You are on page 1of 408

sig mund

FREUD

DNN KKENLER

TEK YAYINEV

teki
PSKOLOJ

Yapm
TEK AJANS

Bask ve Cilt
TEK MATBAASI
Birinci Basm
1995
kinci Basm
1997
nc Basm
Temmuz 1998
Drdnc Basm
Austos 1999
Yaptn zgn Ad
The Origins of Religion

YNETM YER
Medha Eldem Sokak 52/1
06420 Kzlay/ANKARA
Tel: 312 435 38 33
Fax: 312 433 96 09

ISBN

975-8012-16-9

TEK FREUD DZS


CLT 14

Sigmund Freud

DNIN KKENLER
TOTEM VE TABU
MUSA VE TEKTANRICILIK
VE DER ALIMALAR

Trkesi
SELUK BUDAK

NDEKLER
CLT 14
DNN KKENLER

teki Freud Dizisi.......................................................................7


Sigmund Freud: Yaam Ve Grleri........................................ 9
Kronolojik Tablo.......................................................................22
SAPLANTILI EYLEMLER VE
DN UYGULAMALAR (1907).............................................. 27
TOTEM VE TABU (1913 [1912-13])..................................... 43
Editrlk Notu.......................................................................... 45
nsz........................................................................................ 49
branice evirisine nsz..........................................................51
I. Ensest Korkusu................................................................53
II. Tabu Ve Duygusal kirciklik...........................................72
III. Animizm, By Ve Dncelerin
Her eye Kadirlii.........................................................134
IV. ocuklukta Totemizmin Dn................................... 162

ATEN KONTROL (1932[1931]>..................................... 231


Editrlk Notu........................................................................ 233

MUSA VE TEKTANRICILIK: DENEME


(1939 [1934-38]).................................................................... 243
Editrlk Notu.........................................................................245
I. Musa Bir Msrldr....................................................... 249
II.
III.

Musa Msrl Olsayd.................................................... 260


Musa, Halk ve Tektannl Din
Ksm I
Giri Notu I ([Viyana] Mart 1938'den nce)..... >....... 299
Giri Notu II ([Londra] Haziran 1938)........................302
A Tarihsel nkoul..................................................... 304
B Gizlilik Evresi ve Folklor..... .................................. 313
C Benzetme............................................................... 320
D Uygulama................................................................ 329
E Zorluklar..................................................................342
Ksm II
zet Tekrar................................................................... 353
A srail Halk............................................................... 355
B Byk nsan............................................................358
C Entelektel Gelime.................................................364
D gdden Vazgei................................................369
E Dindeki Gerek.......................................................376
F Bastrlan Malzemenin Dn.............................. 379
G Tarihsel Gerek.......................................................382
H Tarihsel Gelime......................................................386

Kaynaka................................................................................ 393
Ksaltmalar............................................................................. 407

TEK FREUD DZS


F reu d un

temel almalarnn tmn kapsayacak olan FRE


UD DZS, temel olarak Penguin Freud Library' deki (PFL) 15
kitabn evirisine dayanan, ancak bunlarla snrl kalmamasn'
arzuladm olduka uzun erimli, geni hacimli bir dizi.
Penguin Freud Library, ad Freudla neredeyse zdelemi olan evirmen James Stracheyin genel editrl altnda Alix
Strachey, Alan Tyson ve Angela Richardstan oluan bir edi
trlk kuruluyla ve Anna Freudun ibirliiyle Almancadan
evrilen ve bugn dnyadaki en eksiksiz, en yetkin Freud eser
leri koleksiyonu olarak bilinen 24 ciltlik The Standard Edition
o f the Complete Psychological Works o f Sigmund Freud'a
(Hogarth Press, 1953-74) dayanlarak hazrlanmtr. PFL dizisi
sadece psikoloji deil, sosyoloji, antropoloji, kriminoloji, tp,
estetik ve eitim gibi birok alandaki genel okuru amalamak
tadr.
Daha ok teorik almalara arlk veren PFL dizisi,
Freudun tm almalarn iermez. PFL'nin diziye almad
almalar yle gruplandnlabilir: (1) Psikanalizden nceki n
roloji ve nropatoloji yazlan; (2) Dorudan psikanaliz teknii
ni konu olan almalar; (3) ayn malzemeyi ieren baka eser
ler, rnein Ryalarn Yorumu dizide yer ald iin, ayn ko
nudaki dier ksa yazlar kapsam d braklmtr; (4) Freudun
zel yazmalar ve (5) kitap incelemeleri, baka yazarlarn ki
ndarna yazlan nszler, vb. gibi ksa denemeler.
Ancak biz, FREUD DZSPne birka teknik cildin yan sra
lir de biyografi eklemeyi planlyoruz. Aynca, ne yazk ki okura
bavurabilecei salkl bir Psikanaliz Szl neremediim
iin, diziye kapsaml bir Kavramsal Psikanaliz Szl ek
lemeyi de arzuluyorum. Bu alanda rktc boyutlara varan

FREUD DZS

kavram kargaas ve keyfiyet, byle bir almaya ivedilik ka


zandryor.
Kitapta Yer Alan Editrlk Notlar
Dipnotlarda ayrntl tarihsel ve kavramsal bilgiler verilmi
tir. Bu notlar, sistemli gndermelerle nemli psikanalitik kav
ramlarn anlam ve geliimi tarihesi konusunda bilgi vermeyi
amalamaktadr. Ancak bu editrlk notlarnn [yani, evirme
nin ve/veya editrln sonradan ekledii notlarn] Standard
Editiori daki kadar ayrntl olmadm sylemek gerek.
Editrlk notlar, Freudun kendi notlarndan keli pa
rantezle [ ] ayrlmtr. Bu notlardan bazlar Penguin editrne,
bazlar da bana aittir. Baz notlan, ngilizceye eviriyle, o di
lin yapsyla veya kltryle ilgili olmas nedeniyle ya tamamen
attm, ya da Trkeye uyarladm. Baz notlan, Penguinin g
rne de yer vererek deitirdim, bazen de tamamen yeni not
lar ekledim. Ancak Penguin ile benim notlanm birbirinden
ayrdetmek iin zel bir iaret kullanmadm; ama kanlmaz
durumlarda ismimin ba harfleriyle notun bana ait olduunu
belirttim.
Metin iinde, Freudun bu dizide yer alan almalarnn
(kitap veya blm, makale, vb.) adlarn Trke olarak verdim,
ancak kaynakada zgn adlar da korudum. Dileyen okur, pa
rantez iinde verilen referans tarihlerinden (1933a gibi) ilgilen
dii eserin zgn adna ulaabilir. Aynca, yabanc liteatr
izleyen okurun, zgn kaynakaya rahata ulaabileceini var
sayarak referans blmnde Freudun almalarnn sadece n
gilizce adlarm (varsa) verdim. Kitaptaki sayfa gndermelerini,
dizinin henz tamamlanmam olmas nedeniyle, olabildiince
blm gndermesine dntrmeye altm, ancak X. Bl
mn balannda, ortalannda, sonlarna, yakn bir yerde, vb. ifa
delerle bu eksiklii biraz olsun dengelemeye gayret ettim.

SIGMUND FREUD:
YAAMI VE GRLER
S igmund freud , 6 Mays 1856da o dnemde AvusturyaMacaristan mparatorluu iinde yer alan Moraviann kk
bir kasabas olan Freibergde doar. Dardan bakldnda
seksen yllk yaam bir btn olarak uzun uzadya anlatl
may gerektirmeyecek kadar olayszdr.
Orta snftan Yahudi bir aileden gelen Freud, babasnn ikin
ci karsnn en byk oludur. Aile iindeki konumu allmn
biraz dndadr, nk babasnn zaten ilk karsndan iki yeti
kin olu daha vardr. Bunlar ondan yirmi yatan daha byktr,
birisi evli ve bir ocuk babasdr; yani o aslnda bir amca olarak
dnyaya gelir. Bu yeen, ocukluk yllarnda en az kendi kar
deleri (ki yedisi ondan kktr) kadar nemli bir rol oynar.
Yn tccar olan babas, Freudun doumundan hemen son
ra giderek artan ekonomik skntlara girer. Bu nedenle Freud
henz yandayken Freiberden ayrlmaya karar verir ve
Manchestere yerleen iki byk vey kardein ve ocuklarnn
dnda ailenin tamam bir yl sonra Viyanaya yerleir. Freud
yaamnn eitli dnemlerinde ngilterede onlara katlmay
dnr, ama bunu yaklak seksen yl boyunca gerekletire
mez.
Viyanada, Freudun ocukluu boyunca aile darlk iinde
yaar; ama babas, zeki ve alkan olduu anlalan olunun
[Freudun] eitimine deimez bir ncelik verir ve masraftan
kanmaz. Bunun sonucunda henz dokuz yandayken
Gymnasium\ (ortaokul) kazanr ve bu okulda geirdii sekiz
yln son alt ylnda srekli snf birincisi olur. On yedi yanda
mezun olduunda ne olacana henz karar verilmemitir; o

10

SIGMUND FREUD: YAAMI VE GRLER

gne dek ok genel bir eitim alr, niversiteye mutlaka gide


cei belli olsa da, hangisine gidecei belli deildir.
Freud birka yerde, yaamnn hibir dneminde doktor
olmaya heveslenmediini srarla vurgulamtr. Daha ziyade,
diyor, doal nesnelerden ok insanla ilgili konulara youn bir
ilgi duyuyordum.1 Baka bir yerde yle yazyor:
ocukluumda, ac eken insanla yardm etme zlemi duy
duumu hatrlamyorum... Genliimde iinde yaadmz
dnyann bilmecelerini anlamaya ve belki de zmne katkda
bulunmaya ynelik ezici bir ihtiya duyuyordum.2 Baka bir
yerde de son yllarndaki sosyolojik almalarn tartyor:
Doal bilimler, tp ve psikoterapi alanlarnda yaam boyu s
ren bir dolambatan sonra ilgim, uzun sre nce, dnemeye
cek kadar gen olduum bir dnemde beni eken kltrel so
runlara tekrar ynelmi bulunuyor.3
Syledii kadaryla o gnlerde bilimsel kariyer seimini be
lirleyen ey, okulu bitirmek zereyken katld bir okuma der
sinde okunan ve (grld kadaryla hatal olarak) Geotheye
atfedilen Doa zerine yazlm an ssl bir deneme olur.
Ama bilimi semesi halinde pratik nedenler seimini tpla s
nrlar. O da 1873 sonbaharnda, niversiteye on yedi yanda
bir tp rencisi olarak kaydn yaptnr. Ama o zaman bile tp
derecesi almak iin acele etmez. Dolaysyla ilk bir iki yl eitli
konularda dersler alr, ama dzenli olarak ilk nce biyoloji, da
ha sonra da fizyoloji zerinde younlar. nc snftayken
Karlatrmal Anatomi Profesr dev olarak ondan ylanbal anatomisinin aynntl bir incelemesini isteyince (ki bu,
drtyz kadar rnein kesilerek almasn gerektirmitir), ilk
aratrmasn yapm olur. Ksa bir sre sonra Brckenin y1 [Otobiyografik nceleme (1925d), girie yakn bir yerde.]
3 [Amatr Psikanalizi Sorununa Sonek (1927a).]
5 ^'Otobiyografik nceleme ye Sonek (1935a).]

SIGMUND FREUD: YAAMI VE GRLER

11

iletimindeki fizyoloji laboratuvarna girer ve orada alt yl mut


lulukla alr. Genelde fiziksel bilimlere ynelik tutumunun
ana izgilerini orada kazandna kuku yok. O yllarda temel
olarak merkezi sinir sisteminin anatomisi zerinde alr ve
makaleler yaymlamaya balar. Ama bu laboratuvar almala
rndan kazand para, geni ailesinin ihtiyalarm karlamak
tan uzaktr. Bu nedenle sonunda 1881 ylmda tp diplomasm
almaya karar verir ve bir yl sonra Brckenin yanndaki iinden
gnlsz ayrlarak Viyana Genel Hastanesinde almaya ba
lar.
Yaamndaki bu yn deiikliini belirleyen ey, aile kay
glarndan daha acil bir eydir: 1882 Hazirannda nianlanr ve
ondan sonraki btn abalar evlilie ynelir. Hamburgun nl
Yahudi ailelerinden birisinden gelen nianls Martha
Bemaysm, o srada Viyanada yaamasna ramen, Kuzey Al
manyadaki evine dnmesi gerekir. Bunu izleyen drt yl bo
yunca nianlsn sadece ksa ziyaretlerde grr ve iki sevgili,
neredeyse her gn yazdklar mektuplarla yetinmek zorunda
kalr. Freud artk tp dnyasnda kendine bir yer ve isim yap
maya kararldr. Hastanenin eitli blmlerinde alr, ama
ksa sre sonra aroanatomi ve nropatoloji zerinde younla
r. Bu dnemde kokainin tpta kullanlabileceine ilikin bir
makale yaymlar; Kollere, bu maddenin lokal anestetik olarak
kullanlmasn dndren bu makale olur. Freud zaman kay
betmeden ksa vadeli iki plan yapar: bunlardan birisi, ngilte
redeki niversite okutmanlna [hocalna] benzer bir konum
olan Privatdozent unvan almak, dieri de byk Charcotun
tartmasz otorite olduu Pariste bir sre kalmasm salayacak
bir yol bursu kazanmaktr. Gereklemesi halinde her iki ama
cn da ona gerek avantajlar salayacana inanr ve etin bir
mcadeleden sonra 1885 ylnda her ikisini de elde eder.
Salptierede (Paristeki nl Sinir Hastalklar Hastanesi)
Charcotun yannda geirdii aylar Freudun yaamnn akn
da baka bir deime, ancak bu kez devrim niteliinde bir de

12

SIGMUND FREUD: YAAMI VE GRLER

ime yaratr. O gne kadarki almas tamamen fiziksel bi


limler zerine olmutur, hatta Paristeki ii de beyin zerine
histolojik incelemeler yapmaktr. O dnemde Charcot byk
lde histeri ve hipnotizm zerinde durmaktadr. Freudun
geldii dnyada bu konular saygyla karlanmaz; ama onun
btn benliini kaplar ve Charcotun bu konulara sadece
nropatolojinin dallar olarak bakmasna karlk Freud iin bu,
ruhsal yapnn incelenmesinin ilk balangc anlamna gelir.
1886 baharnda Viyanaya dndkten sonra sinir hastalklar
zerine zel bir muayenehane aar ve ksa bir sre sonra uzun
zamandr erteledikleri evlilik gerekleir. Ne var ki
nropatolojik almalarndan hepten vazgemez: birka yl da
ha zellikle nde gelen otorite olduu ocuk beyin felci zerine
aratrmalar yapar. Bu dnemde ayrca afazi konusunda nemli
bir monograf hazrlar. Ama nevrozlarn tedavisine giderek daha
ok eilmektedir. Bouna bir abayla elektro-terapi denedikten
sonra hipnotik telkine ynelir ve 1888de Liebeault ve
Bemheim tarafndan grnrde baaryla uygulanan bu teknii
renmek iin Nancyyi ziyaret eder. Bunun da yetersiz olduu
anlalr ve baka bir yaklama ynelir. Ondan epeyce byk
olan arkada, Viyanah Dr. Josef Breuerin, on yl kadar nce
histerik bir kz olduka yeni bir yntemle iyiletirdiinden ha
berdardr. Breueri, bu yntemi tekrar kullanmaya ikna eder ve
kendisi de yeni birka olaya uygulayarak mit verici sonular
alr. Bu yntem, histerinin, hastann unuttuu ruhsal bir trav
mann [yarann] sonucu olduu varsaymna dayanyor ve teda
vi, uygun duygular eliinde unutulan travmay hatrlamas iin
hastay hipnotik duruma sokmaktan oluuyordu. Freud, ok uzun sre nce hem yntemde hem de altta yatan teoride dei
iklikler yapmtr; bu da sonunda Breuerden ayrlmasna ve
ksa sre sonra psikanaliz olarak adlandraca grler siste
minin tamamn gelitirmesine yol aacaktr.
Bu noktadan belki de 1895ten yaamnn sonuna dek
Freudun entelektel varoluunun tamam bu gelime, bunun

SIGMUND FREUD: YAAMI VE GRLER

13

geni kapsaml sonulan, teorik ve pratik geri tepmeleri evre


sinde dnmtr. Kukusuz, Freudun keiflerinin ve grleri
nin kronolojik bir aklamasn birka cmleye sdrmak
mmkn deil; yine de dnce alkanlklarmzda yaratt
balca deimeleri blk prk bir tarzda da olsa gstermeye
alacaz. Bu arada zel yaamnn akn da izleyebiliriz.
Viyanadaki ev yaam temel olarak renksizdir: 1891den,
krk yedi yl sonra Londraya gidiine kadar evi hem yaad
yer, hem de muayenehane olarak kullanr. Mutlu evlilii ve b
yyen ailesi erkek kz ocuu en azndan profesyo
nel kariyerini evreleyen zorluklan dengeler. Tp evrelerinde
ona kar nyarg yaratan sadece keifleri deildir; Viyanann
resmi dnyasnda egemen olan youn Yahudi dmanlnn
etkisi de en az ilki kadar byktr: niversite profesrlne
atanmas, politik nfuz yoluyla srekli ertelenir.
Bu ilk yllarn bir zellii, sonulan itibariyle anmaya deer.
Bu, Freudun, kulak-burun-boaz alannda uzmanlaan, ama
insan biyolojisine ve yaam srelerindeki periyodik olgulann
etkilerine de youn ilgi duyan parlak, ama dengesiz bir doktor
olan Berlinli Wilhelm Fliessle olan dostluudur. On be yl
boyunca, 1887den 1902ye kadar Freud onunla dzenli yazr,
dncelerindeki gelimeleri ona bildirir, gelecekteki yazlannm uzun taslaklarn ona gnderir ve daha da nemlisi ona,
Bilimsel bir Psikoloji Projesi adm alan krk bin kelimelik bir
deneme gnderir. 1895te kaleme alnan bu deneme, fizyoloji
den gnlsz olarak psikolojiye kayan Freudun kariyerindeki
dnm noktas olarak tanmlanabilir: bu deneme, psikolojik olgular salt nrolojik terimlerle aklama abasdr. Bu deneme
ve Freudun Fliesse yazd mektuplarn tamam ans eseri bu
gne kadar gelmitir: bunlar, Freudun grlerinin gelimesine
k tutar ve psikanalizdeki sonraki gelimelerin daha o yata
Freudun kafasnda zaten olduunu gsterir.
Fliessle ilikisinin dnda dandan pek destek grmez.
Yava yava Viyanada kendine birka renci bulur, ama an-

14

SIGMUND FREUD: YAAMI VE GRLER

cak on yl sonra, 1906larda bir dizi svireli psikiyatristin onun


grlerine katlmasyla durum deimeye balar. Balcalan
arasnda Zrih Akl Hastanesinin Bahekimi Bleuler ve asista
n Jung da vardr. Bu da psikanalizin yaylmasnn balangc
olur. 1908de Salzburgda uluslararas bir psikanalistler toplan
ts olur ve 1909da Freud ve Jung bir dizi konferans iin
ABDye davet edilir. Freudun yazlar birok dile evrilmeye,
dnyann her tarafnda psikanaliz uygulayan analist gruplan
ortaya kmaya balar. Ama psikanalizin ilerlemesi de kendi
yenilgilerini yaar: konunun kafalarda uyandrd akmlar, ko
layca kabul edilmesine meydan vermeyecek kadar derinlere i
ler. 1911 de Freudun Viyanadaki arlkl destekleyicilerinden
birisi olan Alfred Adler ayrlr, bunu iki yl sonra Jungun
kopuu izler. Bunun hemen arkasndan Birinci Dnya Sava
patlak verir, bu da psikanalizin uluslararas dzeyde yaygnla
masn kesintiye uratr. Aradan pek zaman gemeden en ar
kiisel trajedilerden birisini yaar: kzn ve ok sevdii torunu
nu kaybeder; bu da yetmiyormu gibi yaamnn son on alt yl
boyunca yakasn brakmayan habis bir hastala yakalanr. Ama bu dertlerden hibirisi freudun gzlemlerinin ve dnce
lerinin gelimesini sekteye uratmaz. Dncelerinin yaps ge
nilemeyi ve her an ok daha geni uygulama alanlan
zellikle sosyolojide bulmaya devam eder. Artk dnyada
genelde nemli bir ahsiyet olmutur; ama hibir ey onu,
1936da sekseninci ya gnnde Corresponding Member of
Royal Society1 seilmekten daha mutlu etmemitir. Aralannda
Bakan Roosveltin de olduu sylenen nfuzlu hayranlarnn
abalaryla da desteklenen bu nn, onu, Hitler 1938de Avus
turyaya girince Nasyonal Sosyalistlerin en kt anlklanndan
koruduuna kuku yok; yine de yaymlann toplayp yok eder
ler. Ama Freudun Viyanadan ayrlmas kanlmazdr, ayn
1 [Merkezi Londrada bulunan dnyann en eski bilim kuruluunun verdii bir onur s
fat. S.B.]

SIGMUND FREUD: YAAMI VE GRLER

15

yln Haziran aynda ailesinden bazlaryla birlikte Londraya


gider ve orada 23 Eyll 1939 tarihinde hayata veda eder.
Freudtan, ada dncenin devrimci kurucularndan birisi
olarak sz etmek ve adm Einstein ile birlikte anm ak, gazeteci
likte bir klie olmutur. Yine de ou insan bu iki insandan bi
risinin yaratt deimeleri dierini anmakszn zetlemeyi ok
g bulur.
Karlkl bir iliki iinde de olsa, Freudun bulular
balk altnda toplanabilir: bir aratrma arac, bu aracn sala
d bulgular ve bu bulgulardan karlan teorik hipotezler. Ama
ahmalannm tamamnn arkasnda, belirlemecilik yasasnm
evrensel geerliliine duyduu inancn yattn sylememiz ge
rek. Fiziksel olgular balamnda bu inan, Brckenin laboratu
arndaki deneyiminden, dolaysyla nihai anlamda Helmholtz
ekolnden geliyor olabilir; ama Freud bu inanc uzlamaz bir
tutumla ruhsal olgular alanna da uygulamtr, bu konuda ise
retmeni psikiyatrist Meynertten, dolayl olarak da Herbart
felsefesinden etkilenmi olabilir.
Freud her eyden nce insan ruhunun bilimsel incelemesi iin ilk arac [yntemi] kefeden kiidir. Dahi olarak nitelenebi
lecek yaratc yazarlar ruhsal sreler konusunda blk prk
i gzlemler kazanmtr; ama Freudtan nce sistemli bir in
celeme yntemi olmamtr. Bu yntemi ancak yava yava ge
litirebilmitir, nk bu incelemenin nndeki zorluklar yava
yava ortaya kmtr. Breuerin histeri aklamasndaki unu
tulan travma bu adan ilk, belki de en temel problem olmutur,
nk bu, ruhsal yapda dardan gzlemcinin veya kiinin in
celemesine o anda ak olmayan etkin ksmlar olduunu kesin
olarak gstermitir. Freud, metafizik ve terminolojik tartmala
ra kulak asmadan ruhsal yapnn bu ksmlarn bilind
[bilinsiz] olarak tanmlamtr. Bu ksmlarn varl ayn l
de hipnoz sonras telkinle de gsterilmi; bu telkinde kii tam
uyank durumdayken, telkin edilen eyi tamamen unutmu ol

16

SIGMUND FREUD: YAAMI VE GRLER

masna ramen, daha nce telkin edilen bir ey yapar. Dolay


syla bu bilind blm hesaba katmayan hibir ruhsal yap
incelemesi tam saylamaz. Bu nasl yaplr? Cevabn u olduu
dnlr: hipnotik telkinle; Breuer ve Freud tarafndan kulla
nlan yntem de budur. Ama ksa bir sre sonra bu yntemin
hatal olduu, etkisinin dzensiz ve belirsiz olduu, bazen de
hi ie yaramad anlalr. Dolaysyla Freud, telkin kullan
maktan yava yava vazgeer ve bunun yerine, daha sonra
zgr arm olarak adlandrlan tamamen yeni bir yntem
uygulamaya balar. Ruhsal yaps incelenen kiiden akima ne
gelirse sylemesini istemekten oluan bu duyulmam, basit
yntemi benimser. Bu belirleyici karar en artc sonulara yol
aar; bu ilkel ekliyle bile Freudun bu yntemi yeni i gz
lemler salar. lkel, nk iler bir sre yolunda gitse de, ar
mlarn ak er veya ge kesilecektir: sz konusu kii artk
syleyecek hibir ey dnmez bir duruma gelir. Bylece, ki
inin bilinli iradesinden bamsz bir g olan ve incelemeyle
ibirliini reddeden direnme olgusu ortaya kar. Bu da ok
temel bir teori parasnn, ruhsal yapnn dinamik bir ey oldu
u, bazlar bilinli, bazlar bilinsiz olan, birbiriyle bazen uyum, bazen kartlk iinde ileyen bir dizi ruhsal gten olu
tuu hipotezi iin bir temel olur.
Bu olgular, sonuta evrensel olduklarnn anlalmasna
ramen, balangta nevrotik hastalarda gzlenip incelenir ve
Freudun ilk yllardaki almalar byk lde bu hastalarn
direnmesini yenmenin yollarn bulma ve bu direngenin ar
kasnda yatan eyleri aa karma zerinde younlar.
zm ancak Freudun kendi zerinde yapt olaand bir gz
lemle mmkn olabilmitir: imdi buna onun z-analizi [kendi
kendini psikanalizi] diyoruz. Fliesse yazd mektuplarda bu
olayn birinci elden anlatlmas byk bir ans. Bu analiz, ruh
sal yapdaki bilinsiz srelerin doasm kefetmesini ve bunla
rn bilinli olmaya neden bu kadar byk bir direnme gsterdi
ini anlamasn; hastalarndaki direnmenin stesinden gelmenin

SIGMUND FREUD: YAAMI VE GRLER

17

veya bundan kanmann tekniklerini gelitirmesini ve daha da


nemlisi, bu bilinsiz srelerle bilinen bilinli srelerin ile
yi tarzlar arasndaki byk farklar grmesini mmkn klar.
Bu noktadan her birisi iin bir eyler sylenebilir, nk
gerekte bunlar, Freudun ruhsal yapya ilikin bilgilerimize
katksnn ekirdeini oluturmaktadr.
Ruhsal yapnn bilind ieriinin, enejilerini dorudan
doruya temel fiziksel igdlerden alan tamamen kart ei
limlerin arzularn etkinliinden olutuu bulunmutur.
Bunlar, annda doyum bulmann dnda hibir eyi dikkate al
makszn iler ve ruhsal yapdaki, gereklie uyarlanmayla ve
d tehlikelerden kanmayla ilgili olan daha bilinli dier e
lerle atma eilimi gsterir. Dahas, bu ilkel eilimler byk
lde cinsel veya ykc bir yapda olduu iin, daha sosyal ve
uygar olan ruhsal glerle mutlaka atacaklardr. Bu dorul
tudaki incelemeler, Freudun ocuklarn uzun zaman gizlenen
cinsel yaamnn srlarn ve Odipus kompleksini kefetmesine
yol aar.
Kendi kendini analizi ikinci olarak da ryalarn doasn in
celemesini salar. Nevrotik semptomlar gibi bunlarn da temel
bilinsiz drtlerle tali [ikincil] bilinli drtler arasndaki bir
atmann ve uzlamann sonucu olduu anlalr. Bylece
bunlarn analiz edilerek elerine indirgenmesi yoluyla hastala
rn gizli bilinsiz ieriklerini anlamak mmkn olur ve ryalar
hemen hemen evrensel bir olgu olduu iin, rya yorumunun,
nevrotik hastalarn direncini amak iin en yararl teknik bu
lulardan birisi olduu anlalr.
Son olarak, ryalarn ayrntl incelemesi Freudun temel ve
tali [birincil ve ikincil] dnce sreleri dedii olgular arasn
daki, ruhsal yapnn bilinsiz ve bilinli ksmlarndaki olaylar
arasndaki belirgin farklar snflandrmasn mmkn klar. Bi
linsiz ksmnda [bilindnda], rgtlenme veya egdm
[koordinasyon] diye bir ey olmad kefedilir: her ayr drt,
kalan her eyden bamsz olarak doyum arar; bir dierinden

18

SIGMUND FREUD: YAAMI VE GRLER

etkilenmeden iler; kartlklar tam anlamyla etkisizdir ve en


kart drtler yan yana geliir. Bilindnda dnce ar
mlar da mant kesinlikle dikkate almadan geliir: benzer
likler zdelik olarak deerlendirilir, negatifler pozitiflerle eitlenir. Kart eilimlerin baland nesneler de bilindnda
olaand lde deikendir; hibir ussal temeli olmayan bir
armlar zinciri boyunca bir nesnenin yerini tamamen bir
bakas alabilir. Freud, birincil srece ait mekanizmalarn bi
linli dnceye szmasnn, sadece ryalardaki deil, dier
normal ve patolojik birok ruhsal olaydaki tuhafl da akla
dn kavrar.
Freudun sonraki almalarnn tamamnn, bu ilk dnce
lerin byk lde derinlemesi ve genilemesi olduunu sy
lersek
pek
abartm
saylmayz.
Bunlar,
sadece
psikonevrozlann ve psikozlarn deil, ayrca dil srmesi, nk
teler, sanatsal yaratm, siyasi kurumlar ve dinler gibi dier nor
mal srelerin de mekanizmalarnn aklanmas iin uygulanr;
bunlar ksmen birok uygulamal bilime arkeoloji, antropo
loji, kriminoloji [su bilimi], eitim gibi yeni bir k tutul
masnda rol oynar; ayrca psikanalitik tedavinin etkililiini de
aklar. Son olarak Freud, bu ilk gzlemler temeline, ok daha
genel kavramlardan oluan metapsikoloji adn verdii teorik
bir styap kurar. Ne var ki birok insan byleyici bulsa da o
her zaman bunlarn geici birer hipotez niteliinde olduunda
srar etmitir. Gerekten de yaamnn ge bir dneminde,
bilind teriminin ikiliinden [belirsizliinden] ve elikili
kullanmlarndan etkilenerek, zihinsel yap iin yeni bir yapsal
aklama nerir; bu yapda rgtsz igdsel eilimler id,
rgtl gereki ksm ego, eletirel olan ve ahlaki kurum i
levi gren ksm da sperego olarak adlandrlr; bunun, bir
ok konuya aklk kazandran yeni bir aklama olduuna ku
ku yok.
Bu zet okura Freudun yaamndaki d olaylarn genel bir
erevesini izecek ve bulularnn kapsam konusunda bir fikir

SIGMUND FREUD: YAAMI VE GRLER

19

verecektir. Daha fazlasn istemek doru mu? Daha derine ine


rek Freudun nasl bir insan olduunu sorgulamak? Belki de
deil. Ama insann, byk insanlar konusundaki merak do
yumsuzdur ve doru aklamalarla doyurulmad zaman ka
nlmaz olarak mitolojik aklamalarn stne atlar. Freudun ilk
kitaplarndan ikisinde (Ryalarn Yorumu ve Gndelik Yaamn
Psikopatolojisi), tezini sunuu onu, olaand miktarda kiisel
malzemeyi ortaya dkmeye zorlamtr. Yine de, veya belki de
bu nedenle, zel yaamna girme abalarna iddetle kar k
m ve bundan dolay ok sayda mite konu olmutur. rnein
ilk ve en safdil mite gre o, kendini kamu ahlakn bozmaya adayan bir ahlakszdr. Daha sonraki fantaziler kart dorultuda
gelime eilimi gsterir: kat bir ahlak, acmasz bir disiplin
yanls, bir otokrat, benmerkezcil, ask suratl, temelde mutsuz
bir insan gibi gsterilir. Onu bir para olsun tanyanlar, bu iki
tablonun da ayn lde tamamen sama olduunu bilir. Bu ikinci tablonun ksmen son yllarndaki fiziksel aclarnn bilin
mesinden kaynakland ak; ama bu ksmen de en yaygn
portrelerinden birisinin yaratt talihsiz izlenimden kaynakla-,
nyor olabilir. En azndan profesyonel fotoraflara poz ver
mekten holanmaz; sanatlar da her zaman iin psikanalizin
bulucusunu gaddar, rktc bir figr olarak temsil etme ihti
yacnn altnda ezilmi gibi gzkyor. Yine de bereket versin
ki daha ho ve doru alternatif versiyonlar da mevcut: rnein,
en byk olunun babasna ilikin anlarndakine (Martin Freud
[1957], Glory Reflected) benzer, tatildeyken veya ocuklanylayken ekilen anlk resimler. Gerekten de bu sevimli ve e
lenceli kitap, paha biilmez de olsa, daha resmi olan dier bi
yografileri birok adan dengeler ve sradan yaamndaki
Freudtan bir eyler anlatr. Bu portrelerden bazlarnda ilk za
manlarda dolgun yzl olduunu grrz; ama sonraki yaa
mnda, zellikle de Birinci Dnya Savandan sonra, hatta
hastalndan nce ayn dolgunluu gremeyiz; yine de yz
olduu kadar bir btn olarak vcudu da (orta boyludur) belir-

20

SIGMUND FREUD: YAAMI VE GRLER

gin bir gergin enerji ve uyank gzlemci izlenimi verir. Ciddi


dir, ama daha resmi ilikilerinde nazik ve dncelidir; dier
durumlarda ho ve ironik bir mizah duygusuyla elendirici bir
konumac olabilir. Ailesine dknln grmek ve seve
cenlik uyandran bir insan olduunu anlamak zor deildir. ok
ynl ilgileri vardr yurtd gezilerine, kr tatillerine, da ge
zilerine dkndr ve sanat, arkeoloji, edebiyat gibi daha ok
zamann alan uralar vardr. Freud sadece Almancada deil,
birok dilde ok iyi okuyan birisidir. ngilizce ve Franszcay
ok iyi okur, ayrca olduka iyi bir spanyolca ve talyanca bil
gisi vardr. Eitiminin sonraki evrelerinin temelde bilimsel ol
duunu unutmamak gerekir (niversitede ksa bir sre felsefe
okuduu dorudur); okulda klasikleri renmi ve bu ilgisini
hi kaybetmemitir. On yedi yanda okul arkadalarndan biri
ne yazd bir mektup vardr.1 Mektupta, mezuniyet snavlarn
da ald eitli baarlar anlatyor: Latincede Virgilden bir
para, Yunancada, her eyden nemlisi, Oedipus Rex'ten otuz
satr [eviri].
zetle, ngilterede Viktoryan yetitirme tarznn en iyi r
nn nasl gryorsak, Freudu da yle deerlendirebiliriz. Edebiyat ve sanat zevkleri bizimkinden elbette farkl olacaktr,
kesinlikle liberal olsa da, ahlaki grleri Freud a sonrasna
ait olmayacaktr. Ama onda, cokuyla ve kendisi aclamadan
ekilen onca acyla dolu dolu bir yaam sren bir insan grme
liyiz. Tam bir drstlk ve dosdoruluk, onun belirgin zellik
leridir, ne kadar yeni veya olaand olursa olsun kendisine su
nulan her olguyu dikkate almaya ynelik entelektel akl da
yle. artc baz zellikleri olmasna yol aan ey belki de,
grnrde insanla ynelik inanszlnn gizleyemedii bir
iyilikseverlikle birleen bu niteliklerindi kanlmaz bir devam
ve uzantsdr. Zihninin keskinliine ramen temelde saftr
1[Emil Fluss. Bu mektup, Freudun yazmalarnda yer almaktadr (1906a).]

SIGMUND FREUD: YAAMI VE GRLER

21

[sadedir] ve bazen eletirel becerisinde beklenmedik boluklar


doar: rnein bir Msr bilimci veya filolog gibi kendi alan
dndaki konularda bir otoritenin, daha da garibi, inanm ak iin
alg gcn denemek gereken insanlarn gvenilmezliini alg
layamaz, bazen tandklarndaki kusurlar gremez. Ama
Freudun da bizim gibi bir insan olduunu sylemek kibrimizi
okasa da, bu doyumda kolayca ok ileri gidebiliriz. Aslnda, o
gne kadar normal bilinten kaan ruhsal olgular alannn ta
mamn ilk gren, ryalar ilk yorumlayan, ocuk cinsellii ol
gularn ilk kavrayan, birincil ve ikincil dnce sreleri ara
sndaki ayrm ilk yapan insanda, ksaca bilind akl [ruhsal
yapy] bizim iin ilk gerek klan insanda ok olaand bir
eyler olsa gerek.
JAMES STRACHEY
[Daha fazla bilgi isteyen okur, Emest Jones tarafndan ka
leme alnan ciltlik Freud biyografisine bavurabilir; bu bi
yografinin ksaltlm bir versiyonu Pelican Yaynevi tarafndan
1964te yaymlanmtr. Aynca Freudun, olu ve gelini Emst
ve Lucie Freud (1960a) tarafndan derlenen ciltlik mektupla
r, Wilhelm Fliess (1950a), Kari Abraham (1965a), C. G. Jung
(1974a), Oskar Pfister (1963a), Lou Andreas-Salome (1966a),
Edoardo Weiss (1970a) ve Amold Zweig (1968a) ile olan ya
zmalarm ieren ciltler, her eyden nce de Freudun kendi
almalar birer bavuru kayna olabilir.]

KRONOLOJK TABLO
Bu tabloda, Freudun entelektel geliimindeki ve dncele
rindeki balca dnm noktalarndan bazlar kabaca belirlen
mitir. zel yaamndaki balca olaylardan bazlarna da yer
verilmitir.
1856.6 Mays. Moravia, Freibergde doar.
1860. Ailesi Viyanaya yerleir.
1865. Orta okula balar.
1873. Viyana niversitesinde tp okumaya balar.
1876-82 Viyanada Fizyoloji Enstitsnde Brcke ile alr.
1877. lk yaymlar: anatomi ve fizyoloji zerine makaleler.
1881. Tp dalmda doktora derecesi alr.
1882. Martha Bemays ile nianlanr.
1882-5. Viyana Genel Hastanesinde alr; beyin anatomisi
zerinde odaklar; birok makale yaymlar.
1884-7. Kokainin klinikte kullanm konusunda aratrmalar
yapar.
1885. Nropatoloji dalmda Privatdozent (niversite Hocas)
olarak atanr.
1885 (Ekim)-1886 (ubat). Pariste Salpetrierede (Sinir Hasta
lklar Hastanesi) Charcotun yannda aratrmalar yapar.
lgisi histeri ve hipnoza ynelir.
1886. Martha Bemays ile evlenir. Viyanada sinir hastalklar
zerine zel bir muayenehane aar.
1886-93. Viyanadaki Kassowitz Enstitsnde nroloji, zel
likle de ocuklarda grlen beyin felci zerine aratrma
larna devam eder, birok makale yaymlar. lgisi yava
yava nrolojiden psikopatolojiye kayar.

KRONOLOJK TABLO

23

1887. Byk kz dnyaya gelir (Mathilde).


1887-92. Berlinli Wilhelm Fliess ile dost olur ve yazmaya
balar. Freudun, lmnden sonra 1950de yaym lanan
bu dneme ait mektuplar, grlerinin geliimine byk
lde k tutmutur.
1887. Terapide hipnotik telkinden yararlanmaya balar.
1888. Breuerin izinden giderek Histeride kataritik terapi iin
hipnotik telkin kullanmaya balar. Hipnozu yava yava
brakr ve bunun yerine zgr arm kullanr.
1889. Byk olu dnyaya gelir (Martin).
1891 .Afazi zerine bir monografi yaymlar.
kinci olu dnyaya gelir (Oliver).
1892. Breuerle birlikte n Yazmay yaymlar: bu, histeri
konusundaki travma teorisinin ve kataritik tedavinin bir
aklamasdr.
kinci kz dnyaya gelir (Sophie).
1893-8. Histeri, saplantlar ve kayg zerine aratrmalar yapar
ve ksa makaleler yaymlar.
1895. Breuerle birlikte Histeri zerine ncelemeler'i yaymlar:
bu, durum tarihelerini ve Freudun tekniinin tanm nn
bulunduu, ilk aktarm aklamasnn da yer ald bir ki
taptr.
1893-6. Freud ile Breuer arasndaki gr ayrlklar giderek
byr. Freud, savunma ve bastrma kavramlarn gelitirir,
nevrozun ego ile libido arasndaki atmann bir sonucu
olduu savn ortaya atar.
1895. Bilimsel bir Psikoloji Projesi: Freudun Fliesse mek
tuplaryla birlikte 1950 ylnda yaymlanmtr. Psikolojiyi
nrolojik terimlerle ortaya koymaya ynelik baarsz bir
giriim; ama bu, sonraki teorilerinden birounun haber
cisidir.
En kk ocuu dnyaya gelir (Anna).
1896. Psikanaliz terimini ortaya atar.

24

KRONOLOJK TABLO

Babasn kaybeder (80 yanda).


1897. Freudun kendi kendini psikanalizi; bu, travma teorisin
den vazgemesine ve ocuk cinselliini ve Odipus
kompleksini grmesine yol amtr.
1900. Ryalarn Yorumu', son blmnde Freudun ruhsal s
relere, bilindna ve haz ilkesinin egemenliine ili
kin dinamik grnn ilk tam aklamas yer alr.
1901. Gndelik Yaamn Psikopatolojisi. Bu alma, ryalara
ilikin kitabyla birlikte, Freudun teorilerinin sadece pa
tolojik durumlar iin deil, normal ruhsal yaam iin de
geerli olduuna aklk kazandrr.
1902. Profesr Gkstraordinaryus unvann alr.
1905. Cinsellik Teorisi zerine Deneme: insandaki cinsel
igdnn gelime seyrini bebeklikten erikinlie kadar
ilk kez izler.
1906. Jung, psikanaliz taraftan olur.
1908. Psikanaliz konulu ilk uluslararas toplant (Salzburgda).
1909. Freud ve Jung, konferans iin ABDye davet edilir.
lk ocuk analizinin durum tarihesi (be yandaki Kk
Hans): daha nce erikin analizlerine dayanan, zellikle
ocuk cinsellii, Odipus kompleksi ve idi edilme
kompleksi konusundaki varsaymlann dorulanmas.
1910. Narsizm teorisinin ilk ortaya k.
1911-15. Psikanaliz teknii zerine makaleler.
1911. Adlerle yollar aynlr.
Psikanalitik teorilerinin psikotik bir vakaya uygulanmas:
Dr. Schreberin otobiyografisi.
1912-13. Totem ve Tabu: psikanalizin antropolojik malzemelere
uygulan.
1914. Jungla yollan aynlr.
Psikanalitik Hareketin Tarihi zerine. Adler ve Junga
ynelik bir polemii de iermektedir.

KRONOLOJK TABLO

25

Belli bal son durum tarihesini yazar: Kurt Adam (1918e


kadar yaymlanmamtr.)
1915. Temel teorik sorunlara iliki on iki makaleden oluan
metapsikolojik denemeler dizisini yazar; bunlardan sa
dece bei gnmze kadar gelmitir.
1915-17. Psikanalize Giri Dersleri: Birinci Dnya Savana
kadarki grlerinin durumu iin kapsaml ve genel bir aklama salar.
1919. Narsizm teorisinin sava nevrozlarna uygulanmas.
1920. kinci kzn kaybeder.
Haz lkesinin tesinde: Tekrarlama zorlanm kavram
na ve lm igds teorisine ilikin ilk ak giri nite
liindedir.
1921. Grup Psikolojisi. Ego zerine sistematik bir analitik a
lmann balangc.
1923. Ego ve d. Akln yaps ve ileyii konusunda byk l
de gzden geirilmi bir aklama; id, ego, sperego
diye e ayrr.
1923. Kanser balangc.
1925. Kadnlardaki cinsel geliime ilikin grlerini gzden
geirir.
1926. Ketlemeler, Semptomlar ve Kayg. Kayg sorunlar konu
sundaki grlerini gzden geirir.
1927. Bir Yanlsamann Gelecei. Bir din tartmas: Freudun,
kalan yllarn verdii bir dizi sosyolojik almadan ilki.
1930. Uygarlk ve Honutsuzluklar. Bu, Freudun lm ig
dsnn bir davurumu olarak deerlendirilen ykm i
gdsne ilikin ilk kapsaml almasn ierir.
Frankfurt Kenti, Goethe dln Freuda verir.
Annesini kaybeder (95 yamda).
1933.Hitler Almanyada iktidar ele geirir: Freudun kitaplar
Berlinde halk nnde yaklr.

26

KRONOLOJK TABLO

1934-8. Musa ve Tektanrclk hayatta olduu dnemde yaym


lanan son almas.
1936. Sekseninci ya gn. Corresponding Member of Royal
Society seilir.
1938. Hitler Avusturyay igal eder. Freud Viyanadan ayrla
rak Londraya gider.
Genel izgileriyle Psikanaliz. Psikanaliz zerine son, ta
mamlanamam, ama derin bir aklama.
1939. 23 Eyll. Londrada lr.

SAPLANTILI EYLEMLER VE
DN UYGULAMALAR
(1907)

EDTRLK NOTU
(A) ALMANCA BASIMLAR:
ZANGSHANDLUNGEN UND RELIGIONSBUNGEN
1907 Zeitschriftfr Religionspsychologie, I (I) [Nisan], 4-12.
1909 S.K.S.N., 2, 122-31. (1912, 2. Bas.; 1921, 3. Bas.)
1941 Gesammelte Werke., 7, 129-39
(B) NGLZCE BASIMLAR:
Obsessive Acts and Religious Practices
1924 Collected Papers, 2, 25-35. (ev. R. C. McWatters.)
1959 Standard Edition, 9, 115-27.
Elinizdeki basm, baz deiikliklerle birlikte Standard Edition
versiyonundan alnmtr.
Freudun din psikolojisine girii niteliinde olan bu makale,
Breler ve Vorbrodtun ynetimindeki bir derginin ilk says iin ubat 1907de yazlmtr ve be yl sonra kaleme alaca
Totem ve Tabu'da (1912-13, bu ciltte) konuyu ok daha kap
saml olarak ele almasna ynelik kesin bir adm oluturmakta
dr. Ama bunun da tesinde bu makale, on yl kadar ncesine
dayanan Breuer dneminden sonraki ilk saplantl nevroz tar
tmas olmas asndan da byk bir neme sahiptir. Burada,
bu makaleyi yazd dnemde tedavisine henz balamad
Fare Adam (1909d) durum tarihesinde (FD., 10) ayrntla-

30

SAPLANTILAR VE DN

nna indii saplantl semptomlarn mekanizmas iin bir taslak


sunmaktadr.
Freudun, yazlarnda yaam boyunca inceledii birok ruh
sal rahatszlk arasnda saplant nevrozu belki de en sk tart
landr. Yukarda anlan iki almann dnda, aadaki yaz
lar da konunun eitli yanlarn ele almaktadr: Kiilik ve Anal
Erotizm (1908b), FD., 8; Saplantl Nevroza Yatknlk
(1913i), FD., 11; Giri Dersleri'nin (1916-17) 17. Dersi,
FD., 1; gd Dnmleri zerine (1917c), FD., 8;
Fare Adam durum tarihesinin (1918b) VI. Blm, FD.,
10; ve Ketlemeler, Semptomlar ve Kaygmn (1926d) V. ve VI.
Blmlerinde, FD., 11). Bu sonuncuda Freud u sonuca var
yor: Saplant nevrozunun, psikanalitik aratrmalardaki en il
gin ve en verimli konu olduu kesin. Ama bir sorun olarak he
nz tam anlamyla stesinden gelinmi deil.

SAPLANTILI EYLEMLER VE
DN UYGULAMALAR
duygulardan ikayeti insanlardaki saplantl eylem
lerle dindar insanlarn inanlarn dile getirme konusunda uy
duklar kurarlar arasndaki benzerlii gren ilk kii elbette ben
deilim. Bu saplantl eylemlerden bazlar iin kullanlan
tren terimi bunun kantdr. Ama aradaki benzerlik, bu y
zeysel benzerlikten ok daha derin gibi gzkyor; bu nedenle
nevrotik trenin kkeni konusundaki bir i gzlem, dini yaam
daki ruhsal sreler konusunda benzetme yoluyla baz karsa
malar yapmamz mmkn klabilir.
Saplantl eylemler veya trenler yapan insanlar, saplantl
dnmeden, saplantl fikirlerden, drtlerden, vb. ikayeti
olan insanlarla ayn snfa girer. Birlikte ele alndnda bunlar,
saplant nevrozu [Zwangsneurose] denen zgn bir kliniksel btnlk oluturur.1 Ama hastaln yapsn adndan kar
maya kalkmamak gerekir; nk kesin anlamda konuacak
olursak, dier hastalkl ruhsal olgu trleri de saplantl denen
zelliklere sahiptir. Saplant nevrozlar iin, varln hastaln
davurumlarnda sezmemize karn belki de daha derinlerde
olan ve henz belirleyemediimiz bir lt bulunmad iin,
tanm vermek yerine imdilik bu durumlara ilikin ayrntl bir
bilgi kazanmyla yetinmemiz gerekir.

N e v r o t k

1 Bkz. Lwenfeld (1904). [Bu yazara gre (age., 8) Zwangsvorstellung" (saplantl fi


kir veya ksaca saplant) terimi Krafft-Ebing tarafndan 1867de ortaya atlmtr.
Saplant nevrozu kavram (ve terimi) de Freudun kendisinden kaynaklanmaktadr
(ayn yazardan, age., 296 ve 487). Yaymlanan ilk kullanm, kayg nevrozuna ilikin
ilk makalesindedir (1895b), FD. 10.]

32

SAPLANTILAR VE DN

Nevrotik trenler, belli gndelik eylemlerde yaplan kk


dzenlemelerden, her zaman ayn ekilde veya farkl yntem
lerle yaplan kk ilavelerden veya kstlamalardan ya da d
zenlemelerden oluur. Bu etkinlikler salt formalite izlenimi ve
rir ve bize olduka anlamsz gzkr. Hastaya da farkl gzk
mez; yine de bunlardan vazgeemez, nk trenden sapt an
dayanlmaz bir kayg ykselir ve tekrar trene uymaya [treni
yapmaya] zorlar. Tpk trensel eylemler gibi, trenle sslenen,
yklenen, ertelenen koullar ve etkinlikler de rnein giyin
me ve soyunma, yataa gitme, ya da bedensel ihtiyalar gider
me nemsizdir. Bir tren uygulamasn, bunun yerine deyi
yerindeyse yazya dklmeyen bir dizi yasay koyarak akla
yabiliriz. rnein yatak trenini ele alacak olursak: iskemlenin
yatan yamnda belli bir yerde olmas; giysilerin belli bir bi
imde katlanm; battaniyenin ayak tarafnn kvrlm, arafn
dzeltilmi olmas; yastn belli bir ekilde konulmu olmas
ve kiinin yataa belli bir biimde uzanmas gerekir. Ancak
btn bunlardan sonra uykuya dalabilir. Dolaysyla hafif olay
larda tren, geleneksel ve makul olan bir dzen ynteminin abartl eklinden baka bir ey gibi gzkmez; ama yaplna
elik eden zgn dikkat ve ihmali durumunda ortaya kan kay
g, bu trene kutsal eylem damgasn vurur. ounlukla tre
nin kesintiye uramasna katlanlamaz ve tren srasnda ba
kalarnn varl hemen hi bir zaman istenmez.
Kk ilavelerle sslenmesi veya duraksama ve tekrar yo
luyla ritmik bir zellik kazanmas halinde her etkinlik terimin
genel anlamyla saplantl bir eyleme dnebilir. Trenlerle
saplantl eylemler arasnda kesin bir ayrm bulmay bekle
meyiz. Kural olarak saplantl eylemler trenlerden kaynaklanr.
Bu ikisine ek olarak, yasaklar ve engellemeler, hastaln ieri
ini oluturur; aslnda, baz eylerin hastaya tamamen yasak
olmas ve dierlerine sadece ngrlen bir trene uyulmasna

SAPLANTILAR VE DN

33

bal olarak izin verilmesi lsnde bunlar, saplanth eylemle


rin devam olmaktan te bir ey deildir.
Hem zorlammlann hem de yasaklatn (bir eyi yapma ve
baka bir eyi yapmama zorunluluunun) balangta kiinin
sadece tek bama yrtt etkinliklerle ilgili olmas ve top
lumsal davranlarn uzun sre etkilememesi ilgintir. Dolay
syla bu hastala sahip olanlar, sorunlarn kiisel bir konu ola
rak grmekte ve bakalarndan yllarca gizleyebilmektedir.
Gerekten de, doktorlarn bildiinden ok daha fazla nsan
saplant nevrozunun bu trlerinden ekmektedir. Grnmez
M&usinem1 gibi, kendi gizli ilerine birka saat ayrdktan son
ra gnn belli bir blmnde sosyal grevlerini yerine getire
bilmeleri bu gizlemeyi kolaylatrr.
Nevrotik trenlerle dini trendeki kutsal hareketler arasn
daki benzerliklerin nerede yattn grmek kolaydr: ihmal ha
linde ortaya kan vicdani rahatszlkta, dier btn eylemler
den tamamen tecrit edilmesinde (kesinti yarann da gsterdii
gibi) ve her ayrntsna gsterilen an dikkatte. Ama farklar da
ayn lde aktr; ki birka ylesine belirgindir ki karla
trmay bir kfre dntrr: [nevrotik] trenlerdeki byk bi
reysel deikenliin tersine, dini trenlerin sterotipik [birbirinin
ayn olan] zellii (dua etme, Douya2 dnme, vs.), ilkinin kii
sel yapsnn tersine kincinin toplumsal yaps ve her eyden
nemlisi de dini trenin ayrntlarnn tamamen anlaml ve sem
bolik olmasna karlk, nevrotik trenin aptalca ve anlamsz
gzkmesi. Bu adan saplantl bir nevroz, kiisel bir Hinin yar
komik, yar trajik bir karikatrne karlk gelir. Ama
psikanalitik inceleme tekniinin yardmyla saplantl eylemin
gerek anlam kavrand zaman nevrotik ve dini trenler ara

1 [Ortaa masallarnda, bir su perisi olarak yaayan gzel bir kadn.]


2 [Bizde bu Kbleye olacaktr, S.B.]

34

SAPLANTILAR VE DN

sndaki ite bu en keskin farklar ortadan kalkar.1 Byle bir in


celeme srasnda saplantl eylemlerin aptalca ve anlamsz g
rnm tamamen ortadan kalkar ve bu kla brnmelerinin
nedeni aklk kazanr. Saplantl eylemlerin her ayrnts kesin
likle anlaml olduu, kiiliin nemli eilimlerine hizmet ettik
leri ve hl etkin olan yaantlar ve duygu ykl dnceleri
dile getirdikleri anlalr. Bunu da iki yoldan, yani dorudan
veya sembolik temsil yoluyla yaparlar; dolaysyla tarihsel veya
sembolik olarak yorumlanmalar gerekir.
Aklk kazandrmak iin birka rnek vermem gerek.
Psikanalitik bulgularla tank olan birisi iin, saplantl eylem
lerde veya trenlerde temsil edilen eylerin, hastann en kiisel
ve ounlukla da cinsel yaantlarndan kaynaklandn
renmek artc olmayacaktr.
(a) Gzleme frsat bulduum bir kz, ykandktan sonra la
vaboyu batan aa birka kez temizleme zorlanm altndayd.
Bu trenin anlam, u zdeyite yatmaktadr: yice temizlenene
kadar kirli suyu atmayn. Anlam ise, ok dkn olduu kz
kardeini uyarmak ve daha iyi bir erkekle bir iliki kuruncaya
kadar yetersiz bulduu kocasndan boanmasn nlemekti.
(b) Kocasndan ayr yaayan bir kadm, bir ey yerken, ye
diklerinin en iyi tarafm brakma zorlanm altndayd: rnein
kzartma etin sadece d ksmn alabiliyordu. Bu vazgei, k
keniyle aklk kazanyordu. Kocasyla evlilik ilikisini reddet
tii gn yani, en gzelinden vazgetii zaman ortaya k
mt.
(c) Ayn hasta, sadece belli bir iskemleye oturabiliyor ve is
kemleden zorlukla kalkabiliyordu. Evlilik yaamnn baz ay
rntlaryla ilgili olarak iskemle sadk kald kocasn
1 Nevroz teorisine ilikin 1906da yaymlanan ksa makalelerime bakn. [Sammlung
kleiner Schrifien zur Neurosenlehre, Viyana, 1906. Bu cilt, 1893 ila 1906 arasnda ya
ymlanan ve Freud (1893a, 1895b ve 1906a) bu dizide yer alan on drt ma
kale iermektedir.]

SAPLANTILAR VE DN

35

sembolize ediyordu. Zorlamm aklamasn u cmlede bul


mutu: nsann bir kez karar kld bir eyden (kocadan, is
kemleden) ayrlmas ok zor.
(d) Bir dnemde zellikle belirgin ve anlamsz saplantl bir
hareketi tekrarlyordu. Kendi odasndan, ortasnda bir masa
bulunan baka bir odaya kouyor, masa rtsn belli bir bi
imde dzeltiyor ve zili alarak hizmetisini aryor, bir an
garya ykleyerek geri gnderiyordu. Bu zorlamm aklamaya
alnca, masa rtsnn bir yerinde bir leke olduunu ve r
ty srekli olarak hizmetinin lekeyi grmesini garantileyecek
ekilde dzelttiini hatrlad. Sahnenin tamam, evlilik yaa
mndaki bir yaanty canlandryordu. Gerdek gecesi kocas,
pek allmadk olmayan bir sorun yaar. ktidarsz olduunu
grr ve gece boyunca bir kez daha denemek iin defalarca
kendi odasndan gelinin odasna koar. Ertesi sabah yataklar
yapan otel hizmetisi karsnda utanacan syler ve bir ie
krmz mrekkep alarak arafa dker; ama bunu yle acemice
yapar ki krmz leke olmadk bir yerde durur. Dolaysyla ka
dn, bu saplantl trenle, gerdek gecesini temsil etmektedir.
Yemek ve yatak1evlilik bu ikisi arasnda olur.
(e) Balad baka bir zorlanmn da vermeden nce her
kat parann seri numarasm not etme tarihsel olarak yo
rumlanmas gerekti. Daha gvenilir baka bir erkek bulabildii
takdirde kocasn terk etmeye niyetli olduu bir dnemde, bir
kaplcada tant bir erkein yaklamlarna izin verir; ancak
adamn ciddi olup olmad konusunda kukuludur. Bir gn,
bozuk para lazm olunca adamdan be kronen bozmasn ister.
Adam da paray bozarak iri sikkeyi cebine atar ve valyece bir
havayla, sikkeyi hep saklayacam, nk onun eli dediini
syler. Sonraki bulumalarnda, niyetine inanabilecei konu
1 [Almanca Tisch und Bett (Masa ve yalafc). Yasal ayrlma iin kullanlan
separatio a mensa et toro (masa ve yataktan ayrlma) ifadesiyle karlatrn.]

36

SAPLANTILAR VE DN

sunda ikna olmak istercesine adamdan be kronenlik paray


gstermesini istemeyi dnr, ama bunu yapmaz, nk ayn
deerdeki sikkeleri birbirinden ayrmak mmkn deildir. Do
laysyla kukusu aynen kalr; ve edeer dier btn paralar
dan ayrdedilmesini mmkn klmak iin sahip olduu her
banknotun numarasn not etme zorlamm gelitirir.1
Karlatm ok sayda olaydan seilen bu birka rnek
sadece, saplantl eylemlerdeki her eyin bir anlam olduu ve
yorumlanabilecei savm aklamay amalamaktadr. Ayn ey
kesin anlamyla trenler iin de geerlidir, ancak burada kant
lama ok daha dolambal bir sunu gerektirecektir. Saplantl
eylemlere ilikin aklamalarmzn, bizi dini dnce alanndan
grnrde ne kadar uzaklatrdnn farkndaym.
Bir zorlanma boyun een kiinin, bunu anlamn veya
temel anlamn anlamakszm yapmas, hastaln koullarn
dan birisidir. Sadece psikanalitik tedavi abalan sayesinde sap
lantl eyleminin anlamnn ve bununla birlikte onu bunu yap
maya zorlayan gdlerin bilincine varr. Saplantl eylemin, bilind gdleri ve dnceleri dile getirdiini syleyerek bu
nemli gerei ifade ederiz. Burada dini uygulamalardan baka
bir ayrl noktas daha buluyor gibiyiz; ama rahiplerin ve bi
limsel aratrmaclarn trenin ounlukla sembolik olan
anlam m bilmelerine karn, kural olarak sradan dindar birey
de dinsel treni anlamna pek dikkat etmeksizin yapar. Ne var
ki btn dindarlarda kendilerini dini uygulamalara zorlayan g
dler bilinmez, ya da bilinlerinde bunlarn yerine geen baka
gdlerle temsil edilir.
Saplantl eylemlerin analizi, nedenleri ve gdleri konu
sunda halihazrda bize belli bir i gzlem kazandrmtr.
Zorlanmalara ve yasaklara sahip kiinin, hakknda hi bir ey
1 [Freud bu olay, yukarda (d) ksmnda anlatlan saplantl eylemle ilgili olarak, Psikanalie Giri Dersleri'nm (1916-17) 17. Dersinde tekrar ve uzun uzadya ele almtr.]

SAPLANTILAR VE DN

37

bilmedii bir sululuk duygusunun egemenlii altndaym gibi


davrandn syleyebiliriz; bu nedenle grnrdeki terim e
likisine ramen buna bilinsiz bir sululuk duygusu dememiz
gerekir.' Bu sululuk duygusunun kayna baz eski ruhsal olaylarda yatmaktadr, ama her yeni kkrtmayla yeniden canla
nr. Ayrca, pusuda yatan bir beklentisel kayg duygusu, ceza
landrlma dncesi yoluyla i kkrtma algsyla birleen bir
talihsizlik beklentisi yaratr. Trenin ilk olutuu dnemde
hasta bir hastalktan kanmak iin unu veya bunu yapmas ge
rektiinin hl bilincindedir ve kural olarak beklenen hastaln
yapsmm farkndadr. Ama onun bilmedii ey, bu beklentisel
kaygnn ortaya kt ortamla yaratt tehlike arasndaki her
olayda gsterebileceimiz balantdr. Tren bylece bir sa
vunma veya gvence eylemi, bir korunma nlemi olarak balar.
Saplantl nevrotiklerin sululuk duygusunun karl, din
dar insanlardaki znde sefil birer gnahkr olduklarnn itira
fdr; ve gndelik her hareketten nce, zellikle de kurald her
iten nce giritikleri dini trenler (dua etmek gibi) savunmac
veya koruyucu nlem deerine sahip gibidir.
Altnda yatan temel olguyu dikkate aldmz takdirde sap
lant nevrozu mekanizmas konusunda daha derin bir i gzlem
kazanrz. Bu her zaman iin kiinin yapsmda bulunan, ocuk
luunda davurumuna gz yumulan, ama daha sonra bastrma
ya yenik den igdsel bir drtnn (cinsel igdnn bir
bileeninin) bastmlmasdr. Bu igdnn bastrlma seyri iinde igdnn amalan konusunda zel bir titizlik ortaya
1 [Burada sululuk duygusu iin kullanlan Almanca kelime SchuIdbenusslseiridT
ve kelimesi kelimesine su bilinci anlamna gelir. yle gzkyor ki Freudun son
raki yazlarnda rnein Ego ve Afin V. Blmnde (1923b), FD. 12 ok nemli bir rol oynayan bilinsiz sululuk duygusu aka ilk kez burada ortaya konu
yor. Mazoizmde Ekonomik Soran (1924c, FD., 12) balkl makalesinde bilinsiz
sululukla ahlaki mazoizm arasnda bir aynm yapyor. Aynca Uygarlk ve Honutsuzluklarnm VII ve VIII. Blmlerine bakn (1930a), FD., 13.]

38

SAPLANTILAR VE DN

kar; ama bu ruhsal tepki oluumu eminlik duygusu yaratmaz,


bilindnda pusuda yatan igdnn srekli tehdidi altndadr.
Bastrlan igdnn etkisi kkrtma olarak hissedilir ve zaten
bastrma srecinde beklentisel kayg biiminde gelecekte etkili
olan bir kayg yaratlr. Saplant nevrozuna yol aan bastrma
srecinin, sadece ksmen baarl olan ve giderek artan lde
baarszlk tehdidinde bulunan bir sre olarak deerlendiril
mesi gerekir. Dolaysyla bitmeyen bir atmayla kyaslanabi
lir; igdnn ileri basksn dengelemek iin srekli olarak ye
ni ruhsal abalara ihtiya vardr.1Bu nedenle tren ve saplantl
eylemler, ksmen kkrtmaya kar bir savunma, ksmen de
beklenen hastala kar bir koruma olarak ortaya kmaktadr.
Koruyucu nlemler kkrtmaya kar ksa srede yetersiz kal
makta; bunun zerine kkrtma yaratan ortamlardan uzak dur
ma amacn gden yasaklar devreye girmektedir. Tpk bir fobi
nin histerik bir nbetten kanmay amalamas gibi, yasaklarn
da saplantl eylemlerin yerini ald grlecektir. Ayrca, tpk
Kilisedeki evlilik treninin, inanan kiiye baka trl gnah olacak bir cinsel haz hakk vermesi gibi, tren de, henz tama
men yasaklanmayan bir eyin izin verildii koullarn toplamn
temsil eder. Benzer btn duygularn olduu gibi, saplant nev
rozunun bir baka tipik zellii de, davurumlarnn (saplantl
eylemler de dahil olmak zere semptomlarnn), ruhsal yapnn
sava halindeki gleri arasnda bir uzlama olma koulunu ye
rine getirmesidir. Bu nedenle bunlar, engellenmesi amalanan
hazz da mutlaka ksmen retir; ve bastran gler kadar bast
rlan igdye de hizmet ederler. Gerekten de hastalk ilerle
dike, balangta ounlukla savunmanm devamyla ilgili olan
eylemler, igdnn ocuklukta dile gelmesini mmkn klan
1 [Bu pasaj, Bilind (1915e) balkl makalesinin (FD., 12) IV. Blmnde aynntlanyla gelitirilen kar-ykleme (anticathexis) kavramnn geliimini imdiden
gsteriyor.]

SAPLANTILAR VE DN

39

ve daha sonra yasaklanan [doyum amal] eylemlere giderek


daha ok yaklar.
Bu durumun baz yanlar dini yaam alannda da grlebilir.
Dinin oluumu da baz igdsel drtlerin bask altna alnma
sna, bir yana itilmesine dayanyor gibidir. Ne var ki bu ig
dler, nevrozlarda olduu gibi sadece cinsel igdnn bile
enleri deildir; genellikle cinsel bir bileeni bulunsa da bunlar,
bencilce, toplumsal adan zararl igdlerdir. yle veya
byle, srekli kkrtmay izleyen sululuk duygusu ve ihlali
durumunda cezalandrlma korkusu klmdaki beklentisel kay
g, dini alanda, nevrozda olduundan ok daha uzun bir sredir
bildiimiz bir olgudur. Belki de cinsel bileenlerin de karm,
ya da igdlerin genel zellikleri yznden, dini yaamda da
igdnn bask altna alnmasnn yetersiz ve srekli bir sre
olduu anlalr. Gerekten de, dindar insanlar arasndaki gna
ha tam bir yneli nevrotiklerdekinden ok daha yaygndr; bu
da saplant nevrozunda karl bulunan yeni bir dini etkinlie,
yani tvbe etmeye yol aar.
Trenlerinin, gndelik yaamn kk ayrntlaryla ilgili ol
duunu ve bunlara bal aptalca dzenlemelerle ve kstlama
larla dile getirildiini syleyerek saplant nevrozunun ilgin,
aalayc yapsna dikkati ekmitik. Ryalann oluumunda
ilk kez tarafmca kefedilen ve saplant nevrozunun ruhsal s
relerine egemen olan ruhsal yerdeitirme mekanizmasn1
kavramadmz srece, klinik tablonun bu belirgin zelliini
anlayamayz. Saplantl eylemlere ilikin yukanda verilen bir
ka rnekten, ierdikleri sembolizmin ve ayrntlarn, asl, nemli eyden bunun yerini alan kk, nemsiz eye rnein
bir kocadan iskemleye yerdeitirme yoluyla gerekletii
aktr. Klinik tablosunu giderek daha ok deitiren ve sonun
da' grnrde en nemsiz eyleri en nemli ve acil eylere d
1fBkz. Ryalann Yorumu (1900a), Blm VI, Ksm B (FD.,5).]

40

SAPLANTILAR VE DN

ntren, ite bu yerdeitirme eilimidir. Ruhsal deerlerin


ayn ynde yerdeitirmesine ynelik benzer bir eilimin, din
alannda da bulunduu ve bylece dini uygulamadaki kk t
renlerin dzenli olarak temel eylere dnt ve altta yatan
dnceleri bir yana ittii inkar edilemez. Dinlerin, geriye d
nk olarak alan ve balangtaki deerler dengesinin yeniden
kurulmasn amalayan reformlara tabi olmasnn nedeni ite
budur.
Nevrotik semptomlar olarak saplantl eylemlerin sahip ol
duu uzlama zellii, dini trenlerde tespit edilmesi en zor olan zelliktir. Ama burada da dinin yasaklad btn eylemle
rin bask altna ald igdlerin davurumlarnn ne ka
dar yaygn olarak yine din adna gerekletiini gz nne ald
nz zaman nevrozlarn bu zelliini hatrlarsnz.
Bu benzerlikler ve benzetmeler asndan saplant nevrozu
nu, bir dinin oluumunun patolojik karl [edeeri] olarak
deerlendirip bu nevrozu bireysel bir din, dini ise evrensel bir
saplant nevrozu olarak tanmlayabiliriz. En temel benzerlik,
altta yatan yapsal igdlerin bask altna alnmas; en temel
fark ise nevrozlarda kken asndan sadece cinsel olmasna
karlk dinde bencilce kaynaklardan gelen bu igdlerin yap
snda yatmasdr.
Egoya temel [birincil] haz verebilecek olan yapsal igdle
rin dzenli olarak bastrlmas, insan uygarlnn geliim te
mellerinden birisini oluturuyor gibidir.1 Bu igdsel bastrma
ksmen dinler tarafndan uygulanr ve bireyden, igdsel hazlann tannya feda etmesi istenir: ntikam ben alrm, dedi
Tann. Eski dinlerin geliiminde, insanln gnah diye vaz
getii birok eyin Tanrya brakldn ve onun adna izin ve
rildiini, bylece insann kt ve toplumsal adan zararl ig
1 [Bu gr, uygar cinsel ahlak zerine yazd bir denemede aklanmtr (1908d),
FD. 13.]

SAPLANTILAR VE DN

41

dlerin Tannya devrederek kendini bunlarn egemenliinden


kurtardn grmek mmkndr. Bu eski tanrlara her trl in
san zelliinin ve bunlardan kaynaklanan ktlklerin snrsz
lde atfedilmesi kesinlikle rastlant deildir. Buna ramen
insann kutsal rnee bakarak kendi gnahlarn hakl karma
sna izin verilmemesi de bir eliki deil.

VYANA, ubat 1907

TOTEM VE TABU
Vahilerle Nevrotiklerin Ruhsal Yaamlar
Arasndaki Baz Ortak Noktalar
(1913 [1912-13])

EDTRLK NOTU
(A) ALMANCA BASIMLAR:
1912 I-II. Ksmlar, Imago, 1 (1), 17-33; (3), 213-27; (4), 30133. (ber einige berinstmmungen im Seelenleben der
Wilden und der Neurotiker [Vahilerle Nevrotiklerin
Ruhsal Yaamlan Arasndaki Baz Ortak Noktalar] ba
lyla.)
1913 III-IV. Ksmlar, Imago, 2 (1), 1-21; (4), 357-408. (Ayn
balk.)
1913 Totem und Tabu balyla, Leipzig ve Viyana: Heller.
(1920 2. basm, Leipzig, Viyana ve Zrih: Intemationaler
Psychoanalytischer Verlag; 1922,3. bas.; 1934, 5. bas.)
1924 Gesammelte Schriften, 10,3-194.
1940 Gesammelte Werke, 9, 1-205.
Vorrede zur hebrischen Ausgabe von
Totem und Tabu
1934 Gesammelte Schriften, 12,385.
1940 Gesammelte Werke, 14, 569.
(B) NGLZCE BASIMLAR:
Totem and Taboo
1918 New York: Moffat, Yard. (1919, Londra: Routledge.)
(ev. A. A. Brill.)
1938 Londra ve New York: Penguin Books. (Ayn evirmen.)

46

TOTEM VE TABU

1950 Londra: Routledge and Kegan Paul. (branice eviriye


Giri de dahil.) (ev. James Strachey.)
1953 Standard Edition, 13, xv, 1-161. (1950 evirisinin biraz
dzeltilmi versiyonu.)
Mevcut basm, baz editrlk deiiklikleriyle birlikte Standard
Edition'Asa alnmtr.
Freud, nsznde bu makaleleri yazma konusundaki ilk zendirici unsurun Wundt ve Jungun almalar olduunu
sylyor. Aslnda sosyal antropolojiye duyduu ilginin ok da
ha ileri dzeyde olduuna kuku yok. Fliess yazmasnda
(1950a) arkeoloji ve tarih ncesi incelemelerine ynelik uzun
sreli ilgisinin yan sra, antropolojik konulara ve psikanalizin
bu noktalara tuttuu a ilikin bir dizi zel gnderme sz ko
nusudur. rnein N Taslanda (31 Mays 1897) ensest kor
kusunu tartrken, uygarln geliimiyle igdlerin bask al
tna alnmas arasndaki ilikiye' deinir; bu, Uygar Cinsel
Ahlak (1908d) balkl makalesinde (FD., 12) ve ok daha
sonra Uygarlk ve Honutsuzluklar'nda (1930a, FD., 12) tek
rar ve daha ayrntl ele ald bir konudur. Yine 78 nolu mek
tubunda (12 Aralk 1897) yle yazyor: i-ruhsal
[endophysic] mitlerin neler olduunu dnebiliyor musun?
Ruhsal abalarmn en son rn. Kiinin kendi ruhsal aygtn
belli belirsiz alglamas, doal olarak darya ve tipik olarak da
gelecee ve bunun da tesindeki dnyaya yanstlan dnce
yanlsamalarm kamlyor. lmszlk, intikam, lmden son
raki yaam: btn bunlar, kendi ruhumuzun yansmalar...
psiko-mitoloji. Ve 144 nolu mektupta (4 Temmuz 1901):
ngilizlerin, Giritteki (Rnossos) eski bir saray kazsnda ger
ek Minos labirenti olduunu syledikleri bir ey ortaya kar
dklarn okudun mu? yle gzkyor ki Zeus balangta bir
boaym. Perslilerin yceltmesinden nce bizim Tanrmza da

EDTRLK NOTU

47

bir boa olarak taplm gibi gzkyor. Bu da henz yazya


dklemeyecek olan her trden dnceyi besliyor. Son ola
rak, Ryalarn Yorumumn (1900a, FD., 4-5) ilk basmndaki
bir dipnotta monarinin, aile babasnn toplumsal konumundan
kaynaklandm ima ettiini belirtmekte yarar var.
Ama Freudun sosyal antropolojiye katksndaki temel e
ler ilk kez bu almada, zellikle de drdnc denemede orta
ya kyor; bu deneme, ilkel kabile ve ilk babay ldrme hipo
tezini iermekte ve sonraki toplumsal ve kltrel kurumlann
hemen tamamnn kkenini bunlara balayan teorisinin ayrnt
larn vermektedir. Freudun kendisi de hem ierii hem de bi
imi asndan bu son denemeye ok byk bir deer veriyordu.
evirmenine, muhtemelen 1921 de, bunu yazl en iyi eseri ola
rak deerlendirdiini sylemitir. Gerekten de kitap yaamnda
onun iin gzde eseri olarak kalm ve srekli hatrlamtr.
1929da unlar yazan Thomas Mann da Freudun bu grne
katlmaktadr: Sigmund Freudun cesur ve devrimci katkla
rndan beni en ok hangisinin etkiledii ve ad anldnda han
gi edebi almasnn aklma geldii sorulacak olursa, cevabm
tereddtsz Totem ve Tabu olacaktr ... Bunun, Freudun en
yetkin sanat yeteneine sahip rnlerinden birisi olduuna
kuku yok; hem tasarm hem de edebi tarz asndan en gzel
edebi deneme rnekleriyle kyaslanabilir edebi bir aheserdir.
Bu denemelerin yazl sreci konusunda epeyce bilgi sahi
biyiz; bunun ayrntlar Jonesun Freud biyografisinin (1955)
ikinci cildinde bulunabilir. Freud, almann hazrlklarna, zellikle de konuya ilikin ok sayda kayna okumaya ta
1910larda balyor. Denemeler bir ciltte toplanncaya kadar
kullanmasa da, Totem ve Tabu baln ta Austos 1911 de
dnd aktr. lk deneme 1912 Ocak ortalarnda bitmi,
izleyen Mart aynda Imago'da yaymlanm ve ksmen zetle
nerek, ksa bir sre sonra Viyanadaki haftalk dergi Patda (11
ve 18 Nisan 1912) ve Neues Wiener Journal adl gnlk bir ga

48

TOTEM VE TABU

zetede (18 Nisan) yaymlanmtr. kinci deneme 15 Mays


1912 tarihinde Viyana Psikanaliz Demei toplantsnda saat
sren bir konumada sunulmutur. nc ve drdnc dene
melerse ayn demein srasyla 15 Ocak ve 4 Haziran 1913 ta
rihlerindeki toplantlarnda sunulmutur.

NSZ
drt deneme ilk nce benim ynetimim altnda ya
ynlanan Imago dergisinin ilk iki saysnda (elinizdeki kitabn
balyla) yaymlanmtr. Bu denemeler, psikanalitik bak asm ve bulgularn sosyal psikolojinin baz zlmemi so
runlarna uygulamaya ynelik ilk giriimlerime karlk gelir.
Bunlar, bir yandan analitik olmayan psikolojinin hipotezlerini
ve alma yntemlerini ayn amala kullanan Wilhelm
Wundtun kapsaml almasna, te yandan da tersine bireysel
psikolojinin sorunlarn sosyal psikolojiden elde edilen malze
menin yardmyla zmeye alan Zrih psikanaliz ekolnn
yazlarna yntembilimsel [metodolojik] bir kartlk oluturur.
(Bkz. Jung, 1912 ve 1913.) Kendi denemelerimi yazma konu
sunda ilk tevik unsurunu bu iki kaynaktan aldm rahatlkla
itiraf edebilirim.
Bu almalarn eksikliklerinin tam anlamyla bilincindeyim.
nc almann tipik zellii olan eksiklikleri belirtmeme ge
rek yok; ancak dierleri bir aklamaya ihtiya duyuyor. Eliniz
deki drt deneme, olduka geni bir eitimli okur kitlesinin il
gisini kamlamay hedefliyor, ama aslnda psikanalizin temel
yapsna yabanc olmayan birka kii dnda anlalp takdir
edilmesi ok zordur. Bu denemeler, bir yandan sosyal antropo
loji, filoloji ve folklor gibi konularda aratrma yapan insanlar
la, te yandan psikanalistler arasndaki bolua kpr olmay
amalamaktadr. Ama her bir tarafa, eksik olduu eyi (birinin,
yeni psikolojik teknik konusunda yeterli bilgiler almasn, ya da
dierinin ele alnmay bekleyen malzemeyi yeterince kavrama
sn) salayamaz. Bu nedenle her iki tarafn da ilgisini ek
A a id a k I

50

NSZ

mekle ve taraflar, aralarndaki ibirliinin aratrma asndan


mutlaka yararl olacana inandrmakla yetinmek gerekiyor.
Kitabn baln oluturan iki ana temann Totem ve Ta
bularn ayn ekilde ele alnmad grlecektir. Tabularn
analizi, sorunun zmne ynelik kesin ve kapsaml bir giri
im olarak ortaya konmutur. Totemizm incelemesi ise burada
psikanalizin totem sorununun aklanmasna imdilik yapabile
cei katklara deinmekten te geemez. Bu fark, tabularn aramzda hl yayor olmas gereiyle ilgilidir. Negatif bii
miyle ifade edilmelerine ve baka bir konuya ynelik olmalar
na karn bunlar, ruhsal yaplaryla Kantn zorlanmh tarzda
ileyen ve bilinli her trl gdy reddeden kategorik zorunluluklarmdan farkl deildir. Tersine totemizm, ada
duygularmza yabanc bir eydir, uzun zaman nce terk edilen
ve yerine yenileri konan dini-toplumsal bir kurumdur. Tote
mizmden geriye, bugnn uygar halklarnn dinlerindeki, gele
nek ve greneklerindeki ok kk izler kalmtr ve bugn bile
egemen olduu rklar arasnda bile kapsaml deimelere tabi
dir. insanlk tarihindeki toplumsal ve teknolojik gelimeler to
temi tabulardan ok daha fazla etkilemitir.
Bu ciltte, ocukluktaki kalntlarna ocuklarn geli
im seyrinde ortaya kan ipularna dayanarak totemizmin
zgn [ilk] anlamn karmaya alacaz. Totemlerle tabular
arasndaki yakn iliki, bu sayfalarda sunulan hipotez dorultu
sunda ileri bir adm daha atmamz salar; sonuta bu hipotez
ok imkansz bir grnm kazanacak olursa bu, yeniden ku
rulmas [tasarlanmas] o kadar zor olan gereklie u veya bu
lde yaklamad anlamna gelmez.
ROMA, Eyll 1913

BRANCE EVRSNE NSZ


Bu KtTABi [branice evirisini] okuyan hibir okur kendini, kut
sal yaz dilini bilmeyen, atalarnn dinine ve dier btn din
lere yabanclaan ve milliyeti idealleri paylaamayan, ama
te yandan da kendi halkn asla inkar etmeyen, temel doasn
da bir Yahudi olduunu hisseden ve bu doay deitirmek gibi
bir arzusu bulunmayan yazarn duygusal konumuna koyamaz.
Halknn btn bu ortak zelliklerini terk ettiin iin, sende
Yahudilikten geriye kalan ne? diye sorulacak olursa, yle ce
vap veririm: ok ey, belki de z. Bu z aka dile geti
remem; ama bilimsel kafann bir gn bu ze de ulaacana
kuku yok.
Dolaysyla kitaplarmdan birisinin dahas, dinin kkenle
rini inceleyen, ama Yahudi bak asn benimsemeyen ve Ya
hudilie istisna tanmayan bir kitabmn branice diline ev
rilmesi ve bu tarihsel dilin yaayan dil olduu okurlara ulat
rlmas benim iin olduka zel bir deneyimdir. te yandan n
yargsz bilimin yeni Yahudilik ruhuna yabanc kalamayaca
inancna okurlarn da katlacan mit ediyorum.

VYANA, Aralk 1930

TOTEM VE TABU
I
ENSEST KORKUSU
T arih ncesi insan, geliiminin eitli evrelerinde, geride b

rakt cansz antlardan, eyalardan, sanat, dini ve yaama


ynelik tutumu konusunda dorudan veya masallarda ve mit
lerde folklor [szl gelenek] yoluyla aktarlan bilgilerden ve
dnce tarznn, kendi gelenek ve greneklerimizde varln
srdren kalntlarndan tanyoruz. Ama bunun dnda o bir
anlamda hl adamzdr. lkel insana bizden ok daha yakn
olduuna inandmz ve bu nedenle dorudan varisi ve temsil
cisi olarak grdmz insanlar vardr. Vahi veya yar-vahi
olarak tanmladmz rklara byle bakyoruz; eer kendi geli
imimizin eski bir evresinin iyi korunmu bir tablosunu grd
mz dnmekte haklysak, bu rklarn ruhsal yaam bizim
iin zgn bir ilgi kayna olacaktr.
Eer bu varsaym doruysa, sosyal antropolojinin ortaya
koyduu kadaryla ilkel insanlarn psikolojisiyle, psikanalizin
ortaya kard kadaryla nevrotiklerin psikolojisi arasnda ya
placak bir karlatrma, mutlaka ok sayda ortak nokta ortaya
karacak ve her iki bilimdeki bilinen olgulara yeni bir k tu
tacaktr.
Dsal ve isel nedenlerden tr bu karlatrmaya temel
olarak, antropologlarn en geri, aa ve ilkel topluluklar olarak
tanmlad kabileleri, yani en gen kta olan Avustralya yerlile
rini ele alacam; ki bu ktadaki hayvanlarda da arkaik ve baka
her yerde ortadan kalkm olan ok ey gzleyebiliriz.

54

TOTEM VE TABU

Avustralya yerlileri, en yakn komular Melanez, Polenez


ve Malaya halklaryla fiziksel veya dil ilikileri bulunmayan ay
r bir rk olarak deerlendirilir. Ev veya kalc snak yapmaz;
topra ilemez; kpek dnda evcil hayvan beslemezler; hatta
mlek sanatn bile bilmezler. Sadece avladklan her trden
hayvann etiyle ve kardklar kk bitkileriyle beslenirler. Aralannda kral veya ef bulunmaz; toplum ileri yallardan olu
an bir kurul tarafndan kararlatrlr. Yce varlklara tapnma
anlamnda bir dinleri olduunu sylemek ok zordur. Ktann i
ksmlarnda bulunan ve su ktl nedeniyle son derece zor ya
am koullaryla mcadele etmek zorunda olan kabileler, ky
eridine yakn yerlerde yaayanlardan her adan daha ilkel g
zkmektedir.
Bu yoksul, plak yamyamlarn cinsel yaamnn bizdeki
anlamyla ahlaki, ya da cinsel igdlerinin byk lde k
stlamaya tabi olmasn elbette bekleyemeyiz. Yine de, en dik
katli, en ac verici ahlaki kurallarla ensest cinsel ilikilerden ka
nmaya altklarn grrz. Gerekten de, toplumsal rgt
lenmelerinin tamam bu amaca hizmet ediyormu, ya da bu amacn gerekletirilmesiyle ilikili olarak ortaya km gibi
gzkr.
AvustralyalIlar arasnda eksik olan dini ve toplumsal ku
ramlarn yerini totemizm sistemi almtr. Avustralya kabile
leri, her biri kendi toteminin adm alan kk gruplara, ya da
klanlara ayrlr. Peki totem nedir? Kural olarak bir hayvandr
(yenilebilir ve zararsz olabilecei gibi, tehlikeli ve korkulan bir
hayvan da olabilir), ender olarak da klann tamamyla zgn bir
ilikisi bulunan bir bitki veya doal bir olaydr (yamur veya su
gibi). Totem her eyden nce klann ortak atasdr; ayn zaman
da da onlara bilgi veren ve bakalarna tehlikeli olmas halinde,
kendi ocuklarn tanyan ve koruyan koruyucu ruhu ve yar
dmcsdr. Buna karlk klan yeleri de totemi ldrmemek
veya yok etmemek ve etini yemekten (veya ondan baka alar

I. ENSEST KORKUSU

55

dan yararlanmaktan) kanmak gibi (otomatik yaptrma tabi)


kutsal bir ykmllk altndadr. Totemik zellik belli bir hay
van veya btnlkte deil, belli bir snfn btn bireylerinde
yatmaktadr. Zaman zaman yaplan festivallerde klan yeleri
tren danslarnda totemlerinin hareketlerini ve zelliklerini
temsil veya taklit eder.
Totem, kadn veya erkek soyuyla aktarlabilir. Balangta
her yerde kadn soyuyla totem miras egemen yntem olabilir
ve yerini ancak sonradan dieri alm olabilir. Bir AvustralyalI
nn totemle ilikisi btn toplumsal grevlerinin temelidir: bu
iliki hem kabile yeliinden hem de kan ilikilerinden nde
gelir.1
Totem belli bir yere bal deildir. Klan yeleri farkl yerle
re dalmtr ve dier totem klanlarnn yeleriyle yan yana ve
ban iinde yaamaktadr.2
1Totem ba, ada anlamdaki kan veya aile bandan daha gldr. (Frazer, 1910,
I, 53.)
2 Totemik sisteme ilikin bu ksa zet, aynca yorum ve niteleme gerektiriyor. Totem
terimi ilk nce 1791 ylnda ngiliz J. Long tarafndan Kuzey Amerika Yerlilerinden
alnmtr (totam eklinde). Konu giderek byk bir bilimsel ilgi oda olmu ve
zengin bir literatr yaratmtr; balca nemlileri arasnda J. G. Frazerin drt ciltlik
Totemism and Exogamy (1910) adl almasn ve Andrew Langn almalarn, r
nein The Secret o f the Totem'i (1905) sayabilirim. Totem kurumlannn ileyii sade
ce AvustralyalIlarda deil, Kuzey Amerika Yerlilerinde, Okyanusya halklarnda, Dou
Hintlilerde ve Afrikann byk bir blmnde gzleniyordu, hatta bugn bile gz
lenmektedir. Aynca baz kalntlara dayanarak, totemizmin Avrupa ve Asyann Aryan
ve Yahudi rklan arasnda da bir dnemde varolduu sonucu karlabilir. Dolaysyla
birok aratrmac bunu, insan geliiminin evrensel olarak yaanan zorunlu bir evresi
olarak deerlendirme eilimi duymaktadr.
Tarih ncesi insan totemleri nasl benimsiyor? Yani, varlnn, toplumsal ykml
lkleri ve imdi greceimiz gibi cinsel kstlamalar temelinde u veya bu hayvandan
geldiine nasl inanyor? Bu konuda eitli teoriler var; Wundt (1906 [264]) Alman okurlar iin bunlarn bir zetini veriyor; ama teoriler arasnda bir anlama yok. Tote
mizm sorununa, psikanalitik bir yaklamla zmeye alacam zel bir alma ayrmay amalyorum. (Bu almadaki drdnc denemeye bakm.)
Ne var ki tartma konusu olan sadece totemizm teorisi deildir; olgular da yukarda
yapmaya altm gibi genel terimlerle dile getirmek pek kolay deildir. stisna veya
eliki iermeyen bir ifade yok gibi. Ama en ilkel ve tutucu rklarn bile bir adan eski
(Devam var...)

56

TOTEM VE TABU

Bylece totemik sistemin, psikanalizin ilgisini eken bir zelliine geldik. Totem bulunan hemen her yerde ayrca ayn
totemden insanlarnn birbirleriyle cinsel iliki kurmasn ve
dolaysyla evlenmesini yasaklayan bir yasa buluruz. Dolay
syla bu [yasa], totemizmle ilgili bir kurum olan d evliliktir.
Kat bir ekilde uygulanan bu yasak dikkate deer. Totem
kavramnda ya da u ana kadar deindiim zelliklerinde bunu
beklememize yol aacak hi bir ey yoktur; bu nedenle totemik
sistemde nasl yer aldn anlamak zordur. Dolaysyla baz aratrmaclarn, d evliliin balangta en eski zamanlarda
ve gerek anlamyla totemizmle hi bir ilgisi olmadn, ev
lilik kstlamalarm gerektiren bir dnemde (altta yatan bir
balant olmakszn) buna balandm varsaymas bizi pek a
rtmaz. Ne olursa olsun, totemizmle d evlilik arasnda bir ba
vardr ve olduka gl olduu aktr.
Baz varsaymlar bu yasan nemine aklk kazandracak
tr:
(a)
Yasan inenmesi halinde sulu taraflar, totem hayva
nn ldrmek trnden dier totem yasaklan durumunda oldu
u gibi otomatik cezalandrma denebilecek bir eye brakl
maz. Toplumun tamamn tehdit eden bir tehlikeyi bertaraf etme
ya da bir suu engelleme sorunuymu gibi, sz konusu kiiler
klann tamam tarafmdan iddetle cezalandrlr. Frazerden
(1910, I, 54) alacam birka cmle, baka trl bizim stan
dartlarmza gre ahlaktan uzak olan vahilerin bu tr sular
nasl iddetle cezalandrdklarm gsterecektir:
[aa ait] olduu ve zgn [ilk] yaam koullarnda birok gelime ve arptmaya yol
aan uzun bir tarihi geride braktklar unutulmamaldr. Dolaysyla bugn totemizm,
yaad rklarda eitli bozulma ve zlme evrelerinde, baka toplumsal ve dini kurumlara gei srecinde, ya da ilk [balangtaki] durumdan byk lde farkl ol abilen sabit bir durumda gzlenebilir. Bu son durumdaki zorluk, mevcut durumu, ge miin nemli zelliklerinin gerek bir tablosu olarak m yoksa bunlarn ikincil bir ar
ptmas olarak m deerlendireceimize karar vermekte yatmaktadr.

I. ENSEST KORKUSU

57

Avustralyada yasak klandan birisiyle cinsel ilikinin cezas


lmdr. Kadmm ayn mahalli gruptan m olduu yoksa savata
baka bir kabileden esir mi alnd nemli deildir; kadm
kendine kar eden yanl klan erkei, klan yeleri tarafmdan bir
hayvan gibi avlanr ve ldrlr, kadn da yle; ancak baz du
rumlarda sulular bir sre kamay baarrsa, sua gz yumulabilir. Yeni Gney Walesteki Ta-ta-thi kabilesinde, ender g
rlen olaylarda erkek ldrlr, ama kadn sadece lesiye d
vlr veya yaralanr; ldrlmemesine gereke olarak da iliki
ye zorlanm olabilecei gsterilir. Geici aklarda bile klan ya
saklarna harfiyen uyulur; bu yasaklarn ihlali byk bir tiksin
tiyle karlanr ve lmle cezalandrlr. [Camerondan alnt
(1885, 351).]
(b) Ayn ar ceza doumla sonulanmayan geici ak ili
kilerine de uyguland iin, yasan pratik nedenleri olmas
pek mmkn deildir.
(c) Totem kaltsal olduu ve evlilikle deimedii iin, ya
san sonularn izlemek kolaydr. rnein soyun kadn izgi
sini izledii durumlarda kanguru toteminden bir erkek deve ku
u toteminden bir kadnla evlenirse, kz erkek btn ocuklar
deve kuu kabilesine ait olur. Dolaysyla totem dzenlemeleri
bu evlilikten doan bir erkek ocuun, kendisi gibi Deve Kuu
olan annesiyle veya kz kardeleriyle ensest ilikisi kurmasn
yasaklar.1
(d) Ama bir para daha dnnce, toteme balanan d ev
liliin, erkein annesiyle ve kz kardeleriyle ensesti yasakla1 te yandan, bu yasak sz konusu olduu lde, bir Kanguru olan baba, Deve Kuu
olan kzlaryla ensest ilikisine girmekte serbesttir. Ama soyun erkek izgisini izlemesi
halinde, Kanguru babann kzlaryla ensest ilikisi yasak olacak (nk btn ocukla
r Kangurudur), buna karlk olu annesiyle ensest ilikisine girmekte serbest olacak
tr. Totem yasaklarnn bu sonulan, kadm izgisiyle soyun devamnn [ana-soysal],
erkek izgisiyle olandan daha eski olduunu dndrr, nk totem yasaklarnn
temelde olan ocuun ensest arzularna kar konulduunu dnmek iin geerli ne
denler vardr.

58

TOTEM VE TABU

manm da tesinde etkileri olduu (ve bu nedenle daha fazlasn


amalad) anlalr. Bu, bir erkein, sanki kan bayla bal
akrabalarym gibi, kendi klannn btn kadnlaryla (yani
kan bayla akraba olmad ok sayda kadnla) cinsel iliki
kurmasn imknszlatrr. Uygar toplumlarda bununla kyasla
nabilecek her eyi ok aan bu geni kapsaml kstlamann ruh
sal temelini grmek ilk bakta zordur. Ne var ki ortak ata ola
rak totemin oynad roln ok ciddiye alnd anlalabilir.
Ayn totemden gelen herkes kan akrabasdr. Hepsi tek aile oluturur ve bu aile iindeki en uzak akrabalk dereceleri bile
cinsel ilikiye mutlak engel saylr.
Bylece bu vahilerin enseste kar olaand lde byk
bir korku beslediklerini, konuya olaand duyarl olduklarn
ve buna bizim iin anlalmaz olan bir zgnlk kattklarn
kan ba yerine totem akrabaln koyduklarn grrz. Ama bu son tezad fazla abartmamak ve totem yasaklarnn zel
bir durum olarak gerek enseste kar olan da ierdiini unut
mamak gerek.
Totemin yaps aklanmad srece, gerek ailenin yerine
totemin nasl konulduu bilmecesi zmsz kalacaktr. Ayn
zamanda, evlilik dnda belli bir cinsel zgrlk olmas halinde
kan akrabal ve dolaysyla ensest yasa ok belirsizleecek
ve yasan daha geni bir temele oturtulmas gerekecektir. Bu
nedenle Avustralya geleneklerinin baz sosyal ortamlarda ve
baz festivaller srasnda bir erkein bir kadn zerindeki tek
[dlayc] evlilik haklarnn inenmesine izin verildiini be
lirtmeye deer.
Bu Avustralya kabilelerinde1 dil kullanm, burayla aka ilikili bir zgnlk sergiler. nk eitli akrabalk derecelerini
ifade etmek iin kullanlan terimler, iki birey arasndaki bir ili
kiyi deil, bir bireyle bir grup arasndaki ilikiyi gsterir. Bu, L.
1olduu kadar dier totemik topluluklarn ounda da.

I. ENSEST KORKUSU

59

H. Morgann [1877] snflandrc iliki sistemi dedii ey


dir. rnein bir erkek baba terimini sadece gerek biyolojik
babas iin deil, ayrca kabile yasas uyarnca annesinin ev
lenmi olabilecei ve bu nedenle babas olabilecek dier btn
erkekler iin; anne terimini ise sadece onu douran kadn iin
deil, kabile yasasn inemeksizin onu dourmu olabilecek1
dier btn kadnlar iin; karde terimini sadece gerek kar
deleri deil, snflandrma anlamnda annesi veya babas olan
dier btn insanlarn ocuklar iin de kullanr; ve saire. Dola
ysyla iki AvustralyalInn birbirine kar kulland akrabalk
terimleri, bizdeki gibi bir kan ba gstermez: fiziksel ilikiler
den ok sosyal ilikileri temsil eder. Bizde, snflandrma siste
mine yakn bir ey rnein ocuklar ebeveynlerinin arkadala
rna amca veya teyze-hala diye hitap etmeye zendirildii,
ya da benzetme kabilinden Apollonun kardeleri veya
sann kardeleri dediimiz zaman ortaya kar.
Terimlerin bu ekilde kullanlmas bizi artsa da, buna, Aziz L. Fisonun grup evlilii dedii ve belli sayda erkein
belli sayda kadn zerinde evlilik hakk uygulad evlilik kurumunun bir kalnts olarak baktmz zaman kolayca akla
ma kazanr. Bu grup evliliinin ocuklar (hepsi ayn anneden
domasa da) karde olarak deerlendirilecek ve gruptaki btn
erkekler babalan olacaktr.
Westermarck (1901) gibi baz yazarlar, dierlerinin snflandnc iliki [akrabalk] sisteminin varlndan kardktan sonu
cu tartma konusu etse de, Avustralya yerlilerini yakndan ta
nyanlar, bu sistemi, grup evlilii dneminden kalan bir ey ola
rak deerlendirme konusunda hemfikirdir. Gerekten de,
Spencer ve Gillene (1899 [64]) gre Urabunna ve Dieri kabi
lelerinde bir tr grup evlilii bugn bile mevcuttur. Bu toplu
luklarda bireysel evlilikten nce, ortadan kalktktan sonra hem
1[Yani baba dedii erkeklerin evlenebilecei].

60

TOTEM VE TABU

dil hem de geleneklerde belli izler brakan bir grup evlilii vard.
Ama bireysel evliliin yerine grup evliliini koyduumuz
zaman ayn insanlarda karlatmz ensestten grnrdeki an kanma anlam kazanr. Totemik d evlilik, yani ayn kla
nn yeleri arasndaki cinsel iliki yasa, grup ensestini nle
mek iin uygun bir nlem gibi gzkr; varolu nedeni ortadan
kalktktan uzun sre bile varln korumasnn nedeni budur.
AvustralyalI yerlilerin evlilie kstlama getirmelerine yol aan gdleri bylece kefetmiiz gibi gzkebilir; ama gerek
durumun ok daha byk, ilk bakta artc bir karmaklk
sergilediini reneceiz. nk Avustralyada, totem engeli
nin tek yasak olduu rk says azdr. ou, evlilik snf ve
paratri olarak bilinen iki blme ayrlacak ekilde rgtlen
mitir. Bu paratrilerden her birisi d evlilik ierir ve bir dizi
totem klanndan oluur. Kural olarak her paratri ayrca iki alt
paratriye blnr; bylece kabilenin tm drde blnr, bu
rada paratrilerle totem klanlar arasnda alt paratriler vardr.
Aadaki ema, bir Avustralya kabilesindeki tipik rgt
lenmeyi temsil eder ve ok sayda kabiledeki gerek duruma
karlk gelir:

Paratriler

Alt
Paratriler
Totem
Klanlar

I. ENSEST KORKUSU

61

Buradaki on iki totem klan, drt alt paratri ve iki paratri olarak
gruplanr. Btn blmler d evliliktir.1c ve e alt paratrileri d
evlilikli bir birim oluturur; d ve f alt paratrileri de yle. Bu d
zenlemelerin sonucuna (dolaysyla amacna) kuku yok: evlilik
seimi ve cinsel zgrl daha da kstlar. Her klanda eit sa
yda ye olduunu varsayalm. Bu durumda sadece on iki totem
klannn varolmas halinde bir klann her bir yesi, kabiledeki
btn kadnlar arasndan 11/12sini seme ansna sahiptir. ki
paratrinin varl seimini 6/12ye, yani 1/2ye indirir, nk a
toteminden bir erkek sadece l den 6ya kadar olan totemlerden
bir kadnla evlenebilir. Drt alt paratrinin varlyla seimi
3/12ye, yani 1/4e iner, nk bu durumda a toteminden bir
erkein e seimi 4, 5 veya 6 nolu kabilelerden bir kadnla s
nrlanr.
Evlilik snflaryla (ki baz kabilelerde bu sekize kadar k
maktadr) totem klanlar arasndaki tarihsel iliki tamamen bu
lanktr. Ak olan tek ey, bu dzenlemelerin totemik devlilikle ayn amaca daha ileri dzeyde yneldiidir. Ne var ki
totemik devliliin, kkeni bilinmeyen kutsal bir emir ksaca
bir gelenek izlenimi brakmasna karlk, alt blmleriyle ve
bunlara bah dzenlemeleriyle evlilik smflannn karmak ya
ps, totemin etkisinin azalmaya balamas nedeniyle ensesti ko
ruma iini stlenmi olabilecek amal bir yasann sonucu gibi
gzkyor. Ve bildiimiz kadaryla totemik sistemin kabilenin
dier btn toplumsal grevlerinin ve ahlak kstlamalarnn
temeli olmasna karlk, genelde paratrilerin nemi, evlilik se
iminin dzenlenmesinin tesine gemez.
En gelimi durumuyla evlilik snflan sistemi, doal ve
grup ensestini nlemenin ve daha uzak akraba gruplan arasnda
evlilii yasaklamann tesine geen bir abaya tanklk eder. Bu
adan bu, kardeler aras evlilik konusunda getirilen eski yasa
1Totem says rasgele alnmtr.

62

TOTEM VE TABU

, kuzinler aras evlilie, hatta salt ruhani akrabalar [vaftiz ba


bas, annesi, ocuu] arasndaki evlilie genileten Katolik Kilisesine benzer. (Bkz. Lang, 1910-11 [87].)
Evlilik snflarnn kkeni, anlam ve totemle ilikileri konu
sundaki bulank tartmalarn ayrntlarna inmemizin pek bir
yaran olmaz. Bizim iin, dier vahi topluluklar gibi Avustral
ya yerlilerinin de ensest yasa konusundaki byk titizlie
dikkati ekmek yeterli olacaktr.1 Bu vahilerin, ensest konu
sunda bizden ok daha duyarl olduklarn kabul etmek gerek.
Belki de buna ynelik byk bir zaaflar vard ve bu nedenle
daha ayrntl bir korunmaya ihtiya duyuyorlard.
Ama yukarda anlatlan ve temelde grup ensestine ynelik
gibi gzken kurumlarn varl bu insanlardaki ensest korku
sunu dindirmez. Bunlara, bizdeki anlamyla bireylerin yakn ak
rabalaryla olan ilikilerini dzenleyen, dini bir katla sahip ve
amac ak olan bir dizi gelenek ilave etmemiz gerekiyor. Bu
gelenekler veya geleneksel yasaklara kanmlar deniyor.
Bunlar, Avustralyann totemik rklarnn ok tesine geer; ama okurlarmdan, konuya ilikin zengin malzemelerden alnan
kk bir blmle yetinmelerini tekrar rica ediyorum.
Melanezyada bu tr kstlayc yasaklar, erkein annesiyle
ve kz kardeleriyle cinsel ilikisiyle ilgilidir. rnein New
Hebridesteki Czam Adasnda olan ocuu belli bir yaa eritikten sonra evinde kalamaz; bir kulp evine yerleir, orada
yer ier ve yatar. Yemek iin yine babasnn evine gidebilir, ama kz kardei evindeyse yemekten nce uzaklamas gerekir;
kz kardei yoksa kapya yakn bir yerde oturup yiyebilir. Da
rda erkek ve kz karde tesadfen karlat zaman kzn
kamas veya saklanmas gerekir. Erkek ocuk yoldaki ayak
izlerinin kz kardeine ait olduunu anlarsa, izlerin peinden
gitmeyecektir, ayn ey kz iin de geerlidir. Gerekten de,
1Son zamanlarda Storfer (1911 [16]) bu noktada srar etmitir.

I. ENSEST KORKUSU

63

kardeinin adn bile anmayacak ve adnn bir parasn olu


turmas halinde genelde kullanlan bir kelimeyi kullanmaktan
bile kanacaktr. Bu kanma ergenlik trenlerinde balar ve
yaam boyu srer. Erkek ocukla annesi arasndaki yasak, o
cuk bydke katlar ve anne iin daha ok kstlama getirir.
Anne, oluna yemek sunarken ona vermez, almas iin yere b
rakr. Onunla konuurken ona dorudan seslenmez, daha uzak
oul biimleri kullanr1.
Benzer gelenekler Yeni Kaledonyada da ar basar. Bir er
kekle kz kardei yolda karlat zaman kz kendini allkla
rn arasna atacak ve erkek kafasn evirmeden geecektir.2
Yeni Britanya, Gazelle Penisula yerlilerinde bir kzn, ev
lendikten sonra erkek kardeiyle konumasna izin verilmez;
kardeinin adn asla anmaz, ondan baka bir kelimeyle sz eder.3
New Mecklenburgda kardeler gibi kuzinler de benzer k
stlamalara tabidir. Birbirine yaklaamaz, birbirleriyle tokalaamaz, birbirlerine armaan veremezler; ama belli bir mesafe
den konumalarna izin verilir. Kz kardele ensestin cezas aslarak idamdr.4
Fijide bu kanma kurallar zellikle katdr; sadece kan ba
yla kz kardeleri deil, kabile bayla kz kardeleri de kap
sar. Ayn yerlilerin, tam da bu yasak akrabalarla cinsel ilikinin
arand kutsal cmb trenleri yaptn duymak bize ok da
ha artc gelecektir, ancak bu tezad yasan aklamas ola
rak deerlendirmeyi tercih etmediimiz srece.5
Sumatral Battalar arasnda kanma kurallar btn yakn
akrabalar kapsar. rnein bir Batta erkein bir gece partisin
1Frazer (1910, 2, 77), Codringtondan alnt (1891 [232]).
2 [Frazer (1910, 2, 78), Lamberf ten alnt (1900, 114).]
3 [Frazer (1910, 2, 124), [Parkinsondan alnt (1907, 67).]
4 Frazer (1910, 2, 130), Peckelden alnt (1908 [467]).
5 Frazer (1910, 2, 146), Fisondan alnt (1885,27).

