Professional Documents
Culture Documents
BEERi BlLlM
TEORiLER/
eviren
BAHAEDDN YEDYILDIZ
ATAT R K K LT R , D L V E TA R H Y KS EK KU R U M U
T R K
T A R H
KU R U M U Y A Y I N L A R I
VII. Dizi
Sa. 1161
eviren
BAHAEDDN YEDYILDIZ
Hacettepe niversitesi'nde Profesr
Trk Tarih Kurumu Asli ye si
2.
TRK
Bask
TARiH KURUMU
BASIMEVI
1 9 9 7
- ANKARA
ISBN 975-16-0366-8
N D E K L ER
NSZ
VII
GR N()'fLARI
................................................................................
5
7
10
13
.........
...............
........
..
...
........
.........
..
....
....
......
....
. .
.
.................
....
..
.............
..
.............
1. Tarih okulu . . .. . . . .. . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . .. . . . . . . .
2 . Hegelci terkip .
. .. . ..
.
.
.
.. .
3. Mark si st maddecilik . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ...... . . .... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
.
..
......
...
...
....
..
.....
.........
...................
........
..
...
..
. . ......... .. .
.
..
..
..
.
..
. . . . .
...................................
........................
...................
....
.......
. .
..
....
.................
..
..
..........
..
..
..
..
.........................
..
. .
.
..
....
..
.....
.........
......
..................
. . ....
..............
...
..........
15
17
21
26
29
30
33
37
41
42
43
46
49
50
53
56
..
59
.......
....
..
...
..
..
. . . . .......
......
..
..
..... .............
........
...
...
......
. . ....
A) Tabiatlk . . . . . . . . . . .. .. . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . .. . .
1. Tabiatlklar m eitlilii . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... . . .. . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . .. .
2 . Bir tabia t fel sefe rnei H. Taine . .
.. .
B) Tarihicilik
.
...............
.................
..
.........................
59
64
62
65
66
68
VI
NDEKLER
75
76
79
83
...
......
....
...
..
SONU
...
......
...
..
..
.........
...
..
...
..
....
88
93
94
..............................................................................................
..
. ..
.
...
D Z N
87
..
....
. . ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 105
.
107
NS Z
Bu eser bir boluu doldurmay hedefliyor. Alman felsefesi tarihi adl ese
rinde, Brehier, XIX. asrn ikinci yarsnda ve XX. asrn banda Almanya'nn
beeri veya sosyal ilimlerle alikal olarak "son derece verimli bir saha " oldu u
na iiret ediyor. Bu dorudur. stelik bu disiplinlerin stats mesel esi de bu
lkede felsefi tartmann balca temalarndan birini tekil etti . yleyse elimiz
deki kitabn byk bir blm Alman yazarlarn nazariyelerinin anlatmna ve
onlarn ortaya att meselelere tahsis edilmise, bunun iin kimse hayret etme
sin. Gerekten, byk bir blm Almanya'da tahsil grm olan Fransz, ngi
liz, talyan ve spanyol filozo flar tartmaya yaba nc kalmamlardr, fakat ,
bazlar istisni edilirse, onlar kenarda kalmlar ya da az ok sadikatle Alman
filozoflarnn dncesini benimsemilerdir . Her hilkirda, mnikaalar bu
dnrlerin lkelerinde Almanya'da filozoflar kar karya getiren polemik
lerin ehemmiyetine ve yanksna sihip olmad. Bu mihedeler devrin fransz
felse fesinin dolayl olarak bile bir tenkidini tekil etmez, zira fransz felse fesi,
genellikle alman felse fesinin , haksz olarak , itibar etmedii baka meselelerl e
megul oldu. Ziten Saint-Simon, Comte ve Taine siyesinde, Fransa, kendine z
g bir usl fi.p iinde, mnikaaya byk lde katkda bulundu. Fel efi ilem
m fi.llk, kltrlerin hus fi.siliini yoketmiyor.
GR N OO'LARI
1. Beeri ilimler kavramyla idet olduu zere bu ad altnda snflandrlan
disiplinlerin tamamm kasdediyoruz: iktisat, toplunbilimi (sosyoloji), insanbi
limi (antropoloji), coafya, halkbilimi (etnoloji), dilbilimi (lengistik), tarih (si
yisi tarih, ilimler tarihi, sanat tarihi . vs ...), eitim.bilimi (pedagoji), siyisetbilimi
(politoloji), eski-eserbilimi (arkeoloji), rloloji, teknikbilini, harpbilini (pole
moloji), mitoloji, ihtiyarlkbilimi (jerontoloji), vs ... Saym fazla kabark deil
dir, uzmanlklar ve alt-uzmanlklar olduka oktur. Bu sralamaya, kendisine
herhangi bir felsefi veya epistemolojik geerlilik atfetmeksizin tasviri bir tanm
eklenebilir. Bu durumda, beeri ilimler kavramndan biz insanlarn kendi ara
larndaki ve neslerle alikalarn, ayrca bu alikalardan doan eserleri, messe
seleri ve mnasebetleri ilgilendirdii lde, aratrma konusu muhtelif beeri
faaliyetler olan disiplinleri anlyoruz . Daha kesin bir tamm, bir sistemletirme,
dier bir ifadeyle, beeri ilimlerin aada akladmz nazariyelerine yakn
veya onlardan farkl baka bir nazariyesini gerektirir. Bizim teklif ettiimiz ta
nmn uygulamal ve kullanl olmaktan te baka bir deeri yoktur.
2. Beeri ilimler terimi, tpk tabiat ilimleri terimi gibi, tartma konusu
dur. Muhtelif yazarlar bu disiplinleri: manevi ilimler (sciences morales), kltr
ilimleri, ruh ilimleri (sciences de l'esprit), insan ilimleri, normatif ilimler diye
adlandrmay tercih etmilerdir. Bu kitapta baka adlandrmalara da rastlana
caktr: noolojik ilimler1, ideografik2 ilimler, vs ... Biz btn bu adlandrmalar
uygulamada denk olarak kabul ediyoruz . Bununla birlikte sosyal ilimler ve ta
rihi ilimler ifadelerini bir yana brakyoruz, nk onlarn anlam ok daralt
cdr, zira bu ilimler beeri ilimlerin tanmn deil sadece bir kategorisini
ilgilendirmektedir. Tercihimizi beeri ilimler kavram lehine kullan.mzn se
bebi, srf uygunluu iindir, nk gnmzde en ok kullanlan odur ve ni
versiter kurulularn tasdikini de almtr . Bir okuyucunun ona mantki bir mini
atfetmesine acrz . Hi olmazsa onun sezgi yoluyla anlalaca midi iinde biz
allagelen kullanma uyuyoruz . O hilde beeri ilimler mefh6muna hangi mi
ninn verilmesi gerektiini takriben bilmek yeterlidir.
3. Baz okuyucular belki bu eserde incelenen nazariyeler arasnda strkt
ralizmin veya fonksiyonalizmin gzkmemesini mahede etmekten hayrete d
eceklerdir. Bir ihmil szkonusu deildir. Onlar saf d da brakmadk, nk
1 Noologie: insan fikrinin ilmi. Konusu ruh (esprit) dnyas olan ilim (noos, noOs-esprit) (ev).
2 diografik: fikirlerin resim ve iiretle tasvir usOlne diir (ev).
GR NOI'LARI
bunlar dorudan doruya ada nazariyelerdir. Ancak onlarn burada yeri yok
tur. Gerekten bu nazariyeler, baz beeri ilimlerin, zellikle dil biliminin ve
halkbiliminin dihili nazariyeleridirler, bazen sosyolojiye ve psikolojiye aktarl
mftr, ve be,eri ilimlerin statsnn ve onlarn tabiat ilimleriyle mnisebetle
rinin mahiyetini tiyin edecek anlamda, beferi ilimler hakknda nazariyeler
depI.lerdir. Hisd, strktralizm kimyada fdojistik3, biyolojide vitalizm veya sos
yolojide uzviyetilik (organisizm) nazariyesinin benzeri bir nazariyedir. Bu Uvi
StrauH'un beferi ilimlerin sistematii zerinde fikirlerinin olmad anlamna
gelmez, fakat o bu fikirleri, Antropologie structurale adl eserindeki bir takm
imilar dnda, nazari olarak geliftirmemiftir.
rak telakki edilen atef. Bu doktrin XVIII. yy'm eonunda Lavoiier tarafndan ylulmttr (ev).
BRNC BLM
SINIFLANDIRMALAR DEVR
Beeri ilimlerin bamsz bir aratrmalar muhiti tekil edebilecekleri veya
hususi bir epistemolojik statye veya bir metodolojiye sihip disiplinler olabile
cekleri fikri olduka yakn zamanda domutur. Onu XV II. asra takaddm eden
yazlarda bulmak iin metinleri alt-st etmek gerekir. Bu fikir ancak tedricen
xv. asrda tasdik olun.mu ve xx. asr iinde arln hiHettirmitir. Bu
ge uurlann sebeplerini phesiz Rnesans'a kadar bizzat ilmin iinde bu
lunduu artlarda aramak gerekir. Bu tarihe kadar ilim mefhumundan anla
lan ey olduka mphem ve belirsiz idi, zira bu mefhum metodlu bir aratrma
kadar mantkl ve insicaml her nutku, ve hatti dzenli bir eylemi de belirtiyor
du . Bir taraftan, az ok ak bir tarzda Aristo'nun ilimler tasnifine atf yapl
yordu . Aristo ilimleri e ayryordu: konusu gerekli grlen eyin tahlili olan
nazari ilimler; gayesi fiilin dnda olan retim veya faaliyetle ilgili poetika ilim
leri; bizzit fiilin faaliyetleriyle ilgilenen tatbiki ilimler. Dier taraftan, mate
matik dnda ve az ok ak fakat dank baz aratrmalara ramen, tabiat
veya hayat alikadar eden mihadeler alannda, hi bir ilim, dierlerine mu
del olabilecek lde, zel bir hamle gstermemitir. Fiilen, Rnesans'n sonu
na kadar, btn ilimler ayn noktada idi: teebbste ciddiyet yokluu,
elyordamyla aratrma, pheli sonular. Bitl inanlara tibi olmadklar za
man, btn ilimlerin durumu byleydi. Bir bakma, Machiavel tarafndan yap
lan siyasi tahlil ve tarihe katknn onun devrinde fizie veya biyolojiye tahsis
edilen incelemelerden daha ilmi (bu terime bugn verdiimiz anlam iinde) ol
duu da sylenebilir. Bu durum Rnesans'n sonuna doru deiti.
Burada ayrntl bir aratrmaya girmeksizin, gnmzde beeri ilimler di
ye adlandrdmz disiplinlerin hus6silii zerinde dnmeye byk lde
katkda bulunan iki olay hatrlamak gerekir. Bu, bir taraftan, Galilee'nin a
lmalarndan ve bu almalarn sunduu yeni perspektiflerden itibaren tabiat
ilimlerinin muazzam hamlesi; dier taraftan, felsefede Descartes'n gelitirdi
i, ruh ve beden, zihin ve madde ikilii oldu .
XV II. asrdan itibaren tabiat ilimlerinin hzl inkiaf, ilimler Cumhuriye
ti'nde fizik ve insan ilimleri arasnda bir kopukluk yaratt . Fiziin giderek ar
tan gelimesi ve insan ilimlerinin donmas, muhtelif zihinlerin, ilmilik
seviyesinde, iki ilim grubu arasndaki muhtemel bir ztl ve beeri ilimlerin
hususiliini sorgulamalarna sebep oldu. Onlardan bir blm, bu ilimler ara-
snda kes in bir ztlk grmed iler. Tab iat il imler ini btn ilmil i in model i ola
rak grdkler inden, beeri il imler in gecikmes in in, tab iat ilimler inin normlarn
ben imsemeler i artyla telifi ed ileb ilece in i umdular. Bu ep istemoloj ik anlay
XV III. yzyl boyunca hak im oldu. Bylece, Helvet ius, De l 'esprit adl eserinin
SlNU'LANDIRMALAR DEVR
XVII. yzyldan XIX. yzyla kadarki bir ok tasnif arasndan burada ancak
en nemlilerini ve en anlamllarn ele alacaz .
1-
di, nevilerin ve teknik faaliyetin incelenmesini ayn tabii tarih bal altnda
snflandran bu ayrmda uygunluk olmayna alabilirdi . Akln ilimleri veya
felsefe blme ayrlr: Tanr ilmi veya ilahiyat, nazari ilimler (fizik ve meta
fizik) ve uygulamal ilimler (mekanik ve tabii by) diye ikiye ayrlan tabiat ilim
leri, nihayet insan ilimleri. Bizi zellikle ilgilendiren, en sonuncusu olan insan
ilimleridir. O da iki tr ilme blnyor: Bir ruh ve bir bedenden mteekkil
ferdi insann ilimleri, ve toplum halinde yaayan insanlarn ilimleri . Birinci ka
tegori iinde, Bacon insan ilmini -insan ruh ve bedenin bir bileimi s6retinde
dnerek, fakat ona zel bir ad vermeksizin- tbb, kozmetii, atletizmi, zevk
ve gzelsanatlar ilmini ihtiva eden beden ilmi, ve mahs6s ve iradi r6hun ilmi
ile akli veya ilahi (havayla ilgili) r6hun ilmini ihtiva eden r6h ilmi diye snflan
dryordu . Mahs6s ve iradi r6h ilmi de mantk (icidetme sanat, yarglama sa
nat, hatrda tutma sanat ve iletiim sanat) ve ahlak (ki bu da iyilik ilmi ve
konusu karakterler, duygular, vs ... olan r6h kltrnn ilmi olarak blmlen
mektedir) diye iki alt blme ayrlmaktadr. nsan ilimlerinin ikinci kategorisi,
yini toplum bilinde yaayan insanla ilgili olan ise ayr alt disipline ayrl
maktadr: konuma ilmi, ticaret ilmi veya iktisat ve ynetim ilmi veya siyaset .
Bu tabloyu takdim ederken, ikinci derecedeki daha ince dier blmlenme
leri, meseli tbbn hayat koruma sanat, tedavi sanat ve hayat uzatma sanat
eklindeki alt blmlerini veya yarglama sanatnn tmevarmla yarglamalar
ve kyasla yarglamalar eklindeki alt blmlerini ihmal ediyoruz. Her hilkirda,
sistemli grnne ramen, uyumdan yoksun bir snflandrma szkonusudur.
Bu durum belki, srf o zaman mevcut ilimleri snflandrmay deil, fakat ici
dedilmesi gereken ve, netice itibariyle, henz ad bulunmayan ilimlerde n
lk etmeyi de istemesiyle izah edilebilir. Bizi ilgilendiren adan, iki hususa
dikkat ekmemiz gerekir. Her eyden nce Bacon, tabiat ilimlerinden veya ta
biat felsefesinden ayrd disiplinlerden belli bir blmn insan ilimleri or
tak bal altnda gruplandryor. Ferdi insan ilimleri ve toplum iinde insan
ilimleri eklindeki alt blmlemede nseziyle psikolojinin ve sosyolojinin d
nld sylenebilir, fakat dnce mphem kalyor, nk Bacon bu gruba
mantk ve anlik da dahil ediyor.
aret edilmesi gereken ikinci husus da udur: Bacon phesiz rh ve bedeni
ayryor, fakat bu ayrm, szkonusu blmlemeyi tabiat ilimleri ve insan ilim
leri arasndaki ayrmn prensibi yapacak olan baz haleflerininkinden farkl
olarak, insan ilimleri dahilinde kalyor.
ahsnda Bacon'n bir intihalcisini gren mnekkidlerine kar itirazlarna
ramen d'Alembert, Discours preliminaire de l'Encyclopedie adl almasnda
teklif ettii snflamada hibir orijinul gr getirmemektedir. Gnn zevkine
gre yeniden tanzimi dnda, Bacon'm snflamasnn tekrar szkonusudur. Ger-
SINIFLANDIRMALAR DEVR
Di.acoun prliminaire,
.4yn eaer, . 67,
Pari,
d. Gonthier, 1965,
s.
96.
P.U.F. 1946,
8.
176.
SINIFLANDIRMALAR DEVR
Devri iin geerli akmlarn dnda bir filozof olan Vico'nun orijinallii ze
rinde hu konuda ok ey sylenebilir. Gerekten, muhtelif beeri ifadeleri tah
lil ederken o, szkonusu ifadelerin basit bir entellektel yorumunu vermekle
yeti nmez, fakat hurafelerin beeri varln ihtiyalarna ceva p verdiklerini, akl
adna muhayyilenin tardedilemiyeceini, insann daimi men faatlerini ve tutku
larn hakl karmay denediini gsteriyor. Aklilie veya ilerlemeye zt olduu
iin adalarnn yok etmeyi denedikleri eyin, Vico sebebini ve hayati anlam
n yakalamaya alyor. Bu artlar iinde, Vico'nun srf ak ve seik fikri ka
bul eden Dekart fe lsefenin bir rakibi olduu anlalmaktadr. Onun kanaatine
gre, m phem ve mulakn, ilim onlar reddetse veya bilmese hile, hemehrilik
haklar vardr, zira insan srf ilim deildir, fakat o phesiz ilmi, fakat aynza
manda iiri, fahl'leri ve dier muhayyile kal plarn da yaratan bir uurdur. Bu
nunla birlikte, onun iddetle mcadele ettii akm, cihanmul matematik akm,
yani hereyi dier disi plinlere modellik ya pmas gereken bir mkemmel ilim ola
rak deerlendirilmi matematiklere indirgeme iddias oldu. Matematikleri k
msedii yoktu, fakat onlarda rnek hak ikati grmeyi reddediyordu. Gerekten,
Vico'ya gre, her ilmin kendine has modeli vardr ve her ilim kendi kesinliini
kendi dzenine gre tayin eder. Messeselerle, siyasi rejimlerle, rf ve adetlerle
ve hukukla megul olan yeni ilim, matematik normlara uyduu iin deil kendi
si olarak geerlidir. B. Croce'un iaret etii gibi, Vico'nun e pistemolojisi u
prensi pten hareket eder: "Bir eyi tanmak iin, bir art vardr: onu yaratabil
mek, yle ki doru, yaratlmn kendisidir. Verum ipsum factum 1 1". phesiz
matematikler, dier dis i plinlerden daha fazla gelimilerdir, fakat bilgiler d
zeninde asli bir stnlkten yararlanmazlar. O halde bata meta fizik o lmak zere,
baka herhangi bir ilim more geometrico (geometriye gre) incelenemez
Descartes'a kar, Vico, tarihe, iire ve hatta insann ve to plumun tecrbi
bilgisine yeniden itibar kazandrmaya gayret etti. Scienza nuova (yeni ilim) ve
ya beeri ilimler temelleri bakmndan olduu kadar metodlar ve kesinlik ti p
leri bakmndan da hem hususi hem de bamszdrlar. Beeri gerekliklerin
birileri dierlerinden kmaz, fakat karlkl olarak birbirlerine tesir ederler
ve onlar olduklar gibi, netice itibariyle her unsuru btnl ve dizisi iinde
anlamay deneyerek kavramak gerekir. Her halkarda, eer bir insan ilmi var
sa, insan alemini bizzat insan yaratt iin vardr. Bu anlamda Vico yle yaz
yor : "Tarih iin en byk kesinlik olaylar ya pan kiinin bizzat onlar anlatt
yerdeki kadar hibir yerde mevcut olamaz 12".
te biz bu durumda hakiki ve umumi bir beeri ilimler nazariyesiyle, Vi
co 'nun i ya psn ansiklo pedik mahiyette bir tanmlama erevesinde ve tam
11 8. CROCE, Die Philosophie Giambattista Vicos, Tubingen, 1927,
12
s.
147.
s.
4.
10
Fiziki ilim ve manevi ilim arasndaki ayrm daha XVI II. asrda mevcuttu,
fakat o dnemde bu ayrm hibir kavram gelimesine imkan vermedi . Ruh v e
bedenin veya dnce ve maddenin Dekart ay rm temelinde, iki trl ilmi
13
CHAIX-RUY , Ayn
Ayn eser, s. 25.
eser,
s .25.
