemi) halindedir. nk onda
toplumun ritim yoluyle. yapt tesirler vardr. Bu yoldan gemi ku
aklarn dini tecrbeleri bireylerin ruhlarna aktarlr, bireylerin dini
uurlarn uyandrr ve nclk eder, besler. Bu kurumlam dini ha
yatn etkisiyle bireylerde geleneki bir ruh meydana gelir. O zaman bu
dini hayat genel sosyal gelimenin tabii bir sonucu olarak grnmekte
dir. Bu ekil dini hayat, btn dinlerde mahed edilen bir ekildi.
Dini hayat, messeselemi, belirli bir ekil ve sistem haline gelmitir.
Adeta belirli kalplar ve formlarla katlam ve. donmutur.

Bu ekil dini hayatn nemli bir sakncas da, kendisiyle beraber do


an, allm eski ekiller insanlara o kadar iyi gelir ki, baka bir iyi. ye artk lzum grmezler. te bu yoldan ifrata gidilerek baz toplum
larda irtica ve taassup denilen dini akmlar meydana gelmitir. Bu tu
tumda dini hayatta yeni ferdi tecrbelere yer yoktur, akln mdahale
sine msaade edilmez ve bylelikle de dini hayattaki tabii gelime ve
ilerleme farknda olmadan nlenmi olur. Toplumlarda devrim yapmak
isteyen peygamberlere ve byk ahlaklara kar gsterilen direnmele
rin temeli buradadr. Dinin son gelime basamaklarnda bulunan byk
mistikler de yine bu sebeplerle adalar arasnda iyi karlanmatn
lardr. Dinin bu ekilde kat ve dar snrlar iinde kapatlmasi onun ruh
lara verecei inirah ve genilii daraltr, gnllere verecei harareti ve
ak sndrr. Geleneki snrlar iinde muhafazakarlk iddiasna giri
erek din ile ilgisi olmayan konulara mdahaleye balar. Bunun misal
lerini Ortaada Hristiyanln taassup hareketleriyle eski in'de ve Do
udaki facialarla tarih bize gstermektedir. Hukukun ve ilmin, tarihin
ve tekniin yerini almaya alan din cereyanlar ise artk din olmak
tan karak siyasi bir mezhep eklini alrlar.
Aklclar Zmresi:

Bu geleneki din eklindeki ifratn en byk dman rasyonalizm


dir. Rasyonalizm dier alanlarda olduu gibi dini olaylar alannda dahi
akl ve mant kullanr. Bu aklc cereyan en ziyade XVIII. yzylda kuv
vetlenmi ve din olay da srf bir akl konusu olarak ele alnmtr. Bu
gr sonradan daha ziyade genileyerek btn dini hayatn akl yolu

DN PSKOLOJS

58

ile aklanmasna allmak ve aklla ispat edilemeyen konular inkar


edilmek istenilmitir. Bylelikle din ile akl birletirilmek istenilmi, ak
ln evlad olan ilim ile din arasnda bir balant kurulmak istei uyan
mtr. te yandan geleneki ve muhafazakar olan ifrat din taraftar
lar bu akm ho karlamamlar ve lzumsuz yere bir ilim ve din kar
tl davas ortaya kmtr. Gelecein dini, ilim ve evlad olan tekno
lojidir denilmitir.
Rasyonalizm gelitike gelenekiler gibi o da ifratlara dmeye ba
lamtr. Rasyonalizmde beliren tehlike onun metotlarndan ve mahiye
tinden ileri gelmemi, belki onun felsefi mahiyetteki karakterinden do
mutur. nsan tabiat bir btn olarak ele alnd zaman anlalmas da
ha kolay olursa da onda ifrat derecede analizlerle blmler ve ayrma
lar yapmas tehlikeler dourur. Rasyonalizmin insan akln, insanda ya
ayan duygular, igdler ve ruhi enerjiden ayrarak mtalaa etmesi
bu sonucu dourmutur. Akln her alana uygulanan naliz metodu, rea
liteyi statik hale getirir, insann somut varl olan kiiliini bozar, in
sann hayatna bal olan duygular, igdleri grmez, her alanda . se
bep ve netice ilikileriyle kanunlara varmak ister. Bu sk tecritler (so
yutlamalar) dinamik mahiyette olan dini hayat kavramaya elverili de
ildir. Mesela, ilahi ak kelimelerle ve 1.kl yoluyle ifade edilip akla
namaz. te son yzyllarda rasyonalist filozoflarn ve bir ksm bilgfo
lerin bu gr hatalar dini realitenin iyi anlalmasna engel olmu
tur. Akh dayanan felsefe sistemlerinin din hakknda ileri srdkleri fi
kirleri de bu bakmdan gerei kavrayamamtr. Akl olaylar alannda
verimli fikirler ve teriler ortaya koymutur; fakat bunlar statik mahi
yette cansz ve ruhsuz cesetlerdir. Din ise btn hayata amil olan, in-
sann akl, irade, duygular gibi btn varlna girmi olan bir realite
dir. Statik alemin metotlaryle dinamik alemiri anlalmas mmkn de
ildir.
Mistikler Zmresi:
Dini yaay kuru .ve cansz bir kalp haline getiren rasyonalizm
karsnda tepki gsteren mistiklik
mysticisme,,dir. Mistisizm, gele
neki ve rasyonalist akmlardan daha somut ve daha canl bir dini ya
aytr. Geni manasnda alnd zaman btn mistikleri dini,. say
mak doru deildir. Fakat gerek mistikle; insan mukadderatna hakln
olan kuvvet karsnda daha gerel{ bir heyecan duyarlar. Mutlak ile m
nasebetleri daha gerek griinmektedir. Orada fert, Mutlak'a yalnz inan
la balanmaz, hakiki bir deneyle balanr. Yani, dini hayat btnyle
yaar. Mistisizm .de geleneki zmreler, aklclar gibi eski ve tarihi bir
akmdr. Akl ve mantk yolu ile ulalamayan asl varl, Mutlak' sez-

DN PSKOLOJS

59

gi yolu ile vastasz ve dorudan doruya duymak ve tanmak yoludur.


nsan ruhunun, znn z ve cevheri olan tabiatst mutlak varlk ile
samimi bir birlemesidir, ruhsal mahiyette dini bir tecrbedir. Vecit ve
istirak hallerinde dindarlarn yaadklar hal mistisizmin dikkate de
er bir rneidir. Ksaca belirttiimiz mistisizm akm, nemi dolaysy
le kitabmzda ayr bir blmde incelenecektir. Bugn yeryznde bulu
nan din saliklerinin ayrldklar zmreler genel izgileriyle bu zm
re iinde toplanabilir.

nc Blm

Din Psikolojisi ve Metotlar


DN PSKOLOJSNN KURULUU
XX. yzyln balarna kadar din psikolojisi, felsefenin bir kolu ola
rak kalmtr. Her ne kadar teoloji (ilahiyat) ayrca ir ilim halinde
yaamsa da din psikolojisi metotlar ve konular bakmndan teoloji
den ayr bir ilimdir. Din psikolojisi, fizik, kimya, biyoloji gibi deneylere
dayanan pozitif bir ilim olmak amacndadr. Dier ilimler gibi kendisi
ne mahsus olaylar inceler ve bu olaylar baka bir ilmin konusu olmaz
lar. Hi bir dinin mdafaasn yapmaz, hi bir dini de kmsemez.
Onun vazifesi dini uur ve dini yaay olaylarn aratrp bulmak, ge
limesini ve deimelerini gzlemek, bunlar snflara blerek genel so
nular karmaktr.
Bugn bize pek basit ve tabii gelen bu durum, binlerce yl, insan
lar tarafndan kolayca idrak edilememitir. XVIII. ve XIX. yzyllarda
pozitif ilimlerin ve tekniin hzla gelimesi ilimcilik (scientisme) deni
len cereyan dourmu, bunlar, Kainatta ilimden baka hakikat yoktur.
Yalnz deney konusu olan eylere inanrm diyerek dini ihmal etmi
lerdir. Buna karlk dindarlar ve teoloji alimleri, ilimcileri kfr ve il
hat (dinsizlik) ile itham etmiler, dini konularn deneylerle incelenme
sine ve tartlmasna engel olmak istemilerdir. XIX. yzylda meydana
gelen. din ve ilim atmas bu dncelerden domutur. Yzylmz
da bu yersiz tartmalar sona ermi, ilim ve teknik tabiat alannda iler
lemesine devam ederken btn dnyada bir dine dn,. hareketi ba
lamtr. Din psikoojisi de ite bu temel cereyandan kuvvet alarak domutur.
1. nce din psikolojisi terimi zerinde biraz duralm. Bat dn
yasnda bu konuda yazlan kitaplarn bir ksm din psikolojisi, bir ks
m da dini uurun ve dini hissin psikolojisi terimini kullanmaktadrlar.
slami. bakmdan, din ilahi bir kanun olduuna gre, bunun ilmi olur
mu? eklinde bir soru hatra gelebilir. Byle dncelere verilecek ce
vap udur: slamda ilm-i kelam, ilm-i Kur'an, iln-i hcdis vcrdr. Bunlar
da !ahi kanunlar sz konusu ederler ve cklarlar. O halde din psiko
lcjisi ismi (:in ortaya atlncak hcrh:ngi hir iiirn7. da yersiz ve mantk-

DN PSKOLOJS

61

sz olur. Dilimizde din sosyolojisi, dinler tarihi gibi terimler kullanld


gibi, din psikolojisi terimi de kullanlabilir. Biz de sadelii bakmndan
bu terimi tercih ediyoruz.
2. Din psikolojisi kurulu devrinde olan bir ilimdir. Din felsefesin
den ayr olarak mstakil bir din psikolojisi kurmaya alanlar Birle
ik Amerika'da W. James, Almanya'da Shcleiermacher (1768-1834), W.
Wundt'tur. leride bu alanda alanlar, -sistemleriyle birlikte ayrca in
celenecektir. imdilik Batdaki balca kurucular sylemek ve bylelik
le ileride yaplacak aklamalar kolaylatrmak istiyoruz. Aklamalar
ilerledike ve yerleri geldike pier psikologlara da ayrca iaret edile
cektir. Din psikolojisinin kurucular Birleik Amerika, Almanya ve Fransa'da toplanmaktadr.
3. Birleik Amerika'da din psikolojisi alannda alanlar unlardr:
Amerikal pragmatist filozof ve psikolog William James (1842-1910)
Dini Tecrbenin Tenevvleri adl eseriyle deneysel din psikolojisinin
temellerini att, metotlarn gsterdi. Dini edebiyat ve iirler, biyografi
ler, vaaz ve dua kitaplar, mistikle zerinde anketler ve incelemeler
yapt, toplum fertlerini dini yaaylar bakmndan tasnife tabi tuttu.
W. James'ten sonra Stanley Hall q844-1924) 12-16 yandaki ocuklar
da grlen dini hayat hakknda anketler yapt. Onun arkasndan. tale
besi Starbuck, Leuba, Coe ayn yolda almalara devam ettiler. Bu psi
kologlarn atklar yoldan yryen bugnk Amerikan psikologlar, din
problemini daha ok fizik ve sosyal bir realite gibi incelemeye tema
yl gstermektedirler. Bunlar da balca A. S. Eddington, G. H. Jeans,
Ladd, Josiah Price, W. E. Hoecking, Barth, Hauer, Gallewar, Siebere gibi
psikologlardr.
a) Almanya'da Johann G. Herder (1744-1801), Kant'n felsefesine
kar gelerek insaniyeti bir din anlay ortaya att. Ondan sonra gelen
Shcleiermacher, W. Wundt din psikolojisi zerinde nemli incelemeler
yaptlar ve kendilerinden sonra geleceklere yol atlar. Wundt (1832-1920)
Kavimler Psikolojisi - Volkerpsichologi adl byk eserinde dini, ka
vimler psikolojisinin bir kolu olarak gsterir ve onu sanat, ahlak, gele
nekler gibi bir toplumun yaaynda hakim olan sosyal kurallar halin
de ele alr. Wundt.'tan baka Lazarus, Steindhal, Klpe de bu alanda a
lmalara devam ettiler. Wilhelm Preyer (1842-1897) ocuk psikolojisi ze
rinde yapt aratrmalarda dini hissin gelimesi hakknda nemli gz
lemler yapt. Bunlardan sonra gelen Girgensohn, Max Scheler, R. Otto,
Pfister, Hartmann, Hoeffding, Gustav Mensching gibi psikologlarn a
lmalarn syleyebiliriz.
b) Fransa'daki almalar da Birleik Amerika ve Almanya'dan ge
ri kalmaz. Patolojik psikoloji alannda byk otorite saylan Dr. Pierre
Janet ile filozof Bergson, Emne Boutroux bu almalarn banda gelir.

62

DN PSKOLOJS

Bunlardan baka Delacroix, Ekzistansiyalistlerden Gabriel Marcel, Neo


thomistler de almalaryle din psikolojisine verimli olmulardr. svi
reli Prof. Th. Flournoy da bu zmre iinde saylabilir. Flournoy, din psi
kolojisinin prensiplerini ve metotlarn koymu, bu alanda tesiri' byk
olmutur.
c) Din ;>sikolojisini dolaysyle ilgilendiren dier bir alma kolu
da ilkel kavimler hakknda yaplan aratrma ve incelemelerdir. Bu ara
trmalar, dinler tarihine ve din psikolojisine deerli materyeller hazr
lamtr. Bu alanda esasl aratrma yapanlar, Anglosaksonlardan Taylor,
F. B. Jewons, H. R. Rivens, I. C. Frazer, R. H. Gordington, Herbert Spcn
cer, Gillon, Westermarck'tr. Franszlardan ise, Emile Durkheim, Levy
Bruhl'dr. Psikanaliz ekoln kuran Sigmund Freud (1856-1939) ise bu
almalardan bsbtn farkl bir yolda yryerek dini yaay, ig
dler ve kompleksler.le izah etmek istemitir. Bu teoriyi dini hayatta la
uur bahsinde ayrca aklayacaz.

DN PSKOLOJSNN ZELLKLER
Din psikolojisinin kurucularn grdkten sonra imdi bu yeni ilmin
tad baz zellikleri belirtmek lazmdr. Bu zellikler yardmyle din
psikolojisi, genel psikoloji ve felsefeden ak olarak ayrlm olacaktr.
1. Din psikolojisi, genel psikolojinin bir kolu olarak deney meto
duna, yani gzlemlere, anketlere, aratrmalara ba vuracaktr. Byle yap
mazsa din psikolojisi pozitif bir ilim olamaz, metafizik veya teoloji olur.
Bu anlay sebebiyledir ki, din psikolojisinin kurulmas ancak son yz
ylmzda mmkn olmutur. Dinler, insanlarla beraber her toplumda
yaad halde binlerce yldan beri bu ilim, neden kurulamamtr? Bu
nun sebebi udur: Medeniyetlere hakim olan ilimci zihniyet (pozitivizm),
her eyi tabiat kanunlaryle izah etmek istemi, dini yaay ihmal et
mitir. Buna karlk din adamlar da dinlerini en mukaddes bir hazine
sayarak onun tecrbe tahtas ve tartma konusu olmasna raz olma
mlardr. Bylece din ile ilmin arasna lzumsuz bir gerginlik ve a
tma sokulmutur. Zamanmzda ise yukarda gsterdiimiz gibi, bu ger
ginlik kalkm ve din psikolojisi zerine Birleik Amerika, Almanya ve
Fransa'da birok deerli eserler yaynlanmtr. Bizde bu alanda henz
esasl bir eser yoktur.
2. Din psikolojisi, din felsefesi, dinler tarihi ve din sosyolojisine ir
ca edilemez. Gelecek blmlerde gsterdiimiz zere bu ilimlerin her
biri kendi bakmlarndan dini olay aklamaya uramlar, fakat dini
hayatn zn tekil eden dini hissi ve din uurunu metotlu bir ekilde
aratrmamlardr. Din psikolojisi, bu bilgi kollarndan faydalanr. Bu

DN Ix.:iKOLOJS

63

ilimler ona tarihten, toplumlardan alnan faydal materyeller hazrlarlar.


Fakat asl din hayatnn incelenmesini din psikolojisine brakrlar.
0psikol<1i-fertler!_.tLJ___hayatn---gen ..kutsallk _gl,l)'g!JSU,
inanlar ve din uurunun gE!_l}SJP.,i, hareke! _no_ta_s olarak.. el ?lr.. Bu
---m:rrciiC[pay-oiu- l}e ie . balar. Modern. psikoloji ekolleri arasn
. da, Davran, Psikanaliz, Getalt ekolleri gibi teorilere Qa vurmaz. Ferdi
ve ahsi gzlemlerden baka anketler, mukayeseler ve istatistiklerle bu
zel olaylar toplayp tasnif ve tertip etmeye, bylelikle genel kanun ve
kaidelere ykselmeye alr. Di_lerin __obj_ktif .ve. d gp:nlerini .din
sosyolojisine brakarak, dini.n. ins?n uurundaki sbjektif cihetlerini ara
firr:- :Materyist. ;e kah ilimcilik teorilrini kabul etez, bularn tar' timasn felsefeye brakr.
Din psikolojisinin amac, yalnz ilmi hakikatler elde etme):c ve bita
raf kalmak olmaldr. Herhangi bir din ve felsefenin mdafaasn stne
almamal veya ykmaya almamaldr. Fizik, kimya ve biyoloji. gibi
ilimlerin metodu da byledir.
4. Din psikolojisi, mspet bir ilim olan genel psikolojinin bir kolu
dur. Onun duygular, inanlar, irade ve enkonsiyon (la.uur) faaliyet ve
olaylaryle yakndan ilgilidir. Bundan baka din psikolojisi, teoloji ve se
mavi kitaplara ok yakndan baldr. Din psikolojisi, genel psikolojide
grlen trl cereyanlardan da uzak kalmak, kendi problemlerini bita
raf bir gzle grmeye almak amacn gder. Bu da din duygusu ve
din uurunu yalnz sbjektif bir olay olarak grmek ve bunun eitli hal
leri arasndaki mnasebetleri gstermekle olur.
5. Bu esasa gre din psikolojisi, genel psikolojiyle teoloji arasnda
ki bir snr sahasnda bulunur. Din Hr_u, 1.i .. fik}:E}r Y.. inanlarla din
duygusunun snte?.iclir. Bu uur.. ahla], ibadet ve amellerle. nsan ya:;
yn l,{ap(ars puna da qini .hay,at denilir. P..i!!.. . E-s>!Q.it,(!m....hgy:at.J;_
tn derinJ.i.LY. ..gen.iliiyle.. ka:v:ramak;-.e.!illatahJil ve -tetkik etmek, sonrutJ. !adtseer1e oln mnase;;t1erini g. st;rek ."i;i;.-
'dan- din psikolojisi teolojiden ve metafizikten ayrlmakta, fakat son tah
lilde onlardan yardm grmektedir. Metot blmnde bu noktaya ayn
ca dneceiz.
Din psikolojisi, mantk ve ahlak gibi kaideler koymaz.,_ _y9l gster
mez, tavsiyelerde bulunmaz, normatif bir ilim deildir.,.. B.undan .do.lay,
din psiko!i?.iisi,_ilq.:-.i. h?1. - (!:ei.;:m) .. deildir. Bu ilim., olaylar olduu
gib(ta.nrt"mak ve tasvir etmek istr. Bunun .sonucu olarak dini,. srf deer
hukumie'ri'larak .da ele almaz.
Fakat ilahi bir kanun olarak bir taraf.
c"-- . . . .. .. . , .
tan vahiy ve ilhama dayanrken dier taraftan insanlarn kalp ve uurlarndaki deimelere ynelir. Din, felsefe deildir. Fakat her dinin bir
felsefesi vardr. Din psikolojisinin kendi alannda yapaca aratrmalar
felsefeye ve teo.}ojiye kymetli materyeller hazrlar:

ra

ri ;

64

DN PSKOLOJS

Din psikolojisinin esas mevzuu, dini yaayn kutsal yapln ara


trmak, dinin, fertlerin ruhundaki tecellilerini ve sbjektif cephesini in
celemektir. Bundan baka, dinlerin, fertler ve toplumlar zerindeki te
sirleri de bu aratrmalarn mevzular iindedir. Burada din psikolojisi
ile din sosyolojisi birbirlerine yardm ederler.
6. Dini hayatn trl tezahrleri, sosyal ve fizik olaylarla tama
myle alakasn kesmi, soyut bir olay olaral.c mtalaa edilmez. Tersine
olarak, din olay, bir dini yaay halinde beeri, sosyal ve tabii evresi
iinde incelenir. Dini hayat kendine mahsus davranlaryle organik h.
yat gibi ayr bir realitedir. Bundan dolay bugn bu hayatn dinler sos
yolojisi,. dinler tarihi, dinler corafyas gibi incelee yollar vardr. Din
uurunun, dier ruhsal olaylardan farklar, onu dier olaylardan ayran
nitelii, la.uur hayatn dini davranlarda yeri, mistiklerin ve zahitlerin
ruhi hayatlar, ibadet ve duada dini heyecanlarn yeri inceleme konu
lardr. Dinler, toplum hayat gibi fertlerin ruhi ihtiyalarna hfp der,
insanlarn ycelrielerni salar. Bu .itibarla btn dinler, bilhassa. sema
vi dinler, tamamyle psi}.rnlojik tEimellere dayanrlar. Bunlar arasnda en
yksek din olan. slamiyetin psikolojik temellerini aklayp gstermek
yine din psikolojisinin konular ve vazifeleri aras.nda olacaktr.
7. Dini yaayn hareket ve ayinler _eklinde olan d ifadelerinde
duygular ve inanlarla ayin ve merasim ara_ sndak sebeplilik mse
betlerini bulmak ve gstermek de din psikolojisinin konular arasnda
dr. slami mezhep ve tarikatlerle vecit, istirak, hidayet, zht ve takva
olaylar pozitif metotlarla incelenir ve aklanr. Bt.n bu olaylar ve
ayinler, din psikolojisiyle izah gerekli olan konulardr. Ayrca evliyaya
iafe olunan kerametler ve keiflerin, din psikolojisi bakmndan izah
n yapmak da yine onun konusu iindedir. Bunlar tarafsz bir zihniyetle
gzlemek ve aklamak lazmdr.
8. Dini duygularn fertlerin ruhlarndaki gelimeleriyle eski alar
daki diri yaaylar arasndaki farklar ve mnasebetler de psikolojik
bir tahlile tabi tutulmaldr. Fertteki dini olaylarn zaman ve mekan iin
de gelimelerini aratrmak, dine karan ve toplumlar etkileyen hura
feler, batl inanlar, trl yata ve blgelerdeki insanlar arasndaki dini
hayat farklarn bulup gstermek de yine din psikolojisinin konusu ii
ne girer.
Din psikolojisinin, patolojik ve normal olaylar da birbirinden ayr
_mas lazmdr. Ba.z din dmanlarnn, btn dini yaay patolojik bir
hadise olarak gsterme gayretleri bu suretle tamamyle rtlm ola
caktr. -?t dnyasnda din psikolojisi ve felsefesi hakknda birok eser. ler yazlmtr, Bun.larn bir ksm, slamlk hakknda gayri ilmi isnat
lar ve batii hkmlerle doldur. Bunun sebebi, slam teolojisi ve felse-

DN PSKOLOJS

65

fesi hakknda yanl bilgilere sahip olmalar ve yurdumuzda bu alanda


metotlu, ilmi eserlerin ve aratrmalarn azldr.
;Bu yeni ilmin bugnk durumu udur: Birleik Amerika'da ve Avru
pa'da din psikolqjisine ait zel dergiler yaynlanmaktadr. Dini olayn
ok ynl bir yaay olduu kabul edilerek her dinin ayr ayr incelene
rek deerlendirilmesi daha uygun grlmektedir. Dini yaay, insann
btn olarak ele alnmasyle anlalabileceinden onu yakndan ilgilen
diren antropoloji, psikoloji ve sosyolojinin yardmlar zorunlu grlmekte
ve aratrmalar bu alanlarda dahi yrtlmektedir.

TRL NCELEME YOLLARI


Bu aklamalardan sonra u soru ile karlayoruz: Din psikolojisi
bir ilim olarak kurulabilir mi? Bu soruya yakn zamana kadar birok
psikologlar olumsuz cevap vermilerdir. Fakat son elli yldan beri din
psikolojisi bir ilim olarak yaamakta ve gelimektedir. Bu ilim, W. James
gibi byk statl?,r tarafndan kurulmu, onun arkandan. Leuba: Ce,
Th. Floury, Delacroix1 , Girgensohn, De Sanctis2 gibi nemli psikolog
lar b alanda almaya.. kyulriulardr: Fakat byk isimler, bir ilmin
kurulmas ve yaamas iin yeter sebep ve delil olamaz. Vaktiyle byk
mneccimler, ilm-i simyaclar da yaadlar. Fakat bunlarn bu alandaki
geni bilgileri pozitif bir ilmin kurulmasna kafi gelmedi. Bugnk top
lumlar, ilimlerin kurulmasnda yalnz otoritelerin varln kafi bulmaz
lar. Mesela, ..amanmzn nemli yazar. ve_ dni:irleinde:1:1 _Max Scp._lE:r,
din psikolojisini tanmamakta ve bu alandaki almaar 'suni bir diya-:
lektik... saym!
_ k!dr. Bir iddiay ortaya atmak kolaydr, fakat deliller ve
ispatlarla meseleyi zmek zordur. Her eyden nce din p,ikolojisinin
biroklarnca iyi anlalmadna iaet etmek "steriz. nsan uuruna ait
olan bu ilim, her yeni kurulan ilim gibi henz emekleme (tatonnement)
devrindedir ve henz bu ilmin gerek konusu, metotlar ve vard so
nularn deerleri kesin olarak belirtilememitir. Yalnz bir memleketi
ve mesela Almanya'y ele alrsak bugn orada din psikolojisi alanndaki
mcadelenin devam etmekte olduunu grrz_. Girgensohn'un Dn(1) Henri Delacroix osn-1937), modern Fransz filozoflarndan; Din ve
man adl eseri nemlidir.
(2) Franceses de Sanctis (1827-1887), talyan hukuk ve psikoloji filimi;
:iegel'in idealizm cereyanna taraftar olmu, din psikolojisi zerinde yaynlar
yapmtr.
(3) Diyalektik: Eskiler de tartma sanat; zamanmzdJt.doru bilgiler kur
=ak sanat. Marx ve Hegel'de ise yalnz anlamak deil, gerek varl _bulmak
;2.natdr.
5

DN PSKOLOJS

66

me Psikolojisi,, yannda Rudolf Otto'nun, Wundt'un Volker Psikolojhsi,


Pfister, Hoffmann'n enkonsiyan aklamalar vardr. Bunlarn hepsi din
psikolojisi alannda ayr grlere sahiptirler ve ihtilaf devam etmektedir.
Bu gr ayrlklar metot ayrlklarndan domaktadr. Bu farkl
metotlar snf iinde toplamak mmkndr. Her ne kadar bu ayrma suni ve soyut ise de yine baz temel fikirlere dayanr. Sunilii ya
ratan sebep, bu snf din psikolojisi metodunun baz noktalarda yine
birbirleiiyle kymalarndandr. Bizim ayrmamz, din olaynn ruhsal
.
bakmndan :;ayr. sahasna karlk verdiinden, bugn iin daha il
mi bir nitelik tar. Bu tasnif yaplmazsa birok karklklarn' domas
mmkndij.r.
Herhangi bir fiil ve hareketi, mesela duay ele afalm. Psikoloji bil
gini, bu dini olay ayr adan inceleyebilir: Ampirik olarak',
felsefi
t
grle, teolojik bakm.dan. Bu snf incelemenin..uil.d ;yni oay
'"hakknda hir inceleme ise de meseleyi ele al ekilleri ve metotlar, g
r alar ayr ayr olduundan, elde ettikleri sonular da farkl olur.
Bu sebeple her eyden nce ampirik gr kabul eden din psikolojisi
nin yerini iyi tayin etmek lazmdr.
Deneysel Din Psikolojisi:

Ampirik (deneysel) trden olan incelemenin temel metodu, deney


ve daha dorusu gzlem (mahede)dir. Btn aratrmalar, gzlemler
den hareltcet eder. Yaplan btn aklamalar ve ileri srlen fikirler
gzlemlerle tetkik ve tahkik edilir. Bilindii zere, btn pozitif ilim
lerin metodu da budur.
Deneysel din psikolojisi iki ekilde uygulanabilir:
, 1 .. Dini davranlarn (behavior, comportement). tetkiki. Bu snf in
celemede insan uuru ele alnmaz; onun yalnz d grn, tavr ve
hareketleri ele alnr. Yani dini trden bir durum karsnda (mesela, bir
fakire sadaka vermek hareketi gibi) onun fiil ve hareket eklindeki ob
jektif. davranlar gzlenir. Bu gr Avrupa ve Amerika'daki -davran
psikolojisi (behaviorisme) grleriyle birleir. Davran psil_q:l ojisi, yl
nz fizik ve fizyjik hareketlere nem verir. Tamamyle objektt!r. Her
hangi belirli bir durum karsnda organizmann fizik reaksiyonlar ve
hunlar arasndaki sabit mnasebetleri aratrr. Bunun dnda uur ve i
gzem '<rifis murakabesi) gibi haileri tanmaz. Ruhsal faaliyetleri me
kanik olarak aklar. Din psikolojisi ise ruhi hayat da bir gerek kabul
eder. Davran psikolojisi hayvanlarn psikolojisine uyguland zaman
<>

Bkz: Watson,

Pavlov'un

eserleri.

DN PSKOLOJS

67

verimlidir. P. Janet'nin patolojisinde ruh ve akl hastalklar zerinde da


hi iyi sonular vermitir. Fakat din psikolojisinde bu metot ve gr
verimsiz, yanl sonular verir. P. Janet biie Behaviorisme yolu ile vecit
ve istirak hallerini incelerken marazi ile normal vecit ve istirak hal-
lerini birbirine kartrmtr. Bu sebeple ampirik din psikolojisinde dav
ranlarn tetkiki suretiyle aratrma yaplJi.aK di ps!k919H$ini_. niteli
ine uymaz. Konusuna_ uygun dmeyen bir metot ise o ilimde uygulanamaz.
2. kinci uygulama ekli, elini yaayn kendisinin, dorudan do
ruya incelenmesidir. Ancak burada deneysel ve gzlem szlerini iyi an
lamak lazmdr. ou kimseler, gzlem ve deneyi yalnz maddi, orga
nik varlklar zerinde uygulanan, objektif bir ilem sanrlar. Halbuki
insann kendi i hayatn incelemesi, nefsini murakabe ve tahlil etmesi
de bir deney ve gzlemdir. Deneysel din psikolojisinde uygulanacak gz
lem ve deneyler de ite bu neviden bir deney metodudur. Burada in
san, kendi i hayatna bakar, dini bir amel ve fiilin iinde fikirlerin, ira
delerin, duygularn ... yaadn grr. Ampirik yol, bu olaylar nce tas
vir ve tavsif eder, bundan sonra onlar aklamaya balar. Pozitif ilim
bakmndan bu szlerimizle unu anlatmak istiyoruz: Deneysel metotla
yaplan i, felsefi bir illet-sebep aramak deildir, belki din _uuru de
nilen halin ve olayn deneysel artarn bulup gstermektir:
phesiz ki bu metodun uygulanmas eitli psikologlarda trl e
killer alacaktr ve almtr. rnein, W. James'te bu yol, ehadetlerin iza
h (anketlere verilen ceva:p_larn aklanmas gibi), Girgensohn'da uyan
drlm bir iebak ekillerini almaktadr. Biz aklamalarmzda daha
ziyade bu alandaki almalardan _da faydalanacaz.
Felsefi Neviden Din Psikolojisi:

Bu gr genel olarak dini olay bir felsefe sistemi iinde inceler.


Herhangi bir felsefe sisteminin grne uygun ekilde din olayn ak
lamak ister. leride bu metodun tatbikatna ait birka misal vereceiz.
Din uuru sbjektif bir olay olarak ve eski rasyonel psikoloji kad
rosu iinde ele alnr. Ezcmle, H. Hocking'in anlatt mistisizm ile Ru
dolf Otto'riun, H. Bergson'un din anlaylar byledir. Thomiste bir fel
sefe iin bu trden din psikolojisi, gzlemlere dayanan, deneysel bir psi
koloji deildir.. Belki bu felsefelerin anladklar, vcud-i mutlak = ger
ek varlka doru ynelitir. Bunlar deneyi inkar edip ona arkalarn
(*)
Neo-Thomisme: Ortaadaki St. Thomas'n fikirlerini modern felsefe
ile telif ederek yeni bir Hristiyan teolojisi kurmaya alan sistem. Fransa'da
Katolik teoloji faklteleri tara(ndan yrtlr. MetafiZiki ve thelst bir cere
yandr. Maritain ile Gilson balca temsllcisidir.

68

DN PSKOLOJS

dnmezler. Fakat durmadan deneye . doru inecek yerde, ondan ayrlp


ve srf rasyonel sezgi yoluyle mutlak varla ykselmek isterler. Burada J.
Maritain'in bir ifadesini kullanarak diyeceiz ki: Bu felsefeler.deneysel
ematik analizler yerine ontolojik analizle.r koymaktadrlar. Thomist
hr, deneysel din psikolojisinin hazrlayaca olaylar ve kanunlar yerine
bil cfelsefi psikoloji, kendi anladklar bir varlk (l'etre) koyarak, on
tolo:,iik bir terkip meydana getirmek isterler. Btn aklamalar bir me
tafizi/c veya din fenomenolojisi halindedir. Byle bir psikoloji ise din fel
sefesin :/n bir kolu halinde kalmaya mahkumdur. Bu felsefe iinde din psi. kolojisi lie ahlak felsefesi, terbiye ve toplm felsefeleri gibi ele alnr,
teoloji ile .mnasebetler kurulur. B.t!.J. it_gr. is.e, bir ..din. flsefesi olur
sa da gerek" din psikolojisi olamaz. Mesela Kant'n, Hegel'in din anlay
lari, M. Scheier'in fenomenoloji dinleri birer din felsefesi iseler de, de:
neysel din psikolojisi deildirler. Scheler'in fikirlerini aada metot b
lmnde ayrca inceleyeceiz.
Dinler tarihinde ya. t byk etkiler dolaysyle R. Otto'nun din an
layn tanmak lazimdr. l!H7 ylnda Das Heilige (Kutsal) adyle yayn
lad bu eser btn dnyada dikkati ekti ve hayli taraftar toplad.
Yazar teoloji ve dinler tarihi hakkndaki geni incelemelerine dayanarak
dinin zel karakterini ve niteliini gstermek ister. Her eyden nce din
lerin rasyonel ve speklatif ynlerini bir tarafa brakr ve dini tecrbe
adn verdii metoda ba vurur. Filozofa gre din duygusunun. al d
kutsal karsnda duyulan sayg ve ycelik duygusudur. Kutsal ise ken
dinden y)sek ve ezici bir kudret fkran, insan aan bir eydir. Tecr
.bi; bu byk kudret karsnda bizde yaratk olma duygusu, ku tsal
karsnda korku, stn sayg uyandrr. Kutsal anlalamaz' ve bilinemez
bir srdr. Kutsal insani olan veya evrende bulunan hi bir eye benze
mez, insan ise bir hi, basit bir yaratktr. nsan onun karnda bir
zerre kl ve toz:.dur.. Otto kutsal, kutsallk d olan eylerden tamanyle
ayr olarak ele alr ve kutsaln eylemsel grntlerini anlatmak iin:
hietophonie terimini kullanr, dinler tarihi hierophanie'lerin yklmalar
. ve yeniden domalaryle doludur. Modern bir. insan iin ilkel kavimlerin
bir aac veya ta kutsal saymalar biraz garip ve akla aykr gelri. Fakat
burada kutsallatrlan ta yeya aa deil, onlarda varl kabul edilen
kutsal bir eydir ..Kutsal saylan ey, kendinden baka bir ey olur. O
inanan iin . tabiatst bir varlktr. Yazar bu dini tecrbeye numineuse
adn verir ki Tanrsal demektir. Bu duygu ilahi kudretin insanlara bir
ilhamdr. Otto'nun fikrine gre btn dini duygular kutsallk duygusu
nup. evresi_nde topla11:1rlar. Bu duygunun da korku, tazim, sr olmak zere
. temel eleman vardr. K\i.tSJ!l.l]lc duygus_nun zdd dkutsalda (profane) ise kudret ve azamet duygus--yktur. ..
0

. DN PSKOLOJS

69

Teolojik Neviden Din Psikolojisi:

Bu snfa giren. eolojik grlerde dini yaay ve olaylar; yukar


daki gr,ler gibi deneysel veya ontolojik olarak aklanmaz. Brada esas,
kutsal kitaplar, daha d9rusu vahjy ve ilhamdr. Dini ilham v.e ilahi emir
.
ler bie oayn gerek konusunu ve tabiatst- p;esiplerin tanrsal ci
hetini gsterir. Bu psikoloji, dierleri gibi mstakil deil, tabidir .(uydu).
Teolojik analizlerin b_ir vastas ve. aletidir. lham ile gsterilen hakikat
leri aydnlatmaya ve aklamaya yatar. Mesela, iman meselesini aklar
ken teoloji, psikolojinin inan hakkndaki aratrmalarndan faydalanr,
yahut ahlaki faziletlerin. kuvvetlendirilmesini incelerken gnlk hayat
psikolojisinin verdii sonulardan istifade eder. Bu sebeple ahlakta, ih
tiraslar,. kibir, yalanclk gipi olaylar ve bunlarn giderilmesi dini emir
lerle takviye edilir. Bu olaylarda biz eklen teolojide, fiilen de psikolo
ji alanndayz. Bu psikoloji kilise itikadiyatnda tali derecede yer tutar.
Fakat mesela, Shleiermacher* gibi bir psikologda din uurunun analizi
bahisleri meydana getirir. Burada kilise teolojisinin mhim bir ek
.
an..
sii y-;n-& --kar: Dn.dar bir insan Allah yolunda yryen kii oldu
una gre, bu dini y.:iayn psikolojik yann ihmal etmekle byk bir
hata ilemektedir.
--........ ,
Din psikolojisinin teoloj yR.!!izmeti, yalnz bu kadarla kalmaz, dini
ahlak da din psikolojisinin almalai'tB.sLJdetle muhtatr. Jeolojik .din
psikolojis, .belirli snr1ar iinde kapatlm dar"' bi-: tr. Belirii iwa
lar ve inanlar iinde kalmaya mecburdur. Bu sebeple -dny sel din psi
kolojisine hizmeti az olacaktr. Din psikolojisi, deneysel meti kllanan
pozitif bir ilim olarak teolojik grlerden hareket etmeyecektir. Ffaik
ve kimyann yapt gibi, nce teolojiyi unutacak, olaylarn aklaya
cak ve .en son prensiplerde, ilahi hakikatlerle psikolojik e;aslarn birle
tiini gsterecektir.
Felsefi ve. teolojik yollar birletirerek bir din psikolojisi kurmak is
teyen Dilthey ve Mensching'in fikirlerini bir rnek olarak zikredebiliriz:
Dilthey ve Mensching'de dinin mahiyetini anlamak iin tutulacak yol
udur: 1. nce dinler tarihinin zrl eryelleri t_?pl m_a_k,. 2{ Son
.
ra bu materyelleri tasnif. ederk s.n.flara 7ah1;1t tiplere ayrmal<:, f3. Son.
ra da bunlarn hepsinde grlen mterek
karakterleri meycfana :kar
mak.
. Dini oigunun belirtilmesinde bir taraftan ampirik materyelleri ha
zrlanrken, dier cihetten dnce ve akl yoluyle meydanagetirilen ideal
leri de gstermek lazmdr. Yani, ini olay belirtilmesinde hem deney

yolu, hem de felsefi-metafz_ik yo, tuta}{. la zndr.

(*) Frederich Schlelermacher (1768-1834), Alman Ua.htyats. Romantizm


felsefesi iinde dini ruhu mdafaa eder. Dine Dair Nutuklar eseri nemlidir.

DN PSKOLOJS

70

Fenomenoloji metodu, din felsefesine de uygulanabilir. Dinler tari


hinde maeryeller toplamak endktif metotla olur. Bu, din psikolojisin
de deney metodu. demektir. Fakat dinin zn meydana getiren idea,
yani itikat ve ideal olan ksm sezgiyle bulunacaktr. Tarihten toplanan
materyeller de esasen bunu hazrlamak iindir. Din aratrmalarnda, iki
ilim gz (tarih ve felsefe) nn tabiatst gz veya Tanr inanc ile
canlandrlm olmas lazmdr.
Sonu olarak diyeceimiz udur ki; bizim aklamalarmz deneysel
din psikolojisi alannda kalacak, sras geldike teolojinin ve felsefe ta
rihinin yardmndan faydalanlacaktr.

DN PSKOLOJSNN METOTLARI
<>ntolojik 1'fetot:
Yukarda belirttiimiz zere, din psikolojisi henz yeni kumlmakta
olan bir ilimdir. Her yeni ey gibi o da birok itir.azfara ;;:;-tenkitlere
uramaktadr. Modern fels!i?fe _sistemlerinden Fnoinenoloji cereyan, qjn
psikolojisinin pozitif bir ilim olarak kurulal_!1ayacan iddia eder. Ve. onun
--yine metafizik bir grle ele alri-n iser. Fenomenolojinin anlad
bu _iin. cereymma Fenom_ieloj' dinio denilir. Kitabmzn ba tarafn
dakf sezgi blmn.de--bu cereyann rasyonel bir sezgiye dayandn gs
'te;mitik. . Bt -sezgi, Mutlak' dolaysz olarak kavrar. Yukarda ou felsefi
.. bir psikioji olarak gstermi isek de, amzda birok taraftarlar ol
-duundan, fikirleri zerinde biraz durmak lazmdr. Zama,mzda feno
menoloji cereyannn nemli temsilcilerinden olan Max Scheler* din fel
sefesi hakknda yazd byk kitabnda (Vom Ewigen Gefhle in
Menschen = nsanlarda Ebedilik Duygusu Hakknda) deneysel din psi
kolojisine iddetle hcum eder. Onun iddiasna gre, din psikolojisi, asl
din konsunu ele almamtr. Balca itirazlar unlardr:
1. Din psikolojisi asl konusuna ynelmedii iin bugn bir mana
tamamaktadr. Scheler'e gre, btn ruhsal faaliyetlerde bir konuyla m
nasebet kurma (intentionnalite) vardr. Bu mnasebet. kurulmazsa, ince
'lenece.k konu da ortadan kalkar. Fenomenoloji felsefesinde ok kullan
lan bu terimi iyi anlamak lazmdr. Bu felsefenin kurucusu Husserl, in
tentionnalite terimiyle, faaliyette bulunan bir ruhun herhngi bir eyle
iliki, mnasebet kurmas eklinde anlar. Bu hrhangi bir ey d, ger
ek olan realitedir, varlktr. Genel izgileriyle bu iliki, ekilde olur:
,
() Max Scheler (1874-1928), fenomenolojiye bal modern Alman fllozot
lanndandr. Eucken ve Husser.l'ln izinden yrttr. 9 eser yazmtr.

DN PSKOLOJS

71

. 1. urun herhangi bir varlkla ruhsal bir iliki kurmas-2.... ,_y,,m .ken-:.
. di yaratt bir eyle mteal (akn) bir., ilikf ku'finas; rnein, mantk
've matematikte, bir genin iliki uuru, onu meydana getirmektedir ki,
buna dourucu tarif denfr; iki da doruu veya iki yldz ar.asnda .bir
doru dnmek de byledir. Gerekte byle bir izgi olmad halde,
zihin onu var farzeder. Fenomepoloji gr en ok bu mana zerinde
durur, 3. Rulun, gerei kendisinin yaratt e_klinde bir uura sahip ol
mas yolundaki anlaytr ki, buna ontolojik iliki diyebiliriz. . Max Scheler,
deneysel din psikolojisinde bu vasflar grmemeiddir.
2. Konusunu bulamayan bu ilim, metotlarn da tayin edememitir.
nk bir ilimde .konu bilinmezse ona uygun metot da bulunmaz. u
halde konusu belli olmayan bir din psikolojisi de mevcut olamaz.
Fenomenolojinin hareket noktas budur. O halde dini olay hangi yol
dan incelemelidir? imdi bu felsefenin bu konuya verdii cevab g
relim.
Fenomenolojinin Din Anlay:

1. Scheler, fenomenoloji felsefesine taraftar olduundan, nce her


trl mantklk-ruhbilimciliko cereyanlarna kardr. Ona gre uur,
kendi zerine dnmekten uzaktr, .Her uur zaruri olarak bir ilikJdir.
,Yani btn uurlar bir konuya ynelmilerdir. Kendini cezbeden bir ko
nusu oimayan uur, su stne yaz yazmak gibidir. u halde her uur .
olay gibi din uuru da kendi konusuyle kaytl ve artldr. Din uuru
nun bu ballamasnda onu teki uurlardal) ayran bir tek nokta var
dr:}3_!_ya!:d_mlarn stnde kalan bir konuyla iliki kurmas. Sche
ler, bu mnasebete theocentrisme adn veriyor. te bu zellik din ola
yna hem bir orijinallik, hem de makul ve kavranmas kolay bir muh
teva (konu) kazandrr. Bu takdirde rnein, bir dinde Allah' inkar t
mek, O'nun btn dini zelliklerini ortadan kaldnr. Zamanmz 'sosyo
loglarndan Simmel'in dt hata, bu dncemize iyi bir rnek te
kil eder. Simmel, realitede, insanda heyan ve hayret uyandran her e- yi . di:i olarak kabul eder. Mesela, Allah, insaniyet, vatan,' sanat a
k vb... gibi konular hep birden dini vasf alrlar. Bu anlaya gre ha
yatta az ok riemli olan her kavram dini olacaktr. Byle bir din ise,
kuru bir isimden baka bir ey olamaz.
2. Scheler'e gre din psikolojisi bu hata uurumuna doru yuvar
lanmakta ve kendi mevzuunu bilmedii halde nefsin tetkikine girimek
tedir. Din psikolojisi, daha balangta kendine u suali soruyor: Dini
olaylar duygusal hayata m balanmal, yoksa irade hayatna m, yahut
zihin hayatna m balanmaldr? Veyahut bunlardan ayn olarak uural
t (subconscience) olaylar iine mi konulmaldr? te bylece daha iin

72

DN PSKOLOJS

banda din probleminin niteliinin onlarca iyi anlalmad meydana k


maktadr. nk din uuru, dini olmayan bu unurlarla tekil edilmek
istenmektedir. Halbuki, yukarda sylediimiz zere uur, mnebetler
den ibaret olan bir birliktir.Ve din uuru, kendisinin ayrlmaz amac olan
Allah mefhumuna ynelmitir. Bu zelliiyle tamamyle din orijinal
bir olaydr. Canl bir organizmay, yalnz kimya bakmndan incelersek
onun tarri olarak morfolojik ve fonksiyonel zelliini kavrayamayz. Bu
nun gibi din uurunu irade, his, zihin gibi elemanlardan hareket ederek
aklamaya alanlar, dini davran ve olayn iliki, ballk karakteri
ni kavrayamazlar, onun mevzuunu tekil eden kutsallk ve mutlak varlk,
hayr-i ala, dua ve ibadet gibi sorunlarn gremezler..
Scheler'e gre, mesela dua olay ancak onun yneldii konunun ince
lenmesiyle bir deer ifade eder. Buna itiraz olarak duada fikirlerin ve
hislerin bulunduu ileri srlecektir. Buras phesiz ise de bu fikirlerin
ve hislerin hepsinin iliki kurduu, temelde bulunan bir uluhiyet ili
kisi vardr. Ve bu olmadka, para para hislerin ve fikirlerin bir de
dini olayn asl ceveri olmaz. Schelr'. gre- deneysel .din psikolojisi;
. .
herini kavramaktn uzaktr.
.
. 3. yleyse din psikolojisini hangi metotlarla kurmaldr? Deney me
todunu tamamyle mi brakmaldr? Scheler, buna hayr cevabn veri
yor. l)in olaynn incelenmesinde yine depeysel metot kullanlacaktr. Fa
kat' izah (explicative) bir psikolojiye ba vurulmayacaktr.
Scheler, devam ediyor; izah psikoloji, dini davran ve olaylarda
iki zellik gryor: Her tf;l ncel hkmlerden (prejuge) mstakil
olmas, bakasna itiraf ve ifade e_debilmek zorunluluu. Scheler'e g
're bunlar tamamyle hayal mahsuldr. zah psikoloji, olaylar boz
mak, vehimler yapmak gibi hastalklarla 'maluldr.
Evvela olaylar tagyir eder, nk. blca metodu olan iebak me
todunda, nefis kendi olayn gzlemek iin ondan ayrlp karsna ge
er, o zaman uuru btn mnasebet ve ynlerinden uzaklatrr ki, bu
da Scheler'e gre uur olayn tayir . etmek (bozmak) ten baka bir ey
deildir. Vehimleri ise uradadr: Mesela, birisi, 2X2=4 eder derse, bu
hkmn izahna gemek abestir. Belki bu kimsenin, bu hkm hangi
sebep ve hangi artlar altnda ileri srd dnlebilir. Fakat birisi
kar da 2X2===5 eder, kmn verirse, o zaman psikolog iin bu hk
mn incelenmesi manal ve verimli olur. O halde psikolojiyi manasz
ve yanl_ eylerin aklanmasndan ibaret mi sayacaz? Dinf olay, srf
ruhsal bir olay saymak, onu patolojik bir ruh hastal halinde mtalaa
etmek olmaz m? Scheler, kitaplarnda izah psikolojiye, bu esaslar dai
resinde hcumlar :yaptktan sonra sonu olarak iliki ve mnasebet ku
ra_n uur ile Allah mefhumuna ynelmenin gerektiini ve ancak bundan
. ...
sonra din psikolojisinin kurulabile.ceini iddia .etmektedir.

otN PSKOLOJS

73

4. Din psikolojisinin kuruluu hakkndaki mnakaay burada ke


siyoruz. Bunu kaydetmekten maksadmz, Scheler'in fenomenolojiye da
yanan bir din felsefesi kurmak istediini "'.e Bat memleketlerinde bu
alandaki mnakaalarn devam ettiini gstermektir. Fenomenoloji fel
sefesi, bir ucu existantialisme'e varan modern bir felsefe cereyandr. Bu
aiklamamzla modern felsefede din psikolojisinin yerini daha iyi aydn
latm oluyoruz. Yalnz bu mnakaada dikkat etmemiz gereken bir nok
ta vardr. O da, herhangi bir olaya dini vasfn verebilmemiz iin mut
laka Allah ile kul arasnda bir iliki mefhumunun bulunmas! _arttr.
Bu.rida btn psikologlar gibi Fenomenoloji ekol de mterektir, kimse. nin itiraz yoktur. Bu vasf, ahlak, hukuk, estetik gibi olaylarla dini olayn
birbirlerine kartrlmalarn nler. Zamanmzda baz ideolojilere de di
nilik vasf atfedilmek istenilmektedir. rnein, spsyalizm, nazizm, ko
qnizm gibi sosyal cereyanlara da dini bir mahiyet atfetmek isteyenler
grlmtr. Scheler'in fikirleri bu noktay aydnlatmakla din psikoloji
sine byk bir hizmette bulunmutur. Ancak psikolojide iebak meto
dunu reddetmesi ve uuru yalnz mnasebet ve iliki kurma eklinde an
lamas doru deildir. nce, iebak metodunu reddetmesi yanltr. Di
ni hayatta nefis murakabesi, mkaefe metotlar, mistisizmin balca me
totlardr. Mistik, vecit ve temaa hallerinde nefsinde mutlak ile birle
tiine inanr. ebak yolu reddedilirse, bu hallerin izah imkansz olur.
Scheler'in grlerinde ikinci zayf nokta, btn uur hallerini bir iliki
ve mnasebet haline irca etmesidir. Halbuki sanatkarlarn ibda kudret
leri, ilham ve vahiy olaylar insan ruhunun yaratc kudretini gsterir.
Bu olaylarn da iliki prensibiyle izah mmkn deildir.
u halde din psikolojisi, u veya bt. tedrilere kaplmadan kendine
zg metotlarla yoluna devam edecektir. Bir taraftan deney metoduna
dayanarak pozitif bir ilim olmaya alacak, dier taraftan teoloji ve fel
sefeden faydalanacaktr.
Deney Metodu ve Kurallar:
Yukarda din psikolojisinde uygulanacak metodun deeri zerinde ak
lama ve tartmay gstermeye altk. imdi uygulanacak metotlar ve
.
kurallar daha yakndan grelim:
.
, Her ilim bir metoda sahiptir. Metodsuz ilim kurulamaz. Din psikos
lojisinin metodu da, dier mspet ilimler gibi cleney ye gzlemdir. Tar
tmalardan anlald zere din psikolojisinin metotlar henz gelime
halindedir. Bugn iin kabul edilen balca metotlar ve kurallar yle
ce sralayabiliriz:
1. Din, uurlu ve akl sahibi_ insanlarda yaayan bir uur olaydr.
Hayvanlarda, delilerde ve pek kk ocuklarda akl olmadndan, dini

74

DN PSKOLOJS

hayat da yoktur. Bu uur hali, yksek bir Tanr ideali ya da kutsal .


bir varla balanmaktan meydana gelir. Kavramlar, soyutlama ve genel
leme ile elde edilen genel fikirlerdir. Bu kavramlarn insan uurunda
ilahi bir kuvvetin ilham ile veyahut sonsuzlua hayranlk ve korkuyla
doup domadn aratrmai. Bunlar, teolojinin ve felsefenin konusu
dur: Mspet ilimler inceledikleri olaylarn asl kayna olan (madde,
kuvvet, hayat gibi) ilk sebepleri aratrmazlar. Din psikolojisi de deney
metodunu kullanan pozitif bir ilim olarak byle hareket eder. Ancak
dini olayda Allah, vahiy, ahiret gibi metafizik meseleler de vardr. Bu
sebeple din psikolojisi teoloji ve felsefeyle alakasn kesmez, onlarn yar
dmndan uzak duramaz. Lachelier'nin dedii gibi, Ruhun gerek ilmi
psikoJoji dep, metafiziktfr;. Allah ve din uurlar basit. bir .. heyecan
veya id de deildir. En yksek .kavramlarla karm ideal kavram.. )ardandr. Heyecanlar ve duygular az ok organizmaya baldr. Din uu
ru ise, taamen zihni-akli bir duygudur. Din psikolojisi bu yaay ve
uuru bir olay (vaka) olarak kabul eder ve bundan hareket eder.
2. Din psikolojisinin ikinci metodu analiz (tahlil) yoludur. Analiz
Vff sentez pozitif iimlerde balca metotlardandr. Din uuru, tarihin ve
zihin almalarnn etkisiyle olgunlam, yksek bir mahsuldr. Bunu
tanmak iin teemml ve iebak (murakabe) yoluyle bu duyguyu ya
kndan kavramaya ve incelemeye almak lazmdr. Yksek dindarlar
ve mutasavvflar bu hususta byk baarlar salarlar. Bu noktalar, ile
ride zht ve takva, vecit, mistisiz blmlerinde daha etrafl olarak in
celenecektir.
3. Mukayese metodu; din uurunun trl fertler ve evrelerdeki g
rn.ti.ilerini topiar, benzerlik ve ayrlklarn bulur, bunlarn_ karlat
rlmasyle genel tipleri ve rne.kleri yakalamak ister. Burada Mukayeseli
Dinler Tarihinden ve Sosyolojiden faydalanr. Teoloji ise din uurunu tek
tip ve sabit olarak kabul eder. Din psikolojisiyle teolojinin metodu bu
rada birbirinden ayrlr.
4. Din psikolojisi, tekamlc ve genetik (oluumlu) bir yol takip
eder: Din uurunun hangi artlar ve etkenlerle gelitiini, yaayp za
yfladn ve yayldn inceler. Psikolojide ideal duygularn (din, ah
lak, sanat gibi) tekaml artlar ile din uurunun artlarn karlatra
rak,ayn sonuca varmaya alr. Din uurunun btn fertlerde ayn e
kilde ve ayn artlar altnda,..gelitiini kabul etmez. Bu grte, din uu
ru, statik deil, dinamiktir. Duygu ve fikirlerin gelimesiyle din uuru
da son derece karmak (kompleks) ve eitli ekiller, manzaralar altn
da gri.jlr. Din psikolojisinde, din uurunun ameller ve ibadetlerle ka
ran bti grnlerine dini hayat,. denir. te din psikolojisi de bu dini
hayatn zelliklerini toplamak, tasvir ve izah etmekle grevlidir.

DN PSKOLOJS

75

5. Din psikolojisinin bir metodu da zi}:indi .. pei- fikirle.ri (pre


notion) aimaktr: Bu yol, tpktyola. ikadan, stndaki fazla ykleri
atmaK gibidir. Her fert, kkten beri ald terbiye ve telkinlerle be
lirli dini fikirlerin ve duygularn tesiri altnda bulunur. Bu fikirler, in
celeme ve aratrmalar srasnda zihinlerin tarafsz ve objektif kalma
larna engel olur, zihni artr, hakikati kavramasn nler. Dini hayat
incelenirken kendi salik olduu din ve mezhep dnlmeden hareket
edilecek, incelenen konular ne gsterirse onlara gre hkm verilecektir.
Bu kuraldan baka bir sonu daha kar. Dini hayat yaayan fert
lerin birou normaldir. Fakat bunlar arasnda tarik-i dnyalar, dervi
ler, mistikler gibi st-normal olanlar da vardr. Dini hayatta herkes st
normal derecelere kamaz. Din psikolojisi daha ok normal. dindarlarn
din uurunu inceleyecek, fakat st-normal dindarlarn hayatlarndan fay
dalanacak, mukayeseler yapacaktr.
6. Dini hayatn analizinde genel psikolojide kullanlan baz incele
me yollarna da ba' vurmak lazmdr. Bunlarn balcalar unlardr:
a) nceleme srasnda anketlere verilen cevaplar tamamen doru
kabul etmemelidir. Din duygusu gibi insann en kutsal hislerini ak
layan fertler, mbalaaya debilirler. Bazlar gnahlarn tamamyle
itiraf edemezler, ya da tevil ederler. Aratrc, samimi ve yanl cevap
lar ayrt edebilmelidir. Tvbe ve istifar olay bu bakmdan incelenir
se faydal sonular elde edilir.
b) Yazlan hatralar da ayn ekilde birok eksiklerle doludur. Bun
lar metotlu bir tenkide tabi tutmal, anlatann kltr seviyesine, ev
relerinde doru szl olup olmad hakkndaki ehadetlere ba vurmak
lazmdr.
c) Nrozlar, psikozlar veya ifrat derecede mutaassplarn cevaplar
da sk bir tenkitten geirilmeli ve bunlar normal insanlardan ayrma
ldr. Ve ancak bu aratrmalardan sonra elde kalan cevaplan bir belge
(document) olarak ele almaldr.
d) Din uuru, insanda dini duyguya ve heyecana dayanr. Bir duy
gunun anlalmas ve deerlendirilmesi iin onun bizzat duyulmas la
zmdr. Duygular, maddi olaylar gibi kolayca mahede ve izah edile
mezler. Bu sebeple din uurunun anlalmas dorudan doruya dini ha
yatn yaanmasyle kabildir. Byk pedagog Foerster'in dedii gibi, lim
ler grnte objektiftirler, fakat gerekte esas prensipleri sbjektiftir.
Din uuru da grnte sbjektiftir. Fakat insann ahsiyetiyle birlee
rek objektif ekil almaktadr>.
Felsefe de din gibi yksek deerler ve ilkelerle urar. Fakat fel
_sefe, akl ve istidlal yoluyle alr. limlerin son neticelerine dayanr.
Din uuru ise, inan ve imanla kurulur, akl yolunu yannda duymak,

76

DN PSKOLOJS

sevmek ve inanmak melekelerini kullanr. Ahlak insanlar arasndaki m


nasebetlere ve hayr idealine ait hareketler ve amellerdir. Din ise, ta
biatst mukaddes vala balanmaktr, akla sevmek ve inanmaktr.
u halde her uur olay gibi din uuru da kendi konusu ile kaytl ve
artldir. Din llurunun bu ballnda teki uurlardan onu ayran bir
tek nokta vardr: Btn yaratlmlarn stnde kala bir varlk ile
iliki kurmak>. Pascal da yle diyordu: Kopernik'in fikirleri pek az
kimseyi ilgilendirir. Fakat Allah, ahiret, dua herkesin hayatnda her an
yaar.
Yazl ve Szl Anketler:

imdi din psikolojisinin metotlar arasnda en ok kullanlan anket


metoduna geliyoruz. Anket, dini, ahlaki ve sosyal trden. konular hak
knda yazl veya szl olarak bir zmrenin veya halkn fikirlerini sorup
renmek ve cevaplarn snflayarak bir sonuca varmaktr. Fizik. kimya,
biyoloji gibi pozitif ilimlerde olaylar ve tabiat incelenir ve sanki onlara
sorular sorulup sonular alnr. Bu bir gzlem ve deneyleme yoludur,
tabiata soru sormak ve onu cevap vermeye mecbur etmektir. Dini ve
sosyal konularn gzlem ve deneylemeleri de ankettir. Yalnz burada sor
gusu yaplan tabiat deil, kk byk, kadn erkek her eit insan ve fert
leridir. Anket metodunda. dikkat edilecek nokta, sorulacak sorularn gayet
ak ve sade olmas ve soruya konu olan kimselerin ya ve renim sevi
yelerine uygun olmasdr. Anketi yapan kimsenin de ilmi zihniyete sahip,
tarafsz ve dikkatli olmas, alnan cevaplar doru ve smimi olarak sap-
tamas arttr. Yazl anketlerde deneyci sorularn gazete veya dergiler,
yahut zel katlarla ankete katlacaklara datr; szl anketlerde ise
soru konusu tek kiilerle grlp konuulur, alnan cevaplar doru ve
dzenli olarak zaptedilir ve sonra hepsi birden snflanarak incelenir.
Dini konular zerinde anketler, Birleik Amerika'da ve Bat memle
ketlerinde ok yaylm ve bunlar dergilerde ve kitaplarda yaynlanmi
tr. Bunlardan kitabzda yeri geldike sz edilmitir. Bizde ise bu alanda
hemen hi bir alma yaplmamtr.
a) Konuyu ok datmamak iin nce Birleik Amerika'da yaplan
baz anketlerden sz edelim. Bu anketler };>ata Gallup messesesi olmak
zere en yetkili bilginler tarafndan yaplmtr. 1950 ylnda iki bin kadar
anketinin yardmyle yaplan bir inceleme, Amerikallarn byk oun
lumun dine ve Allaha inandklarn, ancak dinlerde kullanlan birok
dogmalar ve kavramlar hakknda ak ve kesin bilgiye sahip olmadkla
rn gstermitir. Lise ve niversitedeld genlerin haftada bir kere kili
seye gittikleri, ayinlere katldklar, kilise se.rviserinde vaze aldklar,
gnde bir iki defa dua ettikleri anlalmtr:

DN PSKOLOJS

77

b) Allaha inanr msnz? sorusuna genler ve yetikinlerin byk


ounluunun cevet! cevabn verdikleri grlmtr. Evet cevabnn
yala orantl olduu dikkati ekmitir. Genler buna %90 evet derken
yallar ve yetikinler %96 orannda evet demilerdir. %1-2 hayr demi.
%3-4 kadar da bilmediklerini sylemilerdir. Allahn varln ispat eden
sebep nedir? sorusuna karlk da u kantlar gstermilerdir: Etraf
mzdaki dnyalarn ve olaylarn dzeni ve ihtiam, insanolunun kkn
ve yaratln zorunlu klan bir yaratcnn varl, kutsal kitaplarda Al
lahn varlna ait kantlar, hayatn her aamasnda Allahn varln bil
diren iaretler, Allaha inanmann insanlara huzur, rahatlk ve mit ver
dii.
c) Dinin zel ve ikinci derecedeki sorularna geildii zaman ise
cevaplardaki doruluk oran birdenbire dmektedir. Mesela fsa'nn ha
varilerini saynz, sa'dan nce gelen peygamberler kimlerdir? gibi
sorulara verilen cevaplarda baar %20-25 arasnda kalmtr. Buna kar
lk, sa'nn annesi kimpi? sorusuna %95 doru cevap verilmitir. n
k herkes kiliselerde Meryem'in resmini grmt. Ana babann ocuk
larn din eitimine ilgi gstermelerine gre de cevaplarda baar oran
yksektir. !lgisiz ailelerin ocuklarnda ise dini bilgiler, kiliselerde duy
duklar dank szlerden ibarettir ve byk kargaalk grlmtr. K
k yataki ocuklar daha ok !nd!'in hikaye ve rivayetleriyle ilgilenirler,
lise ve niversite andaki genlerde ise, ncil'in her sz hakikattir
szne kar tepkiler grlmtr. 12 yandakilerin %79'u bu sz kabul
etmiler, fakat 15-18 yandakilerde kabul oran %34'e inmitir.
Bizde Yaplan bir Anket:
1965-1966 ders ylnda Istanbul Yksek slam Enstitsnde nezaretimiz
altnda 4-5 renci tarafndan halkn din bilgileri hakknda anketler ya-
plmtr. Bu anketler arasnda en geni ve ciddi almay Osman ztrk
yapmtr. ztrk'n aratrmalar hakknda hazrlad rapordan baz
spnulan zetleyelim:
Anketi nce kendi ocuklar zerinde yapt gzlemleri arJatr. Be
yandaki olu, Allah. hakknda btn kk ocuklar gibi somut ve an
tropomorfist dnr. Babasna unlar soruyor: Baba, Allah ka met
redir?, ok kocaman m_?, buradan bizim kye kadar varyor mu?, baba,
Allah ta atar m?. ocuklarda sormak ve renmek eilimi de vardr:
Baba, bu yamuru kim yadryor?, bu emenin suyu nereqen geliyor?,
bu kular kim yapt?b.
O yln yaz aynda camide at Kur'an kursuna 20 renci atlr,
bunlar 10-15 yalar arasnda ilk ve ortaokul rencileridir. retmen ilk
soruturmay bunlar zerinde yapar ve u iki soruyu sorar: Rabbin kim-

78

DN PSKOLOJS

dir, dinin nedir?. Ald cevaplar yledir: Rabbin kimdir? sorusuna


6 renci Allah, l'i tabiat, l'i sa, l'i peygamberimiz, 1'i Hazreti Muham
med, l'i peygamberler diyor, ?'sinde cevap yok. kinci dinin nedir?
sorusuna verilen cevaplar yledir: 6 renci slam, 3' Mslman, 4'
Mslmanlk, l'i peygamberimiz, 1'i Hristiyanlk,. 2'si Trk diyor, 3' ce
vap veremiyor.
Anketi bundan sonra daha geni alanda anketine devam iin nce
sorular hazrlar. Bu sorular ilkin iki ksm halinde hazrlanr; birinci
ksm sorular 15 yana kadar olan kyl ve ehirli, okul ocuklarna mah
sustur, daha kolay ve. basit sorular olup 19 tanedir. !kinci ksm sorular
ise aydn saylan, renim yapm doktor, eczac, subay, retmen, me
mur zmresidir ki bu_ sorular da 13 tanedir. Bu sorular daha geni ve
yksek seviyededir. Anketi daha iin banda ald cevaplardan mit
sizlie dyor ve ikinci ksm sorular bir tarafa brakarak herkese birinci
ksmdaki sorular sormaya balyor. Bu sebeple biz de aklamamzda
ikinci ksm sorulan bir tarafa brakarak yalnz birinci ksm sorular ve
cevaplaryle megul olacaz.
a) Bu anketler 431 kii zerinde yaplmtr. Soruturmann getii
evreler yledir: 1. Vazifeli bulunduu camiye devam eden cemaat, 2.
ehir ve kylerdeki baz ilk ve orta .dereceli okullarn rencileri, 3. Baz
ky ve kasabadaki kahvelerde oturan halk, 4. Uygun grd esnafla
retmen, subay, doktor, eczac, memur gibi aydn zmreler. Anketi rapo
runda bunlardan ald cevaplar birer birer tespit etmitir.
b) Anket sorular srasyle yledir: 1. Euzbesmeleyi syleyiniz, 2.
Kelime-i ehadet ve manas,. 3. Kelime-i tevhit ve manas, 4.. mann art
lar yani inanmamz lazm gelen temeller, 5. slamn artlar yani yap
mamz lazm gelenler, 6. Kur'an nedir?, 7. Kur'an ka suredir?, 8. Kur'an
ka ayettir?,9. Kur'an Peygamberimize ka senede nazil oldu (indirildi)?,
10. Hadis nedir?, 11. Peygamber nedir?, 12. Kur'anda ismi geen ka pey
gamber biliyorsunuz?, 13. Peygamqerimizin ad nedir,. ka tarihinde do
du?, 14. Peygamberimizin ana ve babasnn adlar?, 15. Milat nedir?, 16.
Mevlit nedir?, 17. Allahn yaratt btn varlklar iinde siz en fazi
letlisi hangisidir?, 18. Btn dnyada her gn en ok ad anlan kimdir?,
19. Hak mezhepler nelerdir, siz hangisine balsnz?.
Bu sorulara verilen cevaplar, yukarda Amerika misalinde gsterdii
miz zere, zellikle teierruata ait olan ksmlarda pek ackldr ve halk
mzn din bilgisinin ok zayf olduunu gstermektedir. Camilere devam
eden yal adamlarn belli bal cevaplar, biliyordum ama unuttum,
yahut hi duymadm eklinde olmutur.
Baz sorulara verilen cevaplar da dikkati ekecek haldedir. Mesela
ilk ve ortaokul rencilerinden kurulu 25 erkek, 15 kzda ibaret bir
kursta rencilerden, hadis nedir? sorusuna, 1 renci Peygamberin

DN PSKOLOJS

79

sz, 1 renci Kr'ann iindeki bir ayet, 1 renci ataszdr demi,


37'si bilmemitir. Peygamberimizin babasnn ad sorusuna 4 tanesi Ab
:iullah, l'i Osman. l'i Ali Rza Efendi demi, 34 tanesi de bilmemitir. Bir
kahvede iskambil oynamakta olan 4 kiiye sorular soruldukta pek az bir
ey bilmiler, yalnz kelime-i tevhit ve manasna hi cevap verememi
lerdir.
Anketinin raporunda Anadolu'nun eitli blgelerinde sorulara al
nan cevaplar ayr ayr gsterilmitir. Bunlar arasnda insan artacak
kadar yanl bilgiler ve bilgisizlikler vardr. Konuyu daha fazla uzatma
mak iin bunlar ayrca yazmaya lzum grmyoruz.
c) Osman ztrk incelemelerinin sonucunu bir liste halinde hulasa
etmitir. Bu listeye 19 sorudan en ok bilinen 12 tanesini alp bilenleri
ve bilmeyenleri gstermitr. Liste aynen yledir:
SORULAN SORULAR

Euzbesmele
Kelime-i ehadet
Kelime-i tevhit
mann artlar
slamn artlar
Kur'an nedir?
Kur'an ka ayettir?
Kur'an ka yla indirildi?
Peygamberimizin ad
Hadis nedir?
Peygamberimizin doduu tarih
Peygamberimizin annesinin ad
Pey_gamberimizn babasnn ad

BiLEN

BiLMEYEN VEYA
YANLIS BiLEN

253
229
100
128
156
166
67
77
201
82
98
140
131

178
202
331
303
275
265
3.64
354
230
249
333
291
300

Anketi verdii rakamlarn yzde yz gerei yansttn iddia etmi- ..


yorsa da, yu_rdumuzda her snf halk arasnda din bilgilerin ok zayf
olduu kesin olarak anlalmaktadr. K,r'an ve Peygamberin ad gibi pek
bilinen sorulara verilen cevaplar arasnda yanl bilenlerin okluu, bir
ksmnn ilkokul ocuu olmasndan, bir ksmnn cevaplarnn yanl ol
masndandr. Mesela Kur'an nedir sorusuna bazlar, Peygamberin szleri,
din dersi kitab, Arapa bir kitap eklinde cevap verilmitir ki bunlar da
bilmeyenler arasna konulmutur. Anketlere kimlerin ne ekilde cevap
verdikleri anketi Osman ztrk'e zel dosyasnda saklanm ve rapora
konulmamtr.
Yurdumuzda dini konularda iyi niyet sahibi veya ikayetiler pek
oktur. Fakat Mslman halkn din hayatn ilmi metotlarla incelemek

80

DN PSKOLOJS

teebbs yoktur. Halbuki hir konu . zerinde salam fikirler edinebilmek


iin nce konuyu etrafyle bilmek ve tanmak lazmdr. Bu da dini yaa
yn her alanyle ilgili aratrmalar ve incelemelerle mmkndr.
slamda Aratrma Konusu Olan Olaylar:

Din psikolojisinde deney metodu olaylarn gzleminden hareket eder.


Yukarda gsterilen anket ve baka. aratrma yollar, u olaylar zerinde de uygulanabilir:
1. ebak meto.du ile dinj yaayn insan ruhunda yapt dei
iklikler ve hareketler incelenmeli ve yazlmaldr. Bunlar da balca s
lam byklerinin hatralar, slaml kabul eden (ihtida) kimselerin iti
raflar ve aklamalan, hacca gidip gelenlerin duygu ve yaaylarnda
ki dei.iklikler... gibi olaylardr.
2. Btn dindarlarn ve mutasavvflarn kendi dini yaaylar ve
duygular hakknda yazdklar otobiyografileri (hal tercmeleri), mna
catlar, mesneviler, kasideler inceleme konusu olmaldr.
3. Ky ve kasabalarda yaayan kadn ve _erkek btn Mslman
lar arasnda yaplacak her trl aratrmalar ve anketler; camilere de
vam eden cemaatin says, kltr derecesi, halkn dini bilgileri, sonradan
dini yaaya dnenler ve tvbe edenler.
4. Okul anda olmayan kk ocuklarda grlen dini duygular
ve kavraylar. Her derecede okullardaki kz ve erkek ocuklarn dini
bilgileri, iman ve slamn temel ve artlarn, dni hayata ballk dereceleri hakknda yazl, szl anketler.
5. Dini sanat eserleri, iirler, zikir ve ibadetler, dini edebiyat, mev
litler, dini adetler, mahalli itikatlar ve inanlar (nazar, uur, hurafe,
batl adetler).
6. Oru ve hac gibi farizalarn Trk; ve slam topluluklar zerin-
. de yapt byk tesirler (r,amazan aynda yurdumuzda sularn azald
, iki ve kumarn kalkt, camilere gelenlerin artt, istatistiklerle sa
bittir; hacln, mminler rasnda erefli mevkii, haclarda fazilet duy-.
gularnn artmas).
Bu iki olayn toplumda yapt derin etkiler ve sebepleri nemli bir
tetkik konusudur.
Bu saylan konulara daha pek oklar eklenebilir. Ortaada ile.ri
bir medeniyet kurmu olan slam ve Trk kaynaklar bu alanda ok zen
. gindir.
Dinlerin Genel Kltr ve Medeniyetle likisi:

.Son yllarn en byk .tarihilerinden olan H. G. Wells; Cihan Ta


. rihinin Umumi Hatlar eserinin 1. cildinde, tarihte grlen btn mede.-

DN PSOLOJS

81

niyetlerin ve kltrlerin dini olaylar dikkate almadan aklanamayaca


n yazar. Yine ngiliz tarihisi Toynbee, eserlerinde btn sosyal ku
rumlarn birbirinden ktklarn ve. insanln evriminin ancak dini' kurumlarla mmkn olduunu sylemektedir.
. . .
.
u halde bu metotlarla elde edilen materyellerin genel kltr ve
medeniyet olaylaryle de ilikilerini gst.ermek lazmdr. Genel. kltr
ve medeniyet iinde bu aratrmalarn amalar unlardr: 1. Din uuru
nun elemanlarn ve gelimesini metotlu ve sistemli bir ekilde aratr
mak, 2. nsanln genel kltryle temaslarnda dinin tarihte gster
dii gelime ve ilerlemelerini incelemek, 3. Bu aratrma ve incelemele
ri yapan eitli teorilerin deerlerini bulup gstermek, 4. Dini itikatla
rn kuvvet ve canll ile orantl olarak dini ayinlerin ve ibadetlerin
ekilleri, bunlardan ayrlmaz bir halde yaayan inanmak ve iman reali
tesinin eitli grntleri.
Din psikolojisi bu geni kavramyle her admda bir felsefe sistemiy
le temas haline geer ve ou zaman bir filozofun fikirleri iinde ifa
desini bulur. nk felsefeler de ortaya bir dnya gr koyarlar.
Fakat felsefa)e nazaran teolojik grle daha az temas kurmaya a
lr. nk din psikolojisi pozitif bir ilim olmak ister. Teolojide ise kab
li (ncel) olarak vazedilmi ilkeler ve fikirler vardr ... Mukaddes kita
bn ve vahyin esaslar, analiz ve eletiriye uramadan kabul edilmelidir.
Poiifff mm metotlarnda ise nceden kabul edilen prensiplerle glem
v deneyler yaplmaz. Tarihin bize gsterdii gereklere gre insanda
din uuru, Allah, ruh ve lmezlik, kutsallk, insann kaderi gibi kav
ramlarla daima birlikte yaamtr. Sosyoloji ve dinler tarihi, bunlarn
kklerini mantk ncesi (prelogique) hayat yaayan toplumlarn mito
lojilerinde, gelenek ve yaama tarzlarnda aratrr. Msr, in, Hindis-
tan ve Yunanistan'n ilkalarnda bunlarn rnekleri grlmtr. Ba
t dnyasnda bu geni konular ilk nce derli toplu bir sistem iinde
gsteren Kant ile Hegel'dir. Din felsefesi blmnde .bu konular zerin
de baz aklamalar yaplacaktr. Bu aratrmalar ne kadar geni tutu
lursa tutulsun, sorun en sonunda Tanrnn kullaryle mnasebeti sorunu
na irca (geriletmek) edilebilmektedir. Btn felsefe sistemleri bu sorun
karsnda verdikleri cevaba gre thiisme, atheisme ve pantheisme gibi
kollara ayrlmaktadr. Orta?,da Hristiyanlk kul ile Rabbin mnase
betleri:p.i ncii'in. gsterdii esaslara gre aklyor ve bunu mantki de
lillerle ispat etmeye gayret ediyordu. Ortaan hakim dinleri, slamlk
ve Katolikliktir. Yeni zam;mlarda Luther ile Protestanlk ve bunun trl
kollar meydana gelmitir. Bunun yannda Douda Hinduizm, Brahma
nizm, intoizm, ivaizm ve Musevilik. dinleri yaamtr.
Mistisizm cereyan ise, dinler iinde zel bir msamaha ile karlan
m, fakat din psikolojisinin gelimesine byk yardmlar olmutur. s6

DN PSKOLOJS

82

lamda ve Douda byk mistikler yetitii gibi, Bat dnyasnda Plo


tinus, Eckhart, Meister, Tauler, Ruysbrock, Thomas, Bhme balca mis. tiklerden saylr.
Metafizik grte srar eden filozoflardan bir ksm ise Tanr'y 'on
tolojik varlk (vcud-i mutlak) eklinde veyahut ahlak hayr (hayr-
ala) telakkisiyle sistemlerine almlardr. Bunlar arasnda Eflatun, Spi
noza, Leibniz, Kant ve bilhassa Hegel'i zikredebiliriz.
Yeni alarn grn ise yukarda ontolojik metot blmnde gs
termitik.
Din, Akl ve tlim:
Din psikolojisinde metotlar konusuna son vermek iin dinin ilim ve
aklla ilikisi hakknda da birka sz sylemek lazmdr. Bu konu hak
knda Trkemizde Adnan Advar'n ve Bertrand Russel'n nemli incelemelerf vardr '
Bir devirde ilim ile din ve din ile akl arasnda atmalar olduu
zannedilmitir. Hatta bir ksm daha ileri giderek aydn bir insann .artk
ilim ve dinden birisini semesi lazm geldii iddia edilmitir. Akl yolu ile
veya ilim ile dine kar durmak isteyenler olmutur. Baz evrelerde
sanki ilim ve akl ile dinin baramaz eyler olduu fikri yaygm hale
gelmitir. Aslnda bu atmalar din ve ilmin manalarn yanl anlamak
tan doar. Bu iki zmre kendilerinin de asla emin olmadklar istikamet
leri ortaya koymakta ve her biri kendi yolnun doru, tekinin de mu
hakkak yanl olduunu iddia etmektedir. Bu anlamazlklar inceleyen
Mac Murray (1937) .. gstermitir ki, bir kimse ne kadar ok hakiki ilim
.
acfami -i s veyahut gerekten din adam ise bakalarn kltme. veya
ykseltme hususunda hkm verirken e o kadar ok tereddt gster
meijdir. Olgun ve yetikin bir alim veya dindar adam mtevazdr, tec
riibeye 'deer verir. Kendi alannda ilerledike bilinmeyen eylrin git
tike oaldn ve arttn grr: Bi; )!tn adam gerekten aratr-!.d. :,yalnz len, deedendiren ve ispat. ederi" deildir. Aratrmalarnda
derinlere fndike kendini hayrette brakan bilmedii eylerin says, bil
diklerinin ok. stne kar. Bilinen eyler zerinde dnrken de bun
larin gerek mahiyeti ve sebepleri hakknda daha derin dnr ve ne
den bu kadar derin dtinin de yine kendi kendine sorar. O zaman
aratrmalarnn en son amacnn ne olduunu sezmeye balar. Din adam
lar da bylece en son ilkelere ve sebeplere giderken ilim adam gibi
nihayet bir yerde durur ve daha ileri gidemezler.
.
te bu -n_!?.!L9-!l!.l.ct.a y ,p.ana_da ili ile din, mterek birtakm
elemanlara sahip bulunmaktadr. Din temelinde bir itikat olduundan
tabii 'olarak pikolojiye yaklamaktadr. Bu sebeple son yllarda din adam-

DN PSKOLOJfsf

gg

larnn almalarnda psikolojik bilgilere ok nem verilmektedir. Buna


ayn zamanda sevgi; duygular, eilimler ve phenin psikolojik anlam
larnn eklenmesiyle din ile psikoloji birbirlerine yaklarlar. Psikolojide
hayatn psikolojik ve dini istikamette takip ettii paralel yollara dair
son zamanlarda birok atflar yaplmaktadr. nsann kendine ve baka-
larna kar tutumlarnn karlkl ilikilerine hem psikoloji alannda,
hem de din alannda nem verilmektedi-r (Sullivan, Fromm; Horney, Ro
berts'in aratrmalar).
Dinin genel psikoloji ile . birletii
noktalar unlardr:
.
--:...- . . - . ... . .. .. . . . .
, 1. Psik.<?oj.i ve dinde .sevgiye atf<:_dilen nem byktr; sevgi dinde
ve .psikolojidJnl .. m.r.J.l!_Vf_mdr.(..; _Dygulara ve fi):{irlere .atfedilen
.
n_em. Il}_teyetir; psikolojid- }:.eyecanlara nem verildii gibi dini heye
..._canlar da din duygusunun temelinde bulunur. 3. dnyaya insann d
.
davranaqnd daha fazla nem verilir. 4. Tevazu: limde v d
. inde tevaz'u
..v_3:rgr y. mterktir. ,: Mcadle ve strap: Nefsin slah, vicdan az'aplan. 6. 'Gnah ve sevap, su ve ceza, hayr ve er.
zet olarak denilebilir ki din ile akl ve bilim a:asnda atma yok
Jr.. Tersine olarak sonularda hepsi .bir yerde birleirler. Dini olaylarn
' aklanmas ise daha ok psikoloji ile gerekleecektir.

DNN KAYNAI
Yukariki bahislerde dinler hakkndaki nodern anlaylarn psiko
loji, sosyoloji ve antropoloji alanlarnda cereyan ettiini gstermitik.
A!}tropoloji,
.. iJJ.all_ ilm,i ..dha.. d.ors.u. .rihte
insann - geirdii evrim aa,,.,,-- ---- ..
.
malarn inceleyen bilgi koludur. Bu aratrma
ayn zamanda
tarihi bir
metottur. Antropolojide dinlerin kayna ilkel toplumlarn incelenmesiy
le elde edilmek istenilir.
Dinin kayna XIX. yzyln son yarsnda filozoflar ve psikologla
r ok megul etmi ve birok teoriler ortaya atlmtr. Bu alanda ileri
srlen fikirleri balca iki blm iinde toplamak mmk
. ndr: Teka
mlc teoriler, tarih metodu.
1 '-'

Geen yzyln son yarsnda tekaml felsefesi ok rabetteydi. Bu


felsefeye gre kainatta her ey basitten mrekkebe gider '. En yksek
ruhsal ve sosyal kurumlar, en ilkel ekillerinden balayarak bugnk
karmak hale gelmilerdir. Dinler de bu kanuna tabidirler. Bugnk
yksek dinler, ilkel dinlerin tekaml ile Allah fikrine ulamlardr. Te
kamlc teoriler, natrizm ve animizmdir.

