You are on page 1of 286

Henri Bergson

Ahlkn ve Dinin ki Kayna

Herin Bergson

Ahlkn ve Dinin ki Kayna


eviri: M. Mukadder Yakupolu

DOUBATI

Henri Bergson (1859-1941)


nl Fransz filozof. Yetenekli bir mzisyen olan babas, PolonyalI zengin bir Yahudi aile
sinden geliyordu. Annesi de bir ngiliz Yahudisiydi. Ama Bergsonun yetime biimi, eiti
mi ve ilgi alanlar btnyle Franszlara zgyd; tm yaam da Fransada, byk bl
myle Pariste geti. Bergson, statik deerleri yadsyarak devinim, deime ve evrim gibi de
erleri benimsemi ve daha sonra sre felsefesi adn alan kuram gelitirmitir. Evrim sre
ci, srekli gelien ve yeni biimler yaratan yaam atlmann (lan vital) sreklilii olarak g
rlmeliydi. Bilimin kulland ve saatle llen uzaylatnlm zaman kavramna kar, sre
(yaanan zaman) kavramnn nemini vurgulamtr. Bergson, ruhsal olgularn nitelik asn
dan teki olgulardan farkl olduunu ve psikologlarn bu olgular nicelletirip saymaya al
arak, insann isel benliiyle ilgili bilincini analiz etmitir. Balca Eserleri: Essai sur les
dormees immdiates de la conscience (1889, uurun Dorudan Doruya Verileri) Matire
et mmoire (1896, Madde ve Bellek) L volution cratrice (1907, Yaratc Evrim) Le Rire:
Essai sur la signifiance du comique (1900, Glme) L nergie spirituelle (1920, Zihin Kudreti).
Cet ouvrage, publi dans le cadre du programme de participation la production, bnficie
du soutien du Ministre des Affaires Etrangres, de l Ambassade de France en Turquie et de
l institut Franais dIstanbul (eviriye ve yayna katk program erevesinde yaymlanan bu
yapt Fransa Dileri Bakanhnm, Trkiyedeki Fransa Bykeliliinin ve stanbul Fran
sz Kltr Merkezinin desteiyle gereklemitir).
zgn Metin
Les deux sources de la morale et de la religion
Tm haklan Dou Bat Yaynlanna aittir.
Fanszcadan eviren
Mehmet Mukadder Yakupolu
Redaksiyon
zcan Doan
Yayma Hazrlayan
Takn Tak
Kapak Tasarm
Mr. Z & Z
Tasarm Uygulama
Ali elik
Bask
Tarcan Matbaaclk
1. Bask: Ekim 2004
2. Bask: Nisan 2013
Dou Bat Yaynlar
Ankara Merkez:
Yksel Cad. 36/4 Kzlay/Ankara
Tel: 425 68 64 / 425 68 65
stanbul Datm:
Hobyar Mah. Narhbahe Sok. No: 6
Caalolu/stanbul
Tel: 0 212 243 47 11
www.dogubati .com
ISBN: 978-975-8717-07-3 / Sertifika No: 15036
Dou Bat Yaynlan-7 Felsefe-2
Kapak Resmi: Henri Bergson, Foto: Granger Art, 1905.

NDEKLER

Birinci Blm
Ahlksal dev.............................................................. 7
kinci Blm
Statik D in ...................................................................91
nc Blm
Dinamik Din............................................................. 187
Drdnc Blm
Son Aklamalar

Mekanik ve Mistik................................................... 239


Dizin................................................................. ....... 286

Birinci Blm

Ah la k sa l d ev

Yasak meyve yks insanln belleinde olduu gibi hepimi


zin belleindeki en eski andr. Eer bu an hatrlamay yeledi
imiz dier anlarla silinmemi olsayd bu durumun farkna va
rrdk. Kendi bamza braklsaydk ocukluumuz nasl olur
du kim bilir! Zevkten zevke koardk. Ama ite, gremediimiz
ve dokunamadmz bir engel btn bu zevklerin nne gei
yor: Bir yasaklama. Neden bu yasaklamaya boyun eiyoruz?
Byle bir soru sormayz bile; ebeveynlerimizi ve retmenleri
mizi dinleme alkanl edinmiiz. Bununla birlikte, onlar din
lememizin onlarn ebeveynimiz ve retmenlerimiz olmasndan
kaynaklandn da hissediyoruz elbette. O halde, bizim gz
mzde onlarn otoritesi, kendilerinden ok onlarn bize kar
olan konumlarndan ileri gelmektedir. Belli bir yer igal ediyor
lar: te buyruk da buradan geliyor; ve eer baka bir yerden
gelmi olsayd bu kadar etkili olmazd. Baka bir deyile, ebe
veynler ve retmenler sanki bakasnn adna, vekleten hare
ket ediyor gibidirler. Bu durumun tam olarak farknda olama-

8 AhlksaI dev

yz ama ebeveynlerimizin ve retmenlerimizin gerisinde, onla


rn araclyla stmze abanan korkun veya daha ok belir
siz bir eyin varln kefederiz. Daha sonra bu eyin toplum
olduunu syleriz. Bu ey zerinde dnrken, onu, grn
mez balarla birbirine balanan hcrelerinin ok ustalkl bir
hiyerarik dzen iinde birbirine tbi olduklar ve doal olarak
btnn byk iyilii iin parann feda edilmesini gerektire
cek bir disipline boyun edikleri bir organizmaya benzetiriz.
Dier taraftan bu saptama bir karlatrmadan teye gitmez,
nk zorunlu yasalara tbi olan bir organizma ile zgr is
tenlerden oluan bir toplum birbirlerinden farkl eylerdir.
Ama bu istenler rgtlendii andan itibaren bir organizmay
taklit ederler; ve az veya ok yapay olan bu organizmada al
kanlk, doann eserlerinde zorunluluun oynad roln ayn
sn oynar. Bylelikle ilk bakta toplumsal yaam, toplumsal
gereksinimlere yant veren, az ok gl bir biimde kklemi
bir alkanlklar sistemi olarak grnr bizlere. Bu alkanlk
lardan bazlar emir verme alkanlklar olsa da ou, ister top
lumun verdii bir yetkiyi kullanarak emir veren bir kiiye boyun
eelim, ister belli belirsiz alglanan veya hissedilen toplumdan
kaynaklanan anonim bir buyruk olsun boyun eme alkanlk
lardr. Bu boyun eme alkanlklarndan her biri istencimiz
zerine bask yapar. Bu baskdan kurtulabiliriz ama hareketlen
dirilen bir sarka gibi bu baskya doru itiliriz ve ona geri d
neriz. Dzen bozulmutur belki bir ekilde, [ama] bu dzenin
yeniden kurulmas gerekir. Ksaca, her alkanlkta olduu gibi
kendimizi buna mecbur hissederiz.
Ama bu ok daha byk bir zorunluluktur. Bir byklk di
er bir byklkten onun kendisine oranla gz ard edilebilme
sine neden olacak kadar byk olduunda, matematikiler bu
bykln baka bir dzene ait olduunu sylerler. Bu gr
toplumsal dev iin de geerlidir. Dier alkanlklarla karlatrld zaman bu alkanln basks o kadar fazladr ki arada
ki derece fark yapsal bir fark gsterir.

Henri Bergson 9

Aslnda bu tr alkanlklarn karlkl olarak desteklendik


lerine de dikkat etmeliyiz. Bu alkanlklarn z ve kkeni ze
rinde fikir yrtmesek bile, yakn evremiz veya bu evrenin
evresi ve toplum adn alan son snra kadar bu ekilde geni
leyen evre tarafndan bizden istendikleri iin bu alkanlklarn
arasnda bir balant olduunu hissederiz. Bu alkanlklarn
her biri dorudan veya dolayl olarak toplumsal bir gereksinimi
karlar: Ve bylece alkanlklarn hepsi birleir ve bir blok
olutururlar. Eer bunlar ayr ayr sunulsalard, ou kk
devler olarak kalrlard. Ama bunlar genel olarak devin ta
mamlayc bir parasn oluturmaktalar; ve varln paralar
nn katksna borlu olan bu btn, karlk olarak, her bir par
aya btnn genel yetkisini verir. Bylece kolektif, tekili g
lendirir ve bu bir devdir forml ayrk bir dev karsnda
oluabilecek tereddtlerimizi ortadan kaldrr. Gerei syle
mek gerekirse, btn bir devi oluturacak ksm ve birbirine
eklenmi devleri dnmeyiz tam olarak. Hatt burada gerek
anlamda paralarn birlemesi diye bir ey yoktur belki de. Bir
devin dier devlerden ald g, her bir hcrenin, bir para
s olduu organizmann derinliklerinden ald btn bir yaam
soluuna benzer daha ok. yelerinin her birine ikin olan
toplumun, byk veya kk olsalar da, her biri ayn ekilde
yaamsallnn btnn ifade eden gereksinimleri vardr.
Fakat tekrar ediyorum, burada da gene bir karlatrma vardr
sadece. nsan toplumu bir zgr varlklar btndr. Toplu
mun dayatt ve onun varln srdrmesini salayan devler,
ona, yaamsal olgularn kat dzeniyle sadece benzerlii olan
bir dzenlilik getirir.
Bununla birlikte her ey bizleri bu dzenliliin doann d
zenliliine benzediine inanmaya gtryor. Ben yalnzca in
sanlarn hep birlikte baz eylemleri vmelerinden ve dierlerini
knamalarndan sz etmiyorum. Deer yarglarnda bulunan
ahlk kurallarna uyulmad yerde bile uyuluyormu gibi ken
dimizi ayarladmz sylemek istiyorum. Sokakta yrd-

muz zaman hastal gremediimiz gibi, insanln grnen


yznn arkasnda olabilecek ahlkszl da hesaba katmayz.
Eer sadece bakasn gzlemlemekle yetinseydik, insandan ka
ar hale gelmemiz kolay olmazd. Kendi zayflklarmzn fark
na vararak insandan ikyet etme veya insan kmseme nok
tasna varrz. Arkamz dndmz insanlk aslnda kendi
derinliimizde bulduumuz insanlktr. Ktlk o kadar iyi
gizlenir ve giz herkese o kadar gl bir ekilde korunur ki
her birimiz herkesin oyununa geliriz: Dier insanlar ok sert
bir ekilde yarglyormu gibi yapsak bile, iimizden onlarn
bizden daha iyi insanlar olduklarn dnrz. Toplumsal ya
amn byk bir ksm bu hayrl yanlsamaya dayanr.
Toplumun bu yanlsamay tevik etmek iin her eyi yapma
s doaldr. Toplumun koyduu ve dzeni srdren yasalar ba
z ynlerden doa yasalarna benzemektedirler. Filozofun g
znde farkn ok radikal olduunu dnyorum. Filozof sap
tayan yasayla buyuran yasann birbirinden farkl olduunu sy
ler. Buyuran bu yasadan kamlabilir; toplumsal yasa zorlar
ama zorunlu tutmaz. Buna karn doa yasas kanlmazdr,
nk bir olgu yasann dna karsa, bu durum bu yasann
yasa olarak kabul edilmesinde hata yapldn gsterir; gz
lemlenen her eyi dile getirecek bir ekilde sunulan ve yasaya
kar gelen olgunun dierleri gibi uyduu baka bir yasa vardr
ve bu gerek yasadr. -Kukusuz; ama insanlarn ou iin bu
ayrm ayn derecede ak deildir. Fiziksel yasa, toplumsal veya
ahlk yasa; her tr yasa onlarn gznde bir buyruktur. Doa
nn yasalarla kendini ifade eden belirli bir dzeni vardr: Olgu
lar bu dzene uyum salamak zere bu yasalara boyun ee
ceklerdir. Bilim adamnn kendisi de, eylerin uymak zorunda
olduklar Platoncu idealara benzer ekilde, yasann olgulara
yn verdiine ve sonu olarak yasann olgulardan nce geldi
ine inanmaktan kendini alamaz kolay kolay. Bilim adam ge
nelletirmelerde ne kadar ileri giderse, ister istemez yasalar bu
buyurucu zellikle donatmaya o kadar ok eilimli hale gelir:

Henri Bergson 11

Mekaniin ilkelerini, modern bilimin baka bir Sinada arad


akn levhalara ezelden beri kaznm hallerinden farkl ekilde
tasarmlamak iin bilim adamnn gerekten kendine kar sa
vamas gerekir. Ama eer fizik yasas belirli bir genellie ula
t zaman kafamzda bir buyruk biimi alyorsa, buna karlk
herkese ynelen bir buyruk da bize kendini biraz da bir doa
yasas gibi sunmaktadr. Zihnimizde birbirleriyle karlaan bu
iki fikir burada dei-toku yapmaktalar. Yasa buyruktan emir
kipini almakta, buna karn buyruk da yasadan kanlmazlk
zelliini almaktadr. Toplumsal dzeni ihll bylece doa kar
t bir nitelie brnmektedir: Bu ihll sk sk tekrarlama bile,
bir canavarn doa karsndaki konumuna benzer ekilde, biz
de toplum dzeni iindeki bir istisna etkisi uyandrmaktadr.
Peki toplumsal buyruun arkasnda dinsel bir buyruun ol
duunu fark edersek ne olacak? Bu iki terim arasndaki iliki
nin pek bir nemi yok. Din u veya bu tarzda yorumlansa da,
ister z olarak, ister rastlantsal olarak toplumsal olsa da, bir
nokta kesindir, o da dinin her zaman toplumsal bir rol oynad
dr. Dier taraftan bu rol karmaktr; zamana ve yere gre
deimektedir; ama bizimki gibi toplumlarda, dinin ilk olarak
toplumun isteklerini destekleme ve bunlar glendirme etkisi
vardr. Din daha da ileri gidebilir ama en azndan bu noktaya
kadar gitmektedir. Toplum masumlara zarar verecek, sulular
kurtaracak cezalar dzenler; ender olarak dllendirir; her e
ye kabaca bakar ve ok azla tatmin olur: Peki, dlleri ve ceza
lar gerektii gibi tartacak insan terazisi nerede? Ama Platoncu
idealarn, sadece kaba taklitlerini algladmz gerei tam ve
mkemmel olarak gstermesi gibi, din bizi, kurumlarmzn,
yasalarmzn ve detlerimizin sadece en belirgin noktalarn
belirtmekle yetindii bir dnyaya sokar. Aada [bu dnyada],
ortalama ve yaklak bir dzen vardr ve insanlar bunu az ok
yapay bir ekilde yakalamlardr; yukarda dzen mkemmel
dir ve kendiliinden gerekleir. O halde din bizim gzmzde,