64

TOTEM VE TABU

de kz kardeine elik etmesini rahatsz edici bulacaktr. Ba


kalarnn bulunduu ortamlarda bile bir Batta erkei ile kz kar
dei yan yana olmaktan utanacaktr. Biri eve girdiinde dieri
kacaktr. Ayrca evde baba kzyla, anne ise oluyla asla ba
baa kalamaz... Bu gelenekleri rapor eden HollandalI misyoner,
Battalar konusunda bildiklerine dayanarak, bu kurallardan o
unun devamnn ok gerekli olduunu sylemekten znt
duyduunu ekliyor. Bu insanlar, bir erkekle bir kadnn yalnz
karlamasnn, aralarnda uygunsuz bir yaknlam aya yol a
masna kesin gzyle bakyor. Ve yakn akrabalar arasndaki
cinsel ilikinin, her trl cezaya ve felakete yol aacana inan
dklar iin, bu yasaklar inemeye ynelik kkrtmalardan ka
nmakta hakllar.1
lgintir, Gney Afrika, Delagoa Krfezindeki Barongolar
arasnda en kat kurallar erkein karsnn erkek kardeinin ka
rsyla ilgilidir. Bu rktc ahsiyetle bir yerde karlat
zaman ondan dikkatle kanr. Onunla ayn kaptan yemez, uta
narak konuur, kulbesine girmeye kalkmaz ve onu titreyen
bir sesle selamlar.2
Daha sk rastlanmas beklenen bir kanma kural, ngiliz
Dou Afrikasndaki A-Kamba (veya Wa-kamba) kabilesinde
grlr. Kzn, ergenlikle evlilik arasndaki dnemde babasn
dan kanmas gerekir. Yolda karlamalar halinde kz, babas
geinceye kadar saklanr ve hi bir ekilde ona yakn oturmaz.
Bu niana kadar devam eder. Evlendikten sonra babasndan hi
bir ekilde kanmaz.3
imdiye kadar en yaygn, en kat (ve uygar rklar asndan
en ilgin) kanma, erkein kayn validesiyle cinsel ilikisini
kstlayan kanmadr. Avustralyada olduka yaygndr, ayrca
1[Frazer (1910,2,189), [Joustradan alnt (1902,391).]
2 Frazer (1910, 2, 388), Junoddan alnt [1898, 73].
3 Frazer (1910,2,424), [C. W. Hobleyden alnt (yaymlanmam alma)].

I. ENSEST KORKUSU

65

totemizmin ve snflandnc akrabalk sisteminin izlerinin g


rld Melanezya, Polenezya ve Afrikal Zenci rklarda ve
belki de daha baka yerlerde de grlr. Bu yerlerden bazla
rnda kadnn kayn pederiyle iliki kurmasna kar benzer ya
saklar vardr; ama daha seyrektir ve daha gevektir. Birka ya
ltlm durumda hem kaym valide hem de kayn peder kan
maya tabidir. Bu kanmann etnografik kapsamndan ok z
ve amacyla ilgilendiimiz iin, burada da birka rnek ver
mekle yetineceim.
Banks Adalarndaki Melanezyahlarda bu kanma kuralla
r ok kat ve ayrntl. Erkek, kayn validesine yaklamaz, ka
dn da onun yanna gelmez. Yolda kazara karlamalar halinde
kadm yoldan ekilecek ve erkek geene kadar arkasn dnecek,
ya da daha uygun olmas halinde erkek yoldan ekilecektir. Port
Patteson, Vanua Lavada erkek, ykselen med-cezir ayak izle
rini kumdan silinceye kadar, kayn validesini kumsalda izleme
yecektir. Ama erkekle kayn validesi belli bir mesafeden konu
abilir; ama hibir durumda ne kadm enitesinin, ne de erkek
kayn validesinin adn azna almayacaktr.'
Solomon Adalarnda bir erkek evlendikten sonra kaym va
lidesini gremez, onunla konuamaz. Karlatklar taktirde adam onu tanyamaz, olabildiince abuk kamas ve gizlenmesi
gerekir.2
Dou Bantuda gelenek, erkein kayn validesinden
utanmasn, yani onun bulunduu ortamlardan dikkatle ka
nmasn gerektirir. Onunla ayn kulbeye giremez, kazara
yolda karlamalar halinde biri veya dieri kenara ekilir; ka
dn muhtemelen allklarn arkasna saklanrken, erkek yzn
rter. Bu ekilde birbirlerinden kanamadklar ve kayn valide
baka trl kendini saklayamad taktirde, trensel kanmann
1 Frazer (1910, 2, 76), [Codringtondan alnt (1891,42)].
: Frazer (1910, 2, 117), Ribbeden alnt (1903 [140]).

66

TOTEM VE TABU

sembol olarak bir para otla yzn rter. Aralarndaki her


trl iletiimin nc bir kiinin vastasyla veya it gibi bir
engelin bulunduu belli bir mesafeden bararak yaplmas ge
rekir. Birbirlerinin adm bile anamazlar. (Frazer (1910, 2,
385.)
Nilin st blgelerinde yaayan bir Bantu halk olan
Basogalarda erkek, sadece baka bir odadaysa ve gr asnn
dndaysa kayn validesiyle konuabilir. Aklma gelmiken, bu
insanlardaki ensest korkusu ylesine derindir ki evcil hayvan
larda gzlenmesi durumunda bile cezalandrlr. (Frazer (1910,
2,461.)
Yakn akrabalar arasndaki dier kanmalarn amac ve an
lam konusunda kuku olmamasna ve evrensel anlamda enseste
kar koruyucu nlem olarak deerlendirilmesine ramen, erke
in kayn validesiyle cinsel ilikisine ynelik yasaklar baz ev
relerde baka trl yorumlanmaktadr. Btn bu farkl insanla
rn, annesi olabilecek, ama gerekte olmayan yal bir kadnn
erkee sunduu kkrtmadan bylesine korkmalar anlalr gi
bi deil. (Crawley, 1902, 405.)
Bu itiraz, Fison [Fison ve Howitt, 1880, 104] tarafndan or
taya konan gre kar da dile getiriliyor. Fison, Baz evlilik
snf sistemlerinde boluklar bulunduuna, bunun sonucunda
erkekle kayn validesi arasndaki evliliin teorik adan imkan
sz olmadna dikkati ekmi ve bu nedenle bu olasla kar
zel bir gvencenin gerekli olduunu dnmtr.
Sir John Lubbock (1870 [84]), kayn validenin enitesine
ynelik tutumunu, cebri evlilik kunmuna balamtr. Zor
kullanmann [esir almann] gereklik olduu bir dnemde, di
yor, ebeveynlerin ierlemesi de gerek olacaktr; salt sembole
dnt zaman, ebeveynlerin kzgnl da sembolize edile
cek ve kkeni unutulduu zaman bile devam edecektir.
Crawley [1902, 406], gzlenen olgularn ayrntlarnda bu a

I. ENSEST KORKUSU

67

klama abasnn ne kadar yetersiz olduunu gstermekte zor


luk ekmemitir.
Tylor [1889, 246], kayn validenin damadna ynelik tutu
munun, kadnn ailesi tarafndan tannm am a veya kabul edil
memeden baka bir ey olmadna inanyor: erkek, ilk ocuk
douncaya kadar bir yabanc olarak deerlendiriliyor. Ne var
ki her eyden nce bu gerekleince yasak her durumda ortadan
kalkmaz. Ama bunun dnda, bu aklamann, yasan zellikle
kaym valide zerinde odaklamas cinsiyet etkenini gz ard
etmesi itiraz konusu yaplabilir. Dahas, yasakta dile gelen
dini korku tutumunu dikkate almaz. (Crawley, 1902,407.)
Yasan gerekesi konusunda sorgulanan bir Zulu kadn u
duyarl cevab veriyor: Karsn emziren memeleri grmesi
doru deil.1
Bilindii gibi damat ile kayn valide arasndaki iliki, uygar
toplumlardaki aile rgtlenmesindeki hassas noktalardan birisi
dir. Bu iliki, Avrupa ve Amerikann beyaz halklarnn toplum
sisteminde artk kanma kurallarna tabi deildir; ama kanma
kurallar gelenek olarak varln bugn de korusayd ve birey
ler tarafndan tekrar tekrar konulmasayd birok ihtilaf ve na
holuk ortadan kalkabilirdi. Baz AvrupalIlar, kanma kuralla
ryla bu yakn ilikiye giren iki insan arasndaki temas tama
men devre d brakmalarn, bu yerli insanlar iin byk bir
bilgelik olarak deerlendirebilir. Kayn valide ile damat arasn
daki ruhsal ilikide, ikisi arasnda dmanlk yaratan ve birlikte
yaamalarn zorlatran bir eyler bulunduuna kuku yok. Ama uygar toplumlarda kayn validelerin gzde bir fkra konusu
olmas, sz konusu duygusal ilikinin birbiriyle keskin bir te
zattk gsteren bileenler ierdiini dndrr gibidir. Yani,
bu ilikinin aslnda atan sevecenlik ve dmanlk drtlerin
den oluan ikircikli bir iliki olduuna inanyorum.
1Crawley (1902, 401), Leslieden alnt (1875 [141]).

68

TOTEM VE TABU

Bu drtlerden bazlar yeterince ak. Kayn valide asn


dan, kzndan vazgeme isteksizlii, kzn verecei yabancya
kar gvensizlik, kendi evinde sahip olduu egemen konumu
koruma drts sz konusudur. Erkein tarafnda ise artk bir
bakasnn iradesine boyun ememe kararll, ondan nce ka
rsnn sevecenliine sahip insanlara ynelik kskanlk ve son,
ama bir o kadar nemlisi, cinsel duygularndan kaynaklanan
yanlsamal gzde bytmeye engel olacak eylere gz yumma
konusundaki bir isteksizlik sz konusudur. Kayn valide figr
genellikle byle bir engel ierir, nk kzm hatrlatan, ama
genliin, gzelliin olanca cazibesinden ve karsn ekici
bulmasn salayan ruhsal tazelikten yoksun olan birok zelli
e sahiptir.
Ama gizli ruhsal drtler konusunda, bireylerin psikanalitik
incelenmesinden kazandmz bilgiler sayesinde, bunlardan
baka gdler de ortaya koyabiliriz. Psiko-seksel [ruhsalcinsel] ihtiyalar iin evliliinde ve aile yaamnda doyum ara
yan bir kadn sk sk, evliliinin zamansz noktalanmas ve
duygusal yaamndaki olayszlk yznden, doyumsuz kalma
tehlikesiyle kar karya olduunu hisseder. Yalanan bir anne,
kendini ocuklarnn yerine koyarak, onlarla zdeleerek ken
dini bundan kurtarr; bunu da ocuklarnn duygusal yaantla
rm kendininmi gibi alglayarak yapar. Ebeveynlerin, ocukla
ryla gen kald sylenir; gerekten de ebeveynlerin ocuklar
dan elde ettii en deerli ruhsal kazanlardan birisi budur. Ev
liliin ocuksuz olmas halinde kadn, kendi evliliinin ondan
bekledii yaamdan ekilme durumuna katlanmasnda ona ok
yardm dokunacak eylerden birisini kaybetmi saylr. Anne
nin kzyla duygusal zdeimi, kznn sevdii adama ak olma
noktasna kolayca varabilir; ve baz olaylarda, bu duygusal du
ruma kar giritii iddetli ruhsal mcadelelerin sonucunda bu,
ar nevrotik hastalklara yol aabilir. yle veya byle sk sk,
kayn valide bu ekilde ak olma drtsne kaplr ve bu dr

I. ENSEST KORKUSU

69

tnn kendisi veya buna kart eilim de kafasndaki atan


gler kargaasna katlr. Ve sk sk, yasak sevecen bileenleri
bask altnda tutabilmek iin, damadna duyduu sevginin
[akn] naho, sadistik bileenlerini ne karr.
Baka bir kaynaktan gelse de, erkein kayn validesiyle ili
kisi de benzer drtlerle karmaklar. Son seimini yapmadan
nce, sevgi nesnesi olarak annesine ve belki kz kardeine de
yakn olduu gzlenir. Enseste kar kurulan engel nedeniyle
sevgisi, ocukluunda sevecenliinin odaklat bu iki figr
den saptrlarak onlar zerine modellenen bir d nesneye y
neltilir. Annesinin yerini kaym validesi alr. indeki her ey
buna kar mcadele etse de, eski [ilk] seimine dnme drt
sne sahiptir. Ensest korkusu, sevgi nesnesi seiminin tarihe
sini hatrlanmamasnda srar eder. Kayn validesinin sadece
ada [bugne ait] bir figr olmas da bu drty reddetmesini
kolaylatrr; onu daha nce tanmamtr, bu nedenle bilindmda ona ait deimez bir tablo yoktur. Duygular karmaasnda
bolca bulunan bir tedirginlik ve kindarlk, kaym validesinin as
lnda onda bir ensest kkrtmas yarattndan kukulanmamza
yol aar; bir erkein, daha sonra kaym validesi olacak bir kad
na ak olduu, ancak daha sonra akm kadnn kzna aktard
olaylarn skl da bunu dorular.
Yerlilerde, damat ile kayn valide arasndaki kanma ku
rallarnn arkasnda yatan gdnn, ilikideki ite bu ensest et
keni olduu varsaymna ters hi bir ey gremiyorum. lkel in
sanlarda kat bir ekilde uygulanan kanmalar iin benimseye
ceimiz aklama, bunlar sadece olas enseste kar aynca bir
koruma olarak deerlendiren Fison tarafndan ortaya konul
mutur. Ayn aklama, hem kan hem de kabile akrabalar ara
sndaki dier btn kanmalar iin de geerlidir. Tek fark, kan
akrabalar durumunda ensest olaslnn dolaysz ve bunu en
gelleme niyetinin bilinli olmas; buna karlk erkein kayn
validesiyle ilikisi de dahil olmak zere dier durumlarda

70

TOTEM VE TABU

ensest olaslnn, bilinsiz balantlar kurumu yoluyla hare


kete geen fantazilerdeki kkrtma gibi gzkmesidir.
Yukardaki sayfalarda, psikanalitik yaklam ynteminin,
sosyal psikolojideki olgulara nasl yeni bir k tutulabileceini
gsterme frsatm pek olmad: nk ilkel toplumlann sergile
dii ensest korkusu uzun zaman nce bu haliyle kavranmtr ve
ayrca yoruma ihtiya duymaz. Buna ilikin kavraymza ekle
yebildiim tek ey, bunun temelde ocuksu [ocuklua ait] bir
etken olduu ve nevrotik hastalarn ruhsal yaamyla arpc bir
benzerlik gsterdii gereini vurgulamak olmutur. Psikanaliz
bize, erkek ocuun sevgisi iin ilk nesne seiminin yasak
ensest nesneleri annesi ve kz kardei olduunu retmi
tir.1 Aynca, bydke kendini bu ensest ekiminden nasl
kurtardn da rendik. te yandan nevrotik kii deimez olarak, bir lde ruhsal ocukluk sergiler. Ya ocukluunda ar basan ruhsal-cinsel koullardan kurtulamamtr, ya da bun
lara dnmtr; bunlar, geliimsel ketlenme ve gerileme olarak
zetlenebilecek iki olaslktr. Libidonun ensest takntlar, bilind ruhsal yaamnda temel bir rol oynamaya devam eder
(veya tekrar oynamaya balar). ocuun, ebeveynleriyle ensest
zlemlerinin egemenlii altnda olan ilikisini, nevrozun ekir
dek kompleksi olarak deerlendirecek bir noktaya ulam bu
lunuyoruz. Nevrozda ensestin neminin bu ekilde ortaya ka
rlmas, erikinler ve normal insanlar tarafndan evrensel bir
kukuculukla karlanmtr. Benzer inanszlk ifadeleri, rne
in Otto Rankn, yaratc yazarlarn ilgisinin ensest temas ev
resinde nasl dndn ve saysz deime ve arptmayla ayn
temann iire nasl zengin malzeme saladn giderek daha
ok bulguyla gsteren yazlarna [1907 ve 1912 gibi] kar da
1 [Bu konu Freud taralndan ilk kez, Deneme'sinin (1905d) ncsnde tartlm
tr, FD., 7.]

I. ENSEST KORKUSU

71

dile getirilmektedir. Bu inkarn temelde insanlarn, imdi bast


rlan eski ensest arzulan konusunda duyduu honutsuzluun
bir rn olduuna inanmaya zorlannz. Dolaysyla daha sonra
mutlaka bilindna itilecek olan ayn ensest anallarnn, ilkel
insanlar tarafndan, en ar savunma nlemlerine tabi dolaysz
tehlikeler olarak deerlendirdiini gstermemiz olduka nem
lidir.

II

TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

O)
T abu , Polenezce bir kelimedir. Bunu tercme etmek bizim

iin zordur, nk altmda yatan kavram artk sahip olmadmz


bir kavramdr. Bu, Polenezce tabu ile ayn anlama geleti'sacer kavramna sahip eski Romallarda da sz konusuy
du. Yunanllardaki yos ve branilerdeki kade de
Polenezler tarafndan tabu ve Amerika, Afrika (Madagaskar)
ve Kuzey ve Orta Asyadaki dier birok rk tarafmdan kulla
nlan benzer terimlerle dile getirilenle ayn anlama sahip olsa
gerek.
Grdmz kadaryla tabunun anlam iki ters dorultuya
sapar. Bizim iin bu bir yandan kutsal, ilahi anlam na, te
yandan da esrarengiz, tehlikeli, yasak, kirli anlamna
gelir. Polenezcede tabunun tersi, ortak, veya genele ak
anlamna gelen oadr. Bu nedenle tabu, yaklalamayan
bir ey anlamna sahiptir ve temel olarak yasak ve kstlamalarla
dile getirilir. Bizdeki ilahi korku anlam asndan birok du
rumda tabu ile akacaktr.
Tabu kstlamalar, dini veya ahlaki yasaklardan farkldr.
lahi emre dayanmazlar, kendi balarna etkili olduklar syle
nebilir. Genel olarak baz perhizlere uyulmas gerektiini sy
leyen ve bu zorunluluun nedenlerini aklayan bir sisteme ait
olmamalar asndan ahlaki yasaklardan farkldr. Tabu yasak
larnn bir temeli yoktur ve kkeni bilinmez. Bizim iin anlal-

II. TABU V E DUYGUSAL KRCKLK

73

maz olsa da, tabularn egemenlii altndaki insanlar iin bunlar


ak bir gerektir.
Wundt (1906, 308) tabuyu, insann yazya gememi en es
ki kanunlar olarak tanmlyor. Genel olarak, tabunun taunlar
dan daha eski olduu ve din diye bir eyin olmad bir dneme
uzand dnlr.
Psikanalitik incelemede tabuya ilikin tarafsz bir aklama
ya ihtiya duyduumuz iin, Encyclopaedia Britannica'da
(1910-1 lb) antropolog Northcote W. Thomas tarafndan kale
me alman Tabu balkl makaleden1baz alntlar yapacam.
Doru anlamda konuacak olursak tabu sadece (a) kii ve
ya eylerin kutsallk (veya kirlilik) zelliini, (b) bu zellikten
kaynaklanan yasan trn ve (c) yasan ihlalinden kaynakla
nan kutsall (veya kirlilii) ierir. Polenezcede tabunun kar
t noa ve buna bal formlardr ve genel, ya da ortak an
lamna gelir...
Geni anlamyla eitli tabu snflan birbirinden
ayrdedilebilir: (i) bir insan veya eyde yapsal olan manann
(gizemli gcn) sonucu olarak doal veya dolaysz; (//) iletilen
veya dolayl, yani yine ayn lde manann sonucu olan, ama
(a) kazanlan veya (b) bir rahip, ef veya baka birisi tarafndan
verilen; (iz/) rnein kadnn kocasnn mlkiyetine verilmesin
de olduu gibi her iki etkenin de bulunduu ara tabular... Te
rim aynca dier tren kstlamalarna da uygulanr; ama dini
yasak olarak tanmlanan eyden tabu olarak sz edilemez.
Tabu nesneleri ok eitlidir: (;') dolaysz tabular (a) nemli
ahsiyetlerin eflerin, rahiplerin, vs. ve eyalann korunma
sn; (b) zayflann kadnlarn, ocuklarn ve genelde sradan
insanlann eflerin ve rahiplerin gl mana'smdan (sihirli
etkisinden) korunmasn; (c) llerle temasn veya baz besinle
ri yemenin yaratt tehlikelere kar korunmay; (d) temel ya
1Bu makale konuya ilikin balca literatrn bir kaynakasn da iermektedir.

74

TOTEM VE TABU

am olaylarnn doum, ergenlie gei, evlilik ve cinsel i


levler, vb. korunmasn; (e) insanlarn, tanrlarn ve ruhlarn
fkesine veya gcne kar korunmasn;' (/) ebeveynlerden bi
risiyle veya her ikisiyle duygusal ilikideki domam bebekle
rin ve kk ocuklarn, baz eylemlerin sonularndan, zel
likle de baz besinlerden kaynakland varsaylan zelliklere
kar korunmasn amalar, () Tabular, bireyin eyalarnn,
tarlalarnn, aletlerinin, vb. hrszla kar korunmasn ama
lar...
Bir tabunun ihlalinin cezas balangta elbette isel, otoma
tik bir kuruma braklmamtr: ihlal edilen tabunun kendisi
almtr. Sonraki bir evrede tabuyla birleen tanr ve ruh kav
ramlar ortaya knca, cezann otomatik olarak ilahi g tara
fndan verilmesi beklenmitir. Dier durumlarda, belki de kav
ramn ileri dzeyde evrimlemesinin bir sonucu olarak, eylem
leri toplumsal yaam tehlikeye sokan sulularn cezasn top
lum kendisi vermitir. Dolaysyla insann en eski ceza sistem
leri tabuya balanabilir.
Bir tabunun inenmesi, ineyen kiinin kendisini de tabu
yapar... hlalin yaratt tehlikelerden bazlarndan, kefaret ve
arnma eylemleriyle kanlabilir.
Tabunun kayna, kiilerde ve ruhlarda yapsal (doutan)
olan zgn by gcne balanr ve onlar tarafndan cansz
nesneler araclyla iletilebilir. Tabu olarak deerlendirilen
ahslar veya eyler, elektrikle yklenen nesnelerle kyaslanabi
lir; bunlar, temasla iletilebilen korkun bir gcn kaynadr ve
bu g, kkrtan organizmalarn buna direnemeyecek kadar za
yf olmas halinde ykc bir etkiyle ortaya kar; bir tabunun
ihlalinin sonucu, ksmen tabu nesne veya insandaki yapsal b
y etkisinin gcne, ksmen de tabuyu ihlal eden kiinin buna
1 Bu balamda tabu teriminin bu ekilde kullanlmas, temel olmad gerekesiyle
ihmal edilebilir.

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

75

kar koyan mana gcne baldr. rnein krallar ve efler b


yk bir gce sahiptir ve egemenlikleri altndaki insanlarn onla
ra dorudan hitap etmesi lmle sonulanr; ama bir rahip veya
sradan insanlardan daha byk bir mana'ya sahip birisi onlara
zarar grmeden yaklaabilir, karlk olarak ondan aada olanlar tarafndan risksiz yaklalabilir. Dolayl tabularn gc de
bunlar uygulayan kiinin mana'sna baldr; bir ef veya rahip
olmas halinde, sradan bir insandakinden daha gldr...
Tabuyu uygun arnma trenleriyle etkisiz klma giriimlerine
yol aan eyin, tabunun aktanlabilme [bulaclk] zellii ol
duuna kuku yok.
Tabular kalc veya geici olabilir. Kalclar arasnda rahip
ve eflere olduu kadar l insanlara ve onlara ait eylere bal
olanlar saylabilir. Geici tabular ise ayba kanamas ve doum
gibi baz zel durumlara ve sava ncesi ve sonrasnda sava
lara, ya da balklk veya avclk gibi zel etkinliklere bala
nabilir. Genel bir tabu (bir Papa buyruu gibi) blgenin tamam
iin geerli olabilir ve yllarca srebilir.
Okurlarn duygularm yanl deerlendirmiyorsam, tabu ko
nusunda u ana kadar sylenen onca eye ramen, terimin an
lam veya dncelerinde buna ne gibi bir yer vermeleri gerek
tii konusunda pek bir fikirleri olmadn rahatlkla syleyebi
leceimi sanyorum. Kukusuz bunun nedeni, verdiim bilgile
rin yetersizlii ve tabu ile batl, ruhlara inanma ve din arasnda
ki ilikiyi tartmam olmamdr. te yandan tabu konusunda
bilinenlere ilikin daha ayrntl bir aklamann ok daha kafa
kartrc olmasndan korkuyorum; okura, aslmda korumun ta
mamnn olduka bulank olduunu rahata syleyebilirim.
Bizi burada ilgilendiren ey, bu ilkel rklarn tabi olduu bir
dizi yasaktr. Her trden ey yasaklanr; ama nedenini bilmez
ler, sormak da akllarna gelmez. Tersine, sanki ak bir ger
ekmi gibi bu tabulara boyun eerler ve ihlalin otomatik olarak

76

TOTEM VE TABU

iddetle cezalandrlacana inanrlar. Bu yasaklardan birisinin


istemeden ihlal edilmesinin otomatik olarak nasl cezalandrl
d konusunda gvenilir bilgilere sahibiz. rnein yasak bir
hayvann etini [bilmeden] yiyen masum birisi derin bir depres
yona girer, leceini dnr ve gerekten de lr. Bu yasaklar
temelde elence zgrlne ve hareket ve iletiim zgrl
ne yneliktir. Baz durumlarda anlalr bir anlamlan vardr ve
aka perhizi ve vazgemeyi amalar. Ama dier durumlarda
anlalmaz bir yapdadr; nemsiz aynntlarla ilgilidir ve salt
trensi bir yapya sahip gibi gzkr.
Btn bu yasaklann arkasnda, baz kiiler ve eyler nere
deyse bir enfeksiyon gibi temas yoluyla geebilecek tehlikeli
bir gle donatld iin, bu yasaklarn gerekli olduu gibisine
bir dnce yatmaktadr. Bu tehlikeli zelliin nicelii de belli
bir rol oynar. Baz kii veya eylerde daha fazladr ve tehlike,
yk potansiyelindeki farklarla orantldr. En garibi de, bu ya
saklardan birini ineyen kiinin kendisinin de sanki tehlikeli
ykn tamamn stne alm gibi yasak olma zelliini ka
zanmasdr. Bu g, krallar, rahipler veya yeni doan bebekler
gibi btn zel bireylere, ayba, ergenlik veya doumdaki ruh
sal durumlar gibi btn istisna durumlara ve enfeksiyon veya
bulama gleri nedeniyle hastalk ve lm gibi btn esraren
giz eylere balanr.
Tabu kelimesi, ister bir insan, yer, ey, ister geici bir du
rum olsun, bu gizemli zelliin arac veya kayna olan her eyi
gsterir. Ayrca ayn zellikten kaynaklanan yasaklan da gste
rir. Son olarak, kutsal ve sradann stnde olduu kadar
tehlikeli, kirli ve esrarengiz anlamna da sahiptir.
Bu kelime ve temsil ettii sistem, bizim kavraymza ger
ekten de uzak gzken bir grup ruhsal tutumu ve dnceyi
dile getirir. zellikle, bu alt kltr dzeylerinin tipik zellii
olan hortlak ve ruh inancm incelemeksizin bunlarla daha yakn
bir iliki kurmamz mmkn gzkmyor.

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

77

Bu noktada, bu tabu bilmecesiyle neden ilgilendiimiz so


rulabilir. Buna neden olarak sanrm her trl ruhsal sorunu
kendi iinde zme abasna deer oluunun yan sra, baka
nedenler de gsterebiliriz. Her ey bir yana, ilkel Polenezlerin
tabularnn bize ilk anda dnmeye yatkn olduumuz kadar
uzak olmadn, bizde geerli olan ahlaki ve geleneksel yasak
larn da bu ilkel tabularla ayn temel ilikiye sahip olabileceini
ve tabularn aklanmasnn, kendi kategorik zorunluluklarm
zn sisli kkenine k tutabileceini anlamaya balayabiliriz.
Dolaysyla, Wilhelm Wundt gibi nemli bir aratrmacnn,
zellikle de tabu kavramn ilk kklerine kadar izlemeyi
(1906, 301) vaat ettii iin, tabu konusundaki grleriyle zellikle ilgileneceiz.
Wundt, bu kavram iin, klt dncelerle ilgili baz nesne
lere veya bunlara bal eylemlere ynelik bir korkuyu dile geti
ren her trl uygulamay ierdiini yazyor. (Age., 237). Yine
ayn kaynaktan almt yapacak olursak: Bundan [tabudan], ke
limenin genel anlamma uygun olarak bir nesneye dokunmaya
veya bundan kendi kar iin yararlanmaya, ya da baz yasak
kelimeleri kullanmaya kar konan (ister uygulamada veya ge
lenekte belirlenmi, ister aka formle edilmi yasalar olsun)
yasaklar anlayacak olursak... tabunun kt etkilerinden kaan
bir rk veya kltr dzeyi olamayacan sylyor. [Age., 301.]
Wundt daha sonra tabunun doasn, daha yksek Polenez
halklar yerine AvustralyalI yerlilerin ilkel koullarnda incele
meyi daha doru bulmasnn nedenlerini aklyor. [Age., 302.]
AvustralyalIlardaki tabu yasaklarn, hayvanlan, insanlar veya
dier nesneleri etkilemelerine bal olarak smfa ayryor.
Temelde hayvanlar ldrme ve yeme yasaklarndan oluan
hayvan tabulan, totemizmin ekirdeini oluturur. [Age., 303.]'
nsanlara ynelik olan ikinci tabular snf tamamen farkl bir
1Bu almadaki birinci ve drdnc makalelere bakn.

78

TOTEM VE TABU

trdr. Bunlar her eyden nce tabunun uyguland kiinin


kendini kurald bir durumda bulunduu koullarla snrldr.
rnein gen erkekler mezuniyet [ergenlie gei] trenlerinde,
kadnlar ayba dnemlerinde ve doumda tabudur; yeni doan
bebekler, hasta insanlar ve her eyden nemlisi de ller tabu
dur. Bir erkein eyalar rnein giysileri, aletleri ve silahla
r dier btn erkekler iin tabudur. Avustralyada erkein en
kiisel varlklar arasnda, ergenlie geite ald yeni ad da
vardr. Bu ad tabudur ve gizli tutulmas gerekir. Aalara, bit
kilere, evlere ve belli yerlere uygulanan nc tabular grubu
daha istikrarszdr. Kural olarak esrarengiz olan veya u veya
bu nedenle korku uyandran her ey tabuya tabi olur. [Age.,
304.]
Wundtun da kabul etmek zorunda kald gibi, zengin
Polenez ve Malay Archipelago kltrnn sergiledii tabu de
iiklikleri pek derin deildir. Bu halklar arasndaki daha belir
gin sosyal farklar, eflerin, krallarn ve rahiplerin zellikle etkili
bir tabu uygulamalar ve kendilerinin de en byk gce sahip
bir tabuya tabi olmalar gereinde dile gelir. [Age., 305-6.]
Ama Wundt, tabunun gerek kaynaklarnn, ayrcalkl s
nflarn karlarndan ok daha derinlerde yattn ekliyor:
kkenleri, en ilkel ve ayn zamanda en kalc insan igdleri
kaynanda eytans gler korkusunda yatmaktadr.
(Age., 307.) Balangta tabu, tabu nesnede gizli olduuna inanlan eytans gcn somutlam korkusundan baka bir
ey deildi. Tabu, bu gc kkrtan her eyi yasaklar ve bilerek
veya bilmeyerek zarar verilmesi halinde, eytann [kt ruhun]
intikamndan kanlmas gerektiini syler. [Age., 308.]
Tabunun daha sonra yava yava, kendine ait bir temele sa
hip ve eytan [kt ruh] inancndan bamsz bir gce dnt
sylenir. Giderek geleneksel bir kurala, sonunda da bir ya
saya dnr. Ama yere ve zamana bal saysz deimelerle,
tm tabu yasaklarnn altnda yatan ve szlerle ifade edilmeyen

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

79

emir balangta sadece ve sadece bir emirdir: Kt ruhlarn


fkesinden kann! [Age.]
Wundt daha sonra, tabunun, ilkel insanlarn eytans gce
olan inanlarnn bir davurumu ve trevi olduunu sylyor.
Bunun daha sonra bu kkten koptuunu ve sadece bir g ol
duu iin g olarak kaldn bir tr ruhsal tutuculuktan t
r ekliyor. Bu bylece bizim ahlak kurallarmzn ve yasala
rmzn kkeni oluyor. Bu iddialardan ilki pek eliki dourma
sa da, Wundtun aklamasnn d krklm yarattn sy
lemekle birok okurun dncesini dile getirmi olacama ina
nyorum. Bu bizi elbette tabu kavramn kaynaklarna gtrme
dii gibi ilk kklerini de ortaya karmaz. Ne korku ne de kt
ruhlar, psikoloji tarafndan, ncllerini kefetme abasn en
gelleyen en eski eyler olarak deerlendirilemez. Kt ruhlar
gerekten varolsayd i deiirdi. Ama tanrlar gibi, bunlarn da
insan aklnn rnleri olduunu biliyoruz: bir eyle bir eyler
den yaratlmlardr.
Aka dile getirmese de Wundt, tabunun ifte nemi konu
sunda nemli grlere sahiptir. Ona gre tabunun ilkel balan
glarnda kutsal ile kirli arasnda bir ayrm yoktu. te bu
nedenle bu kavramlar o dnemde ancak birbirine kart olduk
tan sonra kazanabildikleri zgn anlama sahip deildi. Tabuya
konu hayvanlar, insanlar veya yerler, kutsal, dolaysyla daha
sonra kazand anlamla kirli deil, eytansyd. Uygun bir
ekilde tabu kelimesiyle dile getirilen ey, ite bu ntr ve ara
"eytans veya dokunulamayan ey anlamd, nk her
zaman iin hem kutsal hem de kirli olan ey iin ortak kalan bir
zellii bununla temas korkusunu vurguluyordu. Ne var ki
bu nemli ortak zelliin devam etmesi, ayn zamanda da bu
ikisinin kapsad temelin balangta tek olduunun ve ancak
sonraki etkilerin bir sonucu olarak farkllatnn ve nihayet
kartlara dntnn bir kantyd. [Age., 309.]

80

TOTEM VE TABU

Wundta gre tabunun bu zgn [balangtaki] zellii


bir nesnede gizli olan ve dokunulmas veya yasaa ramen
kullanlmas halinde yasa ineyenden intikam alan bir
eytans g inanc tamamen ve sadece nesnellemi kor
kudur. Bu korku, henz daha sonra kazand iki biime
tapnma ve dehet blnmemitir. [Age., 310.]
Peki bu blnme nasl gerekleti? Wundtun dediine gre,
tabu emirlerinin eytanlar [kt ruhlar] alanndan tanr inanc
alanna aktarlmasyla. [Age., 311.] Kutsal ile kirli arasn
daki tezat, iki mitoloji evresinin artarda gelmesiyle akr. kinci evreye ulaldnda ilk evre tamamen ortadan kalkmaz,
ama aalk olarak deerlendirilen bir biimde devam eder.
[Age., 312.] Dediine gre, alm ve daha st bir evreyle ge
ride braklm olmas nedeniyle tamamlanan bir evrenin, son
rakiyle birlikte aa bir biim olarak devam etmesi, bu nedenle
ilk evredeki sayg nesnelerinin dehet nesnelerine dnmesi,
mitolojinin genel bir yasasdr. [Age., 313.]
Wundtun tartmasnn kalan blm, tabu kavramnn arnma ve kurbanla ilikisini ele alr.

(2)
Tabu sorununa psikanaliz asmdan, yani bireyin ruhsal yaps
nn bilind ksmnn incelenmesi asmdan yaklaan birisi,
bir an dnnce, bu olgularn kendisine yabanc olmadn
anlayacaktr. Kendileri iin bu trden kiisel tabu yasaklar ya
ratan ve tpk ilkel insann kabile veya topluluunun ortak ta
bularna harfiyen uymas gibi kendi yaratt tabulara harfiyen
uyan insanlarla karlamtr. Bu tip insanlar saplantl hasta
olarak tanmlamay alkanlk haline getirmi olmasayd, du
rumlar iin tabu hastalnn ok uygun bir ad olduunu g
recekti. Ne var ki psikanalitik incelemeden bu saplant hastal

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

81

kliniksel kkeni ve ruhsal mekanizmasnn z konusunda


ok ey rendii iin, bu noktaya kadar kazanm olduu bil
giyi buna paralel toplumsal bir olguya uygulamaktan kendini
alamaz.
Bu noktada bir uyarda bulunmam gerek. Tabu ile saplant
hastal [nevrozu] arasndaki benzerlik, salt dsal bir benzer
likten te gemeyebilir; bu, temel yaplan iin deil, sadece
bunlarn davurum biimleri iin geerli olabilir. Doa, en
farkl biyolojik balamlarda bile ayn biimlerden yararlan
maktan holanr: rnein hem bitkilerde hem de mercanda, ay
rca gerekten de baz kristal trlerinde ve baz kimyasal kel
tilerde dal biimli yaplann ortaya kmasnda olduu gibi. Sa
dece ayn mekanik nedenlerin ileyiinden kaynaklanan bu tr
den benzerliklere dayanarak arada i ilikiler bulunduu sonu
cuna varmann aceleci ve yararsz olaca aktr. Bu uyary
gz nnde bulunduracaz; ama bunun kyaslamaya devam
etmemize engel olmas da gerekmiyor.
Nevrotiklerin saplantl yasaklaryla tabular arasndaki en ak ve arpc ortak nokta, bu yasaklarn ayn lde gdden
yoksun ve kken asndan ayn ekilde artc olmasdr.
Belli olmayan bir noktada ortaya ktktan sonra, kar konul
maz bir korkuyla varlklarn srarla srdrrler. Dsal bir ceza
tehdidine ihtiya duyulmaz, nk ihlalin dayanlmaz bir fela
kete yol aaca konusunda isel bir eminlik, bir ahlak inanc
vardr. Bu noktada saplantl bir hastann syleyebilecei tek
ey, bu ihlalin sonucu olarak evresindeki belli bir insann zarar
grecei yolunda tanmsz bir duygu besledii olacaktr. Bu za
rarn doas konusunda hi bir ey bilinmez; ve gerekten de,
bu bilgi krnts, yasaklardan ok, daha sonra ele alacamz
kefaret ve koruyucu eylemlerle ilikili olarak elde edilir.
Tabuda olduu gibi temel yasak, yani nevrozun ekirdei
dokunmadr; buna bazen dokunma [temas] fobisi, ya da

82

TOTEM VE TABU

delire du toucher denmesinin nedeni budur. Yasak, sadece


dolaysz fiziksel temas iin deil, temasa gemek ifadesinde
olduu gibi benzetme ifadeleri iin de geerlilik kazanr. Do
rudan fiziksel temas gibi, hastann dncelerini yasak nesneye
ynlendiren, onu bu nesneyle zihinsel temasa sokan her ey ya
saklanr. Ayn kapsam genilemesi tabuda da olur.
Baz yasaklarn amac annda aklk kazanr. Tersine di
erleri anlalmaz, aptalca olularyla dikkatimizi eker; bu tr
yasaklar tren [seremoni] olarak tanmlanr. Bu ayrm tabuya
uyulmasnda da gzlenir. [Bkz. sf. 74-5.]
Saplantl yasaklar, yerdeitirmeye son derece aktr.
Balamn salayabilecei her trl yoldan, bir nesneden dieri
ne aktarlabilir; bu durumda, kadn hastalarmdan birinin bir ifadesini kullanacak olursam, bu yeni nesne imkansz olur, ta
ki sonunda btn dnya bir imkanszlk ambargosuna tabi oluncaya kadar. Saplantl hastalar, sanki imkansz insanlar ve
eyler, temas yoluyla evrelerindeki her eye yaylabilen tehli
keli bir salgn tayclarym gibi davranr. Tabu tanmmda
ayn bulama ve geme zelliine dikkati ekmitim [sf. 75].
Tabu olan eye temas ederek bir tabuyu ineyen kiinin kendi
sinin de tabu olduunu ve baka birisinin onunla temas edeme
yeceini de biliyoruz.
Bu noktada bir yasan aktarmna (daha dorusu
yerdeitirmesine) ilikin iki rnei yan yana getireceim.
Bunlardan birisi Yeni Zelandahlann yaamndan, dieri ise
saplantl bir hanm hastam zerindeki kendi gzlemimden alnmtr.
Yeni ZelandalI bir ef, atei azyla flemeyecektir; nk
kutsal nefesi atee, oradan stndeki mlee, oradan da iinde
pien ete ve eti yiyen kiiye geecek ve eti yiyen, bu araclar

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

83

vastasyla iletilen efin nefesiyle kirlenerek kesinlikle lecektir.1


Hastamn kocas bir eya alp eve getirmiti. Hastam, eya
nn evden karlmas gerektiinde srar ediyordu, aksi taktirde
yaad oda imkansz olacakt. k eyann, diyelim ki
Yldz Caddesindeki2 bir maazadan alndn duymutu.
Ama Yldz, uzak bir kasabada yaayan ve genliinde kzlk
soyadyla tand bir kadn arkadann evlilik soyadyd. Bu
arkada o dnemde imkanszd, yani tabuydu. Dolaysyla
dokunmamas gereken arkada gibi, burada Viyanada satm
alnan eya da tabuydu.
Saplantl yasaklar da sz konusu kiilerin yaamnda tabu
yasaklan kadar kapsaml vazgemeler ve kstlamalar gerektirir;
ancak baz eylemlerin yaplmas halinde bazlar kaldrlabilir.
Daha sonra bu eylemlerin tekrarlanmas gerekir: bylece
zorlamml veya saplantl eylemlere dnrler; bunlarn bir tr
kefaret, tvbe, savunma ve annma nlemleri zelliine sahip
olduuna kuku yok. Bu saplantl eylemlerden en yaygn y
kanmadr (ykanma manyakl). Baz tabu yasaklan da ayn
ekilde deitirilebilir; daha dorusu benzer bir trenle ihlali
iyi klnabilir; burada da suyla arnma tercih edilen bir yntem
dir.
Gelin, tabu uygulamalanyla saplant semptomlar arasndaki
en ak ortak noktalar zetleyelim: (1) yasaklarn belirlenebilir
bir gdden yoksun olmas; (2) bir i zorunlulukla srdrl
meleri; (3) kolayca yerdeitirebilmeleri ve yasak nesneden bir
ey bulama riski bulunmas; ve (4) trensel eylemlerin yapl
masn gerektirmeleri.

' Frazer(191 lb, 136),[Taylordan (1870, 165)alnt]


2 [Orijinalinde Hirschengasse ve Hirsch.]

84

TOTEM VE TABU

Psikanalizden, saplant nevrozunun hem klinik tarihesini


hem de ruhsal mekanizmasn biliyoruz. Tipik bir dokunma
fobisinin klinik yks yledir. Balangta, ilk ocukluk
yllarnda hasta, amac beklenebilecei gibi olduka zellemi
olan gl bir dokunma arzusu sergiler. Bu arzu, bu dokunma
nn gerekletirilmesine kar dsal bir yasakla karlar.1 Ya
sak kabul edilir, nk gl i glerden2 destek bulur ve do
kunmayla davurum arayan igdden daha gl olduunu
gsterir. Ne var ki ocuun ilkel ruhsal yapsnn sonucu olarak
bu yasak, igdnn ortadan kaldrlmasn baaramaz. Tek
sonu igdnn (dokunma arzusunun) bastrlmas ve bilindna srlmesidir. Hem yasak hem de igd varln korur:
nk igd yok edilmemi, sadece bastrlmtr ve nk ya
san kalkmas halinde igd kendini bilince zorlayacak ve et
kinlik kazanacaktr. stesinden gelinmeyen bir durum ruhsal
bir taknt ortaya kar ve dier her ey, yasakla igd ara
snda srp giden atmadan kaynaklanr.
Bu ekilde sabitleen ruhsal yapnn temel zelliini, tek bir
nesneye, daha dorusu bu nesneyle balantl olarak bir eyleme
ynelik ikircikli3 bir tutum olarak tanmlayabiliriz. Srekli ola
rak bu eylemi yapmay (dokunmay) arzulamakta [ve bunu b
yk bir zevk gibi deerlendirmektedir, ancak bunu yapmamas
gerekir] ve bundan tiksinmektedir.4 Bu iki akm arasndaki a
tma annda zme balanamaz, nk anlatmann baka
bir yolunu bulamadm bir ifadeyle kiinin kafasnda, kar
karya gelemeyecek ekilde lokalize olmulardr. Yasak g
rltc bir tarzla bilinlidir, buna karlk inat dokunma arzu
su bilinsizdir ve kii bundan habersizdir. te bu ruhsal etken
__________________________
>
1Hem arzu hem de yasak ocuun kendi cinsel organlarna dokunmasyla ilgilidir.
2 Yani, ocuun, yasa koyanlarla arasndaki sevgi ilikisinden.
3 Bleulerin [1910] hakl olarak kulland bir terimi benimseyecek olursak.
4 [kinci basmndan (1920) itibaren keli parantez iindeki ifade belki de kazara atl
mtr]

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

85

olmasayd, bu tr bir ikirciklik ne bu kadar uzun srer, ne de bu


tr sonular doururdu.
Duruma ilikin klinik ykmzde belirleyici noktann, yasa
n ocukluun ilk yllarda getirilmesi olduunda srar ettik;
ayn dnemdeki bastrma mekanizmasndaki sonraki gelimeler
de benzer bir neme sahiptir. Uygulanan ve bir bellek kayb
unutkanlk ieren bastrmann sonucunda (bilinli) yasan
arkasndaki gdler bilinmez kalr; ve zihinsel ilemlerle bun
dan kurtulmaya ynelik her trl giriimin baarsz olmas ge
rekir, nk bir saldr zemini bulunamaz. Yasak, gcn ve
saplantl [zorlayc] yapsn, bilindndaki rakibine, yani gizli
ve youn arzuya yani bilinli incelemeye kapal olan isel bir
zorunlulua borludur. Yasan kolayca aktarlabilmesi
[yerdeitirebilmesi] ve kapsamnn geniletilebilmesi, bilinsiz
arzuya uyan ve bilindmda ar basan ruhsal koullarla byk
lde kolaylaan bir sreci yanstr. gdsel arzu, kmazdan
kamak iin srekli yer deitirir ve yasaklananlarn yerine ikmeler nesne ikmeleri ve eylem ikmeleri bulmaya al
r. Bunun sonucunda yasak da yerdeitirir ve yasak drtnn
benimsemi olabilecei yeni amalar da kapsar. Bastrlan libi
donun att her yeni adm, yasan ,yeniden keskinletirilmesiyle karlanr. atan iki gcn karlkl ketlemesi, bir bo
alma [dearj], ar basan gerilimi azaltma ihtiyac yaratr; sap
lantl eylemlerin nedeni buna balanabilir. Nevroz durumunda
bunlarn uzlama eylemleri olduu aktr: bir adan bunlar
pimanln, kefaretini deme [cezasn ekme] abasnn, vb.
kantlardr, te yandan ayn zamanda da yasaklanan igdy
dengelemeye [doyurmaya] ynelik ikme eylemlerdir. Bu sap
lantl eylemlerin, igdnn giderek daha ok kontrolne gir
mesi ve balangta yasaklanan etkinlie daha ok yaklamas,
nevrotik hastalkta bir kuraldr.

86

TOTEM VE TABU

Gelin imdi de tabuyu, sanki hastalarmzdan birisindeki


saplantl bir yasakla ayn yapya sahipmi gibi ele alalm. An
cak dikkatimizi eken tabu yasaklarndan birounun ikincil,
yerdeitirmi, arptlm olduunu ve en temel ve nemli ta
bulara bir para k tutmakla yetinmek durumunda kalacam
z imdiden aka ortaya koymakta yarar var. Dahas, ilkel bir
insann durumuyla nevrotiin durumu arasndaki farklarn, tam
bir uyumay imknszlatracak ve karlatrmay her ayrntda
zdelik noktasna kadar ileri gtrmemizi engelleyecek bir neme sahip olduuna kuku yok.
Her eyden nce ilkel insanlardan, yasaklarnn gerek ne
denini tabunun kkenini sylemelerini beklemenin anlam
sz olduunu belirtmek gerek. nermelerimizden, gerek nede
nin bilinsiz olmas nedeniyle buna cevap veremeyecekleri
sonucu kar. Ama saplantl yasaklar model alarak bir tabunun
tarihini aadaki gibi canlandrabiliriz [tasarlayabiliriz]. Tabu
larn, bir dnemde bir ilkel insan kuana dsal olarak uygula
nan eski a yasaklar olduunu; yani, bir nceki kuak tarafn
dan iddetle empoze edildiini varsaymamz gerek. Bu yasak
lar, gl bir eilim duyulan etkinliklerle ilgili olsa gerek. Bu
yasaklar, belki de salt ebeveyn ve toplumun otoriter aktarm
yoluyla kuaktan kuaa gemi olmal. Ama bunlar sonraki
kuaklarda doutan gelen ruhsal bir donanm olarak
rgtlenmi olabilir. Doutan gelen fikirler diye bir ey
olup olmadna, ya da eldeki durumda tek bana m yoksa eitimle ilikili olarak m etkinlik gstererek tabular sabit kld
na kim karar verebilir ki? Ama tabunun devamndan kesin olan bir ey varsa o da yasaklanan eyle ilgili balangtaki arzu
nun, sz konusu kabilelerde bugn de yayor olmas gereidir.
Bu nedenle tabularna kar tutumlar ikircikli olmaldr. Bilindmda, bu tabular inemekten daha ok istedikleri bir ey
yoktur, ama bunu yapmaktan korkarlar; tam da arzuladklar iin korkarlar ve korku arzudan daha gldr. Ama bu arzu

II. TABU V E DUYGUSAL KRCKLK

87

tpk nevrotiklerde olduu gibi kabilenin btn yelerinde de


bilinsizdir.
En eski ve nemli tabu yasaklar, iki temel totemizm yasas
dr: totem hayvan ldrmemek ve totem klann kar cinsten
yeleriyle cinsel ilikiden kanmak.
O halde en eski ve en gl insan arzulan bunlar olmal.
Totemik sistemin anlam ve kkeni konusunda tamamen bilgi
siz kaldmz srece, bu iki rnee dayanarak bunu anlamay
veya hipotezimizi test etmeyi umamayz. Ama bu iki tabunun
dile gelii ve ortaya k, psikanalitik aratrmalann bulgula
ryla tank olan herkese, insanlardaki tanml eyleri, yani
psikanalistlerin ocukluk arzulannn merkezi ve nevrozlann
ekirdei olarak tanmlad eyleri hatrlatacaktr.1
Tabunun, yukarda snflandrmaya altm davurum e
itlilii, tezimizle tek bir btnle indirgenir: tabunun temeli,
bilindmda gl bir eilim duyulan yasak bir eylemdir.
Anlamasak da, yasak eyi yapan, yani tabuyu ineyen kii
nin kendisinin de tabu olduunu grmtk [bkz. sf. 73]. Bu
nunla, tabunun sadece yasak eyi yapan kiiye deil, ayrca zel
durumlardaki insanlara ve durumlarn kendilerine olduu kadar
kiisel olmayan nesnelere de balanmas arasnda nasl bir pa
ralellik kurabiliriz? Btn bu farkl durumlarda ayn kalan teh
like zellii ne olabilir? Sadece tek ey olabilir: bunun, erkein
ikircikli duygularn alevlendiren ve onu yasa inemeye k
krtan nitelii.
Tabuyu ineyen kiinin kendisi de tabu olur, nk baka
larn onun gibi yapmaya kkrtan tehlikeli bir nitelie sahiptir:
bakalarna yasak olan eyi onun yapmasna neden gz yumul
sun ki? Dolaysyla her rnein taklidi tevik etmesi asndan o

1Bu sayfalarda birden ok gnderme yaptm totemizm konulu denemeye (bu almadaki drdnc denemeye) bakn [sf. 159.]

88

TOTEM VE TABU

gerekten de bulatncdr ve bu nedenle ondan da kanlmas


gerekir.
Ama bir tabuyu inemeyen birisi de bakalarnda yasak ar
zular uyandrma ve ikircikli bir atma yaratma zelliine sa
hip bir durumda olmas nedeniyle srekli veya geici olarak ta
bu olabilir. stisna konumlarn ye durumlarn ounluu bu tr
dendir ve bu tehlikeli gce sahiptir. Kral veya ef, ayrcalklar
nedeniyle kskanlk yaratr; belki de herkes bir kral olmak is
ter. l insanlar, yeni doan bebekler ve ayba kanamasndaki
veya doum sancs eken kadnlar, zel aresizlikleri nede
niyle arzu uyandrr; erikinlie yeni ulam bir erkek, yeni haz
vaadiyle insanlar tahrik eder. Bu nedenle btn bu insanlar ve
btn bu durumlar tabudur, nk kkrtmaya direnilmesi ge
rekir.
Farkl insanlarn sahip olduu mana [g] miktarnn neden
birbirini eksiltip bir lde birbirini etkisiz klabildiini artk
anlyoruz. Bir kraln tabusu, emri altndakiler iin ok gldr,
nk aralarndaki sosyal fark ok byktr. Ama bir rahip za
rar grmeden aralarnda araclk yapabilir. Tabu dilinden nor
mal psikoloji diline evirecek olursak bu, unun gibi bir anlama
gelir. Kralla temasn yaratt byk kkrtmadan korkan sra
dan bir insan, pek kskanmas gerekmeyen, hatta konumuna ulaabilecei bir rahiple ilikiye dayanabilir. te yandan bir ra
hip, kendi sahip olduu gc dnerek, krala kar duyduu
kskanl hafifletebilir. Bundan, iki insann sahip olduu k
krtc sihirli g miktar arasndaki kk farklardan, byk
olanlara kyasla daha az korkulduu sonucu kar.
Ayn ekilde, baz tabu yasaklarnn inenmesinin sosyal
bir tehlike iermesinin ve bundan tr zarar grmemeleri iin
topluluk yelerinin tamam tarafndan cezalandrlma gereinin
nedeni de aklk kazanr [bkz. sf. 73]. Bilinsiz arzularn yeri
ne bilinli drtleri koyacak olursak, tehlikenin gerek olduu
nu grrz. Bu, toplumun abucak zlmesine yol aacak olan

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

89

tevik [zen] riskinde yatmaktadr. hlal, dier yeler tarafndan


cezalandrlmad taktirde, bu yelerin kendileri de suluyla
ayn ekilde davranmay arzuladklarnn farkna varacaktr.
Tabu kstlamalarnda dokunmann, dokunma fobilerindekine benzer bir rol oynadn grmek bizi artmaz, ancak
yasaktaki gizli anlam tabuda, nevrozdaki kadar zel bir yapya
sahip olamaz. Dokunmak, bir insan veya nesnenin kontroln
ele geirmenin, ya da ondan yararlanmann ilk admdr.
Tabuda yapsal olan bulac gc, kkrtma yaratabilen ve
ya taklide tevik edebilen bir zellie dntrdk. Bu da, ta
bunun bulac zelliinin, temel olarak daha sonra kendileri de
tabu taycs olan nesnelere geebilmesiyle [bulaabilmesiyle]
tanmlanmas gereine uymaz.
Tabunun bu geebilme [bulama] zellii, daha nce szn
ettiimiz nevrozdaki bilinsiz igdnn, arm yollar bo
yunca srekli yeni nesnelere kayma eiliminin bir yansmasdr.
Bylece dikkatimiz, mana'nm tehlikeli sihirli gcnn, daha
gereki iki gce kiiye kendi yasak arzularn hatrlatma g
cne ve daha nemli olan ve bu arzulara uyarak yasa ine
meye kkrtan bir gce karlk geldii gereine ynelir. Ne
var ki ilkel kafada yasak bir eylemin ansnn canlanmasnn,
doal olarak bu eylemi gerekletirmeye ynelik bir drtnn
uyanmasyla balantl olduunu dnrsek, bu iki ilev bire
indirgenir. Bylece hatrlamayla kkrtma tekrar birleir. Ayr
ca, bir insann bir yasa inemesi baka birisini de ayn eyi
yapmaya kkrtt lde, tpk bir tabunun bir insandan bir
nesneye ve ondan da baka birine [nesneye veya insana] ge
mesi gibi, yasaklara bakaldrnn da bir salgn gibi yayldn
kabul etmemiz gerek.
Bir tabunun inenmesi, belli bir sahiplikten veya zgr
lkten vazgemeyi ieren bir tvbeyle veya kefaretle dzeltilebildii taktirde bu, tabu yasana uymann, kendi iinde arzu
edilen bir eyden vazgemek anlamna geldiini kantlar. Bir

90

TOTEM VE TABU

vazgeiten kurtulu, baka bir vazgeile dengelenir. Bu da ta


bu trenlerinde kefaretin [cezasn ekmenin] arnmadan daha
temel bir etken olduu sonucuna varmamza yol aar.
Nevrotiklerin saplantl yasaklaryla kyaslayarak, tabunun
yapsna hangi noktalardan k tuttuumuzu zetleyeceim.
Tabu, dardan (bir otoriteyle) zorla empoze edilen ilkel bir ya
saktr ve insanlardaki en gl zlemlere yneliktir. Bu yasa
ineme arzusu bilindnda kalr; tabuya uyan insanlar, tabu
nun yasaklad eylere kar ikircikli bir tutum sergiler. Tabuya
balanan sihirli g, kkrtma yaratma kapasitesine dayanr; ve
rnekler bulac olduu ve bilindndaki yasak arzu bir ey
den bir bakasna kayd iin bir salgn gibi etkili olur. Bir ta
bunun ihlalinin, bir vazgeile [baka bir eyden vazgemekle]
dzeltilebilmesi gerei, tabuya uymann temelinde vazgeme
nin yattn gsterir.

(3)
imdi bulmak istediimiz ey, tabu ile saplant nevrozu arasn
da izdiimiz paralellie ve buna dayandrdmz tabu gr
ne ne gibi bir deer bieceimizdir. Bu deerin, ortaya koydu
umuz grn dierleri karsnda daha avantajl olup olmad
na ve tabu konusunda baka trl ulaabileceimizden daha
net bir kavray salayp salamadna bal olaca aktr.
Sylenenlerden, grmzn geerlilii konusunda yeterli ka
nt gsterdiimize inanma eilimi duyabiliriz; yine de tabu ya
saklarna ve uygulamalarna ilikin aklamamz daha ayrntl
ortaya koyarak kantlar glendirmeye almamz gerekiyor.
nmzde baka bir yol daha var. Nevrozlardan tabuya ak
tardmz hipotezlerden veya bu ilemin verdii sonulardan
bazlarnn, tabu olgularnda dolaysz olarak dorulanp doru-

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

91

lanamayacan da inceleyebiliriz. Ama ne aradmza karar


vermemiz gerek. Tabunun, u veya bu dnemde dsal bir oto
rite tarafndan empoze edilen ilkel bir yasaktan kaynakland
iddiamzn kantlanamayaca aktr. Dolaysyla dorulamaya
alacamz ey, saplant nevrozlarndan rendiimiz kada
ryla, tabunun ruhsal bileenleri [belirleyenleri] olacaktr. Nev
roz durumunda bu ruhsal etkenler konusundaki bilgileri nasl
elde ettik? Semptomlarnn, zellikle de saplantl eylemlerinin,
savunma nlemlerinin ve saplantl emirlerin [kurallarn] anali
tik incelemesi yoluyla. kircikli drtlerden kaynaklandklarnn
her trl belirtisini gsterdiklerini, ayn anda hem bir arzuya
hem de kar arzuya karlk geldiklerini, ya da iki kart ei
limden ar basan birisinden yana ilediklerini bulduk. imdi
bu ikircikliin, yani kart eilimlerin egemenliinin, tabuya
uyma davrannda da bulunduunu gstermeyi baarrsak, ya
da saplantl eylemler gibi ayn anda her iki akma da davu
rum kazandran eilimlerden bazlarna dikkati ekebilirsek, ta
bu ile saplant nevrozu arasndaki belki de en nemli zellikleri
olan ortak ruhsal noktay belirlemeyi baarmz demektir.
Daha nce de belirttiim gibi, totemizmle ilikisi nedeniyle
iki temel tabu yasa analize ak deildir; buna karlk dier
baz kurallar da ikincil bir yapdadr ve dolaysyla amacmz
asndan yararszdr. nk tabu, etkiledii toplumlarda tipik
yasama yntemidir ve elbette tabudan daha sonra gelen toplum
sal amalara hizmet etmektedir: rnein kendi mal varlklarn
ve ayrcalklarn korumak iin efler ve rahipler tarafndan em
poze edilen tabularda durum budur. Yine de incelemeye tabi
tutabileceimiz ok sayda kural [tabu] vardr. Bunlar arasn
dan, (a) dmanlara, (b) eflere ve (c) llere balanan tabular
seeceim ve incelemede kullanacam malzemeyi, Frazerin
byk almas The Golden Bough un ikinci ksm olan Taboo
and the Penis o f the Sb/fdaki (191 lb) mkemmel koleksiyon
dan alacam.

92

TOTEM V E TABU

(a) Dmanlara Kar Davranlar


lkel ve yan ilkel rklarn, dmanlanna kar ketlemesiz bir acmaszlk sergilediklerini dnmeye eilimli olabiliriz. Dola
ysyla onlarda bile bir insann ldrlmesinin, tabu kapsamna
giren bir dizi kurala bal olduunu renmek ilgimizi epeyce
ekecektir. Bu kurallar kolayca drt grupta toplanabilir. Bu ku
rallar (1) ldrlen dmann yattrlmasn, (2) ldrenin tabi
olduu kstlamalar, (3) kefaret ve aklanma eylemleri yapmas
n ve (4) bizi trensel formaliteleri gerektirir. Konuya ilikin
eksik bilgilerimiz, bu uygulamann sz konusu insanlarda ne
kadar genel olduunu kesin olarak belirlememize elvermiyor;
ama bu, amacmz asndan konuyla ilgisiz bir noktadr. yle
veya byle, yaltlm zgnlklerle deil, yaygn uygulama
larla kar karya olduumuzu rahatlkla varsayabiliriz.
Timor adasnda bir sava seferinden, zaferle, yenilen d
mann kelleleriyle dnlrken uygulanan yattrma trenleri
zellikle dikkate deer, nk seferin efi de ar kstlamalara
tabidir (sf 93e bakn). Sefer dnnde, kafalar kesilen d
man ruhlarn yattrmak iin kurban verilir. nsanlar, bu tr
sunular ihmal edildii zaman zafer kazanann bana kt eyler
geleceine inanr. Aynca, trenin bir yerinde, ldrlen adamn
ruhuna at yakan, ondan af dileyen bir ark eliinde dans edilir. Kellen burada olduu iin kzma, der ark, biz daha
anssz olsaydk, bizim kellelerimiz senin kynde olacakt.
Seni memnun etmek iin kurban adyoruz. Artk ruhun dinlene
bilir ve bizi bar [huzur] iinde brakabilir. Neden bizim d
manmz oldun ki? Dost kalmamz daha iyi olmaz myd? By
lece kann akmaz, kellen gitmezdi.1 Ayn ey Celebesteki
Paloo halk iin de geerlidir. Savatan dnen Gallalar da
1Frazer (191 lb, 166), [Grambergden (1872, 216) alnt].

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

93

[Dou Afrikal] kendi evlerine girmeden nce ldrlen d


manlarnn cin veya koruyucu ruhlarna kurban verirler.1
Dier halklar, eski dmanlarn lmlerinden sonra koru
yuculara, dostlara ve iyiliksever insanlara dntrmenin bir
yolunu bulmutur. Bu yntem, Borenolu vahi rklardan bazla
rnn yapmakla vnd gibi, kesilen balara efkatle davran
maktan oluur. Sarawakl Deniz Dyaklar baarl bir kelle avndan dnte eve bir kelle getirdikleri zaman, aylarca sonra
bile kelleye ok derin bir saygyla davranlr ve dilin sahip ol
duu her trl muhabbet szleriyle hitap edilir. En leziz yiye
cekler, her trl tatllar azna tklr, hatta sigara bile verilir.
Eski dostlarndan nefret etmesi ve artk onlardan birisi olduu
iin yeni ev sahiplerini sevmesi iin kelleye srekli yalvarlr.
Bize bu kadar rktc gelen bu trenlerin, bir alaya alma ni
yetiyle yapldn dnmek byk bir hata olacaktr.2
Kuzey Amerikadaki baz vahi kabilelerde, ldrlen ve
kafa derisi yzlen dmanlar iin tutulan yas gzlemcileri a
rtmtr. Bir Choctaw bir dmann ldrdkten sonra ar
kstlamalara tabi olduu bir ay sreyle yas tutar; Dacotalarda
da benzer uygulamalar vardr. Bir tann anlattna gre,
Osageler kendi lleri iin yas tutarken, tpk bir dostlarym
gibi dman iin de yas tutacaklardr.3
Dmanlarla ilgili dier tabu uygulama trlerini ele almadan
nce, ak bir itiraza deinmemiz gerekiyor. Frazer ve dierleri,
bu yattrma trenlerinin yeterince basit olduu ve
ikirciklikle hi bir ilikisi olmad temelinde bize kar ka
caktr. Bu insanlar, ldrlen kiinin ruhuna [hayaletine] kar
batl bir korku besler; bu, klasik eski alardan bildiimiz ve
1 Frazer (age.), Paulitschkeden (1893-6 [2, 50, 136]) alnt
2 Frazer (1914, 1, 295), Lowdan (1848, [206]) alnt.
3 Frazer (1911b, 181), Dorseyden (1884 [126]) alnt.

94

TOTEM VE TABU

byk ngiliz yazar tarafndan Macbeth ve III. Richardn ku


runtular [halusinasyonlar] eklinde sahneye aktarlan bir kor
kudur. Btn yattrma trenleri kadar az sonra tartacamz
kstlamalar ve kefaret eylemleri de mantksal olarak bu batl
inantan kaynaklanr. Ancak katillerini izleyen kurbanlarn ha
yaletlerinden kurtulma abas1 olarak aklanabilen drdnc
bir tren tr de bu gr destekler. Buna ek olarak, sz konu
su ilkeller de len dmanlarn hayaletlerinden korktuklarn
aka kabul eder ve tarttmz tabu uygulamalarn bunlara
balarlar.
Gerekten de ak olan bu itiraz, konuyu tamamen kapsam
olsayd, aklama bulma abasna gerek kalmazd. Bunu daha
sonra ele alacam; imdilik nceki tabu tartmalarmza dayal
hipotezden karlan seenek bir gr ortaya koymakla yeti
neceim. Btn bu kural ve trenlerden karmamz gereken
sonu, dmanlarna kar dile getirdikleri drtlerin salt d
manca olmaddr. Bunlar ayrca pimanln, dmana duyu
lan hayranln ve onu ldrmeden tr ekilen vicdan azab
nn da davurumlardr. Tanrlar tarafndan yasalar konulmadan
uzun sre nce bu ilkel insanlarn yaayan bir emre [ahlaki ku
rala]
sahip
olduklar
kansna
direnmek
zordur:
ldrmeyeceksin. Bu, ihlali cezasz kalmayacak bir kuraldr.
Gelin imdi de dier tabu tren gruplarna bir gz atalm.
Galip gelen ve dmann ldren birisinin tabi olduu kstla
malar olaand lde sk ve kural olarak ardr. Timorda
(yukarda anlatlan yattrma trenlerine bakn), seferin lideri
nin, hemen evine dnmesi yasaktr. Onun iin zel bir kulbe
hazrlanr, o kulbede iki ay sreyle kalmak ve bedensel ve
ruhsal arnmadan gemek zorundadr. Bu sre iinde karsna
1 Frazer (1911b, 169-74). Bu trenler, kabuklara vurmaktan, barp haykrmaktan ve
mzik aletleriyle grlt karmaktan, vb. ibarettir.

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

95

gidemez, kendini besleyemez; yiyeceklerin bir bakas tarafn


dan onun azna konmas gerekir.1 Baz Dyak kabilelerinde
baarl bir seferden dnen erkekler, birka gn kendi balarna
kalmak ve eitli yiyeceklerden uzak durmak zorundadr; demi
re dokunamazlar, kadnlarla iliki kuramazlar. Yeni Gine ya
knlarndaki Logeada dmanlan ldren veya ldrlmesine
yardmc olan erkekler, kendilerini bir hafta sreyle evlerine
kapatr. Karlaryla ve arkadalaryla her trl ilikiden kan
malar gerekir; ayrca yiyeceklere elleriyle dokunamazlar. Sa
dece, zel mleklerde piirilen sebze yemekleri yiyebilirler.
Bu kstlamalarn amac, erkekleri, ldrlenin kannn kokusu
na kar korumaktr; nk kan koklamalan halinde hastalanp
leceklerine inanrlar. Gney dou Yeni Ginedeki Toaripi ve
ya Motumotu kabilesinde birisini ldren bir erkek, karsna
yaklaamaz, yiyeceklere dokunamaz. Sadece baz yiyecekleri
yiyebilir ve yemei bakalar tarafndan yedirilir. Bu trenler
yeni aya kadar devam eder. (Frazer, 191 lb, 167.)
Frazerin, adam ldrenlere uygulanan kstlamalar konu
sunda verdii rneklerin tamamn vermeye kalkmayacam.
Sadece, tabu zelliinin zellikle belirgin olduu, ya da kst
lamalara kefaret, arnma ve dier trenlerin elik ettii birka
olaya daha deineceim.
Alman Yeni Ginesindeki Monumbolar arasnda savata bir
dman ldren herkes kirli olur. (Bu, ayba kanamas veya
lousalk dnemindeki kadnlar iin kullanlanla ayn terimdir.)
Uzun sre erkekler kulbnde kalmas gerekir, bu arada dier
kyller evresinde toplanr ve dans ve arkyla zaferini kutlar.
Hi kimseye, hatta kendi karsna ve ocuklarna bile dokuna
maz; dokunduu takdirde vcutlarnn yarayla kaplanacana

'

Frazer (1911b, 166), Mllerden (1857 [2, 252]) alnt.

96

TOTEM VE TABU

inanlr. Ykanarak ve dier arnma trenlerini yaparak tekrar


temiz olur. [Age., 169.]
Kuzey Amerikadaki Natchezler arasnda, ilk kafa derisini
yzen gen savalarn, alt ay boyunca baz perhiz kurallarna
uymas gerekir. Karlaryla yatamazlar, et yiyemezler; tek g
dalar balk ve pudingdir... Bir Choctaw dmann ldrp
kafa derisini yzdkten sonra bir ay sreyle yas tutar ve bu sre
iinde san tarayamaz, bann kanmas durumunda bunu
ancak bu amala bileine balad bir odun kymyla yapa
bilir. [Age., 181.]
Bir Pima Kzlderilisi bir Apaiyi ldrd zaman kat annma ve tvbe trenleri yapmak zorunda kalr. On alt gn bo
yunca ete veya tuza dokunamaz, atee bakamaz, birisiyle konu
amaz. Ormanda tek bana yaar, orada onu az bir yiyecekle
besleyen yal bir kadn bekler. Sk sk rmakta ykanr ve (bir
yas iareti olarak) kafasn amura bular. On yedinci gnde adamn ve silahlarnn arndrlmas iin topluca bir tren yaplr.
Pima Kzlderilileri ldrme tabusunu, dmanlarndan daha
ciddiye aldklar ve onlar gibi kefaret ve arnmay seferin sonu
na kadar ertelemedikleri iin, ahlaki katlklar, ya da baka bir
ifadeyle dindarlklar, sava kapasitelerine byk lde zarar
vermitir. Olaanst cesaretlerine ramen, Amerikallar,
Apailere kar giriilen operasyonlarda mttefik olarak yeter
siz kaldklarn grmlerdir. [Age., 182-4.]
Dmanlarn ldrlmesinden sonraki kefaret ve arnma t
renlerinin ayrntlar ve eitlemeleri, daha derin bir aratrma
asndan ne kadar ilgin olursa olsun, bu noktada keseceim,
nk buradaki amacmz asmdan alabileceimiz pek fazla bir
ey yok. Bugne kadar gelen profesyonel cellatlarn geici veya
srekli tecrit edilmesi uygulamasnn bu balama ait olabilece-

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

97

ini varsayabilirim. Ortaa toplumundaki celladn konumu,


tabunun vahilerdeki ileyiine ilikin iyi bir tablo sunar.1
Btn bu yattrma, kstlama, kefaret ve arnma trenleri
nin kabul edilen aklamasnda iki ilke birleir: tabunun ld
rlen insandan, onunla ilikili her eye bulamas ve ldrlen
kiinin hayaletinden korkulmas. Bu iki etkenin, tren akla
masnda nasl birletirilecei, eit arlkta deerlendirilip deerlendirilemeyecekleri, birinin temel [birincil] dierinin ise tali
[ikincil] olup olmad ve eer byleyse hangisinin temel oldu
u sorular cevapsz kalr; cevap bulmak gerekten de zor ola
caktr. te yandan biz, btn bu trenleri dmana ynelik
duygusal ikirciklie dayandran kendi grmzn birliini
[btnletiriciliini] vurgulayabiliriz.
(b) Yneticilerle lgili Tabu
lkel insanlarn eflerine, krallarna ve rahiplerine ynelik tutu
mu, eliik olmaktan ok tamamlayc olan iki temel ilkeyle be
lirlenir. Bir yneticinin sadece korunmamas, ayrca ona kar
da korunulmas gerekir. (Frazer, 1911b, 132.) Bu iki ama da
saysz tabu kuralyla gvenceye alnr. Kiinin kendini yneti
cilere kar korumasnn nedenini biliyoruz. nk onlar, elekt
rik yk gibi temasla iletilen ve lm getiren, benzer bir ykle
korunmayan herkesi yok eden gizemli, tehlikeli, sihirli bir g
cn tayclardr. Dolaysyla bu tehlikeli kutsal varlkla do
rudan veya dolayl bir temastan kanlr; ve eer kanlamyorsa, korkulan sonulardan kurtulmak iin bir tren yaplr.
rnein Dou Afrikal Nubalar, kutsal krallarnn evine gir
dikleri taktirde leceklerine inanrlar; ama sol omuzlarn indi
rip kraln elini omuzlarna koymasn salayarak ihlalin ceza
1Bu uygulamalara ilikin dier rnekler, Frazerin almasnn (191 lb, 165-90) Tabu
Katiller balkl blmde bulunabilir.

98

TOTEM V E TABU

sndan kurtulabilirler. [Agy.] Burada, kralla temasn yaratt


tehlikeye kar arenin ve korunmann, yine kralla temas olmas
gibi ilgin bir olguyla kar karyayz. Ne var ki burada, are
olarak kraln iradesiyle dokunmas ile ona dokunulmasnn ya
ratt tehlike arasmda bir tezat olduuna kuku yok; bu, kralla
pasif ve aktif bir iliki arasndaki bir tezattr.
Kraliyetin iyiletirici gcne rnek bulmak iin vahilere
gitmeye gerek yok. Pek de uzak olmayan bir gemite, ngiltere
krallar, Kraln Laneti olarak bilinen sracay1 iyiletirme g
cne sahipti. Kralie Elizabeth I, bu kraliyet ayrcaln halef
lerinden daha az kullanmamt. I. Charlesin, 1633te yz has
tay bir dokunuta iyiletirdii sylenir. Ama kraliyetin sracay
iyiletirmesinin dorua ulamas, ahlaksz olu II. Charlesin
ynetiminde monarinin tekrar iktidara gelmesiyle olmutur.
Krall dneminde yz bin insana dokunmakla nlenmitir.
are arayanlarn oluturduu kalabalklar yle byk oluyor
mu ki bir keresinde iyilemeye gelenlerden alt veya yedisi ayak altnda ezilerek lm. Stuartsn tahttan indirilmesinden
sonra ngiltere Kral olan Orangel kukucu William, bu b
yl uygulamalar reddetmiti. Sadece bir kez ellerini bir hasta
nn zerine koymaya ikna edilmiti, o zaman bile hastaya yle
demekten geri durmamt: Tanr sana daha ok salk ve an
lam verir. (Frazer, 1911a, 1, 368-70).
Aadaki ykler, kastsz da olsa, kralla veya ona ait her
hangi bir eyle aktif temasn rktc sonularna bir kant oluturur. Bir keresinde, byk bir saygnla sahip bir Yeni
Zelanda efi, akam yemeinin artklarn yol kenarnda brakr.
ef gittikten sonra oraya gelen cesur, a bir kle yemek artkla
rn grr, oturup itahla yemeye balar. Ama daha yemei bi
tirmeden onu izleyen ve korkudan donakalan birisi yedii ey
lerin efin artklan olduunu syler. Gl, cesur bir adamdr,
' [Lenf bezi tberklozu.]

II. TABU V E DUYGUSAL KRCKLK

99

ama ksa sre sonra, kamnda olaand kaslmalar belirdii


duyulur ve adam ayn gn gne batarken lr.1 Meyve yiyen
bir Maori kadmna, meyvenin tabu olan bir yerden topland
anlatlnca, kutsall bylece kirlenen efin ruhunun kendisini
ldreceini haykrr. Olay lenden sonra olur ve kadn, ertesi
gn len olmadan lr.2 Bir Maori efinin kav akmak kutu
su, insanlar ldrmenin bir arac gibiydi; nk kutuyu kaybe
diyor, bulanlar pipolarn yakmak iin kullanyor, kime ait ol
duunu renince de korkudan lyorlard.3
efler ve rahipler gibi tehlikeli insanlar toplumun kalann
dan tecrit etme evrelerine, onlan eriilmez klan bir set
ekme ihtiyac duyulmas bizi artmaz. Balangta tabuya
uymak iin ekilen bu setin, bugn saray dab biiminde yaa
dn anlamaya balayabiliriz.
Ama belki de yneticilerle ilgili bu tabunun byk bir b
lm, onlara kar korunma ihtiyacndan kaynaklanmaktadr.
Ayrcalkl insanlara zel davranlmasnn ikinci nedeni
onlar tehlikeye kar koruma ihtiyac tabularn yaratlmasn
da ve saray dabnn ortaya kmasnda ak bir rol oynamtr.
Kral her trl tehlikeye kar koruma ihtiyac, ister iyiye
ister ktye olsun, egemenlii altndaki insanlar iin tad
byk nemden kaynaklanr. Kesin anlamda konuacak olur
sak, varolu seyrini dzenleyen odur. nsanlar, meyveleri ye
titiren yamur ve gne iin, gemilerini kyya getiren rzgar
iin, hatta ayaklar altndaki toprak iin ona kran borludur.
(Frazer, 1911b, 7.)
Vahi insanlardaki bu kurallar, sadece tanrlara zg yarar
lar salayan bir gce ve kapasiteye sahiptir; bu, uygarln son

1Frazer (1911b, 134-5), bir Pakeha Maoriden (1884 [96]) alnt.


2 Frazer (agy.), Browndan (1845 [76]) alnt.
5 Frazer (agy.), [Taylordan (1870,164) alnt].

100

TOTEM VE TABU

raki evrelerinde sadece en aalk saray mensuplarnn sahip


mi gibi davrand bir gtr.
Bu kadar snrsz bir gce sahip insanlarn, tehlikelere kar
bylesine zenle korunma ihtiyac duymalar bize kendi iinde
elikili gibi gelecektir; ancak ilkel insanlarn kraliyet ahsi
yetlerine ynelik davranlarndaki tek eliki bu deildir. n
k bu insanlar, glerini gereince kullanmasn salamak iin
krallarn gzlemeyi de gerekli grmektedir; iyi niyetinden veya
dnceliliinden hi de emin deillerdir. Dolaysyla kral ev
releyen tabu trenlerinin nedenleri arasnda bir gvensizlik
esi de bulunabilir. Eski krallklarn, diye yazyor Frazer
(1911b, 7), insanlarn sadece hkmrana hizmet etmek iin
varolduu birer despotizm olduu fikri, ele aldmz monari
ler iin kesinlikle geerli deildir. Tersine, buradaki hkmran
sadece tebaas [halk] iin vardr; yaam sadece, halknn yarar
iin doann seyrini dzenleyerek grevlerini yerine getirdii
srece deerlidir. Bunu yapamad an, o gne kadar ona gste
rilen sayg ve zen ortadan kalkar ve nefret ve aalamaya d
nr; tahttan indirilir, rezil edilir ve eer cann kurtarabilirse
minnet duyar. Bir gn tanr gibi taplrken ertesi gn bir sulu
gibi ldrlr. Ama halkn bu deien tavrnda dengesizlik ve
ya tutarszlk sz konusu deildir. Tersine, davranlar tama
men tutarldr. Eer krallar onlarn tanrsysa, koruyucular da
olmas gerekir; ve eer koruyamazsa, bunu yapacak baka biri
sine yol amas gerekir. Ne var ki beklentilerine cevap verebil
dii srece, ona gsterecekleri hrmet ve zenin snr yoktur.
Byle bir kral, bir tren dabndan, yasaklardan ve kurallardan
oluan bir ala evrili bir yaam srer; burada ama onun kut
sallm, konforunu artrmak deil, doann uyumunu bozarak
kendini, halkn ve evreni ortak bir felakete srkleyebilecek
davranlara girmesini engellemektir. Bu kural ve trenler,
konforunu artrmak yle dursuj, her hareketini engelleyerek

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

101

zgrln ortadan kaldrr ve ou durumda korumaya al


tktan yaamn onun iin bir yke, bir zntye dntrr.
Kutsal bir yneticinin, tabu trenleriyle bu ekilde zincire
vurulup fel edilmesine ilikin en arpc rneklerden birisi, ge
en yzyllarda Japon Mikadonun yaam tarznda bulunabilir.
ki yz yl akn bir sre nce yazlan bir raporda yazldna
gre Mikado, yere ayaklaryla basmasnn onuruna ve kutsall
na yakmayacan dnr; bu nedenle bir yere gitmek iste
dii zaman omuzlarda tanmas gerekir. Kutsal kiiliini ak
havaya maruz brakmamas gerekir; gnein bann stnde
parlamaya demedii dnlr. Vcudunun her yerine ylesi
ne kutsal bir zellik atfedilir ki ne san, ne sakaln, ne de tr
naklarn kesmeye cesaret edemez. Ama ok kirlenmemesi iin
geceleri onu uykudayken temizleyebilirler; nk, derler, o s
rada vcudundan alnan ey ondan alnm olur ve byle bir
hrszlk onun kutsalln veya onurunu zedelemez. Eski za
manlarda her sabah birka saat sreyle banda imparatorluk
tacyla tahtnda oturmak zorundayd; ama ellerini, ayaklanm,
ban veya gzlerini, ya da vcudunun herhangi bir ksmn
kmldatmadan, bir heykel gibi oturmak zorundayd, nk bu
yolla imparatorluundaki bar ve dinginlii koruyabildiine
inanlyordu; nk talihsizlik eseri saa sola dnd, ya da
evresindeki bir yere uzun sre bakt zaman bir savan, ktl
n, yangnn veya baka tr bir felaketin lkeyi kasp kavura
candan korkuluyordu.1
Barbar krallan evreleyen tabulardan bazlar, katillere uy
gulanan kstlamalan hatrlatr. rnein Gney Afrikada,
Aa Gine, Cape Pardon yaknlanndaki Shark Pointte rahip
kral Kukulu korulukta tek bana yaar. Bir kadna dokunamaz,
evinden aynlamaz; gerekten de, stnde oturarak uyumak zo
runda olduu iskemlesinden bile ayrlamaz, nk yere uzand
1 Kaempfer (1727 [1,150]), Frazer tarafndan (191 lb, 3) alnt.

102

TOTEM VE TABU

taktirde hi rzgar esmeyecek ve denizcilik etkinlikleri sona


erecektir. Kral frtnalar dzenler ve genel olarak atmosferi
dzgn ve dengeli bir durumda tutar. Ayn yazar, Loango iin
(dnyann ayn blgesinde), kral ne kadar glyse, uymak zo
runda olduu tabularn da o kadar ok olduunu sylyor.1
Tahtn varisi de bebeklikten itibaren bu tabulara tabidir; ya
ilerledike tabu says da artar ve tahta kt anda bu tabularn
altnda boulur.
Kral ve rahiplerin kutsallyla ilgili tabularn tanmnda ay
rntya inmeye yerimiz elvermiyor; ama buna ihtiyacmz da
yok. Ben sadece, hareket zgrl ve diyet [beslenme] zerine
getirilen kstlamalarn oynad temel role dikkati ekeceim.
Ne var ki ok daha yksek bir kltr dzeyine sahip uygar
toplumlarda grlen iki tabu treni rnei, bu ayrcalkl ahsi
yetlere temasn kulland eski uygulamalarn ne kadar tutucu
bir etkiye sahip olduunu gsterir.
Eski Romadaki yce Jpiter rahibi Flamen Dialis, ok say
da tabuya uymak zorundayd. Ata binemez, hatta dokunamaz,
silahl orduya bakamaz, krk olmayan bir yz takamaz, giy
silerinde dm olamazd;... buday ununa, mayal ekmee do
kunamazd; keiye, kpee, i ete, fasulyeye, sarmaa doku
namaz, hatta adlarn bile anamazd;... salar sadece zgr bir
insan tarafndan bronz bir bakla kesilebilirdi ve kesilen sa ve
trnaklarnn ansl bir aacn altna gmlmesi gerekiyordu;...
bir cesede dokunamazd;... ak havada giysilerini karamaz
d, vesaire. Kars Flaminica da hemen hemen ayn kurallarn
yan sra kendi kurallarna da uymak zorundayd. Yunan [Grek]
denen merdiven trn basamaktan daha yukar kamazd;
festivalde san tarayamazd; ayakkab derisi kendiliinden len bir hayvana ait olamazd, sadece ldrlen veya kurban edilen bir hayvandan alnabilirdi; gk grlts duyduu zaman,
1Frazer (191 lb, 5 ve 8), Bastiandan (1874-5 [1,287 ve 355]) alnt.

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

103

bir kefaret kurban sununcaya kadar tabu oluyordu. (Frazer,


1911b, 13.)
Eski rlanda krallar, son derece tuhaf bir dizi kstlamaya
tabiiydi. Bunlara uyulduu taktirde lke her trl mutlulua
gark olacakt, ama ihlal edildii zaman her trl felaket bekle
nebilirdi. Bu tabularn tam bir listesi, 1390 ve 1418 tarihlerini
tayan en eski yazl nshalardan ikisi olan Book o f Rightsta.
yer almaktadr. Yasaklar ok ayrntldr ve belli zamanlarda
belli yerlerle ilgilidir: rnein kral haftann belli bir gnnde
belli bir kasabada kalamaz; gnn belli bir saatinde belli bir r
maktan geemez; belli bir ovada dokuz gnden fazla kamp ku
ramazd, vs. (Frazer, 1911b, 11.)
Birok vahi halk arasnda, rahip krallar evreleyen bu tabu
kstlamalarnn arl, tarihsel adan nemli olan ve bizim
bak amzdan zel bir ilgi uyandran sonulara yol amtr.
Konumlarnn saygnl kskanlacak bir ey olmaktan km
ve bu greve nerilen kiiler bundan kamak iin olas her yola
bavurmutur. rnein Ate ve Su krallklar bulunan Kambo
yada sk sk, varislere bu ayrcalklar zorla kabul ettirme gere
i duyulmutur. Kuzey Pasifikte bir ky adas olan Niue, ya da
dier adyla Vahi Adadaki monari fiilen son bulmutur, n
k hi kimse bu sorumlu ve tehlikeli grevi kabullenmeye raz
edilememitir. Bat Afrikann baz yerlerinde kral ld za
man varisini belirlemek iin gizli bir aile toplants yaplr. Se
ilen kii ani bir hareketle yakalanr, balanarak feti evine at
lr ve tac kabul edinceye kadar orada hapis tutulur. Veliaht ba
zen ona verilmesi dnlen onurdan [tahttan] kanmann bir
yolunu bulur. Gaddar bir ef, kendisini tahta oturtma abalarna
zor kullanarak direnmeye kararl bir ekilde srekli silahl do
lamasyla nlenmitir.1 Sierra Leone yerlileri arasnda krallk
1Frazer (1911b, 17), Bastiandan (1874-5 [1,354 ve 2,9]) alnt.

104

TOTEM VE TABU

tacn kabul etmeye kar gnlszlk ylesine artmtr ki ka


bilelerin ou kral olarak yabanclar semek zorunda kalmtr.
Frazer (1911b, 17-25), tarihin ak iinde sonunda zgn
[balangtaki] rahip kralln ruhani ve geici gler olarak
blnmesi gereini bu koullara balyor. Kutsal grevlerinin
ykyle ezilen krallar, gerek ilerdeki egemenliklerini uygula
yamaz duruma geliyor ve bunlar, kralln ayrcalklarndan
vazgemeye hazr olan aa, ama pratik kiilerin ellerine bra
klyordu. Bylece bu insanlar geici [dnyalk] hkmdarlar
olurken, pratik neminden yoksun kalan ruhani stnlk, eski
tabu krallarda kalyordu. Bu hipotezin eski Japonya tarihinde ne
lde dorulama bulduu bilinen bir gerek.
tikel insanlarn hkmdarlaryla olan ilikilerinin genel bir
zetini karacak olursak, bunlara ilikin bir tanmdan,
psikanalitik bir kavraya gemenin pek zor olmamasn bekle
riz. Bu ilikiler karmak ve elikilidir. Hkmdarlara byk
ayrcalklar tannmtr, bu da dier insanlara uygulanan tabu
yasaklaryla tam olarak akr. Onlar ayrcalkl insanlardr: di
erlerine tabu yoluyla yasak olan eyleri yapabilir veya kulla
nabilirler. Ne var ki bu zgrle karlk olarak, sradan in
sanlarn muaf olduu daha baka tabularla kstlandklarn g
rrz. Burada ilk tezatla neredeyse bir elikiyle yani, ayn
bireyin hem daha zgr hem de daha kstl olmas gereiyle
kar karyayz. Yine olaand by gcne sahip olduklar
dnlr, bu nedenle insanlar onlara veya eyalarna temas
etmekten korkar, ama te yandan da ayn temastan en yararl
sonular beklenir. Burada da zellikle arpc olan bir dier e
liki buluruz; ama daha nce de grdmz gibi bu ancak g
rnrde bir elikidir. Kraln kendisinden kaynaklanan temaslar
iyiletirici ve koruyucudur; tehlikeli temaslarsa sradan insanla
rn krala veya eyalarna dokunmasdr (belki de saldrganlk
drtlerini artrabildii iin). Kolayca zlemeyen baka

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

105

bir eliki de, hkmdarn, Doa gleri zerinde byk bir otorite sahibi olduuna inanlmas, ama te yandan da tehlikeye
kar byk bir dikkatle sanki onca ey yapabilen gc bunu
baaramazm gibi korunmas gereinde yatmaktadr. Y
neticinin, byk glerini doru, yani halknn yarar ve kendi
korunmas iin kullanlacana gvenilmemesi durumu daha da
zorlatrr. Dolaysyla insanlar ona gvenmez ve onu gzaltn
da tutmakta kendini hakl grr. Kraln yaamnn tamamnn
tabi olduu tabular dab, btn bu koruma amalarna ayn an
da hizmet eder: tehlikeler karsnda hem kendini hem de halk
n korumas.
lkel insanlarn yneticilerine ynelik karmak ve elikili
tutumunu aadaki gibi aklamak inandrc gzkmektedir.
Batl inanlar ve dier nedenlerle eitli drtler krallarla ili
kilerde dile gelir; ve bu drtlerden her birisi dierlerini dikkate
almakszn ar bir noktaya kadar geliir. Bu da elikilere yol
aar; din veya sadakat gibi konular son derece uygar birisini
ne kadar az rahatsz ediyorsa, bu elikiler de ilkel insan o ka
dar az rahatsz eder.
Buraya kadar tamam; ama psikanaliz teknii, sorunu daha
derinlemesine incelememizi ve bu farkl drtlerin ayrntlarna
inmemizi mmkn klar. Bu olgular, bir nevrozdaki
semptomlarn bir parasn oluturuyormu gibi analize tabi
tuttuumuz taktirde, tabu trenlerinin nedeni olarak gsterilen
an tedirginlii ve zeni balang noktac olarak almamz ge
rekir. Bu tr an zen [dikkat], nevrozlarda, zellikle de kar
latrmamza temel olan saplant nevrozlarnda olduka yay
gndr. Bunun kkenini olduka net bir ekilde anlamaya ba
lamtk. Bu, ar basan bir sevgi duygusunun yan sra, tersi,
ama bilinsiz bir dmanlk akm bulunduu durumlarda orta
ya kar; bu, ikircikli bir duygusal tutumun tipik rneine kar
lk gelen bir durumdur. Dmanlk daha sonra efkatteki
[sevecenlikteki] an bir younlamayla susturulur ve bu da

106

TOTEM VE TABU

dikkat olarak dile gelir ve zorlanml bir yap kazanr, nk


baka trl bastrmaya konu kart duygu akmn bilindnda
tutma iini baaramayacaktr. Her psikanalist kendi deneyimle
rinden, en olmayacak durumlarda bile rnein ocukla anne
si, ya da birbirine dkn evli bir ift arasndaki ballklarda
bu dikkatli ar sevecenlik aklamasnn geerli olduunu bi
lir. imdi bunu ayrcalkl insanlarn durumuna uygulayacak olursak, onlara kar hissedilen saygya, hatta putlatrmaya ek
olarak, bilindmda buna kart youn bir dmanlk duygusu
bulunduunu; aslmda beklediimiz gibi bir duygusal ikirciklik
durumuyla kar karya olduumuzu anlarz. Kraliyet tabula
rndaki amaz bir e olduu anlalan gvensizlik, ayn bi
linsiz dmanln daha dolaysz bir dier davurumu olacak
tr. Gerekten de, farkl insanlar arasndaki bu trden bir at
mann sonularndaki eitlilik nedeniyle, bu dmanln ok
daha aka grld rnekler bizi kmaza sokmaz.
Krallarm seimle atayan Sierra Leoneli vahi Timmeler, di
yor Frazer, ta giyme treninin arifesinde ona dayak atma
hakkn sakl tutarlar; ve bu yasal ayrcalklarn ylesine y
rekten iyi niyetle uygularlar ki bazen mutsuz morarist [kral]
tahta ktktan sonra uzun sre yaamaz. Dolaysyla byk
efler bir adamdan holanmadktan ve ondan kurtulmak iste
dikleri zaman onu kral seerler.1 Ne var ki bu tr belirgin du
rumlarda bile dmanlk aka kabul edilmez, bir trenle mas
kelenir.
ilkel insanlarn yneticilerine ynelik tutumunun baka bir
yan da, genelde nevrozlarda ortak olan, ama zulm [eziyet edilme] kuruntular olarak bilinen durumlarda aa kan bir s
reci hatrlatr. Hastann yaayabilecei her trl naho olaydan
sorumlu tutmay kolaylatrmak iin, belli bir insann nemi
byk lde abartlr ve mutlak gc olmayacak derecede
1Frazer (1911b, 18), Zweifel ve Moustierden (1880 [28]) alnt.

n . TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

107

gzde bytlr. Krallarna yamur, gne, rzgar ve havay


kontrol etme gc atfeden ve Doa baarl bir av veya zengin
bir hasat beklentilerini .boa kard iin onlan tahttan indiren
veya ldren ilkeller de nevrotiklerle ayn ekilde davranr.
Paranoidlerin eziyet edilme kuruntularn dayadklar model,
ocukla baba arasndaki ilikidir. Bir olan ocuun babasna
ilikin tablosu srekli olarak bu trden' a$u glerle sslenir;
ve babaya ynelik gvensizliin, ona duyulan hayranlkla ya
kndan ilikili olduu grlr. Bir paranoid, evresindeki in
sanlardan birisini bir zalime dntrd zaman, onu bir
baba katna karmaktadr: bylece onu btn talihsizlikleri iin
sulayabilecei bir konuma getirir. Bylece, ilkellerle
nevrotikler arasndaki bu ikinci benzetme, ilkel bir insann y
neticisine ynelik tutumunun byk lde ocuun babasna
ynelik ocuksu tutumundan kaynakland gereini grme
mizi salar.
Ama tabu yasaklaryla nevrotik semptomlar eitleme aba
mzda en gl destei, kraliyet konumu zerindeki etkilerini
tarttmz tabu trenlerinin kendilerinde buluruz. Yarattklar
sonulara balangtan niyetlenildiini kabul etmeye hazr ol
duumuz an, bu trenler, ifte anlamlarn ve ikircikli duygu
lardan kaynaklanlann amaz bir ekilde ortaya vurur. Tabu,
kral seip btn sradan lmllerin stne karmakla kalmaz,
onun varoluunu bir straba, dayanlmaz bir yke dntrr
ve onu hkmranl altndakilerden ok daha kt bir esarete
indirger. O halde burada, bastrlan drtyle bastran drtnn
ayn anda ve ortak bir doyum bulduu nevrotik saplantl eyle
min tam bir karln buluruz. Saplantl eylem grnrde ya
saklanan eyleme kar bir korumadr; ama bizim amzdan ger
ekte yasak eylemin bir tekrardr. Grnrde ifadesi, ruhsal
yapnn bilinli ksm iin, gerekte ise bilinsiz ksm iin
geerlidir. Ayn ekilde, krallarn tren tabusu grnrde ken
dileri iin en yce onur ve korumadr, oysa gerekte ycelikleri

108

TOTEM VE TABU

iin bir cezadr, hkmranlklar altndaki insanlar tarafndan


alman bir intikamdr. Scncho Panzann kendi adasnn Valisi
olduu dnemdeki yaantlar (Cervantes tarafndan anlatld
kadaryla), bu saray dab grnn, duruma uygun tek gr
olduuna inanmasna yol amtr. ada krallarn ve yneti
cilerin konuya ilikin grlerini renebilseydik, birounun
ona katldn grebilirdik.
Yneticilere ynelik duygusal tutumun neden bylesine
gl bilind dmanlk eleri ierdii sorusu, ok ilgin
olan, ancak bu incelemenin snrlarn aan bir sorundur. Az n
ce, ocuun babasna ynelik duygular kompleksinin baba
kompleksinin burada nemli bir rol oynadn sylemitim;
buna ek olarak, eski krallk tarihi konusunda elde edilecek daha
fazla bilginin bu konu zerine belirleyici bir k tutacan
syleyebilirim. lk krallarn, ksa bir hkmranlktan sonra, kut
sal festivallerde tanrnn temsilcileri olarak kurban edilen ya
banclar olduunu varsayan Frazer (1911a), kendisinin de kabul
ettii gibi tam anlamyla kesin olmasa da etkileyici nedenler
ortaya koymutur. Krallarn evrim seyri, Hristiyanlk mitlerini
de etkilemi olabilir.
(c) llere Ynelik Tabu
llerin gl birer hkmdar olduunu biliyoruz; ama onlara
dman muamelesi yapldn renmek bizi artabilir.
Enfeksiyon benzetmesine dnecek olursam, l tabusu en
ilkel halklar arasnda zellikle katdr. Bu her eyden nce lyle temas izleyen sonularda ve yas tutanlara ynelik davra
nlarda davurulur.
Maoriler arasnda, bir cesede dokunan veya gmlmesine
yardm eden birisi en yksek dereceden kirlidir ve evresiyle
iliki kurmas neredeyse tamamen kesilir, ya da deyi yerindey
se boykot edilir. Hi bir eve giremez, hi kimseye dokunamaz,
aksi taktirde onlara da bulatrr. Hatta kirlilikleri nedeniyle ya

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

109

rarsz olan elleriyle yiyeceklere dokunamaz bile. Yiyecekler


onun iin yere braklr ve o oturur veya diz ker ve ellerini
dikkatle arkadan balayarak, elinden geldiince yemeye alr.
Baz durumlarda bir bakas, uzaktan, tabu adama dokunmadan
besler; ama besleyen kii de dierinden pek aa kalr yan ol
mayan ar kstlamalara tabidir. Nfusu kalabalk hemen her
kyde, bu tr kirli ileri yaparak zar zor bir eyler kazanan aa
dan da aalanan bir zavall bulunur. Sadece o lye kar
... son grevini yapanlara bir kol mesafesi kadar uzaktan elik
edebilir. Ve rktc yalnzlk sresi biten yasl kii tekrar in
sanlara karr, ama bu arada tecrit srasnda kulland btn
anak-mlek, giydii btn elbiseler dikkatle imha edilir.
[Frazer, 1911b, 138.]
lyle fiziksel temas izleyen tabu trenleri, Polenezya ve
Mfelanezyann tamamnda, Afrikann da bir blmnde tama
men ayndr. En dzenli grlen zellik, bu tr bir temas olan
kiilerin yiyeceklere dokunma yasa ve bu nedenle bir bakas
tarafndan beslenme gereidir. Polenezyada (rapor sadece
Havvaii ile ilgili olabilse de) rahip krallarn kutsal ilevlerini ye
rine getirirken ayn kstlamaya tabi olmalar ilgintir.1 Tongada l tabusu, tabuya konu olan kiinin tabu gcne bal
olarak yasan derecesinin deimesine zellikle ak bir mek
sunar. rnein efin lsne dokunan birisi on ay sreyle kirli
dir; ama dokunan kii bir efse, len kiinin konumuna bal
olarak sadece , drt veya be ay tabu olur; ancak len kiinin
byk kutsal ef olmas halinde en byk ef bile on ay bo
yunca tabu olacaktr. Bu yerliler, tabu yasan ineyenlerin
mutlaka hastalanp leceine yrekten inanr; gerekten de bu
na ylesine inanrlar ki, bir gzlemcinin kansyla, hi bir yerli
tersini kantlayacak bir deney yapmaya kalkmamtr.2
1Frazer (agy.) [Ellisten (1832-6,4,388) alnt],
2 Frazer (1911b, 140), Marinerden (1818 [1, 141]) alnt.

110

TOTEM VE TABU

Bak amzdan daha ilgin olsa da, temelde ayn yasaklar


lyle sadece mecazi anlamda temas edenler iin de geerlidir:
len kiinin yas akrabalar, dullar. u ana dek deindiimiz t
renler, sadece tabunun iddeti ve bulac gcne tipik ifadesini
kazandryor gibi gzkebilir. Buna karlk aadakiler, tabu
nun nedenleri hem grnrdekiler hem de derinlerde yatan
gerek nedenler olarak deerlendirmemiz gerekenler konu
sunda bir ipucu verir.
ngiliz Columbiada Shusvvaplar arasnda yas dnemindeki
dullar tecrit edilir; kendi kafalarna veya bedenlerine dokunul
malar yasaktr; kullandklar kapkaca bir bakas kullana
maz... Hi bir avc yas tutanlara yaklamaz, nk varlklar uursuzluk getirir. Glgeleri birinin zerine dt taktirde, annda hastalanacaktr. Yatak ve yastk iin dikenli allar kulla
nlr... yataklarnn evresine de dikenli allar serilir. Bu son
nlem, len kiinin hayaletini uzak tutmak iindir. Bir baka
Kuzey Amerikan kabilesindeki bir uygulama bu amac ok da
ha net gsterir: kocann lmnden sonra dul kadm, kocasnn
hayaletinin onunla cinsel iliki kurm asna engel olmak iin bir
ka gn sreyle kuru ottan yaplan bir don-giysi giyer.2 Bu da
mecazi anlamdaki temasn, her eyden nce bedensel temas
olarak anlaldn dndrr, nk len erkein hayaleti
yaknlarndan ayrlmaz ve yas dneminde etrafta dolamaktan
vazgemez.
Filipin Adalanndan birisi olan Palawanda yaayan
Agutainolar arasnda, dul kalan kii, lmden sonraki yedi veya
sekiz gn sreyle evden dar kamaz; ondan sonra bile sade
ce birisiyle karlamayaca bir saatte dar kabilir, nk
ona bakan herkes annda lr. Bu ldrc felaketi nlemek
iin, dul, yrrken elindeki tahta sopay aalara vurarak, tehli
[Frazer (191 lb, 142), Boastan (1890, 63) alnt.]
2 [Frazer (191 lb, 143), Teitten (1900,332) alnt.]

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

111

ke konusunda yaknlardakileri uyarr; ve vurduu aalar ann


da lr.1 Bir baka rnek, bu tr bir dulda korkulan tehlikenin
doasna aklk kazandrr. ngiliz Yeni Ginenin Mekeo bl
gesinde dul kalan erkek btn sosyal haklarn kaybeder, bir
yabanc, herkesin korktuu, kand birisi olur. Bahesinde
ekim yapamaz, kendini insanlara gsteremez, yolda yryemez.
Vahi bir hayvan gibi uzun otlann ve allarn arama sinmesi
gerekir; ve birisinin sesini duyduu veya geldiini grd za
man, zellikle bir kadnsa, bir aacn veya itin arkasna sak
lanmas gerekir.2 Bu son ipucu, dullarn tehlikeli zelliinin
kkeninin kkrtma tehlikesine kolayca gtrlmesini mmkn
klar. Karsn kaybeden bir erkein, onun yerine bir bakasm
bulma arzusuna direnmesi; kocasn kaybeden bir kadnn da
ayn arzuyla mcadele etmesi gerekir, o ayrca efendisi [kocas]
olmad iin dier erkeklerin arzularn kamlamaya zellikle
elverilidir. Bu tr ikme doyumlar yasn anlamma ters der
ve kanlmaz olarak hayaletin fkesini alevlendirir.3
Yas tutmayla ilgili en artc, ama ayn zamanda en aydn
latc uygulama, len kiinin adn anma yasadr. Bu gelenek
son derece yaygndr, eitli yollardan ifade edilir ve nemli
sonular olmutur. Sadece (tabu trenlerini ok iyi koruyan)
AvustralyalIlar ve Polenezlerde deil, SibiryalI Samoyedlerle
Gney Hindistanl Todalar; Orta Asyal Moollarla Sahral
Tuaregler; Japonyal Ainolarla Orta Afrikal Akamba ve
Nandiler; Filipinli Tinguianelerle Nicobar Adalannda,
Borenoda, Madagaskarda ve Tazmanyada yaayan halklar
gibi birbirine ok uzak halklar arasnda da grlmektedir.
(Frazer, 1911b, 353.) Bunlardan bazlarnda yasak ve sonular
1 [Frazer (1911b, 144), Blumentrittten (1891, 182) alnt.]
[Frazer (1911b, 144), Guisten (1902,208) alnt ]
3 Bu makalede daha nce (bkz. sf. 81) imkanszlklarm tabularla karlatrdm
hastam, ne zaman sokakta yas giysili birisini grse, fkeye kapldn anlatmt: bu
insanlarn dar kmasnn yasaklanmas gerektiini dnyordu.