84

DN PSKOLOJS

Natrizm (Tabiatlk):
- r dinin kaynan, tabiatta bulunan _maddi eyaya veya kuv
vetlre tapmakta ve kiiletirmekte arar. Srnatrel ve Mutlak'n varl
n kabul etmedii gibi, yaradl (hilkat) fikrini de kabul etmez. Bu
teori materyalizme. yakndr..Tarihi gelimenin cereyannda ilahi kud
retin tesirlerini de inkar ederler. eitli ekilleri vardr:
.. 1. Augu"ste Comte'a gre dinin Hk ekilleri putperestlik = feti
chisme,,dir. Feti kelimesi aslnda Prtekizce feitio kel.imesinden gelir.
Kelime sonradan Latinceye yapma manasna factitus ola:ak gemitir.
Bunlar, baz ufak eyalardr i, onlarn iinde sihirli kuvvetler tayan
ruhlar saklanr.
2. Yldz efsanesi. Almanlardan Max Mller (1823-1900), Allah fik
rini ffriin temaasndan ..karr. Yeryznde gnein birok varlkla
ra hayat verdiini. dnen Mller, gklerde daha birok gnelerin bu
lunduunu ve bunlarn tabiatst bir varlk olduklarn dnerek. en so
nunda ilahi bir kudrete ulamak ister. Sonrdan yzylmzn banda
Mller'in fikrine dayanlarak yldzlar mitolojisi,. ad verilen bir teori
kurulmu ve dinin kaynann yldzlara tapmaktan doduu iddia edil
mitir.
3. 'totemcilik. Buna sosY,olojik teori de denilir. Bu teori Durkheim'
in'Din": liayatiriTri ptidai. ekilleri> eserinde ortaya atlmtr. Tot.em .
-esasn.da klana adn. veren bir hayvandr. Bu hayvan (kurt, aslan, tim
sah gibi) kabileye ismini verir. Sonradan totem, fertlerden ayrlarak ka
bilenin hamisi, gemite ve. gelecekte kabilenin hayatn koruyan ger
ek bir realite eklini alr.
4. Bycl){. _(sihirbazlk). ngiliz ve .baz Fransz sosyoloji ekolle
rinegre ili-dinden, din de sihirden domutur. Sihir, dini bir nitelik
- t,ayari bazi gizli :tedbirler ve vastalarla tabiat kuvvetlerini kullanabil
mek ve bu yoldan grnmeyen aleme ait kuvvetlerle temasa gemek.h
neridir. Fakat ngiliz antropoloji bilgini James George Frazer (Altn Dal
eseri)
daha baka bir yol tuttu: nsan, nce sihirle balar, sonra hner.
!erinin her zaman tesirli olmadn grnce, dua ve niyaza dner. te
bu safhada din dodu. Ayn zamanda tabiata tesir etmek iin onlar an
lamaya alJt. lim de bu suretle dodu> der.
amzda Fransz sosyologlarndan Levy-Brhl ile Mauss ve Hubert
ise din ile bynn tek ve ortak bir kkten geldiini kabul ederler. Bu
na karlk yine !<;ansz sosyologlarndan Georges Gurwith ise eserle
rinde din ile byffrin birbirlerine irca (indirgenmesi) kabil olmayan
jki gerek olduu fikrini savunur. Bylece dinin kayna pozitif metod
. !arla zlmesi imkan olmayan bir problem olarak ortada durmaktadr.
Son,_(a dinin ilahi bir kanun olduunu kabulden baka zm yolu kal.
. ----maaktadr.

DN PSKOLOJS

85

Animizm (Canlclk):
Bu teori, tabiat yerine insan ruhunun hareket noktas alnmasyle
dinirrdodttunu iddia eder. Btn varklarda bir ruhun varln veya
bam-si ruhlar aleminin varln kabul eder. H. Spencer'in manizm de
nilen grnde dinlerin kayna, len ecdat ruhlarna (man) tapmaktr.
ngilizlerin antropoloji bilgini Edward Burnet Taylor (1832-1917),
ilk Ayinler adl eserinde her insann bir e-ruha sahip olduunu ve
bu inancn ryalardan, 'suda akseden hayallerden, baylmalardan, lm
lerden doduunu iddia eder. Bu hallerde e-ruh, insan bedeninden
kar. Baz hallerde geri dner. lkel insan, et:raf11daki baz eyann ve
varlklarn da hareket ettiklerini grnce, kyaslama yoluyle bunJar da
e-ruhlarm hareket ettirdiini sanr. lkalarda oktanrlar, ite bu ec
. dat ruhlarna tapmaktan domutur. Sonradan insan toplumlarnda g
rld gibi, bu t.anrlar arasnda bir hiyerari (derecelenme) kurar. Bu
hiyerarinin en yksek derecesini igal eden tanr, tektanrclk fikrinin
kayna olmutur. Taylor'n bu teorisi talebesi tarafndan tenkit edile
rek yeni bir teori ortaya atlmtr.
Cahiliye devrinde Araplarda. dahi animizm. itikad yaamtr. Evren
deki olaylar iyi ve fena ruhlarn eseridir. nsanlara faydal ruhlara '"er
vah- tayyibe", zarar verenlere de "ervah- habise" denilirdi. Arap yarmadasnn sszl onlarda animizm itikadnn daha kuvvetle yerlemesine
sebep olmutur. Bu gizli ruhlarla mnasebette bulunanlarn ilmine "ira
fet" veya "kehanet" denilirdi. Bunlar hastalara efsun yapar, davalar z
mek iin ok atar, hrszlar bulmak iin kum stne frr, remil atar,
iplere dmler yaparak okurlard. Sara, nzul, cinnet gibi hallerde bu
kahinlere ba vurulurdu. ];iva,yete gre bu kahinler Hareti Peygamberin
geleceini de haber vermilerdi. Kularn umasndan, hayvanlarn ayak
izlerinden, kurban kemiklerinden ve hayvan kanlarndan manalar ka
rrlard (M. emsettin, tahiyat Fakltesi Mecmuas, No. 4, 1926).

DNN KAYNAGI HAKKINDA YEN GRLER


Natrizm "{e animizm gr dinin kaynam, Tanrsal kudreti ve
vahiyleri dikkate almayan ve materyalizmden kuvvet alan grlerdir.
Auguste Comte, Spencer. ve burkheim'n grlerine dayanarak dirilerin
nce totemcilik ve fetiizm, yani putlara tapma eklinde doduunu, son
radan bunlarn gelierek srasyle oktanrclk ve tektanrcl dourdu
unu savunurlard. Bu fikir yakn zamanlara kadar ounlukla kabul
edilen bir grt.
Fakat yzylmzn- balarndan itibaren yine tarih ve antropolojiye
dayanarak
dinlerin totemcilik ve puta tapmaktan domad, tersine ola_

86

DN PSKOLOJS

rak dinin ilk kaynann tek varlk a inanmak olduu fikri kuvvet bul
maya balamtr. Bu fikirlerin slam bakmndan nemi byktr. nk
slamlk, ilk peygamberlerden beri tek Tanry kabul ve puta tapmay
batl sayar. Dinin kayna alanndaki bu yeni grler slami inanlarla
uygunluk halindedir. Yalnz u farkla ki onlar ilk kutsal varla stn
varlk derler, biz ise Allah deriz. imdi bu yeni cereyann nasl dodu
unu ve fikirlerini grelim.
Dinlerin Kayna Allah Fikridir:

Yine tarih. ve antropoloji aratrmalarna dayanarak dinlerin kayna


n aratran bilginler, 4nimizm ve Natrizm grlerine zt sonulara
varmlardr. nce ngilizlerden Andrew Lang (1844-1912) n teorisi y
ledir: jnsan zihninde yaradltan ftri olarak sebeplilik ilkesi vardr.
Bir insan ne kadar ilkel olursa olsun, bu ilkenin etkisiyle bu varlkla- .
rn ve alemin bir sebebi olduunu anlar. Dinlerin temeli olan Allah,
halik ve sebebi olarak insan zihninde nceden
alemlerin ve varlklarn
.
.
bulunur. Politeizm, fetiizm, majizm gibi dier ekiller ilk dindeki tektanr fikrinin aa ve bozulmu ekilleridir. Bir topluluk ne kadar il
kel ise ,onun dini o derece saftr:
Eski antropoloji ve sosyoloji aratrmalar dinin kaynan ncel (a
priori) yollarla aratrmann verimsiz ve yanl olduunu sylemilerdir.
Bu konuda geree varmak iin nce en ilkel kavimleri tayin etmek,
ondan sonra onlarn kltr hayatlarn tasnjf ederek tiplere ayrmak,
bunlarn yaknlk ve mnasebetlerini karlatrarak bir sonuca varmak
lazmdr. Bu metoda tarihi kltr aratrmalr denilir. Bu metodu Fran
sa'da Pinard de. la Boullaye ile Almanya'da Schmidt* kullanmlardr.
Bu iki alimin aratrmalar Dinlerin Mukayeseli Tetkiki ve Dinin Men
e ve Tekaml adl eserlerinde gsterilmitir. Bu eserlerde varlan so
nulara gre gel'.ekten ilkel olan kavimlerde tektahrya inanmak aki
desi vardr (Dinin Mene ve Tekaml, s. 322).
Dinlerin tik ekilleri Puta Tapmak Deildir:

Dinlerin ilk ekileri zerinde yaplan aratrmalar gstermitir ki en


eski ve ilkel toplumlar daima bir en byk varlk (stn varlk; etre
supreme) kabul etmilerdir. Eskiden sanld gibi insanlar nce putpe-.
restlik, sonra politeizm ve daha sonra da bunun tekaml ile monoteizm
devrine gemi deillerdir. Belki insanln ilk din ekli bir stn varla
inanmaktr ki bu bir eit tektanrclktr,

C\.l.

(*) WilheIn Schmidt t868-1954), Viyana. okulunun lturucusu ve folklor


A.Ilah 11'.irinin Kayna eeri vardr,

DN PSKOLOJS

87

Bu hususta amzda aratrn yapan ve eser yaynlayan din bil


ginlerinden bazlar unlardr: R. Otto'nun "Kutsal - Das Heilige eseri,
Levi Straus'un Anthropologie Structurale eseri, G. Dumezil'in "Ideolo
gie Tripartie des Indo-Europeens, Herve Rousseau'nun "Les Religions
eserleridir*. Bunlardan baka A. Lang, W: Schmidt, R. Pettazzoni de ilk
ve en eski dinlerin tevhiti olduunu gstermilerdir. nemli din alim
lerinden Mirc_ea Eliade Dinler Tarihi Derslerinde yle der: Tanr, asla
tabii kuvvetlerle bir ve ayn ey olmamtr.
Bu en byk var olan veya stn varlk, toplumlarn toplayclk
anda . (yani tarm devrine gelmeden meyve, kk toplayp yiyen top
lumlar) semavi bir varlk telakki olunmutur. ptidai iftilik anda
ise topran berketine bakarak bu varlk ana toprak eklinde temsil
edilmitir.
Bu grn dier. bir delili de bugn tetkik konusu olan Avustralya
ve Gney Amerika yerlilerinde Orenda, Mana, Wakanda ad verilen ku_tsal
kuvvetlerin gayri ahsi ve genel bir stn kuvveti yani stn varl
-temsil etmeleridir. Baz yerlerde bu stn varla bir arkada veya bir
oul da ilave edilmitir. Avc kavimlerin mitolojilerinde ise bu stn
kuvvetin kudretini baltalayan menfi bir kuvvet (bayku, tavan, ylan
gibi) de tasavvur edilmitir. Bu inan tek stn 'kuvveti bir natralizme
srklemitir. Bu stn varlk semavi. olup ebedi, akil, her yerde hazr
ve nazr, kadir ve alemlerin yaratcsdr (Pettazzoii). Onun alemdeki
balca grnts yldrmlardr. Baz itikatlara gre bu stn varlk,
alemi yarattktan sonra gklere ekilmi, dnya ilerine ve fenalklara
karmaz olmutur. Onun tapna, szcs ve resmi yoktur. A:ncak fela
ket zamanlarnda (salgn hastalk, kuraklk, yenilgi gibi) amanlara ba
vurulurdu.
stn varln bu durumu, eski Dou dinlerinde ve Hint-Avrupa
dinlerinde de grlr. stn varln (gk - dyaus) artk yeryznde
bir rol yoktur, ne ibadeti, ne sembol vardr. Roma ve .Yunan dinle
rindeki Zeus ile Jupiter stn varln szcs veya vekilidirler.
Semavi stn varlk, insana daha yakn, daha faal i]:{inci derecede
Tanrlarn zuhuru ile yava yava silinmitir. nsanlar toplayclk ve
avclk devrinden iftilik, obanlk ve alet yapma devrine geince mi
toloji ile birlikte politeizm ann balad, semavi stn varln silin
dii grlmtr. Tektanrclk ile oktanrclk a arasndaki gei dev:
rinde . baz toplumlarn gnei stn varlk olarak muhafaza ettikleri g
rlmtr. Mesela Gney Amerika'da Inca'larda Viracocha adndaki Tanr,
eski semavi stn varl:o bir uzaits olarak yaamtr. .
< *) Bu eser tarafmzdan Dinler Hakknda Tarihi ve Sosyal . ncelemeler
adyle Trkeye evrilmi ve yaynlanmtr .. Remzi Kitabevi, Killtr Serisi.

DN PSKOLOJS

88

Hintlilerde, Smerlerde, Babillerde, Msr'da, Yunan ve Roma'da, Ja


ponya'da, Meksika'da grlen dinlerin hepsi politeisttir. nsanln tek
tannclktan oktanrcla nasl sukut ettii henz tartma konusudur.
leri srlen fikirler ve sebepler unlardr: zel ibadet yerlerinin kurul
mas, eitli kavimlerin geleneklerinin mdahalesiyle 'stn varln trl
yorumlara uramas gibi sebepler gsterilmektedir. Medeniyet ilerledike
ticaret, endstri, seyahatler ve ilimlerin terakkisi, insan tecrbelerini ve
yaayn daha eitli ve deiken yapt ve bu bakalklar insann ulu
hiyet telakkilerine de tesirlerini brakt.
Politeizm, felekler ve evren hakkndaki trl yorumlarn mantki bir
aklamasdr. Tek olan kutsal varlk, orada zel grntleriyle okluk
peyda eder. Prensip itibaryle politeizmde Tanrlarn says sonsuzdur, be
lirsizdir. Her Tanr belirli bir vazife sahibidir; kozmosun veya toplumun
bir snf_ olaylarna nezaret eder, Tanrlar alemi anari iinde dei'l inti
zamldr, Tekamlc felsefenin iddia ettii gibi dnyann hi bir yerinde
tedrici bir tekaml ile politeizmden monoteizme gei grlmemitir. Mo
noteizmin grlmesi, daima bir peygamberin yapt radikal bir inklap
sonunda meydana gelmitir" (Herve Roussau, Dinler, s. 43).

DENEY METODUNUN YETERSZLG


Pozitif felsefelerle tecrbi ilimler arasndaki mnasebetler daha ok
bir hiyerari (derecelenme) manzaras gsterir. Tabiat ilimleri daha ba
langta kendine mahsus analiz metotlar ve izah tarzlaryle felsefeden
ayrlrlar. limler felsefenin mnakaal ve teorik grlerini de kendi
aklama ve ispatlarna destek yapmazlar. limler, izah ederler, fakat olay
lar btnyle grmek iin felsefeye muhtatrlar. Felsefe burada yap
c deil, nazm bir fikir rol oynar. Bu rol, hipotezlerin ilimlerde oy
nad role bakarak aka grebiliriz.
Deneysel din psikolojisinde de pozitif ilimlerde olduu gibi nazm
fikre ba vurmak zarureti vardr. Din psikolojisinin dier ilimlere na
zaran tad zellik sebebiyle yalnz felsefeden deil, teolojiden (ilahi
yat) dahi direktifler ve istikametler beklemesi gerekmektedir. Modern
filozoflardan Charles Blondel* Patolojik Psikoloji kitabnda, yine teo
foji bilginlerinden Maritain Tabiat Felsefesi,, adl eserinde bu.nu u sz
lerle ifade ederler: Bizim din psikolojimiz, Cenab- Bariye inanp inan
mamamza gre deimelere urar. Psikoloji alanndaki hadiseler ve bu
hadtselerin aklanmalar ok kaypak ve ok cephelidir. nsan artan
(*)

Charles Blondel (1876-1939), fizyoloji ve psiloloji bilgini Mau:ce Blon

del ile kantrlnamaldr.

DN PSKOLOJS

89

birok istikametler ve yollar vardr. Bu karmak yollarda deneysel din


psikolojisine kim rehberlik edecektir? Amerikal din psikologu Leuba,
bir mistiin gerek vecit halinde fena fillah:o olluunu sylerken, di-
er bir psikolog, Marechal, vecit ve istirak halinde insann mutlak var
l bulduunu gstermeye alr. Mistikler hakknda trl _aklamalar
yaplmas mmkndr. Bunun normal ve anormal halleri vardr. Bura
da patolojik psikoloji aklamalarndan baka, dini ve teolojik aklama
lar yapmak zarureti de vardr. te bu ndahale vecit ve istirak hali
nin izahnda bir nazm vazifesi grr. Bunun gibi metapsiik olaylar,
vahiy ve ilham da pozitif deney metotlaryle aklanamaz. Burada teo
lojiye ba vurmak lazmdr. Fakat teolojinin bu mdahalesi, hi bir su
retle din psikolojisinin istiklalini ve metotlarn zedelemez. Modern din
psikolojisinin kurucularndan Flournoy, Din Psikolojisinin Prensipleri
adl eserinde bile bu noktada yaJ!lm ve kitabnda din psikolojisinin,
felsefenin bilgi teorisine veya ontoloji frtnalarna kaplmamasn tav
siye etmitir. Flournoy, din psikolojisinin flsefe teorileri iinde boul
!llamasn istemekte hakldr. Fakat teolojinin yapc ve kurucu olarak
deil de nazm olarak psikolojiye yardm etmesini grmemekle hata et
mitir.
1. Din psikolojii ile megul olan birok filozoflar ve psikologlar
uzaktan yakndan bu konuya temas etmilerdir. Ribot, Yaratc Hayal
gc zerinde Deneme adl eserinde, Bir kaifin bir keif urunda ta
d fikr-i sabit ile, bir hastann fikr-i sabiti arasnda ne fark vardr?
diye sorar ve sonra cevap verir: Psikoloji bakmndan aralarnda. bir
fark bulmak imkanszdr. Deney ve ilim yollaryle siyasi ve ahlaki ih
tiraslar ya da dini ihtiraslar arasndaki fark bulup . gstermek de im
kanszdr .der. Wundt da Volker Psikolojisinde, din olayn son dere
ce mrekkep ve kompleks bir olay olarak 'kabul etmekte ve ancak ka
vimle.rin uzun bir incelemesinden sonra din olaynn analizinin mmkn
olacan iddia etmektedir. P. Janet, Girgensohn ile spiritalistlerin ve
biyoloji bilginlerinin iddialar da az ok farklarla bu sonulara varmak
tadr. Din psikolojisinin eksiklerini tamamlayalm, fakat onu asla ret
ve inkar edemeyiz (Penido, Din uuru, s. 5). Bu fikir atmalar yal
nzca din psikolojisinin deney metoduyle zlemez ve burada teoloji
nin rehberliine ihtiya vardr.
2. Mistisizme gelelim. Yukarda. da iaret ettiimiz zere, mistikle
rin psikolojisinde karmak birok duygular, inanlar ve haller vardr.
Bunlarn normal fizik veya deney psikolojisiyle akianmalar mmkn
deildir. Szgelii, psikolojide deneysel metotlar 'kullanan W. James de
mistisizmin aklanmasnda birok defalar Protestanlk teolojisine ba
vurmutur. Bu bakmdan srf deneysel metotlar iinde kalnrsa ya mis
tisizmin aklanmas imkanszdr denilecek, yahut teolojiyi nazm fikir

DN PS KOLOJ S

90

olarak kabul etmek zarureti ba gsterecektir. Aslnda deneysel psiko


loji de. tam manasyle serbest deildir. O da trl nazm fikirlerin te
sirleri altndadr. Bugnk psikolojide, iebaklk, gayecilik, getalt,
davran ekolleri* vardr ve ayr grlere sahiptir. Din psikolojisi de
byledir ve byle olmas kanlmaz bir zarurettir. Bir dine mensup, iti
kad salam psikologlarn bu alanda almalar daha verimli ve fayda-.
l olmutur. Hulasa din psikolojisi deneysel olmakla beraber teolojiyi na
zm ve yol gsterici olarak kabul eti.neye mecburdur '!'e bu sebeple ara
larndaki akrabalk gittike kuvvetlenmektedir.
Psikoloji ve Mutlak**:
Din. psikolojisi ile megul olanlarla ilahiyatlar arasnda baka bir
anlamazlk daha vardr. lahiyatlara gre itikat ve iman, Halk Taala
nn bir iidir ve -bu sebeple dini hayat mspet psikolojinin kanunlary
le b,uamaz ve incelenmez. Halk tabakasnn da kanaatleri bu merkez
dedir. Baz psikologlar da dini hayatn ruhsal mekanizmasn aratrmak
la onn kutsiyetine saygszlk gsterileceini sanrlar. Starbuck ile W.
James lauur = inconscienb teorisini ortaya attklar zaman, ilahiyat
larla kendi teorileri arasndaki atmay gnnlerdL Halbuki James
ve Starbuck bu teorileriyle uluhiyet uurunun oluumunda la.uur iza
hyle bir vasta hazrlamay dnmlerdi: Bu grn aksine olarak
baz psikologlar da Mutlak'n artk muteber bir teori> olmadn iddia
etmilerdir. Bunlardan Rogues de Fursac, mistikler hakknda yapt in-
celemelerden sonra artk mistiklerin ilahi veya metafizik bir izah ya
plamayacan, bunlarn da doal bir hadise gibi incelenmeleri lazm
geldiini ileri srmtr. H. Delacroix da Mistisizmin Tarihi ve Ruhi
Tetkiki eserinde, mistiklerde ilahi bir cihetin aranmasnn gereksiz ol
duunu iddia etmitir.
Bunlara karlk aksi iddialar da nemlidir. rnein, Th. Mainage,
Hidayetin Psikoloji'si adl eserinde hidayette (conversion) rol OY,nayan
btn ruhsal olaylar birer birer inceledikten sonra hidayetin ancak ila
hi bir ilham ile meydana gelebileceini gstermitir. Hidayet ya. rab
bani bir ilham ile vaki olir, yahut doal ve: deneysel psikoloji kanun
laryle vaki olur. Deneysel psikoloji hidayeti kendi kanunlaryle a_k
lamaya muktedir olmadna gre, ilahi tesirin varln kabul etmek zarureti hasl olur> der.
Acaba bir ksm psikologlarla ilahiyatlar ihtilafa dren bu an
lamazlk neden ileri' gelmektedir? B ihtilaf Mutlat fikrini!). iki cep( *) Bu terimler iin Bkz. Psikoloji Dersleri, Osman Pazarl.
("'*) Felsefe ve psikolojide Cenab- Hakkn ism-i celim yerine Mutlak, srnatrel gibi tertmler kullanlr.

DN PSKOLOJS

91

hesinin iyi anlalmamasna.an ileri gelmektedir. Din uuruna konu. olan


Vacib-l-Vcut, hem insanst hem de dnyast gerek bir varlktr.
Aksi takdirde o, insan hayalinin yaratt bir ey olur ki bu, Mutla
olmaz. nsan kendi varlyle tabiat arasna bir ayrlk koyup tabiat kad,rosu dirra'ikt!'i ve.tabiat evrE:?i stne ykseldii zamar kendi ah
yetC}(akid.aydn bir uura varr. insan kendi ahsiyet.-iuui- iP.
...teki varlklar "kendi benliinden ayr olark kavrar. Bu suretle insanda ]'.vluf{ak' teemml etme kabiliyeti doar. nsan afili"yle""fifirken
yalnz q.uyu organlarnn kendine verdii duyumlarla yetinmez, bunla
rn tesine de geer. Somut olandan teye geerek ideal ve soyut ma
nevi varl.lara da ulamak ister. Bu surtle zaman ve mekanda idrak
konusu olan eylerin stnde bir varln, bu dnya kadrosunun dn
da bulunan bir Vcud-i Mutlakn varln anlar. .Q_zan)\'l.tla_k, Jr
sann iinde bir uluhiyet uuru olarak yaad gibi insann dnda da
ideal ve kamil varlk olarak grnr. Bu varln zat ve mahiyeti ise
insann kavrama ve anlama kudretinin dndadr.
Psikoloji kanunlarn bilen bir kimse, iinde kaynaan kt ihtiras
lar ve eilimleri tanr. Onlar daha salim ve iyi duygularla karlat
rarak, iradesini kullanarak deitirmeye ve atmaya gayret eder. Mutlak
da uurumuzda hakim olan bu faaliyetin kanunlarn idare ve tanzim
eder. Burada insanlarn ou Vcud-i Mutlak'n tesirlerini gremez, yal
nz psikoloji kanunlarnn hakim olduunu zannederler. Psikoloji maddi
tecrbi alanda kalr. Ve bu deneyin mutlak olan cihetini bir tarafa b
rakr ki, bu da kudret-i fatradr. Burada Bergson'un tarihi hadisele
rin oluu hakkndaki misalini hatrlamak yerinde .olur. Bergson, tarihi
olaylar iinde insann dehasn gstermekte ve bu hadiselerin altnda Mut
lak Kudret'in hakim olduunu misallerle. anlatmaktadr. Burada dahi ha
diselerin maddi ksmlar zerinde durulmakta ilahi ve mutlak olan
ksm yeter derecede meydana k.arlmamaktadr. Psikoloji, p.eney alann. da Vcud-i Mutlak'a ulamaya muktedir olamad gibi, son sel?ebi (il
let-i gaiye) de kavrayamamaktadr.
Hidayete erien btn insanlar az birliiyle kendilerinde meyda
na gelen en byk deiikliin ilahi bir tesir olduunu bildirmekte
dirler. Btn vecit, hidayet gibi olaylarda grlen ve incelenen durum
lar Mutlak Varlkn eserlerini meydana koyar. Bu da kalplerde duyu
lan en iyi duygular, fazilete olan ak ve temayllerde kendini gsterir.
ncelemelerin bu noktasna gelindii zaman psikoloji ile teolojinin
birbirlerine yaklatklan ve birbirlerini tamamladklar grlr.
O

Drdnc Blm
Din Duygusu ve Din uuru
DUYGULAR
Dinin en temel eleman dini duygudur. Evvelce dinin tariflerinde g
rld zere din, tabiatst kutsal bir varla sevgi ve sayg ile ba
lanmaktr. u halde her eyden nce dn duygunun iyi anlalmas ve
onun dier duygulardan ayrt edilmesi lazmdr. Bu maks!t!e. e.sl konu
ya girmeden nce duygular (hissiyat) hakknda ksa bir aklama yapa
cak, ondan sonra din duygusunun mahiyetini ve gelimesini gstermeye
alacaz.
Duygu (His) Nedir?
Duygu, iinde haz ve elem unsuru bulunan her eit ruhsal olaylar
dr. Haz hoa giden bir hal, elem ise, hoa gitmeyen bir haldir. Sevdi
imiz bir kitab okumak houmuza gider, sevmediimiz bir yemei ye
mek de houmuza gitmez. Haz, hoa gitmenin, elem; de hoa gitmeme
nin iaretleridir. Duygularm en ilkeli ve gze batan ekli, heyecanlar
dr. Zihinde ve organizmada sarsnt ve dzensizlik douracak surette
kendini belli eden duygulara heyecan (emotion) denir. badette bir m
minin duyduu iddetli hisler bir heyecandr. Heyecanlar iddetli, fakat
gelip gici duygulardr.
Heyecanlarn, iddeti azalm ve srekli ekillerine duygu - his
(sentiment) denir. Hislere az veya ok miktarda zihni unsurlar (tasav
vurlar) da karm bulun:ur. efkat ve hrmet, utanmak, vicdan azab,
din ve sanat sevgileri, ana-baba sevgileri birer duygudur ..Duygular
snf iinde toplanrlar:
1. Bencil (egoist) duygular,
2. Benci-zgeci (elsever) duygular,
3. deal ve yksek duygular.
Bencil duygular, kendini beenmek ve sevmek, oyun ve para sevgi
si, tecesss, mlkiyet, saadet aramak gibi duygulardr.
Benci-zgeci duygular da ferdi, insanla ve toplulua balayan duy
gulardr. Yar benci, yar elsever duygulardr. Bunlarn temeli sempati

DN PSKOLOJS

93

duygulardr. Balcalar karde, arkada sevgisi, hemerilik, okul arka


dal, eref, gurur, aalk duygulardr.
deal duygular ise, yksek bir ideale balanmaktan doarlar. Din ve
ahlak sevgileri, sanat ve ilim ak,, milliyet ve vatan duygular bu ne
videndir.
Duygularn nemi:
Duygularn insan hayatnda. oynad nemli roller, uzun yzyJlar
ihmal edilmitir. Bunun sebebi ikidir: Biri duygularn zihin hayat ka
dar kesinlik ve aklk gsterememesidir. Mesela, hafzann, muhakeme
nin temel kurallar iyice tayin edilebildii halde hislerin snrlar ve ku
rallar kesinlikle izilememitir. Gzlemlere ve deneylemelere pek elve
rili oimazlar. eitlenmeleri ve grntleri sonsuz derecede fazladr.
kinci sebep, duygusal hallerin zihin olaylarnn bir sonucu veya onun
nemsiz bir paras saylmasdr. Birok yzyllar hisler, zihin olaylar
nn bir paras, sanki onun belirsiz kalan bir glgesi farz edilmiti.
te bu sebepler dolaysyle din duygusunun da incelenmesi ve sonu
olarak din psikolojisinin kurulmas gecikmitir.
Nihayet Ribot, W. James, Albert Lange'den* sonra duygularn ne
mi pak ziyade artmtr.
Duygular, zihi: hayatndan ok nce balayan, insann esas varl
na bal ruhsal. hallerdir. K.kleri ihtiyalarda, eilimlerde ve igdler
dedir. uur, insan hayatnn ancak bir ksmn bize bildirir. Byk ks
m ise:--uurd (lauur) hayatta kalr ve bu hayatn analizi, kurallara
balanm,as ise imkanszdr.
_
Canlfarda Amallk Duygusu:
Duygusal hayat, organik duyarlktan balayarak en yksek ekille
re kadar kar. Sevin, keder, di ars, kolonya kokusu, ak, fke, kor
ku, hrs, iyilikseverlik vb... gibi sonsuz duygular her gn yaamaktayz.
Duygusal hayatn ilk temeli organizmadaki protoplazma duyarl
dr. Bu duyarlk, dtan gelen uyarmalar (tembih) almak ve tepki yap
mak zelliidir. Buna biyolojide irkilmek (irritabilite) denir. Protoplaz
ma tek hcreli ve homojen (tek tr) bnyelerdir. Bunlarn bir ksm
a yaklar, bir ksm uzaklarlar; bakteriler, mee kabuklarndaki
hcreler zerinde yaplan deneyler de ayn sonucu vermilerdir. nsan
dokularn meydana getiren ksmlarda fagosit denilen olay da by
ledir. Bunlarn vazifeleri dokularda ihtiyarlam, zayflam hcreleri ye(*) Frederich Albert Lange, 'Alman psikolou; Materyalizm Tarihi ese
ri mhimdir.

94

DN PSKOLOJS

mektir. nsan kanndaki akyuvarlar (kreyvat- beyza) da fagositin eksik


braktklarn tamamlar. Vcuda zarar dokunacak mikroplarn zerine
savunma taburlar gibi hcum ederler ve onlar yok ederler.
Bu hadise bize gsteriyor ki, canl varlklarda kendini korumak ek
linde bir ama vardr. Bu ama en basit bir ekilde yaklamak (cazibe),
uzaklamak (dafia) eklinde grlmektedir. Biyoloji ilminin kurucusu
Claude Bernard* (1813-1878) bunu canllardaki mildir fikir olarak ad
landrr. Felsefede canllar aleminde amallk (gaiyet = finalite) soru
nunun kayna bu organik duyarlktr. Tabiatta determinizmin dnda
bir gayenin hakim olduu bir gerektir. Bu cazibe = yaklama olay
(tropizm) besin almak, cinsi cazibe eklinde balayarak hazlarn, arzu
larn temelini tekil eder. Dafia = uzaklama ise, hcrelerin iine ya
ramayan eylerden kamas, uzaklamasdr. Bu da antipati, nefret, ho
lanmamak eklinde olan elem duygularnn temelini tekil eder.. Bu yak
lama-uzaklama duyarl organizmann genel yaayna uygundur. Din
duygusunun gelimesinde ise nemli tesiri vardr.

DN HS
Duygulanma Yetiklii:
. Aristo insan tarif ederken, nsan, akll bir hayvandr demiti. Bu
sz, insan dindar bir yaratktr veya insan dindar olmaya mstait bir
yaratktr, eklinde dahi kabul edebiliriz. Yukarda hisler hakknda bil
gi verirken duygularn ftri ve tabii kabiliyetler olduunu gstermitik.
Bir meyve yiyen kimse bundan holanr. Bu duygu maddi bir etki ile
meydana gelen bir haz ve lezzettir. Ayn zamanda yenilen eyin bir mey
ve olduunu idrak eder. Bu da zihne ait bir faaliyet ve bilgidir. Bir ezan
sesi, gzel bir mzik de insann houna gider. Bu da manevi bir tesirle
meydana gelen bir zevktir. nsan dnyaya gelirken irsi birtakm kabi
liyetleri (yetiklik) de beraber getirir. Bunlar psikolojide eilimler, i
gdler, temel duygular ad altnda gsterilir.
Herhangi bir tesir karsnda duyarlk ve duygulanmak insanda ft
ri bir istidat ve kabiliyettir. Din duygusu da bir insann kutsal tand
varlk karsnda duygulanmas ve duyarldr. Bu bakmdan dini his de
dier duygular gibi insann tabiatna ve yaradlna bal bir duygudur.
Duygulanma retilmez, bakasndan alnmaz. nsann yaradlna ba
ldr. nsann tabiat ve yaradl herkeste ve her yerde birdir. Ruhsal,
(*) Claude Bernard, byk biyoloji alimi. Hayatn imi-fizik bir sonu
olmadn deneylerle aklamtr. Te.crbi Hekimlie Giri eseri nemlidir.

DN PSKOLOJS

95

bedeni yap ve mekanizma herkeste ayn ekilde iler. Hristiyan veya


Musevideki ruhi veya bedeni kabiliyetler ve istidatlar birbirinden farkl
deildir. Her insan maddi ve manevi tesirler karsnda duygulanmak
istidadnda bulunduka ftri ve tabii olarak dini hisse sahiptir. Bu his
henz onda uur ve iradesi dnda yaayan, belirsiz bir duygudur. r
siyet sermayesiyle gelen dier eilim ve duygularla karm bir halde
dir. Bir ferdin u veya bu dine mensup olabilmesi ise, daha sonraki aile,
eitim gibi sosyal evrelerin ve din uurunun gelimesiyle gerekleir.
Hadis-i erifte, Her. ocuk ftrat-i slam zere doar, sonra ebeveyni onu
Yahudi, Mecusi veya Nasrani yaparlar sz bu bakmdan modern ilmin
gerekleriyle uygun dmektedir. Ancak burada ftrat-i slam sz
n iyi anlamak lazmdr. Hadis-i erif, . insann dnyaya gelirken Ms
lrran olarak deil, slam ftratnda geldiini bildirmektedir. slam di
lli, ftri ve asli bir din olmas dolaysyle tabii olan dini his ile slam
ftratnda yaradl szleri arasnda bir aykrlk yoktur.

Din Duygusunun Nitelii:


Dini hissin bu nitelii, onun ak ve seik olarak gorunmesine en
gel olmaktadr. Almanya'da Goenebium adl felsefe dergisinin, dini ko
nular hakknda yapt anketlerde okurlarna sorduu sorulardan birisi
de uydu: Size gre dini duygu nedir? Ankete filozof, edip, profesr,
tccar, hekim gibi aydnlardan 200 kadar insan cevap verdi. Bu cevap
lara gre, bunlardan bir ksm dini his diye bir duygunun varln ka
bul etmiyorlar; bir ksm da dini hissin varln kabul etmekle beraber
onu Allah fikri veya kiliseyle kartryor, kimisi dini hissi itikat kar
l alyor, bazlar da gelenek ve grenek sanyorlard. Anketin sonu
cu bu konuda insanlar arasnda grlen ayrlklar ve atmalar gs
termesi bakmndan dikkate deer. Halk kitleleri bugn dahi bu alanda
yeteri derecede aydn grlere sahip deillerdir. nsann zihne ait, id
rak, hafza, hayal gc, dikkat gibi ruhsal faaliyetleri belirli kurallara
ve kanunlara bal olaylardr. Duygular 'ise, son derece akc, deiken
ve renklidirler, her ahsa gre trl iddet ve nitelikte grnrler. W.
James bu konuyu geni bir ekilde inceledikten sonra din duygusunun
dier duygular gibi insanda tabii ve lauuri olduunu, insan organizma
snn yapsna bal bulunduunu gstermitir. Din psikolojisi alannda
aratrmalar yapan dier psikologlar da bu gr etrafnda birlemek
tedirler. Flournoy, Girgensohn, Delacroix, Scheler, Bergson gibi otorite
ler de din duygusunun ftriliini kabul etmekte, bunu igd, eilim,
tabiatst varla balanmak gibi sebeplerle aklamaktadrlar.
.

'

..

..

Bu safhada mphem bir duyarlk ve kabiliyet eklinde grlen bu


din duygusuna .henz din ad verilemez. Bu duyguda imdilik uur ve

DN PSKOLOJS

96

iradenin mdahalesi yoktur. Dier temel duygular gibi insana mahsus


zel bir duygulanma ve istidattr.
Din duygusunun bu niteliini ele alarak baz psikologlar oriun di
erleri gibi tabii bir igd olduunu iddia etmilerdir. Yine bunlardan
psikanalizciler de onu cinsiyet igdsnn deiik bir tr eklinde gs
termek isterler. Buna karlk nemli bir ksm psikologlar da bu id
diann yanl olduunu, din duygusunun insan hayatnn derinliklerinde
zel ve ayr bir duygu olduunu gstermilerdir. Din duygusu igd
deildir. gdler insan ve hayvanda ortaklaa bulunan, bir nev'e mah
sus olan sabit ve deimez ftri kuvvetlerdir. Din duygusu ise yalnz
insan nev'ine mahsus olan, gittike gelien ve tekaml eden zel bir ka
biliyettir. Dier nemli bir fark da bu duygunun kutsal konular kar
snda korku ve yceltme ile beraber olan bir duygulnma ve duyarlk
tekjL etmesidir. gdler ise dini ve lahi konularla ilgili deildir. Kor
ku ve yceltme ile karmamlardr. Bu sebepledir ki, yukarda yaplan
tarifte din duygusunu dini konular karsnda bir duygulanma ve duyar
lk olarak tarif etmitik.
imdi aklanmas lazm gelen nokta, insann dini, ilahi konular kar
snda nasl duygulandn gstermektir. Bu duygulanma elbette bir
uluhiyet uuru ve sistemli bir din kavray deildir. O, henz insann
yaradlna bal belirsiz, uursuz bir duygudur. Fakat insann hayatyle
birlikte sratle inkiaf etmeye elverili bir histir.
Sempati ve Sevgi:

Yukarda duygularn blmlerini gsterirken iaret ettiimiz zere,


insanda grlen tabii duygulardan biri de sempati duygusudur. Bu. s
z, duygu ortakl, hissi ballk szleriyle de ifade edebiliriz. Sempati,
duyarlkl bir canlnn bu duygularn bakalaryle paylamas ve ortak
lamasdr. Sempati, ana-baba sevgisi, cinsiyet ak, arkada ve dost sev
gisinden balayarak hayr, iyilik ve vazife sevgileri gibi en yksek e
killerde kendisini gsterir. Duygular arasnda genilii ve eitliliiyle
en ok insan hayatna etkili olan bir duygudur. Din uuruyle kart
zaman ilahi ak eklinde en yksek derecesine ular.
Sempati duygusu, din duygusuna o yakn ve benzer bir duygu
dur. Bu sebepledir ki, din duygusunun ilk ifade ekillerinden biri ola
rak gsterilmektedir. ocuk daha birka aylkken birtakm sesler ka
rarak ana-babasna glmser. Bu sevginin daha sonralar alan genile
yerek hayvan sevgisi, iek sevgisi, tabiat sevgisi, arkada sevgisi ekil
lerini alr. Sevgi, gnlden balanmay, sevdikleri iin fedakarl ge
rektirir. Merhamet ve efkat, yaknlarna yardm, ktlklerden nefret
gibi duygular sempati ve sevgi duygularnn tabii sonulardr. ocuun

DN PSKOLOJS

97

hayatnda grlen bu gelimeler onun dini hayat yaamaya doru ilk


admlardr. Dinler de insanlara yardmlamay, efkat ve merhameti
emrederler. Dini, ilahi duyguya ok yakndr ve bu suretle sempati duy
gusuyle din duygusu birbirlerinden ayrlmaz bir ekilde gelimekte de
vam ederler.
Sevgi, yksek bir ideale ynelmeye en elverili bir duygudur. KaJ..
bin en hassas telleri, en iten balanma sevgidedir. Bencillik, menfaate
ballk, bakalarna zarar vermek gibi kt duygulara zttr. Bundan ba
ka sevgi, kutsallk duygusunun da ilk tohumlarn tar. Kutsallk, sev
gi ve korku duygularnn karmasndan meydana gelen bir duygudur.
Bu sebeple din uurunun teekklnde nemli bir adm olan kutsallk
duygusunun ilk tohumlar yine sevgi duygusunda sakldr.
Ben ve Ben Olmayan:
Din olay, tabiatst bir kudretle insann mnasebet kurrnasyle ba
lar ve ancak dini-ilahi mahiyette bir kudretin sezilmesinden sonra in-
sanda dini yaay grnr. Acaba insan bu stn kudretle nasl mii,.
nasebet kurar'? Metot blmnde akladmz zere, Max Scheler, :v:en
shing gibi fenomenoloji filozoflarna gre, insan yaarken kendinden
baka (la.ene) olan objektif varlklarla temasnda zorunlu olarak bu f;tn kudreti duyar. Buna daha nceleri Rasyonel Sezgi demitik. Bu su
retle Mutlak Varlk, yani Allah ile temasa geer. Bu gr Hegel'den beri
Almanya'da kurulan bir idealizm objektif cereyandr. Deneylerden faz
laca uzaklam olan bir metafizik grdr. Bu sebeple deney metodu
nu kullanan din psikolojisinde az tutulan bir felsefe sistemidir. Bu me
selenin zm yine gzlem ve deneylerle ve ocuk psikolojisinin ince
lenmesiyle mmkndr. ocuk dnyaya aciz olarak gelir. Beslenmeye,
korunmaya muhtatr. Fakat bedenini hareket ettirmek, duyu organ1a
ryle evresinden etkiler almak kabiliyetindedir. El, ayak ve beden ha
reketlerinde; beslenme faaliyetlerinde kendinden baka ve dta birtakm
varlklar olduunu duyar. Daha sonra bu varlklarn kendisine mukave
met ettiklerini, bir ksmnn organizmasna tesirler yaptklarm anlar.
Eyay kullanmak, ekmek ve kaldrmak, eklini deitirmek gibi hare
ketlerle, kendi varlyle d alem arasnda ayrlk olduunu anlar. Ya
kmlanyle ve arkadalaryle tenaslarnda sevgi, fke, korku gibi trl
hisleri harekete gelir. te bu alar ocukta ilk kiiliin balangcn
tekil eder. te yandan ailenin ve toplumun, eitim, gelenek gibi sosyal
tesirleri bir disiplin ve bask halinde karsna kar. ocuk gkler, yil
dzlar ve htalarla kainatm geniliini kavramaya balar. Tabiat kuvvet
leri, gecenin karanl, fll'tmalar,. yldrmlar ve rzgarlaryle onu kor
kutur. F'akat dier yandan da kendi dnda ve kendinden stn byk
0

98

DN PSKOLOJS

bir kudretin varln anlar. Onun iin kainat, byk ve ezici kuvvetler
topluluudur. Bu kuvvetler bir dzen ve tertip iinde cereyan ederler.
Gecelerin, gndzlerin, mevsimlerin ak tam bir intizam iinde olur.
ocukta bu idraklerin uyanmas ben (ene) ve ben olmayan (laene) ay
rlnn uurudur. Bu kudretler onun mukadderatna hakimdirler. Kainat
ona kendinden stn, evresindek_i btn kuvvetlerden de stn byk
bir kudret halinde grnr. ocuk kendi mukadderatna hakim, stn
bir kuvvetin varlna inanr. Ona kar hem sevgi besler, hem de kor
ku duyar. Din duygusunun ham ve belirsiz bir ekilden karak din uu
ru haline gelmesi bu deneylerle olur.
te bu suretle insan dnceden ve ilimden nce, yaayarak, deney
ler yaparak dini hayat yaamaya balar. nsanlar din felsefesi kurul
madan ok nce dini yaaya balarlar. Bu yaay, ahlak ve sanat duy
gularyle yakndan ilgilidir. Eitim, telkin ve dini messeseler bu ya
ay takviye ettike dini hayat geliir, ykselir. Bu tesirler iyi tanzim
ve idare edilmezse olumsuz ynde ilerler. Din uuru kklemeden za
yflar ve sner. Dini hayat, insanda kiiliin gelimesiyle ba baa y
rr. nsan ahsiyeti denilen benlik duygusuyle din uuru birbirlerini tak
viye ederler. Dini duygularn bu gelimi ekilleriyle dier soyut fikir
leri de birbirinden ayrmak lazmdr. nsanda kutsallk ve din uuru ya
nnda vazife, hak, adalet, hayr gibi birtakm soyut kavramlar daha var
dr. Bu ilkeler, yani hak, vazife gibi kavramlar, din duygusunun akl ve
deney ile beslenmi kollardr. Bilgi ile beslenir ve yaarlar. Din duy
gusu ise ftridir. Onda duygu unsuru galiptir. rnein, insanda hak ve
adalet fikri yannda hak ve adalet, hayr sevgisi de bulunur. Bunun gi
bi dini fikirler ve dogmalarn yannda dini hisler de yaarlar.

Amallk:
Dier nemli bir nokta da, din duygusuyle amallk duygusunun ya
knldr. Din duygusu en basit eklinden balayarak ,ilahi aka kadar
ulaan bir histir. Bu duygu organik ve ftri bir halden balayarak ull
hiyet uuruna ulaan bir histir. Organik ve lauuri bir halde balaya
rak Mutlak ile birleme amacn gder. Bu bakmdan bir ideale ynel
mi olan bir i kuvvettir.
Bu amallk davrannn temeli, duygular blmnde aklanan yak
lama-uzaklama (cazibe-dafia) alayndadr. Bu olay insann ftratnda
sakl olan mdir bir fikirin eseri olarak gstermitik. Bu olay insan
organizmasnda cereyan eder, uur ve irademiz dnda, fakat belirli bir
amaca gre iler. Bu amac dnme ve iradeden malnm olan hcre
lerin ortaya koymas mmkn deildir. Bu ama ancak insann da Halik
olan Kudret-i Fatrann eseri olabilir. Bundan baka btn canllarda

DN PSKOLOJS

99

grlen tropizm olaylar da bu fikri takviye ederler. Btn canllar


s, k, elektrik, su gibi tesirler karsnda uzaklama ve yaklama ha
reketleri yaparlar. Aa yapraklar gnee dnerler. Kkler su bulmak
iin derinlere yaylrlar, yaralarn kapatrlar, zararl tesirlere kar sa
vunma organlar meydana getirirler. dnmeden ve iradeden mahrum
olan bu varlklarn dahi hareketleri stn ve akl bir kudret tarafn
dan sevk ve idare edilir.
Hcrelerde ve canllarda grlen yaklama, yani cazibe kabiliyeti,
sempati ad altnda akladmz sevgi ve akn organik temelidir. Bun
dan dolaydr ki, sevgi ve ak evrensel ve dini karakterde bir duygu
dur. Bu amaca ynelme kabiliyeti insanda da vardr. nsandaki ref
leks hareketlerinin birou, bedenin mdafaasna yarayan irade d ha
reketlerdir. Fakat insan bedeninin ve insan nev'inin muhafazas amacna
gre dzenlenmitir. Din uurunun ve dini yaayn tekamlyle bu
amallk, ulfhiyet idealine ulamak gayesi eklini alr.
Din duygusunun bu gelimesini akladktan sonra onun hangi te
kaml safhalarndan geerek din uuru haline geldiini gstermek de
lazmdr. Bu aklamaya balamadan nce din duygusunun douu ve
gelimesi hakknda ileri srlen psikoloji grlerini bilmek lazmdr.
Din duygusunun kayna ve mahiyeti meselesi evvelce izah ettii
miz dinin kayna meselesine ok benzer. Ancak evvelki aklamann
felsefi bir izah olduuna, bu aklamann ise psikolojik ve deneysel bir
izah olduuna dikkat etmelidir.

DN DUYGUSUNUN GELMES
Psiko-fizyolojik Teori:
Din duygusunun gelimesi hakknda deneysel psikoloji metodunu kul
lanarak yaplan akfa.ma'ya psiko-fizyolojik aklama diyeceiz. Bu teo
ri F\ansz psikologlarndan Theodule Ribot (1831-1916) tarafndan orta
ya konulmutur. Rihct, felsefede psikolojiyi fizyoloji ile aklayan bir
ekoln lrnrucusudur. Din psikolojisinin henz kurulmad ada, pek
ok taraftar toplayan bir teoridir. Bugn dahi din duygusunun geli
mesi hakkmda ileri srd baz fikirler doru ve yerinde bulunmak
tadr. Ribot, Duygularn Psikolojisi adl eserinde dini hissi ele alarak
onu tamamyle fizyolojik ve pozitif metotlarla incelemi ve dinler tari
hinden ald rm:klcrk grlerini ispat etmek istemitir. Din psikolo
jisinin kurucular blm.nde saydmz modern psikologlar ise Ribot'
mm teorisini kabul etmezler. Onu pozitivizme fazla bal, dini olay iyi
::r2.n.Jr, bit g/r. sayarlar

100

DN PSKOLOJS

imdi bu teorinin ana fikirlerini zetleyelim. Ribot'ya gre din uu


ru veya dini hayat 3 devreden ibarettir:
1. Korku ve yaama ihtiyalarnn hakim olduu somut (mahhas)
idrakler, hayaller devri.
Q. Ahlaki elemanlarn katlmasyle daha ilerlemi ahlaki kavramlar
devri.
3. Duygusal elemanlarn azalarak din duygusuyle akli elemanlarn
karmasndan meydana gelen en yksek kavramlar devri (ideallemi
din).
Ribot, nce u sorunun cevabn vermeye alr: Din duygusu in
sanlarda nasl domutur? Bugnk evrensel dinlere bakmak suretiyle
din duygusunun temelini kavramak mmkn deildir. Bunun iin tari
hin yardmna ba vurmak, insanlarn en ilkel devirlerine dnmek la
zmdr. Bugnk ileri toplumlar, bundan yz binlerce yl nceki hayat
larna dndrmek mmkn olmadna gre bugn yeryznde yaayan
ilkel kavimlerin hayat rna ba vurmaktan baka are yoktur. Bunu
da antropoloji, etnografya ve tarih yapar. Bu bilgilerden faydalanarak
dini hayat inceleyen ilmin ad Dinler Tarihidir. Bu konunun dier bir
zellii ilk kaynaklar meselesini ortaya karmasdr. Malum o1duu
zere mspet ilimler ve pozitivizm, ilk kaynaklar (meneler) meselesiyle
megul olmazlar. Din duygusunun ilk kayna da byledir. Din duygu
sur!n nereden geldiini aratrmak teolojinin ve felsefenin vazifesidir.
Pozitif bir ilim olan psikoloji, teoloji ve felsefe deildir. Bu sebeple din
duygmmnun ilk kaynam aratrmak onun inceleme alannn dm
dn kalr.
Bununla beraber unu da syleyelim ki, dini hissin ilk kayna me
selesi kesin olarak zmlenmemitir. Bu hususta ileri srlen fikirler
hugLin de bir, gr ve teori olmaktan ileri geememektedir.
Bundan sonra Ribot, antropoloji ve dinler tarihine dayanarak din
,t.ygusunun geljme aamalarn gsterir. Bu aklamada dikkate deer
ve faydal fikirler vardr.
Somut drakler ve Hayaller Devri:
Bu devre, totemcilik ve tabiatlk a da diyebiliriz. lkel dinler
hakkmda yaplan gzlemler ve incelemeler, bize en ilkel dinin klanlar
da grlen Totemizm olduunu gsterir. Totem, kutsal saylan, hem kor
kulan, hem sevilen bir varlktr. ou canl bir hayvan, bir bitki veya
bir eyadr. lkel insan onu mterek atas sayar. Kabilenin her ferdin
de totemden bir para vardr.
Bunun yannda ilkel irlsan, tabiatn trl kuvvetleri karsnda ac
zini ve gszln duyar. Gk grlemesi, yldrm ve imek, yer dep-

DN PSKOLOJS

101

remi, iddetli rzgarlar ve frtnalar, karanlk geceler onda korku, deh


et gibi heyecanlar uyandrr. Bunlarn nedenlerini bilmez, bir eye s
nmak ister, koruyucu ve kurtarc bir kuvvet arar. Bu kuvveti kendi
gibi ruh ile bedeni olan bir varlk olarak hayal eder. te bu dn
antropomorfizm (mcessime) grn dourur.
Bu safhadan sonra animizm inanc doar. evrede btn iyiliklere
ve fenalklara sebep olan ruhlar dolarlar. len atalarn ruhlaryle k
tlk yapan ruhlar arprlar. Hastalklar, ktlklar, arplma, tabii afet
ler, kabileye kzan bu ruhlarn eseridir. Bunlarn hiddetlerini teskin et
mek, hirr..ayelerini salamak iin adaklar verirler, kurbanlar keserler.
Dinin bu ilk ekilleri bir dnce ve zihin eseri olmaktan ziyade
korku heyecanyle, hayal gcnn eseridir. Henz basit ve grenek ha
linde olan bu dini yaayta grlen zellikler unlardr:
1. Bu dini histe her eyden nce korku heyecannn eitli dere
celeri vardr. lk dinlerde hayal edilen ruhlar, daha ziyade ktlk sa
an ruhlar, hayallerdir. Bu kuvvet, honut edilecek hareketler yapld
zaman nimetler yadrr, kabileyi felaketlere kar korur. Kzd za
man da felaketler yadrr, hayvanlar ldrr, sular keser, yangn, a
tk ve hastal]{ getirir. Hayal gcnn rol byktr. Kk ocuklar
kendini inciten her eyi dverler, ilkeller de evrelerindeki varlklar
byle grrler.
2. lkel dinin ikinci zellii sempati ve cazibedir. Totemizmde, to
tem hem korkulan bir kuvvet, hem de kabilenin mterek atasdr. B
tn klan fertleri onun adn ve iaretlerini tarlar: Onu severler, ken
dilerini koruyacana inanrlar. evrede gezen kt ruhlarn da kurb_an
ve adaklarla yumuayacana, kendilerine zararl deil, faydal olaca
na gvenirler. Snmak, sokulmak temaylleri ba gsterir. Dini duy
gu burada balar. Din hissi srf korku heyecan deildir. Belki sevgi ve
snma (iltica) nn korkuyla karmasndan doan bir duygudur.
3. nc zellik, ameli ve faydac olmasdr. Burada fertlerin ve
kabilelerin kendilerini korumak igds meydana kar. lkel insan,
mabutlarna adaklar verir, kurbanlar keser, karlnda kendisinden iyi
likler ve yardmlar bekler. Mabutlarn kendilerine kar kaytsz dav
ranp davranmadklarn bu karlklarla lerler. Byclk, falclk da
trl hnerler ve metotlarla mabutlarn himayesini salamak, kuvvet
lerinden istifade etmek areleridir. lkel insann hayat etindir. Beslen'
mek, barnmak ve korunmak ihtiyacihdadr. Mabut, bunlar ilkel insana
salayan kuvvettir.
4. Dini hissin drdnc zellii sosyal karakteridir. Totem, ortak
laa (mterek) atadr, kabileyi birletirir ve yaklatrr. llere tap
mak nesiller arasnda balanty artrr. Ortaklaa ayinler ve tapnma-

102

DN PSKOLOJS

lar da sosyal dayanmay salar. Fakat henz ahlaki eleman mevcut


deildir.
Ahlaki Kavramlar Devri:

nsandaki trl duygular arasnda dini duygu kadar, akln ve zih


nin gelimesiyle ilgili bir duygu yoktur. Bu devirde din duygusuyle ak
ln ve zihnin faaliyeti beraber gelimeye balarlar. nsanlarda dnme
ve analizler yapma kabiliyeti balamtr. Ayinlerin ve amellerin ilk to
humlar domutur, felsefi hareketler balamtr. Konumuzu aklamak
iin bu devri de, a) Akln, zihnin gelimesi, b) Din duygusunun geli
mesi olarak ikiye ayrmak lazmdr.
1. Akln gelimesi:
,Bu gelimenin genel yollar, evrende (alemde) bir ahenk ve nizam
kavrayyle olaylarn kalabal ve eitlilii iinde bir birlik kurma
ya doru giditir. Teori bunlar yle aklar:
a) Kainatta bir ahenk ve nizam aramak, nce d varlklar ve mad
di alem hakknda balad. Gnlerin ve mevsimlerin, gne ve ayn . in
tizaml hareketleri, yaama, doum ve lmn bir hayat kanunu olmas
gibi gzlemler ve deneyler insanlarda dnyann belirli bir nizam ve ter
tibe gre yrd fikrini uyandrd. Bu suretle tabiatta ve hayatta ka
nun fikri domaya balad. Daha sonra bu nizam ve ahengin nazm
(dzenleyici) olarak birer mabut tasavvur edildi. Eski Yunanistan'da
grlen trl mabutlar, Kaldelilerde, Perslerde, Msrllarda, Fenikeli
lerde taplan 'mabutlar bu suretle meydana geldiler,
b) Kainattaki maddi ahenk ve nizam daha sonralar manevi ala
na da intikal (aktarma) ettirildi. nsanlarn yaptklar iyiliklerin, ma
budun isteklerine uygun olduu, fenalklarn ise mabutlarca iyi kar
lanmad tasavvur edildi. Bunu ispat eden en iyi de1il, siteye ve kabi
leye bir felaket (yenilgi, hastalk, alk gibi) geldii zaman bunun ma
butlara yeter derecede ibadet edilmedii, yahut onun buyruklarna uyul
mad eklinde izah edilmesidir.
c) nsanln bu tekaml safhalarnda dikkat edilmesj_ gereken bir
ka nokta vardr. Evvela tasavvur edilen bu mabutlar insana ok ben
zerler. nsanlar gibi evlenirler, }:irileri ve hasetleri vardr, birbirleriyle
arprlar. kinci nokta da, t:;p[uluklarn hepsinin bu tekaml birden
baaramamalardr. Bugn dah5 yeryznde henz fetiizm ve natrizm
devrinde yaayan kabileler oicuu gibi, airet mabutlarna, ocak dinine
bal yaayanlar da vardr. Bu konular dinler tarihini ilgilendirdiin
den zerinde fazla durmayacaz. Bizim incelememiz, din duygusunun
gelimesini soyut bir ekilde gstermektir. limle ve medeniyetle kendi
zelliklerine gre ilerlemekte olan bu adaki topluluklarda, dnce ka-

DN PSKOLOJS

103

biliyeti arttka,. ilim ve felsefe ilerledike insan eklindeki mabutlar da


t!:'1{ edilerek daha yksek ve soyut ilk sebepler arama safhas grl
mektedir. Fakat topluluklar, en yksek ve soyllt bir ilk sebep fikrini
kolay bulamamlardr. Bu derece yksek bir ideal fikri bulmaya in
sanlarn tecrbeleri, ilimleri ve zihinleri kafi gelmemitir. Burada s
tn zekalarn rehberlii lazm gelmitir ki, bu da peygamberlerin va
zifesidir. Psikologlar ve filozoflar peygamber szn ak olarak yaz
mamlarsa da eserlerindeki ifadeler bunu kesin olarak gstermektedir
(Ribot'nun Duygularn Psikolojisi>, Goblet d'Alviella'nn Dinler Ta
rihi gibi).
2. Dini hissin tekaml:
Totemizm devrinde korku heyecannn hakim olduunu gstermi
tik. Bunun yannda bir de iltica (snma), sempati gibi duygunun bu
lunduunu ve asl dini hissin burada baladn sylemitik. nsan ak
lnn tekaml ile korku ve iltica hisleri azalarak yerlerini gven, sev
gi, sayg ve tazim gibi duygular almaya balar. Somut idrakler devrin
de korku hissiyle mabutlara insanlar dahi kurban edilirdi. Gven, sev
gi, sayg duygusunun stnlk kazanmasyle insan yerine hayvan kur
ban etmek veya sadece ibadetler ve ayinler kaim oldu.. Daha soyut ve
yksek mabutlar telakkisi ile onlarda rahman ve rahim olmak vasf da
kabul edildi. Szgelii Perslerin dinlerindeki iyilik tanrs Hrmz ile
fenalk tanrs Ehriman arprlar. Brahmanizmde Brahman ile Atman
vardr. Bunlarn biri iyilik, dieri fenalk tanrsdr. Bu .mcadelelerde
iyilik daima fenala stn gelecektir. Bu suretle dinler, iyimserlik vas
fn da kazanmak suretiyle fertlerin hayatn daha ok kuvvetlendirir
ler. te bu yoldan gidilerek dinler ahlaki bir karakter kazandlar. Fe
nalklar mutlaka ceza grecektir. Bu ceza bazen dnyada, bazen de ah
rette vaki olacaktr. Eski Msrllarda mumyalar ve mumyalarn yanna
braklan ller Kitab Msr'da bu an yaadn gsterir.
En Yksek Kavramlar Devri:
Diri hissin. nc devresi lksel (ideal) bir din olmas eklinde
grlr. Burada artk dinler tektanrclk (monoteizm) haline gelmitir.
Dini his, eski korku ve hayal an geerek zihni ve akli bir lk hali
ne gelmitir. Tektanr, ilk sebep (illet-i ula) veya ahlaki ideal (hayr-i
ala) eklinde grlmektdir. Yahut Tanrnn sfatlarnda her ikisi bir
letirilir (Vahit, Vacib-l-Vcut, Halk, Kadir, Rahman ve Rahim gibi).
Tanr mefhumu olaylarn stnde ve onlara benzemeyen (muhalefettin
lil-havadis) ve tabiatn stnde bir Vacib-l-Vcut'tur.
1. Uluhiyet telakkisi bu ,aamaya gelince, metafizik (felsefe) ve ke
lam ortaya kar. Sfat- ilahiye, kader, cebir meseleleri, ahret, mcize

104

DN . PSKOLOJS

ileri derin: bir analize tabi tutulur. Din, sanki bir din felsefesi eklini
alr. Fakat din, hi bir zaman bir felsefe olmamtr. nk felsefe yal
nz akl yoluyle alr. Felsefenin ibadeti ve ayinleri yoktur. Din ise
vahiy ile mukaddes kitab kabul eder. badeti ve ahlak, temel direkle
rinden sayar. Felsefe kuru bir aklcdr. Dinler ise sevgi ve ak- ilahi
yi de ilerinde yaatrlar.
2. Dini hislerde akln, muhakemenin gittike artmaya balamas id
detli bir reaksiyon dourmutur ki buna mistisizm denir. Mistisizm, Tan
rnn ilim ve akl yoluyle deil, sezgi (a).{ ve mkaefe) ile, kalp yo
luyle (i yaay) bilineceine inanr. Mistisizm, btn evrensel dinler
de vardr.
Akl yolu, byk dinler arasnda aykrlklar yaratr. Hristiyanlk ,
ile slamlk arasnda itikatta, yani din felsefesi alannda grlen ayr
lklar bundandr._ Fakat dini his btn dinlerde esastr. Adeta dinleri bir
letiren en temelli elemandr. Hulasa, psiko-fizyolojik ve sosyolojik teori,
din duygusunun gelimesi bakmndan hayli nemli bir grtr. Fakat din
duygusunu korku heyecanna balamas ve gelimesini yalnz tabii ve
sosyal artlara tabi kmas doru deildir. Korku heyecan insanlarda
ve hayvanlarda mt:rektir. Eer din duygusunun menei: korku olsay
d, insanlarla ayn evrede yaayan hayvanlarda da bu duygunun uyan
mas gerekirdi. Bu da gsteriyor ki, din duygusu, insana mahsus ve ba
ka bir duyguya irca. (indirgenmesi) imkansz olan ftri bir duygudur.
nsann btn hayati fonksiyonlarna amil temelli bir histir.
Bu teori sade ve ,basit olduundan anlalmas kolay ise de dinlerin
ok ynl olan niteliklerini gstermekten uzaktr. Yukarda Metod b
lmnde gsterdiimiz zere, dinlerin ilk ekilleri totemcilik deil, tek
tanrclktr. Ribot'nun bu teorisi son aratrmalardan sonra rabetten
dmtr.

UUR VE DN UURU
Din veya uluhiyet uuru, din duygusunun daha yksek ve olgun
eklidir. Din duygusu insann yaradlna bal tabii ve ftri, fakat ba
sit bir duygudur. Bu duygu henz dini mahiyet tamayan bir dindar
lk kabiliyetidir. Din duygusunun din uuru veya uluhiyet uuru haline
gelmesini yle bir misalle aklayabiliriz: nsan gnde bir iki defa ack
ma duygusu duyar. Bu, insann yapsna bal doal bir duygudur, bir
beslenme ihtiyacdr. Bundan sonra eitli besinler bedene girer, birok
organlarn yardmyle zmsenir, sindirilir. Kan haline gelerek vcudu
besler. Din ve uluhiyet uuru da byledir. Din duygusu, birok eleman
larn katlmalan ve karmlaryle karmak, olgun bir topluluk meyda-

DN PSKOLOJS

105

na getirir ki, bunu din ve uluhiyet uuru ile ifade ediyoruz. Yukarda
dini duygu blmnde gsterildii zere, bu duygu insanda yaama ih
tiyac ve evreyle ilikiler sonunda kendinden stn ve kendi mukad
deratna hakim bir kudretin varlm duymak, sevgi ve sempati, korku
ve iltica duygularyle kararak yksek bir duygu mahiyetini alr. Bu
duygularn karmas ayn zamanda kutsallk duygusunun domasna da
sebep olur. Dinler tarihi buna ait birok rnekler vermektedir. Mesela,
ilkellerin dini saylan totemizmde, totem mukaddestir, hem sevilen ve
hem korkulan bir varlktr. Totem, btn klan halknn mterek atas
dr. Her fert onun soyundan gelir. Onun iin klan fertleri bu mte
rek atalarn severler. Klan halk, kzd zaman klann bana felaket
ler yadran totemden korkarlar, onun kzgnln gidermek iin kur
banlar keser, ayinler yaparlar. Korku ve sevgi duygularnn bu karmna kutsallk duygusu denilir.
Din duygusu, ftri ve ilkel haldeyken akln ve tecrbenin mda
halesi yoktur; fakat olgun bir ekle gelince akln ve tecrbenin mda
halesi balar. nsan, ilim ve tecrbeyle, mantki analizler yaparak bu ba
sit kabiliyete akli kavramlar da ilave eder. Dier cihetten aile ve top
lum, eitim ve telkinlerle ferdin uuruna belirli ve messes itikatlar ve
dogmalar (naslar, akideler) alamaya balar. Artk fertte belirsiz din
duygusu yerine belirli itikatlar ve ahlaki kurallarla beslenen bir uur
teekkl eder ki, buna din uuru ad verilir. Din uuru belirli itikat
ve ahlak kurallarn dier hkmleri 'eklinde yaatan irade, iman ve
kavramlara sahip olan, tabiatst, kutsal varlkla sevgi ve tazim duygu
laryle mnasebette olan ruhsal bir haldir. Mesela bir kimsenin dua et
mesi basit bir ekilde, yani ekil ve merasime tabi olmadan baland
kutsal varlkla bir mnasebet kurmaktr.
Evvelce psiko-fizyolojik ve sosyolojik teoriler blmnde uurun bu
gelime safhalarn olduka geni bir ekilde aklamtk. imdi uur hak
knda ksa bir aklama yaptktan sonra din uurunun geirdii evrim
aamalarn daha yakndan gstermeyP. alacaz.

uurun Tarifi:
uur, insann iinde geen ruhsal olaylar hakknda bilgi edinmesi-
dir. fsikolojide insann iinde geen ruhsal olaylarn tmne de uur. de
nilir. Bu bilginin konusu bazen iinde geen ruhsal hallere (sevmek, mer
hamet, utanmak gibi), bazen de dtan gelen tesirlere ait olur. rnein,
dershanede nmzdeki kitab ve defteri grmek d alemden bir tesir
le meydana gelen uur halidir. Bu uur hali aile duygusu, ahlak sev
gisi gibi uur hallerinden farkldr. nk bunlar daha ziyade insann
iinde doan ve yaayan hallerdir. Bunlarn hepsi ruhsal uur ad al-

106

DN PSKOLOJS

tnda toplanr. Fakat bu uur, kendisinin ve bakalarnn hal ve hare


ketleri hakknda hayr, .er hkmleri verirse ahlaki vicdan veya ah
lak uuru adn alr.
_).g:,. vcudun bir organ deildir. Bir organn ilevi de (fonksiyon)
deildir. Fakat eskiler uuru kalpte yerelletirmek (localisation) is
temilerdir. Byk kalpli adam, bu adamn kalbi yoktur, kalbimi kr
dnz! szleri bugn de halk atasnda kullanlmaktadr. uurun kendi
i benliimiz hakknda verdii bilgiye benlik (ene = ego) denilir. D
alemden gelen ve idraklerle kazanlan d bilgilere de benlik d
( la.ene = non-moi ) denilir. Benlik ile benlik d arasndaki mnase
betler bedenle ruhun mnasebetini de aklamaya yarar.
uur Dereceleri:

uurun ilk derecesi basit ve ilkel bir uur halidir. Bu uur bula
nk ve az gelimi bir uurdur. ocukta ve yksek hayvanlarda gr
len bir uur derecesidir. ocuk ve hayvan d varlklar grr, fakat he
nz benlikle benlik dn birbirinden ayramaz. Kendi . ruhsal benlii
hakknda bilgisi yoktur. Krda otlayan bir at, yamurdan ve rzgar
dan mteessir olur, fakat tedbir almay, reaksiyon gstermeyi dne
mez. Bunun gibi ocuk da eline bir ey batrlrsa alar, fakat nne
kan bir tehlikeyi (rnein, pencereden sarkmak vb. gibi) fark edemez.
uurun bu derecesi semek ve ayrmak zelliine sahip deildir.
uurun bu derecesi ilkel kavimlerde de grlr. Levy Bruhl ile
Durkheim ve ngiliz antropoloji ekol kurucusu Taylar, bu alanda geni
aratrmalar yapmlardr. lkel insanlarn hayatlar kk ocuklara ben
zer. Hayal glerinin yaratt ruhlarn, cinlerin darda, eyada yaad
na inanrlar. Antropomorfizm ve animizm inanlar bu suretle domu
tur. Hulasa uurun bu derecesi u zellikleri tar: a) ocuk, ilkel insan
ve yksek hayvanlar yaarlar, byrler; fakat benlikle benlik dn ay
ramazlar, aralarnda bir karlatrma yapamazlr; b) Kendi benlikleri
hakknda olduu gibi benlik d (d alem) hakknda bilgileri pek az
dr; c) Ahlaki uur yoktur, hayr ile erri henz birbirinden ayramazlar.
uurun kinci Derecesi:

'Medeni ve ileri toplumlarda terbiye ve retim faaliyetleri, toplumlarn eitli tesirleri (aile, arkada, evre) ocuklar abuk yetitirir, uurun bulank ve belirsiz hali kaybolarak ikinci derecesi balar. Vcutla
birlikte beyin de geliir. ocuk kendi vcuduyle d alem arasnda ay
rl kavrar. Be_nlik ile d benlik birbirlerinden ayr grlr. Fertler
de muhakeme ve analiz yapmak kabiliyeti balar. Fakat evre mna
sebetlerinde bencilik hakimdir. Fertler bakalar ile ilikilerini kendi

DN PSKOLOJS

107

bakmlarndan ele alrlar. Bu uur derecesi, renim ve terbiye grme


mi halk ynlarnda da grlr. uurun bu derecesini u zellikleriy
le hulasa edebiliriz: a) uur, bir davranma ve savunma durumunda bu
lunur. Benlik ile benlik d ayrlmtr. Bu temyiz, bireylerin bunlar
hakknda sahip olduklar bilgi derecesiyle orantldr. b) Fert, dnya
daki yerini, baka insanlarla mnasebetlerini kendi benciliine gre
dzenler. Ahlaki vicdan gelimeye_ balamtr.. Bu gelime d olaylarn
tazyikiyle orantldr. c) Ahlak duygusu gibi dini ve sosyal idealler az
gelimitir. Bireyler henz hayal gcnn tesiri altndadrlar. Arzular ve
eilimlerin tesiri fazladr. Maddi ihtiyalar manevi deerlerin stnde
tutulur. d) Bu ada bireylerin yaaynda henz manevi bir disiplin
yoktur. Yani irade, ykse}{ idealler yaatacak derecede kuvvetlenmemi
tir. Toplumlar bu alarda diktatrler ve monarilerle sosyal disiplini
salamaya alrlar. e) Bireylerdeki din duygular az ok bir taassupla
(gericilik) karmtr. nk i hayatta, gerek manevi hrriyet henz
kurulamamtr. Fertlerin maneyi yaay istikrar kazanamadndan, de
iken ve hareketlidir. Hareket ve elenceye abuk kaplmalar vardr.
Ulfthiyet uuru:
uurun nc derecesi, en yksek bir uluhiyet duygusu halini al
mtr. Buna olgunlam ve tamam olmu bir din duygusu dahi diye
biliriz. Bu derecede artk insan uurunda benlik (ene) ile benlik d
(la.ene) ayrl ortadan kalkmtr. Fert, kendisinden akn (mteal) olan
yksek kudretin uuruna varmtr. Ferdi ahsiyet, benlik, klli ve mut
lak varlk iinde erimitir.
uurun bu derecesi, en yksek seviyeye ulam din adamlarnda
her zaman grlr. ounluu meydana getiren fertlerde ise, byk di
ni gnlerde, dua ve ayinlerde ara sra grlr. Bu hali u olaylar ak
lar: nzivaya (yalnz yaama) ekilip kendini ibadet ve taate veren bir
mminin gnlnde yalnz Allah sevgisi yaar. Camilerde cemaatle kl
nan namazlarda, dini ilahiler ve Kur'an okunurken mminler kendile
rinden geerler. Hacca gidenler ve mevlit okumak iin yaplan top
lantlarda ya da trl vesilelerle yaplan dini merasimde (Mevlana
ihtifalleri gibi), lm ve cenaze merasiminde fertlerde tam bir dini uu
,run yaad grlmektedir. Bu zamanlarda mminler dnyann btn
gailelerini unuturlar, ahsi kin ve ihtiraslar, kk menfaat duygular
silinir, gnller svgi, fedakarlk, Tanr'ya ballk duygularyle dolar.
Bu duygular, cemaate katlan btn fertlere hakim olur. te bu hale,
en yksek din idealinde mminlerin birlemesi denilir. Fertler' bu uuru
derin bir huu ve skun ile, bazlar alamak, heyecanl sesler karmak
suretiyle ve herkes kendi ahsiyetine gre ifade ederler. Din veya ulu-

108

DN PSKOLOJS

hiyet uuru bu halde hissolunur, fakat kelimelerle ve cmlelerle ifade


olunamaz.
1. Fertlerde uurun bu yksek derecesi bazlarnda devaml, bazla
rnda devamsz olur. Yaplan anketler ve incelemelerde dini bir ayin s
rasnda yksek bir heyecan ve vecit hali geiren fertlerin sonradan bu
hallerine kendilerinin de atklarn ifade etmilerdir.
Sosyolog Durkheim, bu olay u suretle aklar: Baz byk miting
lerde veya heyecanl toplantlarda fertleri kolektif ruh sarar. Fert, ar
tk kendi uurundan karak, sosyal ruhun tutsa olur. Mitinglerde g
rld zere normal hayatnda sakin ve mtevazi olan fert saldrc,
cokun bir insan olur. Adeta o sakin adamn yerine korkun bir ihtilal
ci geer. Yerine gre yakp ykc bir kalabalk olur, yerine gre byk
fedakarlklara hazr bir cemaat haline girer. Fransz htilali zamann
da byle bir toplantda bulunan zenginler, btn mal ve mlklerini ve
servetlerini milli gayeler uruna balamlard. Fakat toplant dalp
herkes yerlerine ekilince, bu hallerine kendileri dahi amlard. Top
luluklar harekete getiren kolektif uur, ferdi uurdan tamamyle ba
kadr.
Durkheim'in burada anlatmak istedii kolektif uur,, din ve uluhiyet
uurlarnn yksek derecesi olan nc uur derecesinden farksz bir
olaydr.
Sosyoloji ilkel dinlerden saylan totemizmi aklarken bir mana
prensibini kabul eder. Mana, totemin kannda bulunan mistik bir kuv
vet, sihirli bir eydir. lkel insan, bunu yldzda parlayan, dalarda kk
reyen, gnete stan, okta ldren bir kuvvet olarak grr. Totemizm,
mana prensibi kabul edilmedike temelsiz ve dayanaksz kalr. Durkheim,
mana'y kolektif tasavvurun sembol olarak kabul eder. Gerekte ise ma
na, ilkel insann ruhunda bile kendini gsteren din hissi ve uluhiyet uu
runun bir grntsnden ibarettir.
2. uurun bu yksek derecesi muhtelif filozoflar tarafndan da tr
l isimler altnda tekrar edilmitir: Byk terbiyeci ve psikolog Alman
Foerster buna yksek uur adn verir. Romanc ve halk yazar Tolstoy
ise engin uur diye adlandrr.
H. Bergson'un felsefesinde temel kavramlardan biri olan hayat ham
lesi (elan vital) sz de bu uuru ifade eden bir terimdir. Atein de
miri stmas gibi Tanr da insan ruhunu ateler. - Bergson. W. James,
Dini Tecrbe adl kitabnda yle der: nsan ne zaman tam dindar
olur? Ferdi uuru, kendinden daha stn olan bir uluhiyet uuru ile birle.tii ve bir btn tekil ettii zaman. slam aleminde :liij (Tat
mayan bilmez) szleri de din uurunun bu derecesini bildirmektedir.
uurun bu derecesine ulaan kimselerde . ruh skuneti, olgunluk g-

DN PSKOLOJS

109

rlr. Bu bir kemal derecesidir. Tadan bilir, tatmayan bilmez. n


k uluhiyet uuru, en yksek idealin uurda yaamas ve duyulmasdr.
Maddi alemde cereyan eden bir olay ve rnein elimizdeki bir yaray
herkes grr, bakalarna gsterilip anlatlmas kabildir. Olaylar analiz
yoluyle aklanr, gsterilir, anlatlr.
Fakat uluhiyet uuru, yksek bir ak ve sevgi heyecan, yksek bir
idealin ruhta yaamasdr. Bunun analizi yaplar,ak aklanamaz. 1\nh.
tlmas da mkldr. Bu hal ancak duymak ve yaamak suretiyle ar-
lalr. Baba ve anne olmayan kimseye ocuk sevgisini. anlatmak zordur.
Bunun gibi uluhiyet uurunu yaamayan kimse de bakalarndaki bu he-
yecan dtan grmekle bunu anlayamaz. Onun iin, Tatmayan bilrnez,,
sz ok do::u ve yerindedir. Uluhiyet uuru veya yksek din uuru
da kelimelerle anlatlamaz. Dil bu gibi ykse duygular ifadede:1 2.eiz
kalr. O zaman dindarlar, bunu ifade iin tebih ve istiarelere ba vu
rurlar. (Remzi = sembolik) lisan bu suretle doar. Byk dindarform
ve mutasavvflarn ifadeleri rumuzlar = sembollerle doludur. Edebiyat
ta bu tarza dini sembolizm denilir.
3. slam aleminde uluhiyet ve din uurunu en iyi ifade edenlerden
biri de, mam Gazali'dir. Gazali, hya-l-Ulumunda (c. 4), Ak- Ha-
hi adn verdii uluhiyet ve din uuruna balanmay ve Tanr sevgisi
ni u suretle ifade eder:
Ak, gzel olan ve seyredene zevk veren eyleri mdrik olan, bu
gibi eylere deruni bir meyil duyan kimselere zg bir vasftr. ura
s muhakkaktr ki, duyu organlaryle ve organizmayla duyulan hazla,:
(maddi hazlar); duyulurlar (mahsusat) alemine ait olmayan Tanrya tat
bik edilemezler. Gazali, burada marifet, nur veya kalp gz dedii al
tnc bir his kavram ortaya karyor. Bu, bir iten sezgidir ki, d fHe-
me ait sevgilerden daha gl bir sevgi verir. Gzellik de, yalnz dar
dakileri gren gzden ziyade kalp gzyle grlr. Bu nedenle kalbin
hssettii duygular ilhi mahiyette olup; duyu organlarnn verdikle
riyle kyaslanamaz. O, bize ltuflar, ihsanlar yadrr. Onu severiz, n
k evvela o bizi sevmitir der.
Gazali, ilahi ak meydana getiren nedenleri yle sralar: a) nsan
kendi benliini, kemalini ve bekasn sever, refahna yardm eden ey
leri sever ve nihayet kendisiyle samimi bir ball, mnasebeti bulu
nan bir kimseyi sever. Maddi, manevi gzel olan her eyi sever. Bunlar
insana Tanr temin eder. Allah sevgisi dier sevgilerden stndr. Bu
sevgi yerine Tanrya ceza korkusuyle veya mkafat grmek midiyle
ibadet etmek, aka layk olmamak demektir. b) nsan kendine benzer
leri sever. nsan, Tanrsna benzemek iin onun bize taklidini emrettii
bilgi, ltuf ve merhamet, nezaket, iyilik gibi sfatlar taklit etmek sure-

110

DN PSKOLOJS

tiyle Tanrsna yaklar. Bu sfatlarla bezenen kiiler, Allaha mekan iti


baryle deil, fakat karakteri itibaryle yaklarlar. Gazali, bu yakla
may bir ayet-i
kerime ile gstermitir: -,;.
6-..C,Ji:.'J'.;J,::,
'-'-v'!'(,=' (Hicr,
.
...r:- -v...._:,
..,. -,.__::-.>o4.-:-y.>':9
s. 29) Onu yapp ruhumdan flediimde ona secdeye kapann!.
4. leri srdmz bu fikirler, en yksek otoritelerle biyoloji bil
ginleri tarafndan da deneylerle ispat edilmi bulunmaktadr. Mesela za
manmzn ileri dnrlerinden Dr. Alexis Carrel muhtelif eserlerinde
(u Bilinmeyen nsan gibi) yle diyor: Ben muayene ve tedavi etti
im btn hastalarn her zmresinde (Doulu, Batl, kadn, erkek, her
dinden insanlar) yaptm gzlemlerde u sonuca vardm: man sahibi
fertlerin acya dayanma gleri imanszlardan fazladr. Yaralar daha a
buk kapanr, daha abuk salklarna kavuurlar. Fikir ve ahlak kuv
vetlerinin iletilmemesi, bu kuvvetleri krelletirir (dumur). Din ve iman
duygular da ilemedike zayflar. u halde beden ve ruh hayat den
geli bir tarzda kendisini sevk ve idare etmelidir. ns'ann btnln
bozmamal, Allahn ve tabiatn kurallarna uymaldr.
imdi de mehur fizik alimi Albert Einstein'n birka szn hatr
layalm: Benim ilkelerim unlardr: "yilik, gzellik, doruluk". Zen
ginlik, konfor ve hret hi bir zaman beni sarmad. Ben uzaylar (koz
mik) stnde yapt'm aratrmalar sonunda ilmi yoldan daha kolay bir
ekilde iman duygusuna eritim. nk, kainatn bnyesini ilmi ve akli
bir ekilde anlamak insana en derin bir iman duygusu verir. Byk as
tronom Kepler ve Newton da benim gibi bir sonuca varmlard.
5. Uluhiyet uuru tekaml etmi olan kimselere de dindar = mt
teki demek doru olur. nsan vcudu sporla, shhi kurallarla gelitii
gibi, uluhiyet uurunun da ruhi ve manevi sporla, yani devamh suret!___ ibadetlerle beslenmesi lazmdr. Bu devaml beslenme sayesinde modern toplumlarda grlen trl fikir akmlarna, bozguncu ve artc
telkinler ve etkilere kar mukavemet artar. Bu mcadele devaml bir
cehit ve gayret ister. Be vakit namaz, oru gibi dini vazifeler uluhiyet
uurunun gelimesini, d tesirlere kar direnmeyi artrr. Bylelikle in
san, tam bir dindarla ular. Ruhunda skunet, huzur ve inirah hasl
olur. Yksek bir dan tepesine trmanan kimse, etrafta skunet ve son
suzluk grr. Hava ak, temiz, berraktr. Ufuklar sonsuz derecede ge
ni, aydndr. Yeryznn grltl ve teferruatl kaynamalarn duy
maz ve grmez olur. Bu manzarann sonsuz bir cazibesi, azameti var
dr. Uluhiyet uurunun son basamana ulaan kimselerin hali de by
ledir. Onlar da kainattaki skun ve sonsuzluu, yksekten temaa eder
ler. Gzellii, iyilii ve sonsuz saadeti hissederler. Hayatn ksr yaama
kavgalarndan ve endielerinden uzaklarlar. Gerek hrriyet ve saadet

DN PSKOLOJS

bu suretle meydana gelir. Uluhiyet uuru ene-la.ene ayrln kaldrr,


ikisi bir, ayn ey olurlar. uura gelen her ey Yce Varln tecellileri
olarak tefsir edilir. nsan, alemde bir kk zerre, varlk byk bir de
nizdir. nsan bu azametli okyanus iinde denizle kaynat zaman asl
varlna kayutuu hissini tar.