12 AhlksaI dev

toplum buyruuyla doa yasas arasnda yer alan ve ortak bilin


cin alkanlklaryla daralan mesafeyi kapatma ilevini tamamlar.
Bylece, birok ynden hatal ama buna ramen bizi ilgilen
diren ynyle kabul edilebilir olan ayn karlatrmaya geri d
nyoruz hep. Bir sitenin mensuplar bir organizmann hcreleri
gibi birbirlerine tutunurlar. Zekdan ve imgelemden destek alan
alkanlk, toplumun yelerine, farkl bireyler arasnda kurduu
dayanmayla, hcrelerden olumu bir organizmann btnl
n taklit eden bir disiplin getirmektedir.
Her ey bir kez daha toplumsal dzenden, eylerde gzlem
lenen dzenin bir taklidini yaratmaya katkda bulunmaktadr.
Her birimiz kendisiyle ba baa kaldnda zevki, arzusu veya
kaprisi konusunda ve dier insanlar dnmemekte kesinlikle
zgr olduunu hissederiz. Ama gelge istek, birikmi btn
toplumsal glerden olumu kart bir gcn ortaya kmasn
hesaba katmaz ounlukla: Bu g, her biri kendi bana hare
kete geen bireysel itkilerden farkl olarak, doal olgularn d
zenine benzeyen bir dzene varmaktadr. Bir organizmann
bileeni olan hcre, bir an iin bilinlendiinde, zorunluluun
tutsaklndan kurtulma eilimini ancak ortaya koyabilecektir.
Toplumun bir paras olan birey, doal zorunluluun taklidi
olan ve yaratlna biraz katkda bulunduu ama zellikle bo
yun edii bir zorunluluu bastrabilir ve hatt krabilir: Bun
dan kurtulabilme dncesinin elik ettii bu zorunluluk duy
gusu dev olarak adlandrd eyden farkl deildir. Bylece
dnlen ve en sradan anlamyla ele alman devin zorunlu
lukla ilikisi, alkanln doayla ilikisiyle ayndr.
O halde dev tam olarak dardan gelmemektedir. Her biri
miz kendine olduu kadar topluma aittir. Kiinin bilinci, derin
lemesine alrken, aaya indike kendinde gitgide daha z
gn, dierleriyle llmez ve ayrca ifade edilmez bir kiiliin
varln ortaya karsa bile, kendi grnmmz nedeniyle
dier kiilerle sreklilik iindeyizdir; bizler onlara benziyoruz
ve onlarla bizim aramzda karlkl bir bamllk yaratan bir

Henri Bergson 13

disiplinle onlara balyz. Kendinin bu toplumsallam paras


nn iine yerleme, kendi benimiz iin salam bir eye balan
mann tek yolu mudur? Baka bir ekilde kendimizi drtler,
kaprisler ve pimanlklarla rl bir yaamdan kurtaramyorsak
bu sorunun yant evettir. Ama eer aramay biliyorsak, kendi
derinliklerimizde, yzeysel dengeden daha ok arzu edilebilir,
baka bir tr denge kefedeceiz belki de. Yzeye kan su bit
kileri aknt nedeniyle srekli sallanrlar; suyun zerine kan
yapraklar birbirlerine apraz tutunarak bu bitkilerin yukarda
sabit durmalarn salarlar. Ama topraa salam olarak yerle
mi kkleri daha sabittirler ve bitkilere alttan destek verirler.
Bununla birlikte, kendi derinliine kadar inerken gsterdii
abadan imdilik sz etmiyoruz. Eer bu aba mmknse, is
tisnaidir; kendi benimiz genelde balanaca yeri, kendi yze
yinde, dsallam dier kiiliklerin st ste skm dokusu
iindeki eklenme noktasnda bulur. Ama baland noktada,
kendi de toplumsallam olur, insanlar arasndaki bir ba ola
rak tasarmladmz dev ncelikle her birimizi kendine balar.
O halde tamamen toplumsal olan bir ahlk bireysl devleri
gz ard ettii iin knamak hataldr. Kuramsal olarak yalnzca
dier insanlara kar ykml olsak bile aslnda kendimize kar
ykmlyz, nk toplumsal dayanma ancak toplumsal
bir ben her birimizin iindeki bireysel bene eklendii andan iti
baren vardr. Bu toplumsal beni ilemek topluma kar devi
mizin temelidir. imizde topluma ait hibir ey yoksa, toplu
mun zerimizde hibir gc olamaz; ve topluma kadar gitme
miz de pek gerekli deildir, eer onu kendi iimizde hazr ola
rak buluyorsak kendi kendimize yetiyoruz demektir. Toplumun
varl insandan insana deien etkinliktedir; ama hibirimiz
ondan mutlak olarak ayr olamayz. nsan byle bir eyi isteme
yecektir nk gcnn byk bir ksmnn toplumdan kay
naklandn ve enerjisindeki bitmez gerilimi, almasnn ve
rimli olmasn salayan abasnn hep ayn ynde oluunu top
lumsal yaamn aralksz sren isteklerine borlu olduunu his

14 AhlksaI dev

setmektedir. Ama istese de toplumdan ayr olamaz nk bel


lei ve imgelemi toplumun katt eylerle yaar, nk toplu
mun ruhu konutuu dilin iindedir ve hi kimse orada olmasa
da, kii sadece dnyor olsa da, kendi kendine konuuyor
dur gene de. Toplumun dnda bir birey tasarlamamz bou
nadr. Maddi olarak bile adadaki Robinsonun dier insanlarla
olan temas srmektedir, nk batan gemiden kurtard ve
onlarsz bu iin iinden syrlamayaca eyalar onu uygarln
ve sonu olarak toplumun iinde tutmaktadr. Ama ahlk bir
temas ona daha ok gereklidir, nk srekli yenilenen zorluk
lara sadece snrlarn hissettii bireysel bir gle kar kmak
zorunda kalsayd cesareti ok abuk krlrd. deal olarak bal
kald toplumdan enerji almaktadr; bu toplumu grmese bile
ona bakan toplum oradadr: Eer bireysel ben toplumsal beni
canl ve hazr olarak koruyorsa, yalnz kaldnda, tm toplu
mun yreklendirmesiyle ve hatt desteiyle yapaca eyi gene
yapacaktr. Koullarn bir sre iin yalnzla mahkm ettii ve
kendi ilerinde derin isel yaamn kaynaklarm bulamayan ki
iler kendilerini brakmann yani bireysel beni toplumsal ben
tarafndan belirlenmi dzeyde tutmamann bedelini ok iyi bil
mektedirler. O halde bu kiilerin, hibir ekilde bireysel ben
karsndaki arlklarn azaltmamas iin toplumsal bene iyi
bakmalar gerekmektedir. Gerektiinde de, toplumsal bende
maddi ve yapay bir destek arayacaklardr. Kiplingin szn et
tii, Hindistann ormanlk bir blgesinde yalnz bana bir ku
lbede oturan orman bekisini anmsayacaksnz. Bu beki,
yalnzken kendine olan saygsn yitirmemek iin1, her akam
yemekte siyah giysilerini giyermi.
Bu toplumsal ben ister Adam Smithin tarafsz gzlemcisi
olsun, ister onu ahlk bilinle zdeletirmek gereksin, top
lumsal benin iyi veya kt etkilenmesine gre kendimizden
memnun olalm veya olmayalm, bunu syleyecek noktaya gel
1Kipling, In theRukh, Many fn ventions adyla yaymlanan derlemeden.

Henri Bergson 15

meyiz. Toplumsal bene gre ahlk duygularda daha derin


kaynaklar buluruz. Dil burada ayn ad altnda ok farkl eyleri
bir araya getirmektedir: Bir katilin pimanl ile bir insann gu
rurunu incitmi veya bir ocua haksz davranm olmaktan
dolay hissedebileceimiz inat ve ac verici duygu arasnda or
tak bir ey var mdr? Yaama yeni adm atan masum bir ruhun
gvenini sarsmak, orantlarn anlamn bilmiyor grnen belirli
bir bilincin gznde en byk ktlklerden biridir; bunun ne
deni lsn, aralarn ve deerlendirme yntemlerini top
lumdan almamasdr tam olarak. Ama bu bilin her zaman va
rolan bir bilin deildir; zaten bu bilin kiilere gre deien
inceliktedir. Genel olarak bilincin verdii hkm toplumsal
benin verecei hkmdr.
Genel olarak, ahlk kayg da bu toplumsal ben ile bireysel
ben arasndaki ilikilerin bozulmasndan doar. Azl katilin ru
hundaki pimanlk duygusunu inceleyin. Bu pimanl bazen
ceza korkusuyla kartrabilirsiniz, nk bunlar suu gizlemek
veya sulunun bulunmadn oynamak iin srekli yenilenen
ve eksiklikleri giderilen ok ince tedbirlerdir; ayrntlardan biri
nin gz ard edildii ve adaletin ak bir ipucu bulaca dn
cesi can skc bir dncedir her zaman. Ama olaya daha ya
kndan bakn; adammz iin sz konusu olan cezadan kurtul
maktan ok gemii silmek ve hi su ilememi gibi davran
maktr. Bir ey olmusa ve ne olduunu kimse bilmiyorsa, o ey
hi olmam saylr hemen hemen. O halde sulunun amac, bir
insan bilincinin sahip olaca btn bilgileri silerek suunu ta
mamen ortadan kaldrmaktr. Ama buna kendi bilgisi kar k
maktadr ve bu bilgi onu, suunun izlerini yok edip yaamn
srdrmeyi umut ettii bu toplumun dna atar giderek. n
k eskiden olduu ama artk olmad kiiye ayn sayg gste
rilmektedir hl; o halde toplum artk ona hitap etmemektedir:
Toplum baka biriyle konumaktadr. Kendinin ne olduunu
bilen sulu, insanlar arasnda, ssz bir adada olduundan daha
fazla kendini yalnz hissetmektedir; nk adadaki yalnzlkta

16 Ahlksal dev

onu evreleyen ve ona destek olan toplum imgesini tamakta


dr; ama imdi toplumsal olaylardan olduu gibi toplumsal im
geden de kopmutur. Suunu itiraf ederek topluma yeniden
katlacaktr: Bylece hak ettii davran grecek ama artk ona
da hitap edilecektir. Dier insanlarla yeniden ibirliine gire
cektir. Onlar tarafndan cezalandrlacak ama onlarn tarafna
geerek bir noktada kendi cezasn kendi vermi olacaktr; ve
kiiliinin en iyi taraf da bu cezadan kurtulmu olmaktr. Su
luyu suunu itiraf etmeye itecek g budur. Bazen bu noktaya
kadar gelmeden nce suunu bir dostuna veya herhangi bir d
rst insana itiraf edecektir. Bylece herkesin gznde olmasa
da en azndan bir kii karsnda geree dnerek, bir noktada
ince bir bala topluma yeniden balanmaktadr; topluma dhil
olmasa da, en azndan toplumun yannda, yaknnda durmakta
dr; artk kendine yabanc olmaktan kurtulmutur; ne olursa
olsun, toplumdan tamamen kopmad gibi toplumla ilgili ola
rak kendi iinde tad eyle de balarm koparmamtr.
Bireyin topluma aidiyetinin aka ortaya kmas iin bu
iddetli kopu gereklidir. Olaan zamanda, devlerimizin ne
olduunu dnmeden onlara uyum salyoruz. Her defasnda
dev fikrini anmsamak, forml ifade etmek gerekseydi, de
vini yapmak ok daha yorucu olurdu. Ama alkanlk yeterlidir
ve toplumun bizden beklediini ona vermek iin ou zaman
yapmamz gereken tek ey kendimizi olaan aka brakmaktr.
Toplum zaten kendisiyle bizim aramza araclar koyarak ileri
kolaylatrmtr: Bir ailemiz, bir iimiz veya bir mesleimiz var;
belediyemize, ilemize, ilimize aitiz; ve grubun topluma katl
mnn eksiksiz olduu yerde, gerektiinde topluma borcumuzu
demi olmak iin gruba kar olan devlerimizi yerine getir
memiz yeterlidir. Toplum periferiyi igal eder; birey merkezde
dir. Merkezden periferiye doru, gitgide genileyen daireler
gibi, bireyin ait olduu eitli gruplanmalar yerlemitir. Periferiden merkeze doru, daire kldke, devler devlerin ze
rine eklenir ve birey sonunda onlarn bir toplamyla kar kar

Henri Bergson 17

ya gelir. Bylece dev ilerlerken byr; ama, dev karmakla


t lde daha az soyut hale gelir ve daha kolay kabul edilir.
dev tamamen somut hale geldiinde, toplumda yerimizin bize
verdii rol oynama eilimiyle birleir. Bu eilim o kadar ola
an hale gelmitir ki bu eilimi doal kabul ederiz. Bu eilime
kendimizi braktmz lde devi daha az hissederiz. Her
derin alkanlk gibi onu ihll etmediimiz mddete devin
buyurucu nitelii grnmez.
Bireyin gnlk programn belirleyen toplumdur. Kurallara
uymadan, devleri yerine getirmeden, aile iinde yaanlamaz,
i yaplamaz, gnlk yaamn binlerce grevi yaplamaz, al
veri yaplamaz, sokakta gezilemez ve hatt evde oturulamaz.
Her an bir seim zorunluluu vardr; kurala uygun olan doal
olarak tercih ediyoruz. Eer bunun bilincinde olsak zorluk e
kerdik. Toplum tarafndan bir yol izilmitir; onu nmzde
alm olarak buluyoruz ve onu izliyoruz; baka yollara girmek
iin daha fazla inisiyatif gerekmektedir. Bu ekilde anlalan
dev neredeyse her zaman kendiliinden yerine getirilmektedir;
ve deve boyun eme, eer en sk yaanan durum gz nne
getirilirse, bir oluruna brakma veya bir kendini brakma olarak
tanmlanacaktr. O halde bu boyun emenin bir gerilim duru
mu ve devin kaskat ve sert bir ey olarak grnmesi nereden
kaynaklanmaktadr? Kukusuz boyun emenin bir aba gerek
tirdii durumlar vardr. Bu durumlar enderdir; ama hemen
fark edilirler nk her tereddtte olduu gibi youn bir bilin
bu durumlara elik eder; doruyu sylemek gerekirse, meyda
na gelen eylem tek bana neredeyse grnmez olarak gerek
letiinden, bilin bu tereddtn kendisidir tam olarak. O hal
de, devlerin aralarndaki dayanma nedeniyle ve devin tm
paralarnn her birinde var olduu iin, btn devler u veya
bu devin istisnai olarak ald renge brnrler. Pratik gr
asndan, hibir saknca yoktur, hatt eyleri bu ekilde gz
nne almann baz yararlar vardr. Aslnda dev ne kadar do
al olarak yerine getirilirse getirilsin, kendi iimizde bir diren