112

TOTEM VE TABU

sadece yas dnemi iin geerliyken dierlerinde sreklidir; ama


yle gzkyor ki zamanla katl kanlmaz olarak azalyor.
len kiinin adndan kanma kural olarak ar katlkla uy
gulanr. rnein baz Gney Amerikan kabilelerinde, yanlarn
da len bir yakmn adnn anlmas byk bir hakaret olarak de
erlendirilir; bunun cezas cinayetinkinden daha az deildir.
(Age., 352.) lk bakta adn anlmasnn neden bylesine korku
yarattn anlamak kolay deil; ama ierdii tehlikeler, ilgin
ve eitli alardan nemli olan bir dizi kanma yntemine yol
amtr. rnein Dou Afrikal Masailer, lmnden hemen
sonra kiinin adn deitirirler; bylece eski ada bal btn
kstlamalar devam ederken, bu yeni adyla rahatlkla anlabilir.
yle gzkyor ki len kiinin hayaletinin, yeni adn bilmedii
ve renemeyecei varsaylyor. [Age., 354.] Gney Avustral
yalI Adelaide ve Encounter Koyu kabileleri bu konuda ylesine
dikkatlidir ki lmden sonra len kiiyle ayn veya ok benze
yen bir ad tayan herkes adn deitirir. [Age., 355.] Victoria
ve Kuzey-Bat Amerikadaki gibi baz kabilelerde bu bir adm
daha ileri gtrlr ve lmden sonra len kiinin btn ya
knlar, isim benzerlii olsun veya olmasn, adlanm deitirir.
[Age., 357.] Gerekten de, ParaguaylI Guaycurularda lmden
sonra ef, kabiledeki herkesin adn deitiriyordu ve o andan
sonra herkes sanki ta bandan aynym gibi bu yeni ad hatr
lyordu.1
Dahas, len kiinin adnn bir hayvann veya bir nesnenin
adyla ayn olmas halinde baz kabileler, eski adn kullanlma
snn len kiiyi hatrlatmamas iin bu hayvanlara veya nesne
lere yeni ad vermek gerektiine inanyordu. Bu uygulama da
zellikle deimelerin kalc olduu durumlarda misyonerler
iin byk zorluklar yaratan kelime hzinesinde kalc bir de
imeye yol ayordu. Misyoner Dobrizhofferin ParaguaylI
1[Frazer (191 lb, 357), eski bir spanyol gzlemciden [Lozano (1733,70) alnt.]

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

113

Abiponeler arasnda geirdii yedi yl iinde yerli dilindeki


jaguar kelimesi kez deimi ve daha az deikenlikle de ol
sa, timsah, diken ve sr kesme kelimeleri benzer deimelere
tabi olmutur.1 len kiinin adn anma korkusu gerekten de
onun rol ald herhangi bir eyi anmaktan kanmaya kadar gi
der; bu bastrma srecinin nemli bir sonucu, bu insanlarn bir
gelenei [folkloru] ve tarih bellei olmamasdr, dolaysyla es
ki tarihleri konusunda yaplacak aratrmalar ok byk zor
luklarla karlar. [Age., 362.] Ne var ki bu ilkel rklardan bazlan, uzun bir yas dneminden sonra len ahslarn adlanm,
llerin yeniden douu olarak deerlendirilen ocuklara vere
rek, dengeleyici bir uygulama benimsemitir. [Age., 364.]
Bu insanlarn ismi bir insann kiiliinin temel bir paras ve
nemli bir varl gibi deerlendirdikleri gereini gz nne
alrsak, bu tabu daha az artc olacaktr: onlar kelimeleri her
anlamda eyler gibi deerlendirir. Baka bir yerde de dikkati
ektiim gibi,2 kendi ocuklarmz da ayn eyi yapar. ki keli
me arasndaki benzerliin bir anlam olmadn kesinlikle ka
bul etmek istemezler; eer iki ey benzer sesli isimlerle arlyorsa, bunun, aralannda derinlerde yatan bir ortak noktann va
rolduu anlamna geldiini dnrler. Uygar bir erikin bile
kendi davrannn baz zgnlklerinden, zel isimlere nem
atfetmekten sand kadar uzak olmadm ve kendi adnn ki
iliiyle belirgin lde birletiini anlar. Psikanalitik uygula
ma da isimlerin nemi konusunda bilinsiz ruhsal etkinliklerde
bulduu kantlarla bunu sk sk dorular.3
Beklendii gibi, saplantl nevrotikler de isimlerle ilikili olarak tpk vahiler gibi davranr. Dier nevrotikler gibi onlar da
belli kelimeleri ve isimleri telaffuz etmeyle veya duymayla ilgili
1[Frazer (1911b, 360), Dobrizhofferden [1784, 301] aimt.]
2 [Bkz Nkteler ve Bilindyla likileri (1905c) FD. 7, 168 ve n. 1.]
Bkz. Stekel [1911] ve Abraham [1911].

114

TOTEM VE TABU

olarak yksek bir kompleksif duyarllk1 sergilerler; ve kendi


adlarna ynelik tutumlar eitli ve birok durumda ciddi
ketlemeler yaratr. Tandm bu tabu hastalardan birisi [bir ka
dm] kendi adn yazmamak gibi bir kural benimsemiti, nk
kiiliinin bir ksmm ele geirebilecek birisinin eline geme
sinden korkuyordu. Hayal gcnn maruz brakt kkrtmala
ra kar istemsiz bir ballkla mcadele etmeye zorlanyordu ve
bu nedenle kendine, kiiliinin bir ksmna boyun emeyi ya
saklamt. Bu, balangta adn, daha sonra da el yazsn da
iine alyordu, ki en sonunda yaz yazmaktan tamamen vaz
gemiti.
Dolaysyla ilkellerin, len birisinin adn onun kiiliinin
bir paras olarak deerlendirmesi ve ilgili tabulara tabi klmas
bizi artk artmaz. Ayn ekilde, len kiinin adn anmann,
onunla temas etmenin bir tr olduu da aktr. Bu nedenle bu
tr bir temasn neden bylesine kat bir tabuya tabi tutulduu
yolundaki daha genel bir soruna ynelebiliriz.
En net aklama, cesetlerin ve cesetlerde gzlenen hzl de
imelerin yaratt korkuya dikkati ekecektir. len kii iin
tutulan yas da bir rol oynuyor olmal, nk bunun onunla ilgili
her eydeki bir gd gc olmas gerek. Ama ceset karsnda
duyulan korkunun, tabu trenlerinin btn ayrntlarn akla
mad aktr; ayrca yas da len kiinin adnn anlmasnn
kalanlar iin neden bir hakaret olduunu aklayamaz. Tersine
yas, len kiiyle megul olma, onunla ilgili anlara dalma ve
bunu olabildiince uzun sre koruma eilimi gsterir. Tabu uy
gulamalarnn zgnlnden, yastan baka bir ey, ok farkl
amalara ynelik bir ey sorumlu olsa gerek. Bu bilinmeyen
gd konusunda bize ipucu veren de isimlere uygulanan tabu
1 Komplexempfmdlichkeit. Szck arm deneyleriyle ilgili olarak Jung tarafndan
(1906, 1909) kullanlan bir terim.]

II. TABU VE DUYGUSAL KRCtKLK

115

dur; ve aklamamzda bu yeterli olmazsa, yas tutan yerlilerin


bize anlatacaklarndan renebiliriz.
nk len kiinin hayaletinin varlndan veya dnmesin
den korktuklarm aka sylerler; ve onu uzak tutmak veya uzaklatrmak iin ok sayda tren yaparlar.1 Adn anmann onu uyandrmakla ayn ey olduuna ve annda ortaya kmasna
yol aacana inanrlar.2 Ve buna uygun olarak byle bir uyan
drmadan [ardan] kanmak iin ellerinden gelen her eyi
yaparlar. Hayaletin tanmamas iin klk deitirirler,3 ya da
onun veya kendi adlarn deitirirler; hayaletin adn anarak
onu yaayanlara kar kkrtan dikkatsiz yabanclara fkelenir
ler. Wundtun (1906, 49) szleriyle, len kiinin, bir eytana
[kt ruha] dnen ruhuna duyulan korkunun kurbanlar ol
duklar sonucundan kanmak mmkn deildir. Dolaysyla
burada, daha nce de grdmz gibi, tabunun zn eytan
[kt ruhlar] korkusu olarak deerlendiren Wundtun grle
rinin dorulamasn bulmu gibiyiz.
Bu teori, ilk bakta inanlmaz gelen olaand bir varsay
ma dayanmaktadr: bu varsayma gre yaknlar tarafndan ok
sevilen kii lm annda, geride kalanlarn dmanlktan baka
bir ey bekleyemeyecei, kt niyetlerine kar olas her yoldan
kendilerini korumalar gereken bir eytana [kt ruha] dn
mektedir. Yine de hemen btn otoriteler bu grleri ilkel
halklara atfetme konusunda hemfikirdir. The Origin and
Development o f the Moral deals adl kitabnda kanmca tabuya
ok az yer veren Westermarck, lye Sayg balkl blmde
yle yazyor: Genel anlamda konuacak olursak, topladm
malzemeler, llerin dosttan ok dman olarak grld; ve
Profesr Jevons ve Bay Grant Allenin, eski inanlara gre len
1 Frazer (191 lb, 353), bu aklamann vahilerin kendileri tarafndan verilmesine rnek
olarak Sahral Tuaregleri gsteriyor.
2 Belki de ceset kalntlarnn hl varolmas kouluna bal olarak. (Age., 372.)
3 Nicobar Adalannda. (Age., 358.)

116

TOTEM VE TABU

kiinin ktlnn ounlukla sadece yabanclara ynelik ol


duu, buna karlk kendi yaknlar ve klan yelerinin yaam
ve talihi iin babaca bir zen sergiledikleri savnn hatal oldu
u sonucuna varmama yol amtr.1
lgin bir kitapta Rudolf Kleinpaul (1898), yaayanla len arasndaki ilikiye k tutmak iin ruhlara olan eski inancn uy
gar rklardaki kalntlarndan yararlanmtr. O da cinayet eh
vetiyle dolu llerin, yaayanlar peinden srkledii sonucu
na varmtr. ller ldrlmtr; ve bugn ly temsilen
kullandmz iskelet, kendilerinin de ldrenler olduklar ger
eine karlk gelir. Aralarnda bir su tabakas bulunmad s
rece, yaayanlar, llerin saldrlar karsnda kendilerini g
vende hissetmezler. nsanlarn, lleri adalara veya nehirlerin
kar kylarna gmmeyi tercih etmesinin nedeni ite budur; bu
da karlk olarak, Burada ve tede [kar yakada] gibi ifa
delerin kkenidir. Daha sonra lnn ktl azalr ve ierlemeye hakk olan rnein kt ruha dnerek katillerinin pe
inden gidenler, ya da arzular doyurulmadan len gelinler gi
bi zel durumlarla kstlanr. Ama Kleinpaul, balangta
btn llerin vampir olduunu, hepsinin yaayanlara kar ekemezlik duyduunu ve onlar yaralamaya, canlarn almaya
altklarn sylyor. Kt ruh kavram ilk kez cesetlerden
kaynaklanmtr.

1 Westemarck (1906-8, 2,532). Dipnotlarnda ve izleyen blmde yazar, ou son de


rece geerli ok sayda dorulayc bulgu veriyor. rnein: Maoriler arasnda, en ok
sevilen, en yakn akrabalarn lmden sonra huy deitirdiklerine, lmeden nce sev
diklerine kar bile kt niyetli olduklarna inanlr. [Taylordan (1870, 18) alnt.]...
Avustralya yerlileri, len kiinin lmnden sonraki uzun bir sre boyunca kt ruhlu
olduuna ve yaayanlara ne kadar yaknsa kadar ok korkulmas gerektiine inan yorlar. [Frazerden (1892, 80) alnt.]... Orta Eskimolar arasnda, llerin balangta
sk sk kylerin evresinde dolaan, hastalk ve ktle yol aan ve dokunarak in
sanlar ldren kt ruhlar olduklarna; ama daha sonra huzur bulduklarna ve atk
korkulmadklarna inanlr. [Boastan (1888,591) alnt.]

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

117

Sevilen kiilerin ldkten sonra eytana [kt ruha] dn


t hipotezinin daha baka sorular gndeme getirdii aktr.
lkel insan, sevdikleri kiilere bylesine bir duygu deiiklii
atfetmeye zorlayan nedir? Neden eytana dntrr?
Westermarcka (1906-8, 2, 534) gre bu sorularn cevab ko
laydr: lm genellikle btn talihsizliklerin en ar olarak
deerlendirilir; dolaysyla llerin, kendi kaderlerinden son de
rece honutsuz olduklarna inanlr. lkel dnceye gre bir in
san sadece iddetle veya byyle ldrld zaman lr
ve byle bir lm doal olarak ruhun intikam istemesine ve
kt huylu olmasna yol aar. Yaayanlar kskanr ve eski
dostlarnn eliini [arkadaln] zler; bu durumda lmleri
ne yol aan hastalklar gndermesi bizi artmaz... Ama bedensiz ruhun bir btn olarak kt huylu bir yaratk olduu dn
cesinin... ayrca, sonuta lm korkusunun rn olan igd
sel l korkusuyla yakndan ilikili olduuna kuku yok.
Psikonevrotik rahatszlklarn incelenmesi, Westermarckn
ortaya attn da ieren daha kapsaml bir aklama sunar.
Bir kadnn kocasn, ya da kzn annesini kaybettii du
rumlarda sk sk, yaayan kiinin, dikkatsizlik veya ihmal y
znden bu sevilen insann lmnden sorumlu olup olmad
konusunda (saplantl z-sulamalar dediimiz) ac verici
kukularn altnda ezildikleri grlr. len kiiye gsterdii ih
timama ilikin hibir an, z-sulamay rten hibir nesnel
kant, bu acya bir son vermez. Bu, yas tutmann patolojik bir
biimi olarak deerlendirilebilir ve zamanla yava yava orta
dan kalkar. Bu tr olaylar zerindeki psikanalitik incelemeler,
hastaln gizli gdlerini su yzne karmtr. Bu saplantl
z-sulamalarn bir anlamda hakl olduunu, bu yolla elikile
re ve itirazlara kar bir kant oluturduklarn grrz. Sorun,
z-sulamalann da dile getirdii gibi lmden gerekten de yas
tutann sorumlu, ya da ihmalden sulu olmas deildir. Yine de
onda, lmden memnunluk duyan ve gerekte gl olmas ha-

118

TOTEM VE TABU

nde lme neden olabilecek olan bir ey bilinsiz bir arzu


vardr. Ve lm gerekletikten sonra sulamalar ite bu bilin
siz arzuya kar bir tepki olarak ortaya kar. Belli bir insana
ynelik youn bir duygusal ban bulunduu hemen her olayda,
mfik sevginin arkasnda bilindnda gizli bir dmanlk
bulunduunu grrz. Bu, insan duygularndaki ikircikliin
klasik bir rnei, prototipidir. Bu ikirciklik, herkesin doutan
mizacnda u veya bu lde mevcuttur; normalde ele aldmz
saplantl z-sulamalara yol aacak kadar youn deildir. Ama
youn olduu olaylarda bu, kiinin en ok dkn olduu kii
lerle olan ilikilerde, aslnda en az beklenen yerlerde kendini
davurur. Tabuya ilikin bu tartmada kyaslama iin sk sk
gndeme getirdiim saplant nevrozlarnn yapsnda, zellikle
youn bir zgn duygusal ikircikliin tipik bir zellik olduunu
varsaymak gerek.
Bylece, yeni len insanlarn ruhlarnn, kt ruhlara d
nt inancn ve yaayanlarn, tabular yoluyla lenin d
manlndan korunma ihtiyacn aklayabilecek bir gd ke
fetmi olduk. lkel insanlarn duygusal yaamnda, psikanaliz
deki bulgularla saplantl hastalara atfettiimiz kadar byk bir
ikirciklik bulunduunu varsayalm. Bu durumda ac verici bir
yastan sonra ilkellerin, bilindlarnda, nevrotikler durumunda
saplantl z-sulama olarak dile gelene benzer gizli bir d
manla kar bir tepki vermeye nasl zorlandklarn anlamak
kolaylar. Ama bilindnda lmden memnun olmak olarak
hissedilen bu rahatsz edici dmanlk, ilkel insanlarda farkl bir
ekilde ele alnr. Buna kar savunma, bunu dmanlk nesne
sine, yani len kiiye aktarma [yerdeitirme] eklinde ortaya
kar. Hem normal hem de patolojik ruhsal yaamda yaygn olan bu savunma yntemi yanstma olarak bilinmektedir.
Bylece yaayan kii, sevdii len kiiye kar dmanca duy
gular beslediini inkar eder; bunun yerine l bu duygular
besler ve yas dneminde eyleme aktarmaya alr. Yaayan ki-

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

119

inin, yanstma yoluyla ulat baarl savunmaya ramen,


duygusal tepkisi, cezalandrlma ve pimanln tipik zellikle
rini sergiler, nk ksmen dman kt ruha kar koruma n
lemleri olarak klk deitirse de, korkulara tabidir ve vazge
melere ve kstlamalara boyun eer. Dolaysyla burada da ta
bunun, ikircikli bir duygusal tutum temelinde gelitiini gr
rz. Dierleri gibi, l tabusu da, bilinli acyla lm karsnda
duyulan bilinsiz doyum arasndaki kartlktan doar. Hayale
tin ierlemesinin [fkesinin] kkeni bu olduu iin, ondan en
ok korkanlarn, yaarken ona en yakn olanlar olmas doaldr.
Bu adan nevrotik semptomlar gibi tabu trenlerinin de
ifte bir anlam vardr. Bu bir yandan, kstlayc zelliiyle ya
sn davurumlardr; ama te yandan da lene kar duyulan ve
kendini savunma klnda gizlenmeye allan dmanl aka ele verir. Baz tabularn, kkrtma korkusundan kaynak
landm renmitik. len kiinin de aresiz olmas, yaayan
kiiyi, dmanca tutkularn dizginsiz davurmaya zendirecek
ve bu kkrtmann bir yasakla dengelenmesi gerekecektir.
Westermarck, vahilerin doal bir lmle iddete dayal bir
lm arasnda ayrm yapmadklarn sylemekte hakl. Bilindndaki dnceler asndan doal olarak len bir insan katle
dilmi bir insandr: onu kt arzular ldrmtr.1 Sevilen ya
knlarn (ebeveynlerin, ya da kardelerin) lmne ilikin r
yalarn kken ve anlamn inceleyen herkes, ryay grenlerin,
ocuklarn ve vahilerin, lye ynelik duygusal ikirciklie
dayanan tutumlarnda birbirlerine benzediklerine inanacak
tr.2
Bu denemenin banda, Wundtun, tabunun znde kt ruh
korkusu yatt grne katlmadmz sylemitik. Ama
1 Bu kitaptaki bir sonraki denemeye bakn.
2 [Bkz. Ryalarn Yorumu 1900a), FD., 4, Tipik Ryalar balkl V (D) Blmdeki,
Ryay Grenin Sevdii Kiilerin lmne likin Ryalar balkl (P) ksm.]

120

TOTEM VE TABU

imdi l tabusunu, len kiinin eytana [kt ruha] dnen


ruhu karsnda duyulan bir korkuya dayandn syleyen bir
aklamay kabul ediyoruz. Grnrdeki eliki kolayca z
lebilir. Kt ruhlarn varln kabul ettiimiz dorudur, ama
bunu nihai ve ruhsal adan analiz edilemez bir ey olarak de
erlendirmiyoruz. Deyi yerindeyse kt ruhlarn da arkasna
bakmay baardk, nk bunlar, yaayan kiinin lene kar
besledii dmanca duygularn yansmalar olarak akladk.
len kiiye kar beslendiine inanmak iin geerli nedenler
bulunan bu duygulardan her ikisi de (sevgi ve dmanlk) yas
dneminde yas tutma ve doyum olarak davurum arar. Bu kar
t duygular arasnda mutlaka bir atma ortaya kacaktr; ve
birisi, yani dmanlk tamamen veya byk lde bilindnda kald iin atmann sonucu, deyi yerindeyse, rnein
sevilen birisinin hakaretini baladmzda olduu gibi, daha
az youn olan daha youn olandan kararak kalan bilindnda tutmaz. Bunun yerine sre, psikanalizde yanstma adyla bilindiini sylediim zel bir ruhsal mekanizmayla iler.
Yaayan kii, hakknda hibir ey bilmedii, bilmek de isteme
dii dmanln i algdan d dnyaya yanstr ve bylece
kendinden uzaklatrarak bir bakasna aktarr. Bu durumda len kiiden kurtulduu iin sevindii artk doru deildir; tersi
ne onun iin yas tutar; ama ilgintir, onu talihsizliklerinden
eytani bir haz alan ve kendisini ldrmeye hazr kt bir ruha
dntrr. Bu durumda kendini bu kt dmana kar koru
mas gerekir; ierden gelen baskdan kurtulmutur, ama tek
yapt ey bunun yerine dardan gelen bir basky koymak
olmutur.
len bir insan kt niyetli bir dmana dntren bu yan
stma srecinin, hatrlanan ve ona kar ekemezlik olarak his
sedilen gerek dmanlk eylemlerinde katl, g dkn
l, adaletsizlii, ya da en mfik insan ilikileri temelinde
bile ortaya kabilen daha baka eyler destek bulabilecei

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

121

inkar edilemez. Ama bu kadar basit olamaz. Tek bana bu et


ken, yanstmayla kt ruh [eytan] yaratlmasn aklayamaz.
len kiinin hatalarnn, yaayan kiinin duyduu dmanl
ksmen aklayabileceine kuku yok; ama yaayan kii daha
nce dmanlk gelitirmedii srece, bu hatalar bu ekilde et
kili olmayacaktr. Dahas, lm annn, varolabilecek hakl i
kayet konularnn hatrlanmas iin en uygunsuz zaman olduu
aktr. Gerek belirleyici etkenin, deimez olarak, bilind
dmanlk olduu gereinden kamak mmkn deil. Sevilen
yakn akrabalara ynelik bu tr bir dmanlk duygusu, yaam
boyunca gizli kalabilir, yani varl dorudan veya ikme yo
luyla dolayl olarak bilince vurmayabilir. Ama ldkleri zaman
bu artk mmkn olmaz ve atma alevlenir [akut duruma ge
er]. Sevgi duygularnn younlamasndan kaynaklanan yas,
bir yandan gizli dmanla daha ok kar kacak, te yandan
da bir doyum duygusuna izin vermeyecektir. Buna uygun ola
rak, bilinsiz dmanlk yanstma yntemiyle bastrlacak ve
kt ruhlar tarafndan cezalandrlma korkusunu dile getiren t
ren gelitirilecektir. Zamann ak iinde yas devam ederken
atmann iddeti azalacak, bylece l tabusunun da arl
azalacak veya tamamen ortadan kalkacaktr.

(4)
Son derece aydnlatc olan l tabusunun temelini bu ekilde
akladktan sonra, genelde tabulara ilikin kavraymz artr
maya yardmc olabilecek birka eye deinmeden geemeyiz.
l tabusu durumunda bilinsiz dmanln kt ruhlara
yanstlmas, ilkel kafann ekillenmesinde etkili olduu d
nlebilecek bir dizi sreten sadece birisidir. Ele aldmz olayda yanstma, bir duygusal atmayla baa kma amacna
hizmet ediyordu; bu, nevroza yol aan ok sayda ruhsal du

122

TOTEM VE TABU

rumda da ayn ekilde kullanlmaktadr. Ama yanstma savun


ma amacyla yaratlmamtr; atmann olmad yerlerde de
grlr. alglarn da yanstlmas, rnein duyu alglarmz
etkileyen ve bu nedenle d dnyamzn ald biimin belir
lenmesinde normalde byk bir rol oynayan ilkel bir mekaniz
madr. Yaplar henz yeterince belirlenemeyen koullar altnda
isel duygu alglar ve dnce sreleri de duyu alglaryla ay
n ekilde da yanstlabilmektedir; bylece bunlar, i dnyann
bir paras olarak kalmalar gerekse de, bir d dnya kurmak
iin kullanlmaktadr. Bunun, dikkat ilevinin balangta i
dnyaya deil, d dnyadan gelen uyarmlara ynelik olduu
ve bu ilevin i-ruhsal [endopsychic] sreler konusundaki tek
bilgi kaynann, haz ve honutsuzluk duygularna dayand
gereiyle kkensel [genetik] bir ba olabilir. Ancak soyut d
nce dili gelitikten, yani, szel temsillerin duyusal kalntlar
isel srelerle ilikilendirildikten sonra szel temsiller alg
lanmaya balanmtr. Ondan nce i alglarn da yanstlmas
nedeniyle ilkel insanlar, d dnya konusunda, imdi artan bi
linli algmzla tekrar psikolojiye evirmek zorunda olduumuz
bir tablo oluturmutur.1
Kendi ktlk drtlerini kt ruhlara yanstmalar, ilkel in
sanlarn dnya grn oluturan ve bir sonraki makalede
animizm olarak greceimiz bir sistemin sadece bir yandr.
Orada bu sistemin ruhsal zelliklerini inceleyecek ve
nevrotiklerde oluturulan benzer sistemlere gnderme yaparak
bunu bir kez daha yapacaz. imdilik, bu tr btn sistemlerin
prototipinin, rya ieriinin ikincil revizyonu dediimiz ey
olduunu sylemekle yetineceim.2 Sistemin oluum aamasn
1 [Dikkate ilikin bu aklamalar, Ryalarn Yorumundak (1900a) bir pasajla netletirilebilir: FD., 5, Ryalarla Uyarm - Ryalarn levi - Kayg Ryalar balkl VII
(D) Blmn balan.]
2 [kincil revizyon konusu, Ryalarn Yorumu'nun (1900a) VI (I). Blmnde ele
alnmtr, FD., 5.]

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

123

da ve sonrasnda bilin dzeyinde yarglanan her ruhsal olaya


iki tr neden biri sisteme, dieri de gerek ama bilinsiz ola
na ait gsterebileceimizi unutmamamz gerek.1
Wundt (1906, 129), mitlerde kt ruhlar dnyasna atfedi
len etkinlikler arasnda zararl olanlar ar basar, bu nedenle
popler inanca gre kt ruhlar iyilerden daha eskidir, diyor.
Kt ruhlar [eytan] kavramnn tamamnn, yaayanla len ara
sndaki nemli ilikiden kaynaklanmas da pekl mmkndr.
Bu ilikideki yapsal ikirciklik, insanln sonraki geliiminde,
ayn kkten birbirine tamamen kart iki ruhsal yapnn ortaya
kmasnda dile gelir: bir yandan kt ruh ve hortlak korkusu,
te yandan da atalara duyulan sayg.2 Kt ruhlarn, her zaman
iin yakn zamanda lenlerin ruhlar olmas gerei, yasn, kt
ruhlar inancnn kkeni zerindeki etkisini baka her eyden
daha iyi gsterir.3 Yas tutmann, olduka zgn bir ruhsal gre
vi vardr: ilevi, yaayanlarn anlarn ve mitlerini len kii
] kel insanlarn yanstlan yaratmlar, yaratc yazarlarn oluturduu somutlatrmalara
[ete kemie brnmelere] benzer; nk yazarlar, kendi ilerinde mcadele eden kar
t igdsel drtleri ayr bireyler olarak dsallatrr.
2 Hayaletlerden korkan (veya ocukluklarnda korkmu olan) nevrotiklerin analizi sra
snda sk sk, hayaletlerin, hastann ebeveynlerinin klk deitirmi biimleri olduu
nu pek zorlanmadan gstermek mmkndr. Bu balamda, Haeberiinin (1912)
Cinsel Hortlaklar balkl makalesine bakn. Oradaki ahs sz konusu kiinin (len)
ebeveynleri deil, kendisi iin erotik anlam tayan bir bakasdr.
2 [Yine de bu zamansal ilikiyi salt yas tutan kiiye, yani lenin yaknlarna balamak
yanltc olabilir. Ayn zaman ilikisi, lenle hi bir yaknl bulunmayan (hortlaa,
hayalete inanan) insanlar iin de geerli. Kk toplumlarda lm, toplumun hemen
btn yeleri tarafndan bandan sonuna yakndan izlenen bir olgudur ve bu balam
da tanklk eden herkesi hemen ayn lde etkiler; dolaysyla burada (hortlak, yani
kt ruh korkusunda) belirleyici olan, len kiiye yaknlktan ok, lm srecine ta
nklk gibi gzkr. zlenen bu sre bellekte canl kald srece korku da canldr.
Yani zamansal iliki, bu tanklk annda ortaya kan duygu younluunun zamanla
azalmas olarak aklanabilir. Ayrca korkunun, len kiinin yayla balantl olmas
da ayn bir niteleme gerektirebilir: rnein en yal lmler en korkutucu olanlardr,
buna karlk len ocuklar, ya da genler byle bir korku yaratmaz. Ancak bunun k i
isel bir gzlemim olduunu ve herhangi bir kaynaa dayanmadn belirtmem gerek.
S.B.]

124

TOTEM VE TABU

den ayrmaktr. Bu saland zaman ac ve bununla birlikte


pimanlk, z-sulamalar ve dolaysyla kt ruh korkusu da
diner. Ayn zamanda, balangta kt olduu gerekesiyle
korkulan ruhlar, imdi artk daha dosta davranlabilir; atalar
olarak sayg grrler ve yardma arlrlar.
lenle yaayan arasndaki ilikilerde alar boyunca ger
ekleen deimeleri izleyecek olursak, ikirciklikte olaand
bir azalmann olduu aklk kazanr. lene ynelik bilinsiz
dmanlk artk byk bir ruhsal enerji harcamasna ihtiya du
yulmadan kolayca dipte tutulur (varl izlenebilse bile). Eski
den doyum bulan nefretle ac verici sevgi birbiriyle mcadele
ederken, imdi dindarlk biimini alan ve de mortuis nil nisi
bonum diyen bir tr yara olutuunu grrz. Sadece
nevrotiklerde kaybedilen sevdikleri iin tuttuklar yas saplantl
z-sulamalarla doludur; psikanaliz, bunun altnda eski duygu
sal ikircikliin yattn su yzne karmtr. Burada, bu de
imenin nasl gerekletiini, ya da bunun ne kadarnn yapsal
deimelerden, ne kadarnn aile ilikilerindeki gerek bir d
zelmeden [iyilemeden] kaynaklandn tartmamz gerekmi
yor. Ama bu rnek, ilkel insanlarn ruhsal drtlerinin, ada
uygar insanda grlenden ok daha byk bir ikirciklikle ta
nmlanabileceini dndrr. Bu ikirciklik azaldka, tabunun
da (bir ikirciklik tutumu ve atan iki drt arasndaki bir uz
lama) yava yava ortadan kalktn varsayabiliriz. Mcade
leyi ve bundan kaynaklanan tabuyu canlandrmak zorunda olan
nevrotiklerin, atavistik bir kalnt olarak arkaik bir yapy miras
aldklar sylenebilir; nevrotikleri byk bir ruhsal enerji har
camasna zorlayan ey de uygarln buyruuyla bunu denge
leme ihtiyacdr.
Burada, Wundtun tabu kelimesinin ifte anlam kutsal
ve kirli konusundaki bulank ve artc ifadesini hatrla
yabiliriz. (Bkz. sf. 78.) Ona gre balangta kelime bu iki an-

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

125

lama sahip deildi, eytans, dokunulmamas gereken eyi


anlatyor ve bu nedenle her iki u kavramda da ortak olan nemli bir zellii vurguluyordu. Ancak, bu ortak zelliin de
vamnn, ikisinin kutsal ve kirli kapsad temelin balan
gta bir olduunun ve ancak daha sonra ayrtnn bir kant
olarak gryor.
Tersine bizim incelememiz, tabu kelimesinin ta bandan
itibaren ifte bir anlam olduu ve zel bir tr ikirciklii ve
bundan kaynaklanan eyleri anlatmak iin kullanld sonucu
na varmamza yol amtr. Tabunun kendisi de ikircikli [ift
anlaml] bir kelimedir; ve geri dnp bakldnda, tabu yasak
larnn, duygusal ikircikliin sonular olarak anlalmas ge
rektiini sadece kelimenin ak anlamna bakarak da anlayabi
lirdik, oysa bunun iin gerekte kapsaml aratrmalar yapma
ihtiyac duyulmutur. Eski dillerin incelenmesi, eskiden kart
dnceleri dile getiren ve bir anlamda (tabu ile ayn ekilde
olmasa da) ikircikli olan birok kelime olduunu gstermitir.1
Kart [antitetik] anlaml ilkel kelimenin telaffuzundaki hafif
deiiklikler, balangta bunlarla birleik olan kart dnce
ler iin farkl szel ifadeler kullanlmasn mmkn klmtr.
Tabu kelimesinin kaderi farkl olmutur. Gsterdii ikir
cikliin nemi azaldka, kelimenin kendisi, ya da buna benzer
kelimeler kullanm d kalmtr. Daha sonra, bu kavramn ka
derinin arkasnda belli bir tarihsel olaylar zincirinin gizli olabi
leceini kelimenin balangta byk duygusal ikirciklikle
tanmlanan baz zgn insan ilikilerine balandn ve daha
sonra benzer ilikiler iin kullanldn gstereceim.
Yanlmyorsam, tabu aklamas vicdann yapsna ve kke
nine de k tutar. Terimlerin anlamn zorlamaya gerek kalma1 Abelin lkel Kelimelerin Kart Anlamlan balkl almasna ilikin incelememe
bakn [Freud, 1910e].

126

TOTEM VE TABU

dan, bir tabu vicdanndan, ya da ihlali halinde bir tabu sululuk


duygusundan sz etmek mmkndr. Vicdan olgusunun en eski
biimi belki de tabu bilincidir.
Peki vicdan nedir? Dil temelinde bu, en eminlikle
[kesinlikle] bilinli olan eyle ilgilidir. Gerekten de, baz dil
lerde vicdan ile bilin kelimelerini birbirinden ayrmak
zordur.1
Vicdan, iimizde ileyen belli bir arzunun reddedilmesinin
isel algsdr. Ama buradaki vurgu, reddetmenin baka bir ey
den destek almaya ihtiya duymamas, bunun kendi iinde emin [kesin] olmas zerinedir. Bu, sululuk bilincinde belli
bir arzuyu gerekletirdiimiz iin iten aalanmann alg
lanmas ok daha aktr. Bunun iin bir neden gstermek ge
reksiz gzkecektir: vicdan olan herkesin, yaplan ey iin du
yulan aalamann gerekesini de, z-sulamay da kendi iin
de hissetmesi gerekir. Ayn tipik zellik ilkel insann tabuya
ynelik tutumunda da grlr. Bu, vicdann verdii bir emirdir;
ve ihlali, kesin olarak ortaya kan ve kkeni bilinmeyen kor
kutucu bir sululuk duygusu yaratr.2
Dolaysyla vicdann da duygusal ikirciklik temelinde bu ikirciklie tabi zgn insan ilikilerinden ve tabu ve saplant
nevrozu iin geerli olduunu gsterdiimiz yani, sz konusu
kart duygulardan birisinin, zorlanml bir egemenlikle dierini
her zaman bastrmayla bilindnda tuttuu koullardan kay

1 [rnein ngilizce conscietce (vicdan) ve consciousness." Franszca conscience"


her iki anlama da gelir. Vicdann Almanca karl Gewisseri" dir ve mssen
(bilmek) ve bewusst (bilinli) kelimeleriyle olduu kadar, bu ve bir sonraki parag
rafta karlatrma iin kullanlan gewiss (emin, kesin, ya da kesinlikle bilmek) ke
limeleriyle ayn kkten gelmektedir.]
2 stenmeden inenmesi halinde tabulardan kaynaklanan sululuk duygusu hi de az
deildir. (Yukardaki rnee bakn Yunan mitolojisinde ilgin bir paralellik bulunur:
bilmeden, hatta iradesine ramen su ilemi olmas, Odipusun suunu hafifletmemitir.

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

127

naklanyor olabilir. Nevrozlarn analizinden rendiimiz baz


eyler bu sonucu desteklemektedir.
Her eyden nce, bilindmda yatan kkrtmaya tepki ve
ren bir semptom olan vesveseli dikkatin, saplantl
nevrotiklerde bir kiilik zellii olduunu bulduk. Hastaln
alevlenmesi halinde bu tipler, ok youn bir sululuk duygusu
gelitirir. Aslnda, sululuk duygusunun kkenini saplantl
nevrotiklerde izleyemediimiz taktirde, baka hibir yerde izle
yemeyeceimiz sylenebilir. Nevrotik hastalarda bu ii dolaysz
yapabilmekteyiz; ve ilkel insanlar durumunda karsama yo
luyla benzer bir zme ulaacamzdan emin olabiliriz.
kincisi, sululuk duygusunun, kaygnn doasyla birok
ortak yan olmas bizi artr: bunu bir vicdan korkusu olarak
rahatlkla tanmlayabilirdik. Ama kayg, bilind kaynaklara
dikkati eker. Nevrozlar psikolojisi bize, arzu giderici drtle
rin bastrlmas halinde libidonun kaygya dntn ret
mitir. Bu da bize, sululuk duygusu balamnda bilinmeyen ve
bilinsiz olan bir eyin varln, yani reddetmenin nedenlerini
gsterir. Sululuk duygusunda yapsal olan kayg zellii, bu
bilinmeyen etkene karlk gelir.1
Tabular temelde yasaklarla dile geldii iin, altta yatan olumlu [pozitif] bir arzu akmnn varl bize ak bir ey gibi
gzkr ve nevrozlar benzetmesine dayal uzun uzadya bir ka
nta ihtiya duymaz. nk yle veya byle, hi kimsenin
yapmak istemedii bir eyi yasaklamaya gerek yoktur; ve id
detle yasaklanan bir eyin, arzulanan bir ey olmas gerekir. Bu
inandrc tezi ilkel insanlara uygulayacak olursak, en gl
1 [Freudun, hem vicdann hem de kaygnn kkeni ve yaps konusundaki grlerinin
sonraki yazlarnda byk lde deiiklie uradn belirtmekte yarar var. Vicdana
ilikin sonraki grleri iin, Uygarlk ve Honutsuzluklar'nn (1930a) VII ve VIII.
Blmlerine (FD., 13); kaygya ilikin grleri iin ise Ketlemeler, Semptomlar ve
Kayg (1926d) balkl almasna (FD. 11) ve Yeni Giri Dersleri"nin (1933a) 32.
Dersine (FD., 2) bakn.]

128

TOTEM VE TABU

kkrtmalarndan bazlarnn, krallarn ve rahiplerini ldrmek,


ensest ilikisine girmek, llere kt davranmak vs. olduu so
nucuna varmamz gerekir, ki bu da pek mmkn gzkmez. Ve
ayn tezi kendimizin de vicdanm sesini ok net duyuyormu gi
bi olduumuz olaylara uyguladmz taktirde ok ak bir e
likiyle karlarz. Bu yasaklardan herhangi birisini rnein
ldrmeyeceksin buyruunu inemeye ynelik en hafif
bir kkrtma bile duymadmzdan ve byle bir ihlal dncesi
karsnda dehetten baka bir ey hissetmediimizden kesin
likle emin olduumuzu savunuruz.
Ne var ki vicdanmzn ne srd bu iddialar kabul etti
imiz takdirde bundan, bir yandan bu yasaklarn hem tabula
rn hem de kendi ahlaki yasaklarmzn gereksiz olduu so
nucu kacak, te yandan da vicdan olgusu aklanmadan kala
cak ve vicdanla tabu ve nevroz arasndaki ilikiler hi bir yere
oturtulamayacaktr. Baka bir deyile, soruna psikanalitik a
dan yaklamadan nceki bilgi dzeyine dnm olacaz.
te yandan, normal insanlarn ryalar zerindeki
psikanalitik incelemelerden, kendimizin de birisini ldrme
kkrtmasn sandmzdan daha gl ve daha sk hissettii
mizi ve bilin dzeyinde alglamasak da bu kkrtmann ruhsal
baz sonular rettiini gsteren bulgular elde ettiimizi gz nne alalm. Ayrca baz nevrotiklerin zorlanml trenlerini,
birini ldrmeye ynelik youn bir drtye kar gvenceler
olarak veya buna dayal bir kendini cezalandrma olarak kabul
ettiimizi varsayalm. Bu durumda yasan olduu yerde altta
yatan bir arzunun bulunmas gerektii tezimize daha byk bir
nem vermemiz gerekecektir. ldrme arzusunun gerekte bilindnda bulunduunu ve tabularn da, ahlaki yasaklarn da
psikolojik adan gereksiz olmad, tersine, ldrme drtsne
ynelik ikircikli tutumun varlyla akland ve hakl karl
d sonucuna varmamz gerekecektir.

n. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

129

Bu ikircikli ilikinin tipik zelliklerinden, tekrar tekrar temel


olarak vurguladm birisi pozitif arzu akmnn bilinsiz ol
duu gerei ileri dzeyde varsaymlara ve olas aklamala
ra giden yolu aar. Bilindmdaki ruhsal sreler, her adan
bilin dzeyinde bilinenlerle ayn deildir; bunlar, bilinli s
relere yasak olan dikkate deer baz zgrlklerden yararlanr.
Bilinsiz bir drtnn, grld yerde ortaya kmas gerek
mez; baka bir blgede de ortaya kabilir balangta baka in
sanlar veya balantlar iin geerli olabilir; dikkatimizi ektii
noktaya yerdeitirme mekanizmas yoluyla ulam olabilir.
Dahas, bilind srelere atfettiimiz yok edilemezlik ve
zorlamaya kapallk nedeniyle, ok eski dnemlerden beri var
lm koruyor olabilir ve daha sonra davurumlarnn tuhaf g
zkt durumlarda ortaya kabilir. Bunlar birer ipucundan
baka bir ey deildir, ama dikkatle gelitirildikleri taktirde,
uygarln geliimine ilikin kavraymz iin tadktan nem
aklk kazanacaktr.
Bu tartmay noktalamadan nce, daha sonraki incelemele
rin yolunu aacak bir noktay gzden karmamamz gerekir.
Tabu yasaklaryla ahlaki yasaklar arasndaki temel benzerlii
savunurken, aralarnda ruhsal bir fark olmas gerektii gerei
ni tartma konusu yapmadm. Bugn yasaklarn artk tabu bi
imini almamalarnn tek olas nedeni, altlarnda yatan ikircikli
i belirleyen koullardaki bir deime olmal.
Tabu sorununa ilikin analitik incelememizde u ana kadar
bununla saplant nevrozu arasnda bulunduunu gsterebildi
imiz ortak noktalarla ilerledik. Ama ne olursa olsun tabu bir
nevroz deildir, toplumsal bir kurumdur. Dolaysyla kural ola
rak nevrozla tabu gibi kltrel bir yaratm arasndaki fada aklama greviyle kar karya geldik.
Balang noktas olarak burada da tek bir olguyu ele alaca
m. lkel insanlar, bir tabunun ihlalinin, kural olarak ciddi bir

130

TOTEM VE TABU

hastalk veya lmle cezalandrlmasndan korkar. Ceza, tabu


nun inenmesinden sorumlu olanlar tehdit eder. Saplant nev
rozlarnda durum farkldr. Hastann, yasak bir eyi yapmas
halinde korktuu ey, kendini deil, bir bakasn etkileyecek
bir cezadr. Kural olarak bu kiinin kimlii belirtilmez, ancak
genellikle analizde hastann en ok sevdii, ona en yakn kii
lerden birisi olduu kolaylkla gsterilebilir. Dolaysyla burada
nevrotik zgecilce, ilkel insan ise bencilce davranyor gibi g
zkr. Sadece tabunun ihlali sz konusu kiiyi otomatik olarak
cezalandrmad taktirde ilkel insanlarda ihlalin hepsini tehdit
ettii yolunda ortak bir duygu ortaya kar; bu durumda cezay
kendileri uygulamakta gecikmezler. Bu dayanma mekanizma
sn aklamak zor deil. Sz konusu olan ey, bulac rnek
korkusu, taklit etme kkrtmasdr, yani tabunun bulac zel
liidir. Birisi bastrlan arzuyu doyurmay baarrsa, ayn arzu
mutlaka toplumun dier btn yelerinde de alevlenecektir.
Kkrtmay bastrmak iin kskanlan sulunun [tabuyu ine
yenin] macerasnm meyvesinden yoksun braklmas gerekir; ve
uygulanan ceza birok durumda uygulayclara, kefaret kl
altnda ayn suu ilemeleri iin bir frsat verir. Bu gerekten de
insandaki ceza sisteminin temellerinden birisidir; bunun, yasak
arzularn ayn ekilde hem suluda hem de cezalandran top
lumda bulunduu varsaymna dayandna kuku yok. Bu a
dan psikanaliz, dindarn alkanlk haline getirdii sylemini
dorulamaktan baka bir ey yapmaz: hepimiz zavall birer g
nahkarz.
Peki kendi adna deil, sevdii birisi adna korkan
nevrotiin ruhsal yapsndaki beklenmedik soyluluu nasl aklarz? Analitik inceleme bu tutumun temel olmadn gste
rir. Kkeninde, yani hastaln balangcnda ceza tehdidi ilkel
insanda olduu gibi hastann kendisine yneliktir; deimez bir
ekilde kendi hayatndan korkar; ancak daha sonra lmcl
korku sevilen bir baka insana aktarlr [yerdeitirme]. Biraz

II. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

131

karmak olsa da sreci tam olarak izleyebiliriz. Yasan kke


ninde, deimez olarak, hastann sevdii birisine ynelik d
manca bir drt sz konusu kiiye ynelik bir lm arzusu
vardr. Bu drt bir yasakla bastrlr ve bu yasak da
yerdeitirme yoluyla sevilen kiiye ynelik dmanca bir ey
lemi temsil edebilen belli bir eyleme balanr. Bu eylemin ya
plmas halinde bir lm tehlikesi sz konusudur. Ama sre
daha ileri gider ve sevilen kiinin lmesine ynelik balangta
ki arzunun yerini lebilecei korkusu alr. Dolaysyla bir nev
roz bylesine sevecen bir zgecilik tablosu izdii zaman, bu
sadece, altta yatan kart bir vahi bencillik tutumunu dengele
mektedir. Bir bakasna, onu cinsel nesne olarak almakszn
gsterilen zenle belirlenen duygulan sosyal olarak tanmla
yabiliriz. Bu sosyal etkenlerin arka plana ekilmesi, nevrozlar
daki temel zelliklerden birisi olarak vurgulanabilir; ancak bu
daha sonra ar dengelemeyle gizlenir.
Bu toplumsal drtlerle bunlarn dier temel insan igdle
riyle ilikileri zerinde fazla oyalanmadan, nevrozun ikinci te
mel zelliini bir baka rnekle aklamak istiyorum. Ald
biimlerle tabu, nevrotiin dokunma korkusuna, dokunma fo
bisine ok yakn bir benzerlik gsterir. Nevroz durumunda ya
sak srekli olarak cinsel yapda bir dokunmayla ilgilidir ve psi
kanaliz, genelde nevrozlarda saptrlan ve yerdeitiren igd
sel glerin cinsel bir kkeni olduunu gstermitir. Tabu du
rumunda yasak dokunmann salt cinsel anlamda anlalm aya
ca, daha genel bir saldr, kontrol altna alma, kendini ortaya
koyma anlamna geldii aktr. Bir efe veya onunla ilgili her
hangi bir eye dokunmak yasaksa bu, efin kukuyla gzaltnda
tutulduu, hatta eflie atanmadan nce fiziksel olarak kt
muamele grd dier durumlarda dile gelen ayn drtnn
ketlenmesi gerektii anlamna gelir. (Yukar bakn Dolaysyla
nevrozda tipik zellik olan olgu, cinsel unsurlarn toplumsal
igdsel unsurlar karsndaki stnldr. Ne var ki top

132

TOTEM VE TABU

lumsal igdler bencilce ve erotik bileenlerin zel bir tr b


tnlklere dnmesinden kaynaklanmaktadr.
Tabuyla saplant nevrozu arasndaki bu tek karlatrma,
farkl nevroz trleri ve kltrel kurumlar arasndaki ilikinin
yapsm; nevrozlarn ruhsal yaps zerindeki bir incelemenin
ise uygarln geliimini anlamamz asndan tad nemi
grmemiz iin yeterlidir.
Nevrozlar, sanat, din ve felsefe gibi byk toplumsal kurumlarla arpc ve geni kapsaml benzerlikler sergiler. Ama
te yandan, bunlarn birer arptmas gibi gzkr. Bir histeri
olaynn, sanat almasnn bir karikatr, saplant nevrozunun
dinin bir karikatr, paranoid kuruntunun ise felsefi bir siste
min karikatr olduu iddia edilebilir. Bu faik, nevrozlarn sos
yal olmayan yaplar olduu gereinde zmlenir; onlar, top
lumun ortak abayla elde ettii eylere kiisel yollarla ulamaya
alr. Nevrozlarda ibanda olan igdleri analiz ettiimiz
taktirde, belirleyici rol cinsel kkenli igdsel glerin oyna
dm grrz; te yandan buna karlk gelen kltrel olu
umlar, bencil ve erotik elerin birleiminden kaynaklanan
toplumsal igdlere dayanmaktadr. Cinsel ihtiyalar, zkoruma gerekleri kadar insanlar birletirme yeteneine sahip
deildir. Cinsel doyum znde her bireyin kiisel sorunudur.
Nevrozlarn asosyal [toplumsal olmayan] yapsnn genetik
kkeni, en temel amacnda, yani doyum vermeyen gereklikten,
daha haz verici olan fantazi dnyasna kata yatmaktadr.
Nevrotiklerin bu yolla kandklar gerek dnya, insan toplumunun ve ortaklaa yaratlan kuramlarn kontrol altndadr.
Gereklikten uzaklamak ayn zamanda da insan toplumundan
uzaklamaktr.1
1 [Bu makaledeki tabu ile saplant nevrozu arasndaki karlatrma noktalarndan biro
u, Fare Adam1* (1909d; FD., 10) durum tarihesinde rnekleriyle bulunabilir. Ta
bu konusu Freud tarafndan aynca Bekaret Tabusu (1918a) balkl makalesinde
{FD., 8) ele alnmtr. nsann lme ynelik tutumu konusunda aynca bkz. Sava
(Devam var...)

n. TABU VE DUYGUSAL KRCKLK

133

ve lm zerine Dnceler balkl makalesi (1915b; FD., 13). Dolaysz cinsel


drtlerle toplumsal yaplar arasndaki kartlk, Grup Psikolojisi'mn (1921c) XII (D).
Blmnde (FD.y 13) ayrntlaryla ele alnmtr.]

III
ANMZM, BY VE
DNCELERN HER EYE KADRL
( 1)
bulgular ruh bilimleri alanndaki konulara uygu
lamaya alan yazlarn, her iki alandaki okura da ok az ey
sunmak gibi kanlmaz bir kusuru vardr. Bu tr yazlar ancak
bir zendirici olabilmekte, yani uzmann nne, kendi alma
snda dikkate almas iin baz varsaymlar koymaktadr.
Animizm olarak bilinen geni alan ele almaya alan bir ma
kalede bu kusur mutlaka ok belirgin olacaktr.1
Animizm, dar anlamyla ruhlar doktrini, geni anlamylaysa
genelde ruhu olan varlklar doktrinidir. Bize cansz nesneler gi
bi gzken eylerin canl olduu teorisi iin animatizm terimi
de kullanlmaktadr; bu balamda animalizm ve manizm
terimlerine de rastlanmaktadr. Balangta belli bir felsefi sis
temi tanmlamak iin kullanlan animizm terimi, bugnk
anlamn Tylordan alm gibidir.2
Bu terimlerin kullanlmasna yol aan ey, tarihi veya bu
gnk durumu hakknda bilgi sahibi olduumuz ilkel rklarn,
doa ve evren konusunda benimsedii son derece dikkate deer
P s k a n a lItk

1 Malzemeyi zetle ele alma gerei, ayrntl bir kaynakaya yer verilmesini zorlatrmaktadr. Bunun yerine, Herbert Spencer, J. G. Frazer, Andrew Lang, E. B. Tylor ve
Wilhelm Wundtun, animizm ve by konusunda syleyeceklerimin tamamna kay
naklk eden almalarna deinmekle yetineceim. Kendi katkm sadece, malzeme ve
grlerin seimiyle snrldr.
2Bkz. Tylor (1891, 1,425), Wundt (1906 [142 ve] 173) [ve Marett (1900,171)].

III. ANMZM, BY, DNCENN HER EYE KADRL 13 5

bir gre sahip olduklarnn anlalmas olmutur. Bu gre


gre dnyada hem iyi hem de kt saysz ruh yaamaktadr; ve
bu ruhlar ve kt ruhlar [eytanlar] doal olgularn nedenleri
olarak deerlendirilmekte ve sadece hayvanlarn ve bitkilerin
deil, dnyadaki btn cansz nesnelerin de bu ruhlarla canlan
dna inanlmaktadr. Bu ilkel doa felsefesinin1 nc ve
belki de en nemli yan bize daha az tuhaf gelir, nk ruhlarn
varlna ok az inanmamza ve doal olgular fiziksel glerle
aklamamza ramen, bu nc inantan ok da uzak deiliz.
lkel insanlar, insan bireylerinde benzer ruhlarn yaadna inanr. nsanlarda yaayan bu ruhlar, evlerini terk edebilir ve
baka insanlara g edebilir; ruhsal etkinliklerin aracdrlar ve
bir lde yaadklar bedenden bamszdrlar. Balangta
ruhlarn insanlara ok benzedii dnlyordu; ancak uzun bir
gelime seyrinden sonra nesnel zelliklerini kaybetmi ve b
yk lde ruhanilemilerdir.2
Otoritelerin ou, bu ruh grlerinin, animistik sistemin
zgn [ilk] ekirdei olduunu, ruhlarn bamszlaan ruhlar
dan baka bir ey olmadn, hayvanlarn, bitkilerin ve nesnele
rin ruhlarnn insan ruhu benzetmesiyle oluturulduunu d
nme eilimindedir.
lkel insanlar, animistik sistemin dayand zgn dualistik
grlere nasl ulamtr? Bunu, (ryalar da dahil olmak zere)
uyku ve buna ok benzeyen lm olgularn gzleyerek ve her
kesi yakndan ilgilendiren bu durumlar aklamaya alarak
yaptklar dnlyor. Bu teori kurmann temel balang
noktas lm sorunu olsa gerek. lkel insann doal diye deer
lendirdii ey, yaamn
sonsuza kadar uzamasyd
(lmszlkt). lm dncesi ancak daha sonra ve tered
dtle benimsenebilmitir. Bizim iin bile bu ierikten yoksun
1 [NaturphilosophieFriedrich Schellingin (1775-1854) panteistik felsefesi.]
2 Wundt (1906), IV. Blm, Die Seelenvorstellungen.

136

TOTEM VE TABU

dur ve ak bir anlam yoktur. Rya grntleri, glgeler, ayna


grntleri, vb. gibi dier gzlenen veya yaanan olgularn, te
mel anim izm doktrinlerinin olumasnda oynam olabilecei
rol konusunda ateli, ama sonusuz tartmalar yaplmtr.1
lkel insann, dncelerini kamlayan olgulara, bir ruh g
r oluturup daha sonra bunu d dnyadaki nesneleri de kap
sayacak ekilde genileterek tepki gstermesi son derece doal
karlanmtr. Ayn animistik dncelerin en farkl rklarda ve
her dnemde ortaya kt gereini dikkate alan Wundta
(1906 154) gre bunlar mitopoetik [mitolojik-iirsel] bir bilin
cin zorunlu ruhsal rndr... ve dolaysyla bu anlamda ilkel
animizmin, gzlemimize ak olduu lde insann doal du
rumunun ruhani [spiritel] davurumu olarak deerlendirilmesi
gerekir. Natural History o f Religion [Blm III] adl alma
snda Hume, cansz nesnelere can [ruh] atfetme gerekesini or
taya koymutur: nsanlarda, her trl varl kendileri gibi de
erlendirmeye ve her nesneye yakmdan bildikleri ve bilincinde
olduklar zellikler atfetmeye ynelik evrensel bir eilim var
dr.2
Animizm bir dnce sistemidir. Belli bir olguya aklama
getirmekle kalmaz, evrenin tamamn tek bir bak asmdan tek
bir btnlk olarak kavramamz da mmkn klar. Otoriteleri
izleyecek olursak, insan rk, alarn ak boyunca u tr
dnce sistemini evrene ilikin byk tablo gelitir
mitir: animistik (veya mitolojik), dini ve bilimsel. Bunlardan
ilki olan animizm, belki de en tutarl, en kapsaml olandr ve
evrenin doas konusunda gerekten tam bir aklama sunar. Bu
ilk insan Weltanschauung'u [dnya, evren gr], psikolojik
bir teoridir. Bunun, batl inan biiminde veya konumamzn,
1 Bkz. Wundl [agy], Hebert Spencer [1893, Ksm I], aynca Encyclopaedia
Britannica'daki (1910-11) Animizm, Mitoloji, vb. balkl genel yazlar.
2 Tylor (1891,1,477) tarafndan alnt.

m. ANMZM, BY, DNCENN HER EYE KADRL 137

inanlarmzn ve felsefelerimizin yaayan temeli olarak ada


yaamda bugn bile ne kadarnn devam ettiini gstermek, bu
radaki amacmz aacaktr.
Bu evreyi gz nnde bulundurarak, animizmin henz bir
din olmad, ancak daha sonra dinin inasnda kullanlan te
melleri ierdii sylenebilir. Mitlerle animizm arasndaki iliki
nin ayrntlar baz temel alardan aklanmam olsa da, mitle
rin de animistik nermelere dayand aktr.

(2)
Ancak konuya psikanalitik yaklammz baka bir adan ola
caktr. nsann ilk evren sistemini salt speklatif ,merakn esin
lemesiyle kurduu dnlemez. evresindeki dnyay kontrol
etmek gibi pratik bir ihtiyacn da rol olmal. rnein insanlar,
vahi hayvanlar ve nesneler daha dorusu bunlarn ruhlar
zerinde nasl egemenlik kurulacam gsteren bir talimatlar
[bilgi] sisteminin animistik sistemle el ele gelitiini grmek
bizi artmaz. Bu talimatlar kara by ve by olarak bi
linmektedir. Reinach (1905-12, 2, xv) bunlar animizm strate
jisi olarak tanmlyor; bense Hubert ve Maussu (1904 [142])
izleyerek bunlar animizm teknii olarak deerlendirmeyi tercih
ediyorum.
Kara by [ZaubereP'] ve by [Magie] kavramlar bir
birinden ayrdedilebilir mi? Belki, ama dil kullanmndaki dei
iklikleri gz ard edebilirsek. Kara by temelde ruhlara, nor
mal koullarda insanlara olduu gibi davranarak ruhlar etkile
me, yani, yaayan insanlarda etkili olduu bilinen ayn yn
temleri kullanarak onlar yattrma, ynlendirme, gnln ka
zanma, korkutma, glerinden yoksun brakma, kendi iradesi
altna alma sanatdr. te yandan by farkl bir eydir: temelde
ruhlar dikkate almaz ve gndelik ruhsal [psikolojik] yntem

138

TOTEM VE TABU

lerden deil, zel ilemlerden yararlanr. Bynn, animistik


tekniin dierinden daha nce gelitirilen ve daha nemli olan
bir dal olduu kolayca tahmin edilebilir; nk by yntemle
ri, dierlerinin yan sra ruhlarla uralrken de kullanlabilir1
ve by, doann ruhlatrlmas srecinin henz gerekleme
dii olaylarda da uygulanabilir.
By, ok eitli amalara hizmet eder: doa olaylarn in
sann iradesi altna sokmas, bireyi dmanlarndan ve tehlike
lerden korumas ve dmanlarn yaralama gc vermesi gere
kir. Ama by eyleminin dayand ilke daha dorusu by
ilkesi ylesine arpcdr ki hi kimsenin dikkatinden ka
mamtr. Buna elik eden ahlaki yargy bir yana brakacak olursak, Tylor [1891, 1, 116] bunu en ak ekliyle ideal bir
balanty gerek sanma olarak tanmlyor. Bu zellii iki tr
by eylemine rnek vererek aklayacam.
Bir dmana zarar vermeye ynelik en yaygn by yn
temlerinden birisi, uygun bir malzeme kullanarak onun bir
kuklasn yapmaktr. Kuklann ona benzeyip benzememesi pek
nemli deildir: herhangi bir nesne onun kuklas yaplabilir.
Kuklaya yaplan her ey, nefret edilen orijinalinin [dmann]
da bana gelir; kuklann neresine zarar verilmise, dmann da
oras hastalanr. Ayn by teknii sadece zel dmanlara kar
deil, ayrca dini amalarla ve kt ruhlu eytanlara kar tan
rlara yardm etmek iin de kullanlabilir. Frazerden (1911a, 1,
67) bir alnt yapacak olursak: Her gece, gne tanrs Ra l
dayan batdaki evine indii zaman, iblis Apepi nderliindeki
eytan ordularnn saldrsna urar. Btn gece onlarla savar
ve bazen karanln gleri, n karartmak ve gcn azalt
mak iin Msrn mavi semalarna kara bulutlar gnderir. Her
1 Eer bir nh grlt kararak ve bararak rktlebiliyorsa, bu eylem salt kara bydr; buna karlk adn kontrol ederek bask uygulanabiliyorsa bu bir bydr.

III. ANMZM, BY, DNCENN HER EYE KADRL 139

gnk mcadelesinde gne tanrsna yardmc olmak iin


Thebesteki tapmanda gnlk bir tren yaplr. Mumdan,
eytans yz bulunan bir timsah veya kvrml bir ylanla tem
sil edilen dman Apepinin bir kuklas yaplr ve zerine yeil
mrekkeple iblisin ad yazlr. Kukla daha sonra papirse sar
lr, zerine tekrar Apepinin bir benzeri yine yeil mrekkeple
izilir; kukla siyah sa teliyle balanr, zerine tkrlr, ta
bakla kesilir ve yere atlr. Rahip sol ayayla iyice ezdikten
sonra belli bir bitki veya ottan yaklan atee atlr. Apepiden bu
ekilde kurtulduktan sonra, bata gelen iblislerinden, onlarn
babalarndan, annelerinden ve ocuklarndan her birisinin
mumdan kuklas yaplr ve ayn ekilde yaklr. ngrlen baz
tlsmlar [byl szler] eliinde yaplan bu ilem, sadece sa
bahlar, lenleri ve akamlar deil, ayrca frtna kt, yo
un ya indii, ya da kara bulutlar gnein parlak yzn
rtmeye balad zaman da tekrarlanr. Karanln, bulutlarn
ve yamurun iblisleri [ruhlar], imajlar [kuklalar] zerinde alan yaralar, sanki kendi zerlerindeymi gibi hissederler; en
azndan bir sre iin uzaklarlar ve yararl gne tanrs bir kez
daha zaferle parldar.1
Benzer bir temele sahip ok sayda by eyleminden, her
adaki ilkel insanlarda byk bir rol oynayan ve daha st uy
garlk evrelerindeki mitlerde ve kltlerde bir lde yaayan
ikisine yamur ve bereket trenlerine dikkati ekmekle
yetineceim. Yamur bys, yamuru veya yamur getiren
bulutlar veya frtnalar taklit ederek, dei yerindeyse
1 Eski Ahitte canl eylerin tasvirinin [resminin veya heykelinin] yaplmasna kar konan yasak, plastik sanatlara kar ktan deil, (brani dininde tiksintiyle karlanan)
bycl gerelerinin birisinden yoksun brakma arzusundan kaynaklanyor olabilir.
Bkz. Frazer (1911, l, 87 n.). [En azndan slamn heykel, resim yapma yasa iin
buna benzer bir aklama getirdii biliniyor: putlatrmann, puta tapmann nne
gemek. Bunun sadece slama ait bir yaklam olmad, kkeninin ta brani dinine
dayand ve en azndan kken itibaryla bycl hedefledii aktr. S.B.]

140

TOTEM VE TABU

yamuru oynayarak gerekletirilir. rnein Japonyada bir


grup Aino eleklerle su saacak, bir baka grup orba kasesini
sanki bir kaykm gibi krek ve yelkenle donatacak ve kyn
ve bahelerin evresinde dolatracaktr.1 Ayn ekilde, topra
n bereketlenmesi iin yaplan by, insan cinsel birlemesinin
abartl bir temsiliyle gerekletirilir. Saysz rnekten birisini
seecek olursak, Javann baz blgelerinde, pirincin iee
durmas yaklanca kar-koca geceleri tarlalara gider ve pirinci
kendilerini rnek alarak bereketli olmaya zendirmek iin
orada seviirler.2 Buna karlk yasak ensest ierikli cinsel ilikilerin, rnn yetimesini engellemesinden ve topra verimsizletirmesinden korkulur.3
Baz negatif trenlerin, yani byl nlemlerin bu ilk gruba
katlmas gerek. Bir Dyak ky ormanda yabani domuz avlar
ken, evde kalan insanlar arkadalar avdayken yaa veya suya
elleriyle dokunamazlar; nk bunu yaptklar takdirde avcla
rn hepsinin elleri yalanacak ve avlan ellerinin arasndan ka
yp gidecektir.4 Ya da, Gilyak avcs ormanda av peindey
ken, evdeki ocuklann tahta veya kum zerine resim yapmas
yasaktr, nk ocuklann bunu yapmas halinde ormandaki
yollarn da resimlerdeki izgiler gibi birbirine karacandan,
bu nedenle avcnn yolunu kaybedip kye dnemeyeceinden
korkarlar.5
Dier birok by uygulamasnda olduu gibi bu son r
neklerde de uzaklk unsuru gz ard edilir; baka bir deyile te
lepati bir gerekmi gibi kabul edilir. Dolaysyla bynn bu
tipik zelliini anlamakta zorluk ekmeyiz.
1[Frazer (1911a, 1,251),Batchelordan (1901, 333) alnt.]
3 Frazer (191 la, 2, 98) [Wilkenden (184, 958) alnt.]
3 Bunun bir yansmas, Sophoclesin Oedipus Rex adl oyununda [rnein girite ve ilk
Koroda] grlebilir.
4Frazer (191 la, 1, 120), [Rothtan (1896,1,430) alnt],
5 Frazer (1911a, 1,122) [Lobbeden (1903,268) alnt].

ni. ANMZM, BY, DNCENN HER EYE KADRL 141

Btn bu rneklerde i bamda olan etken konusunda kuku


yok. Bu, yaplan eylemle beklenen sonu arasndaki benzerlik
tir. Bu nedenle Frazer, bu by trn taklit veya
homoeopathic olarak tanmlamaktadr. Yamur yamasn
istiyorsam, yamur gibi gzken veya yamuru hatrlatan bir
ey yapmam yeterlidir. Uygarln daha sonraki bir evresinde
bu yamur bys yerine, bir tapmaa gidilecek ve orada yaa
yan tanrya yamur iin dua edilecektir. Son olarak, bu dini
teknik de terke dilecek ve bunun yerine atmosferde yamura
yol aacak etkiler yaratmaya ynelik abalar gndeme gelecek
tir.

kinci tr by uygulamalarnda benzerlik ilkesi rol oyna


maz; bunun yerini, yaps aadaki rneklerle kolayca aklk
kazanacak baka bir ilke alr.
Dmana zarar vermenin baka bir yntemi daha vardr.
Dmann sa telleri, trnaklan, ya da dier artklan, hatta giy
silerinden bir para alnr ve bunlara dmanca davranlr. San
ki adamn kendisi kontrol altna alnmtr; ondan alnan nes
nelere ne yaplrsa, o da aynsn yaayacaktr. lkel insan a
sndan, bir insann en nemli ksmlanndan birisi addr. Dola
ysyla birisi bir ahsn veya ruhim adn biliyorsa, bu adn sahi
bi zerinde belli bir g kazanm demektir. Tabu konulu ma
kalede deindiimiz isimlerin kullanlmasna ilikin ilgin n
lem ve kstlamalarn kkeni budur. Bu rneklerde benzerliin
yerini yaknln [ilikinin] ald aktr.
tikel rklardaki yamyamlk gdleri de benzer bir kkene
sahiptir. Birisinin vcudunun bir parasn yiyerek kendi iine
almakla kii, onun sahip olduu zellikleri de kazanm olur.
Bu da belli koullarda baz diyet kstlamalarna veya nlemle
rine yol aar. ocuklu bir kadn, sahip olabilecekleri istenme

142

TOTEM VE TABU

yen baz zelliklerin (korkaklk gibi), besledii ocua geebi


lecei korkusuyla baz hayvanlarn etini yemekten kanr. ki
nesne arasndaki balant kopmu, hatta temas sadece tek nemli durumda kurulmu bile olsa, by gc ortadan kalk
maz.1 rnein bir yara ile buna neden olan silah arasnda b
yl bir ba olduu inanc, binlerce yl olduu gibi devam ede
bilir. Bir Melanezyal onu yaralayan yay ele geirebilirse, yara
sndaki iltihab azaltmak iin yay souk bir yerde zenle sakla
yacaktr. Ama yay dmann elinde kalmsa, yarann atelenip
iyice iltihaplanmas iin atee yakn bir yere aslacana kuku
yok.2 Pliny (Natural History adl almasnn xxvii. cildinde
[7. Blm]), eer bir adam yaralamsanz ve bundan pi
manlk duymusanz, yaralayan elinize tkrmeniz yeterlidir,
adamn aclar annda dinecektir, diyor. [Frazer, 1911a, 1,
201.] Francis Bacon (Sylva Sylvarum'da [X, 998]), yaray aan
silahn yalanmasnn ayn yaray iyiletirecei konusunda s
rekli gvence verildiini sylyor. ngiliz tarallarnn, bugn
bile bu inana uyduklar, trpanla kendilerini yaraladklar za
man, yarann iltihaplamamas iin aleti temiz tutmaya zen
gsterdikleri sylenir. Haziran 1902de Nonvichte Matilda
Henry adnda bir kadnn ayana ivi batmt. Daha yarasna
bakmadan, hatta oraplarn bile karmadan kzna iviyi ya
latt; bunu yapt takdirde yaradan hi bir zarar grmeyeceini
sylyordu. Birka gn sonra tetanostan ld (bu
yerdeitirmeli antiseptik uygulamann3 sonucunda) (Frazer,
age., 203.)
Son rnekler grubu, Frazerin bulac by ad altnda
takliti byden ayrdettii eye rnek tekil eder. Burada et
1 [Benzer bir inan Anadoluda da vardr. Kadn, hamilelik dneminde kimin yzne
ok bakarsa, ocuunun ona benzeyeceine inanlr. S.B.]
2 [Frazer (191 la, 1, 201), Codringtondan (1891, 310) alnt.]
3 [yani aya yerine iviyi temizlemesinin.]

III. ANMZM, BY, DNCENN HER EYE KADRL 143

kili olduuna inanlan ilke artk benzerlik deil, mekansal ba


lant, yaknlk, ya da en azndan hayali yaknlktr, hatrlanma
sdr. Ne var ki benzerlik ve yaknlk, arm srelerindeki
iki temel ilke olduu iin, btn bu aptalca by trenlerinin
gerek aklamas, dnceler armnn egemenlii gibi g
zkr. Tylorun, daha nce deindiim by tanmnn uygun
luu aklk kazanr: ideal bir balantnn gerek sanlmas.
Frazer (1911a, 1, 420) bunu neredeyse ayn szlerle ortaya ko
yuyor: nsanlar kendi grlerinin (ide) dzenini, doann d
zeni sanyor ve kendi dnceleri zerinde sahip olduklar kont
roln, ayn kontrol eyler zerinde de uygulamalarna elverdi
ini hayal ediyorlard.
Baz yazarlarn (rnein Thomas, 1910-1 la) bu aydnlatc
by aklamasn yetersiz diye reddetmeleri ilk bakta bizi a
rtr. Ama biraz dnnce, eletirinin hakl olduu grlr.
armsal by teorisi sadece bynn getii yolu aklar;
gerek zn, yani doa yasalarnn yerine ruhsal yasalarn ko
nulmasna yol aan yanlgy aklamaz. Dinamik bir etkenin
eksik olduu aktr. Ama Frazer teorisinin eletirmenlerinin
araylarnda konudan sapmalanna karlk, sadece arm te
orisini daha ileri ve daha derine gtrerek de doyurucu bir by
aklamasna ulamak kolaydr.
Gelin, ilk nce daha basit ve daha nemli bir takliti by
olayn ele alalm. Frazere gre (1911a, 1, 54) bu kendi bana
uygulanabilmektedir, buna karlk bulac by kural olarak
bir bakasn ngrr. nsan byye gtren gdleri algla
mak kolaydr: bunlar, insan arzulardr. Varsaymamz gereken
tek ey, ilkel insann arzularnn gcne derin bir inan duydu
udur. stedii eyi by yoluyla gerekletirmeye almasnn
temel nedeni, ksaca onun bunu istemesidir. Dolaysyla vurgu
balangta sadece arzusu zerinedir.
ocuklar, motor becerileri henz gelimi olmasa da, buna
benzer bir ruhsal durumdadr. Baka bir yerde (1911b), arzula-

144

TOTEM VE TABU

nn yanlsamal bir yoldan doyurduklan, yani, duyu organlarn


da merkezka uyarmlar yoluyla doyurucu bir durum yarattk
lar hipotezini ortaya atmtm.1 Erikin ilkel insann kullanabi
lecei alternatif bir yntem vardr. Onun arzularna, ondaki
motor drts, ondaki irade elik eder; ki daha sonra kendi ar
zularn doyurmak iin dnyann ehresini tamamen deitire
cek olan da budur. Bu motor drts balangta motor yanl
samalar (halusinasyonlan) denebilecek bir yolla doyum yaa
may mmkn klacak bir tarzda doyurucu durumun bir temsili
ni yaratmak iin kullanlmtr. Bu tr bir doyurulmu arzu tem
sili, nceki salt duyusal doyum tekniini izleyen ocuk oyunla
ryla pekl karlatrlabilir. Eer ocuklar ve ilkel insanlar
oyunu ve taklit temsilini kendileri iin yeterli gryorsa bu, d
ndmz anlamda bunlarn gerek nemini dnmedikle
rinin veya kabul etmediklerinin bir iareti deildir. Bu, arzula
rna ykledikleri byk gcn, bu arzulara elik eden iradenin
ve bu arzulara ilerlik kazandran yntemlerin bir sonucu olarak
rahatlkla dnlebilir. Zaman getike, ruhsal vurgu byl
eylemin gdlerinden, bunun eyleme aktarlmas iin kullanlan
nlemlere yani eylemin kendisine kayar. (Kiinin kendi
ruhsal eylemlerine verdii ar deeri ortaya karan eyin de
sadece bu nlemler olduunu sylemek belki de daha doru olacaktr.) Dolaysyla sanki istenen sonula benzerliinden t
r, sonucu tek bana belirleyen ey byl eylemin kendisiy
mi gibi gzkr. Animistik dnce evresinde gerek durumu
nesnel olarak gstermek mmkn deildir. Ama daha sonra,
btn bu yntemler hl kullanlrken, kuku denen ruhsal olgu
bir bastrma eiliminin davurumu olarak ortaya kmaya ba
lad zaman bunu yapma frsat ortaya kar. Bu noktada in
sanlar, inan elik etmedii srece ruh armann hi bir ie
yaramayacam, arkasnda etkili bir tanr sevgisi olmad sre
1[Ruhsal leyiin ki lkesi zerine Formlasyonlar (191 lb), FD., 12.]

III. ANMZM, BY, DNCENN HER EYE KADRL 145

ce duann byl gcnn ortaya kmayacan kabullenmeye


hazr olacaktr.1
Yaknlk armlaryla bulac bir by sistemi olutur
mann mmkn olmas, arzulara ve iradeye balanan nemin,
daha da ileri giderek iradeye tabi btn ruhsal eylemleri kapsa
dn gsterir. Bylece btn ruhsal sreler genel olarak gz
de bytlr; bu, gereklikle dnce arasndaki iliki konu
sundaki bilgilerimiz asndan, dncenin gzde bytlmesi
olarak dikkatimizi mutlaka ekecek bir tutumdur. eylere ilikin
dnceler eylerden daha nemli olur; dncede yaplan ey,
kanlmaz olarak eyin de bana gelecektir. eylere ilikin d
nceler [grler] arasndaki ilikilerin, ayn lde eyler ara
sndaki ilikiler iin de geerli olduu varsaylr. Dncede uzaklk bir nem tamad hem zaman hem de mekan asn
dan en uzakta olan eyler yaln bir bilin eylemiyle kolayca
kavranabildii iin, by dnyas da mekansal uzakl tele
patik olarak gz ard eder ve gemi durumlar sanki imdiki
zamandaym gibi ele alr. Animistik ada i dnyann d
nlmesi, dier dnya tablosunu bizim alglyor gibi gzkt
mz dnya tablosunu rtecektir.
Her iki arm ilkesinin de benzerlik ve yaknlk daha
kapsaml
olan
temas kavramnda
bulunduu
da
farkedilecektir. Yaknlkla arm, kelime anlamyla temastr;
benzerlikle arm ise mecazi anlamda temastr. ki tr iliki
iin ayn kelimenin kullanlmasnn, sz konusu ruhsal sre
lerde henz kavrayamadmz bir zdelikten kaynaklandna
kuku yok. Burada da temas fikri balamnda tabu analizinde
bulduumuzla ayn anlam araln grrz. (Bkz. sf. 80.)
1Bkz. Hamlet (Perde III, Sahne 3):
Dncelerim altta kalrken
Szlerim uup gidiyor:
Dncesiz sarf edilmi szler
Asla yerine ulamaz.

146

TOTEM VE TABU

zetle, byde geerli olan ilkenin, animistik dnce tar


zndaki tekniin, dncelerin her eye kadirlii ilkesi olduu
sylenebilir.

(3)
Dncelerin her eye kadirlii terimini, saplantl dnce
lerden ikayeti olan ve psikanaliz yoluyla tedavi edildikten
sonra becerikli, iyi niyetli olduunu kantlayan son derece zeki
bir adamdan aldm. (Bkz. Freud, 1909d.1) Bu terimi, kendisi
gibi ayn hastalktan etkilenen bakalarnn da peini brakmyor
gibi gzken tuhaf, esrarengiz olaylarn tamam iin bir akla
ma olarak kullanmt. Birini dnd zaman, sanki by
yapm gibi, annda o kiiyle karlaacakt. Anszn, uzun s
redir grmedii bir tandnn durumu sorulduu taktirde, ya
kn zamanda ldn duyacakt, dolaysyla sanki ondan tele
patik bir mesaj alm gibi gzkecekti. Ciddi bir kast olmaks
zn da olsa bir yabancya kfrettii zaman adam annda lecek
ti. Tedavinin ak iinde bu olaylarn ounda ne kadar aldatc
bir grnm aldn ve kendi batl inanlarn glendirmek
iin ne tr hilelere bavurduunu anlatabilecek duruma gelmi
ti. Btn saplantl nevrotikler, genellikle kendi yarglarna ters
dse de, bu ekilde batl inanldr.2
Dncenin her eye kadir olduu inancnn varlnn en
net gzlendii, ilkel dnce tarznn sonularnn bilince en
yakn olduu olaylar, saplant nevrozlardr. Ama bunun, bu
nevroza zg bir zellik olduu yanlgsna dmemeliyiz, n
k analitik inceleme, ayn eyi dier nevrozlarda da ortaya ka
1[Bu, Fare Adamd. FD., 10.]
2 Kendi yargmzda bu tr inanlar terk ettiimiz bir evreye ulatktan sonra, dncele
rin her eye kadirliini ve genelde animistik dnce tarzn dorulamaya alan izle
nimlere esrarengiz nitelii atfederiz. [Bkz. Freud, Esrarengiz (1919h), FD., 15.]

III. ANMZM, BY, DNCENN HER EYE KADRL 147

rr. Hepsinde de semptomlarn oluumunu belirleyen ey, ya


antnn deil dncenin gerekliidir. Baka bir yerde de
sylediim gibi [1911b, makalenin sonlarna yakn bir yerde1]
nevrotikler sadece nevrotik para biriminin geerli olduu bir
dnyada yaarlar; yani, sadece youn dnlen ve duyguyla
tasarlanan eyden etkilenirler, buna karlk d gereklikle uyumun hi bir nemi yoktur. Histeriklerin, krizler srasnda
semptomlar yoluyla tekrarlayp sabitledikleri eyler, sadece ha
yal dnyalarnda bu ekliyle gelien yaantlardr; ancak son
zmlemede hayal edilen bu yaantlarn gerek olaylara uzand ve onlara dayand da dorudur. Nevrotik sululuk
duygularn gerek ktlklere balamak da ayn lde yanl
tc olacaktr. Saplantl bir nevrotik, gerekte ocukluundan
balayarak evresindeki insanlara kar toplumun en dnceli,
en dikkatli yesi gibi davranm olsa da, kitle katliam yapan
birisine yarar bir sululuk duygusunun altnda ezilebilir. Yine
de sululuk duygusunun bir gerekesi vardr: bu, iinde evre
sindekilere kar bilinsizce ileyen youn lm arzularna da
yanr. Kastl edimleri deil de bilind dnceleri dikkate
aldmz takdirde sululuk duygusunun hakl bir temeli vardr.
Dncenin her eye kadirliinin, yani gereklie kyasla ruhsal
srelerin gzde bytlmesinin, nevrotik hastalarn duygusal
yaamnda ve bundan kaynaklanan her eyde dizginsiz bir rol
oynad grlr. Byle bir hasta, bilindm bilin dzeyine
karan psikanalitik tedaviye sokulduu zaman, dncelerin
zgr olduuna inanamayacak ve sanki dile getirilmeleri ka
nlmaz olarak gereklemelerine yol aacakm gibi, ktlk
arzularn dile getirmekten srekli korkacaktr. Bu davran ve
gndelik yaamda uygulad batl inanlar, d dnyay salt d
nceyle deitirebileceine inanan ilkel insanla arasndaki
benzerlii su yzne karr.
1[Ruhsal leyiin ki lkesi zerine Fomlasyonlar (1911b), FD., 12.]

148

TOTEM VE TABU

Bu nevrotiklerin temel saplantl eylemleri tamamen bir b


y zelliine sahiptir. By olmasalar bile, genellikle nevrozun
balamasna yol aan felaket beklentilerinden kurtulmay amalayan kar-bylerdir. Gizi zmeyi baardm her du
rumda beklenen felaketin lm olduunu grdm.
Schopenhauer, her felsefenin balangcnda lm sorunu oldu
unu sylemitir; bizse, animizmin z olan ruhlara ve iblislere
inanmann kkeninin, lmn insanlarda brakt izlenime da
yandn grmtk. Saplantl nevrotiklerin uygulad sap
lantl veya korunmac eylemlerin, benzerlik (veya duruma gre
kartlk) yasasn izleyip izlemediine karar vermek zordur;
nk kural olarak nevrozda ar basan koullar nedeniyle ok
kk bir eye, kendi iinde ok nemsiz olan bir olaya aktar
larak [yerdeitirme] arptlmaktadr.1 Saplantl nevrozlardaki
koruyucu formllerin de by formllerinde karl vardr. Ne
var ki saplantl eylemlerin geliim seyrini tanmlamak mm
kndr: cinsel ierikli eylerden olabildiince uzak durmayla
ktlk arzularna kar byl savunmalarla nasl bala
dklarn ve sonunda nasl yasak cinsel eylemin yerine konan
ikmelere dntklerini ve bunu nasl olabildiince yakndan
taklit ettiklerini gsterebiliriz.
Yukarda, insann evrene ilikin grlerinin evrimi konu
sunda verilen aklamay ilk nce animistik bir evre, bunun
arkasndan dini ve sonunda da bilimsel bir evre kabul ettii
miz taktirde bu farkl evrelerde dncenin her eye kadirliinin geirdii deimeleri izlemek zor olmayacaktr. Animistik
evrede insanlar kendilerine her eye kadirlik atfeder. Dini evre
de bunu tanrlara aktarrlar, ancak kendileri bundan ciddi olarak
vazgemezler, nk tanrlar arzularna uygun olarak eitli
1 ok kk bir eyleme ynelik bu tr bir yerdeitirmenin bir dier gds aada
grlecektir. [Bkz. Fare Adam (1909d) dunm tarihesi, FD., 10.]

III. ANMZM, BY, DNCENN HER EYE KADRL 149

yollardan etkileme gcn kendilerinde sakl grrler. Bilimsel


evren gr insann her eye kadirliine inanmaz; insan k
kln kabullenir, lme, doann dier zorunluluklarna
gnlszce boyun eer. Yine de ilkel her eye kadirlik inanc
nn bir yan, gereklik yasalaryla green insan aklnn gcne
duyulan inancnda hl yaamaktadr.
Bireyde grdmz libidinal eilimlerin geliimini erikin
biiminden, ocukluun ilk balangcndaki biimlerine kadar
izleyecek olursak, Cinsellik Teorisi zerine Deneme*As
(1905d) tanmladm nemli bir ayrm ortaya kar. Cinsel i
gdlerin davurumlar ta bandan itibaren gzlenebilir, ancak
balangta bunlar henz d nesnelere ynelmemitir. Cinselli
in ayr igdsel bileenleri, kiinin kendi bedeninden haz al
mak ve doyum bulmak iin birbirinden bamsz alr. Oto
erotizm olarak bilinen bu evreyi, bir nesnenin seildii baka
bir evre izler. [Bkz. FD., 8.]
leri dzeyde aratrmalar, bu ikisi arasna nc bir evre
eklemenin, ya da baka bir deyile ilk oto-erotizm evresini ikiye
blmenin yararl, hatta kanlmaz olduunu gstermitir. Aratrmalarla nemi giderek daha aklk kazanan bu ara evrede,
o gne kadar yaltlm kalan cinsel igdler tek bir btnlk
iinde toplanmaya balam ve bir nesne bulmutur. Ama bu
nesne kiinin dnda bir d nesne deil, aa yukar bu d
nemde oluan kendi egosudur. Bu yeni evreyi, daha sonra orta
ya kan patolojik takntlarn gz nnde bulundurarak,
narsizm olarak adlandrdk. Kii sanki kendine akm gibi
davranr; bencilce (egoistik) igdleri ve libidinal arzular analizimizde henz birbirinden ayrlamaz.
O gne kadar ayr olan cinsel igdlerin tek bir btnlkte
birletii ve egoyu ykledii bu narsistik evrenin tipik zellik
lerini yeterli dorulukla tanmlayamasak da, bu narsistik rgt
lenmeden hi bir zaman tam olarak vazgeilmediini dnyo
ruz. nsan, libidosu iin d nesneler bulduktan sonra bile bir

150

TOTEM VE TABU

lde narsist kalr. Uygulad nesne ykleri, sanki, yine ego


sunda kalan ve tekrar egoya ekilebilen libidosundaki yaylma
lar gibidir. Psikolojik adan olduka ilgin ve psikozlann nor
mal prototipi olan ak olma durumu, z-sevgi [kendine ak
olma] dzeyine kyasla bu yaylmalar doruk noktasndayken
gsterir.1
Grdmz gibi ilkel insanlarla nevrotikler, ruhsal edimle
re byk bize gre ar bir deer verir. Bu tutum,
narsizmle pekl ilikilendirilebilir ve bunun temel bir bileeni
olarak deerlendirilebilir. lkel insanlarda dnme srecinin
hl byk lde cinsellemi olduu sylenebilir. Dncele
rin her eye kadirliine olan inanlarnn, dnyay kontrol et
meye duyduklar sarslmaz gvenin ve onlara evrendeki gerek
konumlarn gsterebilecek olan yaantlara [deneyimlere] ka
pal olmalarnn kkeni budur. Nevrotikler balamnda, bir
yandan yaplarnda bu ilkel tutumun nemli bir parasnn var
ln srdrdn, te yandan da gerekleen cinsel bastr
mann, dnce srelerinde ayrca bir cinselleme yarattn
grrz. Dncenin libidoyla ar yklenmesi ister balan
gta gereklesin, ister gerilemeyle ortaya ksn, her iki du
rumda da ruhsal sonularn ayn olmas gerekir: zihinsel
[entelektel] narsizm ve dncelerin her eye kadirlii.2
lkel rklarda dncenin her eye kadirlii inancnn varl
n narsizm iin bir kant olarak grebilirsek, insann evren g
rnn geliimindeki evrelerle bir bireyin libidinal geliim ev
releri arasnda bir kyaslama yapma cesaretini buluruz. Bu du
rumda animistik evre hem kronolojik hem de ierik olarak
1[Narsizm sorunu, Narsizm zerine: Giri (1914c) balkl denemesinde ayrntlaryla
ele alnmtr, F D 12.]
2 Konuya ilikin yazarlar, ilkel insanda, lmn gereklii reddetmesine yol aan bir
tr Solipsizm [tekbenlik], ya da Berkeleianizm (Profesr Sullynin ocuklarda gzl edii bu olgu iin kulland bir terim) bulunduunu bir belit [aksiyom] olarak kabul ediyor. (Marett, 1900, 178.)

III. ANMZM, BY, DNCENN HER EYE KADRL 151

narsizme; dini evre tipik zellii ocuun ebeveynlerine ba


lanmas olan nesne seimi evresine; buna karlk bilimsel evre
de bireyin olgunlua eritii, haz ilkesinden vazgetii, kendini
gereklie uyarlad ve arzularnn nesnesi iin d dnyaya
yneldii evreye karlk gelecektir.1
Uygarlmzn sadece bir alannda, sanat alannda dnce
nin her eye kadirlii devam etmektedir. Sadece sanatta arzuyla
dolu bir insann, bu arzularn gereklemesine benzer bir ey
yapmas, oyun iinde, tpk sanki gerek eylermi gibi
sanatsal yanlsama yoluyla duygusal sonular [efektler] ya
ratmas mmkn olmaktadr. nsanlar hakl olarak sanatn b
ysnden sz eder ve sanatlar byclerle karlatrr. Ama
bu karlatrma belki de grndnden daha anlamldr. Sa
natn sanat uruna balamadna kuku yok. Balangta sanat,
bugn ounlukla ortadan kalkm olan drtlerin hizmetine
girmitir. Bunlar arasnda, birok byclk amacnn bulun
duunu pekl dnebiliriz.2
1 Burada, ocuklardaki zgn narsizmin, kiiliin geliimine ilikin grmzde belir
leyici bir etkisi olduunu ve temel bir aalk duygusu besleme olasln dladn
ksaca belirtmekle yetineceim. [Adlerin (1910) aalk kompleksi iddiasna gn
derme yapyor; bkz. Freud (1914d), Psikanalitik Hareketin Tarihi zerine balkl
almasnn III. Blm, FD., 16.]
2 Bkz. Reinach, Lart et la magie (19-5-12, l, 125-36). Reinacha gre, Fransadaki
maaralara hayvan resmi izmeyi geride brakan ilkel sanatlar, honut etmek de
il, uyandrmak, by yapmak [cin armak] istiyordu. Bu resimlerin maarann en
karanlk, en eriilmez yerlerine izilmesini ve zerlerinde tehlikeli hayvanlarn veya
kurbanlarn bulunmamasn byle aklyor. Les modemes parlent souvent, par
hyperbole, de la magie du pinceau ou du ciseau dun grand artiste et, en general, de la
magie de Tart. Entendu au sens propre, qui est celui dune contrainte mystique exercee
par la volonte de lhomme sur d autres volontes on sur les choses, cette expression
nest plus admissible; mais nous avons vu quelle etait autrefois rigoureusement vraie,
du moins dans Topinion des artistes. (Age., 136.)
plada dnemlerde insanlar sk sk mecazi anlamda, byk bir sanatnn frasnn
ya da yontu kaleminin bysnden, ya da genel anlamda sanatn bysnden sz edi
yor. Bu ifade, doru anlamyla insan iradesinin, dier iradeleri veya nesneleri kontrol
etmesini salayan mistik bir g anlamnda kullanlamaz; ama grld zere, bunun
doru olduu en azndan sanatnn gznde bir dnem de yaanmtr.]

152

TOTEM VE TABU

(4)
Dolaysyla insann dnya konusunda oluturduu ilk tablo
animizm ruhsal bir tablodur. Henz bilimsel bir temeli yok
tur, nk bilim ancak dnyann bilinmedii, dolaysyla bil
mek iin aratrlmas gerektii anlaldktan sonra balamtr.
Animizm ilkel insana doallkla ve bir gerek gibi gelmitir.
Dnyadaki eylerin neye benzediini yani tpk hissettii gibi
olduunu biliyordu. Bu nedenle ilkel insann, kendi aklnn1
yapsal koullarn d dnyaya aktardn grr; ve durumu
tersine evirerek, animizmin eylerin doas olarak gsterdii
eyi tekrar insann kafasna koymaya alabiliriz.
Animizm teknii, yani by, ruhsal yaamda geerli olan
yasalar gerek eylere uygulama niyetini en ak, en amaz
ekliyle su yzne karr; bu adan by uygulamasnn nes
neleri olarak alnabilseler de, ruhlarn bir rol oynamas gerek
mez. Dolaysyla by varsaymlar, animizmin ekirdeini oluturan ruhlar doktrininden ok daha temel ve eskidir. Bu
noktada psikanalitik bak amz, animatizm terimiyle, yani
yaamn evrensellii doktriniyle tanmlanan bir animizm ncesi
evre neren R. R. Marettin (1900) teorisiyle akr. Deneyim,
animizm ncesine pek k tutamaz, nk ruh kavram bulun
mayan bir rk henz kefedilmi deil. (Bkz. Wundt, 1906,
171.)
Bynn, her eye kadirlii sadece dncelere atfetmesine
karlk, animizm bu gcn bir ksmn ruhlara devrederek, di
nin oluumuna giden yolu hazrlar. lkel insan, bu ilk vazgeie
neyin zorladn sorabiliriz. Bu, nermelerinin yanlln kav

1 Endopsiik [i-ruhsal] alg olarak bilinen eyin yardmyla farknda olduu. [Yani,
makula yerine retinann d ksmlarnn yardmyla. Bkz. Fare Adam (1909d) du
rum tarihesi, F D 10.]

III. ANMZM, BY, DNCENN HER EYE KADRL 153

ramas olamaz, nk by tekniini uygulamay yine srdr


mtr.
Son makalede gsterdiim gibi ruhlar ve kt ruhlar
[iblisler], insann kendi duygusal drtlerinin yansmalar ol
maktan te bir ey deildir.1 Kendi duygusal yklerini
[cathexis] kiilere dntrr, dnyay onlarla doldurur ve ken
di i ruhsal sreleriyle tekrar kendi dnda karlar, tpk ze
ki paranoyak Schreberin, kendi libidosunun balanmalarnn
ve kopmalarnn bir yansmasn konutuu Tanr nlarnda
grmesi gibi.2
Ruhsal sreleri darya yanstma eiliminin kkenine ili
kin genel soruna girmekten kastl olarak kanyorum (baka
bir yerde daha yaptm gibi3). Ne var ki yanstmann, ruhsal bir
rahatlama avantaj vaat etmesi halinde bu eilimin younlaa
ca rahatlkla varsaylabilir. Hepsi de her eye kadirlie ula
maya alan farkl drtler arasnda bir atma kt takdirde
nk hepsi birden her eye kadir olamaz elbette byle bir
avantaj beklenir. Aslnda paranoyadaki patolojik sre, bu tr
ruhsal atmalarla baa kmak iin yanstma mekanizmasn
dan yararlanr. Byle bir atmaya tipik rnek, kartlar iftinin
iki yesi arasndaki atmadr, sevilen bir yaknn lmne yas
tutan birisinde grld kadaryla ayrntlaryla incelediimiz
ikircikli bir tutum durumudur. Byle bir durum, yanstmalarn
yaratlmasna gd salamaya zellikle elverili gibi gzk
yor. Burada da ilk doan ruhlarn kt ruhlar olduunu savunan
ve ruh grn, lmn yaayanlarda brakt izlenimden
karan yazarlarla ayn kany paylayoruz. Tek fark, bizim sade
ce lmn yaayanlara sunduu zihinsel sorunu vurgulamay1Libidinal ve dier uyarm kaynaklarndan gelen bu ilk narsistik evre yklerinin, henz
birbirinden ayrdedilemez durumda olabileceini varsayyorum.
2 Bkz. Schreber (1903) ve Freud (191 lc [IH (4). Blm, FD., 10.])
3 Schraber konulu makalemde (Freud, 191 lc [III. Blm, FD., 10.])

154

TOTEM VE TABU

mzdr; bize gre aratrmaya hz kazandran g daha ok,


yaayanlarn iine girdii duygusal atmadr.1
Dolaysyla insann ilk teorik baars ruhlarn yaratl
da tabi olduu ilk ahlaki kstlamalarla tabu trenleriyle
ayn kaynaktan geliyor gibidir. Ama ayn kkenden gelmeleri
ayn anda ortaya ktklar anlamna gelmez. lkel insann d
nmesine ilk neden olan ve onu her eye kadirliinin bir ks
mn ruhlara devretmeye, hareket zgrlnn bir ksmndan
vazgemeye zorlayan ey gerekten de yaayanlarn llerle ilikili konumu ise, bu kltrel rnler, insan narsizmine kart
olan AvdyKt]in [Zorunluluun] ilk kabulleniliidir. Dolay
syla ilkel insan, lmn stnlne, lm inkar ederken
yapt ayn mimikle boyun eecektir.
Hipotezimizi biraz daha ileri gtrebilirsek, ruhlarn yanst
mal yaratmnda ruhsal yapmzn hangi temel yannn ortaya
ktn aratrabiliriz. Sonraki salt madde d ruhtan ne kadar
farkl olursa olsun, ilkel ruh kavramnn, yapsal olarak ayn ol
duu; yani, hem insanlarn hem de eylerin ikili bir yaps oldu
unu, bilinen zelliklerinin ve deiikliklerinin, iki bileen par
alar arasnda daldn varsayd aktr. Herbert
Spencerin (1893) bir ifadesini kullanacak olursak bu zgn
[ilk] ikilik [dualite], bugn ruhla beden arasnda ngrd
mz ayrmla ve fkelenen veya baylan bir kimseyle ilgili ola
rak dilimize yerleen kendini kaybetme, ya da kendine gel
me gibi ifadelerin kullanmyla dile gelen dualizmle ayn ey
dir (age., 144).

1 [Okur, bunun zihinsel sorun yaklamn dlamadn farkedecektir. Freudun ifade


tarz da ilgintir, nk bu konuda duygusal bir atmann olabilmesi iin bir
farkediin, kavrayn bulunmas gerektiinin elbette bilincindedir. Balatc, belir
leyici etken zihinsel sorunudur, ama bu sorunu zme abasna gd gcn kazan
dran ey duygusal atma olabilir. S.B.]

III. ANMZM, BY, DNCENN HER EYE KADRL 155

Tpk ilkel insan gibi biz de d gereklie bir ey yanstr


ken yaptmz ey u olmal: iki durumun bir eyin duyu or
ganlarna ve bilince dorudan sunulduu (yani orada bulundu
u) bir durumla, ayn eyin gizli, ama tekrar ortaya kma yete
neine sahip olduu bir baka durum varln kavryoruz.
Ksaca, algyla bellein birlikte varoluunu, ya da daha genel
konumak gerekirse, bilinli olanlarn yannda bilinsiz ruhsal
srelerin varln alglyoruz.1 Son zmlemede insanlarn
veya eylerin ruhunun, onlara ilikin alg ortadan kalktktan
sonra da hatrlanma ve hayal edilme yeteneini kazand sy
lenebilir.
Kukusuz, ilkel veya bugnk ruh kavramnn, ada bi
limin bilinli ve bilinsiz ruhsal etkinlik arasna izdii ayn s
nr izgisiyle kiiliin dier ksmndan ayrlmas beklenemez.
Animistik ruh her iki yann zelliklerini de birletirir. Uucu ve
hareketli nitelii, bedenden ayrlma ve geici veya kalc olarak
baka bir bedeni ele geirme gc: bunlar, amaz bir ekilde
bilincin yapsn hatrlatan zelliklerdir. Ama ak [grnen]
kiiliin arkasnda gizli kalma tarz, bilindm hatrlatr; de
imezlik ve yok edilemezlik, artk bilinli deil, bilinsiz s
relere baladmz zelliklerdir; bilinsiz sreleri ise ruhsal
etkinliin gerek arac olarak deerlendiririz.
Animizmin bir dnce sistemi, ilk komple evren teorisi ol
duunu sylemitim; imdi ise psikanalitik adan bu tr sis
temlere ilikin baz sonular karacam. Yaammzn her g
n, deneyimlerimiz, bir sistemin balca tipik zelliklerini
gsterecek bir konumdadr. Geceleri rya grrz. Gndz bu
nu yorumlamay rendik. Ryalar, kendi yaplarna ters d
1 lk kez 1912de Ruhsal Aratrmalar Demei'nin Kaytlarmda yaymlanan psikanalizde bilind kavramnn kullanl konulu ksa yazma bakn [Freud (1912g),
FD ., 12].]

156

TOTEM VE TABU

meksizin kark ve blk prk gzkebilir. Ama tersine ger


ek bir yaantnn dzenli izlenimlerini canlandrabilir, bir ola
yn bir bakasn izlemesini, ieriklerinin bi blmnn baka
birine gnderme yapmasn salayabilir. Bu sonu u veya bu
lde baarlabilir; ama bunu, hi bir samala, dokusunda
hi bir bolua yer vermeyecek kadar tam baaramaz. Bir rya
y yoruma tabi tuttuumuz zaman, ryay anlama asndan bi
leen paralarnn rastgele dzenlenmesinin pek nemli olma
dn grrz. Ryadaki temel unsurlar rya dnceleridir ve
bunlar da bir anlama, balantya ve dzene sahiptir. Ama bu
dzen, ak ryada varln hatrladmz dzenden olduka
farkldr. Ak ryada rya dnceleri arasndaki balant atlmtr ve tamamen eksik kalabilecei gibi, yerine ak ryada
grlen yeni bir balant konabilir. Rya eleri, younlama
larnn yan sra, hemen her zaman iin, nceki dzenlemeden
u veya bu lde bamsz bir ekilde dzenlenir. Son olarak
rya dncelerinin zgn malzemesinin, rya almasndan
sonra yeni bir srece tabi tutulduunu eklemek gerek. Bu,
ikincil revizyon olarak bilinmektedir ve amac rya alma
snn yaratt kopukluu ve anlalmazl gidererek ryaya
yeni bir anlam kazandrmaktr. Ama ikincil revizyonla kaza
nlan bu yeni anlam artk rya dncelerinin anlam deildir.1
Rya almasnn rnnn ikincil revizyonu, bir sistemin
yaps ve aldatmacalarna ilikin hayranlk uyandrc bir rnek
tir. imizde, ister alg ister dnce olsun, kavray alanna gi
ren her malzemede birlik, balant ve anlalabilirlik gerektiren
zihinsel bir ilev vardr; ve zel koullarn bir sonucu olarak
gerek balanty kuramad zaman, sahtelerini retmekte ge
cikmez.2 Bu yolla kurulan sistemler sadece ryalardan deil,
1 [kincil revizyon konusu, Ryalarn Yorumunun (1900a) VI (I). Blmnde ele
alnmtr, FD.,5.]
2 [rnein optik alg yanlmalarnda durum budur. S.B.]