SINIFLANDIRMALAR DEVR
11
12
SINIFLANDIRMALAR DEVR
13
DGER SINIFLANDIRMALAR
14
K N C BLM
TARH
UURU
xx. asrn ilk yllarndan itibaren beeri ilimler meselesi yeni terimlerle
ortaya konuldu. Artk, ilimlerin muhtelif tipleri arasnda bir farkn var oldu
unu kabftl etmek deil fakat beeri ilimlerin bamszln ilin etmek szko
nusuydu. Her bamszlk arzusu gibi, bu hareket de esas itibariyle metodoloji
sahasnda gelien anlamazlklar dourdu. Bilhassa, felsefi dncenin Kant'
dan itibaren muazzam bir hamle yapt Almanya'da yeni akm, en yetkili ve
en tartmal biimde tasdik olundu. Orada, srf beeri ilimlerin metodlarnn
husftsiliini ve orijinalliini tayin etmekle snrl kalmayan, fakat hazan da srf
kurulma yolunda olan yeni disiplinlere zg yeni bir mantk gelitirme iddia
snda olan, hemen hemen her neslin ayr bir biimini yaad bir methodens
treite (metod anlamazlklar) mirasna ihit olundu. Bizim iinde bulunduumuz
gerileme yznden bu entelektel atmalarn canllna hayret edilebilir, zi
ri, tabiat ilimleri sosyal ilimlere saltanat naiplii iddiasnda bulunmaJna g
re, yersiz bir mnakaann szkonusu olduu dnlebilir. Gerekten, bu
disiplinlere tabiat ilimlerinin sk metodolojisinin zorla kabul ettirilebileceine
inananlar bizzat filozoflar olmulardr. limlerin metodolojisi konusunda orto
doksluk olmadn, netice itibariyle, tabiat ilimlerinin bir usftl verimli gz
kyorsa, onun beeri ilimlerde hemehrilik hakkna sahip olduunu ok iyi
biliyoruz. Bununla birlikte, szkonusu tartmalar o gnn baz tezatlar bu
gn az temellendirilmi gibi gzkseler bile, verimsiz olmadlar. Bir yandan,
bu tartmalar yeni disiplinlerin epistemolojik statsn belirlemeye ve akla
maya katkda bulundular; te yandan, Emile Lask'n vurgulad gibi, metodo
lojik meseleler ilmi kavramlarn inasna ve mantki gelimesine katkda
bulunmaktadrlar.
Bu asrn banda beeri ilimler lehinde hareket vcftda getiren tahlil gc,
beeri faaliyetlerin tarihi boyutunun uuruna varma oldu. Bu uur, Aydnlan
ma ana zg olup zellikle Condorcet'de bulunan, asrlar boyunca insan zih
niyle gerekleen ilerlemeler fikri siyesinde ve hatta fransz htilili'nin anlam
zerindeki bir tefek.kr siyesinde hazrlanmtr. Bununla birlikte, XVIII. as
rn aklclndan farkl olarak, tarihin yeni anlam, entelektel kurulularn
soyutlanmasn reddediyor, mahhas hayatn sezgisi siyesinde, Ben'in gelime
si biiminde, asliyetin ve yaanann, milletin veya halkn ruhunu (Volksgeist) ke
fetmenin aratrlmas siyesinde gerein bir anlam olarak tasdik olunuyordu.
16
Bu devrin yeni fikirler asndan son derece zengin Alman dncesiyle ilgili
olarak, bu tarihi anlamn kefi ile romantik estetik ve uzviyeti felsefe arasn
daki mnasebetler zerinde de durmak gerekir. " Halkn ruhu", "halkn idra
ki", "devletin tabii tarihi", "insan hayatnn tabii biimleri" gibi ifadelerin,
ngiliz ve Fransz pozitivizminin husftsiyetleri olan, srf psikolojik veya sosyolo
jik nitelikli tahlillerin daha ziyade basit manas iinde yorumlanmasna kimse
nin hakk olamaz . Aksine kltrel dinamie sahip mefhumlar szkonusuydu,
zira onlar hemen hemen mistik bir aksiyonun tarihi boyutu iinde kavranm
lard . Politika veya devlet, toplum, hukuk, din, diller, sanat gibi beeri ilimle
rin konusu olan meseleler hararetli tartmalara ve durmakszn yeniden ele
alnan mnakaalara sebebiyet vermitir. O halde szkonusu tartmalar, ister
Fichte, Schelling, Hegel, Adam Muller, F. Baader'inkiler gibi felsefi, ister Hum
boldt kardelerin, Schlegel kardelerin, Novalis 'in, Grres 'in, Brentano'nun,
Eichendorff'un, Tieck, vs ... ninki gibi edebi olsun bu devrin yaynlarnn esas
n tekil etmi olmalarna almamaldr. Felsefe, klasik felsefenin umftmiyetle
ihmal ettii beeri ilimlerin meselelerine ite bu devirde almtr.
Tarihiliin kefi, Alman ruhunun husftsiliinin, Fichte'nin Alman milletine
yedinci nutkunda almanlk (Deutschheit) diye adlandrd eyin uuruna var
la ve alman kltrnn bilkuvve-mevcftdiyetleriyle (potantialites) alakal ola
rak, fakat bu hedef Novalis'in "Biz misyonerleriz, btn dnyay kltrel adan
biimlendirmeye davet edildik" cmlesiyle ksaca zetledii cihanmftlc bir
hedefle birletirilerek gereklemitir. Tarihin yeni manasnn o halde vak'an
vislik.le, yani gemiin mmkn olduu kadar sadk bir ekilde yeniden inasy
la hi bir ortak yan yoktur, fakat o, tarih felsefesi anlamnda, gerekletirilecek
tarihle alakaldr. Demek ki, beeri ilimlerin muhtariyetinin uruna varl, na
zariyesini tarih felsefesinin tekil edecei Promethee'ci bir aksiyondan daha ge
ni bir hareket iinde gerekleiyordu . Dnya, bu eylem siyesinde "hakikatler"
haline gelen kavramlar harekete geirme vesilesi olmaktadr. Bu dnemin ya
zarlar okunduunda onlarn hepsinin, "hakiki felsefe"nin, "hakiki hrriye
t"in, "gerek devlet"in, "hakiki siyaset"in veya "ekonomi"nin, "gerek
riihib"in, "hakiki demokrasi"nin veya Marx'a gre "gerek demokrasi"nin, vs ...
yaratclar olduklarna inanm bulunduklar gzlenmektedir16 Beeri ilimle
rin rol, bu "hakikatler"in ilmi geerliliini temin etmektir. Bylece, tarih kav
ramlarn ikmiili olmaktadr, fakat bu ikmiil, hususi bir gerekliin, devlet, millet
veya snf gerekliinin cihanmftllemesiyle olumaktadr. Marx', onun d
ncesini marksist bir biimde, yani bir felsefenin veya bir sistemin kendi mad
di ve ideolojik artlaryla aklanmas hususunda srar eden marksist kategoriler
temeli zerinde yorumlayarak anlamak isteyenler iin, hibir phe yoktur ki,
16 Bu konuda bkz. C. SCHMITT, Romanti.!me poliique, Paris, 1928 , zellikle
109.
TARH UURU
17
marksist sistem de Hegel' inkiyle ayn sfatla, hususi ve dihiyine bir an olarak,
XIX. asrm ilk yars boyunca Almanya' y heyecanlandll'an bu geni hareket iinde
yer ahyordu . Bu kaynaan fikirlerin, 1910'da Guillaume de Humboldt taraf m
dan ku rulan Berlin n iversitesi'nde messesev i bir kadro bul duklarn ilive
etmek gerek ir.
1.
TARH OKULU
Daha ziyade oul kullamlmas gereken bir dey imi tekil kullamyoruz, zira
Almanya'da ta rihi zihn iyet muhtelif beeri il imlere: hukuka, ilah iyata, dilbili
mine, ikt isada, vs .... nfuz ettike birok tarih okulu varol du . Bununla b irl ik
te, bir disiplinden dierine ve bir nesilden dierine mey dana gelen deimelere
ramen, ba oyuncular canlandran derin zihniyet ayn idi.
lk tarih okulu, Puchta, Gustav Hugo ve Savigny adn dak i hukukularn okulu
oldu . Sav igny (1778-1861) bu okulun bahca temsilcisi ve Von Berufunserer Zei
fir Gesetzgeburg und Rechswissenschaf (1814) a dh manifesto-programmm ya
zar oldu . Mesleklerinden dolay zellikle hukuk zerin de durmalarma ramen,
formllerinin iir, rf ve adetler, diller veya siyasi kurulular gibi dier bi im
lere de yaylabileceini umuyorlard. Onlarm dnces ine g re, btn bu hidi
seler Volksgeist'in rnleridir. Volksgeis, her halkm veya her millet in hususi
ruhu demektir, yle ki ilmi bir inceleme, ancak tarihi olabilir, u anlamda ki,
sz konusu rnleri, he r seferinde naza r dikkate alman halkm (roma halk
nn, cermen halknn, vs ...) tarihi gelimesiyle artlanm hususi gelimeleri iinde
tahlil etmek gerekir. Bu biimler ift anlamda tarihin eseridirler. Bir taraftan
szkonusu biimler, bir iilenin, bir sosyal kategorinin, bir devletin veya bir halkn
yeleri olarak ancak bu biimlerin gelimesine itirak ettikleri l de alakadar
olunulan fertleri amaktadrlar; dier taraftan tarihil ik onlarm hakikatlerini
tekil etmektedir, u anlamda k i, tarih basit olarak bu b iimlerin zaman iinde
birbiri ardmdan ne olduklarn de il, fakat ay mzamanda hem halkm ruhundan
hareketle ve hem de asrlar boyunca bu halkm teekklne ve tadillerine katk
da bulunarak, aldklan durumu da aklamaktadr. Demek ki, tarih gemiin
basit bir izah deildir, fakat eyan m varh mm ontolojik b ir boyutudu r, zira
o, ortaya klar ve gelimeleri iin de bi imlerin kendiliin den ve yaratc bir
gc dr. Tarih varh tekevvn iinde belirler ve sonunda, tekevvnn teme
line kadar kmaya imkan sala r. Buradan u net ice kar: hukukun, dilin, rf
ve adetlerin muhtel if biimleri "kesinlikle ay r varha sihip deillerdir. Bu bi
imler ancak ay m halkm; tabiat iinde zlmez bir ta rzda biribirine balan
m, ancak tahlil de ay r husfisilikler ola rak ortaya kan, tekil gleri ve
faal iyetleridir. Bunlar b ir btn biline get iren, halkm ortak kanaati, her tr
l mmkn ve keyfi bir yarath dncesini tardeden, onla rm ay m zo runluluk
18
11
TARH UURU
19
Schumpeter' in ynn bel irleyecekt ir. Eski Okulun yaratclar, asl ikt isat
lardan daha ok ikt isat tar ih iler i oldular ve bu vasflaryla onlar o dnemde
Fransa'da olduu g ib i Almanya'da da h ikim olan klas ik ng il iz ekonom is inin sta
t ik, soyut ve aklc anlayna tepk i gstermey i dened iler. Grundriss zu den Vor
lesungen ber Sta.atswirtschaft nach geschichtlicher Methode ( 1843) adl eserinde,
Roscher urat il im dal i in u program tesb it ed iyordu: halklarn ikt isat
sahas nda dndkler i, isted ikler i ve h issett ikler i ey i, onlarn iddetle arzu
ett ikler i ve elde ett ikler i ey i, onlar n i in arzu ett ikler in i ve n i in elde ett ikle
r in i bel irlem ek . Byle b ir proje ancak, ekonom i pol it i i ekonom i pol it ik olarak
mlahaza etmey i reddetmek ve, onu "b ir halk n hayatn" b ir btn olarak an
lamak gayes iyle, mukayesel i b ir metod temel i zer inde hukuk, d in, devlet g ib i
d ier had iseler i de hesaba katmaya ynlend irmek artyla anlam kazanab il irdi.
te bu mukaye sel i tahl illerden hareketledir k i, sonunda ekonom iden "ikt isadi
gel imen in, halkn ikt isadi hayatnn kanunlar nazar iyes i'n i yapmak i in, ge
l imen in kanunlarn (Entwicklungs-gesetze) tanz im etmek mmkn olab il ird i.
Knies, Politische konomie Vom Standpunkte der geschichtlichen Methode
( 1853) 20 adl eser inde, muhtel if beeri il imler arasndak i bu gerekl i mnasebet
ler zer inde daha fazla duracakt r. Onun dnces ine gre, ekonom iy i, her halk n
hus6 siyetler ine gre ek illenen organ ik b ir bnye olarak ve her dev irdeki ha
k im fik irler ve hukuk, pol it ika ve d in tarafndan icra ed ilen tes ir gz nnde
bulundurularak deerlend irmek gerek ir. Her halkn tar ih i hayatnn tekil ett i
i b ir ic ik ve or ij inal btn ha k.knda b irlet ir ic i b ir fik ir ed inmeye anca k by
lece ulalab ilecekt ir. Byle anlaldnda, ekonom i, tpk beeri il imler g ib i,
kend ine zg b ir metodoloj i gel it irmeye mecbur kalr k i, bu metodoloj i, tab iat
il imler in in matodoloj is iyle de ps ikoloj in in metodoloj is iyle de, -bu il imler in ko
nu su olan gerekl ikler d dnya tarafndan ve i dnya tarafndan, tab iat tara
fndan ve ruh (e spr it) tarafndan b irl ikte artlanm olmalarna ramen -,
kartrlmamaldr. Bu gerekl ikler insan irades ine bal olduklarndan kend i
ler ine zg hus6s iyetlere sah ipt irler ve, net ice it ibar iyle, gel imeler i esnasnda
durmak szn de imekted irler, yle ki ulalab ilen net iceler mutlak deil fakat
grel i b ir geerl il ie sah ipt irler.
Hak im etk iy i icra eden, Yen i Tar ih Okulu den ilen grup oldu -k i bu okulun
ba Schmoller id i-, nk bu okulun tar ih anlay d ier beer i il imler in o
unda kabul grmtr ve bu il imler in tekamlne baka lkelerde, Fransa'da
olduu kadar Amer ika B irle ik Devletler i'nde ve baka yerlerde de damgasn
vurmutur. Sz konusu olan, tar ih in bugn hali yrrlkte kalan, ideoloj ik ol
mayan, poz it iv ist anlaydr. Daha sonra dzeltmelere veya a klamalara ma10
Bu eser 1883'de Die polii.3che konomie vom geschichlichen Sandpunk ad altnda yeni
den kaleme alnmtr.
20
TARH UURU
21
ti. Bunu nla birlikte, grubun yazarlarndan h erbirine ait bu hususi eiliml er, He
g el'in veya d evrin tarih filozoflarnn g eni tarihi tablosu yannda daha yavan
ve hatta daha yorucu gzkebiliyorlarsa da, esas itibariyle ilmi olmak isteyen
bir be eri iliml er anlaynn genel esprisine glge drmedi.
2.
HEGELC TERKP
s.
22
D 'ALEMBERT, Ducours preliminaire de L'Encyclopedie, Paris, bibliotheque Mediation, 1965,
19.
23 HEGEL, La raison dans l'histoire (ev. PAPAIONNOU), Coll. 10118, Paris, 1965, s. 66.
22
Volkgeist'i bulmaktadr, fakat Savigny'ninkinden baka bir anlamda: her hal2 HEGEL, La phenomenologie de l'espri (ev. HYPPOLTE), Paris, 1949, c. 1, s. 27.
25 Ayn eser, s. 24.
26 HEGEL, Precis de l'Encyclopedie des sciences philosophiques. (ev. GIBELIN), Paris, 1952,
3. Ksm, 2. ve 3. blmler.
27 HEGEL, La raison dans l 'hisoire, s. 49-50.
TARH UURU
23
kn ruhu cihanmOl Ruh'un hususi bir ifadesidir. Gerekten, her halk bir ferttir
ve bu haliyle, kendi tarznda dnyann ROhu'nu Phenomenologie de l 'esprit ad
l eserde tasvir edilen ferdi uurla ayn biimde ilin etmektedir: "Bir ferd bir
ok biimlenme merhalesinden geer ve bununla birlikte ayn kalr. Her halk
iin de, dehasnn cihan mul merhalesi olan merhaleye ulancaya kadar du
rum aynd r. Bu noktada, deime, Kavram'a uygun olan dahili bir zaruret ge
reince kendini zorla kabul ettirmektedir. Hayatn ehemmiyeti balangc n ve
sonucun biribirin den ayrldklar eyde tezahr eder. Bu durum fetlerin haya
tnda olduu kadar halklarn hayatnda da ayndr28 Bununla birlikte hibir
halk cihanmOl Ruhu kat 'i olarak ifade etmez, fakat tarihinin sadece belli bir
ann da onu ifade eder ; zira, k nazariyesine sadk kalan Hegel, bir halkn
nesnelliine ulat, kendi kavramn gerekletirdii ve "kendisinden holan
mak "la yetindii andan itibaren, olgunluktan ihtiyarla getiini ve ruhunun
ldn dnr. CihanmOl ruh ise lmemekte ve baka bir halka getmek
tedir. Mesele byle anlaldnda, "Cihanmul tarih ancak bir sretir, bu s
re siyesinde ROh kendisini, kendi Kavram'n bulmaktadr29", her halk onu
baka bir biimde ifade etmekte, fakat hrriyetin gelimesi anlamnda onun son
suz ikmaline tedrici olarak katkda bulunmaktadr. CihanmOl tarihin dier
tanm buradan kaynaklanmaktadr: O, "Ruhun, kendinde varolduu eyin bil
gisini kazanmak iin kendi hamlesi iinde takdimidir30". yleyse tarihin aklili
i ayn zamanda bir ilerleyiciliktir, nk, her halkn zirveye k yla,
cihanmul Ruh olgunlamakta, zenginlemekte ve dnyann Ruh'u kendisin
den daha stn bir uOra ykselmektedir31 Netice itibariyle, bir halkn varolma
vazifesi (devoir-etre) dorudan doruya onun bnyesi iindedir, yini Cihan
mul daha nce, bu varolma-vazifesi halk bilinde birletii an ilk uOrunda ka
rarlamtr. Buradan u sonu kmaktadr: bu aklilik kendi z gaiyetini, dier
bir ifadeyle Cihanmul Ruh'un muhtelif halklarda tedrici olarak gerekleir
ken -ki bu gerekleme zaman iinde CihanmOl Ruh'un bizzat kendisinin ka
demeli bir bilgisinden ibarettir- aydnlanmasn kapsamaktadr.
HEGEL, Ayn e5er, s. 94-95.
HEGEL, Ayn e5er, s. 94.
30 HEGEL, Ayn e5er, s. 83.
3 1 "CihanmOl tarih en yksek remizleri iinde ROh'un mutlak ilahi srecinin tezihrdr:
kademeli yry ki bu siyede Ruh kendi hakikatini kavramakta ve kendisinin uuruna varmakta
dr. Tarihi halklar, onlarn ortak etikalarnn, bnyelerinin, sanatlarnn, dinlerinin, ilimlerinin
belirli karakterleri, bu kademeli yryn biimlerini tekil ederler. Bu kademeleri amak, Dn
yann ROhu'nun sonsuz arzusu ve kar durulamaz drtsdr, zira onlarn teliffuzu kadar ger
ekletirmeleri de bizzat onun kavramdr. Halk Ruhlarnn prensipleri, teselsllerinin zorunlu
dizisi iinde, ancak bizatihi kendileri cihanmOl biricik Ruhun anlardrlar: onlar sayesinde, ta
rih iinde kendiliinden gzken bir btnle ykselmekte ve sonuca ulamaktadr", HEGEl, Ay
n eser, s. 97-98.
"
24
ster ferdi uiirun taribilii s eviyesinde ister bir balkn tarihi v eya ciban
miil tarih s eviyesinde olsun, hukuk, dil, rfl er, siyaset, iktisat veya din emsali
biimlerin, ksaca b eeri ilimlerin konularn tekil eden bayat ekillerinin hepsi,
Ru bun olan kendisinin yaparak ve olann uuruna vararak rettii bilginin vaz
g eilmez a nlardrlar : "Ruh kendi kendini istihsal eder, olduu ey bizatihi ken
disi olur. Onun varl istirahat halinde varlk deil, fakat s rf faaliyettir: onun
varl , kendisi tarafndan yaratlm olmaktan, kendisi iin olmu bulunmak
tan, kendiliinden yap lm olmaktan kaynaklanr. Hakikaten varolmak iin, Ru
bun bizatihi kendisi taraf ndan yaratlm olmas gerekir : Onun varl mutlak
sretir. Kendisiyle v e kendisi taraf ndan (v e bir bakas tarafndan d eil) ken
disinin aracs olan bir sre, Rubun b elirli anlar (Momente) bilinde farklla
masn, harekete ve d eimeye koyulmasn ve muhtelif tarzlarda b elirlenmeye
boyun emesini gerektirir32". te, Hegel'in felsefe diye adlandrd aka ken
disini srekli aan bu fikir hareketidir. yleyse Ruh'un kendisi hakknda sahip
olduu bilgi ne aracszdr ne de kendiliind endir, fakat, Precis de l 'Encyclope
die des sciences philosophiques 'de tanmlanan emaya gre ruhu olumsuzlukla
temasa g eiren diyal ektik srecin muhtelif safhalar srasnda onu kendisine il
ham eden hukukun, dinin, sanatn veya iktisadn muhtelif belirleniml erine
baldr:
1 Mant k, kendiliind en veya kendisi iin Fikrin ilmi ;
Netice itibariyle hukuk, siyaset veya iktisattan ibaret olan belirlenimler Rub'a
olumsuzlua atlma, orada kendini unutma, oradan kendini ekip karma ve
sonunda varl n n btnl iinde kendini tasdik etme imkan veren gl er
dir. Bunlar ayn zamanda Ru b'un kendisi hakknda edindii bilginin objektifli
inin artlardrlar v e bu hall eriyle bu gl er Rub'un birlii iinde varl klarn
srdrmektedirler: " Ruh bir nizamn, bir kltn mevcut olduunu bilmekle
yetinmez; onlarn b elirl enimlerini bilmek ister, zira ancak bu sayededir ki, Ruh
obj ektifliinin cibanmiilyle sbjektifliinin birlii iinde yerini alr. phe
siz, onun dnyas bylece yaplmt r ki o ayn zamanda unsurlarn yanyana ko
nuluu (Aussereinander) olarak takdim edilmektedir ve onunla ilikisi , mes eli,
d s ezgi ilikisidir, fakat Ruh da en d erin ierdeliini (interiorite) dnyasyla
birletirmek zorundadr. Bu onun en st dereced e zgrlemesidir, nk onun
en derin i erd elii aka dncedir34 te bu anlamdadr ki, be eri ilimlerin
32 HEGEL, Ayn eser, s. 97.
33 Precis de l 'Encyclopedie (tere. GIBELIN), Peris, 1952, s. 41.
3 La raison dans l 'histoire, s. 208.
TAR H UURU
25
s.