18 Ahliksal dev

le karlaabiliriz; byle bir durumu beklemek ve iyi e, iyi yurt


ta, vicdanl ii ve nihyet drst insan olarak kalmann kolay
olduunu veri olarak kabul etmemek faydaldr. Dier taraftan
bu grte ok byk oranda gereklik pay vardr; nk g
receli olarak toplumsal ereve iinde kalmak kolay olsa bile,
hl onun iine dhil olmak gerekir ve dhil olma bir aba ge
rektirir. ocuun doal disiplinsizlii, eitimin gereklilii bu
gerein kantlardr. devlerin her biri iin bireyin artk ken
dini yoklamas gerekmese bile, devlerinin toplamna zahiri
olarak verilen onay hesaba katmas doru bir davrantr. Birey
kendisini oluruna brakmaldr sadece; ama dik durmasn da
bilmelidir. Bireyin toplum karsndaki durumu da ayndr.
devin otomatik olarak gerekleebildiini sylemek, bir an
lamda yanltr ve her anlamda tehlikelidir. O halde deve bo
yun emenin kendine kar direnme olduunu, pratik bir zde
yi olarak ifade edelim.
Ama t ile aklama birbirlerinden farkl eylerdir. devi
ve onun zn ve kkenini aklamak iin, deve boyun eme
nin her eyden nce kendi zerinde bir aba, bir gerilim veya
kaslma durumu olduu kabul edildii zaman, ok sayda ahl
k kuram bozan psikolojik bir hata ilenmi olur. Bylece, filo
zoflar kar karya getiren ve terimleri incelediimiz zaman
ortadan kalktklarn greceimiz yapay zorluklar, sorunlar
ortaya kmtr. dev hibir ekilde, dier olgularn zerinde
gizemli bir olay gibi ortaya kan ve onlarla llemeyen, ben
zersiz bir olgu deildir. Eer ok sayda filozof ve zellikle
Kanta balananlar devi byle deerlendirmilerse bunun ne
deni, dingin ve eilimi andran bir durum olan dev duygusuy
la, bazen bu deve kar gelen eyi yok etmek iin geirdiimiz
sarsnty birbirine kartrmalardr.
Bir romatizma krizinden kta, kaslar ve eklemleri oynat
makta sknt ekilebilir ve hatt ac duyulabilir. Bu, organlar
tarafndan gsterilen direncin genel duyusudur. Bu duyu yava
yava azalr ve iyiletiimiz zaman hareketlerimizden edindii

Henri Bergson 19

miz bilin iinde sonunda kaybolur. Dier taraftan bu duyunun


hl orada harekete geme veya daha ok uyuklama halinde ol
duu ve iddetlenmek iin ortam arad da kabul edilebilir; as
lnda romatizma hastas olunduu zaman, krizlere hazrlkl
olunmaldr. Bununla birlikte, kollarmz ve bacaklarmz oy
natma duygusunda yalnzca bir acnn hafiflemesini gren ve
bu ekilde hareket etme yetimizi romatizma skntsna kar bir
diren abas olarak tanmlayan biri iin ne syleyebiliriz? By
le bir kii ncelikle harekete dayal alkanlklar hesaba katma
y kabul etmeyecektir; aslnda bu alkanlklarn her biri hare
ketlerin zel bir bilekesini iermektedir ve ancak bu bilekeyle
anlalabilir. Yrme, koma, bedenini hareket ettirme yetisi,
her bir alkanln kendi aklamasn kapsad zel hareketler
iinde bulduu bu basit alkanlklarn toplamndan ibarettir.
Ama bu yeti global olarak gz nne alndnda ve bir dirence
kar bir g olarak deerlendirildiinde, bunun tabi sonucu
olarak bu yetinin yannda romatizma bamsz bir btnlk
olarak yaratlacaktr. dev zerine dnen ok sayda kii
tarafndan ayn tr bir hata ilenmi gibi grnmektedir. Her
biri kendine zg bir aklama gerektiren binlerce zel devi
miz var. Onlarn hepsine boyun emek doal veya daha aka
s olagelendir. stisnai olarak bunlardan biri yerine getirilmeye
cektir, direnilecektir: Bu dirence direnilirse, bir gerilim veya
kaslma durumu meydana gelecektir. deve sert bir yn atfetti
imiz zaman, ite bu gerginlii da vuruyoruz.
Filozoflar devi rasyonel unsurlarla zdklerini zannettik
leri zaman bu gerginlik halini dnyorlar. Dirence diren
gstermek iin, arzu, tutku veya kar bizi doru yoldan kar
d zaman bu doru yolda kalabilmek iin, zorunlu olarak
kendimize rasyonel nedenler bulmalyz. Hatt yasak bir arzuya
baka bir arzuyla kar ksak bile, isten tarafndan uyarlan
bu arzu ancak bir fikrin itmesiyle ortaya kabilir. Ksaca, zeki
bir varlk kendi zerinde zeks araclyla etkin olur. Ama,
deve geri dnlmesinin ancak rasyonel yollarla mmkn ol

20 Ahlaksa l dev

masndan, devin rasyonel dzende olduu sonucu kmaz. Bu


nokta zerinde ileride daha ok duracaz; ahlk kuramlar
hl tartmak istemiyoruz. Yalnzca doal veya kazanlan bir
eilimle, rasyonel bir varln bu eilime gcn geri vermek ve
ona kar duran eyle savamak iin kullanaca kanlmaz
olarak rasyonel olacak yntemin birbirlerinden ayr eyler ol
duklarn sylemek zorundayz. Bu son durumda bastrlm
eilim yeniden ortaya kabilir; ve bu durumda kukusuz her
ey sanki bu yntemle eilimin yeniden kurulmasnda baarya
ulam gibi grnr. Gerekte sadece, eilimi rahatsz eden
veya onu durduran ey ortadan kaldrlmtr. Bu pratikte ayn
eye gelmektedir: Olgu u veya bu ekilde de aklansa da olgu
ortadadr, baarya ulalmtr. Ve belki de baarmak iin,
olaylarn birinci ekilde cereyan ettiini tasarlamak daha uy
gundur. Ama gerekten byle olduunu ortaya koymak dev
kuramn yanl yne sevk etmektir. Filozoflarn ounun ba
na gelen byle bir ey deil midir?
Dncemiz hakknda yanlgya dlmesin. u na kadar
yaptmz gibi, ahlkn belirli bir ynyle yetinilse bile, dev
karsnda ok farkl tutumlar saptanacaktr. Bunlar iki u tu
tum veya daha ok iki u alkanlk arasna sralanmlardr:
Toplum tarafndan izilen yollar zerinde cereyan eden bu
dolam o kadar doaldr ki fark edilmesi ok zordur: Aksine,
tereddt ve tartmalar, tutulacak yol, gidilecek nokta ve art
arda girilen yollardaki gidi-dn gzerghlaryla ilgilidir.
kinci durumda, az ok sklkla karlalan yeni sorunlar ortaya
kar; ve devin tamamen belirlendii yerde bile, dev yerine
getirilirken az veya ok sayda nans eklenir. Ama ncelikle ilk
davran insanlarn byk bir ounluunun davrandr; bu
davran muhtemelen geri toplumlarda geneldir. Ve daha son
ra, her tekil durum iin bouna akl yrtlr, kural formlletirilir, ilke aklanr, sonular karlr: Eer arzu ve tutku sz
konusuysa, eer eilim glyse, eer dlecekse ve eer bir
denbire ayaa kalklyorsa, bu durumda g nereden geliyor?

Henri Bergson 21

devin tamam diye adlandrdmz bir g kendini gsteri


yor: Younlam bir hlasa, toplumsal yaamn binlerce zel
talebine uymak iin edindiimiz binlerce zel alkanln z.
G ne orada, ne de burada; ve eer bu g konuuyorsa, ey
lemde bulunmay tercih etmitir ve yle diyecektir: Gerektii
iin gerekiyor. Bundan dolay, zeknn kullanlmas yoluyla,
nedenleri tartarak, ahlk kurallar karlatrarak, ilkelere geri
giderek yaplan alma, tanm olarak toplumsal gereksinimlere
tbi olan bir davrana daha ok mantksal dzenlilik getirmek
amacndayd; ama dev bu toplumsal gereksinime balyd.
Eilimlerimiz sz konusu olduunda, srf mantksal dzenlilik
iin, hibir ekilde kar, tutku ve gurur feda edilmez. Aklc bir
varlkta akl, aslnda bir dzenleyici olarak devreye girdii iin,
felsefe, kurallar veya ahlk ilkeler arasnda bu dzenlilii sa
lamak amacyla onu devin bir kkeni olarak grebilmitir. Bu
dnce, makineyi dndrenin ark olduuna inanmak gibidir.
Toplumsal gereksinimler zaten birbirlerini tamamlarlar.
Doruluu zerinde en az akl yrtlen ve akas doruluu
en olaan olan bir toplumsal gereksinim, kendi aralarnda
mantksal bir dzenlilik iinde olan gereksinimlere gre kendi
ni ayarlarken davranna aklc bir dzen getirir. Bu mantn
toplumlarn gecikmi bir kazanm olduunu dnyorum.
Mantksal dzenleme temel olarak ekonomik bir dzenlemedir;
bu dzenleme ncelikle bir btnden kabaca belirli ilkeler elde
eder ve daha sonra bu btnden o ilkelere uymayan her eyi
karr. Doa aksine ar bir bolluk iindedir. Bir toplum ne
kadar doaya yaknsa, o toplumdaki rastlantnn ve dzensizli
in pay o kadar oktur. lkellerde, belirsiz fikir armlaryla,
btl itikatlarla, zdevinimle aklanan ok sayda yasaklama ve
kuralla karlayoruz. Bunlar yararsz deillerdir, nk herke
sin sama da olsa bu kurallara boyun emesi toplumda daha
byk bir dzenlilik salamaktadr. Ama kuraln faydas, bylece, ona boyun eilmesi olgusu araclyla dolayl yoldan toplu
ma dnmektedir. Kendi kendilerine deerli olan kurallar veya

22 Ahlksa1 dev

yasaklamalar olumlu olarak toplumun korunmasn veya rahat


ln gzetirler. Kukusuz uzun dnemde bu olgu, bu ilevi ye
rine getiren kurallarn ve yasaklamalarn dierlerinden kopma
larna ve dierleri yok olurken varlklarn srdrmelerine yol
aar. Bylece toplumsal gereksinimler aralarnda dzene girer
ler ve ilkelere balanrlar. Ama bu pek nemli deildir. Mantk
bugnk toplumlarn iine ok iyi nfuz etmitir ve davran
zerinde akl yrtmeyen kii bile, bu ilkelere uyuyorsa, aklc
olarak yaayacaktr.
Ama devin z akln bir talebinden baka bir eydir. u
na kadar aktarmaya altmz dncenin hepsi budur. y
le zannediyorum ki, daha az evrimlemi toplumlarla ve gelii
minin banda olan bilinlerle ilgilendiimiz lde almamz
geree giderek daha da yaklaacaktr. Bu alma, bugn d
rst bir insanda bulduumuz ekliyle normal bir bilince bal
kaldmz srece ematik kalmaya mahkmdur. Ama tam da
birbirlerinin iine giren esiz duygular, fikirler, eilimler kar
maklyla iimiz olduu iin, ancak iinde zn grnecei
bir emaya sahip olduumuz takdirde yapay analizlerden ve
keyf sentezlerden kanabileceiz. Yapmaya altmz byle
bir itir. Her dev arkasnda dierlerinin birikmi ktlesini s
rklerken ve bylece uygulad bask iin btnn arln
kullanrken, bir alkanlk biiminde istence bask yapan devi
kafanzda tasarmlayn: Yaln, basit bir ahlksal bilin iin de
vin tmyle kar karyasmzdr. Bu temeldir: Ve devin en
yksek karmakla ulat yerde bile gerektiinde indirgene
bilecei eydir bu.
Hangi anda ve hangi anlamda (ki bu ok az Kant nitelik
tayor) basit devin kategorik bir buyruk biimini aldn
gryoruz. Gnlk yaamda byle bir buyruun rneklerini
kefetmek rahatsz edici olabilir. Gerekesiz ve tartma kabul
etmeyen asker talimat gerektii iin gerekir der. Ama askere
talimatn nedeni sylenmese de, o bir neden hayal edecektir.
Eer saf bir kategorik buyruk vakas istiyorsak, onu a priori

olarak kurmak veya en azndan deneye biim vermek zorasfKKgi


yz. O halde bir an iin dnmeye balayan ve bylece dier
karncalar iin hi durmadan almasnn hatal olduu yarg
sna varan bir karnca dnelim. Gelge tembellik hevesi, bir
zek parltsnn grnd ksa bir dnem srer sadece. Bu
dnemin sonunda, stnl yeniden ele alan igd zeky
byk bir gle iine geri dndrrken, igdnn bastrd
zek elveda derken yle diyecektir: Gerektii iin gerekiyor.
Bu gerektii iin gerekiyor yalnzca, maruz kalnan gerilme
den (anlk olarak gevetilip yeniden gerilen ipin neden olduu
germe gibi) anlk olarak edinilen bilin olacaktr. Ayn buyruk,
hazrlanan ve hatt oynad dten kma noktasna gelen
uyurgezerin kulanda da nlayacaktr: Birden uyurgezer hali
ne geerse, ortaya kmas gereken ve ayn anda ortadan kalka
cak olan dnce iin, kategorik bir buyruk geriye dnn
kanlmazln szckler biiminde ifade edecektir. Ksaca,
mutlak olarak kategorik olan bir buyruk igdseldir veya uyur
gezercedir: Eer dnce dile getirilebilecek kadar ama neden
lerini aratrmaya yetmeyecek kadar bir sre uyanrsa bu buy
ruk bu haliyle normal durumda oynanr ve temsil edilir. Ama
bu durumda, akll bir varlkta, bir buyruun kategorik bir bi
im almaya ynelmesi lsnde, zek zellii tamaya devam
eden eylemin daha fazla igdsel bir biime ynelecei ak
deil midir? Ancak, ilkin zek zellii tayp daha sonra ig
dnn taklidine ynelen bir eylem insanda alkanlk dediimiz
eydir tam olarak. Ve en gl alkanlk, yani gc, biriken
tm glerden, tm basit toplumsal alkanlklardan olumu
olan, kanlmaz olarak igdy en iyi taklit eden alkanlk
tr. Bu durumda, saf olarak yaanan devi, tamamen tasarmla
nan ve her tr akl yrtmeyle dorulanan devden ayran ksa
sre iinde, devin aslnda gerektii iin gerekiyor ifadesin
deki kategorik buyruk biimini almas artc mdr?
Birbirlerinden ayrlan iki evrim izgisinin ve her birinin
ucunda iki toplumun bulunduunu varsayalm. En doal gr-

24 Ahlaksal dev

necek toplum tipi kukusuz igdsel tip olacaktr: Kovann


arlarn birbirlerine balayan ba, bir organizmann birbirlerine
uygun olarak dzene giren ve birbirlerine tbi olan hcrelerini
bir arada tutan baa benzemektedir. Bir an iin doann, izgi
nin dier ucunda, belirli bir blgenin bireysel tercihe brakld
toplumlar elde etmek istediini varsayalm: Bu durumda doa,
zeknn, dier toplumda igdnn dzenlilik asndan sala
d sonularla karlatrlabilir sonular elde etmesini mm
kn klacaktr; bunun iin alkanla bavuracaktr. Ahlksal
olarak adlandrlabilecek bu alkanlklarn her biri olumsal ola
caktr. Ama bunlarn toplam, yani bu alkanlklar akdetme
alkanl, toplumlarn temelinde olduundan ve bu toplumlarn varlklarn koullandrdndan, bu alkanln younluk ve
dzenlilik olarak igdnnkine benzer bir gc olacaktr.
devin tm olarak adlandrdmz ey tam da budur. Za
ten sz konusu olan doann ellerinden kurtulan insan toplumlardr. Bunlar ilkel ve basit toplumlardr. Ama insan toplumu
gelise de, karmaklasa da ve tinsellese de, temel stats
veya daha dorusu doann eilimi varln srdrecektir.
Oysa, olaylar aynen byle cereyan etmitir. Baka bir yerde
ele aldmz bir noktay daha fazla derinletirmeden yalnzca
zeknn ve igdnn ilkel durumdayken birbirlerinin iine
girmek ve byrken ayrlmak zorunda kalan bilin biimleri ol
duklarn syleyelim. Bu gelime, hayvansal yaamn iki byk
evrim izgisi zerinde eklembacakllar ve omurgallar yoluyla
gereklemitir. Birincinin ucu bceklerin, zellikle zarkanatllarn igdsdr; kincinin ucu insan zeksdr. gdnn ve
zeknn temel amac aralar kullanmaktr: Zekda yaratlm
yani deiken ve ngrlemez aletler; igdde doa tarafn
dan verilen yani deimez organlar vardr. Ara zaten bir ie
tahsis edilmitir ve bu i ne kadar uzmanlam ve karlkl
olarak birbirini tanmlayan farkl nitelikteki iiler arasnda ne
kadar blnm ise o kadar etkilidir. Toplumsal yaam bu e
kilde belirsiz bir ideal gibi zekya olduu gibi igdye ikin-