III. ANMZM, BY, DNCENN HER EYE KADRL 157

fobilerden, saplantl dnmeden ve kuruntulardan bilinmekte


dir. Sistemlerin oluumu en arpc haliyle, semptomatik tablo
ya egemen olduu kuruntu rahatszlklarnda (paranoyada) g
rlr; ama dier nevro-psikoz trlerindeki varl da gz ard
edilmemelidir. Btn bu olaylarda ruhsal malzemelerin yeni bir
amala yeniden dzenlendii gsterilebilir; ve sistem asndan
sonucun anlalr [anlaml] klnabilmesi iin, bu yeni dzenle
menin birok durumda ar olmas gerekir. Bylece bir sistem,
her bir rn iin en az iki nedenin kefedilebilmesi gereiyle
ok gzel tanmlanr: sistemin nermelerine dayanan (yani ku
runtulu olabilen) bir nedenle, asl etkili ve gerek neden olarak
deerlendirmemiz gereken gizli bir neden.
Bunu nevrozlardan bir rnekle aklayabiliriz. Tabu konulu
makalemde, saplantl yasaklar bir Maori tabusuyla kusursuz
bir uygunluk gsteren bir kadn hastamdan sz etmitim. Bu
kadnn nevrozu kocasn hedefliyordu ve adamn lmesine
ynelik bilinsiz bir arzuya kar giritii savunmada dorua
ulamt. Ne var ki grnen, sistematik fobisi, genelde lmn
amtrlmasyla ilikiliydi, buna karlk kocas fobide kesinlikle
yer almyordu ve hibir zaman bilinli vesvesesinin nesnesi ol
mamt. Bir gn kocasnn, krelen usturasnn bilinen bir dk
kanda bilenmesini istediini duyar. Tuhaf bir tedirginlikle,
dkkana kendisi gider. Usturay bilettikten sonra eve dner ve
kocasnn usturadan kurtulmas gerektiinde srar eder, nk
kocasnn syledii dkkann bitiiinde bir cenazeci ofisi ol
duunu kefetmitir: yapt plan nedeniyle, usturalarn ka
nlmaz bir ekilde lm dnceleriyle ilgili olduunu syler.
Dolaysyla koyduu yasan sistematik nedeni budur. Bitiik
teki dkkan kefetmese bile, hastann eve usturalara kar bir
yasakla dneceinden emin olabiliriz. Yolda bir cenaze araba
sna, yas giysili birisine, ya da elenk tayan birisine rastlamas
yeterli olacakt. Yasa belirleyen unsurlar a, avn her du
rumda yakalayacak kadar bykt; bu sadece onun a ekip

158

TOTEM VE TABU

ekmeme kararna balyd. Dier durumlarda belirleyici un


surlara etkinlik kazandrmad gsterilebilir; ve hasta bunu
gzel bir gn diyerek aklayabilir. Usturalar konusundaki
yasann gerek nedeninin, kolayca kefedilecei zere, koca
snn yeni bilenen usturayla kendi boazn kesebilecei dn
cesiyle haz verici bir duyguyu birletirmeye duyduu tiksinti
olduuna kuku yok.
Ayn ekilde, bilinsiz bir arzunun temsilcisi ve bu arzuya
kar bir savunma olarak bu sistem bir kez kurulduktan sonra,
hareket ketlemesi (abasi veya agorafobi) giderek daha tam ve
daha ayrntl olacaktr. Hastada bulunabilecek dier bilinsiz
fantaziler ve etkin anlar, alan yoldan semptomlar olarak da
vuruma zorlanacak ve hareket ketlemesi erevesinde yeni ve
uygun bir dzenlemede toplanacaktr. Dolaysyla altta yatan
nermeler temelinde rnein agorafobi semptomlarnn karma
klklarn ve ayrntlarn anlamaya almak bouna, aptalca
bir i olacaktr; nk birleimdeki tutarln ve katln tama
m sadece grnte yledir. Tpk rya maskelerinde olduu
gibi, daha yakndan baktmz zaman, semptomlarn yapsnda
da en kaba tutarszlklar ve keyfiyeti grrz. Bu tr sistematik
bir fobinin ayrntlarnn gerek nedeni, bir hareket ketlemesiyle
hibir ilikisi olmayabilecek gizli bileenlerde [belirleyici et
kenlerde] yatmaktadr; bu fobilerin farkl insanlarda bu kadar
eitli ve elikili biimler almasnn nedeni de ite budur.
Ele aldmz animistik sisteme dnecek olursak, dier ruh
sal sistemlerden elde ettiimiz i gzlem, ilkel insanda da belli
bir gelenek veya trenin tek veya gerek nedeninin batl inan olmayabilecei ve bizi gizli gdlerini aratrma gre
vinden kurtarmayaca sonucuna varrz. Animistik sistemin
egemenlii altnda her etkinliin ve her trenin, bugn batl
inan dediimiz bir sistematik temele sahip olmas kanl
mazdr. Kayg, ryalar ve kt ruhlar [iblisler] gibi batl
inan da psikanalitik aratrmann etkisiyle ken geici psi

III. ANMZM, BY, DNCENN HER EYE KADRL 159

kolojik kavramlardan birisidir. Doru kavraya kar kurulan


siperlere benzeyen bu yaplarn arkasna szmay baardmz
an, ilkel insann ruhsal yaamnn ve kltr dzeyinin, bugne
kadar hakkettii lde anlalmadn grrz.
Ulalan uygarlk dzeyinin ls olarak igdsel bastr
may alacak olursak, animistik sistem altnda bile, batl temelle
ri nedeniyle haksz yere kmsenen ilerlemelerin ve gelime
lerin gerekletiini kabul etmemiz gerekir. lkel bir kabiledeki
savalarn savaa giderken en kat cinsel perhiz ve temizlik
trenleri uyguladn rendiimiz zaman, bunun altnda yatan
gdnn dmann onlardan arta kalan eyleri elde ederek b
y yoluyla ykm yaratmas korkusu olduu aklamas getirilir
(Frazer, 1911b, 157); cinsel perhizleri iin de benzer bir batl
neden gsterilebilir. Yine de, igdsel anlamda bir eyden
vazgetikleri gerei aklanmadan kalr; ilkel savann bu
kstlamalara bir tr kar [dengeleyici] nlem olarak bavurdu
unu, nk kural olarak kendisine yasak olan acmaszlk ve
dmanlk drtlerinin doyumuna tam anlamyla boyun emek
zere bulunduunu varsayacak olursak bunu daha iyi anlayabi
liriz. Ayn ey, zor veya sorumluluk gerektiren bir ie kalk
anlarn cinsel kstlamalara tabi olduu eitli durumlar iin de
geerlidir (age., 200). Bu yasaklar iin ne srlen temel, bir
byye dayandrlabilse de, belli igdsel doyumlardan vazge
erek daha byk bir g kazanma dncesi aktr; yasan,
ayrca by ussallatrmasyla birlikte varolan salk kkeni de
gzden karlmamaldr. lkel bir kabilenin erkekleri av, balk
tutma, sava veya az bulunur bitkileri toplama seferine kt
zaman, geride kalan kadnlar da, seferin baarsn uzaktan et
kileyen olumlu bir etken olarak deerlendirdikleri birok zorla
yc kstlamaya tabi olur. Ama uzaktan etkili olan bu etkenin,
uzakta olan erkeklerin ev zlemlerinden baka bir ey olmad
n, bu klklarn [ussallatrmalarn] altmda, erkeklerin, ancak
geride korumasz brakt kadnlar konusunda tam bir gven

160

TOTEM VE TABU

duyabildikleri zaman ellerinden gelenin en iyisini yapaca yo


lundaki tutarl bir psikolojik i gzlem bulunduunu anlamak
iin ok fazla derine inmek gerekmez. Bazen kendileri de b
yy gereke gstermeksizin, bir kadnn sadakatsizliinin, uzaklarda sorumluluk isteyen bir i stnde olan kocasnn a
balarm bo karacam syleyecektir.
lkel toplumlardaki ayba dnemindeki kadnlara uygulanan
saysz tabu dzenlemesinin, batl kan korkusundan kaynaklan
d sylenir. Belirleyici etkenlerden birisinin bu olduuna ku
ku yok. Ama burada kan korkusunun, her durumda by gd
lerinin arkasna gizlenme ihtiyac duyan estetik ve salk amalarma da hizmet edebileceini gzden karmak hata ola
caktr.
Bu aklama abalarn ortaya koyarken, ada ilkellerin
ruhsal etkinliklerine, her trl olasl aan bir incelik atfetti
im sulamasna ak olduumu ok iyi biliyorum. Ama ayn
eyin, yetikinler olarak artk anlamadmz, duygularndaki
btnl ve incelii bu kadar kmsemediimiz ocuklarn
ruhsal yaamna ynelik tutumumuz iin olduu kadar,
animistik dzeyde kalan rklarn ruhsal yaplarna ynelik tutu
mumuz iin de geerli olabileceini dnyorum.
Psikanalistlerce bilinen bir aklamaya elvermesi nedeniyle,
u ana dek ele almadmz bir baka tabu trenleri grubuna de
inmeye deer. lkel halklarn birounda, evde keskin silahlar
veya kesici aletler bulundurulmas yasaktr. Frazer (191 lb, 238)
Tanrnn veya meleklerin yaralanabilecei korkusuyla, ban
ucu yukarya bakacak ekilde braklmamas gerektiini syle
yen bir Alman batl inancndan sz ediyor.1 Bu tabuda, uygu1 [Anadolunun baz yrelerinde de benzer bir batl inan vardr: baz aletleri bak,
makas, vb. birisine elden verirken, sivri tarafnn sz konusu kiiye dnk olma
snn uursuzluk getireceine inanlr. Bu tr bir inanc olan birisine rnein ban
sivri tarafn ona evirerek vermeye alrsanz kayglanacak, ba almayacak, bir

(Devam var...)

m. ANMZM, BY, DNCENN HER EYE KADRL 161

lanmas halinde keskin bir silahn bilinsiz ktlk drtleri ta


rafndan kullanlabilecei olas semptomatik eylemlere kar
bir uyan olduu ak deil mi?1

yere brakmanz isteyecek ve ancak ondan sonra alabilecektir. Bunun, daha az


yerdeitirmeye uram, yani gerek anlamna daha yakn bir inan olduu aktr.
S.B.]
1 [zellikle de saplant nevrozlar balamnda batl inanlara ilikin bir tartma, Fare
Adam (1909d) durum tarihesinde (FD., 10) buh!n.?>1ir 1

IV
OCUKLUKTA TOTEMZMN DN
eylemlerin ve yaplarn kanlmaz olarak birden ok
belirleyeni olduunu ilk kefeden psikanalizin, din gibi karma
k bir eyin kkenini, tek bir kaynaa balama kkrtmas
duymasndan korkmak iin hi bir neden yok. Eer psikanaliz
sadece belli bir kayna vurgulamaya zorlanyorsa ve ger
ekte bunu bir grev sayyorsa bu, sz konusu kaynan tek
veya katkda bulunan birok etken iinde en nemli kaynak ol
duunu iddia ettii anlamna gelmez. Ancak farkl aratrma alanlanndaki bulgular birletirebildiimiz zaman dinin kkenin
de burada tartlan mekanizmann oynad nisbi rol anlamak
mmkn olacaktr. Bu ise bir psikanalistin donanmn da, ama
cn da aan bir itir.
R u h sal

( 1)
Bu denemelerin ilkinde totemizm kavramyla tantk. Tote
mizmin, AvustralyalI, Afrikal ve Amerikal baz ilkel insanlar
da dinin yerini alan ve toplumsal rgtlenme temeli salayan
bir sistem olduunu grdk. Sylendii gibi, eski ve ada e
itli toplumlarda geerli olan ok sayda gelenek ve uygulama
nn, totemik bir an kalntlar olarak aklanabilecei gr
n dile getirerek, o gne kadar salt merak konusu olarak de
erlendirilen totemizm konusuna genel dikkati ilk eken
skoyal McLennan olmutur (1869da). O tarihten sonra bilim
onun totemizm deerlendirmesini tamamen benimsemitir. Ko
nuya ilikin son ifadelerden birisi olarak, Wundtun Elemente

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

163

der Vlkerpsychologie (1912, 139) adl atmasndan bir alnt


yapmama izin verin: Btn bu gereklerin altnda, bir d
nemde totemik kltrn her yerde daha ileri bir uygarln yo
lunu hazrlad ve bylece ilkel insanla kahramanlar ve tanrlar
a arasndaki geici bir evreyi temsil ettii sonucuna varmak
pekl mmkn gzkmektedir.
Elinizdeki makalelerin amac, totemizmin yapsna daha
derinlemesine eilmemizi gerektiriyor. Burada aklk kazana
cak nedenlerden tr, 1900 ylnda on iki maddelik bir Code
du totemizme [totemizm yasas] deyi yerindeyse, totemik
dinin bir kateizmini hazrlayan Reinachn aklamasyla
balayacam:1
(1) Baz hayvanlar ldrlemez, eti yenemez; ancak trn ye
leri insanlar tarafndan yetitirilir ve baklr.
(2) Kazara len bir hayvan iin de tpk klann bir yesiymi
gibi ayn saygyla yas tutulur ve cesedi gmlr.
(3) Baz durumlarda yeme yasa hayvann sadece belli ksmla
ryla ilgilidir.
(4) Genellikle korunan bir hayvan zorunluluun basks nede
niyle ldrmek gerekirse, zr dilenir ve tabunun ihlalini
yani cinayeti mazur gstermek iin eitli hilelere ve
kanmalara bavurulur.
(5) Hayvan bir trene kurban edildii zaman hayvan iin say
gyla alanr.
(6) Baz kutsal ortamlarda ve dini trenlerde baz hayvanlarn
derisi giyilir. Totemizmin yrrlkte olduu yerlerde bun
lar totem hayvanlardr.
(7) Klanlar ve bireyler hayvanlarn yani totem hayvanlar
nn adn alr.
1Bkz. Reinach (1905-12,1,17).

164

TOTEM VE TABU

(8) Birok klan, bayraklarnda ve silahlarnn zerinde hayvan


tasvirleri kullanr; erkekler, boyama veya dvme yoluyla
vcutlarna hayvan resimleri yaptrr.
(9) Totem, rktc veya tehlikeli bir hayvansa, adn alan kla
nn yelerini koruyacana inanlr.
(10) Totem hayvan, klannn yelerini korur ve onlar uyarr.
(11) Totem hayvan klannn sadk yelerine gelecekten haber
verir ve onlara rehberlik eder.
(12) Totemik klan yeleri birok durumda, ortak bir atann kan
bayla totem hayvanyla akraba olduuna inanr.
Bu totemik din kateizminin hakkettii deeri anlamann tek
yolu, Reinachm, totemik sistemin daha nceki varlnn ka
rlabilecei her trl belirtiye ve ize yer verdii gereini dik
kate almaktr. Totemizmin temel zelliklerini yanl olarak gz
ard etmesi, yazarn konuya ynelik zgn tutumunu gzler nne serer. Grlecei zere, totemik kateizmin iki temel
maddesinden birisini geri plana itmi, dierini ise grmezden
gelmitir.
Totemizmin yapsnn daha doru bir tablosunu elde etmek
iin, ortaya kan sorunlara ilikin en ayrntl tartmalar ve
gzlemleri ieren drt ciltlik bir ahma yaymlayan baka bir
yazara ynelmemiz gerekir. Psikanalitik aratrmalar onunkin
den farkl sonulara yol asa da, verdii zevk ve bilgiler iin,
Totemizm and Exogamy'nin (1910) yazar J. G. Frazere min
nettar kalacaz.1
1 Konuya ilikin aklamalarn kar karya bulunduu zorluklar konusunda okuru daha
imdiden uyarmakta yarar var.
Her eyden nce, gzlemleri toplayanlarla inceleyen ve tartan kiiler ayn deildir.
Gzlemcilerin gezginler ve misyonerler olmasna karlk, tartan ve inceleyenler, aratrma nesnelerini hi bir zaman grmeyebilen aratrmaclardr. Aynca ilkellerle iletiim pek kolay deildir. Gzlemciler her zaman yerli dilini bilmez; bir tercmann
(Devam var...)

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

165

Totem, diye yazyor Frazer konuya ilikin ilk denemesin


de, kendisiyle klann her bir yesi arasnda yakn ve zel bir
iliki olduuna inanan ilkel insann batl bir sayg duyduu bir
nesneler snfdr... Bir insanla totemi arasndaki iliki karlkl
yarara dayanr; totem inam korur, insan da eitli yollardan
toteme sayg gsterir, rnein hayvansa ldrmez, bitkiyse
kesmez veya toplamaz. Fetiten farkl olarak totem hibir za
man yaltlm bir birey deil, her zaman iin bir nesneler snf,
genellikle bir hayvan veya bitki tr, bazen bir cansz, doal
nesneler snf, ender olarak da bir yapay nesneler snfdr...
En az tr totem vardr: (1) klann tamamnda ortak olan
ve kuaktan kuaa miras yoluyla geen klan totemi; (2) bir ka
bilenin btn erkeklerinde veya btn diilerinde ortak olan ve
dier cinsi dlayan cinsel totem; ve (3) sadece bir bireye ait olan ve ocuklarna gemeyen kiisel totem...1
Son iki totem tr nem asndan klan totemiyle bir deil
dir. Eer ok yanlmyorsak bunlar daha sonra gelimitir ve
totemin temel yaps asmdan pek nemli deildir.
Kendilerini totemin adyla aran erkek ve kadnlar klan
totemine sayg gsterirler, ortak bir atann kan bayla bal oyardmna gvenmek veya sorgulamalarn bir dil krmasyla [melez ngilizceyle]
yapmak zorunda kalr. Yerliler, kltrel yaamlarnn zel ayrntlar konusunda ko
nukan deildir ve ancak aralarnda yllarca yaayan yabanclarla aktan konuur.
Birok durumda eitli gdleri iin yanl, yanltc bilgiler verirler. (Bkz. Frazer,
1910, 1, 150.) lkel rklarn yeni deil, uygar rklar kadar eski olduunu unutmamak
gerek, zgn [ilk] grlerini ve kurumlann olduu gibi, arptmasz koruduklarn
varsaymak iin hi bir neden yoktur. Tersine, ilkel rklarda da her ynde derin dei
melerin olduu aktr, dolaysyla bugnk koullarnn ve grlerinin, tarih ncesi
gemilerini ne lde aynen koruduuna ve ne lde deitirilip arptldna te
reddtsz karar vermek kesinlikle mmkn deildir. Otoriteler arasnda, ilkel bir uy
garln hangi zelliklerinin temel, hangilerinin sonradan ve ikincil gelimeler olduu
konusunda sk sk ba gsteren tartmalar da buradan kaynaklanr. Dolaysyla ba
langtaki durumun belirlenmesi, deimez olarak bir kurgu [tasarlama] sorunudur.
Tpk ocuklar olduu gibi ilkel insanlar da kolayca yanl anlyor, eylemlerini ve
duygularn kendi ruhsal btnlklerimize gre yorumlama eilimi duyuyoruz.
xTotemismy Edinburgh, 1887; Frazer (1910,1,3).

166

TOTEM VE TABU

clklar olduklarna inanrlar ve ortak ykmllklerle ve ortak


bir totem inancyla birbirlerine baldrlar. Dolaysyla tote
mizm hem dini hem de toplumsal bir sistemdir. Dini yanyla,
bir insanla totemi arasndaki karlkl sayg ve koruma ilikile
rini; toplumsal yanyla ise klan yelerinin birbirleriyle ve dier
klanlarn yeleriyle ilikilerini kapsar. Totemizmin sonraki d
nemlerinde totemizmin bu iki dini ve toplumsal yan birbi
rinden ayrlma eilimi gsterir; bazen toplumsal sistem dini olan yaatrken, din de totemizme dayal toplumsal sistemin or
tadan kalkt lkelerde bazen totemizmin izlerini tar. Kken
konusunda bir ey bilmediimiz iin, totemizmin balangcnda
bu iki yann birbiriyle nasl bir iliki iinde olduunu kesin ola
rak sylemek mmkn deildir. Ama bir btn olarak bulgular,
balangta bu iki yann birbirinden ayrlmaz olduu; yani, daha
gerilere gittike, klan yelerinin kendisiyle totemini ayn trden
deerlendirdii ve totemiyle kabile yelerine ynelik davran
tan arasnda o kadar az ayrm yapt sonucunu destekler nite
liktedir.
Frazer, dini bir sistem olarak totemizmin ayrntlarn verir
ken, bir totem klannn yelerinin kendilerini totem adyla a
rdklarn ve gerekten totemden geldiklerine ynelik ortak
bir inan beslediklerini belirterek ie balyor. Bu inantan, to
tem hayvann avlamayacaklar, ldrmeyecekleri veya etini
yemeyecekleri, ya da hayvan deilse ondan yararlanmayacakla
r sonucu kar. Tek tabu totemi ldrmeme veya yememe ku
ral deildir; bazen dokunmak, hatta ona bakmak da yasaktr;
baz durumlarda totemden zel adyla sz edilemez. Totemi ko
ruyan tabularn inenmesi, otomatikmen ar hastalk veya lmle cezalandrlr.1

1Tabu zerine bir nceki denememe bakn.

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

167

Totem hayvan bazen klan tarafndan yetitirilir ve baklr.1


l bulunan bir totem hayvan, kabile yesiymi gibi gmlr
ve onun iin yas tutulur. Totem hayvanm ldrmek gerektii
zaman, bu, ngrlen balanma ve kefaret trenlerine uygun
olarak yaplr.
Klan, toteminden koruma ve zen grmeyi bekler. Totemin
tehlikeli bir hayvan (yrtc bir hayvan veya zehirli bir ylan gi
bi) olmas halinde, klan yelerine zarar vermeyeceine inanlr
ve bu beklentiye ters den bir ey olduunda yaralanan kii
klandan atlr. Frazere gre yeminler balangta zor bir iti;
birok akrabalk ve meruluk testi totemin kararna sunuluyor
du. Totem, hastalara yardm eder, klanna gelecekten haber ve
rir, onlar uyarr. Totemin evin iinde veya evresinde grlme
si birok durumda bir lm iareti olarak deerlendirilir; totem
akrabasn almaya gelmitir.2
Baz nemli durumlarda klan yesi, totem klna girerek,
hayvann derisini srtna geirerek, totemin resmini vcuduna
izerek, vb. yollarla totemle akrabaln vurgulamaya alr.
Bu totemle zdeim, doum, ergenlik treni ve cenaze gmme
gibi trenlerde hareket ve szlerle eyleme aktarlr. Btn totem
yelerinin totem klna girip onu taklit ettii danslar, eitli
by ve dini amalara hizmet eder. Son olarak, totem hayvan
nn trenle ldrld trenler vardr.3
Totemizmin toplumsal yan temel olarak kat bir ekilde uy
gulanan bir kuralla ve kapsaml bir kstlamayla dile getirilir.
Totem klan yeleri kardetir ve birbirlerine yardm etmekle,
birbirlerini korumakla ykmldr. Bir klan yesinin dardan
birisi tarafndan ldrlmesi halinde, olaydan saldrgann klan
nn tamam sorumludur ve len kiinin btn klan yeleri, d
1 Bugn Romada, Hkmet Binas'na giden merdivenlerin yanmdaki kafesindeki dii
kurtta ve Bemedeki maaralarndaki aylarda olduu gibi.
2 Baz aristokratik ailelerdeki melekler gibi.
3 Frazer (1910, 1,45). Aadaki kurban tartmama bakn.

168

TOTEM VE TABU

klen kann karln isteme konusunda tek vcut olur. Totem


ba, bizdeki aile bamdan daha gldr. Bu ikisi akmaz,
nk kural olarak totem kadm izgisini izler (ana-soylu); ve
baba soyunu izleme balangta kesinlikle sz konusu olmaya
bilir.
lgili tabu kstlamas, ayn totem yelerinin birbiriyle ev
lenmesini veya cinsel iliki kurmasn yasaklar. Burada, tote
mizmin nl ve gizemli karlm buluruz: devlilik. Bu a
lmalm ilk makalesinin tamamn bu konuya ayrdm iin
burada, bunun ensest korkusunun younlamasndan kaynak
landm, grup evlilii koullarnda enseste kar bir gvence
olarak aklanabildiim ve temelde gen kuaklarn ensestine
engel olmay amaladm ve ancak daha sonraki gelimelerle
yal [erikin] kuaa engel olduunu tekrarlamakla yetinece
im.
Frazerin, konuya ilikin literatrdeki en eskilerden birisi olan totemizm aklamasna, son zamanlarda getirilen bir ak
lamadan birka para ekleyeceim. Elemente der
Vlkerpsychologie adl almasnda Wundt (1912, 116) yle
yazyor: Totem hayvan ayrca genellikle sz konusu grubun
atas olan hayvan olarak deerlendirilir. Totem, bir yandan bir
grubun ad, te yandan da soyu [atalarn] gsteren bir addr.
Daha sonra mitolojik bir nem de kazanmtr. Ne var ki bu e
itli grler birok yoldan birbirini etkiler. Anlamlardan baz
lar arka plana debilir, bylece totemler sk sk sadece kabile
ayrmlarn gsteren bir terime [sfata] indirgenmektedir; buna
karlk baka zamanlarda soy dncesi, veya belki de ayrca
klt anlam ar basmaktadr... Totem kavram, baz gelenek
normlarna tabi olan kabile blmleri ve kabile rgtlenmesi
zerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Bu normlar ve kabile
yelerinin inan ve duygularndaki sabit yeri, totem hayvannn
ounlukla sadece kabileye adm vermekle kalmad, aslnda

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

169

kabilenin atas olduu inancyla ilikilidir... Bu hayvan atalarn


bir klte sahip olmas olgusu da bununla ilikilidir... Bu hayvan
klt, zel trenlerin ve festivallerin yan sra balangta temel
olarak totem hayvanyla ilikilerde dile geliyordu. Bir lde
kutsal tutulan sadece belli bir hayvan deildir, o trn btn yeleridir. Totem yelerinin totem hayvannn etini yemesi ya
saktr, ya da sadece zel koullar altnda izin verilir. Baz ko
ullarda totem etinin yenmesinin bir tr tren olmas, bununla
elimeyen anlaml bir olgudur...
...Ne var ki bu totemik kabile rgtlenmesinin en nemli
toplumsal yan, ayr gruplarn birbirleriyle olan ilikilerini d
zenleyen baz gelenek normlar iermesidir. Bunlar arasnda en
nemlisi evlilik ilikilerini dzenleyen normlardr. O dnemde
ki kabile rgtlenmesinin, totemik adan kaynaklanan nemli
bir kurumla, yani devlilikle sonulanmas kanlmazd.
o
Sonradan gerekleen gelimeleri veya zayflamalar dikkate
almakszn, totemizmin zgn yapm kavramak asmdan, te
mel zelliklerinin unlar olduunu grrz: Balangta btn
totemler hayvand ve farkl klanlarn atalar saylyordu. To
temler sadece kadn soyundan geiyordu. Totemi ldrmek (ya
da ilkel koullarda ayn ey olan etini yemek) yasakt. Bir
totem klannn yelerinin birbirleriyle cinsel iliki kurmas ya
sakt.1

1 Konuya ilikin ikinci almasnda Frazerin sunduu totemizm tablosu (1890'da


Fortnightly Review*de yaymlanan The Origin of Totemisin), yukarda yazdklarma
uyuyor: Dolaysyla totemizm, genelde ilkel bir din ve toplum sistemi olarak deer
lendirilmektedir. Bir din sistemi olarak, ilkel insann totemiyle mistik birliini; ve bir
toplum sistemi olarak da ayn totemin erkekleriyle kadnlarnn birbirleriyle ve dier
totemik gruplarn yeleriyle olan ilikisini kapsamaktadr. Ve sistemin bu iki yanma
uygun olarak, totemizmin iki kaba ve pratik snav veya ilkesi vardr: birincisi bir e rkein totem hayvan ldremeyecei veya etini yiyemeyecei kural; ve kincisi, ayn
totemden bir kadnla evlenemeyecei veya yatamayaca kural.
(Devam var...)

170

TOTEM VE TABU

Reinachn Code du totemisme'inde, balca iki tabudan bi


risine, yani devlilie hi deinilmemesi, buna karlk kinci
nin dayand inanca, yani totem hayvanndan gelme inancna
sadece yle bir deinilmesi, bizi belki de artacaktr. Ne var
ki benim (konuya ok deerli katklar bulunan bir yazar olan)
Reinachn aklamasn seme nedenim, otoriteler arasndaki
gr ayrlklarna imdi gireceimiz ayrlklara hazrlanmakt.

(2)
Totemizmin btn kltrlerde dzenli bir evre olduu gr
arlk [kesinlik] kazandka, bunu anlama ve temel yapsndaki
bilmeceye k tutma ihtiyac da o kadar ivedilik kazanr. Tote
mizmle ilgili her ey artc [bilmece gibi] gelir: belirleyici so
runlar, totemden gelme1fikrinin kkeniyle ve devliliin (daha
dorusu devlilikle dile gelen ensest tabusunun) nedenleriyle
olduu kadar, bu iki kurum, yani totemik rgtlenmeyle ensest
yasa arasndaki ilikiyle de ilgilidir. Doyurucu bir aklama
nn ayn anda hem tarihsel hem de psikolojik olmas ve bu z
gn kurumun hangi koullar altnda gelitiini ve insandaki
hangi ruhsal ihtiyalar dile getirdiini sylemesi gerekir.
Bu sorulara cevap verme konusunda getirilen yaklamlar
daki eitliliin ve uzmanlarn ortaya koyduu grlerdeki b
yk ayrlklarn okuru artacandan eminim. Totemizm ve
devlilik konusunda yaplacak hemen her genelletirme tart
maya ak gibi gzkmektedir. Frazerin 1887de yaymlanan
kitabna dayanarak yukanda verdiim aklama bile, yazann
[Frazer, 1910, 1, 101.] Frazer daha sonra (bizi totemizm tartmalarnn ortasna atarak)
yle devam ediyor: Bu iki yann dini ve toplumsal her zaman birlikte mi varo 1duu, yoksa temelde bamsz m olduu, farkl grlere sahne olan bir sorundur.*
1[yani, totem hayvann soyundan gelme.]

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

171

keyfi tercihlerini dile getirdii eletirisine aktr; gerekten de,


konuya ilikin dncelerini tekrar tekrar deitiren Frazerin
kendisi de buna kar kacaktr.1
Totemizmin ve devliliin temel yapsn anlamann, bu iki
kurumun kkenlerine yaklaabilmekle mmkn olaca varsa
ym inandrcdr. Ama bu balamda Andrew Langn, ilkel in
sanlarn bile bu kurumlarm zgn biimlerini korumad,
bunlara yol aan koullarn da aynen kalmad yolundaki uya
rsn gz nnde bulundurmak gerek; dolaysyla yapabilece
imiz tek ey, eksik gzlemlerin yerine varsaymlara bavur
maktr.2 Aklama giriimlerinden bazlar, bir psikologun yar
gsyla, bandan yetersizdir: bunlar ok ussaldr ve aklanma
ya allan konularn duygusal yapsn dikkate almamaktadr.
Dierleri gzlemle dorulanmayan varsaymlara dayanmakta
dr. Daha bakalar ise baka trl yorumlanmas daha doru
olan malzemeye dayanmaktadr. Ortaya atlan eitli grleri
rtmek genellikle pek zor deildir: genelde olduu gibi bura
da da otoriteler, kendi rnlerinde deil de, bakalarnn g
rlerini eletirme konusunda daha etkili olmaktadr. Ortaya
konan noktalardan ou iin varlacak sonu, bunlarn non
liquei* olduudur. Dolaysyla konuya ilikin en son literatrde
(ki ounlukla elinizdeki almada deinilmitir), pratik olma
d gerekesiyle, totemik sorunlara ilikin genel bir zm
reddetmeye ynelik amaz bir eilimin ortaya kmas artc
' Grlerindeki bu tr deiiklikler iin u hayranlk uyandrc yorumu yapyor: Bu
zor sorunlara ilikin grlerimin kesin [nihai] olduu konusuna gelince, o kadar aptal
deilim. Grlerimi tekrar tekrar deitirdim ve bulgulardaki her deimeyle tekrar
deitirmeye kararlym, nk renk deitirerek gezindii topran rengini alan bir
bukalemun gibi, drst aratrmacnn da renk deitirmesi gerekir. (Frazer, 1910, 1,
xiii.)
2 Doas gerei totemizmin kkeni tarihsel inceleme veya deney gcmzn dnda
kald iin, bu konuda teoriye [yoruma] bavurmamz gerekir. (Lang, 1905, 27.)
Hibir yerde ilkel insan ve totemik bir sistemi mutlak anlamda grmeyiz. (Age.,
29.)
3 [Akla kavumam.]

172

TOTEM VE TABU

deildir. (rnein bkz. Goldenweiser, 1910.) Aada bu eli


kili hipotezleri tartrken, kronolojik sray dikkate almadm.

(a) TOTEMZMN KKEN


Totemizmin kkeni sorusu baka bir yoldan daha ortaya kona
bilir: ilkel insanlarn kendilerine (ve klanlarna) hayvan, bitki
ve cansz nesne adlar vermeleri nasl olmutur?1
Bilim dnyasnda totemizmi ve devlilii kefeden sko
McLennan, yazlarnda totemizmin kkeni konusunda gr
bildirmekten kanmtr. Andrew Langa (1905, 34) gre, bir
dnemde totemizmin, vcuda dvme [resim] yapma gelenein
den kaynaklandn dnme eilimi gsteriyormu. Totemiz
min kkeni konusunda ortaya atlan teorileri grupta topla
may neriyorum: (a) nominalist, (P) sosyolojik ve (y) psikolojik.

(a) Nominalist Teoriler


Bu teorilere ilikin aklamam, ayn balk altnda toplamam
hakl karacaktr.
Perulu nkalann soyundan gelen ve on yedinci yzylda hal
knn tarihini yazan Garcilaso de la Vega, totemik dediimiz
olgularn kkenini, klanlarn kendilerini dierlerinden isim
kullanarak ayrdetme ihtiyacna balyor gibidir. (Lang, 1905,
34.) Yzyllarca sonra ayn gr tekrar ortaya atlmtr. Keane
[1899, 396], totemleri bireylerin, ailelerin ve klanlarn kendile
rini dierlerinden ayrdetmek iin kulland arma iaretleri
olarak deerlendirir.2 Ayn gr Max-Mller (1897 [1, 201])
1Balangta belki de sadece hayvan adlan veriliyordu.
2 Lang tarafndan alnt [1903, ix].

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

173

tarafndan bir kez daha dile getirilir:1 Totem bir klan iareti,
derken bir klan ad, klann atasnn ad, sonunda da klann tap
t bir eyin addr. Daha sonra yazan Julius Pikler yle di
yor: nsanlk, hem topluluklarn hem de insanlarn yazda kul
lanlabilecek kalc bir adlan olmasn gerektirmitir... Dolay
syla totemizm insann dini ihtiyalarndan deil, pratik, gnde
lik ihtiyalanndan kaynaklanmtr, totemizmin ekirdei olan
iaretleme [iaretler], ilkel yazm tekniinin bir sonucudur. Bir
totem, kolayca izilen bir piktograf [resimli yaz] gibidir. Ama
ilkel insanlar bir hayvann adn tamaya baladktan sonra, onunla akrabalk grn de gelitirmitir.2
Ayn ekilde Herbert Spencer (1870 ve 1893, 331-46), isim
vermeyi totemizmin kkenindeki belirleyici etken olarak de
erlendiriyor. Belli bireylerin kiisel zelliklerinin, onlara hay
van adlan verilmesi fikrini ortaya kardn, bu yolla bu v
c adlan veya lakaptan kazandklarn ve kendi ocuklarna
aktardklarm savunuyor. lkel konumann belirsizliinin ve
anlalamazlnm bir sonucu olarak sonraki kuaklar bu adlan
gerek hayvanlardan geldiklerinin bir kant olarak yorumlad
lar. Bu da totemizmin, atalara tapnma eklinde bir yanl anla
ma olduunu gsterir.
Lord Avebury (daha ok eski adyla, Sir John Lubbock ola
rak tannmaktadr), yanl anlama esinde srar etmese de, to
temizmin kkeni iin ok benzer bir aklama veriyor. Hayvana
tapnmay anlamak istediimiz takdirde, insan isimlerinin hay
van isimlerinden ne kadar ok alndn unutmamamz gerekti
ini sylyor. Ay veya Aslan diye anlan birisinin o
cuktan doal olarak onun adm bir klan adna dntrecektir.
Bylece hayvann kendisi de ilk nce ilgiyle, sonra saygyla ve
1 Lang tarafndan alnt [1905,118],
2 Pikler ve Soml [1900]. Bu yazarlar hakl olarak, totemizmin kkenine ilikin kendi
aklama giriimlerini mateyalist tarih teorisine bir katk olarak tanmlyor.

174

TOTEM VE TABU

sonunda da bir tr huuyla deerlendirilecektir. [Lubbock,


1870,171.]
Totem adlarnn bu ekilde kii adlarndan tretilmesine ke
sin gibi gzken bir itiraz Fisondan gelmitir.1 Avustralya ko
ullarnda totemin deimez bir ekilde bir kiinin deil, bir
grubun iareti olduunu gstermitir. Ama byle olmasa ve
totem balangta bir bireyin ad bile olsa, ocuklarna hibir
zaman aktarlamazd, nk totemler kadn soyuyla gemekte
dir.
Dahas, u ana dek tarttm teorilerin yetersiz olduu aktr. Bunlar, ilkel insanlarn klanlar iin hayvan adlarn be
nimsediini aklayabilir, ama bu iaretlemeye yani totemik
sisteme balanan nemi kesinlikle aklayamaz. Bu gruba ait
olan ve dikkati en ok hakkeden teori, Andrew Lang (1903 ve
1905) tarafndan ortaya atlan teoridir. O da ad koymay soru
nun z olarak gryor, ama iki ilgin psikolojik etken ekliyor
ve bylece totemizm bilmecesinin nihai zmne giden yolu
ama iddiasnda bulunabiliyor.
Andrew Lang, balangta klanlarn hayvan adlarn nasl
aldklarnn nemsiz olduunu dnyor. Bir gn bu tr isim
ler tadklar bilinciyle uyandklarn ve bunun nasl olduunu
aklayamadklarn varsaymak yeterlidir. simlerin kkeni unutulmutur. Daha sonra konu zerinde speklasyonla aklama
bulmulardr; ve isimlerin nemine duyduklar inan asndan,
totemik sistemin ierdii grlerin tamamna ulamalar ka
nlmazdr. lkel ocuklar (ve ada vahilerle bizim ocukla
rmz da) bizim gibi, isimleri ilgisiz, geleneksel [kolaylk sala
yan] bir ey olarak deil, anlaml ve temel bir ey olarak de
erlendirir.2 Bir insann ad kiiliinin temel bir bileeni, hatta
belki de ruhunun bir parasdr. lkel bir erkein, bir hayvanla
1Fison ve Howitt (1880,165), Lang tarafndan alnt (1905 [141]).
2 Yukardaki tabu tartmasna bakn.

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

175

ayn ad tamas gerei, kendisiyle sz konusu hayvan tr


arasnda mistik ve anlaml bir ba olduunu dnmesine yol
am olmal. Bu, kan bandan baka ne olabilir ki? sim ben
zerlii byle bir sonuca yol atktan sonra, kan tabusu, devlilik de dahil olmak zere totemik kurallarn tamamn iermekte
gecikmeyecektir. Devlilik de dahil olmak zere totemik inanlarn ve uygulamalarn ortaya kmas iin bu eyden
bakasna ihtiya duyulmaz: kkeni bilinmeyen bir grup hayvan
ad; ayn ad tayan insan ve hayvan btn yeler arasnda a
kn bir iliki inanc; ve kan konusundaki batl inanc. (Lang,
1905, 125.)
Langn aklamas iki ksma ayrlr. Birinde totemik siste
mi, totemlerin hayvan adlar tamas gereinden yola karak
ve her zaman iin bu adlarn kkeninin unutulduunu varsa
yarak ruhsal bir zorunluluk sorunu olarak deerlendirir. Teo
risinin ikinci ksm ise isimlerin gerekte nerden kaynakland
n aklamaya alr; grlecei zere bu, ilk ksmdan ok
farkl bir yapya sahiptir.
Lang teorisinin ikinci ksm nominalist diye nitelediim
dier teorilerden temel hi bir farkllk gstermez. Pratik
ayrdetme zorunluluu, eitli klanlar isim koymaya zorlam;
ve b% nedenle her bir klan bir baka klan tarafndan arld
adlar kabullenmitir. Bu dardan adlan9rma, Langn yo
rumunun zel bir yandr. Bu yolla benimsenen isimlerin hay
vanlardan alnmas gerei zel bir yorum gerektirmez ve ilkel
alarda hakaret veya kmseme olarak deerlendirilmeleri
iin hi bir neden yoktur. Dahas Lang, sonraki tarihsel d
nemlerden, isimlerin balangta yabanclar tarafndan alay et
mek iin konulduuna ve daha sonra benimsendiine ilikin
birka rnek vermitir (rnein Les Gueux,x Whigs ve

1[Dilenciler: 16. yzylda Hollandada muhalif bir grup.]

176

TOTEM VE TABU

Tories] gibi). Bu isimlerin kkeninin zamanla unutulduu hi


potezi, Lang teorisinin bu ksmm, tarttm dier ksmyla
birletirir.
(P) Sosyolojik Teoriler
Sonraki dnemlerdeki kltlerde ve uygulamalarda totemik sis
temin yaayan kalntlarm izleme konusunda baarl olan, an
cak totem soyundan gelme etkenine her zaman ok az nem ve
ren Reinach, bir yerde kendinden emin bir tavrla, totemizmin
une hypertrophie de l'instinct sociarden2 baka bir ey olma
dn sylyor. (Reinach, 1905-12, 1, 41.) Benzer bir gr de
Durkheimn (1912) son kitaplarndan birisinde bandan sonu
na ileniyor gibi. Totemin, sz konusu rklardaki toplumsal di
nin gzle grlr bir temsilcisi olduunu iddia ediyor: ona gre
totem, tapnmalarnn gerek nesnesi olan toplumu cisimletirir.
Dier yazarlar, totemik kurumlann oluumuna sosyal ig
dlerin katlm iin daha kesin bir temel bulmaya almtr.
rnein Haddon (1902 [745])3 her bir ilkel kabilenin balan
gta bir tr hayvan veya bitkiye dayanarak yaadn ve dier
klanlarla alverite bu yiyecek maddesini bakalaryla takas
etmi olabileceini varsayyor. Bundan kanlmaz olarak kan
sonu, dier klanlarm bu klan klan iin bylesine nemli olan
hayvanm adyla tanyacadr. Ayn zamanda klan, hayvan
mutlaka daha iyi tanyacak ve en temel ve ivedi insan ihtiyac,
yani alk dnda bakaca bir ruhsal gdye dayanmasa da,
hayvana kar zgn bir ilgi gelitirecektir.
Totemizm teorileri iinde en ussal olan bu teoriye kar,
bu tr beslenme koullarnn ilkel rklarda hibir zaman bulun1 [ngiliz ve Amerikan tarihindeki iki byk siyaset kanad (liberaller ve muhafazakar
lar). S.B. ]
2 [Fr. Sosyal igdnn an gelimi ekli S.B.]
3 Frazer (1910,4,50) tarafndan alnt.

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

177

madii ve belki de hibir zaman varolmad sylenerek itiraz


edilmitir. Vahiler bulduklar her eyi yer. Bunun gibi dlayc
[tek] bir diyetin, toteme kar neredeyse dini bir tutuma ve so
nunda gzde yiyecekten tamamen kanmaya nasl dntn
anlamak da kolay deildir. [Bkz. Frazer, 1910,4, 51.]
Totemizmin kkenine ilikin teoriden ilki, Frazerin de
farkl dnemlerde destekledii psikolojik bir teoriydi; bunu da
ha sonra ele alacam. Burada bizi ilgilendiren ikinci teorisi ise
Orta Avustralya yerlileri zerinde aratrma yapan iki yazarn
nemli bir almasnn etkisi altnda ekillenmitir.
Spencer ve Gillen (1899), Arunta ulusu olarak bilinen bir
grup kabilede gzlenen bir dizi tren, uygulama ve inantan sz
etmi; ve Frazer, bu zgnlklerin eylerin ilkel durumunun zellikleri olarak tanmlanabilecei ve totemizmin zgn [ilk] ve
gerek anlamna k tutabilecei konusunda bu iki yazara ka
tlmtr.
Arunta kabilesinde (Arunta ulusunun bir blmnde) bulu
nan zgnlkler yledir:
(1) Anntalar totem klanlarna ayrlmtr, ama totem kaltsal
deildir, her birey iin aada tanmlanacak yntemle belirle
nir.
(2) Totem klanlar d-evli deildir; ama evlilik kstlamala
r, totemle ilgisi bulunmayan son derece gelimi bir evlilik s
nflar gruplandrmasna dayanr.
(3) Totem klanlarnn ilevi, tipik bir by yntemiyle yeni
lebilir totem nesnesinin oalmasn amalayan bir trenin ya
plmasnda yatar. (Bu tren intichiuma olarak bilinmektedir.)
(4) Aruntalar, zgn bir dllenme [gebelik] ve yeniden do
u teorisi gelitirmitir. lkenin eitli yerlerinde bir totemin
l ruhlarnn yeniden douu bekledii ve oradan geen ka
dnlarn vcuduna getii yerler (totem merkezleri) olduuna
inanrlar. Bir bebek doduu zaman anne, ocuun bu yerler
den hangisinden gelmi olabileceini syler ve ocuun totemi

178

TOTEM VE TABU

bu ekilde belirlenmi olur. Aynca ruhlarn (hem llerin hem


de yeniden doanlarn), ayn merkezlerde bulunan ve churinga
denen baz zgn ta tlsmlarla yakndan ilikili olduuna ina
nlr.
Frazerin Aruntalardaki trenlerin totemizmin en eski bii
mini oluturduunu varsaymasna iki etken yol am gibi g
rnyor. Birincisi, Aruntalann atalannn dzenli olarak totem
hayvanlarn yediklerini ve her zaman kendi totemlerinden ka
dnlarla evlendiklerini syleyen baz mitlerin varl sz konu
sudur. kincisi, dllenme teorisinde cinsel eylemin gz ard ediliyor gibi gzkmesidir. Dllenmenin, cinsel ilikinin sonucu
olduunu henz kefedemeyen insanlar, elbette en geri ve ilkel
insanlar olarak deerlendirilebilir.1
Frazer, totemizm yargsn irtichiuma trenine dayamakla,
totemik sistemi tamamen yeni bir kta en doal insan ihti
yalarnn karlanmas iin dzenlenen salt pratik bir rgt
lenme olarak grmtr. (Yukardaki Haddonun teorisiyle
karlatnn.)2 Sistem, ibirliki bynn byk lekli bir
rneinden baka bir ey deildi. lkel insanlar, sihirli reticiler
ve tketiciler sendikas olarak tanmlanabilecek bir ey kur
mutu. Her totem klan, belli bir yiyecek maddesinin bolca
salanmas iini garanti ediyordu. Yenilmez totemlerin
(tehlikeli hayvanlar, yamur, rzgar, vb.) sz konusu olduu
' [Freudun daha nce bu tr aratrmalarda bir eksiklik olarak grd katlmc gzlemci yntemini gelitiren ve uygulayan Malinowski de Trobriand adalarnda dl
lenmede babann rolnden habersiz olan ve bebeklerin baka bir yerden gelip annenin
kamna girdiine inanan kabilelere rastlamtr. Freudun, on-on be yl kadar bir za
man farkyla Malinowskinin klasik almalarndan habersiz olmas konu asndan
byk bir talihsizlik olsa gerek. Buna karlk Malinowski Freudun teorilerini biliyor
ve inceledii kabilelerde psikanalitik teorilerin geerliliini de (rnein ensest, cinsel
sapmalar, Odipus kompleksi, ocuk cinsellii, vb.) aratryordu. S.B.]
2 Bunda, insan dncesinin alakgnll balangc konusunda baz yazarlarn ne
srdkleri, ancak vahilerin basit, tensel ve somut dnce tarzna kesinlikle yabanc
olan bulank, mistik, ya da metafizik hi bir ey yok. (Frazer, 1910,1,117.)

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

179

durumlarda totem klannn grevi, sz konusu doa gcn


kontrol etmek ve olabilecek zararl etkilerine kar nlem al
makt. Her bir klann baars, dier btn klanlann avantaj nayd. Her bir klan kendi totemini yiyemedii, ya da ok az yi
yebildii iin, bu, dier klanlar iin deerli bir malzeme ve
toplumsal totemik grevleri olarak kendi rettikleriyle takas fr
sat salyordu. ntichiuma treninden bu ekilde elde edilen i
gzlemin altnda Frazer, kiinin kendi totemini yeme yasa
nn, durumdaki daha nemli bir unsura, yani bakalarnn ih
tiyalarn karlamak iin olabildiince ok yenebilir totem retme kuralna kar insanlar krelttiine inanmaya balamt.
Frazer, her totem klannn balangta kendi totemini kst
lamasz yediini anlatan Arunta folklrn (szl geleneini)
kabul etmitir. Ama bu durumda klan yelerinin bakalar iin
totem retimiyle yetindii, buna karlk kendileri yemekten ne
redeyse tamamen vazgetikleri bir sonraki geliim evresini an
lamak zor olmutur. Frazer, bu kstlamann dini bir saygdan
deil de belki de hayvanlarn hibir zaman kendi trleriyle
beslenmedii gzleminden kaynaklanabileceini varsaymtr:
kendi totemlerini yemeleri, totemle zdeimleri asmdan bir
ihlal anlamna gelebilir ve sonuta totemi kontrol etme gleri
ni azaltabilir. Ya da hayvanlar koruyarak yattrmay istemi
olabilirler. Ne var ki Frazer bu aklamalardaki zorluu gizle
medii gibi (1910, 1, 121), Arunta mitlerinde anlatlan totem ii
evlenme geleneinin devlilie nasl dntn aklamaya
da kalkmyor.
Frazerin intichiuma trenine dayandrd teori, Arunta kurumlarnn ilkel yaps iddiasyla ayakta durmaktadr. Ama
Durkheim1ve Lang (1903 ve 1905) tarafndan dile getirilen iti
razlar karsnda bu iddia inandrcln kaybetmi gibidir.
1 L'annee sociologiquede (1898, 1902, 1905, vs.); zellikle bkz. Sur le totemisme
(1902 [89]).

180

TOTEM VE TABU

Tersine, Aruntalar Avustralya kabileleri arasnda en gelimii


gibi gzkmektedir; temsil ettikleri totemizm evresi ise balan
gtan ok zlme evresi gibidir. Bugn geerli koullarn ter
sine totemi yemeyi ve totem iinde evlenmeyi vurguladklar
iin Frazeri bu kadar derinden etkileyen mitler, Altm a miti
gibi gemie yanstlan arzu giderici fantaziler olarak kolayca
aklanabilir.
(y) Psikolojik Teoriler
Spencer ve Gillenin gzlemleriyle tanmada nce Frazerin
ortaya att ilk psikolojik teorisi, dsal bir ruh inancma da
yanyordu.1 Bu gre gre totem, ruhun saklanabilecei, by
lece kendisini tehdit eden tehlikelerden kaabilecei gvenli bir
snak yerini temsil ediyordu. lkel bir insan kendi ruhunu to
teminde saklad zaman, kendisi de yaralanmaz oluyor ve do
al olarak ruhunun sakland yere [toteme] zarar vermekten
kanyordu. Ne var ki ruhunun, sz konusu hayvan trnn
hangi yesine saklandn bilmedii iin, trn tamamm ko
rumas kanlmazd.
Frazer daha sonra totemizmin ruh inancndan tredii yo
lundaki bu teoriden vazgemi; Spencer ve Gillenin gzlemle
rini inceledikten sonra, daha nce tarttn sosyolojik teoriyi
benimsemitir. Ama bu ikinci teoride totemizme kaynaklk eden
gdnn ok ussal olduunu ve ilkel olarak tanmlanamayacak kadar karmak bir toplumsal rgtlenme artrdn
grmtr.2 Byc ibirliki toplumlar ona artk totemizmin
ekirdei olmaktan ok rn gibi gzkmtr. Bu yaplarn
1 Bkz. Frazer, The Golden Bough, birinci basm (1890), 2, 332. [Aynca bkz. Frazer,
1910,4,52.]
2 tikel bir topluluun, doa dnyasn blgelere ayrmas, her blgeye belli bir byc
ler grubunu atamas ve btn gruplara, bylerini ve tlsmlarn kamu yaran iin kul
lanma grevi vermesi pek mmkn gzkmyor." (Frazer, 1910,4, 59.)

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

181

arkasnda, totemizmin kkeninin balanabilecei basit bir et


ken, ilkel bir batl inan aramtr. Sonunda bu zgn etkeni
Aruntalarn ilgin dllenme yksnde bulmutur.
Daha nce de anlattm gibi Aruntalar, cinsel edimle dl
lenme [gebelik] arasndaki ilikiden habersizdir. Bir kadm, an
ne olduunu hissettii anda, llerin ruhlarnn topland en
yakn totem merkezinde yeniden domay bekleyen bir ruh ka
dnn vcuduna girer. Bu ruhu bir ocuk olarak douracak ve
ocuk, sz konusu merkezde bekleyen btn ruhlarla ayn to
teme sahip olacaktr. Bu dllenme teorisi totemizmi aklayamaz, nk totemlerin varln zaten batan varsayar. Ama bir
adm geri gidelim ve balangta kadnn, anne olduunu ilk
hissettii anda kafasn megul eden bir hayvann, bitkinin, ta
n veya sair bir nesnenin, onun vcuduna girdiini ve daha
sonra insan klnda doduunu varsayalm. Bu durumda bir
insanla totemi arasndaki zdelik, annesinin inancnda olgusal
bir temele sahip olacak ve dier btn totem kurallar
(devlilik istisnas dnda) ortaya kacaktr. Kii bu hayvan
veyn bitkiyi yemeyi reddedecektir, nk bunu yapmar. kendini
yemesi anlamna gelecektir. Ancak baz durumlarda totemini
trensel bir anlamda yemesi iin bir nedeni olacaktr, nk bu
yolla totemizmin z olan totemle zdeimini glendirebilecektir. Riversin [1909, 173], Banks Adalar yerlileri zerinde
yapt baz gzlemler, benzer bir dllenme teorisi temelinde
insanlarn totemle dorudan zdeimini kantlar gibidir.1
Buna uygun olarak totemizmin nihai kayna, ilkel insanla
rn, insan ve hayvanlarn reme sreci; zellikle de dllenmede
erkein oynad rol konusundaki bilgisizlii olacaktr. Dl
lenmeyle ocuun doumu (veya hareketlerinin ilk alglan)
arasnda uzun bir srenin gemesi bu bilgisizlie katkda bu
lunmu olmal. Bu durumda totemizm, erkek aklndan ok ka' Frazer (1910, 2, 89 ve 4,49) tarafndan aktarlmtr.

182

TOTEM VE TABU

din aklnn yaratt bir ey olacaktr: kkleri ise gebe kadnla


rn hasta hayalleri olacaktr. Gerekten de, kadnn, anne ol
duunu ilk kez anlad yaamnn o gizemli annda dikkatini
eken herhangi bir eyi, kamndaki ocukla zdeletirebilir.
Bu kadar doal ve evrensel gibi gelen bu tr anaca hayaller,
totemizmin kkeni gibi gzkmektedir. (Frazer, 1910,4, 63.)
Frazerin bu nc teorisine ynelik temel itiraz, ikinci ve
ya sosyolojik teorisine ynelik olanla ayndr. Aruntalar, tote
mizm balangcndan ok uzaklam gibidir. Babal inkar
etmeleri, ilkel bilgisizlie dayamyormu gibi gzkmyor; baz
alardan kendileri de baba soyundan yararlanyor. Atalarnn
ruhlarn onurlandrmay amalayan bir tr dnce uruna ba
bal kurban etmi gibi gzkyorlar.1 Bir bakirenin bir ruh
tarafndan hamile braklmas mitini, genel bir dllenme teorisi
ne dntrmlerdir; ama bu onlarn, dllenmeyle ilgili ko
ullar konusunda Hristiyan mitlerinin balang dnemindeki
antik a insanlarndan daha cahil olduklarn dnmek iin
bir neden deildir.
Totemizmin kkenine ilikin baka bir psikolojik teori de
HollandalI G. A. Wilken [1884, 997] tarafndan ortaya atlm
tr. Bu teori, totemizmle ruh g inanc arasnda bir iliki ku
ruyor. llerin ruhlarnn girdiine inanlan hayvan, bylece
bir akrabaya, bir ataya dnr ve bir sayg nesnesi olur.2 Ne
var ki totemizmin ruh g inancndan deil de, ruh g inan
cnn totemizmden kaynaklanmas daha olas gzkyor.
Amerikal nl etnologlar Franz Boas, C. Hill-Tout ve di
erleri de bir baka totemizm teorisini savunmutur. Bu teori,
Kuzey Amerikal Kzlderili totemik klanlar zerindeki gz
lemlere dayanr ve totemin balangta bir atann ryayla ka
zand ve ocuklarna aktard koruyucu ruhu olduunu savu1Bu inan, ilkellikten uzak bir felsefedir. (Lang, 1905,192.)
2 Aktaran Frazer (1910,4,45).

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

183

nur. Totemlerin, tekil ahslardan miras kald grnn ier


dii zorluklara deinmitik; ancak bunun yan sra, Avustral
yadaki bulgular, totemlerin koruyucu ruhlardan kaynakland
teorisini desteklemiyor. (Frazer, 1910, 4,48.)
Psikolojik teorilerden Wundt (1912, 190) tarafndan prtaya
konan sonuncusu iki olguya dayanmaktadr. Birincisi, zgn
[ilk] ve en yaygn olarak devam eden totem hayvandr; ve kin
cisi, ilk totem hayvanlan, ruh hayvanlaryla zdetir. Ruh hay
vanlar (ku, ylan, kertenkele, fare gibi), hzl hareketleri veya
havada umalar, ya da insan artan veya korkutan dier zellikleri nedeniyle bedeni terk eden ruhlar iin uygun birer al
cdr. Totem hayvanlar, hava-ruhun hayvanlara dnmesin
den kaynaklanr. Dolaysyla Wundta gre totemizm, ruh inan
cyla, yani animizmle dorudan ilikilidir.

(b) (c) DIEVLLN KKEN VE


TOTEMZMLE LKS
Totemizm konusundaki teorileri baz ayrntlaryla anlattm;
buna ramen zetleme kanlmazd, bu nedenle aklamamn
yetersiz olmasndan korkuyorum. Ama aadaki tartmada okurlanm adna bu zetlemeyi daha da ileri gtreceim.
Totemik topluluklarn uygulad devlilik konulu tartmalar,
malzemenin yaps nedeniyle zellikle karmak ve danktr,
hatta kafa kartrcdr denebilir. Bu almann amac, sadece
balca tartma izgilerinden bazlarn izlemekle yetinmemi
mmkn klmtr. Konuya daha derinlemesine girmeyi arzula
yanlara, sk sk alnt yaptm uzman kaynaklarna bavurmala
rn neriyorum.
Bir yazarn devlilik sorunlarna ynelik tutumu doal ola
rak bir lde eitli totemizm teorilerine ynelik tutumuna
bah olacaktr. Totemizm aklamalarndan bazlar devlilikle

184

TOTEM VE TABU

ilikiyi dlar, bu nedenle bu iki kurum birbirinden tamamen ay


rlr. Bylece iki kart gr buluruz: birisi devliliin,
totemik sistemin yapsal [kaltsal] bir paras olduu yolundaki
zgn [ilk] varsaym savunurken, dieri byle bir ilikinin
varln reddeder ve eski kltrlerin bu iki yannn birbirine
yaknsam asnn bir rastlant olduunu savunur. Frazer sonraki
almalarnda bu son gr tamamen benimsemitir:
Okurdan, diye yazyor, totemizm ve devlilik kuramlarnn,
birok kabilede kazara birlemi olmalarna ramen, kkenleri
nin ve yaplarnn temelde farkl olduunu unutmamasn istiyo
rum. (Frazer, 1910, 1, xii.) Kart bir grn sonsuz bir zor
luklar ve yanlglar kayna olaca konusunda ak bir uyanda
bulunuyor.
Tersine dier yazarlar, devlilii totemizmin temel ilkeleri
nin kanlmaz bir sonucu olarak deerlendirmenin bir yolunu
bulmutur. Durkheim (1898, 1902 ve 1905), totemlere balanan
tabunun mutlaka ayn totemden bir kadnla cinsel iliki yasan
da ierecei grn ortaya atmtr. Totem, erkekle ayn kan
dandr, dolaysyla (bekaretin bozulmas ve adet kanamalaryla
ilikili olarak) kan dkme yasa, kendi toteminden bir kadnla
cinsel iliki kurmasn yasaklar.1Bu konuda Durkheima katlan
Andrew Lang (1905, 125), ayn klandan kadnlarla iliki yasa
nn, kan tabusu olmasa da etkili olabileceine inanyor.
Langa gre (rnein erkein totem aac altnda oturmasn
yasaklayan) genel totem tabusu yeterli olacaktr. Bu arada, ba
ka bir devlilik aklamasyla bunu karmaklatm- ve bu iki
aklamann birbiriyle nasl ilikilendirildiini gstermeyi unu
tur.

1Frazerin, Durkheimn grlerine ynelik eletirisine bakn (Frazer, 1910,4,100).

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

185

ki kurum arasndaki kronolojik iliki balamnda otoritele


rin ounluu totemizmin daha eski olduu ve devliliin daha
sonra ortaya kt konusunda hemfikirdir.1
Devliliin totemizmden bamsz olduunu savunan teo
rilerden, eitli yazarlarn ensest sorununa ynelik tutumuna k tutan birka tanesine dikkati ekmekle yetineceim.
McLennan (1865), eski zorla [cebri] evlilik uygulamasn
gsterir gibi olan geleneklerin kalntlarna dayanarak devliliin varln dahice tahmin etmitir. Eski alarda erkeklerin
genellikle karlarn baka bir gruptan ald ve kendi gruplarn
dan bir kadnla evliliin allmadk olduu iin yakksz ka
bul edildii [age., 289] varsaymm ortaya atmtr. Devliliin ar basmasn, doan kz ocuklann byk ounluunun
ldrlmesinin, ilkel toplumlarda bir kadn ktlna yol atn
varsayarak aklamtr. McLennann bu varsaymlarnn ger
ek bulgularla ne lde desteklendii sorununa girmeyeceiz.
Burada bizi ilgilendiren ey, varsaymlarnn, bir grubun erkek
yelerinin, kendi kanlarndan olan kadnlarla ilikiyi neden red
dettiklerini aklayamamas, yani ensest sorununu tamamen gz
ard etmesidir. (Frazer, 1910,4, 71-92.)
Tersine dier devlilik aratrmaclar ok daha hakl olarak,
devlilikte bir ensest yasa kurumu grmtr.2
Avusturayallarn evlilie uyguladktan kstlamalardaki artan
karmaklk dikkate alnd taktirde, bu dzenlemelerin
(Frazerin szleriyle) amal bir tasarmn izini tadklan ve
zaten ulatktan hedefi amaladklar inancn tayan Morgan
(1877), Frazer (1910, 4, 105), Howitt [1904, 143] ve Baldwin
Spencerin grn kabul etmek kanlmaz olmaktadr.
Ayrntda hem bu kadar karmak, hem de bu kadar dzenli
1rnein bkz. Frazer (1910,4,75): Totemik klan, devlilik klanndan tamamen farkl
bir toplum rgtlenmesidir ve ok daha eski olduunu dnmek iin geerli nedeni erimiz vardr.
2 Bu almadaki ilk makaleye bakn.

186

TOTEM VE TABU

olan bir sistemi aklamann baka bir yolu yoktur. (Frazer,


age., 106.)
Evlilik snflarnn ortaya knn yaratt ilk kstlamala
rn, gen kuan cinsel zgrln (yani kardeler arasndaki
ve olanla annesi arasndaki ensesti) etkilediini, buna karlk
babayla kz arasndaki ensestin ayrca bir dzenlemeyle engel
lenebildiim grmek ilgintir.
Ama devlilik ynelimli cinsel kstlamalarn bilinli olarak
getirilmesi, bunun arkasnda yatan gdye k tutmaz. Devliliin kkeni olarak grlmesi gereken ensest korkusunun nihai
kayna nedir? Bunu, kan akrabalaryla cinsel ilikiye kar du
yulan igdsel bir tiksintinin varlyla yani bir ensest kor
kusunun varlyla aklamann yetersiz olduu aktr; n
k toplumsal deneyim, bu szde igdye ramen ensestin bu
gnk toplumumuzda da ender bir olay olmadn, tarihsel an
lamda ensest evliliinin ayrcalkl ahsiyetler arasnda gerekte
bir kural olduunu gsterir.
Westermarck (1906-8, 2, 368), ensest korkusunu
ocukluktan balayarak birbirine ok yakn yaayan insanlar
arasnda cinsel ilikiye kar doutan bir tiksinti olduu ve bu
tr insanlar ou durumda kan akrabas olduu iin bu bulgu
nun doal olarak geleneklerde ve yasalarda yakn akrabalar ara
snda bir cinsel iliki korkusu olarak dile geldii temelinde aklyor.1 Havelock Ellis [1914, 205], tiksintinin igdsel ya
psna kar ksa da, temel olarak bu aklamay benimser:
Eleme igdsnn, kardelerde, ya da ocukluktan itibaren
birlikte yetien erkek ve kz ocuklarda ortaya kmamas, e
leme igdsn alevlendiren koullarn bu durumlardaki ka
nlmaz eksikliinden kaynaklanan salt negatif bir olgudur...
ocukluktan balayarak birlikte yetienler arasnda, kullanm
yoluyla her trl grsel, iitsel ve dokunma uyarmlar krelir,
' Kendi grlerine ynelik eitli eletirilere karlk verdii blmde.

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

187

sevecenlie dnr ve cinsel ikinlik yaratan uyarmlar alevlendirme gcn kaybeder.


Westermarckn, ocuklukta birbirine yakn olanlar arasnda
cinsel ilikiye ynelik bu doutan tiksintinin, trlerde tr ii
iftlemenin zararl olduu yolundaki biyolojik olgunun, ruhsal
karl olduunu varsaymas bana ok ilgin geliyor. Varsa
ylan trden biyolojik bir igdnn, ruhsal davurumlarnda,
kan akrabalar (remeye zararl olabilecek kiilerle cinsel ili
kiler) iin geerli olmak yerine, bu adan tamamen masum olan kiileri sadece ortak bir evi paylatklar iin etkilemesi pek
mmkn gzkmyor. Frazerin, Westermarck teorisine
ynelik mkemmel eletirisine deinmeden geemem. Frazer,
bugn ev arkadalar arasnda cinsel ilikiye kar pek tiksinti
bulunmamasn, buna karlk Westermarck teorisinde bu tik
sintinin sadece bir trevi olan ensest korkusunun bu kadar art
masn aklanamaz buluyor. Ama Frazer baz yorumlara daha
derinlemesine giriyor; tabu konulu denememde ortaya koydu
um tartmalara znde uyduu iin bu grleri buraya aynen
almaktan daha iyisini yapamam:
Derin bir insan igdsnn, yasayla pekitirilme ihtiyac
duymasn anlamak kolay deil. nsanlara, yemeyi imeyi em
reden, ya da ellerini atee sokmasn yasaklayan bir yasa yok.
nsan igdsel olarak yer, ier ve yasal [yanma] deil, bu i
gdlerin ihlaliyle sz konusu olacak bir doal ceza korkusuyla
ellerini ateten uzak tutar. Yasa sadece, insanlarn igdsel olarak yapmaya eilimli olduu eyleri yasaklar; doann kendi
sinin yasaklayp cezalandrld eyleri yasayla yasaklayp ce
zalandrmak gereksiz ve anlamsz olacaktr. Dolaysyla yasayla
yasaklanan sularn, birok insanm doal bir eilim duyduu
sular olacam rahatlkla varsayabiliriz. Byle bir yatknlk
olmasayd, bu sular da olmayacak ve bu sular ilenmedii
zaman da bunlar yasaklamaya ihtiya olmayacakt. Bu nedenle
yasal ensest yasana dayanarak doal bir ensest tiksintisi oldu

188

TOTEM VE TABU

unu varsaymak yerine, buna ynelik doal bir igd olduu


nu; eer yasa dier doal igdleri bastrd gibi bunu da
bastnyorsa [yasaklyorsa], bu yasan, uygar insann bu doal
igdlerin doyumunun toplumun genel karna aykr olduu
sonucuna varmasndan kaynaklandn dnmemiz gerekir.
(Frazer, 1910, 4, 97.)
Frazerin bu mkemmel eletirisine, psikanalitik bulgularm,
ensest ilikisine doutan tiksinti hipotezini kesinlikle temelsiz
braktn ekleyebilirim. Tersine bu bulgular, "gen insann ilk
cinsel uyarmlarnn deimez bir ekilde ensest zellii tad
n ve bastrldklar zaman bu tr drtlerin, sonraki yaamda
nevrozlarn gd gc olarak rol oynadn gstermitir.
Dolaysyla ensest korkusunu doutan gelen bir igd ola
rak aklayan bu grn terk edilmesi gerekir, tikel insanlarn
erken bir evrede tr [aile] ii evliliin rklarn tehdit eden teh
likeleri grdn ve bu nedenle yasa bilinli olarak benim
sediklerini savunan dier yaygn bir ensest yasa aklamas
iin daha iyisini sylemek de mmkn deil. Bu teoriye ok sa
yda itiraz sz konusudur. (Bkz. Durkheim, 1898 [33].) Ensest
yasann, insanlarn aile ii iftlemenin, hayvanlarn rk zel
likleri zerindeki etkilerini gzlemesini mmkn klabilecek
hayvanlarn evcilletirilmesinden daha ncesine dayanmas bir
yana, bugn bile tr [aile] ii iftlemenin zararl sonulan ke
sin olarak belirlenmi deildir ve insanda kolay kolay gsteri
lemez. Dahas, ada [bugn yaayan] ilkeller konusunda bil
diimiz her ey asndan, uzak atalarnn, sonraki kuaklar za
rardan koruma sorunuyla ilgilemeleri pek mmkn gzkm
yor. Gerekten de, ngrsz, gelecei dnmeyen bu yara
tklara, gnmzde kendi uygarlmzda bile pek nem veril
meyen salk ve tr slah gdleri atfetmek aptalca olacaktr.1
1 Danvin [1875, 2, 127] ilkel insanlarn soylarn gelecekte bekleyen tehlikeleri pek
dnmediklerini sylyor.

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

189

Son olarak, rk zayflamasna eilim gsterdii gerekesiyle


pratik salk gdlerine dayal aile ii iftleme yasamm, top
lumlunuzda ensest karsnda duyulan derin tiksintiyi aklama
ya yetmediini sylemek gerek. Baka bir yerde de gsterdiim
gibi1 bu duygu, bugnk ilkel insanlarda, uygar toplumlardakinden ok daha etkin ve youn gzkyor.
Burada da sosyolojik, biyolojik ve psikolojik aklamalar arasmda bir tercih bekleyebilirdik. (Bu balamda psikolojik g
dlerin, biyolojik gleri temsil ettii dnlebilirdi.) Yine de,
incelememizin sonunda Frazerin grne katlmaktan baka
bir ey yapamayz. Ensest korkusunun kkenini de, bunu nere
de arayacamz da bilmiyoruz. Bilmece iin nerilen zm
lerden hi birisi doyurucu gzkmyor.2
Ama bunu zmeye ynelik bir baka giriime daha dein
mem gerekiyor. Bu, u ana dek ele aldklarmzdan olduka
farkldr ve tarihsel olarak tanmlanabilir.
Bu giriim, Charles Darvinin ilkel insanlarn toplumsal du
rumuna ilikin bir hipotezine dayanmaktadr. Darwin, yksek
maymunlarn alkanlklarna dayanarak, insanlarn da balan
gta en yal ve en gl erkein, ayrm gzetilmeyen cinsel
ilikileri yasaklad nispeten kk kabileler halinde yaad
sonucuna varmtr. Gerekten de, rakipleriyle savamak iin
deyi yerindeyse zel silahlarla donanan btn drtayakl er
keklerin duyduu kskanlk konusunda bildiklerimizden, do
ada kark [ayrm gzetmeyen] cinsel ilikilerin pek mmkn
olmad sonucuna varabiliriz... Dolaysyla zamann aknda
yeterince gerilere gidebilirsek,... bugnk erkein toplumsal
alkanlklarndan yola karak... tarih ncesi erkein kk
1 Bu almadaki ilk makaleye bakn.
2 Dolaysyla devliliin nihai kkeni de, bununla birlikte ensest yasa da nk
devlilik, ensesti engelleme amacm tamak-tadr hemen her zamanki kadar ka
ranlk bir sorun olarak kalr. (Frazer, 1910, 1,165.)

190

TOTEM VE TABU

topluluklarda yaad, her birisinin besleyebildii ve elde ede


bildii kadar ok kadna sahip olduu ve bunlar dier btn
erkeklere kar kskanlkla koruduu gr arlk kazanr.
Ya da goril gibi birka kadnla [ele] birlikte yaam olabilir;
nk btn yerliler bir grupta sadece bir erikin erkein bu
lunduunu; gen erkek yetitii zaman bir egemenlik mcade
lesi baladn ve aralarnda en gl olann dierlerini ldre
rek ve gruptan uzaklatrarak toplumun ba olduunu kabul ediyor. (Dr. Savae, Boston Journal ofNat. Hist., Vol. V, 184574, sf. 423.) Bylece grup dna atlan ve sada solda dolaan
gen erkekler sonunda bir e bulmay baard zaman, ayn aile
iinde ok yakm iftlemeyi engellemektedir. (Danvin, 1871,
2, 362.)
Danvinin ilkel grubunda ar basan koullarn pratik bir so
nucunun, gen erkekler durumunda devlilik olmas gerektiini
ilk farkeden Atkinsondur(1903). Bu gen erkeklerden her biri
si, gruptan atldktan sonra benzer bir grup kuracak ve liderin
kskanl nedeniyle ayn cinsel iliki yasa getirecektir. Bu
da zamanla bilinli bir yasaya dnecektir: Ayn evi payla
anlar arasnda cinsel iliki yasaktr. Totemizmin kuruluuyla
bu dzenleme de baka bir klkta yle dile gelecektir: Totem
iinde cinsel iliki yasaktr.
Andrew Lang (1905, 114 ve 143) bu devlilik aklamasn
benimsiyor. Ama ayn ciltte, devlilii totemik yasalarn bir
sonucu olarak gren bir baka teoriyi daha (Durkheimn teori
sini) destekliyor. Bu iki bak asn bir araya getirmek biraz
zor: ilk teoriye gre devlilik totemizmden nce ortaya km
tr, buna karlk kinciye gre totemizmden kaynaklanmtr.1
1 Bay Danvin*in teorisine dayanlarak, totem inantan uygulamay kutsal bir kurala
dntrmeden nce de pratikte devliliin olduu kabul edilirse, iimiz nispeten
kolaylar. lk pratik kural, ergen oullann grup dna atan kskan babann kural olacaktr: Hibir erkek kampmdaki diilere dokunamaz.' Zamanla bu kural alkanlk
haline gelerek yle olacaktr: Yerel grup iinde evlilik yasaktr. Daha sonra, yerel
(Devam var...)

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

191

(3)
Psikanalitik gzlem bu karanla az da olsa bir k tutar.
ocuklarla ilkel insanlarn hayvanlara ynelik tutumlarnda
byk bir benzerlik vardr. ocuklar, uygar insan kendi doa
syla dier btn hayvanlarn doas arasnda kesin bir izgi
ekmeye zorlayan bir tiksinti belirtisi sergilemez. ocuklar,
hayvanlara kendi eitleri gibi davranma konusunda hi bir ahla
ki tereddt gstermez. Kendi bedensel ihtiyalarn aka dile
getirme konusunda ketlenmedikleri iin, kendilerini anlayama
dklar byklerden daha ok hayvanlara yakn hissederler.
Ne var ki ocuklarla hayvanlar arasndaki mkemmel iliki
de sk sk tuhaf bir atlak oluur. ocuk birdenbire belli bir
hayvan trnden korkmaya balayacak, hayvana dokunmaktan
veya bakmaktan kanacaktr. Bylece bir hayvan fobisinin kli
nik tablosu ortaya kacaktr; bu, ocuklukta grlen en yaygn,
belki de ilk psikonevrotik hastalk trdr. Kural olarak fobi,
ocuun o gne kadar zellikle canl bir ilgi duyduu hayvanla
ra baldr ve belli bir hayvanla ilgisi bulunmaz. Kasabalarda
yaayan ocuklar durumunda fobi nesnesi olabilecek hayvan
says ok deildir: atlar, kpekler, kediler, bazen kular ve ar
pc bir sklkla, kelebek ve bcek gibi kk hayvanlar. Bu fo
bilerdeki anlamsz ve ar korku bazen ocuun sadece resimli
kitaplardan veya masallardan bildii hayvanlara balanr. Baz
durumlarda bu tr bir olaand seime yol aan eyi kefet
gnplann horozlar, deve kulan, ulluklar, vb. gibi isimler almas halinde bu kural
yle dile gelecektir: Ayn hayvan adn tayan yerel gruplar iinde evlilik yasaktr;
bir ulluk baka bir ullukla evlenemez. Ama ilkel gruplar d evli olmasa bile, hay
van, bitki ve sair yerel isimlerden totemik mitler ve tabular gelitii anda d evli ola
caktr. (Lang, 1905, 143.) (talikler bana aittir.) Ama konuya ilikin son tartmasn
da, devliliin genel totemik tabunun bir sonucu olduu grn terk ettiini
sylyor Lang (1911 [404]).

192

TOTEM VE TABU

mek mmkn olur; eek anlan korkusunu, zaten korkutucu bir


yrtc olan kaplanlan hatrlatan renkleri ve eritleri olmasyla
aklayan bir ocuun yksn bana anlatan Kari Abrahama
teekkr borluyum.1
ocuklardaki hayvan fobileri konusunda henz aynntl bir
analitik inceleme yaplm deil; byle bir inceleme karlm
byk lde deyecektir. Bu ihmalin, kk yataki ocuklar
analiz etmenin zorluundan kaynaklandna kuku yok. Dola
ysyla bu rahatszlklarn genel anlamn bildiimiz iddia edi
lemez; kendi adma ben, bunun tekbiimli bir yapda olmaya
bilecei kansndaym. Ama byk hayvanlara ynelik bu tr
den birka fobi olay analiz edilmi ve tad giz su yzne
karlmtr. Bu giz her durumda ayndr: erkek ocuun sz
konusu olduu durumlarda korku temelde babaya yneliktir ve
sadece hayvana aktanlmtr [yerdeitirme].
Psikanalitik deneyimi olan herkesin, bu tr olaylara rastlad
na ve ayn izlenimi edindiine kuku yok. Ama konuya ilikin
ancak birka ayrntl yazdan sz edebilirim. Bu konuda lite
ratrde az malzeme bulunmas bir rastlantdr; vardmz so
nularn az sayda dank gzleme dayand dnlmemeli
dir. rnein ocukluk nevrozlann byk bir kavrayla incele
yen bir yazardan, Odessal Dr. M. WulfFtan2 sz edebilirim.
Dokuz yandaki bir olan ocuun durum tarihesine dayana
rak, ocuun drt yamda bir kpek fobisi yaadn sylyor.
Sokaktan geen bir kpek grd zaman yle banyormu:
Sevgili kpek, beni srma! yi olacam! yi olmaktan kast,
uslu durmaktr, yani mastrbasyon yapmamaktr. (Wulff,
1912, 15.) ocuun kpek fobisi, diye aklyor yazar,
gerekte
babasna
duyduu
korkunun
kpeklerle
yerdeitirmesiydi; Kpek, iyi olacam! yani mas
1 [Daha sonra Abraham (1914,82) tarafndan yaymlanmtr.]
2 [Daha sonra Tel-Avivli Dr. M. Woolf olmutur.]

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

193

trbasyon yapmayacam diye barmas, mastrbasyonu


yasaklayan babasma ynelikti. Wulff, benim grlerimle tam
bir uygunluk gsteren, aynca bu tr yaantlann sklna ta
nklk eden bir dipnot ekliyor: Bu tr fobiler (at, kpek, kedi,
tavuk vb. evcil hayvan fobileri), kanmca pavor noctumus
[gece korkusu] olarak en azndan ocuklukta olduka yaygn
dr; ve analizde neredeyse deimez olarak bunlann, ebeveyn
lerden birisine duyulan korkunun hayvanlara aktanlmas olduu
ortaya kar. Ayn mekanizmann, yaygm grlen fare korkusu
iin de geerli olduunu savunacak bir konumda deilim.
[Age., 16.]
Bir sre nce, malzemesini kk hastann babasmdan ald
m Be Yamda bir Olan ocuundaki Fobinin Analizi
balkl bir yaz yaymlamtm (1909b). ocukta bir at fobisi
vard, bu nedenle sokaa kmay reddediyordu. Atn odasma
gelip onu srmasndan korktuunu sylyordu; bunun, atn
dmesini (yani lmesini) arzulad iin bir ceza olmas ge
rektii aklk kazanmt. ocuun babasna kar duyduu
korku gvencelerle ortadan kaldnlmca, babasnn evde olma
mas (yolculua kmas, lmesi) dncesiyle dile gelen arzu
lara kar mcadele ettii aklk kazanmt. Aka sergiledii
zere, u vermeye balayan cinsel arzularnn bulank belirtile
rinin yneldii annesinin gzdesi olma konusunda babasn bir
rakip olarak gryordu. Dolaysyla bir erkek ocuun ebe
veynlerine ynelik Odipus kompleksi dediimiz ve nevrozla
rn ekirdek kompleksi olarak deerlendirdiimiz tipik tutum
iindeydi. Kk Hans olaymn analizinden rendiimiz
yeni olgu ki bu, totemizmle nemli bir ilikisi olan bir olgu
dur bu tr koullar altnda ocuun babaya ynelik korkusu
nun bir blmn bir hayvana aktarmasdr [yerdeitirme].
Analiz, bu yerdeitirmenin gereklemesine uzanan hem
kazara, hem de anlaml bir ierii bulunan anm yollarm
izleyebilmektedir. Analiz aynca, yerdeitirmenin arkasndaki

194

TOTEM VE TABU

gdleri kefetmemizi de mmkn klar. Olan ocuun annesi


iin giriilen rekabette babasna kar duyduu nefret, kafasnda
engelsiz bir varlk srdremez; ayn kiiye ynelik eski seve
cenlik ve hayranlk duygularyla mcadele etmesi gerekir. o
cuk, babasna ynelik bu iki tarafl, ikircikli duygusal tutumdan
kaynaklanan atmadan kurtulmak iin, dmanca ve korku
duygularn babasnn yerine geen [ikme] bir eye aktarr
[yerdeitirme]. Ama bu yerdeitirme atmay ortadan kald
ramaz, sevecenlik ve dmanlk duygular arasnda net bir ay
rm yaratamaz. Tersine, yerdeitirmeye tabi olan nesneyle ili
kili olarak atma yeniden ortaya kar: ikirciklik o nesneyi de
kapsayacak ekilde geniler. Kk Hansm atlardan korkmakla
kalmadna kuku yok; o aynca atlara hayranlk ve ilgiyle de
yaklar. Kaygs azalmaya balad anda, kendini korktuu
yaratkla zdeletirir: bir at gibi sramaya balar ve babasn
srr.1 Fobisinin zmnn baka bir evresinde ebeveynlerini
dier byk hayvanlardan bazlaryla zdeletirmekte tereddt
etmez.2
Bu ocuk fobilerinde totemizmin baz zelliklerinin, negati
fine dnerek yeniden ortaya kt rahatlkla sylenebilir.
Ancak, bir ocuktaki pozitif bir totemizm rnei olarak tanm
lanabilecek bir olayn ilgin yksn Ferencziye (1913a)
borluyuz. Kk Arpd (Ferenczinin raporundaki ocuk) ola
ynda totemik ilgisinin, Odipus kompleksiyle dorudan iliki
sinde deil, bunun narsistik nkoulu, yani idi kompleksi te
melinde ortaya kt dorudur. Ama dikkatli bir okur, kk
Hans olaynda, onun da byk bir penise sahip olduu iin ba
basna hayran olduuna ve babasnn kendisininkini tehdit etti
ine ilikin bolca malzeme bulacaktr. Odipus ve idi komp
lekslerinde baba benzer bir ekilde ayn rol ocukluun cin
' Freud (1909b [FD., 9]).
2 Zrafa fantazisinde.

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

195

sel ilgilerine kar olan korkutucu bir dman rol oynar.


Tehdide konu olan ceza idi etme, ya da bunun yerine geen
kr etmedir.1
Kk Arpd iki buuk yandayken yaz tatilinde bir gn
kmesin iine iemeye kalknca tavuklardan birisi penisini
gagalar. Bir yl sonra oraya tekrar gidince kendisi de bir tavua
dnr; tek ilgisi kmestir ve orada insan gibi konumaktan
vazgeip kmes hayvanlan gibi gdaklamaya ve tmeye balar.
Gzlemin yapld tarihte (be yamda) konumasn tekrar ka
zanmtr, ancak ilgisi ve konumalar sadece tavuklar ve dier
kmes hayvanlanyla ilgilidir. Tek oyuncaklar bunlardr ve sa
dece tavuklardan sz eden arklar syler. Totem hayvanna
ynelik tutumu her eyin stnde ikirciklidir: ar lde hem
nefret hem de sevgi gstermektedir. En sevdii oyun, tavuk
kesme oyunudur. Tavuk kesme onun iin dzenli bir festival
di. Tavuk llerinin evresinde kendinden gemi bir durumda
saatlerce dans ediyordu.2 Ama daha sonra kesilen hayvan pp okuyordu, ya da daha nce kt davrand oyuncak tavuklanm temizleyip okuyordu.
Kk Arpdn kendisi de tuhaf davrannn anlamnn
gizli kalmayacan biliyordu. Zaman zaman arzulann totemik
dilden gndelik yaam diline eviriyordu. Bir keresinde
Babam horoz,3 bir baka sefer imdi km, imdi bir
civcivim. Byynce horoz olacam. Bydm zaman bir
horoz olacam, demiti. Baka bir seferinde ise anszn, anne
yahnisi yemek istediini sylemiti (tavuk yahnisi benzetme
siyle). [Age., 249.] Tpk mastrbasyon etkinlikleri iin kendi
sini tehdit edilii gibi, o da bakalarn idile tehdit etme konusumta ok cmert davranyordu.
1 Odipus mitinde de grlen idi yerine kr etme iin bkz. Reitler (1913), Ferenczi
(1913b), Rank (1913) ve Eder (1913).
2 [Ferenczi, 1913a ]

3 [Argoda penis.]

196

TOTEM VE TABU

Feretcziye gre Arpdm kmes alanndaki olaylara ilgisi


nin kaynana kuku yoktu: horozla tavuklar arasnda srp
giden cinsel etkinlikler, yumurtlama ve kk civcivlerin yu
murtadan k kn gerek nesnesi insann aile yaam olan cinsel merakn gideriyordu. [Age., 250.] Kendi cinsel nes
ne seimini kmesteki yaam modeline gre yaptn dile geti
rir, nk bir gn komunun karsna yle der: Seninle, k
znla, kuzinimle ve ayla evleneceim; hayr ayla deil,
onun yerine annemle evleneceim. [Age., 252.]
Daha sonra bu gzlemin nemini daha iyi deerlendirme fr
satmz olacak. imdilik totemizmle ortak noktalarm ortaya
karan iki zelliini vurgulamakla yetineceim: ocuun totem
hayvanyla tam zdeimi' ve buna ynelik ikircikli duygusal
tutumu. Kanmca bu gzlemler, totemizm formlnde (erkein
durumunda) totem hayvannn yerine babann konulmasm
hakl karmaktadr. Bu ileri admda yeni veya zellikle cesurca
olan bir ey olmad grlecektir. Gerekten de ilkel insanlarn
kendileri de ayn eyi syler; ve totemik sistemin bugn hl
yrrlkte olduu yerlerde totemi ortak atalar veya ilk babalan
olarak tanmlarlar. Yaptmz tek ey bu insanlann dile getir
dii ve antropologlarn da pek yararlanamad ve bylece arka
planda tutmaktan honut olduu bir eyi grnen deeriyle ka
bul etmek olmutur. Psikanaliz, ite bu noktay zellikle vur
gulamamza ve totemizmi aklama giriimimizde balang
noktas yapmamza yol amtr.2

1 Frazere (1910, 4, 5) gre bu, totemizmin znn tamamn oluturur: totemizm


insann totemiyle zdelemesidir."
2 Zeki, gen bir erkekteki kpek fobisine dikkatimi eken Otto Ranka teekkr borlu
yum. Hastann, hastala yakalanma nedenine ilikin aklamas, 173. sayfada dein
diim Anntallann totemik teorisine belirgin benzerlik gsterir: babasndan, annesi
nin gebelik dneminde byk bir kpek korkusu yaadn duyduunu dnr.

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

197

kmemizin1ilk sonucu son derece ilgintir. Eer totem hay


van baba ise, bu durumda totemizmin iki temel kural, ekirde
ini oluturan iki tabu yasa totemi ldrmeme ve ayn to
temden bir kadnla cinsel iliki kurmama ierik asmdan,
babasn ldrp annesiyle evlenen Odipusun iledii iki sula
da, yetersiz bastrlmas veya yeniden uyanmas belki de her
psikonevrozun ekirdeini oluturan ocuklann iki temel arzu
suyla da akr. Bu denklem, rastlantya bal yanltc bir hile
deilse, totemizmin hayal bile edilemeyecek uzak gemiindeki
kkenine k tutmamz mmkn klmas gerekir. Baka bir
deyile bu, kk Hansn hayvan fobisi ve kk Arpdn
kmes hayvanlar sapmas gibi, totemik sistemin de Odipus
kompleksinin ierdii koullarn bir rn olduunu varsay
mamz salayacaktr. Bu olasl izlemek iin aadaki say
falarda totemik sistemin (buna totemik din de diyebilirdik), u
ana dek anma frsat bulamadm bir zelliini incelememiz
gerekecek.

(4)
1894 ylnda len William Robertson Smith fiziki, filolog,
ncil eletirmeni ve arkeolog ok ynl ilgileri bulunan, net
grl, zgr dnceli bir insand. Religion o f the Semites
adl kitabnda (ilk basm 1889da yaplmtr)2 totem yemei
olarak bilinen ilgin bir trenin, ta balangta totemik sistemin
btnsel bir parasn oluturduu hipotezini ortaya atmt. O
tarihte teorisini destekleyen sadece bir kant vard: M.S. beinci
yzyla dayanan bir ileme ilikin bir aklama. Ama eski
1 [Yani totem hayvannn yerine babay koymamzn, S.B.]
2 [Buada alnt yaplan ikinci ve gzden geirilmi basm 1894te lmnden soma
yaplmtr.]

198

TOTEM VE TABU

Samlerdeki [Yahudi] kurbann yapsn analiz ederek, hipotezi


ne byk bir olabilirlik derecesi kazandrmt. Kurban tanry
artrd iin bu, nispeten yksek bir dini tren evresinden
yola karak en alt evre, yani totemizm evresi konusunda bir
akl yrtme sorunuydu.
Robertson Smithin bu mkemmel almasndan, kurban
treninin kkeni ve anlamna ilikin bizim iin belirleyici olan
ifadelerini buraya almaya alacam. Bunu yaparken, birou
ok cazip olan tm ayrntlar ve sonraki gelimeleri atlamam
gerekecek. Bu tr bir zetin, orijinalinin netlii ve inandrcl
konusunda okura bir fikir veremeyecei aktr.
Robertson Smith [1894, 214], sunaktaki kurbann, eski din
lerin trenlerindeki temel bir zellik olduunu aklyor. Kur
ban, btn dinlerde ayn rol oynar, dolaysyla kkeninin, her
yerde ayn ekilde ileyen ok genel nedenlere balanmas ge
rekir. Balangta kurban stn kutsal eylem (sacrificium,
epovpya) bir tanny yattrmak ve sevgisini kazanmak iin
ona bir ey sunmak olan sonraki anlamndan farkl bir anlam
tayordu.(Terimin dini olmayan kullanm, vazgemenin bu
yan anlamndan kaynaklanmaktadr.1) Kurbann balangta
tanryla ona tapanlar arasndaki bir dostluk, yoldalk eyle
minden baka bir ey olmad gsterilebilir. [Age., 224.]
Kurban olarak sunulan eyler yenilip iilebilen eylerdi; in
sanlar beslenmek iin kullandklar eyleri tanrya kurban edi
yordu [sunuyordu]: et, hububat, meyve, arap ve ya. Sadece et
durumunda kstlamalar ve istisnalar sz konusuydu. Tanr hay
van kurbanlarn inananlarla paylayordu, bitkisel malzeme ise
sadece onun iindi. Hayvan kurbanlarnn, daha eski ve balan
gta tek kurban biimi olduuna kuku yok. Bitkisel kurbanlar,
1 Bat dillerinde kurban ve fedakarlk" ayn terimle ifade edilir ve kutsallkla ayn
Latince kkten gelir: sacer (kutsal) + sacere (klmak, yapmak)= wsacrificium
(kurban, zveri). S.B.]

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

199

ilk meyvelerin sunulmasndan kaynaklanmtr ve dnyann ve


topran efendisine verilen bir hara niteliindedir; ama hayvan
kurbanlar tarmdan ok daha eskidir. [Age., 222.]
Dildeki kalntlar, tanrya ayrlan kurban parasnn, balan
gta gerekten de onun yiyecei olarak deerlendirildiini
gsterir. Tanrlarn maddi yaps giderek daha ok zayfladka,
bu kavram tkezletici bir engele dnmtr. Tanrya, etin sa
dece sv ksm sunularak bundan kanlmtr. Daha sonra, su
naktaki kurban etinin ttmesine yol aan atein kullanlmasyla,
insan yiyeceini kutsal yapya daha uygun ele alma yntemi
ortaya kmtr. [Age., 224, 229.] ecek sunusu balangta
kurban edilen hayvann kanndan oluuyordu. Daha sonra bu
nun yerini arap almtr. Eski alarda arap, zm kam ola
rak deerlendiriliyordu; ada airler de zm byle tanml
yor. [Age., 230.]
Dolaysyla atein kullanmndan ve tarmn kefedilmesin
den de ncesine dayanan en eski kurban biimi, tanr ve ina
nanlarn etinden ve kanndan ortaklaa yararlandklar hayvan
kurbanlaryd. Trene katlanlann hepsinin, etten kendi payna
deni almas esast.
Bu tr bir kurban, topluca yaplan bir trendi, klann tama
mnn kutlad bir festivaldi. Genelde din, bir toplum ilikisiydi ve dini grev toplumsal ykmlln bir parasyd. Kur
ban her yerde bir bayramdr ve kurbansz bir bayram ktlana
maz. Kurban bayram, bireylerin cokuyla kendi karlarn a
mak ve birbirleriyle ve tanryla aralarndaki karlkl bamll
vurgulamak iin yararlanlan bir frsatt. [Age., 255.]
Kamusal kurban yemeinin ahlaki gc, birlikte yeme i
menin nemine ilikin ok eski grlere dayanyordu. Bir in
sanla yiyip ime, dayanmann ve karlkl toplumsal ykm
llklerin bir sembol ve dorulanmasyd. Kurban yemeinin
dorudan dile getirdii ey, tanrnn ve inananlarn ayn sofra
dan yemek yiyen insanlar olduu gereiydi, ancak bu, kar

200

TOTEM VE TABU

lkl ilikilerindeki dier her noktay da kapsyordu. l Bede


vilerinde, ortak bir yemekte balayc olan eyin dini bir etken
deil, yeme eyleminin kendisi olduunu gsteren gelenekler
bugn bile yayor. Bu Bedevilerden birisiyle bir para yiyecek
krntsn paylaan ya da stnden bir yudum ien birisinin,
ondan dman diye korkmasna artk gerek kalmaz, tersine onun korumasna ve yardmna gvenebilir. Ne var ki bu, sonsu
za kadar deil, kesin anlamda konuulacak olursa ortaklaa ye
nen ey vcutta kald srece geerlidir. Birlik ba gr ite
bu kadar gerekiydi. Dorulanmas ve kalc klnmas iin
tekrar gerekiyordu. [Age., 269-70.]
Peki bu birlikte yeme imeye bylesine balayc bir g
atfedilmesinin nedeni neydi? tikel toplumlarda mutlak ve inenemeyen tek bir ba vard: kan akrabal. Bu tr bir yakn
lktaki dayanma tamd. Akraba, yaamlar birbirine bal bir
insanlar grubuydu; bu, ortak bir yaamn paralar olarak ele
alnabilecek fiziksel bir btnlkt... Bir Arap kabilesinin ye
leri, cinayet durumunda ldrlenin adn anarak Mnin veya
Nnin kan dkld demez; Kanmz dkld derler.
branicede akrabalk ifadesi Ayn kemikten ve ettenizdir. Bu
nedenle akrabalk, ortak bir maddeye katlm anlamna gelir.
Dolaysyla bu, bir insann sadece onu douran ve style bes
leyen annesinin bir paras olmasna deil, daha sonra yedii ve
bylece vcudunu tazeledii yiyecekle de kazanlp pekitirilebilecei gereine de dayanr. Yemeini tanryla paylamakla,
ayn maddeden [hamurdan] olduklar inancn dile getirmekte
dir; yabanc grd birisiyle yemeini kesinlikle paylamaya
caktr. [Age., 273-5.]
Dolaysyla kurban yemei balangta sadece akrabalarn
birlikte yiyebilecei yasas uyarnca verilen bir akraba ziyafeti
dir. Toplumumuzda aile yeleri yemeklerini ortaklaa yer; an
cak kurban yemeinin aileyle hi bir ilikisi yoktur. Akrabalk
aileden daha eskidir ve bilinen en ilkel toplumlarda aile birden

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

201

ok akraba yelerini iermekteydi. Erkek baka bir klandan bir


kadnla evleniyor ve ocuklar annenin klann miras alyordu;
bu nedenle erkekle ailenin dier yeleri arasnda bir akrabalk
ba sz konusu deildi. Bu tr bir ailede ortak yemek yoktu.
Bugn ilkel insanlar yemeklerini ayr ve tek bana yiyor ve to
temizmin dini yiyecek yasaklan birok durumda kanlanyla ve
oculdanyla birlikle yemek yemelerini engelliyor. [Age., 2778.]
Kurban hayvanna dnecek olursak, yukarda belirtildii gi
bi klan, sadece hayvan kurban edildii zaman toplanyor ve
ki bu imdi daha anlamldr bu kurban trenleri dnda hay
van kesilmiyordu. Av hayvanlan ve evcil hayvanlann st k
stlamasz tketilse de, dini kstlamalar evcil bir hayvann kii
sel amala ldrlmesini engelliyordu. [Age., 280, 281.]
Robertson Smith, bir kurbann kesilmesinin balangta bireye
yasak olan, sadece klann tamam olayn sorumluluunu pay
lat zaman hakllk temeli kazanan5,1 bir eylem olduundan
emin olduunu sylyor. Bildiim kadaryla, eski uluslar bu
tanmn geerli olduu, yani kabile kannn kutsallnn inenmesini ieren sadece bir eylem trn kabul eder. Aslnda
hi bir tekil kabile yesinin ihlaline izin verilmeyen, sadece akrabalann ortak nzas ve eylemiyle kurban edilebilecek olan bir
yaam2 kabile yelerinin yaamyla ayn dzeyde tutulurdu.
Kurban yemeine katlan herkesin kurbann etinden kendi pay
na deni yemesi gerektii kural, sulu bir kabile yesinin ce
zasnn sadece bir btn olarak kabile tarafndan uygulanabile
cei hkmyle ayn anlama gelmektedir. [Age. ,284-5.] Baka
bir deyile kurban edilen hayvan da kabilenin bir yesi olarak
kabul edilirdi; kurban eden toplum, tanr ve kurban edilen hay
van, ayn kandand ve ayn kabilenin yeleriydi.
1 [talikler Freud'a aittir.]
2 [yani kurban edilecek hayvann yaam.]

202

TOTEM VE TABU

Robertson Smith, kurban hayvannn ilkel totem hayvanyla


zdeimine ilikin ok sayda bulgu ortaya koyuyor. Antik a
n sonraki dnemlerinde iki tr kurban vard: birisinde kur
banlar, dzenli olarak yemek iin kullanlan evcil hayvanlard,
dierinde olaand kurbanlarda ise kirli ve tketimi yasak olan hayvanlard. Aratrmalar, bu kirli hayvanlarn kutsal hay
vanlar olduunu, kutsal tanrlara kurban olarak sunulduunu,
balangta tanrlarla zde [ayn] olduunu ve tapnanlann
kurban yoluyla hayvanla ve tanryla olan kan akrabaln vur
guladklarn gstermektedir. [Age., 290-5.] Ama daha nceki
dnemlerde sradan ve mistik kurbanlar arasnda bu ayrm
yoktu. Balangta btn [kurban] hayvanlar kutsald, etini
yemek yasakt ve sadece trenlerde ve klann tamamnn
katlmyla yenebilirdi. Byle bir hayvann kesilmesi, kabile
kannn aktlmasyla ayn eydi ve sadece ayn nlemlere ve
sulamaya kar ayn gvencelerle yaplabilirdi. [Age., 312,
313.]
Hayvanlarn evcilletirilmesi ve sr yetitiriciliinin geli
mesi tarih ncesi gnlerin kat, ihlal edilemeyen totemizmine
her yerde bir son vermi gibi gzkyor.1 Ama daha sonra
pastoral dinde bu kutsallk zelliinin evcil hayvanlarda de
vam etmesi, balangtaki totemik yapsn grmemizi salaya
cak kadar aktr. Sonraki klasik alarda bile birok yerde t
ren, rahibin sanki intikamdan kamak iin, kurban kestikten
sonra kamasn gerektiriyordu, kz kesmenin su olduu fik
ri bir dnemde Yunanistanda genelde arlk kazanm olmal.
Atinadaki Buphonia [kz katli] festivalinde kurbandan son
ra dzenli bir mahkeme kurulur ve katlanlarm hepsini tank di
ye arlr. Mahkemenin sonunda cinayetin sorumlusunun bak
1Buradan kan sonu, totemizmin kanlmaz olarak yol at hayvan evcilletirme
nin (evcilletirmeye elverili hayvanlarn bulunduu yerlerde) totemizmin sonunu ge
tirdiidir. (Jevons, 1902,120.)

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

203

olduuna karar verilir ve karar uyarnca bak denize atlr.


[Smith, 1894,304.]
Kutsal hayvanlarn yaamn koruyan yasaa ramen, arada
bir nemli toplantlarda birisini ldrme ve etini ve kann klan
yeleri arasnda paylatrma ihtiyac ortaya kyordu. Bu ola
yn itici gds, kurbann yasnn en derin anlamn gzler n
ne sermektedir. Sonraki alarda ortaklaa yenen yemekler du
rumunda ayn maddeye katlmn o maddeyi tketenler arasnda
madde vcutlarna girdii zaman kutsal bir ba oluturduunu
grmtk. Eski alarda bu sonu sadece kutsal kurbann
maddesine katlmla gerekleiyor gibidir. Kurban lmnn
kutsal gizemi, tapanlarla tanrlar arasndaki birliin yaayan
ban yaratan veya canl tutan kutsal yaptrcnn sadece bu
yolla retilebilecei varsaymyla hakl k a r lr .(Age., 313.)
Bu ba, kurban edilen hayvann etinde ve kannda bulunan
ve kurban yemeine katlanlann tmne datlan yaamndan
baka bir ey deildir. Tarihin son dnemlerinde bile insanlarn
zerine anlat btn kan anlamalarnn altnda bu tr bir d
nce yatar. [Agy.] Kan akrabalnn maddede [zde] aynlk
olarak deerlendirilmesi, fiziksel kurban yemeiyle zaman za
man tazelenmesi zorunluluunu anlamay kolaylatrr. [Age.,
319.]
Bu noktada Robertson Smithin dnce izgisine ilikin zetimi keserek ana fikrini ksaca ortaya koyacam, zel ml
kiyet fikrinin ortaya kyla birlikte kurban da tanrya bir ar
maan, mlkiyetin insandan tannya devri olarak deerlendiril
meye balanmtr. Ama bu yorum, kurban treninin btn z
gnlklerini aklamasz brakmtr. Eski alarda kurban hay
vannn kendisi de kutsald, yaam dokunulmazd; sadece b
tn klan yelerinin olaya katlmasyla ve tanr huzurunda suu
paylamasyla ldrlebilir, bylece kutsal z [madde] klan

204

TOTEM VE TABU

yeleri tarafndan tketilebilir ve birbirleriyle ve tanryla olan


zdelikleri gvence altna alnabilirdi. Kurban bir kutsama,
kurban edilen hayvan ise klann bir yesiydi. Klan yelerince
ldrlen ve tketilen, tanrya benzerliklerini tazeleyen ve g
vence altna alan ey, eski totem hayvanyd, ilkel tanrnn kendisiydi.
Robertson Smith, kurbanm yapsna ilikin bu analizden,
antromorfik [insana benzeyen] tanrlara tapnmadan nce to
temin belli aralklarla ldrlp yenmesinin, totemik dinde nemli bir unsur olduu sonucuna vanyor. [Age., 295.] Bu tr
bir totem yemei treninin, nispeten daha sonraki tarihlerdeki
bir kurban tanmnda bulunduunu dnyor. Aziz Nilus,
M.S. drdnc yzyln sonlarnda Sina lndeki Bedeviler
arasndaki bir kurban treninden sz ediyor. Kurban edilecek
deve st ste yl tatan bir sunaa balanr ve kabilenin li
deri tapmanlan arklar eliinde devenin etrafnda kutsal bir
trenle kez dolatrdktan sonra ilk yaray aar... ve akan ka
n aceleyle ier. Bunun zerine orada bulunanlarn hepsi klla
ryla kurbann zerine saldrarak, titreyen etten paralar kopa
rp, ylesine vahice bir telala i i yerler ki, trenin balan
g saatini gsteren sabah yldznn1 kyla gnein ilk k
lar arasndaki ksa srede etiyle, kemiiyle, derisiyle ve bar
saklaryla devenin tamam yenir. [Age., 338.] Btn bulgular,
eski am damgasn tayan bu barbarca trenin, yaltlm bir
olay olmadn, daha sonra farkl birok ynde zayflaa da
totemik kurbanm zgn biimi olduunu gsterir.
Birok otorite, totemizm dzeyindeki dolaysz gzlemlerle
desteklenmedii iin totem yemeine nem vermeyi reddetmi
tir. Robertson Smithin kendisi de kurbanm kutsama anlamn
gsteren olaylara dikkati ekmitir: rnein Azteklerin insan
kurban etmeleri ve totem yemei koullarn artran dierle
1Kurban bu yldza adanmtr.

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

205

ri (Amerikadaki Ouataouak [Otawa] kabilesinin Ay Klannn


ay kurbanlar ve Japonyadaki Ainolann ay ziyafetleri). [Age.,
295 n.] Bu ve benzeri olaylar, Frazer tarafndan byk alma
snn Beinci Ksmnda ayrntlaryla anlatlmtr (1912, 2 [X,
Xm ve XIV. Blmler]). Kalifomiada byk, yrtc bir kua
[bir tr ahin] tapan bir Kzlderili kabilesi, ylda bir kez kutsal
bir festivalde bu kuu ldrmekte ve daha sonra bunun iin yas
tutarak derisini ve tylerini saklamaktadr. [Age., 2, 170.] New
Mexicolu Zuni Kzlderilileri de kutsal kaplumbaalarna kar
benzer bir davran sergiler. [Age., 2,175.]
Orta Avustralya kabilelerindeki intichiuma trenlerinde,
Robertson Smithin yorumlaryla mkemmel uyum gsteren bir
zellik gzlenmitir. Her bir klan, normalde yenmesi yasak olan
toteminin oalmas iin by yaparken tren srasnda baka
klanlara verilmeden nce kendi toteminden kk bir para
yemekle ykmldr. [Frazer, 1910, 1, 110.] Frazere gre
(age., 2, 590) baka trl yasak olan bir totemin kutsama ama
cyla tketilmesinin en ak rnei, Bat Afrikah Biniler arasn
da cenaze trenleriyle ilikili olarak gzlenmektedir.
Buna uygun olarak, tketimi baka trl yasak olan totem
hayvannn kutsama amal ldrlmesinin ve yenmesinin,
totemik dinin nemli bir zellii olduu yolundaki Robertson
Smith hipotezini benimsememiz gerektiini dnyorum.1

(5)
Gelin, henz ele alamadmz baz zellikleri abartlm olan
tarttmz trden bir totem yemei gsterisini gzmzn
1 eitli yazarlarn (Marillier [1898, 204], Hubet ve Mauss [1899, 30], vd. gibi) bu
kurban teorisine kar ortaya koyduklar itirazlarn farkndaym; ama bunlar,
Robertson Smith hipotezinin brakt izlenimi pek zayflatmamtr.

206

TOTEM VE TABU

nne getirelim. Kabile, totem hayvanm vahice keserek ve i


i etini, kanm ve kemiklerini yiyerek bir treni kutla
maktadr. Klan yeleri totem hayvanyla zdeliklerini vurgu
lamaya alrcasma onun gibi giyinmitir, onun sesini ve hare
ketlerini taklit ederler. Herkes, birey iin yasaklanan ve sadece
btn klann katlmyla meruluk kazanan bir ey yaptnn
bilincindedir; ayrca hi kimse ldrme ve yeme iinden kanamaz. Olaydan sonra kesilen hayvan iin yas tutulur, gzya
dklr. Bir intikam korkusu nedeniyle yas tutma zorunludur.
Robertson Smithin de benzer bir olaydan sz ettii gibi (1894,
412), yasn temel amac ldrme sorumluluunu stnden at
maktr.
Ama yas tutmay cokulu festival gsterileri izler: btn i
gdler dizginsiz braklr, her trl doyuma izin vardr. Burada
genelde festivallerin doasn anlamann kolay bir yolunu bulu
ruz. Festival, izin verilen, daha dorusu zorunlu olan bir ar
lktr, bir yasan kutsal ihlalidir. nsanlar, aldklar bir emir so
nucunda mutlu olduklar iin arlk yapmaz; festivalin z a
rlktr; festival duygusunu yaratan ey, kural olarak yasak olan
eyleri yapma zgrldr.
Peki bu festival sevincinin ncesini hayvann lm iin
yas tutmay nasl aklayacaz? Klan yeleri normalde ya
sak olan totemi ldrmenin sevincini yayorsa, neden bunun
iin ayrca yas tutsunlar ki?
Grld zere klan yeleri, totemi yiyerek kutsallk kaza
nr; onunla ve birbirleriyle zdeimi pekitirirler. Festival duy
gulan ve bundan kaynaklanan her ey, totem maddesinin
[etinin] ara olduu kutsal yaam kendi ilerine almalar olgu
suyla da aklanabilirdi.
Psikanaliz, totem hayvannn gerekte babann yerine konan
bir ey olduunu ortaya karmtr; bu da hayvann ldrlme
sinin kural olarak yasak olmasna karn, bu ldrmenin bir
festival olay olmas hem ldrlp hem de yas tutulmas

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

207

gibi elikili bir gerekle uygunluk gsterir. Bugn ocuklar


mzda baba kompleksinin tipik zellii olan ve sk sk erikin
yaamnda da devam eden ikircikli duygusal tutum, baba iin
bir ikme [yerine geme] zelliinden tr totem hayvann da
kapsyor gibidir.
imdi de psikanalitik totem gryle totem yemeini ve
Darwinin insan toplumunun ilk durumuna ilikin teorilerini
birletirecek olursak, daha derin bir kavray olasl
fantastik gibi gelse de bu gne kadar kopuk kalan olgu gruplar
arasnda ak bir iliki kurma avantaj salayan bir hipotez
ortaya kar.
Danvinin ilkel kabilesinde totemizm balangcna elbette
yer yoktur. Bulduumuz tek ey, btn diileri kendine sakla
yan ve byyen oullarn gruptan uzaklatran barbar, kskan
bir babadr. Bu ilk toplum durumu hibir zaman gzlenememitir. Karlatmz ve bugn de baz kabilelerde gzle
nen en ilkel rgtlenme tr erkek gruplarndan oluur; bu
gruplar eit haklara sahip olan ve ana soyundan miras alma da
dahil olmak zere totemik sistemin kstlamalarna tabi olan yelerden oluur. Bu rgtlenme biimi dierinden kaynaklan
m olabilir mi? Ve eer byleyse hangi yoldan?
Totem yemei trenini yardma aracak olursak buna bir
cevap bulabiliriz. Bir gn1 kabileden uzaklatrlan erkek kar
deler bir araya gelir, babalarm ldrp yer ve ataerkil kabile
dzenine son verir. Birlikte olduklar zaman, bireysel anlamda
imkansz olan eyi yapacak cesareti bulurlar. (Belki de kltrel
bir gelime, yeni bir silah, kendilerine daha stn bir g duy
gusu vermitir.) Yamyam ilkellerin, ldrdkleri kurbanlarn
yediklerini sylemeye gerek yok. Kukusuz, iddet dkn il
kel baba erkek kardelerden her birisi iin korkulan ve kskan
1 Olas yanl anlalmadan kanmak iin okurdan, aadaki dipnottaki son cmleleri
bu tanm iin bir dzeltme olarak dikkate almasn rica ediyorum.