95.
26
MARKSST MADDECLK
8.
96.
TARH UURU
27
ayrm devam ettii mddete, bizatihi ilim de felsefe, hukuk veya din gibi bir
yabanclama gc olacaktr. Bununla ilmin kaderi, hukuk, siyaset veya ahlak
gibi dier yabanclamalarn kaderiyle ayn olmayacakt r, zira insann ve tabia
tn biricik ilmi olduundan o, ta rihi maddecilikten tandmz biime gre,
"gerek" veya "hakiki" ilim olarak yabanclamaktan kurtulmu mstakbel in
sanlkta varln devam ettirecektir. lmin bu teklifi bilhassa mutad beeri ilim
lerin konu yokluundan snecei peygamberli toplumda p rensip olarak daha
kolay gerekleebilir. Filhakika, madem ki zel mlkiyetin o rtadan kaldrlma
syla yok edilebilecek olan yabanclamala r sz konusudur, yleyse bu toplum
da bir hukuk, din veya siyaset ilmi nasl var olabilir? " Demek ki, zel mlkiyetin
olumlu iptali, beeri hayatn benimsenmesi, her yabanclamann olumlu ilgas,
netice itibariyle din, aile, devlet, vs... dndaki insann beeri, yani sosyal var
lna dn anlamna gelmektedir41 ".
Bu artlar iinde marksizmin, hukukun, dinin veya politikann tenkidi ol
mas dnda, beeri ilimlerin um-O.mi bi r nazariyesini ve hatta epistemolojisini
gelitirmeyle ilgili muhtelif teebbsler zerinde kesinlikle bi r tesi r ic ra etme
dii anlalr. Gerekten, hukuk, din veya politika mefhumlarn iinde bulun
duklar iktisadi ve itimai artlara tabi klarak ve ncelikle, bu mefhumlarn
tekamlnn belirlenmesinde btn amiller arasnda iktisadi amile imtiyaz ta
nya rak hususi ilimler kurulamaz , zira baz marksist uzmanlarn hukuk, politi
ka veya din konusundaki dncelerinin aksine, bu gereklikler tam olarak
sadece d a rtlanmayla aklanamaz. Meseli hukuk ilminin en byk otoritesi
saylan marksist uzman Pachoukanis'in eseri okunurken ortaya kt gibi, bu
rada meselenin phesiz ihmal edilmemesi gereken fakat um-0.miyetle sathi olan
bir cephesi szkonusudur. timai mnasebetlerin hereyden nce retim tarz
larna bal olduklar ve hukuk sisteminin veya din tiplerinin bu retim tarzla
ryla, hatta iktisadi olgunun styaplar ta rafndan belirlenmesinin dialektik
grnts altnda deitikleri tasdik edildii zaman, retim tarzla r ne olursa
olsun btn cemiyetlerin niin bir iktida ra, kaidelere, adetlere ve inanlara sa
hip oldukla rn anlamak zorlaacaktr. Cemiyet , eer ku ru unsurlar olan hu
kuki, siyasi ve dier muhtelif ilikilerinden soyutlanrsa, bir kelime olmaktan
te hi bir anlam ifade etmez.
Beeri ilimler iin marksizmin ehemmiyeti baka bir noktada kendini gs
termektedir. Bir taraftan, hukuki, siyasi ve baka muhtelif faaliyetler arasnda
uyum salama endiesini tayan nazariyelerin aksine, Marx, tenikuzla rn te
mel roln, felsefi nvarsaym gereince bu tenakuzlar srf bir iktisadi kayna
a dayandrma eiliminde olsa bile, die r btn teorisyenlerden daha iyi
belirtmiti r. Bu adan, Marx'n katks almalarn uuruna varmada temel
K. MARX, Ayn
eser, s.
88.
28
oldu. Bundan byle her nazariye bu katky beeri ilimlerde nazar dikkate al
mak zorundadr. Dier taraftan, Mar x, tarihi srf "hakikat, hususi bir ahs,
gerek beeri fertlerin basit dayanaklar yerine getii bir metafizik konu olarak"
deerlendirmeyi reddederek 42 ve aksine insann hareketle (pra xis) kendi z ta
rihini "dourmas" olgusu zerinde srar ederek, tarihi ynn yeni bir kavra
mn gelitirdi . nsan dnyay deitirirken, bizzat kendisi deimektedir.
Ferdi uurun tari bilii anlamnda olmamakla birlikte, Engels'in 25 O cak
1894'de Starke nhurg 'da yazd mektupta belirttii gibi, "genel bir plana gre
bir ortak iride"nin43 eseri ola cak olan tarih anlamnda, insan kendi kendini
eiten bir eiti cidir. Volksgeut nazariye cilerinde olduu gibi, fert an cak, Mar x
ve Engels 'in yerine snf koyduu halkn dnda, mensup olduu grup sayesin
de anlalr: zellikle her ferdin hrriyete kavumas, tarihin tamamyle dnya
tarihine dnt lde tam olarak gereklee cektir 44".
Her ne olursa olsun, ite burada umumi bir beeri ilimler nazariyesine srf
dn alma yoluyla dahil edilmeye msait unsurlar szkonusudur, an cak bu
nun iin marksizmin n -varsaymndan vazgemek de arttr. Gerekten, Mar x
ve Engels 'in dar felsefeleri noktai nazarndan, byle bir nazariyenin hibir an
lam yoktur, nk insann tek bir ilmini gelitirmek mmkndr, o da ayn za
manda hem insann hem de tabiatn tek ilmi olan tarihi madde cilik ilmidir. Beeri
ilimlerin muhtar statleri olamaz, nk bir yandan bu ilimler hususi disiplin
ler deildirler, te yandan onlarn konusunu tekil eden din, hukuk veya politi
ka bamsz faaliyetlerden ibiret bulunmamaktadrlar. Gerekten, bu szde ilim
lerin gelimesi kadar onlarn akladklarn iddia ettikleri ey de maddeten
artlanmlardr: " nsan beynindeki bayiiler bile, onlarn deneyle mahede
edilebilen ve maddi temellere dayanan maddi hayatlarnn sre cinden zorunlu
olarak kan yceletirmelerdir. Bu sebeple , a blak, din, metafizik ve her eit
ideoloji, ve batta onlara tekabl eden uur biimleri, her trl muhtariye t g
rnn derhal kaybetmektedirler. Bunlarn tarihi yoktur, gelimeye
sahip bulunmamaktadrlar ; aksine, maddi retimlerini ve maddi ili kilerini ge
litirerek, kendilerine zg bu gereklik ile, dn celerinin r nlerini istihale
ye uratan insanlardr. Hayat belirleyen uur deildir, fakat uuru belirleyen
hayattr 45". Marksist gelenee Hegel ci bir gr as ithal eden Grams ci felse
fesi rneinde olduu gi bi, sade ce "saf olmayan" marksist felse feler, zorda ka
lnrsa umumi bir beeri ilimler nazariyesine temel olarak hizmet sunabilirler.
N C B L M
YORUMBLMNN YOLU
Yakn bir dneme kadar, yorumbilimi hemen hemen srf alman nazariyeci
ler tarafndan ilenen bir yol oldu. Gerekten, onu ilk defa beeri ilimlere bir
birlik kazandrmaya elverili metod seviyesine ykselten Schleiermacher oldu,
fakat bu us ill Schleiermacher'den nce , zellikle il ihiyatta ve felsefede baka ya
zarlar tarafndan, meseli Friedrich Ast (1778-1841) ve Friedrich August Wolf
(1759-1824) tarafndan uygulanmtr. Schleirmacher ve Boeckh, F. A . Wol f'un
talebesi olmulardr 46 Ksa zamanda bu metod, bakasnn yorumlanmas me
seleleriyle karlaan di er disiplinler tarafndan ben imsendi ki, bir hukuki,
tarih i, arkeolojik, psikolojik, vs ... yorumbiliminin inas buradan kaynaklan
maktadr. XI X. asrn sonunda ve XX. asrn bandaki muhtelif anlay retile
ri, J. Wach'n, Almanya'da XI X. asr boyunca muhtelif yorumbilimi
nazariyelerinin, tarihi bir tahlili biimi altnda, Verst.ehen (anlama) mefhumu
na tahsis etti i eserin gsterdi i gibi, yorumbilimi dncesinin do rudan vi
risleridirler. Bununla birlikte, muhtelif yo rum bilimciler okundu unda,
bunlardan bazlar anlama mefhumu zerinde srar ederlerse de, di erlerinin
seve seve aklama (Auslegen)'dan, yorumlama (Deut.en)'dan bahsettikleri gz
lenmektedir. Bu kelime de iiklikleri, yorumbilimi metinlerin erhedilmesiyle
kart rld mddete, balan gta hi de ciddi neticeler dourmuyorlard. Fakat
daha Schleiermacher, anlama (Verst.ehen) unvan altnda, yorumbiliminin biri
gramatikal aklama (grammatische Auslegung), di eri teknik yorum (technisc
he lnterpretation) olmak zere iki safhasn belirledi i zaman, bu kelime de i
iklikleri anlalmazlklarn kayna olmutur. Burada yorumbiliminin di er
uzmanlarnda rastlanlan pheli nokt alarn hatrlatmak yerine, bu metodun,
meseli Dilthey yorumbilimini hayatn tezihrlerini yorumlama veya anlama sa
nat olarak geniletti i zamanki kesinliini sorgulamak daha do ru olur. Kavram
plannda oldu u kadar deneye dayal alma plannda da yorumlama ve anla
ma mefhumlar birbirine kartralabilir mi ? Yorumbiliminin kendi zne tam
olarak hangisi uygundur ? Bu problemler ylesine gl bir ekilde kendilerini
hissettirmektedirler ki, psikanalitik yorumbilimi gnmzde hereyden nce
bir yorumlama te kni i olmay istemekte ve psikolojide ve sosyolojide anlamann
46 F. AST, Grundlinien der Gnmmatik, Henneneutik und Kritik. Landlhu, 1808, ve F. A. WOLF,
"Darstellung der alterturruwuenchaft nach Begriff, Vmfang, Zweck und Wert' Mweum der A.l
tertumwuenachaft, c. I, Berlin, 1807.
30
YORUMBLMNN YOLU
31
32
d iireyi tasvir etti zamanki; nihayet tarihi, mecazi ve daha baka yorumbilimi
ni tartt zamanki tefekkrnn tefer ruat iine girmeyece z . Buna muka
bil , onun dncesinin, eserimizin umumi temas asndan nemli olan baka
bir ynn belirtmek gerekir.
Yorumbilimiyle kef olunan husus, daha nce bildi miz eyi, geerli biim
uygulanm
olmak iin, yorumbil iminin ancak insann ve genelde heerinin
de
bir n bilgisi zerine temellenebilmesini gerekli klan eyi aydnlatr. Bu bilgi
nin temeli, tenkidi ve her yorumlama veya anlamada kanlmaz olan ileri g
rrl i e ten tecrbe dir. Buradan u netice kar: B ir yandan, yorumhiliminde
ustalk zamanla kazanlr ve zenginleir, dier taraftan bu ustalk zo runlu ola
rak duyguya arda bulunur. Onun mutlak minida ilmi bir metod olmasnn
imkanszlnn sebebi hudur. Burada beeri ile ilgili her bilgiye zg bir hus6 siyet szkonusudur: Kanlmaz bir ekilde kendi kanaatlerimiz ihmil edilemi
yecek bir lde yorumlamaya mdahale etmektedirler. Fakat ayn zamanda,
Sch leiermacher'in 1819 t arihli Kompendienartige Darst.ellung'da iiret etti gibi,
yorumhilimi, sanatla ilgili her faaliyette olduu gibi yetenek5 1 gerektirir. Bu
nunla beraber, yorum hilimi basit bir mahedeler yn olarak dnlemez,
zira onun ancak balantl ve sistemli bir ekilde ynlendirilmi ise bir anlam
vardr. Her ne olursa olsun, onun us6l temelsiz kalmaktadr ve konusunun de
rinli e nfuz ettii zaman bile, o ilmi bakmdan pheli gzkmektedir. Zi
ten, bir yeniden ina olduu lde, onun sonular geici kalmaktadr; diima
tamamlanmaya elverilidir. Gerekten, benim konuyla ili dl olmamn boyut
lan bydke , anladm eyi daha iyi anlamak zo rundaym . Sch leiermacher'in yorumhilimi nazariyesi demek ki ihtiyatl bir epistemolojiye dayanr. Ferdi
ha kkndaki her bilgi diimi sonsuzdur. Yorum hiliminin salayabildii ispatla
malar asl i n ihii de ldirler, stelik insan hakknda s ihip olduumuz bilgide her
eyin ispat edile hilece ne inanmak da bounadr. Midem ki, yorumbilimi mu
kayeselerle ve yak lamlarla ilemektedir, anlamca daimi takribi kalr.
Schleirmacher tenkidin ehemmiyeti zerinde srir ederse de, hazan tarih
konusunda haksz bir kuku gsterecek derecede , devrinin hikim cereyan olan
tarihicilie uymay reddeder. Hi phesiz o, ne tarihi bir yorum imkinn, ne
de yorumh ilimine dayal en iyi an lamaya tarih in kat klarnn faydasn inkir eder,
fakat yorumhilimini tarihe tibi klmay reddeder. Gerekten yorumbilimi yaz
larn veya vesikalarn derin ve i anlamn tanmak ister, tarih sadece hidisele
rin ve olgularn teselsln tahlil eder. Yorumbiliminin fenomenlerin dahil r
anlamn daha iyi kavramak gayesiyle tesis ettii tertiplerin, tarihinin hidise
lerin sebebini belirlemek iin ina ettii kmelerle hibir ortak yan yoktur. O,
Aym eer,
s.
82.
YORUMBLMNN YOLU
33
tar ih i srf "b ir yorumlama vastas " olarak telikki eder. Kend is ine unu sorar:
Gerekten, tar ih b ir orucun minisn daha iy i anlamada b ize hang i hususta yar
dm edeb il ir ? zerk b ir metod olarak alglanan tar ihi yorumlamann zell i i,
herey i gem ile, u hilde tahl il ed ilen kmeden nce gelen eyle aklamaya
gayret gstermekten ibirett ir . Oysa, ne kadar neml i olursa olsun byle b ir ak
lama, b ir yaznn, b ir hid isen in veya b ir ahsn b ilg is in i tketemez, z ira b ir ya
zar, meseli Platon, nceki felsefeler in bas it b ilekes i de ild ir. O, A.phorismen
von 1805 bis 1809'da yle yazmaktadr: "Yaratc ruh da imi umab ild i im iz
den daha fazla baz eyler iler i srer52". Bununla beriber, szkonusu iht iyati
kaytlar Sche iermacher' i muhtel if tarih iler i, zell ikle daha sonra grece im iz
g ib i Droysen' i etk ilemekten kes inl ikle alkoymamtr.
2.
August Boeckh ( 1875- 1867), XIX. asr a lman filoloj is inin ve belk i de, genel
de klas ik filoloj inin tartmasz ustas oldu . Eer a rtk o bugn en azndan F ran
sa'da tannmyorsa, bu phes iz asl filoloj i tetkikler in in kne baldr.
Sa dece onun, Schle iermacher' in talebes i, Brentano, Arn im, Grres, vs . . . ile be
raber He idelberg romant ik derne in in yes i, Hegelschen Jahrbcher'ler in i
o rta olduunu hatrlyalm . Felse fi sempat iler i daha z iyide Schell ing 'e daya
nr. Schell ing' in beeri il imler in gel imes ine etk is i T roelsch tarafndan
aklanmtr53 Boeckh'n, i inde yorumb il i.mi anlayyla ilg il i aklamasnn
bulunduu balca eser i, lmn den sonra, talebeler inden b ir i olan Bratucs
heck tarafndan, Enzyklopadie und Methodologie der philologischen
Wissenschaften54 ad altnda yaynlanmtr.
B irka satr arayla, Boeckh yle yazmaktadr: B ir taraftan, " Btn il imle
r in tar ih i f iloloj ikt ir ", d ier taraftan: " F iloloj in in ok ynl olmas, h ib ir ko
nuyla snrlanmam olduundan, zorunlu olarak onun kavramndan ne'et
etmekted ir " ve n ihiyet: " F iloloj i, gayeler i sayes inde, b ize ver ilm i olan btn
beeri b ilg in in b il inmes i ve serg ilenmes id ir55". Bu trl formller ilk karla
mada idd ial gzkeb il irler. Gerekten, bu formller, filologlar arasnda me
hur olan ve Boeckh'n iht isas alanm mmkn olan en ksa tarzda tanmlamak
i in kuland b ir d ier formle balanmtr: filoloj i b il inen in b ilg is id ir (Er
kenntnis des Erkannten56). Buradan filoloun, ye ni b ir denklem kefeden fiz ik52 Ayn eer, 8. 44.
53 E. TROELSCH, "Der Hi8torismu8 and 8eine Probleme", Geammelte Schriften, c. Ill, Tubingen, 1925, 8. 286.
Leipzig, 1877.
55 Enzyklopiidie und Methodologie, 8. 10, 12 ve 16.
56 Ayn eer, 8. 11.
34
ininki, yeni bir sistem gelitiren filozofunki veya yeni bir iir yazan iirinki
gibi bir eseri n dorudan ve kendiliinden yaratma anlam nda orijinal olmak mec
buriyeti nde bulu nmadn anlamak gerekir. Filolojinin konusu, bilinen eyi daha
iyi tanmaktan, daha ok aklk ve ferisetle tanmaktan, netice itihiriyle bir
beeri faaliyeti daha anlalr klan bir yorumlama niyetiyle yeniden ini etmekten
ihirettir. phesiz filolog da bir uzmandr, nk onun vazifesi, bilinenin bil
gisi olarak tanmlanmtr, fakat, bu hiliyle o ne bir fiziki ne bir filozof ne de
bir sanatkirdr, o birinci derecede bir yaratc deil, fakat bakalarnn eserle
rinin kapal veya gml iermelerini (tazammun) aklama gayreti gsteren ikin
ci derecede bir ilimdir. Hatta Boeckh almalarn tarihi adan ilk filolog olarak
telikki ettii Eratosth ene'nin almasyla karlatrmaktadr. Eratosth ene'e, Su
idas'a uyularak, Beta likab verilmiti, nk, dorudan yaratc olan Alfa'lar
dan farkl olarak, o sidece Alfa'larn herhangi bir bilgi elde etmek istedikleri
zaman bavurduklar bir mtebahhir, bir ktphineci idi. yleyse filolog ke
sinlikle hususi bir ilmin birinci srasnda yer ald iddiasnda bulunmaz, fakat
o btn ilimlerin Beta'sdr57 Onun husQsiyeti budur.