Henri Bergson 25

dr; bu ideal eksiksiz olarak bir taraftan kovanda veya karnca


yuvasnda, dier taraftan insan toplumlarnda gerekleir. Insansal veya hayvansal olsa da bir toplum her zaman bir organi
zasyondur; bir dzenlemeyi ve genel olarak da unsurlarnn
birbirlerine boyun emesini gerektirir; o halde toplum, ya sade
ce yaanm ya da tasarmlanm bir kurallar veya yasalar top
lam sunar. Ama bir ar kovannda veya bir karnca yuvasnda,
birey yapsyla iine perinlenmitir ve dzenleme grece olarak
deimezdir, buna karn, insan toplumu deiken biimde
olup btn gelimelere aktr. Bundan, ilklerde her kuraln do
a tarafndan dayatld ve zorunlu olduu, buna karn dier
lerinde tek bir eyin yani bir kuraln zorunluluunun doal ol
duu sonucu kmaktadr. O halde, bir insan toplumunda ge
nel olarak deve varmak iin eitli devlerin kkeni ne kadar
derin kazlrsa, dev o kadar ok zorunlulua dnmeye mey
ledecek ve buyurgan oluuyla o kadar ok igdye yaklaa
caktr. Ve buna ramen ne olursa olsun zel bir dev igdye
katlmak stenirse, ok byk bir hataya dlm olacaktr.
Her zaman sylenmesi gereken u ki, hibir dev igdsel
yapda olmad iin, eer insan toplumlar bir ekilde deikenlik ve zekyla dolu olmasayd devin tm igd olurdu.
Bu, konuma alkanlnn gerisindeki bir igd gibi gcl
bir igddr. Bir insan toplumunun ahlk aslnda diliyle kar
latrlabilir. Eer karncalar birbirlerine iaret gnderiyorlar
sa, muhtemelen iaret onlar iletiim haline sokan igd tara
fndan verilmitir. Aksine bir dil, kullanmn bir rndr. Ne
vokablerdeki, ne de sentakstaki hibir ey doadan gelme*
mektedir. Ama konumak doaldr ve muhtemelen bir bcek
toplumuna hizmet veren doal kkenli deimez iaretler, eer
doa bize konuma yetisini verirken, buna aletin retici ve fay
dalandn ve sonuta yaratc ilevini yani zeky eklemeseydi,
dilimizin olaca eyi gstermektedir. Srekli olarak, eer S
rekli olarak, insan toplumu zek yerine igdye dayansayd,
byle bir durumda devin ne olacan sorgulamaya ynelyo

26 Ahlksal dev

ruz: Bu ekilde zellikle hibir devi aklayamayz, eer buna


taklrsak, genel olarak dev hakknda yanl bir fikir bile vere
biliriz; ve buna ramen, ahlkn kkenlerinin aratrlmasna
bir ipucu olmadan girimek istenmiyorsa, zeki toplumun bir
benzeri olarak bu igdsel toplum zerinde dnmek zorun
dayz.
Bu bak asyla, dev zel olma niteliini yitirmektedir.
dev yaamn en genel olaylarna balanmaktadr. Bir organiz
may oluturan unsurlar sert bir disipline uyduklar zaman,
kendilerini mecbur hissettikleri ve toplumsal bir igdye bo
yun edikleri sylenebilir mi? Kukusuz hayr; ama eer bu or
ganizma henz yeni bir toplumsa, ar kovan ve karnca yuvas,
unsurlar grnmez balarla birbirlerine balanan gerek orga
nizmalardr; ve karncann toplumsal igds -rnein dii
iinin yapsnn onun iin nceden belirlenen almay yap
masn salayan gc demek istiyorum- ne olursa olsun, canl
bir bedenin her dokusunun, her hcresinin btnn iyilii iin
almasn salayan nedenden tamamen farkl olamaz. Zaten
her iki durumda da tam anlamyla bir dev yoktur; burada da
ha ok zorunluluk vardr. Ama bu zorunluluu tam da, ahlk
devin kkeninde gerek olmayan ama kukusuz gcl olan
bir aklkla fark ediyoruz. Bir varlk ancak zgr olduu za
man kendisini mecbur hisseder ve her dev, ayr ayr ele alnd
nda, zgrl ierir. Ama devlerin varl kanlmazdr; ve
tepede bulunan bu zel devlerden genel olarak deve doru
veya tabanda bulunan devin tmne doru ne kadar derine
inersek, dev baz amalar gerekletirmek iin zeky, tercihi
ve sonuta zgrl talep ettii zaman, dev bize daha ok
zorunluluun yaam alan iinde ald biim gibi grnecektir.
Bu durumda sz konusu olanm ok yalm, ilkel veya en azn
dan basit insan toplumlar olduu yeniden ileri srlecektir.
Kukusuz; ama, ileride syleme imkn bulacamz gibi, uygar
insan ilkelden, zellikle bilincinin ilk uyanndan beri, toplum
sal ortamdan ald devasa bilgi ve alkanlk miktaryla farkl

Henri Bergson 27

dr. Doal olann st byk oranda sonradan edinilenle rtl


mtr; ama doal olan, yzyllar boyunca neredeyse deime
den direnmektedir: Alkanlklar ve bilgiler, zannedildiinin ak
sine, organizmay etkilemekten ve kaltmsal olarak aktarlmak
tan uzaktr. Eer doal olan, yzyllar sren uygarlk dnemin
de zerine biriken edinilmi alkanlklarla ezilmise, dev ana
lizimizde bu doal ihmal edebileceimiz dorudur. Ama doal
en uygar toplumda bile ok iyi durumda ve ok canl olarak
varln srdrmektedir. u veya bu toplumsal devi anlamak
iin deil de, devin tm diye adlandrdmz eyi aklamak
iin doala bavurmalyz. Uygarlam olan toplumlarmz, do
a tarafndan dorudan yneltildiimiz toplumdan ok farkl
olsalar da, gene de bu toplumla temel bir benzerlik gstermek
tedirler.
Aslnda bu toplumlar da kapal toplumlardr. gdsel ola
rak kendimizi kaptrdmz uygarln maddesel ve tinsel tm
kazanmlar, iine yerletirdiimiz toplumsal evrede yok olsa
lar bile ayn igdnn muhtemelen yeniden oluturmaya y
nelecei kk gruplamalara gre bu toplumlar pekl ok
geni olabilirler: Ama bu toplumlar da z olarak her an kk
gruplar gibi belirli sayda bireyi iine alp dierlerini dlamak
tadrlar. Yukarda ahlk devin kkeninde toplumsal talebin
olduunu sylemitik. Burada hangi toplum sz konusudur?
Bu toplum tm insanln varaca ak toplum mudur? nsa
nn dierlerine kar devinden sz edildii zaman genelde ya
pld gibi sorunu kesip atmyoruz. Saknml bir ekilde belir
sizin iinde kalyoruz. Bu olguyu dorulamaktan kanlyor
ama insan toplumunun buradan itibaren olutuunun kabul
edilmesine ses karlmyor. Ve ses karlmamas iyidir, nk
tartlmaz bir ekilde insan olarak dier insanlara kar devle
rimiz var (daha ileride greceimiz gibi bu devlerin ok farkl
bir kkeni olsa bile) ve bu devleri kkten bir biimde yurtta
lara kar olan devlerden ayrarak onlar zayflatyoruz. Eylem
bu ayrm karna uygun buluyor. Ama bu ayrm vurgulama

28 Ahlksa! dev

yan ahlk bir felsefe gerekten uzaktr; analizleri de bu neden


le kanlmaz olarak yanl olacaktr. Aslnda, yaama ve dieri
nin malna sayg gsterme devinin toplumsal yaamn temel
bir gereksinimi olduunu ileri srdmz zaman, hangi top
lumdan sz ediyoruz? Buna yant vermek iin, sava zamann
da olanlar gz nne getirmek yeterlidir. ldrme ve yama,
ihanet, sahtekrlk ve yalanclk yalnzca meru olmuyorlar, ay
n zamanda vgye lyk oluyorlar. Savalar, MacbetH'm b
ycleri gibi yle haykracaklardr:
Fair is foul, and foul is fair.
Eer bu gerekten toplumun bize imdiye kadar tledii be
lirli bir davransa, deiimin o kadar kolay, genel ve ni olmas
mmkn olabilecek midir? A! Toplumun ne dediini biliyorum
(tekrar ediyorum, toplumun byle sylemek iin hakl nedenle
ri vardr); ama toplumun ne dndn ve ne istediini bil
mek iin, ne dediini fazla dinlememeliyiz, ne yaptna bak
malyz. Toplum, kendisi tarafndan belirlenen devlerin ilke
olarak insanla kar devler olduunu ama ne yazk ki ka
nlmaz olan istisnai durumlarda bu devlerin askya alndn
syler. Eer toplum kendini bu ekilde ifade etmeseydi, doru
dan kendisinden kaynaklanmayan ve gzetmekte kar olduu
baka bir ahlkn geliiminin nn kesmi olurdu. Dier ta
raftan, hastalk rneinde olduu gibi, greceli olarak ender ve
istisnai olan eyi anormal olarak grmek dnme alkanlkla
rmza uygundur. Ama hastalk, belirli bir bak asna gre ele
alndnda, onu nlemeye veya bertaraf etmeye ynelik dei
mez bir aba olarak grnen salk kadar normaldir. Ayn e
kilde, bar bugne kadar hep savunmaya ve hatt saldrya ve
her durumda savaa bir hazrlk olmutur. Toplumsal devleri
miz toplumsal dayanmay hedefler; bu devler iyi kt d
man karsndaki disipline benzer bir davran dzenlerler. Bu
demektir ki, toplumun disiplinli klmak iin bavurduu insan,
uygarlk tarihi boyunca toplumun kazandklaryla zenginlemi

Henri Bergson 29

olabilir, ama buna ramen toplumun ok kaln bir tabakayla


kaplad bu ilkel igdye gereksinimi vardr. Ksaca, toplum
sal devin kkeninde grdmz toplumsal igd, -igd
grece olarak deimez olduu iin- ne kadar geni olursa ol
sun her zaman kapal bir toplumun peinden koar. Bu igd
nn zeri kukusuz baka bir ahlkla rtlmtr ki bu ekilde
bu ahlka destek olmakta ve ona kendi gcnden bir eyler ya
ni buyurucu zelliini vermektedir. Ama kendisi insanl hedeflememektedir. Ne kadar byk olursa olsun ulusla insanlk
arasnda snrl ile snrsz, kapal ile ak arasndaki mesafe ka
dar aklk vardr. Yurttalk erdemlerinin renilmesinin ailede
gerekletiini ve ayn ekilde vatann candan severek insan
trn sevmeye hazrlanldm sylemekten holanlyor. Bu
ekilde sempatimiz srekli bir gelimeyle artacak, ayn kalarak
byyecek ve sonuta insanln tmn kucaklayacaktr. Bu,
ruhun tamamen entelektel ynden ele alnndan kaynakla
nan a priori bir akl yrtmedir. Balanabileceimiz grubun
da artan saydaki insanlardan meydana geldii grlyor ve
bundan, sevilen nesnenin art arda gelen bu genilemelerine yal
nzca duygu artnn denk dt sonucu karlyor. Dier
taraftan, yanlsamay tevik eden ey u ki, talihli bir rastlant
sonucu, akl yrtmenin ilk blm olaylara uygun dyor:
Kkeninde ayn olan aile ve toplum sk bir balanty srdr
dkleri iin, evdeki deerler yurttalk deerlerine sk skya
baldrlar. Ama iinde yaadmz toplumla genel olarak in
sanlk arasnda, kapal ile ak arasndaki ztln aynsnn var
olduunu tekrar ediyoruz; her ikisi arasndaki fark derece fark
olmayp yap farkdr. Ruh durumlarna ynelip vatana ballk
ve insanlk sevgisi olan bu iki duyguyu karlatrrsak ne bulu
ruz? Toplumsal balantnn byk oranda bir toplumun dier
lerine kar kendini savunma zorunluluuna bal olduunu ve
ncelikle dier tm insanlara kar durularak birlikte yaanlan
insanlarn sevildiini kim grmez ki? lkel igd byle iler.
Bu igd, uygarln katklaryla baaryla gizlenmi olarak

30 Ahlaksal dev

hl varlm srdrmektedir; ama bugn hl doal olarak


dorudan ebeveynlerimizi ve yurttalarmz seviyoruz, buna
karn insanlk sevgisi dolayl ve sonradan edinilen bir duygu
dur. ncekilere dorudan giderken, insanlk sevgisine dolam
bal yollardan varrz; nk din, insan trn sevmeye ancak
Tanr araclyla, Tanr iinde davet eder; filozoflarn ancak
Akl araclyla, dncelerimizde ortakl salayan Akl iin
de, insann yksek saygnln ve herkesin saygya lyk oldu
unu bize gstermeleri gibi. Ne birinde, ne de tekinde, aileyi
ve ulusu etap etap geerek insanla ulaamayz. Bir atlayta
insanln daha ilerisine gememiz ve onu ama edinmeden,
onu aarak ona ulam olmamz gerekir. ster dinin dili, ister
felsefenin dili konuulsun, sz konusu olan ister sevgi, ister
sayg olsun, toplumsal basknn zerine eklenen baka bir ahlk
ve baka bir tr devdir bu. u na kadar yalnzca toplumsal
baskdan sz ettik. Dierine gemenin zaman geldi.
Saf devi aratrdk. Onu bulmak iin ahlk en yaln ifade
sine indirgemek zorunda kaldk. Bunun yarar devin neden
ibaret olduunu grmekti. Sakncas ise, ahlk korkun bir e
kilde daraltmakt. Kukusuz bunun nedeni kenara koyduu
muz eyin zorunlu olmamas deildi: Zorlamayan bir dev ta
savvur edilebilir mi? Ama ilkel ve salt olarak zorunlu olan ey
biraz nce szn ettiimiz ey olduundan, zorunluluun ya
yldn, saldn ve hatt onu dntren baka bir eyde
emildiini gryoruz. O halde imdi tam ahlkn ne olduunu
grelim. Ayn yntemden yararlanacaz ve artk dibe deil de
yukarya, snra doru gideceiz.
Btn zamanlarda, ilerinde bu ahlkn somutlat zel
insanlar olmutur. Hristiyan azizlerinden nce, insanlk Yunan
bilgelerini, srail peygamberlerini, budizmin arahantlarn tan
mtr. Mutlak olarak adlandrmann daha doru olaca bu
tam ahlka sahip olmak iin her zaman onlara bavurulmutur.
Ve hatt bu oktan karakteristik ve eiticidir. Ve hatt bu, u
na kadar sz konusu edilen ahlkla u an incelemesini yapt