208

TOTEM VE TABU

lan bir model olmutur: ve onu yerken, onunla zdeim kur


mular ve her birisi babann gcnn bir ksmn kazanmtr.
Belki de insanlm en eski festivali olan totem yemei bylece,
birok eyin de toplumsal rgtlenmenin, ahlaki kstlamala
rn ve dinin balangc olan bu nemli su olaynn bir tekrar
ve anlmas olacaktr.1
nermeleri bir yana brakrsak, bu sonularn inandrc g
zkmesi iin, grltc kardeler etesinin, ocuklarn ve
nevrotik hastalarn ikircikli baba komplekslerinde i banda
grdmz ayn elikili duygularla dolu olduunu varsaymak
yeterlidir. G zlemleri ve cinsel arzular iin bylesine rk
1 Buyurgan babann srgn ettii oullan tarafndan alt edilip ldrldne ilikin
bylesine rktc bir izlenim brakan bu hipotez, Atkinson (1903, 220) tarafndan da
Darvin'in ilkel kabilesindeki ilikiler durumunun dolaysz bir sonucu olarak ortaya
konmutur: Ail reisinin [babann] korkmas gereken tek dman vard... kadnszl a zorlanan, ya da olsa olsa bekar esir kadnlarla ok kocal bir iliki srdren ve bir
likte yaayan kardelerden oluan gen bir grup. Henz erikin olmayan bu grup za
yftr, ancak zamanla g kazanacak, tekrarlanan birleik saldrlarla kanlmaz olarak
buyurgan babann cann da karsn da alacaklardr.'* Yaamnn tamamn Yeni
Kaledonyada geiren ve yerliler zerinde inceleme yapmak iin olaanst frsatlar
yakalayan Atkinson aynca, Danvin*in ilkel kabilede ar bastm dnd koulla*
nn, vahi sr [kz] ve at gruplarnda kolayca gzlenebildiini ve dzenli olarak s
rnn babasnn ldrlmesiyle sonulandn sylemitir. [Age., 222.]
Aynca, baba ortadan kalktktan sonra grubun, oullar arasndaki keskinleen savala
yava yava dalacan varsaymtr. Bylece
yeni bir toplum rgtlenmesi
engellenecektir: babalann ldren erkek kardelerin bu kez birbirleriyle giritikleri
sava, tekil ataerkil buyurganl her an yeniden yaratacaktr.** (Age., 228.) Elinde
psikanalitik gereler bulunmayan ve Robertson Smith aratrmalarndan habersiz olan
Atkinson, ilkel gruptan, bir dizi erkein banl bir toplumda birlikte yaad bir son
raki toplumsal evreye daha az iddetli bir gei bulmutur. Anne sevgisinin araya gir
mesiyle erkek ocuklann balangta sadece en kklerinin, ama daha sonra di*
erlerinin de grup iinde kalmasna izin verildiine, buna karlk erkek ocuklann
da anneleri ve kz kardeleri zerindeki her trl hak talebinden vazgeerek babalar
nn cinsel ayncalm kabul ettiine inanyor. [Age., 231.]
Atkinson*un ortaya att ilgin teori byle. Temel zelliiyle benimkiyle uyuur; ama
dier birok konuyla iliki kuramamas asndan sonularda farkllk gsterir.
Yukandaki aklamada kesinlik olmamas, zaman etkeninin ksaltlmas ve konunun
tamamnn zetlenmesi, konunun doasnn gerektirdii ketumluktan kaynaklanyor
olabilir. Bu tr sorunlarda kesinlikte veya eminlikte srar etmek aptalca olacaktr.

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

209

tc bir engel tekil eden babalarndan nefret ediyorlard; ama


aynca onu seviyor ve ona hayranlk da duyuyorlard. Ondan
kurtulduktan sonra, nefretleri doyum bulmu ve onunla zde
leme arzular etkinlemitir; bu arada bask altna alman seve
cenlik duygulan da kendini mutlaka hissettirecektir.' Bu bir
pimanlk olarak ortaya kmtr. Bu olayda grubun tam am nn
hissettii pimanlkla akan bir sululuk duygusu belirmitir.
len baba, yaayandan daha gl olmutur, nk olaylar bir
ok durumda bugn insan ilikilerinde grdmz bir seyre
girmektedir. O gne kadar babann fiziksel varlyla yasakla
nan eyler, ondan sonra psikanalizde gecikmeli boyun eme2
dediimiz ruhsal bir srece uygun olarak oullar tarafndan ya
saklanmtr. Babalarnn yerine geen totemi ldrmeyi ya
saklayarak iledikleri suu ortadan kaldrmlar; ve imdi z
grleen kadnlar zerindeki hak taleplerinden vazgeerek, bu
olayn meyvelerinden de vazgemilerdir. Bylece evlatlk
sululuk duygularndan, ite bu nedenle kanlmaz olarak
Odipus kompleksinin bastrlan iki arzusuna karlk gelen iki
temel totemizm tabusunu yaratmlardr. Bu tabular ineyen
ler, ilkel toplumu ilgilendiren sadece iki sutan sulu bulun
mutur.3
nsan ahlaknn balangcm oluturan iki totemizm tabusu
psikolojik adan ayn deere sahip deildir. Bunlardan ilki, ya
ni totem hayvann koruyan yasa, sadece duygusal gdlere da
yanmaktadr: baba devre d braklmtr ve gerek anlamda
hibir ey bunu deitiremez. Ama ikinci kural, yani ensest ya
1 ilenen suun, ileyenlere tam bir doyum verememesi gerei de bu yeni duygusal tutuma katkda bulunmu olmal. Bir adan bu bounadr. Aslnda erkek ocuklardan
hibiri zgn [ilk] arzusunu babasnn yerini alma arzusunu gerekletirememi
tir. Ve bildiimiz gibi, ahlaki bir tepkiye haandan ok baarszlk daha elverilidir.
2 [Gecikmeli Boyun Emeye ilikin bir rnek, Kk Hans analizinde verilmitir
(1905b), FD.,9.]
3 lkel toplumun su diye deerlendirdii tek ey, cinayet ve ensesttir, ya da kutsal kan
yasalarn ineyen benzeri sulardr.*(Smith, 1894,419.)

210

TOTEM V E TABU

sann gl bir pratik temeli de vardr. Cinsel arzular insanlar


birletirmez, bler. Erkek kardeler, babalarm alt etmek iin
bir araya gelmi olmalarna ramen, kadnlar asndan birbiri
ne rakiptirler. Babalan gibi her birisi de btn kadnlara
sahiplenmeyi arzulamtr. Yeni rgtlenme topkyekn bir sa
vata kecektir, nk hi birisi babasnn yerini baaryla ala
cak gce sahip deildir. Bu nedenle kardelerin, birlikte yaa
mak istedikleri takdirde belki de birok tehlikeli kriz yaa
dktan sonra hepsinin de arzuladklar ve babalarn ortadan
kaldrmalarn istemelerine neden olan kadnlardan vazgemele
rini gerektiren ensest yasan benimsemekten baka areleri
kalmamtr. Bu yolla kendilerini gl klan ve belki de
gruptan atldklar dnemden kaynaklanan ecinsel duygularna
ve eylemlerine dayal olan toplumsal rgtlenmeyi kurtara
bilmilerdir. Bachofen [1861] tarafndan tanmlanan ve daha
sonra yerini ataerkil aile yapsna brakan anaerkil toplum kurumunun ekirdei de burada yatmaktadr.
te yandan totemizmin dine ynelik ilk adm olarak deer
lendirilmesi gerektii iddias bu iki tabudan ilkine tabu hay
vann ldrme yasana dayanmaktadr. Hayvan, erkek kar
deleri babalarnn ak ve doal bir ikmesi olarak etkilemitir;
ama hayvana ynelik davranlann belirleyen ey sadece pimanlklann dile getirme ihtiyac deildir. Bu ikme babayla
olan ilikilerinde, sancyan sululuk duygularn yattrmaya,
babalanyla barmaya alabilirlerdi. Totemik sistem deyi ye
rindeyse babalaryla yapt bir anlamadr; bu anlamada ba
bann, bir ocuun hayal gcnn babasndan bekleyebilecei
her eyi koruma, ilgi ve martlma vaat etmesine karlk,
kardeler de yaamna sayg duymay, yani gerek babalarn
yok eden eyi tekrarlamamay taahht ediyordu. Totemizm ay
nca bir kendini hakl karma giriimiydi: Babamz da bize
totem gibi davransayd, onu ldrmeyi kesinlikle istemezdik.

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

211

Totemizm bu yolla ilerin dzene konulmasna yardmc olmu


ve kkenini borlu olduu olayn unutulmasn salamtr.
Bylece, daha sonra dinin yapsnda belirleyici bir etki ya
ratmay srdren zellikler ortaya kmtr. Totemik din, ev
latlk sululuk duygusundan, bu duyguyu dindirme ve gecik
meli boyun eme yoluyla babay yattrma abasndan kay
naklanmtr. Sonraki btn dinler ayn sorunu zme abalar
olarak grlr. Bu dinler, ortaya ktklar uygarlk evresine ve
benimsedikleri yntemlere gre farkllk gsterir; ama hepsinin
amac ayndr ve uygarl balatan ve o andan sonra insanl
bir an bile rahat brakmayan ayn byk olaya tepkidir.
Totemizmde, dinde aynen korunan bir baka zellik daha
vardr. Duygusal ikircikliin geriliminin, hibir anlamayla haffletilemeyecek kadar byk olduu aktr; ya da belki de ge
nelde ruhsal koullar, bu antitetik [kart] duygulardan kurtul
maya elverili deildir. Ne olursa olsun, baba kompleksinde
gizli olan ikircikliin, totemizmde ve genelde dinlerde de oldu
unu grrz. Totemik din sadece pimanlk ve kefaret davu
rumlarndan olumuyordu, baba karsnda kazanlan zaferin bir
temsili olarak da i gryordu. Bu zafer doyumu, gecikmeli bo
yun eme kstlamalarnn artk geerli olmad ve olayn an
sna dzenlenen totem yemei festivali kurumuna yol amt.
Bylece, yaamn deien koullar karsnda suun azizlenen
meyvesi babalk niteliklerinin ele geirilmesi ortadan kal
kar gibi gzkt anda, totem hayvann kurban ederek babay
katletme suum tekrarlamak bir grev olmutu. Evlat bakald
rs unsurunun da dinin sonraki evrelerinde sk sk en tuhaf k
lklarda ve dnmlerde ortaya ktn grmek bizi art
maz.
u ana dek, dinde ve (totemizmde kesin izgilerle belirlen
meyen) ahlak kurallarnda grdmz haliyle pimanla d
ntrlen babaya ynelik sevecenlik duygu akmlarnn gelii
mini izledik. Ama bunun temelde zaferle sonulanan baba kat

212

TOTEM VE TABU

line yol aan drtlerle birlikte varolduunu gzden karma


malyz. Daha sonra dnmn tamamna temel oluturan
toplumsal kardelik duygulan, uzun sre, toplumun gelimesini
derinden etkilemeye devam etmitir. Bu duygular, kan bann
kutsanmasnda, ayn klan iindeki yaam dayanmasnn vur
gulanmasnda dile gelmitir. Bireylerin yaam bylece gvence
altna alnmasyla kardeler, hibirisine babalarna topluca
davranld gibi davranlmamas gerektiini ilan ediyordu.
Bylece babalannn kaderinin tekrarn engellemi oluyorlard.
Totemi ldrme konusundaki din temelli yasaa, bir de toplum
sal temelli kardei ldrme yasa ekleniyordu. Bu yasan,
klan yeleriyle snrl kalmayp tek bir biim almas iin uzunca
zaman gerekecekti: ldrmeyeceksin. Ataerkil kabilenin ye
rini balangta varl kan bayla gvence altna alnan kar
delik klan almtr. Bylece toplum ortak sua itirak zerine
oturmu; din, sululuk duygusuna ve buna bal pimanla
dayal olarak; ahlak ise ksmen bu toplumun ihtiyalarna, ks
men de sululuk duygusunun yaratt kefaret [gnahtan annma] duygusuna dayal olarak ortaya kmtr.
Dolaysyla totemik sisteme ilikin daha yakn tarihlere da
yanan grlerin tersine, ancak ncekilere uygun olarak, tote
mizmin ve devliliin yakndan ilikili olduunu ve ayn kk
ten geldiini varsaymamz gerektiriyor.

(6)
ok sayda gl gd beni, dinlerin totemizmdeki kkenlerin
den bugnk durumlanna kadarki geliimini izlemekten alko
yuyor. Burada zel bir netlikle izlenebilen iki ipucunu ele al

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

213

makla yetineceim: totemik kurban temas ve olan ocuun


babasyla olan ilikisi.1
Robertson Smith, eski totem yemeinin, zgn kurban bii
minde tekrarlandn gstermitir. Olayn anlam ayndr: ortak
yemee katlma yoluyla kutsanma. Sadece btn katlanlann
dayanmasyla dindirilebilecek bir sululuk duygusu da sz
konusudur. Yeni olan ey, kendisine kurban adanan, sanki kla
nn bir yesiymi gibi yemee katlan ve huzurunda yemek yi
yenlerin kendilerini zdeletirdikleri klan tanrsdr. Tann,
balangta yabanc olduu bir konuma nasl gelmitir?
Buna, bu arada tanr kavramnn bilinmeyen bir kaynak
tan ortaya kt ve dini yaamn tamamm kontrol altna al
d; ve varl devam eden dier her ey gibi, totem yemeinin
de yeni sistemle bir iliki noktas bulma ihtiyac duyduu ek
linde bir cevap verilebilir. Ne var ki bireylerin psikanalizi, her
birisinde tanrnn babaya benzer olduunu, tanryla kiisel ili
kisinin babasyla olan ilikisine bal olduunu, bu ilikiyle
birlikte inip ktn ve temelde tanrnn, yceltilmi bir baba
dan baka bir ey olmadn gsterir. Totemizmde tpk toteme
kabile atas denmesi gibi, psikanaliz de tanrya baba diyen ina
nanlara inanmamz gerektirir. Eer psikanaliz bir ilgiyi hakke
diyorsa tanr kavramnn, psikanalizin k tutamayaca di
er kaynaklarn veya anlamlarn bir yana brakacak olursak
bu kavramdaki babalk esinin ok nemli bir e olmas ge
rekir. Ama bu durumda ilkel kurban treninde baba iki kez
temsil edilir: tanr olarak ve totemik hayvan kurban olarak. Ve
psikanalize ak aklamalarn kstl olduu kabul edilse bile,
bunun mmkn ve anlaml olup olmad sorulmaldr.
Tanr ile kutsal hayvan (totem veya kurban edilen hayvan) arasnda ok ynl bir iliki olduunu biliyoruz. (1) Her tanrnn
' C. G. Jungun (1912), baz alardan benimkinden farkl grler ieren tartmasyla
karlatrn.

214

TOTEM V E TABU

genellikle onun iin kutsal olan bir (birok durumda da birden


ok) hayvan vardr. (2) zellikle kutsal olan baz kurbanlarda
mistik kurbanlarda kurban, tanr iin kutsal olan hay
vandr (Smith, 1894 [290]). (3) Totemizm andan uzun za
man sonra da tanrya birok durumda bir hayvan klnda tap
lr (ya da baka bir adan, tanr diye hayvanlara taplr). (4)
Mitlerde tanr birok durumda bir hayvana, sklkla da kendisi
iin kutsal olan hayvana dnr.
Dolaysyla tanrnn totem hayvan olduunu ve dini duygu
nun sonraki bir evresinde bu hayvandan kaynaklandn var
saymak inandrcdr. Ama totemin, bir baba ikmesinden baka
bir ey olmad varsaym, bizi ayrca tartma gereinden
kurtarr. Dolaysyla totem, baba ikmesinin ilk biimi olabil
mesine karlk tann, sonradan gelitirilen ve tekrar insan kl
na brnen bir baba ikmesidir. Her trl dinin kkenini oluturan eyden baba zleminden kaynaklanan bu yeni ya
ratm, insann babasyla ve belki de hayvanlarla ilikisinde za
man iinde temel bir deimenin gereklemesiyle ortaya ka
bilir.
Hayvanlara kar ruhsal bir yabanclama balangcn ve
evcilletirme nedeniyle totemizmin kn bir yana braksak
bile bu tr deimeler kolayca gzlenebilir. Babann ortadan
kaldrlmasnn yaratt koullarda, zamanla ona kar duyulan
zlemde mutlaka byk bir arta neden olacak bir etken vardr.
Babalarn ldrme amacyla bir araya gelen erkek kardelerden
her birisi onun gibi olmay arzulamakta ve bu arzuyu totem ye
meinde baba ikmesini [kurban] yiyerek dile getirmektedir.
Ama karde klann bir btn olarak katlanlar zerinde uygula
d bask sonucunda bu arzu gerekletirilemez. stedikleri tek
ey bu olsa da, gelecekte babann stn gcne hibirisi ulaa
maz. Dolaysyla uzun bir zaman getikten sonra babalarna
kar duyduklar dmanlk (ki onu ortadan kaldrmalarna ne
den olan da budur) azalacak ve ona duyduklar zlem artacak

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

215

tr; ve bir zamanlar mcadele ettikleri ve boyun emeye hazr


olduklar ilk [ilkel] babann snrsz gcn kendinde toplayan
bir idealin ortaya kmas mmkn olacaktr. Belirleyici klt
rel deimelerin sonucunda btn klan yeleri arasnda ar ba
san balangtaki demokratik eitlik sarslmaya balar; ayn za
manda, belli kiilere duyulan saygya dayal olarak, tanrlar ya
ratmak suretiyle eski baba idealini canlandrmaya ynelik bir
eilim geliir. Bir insann tanr olmas, ya da tanrnn lmesi
fikri bize bugn kstaha gelir; ama klasik antik dnemde bile
bunda itici hibir ey yoktur.1 Katledilen babann, klann atas
olduuna inanlan bir tanr katna karlmas, eski totemle an
lama uygulamasndan ok daha ciddi bir kefaret giriimidir.
Bu geliim srecinde genelde baba tanrlardan nce ortaya
km olabilecek byk ana tanralarn ne gibi bir yeri olabi
leceini bilmiyorum. Ne var ki babaya ynelik tutumdaki dei
ikliin sadece din alanyla snrl olmad, insan yaamnn
babann uzaklatrlmasyla etkilenen yann da toplumsal r
gtlenmeyi de srekli olarak etkiledii kesin gzkyor. Ba
ba tanrlarn geliiyle birlikte babasz bir toplum da dzenli ola
rak ataerkil temelde rgtlenen bir topluma dnmtr. Aile,
eski ilkel kabileyi yeniden yaratm ve babalara, eski haklarnn
byk bir blmn geri iade etmitir. Artk daha ok baba
vardr, ancak kardelik klannn toplumsal baarlar terk edil
memitir; ve yeni aile babalaryla eski kabilenin kstlamasz
ilkel babas arasnda, dini zlemin, babaya ynelik dinmeyen
bir zlemin devamn garantileyecek kadar byk bir uurum
vardr.

1 nsanla tanry birbirinden ayran eyin almaz bir uurum olduu biz ada insanlar
iin bu benzetme kfiir gibi gelir, ama eskilerde yle deildir. Onlara gre tanrlarla
insanlar akrabadr [benzerdir], nk birok aile soylarnn bir tanndan geldiine ina
nr ve ada bir Katolik iin birisinin azizler snfna konmas ne kadar doalsa, onlar
iin de bir insann tanrlamas o kadar doaldr. (Frazer, 191 la, 2,177.)

216

TOTEM V E TABU

Dolaysyla klan tanrs huzurunda kurban kesme sahnesinde


tanrnn aslnda iki kez tanr ve totemik hayvan kurban ola
rak temsil edildiini grrz. Ama bu durumu anlama aba
snda, bunu, bir benzetmeymi gibi iki boyutlu grmeye alan
ve bu nedenle tarihsel katmanlamasn unutan yorumlara kar
dikkatli olmalyz. Babanm ikili [iki ynl, iki anlamda] varl,
sahnenin birbirini izleyen iki tarihsel anlamna karlk gelir.
Babaya ynelik ikircikli tutum da, olann sevecenlik duygula
rnn dmanca duygularndan daha ar basmas da bunda
plastik bir davurum bulur. Babann ortadan kalkmasna, b
yk yenilgisine ilikin sahne, olann byk zaferinin temsili
iin malzeme olmutur. stisnasz her yerde kurbana balanan
nem aslnda, anlan olaydakiyle ayn eylemle kendisine uygu
lanan iddet iin babaya doyum sunmasnda yatmaktadr.
Zaman getike, hayvan kutsal zelliini, kurbansa totem
ziyafetiyle olan ilikisini kaybetmi; tanrya sunulan basit bir
adak, tanr lehine bir vazgei eylemine dnmtr. Tanr da
insanln stnde ylesine yceltilmitir ki sadece bir arac
rahip yoluyla yaklalabilir olmutur, ayn zamanda, toplum
sal yapda tanr krallar ortaya km ve devlete ataerkil sistemi
getirmitir. Gc elinden alnan ve tekrar eski konumuna geti
rilen babanm intikamnn acmasz olduunu sylemek gerek:
egemenlii doruuna kmtr. Boyun een oullar, bu yeni
durumdan da sululuk duygusundan kurtulmak iin yararlan
mtr. Artk kurbandan kesinlikle sorumlu deillerdir. Bunu
isteyen ve dzenleyen tanrnn kendisidir. Bu, tanrnn, kendisi
iin kutsal olan, aslnda kendisinden baka bir ey olmayan
hayvan bizzat ldrdn gsteren mitlerin ortaya kt bir
evredir. Burada, toplumun ve sululuk duygusunun balangc
olan o byk suun en ar inkarna rastlarz. Ama bu son kur
ban tablosunun, aka grlen ikinci bir anlam daha vardr.
Bu, daha stn bir tanr iin eski baba ikmesinden vazgeilme
sinin yaratt doyumu dile getirir. Bu noktada sahnenin

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

217

psikanalitik yorumu, tanry insan doasnn hayvanca tarafnn


stesinden gelen bir ey olarak temsil eden yzeysel, mecazi
yorumla akr.1
Yine de baba otoritesinin yeniden canland bu dnemde
baba kompleksinde yapsal olan dmanca drtlerin tamamen
susturulduunu dnmek hata olacaktr. Tersine, iki yeni baba
ikmesinin tanrlar ve krallar ilk evreleri, dinin tipik bir
zellii olarak kalan ikircikliin en canl belirtilerini sergiler.
The Golden Bough adl byk almasnda Frazer [1911a,
2, Bl. XVIII], Latin kabilelerinin ilk krallarnn, tann rol oy
nayan ve zel bir festivalde kutsal bir trenle ldrlen yaban
clar olduu grn ortaya atyor. Tanrnn her yl kurban edilmesi (ya da deiik bir tr olarak kendini kurban etmesi),
brani dinlerinde temel bir e gibi gzkyor. Dnyann ok
farkl yerlerinde uygulanan insan kurban etme trenleri, kur
banlarn, tanrnn temsilcileri olarak ldklerini aka gsterir;
ve bu kurban trenlerinin, sonraki dnemlerde gerek insanla
rn yerini alan cansz bir kuklann kurban edilmesine dnt
grlebilir. Burada hayvan kurbanlar kadar ayrntlarna gire
meyeceim insan-tanr kurbanlar, eski kurban trlerinin anla
mna geriye dnk bir k tutar. [Smith, 1894, 410.] Bu kur
banlar, kurban eyleminin nesnesinin her zaman ayn olduunu
yani imdi tann olarak taplan baba olduunu byk bir
aklkla dile getirir. Bylece hayvan ve insan kurban arasn
daki iliki sorununun zm kolaylar. Balangtaki hayvan
kurban, gerekte insan kurban babann trenle ldrl
1 Mitlerde, bir tanrlar kuann bir bakas tarafndan alt edildii durumlarda, yabanclann istilasnn veya ruhsal gelimenin bir sonucu olarak bir din sisteminin yerini bir
bakasnn almasnn sz konusu olduu genellikle kabul edilen bir eydir. Ruhsal ge
lime durumunda mit, Silbererin [ 1909j ilevsel olgular dedii eye yaklar.
Jungun (1912) hayvan ldren tanrnn libidinal bir sembol olduu gr, bu gne
kadarki anlamndan farkl olan ve bana her adan kukulu gzken bir libido kavra
mn artryor.

218

TOTEM VE TABU

iin bir ikmedir; bylece baba ikmesi tekrar insan eklini alnca, hayvan kurban da tekrar insan kurbanna dnebilir.
Dolaysyla ilk byk kurban eyleminin ans, olanca unut
ma abalarna ramen, yok edilemez olduunu gstermi; ve
insann, buna yol aan gdlerden olabildiince uzaklamaya
alt noktada, tanrya kurban klnda yeniden ve bozulma
dan ortaya kmtr. Ussallatrmalar yoluyla bu yeniden ortaya
k salayan dini dncedeki gelimelerin ayrntlarna gir
me ihtiyac duymuyorum. Kurban trenini insann tarih nce
sindeki byk olaya dayandrmamzdan habersiz olan
Robertson Smith, eski branilerin bir tanrnn lmn kutla
dklar festival trenlerinin, bugn mitolojik bir trajedinin an
ma treni olarak yorumlandn sylyor [Age., 413]. Yas
tutma, diyor, ilahi trajediye duyulan sempatinin kendiliinden
bir davurumu deil, doast bir fke korkusuyla zorunluluk
kazanan ve uygulanan bir trendir. Ve yas tutanlarn balca amac tanrnn lmnn sorumluluundan kurtulmaktr, bu,
Atinadaki kz kurban gibi insan-tanr kurbanlar balamn
da rastladmz bir noktadr.1 (Age., 412.) Bu bugnk yo
rumlar pefcl doru ve altta yatan durum, trene katlanlarn
duygularn tam olarak dile getiriyor olabilir.
Gelin, dindeki sonraki gelime seyri iinde iki blen etke
nin, yani olan ocuun sululuk duygusuyla isyankarlnn
hibir zaman ortadan kalkmadn bir gerek olarak kabul ede
lim. Dini sorunu zmek iin ne tr abalar harcanrsa harcan
sn, ya da bu iki kart ruhsal g arasnda ne tr bir uzlama
aranrsa aransn, tarihsel olaylarn, kltrel ve i ruhsal dei
melerin birleik etkisiyle atmann er veya ge ortaya kaca
na kuku yok.
Olan ocuun kendini baba-tann yerine koyma abalar
ok daha aktr. Tarmn gelimesi olan ocuun ataerkil ai
1[italikler Freuda aittir.]

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

219

ledeki nemini artrmtr. Toprak Anay ilemesinde sembolik


doyum bulan ensest libidosunu sergilemek iin yeni frsatlar
bulmutur. Attis, Adonis ve Tammus gibi ilahi figrler ortaya
km, bitki ruhlar ve gen tanrlar ana tanralarn gnln
kazanm, babalarna bakaldrarak anneleriyle ensest ilikisine
girmitir. Ama bu yaratmlarn dindirmedii sululuk duygusu,
ana tanralarn gzdesi olan bu genlere ok ksa bir mr
baheden ve hadm ederek veya hayvan klndaki fkeli baba
ya ldrterek cezalandran mitlerde dile gelmitir. Adonis,
Afroditin kutsal hayvan olan yabani bir domuz tarafndan l
drlr; Kibelenin [Cybele] sevgilisi Attis idi edilerek ld
rlr.1 Bu tanrlar iin tutulan yas ve dirilileri karsnda du
yulan sevin, kaderinde kalc baar yazan bir baka tanr-oul
trenin dnr.
Hristiyanlk eski dnyaya ilk giriinde Mithras diniyle re
kabetle karlam ve bir sre bu iki tanrdan hangisinin galip
gelecei belli olmamtr. evresini saran k kresine ramen
gen Pers tanrs bizim iin karanlkta kalmtr. Boa kesen
Mithras heykellerinden, tek bana babasn kurban eden ve
bylece kardelerini su ortaklndan kurtaran bir olu temsil
ettii sonucuna varabiliriz. Sululuk duygularn dindirmenin
ikinci bir yolu sa tarafndan benimsenmitir. O kendi hayatn

1 Karlatmz gen nevrotiklerde, babalaryla ilikilerim engelleyen bir etken olarak


idi edilme korkusu son derece byk bir rol oynar. Ferenczinin (1913a) aydnlatc
raporunda, kk bir olann penisini gagalayan bir hayvan nasl totem olarak benim
sediini grmtk. ocuklanmz [Yahudi] snnet trenim duyduklar zaman bunu
idile eletirirler. Bildiim kadanyla ocuklardaki bu tepki konusunda sosyal psi
kolojide paralel bir aratrma yaplm deil. Snnetin yaygn olduu eski alarda ve
ilkel rklarda snnet, erkeklie kabul [ergenlik] anda yaplyordu; bunun anlam da
ite bu yata grlebilir; trenin yaamn ilk yllarna kaydrlmas sadece ikincil bir
gelimedir. lkel toplumlarda snnetin sa kesimiyle ve di ekmeyle birletiini, ya
da bunlarn snnetin yerini aldn ve bundan [sa kesimi ve di ekimi] habersiz olan
bizim ocuklanmzn gerekte gsterdikleri kayg tepkisiyle bu iki olay idi edil
mekle edeer deerlendir-diklerini grmek ok ilgintir.

220

TOTEM VE TABU

feda [kurban] etmi ve bylece kardelerini ilk gnahtan kur


tarmtr.
lk gnah doktrini Orpik1 kkenden kaynaklanmaktadr. Bu,
mitlerin bir parasn oluturmu ve eski Yunan felsefe ekolle
rine yaylmtr. (Reinach, 1905-12, 2, 75.) Mite gre insanlar,
gen Dionysus-Zagreusu paralayarak ldren Titanlardan
gelmektedir ve bu suun arl zerlerine kmtr.
Anaximanderden bir pasaj, ilkel [tarih ncesine ait] bir gna
hn2 dnyann birliini nasl bozduunu ve bundan kaynaklanan
her eyin cezalandrlmas gerektiini anlatr. Fanatik ekiyalk
ve Titanlar tarafmdan paralanarak ldrlme, Aziz Nilus [age.,
2, 93] tarafmdan anlatlan totemik kurban olduu kadar rne
in Orpheusun lm de dahil olmak zere dier birok eski
miti artrr. Yine de cinayetin gen bir tann tarafmdan i
lenmesi olgusunda rahatsz edici bir fark sz konusudur.
Hristiyan mitinde ilk gnahn tann babaya kar ilendiine
kuku yok gibidir. Ama eer sa kendi hayatn feda [kurban]
ederek insanl ilk gnahn yknden kurtardysa, gnahn bir
cinayet olduunu dnmeye zorlanrz. nsan duygularna
derinlemesine kk salan intikam yasas, bir cinayetin cezasnn
ancak baka bir hayatn feda edilmesi olabileceini syler: z
veri [kendini feda etme], kan suuna dayanr.3 Ve eer bu kur
ban tanr baba karsnda kefaret salyorsa, bu yolla kefareti
denen su, baba katlinden baka bir ey olamaz.
Dolaysyla Hristiyan doktrininde insanlar tarih ncesi suu
en ak ekliyle itiraf etmektedir, nk bunun kefaretini bir oul [Isay] feda ederek demilerdir. Bu kurbanla birlikte,
balangta babaya bakaldrya neden olan kadnlardan tama
1 [Eski Yunanistan ve Romada, air Orpheus tarafmdan yazd sylenen iirlere dayal
mistik, dini kltler. S.B.]
2 Une sorte depecheproethnique (Reinach, 1905-12, 2, 76).
3 Bir nevrotikteki intihar drtlerinin, dzenli olarak, bir bakasnn lmn arzulam aya karlk kendini cezalandrma olduunu grrz.

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

221

men vazgeilmesi, bu kefaretin daha eksiksiz olmasn sala


mtr. Ama bu noktada psikolojideki kanlmaz ikirciklik ya
sas devreye girmitir. Olun, babasma olabilecek en byk
kefareti sunmasn salayan olay, ayn zamanda babasma kar
arzularn gerekletirme frsatn da salamtr. Babasnn yam
sra, daha dorusu onun yerine kendisi tanr olmutur. Baba di
ninin yerini oul dini almtr. Bu ikmenin bir belirtisi olarak
eski totem yemei, bir tr ortak ayinde tekrar ortaya kmtr;
bu ayinde kardelerden oluan grup artk babann deil, olun
etini ve kann tketmekte, bylece kutsanmakta ve onunla
[oulla, yani sayla] zdelemektedir. Bu yolla totem yeme
iyle hayvan kurban etmenin, insan-tanr kurban etmenin ve H
ristiyan karisti1ayininin zdeliini alar boyunca izlemi ve
btn bu trenlerde insanlar derinden ezen, ama aynca byk
bir gurur veren suun sonucunu kavram oluruz. Ancak Hris
tiyan ayini znde babann tekrar ortadan kaldrlmas ve suun
tekrardr. Frazerin, Hristiyan ayini, kukusuz Hristiyanlk
tan ok daha eski olan bir kutsama iermektedir2 ifadesinin ne
kadar hakl olduunu grebiliriz.

(7)
lk babann oullan tarafndan ortadan kaldrlmas gibi bir ola
yn insanlk tarihinde kanlmaz olarak silinmez izler brakma
s; ve bu olay ne kadar az hatrlanrsa, yaratt ikmelerin say

1 [Hristiyanlkta sann etini ve kann temsil eden ekmek ve arap yeme ayini. ar
mhtan nceki Son Yemekte tsa, evresindekilere ekmek verir ve Bu benim etim,
der. Sonra arap sunar ve Bu da benim kanm/* der. S.B.]
2 Frazer (1912,2,52). Konuya ilikin literatr bilmeyen birisi, Hristiyan ayininin totem
yemeinden kaynakland grnn, bu makalenin yazarna ait olduunu dne
mez.

222

TOTEM VE T A B U .

snn da o kadar fazla olmas gerekir.1 Bu izlerin kolayca bulu


nabilecei mitolojiden rnek vermekten kanarak, baka bir
noktaya ynelip Orpheusun lm zerine ok aydnlatc bir
makale2 yazan Salomon Reinachm bir varsaymna deinece
im.
Yunan sanat tarihinde, Robertson Smithin de belirledii gi
bi, totem yemei sahnesine arpc bir benzerlik gsteren, ancak
ondan ok farkl olan bir durumla karlarz. Burada aklmda
olan ey en eski Yunan trajedisinin durumu. Benzer adlar ve
giysileri olan bir grup insan, kahramann szlerini ve hareketle
rini dikkatle izler; bunlar korodur, kahramann temsilcisidir
[kiiliklemesidir]. Balangta tek aktr kahramandr. Daha
sonra kahramann kart ve ondan kopan karakterler [kiilikler]
olarak oynamak iin ikinci ve nc bir aktr eklenmitir.
Kahramann kendisi ve koroyla ilikisi aynen kalmtr. Trajedi
kahramannn ac ekmesi gerekir; bugne kadar bu, trajedinin
z olarak kalmtr. Trajik sululuk denen eyin ykn ta
mak zorundadr; bu suun temelini bulmak her zaman kolay
deildir, nk gndelik yaammzn altnda bu ou kez
su bile deildir. Su kural olarak ilahi veya insan otoritesine
bakaldrda yatar; ve koro sempati duygularyla kahramana e
lik eder, onu dizginlemeye, uyarmaya, yattrmaya alr ve
dncesizce yapt ey iin hakkedildiine inanlan cezay
ekince onun iin yas tutar.
Peki trajedi kahramannn neden ac ekmesi gerekiyor? Ve
trajik suunun anlam nedir? Tartmay ksa kesip hemen ce
1AriePin szleriyle (The Tempest [Perde I, Sahne 2]):
On metre derinde yatyor
Kemikleri mercan,
Gzleri ince.
Onda olan hi birey solmuyor,
Ama zengin ve esrarengiz
Bir eye dnyor deniz.
2 Sk sk deindiim ciltteki (1905-12, 2,100) La mort dOrphee.

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

223

vaba geeceim. Ac ekmek zorundadr, nk O ilk babadr,


yani tarafsz bir eilimle canlandrlan tarih ncesi byk traje
dinin kahramandr; ve trajik su, koroyu sutan kurtarmak iin
kendi zerine ald bir sutur. Sahne, sistematik bir arptma
ilemiyle deyi yerindeyse damtlm bir ikiyzlln so
nucu olarak tarihsel sahneden alnmtr. Uzak gemiteki
gereklikte aslnda koro yeleri kahramana ac ektirmitir; an
cak imdi sempati ve pimanlk duygularna gmlmlerdir ve
kendi aclarndan kahramann kendisi sorumludur. Onun stne
atlan su, yani byk bir otorite karsndaki kstahl ve asi
lii, gerekte koro yelerinin, yani biraderler etesinin iledii
sutur. Yani kahraman istemese de koronun kurtarcs olmu
tur.
Yunan tragedyasnda oyunun zel konusu kutsal keinin,
Dionysusun aclaryla onunla zdeleen keilerin yasdr. Du
rum byle olunca, ortadan kalkan dramann, Orta alarda sa
Tutkusu evresinde nasl yeniden canlandn anlamak kolay
lar.
Bu zet incelemenin sonunda elde ettiimiz bulgularn, di
nin, ahlakn, toplumun ve sanatn balangcnn Odipus komp
leksine dayandn gsterdiinde srar ediyorum. Bu, mevcut
bilgilerimiz elverdii lde ayn kompleksin her trl nevro
zun ekirdeini oluturduu yolundaki psikanalitik bulguyla da
tam bir uyum gsterir. Sosyal psikolojinin sorunlarnn da tek
bir somut noktaya erkein babasyla ilikisine dayal ola
rak zlmesi bana ok artc bir keif gibi geliyor. Bir baka
psikolojik sorunun da ayn balantya ait olmas bile mmkn
dr. Birok kltrel kurumunu kkeninde, terimin doru anla
myla duygusal ikircikliin yani, ayn nesneye kar ayn an
da hem sevgi hem de nefret duyulmasnn yattna sk sk
dikkati ekme frsatm oldu. Bu ikircikliin kkeni konusunda
hi bir ey bilmiyoruz. Olas bir varsaym, bunun duygusal ya

224

TOTEM VE TABU

ammzdaki temel bir olgu olabileceidir. Ama bir baka ola


sl, yani balangta duygusal yaammzn bir paras olma
d, ancak baba kompleksi1 balamnda kazanld varsaym
n dikkate almaya deer; ki ada bireyler zerinde yaplan
psikanalitik inceleme de bu ikircikliin en gl haliyle bu
noktada ortaya ktn gsterir.2
Ama szlerimi bitirmeden nce, tartmalarm byk lde
kapsaml bir dnceler balants zerinde odaklasa da, bu
nun nermelerimdeki belirsizlikleri veya vardm sonularn
ierdii zorluklar grmemize engel oluturmayacana dikkati
ekmem gerek. Burada okurlarmdan bazlarnn dikkatini ek
mi olabilecek iki zorlua deinmekle yetineceim.
Her eyden nce sunumun tamam iin, tpk bir bireyin ruh
sal yapsndaki gibi ruhsal srelerin devam ettii ortak bir ruh
sal yapnn varln temel olarak aldm kimsenin gznden
kamamtr. zellikle de eylemden kaynaklanan sululuk duy
gusunun, binlerce yl devam ettiini ve o eylemden habersiz olan kuaklarda da etkili olduunu varsaydm. Babalarndan kt
muamele gren oul kuaklarnda gelimi olabilecek trden
bir duygusal srecin, babalarn ortadan kaldrdktan iin byle
bir muameleye maruz kalmayan yeni kuaklara da getiini
varsaydm. Bunlarn byk zorluklar olduunu kabul etmek ge
rek; bu trden varsaymlardan kamabilen bir aklama tercih
edilir gzkecektir.

1Daha dorusu, ebeveyn kompleksi.


2 Beni yanl anlamay alkanlk haline getirdikleri iin, bu almada kardm sonulann, incelenen olgularn karmakln kesinlikle gz ard etmediini aka vur
gulama gerei duyuyorum. Tek iddiamz, dinin, ahlakn ve toplumun bilinen veya he
nz bilinmeyen kaynaklarna yeni bir etken psikanalitik varsaymlara dayanan bir
etken eklemekten ibarettir. Aklamay bir btnlk iinde sentezleme iini bakala
rna brakmam gerekir. Ne var ki yeni katknn yapsndan, byk neminin kavran
mas iin gl duygusal direnmelerin almas gerekse de, bu tr bir sentezde merkezi
bir rol oynayabilecei sonucu kar.

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

225

Ne var ki biraz daha dnnce, bu cesur yntemin tek so


rumlusu olmadm anlalacaktr. Bireyin ortadan kalkmasyla
ruhsal olaylarn kesintiye uramas olgusunu bir yana brakma
y mmkn klan ortak bir ruhsal yap1 [akl, bilin] varsaym
olmakszn genelde sosyal psikoloji diye bir ey varolamazd.
Ruhsal sreler bir kuaktan tekine devam etmedii, her kuak
yaama ynelik tutumunu sil batan kazanmak zorunda kald
srece, bu alanda hi bir ilerleme, hi bir gelime olmayacakt.
Bu da iki soruyu gndeme getirir: ne kadann birbirini izleyen
kuaklarda ruhsal sreklilie balayabiliriz? Ve bir kuan
ruhsal durumlarn bir sonraki kuaa aktarmak iin kulland
yol ve yntemler nelerdir? Bu sorunlarn yeterince akland
n, ya da ilk anda akla gelen dorudan iletiim veya folklor gibi
eylerin sreci yeterince akladn iddia edemem. Bir btn
olarak sosyal psikoloji, birbirini izleyen kuaklarn ruhsal ya
amndaki gerekli srekliliin nasl saland konusuyla pek
ilgilenmiyor. Ne var ki etkinlemek iin bireyin yaamnda bir
tr gd gc kazanmas gereken ruhsal yatknlklarn kaltm,
sorunu ksmen aklyor gibidir. airin u szlerinin anlam bu
olabilir:
Was du erebt von deinen Vtem hast,
Ervvirb es, um es zu besitzen.2
Ruhsal drtlerin, geride hi bir iz brakmayacak ekilde tama
men baarlabileceini kabul ettiimiz zaman sorun daha da zor
gzkecektir. Ama durum bu deildir. En ar bastrma bile
arptlm ikme drtler ve bunlardan kaynaklanan tepkiler
yaratmaya elverilidir. Ama eer byleyse hibir kuan,
1[Freud burada Jungun ortak bilindna yakm bir eyden sz ediyor. S.B.]
2 [Goethe, Faust, Ksm I, Sahne 1: Kendine mal etmek iin babandan miras aldn
eyi kazan.]

226

TOTEM VE TABU

nemli ruhsal srelerini sonraki kuaklardan saklayamayacan


rahatlkla varsayabiliriz. nk psikanaliz, herkesin bilind
ruhsal etkinliinde, bakalarnn tepkilerini yorumlamasn, yani
duygularnn davurumunda yarattklar arptmalar ortadan
kaldrmalarn mmkn klan bir aygt bulunduunu gstermi
tir. Babayla olan ilk ilikinin geride brakt btn geleneklere,
trenlere ve dogmalara ynelik bu tr bir bilinsiz kavray,
sonraki kuaklarn duygu mirasn almalarm mmkn klm
olabilir.
Bir baka glk de psikanalitik evrelerce ortaya konabilir.
lkel toplumdaki ilk ahlak kurallarn ve kstlamalarn, bir olay
karsnda olay yaratanlara su kavramn kazandran tepki
ler olarak aklyoruz. Olaydan pimanlk duymular ve bir da
ha tekrarlanmamasna, tekrarnn avantaj salamamasna karar
vermilerdir. Bu yaratc sululuk duygusu bugn iimizde hl
devam ediyor. Bunun nevrotiklerde sosyal olmayan bir tarzda
ilediini, ilenen sular iin bir kefaret, yenilerini ilemeye
kar da bir nlem olarak yeni ahlak kurallar ve kalc kstla
malar yarattn gzleriz.1 Ama bu nevrotiklerde bu tepkileri
yaratan olaylar kefetmeye altmz zaman hayal krklna
urarz. nk gerekten yaplm eyler deil, sadece kt ni
yetli olan, ancak eyleme aktarlmayan drtler ve arzular bulu
ruz. Nevrotiklerin sululuk duygusunun arkasnda yatan ey,
kesinlikle olgusal gerekler deil, her zaman iin ruhsal ger
ekliklerdir. Nevrotiklerde tipik olan, olgusal gereklik yerine
ruhsal gereklii tercih etmeleri ve dncelere tpk normal in
sanlarn gerekliklere gsterdii ciddiyetle tepki vermeleridir.!2
1Bu almadaki tabu konulu ikinci makaleye bakn.
2 [Bunun, Freudu teorik tutarllk adna ar bir sululuk duygusu ikilemine drd
gzden kamayacaktr. Nevrotik kiinin ruhsal gereklie sululuk duygusuyla
tepki vermesi, ister kiisel, ister toplumsal olsun, belli bir ahlak duygusuna dayanyor.
Freud, emein Psikanalize Yeni Giri Dersleri'nde {FD., 2, 31. Ders, Ruhsal Kii
liin ncelenmesi) sululuk duygusunu ego ile sperego arasndaki gerilimin
(Devam var...)

IV. OCUKLUKTA TOTEMZMN DN

227

Ayn ey ilkel insan iin de geerli olamaz m? Narsistik r


gtlenme olgularndan birisi olarak, ilkel insanlarn kendi ruh
sal eylemlerini ar lde abarttna inanmak iin nedenleri
miz var.1Buna uygun olarak babaya kar duyulan salt dman
ca bir drt, onu ldrp yemeye ilikin salt arzu giderici bir
fantazinin varl, totemizmi ve tabuyu yaratan ahlaki tepkiyi
retmek iin yeterli olacaktr. Bu yolla, o kadar gurur duydu
umuz kltrel mirasn kkenini, tiksinti verici, rktc bir
sua balama gereinden kanm oluruz. Bu, balangtan
gnmze uzanan nedensellik zincirine zarar vermez, nk
ruhsal gereklik bu sonularn arln tayacak kadar gl
olacaktr. Toplum yapsnda, ataerkil kabileden kardelik klan
na ynelik bir dnmn gerekletii sylenerek buna itiraz
edilebilir. Bu gl olsa da belirleyici olmayan bir argmandr.
(bastrmann) bir sonucu olarak aklyor. Freudun dikkatinden kaan ve ok daha
sonra ancak adli psikoloji diye bir alann ortaya kmasyla psikologlarn ve
psikiyatristlerin ilgi oda olan sosyopati olaylar da Freudun bu sonraki yorumunu
doruluyor. Bu sonraki yoruma gre ahlakn temeli olan sululuk duygusu, doutan
gelen bir tepki deil, dsal yasaklamalarla, engelleme ve cezalarla ie yanstlan, top
lumsal bir kurumun yaratt bastrmann ve atmann bir rndr. Ama burada
sululuk duygusunu doutan gelen bir eymi gibi dnyor. Her iki yerde de syl edii, ahlakn temelinin sululuk duygusu olduudur. Totemizmi ve giderek btn dini,
toplumsal rgtlenmeleri bu ilk sululuk duygusuna* dayandrmakla kendi iinde ak bir ikilem de yaratm oluyor. nk yaplan bir eyden rnein babay ldr
mekten tr pimanlk duyduunu, bir daha olmasn istemediini varsaymak,
zaten nceden varolan bir ahlak duygusunu gerektiriyor. Yani Freud ayn eyi hem ne
den hem de sonu olarak gryor. Oysa Atkinsonun yukarda sz edilen yaklamn
izleyerek, stelik de kendi yaklamndan hibir dn vermeksizin, daha tutarl bir so
nuca ulaabilirdi: babay ldren biraderler etesi, babalaryla ayn sonu yaamamak
iin sz edilen yasaklan bilinli olarak getirmi olabilirler. Byle bir toplumsal r
gtlenmeye gitmeleri iin bu kendilerini koruma motivasyonu yeterii olacak ve
pimanlk, sululuk duygusuna ihtiya duymayacaktr. stelik bu, Freudun ilk babanm katli hipotezine de tamamen uyacaktr. Freudun bu izgiyi izlememesi dn
drcdr. Ancak Freud daha sonra arlkl olarak bu izgiye ynelmitir. rnein
bkz. Bir Yanlsamann Gelecei (1927c) ve Uygarlk ve Honutsuzluklar (1930a),
FD., 13. Aynca bu ciltteki Musa ve Tektanrclk'm III. Denemesinin Uygulama
balkl I(D) blmne bakn. S.B.]
Bu almadaki nc makaleye bakn.

228

TOTEM VE TABU

Dnm daha az iddet ieren bir yoldan gereklemi ve ah


lak tepkisinin ortaya kn belirlemi olabilir. lk babann uy
gulad bask hissedildii srece, ona ynelik dmanca duy
gularn hakl bir temeli vard ve bu adan pimanln baka bir
gn beklemesi gerekecekti. Babayla olan ikircikli ilikiden
kaynaklanan her eyin tabu ve kurban treninin derin bir
ciddiyetle ve eksiksiz bir gereklikle tanmland sylenecek
olursa, bu da pek arl olmayan bir itiraz olacaktr. nk
nevrotiklerin trenleri ve ketlemeleri de ayn tipik zellikleri
sergilese de sadece ruhsal gereklikten uygulamadan deil
niyetten kaynaklanr. Nesnel deerler zenginliiyle sradan
dnyamzda sadece dnlene veya arzu edilene duyulan aa
lamay, zenginlii sadece kendi ilerinde yatan ilkel insanla
rn ve nevrotiklerin dnyasna aktarmaktan kanmamz gerekir.
Burada gerekten pek de kolay olmayan bir kararla kar
karyayz. Yine de her eyden nce bakalarna temel bir ne
me sahip gibi gzken eyin bize gre konunun znn pek et
kilemediini belirtmek gerek. Eer ilkel insanlarda arzular ve
drtler tam bir gereklik deerine sahipse, grevimiz tutumla
rn kendi standartlarmza gre dzeltmek deil, anlamaktr. O
halde gelin, kyaslamann bizi mevcut belirsizlie srkledii
nevroz olayna daha yakndan bakalm. Kat bir ahlakn altnda
ezilen saplantl nevrotiklerin kendilerini sadece ruhsal gerek
lie kar savunduklarn ve sadece hissedilen drtler iin ken
dilerini cezalandrdklarn sylemek doru olmayacaktr. Ta
rihsel gereklik de belli bir rol oynar.1 ocukluklarnda bu
drtleri ar ve basit bir biimde yaamlar ve ocukluun g
szl elverdii lde eyleme aktarmlardr. Bu ar er
demli bireylerden her birisi ocukluunda kt bir dnemden
1[Gereklik ve doruluun [hakikatin] farkl trleri Freudun sonraki yazlarnda tekrar
tekrar tartlyor; zellikle bkz. Musa ve Tektanrclk'm (1939a) III. Makalesi, Ksm
II (G), sf. 376.]

IV. OCUKLUKTA TOTEM ZM N DN

229

sonraki ar erdemliliin ncl ve nkoulu olan bir evre


den gemitir. Dolaysyla ilkel insanlarda kuku duydu
umuz biimiyle ruhsal gerekliin balangta olgusal ger
eklikle aktn, btn bulgularn da gsterdii eyi gerek
ten yaptklarn varsayacak olursak, ilkel insanla nevrotik ara
sndaki benzetme ok daha kesin olacaktr.
Nevrotiklerle benzetme yoluyla vardmz ilkel insan yar
gmzn bizi ok fazla etkilemesine de izin veremeyiz. Unutul
mamas gereken farklar da vardr. Dnce ile eylem arasnda
yaptmz keskin tezatn her ikisinde de [nevrotikte ve ilkel in
sanda] bulunmadna kuku yok. Ama nevrotikler her eyden
nce eylemlerinde ketlenmitir: onlarda dnce tamamen ey
lemin yerini almtr. te yandan ilkel insanlar ketlenmemitir,
dnce dorudan eyleme dnr. Onlarda daha ok eylem
dncenin yerini alr. Ve kesin bir yarg iddiasnda bulunmak
szn, balangta eylem olduunu1 rahatlkla varsayabileceimizi dnmemin nedeni de ite budur.

1/m Anfag war die Tat (Goethe, Faus, Ksm I, Sahne 3). Freudun bu dnce izgi
sini Grup Psikolojisi'nin (1921c) X. Blmnde (FD., 13), Bir Yanlsamann Gele
cei' nde (1927c), zellikle de IV. Blmde (FD., 13) ve son olarak Musa ve Tektanrclk'ta. (1939a) (elinizdeki ciltte sf. 379) daha derinlemesine iliyor.]

ATEN KONTROL
( 1932[ 1931])

EDTRLK NOTU
ZUR GEWINNUNG DES FEUERS
(A) ALMANCA BASIMLAR:
1932 Imago, 18 (1), 8-13.
1950 Gesammelte Werke, 16, 3-9.
(B) NGLZCE BASIMLAR:
The Acquisition of Fire
1932 Psychoanalytic Quarterly, I (2), 210-15. (ev. E. B.
Jackson.)
The Acqusition of Power ver Fire
1932 International Journal o f Psycho-Analysis, 13 (4), 495-10
(ev. Joan Riviere.)
1950 Collected Papers, 5, 288-94. (Gzden geirilmi yeni ba
sm.)
1964 Standard Edition, 22, 183-93. (1950 evirisinin farkl bir
balkla deiik versiyonu.)
Bu basm, Standard Edition versiyonundan alnmtr.
Bu makale 1931in son aynda kaleme alnm gibi gzk
yor (Jones, 1957, 177).

234

ATEN KONTROL

Freud, Prommetheus mitine ilikin bu tartmann temel zellii olan atele ieme arasndaki balantnn uzun zamandr
farkndadr. Bu, Dora (1905e) durum tarihesindeki ilk rya
nn {FD., 9) analizi iin anahtar rol oynar ve ok daha sonra
Kurt Adam (1918b) analizinde (FD., 10) tekrar gndeme
gelir. Her ikisinde de altn slatma temas sz konusudur, bu da
elinizdeki makaledeki bir baka konuyla penisin iki ilevi arasndaki yakn fizyolojik ve psikolojik ilikiyle balant ku
rar. Bunun da Freudun nceki yazlarnda uzun bir tarihesi
vardr, rnein Dora analizinde aka belirtilir. ok daha
nce, Fliesse yazd 27 Eyll 1898 tarihli mektubunda Freud,
yedi yama kadar yatan srekli slatan bir ocuk... bebek
likte cinsel uyarm yaam olmal diyor (Freud, 1950a, 97
nolu mektup). Altn slatmayla mastrbasyonun edeer oldu
unu srekli olarak vurgular: rnein Dora analizinde,
Deneme'de (1905d), histerik nbetler konulu bir makalede
(1909a) ve ok daha sonra Odipus Kompleksinin zlme
sinde (1924d) ve cinsler aras anatomik farklar konulu makale
sinde (1925j).
Kiilik oluumu alannda sidik yollan erotizminin bir baka
ilikisi, Uygarlk ve Honutsuzluklar'nn (1930a) III. Bl
mnde ortaya kyor. Sidik yollar erotizmiyle hrs arasndaki
ilikiye ilk kez Kiilik ve Anal Erotizmde (1908b) dikkati e
kiyor, ancak buna ok benzer bir ey, yani grkemlilik ve
megolomani duygularyla olan ilikisi Ryalarn Yorumu'nda
iki yerde tartlyor. Hrsla olan iliki daha sonra bir iki kez
yle bir deiniliyor, ancak bu makaleden hemen sonra kaleme
alman Yeni Giri Dersleri'nin (1933a) 32. Dersinde daha ay
rntl ele alnyor (FD., 2, 135.)

ATEN KONTROL
U yg a ru k ve Honutsuzluklar na1 dtm bir dipnotta ilkel
insann atei kefi ve kontrol konusunda psikanalitik malzeme
temelinde dnlebilecek bir varsaymdan geerken de ol
sa sz etmitim. Albert Schaeferin itiraz (1930) ve ErlenMeyerin bir nceki makalesinde2 Moollardaki kle ieme3
yasana ilikin arpc gndermesi bu konuya tekrar dnmemi
gerektirdi.
nk, olgulardan mit ieriine geite arptma beklenmesi
gerektiini gz nnde bulundurmamz kouluyla Yunanl
Prometheus mitinin bir yorumunun, hipotezimi atei kontrol
etmek iin insamn, atei ieyerek sndrmeye ynelik ecinsel
renkli arzusundan vazgemesi gerektii hipotezini dorulayabileceine inanyorum. Bu arptmalar, hastalarn ryalarna
dayanarak ocukluklarna ait bastrlan, ancak son derece nemli olan yaantlar yeniden canlandrarak her gn grdkle
rimizle ayn cinstendir. Dndm arptmalarda kullanlan
mekanizmalar sembolik temsil ve kartna dntrmedir. Bu
adan mitin btn zelliklerini aklamaya kalkmayacam;
' [(1930a), FD., 12.]
2 [Erlenmeyer'in (1932) makalesi elinizdeki almann ilk kez yaymland Imago'nun
ilgili saysnda ve International Journal o f Psycho-Analysis'm 13. saysnda (ngilizce
versiyonu) Freudun makalesinden hemen nce yer alyordu.]
3 Bunun da snm klle deil, hl ate yaklabilecek kzlemi klle ilgili olduuna
kuku yok. Lorensin (1931) itiraz, insann atei kontrolnn ancak u veya bu yn
temle ate yakabileceini kefettii zaman balad varsaymna dayanmaktadr. Buna
kar Dr. J. Hmik, Dr. Richard Laschm (Georg Buschann derledii lllustrierte
Vlkerkunde, 1922, 1, 24te) u szlerini aktard: yle gzkyor ki atein korunma
s ate yakmann kefinden uzun zaman nce kavranmtr; Andamansl bugnk c
cemsi [zenci cce] yerlilerinin atee sahip olmasna ve atei korumasna ramen, do
al bir ate yakma yntemi gelitirmemi olmalar buna bir kanttr.

236

ATEN KONTROL

zgn [balangtaki] olgularn yan sra, sonraki dier olaylar


da ieriine katkda bulunmu olabilir. Ne olursa olsun, analitik
yoruma konu olan eler yani Prometheusun atei ele ge
irmesi, eyleminin yaps (youn bir fke, hrszlk, tanrlar oyuna getirmesi) ve verilen cezann anlam son derece arpc
ve nemlidir.
Mitte anlatldna gre hl bir tanr1 ve kltr kahraman
olan ve balangta belki kendisi de dnyay ve insanlar yara
tan Koca Prometheus, tanrdan ald atei ii bo bir sopaya,
bir rezene sapna saklayarak insanlara gtrr. Bir rya yo
rumluyor olsaydk, iinin boluunun kurald lde vurgu
lanmas tereddt etmemize yol asa da, bu nesneyi [ii bo so
pay] bir penis sembol olarak deerlendirme eilimi duyardk.
Peki bu penis-boruyla atein korunmas arasnda nasl bir iliki
kurabiliriz? Ryalarda ortak bir zellik olan ve ou kez ryay
anlamamz engelleyen tersine dntrme, ilikiyi tersine e
virme ilemini hatrlayncaya kadar bu pek mmkn gzkmez.
Kiinin penis-boruda tad ey ate deildir. Tersine, atei
sndren bir eydir; sidiindeki sudur. Atele su arasndaki bu
iliki bizi bilinen ve oka rastlanan analitik malzemeye gt
rr.
kincisi, atein ele geirilii sutur; gaspL veya hrszlkla
ele geirilmitir. Bu, atei kontrol etme konulu btn masallar
daki sabit bir edir ve sadece Yunanl Atei Getiren
Prometheus mitinde deil, en farkl ve uzak halklarda da gzle
nir. nsanln arptlan ansnn temel ierii ite budur. Peki
atein kontrol neden kopmaz bir biimde su dncesiyle
birlemitir? Bundan zarar gren veya oyuna getirilen kimdir?
Hesiodun Promethean miti dolaysz bir cevap verir; nk
dorudan atele ilgili olmayan bir baka ykde Prometheus,
tanrlara verilecek kurbanlar, insanlara Zeus karsnda avantaj
' Daha sonra Heracles yan tanrdr, ama Theseus tamamen insandr.

ATEN KONTROL

237

salayacak ekilde bltrr.1 Dolaysyla oyuna gelen tanr


lardr. Ensest olaynda da grdmz gibi, mitlerde tanrlara
her trl arzunun doyumu iin izin verilirken, insanlarn bun
dan vazgemek zorunda olduunu biliyoruz.2 Analitik terim
lerle, igdsel yaamn idin atein sndrlmesi redde
dildii zaman oyuna getirilen tanr olduunu sylememiz gere
kir: mitte bir insan arzusu, tanrsal bir ayrcala dntrl
mtr. Ama mitte, speregonun hi bir zelliine sahip olma
yan tanr hl igdlerin egemen yaamnn bir temsilcisidir.
Tersine evirme olgusu, masaln nc bir zelliinde, Atei Getirenin cezalandrmnda ok daha belirgindir.
Prometheus bir kayaya balanr ve her gn bir akbaba karacie
rini yer. Dier halklarn ate masallarnda da kular belli bir rol
oynar, dolaysyla konuyla ilgisi olmal; ancak imdilik bunu
yorumlamaya kalkmayacam. te yandan ceza yeri olarak
karacierin seilmesini aklama konusunda yere salam bast
mz hissederiz. Eski alarda karacier, her trl tutkunun ve
arzunun kayna kabul edilirdi; bu nedenle Prometheusa veri
len trden bir ceza, igdye boyun een, kt arzular alev
lendirerek su ileyen bir sulu iin doru cezadr. Ama Atei
Getiren [yani Prometheus] iin tam tersi dorudur: bir igd
den vazgemi ve uygarlk asndan byle bir vazgeiin ne
kadar yararl ve gerekli olduunu gstermitir. Peki masalda
uygarlk asndan bu kadar yararl bir olay neden ceza gerekti
ren bir su olarak deerlendiriliyor? Olanca arptmalaryla, atei kontrol etmenin igdsel bir vazgei gerektirdii gere
1 [nsanlarn tanrlara kurban vermesinde karar klndktan sonra, kurbann hangi k
smlarnn insanlara, hangi ksmlarnn tanrlara datlaca sorunu ortaya kt. Ha
kemlik yapmas iin Prometheus arld. Bir kz kesti, etini ve barsaklarn ke
miklerinden ayrd. Kemiklerini yaa sarp bir paket yapt; geri kalan her eyi hayva
nn kamna gizledi. Seim yapmas istenen Zeus ilk anda itah ac gzken ya pa
ketine atld ve kemikten baka bir ey olmadn grnce fkeye kapld. (Rose,
1928, 55, Hesiodun Theogoniasmdan, sf. 535.)]
2 [Bkz. Saplantl Eylemler ve Dini Uygulamalar ( 1907b), bu kitapta.]

238

ATEN KONTROL

ini yle bir grmemizi salasa bile, bu en azndan, kltr


kahramannn, igdlerle srklenen insanlarda yaratt ierlemeyi gizlemez. Bu da bildiimiz ve beklediimiz eye uy
gundur. gdden vazgeme beklentisinin ve buna zorlanma
nn, ruhsal geliimin sonraki bir evresinde sululuk duygusuna
dnen bir dmanlk ve saldrganlk yarattn biliyoruz.1
ilkel insann atei ak tutkusuna veya analitik bir ifadeyle
libido sembolne benzer bir ey olarak deerlendirmesi, di
er ate mitlerinde olduu gibi, Prometheus mitinde de belir
sizlii [bulankl] artracaktr. Atein yayd scaklk, cinsel
heyecan durumuna elik eden duyumun aynsn yaratr; alevin
ekli ve hareketi ise penis etkinliini dndrr. Alevin mito
lojide bir penis anlamna geldiine kuku yok; Roma kral
Servius Tulliusun ebeveynlerine ilikin masalda bunun bir di
er kantn buluruz.2 Akn yakan3 ateinden veya yalayan
alevden bylece alevi dille kyaslayarak sz ederken ilkel
atalarmzn dnce modundan pek de uzaklam olmuyoruz.
Gerekten de, atein kontrol mitine ilikin aklamamz daya
dmz nermelerden birisi, atei kendi suyuyla sndrme giri
iminin ilkel insan iin bir bakasnn penisiyle haz verici bir
mcadele4 anlamna geldiiydi.
Dolaysyla salt hayali trden dier eler de sembolik ben
zetme yoluyla mite eklenmi ve mitteki tarihsel elerle i ie
gemi olabilir. Karacierin, tutkunun kayna olmas halinde
sembolik anlamnn atele ayn olduu grne kar kmak
zordur; ve eer byleyse, gnlk olarak tketilip tazelenmesi de
1 [Bunun iin bkz. Uygarlk ve Honutsuzluklar (1930a), zellikle de VII. Blm;
FD., 13.]
2 [Annesi Ocrisia, Kral Tarquinin evinde kledir. Bir gn her zaman olduu gibi kra
liyet ocann banda kek ve arap sunarken ateten erkek eklinde bir alev ykselir...
Ocrisia, ate tannsmdan veya ruhundan hamile kalr ve zaman gelince Servius
Tulliusu dourur (Frazer, 191 la, 2, 195).]
3 [kelimesi kelimesine yutan.]
4 [yani ecinsellik, S.B.]

ATEN KONTROL

239

gnlk olarak doyurulmasna ramen gnlk olarak tazelenen


erotik arzularn davranna ilikin gzel bir tablo sunar. Kara
cieri yiyen ku ise penis anlamna gelecektir; ki bu, masallar
dan, ryalardan, dildeki kullanmdan ve eski alardaki plastik
temsillerden bildiimiz kadanyla baka balamlarda da bize
yabanc olmayan bir anlamdr.1 Bir adm daha atarsak, yanarak
kl olan ama daha sonra tekrar tazelenen [eski halini] alan ve
bu zelliiyle akam gn batnmdan nce glenen ve gne
battktan sonra tekrar uyanan penis anlamna gelebilecek olan
Anka kuuna varrz.
Mitolojik-iirsel etkinlie son derece ilgin, ancak evrensel
dzeyde bilinen ve ruhsal davurumlar eliinde ortaya kan
ruhsal srelere salt temsil hazzndan baka bir amac olmayan
klk deitirmi (deyi yerindeyse oyun iinde) bir temsil
[ifade] kazandrma abas ykleyip ykleyemeyeceimiz soru
labilir. Kukusuz, mitlerin doasn tam olarak kavramadmz
srece bu soruya kesin bir cevap veremeyiz; ama elimizdeki iki
olayda [Prometheusun karacieri ve Anka kuu] ayn ierii ve
belli bir amac grmek kolaydr. Her ikisi de, doyumla snen
libidinal arzularn tazeleniini anlatr. Yani bu arzularn yok edilemezliini ortaya karr; mitin tarihsel ekirdeinin, zorun
luluk gerei igdden vazgemeyi ve yenik den igdsel
yaam ele ald mitlerde teselli asmdan bu vurgu zellikle
uygundur. Deyi yerindeyse bu, ilkel insann igdsel yaam
na yedii bir darbeden sonra gsterdii anlalr tepkinin ikinci
ksmdr: sulunun cezalandrlmasndan sonra, temelde
[sulunun] hi bir zarar vermedii konusunda gvence verilir.
Grnrde ate mitiyle pek ilgisi olmayan bir baka mitte de
beklenmedik bir ekilde tersine dntrme buluruz. Ildayan
saysz ba bulunan ki bunlardan birisi lmszdr ok
bal Lema ylan, adndan da anlalaca zere bir su ejderidir.
1[Bkz. Ryalarn Yorumu (1900a), FD., 5, Blm VII (E) ve VII (D).]

240

ATEN KONTROL

Kltr kahraman Heracles [Herkl], bu ejderin balarn keser;


ama kesilen balar her defasnda yeniden kar ve ancak lm
sz olan ban yaktktan sonradr ki canavar yener. Atele alt
edilen bir su ejderi: bunun elbette bir anlam yok. Ama birok
ryada olduu gibi ak ierii tersine evirdiimiz zaman bir
anlam belirir. Bu durumda Ejder bir ate kmesidir, ldayan
ylan balar ise alevlerdir; bunlar ise Prometheusun karacieri
gibi libidinal yaplarn kantlayarak, yok etme abasndan son
raki yeniden geliimi, tazelenii gsterir. Dolaysyla Heracles
atei suyla sndrr. (lmsz ban penis, yok edilmesinin ise
idi anlamna geldiine kuku yok.) Ama Heracles ayrca
Prometheus un karacierini yiyen kuu ldrerek onu kurtaran
kiidir. ki mit arasnda daha derin bir iliki aranabilir mi? San
ki kahramanlardan birinin yapt bir ey dierininkini hazrla
mtr. Mool yasas gibi Prometheus da atein sndrlmesini
yasaklamtr; Heracles ise atein felakete yol ama tehlikesi
nedeniyle sndrlmesine izin vermitir. kinci mit, daha ileri
evredeki bir uygarln atei kontrol etmesine karlk geliyor
gibidir. Bu yaklam izgisi mitin srlarna yaklamamz sala
yacak gibidir; ancak burada da eminlik duygusunu pek fazla ile
ri gtremeyiz.
Bu mitlerin tamamnda ar basan ate-su kartlnda, ta
rihsel ve sembolik fantazi etkenlerine ek olarak nc bir et
ken daha gsterilebilir. Bu, air Heinem aadaki dizelerle
dile getirdii fizyolojik bir olgudur:
Was dem Menschen dient zum Seichen
Damit Schafft er Seinesgleichen.1

1 [Kelimesi kelimesine nsan iemek iin kulland eyle kendi benzerini yaratr.
Zur Teleologie, Nachlese, Aus der Matratzengruft, No. XVII.]

ATEtN KONTROL

241

Erkein cinsel organnn iki ilevi vardr; ve bu ilikiden ra


hatsz olanlar sz konusudur. Penis, bbrekleri boaltmaya ya
rar ve rgensel libidonun zlemini dindiren ak eylemini ger
ekletirir. ocuk teorilerinden birine gre bebekler, erkein
kadmn vcudunun iine iemesiyle dnyaya gelir.1 Ama eri
kin insan, gerekte bunlarn birbirini dlayan tpk atele su
gibi eylemler olduu bilir. Penis, kula karlatrmaya yol
aan uyarm durumundayken ve atein scaklm artran
duyumlar yaanrken iemek mmkn deildir; ayn ekilde or
gan bbreklerdeki idran boaltmak iin kullanlrken, cinsel i
leviyle olan btn ilikileri kopar. Bu iki ilev arasndaki kar
tla dayanarak bir erkein kendi ateini kendi suyuyla sn
drdn syleyebiliriz. Ve d dnyay kendi bedensel du
yumlarnn ve durumlarnn yardmyla anlamak zorunda olan
ilkel insanm, atein davranyla olan benzerlii kavrayp kul
landna kuku yok.

1 [Bkz. ocuklann Cinsel Teorileri zerine (1908c), FD., 8.]

MUSA VE TEKTANRICILIK:
DENEME
(1939 [1934-38])

EDTRLK NOTU
DER MANN MOSES UND DE MONOTHEISTISCHE
RELIGION: DREI ABHANDLUNGEN
(A) ALMANCA BASIMLAR:
1939 Amsterdam: Verlag Allert de Lange
1950 Gesammelte Werke, 16, 101-246
(B) NGLZCE BASIMLAR:
Moses and Monotheism
1939 Londra: Hogarth Press and Institute of Psycho-Analysis.
New York: Knopf. (ev. Katherine Jones.)
1964 Standard Edition, 23, 1-137. (ev. James Strachey.)
Mevcut basm, baz dzeltme ve dzenlemelerle Standard
Edition'dan alnmtr.
Bu almay oluturan Denemeden ilk ikisi 1937de
Imago da, 23 (1), 5-13 ve (4), 387-419; ngilizceleri ise
International Journal o f Psycho-Analysis'te (19 (3) (1938),
291-8 ve 20 (1) (1939), 1-32) yaymlanmtr. nc deneme
nin II (C) Blm yazar adna kz Anna Freud tarafndan 2 Austos 1938 tarihli Paris Uluslararas Psikanaliz Kongresinde
okunmu ve daha sonra Internationale Zeitschrifi Jur
Psychoanalyse und Imago'da (24 (1/2) (1939), 6-9) Der
Fortschritt in der Geistigkeit (Entelektel lerleme) bal

246

MUSA VE TEKTANRICILIK

yla aynca yaymlanmtr, ilk deneme ve ikinci denemenin ilk


blm Almanach 1938' de (9-43) yaymlanmtr. Tek bir
alma halinde topland zaman bu ilk yaynlarda nemsiz ba
z deiiklikler yaplmtr. Bu deiiklikler elinizdeki
versiyonda not edilmitir.
yle gzkyor ki Freud bu kitabn ilk taslan Musa: Ta
rihsel bir Roman balyla 1934 yaznda tamamlamtr (Jones,
1957, 206). Amold Zweige yazd 30 Eyll 1934 tarihli
mektubunda (Freud, 1960a, 276 nolu mektup) kitaptan sz edi
yor ve neden yaymlamadn aklyor. Bunlar, nc dene
medeki nsz notlarndan ilkinde akladklaryla ayndr: bir
yandan, varsaymlarnn salam bir temele oturup oturmad
konusundaki kukular, te yandan da o dnemde Avusturya
hkmetinde ar basan Roman Katolik hiyerarisinin kitabn
yaymna gsterecei tepkilerden korkmas. Kitaba ilikin aklamasndan, elimizdeki almann znde ayn olduunu
grrz; ayn blm halinde dzenlenen ekli bile deime
mitir. Yine de ierikte deiiklik yaplm olsa gerek. Freud
kitap zellikle de nc deneme konusundaki honut
suzluunu srekli dile getirmitir. Sylenenler net olmasa da
(Jones, 1957, 388) kitap 1936 yaznda genel anlamda yeniden
yazlm gibi gzkyor. yle veya byle, ilk deneme izleyen
yln (1937) banda, kincisi ise sonunda yaymlanmtr.1 Ama
nc deneme alkonmu ve ancak Freudun 1938 baharnda
Ingiltereye geliinden sonra yaymlanmtr. Kitap o sonbahar
da Hollandada baslm, ertesi Mart aymda da ngilizcesi ya
ymlanmtr.
Okurun Musa ve Tektanrclk'U belki dikkatini ilk ekecek
ey, allmadk, hatta tuhaf yapsdr: farkl uzunlukta De
neme, her ikisi de nc denemenin banda yer alan iki nsz
ve ayn denemenin ortalarnda nc bir nsz; srekli tek
1kincisi 11 Austos 1937de tamamlanmtr (Freud, 1960a, 290 nolu mektup).

EDTRLK NOTU

247

rarlar: bu tr dzensizlikler Freudun dier yazlarnda grl


mez, kendisi de buna dikkati eker ve birka yerde zr diler.
Peki bunun nedeni nedir? Kukusuz, kitabn yazld koullar:
drt yl akn bir srede srekli yeniden gzden geirilmesi ve
son evredeki ar d glkler, Avusturyada Viyanann Nazi
igaliyle doruuna kan politik karklklar ve Freudun n
giltereye zoraki g. Bundan hemen sonra kaleme ald Ge
nel izgileriyle Psikanaliz (1940a) adh almasmm, Freudun
en net ve dzenli yazlarndan birisi olmas, bu olumsuzluklarn
sadece elinizdeki alma iin geerli olduunu kantlar.
Ama Musa ve Tektanrclk, sunu tarz asndan baz ek
siklikler ierse bile, bu, ierii veya savlarnm inandrcl iin
bir eletiri olamaz. Tarihsel temelinin uzmanlk gerektirmesine
ramen, psikolojik gelimeleri nermelere uyarlayan yaratcl
, nyargsz okuru ikna edecektir. zellikle birey psikanali
ziyle tank olanlar iin, ayn gelime seyrinin bir ulusun anali
zinde de ortaya ktn grmek ilgin olacaktr. almann
tamam kukusuz Freudun insann toplumsal rgtlenmesinin
kkenleri zerine Totem ve Tabu (1912-13) ve Grup Psikolojisi
(1912c) adl eserlerinde ele ald incelemelerin bir devamdr.
Kitabn ayrntl ve aydnlatc bir tartmas, Emest Jonesun
biyografisinin XIII. Blmnde bulunabilir (1957), 388-401.
ZEL SMLERN YAZILII
Musa ve Tektanrclk'ta ok sayda Msr ve brani admm
bulunmas evirmen asndan baz zel sorunlar yaratmtr.
Msr yazlarnda genellikle sesli harfler kullanlmad iin,
Msr adlarnn doru telaffuzu ancak riskli bir karsama yo
luyla tahmin edilebilmektedir. Dolaysyla farkl otoriteler farkl
yazmlar benimsemitir. rnein bu sorunu tartan Gradiner
(1927, Ek B), Tebdeki nl mezarn sahibinin ad iin drt
farkl versiyondan sz eder: Theutihetep, Thuthotep,

248

MUSA VE TEKTANRICILIK

Thothotpou ve Dhuthotpe. Ayn eitlilik, burada Freudun tar


tmasnda sk sk geen heretik kral iin de geerlidir. Seim
nemli lde milliyete bal gibi gzkyor. rnein gemite
ngiliz Msr bilimciler Akhnaton, Almanlar Echnaton, Ameri
kallar (Breasted) Ikhnaton, byk Fransz (Maspero) ise
Khouniatonou kullanmay tercih etmitir. Bu cazip seenekler
karsnda evirmen (James Strachey), Journal o f Egyptian
Archaeologyma yllardr benimsedii ve imdilerde ok yaygm
olarak, en azndan ngilizce konuan lkelerde kabul gren
rutin versiyonu kullanmay tercih etmitir: Akhenaten.1
Freudun dier yazarlardan almt yapt yerlerde ismin farkl
versiyonlarnn bulunmas kanlmazdr. Dier btn Msr isimlerinin yazlnda da genelde ayn otoriteye uyulmutur.
Eski Ahit isimlerine gelince, cevap ok daha kolaydr: ngi
lizce Yetkili Versiyondaki ekliyle kullanlmtr. Ne var ki
tanrnn sylenemeyen ad burada ngiliz otoritelerin almala
rnda grlen ekliyle verilmitir: Yahweh2

1rnein bkz. Lindon Smith, Tombs, Temples and Ancient Art, University of Oklahoma
Press, 1956 ve The Times, 2 Nisan 1963, sf. 14, stun 5.
2 [Ancak ben Trkedeki adyla evireceim: Yehova. S.B.]

I
MUSA BR MISIRLIDIR
BR halk, en byk oullan olarak gurur duyduklar bir insan
dan yoksun brakmak, hele hele kendisi de bu halktan olan biri
si iin memnun olunacak, ya da dikkatsizce ele alnacak bir i
deildir. Ama bu dncenin, ulusal kar denen ey iin gere
i bir yana brakmamza yol amasma gz yumamayz; aynca,
baz olgularn netletirilmesinin, bilgimizi derinletirmesi de
beklenebilir.
Yahudi halkn zgrle kavuturan, yasalarn koyan,
dinlerini kuran ve Musa denen adam1 ylesine eski alara da
yanyor ki tarihsel bir ahsiyet mi yoksa bir masal kahraman m
olduu konusunda bir n aratrma yapmaktan kamamayz. Eer yaadysa, sadan nce (M.) on nc, belki de on dr
dnc yzylda yaamtr. Yahudilerin kutsal kitaplan ve yaz
ya geen folklorlan (gelenekleri) dmda bu konuda bir bilgi
kaynamz yok. Soruna ilikin karar kesinlikten uzak olsa da,
tarihilerin byk ounluu Musa'nn gerek bir ahsiyet ol
duunu ve onun nderliinde Msrdan Hicretin gerekten ya
andn kabul ediyor. Hakl olarak, bu nkoul kabul edilme
dii taktirde srail halknn sonraki tarihinin anlalmaz olaca
syleniyor. Gerekten de bugn bilim daha dolambal bir hal
almtr ve folkloru tarihsel eletirinin ilk gnlerindekinden da
ha rahat ele almaktadr.
1 [Eski Ahitte (Tevrat) Musadan byle sz ediliyor (bkz. Numbers, xii, 3) ve bu ifilde
bu almada sk sk tekrarlanyor. Almanca orijinalinin balnn da kelimesi kelime
sine Musa Denen Adam ve Tektannl Din anlamna geldii hatrlanacaktr.]

250

MUSA VE TEKTANRICILIK (I)

Musa konusunda dikkatimizi eken ilk ey, branicede


Mosheh olan addr. Kkeni nedir? ve ne anlama geliyor?
diye sorabiliriz. Bilindii gibi Exodus'un ikinci blmnde yer
alan aklama bir cevap salyor. Bebei Nil nehrinden kurtaran
Msrl prensesin etimolojik bir gerekeyle ona bu ad verdii
sylenir: nk onu sudan kardm.1 Ama bu aklamann
yetersiz olduu aktr. Jdisches Lexikon'da2 bir yazar, Eski
Ahitte ismin sudan karlan olarak yorumlanmas popler bir
etimolojidir ve her eyden nce branice kelimenin aktif bii
mine uymaz, nk Mosheh olsa olsa sadece karan anla
mna gelebilir, diyor. Bu iddiay iki varsaymla daha destekle
yebiliriz: birincisi, Msrl bir prensesin, braniceden ad tret
mesi anlamszdr ve kincisi, bebein kurtarld nehir byk
bir ihtimalle Nil deildir.
te yandan, Musa admn Msr dilinden tretilmi olabi
lecei kukusu farkl evrelerce uzun zaman nce dile getiril
mitir. Tartmay bu izgide gelitiren btn otoriteleri srala
mak yerine, nispeten yeni saylan bir kitaptan alnt yapacam:
History ofEgypt (1906) adl kitab Standard olarak kabul gren
J. H. Breastedin The Dawn o f Conscience (1934) adl alma
sndan. Musa admn Msrca olduunu grmek nemlidir. Bu,
Msr dilinde ocuk anlamna gelen mose kelimesidir ve
ocuk Amen anlamnda Amen-mose veya ocuk Ptah an
lamnda Ptah-mose gibi isimlerin ksallmdr; ki bunlarn
tam ekli Amon bir ocuk (verdi) veya Ptah bir ocuk
(verdi) biimindedir. ocuk ksaltmas, daha zor olan tam
isim iin kolay bir telaffuz tarzna dnmtr; Mose, yani
ocuk ismi Msr antlarnda pek de ender olmayan bir isim
dir. Kukusuz, Musann babas oluna Amon veya Ptah gibi
1

[Exodus, ii, 10. Bu kaynakta kutsal kitaptan yaplan btn alntlar Yetkili
Versiyondaki eviriye dayanmaktadr.]
2 Herlitz ve Kirschner (1930), 4(1), 303. [anlan yazar M. Soloweitschiktir.]

MUSA BR MISIRLIDIR

251

bir Msr tanrsnn adn vermi ve bu kutsal ad zamanla kulla


nmm kaybetmi ve sonunda ocuk ksaca Mose olarak a
rlmaya balanmtr. (smin sonundaki s harfi [Moses], Eski
Ahitin Yunanca tercmesinden kaynaklanan bir eklentidir.
Mosheh olan branicesinde bu yoktur.)1 Bu pasaj aynen al
dm, ancak ayrntlarnn sorumluluu elbete bana ait deildir.
Aynca Breastedin, Msr tanrlan arasnda bulunan Ahmose,
Thothmose ve Ra-mose gibi benzeri tanrsal adlardan sz et
memesi beni olduka artt.
Musann bir Msrl ad olduunu anlayan birok insann,
bu Msrl adn tayan kiinin kendisinin de bir Msrl olmas
gerektii sonucuna varmasn veya bu olasl dikkate almasn
bekleriz. Son zamanlarda insanlarn bir deil iki isim biri ilk
ad, dieri aile veya soyad tamasna ve isim deiikliinin
mmkn olmasna ramen, ada dnemde bu tr sonular
karmakta tereddt etmeyiz. rnein air Chamissonun2 do
utan Fransz, ama Napoleon Bonapartem talyan asll oldu
unu, Benjamin Disraelinin adndan da beklendii gibi ger
ekten de bir talyan Yahudisi olduunu renmek bizi art
maz. Eski ve ilkel alarda adma dayanarak kiinin milliyetinin
belirlenebilecei sonucunun ok daha gvenilir, hatta kanl
maz olduu dnlebilir. Yine de bildiim kadanyla hibir ta
rihi, hatta Breasted gibi (1934, 354) Musann Msrllarn olanca bilgeliini rendiini dnmeye yatkn olanlar bile,
Musa durumunda bu sonuca varmamtr.3

1Breasted, 1934, 350.


2 [Adelbert von Chamisso (1781-1838), Schumann tarafndan bestelenen liriklerden
oluan Frauenliebe und -leben'in ve glgesini satan bir adamn yks olan Peter
Schlemihlin yazan.]
3 Yine de Musann Msrl olabilecei kukusu eski alardan bugne kadar sk sk
adna gnderme yaplmakszn dile getirilmitir. [Freud, Psikanalize Giri Derslerinde (1916-17) buna ilikin komik bir anektod anlatyor (FD., 1, sf. 164). Bu dip
not ilk kez 1939 basmnda eklenmitir. 1937 tarihli zgn Imago saysnda ve ngiliz(Devam var...)

252

MUSA VE TEKTANR1CILIK (I)

Bu yazarlar neyin alkoyduunu kesin anlamda syleyeme


yiz. Belki de Eski Ahit geleneine duyduklar saygmn byklndendir. Belki de Musann brani olmayabilecei dn
cesi ok itici geldii iin. Ne olursa olsun, Musa admm Msrl
ad olduunun anlalmas, Musann kkeni konusunda belir
leyici bir kamt olarak deerlendirilmemi ve bundan bakaca
bir sonu karlmamtr. Bu byk insann milliyeti sorunu
nemli grld taktirde, cevaba katkda bulunacak yeni mal
zemeler ortaya koymak arzu edilir bir eydir.
Bu ksa denemenin amac da ite budur. Imago'nun bir say
snda yer alma beklentisi, psikanaliz uygulamasyla bir katkda
bulunmas gereine dayanmaktadr. Bu yolla vanlan savn, sa
dece analitik dnceyle tank olan ve bulgularn deerlendirebilen bir okurlar azmhm etkileyeceine kuku yok. Onlar
asndan anlaml olmasm umuyorum.
O dnemde henz benim etkim altmda bulunan Otto Rank
1909 ylnda benim bir nerime dayanarak, Der Mythus von der
Geburt des Helden balyla bir kitap yaymlad.1 Kitap,
hemen nemli btn uygar uluslarn...erken bir dnemde e
itli iirsel ykler ve masallarla kahramanlarn, masals kralla
rn, prenslerini, dinin, hanln, imparatorluun veya kentlerin
kurucularm, ksaca ulusal kahramanlarn yceltmeye balad
n ortaya koyuyor. Bu kiilerin doum ve ilk yaam tarihi
zellikle fantastik zelliklerle donatlyor; ki bu zellikler, me
kan asmdan ok uzak yerlerde, farkl ve birbirinden tamamen
bamsz halklarda bile artc bir benzerlik, hatta tam bir uy
ce evirisinde yer almamaktadr. Breastedden alman para aslnda St Stephenin bir
konumasndan (Acts, vii, 22) alnmtr.]
1 [Kahramann Dou Miti.] Rankm, almaya yapt bamsz katklarn deerini
kmsemek gibi bir niyetim yok. [Aadaki alntlar, ilk kez 1914te baslan
Robbins ve Jelliffee evirisine dayanmaktadr, metindeki sayfa gndermeleri de bu
eviriyedir. Kesinlik asndan baz deiiklikler yaplmtr.]

MUSA BR MISIRLIDIR

253

gunluk gsteriyor. Uzun zaman nce farkedilen bu olgu birok


aratrmacy etkilemitir. [Sf. 1.] Rank izleyerek, btn bu
yklerin temel zelliklerini ne karan ortalama bir destan
oluturursak (Galtonunkine benzer bir teknikle1 aadaki tab
loyu elde ederiz:
Kahraman, en aristokratik ailenin ocuudur; genellikle de
bir kraln oludur.
Anne rahmine dmeden nce, perhiz, uzun sreli ksrlk
gibi, ya da ebeveynlerinin d yasaklar veya engeller nedeniyle
gizlice cinsel iliki kurmas gibi zorluklar yaanmtr. Hamile
lik dneminde, hatta daha ncesinde kahramann dnyaya gelii
konusunda uyanda bulunan, genellikle de babas iin tehlike
ieren bir kehanet vardr (bir rya veya vahiy eklinde).
Bu kehanet nedeniyle yeni doan bebek babasnn veya onu temsil eden birisinin emriyle lme veya akta braklmaya
mahkum edilir; kural olarak bir sepet iinde suya braklr.
Daha sonra hayvanlar veya yoksul insanlar (oban gibi) ta
rafndan kurtarlr ve dii bir hayvan veya yoksul bir kadn ta
rafndan emzirilir.
Byynce eitli maceralardan sonra aristokratik ebe
veynlerini tekrar bulur, hem babasndan intikam alr, hem de
tannr, byk n ve baar kazanr. [Sf. 61.]
Bu doum mitine konu olan en eski tarihsel kii Babilin ku
rucusu Agadeli Sargondur (M. 2800 c.). Kendi kendine at
fettii bu zellie ilikin aklamas bizim amzdan ilgin ola
caktr:
Ben, gl Kral, Agade Kral Sargon. Annem Bakireydi,
babam ise tanmyordum; babamn kardei dalarda yayordu.
Bakire Anmem, Frat nehri kysndaki Azupirani ehrinde bana
hamile kald. Beni gizlice dourdu. Kamtan yaplm bir san
1 [Freud, sk sk deinmekten holand Galtonun birleik fotoraflarndan sz edi
yor.]

254

MUSA VE TEKTANRICILIK (I)

dn iine koyarak kapan kapatp nehre brakt, ama nehir


beni bomad. Nehir beni sucu [su eken] Akkiye gtrd. Su
cu Akki yreindeki efkatle beni sudan kard. Sucu Akki beni
kendi olu gibi bytt. Sucu Akki beni bahvan yapt. Bah
van olarak alrken [tanra] Ishtar beni sevdi. Kral oldum
ve krk be yl sreyle kraliyete hkmettim. [sf. 12-13.]
Agadeli Sargonla balayan bu dizide en iyi bildiimiz isimler
Musa, Cyrus ve Romulustur. Ama bunlara ek olarak Rank, ay
n genlik yksnn tamamen veya kolayca gzlenen benzer
liklerle anlatld daha birok kahramandan sz ediyor: bunlar
arasnda Odipus, Kama, Paris, Telephos, Perseus, Heracles,
Glgam, Amphion ve Zethos saylabilir.1
Rankm aratrmalar bu mitin kayna ve amac konusunda
bilgi edinmemizi salamtr. Ksa cmlelerle gnderme yap
mam yeterli olacaktr. Bir kahraman, babasna bakaldracak
cesareti bulan ve sonunda onu alt eden birisidir. Mit bu mca
deleyi kiinin tarih ncesine kadar gtrr, nk babasnn iradesine ramen doduunu ve babasnn kt niyetine ramen
kurtarldm anlatr. Bir sepetin iinde aa braklma, dou
mun amaz bir sembolik temsilidir: sepet karna, su ise
amniyotik svya karlk gelir. Ebeveyn-ocuk ilikisi birok
ryada sudan kma veya sudan karlma olarak temsil edilir.2
Bir halkn hayal gcne dayanarak nemli bir ahsiyete ele al
dmz doum mitini atfetmesi, bu yolla onu bir kahram an ola
rak kabul etmeyi ve bir kahramann yaamndaki dzenli yapya
uygun olduunu bildirmeyi amalamaktadr. Ne var ki gerekte
iirsel kurgunun tamamnn kayna ocuun aile romantizmi
dediimiz eydir; olan ocuu ebeveynleriyle, zellikle de ba
basyla olan duygusal ilikideki bir deimeye bu yolla tepki
1 [Kama, Sanskrit epik Mahabharata'daki kahramandr, Glgam bir Babil kahramandr, dierleri ise Yunan mitolojisindeki figrlerdir.]
2 [rnein bkz. Ryalarn Yorumu (1900a), 5, VI (F). Blmn sonlan.]

MUSA BR MISIRLIDIR

255

verir.1ocuk ilk yllan da babasn gznde an bytr; buna


uygun olarak ryalardaki ve masallardaki kral ve kralie de
imez olarak ebeveynlere karlk gelir. Daha sonra rekabetin
ve gerek yaamdaki hayal krklnn etkisiyle ocuk ebe
veynlerinden uzaklamaya ve babasna kar eletirel bir tavr
almaya balar. Dolaysyla mitteki ailelerin aristokratik aile
ile yoksul aile ikisi de yaamnn farkl dnemlerinde grd
ekliyle ocuun kendi ailesine ilikin dncelerdir.
Bu aklamalann, kahramanlarn dou mitlerinin yaygn ve
tekbiimli doasn tamamen anlalr kldm pekl syleye
biliriz. Bu nedenle Musann doum ve akta braklma mitinin
zel bir konumda olmas ve gerekten de temel bir adan di
erleriyle tezat oluturmas ok daha ilgintir.
Gelin, mite gre ocuun kaderini belirleyen iki aileden yola
kalm. Bilindii zere analitik yoruma gre aileler ayn ve
tektir, sadece kronolojik olarak farklandrlmtr. Tipik mit tar
znda ocuun doduu ilk aile aristokratik, ounlukla da kra
liyet ailesidir; yetitii ikinci aile ise yoksul veya kt gnler
yaayan bir ailedir. Bu da yorumla miti dayandrdmz [aile
romantizmi] koullanna uygun der. Sadece Odipus mitinde
bu fark bulanktr: bir kraliyet ailesinin akta brakt ocuk,
bir baka kraliyet ifti tarafndan kurtanlr. Tam da bu rnekte
iki ailenin balangtaki zdeliinin mitin kendisinde belli be
lirsiz alglanabilmesi pek rastlant olamaz. ki aile arasndaki
toplumsal tezat ki bildiimiz gibi bu, byk insanlann kah
ramanca doasn vurgulamak iin kullanlan bir tarzdr mite,
tarihi ahsiyetlere uyguland zaman zel bir anlam kazanan
ikinci bir ilev ykler. nk mit, kahramann asaletini tescil
etmek, toplumsal konumunu ykseltmek iin de kullanlabilir.
Medler iin Cyrus, yabanc bir fatihtir; ama akta braklma
1[Bkz. Freud, Aile Romantizmi (1909c), FD., 8. Bu makale ilk kez Rankn yukarda anlan kitabnn bir paras olarak yaymlanmtr.]

256

MUSA VE TEKTANRICILIK (I)

miti yoluyla krallarnn torunu olur. Ayn ey Romulus iin de


geerlidir. Eer byle birisi vardysa, nereden geldii bilinme
yen bir macerac, bir tredi olmal; ama mit onu Alba Longa
kraliyet saraynn ocuu ve varisi yapmtr.
Musada durum olduka farkldr. Dierlerinde aristokratik
olan ilk aile onda yeterince alakgnlldr. Yahudi kahinlerin
[Levite kabilesinin] bir ocuudur. Ama dierlerinde yoksul
olan ikinci ailesi Msrm kraliyet saraydr; prenses onu kendi
olu gibi bytr. Tipik yapdan bu sapma birok insan art
mtr. Eduard Meyer [1906, 46] ve onu izleyen dierleri mitin
balangta farkl olduunu varsaymtr. Onlara gre kz kar
deinin douraca bir olan ocuunun kendisini ve kraliyetini
tehlikeye sokacam gsteren bir kehanet ryas Firavunu uya
rr.1 Bunun zerine o da ocuu doumdan sonra Nil nehrine
brakr. Ama ocuk Yahudiler tarafndan kurtarlr ve kendi o
cuklar gibi bytlr. Daha sonra milliyeti gdlerle
(Rankn da dikkati ektii gibi)2 Mitte deiiklik yaplarak bi
linen ekli verilir.
Ama bir an dnnce dier mitlerden farkllk gstermeyen
bu trden bir zgn Musa mitinin varolamayacam anlarz,
nk ya Msr ya da Yahudi kkenlidir. lk seenek sz konu
su olamaz: Msrllarn Musay yceltmek iin hibir nedeni
yoktur, nk onlar iin o bir kahraman deildir. Bu durumda
mitin Yahudi halk tarafndan yaratldn yani, bilinen ek
liyle [tipik doum miti eklinde] liderlerine atfedildiini var
saymamz gerekir. Ama bu da bu amaca kesinlikle uygun de
ildir, nk kendi kahramanlarm bir yabancya dntren bir
mitin halka ne gibi bir yaran olabilir ki?
Bugnk biimiyle Musa miti, gizli niyetten yoksundur.
Musa kraliyet soyundan gelmeseydi mit onu kahraman olarak
1Bundan, Flavius Josephusun aklamasnda da sz edilmektedir.
2 Rank, 1909, 80 n.

MUSA BR MISIRLIDIR

257

tanmlayamazd; bir Yahudi ocuu olarak kalsayd toplumsal


konumunu ykseltecek bir ey yapamazd. Mitin tamamnda
sadece kk bir fragman etkisini korur: ocuun gl d
gler karsnda ayakta kald gvencesi. (Bu zellik, Firavu
nun yerini Kral Herodun ald sann ocukluu yksnde
tekrar ortaya kar.) Dolaysyla aslmda daha sonra mit malze
mesini acemice uyarlayan birisinin, kahraman Musann yk
sne, bir kahram anlk iareti olan ama zel koullar nedeniyle
Musa iin geerli olmayan klasik akta brakma mitlerinden bir
eyler katmak iin bir frsat yakaladm rahatlkla varsayabili
riz.
Aratrmalarmz, kesinlikten uzak ve belirsiz olan bu so
nula yetinmek zorunda kalabilir ve Musann Msrl olup ol
mad sorusunu cevapsz brakabilirdi. Ne var ki akta brak
ma mitini deerlendirmeye ynelik belki de daha umut verici
bir yaklam izgisi daha vardr.
Gelin mitteki iki aileye dnelim. Analitik yorum dzleminde
bildiimiz gibi bu iki aile zdetir; buna karlk mit dzlemin
de biri aristokratik, dieri yoksul olmak zere iki aileye dn
mtr. Ancak mite konu olan kiinin tarihi bir ahsiyet olmas
halinde bir de nc dzlem yani gereklik dzlemi sz
konusudur. Ailelerden sadece biri gerektir, o da sz konusu
kiinin (byk insann) gerekte doup byd ailedir; dieri
ise kurgusaldr, belli amalarla mitin yaratt bir kurgudur. Ku
ral olarak yoksul aile gerek, aristokratik aile ise uydurma ola
ndr. Musa durumunda durum biraz farkl gzkr. Burada ye
ni yaklam izgisi netlik salayabilir: test edilebilen her du
rumda ilk, yani ocuu akta brakan aile kurgusaldr, buna
karlk ocuu bulan ve byten ikinci aile gerektir. Bu iddi
ann evrensel doruluunu ve Musa miti iin de geerliliini
kabul edecek cesareti bulursak, her ey bir anda netlik kazanr:
Musa bir Msrldr, muhtemelen bir aristokrattr ve mit

258

MUSA VE TEKTANRICILIK (I)

Ov bir Yahudi yapmtr. Varacamz sonu ite bu olacaktr.


Suvr ^-akma ykde doru konumdadr; ama yeni amacna uyarlaiudk iin amacnn bir lde tersine evrilmesi gerekir.
ocuu kurban etmekten, onu kurtarmaya dnmtr.
Musa mitinin ayn tr mitlerin tamamndan sapmas, Mu
sann tarihindeki zel bir zgnle balanabilir. Normalde
kahraman yaamnn ak iinde giderek konumunu ykseltir
ken, Musanm kahramanlk yaam yceltilmi bir konumdan
balam, srailin ocuklarnn dzeyine kadar inmitir.
Bu ksa incelemeye, Musanm bir Msrl olduu kukusunu
destekleyecek yeni bir sav bulma beklentisiyle baladk. Adna
dayal ilk savn, birok insana inandrc gelmediini grdk.1
Akta brakma mitinin analizine dayal olan bu yeni savn da
sonu vermeyebileceine kar hazrlkl olmalyz. Kukusuz,
mitlerin oluum ve dnm koullarnn, bu trden bir sonucu
hakl karmaya yetmeyecek kadar bulank olduu ve kahraman
Musa figrn evreleyen geleneklerin olanca karklkla
ryla, elikileriyle, yzyllarca sren kesintisiz ve kastl dei
ikliklerin ve st ste bindirmelerin amaz belirtileriyle altta
yatan tarihsel gereklik temelini gn na karmaya ynelik
her trl abay mutlaka engelleyecei sylenerek itiraz edile
bilir. ahsen ben bu itiraz paylamyorum, ama bunu rtecek
bir konumda da deilim.

1 rnein Eduard Meyer (1905, 651) yle yazyor: Musa ad muhtemelen Msrl
addr ve rahip Shiloh ailesindeki Pinchas kesinlikle Msrl addr. Bu da bu ailelerin
Msr kkenli olduunu elbette kantlamaz, ancak Msrla ilikileri olduuna kuku
yok. Bundan ne tr bir iliki anlamamz gerektiim sorabiliriz. [Meyerin (1905) bu
makalesi, bu Msr adlan sorununun ayrmtlanyla tartld daha uzun bir makalenin
(1906, 450-1) zetidir. Burdan, Pinchas adl iki insan olduu anlalr: birisi
Aaronun torunu (Exodus, vi, 25 ve Numbers, xxv,7), dieri ise Shilohtaki bir rahip (1
Samuel, i, 3) ve her ikisi de Levite kabilesindendir. Shiloh, Ahit Sandnn Kudse
tanmadan nce bulunduu yerdir. (Bkz. Josuha, xviii, 1.)]

MUSA BR MISIRLIDIR

259

Eer bundan daha fazlas yaplamayacaksa, bu incelemeyi


kamuoyuna neden sunduum sorulabilir. Bunu yapma gerek
emin de ipularndan te geemeyeceini sylemek durumun
da olduum iin zgnm. nk burada ortaya koyduum iki
sav irdelediimiz ve Musann Msrl bir aristokrat olduu hi
potezini ciddiye aldmz taktirde ok ilgin, geni kapsaml
bak alan ortaya kacaktr. Pek de uzak olmayan baz varsaymlann yardmyla, Musann att kurald adma yol aan
gdleri anlayabileceimize ve bununla yakndan ilikili olarak
Yahudi halkna getirdii yasalarn ve dinin baz tipik zellikle
rinin ve zgnlklerin olas temelini kavrayabileceimize; hatta
genelde tektanrl dinlerin kkeni konusunda nemli sonulara
varabileceimize inanyorum. Ancak bu tr arlkl sonular
sadece psikanalitik olaslklar zerine oturtulamaz. lk tarihsel
dayanak olarak Musann Msrl olduu kabul edilse bile, orta
ya kan ok sayda olasl, hayal gcnn rn ve gerek
likten uzak olduklar eletirisine kar savunmak iin en azndan
ikinci bir salam temele ihtiya duyulacaktr. Musann yaa
mna ve Msrdan Hicretine ilikin nesnel bulgular bu ihtiyac
karlayabilirdi. Ama bu sz konusu deil; dolaysyla Mu
sann Msrl olduunun anlalmasnn dndrd dier
karsamalardan sz etmemek daha doru olacaktr.

II
MUSA MISIRLI OLSAYDI...
Bu dergide yaym lanan nceki denemede1 Yahudi halknn
kurtarcs ve kanun koyucusu olan Musann bir Yahudi deil,
Msrl olduu hipotezini destekleyen yeni bir sav ortaya koy
maya almtm. Adnn Msr dilinden tretildii uzun za
mandr biliniyordu, ancak buna gereken nem verilmiyordu.
Benim katkm, Musayla ilgili akta braklma mitinin yoru
munun, onun bir Msrl olduu ve bir halkn ihtiyalar teme
linde Yahudiye dntrld sonucuna yol amasyd. Ya
znn sonunda, Musann bir Msrl olmas hipotezinin nemli
ve geni kapsaml karsamalara yol atn, ancak sadece psi
kolojik ihtimallere dayanmalar ve nesnel kanttan yoksun ol
malar nedeniyle bu karsamalar kamuoyu nnde tartmaya
hazr olm adm sylemitim. Bu yolla ulalan grlerin arl ne kadar fazlaysa, kii de evresindeki dnyann eletirel
saldrlarna kar salam bir temel bulmadan toprak ayakl
bronz bir heykel gibi bunlar aklama konusunda o kadar
ok dikkatli olma ihtiyac duyacaktr. En batan karc ihtimal
bile hataya kar bir koruma deildir; paral bir bulmacann
paralan gibi, bir problemin btn paralar birbirine tam bir
uygunluk gsterse bile, muhtemel olann her zaman gerek ol
mad, gerek olann ise her zaman muhtemel olmad d
nlmelidir. Son olarak, tezlerinin gereklikten ne kadar uzak
olabileceini dikkate almakszn dehalarn sergilemekten haz
1Imago, 23 (1937). [Bir nceki deneme.]

MUSA MISIRLI OLSAYDI

261

duyan ortaa skolastlanyla ve Talmudistlerle ayn kefeye


konmak pek de cazip deil.
Eskisi kadar arlkl duyduum bu tereddtlere ramen, ya
adm atmanm sonucunda nceki denemenin devamm
yazmaya karar verdim. Ama bu da hikayenin tamam olmad
gibi, tm hikayenin en nemli ksm da deil.