Demek ki filoloji insan zihninin muhtelif rnleri arasnda ve netice itibi
riyle de her biri bu rnlerin hususi bir tipiyle ferden megul olan ihtisas dal
larna ayrlm ilimler arasnda bir balama izgisi olarak gzkmektedir. Filo
loji sidece dilbilimi veya siyisetle ya da rf-idetlerle ilgilenmez, tbbn veya
fiziin teliimlyle, metamatiklerin veya botaniin tarihiyle de ilgilenir. Dier
bir ifideyle, meseli fizik tarihi, fiziin bir i meselesi deildir, fakat beeri bir
ilim tekil etmektedir. Bununla bilikte, filolojiyi uyguland sahilarn saylma
s sQretiyle tanmlamak istemek hakszlk olur. Bu aka, onu bir meseleler y
n olarak alglam olan Hegel'i n hatasdr. phesiz Hegel de, filolojiyi siyiseti n,
sanatn, hukukun, ahlikn, kltrn, dinin, vs. . hulisas olarak gren F. A. Wolf'a
atfta bulunmaktadr. Filolojinin rol dier disiplinlerin yerine gemek deil
dir, zira o imdiye kadar szkonusu disiplinlerin almasnn sidece biz cep
heleriyle, yini onlarn kullandklar vesikalarn mmkn olduu kadar doru
olarak yeniden inas ve yine mmkn olduu lde tam tenkidiyle ilgilenmi
tir. yleyse srf bu nok:tai nazardan filoloji, zerine bir beeri ilimler umumi
nazariyesi kurulabilecek bir temel salayabilir, o derecede ki onun hem yorum
bilimine hem de tenkide dayal metodu, yorumlama tekniiyle, beeri ilimlerin
umumi metodolojisini de belli lde artlandrr. Daha dorusu, onu ihtisas
dallarna ayrlm muhtelif ilimler arasnda bir ba biline getiren onun umumi
.
s.
s.
13.
28.
YORUMB L M N N YOLU
35
36
8.
76.
65 Ayn eer,
8.
55.
66 Ayn eer,
8.
54.
YORUMBLMNN YOLU
37
s. 178.
Ders notu ve zel, R. HUBNER tarafndan Hisorik adyla 1936'a birarada yaynlanml.tr,
3. bs. Munich, 1960.
38
8.
8.
12.
150.
YORUMBLMNN YOLU
39
8.
72 Ayn eaer,
71
8.
152.
339.
40
DRDNC BLM
POZ T V ST AKIM
Pozitivizm (olguculuk), en azndan balangta, esas itibariyle bir Fransz
ngiliz felsefesi oldu . Bu iki lkede beeri ilimlerin birlii ve hus6silii ile ali
kal epistemolojik mahiyetteki ilk almalar, bu balk altnda geliti. Beeri
ilimleri msbet (pozitif) ilimler olarak alglama zar6reti zerinde srar eden ilk
kiinin Saint-Simon olduu bilinir. A. Comte muayyen bir sre onun sekreteri
olmutur. Aka, bir beeri ilimler nazariyesi iin aslnda adndan ok muhte
vas bakmndan daha anlaml olan, Memoire sur la science de l 'homme adl
eserindedir ki Saint-Simon, insan ilminin tahmini ilme karlk "msbet" ilim
olarak kurulmasnn zar6retini kesin olarak ifide etti73 Saint-Simon'un, "Tan
r 'nn kainat kendisine tibi kld, ve bu sayede onu ynettii kanun olarak
telakki edilen cazibe kuvveti fikrine dayal, fiziki olduu kadar manevi, bir umu
mi ilimler nazariyesi kurma74" fikri de hatrlanacaktr. Bununla birlikte, pozi
tivist anlamda bu umumi nazariyeyi fiilen gelitiren A. Comte ve St. Mill olmutur.
Bazan baz yazarlar, zellikle H . Spencer, isbatiye (positivisme) ve tekimliye
(evolutionnisme) 'yi birletirdiler 75
K. Twesten'in 185l'den itibaren Almanya'da pozitivist fikirleri gelitirmeye
gayret gstermesine ramen, bu fikirler Alman felsefesine gl bir biimde an
cak on sene sonra nfilz etti. Bu konuda, St. Mill'in Logique adl eserinin 1849'da
Schiel tarafndan tercmesi dnda, bir yandan Buckle'nin, Alman gelenei, zel
likle yorumbilimi gelenei adna Historische Zeitschrift'de 1862'de Droysen'in
bir polemik tepkisine sebep olan Histoire de la civilisation adl eserinin, te
yandan sanat tarihisi R. von Eitelberger'in, felsefe tarihisi Th. Gomperz'in
yazlarnn ve Alman dili, edebiyat, hukuku uzmanlar W. Grimm ve W. Sche
rer 'in aratrmalarnn icra ettikleri tesiri vurgulamak gerekir. W. Scherer mu
kayeseli metod ustalarndan biri oldu, fakat bilhassa beeri ilimlerin bir nevi
psikolojist anlayna kap at. Gerekten, daha sonra Husserl'in mcidele ede
cei Alman pozitivizminin hususiyetlerinden biri, beeri ilimlere psikolojik bir
temel kazandrma endiesi oldu. Meseli, psikolojide "zihni ilimlerin ve zellik
le tarih ilminin mekaniini", ya da beeri ilimlerin "anlalrlnn ynlendiri73 Bkz. OEuvres de Claude-Henri de Sain-Simon, Paris, Editions Anthropos, 1966, c.V, s. 17.
74 Ayn eser, s. 303.
75 Burada pozitivizmi takdim etmek szkonusu olamaz, fakat srf pozitivizmden hareketle bir
umumi beeri ilimler nazariyesi gelitiren yazarlar incelenecektir.
42
ci vastasn" gren tarihi Kari Lamprecht'in durumu budur76 O zaten bir beeri
ilimler tasnifinin yazardr: onlar uygulamal zihin ilimleri ve kurucu zihin ilim
leri olarak ikiye ayrr. lahiyat, hukuku, iktisad, politikay birinciler arasna,
ve dilbilimini, edebiyat ve sanatlar tarihini ve daha umumi bir tarzda tarihi bi
lim dallarn ikinciler arasna sokar. "Ruhi mekanik" olarak psikoloji tek ba
na beeri faaliyetleri ve sosyal hadiseleri aklamaya muktedirdir. Bu haliyle
o, tarihi aklamann temelidir. Tarihi aklama da dier zihin ilimlerinin gidi
ini etkiler. Bununla birlikte, biz burada bu akmn balca alman temsilcisi ola
rak Wilhelm Wundt'u unutmayacaz.
1.
s.
16-17.
POZTVST AKIM
43
2.
77 "O halde gerek olarak bundan byle siyaset felsefesinde mmkn nizam ve uzlama ancak
sosyal hadiseler, btn dierlerinde olduu gibi, deimez tabii kanunlara tabi klnarak vardr",
Cours de philoaophie poaitive, 1. bs., Paris 1939, c. iV, s. 310. Ayrca bkz. s. 388.
78 "Sosyal nizam hayati nizama ve hayati nizam da maddi nizama bal olduu gibi, ferdi ni
zam da sosyal nizama tabi klnm bulunmaktadr", Systeme de politique poaitive, 5. bs., Paris,
1929, c. il, s. 54.
79 St. MILL, Systeme de logique deductive et inductive, 2 cilt, ev. PEISSE, Paris, 1866. Bu
eserin VI. kitabndaki incelemeler manevi ilimlerin konusunu tekil etmektedir.
44
lecektir. St. Mill'e gre, ilmin birliinin temeli ilmi akl yrtmenin metodolo
jik birliidir. Gerekten, istinasz btn ilmi muhakemeler, tmevarma
indirgenmektedir. Demek oluyor ki tmevarm, kendisinden tretilmi iki mu
hakemenin: deneme ve tmdengelimin kt "ilk muhakeme"yi tekil etmek
tedir. Buradan iki tr ilim ortaya kyor. Bunlardan biri yeni tnevarmlar tesis
eden ve tecrftbi diye adlandrlan ilimler, dieri ise daha nce tesis edilmi t
mevarmlardan hareketle yeni nermeler karan tndengelimli ilimlerdir. lim
ler tarafndan kullanlan btn usQllerin tmevarma indirgenmesi imkan, bu
ilimler arasnda mahiyet fark deil ancak derece fakllklar olduunu gste
rir. Bu husus davran ve beeri faaliyet ilimleri iin de geerlidir. Ancak baz
sebeplerden dolay bu ilimler henz tekemml etmemi ilimlerdir. Bununla bir
likte, zaman iinde onlar da daha imdiden mkemmellik imtiyazndan yararla
nan ilimler gibi sahih ilimler olacaklardr. Gerekten, bu ilimlerden meteoroloji
gibi bazlar vardr ki, s dmelerini, basn dmelerini ve ykselmelerini
veya buharlamay izah eden kanunlarn tertibinin henz bilinmemesi dnda,
hakiki bir ilmin btn artlarn yerine getirmektedir. Kesin tahminlerde bu
lunma imkan salayacak olan husus da budur. Beeri faaliyetler de kanunlara
tabidirler ve bu halleriyle meteorolojide olduu gibi, u veya bu ynde hareket
etmemizi etkileyen sebepleri henz yeterli bir dorulukla bilmememiz dnda,
hakiki ilimler tekil etmektedirler.
Mill'in ak niyeti manevi ilimlerin Bacon' olmaktr, demek ki o, manevi
ilimlerin nihai kuruluuna katkda bulunmak iin onlarn nazariyesini tesis et
mek istiyordu. Manevi ilimlerin hibir tecr6bi vasf yoktur, onlar tmdengelim
lidirler. Fakat buradaki tmdengelim, geometrinin "soyut" tmdengelimi
anlamnda deil, aklanmas gereken bir "somut tmdengelim" anlamndadr.
Byle bir tmdengelim ancak eer nceden, tecrftbi tmevarm yoluyla, insan
tabiatnn ilmi veya "ruh ilmi" kurulmusa mmkndr. Halbuki byle bir il
min unsurlar daha nceden mevcutturlar, bunlar umumi insan tecrbesinin ki
ideleridir ki, bunlar ruhun ampirik kanunlar, fikirlerin birbirine
balanmasnn bize bir rneini sunduu "ana zihni kanunlar" biline getirmek
iin daha ciddi bir biimde gelitirmek uygun olur. yleyse, netice itibariyle
szkonusu olan, psikolojik ampirik bir ilimdir. Mill'in bu konudaki dncesi
udur: ruhun bu kanunlar "insan tabiat felsefesinin cihanmQl ve soyut ks
mn tekil eder, ortak tecrbenin btn hakikatleri, hakikatler olduklarna gre,
bu kanunlarn sonular veya varglar olmak zorundadrlar80". phesiz bu ka
nunlar ampiriktir ve bu yzden, hibir cihanmQl vasfa sahip bulunmamakta
dr, zira ancak gzlendikleri durumlarn snrlar iinde geerlidirler. Bu
kanunlardan hareketle onlar aklayan sebeplere kadar kmak, yleyse Mili' St.
s.
446,
POZTVST AKIM
45
Ayn
Ayn
13 Ayn
Ayn
2
eser,
eser,
eser,
eser,
s.
8.
8.
8.
458.
488, 489
494.
492
46
W. WUNUf'UN RUHBLMCLG
Ayn eser,
s.
501.
POZTVST AKIM
47
48
li mesinin temel kanunlar n tahlil etmek olan umumi psikolojidir. Kollektif psi
koloji insanlar arasnda bilhassa cemaata iit mnisebetlerle me g OI olur, ve
bu hiliyle ba lca konusu, dil (buna mant k da dihildir), sanat, mitoslar ve rf
lerdir. Ferdi psikolojinin ba lca us Ol tecrbe, ve kolektif psikolojininki mu
kayese metodu olmasna ra men ( Wundt'a gre, aslnda, tecrbe ve mukayese
tmevarmn iki metodolojik cephesidir), psikolojinin bu iki tr, birine naza
ran di erinin nceli i veya stnl mevcut olmakszn, biribirini tamamla
makta ve artla nd rmakta dr. Fertler olmaks z n kesi nlikle cemaat varolmad
gibi, bir cemaat olmakszn da fertler varolamaz . Byle anla ld nda, panpsi
koloji insann, ferdi kllili i ve cemaata iit mnasebetleri iinde incelenmesi
dir ve bu haliyle, szkonusu bu disiplin di er btn ruh ilimlerin in kanlmaz
temelin i te kil eden en umumi ruh ilmidir de. stelik, m antn normlarn a rt
landrd na gre, dolayl olarak tabiat ilimlerinin de temelidir. Ona sadece, is
ter tmevarm veya tmdengelim ister tahlil veya terkip szkonusu olsun,
d ncenin btn ilimlerde ay n olan um Omi us Ollerini aklamak iin ba vur
mak gerekmez, fakat o bize yo rum ve benze im (analoji) gibi en hus Osi us Olleri
anlama imkin da vermektedir.
Tabiat ilimlerininkiyle kyas edilebilir umumi kanunlar meydana kard
ndan psikoloji, ruh ilimlerinde benzer kanunlara ula ma imkannn da ke fili
dir. Nihiyet, e er ferdi psikolojiden ve kolektif psikolojiden mte ekkil olan
pan-psikoloji temel olarak alnrsa, ruh ilimlerinin sistemli bir tasnifi
geli tirilebilir 88 Ruh ilimleri, tarihi ilimler (Geschichtswissenschaften) ve sos
yal ilimler (Gesellschaftswissenschaften) olmak zere ayrlabilirler. Konusu be
e ri yaratc ln zamanla ilgili ve ortadan kaybolmu biimleri olan tarihi ilimler,
f iloloji, dilbilimi, mitoloji, rf ilimleri veya etoloji ve asl tarih olmak zere alt
blmlere ayrlmaktadr. Konusu toplumun srekli ve messesele ebilir biim
leri olan sosyal ilimler ise sosyolojiyi, etnolojiyi, demografyay, siyaset veya devlet
ilmini, siyiset ekonomisini ve hukuk ilmini ihtiva etmektedir.
11
Bu noktada Wundt'un baz tereddtleri vardr, zira eserinin il. cildinde baka bir tasnif ileri
srmektedir, System der Wiaenchaften.
B E N C B L M
DILT
HEY
Wilhelm Dilthey (1833-1911) ha kk nda syle nebilecek ola n ey udur: o, be
eri ilimlerin nazariyeci.si olmu ve bu rol n devam ettirmitir. Dilthey 'i n ese
ri, bir merhale olmaktan te, felsefi dnceye ye ni bir yol aa n hakiki b ir d nm
noktas tekil etmektedir. Daha sonra birok yazar o nu n at bu yolda ilerle
mitir. Fakat o nu n eseri bilhassa beeri ilimleri n bt n filozoflar n n veya me
todcular n n bu nda n byle sorumluluk hissetmek zoru nda kald kesi n bir
tartmaya sebep oldu . Dilthey, do rusu nu sylemek gerekirse, meseleyi vaz 'e
di tarz n n uygu nlunu n tartlabilmesi ne ra e n, szko nusu ilim dallar
n n ba msz bir epistemolojisi ni tasarlaya n ilk d nr oldu. Bu bakmda n,
o nu n eseri felse fi, ma ntki ve epistemolojik bt n iermeleriyle birlikte beeri
bilimler meselesi ni n bt n n n belirleyici bir ekilde uuru na varl n tekil
eder.
Dilthey ' n d ncesi ni a nlamak ii n o nu n, eseri nde bir nevi imdiye kadar
tahlil etti imiz muhtelif akmlar ve temiylleri iledi ini bilmek gerek ir. Eser
leri ni n belli bir blmyle o, her eyde n e vvel tarih okulu izgisi nde yer alr,
fakat "tar ihi akl n te nkidi" diye adla ndrd eyde ak n (transce ndental ) me
seleleri ortaya koyar. Bu te nkid ay n zama nda o na tar ih meselesi ni ve felsefe
problemi ni, o d nemde itibarda ola n tarih felsefesi terimleri ii nde de il, fakat
daha baka bir biimde vazetme imka n sa lad. Gerekte n, Dilthey, ke ndi d
ncesi ne gre, hakiki mesele tefekkr ko nusu olarak bizzat grelili i ele alma
za nireti nde n ibiret bulu ndu nda n, her felse fi sistemi n veya her d nce sis
temi ni n grelili ini n basit bir ekilde tarihi uuru na varmay, sidece "a nlam
sz bir ilim oyu nca " g ibi gryordu . ki nci olarak, Dilthey, yorumbilimi
akm na katld, nk hem Boeckh' n talebesi, Schleie rmacher'in biyografi ya
zar oldu ve hem de devri nde ihmile u ram ola n bu metodu bizzat ke ndisi
ye niden ca nla ndrd. Nihiyet o, byk lde positi vizmi n tesiri ne maruz kal
d k i, bu husus az b ili nir. Dilthey ge nliinde Berlin'de yelerinde n b irini n alayl
bir ekilde " ntihar ede nler Klb" diye adla ndrd bir der ne e i ntisap etti.
Positi vizmi Alma nya'ya soka nlar, zellikle W. Scherer, H. Grimm, J. Sc hnidt
bu der nekte buluuyorlard. lm nde n so nra Scherer ii n yazd bir maka
lede Dilthey, Comte'u n, Mill'in ve Buckle' ni n eserlerini bu der nek siyesinde
re ndi i ni itiraf eder. Zate n bata n so na ke ndi eseri nde poziti vizmde n yarar
la nd hususlar defalarca dile getirmitir, fakat o, Comte ve Spe ncer'i n sosyo
lojiye tevcih etti i hususi staty kabul etmez . Zama n n n birok dnr g ibi
50
Dilthey'n btn gayreti, Comte'un anlay dihilinde olmasa bile Stuart Mill'
in dncesi istikametinde beeri ilimlerin msbet ilimler olduunu gstermekten
ibarettir. Gerekten o, St. Mill'in ruh ilimlerine zg metodoloji meselesini vaz'
ederek "muazzam bir teebbs89"e giritiine, fakat sonunda szkonusu disip
linleri tabiat ilimlerine tibi klarak bu yolu takip edemediine dikkat eker.
Dilthey aka ilmi pozitivizm adna tabiat ilimleri ve beeri ilimlere iit metod
larn mahiyetlerinin ayr olduuna inanr; ona gre bu farkllk, kaynan tari
hin husOsiliinde bulan epistemolojik bir ikiliin neticesidir. Onun "tarihi akln
tenkidi" diye adlandrd eyin konusu, felse6 faydas tabii hukukun, tabii di
nin veya tabii ahlakn muhtelif biimleri altnda ortaa metafiziini ykmaya
geni bir ek.ilde katkda bulunduu iin inkir edilemeyen tabiatlktan vaz
gemektir, fakat bu konu ilimlerin bizzat gelimesi sebebiyle bugn almtr.
phesiz, tabiat ilimlerinin baz usOllerini ruh ilimlerinden, dourgan olduk
lar mddete, sistemli bir biimde uzaklatrmak szkonusu olmamaldr, bu
nunla birlikte ruh ilimlerinin tabiat ilimlerine indirgenmesi, onlarn
alp-serpilmelerini kolaylatrmak yle dursun, bu ilimler bir baka anla
DILTHEY, lntroduction d l'etude des sciences humaines, ev. SAUZIN, Paris, 1942, s. 36, not.l.
DILTHEY
51
Ayn eser,
s.
34.
52
gre kurulmu bir btn, yaps tabiat hakkndaki bilgimizin yapsna benzer
olmas gereken bir btn tekil etmezler; onlarn btnl daha baka trl
gelimitir, ve bizim imdi onu tarih bakmndan gelimi olduu hiliyle deer
lendirmemiz lzumludur91". Dier bir ifideyle, ruh ilimlerinin temel bir oriji
nallii vardr. Gerekten, tarihi akln tenkidi bizzat ilmin, hukuk, siyiset veya
iktisat gibi, insann bir eseri olduunu ve netice itibariyle ruh ilimlerinin tari
hi ilimler olarak sidece insan dndaki bir konuyu incelemediklerini, fakat ilim
adamnn beeri eserleri ilmi olarak tahlil ettii lde bizzat kendisini orada
mesele biline getirmi olarak bulduunu bize retmektedir. Daha akas, ta
rihle tekiml eden bizzat akldr, yini, bizzat yaratllar tarznda ruh ilimleri
nin inceleme alanna giren ve beeri eserlerin, ilim de dahil, yaratcs olan
insandr.
Buradan, klasik metafizii takliden, varlkbilimi asndan gayr mtecinis
iki gerekliin: ruhun gerekliinin ve maddenin gerekliinin mevcut olduu
sonucunu karmak gerekmez. Aksine, gereklik tektir, fakat, tabiatln id
dia ettii gibi, tek bir tarzda kavranmaz. Gereklie, bir yandan d tecrbeyle,
dier yandan i tecrbeyle nf6z edilebilir, her iki biim de mer6dur, biri di
erini yok edemez92 Eer tabiat uurun artlarna tlibi olmu ise, uur da tabia
tn artlarna tabi olmutur. Bu kabul edildiinde, ruh dnyasnn srf tasavvur
ve tecrbenin konusu olmadn da kabul etmek gerekir, o ayn zamanda ya
anmtr: "O hilde, btn bir tecrbeler sahasnn: iduyumuzun yaanan ve
rilerinde hem kkten bir bamszlk ve hem de tamamen kendine has bir
malzeme bulan ve bu sebeplerle ve ok tabii olarak, mil6m bir hususi ilmin
ve bir tecrbe ilminin konusu olan tamamen ayr bir sahinn teekkl ettii
grlr93". timai ve r6hi hidiseler yleyse tabiat ilimlerinin us-O.ileriyle tama
men anlalabilir klnamazlar ve bu hus6siyeti "bir ruhi olgular ilminin, ba
msz ve gelimesi kendi z merkezinden hareketle gerekleen bir ilmin94"
varolduunu kabul ederek nazar dik.kate almak gerekir. Buradan tabiat ilimle
rine zg bilgi tipinin en stn ve mutlak olmad, snrlara sahip bulunduu
neticesi kar. Dilthey zellikle ve bkp usanmadan bu nokta zerinde srar et
mektedir: "te buradaki bizzat tecrbe melekemizin artlarna bal bulunan
snrlar, tabiat ilimlerinde her an karlalan snrlardr, bunlar bilgimizin nne
kacak d snrlar deil, fakat bilgimizden ayrlamaz durumlar, bilgide mn
demi durumlardr95". O hilde bu snrlar kaldrlabilecek engeller deil, bilgi
tiplerinin okluundan kaynaklanan imkanszlklardr.