Henri Bergson 31

mz ahlk arasnda, en az ile en ok arasnda, iki snr arasnda


yalnzca derece farkn deil, ayn zamanda bir yap farkn his
settirmektedir. Birincisi kiilik-d formllere ne kadar iyi bir
ekilde indirgenirse o kadar saf ve mkemmel olurken, kincisi
tamamen kendi olmak iin, bir rnek haline gelen ayrcalkl bir
kiide somutlamak durumundadr. Birincisinin genellii bir
yasann evrensel kabulne balyken, kincisinin genellii bir
modelin ortak taklidine baldr.
Azizlerin niin taklitleri vardr ve iyiliin byk insanlar ne
den arkalarndan ynlar srklemilerdir? Hibir ey istemi
yorlar ve buna ramen elde ediyorlar. armak zorunda deil
lerdir; yalnzca varolurlar; varolular bir ardr. nk bu
ahlkn zellii tam da budur. Doal dev bask veya zorla
mayken, tam ve mkemmel ahlkta bir ar vardr.
Bu arnn doasn, yalnzca byk bir ahlk kiiliin ya
nnda bulunanlar tam olarak anlamlardr. Ama her birimiz,
olaan davran kurallarnn yetersiz olduunu hissettiimiz za
manlarda, u veya bu kiinin byle bir durumda bizden ne bek
lediini kendi kendimize sormuuzdur. Bu kii, dncemizde
canlandrdmz bir anne-baba, bir dost olabilir. Ama ayn za
manda bu kii pekla, hibir zaman karlamadmz, bize sa
dece hayat anlatlm ve hayalimizde onun knamasndan e
kinme ve onayndan gurur duyma yoluyla davranmz yarg
lamasna tbi tuttuumuz bir insan da olabilir. Hatt bu, ii
mizde domakta olan, daha sonra btnyle bizi sarabileceim
hissettiimiz ve imdilik mridin mride kar davran gibi
kendimizi balamak istediimiz, ruhun derinliinden bilincin
aydnlna ekilmi bir kiilik de olabilir. Dorusu bu kiilik,
bir model benimsendii gn biimlenir: Alnacak bir biimin
ideal olarak yaratcs olan benzeme arzusu, kendi bana bir
benzerliktir daha imdiden; kendimize ml ettiimiz konuma,
kendi iimizde bir yanksn duyduumuz konumadr. Kii pek
nemli deildir. Yalnzca, ilk ahlkn kiisiz devler halinde ne
kadar ak bir biimde blnebilirse o kadar byk bir gce

32 Ahlksal dev

kavutuunu ve buna karn ncelikle zeknn benimsedii


ama istenci sarsacak dzeye gelmeyen genel kurallar halinde
yaylan ikinci ahlkn, kurallarn okluunun ve genelliinin bir
insann teklii ve bireysellii iinde erimesiyle daha srkleyici
hale geldiini saptamaya alalm.
Bu ikinci ahlkn gc nereden geliyor? Burada doal de
vin yerine geen veya daha ok bu devi emerek bitiren eyle
min z nedir? Bunu bilmek iin, ncelikle bizden st kapal
olarak istenen eyi grelim. imdiye kadar sz konusu olan
devler toplumsal yaamn bize dayatt devlerdir; bizi insan
lktan ok siteye kar sorumlu tutmaktadr. O halde ikinci ah
lkn birincisinden sadece toplumsal olmak yerine insan olma
syla ayrld sylenebilir. Ve tam olarak hataya da dlm
olmaz. Gerekte, siteyi genileterek insanla ulalamadn
grmtk: Toplumsal bir ahlk ile nsan bir ahlk arasndaki
fark derece deil, yap farkdr. Birincisi, genelde kendimizi
mecbur hissettiimiz zamanlarda dndmz ahlktr. ok
ak olan bu devlerin zerine, st ste gelen ve daha ok be
lirsiz olan bakalarn tasarmlamay seviyoruz. Adamak, kendi
ni vermek, feda etmek dncesi ve merhamet; o devleri d
ndmz zaman kullandmz szckler bunlardr. Ama
bu durumda, ou zaman szcklerin dnda bir eyi dn
yor muyuz? Kukusuz hayr ve bunun da ok iyi farkndayz.
Sadece kendi kendimize formln orada olmas yeterli diyo
ruz; bir vesile kt zaman, bu forml tm anlamna kavua
cak ve onu dolduracak fikir etkin olacaktr. ok kii iin vesile
kmayaca veya eylemin ertelenecei de dorudur. Bazlarn
da isten biraz sarslacaktr ama hissedilen sarsnt, ok az da
olsa, nsan deve doru genileyen ve zayflayan toplumsal
devin genlemesine atfedilebilecektir. Ama formller maddey
le dolar ve madde canlanr: Kendini gsteren yeni bir yaamdr;
yeni bir ahlkn ortaya ktn anlarz ve hissederiz. O halde,
burada insanlk sevgisinden sz ederken, kukusuz bu ahlk
belirtilmektedir. Ve buna ramen bu ahlkn z ifade edilmi

Henri Bergson 33

yor, nk insanlk sevgisi kendi kendine yeten ve dorudan


harekete geen bir itki deildir. Genlii eitenler zgeciliin
tlenmesiyle bencilliin alt edilemediini ok iyi bilirler.
Hatt cmert, kendini adamakta sabrsz olan bir ruhun insan
tr iin alaca dncesiyle birdenbire soumas da ola
andr. Konu ok geni ve etki ok danktr. O halde, eer
insanlk sevgisi bu ahlk oluturan unsursa, bunun bir noktaya
ulama eilimi iinde ara alan ama gereksinimini de ierdiini
tahmin edebiliriz. Bu bir anlamda ayn eydir; baka bir anlam
da ok farkldr. Eer sadece aradaki mesafe ve tek tek geile
cek sonsuz saydaki nokta dnlrse, Zenonun oku gibi, ie
balamadan cesaret krlacaktr; bu abada hibir yarar, hibir
ekim grlmeyecektir. Ama eer sadece u nokta dnlerek
ve hatt daha ileriye baklarak ara mesafe atlanrsa, yaln bir ey
lem kolaylkla gerekleirken, ayn zamanda bu yalnln ede
er olduu sonsuz okluun snrna varlm olacaktr. O hal
de buradaki son nedir, abann yn nedir? Tek kelimeyle,
aka bizden istenen nedir?
ncelikle insann u na kadar gz nnde bulundurduu
muz ahlksal davrann tanmlayalm. Bu davran toplumla
btnlemektedir; insan ve toplum, bireysel ve toplumsal ko
runma grevine birlikte kaplmlardr. nsan ve toplum kendi
lerine ynelmilerdir. Kukusuz, zel karn deimez bir e
kilde genel karla uyumas tartma gtrr: Yararc ahlk,
ilke olarak bireyin ancak kendi iyiliini gzetebileceini ortaya
koyduu ve bylece dierinin iyiliini istemeye yneleceini
ileri srd zaman hangi zmsz zorluklarla karlat bi
linmektedir. Zeki bir varlk kiisel kar olan eyin peindey
ken, ou zaman genel karn talep ettii eyden ok farkl bir
eyi yapacaktr. Buna ramen eer yararc ahlk u veya bu bi
im altnda yeniden ortaya kmakta srar ediyorsa, bunun ne
deni onun kabul edilmez olmamasdr; ve eer bu ahlk kabul
edilebiliyorsa, bunun nedeni tam da aslnda kiisel kar ile ge
nel kar arasnda tercih yapmak zorunda olan zeki davrann

34 Ahlksa! dev

altnda, iinde bireyselin ve toplumsaln neredeyse birbirlerine


kart doa tarafndan dzenlenen bir igdsel davran ka
lntsnn var olmasdr. Hcre hem kendisi iin, hem de orga
nizma iin yaar, ona canllk getirir ve onunla yaamsallk ka
zanr; eer organizmann ona gereksinimi varsa kendini feda
edecektir; ve bu durumdayken, eer bilinli ise, kukusuz bunu
kendisi iin yaptn syleyecektir. Muhtemelen davran ze
rine dnen bir karncann ruh durumu da aynen byle ola
caktr. Bu karnca davrannn karncann iyilii ile karnca yu
vasnn iyilii arasndaki bir eyde askya alndn hissedecek
tir. Oysa tam da bu temel igdye tam anlamyla devi bala
mtk: Bu dev, kkeninde bireyselin ve toplumsaln birbirle
rinden ayrlmad bir durumu iermektedir. te bu nedenle
devin tekabl ettii davrann, birbirlerinin iine kvrlan bire
yin ve toplumun davran olduunu syleyebiliriz. Ayn anda
hem bireysel, hem de toplumsal olan ruh burada bir dairenin
iinde dnmektedir. Ruh kapaldr.
Dier davran ak ruhun davrandr. Bu ruh iine neyin
girmesine izin vermektedir? Eer ruhun btn insanl kucak
lad sylenirse, fazla uzaa gidilemeyecektir, hatt yeterince
bile uzaa gidilemeyecektir, nk sevgisi hayvanlara, bitkilere,
tm doaya yaylacaktr. Ve buna ramen bu ekilde onu me
gul edecek eylerin hibiri ald tavr tanmlamaya yetmeye
cektir, nk gerektiinde bunlarn hepsinden vazgeebilecek
tir. Biimi ieriine bal deildir. Bu ierii doldurmutuk;
imdi ayn ekilde onu boaltabiliriz. Merhamet, ona sahip olan
kiide, dnyada baka bir canl olmad zaman bile varln
srdrecektir.
Bir kez daha, birinci durumdan kincisine kendinin genle
mesi yoluyla geilemez. Dilin gstergelerini izleyen ar entelektalist bir psikoloji, ruh durumlarn onlarn baland nes
neler yoluyla tanmlayacaktr: Aile sevgisi, vatan sevgisi, insan
lk sevgisi, bu psikoloji bu eilim iinde, insanlarn artan sa
ysn kucaklamak iin gitgide genleen ayn duyguyu grecek

Henri Bergson 35

tir. Bu ruh durumlarnn darya ayn davranla veya ayn ha


reketle grnmeleri, nn de bizi itmeleri olgusu, onlar sev
gi kavram iinde gruplamamz ve onlar ayn szckle ifade
etmemizi salyor: Bylece uygun gelecekleri ve giderek daha
geni bir yer kaplayan nesne ad verilerek birbirlerinden
ayrt edileceklerdir. Aslnda bu ilem onlar gstermek iin ye
terlidir. Peki, bu onlar betimlemek anlamna m gelir? Onlar
incelemek midir bu? lk bakta, bilin ilk iki duygu ile ncs arasnda bir yap fark olduunu gryor. lk iki duygu bir
seimi ve sonuta bir dlamay gerektirmektedir: Bu duygular
kavgaya neden olabileceklerdir, nk nefreti dlamyorlar.
nc duygu ise sadece sevgidir. lk iki duygu, onlar eken
bir nesneye dorudan yerleirler. nc duygu nesnesinin e
kimine teslim olmaz; onu hedeflememitir; daha uzaa atlm
tr ve insanla ancak onu geerek ular. Akas, bu duygu
nun bir nesnesi var mdr? Bunu kendimize soracaz. imdi
lik, daha ok bir devinim olan bu ruh davrannn kendine yet
tiini saptamakla yetinelim.
Bununla birlikte dieri iin tamamen zmlenen bir sorun
bu davrann karsna dikilmektedir. Kapal ahlk aslnda do
a tarafndan istenmitir; nasl ve neden bu ahlk uygulamaya
mecbur hissettiimizi daha nce incelemitik. Ama ak ahlk
sonradan kazanlmtr; bir aba gerektirmitir ve her zaman
bu abay gerektirmektedir. Bunun rneini veren insanlar
kendilerini izleyecek insanlar nasl buluyorlar? Ve toplumsal
baskyla bakk olan g nedir? Tercih hakkmz yok. gd
nn ve alkanln dnda isten zerine sadece duyarlln
dorudan etkisi vardr. Duygunun salad atlm deve ben
zetilebilir. zellikle balardaki ak tutkusunu inceleyin: Hedef
ledii ey haz mdr? Bu tutku ayn zamanda ac olabilir mi?
Belki de hazrlanan bir trajedi var, ziyan edilen, dalan, kaybo
lan bir yaam, bu biliniyor, hissediliyor ama ne nemi var! Ge
rektii iin gerekiyor. Doan tutkunun byk kallelii tam da
devi taklit etmesidir. Ama tutkuya kadar gitmeye hi gerek

36 Ahlksa] dev

yok. Biraz nce tanmlanan devden, direnle karlamama


syla ve ancak raz olunan dayatmasyla ayrlan ama bir ey
dayatmasyla deve benzerlik gstermeye devam eden belirli bir
eylem gereksinimi, en dingin heyecann iine girebilir. Bu ben
zeyi hibir yerde, bu gereksinim pratik etkisini gstermediin
de ve bylece bize kendi zerinde dnmek ve hissettiimiz
eyi incelemek iin bo zaman braktnda olduu kadar iyi
fark edilemez. rnein musik heyecannda buna tank oluruz.
Dinlerken mziin bize telkin ettiinden baka bir ey isteme
diimizi sanrz ve mzii dinlerken hareketsizleip dinlenmeeydik, kanlmaz ve doal olarak tam da bu telkine gre hare
ket ederdik. Mzik sevinci, hzn, merhameti, sempatiyi ifade
ettiinde, biz hemen mziin o an ifade ettii ey oluruz. Yal
nz biz deil, ayn zamanda biroklar da, hatt baka herkes de
byle etkilenir. Mzik alad zaman, onunla birlikte alayan
insanlktr, btn doadr. Gerekte, mzik bu duygular iimi
ze sokmaz; mzik daha ok o srada oradan geenlerin dansa
itilmesi gibi bizi o duygularn iine sokar. Ahlkn ncleri de
byle davranmlardr. Onlar iin yaamn, yeni bir senfoninin
verebileceine benzer, tasavvur edilemez duygusal yanklar
vardr; daha sonra onu harekete dntrmemiz iin bizi ken
dileriyle birlikte bu mziin iine sokarlar.
Entelektalizmin arlyladr ki duygu bir nesneye balan
maktadr ve her heyecan, duyarllk iinde, entelektel bir tasa
rmn yansmas olarak grlmektedir. Mzik rneini alalm,
her birimiz mziin iimizde sevin, hzn, merhamet, sempa
ti gibi duygular uyandrdn ve bu heyecanlarn youn olabile
ceini ve hibir eye balanmadklar lde de esiz olduklar
n biliriz. Burada gerein deil de sanat alannn iinde oldu
umuzu, bu nedenle ancak oyun yoluyla cotuumuzu, ruh du
rumumuzun tamamen dsel olduunu, bu heyecan, sanatn
iinden bu heyecan kard bir nesneyle belirlendiine gre,
gerek hayatta nceden hissetmemisek mzisyenin bu heye
can bizde uyandramayacan syleyebilir miyiz? Byle syle