( 1)
Musa bir Msrl olsayd: bu hipotezden elde ettiimiz ilk ey,
zm zor yeni bir bilmecedir. Bir kabile1 byk bir ie kal
kt zaman, yelerinden birisinin liderlik konumuna yksel
mesi veya lider seilmesi doaldr. Ama aristokratik bir Msr
ly belki de bir prensi, ya da yksek rtbeli bir rahibi geri
bir uygarlk dzeyine sahip gmen yabanclarn bama geip
onlarla birlikte lkesini terk etmeye zorlayan eyi tahmin etmek
kolay deil. Msrllarn yabanc uluslara ynelik bilinen aa
lamas, byle bir giriimi zellikle zorlatryor. Gerekten de
Musa adnn Msr dilinden tretildiini gren ve ona Msrlla
rn olanca bilgeliini atfeden tarihilerin bile Musanm bir M
srl olabilecei yolundaki ak ihtimali kabul etmeye gnlsz
olmalarnn nedeninin de ite bu olduuna inanabilirim.
lk zorluu bir dieri izler. Musanm sadece Msra yerle
en Yahudilerin politik lideri olmakla kalmadn, kanm ko
yucusu ve eitimcisi olduunu, onlar bugn Musa dini olarak
bilinen yeni bir dinin hizmetine zorladn unutmamak gerek.
Ama bir adamn tek bana yeni bir din yaratmas bu kadar ko
lay mdr? Birisi bir baka insann dinini deitirmek istedii
zaman en doal onu kendi dinine dndrmesi deil midir? M
srdaki Yahudi halkn elbette u veya bu tr bir dini vard; ve
1Msrdan Hicrette ka kii bulunduu konusunda hibir fikrimiz yok.

262

MUSA VE TEKTANRICILIK (II)

eer onlara yeni bir din veren Musa bir Msrlydysa, bu yeni
dinin de Msr dini olduu karsamas bir yana atlamaz.
Bu olasln yolunda duran bir ey vardr: Musaya atfedi
len Yahudi dini ile, Msr dini arasnda ok keskin bir tezat sz
konusudur. lki genel anlamda kat bir tektanrclktr: tek bir
Tann vardr, tek, her eye kadir, eriilemez tann odur; grn
insan gznn dayanabileceinden te bir eydir, tasviri ya
plamaz, ad bile anlamaz. Msr dininde ise saygnl ve k
keni deien saylamayacak kadar ok tanr vardr: gkyz ve
dnya, gne, ay gibi byk doa glerinin birka cisimlemi
hali, Maat (doruluk veya adalet) gibi bir soyutlama, ya da c
cemsi Bes gibi bir karikatr; ama bunlarn ou, lkenin eitli
eyaletlere blnd dnemden kaynaklanan ve sanki eski to
tem hayvanlarndan evrim tamamlanmam gibi hayvan eklin
de olan, aralannda keskin bir aynm bulunmayan ve ilevleri
hemen hemen ayn olan yerel tannlardr. Bu tannlar iin syle
nen ilahiler hepsi iin hemen hemen ayn eyi syler ve kafam
z kantracak bir tarzda birini dieriyle zdeletirir. Tann isimleri birbiriyle birletirilir, bylece birisi dierinin sfatma
indirgenebilir. rnein Yeni Kralln altn anda Teb ken
tinin ba tannsna Amen-Re deniyordu; bu birleik ismin ilk
ksm kentin ko bah tannsna karlk gelirken, Re kelimesi,
On [Heliopolis] kentinin ahin bah tannsnn addr. By ve
trenler, tlsmlar ve muskalar, Msrhlann gndelik yaamna
olduu kadar bu tannlara hizmette de ar basar.
Bu farklardan bazlan, kat bir tektannclk ile kstlamasz
oktannclk arasndaki temel tezattan kolayca kaynaklanabilir.
Dierlerinin, ruhsal ve entelektel dzlemdeki bir farkn sonucu
olduu aktr, nk bu dinlerden birisinin ilkel [geliim] evre
sine ok yakn olmasna karlk dieri yceltilmi soyutlama
dzeyine kmtr. Bazen, Musa dini ile Msr dinleri arasnda
ki tezatn, amal ve kastl olduu izlenimi bu iki etkenden
kaynaklanabilir: rnein birisinde bycln en ar cezalara

MUSA MISIRLI OLSAYDI

263

arptrlmasna ramen dierinde eitlenerek oalmasnda; ya


da Msrllarn kilden, tatan ve metalden tanr heykelleri yap
maya ynelik doyumsuz bir itah gelitirmelerine (ki bugnk
mzelerimiz bu itaha ok ey borludur) karlk, Musa dinin
de yaayan veya kurgusal herhangi bir yaratn tasvirini
[resmini, heykelini] yapma konusunda kat bir yasam konma
snda olduu gibi.
Ama iki din arasnda, yukardaki aklamann aklk kazan
drmad bir baka tezat daha vardr. Antik ada baka hi bir
halk, lm inkar etmek, ya da teki dnyada kendi yaamlarm
mmkn klmak iin o kadar [Msrllar kadar] ok aba har
camamtr. Buna uygun olarak teki dnyann hkmran, yani
lm tanrs Osiris, Msr tanrlar arasnda en popler ve tar
tmasz olandr. te yandan eski Yahudi dini lmszl
tamamen reddetmitir; lmden sonra varoluun devam edebi
lecei dncesine kesinlikle yer verilmemi, bundan sz edil
memitir. Bu ok daha ilgintir, nk sonraki deneyimlerin de
gsterdii gibi lmden sonraki yaama olan inan, tektannh
dinlerle kusursuz bir uyum gstermektedir.
Musanm bir Msrl olduu hipotezinin, eitli alardan ve
rimli ve aydnlatc sonular vermesini umuyorduk. Ama iki di
nin farkl, hatta eliik yaplara sahip olduunu grmemiz, bu
hipotezden kardmz ilk sonucu Yahudilere kabul ettirdii
dinin kendi Msr dini olduu grn rtmtr.

(2)
Msr dini tarihinde, ancak son zamanlarda anlalp takdir edi
lebilen nemli bir olay baka bir olasl gndeme getirir. Mu
sann Yahudi halkna kazandrd din, kendi dini de olabilir,
yani o andaki geerli Msr dini olmasa da, Msr dinlerinden
birisi olabilir.

264

MUSA VE TEKTANRICILIK (II)

Msrn ilk kez bir dnya gc olduu On Sekizinci Hane


danln ihtiaml gnlerinde M. 1375 dolaylannda gen bir
Firavun iktidara gelir. Balangta o da babas gibi Amenophis
(IV) olarak arlr, ancak daha sonra kendi adn deitirir;
stelik deitirdii tek ey ad deildir. Bu kral, Msrl tebaas
na yeni bir dini kabul ettirmeye alr; bu, binlerce yllk gele
neklerine ve bilinen btn yaam alkanlklarna ters den bir
dindir. Kat bir tektannclktr, bildiimiz kadaryla dnya tari
hindeki bu trden ilk giriimdir; tek tann inancyla birlikte, o
gne kadar eski dnyaya yabanc olan ve ondan sonra da uzun
sre yabanc kalan bir dini hogrszln douu kanlmaz
olur. Ama Amenophisin iktidan sadece on yedi yl srer. M.
1358de lmnden hemen sonra yeni din ortadan kaldnlr ve
aykn [heretik] krala ait her ey yasaklanr. Onun hakkmdaki
bilgi krntlan, ina ederek tannsna adad yeni kraliyet ken
tinin kalntlarndan ve kent yaknlarndaki kaya mezarlardaki
yaztlardan elde edilmitir. Bu nemli, gerekten de esiz ahsi
yet konusunda renebileceimiz her ey byk bir ilgiye la
yktr.1
Her yeniliin, nceki bir eyde nclleri ve nkoullar ol
mas gerekir. Msr tektannclmm kkeni belli bir kesinlikle
biraz daha eskiye gtrlebilir.2 Dikkate deer bir sredir,
Ondaki (Heliopolis) gne tapnann rahipleri arasnda ev
rensel bir tann fikri gelitirme ve bu tanrnn ahlaki yann vur
gulama ynnde abalar sz konusudur. Doruluk, dzen ve
adalet tannas Maat, gne tanns Renin kzdr. Reformcu
nun babas olan Amenophis III iktidan dneminde gne tannsna tapnma zaten yeni bir arlk kazanmtr (belki de ok
glenen Tebli Amuna kar). Gne tanrsnn ok eski bir ad
1Breasted [1906,3S6] onun iin insanlk tarihinin ilk bireyi diyor.
2 Aadaki aklama temel olarak Breasted (1906 ve 1934) tarafndan verilen akla
malara ve Cambridge Ancient History'nm II. cildindeki [1924] ilgili blmlere da
yanmaktadr.

MUSA MISIRLI OLSAYDI

265

(Aten veya Atum) tekrar arlk kazanr; ve gen kral bu Aten


dininde hazr bir hareket bulur, ilk dnen olmasa da bunun
sadk bir taraftan olur.
O dnemde Msrdaki siyasi koullar Msr dininde kalc
bir etki yapmaya balar. Byk fatih Tuthmosis IlIn askeri
abalan sonucunda Msr bir dnya gcne dnr: impara
torluk artk gneyde Nubiay, kuzeyde Filistini, Suriyeyi ve
Mezopotamyann bir ksmn topraklarna katmtr. Bu em
peryalizm dine evrenselcilik ve tektanrclk olarak yansr. Fira
vunun sorumluluklar artk Msrn yan sra Nubia ve Suri
yeyi de iine ald iin, tannnn da ulusal snrlann amas ve
tpk Firavunun Msrllar iin bilinen dnyanm tek ve mutlak
hkmdan olmas gibi, bu tannnn da ayn lde yaylmas ge
rekmitir. Aynca, imparatorluk smrlannn genilemesiyle, M
srn yabanc etkilere daha ak olmas doaldr; kraliyet ele
rinden bazlan Asyah prenseslerdir1 ve Suriyeden dolaysz
tektannclk zendirmeleri sz konusu olabilir.
Amenophis, On gne kltne balln hibir zaman inkar
etmez. Kaya mezarlarda bu gne dek gelen ve belki de onun
tarafndan yazlan Aten lahilerinde, Msr iinde ve dnda
btn canllarn yaratcs ve koruyucusu olarak gnei ver; ve
bunu da yzyllarca sonra Yahudi tanns Yehova onuruna ya
zlan mezmurlarda grlen bir tutkuyla yapar. Ama gne
nn etkilerinin bilimsel kefi konusundaki bu artc tahminle
yetinmez. Bir adm daha ileri gittiine kuku yok: gnee mad
di bir nesne olarak deil, enerjisi nlar halinde aa kan ila
hi bir varln sembol olarak tapar.2
1Bu, Amenophisin sevgili kans Nefertiti iin bile doru olabilir.
2 Ama yeni devlet dininin Heliopolitan kkeni ne kadar ak olursa olsun, bu sadece
gnee tapnma deildir, tanr (nuter) kelimesi yerine Aton kelimesi kullanlr ve
tanr, nesnel gneten aka ayrdedilir. Breasted, 1906,360. Kraln kutsallatrd
eyin, gnein dnyay etkileme gc olduu aktr. Breasted, 1934, 279. Erman
(1905,66) da benzer bir yargya varr: Bunlar... taplan eyin kutsal bedenin kendisini
(Devam var...)

266

MUSA VE TEKTANRICILIK (II)

Ne var ki kral, zaten ondan nce varolan bir Aten dininin


taraftar veya savunucusu olarak deerlendirmemiz ona haksz
lk olmayacaktr. Etkinlii ok daha enerjik bir mdahaledir. O,
evrensel bir tann doktrinini ilk kez tektanrcha dntren
yeni bir ey dlayclk etkenini getirmitir. lahilerinden
birisinde aka yle der: Ey tek Tann, senin yannda bir ba
ka tann yok.!1 Yeni doktrini deerlendirirken pozitif ieriine
ilikin bir bilginin yeterli olmadm unutmamak gerekir: nega
tif yan da reddettiklerine ilikin bir bilgi de ayn lde
nemlidir. Yeni dinin tek hamlede tamamlandn ve Zeusun
kafasndan kan Atina gibi bir anda yaama tam donanml
geldiini varsaymak da hata olacaktr. Eldeki btn bulgular,
Amenophis iktidar dneminde bu dinin yava yava netletii
ni, tutarllk, katlk ve hogrszlk kazandn gstermekte
dir. Bu gelime, Amun rahipleri arasnda kraln reformuna kar
ykselen iddetli muhalefetin etkisi altnda gereklemi olabi
lir. Amenophis iktidannn altnc ylnda bu dmanlk ylesine
artmtr ki kral, tann Amun adn da ieren kendi adm dei
tirmitir. Amenophis yerine artk kendini Akhenaten2 ola
rak adlandrmtr. Ama nefret edilen tannnn adn sadece ken
di adndan karmakla kalmaz: btn yaztlardan siler, hatta ba
bas Amenophis IHn adnn getii yerlerde bile. Adn
Akhenaten olarak deitirdikten hemen sonra Amun egemenli
indeki Teb kentini terkeder ve nehrin aa tarafnda yeni bir
kraliyet bakenti kurarak adm Akhetaten (Atenin ufku) koyar.
Ykntlar bugn Teli elAmama3 olarak bilinmektedir.
deil, bunda kendini gsteren varlk olduunu olabildiince soyut terimlerle dile get iren kelimelerdir.
1Breasted, 1906.
2 Burada adn ngilizce telaffuzunu benimsedim (Akhenaton da denebilir). Kraln yeni
ad ncekiyle yaklak olarak ayn anlama gelir: Tann honut. Almanca Gotthold
[tanr iyidir] ve Gottfried [tann honut] ifadeleriyle karlatnn.
3 Msr krallannn Asyadaki dostlanna ve hizmetilerine yazd byk bir tarihsel nemi olan mektuplar orada 1887 ylnda kefedilir.

MUSA MISIRLI OLSAYDI

267

Kat bir ekilde cezalandrlan sadece Amun olmaz. Krali


yetin tmndeki tapnaklar kapatlr, ibadet yasaklanr, tapnak
mallarna el konur. Gerekten de kral tutkusunda o kadar ileri
gider ki oul getii yerlerde tanr adnn silinmesi iin eski
antlar tek tek incelenir.1 Dolaysyla Akhenatenin ald bu
nlemlerin, bask altma alnan rahiplerde ve doyumsuz sradan
insanlarda fanatik bir kincilik yaratmas ve kraln lmnden
sonra bu kinin aa vurulmas artc deildir. Aten dini
poplerite kazanmaz; muhtemelen kraln dar evresiyle snrl
kalr. Akhenatenin sonu bulankln koruyor. Ailesinden ksa
mrl, karanlk birka varis ktn duyanz. Enitesi
Tuankhaten, Tebe dnmeye ve adndaki tanr Aten admn ye
rine Atumn adn almaya zorlanr. Bunu, M. 1350 ylnda ge
neral Haremhab dzeni tekrar kuruncaya kadar sren bir anari
dnemi izler. Grkemli On Sekizinci Hanedanlk son bulmu,
Nubia ve Asya fetihleri kaybedilmitir. Bu kasvetli ara dnem
de eski Msr dinleri tekrar kurulur. Aten dini terk edilir,
Akhenatenin kraliyet kenti yklp yamalanr, ad bir sulu gi
bi yasaklanr.
Aten dininin negatif zelliklerinden birkan belli bir amala vurgulamak istiyorum. Her eyden nce mitlerle, b
yyle, byclkle ilgili her ey yasaklanr.2 kincisi, gne
tanrsna tapnma, artk gemiteki gibi kk bir piramit ve a
hinle3 deil, n saan ve insan eliyle sonlanan yuvarlak bir
diskle temsil edilir; ki bu da neredeyse sradan gzkr.
Amama dnemi sanatndaki olanca zenginlie, savurganla
ramen gne tanrsnn bakaca bir temsili Atenin kiisel
1Breasted, 1906,363.
2 Weigall (1922, 120-1), insanlarn saysz byclk formlyle kendilerini korumaya
altklar bir cehennemi tanmadn sylyor: Akhnaton btn bu formlleri atee
att. Cinler, eytanlar, canavarlar, ruhlar, yan tanrlar, iblisler, hatta Osirisin kendisi
bile yaklp kl edildi.
3 [Bu, bir piramit veya ahin olmal. Kar. Breasted, 1934, 278.]

268

MUSA VE TEK.TANRJCILIK (II)

putu bulunmaz; bundan sonra da bulunamayacan rahatlkla


syleyebiliriz.1 Son olarak, lm tanrs Osiris ve ller krall
konusunda tam bir suskunluk sz konusudur. Ne ilahilerde, ne
de mezar yazlarnda Msrllarn yreklerinde nelerin olup bit
tii konusunda hi bir bilgi yok. Popler dinle arasndaki tezat
bundan daha ak gsterilemezdi.2

(3)
Vardm sonucu imdi ortaya koymak isterim: eer Musa bir
Msrlydysa ve kendi dinini Yahudilere kabul ettirdiyse bu,
Akhenatenin Aten dini olmaldr.
Az nce Yahudi diniyle popler Msr dinini karlatrm
ve aralarndaki kartl gstermitim. imdi de balangtaki
zdeliklerini kantlama beklentisiyle Yahudi ve Aten dinlerini
karlatrmam gerekiyor. Bunun kolay olmadnn farknda
ym. Amn rahiplerinin kincilii yznden, Aten dini konusun
da ok az ey renebilecek durumdayz. Biz sadece sekiz yz
yl sonraki hicret sonras alarda Yahudi rahipleri tarafmdan
belirlendii haliyle Musa dinini nihai ekliyle biliyoruz. Bu el
verisiz duruma ramen hipotezimizi destekleyen az sayda
bulgu elde edebilirsek, bunlara byk bir deer bieceiz.
Elimizde bir iman ikrar, bir bildiri olsayd, Musa dininin
Aten dininden baka bir ey olmad tezimizi kantlamann
kestirme bir yolunu bulmu olurduk. Ama korkarm bu yol t
kal. yi bilindii zere Yahudi iman ikrar u ekildedir:
1 Akhnaton Atonun putunun yaplmasna izin vermemitir. Kral, Gerek Tannnn
ekli olmadn sylemi ve bu fikrini yaamnn sonuna kadar savunmutur.
(Weigall, 1922,103.)
2 Osiristen ve krallndan hi sz edilmiyordu. (Erman, 1905, 70.) Osiris tamamen
gz ard edilmitir. Ikhanton yaztlarnda veya Amamadaki mezarlarn hi birisinde
hi sz edilmemitir. (Breasted, 1934,291.)

MUSA MISIRLI OLSAYDI

269

Schema Jisroel Adonai Elohenu Adonai Echod.1Msrl Aten


(veya Atum) adnn, branice Adonai [efendi, tanr] kelimesiyle
ve Suriye tanrs Adonis adyla benzerlik gstermesi bir rast
lant deil de, konuma ve anlam arasndaki tarih ncesi bir ya
knlktan kaynaklanan bir eyse, Yahudi forml yle evrile
bilir: Duy ey srail: tanrmz Aten (Adonai) tek tanrdr. Ne
yazk ki bu soruya cevap verecek donanmdan yoksunum ve
konuya ilikin literatrde bu konuda pek bir ey bulamadm.2
Ama her ey dikkate alnnca bu ileri bizim iin ok fazla ko
laylatrr. yle veya byle, tanrnn adyla ilgili sorunlara tek
rar dnmemiz gerekecek.
ki din arasndaki benzerlikler kadar farkllklar da kolayca
ayrdedilebilir, ancak bu konuyu pek aydnlatmaz. Her ikisi de
kat bir tektannclk biimindedir; ortak yanlarn bu temel zellie balamaya batan eilimli olacaz. Baz alardan Ya
hudi tektanncl Msrdakinden ok daha katdr: rnein her
trl tasvirin yasaklanmasnda olduu gibi. En temel fark
(tanrlarn adlarnn dnda), Msr dininde hl destek bulan
gnee tapmann, Yahudi dininde olmamasdr. Popler Msr
diniyle karlatrma yaparken, temel kartln dnda iki din
arasndaki farkta kastl kartln belli bir rol oynad izleni
mi edinmitik. imdi karlatrmada Yahudi dini yerine bildi
imiz kadaryla Akhenaten tarafndan popler dine ynelik ak
dmanlkla gelitirilen Aten dinini koyacak olursak, bu izle
nim daha bir geerlilik kazanacaktr. teki dnya veya lmden
sonra yaam doktrininin, en kat tektannclkla uyum iinde ol
masna ramen, Yahudi dininde teki dnyaya veya lmden
1 [Duy ey tsrail: Efendimiz Tanrmz tek Efendidir. ( Deuteronomy, vi, 4).]
1 Sadece Weigallde (1922, 12 ve 19) birka pasaj bulabildim: tanr Atum, Ranm batan gne olma zellii belki de Kuzey Suriyede yaygn olarak taplan Atonla ayn
kkene sahiptir ve dolaysyla yanndakilerle birlikte yabanc kralie Tebden ok
Heliopolise daha ok sempati duymu olabilir/' [Weigallm Atum ile Aten arasnda
varsayd iliki Msr bilimciler tarafndan genelde kabul edilmemitir.]

270

MUSA VE TEKTANRICILIK (II)

sonra yaama yer verilmemesi bizi hakl olarak artr. Ama


Yahudi dininden Aten dinine dnp de bu reddin oradan alnd
n varsaydmz an bu aknlk da ortadan kalkar, nk
Akhenaten, ller tanrs Orisisin belki de yukar dnyadaki
dier btn tanrlardan daha arlkl bir rol oynad popler
dinle mcadele etmek zorundayd. Bu nemli noktada Yahudi
ve Aten dinleri arasndaki benzerlik, tezimizi destekleyen ilk
gl savdr. Tek argmann bu olmadn greceiz.
Musa Yahudilere yeni bir din kabul ettirmekle kalmamtr;
snnet geleneini getirdii de ayn kesinlikle sylenebilir. Pek
dikkate alnmayan bu gerek, sorunumuz asndan belirleyici
bir neme sahiptir. Eski Ahit aklamasnn bununla birden ok
noktada elitii dorudur. ncil bir yandan snneti tanr ile
brahim arasndaki bir anlamann iareti olarak ataerkil dne
me balarken, te yandan da olduka bulank bir pasajda kut
sal1 olan bir gelenei ihmal ettii iin tanrnn Musaya nasl
kzdn ve onu ldrmeye altn, ama Midianite kabile
sinden olan karsnn bu ilemi abucak yaparak kocasn tanr
nn gazabndan nasl koruduunu anlatr.2 Ne var ki bunlar, bizi
konudan uzaklatrmamas gereken arptmalardr; daha sonra
bu arptmalarn nedenini kefedeceiz. Yahudilerin snnet
geleneini nereden ald sorusunun tek bir cevab vardr: M
srdan. Tarihin babas olan Herodotus, snnet geleneinin
Msrda uzun zaman nce bir gelenek olduunu syler3 ve
mumyalardaki bulgular ve mezar duvarlarndaki resimleT de
bunu dorular. Bilindii kadaryla Dou Akdenizdeki baka
hibir halk bu gelenei uygulamamtr; Samilerin, Babillerin
ve Smerlerin snnetsiz olduu rahatlkla varsaylabilir. Eski
Ahit yks de Canaan4 halknn snnetsiz olduunu syler;
1Heiligr (Kr. sf. 367.)
^ [Genesis, xvii, 9 ve Exodust iv, 24. Olayn sf. 284teki aklamasyla karlatrn.]
3 [Herodotus, History, Cilt II, Blm 104.]
4 [Bugnk Vaadedilen lke, S.B.]

MUSA MISIRLI OLSAYDI

271

Yakupun kzyla Shechem prensinin maceras iin bu gerekli


bir nkouldur.1 Yahudilerin snnet geleneini Musann dini
retileriyle ilikili olarak deil de Msrdaki geici ikmetleri
srasnda baka bir yoldan kazandklar olasl temelden yksun bir sav olarak reddedilebilir. Snnetin Msrda evrensel
anlamda popler bir gelenek olduunu kesin kabul ederek, bir
an iin Musann bir Yahudi olduu ve halkm Msrdaki esa
retten kurtararak baka bir lkede bamsz ve z-bilinli bir
ulusal varolu gelitirmelerine nderlik ettii (ki gerekten
yapt da budur) yolundaki sradan hipotezi benimseyelim. Bu
durumda, tersine ynelerek halkn esaret lkesine yabancla
trmak ve Msrn et mleklerine duyduklar zlemi yen
meleri iin almak yerine onlar bir lde Msrl yapan ve
Msra ilikin anlarn srekli canl tutan bu can skc gelenei
onlara empoze etmesinin ne gibi bir anlam olabilir ki? Hayr,
balang noktas yaptmz olgu ve buna eklediimiz hipotez
birbirine ylesine ters der ki, u sonuca varacak cesareti bu
labiliriz: eer Musa Yahudilere sadece yeni bir din deil, snnet
emrini de verdiyse, o bir Yahudi deil, bir Msrldr; bu du
rumda Musa dini muhtemelen Msr dinidir ve popler (ne ters
dmesi asndan, daha sonra Yahudi dininin baz nemli
yanlaryla benzerlik gsterdii Aten dinidir.
Musann Yahudi deil de Msrl olduu hipotezimin,
yeni bir bilmece yarattn sylemitim. Bir Yahudide kolayca
anlalr gzken yaam biimi, bir Msrlda anlalmaz bir ya
pdadr. Ama Musay Akhenaten dnemine koyar da onu Fira
1 [Genesis (Yaratl), xxxiv.] Eski Ahit geleneini bu kadar otokratik ve keyfi deerlendirmekle uygun grdm yerlerde grlerimi domlamak iin bavurup, ters
dt yerlerde tereddtsz reddetmekle kendimi ciddi metodolojik eletirilere
maruz braktmn ve savlarmn inandncln zayflattmn ok iyi farkndaym.
Ama kastl olarak arptlma sonucu gvenirliinin ciddi lde zedelendiini kesin
likle bildiim bir malzemeyi de ancak bu ekilde ele alabilirim. Bu gizli gdleri ele
alrken bir lde hakllk bulacam umuyorum. yle veya byle kesinlik mmkn
deil; hem konuya ilikin dier her yazarn da ayn yntemi benimsedii sylenebilir.

272

MUSA VE TEKTANRICILIK (II)

vunla iliki iinde ele alacak olursak bilmece ortadan kalkar ve


btn sorularm za cevap verecek bir ihtimal ortaya kar. Ge
lin, Musanm aristokratik ve nemli bir ahsiyet oluu, mitin de
syledii gibi gerekten de kraliyet ailesinin bir yesi olduu
varsaym ndan yola kalm. Kukusuz byk yeteneklerinin
farkndadr, hrsl ve enejiktir; bir gn halknn lideri, kraliye
tin hkmran olmay hayal etmi bile olabilir. Temel dnce
lerini kendine mal ettii Firavuna yakn olduu iin yeni dinin
inanan bir taraftan olmutur. Kral lp de [yeni dine] tepkiler
su yzne knca btn umutlannm ve beklentilerinin suya
dtn grr; kendisi iin deerli olan btn inanlanndan
dnmedii srece Msrn ona sunacak hibir eyi yoktur: l
kesini kaybetmitir. Bu zor durumdan kurald bir k yolu
bulur. Hayalci Akhenaten, halkn yabanclatrm ve impara
torluu paralamtr. Enerjik yaps nedeniyle, yeni bir kraliyet,
Msrllarn kmsedii dine tapacak yeni bir halk bulma d
ncesi Musaya daha uygun gelir. Bu, kadere kar gelmeye,
Akhenaten felaketi nedeniyle kaybettiklerini iki ynden denge
lemeye ynelik kahramanca bir giriimdir. Belki de o dnemde
baz Sami kabilelerinin (belki de Hyksos dneminde) yerletii
u eyaletlerden birisinde (Goshen) validir.1 Onlarla anlar,
balarna geer ve bilek gcyle Hicreti gerekletirir.
[Exodus, xiii, 3, 14 ve 16.] Eski Ahit rivayetinin tersine biz, bu
Hicretin atmasz ve takipsiz gerekletiini varsayabiliriz.
Musamn otoritesi bunu mmkn klmtr ve o dnemde buna
engel olabilecek merkezi bir idare yoktur.
1 Musann yksek rtbeli bir grevli olmas, Yahudilerin nderliini stlenmesini anlamay kolaylatrr; buna karlk bir rahip olmas durumunda, yeni bir dinin kurucusu
olarak ortaya kmas doaldr. Her iki durumda da eski mesleine devam edecektir.
Kraliyet saraynn prensi kolayca her ikisi de hem bir eyalet valisi, hem de bir ra
hip olabilir. Aa brakma mitini kabul eden, ancak Eski Ahit folkloru (rivayeti)
dndaki folklorlarla (rivayetlerle) ilikisi var gibi gzken Flavius Josephusun
(Jewish A ntiqui ties'do) aklamasnda Msrl bir general olan Musa, Etyopyada za
ferle sonulanan bir savaa katlr. [ng. ev., 1930,289.]

MUSA MISIRLI OLSAYDI

273

Yaptmz bu tasarma gre Msrdan hicret M. . 1358 ila


1350 arasnda yani Akhenatenin lmnden sonra,
Haremhabn devlet otoritesini tekrar salamasndan nce
gereklemitir.1 Gn tek hedefi Canaan lkesi olabilirdi.
Msr egemenliinin knden sonra sava Aramaeanlar bu
blgeyi istila ederek yakp ykm, bylece becerikli bir halkn
kendileri iin yeni bir lke kazanabileceini gstermitir.
1887de ykk Amama kenti kalntlarnda bulunan mektuplarda
bu savalardan Habiru olarak sz edilir; bu isim, Amama
mektuplarnda yer alamayacak olan sonraki Yahudi istilaclar
(bilmediimiz bir nedenle) iin kullanlmtr: Herbew
[brani], Ayrca Canaanda, Filistinin Gneyinde, Msrdan
ayrlmaya balayan Yahudilerin en yakn akrabalar olan kabi
leler yaamaktadr.
Hicret durumunda kefettiimiz gdler bir btn olarak
snnetin benimsenii iin de geerlidir. nsanlarn (hem ulusla
rn hem de bireylerin) artk pek anlalmayan bu tarih ncesi
uygulamaya ynelik tutumlarm hepimiz biliriz. Snnet olma
yanlar, buna ok tuhaf bir ey gzyle bakar ve bundan biraz
rker, ama snnet olanlar bununla gurur duyar. Bununla yceldiklerine, deyi yerindeyse asalet kazandklarna inanr ve snnetsizlere kmsemeyle bakar, kirli olarak grrler. Bugn
bile bir Trk snnetsiz kpek diyerek bir Hristiyanla dalga
geecektir. Bir Msrl olarak kendisi de snnetli olan Musanm
bu tutumu paylat varsaylabilir. lkesinden birlikte ayrld
Yahudiler, geride brakt Msrllarn yerine konan stn birisi
olarak ona hizmet edecektir. Hi bir adan Yahudiler onlardan
[Msrllardan] aa olmamaldr. Eski Ahitte de aka belir
1 Bu da hicreti, Meranptah ynetimindeki On Sekizinci Hanedanlk dnemine balayan
tarihilerin ounun varsaydndan bir asr ncesine tar. Ya da biraz daha sonra
gereklemi olabilir, nk resmi [Msr] tarihi ara dnemi Haremhab hkmranl
dnemine katmaktadr. [Bugnk ada kaynaklar, Hicreti M.. 1300 dolaylarna
dayandrmaktadr, S.B.]

274

MUSA VE TEKTANRICILIK (II)

tildii gibi, onlar kutsal bir ulus yapmak ister1 ve bu kutsa


mann bir iareti olarak, onlar en azndan Msrllarn eiti ya
pan snnet geleneini getirir. Ve tpk Msrllarn kendilerini
dier btn yabanclardan ayr tutmalar gibi, Yahudilerin de
ilerine girdikleri yabanc halklardan byle bir iaretle
ayrdedilmesini memnuniyetle karlar.2

Ama daha sonra Yahudi folkloru, kardmz sonu nede


niyle bir dezavantaja girmi gibi davranmtr. Snnetin Musa
tarafndan empoze edilen bir Msr gelenei olduu kabul edil
seydi bu, Musanm kendilerine getirdii dinin de bir Msr dini
olduunu kabul etmeleri anlamna gelecekti. Bu gerei inkar
etmek iin geerli nedenleri vard; dolaysyla snnet konusun
daki gerein de reddedilmesi gerekiyordu.

(4)
1 [.Exodusyxix, 6.]
2 M. 450 dolaylannda Msr ziyaret eden Herodotus, seyahat aklamasnda, Msr
halknn, sonraki Yahudilikte gzlediimiz zelliklere artc bir benzerlik gsteren
zelliklerini sayar: Her adan dier halklardan daha dindarlar, eitli gelenekleri d ierlerinden farkldr. rnein temizlik gerekesiyle snneti ilk uygulayan onlardr.
Ayrca domuzdan tiksinirler; bu kukusuz Sethin Horusu kara bir domuz klnda
yaralamasndan kaynaklanmaktadr. Son ve en ilginci de, ineklere byk bir sayg du
yarlar, kesinlikle inek kurban etmez, etini yemezler, nk bunun inek boynuzlu Isisi
kzdracana inanrlar. Bu nedenle hibir Msrl erkek veya kadn bir Yunanly p
mez, ban, iini, kazann kullanmaz, ya da bir Yunanlnn bayla kesilmi o l
mas halinde baka trl temiz olacak bir kzn etini yemez... Temiz olmayan ve
onlar kadar tanrlara yakn olmayan dier insanlara kar dar kafal bir kibirle tepeden
bakarlar. (Erman, 1905, 181.) [Bu, Ermann Herodotusun II. Kitabnn 36 ve 47.
Blmlerinden kard bir zettir.] Hindistan halknn yaamnda buna paralellik
gsteren noktalar elbette gz ard edemeyiz. Aklma gelmiken, MS. on dokuzuncu
yzylda yaayan Yahudi air Heinea kendi dininden Nil vadisinden yaylan bir ve
ba, Eski Msrn salksz inanlar olarak yaknmasn kim nermi olabilir ki?
[Hamburgdaki Yeni Yahudi Hastanesi zerine yazlan bir iirden, Zeigedichte,
XI.]

MUSA MISIRLI OLSAYDI

275

Bu noktada hipotezimin bir itirazla karlaacam sanyorum.


Bu hipotez, Msrl Musay Akhenaten dnemine koyuyor;
Musann, Yahudi halkn o dnemde lkede ar basan politik
koullardan kurtarmaya karar verdiini ve gerekte Msrda
km olan Aten dinini koruduu insanlara empoze ettiini
varsayyor. Bu yorumlar, maddi temeli olmayan ar bir pozi
tiflikle ortaya koyduumun sylenmesini beklerim. Bu itirazn
yersiz olduunu sanyorum. Giri aklamamda kuku etkenini
yeterince vurgulamtm; deyi yerindeyse bu etkeni parantez
dnda braktm iin, bunu parantez iindeki her konuyla ili
kili olarak tekrarlamaktan kanabilirim.
Tartmaya kendi eletirel aklamalarmla devam edebili
rim. Hipotezimin ekirdei Yahudi tektanrclmn Msr ta
rihindeki tektanrclk olayna bamll eitli yazarlar ta
rafndan dnlm ve belirtilmitir. Bu grlerden burada
sz etmeyeceim, nk hi birisi bu etkinin nasl gerekleti
ini gsterememitir. Bizim bak amzdan da bu etki Musa
figryle balantl kalsa da, tercih ettiimiz bu olasla ek ola
rak dier olaslklardan da sz etmemiz gerekiyor. Resmi Aten
dininin knn, Msrdaki tektannc akma tam anlamyla
bir nokta koyduu dnlmemelidir. Balang yeri olan
Ondaki rahipler, felaketten kurtulmu ve Akhenatenden son
raki kuaklara da fikir eilimlerini tam olabilirler. Dolay
syla Akhenaten dneminde yaamam ve onun kiisel nfu
zundan etkilenmemi bile olsa, On rahipliinin bir taraftar veya
belki de bir yesi olmas halinde, Musann hareketi yine inan
drc olacaktr. Bu olaslk Hicret tarihini erteleyecek ve genel
de benimsenen tarihe (on nc yzyla) yaklatracaktr; ama
bu olasln bunun dnda sunacak bir eyi yok. Musanm
gdlenimine ilikin i gzlemimiz kaybolacak ve lkede h
km sren anarinin Hicreti kolaylatrmas geerliliini kay
bedecektir. On Dokuzuncu Hanedanln sonraki krallar gl

276

MUSA VE TEKTANRICILIK (II)

bir rejim kurar. Ancak heretik kraln lmnden hemen sonraki


dnemde Hicret iin elverili d ve i koullarda bir yaknsama
olabilmitir.
Yahudiler, Eski Ahitten ayr olarak kendilerine ait zengin
bir literatre sahiptir; bu literatrde ilk nderleri ve dinlerinin
kurucusu hakknda yzyllar boyunca gelien ve k noktasn
hem aydnlatan, hem de bulandran ok sayda destan ve mit
bulunmaktadr. Bu malzemenin iinde, Pentateuchta [Tevratm
ilk be kitabnda] yer almayan gvenilir folklor krntlar ola
bilir. Bu mitlerden birisi, Musa denen adamn hrsnn ocuklu
unda bile nasl dile geldiini ok gzel aklar. Bir keresinde
Firavun onu kucana alp havaya kaldrnca yandaki olan
kraln bandaki tac kapp kendi bana koyar. Bu er almeti
kral uyarr, o da bu konuda bilge kiilere danr.1 Bir baka
yerde, Etyopyada General olarak kazand askeri zaferleri ve
saraydaki bir grubun veya Firavunun kskanlndan korktuu
iin Msrdan nasl katn anlatan ykler vardr. Eski Ahit
de Musaya inandrc baz zellikler atfeder. ncil onu sinirli,
kolay fkelenen birisi olarak anlatr; rnein Yahudi bir iiye
kt davranan acmasz bir gzetimciyi fkeyle ldrmesi, din
den dnen halka kznca Tann Dandan [Sina; Exodus, ii, 1112; xxxii, 19] getirdii Kanun tabletlerini krmas gibi; hatta
Tanr bile sonunda sabrszca bir ie kalkt iin onu cezalan
drr, ama bunun ne olduu sylenmez.2 Bu tr bir kiilik zel
lii, onun yceltilmesine hizmet etmeyecei iin, tarihsel bir
gereklie karlk geliyor olabilir. Yahudilerin ilk Tann tari
finde belirttikleri kiilik zelliklerinden bazlar tanry ks
1Bu anektod biraz farkl biimiyle Josephusun almasnda da yer almaktadr. [Jewish
Antiquitiesy ng. ev., 1930, 265.]
2 [Aslnda Musa'nn hayatnn sonunda Vaat edilen lkeye girmesine izin verilmeme
sine bir gnderme olmas halinde (Deuteronomy, xxxiv, 4), bunun aklamas, su
karmak iin sadece seslenmek yerine asasyla kayaya vurarak sabrszlk gstermesidir
(Numbers, xx, 11-12.]

MUSA MISIRLI OLSAYDI

277

kan, kat ve acmasz olarak tanmlamalar temelde Musa


konusunda hatrlananlardan kaynaklanabilir; nk onlar M
sr'dan karan grnmez bir tann deil Musa denen adamdr.
Musaya atfedilen bir baka zellik zel bir ilgiyi hakkeder
niteliktedir. Musann yava konutuu sylenir: bir tr ko
numa ketlemesi veya bozukluu ekmi olmal. Dolaysyla
Firavunla olduu sylenen ilikilerinde kardei diye adlandr
lan Aaronun desteine ihtiya duyar. [Exodus, iv, 10 ve 14.]
Bu da tarihsel bir gerek olabilir ve byk insanm canl bir
tablosunun sunulmasna ho bir katkda bulunur. Ama bunun
ok daha nemli bir baka anlam olabilir. Bu, Musann baka
bir dili konutuu ve en azndan ilikilerinin balangcnda bir
tercmann yardm olmakszn Sami rkndan gelen yeni M
srllarla [yani Yahudilerle] iletiim kuramad gereini biraz
arptlm haliyle antrabilir: ki bu da Musanm bir Msrl
olduu tezi iin yeni bir dorulamadr.
Ne var ki incelememiz bylece geici bir sona ulam olur,
ya da yle gzkr. u an iin, kantlanm olsun ya da olma
sn, Musanm bir Msrl olduu tezinden bakaca bir sonu
karamayz. Hibir tarihi, Eski Ahitteki Musa yksn ve
Hicreti eski inanc kendi amalan iin yeniden ekillendiren
bir dindarn hayal gcnde yaratt bir kurgudan te bir ey olarak deerlendiremez. Bu inancn [folklorun] ilk biimini bil
miyoruz; arptma amalarn kefetmek bizi memnun ederdi,
ama tarihsel olaylara ilikin bilgisizliimiz bizi karanlkta bra
kyor. Tasarmmzda, Eski Ahitteki on felaket, Kzl Deniz
geidi ve Sina Dandaki kutsal emirler gibi gsteri paralarna
yer olmamas bizi engellemez. Ama kendimizi bugnn serin
kanl tarih aratrmalarnn bulgularyla kartlk iinde bulursak
bunu elbette ciddiye alrz.
lerinden Eduard Meyeri (1906) temsilci olarak alabilece
imiz bu ada tarihiler belirleyici bir noktada Eski Ahitteki
yky kabul ediyor. Onlar da daha sonra srail halkna dn

278

MUSA VE TEKTANRICILIK (II)

en Yahudi kabilelerinin belli bir tarihte yeni bir dine getikleri


kansndalar. Ama onlara gre bu Msrda veya Sina Yarma
dasndaki bir dada deil, Filistinin gney ucunda, Sina Yar
madasnn dou kyla Arabistann bat snr arasnda
Meribah-Kade olarak bilinen, su kaynaklarnn ve kuyularnn
zenginliiyle nl bir vahada gereklemitir.1 Orada belki de
komu Arap Midianite kabilelerinden etkilenerek tanr
Yehovaya tapmaya balamlardr. Bu blgedeki dier kabile
ler de bu tanrya inanm olabilir.
Yehovamn bir volkan tanrs olduu su gtrmez. ok iyi
bilindii gibi Msrda volkan yoktur ve Sina Yarmadasndaki
dalar hibir zaman volkanik olmamtr; te yandan Arabis
tann bat snr boyunca son zamanlara kadar aktif kalan vol
kanlar vardr. Dolaysyla bu dalardan birisi Yehovann evi
olarak kabul edilen Sina-Horeb olmal.2 Eduard Meyere gre
Eski Ahitteki yk zerinde yaplan onca deiiklie ramen,
tanrnn kiiliinin zgn [ilk] tablosu yeniden tasarlanabilir:
tanr, gece ie koyulan ve gn ndan kaan esrarengiz, kana
susam bir iblistir.3
Bu dinin kuruluunda Tanr ile halk arasndaki aracya Musa
ad verilmitir. Midianite rahibi Jethronun enitesidir; hayvan
srsn gderken Tanrndan ar alr. Ayrca Jethro onu
Kade te ziyaret etmi ve ona baz tler vermitir. [Exodus,
iii, 1 ve xviii, 2-27.]
Eduard Meyer, Msrda ikmet ve Msrllarn yaad fe
laket yksnde tarihsel bir doruluk olduundan kukulanma
1 [Tam yeri belirsiz gzkyor, ama bugn Petra ile ayn enlemde bulunan, ancak oradan yetmi be km. kadar batda kalan ve Negev olarak bilinen yer olabilir. Bu, Filis
tinin kuzeyinde, Suriyede bulunan ve II. Ramsesin Hititler karsnda byk bir za
fer kazand nl Kade ile kartrlmamaldr.]
2 Eski Ahitte birka yerde Yehovann Meribah-Kadeten Sinaya geldii belirtilir.
[m. Numbers, xx, 6-9. Sina ve Horeb, genellikle ayn dan farkl adlan olarak kabul
edilir.]
3 Meyer, 1906, 38 ve 58.

MUSA M ISIRLI OLSAYDI

279

dn sylese de, kabul ettii bu olguyu nereye koyacan ve


nasl kullanacan bilmedii aktr.)1 Msr olgusundan kar
d tek sonu snnet geleneidir. nceki savlarmz dorula
yan iki nemli gsterge daha ekliyor: birincisi, Josuahm,
Msrn azarndan [yani aalamasndan] kanmak iin hal
kna snnet olmay emretmesi [Josuha, v, 9] ve kincisi,
Herodotusun Phoenicianlann (kukusuz Yahudilerin) ve Fi
listinli Suriyelilerin, bu gelenei Msrllardan rendiini
sylemesi.2 Ama Msrl Musa iin syleyecek pek bir eyi yok:
Bildiimiz Musa, Kadeli rahiplerin atasdr, yani genolojik
mitten gelen, bir kltle ilikili olarak ortaya kan, ama tarihsel
[yani gerek] bir ahsiyet olmayan bir figrdr. Dolaysyla
(inancn kkenini tarihsel gerek olarak kabul edenlerin dn
da) onu tarihsel bir ahsiyet olarak deerlendiren hi kimse, ona
bir ierik kazandrmay, onu somut bir birey olarak gstermeyi,
ya da yaptklarn veya tarihsel rolnn ne olabileceini anlat
may baaramamtr.3
te yandan Meyer, Musa ile Kade ve Midian arasndaki ilikide srar etmekten hi vazgemiyor: Midian ve ldeki klt
merkezleriyle yakndan ilikili olan Musa figr... )4 ve:
Dolaysyla bu Musa figr, Kadele (Massah ve Meribahlau5
kopmaz bir biimde ilikilidir; Midianite rahibinin enitesi ol
mas da bunu destekler. Tersine [Msrdan] Hicretle ilikisi ve
genliine ilikin yknn tm tamamen talidir ve Musann
bal ve kesintisiz bir destans ykye yanstlmasnn bir sonu
cudur.)6 Meyer ayrca Musann genlii yksndeki temala
rn daha sonra tamamen atldn sylyor: Midian* daki Musa
1 Meyer, 1906,49.
2 Meyer, 1906,449. [Herodotusun History adl eserinden alnt, Kitap II, Blm 104.]
3 Meyer, 1906,451 [dipnot].
4 Meyer, 1906,49.
5 [Bunlar, Kadeteki kaynaklarn ad gibi gzkyor. Bkz. Exodtts, xvii, 7.]
6 Meyer, 1906,72.

280

MUSA VE TEKTANRIC1LIK (II)

artk bir Msrl ve Firavunun torunu deildir, Yehovann ken


dini gsterdii bir obandr. Felaketler [belalar] anlatlrken, et
kili bir ekilde kullanmak mmkn olsa da, artk eski balant
lardan sz edilmez, sraillilerin [yeni domu] olan ocuklar
n ldrme emri [Exodus, i, 16 ve 22] tamamen unutulur. Hic
rette ve Msrllarn ykmnda Musa hibir rol oynamaz: adn
dan bile sz edilmez. ocukluuna ilikin mitteki kahramanca
kiilik sonraki Musada kesinlikle bulunmaz; o sadece Tann nm bir kuludur, Yehova tarafndan doa st glerle dona
tlan bir mucize yaratcdr.)1
Hadiste salk tanrs olarak prin bir ylan heykeli yapt
sylenen Midian kabilesinden olan bu Kadeli Musamn
[Numbers, xxi, 9], bizim dndmz ve halkna her trl
by ve frkl en kat cezalarla yasaklayan bir dini ka
bul ettiren aristokratik Msrldan olduka farkl olduu izleni
minden kaamayz. Belki de bizim Msrl Musa da Midianite
Kabilesinden olan Musadan, en az evrensel tanr Atenin Tanr
dandaki evindeki iblis Yehovadan farkl olmas kadar farkl
dr. ada tarihilerin iddialarna bir para olsun inanyorsak,
Musann bir Msrl olduu hipotezimizden eirdiimiz iplik
bir kez daha kopar. Hem de bu kez grnrde onarlmayacak
ekilde.

(5)
Burada da beklenmedik bir k yolu kendini gsterir. Musa
da, Kadeli rahibi aan bir ahsiyet grme ve gelenein onu y
celttii grkemi dorulama abalan Eduard Meyerden sonra
bile ortadan kalkmamtr. (Kar. Gressmann [1913] ve dierle
ri.) 1922 ylnda Emst Sellin, ele aldmz sorunu belirleyici
lde etkileyen bir keif yapmtr. Hosea Peygamberde (M.
1Meyer, 1906,47.

MUSA M ISIRLI OLSAYDI

281

sekizinci yzyln ikinci yans), dinlerinin kurucusu Musanm


asi, serke halknn bakaldrsyla kt bir son yaadn ve
getirdii dinin alaa edildiini anlatan bir rivayetin amaz
izlerini bulmutur. Ama bu rivayet Hosea ile snrl deildir;
sonraki peygamberlerin ounda grlr; gerekten de Selline
gre bu, sonraki btn Mesih beklentilerinin temeli olur. Babil
esaretinin sonunda Yahudi halknda, utan verici bir ekilde
katlettikleri adamn1 ller lkesinden dnp pimanlk duyan
halkn sonsuz mutluluk lkesine gtrecei umudu doar. Bu
nunla sonraki bir dinin kurucusunun kaderi arasndaki ak
balant bizi burada ilgilendirmiyor.2
Burada da Sellinin peygamberlerin szlerini doru yorum
layp yorumlamadn belirleyebilecek bir konumda elbette de
ilim. Ama eer haklysa kefettii rivayetin tarihsel geerlilii
olduunu dnebiliriz, nk bu tr eyler kolay uydurulmaz.
Bunu yapmak iin somut bir gd sz konusu deildir; ama
gerekten bu tr bir uydurma olduu taktirde, halkn bunu a
bucak unutmaya alacan anlamak kolaydr. Rivayetin
(szl gelenein) btn ayrntlarn kabul etmemiz gerekmez.
Selline gre Musaya rdnn dousundaki Shittimde saldnlmtr. Ama bu blgenin bizim iin kabul edilemez olduunu
az sonra greceiz.
Sellinden, Msrl Musanm Yahudiler tarafndan katledil
dii ve getirdii dinin terk edildii hipotezini dn alacaz.
Bu, tarihsel aratrmalarn zgn bulgulanyla elikiye d
meksizin daha baka balantlar kurmamz mmkn klar. Ama bunun dnda otoritelerden bamszlmz koruyarak
kendi yolumuza gideceiz. Balang noktamz yine M
srdan Hicret olacak. Musayla birlikte ok sayda insan lkeyi
terk etmi olmal; ancak hrsl, byk idealleri olan bu adam, az
1 [yani Musanm, S.B.]

2 [armha gerilen say kastediyor. S.B.]

282

M USA VE TEKTANRICILIK (II)

sayda insan da pek ciddiye almamtr. Gmenler, Msrda


epeyce kalabalklaacak kadar kalm olabilir. Ama otoritelerin
ounluuna uyarak, daha sonra Yahudi halkn oluturanlarn
ancak kk bir blmnn Msrdaki olaylar yaadn var
saymamz pek de yanl olmayacaktr. Baka bir deyile M
srdan gelen kabile daha sonra, uzun bir sredir Msr ile
Canaan [Vaadedilen lke] arasnda kalan topraklarda yaayan
dier akraba kabilelere katlmtr. srail halkn yaratan bu bir
leme, btn kabilelerde ortak olan yeni bir dinin, yani Yehova
dininin benimsenmesinde kendini gsterir; bu, Eduard Meyere
[1906, 60] gre Kadeteki Midianite kabilesinin etkisiyle ger
ekleen bir olaydr. Daha sonra bu halk, Canaan topraklarn
istila edecek gce ulamtr. Musa nm ve dininin bana gelen
felaketin rdnn dousundaki blgede ba gsterdiini var
saymak olaylann bu akna uymaz; kt son kabileler birle
meden ok nce yaanm olmal.
Yahudi halknn oluumunda ok farkl unsurlarn bir araya
geldiine kuku yok; ama bu kabileler arasnda en by fark
yaratan ey, Msrdaki ikmet srasnda ve sonrasnda olanlar
yaayp yaamadklardr. Bu noktay dikkate alarak ulusun, iki
bileen parann birlemesiyle ortaya ktn syleyebiliriz;
ksa bir politik birlik dneminden sonra halkn ikiye ayrlmas
srail krall ve Judah krall bu varsaym destekler. Ta
rih, sonraki kaynamann ortadan kalkt, eski ayrln tekrar
ortaya kt bu tr tekrarlara ok yatkndr. ok iyi bilindii
gibi bunun en etkileyici rnei, bir zamanlar Romaya bal olan Almanya ile bamsz kalan Almanya arasndaki snr bin
yl akm bir aradan sonra tekrar ortaya karan Reformudur.
Yahudilerde eski durumu aslma sadk olarak tasarlamak mm
kn deildir; bu alara ilikin bilgimiz, yerleik kabilelerin
Kuzey Krallnda, Msrdan dnen kabilelerin ise Gney Kral
lnda tekrar birletiini varsaymamz mmkn klmayacak
kadar belirsizdir; ama burada da sonraki bir blnme nceki

MUSA M ISIRLI OLSAYDI

283

birlemeyle ilgisiz olamaz. Belki de Msrdan dnenler dierle


rinden sayca daha az, ama kltrel adan daha glyd; do
laysyla dierlerinin yoksun olduu bir gelenei de birlikte ge
tirdikleri iin halkn evriminde daha etkili bir rol oynamt.
Belki de birlikte getirdikleri ey gelenekten daha somut bir
eydi. Yahudi tarih ncesinin en byk bilmecelerinden birisi
Levitelerin kkenidir. srailin on iki kabilesinden birine Levi
kabilesine dayandrlr, ama hibir rivayette [szl gelenekte]
bu kabilenin balangta nerede yaad veya fethedilen
Canaan lkesinin hangi ksmnn onlara verildii konusunda bir
ey sylenmiyor. Leviteler, en nemli rahiplik makamlarn
dolduruyordu, ama rahiplerden farkllard. Bir Levitenin rahip
olmas gerekmiyordu; bu bir kastn ad da deildi. Musa hipote
zimiz bir buna aklama sunar. Msrl Musa gibi byk bir efendinin, bu yabanc halka yalnz katld dnlemez. evre
sindekileri en yakn yandalarn, katiplerini, hizmetilerini
de yanna alm olmal. Levitelerin kkeni bunlardr. Musann
bir Levite olduunu syleyen rivayet, gerei aka arptyor
gibidir: Leviteler Musann yandalaryd. Daha nceki dene
memde belirttiim gibi sonraki dnemde sadece Levitelerde
Msr isimleri grlmesi gerei bu varsaym destekler.1 Mu
sann bu yandalarndan ounun, onun ve kurduu dininin ba
na gelen felaketten kamay baard sylenebilir. Sonraki
kuaklarda oalm, iinde yaadklar toplumla kaynam,
ama efendilerine sadk kalm, ansn korumu ve geleneine
uygun yaamlardr. Yehova yandalaryla birleme dneminde
ise kltrel adan dierlerinden stn, nfuzlu bir aznlk oluturmulardr.

1[Freud nceki denemede byle bir ey sylememiti. Kitapta deiiklik yaparken atm
olmal.] Hipotezim, Yahudann eski Yahudi edebiyatndaki Msr etkisine ilikin g
rlerine ok iyi uyar. Bkz. Yahuda, 1929.

284

M USA V E TEKTANRICILIK (II)

Musann kyle Kadete yeni dinin kuruluu arasnda


iki kuaktk, belki de bir asrlk bir zaman getii yolunda gei
ci bir hipotez ortaya atyorum. Yeni-Msrllarn yani M
srdan dnenlerin kabile akrabalar Yehova dinini kabul et
tikten sonra m yoksa nce mi onlara katldna karar vermenin
bir yolunu gremiyorum. kinci seenek daha olas gzkyor.
Ama sonu farkl olmayacaktr. Kadete olan ey bir uzlama
dr ve Musa kabilelerinin oynad rol kesindir.
Burada da deyi yerindeyse anahtar fosil gibi tekrar tekrar
yardmmza koan snnet olgusuna bavurabiliriz. Bu gelenek
Yehova dininde de zorunlu olur ve Msrla kopmaz bir iliki
iinde olduu iin bu, kutsallklarnn bu iaretinden vazgeme
yen Musa yandalarna veya aralarndaki Levitelere veril
mi bir tavizden baka bir ey olamaz. Eski dinlerinden kurtar
may arzuladklar bu kadarck eye karlk, yeni tanry ve
Midian rahiplerinin yeni tanr iin sylediklerini kabul etmi
lerdir. Daha baka tavizler de koparm olabilirler. Yahudi iba
detinin, Tanr admn kullanlmasna baz kstlamalar getirdi
inden sz etmitik. Yehova yerine Adonai [Efendi] keli
mesinin telaffuz edilmesi gerekir. Bu kstlamay balammza
ekmek ok ilgin olurdu, ancak bu bakaca bir temeli olmayan
salt bir yorumdur. Bilindii gibi bir tanrnn ad konusunda geti
rilen yasak, tarih ncesi aa dayanan bir tabudur. Bunun Ya
hudi Yasasnda neden tekrar ortaya ktn bilmiyoruz; bunun
yeni bir gdyle ortaya kmas mmkndr. Bu yasan tutarl
bir ekilde uygulandn varsaymak gerekmez; tanrsal
[theophorous] zel isimlerin yani birleik isimlerin tretilmesinde Tanr Yehova ad serbeste kullanlyordu (rn.
Jochanan, Jehu, Josuha gibi). Ama bu isimle ilikili zel ko
ullar vard. Bilindii gibi eletirel Eski Ahit aratrmalar,
Hexateuchun iki belgesel kayna olduunu varsaymaktadr.:
Bunlar J ve E olarak ayrdedilir, nk birisi tanrnn ad olarak
Jahve [Yehuda], dieri Elohim kullanr; Elohimin

M USA M ISIRLI OLSAYDI

285

Adonai olmad aktr. Ama otoritelerden birisinin bir s


zn dikkate alabiliriz: Farkl isimler, balangta farkl tanr
lar olduunun ak bir gstergesidir.1
Snnetin devamn, Kadete kurulan dinin bir uzlama ol
duunu gsteren bir kant olarak ortaya koyduk. Bunun yaps
n, bu noktada ortak bir kaynaa (yazl ve szel bir gelenee)
dayanan J ve E ile verilen uyumlu aklamalarda grebiliriz.
Bunun balca amac yeni tann Yehovanm bykln ve
gcn gstermekti. Musa yandalan Msrdan Hicret srasn
da yaadklarna byk bir deer verdikleri iin, bu zgrlk
hareketinin Yehovadan geldiine inanmlar; ve olay, volkan
tannsnn rktc ihtiamm kantlayan geceleyin bir ate
stununa dnen duman stunu [bulutu] ve deniz yatam bir
an kurutarak takipilerin kavuan suyla boulmasn salayan
frtna gibi sslemelerle donatlmtr. [Exodus, xiii, 21 ve
xiv, 21-8.] Bu aklama Hicretle dinin kuruluunu birletirir ve
ikisi arasndaki uzun boluu ortadan kaldrr. Emirlerin gelii
de Kadete deil, volkanik bir patlamayla Tann Damn ete
inde gereklemi gibi temsil edilir. Ama bu aklama Musa
denen adamn ansna byk bir hakszlktr; halk Msrdan
kurtaran volkan tanns deil Musadr. Bu nedenle onun iin
durum telafi edilmi ve Musa Kadee veya Sina-Horebe aktanlm ve Midianite rahiplerinin yerine konmutur. Daha sonra
bu zmn, zorunlu bir baka amaca da hizmet ettiini gre
ceiz. Bu yolla deyi yerindeyse karlkl bir anlama salanr:
Midianda bir dada yaayan Yehovanm Msra kadar uzan
masna karlk olarak, Musann varl ve etkinlikleri de
Kadei ve rdnn gneyindeki lkeyi kapsayacak kadar ge
niletilir. Bylece Musa, sonraki dinin kurucusuyla, yani
Midianite Jethronun enitesiyle kaynatnlr ve adn ona verir.
Ama Eski Ahitte Musanm kiiliine ilikin aklamadaki e
1Gressmann, 1913, 54.

286

MUSA VE TEKT ANRICILIK (II)

likileri ortaya karmadmz srece bu ikinci Musa iin kii


sel bir aklama bulamayz; ilk, yani Msrl Musa onu tamamen
glgede brakmtr. Musa Eski Ahitte sk sk buyurgan, asabi,
hatta kaba kuvveti seven birisi olarak, ama ayrca dnyann en
yumuak huylu, en sabrl insan olarak tanmlanr.1 Bu son zelliklerin, bylesine byk, zor ilerde halkyla uramak zo
runda kalan Msrl Musaya pek uymad aktr; bunlar dier,
yani Midianl Musann kiiliine uyabilir. kisini birbirinden
ayrmakta ve Msrl Musann Kadee hi gitmediini,
Yehova adn hi duymadn, buna karlk Midianl Mu
sanm Msrda hi bulunmadn ve Aten konusunda hi bir
ey bilmediini varsaymakta hakl olduumuza inanyorum. Bu
iki ahsiyeti birbirine kaynatrmak iin szl gelenein veya
mitin Msrl Musay Midiana getirmesi gerekmitir. Bunun
birden ok aklamas olduunu grmtk.

(6)
Burada da srail halknn eski tarihini ok byk ve temelsiz bir
kesinlikle ortaya koyduum sulamasyla karlamak beni a
rtmaz. Kendi yargmda da bir yansmas olmas nedeniyle bu
eletiri beni ok fazla etkilemez. Kurduum yapnn zayf nok
talar olduu gibi gl noktalar da olduunu biliyorum. Bir
btn olarak ar basan izlenimim, almay girdii dorultuda
ilerletmeye deer olduu yolundadr.
Mevcut Eski Ahit metni deerli, hatta paha biilmez tarihsel
veriler iermektedir; ama bu veriler gl, tek yanl amalarn
etkisiyle arptlm, iirsel elerle sslenmitir. u ana
kadarki abalarmzda bu arptma amalarndan birisini ke
fetmitik. Bu keif nmz aydnlatr. Dier benzeri tek yanl
amalan kefetmemiz gerekir. Bu amalarn yaratt arpt1[rnein bkz. Exodus, xxxii, 19 ve Numbers, xii, 3.]

MUSA MISIRLI OLSAYDI

287

malan grmenin bir yolunu bulabilirsek, arkalarnda yatan olaylann gerek yzne ilikin yeni paralar aa karabilece
iz.
Burada da eletirel Eski Ahit aratrmalarnn Hexateuchun,
yani bizi burada ilgilendiren Musann be kitabnn ve Josuha
kitabnn tarihi kkeni konusunda syledikleriyle ie koyulaca
z.1 Kabul edilen en eski yazl kaynak, son zamanlarda Kral
Davutun ada rahip Ebyatar olarak tanmlanan Jdir
(Yehovaya inanan yazar).2 Bunu daha sonra ne kadar sonra
olduu bilinmiyor Kuzey Krallna ait Elohistik denen yazar
[E] izliyor.3 Kuzey Krallnn M. 722de knden sonra
bir Yahudi rahip J ve Enin baz ksmlarn birletirmi ve ken
dinden baz eyler eklemitir. Onun derlemesine de JE denir.
Yedinci yzylda buna beinci kitap olan Deuteronomy eklenir.
Tapmakta tamamlanm olarak bulunduu varsaylr. Tapnan
yklndan sonraki (M. 586) dnemde, Srgn srasnda ve
sonrasnda Rahiplik Yasas olarak bilinen bir revizyon derle
nir; beinci yzylda eserin son revizyonu yaplr o gnden son
ra da zn korur.4
Kral Davut ve dneminin tarihi byk bir olaslkla bir a
dann kaleminden kmtr. Bu, Herodotustan, yani Tarihin
babasndan be yz yl nce yazlm gerek bir tarih yazsdr.
1Encyclopaedia Britannica, onbirinci basm, Vol. III, 1910. ncil maddesi.
2 Bkz. Auerbach (1912).
3 Yahwistik [Yehovaya inanan] ve Elohistik [Eloime inanan] yazlar ilk kez Astruc
tarafndan 1753te ayrdedilmitir. [Jean Astruc (1684-1766), XV. Louis Sarayna
bal bir Fransz doktordur.]
4 Yahudi yazsnn, Milattan nce beinci yzylda yani Srgnden sonra, Yahudilere
kar dosta davranan Pers egemenlii altnda Ezra ve Nehemiah reformlannn so
nucu olarak kesinletii tarihsel bir gerektir. Bizim hesabmzla Musann ortaya
kndan beri dokuz yz yl gemitir. Bu reformlar, halkn tamamn kutsallatrmay
hedefleyen dzenlemeleri ciddiye almtr; karma evlilikler yasaklanarak komulara
karmalar nlenmitir; Pentateuch, yani kanun kitab son eklini alm ve Rahiplik
Yasas denen revizyon tamamlanmtr. Ancak bu reformlarn yeni tek yanl amalar
benimsemedii, eskileri glendirdii kesin gibidir.

288

MUSA VE TEKTANRICILIK (II)

Hipotezimize uygun olarak Msr etkisini dikkate aldmz tak


dirde bu baary anlamak kolaylar.1 Eski dnemin sraillileri
nin yani Musanm yazclarnn da ilk alfabenin bulunu
unda belli bir rol oynam olabilecekleri dnlebilir.2 Eski
alara ilikin raporlarn eski kaytlara veya szl gelenee ne
lde dayandn ve bir olayla olayn kaydedilii arasnda ne
kadar sre getiini belirlemek bilgi snrlarmz elbette a
maktadr. Ama bugn elimizdeki metin, kendi ini klar ko
nusunda epeyce ey anlatacaktr. Eser, birbirine kart iki ile
min izlerini tamaktadr. Bir yandan metni kendi gizli amala
ryla arptan, krpan, abartan ve hatta tersine eviren deiik
likler yaplm; te yandan da titiz bir dindarlk etkisini srdr
m, ister tutarl ister kendisiyle eliir olsun, ierdii her eyi
aynen korumaya almtr. Dolaysyla hemen her noktada
farkedilir boluklar, rahatsz edici tekrarlar ve ak elikiler
ortaya kmtr; bunlar, anlatlmas hedeflenmeyen eyleri a
a vuran gstergelerdir. Sonulan itibaryla bir metnin arp
tlmas bir cinayete benzer: zor olan cinayet deildir, izlerini
ortadan kaldrmaktr. Entstellung [arptma] kelimesine, sa
hip olduu ama bugn kullanlmayan ifte anlamn verebiliriz.
Bu sadece bir eyin grnn deitirmek anlamna deil,
ayrca bir eyin yerini deitirmek anlamna da gelir.3 Dola
ysyla birok metin arptmas olaynda arptlan eyi deiti
rilmi ve balamndan kopanlm olsa da baka bir yerde bula
biliriz. Ancak bu her zaman kolay olmayacaktr.
Bulmaya altmz arptma amalan, rivayetler daha ya
zya dklmeden nce ibanda olabilir. Bunlardan birisini,
1Bk. Z. Yahuda, 1929.
2 Resim yapma yasana tabi olmalar halinde, yeni bir dili ifade etmek iin yaz karakterlerini benimserken eski hiyeroglifik resim yazsndan da vazgeme eilimi duya
caklardr. (Kar. Auerbacht 1932.) Z. Yahuda, 1929.
3 [S t e l l e bir yer anlamna gelir, buna karlk en/ neki durum deiikliini gste
rir.]

MUSA MISIRLI OLSAYDI

289

belki de en glsn kefetmitik. Daha nce de belirttiim


gibi, yeni tanr Yehova Kadee aktarlnca, onu yceltecek bir
eyler yapma zorunluluu domutur. yle demek daha doru
olacaktr: onu ortama uydurmak, ona yer amak, eski dinlerin
izlerini ortadan kaldrmak zorunlu olmutur. Bu, yerli kabilele
rin dini asndan tam bir baaryla gereklemitir: bu konuda
hibir ey duymayz. Msrdan dnenler iin bu kolay bir i
deildir; Hicretten, Musadan veya snnetten vazgemeyecek
lerdir. Msrda bulunduklar dorudur, ama oray terk etmiler
dir; ondan sonra her trl Msr etkisi kalntsndan vazgeilme
si gerekir. Musa durumunda bu, onu Midian ve Kadee kayd
rarak ve onu dinin kurucusu Yehova rahibiyle kaynatrarak
yapmlardr. Msra bamlln en kukulu belirtisi olan sn
netin korunmas gerekmi, ama bu gelenei tersini gsteren
olanca kanta karn Msrdan koparmak iin her trl aba
ortaya konmutur. Exodus'Xz]d [iv, 24-6] artc ve anlalmaz
pasaj, ancak olay ele veren kastl bir inkarla aklayabiliriz:
bir keresinde Yehova snnet olmad iin Musaya kzar, an
cak Midianite kars zaman kaybetmeden bu ilemi yaparak
Musanm hayatn kurtarr. Rahatsz edici kant zararsz klmak
iin uydurulan bir baka eyi ele alacaz.
Yehovanm Yahudilere yabanc yeni bir tann olduunu aka reddetmek iin ortaya konan abalarn belirtilerini bul
mamz, yeni bir tek yanl amala pek aklanamaz: bu daha ok
eskisinin devamdr. Halkn atalarna brahim, Isaac ve
Jacob ilikin mider bu amala yaratlmtr. Yehovann za
ten bu atalarn tanrs olduu iddia edilmitir; ancak onun
[Yehovanm] kendisinin de onlarn kendisine bu adla tapma
dklarn kabul etmek zorunda kald da dorudur.1 Ama dier
adn ne olduunu sylemez.
1 [Bkz. Exodus, vi, 3.] Bu, bu yeni adn kullanmna ilikili kstlamalar daha anlalr
deil, daha kukulu klar.

290

MUSA VE TEKTANRICILIK (II)

Burada snnet geleneinin Msr kkenine belirleyici bir


darbe indirme frsat ortaya kar: Yehovann, zaten brahimin
bunun iin srar ettii ve aralarndaki anlamann bir iareti ola
rak snneti getirdii sylenir. [Genesis, xvii, 9-14.] Ama bu zellikle acemice bir uydurmadr. Kii, bir insan dierlerinden
ayrmak ve stn klmak amacyla kullanlacak bir iaret olarak
milyonlarca baka insann da ayn ekilde gsterebilecei bir
eyi semeyecektir. Msra nakledilen bir srailli, her Msrlnn
anlama gerei Yehovanm huzurunda kardei olduunu kabul
etmek zorunda kalacaktr. Eski Ahit metnini yazan sraillilerin,
snnetin Msrda yaygm olduundan habersiz olmas mmkn
deildir. Eduard Meyer tarafndan Josuhadan [v, 9] alnan par
a bunu tartmasz kabul eder; ama tam da ite bu nedenle ne
pahasna olursa olsun inkar edilmesi gerekmitir.
Dinin mit yapsnn mantksal tutarlla ok dikkat etmesini
bekleyemeyiz. Aksi taktirde halk, atalaryla karlkl ykm
lle dayal bir anlama yapan, ama sonunda yzyllarca insan
ortaklarn unutan ve bir gn birdenbire kendini yeni kuaklara
gstermesi gerektiini hatrlayan bir tanrya kar hakl bir ierleme duyacaktr. Bir tannnn durduk yerde bir halk
semesi, onlar kendi halk, kendini de onlann tanrs ilan et
mesi fikri ok daha artcdr. Bunun, insan dinleri tarihindeki
trnn tek rnei olduuna inanyorum. Normalde tannyla
halk kopmaz bir biimde ilikilidir, bandan beri birdir. Ku
kusuz bazen farkl bir tanr arayan insanlar olduunu duyanz,
ama bir tannnm farkl bir halk aradn hi duymadk. Yahudi
halkyla Musa arasndaki ilikileri hatrlayacak olursak, bu esiz
olay daha iyi anlayabiliriz. Musa Yahudilere gider, onlar ken
di halk yapar: onlar onun seilmi halkdr.1
1Yehova'nn bir volkan tanns olduuna kuku yok. Msrllarn ona tapmas sz konu
su olamaz. Yehova [Yahweh] adyla dier kutsal adn, yani Jpiter (Jove) adnn
kkeni arasndaki ses benzerliinden etkilenen ilk kii elbette ben deilim.
[Almancadaki j harfi, y olarak telaffuz edilir.] Jochanan ad, branice
(Devam var...)

MUSA MISIRLI OLSAYDI

291

Ataerklerin gelii bir baka amaca daha hizmet etmitir.


Canaanda yaamlar ve anlan bu lkedeki eitli yerlerle
birlemitir. Balangta Canaan kahramanlan veya yerel tanr
lar olmalan, ancak gmen srailliler tarafndan kendi tarih n
celeri iin sahiplenilmi olmalan da mmkndr. Ataerklere
bavurarak sanki orann yerlisi olduklarn iddia etmekte ve
kendilerini yabanc bir fatihe ynelen nefrete kar savunmak
tadrlar. Tanr Yehovann, kendilerine atalarnn zaten sahip
olduu bir eyi iade ettiini sylemeleri, ustaca bir manevradr.
Eski Ahit metnine yaplan sonraki eklerde Kadeten sz
etmekten kanlmtr. Dinin kurulu yeri bu kez Tanr Da,
Sina-Horeb olarak belirlenir. Bunun arkasnda yatan gdy
grmek kolay deildir; belki de insanlar Midian etkisini hatr
lamak istemiyordu. Ama sonraki btn arptmalann, zellikle
de Rahiplik Yasas dnemindekilerin bir baka amac daha var
d. Olaylara ilikin aklamalan istenilen anlamda deitirmeye
artk ihtiya yoktu, nk bu uzun zaman nce zaten yaplmt.
Ama gnn emirlerini ve kurumlann eskilere kural olarak
Yahwehin ksaltmasyla [Almancada Gotthold [tann iydir] ve Kartacal Hannibal ile ayn ekilde oluturulan birleik bir isimdir. Bu isim (Jochanan), Avrupa
Hristiyanlnda Johann, John, Jean, Juan biiminde yaygn olarak kullanl
maktadr. Bunu Giovanni biimine dntren ve haftann bir gnn Giovedi
[Perembe] olarak adlandran talyanlar da hi bir anlam ifade etmeyen, ya da ok an
laml olabilen bir benzerlii gn na karmaktadr. Bu noktada kapsaml, ancak
kesin olmayan olaslklar gndeme gelir. yle gzkyor ki tarihsel aratrmaya pek
ak olmayan o karanlk yzyllarda Akdenizin dou havzas zerindeki lkeler, yerli
halklar zerinde gl bir etki brakan sk ve iddetli volkanik patlamalara sahne ol
mutur. Evans, Knossostaki Minos saraynn son yklnn da bir depremde olduu
nu varsayyor. O dnemde (belki de genelde Ege dnyasnda olduu gibi) Giritte b
yk ana tanraya taplyordu. Kendi sarayn daha byk bir gcn saldrlarna kar
koruyamadnn anlalmas, yerini erkek bir tannya brakmasna katkda bulunmu
olabilir; bu durumda onun yerini alma iddiasnda bulunan ilk tann volkan tanrs ola
caktr. yle veya byle Zeus her zaman iin dnyay sarsan tann olarak kalr. Anne
tannalann yerini bu karanlk alarda erkek (balangta bu tannalarn oullan olan) tanrlara braktna pek kuku yok. Anne tannann mahalli ekli olan Pallas Atinann kaderi zellikle etkileyicidir. Din devrimiyle bir kza indirgenir, annelii elin
den almr ve bakirelie mahkum edilerek sonsuza kadar annelikten yoksun braklr.

292

MUSA VE TEKTANRICILIK. (II)

Musa dillindeki kanunlara dayandrmaya, bylece bunlara


kutsallk ve balayclk kazandrmaya zen gsterilmitir.
Gemie ilikin tablo bu yolla ne kadar arptlrsa arptlsn,
yntem belli bir psikolojik temelden yoksun deildi. Bu, ala
rn ak iinde Msrdan Hicretle bundan sekiz yz yl sonra
Ezra ve Nehemiah tarafndan Eski Ahit metnine son eklinin
verilmesine kadarki dnemde Yehova dininin, ilk Musa di
niyle uygunluk, hatta aynlk derecesinde deitiini gsterir.
Yahudi dini tarihinin temel sonucu, arlkl z ite budur.

(7)
Sonraki airlerin, rahiplerin ve tarihilerin zerinde altklar
eski a olaylar arasndan, en dolaysz, en gzel insan gdleri
eliinde bastrlan bir tanesi ne kar: byk nder ve kurtar
c Musann katledilmesi. Bunu, peygamberlerin yazlarndaki
ipularndan kefeden Sellin olmutur. Sellinin hipotezine,
yeterince fantastik olabilse de, fantastik denemez. Akhenaten
ekolyle yetien Musa, kralla ayn yntemi kullanr; inancn
halka emreder, zorla kabul ettirir.1 Musa doktrini, ustasnnkinden ok daha kat olabilir. Gne tanrsn yardma armasna
gerek yoktu: On [Heliopolis] ekolnn yabanc halk zerinde
hi bir etkisi yoktu. Akhenaten gibi Musa da btn aydn des
potlan bekleyen ayn kaderi paylamtr. On Sekizinci Hane
danlk dnemindeki Msrllar gibi, Musann ynetimindeki
Yahudi halk da bylesine ruhanilemi bir dine katlanamyor,
bu din ihtiyalanna cevap vermiyordu. Her iki durumda da ayn
ey olmutu: tahakkm altna alnan ve ihtiyatan karlanma
yan halk, bakaldrarak kendilerine empoze edilen dinin ykn
omuzlarndan atmtr. Ama uysal Msrllarn kader Firavunu
10 ada insanlar etkilemenin baka bir yolu yok gibiydi.

MUSA MISIRLI OLSAYDI

293

balarndan alncaya kadar beklemelerine karn, vahi Samiler


kaderi kendi ellerine alm ve zorbadan [yani Musadan] kedi
elleriyle kurtulmulardr.'
Bugnk Eski Ahit metninin Musann bu sonu konusunda
bizi uyarmad da iddia edilemez. Musanm ynetimde olduu
dneme karlk gelebilecek olan lde dolama aklamas
[Numbers, xiv, 33], onun otoritesine kar gerekleen ve yine
Yehovanm emriyle kanla bastrlan bir dizi ciddi isyam anlatr.
Bu isyanlardan birisinin, metnin sylediinden farkl sonulan
dn hayal etmek zor deil. Halkn yeni dinden ayrlmas da
metinde anlatlr, ancak sadece bir olayla, yani altn buza2 y
ksyle. Burada dahice bir manevrayla kanun tabletlerinin k
rlmas (ki bunu sembolik olarak anlamak gerekir: yasay i
nedi), Musaya atfedilir ve gereke olarak da fkesi gsterilir.
[Exodus, xxxii, 19.]
Bir zaman sonra halk Musay ldrd iin pimanlk
duymaya balar ve bunu unutmaya alr. ki halk kesiminin
Kadete birletii dnemde olan ey elbette budur. Ama Hicret
ile [Kade] vadisinde dinin kuruluu birbirine yaklatrlp da
Musa biri [Midianite rahibi] yerine dieriyle temsil edilince,
hem Musa taraftarlarnn istei yerine getirilmi, hem de kt
sonu [katledilii] baaryla inkar edilmi olur. Gerekte yaam
ksa srmese bile Musanm Kadeteki olaylarda rol almas pek
mmkn deildir.
Burada bu olaylarn kronolojik ilikilerini belirlemeye a
lmamz gerekiyor. Hicreti, On Sekizinci Hanedanln k
nden sonraki dneme (M. 1350) balamtk. Hicret o ta
rihte veya ksa bir sre sonra gereklemi olabilir, nk M1 Binlerce yllk Msr tarihinde, bir Firavunun zorla uzaklatrlmas veya ldrlmesi
trnden olaylara hemen hi rastlanmamas gerekten ilgintir. rnein Asur tarihiyle
bir karlatrma aknlmz daha da artracaktr. Ama bu, Msr tarihinin tamamen
resmi amalara hizmet edecek ekilde yazlm olmasyla elbette aklanabilir.
2 [sraillilerin, tapmak iin Aarona yaptrdklar altn buza heykeli. S.B.]

294

MUSA VE TEKTANRICILIK (II)

srl tarihiler izleyen anari yllarm, olaylara son veren ve


M. 1315e kadar sren Haremhab ynetimi dnemine dayan
drmaktadr. Kronolojik adan belirlenen bir sonraki (tek)
nokta, Israal (srail) karsnda kazand zafere ve [srail] to
humunu yok etmesine vgler dizen [Firavun] Merenptah kita
besidir (M. 1225-15). Bu kitabenin anlam ne yazk ki ku
kuludur; o dnemde srail kabilelerinin Canaana yerletiini
kantlad savunuluyor.' Eduard Meyer hakl olarak bu kitabe
ye dayanarak Merenptahm, daha nce varsayld gibi Hicret
Firavunu olamayaca sonucuna varyor. Hicret daha nceki bir
tarihte olmal. Hicret Firavununun kim olduu sorusu bana
hepten anlamsz geliyor. Hicret Firavunu yoktu, nk ara
[basz] dnemde gereklemiti. Merenptah kitabesinin bulu
nuu da Kadeteki birleme ve dinin kuruluu tarihine k
tutmaz. Bu konuda bunun M. 1350 ila 1215 yllar arasnda
gerekletiini rahatlkla syleyebiliriz. Hicretin bu yzyln
balarnda, Kadeteki olaylarn ise yzyln sonlarna doru
gerekletiini tahmin ediyoruz. Bu dnemin byk bir bl
mnn, iki olay arasndaki ara dnem olduunu syleyebiliriz.
nk Musanm ldrlmesinden sonra dnen kabilelerdeki
hrsn dinmesi ve yandalarnn, yani Levitelerin, Kadeteki
uzlamaun dndrd kadar etkili olmas iin nispeten uzun bir zamana ihtiya olacaktr. ki kuak, yani altm yl bu
nun iin yeterli olabilir, ama bu ucu ucuna bir tahmin.
Merenptah kitabesinden karlan sonu bizim iin ok erken
olmutur; ve bu hipotezimizde bir varsaymn bir bakasna da
yandn grdmz iin, bu tartmann yorumumuzun zayf
bir tarafm ortaya kardm kabul etmemiz gerekir. Yahudi
halknn Canaana yerlemesiyle ilgili her eyin bu kadar ka
ranlk ve kark olmas bir talihsizlik. Belki de tek aremiz,
srail kitabesindeki ismin, burada kaderlerini izlediimiz ve
'Eduard Meyer, 1906,222.

MUSA MISIRLI OLSAYDI

295

sonraki srail halkn oluturan kabilelerle ilgili olmadn var


saymaktr. yle veya byle Habiru (braniler) ad, Amama
dneminde ayn halk iin kullanlmt.
Ortak bir dinin benimsenmesiyle kabilelerin birleip bir ulus
oluturmas, dnya tarihinde pek de nemli olmayan bir olaya
dnebilirdi. Yeni din, olaylarn ak iinde byk bir coku
yaratr, Yehova Flaubertin vizyonundaki1 terk edilmi tanrlar
alaynda yerini alr, Anglosaksonlarm uzun zamandr arad
sadece onu deil, kabilelerinin on ikisi de kaybolurdu.
Midianl Musa'nn yeni bir halka sunduu tann Yehova belki
de hi bir adan nemli bir varlk deildi. nananlara
rmaklarndan st ve bal akan bir lke vaat eden [Exodus, iii,
8], onlar bu lkenin [Vaadedilen lkenin] yerlilerini khla
ortadan kaldrmaya zorlayan [Deuteronomy, xiii, 15] kaba, dar
kafal, zorba, kana susam yerel bir tann. Eski Ahit metinlerin
de yaplan onca deiiklie ramen geride zgn [balan
gtaki] doasm grmemizi salayan onca eyin kalmas ar
tcdr. Hatta dininin gerek bir tektannclk olduu, dier
halklann tanrlarnn kutsallm reddettii bile belli deildir.
Halknn, kendi tannlann dier yabanc taunlardan daha gl
grmesi belki de yeterliydi. Ne var ki sonunda olaylar bu tr bir
balangcn yol aacandan farkh bir yoldan seyrettiyse, bunun
nedeni sadece bir olguda yatar. Msrl Musa halkn bir ksmna
daha ruhani bir tann fikri, yani btn dnyay kucaklayan, her
kesi seven, her eye kadir, her trl tren ve byye kar
kan, doru ve adil bir yaam en yce hedef olarak gsteren tek
bir tann fikrini kazandrmtr. nk Aten dininin ahlaki yan
na ilikin aklamalar ne kadar eksik olursa olsun, Akhenatenin kendi yaztlannda kendinden srekli olarak Maat

1[La tentation de Saint Antoine'de.]

296

MUSA VE TEKTANRICILIK (II)

(doru, adil) bir yaam sren birisi diye sz etmesi nemlidir.1


Halkn Musa retilerini reddetmesi ve (belki de ksa bir sre
sonra) onu ldrmesi uzun vadede pek bir fark yaratmaz. Bu
gelenek varln korumu ve Musaya ok grlen bir etki g
cne (yzyllarn ak iinde, yava yava da olsa) ulamtr.
Tanr Yehova ise Kade dneminden balayarak, aslnda Mu
sann gerekletirdii kurtulu olayna sahiplenerek, hakket
medii bir saygnlk kazanmtr; ama bu gaspn bedelini ar
demitir. Yerini ald tanrnn glgesi ondan daha baskn
kmtr; evrim srecinin sonunda Musanm unutulan tanrs
nn doas, onunla birlikte a kavumutur. srail halknn
onca darbeye ramen ayakta kalmasn ve bugne kadar gelme
sini salayan tek eyin, bu dier tanr fikri olduuna kimsenin
kukusu yok.
Musa tanrsnn Yehuda karsnda kazand son zaferde
Levitelerin oynad rol hesaplamak artk mmkn deildir.
Gemite, Kadete uzlama salamrken hizmet ettikleri, yan
da olduklar efendinin canl ansyla Musann tarafn tut
mulardr. Bunu izleyen yzyllarda halkla veya rahiplerle kay
namlardr; rahiplerin ilevi ise ibadeti gelitirip gzetlemenin
yan sra kutsal yazlan korumak ve kendi amalan dorultu
sunda deitirmek olmutur. Ama her trl kurban ve tren te
melde eski Musa retisinin koulsuz reddettii byclkten
ibaret deil miydi? Bylece, halkn iinden, kken olarak Mu
sayla ilikisi bulunmayan, ama karanln iinde yava yava
gelien byk ve gl gelenein etkisinde kalan insanlar orta
ya kmaya balamtr: dur durak bilmeksizin eski Musa dokt
rinini tanrnn kurban ve treni lanetlediini ve sadece inan
l, doru ve adil (Maat) bir yaam istediini retmeye al
1 lahileri tannnn sadece evrenselliini ve birliini deil, btn yaratktan sevmesini de
vurgular; ve doadan ve gzelliklerinden zevk almay zendirir. [Breasted, 1934 [281302].)

MUSA MISIRLI OLSAYDI

297

anlar onlar, yani peygamberler olmutur. Peygamberlerin a


balar kalc baar salam; eski inanc yeniden peki
tirdikleri doktrinler, Yahudi dininin deimez ierii olmutur,
lk adm dardan, byk bir yabancdan kaynaklansa da, byle
bir gelenei koruyabilmeleri ve bunu dile getiren insanlar ya
ratabilmeleri Yahudi halk iin yeterli bir gurur kaynadr.
Musanm Msrl kkenini kabul etmeseler de, Yahudi dini
iin tad nemi benimle ayn kta deerlendiren uzmanlk
bilgisine sahip dier aratrmaclarn yargsna bavurmakszn
bu aklamada kendimi rahat hissetmezdim. rnein Sellin
(1922, 52) yle yazyor: Sonu olarak gerek Musa dinini
ibadet ettii ahlaki tek tanr inancn zorunluluk gerei kk
bir zmrenin zellii olarak grmemiz gerekir. Resmi kltte,
rahiplerin dininde veya halkn inanlarnda buna rastlamay
bekleyemeyiz. Sadece u kadarn syleyebiliriz: onun ateledi
i ruhani mealeden kaynaklanan ve arada bir urada burada
parlayan kvlcmlar devam etmi, fikirleri tamamen ortadan
kalkmam, inanlarda ve geleneklerde sessizce etkili olmu ve
zel deneyimlerin veya onun ruhundan etkilenen kiilerin etki
siyle er veya ge tekrar ve daha geni halk kitleleri zerinde
gl bir nfuz kazanmtr. Eski srail dininin tarihi ancak bu
bak asndan deerlendirilebilir. Musa dinini, tarihilere gre
Canaandaki ilk be yz yllk dnemdeki halkn yaamnda
rastladmz dine paralel olarak yorumlamaya alanlar, en
kaba yntembilimsel hatay ilemi olacaktr. Volz (1907, 64)
daha ak konuuyor: ona gre Musanm yceltilen eseri ba
langta ok az anlalm, ancak yzyllarn ak iinde gide
rek daha etkili olmu ve sonunda byk peygamberlerde yalnz
adamn eserini yaatan benzer ruhlara rastlamtr.
Msrl Musa figrn Yahudi tarihi balamna ekmek gibi
tek bir amac olan almamn sonuna ulatk. Buradaki bulgu
larmz zet bir formlle ifade edilebilir. Yahudi tarihi ikilikle
riyle bilinir: birleerek ulusu oluturan iki halk kesimi, bu ulu
sun blnerek kurduu iki krallk, Eski Ahitin belgesel kay

298

MUSA VE TEKTANRICILIK (II)

naklarnda iki tann ad. Buna biz de iki yenisini daha ekledik:
iki dinin kuruluu; ki kincisi ilkini bastrm, ama ilki daha
sonra daha gl bir ekilde ortaya kmtr; ve her ikisi de
Musa adyla arlan, kiiliklerini birbirinden ayrdetme ihtiyac
duyduumuz iki din kurucusu. Btn bu ikilikler ilkinin zo
runlu sonulandr: halkn bir ksmnn travmatik olarak deer
lendirilebilen ve dier ksmnn yaamad bir olay yaamas.
Bunun da tesinde tartacak, aklayacak, iddia edecek oka
ey olacaktr. Ancak bu yolla salt tarihsel inceleme ilgimiz ger
ek bir temel bulabilir. Bir gelenein gerek doas nereden
kaynaklanyor ve zgn gc nereye dayanyor, tek tek byk
insanlarn dnya tarihi zerindeki kiisel etkisi ne kadar b
yktr, sadece maddi ihtiyalardan kaynaklanan gdleri dik
kate alan birisi insan yaamnn mkemmel eitliliine ne gibi
bir hakszlk etmi olur, baz fikirler (zellikle de dini fikirler)
insanlar ve halklan boyunduruk altna alma gcn hangi kay
naklardan alyor: btn bunlan Yahudi tarihinin zgn duru
munda incelemek byleyici bir alma olacaktr. Bu izgide
almaya devam etmek, yirmi be yl nce Totem ve Tabu'da
ortaya koyduum grlerle balant kurmak anlamna gele
cektir. Ama artk kendimde bunu yapabilecek gc gremiyo
rum.

III
MUSA, HALKI VE TEKTANRILI DN
KIIMI
GR NOTU I
([Viyana] Mart 1938den nce)
K a y b e d e c e k pek bir eyi olmayan birisinin cesaretiyle, nesnel
bir nedene dayanan bir niyeti ikinci kez bozmay ve Imago'da
Musa zerine yazdm iki denemeye kendime sakladm son
ksmn eklemeyi dndm. Son denemeyi, gcmn buna
yetmeyeceini syleyerek noktalamtm. Bundan kastm el
bette yallk nedeniyle yaratc gcn zayflamasdr;1 ama d
ndm bir baka engel daha vard.
Son derece ilgin bir dnemde yayoruz. lerlemeyle bar
barln el ele verdiini grmek bizi artyor. Sovyet Rus
yada, boyunduruk altnda tutulan yz milyonlarca insann ya
am koullarn dzeltmek iin yola koyuldular. nsanlar din
afyonundan uzaklatrma konusunda ellerini abuk tutup,
onlara makul bir cinsel zgrlk tanma konusunda bilgece
davrandlar; ama ayn zamanda da halk en acmasz zorlamaya
tabi tutup her trl dnce zgrln ellerinden aldlar.
Benzeri bir kaba kuvvetle talyan halk dzen ve grev duygusu
iin eitiliyor. Alman halk balamnda, ilerici fikirler olmaks-

1 adam Bemard Shawn, insanlarn ancak yz yl yaaya-bilmeleri halinde iyi


eyler baarabilecei fikrine katlmyorum. Yaam koullarnda daha baka birok te
mel deiiklik yaplmad srece, yaamn uzamas hi bir anlam tamayacaktr.

300

M U SA VE TEKT ANRICILIK (III)

zn da neredeyse tarih ncesi bir barbarla yneliin mmkn


olduunu grmek, bizi can skc tedirginlikten kurtarmtr.
yle veya byle, gnmzde durum yle bir hal ald ki mu
hafazakar demokrasiler, kltrel gelimenin bekileri oldu; ve
tuhaftr, bugne kadar dnce zgrlne ve gerein kefe
dilmesine kar acmaszca savaan Kilise, bugnk Katolik
Kilise kurumu, uygarl tehdit eden bu tehlikenin yaylm asna
kar gl bir savunma oluturdu!
Katolik bir lkede bu Kilisenin korumas altnda yayor ve
bu korumann ne kadar sreceini bilmiyoruz. Ama devam etti
i srece, Kilisenin dmanln uyandracak eyler yapmaktan
doal olarak kamyoruz. Bu korkaklk deil, sakmml olmak
tr. Hizmet etmekten kanmak istediimiz yeni dman, bar
iinde yaamay rendiimiz eski dmandan daha tehlikeli.
Srdrdmz psikanalitik aratrmalar yle veya byle Kili
se tarafndan kukulu bir dikkatle izleniyor. Bunda haksz ol
duklarn syleyemem. almamz, dini bir insanlk nevrozuna
indirgeyen ve korkun gcn bireysel hastalarmzdaki
nevrotik bir zorlanmla ayn ekilde aklayan bir sonuca var
mamza yol aarsa, bizi yneten glerin imeklerini zerimize
ekeceimizden emin olabiliriz. eyrek asr nce ortaya koy
duklarmn' dnda yeni bir ey syleyecek, ya da daha net or
taya koyacak da deilim: ancak bu arada unutulmutur; dolay
syla burada tekrarlamam ve btn dinler iin standart olan bir
rnekle aklamam etkisini gsterecektir. Belki de psikanaliz
uygulamamzn yasaklanmasyla sonulanacaktr. Kaba kuvvete
dayal bu tr bask yntemleri Kiliseye yabanc deildir; Kilise
sadece bir bakas bu yntemlerden yararland zaman bunu
kendi ayrcalklarnn bir ihlali olarak deerlendirmektedir. Ama uzun yaamm boyunca her yere ulaan Psikanalizin, doup
byd kentten daha deerli olabilecek baka bir yuvas yok.
1[Totem ve Tabu'da (1912-13).]

GR NOTU I

301

Bu ikinci engelin, yani d tehlikenin, Musa konulu al


mamn bu son ksmn yaymlamama engel olmasna gz yuma
cam dnmyor, biliyorum. Kendi kendime, korkularnm
kendi kiisel nemimi abartmamdan kaynaklandn
otoritelerin belki de Musa ve tektanrcln kkeni konusunda
yazdklarm kale bile almayacan syleyerek bu gl
amaya altm. Ama bu konudaki yargmdan emin deilim.
ada dnyann yargsnda art niyet ve sansasyonun, bana ilikin bir tannma eksikliini dengelemesi ok daha olas gz
kyor. Bu nedenle bu almay yaymlamayacam. Ama bu da
yazmama engel olamaz. ki yl nce' zaten yazm olduum iin, imdi yapmam gereken tek ey gzden geirmek ve nceki
iki denemeye eklemek olacaktr. Bylece, tehlikesizce gn
na kabilecei, ya da ayn sonulara ve grlere ulaan biri
sine aktarlabilecei gne kadar saklanabilir: karanlk zaman
larda, senin gibi dnen birisi vard!

1 [Freud aslnda bunu drt yl nce, 1934te yazm ve 1936da ilk byk deiiklii
yapm olabilir, tkinci denemenin editrlk notuna bakn.]

GR NOTU II
([Londra] Haziran 1938)
M usa zerine almann kaleme alnd sralarda beni rahatsz

eden zel zorluklar i kukular ve d engeller bu nc


ve sonu denemesinin birbiriyle elien, hatta birbirini dlayan
iki nszle sunulmasna yol at. Bu iki not arasndaki ksa d
nemde yaam koullarmda kkl bir deiiklik oldu. ncekin
de Katolik Kilisenin korumas altnda yayor ve almamn
yaymlanmasnn, bu korumann ortadan kalkmasyla ve Avus
turyadaki psikanaliz yandalarnn ve aratrmaclarnn al
masnn yasaklanmasyla sonulanmasndan korkuyordum.
Derken, anszn Alman igali gerekleti ve Eski Ahitten bir
deyi kullanacak olursak, Katoliklerin ipiyle kuyuya inilmeyecei anlald. Sadece dncelerim iin deil, ait olduum
rkm iin de cezalandrlacamdan emin olduumdan, o
cukluumdan balayarak yetmi sekiz yllk yuvam olan kenti
birok dostumla birlikte terk ettim.
Sevimli, zgr, cmert ngilterede iten bir dostlukla kar
landm. imdi burada ho karlanan bir misafir gibi yayo
rum; zerimden byk bir arlk kalkt, arzuladm, ya da
yapmam gerektii gibi tekrar konuup yazabildiim az daha
ve dnebildiim diyecektim iin derin bir nefes alabili
rim. Artk almamn son ksmn kamuoyuna sunmay gze
alabilirim.
Artk d bir engel, en azndan korkulacak bir engel yok. Bu
rada geirdiim birka hafta iinde geliime memnun olan
dostlardan olduu kadar, tanmadm, konuyla ilgisi olmayan,
sadece burada zgrlk ve gvenlik bulduum iin memnun

GR NOTU II

303

olduunu ifade etmek isteyen insanlardan saysz selam aldm.


Buna ek olarak ve bir yabancy artan bir sklkla, ruhumun
durumuyla ilgilenen, bana sann yolunu gsteren ve srailin
gelecei konusunda beni aydnlatmaya alan trden mektuplar
aldm. Bana bunlar yazan iyi insanlar beni pek tanyor olamaz;
ama Musa konusunda kaleme aldm bu kitap yeni hemehrile
rimin eline getii zaman, bana kar duyduklar sempatinin epeyce azalacam sanyorum.
sel zorluklara gelince, politik bir devrim ve adres deiik
lii hibir eyi deitirmez. Kendi almam karsnda her za
manki kadar belirsizlik duyuyorum; bir yazarla eseri arasnda
olmas gereken birlik ve ait olma bilincini hissetmiyorum. Bu,
vardm sonucun doruluuna duyduum bir inan eksiklii
deil. Bu inan, 1912de Totem ve Tabu adh kitabm yazarken,
yani eyrek asr nce olumutu, bu arada iyice glendi. O
gnden sonra, dini olgularn ancak ve ancak bildiimiz bireysel
nevrotik semptomlar yaps temelinde insan ailesinin eskia
tarihinde ba gsteren, ama uzun zamandr unutulan olaylarn
canlan olarak anlalabilecei, zorlayc yaplarn bu k
kene borlu olduklar, buna uygun olarak ieriklerindeki tarih
sel gerekliin zoruyla insanlarda etkili olduklar konusunda
hi kuku duymadm. Belirsizliim sadece kendi kendime se
tiim Yahudi tektanrcl rneinde bu tezleri kantlamay ba
arp baarmadm sorduum zaman ortaya kyor. Eletirel
bir gzle baktm zaman, Musa ile balayan bu kitap, tek par
ma zerinde dengede duran bir dansya benziyor. Akta b
rakma mitinin analitik yorumunda destek bulamasaydm ve bu
radan, Sellinin Musann sonuna ilikin kukusuna geemeseydim, bu kitab yazamazdm. yle veya byle, brakalm ok
yaydan ksn.

A
TARHSEL NKOUL1
LGtMtzt eken

olaylarn tarihsel temeli ylece zetlenebilir: On


Sekizinci Hanedanln fetihleri sonucunda Msr bir dnya im
paratorluu durumuna gelir. Halkn tamamnda olmasa da, en
azndan ynetici ve entelektel adan etkin st tabakann dini
fikirlerinde gzlenen gelime bu yeni emperyalizmi yanstr.
Ondaki (Heliopolis) gne tanrsnn belki de Asyadan gelen
drtlerle glenen rahiplerinin etkisiyle artk sadece bir l
keyle ve bir halkla snrl kalmayan evrensel Aten tanrs fikri
ortaya kar. Gen Amenophis IV iktidara gelince bu tann fik
rini gelitirmekten baka bir ama tamayan bir Firavun olur.
Aten dinini devlet dini yapar ve onun sayesinde evrensel tann
tek tann olur: dier tannlar konusunda sylenen her ey kan
drmacadr, birer yalandr. Her trl by dncesi kkrtma
sna kar grkemli bir katlkla direnir ve zellikle Msrllarn
o kadar deer verdikleri lmden sonra yaam yanlsamasn
reddeder. Sonraki bilimsel bulu konusunda artc bir sez
giyle, dnyadaki yaamn tamamnn kaynan gne enej isinde grr ve tannsmn gcnn bir sembol olarak bu
enerjiye tapar. Yaratmdan duyduu sevinle ve Maat (doru
ve adil) yaamyla vnr.
Bu, insanlk tarihindeki ilk, belki de en net tektannl din r
neidir; bunun kkenindeki tarihsel ve psikolojik belirleyenlere
1 Musa zerine salt tarihsel olan ikinci almamn bulgularnn bir zetiyle balayacam. Bu bulgular, bunlardan yola kan, sk sk bunlara dnen psikolojik tartmalar
iin bir nkoul olduundan, burada aynca eletiri konusu yaplmayacaktr.

I (A) TARHSEL NKOUL

305

ilikin daha derin bir i gzlemin paha biilmez bir deeri ola
caktr. Ne var ki Aten dini konusunda pek fazla bilgi bulunma
dna dikkat edilmitir. Yaratt eylerin tamam daha zayf
varislerinin ynetim dneminde ker. Bask altma ald ra
hipler, ondan geriye kalanlar fkeyle yok ederek intikam alr;
Aten dini terk edilir, sulu ilan edilen Firavunun bakenti yak
lp yklr. M. 1350 dolaylarnda On Sekizinci H anedanln
sonu gelir; bir anari dneminden sonra M. 1315e kadar ikti
darda kalan general Haremhab dzeni tekrar kurar. Akhenaten
reformu unutulmaya mahkum bir olay gibi gzkr.
Tarihsel olarak belirlenen olaylar bunlardr; varsayma da
yanan olaylar dizisi bu noktadan sonra balar. Akhenatenin
maiyeti arasnda, o dnemdeki dier biroklan gibi' Tuthmosis
adnda birisi vardr; bu ismin, ikinci bileeninin -mose [oul]
olmas dnda byk bir nemi yoktur. Yksek bir mevkidedir
ve Aten dininin inanh bir taraftandr, ancak dnmeye arlk
veren kraln tersine enerjik ve tutkuludur. Onun iin
Akhenatenin lm ve dininin terk edilmesi btn beklentile
rinin sonu anlamna gelir. Msr'da sadece bir kaak veya asi
olarak kalabilir. Belki de u eyaletlerden birisinin valisi olarak,
birka kuak nce g etmi olan bir Sami rkyla iliki kurar.
Yaad hayal krklnn ve yalnzln basksyla bu yaban
clara ynelir ve kaybettiklerini onlarda telafi etmeye alr.
Onlan kendi halk olarak seer ve ideallerini onlarda gerekle
tirmeye alr. Kendi maiyeti eliinde onlarla biriikte M
srdan aynldktan sonra snnet iaretiyle onlan kutsar, Msr
llarn alaa ettii yasalan ve Aten dininin doktrinlerini onlara
empoze eder. Musa denen bu adamn Yahudilere empoze ettii
ahlak kurallan, ustas ve retmeni Akhenateninkilerden ok

1rnein stdyosu Teli el-Amamada bulunan heykeltra gibi.

306

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

daha kat olabilir; Musa ise Akhenatenin bal kald Onun


gne tanrsna bamllktan vazgemi olabilir.
Msrdan Hicret tarihi olarak M. 1350den sonraki ara
[basz] dnemi almamz gerekir. Bunu izleyen ve Canaan l
kesinin igali tamamlanncaya kadar geen zaman aral zel
likle bulanktr. ada tarih aratrmalar, Eski Ahit metninin
bu noktada brakt, daha dorusu yaratt karanlktan iki ol
guyu karabilmitir. Bu olgulardan, Emst Sellin tarafndan
kefedilen ilki, Eski Ahitteki aklamayla bile kanun koyucula
rna ve liderlerine kar inat ve asi davranan Yahudilerin bir
gn ona bakaldrdklar, onu ldrerek tpk daha ncesinde
Msrllarn yapt gibi, kendilerine empoze edilen Aten dinini
alaa ettikleri gereidir. Eduard Meyer tarafndan gsterilen
ikinci olgu ise Msrdan dnen Yahudilerin, daha sonra Filis
tin, Sina Yarmadas ve Arabistan arasndaki blgede bulunan
yakn akraba kabilelerle birlemeleri ve orada kade adndaki
sulak bir blgede, Arap Midianitelerin etkisiyle yeni bir dine
gemeleri ve volkan tanrs Yehovaya tapmalardr. Bunun
hemen sonrasnda Canaan istila edeceklerdir.
Bu iki olayn birbiriyle ve Msrdan Hicretle olan kronolo
jik [tarihsel] ilikisi ok belirsizdir. En yakn tarihsel referans
noktas, Suriye ve Filistine yaplan askeri seferlere ilikin bir
raporda yenilen dmanlar arasnda srail adn da anan Fira
vun Perenptah (M. 1215e kadar iktidarda kalmtr) kitabesi
dir. Bu kitabenin tarihini terminus ad quem [k noktas] ola
rak alacak olursak, Hicretten balayarak olaylarn tamam iin
bir asrlk bir zaman kalr (1350den sonrayla 1215ten nce).
Ne var ki srail ad burada tarihini incelediimiz kabilelerle
ilgisiz olabilir ve gerekte daha uzun bir zaman dilimi sz ko
nusu olabilir. Daha sonra Yahudi halkm oluturan insanlarn
Canaana yerlemesi elbette ksa srede tamamlanan bir fetihle
olmam, nemli bir zaman aral iinde dalgalar halinde ger
eklemitir. Merenptah kitabesinin koyduu kstlamadan

I (A) TARHSEL NKOUL

307

kurtulduumuz takdirde Musa dnemine kolayca bir kuaklk


(otuz yllk) bir zaman verebilir1 ve Kadeteki birleme tarihi
ne kadar iki, belki de daha fazla kuan getiini dnebili
riz.2 Kade ile Canaanm istilas arasnda ksa bir sre olmas
yeterlidir. Bir nceki denemede de gsterildii gibi, Yahudi
folklorunun Hicret ile Kadete dinin kuruluu arasndaki za
man ksa gstermek iin geerli nedenleri vardr; buna karlk
bizim aklamamz iin tersi daha uygundur.
Yine btn bunlar da tarihtir, tarihsel bilgimizdeki bolukla
r doldurma abasdr, ksmen de Imago'daki ikinci [bu kitapta
bir nceki] denememin bir tekrardr. Burada, isyan eden Yahudilerin ancak grnte son verdii Musann ve doktrinlerinin
kaderini izliyoruz. M. 1000 civarnda yazlan, ama elbette es
ki kaytlara dayal olan Yahvvist aklamasndan, Kadeteki
birlemenin ve dinin kuruluunun, her iki tarafn da hl kolay
ca ayrdedilebildii bir uzlama eliinde gerekletiini ke
fetmitik. Taraflardan birisi tanr Yehovann yeniliini ve ya
banc kimliini inkar etmeye ve halkn ballm artrmaya a
lrken; dier taraf Msrdan kurtulua ve byk liderleri Mu
saya ilikin deerli anlar ona [Yehovaya] kurban etmemeye
alyordu. kinci taraf, yeni tarih-ncesi aklamasna hem olay hem de lideri sokmay, Musa dininin en azndan d iareti
ni snneti korumay ve belki de yeni tanrnn adnn kulla
nm konusunda baz kstlamalar getirmeyi de baarmt. Daha
nce de sylediimiz gibi, bu iddialarn temsilcileri, Musa yan
dalarnn, yani Levitelerin, onlardan sadece birka kuak sonra
gelen ve onun ansna hl yrekten bah olan torunlaryd.
Yahwiste ve sonraki rakibi Elohiste atfettiimiz airane ss1 Bu da Eski Ahit metnindeki krk yllk lde dolamaya karlk gelecektir [Numbers,
xiv, 33.]
2 Bylece Musa dnemi M. 1350 (veya 1340)-1320 (veya 1310) tarihlerine; Kade
M. 1260 veya tercihen daha sonraki bir tarihe; Merenptah kitabesi ise M. 1215ten
ncesine karlk gelecektir.