9 1 Ayn eser,
92 Ayn eser,
93 Ayn eser,
Ayn eer,
Ayn eser,
8.
37.
8.
26.
8.
18.
8.
21.
8.
20 veya ayrca
8.
19 ve 42.
DILTHEY
53
TARH VE PSKOLOJ
54
8.
49.
55
DILTHEY
surlarn tasvirini anlyorum; sz konusu her ruhi hayatn normal gelimesi var
dr ve bu gelimede ad geen basit veya karmak unsurlar, ne ilave olunmu
ne de indirgenmi olan, fakat bizzat hayat tecrbesiyle tannan tek bir btn
tekil etmektedirler. O halde bu psikoloji, ilk defa daimi bizzat hayat olarak
ortaya km bulunan bir btnln tasviri ve tahlilidir102". Eer psikoloji,
sosyal ilimlerin temeli roln oynuyorsa, bu srf dorudan yaanann orijinalli
ini tandndan dolay deil, fakat bilginin art olduu iindir de: "bilgi na
zariyesinin temeli canl duyguda ve bu ruhi btnln dnyaca geerli
tasvirinde yatar. . . Bilgi nazariyesi hareket bilinde bir psikolojidir103". Ruh ilim
lerinin statsn belirlemek iin o halde kesinlikle, Windelband'n zannettii
gibi, ne yeni bir mantk icad etmek ne de eskisini slah etmek gerekir, fakat
ferdinin kavrayna uyarlanm baka bir bilgi nazariyesi gelitirmek icap eder.
Tekilin bilgisinin ilmin gelitirilmesine imkan veremiyeceinin iddia edildii do
rudur. Byle bir grn hatas kaynan ferdinin hayatn btnlne, yani
beeri tabiata aktarlmasnn ihmal edilmesi olgusunda bulur104 Tekil ve tarih
bu tabiat inkar etmiyor, fakat onu nceden varsayyor, aksi takdirde ruhi hayat
ancak geici, irtibatsz ve desteksiz gerekliklerin karmakark ve anlalmaz
bir silsilesi olurdu.
Dilthey'n, sistematik bir yap kazandrmakszn sadece ana hatlarn izdi
i bu yeni bilgi nazariyesi, ruh ilimlerinin gelimesine imdiye kadar katkda
bulunmu herkesin fiilen takip etmi olduu ve tabiat nazariyecilerin ilim hak
kndaki nyargl fikirleri sebebiyle bile bile bilmezden geldikleri giriimlerin
gzlemine dayanmaldr. Balca usfiller unlardr: Her eyden nce, "temel ta
rihi olguyu, bizatihi gereklii iinde, saf haliyle, bsbtn" bize "sunduu"
sylenen biyografi105 Netice itibariyle, phesiz kendi kendine yeterli olmayan,
fakat farkllklar belirleme, gdlenimlerin tahlili temelinde akrabalklar aa
karan tipik bireyleme ilemi sz konusudur. Nihayet tiplerin hazrlan. Bu
mefhum genellemeyi ve bireylemeyi kaynatrma ve bir btnln bnyesin
de gelien deimeleri kolaylatrma ve anlaml karlatrmalar yapma stn
lne sihiptir106 Kendi entellektel tekaml nispetinde Dilthey, bir kllilik
iinde muhtelif unsurlarn uygunluunu esas itibariyle onlarn uurlu veya u
ursuz gaiyetleri gereince kavrama imkan salad lde yap kavram ze
rinde giderek daha fazla srar etti 10 1 Bu muhtelif kavramlarn oluturulmas,
tecrbi ilimlere zg metodlar yardmyla da gerekletirilmesine ramen, tal102
103
10
10
10 6
1 07
Le monde de l'espri,
Ayn eser, c. I, 8. 157.
c.
I,
8.
158.
8.
8.
5.
271 vd . . .
56
lil edilen konunun derinliine nfuz etmek iin d alametlerle yaplan basit
aklamay bir bakma ama imkan salayan bir usuln meruluunun tann
masn da gerekli klar: Bu usul, anlamadr. Dilthey yle diyor: "Tabiat akl
yoruz, ruhi hayat anlyoruz 108". Ruh ilimlerinde de bir usul olan aklamadan
farkl olarak, anlama tecrbenin verilerini bir takm entelektel varsaymlar
dan hareketle i olup bittikten sonra yeniden ina etmek iin "kimyevi olarak"
unsurlarna ayrmaktan kanr, zira anlama yaanan, suni ayrmlar mdaha
le ettirmeksizin, derinlii ve tamamiyeti iinde kavranmas gereken bir "ilk ve
temel veri" olarak nazar dikkate alr. Anlamay srf bakasnn ve itimai ve
kltrel btnlklerin bilinmesine tatbik edildii iin deil, fakat ayn ekilde
deer yarglarnn ve insan fiillerinde mndemi niyetlerin uuruna var oldu
u iin iebakla (introspection = ruhun kendi kendini incelemesi) kartrma
mak gerekir. Konularnn dnda ve onlara yabanc olarak kalan gzlem ve
tecrbenin aksine, anlama, somut ve tekil bir durumda bir btn olarak geliti
inden hareket ve aksiyon halindeki ruhi ile yap bakmndan uyumaktadr.
yleyse, anlamada, mantn olaan kanunlarna uyan, fakat tekilin anlalma
snda kanlmaz olan sempatiye de dayand iin bir akl yrtme gibi srf ak
li olmayan akli ve istidlali bir usul szkonusudur.
3.
DLTHEY'CI YORUMBLM
s.
150
DILTHEY
57
Ayn eser,
Ayn eser,
1 1 1 Ayn eser,
1 10
c.
c.
c.
1, 8. 340.
I, 8. 333 .
1 , s. 337, 338.
58
ALTINCI BLM
60
61
1. Tabiatlklarn eitlilii
62
s.
63
tai nazarndan ele alnan ve tabii denilen ilimler tarafndan kurulmu tabiatlkla
nitelendirilebilir. Manevi ilimlerden bahsederken o yle beyin etmektedir: "Her
yerde olduu gibi burada da sadece bir mekanik meselesi vardr: klli tesir onu
reten glerin bykl ve istikametiyle batan baa belirlenmi bir terkip
tir. Bu manevi meseleleri fiziki meselelerden ayran tek fark, isti.kametlerin ve
byklklerin manevi meselelerde fiziki meselelerde olduu gibi deerlendi
rilmemesi ve aklanamamasdr" 1 13 " aretlenen vastalar manevi ilimlerde
fiziki ilimlerdekilerle ayn olmamasna" ramen, her iki halde de "maddenin
ayn olmas ve ayn ekilde glerden, ynlerden ve byklklerden olumas114"
dolaysyle, zmleme mmkndr.
Bunula beraber, Taine'in beeri hadiseleri fiziki hadiselere indirgedii sy
lenemez. Onun tabiatl daha ziyade metodolojik niteliklidir: Beeri hadise
leri ve fiziki hadiseleri ayn usdllere gre incelemek gerekir. Tabiat ilimleriyle
manevi ilimler arasnda bir parelellik kurmak iin "nasl ki. .. milerse" veya
"gibi" formllerinin tekrar buradan gelir: "Nasl ki miden biliminde kristal
ler, ne kadar farkl olurlarsa olsunlar, bir takm basit cismani biimlerden t
remilerse, ayn ekilde tarihte de, medeniyetler, ne kadar farkl olurlarsa
olsunlar, bir takm basit manevi biimlerden trerler. Kristaller iptidai geometrik
bir unsurla aklandklar gibi medeniyetler de iptidai psikolojik bir unsurla
aklanr. s " Zamann nazariyecilerinden biroklar gibi, Taine de, tarih de dihil
manevi ilimlerin temeli roln psikolojiye yklemektedir1 1 6 Her eyden nce
tarih, beeri faaliyetlerin "toprak alt dnyas" zerindeki rty kaldrr ve
bizim dorudan mahede ettiimiz grlr tezahrleri bylece derinliine ak
lar. Fakat bilhassa tarih, manevi ilimler alannda nazik bir mesele tekil eden
cz'i ve klli arasndaki atk (antinomie) ya zm yolu bulma stnlne
sahiptir. Gerekten, tarih illi bir aklamann vastalarn salamaktadr ve ne
tice itibariyle umumi kanunlarn tesisine imkan vermektedir, ilim sfatna hak
kazanma iddiasnda bulunan her disiplin iin esas olan budur, fakat ayn za
manda tarih beeri hadiselerin orijinalliini ve tekilliini, eitliliini ve ekici
liini, yani bizim merakmz uyandran vasflarn korumaktadr. Taine'in
psikoloji anlay tabiatiyle armcdr, yini bu anlay, basit unsurda karma
k hadiselerin sebebini gren bir psikolojik atomculua dayanr, bununla bera
ber "psikolojik mekanik" diye adlandrd ey, jeoloji, madenbilimi veya botanik
gibi tabii ilimlerden daha ok fizik-kimya ilimlerini rnek alr. Gerekten, tp1 13
64
65
66
67
biyoloji canl tabiatla meg61 olur, vs. . . Mer6 tek ayrm, ancak kullanlan me
todun hus6silii zerine, yini her ilmin kendisiyle gerei yakalad orijinal
tarz zerine temellendirilebilir. Bu dnce silsilesi iinde, tecrbeden hare
ket etmesi veya etmemesine gre temel iki ilim kategorisi birbirinden ayr
labilir: Bir yanda akli ilimler, dier yanda tecrbi ilimler (Erfahrungswissens
hafen). Matematikleri ve felsefeyi ihtiva eden akli ilimler vastal metodlaryla
belirlenir, nk bu ilimler konularn tecrbeden ve netice itibiriyle idrakten
bamsz olarak tayin eder; tecrbi ilimler aksine tecrbede tezihr etmi bir
konuyu dorudan ele alr ve dolaysyle batan beri bir idrak gerektirir. Bu ikinci
kategori, yini tecrbi ilimler kategorisi de kendi iinde iki yeni kategoriye ayr
lr: formel gayesi tabiatn ve oluun kanunlarn kefetmek olan nomotetik ilim
ler, ve oluu srf tarih olarak ele alan, yini ister ferdi bir varlk veya bir milli
dil, bir belirli din veya belli bir edebi hareket sz konusu olsun konularn ken
di tekillikleri iinde inceleyen ideografik ilimler. Nomotetik ilimler deimez
ve srekli olanla ilgileniyorlarsa, dierleri biricik olana ve sidece bir defa mey
dana gelene alika gsterirler. Demek ki, ideografik ilimlerin temeli ancak tarih
olabilir, bu temel Mili, Taine veya Wundt gibi tabiat, ya da meseli Dilthey gibi
tarihici epistemologlarn kabul ettikleri gibi psikoloji olamaz.
Ruh ilimleri deyimini kullanmamak gerekir, zira ak veya kapal Descar
tes'n ruh ve beden, mini (esprit) ve madde eklinde varlkbilimiyle ilgili (on
tolojik) ikiciliini hatrlattndan, mmkn anlamazlklarn tohumunu
tamaktadr. Kant'n Critique dujugement'na atf yapldnda, tabiat ve tari
hi kar karya getirmek daha uygun gibi grnmektedir, zira bu kavramlar,
en azndan Kant felsefesinde, sbstansiyalist bir yorumlamay ihtiva etmemek
tedir. Gerekten, bir tabiat ilmi olduu sylenen bir ilim icabnda, meseli biyo
loji br cinsin tekimlnn tekilliiyle ilgilendii vakit, idiografik metodu takip
edebilir. Tersine, bir ruh ilmi nomotetik olabilir ve psikolojinin bili budur. B
tn bunlar, nomotetik ilimlerin ve idiografik ilimlerin, konular yznden de
il fakat srf tecrbede ortaya kan hidiselerin tahliline farkl ve kendilerine
zg yaklam tarzlar sebebiyle kar karya geldiklerini ispatlar. Eer mesele
mantki terimlerle vaz'edilirse, nomotetik ilimlerin umumi yarglar veya zorun
lu nermeler bilinde ifide olunduklar, halbuki idiografik ilimlerin ferdi yar
glarla veya yaln nermelerle tavsif olunduklar sylenebilir.
diografik ilimlerin mihiyetini tiyin eden ey, bu ilimlerin "btn ferdi hu
s6siyetleri iinde gemiin bir biimini, ideal bir hazrbulunma iinde, yeniden
canl klmak 121" greviyle ykml olmalardr. Hidise iki illiyete, bir taraftan
1 21 Bu alnty, F. LUDWIG tarafndan bilim uzmanl tezi olarak takdim edilen, Geachichte und
Natur wiaaeruchaft'n daktilo tercmesinden naklediyoruz, s. 86
68
oluun um6mi kanunlar illiyetine, dier taraftan mekan ve zaman iinde duru
ma bal artlarn illiyetine tibi klnmtr. Windelband'a gre, bu iki illiyet,
klliden cz 'iyi, sonsuzdan sonluyu, zden varoluu kavram olarak istidlal et
menin imkanszlmo gsterdii gibi, bamszdrlar. Bununla birlikte, her ne
kadar "kanun ve hadise, sonunda ortak lleri olmayan byklkler olarak
kalyorlarsa122" da, idiografik ilimler de illiyet tahlilinde nomotetik ilimlerin
umumi nermelerine muhtatrlar, aratrma plannda onlarn kanlmaz i
birlii buradan gelmektedir. Onlarn konusu, farkl metodlarla ele aldklar d
nda, ayn beeri tecrbede ortaya kmam mdr? diografik ilimlerin ikinci
hus6siyeti konularnn kymetlendirilmeye elverili olmas olgusunda yatmak
tadr. "Btn deer yarglarmz kklerini konunun biriciklik ve benzersizlik
vasflarna sihip oluunda bulmaktaclr123".
Beeri ilimlerin epistemolojisine salam bir dayanak kazandrmak iin, man
t yeniden ekillendirmek gerekir. Gerekten, ananevi olarak mantk cinse ait
kavramlarla uramakta ve tekilin kavranmasn ihlal etmektedir. Bundan by
le, hi de yeni bir mantk deil, fakat tamamlayc, ferdi kavramlarla ilgili (ln
dividualbegriffe), idiografik ilimlerin gelimesinde kanlmaz olan bir mantk
gelitirmek szkonusudur. Dier bir ifadeyle, idiografik ilimlerin skntsnn
kayna, kesinlikle metodoloji veya epistemoloji yetersizliinde deil, fakat man
tki kavramlatrma noksanlndadr.
2 . Heinrich Rickert'e
8.
8.
95
91.
69
70
8.
227.
71
s.
220.
72
1 28
Max Weber'in bu ilkeyi ark ada Rickert'den almas olgusu zerinde srarla durmak fayda
szdr, bu ilkenin Weber'ci episte nolojide sibip olduu ehemmiyeti burada aklamays kalkmak
da gerekmez.
73
Tabiat ilim adamnn bir seim, ve zorunlu ile mmkn (contingent) ara
snda bir ayrm yapmas gibi, kltrc ilim adam da aratrmasnn artlar
iinde cevheri irziden (ze iit olan ikinci derecede olandan) ayrarak baka
bir seim yapar. Btn gereklii ne biri ne de dieri inceler. Eser sahihi bir
kltr ilimi mahede altna alndnda, onun seimini deerlere gre yapt
gzlenir; bu deerler kesinlikle sbjektif ve ilim adam tarafndan keyfi olarak
konulmu deerler deildir -bu ideoloji olur-, fakat inceledii hadiseye bal olan
deerlerdir. Hukuki bir hadiseyi inceledii zaman, hukukun kurucusu olan de
erlere atf yapar; Luther gibi bir ahsiyeti incelerse, o devirde ahsiyeti anla
mak iin kabul edilmi deerlere atf yapar. O hilde bu deerler ilim adam
tarafndan icad edilmek zorunluunda deildir, fakat ilim adam onlar aratr
masnn konusu olan hidiseyle birlikte derlemektedir. Deerlerle miebet by
lece l bir rol oynamaktadr: ze iit olanla irzi olan arasndaki seimin
kstasn meydana getirir; ferdilemenin ilkesidir, nk her kltrel hadise de
erlere gre tanmlanr; tahlil edilen nesneye, onu bir btnlk iine dihil ede
rek, bir anlam verilmesi imkan salar. Bu mnisebet siyesinde, kltr hadisesi
tabiatn anonimliinden kurtulur: belirginlik ve anlam kazanr. Rickert srf na
zari olan ve uygulamal olmayan bu mnisebete kiide koyucu (normatif) bir an
lam verilmemesinin zorunluu zerinde uzun uzadya durur. Gerekten, ilim
adamnn rol tahlil ettii hidiseye bal olan bu deerleri takdir etmek deil
dir, fakat szkonusu deerleri konusunu aklamak iin bu konuyla birlikte so
rumluluu altna almaktr. Elbette, ilim adamnn ulat yorum ancak bu
deerlerle mnisebetin snr iinde objektif bir geerlilie sihiptir.
imdi tabiat kavramlatrma ile kltrc kavramlatrma arasndaki fark
daha iyi anlalmaktadr: Bunlar arasnda, mekaniin ve erek.bilimselin (teleo
logique) ztl vardr. Rickert mekanikten deer ve anlam (Wertfrei und sinn
frei) yokluunu; erek.bilimselden deer ve anlamn varln anlar. yleyse bu
mekanie ve bu erek.bilimsele metafizik bir anlam vermek szkonusu deildir,
fakat bir kltr hidisesini, kendisine anlam kazandran deerlere bavurmak
szn incelemenin imkansz olduunu kabul etmek gerekir. Yukarda grd
mz gibi, her gereklik beriki veya teki ynn konusu olabilir. Meseli sosyoloji
kesinlikle ne tabiat ilimleri bal altna ne de kltr ilimleri bal altna yer
letirilebilir, zira her iki yol da merftdur ve bu yollar objektif olarak kontrol
edilebilir neticelere imkan verebilir. Metodun birinin veya dierinin seimi ilim
adamnn merakna baldr. Buradan ilimlerin tasnifi meselesinin pek nemli
olmad sonucu kar. Her hilkirda Rickert aklama ve anlama arasndaki
ztl, iki ilim kategorisini biribirinden ayrmaya yarayan bir ztlk olarak ka
bul etmiyor. Mesele bir kltr hidisesini sidece anlamak deildir, onu akla
mak da gerekir. Bu demektir ki aklama tabiat ilimlerinin bir tekeli olamaz.
Ayn sebeple, Rickert kltr ilimlerinin illi aklamasn dlamann sama ola-
74
8.
48.
YEDNC BLM
AIKLAMA VE ANLAMA
Tarihiciliin temel fikri udur: Netice itibariyle, tabiat ilimleri ve beeri ilim
ler, ne neticelerinin ilmi geerlilii ne de konular bakmndan farkldrlar, nk
ayn gereklik disiplinlerin beriki veya teki kategorisinin konusu olabilir, fakat metodlarna gelince, ancak bu noktada biribirlerinden ayrlabilirler. Ak
lamak (erkliiren) ve anlamak (verstehen) arasnda Droysen tarafndan yerleti
rilen ve Dilthey tarafndan yeniden ele alnan ayrm, baz yazarlara ilimlerin
iki tr arasna mantki ve sistematik bir ayrm yerletirmek iin en uygun me
todolojik kstas olarak gzkmtr. Bu hususta, bir kere daha Alman nazari
yecilerle ilgilenmek zorunda kalacaz, nk anlama yorumbilimine baldr
ve hakikaten yorumbilimi gelenei sadece bu lkede vardr. phesiz, tema Al
manya dnda u veya bu yazar tarafndan tekrar ele alnmtr, fakat asla Al
manya niversitelerinde vuku bulanlarla mukayese edilebilir tartmalarn
konusu olmamtr. Bununla birlikte anlama mefhumu, imdiye kadar tahlil et
tiimiz nazariyelerden daha irtibatl ve daha gelimi teorilerin ortaya kmas
na asla yol amamtr; bu mefhum daha ziyade, zellikle Max Weber'de, dene
melere sebep olmutur.