Henri Bergson 3 7

mek, sevincin, hznn, merhametin, sempatinin, mziin uyan


drmak istedii eyi ifade etmek iin bavurulmas gereken ge
nellikleri dile getiren szckler olduklarn ama her yeni mzi
e, bu mzikle ve bu mzik iinde yaratlan ve melodinin veya
senfoninin kendi trnde benzersiz olan deseniyle tanmlanan
ve belirlenen yeni duygularn katldn unutmak demektir. O
halde sanat bu duygular yaamdan karp almamtr; bu duy
gular szcklerle ifade etmek iin, sanat tarafndan yaratlan
duyguyu, yaamda ona en ok benzeyen duyguya yaklatrmak
zorunda kalanlar biziz. Ama gerekten olaylarn yol at ve
olaylarda nceden biimlenmi ruh hallerini ele alalm. Doa
tarafndan istenen ruh halleri belirli yani snrl saydadr. Onlar
gereksinimlere yant veren eylemlere itilmek iin meydana geti
rilmi olmalaryla fark edilirler. Dierleri, aksine, mzisyeninkilere benzeyen ve kkenlerinde bir insann olduu gerek bu
lulardr. Buna benzer ekilde, da her zaman onu seyredenler
de duyumsamalara benzeyen ve aslnda daa ait olan baz duy
gular uyandrabilmitir. Ama Rousseau da ile ilgili yeni ve z
gn bir heyecan yaratmtr. Rousseau bu duyguyu yaygn hale
getirdii iin, olaan hale geldi. Ve bugn hl da kadar ve
ondan daha fazla bu heyecan hissettiren Rousseaudur. JeanJacquesn ruhundan kan bu heyecann baka bir nesne yerine
daa balanmasnn kukusuz nedenleri vardr: Duyuya yakn
olan ve dorudan dan uyandrd yaln duygularn yeni heye
canla uyum salamas gerekirdi. Ama Rousseau bu duygular
bir araya toplad; artk yaln sesler haline gelen bu duygular,
gerek bir yaratyla temel notasn verdii bir tnnn iine sok
tu. Ayn durum genel olarak doa sevgisi iin de sz konusu
olmutur. Doa tm zamanlarda neredeyse duyum olarak nite
lenebilecek duygular uyandrmtr; glgeliklerin holuu, sula
rn serinlii, vs. ve de Romallarn krn cazibesini belirtmek
iin kullandklar amoenus szcnn esinledii eyler her
zaman hissedilmitir. Ama mutlaka bir veya birka kii tarafn
dan yaratlan yeni bir heyecan, daha nceden varolan bu nota-

38 Ahlksal dev

lan sesler olarak kullanmaya ve lkelerimizde doa duygusu


olarak adlandrdmz, yeni bir algnn zgn tnsna benzer
bir eyi retmeye ynelmitir. Bu ekilde ortaya kan temel
nota, Douda ve zellikle Japonyada olduu gibi farkl olabi
lecektir: O zaman tn da farkl olacaktr. Duyuya yakn ve ken
dilerini belirleyen nesnelere sk skya bal olan duygular, za
ten daha nceden yaratlm ve tamamen yeni olmayan bir he
yecan da pekla kendilerine doru ekebilirler. Ak iin de
byle olmutur. Tm zamanlarda kadn erkekte, hem duyguya,
hem de duyuya benzeyen, arzuya bitiik ve hatt onunla kay
nam gibi olan ve buna ramen arzudan farkl bir eilim uyandrabilmitir. Ama romans akn bir tarihi vardr: Bu ak Ortaada, doal akn bir tr doast duygu iinde, Hristiyanl
n yaratt ve dnyaya gnderdii ekliyle dinsel heyecann
iinde eritilmesi dnld zaman ortaya kmtr. Misti
sizm, kendini ak tutkusu biiminde ifade etmekle knand
zaman, akn mistik inana yknmekle balad ve akn
ateliliini, atlmlarn, esrimelerini bu inantan ald unutul
maktadr; mistik inan bir tutkunun dilini eklini deitirerek
kullanrken, yalnzca kendisine ait olan geri almaktadr. Daha
s, zaten, ak tapnmay andrdka, heyecan ile k olunan
arasndaki orantszlk byr ve sonuta n maruz kald
hayal krkl derinleir -yeter ki o, k olduunu snrsz bir
heyecan iinde grmeyi, ona dokunmamay ve onu dinsel bo
yutta deerlendirmeyi srdrsn. Eski insanlarn daha nceleri
ak yanlglarndan sz ettiklerini de belirtelim, ama burada se
vilen kadnn yz, boyu, yry ve karakteri ile ilgili duygu
lara bal hatalar sz konusuydu. Lucretiusun betimlemelerini
hatrlayn: Buradaki yanlma, bugnk yanlma biiminde oldu
u gibi aktan beklenenler deil de sevilen kiinin nitelikleri
zerineydi. Eski yanlma ile bizim onun zerine eklediimiz ya
nlma arasnda, nesnenin kendisinden kaynaklanan ilkel duy
guyla bu duygunun stn rtmek ve onun dna tamak ze
re dardan arlan dinsel heyecan arasndaki farkn ayns

Henri Bergson 39

vardr. Hayal krkl pay imdi ok daha byktr, nk bu


pay, ilah olan ile nsan olan arasndaki mesafedir.
Sanatn, bilimin ve uygarln byk yaratlarnn kkeninde
yeni bir heyecann var olduundan kuku duymuyoruz. nk
heyecan yalnzca uyarc olmayp ayn zamanda zeky harekete
geirmeye ve istenci sebat etmeye tevik eder. ok daha uzaa
gitmeliyiz. Dnceyi douran heyecanlar vardr; bulu, ente
lektel yapda da olsa znde duyarlla da sahip olabilir. Bu
rada heyecan,* duygu, duyarllk szcklerinin anlamlar
zerinde anlamamz gerekir. Heyecan ruhun duygulandrc
bir sarsntsdr ama yzeydeki bir alkant ile derinlerden gelen
bir isyan birbirlerinden farkl eylerdir. Birinci durumda etki
dalr, kincisinde blnmez olarak kalr. lkinde btn yer de
itirmeden paralarn salnm vardr; dierinde btn ileriye
doru itilmitir. Ama metaforlar bir kenara brakalm. Duyu
nun farkl duyarl halleri olmaktan ve duyu gibi fiziksel bir uya
rnn psikolojik alana aktarlmasna indirgenemez olmaktan
baka ortak ynleri olmayan iki tr heyecan, iki eit duyguyu,
duyarlln iki tezahrn birbirlerinden ayrt etmeliyiz. lkin
de, heyecan bir fikirden veya tasarmlanan bir imgeden sonra
gelir; duyarl durum, ona hibir ey borlu olmayan, kendi
kendine yeten ve eer dolayl yoldan onun etkisinde kalrsa
bundan kazan salamaktan ok kaybeden bir zihin durumun
dan kaynaklanr. Bu, duyarlln, kendi iine den bir tasarm
yoluyla alkalanmasdr. Ama dier heyecan, devamn getire
cei ve ondan ayrk kalaca bir tasarmla belirlenmemitir. Bu
heyecan daha ok kendinden sonra ortaya kacak zihin du
rumlarna gre artk bir sonu olmayp, bir neden olacaktr; bu
heyecan, hibiri tam olarak biimlenmemi tasarmlara gebedir
ama organik bir gelimeyle bunlar cevherinden ekip karr
veya karabilecektir. lk heyecan alt-bilinle ilgilidir; genel ola
rak psikologlar bununla ilgilenirler ve duyarllk zeknn kar
sna konduu zaman veya heyecan tasarmn belirsiz bir yans
mas olarak grld zaman bu tip heyecan dnlmektedir.

40 Ahlksal dev

Ama, eer szck hemen ve mnhasran bir deer stnl


fikrini uyandrmasayd, dier heyecann zihin-st olduunu
seve seve belirtirdik; burada, zamanda bir ncelik kadar dou
rann dorulanla olan ilikisi sz konusudur. Aslnda sadece
ikinci tr heyecan fikirlerin dourucusu haline gelebilir.
Duyarlla ok geni ve ok yksek bir yer veren bir psiko
loji, hafif bir kmsemeyle kadns olarak deerlendirildii
zaman bunun pek farkna varlmaz. Bu ekilde konuanlarn ilk
hatas, bunlar gzlemlemek ok kolay olmasna ramen, kadn
iin kullanlmakta olan basitliklere saplanp kalmalardr. Yanl
bir ifadeyi dzeltme amac dnda iki cinsiyetin karlatrmal
bir incelemesine girimeyeceiz. Yalnzca, kadnn erkek kadar
zeki olduunu ama heyecan gcnn erkee gre daha az ol
duunu ve eer herhangi bir ruh gc onda daha az bir geli
me gsterdiyse bunun zek deil duyarllk olduunu syle
mekle yetinelim. Kukusuz sz konusu olan, yzeydeki alkan
t olmayp derin duyarllktr.2 Ama bunun pek nemi yok. Du
yarlla ruhun en yksek yetilerini balayarak insan alaltt
n zannedenlerin en byk hatas, anlayan, tartan, kabul eden
veya reddeden, ve sonunda eletiriye tutunan zek ile yaratan
zek arasndaki farkn tam da nerede olduunu grememektir.
Yaratma her eyden nce heyecandr. Yalnzca edebiyat ve
sanat deildir sz konusu olan. Bilimsel bir buluun younla
2 ok sayda istisnann olduunu sylemek bile gereksiz. rnein
dinsel atelilik kadnda tasavvur edilemez derinliklere ulaabilir. Ama
doa muhtemelen genel kural olarak kadnn ocuk zerine younla
masn ve duyarllnn en nemli blmn olduka dar snrlar ii
ne kapatmasn istemitir. Bu alanda zaten benzersizdir; buradaki he
yecan kutsallatrma haline gelmesiyle zihin-stdr. Kk ocuu
na bakan annenin hayranlk dolu gzlerinin nnden neler geer! Bel
ki bir yanlsama? Bu kesin deil. Daha ok gerein olaslklara gebe
olduunu ve annenin ocukta yalnzca ne olacam deil, ayn zaman
da eer yaamnn her nnda seme yani dlama zorunda kalmazsa
olabilecei her eyi de grdn syleyelim.

Henri Bergson 41

ma ve aba olarak neyi gerektirdii bilinmektedir. Deha uzun


sren bir sabr olarak tanmlanmtr. Zeknn ve az ok geli
kin olduunda zeky belli bir gle younlatran genel bir
dikkat yetisinin ayr ayr tasarmlandklar bir gerektir. Peki
ama zeknn dnda, ieriksiz ve belirsiz olan bu dikkat, yal
nzca zekya eklenmesiyle, nasl kendi iinde olmayan ortaya
karabilir ki? Psikoloji, mmkn olan her durumda harcanan
btn dikkatleri ayn szckle ifade ettii iin, bu ekilde ayn
nitelikte olduu varsaylan bu dikkatler arasnda artk sadece
byklk farklar grd zaman, dilin tuzana dm olu
yor. in gerei, her durumda dikkatin uygun geldii nesne
tarafndan zel bir ayrmla gsterilmesi ve bylece bireysellemesidir: te bu nedenle psikoloji dikkat kadar ilgiden sz
etme ve bylelikle zel durumlara gre farkllamaya daha uy
gun olan duyarll rtk olarak devreye sokma eilimindedir.
Ama bu durumda eitlilik zerinde yeteri kadar durulmam
oluyor; her zaman ayn kalan, ancak sadece belli bir lde
nesnesine uygulanma ile deiebilen genel bir ilgilenme yetisi
ortaya karlyor. O halde genel olarak ilgiden sz etmeyelim.
lgiyi uyandran sorunun, bir heyecann eklendii bir tasarm
olduunu ve hem merak, hem arzu, hem de belirli bir sorunu
zmenin erken neesi olan heyecann da tasarm gibi zel ol
duunu belirtelim. Engellere ramen zeky ileri iten heyecan
dr. Birlikte bir btn oluturduu entelektel unsurlara hayat
veren, her an bu unsurlarla ayn dzene girebilecek eyleri top
layan ve sonuta sorunun ifadesinden sonu kmasn sala
yan odur. Edebiyatta ve sanatta nasl peki? Deha rn ou
zaman, ifade edilemez zannedilen ve kendini ifade etmek iste
yen, kendi trnde tek olan bir heyecandan doar. Ama ne ka
dar eksik olursa olsun, iine yaratmn bir paras giren her
eser iin durum ayn deil midir? Edeb kompozisyona alan
bir kii, kendi haline braklan zek ile, yazar ile konusu ara
sndaki bir uyumdan yani bir sezgiden doan, zgn ve biricik
bir heyecann ateiyle eriyen zek arasndaki fark saptayabilir.