308

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

lemeli metinler, altmda sonraki kuaklardan saklanan eski olaylann Musa dininin yapsnn ve byk insann katledilii
nin gerek aklamasnn deyi yerindeyse sonsuz huzur bul
duu birer mozole gibiydi. Ve eer olan biteni doru tahmin
edebildiysek, geride anlalmadk bir ey kalmamtr; ancak
bu, Yahudi halknn tarihinde Musa olaynn kesin sonu anla
mna da gelebilirdi.
Ne var ki olaylarn byle gelimemesi, yani yaanan dene
yimin en gl etkilerinin ancak ok daha sonra gn na
kmas ve yzyllarn ak iinde gereklii zorlamas ilgin
tir. Yehovanm, komu halklarn ve kabilelerin tanrlarndan
ok farkl bir yapda olmas pek mmkn deildir. Tpk halkla
rn birbiriyle savamas gibi onun da dier tanrlarla savat
dorudur; ama o gnlerde Yehovaya tapan bir insann, tpk
Canaan veya Moab veya Amalek, vb. tanrlarna inanan halkla
rn varln inkar edemeyii gibi, bu tanrlarn varln inkar
etmek de akima gelmemitir.
Akhenatenle birlikte alevlenen tektanrclk fikri bir kez da
ha karanla gmlm ve uzun bir sre karanlkta kalmtr.
Nilin ilk elalesinin hemen altndaki Fil adasnda ortaya ka
rlan bulgulardan, bir Yahudi askeri kolonisinin orada yzyl
larca yaadn, tapnaklarnda ba tann Yahuya ek olarak bi
rinin ad Anat-Yahu olan iki dii tannya da taptklarn ren
mek bizi artr. Bu Yahudilerin anayurttan ayn dtkleri ve
oradaki dini gelimeden uzak kaldktan dorudur; Kudste be
nimsenen yeni ibadet kurallarn onlara Msrl Pers valisi (M.
beinci yzylda) bildirir.1 Daha eskilere gidecek olursak tanr
Yehovanm Musa tannsma hibir benzerlik gstermediini
syleyebiliriz. Tann Aten, tpk atalarnn fethettii dnya im
paratorluunun paralanm pasif bir tavrla izleyen dnyadaki
temsilcisi daha dorusu prototipi Firavun Akhenaten gibi
1Auerbach, 2,1936.

I (A) TARHSEL NKOUL

309

bardr. Zor kullanarak yeni yurtlar fethetmeye balayan bir


halka Yehovann daha uygun olduuna kuku yok. Ve Musa
tanrsnda hayranlk verici olan her ey, ilkel kitlelerin kavray
nn ok tesindedir.
Yahudi dininin gelimesinde, zamann ak iinde tann
Yehovann kendi zelliklerini kaybetmesinin ve giderek eski
Musa tanrs Atene daha ok benzemesinin merkezi bir rol oy
nadn sylemitim; bu adan dier yazarlarla hemfikir ol
maktan memnunluk duyduumu syleyebilirim. lk bakta b
yk bir nem verme eilimi duyacanz farkllklarn kald
dorudur; ama bunlar da kolayca aklanabilir.
Aten dini, Msrda kurulu bir dzenin bulunduu elverili
bir dnemde arlk kazanmaya balam; hatta imparatorluk
sarslmaya balad zaman bile inananlar huzursuzluktan ka
np tann Atenin verdii nimetlerden yararlanmaya devam et
mitir. Yahudi halk ise bir dizi ar snavdan ve zc olaydan
gemitir; tannlan acmasz, kat bir tann olmu, deyi yerin
deyse kasvete brnmtr. Btn lkeleri ve halklar yneten
evrensel tann olma zelliini korumu; ancak Yahulilerin onun
seilmi halk olduu ve zel grevlerinin sonunda zel olarak
dllendirilecei inanc, ona imann Msrllardan Yahudilere
gemi olmas gereini ele verir. Halkn, talihsiz kaderlerinde
onca zc olayla, her eye kadir tannnm seilmi kullan olma
inancm uzlatrmas zor olmu olmal. Ama inanlarnn sar
slmasna izin vermemiler; tannya ilikin kendi kukularm
bomak iin kendi sululuk duygularn artrmlar; ve belki de
sonunda bugnn dindar insanlar gibi, Tannnm hikmetinden
sual olunmaz sonucuna varmlardr. Bir zalimin ardndan bir
bakasnn Asurlann, Babillerin, Perslerin kendilerini ez
mesine tanrnn neden izin verdiini merak etme eilimi duy
duklar takdirde tannnn gcn, btn bu dmanlarn da so
nunda dize getirildii ve imparatorluklanmn ortadan kalkt
gereinde grebiliyorlard.

310

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

Sonraki Yahudi tanrs sonunda nemli adan eski Musa


tanrsna benzemitir. lk ve belirleyici nokta, tek tanr olduu
na, ondan baka tanr dnlemeyeceine olan inant. Halkn
tamam Akhenaten tektanncln ciddiye almt; gerekten de
halk bu fikre ylesine ok sarlmt ki bu entelektel yaamla
rnn temel ierii olmu ve baka eylerle ynelik bir ilgi b
rakmamt. Bu adan halk ve aralarnda arlk kazanan ra
hipler hemfikirdi. Ama rahiplerin tm abalann ona tapmak
iin ibadet [tren] gelitirmeye harcamalarna karlk, Mu
sann tanns konusundaki dier iki doktrinini de canlandrma
ya alan halkta bu abalara kar iddetli bir direnme ortaya
kmt. Peygamberler, tannnn treni [ibadeti] ve kurban k
msediini ve kullarndan sadece ona inanmalarn ve doru
ve adil bir yaam srmelerini istediini sylemekten hi usan
mamtr. lde yaamn basitliini ve kutsalln ne kar
dktan zaman elbette Musann deallerinin etkisi altndaydlar.
Yahudi tanr fikrinin ald son biimin nedeninin Musa et
kisi olup olmadn, ya da yzlerce yllk bir dneme yaylan
bir kltrel yaam boyunca daha yksek bir entelektellik
[ruhanilik] dzeyine kendiliinden ulaldn varsaymann
yeterli olup olmayacan sormann zaman geldi. artc b
tn yorumlarmza bir son verecek bu olas aklama konusunda
sylenecek iki ey var. Birincisi bu hibir eyi aklamaz. Tar
tmasz daha yetenekli bir halk olan Yunanllarda ayn koullar
tektanrcla deil, oktannl dinin zlmesine ve felsefi d
ncenin ortaya kmasna yol amtr. Anlayabildiimiz kadanyla Msrda tektannclk emperyalizmin bir yan rn olarak
ortaya kmtr: Tann, byk bir dnya imparatorluunun
mutlak hakimi olan Firavunun bir yansmasyd. Yahudilerdeki
politik koullar ise dlayc [zel] bir ulusal tann fikrinden ev
rensel bir tann fikrine gei iin son derece elverisizdi. Dahas,
bu kk ve zayf ulus, kendini byk Efendinin gzde ocuu

I (A) TARHSEL NKOUL

311

ilan etme kibrini nereden buluyordu? Bylece Yahudilerdeki


tektanncln kkeni sorunu zmsz kalacak, ya da bunun,
bu halkn tuhaf, dini dehasnn bir davurumu olduu yolunda
ki sradan cevapla yetinmek zorunda kalacaktr. ok iyi bilindi
i gibi deha anlalmaz ve sorumsuzdur; dolaysyla dier btn
zmler boa kmad srece bunu bir aklama kabul ede
meyiz.1
Buna ek olarak, Yahudilie ilikin kaytlarda ve tarihi yaz
larda halka tek tanr fikrinin Musa tarafndan benimsetildii
bu kez kendisiyle elimeden aka iddia edilmektedir. Bu
iddiamn gvenilirliine itiraz sz konusuysa bu, elimizdeki ra
hiplik revizyonunun ok fazla eyi Musaya balamasdr. ok
daha ncesine dayand belli olan tren [ibadet] kural gibi ku
rumlar, bunlarn etki gcn artrmak gibi ak bir amala Mu
sann emirleri olarak ortaya konur. Bu elbette kukulanmak iin bir nedendir, ama reddetmeye yeterli deildir. Rahip
versiyonu, ada dnemle Musann yaad uzak gemi ara
sndaki sreklilii korumaya; Yahudi dininin tarihi konusunda
en arpc olgu olarak tanmladmz eyi, yani Musann yasa
koyuculuu ile sonraki Yahudi dini arasndaki derin uurumu
balangta Yehovaya tapnmayla doldurulan ve ancak ya
va yava kapatlan bir uurumu inkar etmeye alr. Eski
Ahit metnindeki birok kantn olaylarn bu akmn tarihsel
doruluunun her trl kukudan uzak gstermesine ramen,
rahiplik versiyonu bunu olas her yoldan inkar etmeye alr.
Burada rahiplik versiyonu, yeni tanr Yehovay Ataerklerin
tannsna dntren kastl arptmaya benzer bir eye kalkr.
Rahiplik Yasasnn arkasnda yatan bu gdy dikkate ald
mz zaman, Yahudilere tektann fikrini verenin gerekten de
1 Ayn ey William Shakespeare olay iin de geerlidir. [Freud'un, Shakespearein
aslnda Oxford Kontu Edward de Verein takma ad olduu grne bir gnderme.
Freudun, bu gr destekleyen bir mektubu Jonesun biyografisinin nc cildinde
bulunabilir (1957,487-8).]

312

M USA VE TEKTANR1CILIK

(in)

Musann kendisi olduu iddiasna inanmazlk edemeyiz. Ya


hudi rahiplerinin artk bilmedii bu fikri Musanm nereden al
dn grebilmi olmamz, bu iddiay daha rahat kabul etmemi
zi mmkn klar.
Burada Yahudilii Msr tektanrclma dayamakla ne ka
zandmz sorulabilir. Bu sadece problemi biraz daha geri g
trr: tektannclk fikrinin kkeni konusunda hibir ey syle
mez. Buna verilecek cevap, bunun bir kazan deil inceleme
sorunu olduudur. Olaylarn gerek akn kefetmemiz halin
de bundan bir eyler renebiliriz.

B
GZLLK EVRES VE FOLKLOR
tek tanr fikrinin de, byyle etkili olan trenin
reddedilmesinin ve tanr adna ortaya konan ahlaki beklentilerin
vurgulanmasnn da aslnda balangta dikkat edilmeyen, an
cak uzun bir aradan sonra ilerlik ve sonunda sreklilik kazanan
Musa doktrini olduuna inanyoruz. Bu tr gecikmeli bir etkiyi
nasl aklayabiliriz ve benzer bir olguyla nerede karlarz?
Bu tr eylerin ok eitli alanlarda ska rastlanan olgular
olduunu ve yle veya byle anlalr bir dizi yoldan gerekle
ebildiini grrz. rnein Danvinin evrim teorisi gibi yeni
bir bilimsel teorinin tarihesini ele alalm. Balangta dman
ca bir reddedile karlanm ve yllarca tartlm; ancak ger
ee ynelik byk bir adm olarak kabul edilmesi iin bir kuaklk bir dnem yeterli olmutur. Danvinin kendisi bile
Westminster Abbeyde1 bir antmezarla onurlandrlmtr.
Byle bir olayda zm bekleyen pek bir ey yoktur. Yeni ger
ek duygusal direnmeler yaratm; bunlar popler olmayan teo
rinin kantlarn rtmeye ynelik savlarda dile gelmi; fikir
atmas bir sre devam etmi; ta bandan itibaren taraftar ve
muhalifler bulmu; taraftarlarn says ve arl giderek artm
ve sonunda zaferle noktalanm; bu mcadelenin bandan so
nuna tartma konusu kesinlikle unutulmamtr. Olaylarn t
mel aknn dikkate deer bir zaman almas bizi pek artmaz;
belki de sz konusu olan eyin Grup Psikolojisindeki bir sre
olduunu yeterince takdir etmeyiz.
D o l a y is iy l a

1 [Londra, Westministerdeki Gotik ngiliz kilisesi. Birok ngiliz monarisinin, devlet


adamnn ve kahramannn ant mezar bu kilisede bulunmaktadr. S.B.]

314

M USA VE TEKT ANRICILIK (III)

Bir bireyin ruhsal yaamnda, tam da bu srece karlk ge


len bir analoji bulmak g deildir. Bir insan, belli kantlar te
melinde doruluunu kabul etmesi gereken, ancak baz arzula
ryla elien ve kendisi iin deerli baz inanlara ters den
yeni bir ey rendii zaman olan budur. Balangta tereddt
edecek, bu yeni bulguya kar kuku duymasn salayan ne
denler bulacak, bir sre kendisiyle mcadele edecek ve sonunda
gerei kabul edecektir: Kabul etmek zor, inanmak bunaltc
olsa da gerek bu. Bundan rendiimiz tek ey, egonun akl
yrtme etkinliinin, gl duygusal yklerin yaratt diren
menin stesinden gelmek iin zamana ihtiya duymasdr. Bu
olayla anlamaya altmz olay arasndaki benzerlik pek fazla
deil.
Ele alacamz ikinci rnekle konumuz arasndaki benzerlik
daha az gzkr. rktc bir kaza rnein bir arpma
geiren bir insan, kaza yerinden grnrde yarasz beresiz ay
rlabilir. Ama kazay izleyen birka hafta iinde sadece geirdi
i oka, ya da sarsntya balanabilen bir dizi ar ruhsal ve
motor semptomlar gelitirir. Artk travmatik bir nevrozu
vardr. Bu olduka anlalmaz yani yeni bir olgudur. Bula
c hastalklarn patolojisiyle ak benzerlik kurularak, kaza ile
semptomlarn ilk ortaya k arasnda geen sre kuluka d
nemi olarak tanmlanr. Dnnce, bu iki olay travmatik
nevrozla Yahudi tektanrcl arasndaki temel farka ramen,,
ortak bir nokta bulunduu dikkatimizi ekecektir: gizlilik ola
rak adlandrlabilecek tipik zellik. Hipotezimize gre Yahudi
dininin tarihinde, Musa dininin terk edilmesinden sonra tektannclk dncesinin, tren yasann veya ahlaki vurgulamann
hibir izine rastlanmayan uzun bir dnem yaanmtr. Bu da
bizi eldeki sorunun zmnn belli bir ruhsal durumda arana
bilecei olaslna hazrlar.

I (B) GZLLK EVRES VE FOLKLOR

315

Daha sonra Yahudi halkn oluturan topluluun iki ayr ke


simi Kadete bir araya gelerek yeni bir din benimsedii zaman
olanlar tekrar tekrar anlatmtk. Bir yandan, Msr kkenli olanlarda Hicrete ve Musa figrne ilikin anlar ylesine gl
ve canldr ki, eski alara ilikin aklamaya bunlarn da ek
lenmesini isterler. Bunlar, belki de Musay ahsen tanyanlarn,
kendilerini hl Msrl gren, Msrl adlar tayan torunlardr.
Ama liderlerinin ve yasa koyucularnn bana gelenlere ilikin
anlar bastrmak iin yeterli nedenleri vardr. Halkn dier ke
simindeki belirleyici ama ise yeni tanry yceltmek ve yaban
cln inkar etmekti. Her iki kesim de, daha nce bir dinleri
olduu gereini ve bu dinin ieriini inkar etme konusunda
ayn ynelime sahipti. Dolaysyla ilk uzlama konusu ve belki
de hemen yazya geen ey buydu. Msrdan gelenler yazy ve
tarihi yazma arzusunu da birlikte getirmiti; ama bu, tarih yaz
mann tam bir doruluk gerektirdiinin anlalmasndan uzun
zaman nceydi. Balangta sanki arptma kavramndan henz
habersizlermi gibi, yazlarn ann ihtiyalarna ve amalarna
uygun olarak ekillendirmekte bir an bile tereddt etmemiler
dir. Bunun sonucunda yazl tarihle, ayn malzemenin szl
aktarm rivayet arasnda bir tutarszlk ortaya kmtr.
Yazl kaytlarda atlanan veya deitirilen eyler, rivayette
[szl gelenekte] olduu gibi korunabilirdi. Szl gelecek, ta
rihsel yazlara bir ilave olmakla birlikte bu yazlarla eliiyordu
da. arptma amalarndan daha az etkilenmi ve belki de baz
noktalarda bu tr arptmalardan muaf tutulmutu; dolaysyla
yazya geen aklamadan daha doru olabilirdi. Ne var ki ya
zl aklamadan daha az istikrarl ve kesin olmas ve szl ge
lenekle bir kuaktan dierine aktarlrken ok sayda deiiklie
maruz kalmas gvenilirliini azaltmtr. Bu tr bir rivayetin
bana eitli eyler gelebilir. Yazya geen aklama karsnda
fazla duramayarak daha ok belirsizlemesini ve sonunda unu
tulmasn bekleriz. Ama rivayetin kaderi baka trl de olabilir:

316

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

rivayet de yazya geirilebilirdi; konuya devam ettike daha


baka olaslktan da ele almamz gerekecek.
Dolaysyla ele aldmz Yahudi dininin tarihindeki gizlilik
olgusunu, resmi tarihiler diyebileceimiz kiilerce kastl ola
rak inkar edilen gereklerin ve fikirlerin aslmda hibir zaman
kaybolmadn syleyerek aklayabiliriz. Bunlara ilikin bil
giler, halk arasnda yaayan rivayetlerde [szl gelenekte] var
ln korumutur. Gerekten de Sellinin de belirttii gibi, as
lnda Musanm resmi aklamayla aka elien sonunu anla
tan ve geree ok daha yakn olan bir rivayet vardr. Ayn e
yin, grnrde Musa ile ayn zamanda ortadan kalkan dier
eyler Musa dininin, adalannm ounluu iin kabul edi
lemez olan yanlar iin de geerli olduunu varsayabiliriz.
Ancak burada karlatmz ilgin gerek, bu rivayetlerin
zamanla zayflamak yerine yzyllarn ak iinde giderek daha
ok glenmeleri, resmi aklamalarda daha ok arlk kazanmalan ve halkm dnce ve eylemleri zerinde belirleyici bir
etki yaratacak dzeye ulamalandr. Bu sonucu yaratan etkenle
rin u an iin bilgimizi at dorudur.
Bu olgu ylesine ilgintir ki tekrar ele almakta kendimizi
hakl hissederiz. nk sorunumuz burada yatyor. Yahudi hal
k, Musanm getirdii Aten dinini terk ederek komu halklann
Baaliminden [yerel tanrlardan] pek farkl olmayan bir baka
tannya tapmaya balamtr. Sonraki hibir kastl aba bu utan
verici olguyu gizleyememitir. Ama Musa dini hi bir iz brak
madan ortadan kalkmamtr; buna ilikin bir tr bellek belki
de bulank ve arptlm bir szl gelenek varln srdr
mtr. Byk gemie ilikin ite bu szl gelenek sanki alttan
alta ileyiini srdrm, insanlarn kafasnda giderek daha ok
yer etmi ve sonunda tanr Yehovay Musa tannsna dn
trmeyi ve yzyllar nce getirilen ve terk edilen Musa dinini

I (B) GZLLK EVRES VE FOLKLOR

317

yeniden canlandrmay baarmtr. Byle bir szl gelenein


unutulmas ve bir halkn ruhsal yaamnda bylesine gl bir
etki yaratmas bizim iin bilinmedik bir dncedir. Burada
kendimizi rahat hissetmediimiz Grup Psikolojisi alanna gire
riz. Farkl alanlarda da olsa, en azndan benzer yapdaki olgular
iin analojiler arayacaz. Bu tr olgular bulacamza inanyo
rum.
Yahudiler arasnda Musa dinine dne yakn bir dnemde
Yunan halk, son derece zengin bir kabile masallar ve kahra
man mitleri kaynana sahip olduunu grmtr. M. doku
zuncu veya sekizinci yzyln, malzemesini bu masallardan alan
iki Homeros destannn kkenine tanklk ettiine inanlr.
Mevcut psikolojik i gzlemle ve Schliemann ve Evanstan ok
nce, Yunanllarn, Homeros ve Atinal byk dramatistlerin
ele ald onca masal malzemesini nerden aldklarn sorabilir
dik. Bunun cevab, bu halkn tarih ncesinde belki de tarihi bir
felakette ortadan kalkan bir parlaklk ve kltrel aydnlk d
nemi geirdii ve bu masallarda o dneme ait bulank bir szl
gelenein varln srdrd olacaktr. Gnmzdeki arkeo
lojik aratrmalar, gemite ok iddial gelebilecek bu kukuyu
dorulamtr. Bu aratrmalar, belki de M. 1250den nce
Yunanistanda son bulan etkileyici eski Girit-Miken uygarl
nn izlerini ortaya karmtr. Sonraki Yunan tarihilerinde bu
na ilikin bir ipucuna rastlamak zordur: bir zamanlar denizlere
Giritlilerin egemen olduuna, Kral Minosun adma ve Labirent
sarayna ilikin bir antrmadan baka bir ey yoktu. Hepsi
buydu ve bunun tesinde, airlerin ele ald szl gelenekler
den baka hibir ey kalmamt.
Dier halklarn Almanlarn, Hintlilerin, Finlerin ulusal
destanlar da gn na kmtr. Bunlarn kkeni iin de Yu
nanllarla ayn etkenleri varsayp varsayamayacamz incele
mek, literatre ilikin tarihilerin iidir. Bu tr bir incelemenin
olumlu sonu vereceine inanyorum. Grdmz belirleyici

318

MUSA VE TEKTANRICILIK (H)

etken u: hemen sonrasnda zengin, nemli, grkemli, belki de


her zaman kahramanca bir ierikle mutlaka ortaya kacak olan,
ancak sadece bulank ve eksik bir szl gelenekle sonraki ku
aklara aktarlabilecek kadar uzak gemie ait bir tarihncesi
krnts. Sonraki alarda sanat eklindeki destann ortadan
kalkmas insan artr. Bunun aklamas, belirleyici nedenin
ortadan kalkmas olabilir. Eski malzeme tkenmi, sonraki olaylarn tamamnda szl gelenein [folklorun] yerini tarih ya
zlan almtr. Gnmzn en byk kahramanlk olaylar, bir
destan ilham edememitir; hatta Byk skender, bir Homeros
bulamad iin ikayeti olmakta hakldr.1
Eski alar, insann hayal gc iin byk, ou kez art
c bir ekim kaynadr. nsanlar ne zaman evrelerinden ho
nutsuz kalsa ki bu da sk sk olmaktadr gemie dnerek
dinmek bilmeyen bir altn a ryasnn doruluunu kamtlayabilmeyi mit etmektedir.2 Belki de, tarafsz olmayan bellekle
rinin kesintisiz mutluluk a olarak sunduu ocukluklanmn
hl etkisi altndadrlar.
Gemi konusunda geride kalan eylerin, szl gelenek
[folklor] dediimiz eksik ve bulank anlar olmas, sanat a
sndan zgn bir cazibe kayna oluturur, nk bu durumda
anlardaki boluktan hayal gcnn arzularna gre doldur
makta ve canlandrmay istedii dnemi kendi amalarna uy
gun olarak grntlemekte zgrdr. Szl bir gelenek ne ka
dar bulanksa, airin iine de o kadar yarad sylenebilir. Do
laysyla yaratc yazm asndan folklorun tad nem bizi
artmaz; destanlar belirleyen tarzla benzerlik gsteren olgular
' [Msrllar tarafndan Firavun gibi grlen skender bir Homeros hayrandr ve kendini
kinci Achilleus olarak deerlendirir. Kendi askerleri arasnda da Tann muamelesi
grmeyi arzulad bilinmektedir. S.B.]
2 Macaulayn, Lays o f Ancient Rome adl eserini dayandrd durum budur. Kendini,
kendi andaki ekimelerle canndan bezen, kafas kanan ve dinleyicilerine atalar
nn zverisini, birliini ve vatanseverliini anlatan bir ozann yerine koymaktadr.]

I (B) GZLLK EVRES VE FOLKLOR

319

bizi, Yahudilerde Yehovaya tapnmay eski Musa dini dorul


tusunda deitiren eyin Musa hadisleri [szl gelenei] olduu
yolundaki tuhaf hipotezi kabul etmeye daha eilimli klacaktr.
Ama dier alardan iki olay hl ok farkldr. Birinde sonu
bir iir [destan], dierinde ise bir dindir. Dinin, szl gelenein
etkisiyle destann ulaamayaca bir aslma ballkla yeniden
retildiini varsayyoruz. Dolaysyla sorun, daha uygun bir
benzetme bulmamz gerektirmektedir.

c
BENZETME
Yahudi dininin tarihinde grdmz olaylarn akyla tek do
yurucu benzetme, grnrde uzak, ama tam ve zdelie yakn
bir alanda yatmaktadr. Burada da gizlilik olgusuyla, aklama
gerektiren anlalmaz davurumlarn ortaya kma ve gerekli
belirleyici etken olarak sonradan unutulan eski bir olaya rastla
rz. Aynca mantkl dnceyi ezerek bilinci zorlayan bir
zorlanm zellii grrz; bu, rnein destann kkeninde sz
konusu olmayan bir zelliktir.
Bu benzerlikle psikopatolojide, yani insan nevrozlarnn k
keninde yani dini olgularn Grup Psikolojisinin bir paras
olarak deerlendirilmesine ramen, birey psikolojisine ait bir
alanda karlarz. Bu benzetmenin ilk baktaki kadar ar
tc olmadn gerekten de daha ok bir nermeye benzedi
ini greceiz.
Nevrozlarn kkeninde byk bir nem verdiimiz eskiden
yaanan ve daha sonra unutulan bu izlenimlere travma adm ve
riyoruz. Genelde nevrozlarn kkeninin travmatik olarak de
erlendirilip deerlendirilemeyecei sorusunu bir yana braka
biliriz. Bu varsayma kar ak bir itiraz, her olayda nevrotiin
yaam yksnde ak bir travma kefetmenin mmkn olma
ddr. Herkesi etkileyen, ama dier insanlarn normal denebi
lecek bir ekilde ele alp baa kt yaantlara ve beklentilere
kar olaand, anormal bir tepkiyle kar karya olduumuzu
sylemekle yetinebiliriz. Bir nevrozu aklamak iin elimizde
kaltsal ve yapsal yatknlklardan baka bir ey olmad za
man, doal olarak kazanlmadn, gelitirildiini sylemeye
yneliriz.

I (C) BENZETME

321

Ama bu balamda iki noktann vurgulanmas gerek. Birinci


si, nevrozun kkeni deimez olarak ocukluun ilk izlenimle
rine dayanr.1 kincisi, etkileri amaz bir ekilde eski dnem
lerdeki bir veya birden ok gl yaantya dayanmas nede
niyle travmatik olarak nitelenen olaylar bulunduu dorudur;
bunlar, normal yollardan baa klamayan yaantlardr, dolay
syla bunlann olmamas halinde nevrozun da ortaya kmaya
ca sylenebilir. Aradmz benzetmeyi bu travmatik olaylarla
kstlamamz bizim amzdan yeterli olacakt. Ama iki grup arasndaki boluk, doldurulamaz gibi gzkmyor. ki kkensel
birleeni tek bir kavramla birletirmek pekl mmkndr; bu
sadece travmanm nasl tanmlanaca sorunudur. Y aantnn,
sadece nicel bir etkenin sonucu olarak travmatik yap kazand
n, yani her durumda olaand patolojik tepkileri uyandran
eyin bir beklenti arl olduunu varsayabilirsek, bir eyin
belli bir yapda bir travma etkisi yaptm, ama dierinde ayn
eyin olmadn kolayca syleyebiliriz. Bu yolla, kkensel bir
gerein olumasnda iki etkenin birbirine yaklat tmleyen
dizi2 dediimiz eye ularz. Bir etkenin okluu dierinin
azln dengeler; kural olarak her iki etken de birlikte etkili olur ve dizinin sadece iki ucunda basit bir gdnn etkinlii sz
konusu olabilir. Buna deindikten sonra, aradmz benzet
meyle ilgisi olmad iin travmatik ile travmatik olmayan k
kenler arasndaki ayrm gz ard edebiliriz.
Tekrarlama riski ierse de, bizim iin nemli olan benzerlii
oluturan olgular birletirmek yararl olabilir. Bu olgular yledir. Aratrmalarmz, bir nevrozun olgular (semptomlar)
dediimiz eylerin, baz yaantlarn ve izlenimlerin sonucu ol
duunu gstermitir, ki bunlar kkensel [etiyolojik] travmalar
1 Dolaysyla bu, baz evrelerde olduu gibi ite bu ilk dnemleri incelemeyen ve dikkate almayan birisinin psikanaliz uyguladn sylemesini anlamszlatrr. [C. G.
Jng'un teorilerine ve yntemlerine bir gnderme.]
2 [Bkz. Psikanalize Giri Dersleri (1916-17), 22. Ders, FD., 1,342.]

322

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

olarak deerlendirmemizin nedeni de budur. Dolaysyla n


mzde iki i var: (1) bu yaantlarn ve (2) nevrotik
semptomlarn tipik zelliklerini kefetmek. Bunu yaparken, bir
lde ematik bir tablo izmekten kanmamza gerek yoktur.
(1)
(a) Btn bu travmalar, ilk ocukluk dneminde be ya
na kadar ba gsterir. ocuun konumaya ve ayakta durmaya
balad dneme ait izlenimler zel bir neme sahiptir; en nemlisi de iki ila drt yalar arasndaki dnemdir; bu alclk
dneminin doumdan ne kadar sonra baladn kesin olarak
belirleyemeyiz. (b) Sz konusu yaantlar kural olarak tamamen
unutulur, bellee ak deildir ve genellikle perde anlar1ola
rak bilinen birka ayr hatrlatc kalntya blnen ocukluk unutkanh dnemine aittir, (c) Bunlar, cinsel ve saldrganca bir
yapdaki izlenimlerle ve kukusuz egonun ald ilk yaralarla
(narsistik yaralanmalara) ilgilidir. Bu balamda kk ocukla
nn, cinsel ve saldrganlk eylemleri arasnda sonradan yaptklar
gibi keskin bir ayrm yapmadklarn belirtmek gerek. (Cinsel
edimin sadistik anlamda yanl anlalmasyla karlatrn.2
Kukusuz, cinsel etkenin ar basmas ok ilgintir ve teorik
deerlendirme gerektirir.
Bu nokta bu yaantlarn ok erken bir dnemde
(ocukluun ilk be ylnda) ortaya kmas, unutulmalar ve
cinsel-saldrganca ierikleri birbiriyle yakndan ilikilidir.
Travmalar ya kiinin kendi bedeninde yaadklar, ya da o
unlukla duyma veya grme biimindeki duyu alglardr, yani
yaantlar veya izlenimlerdir. Tek bana unutulan yaantlar
konusunda bilgi salayabilen, ya da daha net ama hatal bir e
kilde ortaya koymak gerekirse, bu yaantlar bellee karabi
len psikanalitik almann rn olan bir teori, bu nokta a
1[Bkz. Psikanalize Giri Dersleri (1916-17), 13. Ders, FD., 1,202.]
2 ocuklann Cinse! Teorileri (1908c), FD., 8. 198-200.

I (C) BENZETME

323

rasndaki balanty ortaya karmtr. Popler grn tersine


bu teori, insanlarn cinsel yaamnn (veya daha sonra buna kar
lk gelen eylerin), yaamn beinci ylnda noktalanan bir ilk
ieklenme dnemi geirdiini, bunu gizlilik evresi olarak bili
nen ve hibir cinsel gelimenin olmad, gerekte ulalan e
yin bir gerilemeye urad bir dnemin (ergenlie kadar) izle
diini syler. rgenlerin geliiminin anatomik incelemesi bu
teoriyi dorular; bu inceleme, insan rknn be ylda cinsel ol
gunlua ulaan bir hayvan trnden geldiini varsaymamza yol
aar ve cinsel yaamn ertelenmesinin ve iki evreli balangc
nn, insanlama srecinin tarihiyle yakndan ilikili olduu ku
kusunu uyandrr. nsanlar, bu tr bir gizlilik evresi ve cinsel
gerilik gsteren tek hayvan tr gibidir. Bu teoriyi test etmek
iin maymun trleri zerinde inceleme yapmak gerekir (ki bil
diim kadaryla bu tr aratrmalar mevcut deildir). Psikolojik
adan ocukluk unutkanlnn bu ilk cinsellik dnemiyle a
kmas bir rastlant olamaz. Bir anlamda insann ayrcal olan
ve bu adan tpk bedensel anatomimizin baz ksmlar gibi
ilkel alarn bir kalnts gibi gzken bu ilikiler durumu,
nevrozdaki gerek belirleyici etken olabilir.
(2)
Nevrotik olgularndaki tipik ortak zelliklerle veya z
gnlklerle ilgili olarak iki noktay vurgulamak gerek: (a)
Travmalarn etkisi pozitif ve negatif olmak zere iki trldr.
lkinde travmay tekrar etkinletirmeye, yani unutulan yaanty
hatrlamaya, daha dorusu onu gerek klmaya, tekrar yaama
ya, hatta salt birisiyle eski bir duygusal iliki olsa bile bunu bi
risiyle benzer bir ilikide canlandrmaya ynelik abalar sz
konusudur. Bu abalan travmaya taknt ve tekrarlama
zorlamm ad altnda toplarz. Bunlar, normal egoya yerleebi
lir ve gerek temeli ve tarihsel kkeni unutulsa da, ya da ite bu
unutma nedeniyle, egodaki kalc eilimler olarak deimez ki
ilik zellikleri kazandrabilir. rnein ocukluunda annesine

324

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

ar ve bugn unutulan bir ballk gelitiren bir erkek, yaa


mnn tamamn, baml olabilecei, onu besleyip destekleye
cek bir e aramakla geirebilir. ocukluunda batan karma
nn nesnesi yaplan bir kz, sonraki cinsel yaamm, srekli ola
rak benzer saldrlar kkrtacak ekilde ynlendirebilir. Nevroz
sorununa ilikin bu tr bulgulardan, genelde kiiliin oluumu
konusunda daha derin bir kavraya ulaabileceimiz kolayca
grlebilir.
Negatif tepkiler tam tersi amaca unutulan travmalardan
hi bir eyin hatrlanmamasna ve tekrarlanmamasna ynelir.
Bunlar savuma tepkileri olarak zetleyebiliriz. Bunlarn ba
lca davurumu, iddetlenerek ketlemelere ve fobilere d
nebilen kanmalar dediimiz eylerdir. Bu negatif tepkiler
de kiiliin oluumuna ok byk katklarda bulunur. Temelde
kart amal takntlar olmalan dnda bunlar da kartlar ka
dar birer travma takntsdr. Dar anlamyla nevroz semptomlar,
travmadan kaynaklanan iki eilimin birletii uzlamalardr,
bylece bir yerde eilimlerden biri, bir baka yerde ise dieri
arlkl davurum kazanr. Tepkiler arasndaki bu kartlk, olaylarn sradan ak iinde hi bir sonuca varmayacak at
malar yaratr.
(b) Btn bu olgular, yani semptomlar kadar ego zerindeki
kstlamalar ve kalc kiilik zellikleri de zorlayc [zorlanml]
bir nitelie sahiptir: yani, byk bir ruhsal younlua sahiptirler
ve ayn zamanda da gerek d dnyann beklentilerine uyarla
nan ve mantksal dnme yasalanna boyun een dier ruhsal
srelerin rgtlenmesinden kapsaml bir bamszlk sergiler
ler. Bunlar d gereklikten pek etkilenmez ve d gereklii
veya ruhsal temsilcilerini dikkate almaz; dolaysyla her ikisiyle
de kolayca aktif atmaya girebilir. Bunlarn devlet iinde
devlet, ibirliine yanamayan, ancak normal olarak bilinen
zmreyi dize getiren ve kendi hizmetine zorlayan eriilmez bir
zmre olduu sylenebilir. Bu durumda bu, i ruhsal gerekli

I (C) BENZETME

325

in, d dnyann gerekliine egemen olmas ve psikoza giden


yolun almas anlamna gelir. Olaylar bu kadar ileri gitmese
bile bu durumun pratik nemi gz ard edilemez. Bir nevrozun
egemenlii altndaki insanlarn yaamndaki ketleme ve yaama
konusundaki yetersizlikleri insan toplumunda ok nemli bir
etkendir; ve durumlarnda, gemilerinin eski bir dnemine ta
kntlarnn dolaysz bir davurumunu grebiliriz.
Bu noktada, benzetme asndan zellikle ilgimizi ekecek
olan gizlilii biraz inceleyelim. ocukluktaki bir travmay annda nevrotik bir patlama, ok sayda savunma abasyla ve
semptom oluumu eliinde bir ocukluk nevrozu izleyebilir.
Bu nevroz epeyce bir zaman srebilir ve belirgin rahatszlklara
neden olabilir; ama ayrca gizli bir seyir gsterebilir ve gzden
kaabilir de. Kural olarak bunda savunma ba rol oynar; her
durumda, egoda yara izlerine benzer deimeler ortaya kar.
ocukluk nevrozu ancak ender durumlarda erikinlie kadar
kesintisiz devam eder. Bunu ounlukla grnrde przsz bir
gelime dnemi izler; bu, ruhsal gizlilik dneminin araya gir
mesiyle desteklenen, ya da mmkn olan bir seyirdir. Travma
nn gecikmeli etkisi olarak nevrozun aa kna yol aan de
ime daha sonra gerekleir. Bu, ya ergenliin balamasyla ya
da daha sonra ortaya kar. lk durumda bunun nedeni, balan
gta savunmaya yenik den igdlerin, fiziksel olgunla
mayla g kazanarak mcadeleye tekrar girimesidir. kinci du
rumda ise neden, savunmalarn egoda yaratt tepki ve dei
melerin, yeni yaam durumlaryla baa kmaya engel olmas
sonucunda gerek d dnyann beklentileri ile savunma mca
delesinde zarzor kazand rgtlenmeyi korumaya alan ego
arasnda ar atmalarn patlak vermesidir. Nevrozun, trav
maya gsterilen ilk tepkiyle hastaln sonraki balangc ara
sndaki gizlilik olgusu tipik olarak deerlendirilmelidir. Sonra
dan ortaya kan bu hastalk, iyileme, yani egonun travmann

326

MUSA VE TEKT ANRICILIK (III)

etkisiyle kopan ksmlarn uzlatrma ve d dnya karsnda


gl bir btnlk iinde birletirme abas olarak da grlebi
lir. Ne var ki analizin yardm olmad srece bu tr bir giriim
nadiren baarl olur; hatta analizde bile her zaman baar sa
lanmaz; bu aba sk sk egonun tamamen kmesiyle veya par
alanmasyla, ya da daha nce kopan ve travmann egemenlii
altnda kalan ksmn karsnda yenik dmesiyle sonulanr.
Okuru inandrmak iin ok sayda nevrotiin yaam yk
sne ilikin ayrntl raporlar vermek gerekecektir. Ama konu
nun dankl ve zorluu asndan bu, mevcut almann ya
psn tamamen bozacaktr. Bu, nevroz teorisi zerine bir
monografa dnecek ve bu haliyle bile belki de sadece meslek
olarak psikanalizi seen ve uygulayan bir okurlar aznlna hi
tap edecektir. Burada daha geni bir okura seslendiim iin, okurdan yukarda verdiim ksa aklamay geici olarak inand
rc bulmasn rica etmekten baka bir ey yapamam; buna kar
lk benim de imdi ele alacam karsamalarn, ancak dayan
dklar teorilerin doru olmas halinde kabul edilebileceini
sylemem gerek.
Yine de, bir nevrozun belirttiim tipik zelliklerinden baz
larn zel bir netlikle sergileyen tek bir olayn yksn anlat
maya alabilirim. Kukusuz, tek bir olayn her eyi gsterme
sini bekleyemeyeceimiz gibi, benzerlik aradmz konudan
uzaklamak da bizi hayal krklna uratmaz.
Orta snf ailelerde sk sk grld gibi kk bir olan
yaamnn ilk yllarnda ebeveynlerinin yatak odasn paylar,
henz konumay renmedii bir yata ebeveynler arasndaki
cinsel ilikileri gzlemek bir eyler grp daha fazlasn
duymak iin bolca frsat olur. lk kendiliinden boalmasn
dan hemen sonra patlak veren nevrozunda ilk ortaya kan ve
en ok sorun yaratan semptomu uyku bozukluu olur. Geceleri
grltye kar an duyarldr ve uyandktan sonra tekrar uyu

I (C) BENZETME

327

yamaz. Bu uyku bozukluu gerek bir uzlama semptomudur.


Bu bir yandan geceleri yaad eylere kar savunmasnn bir
davurumu, te yandan da bu izlenimleri dinleyebildii uyank
durumu yeniden kurmaya ynelik bir abadr.
Bu tr gzlemler ocukta zamanndan nce saldrganca bir
erkeklik uyandrr ve ocuk kk penisini elle uyarmaya, ken
dini yerine koyduu babasyla zdeleerek annesine ynelik
eitli cinsel yaklamlarda bulunmaya balar. Bu, annesi peni
sine dokunmay yasaklayp olanlar gnahkar organn keserek
cezalandracak olan babasma anlatmakla tehdit edinceye kadar
devam eder. Bu idi etme tehdidi ocuk zerinde olaand
gl bir travmatik etki yaratr. Babasyla zdelemek yerine
ondan korkar, ona kar pasif bir tutum benimser ve arada bir
huysuzlaarak babasn dayak atmaya zorlar; bunun cinsel bir
anlam vardr, bu yolla kendini kt muamele gren annesiyle
zdeletirmitir. Bir an olsun sevgisi olmakszn yapamyormu gibi annesine daha bir kaygyla sarlr, nk babasndan
kaynaklanan idi tehdidine kar korunmann yolunu burada
grr. Odipus kompleksindeki bu deiiklie ramen gizlilik
evresini belirgin rahatszlklar olmadan geirir. rnek bir o
cuk, baarl bir renci olur.
Bu noktaya kadar travmann dolaysz etkisini izledik ve giz
lilik olgusunu doruladk.
Ergenlikle birlikte ak nevroz ve bununla birlikte ikinci te
mel semptomu cinsel iktidarszlk ortaya kar. Penisi du
yarlln kaybeder, penisine dokunmamaya gayret eder, cinsel
amala kadnlara yaklamay denemez. Cinsel etkinlikleri,
sadistik-mazoistik fantaziler eliindeki ruhsal mastrbasyonla
snrlar; bu fantazilerde ebeveynleri arasndaki cinsel ilikilere
ilikin eski gzlemlerinin devamn grmek zor deildir. Er
genlikle birlikte iddetlenen erkeklik dalgas, babasna ynelik
delice bir nefretin ve dik balln hizmetine verilir. z-ykm
derecesinde patavatsz olan bu tutum [babasyla olan ilikisin

328

M USA VE TEKT ANRICILIK (III)

de], yaamdaki baarszlndan ve d dnyayla atmalarn


dan da sorumludur. Mesleinde baansz olmas gerekir, nk
babas onu buna zorlamtr. Ayrca hi arkada edinmez ve
stleriyle hibir zaman iyi geinmez.
Babasnn lmnden sonra bu semptomlarn ve yetersiz
liklerin yk altnda sonunda kendine bir e bulunca, evresin
dekiler iin onunla temas zorlatran ve sanki varoluunun e
kirdei gibi gzken kiilik zellikleri ortaya kar. Bakalarn
dan stn gelip onlan yaralama ihtiyacyla tamamen bencilce,
despotik, acmasz bir kiilik gelitirir. Bu, belleinde olutur
duu tabloya uygun olarak babasnn aslna sadk bir kopyas
olur; yani, ocukken cinsel gdlerle giriilen babayla zdeim
tekrar canlanr. yknn bu ksmnda, travmann dolaysz et
kileriyle ve gizlilik evresiyle birlikte nevrozun temel zellikleri
arasnda saydmz bastnlan eylerin dnn grrz.

D
UYGULAMA
E skI travma - savunma - gizlilik - nevrotik hastaln patlak

vermesi - bastrlan eylerin ksmi geri dn. Bir nevrozun


geliimi iin ortaya koyduumuz forml budur. Bu noktada okurdan, insan rknn yaamnda olan eylerin bireylerin yaa
mnda da ba gsterdiini, yani, burada da kalc sonular dou
ran saldrganca cinsel yapda olaylarn ba gsterdiini, ancak
ounlukla engellenip unutulduunu ve uzun bir gizlilik dne
minden sonra yap ve amataki semptomlara benzer olgular ya
rattn varsaymasn rica ediyoruz.
Bu olaylar tahmin edebileceimize inanyor ve bunlarn
semptom benzeri sonularnn dini olgular olduunu gstermeyi
neriyoruz. Evrim grnn ortaya k, insan rknn bir ta
rih ncesi olduu konusunda kukuya yer brakmad ve bu
bilinmedii yani unutulduu iin, bu tr bir sonu nere
deyse bir nerme arl tamaktadr. Her iki durumda da et
kili ve unutulan travmalarn insan ailesindeki yaamla ilgili ol
duunu rendiimiz zaman bunu, bu noktaya kadarki tart
malarmzdan alamadmz son derece ho, beklenmedik bir
dl olarak deerlendirebiliriz.
Bu iddialar eyrek asr nce Totem ve Tabu (1912-13) adl
almamda ortaya koyduum iin, burada tekrarlamam yeterli
olacaktr. Yorumum, Danvinin [1871, 2, 362] bir ifadesiyle
balar ve Atkinsonun [1903, 220] bir hipotezini ierir. Bu hi
potez, ilk alarda ilkel insanlarn her biri gl bir erkein egemenliindeki kk kabileler halinde yaadn iddia eder.
Bunun tarihi belirlenemedii gibi, bildiimiz jeolojik alarla
senkronize de deildir: bu insanlar konumann geliinde pek

330

M USA VE TEKT ANRICILIK (III)

ilerleme kaydetmemi olabilirler. Aada anlatacam olaylann


btn ilkel insanlarda yani atalarmzn tmnde ba gs
terdii hipotezi, bu yorumun temel bir parasn oluturur. y
k sanki tek bir durumda gereklemi gibi son derece zetle
nerek anlatlmtr, buna karlk gerekte binlerce yl kapsar
ve bu uzun zaman boyunca saysz kere tekrarlanmtr. Gl
erkek, kabilenin tamamnn efendisi ve babasdr, kaba kuvvetle
uygulad gc snrszdr. Btn kadnlar karlar, kendi
grubunun kzlar ve belki de dier gruplardan gasp edilen dier
kadnlar onun maldr. Oullarn kt bir kader bekler: ba
balarnn kskanln kamlamalar halinde ldrlr, idi
edilir veya kabileden srlrler. Tek areleri kk topluluklar
halinde birlemek, gasp yoluyla kendilerine kadn bulmak ve
ilerinden birisi baarl olduu taktirde, ilkel kabilede babalarnnkine benzer bir konuma ykselmektir. Doal nedenlerden
tr en kk olan ocuu istisnai bir konuma sahiptir. En
kk olan annenin sevgisiyle korunur, babanm ilerleyen ya
ndan yararlanr ve lmnden sonra onun yerine geer. Des
tanlarda ve masallarda hem byk oullarn srlnn, hem
de en kk oullarn tercih edilmesinin yanklarn grr gibi
oluruz.
Bu tr bir sosyal rgtlenmede deiime ynelik ilk be
lirleyici adm, srlen, bir topluluk iinde yaayan, babalarn
alaa etmek iin birleen ve o gnlerde gelenekselletii gibi
babay i i yiyen kardeler tarafndan atlm gibidir. Bu
yamyamlk karsnda duraksamak gerekmez; bu, sonraki d
nemlere kadar devam etmitir. Ne var ki temel nokta, analitik
gzlemle gnmzn ilkellerinde yani ocuklarmzda be
lirlediimiz ayn duygusal tutumlar bu ilkel insanlara da atfetmemizdir. Yani babadan nefret etmekle ve korkmakla kalma
dklarn, ayrca ona bir model olarak sayg duyduklarn ve
gerekte onun yerini almay arzuladklarn varsayyoruz. Bu
durumda yamyaml, onun bir parasn iine alarak onunla

I (D) UYGULAM A

331

zdeimi garantilemeye ynelik bir giriim olarak deerlendire


biliriz.
Babann ortadan kaldrlmasndan sonra her birisi babann
mirasna tek bana konmaya alan kardeler arasndaki ihti
lafa sahne olan uzunca bir dnem yaandn varsaymak gere
kir. Bu mcadelelerin tehlikelerinin ve yararszlnn anlal
mas, birlikte gerekletirdikleri zgrlk eyleminin hatrlan
mas ve srgn dnemlerinde aralarnda gelien duygusal ba
lar, sonunda aralarnda bir anlamaya, bir tr toplumsal szle
meye yol amtr. lk toplumsal rgtlenme biimi, igdden
vazgeile,' ihlal edilemez (kutsal) addedilen karlkl ykm
llklerin tannmasyla, belli kurumlarn getiriliiyle yani
ahlak ve adaletin balangcyla ortaya kmtr. Her birey,
babasnn konumuna, annesine ve kz kardelerine tek bana
sahip olma idealinden vazgemitir. Bylece ensest tabusu ve
devlilik kural ortaya kmtr. Babann ortadan kaldrlyla
serbest kalan mutlak gcn nemli bir blm kadnlara ge
mi; bylece anaerkil dnem balamtr. Babalarna ilikin anlar bu kardee dayanma dneminde de varln srdr
mtr. Babann yerine bir ikme olarak gl belki de ba
langta hemen her zaman ayrca ok korkulan bir hayvan
seilmitir. Bu tr bir seim tuhaf gzkebilir, ama insanlarn
daha sonra kendileriyle hayvanlar arasna koyduklar uurum
ilkel insanlarda sz konusu deildir; hayvan fobilerinin baba
korkusu olduunu anladmz ocuklarmzda da byle bir uurum bulunmaz. Totem hayvanyla ilikide, babayla olan duy
gusal ilikideki ilk [zgn] ikilik (ikirciklik) aynen korunmu
tur. Totem hayvan bir yandan klann taplmas ve korunmas
gereken kan atas ve koruyucu ruhu olarak deerlendirilmi, te
yandan da hayvann babayla ayn kaderi paylat bir festival
dzenlenmitir. Hayvan, btn kabile yeleri tarafndan ortak1 [Bu, U (D). Blmn konusudur.]

332

M USA VE TEKTANRICILIK (III)

laa ldrlp yenmitir. (Robertson Smithe [1894] gre totem


yemei.) Bu byk festival aslnda birleen oullarn babalan
karsndaki zaferi iin marur bir kutlamadr.
Bu balamda dinin yeri nedir? Baba-ikmesine tapnmayla,
totem yemeinde kendini gsteren ikircikle, anma festivalleri
kurumuyla ve ihlali lmle cezalandrlan yasaklaryla tote
mizmi, insan tarihindeki ilk din biimi olarak deerlendirmekte
ve balangtan itibaren toplumsal dzenlemelerle ve ahlaki y
kmllklerle birletirilmesi gereini dorulamakta tamamen
hakl olduumuza inanyorum. Burada dinin ileri geliimi ko
nusunda ancak zet bir inceleme verebiliriz. Dindeki gelimele
rin, insan rkndaki kltrel ilerlemelerle ve insan toplumlannn
yapsndaki deimelerle paralel gitmediine kuku yok.
Totemizmden ileri atlan ilk adm, taplan yaratn insanlatrlmasdr. Hayvanlann yerine, totemden geldii gizlenme
yen insan tannlar ortaya kar. Tanr yine ya bir hayvan eklin
de, ya da en azmdan bir hayvann yzyle temsil edilir; veya
totem tannnn gzde dostu olur ve ondan ayr dnlemez; ya
da destanda tanrnn, kendisinin bir n aamas olan bu [totem]
hayvan ldrd sylenir. Bu evrimin kolayca belirleneme
yen bir noktasnda, belki de erkek tannlardan da nce byk
ana tannalar ortaya kar ve daha sonra onlarn yannda varl
m srdrr. Bu arada byk bir toplumsal devrim gerekleir.
Anaerkil dzenin yerine yeniden ataerkil dzen kurulur. Eski
kk gruptan ok daha byk topluluklarda birlikte yaayan
yeni babalarn eski ilkel babanm mutlak gcne hibir zaman
ulaamad dorudur. Birbirleriyle iyi geinmekle ykml ve
toplumsal kurallarn getirdii kstlamalara tabilerdir. Ana tan
nalar, anaerkil dzene son verildii dnemde annelerin ka
yplarn telafi iin ortaya km olabilir. Erkek tanrlar balan
gta byk annelerin yannda onlarn olu olarak ortaya kar
ve baba figrnn zelliklerini ancak daha sonra kazanr. ok-

I (D) UYGULAM A

333

tanrcln bu erkek tanrlar, ataerkil adaki koullar yanstr.


Saylan oktur, karlkl kstlaycdr ve bazen daha stn bir
tanrnn yannda yer alrlar. Ama bir sonraki adm bizi burada
ele aldmz temaya snrsz egemenlie sahip tek bir baba
tanrnn dnne gtrr.1
Bu tarihsel zette boluklar ve baz noktalarda belirsizlikler
olduunu kabul etmek gerek. Ama ilk a tarihine ilikin yo
rumumuzun sadece hayal rn olduunu dnenler, ierdii
malzemenin zenginliini ve kant deerini kmsemi olacak
tr. Burada bir btn halinde verilen gemiin byk ksmlar
rnein totemizm ve erkek ittifaklar tarihsel olarak do
rulanmtr. Dier ksmlar mkemmel kopyalaryla varln
korumutur. rnein eski totem yemeinin anlam ve ieriinin,
inananlarn tanrnn kan ve etini sembolik bir ekilde kendi be
denine ald Hristiyan Komnyon ayininde aslna uygun ola
rak tekrarlandn grmek otoriteleri sk sk artmaktadr. Unutulan eskialarn ok eitli kalntlar popler destanlarda
ve masallarda varln korumutur; ve ocuklarn ruhsal yaa
m zerindeki analitik inceleme, eski alara ilikin bilgimizde
ki boluklar dolduran zengin ve beklenmedik malzemeler sa
lamtr. Bizim iin ok nemli olan oul-baba ilikisini kavra
ymza bir katk olarak, bize ok tuhaf gelen hayvan fobilerin
den, yani baba tarafndan srlma korkusundan ve idi edilme
korkusunun derinliinden sz etmem yeterlidir. Yorumumuzda
salt hayal rn olan, salam temellerde desteklenemeyen hi
bir ey yoktur.
Eski a tarihine ilikin aklamamz inanlmaya deer bu
lunduu takdirde, dini doktrinlerde ve trenlerde iki tr e
1 [Bu aklamadaki malzemenin byk ounluu, Totem ve Tabu'mn (1912-13) IV.
Denemesinde daha ayrntl tartlmtr; ancak ana tanralar konusu burada daha ay
rntl ele alnmtr. Bu son noktada sf. 286daki dipnotla karlatnn. Bkz. ayrca
Grup Psikolojisi (1921c), XII. Blm, (FD., 13).]

334

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

gzlenecektir: bir yandan ailenin uzak gemiine ve kalntlar


na taknt, te yandan da gemiin yeniden canlandrlmas ve
unutulan eylerin uzun bir aradan sonra geri dn. Bugne
kadar gzden karlan ve bu nedenle anlalmayan bu son
noktay burada en azndan etkileyici bir rnekle aklayacaz.
Karanlktan tekrar gn na kan her ksmn, kendini tu
haf bir gle ortaya koyduunu, kitleler zerinde son derece
gl bir etki yarattn ve mantksal itirazlar ezip geen kar
konulmaz bir gereklik [hakikat] iddiasnda bulunduunu zel
likle vurgulamakta yarar var; bu bir tr credo quia
absrdm'dur} Bu ilgin zellik sadece psikotik kuruntularn
yaps temelinde anlalabilir. Unutulan gerein bir ksmnn
kuruntulu fikirlerde gizli olduunu, tekrar su yzne kt
zaman arptlp yanl anlaldn, kuruntuya balanan
zorlanml inancn bu gereklik ekirdeinden kaynaklandn
ve bunu evreleyen hatalar da kapsayacak ekilde yayldn
uzun zamandr biliyoruz. Psikotik semptomlarn zelliine sa
hip olsa da grup olgular olarak yaltmn lanetinden kaan din
domalarnda da tarihsel doruluk diyebileceimiz bu tr bir
doruluk krnts bulunduunu kabul etmemiz gerek.
Totem hayvanndan dzenli refakatileriyle insan tanrya ke
sintisiz izleyebildiimiz gelimeyi bir yana brakacak olursak,
din tarihinin hibir ksm tektanncln Yahudilikte benimsenii ve Hristiyanlktaki devam kadar net deildir. (Drt Hristi
yan Mjdecisinden her birisinin kendi gzde hayvan vardr.)
Geici olarak, Firavunlarn dnya imparatorluunun tektanrclk fikrinin ortaya kndaki belirleyici neden olduunu kabul
edersek, o topraklardan kurtulan ve baka bir halka aktarlan bu
fikrin, uzun bir gizlilik evresinden sonra bu halk tarafndan be
1 [nanyorum nk anlamsz. Tertulliana atfedilir. Bu, Freud tarafndan Bir Yanl
samann Geleceinin (1927c) V. Blmnde tartlmtr (FD., 13). Ayrca bkz. sf.
365.]

I (D) UYGULAM A

335

nimsendiini, deerli bir varlk olarak korunduunu ve bunun


karlnda seilmi halk olarak onurlandrd bu halk canl
tuttuunu grrz: bu, dl, ayrcalk ve nihayet dnya ege
menlii umutlarn baladklar ilkel [ilk] babalarnm dinidir.
Yahudi halknn uzun zaman nce brakt bu son arzu giderici
fantazi bugn bile bu halkn dmanlar arasnda Ziyon Kar
delerle ibirlikilii inancnda varln srdrmektedir. M
srdan alman tektanrl dinin zel zgnlklerinin Yahudi hal
kn nasl etkilediini ve by ve mistizmi reddediinin, ente
lektel ilerlemeyi ve yceltmeleri zendiriinin bu halkn kiili
inde nasl kalc bir iz braktm; gerei [hakikati] grm
olmann cokusuna kaplan, seilmi olma bilinciyle bylenen
halkn entelektel [zihinsel] olana nasl byk bir deer verme
ye ve ahlakl olan nasl vurgulamaya baladn; hznl ka
derlerinin ve hayal krklklarnn gerekte nasl btn bu ei
limleri pekitirmekten baka bir etkisi olmadn daha sonra
tartacaz. imdilik bu gelimeyi baka bir ynde izleyeceiz.
Tarihsel haklaryla birlikte ilk babann yeniden ortaya k
byk bir ileri admd, ama sonuncusu olamazd. Tarih ncesi
trajedinin dier ksmlar da kabul edilmekte srar ediyordu. Bu
sreci balatan eyi ayrdetmek kolay deildir. Bastrlan mal
zemenin dnnn bir ncl olarak, Yahudi halknda, ya da o
dnemdeki uygar dnyann tamamnda artan bir sululuk duy
gusu ar basm gibi gzkyor. Sonunda bu Yahudilerden bi
risi, politik-dini bir ajitatr dorulayarak, Yahudilikten yeni
bir din Hristiyanlk karma frsat bulmutur. Tarsustan
bir Romal Yahudi olan Paul bu sululuk duygusunun stne
atlam ve doru bir ekilde ilk kaynana balamtr. Buna
ilk gnah demitir; bu, tanrya kar ilenen bir gnahtr ve
sadece lmle aklanabilir. lm dnyaya ilk gnahla birlikte
gelmitir. Aslnda lmle cezalandrlan bu su, daha sonra tan
rlatrlan ilk babanm katlediliidir. Ama cinayet hatrlanmaz:

336

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

bunun yerine, bir kefaret fantazisi ortaya kar ve bu nedenle bu


fantazi bir kurtulu mesaj {mjde) olarak selamlanr. Tanrnn
olu susuz yere kendini ldrtr ve bylece btn insanlarn
gnahn kendi zerine alr. Bunun bir oul olmas gerekiyordu,
nk babann katili bir ouldu. Dou ve Yunan mitlerindeki
szl gelenek kurtulu fantazisini etkilemi olabilir. Burada te
mel gzken ey, Paulun kendi katksdr. Kelimenin tam an
lamyla doutan dini eilimli bir insandr: belleindeki gemi
in karanlk izleri, daha bilinli blgelere szmaya hazr bekle
mektedir.
Kurtarcnn kendini susuz yere kurban etmesinin, mantk
dzeyinde anlalmay zorlatran kastl bir arptma olduu
aktr. nk cinayetten sulu olmayan birisi, ldrlmeye ra
z olarak katillerin suunu nasl stlenebilir ki? Tarihsel ger
eklikte byle bir eliki sz konusu deildir. Kurtarc, en
sulu kiiden, babay alaa eden biraderler etesinin eleban
dan bakas olamaz. Byle bir bakaldrnn ve elebann olup
olmad konusunu bir yana brakmamz gerektii kansnda
ym. Bu mmkndr; ama ayrca kardelerden her birisinin, su
u tek bana ileyerek kendisi iin ayrcalkl bir konum yarat
may ve terk edilen ve toplulukla kaynaan baba zdeimi iin
bir ikme bulmay kesinlikle arzuladn da unutmamalyz. Eer bu tr bir eleba yoktuysa sa, gereklemeyen bir arzu
gerekletirici fantazinin mirassdr; eer vardysa sa onun
varisi ve cisimlemesiydi. Ama burada sz konusu olan ister bir
fantazi, ister unutulan gerekliin dn olsun, bir kahraman
her zaman babasna kar bakaldran ve onu u veya bu k
lkta ldren bir kahraman kavramnn kkeni bu noktada
yatar.1 Drama kahramannn baka trl aklanmas g trajik
1Emest Jones, boay ldren tann Mithrasn, iledii sula vnen bu elebam temsil
edebileceine dikkati ekiyor. Mithrasa tapmann, kesin zafer iin gen Hristiyan
lkla uzun sre nasl mcadele ettii ok iyi bilinmektedir.

I (D) UYGULAMA

337

suunun gerek temeli de budur. Yunan dramasmdaki kahra


mann ve koronun, ayn asi kahraman ve biraderler etesini
temsil ettiine kuku yok; Orta alarda tiyatronun, Passion1
yksnn temsiline yeniden balamas anlamsz deildir.
Hristiyanlktaki inanann, Kurtarcnn kan ve etini kendi
bedenine ald Kutsal komnyon treninin, eski totem yeme
inin bir tekrar kukusuz saldrganca anlamnda deil, sade
ce saygy dile getiren sevecenlik anlamnda bir tekrar oldu
unu daha nce sylemitik. Ne var ki babayla ilikiye egemen
olan ikirciklik, dini yeniliin nihai sonucunda da aka grl
mektedir. Aka baba tanry yattrmay amalarken, onu
tahtndan indirmekle, ondan kurtulmakla noktalanmtr. Yahu
dilik babann tanrsdr; buna karlk Hristiyanlk olun tanrs
olur. Eski Baba Tann, oul sann gerisinde kalr; tpk eski
alarda her olun gnlnde yatt gibi, Oul, yani sa onun
yerini alr. Paul, Yahudilii hem devam ettirir, hem de yok eder. Baansm balangta kurtanc fikriyle insanl sululuk
duygusundan kurtarmasna borlu olduuna kuku yok; ama
bunu aynca yeni dinin btn insanlan kucaklayan evrensel bir
din olabilmesi iin halknn seilmi olma zelliinden ve
bunun gzle grlr iaretinden snnetten vazgemesine
de borludur. Getirdii yeniliin Yahudi evrelerde reddedil
mesinin intikamn alma arzusu Pauln bu adm atmasnda
belli bir rol oynasa da, eski Aten dininin bir zelliini yeniden
canlandrmtr: yeni bir arac, yani Yahudi halkna aktanlrken
kazand bir kstlamay ortadan kaldrmtr.
Aa seviyeden yeni bir halk kitlesi yeni bir yola girdii
veya kabul grd zaman dzenli olarak grld zere, ba
z alardan bu yeni din eski Yahudi dinine kyasla kltrel bir
gerileme anlamna geliyordu. Hristiyan dini, Yahudiliin ula
t yksek ruhsal dzeyi tutturamamtr. Kat anlamyla tek' [sann son yemekle balayp armha geriliiyle biten aclan, S.B.]

338

M USA V E TEKTANRICILIK (n i)

tanrc deildir, komu halklardan ok sayda sembolik tren


alm, byk ana tanraya yeniden hayat vermi ve aa ko
numlarda da olsa oktanrcln kutsal figrlerinden birouna
hafife rtl olarak yer vermitir. Daha da nemlisi, Aten dini
ve bunu izleyen Musa dini gibi, batl inanlar, by ve sihir
unsurlarn dlamamtr; ki bu da sonraki iki bin yl iinde
entelektel gelimeyi ar bir ekilde ketlediini kantlamtr.
Hristiyanln baars, bin beyz yllk bir aradan sonra ve
daha geni bir alanda Amun rahiplerinin Akhenatenin tanrs
karsnda kazand yeni bir zafer olmutur. Yine de din tari
hinde yani bastrlan eylerin dn asndan Hristiyan
lk bir ilerlemedir; o tarihten sonra Yahudi dini bir lde fosile
dnmtr.
Tektannclk fikrinin Yahudi halknda nasl bu kadar derin
bir iz braktn ve bunu bu kadar inatla nasl koruyabildikleri
ni anlamak nemlidir. Buna bir cevap bulunabileceine inan
yorum. Kader, nemli bir baba figr olan Musay ldrmele
rine yol aarak, Yahudileri eski alarn byk suuna, yani
baba katline yaklatrmtr. Analiz almasnda nevrotiklerde
sk sk gzlendii gibi bu, bir hatrlama deil bir
eylemlemedir. Ne var ki onlar, Musa doktrininin hatrlamalar
gerektii dncesine eylemlerini inkar ederek tepki gster
miler; byk babanm tannmas noktasna aklp kalmlar ve
daha sonra Pauln ilkel tarihin devamna balad noktaya eri
im yolunu tkamlardr. Bir dier byk insann vahice ld
rlmesinin, Pauln yeni bir dinle ortaya kmasnn da balan
g noktas olmas ilgisiz veya rastlant olamaz. Bu byk insan
[sa], Judeadaki az sayda taraftarca Tanrnn Olu ve bildiri
len Mesih olarak kabul edilen, Musa iin uydurulan ocukluk
yksne ksmen konu olan, ama gerekte Musa kadar az tan
dmz birisidir. rnein gerekten de Yeni Ahitin anlatt
byk retmen mi olduunu, yoksa belirleyici neminin l

I (D) UYGULAMA

339

mnden mi kaynaklandn bilmiyoruz. Onun havarisi olan


Paul bile onu ahsen tanmamtr.
Sellin tarafndan rivayetteki [szl gelenekteki] belirtilere
dayanlarak farkedilen (ve tuhaftr, gen Goethe tarafndan kantsz kabul edilen1 Musanm Yahudi halk tarafndan ldrl
, yorumumuzun vazgeilmez bir paras, eski alann unu
tulan olay ile bu olayn daha sonra tektannl dinler biiminde
tekrar ortaya k arasndaki nemli bir halka olmutur.2 Mu
sann katlinin yaratt pimanln, dnp halkn kurtulua ve
vaat edilen dnya egemenliine gtrecek olan arzu giderici
Mesih fantazisine yol at eklindeki bir yorum inandrcdr.
Eer bu ilk Mesih Musa ise, sa onun ikmesi ve varisi olmu
tur; ve Paul, tarihsel bir dorulamayla halka bu temelde yle
barabilmitir: Bakn! Mesih gerekten geldi: gzlerinizin nnde katledildi! Dolaysyla sann diriliinde bir doruluk
krnts vardr, nk o Musann diriliidir ve onun arkasnda
ilkel kabilenin ilk babas, klk deitiren ilkel baba, yerine ge
en oul olarak geri dnmtr.3
Huy edindikleri inatlyla zavall Yahudi halk baba katli
ni inkara devam etmi ve zaman iinde bunun kefaretini ar
demitir. Srekli olarak Tanrmz ldrdnz! sulamasna
maruz kalmlardr. Ve doru tercme edilmesi halinde bu
sulama dorudur. Dinler tarihiyle iliki iinde bu u anlama
gelir: Tanry (ilk Tanr figrn, ilk babay ve onun sonraki
yeniden doularn) katlettiinizi itiraf etmeyeceksiniz. Bu
yle devam etmelidir: Elbette biz de ayn eyi yaptk, ama biz
itiraf ettik ve o gnden sonra balandk. Yahudi dmanl1Israel in der Wste [ldeki srail]. Weimar Basm, 7, 170.
2 Bu konuda Frazerin The Golden Bough (The Dying God) adl almasnn III. Ks
mndaki nl tartmasna bakn. [Frazer, 191 lc.]
3 [Gesammelte Werkede (16, 196) Musann dirilii ve onun arkasnda ifadesi bu
cmleden karlmtr.]

340

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

mn Yahudi halknn torunlarna ynelttii sulamalarn hepsi


benzer bir gerekeye sahip deildir, insanlardaki Yahudi d
manl gibi bylesine yon ve kalc bir olgunun elbette bir
den ok gerekesi olmal. Bazlar aka gereklikten kaynak
lanan ve yorum gerektirmeyen, bazlar daha derinlerde yatan
ve gizli kaynaklardan gelen ve bu nedenle zel nedenler olarak
deerlendirilebilen bir dizi gereke bulunabilir. lk trden ge
rekeler arasmda, yabanclk sulamas belki de en zayf olan
dr, nk bugn Yahudi dmanlnn egemen olduu birok
yerde Yahudiler, nfusun en eski kesimleri arasndadr, hatta
mevcut yerlilerden nce gelmilerdir. Bu rnein Yahudilerin
Alm anlar tarafndan igal edilmeden nce Romallarla birlikte
geldii Cologne kenti iin geerlidir.1 Yahudilerden nefret et
menin dier gerekeleri daha gldr: rnein gruplarn top
lum olma duygusunu glendirmek iin dier aznlklara kar
dmanlk zellikle krklenir; ounlukla dier halklarn ara
snda aznlk olarak yaamalar ve sayca zayf olmalar bask
altna alnmalarna yol aar. Ne var ki Yahudilerin balana
maz olan iki tipik zellii daha vardr. Birincisi, baz alardan
ev sahibi uluslardan farkldrlar. Temelde farkl deillerdir,
nk dmanlarnn iddia ettii gibi Asyal yabanc bir rktan
deillerdir, ounlukla Akdeniz halklarnn kalntlarndan olu
urlar ve Akdeniz uygarlnn mirassdrlar. Ama zellikle de
skandinav rklarndan ok farkldrlar; ve tuhaftr gruplarn
hogrszl sk sk temel farklardan ok kk ayrntlara
baldr. Dier nokta her trl baskya direnmeleri, en acma
sz katliamlarn bile onlan ortadan kaldramamas ve gerekten
de tersine, ticari yaamda kendilerini koruma ve kabul grdk
leri yerlerde her trl kltrel etkinlie deerli katklarda bu
lunma yetenekleri ok daha etkilidir.
1 [Otobiyografik inceleme'de (1925d) Freud, babasnn ailesinin Colognede uzun sre
oturduuna ilikin bir rivayetten sz eder (FD., 16).]

I (D) UYGULAM A

341

Yahudilere ynelik dmanln daha derinlerde yatan ve in


sanlarn bilindnda etkinlik gsteren gdleri uzak gemie
dayanmaktadr. lk bakta inandrc gzkmelerini beklemiyo
rum. Kendilerini Tanr Babann ilk, gzde ocuu olarak ilan
eden Yahudilere ynelik kskanln, dier halklarda bugn
bile alamadn iddia ediyorum: sanki bu iddiada [tanrnn
setii halk olma iddiasnda] doruluk pay olduuna inanyor
gibidirler. Ayrca, Yahudilerin kendilerini farkl kldklar gele
nekler arasnda snnet, naho, esrarengiz bir etki brakmtr;
bunun, isteyerek unutulan antik gemile birlikte korkulan idi
olayn hatrlatmas temelinde aklanabileceine kuku yok.
Son olarak, bu dizideki en son gd olarak bugn Yahudilere
ynelik dmanlkla ycelen btn bu halklarn tarihin ancak
son dnemlerinde ve ou kez kl zoruyla Hristiyan olduu
nu unutmamak gerek. Btn bu halklarn yanl vaftiz edil
dikleri sylenebilir. Hepsi de ince bir Hristiyanlk perdesi al
tnda, barbarca bir oktanrcla inanan atalar gibi kalmtr.
Kendilerine empoze edilen yeni dine kar duyduklar ekemezliin stesinden gelememiler; ama bu ekemezlii Hristi
yanln kendilerine ulat kaynaa yneltmilerdir. Yeni Ahitin ilk be kitabnn, Yahudilere ait bir hikayeyi anlatmas,
aslnda sadece Yahudilerle ilgili olmas bu yerdeitirmeyi ko
laylatrmtr. Onlardaki Yahudi dmanl temelde Hristi
yanlk dmanldr; ve Alman Nasyonal Sosyalist devriminde
iki tektanrl din arasndaki bu yakn ilikinin, her ikisine kar
da dmanca bir tavrda bylesine ak bir ifade kazanmas bizi
artmaz.

E
ZORLUKLAR
u ana dek anlattklarmla, nevrotik srelerle dini olaylar ara
sndaki benzerlii gstermeyi ve bylece dinin kukuya yer b
rakmayan kkenini gstermeyi baarm olabilirim. Bireysel
psikolojiden Grup Psikolojisine yaptmz bu aktarmda bura
da ele alacamz yap ve nemleri farkl iki zorluk belirir.
Bunlardan ilki burada zengin dinler fenomoloj isinden sadece
bir rnek sememiz ve dierlerine k tutmamamzdr. Ne ya
zk ki bunun dnda rnek verecek durumda olmadm, uz
manlk bilgimin bu incelemeyi tamamlamaya yetmediini kabul
etmem gerek. Snrl bilgilerim temelinde, Muhammet dininin
de bana Yahudi dininin zet bir tekrar, bir taklidi gibi geldiini
syleyebilirim.1 yle gzkyor ki Peygamber balangta ger
ekten de Yahudilii kendi halk ve kendisi iin tamamen kabul
etmeye niyetlenmitir. Tekil, byk, ilk babann yeniden ele
geirilii Araplarn zgvenlerini ar lde yceltmelerine
neden olmu, bu da byk dnyalk baarlar kazanmalarna ama bu baarlarda kendini tketmesine yol amtr. Allah, se
ilmi halkna kar Yehovann kendi halkna olandan daha
minnettar olduunu gstermitir. Ama belki de Yahudilik du
rumunda dinin kurucusunun katlediliinin kazandrd derin
likten yoksun olduu iin, bu yeni dinin i geliimi ksa srede
durma noktasna gelmitir. Dounun grnrde ussal olan din
lerinin ekirdeinde atalara tapma vardr ve bu nedenle gemi
in yeniden canlandrlmas evresinin erken bir dneminde du
1 [slam ve Yahudi dinleri arasndaki tipik crtak eleri dnyor olmal. Bunlara ilk
anda akla gelen birka mek her iki dinde de snnet uygulanmas, tasvir ve bycl n yasaklanmas, Cumann her iki dinde de ibadet gn olmasdr. Hz. Muhammet
balangta Yahudilere kar ok scak ve dosta davranr, ibadet ederken Yahudiler
gibi yzn Kudse dner, ama daha sonra Medineli Yahudilerin ihanetine uraynca
bu uygulamadan vazgeerek Kabeyi seer.

I (D) UYGULAMA

343

raksama sz konusudur. Eer bugnn ilkel halklarnda dinin


tek ieriinin stn bir varln tannmas olduu doruysa, bu
durumda sadece dini gelimenin bir atropisi olarak deerlen
dirmekten ve dier alanda gzlenen saysz nevroz olayyla ili
ki iinde ele almaktan baka bir ey yapamayz. Bilgilerimiz,
bir olayda ilerlemenin dierlerindeki gibi neden devam etmedi
ini aklamaya yetmemektedir. Bunun nedenini bu halklarn
bireysel donanmna, etkinliklerinin girdii dorultuya ve genel
toplumsal koullarna balamaktan baka bir ey yapamayz.
Aynca, analiz almasnda gerekte nmzde olan eyleri aklamakla yetinmek ve olmayan eyleri aklamaya alma
mak iyi bir kuraldr.
Grup psikolojisine yaptmz bu aktarmdaki ikinci zorluk
ok daha nemlidir, nk yeni ve temel bir sorunu dnd
rr. Halklarn yaamnda etkili gelenein hangi biimde varol
duu sorusu gndeme gelir; bu, bireyler durumunda sz konusu
olmayan bir sorudur, nk bilindndaki gemie ait bellek
izlerinin varlyla aklanr. Tarihsel rneimize dnelim.
Kade teki uzlamada, Msrdan dnenlerde gl bir szl
gelenein yaadm sylemitik. Bu da bir sorun iermez. Teo
rimize gre bu tr bir szl gelenek [folklor], halkn, sadece iki
veya kuak nce sz konusu olaylar yaayan ve bu olaylara
tanklk eden atalarndan kendilerine szl iletiimle anlatlan
eylere ilikin bilinli anlara dayanr. Ama ayn eyin sonraki
yzyllar iin de geerli olduuna yani szl gelenein hl
dededen toruna aktarlan bir bilgiye dayandna inanabilir
miyiz? ncekinde olduu gibi bu bilgiyi koruyan ve szl ileti
imle aktaranlarn kim olduunu sylemek artk mmkn de
ildir. Selline gre Musann katlediliine ilikin szl gelenek
[rivayet] her zaman iin rahip evrelerinin mlkiyetinde olmu
ve ancak sonunda yazda dile gelmitir, ki Sellinin kefetmesi
ni salayan ey de yazdr. Ama bu sadece birka kiinin bildii
bir ey olabilir; kamu mal deildir. Bu, etkisini aklamaya
yeterli midir? Sadece birka kiinin bildii bu tr bir bilgiye,
dikkatleri ekildii zaman kitleler zerinde bylesine kalc bir
duygu retecek bir g atfedebilir miyiz? Cahil kitlelerde de

344

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

birka kiinin bilgisine benzeyen ve dile getirildii zaman kar


lk bulan bir bilgi bulunmas daha muhtemel gzkyor.
Eski alardaki benzer duruma dndmz zaman karar
daha da zorlar. Binlerce yln ak iinde, bildiimiz zellik
leriyle ve yaad sonla bir ilk baba olduu gereinin unutu
laca kesindir; Musadaki gibi szl bir gelenek olduunu da
dnemeyiz. Bu durumda hangi anlamda bir gelenek [folklor]
sz konusu olabilir? Ve hangi biimde bulunabilir?
Ruhsal olgularn karmaklna girmek istemeyen veya bu
na hazr olmayan okurun iini kolaylatrmak iin, aadaki
incelemenin sonucunu imdiden syleyeceim. Bana gre bu
adan bireyle grup arasnda tam bir uygunluk vardr: grupta da
gemie ait bir izlenim bilinsiz bellek izlerinde saklanr.
Birey durumunda bunu aka grebileceimize inanrz.
Gemi yaantsnn bellek izi zel bir ruhsal durumda da olsa
korunmutur. Tpk kiinin bastrlan eyi bilmesi gibi, bireyin
bunu da her zaman bildii sylenebilir. Bir eyin nasl unutulabildii ve bir sre sonra nasl tekrar ortaya kabildii konusun
da analizle kolayca dorulanabilecek bir gr edinmi olduk.
Unutulan ey snmez [ortadan kalkmaz], sadece bastrlr;
bellek izleri olanca canllyla varln korumaktadr, ancak
kar ykle yaltlmtr. Bu izler dier zihinsel srelerle ile
tiime geemez; bilinsizdir, yani bilince ak deildir. Ayrca,
bastrlan eyin baz ksmlar sreten [bastrma srecinden]
kaabilir, bellein eriimine ak kalabilir ve bazen bilin dze
yine ulaabilir; ama bu durumda bile kalanyla ilgisiz yabanc
cisimler gibi yaltlmlardr. Byle olabilir, ama olmas gerek
mez; bastrma da tam olabilir, ki aada bu seenei ele alaca
z.
Bastrlan ey yukar doru itmesini, bilin dzeyine kma
abasm srdrr. durumda amacna ular: (1) ego diyece
imiz dier ksm kontrol altna alan patolojik sreler nede
niyle veya uyku durumunda olduu gibi bu egoda farkl bir yk
dalm gereklemesi nedeniyle kar yklemenin gcnn
azalmas; (2) bastrlan eye balanan igdsel unsurlarn zel

I (D) UYGULAMA

345

pekitirmeler bulmas (ki ergenlik dnemindeki sreler buna


en gzel rnektir); ve (3) belli bir anda bastrlan eye, onu uyandracak kadar benzerlik gsteren izlenim veya yaantlarn
ba gstermesi. Bu son durumda yeni yaant, bastrlan eyin
gizli enerjisiyle pekitirilir ve bastrlan ey, yeni yaantnn ar
kasnda ve onun yardmyla etkinlik kazanr. Bu seenekten
hi birisinde o gne kadar bastrlan ey przsz ve deiiklie
uramadan bilin dzeyine kmaz; bu her zaman iin, kar
yklemeden kaynaklanan (ve tamamen alamayan) direnmenin
etkisini, ya da yeni yaantnn deitirici etkisini, veya her iki
sini birden gsteren arptmalara tabi tutulacaktr.
Ruhsal bir srecin bilinli veya bilinsiz olmas arasndaki
fark, belli bir lt ve bir k yolu bulmamz salar. Bastr
lan ey bilinsizdir. Bu cmlenin tersi de doru olsayd yani
bilincin ve bilindnn nitelikleri arasndaki fark, egoya ait
olanla bastrlan arasndaki farkla aksayd iimiz epey
ce kolaylaacakt. Ruhsal yaammzda bu tr yaltlm ve bi
linsiz eylerin olmas, yeterince yeni ve nemli olacaktr. Ama
gerekte durum daha karmaktr. Bastrlan her eyin bilinsiz
olduu dorudur, ama egoya ait her eyin bilinli olduu doru
deildir. Bilinliliin, ruhsal bir srece sadece geici olarak
balanan geici bir zellik olduunu grrz. Dolaysyla amalarmz asndan bilin yerine bilinli olma yeteneini
koymamz gerekir, ki bu zellie nbilin deriz. Bu durumda
daha doru olarak egonun temelde nbilinli (znde bilinli),
ama egonun ksmlarnn bilinsiz olduunu syleriz.
Bu son gerein belirlenmesi, u ana kadar dayandmz zelliklerin, ruhsal yaamn bulanklnda yolumuzu bulmamza
yeterli olmayacan gsterir. Artk nicel deil, topografk ve
ayn zamanda ki zel deerini de buradan alr genetik olan
bir baka aynm yapmamz gerekir. Bylece, eitli kurumlardan, blgelerden ve alanlardan oluan bir aygt olarak deer
lendirdiimiz ruhsal yaammzda ego denen bir blgeyi, id de
nen bir blgeden ayrrz. d, dierinden daha eskidir; kortikal
tabaka gibi ego da d dnyann etkisiyle idden kaynaklanm
tr. Btn temel igdlerimiz id iinde ibandadr; iddeki

346

MUSA VE TEKTANRICILIK ()

btn sreler bilinsiz geliir. Az nce de sylediimiz gibi


ego, nbilinli blgeyle akr; normalde bilinsiz kalan k
smlar ierir. ddeki olaylarn ak ve karlkl etkileimi, ego
da ar basanlardan olduka farkl yasalara tabidir. Aslnda yeni
grmze yol aan ve bu gr dorulayan, bu farkllklarn
kefedilmesidir.
Bastrlan eylerin ide ait ve ayn mekanizmalara tabi olarak
deerlendirilmesi gerekir; sadece kkeniyle ilgili bir adan
farkllk gsterir. Farkllama yaamn ilk dneminde gerek
lemesine karlk ego idden kaynaklanr. O dnemde idin bir
ksm egoya alnr ve nbilinli duruma karlr; bir baka ks
m bu dnmden etkilenmez ve kesin anlamyla bilind olarak id iinde kalr. Ancak egonun ileri oluum seyrinde baz
ruhsal izlenimler ve egodaki baz sreler, savunmac bir s
rele egodan dlanr [karlr]; nbilinli olma zellikleri yok
edilir, bylece tekrar idin bileen ksmlarna indirgenir. dde
bastrlan ey ite budur. Dolaysyla iki ruhsal alan arasnda
ki iliki sz konusu olduu srece, bir yandan iddeki bilinsiz
srelerin nbilin dzeyine karlarak egoyla btnletirildi
ini, te yandan da egodaki nbilinli malzemenin kart yolu
izleyerek gerisin geri ide inebildiini varsayarz. Daha sonra
zel bir blgenin "sperego blgesinin egodan ayrlmas,
buradaki amacmzn dna kmaktadr.
Btn bunlar basit gzkmeyebilir.1 Ama ruhsal aygta ili
kin bu allmadk uzaysal gre altktan sonra hayal gc
asndan zel bir zorluk sz konusu deildir. Burada ortaya
koyduum ruhsal topografnin [yerleim dzeninin] beyin ana
tomisiyle hibir ilgisi olmadn ve aslnda tek bir noktada2 iliki iinde olduunu eklemem gerek. Bu tabloda yetersizlik
ki herkes kadar ben de bunun ok net farkndaym ruhsal s
1 [Yeni Giri Dersleri'nin (1933a) 31. Blmnde daha ayrntl bir aklama yer al
maktadr (FD., 2, 87).]
2 [Haz lkesinin tesindede (1920c), FD.y 12, 295 ve Ego ve cTde (1923b), FD.,
12, 357, belirttii gibi bu tek nokta, hem anatomide hem de Freudun
metapsikolojisinde kortikal olarak deerlendirilen alg sisteminde yatmaktadr.]

I (D) UYGULAMA

347

relerin dinamik doasna ilikin cehaletimizden kaynaklanyor.


Bilinli bir dnceyi nbilinli olandan, nbilinli olan ise
bilinsiz olandan ayran eyin sadece ruhsal enejideki bir dei
iklik, belki de farkl bir dalm olabileceini syleriz. Enerji
yklemelerden, ar yklemelerden sz ederiz, ama bunun te
sinde konu zerinde ie yarar bir hipotez iin balang noktas
olabilecek bir bilgimiz yok. Dokunma, iitme ve grme uya
rmlarnn yaratt algdan kaynaklanan btn duyumlar kolay
ca bilinli olur. Dnce sreleri ve idde bunlara benzer ola
bilecek eyler kendi iinde bilinsizdir ve konuma ilevi yo
luyla grsel ve iitsel alglarn anmsatc kalntlaryla
ilikilenerek bilin dzeyine ular.1 Konuma yetenei olma
yan hayvanlarda bu koullar daha basit olmal.
Balang noktamz olan eski travma izlenimleri, ya
nbilince dntrlmez, ya da bastrmayla abucak tekrar id
durumuna sokulur. Bu durumda hatrlatc kalntlar bilinsiz
dir ve idde etkinlik gsterir. Kiinin kendi yaad ey sz ko
nusu olduu srece bu izlenimlerin geirdii deimeleri kolay
ca izleyebileceimize inanyorum. Ama bir bireyin ruhsal ya
amnda etkili olan eyin, sadece onun kendi yaadklarn de
il, ayrca doutan varolan eyleri, flogenetik kkenli unsurla
r arkaik bir miras da ierebileceini farkettiimiz zaman
yeni bir karmaklk ortaya kar. Bu durumda bunun neden olutuu, neler ierdii ve bu konuda ne gibi gstergeler bulun
duu sorusu gndeme gelir.
Buna verilebilecek dolaysz ve kesin bir cevap, btn canl
organizmalarda tipik olan baz [doutan] yatknlklardan
yani belli geliim izgilerini izleme ve belli uyarmlara, izle
nimlere ve uyanlara belli bir yoldan tepki verme yeteneinden
ve eiliminden olutuudur. Deneyim, insan bireyleri arasn
da bu adan farkllklar olduunu gsterdii iin, arkaik mira
sn [kaltmn] bu farklar iermesi gerekir; bunlar, bireydeki
1 [Bu konuda teknik bir tartma iin Bilind (1915e) balkl makalesinin VII.
Ksmna bakn, FD., 12,206.]

348

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

yapsal etken olarak grdmz eyi temsil eder. Btn in


sanlar eski alarda yaklak ayn deneyimleri yaad iin, bu
yaantlara benzer tepkiler verirler; dolaysyla bireysel arpt
malarla birlikte bu tepkileri de arkaik mirasa dahil edip etmeye
ceimiz konusunda bir kuku ortaya kar. Bu kukunun bir ya
na braklmas gerek: bu benzerlik arkaik mirasa ilikin bilgimi
zi derinletirmez.
Yine de analitik aratrmalar, dnmemiz iin bir neden olabilecek birka sonu vermitir. Her eyden nce dildeki ev
rensel sembolizm sz konusudur. Bir nesnenin bir bakasyla
sembolik temsili ki ayn ey eylemlerde de geerlidir o
cuklarmzn hepsi iin bildik, sanki kendi iinde ak bir olgu
dur. Bunu nasl rendiklerini gsteremeyiz; birok durumda
renmenin mmkn olmadn kabul etmemiz gerekir. Bu,
erikinlerin daha sonra unuttuu bir ilk [orijinal] bilgi sorunu
dur. Erikin bireyin ryalarnda ayn sembollerden yararland,
ama bir analist tarafndan yorumlanmad srece bu sembolleri
anlamadn, hatta o zaman bile yoruma inanmaya isteksiz ol
duu dorudur. Bu sembolizmin kaydedildii ok yaygn ko
numa figrlerinden birisini kulland taktirde, gerek anlam
nn gznden tamamen katn kabullenmek durumunda kalr.
Dahas, sembolizm dil farkn dikkate almaz; aratrmalar belki
de bunun evrensel btn insanlarda ayn olduunu gste
recektir. Dolaysyla burada, dilin gelitii dneme uzanan ke
sin bir arkaik miras rneiyle kar karyayz. Ama baka bir
aklama da getirilebilir. Burada fikirler arasndaki dnce
balantlaryla dilin tarihsel geliiminde kurulan ve her birey
sel dil geliiminde tekrarlanmas gereken balantlarla kar
karya olduumuz sylenebilir. Dolaysyla bu, igdsel bir
yatknlk gibi sradan bir kaltma benzer entelektel bir yatkn
lk kaltm olacak; ve bu da sorunumuza bir katkda bulunma
yacaktr.
Ne var ki analiz almas, u ana dek ele aldklarmzdan
daha nemli bir eyi gn na karmtr. Eski travmalara
tepkileri incelediimiz zaman bunlarn, birok durumda kesin
anlamda kiinin gerekten kendi yaad eyle snrl kalma-

I (D) UYGULAMA

349

dklarm, flogenetik bir olayn modeline ok daha iyi uyacak


bir yoldan farkllk gsterdiklerini ve genelde ancak byle bir
etkiyle aklanabildiklerini grp arrz. Odipus ve idi
kompleksindeki nevrotik ocuklarn ebeveynlerine ynelik dav
ranlar, bireysel durumda yersiz gzken ve ancak flogenetik
eski kuaklarn yaantsyla balantl olarak anlalr olan
bu tr tepkilerle doludur. Burada szn ettiim bu malzemeyi
kamuoyuna topluca sunmaya deer. Bu malzemenin kant dee
ri bana, bir adm daha ileri gidip insann arkaik mirasnn
[kaltmnn] sadece yatknlklar deil, ayrca konular da
yani, eski kuaklarn yaantlarnn bellek izlerini de ierdii
iddiasn ortaya koyma cesareti gstermeme yetecek kadar
gl gzkyor. Bu yolla arkaik mirasn kapsam da, nemi de
byk lde artacaktr.
Biraz daha dnnce uzun bir sre, eski atalarmzn ya
antlarnn bellek izlerinin kaltm, dorudan iletiimden ve
rnek yoluyla eitimin etkilerinden bamsz olarak aktarlyormu gibi dndm itiraf etmem gerek. Bir toplumda bir
gelenein [folklorun] varln srdrmesinden, ya da bir halkn
kiiliinin oluumundan sz ederken ounlukla dndm
ey iletiimle aktarlan deil, bu trden kaltmsal bir gelenekti
[folklordu]. Ya da en azndan ikisi arasnda hi bir ayrm yap
madm; ve bunu yapmay ihmal etmekte gsterdiim cesaretin
de pek farknda deildim. Birbirini izleyen kuaklarda kazanl
m zelliklerin kaltmndan sz etmeyi reddeden bugnk bi
yoloji biliminin tutumunun konumumu daha da zorlatrdna
kuku yok. Ancak ben, btn alakgnlllmle biyolojik
evrimde bu etkensiz yapamayacam itiraf etmeliyim. Gerek
ten de iki olayda ayn ey sz konusu deildir: birisinde kav
ranmas zor kazanlm zellikler, dierinde ise d olaylarn
bellek izleri dei yerindeyse somut bir ey sz konusudur.
Ama belki de temelde biri olmakszn dierini dnemeyiz.
Bu bellek izlerinin arkaik miras [kaltm] biiminde devam
ettiini varsaynca birey ve Grup Psikolojisi arasndaki bolua
kpr kurmu oluruz: halklar da bireysel bir nevrotik gibi ele
alabiliriz. Arkaik mirastaki bellek izlerinin varl iin halen

350

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

flogenetik bir tretme gerektiren analiz almasndaki kalnt


olgulardan daha gl bir kant olmadn kabul edersek, bu
kant bize durumun bu olduunu varsayacak kadar gl gz
kr. Eer byle deilse, analizde de, Grup Psikolojisinde de,
girdiimiz yolda bir adm daha ileri gidemeyiz. Bu cesurca
yaklamdan kanamayz.
Bu varsaymla bir baka ey daha yapm oluyoruz. nceki
dnemlerde insann kibrinin insanlkla hayvanlar arasnda ya
ratt geni uurumu daraltyoruz. Hayvanlarn, yaamdaki ye
ni durumlarda sanki eski ve bildik durumlarm gibi tepki ver
melerini salayan igdleri iin, hayvanlarn igdsel yaam
iin bir aklama bulacaksak bu sadece, trlerinin yaantlarn
kendi varolularnda tamalar, yani atalarnn yaantlarnn
anlarn korumalar olabilir. nsan denen hayvandaki durum
temelde farkl olmayacaktr. Kapsam ve ierii farkl olsa da,
insann arkaik miras, hayvanlarn igdlerine karlk gelir.
Bu tartmadan sonra, insanlarn her zaman iin (bu zel
yoldan) bir zamanlar bir ilk babalar bulunduunu ve onu l
drdklerini bildiklerini sylemekte tereddt etmem.
ki soruya daha cevap vermek gerekir. Birincisi, bu tr bir
bellek hangi koullar altnda arkaik mirasa eklenir? Ve kincisi,
hangi koullarda aktif duruma geer, yani deitirilmi ve ar
ptlm bir klkta da olsa, iddeki bilinsiz durumdan bilin d
zeyine geer? lk sorunun cevab kolaydr: eer olay nemliyse
ya da yeterince tekrarlanrsa, ya da her ikisi birden sz konu
suysa, buna ilikin an arkaik mirasa eklenir. Babay ldrme
durumunda her iki koul da gerekleir. kinci soru iin unlar
sylenebilir. ok sayda etki sz konusu olabilir; ancak hepsini
bilmek gerekmez. Baz nevrozlarda olanlarla benzerlik kuracak
olursak, kendiliinden bir gelime olduu da dnlebilir. An
cak belirleyici olan elbette olayn yakn zamanda gerek anlam
da tekrarnn unutulan bellek izinin uyandrmasdr. Musanm
katledilii bu tr bir tekrardr; daha sonra sann iddia edilen
adli katli de yle: dolaysyla bu olaylar neden olarak ne kar.
Sanki tektanncln kkeni bu olaylarsz yapamazm gibi g
zkyor. airin u szlerini hatrlarz:

I (D) UYGULAMA

351

Was unsterblich im Gesang soll leben,


Muss im Leben untergehn.'
Son olarak, psikanalitik bir sav gndeme getiren bir ey daha.
Sadece iletiime dayal bir folklor, dini olgularn zorlanml zelliine yol aamaz. Dardan gelen dier herhangi bir bilgi
krnts gibi dinlenecek, deerlendirilecek ve belki de kulak ar
d edilecekti; mantkl dnce kstlamasndan muaf olma ayr
caln kesinlikle kazanamayacakt. Bylesine gl etkiler
gsterebilmesi, aknlkla ve dini gelenek (tradition) durumun
da pek anlamadan gzlediimiz gibi kitleleri kontrol altna ala
bilmesi iin, bastrlm, bilindnda pusuda bekliyor olmas
gerekirdi. Bu varsaym da olaylarn gerekten de izmeye a
ltmz tablodaki gibi, ya da en azndan benzer bir yoldan
gelitii inancmz desteklemektedir.2
1 [Kelimesi kelimesine: arkda sonsuza kadar yaayacak eyin, yaamda ortadan
kalkmas gerekir.] Schiller, Die Gtter Griechenlands.
2 [Bu blmdeki arkaik miras tartmas, Freudun yazlarndaki konuya ilikin en
uzun tartmasdr. Kaltmn ve deneyimin ruhsal yaamda oynad nisbi roller ku
kusuz bandan beri tekrarlanan bir konudur. Ama atalarn gerek deneyimlerinin ka
ltmla geebilecei olasl Freudun yazlarnda nispeten sonraki dnemlere rastlar.
Atalarn yaantlarnn yeni kuaklara aktarm sorunu kanlmaz olarak Totem ve Ta
bu"da (1912-13) ele alnmtr. Bir kuak, kendi ruhsal durumlarn bir sonraki kua
a hangi yollarla ve aralarla aktaryor? diye soruyor. Srecin, bir kuaktan dierine
bilinli ve bilinsiz iletiimle aklanabileceini dnyor gibi olsa da, bu soruya
verdii cevap kesin deildir. Ama o dnemde bile kafasnda baka fikirler olduu ko
layca grlebilir. Gerekten de, ikirciklik balamnda arkaik bir yapnn atavistik bir
kalnt olarak kaltmla aktarlmas olaslndan sz ediyor Dier birok ey gibi bu
fikirler de Kurt Adam analiziyle ve zellikle de ilk fantaziler konusuyla iliki iinde gelitirilmi olabilir. Aslnda Freud Totem ve Tabu'yu yazarken bu analiz devam
ediyordu; analize ilikin durum tarihesinin ilk taslan I914te kaleme almt. Ne
var ki flogenetik miras olasl sembolizm balamnda da ortaya kmt. Bu so
run, Psikanalize Giri Dersleri'nin (1916-17) 10. Dersinde (FD., 1, 168-171) an
trma biiminde, 13. Derste ise aka (age., 200) ele alnyor. lk [ilkel] fantazilerin
kaltmna ilk ak gnderme Giri Dersleri'nn 23. Dersinde (age., 365) yaplyor, an(Devam var...)

352

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

cak Kurt Adam (1918b) durum tarihesine sonradan eklenen bir notla aynca geliti
riliyor (FD.y 10, 337). Archaische Erbschaft' terimi ilk kez 1919*da o yl Rya
larn Yorumu'nun (1900a) VII (B) blmne eklenen bir paragrafta ve Dvlen bir
ocukta (1919e) ortaya kyor. O tarihten sonra bu kavram sk sk tekrarlanyor, an
cak sadece Ego ve d'in (1923b) III. Blmnde tartlyor. Freudun kazanlm zelliklerin kaltmna ilikin grleri, Jonesin Freud biyografisinin (1957) 3. Cildinin
X. Blmnde tartlyor.]

KISIM II
ZET TEKRAR
Bu almann aadaki blm, ancak uzun uzadya aklama
ve zrle kamuoyuna sunulabilir. nk eletirel incelemeler
den bazlar ksaltlm, Yahudi halknn zgn yapsnn nasl
ortaya kt sorusuna ilikin eklemelerle geniletilmi olarak,
[nc denemenin] ilk ksmnn sadk (hatta birok durumda
kelimesi kelimesine) bir tekrarmdan baka ir ey deil. Bu tarz
bir sunu ynteminin, aklc ve sanatsal olmadnn farknda
ym. Buna ben de ok zlyorum. Peki bundan neden kan
madm? Cevap bulmam zor deil, ama itiraf etmem zor. al
mann, kurald olan kkeninin tarihsel izlerini ortadan kald
ramadm grdm.
Aslnda alma iki kere yazlmt: ilki birka yl nce ya
ymlanabileceim dnmediim Viyanada. Vazgemeye karar
vermitim; ama topran kabul etmedii bir hortlak gibi yakam
brakmad; bunun zerine iki ksm birbirinden ayrarak
almann balang noktas olan Musa bir Msrldr [I. De
neme] ve bunun zerine kurulu Musa Msrl Olsayd... [II.
Deneme] balkl tarihsel yorum periyodik dergimiz
Imago'da yaymlatmann bir yolunu buldum. Gerekten de iti
raza ve tehlikeye ak olan kalan ksmn [bu bulgularn]
tektannclm kkeni ve genelde din gr zerine uygulan
mas sonsuza kadar alkoymay dndm. Derken 1938
Martnda gerekleen beklenmedik Alman igali beni vata
nmdan ayrlmaya zorlad, ama ayn zamanda da almam ya
ymlatmamn hl hogryle karland bir lkede psikanali
zin yasaklanmasna yol aabilecei korkusundan da kurtard.

354

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

ngiltereye daha yeni varmtm ki kendime alkoyduum bil


giyi dnyaya sunma dncesini kar konulmaz gcyle, a
lmamn nc ksmn yaymlanm olan ilk iki blme olan
ilk iki blme uyarlamak iin yeniden gzden geirmeye bala
dm. Bu da doal olarak malzemenin ksmen yeniden dzen
lenmesini gerektirdi. Ancak bu malzemenin tamamn ikinci
versiyona katmay baaramadm; te yandan eski versiyonlar
tamamen brakmaya da bir trl karar veremedim. Bunun ze
rine ilk sununun tamamn kinciye olduu gibi eklemek gibi
kolay bir yol setim, bu da kapsaml tekrar gibi bir dezavantaj
yaratt.
Ne var ki ele aldm konularn, aklamamn doruluk de
recesi ne olursa olsun, ok yeni ve nemli olduunu, bu ne
denle okurlarn ayn eyi iki kez okumak zorunda kalmasnn
bir talihsizlik olmayacan dnerek kendimi avutabildim.
Birden ok defa sylenmesi gereken, yeterince sk sylenemeyen eyler de vardr. Ama konu zerinde oyalanmak veya baa
dnmek okurun iradesine kalm bir ey. Sinsi bir tavrla bir
kitapta ayn eyi iki kere nne koymamak gerekir. Bu, kaba
hati yazara ait olan bir acemilik rneidir. Ne yazk ki yazarn
yaratc gc her zaman iradesine boyun emiyor: alma el
den geldiince yryor ve bazen yazara ondan bamsz, hatta
ona yabanc bir ey gibi geliyor.

A
SRAL HALKI
S u n u l a n malzemelerde iimize yarar gibi gzkenleri kabul ederken, uymayanlar reddetmek ve farkl paralan psikolojilik
olabilirlik uyannca birletirmek gibi bir yntemin, geree
varmamz garantilemeyecei konusunda kafamzn net olmas
na ramen byle bir almaya neden kalktmz hakl olarak
sorulabilir. Bunun cevab almann sonucuyla ilgilidir. Tarihsel-psikolojik bir inceleme gereklerinin katln byk lde
azalttmz takdirde, her zaman ilgiyi hakkediyor gibi gzken
ve yeni gelimelerle yeniden gzlem gerektiren sorunlara k
tutmak mmkn olabilir. Bilindii gibi, antik ada Akdeniz
havzasnda yaayan btn halklar iinde Yahudiler, adyla ve
zyle varlm bugn bile srdren tek halktr. Bu halk, talih
sizlikleri ve kt muameleleri esiz bir direnme kapasitesiyle
gslemi; kendine zg kiilik zellikleri gelitirmi ve bu
arada dier btn halklarn nefretini kazanmtr. Yahudilerdeki
bu canlln kaynan ve tipik zelliklerinin tarihleriyle iliki
sini daha iyi anlamak bizi memnun edecektir.
Yahudilerin, bakalaryla ilikilerinde ar basan bir kiilik
zelliiyle balayabiliriz. Kendilerine zellikle ok deer ver
diklerine, kendilerini daha ayncalkl, geleneklerinin birouyla
aynldklar dier halklar karsmda kendilerini stn tuttuklar
na kuku yok.1 Ayn zamanda da, deerli bir maln gizli sahibi

1 Antik ada ok yaygn olan Yahudilerin czaml olduu karalamasnn (bkz.


Manaetho [History of Egypt, ng. ev. 1940, 119]), bir yanstma anlamna geldiine
kuku yok: sanki czamllarm gibi bizden uzak duruyorlar. [Msrl bir rahip olan
(Devam var...)

356

MUSA VE TEKTANRICILIK (IH)

olma durumundaki gibi, yaam karsnda zgn bir gvenden,


bir tr iyimserlikten ilham almlardr: dindar insanlar buna tan
r inanc diyecektir.
Bu davrann nedenini ve gizli hzinelerinin ne olduunu
biliyoruz. Kendilerini gerekten de Tanrnn seilmi halk ola
rak deerlendirir, ona zellikle yakn olduklarna inanrlar; bu
da gurur ve gven duymalarna yol aar. Gvenilir kaynaklar,
Helenistik alarda da tpk bugnk gibi davrandklarn sy
ler, dolaysyla tam Yahudi ta o sralarda ortaya kmtr; ve
aralarnda ve birlikte yaadktan Yunanllar da Yahudi zellik
lerine kar bugnk ev sahipleriyle ayn yoldan tepki ver
milerdir. Onlarn da srail halknm stnlk iddiasna inanm
gibi tepki verdikleri dnlebilirdi. Eer kii korkulan babann
gzde ilan edilen ocuuysa, kardelerinin kskanl karsn
da armaz; Joseph [Yusuf] ve ilikin Yahudi destan, bu ks
kanln ulaabilecei noktay ok iyi gsterir. Dnya tarihinin
ak da Yahudi iddiasn dorular gibidir, nk daha sonra
Tann insanla bir Mesih ve kurtarc gnderdii zaman, bu amala yine Yahudi halkndan birisini seer.1 Dier halklar bu
durumda kendi kendilerine yle diyebilirdi: Gerekten de
hakllar, onlar tanrnn seilmi halk. Ama bunun yerine, Me
sih sa2 tarafndan kurtanlmalan, Yahudilere ynelik dman1klarm artrmaktan baka bir ie yaramam, buna karlk Ya
hudiler de bu seilmi olmann bu ikinci kantndan hi bir ya
rar grmemiler, nk kurtancy tanmamlardr.
nceki tartmalanmz temelinde, Yahudi halkndaki her
zaman ar basan bu kiilik zelliini Musa denen adamn ya
Manetho (M. 300 dolaylan), Tarih balkl almasn eski Msr kaynaklarna da
yanarak Yunanca yazmtr. Bunun sadece baz ksmlar bugne kadar gelebilmitir.]
1 [Yani say. sa'nn geleceini Yahudiler nceden bildirmitir ve bu mesihin geldii
Paul tarafndan ilan edilmitir. S.B.]
2 [Jesus Christ. sann bat dillerindeki ad Christ, Yunanca mesih anlamna ge
len christostan tretilmitir. S.B.]