Beinci Blm
Lauur ve Din Psikolojisi ile lgili limler,
Semavi Dinler
LAUUR = ENKONSY AN
Liluur Nedir?
Did: hayatta la.uurun yerini tayin etmek iin nce a.uur hakknda
k!.:<1 bir aklama yapmak gerekir. Lauur terimi Trkemizde enkon
r;iy,1).1 (inconscient), gayri me'ur, bilind gibi szlerle ifade edilir. Biz
a1klamalarmzda daha ok lauur ve enkonsiyan szlerini kullmacaz.
Lauur, uurdan mahrum olan ve kendisine uur katks olmayan ve
fakat sonradan hakknda uur edinilmesi mmkn olan ruhsal olaydr.
Liq1::ur halleri en ak bir ekilde hafza olaylarnda grlebilir. Sahip
olduumuz gayet geni hatralar kmesinin bu anda aricak bir para
sm uurumuzda yaatrz. Dier byk ksm ise enkonsiyan alanda yat
maktad.r. Alkanlk ve itiyatlarla yaplan birok hareketler hakknda
Ltahi uurumuz yoldur. uuraltnda yaayan trl istekler ve hatralar
da ryalarla kendilerini gsterirler. ok istediimiz, fakat gerekletire
n_ediimiz arzular la.uura kapanrlar. Bunlar uykuda serbest kalarak
i'ya halinde meydana karlar. Komplekslerde ve psikozlarda* grlen
haller de byledir. La.uurun analizi Freud'un psikanaliz metodundan son-.
ra mmkn olmutur. Freud, psikanaliz incelemesine nce insann r
yalarnn tahliliyle balar. Herkes ne kadar manasz ve sama olursa ol
sun ryalarn olduu gibi anlatr. Ryalarn bu d grnleri atka
sn,Ja gizli kalan ve ou duygusal neviden olan derin ve mantki ma
mJ.ar psikolog tarafndan meydana karlr. te bu izahlar ryann asl
manas ve sebebidir. Bu sebeple mantki bir aklama ile uur alanna
karlnca kii, kendisini tazyik eden siknt ve rahatszlklardan kur
tulur, ferahla kavuur. uur alanna karlan bu duygular iradenin ve
eitimin tesirleriyle toplum iinde yeni bir davran ekline uyar, ruh
sal bozukluklar azalr. Lauurun varl trl tartmalara konu olmak
tadr. Behaviorisme,, existantialisme grleri, onun olaylarn gzlemine
( ) Psychose = ruh hastas. Kendi iine kapanktr, baka!aryle temas
tan kaar, iradesi zayflamtr, manyaklara benzer.

DN PSKOLOJS

113

uygun dmeyen bir teori olarak grrler. Onlarn sistemlerine gre in


san, ancak uurlu olaylarla bilgi edinebilir.
1. Enkonsiyan haller: :ebak metoduyle dorudan doruya elde edi
lemezler. Enkonsiyan daha zel bir tahlil ve teknikle insan hayatnda
kendini belli eder. arm olaylarnda, ryalar, yanlma ve srmeler
de olduu gibi. Enkonsiyan, nce Leibniz'in Kk drakler teorisi (Mo
nadologie 21) ile balad. Schopenhauer'in Fikir ve rade Olarak Alem
eserinde geniletildi. Von Hartmann'n* Enkonsiyann Felsefesinde tam
bir sistem tekil etti. Nihayet S. Freud Ryalarn Aklanmas eseriy
le tatbikatn ve metodunu gsterdi.
Onun konumuzu ilgilendiren yn, din hayatnda nemli bir yer tu
tan ilham, mistiklik, dini hissin teekkl alanlarnda yapt byk te
sirler ve oynad rollerdir. Kitabmzn bu konularla ilgili blmlerin
de la.uurun tesirleri hakknda ileri srlen fikirler de bunu gstermek
tedir.
2. Marazi la.uur halleri: Marazi (patolojik) la.uur halleri, potansiyel
hallerden pek farkl deildir. Bu gruptaki lauur halleri, uur alannda
birtakm zmreler ve k.meler tekil etmi olan eilimler ve belirsiz
hatralardr. Kiilik uurumuza dahil olmak iin daha ok mukavemet
ederler, irademize tabi olmazlar. Binet ile P. Janet'nin gsterdii zere
ahsiyet hasta1klarnda asl ahsiyetin yannda ondan tamamyle ayr di
er bir ahsiyet daha meydana gelir ki, bu hal, insand:: marazi neviden
la.uurun eseridir.
Psikanaliz Okulu:
Lauur hakknda ok yaygn ve nemli teori Freud'un psikanaliz g
rdr. Bu hususta Esanmzda dahi baz yaynlar yaplmtr. Biz. ko
numuzla ilgili olarak teoriyi u noktada zetleyeceiz:
1. nsann ruhi hayatnda blge vardr. Preud bunlarn en al
tndakine infra-moi adn verir. Bunu benliin taban ve alt diye ifa
de edebiliriz. Bu ksmda hayvani hayatn btn igdleri ve en ok
cirsiyet igds (libido) hakimdir. nsan hayatnn daha ilk yllarn
da, yani -ocukluktan itibaren lauurda birtakm kmeler, topluluklar mey
dana getirirler ki, bunlara kompleks (complexe) ad verilir. Bir kompleks
te biri stn olmak zere birok hatralar, hissi eilimler toplanmtr.
2. Bunun stnde ene (ben = ego, moi) alan vardr ki, dar bir
alandr. Bu alan srekli olarak. alt ve stteki alanlarla mcadele halin
dedir. Bilerek, dnerek, isteyerek yaptmz hareketler bu alana aittir.
(*)
Edouard von Hartmann (1842-1906), Hegelci Alman filozofu. Din fel
sefesine dair birok eserler yazd. Hristiyanl iddetle tenkit ederek Zerdt
ve Hint dinlerine dayanan yeni bir din anlay kurmak istedi.

DN PSKOLOJS

114

3. Bunun da stnde ideal ben (st ene = sur-moi) vardr ki, bu


rada sosyal tesirlerin izleri toplanmtr. Terbiyenin, ailenin ve toplu
mun yapt basklar ve tes;rlerle meydana gelmitir. st ve alt benlik
ler uur d ve enkonsiyandrlar. Yalnz ortada kalan benlik, yani dar
alan uurludur.
4. Kompleksler, st-benden gelen tesirler olmazsa btn uuru isti
la edebilirler. Fakat terbiye ve toplumun tesirleriyle st-ben kompleks
lere direnir. Bu olaya sansr denilir. Eer uurdaki sansr kuvvet
leri zayflarsa kiiliin bu iki alan arasnda mcadele ba gsterir. Bu
da insan hayatnda ryalar, yanlmalar eklinde grlr. Freud bu olay
lara lapsus adn verir. Yine bu mcadele sonunda ruhsal denge sars
lr, histeri, sinirlilik gibi trl ruh hastalklar ba gsterir.
5. Freud'un izinden yryenler arasnda Kar Jung'un* fikirleri bil
hassa nemlidir. Bunlar da iki noktada zetleyebiliriz: a) Alt ben pek
kk yatan itibaren iki tarafl bir yaaya sahiptir; bir. taraftan d
ilgilere, yani evredeki varlklara ynelir (extraversion), te yandan da
kendi kendine katlanarak kendi hayalleri ve duygularyle yaar (intro
version). b) Jung'un dier nemli fikri, kolektif enkonsiyan kavram
dr. Toplumlarn gemite kazandklar kabiliyetler irsiyet yoluyle sonraki
kuaklara geer. ocuklar, toplumlar ve hatta nevrozlar, sanatkarlar bu
enkonsiyan adetler, semboller halinde yaatrlar. lkel kavimlerdeki si
hirbazlar, eytan ve peri itikatlar da buna rnek tekil eder.
Psikanaliz teorisi genel izgileriyle bundan ibarettir. imdi la.uurun
dini hayattaki roln gstermeye alalm:
Dini Hayat ve Luur:

1. Mspet ilmin vazifesi, insan deneylerinin tam ve genel bir tasvir


ve izahn yapmaktr. Bu tasvir ve izah da deneylerden elde edilen so
nular umumi kanunlar, kurallar ekline getirerek yapar. Fakat ilim
lerin bu ideali, insan deneylerinin btn alemi tamamyle kavrayamama
s ve birok boluklar, eksikliklerin artakalmas sebebiyle henz ger
ekleememitir. Onun iin bugn insan deneylerinin tam bir sonuca
ulatn iddia edecek durumda deiliz. Mspet ilimlerin, alemin ve ha
disatn tam bir tasvir ve izahn yapmak hususundaki aczi u iki sebep
ten ileri gelmektedir: Birincisi, olaylar ve hadiseler aleminde deneyleri
tamamlanm, izah yaplm hadiseler yannda durmadan yeni hadise
lerin meydana kmas veya kefedilmesi; bunun bugnk ilmi vasta
larmzla aklanmasnn mmkn olamamasdr. rl}ein; Newton'un ge(*) Kar Gstav Jung (1875-1960), svireli ruh ve sinir hekimi. Derinlik
psikolojisini kurdu ve dini hayat enkonslyonla aklamak istedi.

DN PSKOLOJS

115

nel ekim kanunu, Einstein'n izafiyet teorisi ile uzay fiziindeki bilin
meyen kozmik nlar (radyasyon), biyolojide irsiyet olaylar bunlardan
dr. kinci sebep, ilimlerde sebepleri aklanamayan ve deneyle ispatla
namayan hipotezlerin (faraziye) ve nazariyelerin (teori) mevcut bulun
mas, ilimlerin bunlara iddetle muhta olmakla beraber henz kanun
larnn bulunmam olmasdr. Atom teorisi, tekaml teorileri gibi.
2. Modern psikoloji de dier mspet ilimler gibi bu zorluklar kar
snda bulunmaktadr. Fazla olarak ve bunlara ilaveten psikolojide iki
zor, llmez mesele daha meydana kmaktadr: a) Maddi ve uzvi alem
le ilgili olan beyin ve sinir sisteminin yaps, ileyii hakkndadr. Mo
dern ilim bu konular zerinde henz kesin bir deney ve aklama yap
maya muktedir olamamtr Onun iin psikolojide behaviorisme, spritua
lisme, psychanalisme gibi okullar meydana gelmitir. Ve bunlar bugn
srekli olarak atma halindedirler. b) Psikolojinin karlat ikinci
zorluk, lauurun (inconscient) ruhsal hayatta. oynad roln neminin
gn getike daha ok belirmekte olmasdr. Ruhsal alanda bugn ge
rek sinir sistemi, gerekse lauur hakknda birok olaylar mahede edil
mekte ve deneyler y,.plmaktadr. Fakat bunlarn kesin aklamalar, ya
ni sebep-netice ilikileri bulunup kesin izahlar henz yaplamamtr. Bu
sebeple bu alanda dahi hipotezler ve teorilerle yetinmek zarureti ba
gstermektedir.
Bu aklamalardan maksadmz udur: Dini hayatta ilham, hidayet,
mistiklik gibi olaylarda lauurun byk nemi vardr. Din psikolojisi
nin bu konuyla ilgilenmesi zarureti de bundan domaktadr. Kitabm
zn hidayet, zht ve takva, vecit ve istirak blmleriyle teoloji ve fel
sefe blmlerinde la.uurun tesirlerine ksaca temas edilecektir. imdi mo
dern grlere dayanarak lauurun dini hayatta nemini ve yerini belirt
meye alalm:
3. slam alemi lauur fikrine yabanc deildir. Kelam ve felsefe ki
taplarmzn hemen hepsinde ilham- rabbani, hidayet, kalbe dolan nur
szleriyle anlatlmak istenen fikir, bugnk psikolojide lauur hadiseler
ad altnda toplanmtr. slam mutasavvflar mkaefe, ilham, mana
aleminde grmek szleriyle yine la.uurun tesirlerini anlatmak istemi
lerdir.
Byk slam mtefekkiri Gazali, hya-l-Ulum, El-Munkzu min-ed
Dalal, Bidayet-l-Hidaye eserlerinde kalp gz, kalpte doan nur, altn
c his gibi szlerle la.uurun tesirlerini, dini hayattaki nemini pek iyi
gstermitir. Byk slam mutasavvflar ve mesela, Muhyiddin-ibnel-Ara
bi, Mevlana gibi slam mistiklerinde dahi la.uur hali Mutlak'a ulamak
iin bata gelen bir metot olarak mtalaa edilmitir. Ancak bu dahiyane
grler, dini bir adan ele alnarak gstrilmi, bu suretle teolojik bir

J.16

DN PSKOLOJS

kisveye brnmlerdir. Aradan bin yla yakn zaman gemitir. Bat


dnyas, slami gerekleri laykyle tamyamam ve deerlendirememi,
bu suretle bu fikirler Bat felsefesinde yeniden bulunuyormu gibi gs
terilmitir. Dier nemli bir nokta da, Bat dnyasnn bu gibi mesele
lere bugnk mspet ilmin-etotlaryle yaklamas, fikirlerini deneyler
le ispatlamaya almasdr. slam mtefekkirleri ise daha ok akli, man
tki yolu tercih etmiler, menkulata boulmulardr.
4. Bat aleminin, lauur olayn Alman filozofu Leibniz'in ve Von
Hartmann'm almalaryle sistem haline getirdiini evvelce sylemitik.
Yeni aratrmalar ise ngilizlerden F. H. Myers ve arkadalar tarafn
dan yapld. Bugn biyoloji bilginleri ise la.uur halleri, daha ok neuro
logie ve physiopathologie ya da biologie alanndaki deneylerle aklamak
istemektedirler. Myers ekol ise, la.uuru sezgi yolu eklinde aklamak
ister ve bu grle onu insan kiiliinin nemli bir paras sayar. La.
uurun psikolojik hal saylmas yanltr. La.uur, asl ve temel, uur ise
onun sath ve kabuudur. airlerin ilhamlar, byk mistiklerin mka
efeleri bizim iin anlalmaz bir manzara gsterirler. Btn uur olay
lar, asl nefsin (reel seli) kk bir parasndan ibarettir. Asl ahsi
yetimiz ve benliimiz lauurda olgunlap geliirler.
5. W. James, Myers'in fikirlerinden iddetle mteessir oldu. Fakat
James, ampirik psikolog olduundan Myers'in fikirlerini btnyle ka
bul edemezdi. te yandan insan kiiliinin kayna ve tekaml iinde
lauurun oynad rol de inkar edemiyordu. Bu sebeple Dini Tecrbe
nin Tenevvleri eierinde din uurunun gelimeleri srasnda lauurun
yerini, nemini ayrca belirtmitir. Bu tarihten sonra birok yazarlar ve
teoloji alimleri trl izahlar ve tebihlerle la.uurun asl uur zerine
olan stnln anlatmak istemilerdir. Kimisi bunu denizde yzen bir
(aysberg'e = buzdana), kimisi bir piramide benzetirler. Her iki te
oihte de altta grnmeyen byk paralar la.uur, stte kalan kk par
alar da uur oluyordu. Din psikolojisi bakmndan lauurun yerini ya
kndan belirtmek lazmdr. Acaba, dini fikirler, uuraltnda olgunlap
bizim irademiz dnda birden uur alanna m kyorlar? Yoksa bizim
irade ve uurumuz, dini muhakemelerimiz ve malumatmzn tesiriyle mi
meydana gelirler? Bir ksmna gre altuur, uurun altnda yatan geni,
tahlili imkanslz bir alandr. Duygular ve fikirler bu geni alanda insa
nn bilgisi dnda olgunlarlar. Bu, tpk toprak altnda gelien bir aa
cn tohumuna benzer. Biz onun eserlerini ancak meyve ve yapraklarn
verdikten sonra anlarz. Ondan nce altuur alemi bizim iin kapal bir
dnya>dr. Her trl eilimler, arzular, duygular potansiyel bir kuvvet
halinde la.uurda yaarlar. Bizim mazide yaptmz btn tecrbeler, ya
ni her trl davranlarmz, hareketlerimiz, isteklerimiz lauur alemin-

DN PSKOLOJS

117

de cl.epo edilirler. Bu depoya irsiyet yoluyle atalardan devir alnan tabii


ve irsi kabiliyetler de ilave olunabilir. Bu suretle la.uur alemi, bizim
asl kiilik (ahsiyet) kmemiz haline gelmi olur. Amerikal psikolog
Coe, Allier, Underwood'un eserlerinde mdafaa edilen tez de budur.
6. Dier bir ksm psikologlar ise uur ile lauuru birletirirler. Bun
lar uur ve la.uurun faaliyetini inkar etmemekle beraber bunlar tama
myle fizyolojik, organik yoldan aklamaya teebbs ederler. La.uur
sinir sisteminde meydana gelen .tamamyle organik bir olaydr derler.
Bu teori, Carpenter'in Zihin Fizyolojisi kitabnda aklandktan son
ra hayli taraftar da kazand. Ayrca Freud'un psychanalyse gryle dav
ran psikolojisi (behaviorisme) gr de bu ksma dahildir. uuraltna
itilen fikirler grsel veya iitsel duyumlar ve fikirler deildir. Bunlar
daha ok duygular, heyecanlar, iddetli arzular ye isteklerdir. Bunlar la
uurda kaynaarak kompleksler meydana getirirler. Kompleksler, bi
zim asl varlmzn tarihidir. Dini duygular da ite bu uuralt kompleks
leri arasnda doar ve yaarlar, nihayet terbiye ve telkin gibi d tesir
lerle uur alanna bir deer yargs ve yksek bir ideal eklinde karlar
ki buna, itikat ve iman diyoruz.
Bu teoride dikkat edilecek nokta, la.uurun asl materyelinin yine
uur alanna bir deer yargs ve yksek bir ideal eklinde kmasdr.
Bunlar, kurduklar mnasebetler, evreden alnan her trl dini ve ah
laki tesirler, geleneklerle kararak ferdin la.uur alannda byk tesir
ler ve intibalar yaratrlar. Bu hareketler ve faaliyetler esnasnda ferdin
sinir sistemi belirli davranlarla bu mnasebetlere kabiliyet kazanr, bun
lar zamanla sinirlerde otomatik bir itiyat meydana getirirler. Telepati
olaylar da la.uur faaliyetlerine balanabilir. u halde mistikler ve hida
yete erenler la.uur faaliyetleri ve sinir sistemleri dierlerine stn olan
kimselerdir diyebiliriz.
7. Modern psikologlardan Penist, Girgensohn da baz farklarla bu
gre taraftardrlar. Filozof Bergson, uurun Vastasz Verileri kita
bnn 13. sayfasnda yle yazar: Burada altta. kalan benlik yzeye
kar. Aadan gelen iddetli basnla d kabuk atlar. Bu duygular ve
fikirler, asl benliin derinliklerinde ilerler. rademizin dnda olar
birleirler, kmeleirler. Bu duygular ve fikirleri aslnda kendimiz ya
amzdr. Fakat terbiye, ahlak gibi eitli basklarla onlar asl benli
imizin uuraltna hapsetmiizdir. Bunlarn gnn birinde anszn uur
alanna kmalarn, yoktan var olu gibi hayretle kar_larz.
Hulasa, dini hayatta la.uurun rol genellikle kabul edilen bir ger
ektir. Tartlan nokta, trl tesirlerin nce uurumuz dnda la.uura
itilip itilmemesidir. Bu noktalar Din uuru kitabnda geni bir e
kilde inceleyen Prof. Pratt yle der: Dini hayatta la.uurun rol inkar
edilemez. Fakat onun btn materyelleri uuraltndan gelir. Din uuru

DN PSKOLOJS

118

da yalnz lauurun eseri deildir. Belki toplumdan terbiye ve telkin yo


luyle alnan trl tesirlerin lauurda toplanarak younlama:, ve ma
yalamasyle meydana gelen zel bir uurdur. Bu uura e-uur (co
conscience) adn veriyoruz (Din uuru, Enkonsiyant, s. 62).
Bu gr slami esaslara aykr deildir ve bu sebeple kabulnde
bir sakmca yoktur.

DN PSKOLOJS LE LGL LMLER


lm-i Kelam:
Evvelce akladmz zere, din psikolojisi yzylmza kadar ayr
bir ilim konusu .olamam, teoloji ve felsefe sistemleri iinde mtalaa
edilmitir. Dini olaylarn iyi anlalmas iin bu alanda da baz akla
malar yapmak zarureti vardr. Bu aklamalarmzda din ile felsefenin
mnasebeti gibi geni bir alana girecek deiliz. Byle bir teebbs, ese
rin btnln bozaca gibi, konunun ok dalmasna ve genileme
sine sebep olacaktr. Bu sebeple slamda ve Batda din felsefesi hakkn
da baz grleri zetlemekle yetinecek, bu alanda ortaya atlan fikirleri
gstermeye alacaz. Felsefe, ilimlerin konulan dnda kalan en ge
nel meseleler hakknda ileri srlen sistemli teorilerdir. Aristo, onu, ilk
sebepler ve son gayeler ilmi olarak tanmlar. Bu meseleler de bilgi teo
risi, Allah, ruh, madde, hayat gibi evrensel problemlerdir.
slamda felsefe, din felsefesi diyebileceimiz ilm-i kelam* ile balad.
smail Hakk zmirli bu ilmi yle tarif eder: lm-i kelam; zat ve s
fat- Bari'den, mebde ve mead itibaryle masnuatn (yaratklar) ahvalinden
kanun-i slam zere bahseden bir ilimdir. Felasifenin ilmi olan mabadet
tabia vey. metafizik de ilm-i kelam gibi zat ve sfat- Bari'den, mebde ve
mead itibaryle yaratklarn hallerinden bahseder. u kadar ki, mabadet
tabia yalnz akl yoluyle bahsetmekle, slami esaslara uygun olup olma
dna bakmaz. hm-i kelam, bilakis kanun-i slam, yani slamn temelleri
olan peygamberlik, semavi kitaplar, yeniden dirilmek gibi din-i slamda
katiyetle hkmolunan, din ve millet tesmiye olunan eriat yolu zere ya
ratklarn halinden bahseder. Akln ileyiini vahiy ile hatadan muhafaza
eder. Btn konularn eriat kurallarna uygun bir tarzda cereyanna
hizmet eder. Felsefede snrl olan akln fikir ve nazarna dayanarak ke
sin eriat kurallarna muhalefet vaki olduu halde ilm-i kelamda eriat
emirlerine kesin muhalefet deil, bilakis tamamyle muvafakat vardr.
lm-i kelamda asl olan kitap ve snnete balanmaktr. te ilm-i tevhit
(*)
lm-1 ,keUlmn manas zerinde tartma vardr. En uygun aklama,
Allahn kelnu, yan Kur'ann aklanmas ilmidir.

DN PSKOLOJS

119

veya kelam ile mabadettabiatn ayrld nokta budur. nceleme konular,


problem b_ir ise de metot itibaryle aralarnda fark vardr (Yeni im-i
Kelam, Dibace, s. 3-4).
slam filozoflar (Farabi, bn-i Sina gibi) Yunan felsefesine bal
olmakla beraber bu felsefeyi slam esaslarna gre tevil ediyorlard. mam
Gazali'ye gelinceye kadar ilm-i kelamda felsefi bahisler rabet grme
di. Gazali eskilerin ilm-i kelamn, felsefi meselelerin ilavesi suretiyle
geniletti. Bu suretle slam teolojisi byk bir canllk kazand, ileri bir
din. felsefesi eklini ald.
Dinler Corafyas:
Dinler corafyas, yeryznde yaayan dinleri, yaadklar blgeleri
ve. buna inananlarn saylarn inceleyen bir ilimdir. Gabriel le Bras'nn
almasyle gelien yeni bir ilim daldr. Dinler corafyas, dinlerin u
veya bu blgede hangi sebeplerle. gelitiini, blgelerin kltr ve tari
hiyle mnasebetlerini, dini messeselerin iklim ve medeniyetlerle ilgi
lerini aratrr. Bu ilim, zamanmzda mevcut dinleri 8 byk grup iin
de tasnif eder: a) slamlk, b) Hristiyanlk, c) Musevilik, d) Hinduizm,
Brahmanizm (birok kark ekilleriyle Hindistan'da yaar), e) Taoculuk
ve Konfyslk (Dou Asya'da ve bilhassa in'de yaar), f) intoizm
(Japonya'nn milli dinidir); g) Budizm (kayna Hindistan olduu hal
de Uzakdouda ve in Hindi'nde yaar), h) Zerdtlk (Hindistan'n
Bombay blgesinde yaayan Parsi topluluunun maldr).
Bu dinler de Tanr-tanyan (theiste), Tanr-tanmayan (atheiste) ola
ral,{ ikiye ayrlr. Taoculuk, intoizm ve Budizm atheiste dinlerdir. Theiste
dinler ise Sami kavimlerde balam ve sonra btn dnyaya yaylm
tr. slamlk, Hristiyanlk, Musevilik theiste dinlerdir.
slamlk bugn yeryznde be ktaya yaylmtr. Be ktada da
llar yledir: Asya'da 328.000.000; Afrika'da 88.000.000, Avrupa'da
13.800.000, Gney Amerika'da 355.000, Kuzey Amerika'da 135.000, Avus
tralya'da 105.000'dir. Bu saylar toplam olarak 430.395.000'dir.
Dini olaylarn btn cepheleriyle incelenebilmesi iin dinler coraf
yasnn verilerinden istifade edilir. Bu yeni ilmin yardmyle Trkiye'mi
zin dini harekei ve faaliyetlerinin bir haritasnn yaplmas, Alevi, Sr
yani, Maroni, Yezidi gibi mezheplerin ounlukta olduklar blgelerin
gsterilm,esi faydal olacaktr. Dnya Mslmanlarnn yaadklar bl
geler, hangi mezheplere gre daldklar gibi durumlar da ayrca ince
leme sonucu bu haritalarda iaret edilir.
Mukayeseli Dinler Tarihi:
Dini olaylarn incelenmesine ya;rdm eden ilimlerin biri de mukaye
seli dinler tarihidir. Bu ilmin amac, mevcut dinler hakknda en doru
bilgileri toplamak ve bunlar birbirleriyle karlatrarak bir sonuca var-

120

DN PSKOLOJS

maya almaktr. Bu amac gerekletirmek m, u tem.el konular in


celemelidir: a) Din ile kltrn mnasebetleri, b) Din ile toplum yaa
ynn mnasebetleri, c) Din ile ilmi ve teknik ilerlemeler arasnda dik
katli bir ayrma yapmak, d) Her dinin en ilkel eklinden balayarak
gelime safhalarn tarihi metotlarla incelemek ve tespit etmek, e) Dinler
arasinda ortak ve ayrlk noktalar.
Bundan sonra dinleri ayr ayr ele alarak zel aratrmalar yapmal
ve zellikle istatistik ve anketlerden faydalanmaldr. Burada yapaca
incelemelerde u artlara dikkat etmelidir: a) Herhangi. bir dinin nce
objektif. cepheleri incelenir. Bunlar o dinin muamelat ve ibadetlere ait
ahkam ve kavaidi, sosyal kurumlara kar ilgisi, ahlaki davranlardr.
Ayrca dinin toplum yaay zerine olan tesirleri de gzden geirilir.
b) Dinde yaayan eitli mezhep! tarikat cereyanlarn ve farklarn gs
termek lazmdr. Bunu da o dinin tarihi, teolojisi ve toplumda yaratt
dinamizm temelleri zerine kurulmaldr. Bu aratrmalar yaplrken
herhangi bir di. hakknda tezyif ve tahkir duygular tamamal, bila
kis geni bir msamaha ve anlayla hareket etmelidir. Her dini, insan
daha iyiye gtren bir rehber ve kpr gibi grmeye almaldr. c) Bun
lardan baka elde edilen sonular karlatrlarak geree varmaya veya
bir din felsefesi kurmaya almaldr.
Dinler rihi arahrmalarnda zihinleri hakikatten uzaklatran ve
sk grlen baz hatalardan saknmak lazmdr. Bu hatalar da unlardr:
lk hata zihinde yaayan pein hkmlerin tesiri altnda kalarak taraf
szlktan ayrlmak ve bir dinin peinen stnln kabul ederek ie
balamaktr. Bu tutum ise geree varmay ok zorlatrr. kinci hata
da btn dinlerin ayn derecede gerek ve aralarndaki farkn nemsiz
olduunu iddia eden grlerden gelir. Mesela; Tanrc dinlerin hepsinin
Musevilikten doduunu sanmak, zihni birok yanllara srkler ve ger
ekten uzaklatrr. nc nemli hata, dinlere kartrlm olan ef
sane ve hurafeleri dinin asl temellerinden sayarak bunlardan neticeler
karmaya almaktr. lmin ve tekniin geri olduu ilkalarda insan
lar, birok olaylarn gerek sebebini bilmediklerinden, hayal gcnn ya
ratt hurafe ve efsanelere ba vurmulardr. Artk efsaneler ve hura
feler a gemitir. Son yllarda mukayeseli dinler tarihinin din feno
menolojisi. ad altnda bit kolu domutur. Bu teori dinleri, meydana
geldii tarihi blgelere balamadan btn dinleri kronolojilerine gre
sralayarak karlatrr. Amac, dini hayatn bir tipolojisini kurmak, ya
ni dinin dourduu olaylar snflamak ve sonra bunlar psikolojiye da
yanarak anlamak vf/ anlatmakt.r.
Din Sosyolojisi:
Din sosyolojisi, genel sosyolojbin bir koludur. Dini olaylarn top
lumdaki vazifeleri hakknda eskiden beri birok fikirler ortaya srl-

DN PSKOLOJS

121

mtr. Fakat dini olaylarn sosyolojik metotlarla incelenmesi yenidir.


Bu alanda ilk akla gelen isimler Emile Durkheim ile Marcel Mauss, Levy
Bruhl ve ngiliz antropoloji ekoldr. Son yllarda baz sosyologlar din
sosyolojisi yerine din sosyografyas terimini teklif etmektedirler. sim
ne o1ursa olsun, din sosyolojisi, dini olay dierleri gibi sosyal bir ku
rum olarak ele alr. Onun toplumlardaki objektif grnlerini tasvir
ve izah etmeye alr. Din sosyolojisi, dini duygu ve uurun kayna,
gelimesi hakknda yaplan tartmalara karmaz. Modern sosyologlar
dan Prof. G. Gurwitche, Sosyolojinin Aklama Kurallar eserinde bu
fikri mdafaa ettii gibi, J. Wach ve J. H. Richter de bu gr savun
maktadrlar. Din, menei itibaryle bir zmre veya toplumun yaratt
sosyal bir eser deildir. Fakat beeri bir realite olarak toplum ve insan
faaliyetleri zerine byk tesirleri olan bir vakadr. Burada dinin sos
yal fonksiyonlarna iaret etmekle dinin kaynann toplum olduunu
sylemek istemiyaruz. Bu iki mesele birbirinden tamamyle ayr eyler
dir. Din sosyolojisi, dinler tarihiyle yakndan ilgilidir. Dinler tarihi, her
. dinin gelime ve yaylmasn ayr ayr inceler. Din sosyolojisi ise btn
dinleri bir btn ve sosyal bir messese olarak grr, bunlarn sosyal
kurulular halini alm olan ibadet ve ayin, kurban, dualar, dini adetler
ve gelenekler gibi objektif ksmlaryle megul olur. Alman sosyologla
rndan 'Max Weber, Din Sosyolojisi kitabnda bu noktalar akladk
tan sonra, din adamlar ve dini tekilat hakknda da esasl tetkikler
yapm ve bu tekilatn dier sosyal kurumlarla mnasebetlerini gster
mitir. Din sosyolojisi balca tetkik konularn istatistik metotlarn kul
lanarak inceler. statistik, toplumlarda grlen her trl faaliyetleri ve
kurumlar say ve miktarla gsteren bir disiplindir. Bu metot yardmy
le toplum fertlerinin hangi dinlere bal olduklar, ibadet yerlerinin sa
ys, devam eden mminlerin miktar, din hizmetlerinde alan kiilerin
miktar ve zellii, din eitim ve retim yerleri, yaynlanan dini eser
lerin says: zel dini kurulular rakamlarla gsterilir. Bunlarn her yl
art ve eksilileri aratrlr.,
Din sosyolojisi, din psikolojisinin yerini alamaz; nk dini bir ola
yn yalnz objektif ynn grmekle o olay aklanamaz. Mesela, kur
ban kesen bir mminin yalnz d grnyle kurban olavn deerlen
dirmek mmkn deildir. Bu olayda d grnten ziyade mminin
inanlar ve din duygusu daha nemli tesirler yapar.
Din sosyolojisi bugnn toplumlarnda yaayan trl ideolojilerle ve
dini faaliyetlerin, kurulularn mnasebetlerini de tanzim etmelidir. Za
manmzda grlen ideolojiler, siyasi bir manzara tarlar. Din ise her
trl siyasi faaliyetlerden uzak kalacak, fakat toplum zerinde tesirle
rini devam ettirecektir. Amerikal sosyolog Robert N. Bellak, 1958 y
lnda Amerika Sosyoloji dergisinde yaynlad Modernleen Trkiye'de

122

DN PSKOLOJS

Dini Faaliyet adl makalesinde, Trkiye'd.e dinin siyasi ideolojilerle .sk


sk kartrldn iddia etmitir. Din sosyolojisi, psikolojiden baka, din
ler tarihi ve dinler corafyasyle de yakndan ilgilidir. Bu kaynaklarn
kendisine hazrlayaca materyeller zerinde incelemeler yaparak genel
kurallara varacak ve' dolaysyle toplumlar zerinde dzenleyici, slah
edici bir vazife grecektir.
Bugn din sosyolojisinde ha.kim olan cereyana gre, dinlerin geli
mesi fizik evre ve kltrle aklanmak istenilmektedir. Bundan ba
ka sosyal evrenin ve medeniyetlerin dinler zeri.ne tesirleri, toplumlar
la dinlerin karlkl etki ve tepki mnasebetleri balca inceleme konu
lardr.
slamda ;;:%(; - :':') .;,-..:,G-j4:1K emr-i eriflerinde Allahn
lmsz olduu ve Hazreti Peygamberin, kavminin usul ve adetinde ol
duu gsterilmitir. Bundan anlalaca zere slam, sosyal mnasebet
lere nem vermitir.
Din sosyolojisi de din psikolojisi gibi yeni kurulmakta olan bir ilim
dir. Her iki ilim istiklallerini muhafaza etmekle beraber birok konular
da birbirlerinden faydalanrlar.

DN FELSEFELER'i
Din psikolojisi yakn zamanlara kadar din felsefesi eklinde .incelendi. Felsefe bakmndan ele alnd zaman dini olayn inceleme metodu
ct'eitii gibi, olaylarn aklama yollar da baka olur. Bununla beraber
din psikolojisi felsefeden tamamen ayrlamaz ve onun nazm fikirlerine
muhtatr.' Din psikolojisinin, din felsefesiyle olan yakn ilikisini gster
mek iin zel karakterde iki rnek vereceiz. Bu rneklerle din mesele
sinin bir felsefe sistemi iinde nasl aklandn gstermeye alacaz.
Emile Boutroux (1845-1921):
Modern Fransz filozoflarndan Emile Boutroux'nun lim ve Din,
Tabiat Kanunlarnn mkan adl iki nemli eserinde, din felsefesi hak
knda dikkate deer fikirler ve grler ortaya atmtr. Filozofun bura
da savunduu fikirler, zetle yledir:
1. Boutroux'ya gre alemdeki gerek sebepler ve mnasebetler, de
terminizmin gsterdii sebeplilik (causalite) ilikileri deil, amallk
(gaiyet = finalite) mnasebetleridir. Gerek sebeplerle aklama ve izah
prensipleri estetik ve moral neviden olmaldr:. Artk determinizm or
tadan kalkm, onun yerine hrriyet ve ihtiyar gelmitir. Boutroux y
le der: Hayrn ve gzelliin zaferi, tabiat kanunlar denilen dar em-

DN PSKOLOJS

123

beri ykacak, onun yerine iradenin hr kudretini koyacak ve ruhlarn


hr bir hiyerarisiyle daha olgun bir seviyeye ulaacaktr. Soyut bir zi
hin anlay yerine somut akln gr, uursuz bir tabiat mekanizma
s yerine alemdeki manevi bir faaliyetin gemesi ve sebeplilik ilkesi ye
rine amallk prensibinin konulmas ve btn bu amalarn, en yksek
bir amata toplanmas...
Boutroux, felsefesinde bu noktalar aklamak iin urat. Bu ama
larn esas itibaryle dinden ibaret olduunu gsterdi.
2. Boutroux'nun determinizm hakkndaki tenkitleriyle onun iline
dman saylmas doru olmaz. Tersine olarak Boutroux, olaylar ala
nnda .ilmin baarlarna kesin olarak sayg besler. niversitede ve di
er yksek okullardaki derslerinde mspet ilimlere olan saygsn daima
tekrar etmitir. lim ve Din eserinde din ve ilim mnasebetleri hak
knda o zamana kadar ileri srlen fikirleri iki ksmda toplar: 1. Nat
ralist fikirler, 2. Spiritalist fikirler. Natralist fikirler iinde Auguste
Comte'un pozitivizmini, Spencer'in tekamiil felsefesini, Haeckel'in mo
nizm veya ilim dinini toplar. Psikolojizm ve sosyolojizm okullar ad al
tnda da dini olaylar ruhsal veya sosyal faaliyetlere irca eden teorile
ri gsterir.
3. kinci grup iine girenlerden biri Ritschl'in* dalizmidir. Bura
da filozof, iman ile inanc birbirinden ayrmaktadr. Yine bu grupta il
min aklamalarnda boluklar kaldn ve bu eksikliin ancak din yo
luyle doldurulabileceini ve ilmi aratrmalarn da gittike dine doru
temayl ettiini gsterir.
Faaliyet (action) felsefesi denilen ekol ise ilimk: dini ortak bir pren
sip iinde birletirmek amacn gder. W. James ise din olayn dini
bir tecrbe olarak pragmatizm felsefesi bakmndan inceler.
Boutroux, tam ilmi bir zihniyetle bu ekollerin fikirlerini etrafl bir
ekilde inceler ve aratrr. Bu incelemeler sonunda kendi grne ge
lir. Natralist grler, dncelerinde insani olan ci.hctfore nem ver
memek, insan ruhunun kendi stne karak bir ideale balanmak hu
susundaki abasn grmemekle sular. Mistisizm aJanmda Pascal\n an
lad insan, insan sonuz derecede aar szn hatrlamadklarn ile
ri srer. Spiritalist grler iin de hisler ve inanlara fazla kaplarak
koyu sbjektivizme daldklar ve insan zekasnn eserlerine srt evirdik- .
lerini syler. Boutroux bu tenkidin1en sonra kendi grn ortaya ko
yar.
(*l Albrecht Ritsclll (1822-1889), XIX. yzyln en byk Alman din bil
gini erindendir. Dinde ibadeti imandan nce tutar. Protestanla byk tesir
ler yapmtr.

124

DN PSKOLOJS

4. lim ile dinin mnasebetleri nedir? Her ikisi de yaayan ve ger


ek bir realite olan ilim ve din arasndaki bu ayrlk nereden geliyor?
Din ile ilim arasndaki anlamazl mantk yoluyle zmek kolaydr,
fakat bu metot bizi pek ileri gtrmez. Boutroux'ya gre bu anlamaz
ln sebebi, ilmin kendi verilerine fazla gvenerek dogmatik ve meta
fizik bir zihniyetle malul olmas, dinin de kutsal metinlere fazla bala
narak dinin temel ilkelerini ihmal etme.sinden ileri gelmektedir. O hal
Gl.e kutsal metinlere ve menkulata gerek manalar verilecek olursa bu
ihtilaf ortadan kalkacaktr. lim alannda tecrbenin hakimiyetini kabul
ederken din alannda idealin stnln kabul etmelidir.
Bu noktaya gelince bu:ada yeni bir soru karmza kmaktadr: Bir
birine zt gibi grnen bu iki esas, bir kimsenin uurunda ayn zaman
da nasl. yaayacaktr? Bu soruya iki trl 'cevap vermek mmkndr:
Ya bu iki realite arasnda bir ayrlk ve gayrlk (heterogene) olmad
sylenecek veyahut akl bu ikisi arasnda zihnin alabilecei metafizik alan
da bir balant kefedecektir.
5. lim, olaylar inceler ve aralarnda ilikiler kurarak kanunlarn
koyar. Burada ilmin yapt ey, bir taraftan olaylarn gerek realitesi-.
ni incelemek, te yandan olaylar hakkndaki ilikileri kuran zihin faa
liyetidir. u halde birbirlerinden tamamyle ayr iki eleman vardr: Biri
realiteyi meydana getiren eya ve olaylar, teki de onlar mahede eden
ve anlalabilir (ir. elligible) hale getiren zihin faaliyeti. Eer bu iki ele
mandan biri dierinin yerini alrsa o zaman yine eski ihtilafa dn. lecek ve mesele btnyle ele alnmaktan uzaklaacaktr. Varsn eya
tabiat doldurmakta devam etsin, varsn insan ruhu kendi zihin mele
kelerini altrmakta devam etsin.
Dier taraftan ilim, canl yaratklan ve insanda hayat niteliini in
kar etmez. Her insan kendi varlna, kendisinin ve trnn muhafaza
sna nem verir. Bir toplum iinde yaar. Ailesinin, yurdunun ve insan
ln gelimesi ve ykselmesi iin alr. Gzel sanatlar, insana daha
yksek. duygular iinde varln gzelliini ve ahengini duyurmay_a a
lr. Bunlar insann daha yksek ve daha asi1 bir hayat yaamaya do
ni temayl deil midir? Ksaca insan hayat u art iinde olgunla
r: man, bir lk tasavvuru, ak ve cazibe...
mandr, nk her iman mspet olarak ispat edilememekle bera
ber bir deere inanmaktadr. Bu da fedakarlk, vazife duygusudur. Bir
lknn tasavvurudur, nk hareket ve faaliyet bir amaca doru yne
lir ve her arra da az ok realiteden ayr ve mstakildir. Ak ve cazibe
dir, nk irade lksnden vazgeemez ve yalnz sevgi yolundan lk
ile birleebilir. nsan faaliyetinin bu art btn dinlerin, de temel
elemanlardr.

DN PSKOLOJS

125

6. Bazlar insan yaaynn dine ihtiyac olmadn ve mesela i


gdlerin yardmyle yaamann mmkn olduunu iddia ederler. Bir
filozofun dedii gibi, nsan, hayvanlar gibi igdlerinin yardmyle bel
ki yaayabilir, fakat insan bunu istemez. nsan bir eye inanmak ih
tiyacmdadr. nsan, sanat, ahlak ve yksek idealleri yaratmtr. n
san uuru ister, arr, tatmin edilmesi kolay .olmayan manevi bir faali
yettir. Basit b.ir igd yaayna ise en yksek sesle itiraz vazife duy
gusu yapar. Vazifeyi yanltmak iin ne kadar uralrsa uralsn, akl
vazifeyi kutsal bir lk tanma:ta srar eder. nsan hayatna hakim olan
iman, gerekte vazifeye inanmaktan ibarettir. O halde vazife, aslnda
tnrnamen din olan bir eydir. .!2._an aklnn kabul edebilecei en yk
sek ve en mkemmel ideal, vazifedir. Ak ve cazibe de vazife lksyle
. berb--blu;-bi; histir.
halde vanln sonu u lyor: nsan_ hayatn.
l\11- vardr. insann hayatna huzuru, saadeti ve
( ..;,een ciur.
7. Bu aklamalardan anlalaca zere din, ahlak ilt. sk bir ba
lan t.t kurmutur. Fakat hi bir zaman ikisi ayn ey olamazlar. rade
srf fikirle harekete gelmez. Onun iin ahlak, insan faziletini Tanrsal
kemal ile takviye eder. Ahlak insan, yalnz dier insanlarla mnase
bete getirmez. Ayn zamanda Cenab- Hakka yaklamasn, onun ululuk
laryle nitelenmi olmasn da salar. Ahlak, hareketlere ait kurallar
koyarak insann Tanrsna yaklamasn salar.
Dini.n bu anlaynda objektif varlklar ne olacaktr? nsan d alemi
terkederek kendi iine mi ekilecektir? Hayr! nsan, beden ve ruhtan
ibarettir. nsan ruhu bir maddenin iine girmezse gereklemez. Ruh
durmadan bir ekilden baka bir ekle girmek iin urar. Sembolsz,
yani ayin ve ibadetsiz bir din, ayr bir isim olmayp bir safhadan ibaret
tir. Bu fikirle mistisizmin durumuna iaret etmek istiyoruz. Mistisizmin
pasif taraf, dnyadan el etek ekerek yalnz uluhiyetin temaasna ken
dini verir. Mistisizmin aktif olan safhas ise zht ve takva ile, ibadet
lerle, trl ayin ve merasimle Tanrnn sinesinde yaar. Hareket etme
den, sevgi duymadan yaamak mmkn deildir. te -bundan dolaydr
ki, inanlar ve ayinler de dinden ayrlmaz bir btn tekil ederler (Din
ve lim'den).

gTnfig

kcikd::

Wilhclm Dilthcy (1833-1911):


Din felsefesi hakknda verdiimiz rnekler arasnda bu Alman din
filozofunu da zikretmek lazmd!". Salam bir dini terbiye alm olan
Dilthey, yazd Ruh limlerine Giri-, Felsefenin z, Ruh limleri
eserleriyle din felsefesine yeni bir anlay getirdi.
Dilthey'in kurduu din felsefesine ruh ilmi = Geisteswisse,nschaf-

126

DN PSKOLOJS

ten:. ad verilir. Bu isim sonradan insan ilmi olarak yayld. Sistemi


nin zet fikirleri udur:
1. ;Felsefenin temel meselesi, insan btn halinde incelemektir. En
temelli im psikolof:Hr. -imdye kad-gelip gemi butlin f(;;of- l--b-a'lca ya-d alei ;;; (Kant, Berkeley) ile, yahut da ruhun tabiat
ve mahiyetiyle (Descartes) megul olmulardr. nsan akl sahibi, yaa
yan bir yaratktr. O, dnen bir ruhla canl bir bedenden meydana ge
len bir btndr. Asl mesele, insani olan nedir ve nasl bilinecektir?
sorusudur. Filozof Hegel ile Auguste Corrte'un grlerini tetkik ettik
ten sonra u sonuca varr: lim, dnya hakkndaki sezgilerin teo_risi ol
mahg}l:2. -...ll--!lil.e.r_,_ 011}.ard:1 .. hakin1 olan unsurlara gre trldr:
:a;)LHissLJJ.I)grlarg
h_akim olduu sezgiler: Din, b) Akl\ unsurlarn ha
c
.kim olduu. sezger.:..,lim, cJ rad' unsurlarn hakim olduu sezgiler: Ah
fak. u halde insan ilmi de; din felsefesi, ilim ve ahlak teorisi olarak
l;?lmdr. Pozitif ilimlerin metodu izah, yani sebep-netice m
nasebetleriyle aklamadr. nsan ilminin metodu ise kavramaktr. Hid
det halinde bulunan bir adam aklanmaz, kavranr. Zamanmzda psi
kanaliz ve sosyoloji Dilthey'in bu anlayn takviye etmitir. Psikapc!k;;:,
i:nn ruh_sl[inliklerinde . .ikinci bir ahsiyetin gizli olduunu gstr:
dii gibi, -sosyoloji de ferdi hayat ile topluluk halindeki insanlahn.-l:u:.c
yatlar arasndaki farklar gstermitir.
3. nsan btn cepheleriyle ele alp toplu bir sentez meydana ge
tirmek asl insan felsefesidir. nsana ait olan din, sanat, ahlak gibi be
eri fonksiyonlar tanzim ederek genel bir yaama ve faaliyet birlii ha
line getirmek felsefenin vazifesidir. Btn faaliyetlerde insan daima ken
dinin ayn kalacaktr. Existantialisme, fenomenoloji, behaviorisme, mark
sizm gibi modern felsefeler de insann btnlnden bahsetmilerdir.
Fakat bunlarn ou esasl bir realite olan dini ve ahlaki hayata yeteri
kadar nem. vermemilerdir. Dilthey felsefesinde bu eksii doldurduu
kanaatindedir.
4. nsann gerek ilmi ahlaktr. nk ahlak, insann dnya ve ah
retteki kaderiyle ilgilidir. Kant'n formel ahlak ile Max Scheler ve Fichte'
nin bir ahsiyetin eseri saylan ahla_k anlaylan yetersizdir. nsan ken
di mukadderatn nasl bilebilir? nsan bu alanda _teoriler veya pozitif
bir bilgiye sahip dclse de ameli-menfi mahiyette bir uura sahiptir:
ns:n hay:tnda t;.\h,u yrml yollar, iledii gnahlar hakknda pra
tik teolojiden bU.i YliniL alarak, kudretinin snrlarn iyi lerek
herkes kendi y::iunu :zebilir: Yapmal, yaparken de kendini y,ct.itix
rreli.. .>:.
0

DN PSKOLOJS

127

SEMAV DNLER
Din probleminin eitli ynleri hakknda bilgi vermek ve gnlk ya
ayta ve kitaplarda ok rastlanan semavi dinler ile temel fikirleri hak
knda ksa bir aklama yapmak faydal olacaktr. Dinlerin temel kural
lar, buyruklar ve yasaklar, ibadet ve muamelata ilikin kurallar kut
sal kitaplarnda bildirilmitir. Kutsal kitaplar, Allah tarafndan peygam
berlere vahiy yoluyle gnderilmi, onlar da insanlara tebli etmilerdir.
Kur'an- Kerim'de bildirilen ve hak dini gsteren dinlere Semavi Dinler
denilir.
Kutsal Kitaplar:
Kitap ( .:,, ) kelimesi aslnda yazd ve bir araya toplad mana
sna gelen ketebe ( ..,S-) kelimesinden gelir. Cem'i ktp ( c,:S' ) tr.
Ktb-i mukaddese drttr: Tevrat, Zebur, ncil, Kur'an. Kur'ana Mus
haf da denilir. ve u_' yazlm bir ey demektir. Yaz.l eyle
rn mecmuas da mushaf ( ) tt.
Tevrat ( .:,\Jj ), brani dilinde eriatn talimi manasndadr. Zebur
( .>y, ) ise ( Zebr ( .;:, = yazmak) kelimesinden gelir ve yazlm ki
tap manasndadr. Mezamir ( !,;,) kelimesi de gzel mzik ve iir
demektir.
1. Hristiyanlar Tevrat ve Zebur gibi eski ktb-i semaviyeye Ahd-i
Atik ( 2 = ancien testament) derler. ncil ( J.-:?\ ) kelimesi ise as
len Yunanca evangelium kelimesinden gelir. Arapaya geerken bu ke
lime ndl eklini almtr. Hristiyanlar nazarnda bu kelime Ahd-i Ce
dit'ten yalnz Metta, Markos, Luka, Yuhanna'nn kitaplarna tahsis edil
mitir ve yalnz bunlara ncil denilmitir. Fakat mecazi manada dier
btn ncillere de ncil denildii vakidir.
Kur'an kelimesi de Arapada fu'lan ( J:,w) vezninde olup, karae
{ [_; ) ve kraet ( ) fiilinden mastardr. Tilavet ( WJ) manasna
gelir. Lgat manasnda cemi ve toplama manalarna da gelir. Kur'an-
Kerim'in bundan baka Furkan ( :)i) ) , Tenzil ( J:_;:; ) , Hak ( j,-), M
bin ( C:.';-:--" ), Hda ( ,s ) gibi elliden fazla ad vardr:
2. Hristiyanlar, Hazreti sa'dan nce gelen mukaddes kitaplar mec
muasna Ahd-i Atik derler ki says otuz dokuza kadar kar. Yahudi ge
leneine gre ise Ahd-i Atik ksma ayrlr: Tevrat, Yeua (yani peygam
berlerin menkbeleri), hagiografa (yani Tevrat d, tarih, hikmet vs.'ye ait
eserler); Kur'an- Kerim'de ad geen Tevrat, Hazreti Musa'ya nispet
edilen be kitap (esfar- hamse) tr. Hristiyanfar Ahd-i Cedit denilen
drt ncil'den baka Pavlus, Petrus, Yuhanna, Yahuda gibi Hristiyan
azizlerinin birok mektuplarn da Ahd-i Cedit iine koymaktadrlar. Ahdi

DN PSKOLOJS

128

Cedit ve drt ncil, Allah kelam olmayp havariyun tarafndan yazl


m, ahlaki nasihatler ve szlerdir. Hristiyanlarca havariyun da Haz
reti sa'dan feyiz ve nur alan resul - nebilerdir. Halbuki bu azizler pey
gamberlik iddia etmemiler ve mucize gstermemilerdir.
3. eitli nciller vardr. Birou Yunanca ve branice yazlmtr.
Yazarlar kati olarak tespit edilmeyince bundan telaa den Bizans m
paratoru Kostantin, 325 ylnda znik'te bir ruhani meclis (konsil) top
lad. Konsile yzlerce ncil arz edildi. Konsil bunlar arasnda Ahd-i Ce
dit denilen drt ncil ile risaleleri kabul etti; dierlerini imha etti. Fa
kat bu karar konsile katlan bin kadar papazdan yalnz 318 kiinin oyu
ile alnd.

HIRSTYANLIK
Hristiyanlk teslisinde (trinite) rkn, yani ekanim-i selase un
lardr: a) Akl: Eb, b) Nutuk*: bn-ul-lah (sa), ilm-ul-lah, kudret-ul-lah,
c) rade (iradet-ul-lah, ruh-ul-kuds, mahabbet-ul-lah) dir.
sa, ncil:
sa'ya Jesus-Christ denilir. Christ kelimesi Yunanca Khristos keli
mesinden gelir. Bu kelime mnci, fidye-i necat ile kurtaran adam (re
dempteur), Le Messi (Mesih) szleriyle karlanr. Bu sebeple sa'ya sa
yi Mesih (Jesus-Christ) dahi tesmiye olunur. Chretien (Hristiyan) ke
limesi buradan gelir.
Christ kelimesinin Franszca Jolivet lgatine gre, karl Oint
tir. Manas, Allahn temyiz ve stfa (arnm) buyurduu adamlar de
mektir. Yunanca Khristos kelimesinin karl bu szdr.
Jesus, A1lahn olu, kurtarc manasnadr; Kristos kelimesi aynca
sa'nn armha gerilen heykeli karlnda kullanlr.'
Katolik, Ortodoks:
Katolik kelimesi Yunanca evrensel = alemmul de.mektir. Bunu
ilk kullanan Antakyal Patrik Ignatius (M.S. 107) tur. Ortodoks kelime
si ise hakikatlere uyan manasnadr; yani Hristiyanlkta gerek ha- .
kikatlere ve asl dine uyanlar manasna gelir. Hristiyanlkta Katolik ve
Ortodol:s ayrl 857 ylnda balamtr. Roma Papal, Bizans Patrii
< *) Nutuk, Kelam: Felsefe tarihinde Allah ile alim uasnda bir vastadr.
brani dilinde hikmet, femde hakim olan Kudret'tir. Eflatun'da idea, AristO''da
akl, Kelam'dr. Tasavvufta kelime, belirli ve cevher cinsinden gerekt.ir.

DN PSKOLOJS

129

Ignatius'u azlederek yerine baka patrik gndermesiyle bir il;tilal ba


gstermi ve Hristiyanlkta iki ayr kilise kurulmutur.
Katoliklerle Ortodokslar 3 noktada ayrlrlar:
a) Teslis davasnda Ortodokslar ruh-ul-kuds'n Eb (Allah) tara
[_g__at .gnderildiine inanrlar. Katolikler ise eb, ibni birletirerek
ruh-JJJ-:luds'n baba-ouldan geldiine inanrlar.
b) Katoliklere gre papa, iman, ibadet, ahlak meselelerinde yanl
maz; her sz mutlak hakikattir. Ortodokslar ise papann nihayet bir insan olduunu ve yanlabileceini kabul ederler.
c) Katolikler, papann sa'nn vekili olduunu ve btn mminler
zerinde takdis, retme ve idare hakkna sahip olduuna inanrlar, on
da ilal>J bir kudret bulurlar. Ortodokslar ise papann ruhani bykler
(piskopsslar) zerinde amir olduunu tanrlar; fakat ilahi kudreti ol
duum, kabul etmezler. Bunlardan baka Hristiyanlkta Nasturiler, Ya
kubiler gibi sapk saylan birok mezhepler de vardr. ki bunlar, dinler
tarihinin inceleme konusuna girerler.
Protestanlk:
Hristiyanln nc kolu olan Protestanlk, Almanya'da bir kasa
ba papaz .olan Martin Luther (1483-1546) tarafndan kuruLnutur.
yk bir ihtida buhran geirdikten sonra gnahlardan affn ancak Ce.. nab- Hakkn ltfu ile olduuna, parayla satlan indulgencelarm batl
olduuna kanaat getirdi. Roma'ya bir vazifeyle gnderildii zaman pa
palarn saltanatlarn grp, Hristiyanln ald bu ekilden daha ok
rkt. Almanya'da 1517 ylnda Wittenberg kilisesinin kapsna 95 mad
delik bir protesto listesi ast. Papa X. Leon, Luther'i aforoz etti, fakat
Luther bu aforoz emrini halkn gz nnde alenen yakt. Ertesi yl im
paratorun emriyle Vorms'ta toplanan dini kongrede Luther fikirlerini
parlak bir ekilde savundu. Bu tarihten sonra Protestanlk kuruldu.
Protestanln temelde balca fikirleri unlardr: a) Allah ile kul ara-
sna kilise tekilatnn girmesi doru deildir. Papann gnahlar affet
mek yetkisi yoktur. Gnahlar ancak Allah affeder. Parayla gnah aff
dine aykrdr. b) ncil Almancaya tercme edilmitir. ncil gibi btn
dualar, ayinler her milletin kendi diliyle yap:imaldr.. c) Papalk siya
sete- v dnya ilerine mdahale etmemeli, yksek dereceli kardinaller
yer4 papaz meclisleri toplanp din ilerini grmelidir. Papaln dn-.
hkmdarl kurmas dine aykrdr. Dini sadelie ve aslna dn
trmelidir.
Luther'in kurduu bu mezhebe Protestantisme (Protestanlk) denil
di. "Y:_Xy!dan itibaren Roma kilisesinden resmen ayrlmtr. Bugn
Protestanlk da baz farklarla drt kola ayrlmtr: Lutherianisme, Cal
vinisme, Anglicanisme, Presbyterianisme.

y'a

130

DN PSKOLOJS
Hristiyanln Esas tikatlar:

Fatih Sultan Mehmet Istanbul'u fethettii zaman, Istanbul'un Ru.m


Patrii Yenadiyos Eshalaryos korkarak kyafetini deitirmi, bir tara
fa saklanmt. Fatih bu zatn iyi huylarn haber alhh. Dostlar arac
Iyle, korkmadan mey.dana kmasn kendisine bildirdi.
Patrik meydana knca, Fatih, onu tekrar Istanbul 'Patrikliine ta
yin etti. Muzaffer padiah, bu din adamna byk imtiyaz ve msaade
ler verdii gibi, sk sk patrii huzuruna alp mub.ahaseler ve musahabe;
ler yapard.
te bu srada Fatih, patrikten Hrisiyan itikatlarna ait esasl ma
lumat istemiti.
Patrik, yirmi maddeden mrekkep bir i:t:ikat,nam. Y:zp Fatil'e tak- .
dim etm.ti. Pek kymetli olan bu itikatname, tarih kitaplarna \bile gir
meyerek mehul kalmt. Son Osmanl Ayan Meclisi (Senato) azasndan
ve .Rum cemaatinden Legoft (Bey) vastasyle vesika meydana kt. H
ristiyanlk akaidini sade ve zet olarak tespit eden. maddeleri o zaman
ki ifadeleri muhafaza ederek aynen veriyoruz:
: Madde 1 - tikadmz bunun zerinedir ki, Allah vardr. Cmle
mahlukat yaradandr, yoktan var eyledi, cismi ve cisn;ani deildir. Hay
yani diridir. Akl gibi akldir. Lakin akla benzemez. Kamildir ve tekmil
edicidir, alirpdir, basttr, kadim binihaye, alem iinde ve dndadr, me
kan yoktur. Her yerde hazrdr. Bu saydmz sfatlar Allaha mahsus
tur; mahlukattan bu sfatlarla ayrlr.
Madde II - Allah alimdir, halimdir, gerektir ve gerek kendidir.
Mahlukunda taksim olunmu ne kad_ar haslet varsa hepsi en yksek mer
tebeyle Allahta mevcuttur. Bu hasletler mahlukatta da vardr, onlara da
kendi verir; Allah halim olduu iin mahlukatta da bu huy vardr. Ken
di alim ve sadk olduundan kullarnda da ilim ve sadakat vardr. La
kin u fark var ki, .A,llahn sfatlar kendisinin zatndadr; nahlukttakf
s!atlar sonradan verilmitir (arazdi).
Madde III Cenab- Hakta sfat vardr. Bunlar, dier sfatlar
nn ba ve memba gibidir. Bunlarn birincisi hay olmasdr. Dnya
y yaratmazdan evvel de alemi bu sfatla yaratt. Bu sfata uk
num ve _ sret> tesmiye olunur. Bu sfat Allahn evvel bir olan ba'"
st_ Qakikati_ncien ayrlmaz. te bunun iin Allah vardr ve bu sfatla bir Allahtr, Allah deildir.
Madde iV - Allahtan nutuk ve irade (emretmek) sadr olur. Nasl
ki atete hem hararet, hem k olduu gibi. Bu alem yok iken Allahn
nutuk ve iradesi kadim ve ezeli idi, yani evveli yokt. nk Allah
akldir. dediimize gelince (yani ekanimi selase) unlardr: 4kl, nu
tuk. ve iradedir. te bu n heyet-i mecmuasna bir Allah deriz ve

DN PSKOLOJS

131

bunlara, Allahn nutkuna ilmullah ve kudretullah ismn verrz. Ke


zalik bunlara iradetullah ve ruh-ul-kuds ve muhabbet.llah ismi
ni veririz.
Akla eb, yani baba ismini veririz. nk akl kimseden domad.
Nutuk ve irade bundan doar. Bunlar daima Haktan geldiinden ve
ebedi olarak Allahla olduundan AUaha bir Allah deriz.
Madde V - Allah nutku ile, yani hilmi ile ve kudreti ile dnyay
yaratt, hem ruh-i kutsi ile yaratt. Hem kadrdir, hareket ettirir. te
bunun iin iman ederiz ki, Allah insanlar eytana tabi olmaktan ve put
perestlikten dndrmek iin Allah diledi. Yeryznde Allaha itikat et
meyenler vard. Gerek bir tanrya tapmazlard. eytan tesiriyle nefis
leri havasna uymulard. Hazreti Musa'nn kitabna inanmazlard.
Madde VI - nsanlar eytana tabi olduklarndan Allah beer sure
tinde nutuk ile ruh-i kutsi ile bunlar irat eyledi, bundan dolay Alla
hn nutku adem suretinde kisvelendi, ta ki ademlerle konua. Fasit iti
katlarn iptal eyleyerek, Allahn birliine insanlar iman edeler. Haz
reti sa gibi bir kii cemi alemi hak din canibine dndrmek mmkn
deildir. Bunun iin Allah kadir ve kayyum gerei kutsi mubarekte
ekti ve bu ruh-i kutsi ile, havariyunu mnevver eyledi, kuvvetlendir
di. Ol gerei btn aleme ekmek iin ve alemi dalaletten kurtarmak iin
ol bir Allah ile (eb ve ilim ve ruh-ul-kuds) ile irat eyledi. Hazs
reti sa gerek olduu iin itikat ederiz ki, irad dahi gerektir. a
kirtlerini dahi ilim kuvvetiyle gzel rey ile anlarz.
Madde VII - tikadmz yledir ki: Allah sz ademlik eklinde
(kim nutkudur) Rabbimiz kisvelendi (sa'dr). sa'nn cismani hayat adem
hayat, veliler hayat gibidir. Hazreti sa'nn ulviyeti ilm-i kllisi, mu
cizeleri ise kuvve-i ilahiyesidir.
:v:(adde VIII - tikadmz yledir ki, bir adam ol can ile ten kim
bir ahsa nazir bir adem oldu. Allahn nutku bir taraftan beden ve ru
huyle cismi dier taraftan sa ibn-i Meryem suretiyle sa oldu. Nasl
ki cismi daim ademde iki hakikattir. Biri birinden ayrdr. Ne nutk- ila
hi cesed-i sa oldu, anas gibi, hat can oldu. Ve ne de sa'nn teni ve
can nutk- ilahi oldu. Evet, daim sa'da mevcut nutk- ilahi ve adem
lik her ne kim baridedir, ondandr. Onun iin barinin nutku tesmiyesi
ne bari deriz ve inanrz. Zira .bu nutk- bari sa'da olduu iin sa'ya
tanr ve adem ve ism-i bari tesmiye olundu, bari nutuk sfatna naza
randr.
Madde IX - tikadmz yledir ki: Nutk- bari, sa'da idi. Ve dn
yada, gi;ikte ve yerde, baride idi. Zira nutk- bari mekanszdr. Kudreti
de mekanszdr. Ancak u kadar var ki baride ayrca ve sa'da ayrca
ve dnyada ayrca cihet iledir.

132

DN PSKOLOJS

Madde X - tikadmz yledir ki: Bari Taala Hazretleri byk hil


mi:tden ve btn byk inayetinden mahluktan birisine bir ey verse
bu vermekle kendisine noksan gelmez, belki daha kemal bulur. Zira mah
lukundaki kemalden kendi azameti zahir olur. Ol miktar Allahn ilmi
ve kemali zahir olur. 01 nutk- bari btn kemalatyle sa'ya geldii
iin ve bundan evvel gelen peygamberlere derecelerine gre geldii iin
sa'ya gelince mahlukunda Allahn efkati ve Allahn muhabbeti ziyade
oldu.
Madde XI - tikadmz yledir ki: sa armha ekildi. Onun bu
lm kendi ihtiyaryledir. ok fayda vardr. Onun bu lm ademH
ine gredir. Yoksa Cenab- Barinin sz ne armha ekilir, ne de lr,
ne de geri dirilir.
Evet kendisi lleri diriltti. Kendi cismini ihya etti. Geri hayat bu
lup ge kt. Tekrar geri yere inerek dnyaya hakim olsa gerektir.
Madde XII - . tik:dmz yledir ki: nsann ruhu fevtolmaz, zira
veli olanlarn cisimleri liri hayat bulurlar. Ebedi hayat ile zahmetsiz,
hafif, mnevver, yemeden imeden beri olurlar, nefsani arzulardan beri
olurlar.
unlar kim hayr ameller klmlar, itikatlar da halel bulmamtr.
Onlar cennete girerler, unlar ki gnah iledi, vcutlar cehennemde olur.
Cennet gktedir. Cehennem yerdedir. Veliler var ki, Allahn esrarn gz
leriyle grrler.
Madde XIII - Allahn nutku sa'nn cesedine girdiinin hikmeti ne
dir? diye sorulsa, yedi trl cevabmz vardr.
Madde XIV - Birinci cevabmz oldur ki: Beni srail kavmi pey
gamberleri her ne iledi ise hepsini sa iin sylediler. sa'nn akirtleri
isa'nn hikayelerine ehadet ettiler.
Madde XV - kinci cevabmz oldur ki: Dinimize ait kitaplar bir
birine muhalif deildir. Zira esaslar birdir. Nasl ki, Bar Taala birdir.
Madde XVI - nc cevabmz oldur ki: sa dini zuhur edince iti
bar buldu, puta tapanlar, atee tapanlar iman getirdi. Cahiller iman et
medi. Bu sebeple eski batl dinler fasit oldu.
Madde XVII - Drdnc hccetimiz oldur ki, bu din iinde vecih
ten muhalif nesne yoktur. Mptedas noksan deildir. Ruhanidir. Bir do
ru yoldur kim ilerimizi Allahn muhabbetine ve ebedi hayata yetitirir.
Madde XVIII - Beinci hccetimiz oldur ki, bu dini kabul edenler
bu dinde sabit kaldlar, hayrl amel ilediler, hem ok mert.ebe kazan
dlar. ok mucizeler ilediler. sa adyle bunlar byle olmaz idi, eer bu
din hak olmasayd.

DN PSKOLOJS

133

Madde XIX - Altnc cevabmz oldur ki, her kim ki bu dine kar
silahl ola cevaba kadiriz.
Madde XX - Yedinci hccetimiz oldur ki, sa'nn zamanndan
yz on sekiz (318) yl geinceye kadar sa dinini tanmadlar. O zama
nn milletleri, hkmetleri birok Allahlara ve putlara taparlard. Silah
la sa dinini battal etmeye altlar, iptal edemediler, belki kuvvet bul
du. O zamandan imdiye kadar kuvvetlendi, eer Allahn rzas byle
olmasa idi byle olmazd.
Fatih, bu itikatnameyi dikkatle okduktan sonra dinlerine istedik
leri gibi devama msaade etti. Onlar hal srleri halinde slamlara zu
lm ettikleri halde, slam dininin vicdan hrriyetine en geni manasyle
yer veren Dinde ikrah yoktur,, ayetine uyarak geni serbestlikler yer
di. Bu msamaha ve vicdan' hrriyeti, slam dininin ulviliini anlatan
bir hccettir.
slmhk le Hristiyanlk Arasnda Farklar:

slamlk ile Hristiyanlk arasnda itikatta ve amelde byk farklar


vardr. Bu farklar u suretle zetleyebiliriz:
1. Hristiyanlkta teslis (trinite) inanc vardr, bunu yukardaki mad
delerde gsterdik, slamda ise tektanrclk (tevhit) inanc vardr. 2. s
lamlk btn semavi dinleri, peygamberlerini ve kitaplarn hak bilir,
kutsal sayar, Hristiyanlk ise yalnz Bible' yani Ahdicedit ve Ahdiatik
denilen 66 kitab kutsal sayar, dierlerini tanmaz. Anca:k, slamn
hak bildii, kutsal kitaplar, sonradan tahrife uramayan, yani asl
ve gerek olan Tevrat ve ncil'dir. 3. Hristiyanlk insann doutan
gnahkar olduunu ve bu sebeple temizlenmesi iin vaftiz edilmesi
ni ister. slamlk ise her insann temiz ve ftrat- slam zere do
duunu, bakalarnn gnahlarn tamadn kabul eder. 4. Hristi
yanlkta ,kilise ve rahipler zel bir kurulutur, birok yetkilere sahiptir.
Papa, sa'nn vekilidir, her sz haktr. Affetmek, takdis etmek, terbiye
etmek, dnya ve ahreti dzenleyecek emirler vermek hakk vardr. slam
lkta ise ruhbanlk yoktur. Affetmek yetkisi yalnz Allaha mahsustur.
5. Hristiyanlk ve Yahudilik kavmi ve ruhani .tekilatl dinlerdir; Fazla
olarak Yahudilik inhisarc bir dindir. Musa'nn mmeti, dier kavimler
den stn ve onlara yol gsterici farz edilir. slamlk ise evrenseldir. Irk
ve soy tanmadan btn insanlara hitap eder. 6. Hristiyanlkta sa Allan-.
far, szleri de Allah kelamdr, baz havarilerin szleri de Allah kelam
aylr. slamlkta ise ilahi emirler vahiy yolu ile ve Cebrail vastasyle
tebli olunur. 7. Hristiyanlkta 4 ncil vardr, bunlar da sa'dan ok sonra
toplanan konsiller tarafndan seilmitir. Yahudilikte kutsal kitaplarn en
nemlisi olan Talmut yedi yz senede ve Musa'dan ok sonra tamam
lanmtr.

134

DN PSKOLOJS

YAHUDLK VE SRALOGULLARI
srailoullarnn kutsal kitaplarna Ahd-i Atik (eski ahit) denir ki,
hepsi 39 para kitaptan ibarettir. Bunlar da byk blmde gsteri
lir: 1) Musa'nn kanunlar ve emirleri: Tevrat (Torak, Pantetk) budur,
2) Jeua; peygamber ve tarih menkbesi, 3) Hagiografa, yani bu iki k
sm dnda kala; btn dini gelenesel kurallar ve emirler. Hristiyan
aleminde slamdan baka btn semavi kitaplara Bible denilir. srail'in
ayrca Talmud adl byk ve nemli bir kitab vardr. Ahd-i Atik, Mus.a'
ya peygamberlik verilmesini yle anlatr: Musa, kaynatas Midyan ka
hini Yetron'un srsn gdyordu ve sry ln arkasna gtrd
ve Allah'n da Horebe'ye geldi ve Rabbin melei bir al ortasnda ve
ate alevinde ona grnd. Allah ona alnn ortasndan seslenip dedi:
"Musa; Musa! buraya yaklama! arklarn ayandan kar! nk ze
rinde durduun yer kutsal topraktr!" ve dedi: "Ben babann Allah, b
rahim'in Allah, shak'n Allah, Yakup'un Allahym!'" ve Musa yzn
rtt. nk Allaha bakmaya korkuyorc;lu,> (Ahd-i Atik, k, bab 3).
srailoullarnn tanrs Yehova'dr. Yine k blmnde bu nokta
yle anlatlr: Musa, Allaha dedi: "te srailoullarna geldiim zaman
onlara Atalarmzn Allah beni size gnderdi dersem ve onlar bana
Onun ismi nedir derlerse. ne diyeyim?" Ve Allah Musa'ya dedi: "Ben,
ben ,lanm!" ve dedi, "srailoullarna byle diyeceksin: Beni size Ben m
gnderdi. Yehova Ben'im! E.bediyen ismim bu! Ve adan aa anlmam
budur" (Ahd-i Atik, k, bab 3).
Ahd-i Atik'in Tesniye blmrin 6. babnda Allahn birlii yle bil
dirilir: Dinle ey srail! Allahmz Rab, bir olan rabdr.' Ve Alla.hn Rab
bini btn yreinle ve btn cannla ve btn kuvvetinle seveceksin!
Ve bugn sana emretmekte olduum bu szler senin kalbinde olacaktr.
Yahudi dinin esaslar 1180 ylnda Endlsl filozof Meymunid ta
rafndan 13 maddede zetlenmitir (bkz. Dinler, Osman Pazarl).
1. Yahudilik iki temel doktrine dayanr: a) Monoteizm inanc, ya
ni tektanrni varlna inanr, b) Bu inanc insanlara yaymak ve
retmek iin srailoullar seilmitir. srailoullar bu iki temel fikri bir
letirerek yle ifade ede;rler: 'Dinle ey srail, Tanrmz odur, Tanrmz
birdir. srailoullar yeryznde tektanncl ilk kuranlar olduklarn
iddia ederlerse de, yaplan tarihi aratrmalarla bu inancn daha nce
leri Msr'da doduunu ve Hazreti Musa'nm Msr'da yaarken Msr
kahinlerinden istifade ettiini gstermektedir. Msr firavunlarndan III.
Amenofis, Msr'daki btn putlar ve mal;etleri, heykelleri kaldrtm
ve putperestlii yasak etmitir, Ezcmle Luxor mabedinde bu tem.izlii
uygqlamtr. !srailoullanmn anlad Tanr, yalnz, &ekin. ve sevgili

DN PSKOLOJS

135

kavmi olan Yahudilii tercih ettiinden dolay inhisarc bir din olarak
kalmtr.
2. Yahudilerin mukaddes kitab Tevrat'tr. srailoullar, Tevrat'n
Tanr tarafndan dorudan doruya Hazreti Musa'ya yazdrldna ina
nrlar. Fakat son yllarda yaplan aratrmalar gstermitir ki Tevrat,
ncil gibi sonradan trl deiikliklere uratlmtr. Tevrat esfar- ham
se (be sifr) denilen be blmden ibarettir: a) Tekvin (bap 1-11) Haz
reti Yusuf'a kadar; alemlerin yaradl destan, insanlarn ilk suu, Tufan;
(bap 12-50) Hazreti brahim'in ve oullarnn hikayeleri; Hazreti shak, Ya
kub'un hayatlar ve Yusuf'un Msr'da yaaylar. b) k: (bap 1-18) Haz
reti Musa, Msrllarn srailleri altrmalar, srail'in Msr'dan k
, firavun ve ordusunun helaki; (bap 19-40) Allahn Tur danda Musa'
ya evariiri aereyi bildirmesi. c) Levililer: Ayin ve merasime ait usuller;
kurbanlar, kahinler, temizlik kanunlar, bayramlarn tanzimi. d) Say
lar: srail'in Tur dandan kalkp rdn lkesine girmesi, kavmin ade
di, sbtlar, arazinin taksimi, Musa'nm am'a gnderdii elilerin ahvali.
e) Tesniye: Baz ahkam, Hann'un vefat, Yusuf'un hilafeti beyanndadr.
f) Tevrat'tan baka Yeua, Hakimiler, Rut kitaplar, Yehuda Kral Yeua
zamannda kahinler tarafndan neredilmi bir eser olup, Musa'nn l
mnden bahsettii. ve Musa'nn zarnaninda henz mevcut olmayan birok
adetlere iaret ettii iin o zamanki ilahiyatlarn bozulmu dinl slah
etmek maksadyle yazdklar blm.
3. Sina danda Tanr, Musa'ya emirlerini bildirdi: Bu emirlere On
Emir = Evamir-i Aere denilir ki Yahudiliin anayasasdr. Tevrat bu
nu yle anlatr: cTann buyurdu: Seni Msr diyarndan, esaret evresin
den karan Tanr Yehova benim. Karmda baka tanrlarn olmayacak
tr. Kend iin oyma put, yukarda glrt-e olann yahut aada ve yer
de olann, yahut yerin altnda, sularda olann hi suretini yapmayacak
Slll ve otlara ibadet. etmeyeceksin! nk ben seriin Tanrn Rab (Ado
nai); benden nefret edenlerden babalarn gnahn ocuklar zerinde n
c. nesil zerinde ve drdnc nesil zerinde arayan ve beni seven ve
emirlerimi
tuumlann binlercesine inayet eden kska:p. bir Tanrym.

Tanrn Rabbin ismini bo yere aza almayacaksn; nk Rab ken


di ismini bo yere aza alan susuz tutmayacaktr. Sabbat (cumartesi)
gnn' tak etmek iin onu hatnnda tut'! Alt gn ileyeceksin ve
btn iini yapacaksn, fakat yedinci gn Tanrin Rabbe sabbattr. Sen,
olun ve kzn, klen ve cariyen ve hayvanlarn ve kaplarnda olan ga
ribin, hi bir i yapmayacaJqnn! nk Rab gkleri, yeri ve denizi ve
onlarda olan btn eyleri alt gnde yaratt. Ve yedinci gnde isti
rahat etti. Bunun iin Rab, sabbat gnn mubarek kld ve onu takdis
etti - Babapa ve anana h:rmet et, .ta ki Tanrn Rabbin sana vermekte
olduu toprakta mrn uzun olsun. Kimseyi katletmeyeceksin. Zina et-

136

DN PSKOLOJS

meyeceksin. almayacaksn: Komuna kar yalan ehadet etmeyeceksin.


Komun e.vine tama etmeyeceksin. Komun karsna, yahut klesine, ya
hut eeine, yahut komun hi bir eyine tama etmeyeceksin!.
srail dininde bu on emir, din ile ahlak birletirir ve Yahudi kav
mine sosyal bir dzen vermeyi ama bilir. Yahudilikte kurban merasimi
de nemli yer tufar.
4. srailoullarnn Tanrs Yehova kadir-i mutlaktr, cihann hal
kdr. Gerekten. vardr, birdir. Ondan baka Tanr yoktur. Tanr, bozul
mu olan sosyal dzeni yeniden kurmak, ahlakszla ynel_en ,insanlar
saf ve kamil bir hale getirmek iin srail kavmini semitir. Musa dini
o zaman basit ve ilkel bir hayat yaayan srailoullarn hak yolunda y
rtmek iin maddi ve dnyevi mkafat ve mcazatlara kuvvet verdi. S
k ayin ve merasimle manevi disiplini salamak istedi. Onun iin Musa
dininde uhrevi hayata ait hkmler azdr.
5. srailoullar arasnda esasl mezhep kurulmutur: a) Saduki
ler: Bunlar, ruhun ebediliini, lmden sonra dirilmeyi (bas had-el-mevt)
ve melekleri inkar ederler. Fakat Yahudiliin her trl merasim ve iba
detlerine itirak ederlerdi. b) Peroiler: Bu mezhebe bal olanlar fa
zilet ve doruluklar, yaaylarndaki intizam ve dine ballklaryle ken
dilerini tantrlard. Bu.nlar son derece zht ve takva iinde yaarlar, di
ni bahislerde geni malumat sahibi olurlard. Mukaddes kitaplar ken
dilerine gre tevil ve tefsir ederler, Hazreti Musa'ya ait birok menk
beleri ve rivayetleri eriatn esas hkmleri arasna koymaya alrlar
d. Mukaddes ehirleri dmanlar t?rafndan zaptedildikten sonra dn
yann her tarafna dalarak medreseler atlar ve Yahudilii kendi teo-.
rileriyle kartrarak etrafa yaydlar. Peroilerin bu teorileri ve fikirle
ri toplanarak Talmud denilen byk Yahudi teoloji kitab meydan: gel
miti. c) Esiyiler: Bunlar, srailoullarnn mistiklik yolunu tutan. ksm
dr. Hristiyan tarik-i dnyalari gibi toplumdan uzak yaarlar, hayatla-.
rm zht ve takva ile geirirlerdi. Hristiyanlar gibi toplu halde manas
trlarda oturmayarak tek balarna yaarlard.

Altnc Blm
Hidayet, Zht ve stirak, Teoloji
HDAYET, HTDA
slam aleminde olduu gibi Bat dnyasnda dahi zht ve takva, hi,
dayet, vecit ve istirak olaylar eskiden ,beri yardr. Ve pek ok dikkati
ekmitir. Ancak din psikcrlojisinin kurulmasndan sonra bu olaylarn da
ha ilmi bir ekilde tetkiki ve izah areleri aratrlmtr. Evvelce be
lirttiimiz zere din psikolojisi gzlemler ve aklamalarla geliecektir.
Vecit ve istirak, hidayet gibi olaylar ise din psikolojisi iin son dere
cede somut ve deerl bir aratrma alan hazrlamtr. Son yllarda Ba
t dnyasnda yaynlanan bWn din psikolojisi eserleri bu alanda yap
lan anketler ve incelemelerle doludur. imdi bu inceleme ve aratrma
larn altnda ve srasyle hidayet, zht ve takva, vecit ve istirak
olaylarn inceleyelim.
Hidayet ve ihtida doru yola erimek, Hak yoluna ulamak mana
larna gelir. Mslman, dualarnda Ulu Tanrsna niyaz ederken kendi
sinin Hak yoluna ulamasn istirham eder. Kur'an Kerim'in birok yer
lrinde, dalalette kalanlarn, fasklarn hidayete erimelerinden bahsolu
nur. Fatiha suresinin 5. ayetinde '<,; 'i,1:, (..:.; (Fatiha suresi, 5) niyaz
ile Cenab Bariden. doru yola eritirilmemizi tazarru ve niyaz ederiz.
Din psikolojisi bakmndan hidayet olay pek nemlidir. Hidayet ve
ihtida, din uurunun kemale ermesiyle olur. Deneysel incelemeler iin
geni rnekler ve misaller hazrlar. Din uuru, sbjektif olmas bakmn
dan gzlem ve deneylere pek elverili deilse de, hidayet olay bu uu
run insana verdii hareketler ve davranlar, hatta deimeler bakmn
dan objektif mahedelere geni imkanlar hazrlar.
Trkede hidayet, ladini hayat yaayan bir ferdin dindar bir hale
,gelmesi, gnah ve maaside:q. . syrlarak hak yoluna tevecch etmesidir.
Yani, bir halden dier bir hale gei, batldan hakka tevecch, davran
larn deimesi manalarn ifade eder. Lisanmzda bir de ihtida kelime
si vardr ki bu da mrik veya Hristiyan, Musevi olan bir ahsn eref-i
slam ile merref olmasn ifade eder. Din psikolojisi bakmndan her
ikisi de bir deimeyi, bir halden dier hale gemeyi bildirir. Ve her iki
si de birbirine yakn ruhsal mekanizmaya sahiptirler. Onun iin biz ak
lamalarmzda daha ok hidayet kelimesini kullanmay tercih ediyoruz.