42 Ahlksal dev

Birinci durumda zihin, uzun sreden beri szckler halinde


akan ve toplumun ona kat halde sunduu fikirleri kendi arala
rnda dzene sokarken, isteksizce alr. kinci durumda, yle
grnyor ki, zek tarafndan verilen malzemeler ncelikle bir
birlerinin iinde eriyorlar ve daha sonra yeniden ama bu kez
zihin tarafndan bilgilendirilmi olarak katlayorlar: Eer bu
fikirler kendilerini ifade etmek iin nceden var olan szckleri
bulurlarsa, bu her biri iin umulmadk bir hzinenin bulunuu
etkisi yapar; ve gerekte de ou zaman talihe yardm edilmesi
ve dnceye uyarlanmas iin szcn anlamnn zorlanmas
gerekmitir. Bu kez gsterilen aba ac vericidir ve sonu rast
lantsaldr. Ama yalnzca bu durumda zihin kendini yaratc
hisseder veya zanneder. Eskinin yeni bir dzenlemesinin yer
ald karma bir btnle ulamak iin, hazr duran bir un
surlar okluundan hareket etmez artk. Birdenbire, tek ve e
siz gibi grnen ve nceden szcklerde verilen oklu ve ortak
kavramlar halinde almaya alan bir eye aktarlr.
zet olarak, tasarmn sonucu olan ve ona eklenen heyeca
nn yannda, tasarm nceleyen, onu gcl olarak ieren ve bir
noktaya kadar onun nedeni olan baka bir heyecan daha vardr.
Az buuk edeb bir eser saylabilecek bir dram, sinirlerimizi
sarsabilir ve yaamda genel olarak hissettiimiz heyecanlarn
iinden koparlm, kukusuz youn ama sradan olan ve her
halde tasarmdan yoksun birinci trden bir heyecan uyandra
bilir. Ama byk bir dramatik eserin bizde uyandrd heyecan
ok farkl bir yapya sahiptir: Trnde tek olarak, airin ruhun
da ve bizimkini sarsmadan nce yalnzca orada, birdenbire or
taya kmtr; yapt bu heyecandan domutur, yazar eserinin
kompozisyonu srdke hep ona bavurmutur. Bu heyecan
yalnzca bir yaratma gereksinimidir ama bu ayn zamanda eser
gerekleir gereklemez tatmin olan belirli bir gereksinimdir.
Bu gereksinim baka bir eserle, ancak bu ikinci eserin ilkiyle
isel ve derin bir benzerlii olmas kouluyla tatmin edilecektir.
Bu benzerlii ayn mziin fikirlere ve imgelere uygun bir e

Henri Bergson 43

kilde dntrlm iki anlatm arasnda var olan benzerlikle


de karlatrabiliriz.
Ahlkn douunda heyecana byk bir pay verirken, hibir
ekilde bir duygu ahlkn sunmak niyetinde deiliz. nk
burada sz konusu olan tasarmlar ve hatt doktrinler halinde
billurlaabilen bir heyecandr. Baka hibirinden olamad gibi
bu doktrinden de bu ahlk karlamazd; hibir kurgu bir dev
veya ona benzeyen bir ey yaratamaz; kuramn gzellii nemli
deildir, her zaman bu kuram kabul etmediimi syleyebilirim;
ve hatt kabul etsem bile, istediim gibi davranmakta zgr ol
duumu ileri srebilirim. Ama orada heyecan ortamna giril
mise, bu ortam solumusam, heyecan iime nfuz ediyorsa,
onunla ayaklanr ve ona gre hareket ederim. Zorlamayla veya
zorunlulukla deil, ama diren gstermek istemediim bir ei
lim nedeniyle bunu yaparm. Ve eylemimi heyecanla aklamak
yerine, onu pekla heyecann fikirlere aktarmyla kurulan ku
ramdan da karabilirim. Burada, daha ileride de rastlayaca
mz ama geerken bir para deindiimiz ciddi bir sorunun
olas yantn sezinler gibi oluyoruz. Eer bir din yeni bir ahlk
getiriyorsa, bunu kabul ettirdii metafizikle, Tanr zerine, ev
ren zerine, Tanr ile evren arasndaki iliki zerine olan fikir
leriyle dayatt sylenir. Bu gre, bir dinin aksine ahlknn
ykseklii ile ruhlar kazand ve onlar olaylarn belirli bir
kavranna doru at yant verilmitir. Ama zek deer
farklarn ancak bir kuralla veya bir idealle karlatrarak deerlendirebildiine ve ideal ve kural nceden yeri igal eden ah
lk tarafndan sunulduuna gre, bu zek ona nerilen ahlkn
stnln kabul edecek midir? te yandan, dnya dzeni
hakkndaki yeni gr, bildiimiz felsefelerin yanma koyaca
mz art bir felsefeden nasl farkl bir ey olacaktr ki? Zekmz
bu gr benimsese bile, bunda hibir zaman kuramsal olarak
dierlerine tercih edilir bir aklamadan fazlasn gremeyece
iz. Hatt zek bu grle daha iyi uyum salayarak bize baz
yeni davran kurallarn salk veriyor grnse de, gene zeknn

44 Ahlksal dev

bu benimseyii ile istencin yn deitirmesi arasnda byk


fark olacaktr. Ama gerek udur: Ne tamamen zihinsel tasarm
durumunda olan bir doktrin ahlk benimsetebilir ve zellikle
uygulatabilir, ne de zek tarafndan bir davran kurallar siste
mi olarak grnen ahlk, doktrini entelektel olarak tercih edi
lir hale getirebilir. Yeni ahlktan nce, yeni metafizikten nce,
isten tarafnda atlm halinde ve zekda aklayc tasarm ha
linde devam eden bir heyecan vardr. rnein, Hristiyanln
merhamet adyla getirdii heyecan ele aln: Bu heyecan ruhlar
sararsa, belirli bir davran bunu izler ve belirli bir doktrin or
taya kar. Ne bu metafizik bu ahlk dayatmtr, ne de bu ah
lk bu metafizii tercih ettirmitir. Metafizik ve ahlk, biri zek
terimleriyle, dieri isten terimleriyle ayn eyi dile getirmekte
dir; ve dile getirilecek ey ortaya ktnda her iki ifade de ka
bul edilir.
Ahlkmzn nemli bir blmnn, zorlayc zelliinin son
tahlilde toplumun birey zerindeki basksyla akland dev
leri iermesine ok fazla sknt ekilmeden uyum salanr,
nk bu devler olaan bir ekilde uygulanr, nk bu dev
lerin ak ve kesin bir forml vardr ve onlar tamamen gr
nr olan blmleriyle kavrarken ve kklerine kadar inerken,
iinden ktklar toplumsal gereksinimi kefetmek bizim iin
kolaydr. Ama ahlkn kalan blmnn belirli bir heyecan du
rumunu dile getirmesini, burada artk bir baskya deil de bir
ekime boyun eilmesini oklan kabul etmekte tereddt eder
ler. Bu tereddtn nedeni, burada ou zaman benliin derinli
indeki asl heyecann bulup kanlamamasdr. Bu heyecana
ikin olan yeni bir yaam anlay veya yaama kar belirli bir
davran salamlatka, toplumsal bilin olarak adlandrlabile
cek eyin iine yerleen ve bu heyecann kalnts olan formller
vardr. Tam da snen bir heyecann klyle kar karya bu
lunduumuz ve de bu heyecann itici gc iinde tad ate
ten kaynakland iin, toplumsal yaamn temel gereksinimle
rini dile getiren daha eski formller bulama yoluyla kalanlara

Henri Bergson 45

zorunlu olma niteliinden bir eyler aktarmsa, kalan forml


ler genel olarak istencimizi sarsamayacaklardr. Bu yan yana
gelen iki ahlk imdi bize tek ahlk gibi grnyor: Birincisi
kincisine buyurucu zelliinden birazn vermi ve kincisinden
karlk olarak daha dar olarak toplumsal ve daha geni olarak
nsan bir anlam almtr. imdi kl eeleyelim; hl scak olan
blmler bulacaz ve sonunda kvlcm fkracaktr; ate yeni
den yanabilecek ve yandka da etrafn saracaktr. Bu ikinci
ahlkn kurallarnn, birinciler gibi tek bana uygulamaya ge
emediklerini sylemek istiyorum: Kurallardan her biri soyut
tan kt anda anlamla dolar ve eyleme geme gc kazanr,
dier kurallar da ayn yolu izler; sonunda btn kurallar onlar
oktan geride brakan heyecann ve bu heyecan duyan ve bylece yeniden canlanan insanlarn iinde birbirlerine kavuurlar.
Dinlerin kurucular ve reformcular, mistikler ve azizler, yaam
yolumuzun zerinde karlatmz ve gzmzde en bykle
riyle bir olan ahlk yaamn mehul kahramanlar, hepsi bura
dadr: Onlarn rneiyle harekete geerek, bir fatihler ordusu
na katlr gibi onlarla buluuruz. Bunlar gerek fatihlerdir; do
ann direncini krmlar ve insanl yeni yazglara doru yk
seltmilerdir. Bylece, gereklere dokunmak iin grntleri
sildiimiz zaman, iki ahlkn, karlkl alveriler sayesinde
kavramsal dncede ve dilde alm olduklar ortak biim bir
yana brakld zaman, bu biricik ahlkn iki ucunda basky ve
atlm gryoruz: Bask ne kadar kiisiz olursa o kadar m
kemmeldir ve alkanlk ve hatt igd olarak adlandrlan bu
doal glere o denli yakndr, atlm ise bizde kiiler yoluyla
uyand ve doaya daha iyi hkim olduu lde gldr.
Gerekten de, doann kkne kadar inilseydi, belki de bunun,
bir kez yaratlm olan insan trnde kendi zerinde dnerek
dorudan kendini gsteren ve daha sonra insanl ileri itmek
iin ayrcalkl bireyler araclyla dolayl olarak etkili olan ayn
g olduu fark edilecektir.

46 Ahlaksal dev

Ama bu basknn atlmla ilikisini belirlemek iin, metafizi


e bavurmak hi gerekli deildir. Bir kez daha syleyelim ki,
artk saf durumlaryla grnmedikleri iin iki ahlk birbirleriyle karlatrmak g olacaktr bir lde. Birincisi kincisine
kendi zorlama gcnden bir eyler aktarmtr; kincisi ilki ze
rine kendi kokusundan bir eyler dkmtr. Ahlk kurallar
nn bir utan veya dierinden balayarak katedilmesine gre,
bir ilerlemeler veya gerilemeler serisiyle kar karya geliyoruz;
iki u snra gelince, bunlarn daha ok kuramsal bir nemleri
vardr; onlara gerekten ulamak ok az grlen bir olgudur.
Bununla birlikte basky ve atlm ayrk olarak kendi ilerinde
ele alalm. Baskya ikin olan sadece kendini korumay amala
yan bir toplumun tasarmdr: Yerinde meydana gelerek kendi
siyle birlikte bireyleri srkleyen dairesel hareket, alkanlk
araclyla uzaktan igdnn hareketsizliini taklit eder. Ta
mamen yerine getirildii varsaylan bu saf devler btnnn
bilincini belirleyen duygu, yaamn normal ilevine elik eden
duyguya benzer bir bireysel ve toplumsal iyilik hali olacaktr.
Bu duygu hazdan ok sevince benzeyecektir. Aksine atlm ah
lknda bir geliim duygusu rtk olarak bulunmaktadr. Sz
n ettiimiz heyecan, ileri doru yrme cokusudur, -bu co
kuyla bu ahlk bazlarna kendini kabul ettirir ve daha sonra
bunlar araclyla btn dnyaya yaylr. lerleme ve ileri
yrme burada zaten cokuyla karmaktadr. Bu cokunun
bilincine varmak iin, hedeflenen bir snrn veya yaklalan bir
mkemmelliin tasarmlanmas gerekmez. Cokusal sevinte
rahatln hazznda bulunandan daha fazlasnn var olmas ye
terlidir. Haz cokusal sevince yol amazken, sevin cokuda
hem hazz sarar, hem de onu emip ortadan kaldrr. Bunu his
sederiz; bylece elde edilen kesinlik, bir metafizie tutunmann
ok tesinde, bu metafizie en salam dayana verecek olan
eydir.
Ama bu metafizikten nce ve hemen hissedilen eyin ok
daha yaknnda, heyecann zerine gidildike bu heyecandan

Henri Bergson 47

fkran yaln tasavvurlar vardr. Dinlerin kurucularndan ve


reformcularndan, mistiklerden ve azizlerden sz etmitik. On
larn dillerine kulak verelim; bu dil, yalnzca onu hem kendi ii
ne ve hem cie siteye kapatan doa ile ban kopararak alan
bir ruhun zel heyecann tasarmlar haline getirir.
Bu kiiler ncelikle hissettikleri eyin bir zgrlk duygusu
olduunu sylerler. Refah, haz, zenginlik gibi insanlarn gene
lini ele geiren her eye kar kaytszdrlar. Bunlardan kurtul
duklar zaman nce bir dinginlik ve daha sonra bir sevin du
yarlar. Bundan doann bizim iin uygun grd yaama bizi
salam balarla balamakla hataya dt sonucunu kar
mamalyz. Ama sz konusu olan daha ileri gitmektir ve kendi
evimizde uygun olan eyalar yolculukta tamak gerektiinde
ikenceye dnebilecek ve rahatsz edici bir yk haline gelebi
lecektir. Eer, kapal bir toplumda daire iinde dnen ruhun
grece sabitlii, doann insan trn oluturan eylemiyle in
sanl ayrk bireyler halinde paralara blmesinden ileri gelme
seydi, bu ekilde hareketlenen bir ruhun dier ruhlara ve hatt
tm doaya yaknlk duymaya daha fazla eilimli olmasna a
labilirdi. Bir tr kuran her eylem gibi doann bu eylemi de
bir duraklamadr. leriye doru yrye yeniden balamak
iin, engelleme karar nlenir. Tam bir sonu elde etmek iin,
dorusu, kendisiyle birlikte dier insanlarn da srklenmesi
gerekir. Ama bazlar onu izler ve dierleri frsat ktnda ha
rekete geerlerse, bu daha imdiden ok ey yaplm anlamna
gelir; bundan sonra uygulamann balamasyla birlikte dairenin
sonunda krlaca umudu vardr. Her durumda tekrar etmek
ten geri durmayacam bir olgu vardr: Komu sevgisini t
leyerek bu sevgiyi elde edemeyiz. Daha dar duygular genilete
rek insanl kucaklayanlayz. Zek istedii kadar gsterilen yol
budur diye kendini kandrsn, olaylar baka bir yol tutturacak
tr. Anlmz iin yaln olan bir ey, istencimiz asndan ka
nlmaz olarak yaln deildir. Mantn, doru yol en ksa yoldur
dedii yerde, deneyim ortaya atlr ve bu ynde yol olmadn

48 Ahlksal dev

grr. Gerek u ki, burada aka ulamak iin kahramanlktan


gemek gerekir. Zaten kahramanlk tlenemez; o sadece
kendini gsterir; varl tek bana dier insanlar harekete ge
irebilecektir. nk kahramanln kendisi de harekete d
ntr ve yaratc eyleme yakn -her heyecan gibi bulac
olan- bir heyecandan doar. Din bu gerei, dier insanlar
Tanrda sevdiimizi sylerken kendi tarznda aklar. Ve b
yk mistikler ruhlarndan Tanrya giden ve Tanrdan insan
trne tekrar inen bir akm hissettiklerini sylerler.
Bu ekilde zgrleen ruha maddi engellerden sz etmeyin!
O buna engelin dolam veya zorlanmas gerektii yantn ver
meyecektir; sadece engelin olmadn syleyecektir. Ahlk
inanna bakarak bu inann dalar yerinden oynatt syle
nemez nk o yerinden oynatlacak bir da grmez. Engel
zerine akl yrttnz srece, engel olduu yerde kalacak
tr; ve o engele baktnz srece, onu birer birer amanz gere
ken paralar haline bleceksinizdir; bu paralar snrsz sayda
olabilir; ve bu engellerin hepsini yok edeceinize dair hibir
belirti yoktur. Ama bunu yadsrsanz, btn blok olarak atabi
lirsiniz. Hareketi yryerek kantlayan filozof bu ekilde dav
ranmaktadr; eylemi, Zenonun aradaki noktalar birer birer a
mak iin zorunlu grd, her zaman yeniden balanan ve bu
nedenle etkisiz olan abann saf ve yaln inkrdr. Ahlkn bu
yeni yn derinletirildiinde, onda yaamn dourucu abasy
la gerek veya hayal bir uyuma duygusu bulunacaktr. Dar
dan bakldnda, yaamn ileyii, eserlerinin her birinde, so
nusuz devam eden bir analize uygundur; bizimki gibi bir g
zn yapsnn betimlenmesi hibir zaman bitmeyecektir. Ama
kullanlan aralarn bir btn olarak adlandrdmz ey, ger
ekte yalnzca ortadan kaldrlan bir seri engeldir; doann ey
lemi yalndr ve grmeyi elde etmek iin para para kurmu
grnd mekanizmann sonsuz karmakl, ilevin bln
meden kendiliinden gereklemesi iin teker teker birbirlerini
etkisiz klan kartlklarn sonsuzca aprazlamasndan baka