II (A) SRAL HALKI

357

rattm iddia edebiliriz. Tanrnn seilmi halk olduklarn


syleyerek zsayglarn artrm, onlara kutsallk atfetmi ve
bakalarndan ayr olduklarn sylemitir. Ama dier halklar da
zsaygdan yoksun deildir. Bugn olduu gibi o gnlerde de
her ulus kendini dierlerinden daha stn grmtr. Ama Mu
sa, Yahudilerin zsaygsna dini bir temel kazandrmtr: bu
onlarn dini inanlarnn bir paras olmutur. Tanrya zellikle
yakn olan ilikileri sayesinde, onun grkemini paylamlardr.
Ve Yahudileri seen ve Msrdan kurtaran tanrnn arkasnda
szde tanrnn emriyle bu eylemlerin gerek mimar olan Musa
figr olduunu bildiimiz iin, Yahudileri yaratann Musa de
nen bu adam olduunu syleyebiliriz. Bu halk, yaama sabrn
olduu kadar maruz kald ve bugn bile kalmaya devam ettii
dmanln ounu ona borludur.

B
BYK NSAN
bir adam, rasgele bireylerden ve ailelerden bir halk yarata
cak, onlara belirgin zelliklerini kazandracak ve binlerce yllk
kaderlerini belirleyecek bylesine olaand bir etkiyi nasl ka
zanabilir? Bu tr bir hipotez, yaratc mitlerine ve kahramanlara
tapnmaya yol aan dnce tarzna, tarih yazmnn tekil bi
reylerin, hkmranlarn veya fatihlerin kahramanlklarn ve
kaderlerini anlatan yklerden te bir ey olmad alara bir
dn deil midir? ada eilim, insanlk tarihindeki olaylar
daha ok daha gizli, genel, kiisellik d etkenlere, ekonomik
koullarn zorlayc etkisine, beslenme alkanlklarndaki de
imelere, malzeme ve aletlerin kullanmndaki gelimelere,
nfus art ve iklim deiiklii nedeniyle yaplan glere ba
lama ynndedir. Bunda bireylerin oynad rol, mutlaka da
vurum bulacak olan ve sz konusu bireylerde byk lde
rastlant sonucu somutlaan grup eilimlerinin birer szcs,
temsilcisi olmaktan te bir ey deildir.
Bunlar kesinlikle geerli yaklamlardr, ancak bizim dn
ce organmzn tutumuyla dncemiz yoluyla kavradmz d
nlen dnyadaki olaylarn ak arasndaki nemli bir tutar
szla dikkati ekmek iin bir frsat dourur. Her bir olayn
gsterilebilir bir nedeni olmas halinde (kukusuz, zorunlu olan) bu nedenleri kefetmek bizim iin yeterli olacaktr. Ama
dmzda yatan gereklikte durum pek byle deildir; tersine,
her olayn birden ok belirleyeni varm ve birbirine yaknsayan
eitli nedenlerin bir sonucuymu gibi gzkr. Olaylardaki de
rin karmaklklardan rken aratrmalarmz, bir ilikiye kar
bir dierinin tarafn tutar ve varolmayan, sadece daha kapsaml
ilikilerdeki bir yrtlma nedeniyle ortaya kan elikiler ortaya

T ek

l (B) BYK NSAN

359

karr.1 Buna uygun olarak, belli bir olayn incelenmesi tekil


bir kiiliin akm etkisini gsterdii takdirde, genel ve kiisel
lik d etkenlerin nemi doktrini karsnda bu hipotezle su
lanmamz gerekmez. Kural olarak her ikisine de yer vardr. An
cak tektanrcln kkeni durumunda deindiimizin bu ge
limenin, farkl uluslar arasnda daha yakn ilikilerin kurulma
syla ve byk bir imparatorluun inasyla ilgili olmasnn
dnda bakaca bir d etken gsteremeyiz.
Dolaysyla nedenler zincirinde, daha dorusu anda
byk insanlara da bir yer verebiliriz. Ama bu onur unvanm
hangi koullar altnda verdiimizi incelemek bouna olmayabi
lir. Bu soruya cevap vermenin hibir zaman kolay olmadn
grmek bizi artr. lk formlasyonun bir insann ok de
er verdiimiz zelliklere zellikle yksek derecede sahip ol
mas halinde bunu yaparz formlasyonunun her adan ko
nudan uzak kald aktr. rnein ne kadar imrenilir olursa
olsun, gzellik ve kas gcnn byklk gibi bir iddias. Bu
durumda bunlar ruhsal nitelikler ruhsal ve zihinsel zgn
lkler gibi gzkecektir. Bu balamda, sadece belli bir alan
da olaanst lde etkili olduu iin birisini tereddtsz b
yk insan diye tanmlayamayacamz aktr. Bir satran ustas
veya bir mzik virtzn elbette byle adlandramayz; ama
bunu saygn bir sanat veya bilimci durumunda da kolay kolay
yapamayacamz aktr. Bu durumda doal olarak ondan b
yk bir air, ressam, matematiki, fiziki, ya da u veya bu et
kinlik alanndaki bir nc olarak sz ederiz; ama onu byk in
san olarak armaktan geri dururuz. rnein Goethenin,
1Ne var ki dnyann, ortaya atlan her iddiann mutlaka bir yerlerde bir doruluk krntsna dokunmasna neden olacak kadar karmak olduunu sylemiim gibi yanl anla
lmaya kar kyorum. Hayr. Dncemiz, gereklikte karl bulunmayan ba
ml ilikiler ve balantlar kefetme zgrln koruyor; ve aktr ki bu yetenei
ne ok deer veriyor, nk bilimin hem iinde hem de dnda bundan bol bol yarar
lanyor.

360

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

Leonardo da Vincinin ve Beethowenin byk insanlar oldu


unu tereddtsz sylediimiz takdirde, grkemli eserlerine
duyduumuz hayranlktan farkl bir eyi dnyor o lm a m z
gerekir. Bu tr rnekleri bir yana braktmz zaman, byk
insan adnn tercihen eylem adamlar fatihler, generaller,
hkmranlar iin kullanld ve baarlarnn byklnn,
yarattklar sonularn gcnn kabul edildii a n l a m n a geldii
grn dnrz. Ama bu da yetersizdir ve kendi dnemle
rindeki dnyay ve gelecei etkiledikleri tartmasz ak olan
birok deersiz figre duyduumuz aalamayla tamamen eli
ir. Baar yerine talihsizlikle yok olan byk insanlarn o
unluunu dndmz zaman, byklk iareti olarak baa
ry da alamayz.
Bu nedenle u an iin, belirsizlie yer brakmayacak bir
byk insan tanm aramaya demeyeceine karar verme eilimi duyarz. yle gzkyor ki bu kavram ancak
bykln zgn [ilk] anlamna yaknsayan baz insan zelliklerinin ar gelimesi durumunda geliigzel ve bir l
de keyfi olarak kullanlmaktadr. Ayrca, byk insanlarm znden ok, evresindekileri nasl etkiledikleriyle ilgilendii
mizi de hatrlayalm. Ancak bu incelemeyi de olabildiince ksa
tutacaz, aksi takdirde bizi hedefimizden uzaklatrabilir.
Dolaysyla gelin byk bir insann evresindekileri iki yol
dan etkilediini kabul edelim: kiiliiyle ve ortaya koyduu fi
kirle. Bu fikir, kitlelerdeki eski bir arzu giderici imaj vurgula
yabilir, yeni bir arzu giderici hedefe dikkatlerini ekebilir, ya da
baka bir yolla etkili olabilir. Bazen ki bunun daha temel ol
duuna kuku yok kiilik kendi bana etkili olur, buna kar
lk fikir nemsiz bir rol oynar. Byk bir insann neden nemli olduu konusunda kendimizi bir an iin belirsiz hisset
meyiz. nsan kitlelerinde, hayranlk duyabilecekleri, nnde eilecekleri, kendilerini ynetecek, hatta kt davranacak bir otoriteye ynelik gl bir ihtiya olduunu biliyoruz. Bireysel

II (B) BYK NSAN

361

insanlarn psikolojisinden, kitlelerdeki bu ihtiyacn kkeninin


ne olduunu biliyoruz. Bu, herkesin ocukluundan itibaren
hissettii baba zlemidir; buradaki baba, destan k a h r a m a n n n
alaa etmekle vnd babayla ayndr. Bu noktada, byk
insan donattmz zelliklerin tamamnn babalk zellikleri
olduunu, zlemle aradmz byk insanlarn znn bu uy
gunlukta yattn anlamaya balayabiliriz. Dncede belirle
yicilik, irade gc ve eylemdeki enerji, baba tablosunun bir
parasdr; ama btn bunlarm da tesinde byk insann zerklii ve bamszl, acmaszla dnebilen ilahi dn
cesizliidir. Kiinin ona hayran olmas, ona gvenmesi gerekir,
ama ondan korkmaktan da kamamaz. Kelimenin zaten kendi
sinden bunu grebilirdik: ocukluktaki byk insan babadan
baka kim olabilir ki?1
Musanm kiiliinde, yoksul Yahudi klelere onun sevgili
ocuklar olduktan gvencesini vermek iin yoksul Yahudi
klelerin zerine atlan insann, gl bir baba prototipi oldu
una kuku yok. Tek, lmsz, her eye kadir bir tanr fikrinin,
ona imanda sadk kaldklan srece onlarla anlama yapmay ve
onlar gzetmeyi vaat edecek kadar deerli bulduu insanlar zerinde yarataca ezici etki de yle. Musa denen adamn ima
jm onun [Musann] tannsnm imajndan ayrdetmeleri herhal
de kolay olmamtr; bu konudaki duygulan da yersiz deildir,
nk Musa kendi kiilik zelliklerini fkeli mizac, acma
szl gibi tannsnm kiiliine de yanstm olabilir. Ve bu
durumda gnn birinde aralarndaki byk insan ldrdlerse,
1 [Almancada "der grosse Mant sadece byk adam deil, aynca uzun adam, ya
da iri adam anlamna da gelir. Burada daha doru bir eviri olan adam yerine
insan kullanmam bir kusur olarak grlebilir, lng. man, Alm."monn, Fr.
homme kelimeleri ift anlamldr (erkek ve insan). Dier btn evirilerde olduu
gibi burda da insan deyiim, biraz da gender free (cinsiyetten bamsz) bir dil
oluturma sevdasndan geliyor. Ancak okurun zellikle burada byk insan byk
adam olarak dnmesinde yarar var. S.B.]

362

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

yaptklar tek ey, yasann da ngrd gibi eski alarda Kut


sal Krala kar ilenen bir suu tekrarlamaktr; ki bildiimiz ka
daryla bu ok daha eski bir prototipe dayanmaktadr.1
Bir yandan byk insan figrnn ilahi boyutlara ulatn
grrken, te yandan da babanm da bir zamanlar bir ocuk ol
duunu hatrlamamz gerekir. Bize gre Musa denen adamn
savunduu byk dini fikir ona ait deildi, Firavun Akhenaten
den alnmt. Din kurucusu olarak bykl tartmasz olan
Akhenaten ise annesi2 araclyla veya baka yollarla Asyann
yakn veya uzak blgelerinden kendisine ulaan ipularn izle
mi olabilir.
Olaylar zincirini daha fazla izleyemeyiz; ama bu ilk admlar
doru grdysek, tektannclk fikri bir boomerang3 gibi kay
nakland lkeye geri dnmtr. Dolaysyla yeni bir fikri
belli bir bireye balamak yararsz gibi gzkmektedir. Geli
mesinde birok kiinin rol ald ve katkda bulunduu aktr.
Yine nedenler zincirini Musada koparmak ve ondan sonra ge
len ve onun fikirlerini devam ettiren Yahudi peygamberlerin
etkisini gz ard etmek de ak bir hakszlk olacaktr. Tektanrclk tohumu Msrda gelime ortam bulamamt. Halk, ar
ve kat dini alaa ettikten sonra ayn ey srailde de olabilir
di. Ama Yahudi halknn iinden srekli olarak, solmaya yz
tutan szl gelenei canlandran, Musann uyanlarn ve is
teklerini tekrarlayan ve bir zamanlar kaybedilen ey tekrar ku
ruluncaya kadar vazgemeyen insanlar kmtr. Yzyllar s
ren kesintisiz abalarla ve son olarak da Babil srgnnden n
ce ve sonrasndaki iki byk reform sayesinde, popler tanr
1Bkz. Frazer, age. [Frazer, 1911c, III. Ksm.]
2 [Bir zamanlar savunulan Akhenaten'in annesi Kralie Tiyre'nin yabanc kkenli oldu
u teorisi, kadnn ebeveynlerinin mezar Thebeste ortaya karldktan sonra terk edilmitir.]
3 [Avustralya yerlileri ve baz Afrikallar tarafmdan silah olarak kullanlan ve atan kiiye
geri dnen tahta bir alet.]

II (B) BYK NSAN

363

Yehovanm, Musann Yahudileri tapnmaya zorlad tanrya


dnm gereklemitir. Ve seilmi halk olma dlne ve
belki de benzeri arlkta dier baz dllere karlk Musa di
ninin ykn omuzlanmaya hazr onca birey ortaya karabil
mesi, bu kitledeki zgn ruhsal bir becerinin varln kantlar.

c
ENTELEKTEL GELME1
halkta kalc ruhsal deimeler yaratmak iin, tann tarafn
dan seildiklerini sylemenin yeterli olmad aktr. nanmalan ve bu inantan sonu karmalan iin bunun onlara u veya
bu yolla kantlanmas da gerekir. Musa dininde Msrdan Hic
ret kant olarak i grmtr; Tann, ya da onun adna Musa, bu
seilmi olma kantndan sz etmekten asl usanmamtr. Bu
olayn ansn korumak iin Passover bayram icat edilmi, daha
dorusu eski bir bayrama bu annn ierii eklenmitir. Yine de
bu sadece bir andr: Hicret sisli bir gemie aittir. Tanr tevec
chnn iaretleri artk kesinlikle enderdir; halkn tarihi daha
ok tevecchszln [gzden dml] gsterir. lkel in
sanlar, kendilerine zafer kazandrmay, mutluluk ve konfor
vermeyi baaramayan tannlarn alaa ediyor, hatta cezalandnyordu. Tarihin her dneminde krallara da tannlarla ayn ekil
de davranlmtr; bylece antik bir zdelik, ortak bir kkten
kaynaklan su yzne kar. rnein ada halklar da yenil
gilerle ve buna bal toprak ve para kayplanyla hkmranlklanmn grkemine glge dt zaman krallarn alaa etme
alkanlna sahiptir. Peki srail halk, tanr kendilerine daha
ok kt davrandka ona neden daha ok boyun emitir? Bu,
u an iin bir yana brakmamz gereken bir sorundur.
Musa H in in in , halka seilmi olma bilincinden tr artan
bir zsaygdan te bir ey kazandnp kazandrmadn irdele
mek bizi cesaretlendirebilir. Gerekten de bir baka etken koB tR

' [Editrlk Notunda da belirtildii gibi bu ksm ilk kez Internationale Zeitschri/t j r
Psychoanalyse und Imago'da (1939, 24, 6-9) ayn bir yaz olarak kmtr. Son
versiyonda dipnotlarla belirtilen bir iki deiiklik yaplmtr.]

II (C) ENTELEKTEL GELME

365

layca bulunabilir. Bu din Yahudilere aynca tannya ilikin Hah


byk bir kavram, daha alakgnll olmak gerekirse, daha
byk bir tann kavram kazandrmtr. Bu tannya inanan her
kes, onun bykln paylam, kendini de yce hissedebilmitir. nanmayan birisi iin bu yeterince ak deildir; ama bir
ayaklanma nedeniyle emniyetsiz olan yabanc bir lkede bir n
gilizin hissettii stnlk duygusuna dikkati ekecek olursak,
bunu anlamak kolaylaabilir; bu, kk bir kara devletinin va
tandalarnda kesinlikle bulunmayan bir duygudur. nk n
giliz, sann teline zarar geldii takdirde devletinin bir sava
gemisi gndereceine gvenir ve asilerin de bunu ok iyi anla
dn bilir; buna karlk kk devletlerin sava gemisi yoktur.
Dolaysyla ngiliz mparatorluunun byklne duyulan gu
rur, bir ngiliz bireyinin yararland daha byk bir gvence
korunma bilincine de dayanmaktadr. Bu da byk bir tann
kavramna benzeyebilir. Ve dnyann idaresinde tannya yardm
etme iddias sz konusu olamayaca iin, tannnn bykl
ne dayanan gurur, onun tarafndan seilmi olmaya dayanan gu
rurla kaynar.
Musa dininin kurallanndan birisi ilk bakta gze gelenden
daha nemlidir. Bu, tanry resmetme [resmini, heykelini yap
ma] yasadr, yani kiinin gremedii bir tannya tapmaya
zorlanmasdr. Musa burada Aten dininin katlnn da tesine
geiyor olabilir. Belki de sadece tutarl olmak istiyordu: bu du
rumda tannsnm ne ad, ne de ekli olacaktr. Belki de bynn
ktye kullanlmasna kar yeni bir nlemdi.1 Ama bu y a s a n
benimsenmesinin derin bir etkisi olacaktr, nk bu, soyut bir
fikir denebilecek eyde duyusal algya tali bir yer verilecei
anlamna geliyordu: bu da zihinselliin [akln] duyusallk kar
snda kazand bir zafer, ya da daha kesin konuacak olursak,

1 [Totem ve Tabu'da (1912-13) bir dipnotta da benzer bir ey sylemiti, bkz. sf. 137, n.]

366

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

olanca zorunlu ruhsal sonularyla birlikte bir igdden vaz


gei demekti.
Bu ilk bakta ak gzkmeyebilir; ve inandrc olabilmesi
iin insan uygarlnn gelimesinde ayn zellie sahip dier
sreleri hatrlamamz gerekir. Bunlar arasnda en eskisi ve
belki de en nemlisi, eski alarn sisleri arkasnda kalmtr.
Bunun artc sonular bizi varln iddia etmeye zorluyor,
lkel insanlarda olduu kadar ocuklarmzda ve nevrotik eri
kinlerde, dncelerin her eye kadirliine inanma olarak ta
nmladmz ruhsal bir olguyla karlarz. Bize gre bu inan,
ruhsal (bu durumda entelektel) edimlerimizin d dnyann
deitirilmesindeki etkisinin abartlmasnda yatmaktadr. Te
melde teknolojimizin ncl olan her trl by bu nermeye
dayanr. Btn szl byler ve bir adm bilinmesine ve telaffu
zuna bal g inanc da buna dayanr. Dncelerin her eye
kadirliinin, entelektel etkinliklerde bylesine olaand bir
ilerlemeyle sonulanan dilin geliimine duyulan gururun bir d
avurumu olduunu dnyoruz. Bylece yeni entelektellik
[aklclk, ruhanilik] dnyas alm ve ierik olarak duyu or
ganlarnn dolaysz alglar olan daha alt dzeyli ruhsal etkinli
in tersine, fikirler, anlar ve karsamalar belirleyici olmutur.
Bunun, insanlama yolundaki en nemli aamalardan birisi ol
duuna kuku yok.
Sonraki bir tarihe rastlayan bir baka sreci ok daha kolay
kavrayabiliriz. Burada girmemiz gerekmeyen ve yeterince bi
linmeyen d etkenlerin etkisiyle anaerkil toplum dzeninin ye
rini, o gne kadar ar basan idari koullarda bir devrim yaratan
ataerkil dzen almtr. Bu devrimin bir yanks, Aeschylusun
Oresteia' snda hl duyulur gibidir.1 Ama anneden babaya bu
yneli buna ek olarak, akim duyusallk karsndaki bir zaferi
ne yani uygarlktaki bir ilerlemeye dikkati eker, nk
annelik duyularla kantlanrken, babalk bir akl yrtmeye ve
1[Bu trilojinin temas, Agamemnonun kans Clytemnestra tarafndan ldrlmesi, inti
kamnn olu Orestes tarafndan alnmas, Orestesin Furies tarafndan izlenmesi, so
nuta da Atinadaki Areopagus Mahkemesi tarafndan yarglanarak aklanmasdr.]

II (C) ENTELEKTEL GELME

367

nermeye dayal bir hipotezdir. Bu yolla duyu algs yerine d


nce srecinin tercih edilmesinin, dev bir adm olduu anla
lmtr.
Deindiim iki olay arasndaki1bir noktada din tarihinde in
celediimiz eye byk bir yaknlk gsteren bir baka olay da
ha vardr. nsanlar, genelde zihinsel [geistige] gleri, yani
duyularla (zellikle de grmeyle) alglanamayan, ancak ak,
gerekten de son derece gl sonular yaratan glerin varl
n kavramaya zorlanmtr. Dildeki kantlara dayanacak olur
sak, havann hareketinin zihinsellie [Geistigkeit] prototip oluturduunu, nk zihnin [zekann, ruhun] [Geist] adn rz
gar flemesinden arimus, spiritus,2 ve branice ruach
(nefes) aldn grrz. Bu da bireylerdeki zihinsel [akli,
entelektel] [geistigen] ilke kadar akln [zihnin, ruhun] [Seele]
da kefine yolamtr. Gzlem, havann hareketini insann ne
fesinde bulunduunu ve lmden sonra ortadan kalktn gs
termitir. Bugn len bir insan son nefesini verir.3 Ama by
lece ruhlar alemi insanlara alr. Doadaki her eye kendilerin
de kefettikleri ruhu atfederler. Dnyanm tamam canldr
[beseelt]; ok daha sonra gelen bilimin, dnyanm bir blmn
ruhundan yoksun brakmak iin epeyce almas gerekmitir;
gerekten de bu grevini bugn bile tamamlam deildir.4
Musanm getirdii yasak tanry daha yksek bir entelekt
ellik derecesine ykseltmi ve tanr fikrinde, aada anlataca
mz dier deiikliklere giden yolu amtr. Ama ilk nce
yasan bir baka sonucunu ele alabiliriz. Entelektellikteki bu
tr ilerlemelerin tamam, bireyin zsaygsnn artmasyla ve gu
rur duymasyla sonulanmtr; ki bu da duyusallm egemenli
i altnda kalan dier insanlar karsnda kendini stn hisset[Yani konumann gelimesiyle anaerkil toplumun sona ermesi arasndaki.]
[Bu blmn orijinal versiyonunda Yunanca rzgar anlamna gelen anemos keli
mesi de yer almaktadr.]
[Kelimesi kelimesine evirirsek, nefesiyle ruhunu dar verir.]
[Bu paragrafn evirisinde zel zorluklar olduu anlalacaktr. Geist sadece zeka,
zihin anlamnda deil aynca ruh, Seele ise ruh ve akl anlamna gelir.]

368

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

meine yol amtr. Bildiimiz gibi Musa, Yahudilere seilmi


halk olmaktan kaynaklanan yceltilmi bir duygu kazandrm
tr. Tanrnn madde olmaktan karlmas da gizli haznelerine
yeni ve deerli bir katkda bulunmutur. Yahudiler entelektel
uralara ynelik eilimlerini korumutur. Ulusun politik talih
sizlii, ellerinde kalan bir varla edebiyata gerek deeri
ni vermeyi retmitir. Titusun Kudsteki Tapma ykma
sndan hemen sonra Rahip Jochanan ben Zakki, Jabnehteki ilk
Torah okulunu amak iin izin istemitir.1O tarihten sonra ora
ya buraya dalan halk bir arada tutan ey, Kutsal Yazlar ve
buna elik eden entelektel ilgi olmutur.
Bu kadar genelde bilinir ve kabul edilir. Yapmak istediim
tek ey buna, Yahudilerin yapsndaki bu tipik gelimenin, Mu
sa'nn tanrya gzle grlr bir klkta taplmasm yasaklama
sndan kaynaklandn eklemekten ibarettir.
Yahudi halknn iki bin yllk yaam boyunca entelektel
abalara verilen stnlk elbette sonu vermitir. Bu, popler
idealin kas gcnn geliimi olduu bir yerde bolca yaanan
acmaszln ve iddetin kontrol altma alnmasna yardm et
mitir. Entelektel ve fiziksel etkinliin gelitirilmesinde Yunan
halknn ulat trden bir uyum, Yahudilerden esirgenmitir.
Bu ikilikte kararlan en azndan daha deerli olan seenekten2
yana olmutur.

1 [Sylendiine gre Kudsten bir tabutla kam ve Kudsn batsnda denize yakn
bir kasabada bir Hukuk (Torah) okulu amak iin Romal generalden izin almtr
(MS. 70).]
2 [Orijinal versiyonunda kltrel adan daha anlaml (nemli) olan seenekten/]

D
GDDEN VAZGE
bir gelimenin ve duyusalln ketlenmesinin, hem bireylerin hem de halkn zsaygsn neden artrd
ak ve hemen anlalr deildir. yle gzkyor ki bu, belli bir
deer standardnn ve bunu savunan bir baka insann veya ku
rumun varln ngrr [gerektirir]. Bir aklama iin gelin,
anlamaya baladmz bireysel psikolojiden benzer bir olay
ele alalm.
nsandaki id erotik veya saldrganca yapdaki igdsel bir
istekte bulunduu zaman, en basit ve en doal ey, hem dn
ce hem de kas aygtm kontrol eden egonun bu istei eylemle
yerine getirmesidir. Ego igdnn bu doyumunu haz olarak
hissederken, doyurulmamasn da kukusuz hazszlk
[honutsuzluk, ac] kayna olarak hisseder. Ama egonun, d
engeller karsnda yani, sz konusu eylemin ego iin ciddi
bir tehlike yaratacan alglamas halinde igdy doyur
maktan geri durduu bir durum ortaya kabilir. Doyumdan bu
ekilde geri durma, d engel nedeniyle bir igdden vazgei
ya da bizim deyiimizle gereklik ilkesine boyun ei hi
de haz verici deildir. Eneji yerdeitirmesi yoluyla igdnn
gc azaltlamad takdirde, igdden vazgei hazszlk ne
deniyle kalc bir gerilim yaratacaktr. Ne var ki igdsel vaz
geme, doru bir ifadeyle isel olarak tanmladmz dier ne
denlerle de sz konusu olabilir. Bir bireyin geliiminde d
dnyadaki ketleyici glerin bir ksm iselletirilir ve ego iin
de, egonun geri kalan iin gzleyici, eletirici ve yasaklayc
olan bir kurum oluur. Bu yeni kuruma sperego deriz. Bundan
sonra ego, idin istedii igdsel doyumlar eyleme aktarmadan

E n t e l e k t e l l ik t e k i

370

M USA VE TEKTANRICILIK (III)

nce sadece d tehlikeleri deil, aynca speregonun itirazlarn


da dikkate almak zorunda kalacak ve igdnn doyumundan
kanmak iin daha ok gereke bulacaktr. Ama d nedenlere
dayal igdsel vazgeijn sadece hazszlk [honutsuzluk] iermesine karlk, speregoya uyularak isel nedenlerle yapl
d zaman farkl bir ekonomik sonu yaratr. Kanlmaz ho
nutsuzluk sonularna ek olarak, egoya bir tr haz da verir, bu
deyi yerindeyse ikme bir doyumdur. Ego kendini ycelmi
hisseder; sanki deerli bir baarym gibi igdsel vazgeile
gurur duyar. Bu haz mekanizmasn anlayabileceimize inan
yorum. Sperego, yaamnn ilk dnemlerinde hareketlerini
gzleyen ebeveynlerinin (ve eitimcilerinin) varisi ve temsilci
sidir; onlarn ilevlerini neredeyse aynen devam ettirir. Egoyu
kalc bir bamllk durumunda tutar ve sabit bir bask uygular.
Tpk ocuklukta olduu gibi, ego da stn efendisinin sevgisi
ni riske atmaktan korkar; onayn kurtulu ve doyum, sulama
larn ise vicdan azab olarak hisseder. Ego, igdsel vazgei
yoluyla speregoya kurbann verirken, ondan daha ok sevgi
alarak dllendirilmeyi bekler. Bu sevgiyi hakketmi olma bi
linci, gurur olarak hissedilir. Otoritenin sperego olarak henz
isellemedii dnemde ayn iliki sevgiyi kaybetme tehlikesi
ile igdsel beklentiler arasnda olabilirdi: kii, ebeveynlerinin
sevgisini kazanma uruna bir igdden vazgetii zaman, bir
gvenlik ve doyum duygusu yaar. Ama otorite egonun bir
ksmna dntkten sonra bu mutlu duygu sadece zgn, nar
sistik bir gurur zellii kazanabilir.
gdsel vazgeiten kaynaklanan bu doyuma ilikin ak
lamann, incelemek istediimiz sreci entelektellikteki iler
lemenin zsaygy artrmasn anlamamza ne gibi bir yardm
olabilir? ok az gibi gzkyor. Koullar olduka farkldr.
gdsel bir vazgei de, uruna zveri yaplacak ikinci bir ahs
veya kurum da sz konusu deildir. Bu son iddia konusunda
kuku duymakta gecikmeyeceiz. Uruna igdden vazgei

II (D) GDDEN VAZGE

371

len otoritenin byk insan olduu sylenebilir; ve byk insan


da babaya benzerlii temelinde etkili olduu iin, Grup Psiko
lo jisin i sperego rolnn ona dtn grmek bizi art
maz. Dolaysyla bu, Yahudi halkyla ilikili olarak Musa denen
adam iin de geerlidir. Ama dier noktada uygun bir benzerlik
kurulamaz. Entelektel bir ilerleme, dolaysz duyu alglar kar
snda daha yksek entelektel sreler yani anlar, dn
celer ve akl yrtmeler olarak bilinen eyin tercih edilme
sinden oluur. Bu rnein annelik gibi dorudan duyularla kantlanamasa da, babaln annelikten daha nemli olduuna, bu
nedenle ocuun babasnn adn tamas ve onun varisi olmas
gerektiine karar vermek anlamna gelir. Ya da frtna veya ruh
gibi gzle grnmese de tanrmzn en byk ve en gl tanr
olduunu syler. Cinsel veya saldrganca bir igdsel istein
inkar bundan ok farkl bir ey gibi gzkr. Dahas, entelek
tel bir ilerleme rnein ataerkilliin zaferi durumunda
yce olarak deerlendirilmesi gereken standard getiren otorite
yi gsteremeyiz. Bu durumda bu baba olamaz, nk o sadece
ilerlemenin kendisiyle bir otorite katna kmtr. Dolaysyla
insanln geliimi iinde entelektelliin giderek duyusall
ezmesi ve insanlarn bu trden her ilerlemeyle gurur ve ycelik
duymalar gibi bir olguyla kar karyayz. Ama bunun neden
byle olduunu syleyemiyoruz. Daha sonra, inan gibi art
c duygusal bir olgunun entelektellii ezip getiini grrz.
Burada nl credo quia absrdm* szyle ve bu adan bu
nu stn bir baar olarak gerekletirenlerle bir kez daha kar
larz. Belki de btn bu ruhsal durumlardaki ortak e baka
bir eydir. Belki de insanlar ksaca daha zor olan daha yce g
ryor ve belki de gururlan stesinden gelinen bir zorluun bi
linciyle glenen narsizmleridir.

1[nanyorum nk sama.]

372

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

Bunlar elbette pek de verimli olmayan varsaymlar; ve Ya


hudi halknn yapsn belirleyen eye ilikin incelememizle hi
bir ilgileri olmad dnlebilir. Bu sadece bizim avantajm
za olur; ama daha sonra daha ok ilgi uyandracak bir olgu, so
runumuzla belli bir ilikisi olduunu gsterir. Tanry tasvir ya
sayla balayan din, yzyllarn ak iinde giderek daha ok
igdsel vazgeilerin dini olur. Bu, bu dinin cinsel perhiz ge
rektirmesi deildir; cinsel zgrln belirgin lde kstlan
masyla yetinir. Ancak tanr cinsellikten tamamen uzaklatrlr
ve ahlaki kusursuzluk ideali katma karlr. Ama ahlak, ig
dnn snrlanmasdr. Peygamberler, tanrnn halkndan adil ve
erdemli bir yaamdan yani, bugnk ahlakmzla bile kt
olarak deerlendirdiimiz her trl igdsel doyumdan uzak
durmaktan baka bir ey beklemediini sylemekten asl usanmamtr. Ona inanma beklentisi bile bu ahlaki gereklerin
ciddiyetine kyasla tali bir neme sahip gibidir. yle gzkyor
ki ilk bakta ak olmasa da igdsel vazgei bu yolla dinde
barol oynamaktadr.
Ne var ki bir yanl anlamadan kanmak iin burada araya
bir ey sokmam gerekiyor. gdsel vazgei ve buna dayal
ahlak, dinin temel ieriini oluturuyor gibi gzkmese de, k
ken asndan bununla ok yakndan ilikilidir. Dinin grebildi
imiz en eski biimi olan Totemizm, igdsel vazgeilerden
totem hayvann ldrme veya yaralama yasa ieren toteme
tapnmadan; devlilikten, yani grup iinde tutkuyla arzulanan
annelerden ve kz kardelerden vazgeiten; kardeler ittifak
nn btn yelerine eit haklar verilmesinden, yani aralarndaki
iddetli rekabet eilimini kstlamaktan baka bir anlam ol
mayan vazgeilmez bir dizi kural ve yasaktan oluan bir sis
temdir. Bu dzenlemelerde, ahlaki ve toplumsal bir dzenin ilk
balanglar grlr. Burada iki farkl gdnn ibanda ol
duu gzmzden kamaz. lk iki yasak, tahtndan indirilen ba
badan yana etkili olur: deyi yerindeyse onun vasiyetini yerine

II (D) GDDEN VAZGE

373

getirir. nc emir ittifak halindeki biraderlere eit haklar


verilmesi babann vasiyetini dlar; bu, babann alaa edili
ini izleyen yeni dzenin srekliliini salama zorunluluu te
meline oturtulmutur. Aksi takdirde eski duruma dn ka
nlmaz olacaktr. Burada toplumsal emirler [kurallar], dorudan
dini balamdan kt sylenebilecek kurallardan farkllk
gsterir.
Olaylardaki bu akn temel ksm, insan bireyinin gelii
minde zet olarak tekrarlanr. Burada da bireyin igdden
vazgemesini gerektiren ve neye izin verilip neyin yasaklana
cana karar veren ocuun ebeveynlerinin znde cezalan
drma gcyle onu tehdit eden otokratik babanm otoritesidir.
Daha sonra ebeveynlerin yerini sperego ve toplum ald za
man, ocukta iyi davran veya muzrlk olarak adlandrlan
ey, imdi iyi ve kt, ya da erdemli veya aalk ola
rak deerlendirilir. Ama bu her zaman ayn eydir: babann ye
rini alan ve varln srdren otoritenin basks altnda igd
den vazgeme.
Kutsallk kavramn incelediimiz zaman bu keifler yeni bir
derinlik kazanr. ok deer verdiimiz ve nemli bulduumuz
dier eylere tercihen bize gerekten kutsal gibi gelen eyler
nelerdir?1 Bir yandan, kutsalln dini olan eylerle balants
kesindir. Bunda abartl olarak srar edilir: dini olan her ey kut
saldr, din kutsalln zdr. te yandan, kutsallk zelliini
dinle pek ilgisi olmayan dier onca eye insanlara, kuramla
ra, ilevlere uygulama abalan bilincimizi rahatsz eder. Bu
abalar ak, kastl amalara hizmet eder. Gelin, kutsalla s
kca bal olan yasaklama zelliiyle ie balayalm. Kutsal olanm, dokunulamaz olduu aktr. Kutsal bir yasan, gl bir
1 [Burada kutsal olarak evrilen heilig kelimesi Freud tarafndan uygar cinsel ah
lak (1908d) konulu makalesinde (FD., 13) biraz farkl ele alnyor. Bu kelime ayr
ca konunun daha geni alardan ele alnd Uygarlk ve Honutsuzluklarn i
(1930a) (FD., 13) insanlar iin de azizlik anlamnda kullanlyor.]

374

M USA VE TEKTANRICILIK (III)

duygusal rengi vardr, ama aslmda ussal bir temele dayanmaz.


Yoksa rnein kiinin kzyla veya kz kardeiyle ensesti neden
zellikle bylesine ar dier cinsel ilikilerden ok daha
kt bir su olsun ki?1 Ussal bir temel sorduumuz zaman
elbette btn duygularmzn buna bakaldrd sylenecektir.
Ama bu da sadece insanlarn yasa kendi iinde ak bir ey
gibi grdkleri ve temelini bilmedikleri anlamna gelir.
Byle bir aklamann bounalm gstermek kolaydr. En
kutsal duygularmz yaralad sylenen ey Eski Msrllarn
egemen ailelerinde ve dier eski toplumlarda evrensel bir gele
nekti, dei yerindeyse kutsal bir uygulamayd. Bir Firavunun,
ilk ve asl kars olarak kendi kz kardeini almas kendi iinde
doal bir olayd; Firavunlarn sonraki varisleri, yani Yunan
Ptolemler2 de bu modeli uygulamakta bir an tereddt etmemi
tir. Ensestin eldeki olayda kardeler arasndaki ensestin
sradan lmllere ok grlen, ama tanrnn temsilcileri olarak
krallara bahedilen bir ayrcalk olduunu grmeye zorlanrz;
ayn ekilde, Yunan ve Alman destanlarnn dnyasnda bu tr
ensest ilikilerine kar hibir itiraz ykselmemitir. Aristokra
simizde doum eitlii konusundaki dikkatli srarn bu antik ay
rcaln bir kalnts olduu dnlebilir ve en yksek toplum
sal katmanda kuaklar boyu uygulanan aile ii evliliin sonucu
olarak Avrupann bugne kadar sadece bir veya iki aile tara
fndan ynetildii gsterilebilir.
Tanrlar, krallar ve kahramanlar arasndaki ensest ilikileri
nin kantlar, ensest korkusunu biyolojik olarak aklamaya ve
aile [tr] ii iftlemenin zararna ilikin bulank bilgiye dayan
drmaya alan baka bir giriimi ele almamza da yardm eder.
lkel halklarn bunu anlam ve tepki vermi olmas bir yana,
1[Ensest Korkusu, Totem ve Tabu'daki ilk denemenin konusudur.]
2 [M. 323-30 yllan arasndaki dnemde Msr, Yunanl komutan ve generaller tarafn
dan ynetilmitir. Bu dnemdeki Yunan hanedanlnn yeleri de ilk general Ptolemy
Iin adyla anlmaktadr. S.B.]

II (D) GDDEN VAZGE

375

aile ii iftlemenin herhangi bir tehlikesi olduu bile kesin de


ildir.1 zin verilen ve yasaklanan akrabalk derecelerinin tan
mndaki belirsizlik de ensest korkusunun nihai temelinin doal
bir duygu olduu hipotezini desteklemekten uzaktr.
Tarih ncesine ilikin yorumumuz bizi baka bir aklamaya
zorlamaktadr. Negatif davurumu ensest korkusu olan devlilik kural, baba vasiyetinin bir rndr ve bu vasiyet baba ala
a edildikten sonra yerine getirilmitir. Duygusal renginin g
c ve buna ussal bir temel bulunamay yani kutsall bu
radan kaynaklanr. Dier btn kutsal yasak olaylar zerindeki
bir incelemenin de ensest korkusundakiyle ayn sonuca yol a
masn rahatlkla bekleriz: kutsal olan ey, balangta ilk baba
nn vasiyetinin [iradesinin] bir devamndan, uzantsndan baka
bir ey deildir. Bu, kutsallk kavramn ifade eden kelimeler
deki imdiye kadar anlalmayan ikirciklie de k tutar. Bu,
genelde babayla olan ilikide ar basan bir ikircikliktir.
[Latince] sacer kelimesi sadece kutsal, ulvi anlamna de
il, ayrca ancak aalk, rezil, iren olarak evrilebilecek
bir anlama da gelir (rnein auri sacra fames2 Ama babann
vasiyeti [iradesi] sadece derin bir saygyla karlanmas gereken
dokunulmaz bir ey deildir, aynca ac verici bir igdsel
vazgei gerektirdii iin karsnda korkudan titremlen bir
eydir. Musanm snnet geleneiyle halkn kutsallatrdn
sylemitik; bu iddiann derin anlamn imdi anlyoruz. Sn
net, ilk babann gcnn doruundayken oullarna uygulad
1 [Bugnk biyoloji ve tp bilgileriyle buna kesin gzyle bakldn hatrlatmakta yarar
var. Eer ailede kaltmsal sakatlklar, hastalklar ve bozukluklar varsa aile ii evlilik
(bizde akraba evlilii denen ey) doanlann hasta, sakat, vb. olma riskini artracaktr.
Ama eer yoksa byle bir risk de sz konusu deildir. Bu anlamda aile [tr] ii evlil iin yozlatrc bir etkisi olduu sylenebilir. Yinede bu bulgunun, Freudun tezlerine
kar bir sav olmadn eletiri noktalarndan birisi bu olsa bile belirtmek gerek.
S.B.]
2 [Lanetlik altn tutkusu. Virgil, Aeneid, VI, 816. Bkz. lkel Kelimelerin Kart An
lamlan (1910e).]

376

M USA VE TEKTANRICILIK (III)

idiin sembolik ikmesidir; ve bu sembol kabul eden kii bu


nunla, ondan en ac verici zveriyi istese bile, babann iradesine
boyun emeye hazr olduunu gsteriyordu.
Ahlak konusuna dnecek olursak sonu olarak kurallarndan
bazlarnn, birey karsnda toplumun, toplum karsnda bi
reylerin ve bir birey karsnda bir baka bireyin haklarn be
lirleme zorunluluuyla ussal bir temel kazandn syleyebili
riz. Ama ahlak konusunda bize bu kadar ihtiaml, bu kadar es
rarengiz, bu kadar mistik ve kendi iinde ak gzken ey bu
zelliklerini dinle, babann iradesindeki kkeniyle balantsna
borludur.

E
DNDEK GEREK
bir varla inanan sorgucular bizim gibi inanc kt in
sanlara ne kadar imrenilesi gelir! Bu byk Ruh iin dnya hi
bir sorun karmaz, nk btn kunmlanyla dnyay yaratan
odur. Zar zor elimizden gelen onca zahmetli, nemsiz, blk
prk aklama abalarna kyasla inananlarn doktrinleri ne
kadar da kapsaml, derin ve kesin! Ahlaki kusursuzluun ideali
olan o ilahi Ruh, insanlarn iine hem bu ideale ilikin bilgiyi,
hem de buna ulama gdsn alamtr. Bu insanlar yce ve
soylu olan da, aa ve aalk olan da annda alglar. Duygu
sal yaamlar belli bir anda bu idealden ne kadar uzak oldukla
rna baldr. Buna yaklatklar deyi yerindeyse en yakn
olduklar noktada byk doyum hissederler; buna karlk en
uzak noktada, yani idealden uzaklatklar zaman ar honut
suzluk gibi bir cezaya arptrlrlar. Btn bunlar ylesine basit,
ylesine sarslmaz bir ekilde belirlenmitir ki! Elimizden, ya
amdaki baz deneyimlerin ve gzlemlerin, bu trden bir stn

st n

II (E) DNDEK GEREK

377

Varlk nermesini kabul etmemizi imknszlatrd iin znt duymaktan bakas gelmez. Sanki dnyada yeterince bil
mece yokmu gibi, bu insanlann nasl olup da lahi Varlk inancn kazandklarn ve bu inancn mant ve bilimi1 ezip
geen bu byk gc nereden aldn anlamak gibi yeni bir so
run icat ederiz.
Gelin, u ana de kafamz kurcalayan alakgnll sorunu
muza dnelim. Yahudi halknn, belki de bugne kadar ayakta
kalabilmelerini salayan zgn kiiliinin kkenini aklamak
istemitik. Musa denen adamn, onlara zsayglarn kendilerini
dier btn halklardan stn hissetmelerine yol aacak kadar
artran bir din vererek bu kiilik yapsn kazanmalarn salad
n grmtk. Ondan sonra bakalarndan uzak kalarak var
lklarm korumulardr. Kan karmlar buna pek engel olma
mtr, nk onlan bir arada tutan ey ideal bir etkendir, belli
bir entelektel ve duygusal zenginliin ortaklaa paylamdr.
Musa dini bu sonuca yol amtr nk (1) halkm, yeni bir tann fikrinin grkemini paylamasn mmkn klm, (2) bu hal
km, bu byk tanr tarafmdan seildiini ve ltfunun kantlarm
mutlaka greceklerini iddia etmi ve (3) halk, kendi iinde nemli olmasna ek olarak, entelektel almann takdir edilme
sine ve igdden daha ileri dzeyde vazgeilmesine yol aan
bir entelektel ilerlemeye zorlamtr.
Vardmz nokta budur. Ve bundan geri adm atmak iste
mesek de, bunun yle veya byle yetersiz olduu gereini
kendimizden saklayamayz. Deyi yerindeyse nedenle sonu
elemiyor; aklama isteimizin derecesi, aklamakta kullan
dmz her eyden farkl gzkyor. u ana dek yaptmz
tm incelemeler, gdlenimin tamamm deil de sadece yzey
sel bir katmann ortaya karm ve bunun arkasnda kefedil
meyi bekleyen bir dier ok nemli etken yatyor olabilir mi?
' [Mephistophelesin ironik bir szne gnderme, Faust, Ksm I, Sahne 4.]

378

M USA VE TEKT ANRICILIK (III)

Yaamdaki ve tarihteki her trl nedensellii olaand karma


kl asndan byle bir ey beklenir.
nceki tartmalarn belli bir noktasnda daha derindeki g
dlenime eriim kaps alm gibidir. Musa dini meyvelerini
dorudan deil, dikkate deer lde dolayl bir tarzda vermi
tir. Bu da sadece bu etkenin balangta etkili olmad, tam et
kisini gstermesi iin yzyllarca sren uzunca bir zaman ge
rektii anlamna gelmez, nk bir halkn kiilik yapsnn be
lirlenii sz konusu olduunda bu kendi iinde aktr. Ama bu
kstlama, Yahudi dininin tarihinden kardmz ya da diler
seniz buna eklediimiz deyin bir olguyla ilgilidir. Yahudi
halknn bir sre sonra Musa dinini bir kez daha reddettiini
sylemitik; ancak tamamen mi reddettiklerini yoksa baz ku
rallarn koruduklarn m tahmin edemeyiz. Canaann zapt edildii ve yerli halklarla mcadelenin devam ettii uzun d
nemde Yehova dininin znde dier Baalimlere [yerel tanrla
ra] tapnmadan farkl olmadn varsayarsak, bu utandrc du
rumu gizlemeye ynelik sonraki onca kastl abaya ramen,
tarihsel bir zemine oturmu oluruz.
Ne var ki Musa dini iz brakmadan ortadan kalkmamtr.
Bulank, arptlm, belki de eski kaytlarla rahiplik kastnn
yeleri arasnda desteklenen anlar varln korumutur. B
yk gemie ilikin ite bu szl gelenek sanki alttan alta ile
yiini srdrm, insanlarn kafasnda giderek daha ok yer et
mi ve sonunda tanr Yehovay Musa tanrsna dntrmeyi
ve yzyllar nce getirilen ve terk edilen Musa dinini yeniden
canlandrmay baarmtr.
Bu almann nceki ksmlarnda [I. Blm, C, D ve E k
smlarnda] bu tr bir gelenee ulaldn grebildiimiz tak
dirde bundan ne gibi kanlmaz sonularn kacan tart
mtk.

II (F) BASTIRILAN M ALZEM ENN DN

379

F
BASTIRILAN MALZEMENN DN
yaam zerindeki analitik incelemeler sayesinde
bildklerimize benzer ok sayda sre vardr. Bunlardan bazlar
patolojik olarak tanmlanrken, dierleri normal olaylarn eit
lilii arasnda saylr. Ama bu pek nemli deil, nk ikisi ara
sndaki snr ok da keskin deildir, mekanizmalar byk l
de ayndr ve sz konusu deimelerin egonun kendisinde mi
gerekletii yoksa egoya yabanc m geldii ki bu durumda
semptom olarak tanmlanr ok daha nemlidir.
nmzdeki malzeme ynndan ilk nce kiiliin gelime
siyle ilgili baz olaylar seeceim. rnein annesine kararl bir
kartlk durumuna ulaan bir kz ele alalm. Annesinde olma
dn grd btn zellikleri gelitirmi ve annesini hatrla
tan her eyden kanmtr. Buna, her kz ocuu gibi onun da
ocukluunda annesiyle zdeletiini ve imdi buna inatla
bakaldrdn ekleyebiliriz. Ama bu kz evlenip de kendisi bir
e ve anne olunca, o kadar dman olduu annesine giderek da
ha ok benzediini, sonunda at anne zdeiminin amaz bir
ekilde yeniden kurulduunu grmek bizi artmaz. Ayn ey
erkek ocuklarda da olur; dehahk dneminde inat ve bilgi
babasna tepeden bakan byk Goethe bile yallnda babas
nn kiiliinin bir paras olan kiilik zellikleri gelitirmitir.
ki kiilik arasmdaki tezatn daha keskin olduu durumlarda
sonu ok daha arpc olabilir. Deersiz bir babann yannda
yetien gen bir adam, babasna inat becerikli, gvenilir ve onurlu bir kii olma yolunda ie koyulur. Yaamnn en verimli
anda kiilii tersine dner ve ondan sonra sanki ayn babay
model alm gibi davranr. Temamzla balantsn karmamak
iin, bu tr olaylarn balangcnda ilk ocukluk dneminde her
zaman iin babayla zdeimin sz konusu olduunu unutma
mamz gerekir. Bu daha sonra reddedilir, hatta an dengelenir,
ama sonunda tekrar ortaya kar.
R u h sa l

380

M USA VE TEKT ANRICILIK (III)

Kiinin ilk be yana kadarki yaantlarnn, yaamnda son


raki hibir eyin direnemeyecei belirleyici bir etki yaratt ar
tk sradan bir bilgi olmutur. Bu ilk izlenimlerin yaamn daha
olgun dnemlerindeki etkilere kar varlklarn nasl koruduk
lar konusunda bilmeye deer ok ey sylenebilir; ancak bu
nun elimizdeki konuyla ilgisi yoktur. Ne var ki en gl zorla
yc etkinin, ocuu, ruhsal aygtn henz tamamen alc olma
dn dndmz bir dnemde ald izlenimlerden kay
nakland pek bilinmiyor olabilir. Olgunun kendisi kuku g
trmez; ama ylesine artcdr ki daha sonra resme baslabilen bir fotoraf filmiyle kyaslamamz bu olguyu daha anlalr
klabilir. Yine de bu rahatsz edici kefimizin, airlere zg ce
saretle hayal gc geni bir yazar tarafndan alglandn sy
lemekten memnunluk duyarm. E. T. A. Hoffmann, yaratc ya
zlarnda kulland zengin figrleri, daha anne memesindeki
bir bebekken bir posta arabasnda yapt birka haftalk bir
yolculuk srasnda yaad deien imajlara ve izlenimlere
balyor. ocuklarn iki yanda yaayp da anlamad eyle
rin, ryalar dnda hatrlanmas gerekmez; bunlar sadece
psikanalitik tedavi yoluyla bilinebilir. Ama bu daha sonra sap
lantl drtlerle yaama dnecek, kiinin eylemlerini kontrol
edecek, holanp holanmadklarn belirleyecek ve sk sk da
birok durumda ussal bir temel bulmak mmkn olmayan sevgi
nesnesi seimini belirleyecektir. Bu olgularn sorunumuzla
ilikilendii iki nokta gzden kamayacaktr.
Birincisi, burada gerekten belirleyici rnein bu ocuk
luk yaantlarnda bilinsiz olarak snflandrdmz zel
bellek durumunda olduu anlalan sz konusu dnemin uzakldr.1Burada, halkn ruhsal yaamnda gelenee [folklora]
atfetmeye altmz durumla bir analoji bulmay bekliyoruz.

1 Burada da bir aire sz verebiliriz. Balln aklamak iin yle diyor: Ach, du
warst in abgelebten Zeiten meine Schwester der meine Frau. [Kelimesi kelimesine:
Ah, bundan nceki hayatmda en benim kz kardeim veya kanmdn. Goethenin
Charlotte von Steine adad bir iirden: Warum gabt du uns die tiefen Blicke.]

II (F) BASTIRILAN MALZEMENN DN

3 81

Kukusuz, bilind fikrini Grup Psikolojisine sokmak kolay


olmamtr.
[kincisi], nevrozlarn oluumuna yol aan mekanizmalar, aradmz olgulara srekli katkda bulunur. Burada da belirleyi
ci olaylar ilk ocukluk yllarnda ba gsterir, ancak burada
vurgu zaman zerinde deil, olaya karlk veren sre, yani olaya gsterilen tepki zerinedir. Bunu ematik olarak aklaya
biliriz. Yaantnn sonucunda doyum gerektiren igdsel bir
istek ortaya kar. Ego, istein iddetiyle fel olduu, ya da
tehlike olarak alglad iin doyumu reddeder. Bunlardan ilki
daha temeldir; her ikisi de bir tehlike durumundan kanmaya
edeerdedir.1 Ego, bastrma yoluyla tehlikeden kaar. gd
sel drt bir ekilde ketlenir, elik eden alglar, dnceler ve
tetikleyici neden unutulur. Ama srecin sonu bu deildir: ig
d ya gcn korur, ya yeniden toparlar, ya da yeni bir
tetikleyici nedenle tekrar uyanr. Daha sonra isteini tekrarlar
ve bastrma izi diyebileceimiz ey normal doyum yolunu ka
pal tuttuu iin, zayf bir noktada ikme doyum olarak bilinen
ve egonun tanmad, anlamad bir semptom eklinde ortaya
kan baka bir yol bulur. Dolaysyla semptom oluumundaki
btn olgular, bastrlan malzemenin dn olarak aklana
bilir.2 Ne var ki bunlarn ayrdedici zellii, orijinale kyasla
dnen malzemenin tabi tutulduu kapsaml arptmadr. Bu son
olgular grubunun bizi gelenekle [folklorla] benzerlikten ok uzaklatrd dnlebilir. Ama eer bizi igdden vazgeme
sorunlarna yaklatrdysa bundan znt duymamamz gerekir.

1[Tehlike dunmlan iin bkz. Ketlemeler, Semptomlar ve Kayg (1926d), FD., 11.]
2 [Bu terim ve kavram, Freudun 1890-1900 arasndaki ilk psikanaliz yazlan dnemine
dek uzanmaktadr.]

G
TARHSEL GEREK
bu dolayl psikolojik incelemelere, Musa dininin Yahudi
halk zerindeki etkisini sadece bir gelenek [folklor] olarak ger
ekletirdii savn daha inandrc klmak iin kalktk. Belli
bir ihtimal derecesinden te bir ey baamam olabiliriz. Ama
bunu kesin anlamda kantlamay baardmz varsayalm. Bu
durumda bile sadece istenen eyin nicel deil, nitel etkenini
karladmz izlenimi varln korur. Yahudi dini de dahil
olmak zere her dinin kkeniyle ilgili her eyde bir ihtiam un
suru vardr; u ana dek verdiimiz aklamalar bununla ak
maz. Benzeri ve ayn trden bir ey bulunmayan, esiz, dinin
kendisiyle ayn dereceden baka bir etken sz konusu olmal.
Gelin konuya kar ynden yaklamay deneyelim. lkel in
sann, evrenin yaratcs, klannn efi, kiisel koruyucusu ola
rak bir tanrya nasl ihtiya duyduunu anlyoruz. Bu tanr, ge
lenein syleyecek eyler bulabildii [klann] len babalarnn
arkasnda konum alr. Sonraki alarn, yani gnmzn insan
da ayn ekilde davranr. O da erikin olduu zaman bile ocuk
su kalr, korunma ihtiyac duyar; tanrnn destei olmakszn
yapamayacana inanr. Bi kadar su gtrmez. Ama neden sa
dece bir tanr olmas gerektiini, neden henoteizmden1tektanrcla geiin ezici bir nem kazandn anlamak kolay deil
dir. Daha nce de akladmz gibi, inanann tanrsnn b
ykln paylatna kuku yok; bu tanr ne kadar bykse,
B tn

1 [Bu kelimenin tanm pek net deildir. Kendine ait belli bir tanrs olan bir toplum inanc anlamnda kullanlmasna karlk, belli bir tannnn dier tanrlardan oluan bir
hiyerarideki egemenlii inanc anlamnda da kullanlmaktadr. Hi bir durumda bu
inan, sz konusu tannnn tek tann olduu anlamna gelmez.]

II (G) TARHSEL GEREK

383

sunabildii koruma da o kadar gvenilirdir. Ama bir tanrnn


gc, zorunlu olarak onun tek tanr olduu anlamna gelmez.
Birok halk, kendisinden aa olan dier tanrlar ynetmesi
halinde bunu sadece kendi ba tanrlarnn yceltilmesi olarak
deerlendirmi ve onun yan sra baka tanrlarn olmas halinde
bunun o tanrnn bykln azalttn dnmemitir. Ku
kusuz, bu tanrnm evrensellemesi ve btn lkeleri ve halkla
rn kendi korumas altna almas, bir yaknlk zverisi anlamna
da gelmektedir. Sanki kii kendi tanrsn yabanclarla paylayormu da onun tarafndan tercih edilmesi kouluyla bunu dengeliyormu gibi. Tekil bir tann fikrinin kendi iinde entelektel
bir ilerleme anlamna geldiini de syleyebiliriz, ancak bu
noktaya byk bir deer vermek mmkn deildir.
Ne var ki dindar kiiler gdlenimdeki bu ak boluu nasl
dolduracaklarn bilmektedir. Tek tanr fikrinin insanlarda bylesine ezici bir etki yarattn, nk uzun sre gizlenen ve so
nunda a kavuarak herkesi srkleyen lmsz gerein
[hakikatin] bir paras olduunu sylerler. Bu tr bir etkenin, en
azndan hem konunun hem de sonucun iddetiyle elenen bir
ey olduunu kabul etmemiz gerek.
Biz de bu zm kabul etmek isterdik. Ama iimizde bir
kuku uyanr. Dindarn sav iyimser ve idealistik nermelere
dayanr. Dier balamlarda, insan zekasnn geree [hakikate]
ynelik zellikle ince bir yetenei bulunduunu, ya da insan
aklnn hakikati grmeye zel bir eilimi olduunu kantlamak
mmkn olmamtr. Tersine, zekamzn herhangi bir uyarda
bulunmakszn kolayca yoldan ktn, gerei dikkate almak
szn en kolay inandmz eyin, arzu giderici yanlsamalarm
za karlk gelen eyler olduunu grrz. Bu nedenle anla
mamza bir ekince kayd koymamz gerekir. Biz de dindar
zmn gerei ama nesnel gerei deil, tarihsel gerei
ierdiine inanyoruz. Buna karlk biz de bu gerein tabi tu
tulduu belli bir arptmay dzeltme hakkn kendimizde gr

384

M USA VE TEKT ANRICILIK (III)

yoruz. Yani, bugn tekil, byk bir tanr olduuna deil, eski
alarda o dnemde mutlaka devasa gzkecek olan ve daha
sonra insanlarn anlarnda tann katna kanlm olarak geri
dnen tekil bir insann varlna inanyoruz.
Musa dininin balangta reddedilip ksmen unutulduunu
ve daha sonra gelenek [szl gelenek] olarak tekrar ortaya k
tn varsaymtk. imdi ise bu srecin ikinci kez tekrarland
n varsayyoruz. Musa halkna tekil bir tanr fikrini empoze
ederken yapt ey bir yenilik deil, insanlann bilinli belle
inden uzun sre nce kaybolmu olan eski a insan ailesin
deki bir yaantnn yeniden canlandrlmasyd. Ama bu ylesi
ne nemli olmu ve insan yaammda ylesine derin deimeler
yaratm ya da hazrlamtr ki, bunun, insan aklnda szl ge
lenekle kyaslanabilecek kalc izler braktna inanmaktan ka
amayz.
Bireylerin psikanalizinden, henz yeni yeni konumaya
baladklar bir dnemde edindikleri ilk izlenimlerinin, bilin
dzeyinde hatrlanmasalar da u veya bu dnemde zorlanml
yapda sonular yarattklarn biliyoruz. nsanln tam am nn
ilk deneyimleri iin de ayn varsaymda bulunmaya hakkmz
olduuna inanyoruz. Bu sonulardan birisi, tekil bir byk tan
r fikrinin ortaya k olacaktr; bu, arptlm da olsa, tama
men geerli bir bellek [an] olarak kabul edilmesi gereken bir
fikirdir. Bu tr bir fikir de zorlanml bir yapya sahiptir: buna
inanmak gerekir. arptlm olduu lde bir kuruntu olarak
tanmlanabilir; gemiin geri dn anlamna geldii lde
de gerek olarak adlandrlmas gerekir. Psikiyatrik kuruntular
da kk bir doruluk krnts ierir; ve hastann inanc bu
doruluk krntsndan kuruntulu ieriine yaylr.1
1 [Bu son cmledeki dnce Gndelik Yafamn Psikopatolojisi'nde (1901b) (FD., 6,
318 ve n.2) ve Gradiva'da (1907a) benzer terimlerle ifade edilmitir. Konu
Kskanlktaki, Paranoyadaki ve Ecinsellikteki Baz Nevrotik Mekanizmalar
(1922b) balkl makalesinin B Blmnde (FD., 11) ok daha derinlemesine ince(Devam var...)

II (G) TARHSEL GEREK

385

Bundan sonras, [mevcut denemenin] I. Ksmndaki tart


malarn biraz deitirilmi zet bir tekrardr.
1912 ylnda Totem ve Tabu'da antik durumu yeniden can
landrmaya altm ve bu sonular elde ettim. Bunu yaparken,
Darwin, Atkinson ve zellikle de Robertson Smith tarafndan
ortaya atlan teorik grlerden bazlarndan yararlandm ve
bunlar psikanalizden elde edilen bulgularla ve belirtilerle bir
letirdim. Danvinden, insanlarn balangta btn kadnlara el
koyan ve kendi oullar da dahil olmak zere gen erkekleri ce
zalandran veya gruptan uzaklatran yal bir erkein despotik
ynetimi altndaki kk kabileler halinde yaad hipotezini
aldm. Atkinsondan, bu aklamann devam olarak bu ataerkil
sistemin, babalarna kar birleen, onu alaa eden ve ortakla
a yiyen oullarm bir isyanyla noktaland grn aldm.
Robertson Smithin totem teorisine dayanarak, baba kabilesinin
yerini totemik karde klannn aldn varsaydm. Zafer kaza
nan erkek kardeler, birbirleriyle bar iinde yaayabilmek iin
uurlarna babalarn ldrdkleri kadnlardan vazgeerek devlilik kuraln getirmilerdir. Babann erki yklm, aileler
anaerkil olarak rgtlenmitir. Oullarnn babaya ynelik ikir
cikli duygusal tutumu, sonraki gelime dneminin tamamnda
etkisini korumutur. Babann yerine belli bir hayvan totem ola
rak belirlenmitir. ldrlemeyen veya yaralanamayan bu hay
van ata ve koruyucu ruh olarak deerlendirilmitir. Ama ylda
lenmitir; ancak genel gr ok daha eskilere, 24 Ocak 1897 ve 1 Ocak 1896 tarihli
Fliess mektubuna dayanmaktadr (Freud, 1950a, Mektup 57 ve Taslak K). Bu blm
de tarihsel ve nesnel gereklik arasnda yaplan ayrm ok daha eskilere dayan
maktadr. Bu fikir Totem ve Tabu'nun sonlarna doru ortaya kar; Bir Yanlsamann
Gelecei'nde (1927c) bu konuda bir ipucu bulunabilir (FD., 13); elinizdeki ciltte
bulunan atein kontrol konulu denemede (1932a) mitler balamnda bu konuda ak
bir ima vardr. Ama ilk ak gnderme, Otobiyorgafk ncelemeye Sonekte (1935a)
yer almaktadr. ]

386

M USA VE TEKT ANRICILIK (III)

bir kez olmak zere erkek topluluun tamam bir araya gelerek
bir tren yemeinde (dier btn zamanlarda taplan) totem
hayvann keserek ortaklaa yemilerdir. Hi kimse bu yemee
gitmezlik edememitir: bu, babay ldrme eyleminin trensel
tekrardr ve toplumsal dzenin, ahlak yasalarnn ve dinin ba
lang noktas olmutur. Robertson Smithin totem yemei ile
Hristiyanlktaki Tanr Yemei [Son Yemek] arasndaki ben
zerlik, benden nce de eitli yazarlarn dikkatini ekmitir.
Bu yoruma bugn de bal kalyorum. Son dnemlerdeki et
nologlarn Robertson Smith hipotezlerini oybirliiyle reddet
melerine ve ksmen tamamen farkl baka teoriler ortaya atma
larna ramen kitabmn sonraki basmlarnda grlerimi de
itirmediim iin youn sulamalarla karlatm. Bu szde
ilerlemelerin ok iyi farknda olduumu syleyerek cevap vere
bilirim. Ama ne bu yeniliklerin doruluu, ne de Robertson
Smithin hatalar bana inandrc gelmedi. Bir inkar bir rtme
demek deildir; bir yeniliin de bir ilerleme olmas gerekmez.
Ama ne olursa olsun, ben bir etnolog deil bir psikanalistim.
Etnolojik literatrden, analiz almas iin ihtiya duyduum
malzemeyi alma hakkna sahibim. Bir deha olarak grdm
Robertson Smithin yazlar, analize konu psikolojik malzeme
lerle deerli temas noktalar ve ipular salamtr. Kendimi
onun muhalifleriyle asla ayn zeminde hissetmedim.

H
TARHSEL GELME
Burada Totem ve Tabu'mm ieriini ayrntlaryla tekrarlayamam. Ama varsaylan eski a dnemiyle sonraki tektannclm zaferi arasnda geen uzun zaman araln doldurmaya a
lmam gerekiyor. Biraderler klan, anaerkil rgtlenme, dev-

II (H) TARHSEL GELM E

387

lilik ve totemizmin ortaya kndan sonra, bastrlan malze


menin geri dn olarak adlandrlmas gereken bir gelime
balamtr. Burada bastrlan terimini kesin anlamyla kul
lanmyorum. Sz konusu olan ey halkn yaamnda, gemite
kalan, gr asndan kan, alan ve bir bireyin ruhsal yaa
mnda bastrlan malzemeyle kyaslanabilen bir eydir. Bu ge
miin tutulma [kararma] dneminde bu gemiin hangi klkta
varlm srdrdn ilk bakta syleyemeyiz. Bireysel psi
koloji
kavramlarn
Grup Psikolojisine
aktarmamz
[genelletirmemiz] kolay deildir; ve ortak bilind1diye bir
kavram retmenin bir yaran olacam sanmyorum. Bilindmn ierii gerekten de yle veya byle insanln ortak, ev
rensel zelliidir. Bu an iin, benzerliklerden yararlanma yolu
na gideceiz. Halklarn yaamndaki burada ele aldmz s
reler, psikopatolojiden bildiklerimize byk bir benzerlik
gsterse de ayn deildir. Sonunda ilkel [antik] dnemin ruhsal
tetikleyicilerinin kaltsal bir zellie dntn ve her yeni
kuakta yeniden kazanm deil sadece uyandrlmay gerektir
dii hipotezini benimsememiz gerekecek. Burada dnd
mz ey, konumann gelime evresinden kaynaklanan, btn
ocuklann eitime gerek kalmakszn bildii ve farkl dillerine
ramen btn halklarda ayn olan ve doutan gelen sembo
lizm rneidir. Burada emin olmayabileceimiz eyleri
psikanalitik aratrmalann dier sonulan dorular. Bir dizi nemli ilikide ocuklarmzn kendi deneyimlerine gre deil,
hayvanlar gibi igdsel olarak ve ancak filogenetik kazanm
olarak aiklanabilecek bir tarzda tepki verdiklerini grrz.2
Bastnlan malzemenin dn yava yava ve elbette kendi
liinden deil, insann uygarlk tarihini dolduran yaam koul' [Junga gnderme.]
! [Freudun burada dnd ey kukusuz temelde ilkel (ilk) fantazilerdir. II. Ks
mn sonundaki arkaik miras konulu son editrlk dipnotuna bakn.]

388

MUSA VE TEKT ANRICILIK (III)

larndaki btn deiikliklerin etkisiyle gereklemitir. Bu be


lirleyici etkenleri burada ele alamayacam gibi, bu dnn
evrelerini ksaca sralamaktan teye de geemem. Baba bir kez
daha ailenin ba olur, ama elbette ilkel grubun babas kadar
mutlak anlamda deil. Hl ok ak olan bir dizi gei ve d
nmle totem hayvannn yerini tanr alr. Balangta insan
klndaki tanrnn ba hl bir hayvan badr; daha sonra ter
cihen sz konusu hayvana dnr, bundan sonra da bu hayvan
onun iin kutsal ve gzde elikisi olur; ya da hayvan ldrr
ve sfat olarak onun adn alr. Totem hayvan ile tanr arasn
daki dnemde, ou kez tanrlama ynnde bir ilk adm ola
rak, kahraman olgusu ortaya kar. stn bir tanr fikri balan
gta insann gnlk uralarna mdahale etmeyen sadece glgemsi [bulank] bir tarzda erken bir dnemde ortaya km gi
bidir. Kabileler ve halklar daha byk birlikler halinde birle
tike, tanrlar da aileler halinde ve belli bir hiyerari iinde r
gtlenir. Birok durumda bunlardan birisi tanrlarn ve insanla
rn stndeki en yce efendi katna kar. Bundan sonraki adm,
sadece bir tanrya sayg duymak ve sonunda da btn gc tekil
bir tanrya atfetmek ve onun yannda bakaca bir tanry kabul
etmemek ynnde olacaktr. Ancak o zaman ilkel [ilk] grubun
babasnn stnl yeniden kurulmu ve onunla ilgili duygular
tekrarlanabilmitir.
Onca zamandr zlenen varlkla karlamann ilk etkisi ok
byk ve Sina Danda kanun koymaya ilikin geleneksel ta
nm gibi olmutur. Hayranlk, huu ve onun gznde ltuf bul
maktan tr duylan kran: Musa dini, baba tanrya kar sa
dece bu pozitif duygular beslemitir. Kar konulmazlma du
yulan inan ve onun iradesine boyun eme, eski a kabilesinin
babasnn aresiz ve gz korkmu olundakinden daha kesin,
daha mutlak olamazd; gerekten de bu duygular ancak ilkel ve
ocukluk ortamna aktarld zaman tam anlalr olmaktadr.
ocuun duygusal drtlerinin iddeti ve tkenmezlii, eriki-

II (H) TARHSEL GELME

389

ninkinden ok daha derindir; bu duygular ancak dini bir vecd


[esirme] geri getirebilir. Dolaysyla tanrya adanmann yaratt
esirme, byk babann geri dnne verilen ilk tepki olmutur.
Bu baba dininin alaca yn bylece kesinlemitir. Yine de
bu, gelimeyi noktalamamtr. Babayla ilikinin temelinde
ksmen ikirciklik yatar: bir zamanlar oullar hayran olduklar
ve korktuklar babalarn katletmeye srkleyen dmanlk da
zamanla mutlaka ortaya kacaktr. Musa dininin erevesinde,
babaya ynelik ldrc nefretin dorudan ifadesine yer yok
tur. Su yzne kabilen tek ey, buna [bu duyguya] kar gl
bir tepki yani bu dmanlktan kaynaklanan bir sululuk
duygusu, tanrya kar gnah ilendii ve gnah ilemekten
vazgeilmedii iin duyulan bir vicdan azab olmutur. Pey
gamberlerin kesintisiz canl tuttuu ve ksa srede dinin temel
bir paras olan bu sululuk duygusunun, gerek kkenini ok
gzel gizleyen bir baka yzeysel gdlenimi daha vardr. Hal
kn ileri yolunda gitmez; tanrnn ltfuna dayanan umutlar ger
eklemez; baka her eyden ok sevilen tanrnn seilmi halk
olduu yanlsamasn srdrmek kolay olmaz. Mutluluktan
vazgemek istemedikleri takdirde, kendi gnahkarlklarndan
kaynaklanan bir sululuk duygusu, tanry mazur grmenin et
kili bir yolu olmutur: onun emirlerine itaat etmedikleri iin,
yaadklar kt olaylar tanrnn verdii hakkedilmi bir ceza
dan baka bir ey deildir. Ve doyumsuz olan ve ok daha derin
kaynaklardan gelen bu sululuk duygusunu dindirme ihtiyac
nn etkisiyle, bu emirleri daha da katlatrmalar, daha ayrntl
ve dikkatli emirlere dntrmeleri gerekir. Yeni bir ahlaki i
leciliin alevlenmesiyle daha ok igdsel vazgeie raz ol
mular ve bu yolla en azndan doktrinde ve kuralda antik
an dier halklarnn eriemedii ahlaki yksekliklere ula
mlardr. Birok Yahudi bu ahlaki ycelmeyi dinlerinin ikinci
temel zellii ve ikinci byk baars olarak deerlendirmek
tedir. Sylediklerimizden, bunun ilkiyle tek tanr fikriyle

390

M USA VE TEKT ANRICILIK (III)

ilikisi ak olmal. Ne var ki bu ahlaki fikirler, tanrya duyulan


bastrlm bir dmanlktan kaynaklanan sululuk duygusun
daki kkenlerini ortadan kaldramaz. Bu fikirler, eksik olan
ve tamamlanamayan saplantl nevrotik tepki oluumlarnn
tipik zelliini kazanmtr; gizli bir cezalandrlma arzusuna
hizmet ettiklerini de dnebiliriz.
leri gelime bizi Yahudiliin tesine gtrr. lkel babann
trajik dramndan geri dnen [tekrar ortaya kan] eylerin geri
kalan artk Musa dinine uygun dmez. O gnlerin sululuk
duygusu sadece Yahudi halkyla snrl olmaktan ok uzaktr;
bu duygu yaygn bir rahatszlk, hi kimsenin neden bulamad
bir felaket beklentisi olarak btn Akdeniz halklarn kasp kavurmutur. Gnmz tarihileri eski uygarln yalanmasndan
sz ediyor; ama halklarn bu skntl ruh halindeki sadece kaza
ra ve katkda bulunan etkenleri grdklerini sanyorum. Bu
depresyon durumunun aklamas Yahudi aleminden gelir. ev
re toplumlardaki olanca yaknsamalara ve hazrlklara ramen,
durumu kavrayan ilk insan bir Yahudi olan Tarsuslu Saul (bir
Roma vatanda olarak kendine Paul der) olmutur: bu kadar
mutsuz olmamzn nedeni baba Tanry ldrm olmamzdr.
Bu gereklik krntsn sadece kuruntulu bir honutluk dalgalar
klnda kavrayabilmesi kesinlikle anlalr bir eydir:
sularmzdan arndk, nk iimizden biri [sa] bizi kurtar
mak iin kendini feda [kurban] etti. Bu aklamada tanrnn
ldrlne elbette deinilmez; ama sadece bir kurbanla akla
nabilen bir su olsa olsa bir cinayet olabilir. Ve kurban edilen
kiinin tannnn olu olmas, kuruntulu gerekle tarihsel gerek
arasndaki ara evreyi kantlar. Tarihsel gerek kaynandan al
d gle bu yeni inan her trl engeli ykar. Seilmi olma
nn verdii mutluluk duygusunun yerini, kurtuluun zgrleti
rici duygusu alr. Ama insann hatrlamaya balad baba katli

II (H) TARHSEL GELM E

391

olgusu, tektanrcln zn oluturan dier olgudan1 daha b


yk direnmeleri krmak; aynca daha gl bir arptmaya bo
yun emek zorunda kalmtr. Ad anlamayan suun yerini,
bulank bir ilk gnah hipotezi almtr.
lk gnah ve kurban vererek kurtulu, Pauln kurduu yeni
dinin [Hristiyanln] ke talan olmutur. lkel babaya kar
bakaldran biraderler etesi iinde cinayete nclk eden bir
elebann m bulunduu, yoksa daha sonra yaratc sanatlarn
kahraman olmak iin hayal gcyle byle bir figr yaratp szl
gelenee mi soktuklar belli deildir ve belirsiz kalacaktr. H
ristiyan doktrini Yahudiliin erevesini paraladktan sonra
dier birok kaynaktan unsurlar alm, salt tektanrcln baz
tipik zelliklerinden vazgemi ve birok ayrntda dier Akde
niz halklarnn trenlerine uyum salamtr. Bu sanki Msr
Akhenatenin varislerinden bir kez daha intikam alyormu gibi
olmutur. Yeni dinin babayla ilikideki eski ikirciklii nasl ele
aldn belirtmeye deer. Bunun temel ieriinin, Baba Tann
ile tekar barmak ve ona kar ilenen suun kefaretini demek
olduu dorudur; ama duygusal ilikinin dier yz, kefareti
kendi stne alan olun [sa] kendisinin de babann yannda bir
tanr olmas, hatta onun yerini almas gereinde dile gelmitir.
Bir baba dininden kaynaklanan Hristiyanlk, bir oul dinine
dnmtr. Babadan kurtulma kaderinden^aamamtr.
Yahudilerin sadece belli bir ksm yeni doktrini kabul etmi
tir. Reddedenler ise bugn de Yahudi olarak adlandrlmaktadr.
Bu atlak yznden bugn dier halklarla arasmdaki aynlk es
kisinden ok daha keskindir. Yeni dini topluluun (Yahudilerin
yan sra Msrllann, Yunanllarn, Suriyelilerin, Romallarn
ve sonunda Almanlarn) ynelttii tanry ldrdkleri sula
malarn dinlemek zorunda kalmlardr. Bu sulama tam olarak
yledir: Onlar tanry ldrdklerini kabul etmeseler de, biz
' [Yani ilk babanm varl olgusundan.]

392

MUSA VE TEKT ANRICILIK (III)

bunu kabullendik ve bu sutan arndk. Dolaysyla bu sula


mann arkasnda ne kadar doruluk bulunduunu grmek ko
laydr. Yahudilerin, olanca arptmalara ramen tanry ldr
m olmann kabulleniinde yatan bu ileri adma katlmalarnn
neden imknszlatn kefetmek iin zel bir inceleme gere
kecektir. Bir anlamda bylece suun trajik ykn kendi zerle
rine almlar; bunun bedelini ar demek zorunda kalmlardr.
ncelememiz, Yahudi halknn kendilerini ayrdeden tipik zellikleri nasl kazand sorusuna biraz k tutmu olabilir. Bi
reyselliklerini gnmze kadar nasl koruduklar sorusu ise pek
aydnlanm deil. Ama bu tr bilmecelere kapsaml cevap is
temek ve beklemek de pek adil olamaz. Sunabileceim tek ey,
balarken deindiim snrlar asmdan yarglanmas gereken
bir katkdr.

KAYNAKA
t a p ve dergi adlar italiktir. Makale isimleri trnak iine aln
mtr. Ksaltmalar, World List o f Scientifc Periodicals (Londra
1963-5) uyarncadr. Bu ciltte kullanlan dier ksaltmalar kay
naka sonunda verilmitir.
Freudun almalarnn sadece ngilizce adlar verilmitir;
metin iinde Trkesi verilen bu almalarn ngilizcesi, tarih
gndermesiyle bulunabilir. lk tarihler orijinal Almanca yayn
tarihleridir. (Farkl olmas halinde yazm tarihi keli parantez
iinde belirtilmitir.) Yayn tarihlerine eklenen harfler (1933a
gibi), Standard Edition m 24. Cildinde yer alan Freudun ya
zlarna ilikin komple kaynakadaki girilere karlk gelmek
tedir. Freud dndaki yazarlarn almalar sadece zgn dil
deki adyla verilmitir.

ABRAHAM, K. (1911) "ber die determinierende Kraft des


Namens," Zentbl. Psychoanal., 2, 133.
(1914) "ber Einschrnkungen und Umvandlungen der
Schaulust bei den Psychoneurotikem," Jb. Psychoanal., 6,
25.
(1965) FREUD, S. ile. Bkz. FREUD, S. (1965a).
ADLER, A. (1910) "Der Psychische Hermaphroditismus im
Leben und in der Neurose," Fortschr. Med., 28,486.
ANDREAS-SALOME, L. ve FREUD, S. (1966). Bkz.
FREUD, S. (1966a).
ATKNSON, J. J. (1903) Primal Law, Londra. A. Lang'n Social Origins adl almasnda (Londra).

394

M USA VE TEKT ANRICILIK (III)

AUERBACH, E. (1932, 1936) Wste und Gelobtes Land (2


cilt), Berlin.
BACHOFEN, J. J. (1861) Das Mutterrecht, Stuttgart.
BASTIAN, A. (1874-5) Die deutsche Expedition an der
Loango-Kste (2 cilt), Jena.
BATCHELOR, J. (1901) The Ainu and their Folk-Lore, Lon
dra.
BLEULER, E. (1910) "Vortrag ber Ambivalenz" (Beme),
Zentbl. Psychoanal.'daki rapor, 1,266.
BLUMENTRITT, F. (1891) "ber die Eingeborenen der Insel
Palawan," Globus, 59,181.
BOAS, F. (1888) "The Central Eskimo," Sixth Ann. Rep. Bur.
Amer. Ethn., 399.
(1890) "Second General Report on the Indians of British
Columbia," Report o f Sixtieth Meeting o f the British Association, 562.
BREASTED, J. H. (1906) A History ofEgypt, Londra.
(1934) The Dawn o f Conscience, Londra.
BREUER, J. ve FREUD, S. (1893) Bkz. FREUD, S. (1893a)
(1895) Bkz. FREUD, S. (1895d)
BROWN, W. (1845) New Zealand and its Aborigines, Londra.
BUSCHAN, G. (ed.) (1922-26) Illustrierte Vlkerkunde (2
cilt), Stuttgart.
Cambridge Ancient History (1924) (der. J. B. Bury, S. A. Cook
ve F. E. Adcock), Vol. II, The Egyptian and Hittite Empires
to 1000 B. C., Cambridge (Msr Tarihi Blmleri J. H.
Breasted tarafmdan kaleme alnmtr.)
CAMERON, A. L. P. (1885) "Notes on Some Tribes of New
South Wales," J. anthrop. Inst., 14, 344.
CODRINGTON, R. H. (1891) The Malanesians, Oxford.
CRAWLEY, E. (1902) The Mystic Rose, A Study o f Primitive
Marriage, Londra.
DARWIN, C.(1871) The Descent o f Man, (2 cilt, Londra.

KAYNAKA

395

(1872) The Expression o f Emotions in Man and Animals,


Londra.
(1875) The Variation o f Animals and Plants under Domestication (2 cilt) Londra.
DOBRIZHOFFER, M. (1784) Historia de Abiponibus (3 cilt),
Viyana.
DORSEY, J. O. (1884) "An Account of the War Customs of
the Osages," Amer. Nat. 18, 113.
DURKHEM, E. (1898) "La prohibition de l'inceste et ses
origines," Annee sociolog., 1,1.
(1902) "Sur le totemisme," Annee sociolog., 5, 82.
(1905) "Sur l'organisation matrimoniale des societes australiennes," Annee sociolog., 8, 118.
(1912) Les formes elementaries de la vie religieuse: Le
systeme totemique en Australie, Paris.
EDER, M. D. (1913) "Augentrume," Int. Z. rzii. Psychoanal,
1, 157.
ELLIS, HAVELOCK ( (1914) Studies in the Psychology o f
Sex, Vol. IV: Sexual Selection in Man, Philadelphia.
ELLIS, W. (1832-6) Polynesian Researches, 2. basm (4 cilt),
Londra.
Encyclopaedia Britannica (1910-11) 11. basm, Cambridge.
ERLENMEYER, E. H. (1932) "Notiz zur Freudschen Hypothese ber die Zhmung des Feures," Imago, 18, 5.
ERMAN, A. (1905) Die gyptische Religion, Berlin.
FERENCZI, S. (1913a) "Ein kleiner Hahnemann," Int. Z. rztl.
Psychoanal., 1, 240.
(1913b) "Sur Augensymbolik," Int. Z. rztl. Psychoanal., 1,
161.
FSON, L. (1885) "The Naga," J. anthrop. Inst., 14, 14.
FSON, L. ve HOWITT, A. W. (1880) Kamilaroi and Kurnai,
Melbourne.

396

MUSA VE TEKT ANRICILIK (III)

FRASER, J. (1892) The Aborgines of New South Wales, Sidney.


FRAZER, J. G. (1910) Totemism and Exogamy (4 cilt), Londra.
(191 la) The Magic Art (2 cilt) (The Golden Bough, 3. basm,
Ksm I), Londra.
(1911b) Taboo and the Perils o f the Soul (The Golden
bough, 3. basm, Ksm II), Londra.
(1911c) The Dying God (Golden Bough, 3. basm, Ksm III),
Londra.
(1912) Spirits o f the Corn and of the Wild (2 cilt) (The
Golden Bough, 3. basm, Ksm V), Londra.
(1914) Adonis, Attis, Osiris, 3. basm (2 cilt) (The Golden
Bough, 3. basm, Ksm IV), Londra.
FREUD, M. (1957) Glory Reflectected, Londra.
FREUD, S. (l<891b) On Aphasia, Londra ve New York, 1953.
(1893a) BREUER, J. ile "On the Psychical Mechanism of
Hysterical Phenomena: Preliminary Communication," Studies on Hysteria, Standard Ed., 2, 3; FD., 3.
(1895b [1894]) "On the Grounds for Detaching a Particular
Syndrome from Neurasthenia under the Description 'Anxiety
Neurosis,"' Standard Ed., 3, 87; FD., 10.
(1895d) BREUER, J. ile Studies on Hysteria, Londra, 1956;
Standard Ed., 2; FD., 3.
(1900a) The Interpretation o f Dreams, Londra ve New York,
1955; Standard Ed., 4-5; FD., 4-5.
(1901b) The Psychopathology o f Everyday Life, Standard
Ed., 6; FD., 6.
(1905c) Jokes and their Relation to the Unconscious, Lon
dra, 1960; Standard Ed., 8; FD., 1.
(1905d) Three Essays on the Theory o f Sexuality, Londra,
1962; Standard Ed., 7, 125; FD., 8.
(1905e [1901]) "Fragments of an Analysis of a Case of Hys
teria," Standard Ed., 7, 3; FD., 9.

KAYNAKA

397

(1906a [1905]) "My Views on the Part played by Sexuality


in the Aetiology of the Neuroses," Standard Ed., 7, 271;
FD., 8.
(1907a) Delusions and Dreams in Jensen's "Gravida," Stan
dard Ed., 9, 3] FD., 15.
(1907b) "Obsessive Actions and Religious Practices," Stan
dard Ed., 9, 116; FD., 13.
(1907c) "The Sexual Enlightenment of Children," Standard
Ed., 9, 131; FD., 8.
(1908b) "Character and Anal Eroticism," Standard Ed., 9,
169; FD., 8.
(1908c) "On the Sexual Theories of Children," Standard Ed.,
9, 207; FD., 8.
(1908d) "'Civilized' Sexual Morality and Modem Nervous
Illness," Standard Ed., 9, 179; FD., 13.
(1909a [1908]) "Some General Remarks on Hysterical Attacks," Standard Ed., 9 ,229; FD., 10.
(1909b) "Analysis of a Phobia in a Five-Year-Old Boy,"
Standard Ed. 10, 3; FD., 9.
(1909c) "Family Romances," Standard Ed., 10, 273; FD.,
8.
(1909d) "Notes upon a Case of Obsessional Neurosis," Stan
dard Ed., 10, 155; FD., 10.
(1910a [1909]) Five Lectures on Psycho-Analysis, Standard
Ed., 11, 3; Two Short Accounts o f Psycho-Analysis'ic
(Penguin Books, Harmondsworth, 1962).
(1910c) Leonardo da Vinci and a Memory o f his Childhood,
Standard Ed, 11, 59; FD., 15.
(1910e) "The Antithetical Meaning of Primal Words," Stan
dard Ed., 11, 155.
(1911b) "Formulations on the two Principles of Mental
Functioning," Standard Ed., 12,215; FD., 12.

398

M USA VE TEKTANRICILIK (III)

(1911c [1910]) "Psycho-Analytic Notes on an Autobiographical Account of a Case of Paranoia (Dementia Paranoides)," Standard Ed., 12, 3; FD., 10.
(1912g) "A Note on the Unconscious in Psycho-Analysis,"
Standard Ed., 12, 257; FD., 12.
(1912-13) Totem and Taboo, Londra, 1950; New York,
1952; Standard Ed., 13, 1; FD., 14.
(1913i) "The Disposition to Obsessional Neurosis," Standard
Ed., 12, 313; FD., 11.
(1914c) "On Narcissism: an Introduction," Standard Ed., 14,
69; FD., 12.
(1914d) "On the History of Psycho-Analytic Movement,"
Standard Ed., 14, 3, FD., 16.
(1915b) "Thoughts for Times on War and Death," Standard
Ed., 14,275; FD., 13.
(1915e) "The Unconscious," Standard Ed., 14, 161; FD.,
12
(1916-17 [1915-17]) Introductory Lectures on PsychoAnalysis, New York, 1966; London, 1971; Standard Ed.,
15-16; FD., 1.
(1917c) "On Transformations of Instinct as Exemplifed in
Anal Eroticism," Standard Ed., 17, 127; FD., 8.
(1918a [1917]) "The Taboo of Virginity," Standard Ed., 11,
193; FD., 8.
(1918b [1914]) "From the History of an Infantile Neurosis,"
Standard Ed., 17, 3; FD., 10.
(1919e) "A Child is Being Beaten," Standard Ed-, 17, 219;
FD., 11.
(1919h) "The Uncanny," Standard Ed., 17, 219; FD., 15.
(1920g) Beyond the Pleasure Principle, London, 1961; Stan
dard Ed., 18, 7; FD., 11.

KAYNAKA

399

(1921c) Group Psychoiogy and the Analysis of the Ego,


Londra ve New York, 1959; Standard Ed., 18, 69; FD.,
13.
(1922b) "Some Neurotic Mechanisms in Jealousy, Paranoia
and Homosexuality," Standard Ed., 18, 223; FD., 11.
(1923b) The Ego and the Id, Londra ve New York, 1962;
Standard Ed., 19, 3; FD., 12.
(1924c) "The Economic Problem of Masochism," Standard
Ed., 19,157; FD., 12.
(1924d) "The Dissolution of the Oedipus Complex," Stan
dard Ed., 19, 173; FD., 8.
(1925d [1924]) An Autobiographical Study, Standard Ed.,
20, 3; FD., 16.
(1925j) "Some Psychical Consequences of the Anatomical
Distinction Between the Sexes," Standard Ed., 19, 243;
FD., 8.
(1926d [1925]) Inhibitions, Symptoms and Anxiety, Londra,
1960; Standard Ed., 20, 77; FD., 11.
(1927a) "PostScript to The Question of Lay Analysis," Stan
dard Ed., 20; FD., 15.
(1927c) The Future of an Illusion, Londra, 1962; Standard
Ed., 21, 3; FD., 12.
(1930a) Civilization and its Discontents, New York, 1961;
London 1963; Standard Ed., 21, 59; FD., 13.
(1932a) "The Acquisition and Control of Fire," Standard Ed.,
2 2 ,185; FD., 14.
(1933a [1932]) New Introductory Lectures on Psychoanalysis, New York, 1966; London, 1971; Standard Ed., 22, 3;
FD., 2
(1935a) An Autobiographical Study'ye Ek (1935), yeni
basm, Londra ve New York; Standard Ed., 20, 71; FD.,
16.

400

M USA VE TEKT ANRICILIK (III)

(1937c) "Analysis Terminable and Interminable," Standard


Ed., 23,211.
(1939a [1934-38]) Moses and Monotheism, Standard E d ,
23, 3; FD., 14.
(1940a [1938]) An Outline o f Psycho-Analysis, New York,
1968; Londra, 1969; Standard Ed., 23, 141; FD., 16.
(1950a [1887-1902]) The Origins o f Psycho-Analysis, Lon
dra ve New York, 1954. (Ksmen "A Project for a Scientific
Psychology"yi de iermektedir, Standard Ed., 1, 175.)
(1960a) Letters 1873-1939 (Der. E. L. Freud) (ng. ev. T.
ve J. Stem), New York, 1960; Londra, 1961.
(1963a [1909-39]) Psycho-Analysis and Faith. The Letters o f
Sigmund Freud and Oskar Pfster (Der. H. Meng ve E. L.
Freud) (ng. ev. E. Mosbacher), Londra ve New York,
1963.
(1965a [1907-26]) A Psycho-Analytic Dialogue. The Letters
o f Sigmund Freud and Kari Abraham (Der. H. C. Abraham
ve E. L. Freud) (ng. ev. B. Marsh ve H.C. Abraham),
London and New York, 1965.
(1966a [1912-36]) Sigmund Freud and Lou Andreas-Salome:
Letters (Der. E. Pfeiffer) (ng. ev. W. ve E. Robson-Scott),
Londra ve New York, 1972.
(1968a [1927-39]) The Letters o f Sigmund Freud and Arnold
Zweig (Der. E. L. Freud) (ng. ev. W. ve E. Robson-Scott),
Londra ve New York, 1970.
(1970a [1919-357,) Sigmund Freud as a Consultant. Recollectidts f a Pioneer in Psychoanalysis (Freud'tan Edorado
Weiss'e mektuplar, M. Grotjahn nsz ve giriiyle,
Weiss'in bir ansn ve yorumunu da iermektedir), New
York, 1970.
(1974a [1906-23]) The Freud Jung Letters (Der. W.
McGuire) (ng. ev. R. Manheim ve-R. F. C. Hull), London
and Princeton, N J., 1974.

KAYNAKA

401

GARDINER, SIR A. (1927) Egyptian Grammar, Londra. (2.


basm 1950; 3. basm 1957.)
GILLEN, F. J. ve SPENCER, B. Bkz. SPENCER, B. ve GILLEN, F. J
GOLDENWEISER, A. (1910) "Totemism, an Analytical
Study," J. Amer. Folk-Lore, 23, 179.
GRAMBERG, J. S. G. (1872) "Eine mand in de binnenlanden
van Timor," Verh. batavia Genoot., 36, 161.
GRESSMANN, H. (1913) Mose und seine Zeit: ein Kommentar zu den Mose-Sagen, Gttingen.
GUIS, LE PERE J. (1902) "Les Canaques," Missions
Catholiques, 34, 208.
HADDON, A. C. (1902) "Presidential Address to the Anthropological Section, " Report o f the Seventy-Second Meeting o f
the British Association, 738.
HAEBERLIN, P. (1912) "Sexualgespenster," Sexualprobleme,
8,96.
HERLITZ, G. ve KIRSCHNER, B. (ed.) (1930) Jdisches
Lexion, 4, Berlin.
HERODOTUS History [ng. ev. A. D. Godley, Vol. 1 (Loeb
Classical Library), Londra ve New York, 1921).
HOWITT, A. W. (1904) The Native Tribes o f South-East Australia, Londra.
HOWITT, A. W. ve FISON, L. Bkz. WISON, L. ve HOWITT,
A. W.
HUBERT, H. ve MAUSS, M. (1899) "Essai sur la nature et la
fonction du sacrifce," Annee sociolog., 2, 29.
HUBERT, H. ve MAUSS, M. (1904) "Esquisse d'une theorie
generale de la magie," Annee sociolog., 7, 1.
JEVONS, F. B. (1902) An Introduction to the History o f Religion, 2. basm, Londra (1. basm, 1896).
JONES, E. (1953) Sigmund Freud: Life and Work, Cilt 1, Lon
dra ve New York.

402

MUSA VE TEKT ANRICILIK (III)

(1955) Sigmund Freud: Life and Work, Vol. 2, London and


New York.
(1957) Sigmund Freud: Life and Work, Cilt 3, Londra ve
New York.
JOSEPHUS, FLAVUS Antiquitates Judaicae. [ng. ev. Anicent History o f the Jews (ev. W. Whitson), Londra, 1874;
Josephus'ta Vol. IV, Loeb Classical library (ev. H. St J.
Thackeray), Londra ve New York, 1930.]
JOSTURA, M (1902) Het leven, den zeden en gewoonten der
Bataks," Meded. ned. Zend., 46, 385.
JUNG, C. G. (1906, 1909) Diagnostische Assoziationsstudien
(2 cilt), Leipzig.
(1911-12) Wandlungen und Symbole der Libido, Leipzig ve
Viyana, 1912.
(1913) "Versuch einer Darstellung der psychoanalytischen
Theorie," Jb. psychoanalyt. psychopath. Forsch., 5, 307.
(1974) FREUD, S. ile. Bkz. FREUD, S (1974a).
JUNOD, H. A. (1898) Les Ba-Ronga, Neuchtel.
KAEMPFER, E. (1727) The History ofJapan (2 cilt) Londra.
KEANE, A. H. (1899) Man, Past and Present, Cambridge.
KIRSCHNER, B. ve HERLITZ, G. Bkz. HERLITZ, G. ve
KIRSCHNER, B.
KLEINPAUL, R. (1898) Die Lebendigen und die Toten in
Volksglauben, Religion, und Sage, Leipzig.
KRAFFT-EBING, R. VON (1867) Beitrge zur Erkennung und
richtigen forensischen Beurteilung krankhafter Gemtszustandefr rzte, Richter und Verteidiger, Erlangen.
LABBE, P. (1903) Un bagne russe, Vle de Sakhaline, Paris.
LAMBERT, LE PERE (1900) Moeurs et supersititions des
Neo-Caledoniens, Noumea.
LANG, A. (1903) Social Origins, Londra.
(1905) The Secret o f the Totem, Londra.

KAYNAKA

403

(1910-11) "Totemisin," Encyclopaedia Britannica, 11. bas.,


27, 79.
(1911) "Lord Avebury on Marriage, Totemism, and Religion," Folk-Lore, 22, 402.
LESLIE, D. (1875) Among the Zulus and Amatongas, 2. bas.,
Edinburgh.
LORENZ, E. (1931) "Chaos und Ritus," Imago, 17, 433.
LOW, H. (1848) Sarawak, Londra.
LWENFEELD, L. (1904) Die psychischen Zwangserscheinungen, Wiesbaden.
LOZANO, P. (1733) Descripcin corogrfca del Gran Chaco
Gualamba, Cordava.
LUBBOCK, J. (LORD AVEBURY) (1870) The Origin o f
Civilisation, Londra.
MANETHO The History o f Egypt.
MANN, T. (1929) "Die Stellung Freuds in der modemen Geistesgeschichte," Psychoanal. Beweg., 1,3.
MAORI, A. PAKHEA [F. E. MANING] (1884) Old New
Zeland, yeni bas. Londra.
MARETT, R. R. (1900) "Pre-Animistic Religion," Folk-Lore,
11, 162.
MARILLIER, L. (1898) "La place du totemisme dans l'evolution religieuse," Rev. Hist. Relig., 37, 204.
MARINER, W. (1818) An Account o f the Natives o f the Tonga
Islands, 2. bas. (2 cilt), Londra. (1. bas. 1817)
MAUS, M. ve HUBERT, H. Bkz. HUBERT, H. ve MAUSS,
M.
MAX-MLLER, F. (1897) Contributions to the Science o f
Mythology (2 cilt), Londra.
MCLENNAN, J. F. (1865) Primitive Marriage, Edinburgh.
(Ayn yazarn Studies in Ancient History adl kitabnda
yeniden baslmtr, Londra, 1876.)

404

M USA VE TEKTANRICILIK (III)

(1869-70) "The Worship of Animals and Plants," Fortnightly


Rev., N.S., 6, 407 ve 562; N.S., 7, 194. (Ayn yazarn Studies in Ancient History: Second Series adl kitabnda yeniden
baslmtr, Londra, 1896.)
MEYER, E. (1905) "Die Mosesagen und die Lewiten," S.B.
Akad Wiss. Beri (Phil.-Hist.Kl.) 31, 640.
(1906) Die Israeliten und ihre Nachbarstmme, Halle.
MORGAN, L. H. Ancient Society, Londra.
MOUSTIER, M. ve ZWEIFEL, J. Bkz. ZWEIFEL, J. ve
MOUSTIER, M.
MLLER, S. (1857) Reizen en Onderzoekingen in den Indischen Archipel, Amsterdam.
PARKINSON, R. (1907) Dreissig Jahre in der Sdsee, Stuttgart.
PAULITSCHKE, P. (1893-6) Ethnographie Nordost-Afrikas (2
cilt), Berlin.
PECKEL, P. G. (1908) "Die Venvandtschaftsnamen des mittleren Neumesklenburg," Anthropos., 3, 456.
PFISTER, O. ve S. FREUD (1963) bkz. FREUD, S. (1963a).
PKLER, J. ve SOMOLo, F. (1900) Der Usprung des Totemismus, Berlin.
RANK, O. (1907) Der Knstler. Anstze zu einer Sexualpsychologie, Leipzig ve Viyana.
(1909) Der Mythus von der Geburt des Helden, Leipzig ve
Viyana.
(1912) Das Inzestmotiv in Dichtung und Sage, Leipzig ve
Viyana.
(1913) "Eine noch nicht beschriebene Form des dipusTraumes," Int. Z. rztl. Psychoanal., 1, 151.
RENACH, S. (1905-12) Cultes, mythes et religions (4 cilt),
Paris.
REITLER, R. (1913) Zur Augensymbolik," Int. Z. rztl. Psy
choanal., 1, 159.

KAYNAKA

405

RIBBE, C. (1930) Zwei Jahre unter den Kannibalen der


Salomo-Inseln, Dresden.
RIVERS, W. H. R. (1909) "Totemism in polynesia and Melanesia," J. R. anthrop. Inst., 39, 156.
ROSE, H. J. (1928) A Handbook o f Greek Mythology, Londra.
ROTH, H. LING (1896) The Natives of Sarawak and British
North Boreno (2 cilt), Londra.
SCHAEFFER, A. (1930) "Der Mensch und das Feuer," Psychoanal. Beweg., 2, 201.
SCHREBER, D. P. (1903) Denkvvrdigkeiten eines Nervenkranken, Leipzig.
SELLIN, E. (1922) Mose und seine Bedeutungjiir die israelitischjdische Religonsgeschichte, Leipzig.
SILBERER, H. (1909) "Bericht ber eine Methode, gewisse
symbolische Halluzinations-Erscheinungen hervorzufuren
und zu beobachten," Jb. psychoanalyst. psychopath.
Forcsh., 1, 513.
SMTH, LINDON (1956) Tombs, Tepmles and Ancient Art,
Oklahoma.
SMTH W. ROBERTSON (1894) Lectures on the Religion o f
the Semites, yeni [2.] basm, Londra.
SOLOWEITSCHIK, M. (1930) Jdisches Lexikon\ Katk (der.
Herlitz ve Kirschner), Berlin, 4 (1), 303.
SOMOL, F. ve PKLER, J. Bkz. PKLER, J. ve SOMOL,
F.
SPENCER, B. ve GILLEN, F. J. (1899) The Native Tribes of
Central Australia, Londra.
SPENCER, H. (1870) "The Origin of Animal Worship," Fortnightly Rev., N.S., 7, 535.
(1893) The Principles of Sociology, 3. bas., Vol. 1, Londra.
STEKEL, W. (1911) "Die Verpflichtung des Namens," Z. Psychother. med. Psychol., 3, 110.

406

MUSA VE TEKTANRICILIK (III)

STROFER, A. J. (1911) Zur Sonderstellung des Vatermordes,


Leipzig ve Viyana.
TAYLOR, R. (1870) Te ika a Maui, 2. bas. Londra.
TEIT, J. A. (1900) The Thompson Indians o f British Columbia
(Jessu North Pacific Expedition, Vol. 1), New York.
THOMAS, N. W. (1910-1 la) "Magic," Encyclopedia Britannica, 11. bas., 17, 304.
(1910-1 lb) "Taboo," Encyclopedia Britannica, 11. bas., 26,
337.
TYLOR, E. B. (1889) "A Method of Investigating the Development of Institutions," J. anthrop. Inst., 18, 245.
(1891) Primitive Culture, 3. bas. (2 cilt), Londra.
VOLTZ, P. (1907) Mose: ein Beitrag zur Untersuchung ber
die Ursprnge der Israelitischen Religion, Tbingen.
WEIGALL, A. (1922) The Life and Times f Akhnaton, yeni ve
gzden geirilmi basm, Londra.
WEISS, E. ve FREUD, S. (1970) Bkz. FREUD, S. (1970a).
WESTERMARCK, E. (1901) The History ofHuman Marriage,
3. bas., Londra.
(1906-8) The Origins and Development o f Moral Ideas (2
cilt), Londra.
WILKEN, G. A. (1884) "Het animisme bij de volken van den
Indischen Archipel," Ind. Gids, 6 (Ksm I), 925.
WULFF, M. [M. WOOLF] (1912) "Beitrge zur infantilen
Sexualitt," Zentbl. Psychoanal., 2, 6.
WUNDT, W. (1906) Vlkerpsychologie, Vol. 2, Ksm II:
Mythus und Religion, Leipzig.
(1912) Elemente der Vlkerpsychologie, Leipzig.
YAHUDA, A. S. (1929) Die Sprache des Pentateuch in ihren
Peziehungen zum gyptischen, Berlin.
ZWEIFEL, J. ve MOUSTIER, M. (1880) Voyage aux sources
du Niger, Marseilles.
ZWEIG, A. ve FREUD, S. (1968) Bkz. FREUD, S. (1968a).

KISALTMALAR
Gesammelte Schriften
Gesammelte Werke

S.K.S.N.

Almanach 1933

Collected Papers
Standard Edition

FD.

Freud, Gesammelte Schriften (12


cilt), Viyana, 1924-34.
Freud, Gesammelte Werke (18
cilt), 1-17. Ciltler Londra, 194052, 18. Cilt Frankfurt am Main,
1968. 1960tan balayarak dizinin
tamam S. Fischer Verlag tarafn
dan baslmtr (Frankfurt am
Main.)
Freud, Sammlung kleinker Sch
riften zur Neurosenlehre (5 cilt),
Viyana 1906-22.
Almanach der Psychoanalyse
1933, Intemationaler Psychoanalytischer Verlag, Viyana, 1932.
Freud, Collected Papers (5 cilt),
Londra, 1924-50.
The Standard Edition o f the
Complete Psychological Works o f
Sigmund Freud (24 cilt), Hogarth
Press ve The Institute of
Psychoanalysis, Londra, 1953-74.
teki Freud Dizisi.

teki Yaynevi, ada bat


dnyasnn toplumsal
yaamnda kkl dnmler
yaratan, insana ve topluma
bak alarn kknden
sarsan Freud'un temel
eserlerinin tamamn Trke
okuruna sunmaktadr. Sadece
psikoloji deil; sosyoloji,
antropoloji, kriminoloji, tp,
estetik ve eitim gibi birok
konularda okuru ilgilendiren

TEK FREUD DZS",


profesyoneller iin olduu
kadar amatrler iin de esiz
bir bavuru ve esin kayna
olacaktr.

You might also like