138

DN PSKOLOJS

Hidayet Kelimesinin eitli Manalan:


Szlklerde ihtida, Mslman olmk, rzasyle hak dini semek ve
kabul etmektir. Hidayet ise trl sebeplerle bir kimsenin eski inanla
rnn sarslarak yeni inanlar ve. davranlar kazanmas halidir. Eskiden
ayrl ve dn; yeni bir istikamete ynelitir. Hidayete erien bir kim
se zht ve takvaya meyleder. badet ve taat terk etmez, nefsani haz
lardan, dnya ve mafihadan itinap eder, faziletli ve ahlakl bir kimse
olur. Hidayet bir kimseyi insan- kamil haline getiren iman ve takva
yoludur.
Hidayet bir kimsenin tekrar douu, yeniden dnyaya geliidir. Bir
insan anasndan doarak nyaya gelir. Bu maddi doutur. Bir manevi
dou ve dnyaya geli vardr ki bu hidayettir> (Pratt: Din Psikolojisi,
1959).
1. Hidayet ve ihtida kelimeleri karlnda Franszcada conver
sion> kelimesi kullanlr. Bu kelimenin mantkta ve dier bilimlerde tr
l manalar .vardr. Mantkta akis szyle ifade edilir ki, bir nermenin
kemiyet ve keyfiyetine halel getirmeksizin konuyla ykleminin yerle
rini deitirmekten ibarettir. c'gen, kenarl bir ekildir, aksi
kenarl ekil gendir> gibi. Herhangi b_ir alanda (iktisadi, sosyal, siya
si) fikir deitirmek, kararmdan dnmek, parti deitirmek de konver
siyon teriminin iine girer. Fakat bu terim din psikolojisinde daha dar
bir .manada anlalr. Din psikolojisinde hidayet, bir kimsenin hayatn
da meydana gelen derin bir karklktan sonra hislerinde ve fikirlerin
de husule gelen bir deimeyi bildirir. uuru bu dereceye gelen kimse
de o zamana .kadar grlmeyen byk bir irade kuvveti, yksek bir kav
ray ve anlay kabiliyeti grlr. Hidayet olay din psikolojisi kuru
luncaya kadar zerinde inceleme yc.plmam olan bir ko.nudur. Hidaye
te mazhar olan kimseler de daima skutu muhafaza etmilerdir. Halbuki
bu olayn din psikolojisi bakmndan birok faydalar ve zellikleri var
dr. Hidayet, adeta bir ideal deitirmektir; yllardan beri k_klemi olan
tavr ve hareketlerde., itiyatlarda kknden bir deimeyi gerektirir. Bu
deimenin nemini filozof Boutroux lim ve Din> adl eserinde u sz
lerle ifade eder: Hidayetin bir ferdin i hayatnda uyandrd m
cadele o kadar byktr k_i, bu adeta milletler arasndaki bir sava an
drr>.
2. Eski felsefede, bilhassa neo-platonizm (irakiye) felsefesinde con-
version (uru = aslna d9n) manasnda kullanlr. Tasavvufta bu ke
lime (mead = kavs-i uru) szleriyle ifade edilmitir. Bunun zdd olan
processio ise mebde ve kavs..;i nzul adn almtr. Bu felsefeye gre
tek ve yegane olan vcud:.i vahit ve mutlak, srasyle, nce akl, sonra
ruhani alemleri insan ve dier mevcudat husule getirmitir ki, bu ilke

DN PSKOLOJS

139

ve kavs-i nzuldr. Sonra bu mevcudatn ayn yoldan balayarak top


raktan madene, madenden nebata, nebattan hayvana, hayvandan insai-
kamile gelinceye kadar ilk ve asli ilkeye dnmesine tarik- meadi
denilir.
3. nemli psikolog H. Pieron ise, hidayet ve ihtida olayn patolo
jik bir ruhsal hal telakki eder. Fakat olay inkar ve reddetmez: Ruhi
ve uzvi bir muvazenesizlikle balayarak vcutta sarsntlar, anestezi hal
leri, muvakkat fel (paralysie) douran ve sonra bir bunalma (angoisse)
ve ruh karklklar meydana getiren ruhsal ve anormal bir haldir (Psi
koloji Szl, s. 78).
Bu tanmlardan anlalaca zere, modern psikoloji, hidayet halleri
ni inkar etmez 1 fakat _onu mormal bir hal telakki eder. Bu telakki hida
yet olaynn nemini azaltmaz. Gerekten hidayet, normal bir ruhsal olay
deildir. Ferdi uurun olaanst bir iddet ve heyecanla normal hal
den karak 'yeni bir istikamete ve yola yneliidir ki Pieron'un da ia
ret ettii karakter budur. Hidayet olay umumi bir hal deildir; herkes
te grlmez, din uuru yeterli bir kemal derecesine ulam veya rab
bani bir ilhama mazhar olmu olan mstesna kimselerde grlr.
Hidayet .Hakknda nceleme Yapanlar:
Hidayet olaylar dinler kadar uzun mre maliktir. Nerede peygam
berler ve dinler grlmse orada ihtidalar ve hidayet olaylar vardr.
Fakat bunlarn ilmi. metotlarla incelenmesi ancak din psikol_ojisinin ku
rulmasndan sonra olmutur. Evliyalar, erenler, tarikat mensuplar hi
dayet olaylarn yaamlar ve grmlerdir. Fakat bunu ak olara_k if
adan ekinmilerdir. Bilhassa bu olayn sk bir tahlile tabi tutulmas
na msait davranmarriilardr. Bugn hidayet olaylar gzlemler ve ista
tistiklerle hayli aydnlanmtr. nemli. hatralar yazlm, ruhi analiz
ler yaplmtr. Bu alanda alan ve inceleme yapan belli bal psiko
loglar unlardr:
1. J. Leuba'rn Din Psikolojisi _zerine Tetkikler:o, E. D. Starbuck'
un Din Psikolojisi, A. Coe'nn Ruhi Hayat, W. James'in Dini Tec
rbenin Tenevvleri eserleri bunlardandr.
Bu psikologlar mensup olduklar Hristiyan topluluklar, yani Kato
lik, Protestan, Ortodokslar -zerinde hidayet aratrmalar yaptlar. Ka
tolik olan bir kiinin Protestan yahut Protestan olan birinin Ortodoks
olmas veyahut aksi istikamette vaki olan hidayet olaylarn sk bir in
celemeye tabi tuttular, kiyaslamalar yaptlar. Bu kiilerin bir ksmn
konuturdular, bunlar tertip ve tasnif ederek sebepleri, sonular bul
!llaya altlar.
2. Son yllarda Amerikal psikolog J. B. Pratt, bu alanda daha ge
ni inceleme yapt. Pratt, srasyle talya'da, Hindistan'da, Ru&ya'da, n-

140

DN PSKOLOJS

giltere'de, Amerika'da uzun aratrmalar yapt ve dikkate deer grd


belli bal hidayet ve ihtida olaylarn tetkik etti; vard sonulan
Dini uur adl nemli kitabnda toplad. Psikologun incelemeleri Pro
testan, Katolik, Ortodoks mezhepleri salikleri arasndaki ihtidalar ze
rinde cereyan etti ve bu arada Hindistan'daki mezhepler arasndaki ihti
dalar da ayrca tetkike tabi tuttu. Pratt'n bu incelemeleri de din psi
kolojisine byk hizmetler etmitir.
3. slam aleminde grlen' ihtida olaylarnn en nemlileri trl s
lam tarikatlerinin tekke ayinlerinde grlmektedir. Hidayet olaylarnda
irade yolu, nefsin tehzibi ve tasfiyesi cihetini kurallar ve eitli mera
simleri (Mevlevilerdeki usul ve erkan gibi) sistem haline koyanlar su
fiyun ve mutasavvflardr. Gazali El-Munkzu min-ed-dalal,, 'eserinde
kendisinin phe ve tereddt iinde geirdii buhranlardan sonra nur-i
ilahi ile nasl halas bulduunu, skun ve inirah haline geldiini anlat
mtr. Din psikolojisi bakmndan bu da bir hidayet olaydr.
Gazali hya-l-Ulum"unda tevbe blmnde hidayeti yle anlatr:
Tevbe birbirine bal eyden ibarettir. Bunlar ilim, hal ve fiilden
ibarettir. lim ile insan iledii hatalar ve gnahlar idrak eder. Hal
de ise imdiye kadar iledii gnahlardan dolay derin bir elem ve ne
damet duyar, bir daha bu. ktlkleri iememek iin kalbinde bir ka
st ve azim doar; bu haldir. Bundan sonra mazi ile alakay tamamen
keserek iradesiyle iyi amel ve hareketlere tevecch eder ki bu da fiil
dir (cilt 4, kitap 1).
4. Biz burada bu aratrmalarn sonular zerinde duwcaz. Ha
kikatte ise hidayet ve ihtida olaylarnn' henz mnakaa edilmekte olan
ve aklanmayan taraflar vardr. Ezcmle hidayette ilham- Bari konu
su, la.uurun tesirleri, i ve d tesirlerin nemi hakknda tartmalar de
vam etmektedir.
imdilik gereklenmi olan sonular unlardr:
Birincisi, hiayet ve ihtida olaylan her dinde ve her devirde grl
m ve grlmektedir; Eski Yunan'da, Msr'da olduu gibi Hint, in
ve ran'da, ortaalarda ve yenialarda Hristiyan aleminde dahi hida
yet ve ihtida olaylar vardr. _htidalar kk ocuklarda pek grlmez.
Daha ok yallarda ve yeni yetienlerde mahede edilmitir. Aydnlar
da grlen hidayet olaylar ise psikoloji iin pek verimli olmutur.
kincisi, hidayet kadn, erkek, aydn ve cahil her snf insanlar .ara
snda mahede edilmitir. Bazlar birde; ve ani bir dnle olmu, ba
zlar da uzun ve devaml bir cehit ve nefis mcadelesiyle olmutur. Baz
fertlerde d tesirler_ hakim olmu, bazlarnda ise iten (deruni) sebep
ler hakim olmutur. Muayyen bir nizam ve kurala gre, her ferdin ruh
yapsna ve kiiliine gre trl tezahrleri ve ifadeleri vardr. Bu se-

!)N PSKOLOJS

141

beple hidayet olaylarn esasl bir tasnife tabi tutmak son derece mkl
olmutur.
ncs, hidayette lauur ruh faaliyetleri vardr. Ruhun derinlik
lerinde yaayan duygular ve inanlar burada bir kaynama ve mayalan
ma devri geirir, sonra herhangi bir tesirle kpan frlatp atan bir
buhar gc gibi uur alanna karlar. Burada Rabbaniyet sevgisi ve il
ham- Rabbaninin asl sebep olduu birok psikologlar tarafndan kabul
edilmektedir (Pelet, Penidot gibi). Kitabmzda lfuur ve din blmle
rinde bu noktaya deinmitik. Bu sonular tespit e!tikten sonra imdi
Bat dnyasnda ve slam aleminde grlen baz hidayet ve ihtida olay
larn grelim.
htida Olaylar:
1. Protestanlardan Swedenborg (1688-1772), byk bir alim, kimya
ger, mhendis ve madenci olarak devrinin yksek bir fen adamyd. 1743
ylnda Londra'da bulunurken kendisine Allah'n hitap ederek, Seni in
sanlara mana aleminin ilmini retmek iin setim; bundan sonra in
sanlara reteceklerini sana bildireceim diye seslendiini iddia etti. Bu
suretle yalanc bir peygamber rolne balad. O zamanlar ya 55 idi, id
diasna gre, melekler vastasyle Allah'tan emirler alyor, fazla olarak
alem-i gayb da gryordu. Ona gre mspet ilimlerin kanunlarn koy
duklar maddi alemden baka manevi bir alem daha vardr; onun ka
nunlar mspet ilimlerce mehuldr. Bu mana alemi Eflatun'un bize
rettii idealar dnyas gibidir. Bizim grdmz ve yaadmz mad
di alemin temeli bu mana alemidir. Ayr bir kilise at, yeryznde ye
ni bir sa olduunu iddia etti. Mritlerine alem-i gayba ait mahedele
rini syler ve fakat gayp alemiyle herkesin temas edemeyeceini, bu
yolun tehlikeli olduunu da ihtar ediyordu.
2. Mehur. Pascal (1623-1662) da hidayete erenler arasndadr. F'i
ziki ve matematikidir. Hava basnlar hakkndaki nemli kanunu ke
fetmitir. Babasnn lm, hemiresinin manastra kapanmas sonucu ru
hi buhranlar onda hidayet safhasn hazrlad ve 16'54 ylnda her 'eyini
terk ederek manastra ekildi (Port-Royal) *. Orada pozitif ve ilmi ara
trmalardan syrlarak mana ve teoloji alemine iltica etti. Fikirleri .Bir
TaraJnn Mektuplar ve Dnceler adl eserlerinde aklanmtr.
Pascal_ yle diyordu: Allah :kl ve ilim yoluyle deil, kalp, sezgi yo
luyle bulunur. Bizim ilimlerimiz. Allahn varln da, yokluunu da is( *) Port-Royal, Fransa'da bir mariastrda toplanan alim ve filozoflardan
ibaret bir ekoln addr. Felsefe, mantk, gramer alannda Qnemli almalar
yapmlardr.

142

DN PSKOLOJS

pata kafi gelmez. Teoloji kanunlar, tabiat kanunlarna istinat ettirile


mez. Allah kalpte duymak iin insanda ftri olarak yaayan din duygu
sunun inkiaf ettirilmesi lazmdr.
3. Auguste Conite'un (1798-1857) hidayeti de Mspet Felsefe Ders
leri eseriyle Sbjektif Sentez kitaplarnn mukayesesiyle kolay anla
lr. Auguste Comte1un hissiyat 1845 ylndan itibaren byk bir id
det ve hararet kazand. Bunda etrafnda cereyan eden baz olaylarn (aile
sevgisi gibi) tesiri vardr. Bir insaniyet dihi tasavvur ediyor, btn var
lklar sevk ve idare eden ulvi bir kudret ve nazm kabul ediyordu. te
bu nazm kudrete vcud-i azam adn veriyordu ki, bu aslnda Cenab-
Bariden ibaretti. Auguste Comte, hal kanununda artk teolojik ve me
tafizik devrin getiini gstermeye alm, fakat hayatnn son ylla
rnda Vifoud- mutlak' kabule mecbur olmutur.
4. Bunlardan baka Maine de Birand, Josepd de Maister, yazarlar
dan Tolstoy, Paul Verlaine, nemli hekimlerden Felix Leseur, air Maurice
Bucher, mehur Clemaneau'nun muavinlerinden Ernest Vaugham ... yaz
dklar kitaplarda hayatlarnn bir devrinde hidayete ulatklarn anlat
mlar ve bu hidayetin tezahrlerini aklamlardr. Bilhassa ngiliz bi
yoloji alimlerinden Edward Carpenter (1928), Yaratmak Sanat adl
eserinde, hidayete nasl ulatn dikkate deer bir ekilde anlatmtr.
Carpenter, ngiliz sosyete alemini ve niversite evresini terk ederek
kyde inzivaya ekilmi ve burada, yukarda adn sylediimiz eseri yaz
mtr.
slamda Hidayet Olaylan:
1. slamn ulularndan Hazreti mer ilk zamanlarda mrikti. ,Ku
rey kabilesinin ileri gelenlerindendi. slamn gittike yayldn ve kk
letiini gren Mekkeli mrikler toplanarak gittike byyen bu cere
yan nasl nleyeceklerini dnmler, nihayet son are olarak Haz
reti Peygamberin ortadan kaldrlmasn kararlatrmlar ve bu vazifeyi
de Hazreti mer'e vermilerdi. Hazreti mer, silahlanarak Hazreti Pey
gamberi aramaya km, yolda giderken hemiresinin evinden birtakm
sesler geldiini duyarak ieri girmiti. Daha nce slamiyeti kabul eden
hemiresiyle enitesi, bu rada Kur'an- Kerim okumakla meguldler.
Hazreti mer, evdekilere ne okuduklarn sormu, Kur'an- Kerim oku
duklrn renince kendisi de dinlemek arzu etmi ve dinledii ayet-i
kerimenin belagati, yksek fikirleri karsnda hayran kalarak kalbine
hidayet gelmi ve Hazreti Peygambere giderek slaml kabul etmi
tir. Bu olay psikolojik bakmdan ani bir hidayettir ki, ancak Rabbani
sezgi ve lauurdan kaynayp gelen ve birden meydana. kan ruhsal bir
kompleksle izah edilebilir.

DN PSKOLOJS

143

2. Znnun-i Msri, memleketinde iyi tannmazd, lakab zndkt. Bir


gn lde gezerken, iki gz grmeyen bir kuun aatan yere inerek
bir eyler yaptn grd, sokulup bakt. Ku, yeri eeleyerek oradan
ii su dolu bir kap kard, sudan kana kana iti. Yine kapatarak yeri
ne koydu. Bir mddet sonra kutular yerin iine gmlerek grnmez ol. dular. Znnun-i Msri, bu kuun halini grnce tevbe ve stifar ede
rek zht ve takvaya balad, slamn ulular arasna girdi.
3. Bayezid-i Bestami, medresede renim yaparken Kur'an- Kerim
den Lokman suresine gelmiti. Orada Cenab- Hak kendisine hitap ede
rek, Bana, anana ve babana kulluk et! buyuruyordu. Bayezit, anasna
gelerek, Hak Taala, bana, an.ana ve babana kulluk et, buyuruyor. Han
ginize kul olaym? dedi. Anasi, Ben hakkm helal ettim, sen Cenab-
Hakka kulluk et dedi. Bayezit bu sz zerine Bestam ehrinden kt,
am'dan balayarak birok ehirler dolat. 113 eyhe hizmet etti. Sk
bir riyazat ve zht hayat yaad. Bundan sonra sk sk vecit ve istirak
halleri geirdi. Sufiyenin ileri gelenlerindendir.
4. Sehl bin Abdullah Tsteri, yandayken gece namazlar klar
d. Yedi yanda Kur'an- Kerimi hatmetti. Yln 12 aynda oru tutar
d. Daha kk yandayken kend.isine gaipten bir ses, Ben senin Rab
bin deil miyim? diye seslenince, Evet diye cevap verdiini anlatr
d. Bu halleri daysna anlattnda, days kendisine bunlar kimseye sy
lememesini embih etmi, fakat daima Tanr ile olmasn, yatarken, kal
karken, Allah benimledir, Allah beni grr, korur diye dua etmesi
ni sylemiti. Zengindi, btn maln mlkn fukaraya datt. Yaya
olarak hacca gidip geldi. nsann cevheri be eydir, derdi: a) Aken ken
dini tok gstermek, b) Fakirken kendini zengin gstermek, c) Kederliy
ken kendini mesut gstermek, d) Dmanlarna bile dostluk gstermek,
e) Gece namaz klp gndz oru tutarak .;yine kendini kuvvetli gstermek (Tezkiiet-l-Evliya: Feridddir-i .t\ttar'dan).
5. Bu misallere eyh-i Ekber byk mutasavvf Muhyiddin ibn-el
Arabi'nin hidayet olay ile son vereceiz: bn-el-Arabi kke:q iddetli
bir h:stala_yakalanm ve kendinden _gemiti. Onun ldn zanne
den ana ve babas, znt ve. tela iinde bana. toplanmlard. Bu srada
br-el-Arabi bir rya gryor; bu ryada, irkin suratl kimseler kendi. sine hcum ederek ldrmek istiyorlard. Bu srada temiz yzl, gzel
kokular srnm olan bir insan ortaya atlarak bu irkin adamlar da
tyor ve kendisini kurtaryor. eyh, kendisini kurtaran kimseye kim
olduunu. sorunca, Yasin suresi,, cevabn alyor. bn-el-Arabi kendisine
gelip gzlerini atnda, babasnn ba ucunda alayarak Yasin suresini
okumak_ta oldtunu gryor. Bu zamandan sonra bi-el-Arabi'nn haya
tnda bu neviden olaylar ok grlmtr (bkz. Ftuhat). Muhyiddin,
sk sk halvete ekiliyor; ders grmedii ve tasavvuf ilmini okumad

144

DN PSKOLOJS

halde her eyi bilen bir alim olarak ortaya kyor. Ksacas, eyh-i Ek
ber, ilham ve mkaefe yoluyle her eyi aracsz olarak bilmeye bal
yor. bn Rt, Muhyiddin'in hretini duyunca onu yanna artm, ku
caklayp alnndan ptkten sonra, Evet! demi, Muhyiddin de buna,
Evet, hayr! diye cevap vermiti. Bu cevaba can sklan bn Rt, ona
u suali sorar: . lham ve ke ile nasl bir netice elde ettin? Bu bizim
mantk dncelerimize uyuyor mu? Muhyidqin u cevab vermi: Evet,
hayr! Evet ile hayr arasnda ruhlar bedenlerinden, boyunlar gvdele
rinden ayrlrlar. bn Rt, bu ocuun cevaplarndan ok memnun ol- m, byle yksek bir deha ile grmeye muvaffak olduundan dolay
Allaha kretmiti.
Hidayet Olaynn Aklanmas ve Sebepleri:
Hidayet ve ihtida olaylarnn aklanmas, yani hidayetin hangi se-,
beplerin tesiriyle meydana geldii psikologlar tarafndan aratrlmtr.
Bu aratrmalar eitli alanlarda yaplmakta ve zerinde geni tartma
lar olmaktadr. Hidayet, vecit ve. istirak hallerinin sebepleri hakkn
da kesin sonulara henz varlmamtr, birok noktalar hala aratrma
konusu olmaktadr. Biz bu alanda ileri srlen fikirleri u yolda zet
leyebiliriz:
1. Din psikolojisi hakknda nemli bir eser yazm olan Profesr Be
nito, ihtida ve hidayet olaylarn, typologie ad altnda snflara ayrdk-
tan s9nra bunun sebeplerini harici (exogene) ve dahili (endogene) se
bepler olarak ikiye ayrmaktadr. Buna karlk teoloji, ulemas, hidaye
tin ilham Rabbani: ile vaki olduunu, dier sebeplerin tali derece
de rol oynadn ileri srmtr. Din psikolojisi, pozitif metotlar kulla'."
nan ve olaylar gqzlem ve deneylere ba vurarak aklayan bir ilim ola
rak, her eyden nce hidayet ve ihtida olaylarn da pozitif metotlarla
incelemek zorundadr. Bu sebeple Rabbani-metafizik sebepleri bir tara
fa brakarak olaylara ve istatistiklerin toplumlarda gsterdii deime
lete bakalm.
2. Biz, hidayet ve ihtida olaylarnn sebeplerini noktada topla
yacaz: a) Nefse ve uura ait _i sebepler, b) D sebepler, c) Sosyal se
bepler.
Her eyden nce uray belirtelim ki, bu saylan sebepler arasnda
en esasl olan i sebeplerdir. Yani insan uurunda ve lauurunda mey
dana gelen buhranlar ve deimelerdir. Dier iki sebep, yani d sebep
lerle sosyal sebepler insan uurunda meydana gelen hareketleri ve de
imeleri hzlandrr, geciktirir veya beslerler. Evvelce vermi olduu
muz rnekler de bu gr takviye etmektedir. Dardan ve toplumdan
;ne gibi tesirler gelirse gelsin, neticede ihtida olay ferdin nefsinde vaki

DN PSKOLOJS

. 145

olmaktadr. Sebepler zerinde dnrken bu nemli noktay unutma


mak gerekir.
3. Endogene amiller veya i sebepler:
Evvela, ferdin ruhunu ktmserlik ve mitsizlik kaplar, hayatn ma. nas kalmaz. Fert, byk bir ruhi buhran iinde bunalmaya balar. Bir
ok tatmin edilmeyen arzular, ihtiraslar, kskanlklar arasnda yolunu
kaybeden yolcu gibi bo ve karanlk bir alem iine dalar. _Toplimlarda
_ki trl siyasi ve sosyal cereyanlar (komnizm, sosyalizm, militarizm,
kapitalizm gibi), snf mcadeleleri bu bahran daha ok artrr. _Bu buh
ranlar karsnda bulunan bireyler trl _karakterde ve davranta olan
kiilerdir. Bazlan ok hassastrlar. Bazlar da hassasiyeti az. plan tip
lerdir. Fazla hassas olan tipler zerinde bu saydmz buhranlar byk
tesirler yaparlar, sinir sistemleri daha ok duyarlk kazanr. Ferdin ka
rakteri ve ahsiyeti sarslr. te bu safhaya giren fertlerin karsna bir
mridin (nder) kmas veya herhangi bir tesirle hidayet olay mey
dna gelir. Bu tesir veya mrit (eyh, vaiz) karanlklar iinde kalan
ferdi kurtaran bir ktir, bir rehberdir. Hidayete ermi ferdin ruhunda
buhran skunet bulur. Buhran ve ka,ranlk yerine aydnlk, skun ve hu
zur, mit ve ak kaim olur. O halde hidayet burada insan btnln
tamamlayan, karakter ve ahsiyetini ikmal eden bir unsur oluyor.
kinci sebebe gelince, hayat ok maddilemitir. Bilhassa modern top
lumlarda yaama kavgas, insanlar benci, merhametsiz, menfaatperest
yapmtr. Sevgi, merhamet, yardmlama gibi yksek ve asil hisler azal
mtr. nsanlar hayatn yalnz maddi ve karc olan. tarafn gryor,
yksek deerler ve idealler cephesini ihmal ediyorlar. Bu kat medeni
yet fertlerde ruhi buhran ve muvazenesizliklerin dmasna sebep olu
yor. Bu buhran devam ederse ferdin manevi ve maddi hayat tehlikeye
girer: Fakat insanda hayat hamlesi ve ruhi kudret (Bergson'un terimi)
vardr. Bu kudret, hayat ve varl mdafaa eder; gerekirse yeni are
ler yaratr. Bu kudret insann la.uur (enconscient) alemidir. Bir ksm
psikologlar da bu kudrete kuvvet-fikir (idee-force) derler. Lauur veya
kuvvet-fikir birden uyanarak harekete geer ve uur alanna geerek ru
hi muvazeneyi temin eder, buhran nler, insan yeni bir hayata ula
trr. Lauurun bu mdahalesi, yolunu arm olan fertleri hidayete
ulatrr, onlara mit, cesaret. verir. Bu hali psikologlar birden ve ani
hidayet olay diye adlandrrlar. Teolojide ilham szyle ifade edi
le hal budur. Evvelce sezgi yoluyle Rabbaniyet duygusu, lauur tesirler
ad altnda tekrarladmz grler budur.
4. Exogene amiller veya d sebepler:
Exogene amiller ve sebepler szyle hidayeti hazrlayan ve hzlan
dran tabii ve maddi trden sebepleri anlatmak istiyoruz. D sebepler
fertte dorudan doruya hidayet olayna sebep olmazlar; belki ferdin la10

146

DN PSKOLOJS

uurunda hazrlanm ve mayalanm olan uuralt kompleksleri hare


kete getirirler. Yeniden bir ey yaratmazlar. Fertte hazr olan istidat ve
kabiliyeti kamlarlar. Exogene amiller ad altnda balca u sebepleri
sayabiliriz:
a} Tabii afetler ve kazalar: Yer depremleri, su basknlar, yangn
lar, ihtiyarlk, kazalar, lmler, hastalklar. Bu olaylar bir ksm fertle
rin uyuyan alt uurlarn harekete gej.rir. Ani bir uyanmayla ladini ha
yattan dini hayata geerler. Sevdii bir kimsenin lm karsnda bir
kiinin kendi' sonunu dnerek birden hidayete ulat ok grlen olay
lardandr. htiyarlk, trafik kazalar, yangnlar; kuraklklar da birok yo
lunu kaybeden fertlerin dini hayata dnlerini' hazrlamtr. Fakat bu
birden uyanta fert, hangi istikamete tevecch edecektir? te burada
lauurun nemini gryoruz. Fert esasen uuraltnda kaynamakta ve
mayalanmakta olan dini hayata dn yolunu yeniden kefetmi gibi
olur ve dindarlar arasna iradesiyle katlr.
b} Ak, izdiva, okunan kitaplar, telkinler dini mev'izeler de hida
yet olayn meydana getiren sebepler arasndadr. Bir Mslman seven
Hristiyan kznn kendi isteiyle slamiyeti kabul veyahut camide din
lenen messir bir vaaz ve konferansm, okunan ciddi ve faydal bir ki
tabn ferdin ruhunda bir deimeye. sebep olduu da gzlemlerle sabit
tir. Burada dahi hidayet, ferdin ruhunda yeniden yaratlmam, belki esa
sen onun uuraltnda yaayan kompleksler harekete getirilmitir.
c) Terbiye ve telkin yoluyle yaplan iratlar da hidayette etkili olan
faktrlerdendir. Dindar bir ailede yetien ocuk, hayatnda ne kadar la
dini tesir altnda kalrsa kalsn, ocukluundan ald intibalar onun la
u,runda yaar. Bu cjuygular tpk msait bir frsatta filizlenip by
yecek bir aa, gibi onun ruhunda ve kalp derinliklerinde yaamakta de
vam ederler. Keza, okullarda yaplan dini telkin ve terbiye de nemli
dir. Bir vaizin cemaatin hislerine ve muhakemelerine hitap ederek yap
t telkinler her snf halk zerinde byk tesirler yapar. Bir ksmn
tuttuu batr yollardan kurtararak hidayete ulatrr. Hristiyan alemin
de misyonerler tekilat, frerler ve grlerin atklar mektepler, trl pro
paganda tekilat da bu amaca hizmet eden kurululardr. Hacca gitmek,
namaz, oru ve dualar da bu ksm hidayet amilleri arasnda say
labilir.
5. Sosyal sebepler:
Evvela, tarikatlerin ve ayinlerin tesirleri zikredilebilir. slam alemin
de grlen trl tarikatlerin .v e mesleklerin kendilerine mahsus zel ayin
leri. ve merasimleri vardr. Sufiye bunlar arasnda en felsefi bir siste
. mi olandr. Mevlevilik de ayinleri, sema, mzik ve iirle. ayrca tesiri
iddetle duyulan b tarikattir. Bu ayin ve merasim, fertlerin ruhunda
1

DN PSKOLOJS

147

uurlu ve uursuz intibalar brakr. Seyir ve sluk de kuvvetli bir ira


de terbiyesiyle ferdi masivadan ekip mana alemine gtrr. Bu tarikat
mensuplarnn hepsi az veya ok bir zaman iinde tamamyle dini ha
yata geerler. Dnya ve mafihadan eteklerini ekerler. Bu bakmdan ta
rikat ve tekke, dini terbiyenin en youn ve messir olduu sosyal ev
rele.rdir.
Saniyen, tekkeler dnda yaplan trl toplantlar ve dini merasim
de hidayetin sosyal sebepleri ansndadr. Camilerde okunan meylitlei:,
Kur'an- Kerim tilaveti, ramazanda. oru, kandillerin yan ve evdeki
dini gelenekler de fertlerin dini hayata gemesinde messir olurlar. Top
luca okunari ilahiler, dini manzumeler ve edei paralar en ziyade gen
lerin uurlarnda byk tesirler yaparlar. Bu tesirlerin bir ksm fert
te ani heyecanlar ve hisler yaparak ferdi dinj hayata srkler. Bazla
rnda bu tesirler daha yava olur. Bir kimsen.in yll::-ca nce ald bir
tesir, onun. alt uurunda U.Zl.ln mddet_ uy::-, fakat yp9lmz. Bu duy. gular gnn birinde ve en umulmadk . zamanlarda pi;den uura f{:rlar
ve ferdin ladini halden .dini hayata gemesini sala:lar.
Hulasa, hidayet bir halden dier bir hale geitir. Buhrnn iinde
kalan dank bir uurun doru ve aydnlk bir alana kavumasdr. Da
lalette olan bir ruhun skun ve iniraha varmasdr.
. Hidayet, dini hayatn kapsdr. Bu kapdan girdikten sonra zht ve
tak.va. hayat balar; bu da en son derecesinde vecit ve istirak haline
gelir ki, pek az fertler bu dereceye ulaabilirler.

ZHT VE TAKVA
Zht, lgatte terk etmek, dij:py;Lv.e_.nefsaniyetten .rabeti kesmek
demektir. Takva ise saknmak, Allahtan korkup menhiyat ve measidei
(yasak, fena) itinap etmek manalarna gelir. slamda riyazat, mcade
le terimleri de zht ve takvaya yakn manalarda kullanlr. Zht ve
takva, din psikolojisi kadar ahlak da ilgilendirir. Hidayete erien, yani
ladini hayattan dini hayata geen kimselerin ou, zht ve takvaya mey,.
lederler. Keza birok tarikatler de zht. ve takvayla balarlar.
Tarifler ve Aklamalar:
1. Zht ve takva yalnz dinlere ma.hsus deildir. Ahlakta, felsefede
dahi kullanlan bir terimdlr, Geni manasrida .zht ve takva, insann ta'."
bil igdlerie ve eilimlerine. engel olmasdr; nsann nefsinin arzu
larn malup etmesi, kr .itah ve ihtiraslarna gem vurara.k onlar ira
denin kanunlarna itaat tmeye zorlamasdr. Eski Yunan stoalar .,as-

148

DN PSKOLOJS

kisis ad altnda bir ahlaki metodu, manevi idman ve alkanlk olarak


kullanmlar ve insann kendi igdlerine hakim olmas ve her trl
ihtiraslar ldrmesi metodu eklinde anlamlardr. Bi anlay bugn
ahlakta ve terbiyede daJi bir kural olarak kabul edilir, bu manada dini
bir karakter tamaz.
Franszcada zahit ve nittaki olan kimselere ascete ve bunu fazi
letin temeli sayan, itikat haline gelmesini isteyen ahlak metotlarna da
ascetisme denilir. Jolivet'niri felsefe szlnde kelime u suretle ak
lanr: Bir insann irade ve ihtiyaryle her trl ziynet ve zevaitten,
hatta en zaruri ihtiyalarndan bile feragat etmesi, gurur ve nefsaniyet
gibi duygularna aykr olarak kendine birtakm ac,lar ve imsakler tat
bik etmesidir. Bu feragat ve mahrumiyetler sonunda kii kendine da-.
ha iyi hakim olur, kemale yaklar.
2. u halde zht ve takvada biri ihtiraslar, kt' temayller gibi
ruhsal kuvvetlerin ezilip yok edilmesi, dieri de vcuda ektirilen ac
lar ve eza olarak iki cephe vardr. Manevi ve ruhi neviden olan. birin
ci ksma slam aleminde mcahede. denilir. Mcahede, dmanla sava
anlamna geldii gibi, ahlak ve felsefede i;adenin ihtiraslar ve fena te
mayllerle mcadele ve muharebesine de .mcahede denilir. Mesnevi a
rihi Mevlevi smail Ankaravi'nin Minhac-l-Fukaras bunu u suretle
anlatr: Lezzet-i akliye kenduye hasl marifeti tahsil etmeye tarik iki
dir: Biri ehl-i nazar ve istidlal tarikdr, ikincisi mcahecfo ve riyazat
tarikdr. Mcahedei nefs cmleye vacip ve lazmdr. Zira, cihat ada-ul
lah ile muharebeye derler. Pes adulerin ziyade aduvv {dman) insann
kendi nefsidir. yle olicak nefsle mcahede kffarla mcahededen ev
ladr. Zahit ona derler ki, dnya ve mafihadan iraz ede ve terk-i esbap
ve emlak canibine gide ... .
mam Gazali, zht ve takvt iin yle der: Zht, saliklerin mkam
larndan bir makamdr. Bu makam da dierleri gibi .ilim, hal ve amel
den ibarettir. Zht adn verdiimiz bu hal, bir varla kar olan ra
beti n.dan daha hayrlsna evirmektedir. Rabet grmeyen bir eye
kari yaplan zht, zht d,eildir. Ta, topra ve benzeri eyleri terk
edene zahit denilmez. Zahit, altnlar ve gmleri terk eden,. onlardan
meylini eviren kimsedir. Zahitlik derecedir: Birinci derecede olan
lar, dnyadan feragat eder grnrse de henz kalbinde mcahede ve
mcadele yoktur. kic:i derecede olanlar dnyadan feragat etmilerse de
yine kendi nefislerini beenmekte ve grmekte devam ederler. Bylele
ri . arasnda tekrar ehevat- nefsaniyesine malup olarak dnyaya d
nenler grlmtr. nc derecede olanlar en yksek dereceye var
m olanlardr. Dnyay terk ettii gibi, kendi zhtn de terk eder,
yi:n btnu yetersiz bulur (hya-l-Ulum, c. 4, blm 4).

DN PSKOLOJS

149

Zht ve takvann bedeni ve uzvi olan ksmna slamda riyazat


(ilekelik) denilmitir. er'an ve ;hla.kan nehyolunan eylerden itinap
ederek vcuda meakkat ve eziyet etmek yoludur. Hristiyan alemin
de grlen tarik-i dnyalk, slamiyette itikaf ve inzivaya ekilmek ri
yazattr. Budizmde lamalarn yogalar, Hint'te fakirlerin hayat da bir
ilekelik ve riyazattr. Sufiyun ve bir ksm slam ulemas ise mca-'
hede ve riyazat ayrmlarn kabul etmemiler, her ikisini de zht ve tak
vann artlar olarak mtalaa etmilerdir. Bunun sebebi, slamda vcu
da eza ve meakkat ektirmenin caiz grlmemesidir.
3. Ahlak- Alai iki eit riyazat, yani zht ve takva kabul eder:
a) Riyazat- bedeniye. Etibba, riyazat- bedeniyenin her uzva faydas ol
duunu beyan ederler, szyle bunu bir eit pehriz, salk bakm
telakki eder; b) Riyazat- nefsiye, Bu da kuva-y nefsaniyede kuvvet
verir, terk-i betaet, za'f fitret icap eder.
Sufiye indinde zht ve takvayla riyazat tabirleri kesin olarak ay
rlmam, her ikisi beraber kullanlmtr. Riyazat nefsi hak klmaktr
(yere vurmak). yi, ktii ona ayak . koysa elem ekmemektir; iki ksm
dan ibarettir: a) Riyazat- edep, b) Riyazat- talep. Birincisi nefsin ta
biatndan huru etmesidir; ikincisi muradri sahih ve drst olmasdr.
taleple muradn shhati murat hak olduu zaman olur.
Sufiyenin riyazatnda der:ce yarcl,r: a). Riyazat- amme, avamn
riyazatdr; ilimle tezhib-i ahlak eylemektir. hlasla 'tasfiye-i amal kl
maktr. Muamele-i nasta ve muamele-i hakta olan hukuku takviye ey
lemektir. Muamele-i nasta olan hukukun takviyesi ibadet ve taat ala
vehilihlas (ihlas zre) klmaktr. Sir vacibat buyurulduu zere eda
eylemektir. b) Riyazat- hassa, tefrika-i bat: kat'eylemektir. badet-i
Hakka huzur- kalp ile cemiyet-i hatr ile mteveccih olmaktr. Tevecch
eyledii makama iltifat katedip meratib-i a1iyeye terakki klmaktr. c) Ri
yazat- hassat-l-hassa, ehass-i havassn (ulular) riyazatdr. ahit ve
mehut niyetinden uhudunu tecrit eylemektir. Muarazat- esma ve s
fat- refi klmaktr ve mertebe-i cem-l-cem'e suut eylemektir. Zira Ce
nab- Hakkn esma ve sfat birbirine muarz veya mukabildir. Mesela
mmin ve mntakim, kabz ve bast, mani ve muti gibi (Minhac1-Fukara'
dan), Ehass-l-havas mertebesi.ne ulaanlar artk daha nceki. derecele-.
.
ri hakir grrler. Kendilerini kemal derecesine ulm bulurlar. Onla(
rn dide,.i mehudunda Cenab- Haktan gayri nesnenin kadr ve vezni yok;.
tur. Onlar bu dnyaya Allah nazaryle nazar ederler (Ryet fil-lal).
d)' Marifetname de yukarda sylediimiz zht derecelerini kabul eder.
Zhdn ilk derecesi. avamp zhtdr ki, haram ter_kten ibarettir.. kin
cisi havassn zhtdr ki, zaruret miktarndan fazla olan terktir. n
cs arifin zhtdr ki, masivay terktir, kalpten btn masivaya, ait
ilikileri kesince cmle eyay kendi mlkleri saymaktii beis gezler.

150

DN PSKOLOJS

Zhdn had ve hakikati dnyadan irazdr (el ekmek), Onun zdd da


dnyaya rabettir. Zht ikidir, biri ahdin makdurudur, biri gayr-i mak durdur. Birinisi nesnedir: Terk-i taleb-i mekud..i dnya, t.erk-i meta-
mecmu-i dnya, terk-i iradet. ve ihtiyar-i dnya; ikincisi zahidin kalbin
deki brudet-i dnya. Birincisi ikincisinin mukaddemesidir.
slami riyazat, zht ve takva, Hristiyan riyazatndan farkldr. H
ristiyan riyazat Romallar anda, slami riyazat ise Abbasiler devrin
de inkiaf etmitir.
Gerek tasavvufta, gerekse dier slami tarikatlerde zht ve takva
nn mertebeleri ve safhalar hakknda verilen bilgileri u noktalarda zet
lemek mmkndr:
Evvela, haram terk etmek, itab-ul-lahtan hazer eylemek gerek.
- Saniyen, emval ve erzaktan pheli olan eyleri terk eylemek, fa
sklarla marekette kerahet olduundan, kat' aiaka eylemek. _Zira on
lar mevaz- rabet ve mebde-i ehvet olan emval ve ezvaka meyil ve
muhabbet ederler.
- Salisen, salik, hakk- nefs her ne ise kiyafet miktarn alp, m
tebakisini fisebilillah terk eylemek gerek.
- Rabian, bu mertebelerden sonra terakki klar. Huzur-i acile ve ez
vak- acile-Her te ise Hudadan gayri masiva hkmnde olan terk ey-
lemek; hatta kalbinde Hudadan gayriye muhabbet klmamak. Bu takdir
de kibarn zevkinden zevk alm olur. Onlarn mertebesini bulmu olur.
Zht ve Takva Hakknda er'i Hikmler:
Zht ve takvann yukardaki aklamalarna baknca yanl anlal
maya msait baz fikirler grlmektedir. Zht ve takva, dnyadan elini
ekmek, hi almadan rzkn bakasndan beklemek midir? O halde
zht ve takva erbab, bakasnn sadakasna muhta olan bir dilenci mer
tebesine mi deceklerdir? :Su konuya sbn verirken bu noktann da iyi an
lalmas lazmdr. Hz. Ali yle buyuruyor: .:l\.:l;yJ hlj...i\J\,, )J :,.:,,;,;..\jo
1::,:.1 /1.r.s;._)1 (Dnya ve mafihaya meyil o meyli ile vehullah kas
tediyorsa, o adam zahittir; dnya ve mafihay terk eden o terki ile ve
hullah katetmiyorsa, o adam zahit deildir). mam Ali'nin szlerinden
anlald zere bir kimsenin niyeti ihlas olmak artyle maietini ka
zanmas, bakasna muhta olmamas zahitliin artdr. Hazreti Ebube
kir tacirdi ve makam- hilafete cintihap edilinceye kadar ticaretini terk
etmedi. Sahabe-i kiramdan Ebu Kla.be mescitte sk sk grd bir ya
knna: Seni esbab- maietini tahsile sa.yeder bir halde grmem, byle
her vakit zaviye-i mescitte grmemden hayrldr> demitir. Hazreti mer
de, Her yerden ziyade ehl yalim iin bey ira ile megul olduum
mahalde olmay arzu ederim> demiti. mam Ahmet bin Hanbel, ashab-

DN PSKOLOJS

151

kiramn bo vakit geirmek adetleri olmadn, ekseriya ticaret-i ber


riye ve bahriye ile megul olduklarn, sair vakitlerde dahi hurmalkla
rnda altklarn beyan eder. Resul-i Ekrem Efendimiz dahi etrafn
dakileri ahiret ve -ibadet umuruyle megul olduklar kadar, dnya ile
riyle de megul olmaya tevik ederlerdi. Bu husustaki birka hadis-i e
rif de zikredelim:
- .Sijf,:\:,l'J..,;C'l.-ijl?'.:G:.:w_ (Dnyada ebediyen kalacakm gi
bi dnya iin aii;- yan.'-- leci gibi de ahiret iin. al).
- . :::..S_.;{IJ;j-1 (Haraset ediniz, nk haraset mbarektir).
- . i(:f:,;i,I (Rzk habaya-yi arzda, yani arzn gizli.yerlerinde
araynz).
;}';_\S?,s (Rzkn onda dokuzu ticarettedir).
- jyJy:.ojl.f-W\:,,:.\
(badet on czdr, dokuz cz' mal-i
helal talebidir).
slamiyet dnya ve ahireti kaplayan kutsi emirlrin ve hkmlerin
topluluudur. Baz cahil kimselerin sandklar gibi sanat ve mesleini
terk ederek, ol1* ocuunu a brakarak zht ve takvaya yneldiini
sananlarn yollan batldr. Mslman, sdk ve ihlas ile maietini iktisap
edecektir .l: . Bu. alma srasnda Ulu Tanrsna kar olan
borlarn da ihmal etmeden eda edecektir. Din-i mbinimizin emri by
ledir.

;.,.:;.,,,;q

VECT VE STRAK
Tarifier:

Vecit ve istirak, ferdin d alemle her trl alakalarnn kesilerek


ruhun vcud-i mutlaktan, Tanrdan ibaret bir deruni mevzu ile birle
mek duygusunun yaanmasdr, ruhun kendi m'evzuu ile ittihaddr. ki
si arasnda bir vasta ve perde yoktur. Ruh, onu grr. Ona temas eder.
Vecit, ilimden ziyade ve ileri bir haldir, ilim deil, mistik bir haldir.
Bat dnyasnda vecit ve istirak extase szyle ifade edilir. Bu ke,.
lime Yunanca ekstasis, y.ni kendinden dar kmak manasna gelir.
Yeni Eflatuncularda (neo-platonisme) bu kelime ruhun saf fikir haline
gelmesi, maddi alakalardan kurtularak mutlak vahdetle birlemesidir. H
ristiyan teolojisine gre de yle tabiatst bir haldir ki, btn duyu or
ganlar muattal bir hale gelerek ruh Tanrnn temaasna ve deneysel
bilgisine sahip olur.
1. Fransz psikologu H. :Pieron Psikoloji Lgati>nde bu kelimeyi
yle tar .eder: Bunalma ile kark gayet iddetli ve srkleyici bir

152

DN PSKOLOJS

duygu olup, kiiyi tam bir, hareketsizlie mahkum eder. Kesif bir tema
aya gmlm olan fert, bu esnada d alemle btn temasn kaybe
der. Daha ok histeri (sinir hastal), mistik cokunluklarda grlr
(s. 134).
Vecit ve istirak kelimeleri Trkede esrime szyle ifade edilir.
'a) Felsefe tarihinde: Yeni Eflatuncularda ve en ok Plotin'de ruhun Tan
rda kaybolmas ve tek = vahit ile birlemesidir. b) Psikolojide: Mut
lak ile birlemek suretiyle en stn saadete (saadet-i uzma) ulamak
duygusuyle nitelenmi olan bir ruhsal haldir. c) Patolojik psikolojide:
Psikozlarda grillen ruhsal bir haldir ki, baklarn sabit olmas, hare
ketsizlik, duyarln kaybolmas ve stn bir saadete ulamak duygu
laryle beraber bulunurlar (Felsefe Szl, Osman Paza.rl).
2. Son yllarn nemli filozoflarndan E. Boutroux da vecit ve is
tirak yle tarif eder: Ruhta kemal-i mutlak olan varlktan, sonsuz,
ezeli ve ebedi mutlaktan ibaret deruni bir mevzu ile birlemek, yek
vcut olmak hali meydana gelir. man, mutlak ancak sureti halinde ya
kalar. Burada ise ruh kendini kendine vermekle, masivadan tecerrt et
mekle kendisinin kemalini duyar. nk kendisini verdii de bizzat ha
yat ve varlktr. Tanr ile vastasz olarak birlemek iin kendinden d
ar kan, zat- mutlakta eriyip kaybolduuna uur hasl eden nefsin
tabiatst bir halidir (Dikkatin Psikolojisi'nden).
3. Vecit ve istirak halinde bedende grlen deiiklikler unlar
dr: Tam bir hareketsizlik ve durgunluk vardr. Kan dolam ve tenef
fs azalr. D alemle mnasebetler kesilir. Hissiyat bakmndan ise ru
hun btn faaliyetlerine hakim olan ve szle tarif olunamayan bir saa
det ve inirah duygusu hasl olur. Zihnin muhakeme bakmndan d alem
hakkndaki idraklerilrnybolur, duyu organlar maddi varlklar seemez.
Yalnz ruhta canlanan mutlak varlk hakkndaki sezgisiyle yaar. Da
ry grmeden ieriyi grr, onun sesini ve emirlerini duyar.
Hulasa vecit ve isti,rakn iki cephesi vardr: a) Biri menfi cephe
sidir ki bu benlik (ene) ve ahsiyetin mahiv ve hela.kidir. Duyulurlar
(mahsusat) alemiyle her trl alakalarn kesilmesidir. Duyu organlar
nn, idrak, dikkat, muhakeme. gibi zihin faaliyetlerinin iptalidir.
Die
ri r:spet cephesidir ki, kendi mevzuuna tasarruftan balayarak onunla
birlik tekil .. etmesidir. nsan pasif bir halde bulunur. Srf murakabe
den, srf aktan ibaret kalr. Nefsani ,kuvvetler fena bulur (fena fillah).
Ferdi uur muvakkaten kalkar. Ferdi irade yerine irade-i ilahiye hakim
olur.

ay

slam A.lerunde Vecit ve stirak:.


slamda vecit ve istirak, eitli mezheplere gre tarif edilmitir. En
ok kullanlan terimler fen fillah olmak1 Cemal-i Kibriyay mahede,

DN PSKOLOJS

153

vasl ilallah olmak, tecelli, murakabe ve mkaefe, cezbe hali> gibi sz


lerdir. imdi slam.da yaplan baz tarifleri grelim:
1. Ruhu tlak etmek ancak revabt ve alaikn kesir ve fekketmek
le olur ki, bu da ancak vecit ve istirak ile mmkndr (Kamus-i Fel
. sefe). Bil ey talib-i vecit olan salik ki vecit bu kavmin indindedir, ol
halden ki kalbe urar ve kalp onu bulur ki ol hal kalbi uhudund,an
muni _olan ahvaldendir (Minhac-l-Fukara, smail Ankaravi).
, Vecit ehl-i akn vcuda gitmesidir, harekat- zahiresinin yitme
sidir (Marifetnarne).
2. Vecit, insann sfatn pnhan eder; vecit helak-i beeriyettir. G
l de, har da, kendini ve agyalar da, idrak-i fikr gftar da, inkar
ikrar da, etvar da bilmez (Marifetname). Vahdaniyet esrarn iyan eder,
rahmaniyet ahkamm icra eyler. nk akr bidayeti mllhabbettir; ni
>
hayeti vecdi haldir. Akn vasf lisan ile beyana gelez. A.k eer kya
mete dek vasfolunsa yz kyamet geer ki ol tamam olmaz. Vecit odur
ki, kalbi ile mevcudu mahede edip vecit ile muhataba eder, Vecit ol
varid-i haktr ki, kalb-i aa Hak caziptir (Marifetnar:e, Erz.irurrlu}.
3. imdi sufiyenin de birka tarifini verelim:
- Abdi kendiliinden, kalbi evvelki halinden ihra ile canib-i Hak
ka cezbeyler (Miyar- Sedat).
-:- Vecit mkaefat ve halata mnkasim olur. O halet ki Umur-i
gaybiyeden ve tecelli-i ilahiyeden kalp ve ruha bilateaml ve la.teem
ml kef olur. Kalp o grmedii maaniyi ki bulur, o mkaefat kabi
lindendir. O halet ki kalbe hcum eyler, kalbi tayir klar, beeriyete
tesir eder ve cesedi raks ve harekete getirir. Bka ve enini kaldrr,
buna halet deni. Bu guna vecit iki nevidir: Bir nev'i bilatekellf veya
bilaillet yahut ki mubsrattan (grnr) veya mesmuattan kalbe hcum
eyler, bu nev'e vecit derler. Nev-i ahar ki tekellf ile olur, ona tevact
derler. (Miyar- Sedat). hyal-Ulum, vecit ile sema ayn blmde bir
letirir ve unlar syler: Vecit semam sonunda doan bir varidedir.
Dinleyici onu nefsinde bulur. Bu srada ya tenbihler ve ilimler kabilin
den baz mkaefe ve mahedeler meydana gelir; ,.yahut evk, korku,
hzn, srur, esef, nedamet gibi haller meydana gelir.
Yukardaki tariflerde _dikkat edilmesi gereken l;ir nokta vardr: Bir
ok psikologarn tariflerinde vecit ve istirak hallerinde vcudun ha
reketsiz ve atl kald zikredildii halde slami tariflerde vcudun oto
matik baz hareketler yapt da belirtilmektedir. Gerekten Mevlevile
rin devir ve semalar esnasnla vecit ve istirak halleri grlr. Keza
birok tarikatlerde hu ekmek suretiyle zikretmekte grld zere ve
cit ve istirakta baz vcut hareketlerinin bulunduunu gstermektedir.

154

DN PSKOLOJS

Bununla beraber hareketsizlik, mutlak murakabe ve skun halindeki ve


cit ve istiraklar da vardr.
Vecit ve stirakm Aklanmas:

Vecit ve istirak olay, Hristiyan aleminde ve Bat dnyasnda da


hi trl tefsirlere yol at; trl mbalaalar ve hikayelerle kartrla
rak geni bir neriyata frsat verdi. Bazlar bunu tam bir saadete ve
skuna ermek halidir diye kabul ettiler, bazlar da onu delilie ben
zettiler. Daha insafl olanlar da ryalara ve birsamlara (sanr = hal
lucination) tebih ettiler. Trl mezheplere salik mminler de oun
lukla vecit halini Cenab- Hakkn kendilerini takdis etmesi ve bir eit
Ulu Tanry temaa olarak ifade ettiler. Din psikolojisi bu aklamalar
da vec.it haline den mminlerin mizalarna gre bir dereceye kadar
mbalaa ve yanlma olduunu kabul etmektedir.
1. nemli psikolog Pierre Janet, Bunalmdan Vecit Haline Gei
adl byk eserinde bu hususta faydal misaller vermekte, mahedeler
yapmakta ve bu hale denleri zavall hastalar,. olarak gstermektedir.
Doktor Charcot, vecit halini bir histeri (sinir hastal) olarak kabul eder.
Psikolog Ribot rade Hastalklar kitabnda vecit halini muvazenesi
ni kaybedeq insanlar diye tarif eder. E. Murisier de Din Duygusunun
Hastalklar adl eserinde ve.cit ve istirak hali ile dini taassubu
birer hastalk olarak gsterir. Vecit ve istirak halinin incelenmesinde yu
karda adlar saylan psikologlarn almalar nemli ve faydaldr. Bu
aratrmalar bugnk din psikolojisinin gelimesine byk hizmetler et
mitir. Ancak vecit ve istirak hallerinin bir hastalk olarak: gsterilm
si iddiasnda doru ve yanl taraflar vardr. Doru olan taraf, vecit ve
istirak hallerinde fertlerin davranlarna gre pek ok mbalaalarn
ve ahsi tesirlerin karm olmasdr. Yarlolan taraf, din uurunun
yeteri derecede aydnlanmam olmasndan ileri gelmitir. Bu eserlerin
yazld tarihlerde (XIX. yzyl) henz din psikolojisi kurulmam, ge
rekli incelemeler bugnk kadar genilememiti. Bir kere vecit hali na
dir grlen bir olaydr. Taassup ise daha ok sosyal bir olaydr. Taassu
bun din uuru ile de mnasebeti azdr. nk taassup, yalnz dinde de
il siyasette, ahlakta, sam1Jta dahi olabilir. Bu sebeple vecit ile taassubu
birletirerek din duygus9' hastalklarndan saymak yanltr.
2. Vecit ve istirak, lgat anlamnda, ruhun genilemek ve yk
selmek suretiyle bedenden dar tamasdr. Zaten extase sz de onun
dnda bir mevki> manasna gelir. Vecit ve istirakta muhakeme ve ze
ka muvakkat bir zaman iin (uzun veya ksa) susar ve byk bir fik
rin temaas iin hareketsiz kalr. Vecit ve istirak halinde bir ksm
mminlerde grlen hal udur: Vcut hareketsiz kalr. Gzler ak ve

DN PSKOLOJS

155

bir noktaya dikilmitir. Dier bir ksmda ise mumn ipnotize edilmi
gibi hareketsiz ve dalgndr. Bazen de Mevlevi dervilerinde olduu gibi
muttarit ve srekli hareket hali vardr.
Vecit halinde zihin faaliyetine gelince, bazlarnda grme ve iitme
duyumlar atl kald halde baz hallerde de grme ve iitme olaans
t iddet kazanmakta ve hatta bazlar mutlakn temaasna ulatkla
rn iddia etmektedirler.
Vecit ve istirak hallerinin tasvir ve izahlar hakknda en dikkate
deer nemli eser zikredebiliriz: 1. H. Delacroix'nin Din ve man,
1922, 2. Hebert'in Ul'.lhiyet, 1907, 3. J. H. Leuba'nn Dini Mistisizmin
Psikolojisi, 1925. Kitabmzn erevesi, bu eserlerde zikredilen olaylar
ve rneklei birer birer saymaya elverili olmadndan, ancak birka
rnek vermekle yetineceiz. Vedt ve istirak haline den kimseler iki
trldr: Aydn .ve bilgin olanlar, aydn ve bilgin olmayanlar. Aydn
ve bilgin olmayan kimseler arasnda ocuklar ve .az tahsil grm er
kekler ve k:adnlar da v.ardr: Biz vereceimiz rnekler arasinda daha
ok aydn ve bilgin kimseleri s-eeceiz: nk bu gibi insanlar, kendi
iinde geen deimelerle trl duygu ve fikirleri daha iyi tahlil ede
bilirler, olaylar daha iyi ve tarafsz gzle mtalaa edebilirler.
3. Fen doktoru ve Lozan niversitesi Kimya Profesr Louis Pelet,
Din v.e Din Duygusu adl kitabnda kendisinin maruz kald vecit ve
istirak hallerini yle anlatr: Ben fizik ve manevi bakmdan normal
bir insanm. Gerek derslerim, gerekse ilmi aratrmalarm bakmndan
ok megul bir kimse olduum muhakkaktr. Birok sosyal yardmla-:
ma ilerinde de alrm. Bu sebeple ortann stnde sinirli bir adam
saylrm. Ben hayatmda 12 defa, vecit hali geirmi bir k,imseyim. o
cukluumda 2-3 defa, dierleri de hidayete (yani dindarlm kuvvetle
nince) ulamamdan sonra oldu. Bu mkerrer haller, dolaysyle vecit ve
istirak hallerini daha iyi tanmak ve incelemek imkanna sahip oldum.
Son vecit halleri 1925-1931 yllar arasnda oldu. Bamdan geenlerden
birkan ksaca syleyeyim: 9 yandaydm. Annem bir i iin be yz
metre kadar uzakta bir komuya beni gndermiti. Gzel bir yaz gny
d .v e bir meydandan geiyordum. uursuz bir surette itaat ettiim bir
kuvvet tarafndan kaldrlm gibi olduumu sanarak birden durdum. Gz
!erimi ge kaldrdm zaman gklerin aldn ve etrafn kla dol
duunu grdm. Yukarda byk bir koltua birisinin oturduunu, et
rafnda beyazlar giymi ar bal kimselerin bulunduunu grdm. O
zamanki ocuk aklmla bunun Allah, Hazreti sa ve havariyun olduunu
sandm. Koltuun etrafnda melekler uuuyorlard. Kendimi ok hafif
lemi hissediyordum. Birka adm attmda kendimi uuyor sandm. Tek
rar durdum. O zaman grdm manzara birden kayboldu. Uzun ylla.f
bu grdklerimi kimseye sylemedim. Herkesten sakladm. imdi bu ola-

156

DN PSKOLOJS

y dndm zaman onu yle izah ediyorum: Her eyden nce ken
dimin hangi sebep ve saikle vecit haline getiimi bulamyorum. nk
hayatmda hastalk veya baka nemli bir ey gemedi. Fakat gkte gr
dm manzara okuduum, tarih kitaplarnda ve kiliselerde grdm
manzaralar ve resimlerden alnan intibalard. Taht ile dier kimseler ise
keza renkli resimlerde grdm manzaralarn hatralar olabilirdi. Tan
rnn ve sa'nn oturduu koltuun okuduum kolejin mdr odasnda
grdm koltuk olmas pek mmknd.
En uzun ve saatlerce sren vecit ve istirak hali 24 haziran 1929'da
oldu. Bu sralarda ok materyalist dnen, fakat kymetli bir bilgin olan
bir filozof arkadamla din meseleleri hakknda iddetli mnakaa ve
ihtilaf halindeydik. 24 haziran 1929 gn Fransa'nn merkezindeki bir
ehirde ilmi bir toplantya katlmtk. Gece de Rostand'n Cyrano de
Bergerac piyesini _grmeye gitmitik. Temsil devam ederken saat 20-21'de
birden beni tuhaf bir saadet ve rahatlk duygusu kaplad. Bana yle ge
liyordu ki, kalbim genilemi ve btn gsm doldurmutu. Vcudu
mun dier ksmlar ise yok olmu gibiydiler. Maddi neviden hi bir ey
hissetmiyordum. Tarn manasyle bir huzur ve skunet iinde bulunuyor
dum ve bu saadeti karmamak iin de kprdamaya cesaret edemiyor
dum. Zekam ve muhakemelerim ok canlanmt. Temsili byk bir dik
katle takip ediyordum. Sahnedeki aktrler ve seyirciler bana ok uzak
larda grnyorlar, fakat konuulan eyleri byk bir vuzuhla duyuyor
dum. Etrafmdaki manzara ve eya normalden fazla bym, vazh bir
ekil almt. Dier taraftan da zihnim filozof arkadamla ihtilaf halin
de olduum meseleleri dnyordu. Birden mnakaa konusu olan b
tn meselelerimizin cevaplarn bulmutum. Halbuki daha ,nce bunlar
zerinde ok dndm halde hi bir ey zememitim. Temsil bit
tikten ve perde indikten sonra herkes gibi ben de ktm. Fakat ayn is
tirak hali yatncaya kadar devam etti. Kan..e,time gre, vecit ve isti
rak lcH, insan yalnz bana olunca daha tehlikeli olmakta, topluluk ve
cemaat iinde ise daha tesirli ve latif olmaktadr. Vardm dier sonu
da udur: Hafif neviden olan istiraklar ou zaman hende gzel bir m
ziin arkasndan vaki olmaktadr.
4. Din psikolojisinin kurucularndan Th. Flournoy, kitabnda bir ar
kadann vecit ve istirak halini yle anlatr: M. E., bilgili ve aydn
bir matematikidir. tikad zayft. Grne baklrsa maddeten ve ma
nen tam bir shhat halindedir. Bu shha't halindyken bir da gezintisi
esnasnda bir vecit ve istirak hali geirmitir ki, kendisi bunu yle ak
lamaktadr: "Birdenbire kendimin stne ykseldiim gibi bir his duy
dum. Ayn zamanda Ulu Tanrnn beni her taraftan kuattn ve kud
retinin, ltfunun iime dolduunu duydum. Heyecanm o kadar iddet
liydi ki, arkadalarma zorlukla beni beklemeden, ilerlemelerini anlata-

DN PSKOLOJS

157

bildim. Ve beni beklememelerini syledim. Gzlerim yala dolmutu.


lerlemek imkann bulamayarak bir tan zerine oturdum. Bu srada
benim gibi naiz bir kuluna kendisini kavramak imkann verdiinden do
lay krediyordum. Bundan sonra Ulu Tanrnn emrinde alan bir kul
olman iin bana yardm etmesini kendisinden niyaz ediyordum. Bir md
det sonra istirak halim nihayet buldu; ayaa kalkmak kuvvetini bu
larak yola koyuldum. Fakat gzlerimin ya dinmemiti. Arkadalarmn
aladm grmelerini istemediimden onlara iltihakta gecikiyordum. Bu
istirak hali 3-4 defa vaki oldu. imdi iyice hatrladma gre, vecit ve
istirak halindeyken yaklatm Ulu Tanrnn rengi, ekli ve mekan
yoktu. Fakat benim kiiliim, baka bir ruhun mdahalesiyle tamamyle
deimiti.".
Ladini Mahiyette stiraklar:
Vcut tezahrleri, grn itibaryle vecit ve istirak hallerine ben
zeyen baz hastalklar ve kt itiyatlar da _ vardr ki, bunlar ladini is
tiraklar ad altnda topluyoruz. nk bu hastaliklarn tezahrleri bir
ok bakmlardan vecit ve istirak haline den kimselere ok benzerler.
Bu benzeyilere bakarak baz kimseler dini v_ecit ve istirak hallerine
de ruh hastal gzyle bakmlardr. Yukarda yaptmz aklamalar
da bu noktaya temas etmitik. Ladini mahiyette grlen istirak halleri
unlardr:
_Dal_\mJt JatlpieJ: ..Ycut _ ){endine _ telkin edil?r _ bir___ kHde vaziJet alarak hareketsiz kalr. insan burada balmunundan bir kuk
ia..""gibidir:Kaslar . s,mki katlam haldedir. ok zaman erken bunama-
larda ipnotizma ile uyutulmu olanlarda grlr (Psikoloji Szl, H.
Pieron, s. 54). Eskiden ihtinak- rahim terimiyle de ifade edilen bir ruh
hastaldr. Sinir sistemi bozuk olan kimselerde, sabit fikirler, iddetli
heyecan ve felaketler, telkin ve ipnotizmayla birden balar. uur sahas
daralr, hastann aldi telkine gre vcut bir ekilde kaskat kalr. Bu
hal uzun veya ksa bir sre devam eder. Bununla beraber hastada nebati
hayat (solunum, kan dolam, hazm) devam eder. Duyu organlar da
_ az ok iler. ahslara gre bir iki dakikadan bir iki saate kadar srer.
Cafalepsie, vecit ve istiraktan ok farkldr. Vecit ve istirakta uuru,
ilahi ak doldurduu halde bunda byle bir ey yoktur. Catalepsie, _di- :f!lada veya si_nir sistemindeki bozuklukla ilgilidir. v,__cit ve - isti;ak ise
dima ve sinir sisteminin bozukluuyle ilgili deildir. Onun iin catalepsie, vecit ve istirak hali saylmaz.

L_

2. Afyon, esrar vb. uyuturucu madde kullanan kimselerde dahi ken


dinden geme, inirah ve saadet an yaamak haller grlr. D gr
nleri bakmndan bunlar da vecit ve istirak hallerine benzerler; Bu

158

DN PSKOLOJS

alkanlklar kanun nazarnda yasak olduu gibi, insan saln tahrip


eden ve nihayet cinnete kadar srkleyen tehlikeli zehirlerdir. Bunlarn
da vecit ve istirakla bir ilgisi yoktur.

MSTKLK - MSTSZM
Mistisizmin Tanm ve Etimolojisi:
Mistisizm (mysticisme) kelimesi teolo3ide ve felsefede ok kullan
lan bir fikir cereyann gsterir. ns.an aklnn mantk ve muhakeme yo-,
luyle eriemedii ilahi ve tabiafst hakikatleri kalp yoluyle tanmas
veya derin bir sezgiyle bulmas yoludur. Bu kelime Trkemize gizem
cilik szyle tercme edilmektedir. Daha eskiden srriye, srrilik sz
leriyle ifade edilmitir. Baz yerlerde grld zere, mistisizmin tasav
vuf szyle tercm,esi yerin.de deildir. ne kelimelerin kaynaklar bir
birine yabanclr. Tasavvuf saf ve saffet kelimelerinden* yapld hal
de mistisizm, eski topluluklarn ounda grlen bir eit riyazat ve nefis
terbiyefnallnde yaamtr. slam tasavvufu ise _slami geleneklere gre
kurul:r;_--'lan orijinal bir felsefe sistemidir. Bu sebeple mistisizmi tas.avvtf
szyle ifade etmek ve ikisini ayn saymak doru olmasa gerektir. Bu
koiiiida Bat eserleri tasavvuf kelimesini soufisme szyle ifade eder
ler. Olsa olsa tasavvufu, geni manada ele alnan mistisizmin mstakil
ve orijinal bir kolu saymak daha yerinde olur.
1. Mistisizm kelimesi, eski Yunanca musterio sznden gelir. Son
radan bu kelime Bat dillerine mystere olarak gemitir. Gizli bir ey,
bakasna sylenmesi uygun olmayan bir haber, ibret verici bir olay,
gizli bir srr ifade etmek eklinde halk dilinde kullanlmaktadr.
Kelimenin teoloji alannda kullanlmas da hayli eskidir. En eski a
lardan beri baz toplumlarda gizli ayinler ve tarikatler grlmtr. H
ristiyanlktan nce mriklerin (paganisme) baz gizli ayinleri vard. Eski
Fenikelilerde ve Romallarda dahi bu gibi gizli ayinlerin yapldn ta
rihler gstermektedir. te bu alarda bu gibi ayinler iin dahi mystere
sz kullanlmaktayd. Fakat uraya dikkat etmelidir ki, burada . kulla
nlan sr kelimesinin bugnk mistisizmin tad mana ile bir ilikisi
yoktur. Miladn V. yzylnda Hristiyan yazarlarndan Dionysius bu ke
limeyi teolojiye sokmu ve az ok bugnk manaya yakn olarak kul
lanmtr. Bu tarihten sonra mistisizm, felsefede ve teolojide ok kullan
lan dini, felsefi bir cereyan bildiren bir terim olmutur.
(*) Sof, sofa, suffa'dan geldiini syleyenler de vardr. (Bkz: Risale-i Ku
eyri_ye).

159

DN PSKOLOJS

2. Byk dinler, insanlara _kainatn nazm ve halik, yerlere ve gk


lere hkmeden byk kudrete iman etmeyi emrediyordu. nsanlar gz
le grdkleri ve kutsal tandklan eyler hakknda fikir birlii edebilir
ler. Fakat tabiatst, mutlak ve grnmez kudreti nasl telakki etmeli
dir? Bu soruya muhtelif dinler ayr ayn cevaplar veriyorlard. Sonunda
birou mutlak ve Jabi.itst ya,rh akl ve mantk yoluyle bulmann
lanaksizlnd'a' birleiyorlard. Bu sonu insanlan koyu ve karanlk
bir phecilie tieflirdi. Mistisizm ite bu pheci cereyana kar
bir tepkiden kuvvet almtr. u halde mistisizm, nutlak'a ve tabiats.. -t varla ulamak iin akl yolundan baka yollar aramak ihtiy-acndan
ddu. Bitabiatst ve mutlak varhk, insan idraki ye ak iin .kavra
nlma, uJalmas imkansz bir srd.!' Vcud-i mutlak vardr ve ger
ektir. Fakat bu mutlak, insan akl tarafndan bilinemez, insann maddi
ve nari.evi gleri bu srr kefe kafi gelemez, muhakemeler ve mantk
kltallar nu keif ve izahtan acizdir. O halde mutlak' baka bir yoldan
gmek ve anlamak lazmdr ki, buna psikolojide sezgi yolu" denir. Sezgi, ruhta uyulanvastsz, dorudan doruya elde edilen bilgidir. MutIalt"".ve'tabialstif de metalizik bir sezgi ile blunabilr: te. din psiko
lojisinde bu temel grten _hareket eden felsefe sistemine mistisizm
. veya mistiklik denilir. Mistisizm, ilahi varl ve ef'al-i ilahiyenin. te
sirlerini kabul eder, insafr 'nnuiin Tann ile bilfiil (yani, amel yoluyle)
mnasebet kuracana inanr_, Buyk nemi olan dini bir sistem ve teo fidir Bu teoride Tann akl ve zihni aan (mteal), tabiatst bir var
liktir, vcud-i mutlaktr. Mistisizm ite bu bilinmeyeni bilmek. eklinde
olan bu- agriostisizmdir.
' Levy Bruhl gibi baz sosyologlar mistisizmi mantk kurallarna ya
banc olarak his ve heyecanlardan ibaret bir zihniyet tamaktr eklin
de aklamlardr. Baz filozoflar da onu akla yabanc olan sebepler . ve
amillerin tesiri altnda dnmek ve hareket etmek tarzlrdr diye ta
rif etmilerdir. Neo-platonizm (irakiye) felsefesinde Tann ile birle
mek, uluhiyeti temaas szleriyle mistisizme iaret edilmek istenilmi
tir. Din psikolojisinde mistisizm. sz yannda alt- ilahi, uluhiyetin te
.
maas (c?ntempation>, gutedrisat(esoterique>, irfaniye. <osticism>,
teozofi (theosophie) keliineleri de ok kullanlr. slam tasavvufunda ise
-;vucu.iytjhu.diye> tarikatleriyle arif, vasl, mrit szleri de yine mis
tisizm terimleri arasna girmilerdir (bkz. Tasavvuf Ahlak).
3. Mistisizm, hidayetle balar, zht ve takva ile devam eder, vecit
ve istirakta en yksek derecesini bulur. Bu konularn _din psikolojisin
de byuk nemi olduundan nce kitabmzda ayn blmler halinde in
celenmiti. slam felsefesinin en byk bir abidesi olan tasavvuf . alann
da yazlm olan birok eserlerde dahi bu konulara ait yeterli bilgi ve
aklamalar vardr. Bunlara sras gelince bu kitapta temas edilmi ve
,.

'

'

-;i<U

160

DN PSKOLOJS

edilecektir. Bat dnyasnda tavsiye edeceimiz balca eserler ise, H.


Delacroix'nn Mistisizmin Tarih ve Psikolojisi Bakmndan ncelenme
si, B. von Hgel'in Dinin Mistik Unsuru>>, Evelyh Underkil'in Mistisizm
kitaplardr. W. James'in Dini Tecrbenin Tenevvlerh ile Bergson'un
Din ve Ahlakn ki Kayna eserleri, kitbmzn .zel blmnde hu
lasa edilmitir. Son zamanlarda Trkemizde bu konuda iki kk kitap
da yaynlanmtr.
Dier Aklamalar:
Mistis,izm hakknda Bat ve slam dnyasnda yaplan baz aklama
lara gelelim:
1. Gerek olmakla beraber duyu organlar tarafndan idraki mm
kn olmayan kuvvetlere, tesirlere ve hallere inanmak, mistik bir gr
tr. Mesela totemli ,bir topluma bal olan bir ilkel insan iin totem say
d gne, ay ve yldzlarla hayvanlar ve bitkilerin klan bireyleri ze
rinde etkileri vardr. Bireyler onlarla mnasebette. olduklarna inanrlar
(Levy Bruhl: lkel Toplumlarda Zihni ekiller).
2. nsan zihninin, kainatn temel ilkesi saylan. varlkla dorudan
iten
(samimi) bir ekilde birleebileceinin imkanna inanmak mis
ve
tisizmdir. Bu birleme insan zihninin varlkla.r ve olaylar hakkndaki bil
gilerine hi benzemeyen, fakat mistii ayr bir hayata ve baka trl
gre sahip klan bir yoldur. Mistik; hissi, ahlaki ve zihni birtakm dav
ranlara maliktir. Onun en yksek ekli olan vecit ve istirakta, bi
reyin d alemle olan btn ilikileri kesilir, ruh, mutlak varlk, kemal,
sonsuzluk, Tanr gibi tabiatst kudretle t:masta olduu duygusunu ta
r. Fakat bu iliki mistisizmi tam olarak tanmlayamaz. Bundan baka
mistisizm, bir ya9-y, bir hareket, bir karakterin gelimesi, belirli bir
istikamete yneliidir (Emile Boutroux).
3. nsanlk tarihinde grlen drt byk felsefe cereyanndan biri
olan mistisizm, septisizm cereyanna kar uyanan bir tpkidir. Bunun
balca karakteri, akln duygular ve hayal gc karsnda silinmesidir
(Jule Simon, V. Cousin).
\(Mistisizm, gzlemler ve muhakemeler yerine, duygulara ve sezgi"
ye inanmaktr. Akl ve zihnin gsterdiinden baka trl eyler bildiini iddi_a etmek, bilinmeyen bir eyi tasdik ettiini kabul etmektir. Tas
dik, irade ve duygularn etkisi altnda olduundan zorlayc bir sebep
olmadan da bir ey tasdi edilebilir. Bu sebeple iki trl mistik vardr:
Sevenler, irade edenler. Mistik ister ak ve sevgi yoluyle, ister irade
kuvvetiye akln gerilemeye ve durmaya mecbur olduu snrlar amak
tr (Goblot, limlerin Tasnifi).

DN PSKOLOJS

161

4. nl psikolog Th. Ribot Yaratc Hayal Gc eserinde mistik


liin ruhsal temelini u szlerle aklar: Mistik hayal gc esasnda zih
ni hayatn iki faaliyetine dayanr: Duygulu ve zihni elem'anlar temsil
ede.n hayal gc. Mistik nazarnda.. duyu organlarnn verileri bo g
rntler veya olsa olsa realiteyi rtl olarak gsteren iaretler gibidir.
Bunun iindir ki mistikler, idraklere pek nem vermezler. Ayn zaman
da muhakemeci akl ile de badaamazlar. Onlara gre akl, insan yar
yolda bmka.n sakat bir vastadr. Endksiyon ve dedksiyonu bunun iin
sevmezler. lmi teorilerden sonular karmak istemezler. Onun ii:ri. hayal gcnden baka vastalar yoktur: Dnyann gerek bilgisi kendi ha
yal gleriyle yaptklar binalardr.
Mistik hayal gcnn temeli, ideali somutlarla gstermek, maddi olan
btn olaylarda gizli bir fikir kefetmek, eyda ancak ehline grnen
metafizik bir ilke varsaymaktr. Bu hay:l gcnn esas nitelii sembo
,lik bir_cince tarz olmasdr. Mistik hayal gcn ou zaman ve hak
sz olarak dini bir hayal gc sayanlar vardr. Bu grn yanll u
radadr ki, mistik olmayan baz dinler tarihte yaam ve yaamaktadr.
bini sembolizm ile metafizik sembolizm arasnda hayallerini yapmak iin
kullandklar materyeller bakmndan byk ayrlklar vardr.
5. Cenab- Hak hadis-i kutsisinde Jr:-;'r:G1f buyurdu. Pes srr-
rububiyeti bilenler Hakkn srr olanlardr. drnk-i meairden batn* olan
lar seyre mahal olduundan tecerrd-i vasf ile makam- ruha mterakki
olan kalp vcud-i Hakka, rsum ve' kuyut bil-klliye fena olduu va
kitte olur. Bu uhudun tarifi gayriyet ve isheyniyet mertebesinde olan
lara mmkn deildir. Zira bunun marifeti ayn- vcuttur. Vcudun gay
ri deildir. Bu mertebede :.iy_;_;.:;. tr. Kenduyi bilmez, illa kendi bilir
,..j,,{<:: ..:.... (Minhac-l-Fukara).
6. Hikmet gaybden gelir. lm-i batn derun-i dilden kar. Nefse te
sir edp dahil-i kalbe akar .. lm-i batn gnl ahvalindendir. Gnl ise
alem-i melekutun hzanesidir. lm.,-i batn Hak iin sudur. iinde mestur,
halka izhar memnu ve mahzurludur. Marifet-i Haktandr ki ne haddi
olur, ne de nihayet bulur. - Yrek titretme, havf etme, yakndr dost
rak gitme. Derununu seyr kl, bul gnl tahtnda sultan, bulursan dil
de canan, ona baheyle bu can!
- Alim billah olan kamilin ilmi vardr. Biri ilm-i zahirdir ki,
ehl-i z&hire .bezolunur. Biri iJ.m-i batndr ki ancak ehline bilinir. n
c ilim ne zahir, ne batndr. Ol bir srr- hafidir ki, beynehu ve beynal
lah mestur ve mahfidir. Qn.:ll. l,z:- :p.arifeti, ze:vk- mahal:l;)eti, ilm-i
akikati qdur. Onun sermaye-i. devleti, maye-i saadeti; gaye-i gayreti, ni(*)

Bkz: slilm Psikolojisi blm.


' 11

162

DN PSKOLOJS

hayet izzet lezzeti odur. O ilmi ne ehl-i zahire izhar edilir, ne de ehl-i
batna ifa etmek olur. Ol ilim ancak Mevla ile abd arasnda kalr (Min
hac-l-Fukara, smail Ankaravi).
7. Bu ilim hi bir stadn retemeyecei bir irat ile insan Tan
rya ulatrr, onunla birletirir, ol kimse huzura gelip huu ve hudu ile
mteeddip olup Mevlasndan haya eder. Onda ol halinde hicab- nura
niye kalr. Bu hicap ancak kutsinin hakiki aklar iin kaldrlr. Bun
larn ruhlarnn safiyetiyle murakabe derecelerinin kudretiyle deruni be
sateti dahilinde dolarak hakikate nfuza kabil ve mstait olurlar. - Sa
fil mertebede fertlere hakikat grnen umur artk zulmani bir rtyle.
rtlr ve zevahirden ibaret bulunur. Bilakis onlara umumi ve zulmani
grnen umur ilahi ziyafete davetli olana ruhun itirak ettii bir mut
lak vahdet ve nihayetsiz nur gibi kendini gsterir (Marifetname).
8. Erbab- tasavvuf terk-i dava ve kitman- mana vacip olanlardr.
Cemi kibar namahrem ve ayardan esrar- Hakk istitar etmilerdir. A
yar beeriyet damna giriftar olanlardr. Erbab- tasavvuf fevkalbeeri
ye zevk bulanlardr. Onda mealim-i insaniye muzmahil alaim-i nefsaniye
mtelaidir. Bu mertebeye varan kimse Haktan gayri kimse grmez. Ta
savvuf bil-klliye Cenab- Hakka irtibat, ryet-i halk zahiren ve bat
nen skat eylemektir. Akn srr Hakka lahik olur. Kenduyi satvet-i nur-i
ilahide fena bulur (Minhac-l-Fukara).
Mistik Hallerin Analizi:

Psikoloji bakmndan mistik hallerin gsterdikleri karakterler neler


dir? Yukarda adlarn ve eserlerini sylediimiz psikologlar bu nokta
lar zerinde esasl aratrmalar yapmlar ve mistiklerde grlen zel
likleri belirtmeye almlardr. Genel izgileriyle mistik hallerde gr
len karakterleri u suretle zetleyebiliriz:
1. Mistik halde normal insanlarn yaaylarnda grlen muhake
me, mantk ve fayda gzeten faaliyetler ve davranlar yoktur. Mistik
uurunu kaplayan derin heyecan ve mutlak idealin esiridir. Dnmez,
akl ve muhakemesini kullanmaz, hi bir eyini bakasna gstermeye
ve ispata kalkmaz. Kendi kalbinde duyduunu yine .kendisi bilir, ha
reketleri ve davranlar d hayatn gereklerine uymaz, srekli deil,
gelip geicidir. ahsi iradesi yerine mutlakn iradesi gemitir. D alem
kalkm, onun yerine r.uh alemi kaim olmutur. Hareket ve faaliyetleri
d aleme yabancdr. Psikologlar bu ekil yaaya dini ve mistik tec
rbe adn verirler.
2. Mistiklerin metodu sezgidir. Mistik bu sezgiyle d varlklar ve
bu varlklarn tesinde bulunan vcud-i mutlak bizden daha iyi grd
ne, bildiine kanidir. Kendini, eyay ve varlklar asl zleriyle, ma-

DN PSKOLOJS

163

hiyetleriyle anladna inanr. Mistik haldeyken iradesi silinerek pasif


bir halde yaar. Bu hali getikten sonra normal hayata dner, fakat
mistik halini hatrlayamaz. M::stik hale geite sezgi kuvvetlenir, mutlak'a
daha ok yaklar. Bu sezgide biri uura, dieri mutlak'a ynelmi ola
rak iki temel unsur vardr.
3. Mistikler, vecit halinde duyduklarn ve grdklerini szle ifade
edemezler. Kelimeler daha ok kalplam kavramlar, fikirleri ifadeye
yararlar. Mistikler ise duygu ve heyecan iinde boulmulardr. Bu duy
gu ve heyecanlar o kadar renkli ve derindir ki, onu kelimelerle baka
sna anlatmak, tasvir ve izah etmek imkanszdr. Onu ancak duyan ve
yaayan bilir ( -(;5 Jj_;; ) . Mistii anlamak iin mistik olmak lazmdr.
Esasen mistikler bu hallerini bir sr olarak saklar ve ifa etmezler.
4. Mistik halin meydana gelmesinden nce iradeli bir aba ve ei
tim devresi bulunur. Bu eitim yollar Douda ve Batda, genel izgi
leriyle birbirlerine benzerler. Bunlar da srasyle: a) radeli olarak zht
ve takva, masivadan uzaklamak, b) Nefsin ezilerek dikkatin srekli ola
rak mutlak zerinde toplanmas, c) ou zamanda ahenkli hareketler,
topluca yaplan ayinler ve merasimdir. Eitim tamam olunca artk fer
di irade felce urar, kiilik kaybolur, insan kiiliiyle mutlak ayn ey
olur.
Mistik eitim iin en iyi rnekler Hindistan'da grlmtr. Bura
da yoga ad verilen bir eitim yolu vardr ki, amac zel bir eitimle
mritleri (yogi) mutlak ile birlemeye hazrlamaktr. Yogada mritler
srekli bir eitime tabi tutulurlar. Trl ruh ve beden temrinleri yap
lr. Nefsini yenmek, sabr ve tahamml, eitli pehrizler, vcudun in
san itiyadn aan sabit durular almas, zihnin bir konu zerinde srekli
olarak durdurulmas, solunumun tutulmas; yemek, imek, uyumak gibi
hususlarda iddetli riyazat, ruhtaki nefsani ve bedeni isteklerin yok edil
mesi gibi. Bunlar tamam olunca mrit, vasl (samadhi) mertebesine
ular.
5. Mistiklerin benzerleri ve ladini olanlar da vardr. Baz ruh ve
sinir hastalklaryle ipnotizmada dahi mistik hale benzer tezahrler g
rlebilir. Bunlarda dini ve mutlak'a ynelen heyecan olmadndan, ger
ek mistikler arasna girmezler. Gerek mistikler dini bir tarikat ve fel
sefe iinde yorulan kiilerde grlr. Mistiklerin bu derin sezgi ve bil
gileri yannda onlarn tabii hayatlarnda kuvvetini duyuran trl ruh
sal kabiliyetlerini de gzden karmamak lazmdr. Onlarda bulunan di
namik ruh kuvveti ve zellikle enkonsiyan faaliyet de mistiin haya
tnda byk tesirler :<,p,r.
balarken kendi uurunda yaayan trl ruh
Mistiin, ruL
kabiliyetlerini de eitncsi (terbiye etmesi) lazmdr. stekler, ihtiraslar
ve drye.i temayl1ui birn birer iinden skp atar, ruhunu adeta

DN PSKOLOJS

164

metotlu bir tasfiyeye tabi tutar. nsanlardan uzaklar, sessizlik, inziva,


dnyalk olaylar hie saymak eklinde davranlar ba gsterir. Mut
lak'a varmak yolu olan dua, ibadet, riyazat btn zamann doldurur.
Uzun. yllar bu eitim iinde dini vicdan yeltmek amacn gder. Ruh
ak- Hahi ile dolar, mutlk' temaa eder, alemi ruh gzyle grmeye
balad zaman dnyadan kopup ayrldn, hrriyet, huzur ve inirah
iinde manevi bir aleme, baka bir dnyaya g ettiini anlar. Byle
likle mistik, diledii eye kavuur ve onu bilir, onunla kendini birlemi
grr.
Mistisizmde Temel Duygular ve Etkenler:
Mistik, bir gnl adamdr. Normal insanlardan baka trl davra
nlara, baka duygu ve heyecanlara sahip olan kiidir. Bu insanlar bu
eit davranlara srkleyen etkenler nelerdir? Temel duygular ve he
yecanlar hangileridir? nce bu noktaya ksaca temas etmi ve mistisizm
de ak- ilahi, temaa ,.\bi baz kavramlarn ok sk sz konusu olduu
nu sylemitik. imdi bu konularn aklanmasna geiyoruz:
A. lahi Ak:
Ak kelimesi Latince amor kelimesinden gelir. Bu kelimenin ean
lam olarak lisanmzda sevgi, muhabbet, gnl vermek, sevda ,gibi ke
limeler kullanlr. Genel olarak ak ve sevgi houmuza giden ve be
enilen, bize evk ve haz veren bir varla kar bizi iddetle srkle
yen ve iddetiyle dier btn duygular ve d,nceleri beraberce .hare
kete getiren kuvvetli bir duygudur. Bu manada olarak Leyla ve Mecnun'
un akndan bahsolunur. Aile sevgisi, vatan ve millet sevgisi, din ve sa
nat sevgisi, oyun ve spor sevgisi vb ... 'gibi trl sevgilerden sz edilir.
bn-i Sina, nfus-i nebatiye ve hayvaniyede bile, onlarn kemalini sa
lamak iin yaradltan bir ak bulunduundan bahseder. Ahlak- Alai'
de, Cmle me;cudatn devam ve bekas muhabbetledir. Muhabbet, cemi
eyaya sari ve hi bir mevcut vcud-i vahdetten hali olmad gibi, me
yil ve muhabbetten de ari deildir. Hatta nebatat ve cemadat dahi a){
ve muhabbetle muttasf, cmle cevahir ve araz bu emeden' mstefittir
demektedir. Marifetname de, Ak, iradet-i ihtiyariye zerine galebe-i
meyl-i mauktur diye tarif eder. Ak trl ekilleriyle btn dnya
edebiyatlarnn en byk konusudur. Bu koriunun yalnz nemine ia
ret ederek aklamalarmzn dnda brakacaz.
1. Descartes, aktan bahsederken, Nefsin kendisine-uygun grnen
eylere kasten balanmasn salayan bir heyecandr d'er. Eski slam ya
zarlar ak, ak; Ql=!,limi, ak... ruhani olarak iki ksma ayrrlard. Ak-
behimi, cinsler arasnda duyulan ehvani sevgiler, para, mevki, an ve

DN PSKOLOJS

165

eref gibi maddi eylere kar duyulan incizaptr. Ak- ruhani ise ilim,
hayr, vazife gibi yksek ve manevi konulara kar duyulan sevgidir.
Bat dnyas da ak hakknda buna benzer ayralar yapmlardr..En
ok kullanlan ayrma yledir: a) Benci ak: Yalnz kendi yararn ama
bilen sevgi eklidir ki, cinsler rasmdaki ak ile servete, mala veya di
er maddi konulara ynelmitir. Buna, ak yerine muhabbet demek da
ha ygun olur. b) Elsever ak: Bu da nefsinden gayri aileye, vatan ve
millete, dine, hayrl ilere ve sanata kar1 aktr.
Muhabbet, kalp ve ruhun bir eye meyletmesidir: Ol eyde kemali
idrak eyledii iindir. Muhabbet, bidayet-i ak olup ak onun nihaye
ti olmutur. Ak hak bir marazdr ki a yakar, ak ise onunla if
tihar eder (Marifetname).
2. A.k- ilaM, zat- hakk zatiyle grp muhabbet-i zatiyesiyle ken
di zatna ak olmaJ,dr. Burada ak, saf ve srr bir aktr, nk grn
meyen varlklara ve bilhassa tabiatst varla kar duyulan sevgi ve
temayldr. Bu sebeple insanlara veya maddi varlklara kar duyulan
sevgiyi sfli ve adi sayarlar; Ak- ilahiyi de stn, yksek grr ve
tek .etken kabul ederler.
3. Ak ile arzunun fark vardr. Akta kendisine sebep olan eyin
dncesi vardr. Arzuda ise nefsin ancak kendine ve ahsna uuru var
dr. Evvelkinde harici, ikincisinde deruni unsurlar galiptir. Arzu ani, ge
lip geici bir vakadr. Ak ise bilakis devaml ve kkl bir temayldr.
Hatta bir tek ak, devaml ve az ok faslal arzulardan ibaret birtakm
vakalarla kendini gsterir. Eflatun meh.ur Ziyafet diyalogunda ak,
gzelliin insanda husule getirdii bir eit cazibe . olarak gsterir. Fa
kat hakiki gzellik maddi ve cismani gzellik deildir. Manevi ve akli
olan gzelliktir. Eyada, tal;,iatta ve mahlukatta grlen gzellik, harici,
basit grnlerden ibarettir. Asl gzelliin kabataslak glgeleri, grn
tleridir. Filozof, glgelerin akndan kurtularak idealar aleminde bulu
nan gerek gzellie, ilah aka ulaanlardr.
B.