Her trl anlamazl bertaraf etmek iin, anlamann tannm nazariyeci
lerinin hepsinin aklamak ve anlamak arasndaki tezat emas zerinde al
madklarn belirtmek gerekir. Onlardan bazlar vardr ki, anlamay anlama
iin, bamsz metod olarak tahlil etmilerdir. Tarihinin, muhayyile siyesinde,
kalntlara dayanarak bir hikayeyi ina etmeyi nasl baardn gstermek iin,
ya da bakasnn bilinmesi meselesini aydnlatmak iin, anlamayla ilgili tahlille
rini tarihin anlalabilirlii meselesiyle snrlayan Simmel'in durumu budur. Bun
dan dolay, srf aklama ve anlama kavramlarn aka karlatran yazarlara
yer ayrmak iin Simmel'in anlayn anlatmay ihmal edeceiz.
phesiz bu iki kavram hergn kullanld, allm manas iinde deil
fakat teknik bir minida anlamak gerekir. Bu sebepledir ki, her trl kark
lktan kurtulmak iin, beriki veya teki nazariyeciler, meseli Rothacker, begre
ifen'i verstehen'den ayrarak anlama mefhumu hususunda ek bir ayrm yapmann
faydasna inanmtr. Begreifen mefhumu hemen hemen latince intelligere teri
miyle ayn eyi ifade eder, yani mnasebetleri anlamak manasna gelir, halbuki
Verstehen, yaanana nffiz etme eylemi anlamndadr. Rothacker yle diyor "Ya-
76
Jaspers, ilk eserlerinden biri olan ve devrinde byk bir tesir brakan Psycho
u
m
AIKLAMA VE ANLAMA
77
s.
172.
78
c.
I, 8. 186.
AIKLAMA VE ANLAMA
79
ekten, Jaspers'in Vom Ursprung und Ziel der Geschichte adl eserinde syledi
i gibi, ilimlerin tevik edebildii birlik dnyann bir grntsnn birlii deil,
fakat olsa olsa ilimlerin birliki bir sisteminin birliidir.
2.
80
8. 8.
1 40 Euaia ur la heorie de la cience, 8 . 327-328.
1 41 Economie et ociee, 8. 8-9.
141 Geammele Aufoiit:e zur Wiuemchaftdehre, Tubingen, 1951, 2.bs., s. 127. Ayrca bkz. 8. 102
ve US.
AIKLAMA VE ANLAMA
81
onun btn metodolojisini anlatmann yeri buras deildir. Mesele, bu iki mef
humun Weber'in tabiat ilimleri ve beeri ilimler arasnda mevcut mnisebetler
zerindeki umumi nazariyesini nasl artlandrdn bilmekten ihirettir. We
ber maalesef, Etudes critiques de Logique des sciences (ilimlerin Mantnn ten
kidli tetkikleri) adl eserinin sonunda ilan ettii projesini gerekletirme frsat
bulamad 143 O, kendi ilimler tasnifini gelitirmeden evvel ilimlerin felsefeleri
iin son derece nemli olan sistematik mefhumunu, tenkidli bir tahlilden geir
mek istiyordu. Bu projeyi gerekletiremedi. Bu sebeple biz, Weber'in dn
cesini eserinde bulunan dank bilgilerden ve dncelerden hareketle ini
etmek mecb6riyetinde kaldk.
Weber'e gre, iki tr ilim arasndaki ztlk, ona isnad edilmek istenen siste
matik ve kategorik karaktere sihip deildir. Bu Weber'in daha evvelki akla
ma ve anlama arasnda kurduu karlkl mnasebetler hakkndaki anlayndan
kaynaklanmaktadr, nk bu mnisebetler srf aratrma seviyesinde devreye
girmez, fakat ayn zamanda ilimlerin beriki veya teki kategorisinde de kulla
nlabilmektedir. Her hilkirda, ilimlerin iki tipi arasndaki ayrm mantiken
ilim kavramndan gelmiyor. Bu ayrm z itibariyle uygundur. Teorisyenlerin,
idet zre bu ztl zerine temellendirmi olduklar baz kriterleri rnek ola
rak ele alalm. Um6miyetle tabiat ilimlerinin nicelik disiplinleri ve beeri ilim
lerin ise nitelik ilimleri olduu fikri kabul edilmitir. Bu konuda, Weber, srf
beeri ilimlerde miktar tayininin mmkn olduunu deil, fakat tabiat ilimleri
nin de nitelikten tamamen soyutlanamadklarn mihade ediyor. stelik, muh
telif ilimler aratrmann gereklerine gre genelletiren metodu ve ferdiletiren
metodu ayrt etmeden kullanmaktadr. ki metod arasndaki bu ayrm yleyse
iki ilim kategorisi arasndaki bir ztl temellendiremez. Weber kanun mefhu
mu konusunda grlerini en ak biimde ifide ediyor. Onun grne gre,
kanun mefhumu esas itibariyle, istatistiki veya baka, hangi adan olursa ol
sun, dzenliliklerin mevc6diyetini belirler. yle olunca, "bu, miktar tayin edi
lebilir nitelikte olmamas sebebiyle, sayyla ifideye elverili olmayan
dzenliliklerin kanun mefhumu iine dihil edilebilmesi iin bizat "kanun" kav
ramnn az ok geni bir tanmna bal kalnr. zellikle "zihni" trden motif
lerin mdihalesiyle ilgili olarak, kanun mefhumu her hilkirda akli bir eylemin
kiideler tesisi imkann saf d brakmaz144". Weber, "gnlk hayatta gzlenen,
illi balantlarn iini olunan bir dzenliliini 'kanun' biimine sokma" imka
nn da hedefler145 Ayn kelime durmakszn Weber'in kaleminin ucuna gelive
rir: bir "uygunluk" meselesi szkonusudur. lim adam, bir metod ortodokslu1 43 Bkz. Essais sur la heorie de la science,
144 Ayn eser, s. 156.
Ayn eser, s. 166.
s.
286.
82
una itaat etmek mecb6riyetinde deildir, zira ilim adam, hangi us6l olursa
olsun, eer yorum.bilimi asndan verimli ise ve tahkik edilebilir neticelere ula
tryorsa, o usul semekte serbesttir. Aslnda, tabiat ilimlerinde herey asla
mutlak olarak kesin bir tarzda ispat edilmemitir, ve beeri ilimlerde de herey
mnazaal deildir. Btn ilimler, bazlar iyi tespit edilmi olgular ve dierle
ri iyi tespit edilmemi olgular takip ederek deiken bir nicelik taktim edebil
mektedirler. O halde, ilimlerin farkl trlerini ok sistemli bir biimde kar
karya getirmeyi istemek bounadr. Her halkarda, bu tr ilemler mspet ara
trmalara girmi ilim adamlarndan daha ok filozoflar ilgilendirmektedir.
Bununla birlikte Weber'in bu ok esnek tavr, ilimlerin san.ki aralarnda
mutlak olarak hibir fark yokmu gibi birbirlerine kartrlabilecei anlamna
gelmez. Weber bu hususta kendisine temel olarak gzken iki nokta zerinde
srar etmektedir. Birinci nokta udur: illi bir aklama yapma imkan neticede
bir nermenin ilmiliinin garantisidir. deal-tipler de dih.il anlalabilir bir iliki,
ne kadar apak olursa olsun, ancak saf bir varsaymdr ve ancak sunduu illi
isnad imkanlar sayesinde ilmi geerlilie sahip olur. Bununla birlikte, Weber'
in bir tabiatlk taraftar olabilecei intibam uyandracak olan bu iddiay der
hal gzlemle dzeltmek gerekir: a) Weber 'in grne gre, illi aratrma asla
ilmin gayesini tekil etmez, o sadece bir vastadr, zira gaye, gerein anlalrl
dr, ve bu yzden anlama da aklama kadar kanlmazdr; b) sebepler zinci
rinin geriye gidii btnc olamaz, dier bir ifadeyle bir hadiseyi artlandran
btn sebepleri tespit etmek asla mmkn olmayacaktr. Sebepten sebebe do
ru geriye gidi sonsuzdur; c) ne sebepler zincirinde nereye kadar kmak ge
rektiini ilk ve son defa olmak zere tanmlamak ne de hangi sebepler dizisini
nazar dikkate almak gerektiini mutlak olarak belirlemek mmkndr, zira
bu noktada aratrmann her zel durumu ve her tipi ile deien bir mesele sz
konusudur. kinci nokta, beeri ilimlerin veya kltr ilimlerinin hususiliiyle
alakaldr. "Bir kltr hadisesinin yapsnn anlam ve bu anlamn temeli, ne
kadar mkemmel olursa olsun hibir kanun sisteminden karlamaz ve szko
nusu anlam ve temel bu sistemde hakllklarn veya anlalabilirliklerini de bu
lamazlar, zira kltrel hadiselerin deer yarglaryla ilikisini nceden kabul
etmektedirler. Kltr kavram bir deer kavramdr. Ampirik gereklii deer
yarglarna aktardmz iin ve srece, bu gereklik bizim gzmzde kltr
dr, kltr, gereklilik unsurlarn, mnhasran bizim iin deerlerle olan bu
iliki sayesinde bir anlam kazanan bu tr unsurlar ihtiva eder146". Netice iti
bariyle, illi bir mnasebet ile anlaml bir mnasebeti kartrmak mmkn de
ildir. timai, iktisadi, corafi ve dier artlar hatrlatarak fransz kltr
ve alman kltr arasndaki farkn illiyet asndan bir aklamas (Weber'in
146 Ayn eaer,
s.
159.
AIKLAMA VE ANLAMA
83
3. O'ITO
84
s.
184.
AIKLAMA VE ANLAMA
85
uo
1949,
u
SEKZNC BLM
88
sibernetik siyesinde tabiat ilimleri ve beeri ilimler arasnda bir "balant" kur
ma fikrinde yatmaktadr.
Bir sentez eserin yokluuna acnabilir zira, bu eser meseleyi yenileyemese
bile, onun ebedi gncelliini gsterebilir. Gerekten, tarihicilik ve tabiatclk
ada epistemolojide, meseli P.Bourdieu, J.-C. Chamboredon ve J.-C. Passe
ron'a ait Sosyoloun meslei (Le metier de sociologue) adl eserin de tanklk
ettii gibi canl eilimler olarak kalmaktadr. Gerekten, metin seimi zerine
dilnceler (Remarques sur le choix des textes) adl blmde u cmle okuna
bilmektedir: "Dier taraftan, eer, sosyolojiye ayrlm tamamen epistemolojik
tefekkrn holuklarn doldurmak iin genellikle tabiat ilimlerine tahsis edil
mi metinlere bavurabiliyorsak, bu, ilimler felsefesinin klasik tahlillerini, ge
rekli deiiklikler yaplmak sftretiyle, dierleri gibi sosyoloji olan veya
muhtemelen olmak isteyen bu ilme uygulama niyeti adnadr" 156 Bu cmlede
zet olarak tabiatln temel temalarn buluyoruz: a) Sosyal ilimlerin szde
boluklar btn ilmiliin modeli gibi geinen tabiat ilimlerine atfla llm
tr; b) Olmas gerektii gibi deil arzuland gibi bir sosyoloji, yani fiilen uygu
land ekliyle deil ideal bir sosyoloji gereince akl yrtlmektedir; c) Sanki
sosyoloji kendi teebbslerinin, baarlarnn ve baarszlklarnn ustas de
ilmi gibi, yabanc olan normlarn kendisine zorla kabul ettirilmesi denen
mektedir.
Gerekten, aktel almalar bir beeri ilimler tarihinden daha ok E.Rot
hacker tarafndan alm yola ynelmi gibidirler. Bu hususta, bazs henz ya
zlmakta olduu hilde dier bazs yaynlanm bulunan ve Gusdorf'un bize Beeri
ilimler ve bat dilncesi (Les sciences humaines ou la pensee occitentale) ad
altnda takdim ettii eserler dizisini hatrlatmak gerekir.
1.
89
90
91
rinden, (szl olarak onunla mcadele etseler bile), sadece evrensel ve saf bir
ruh ilmi mes'elesini vaz'etmekten ve ruh plannda mutlak olarak evrensel un
surlar ve kanunlar aratrmas ve dolaysyla mutlaka netice veren bir mini
da ilmi bir aklamaya ulamay stlenmesi gereken, ruh olarak rOhun zeynelik
(eidetique, Wesenslehre) bir ilmini aratrmaya koyulmaktan ihtimamla
kanmaktadrlar" 1 59 Burada, ister tabiat ister tarihici eilimde olsunlar be
eri ilim uzmanlarnn mkemmel bir ekilde ilmi eser yazmak iin gereklii
bir olgular btnl olarak, saf Dasein (varolu) olarak incelemenin yeterli
olduuna inandklar anlamna gelen temel bir tema szkonusudur. Demek ki,
onlar hakiki ilmilie ihanet etmektedirler, zira, meseli fizikinin arad ey,
srf fenomenlerin ampirik varoluunu deil fakat kanunlarn da tespit etmek
tir. nemli olan, Dasein (varolu)'in bilinmesi deil, fakat Wesenssein'in yini
idea'nn bilinmesidir, yoksa matter offac (olgunun maddesi)'in bilinmesi de
il. Bununla ampirik ilimlerin ilim olamayacaklar sylenmek istenmiyor, fakat
sadece ilmiliin olgularn bilgisine, hatta objektif bilgisine, indirgenemedii be
lirtilmek isteniyor. yleyse, beeri ilim uzmanlarndan ou, tpk bu ilimlerin
nazariyecileri gibi, bir defa baz olgularn varoluunu tayin ettikten sonra ilmi
vazifelerini ifi etmi olduklarna inanmaktadrlar.
Mahhas ve mmkn (contingent) olgularn, dier bir ifadeyle sun'iliin
(facticite), tahlili olan ampirik ilimden farkl olarak, eidetik ilim, ampirik fe
nomenler iin kurucu olan eyi, yini deimeler arasnda deimez ve srekli
kalan eyi, zn (Wesenschau) sezgisi siyesinde, ina eder. ldeen I'in gsterdii
gibi, bir olgu baz mmkn tertipler sebebiyle tam tamna zne tekabl etme
yebilir, fakat meseli, sanatn ne olduu nceden bilinmezse sanat tarihinde ampi
rik bir aratrma yapmak mmkn deildir. Ampirik bir eserin artistik deerini
takdir etmek iin, sanat fikrine sahip olmak, sanatn z itibariyle ne olduunu
bilmek gerekir, aksi takdirde, herhangi bir ey sanat diye adlandrlm olabilir.
O halde z asl (Bestand)dr, bir ampirik gerekliin konusunun hviyetini ta
yin etmek iin bu asla atfta bulunmak gerekir. te bu anlamdadr ki Husserl'e
gre eidetik ilim ampirik ilimlerden bamszdr, fakat bunun aksi doru deil
dir. Bu z jenetik (cinsle ilgili) kavramyla da kartrmamak gerekir. Bu kav
ram, bir olgular veya rnekler ekseriyetine zg olan tidit eden bir tmevarmla
elde edilmitir, halbuki z tekil eylerin akl veya r6hu olan "gerekd" bir
inadr1 60 ktisadi olarak mahhas bir sreci tanmlama imkan salayan ikti"' P. RICOEUR tarafndan tercme edilen bu makale Revue de meaphyaique et de morale, 55.
ene, n 3, Juillet-Septembre 1950'de yaynlanmtr. Burada zikredilen metin s. 233-234'edir. Ampi
rik ilim ve eidetik ilim arasndaki fark hakknda, zellikle bkz. ldeen l (ev. RICOEUR), Paris.
1949, 2-5, ve Recherchea logiquea (ev. H. ELIE), Paris, 1959, c. I, 40.
160
Eidetik ilimler ve fenomenoloji arasndaki fark, eidetik ilimlerin fenomenolojik indirgeme
yapmamalarndan ibarettir. Bu konuda bkz. ldeen il, Beilage iV, s. 313. Burada HUSSERL, ampi-
92
rik psikoloji, eidetik psikoloji ve fenomenoloji arasnda bir ayrm yapmakta ve ayrca bu ayrmn
btn ruh ilimleri iin de geerli olduunu belirtmektedir.
16 1 Recherchea Logiquea, c.I, s. 161-162.
,., ldeen il, Beilage 12, s. 371-372.
1 63 Bununla beriber, belli bir lde Husserl mah.kOm ettii tabiatla yakla,maktadr, nk
o, ruh ilimlerine ruhun saf bir nazariyesini, ya da tabiat ilimlerinin saf nazariyeleri modeline gre,
muhtelif ruh ilimlerinin mtenisip mmkn birok nazariyesini zorla kabul ettirmeyi denemekte
dir. O hilde, sanlmasn ki Husserl tabiat ilimlerini taklit edilmesi gerekli bir tr ideal olarak te
likki etme sisteminden tamamiyle kurtulmu,tur.
164 Burada, Husserl'in nazariyesindeki belli bir karanl belirtelim: o kih rOhun eidetik bir il
minden, kih sanki her be,eri ilim kendine zg eidetiine sihip olabiliyormu' gibi bir ok eidetik
ilimden bahsetmektedir.
93
s.
80.
94
atlk daha ok kllilik ve tarih cz 'ilik zerinde durur. Zaten klli ve cz 'i
arasndaki mnasebet her ilim tarafndan farkl biimde alglanmtr: O mate
matiklerde baka, fizik ilimlerinde baka, kltr ilimlerinde bakadr.
phesiz kltr ilimlerinden illi aklamay bertaraf etmek szkonusu de
ildir: lli aklama, bu ilimlerde de mer6 ve faydaldr, fakat fenomenlerin
basit tahlilinden veya olu iin oluun tetkikinden baka sebepler dolaysyla
kltr fenomenleriyle ilgilenen ilim adamnn merakn tatmin etmeye mukte
dir deildir. Hakikat udur ki, kltrel fenomen anlamlarla ykldr, onun te
mel hus6siyetlerinden biri ite buradadr; yleyse kltrel fenomen srf bir nesne
olarak ele alnamaz, zira anlam aka nesneyi aan eydir. lk grek felsefeleri
ve mitolojiler tarznda, illet ve biimi badatrma zarureti buradan kaynakla
nr. Gerekten, bu eski felsefeler ayn zamanda illet ve biimi yani varl ve
oluu sorguluyorlard, tpk mitoslarn hem bir teolojiyi ve hem de bir teogoni
yi, hem bir kozmolojiyi ve hem de bir kozmogoniyi gerektirdii gibi. Merakmz
ayndr. Onun iin Cassirer, tabiatla da tarihicilie de, birisi srf varlkla di
eri de olula megul olduklarndan, hak vermemektedir. lenmemesi gereken
bati, hayat bile srekli istihale iken, bir nazariye adna ok sk snrlar izmek
ihtimilidir. Eer gerein bilgisi olmak istiyorlarsa ilimler bu durumun sorum
luluunu stlenmek zorundadrlar. Aslnda, tabiat ilimleri ve kltr ilimleri ara
sndaki temel farkllk, tabiat ilimlerinin belirledikleri, dierlerinin ise tavsif
ettikleri eye dayanr166 Her iki ilem ayn sfatla ilmidirler ve birini dierin
den daha stn telikki etmek bounadr. Kanun veya biim, her iki halde de,
bilgi tahminle elde edilir, her iki hilde de, bilginin her ilerlemesi, kavramlarn
hazrlanmasnda bir ilerlemeye elik eder. Hilbert 'in gsterdii gibi, her ilmin
gelimesi her defasnda temellerinin yeniden incelenmesini gerektirir, gelece
in ilminin epistemolojisini ve programn nceden izmek istemenin lzumsuz
luu buradan kaynaklanr. Psikoloji veya tarihin veya baka bir ilim dalnn kltr
ilimlerinin temelini tekil etmesi gerekip gerekmediini bilmek olgusu zerin
deki tartmalar da ayn sebeple faydaszdr. lmi problematik daimi ak kal
maktadr.
3.
nceki iki yazar gibi, Hayek de, tabiatl ve tarihicilii, ilk bakta para
doksal gzkebilen bir kantlamayla itham etmektedir. Gerekten, iki eilim onun
dncesine gre ilimciliin iki versiyonundan ibirettir. limcilik, ilim terimi
bugn sihip olduu hususi ve dar anlam yklenmek zere, mantki ve tutarl
bilgiyi belirtmekle snrl kald zaman tabiat ilimlerinin harikulide gelime1 66 Ayn eaer,
s.
81.