Nazar ve Temaa (Contemplation):

Bu kelime lgat manasnda, bir .eye hayranlkla bakmak, dikkatle


szmek demektir. Teolojide ye mistisizm.de ise nazar, temaa, murakabe
ve tefekkr halinde yaamay bildirir. Ruhun nazarlarn, btn varl
giii Allah zerinde toplad mistik bir haldir. slam mtefekkirlerin-.
ce bu kelimeler iin birok tarifler verilmitir. Yukarda sylediimiz ze
re 1.E:!'ill. tefekkrlere dalma, derin bir dikkat, kendi nefsini ve d ale
mi u.m.tarak Mutlak varl srekli olarak dnen kimsenin haline mu
rak;h, temaa ve nazar demilerdir. Felsefe tarihinde bu kelimeye ak
li sezgi dahi denilmitir. :ergson'un sezgi bltrnde grdmz meta
fizik sezgi de nazar ve temaay ifade eder.

166

DN PSKOLOJS

l. slam mtefekkirlerinde nazar ve temaa yle aklanr: Me


hul tahsil iin makuln mlahazasdr. Bilinmeyen yani kesp ve tahsil
etmek iin ind-el-akl hasl ve mahzun olan emri mlahaza etmektir. Emr-i
mehule kesb-i uur iin cihet-i maluma nefsin kasten tevecchdr (Ge
lenbevi tercmesi). Ortaadan itibaren kelime, mistisizmde byk nem
kazanmaya balar.. Bu11la.ra. g9re sezgi eyay bilir, nazar ve murakabe
ise nfuz eder, onlardan haz ve nasip alr. Bu grlerde nazar ve te-
maa, vecit ve istiraktan nce olan, fakat dier zht ve riyazat halle
rinin stnde olan bir haldir. Riyazatn ilim ve tefekkrden sonra nc derecesi olarak nazar ve murakabe kabul edilirdi.
2. Sufiyede nazar ve temaaya gelince; genel anlamnda slam mis
tikleri saylan Sufiyede nazar, temaa ve murakabe anlay nemli yer
tutar. Sufiyede bu konuyu temel blm halinde aklanr: a) Tefekkr,
b) Murakabe, c) lim.
a) Tefekkr: Sufiye indinde tefekkr gibi ibadet yoktur, zira o kal
be mahsustur ve Haktan maksuttur. Bir saat tefekkr eylemek bir yl
ibadetten efdaldir. Tefekkr ya umur-i uhreviyede veya sun-i Yezdani
de veya sfat, ataya ve mana-yi Sphanide olur .. Zat- lahide olmaz. Zira zat- lahiyi tefekkr, tahsili hasldr ve hayal-i 'i:a.tldi. Zira ol zat-
rteai hi kimsenin malumu olmaz. Hviyet-i mutlakasn hi bir akl
idrak edemez. Sufiyenin bu fikirlerine felsefede 'agnosticisme (l aedriye)
denildii malumdur.
b) . Mt1:r.}gbe: Murakabe, intizar manasnadr. Ist}lh- meayihte Ce
nab Hakk kalbi' ile mlahazadr. Onu mlaha;. kamak daima ken
disinin hazr ve nazr, akvaline sami, ahvaline alim, amaline nazr ve
ahittir: Murakabe tecelli-i su-i havatrdan muhafazadr. Batn ve zahir
de Hakk mahededir. Murakabe, Hakkn sana uhudunda devamdr,
senin dahi onu kendi zerine murakp ve mahit klmaklndr. Fii
linle onun fiiline, iradenle onun iradesine muaraza etmemekliktir. Onun
ileyip dilediinden baka bir ey ilememek ve eylememektir (Minhac
l-Fukara).
c) lim: lim ve buna nispetle alim e ayrlr: 1. Alim-billah ol
kimseye derler ki marifet-i ilahiye onun kavline mstevli ola, mahe
de-i erivar- Hakka onu mstarak kla. 2. Alim bi-emrillah oi kimseye
derler ki helal ve haram, hakayk- ahkam bile, lakin esrar- kelam-
ilahi ve marifet-i cemal-ullah bilmeye, 3. Alim-billah ve bi-emrillah ol
kamildir ki tarafeyni bile amildir. Hem Haktan ayr deildir, hem Hak
ile muamelededir (ayn eser).
C. Fena-fillah (Aneantissement):
Mistisizm ve sufiyede ok rastlanan terimlerden biri de fani olmak,
fenafillah olmak, insilah szleridir. Mistisizm hakknda etrafl bir bilgi

DN PSKOLOJS

167

edinmek iin bu terimin de aklanmas gereklidir. Fenafillah olmak da


ha ok teolojide ve din psikolojisinde kullanlr. Szlkte fani olmak, mah
volmak manalarna gelir. Fena kelimesinin tam zddn anlatmak iin ba
ka kelimesi kullanlr. imdi slam aleminde bu kelimenin nasl anla
ldn grelim:
1. Her eyin mebde ve mead vcud-i mutlaktr. Sufi, istirak- kl
li halinde visal-i hak zevkini duyar. te fenafillah mertebesine ermek
budur. Fenafillah nefs-i sufliye muhalefettir. Ruh-i ulviye muvafakattir.
Fena-yi halk, baka-yi haktr (Kamus-i Felsefe).
- Anasr- iptidaiyenin toplanp bir kitle-i iptidaiye vcuda getir
mesi hilkattir. Dalp hal-i aslisine rcu etmesi fenadr, in'idamdr (ay
n eser).
2. Fena varlktan yoklua geitir. Yokluktan varla geiin, mut
lak balangcn, bakann zdddr. Bunun iin tasavvufta daima fena ile
baka karlar,. fenafillah nefisten fena olmak, Hak ile baka bulmaktr.
Fenafillah bakabillahtr. Bidayet-i hakayk- baka, cemi masivadan fena
dr. Abd kendi sfat- beeriyeden fani oldukta Hazret-i Mevla ile baka
bulur (Marifetname).
Fenann dereceleri vardr: a) Her kim lisan- eriatle mezmum olan
ef'ali terk eyleye, o kimse hakknda ehvetten fani oldu denir. ehvet
ten fani olan ubudiyetinde ihlasyle baki olur. b) Her kim kalbiyle dn
yasndan zht ve iraz eylese rabetten fani olur denir. Dnyaya ra
betten fani olan sdk- ihlasyl baki olur. c) Her ,kim ahlakyle mualece
ederek kin ve haset; huhul ve gadap, kibr ve ucup ve emsali measiden
nefsini tehzip ve tezkiye eylese ahlaktan. fani olur denir. Su-i ahlaktan
fani olduu hiynde sdk u kunutla baki olur. d) Kim ki zerinde sultan-
hakikat mstevli Olarak hakka ki ayardan ne ayn ne gayr, ne eser ve
ne resim mahede etse halkta11 fani ve Hak ile baki oldu denir.
3. Erzurumlu brahim Hakk Marifetname>sinde fenay yle ak
lar: Fena nevidir, baka dahi nevidir: 1. Abd yle fani olur ki ken
di nefsinden hfr haz almaz. 2. Hakk nefsi iin talepten haya eder. 3. HakHi11.gayrisini talep etmekten haya eder. Baka da yle taksim
ofnur: 1. Marifet bakas ile baki, 2. Muhabbet bakas ile baki, 3. i.ns
bakas ile baki. Fena, ahdin evsaf zeval bulmaktr. Baka ahdin evsa
fna bedel evsaf havi olmaktr.
4. Tarif-i fena ve bakada meayih-i izam ok kyl kal eylemi
lerdir. Bazs fenadan murat fena-yi muhalefettir, demi, bu levazm-
zhttr. Bazs fenadan murat fena-yi huzuz-i dnyevidir, demitir. Bu
levazm- maani-i zhttr. Bazlar fenadan murat fena-yi huzuz-i dn
yevi ve uhrevidir, demitir. Bu mertebe levazm- sdk u muhabbettir.
Bazs da fena eyadan gaybettir, demitir (Minhac-l-Fukara).

tan

168

DN PSKOLOJS

Yine ayn esrde fena-yi mutl;ik zahir ve batn olarak ikiye ayrlr:
Fena-yi mutlak oldur ki emr-'i Haktan bir emir ve bir an abde ms
tevli olur. Hakkn olmas abdin olmasna galip olur. Bu fena zahir ve
batna mnkasim olur. Amma fena-yi zahir, yani fenann kem_ali oldur
ki, Cenab- Hak kendi ef'al ile tecelli eyleye. Ol abd bu mertebede nef
sinin ve gayrinin iradesini, fiilini grmez ola, illa hak ile gre, ondan
sonra muameleyi Allah ile ahzeyleye; fena-yi batn oldur ki, abde kefo
lur. Kah tecelli-i sfat- Rabbani, kah mahede-i envar- azime-i zat-
Sphahi, pes bu mahededen batna emr-i Hak mstevli ola, hatta ons
da havadis :ve vesavisten ve evsaf- beeriyesinden bir ey kalmaya, bil
klliye evsaf- hak ile- muttasf olup, kendiliinden mnselih ola.

RASYONEL TEOLOJ
Theologie terimi, ilahiyat, ilm-i tevhit, felsefe-i ilahiye szleriyle ter
cme edilebilir. Teoloji vcut ve sfat- ilahiyeden bahseden ve metafi
ziin kolu olan bir irnctfr. Leibniz bu kelime karlnda theodicee s
zn kullanrd. Bununla er karsnda ilahi adaleti gerekletirecek de
laili toplayan ilmi anlatmak istemitir. Btn insanln ve btn felse
fe sistemlerinin yakndan ilgilendikleri en byk konu, daha dorusu
meselelerin meselesi Allahtr. slam dnyasnda halkn gnlk haya
tnda en ok kulland sz de Allah kelamdr. Dinler, Allah mefhumu
na dayanrlar. Felsefe sistemleri ve ilmi aratrmalar en sounda sebep
lerin sebebi, varlklarn halik olarak Allah'a istinat ederler. Allah ko
nusu, btn yollarn kendisinde nihayetlendii geni bir meydandr.
Felsefi konularla megul olmayan, zihni analiz ve. sentezlere alma
yan kimseler iin mesele basittir. Mukaddes kitaplarda bildirildii ka
dar bilgi yeter, fazlas insan artr, pheye gtrebilir. Bir bakma
bu sz dorudur; nk insan zihni ancak idraklerle ve bir zaman, me
kan erevesi iinde bilgi edinir. Bilgiler artl ve izafidir. nsan dima
ancak olaylar ve bunlar arasndaki mnasebetleri kavrayabilir. Allah
ise zaman ve mekandan mnezzeh, tabiatst ve hadisatl; kyaslanama-.
yan bir varlktr. Mteal ve halik- kldr. Bu sebeple Allah' bilmek
ve kavramak insan zihni ijn mmkn deildir. Allah,. iman konusudur.
Tartma konusu olmaz.
Bu grlerin yannda u noktalar da karmza kar: Mukaddes ki
taplar, Cenab- Hakkn zat ve sfatlar hakknda insanlar aydnlatm
lardr. slam ulemas Cenab- Barinin varl, zat ve sfatlar hakknda
etrafl aratrmalar ve mnakaalar yapmlardr. Bu da gsteriyor ki,
Allah hakknda dnmek, insam dinsizlie veya pheye drmedii
gibi, iman ve itikadn salam temellere istinat ettirilmesi bakmndan za-

169

DN PSKOLOJS

ruridir de. Kitabmzn muhtelif blmlerinde insanda Allah uurunun


teekkl hakknda verilen izahat bizi zaruri olarak Allah meselesi hak
knda baz aklamalar yapmaya zorlamaktadr. Esasnda Allah mesele
si ilm-i kelamn ispat vacip nazariyeleriyle din felst:!feleri ve teolojiyi
'il'gilendirir. Dier bir sebep de, dini olayn balca zelliklerinin Allah
ile kul arasnda bir mnasebetin kurulmasndan ibaret olduu hakkn
daki tariflerdir. Din, kul ile. Allah arasnda kurulan bir mnasebettir;
fakat Allah nedir? Bu nokta, hakknda yeteri. kadar bilgi elde edinilmez
se din psikolojisinde yaplan aklamalar eksik kalacaktr. Bu maksatla
nce slamda .ve er.'i mellefatmzda Allah telakkilerini grecek ve son
ra Bat felsefesindeki telakkileri zetlemeye alacaz.
1. . SLAMDA ALLAH TELAKKS
slam itikadiyatnda Allah'n birlii esastr. Btn semavi dinler bu
esasta birleirler.
, 1. slam filozoflarnda Allah telakkisi yle zetlenir: "..:-:.\.'..o:-;-.'..:/
(Cenab- Hak cemi sfat- kemaliyeyi cami bir zat- vacib-l-vcuttur). Burada kemal sfat. her trl nevakstan mnezzeh,
daha bynn tasavvuru imkansz olduunu anlatmak iin kullanl
mtr. Bu zat- vacib-l-vcit hakikaten mevcut olmasayd kemal sfat1arn da haiz olmamak lazm gelirdi (Metalip ve Mezahip).
2. Allaha imann icmali yledir: Bu alemin bir sani-i hakikisi var
dr. Her eyin asl, mercii, Rabbi ancak odur. Onun kuvvet ve kudreti
btn mmknata amildir. lini muzmarat- kulup ve hafaya-yi umu
ra varncaya kadar her eyi muhittir. radesi avalimin her zerresine na
fizdir. Bilcmle sfat- kemaliye ile muttasf, noksan sfatlardan .mnez
zehtir. Hayr ve erri takdir ve tayin ederek onlara mukabil bir dar-
mkafat ve mcazat da ihzar .eylemitir (Hamdi Akseki!i}.
3, Cenab- Bariye itikat hakknda baz ayat-i kerime:

"'---"",.U':")> .l .:: ;:J u, :.!.;:.j = Ey Mukammed! De k:


O Allah tektir. Allah, dourma, domam olan, hi bir ekilde den
gi bulunmayan, her eyden mstani ve her ey ona muhta olandr (h
las suresi, 1, 2, 3, 4).
l:8'.;;,{\aS0j = Eer yerle gkte Allahtan baka tanrlar olsayd,
ikisi de bozulurdu... (Enbiya suresi, 22).

..,,

....

...

,,...,_..:.>)

,-:........

...

".",

,. .

t?:-,\J ;;:

...

,,

....

. ,,

..,

,,\

.:

. . ..

Onun benzeri hi bir ey yoktur. O, ii

tendir, grendir (ura suresi, 11).

DN PSKOLOJS

170

rr ... (En'am suresi, 103).

i,'.f.li< = ... Dikkat edin, Allah phesiz her eyi bilgisiyle ku


atandr (Fusslet suresi, 54).

= ... Onlarn ilediklerini ve i

il3J0J#.'{; \:;;.{(!!

leyeceklerini bilir, dilediinden baka ilminden hi bir eyi kavrayamaz


lar ... (Bakara suresi, 255).
.
i, = .. . Her eye varIk
.\6=.'.?'"
veren, sonra du
ogru yola er>>a:s:-_
...... ...... -:.
...,:,.:;-;
tirendir (Ta-Ha suresi, 50).
'.'.'.,i:::; !}.u::; = ... Her eyi yaratp bir lye gre dzenleyen... >
(Furkan suresi, 2).
'.J0 GSf = (Allahm) Ancak sana kulluk eder ve yalnz sen. ....
.
.
.....
den yardm dileriz (Fatiha suresi, 5).
...

_;J.-0,;;:it; ;;:5i'{ = Ey Muhammed! Eer yz evirirlerse de


>
ki: Allah bana yeter; ondan baka Tanr yoktur... > (Tevbe suresi, 129).

'..i.i0(;f\; = Ey Muhammed! Bil ki, Allahtan baka Tanr yoktur>


(Muhammed suresi, 19).
Kur'an- Kerimde Allah ad 2800 defa, Rab sz de 960 defa geer.
slam, Allah iin ahlaki ve manevi Allah tabirini doru bulmaz
ve kullanmaz. nk slamiyette Allah her trl cismaniyet ve manevi
yatn fevkinde bir tek ilkedir. Bunun gibi Allaha akl, fikir, zihin, zeka
sfatlar da isnat edilmez. nk bunlarda tagayyr ve hudus vardr.
Biz Allah'a ancak ilim isnat ederiz.

2. BATI FELSEFESNDE ALLAH TELAKKLER


ilahiyun (Theisme):
1. Yunan filozofu Sokrates Allah'n varln ve birliini mdafaa
eden ilk Yunan filozofudur. Eflatun, Phaidon adl diyalogunda onu
yle konuturur: Kainat manevi ve ahlaki bir akln eseridir. Hadisat
bir zaruret dolaysyle deil, hayr olduklar iin husule gelirler. Ta
biattaki nizam bir akln eseri olup, bu dnyada insanlara rahmet ve
hayr' yadrr. Bu kudret insanlarn fikir ve ilimlerine vakf olduu
gibi dnya nizamna da nezaret eder. Metalip ve Mezahip*, Sokrat hak
knda u mtalaada bulunur: Sokrat'ta baz havass- nbvvet zikre( ) Metalip ve Mezahip: Elmall Hamdi'nin Franszcadan tercme ettii
felsefe tarihine yazd haiye.

DN PSKOLOJS

171

dilmektedir. Sokrat'n aklc bir filo-zof olmas onun mazhar-i ilham ol


masna mani deildir (s. 191).
Eflatun ise hayr, hsn, adalet gibi evrensel prensip ortaya koy
mu ve Ziyafet adl diyalogunda vcud-i ilahi delillerini ortaya at
mtr.
2. Ortaan Hristiyan filozoflarndan St. Anselme, Allah'tan, ken
dinden daha by tasavvur edilemeyen bir. varlk olarak bahseder.
Descartes bu bapta yle syler: Ben Allah deyince, beni ve -mev
cut olduklar sabit olduu takdirde- eya-yi saireyi husule getiren alim
ve kadir, mstakil, 'layetegayyer, ezeli: bir cevher-i namtenahi anlarm
(Metafizik Dnceler, s. 3).
Alman filozofu Leibniz, Monadoloji> ve Teodise adl eserlerinde
der ki: Harici eyann varlklar ve gelimeleri onlar meydana geti
ren bir illet sayesindedir. Fakat bizatihi ve lizatihi cevherin kemali ba
ka bir illete bal deildir. Eya ve hadisat arasndaki sebep ve netice
teselsl en son bir illetin, yani bir cevher-i vacib-l-vcudun varlm
iktiza eder. Allah kemal-i mutlaktr, eyann ilk sebebidir. Spinoza ise,
Allah cevher-i mahzdr. Bizce malum olan sfatlar imtidat ve idrak
ten ibarettir. Kendi zatnn kanunlarna gre bizzat inkiaf eder der.
(Etika).
3. Alman filozofu Kant: Nazari akl ile Allah'a varlamaz. Akli ve
metafizik delillerle ispat edilemez. Ameli akl kanun-i ahlakiyi vaz'eder.
Kanun-i al:laki, ne fazilet, ne sadettir, bir hayr-i aladr. Biz Allah' akli
bir iman ile kabul ederiz. Ahlaki, kanun postlat olunca Allah onun
zaruri netic_esidir. Allah vardr, ruh ebedidir szleriyle Allah'n varl
n tasdik eder. Fichte Jse ahlak ile dini ayn ey telakki eder. Kainat
ta bir nizam- ahlaki vardr. Faal ve ferdi hayat olan bu nizam- ahlaki
bizzat Allah'tr. Ahlaksz diyanet hurafe, diyanetsiz ahlak abestir. Va
zifeye inanan Allah'a inanm olur diyor. Heg!:!l de, Allah cevher de
il, ruh-i mutlaktr. Bu ruh-i mutlak fikir szyle de ifade edebiliriz
demektedir.
Yukarda saylan filozoflarn Allah telakkileri -Allah'n varln mut
lak olarak kabul ettiklerinden- lahiyun mezhebi (Theisme) ad altn
da ,toplanr. Bunlar kutsal kitaplardaki talimata uygun ekilde Cenab-
Hak vardr, haydir, varlna akl ve iman yoluyle inanrz, derler.
Dier Telakkiler:
Bu ksm iinde Allah' semavi kitaplarn talimatyle deil de baka
delillerle kabul edenler toplanmaktadr. Yani bu ksmda bulunan filo
zoflar Allah'n varlna inanmakla beraber mukaddes kitaplar ve pey
gamberleri kabul etmezler. Bu zmreye dahil olan filozoflar unlardr:

172

DN PSKOLOJS

1. Tabiat dini (Deisme): Fransz filozofu J. J. Rousseau'nun felse


fesinde ortaya atlan bir grtr. Rousseau'ya gre insan, kainatn b
ykl, intizam ve gzelliini temaa ederek bir sani-i mutlakn var
lna intikal edebilir. Kiliselerin artc ve kark talimatna lzum
yoktur. Gnein domas, mevsimler, denizler, canl ve cansz varlklarn
deimez bir nizam ve ahenk iinde akp gitmeleri insanda bunlar ya
ratan ve yrten akl bir varlk olduu fikrin dourur. te Emihin di
ni byle bir tabiat dinidir. (Emile, Terbiye).
2. Bir ksm filozoflar da insann Allah hakknda ancak bir nebze
bilgiye sahip olabileceini iddia ederler. Blaise Pascal bunlardan biridir.
Dnceler,. aq.l kitabnda yle der: Allah' hisseden kalptir, akl de
il. man denilen ey, Allah' aklda deil, kalpte yaamak ve duymak
tr.
3. Allah' akl veya kalp yoluyle bilmeyi kabul etmeyen baz filo
zoflar da onun varlnn bir zaruret ve ihtiya olarak kabul lazm gel
dii fikrindedirler. Voltaire yle der: Eer Allah yoksa onu ibda et
mek lazmdr,.. Rus edibi Dostoyevski yle der: Eer Allah olmasayd
yeryznde her fenalk mubah olurdu,.. Alman filozofu Nietzsche ise da
ha garip fikirler ortaya atar: Avrupal insann vicdannda Allah lm
tr. Ben sadece haber veriyorum. Bundan sonra da yle bir kehanet
ortaya atar: Bundan sonra gelecekte sonsuz bozukluklar, ykllar ve
kargaalklar doacaktr (Zerdt Byle Sylyordu'dan).
Atheisme ve Pantheisme:
1. Atheisme (lhat): Allah'n varln inkar eden doktrinlerdir. Fel

sefe bakmndan ateistlerin eitli dereceleri vardr. Bir kere aktan a


a Allah' inkar etmeyen ve fakat Allah'n varln dnmeden hare
ket eden kimseler vardr ki, bunlara ladini sapklar denilebilir. Bir ks
m da Allah'n varl hakkndaki delillere kani olmayanlardr ki' bun
lara (septikler) denilir. Bunlar gerek manada mlhit (athe) saylmazlar.
Bunlarn dnda dogmatik ve gerek manada.mlhitler pek azdr. nk
bunlar Allah'n inkarnda gerek delillere sahip deillerdir. Saylar az
da olsa gerek mlhitler delillerini ksmen pozitivizm cereyanndan alr- .
lar. Fakat bunlarn hi biri akli bir delil saylmaz. Zamanmzda mater
yalistlerden Le Dantec ile egzistansiyalistlerden J. P. Sartre tannm
mlhitlerdendir. Le Dantec Atheisme adl kitabndc1, Ben Allah'a inan
madm samimiyetle itiraf ediyorum. Bu inkarda en byk delilim, be
nim mlhit olmamdr. Baka bir delilim yok der.. Bu szler felsefi bir
ilhattan ziyade bir paradoks ve agnostisizm manzaras tar.
Mlhitler arasnda Feuerbach ile Kari Marx daha ileri gidiyorlar.
Bu iki mlhit, yalnz Allah'n varln inkar etmekle kalmyor, Allah'a
iman edenleri de tenkit ediyorlar. Bunlardan Feuerbach, Allah, insan-

DN PSKOLOJS

173

!arn gereklenmesini istedikleri niyetlerden ibarettir, yoksul insan zen


gin bir Allah arar diyordu. Marx ise dinden bir mitoloji gibi bahse
der, Din, halkn afyonudur. O, insanlar bu dnyada sosyal bir ihtilale
sapmamalar iin ahiret mitleriyle uyutur diyordu.
2. Pantheisme: slamda vahdet-i vcut szyle ifade edilen pan
theisme, monlsme'in bir koludur. Temel fikri udur: Var olan her ey
Allah'tr, aksi takdirde Allah, Allah .olmaz. Pantheisme Bat felsefesin
de eitli istikametler almtr; Bunlar blm iinde zetlemek mm
kndr:
a) Tabiat pantheisme: XVIII. yzylda Diderot, Baron d'Holbach
gibi filozoflarn grdr. Bu sisteme gre evrende tek realite tabiattr.
Allah da bu tabiatn iinde mndemitir*. Allah bu tabiat iinde fail ve
nazm bir unsur veyahut tabiat dolduran varlklarn heyet-i mecmua
sdr.
b) dealist pantheisme: Bu gr Hegel, Fichte, Brunschvicg gibi
modern filozoflarn grdr. Bu ksm panteizm iin tek realite ruh
tur. Allah da bu ruhlarda mndemitir. Allah bizzat ruhtur, fakat bu
ruh, mistik bir kaynaktan' ald kuvvetle tam bir inkiafa mazhar ol
duu zaman en yksek eklini bulur ve gerekleir (Brunschvicg, Tabiat
ve Hrriyet).
c) Theolojik pantheisme: Felsefede asl panteizm budur. Balca
temsilcisi Spinoza'dr. Kainatta tek realite Allah'tr. Dier btn varlk
lar, dnya ve ruhlar Allah'ta mndemitir.
Baruch veya Benoit Spinoza, Hollandal bir Yahudidir. Descartes fel
sefesine ksmen baldr. Ethique adl kitabnda din felsefesini ak
lamt,r. Spinoza'nn grleri esasl noktada toplanabilir: a) Kainat
ta zaruret olarak tek bir cevher vardr ki o da Allah'tr. Cevher szy-
le bizatihi var olan ve lizatihi kendisi olan varlk anlalr. Eer Allah
bizatihi var olmasa varh iin baka bir cevhere muhta olacakt. b) Al
lah'ta namtenahi sfatlar vardr, fakat biz yalnz tefekkr ve imtidat
sfatlarn tanyoruz. Maddi varlklar ilahi uzayn ekilleri, fikirler de
ilahi tefekkrn suretleridir. c) Allah ve sfatlar, kendi cevherinin ka
nunlarna uygun olarak ve kati bir zaruret halinde inkiaf ederler (Etika,
c. 1, Teoremler).

TEOLOJ VE TECRBE YOLU


Klasik spat- Vacip Delilleri:
Rasyonel teoloji, akl yoluyle Allah' tanmak ister. Alemin varln
dan ve mahedesinden hareket ederek akl yoluyle sebeplerden sebep( )

Mndemi = immanence, kayyumiyet, ierik. ,

DN PSKOLOJS

174

lere geerek bir Halik'n varlna ulamak ister. Teoloji ve :kelam ki


taplarnda ispat- vacip hakknda ileri srlen delail bu neviden ara
trmalar.dr.
Rasyonel ispat- vacip teorileri balca iki blmde toplanr: 1. Koz
molojik delail, 2. Ontolojik delail. Kozmolojik delail; alemin varlna
dayanr. Bu da iki yoldan yrr. Birinci yolda hadiselerin sebepleri zin
cirleme suretiyle sonsuz derecede gerilere gtrlerek en sonunda bir
ilk sebep ve illete varlr ki bu illet-i ula, halik ve mbdi olan Allah
Taaladr. Mesela yamurun yamas bulutlarn eseridir; bulutlar su bu
harnn, su buhar snn, s gnein ve atmosferin deimelerinden, o
da yeryzne yakn blgelerde meydana gelen hava deiimlerinden olur,
denilir. kinci yolda, tabiattaki olaylarn ve manzaralarn temaasyle bu
al.emin en yksek derecede bir sanatkarn eseri olduu sonucuna var
lr. Mesela gnein douu, yldzlarn temaas ile insan bir sani-i mut
lak'n varl sonucuna ulaabilir. Rousseau'nun ileri srd delil bu
nevidendir.
Ontolojik delail, kozmolojik delailin aksine olarak Cenab- Hakkn
tam ve kamil bir varlk olduu fikrinden hareket eder. Allah btn ke
mal sfatlarn cami olduundan alemdeki noksan varlklardan daha s
tn bir varlktr. Bu sebeple vcudu zaruridir.
amzda ise akldan ziyade deneylere ba vurulur. Akl yerine de
ney metodu kullanlr. Zamanmzda birok din alimleri akl ile deney
metodunu birletirerek Allah'a varmay arzu ederler. Bu arzudan mis
tik tecrbe,. ve aksiyon ad verilen iki esasl teori domutur.
Mistik Tecrbe:
Mistik olaylar, yani kalp yolundan Cenab- Hak ile vastasz mna
sebet kurmak halleri bir zamanlar anormal ve patolojik bir hal telakki
edilmitir. Gerekten de patolojik saylan mistik olaylar vardr. Fakat
bunlarn yannda tamamyle salim insanlarda grlen normal mistikler
de vardr. P. Janet, Delacroix gibi psikologlarn da gsterdii zere m
ahede altna alnan normal mistiklerde grlen vecit ve istirak hal
leri vcutta ortaya kan bir arzadan meydana gelmedii gibi, bir n
rozdaki zihin bozukluundan dahi meydana gelmemektedir. Bu geree
dayanan birtakm filozoflar Allah fikrinin meneini bu mistik olaylarla
.aklamak istemilerdir. Modern insanlarn itikatlarn ve dini duygu
larn baz mstesna kimselerin, yani mistiklerin deneylerine' balamak
yeteri derecede kesin ve ilmi bir yol deildir. Bununla beraber birok
mminler mistik tecrbeye nem verir ve bunu yeter sayarlar. Bu nem
li gr kitabmzn vecit, istirak ve mistiklik blmlerinde daha etraf
l bir ekilde incelendiinden burada yalnz bir metot olarak gstermek
le yetineceiz.

DN PSKOLOJS

175

1. Lauur yolu: ngiliz psikologlarndan F. W. Myers (1843-1904),


mistik tecrbe yerine ulvi ene (moi subliminal) teorisini kurar. Ona g
re bu ulvi ene, alemin ruhudur. Mistik tecrbenin esas da ulvi ene de
nilen bu lauurun btn uuru kaplamasndan ibarettir. W. James de
Tecrbenin Felsefesi ve Dini Tecrbe adl eserlerinde Myers'in bu
fikirlerini benimsemitir. James der ki: ,,Gerek mminler ulfhiyeti g
rrler ve bilirler. Bu da onlara kafidir. Onlar, manevi ve grnmez bir
aleme dalmlardr. Orada kendilerine yardmc bir el uzanr. Ruhlar
kendilerinden daha stn olan bir ruhla mistik bir ekilde balant ku
rar. uurlu olan ene, kendisini selamete ulatran daha stn ene ile
birleir. (Tecrbenin Felsefesi, s. 291). Fakat James, kendinden stn
olan bu ene'nin mahiyetinden bahsetmez: nsann ferdi varlnn s
tnde olan bu varlk, ne olursa olsun, yle veya byle, insann btn
dini tecrbelerinde kendisiyle srekli temas halindedir (Dini Tecrbe, s.
421). James'in felsefesinde bu ulvi varlk, insan baarya ve faaliyete
srkleyen bir kuvvettir: Allah' bilmek ve tanmak mesele deil, onun
insan hayatna verdii kuvvet sz konusu olmaldr. O, yerine gre bi
zi besler; bazen tehlikeler karsnda bir koruyucu olur, bazen de dost
ve sevginin konusu olur. Eer o bize gerekten faydal ise din uuru,
daha fazlasn beklemez. Allah gerekten var mdr? Varl ve mahi
yeti nedir? Bunlarn hi ehemmiyetleri yoktur. Dinin gayesi Allah deil
hayattr. Daha geni, daha zengin, daha tatmin edici bir hayat ve b
tn dini temayller, her derecede hayat ve aktan ibarettir (Dini Tecr
be, s. 422). Amerikal psikolog Leuba da bu teoriyi benimsemitir.
2. Sezgi yolu: H. Bergson, Din ve Ahlakn ki Kayna eserin
de mistik hallerin la.uur ile izahn kabul etmez ve mistikliin kayna
n bizzat Allah'n sfatlaryle aklar. nsan zekasnn konusu madde
alemidir. Bu sebeple dorudan doruya zeka ve zihin yoluyle Allah'
bulmak imkanszdr. Fakat zekann tesinde insanda bir sezgi vardr ki
onun vastasyle insan ruhunun Allah'la mnasebete gemesi ve birle
mesi mmkndr. Ate nasl demiri kzdirrsa Allah da insan ruhuna.
ylece nfuz ederek onu str. phesiz ki mistik haller, mstesna kim
selere mahsus bir meziyettir. Bununla beraber insanln itikat ve iman
lar bu mistik tecrbelerle beslenir: Bir dine salik olanlarn ou mis
tikler derecesine ykselemezler, fakat dualarnda ve ibadetlerinde en b
yklerine kar yaptklar hrmet ve sayg davranlaryle Allah'na ula
mak iin gayret sarfederler. Bergson bu durumu yle bir tebih ile
anlatmaya alr: Herhangi bir 'retmen derslerinde basit szlerle
rencilerine birtakm bilgiler vermeye, telkinler yapmaya alr. Fakat
rencileri arasnda zeki, kabiliyetleri yksek yle renciler kar ki
bunlar ileride retmenlerinin sezemedii yksek hakikatleri sezer ve
kefederler. retmenin buradaki rol, insan ruhunda bulunan yksek

DN PSKOLOJS

176

sezgi kabiliyetlerini tevik ve ikazdr. nsanlarn ounluu da byledir.


Dualar ve ibadetler, mstesna baz kimselerin ruhlarn harekete geti
rir ve yksek sezgi kabiliyetleriyle vastasz olarak Tanr'ya ularlar.
James. ve Bergson'un bu grleri tenkitlere uramtr. Bu iki filozof
her ne kadar pozitivizmin objektif tecrbe anlay yerine dini bir tec
rbenin varln gstermekle din psikolojisine byk hizmetler etmi
iseler de, dini hayat ahsi tecrbelere istinat ettirmeleri ve dini mp
hem bir sezgi ve fayda halinde gstermeleri makbul ve mantki bir
zm yolu deildir. Bundan baka dinlerde nemli yer igal eden ah
lakn da byle mphem ve deiken anlaylar zerine istinat ettirilme
si yanltr. Fazla olarak Bergson, akln roln inkar etmek ve mistik
tecrbeyi ifrata gtrmek suretiyle dini vakann gereklerini kavramak
tan uzaklamtr.
Aksiyon Teorisi:
Yukarda gsterdiimiz mistik tecrbe ekollerinde; Allah fikri, belir
li tecrbeler sonunda ve dardan insan ruhunu doldurur fikri hakim
dir. Aksiyon felsefesinde ise Allah, insann esasl olan btn hareket ve
faaliyetlerinde vardr. Esas mesele insann bu faaliyetler iinde Allah'
bulabilmesidir. Bu fikri savunan modern filozoflardan Maurice Blondel
ile Edouard le Roy'dur.
l. Aksiyon: M. Blondel (1861-1940), fikirlerini Aksiyon, Dn
ce, Varlk ve Varlklar adl kitaplarnda aklamtr. Blondel, teolo
jinin ispat- vacip hakknda ileri srd delilleri reddetmez, fakat on
lar bugnk ilmi gelimeler karsnda yeterli bulmaz. Evvela Allah fik
ri ancak bir dereceye kadar hazrlanm, inanm ve iyi niyet sahibi k.im
selerin kalbine girebilir. Yoksa kendinden dar kmayan ve hi bir
ideal ile igilenmeyen kimsenin kalbinde inkiaf etmez. kincisi akli mu
hakemelerle elde edilen Allah fikri eksik bir bilgidir. radenin mda
halesiyle ilemeyen bir fikir l bir kalptr. Hareket ve faaliyete y
nelmeyen bir fikir suni ve yetersizdir.
nsan ancak aksiyon sayesinde mcerret ve salam bir gerek Al
lah fikrine ulaabilir. Filozof bu aksiyon szn yle aklyor: a) Her
eyden nce aksiyon, pratik ve ameldir. Bu fiil ve ameller durmadan
uygulandka tabii bir gelimeyle organlarn verdikleri arlklar atar
lar. Fakat asl fiil ve amel, insann iindedir. Bu da sahip olduumuz
btn kaynaklar . harekete getirmek, yani zihni, hissi, iradi ve ahlaki
btn sermayemizi harekete getirmekle olur. b) Aksiyon derin yaay
n ihtiyalar hakknda uur edinmektir. Btn ahlaki hareketlerimiz
de daima daha iyiye gitmek, daha yksek hayra ulamak fikirleri yaar.
Bunlar adeta ideal bir iradenin vicdanmzda yaayan sakl kuvvet-

DN PSKOLOJS

177

!eridir. c) Allah hakknda ancak akl. ve muhakemenin sezgiyle birleti


rilmesi suretiyle tam bir kavraya varlabilir. Burada akl ve muhake
me zaruri bir rol oynar. Bu vastann daha somut, daha canl bir sez
giyle takviye edilmesi lazmdr. Aksi takdirde akl ve muhakeme yolu,
sahibinin elinden kurtulan uurtma gibi uup kaybolur (Aksiyon, s. 353).
Filozof bu szleriyle Allah fikrinin insanda kapal ve ierik olarak ya
adn, bunun aydnlanmas iin akl ve muhakeme yoluna ba vurul
mas gerektiini gstermektedir.
2. Yaanan tecrbe: Edouard le Roy (1870-1940) da aksiyon felse
fesine taraftardr ve bu itibarla grleri Blondel'in fikirlerine yakndr.
Le Roy, Allah hakkndaki fikirlerini Allah Meselesi ve Dogmalar>, Ten
kitler .. adl iki eserinde izh etti. Mdafaa ettii tezin esas noktalar
unlardr: a) Allah'n varin, akl delillerle ispat etmek mmkn de
ildir. nk bu delailin hepsi Allah'n kayyumiyet (immanence) sfa
tna dayanrlar. Bu delil ise esasnda bir btn olan varl blmek, par
alamakla yaplr. Alem yanyana getirilip birbirlerine eklenmi para-:
lardai ibaret deildir, blnmez bir btndr. Orada her ey her eyin
iindedir. b) Alem bize kendi kendine izah edilemez bir btn olarak
grnmez ve bu izah iin dardan yksek bir realitenin mdahalesine
ihtiya yoktur. Onu paralayacak yerde bir btn olarak ele almaldr.
O zaman hadisatn menei diye bir mesele ortada kalmayacaktr. c) Al
lah' bilmenin tek bir yol vardr ki, o da aksiyondur. Aksiyon demek,
hayatn ve amellerin ihtiyalar iinde ierik olarak .bulunan k> ha
rekete getirmektir. nk her dncede zmni olarak bir Allah fik
,ri sakldr. Herkesin verdii hkmlerde Allah'n varln tasdik zmnen
'vardr. d) Hayat sznden manevi yaay anlalmaldr. Bu manevi ha
yatta duyulan btn ihtiyalarda Allah'n bilinmesi ve tannmas fonk
siyonlar sakldr. e) Allah' nazari speklasyonlarda deil, yaanan tec
rbenin iinde aramaldr. Bir dain en yksek tepesine varmak iin
aradaki kk tepeleri amak lazmdr. Bunun gibi, insan durmadan ah
laki faziletleri yaayarak sonunda en yksek geree ve hayra ular.

SLAM TEOLOJS
slamdan nce Araplarda Allah Fikri:
Hazreti Peygamberden nce Araplarda el-Lat isminde bir mabudun
bulunduu bir ksm tarihiler ve arkeologlar tarafndan ileri srlm
tr. Cahiliye devrinde Araplar Allah'a ilah, Aramiler de ala.ha derler
di. Bat dillerinden Franszcada Dieu, ngilizcede God, Almancada Gott
denilir. Araplar zaman- cahiliyette ilah adn verdikleri tanryla dier
12

178

DN PSKOLOJS

tanrlara taparlard. Cahiliye Araplarnda politeizmden nce totemizm


inancnn da yaad hakknda baz deliller vardr. Araplarda birok ka
bile isimlerinin totem hayvann adn tad grlmektedir: Beni Ku
rey (kpek bal), Beni Esed (aslan), Beni Nemir (kaplan), Beni Kelp
(kpek), Beni Duil (akal), Beni Anze (dii kei) gibi. Fakat bu isim
benzerliine ramen slamn ulfhiyet anlayyle cahiliye Araplarnn tan
r anlaylar birbirlerine hi benzemez. Mekke Araplarnn bu tanr ve
dier tanrlar (Lat, Menat, Uzza, Hbel) ve bunlara atfettikleri sfatlar
ksaca inriklik ve oktanrclk szleriyle ifade edilebilir.
Kur'an ve Hadiste Allah Fikri:
1. Hazreti Muhammed La ilahe illallah szyle mriklerin bu ok
tanrclk anlayn kesin olarak nlemek istedi. Mrik Araplarn tan
rlarn ifade etmek iin asnam ve evsan terimlerini kulland. Mekke
mrikleri, tanrlarndan korkmazlar ve kendilerine gayet uzak tanrlar
d. slamlk ise Allah korkusunu esas fikir almakla beraber, Allah' in
sana ok yakn, insana ahdamarndan daha yakn telakki eder.
slamiyet, Cenab- Hakk en soyut ve yksek bir varlk olarak gs
terir. Kur'an- Kerimde birok yerlerde Cenab- Hakkn sfatlar (esma
l-hsna) zikredilmitir. Kur'an- Kerimin ve ehadis-i erifenin beyan
larna gre Cenab- Hak bitazihi ve lizatihi vardr, yani kendi kendine
ve kendiliinden var olan bir zat- vacib-l-vcuttur. Baz Bat yazar
lar slamn ruhunu iyi tanmadklarndan sfat- ilahiyeden bahsederken
slamlkta bir antropomorfizm = mcessime akidesi bulunduunu iddia
etmilerdir. Halbuki bu sfatlarda mecazi manalar mevcuttur. slam ale
mi buna tecsim ve tebih adn vermilerdir (Mukatil bin Sleyman).
2. Kur'an- Kerimin sfat- ilahiye ile ilgili ayetlerinde bildirildii
zere Cenab- Hak vahit, hayy, bizatihi ve lizatihi mteal, kadir ve kay
kumdur. Ebedi(samed), celal ve ikram sahibidir, grr, iitir, bilir, ha
lik- kldr; rneksiz olarak btn cemadat ve uzviyat halk etmitir.
Kainatta her eyi, canl ve cansz her mevcudu Allah yaratmtr. Bu ya
ratma hi bir rnee gre deildir. Kendisinden baka yaradan da yok
tur. Bu sebeple Halik Taala'nn yaradcl mbdi, musavvirdir. Her
canlya can verir. Her canl lr, yalnz Cenab- Bari ebedidir, bakidir
.;: :.il ; rahman, rahim ve gafurdur.
Allah'tan baka her ey mmkin-l-vcut, yalnz Cenab- Hak vacib
l-vcuttur. Cenab- Bari mteal, mahlukat madundur. Bu sebeple hep
si helake giderler.
Hazreti Peygamberden sonra bu sfatlar zerinde mfessirler ve s
lam mtefekkirleri ok durdular. Cenab- Hakkn alemden ,ayr ve m
teal bir varlk olmasyle cemi mahlukat yaratmas, yani sun' ve fiili

DN PSKOLOJS

179

meselesi nasl telif ve izah edilecekti? Kelam ulema, tenzih (Allah'tan


tegayyre ait btn sfatlar kaldrmak) ve muhalefet-n lil-havadis (ya
ni sfat- ilahiyede insana mmasil sfatlarn mutlak surette baka ol
mas) fikirleriyle bu meseleyi hallettiler. Mutasavvife ise Allah'n bir kl
olduunu, mevcudatn tedricen Allah iinde eriyeceini dndler. s
lam filozoflar ise ahkam- Kur'aniye ile felsefeyi telif ve tevhit yolunu
tuttular. Bunlarn grleri orijinal bir vahdet-i vcut eklindedir. mam
Gazali btn mrnce bu meselenin halliyle urat ve ehl-i snnetin en
yksek ve olgun fikirlerini ortaya att.
Cenab- Barinin Bilinmesi:
slamlk genileyince Allah'n nasl tannaca, imandan ne kastedil
dii, insann mesuliyeti, Allah'n yksek takdir ve tedbirinden maksa
dn ne olduu hakknda sualler meydana kt. Bir ksm kelamclar, nu
sus (dogmalar) ile iktifa edip gerisini insanlarn kalpJerine bile vakf
olan Allah'n takdirine terk ediyorlard. Bylece bu gibi meseleleri ahi
ret gnne irca etmeyi teklif eden Mrcie mezhebi zuhur etti. Sonra
ihtiyar, yani kader meselesi zerinde mnakaalar balayarak ifrat ve
tefritlere gidildi. Bu mcadelelerden zaruri olarak Mutezile'nin Kaderiye
mezhebi (Mabed-l-Cheni) ile Ceberiye mezhebi (Cehm bin Safvan)
meydana kt. Cenab- Hakkn 99 ism-i erifi halk tabakalarna ak ve
kesin olarak aklanmal ve birbirleriyle atr gibi grnen rahim ve
mntakim gibi sfatlar akli ve mantki olarak telif olunmalyd. Yu
nan felsefesinden yaplan nakiller ve tercmelerle zat- ilahi ile sfatla
rnn dahi etrafl bir ekilde aklanmas bir zaruret haline gelmiti: Tev
hit akidesi Cenab- Hakk son derecede soyut bir hale koyuyor, selbi
sfatlar (yani, Allah'tan baz sfatlar nefyederek) ile bsbtn soyut bir
eye irca olunuyordu. Ezcmle Cenab- Hakkn ilim sfatyle muttasf
olmas vaciptir, fakat bu ilim neye taalluk eder, zatna m, yoksa zat
nn gayrine mi? Zatna taalluk ediyorsa zatnda ikilik olur. Zatndan
gayriye taalluk ediyorsa ilmi zatndan bakasna mteallik olduu iin
mutlak olamaz. O halde Cenab- Hakkn birlii ve kyam binefsihi sfa
t muhafaza edilmek istenilirse ona herhangi mspet bir sfat izafe et
mek daha mantki olmaz myd?
Ehl-i Snnet Yolu:
Mesele bu noktaya gelince slam aleminde trl izah ekli mey
dana kt: Birincisi ehl-i snnet tarik ki menkulata (tradition) daya
nrlar. slamn gsterdii yoldan yrrler. Hadis-i erifte yle buyu
rulur: Mahlukat tefekkr ediniz, Allah Taala hakknda tefekkre dal
maynz, nk siz onun kadrini takdir edemezsiniz> (mer Nasuhi Bil
mer, Hakikat Goncalar).

DN PSKOLOJS

180

u halde burada, akln rol. nbvveti tasdike delalet, mteal ve


mutlak olan eyleri anlamaktan aciz olduunu kabul etmektir. Akln kav
rayamad bu sahalar idrak eden gz kalptir. Kalpten kast, Allah' ta-
nmaya mahsus bir yer olan ruhun hakikatidir (El-Munkzu min-ed-Da
lal, s. 59).
Ehl-i snnet Kur'an ve hadiste zikredilen emirler ve hkmlere, ic
ma (consensus) ile kabul edilen delaile itibar ederler. Nusus-i er'iye
varit olduu gibi kabul edilmeli, aklen ve naklen tenkit ve telife kalk
mamaldr. Mesela Cenab- Hakkn ar- alada oturduu (istiva) hakknda
ki beyann, insann oturuuna benzetmeden, tenkit ve tahlile kalkmadan
olduu gibi kabul etmek lazmdr. Buna slamda bila-keyf vela-tebih
denilir. Elmall Ahmet Hamdi Yazr, Hak Dini ve Kur'an Dili adl ese
rinin 3. cildinin 2171. sayfasnda bu meseleden sz ederken yle der:
Burada Arta stv eder yani Ar tahtnda oturur sz mekan ve za
manla ilgili olmayp. manevi ve macezi olduu muhakkaktr. Tecrid-i
Sahih tercmesinin 9. cilt 8. sayfasnda ise u szler grlr: Bazlar
Ayet-l-krsiye bakarak krsi ile Arn ayn ey olduunu sylemilerdir.
er'i lisanda Ar alemleri ihata eden, kavranmas ve deerlendirilmesi
insan aklnn dnda kalan ve greei ilm-i ilahiye ait olan ali bir mu
hittir ki gkler, cennet, sidre ve krsi hep bunun altnda tasavvur olu
nu. Fakat slamn temel ilkelerinden biri d akJclk olduundan bu
gr uzun sre devam etmedi. Bunun arkasndan slam mtefekkirleri
ve mantklar muhalefet veya fadh akidesini ortaya koydular. Bu aki
denin dncesi udur: Allah'ta olan her ey, insanda olan benzer ey
lerden bakadr. Bunlar insandakilere benzetmek caiz deildir. Bu ak
lamaya tenzih
uzak tutmak:. denilir ki, Allah' btn mahlukat ile
ihtilat ve itirak etek mahzurundan uzak tutar. Bu nokta slam aki
delerinde nemli bir admdr. Allah'n mahlukatndan baka olduu (mu
halefetn lil-havadis) muhakkaktr, fakat Allah' tefekkr etmek, yani
aklen kavramak da gereklidir. Allah'n muhtelif sfatlar da bu tefek
kre yardm eder gibi grnyordu. Bir ksm slam ulemas ise bu s
fatlarn Allah hakknda sarih bir fikir edinmemize yeter olmadn, an
cak bir dereceye kadar tantabileceini ileri srdler. Bazlar ise bu s
fatlarn vacib-l-vcudun zat hakknda hi bir fikir veremeyeceini id
dia 'ettiler. Mesela Kur'an- Kerimde, Allah rahimlerin en rahimidir
buyuruluyor. Acaba Allah'n muttasf olduu bu rahimlik sfat insan
daki rnhimlik sfatyle uzak yakn bir benzerlie malik midir? te bu
ekilde iddialarla bu kelam meselesi slam mtefekkirleri arasnda bir- ok mnakaalara yol am, eitli mezheplerin domasna sebep olmu
tur. Ancak btn bu mnakaalar esnasnda slamdaki trl mezhepler
ve frkala:r asla laedriye (agnisticisme) yoluna girmemilerdir. Bugn
k kelam ulemamz selefiyenin fikirlerine hrmet etmekle beraber daha

DN PSKOLOJS

181

ok tenzih akidesini benimsemi grnmektedirler. Bugn kelamda is


pat- vacip hakknda ileri srlen btn delailin temel fikri de bu aki
deye dayanmaktadr.
Akliyun (Rasyonalizm) Yoiu:
Btn slam mtefekkirleri ve mtekellimin, slamda akl yolunun
lzum ve zaruretine inanmlardr. Ancak metafizik meselelerde ve iti
kat bahsinde akln her alanda yeter bir delil olup olmadnda ihtilafa
dtler. Bilhassa Mutezile, slamda rasyonalizm .cereyannn balca m
dafii oldular ve kelam bahislerini akla dayanarak izaha altlar. Allah
akidesinde en ok Allah'n sfatlarna itirazda bulundular. Onlara gre
bu sifatlar vahdaneyit-i ilahiyeye (tevhit = monotheisme) aykrdr. Hi
olmazsa bunlar Allah'n zat olup, zatnn gayri olmamak lazmdr, de
diler. Mutezilenin bir ksm c.a sfatlar toptan reddederek Allah' son
derecede soyut ve hatta belirsiz bir vahdete irca etmeyi teklif ettiler.
. Yine Mutezilenin iddiasna gre, mutlak kadere ait hkmler de Cenab-i,:
Hakkn adh sfatyle baramazd. Cennet'te Allah' grmek, onun cis
mani bir varlk olmas anlayna yol aacandan, onu da kabul etme
diler. Bu alanda nazari muhakeme ve istidlallerle (tevhit, adl, cismani
yetten tenzih) gibi .esasl fikri mezheplerinin temel talar yaptlar.
Bu mnakaalar srp giderken Hicret'in IV. yzylnda (X. yzyl) '.E'ari,
akla dayanan nazari muhakeme ve istidlal yolunu (cedel) ehl-i snne
tin metodu olarak kabul etti ve ancak pek koyu ehl-i snnetiler bu
metoda muhalif kaldlar. E'ari'nin ortaya koyduu sistem, ehl-i snnet
grne tamamyle uygundu ve en basit ekliyle u cmlede zetlene
bilirdi: Nasl olduunu bilmeden ve benzetmeye kalkmadan Allah' ka
bul etmelidir. Birinci esaslaryle Mutezileye, ikinci esaslaryle de M-
cessime (antropomorfizm) cilere cevap vermi oluyorlard. Bu grle
ri sonradan Ebu Bekir Bakllani, felsefeyle de birletirerek geniletti.
E'ari, ihtiyar meselesinde ortalama bir yol tuttu. Ona gre insanda kisp
kudreti vardr. Cenab- Hak, fiilleri halk eder. Mahluk da kisp kudretiy
le ifa eder. Bundan dolay da mesuliyeti vardr, dediler.
Eariyede Allah Telakkisi:
E'a:riye sisteminde* ontoloji (varlk) ile Allah fikri iki teinel kav
ramdr. Btn sistem gayet ince analizler ve istidlallerle sonunda felse
fenin imkanszln gstererek insanlar Allah'a ve vahiylerine irca et
meye ve onlar kainatta tek hakikatin Allah'n varl olduuna iman
etmeye sevk eder. imdi konumuzun iyi anlalmas iin E'ariyenin var(*) Ebul-Hasan Ali bin smail-l-E'ariy-l-Basri (H. 260-330, M. 942).

182

DN PSKOLOJS

lk anlay hakknda birka sz syleyelim: a) E'ariye, nce bilgi ile


zat- eya (mevcud-i mutlak) arasndaki mnasebeti gstermek isterler.
Bu konuya nemli Alman filozofu Kant 800 yl sonra ancak temas ede
bilmitir ki, bu da slam mtefekkirlerinin bu alanda ne kadar ileri. d
ndklerini gsteren bir delidir. E'ariye, o zaman hakim Jan Aristo
felsefesindeki makulat (kategoryalar) grn hareket noktas olarak
ele alrlar. Onlara gre bilgi, bir eyin olduu gibi tannmasndan iba
rettir. Menkulattan ancak (cevher, keyif) makulelerini kabul ederler.
Kemiyet (nicelik), mekan, zaman gibi makuleler ise, bilen insann zih
ninde mevcut enfsi mnasebetlerdir ve itibaridir. Yoksa objektif bir
varlklar yoktur. Eer bu mnasebetler objektif olarak mevcut olsalar
d herhangi bir eyde mevcut olmalar lazm gelirdi. Nitekim keyfiyet
de dier bir keyfiyetle kaim olmaz. Ancak cevherle kaim olur. Bunun
gibi mnasebet ve nispet makulesi birletirdii iki eyden hi biriyle
kaim olmaz. Yani messir, ne illetle ne eserle kaim olmaz, ancak cev
herle kaim olur. Bu ncyle iki ncekileri birletirmek iin de za
ruri olarak dier mnasebetler lazm olur. Bu suretle ard arkas gel
meyen bir mnasebetler silsilesi meydana gelir ki, bu imkanszdr. u
halde eya ve varlklar arasndaki mnasebet,lerin de gerek varlklar
yoktur. Bunlar tamamyle zihni (sbjektif) vehimlerdir. Bu sonuca g
re maddenin bir suret olmas da imkanszdr. (Aristo'deki madqe ve su
ret anlay). Madde, bir emr-i zi.hnidir. Bu sonulara gre E'ariye ve
kelamclk cevher-i fert (atomizm) teorisine vardlar. slam kelamcla
rnn atomizmi kendilerine mahsus ayr bir grtr. Onlarn atomizmi
yalnz mekani deil zamanidir de. Onun iin bu .tomlara monat demek
daha yerindedir. Mekanda veya zamanda alemin manevi veya maddi b
tn tezahrat birok monat (cevher-i fert) lardr. Bu monatlarm her
birinin kendine mahsus keyfiyetleri vardr, fakat zaman ve mekan mo
natlarnn hi birinde imtidatlar (sreklilik) yoktur. Yalnz bir vaz =
durum vardr, hacimleri yoktur, birbirleriyle temas etmezler. Aralarn
da mutlak boluk vardr. Alemde vaki olan her deime ve fiil, mo
natlarn zuhur ve ufulnden ibarettir. Alman filozofu Leibniz Monado
loji Felsefesinde monatla:r arasndaki mnasebetleri izah iin aheng-i
ezeli:. teorisini ortaya koydu: slam kelamclar ise bunu ilahi iradeyle
akladlar.
E'ariler, bu ontoloji anlayndan Allah'n varlna geerler. Yukar
da sz konusu olan monatlann hareketlerini, yani bir halde bulunup ba
ka bir halde bulunmamalarnn bir illete (sebebe) dayanmas zaruridir,
derler. Bu illet olmadka monatlar arasnda ahenk ve irtibat kurulamaz.
Bu illetin tek bir illet olmas da icabeder. Onun tesinde baka bir il
let olursa, o zaman yine sonsuz bir zincirleme meydana gelir. te bu
tek illet Allah'm iradesidir. Bu irade hi bir madde bulunmadan ve her-

DN PSKOLOJS

183

:-.angi bir kanun ve zaruretten mteessir olmadan faaldir. Allah, atomla


::-1 ve keyfiyetlerini yaratr ve yok. eder, bu vastasyla kainattaki b
:'in hareketlere ve tahavvllere sebep olur. Fakat bu hareket ve dei
::::e, bizim anladmz manada mevcut deildir. Bize bir ey hareket
:-.alinde grlrse bunun manas Allah'n bu eyi nceki vaziyetinde v
::.da getiren atomlar yok etmesi, harekette bulunan eyin hareket is
::kametind'e arkas kesilmeksizin durmadan yeni atomlar halk etmesi
::ir. te bizim illet ve eser telaki ettiimiz ey de bunu.n gibidir. Me
:ela, bir kalemle kat zerine yaz yazldkta, Allah onun zihninde yaz
::-.ak iradesini verir ve kudretini yaratr. El ile kalemin bize grfinen ha
:ekete ve kat zerinde okunan kelimelere sebep olur. Fakat bu olay'
arn hi biri dierlerinin illeti deildir. Allah atomlar yaratmak ve yok
etmek suretiyle hariten grdmz bu zevahirin husulne gerekli ter
:ibi vcuda getirir. u halde itiyat ve irade denilen ruhi kudret, Allah'n
,.-aratt tercih kudretinin insan zihninde meydana gelmesinden iba
:ettir.
Tabiat kanunu diye bir ey de yoktur. Bu alem daima ve durmadan
:ekerrr eden bir mucizeyle kaimdir. Bu halde mucize bizim, tabiatn
Jlaan telakki ettiimiz efal ve hadisatyle ayn eydir. Eyann kendi
:erine mahsus tabiatlar yoktur. Ate yakmaz, bak kesmez. Belki Al
:ah, atein dedii nesnede yanmay ve ban dedii nesnede kesme
:;i halk eder. Cenab- Hakkn kainata taalluk eden bu iradesi, insann
duyu organlaryle idrak ettikleri olaylar (mmkinat) hakkndadr. Za
ruriyat hakknda bu aklama muteber deildir. Allah, muhalefetn lil
havadistir. Mahlukatndan bu sfatla ayrlr. Allah, alemde doal bir il
let deildir, hr bir illettir. nsann efal ve harekatna gelince Allah o
suretle irade eder ki, kl halinde ve btn teferruatnda insann fiil ve
:'1areketleri de meiyet-i ilahiye ile tevafuk eder. Bu suretle ahlakta me
suliyet, hak ve vazife kavramlar da akli bir ekilde sisteme balanm
oluyordu*.
Sufiye ve Gazali'de Allah Fikri:
Sufiye veya tasavvuf, Allah hakknda bilgi edinmek iin akl ve deney yolundan baka bir yol bulmak lazm geldiine inanr. Onlara gre insan ruhunda onu dorudan doruya Allah'a ulatracak bir kuvvet
ve kabiliyet vardr. Bu kuvvet, Allah tarafndan gnderilen peygamber
lerin rehberliiyle Cenab- Hakkn zat ve hakikatine ulaabilir. Hazreti
Peygamber de, ns rnaallah> denilen bu temas ve yaknlamay tasvip
ederdi. slam tarihinde bu yolun en basit ekilde olan nefis murakabe() Bkz. Yeni lm-i Kellim, c. I, s. 109-117, . Hakk zmirli.

184

DN PSKOLOJS

sinden en yksek vecit ve istirak ekillerine kadar trl mertebeleri g


rlr. Ancak tasavvuf ve sufiye yo!u, baz kimselerde koyu bir vahdet-i
vcut (panteizm) haline kadar gtrldnden, slam ulemas arasn
da pek ho grlmemi ve bu sebeple de tasavvuf ve murakabe yolu s
lamia umumi bir metot olarak kabul edilmemitir. Sufiye yolu bazen ri
yazat (zht ve takva), bazen de nazar (tefekkr ve murakabe) ekillerini
alarak gelimitir. Riyazat, zikir ve murakabelerle Allah'a ulamaya a
lr. En yksek ekillerinde tasavvufun vacib-l-vcut bir Allah anla
y yerine vahid-l-vcut bir Allah telakkisi yaratmaya alt anla
lmaktadr.
slam tasavvufunu mkemmel bir sistem haline getiren huccet-l- .
slam mam Gazali'dir. mam Gazali, akl ve naklin yanna mkaefe me
todunu da ilave ederek slam teolojisinde byk bir inklap yapmtr.
Gazali akln Allah' tanmaya muktedir olamayacan ispat ederek akl
yine akl yoluyle aciz bir hale getirmitir. Nakli de tasavvuf ehlinin zi
kir ve murakabelerine rehberlik etmek, onlar disiplin altnda tutmak
iin kulland. nsan uuru bu rehberlik ve disiplin sonunda yeter dere
cede geliince artk Gazali'nin sistemi kurulmu oluyordu. Gazali, ,A.llah
hakkndaki grlerinde Hazreti Peygamberin hadislerine tamame_n ba
l kald. Ona gre Cenab- Hak iradedir. Btn yaratklar ve varlklar
bu iradeye ehadet ederler. nsan uuru iradesiyle Allah'a yakn olur. s
tiyorum, .yleyse varm! dsturu onun psikolojisinin temelini tekil eder.
Allah, insana kendi ruhundan bir nebze ihsan eyle01itir. Nefs-i insani
hu lemdeki varlklardan bakadr, bir cevher-i ruhanidir, mahluktur.
Fakat sureti yoktur. Buut ve mekana tabi deildir. Yeryzndeki rrsa
fereti mddetince alem-i lahutu arar ve Allah'a itiyak duyar. nsan ru
hu ile ruh-i ilahi arasnda cevherde, sfatta ve ef'alde bir benzerlik ol
duunu iddia eder (Allah'n A.dem'i kendi suretinde yaratt hadisine
dayanarak). O alemde insan, kendi bedenine, Allah da kainat zerine ha
kimdir. mam'n bu gr E'ariye mezhebine de uygundur. Gazali, tev
hit hakkndaki fikirlerini Kuds'teyken yazd Risale-i Kudsiyede
toplamtr.
mam Gazali ehl-i snnet itikadna gre Allah hakkndaki fikirlerini
hya-l-Ulum unda u szlerle bildirir: Allah birdir, onun eriki yok
tur. Allah kadimdir, evveli yoktur. Onun varl devamldr, sonu yoktur,
ebedidir, daimdir, kopma ve kesintisi yoktur. Celal sfatlaryle daima
temizlenmitir. Allah ecellerin tkenmesi, ebedilerin kesilmesiyle mey
dana gelecek ayrlma ve yok olma sebepleriyle yok olmaz. Tersine olarak
ilk ve son odur. Zahir ve batn odur. O her eyin hakkyle bilenidir.
Allah tasavvurlara san bir cisim deildir. Hi bir varla benzemez.
Cihetler onu ihata edemez. Ne yerler, ne de gkler onu kapsayamaz. O
diledii ekilde ve iade ettii manada Arn zerinde oturmutur. Arn

DN PSKOLOJS

185

ve semann stndedir. Topran altndakilere varncaya kadar her eyin


stndedir. O yle bir stnlktr ki yer ve topraktan uzakl ziyade
letirmedii gibi Ara yaknl da ziyadeletirmez. Hakikatte o yer ve
topraktan mnezzeh olduu gibi Ar ve semadan da ycedir. Bununla
beraber o her varla, hele kuluna ahdamarndan daha yakndr. nk
onun zat cisimlere benzemedii gibi yaknl da cisimlerin yaknlna
benzemez. O hi bir eye hulul etmez ve hi bir ey de ona hulul ede
mez. Zamann kendisini smrlatmasndan mnezzeh olduu gibi zatn bir
mekann iine almasndan da ycedir. Hakikatte zaman ve mekan yara
tlmadan nce vard, o imdi de nceden olduu gibidir. Cennette kendisi
tarafndan kullarna bir nimet, iyi kullarna bir ltuf olmak zere vech-i
kerimini gstererek nimetlerini tamamlayacak, zat cennette akllarla bili
necek, gzlerle grlecektir. Allah hayy, kadir, cebbar ve kahirdir, ona
kusur ve aciz arz olmaz, onu uyku ve uyuklama yakalamaz. Ona ne bir
yok olma, ne de bir lm arz olur. O yaratmak ve meydana koymakta
tek, icat ve ibdada yeganedir. O bilinmesi mmkn olan eylerin hepsini
bilicidir, yer altndan tut da kainatn en ykseine varncaya kadar cere
yan eden hadiseleri ihata edicidir. Yerde ve gkte zerre miktar bir ey
dahi onun ilminden hari deildir. Hakikatte o karanlk geede kara ta
zerindeki kara karncann hareketini sezer, boluktaki zerreciklerin ha
reketlerini yakalar, srlar ve daha tesini bilir. Ezeller ezelinde aralksz
sahip ve malik bulunduu kadim ve ezeli bir ilimle vicdanlarn temayl
lerine, kalplerin hareketlerine, insandaki deruni alemin gizliliklerine mut
tali olur.
Allahu azim-:--an kainatn bil'irade halik, hadisatn mdebbiridir.
Mlk ve melekutta her ey ancak onun hkm ve takdiri, hikmet ve ira
desiyle cereyan eder. Onun diledii olur, dilemedii olmaz. Onun irade
ve emrine hi bir ey kar duramaz. Onun hkmn kontrol edecek hi
bir merci yoktur.
Allah iitir ve grr. Ne kadar gizli olursa olsun iitilecek hi bir
ey onun iitmesinin dnda kalmaz. Her trl uzaklk onun iitmesine
mani olamaz. Her eit karanlk onun grne engel tekil etmez. Zat
mahlukatn zatna benzemedii gibi, iitmesi ve grmesi de mahlukatn
iitmesi ve grmesine benzemez.
Allah mtekellim, amir, nahi, vait ve vaittir. Muhakkak ki Kur'an,
Tevrat, ncil ve Zebur, mahlukatndan bir mahluk olmayp sadece kendi
zatnn sfat olan kelam ile peygamberlerine indirilmi kitaplardr. phesiz Allahn kelam olan Kur'an mahluk deildir, onun iin yok olmaz.
O bir mahlukun sfat da deildir, bu sebepten tkenmez. Hakikatte Al
lahtan baka mevcut yoktur. Her varlk ancak onun yaratmasyle mey
dana gelmi, tarzlarn en gzeli, en kamili, en salam ve en adili olmak

186

DN PSKOLOJS

zere onun adaletinden fkrmtr. O ilerinde hakln, hkmlerinde


adildir.
Onun zatnn dnda kalan her ey, yan nsan, cin, melek, gkler,
yer, hayvan ve bitki, bilinen ve hissolunan her ey yokluktan kudretiyle
bir guna var ettii, hi bir ey deilken kendisine mahsus yapsyle ina
ettii mahlukatdr. Zira ezelde tek bana yalnz kendisi vard. Onunla
bir bakas bulunmad. te bylece bir ihtiyatan ve zaruretten dolay
deil, sadece kudretini izhar etmek, sebkat etmi olan iradesini ve ezelde
hak olan szn gerekietirmek iin mahlukatn yoktan var etmitir.
O yaratma, her eyi yerli yerine ikmal etme ve kullarna birtakm vazi
feler ykleme hususunda tamamen serbest olup ihsan ve ltuf sahibidir.
Kullarn ihsan ve ltuf nimetine gark etmesi asla bir mecburiyet olma
yp sadece kendi tarafndan bir ltuftur. Fazl ve ihsan, nimet ve imtinan
onun iindir. Mmin kullarn taatlerine karlk emrettii ve vaadi hk
mnce mkafatlandrr. Mkafat kendisine bir bor olduundan dolay
deildir. nk hi bir kimse onun zerine bir vacip olamaz. Ondan zulm
tasavvur olunamaz. Hi bir kimse iin onun zerine bir hak gerekmez.
Onun kendisine itaat edilmesi hususundaki hakk ise sadece akl ile deil,
peygamherlein dili ile ilan ve tebli edilmesi sonucu kullar zerine
vaciptir.
Allah Taala peygamberler gndermi ve onlarn doruluklarn ak
mucizelerle izhar ve ispat etmitir. Onlar da onun emirlerini, nehiylerini,
vaadini ve vadini tebli etmilerdir. Bu sebeple kullarn peygamberleri
ve getirdiklerini tasdik etmeleri vacip olmutur. Kureyli mmi peygam
ber Hazreti Muhammed, risaletiyle Arap ve Aceme, ins ve cinne gnde
rildi. Onun gndermek suretiyle de risaleti ve nbvvetin son bulduunu
ilan etti. Onu mjde verici ve uyarc, izn-i ilahi ile Allah yoluna davet
edici, insanln yolunu aydnlatc olarak gnderdi ve peygamberlerin so
nuncusu kld. Ona hikmet dolu kitabn indirdi. Onunla ekmel olan dinini
tebli etti. nsanlar doru yola hidayet etti. Onun haber verdii eylerin
hepsini tasdik etmeyi kullarna vazife olarak ykledi.
, Allah bildirdi ki kyamet mutlaka kopacaktr, .onda phe yoktur.
Daha nce yaratt gibi Allah lleri diriltecektir. Allah Taala cenneti
yaratm, onu kendine itaatle balananlar iin ebedilik evi klm ve orada
kullarna kendi vech-i kerimine bakmak nimetiyle ikram etmitir. Ce
hennemi yaratm, onu kendisini tanmayan, ayetlerini, kitaplarn ve pey
gamberlerini inkar edenler iin azapta ebedilik evi klmtr ve onlar
kendi zat- barisini grmekten mahrum etmiti,t (Zbdet-l-thya, s. 1112).

DN PSKOLOJS

187

Dier Mezheplerde Allah Telakkisi:

imdi Gazali ve E'ariye ile dier mezhepler arasnda Allah fikri hak
knda meydana gelen baz ayrlklar ve mnakaalar zetleyelim: Bun
lardan en nemlisi Matridiye mezhebidir ki, Trkistan'da Trkler ara
snda yaylm bir felsefi grtr. Bugn de yaamakta devam et
mektedir.
1. Matridiye'ye* gre sfat- ilahiyeden tekvin sfat, Allah'n s
fat- ezeliyesine ilave edilir. Bu sfat halk, ihya, rzk, imate sfatlar
n da camidir. Bu sfatlar E'arilerce mahluk, Matridiye'de kaimdir.
Alem deiken (mtegayyer), Allah ise deimez (layetegayyer) olduu
na gre bu ikisi arasndaki alakay ispatlamak iin bu sfat konulmutur.
2. htiyar meselesinde E'ariye, kisp teorisini kabul ederken, Mat
ridiye ihtiyara ait messir fiiller olduunu kabul eder. Biz irade ve
ihtiyarmzla fiil ve harekette bulunuruz ve bundan dolay mkafat ve
mcazata layk oluruz.
3. Btn ef'al-i beeriyE' Allah'n rzasyledir. Fakat Allah yalnz hay
r murat eder, erri murat etmez.
4. Allah, kullarn bir eyle mkellef klnca ona gerekli istitaat
(g, kudret) da verir.
E'ariye ve Gazali ile Mutezile'nin fikirleri arasnda da baz farklar
vardr. Gazal, Mutezile'nin sfat- ilahiyeyi inkar etmeleri, aslah esas
n (yani, Allah'n, kullarna en muvafk fiilleri vacip klmas) kabul et
meleri fikirlerine kar gelmitir. Kerramiler ile Hanbeli taifesinin Al
lah hakknda cisim ve cevher tabirlerini. kullanmalarn tenkit eder. An
cak bunlar, cisim ve cevher szleriyle bizatihi var olan bir mevcut
anlarlard. Gazali ise Sufiyedendir. O, alemin mahluk olduunu bilir, n
k kendisi halik olan Allah' dondan doruya bilirdi. Kitaplarnn bir
ok,yerlerinde halik ile mahluk arasnda herhangi bir mabehetin var
ln kati olarak reddeder. Ona gre Allah'n en temel vasf, kayyum
olmaktr. Yani, Cenab- Hak kendiliinden , ar olan, kendine yetendir.
Dier mahluklar ise ancak onun vesilesiyle var olanlardr. Gazali ancak
bu vasfta bir mabehet kabul eder. Gazali eserlerinde Allah' tenzihte
ifrata gitmenin avam halk Allah' inkara srkleyeceini belirtir'. Ak
sine olarak belirsiz ve tavsifi mahiyette kelimeler kullanmann da ''n1a:."
ri tebih ve tecsim yollarna dreceini syler. Halka anlayabilecei
kadar sylemeli, fazla derinliklere gitmemelidir.
Gazali hya-l-Ul1m kitabnda bilhassa Kalbin esrar blmnde
kalbin bildii Allah' nasl tandn anlatr ve tasavvufi grlerini ta, *) Ebu-Mansur Muhammed bin Muhammed-l-Matridi (Vefat: H. 333,
M. 945). Nesefiler de buraya baldr.

_188

DN PSKOLOJS

marnlar ;;,.,.::v0 6JS: (Yahya bin Muaz'a atfedilir) dsturu tasavvu


fun temelidir. Hulasa bugn aydn bir Mslman iin itikat meseleleri
trl oranlarda deimek zere tenzih, tebih ve tasavvufi grler er
evesi iinde toplanmaktadr.
Yazk ki akam oldu, biz yine yalnz kaldk,
Bir kys grnmez denize daldk,
Bir gemiye binmiiz bulank bir gecede
Tanr'nn denizinde Tanr'dan uzak kaldk.
- Mevlana -

Yedinci Blm
badet ve Dua, slamda Rasyonalizm
BADET
badet Nedir?

slam dini iman ve amel olarak iki ynden mtalaa edilir. Ameller
de ibadet ve muamelattan ibaretti. man, insann maneviyatn yapar,
ameller de insan kemale ulatrr. Kalbe ait olan iman, btn dinlerde
mevcut ise de ameller dinlerin zelliklerine gre .deiir. Her dinin ken
dine mahsus ibadet ve vazifeleri vardr.
Allah'a kar kulluk ve ballmz szler ve hareketlerle ifade et
meye ibadet denilir. badet, Cenab- Hakka hem kran borcunu de
mek, hem de ball ve sevgiyi gstermek iin yaplan fiil ve hare
ketlerdir. slamda ibadet, kitap ve snnetle mminlere emredilmitir.
1. Psikoloji bakmndan ibadetin nemi udur:
a) nsan, btn varlyle, yani hem ruhu, hem bedeniyle dini ha
yat yaar. Vcut ile uur hayat birbirleriyle sk mnasebettedirler. Bi
rinde meydana gelen bir hareket, dierine de tesir eder. nsan bedeni
de Tanrnn bir. eseri olarak belirli ekilde hareketler ve davranlarla
Tanrya kar kran ve sevgisini ifade etmelidir. Vcudun bu hareket
leri onda ibadet alkanln (itiyadn) uyandrr. Bu hareketler srek
li olarak yaplmazsa itiyat teekkl etmez. tiyat namaz, oru gibi iba
detleri tabii ve kolay hale getirir.
b) badetler keyfi deil, belirli zaman ve erkana tabi hareketler
ve fiillerdir. Belirli zamanlarda mminleri Tanrsyle kar karya ge
tirerek onda diri hissinin kuvvetlenmesine sebep olur. Bir din toplulu
una (mmet) mensup olduunu unutulmayacak ekilde ruhuna nake
der. Gnlk megale ve faaliyetler arasnda tanrya yneli gibi nemli
bir vazifenin bulunduunu insanlara hatrlatr. nsan dnyann kk
ihtiraslarndan sk sk kurtarp Tanr huzuruna davet eder, vicdan mu
hasebesine arr. Ruhunun temizlenmesine hizmet eder. Ruhlara hu
zur ve inirah verir.
2. Kuvvetli, cokun hisler ve heyecanlar kendilerini hareketler ve
fllerle ifade ederler. iddetli bir keder, alama ve dvnmeyle; sevin
ler de sevinme, zplamalarla kendini ifade ederler. badetler, dini his-

190

DN PSKOLOJS

ler ve heyecanlarn maddi tezahrleridir. Bunlar suni deildir. Dini ha


yat yaayan bir ferdin inand kutsal varlk karsnda duyduu heye
cann hareket eklinde ifadesidir.
badetler, itimai bir karakter de tarlar. En ilkel dinlerden balaya
rak en yksek semavi dinlere kadar topluluklarn bnye ve yaay se
yirlerinde trl ibadet ekilleri grlmtr. Genel olarak bu ibadet e
killeri objektif halden sbjektif hale doru tekaml eder. Fertler belir
li zamanlarda belirli usul ve erkana gre din bykleri tarafndan ve
kutsal kitaplarnda bildirilen ekilde ibadet ederler. badetler dualarla
karktr. badetler birok dinlerde aletli veya aletsiz mzikle karan
bir dini merasimdir. slamda ibadetin temel ekilleri namaz, oru, hac,
zekattr. Be vakit namaz, fertleri sk sk Allah'n huzuruna getirerek
kalbin ktlklerden temizlenmesine hizmet eder. radeyi takviye eder,
ahlakn ykselmesine y,qrdm eder. Her ibadette gnlden Allah'a ba
lanma (huu) arttr. ,
3. Dinler tarihi bakmndan ibadetlerin tekaml de dikkate deer:
a) En ilkel din saylan totemizmde yln belirli gi.inlerind.e kabi
le fertleri alatuncalarn (aman) bakanlnda toplanrlar. Yzlerini, v
cutlarn boyarlar, stlerine en gze arpan ssleri takarlar. Bundan son
ra bir azdan arklar (dualar) ile danslar (ibadetler) balar, davullar
alar. Bu ayinlerin bazen gnlerce devam ettii, hatta kabileden bir ks
mnn yorgunluktan bayldklar olur. Danslarda ve mzikte beraberlik,
ahenk vardr. Nihayet merasime bakanlk eden amann veya alatun
cann iaretiyle ayine son verilir. Totem saylan hayvan kurban edilir,
kurbann yrei ileri gelenlere datlr. Kan parmakla herkese sr
lr. Bu ayinleri inceleyen sosyologlar, yaplan hareketlerin totem hay
vann taklit etmekten ibaret olduunu iddia etmilerdir. Totem ayinle
rine katlmak herkes iin mecburidir.
b) lk ayinler ark, dans, ziyafetle karktr. Ferdi deil, sosyaldir.
Bu ayinler ilk zamanlarda totemin, hayatn tasvir ve taklit etmekten iba
retken sonralar yar remzi ekiller almaya bafad. Mesela eski Yunan
llarda Baki.is ayinleri, Hristiyanlarda Hazreti sa'nm armha gerilme
si, iilerde Kerbela'da Hazreti Hseyin'in ehadeti olaylar temsil edil
meye baland. Tiyatronp esas olan_ trajedi bu suretle dodu.
Bazen de sava, ktlk, zafer, cenaze olaylarnda da eitli ayinler ve
merasim yaplrd. Bunlarn bazlar canl insan kurban etmek (Msr'
da Nil nehrine gen; kzlarn atlmas) .t1 ibi kanl bir ekil alrd.
c) Dinlerin rasyod ve yiiksck :\il ;lrnalarndan sonra tnklit \"C
temsil mahiyetinde olan avilcr n,rn'.1 (;,crnbolik) mahiyetler :ldlar.
Ayinler rhla az merasimli. fakat daha r::ntki ;;ekillerc girdi. Artk ayin
ve ib:.'dUlc: clzr.'nli ve tertipli birt:,k,,: lrnckctkr haline gcc;Lkr. Bu-

DjN PSKOLOJS

191

na sembolik safha diyeceiz. Ezcmle Mevlevi ayinlerinde ney, insann


remzi, sema uluhiyete tevecch, post vahdaniyet remzi telakki olundu.
Toplu badetler:

Mminlerin ibadetlerini eda etmek zere bir araya gelmelerine ce


maat, ibadet edilen kutsal yerlere de mabet> denilir. Cemaatle ibadet,
bir mminin bakanl altnda (imam) yaplan toplu ibadettir. Btn
dinlerde toplu ibadet vardr. slam dini, cemaatle ibadeti, ferdi ibadet
ten daha stn sayar. Baka dinlerde ibadete bakanlk eden zel bir te
kilat vardr. slamda ruhbaniyet olmadndan, cemaatten yetkili bir ima
mn bakanl caizdir.
Cemaatle ibadetin zellikleri unlardr:
1. nsan, tabiaten sosyal bir mahluk olduundan Tanrya olan k
ran ve ibadetlerini de toplu olarak yapmas lazmdr.
2. Tanr, insan topluluklarnn da hakimi ve halik olduundan bu
topluluun da cemaat halinde Tanrnn huzuruna kmas, ibadet ve taa
tn yaplmas lazmdr. Yeryznde ilk topluluklarn ve ilk devletlerin
kuruluunda birinci amil din olduu gibi, en yksek faziletlerin mem
ba da dindir. Topluluk tekilatnn ruhu ve temeli bunlardr..Bunlarsz
toplumlar yaayamazlar.
3. Cemaatle ibadet, ferdi ibadetlerin destei olduu gibi, kalplerde
iman duygusunun kuvvetlenmesine de yardm eder. nsanlar toplu hal
de ibadet ederlerken birbirlerini teyi ve tevik ederler. Ferdi ibadetler
de bir tehlike tekil edebilecek olan batl hareketlerden ve ayinlerden
kendilerini kurtarrlar.
4. Dini hisler, din uuru, topluluk halindeyken kolektif uur hali
ne gelir, fertlerin vicdanlarna daha geni ve tesirli bir ekilde iler. Muaz
zam bir mabette binlerce mminin katld bir ibadet esnasnda fert
lerin vicdanlar daha ok hassas hale gelir, telkin alma kabiliyeti ar
tar, ruh birlii kuvvetlenir. Beraberce tekbir getirmeler, amin sesleri
fertlerin ruhlarnda derin akisler yapar. Dini mzik de cemaatteki dini
hislerin takviyesi bakmndan nemlidir.
5. Cemaatle namaz klmak, demokratik esaslara da uygundur. Ca
mide herkes Tanr nnde eittir. Zengin, fakir ayrl yoktur. Bera
berlik ,ve tesant ruhu (din kardelii) kuvvetlenir. Mslmanlk birlii
artar. Bireyleri iine kapal, kendine dnk olmaktan kurtararak da
dnk, toplulua bal bir kii haline getirir.
Camiler vakt-faadette ibadet yeri olmakla beraber bir ilim v:e. me
veret yeriydi. Hazreti Peygamber mmkn olduu kadar cemaatle na
maz klm, halka vaz ve nasihatte bulunmutur. Fatih ve Sleymaniye

192

DN PSKOLOJS

camileri evresindeki medreseler de hem ibadet yerleri, hem de ilimlerin tedris ve talim yerleriydi.
Tarihin btn devirlerinde, btn cemaatlerde ibadet vardr. Bu iba
detlerin yapld en eski mabetlerin harabeleri bugn dahi grlmekte
dir. Bu da bize din messesesinin bykln ve ibadete verilen nemi
gsterir.
slamda badet:

slam, ibadeti farz- klmtr. slam iin necat ve saadet yolu ibadetle
kaimdir. Mmin, Allah'n rzasn ve mafiretini kazanmak iin ibadetle
mkelleftir. Dini hayatn tam olarak yaanmas iin u dstura riayet
rttr: g'6:5{.f;Q\.J...:_tj; Cenab- Hak, mminlerine felah ve ne
cat yolunu ibadet olarak gsterir. slamda zorlama yoktur. Hal ve art
lara gre herkesin ibadetini yapmasna imkan vardr. Mesela sava ve
hastalk gibi hallerde ibadetin tehirine cevaz vardr. Bunun gibi byk
fabrikalarda ve iyerlerinde mminlerin gruplara ayrlarak ibadetlerini
ifa etmeleri ve retimi aksatmayacak tedbirler almalar mmkndr.
badet, kalbi fenalklardan, kt eilimlerden temizleyerek insan ah
laknn ykselmesine hizmet eder. badet, karakteri de salamlatrr. G
nlden ve iten Allah'a tevecch eden mmin yalandan, tembellikten,
gnahtan kanr; slamn koyduu dini ve ahlaki esaslara samimiyetle
balanr ve inanr. badet, insann kendine gvenini artrr, metanet ve
cesaretini takviye eder.
imdi ibadet hakknda slamn emirlerinden baz rnekler verelim:
c ,;,,Y, -'C-:-
/}
,......,
(. )) ,..-:/
:.,.,-;

- 0)-._',.:.:.:):'..)f;\;L;_;;: 1Xr'.1;;:._! Ey man edenler!


Sizi rzklandrdmzn temizlerinden yiyin; yalnz Allah'a kulluk edi
yorsanz, ona kredin (Bakara suresi, 172).
- d.0:-r;.:-;-.:., <}- ;--;;:c -:i',%:, ", ' \:J: /f Ey insanlar! Sizi ve sizden
..J>'-)'?.v--- ) -:,JJJ..,S;_y
't'-
ncekileri yaradan Rabbinize kulluk ediniz, bylece ona kar gelmek
ten korunmu olabilirsiniz (Bakara suresi, 21).
l':J., Ona kulluk edin, bu doru yoldur (Al-i m
ran suresi, 51).
. 0,t :.d._{r. j. ,;SJ..Cij; Size zarar ve fayda da vere
meyecek Allah'tan baka birine ini kulluk ediyorsunuz? de (Maide su..:
resi, 76).
:i?..;,;i Allah'tan bakasna kulluk etmeyesiniz (Hud suresi, 2).
jf;5, QS/,:,;;\;'j;::,,..._\.;; Ey Muhammed! Bu putperest
lerin taptklarnn batl olduunda phen olmasn; daha nce babalar
nn tapn olduklar gibi onlar da taparlar (Hud suresi, 109).
..-

,;

DN PSKOLOJS

193

.i:of;.y; lnceye kadar Rabbine kulluk et (Hicr su


resi, 99).
- ; -._G\t'; ;, (Allah) Kendisinden bakasna deil, ona tapma
nz emretmitir (Yusuf suresi, .40).

- 0'.1.i ?,t:)_0\f/,S:

(brahim) Babasna y.le demiti:


Babacm; iitmeyen, grmeyen ve sana faydas olmayan eylere niin
tapyorsun?,. (Meryem suresi, 42).
-i._;'.;ffr{y;,;.i;(% phesiz ben Allah'm, benden baka Tann
yoktur; bana kulluk et (TaHa suresi, 14).

- _;;;; .;i;r_;.;,::,;;;"4u;..::.1 i v;.S'-iC 'jJ-S;,S

brahim, o
halde, Allah' brakp da size hi bir fayda ve zarar veremeyecek olan
putlara tapar msnz? Size de, Allah' brakp taptklarnza da yazklar
olsun! Akl etmiyor musunuz? dedi (Enbiya suresi, 66, 67).
- :_it:;;A,ru.:.W Dorusu bu Kur'anda, kulluk eden kimselere
bildiri vardr (Enbiya suresi, 106).
- S}.Ji.:;
""'
.. (f;r
. 1\j,:;JJ.cz\li
., ... ,
. .., Ey putper'estler! Siz Allah' brakp sa
dece birtakm putlara tapyor, asl olmayan szler uyduruyorsunuz (An
kebut suresi, 17).
-l\;i;.:,j:;

l/5'.JG,- ')J\;',1S.:.'...""='iJi-,

Ey irsao-

ullar! Ben size, eytana tapmayn, o sizin iin apak bir dmandr,
bana .kulluk edin, bu doru yoldur, diye bildirmedim mi? (Yasin suresi, 60),
_ - ;/0f':h;J{:::; Cinleri ve insanlar ancak bana kulluk etmeleri
iin yaratmmdr (Zariyat suresi, 36):

> . -..,
("',. ..... -:::- , .,":':,:-, \...... ., .,,.-:;;
.,,.
-.,.. . ,,_..,
l..-i;'
.,-1:1.:'l; :;4.'.;,,_tW'l; .y\,...J,;..::;\ w ,:(,'\; \ '1 St!_,;:J - Ya Mu.,
haruned De ki: Ey inkarclar! Ben -sizin yaptklarnza tapmam. Benim
taptma da sizler tapmazsnz. Ben de sizin taptnza tapacak deilim.
Bepim taptma da sizler tapnyorsunuz (Kafirun suresi, 1-5).
-:.;<{ Ancak sana kulluk ederiz,. (Fatiha suresi, 5).
,..

.,,. -:::.- >

...

,,

DUA
Dua ve niyaz ibadetin bir parasdr. Mminlerin Tanrya hitap et
meleri, ona yaklamaya almalan iin yaplar bir cehttir. Tanrya k
ranlarn bildirmek, h:.rnd . sena etmek, afv mafiretini dilemek, ru
hun Tanrya tevecchdr.
13

194

DN PSKOLOJS

Duann Konusu:
1. Duann ilk konusu Tanrya perestitir, ak ve hrmetini ifadedir. Peresti ve hrmet her akl insann en yksek kemal olana ve yal
nz ona borlu olmasndan ileri gelir. Bizim btn ruhi melekelerimizin
onda hissesi vardr: Dnce ve akl, sonsuzluk ve ilahi azamet karsn
da hiliini ve kkln tanr; irade, en yksek kadir-i mutlak kar
snda aczini kabul eder. Kalp de rahman ve rahim olan bu sonsuz ve
tkenmez efkat ve gufran kayna karsnda snrsz bir sevgi ve ba
llk duyar.
Hulasa duada hrmet, itaat, sevgi gibi esasl zellik vardr. Dua
nn birinci konusu Ulu Tanrya bunlar ifade etmektir.
2. Bunlardan sonra Ulu Tanrnn insanlara yapt sonsuz ltuf ve
ihsanlara kar hamd sena etmek, kranlarn bildirmek vardr. Bile
rek veya bilmeyerek yaplan birok hatalardan (masiyet) dolay Tan
rdan af istemek ve bunu tamir ederek nefsini slah edeceini vaat et
mek vardr. Buna tevbe ve istifar da denir.
3. Bundan sonra Tanrdan dnya ve ahirette efaat ve muavene
tini niyaz etmek vardr. Etrafmz saran binlerce zorluklara, bizleri teh
dit eden tehlikelere, grnr grnmez kazalara ve belalara kar hima
yesini, dua etmek suretiyle dileriz. Bu zorluklara kar koymak, baar
l iler yapmak iin kuvvet ve kudret ihsan etmesini bekleriz.
Dua Nerede ve Nasl Yaplr?
1. Dua her yerde ve her zaman, uzun, ksa, szl ve szsz yap
labilir. Dua iin bir kural ve bir merasim, yahut parlak cmleler veya
derin bir bilgi art deildir. Alim ve cahil, kyl, ehirli, kadn, erkek,
byk, kk herkes Tanrya dua edebilir. Ancak dua ederken kalbin
temiz olmas, kt niyetlerle dolu bir ruhla olmamas arttr. Duada ru
hun samimiyetle dolu olmas gerektir. Tanrya dua ederken er ve k
tlk istenmez. ahsi kaprisler (sinemaya gitmek, kumarda kazanmak
gibi) iin de dua edilmez. Kendi irade ve gayretimizle elde edebilece
imiz eyler iin de Tanrya dua etmek abestir.
2. Her yerde dua edilebilir; sokakta, trende, otobste, yazhane ve
dairelerde, okullarda, fabrikalarda, dada ve ovada, ehirlerde ve ky
lerde, gndz ve gece ... her zaman ve her yerde dua edilebilir. Namaz
.da) kutsal yerlerde, dini trenlerde de dua edilebilir. Fakat duann en
makbul ekli, skunet iinde, insann kendi ruh skunetiyle ba baa kal
d zaman yaplandr. Grlt ve hayat mcadeleleri srasnda ruh s
kunetini salamak zorlar. ocuklarn sabah ve akam evinde duaya
altrlmalar bu bakmdan faydaldr.
3. Duann bir forml eklinde olmas art deildir. Bir ocuun ve
kylnn kendi dili ve ifadesiyle Tanrya yalvarmas da duadr. Bunun

DN PSKOLOJS

195

yannda bilgili bir kimsenin forml haline gelmi olan yalvarma ve ya


karlar da vardr. Tanr indinde kalp temizlii, samimiyet muteberdir.
Dua,. ferdi olduu gibi toplu da olabilir. O zaman cemaat bakannn
yksek sesle forml sylemesi, cemaatin amin szyle bu yakara
kalben ve ruhen itiraki lazmdr.
4. . Dua yalnz dilencilerin, muhtalarn ve zayflarn ii deildir. n
san yalnz ba skld, dara geldii zaman dua etmez. Zengin ve bil"'.
yk adam dahi kendisine bu ltfu ihsan eden Tanrsna kran ve. ubu
diyetini bildirmelidir. Fakir ve muhta da yine Tanrsna kranlarn
bildirmekle beraber hayatta baar iin yardmn ve ltfunu niyaz et
melidir. Duay unutup yalnz ba dara geldii zaman dua edenlerin sa
mimilii pheyle karlanr. Fakat Tanr gafur ve rahimdir. Bu duruma
den kullar iin af ve muavenetini esirgemez, intikam almay an- ulu
hiyetine yaktrmaz. Dua pazarlk eklinde olmaz.
Duann Tesirleri:
Duann tesirleri maddi ve uzvi, manevi ve ruhi olmak zere iki cep
heden mtalaa edilebilir. nce duann manevi cepheden insan zerinde
ki tesirlerini grelim:
1. Duann manevi-ruhi tesirleri:
a) Dua, ibadetin bir parasdr. badet nasl insan ruhunu tasfiye ve
takviye ederse dua da ruhu tasfiye ve takviye eder. man sahibi kimse
dua ettike Tanrsna yaklar, iman kuvvetlenir, uluhiyet uuru sk sk
zihnini igal eder. Zihnin birtakm kt hayaller ve ihtiraslarla dolma
sna ve insan ktlklere srklemesine mani olur. Dua eden kimse,
samimi ve iyi kalpli insan olmaya cehdeden kimsedir.
b) Hayatta insanlar bin bir trl muhataralar ve tehlikelerle ev
rilidir. Ticaret yaparsa zarar ve iflas te):likesi, trafik kazalar, hastalk
lar, baarszlklar insanlar durmadan tehdit eder. Bu tehditler ve teh
likeler insann sinirlerini bozar, maneviyatn sarsar. Cesareti krlr. Bu
tpk karanlkta korkular iinde yaayan bir ocuun haline benzer. Fa
kat bu ocuk yannda ve arkasnda kendisini koruyacak bir by ol
duunu bilirse cesareti artar, maneviyah kuvvetlenir. Dua eden mmi
nin durumu da byledir. Mmin, Tanrsna gvenir, onun her trl teh
like ve muhataralardan kendisini koruyacana, dualarnn onun il)dinde
bilindiine ve duyulduuna inanr. Kudret-i ilahiyenin imdadna koaca
na gvenir. Ruhunda emniyet ve kuvvet artar.
Dua, mminlerin cesaretini ve enerjisini artrr. mitsizlikten, ma
neviyat kntsnden kurtarr. Hayat mcadelesine daha byk bir ener
ji ve azimle devamlarn salar. mitsizlikler ve felaketler karsnda a
cesiz kalan kimselere teselli memba olur. Tesellisiz kalan insann ruhi'

DN PSKOLOJS

196

muvazenesi tehlikeye der. Dua, aresizleri teselli eden en byk


kudrettir.
c) nsanlarn ve toplumlarn hale ve gelcee ait zleyilerine l
k. (ideal) denilir. mitsizlik insanlar 'ykar. Toplumlar manen sarsar.
Dua eden mmin Ulu Tanrsndan daima mitlidir. Fazilete ve hayra ait
mitlerinin ve dileklerinin gerekleeceine, Tanrsndan daima mitvar
olduuna inanr. mitsizlie kaplmaz, midinin gerekleeceine inan
ma kuvveti ar.tar. Hal ve istikbali karanlk grmez. Ruh skuneti, g
ven ve nee iinde yaar. Hayata kar, iyimserlii artar; bedbin (karam
sar) duygulardan uzak kalr.
Hayatta karlk beklemeden bylesine bizi destekleyen ve yksel
ten manevi kudretten mahrum kalan insanlar gerekten bedbaht kimse
lerdir.
Modern toplumlarda grlen ruh bozukluklar, sinir hastalklar hep
midini ve manevi desteini kaybeden imansz ve mitsiz kimseler ara
snda grir. statistn 'er de ispat etmektedir ki, intiharlar, dua etme
sini bilen imanl kimsek'T arasnda grlmez. ntiharlarn % 95'i iman
sz, manen desteini kaybetmi kimseler arasnda grlr.
d) Duann ahlak ve ahsiyet zerine de tesiri byktr. nsanl
ahlakszla srkleyen sebepler arasnda mitsizlik, manevi ve ruhi di
siplin gevemesi de vardr. Dua, insann duygularn ykseltir, kk ve
adi ihtiraslardan kurtarr, ruha skunet ve ferahlk verir. insann ben
li,ini meydana getiren ahsiyetin kuvvetlenmesine yardm eder. nk
omm hayat gayesi artk izilmitir. Bin bir trl ihtiras ve his frtna
lar arasnda bocalamaz. Dua, kahramanl da artir. Din ve vatan gibi
kutsal ideallere inanan kimse, bu gibi yksek idealler iin her fedakar
l gze alr. Tarih bu gibi kahramanlklarn rnekleriyle doludur.
2.

Duann sala ve organizmaya tesirleri:

a) Duann sala tesirleri btn biyoloji ve tp dnyasnda kabul


edilmi bir gerektir. Doktorlarn ou kez, hastann maneviyatn tak
viye, moralini ykseltmek szyle ifade ettikleri olay budur. Modern
tababet, ila ve tedavinin yannda bir de hastann maneviyatn kuvvet
lendirmeye ehemmiyet verir. Hatta Fransa'da Lourdes adnda bir teda;..
vi yurdu vardr ki hastalarn moral takviyesi, dini telkinlerle iyi et
meye almaktadr. Trkiye'mizde eskiden ok suistimal edilen muska
clk, frklk kanunen yasaktr; fakat moral eitimi tpta ve ordu
da uygulanmaktadr.
:Bizim burada belirtmek istediimiz nokta, duann hastann morali
ni ykseltmek ve kuvvetlendirmek i.in bir vasta oiarak kullanlabilme
sidir.

DN PSKOLOJS

197

b) Duann vcut zerinde teskin edici, takviye edici tesirleri, dua


nn keyfiyeti ve devamyle orantldr. Duann keyfiyeti denince, dua
eden kimsenin iman ve samimilii anlalr. man ve ak ile dua eden
kimsenin sinir sistemi kuvvetlenir, ruhi ve uzvi kuvvetleri ve kabiliyet
leri arasnda bir denge kurulur. Duann devaml olmas da faydaldr.
Pek seyrek ve isteksiz veya mecburiyet karsnda yaplan dualardan pek
fayda umulmaz.
Bir duann mutlaka ve yzde yz kabul de teminat altna alnma
mtr. Buras Ulu Tanrnn ezeli takdirine aittir. Mmin olan kimse,
duas kabul edilmese dahi, bunu takdir-i ezeli He yine kendi lehine ola
rak tefsir ve kabul eder;
Duaya Yaplan tirazlar:
Duaya kar Bat aleminde ve slam dnyasnda baz itirazlar yapl
mtr. imdi bu itirazlar. ve ileri srlen fikirleri hulasa edelim:
1. Bat alemindeki balca itirazlar:
a) Din-i tabii (deisme) taraftarlarna gre dualarda mminlerin Tan
rya kar kranlarn, hamd senalarn bildirmeleri, iledikleri gnah
lardan tvbe ettiklerini anlatmalar lazmdr. Fakat duada ondan bir ey
istemeleri ve yalvarmalar doru deildir. Hatta bunu yapmak, Tanr
ya kar kfran- nimettir, faydasz bir harekettir. nk ondan bir ey
istemek, onun ltuf ve kereminden phe etmektir, derler. Rousseau'nun
fikri budur.
b) Kant da dualarda Allah'tan bir ey talep etmenin lzumsuzlu
una kanidir. Fikirleri yledir: Tanr ilm-i ezeliye sahiptir. Bizim ih
tiyalarmz bizden daha iyi bilir. O halde onu dua ile istemek lzum
suzdur. Yine Tanr rahman ve rahimdir. Bu sfatyle bize kendiliinden
ltuf ve keremini ihsan eder. yleyse ayrca duaya lzum yoktur.
Bu iddialar yine Bat dnyasnda birok byk filozoflar tarafndan
cevaplandrlmtr (Bossuet gibi). Dua yalnz Tanrdan bir ey istemek
ve beklemek dei\dir. Onun karsnda kranlarmz bildirmek ve ac
zimizi itiraftr. Tanr kadir-i kldr, fakat bize akl ve iradeyi vermek
suretiyle bu irade-i klliyeye bizim de itirakimizi ister. Yukarda dua
nn lzum ve tesirleri hakknda sylediklerimiz ise bu itirazlara ayr ay
r cevap tekil eder.
2. slam alemindeki itirazlar:
a) slamda Kaderye mezhebi (Mabed-l-Cheni, 80 H. gibi), Said,
aki sonradan olur, umur evvelce mukadder ve mektup olmaz: El-emr
nfn diyorlard. nsan yapan da, ykan da kendisidir, duaya hacet yok
tur, dediler. Buna karlk Ceberye mezhebi (Cehrt bin Safvan), insan
da irade ve hrriyet yoktur. Fail ve kadir ancak Cenab- Haktr. Bu kud..-

198

DN PSKOLOJS

retiyle ezelden tayin ve takdir ettii ey olacaktr. Duann tesiri olmaz,


dediler.
Mtekellimin ve ulema-y slamiye ise bu fikirleri reddederek dua
nn lzum ve ehemmiyetini gstermilerdir. phesiz ki, Tanrnn kanun
lar ezeli ve layetegayyerdir. Fakat Cenab- Hak insanlara irade-i c
ziye vermek suretiyle takdir-i ilahiyi baz artlara muallak klmtr. Bu
artlardan biri de dua ve niyazdr. Tanrnn kaza ve kaderi bizim me
hulmzdr, vukuundan nce bilemeyiz. Bu sebeple hikmet-i ilahiye in
sann mit ve ihtiraz arasnda yaamasn gerektirir. mit baarnn saik,
ihtiraz ise baarnn nazmdr. Btn olaylar bir sebep ve arta merbut
ise dua da bunlardan biridir.
b) Kur'an- Kerimde dahi dua hakknda nemli emirler vardr:
- 1;.:,, Bize dua ediniz, istediklerinizi yerine getiririm (M
min suresi, 60).
- .G;;1:B;..:,i Rabbinize dua ediniz, yalvararak ve hrmetle ka
rk korku He (.Araf suresi, 55).
. v'(. /,_,
'-:,:---..- r..-,,,,,,,,.,
Kullarm seni benden so
->)"'.> ,l}:U
Y\.:::.,;;
..:.. ;_;,.,
' ":-:';i?"'',
' '
...
rarlarsa ben yaknm. Dua ettii zaman dua edenin duasna icabet ederim (Bakara suresi, 186).
c) Dua hakknda varit olan ilahi emirlerin Trke tercmelerinden
dE! birka rnek verelim: Ey ademolu! Dua senden icabet benden, is
tifar senden balama benden, tevbe senden kabul benden, kr sen
den fazlasyle vermek benden, sabr senden yardm benden. - Hazreti
Muhammed dua hakknda unlar buyurmutur: 1. badet bir. duadr, en
by namazdr; 2. Dua ibadetin ilii ve zdr; 3. Rikkat zama
nnda dua etmeyi ganimet biliniz, nk bu hal rahmet saatinin hali
dir; 4. Bir cemaat toplanr da az dua edip ou amin derse Cenab-
Hak onlarn duasn muhakkak kabul eder; 5. kiinin duasnn ka
bulnde hi phe yoktur: Ebeveynin evlatlar hakknda yaptklar dua,
mazlumun zalim hakkndaki bed duas, misafirin ev s_ahibi iin ettii dua.
- Dualarn mutlaka kabul edilecei mjdelenen zaman ve yerler de .:n
lardr: Ramazan ay ve Kadir gecesi, Muharrem aynn 1 ve 10. gnleri,
Recep ve aban aylarnn 1 ve 15. gnleri, Ramazan ve Kurban bay
ramlar gnleri ve geceleri. - Dualarn en makbul yerleri de yledir:
Kabe'de, Arafat'ta, Mzdelife'de, Hacer-i Esved'i tavaf srasnda, Zem
zem suyu ierken, Hazreti Peygamberin ve din ulularnn kabirlerinin
ziyareti srasnda temiz kalple edilen dualarn kabul edilecei mjdelen
mitir.
Yalnz dua edE?n kimsenin sesiJafif olmaldr, barmak veya iin
den geirmekle olmamallr. Duada makam ssl szler yerine, zl ve
samimi bir eda almaldr. Manzum yerine mensur dua daha makbuldr.

DN PSKOLOJS

199

Duann kabul edileceine kesin orak inanmal, istekler meru ve akli


olmaldr. Her duada kalbin ihlas ve huuu arttr.

SLAMDA RASYONALZM
Din felsefe deildir, fakat her dinin bir felsefesi vardr. Din psiko
lojisi de aklamalarnda zaruri olarak felsefi grlerden faydalanmak
tadr. slamiyet, semavi dinlerin en sonuncusu ve mkemmeli olarak ken
dine mahsus bir dnya grne sahiptir. Biz burada slam elsefesi ve
qm-i kelamn konular olan meseleleri ele almaktan ziyade, din psiko
lojisini ilgilendiren baz temel ilkeleri aklamaya alacaz. Bu izahat
zorunlu olarak slamda temel felsefi grlere temas edecektir.
slam, Aklc. Bir Dindir:
Rasyonalizm (rationalisme), felsefe tarihinin en byk ve geni bjr
felsefe sistemidir. Bu felsefe, insanda akl denilen bir cevher kabul eder.
Akl btn ruhsal faaliyetlerin stnde bulunan ftri, ilahi bir kuv
vettir.
slam dini aklc bir dindir. Akl, dinin temeli ve desteidir. Dinimiz bunu ;_,;fjJ.2:;t_i..i;;)s.:; Akl olmayann dini de yoktur sz ile
ifade eder. slam,, bykleri, slamiyeti fiti ve evrensel bir din olmak
la beraber onun temelinin nazari, akli>, yani akl ve muhakeme oldu
unu gsteilerdir. Hatta baz er'i hkmler akla aykr derse akl
yolunun tercih edilmesini kabul etmilerdir. Ehl-i snnetten aznlkta
olan bir ksm fukaha bu esasa muhalif iseler de ounluk delil-i akliye
nem verilmesini isterler. Akl ile nakil att zaman iki- zm yolu
gsterilmitir. Birinci yol, menkul olan hakikatin anlalamayacan ka
bul ederek hakikatin Cen:ab- Hakka mevd olduunu bildirerek doru
luunu kabul etmek yoludur. kinci yol, nakilde beyan bu:yurulan mese
lenin akl ile uygunluunu salamak iin -'-Szlk kurallarna uymak ar
tyle- nakli tevil yoluna gitmekten ibarettir> (Din Dersleri: Hamdi Ak
sekili). slam aklcl, akln mahsul olan ilim ve medeniyetin terak
kisinin rehberidir. Toplumun ve insanln hayrna olan her yenilik s
lamn z maldr. Akla bu kadar byk deer veren bir dinde medeni
yet ve kltr dmanl aramak slam dinini anlamamaktr.
slamda Akl Anlay:
slami eserlerde akla eitli manalar verilmitir. Lgat manasnda
kal: akl, ba, takyit etmek- manalarna gelir; Bat dillerinde akl sz
ratio, intellectus, intelligentia> kelimeleriyle ifade edilmitir. Yeni Ef-

DN PSKOLOJS

200

latuncularda kelam karl olan logos sz de akla yakn mana tar.


Bunlara gre akl, Cenab- Haktan manevi hilkat yoluyle sudur ve ne
bean eden birinci derecede bir varlk (ayan- sabite) tr. Bunu nefis, ta
biat takip eder. Hristiyan teolojisinde birinci derecede ilk yaratlan bir
idea olarak yeryznde Allah'n mmessili ve resul adn da alr. Bir
ok tarikatler de akln tecessdn (cesetlenme) kabul ederler.
slamda Aristo felsefesini takip eden filozoflar (meaiyun) ulChiye-
ti akl-i kl sz ile ifade etmilerdir. nk akla izafe edilen sfatla
ra, yani akl ve makul olmak Allah'n birliine hi bir zarar getirmez.
Bu ekilde anlalan akl, saylar on kadar olan ukul-i felekiye takip
eder. Bunlar da srasyle felek-i aksa, felek-i sebavit, yedi seyyare (ge
zegenler) ve nihayet yeryuvarla (arz), y.hut felek-i taht-el-kamerdir.
Felek-i tahtel-kamerin ruhuna daha dar bir manada olarak akl-i faal
de derler. Her ne kadar baz yerlerde akl-i faal sz Allah'a atfolunmusa
da birok slam ulemasnda nfus-i felekiye Allah'a yakn olan melekler
ile bir tutulur. O zaman akl-i faal de Cebrail'in ad olur.
Akl sz slam aleminde psikoloji ve ahlak alanlarnda ok kulla
nldi gibi, ehl-i snnet tarafndan da ayrca incelenmitir. Bu alanda
ileri srlen fikirlerin ou Aristo ve Fisagor'un tasniflerini esas tut
mulardr. Bunlar gelime srasna gre drt derecedir: 1. Akl-i. heyulai
veya bilkuvve akl; insann gerek soyut mefhumlar, gerekse maddi e
yayi ve, metafizik ilkeleri idrak etmek kabiliyetidir. 2. Akl-i bilmeleke,
bi,lginin blmlerini veya prensiplerini kavrayan akldr. 3. Ak.1-i bilfiil,
akln beeri olan, yani omm faaliyet ve hareketlerinde hakim olan akl
d,r. 4, Akl-i mstefat, beeri olan akl-i bilfiilin suretler (kategoryalar)
veren
ldimil ekiidir. insann. bir iktisap melekesi olduunu ka
bul ... ciJl baz ulema ayrca bir de akl-i mktesep teklif ederler. Baz
mellifler de bunlar birletirerek akl-i ilmi ve akl-i ameli diye. iki b:
yk smfa ayrmlardr; Akln tam karsnda his bulunur.

olgitve

Akln Baz Tarifleri:


1. En ok kullanlan tariflerden biri, aki nefs-i natkadan ibaret
tir szdr. Seyyit erif Crcani bunu, Akil fiilinde maddeye muka
rin ve zatnda maddeden soyut olan bir cevherdir diye aklar ki bu,
nefs-i natkann ayndr. Yine Seyyit erif, akl baka bir ekilde daha
tarif eder: Akl, Zat- Barinin insan bedenine taalluku olmak zere halk
ettii cevher-i ruhanidir der. Bu tarif de yine nefs-i natkanm baka
szlerle ifadesidir"' .
2. Akl, hak ve batl tanr, kalpteki bir nurdur. Akl, nefs-i natka
:Qm bir kuvvetidir;
--,-..,.. ..
(*) Nfl'ls ve kalp hakknda Bkz. slftmda Ahlak, Osman Pazarl,
,

_____

DN PSKOLOJS

201

Bu tarife gre de akl, hak ile batl kesip ayran bir alet ve vas
tadr. Bir eyi kesen kimsenin elindeki kesme vastas, yani baktr.
3. Akl, nefis, zihin ayn eydir, birdir. Ancak bu ey idrakler yap
t zaman akl, mutasarrf olduu iin nefis, idrake mstait olduu iin
de zihin tesmiye olunur. Bazlar da akl, hakayik- eya kendisiyle bi
linen eydir demilerdir. Akln yeri bir ksmna gre ba, bazlarna g
re de kalptir.
4. bn-i Sina ile dier baz mtefekkirlere gre de akl, nefs..:i na
tkann (kem, keyf, ayn, vaz gibi) avarz- maddiyeden soyut klliyat
ve cziyat idrak eden bir kuvvetidir.
5. Mfredatn beyanna gre akln iki manas vardr: a) lmi kabu
le hazr ve mstait olan ku".'vet, b) Bu kuvvet sayesinde insann mste
fit olduu ilim. Hazreti Ali'nin 'tF;:;_;.}i.i 'tarifinde ise yukarda
birinci maddedeki .ilmi kabule hazr kuvvet akl-i matbu, ikinci madde
deki insann mstefit olduu ilim akl-i mesmudur.
6. mam Gazal, hya-lUlumunda akl ile nefsi, ruh ile kalbi te
half-i itibarat ile ismi deien bir ey-i vahit gibi telakki eder. Kl
liyat- eb-l-Baka da akl, eyann hsn ve kubh, kemal ve noksan
gibi sfatn bilmektir der.
7. Ahmet Naim Bey, Nefsin suver-i zihniyeyi, maaniyi tasavvur ede
rek onlar baz kavanhe tebaan yekdierine raptetmek zere haiz ol
duu kuvvettir der. Bu kuvvetin hal-i fiilde olmas (yani, maaniyi id
rak ve taakkul etmesi) dr. Yahut, failiyet-i nefsiyenin fiil ve amelini
mdebbir olan kavaninin kendiler,idir. Hulasaten kuvve-i zihniyenin fai
liyet-i munzamas .diye tarif olunursa bu tariflerin kaffesini cami olur.
8. Nefs-i natka ol nefs-i kldr ki akl-i klln cevahirinden sa
dr olmutur (Marifetname).
- Nefs-i natka cisim ve. cismani deildir. Zira her cisim ve cismani
mnkasimdir (Knal-zade).
- Nefs-i insaniye (buna nefs-i natka ela denir) tegaddi, tenemmi,
his ve hareket ile beraber idrak, tenkit, muhakeme ve taakkul kabiliye
tine de maliktir (Kamus-i Felsefe).
nemli dil bilginlerimizden ve son yllarda Kur'an- Kerimin Trk
eye evirisini yapan Besim Atalay merhum da yle der: slamiyet ak
la ve tefekkre byk nem verir. Kur'an- Kerimde en az 48 yerde
akl, 19 yerde anlamak, 18 yerde fikir, 5 yerde tezekkr, 7 yerde tedeb
br kelimesi gemektedir. Bu kelimelerin hepsinde anlamak ve dn
mek kavramlar vardr (Hayat mecmuas, 1963).
Hulasa ark aleminde akln tarifi hakknda kesin bir karar yoktur.
eitli tariflerin hepsi ksaca u noktada toplanrlar: Nefsi natkadr,
nefs-i natk;:nn bir kuvve-i mahsusasdr, yahut ilim, ve taakkuldr.

202

DN PSKOLOJS

Bugnk felsefe ve psikolojinin akl anlay yledir:


1. Bilginin bir suret ve bir de maddesi vardr ki birbirlerinden ay
rlmazlar. Bilginin maddesi tasavvur ettiimiz eyann kendisidir, hari
ten gelir, zihin burada mnfail (pasif) dir. Zihnin eyadan duyumlar
alan ve saklayan bu ilemine tecrbe denir. Bilginin sureti ise, kuv
ve-i mfekkirenin eser-i mahsusudur ki, eya ve olaylar arasndaki m
nasebetleri kavramlara tahvildir. te zihnin bu zel faaliyetine akl
denir. Kant'ta olduu gibi, bilginin maddelerin hazrlayan tecrbe, ona
suret veren de akldr (. H. zmirli).
2. Psikolojide akl, bilginin mildir prensipleridir diye tarif edilir.
Ya:ni dnmek, hkm ve muhakemeler yapmak, ksaca mantki dn
meleri sevk ve idare eden ilkeler (prensipler) dir. Bunlar klli ve zaru
ridirler. Her dnmenin temelinde zaruri olarak bulunurlar. Bu pren
sipler aynilik, :yeter sebep prensipleridir. Bunlarn tmne akl denir.
Akln Snn:

Lgat manasndan anlalaca zere akl, mukayyet ve artl bir me


lekedir. Akln anlayabilecei eyler muayyen bir snr dahilinde kalmak
tadr. Akl, bu snr ile baldr; mukayyettir. Bu snrn haricine ka
maz. Daha dorusu tesini gremez, anlayamaz. Bu sebeple akln anla
yamad ve kavrayamad eyleri inkar ve reddetmek byk bir hata
olur. Akln snr dnda kalan meseleler kalp yoluyle ve mkaefeyle
anlalr. Zira kalp her hale gre mnkalip olarak bir suret alr ve her
surette Hak Taalaya inkyat eder. te bu sebepledir ki dinimizde, Bun
da kalbi olan kimse iin ibret vardr" buyurulmutur. Akl olan kimse
denilmemitir. Peygamberlerin maruz kaldklar vahiy ise kendi akl
larndan nebean etmi olmayp Hak Taala tarafndan Cibril-i Emin ad
n tayan. bir melek vastasyle kendilerine gnderilmi bulunmaktadr.
Bu ynden de peygamberlik kisbi olmayp vehbidir, yani insan al
makla, cehdetmekle peygamber olamaz.
Vahiy, lham:

Akl snrldr, bir yere kadar hakikatleri bulur ve bir noktada du


rur. Din:ler tarihinde grld zere, toplumlar her ada kendilerine
doru yolu gsterecek olan rehberlere, mritlere muhta olmulardr.
Toplumlara doru yolu gsteren, hakikati anlatan byk insanlar pey
gamberlerdir. Peygamber, Cenab- Hak tarafndan insanlara en doru ya
ama ve inanma yollarn gstermeye memur olan mmtaz ahsiyetler
dir. Peygamberler, Cenab- Hakkn emirlerini vahiy, ve ilham yoluyle
telakki ederler. Bat dillerinde vahiy ve ilham szleri inspitation ve
revelation terimleriyle ifade olunur. Hak Taalann dorudan doruya

DN PSKOLOJS

203

insan zerine tesiri veya Allah'n tabiatst bir ilhamyle insan zihnine
ilka ettii hakikatler diye tarif olunur. Allah'n mukaddes kitaplar ve
emirlerle kullarna tebli ve ilan edilmek zere peygamberlerine bildir
dii hakikatlerin tm vahiy ve ilham ile olur. Amerikan Felsefe Sz
l bu kelimeyi ilahi iradenin insanlara ulatrlmas ve teblii ek
linde aklar. Semavi dinler bu tebliin muhtelif ekillerde. olduunu gs
terir: Ya bir hakikatin ruha dorudan doruya ilkas, lafzi tebligat; ya
da ryet, mahede veya uyku, vecit ve istirak yollaryle olur. Bu teb
ligat mutat olmayan ekiller ve vastalarla yaplr, tabiattaki inceleme ve
aratrma yollarndan tamamyle ayrdr. Din psikolojisinde dini hayatta
lauurun ve toplumlarn fert zerine yapt tesirler kaynaklar bakmn-.
dan vahiy ve ilham ile izah olunabilir.
Dinler tarihinde. grlen vahiy ekillerine gelince, Kur'an- Kerim,
Allah Taala tarafndan Cebrail Aleyhisselam vastasyle Hazreti Muham
mede tebli edilmitir. Haktr, hi bir kelimesi deitirilemez ve hi bir
phe kabul etmez. ncil de Hristiyanlara gre ayn zellikleri haizdir.
Hindular Vedalarn ilahi ilhamlarna inanrlar. Museviler Ahd-i Atik'a,
Persler ise Avesta'nn ilhamlarna inanrlar. Eflatun, airlerin ilah il
hama mazhar olduklarn kabul ederdi*.
Vahiy Hakknda Ayet ve Hadisler:
1. Ayetler:
- '_t:'j.i iii;; Sizi onunla inzar etmem iin bu Kur'an bana vah
yolundu (El-En'am suresi, 19).
/.(.f ,:{ 1
.,.., /.,,;!1
..,.

, /_,,. / /_..,-"'))_,/,;
- ;;, ..:r,:--t..:.;):__G.:,_;,__;.{\:\l:.;jqj:. B'z bu Kuran
vahyetmek suretiyle en gzel beyan sana kssa olarak anlatacaz. Hal
buki sen daha evvel bundan haberdar olmayanlardandn (Yusuf su
resi, 3).
- /i_Jp'..J';-i.,::.i;p,)(jJf;}:; Ve bylece ehirlerin anas ile et
rafndakileri inzar etmen iin biz sana Kur'an Arapa olarak vahyettik
(E-ura suresi, 7).
"''' .
.,.,.. /''( ? /Pu.,' ,.v./;;>,c...
V h'
t'
- .:i::::'1;..::;J:,.,) .! ..<J;.;:.., ...,,-J:.;;10:-:.\;0..:; a y sure y-

>

le veya perde arkasndan, yahut da eli gndermekle ona kendi izniyle


istediini vahyetmesinden baka hi bir surette Allah'n konumas be
erden kimseye vaki olmamtr. phesiz o, ok yksektir, hakimdir
(E-ura suresi, 51).

(*) Vahiy ve nbvvet hakknda slam filozoflarnn grleri iin bkz. sHl.m Felsefesi Dersleri, Cavit Sunar.

DN PSKOLOJS

204

,.,,,...,,

-:.1-;;,:.;.J.l_i;..:,.,x.; ciJ';-}:i Ona Kur'an ruh-l-emin inzar


edicilerden olasn diye senin kalbine manas ak Arapa bir dil ile indi
rilmitir> (E-ura suresi, 1.93-195).
2. Hadisler:
- L..J.:..-,;>"'.,. .)\;J..,;.l:,, .,.1.;..!;J:r_.! ....w, ..;,U_-;..,s..,l-J, Uykudaki sa
dk rya Resulullaha olan ;vahyin ilk balangcdr. Bu ryalar sabah ay
dnl kadar. ak idi .
. J\i\,-:.,<-J.)J?jc.U>"t--..f;_w..,\::.._;A(;l Vahiy bazen bana zil sesi ek
linde gelir. B; trls bana en ar olandr. Dediklerini ezberlemi ol
duum halde o benden ayrlr>.
.
-- hesz. ruh-u"1\.\ .,..-. '.s>...;.:. }'1-...:;JJ.J._:_..i:-)

' :-).:: . up
- \kU'..J- _. \'._.;;;\i\)j;J.
kuds benim kalbime nefes etti (fledi) ki bir kimse ecelini ve rzkn
bsbtn bitirmedike katiyen lmeyecektir. Allah'tan korkunuz, Rzk
nz aratrmakta gzel bir yol tutunuz>.
- rv":'j !r'7:''\...,).-1 j(.K,i_;i..,: Cibril bana gelir, benimle ko
nuur. Nitekim birinize arkada gelip konuur, onu arada bir engel ol
makszn grr>.

...

' ........ . ,..,\ /

,...

.,. ,.....

),....: ........ .... ' .,,,.. ,,

Akl ve Nur:
slami eserlerimizde akl gibi ok kullanlan kelimelerden biri de
nurdur.
Nur kelimesi, lgat manasnda k, ziya, zav karln gsterir. Bu
kelimenin slam aleminde zel bir yeri vardr. nk bazen Genab- Hak
bir nur halinde dnld gibi, Kur'an- Kerimde ayrca Nur sure.
si vardr. Daha birok yerlerde nur kelimesi gemektedir. Ezcmle Nur
suresinde Hak Taala gklerin ve yerin nurudur buyurulmutur. slam
ulemasndan kelamclar nuru Cenab- Barinin insanlar doru ve iyi yo
la sevk etmesinin bir remzi olarak gsterirler: 'Yine baz tasavvuf ehli
(mesela, mevlitte olduu gibi) nbvvet nurunun Hazreti Adem'den ba
layarak btn enbiyaya verildiini, oradan Hazreti Muhammed'e ve son
ra da Hazreti Ali'ye getiini sylerler.
Felsefe tarihine bakld zaman, ran'daki Maniheizm dininin Hr
mz-Ehriman ikiliinde nur-zulmet dn grlr. Eflatun'da dahi
ruh alemi olan idealar dnyas nurlar iindedir. Bunlarn glgeleri olan
cisimler alemi ise karanlktadr; Yeni Eflatuncularda hayr ideas olan
Allaf, saf bir nurdur. Aristo'da ise nur ve k faal bir kuvvetti.r. Her
halde Eflatun ve Aristo'dan sonra da nur hakknda kesin bir ey syle
nememi, bazlar bunu kuvvet, bazlar da bir cevher olarak kabul et
milerdir. Aristo'ya dayanarak Ortaa felsefesinde nur meselesi yle
aklanrd: lk illet (illet-i ula) olan Allah, k kuvvetini nce akla,

DN PSKOLOJS

205

akl vastasyle alemin ruhuna verir. Alemin ruhu vastasyle de akl


onu tabiata geirir. Tabiat vastasyle de alemin ruhu var olan ,ve yok
olan dier eyaya geer. Bu klarn ilk memba olan Tanr "ilk nur"
veyahut "nurlarn nuru"dur. lk rnek olarak (insan- akle), sonra ikinci
insana (insan- nefsani), sonra nc insana (insan- cismani) yaylr.
, Bu yaylma bir rnektir. Doal olarak bu nur faziletli, hakim insanlarn
ruhunda en yksek ve saf ekilde bulunur. Bu hal nurun yaratc ini
idir (mebde'). Buna karlk bir de ruhun asl nura dn vardr ki bu
maattr. Bu yol Sufiyenin varmak istedikleri vcud-i mutlaktr.
Tanry ilk nur ve cevher olarak kabul edenler kelamclar ile slam
filozoflardr. Bunlar nur ile ruh ve akl birbiriyle birletirmek tema
yln gsteriyorlar. bn-i Sina ile Farabi de nur inancyle akl birbi
rine ok yaklatrrlar. bn-i Sina El-arat adl eserinde Aristo'nun
akl tasn'ifindeki akl- bilfiili nur, akl- faali de ate olarak gstermek
tedir.
Aristo'da Akl Anlay:
slam dnyasna byk tesiri dolaysyle Aristo'daki akl anlayn
ksaca syleyelim: Aristo'da her varlk madde ve suret anlayna daya-
nr. Bir heykel yapn:,ak iin kullanlan mermer maddedir, heykel yapa
nn bu mermere verecei eklin zihinde tasarlanmas da surettir. Madde
(hiyli = heyula) ekil almaya mstaittir. Buna kuvvet denilir. ekil
aldktan sonra da fiil haline gelmitir. Mesela, insan ruhu bedene g
re suret, akla gre de maddedir. Tabiattaki her ey kuvveden fiile k
maya mtemayildir. Kainattaki btn varlklar yle bir silsile meydana
getirirler ki, en aasnda ilk madde (saf kuvve), en stnde saf fl
(suret) yardr. Bir tohum aa olmak ister, erkek diiyi arar. Yani kuv
ve, fiil olmaya koar.
nsan da madde ve suretten ibarettir. Beden madde, ruh surettir.
Canl varlklarda trl ruh vardr: 1. Nebati ruh: Bitkilere hayat ve
faaliyet veren ilke (beslenmek, . oalmak gibi); 2. Hayvani veya duy
. gusal ruh: Hayvanlara duygu, duyum, faaliyetler veren ilke (ac, arzu,
hayal gc, idrak, hafza gibi); 3. nsani veya akli ruh: Muhakei:nelerin
ve akl faaliyetlerinin ilkesi. Duyumlar, hayaller, tasavvurlar akla gre
maddedir; .akl bunlardan klli ve za:rtr' kavramrar karr. Aktlda iki
dere vardr: Akl-i faal (intellect actif) duyumlarn ve idraklerin ver
d_iklerini tecritler ve tamimler yardmyle makul ekle getirir. Akl-i
mnfail (intellect passif) bu makul kavramlarn yardmyle kuvveden
fiile geer. nsan akln gsterdii yolla iradesini kullanarak fiillerini se
er, kuvveden fiile gemek suretiyle derece derece hayr-i alaya ular
ki bu saadettir. En ahlaki hareket akln eseridjr. Fazilet iradenin eseri
olan bir alkanlktr.

DN PSKOLOJS

206

Felsefede Rasyonalizm:
slam dininin rasyonalist bir din olduunu, slam bilginlerinin akl
anlaylar,n gstermeye altk. imdi Bat felsefesinde rasyonalizmin
yerini ve deerini ksaca gsterelim: Rasyonalizm, insanda duyu organ
larndan ve bedenden mstakjl olarak bir akl melekesi kabul eder. Bu
akl her trl deneyden mstakil halde insanda ftri olarak bulunur ve
akl her trl metafizik hakikatleri anlayabilir.
Kainatta ebedi ve ezeli hakikatlerle beraber objektif hakikatler ve
d alem de vardr (rasyonalizm realist: Descartes gibi). Yahut bu ob
jektif hakikatler bize grnd gibidir (rasyonalizm idealist: Kant gi
bi). Rasyonalizm fikirlerine yle devam eder: Akln temel prensipleri
(aynilik, yeter sebep prensipleri) insanda doutan vardr, hissiyatn ne
mi azdr: nsan mantki dnen bir makinedir. Akl insana mahsustur,
hayvanlarda akl yoktur. Rasyonalistlerden bazlarna gre (Descartes gi
bi) akl insanlara eit olarak verilmitir. Metotlu bir ekilde kullanlr
sa her hakikati kavrayabilir. nsanlarn yanlmalar, akllarn iyi kullan
mamalarndan, yani inceleme ve aratrma metotlarnn yetersizliinden
ve bozukluundan ileri. gelir. yi kullanlabilen akl, hakk batldan, hayr
erden tefrik ve temyiz eder. Akl sayesinde ferdi hazlar ve menfaatler
den daha umumi ve .manevi menfaatlere geilebilir. nsan akln iyi kul
lanrsa genelleme ve yalnlamalarla (tecrit ve tamim) btn hayatn ve
insanln en umumi ve soyut menfaatlerine, yani ideallerine ulaabi
lir. Ahlaki hayatn manivelas imdiki ve zel bir dzen (nizam) anla
yndan en genel ve evrensel bir nizama gei suretiyle ilemektedir.
Genel izgileriyle fikirlerini sylediimiz bu rasyonalist gr eski
alatda Sokrat, Aristo, Eflatun gibi filozoflarn, ortaada Dou ve Ba
tdaki btn byk filozoflarn temel kavramlardr. Bunlara ayrca dog
matik rasyonalizm denilir.

Sekizinci Blm
slamda Temel lkeler
SLAM SPRTUALZM
Spiritualizm:
Yksek dinimizin rasyonalizmden sonra ikinci ilkesi ruhun varln
ve ebediliini kabul etmektir. Bu gre felsefede spiritualisme (ruhu
luk) denilir. Mspet bir ilim olan bugnk tecrbi psikoloji ruh so
runlaryle megul olmaz. Bunu metafizik bir sorun olarak konusu dn
da brakr. Metafizik sorunlar arasnda ise ruhun varl ve mahiyeti,
bedenle :mnasebeti nemli bir konu olarak ele alnr. Bu psikolojiye spi
ritualist psikoloji denilir. uraya dikkat etmelidir ki, deneysel psikoloji
ruliu inkar etmez. Deney konusu olmadndan incelemeleri dnda b
rakr. Bu metafiziin iidir, oraya karmam der.
Tecrbi psikolojinin bu tutumu bize garip gelmemelidir. Bugnk
pozitif ilimlerin hepsinin tutumu byledir. Fizik ve kimya ile biyoloji
de mspet bir ilim olarak byle hareket ederler. Onlar da maddenin
deiimlerini, etki ve tepkilerini, yani olaylarn incelerler ama, madde
nin mahiyeti, menei ve cevheriyle megul olmazlar. Biyoloji de hayat
cilayfarni inceler, fakat hayatn mahiyeti ve menei sorununu aratr
maz. Bu incelemeleri felsefeye, yani metafizie brakr.
L Ruh (esprit, l'ame) btn ruhsal .olaylarn temeli olan bir pren
"siptir, mebde,-i .fikirdir. Ruh kelimesi birok zaman akl ve hayat keli
meleriyle kartrlr. Rasyonel psikolojide ruh, madde, hayat gibi bir cev
her olarak kabul edilir. J.3,l1 nvL,ahsna mnhasr, maddeye ve bede' ni davranlara irca kabil olmayan lir varlktr. slam, yevm-i ahirete,
bas had-el-mevte (tekrar dirili) iman eder, spiritualizm, gayr-i maddi
bir ruh ilkesini kabul ederek maddi alemden ayri bir ruh alemi tanr
ve bu suretle bu teori slami itikatlarla birleir.
2. Spiritualizm btn alemin z ve cevherinin ruh olduunu kabul
etmekle materyalizm ile taban tabana zttr. Spiritualizm, idealizm ve
realizmden de farkldr. dealizm ve realizm, bilginin kayna hakknda
ortaya atlan iki bilgi teorisi (epistemologie) dir. Spiritualizm ise varl
n mahiyeti hakknda kurulan bir sistemdir. Mesela Leibniz bir spiri
tualisttir, nk o, maddeyi idraki kabil olmayan bir enerjiye, yani ruha
irca eder. Spiritualizm, materyalizme yalnz alemin ruh cevherinden ol-

208

DN PSKOLOJS

duu fikriyle kar gelmez, hayatn mekanik telakkisine de muhalefet


eder. Mesela Bergson, hayatn fiziko-imik ve mekanik grlerle ak
lanmasn kabul etmez, belki ruhun yaratc bir kudreti olduunu iddia
eder (Din ve Ahlakn ki Kayna). Bu sebeple Bergson da spiritualist
tir- Spiritualist psikoloji, ruhsal olaylan ruhsal faktrlerle izah eder. Fi
Jo:of Victor Gousin, Lachelier de bu grn balca savunuculardr.
3. Tarihte bu konularn mnakaalar pek eski ve etrafldr. Btn
sylenenleri u iki noktada toplamak mmkndr:
a) Ruh, maddenin ayndr veyahut ruh maddeye irca edilebilir; ev
,.-.nde en temel kaynak maddedir, her ey maddeden ve onun deiimle
rinden ibarettir. Bu dnleri ortaya srenlere materyalist (maddi
yun) denilir. (Bchner, Haeckel, Le Dantec, Amerika'da davran psiko
lojfai gibi). Materyalizm din bakmndan kabule ayan bir teori deildir.
Modern felsefede de koyu materyalist kalmam gibjdir. Ancak mspet
ilimler, olaylar alannda ve izafi mahiyette bir determinizm kabul
ederler.
b) Spiritualizm ise maddeden tamamen ayr ve mstakil, hayatn
ve dncenin esas olarak manevi cinsten bir ilke vardr der. Psiko
loji ruhsal olaylarla megul olur. Her olay bir deiim, karlkl etki
ve tepki harekettir. Bir deimin, etki ve tepkinin olabilmesi iin her
eyden nce bir temei varln bulunmas lazmdr. te ruh ilkesi, b
tn beeri olaylarn temelinde bulunan ve bunlarn ilk nedeni saylan
manevi bir ilke ve bir varlktr. Ruh sznden bunu anlamak lazmdr.
c) Ruh fikri ok eskidir. Sosyoloji bize en eski ve ilkel kavimlerde
totemizm inanlar bulunduunu ve burada mana ad verilen manevi
bir kuvvetin kabul edildiini gsterir. Bu mana ruh, ilkel tanr anlay
nn baka deyimle ifadesidir. Eski Yunan'da stoaclar pneurna (nefha)
ile ruhu anlatmak istemilerdir. branilerde ruah telakkisi Yunanlla
rn pneumasna benzer.
Eflatun'da Ruh Telakkisi:
Eflatun'un ruh anlay Yeni Eflatunculara ve ortaa felsefesine b
yk tesirler yapmtr.. Yunandan yaplan tercmelerle slam aleminde
de tesirlerini gsterdi. Bu sebepll'! slami prensi. plerin aklanmas iin
Eflatun'un ruh anlayn. tanmak gereklidir.
Eflatun' gre ruh, tabiat ve mahiyeti bakmndan bedenden tama
myle ayr ve. mstakH bir cevherdir: Evvela hareketin ve hayatn bir
ilkesidir. tlealarn (rrisl) ayn olduundan, bilginin de ilkesidir. EzelL
ve ebedidir, Bedene girmeden nce idealar aleminde yayordu. Ruhla
bedenin birlemesi bir mahpusun cezaevine kapatlmas, ya da bir sva
rinin atna binmesi gibi gelip geici bir haldir. Beden, ruh iin bir yar-

DN PSKOLOJS

209

dinc deil, bir yk, bir engeldir. Hikmete. (sagesse) ve fazilete (vertu)
ulamak iin en ksa zamanda beden yknden kurtulmak lazmdr. n
sc:n _::h rnelekeden yaplmtr: a) stekler., itahlar: Ruhun en
aa par:sdn:, merkezi mide ve barsaklardr. Bunun fazileti itidaldir;
- -b}: Ces.aret (ecaat): Ruhun ortasdr, harekete srkler. Kalpte bulunur,
faz.ileti kuvvettir; c} Akl, zihin: Ruhun en yksek ve lmez (layemut)
paasdr; vazifesi insan idare etmektir. _Kafda bulunur, fazileti hik
r.r_ttir. Paralarn her birinin de kendilerine gre kazanabilecei bir bil
gi ve ak vardr. tahlar yalnz madde ve duyulurlar (mahsusat) ala
nnda kaldklarndan verdikleri bilgiler zan (conjecture) dr. Cesaret ve
ecaatin bllgisi oy (rey - opinion) dur. Akl ise idealar lemie ulaabilir. Yani hakikati ve gerek varlklar alemini kavrayabilir.
steklerin, itahlarn duyduu ak baya, dnyalk, duyulurlar ale
mine aittir. Akl ise gerek ak, gerek gzellii duyabilir ve tanya
bilir. u halde fazilet nasl meydana gelecektir? Her ruh parasnn ken
dinden stn olana tabi olmasyle; ruhun parasnn ayr ayr dzen
lenmesinden adalet meydana gelir.
Ksa_ca sylediimiz bu fikirler iyi kavranld takdirde slam eser
lerde tesadf edilen baz fikirlerin ve grlerin anlalmas kolaylam
ola_caktr.
Yenialar Spiritualizmi:
Tarihte spiritualizmin muhtelif ekilleri vardr. Bu tartmalar din
psikolojisini ilgilendirmediinden zerinde durmayacaz. Bizi ilgiendi
ren ksm, amzda spiritualizmin ald son ekiller ve varlan sonu
lardr. Yalnz eski spiritu.alizmin birka. nemli ismini hatrlatmakla ye
tineceiz.
1... Descartes, insan bedenini bir makine sarar, hayvanlarda rul kc
bul etmez. Ruh insanlarda bulunan, dnen, phe eden bir varlktr.
Beden, madde alemine aittir, madde ve ruh diye iki cevher vardr. Buna
ikicilik (snaiye = dualisme) denilir. Descartes'tan sonra Malebranche,
Leibniz, Spinoza da spiritualizmi savunmulardr.
2. Yeni zaman.. spiritualiz:nine _fam spiritualizm = spiritualisme in
tegrale,. denir. Bu spiritualizm eski spiritualizmin iki hatasn gsterir:
Ruhu mstakil bir cevher telakki etmeleri; ruhu bedenden tamamen ms
takil ve ayr bir varlk olarak kabul etmeleri. Yeni spiritualizm ise, ru
hu, dinamik, yani kudret ve faaliyet olarak kabul eder. Yeni spiritualizm,
ruhu speklasyon yoluyle deil, yeni psikolojinin yapt analizler ve
deneyler yoluyle aklar. Yeni zaman spiritualizmi de iki ksmdr: a) Ras
yonalist spiritualizm, b) Sezgici spiritualizm.
. 3. Rasyonalist spiritualizm XIX yzylda Main de Biran (1766-1824)
tarafndan mdafaa edilmitir. Yapt uzun inceleme ve aratrmalar so14

210

DN PSKOLOJS

nunda btn olaylarn temel ilkelerini ortaya koymu ve nihayet insan


da, hi bir olaya irca edilemeyen tamamen orijinal mahiyette ruhi h!:
varlk bulmutur ki, buna ene = ego, moh adn vermitir.
XX. yzyl iinde Ravaisson (1813-1900), igzlemlerle ve teemml
lerle insanda yaayan bir kuvvet kabul eder. Bu k,.vvet de insann ftri
varlna bal bir eilime (temayl) baldr ki, bu da sevgi, aktr.
Jules Lachelier (1832-1913) ise ene'den ziyade btn mevcudatn ncel
artlarn vazeden bir fikir kabul eder. Boutroux da alemde determi
nizm yerine imkan fikrine istinat eder. nsanda ve hayvanda uur var
dr, fakat insan uuru onlardan ok yksektir; bu uur, hr olarak de
terminizm haricinde ;y-kselmeler ve alalmalar yapar. te bu uura is
tenilirse ruh denilebilir.
4. Sezgici spiritualizm: Bergson felsefesinin bir ad da vitalisme =
hayatlktr. Bergson, eski spiritualizmi kabul etmez. Ona gre haki
kat, gerek hayat ve uur iinde yaamaktadr. Materyalizmi reddeder.
Beynin vazifesi hakikati bulmak deil, intibak aleti olmaktr. Zekadan
baka igdlerin kuvveti, hafzann kudreti, uurd (ekonsiyan) ha
yat, bizde' hayatn akn ve hamlesini yaatirlar. Hayat hamlesi yara
tc, yenileyicidir. Ruh, hayatn yksek bir derecesidir. Orijinal bir var
lktr. Bunu ilmi metotlarla ve analizlerle anlamak mmkn deildir. O,
ancak sezgi yoluyle anlalabilir. Ruhi varlk, cevher deil, bi:r ilerleme,
bir hamle (atl) dir. Bu hayat hamlesi canllarda igd, insanda uur
hamlesi eklinde grnr. Tanr da bu hayat aknn v.e yaratcln mer
kezidir, o daimi bir hareket ve fazilettir.

SLAMDA RUH ANLAYII


slam Eserlerde Ruhun Tarifleri:
1. Ruh, mebde::-Lteiekkrdr. nsan ile hayvan arasnda derece de
il, mahiyt fark vardr. nsan akldir, hayvan akl deildir. nsan m
tefekkirdir, hayvan mtefekkir deildir. Hayvan mtefekkir deil, belki
duyarlkldr, yani uyarclar duyar, reaksiyonlar yapar. Tefekkr, teem
ml, istidlal, ancak insana mahsus zellikler ve kabiliyetlerdir. Bu ba
kmdan !slam,, psiko-fizyoloji ve behaviorizm anlaylarna kardr.
2. Ruh He beden bakadr, ayrdr. Birbirlerine irca edilemezler. Be
den fani olduktan sonra bile ruh haydir. Mebde-i fikir olan ruh-i. ya:-.
hittir. Basittir, tecezzi etmez, tefekkr eden ene'dir, hisseden ene'dir. ra
de eden ene'dir. Ene, ayr ey deildir. Tek varlktr (mevcud-i vahit).
3. Ruh kendinin ayndr. Fer ne kadar birok deimeler oluyor,
uurdan bir sr ruhsal olaylar geiyor ise de, bu deimelerin zat-

DN PSKOLOJS

212

nen kitabmza aktarlmas mmkn olmadndan yalnz konumuzu ilgi


lendiren fikirleri zetlemekle yetineceiz. Burada dikkat edilmesi gerekli
bir nokta da ou zaman meslekleri icab mspet kafal ve her eyi maddi
ve organik sebeplerle aklamaya alkn olan hekimlerimizin ruhu inkar
etmemeleridir. tk soru u idi: <(Ruha inanyor musunuz? nandnz ma
nadaki ruhu tarif edebilir misiniz?.
Bu soruya hekim, beden yapmzn yani maddi yapnn tesinde
bfr mana olarak nitelendirilebilen bir varl kabul ettiklerini ve buna da
ruh adn verdiklerini sylemilerdir. nsana insandr dedirten, canly
robottan ayran btn zelliklerin toplamdr eklinde tanmlamlardr.
Dier hekim ise vcuttan ayr olarak arlnca gelen ve istenilince
giden bir ruhun olamayacan belirtmilerdir. Yedinci hekim ise bun
lardan daha baka bir tanm ileri srm ve ruh hayatiyetin aktivite
cevheridir demitir. Bu cevaplardan sonra anketi u sonulara var
maktadr:
Dnyann eitli blgelerindeki almalar ve bulular da gz nne
alarak bucevaplardan kardmz sonular yle izah edebiliriz sanrm:
a) Ruh (spirit) insan (psyco)n hayatiyet cevheridir. b) nsan (psyco)
ruha ait sanlan btn fiillerin oluumuna sebep olan madde tesi var
lktr. c) Beden (soma) insann yaps gerei olan ilem ve eylemlerin
madde dnyasnda grnmesine vasta olan maddi aratr.
Kur'an- Kerimde Ruh:
Medine'deki Museviler, Hazreti Peygamberden ruhun ne olduunu
sormular, bunun zerine sra suresinin 85. ayet-i erifesi nazil olmutur.
1.Ai!:t;;:;;;)'.fc?i.,ip'; Sana ruhtan sual ederler, de ki: Ruh
Rabbimin emrindedr. Ve bize ilminden az bir ey verilmitir. Yukarda
etraflca anlattmz zere insan akl ruhun mahiyetini kavrayamaz. O,
yalnz Hak Taalann bildii bir eydir. slam bykleri bir mddet ruh
zerinde mnakaa amamlar ve bunu slamiyete aykr telakki etmi
lerdir. Sonra, Az bir ilme mesa vardr ayet-i kerimesine istinaden
ruh hakknda kuvvetli mtalaalar ve fikirler beyan etmilerdir.
Ayet-i kerimenin iaret-i erifesi oldur ki, hakikat-i ruhtan beyan
ve mahiyeti ne idn kef ve iyan kast eylemek mmin olana ve adab-
ubudiyete layk ve seza deildir. Binaenaleyh meayih-i hakikat ve ule
ma-yi eriatten nice eimme-i kibar hakikat-i ruhta tekellm etmekten im
tina ve firar eylediler. Lakin zahir laakal muhtemeldir ki, Kuran'- Azim
ve Furkan- Kerimde beyan buyurulnayan hakikat ve gnah olan ma
hiyet-i ruhtur ki hadd-i tam ve fasl- has ve cins-i am ile olur. Amma
baz avarz- harice ve havass- asar- zahiresiyle tersim olunmaya men
yoktur. Cumhur-i ulema ve kaffe-i hkema mptedilere talim ve tullab-i

DN PSKOLOJS

213

kemale tefhim iin tarif ve tersim eyleyp dediler ki, nefs-i insani bir
cevher-i basit-i gayr-i cism - cismanidir (Ahlak- Alai, 124):
Modern psikoloji, uur ve hayatn maddeyle izahnn imkansz oldu
unu gsteriyor. nsanda esasl unsur birleiyor: Organizma ve mad
de,_ruhsal hayat, sosyal hayat. Bu elemann fertlerde trl oranlarda
birlemesinden ve kaynamasndan insan kiilii (ahsiyeti) douyor. Bu
ahsiyet, maddi ve sosyal tesirler karsnda srekli bir mcadele (ceht)
halinde bulunur. te bu mcadelenin uurda yansmas (inikas) ruh fik
rini douruyor.
Modern felsefe ve spiritualizm, ruhun bekasn kabule mtemayildir.
Byk dinler, slamiyet, Hristiyanlk, Brahmanizm de ruhun bekasna
kaildirler. Eflatun, Descartes, Malebranche, Spinoza, W. James, Bergson
ruhun bekasn kabul ederler, nk ruhun dima veya bedene irca ka
bil olmadndan diman inhilali ile ruh lmez, derler. Birok millet
lerde tenash (metamorfoz) vardr.. slam, tenasb kabul etmez. Son
yllarda byk gelimeler gsteren metapsiik ise ruhun varl zerine"'
-kifrulan ayr bir bilgi ve deney kolu olmutur.

EVRENSEL BR DN OLARAK SLAMYET


1. Yunan dncesi bir siteler medeniyeti eklinde yaamtr. Her
site ayr bir devlet ve tekilat halindeydi. Yunan felsefesi kainatta bir
dzen ve maddi element aryordu (kozmos). Bu nizam akl yoluyle bul
mak istemi ve bundan bir rasyonalizm sistemi meydana gelmitir (lo
gos).
Roma imparatorluu ise Yunan felsefesini taklit ederek (Helenizm)
yine rasyonalizm geleneine devam etti. Roma geni bir imparatorluk
kurarak burada yaayan ok kark ve birbirlerine yabanc topluluklar
bir nizam ve disiplin iinde kendi hegemonyas altnda yaatmak istedi.
Roma hukuku bu gayretin bir eseridir. limlerin dier alanlarnda Roma'
nn belli bal orijinal bir baars yok gibidir. Henz birletirici ve kay
natrc bir ideal ve fikir yaratlmamtr. slam bu bakmdan byk
bir baar gsterdi. Hicret'in daha birinci yzylnda Afrika ve Asya'ya
yaylarak birok kavimleri idaresi altna ald. Bu kavimler, Roma'da ol
duu gibi din, eitim ve sosyal yaay bakmndan birbirlerinden ok
farklydlar. slam idaresi altnda birlemi olan blgelerde, ran, Suriye,
Trkistan, Afrika gibi yerlerde birok eski medenfyetlerin kalntlar ya
amaktayd. Beni srail felsefesi, ran felsefesi, amanizm, srakye fel
sefesi, Hristiyanlk, Asur ve Babil medeniyetleri gibi, ok eitli bir alem
karsnda bulunuyordu.
una da dikkat etmelidir ki, ortaada henz milliyet fikri yoktu.

214

DN PSKOLOJS

Bugn dinleri ayr olduu halde bamsz devletler halinde yaayan Trk,
ngiliz, Fransz, Alman gibi milletler ayrl henz zihinlerde doma
mt. slamiyet mmet idealiyle bu geni topluluklar manevi bir bir
lik halinde toplad. Roma imparatorluunun gerekletiremedii birle
tirme kudretini slamiyet gerekletirdi. mmet fikri, btn Mslman
lar karde yapt. Ayr rklardan ve ayr gelenekleri olan topluluklar,
hukuk ve devlet idaresine itirak bakmlarndan eit bir hale getirdi.
Mlkn temeli de adalettir. Bu fikirler etrafnda birleen mmet-i Mu
hammed dier toplumlara nazaran stn ve son derecede mtesanit bir
topluluk meydana getirdi.
Kimsenin phe etmedii hakikat udur ki, slam diyar, medeniyet,
kltr, idare bakmndan o alarda dnyann en ileri ve parlak mede
niyet diyaryd. mmet ideali, o alarda, bugnk milliyet uurunun
vazifesini grm olan yksek bir mefkuredir. slam dininin temel kav
ramlarndan biri de mmet birliidir.
2. slam dini tektanrc ve insariyetidir. Bu karakter, Yahudilik ve
Hristiyanlkta bir arada bulunmaz. Yahudilik, tektanrcise de, inhisar
c ve dardr. nk onun tanrs (Yehova) yalnz Beni sraihn tanr
sdr. Bu sebeple srailoullar, kendinden baka dinlere istihfafla bakar
lar. Binlerce yllk bir maziye sahip olduu halde bugn bile yeryzn
de salikleri 12-13 milyonu gemez. slamiyetin ilkalarnda Medine Ya
hudilerinin Hazreti Peygambere kar takndklar tavr da bundan ile
ri gelir. Hristiyanlk, Yahudilie nazaran daha insaniyeti ise de, tek
tanrclk kavram eksiktir. nk Hristiyanlk eb, ibn, Ruh-l-Kuds
kavramlarn, yani teslis esasn bir tek tanrda bir!etirmek gibi bir e
limeye dmektedir. Bu anlay monoteizm deil, oklukta birlik ara
yan bir teslis (trinite) tir.
3. slam dini ise monoteizm gibi tek ve hakim bir fikir etrafnda
birok doktrinleri bir araya toplayp terkip etmek gibi pratik ve kav
rayc bir karakter tar. Kavranmas kolay, akla uygundur.
Bu geni ve terkipi itikatlar ile muamelat ve ahlaka ait hkmler
kolay ve abuk birleir, akl daha kolay tatmin ederler. Buna iman ile
eriatn ittihat ve itilaf diyebiiriz. Bundan kan sonu udur ki, slami
ilkelerle ahlak ve yaay kurallar salam temellere dayand gibi, sos
yal messeseleri de (devlet, hukuk, aile, eitim gibi) ayn temeller ze
rine salam bir ekilde tesis etmitir.
4. slamda kitap ve snnet, bugnk ilimlerin tarihi tenkit ad
verilen aratrma ve inceleme metotlarna tamamyle uygun bir karak-
ter tar,
Hristiyanlk ve Musevilikte kutsal kitaplarn toplanmas ve metin
lerinin tevsik edilmesi birok tartmalarn konusu olmutur ve olmak
tadr. nk bugnk tarihi metot veya tarihi tenkit, yalnz rivayet-

DN PSKOLOJS

215

lere deil, belgelere dayanarak maziyi inceler. Hazreti Musa ve sa'nn


tarihi ahsiyetleri ve hayatlar, Tevrat ve ncil'in toplanmas, metinleri
nin dzenlenmesi dinler tarihinde grld zere birok ihtilaflara ve
tartmalara yol amaktadr (Bkz. Kutsal kitaplar).
slam, bu bakmdan byuk bir stnlk tar. nk Kur'an- Ke
rimin t9pa,nmas ve yazlmas tam v_e katidir. Ayet-i kerimelerin nzul--rerf, tarihleriyle tespit edilmitir; Mekke ve Medine'de eref-nazil olan
ayetler tamamyle malumdur. Snnetler ise Hazreti Peygamberin ef'al
ve akvalidir. Bunlar da en sk bir tenkid-i tarihi szgecinden geirilerek
toplanmtr. Hadis-i eriflerin kati ve mevsuk olmalarn salayan bu usul
ler, bugn tarihte metodun da balca aratrma yoludur. Hazreti Peygam
berin ahsiyeti ve hayat da slamiyetin timsali olacak derecede mazbut
ve yksektir. Hazreti sa ve Musa'nn tarihi belgelerle ve metotlarla ke
sin olarak takip edilemeyen hayatlar yannda Hazreti Muhammed'in b
tn harekat ve ef'ali, szleri en sk tarihi tenkitlere tahamml edecek
kadar mazbuttur. Ben de sizin gibi bir insanm! diyen Ulu Peygambe
rimiz, btn varlyle insanla rnek olmutur.
Hazreti Muhammed, hem resul, hem. nebidir. Yahudilikte peygam
berlik babadan oula geer. Hristiyanlkta vahiy slama benzemez: Tan
r, Hazreti. sa'ya kendi dnda bir varlk olarak hitap etmez. nk
hepsi birdir. Tanr, onun nefsindedir. Hazreti sa, babas olan Tanrnn
emirlerini kendi nefsinde dinler. Yani onda ahsi ve ferdi bir vahiy var
dr. slamda ise vahiy, Cebrail Aleyhisselam vastasyle Hazreti Muham
med'e tebli edilir. Bu bakmdan dinin temeli saylan vahiy telakkisi s
lamda stn ve aklidir. H;lasa. lamn temel ilkeleri a,lc, ruhu, tek
tanrc ve evrensel olmaktr. Bu arada ahlak, hukuk, muamelata ait esas
da vardr ki bunlar konumuzun dndadr.

ir

SLAMDA PSKOLOJ
Melekeler:
'slami eserlerde dinin vicdani, manevi olan ksmlarna sk sk temas
edilmitir. Bu arada nefis, nefs-i emmare, zahir' ve hatmi hasseler gibi
terimlere mracaat edilmekte, -itikadiyata, ahlaka ait baz nmli kom1..
lar bu melekelerle aklanmaktadr. slamn da bir psikolojisi vardr. Bu
psikoloji bir taraftan Yunan filozoflarnn tesiri altnda kalm, diei
yandan da slam akaidi ile birletirilmek iin deimelere uramtr. Bu
gnk psikoloji anlayyle deeri az olmakla beraber bu konu zerinde
ksa bir aklama yapmak zarureti vardr.
1. slam psikolojisi nefiste kuvvetler, melekeler (faculte) kabul eder.
Meleke sz (bir fiil ve hareketi yapmak veya yapmamak hususundaki

216

DN PSKOLOJS

kudret veya tabii istidat) szyle ifade edilir. Bu mana genel olarak
alnrsa baz cansz cisimler ve maddelerin fizik ve kimyasal vasflarna
hassa,, vasf = propriete denilir. Cisimlerde erimek, arlk, genlemek
hassalar gibi. Hayvanlarda ve organik yaratklarda ise fiil ve vazife
(fonksiyon) karl olarak kullanlmtr. Bitkilerin teneffs, hayvan
laraa hazm (zmseme), teneffs, hareket fiilleri bir vazife-i hayatiye
dir. Psikolojide ise meleke bir cinsten olan ruhsal olaylarn topluluu
dur. Bu cins olaylar ayr melekeler tarafndan sevk ve idare edilirler, bir
birlerine irca edilemezler. Mesela hafza olaylarnn melekesi zakiredir.
Seyyit erif Crcani melekeyi yle anlatr: Meleke, nefste rasih (sa
bit) bir sfattr. yle ki, ef'alden bir fiil sebebiyle nefiste bir heyet ha
sl olur ki ona keyfiyet-i nefsaniye denilir. Bu keyfiyet-i nefsaniye seri
z-zeval olduka halet namn alrlar. Halet, mtekerrir ve nefs-i nat
k:;nn annla mmaresesi keyfiyeti kendinde rasih ve batiy-yz-zeval olun
caya kadar devam ederse meleke olur. Meleke, fiile kyas olunursa ad
adet veya hulk olur:o.
2. Yukardaki anlay birok slam ulemas tarafndan kabul edil
memitir. nk Crcani burada melekeyi itiyat yerinde kullanmtr.
Oysa melekeden maksat, keyfiyet-i nefsaniyenin kendileri (ruhsal' kabi
liyetler) veyahut bunlara balang olan faaliyet-i ruhiye olup bunda us
ret (zorluk) zeval ve adem-i imkan mlahazalar yoktur.
Halbuki bunun yerine kuvve teriminin kullanlmas ulemaca da
ha uygun bulunmutur. O zaman kuvvet, kuvve = puissance terimi
bir ey hasl deilken husule salih olmasn> ifade eder ki, bu mana
nn iine istidat, imkan- istidat szleri de girebilir. Kuvve, nutuk ola
rak bir fiilin ilkesi anlamnda da kullanlr. Bu fiil ister muhtelif, ister
gayr- muhtelif, ister uur ve iradeyle, ister uursuz ve ir;:desiz olsun.
slam ulemas kuvveti, meleke karl olarak aldndan dolay kuvve-i
faile, kuvve-i akle, kuvve-i mfekkire, kuvve-i hafza, kuvve-i cazibe gi
bi terimleri bol bol kullanmlardr. Bu sebeple slam psikolojisi, ekseri
yetle meleke szn nefsi natkann kuvvetleri olarak kullanmtr. Biz
de meleke yerine kuvvet, kuvve szlerini kullanacaz.
3. Bizde kudemann kuvvetleri taksim etmeleri psikolojinin bugn
k taksimine benzemez. Bunlar kuvvetleri drde ayrmlardr:
a) Nefs-i felekiyedir ki, onlarca kendisinden tek bir fiil sadr olur.
Bu fiili hakknda uur ve iradesi vardr.
b) Tabiat-i unsuriyedir ki ondan sadr olan fiil yine vahittir. Bu
nun ilkesi hakknda uur ve irade yoktur. Bu kuvvete bugn biz doal

kuvvet diyoruz.
c) Kuvve-i hayvaniyedir ki, ondan muhtelif ef'aL sadr olur. uur
ve iradeye makrun sayarlar.

DN PSKOLOJS

217

d) Nefs-i nebatiyedir ki, ondan muhtelif ef'al sadr olur. Fakat bun
lara uur ve irade makrun deildir. Bugn biyolojide ilev, vazife, fiil
denilen olay budur.
4. Seyyit erifin taksimi ise baka trldr. Mtekelliminden ol
duundan nefs-i felekiyeyi kabul etmez. Kuvay e ayrr: a) Kuvay-i
nefs-i nebatiye: Bugnk tabii kuvvetler, yahut fiil ve vazifeler karl
kullanltr; b) Kuvay-i nefs-i hayvaniye: Bugnk psikolojide i
gdler (eilimler, ynetiler), irade, duyarlk (hassasiyet) karl aln
mtr. Bunlara kuvay-i nefsaniye dahi denir; c) Kuvay-i nefs-i insaniye:
Bugnk anlamda zihin kuvveti denilen 'kabiliyettir. Bunlara kuvay-i
akliye dahi denilmitir. Kuvay-i akliye klliyat (en yksek kavramlar)
idrak ettii zaman kuvve-i nazariye = raison theorique fikir sanatla
rn (ilim ve edebiyat gibi) rey ile edillesinden istihra etmeleri itiba
ryle kuvve-i ameliye = raison pratique adn alrlar. slam etbbas da
kuvvetleri tabiiye, hayvaniye, nefsaniye olarak e taksim ederlerdi.
nsandaki Kuvay-i Nesaniyenin Tasnifi:
nsandaki kuvay-i nefsaniye ikiye ayrlr: Kuvve-i mdrike, kuvve-i
muhartike veya faile.
Kuvve-i mdrike, zahire ve batna olarak ikiye ayrlr. Kuvve-i md
rikenin zahire ksm be hasseye (be duyum = meair-i hamse), batna
ksm da be hatmi (deruni) hasseye ayrlrlar.
Kuvve-i faile ve muharrike de baise ve mbaire olarak iki byk
blme ayrlr.
1. Kuvve-i baise (ki kuvve-i evkiye, kuvve-i nzuiye dahi denilir)
denilen kuvvet, bugn eilim (temayl, meyelan = inclination) denilen
i kuvvettir.
2. Kuvve-i baise benci ve ahsi menfaati olursa kuvve-i eheviye,
kuvve-i behimiye veya nefs-i emmare* isimlerini alrlar. Eer saldr
ma, korunma ve zarardan vikaye amacyle ilerse kuvve-i gazabiye, kuv
ve-i sebuiye, nefs-i levvame isimleriyle adlandrlr.
3, Kuvve-i mbaire --ki kuvve-i failenin bir koludur vcut ve
organlarda trl hareketlere sebep olan fizyolojik kuvvettir. Bu kuvvet
btn vcut hareketlerinin dorudan doruya, vastasz sebebidir, ida
re edici illetidir. Hareketlerin bir de vastal sebebi vardr ki bu da ta
savvur = rep:resentationdur. Bu iki sebep arasnda evk = arzu, irade
gibi iki kuvvet daha vardr. Bunu basit bir rnekle aklayalm: Camiye
gitmek hareketi evvela zihinde 'tasavvur edilir. bu tasavvur (fikir, d( *)
tiha (appetit). arzu, ehvet; Arapada atfet kelimesi karldr.
Maddi ve beden arzularn kaffesine ehevat denilir. ehevatn vcut iin elzem
ve zarur'1 olan ksmna ihtiya denilir.

218

DN PSKOLOJS

nce) insana irade evki veriyor. rade hasl olunca kuvve-i mbaire
harekete gelip, camiye gitmeyi yaptryor, yani iradeli fiil ve hareket
meydana geliyor.
4. Kuvve-i mdrike: Kuvay-i nefsaniyenin biri de mdrike kuvveti
dir, demitik. slam ulemas bu kuvvetin ilemesini anlatmak iin nce
idraklerin . ve bundan meydana gelen kavramlarn eitlerini aramlar
dr: 1. Bir kavram ya. klli ya czi olur. Cziler de ya suret veya
mana> olurlar. Bir varlktan duyu organlaryle elde edilen duyum
hayal = image surettir. Mana ise bu duyumdan karlan idrakler
dir. Yani bu varlk hakknda evvelce edinilen duyumlarn birlemesiy
le meydana gelen hatra ve idraktir. 2. Bu suretle e ayrlan kavram
lardan her birine mahsus birer kuvve-i mdrike, birer de kuvve-i hafza
farz edilmitir.
Klli ve czilerden karlan manalar idrak eden kuvvet akhdr.
Hafz .da mebde-i feyyaz,.dr.
Duyu organlarnn verdikleri suretleri, yani duyumlar idrak eden
hiss-i mterek-tir. Hafz da hayahdir.
Meani-i cz'iyeyi idrak eden kuvvet vehimdir. Hafz da hafza
veya
zakire>dir.