95
siyle birlikte domutur. Bundan byle, tabiat ilimleri, beeri ilim dallarmm
uzmanlar zerinde, metodolojik bir bask kuracak derecede, hakikaten by
leyici bir tesir icra etmitir, yle ki beeri ilimler kendilerine zg meselelere
artk kendi usilllerini uygulamayacak raddeye gelmilerdir. Buradan u netice
kmtr: ilim adamlar epistemolojik ve nazari adan uygulamada kullanma
dklar metodlar uyguladklarm iddia etmektedirler. Tabiat ilimlerinin, haki
ki ilmi zihniyetin aleyhine, bu itibari taklidi, beeri ilim uzmanlarnn, sanki
ilmiliin kstas mnhasran tabiat ilimlerinde bulunuyormu gibi, fizikilerin
veya biyoloji uzmanlarmm methini mspet almaya tercih etmi olmalarmdan
dolay, beeri ilimlerin gelimesine engel olmutur: Bu "konusunun deerlen
dirmesini bile yapmadan evvel, onu incelemenin en uygun vistasn bildiini
iddia eden ok hususi bir gr as"dr167 Bunun sonucu tabiat ilimlerinin
bir nevi emperyalizmi, ilmi bir pein hkmler sistemi biline dntrerek,
mahiyetinden uzaklatran bir totalizmdir (Hayek tarafndan kullanlan kolek
tivizm kavram totalizm diye tercme edilmitir) .
Bu tabiatlk tarihicilikte bir mttefik bulmutur. Kendi hakikati iinde
srf tekili kavramaya aba harcayan orijinal tarihicilikten farkl olarak, kesin
likle tarihiler tarafndan deil fakat filozoflar veya epistemologlar tarafndan
yaratlm olan modern tarihicilik, fizik kanunlar grntsnde oluun genel
kanunlarn meydana karmay, dolaysyla cz 'i rneklerden hareket ederek
yanl bir tmevarm yoluyla genelleme yapmay, ve bylece insanln belirle
nemez geleceini belirlemeyi iddia etmektedir. Bu srf tarihe meydan okuma de
il, fakat ilmin tahrifidir. Gerekten, hi kimse fenomenlerin sonsuz kllilii
zerinde akl yrtecek kudrette deildir ve bununla birlikte tarihicilik buna
muktedir olduu grnts vermektedir, hulbuki onun szde hesaplar, her za
man srf gerein, ekseriya gayr uilri nvarsaymlar gereince, seime tabi tu
tulmu cepheleriyle alikaldr. Bir ilim iin geerli olan ey her ilim iin geerli
olmad gibi, zaman ve mekan iinde snrl fenomenlerin dorusu olan ey,
fenomenlerin sonsuz klliliinin dorusu deildir. Tarihicilik fasit kyaslara (pa
ralogismes) dayanr. "Nazariye tarihi olmayabilir, tarih de nazari. Klli ancak
cz'iyi aklad iin ilgi uyandrr; cz'i phesiz ancak genel terimler bilin
de aklanm olabilir; fakat cz'i ve klli birbirine indirgenemez. Tarihiler
ve teorisyenler arasnda gelimi olan talihsiz anlamazlklar geni lde "ta
rihi ekol" adndan kaynaklanmtr; bu ad, tarihicilik adna liyk olan ve asln
da tarihle de teoriyle de ilgisi bulunmayan bu melez doktrin tarafndan
gasbedilmitir"168 Tarihicilik zamann aldrmazl iinde merhaleler, devre167 F. VON HAYEK, Scientism and the Study ofSociety, Glencoe, The Free Press, 1952. Fransz
ca tercmesi: Scientiame et aciences sociales, Paris, Plon, 1953,
168 Ayn eser, s. 84.
8.
5.
96
8.
8.
91-92.
19.
97
bir ilmi inceleme belli bir yer ve zamanda gzlenebilir fenomenlerin tamamm
ayn anda kucaklayamaz; o kanlmaz olarak bir seim yapar. Bu artlarda, ne
ticelerin ancak bu seimin snrlar iinde deer kazanaca aktr. Bir
btn olarak adlandrdmz ey, meseli kapitalizm veya sosyalizm yahut da
bilgi, asla bir veri deildir, fakat bir seim temeli zerinde bir yeniden inadr:
bu yeni inalar "bizim iin siyesinde kendilerini meydana getirdiimiz nazari
ye dnda mevcut deildirlerm11
Bu mlahazalardan bir takm neticeler kar:
a) Tabiatlk ve tarihicilik tarafmdan srdrlm olan evrensel bir bilgi
mefhumu, bir hayaldir, zira bu mefhum mmkn olmayan bir eyi gerektirir,
yle ki smrl kavramlara bal olduu iin kamlmaz olarak smrl kalan bil
gimiz, gerek olarak bilmediimizden daha fazla bilebilir. Zihnimizin, mahe
deleri mmkn klan kategorilerden arnm, fakat btn oluu, henz olmam
olan da dahil kucak.lamaya muktedir bir stn zihniyet olabildiini kabul et
mek gerekir. "Mevcut bilgimizin nasl artlanm veya belirlenmi olduunu bi
liyor isek, artk bu bizim bugnki bilgimiz olmaz. Kendi z bilgimizi
aklayabildiimizi tasdik etmek, fiilen bildiimizden daha fazla bildiimizi tasdik
etmektir, bu terimin dar minisyla bir anlamsz sz (non-sens) olan tasdiktir" 172
Bilgiyi tekil eden kavramlar dnda bilgi yoktur.
b) Beeri ilimlerde kullanlan mefumlarn veya "bttlk.ler"in ekseriye
ti, meseli ihtilal, monopol, ordu, ticaret, feodalizm veya kapitalizm mefhumla
r sadece entelektel kurululardr ve kesinlikle "tabii nite", ampirik veriler
deildir. Ve bununla birlikte, bu disiplinlerin uzmanlarmdan byk bir ksm,
onlar mahhas ve mahede olunabilir gereklikler szkonusuymu gibi kul
lanmakta ve muhakemelerine ve tartmalarma en byk karklklar bylece
sokmaktadrlar. Kavranabilen ey, bu btnlklerin unsurlar veya mnasebet
leridir, fakat olduklar gibi bu btnlkler deildir, nk bunlar srf nazari
kurululardr. Kapitalizm rneini ele alalm. Btnlk olarak o, bir hasm,
meseli bir sosyalist tarafndan, ve bir liberal tarafndan tekil olunmutur, nk
her biri onu farkl, hazan zd nvarsaymlardan haraketle kendi tarzmda ter
kip etmektedir. yleyse tabii ve alglanabilir bir gereklik deil, fakat baz g
rnlerin seimiyle ileyen ve bazlarn ihmil eden bir nazariye szkonusudur.
Sosyalist ve liberal anlaym sentezi yaplsa bile, kapitalist btnlk yine de bir
ina veya topya olarak kalacaktr. O halde bu mefhumlar, onlar ina etme im
kan salayan entelektel mnasebetler dnda hibir gereklie sahip deildir.
171 A m eser,
y
1 72 Ayn eser,
8.
8.
81.
106.
98
8.
8.
100.
103.
99
1 75 Ayn eser,
s.
41.
SONU
ASKIDA B R MESELE
lmin gayesi gerein anlalr klnmasdr. Gerek muhteliftir ve saysz gr
alarndan hareketle kavranabilir, ilimlerin okluu buradan kaynaklanr, bu
okluu da aydnlatmak gerekir, nk o da gerein bir cephesidir. Epistemo
lojinin, yani bilgi teorisinin vazifesi budur. Bilgi teorisi, gerekliin aklanma
syla ilgili muhtelif sistemlerin aklanmas olarak tanmlanabilir. teden beri
felsefeyi megQl eden ve beeri ilimlerin bugnk gelimesinin yeni terimler iin
de vazettii bir mesele szkonusudur. O da udur: kavram olarak ilmin birlii
ve zel, hatta zt ilimlere imkan veren aratrmalarn eitlilii arasndaki uyum
suzluk. Netice itibariyle, mesele ilmin birliini ve ilimlerin okluunu uzlatr
maktr. Gerekten, orada ilmin iki zt z olabilir, yani ilmiliin um6mi
karakterleri btn ilimler iin ayndrlar, fakat herbiri, dierlerinin karakter
lerinden farkl ve kendine zg nvarsymlardan hareketle bir bilgi meydana
getirdii iin, az veya ok kesin, gelitirilmi ve tutarl zel bir gr asn temsil
etmektedir. Her ilmin hareket noktasyla ilgili olan keyfe bal bu zellii epis
temolojiyi tedirgin eder, zira bu zellik, muhtelif disiplinlerden bazlar ilmili
in artlarna dierlerinden daha iyi cevap verdikleri, ve netice itibariyle, ilmin
genel kavramyla mukayese edildikte dierlerinden daha stn sfatlara sahip
olduklar iddiasnda bulunduklarndan atmalar dourmaktadr. Tabiat ilim
leri ve beeri ilimler arasndaki ztlk, bu epistemolojik atmann modern g
rndr.
Bu kitapta tahlil edilen muhtelif nazariyelerin tetkikinden tartmann bir
kmazda olduu neticesi kar, bu durum szkonusu tartmann niin gn
mzde felsefi alakasn kaybettiini ksmen aklar. phesiz, beeri ilimler ge
en asrn sonunda ekseriya kendilerini ezen itiharszlktan, birka on yldan
beri kiti derecede muazzam bir gelimeyi tanm olduklar iin bile olsa artk
ac ekmemektedir, fakat szkonusu ilimler bu devirde epistemolojik dnce
nin ayn younlukta devam etmesine de artk imkan vermemektedir, belki de
bu, epistemolojinin tabiat ve tarih arasnda seim yapmaya mahkum brakld
n sanmas yzndendir. Bir bilano yapmak ve, oradan hareketle, yeni per
spektifler izmek iin bu l zamandan yararlanmann uygun olacana
inanyorum.
Yukarda zikredilen nazariyelerin ekseriyeti, ya karlkl konularnn ayr
kln (gayr- mtecinisliini) (tabiat ve ruh arasnda veya tabiat ve tarih ara-
102
ASKIDA BR MESELE
103
KISA B BL YOGRAFYA
(Fikirleri inceleme konusu yaplan yazarlarn kendileriyle ilgili sayfalarda
ki dipnotlarnda zikredilmi olan eserleri buraya dahil edilmemitir.)
ARON (R.),
1921.
BE'ITI (E.), Allgemeine Auslegungslehre al.s Methodik der Geisteswissen-schaften,
Tubingen, 1967.
BREHIER (E.),
COHEN (M.R.),
CORETH (E.),
GADEMER (H.G.),
GOLDMAN (L.),
GRANGER (G.),
GRAWITZ (M.),
GROETHUYSEN (B.),
GUSDORF (G.),
HEIDEGGER (M.),
HEUSSI (K.),
LIPPS (H.),
LUCKACS (G.),
MEINECKE (E.),
MERLEU-PONTY (M .),
MISCH (G.),
1931.
MYRDAL (G.),
NEEF (F.),
PALMADE (G.),
PIAGET (J) . ,
POPPER (K.),
KISA B BL YOGRAFYA
106
-----
R<rrHACKER
_____
SARANO
SPENCER
SUTER
TOPITSCH (E.),
ed, 1961.
-----
TROELSCH
GENEL D Z N
-AAklama (Auslegen, explication), 21, 29, 30,
39, 50, 56, 57, 61, 62, 65, 73, 75, 76,
79, 80, 83, 84, 90, 93, 94, 102
Aklayc anlama, 79
Aklayc sosyoloji, 79
Adi yorum, 31
Adet, 35
Ahlik, 6, 13, 27, 28, 34, 53, 60
Ahlak disiplini, 7
Ahlaki fkecilik (irlmisme), 60
Akademiereden, 31
Akl, 5, 7, 9, 21
Aklclk, 15, 18
Akl a, 8
Akli ilimler, 67
Akliletirme, 18
Aklilik, 9, 22, 23, 50
Aksiyon, 54
Alglama, 77, 79
Alman kltr, 82
Alman niversiteleri, 38
Almanya, VII, 10, 15, 17, 19, 29, 43, 49, 59,
75, 83
Altyap, 14
Amerika Birleik Devletleri, 19
Ampere, 10, 11, 12, 13
Ampirik beeri ilimler, 92
Ampirik bilgi, 21
Ampirik gereklik, 69, 70
Ampirik ilimler, 20, 91
Ampirik kanunlar, 44
Ampirik psikoloji, 91, 92
An (zamanla ilgili illiyet), 64
Ana zihni kanunlar, 44
Anagnosis, 35
Analoji (Benzeim), 48
Anlam, 73, 96
Anlama, 29, 30, 31, 35, 36, 37, 39, 48, 56,
73, 74, 75, 79, 83, 84, 85, 90, 102
Anlama metodu, 56
Anlama nazariyesi, 76
Anlalrlk, 53
Anlayc aklama, 79
Anlayc sosyoloji, 79
Anthropotelique, 13
Antikite, 30, 70
Antropoloji, 1
Apaklk, 77
Apodikdik ahlak, 13
Aratrma, 102, 103
Arzi, 73
Aristo, 3
Aritmoloji, 12, 13
Arkeoloji, 1, 13
Arnim, 33
Aron (R.), 50
Asl matematikler, 12
Askeri sanat, 13
Ast (F.), 29
Astronomi, 12, 13
Aa ilimler, 60
Aknlk, 59
Ateizm, 59
Atletizm, 6
Atomculuk, 63
Aufleben, 25
Auslegen (Tefsir, erh), 30
Autoptique, 11
Aydnlanma a, 15
Aydnlanma felsefesi, 22, 25
Aydnlanmaclar, 18
Aydnlatma (explicitation), 21
Ayrklk (gayr- mtecinislik), 101
- BBaader, (F.), 16
Bachelard, 87
Bacon, 5, 7, 44
Bade ekol, 65, 66
Badaklk, 57
108
GENEL DZN
Ballanche, 10
Balzac, 10
Barlk, 60
Baur, 25
Bedihet, 77
Beden, 3, 4
Beden ilmi, 6, 7, 71
Bediiyit, 53
Belirleyicilik, 39, 61
Benzersizlik, 68
Benzeim (analoji), 48
Berlin, 49
Berlin niversitesi, 17
Beeri aksiyon, 54
Beeri gerekliAin tenkidi, 54
Beeri hukuk, 8
Beeri ilim, 2, 19, 41, 89, 92, 93, 95, 98,
101, 102, 103
Beeri ilimler, VII, 1, 3, 4, 7, 9, 10, 13, 15,
20, 24, 26, 30, 43, 47, 49, 50, 51, 53,
54, 57, 59, 60, 62, 65, 66, 75, 77, 81,
82, 83, 85, 87, 88, 90, 92, 96, 97, 102,
103
Beeri ilimler epistemolojisi, 103
Beeri ilimler nazariyesi, 7, 21, 47
Beeri ilimlerin umumi nazariyesi, 42
Beeri ilimlerin umumi nazariyeleri, 14
Beeri yaratclk, 48
Biim, 93, 94
Biimlerle aklama, 93
Bildung, 21
Bilgi, 21, 54, 69, 70, 94, 97
Bilgi nazariyesi, 55
Bilgi teorisi, 51, 101
Biriciklik, 68
Biyografi, 55
Biyoloji, 2, 3, 14, 61, 67, 71, 83, 93
Boeckh (A.), 10, 29, 33, 34, 35, 37, 49, 56
Bonnet (Ch.), 4
Bollnow, 84, 85
Botanik, 13, 34, 63
Botanik uzman, 64
Bourdieu (P.), 88
Brehier, VII
Bracciolini, 93
Bratucsheck, 33
Brentano, 16, 33
Broglie (L.de), 87
Buchner, 61
Buckle, 39, 41, 49
Burckhardt, 93
Burjuva snf, 14
Bchner (K.), 18, 20
-CCassirer, 7, 87, 93, 94
Cizibe kuvveti, 41
Cesar, 22
Cevher, 73
Chamboredon (J.-C.), 88
Chateaubriand, 10
CihanmQl Espri, 25
CihanmOl Ruh, 23, 25
CoArafya, l, 61. 83
Comte, (A.), VII, 10, 11, 14, 41, 42, 43, 46,
49, 50
Condorcet, 15, 21
Copernic, 12
Cosmologie, 10
Cournot, 10
Cousin, 10
Croce, 7, 9, 10
Cryptoristique, 11
Crytologique, 11
Cuvier, 11
Cz'i, 70, 95, 96
Cz 'i rOh, 92
Cz'ilik, 60, 72, 93, 94
- aAda mantk, 66
alma, 38, 98
atk (antinomie), 63
ekim kanunu, 92
-DDin, 57, 60
D'Alemben, 5, 6, 21
D'Holhach, 4
DeAer, 73, 83, 93, 102
DeAer bimek, 66
DeAer kavram, 82
DeAer nazariyesi, 60
GENEL DZN
Deer yarglar, 56, 68
Deerlendirme, 84
Deerler, 47, 53, 58, 72, 73, 90
Deerlerle nazari mnisebet, 72
Dekart felsefe, 9
Dekartlk, 7
Demografi, 87
Demografya, 48
Deneme, 44
Deneme metodu, 43
Descartes, 3, 4, 7, 9, 11, 67, 103
Devlet, 19, 38
Devlet ilmi, 48. bkz. siyiset ilmi.
D alg, 70
D illiyet, 64
D tecrbe, 52, 83
Dialegmatik, 13
Dialegmatique ilim, 13
Dialegmetiques, 13
Diceologie, 13
Dil, 24, 38, 48, 57, 67
Dilbilim, 34
Dilbilimi, l, 2, 17, 25, 36, 42, 48
Dilcinin dili, 18
Dilthey, 7, 12, 14, 25, 29, 39, 49, 50, 51, 52,
53, 54, 55, 57, 59, 65, 67, 68, 70, 75,
89, 90
Din, 19, 24, 25, 27, 28, 34, 38, 61, 67
Dini ilim, 25
Dinler, 89
Dinler ilmi, 13, 51
Dirili, 84
Diyalektik, 31, 93
Diyalektik srec, 24
Diyalektik tahlil, 21
Dogmatizm, 4
Doruluk tenkidi, 38
Droysen, 33, 37, 38, 39, 41, 75
Du Bois-Reymond, 61
Duyg, 18
Duyumculuk, 61
Dnya'nn Ruhu (Weltgeist), 22, 23
Dnce, 4
Dnlm tarih, 22
-EEbedi dn, 8
Edebiyat, 13, 42, 59
109
Eitimbilimi, 1
Eichendorff, 16
Eidetik (ze ynelik) ilim, 90, 91, 92
Eidetik psikoloji, 92
Einstein, 87, 93, 103
Ekol, 65, 66
Ekonomi, 45, 46, 48, 51, 74, 87
Ekonomi politik, 19
Enerji ilkesi, 62
Engels, 28
Entelektel kurulu, 97, 98
Epistemoloji, 14, 27, 32, 39, 43, 49, 51, 59,
66, 68, 72, 74, 80, 87, 88, 94, 101, 103
Epistemolojik, 65
Eratosthne, 34
Erekbilimsel, 73
Ereklilik (gaiyet), 40
Erkliren, 30
Eski Tarih Okulu, 18
Eski-eserbilimi, 1
Espri, 25
Estetik, 25, 53, 71
Ethnogenie, 13
Ethognosie, 13
Ethologie (rflerin, minevi olglarn tarihi
ilmi), 45
Etik, 13
Etnoloji, 1, 13, 42, 48, 87
Etnolojik, 13
Etnolojik ilim, 13
Etografya, 13
Etoloji, 45, 46, 47, 48, bkz. rf ilmi
Evolutionisme, 41
Evrenbilim, 10
Evrensel geerlilik, 85
Evrim nazariyesi, 62
Evrimcilik, 60
-FFaraday, 93
Farazi ilimler, 45
Faydaclk, 61
Fechner (G.Th.), 47
Felsefe, 6, 7, 9, 10, 11, 16, 20, 22, 24, 25, 26,
27, 29, 35, 42, 43, 49, 53, 57, 59, 65,
67, 72, 87
Felsefe tarihi, 25, 93
GENEL DZN
110
Felsefi, 13
Gana (E.), 25
Gayeler dnyas, 58
Geerlilik, 85, 99
Gelenek, 8
Felsefi tarihfcilik, 65
Gelime, 57
Fenomen, 14
Genel, 70
Genel kanunlar, 95
Feodalizm, 97
Genelle9tiren bilgi, 69
Genelle9tiren metod, 81
Genelle9tirici bilgi, 70
Ferdtletiren bilgi, 69
Genelle9tirici metod, 70
Ferdtletiren metod, 81
Ferdtletirici bilgi, 70
Geometri kanunu, 45
Ferdiletirici illin, 72
Gerek, 101
Gereklik, 52, 54, 69, 70, 72, 91, 92, 96, 97,
Ferdiyet, 71
98, 102
Ferri, 61
Gereklilik, 82
Fichte, 16
Globu intellectualie, 53
Flt hakikatler, 10
Gloeologie, 13
Fikir, 96
Gnoi, 35
Fikirlerin yorumu, 39
Goethe, 10
Fikrin il.mi, 24
Gomperz (Th.), 41
Filojitik, 2
Gk-mekanii, 12, 13
Gkbilim, 12, 13
Filolojik Yorumbilim, 33
Grre, 16, 33
Ficher (K.), 25
Gzlem, 56
Gramatikal aklama, 29
Gramatikal yorumlama, 31
Grameci, 28
Fizik kanunlar, 95
Grek felsefesi, 94
Grimm (H.), 49
(W.),
Fiziki nizam, 43
Grimm
Fizik-kimya ilinleri, 63
Guichardin, 22
Fi"iko-matematik ilimler, 12
Gudorf, 62, 88
41
Fizyoloji, 61, 64
Gdlenim (motivation), 90
Fizyonomi, 13
Gdler (motife), 90
Flaubert, 10
Gncel anlama, 79
Fonkeiyonalizm, 1
Gzelanatlar, 6
-H-
Franz kltr, 82
Hlfza, 5, 7
G-
Haeckel, 61
Hakiki hukuk, 18
Hakikat, 10, 85
Galilbe, 3
Hakikatler, 10
GENEL DZN
Hak.iki ilim,
38
59
Hmanixma,
Halk felefei,
Hrriyet,
26
59
60
-1-
1, 2
10
Hamann,
Hamburg nivenitei, 60
Harpbili.mi ,
lgnoramu, ignorabi.mu,
28
Hareket (praxis),
Ihering,
28
--
43
Hayat ilimleri,
53
53
6
64
tecrbe, 52, 83
duyu, 52, 10
ebak, 50, 56
Hayat normlan,
cidetme sanat,
Hayat olgular,
illiyet,
Hayati nizam,
43
57
87, 94
Hayek,
Hayvan yeti9tirme,
13
erdelik (int6riorit6),
13
Hegel, 16, 17, 18, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 34,
37, 57
Hegelcili.lr., 84
38
Hegelci Terkip, 21
Heidegger, 84, 85
87
60
Helvbtiu, 4
Helmholtz,
12, 13
56. bkz. yorumbilimi.
Helyostatik (Hbliostatique),
25
76
13
Hildebrand (B.), 18
Hijyen, 13
Hilbert, 94, 103
Hugo (G.), 17
Hukuk, 7, 8, 17, 19, 22, 24, 25, 27, 28, 34,
38, 42, 51, 52, 73, 84
Hritiyanlk,
Hibrologie,
13, 48, 51
87
Hukuki ilimler,
18
17, 37, 38
Hukukular hukuku,
Humboldt (G.de),
Humboldt kardeler,
Hurife,
16
9
3, 59, 65, 67, 93, 96
7, 41, 51, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93
HuOilik,
Hueerl,
13
91
deal-tip,
80, 82
93
1, 66, 67, 68
28, 73, 99
1
kicilik, 67
ktieat, 1, 6, 1, 13, 17, 20, 24, 42, 46, 52, 53,
72, 74
ktiat ilmi, 51
lahiyat, 6, 13, 17, 25, 29, 42
letitim anat, 6
lim, 1-4, 10, 13, 14, 19, 20, 26, 39, 41-45,
58, 60, 63, 64, 74, 91-95, 98, 101-103
lim nazariye, 42
limcilik, 60, 94
limler tarihi, 93
lk ebep, 38
lli aklama, 83, 93, 94
lli kanunlar, 45
llet, 94
lliyet, 38, 64, 11, 90
lliyet ilitkii, 14
lliyet kanunlar, 45, 46
lmi aklama, 50
lmi aratrma, 103
lmi bilgi, 69
lmi bir nazariye, 60
lmi al9ma, 98
deoloji,
33
Heienberg,
Hukuk ilmi,
d6og6nie,
dea,
24
34
deograf"k ilimler,
Heyse,
erme,
dealatran oyutlama,
Hegelci tematik,
Hermbneutique,
61
51
Irk , 64
lll
htiyarlk.bilimi,
GENEL DZN
112
lmi kesinlik, 62
lmi pozitivizm, 50
lmi tarih, 65
lmi yorum, 31
lmilik, 60, 11, 84, 85, 88, 91
lmin gayesi, 99, 101
man, 38
mkan, 80
nan, 96
ngiltere, 59
nsan ilimleri, VII, 1, 3, 5, 6, 7
man ilmi, 9, 26, 62
man tabiatnn ilmi, 44
insanbilimi, 1
mamn bilgisi, 54
nsanlarn al, 8
ntellectualis, 53
nteriorite (ierdelik), 24
ntrospection, 56
ptidai psikoloji, 13
rade, 7, 38
ride-i cz'iye, 10
renisme (fkecilik), 60
sbatiye, 41
yilik ilmi, 6, 7
-JJahrbcher (H.), 33
Jankelbvitch (S.), 66
Jaspen, 30, 39, 76, 77, 78, 80
Jeoloji, 13, 14, 61, 63
Jerontoloji, 1
Jouffroy, 10
-KKahramanlarn al, 8
kahramanlk hukuku, 8
Kant, 4, 11, 14, 15, 59, 65, 67, 68, 70, 71, 84
Kanun, 35, 39, 44-47, 61, 74, 92, 94, 95, 102
Kanun mefhumu, 81
Kapitalizm, 92, 97, 98
Karakterbilim, 47
Karakterin tetekkl ilmi, 45
Kartlatma (Begegnung), 84
Kavram, 61, 62, 72, 82, 94, 98
Kavramlattrma, 70, 73
Kelsen, 84
Kemmi kanunlar, 47
Kendilinden bilgi, 69
Kepler, 12
Ketfedici altma, 38
Kyaslar, 95
Kidd, (B.), 61
Kimya, 14, 59, 64
Kitib- Mukaddes, 30
Klasik metafizik, 52
Knapp (G.), 18
Knies, 18, 19, 80
Kolektif psikoloji, 47, 48
Kolektivizm, 95
Komnizm, 26
Konutma ilmi, 6
Kozmeti, 6
Kozmetik, 6
Kozmogoni, 94
Kozmoloji, 12, 94
Kozmolojik limler, 12, 13
Kriptolojik, 11, 12
Kriptoristik, 11, 12
Kurucu zihin ilimleri, 42
Kutsal hukuk, 8
Kutsal yorumbilim, 36
Kuvvet, 41
Klli, 71, 95, 96
Klli psikoloji, 47
Kllilik, 55, 71, 93, 94, 95
Kltr, 6, 34, 71, 74, 82, 93
Kltr ilimleri, 1, 68, 70, 71, 73, 82, 93, 94,
94
Kltr ilimleri tarihi, 93
Kltr il.mi, 74
Kltr kavram, 82
Kltrc kavramlattrma, 73
Kltrel ilimler, 58
Kltrel tekillik, 71
-LLask (E.), 15, 65
Uvi-StrauH, 2
La Mettrie, 4, 61
Lamprecht (K.), 42
Laurent le Magnifique, 93
Leipzig, 39
GENEL DZN
Lengistik, l
Lobroso, 61
Locke, 7
Luther, 73
-MMach, 60, 61
Machiavel, 3, 93
Madde, 3, 4
Maddeci dopatizm, 4
Maddecilik, 18, 26, 38, 60
Maddenin gereklip, 52
Miden bilimi, 63
Madenler ilmi, 13
Main de Biran, 11
Manevi dnya, 38, 39
Manevi gler, 39
Manevi ilim, 10, 44
Manevi ilimler, 1, 4, 39, 43, 45, 63
Minevi ilimler uzman, 64
Mantk, 6, 7, 13, 14, 24, 48, 55, 66, 68, 71
Mantk disiplini, 7
Marjinalizm, 20
Marksist maddecilik, 26
Marksist sistem, 17
Marksizm, 27, 28
Marx, 14, 16, 26, 27, 28
Matematik, 3, 12, 14, 34, 35, 65, 67, 83, 90,
93, 94, 96
Matematik akm, 9
Matematik ilim, 13
Matematik ilimler, 12
Matematik ilimleri, 51
Matesioloji, 11, 12
Maxwell, 93
Medeni tarih, 5
Medeniyet, 98
Medeniyetler, 63, 64
Mekanik, 6, 12, 13, 14, 42, 47, 61, 63, 73
Mekaniki aklama, 62
Mekaniki maddecilik, 18
Menger (C.), 20, 98
Merleau-Ponty, 87
Metafizik, 4, 6, 9, 13, 28, 52, 60, 89
Metafizik ilim, 50
Metafizik uur, 50
Metafizik tefekkr, VII
113
Meteoroloji, 44
Metod, 15, 20, 41, 43, 48, 56, 64, 70, 71, 81,
89, 90
Methodenstreite (metod anlamazlklar), 15,
20
Metodoloji, 13, 15, 19, 34, 36, 38, 50, 68, 83
Metodolojik tarihicilik, 65
Michelet, 10
Mili (St.), 41, 43, 44, 45, 46, 47, 49, 50, 54,
64, 67
Mitoloji, 1, 48, 94
Mitoslar, 8, 48
Moleschott, 61, 62
Monizm (Tekilik), 61
Montesquieu, 4, 10
Muhayyile, 5, 7, 9
Mukayese metodu, 48
Mukayeseli metod, 41
Mukayeseli varlkbilim, 13
Muller, Adam, 16
Mutlak bilgi, 21
Mcerret ilim, 14
Mcerret-mahhas ilim, 14
Mdrike, 7
Mmkn (contingent), 73, 91
Msbet felsefe, 42
Msbet (pozitif) ilimler, 41, 50, 51, 62, 93
Msbet ilimler sistemi, 53
Mtahhas ilimler, 14
-NNapolyon, 18
Naturalism, 59
Nazari akl, 14
Nazari ilim, 3
Nazari ilimler, 6
Nazariye, 7, 9, 14, 21, 36, 37, 41, 42, 46, 47,
55, 60, 62, 76
Newton, 4, 7, 12, 103
Nietzsche, 76, 77, 80
Nihilizm, 65
Nizam, 43, 46
Nomoloji, 13
Nomotetik limler, 66, 67, 87
Nomotetik ilimlerin umumi nermeleri, 68
Nooloji, 10, 12
Noolojik ilimler, l, 12, 13
114
GENEL DZN
Normatif ilimler, l
Normlar, 53
Novali, 16
Novum organon, 5
Nozoloji, 13
Numen, 14
0-
Objektif imkan, 80
Objektif olgular, 96
Objekt ruh, 5 7
Objektiflik, 83, 84, 85
Olgu, 52, 53, 96
Olguculuk, 41
Oluf, 94, 95
Ontothetique, 13
Organium, 2
Orijinal tarih, 22
Orilrtotelmi, 13
Ortam 64
Ortam kavram, 62
Ortam mefhumu, 62
Otwald, 62
Otoptik, 11, 12
,
-fkecilik, 60
nerme, 68
rf, 35, 45
rf ilimleri, 48, bb. Etoloji
rf-ldet, 34
rfler, 24, 48
- PPachoukani, 27
Panpikoloji, 47, 48
Paralogime, 95
Pareto, 62
Paaeron (J.-C .), 88
Pedagoji, 1, 7, 13
Peiae, 43
Piaget, 87
Planck, 87, 93, 103
Platon, 35
Poetika, 53
Poetika ilimleri, 3
Polemoloji, l
Politik ilimler, 13
Politika, 7, 13, 19, 27, 28, 42, 84, 90
Politoloji, l
Popper (K.), 87
Pozitif felaefe, 42
Pozitiflik, 78
Pozitivitler, 46
Pozitivizm, 16, 38, 39, 41, 49, 50
Pragmatik yorum, 39
Proletarya 11nf, 14
Promethee, 16
Pi.kanalitik yorumbilimi, 29
Pikografya, 13
Pikoloji, 2, 6, 13, 14, 19, 29, 41, 42, 45, 47,
48, 50, 53, 54, 55, 56, 57, 60, 61, 62,
63, 66, 67, 70, 71, 74, 76, 83, 87, 89,
90, 91, 92, 102
Pikolojik atomculuk, 63
Pikolojik ilimler, 57
Pikolojik mekanik, 63
Pikolojik yorum, 39
Pikolojlt anlay9, 41
Paychognoie, 13
Ptolemee, 12
Puchta, 17
Pulci, 93
-RRee (P.), 62
Retorik, 31
Rickert, 65, 68, 70, 71, 72, 73, 74, 90, 93
Rcoeur (P.), 91
Robepierre, 71
Roma, 51
Roma mparatorlup, 8
Romahlar, 51
Rocher (W.), 18, 19, 80
Rothacker, 75, 85
Rnenm, 3, 84, 93
R4h, 3, 4, 10, 22, 23, 25, 57, 78, 89, 101
R4h ihni, 1, 6, 12, 44, 47, 48, 50, 51, 52, 53,
57, 67, 71, 78, 83, 90
R4h kltrnn ihni, 6
R4hun hakimiyeti, 90
Ruh dnya, 52, 53
us
GENEL DZN
Ruhi hayat, 55, 56
Ruhi mekanik, 42
Ruhi olgular ilmi, 52
Solvay, 62
Sombart (W.), 18
Sonsuz arattrma kanunu, 35
Sosyal dnya, 51
Sosyal fizik, 42
Sosyal ilimler, 1, 15, 48, 55, 58, 62, 88, 98
Sosyal nizam, 43
Sosyal sistem, 98
Sosyalizm, 97, 98
-SSaf aklilik, 50
Saint-Simon, VII, 41
Sanat, 6, 13, 34, 48, 60, 90, 91
Sanal tarihi, 89, 91
Sanatlar tarihi, 42
Savigny, 10, 17, 21
Scheiermacher, 29, 30-33, 35, 36, 49, 56
Schelling, 16, 33
Scherer (W.), 41, 49
Schiel, 41
Schlegel karde9ler, 16
Schmidt (J.), 49
Schmoller, 18, 19, 20
Schumpeter (J.), 19
Sciences de l'esprit, 1
Sciences morales, 1
Scienza nuova, 9, 10 bkz. Yeni lim.
Sebeplenme, 90
Sebeplenme (causation) kanunlar, 45
Sebepler nazariyesi, 46
Sebeplerle aklama, 93
Smf, 14
Smf sava9, 65
Sibernetik, 88
Simith (A.), 98
Simmel, 57, 75, 90
Simya, 53
Sistem, 17, 98
Sistematik duygu, 18
Sistemlettirme, 102
Siyiset, 6, 24, 25, 27, 34, 48, 51, 52, 62
Siyiset ekonomisi, 48
Siyisel felsefesi, 43
Siyiset ilmi, 45, 46, 48 , 51, 53
Siyisetbilimi, 1, 42
Siyasi ban9lk, 60
Tabiatlk, 26, 43, 50, 51, 52, 54, 57, 59, 60,
Siyasi ilim, 13
Siyaset ekonomisi, 46
Siyaset etolojisi, 46
61, 62, 63, 64, 68, 82, 87, 88, 89, 90,
92, 93, 94, 95, 96, 97
Tabiatn hikimiyeti, 90
GENEL DZN
ll6
Tabiatn nhas, 53
Tabiatst, 59
Tabii by, 6
Tabii hukuk, 18
Tabii ilahiyat, 13
Tabii ilimler, 12
Tabii kanun kavram, 61
Tabii tarih, 5
Tahlil, 21, 48
Taine (H.), VII, 54, 61, 62, 63, 64, 65, 67
Tantlama, 72
Tanr ilmi, 6, 7
Tanrlarn a, 8
Tanrmn iniyeti, 65
Tanrtanmazlk, 59
Tarm, 13
Tarih, 1, 4, 5, 13, 18, 19, 21, 22, 25, 26, 33,
35, 36, 42, 48, 53, 59, 65, 67, 70, 71,
73, 74, 89, 91, 93, 101
Tarih felsefesi, 7, 16, 20, 49, 53, 57, 65, 72
Tarih metodu, 43, 89, 90
Tarih okulu, 17, 18, 49
Tarih uuru, 15
Tarihr, 53
Tarihr aklilik, 22
Tarihi akln tenkidi, 49, 50, 52
Tarihi anlalrhk, 53
Tarihr bilgi, 54
Tarihr
Tarihi
Tarihi
Tarihi
Tarihr
Tarihi
bilginin kanunlan, 39
duygu, 18
ilimler, 1, 48, 52, 87
illiyet, 38
maddecilik, 28
uur, 25
Tarihi tenkid, 54
'Iirihi yorumbilimi, 37
Tarihi yorumlama, 33
Tarihrcilik, 18, 21, 22, 32, 35, 47, 59, 65, 69,
75, 87, 88, 89, 94, 95, 96
Tarihilik, 17, 21, 24, 28, 54, 56
Tarihin kanunlar, 39
Tarihin sahas, 53
Tasavvur, 52
Tasviri ahlik, 13
Tasviri psikoloji, 54
Tatbiki ilim, 3
Tecrbe, 52, 83
Tecrbi ilimler, 55, 67
Tecrbi metod, 64
Tecrbi psikoloji, 47, 54, 62
Tecrbi-tarihi toplum ilmi, 10
Tecrbe, 48, 50, 52, 55, 56, 67, 68, 76, 78,
83
Tecrbe ilmi, 52
Tekimliye, 41
Tekilik (monizm), 61
Tekil, 66, 68, 70, 71, 96
Tekil gereklik, 72
Tekillik, 53, 54, 56, 67, 69, 70, 71, 72
Teknik yorum, 29
Teknik yorumlama, 31
Teknikbilim, 1
Tekno-estetik, 13
Teknoloji, 13
Teleologique, 73
Teleziyoloji, 13
Tematik, 38
Tenkid, 7, 34, 36, 38, 49, 50, 52, 54
Teogoni, 94
Teoloji, 94
Teori, 51, 101
Teorik fizik, 92
Terakki, 8, 46, 57, 65
Terkip, 21, 48
Theleologie, 13
Thelbsiognosie, 13
Thelesiognphie, 13
Thelesiologie, 13
Theodicee, 13
Thucydide, 22
Tbbi fizik, 13
Tbbi ilim, 13
Tp, 6, 7, 13, 34
Tp ilimleri, 12
Ticiret ilmi, 6
Tieck, 16
Tip nazariyesi, 37
Tipoloji, 92
Toplumbilim, 1
Toplumun ilmi, 10
Totalizm, 95
Troelsch, 33
Troponomik, 11, 12
Troponomique, 11
Tubingen niversitesi, 83
Tmdengelim, 43, 44, 45, 46, 48, 64
117
GENEL DZN
Tmevarm, 44, 48, 76, 91, 93, 95
Twesten (K.), 41
Volksgeist, 17, 28
Von Eitelberger (R.), 41
Von Weiezicker, 60
-UUmOmi, 70
Umumi bir beteri ilimler nazariyesi, 9
Umumi ilimler felsefesi, 11
Umumi ilimler nazariyesi, 41
Umumi kanunlar, 74
Unsuri etik, 13
Unsuri theleologie, 13
Unsuri varlk.bilim, 13
Uranologie, 12
Uranoloji, 13
Uygulamal ahlak, 13
Uygulamal akl, 14
Uygulamal ilimler, 6
Uygulamal tp, 13
Uygulamal zihin ilimleri, 42
Uzviyetilik, 2, 20
-lkler, 53
niversite, 17, 38, 46, 60, 83
ranografya, 13
ranoloji, 12
stn ROh, 10
stn ilimler, 60
styap, 14
-WWach (J.), 29
Weber, (M.), 18, 20, 30, 37, 39, 47, 72, 75,
79, 80, 81, 82, 84, 85, 102
Weber epistemolojisi, 80
Windelband, 14, 55, 65, 66, 68, 90
Witt (C.), 64
Wolf (F.A.), 29, 34
Wundt, 42, 46, 47, 48, 54, 60, 65, 67, 70
-YYahanclama, 26, 27
Yapayc (artificialiste) aklclk, 18
Yaratclk, 48
Yarglama sanat, 6
Yarglamak, 66
Yeni fzi.k, 87
Yeni ilim, 7, 9
Yeni Tarih Okulu, 18, 19
Yeni-hegelcilik, 84
Yeni-Kantlar, 65
Yeni-kantlk, 84
Yorum, 29, 30, 31, 39, 48
Yorumbilimi, 29, 30, 31-34, 36 37 41 49
56, 57, 75, 82, 84
Yorumlama, 29, 31, 34, 36, 37, 38, 39, 57,
65, 67, 77, 80, 84
Yorumlama teknii, 34
Ynetim ilni, 6
-VVacherot, 10
Varlk, 94
Varl.k-irfam, 13
Varlk.bilim, 4, 13, 52, 67
varolu, 91
Vatke, 25
Veriset (nizam ve terakki) kananlar, 46
Ventehen (anlama), 29
Vico, 7, 9, 10
Vico'culuk, 10
Visher (Th.), 25
Vitalizm, 2
Viyana niversitesi, 60
Vogt, 61
Z-
000407
ISBN 975-16-0366-6
,lllllll,Ull
TRK TARH KURUMU BASIMEVL ANKARA - 1997