5. En yksek ilkeler ve klliyat, tecrit ve tamimlere lzum kalma


dan akl tarafndan bilinirler. Maddi varlklar ise tecrit, tamim ve istid
lal yoluyle bilinirler.
6. Klliyat ve mcerredat akla mal edildikten sonra .maddi olayla
rn (cziler) idraki duyu organlarna aittir. Evvelce sylediimiz zere
duyu organlar da zahire ve batna olarak ikiye ayrlrlar. Havass- ham
se-i zahire (be 'duyu organ) lamise, hasra, samia, zaika, ammedir.
7. Havass- hamse-i batna ise hiss-i mterek, hayal, vehim, ha
fza, mutasarrfa olarak be tanedir: 1. Hi.si-i mterek duyu organlany
le alnan duyumlarn kendisine resim ve nakolunduu kuvvettir ki bu
na Aristo .,fantasya, Araplar bantasya> demilerdir slam filozoftan
bu kuvveti diman aynas ve duyu organlarnn her birini de bu kuv
vetin idraklerini meydana getiren birer casusu (vastas) telakki ettik
lerinden, buna hiss-i mterek demilerdir. Biz bugn muhayyile (hayal
gc = imagination) diyoruz (yalnz bu, tekrarlayc hayal gcdr, ha
fzaya yakndr). 2. Hayal: Bugn bu kuvvete hafza deniliyor. Duyum
lar meydana getiren uyariclar kaybolduu halde yine onlar zihinde
yaatan kuvvettir. 3. Vehim veya vahime: Varlklarda ve mahsusatta su
retleri 'deil de maaniyi idrak eden kuvvetin addr: Hasan'm cesareti,
kuun kediden korkmas, ocuun oyunca sevmesi gipi manalar bu kuv
vete aittir. Akl nasl akli kuvvetlere hakim ise, vehim de cismani kuv
vetlere hakimdir. Bu da, hayal gc (muhayyile) iinde tasnifi lazm ge
len hr kuvvettir. 4. Hafza ve zakire: Vehmin idrak ettii maani-i cz'iye-

DN PSKOLOJS

219

yi hfz ve tezkir etmekle grevli bir kuvvettir. Bugn bellek (hafza =


memoir) olarak adlandrlr. 5. Mutasarrfa: Nefs-i natkada toplanan tr
l suretleri cemi ve terkip ederek hakikatle ilgili olmayan eyler icat
etmek (yaratmak) kuvvetidir. Mesela devler, putlar, hortlaklar uydur
mak ve hayal etmek gibi. Bugn bu kuvvete yaratc haya l gc (imagi
nation creatrice) adn veririz. Ancak uraya dikkat etmelidir ki, nefs-i
natkann vehim kuvveti bunu mahsusatta istimal ederse hayal gcdr,
fakat akl ile 'klliyat ve makulatta kullanrsa mfekkire adn alr.
Mfekkire, yahut akl kuvveti czilerden, ferdilerden nevilere ve cins
lere ykselir. Tarifler ve mukayeselerle daha klli mnasebetlere yk
selerek ulum-i yakiniyeyi mspet ilimleri elde eder..

KLLYAT DAVASI
Ortaalarda psikoloji ve filyoloji bilgisi az olduundan insan idraki
nin mahiyeti ve bilhassa klli (tmel) kavramlarn meydana gelii, aklan
mas mkl bir mesele meydana g_etiriyo:rdu. Her eyden nce Aristo'
nun, Cziyata ilim lahik olmaz, ilim klli olandr prensibine sadk ka
lnyordu. Akl da cziyat ve mahhasat idrak edemez ve ancak kl
liyat bilir deniliyordu. Cziyat idrak eden duyumlardr. O halde bir
eyin sureti aklda hasl oluyorsa o suret, yalnz idrak olunan mnferit
eyin deiJ,. onun cinsinden olan birok eylerin de sureti olmak lazm
geliyordu. te bu dnceden suret-i cinsiye ve suret-i nev'iye tarifleri
meydana geldi ve bunlarn hepsi iin de mahiyet terimi kabul edildi.
Bizim d alemden aldmz idrakler (da, deniz, cami gibi) zihne ol
duu gibi girmez. Bizim gerekte bildiklerimiz bu eyann suret-i zih
niyeleridir, diye dnlyordu. Eya harite mstakilen mevcuttur, ya
ni ayandr. Zihinde ise bunlar surettir diyorlard. Seyyit erif Crcani
bunu iyi anlamt: htilaf vcud-i hakiki ile vcud-i ;ihni arasndadr.
Bu iki nevi varlk gerekten qirbirinin ayn mdr, deil midir; vcud-i
zihni gerekten vcud-i hakikiyi gerektirir mi?
Ehl-i snnet vcud-i hakikiyi kabul eder, fakat vcud-i zihniyi ka
bul etmezler. Bu sebeple kendileri ismiye snfndandr. Eflatun v
cud-i hariciyi kabul ederken Aristo bunu reddeder. Klliyat davasnn
temeli de bu gr ayrlndad:r. Kad Adudiddin, Mevakfnda, zihin
de mevcut olan eylerin tasavvurlardan ibaret olduunu anlattktan son:..
ra, Acaba harite vcudu olmayan eyleri tasavvur edebilir miyiz, ede
mez miyiz? sualini ortaya atyor ve meseleyi uzun uzadya mnakaa
ediyordu. slam filozoflar bu suale, Evet tasavvur edebiliriz diye ce
vap verdiler. Biz itima-i nakizeyni (mmteni, vcut ve adem gibi) ta
savvur edemiyor muyuz? dedikten sonra, Harite vcudu olmayan ey-

220

DN PSKOLOJS

leri de tasavvur edebiliriz dediler. Ehl-i snnet namna Kazi Ebube


kir Bakllani ise, meseleyi u ekle soktu: Bu gibi umur zerine selben
hkmolunur, icabi olarak deil>. Bundan sonra mesele baka trl or
taya kondu: Zihinde mevcut olan tasavvurat umur i sbutiyeden midir,
umur-i ademiyeden midir?> Bu noktann din psikolojisi ve felsefesi ba
kmndan nemi vardr. nk mtenahi ve namtenahi kavramlarm m
nakaa ederken, namtenahinin harite vcudu inkar edilirse, mefhumat-
ademiyeden olur. Bir ksm filozoflarca Allah namtenahi olduundan,
onun inkar Allah'n inkarna varr. Bu mnakaalar, ortaada metafi
zik meselelerin ne kadar ince bir tahlile tabi tutulduunu gstermekle
beraber, birtakm suni kavramlar ortaya atlarak meselelerin ne kadar
kark bir hale getirildiini gsteren bir rnektir.
Klliyat davasnn din psikolojisi ve felsefesiyle yakn bir ilgisi var
dr. Eer klliyat harite asli olmayp da yalnz .zihnimizde mevcut ise
Allah hakknda itikat ve kanaatimizin deeri ne olacaktr? Allah' zih
nimizde mevcut bir fikirden ibaret saymak er'an kfrden baka bir
ey deildir. yle dnmeyip de, harite somut ve tek bir vcuda at
federsek yine olmaz. nk Cenab- Hakk harite maddi varlklar
gibi tehis ve temkin etmek, sfat- selbiyeyi inkar ederek mcessime
(antropomorfizm) itikadna dmektir ki, bu da dalalet ve kfrden pek
farkl deildir. te klliyat davasnn din psikolojisi ve felsefesinde ne
mi ve dourduu meselelerin temeli buradadr. Bu noktay iyi grm
olan Seyit erif Crcani, Mevakf erhinde meseleyi uzun uzadya erh
ve tafsil etmitir.
Mesele sonunda dnp dolap Aristo'nun makulat- aere kadro
suna ithal edilmi ve idrak meselesi de mrtesem suretler teorisine irca
edilmitir. Mrtesem suretler Demokrit'in ebah (glge) teorisi deil
dir. Malum olduu zere bu Yunan filozofu idraki, eyadan intiar eden
gayet kk zerrelerin duyu organlarndan ieri girerek beyne varma
syle aklamtr. Mrtesem suretler ise cisim deildir, ekil ve suret
tir. Aristo ekil ve sureti her eyin ruhu kabul ederdi. drak ve duy
gular bizim duyumlarmzda bilkuvve bulunan bir kabiliyettir. Fakat
bunun gereklemesi iin muayyen bir ekil almas lazmdr. Mesela gr
mek, gzde bir kabiliyettir, kuvvettir; fakat belirli yeil bir rengi gr
mek fiildir. Harite duyu organlarna tesir eden eya da ruhumuzda ken
di ekillerini meydana getirirler. Balmumu nasl bir mhrn veya g
mn maddesini nakletmeyip de, yalnz onun eklini ve resmini alyor
sa, ruh da eyann kendini deil, resmini alyor. Ve bunlar eski tecr
belerle birbirlerine ilave olunarak bilgi tahakkuk ediyor. te slam ale
minde kabui edilen mrtesem suretler teorisi budur. bn-i Sina'nn a
rat'nda, Teftazani'nin erh-i Makas.t'nda, izah ettikleri idrak meselesi
nin temeli bundan ibarettir.
0

DN PSKOLOJS

221

Klliyat davas slam aleminde bu safhalardan geerken bn-i Sina


ve bn-i Rt gibi slam filozoflarnn tesiriyle mesele Bat dnyasna
da intikal etti ve ortaa Avrupasnda yzyllarca tartmalara sebep oldu.
1. Ortaa Avrupasnda ortaya atlan fikirler eit bilgi teorisi
iinde toplanabilir: a) Hakikiyun (realisme), b) Mefhumiye (conscep
tualisme), c) smiyun (norninalisme).
Hakikiyuna gre klli olan kavramlar gerek varlklardr. Bunlar
hem aklda vardrlar, hem de akln dndaki kainatta vardrlar. Mesela
arlk, cisim, madde gibi klli fikirler hem gerekte darda vardr_lar,
hem de zihinde mevcutturlar.
Mefhumiyeye gre ise klli fikirler, yalnz zihinde vardr, fakat zih
nin dnda byle bir eyler, yani klliler yoktur.
smiyeye gre ise klli kavramlar, ne zihinde, ne de kainatta bir
varla sahiptir. Bunlar yalnz kuru bir isimden ibarettirler.
2. Klliyat davas esasnda Porphyriusun Isagoci'sindeki* fikirler
den domutur. Sonradan birden alevlenerek bin yldan hzla sren b
tn ortaa filozoflarn birbirine drm ve adeta felsefenin en nem
li meselesi yerine gemitir.
Klliyat davas din bakmndan olduu kadar ilim bakmndan da
nemlidir. nk Aristo'nun dedii gibi ilim, cziyatla megul olmaz,
ilim klliyatla megul olur. limler yalnz hadiselerle megul olmaz, bel
ki onlarn tek tek deil, tasnif ve tariflerle en genel vasflarm bulur ve
onlar genel kanunlara irca ederler. O halde ilimler de varlklarn genel
vasflar, yani klli olan deiimleriyle megul olurlar.
Avrupa'da bu mcadele, XI.-XVI. yzyllar arasnda devam etmi ve
iskolastik felsefenin balca karakterlerini tekil etmitir. Bu mnakaa
larn incelenmesi felsefe tarihini ilgilendirdiinden zerinde fazla dur
mayacaz.
3. Bugn mantkta klliyat davas be klli = klliyat- hams ad
altnda yaamaktadr. Bunlar, cins, nevi, fasl, hassa, arazdr. Hayvan
larn ve bitkilerin tasninde cins ve nevi kavramlar arttr. Tarifler
de bunlarla yaplr. Her tarif, yakn cins ile trsel ayrm ihtiva eder.
Cumhur-i rntekellimin indinde tasavvurat veya mefhumat- klliye emr-i
itibaridir. Bu tasavvurat- klliyenin ne harite, ne zihinde vcudu yok
tur. slam filozoflarnn ou meaiyundan olduklarndan klliyat dava
snda Aristo gibi dnrler.

{*)
Isagoci: Yunanca balang. giri,. Aristo Mantna balang olarak
medreselerimizde okutulurdu.

Dokuzuncu Blm
Metapsiik, Mucize
METAPSK OLAYLAR
Metapsiiin Tarifi:
Bu kelime Yu::mca .. aslndan olup ruhsal olaylarn tesinde kalan
olaylar diye ifade edilebilir. Metapsiik bugn iin pozitif bir ilim de
ildi:r. Nev'i ahsna mnhasr ayr bir aratrma koludur. Bu bilgiye
bazen parapsikoloji dahi denilir. Metapsiik terimini Charles Richet icat
etmitir. Bizde bu alanda kurucu ve yayc olarak merhum Dr. Bedri
Ruhselman'n adn zikredebiliriz. nl psikologlar bugn metapsiii u
ekilde tanmlarlar:
Tabii hayatta veya zihin hayatnda bugnk ilmi metotlarmzla ak
lanmas mmkn olmayan btn olaylara metapsiik ve parapsikoloji
denilir.
F'ransz psikologu H. Pieron Psikoloji Lgatinde (s. 218) metapsii
i yle tarif eder: Grnte tabiatst saylabilecek olaylara ait ara
trma ve incelemelerin tmdr. Btn olaylarnda bugn insanlar iin
mehul saylan akll birtakm kuvvetlerin dahalesi grlmektedir.
1960 ylnda yaynlanan metapsiie ait bir eserde u tarif_ grlmek
tedir: Tabii hayatta veya zihin hayatnda bugnk ilmi metotlarmzla
aklanmas mmkn olmayan btn olaylara metapsiik veya parapsi
kofoji denilir. Terimi Trke ifde etmek istersek ruh-tesi, ma-bad-er
ruhio demek uygun olur.
Meselenin nemi:
Metapsiik olaylarn inkar edilemeyecek surette trl deneyler, g
rnlerle gereklemesi ortaya nemli bir mesele kard: Bir tarafta
pozitif ilimler var, bunlarn tatbikat ileri bir teknik ve endstri mey
dana getirdi. Bunlarn hepsinin temelinde bugnk pozitif ilimlerin ka
nunlar var. Bu kanunlar sebep ve netice mnasebetlerine dayanrlar.
Metapsiik olaylar ise bu kanunlara ta:mamyle aykr olarak meydana
gelen olaylar gsteriyor. O halde metapsiik olaylar ilimlerin dnda m
kalacaktr?
XVIIL-XIX. yzyllarda insanlk pozitif ilimlerin mutlak stnl-

DN PSKOLOJS

223

ne inanyordu. limler yeryzndeki ve kainattaki olaylar aklamaya


kadirdir. lmin dnda hi bir olay yoktur, diyorlard. Bu alarda, yani
XVIII. yzyldan itibaren metapsiik olaylarn incelenmesi balaynca b
tn ilim dnyasnda iddetli bir reaksiyon ba gsterdi. tfrazlar balad.
Bu mcadeleleri, yani pozitif ilimlerle metapsiiin att baz nok
talar yle zetleyebiliriz:
1. Biyoloji ve fizyoloji bize gsteriyor ki, insanda her trl ruh
sal faaliyetler (duyumlar, idrakler, duygular, dnme ve irade gibi) si
nir sistemiyle beyin ve duyu organlar olmadka mmkn deildir. Ya
ni ruhsal faaliyetlerin dayana ve destei organizmamzdr. Byle olun
ca uzviyete, beyne ve sinir sistemlerine sahip olmayan ruhlarn dn
dn, hissettiini ve hatta gelecee ait bilgi]ere sahip olduu:r..u nasl
kabul edebiliriz? Metapsiiin adn koyan Charles Richet, bir fizyoloji
alimi olarak bunu herkesten iyi bildii halde, metapsiik olaylarn ka
bulnde mustar kalmtr. Dier taraftan btn dnya hekimlerinin ka
naatleri de byledir. Byle olmakla beraber, ileride greceimiz zere
metapsiie nderlik edenler yine doktorlar arasndan kmtr.
2. Dier taraftan bizim btn pozitif ilimlerimizden kan sonu u
dur: Dnyadaki btn varlklar ve bunlar zerinde grlen olaylar bir
birlerine bal kapal bir sistem tekil ederler. Yani kainattaki btn
varlklar sabit ve deimez kanunlara gre birbirleri zerine tesir ve tep
ki yaparlar. Bu eti ve tepkilerin byk bir ksm matematik formller
le kati ekillerini almlardr. Tarihte ne kadar geriye gidersek gidelim,
bu daima byle olmutur, gelecekte de byle olacaktr. limlerin bize gs
terdii gibi, tabiatta ne tesadf, ne sihir, ne de keramet vardr. Bundan
dolay tabiat birbirleriyle mnasebettar bir olaylar ve varlklar manzu
mesidir. Tabiat byle bir manzume olunca tabiatn baka bir cephesin
de, bsbtn ayr bir mekan iinde tabiata ve olaylara beklenmedik e
kilde mdahale eden veya onlarn gidilerini bozan olaanst, tabiatte
si tesirlerin varln nasl kabul etmelidir? leride metapsiiin kur.
cularn sylerken gstereceimiz zere XIX. yzylda ve zamanmzda
birok alimler bu olaylarn varln kabule mecbur olmular, hayretle
rini saklayamamlardr.
3. Metapsiik olaylar yalnz bizim dnya bilgilerimize zt dmek
le kalmazlar. Onlar, hatta bugnn en byk abidesi saylan ilimleri de
tehdit etmeye balamlardr. Farzedelim ki ruh adn verdiimiz grn
mez, anlalmaz kuvvetler vardr. Bunlar, kendi keyif ve arzularna gre
en beklenmedik zamanlarda ve yerlerde tabiatn olaylarna mdahale et
sinler, insanlara tesir etsinler, toplumda trl buhranlar meydana ge
tirsinler; o zaman belirli kanunlara gre ileyen tabiatta belirli sebep
ler, belirli neticeler meydana getirmeyecekler, o zaman da ilim ortada
kalmayacaktr. Mesela fizikte arlk ve hareket, mekaniin temelidir.

DN PSKOLOJS

224

Ruhlarn mdahalesiyle cisimlerde arlk kalmazsa veya bizim muay


yen formllerimizden baka trl karsa o zaman fizik ve mekanik kal
maz. Kimyada hidrojenle oksijenin bileim hacimleri O, H2 dir. Bununla
su moleklleri meydana gelir. Fakat ruhlarn mdahalesiyle nispetler de
iirse, o zaman kimyadaki bileim kanunlar ytklr.
Bir kimsenin arl 75 kilo ise, bunun spi.:itizma deneylerinde 45
kiloya indiini grrsek o zaman teraziye gvenimiz sarslmaz m?
Bu rneklerden anlalaca zere metapsiik veya parapsi\rnloji de
,nilen bu bilgi kolu henz aratrma ve inceleme safhasnda olmakla be1raber ilim alannda byk inklaplar yapacaktr.. nsanlarn alakas ise
gnden gne artmaktadr. nk insanln on binlerce yldan beri al
t, grd ve inand baz eylerin baka trl olduklar grlmek
tedir. Tecesss artran balca sebep de budur.
4. Ruhtesi = metapsiik .olaylarn eitli tasnifleri yaplmaktadr.
Henz kesin bir tasnif yaplmamtr. Biz aklamalarmzda kolaylk sa
lamas bakmndan bunlar drt blm ierisinde toplayacaz:
a) Telesthesie (telestezi): stn duyarlk; b) Telepathie (telepati):
Fikirlerin, duygularn uzaktan aktarlmas; c) Telekinesie (telekinezi):
Eya ve insanlara uzaktan tesir yapmak; d) Echtoplasmie (ektoplazmi):
Ruhlarn ceset ve maddi ekilde grnmeleri (tecesst).
Telestezi Olaylar:
nsann duyma, anlama kabiliyetlerinin olaanst bir keskinlik ka
zanmas suretinde grlen hallerdir. BunJar da u ksmlardan ibarettir:
1. Duru grme (basiret
claire voyance) : Gzlerin aracl olma
dan grmek ve bilmek.
2. Duru iitme (claire-audience): Kulaklarm aracl olmadan uzak
tan iitme.
3. Psikometri: Bir varla veya cisme ait olaylar ona dokunmakla
anlamak, bilmek.
4. nsezi (hiss-i kabl-el-vuku = presentiment): Bir eyi vukuundan
nce duymak ve bilmek.

Btn bu olaylara ait hadiseler ve tecrbeler Ruh ve Kainat adl


kitapta zaman ve delil gsterilerek aklanmtr. Kitoform.zn hacmi bu
misalleri birer birer saymaya elverili olmadndan bir iki misal ver
mekle yetineceiz.
Misal: 1 - Suni olarak uyutulan (ipnotize edilen) Celine adndaki
bir kzn, uyku halinde ve gz kapal olduu halde, kendisirh getirilen
hastalar muayene ederek doru tehisler koyduu bir heyet huzurunda
tespit edfnitir. Smi veya tabii uyku hallerinde, sinirlilik ve ddilikfor

DN PSKOLOJS

225

de, yahut trans (vecit hallerinde) ruhi kudretler, vcudun snrlarn ve


olanaklarn amaktadr.
Misal: 2 - Mehur kahinlerden sveli Goetenburg, 160 kiilik bir
yemek sofrasnda birden ayaa kalkarak: Arkadalar, Stokholm'n yan
dn gryorum, demi ve yangn hakknda tafsilat vermeye balam
tr. Yangnn gerek olduu sonradan_ anlalmtr.
Misal: 3 - Uyurgezer (somnambul) bir eczac, uykuda gzleri ka
pal olduu halde kalkar, eczanesine gider ve reeteleri okuyup ilalar
n yapard. Bir gn ya_kn arkada doktor, eczacnn gece yapaca ree
teler arasna yanl formll bir reete sokarak eczanenin bir ,kesine
koyar. Eczac yine uyku halinde gelir, reeteleri yapmaya balar. Fakat
yanl reete gelince, Doktor bunu nasl yazm, atm, yarn soraym
diyerek reeteyi yapmamtr.
nsezi:
Hiss-i kablelvukua ait vakalar daha nemlidir. nk burada insan,
olaylar ve hareketleri vukuunda:n nce bilmektedir. Bu bir eit istik
bali haber ve;rmektir. Bu olaylar devaml olursa falclka kadar git
mektedir. Hiss-i kablelvukuun en dikkate deer rnekleri, leceini ev
velden haber vermektir.
rnein, XVII. - yzyln Galata Mevlevihanesi dervilerinden Fasih
Ahmet Dede, lmnden bir gn nce tekkenin odalarn dolaarak he
lallam ve avluya karak, Fasih'te alaca olan gelsin!, diye bar
mtr. Sonra hcresine kapanm ve ertesi sabah lsn bulmulardr.
Bu hadiselerin izah nedir? Ruhularca, bedenin varlyle ruhlar ale
mi arasmda bir perde (hicap) farz edilmektedir. Hicabn varl, yani
beden tesindeki ruhlar alemi titreim tecrbeleriyle izah edilmek iste-_
nilmektedir. Madde alemindeki titreimler (ihtizqz) rakamlarla llm,
ruhlar alemindeki ihtizazlar da yine tecrbelerle ispat edilmitir. Bu n
k:::mlar saniye ihtizazlarn milyarla gstermektedir. Sinir sistemled ok
stn derecede kesinlemi olan kimseler, ruh aleminin bu ihtizazlarn
da duymakta ve bu suretle ruhlar alemiyle temasa geebilmektedir. Bu
na befni saran hicabn (peris,peri) kalkmas veya aralanmas denir.
Gelecei bilmek:
stihbalden haber vermek olaylar tarihte de mehurdur. slamda
Muhyiddin ibn-el-Arabi Ftuhat-1 Mekkiye'sinin Secere-i Numaniye ks
mnda istikbale ait tefollerd-e bulunnrntur. Nostradamus adndaki Fran
sz mneccimi istikbale ait kehanetlerini drtl msralar eklinde neret
mitdr. Byk tarihi hadiselere, krallar ve prenslerin hayatlarna ve is
tikball,;;rine ait haberkrin birou doru kmtr.
15

DN PSKOLOJS

226
Falclk:

Falclk, tarihin hemen her devresinde vardr. Bilhassa Hint, in, M


sr gibi Dou memleketlerinde bu gibi ulum-i gaybiye ok mehur
du. Kahinler, falclar, sihirbazlar, mneccimler hkmdarlarn yanlarn
da vaze grrler, fakat sanatlarnn srlarn kimseye retmezlerdi. Es
ki Yunanllar halli mkl meseleler iin denizden Msr'a giderler, M
sr'n Amon mabedindeki kahinlere gelecei sorarlard. Falclk, sken
deriye mektebi vastasyle eski Yunanllara ve oradan da Romallara ge
mitir. Osmanl imparatorluunda mneccimba adyle resmi 'bir ma
kam bile vard. Bunun yapt takvimler pek mehurdu. Remil atmak
da bir eit falclktr. Bugn de Avrupa'da mehur falclarn, ylbanda
gelecek yla ait, olacak eyleri haber vermeleri gelenei vardr.
Ryalar:

Ryalar da telestezi olaylar arasnda saylmaktadr, Ryalar uyku


da veya uyankken grlr. Bir de uykuyla uyanklk arasi vardr. Uy
ku da doal veya stini olabilir. Uyku srasnda baz duyu organlarmz
(gz gibi) ile uur ve irade faaliyeti duraklar. Suni uyku ise uyuturu
cu bir maddeyle (kloroform gibi), yahut telkin ve tesir suretiyle (hip
notizma) meydana getirilir. Suni ve doal uyku hallerinde ruhun daima
uyank olduu kabul edilir. Ryalar kazip ve sahih olarak ikiye ayrlr.
Kazip rya,.lar Jede;nimizi ve organlarmz mteessir eden d tesirler
veya i organlarda ve sirir sisteminde meydana gelen teevvlerden olur.
Fazla mitle dolgunluu, sanc ve yaralar, arpma ve krlmalar, kavga
lar korkulu ryalara sebep olurlar. Hakiki ryalar ise ruhun bedenin
tesirlerinden kurtularak ruhlar aleminden mesajlar almas veya aynen
ryet eklinde olur. Ryalar hakiki vakalar eklinde aynen grlebile
cei gibi, birtakm semboller eklinde de grlebilirler. Hakiki ryala
rn bir ksm istihareye yatmak eklinde ifade edilmektedir. Sembol
l ryalarn izah ve tefsiri kolay deildir. Bu, adeta hiyeroglif yazla
rn okumak gibi bir eydir. Bunun iin rya tabirnamesi denilen reh
berler vardr. Bunlar yeter derecede sahih deildir: nk rya gren
lerle hadiselerin zaman ve mekanlar ok eitli olduundan, ema ha
lindeki tabirnamelerle sembolik ryalar aklamak mkldr ve itima
da layk deildir. Ryalar hakknda sylenecek pek ok misaller ve va
kalar vardr. Bunlar merak edenler Madde ve Ruh, Ruh ve Kainat
gibi eserlere ba vurarak meraklarn tatmin edebilirler.
Telepati ve Ruhlarla Konuma:
Yukarda telepatinin, fikirlerin ve duygularn baka bir kiiye akta
rlmas (intikali) olduunu sylemitik. Bu aktarlma, fikir ve dnce
lerin verici bir kimse tarafndan alc bir kimseye ruhi yoldan aktarl-

DN PSKOLOJS

227

mas olaydr. Ruhi yoldan diyoruz, nk konuma, yazma, telefon vesair


vastalarla da insanlar fikirlerini birbirlerine aktarrlar. Telepatide bu
gibi vastalar yoktur. Aktarlmalar birok tecrbeler ve gzlemlerle tes
pit edilmi ve gereklemitir. Bu olaylar iki byk ksma ayrlrlar:
1. Asl telepati olaylar, 2. Spiritizma olaylar.
Telepati:
Hayatta bulunan iki kii arasnda vukua gelen fikir ve duygu inti
kallerine telepati denilir. Telepati, gnlk hayatmzda bile ok rast
lanan olaylardr. Mesela birisinden bahsederken karmza kvermesi bir
telepati olaydr. Birisiyle bir eyden bahsederken onun sizin syleme
ye hazrlandnz eyleri syleyivermesi de telepatidir. ngiltere'de Ru
hi Aratrmalar Cemiyeti, bir medyumu uyuttuktan sonra birtakm La
tince kelimeler ona sylettirilmi, Amerika'da baka bir medyum da ay
n zamanda uyutularak bu kelimeler ona aynen tekrar ettirilmitir. Her
iki medyum Latince bilmiyorlard. Bu tecrbede birok profesrler ha
zr bulunmulardr. Yine Fransa'nn Havr ehrinde be profesrn hazr
bulunduu bir tecrbede uzak bir semtte bulunan bir bayan uyutulmu
ve bu bayan tecrbe yerine kadar kendi kendine gelmitir. Baz ehir
lerde temsiller yapan illzyonistler de telepati yoluyle bu hnerlerini
gstermektedirler.
spritizma:
Hayatta bulunan. iki kii yerine, biri hayatta dieri lm olan iki
kii arasndaki fikir ve duygu aktarlmasna ruhlarla konuma veya is
pritizma denilir. Halkn en. ok tecesss ve merakn tahrik eden konu .
budur. Avrupa'da tannm birok alimler bu konu zerinde almlar
ve deneyler yapmlardr. Bunlar arasnda Lombrozo, fiziki Rochos, Sir
Oliver, Camille Flamarion, Charles Richet'nin adlarn zikredebiliriz.
Ancak baz psikologlar, ruhlarla konuulamayacan, grlen bu olay
larn enkonsiyan (uur d) denilen bir ruhsal faaliyetin eseri olduu
nu iddia etmilerdir. spritizmaclar bu iddiay apraz tecrbe deni
len bir deneyle rtmlerdir. Muhtelif yerlerde ayn zamanda uyutu
lan medyumlar vastasyle ayn ruhu ararak ayn sorular sormular,
hepsinden ayn cevab almlardr. Eer ispritizma olay uur dnn ese
ri olsayd, muhtelif medyumlarn uurlar farkl olduundan cevaplar
nn da baka baka olmas lazm gelirdi. Sz konusu olan bu deneyler ay
n zamanda Londra, Newyork, Buenos Aires ve Leipzig'de yaplm, ay
n ruh srasyle bu drt yeri dolamtr.
spritizma deneyleri iin bir medyumun (medium) bulunmas art
tr. u halde medyum kimdir?

DN- PSKOLOJS

228

Medyum:
Medyum, snr sistemleri fevkalade hassas, yaplan tesir ve telkin
lere mukavemeti pek az kimsedir. Medyum, bizim duyu . organlarmz
la duymamz ve almamz mmkn olmayan en hafif titreimleri, atmos
ferdeki kozmik nlar ve radyasyonlar yakalayabilen kimsedir. Medyum,
organizmann ve bedenin araclndan abuk kurtulabilen, yani ruhi
intikal = degagement) i daha abuk ve kolay olan kimsedir.
Medyumhiun en basit ekli, herkeste grlebilen bir haldir. Buna
dalgnlk, kendini unutmak denilir. Ancak baz suni vastalar ve are-:
lerle dalgnlk artrlabilir ve bu suretle insanlar telkin ve tesir altn
da braklabilir. Biraz zayf sin,irli (en ok kadnlar) kimselerin 'gzleri
nne bir kristal yuvarlak konup, buraya devaml bakmas sylenir. ri
tal kymetli prlanta bir yzk, bir frldak, mihveri etrafnda dnen
bir ayna ve parlak bir cisim konup buraya srekli bakmas salanr. Bun
dan maksat, o kimsenin dikkatini bir yere toplamak, etrafla alakasin
kesmektir. O zaman k,_ ', telkine ok msait bir hale gelir. Bu normal
insanlara uygulanan telkin yoludur.
pnotizma yolu ise bunlardan bakadr. Burada sje (yani, deneye
tabi kii) d alemle ilgisini tamamyle kesmi, tamamyle kendi j ale
mine dnmtr. Bunun iin ya deneyi yapan doktor veya uyutma ka
biliyeti fazla operatr kendi manyetik kuvvetleriyle sjeyi uyutur, ya
hut sjeyi telkin ve tesir altnda brakarak fikirler sylenir.
1. Medyum, ruhlar aleminden gelen mesajlar alan kimsedir. Med
yun:lar ou doutan bu ite kabiliyetli kimselerdir. Fakat talim, ter
biye ve temrinlerle de medyumlamak veya mevcut medyumluk hassa
sn artrmak kabildir. Hindistan'daki fakirlerin, in ve Tibet'teki yogi
lerin bizdeki Rufailerin ve dervilerin bu ekilde yetitikleri malumdur.
Ruhlar bedenin ve maddenin esaretinden kurtarmak iin eskilerin
seyr sluk dedikleri alt kural vardr. ki _unlardr:
a) Taklili taam, b) Taklil-i menam, c) Taklil-i kelam, d) Uzlet-i
enam (yabanc kimselerden uzaklamak), e) Zikr-i mi.idam (mtemadi
yen Allah' anmak), f) Tevecch-i tam (Allah'a tam ve kat balanmak,
rnasivay terk).
2. Medyumlar ipnotize edildikten sonra bsbtn baka bir ruha sa
hip olurlar. Bunlardan bazlar unlardr: Bilmedikleri dilleri konuur-.
lar, yazlar yazarlar, grmedikleri l kimselerin imzalarn atarlar, re
simlerini yapar, gitmedikleri memleketlerin hayatn sylerler; doktor ol
:madklar halde hastalklar tehis eder, tedavilerini sylerler, olacak ey
leri nceden haber verirler.
Ruhlarla temasa yine medyumlar arac olurlar. Bunlarn ekilleri de
unlardr: Mesajlar kuiak vastasyle duyma, kalemle yazma, ilham ala-

DN PSKOLOJS

229

rak syleme; masann ayan vurma, fincan hareket ettirme, rya (ta
bii, suni) gibi yollardr. Btn bu hallerde medyum trans halinde
dir. Etrafla alakasn kesmitir. Bu tecrbelerde kat, kalem gibi eyler
hazrlanr. Bazen kat ve kalemin kendi kendine hareket ederek yaz
dklar da grlmtr.
3. spritizma deneylerini bu ilerde tecrbeli bir kimsenin idaresi
arttr. Bunun nedeni ikidir: Biri sahte medyumlar gereklerden ayr
maktr. Gerek medyum uyutulduu zaman nabz at deiir. Bir ks
m kaskat kesilir, nefesi darlar. kinci nokta, tecrbe srasnda med
yuma kt ruhlarn musallat olarak tecavzde bulunmas halidir ki, bu
da ara sra grlen hallerdendir.
Telekinezi:
Telekinezi, herhangi bir eyi maddi bir vasta olmadan uzaktan ha
reket ettirmek demektir. Eyalar, bitkiler, hayvanlar veya insanlar ze
rine uzaktan tesir yaplr ve ona bir hareket verilir. Telekinezi, hayatta
bulunan kimseler tarafndan yapld gibi, medyumlar araclyle ruh
lar tarafndan da yaplabilir. Hayatta bulunan kimseler tarafndan tele
kineziyi uygulayanlar, hastalar dokurmak, flemek veya konumak su
retiyle iyi ederler, gerisr = ifa verenler vardr. Dua ve bedduadan,
nazardan doan sonularla Rufai dervilerinin yaptklar olaanst hal
ler de buraya girerler.
lm kimselerin ruhlar tarafndan yaplan' telekinezi de aporlar,
rapslardr. Apor, ruhlar tarafndan bir eyann bir yerden dier bir ye
re naklidir. Raps ise ruhlar tarafndan karlan grltler ve vurulan
darbelerdir. Telekinezi halk arasnda daha ok manyetizma olaylar ola
rak b!linrr.ektedir.
1. Telekinezi olaynn sebebi, .insan vcudundan yaylan elektrik ve
manyetik (iriknatsi) kuvvetlerdir. Bu kuvvet, baz insanlarda daha faz
ladr. Bilhassa gzlerde bulunur. Bu bir seyyale (akm) dir. ok eskiden
beri insanlarca bilinirdi. Metapsiiin kurucusu Doktor Mesmer de ilk
tecrbelerini manyetizma zerinde yapmt. Bu kuvvet baz hayvanlar
da da vardr. rnein, baykuun gzlerinden kan manyetik kuvyet ser
eleri durdurur ve eker. Ylanlarn da manyetik kuvvete sahip olduk
lar, hatta byk ylanlarla gz gze gelen kularn cansz bir halde y
lanlarn nlerine dtkleri grlmtr.
2. Leibzig niversitesinde profesr tarafndan yaplan deneyde
bir medyum, uzaktan, cam bir fanus iinde asl olan bir kreyi hare
kete getirmitir. spritizma ve manyetizmaclarn Londra'da yaptklar
milletleraras bir toplantda, bu farklar len bir alet gsterilmi ve tec
rbeleri yaplmtr. slam dnyasnda manyetizma ve ispritizma olayla-

DN PSKOLOJS

230

r ok grlmtr. Bilhassa eyhler ve derviler, ermiler arasnda g


rlen bu gibi olaylar, evvelce isimlerini sylediimiz kitaplarda (Ruh ve
Kainat gibi) zaman ve mekan zikredilerek yazlmitr. te bir rnek:
Watson adnda mehur bir manyetizmac, 11)52 ylnda Ankara'ya gele
rek, Nmune Hastanesinde birok doktorlar ve profesrler nnde 13 ya
nda bir kz uyutarak telkinle hissini iptal etmi, baka bir hastanede
ise, bacandaki sanclar yznden yryemeyen bir kadn ayaa kal
drm ve yrtmtr.
Doktorlarn iyi edemedikleri baz hastalar iyi eden gerisrler de
grlmtr. Mesela, Mesmer bunlardan biridir. Beyoz'da Kse Hoca'
nn, Istanbul'dayken bir bymzn yzndeki felci ufak bir temas
la iyi ettii ve bu zatn lmne kadar hastalar okumasna msaade
edildii bilinmektedir.
Dua 've bedduann tesirleri, nazar ve irinlik de telekinezi olaylar
iine girer. Ahmet Eflaki'nin Menakb-l-Arifin adl eserinde bu hu
susta rnekler ve rivayetler vardr. Rufai dervilerinin vcutlarna i
sokmalar, cam yemeleri, atee basmalar da bu snf olaylar iinde
saylabilir.
Yogiler, Fakirler:
Tarihin en eski devirlerinden beri Hindistan'da fakirizm, in ve Ti
bet'te yogiler yaarlar., Bunlar manastrlarda ve mutlak inzivada yetiir
ler, statlarndan gizli talimat alrlar. Bu olaylarn dinle ilgileri azdr.
Gayeleri rza-yi ilahiyi tahsil deildir. Maksatlar kendilerini ykseltmek
ve terbiye etmektir. Bunlar evlenmezler. Mal ve mlke, makama rabet
etmezler. Be duyularn kullanmadan birok eyleri bilirler. Maddi kud
retler dnda ve temas etmeden eyaya hkmeder, istedikleri yerde g
rnrler, zaman ve mekan kaytlarndan kurtulmulardr. Yogi ve fakir
lerin en nemli gsterileri, canl olarak gmlmek ve aylarca gml
kaldktan sonra tekrar hayata dnmektir.
Ektoplazmi:
Ektoplazmi, ruhlarn .cesetlenmesi demektir. Metapsiik, insan bede
nini saran, perisperi denilen ve ruh cinsinden rakik bir insan kalbnn
bulu:1:tduunu kabul eder. lm annda bu madde dahi bedeni terk eder.
te ektoplazmi bu perisperi maddesinin dahi kesif bir hal alarak in
sanlara. grnmesinden ibarettir.
Baz medyumlardan, esas hidrojen ve oksijenden ibaret olan mad
delerden yaplm birtakm paralarn kt deneylerle ispat edilmitir.
Bu eit medyumlara animik medyumlar denilir. Bu suretle tecesst
eden ruhlarn bazen resimleri 'ekilmitir. Birok profesrler laboratu-

DN PSKOLOJS

231

varlarda ektoplazmi olaylarn grmler v.e gerekliini kabul etmiler


dir. Bir kimsenin iki yerde ayn zamanda grlmesi, gidilmeyecek bir
mesafeye ulamas, vcudundn kol, bacak, parmak gibi uzuvlarn k
mas hususunda kitaplarda mteaddit rnekler zikredilmektedir. Konu
muzu fazla .tM:atmamak iin bunlar burada sayamayacaz.
Metapsiiin Ksa Tarihi:
imdi metapsiiin nasl doup gelitii hakknda da biraz bilgi
verelim.
Metapsiiin Kurucusu: Mesmer:
Fr. Ant. Mesmer (1744-1815) bir Alman hekimidir. O zamanki gele
nee gre felsefe ve teoloji okudu. Viya'na'da tababet tahsil etti. O za
manlar revata olan ulCm-i gaybiye = occultisme ile ilgilendi. Mesmer'
in teorisi yle hulasa edilebilir: Fezadaki gezegenlerin insa.n zerine te
sirleri vardr. Newton'un genel ekim kanunu gereince ay ve gne,
dnyamzda gelgit (met ve cezir) olaylarna sebep olurlar. ekim ka
nunu atmosfere de tesir eder. nk varlklar da ekim kanununun te
sirlerine tabidirler. Bir hasta insann sinir sistemi de bu kuvvetin tesiri
altndadr. Ay ve gneten, gezegenlerden gelen bir akm (seyyale
fluide) insan vcudunun hr tarafna girer, baz hareketlerin sebebi olur.
Bu bir manyetik akmdr. Bu akm baz bnyelerde daha kuvvetli du
yulur . ve insandan insana geer. Biz bugn bu akma manyetizma di
yoruz. Mesmer'in kendisi kuvvetli bir manyetizma kuvvetiyle hastalar
iyi etmeye balad. Az zamanda Avrupa'da byk hret sahibi oldu. Bin
lerce hasta muayenehanesine hcum ediyor; byk servet topluyordu.
Fakat bu hal rakiplerini kskandryor, kendisi sihirbazlkla itham edili
yordu. Bunun zerine Viyana'y terk ederek svire'ye geldi ve orada
ld.
Mesmer'in esas fikri, gezegenlerden gelen akmn, insan vcudunda
toplanmas ve onu dier bedenlere aktarmasdr. Mesmer'de manyetizma
kuvveti vard. Bu sebeple halk kitleleri onun kerametine inanmlard.
Mesmer'in baars Avrupa'da byk tesirler yapt. Onun tesirleriyle bir
takm manyetizmaclar ortaya kt.

Von Reichenbach:
Mesmer'den sonra Almanya'da Von Reichenbach (Rayhnbah) adn
daki kimyager ve sanayici bilgin de nemli bir metapsiikidir. Von
Reichenbah'n fikrine gre manyetik akm, toprakta (arzda) toplanr. Bu
mknats. kuvvet insann baz organlarnda bilhassa gzlerde kendiri gs
terir. ,Sinir sistemleri bozuk baz kimselerde, yani histeriklerde man-

232

DN PSKOLOJS

yetik kuvvet ok fazla olur. Bir mknatsn maenleri ekmesi gibi bu


manyetik kuvvet baka insanlara da sirayet eder. Organlarda bzlme
ler, ekilmeler, scaklk, soukluk tesirleri yapar. Cansz maddeler ze
rinde hareketler meydana getirir. Bu kuvvetler toplanp sevk ve idare
ediJebilirler. Yalnz dounmakla deil, uzaktan da tesirler yaparlar. Mk
natsta, kristalde, hayvan vcudunda bu kuvvetler toplanabilir. Von
Reichenbach bu kuvvete od adn vermitir.
Anglo-Saksonlarda Metapsiik:
ngiltere'de aratrmalar ve denemeler 1869'da Sir J. Lubbock'un de
laletiyle evvela evlerde masa ayann vurulmas, sorulara cevap aln
mas, ispiritizma deneyleri eklinde yapld. Daha sonra bir medyum bu
lunarak deneylere geni mikyasta devam edildi. Deneylerden birka y
ledfr: lVIedyumun arlnn azalmas, bir yere kilitlenen mzik aletle
rinin almas, mobilyalarn ve eyann kendiliklerinden hareketleri,
medyumun havaya kalkmas, insan vcutlarnn ve organlarnn grl
mesi, eyann duvar ve kaplardan gemesi... gibi.
Bu deneyleri sevk ve idare -eden Sir William Crookes, ngiliz meta
psiik okulunun kurucudur. Bu deneylerden sonra unlar sabit oldu:
1. nsan organi2;mas henz mahiyeti bilinmeyen bir kuvvete sa
hiptir.
2. Medyum, deney srasnda bedenen ve ruhen byk bir kuvvet
sarfediyor, halsiz dyor.
1882'de Londra'da Ruhi Aratrmalar Cemiyeti kuruluyor ve ba
na W. Barret geiyor. Bu devrede aratrmalar telepati zerine ynel
di. Telepatide bir fikir ve his hi bir vasta olmadan baka birinin uu
runa 'aktarlyordu. Bu nasl olurdu? Anglo-Saksonlar, bunu esir = ether,,
nazariyesiyle aklamak istediler: nsan dima tad kudretle esirde
dalgafanmalar (ondulati.on) yapar ve bu dalgalanmalar uzaktaki dier
uurla.:ea intik,l eder. Telepati olay bu suretle meydana gelir dediler.
Bu konular zel'inde, Amerika'da, ngiltere'de, Fransa'da geni apta an
ketler yapld. Ryalar ve sanrlar (hallucination) ile telepatinin mna
sebetleri aratrld. Crookes'ten sonra Frederic Myers'i de hatrlamak
lazmdr: Bu psikolog ispiritizmaya nem verir. Vcuttan ayn bir ruh
vardr; analize gelmez, bedeni idare eder, insan lnce ruh yaamakta
devam eder, dedi.' Bu aratrmalar Amerika'da Hudgson, W. James ta
rafndan daha geni lde ele alnd. Bunun arkasndan Heymans, Ca
rington bu alanda almalara baladlar. Bu suretle balayan hareketler
nihayet Amerika niversitelerinde metapsiik aratrma laboratuvarlar
nn kurulnasma yol at.

DN PSKOLOJS

233

Kta Avrupasnda Metapsiik aratrmalar:

Kta Avrupas veya kara Avrupasndaki aratrmalarn merkezi s


vire ile Fransa olmutur.
1. 1823'te svire'de Kont de Gasparin idaresinde yuvarlak masa de
neyleri yaplmaya baland. Bunlar, masann hareketini ve ayaklaryle
iaret vermesini tamamyle fizik kanunlarla aklamak istiyorlard: Bn
yeden bir akm kar, sinirler vastasyle vcudun d ksmna kadar ge
lir, bundan sonra irademizin tesirleriyle u veya bu istikamete tevecch
eder. Bu tesirler maddi cisimlere de intikal edebilir. Bu hareket cazibe
ve dafia kanunlar gibidir. Bir masa zerinde birleen ellerin kuvvetleri
birleince masa da hareketler yapar. Biz bu akmdan haberdar deiliz.,
Bu akm elektromanyetik kuvvettir.
2. Asl byk deneyler Frp.nsa'da yapld. Mehur astronom (he
yetinas) Camille Flammarion, 1861'de metapsiik tecrbelerle ala.kalan
d. nceleri medyumlarn hilelerine mani olmak itn gayet sk .tedbir
ler aldlar ve deneyleri tekrar ettiler: Sebepsiz yere sesler gelmesi, mo
bilyalarn ve eyalarn yerlerinden oynamalar, grnmeyen ellerin te
maslar ve okamalar, perdede hayallerin grnmesi... gibi. Nihayet
Flammarion, bu olaylarn fizik ve kimya ile izahlarnn imkansz oldu
unu kabul etti. Flammarion'un talebesi olan baz doktorlar da insann
tad bu kuvvetleri lmek iin, biometre ad verilen bir alet icat et. tiler. Bu suretle metapsiie l sokulmak istenildi.
3. Emile Boirac, Fransa'nn tannm filozof ve muharriridir. Dijon'
da ilim akademisinin reisidir. 19ll'de yapt almalar Bilinmeyen Psi
koloji adyle neretti. Boirac;a gre metapsiik olaylar balca ipnotiz
ma, manyetizma, telepati olarak ksmdr. Btn bu olaylar zeka ve
uur sahibi bir kuvvetin eseridir. Bunlar hi bir ilim kolu aklaya
maz, dedi. Bizzat ipnotizma deneyleri yapt. Manyetizma, telepati ve
lekinezi olaylarn karlatrarak hepsinin bir esastan geldiini gsterdi.
Manyetik kudretlerin tpk elektrik kudretleri gibi olduunu ispat etti.
Bu arada Paris'te kurulan Milletleraras Metapsiik Enstits m
dr Dr. Geley'i de unutmamak lazmdr. Geley, ektoplazmi olaylar ze
rinde aratrmalar yapt.
4. Metapsiik alanda nemli almalar yapan Fransz doktor ve ali
mi Charles Richet (arl Rie, 1850-1925) dir. Bu zat, niversitede fizyo
loji profesr, limler ve Hekimler Akademisi yesidir. Metapsiik alan
da elli yldan fazla aratrmalar yapm ve iki nemli eser yazmtr:
Metapsiik Dersleri, Altnc Duygumuz. Metapsiik olaylar hem sb
jektif, hem objektif bakmlardan incelemi, trl sinir .ve ruh hastalar
n ve medyumlar tetkik etmitir. Be duygudan baka insanda altnc
bir duygunun bulunduunu aletlerle kayt ve tespite uramtr. Bu

te

234

DN PSKOLOJS

duygu herkeste vardr. Fakat sinir sistemleri gerginleen kimselerde da


ha fazla inkiaf etmitir. Ch. Richet, metapsiiin btn bahisleri ze
rinde etrafl aratrmalar yapmtr. Fakat bunlarn kati izahn ne ya
zk ki yapamamtr. Vard kesin sonular u i_ki noktada toplanabilir:
a) Metapsiik olaylar vardr, fakat kati izahlar henz mmkn deil
dir. b) nsanda ruhi kudretler vardr. Bunlar gerek insanlara, gerekse
dier maddelere tesir ederler. Bunlarn izah da henz faraziye snrn
aamamtr.
Bun.dan sonra Charcot, P. Janet gibi nemli fizyoloji ve psikoloji
alimlerinin sinir ve ruh hastalklar, uurd (inconscient) haller hak
knda esasl aratrmalar vardr. Doktor Crosset de bu aratrmalar me
tapsiik alana tatbike alt.
5. Zamanmzda ngiltere, Fransa, talya, Almanya gibi memleket
lerden baka Amerika'da dahi bu alanda byk ar.atrmalar yaplmak
tadr.
Metapsiik aratrmalar eskisi gibi sihirbazlk, falclk eklinde alay
mevzular olmaktan karak ciddi bir bilgi kolu halini almtr. Ame
rika'nn nemli niversitelerinde metapsiik aratrma enstitleri kurul
mutur. Bunlardan da birka rnek verelim: Profesr William Mackenzie
nemli aratrmalar sonunda drdnc bir boyut (buut) olduunu kabul
eder. te byle bir mekanda ruhlar alemi yaar. Metapsiik olaylar da
meydana gelir. Ayn zamanda buutlu mekanda da fizik ve matema
tik yaar. - S. Freud ve talebeleri, enkonsiyan olaylar ve cinsiyet i
gdsnn insan ruhundaki tesirleri zerinde durmulardr. Fakat bu
aratrmalar srasnda telepati hadiselerine de tesadf etmiler ve kabul
etmilerdir. Freud okuluna mensup Dr. Jung ise psikanalizin kafi gele
meyecegn, nsan ruhunun metafizie muhta olduunu, din uurunun
kuvvetli bir amil olduunu ileri srmtr (Bkz. La.uur). Metapsiik
olaylar zaman ve mekan stnde cereyan ederler, bu sebeple ilimdeki
sebep-netice mnasebetlerinin dnda kalrlar. Metapsiik alannda hi
bir ey baka bir eyin sebebi deildir. Kainatn yry bu ekilde
dir. Her ey birbirleriyle ahenktar olarak kendi olaanst (supra-nor
mal) nizamnda yrmektedir. - Jung.
Yurdumuzda bu alandaki almalar nceleri dank, Avrupa'dan
alnarak masa tecrbeleri eklinde kk apta balamtr. Asl alma
lar ise 25 yl kadar nce Doktor Bedri Ruhselman'n gayretiyle ilmi e
kil almtr. Dr. Bedri Ruh ve Kainat adl byk eseriyle bu alanda
almalara nclk etmitir. Ondan. sonra memleketin byk ehirle
rinde ruhi aratrma topluluklar kurulmutur. Istanbul'daki Metapsiik
Tetkikler ve lmi Aratrmalar Cemiyeti, Ruh ve Madde adyle aylk
bir dergi karmakta, ciddi, ilmi yaynlar ve almalar yapmaktadr.

DN PSKOLOJS

235

MUCZE
Mucize:
Mucize, Arapada insan akln ve kudretini aciz brakan demektir.
Bat dillerirl'e Latince miraculum kelimesinden le miracle olarak ge
mitir. Lgatte harikulade bir ey, fevkalade (olaanst) bir hal ma
nasna gelir. ngilizce ve Franszcada ayn kelime kullanlr. Almanca
1
da wunder szyle ifade olunur. Mucize kelimesi harika sznden fark
ldr. Harika, Peygamberden sadr olmaz, adetullahn haricinde ve he
nz sebebi aklanmayan garip ey manasna gelir. Deha kelimesi de ha
rika szyle ifade olunur. Bir r>eygamberin peygamber olduu onun gs
terdii mucizelerle anlalr. Mucize, peygamberlik davasnda bulunan
zatn bu davasnd_a doru olduunu ispat iin Allah'n kudretiyle gs
termeye muvaffak olduu harikulade eydir. Bunlar o eit harikalar ve
akllara durgunluk verecek eylerdir ki, onun gibi bir eyi baka hi bir
kimse yapamaz.
slamda ve Batda Mucizenin Tarifleri:
L Mucize enbiya-yi izam hazeratndan sadr olan harikuladeye tlak
olunur ki hasm-i mnkir teaddi ve inkara mbaderet eyledikte aciz kl
mak iin izhar eder (Kamus tercmesi).
2. eref-i vahy-i ilahi ile merref enbiya ve mrselin hazeratnn
dava-yi nbvvet ve risaletle sdk- makallerine (doruluklarna) eha
det iin yedlerine takat-i beerden hari, adeta tabiatn mutat nizam
na muhalif olarak zuhur eden emr-i garip ve fiil-i aciptir. Nev-i be
er mislini vcuda getirmekten aciz olmakla ona mucize tesmiye olunur.
(Nakd-l-Kelam, s. 30).
;_t....-;,;;j_C;,_+:-,: f',_i...-,J,tj\1',::' t:.l(;.J:J;' 2, Mucize, allan i
lerin stnde bir harika olup, nbvvetlerini tasdik amacyle ve Allah'm
emriyle peygamberler tarafndan izhar olunur (Tenkih-l-Kelam, A. Har
puti).
3. Halk aciz ve taaccpte brakp imana gelmelerini mucip olan ah
val. - Min tarafillah zahir olan ahval, ayat-i kerime. - Evliya-yi izam
tarafndan sadr olana keramet denilir. Keramette dava-yi nbvvet yok
tur. Zaman- bi'setten evvel zuhur edip, peygamberlie delalet edecek ah
vale ise irhas denilir (Kamus tercmesi).
4. Alemde insan kudretinden stn bir fiil ve tesirin tezahr gi
bi mlahaza olunan ey; hayret verici vaka (Felsefe Lgati).
5. Eyaya ve umumiyetle messes nizama mugayir olarak ilahi ira
de ile bazen vaki olan hadise (Aquinolu Sen Thomas).

236

DN PSKOLOJS

6. Mucize iki manal bir tabirdir. nsanlarca malum olmayan, umu


mi kanunlara veya daha mull olarak hi bir kanuna tabi olmayan
bir eseri ifade iin kullanlr (Malebranche: Tefekkrler)..
7. Mucize, tabiat kanunlarna muhalif bir vakadr. Tabiat kanun
larndan inhiraftr (Hume: Denemeler).
8. Mucize, mmtaz ve mstesna bir hal, insana vicdani bir kanaat
ve yakin veren olaydr (Felsefe Dersleri).
9. Enbiya-yi izama iman etmek farzdr. Bir ksm zevat- aliye, hal
k irat, onlara dini ahkam tebli etmek hikmetine binaen taraf- ilahi
den meb'us olmulardr. Bu mmtaz zevatn nbvvt ve risaletleri ken
di zamanlarna gre halk ikna ve ilzam edecek surette ibrazna muvaf
fak olduklar mucizat ile meyyet bulunmutur. an- alilerine vacip,
mmteni, caiz olan birtakm evsaf ve ahvaldir. Bir ksmna taraf- ilahi
den kitap, eriat ihsan buyurulmutur ki bunlara resul-i kiram, mr
selin denilir. Bir ksm da resul-i kiramdan bir ksmnn eriatyle, ki
tabyle amele ve bunlarn ahkamn na.sa teblie memur bulunmutur.
Bunlara da enbiya-yi kiram, nebi denilir. Nebi, mnbi, muhbir mana
snadr. Fariside peygamber denilir ki bu da haber getiren, muhbir ma
nasnadr. Her resul nebi olduu halde, her nebi resul deildir (mer
Nasuhi Bilmen).
10. slamda enbiya-yi izam hakknda ismet, emanet, sdk, fetanet,
tebli-i eriat sfatlar vaciptir. Bunlarn zdd olan masyet,_ hyanet, kizp,
gaflet, kitman-i eriat sfatlar mmtenidir (Yusuf Ziya).
Hazret-i Muhamned'in Mucizeleri:

Peygamberimiz Efendimiz, enbiyann efdali ve hatem-i.il-enbiyadr.


Kur'an- Kerimde (Ahzap suresi, 46): Ey Muhammed, biz seni ahit,
mbeir, Allah'n adyle Allah'a davet eden ve etrafa nur veren bir me
ale olarak gnderdik buyurulmutur. Peygamberlik vasflarn haiz ol
makla beraber dier peygamberler gibi bir insandr. De ki ben sizin
gibi bir insanm (Kehf suresi). Hatem-l-enbiya olduundan din-i s
lam evrensel (cihanmul) dir. Kaffeten linnasi. .. (Nisa suresi, 28).
1. Hazreti Muhammed, dine davet srasnda insanlarn aklna m
racaat ederdi. Kur'an- Kerimde: Onlara de ki va Muhammed; size Al
lah'hazineleri benim elimdedir demiyorum. Gab da bilmiyorum. Son
ra "meleim" de demiyorum. Ben ancak bana vahyolunan eye uyuyo
rum. Syle! Gren ile grmeyen eit olur mu? Di.inmez misiniz?,. En'am
suresi, 50).
Peygamberimizin bykl ve hayat hakknda Siyer-i Nebeviyede
kafi derecede bilgi vardr. Biz bu hususlar konumuz dnda brakyo
ruz. Yalnz din-i slamn ulviyeti ve kutsiyeti hakknda u kadarn sy
lemekle yetineceiz:

DN PSKOLOJS

237

2. Kur'an- Kerimde mezkur peygamberlere ve kitaplarna inanrz.


Bunlar'n isimleri Kur'an- Kerim'de getii gibi, Tevrat ve ncil'de de
yazldr. Bu sebeple Mslmanlar, peygamberlere ve kitaplarna iman
ederler. Fakat tarih ve arkeoloji ilimleri baka bir metotla alrlar. On
lar harabeler, tarihi eserler, vesikalar gibi maddi belgelere ve delillere
ba vururlar. Tarihlerde, kutsal kitaplarda isimleri geen peygamberler
den biroununhayat ve isimleri gemez. Bunlar arasnda yalnz bizim
peygamberimiz Hazreti Muhammed'in hayat, gazalar (31 defa savaa gir
mitir), slamn neri iin yapt mcadeleler (13 yl Mekke'de, 10 yl
Medine'de) tarihidir, gerektir. Maddi vesikalarla kesin olarak tespit edil
mitir. Bat aleminde Hazreti Muhammed'in hayat ve mcadelesi hak
knda birok neriyat yaplmaktadr. nk dinler hakknda yaplacak
gerek aratrmalar iin gerekli malzeme ancak Hazreti Muhammed'in
hayatnda bulunmaktadr.
3. Hazreti Muh;mmed'in en byk mucizesi Kur'an- Kerim'dir. Fe
sahat ve belagati, gemie ve gelecee amil derin hikmet ve hakikat
leriyle Kur'an- Kerim'in kelamullah olduunda ek ve phe yoktur.
Nitekim bir ayet-i kerimede: Eer bu Kur'ann Allah tarafndan geldi
inde bir pheniz varsa, bir mislini siz de getirin buyurulmutur.
Kur'an- Kerim'in bir mucize olduu slamdan baka Bat dnyasnn b
yk mtefekkirleri tarafndan da kabul edilmitir. Bunu bir iki rnekle
ksaca belirtelim: Araplar ancak Hazreti Muhammed'in getirdii Kur'ann
ruhlar titreten sesini duyduktan sonra uykularndan uyandlar ve yep
yeni bir hayata birdenbire kavutular (William Muir, ngiliz mtefek
kir ve msteriki); yine ngilizlerden Dr. Stengars, Basworth Smith, Ya
hudi mtefekkirlerinden Hirsfield de Hazreti Muhammed'in hayat hak
hnda yazdklar kitaplarda yukardaki szlere benzer fikirler ortaya sr
mlerdir.
Kur'an- Kerim'in biyoloji, astronomi, jeoloji, felsefe bakmndan irat
buyurduu hakikatler de bugnk ilmin ortaya koyduklar hakikatler
ve yeni keiflerle uygunluk halindedir. Fakat Kur'an- Kerim'i fizik, kim
ya ve biyoloji kitab sanmak hatadr.
Hazreti Muhanned'in Mucizelerinin Tasnifi:
Bir ksm slam mtefekkirleri, Hazreti Peygamberin mucizelerini
iki byk blm iinde toplarlar: 1. Mucizat- hissiye, 2. Mucizat- akliye.
Mucizat- hissiye: Peygamberimizin nbvvet ve risaletine hissen
(objektif olarak) ahadet eden birtakm ahval ve umurdur. Bunlar da
nevidir: a) Zat- nebevilerine mteallik zellikler (yznde nur bulun
mas, srtndaki hatem-i nbvvet, yaradlndaki tenasp ve mkem
meliyet); b) Ruh ve karakter ykseklii (fevkalade bir fesahat ve ta-

238

DN PSKOLOJS

lakat, efkat ve merhamet, ecaat ve metanet, sdk ve istikametle mte


halli olmas}; c) ahsyle ilgili olmayan mucizeler (kamerin inikak, par
maklarndan su akmas, savata att talarn dmanlarn gzlerine
isabeti).
Mucizat- akliye: Nebi-i Ekrem Efendimizin nbvvet ve risaletine
aklen ehadet eden birtakm ahval ve hadisattr. Bunlar da alt ksmda
toplanmaktadr: a) mmi olduu halde en yksek derecede irfan ve ke
malat haiz olmas ve bir eriat tesis eylemesi; b) Bi'setine kadar ilahi
yat ile megul olmad halde birdenbire yksek konularla itial edip
Kur'an- Kerim gibi bir kitab- ilahiyi ityan buyurmas; c) Dine daveti
zamannda her trl eza ve cefaya tahamml ve sonradan kurulan b
yk slam devletinin ba olduu halde saltanat ve tekebbre tenezzl
etmemesi; d) Nezd-i Baride dualarnn mstecap olmas; e) Maziye ve
mstakbele ait birtakm ilerden haber vermesi ve bunlarn gereklen
mesi; f) Peygamberlii ve evsaf- nebeviyesi kendinden nceki ktb-i
semaviyede yazl olmas ve bu hakikati btn ehl-i kitaba duyurmas.
Mucizat- Nebeviye Hakknda Dier Bir Tasnif:
Hint Mslmanlarndan olup slam tarihi ve Hazreti Muhammed hak
knda geni tetkikleriyle mehur olan ibli de mucize olarak telakki olu
nan hadiseleri alt blmde toplamtr:
1. Peygamberimizin eya zerindeki tasarruflar (Ahzap muharebe
sinde ta krmas, aalarn selam vermesi).
2. Hastalar iyi etmesi (okuyarak, kr, sar ve dilsizleri iyi etmi,
mecnuna ifa vermitir).
3. Davet ve dualarnn kabul olunmas (Hazreti mer'in Mslman
l, Kureyilerin zulmne kar bedduas ile ktlk balamas).
4. Eyay bereketlendirmesi (Tebk muharebesinde askerlerinin ye
meklerinin artmas).
5. Sulara cereyan vermes.i (parmaklarnda su akmas, tkenen ku
yularn sularnn artmas).
6. Hal ve istikbal hakknda ihbaratta bulunmas (Rumlarn putpe
rest ranllara galebe edecei, Hazreti Ali, mer ve Osman'n ehadetle
rini haber vermesi gibi).

MUCZENN LM VE FELSEFE BAKIMINDAN


AIKLANMASI
Tabiatta Determinizm:
Mucizenin bugnk pozitif ilimler karsnda yerini tayin etmek de
lazmdr. Bugnk pozitif ilimler, biyoloji, fizik, kimya, psikoloji ve sos-

DN PSKOLOJS

239

yoloji ile bunlarn ziraat, tababet, corafya, zooloji, jeoloji, botanik gibi
trl kollardr. Bu ilimler yalnz grlen, llen, deney konusu olan
olaylarla megul olurlar. Kainat canl ve cansz varlklarn nitelikleriy
le bunlar arasndaki etki ve tepki mnasebetlerinden doan deimeler,
yani olaylardan ibaret grrler. Var olan, bilinen yalnz olaylardr ve
bunlarn deimeleridir. Bunlarn hepsi zel bir ilmin konusudur. Kai;_
natta bunlar dnda baka bir ey yoktur. Her ey ilimler tarafndan
incelenmektedir. Deney konusu olmayan esrarengiz hi bir kuvvet
yoktur.
Kainatta olaylar birbirlerini kovalarlar. Bir olay dierini, o da ba
ka birini meydana getirir. Yani evren bir olaylar zincirinden ibaret ola
rak devam eder. Yalnz uraya dikkat etmelidir ki, olaylar meydana ge
tiren yine baka bir olaydr. Metafizik veya tabiattesi kuvvet deildir.
limlerdeki bu anlaya, determinizm = muayyeniyet, .. gerekircilik
denilir.
Determinizmin forml udur: Kainatta (evrende) her eyin bir se
bebi vardr. Sebepsiz bir ey olmaz. Her olayn sebebi yine kendi cin
sinden baka bir olaydr. Baka bir olay meydana getiren birinci olaya
sebep, ondan meydana gelen ikinci olaya eser (netice) denilir. Sebep ile
netice arasnda matematik bir oran vardr. Sebep meydana gelince eser
de zaruri olarak meydana gelir. Eserde sebepten fazla bir ey bulunmaz.
lmi bilgilerin .en iyi ifadesi kanundur. Kanun, hadiseler arasnda
deimez, zorunlu ve sabit mnasebetleri ifade eden bir nermedir. Di
er bir ifadesi de yledir: Kanun, sebep denilen bir olayla eser (netice)
denilen olay arasndaki zaruri mnasebeti ifade eden bir formldr.
Fizik, kimya ve biyolojideki olaylar determinizm esasna gre ka
nunlara balanmtr. Psikoloji ve sosyolojide de birok olaylar kanun
lara baldr. Fakat henz ak olan ksmlar vardr. Matematik (arit
metik, cebir, geometri, trigonometri, fonksiyonlar) ilimler de rasyonel
ilimlerdir. Bu ilimler olaylarla deil, varlklarn ve olaylarn nicelik (ke
miyet) mnasebetleriyle megul olurlar. Aksiyomlar, tarifler, postulat
lar gibi akldan doan prensipler zerine dayanrlar. Formlleri kati ve
geneldir. spata yararlar; matematikte ispat edilmeyen eyler kabul edil
mez.
Bu aklamay yapmaktan maksadmz, ilimlerin ve matematiin ger
eldiini kabul ettikten sonra mucizenin ne suretle mmkun olabilece
ini sormak ve aratrmaktr.
Kainatta sk bir determinizm hakim ise; yani her ey illet ve eser
mnasebetlerine tabi ise, o halde mucize mmkn deildir. lmen ka
bul imkanszdr. nk mucize, tabiat kanunlarna aykr olan ahval
ve hadisat demektir.

240

DN PSKOLOJS

Tabiatta Zaruret ve mkan:


Determinizm prensibine gre olaylar dnyasnda, yani tabiatta se
bep saylan bir A olay meydana gelirse mutlaka ve zaruri olarak B ola
y da meydana gelir. 100 dereceye varan bir sda su mutlaka kaynar.
Bu bir tabii zarurettir ki kanunla ifade olunur. Zaruretin zdd imkan
(olaslk = contingence) dr. Yani A olay meydana gelince mutlaka ve
zaruri olarak B olay meydana gelmeyebilir. Zaruret yoktur,. imkan
vardr.
1. XVIII. yzyldan sonra pozitif ilimlerde determinizm hakim oldu
ve il.imlerin dnda hi bir sebep ve aklama bulunmad iddia edildi.
Baz nemli filozoflar bu fikre taraftar oldular. Leibniz ile zamanmz
da Emile Boutroux gibi filozoflar ise tabiatta determinizm deil, hr
riyet ve ihtiyarn, daha dorusu imkann bulunduunu ileri srm
lerdir. Bugn Bergson, Guenot ile Almanya'da Reinke, Driesch canllar
dnyasnda determinizmin bulunmadn ileri srerek vitalizm cereya
nn kurmulardr. Bu suretle tabiat kurulu bir makine gibi gren de
terminizm yerine bir dinamizm ve vitalizm anlay tabiatta zaruret ye
::ine imkann bulunduu cereyan ba gstermitir.
2. Determinizmi inkar eden sistemlere gayr-i muayyeniyetilik =
indterminisme denilir: Tabiatta mutlak bir muayyeniyet ve zaruret
yoktur. A sebep olay mutlaka zaruri olarak B netice otayn meydana
getirmez. Bizim yaadmz dnyada hadisat aleminde ou A olay ile
B olay arasnda deimez bir rabta mevcut ise, bunun aksi de olabilir.
Bu eser ve netice olaynn A sebebi olmadan da meydana gelebileceini
dnebiliriz. Zihin bunu dnmekle tenakuza (elimeye) dmez. Ta
biatta zaruri bir determinizm deil, imkan vardr Gayr-i muayyeniyet
ilerin. iddialar bundan ibarettir. Bunu son yllarda en kuvvetle m
dafaa eden yukarda adn sz konusu ettiimiz Boutroux'dur. lim ve
Din, Tabiat Kanunlarnn mkan adl eserleri bu bakmdan nem
lidir. O halde mucize gibi doal bir sebep olmadan netice bir olayn mey
dana gelmesi mmkndr.
Tabiat Aleminde Mutlak Determinizm Deil zafilik Vardr:
Cansz madde aleminde fizik, kimya, matematik gibi ilimlerin ka
nunlar vardr. Bu kanunlarn hepsi en sonunda yle birka umumi ka
nuna, yani prensibe irca edilebilirler:
1. Maddenin ve kudretin sakm (maddi elementlerden ibaret kapa
l bir sistemde kuvvet miktar sabittir - Mayer prensibi).
2. Etkinin tepkiye eitlii (kainatta her etki bir tepki meydana ge
tirir. Etki tepkiye eittir. - Newtoo).

241

DN PSKOLOJS

3. Atalet (eylemsizlik) (her cisim dardan bir kuvvet tesir etme


dike harekette ise hareketini, skun halinde ise skununu muhafaza
eder. - Kepler prensibi).
Btn bu kanunlar da madde, kuvvet, kitle, hareket, zaman ve me
kan gibi baz temel kavramlara dayanrlar. Newton'dan beri kuvvet, ha
reket, zaman ve mekan kavramlar objektif bir varlk olarak kabul edil
mitir. Byle olunca, madde alemindeki kanunlar ve prensipler de mut
lak olarak dorudurlar. Determinizm prensibi de zaruridir. Fakat son
yllarda fizik ve mekanik alannda meydana gelen yenilikler bu kat de
terminizm telakkisini esasndan deitirdi. Albert Einstein (1879-1958),
Genel zafiyet Teorisi ad verilen ve yksek matematikte ispatlanan fi
kirleriyle fizik, kimya ve matematikte byk bir inklap yapt. Fikirle
rinin konumuzla ilgili birka noktas udur:
a) Kitle, cisimlerin hzna tabidir, sabit kitle yoktur.
b) Madde yoktur, enerji vardr.
c) Evren N boyutludur, boyutlu deildir.
d) Zaman ve mekan dta objektif olarak yoktur. Bunlar cisimle
rin hareketlerine ve grnlerine baldrlar.
e) Genel ekim bir kuvvet deil, mekann eriliiy1e aklanan ev
renin geometrik bir zelliidir.
Genel izafiyet teorisi, atom fiziini dourmu, yepyeni bir dnya
gr ortaya koymutur. q zamana kadar mutlak determinizme ina
nan ilim adamlar, ilmin temeli olan zaman, mekan, kitle gibi birok
kavramlarn izafi bir deeri olduunu, mutlak olmadn kabul etmek
zorunda kalmlardr. Bizim yaadmz ve altmz, boyutlu bir
tabiat iinde ve yalnz olaylar alannda izafi mahiyette bir determinizm
vardr. Fakat gerek N boyutlu tabiatta bu determinizm yoktur. zafi
lik ve imkan vardr. mkan olunca da tabiat kanunlarna aykr gr
len mucizelerin varln akl kabulde tereddt etmez ve ilme aykr
dmez.
Matematik Miktarlarn Deeri:
Yzyllardan beri kabul edilen ve matematiin temelini. tekil eden
klit Geometrisi de XIX. yzyldan itibaren sarslm ve byk dei
melere uramtr. klit de mutlak bir mekan ile boyut kabul eder.
Say, ekil, nokta, izgi, hacim, dzey kavramlarn bu anlay zerine
ina eder. klit'in mehur postlatlarndan ncs, Bir doruya d
arda bir noktadan yalnz bir paralel izilebilirdir ki en ok itiraz edi
len temel bu olmutur. Riemann (Alman), Bolye (Macar), Lobatchevsky
(Rus) adndaki matematik bilginleri klit d geometri
metageometri
ad verilen yeni bir geometri kurmulardr. Bunlar, mutlak mekan an-

16

242

DN PSKOLOJS

layna kar yeni bir gr ortaya koyarlar. Onlara gre geometride


mutlak dzey yoktur. nk dnya yuvarlaktr. Bunun zerine izi-
len her ekil zaruri olarak dz bir sath deil, eri bir yzeydir. Bu
erilik onlarn alarnda, yzlmlerinde farklar yapar. Bir genin
i alar toplam 180 derece deildir. Teorilere gre 180'den byk veya
kktr. Yzylmzn en byk matematikisi H. Poincare de klit
geometrisini tenkit eder ve bu geometrinin, bizim yaadmz evreye
en uygun gelen bir itibari bilgi olduunu syler.
Matematikte say da rasyonel ve itibariqir. Saylar l'e 1 ilavesiyle
meydana gelir. Yoksa tabiatta 5, 15 gibi saylar yoktur. Bunlar, akln ica
d kavramlardr. u halde matematik alannda dahi mutlak bir objek
tiflik yoktur. Akla gre yaratlan izafi saylar ve ekiller vardr. Mate
matik ve onun prensipleri rasyoneldir. Akl is.e mucizeyi reddetmez.
Tabiat Kanunlar Zaruri Deil, Mmkndr:
Tdbiat kanunlar endksiyon yoluyle bulunur. Bu, da gzlem, hipo
..:-lfmeylepe vekanun karmak safhalarndan ibarettir. Evvelce sy
lediimiz zere kanun, .illet-sebep denilen bir olayla eser-netice deni
len olay arasndaki srekli ve deimez mnasebeti gsterir. Suyun 100
derecede kaynamasnda bu s illet, suyun kaynamas eser ve neticedir.
Determinizm, bu tabiat kanununun mutlak olduunu, baka trl olma
snn fiilen ve aklen mmkn olmayacan iddia eder. imdi kanunu
yakndan inceleyelim: Tabiat kanunlar gzlemler ve deneylemelerle el
de edildiine gre, tabiatta bizim grdmz nedir? 100 derecelik bir
s olayyle onun ardndan gelen kaynama olay. te birbiri arkasndan
gelen bu iki olay biz birletirerek birini sebep, dierini eser itibar edi
yoruz. Bulut ile yamur, hastalk ile lm, ekim kanunu ile dme olay
lar da byledir. Bu olaylarda birincileri illet, ikincileri netice sayyo
ruz. imdi u soruyu soralm: Neden sy kaynamann sebebi sayyo
ruz? nk deneylerimizde birbirinin arkasndan meydana geldiklerini
gryoruz. Yani birbirini takip eden iki olay (teakup) arasnda sebep
netice mnasebeti kuruluyor. Fakat acaba birbirini takip eden iki olay
arasnda daima sebep-netice mnasebeti var mdr? Yazdan sonra k
gelir, geceden sonra gndz olur, ama b{nlar birbirlerinin sebepleri de
ildirler. Camiden karken, len mmitin lm sebebi namaz deildir.
ngiliz filozofu Stuart Mill bu noktay pek iyi grm, illet ile eseri
kesin olarak tayin etmek iin drt kural koymutur:
a) Uygunluk, b) ayrm, c) beraber deimeler, d) tortu kurallar.
Bugnk tabiat kanunlarnn salaml, bu kurallarn iyi tatbik edil
mesine baldr. Bu metot iyi tatbik edilip, kesin kanunlar elde edile
cek olursa o zaman kainatta btn hadisat bir zincir halinde birbirle-

DN PSKOLOJS

243

riyle balanarak durmadan birbirlerinin illet ve eseri olacaklardr. o za


man bu hadisat silsilesi arasnda mucizeye yer yoktur. Fakat bu endk
siyon yolunu yakndan analiz edersek sanld kadar salam olmad
grlecektir.
1. llet saylan A olay, netice saylan B olaynn gerekten sebe- .
bi midir? Acaba bizim idrak edemediimiz baka bir sebep yok mudur?
Eski alarda ktln sebebinin mabudun kzgnl olduuna, bir sa
vataki yenilgi sebebinin gne tutulmas olduuna inanmlardr. Akl,
tabiattaki determinizmin kesinliinden phe ve tereddde dmekte hak
ldr. Geen blmlerde aklanan metapsiik olaylar bize bu hususta zen
gin rnekler vermitir.
2. Tabiatta illet-eser. mnasebetleri eklinde zincirleme bir deter
minizm varsa, acaba ilk sebep nasl meydana gelmitir? Determinizmi tu
tan pozitivistler bu suale cevap vermezler. lk sebepler ve ilkeler bizim
bilgimizin dndadr. Onlarla megul olmayz, derler. Biz buna felsefe
de illet-i ula = ilk sebep diyoruz ki bu kainatn halik olan Allah'tr.
Allah ilk ve en byk sebep olunca tabiatn dier sebeplerini de halk
edebilir.
3. Tabiat kanunlar, deneylerle elde edilir. Fakat deneyler belirli
bir blgede belirli bir sayda olaylar zerinde yaplmtr. Bundan elde
edilen ve kanun denilen genel hkmler btn dnyaya nasl tamim
ve temil ediliyor? Gelecekte ve gemite yine bu kanunlarn dorulu
u nasl kabul ediliyor? Determinizm bu noktalar dahi yeter derecede
cevaplandramamaktadr.
4. Tabiat kanunlarnn imkan hakkndaki bu incelemeyi stat . H.
zmirli'nin gsterdii vehile u sonuca balayalm: Allah, illet-eser m
nasebetinde hadiseleri sebepleriyle yaratr. Cenab- Hak mevcut tabiat
1';:anunlarn yaratm ve ona balamtr. Allah sebebi de yaratr. Her
ikisi de Cenab- Hakkn kudretiyle hasl olur. Eserleri messirlerinden
ayrmaz. Yamuru bulutlar yapar. Ancak Allah dilerse -kendine has
bir hikmetle- bazen sebepleri iptal eder. Eserleri meydana gelir. Nite
kim Hazreti Musa, kavminin denizi gemesinde suyun boma hassasn
iptal etmitir. Dilerse sebeplere birtakm manialar ikame eder ve se
beplerin kuvveti baki kald halde tesirini meneder (Yeni lm-i Kelam).
Canllar Aleminde Gayr-i Muayyeniyet:
Determinizmin en kuvvetle hakim olduu sanlan fizik ve madde ala
nnda determinizmin tam olmadn, onun yerine izafiliklerin, imkanla
rn bulunduunu gstermeye altk. Canllar alemine, yani biyoloji,
psikolojiye gelince bitki, hayvan, insan ve toplum denilen realitelerde
birok zelliklerin ve niteliklerin meydana kt grlr. Hayvan ve

244

DN PSKOLOJ'S

bitki alannda tekaml, yeni ekiller meydana getirir. Bunlarn determi


nizmin hakimiyetiyle ilgisi azdr. Eserde illetten fazla veya eksik taraf
lar vardr (rnein, ayn artlar altnda beslenen hayvan ve bitkiler fark
l bnyelr ahrlar). nsandaki irade ve ihtiyar kudreti ise determinizme
tamamyle zt bir karakter tar. Etkiye eit tepkh grlmez, hatta et
kinin tamamen izalesi ynne gidilebilir. Ruhi kudret, hafza, enkonsi
yan kuvvetler de determinizm ile ilgili deildir. Hulasa canllar aleminde
illet-eser mnasebeti deil, ancak amallk (finalite) vardr. Canl sra
snda organn tamir eder, yeniler. nsan ruhi kudretiyle sanat, ahlak
ve edebiyat yaratr. Bunlarn hepsi insan hareketinin geni bir surette
alt yerlerdir (Bkz. Boutroux: Din Felsefesi).
Canllar aleminde determinizmin yeri yok gibidir. Orada illet-eser
arasnda zaruri mnasebet bulunmz. Her ey imkan erevesindedir. En
biya-yi izam gibi insanlarn en mmtazlarmn ise ruh kudretleri dier
fertlerle kyas edilemeyecek derecede stn ve yksektir. Onlar bizim
grmediklerimizi grr. drak etmediimiz eyleri idrak ederler. bn-i
Sina'nn dedii gibi, enbiyada dier fertlerde bulunmayan ayr bir id
rak kuvveti (adeta altnc his) vardr.
Enbiya-yi kiramn mucizeleri ilmen ve aklen mmkndr. Hak Taala
nn irade ve iratlaryle, illetsiz eser vcuda getirebilirler.

Onuncu Blm
Din Psikolojisi Alannda almalar
FLOZOFLARDA DN ANLAYII
Bundan nceki blmlerde ve zellikle din psikolojisinin kuruluu
bahsinde bu alanda alanlarn fikirlerine ksaca temas etmitik. Din
felsefeleri ksmnda ise Max Scheler, Boutroux, Dilthey gibi filozoflarn
dncelerini aklamtk. Din olaynn her ynden incelenmesi bak
mndan bu fikirlerin ayr bir nemi vardr. Bu grten hareket ede
rek, nce slam filozoflarnda din sorununun nasl ele alndn gste
recek ve sonra da Kant'tan balayarak dier nemli din bilginlerinin sis
temlerini ve din psikolojilerini zetleyeceiz.
slam Filozoflarnda Din Anlay:
Din sorununun btn ynleriyle aklanabilmesi iin Douda ve Ba
tda teoloji alannda ortaya atlan fikirleri bu blmde zetleyeceiz. Bu
rada nce slam filozoflarnn din anlaylarna temas edecek, bundan
sonra modern Bat felsefelerindeki grleri zetleyeceiz .
. slam filozoflarnda dinin psikolojik ve sosyolojik incelemeleri yapl
mam, dini problemler daha ok din felsefesi ve teoloji meseleleri olarak
ele alnmtr. slam filozoflar .her eyden nce Yunan felsefesinin hak
ve hakikti gsterdiine inandklarndan bunlarn fikirleriyle slami aki
deleri uzlatrmak istemilerdir. Aristo'daki mahluk olmayan ezeli madde
ile Allah'n halik olmak sfatn arac birtakm nefisler, felekler kabul
etmek suretiyle tevil yoluna gitmilerdir. Bundan sonra nbvvet, ahret
gn, alemlerin yaradl gibi teoloji meselelerini kop.u olarak alm
lardr.
1. slam filozoflarnn ilki saylan El-Kindi (801-873) Meaiye filo
zoflarndandr ve Aristo ile Eflatun'u birletirmek istemitir. Felsefenin
amac Allaha ulamaktr; o sfatlarn sfat, hikmetlerin hikmetidir. slam
teolojisinde savunduu balca fikirler unlard: a)' Alem mahluktur, fakat
Allahri alemleri yaratmasnda birok araclar vardr. Btn stn var
lklar alttakilerine etki yaparlar. Ancak ilk sebep (illet) varlk mertebe
sinin en st derecesinde bulunduundan sonuca tabi olmaz. b) Evrende
her ey birbirine sebep, sonu balaryle baldr. Btn faaliyetler ger
ek akla aittir. Bu akl maddeyi kullanr. Bu1 kullanma, maddi alemle
Allah arasnda arac olan nefis ve ondan kan_f.lklr__!!m.,Lil olur:
c) nsan nefsi, bu klli nefisten doar. Manevi bir cevher olmas bak-

246

DN PSKOLOJS

mndan bedenden mstakildir; insan nefsi, yok olmayan basit bir cev
herdir. d) Evrenin temelinde be esas eieman vardr: Madde, ekil, hareket, zaman, mekan.
2. Byk Trk filozofu Farabi (870-950) Aristo'nun Meaiye oku
luna baldr, fakat Aristo'nun slam inanlaryle badamayan noktala
rnda kendine mahsus tezler ve tevil yollar bulmutur. Aristo'ya gre ilk
madde ezeli ve ebedidir, Allah tarafndan yaratlmamtr. Farabi'ye gre
ise maddenin ezeli olmas Allahtan sudur etmi olmasndandr. Aristo'da
maddenin halik olmad halde Farabi'de Allah alemleri hr olarak ya
ratmtr. Bu sebeple maddenin de balangc Ve sonu vardr. Madde ezeli
ve ebedi deildir. Cenab- Hak vacib-l-vcut ve en yksek kemal sahi
bidir. Saf akl ve saf hayrdr. Cenab- Bariye izafe edilen sfatlar tebih
yoluyle gsterilir ve mecazi manada anlalr. Farabi, Allah, btn kai
natn stnde mutlak ve akn bir varlk olarak kabul eder. Bu son de
recede soyut ve akn Allah gryle insan arasndak boluu da ukul-i
aere (on akl) ve nfus-i felekiye teorisiyle doldurmutur.
3. bni Sina (980-1037) ortaan en byk filozofudur, felsefesinde
rasyonalizm ile tecrbecilik (ampirizm) i birletirmitir. Grlerinde ras
yonalizmden rakyeye doru bir ynelme grlr. Din alannda u drt
noktay inceler: a) Yaradl, b) Allahn ilmi, c) Ahret (maad), d) Pey
gamberlik. Allah halktr, ibda edicidir, ihdas edicidir, ilk sebep ve zaruri
varlktr. Sudur nazariyesi gereince her ey Allahtan kmtr. lk kan
ilk akl dr. Allah ve ondan kari akllar yalnz kllileri (tmel) bilir
ler, cz'ilerle (tikel) ilgilenmezler. Fakat feleklerin nefisleri vastasyle
cisimler zerine etkiler yaparlar. Aristo gibi bni Sina da Allahta selbi
sfatlar kabul eder. Allah birdir, basttr, ezeli ve ebedidir, sabittir, saf
fiildir, bedeni yoktur, zdd yoktur, srf iyilik ve kemaldir. Allah zatn
bilir ve bilmesi varl gerektirir. Allah hem zatn, hem zatndan baka
larn da bilir. Bu esastan sonra bni Sina Allahn mspet sfatlarn da
kabul eder. Maad, ahret ise lmden sonraki hayattr. Ruhlarn sudur
ettikleri ilk prensibe dnmeleridir. bni Sina'da ruh manevi bir cevherdir,
basittir, yok edilemez. Bedenin yok olmasndan sonra da yaar. Nebi Al
lahtan haber getiren btn peygamberlere denilir. Peygamberler, ilahi
hakikatleri insanlara dini bir sembolizm iinde anlatralr. Peygamberler,
alemlerde bulunmayan kutsal bir sezgi gcne (kuvve-i kudsiye) sahip
tirler. Bu sezgi kuvvetiyle faal akl ile temasta bulunur- ve bu sebeple
hakikati kavrarlar. Bu manada vahiy, bu kutsal kuvvetin insanlara bah
edilmesinden ibarettir. Melekler de feyezan halindeki bu eit kuvvet
lerden olup hakikatle temas halindedirler. Peygamberler haberleri me
lekler vastasyle alrlar.
4. Endlsl filozof ibni Rt (1126-1198) Meaiye filozoflarndan
ise de yenieflatunculuktan da fikirler almtr. Aristo felsefesini Avru-

DN PSKOLOJS

247

pa'ya tantan bu filozoftur. Felsefesinin balca temel fikirleri yledir:


. a) nce Gazali'yi tenkit ile ie balar ve onun hakikati bulmaktan ziyade
filozoflar bl;ltirmak iin. uratn iddia eder. Evren ezeli madde olan
heyuladan meydana gelmitir.. Madde ile suret ayndr. Alemleri idare
eden nizam ve kuvvetler Allahtan kar, Allah bu kuvvetlere dorudan
doruya mdahalede bulunmaz. Allah yalnz ilk aklla balant halinde
dir. ilk akl, yldzlarn kuvvetinin, fleklerin hayatnn kt yerdir.
Allahn ilmi inayet yolu, ihtira yolu olarak ikidir. nayet yolu, btn
varlklarn insan iin yaratldn gsteren yoldur. htira yolu ise Allah
bilmeden Kur'an- Kerime dayandrlan yoldur. b) ibn-i Rd'e gre din
incelemeleri ancak ilimle mmkn olur. eriatin bir ii, bir de d var
dr. Bilgin ve aydnlar her ikisini bilirler, halk ise yalnz dn bilir. Bu
sebeple eriatte akla uygun olmayan d ksmlar tevil etmek bilginler
iin vaciptir. Alimler bu tevillerde eriatin i ve d ksmlarn birletir
meyi bilirler. Fakat her zaman halka hakikatin ve eriatin iyzn bil
dirmeye almamaldr. Nitekim Hazreti Ali, Halka anlayabilecekleri
eyleri haber veriniz, anlayamayacaklar eyleri braknz,, demitir. lim,
lerin en yksek mertebesinde filozoflar vardr. bni Rd'e gre felsefe
insanln son amacdr. Fakat gerek filozof pek azdr. Vahiy ise felse
feyi tamamlar. Bundan dolay halk felsefe meselelerine kartrlmama
ldr; Alim ve filozof olmayan dinin hakikatini anlayamaz. Filozoflara
mahsus olan din var olan eyleri incelemek ve aratrmaktr. Allahm
eserlerini bilip anlamak, ona yaplacak en byk ibadettir. c) Allah kai
nata dorudan mdahale etmez, o ilk akl yaratmtr. Felekler birok
dairelerden ibarettir ki yldzlar burada devrederler. Bu dairelerin her
birinin kendilerine mahsus birer akl, birer nefsi vardr. Feleker 9 tane
dir, onlarda 9 akl, 9 nefis vardr. lk aklla birlikte on tanedir (ukul-i
aere).
5. thvan- Safa denilen topluluk onuncu yzylda Basra'da kuruldu,
Bunlarn din felsefeleri bir teoloji ve metafizik halindedir. Fikirlerinin
en zel noktas, sudur ve uru teorisidir. Sudur teorisine gre eya ve
varlklar mutlaktan karlar, derece derece aa inerler. En aa dere
cedekiler bile nurunu Allahtan alr, sonra tekrar ykselir ve ilk kayna-
na dnerler. Allah zaruri bir varlktr. Alem ise ezelde Allahta ierik
olarak bulunur. Fakat zaman iinde ondan kar. Allaha nazaran eyanm
kendinden kna sudur, tekrar Allaha dnmesine uru denilir. hvan-
Safa sudur, tecelli, feyiz ve irak terimlerini ayn manada kullanrlar.
Sudur dereceleri u sray gder: Allah, faal akl (entelekt aktif),
mnfail akl (duyu organlarnn yardmyle yaamamz salayan akl),
ilk madde (heyula), fail tabiat, mutlak cisim veya ikinci heyula, felekler
alemi, aa alemin elementleri, bu alemlerden meydana gelen madenler,
bitkiler ve hayvanlar.

248

DN PSKOLOJS

hvan- Safa'nn balca amac, insanlar taassuptan, gerilikten kur


tarmak ve bir aydnlar ahlak kurmaktr. Bunun iin de hayatla ilmi,
dini itikatlarla felsefi grleri uzlatrmak lazmdr. Onlara gre halk
ynlar inanlarnda ve ibadetlerinde hislerine tabidirler, tpk bitkiler
ve hayvanlar gibi. Bu halk kitlelerinin ve nefislerinin stnde filozof-
larn ve peygamberlerin nefisleri bulunur ki bunlara Mukarribun melek
leri yardm ederler. Onun iin ilim ve ahlak ile nefsi ykseltmelidir. Nefis
ykselince halkn ekil ve tatbikattan ibaret olan dinine artk lzum kal
maz. Onlara gre hi bir din hakikate ulam deildir. slamiyet iin .
de yle derler: "Hazreti Muhammed lde yaayan cahil ve bu alemin
gzelliini kavrayamayan bir kavme peygamber olarak gnderildi. Kur'
an- Kerim'deki hissi beyanlar onlarn anlayabileceklerine uygundur.
Fakat aydn ve ykselmi insanlar Kur'andaki hisse ait bu ksmlar tevil
ederek asl manasyle ele almaldrlar. Dirilerin stnde akla dayanan
bir metafizik kurmak istemilerdir. Allah ile ilk mahluku arasnda bir
faal akl vardr. Bu ilahi kanun, rahmeti ve her eyi kaplayan bir var
lktr. Cehennem ve gnahlarla insanlar korkutacak bir Allah itikad
akla uygun deildir.
hvan- Safa'nn fikirlerine yakn fikirleriyle slamlktan hayli uzak
laan ve Batniye denilen bir ksm dnrler de u fikirde bulunuyor
lard: Kutsal kitaplardaki beyanlarda bir d mana (mana-y zahiri), bir
de i mana (mana-y batn) vardr. Esas i manadadr. D mana tefsir,
i mana tevil yoluyle anlalr. Tevil iin de kelimeleri mecazi monada
almak lazmdr. Tevillerden birincisi bilgi ile kavranamayan eylere, ikin
cisi ibadetlere, ncs eriatin haram sayd eylere aittir. Bu suretle
Batniler tevil yolu ile kendilerine mahsus bir bilgi ve hukuk sistemi
kurmulardr. Batniye bu fikirleriyle slam topluluunun dna km
olurlar.
Grlyor ki slam filozoflarnda din anlay, psikoloji ile ilgili ol
mayp tamamyle metafizik alanda kalmtr ve bu grlerin din psi
kolojisi ile ancak dolayl olarak ilikileri vardr.

Imnanuel Kant (1724-1804):


Kant, Saf Akln Tenkidi> eserinde alemi, fenomen ve numen ale
mi diye ikiye ayrm ve Cenab- Hakkn varln numen alemine ait
olarak gstermitir. lim, hadiseler aleminde alr. Numen alemi ise e
yann z ve iidir (zat- eya = chose en soi). Ona deney ve ilim n
fuz edemez. Kant, Allah'n varln ispat zmnnda ileri srlen ilmi ve
akl delilleri de kabul etmez. Kant, Saf Akln Tenkidi>nde Allah' yok
farzediyor, fakat Ameli Akln Tenkidinde onu yeniden ispat ediyor
du. Ameli Akln Tenkidi> eserinde determinizm prensibiyle hrriyet ve

DN PSKOLOJS

249

irade-i cz'iye. sorunlar bahis konusu edilmitir. Kant, .ameli akl ve ira
deyi inceieyerek ullhiyete ve metafizie geer. Kant'm gerek Allah',.
idealin hizmetinde olan hrriyettir, hayra doru giden iradedir. Onun
iin de ancak ahlak ile tamamen birletii zaman dorudur. Burada ame
li akl metafizik istidatlara sahip olan bir kabiliyet olmaktadr.
Kant, Hristiyanln inanlarn Ameli Akln Tenkidi,, kitabnda
esasl bir tetkikten geirerek birok noktalarn zayf bulduundan, te
vil yoluyle aklamaya almtr. rnein, Hazreti sa ve Allah'n o
lu akidesini ahlakn kemale ermesi eklinde aklar ve ona benzeyerek
ahlakn gerekleeceini iddia eder. Kitab- mukaddesin tarihi ksmla
rna ehemmiyet verir. Mukaddes kitabn ahlak kitab olmak zere zel
liini kaybetmemesi lazmdr der.
Kant, din meselesin Ameli Akln Tenkidi kitabnnHkmn ten
kidi ksmnda girdi. Hayatnn sonuna doru da Akln Snrlar inde
Din adl bir bror yaynlad, Kant'n din hakkndaki dncelerini bu
iki eserde gryoruz.
1. Kant'a gre metafizik yapan meleke hkmdr. Bundan dolay
dr ki hkmn tenkidi bahsine nc kritik ad verilir. En geni ma
nasnda hkm, zel bir fikrin, genel bir kavram iinde erimesidir. Bu
hkm de iki trldr. Bazen genel hkm verilmitir ve bu hkm tec
rbenin verdii ,herhangi bir ey zerine uygulanr. Byle hkmlere be
lirli hkmler denilir. Bazen de zel ve czi terim verilmitir. O za
man genel terimi bulmak sorunu ba gsterir. te bu trl hkmlere
de teemmll hkm denilir. Hipotezleri ve teorileri kuran hkm e
killeri teemmll hkmler nevindendir. Bu nedenle bu hkmler ya
pc deil, tanzim edicidir. Tabiat, ileyiinde daima ksa yolu seer. Teem
mll hkm ise nazari akldan ayr olarak akln ve hareketin prensibi.
vazifesini grr.
2. Eya ve tabiat bir amalla gre dzenlenmitir. Teemmll
hkmn esas gayesi, tabiattaki bu amall bulmaktr. Bu amallk bir
ok ekiller altnda grlrse de Kant bunlar iki blmde toplar: Bi
rincisi, eyann ayr ayr ald amallklardr ki, bu gzellie ynel
mektir. Kant, Hkmn Tenkidi kitabnn yarsn bunu gstermeye ay
rr. kincisi bir eyin teekklne messir olan umumi kanunlardr ki,
bu daha ok organik varllarda ve canllarda grlr. Zihi bir kez bu
amallklar yakalaynca bunu derhal genelletirir; tabiat bouna ile
mez, her eyin bir amac vardr. Bu amalarn hiyerarisinde insan en
yksek amatr. Fakat b insan ahlaki insandr. nsanda fizik nizamla
ahlaki .nizam birleir. Bu, maddeten dnyada mmkn deilse de aklen
mmkndr.
3. Bu amallk fikri, alemdeki ve insandaki nizama gre hiyerar
inin en yksek derecesinde akl ve nazm Allah fikrine ular. Allah,

250

DN PSKOLOJS

ahlaki kanunun gereklemesinin garantisidir. Bu sebepledir ki vazifeler,


ilahi emirlerdir. Allah'n varl sebebiyle de hayr-i ala ve faziletin im
kann kabhl ederiz.
nsan vazife kanununa tabi olduundan dolay numen alemine men
suptur. Numen alemi duyu organlaryle bilinmez. Hrriyet, vazife, nu
men nevindendir. Numen alemi var olduu iin hrriyet (ihtiyar), ruh,
ruhun ebedilii, mstakbel hayat ve Allah da vardr. Nazari akl, nu
menleri ispat edemez. Bunlar ameli akln zaruretleri ve icaplardr.
Vazife emreder. Bu nokta mnakaa gtrmez bir gerektir. Fakat
insan, yapmaya mecbur ise ona muktedirdir. O halde yapabilmek kud
reti, yani hrriyeti vardr. te bu hrriyet ve ihtiyar, vazifenin zaru
ri bir sonucudur. Vazife kanununa hr olarak itaat etmek de fazilettir.
Bu fazilet de bir meyyide (yaptrm) talep eder ki, bu da saadettir.
Bu dnyada faziletle saadetin tam olarak birlemesi mmkn deildir.
Mteal (akn) neviden baka bir alem, bir mana alemi vardr ki fa
zilet ve saadet orada gerekleirler.
Fazilet ve saadetin gereklemesi de yine Allah'n varln, gelecek
hayatn varln gerektirir. Bu gereklemeyi yine Allah'n varl ga
ranti altna alr. Fakat gerekte hayr-i ala var mdr? Kant, evet var
dr, nk vazife vardr, diyor. Allah'n da ameli akln bir postlat ola
rak varl phe gtrm.ez. nk ahlakn varl iin Allah'n varl
zarurettir.
George Wilhelm Hegel (1770-1831):
Bu Alman filozofunun kurduu felsefeye mutJak idealizm denilir.
Balca eserleri, Ruhun Fenomenolojisi, Hukuk Felsefesinin lkeleri,
Din Felsefesidir.
Hegel'e gre madde aleminin hi bir gerei olmad gibi, zihin
faaliyetleri arasnda da yalnz tasavvurlar ve fikirler gerektir. Dier
lerinin gerek varlklar yoktur. Hegel'in bu konuda hareket noktalar
bulank ve danktr. Ona gre ilk balangta hi bir tabiat, hi bir ze
ka ve zihin :r:.evcut deildi. Yalnz fikirler vard. Fakat bu fikirler, d
nen hi bir kimse olmadan mevcut olan fikirlerdi. Bunlarn hepsi tek
bir fikirden kaynamaktayd ki, o da mutlakn fikridir. Bu mutlak, ya
ratmak olanana sahiptir. Bu nedenle bu mutlak fikirden dier birok
fikirler doarak realiteyi meydana getirdiler. mkanlar gereklik halini
aldlar. Tabiattaki btn varlklar ve insan uuru ite bu suretle mey
dana geldi. Alemde ne varsa hepsi aklidir, mantkidir ve srf ruhidir.
Madde ve ruhlar ancak zahiri grnlerdir. Asl varlk ve gerek fi
kirdir.

DN PSKOLOJS

251

Hegel Felsefesinde Din:


1. Dinin z, Allah' insan ve tabiatla aynlatrmaktr. Tabii ola
rak. ilahi eyler bize duyulurlar aleminin tesinde gibi grnrler. Din
ite bu ikilii kaldrarak tabiatla Tanry ayn ey yapmaya alr. Fa
kat bu aynlk gerekte hemen meydana gelmez. O, bir tekaml safhas
geirmeye mecburdur ki, tarihte bunun rneklerini grmekteyiz. Bunlar
da srasyle tabii din, ruh dini, mutlak ruh dinidir. Hegel burada H
ristiyanln teslis davasn ele alarak mutlak ruh dinine onu rnek gs
termektedir.
2. Hegel, felsefeyle dini birbirine aykr saymaz. Birinden dierine
gei mmkndr. Ezcmle mistiklerin hayat bu geiin bir rneidir.
Felsefeyle din ayn muhtevaya sahiptirler. Her ikisi de Tanry akla
makla megul olduklarndan kqnular ayndr. Yalnz dinin muhtevas
duygu olarak yaar, felsefe ise akli bir bilgi olarak kurulur. Felsefe ta
rihi tetkik edildii zaman onun da safhadan ibaret olduu grlr:
a) Dou felsefesi ki biraz kapal ve iine dnmtr; b) Yunan dn
cesi ve felsefesi; bu da iine kapal, fakat mtenahidir; skolastik devir
ise bir geit adr; c) Modern dnce ve felsefe ise Alman .felsefesi
dir; burada mtenahi ile namtenahi birleirler; burada ayn diyalektik
harekette muhtelif sistemler kaynarlar.
Bu felsefenin arkasnda artk aratrlacak hi bir ey yoktur. Onun
stne de hi bir ey ykselemez. Felsefe mutlak fikrin en son szdr
(Diri Felsefesi, c. I).
Henri Bergson (1859-1941):
H. Bergson, yzylmzn hretli ve nemli filozoflarndan biridir.
Felsefesi sezgicilik = intuitionisme adn. tar. Bergson, mspet ilmin
fizik ve madde aleminde ok baarl olduunu, fakat hayat ve ruh rn
runlarn zemeyeceini iddia eder. Mspet ilmi yapan zeka yahut zi
hin, yalnz maddenin kanunlarna gre iler. Canlnn evresinden is
tadesini salayan bir makinedir (alet). Madde alemi, donmu, katla
m (statik) bir alemdir. Asl varlk, yani hayat ise dinamiktir. Durma
dan tekaml eden, akp giden, yeni eyler yaratan bir alemdir. Canlda
madde kanunlarndan ayr olarak bir hayat hamlesi vardr, determi
nizme tabi deildir. Maddenin yaplna gre ayarlanan zeka bur.un ma
hiyetini kavrayamaz. Fakat alemin asl temeli de budur. Yani mar.e:i
kudrettir (energie spirituelle). Bunun en iyi rnei igdlerde, yur7",u
ak kabuklulardan ar, rmcek, karnca gibi hayvanlarda grLlr. Bu
alemi yakalamak iin
zekadan baka bir bilgi vastas lazmdr U bu da

sezgidir.
l. Bergson, din ve ahlak problemini birbirinden ayrlmaz f ayar ve

252

DN PSKOLOJS

bu iki meseleyi Din ve Ahlakn ki Kayna" adl eserinde kendine mah


sus metotlarla ve kendi felsefesinin bir paras olarak tetkik eder. Berg
son'un grleri yle zetlenebilir:
Zeka, din problemini zemez. Hayat hamlesi, insanda iki esasl i
gd veya temaylle kendini gsterir: a) Korunma (tahaffuz) igd
s; btn canllar kendilerini ve trlerini korumak iin mcadele eder
ler; b) Yaratma (creation) igds*; canllar ve zellikle insan hr ola
rak durmadan yeni eyler meydana getirirler; bir tohum, kendine benze
meyen bir aac meydana getirir, insan icatlar ve keifler yapar.
Bu iki igdye karlk toplumlar da ikiye ayrlrlar: a) Kapal top-
lum, b) .f\.k toplum.
2. Kapal toplum, statik, yani korunma. igdsnn hakim olduu
toplumdur. Kapal toplumun fertleri birbirlerine benzerler, birbirlerini
tutarlar. Baka insanlara kar ilgisiz -hatta dman-, her zaman sa
vamaya, dv durumu almaya hazr topluluklardr. Ak tplulum ise,
btn insanl . iine alacak olan, stn kudrette ruhlar yetitiren, za
man zaman inklaplar ve icatlarla toplumda ,durmadan yenilikler (teka
ml) meydana getiren topluluklardr.
nsanlk, yeryznde ok eskidir. Bizim bugn iptidai (ilkel) dedii
miz topluluklar bile hayli eski bir gemie sahip toplumlardr. Bu top
luluklarda her eyden nce korunma ve savunma igds kendini gs
termitir. Felsefe ve dn bundan ok sonra gelmitir. Korunma ve
savunma ahlakta mkellefiyet duygusuna dayanr. Psikolojik faaliyet ise
korunma ve savunma temaylne uyarak bir masallama kavrayn
meydana getirir (kahramanlar, dmanlar gibi). Bundan sonra da rz
garn aac devirdiini, yamurlarn sel yaptn grr. lkel insan bu
sebep-netice mnasebetleriyle yetinir, daha mistik illetler aramaz.
Bergson burada sosyoloji grn, yani Durkheim ve Levy-Bruhl'
n din anlaylarn tenkide giriir. Durkheim'in kolektif tasavvurlar ve
t.evy-Bruhl'n mantk ncesi ilkel zihniyet teorileriyle dinin aklan
mas tezini reddeder. Bu tenkitlerden sonra u hkme varr: Bunlar
dan sonra mesele yine ferdi insann psikolojisi olarak ortaya kar. l
kel toplumlar uzun alar felsefeden nce, yaamak ve korunmak iin
mcadele etmilerdir. Bu arada masallar, destanlar, ataszleri gibi ha
yat formlleri ortaya atmlar, bunlarla ilgili trl inanlar da ite bu
hayat mcadeleleri srasnda domutur.
3. Zeka gelitike tehlike artar, trl silahlar, tuzaklar bu geri top( *) Bergson'daki bu yaratma gc, yoktan var etme deildir. Canlnn do
urma, tamir etme, .oalma, insanda icat etme kabiliyetleridir. Mesela bir kk
tohumdan yaprak, iek ve meyveleriyle bir aacn meydana gelmesi gibi olay
lardr.

DN PSKOLOJS

253

lumlar emniyetsizlik iinde brakr. Buna kar korunma ve savunma i


gds de, itimat ve gven duygusunu besler. Dinin ilk kayna korku
deil, korkuya kar gvenliktir. Dinler tarihinde bu a ksm bir an
tropomorfizm = mcessime> inanc saylr.
Bergson'a gre, statik dibin iki rol vardr: a) Kapal toplumlarda
zekann bozguncu, ykc rolne kar koruyucu bir tepkide bulunmak;
b) Zekann mahsul olan tasavvurlara kar koruyucu, yaatc tepkide
bulunmak.
u halde din nedir? Dini inanlar endieye, korkuya, emniyetsizlie
kar alnan birtakm emniyet tedbirleridir. Statik dinlerde grlen nem
li bir zellik de bynn (sihir) bulunmasdr. By de insanlarn te
selli vastasdr. Zekann karlat glkleri yenmek iin yardma a
rd birtakm geleneksel pratiklerdir. Dinamik dinlerde by yoktur.
Bergson, kaynaklar bakmndan bynn ve dinin, ayr eyler olduu
nu ispatlamaya alr. Bu arada kurban ayinlerini de inceler.
4. Politeizm a, mitolojiyle yaam ve kuvvetlenmi;tir. Politeizm,
insan evreleyen grnmez kuvvetleri daha yksee kard ve bu kuv
vetlerle insan arasnda daha sk mnasebetler kurdu. Bu ada eitli
kanunlar da dodu. Mabutlar her yerde, sitelerde, dalarda bulunuyor
lard. Birok meziyetleri ve kuvvetleriyle beraber zaaflar da vard. Fa
kat politeizm ayn zamanda medeniyetin gelimesini ve ilerlemesini sa
lad.
Din, insana kuvvet ve disiplin verir. rnein, savalarda askerlere
cesaret alar. Askerler dman karsna kmadan nce uzun veya ksa
bir talim. devresi geirirler. Bu talimler ferdi ve toplu disiplini artrr.
Dinde de srekli talimler, egzersizler lazmdr.. Buna birok dinler iba
det, ayin, merasim, dua derler. Bu ilemler phesiz inmtan doarlar,
fakat doar domaz inanlar zerine karlkl etkiler yaparlar. Bu etki
tepki mnasebetleri inanlarda kuvvet ve disiplini durmadan artrr.
Tanrlar varsa bunlara ibadet etmek gerekir. badet varsa Tanr da
vardr. Tanrlarla ibadetler arasnda bu sk ballk, ilmi hakikatlerle
dini hakikatler arasndaki fark gsterir. limle din ortak ls olma
yan iki ayr hakikattir. Hulasa politeizm, insan evreleyen grnmez kuv
vetle:ri gittike yksek ve soyut hale getirdi, insan ile Tanr arasndaki
mnasebetlerin artmasna neden oldu. Bunlarn yannda felsefe de do
du. Hint ve in, ran dinlerinde olduu gibi.
Dinamik Din:

Bergson, kitabnn 3, blmnde dinamik dini inceler. Dinamik din


ak toplumun dinidir, yani bu toplumda prensip olarak btn insanl
iine alacak olan dindir. Bu da ileri ve uygar tophmlarda sekin baz

254

DN PSKOLOJS

kimseler tarafndan ideal olarak zlenir ve birtakm ilerlemelerle her


defasnda kendinden baz yenilikler meydana getirir (tarikatlerin dou
u, mezhepler, itihatlar gibi). Bergson, din<;lmik din safhasnda sekin
insanlar szyle byk mistikleri anlatmak ister. Filozof, ak toplum
larda mistiklerin hayatn pek az farklarla slam alemindeki tasavvuf eh
linin hayat gibi anlatr.
Mistiklerin yaaylar anormaldir, fakat hastalk (m'arazi) deildi:r.
Mistikler, normal insanlarn grmediklerini grrler, vecit ve istirak
halleri yaarlar. Mspet psikoloji bakmndan bu halleri psiko-stenik
tir. Mistik anormaldir, fakat hasta ve deli deildir.
Bergson, vecit ve istirak hallerini parlak satrlarla tasvir eder: Mis
tik olduu yerde durur, sanki onu bir ses armtr. Kendisini hareket
ettiren kuvveti dorudan doruya grmez, onu tarif de edemez, fakat
varln duyar, anlatamad bu kuvveti, sembolik (remzi) szlerle tas
vir etmeye alr. Vecit ve istirak halinde sr yoktur, sorular silinir,
karanlk gider, aydiill gelir (s. 294). Artk Tanr ona mnkeif ol
mutur (mkaefe). Tanr ile birlemi ve kaynamtr.
1. Mistikliin son safhasn tahlil etmek imknszdr. Mistiklerin, ken
dileri bile bunu belirsiz bir ekilde anlatrlar. nk lisan, gnllerin
bu derin ve yksek safhasn, eitliliklerini anlatacak vastaya malik de
ildir. Lisan, belirli kalplar alm ve katlam kavramlardr. Mistiin
duyduu geni bir aydnlk ve bu aydnla duyulan ak ve sevgidir (ak-
ilahi). Ancak insan kalabalklarna yalnz mistiklikten ibaret bir dini an
latmak ve kabul ettirmek mmkn deildir. u halde din retimi (vaz
lar, telkinler, retim gibi) yine zeka yoluyle olacaktr. nsan kalaba
lklarna onlarn kavrayacaklar somut kurallar ve szlerle din eitimi
yapla,eaktr.
Bu aklamalardan sonra Bergson, sonular felsefesinin temel fikir
leriyle balyor: Mistik, mutlak zeka yoluyle bulamaz. Bunu insana
kazandran mistik sezgi veya metafizik sezgidir.
2. imdi Bergson'un bu grleri hakkndaki tenkitleri de belirte
lim: Bergson felsefesi hayat hamlesi, yaratc tekaml, i hayatmzn de
rinlii zerine esasl grleriyle modern felsefeye byk tesirler yap
mtr. Yalnz mspet ilim ve onun hakikatleri vardr tarznda yr
tlen zihniyeci felsefeye byk hcumlar yapm. ve insandaki manevi
kudretin varln yine bugnn pozitif ilim verilerine dayanarak gs
termitir.
Bergson, Allah' tanr, varln kabul eder. Metafizik vardr. Yalnz
peygamberleri ve onlarn vahiylerini, semavi dinlerden baka trl izah
eder. Din duygusunu bir igd, yani ftri ve doal olarak kabul eder.
Burada slami grlere katlr. Kitabnn 3. blmnde bahsettii byk
mistiklerle kapal olarak anlatmak istedii budur. Bergson felsefesinin

DN PSKOLOJS

255

en ok tenkit edilen cephesi sezgidir. Bergson .eserlerinde akc ve par


lak bir slup kullanr, birok tebihlere ba vurur. Bununla beraber sez
giyi tarifi, kuvvetli ve gven verici deildir.
Bergson, din psikolojisi 'alimi de deildir. Kitabnda dinin psikolo
jik analizi yaplm ise de bunlar kendi felsefi grleri iinde kadrola
mtr. Bu sebeple Bergson evvelce yaptmz snfiamalar iinde gster
diimiz felsefi grler zmresi iine girer.

DN PSKOLOJS LE URAANLAR
William James (1842-1910):
Din psikolojisi hakknda en temelli incelemelerden biri Amerikal fi
lozof ve psikolog William James tarafndan yaplmtr. Bu aratrma bu
gnn psikolojisinin temel kurallarna uygun olduu gibi, pozitif meto
du kullanmas bakmndan da ayr bir _nem tamaktadr. William James,
Dini Tecrbenin Tenevvleri = The Varieties of Religious Experience
adl kitabnda din psikolojisi alannda yeni bir terkip (sentez) yapmay
denemitir. Kitabnn isminin altna koyduu a study in Human Nature
sznden anlalaca zere filozof, insan tabiat hakknda bir inceleme
yapmak amacn gutmektedir. James, amzn en yksek ve leerli
P!'>ikologlarndan biridir. Geni bir bilgiye, esasl' mahede ve aratrma
metotlarn katar, idealist bir anlayla sk tenkit ve aratrmay birle
tirir. Psikolojinin Prensipleri adl dier kitab da eserlerinin en by
dr. Bu eserde filozof, psikolojinin birok sorunlar hakknda yeni g
rler ortaya koymakta ve bunlar inceleme metotlar da daima verimli
ve faydal olmaktadr. 1897'de nerettii nanmak radesi ve Halk Fel
sefesi Hakknda Denemeler adl kitabnda deneye dayanan bir felsefeyle
idealizm grn birletirmeye urayor ve o zamandan balayarak din
felsefesinin ve sorunlarnn temellerini aratrmak teebbsnde bulu
nuyordu.
Yukarda sylediimiz yeni kitab ise tamamyle din meselesine tah
sis edilmitir ve burada dinin btn psikolojik cephesini gstermeye u
ramtr.
William James, Amerika'da din alannda yaynlanan yeni eserleri
(Leuba, Starbuck, Coe gibi) de ele alyor ve en ziyade hal tercmeleri,
hatralar zerinde duruyor (otobiyografi, biyografi). Bu neriyatn ok
geni ve zengin olduunu ve bir kitapta bunlarn toplanmasnn imkan
sz olduunu gryor: James, din kelimesine kendi anlad zel bir ma
na veriyor ve ancak bu cepheden meseleyi inceleyeceini tasrih ediyor.
James, dini yle tarif eder: nsanlarn ilahi (divin) diye tandklar var
lk ile mnasebetlerinde duyduklar hisler, yaptklar hareketler ve dav-

256

DN PSKOLOJS

ranlardr. Bu din, ahsi ve ferdidir, bu bakmdan az ok mitoloji ve


teolojiyle karmtr, fakat kilise (ruhbaniyet) tekilatna sahip messes
dinlerden farkldr.
1. James, messes dinlerle onun trl ayinleri ve erkann kendi
sinin ahsi ve ferdi din anlayna nazaran ikinci derecede grr. Buna
sebep olarak da bu dinlerin menkulat zerine kurulmu olduklarn iddia
eder. Eer aratrmalar messes dinler zerine toplanacak olursa o zaman
ayinler, kurbanlar, dini merasim ve kilise tekilatm n plana alp ince
lemek gerekir. O zaman din Tanrlarn ltuf ve inayetlerini tel etmek
sanat diye tarif olunmaldr. Fakat ahsi dinde bilhassa fertlerin i ha
yatlaryle, din uuru ve bunun deeri, insann noksanl ve hsranlar
zerinde durulur. Din olay bu cepheden ele alnd zaman daha geni
ve derin bir mana kazanr, messes din anlay ise dini yalnz yukarda
saydmz merasim ve messeseler halinde ele alr.
2. ahsi din, bir ferdin muvakkat ve hususi reaksiyonlarna zttr.
Btn olarak grlen hayat karsnda insann yapt hareket tarzlar
dr. Bizim dnya ve hayat karsnda yaptmz tecrbeler bizim ferdi
mizacmz zerine tesir ederler. Umumi hayata nispetle bizi enerjik veya
lakayt, hrmetkar veya saygsz, cesaretli veya korkak yaparlar. ou
zaman bizim reaksiyonlarmz iradesiz ve yar uurlu bir ekilde vaki
olurlar. Bu reaksiyonlar bizim u soruya vereceimiz cevaba gre ifade
olunurlar: Bizim bal olduumuz varln (existance) karakteri nedir?
Her eyden nce hayatta ve tabiatta vukua gelen herhangi bir reaksiyo
nun dini karakterde olmadn aklar. Dini karakterdeki' reaksiyon yk
sek ve ciddi bir idealin varlna istinat etmeli, o bizi arzulanmz yen
meye, hayatn aclarna irademizle tahamml etmeye ve fedakarlklara
srkleyecek kadar kuvvetli olmaldr. Dayanacamz kuvvetin bizim s
tmzde ve bizden daha fazla kadir bir kuvvet olduunu hissetmeliyiz.
Her dini duyguda daha yksek bir saadet ve kemal arzusunun daha k
k duygular yerine gemek temayl sakldr . Dinlerin harici ekille
rinde bu karakter daha ok kendini gsterir.
Bu ksa ve zet giri, Wil.liam James'in incelemel,:'rinin umumi er
evesini :tzer. Bunlar daha geni bir surette aydnlatmak iin eserlerin
deki incelemeleri blm halinde toplamtr:
a) Bilgi teorisi ve bunun psikoloji ve ahlak bakrn:uncfan zdlikleri.
b) Dini tecrbenin mahiyeti.
c) Dini ekiller ve dinin kurulaca esas fikirler.
imdi bu tasniften, konumuzla ilgili. olanlar grelim:
Din Psikolojisinde Arabrma Yollan:
Wi1Ham James, her eyden nce genel felsefe a:r1ayy1e dinin :::el
sefedeki yerini tayin etmeye ;alr. Dinde ve folsefede her bakmdan

DN PSKOLOJS

257

deneyci (empirique) olmak ister. Btn zihin faaliyetleri vastasz bir


deney (tecrbe) zerine dayanrlar. Locke ile balayan klasik ngiliz ampi
rizm okuluna sadk kalarak deneyci olmak karakterini ,devam ettirir,
James'e gre Locke'tan sonra felsefede en byk inklab tenkit (kriti
sizm) metodunu kuran Kant yapmtr. Fakat hayatta yalnz tecrbe yap
mak kafi deildir. Bu tecrbelerden tatbiki ve faydalanlmas lazm ge
len sonular da beklemek lazmdr. Bizim btn fikirlerimizin deeri,
bizim onlardan karacamz sonularla llmelidir. Bizim yrtt
mz btn tezler (iddialar, teoriler gibi) den hi ,bir sonu elde edil
mezse hangilerinin doru, hangilerinin yanl olduklarn nasl anlaya
bileceiz? Dogmatizm uzun yllar dorunun mikyasn aramak iin yo
ruldu. James'in felsefesi pragmatizm (i felsefesi) dogmatizme zttr.
Progmatim her fikri ve sistemi, neticesiyle ler.
James'in bu deneyci gr, onu Hristiyan teol,ojisi ve speklasyon
larn zerinde pheye srkler; kainatta tek varlk (monisme) gr,
hayatn ve tabiatn tenevvlerini aklayamaz ve bu gr ne ilimlerde,
ne de din hayatnda baar salayamaz. Bunun yerine okuluk (plura
lisme = kesretiye) gr tabiatn mahiyetine daha uygun ve doru. d
er. Tecrbeden hareket edildii zaman hi bir klliye, hi bir mutlak
cevhere varmak mmkn deildir. eitli ve tenevvl yorumlar ise her
zaman ve mekana uygun derler. Yalnz dini bakmdan er hakkn
daki deneyler bilhassa nemlidir: Fenalk ve er dnya yznde insan
larla beraber domutur (Habil-Kabil olay gibi). Dini alanda zihnin ya
pabilecei tek ey udur: Olaylar sraya koymak, onlar tayin ve izah
etmek. Fakat kendinde onlar yaratma, meydana getirme iktidar yok
tur. Felsefe burada ancak tali derecede nem tar. Fakat tesiri de yok
deildir. nk dini uur, kkleri zihni geleneklerde olan birtakm e
killerden doar.
1. Din psikolojisi, genel psikolojiye nemli malzeme hazrlar:
Birok ruhsal olaylar vardr ki bunlarn anlalmas iin dini hayata
bakmak lazmdr (heyecanlar, uur d haller gibi). nsan uuru ocuk
luktan itibaren birok derecelerden geer ve evrimleir.
a) Bu srada bunlarn birou lauura inerek orada kaynar. Me
sela eilimler (meyelanlar) ve nsezgi (pressentiments) burada iddet
li bir faaliyet halinde yaarlar ve bizim farkna varmadmz halde birok zihni ve uurlu hareketlerimize temel vazifesini grrler.
Akln ve zihnin delil, ispat olarak ileri srdkleri gerekler bizim
varlmzn ancak sathnda ve kabuunda kalrlar. Halbuki gereklik, kalp
ve gnl yoluyle inanmak ise iradesiz ve dolaysz olarak la.uur hayatmzda yatar.
.
b) Bundan baka din hayatnn incelenmesi, bize insanlar arasnda
ki eitli farklar da gsterir. Ezcmle duygular aleminin eitlenmeleri
17

258

DN PSKOLOJS

ve duyarlk dereceleri dini hayatta daha belirli bir ekilde gorunur ve


inceleme konusu olabilirler. Bunlarn yardmyle zihni tekamln muh
telif istikametlerden ve cephelerden gelerek bir tek gayeye doru y
neldiklerini ve bazen srekli, bazen de sramalarla tekaml ettiklerini
grrz. Hulasa din hayatnn incelenmesi, genel psikolojiye pek nem
li yardmlarda bulunur.
2. Dini hayatn anlalmas iin genel psikolojinin koyduu metot
larn da nemi byktr. Dini olaylar dier ruhsal olaylar arasnda zel
bir ekle sahiptirler. William James burada ihtida, tevbe ve istifar hak
knda muhtelif psikologlarn yaptklar aratrmalar ele alyor, bu kim
selerde yllardan beri sregelen organik ve ruhsal gelimelerle bir ara
da meydana gelilerine dikkati ekiyor. William James, burada, yani ih
tida olaynda uur eiinde olanla la.uurda kalan tesirleri belirtmeye a
lyor. :James'e gre bunlar arasnda kati bir snr izmek ok zordur.
Bununla beraber la.uur ve uur eiinin tesirleri devamldr; James bu
alandaki tesir faaliyetlerini, bizim asl varlmz olan tezahrlerdir. Bir
insan d alemde ve varlklarla bu kadar samimi bir yaknlk kuramaz.
James burada genel psikolojiyle din hayatnn birleme noktasn bulu
yor. Fakat, diyor James, burada daha fazla vuzuh ve sarahat, artk
psikolojinin alanndan kar. Bu sebeple burada trl izahlar ve ak
lamalar yaplagelmektedir. Burada zorluu artran bir neden de, m
minlerin dogmatik bir iman tamalar, ihtiyat ve tenkide nem verme
meleridir.
3. James'in din psikolojisinde nc gr, ahlak anlaydr. fi
lozof burada ahlak ve dini olaylar hakknda byk bir hrmet ve tazim
duygusu tar. James, teki meselelerde yapt gibi, burada da yaanan
tecrbeye nem verir. Tp aleminde anormal telakki edilen bir heyecan
ve yaay halini bile, ihtiva ettii duygular ve hayaller itibaryle de
erli ve kymetli bulur. Bu halin veya olayn deeri, onun meydana ge
li ve dou haline bal deildir. Biz baz davranlar ve halleri daha
iyi ve deerli buluyorsak bu onlarn organik artlarndan dolay deil'
dir. Bir derviin veya dindarn vecit ve istirak halleri tbben isterik sa
ylmasnn onun iin ehemmiyeti yoktur. Yalnz onu m'eydana getiren
kuvvet ve kudreti deerlendirecek, fakat onun memba ve meneiyle me
gul olmayacaktr.
,Bu deerlendirmede yine ampirik bir yol tutulacak, teolojik ve me
tafizik aklamalara ba vurulmayacaktr. Biz dini hayatn bize gster
dii meyveler ve mahsullerle megul olacaz ve daima beeri ller
kullanacaz. Bir ayin ve dini merasim, ruhlar zerinde tesiri kalmad
zaman ortadan kalkar. lkel dinlerde Tanrlar insanlara faydal ve ya
rarl olanlardr. Yine beeri ller kullanarak dini hayatn insanlarn
yaaynda ideal ve yksek bir ekil kazandn aratrmak yerinde olur.

DN PSKOLOJS

259

'Bu l her ne kadar alar boyunca durmadan deiirse de, elimizde


baka bir mikyas yoktur. Yalnz aratrma ve inceleme durmadan tekrar
edilecektir. Bu suretle belki de yeni tecrbeler, yeni artlar altnda yeni
neticeler verecektir. Sonra bu deerlendirme farkl insanlar iin eitli
sonular verecektir. Ruhsal inelemeler insanlarn lauurlar ve yaay
lar arasnda farklar olduunu gsteriyor. O halde onlarn her birinin
de ayr manevi bir gdaya ihtiyalar olmak lil.zm gelir. Bu sebeple de
onlarn dini hayatlar birbirinden farkldr.
William James, din hakknda byk bir sempati ve hrmet besler.
Dini tecrbenin en iyi meyveleri, tarihin gsterebilec:i en iyi mahsul
lerdir. Burada filozofun grd en esasl gerek, byk azizlerin, mis
tiklerin yaaylar, dini ahsiyetleridir.
James, bu bahse son verirken yukarda aklanan grlerin en ok
Amerika ve ngiltere'de revata olduklarn ve birok grlerin felsefi
mahiyet alarak tecrbe alanndan katklarn kaydetmektedir.
Dini Tecrbenin Mahiyeti:
William James'e gre, dini his, basit ve zel bir duygu deildir. Her
his, baz artlar altnda dini bir karakter alabilir. Bu da insann yaa
ma davranlarnn itirakiyle olur. Bu itiraki James, hayata kar genel
bir tepki =. reaksiyon szyle adlandrr. Bu ksmda filozof, din hak
knda daha kesin tarifler verir. Din, hayatmza vahdet ve ahenk koya,n
vastalardan biridir. Bu vahdet, bir skun ve saadet duygusuyle beraber
bulunur. Bu vahdet ya birden meydana gelir, yahut uzun bir tekaml
sonunda huzurlu bir ahenge kavutuunu duyar, ar bir baskdan kur
tulmu gibi hr bir hava iinde yaar, kendinde bir ykselme bulur. Ev
velce zihninin bir kenarnda takl duran fikirler ve ideal dnceler im
di ruhunun mal ve merkezi olurlar. Fertte yeni bir enerji ve kudretin
doduu grlr, bu kuvvet ve kudret kendi uuru dndaki kaynak
lardan geHr ve dini hayat olmadka bu kudretin yalnz ferdi uurla mey
dana kamayacan anlar.
Burada dini hayatn en bariz ve karakteristik cephesi grnr: uur
lu ve iradeli bir ruhun iradesiz ve uursuz olan karsndaki kkl
ve aal. Bu tecrbeleri aklamak ve organize etmek iin fikri bir
kuvvet mevcut deilse o zaman buhranlar ve manevi hastalklar doar.
Dini tecrbe, tam olarak ifade ve tahdit edilemeyen mahiy.eti dola
ysyle mistik bir karaktere sahiptir. Bunun nedeni, bu alanda muhake
me ve ispat mekanizmasnn bir rol olmamas ve insanlarn gerek ken
dilerini, gerekse bakalarn kolayca anlayabilmek olanana sahip bulun
mamalardr. nsanlar, dini heyecanlarn srekli olmamas ve ou za
man pasif durumda kalmalar da bu mistisizmin devamnda rol oynar-

260

DN PSKOLOJS

la1. Dini olmayan dier uurlu hallerde buna benzer olaylar mevcut de
ildir. Dini karakter, insann hayatnin btnyle temasa gelmesinden,
btn dini yaayta da bu hayat btnlnn yaamasndan ileri ge
lir. Bundan dolay da din olaylar, evvelce insanda bulunmayan bir vah
det ve enrji kazandrr. Mistik denilen de ou aman d mai:zarasy
le btn dini tecrbede grlen muayyen bir ekilden ibarettir.
Dini Hayat Bakmndan Fertlerin Tasnifi:
Bu aratrmalarn verdii dikkate deer sonulardan . biri, din uu
runun gsterdii byk eitlenmeler ve deimelerdir. Bu eitlenmele
ri birka byk tip (rnek) iinde toplamak mmkndr. Bunun iin
birbirine zt iki snf dindar ele almak lazmdr: , Salim
normal ruh
lar, hasta = anormal ruhlar. Mariz ve hasta ruhlar, skun ve v.ahdete
varabilmek iin bir istihale geirmeye, bir buhran veya ihtidaya muh
ta olanlardr. Salim ve salam ruhlar ise dolaysz bir sadakat ve inki
afla gayelerine ulaan kimselerdir. William James, salim kimselerin ya
adklar dini hayata, tabii olanlar (natralizm), hasta ve anormal ruh
larn dinine salvationizm (kurtulu bekleyenler)* ad verir. Bu iki snf
dipdarlar arasnda birok dereceler ve farklar vardr.
Normal ve shhatte olan ruhlarn dindarl, hayatn parlak (nurlu)
olan taraflarnda durur. Karanlkta kalan dier taraflar vehim telak
ki ederler. Kendileri iin yeter derecede aydnlk olmayan taraflarn
da er ge aydnlanacana kanaatleri vardr. Kainatta hakim olan
ahenk ve kudrete byk gvenleri vardr. Bu kanaat Hristiyanla nis
petle Helenizmde, Protestanlara nispetle Katoliklerde, Cermen rkna nis
petle Latin u:knda daha fazla grlr. Modern alarda ise bu cereyan
ve gven, Spinoza ve Rousseau'da, Emerson, Parker'de grlr. Ame
rika'da metodistler ile slahatlarn (reformist) hareketleri arasnda ak
bir tezat meydana getirir. Ezcmle ruhi kltr (mind-cur) hareketi de
nilen cereyan byledir. Bu usul insanlar hem bedeni, hem de ruh ala.n
da slah ve terbiY:eye urar, onlara durmadan elemin gelip geici ol
duu, alemde her eyin aslnda parlak ve mkemmel olduu fikrini tel
kin eder. Korkular ve endieler kalplerden kovulmal, alemi ve kainat
durmadan sena ederek onda huzur ve iyilie tevecch fikirleri takviye
edilmelidir.
Hasta ruhlar ise ahenksizlik ve aclar iinde kvranrlar. uur ei
i bu eit tecrbelerle bir kere daralm ve klmtr. Alem bo
ve manasz grnr. Hayatn yarn neler hazrladndan korkarlar. Ruh

( *) Bu kelime 1865 ylnda ngiltere'de William Boath tarafndan kurtu


lu o:dusu ad altnda kurulan bir misyoner tekilatndan gelir. Tekilatn ga
yesi.,_dinle ilgisi az olan halk topluluklarn irat etmektir.

DN PSKOLOJS

261

kendini gnahkar ve ezgin bulur. Ktmserlik ve mitsizlik onlar sar


mtr. Bunlardaki hastalk boluk duygusu, korku, gnah duygusu
eklinde trldr. Boluk duygusu en iyi ekilde Tolstoy'da ifade edil
mitir. Bunyan'da ise korku ve gnah hisleri hakimdir. Bu gibilerde iki
miza haline gelen bir ahenksizlik yaar. Salim zmrelerle hasta zm
reler arasnda o kadar byk uurum almtr ki, bunlarn birbirleri
ne yaklatrlmalar byk gayret ve iratlara muhtatr. Bu hususta
tevbe ve istifar (ihtida), dini hayat tam olarak yaamaya cehdetmek,
kuvvetli bir irade tedbirleri tavsiye edilir. James'e gre burada en s
tn ve byk dinler, merhamet ve msamaha yollarn aarak, bu gibi
hasta ruhlara selamet ve ihtida arelerini gstermelidirler.
Dini zmreler bahsine son verirken William James, kendi hayatn
dan da rnekler veriyor: James, bir karara varmadan nce uzun bir si
nir yorgunluu geiriyor. Bundan sonra Amerika'daki cereyana uyarak
ruhi kltre balyor ve ancak bundan sonra buhranlardan kurtuluyor.
Fakat bu esnada tenkit ve aratrma zihniyetini brakmyor. Kendisinin
iman, normal Hristiyanla ve teizme balanmadan mutlak varl ru
hunda duyduunu ve tabiat alemi iinde yeni bir kuvvet ve enerjiyle
dini hayat yaamaya devam ettiini yazar.
Sonu:
William James'in din psikolojisi hakknda fikirleri ksaca bunlardr.
James'ten sonra yaplan tenkitler ve incelemelere gre sonular bir kere
daha toplayalm:
1. William James, din hayatnda grlen tecrbeler ve mcadelele
.rin hepsine ruhun inconscient = Iauurdari kuvvet aldn gsterir. Bu
gr bugnk din psikolojisinde dahi kabul edilmektedir.
2. James, dini, messeselemi dinler yerine ferdi ve ahsi bir din
olarak kabul eder. Din uurunun iyi bir tahlili iin bunu bir metot ola
rak ele almas dorudur. nk dinin sosyal ve messese ksmlar dini
hayat, tahlili g bir hale koyar.
3. Dinin ayin, ibadet, muamelat gibi harici ksmlar zaman ve a
larla tekamle urayacak ve deiecektir. Fakat onun ferdi ve ahsi, .ya
hut psikolojik temelleri gittike genileyerek ve kuvvetlenerek daima ya
ayacaktr. Hffding ve dier birok din filozoflar ise dinin objektif
ksmlarnn da yaayacan ve kuvvetleneceini savunurlar.
Rudolf Chr. Eucken (1846-1926):
Eucken, felsefede yeni idealizm ekolnden saylr. 1908'de Nobel m
kafatn kazanmtr. Aada yazlan iki eserinden baka nemli olanlar
unlardr: Hayatn Mana ve Deeri, Byk Dnrlerin Hayat G
r.

262

DN PSKOLOJS

Eucken, nce balang mahiyetinde birka eser neretti: 1. Zihin ha


yatnn birlii, 2. Ruhi ve hayati bir muhtevay haiz olmas bakmndan
mcadele. dealizmin merkezi saylan Iena niversitesinde profesr olan
Eucken, daha sonra din meselesine tevecch ederek fikirlerini 1901'de ne
rettii Dinin htiva Ettii Hakikat adl kitabnda aklad. Eucken bu
kitabnda dini bir felsefe yapmak amacnda deildir. Ona gre halen din
s.ahasnda kafi d;recede sarahat ve aklk qlmadndan, din felsefesi
yapmak mmkn deildir. yle diyordu: Zamanmzda fikir alannda
bir anari hkm srd iin kabule deer ve temelli bir gre da
yanmak mmkn deildir. nk meseleyi derinletirmek iin nce sa
lam bir temele inmek ve oradan balayarak binay kurmak lazmdr. Bu
nun iin biz de. nce insan hayatn genel bir incelemeye tabi tutarak
ve oradan adm adm ilerleyerek din meselesinin yerleecei saha.y bul
mak istedik. Bu inceleme srasnda hayatmzn ve ruhumuzun merkezi
noktasnn da meydana kacan mit ediyoruz. u halde Eucken, i.lk
i olarak kendini bir aratrc olarak takdim ediyor. Ayrca din alann
daki aratrclara ba vuruyor. Burada yazar, zamanmzda dine kar
byk bir yneli bulmakla birlikte dinin halihazr kudretinin yeter
sizlii hakknda ak bir kanaate varyor. Rnesansn mdafaa ettii ye
ni hayat tipiyle onun meydana getirdii zihniyet, Hristiyanlktan uzak
lamaya yol at. Fakat medeniyet ilerledike Rnesansn yaratt bu
zihniyet de. birok mulak meseleler karsnda kalnca bu zihniyetin de
yetersizlii anlald. Bunun zerine dinde daha yksek ve daha sarsl
maz esaslar aratrmak fikri dodu. nsan hayatnn geni dairesine ce
vap verecek bir k, insanlar bugnk maddeci hayatnn stne yk
seltecek artlarn yokluu duyuluyordu. Dier taraftan hayatn eski muam
malar tekrar ilk planda grnyordu. Bilhassa insann tad kabi
liyetlerle hakiki durumu arasndaki tezatlar gze arpyor ve bu durum
zihinleri kltrle din arasnda bir mcadeleye srklyordu. Ne din, ne
kltr bu mcadeleyi sona erdirecek vastalara sahiptirler. O halde bir
sonuca varmak iin nce dinde ve kltrde devaml ve esas olan ey..:,
!erle devamsz ve geici olanlar ayrmak lazmdr. Bu da felsefenin va
zifesidir. Fakat bunu sylemekle felsefenin bir din kuracana inanmak
ok yanltr. nk din, yaayan bir vakadr, gerek bit yaayn ifa
desidir. Burada mhim olan sorun, manevi ve zihni neviden olan bir
vakann nasl ispat edileceidir. Geni bir zihni faaliyetle hayatn umu
mi ak iinde dine bir yer bulmaktr. Felsefe dinin manevi hayatmz
daki temel duygularla yakn mnasebette olduunu gsterirse ona yap
lacak btn hcumlar tesirsiz kalacaktr.
Bu balangtan sonra imdi Eucken'in fikirlerini zetleyelim:
1. Eucken, eski medeniyeti ekil ku.ltr diye adlandrr. Rne
sanstan sonra bunun yerine kuvvet klt: "geer. Birincisi Aristo'nun

DN PSKOLOJS

263

suret teorisine dayanarak fazla soyut kalmakta, ikincisi ise kuvvet ve


hareket gibi maddi nedenlere nem vererek metafizik ekil ve suretleri
ihmal etmektedir. Hakikat ise bu ikisinin birlikte mtalaas iinde ol
maldr.
Eucken bu iki kltr yerine temel kltr = culture essentielle
kavramn koyar. Bu kltrn alma metoduna noolojik metot adn
verir. Noolojik metot, psikolojiye dayanmaz. Eski speklasyon ve meta
fizik metotlardan da farkldr. Bu metot akl yoluyle deneylere ve vaka
lara dayanr. Hayat btn varlklar ve tezahrleriyle, ruh hayatnn b
tnl iinde ele alr.
2. Noolojik metot, idealizm ve realizmin grlerini kabul etmekle
beraber onlar yetersiz bulur. Eucken, noolojik metodun, bizi dorudan
doruya dinin de kabul ettii neticeye ulatrdna inanr: Tecrbele
rin bize gsterdii hayat tezahrlerinin stnde mutlak bir manevi (spi
ritel) hayat vardr. Ampirik hayatn stnde yaayan canl, stn bir
hayat olmadka din olmaz. Ampirik hayatla bu stn varlk birbirle
riyle sk bir surette mnasebettedirler. Bundan dolay din, uluhiyetsiz
olarak dahi yaayabilir. Budizm buna ak bir rnektir.
Noolojik metotla kainat aklamak mmkndr. O zaman eski fel
sefelerde grlen baz elimeler de ortadan kalkar: a) Bu dini gr
deiken ve arzi olaylar karsnda devaml ve srekli realiteyi kabul
eder; b) Tabii olan (yani determinizme tabi olaylar) karsnda hr olan
varl kabul eder; c) Gayri makul olan karsnda akla uygun (makul)
olan bir varlk kab.il eder.
3. Din manevi bir ihtiyatan doar. Dnyevi bir saadet ihtiyacn
dan domaz. nsan phe ve ac gibi iki byk etkenin tesiri altnda
ezilir, din, iman ve kemal kavramlaryle bunlara cevap verir. Byk din
darlarn hayat buna delildir. Eucken burada alemmul dinler yeri
ne karakteristik din terimini teklif eder. Alemmul dinler, bir pey
gamber tarafndan tebli edilen ve bir tekilat olan dinlerdir. Karak
teristik din ise alemde manevi bir varln kabulyle balar.
Bu yksek manevi varlk bizim kullandmz kavramlarla ifade
edilemez. Onun iin semboller kullanmak mecburiyeti vardr. Eski Yu
nandaki mitolojiyle semavi dinlerdeki semboller ve tebihler bu ihtiya
cn eseridir. Bl:rada hayal gcnn rol ba gsterir. Hayal gcnn
yaratt semboller, tebihler dinin geni halk tabakalarna yaylmasna
hizmet ederler. Bu bakmlardan alemmul dinler, karakteristik dine bir
gei vazifesini grrler. Eucken, kilise tekilatnn merasim, ayinler ve
dnya saltanat gibi tesirlerine kardr ve bun tarihteki srekli m
cadelelerin memba sayar.

264

DN PSKOLOJS

Wilhelm Wundt (1882-1920):


Eserleri, Fizyolojik Psikoloji, Felsefi Tetkikler (20 cilt), nsan
ve Hayvan Ruhlar zerine Aratrmalar, Fiziki Aksiyomlar ve lliyet
lkeleridir.
Din psikolojisi zerinde nemli almalar olanlardan biri de Wundt'
tur. Wundt, hekim ve fizyoloji bilginidir. alma kudreti ve malumat
nn genilii (mtebahhir
erudit) ile yzylmzn rnek bilginidir. Halk
psikolojisini esasl bir incelemeye tabi tutarak felsefesini' bir eit folk
lor zerine kurmak ister. Bunun iin milletlerin dilleri, mitoloji ve rf
leri zerinde uzun ve Etrafl aratrmalara giriti, fakat eserini tamam
layamad. Biz burada Wundt'un din psikolojisi zerindeki almalar ze
rinde duracaz: Wundt ahlakla dini birbirinden ayrmaz. Dini olay m
rekkeptir, etnik, yani halk ahlaknn incelenmeiyle dinin elemanlar bu
lunabilir. Ahlakn felsefe tartmalarndan tamamyle mstakil olmas
n ve salam bir temele dayanmasn ister. Wundt, ahlak iin en salam
destei dinde bulur. dealler insan almasnn ve zihninin kuvvetini
atklar zaman dini bir karakter kazanrlar. Felsefe bu alanda tart
mal ve belirsiz tefsirler ve izahlar yapar. Dinler ise bilakis somut sem
boller verirler. Bir dinde en esasl fikir, btn manevi deerlerin, var
lklarn; mutlak ve tkenmez bir deeri haiz olmalarn istemektir. Bir
din, tabii bir dinin fevkine ykseldii nispette ilimle uygunluu artar.
Mucizeler yaratan bir Allah, tabiata karm olan bir haliktr, fakat ah
laki dinin Tanrs deildir. Hristiyanlk tekaml ettike tabii din ha
line gelmitir. Bundan dolayi Hristiyanlk akideleri, dindeki asl temel
prensipleri boacak dereceye gelmitir. Hazreti sa, bir tanr saylma
yp da ahlaki bir nmune ve normal insan saylsayd onun vrlii, dini
ve ahlaki idealin timsali olabilirdi.. Wundt, felsefede pozitif ilimleri, ah
laki ve dini grlerle tamamlamak isteyen dikkate deer bir filozoftur.

Friedrich Shdeiermacher (1768-1834):


Shcleiermacher (layermaher) din psikolojisinde dini idealizmin b
yk mmessili. saylr. Almanya'da felsefe ve teoloji tahsili yapt. Ber
lin'de teoloji profesr oldu. Byk bir dindar olduu kadar, Alman idea
lizm felsefesinde de nemli yeri vardr. Balca eserleri, Din zerine
Konumalar", rf ve .Adetlerin Tenkidi, Monologlar, Hristiyanlk
nanlardr. Dini duygularnn. salaml ve yksek felsefi bilgisiyle
tannmtr.
.Alemi aklarken bir taraftan akl ve zihni, te taraftan da hissiyat
tatmin edici bir dnce sistemi kurmak ister. Hayatnda Kant, Fichte
ve Schelling felsefeleri ve romantizm cereyanlarnn tesirleri altnda kal
d. Eflatun'dan dnya telakkisini ald. Bu fikirler altnda bir Protestan
.:.:olojisi kurdu.

DN PSKOLOJS

265

1. Schleiermacher, d varln gerekliini kabul ,eder. Her dn


ce ve her objektif varln temelde mutlak bir ilkesi vardr ki bu ayn
lk prensibidir. Asl sorun, mutlak prensibi bulma, bedenle ruhun ayn
ln gstermektir. te bu prensip Allah (Gott) tr. Felsefe de bir ilim
deil, dnmek sanatdr. Kant'n iddias gibi, biz Allah' ameli akl yo, luyle bulamayz. Biz onu dini duygular iinde, ona balanmak suretiy
le bulur ve ancak bu suretle dorudan doruya onunla temas edebili
riz. Allah manevi ve maddi varln birlii veya aynldr. Din, bu
alemde hakim olan ebedi ve sonsuz bir varla bal olduunu hisset
mektir. Filozof, faydaclarn, rasyonalistlerin anladklar Allah fikrine mu
haliftir. Din, rasyonalist temellere veya ahlaki esaslara (Kant'taki gibi)
istinat edemez. O tamamen din duygusunun uuruna dayanr.
2. Schleiermacher, idealizm ile panteizmi birbirine nptederek yeni
bir terkip kurmak ister. Allah ile alem birdir. Alemde eyalarn ve var
lklarn izafi bir bamszlklar ve ayrlklar vardr. Yalnz alem ile Al
lah birbirlerinden ayrlmazlar. Alemsiz Allah olamayaca gibi, Allah'sz
da alem mevcut olamaz, der.
Allah mekansz ve zamansz bir vahdet (nite) dir. Alem ise za
man ve mekanda okluktur. Din uuru ve duygusu her ferdin hayatn
aydnlatr, btn insanl tenvir eder. nsanlarn i hayatlarna birlik
ve skun getirir.
Fiziki Din .Alimleri:
Din psikolojisinde tesirleri grlen iki byk' fizik alimini de zik
retmek icabeder. Bu iki alim, pozitif ilimler alannda keifleri ve al
malaryle yenilikler yapmlar ve fakat madde alemindeki aratrmalar
sonunda mutlak bir Tanrnn varln kabule mecbur olmulardr. Bu
iki alimin fikirleri, lim her eye kafidir, dine yer yoktur diyenlerin
iddialarna da bir cevaptr.
1. Almanlardan Rudolf Hermann Lodze (1817-1881) hekimdir, fiz
yoloji profesrdr. Mantk, felsefe ve fizyolojiye dair eserleri vardr.
Felsefesinde Leibniz'in monadolojisiyle Spinoza'nn panteizmini birletir
mitir. Madde alemiyle organik alem birbirinden ayrdr. Birbirlerine
irca edilemezler. Bunlarn da incelenmesi sonunda ahlaki-dini olaylarn
varln kabule mecbur oluruz. Bu olaylar da maddeye veya organiz
maya irca edilemezler. Madde alemi, matematik kanunlarla iler. Bu ma
tematik kanunlarn en son prensiplerine varld zaman manevi alemin
varl meydana kar. Manevi alem, madde dnyasnn stndedir. n
san ruhu mstakil bir ahsiyet halindedir; kendisine mahsus kanunla
r vardr. nsan ruhu sonsuz bir sevgiye balanr ki bu da Tanrd. Tan
r kainata hakim olan klli bir cevherdir. Ullhiyetin bu telakkisine pan
teizm idealst denilir.

266

DN PSKOLOJS

2 ngiltere'de fizik alimi James Clark Maxwel (1831-1879), n


elektromanye.tik hesaplarn gsterdi. Fizik aratrmalar yaparken mad
denin de esasn aratrm ve bu suretle din felsefesine gemitir. lmi
Tetkikler adl kitabnda, Artk metafizik devri gemitir szn red
deder. Maddenin temeli olan atomun yaradlyle uurun mahiyetini ilim
lerin snr dnda grr. Bunlar ilimlerle aklanamaz. Madde aleminin
dnda objektif varlklar vardr. Bunlarn varlklar ve nitelikleri ancak
dini prensiplerle aklanabilir.
Prof. Dr. Theodor Flournoy:

Bu bahse son vermek iin, zamanimzda din psikolojisine byk hiz


metleri olan svireli bu profesrden bahsetmek lazmdr. Flournoy, Din
Psikolojisinin lkeleri, Ruh ve Medyum, Modern Bir Mistik adl eser
lerinde din psikolojisinin metotlarn ve inceleme alann gstermeye u
ram, ksacas din psikolojisini, pozitif bir ilim olarak kurmaya al
mitr. Flournoy'un bu hizmeti, Durkheim'in sosyolojideki hizmetine ben
zer. Her eyden nce eski ve yeni btn teoloji cereyanlarna (messes
dinlere) ve felsefe sistemlerine kaplar kapamak lazmdr, diyor. n
k bu fikirler, din psikolojisini menkulat ve kutsal akidelere kaptrr,
pozitif bir ilim olmasna engel olur. Pozitif din psikolojisi, dier mspet
ilimler gibi gzlemlerle ve deney metotlanyle kurulmaldr. u veya
bu akideleri mdafaa edecek yerde fertlerdeki dini yaaylar, duygu
lar ve heyecanlar ksacas dini davranlar ve dini hayat incelemeli,
kurallarn ve sonularn bu gzlemlerden karmaldr. Flournoy'un fi
kirleri, bugnk din psikolojisine rehberlik etmitir.
1. Flournoy, din psikolojisinin kurulmasndaki zorluu, ilim adam
laryle din adamlar arasndaki zihniyet ayrlnda bulur. Aratrmala
rna balarken her eyden nce unlara dikkat edilmesini ister: J} Din
psikolojisini dinler tarihiyle kartrmamal, olaylara, belgelere ve somut
, rneklere ba vurmaldr. b) . Bitaraf ve objektif olmal, mevcut dinler
ve itikatlar hakknda mspet veya menfi bir teze taraftarlk etmemeli
dir. c) Dinin ibadet, ayin ve muamelat ksmndan ziyade uurda ve la.
uurda geen dini duygular ve heyecanlar ele almal, bunlarn vecit,
istirak, tevbe ve ihtida, mistiklerin hayatlar ksmlarn ayrca ince
lemelidir. Budizm, Beni srail, Hristjyanl.ktaki Tanr anlaylarn ve
bunlara. ait trl ayin ve ibadet ekillerini de dinler tarihi ve din sos
yolojisine brakarak dorudan doruya din uurunun tezahrlerine nem
vermelidir. Din psikolojisi dindeki mteal (akn) vasflaryle de u
ramaz.
2. Metodu gzlem ve deneydir. Din duygusunun incelenmesinde ge-
netik ve tekamlc metot uygulanmaldr. Dini hayat dinamik bir g-

DN

PSKOLOJS

267

rle ele almal, tasnifler ve mukayeselerle olaylar incelemelidir. Bu. me


totlar evvelce din psikolojisinde metot bahsinde zetlemitik. Flournoy,
halk kitlelerinde din hayatn pasif ve takliti szleriyle adlandrr. Kit
lelerde sosyal hayata ayak uydurmak iin ekli ibadetler ve ayinler ya
plr. Bir kalabalkta ferdin vicdannda dini uur uyanmadka, heyecan
olmadka dini hayat olmaz.
3. Modern psikolojinin ii, kainatn metafizik bir aklamasn yap
mak deildir. Bu sorunlar onu dolaysyle ilgilendirir. Asl sorun, duy
gular alanndaki deimeler ve gelimelerdir: Heyecanlar, i hayatta ge
en mcadeleler, bir stn varla balanmak, insan kiiliinin din uuruyle kaynamasdr.
Din psikolojisi mebde ve meat meseleleri, kainatn mahiyeti gibi so
runlar zmez. Ancak bir topluluk iinde yaayan fertlerin inan e
killerini, uur ve la.uurlarnda geen duygu ve heyecanlan, ocukluktan
balayarak olgunlancaya kadar din duygusunun douunu ve gelime
sini inceler. htida olaylar, vecit ve istirak halleri, byk mistiklerin
dini hayatlar zerinde nemle durur ve bunlardan mspet sonular karmaya alr.
Flournoy'dan beri din psikolojisi alannda byk ilerlemeler grl
mtr. Din psikolojisinin metotlar blmnde gsterdiimiz zere
Flournoy, teoloji ve felsefeden tamamyle ayr ve tam manasyle deney
sel bir psikoloji kurmak arzusu gereklememitir.
Din psikolojisi, durmadan artan alaka ve almalarla gn getike
gelimektedir.

DZN
A
Abdlmelik b. Habib 207
Adler 29
Hz. Adem 36, 184
Ahmet Naim 43, 44, 199
Akseki, A. Hamdi 27, 28,
168, 197
Hz. Ali 149, 198, 202, 235,
243
Allier 117
d'Alviella, Goblet 21, 103
Ames 42
Ankaravi, smail b. Ahmet
12, 147, 160
St. Anselme 19, 169
Arimet 10
Aristo 94, 118, 126, 197,
202, 203, 215, 216, 217, 219,
241, 242, 259
Atalay, Besim 199
St. Augustine 18
B
Bakllani, Ebu Bekir
15,
182, 208, 217
54
Baldwin 46
Barret, W. 229
Barnes 48
Barth 63
Bellak, Robert N. 121
Benito 143
Bergson, Henri 16, 91, 95,
108, 117, 144, 159, 205, 207,
210, 237, 248, 250
Bergen 10, 48
Berkeley 126
Bernard, Claude 94
Bestami, Bayezid 142
Beyzavi 26
Bilmen, . Nasuhi 178, 233
Binte 104
de Birnd, Maine 19, 141,
207
Blondet; Charles 82
Blondel, Maurice 174
Boirac, Emile 230
Bolye 238

de la Boullaye, Pinard 88
Bossuet 195
Boutroux, Emile 61, 113,
122, 123, 124, 151, 217, 237,
241
le Bras, Gabriel 118
Brochart, Victor 21
Brockman 48
Brinton 30
Bruhl, Levy 55, 62, 84, 121,
157, 159
Brunschvicg 171, 249
Bucher, Maurice 140
Buisson, F. 30
Bunyan 254
Buchner 205

c
Carington, Heymans 228
Carnegie 51
Carpenter 117, 141
Carrel, Alexis 110
Cehm b. Safvan 177, 195
Cevdet Paa 20
Charcot 153, 231
Coe 61, 117, 138
Comte, Auguste 33, 36, 38,
79, 123, 126, 140
Cooley 54
Copernik 74
Cousin, V. 159, 199, 205
Crisman, 48
Crosset 231
Crookes 212, 229
el-Cheni, Mabed 177, 195
Crcani, Seyyid erif 15,:
198, 213, 214, 216, 217

ieron

27

Demokrit 217
Descartes 10, 15, 21,
163, 169, 203, 210
Diderot 171
Dilthey, Wilhelm 70,
126, 241
Dionysius 157
Dorul, mer Rza 38
Dostoyevski 170
Dougal, Mc. 54
Driesch 237
Dumensil 87
Durkheim, Emile 29,
55, 62, 106, 117, 121,
262

126,
125,

43,
249,

E
Hz. Ebu Bekir 149
Ebu Bekir, Kad 11
Ebu Klabe 149
Eb-l-Maali 208
Eckhart 78 ,
Eddington, A. S. 61
Eflaki, Ahmet 227
Eflatun 76, 140, 164, 169,
201, 20 203, 205, 21 261
Einstein, Albert 110, 115,
238
El-Kindi 225, 242
Elmal, Hamdi 169, 178
Emerson 257
Erzurumlu . Hakk 152,
166
Eshalaryos, Yenadiyos 129
el-E'ari, Eb-l-Hasan Ali
b. smail 163, 180, 185
Eucken, Rudolf Chr. 257,
258
F

D
le Dantec 171, 205
Davidson 30
Delacroix, H. 62, 90, 95,
154

Farabi 113, 202, 225, 242


Fatih Sultan Mehmet 129
Feuerbach 171, 172
Fichte 126, 170, 171, 261
Fisagor 197
Flamrion, Camile 224, 230

269

DN PSKOLOJS
Flournoy 19, 95, 155, 262,
263
Framm 83
Frazer, S. G. 62, 91
Freud, S. 62, 112, 113, 114,
117, 231
Foerster 75, 108
Fursac, R. 90
G
Gabriel le Bras 119
Gandhi 31, 35, 52
Gazali 21, 39, 115, 139, 147,
177, 182, 185, 186, 198, 208,
242
Gallewar 63
de Gasparin, Kont 230
Geley 30
Gelenbevi 11, 164
Gillon 62
Gilson 67
Girgensohn 15, 89, 95, 117
Goblot 159
Goetenburg 220
Gordington, R. H. 62
Guenot 237
Gurwitche, G. 85, 122
H
Haeckel 123, 205
Hall, Stanley 61, 67
Hanbeli 149, 167
Harputi, A. 232
Hartmann, Van 11, 29, 113,
116
Harun 137
Hauer 61
Hebert 154
Hegel 30, 71, 126, 170, 171,
247
Herder, Johnn G. 61
Hemedan!. 36
Heymans 212
Hirschfield 234
Hocking, H. 74
Hffding 21, 61, 258
Hoecknig, W. E. 54
Hoffmann 75
d'Holbach, Baron 171
Horney 83
Hudgson 229
Hume, David 19, 233
Husserl 10, 76
Hgel, Van 56, 159

t
bn-l-Arabi 115, 142, 222
bn Rt 132, 215, 218, 226,
243
bn Sina 23, 162, 198, 202,
218, 241, 242
Hz. brahim 137
hvan- Safa 226
Ignatius 127
Isfahni, Eb-l-Kasm Ragp
. 208
Hz. sa 127, 128, 133, 141,
212, 258, 259
zmirli . Hakk 26, 32, 199,
240
yad, Muammer, 208
J

James, William 24, 28, 54,


89, 90, 93, 95, 116, 123, 139,
159, 173, 253, 25 257, 259
Janet, Paul 19, 20
Janet, Pierre 30 61, 89,
113, 153, 173, 231'
Jans, G. H. 72
Jeans 61
Jewons, F. B. 43, 68
Jolivet, Regis 28, 147
Jules Siman 159
Jung, Kar 114, 231
K
Kad Adudeddin 10, 210
Kant, Immanuel 12, 22, 29,
49, 52, 71, 75, 87, 126, 169,
180, 195, 199, 203, 241, 245,
246, 253, 261
Kepler 110, 238
Kerrami 167
Kse Hoca 227
Klpe 61
Knalzade Ali 199
L
Lachelier 84, 205, 207
Ladd 49, 71
Laland 29
Lang, Andrew, 83, 87
Lange, Albert 93
Latimer 49
Lazarus 61
Legoft 130

Leibniz 53, 87, 113, 116,


166, 169, 205, 206, 237, 262
Leseur, Felix 142
Leuba, J. H. 30, 54, 61, 89,
128, 154, 174
Linck, Henry 37, 38, 42, 50
Lobatchevsky 238
Locke, J. 53, 253
Lodze, R. Hermann 262
Lombrozo 227
Lubbock, J. 229
Lucrece 41
Luther, Martin 129
M
Mackenzie, William 231,
234
M;.inage, Th. 90
Maister, Joseph 82, 141
Malebranche 21, 106, 210,
233
Marcel, Gabriel 15, 62
Marechal 89
Maritain 67, 88, 89
Martineau 29
Marx, Kar 75, 171
el-Matridi, Ebu Mansur
Muhammed b. Muhammed 185
Mauss, Marcel 84, 121
Maxwel, James Clark 262
Mayer 237
Mensching, Gustav 61, 68,
97
Mesmer 226, 228
Mevlana 115
Mill, Stuart 38, 239
Mirsea, Eliade 87
Musa Kazm 36
Msri, Znnun 142
Muir, William 254
Mukatil b. Sleyman 177
Hz. Musa 126, 132, 134,
212, 240
Murisier, E. 153
Mustafa Namk 21
Mller, Max 29, 63, 87
Myers, F. H. 30, 110, 116,
129, 173, 229
N
Nazzam 208
Newton 16, 109, 114, 228,
237
Nietzsche 170

DN PSKOLOJS

270

o
Oliver 223
Hz. Osman 235
Otto, R. 68, 87

klid 238
Hz. mer 141, 149, 235

p
Palmer 43
Parker 257
Pascal, Blaise 21, 22, 140,
170
S. Faul 18
Pavlos 127
Pazarl, Osman 39, 55
Pelet 140, 154
Penido 89, 140
Penist 121
Petros 127
Pettazoni 87
Pfister 61
Pieron, H. 16, 128, 150,
155, 219
Pike, R. 30
Plotinus 91, 151
Porphyrius 218
Poincare 18, 239
Pratt 40, 41, 49, 53, 56, 117,
137, 138
Preyer, Wilhelm 62
Price, Josiah 62

Rabier, Elie 10
Ravaisson 205
Razi, Fahreddin 16, 26, 208
Reichenbach, Von 228
Reinke 237
Renan, E. 30
. Renouvier, Chrles 21
Reville 30
:ij.ibot 54, 89, 97, 103, 104,
153, 159

Richet, Charles 219, 220,


230
Richter, J. H. 121
Rieman 238
Ritschl, Albrecht 137
Rivens, H. R. 62
Roberts 83
Rochos 227
Rogues 95
Rousseau, H. 87, 88
Rousseau, J. J. 170, 172,
195
Rohce 46, 54, 169
ie Roy, Edouard 174, 176
Ruhselman, Bedri 220, 231
fysbrock 86

ibli 235

Taberi 26
Tauler 76
Taylor, Ed. Burnet 30, 61,
62, 106
Teftazani 218
Thomas, St. 19, 76, 86, 232
Tiele, C. P. 43
Tolstoy 102, 141, 251
Tsteri, Sehl b. Abdullah
142
Tyrrel, George 57

u
Sabatier, Auguste 29
Underwood 117
Sanctis 69
Sartre, J. P. 171
v
Scheler 126, 241
Schleiermacher 29, 61, 78, Vaugham, Ernest 141
260, 261
Verlain, Faul 141
Schelling 257, 261
Voltaire 170
Scheler, Max 61, 95, 97,.
98, 99, 100, 120, 122, 242
w
Schmidt 57
Schopenhauer 105, 113
Wach, J. 121
Schroeder 49
watson 72, 225
Sehl bin Abdullah 142
Wells, H. G. 80
Siebere 62
Westermack 62
Simmel 71
Weber, Max 121
Smith, Basworth 234
Wundt, W. 29, 61, 89, 260
Sokrates 18, 24, 43, 51,
169, 203
y
Spencer, Herbert 62, 77,
123
Yahya b. Muaz 186
Spinoza 19, 23, 81, 169, 172, Hz. Yakup 137
206; 210, 257, 262
Yazr, Hamdi 20, 162
Starbuk 49, 50, 52, 138, 249 Yehuda 127
Stendhal 61
Yeua 137
Yrkan, Yusuf Ziya 233,
Stengars 234
257
Straus, Levy 87
Yuhanna 127
Swendenborg 140
Hz. Yusuf 137
Sullivan 83

BBLYOGRAFYA
ihya-l-Ulfrm-id-Din imam Gazali.
lUu;ifetame--""E'rtUI'UlTit:r" ifa1fn-Hakk.
El-Milel ven-Nihal ehristani.
Ahlak,.--Ami---Kmatza-cte-Ali"'Efendi.
Minhac-l-Fukara smail Ankaravi.
Yeni lm-i Kelam smail Hakk zmirli.
litkmll""-Esa:slarr---Ab-met-Naim.
islam Dncesi Hilmi Ziya lken.
Metalip ve Mezahip A. Hamdi Elmall.
Din ve Ahlakn ki Kayna H. Bergson.
lim ve Din E. Boutroux.
isHima Giri Prof. Muhammed Hamidullah.
Mslmanlk Yusuf Ziya Yrkan.
jsla.uJ...p.ia-i-, Ahmet Hamdi., Akseki.
By: Bllim ve Din Malinowski.
Din-.ve.. BHim-Ber-trand. Russel.
ilim B:kmndan slamiyet M. Zerrin Akgn.
lim, Ahlak, iman M. Rahmi Balaban.
Din Sosyolojisi Mehmet Taplamacolu.
Felsefe-i slamiye Tarihi smail Hakk
zmirli (notlar).
Mfstisizm Henri Serouya.
u Bilinmeyen nsan Dr. Alexis Carrel.
Tarih Boyunca ilim ve Din A. Adnan
Advar.
Psikoloji ve Din Cari Gustav Jung.
nan e Hareket Bakmndan Din Terbi
yesi Neda Armaner.
Ruh ve Kainat Dr. Bedri Ruhselman.
ocuk Psikolojisi ve Din Duygusu Pierre
Bovet.
Kur'an ve Hadiste man Esaslar Hse
yin Atay.
nsan lminin Bugnk Konular E. Brehier - S. Evrin.
EW\lnkzunii-ed:ij'alarma:m-aa:zali.
Hissiyat Ruhiyat Ribot - M. ekip Tun.
nsanlar Uyann! Dr. Alexis Carrel.
Le Sentiment Religieux et la Religion
Louis Pelet.

La Conscience Religieuse -M. T. L. Penido.


The Religious Consciousness J ames . Bisset
Pratt.
Philcsophy of Religion H. D. Lewis.
Vocabulaire de la Psychologie Henri Pie
ron.
Vocabulaire de la Philosophie Andre La
lande.
Byk Felsefe Lgati M. Namk ank.
Dictionnaire de la Religion E. Royston
Pike - Serge Rutin.
Dictionnaire de la Religion Larouse, Mar
guerette Marie Thiollier.
Dictionary of Sociology Henry Pratt Fair
clild.
Dictionary of Philosophy Dagobert D.
Runes.
Vocabulaire de la Philosophie Regis Joli
vet.
Precis de Philosophie Paul Foulquie.
Cours de Philosophie Charles Lahr (27.
edit.)
Philcsophes Contemporains Harold Hff
ding.
La Metapsychique Yvonne Castellan.
Encyclopedia of Religion and Etichs Ed.
Macmillan Company.
Les Varietes de l'Experience Religieuse
W. James.
Les Principes de la Psychologie Religieuse
Th. Flournoy.
Din Hayatnn ptidai ekilleri Durkleim - Hseyin Cahit
Isliim Dominique .Sourdel.
Le Sacre et le Profane Mircea Eliade.
La Philosophie Concrete Gabrial Marcel.
islfrnda Felsefe Tarihi Boer.
Metafizik l\lebdeler Descartes.
Theodycee Leipniz.
Histoire de ia Philosophie Islamique Hen
ri Corbin.
isHim Ansiklopedisi Heyet.

OSMAN PAZARLI (1896-1981)


Osman Pazarl 1896 ylnda Pazarck'ta dodu.
lkretimini orda yaptktan sonra, orta ve yk
sek renimlerini stanbul'da tamamlad. Felse
fe ve sosyoloji alanndaki bilgisini geniletmek
iin Bat lkelerinde ettler yapt. Yazar 1916
ylndan itibaren Maarifin her dalnda vazife gr
m, Bakanlkta ube mdrl ve mfettilik
yapm, Mill Eitim ve Lise mdrlklerinde bu
lunmu, 40 yldan fazla bir sre de retmen
okullar ve liselerde felsefe ve pedagoji ret
menliinde almtr. En son vazifesi olan s
tanbul Yksek slam Enstits Din Psikolojisi ve
Ahlak hocalndan sonra 55 sene sren meslek
hizmetinden ayrlmtr. Felsefe ve sosyolojiye
dair 15 eser yaynlamtr.

You might also like