Henri Bergson 49

bir ey deildir. Bu tpk, demir talann iine dalan ve yaln


hareketi, yalnzca grnen ey hesaba katlrsa, talan tozlar
nn karlkl dengede olmak iin birbirlerinin zerine yapacak
lar etkilerin ve tepkilerin bitmeyen bir serisi gibi grnecei
grnmez bir el gibidir. Eer yaamn gerek ilemi ile onu
inceleyen duyular ve zek iin ald grnm arasndaki kar
tlk bu ekildeyse, artk maddi bir engel tanmayan bir ruhun,
doru veya yanl, kendini yaamn zyle uyum halinde his
setmesinde alacak ne vardr?
ncelikle sonula neden arasnda baz ayrklklar bulun
masna ve bir davran kural ile olaylarn temelindeki bir do
rulama arasnda byk bir fark olmasna ramen, her zaman
insan trn yaratan kaynakla bir temas yoluyla insanl sev
me gcnn edinildii hissedilir. Tabi ki, ruhu tamamen iine
eken ve stan bir sevgiden sz ediyorum. Ama daha uyuuk,
hafif ve ara sra ortaya kan bir sevgi, yukardaki sevginin, sa
dece imgesi deilse bile, zekda kalan veya dile yerleen daha
soluk ve daha souk bir parltsndan baka bir ey olamaz.
Ahlk bylece, birinin varlk nedeninin insan toplumunun temel
yapsnda olduu, dierinin aklamasn bu yapnn aklayc
ilkesinde bulduu, iki ayrk para iermektedir. Birincisinde
dev, btnn biimini korumak iin, toplumsal unsurlarn
birbirlerine uyguladklar basky temsil ederken, bu basknn
etkisi, her birimizde, onun karsna kan bir alkanlklar sis
temi tarafndan nceden belirlenmitir: Her parasnn bir al
kanlk olduu ama btnnn bir igdyle karlatrlabile
cei bu mekanizma doa tarafndan hazrlanmtr. kincisinde,
gene dev sz konusudur ama bu dev bir zlemin veya bir at
lmn, insan trne, toplumsal yaama, az veya ok igdye
benzer bir alkanlklar sistemine varan atlmn gcdr: ler
letme ilkesi, artk bu ilkenin kurduu ve geici olarak durakla
d mekanizmalarn araclyla deil de, dorudan doruya
iin iine girer. Buraya kadar sylenenleri zetlersek, doann
insan trn evrim srecinin iine yerletirirken, karnca ve ar

50 Ahlksa! dev

toplumlarnda olduu gibi onun toplumsal olmasn istediini


syleyeceiz; ama zek da burada olduuna gre, toplumsal
yaamn srdrlmesinin yar yarya zeki olan bir mekanizma
ya braklmas gerekmitir: Zekidir nk her parann insan
zeks tarafndan yeniden biimlenmesi mmkndr ve buna
ramen igdseldir nk insan, insan olmaktan vazgeme
den, paralarn tmn atamaz ve artk koruyucu bir mekaniz
may kabul etmekten vazgeemez. gd geici olarak yerini,
her biri olumsal hale gelen bir alkanlklar sistemine brakyor
ve yalnzca bu alkanlklarn toplumun korunmasna odaklan
mas gerekliyken bu gereklilik kendisiyle birlikte igdy geri
getiriyor. Paralarn olumsallnn arasndan hissedilen bt
nn gereklilii, genel olarak ahlk dev olarak adlandrdmz
eydir; paralar zaten yalnzca toplumun gznde olumsaldr;
toplumun alkanlklar kafasna soktuu birey iin para, b
tn kadar zorunludur. Demek ki, ilk olarak doa tarafndan
kurulan toplumlar gibi doa tarafndan istenilen mekanizma da
basitti. Acaba doa bizimki gibi toplumlarn snrsz karmakl
n ve korkun geliimini ngrm myd? nce sorunun
anlam zerinde anlaalm. Doann aka unu veya bunu ar
zuladn veya ngrdn ileri srmyoruz. Ama, bir orga
na bir ilev verdii her defasnda doann bir eiliminden sz
eden biyolog gibi davranma hakkmz var: Biyolog bu ekilde
yalnzca organn ileve uyumunu dile getiriyor. nsanlk istedii
kadar uygarlasn, toplum istedii kadar deiime urasn, bir
ekilde organik olan toplumsal yaama ynelik olan eilimler
kkenlerinde olduklar halleriyle kalmlardr. Bunlar tekrar
bulabiliriz ve gzlemleyebiliriz. Bu gzlemin sonucu aktr: n
sann ilk ve temel ahlk yaps basit ve kapal toplumlar iindir.
Bu organik eilimlerin bilincimizde ak olarak grnmedikleri
dorudur. Bu eilimler buna ramen devde en salam olan
eyi olutururlar. Ahlkmz ne kadar karmak hale gelirse gel
sin, doal eilimlerin basit deiiklikleri olmayan ve doann
ynnde gitmeyen eilimlerle ne kadar kaplanrsa kaplansn,

Henri Bergson 51

bu akc ktlenin saf dev olarak tad her eyden bir kelti
elde etmek istediimiz zaman, bu doal eilimlerle karla
yoruz. O halde ahlkn ilk blm ite budur. Dier ahlk do
ann plannda yoktur. Bundan doann zek yoluyla toplumsal
yaamn belirli bir genilemesini ama snrl bir genilemeyi
ngrd yormunu karyoruz. Doa bu genilemenin ilk
yapy tehlikeye atacak noktaya kadar gitmesini isteyemez. Di
er taraftan insann bu ekilde ok bilgili buna karn ok saf
olan doay aldatt durumlar oktur. Doa kukusuz insann
dier canllar gibi sonsuzca remesini istemiti; doa trn
korunmasn bireylerin oalmasyla salamak iin en ayrntl
tedbirleri almt; o halde doa bize zeky verirken onun ayn
zamanda cinsel eylemi sonularndan koparma olanan bula
can ve insann tohum ekme zevkine hayr demeden rn
toplamaktan kanabileceim ngrememiti. nsan toplumsal
dayanmay insan kardelie doru ilerlettii zaman doay
ok farkl bir anlamda aldatmaktadr; ama insan bu ekilde
doay aldatmaktadr nk ekli insan ruhunun ilk yapsnda
nceden biimlenen ve hl bugnk insann doutan ve te
mel eilimleri iinde plann grebildiimiz toplumlar grubun
sk bir ekilde kenetlenmesini ama gruptan gruba gcl bir
dmanlk beslenmesini istemektedirler: Her zaman saldrmaya
veya savunmaya hazr olmak gerekiyordu. Bunun nedeni ku
kusuz doann sava sava iin istemesi deildir. Sitenin snr
larn zorlayan insanln byk srkleyicileri bu ekilde ya
am atlm ynnde yer alm gibidirler. Ama yaama zg bu
atlm yaam gibi sonludur. Bu atlm yol boyunca engellerle
karlar ve art arda ortaya kan trler bu gcn ve hasm
glerin bilekesidirler: Birinci g ileri iter, dier gler ise
yerinde saydrr. Doann elinden kan insan zeki ve toplumsal
bir varlktr ve toplumsall kk toplumlara varmakken,
zeks bireysel yaam ve grubun yaamn korumaya yneliktir.
Ama zek kendi gcyle genileyerek beklenmedik bir gelime
gsterdi. nsanlar doalarnn snrlandrmasyla mahkm ol

52 Ahlaksal dev

duklar kleliklerden kurtard. Bu koullarda, zel yeteneklerle


donanm olan bazlar iin, kapal olan amak ve doann
insanlk iin yapmas imknsz olan eyi en azndan kendileri
iin yapmak olanaksz deildi. rneklikleri sonunda dierlerini
en azndan hayallerinde srklemitir. stencin dnce gibi
kendi dehas vardr ve deha her tr ngrye meydan okur. Bu
dahi istenler araclyla, maddeyi boydan boya geen yaam
atlm, trn gelecei iin bu maddeden tr meydana geldii
zaman bahis konusu bile edilemeyecek szler almtr. Top
lumsal dayanmadan insan kardeliine doru yol alrken,
btn doayla deil de belirli bir doayla balarmz koparyo
ruz. Spinozac ifadelerin anlamlarnn ynn deitirerek, ya
ratc doaya dnmek iin doay oluturmu doadan koptu
umuz sylenebilir.
O halde birinci ve ikinci ahlk arasnda durgunlukla hareket
arasndaki kadar mesafe vardr. Birincisi sabit olarak kabul
edilmitir. Eer deiirse, derhal deiimi yadsr veya hareketi
kabul etmez. Herhangi bir anda gsterdii biim niha biim
olma iddiasndadr. Ama dier ahlk bir itmedir, hareketin bir
gereidir; ilke olarak hareketliliktir. Bu ahlk ite yalnzca bu
ynyle stnln kantlayacak ve ncelikle yalnzca bu y
nyle stnln tanmlayabilecektir. Birinci ahlk edinin,
bundan, bir drtnn bir veya birka durumundan hareketi
oluturamayacanz gibi, ikinci ahlk da karamazsnz. Aksi
ne, hareket hareketsizlii de kapsar, hareket tarafndan geilen
her konum gcl bir duraklama gibi dnlr ve hatt algla
nr. Ama burada kural olarak hibir ekilde bir kantlama ge
reksinimi yoktur: stnlk, tasarmlanmadan nce yaanmtr
ve bu stnlk nceden hissedilmemise zaten daha sonra ka
ntlanamaz. Bu, yaamn bir ton farkdr. Dzenli olarak sitenin
ahlkm uygulayan kii, bireyde ve toplumda ortak olan bir
rahatlk hissini duyar. Bu his maddi direnlerin birbirlerinin
iine getiini gsterir. Ama alan ve gznde maddi engelle
rin ortadan kalkt ruh, tamamen nee iindedir. Haz ve ra

Henri Bergson 53

hatlk bir eydir ama nee daha fazla bir eydir. nk nee
hazzn ve rahatln iinde yoktur ama buna karn bunun ikisi
de gcl olarak neenin iinde vardr. Aslnda haz ve rahatlk
durma veya yerinde sayma iken nee ileriye doru yrytr.
Bundan, birincinin biimlendirilmesinin grece kolay olma
sna karn kincinin buna uygun olmad sonucu kmaktadr.
Aslnda zekmz ve dilimiz eylere yneliktirler; onlar iin ge
ileri veya gelimeleri tasarmlamak kolay deildir. Incilin
ahlk temel olarak ak ruhun ahlkdr: En kesin tlerinde
paradoksa ve hatt elikiye dtn sylerken hakl deil
iniyiz? Eer zenginlik ktyse, sahip olduumuz eyleri yok
sullara brakrken onlara zarar vermiyor muyuz? Bir tokat yi
yen kii br yanan uzatrsa, adaletsiz merhamet olamayaca
na gre bu durumda adalet ne olacaktr? Ama bu tlerin,
ortaya yeni bir ruh durumu karma niyeti gz nne alnrsa,
paradoks ortadan kalkar, eliki yok olur. Zengin yoksullar iin
deil, kendisi iin zenginliini terk etmek zorundadr: Ne muth ruhen yoksul olana! Gzel olan, ne yoksun olmak, ne de
kendini yoksun brakmaktr, yoksunluu hissetmemektir. Ru
hun almasn salayan eylemin sonucu, formllerin iine hapsolan ve maddileen bir ahlk saf tinsellie amak ve ykselt
mektir: O halde bu ahlk, dierine gre, bir hareketten alnan
bir enstantane gibi bir eydir. Dada verilen vaazda art arda
gelen ztlklarn derin anlam bu ekilde aa kyor: Size de
diler ki... Ve ben size diyorum ki... Bir yanda kapal dier
yanda ak ahlk. Mevcut ahlk varln srdryor; ama artk
bir geliim srecinde kendini bir an olarak sunuyor. Eski yn
tem braklmyor; ama dinamiin zel bir durum haline gelen
statii iine almasnda olduu gibi, bu yntem daha genel bir
ynteme dhil ediliyor. O halde kesin olarak hareketin ve eili
min dorudan bir ifadesi gerekmektedir; ama onlar statiin ve
hareketsizin dilinde ifade etmek istersek -ki aresiz bu gereki
yorelikiye drecek formllerle karlarz. Incilin baz
buyruklarnn uygulanamazln, diferansiyel hesabn ilk ak

54 Ahlaksal dev

lamalarnn mantksz olarak gsterdii eyle karlatrabiliriz.


Gerekten de, antik ahlkla Hristiyanlk arasnda, eski mate
matikle bizimki arasndaki ilikiyle ayn trden olan bir iliki
bulunacaktr.
Eskilerin geometrisi, genel yntemlerimizin erken uygula
malar gibi olan zel zmler sunabilmiti. Ama bu yntemleri
ortaya karamamt; statikten dinamie sratacak atlm ora
da yoktu. En azndan dinamiin statike taklidi mmkn oldu
u kadar ileri gtrlmt. Stoaclarn doktrinini rnein
Hristiyan ahlkyla kar karya getirdiimiz zaman bu tr bir
duyguya sahip oluyoruz. Stoaclar dnya vatanda olduklarn
sylyorlard ve btn insanlarn ayn Tanrdan geldikleri iin
karde olduklarn ekliyorlard. Neredeyse ayn szcklerdi;
ama ayn yanky bulamadlar nk ayn vurguyla sylenme
milerdi. Stoaclar ok gzel rnekler vermilerdi. Eer insan
l pelerinden srklemeyi baaramadlarsa, bunun nedeni
Stoacln temelde bir felsefe olmasdr. Bu kadar yksek bir
retiyi benimseyen ve bu retiye dhil olan filozof bu retiyi
uygularken kukusuz onu canlandrr: Bu ekilde Pygmalion
un ak yapt heykele hayat vermiti. Ama sonsuz bir biimde
ruhtan ruha bir yangn gibi yaylan coku bu aktan ok farkl
dr. Byle bir heyecan kukusuz bir retiyi oluturucu fikirler
halinde ve hatt aralarnda ruh birliinden baka bir benzerlii
olamayacak derecede farkl birok reti halinde ifade edilebi
lecektir; ama bu heyecan fikri izlemek yerine ondan nce gel
mektedir. Klsik ilkada bu heyecana benzer bir eyler bul
mak iin, Stoaclara deil de daha ok hibir reti getirme
den, hibir ey yazmadan btn byk Yunan felsefelerinin
esin kayna olan kiiye, Sokratese bavurmalyz. Kukusuz
Sokrates her eyin zerine aklc eylemi ve daha belirgin olarak
zihnin mantksal ilevini koyuyordu. Kendisiyle birlikte gezdir
dii ironi, dncenin kantlamasna tbi olmayan grleri
dlamaya ve bu grleri kendi aralarnda elikiye drerek
adeta onlar utandrmaya tahsis edilmiti. Sokratesin anlad

Henri Bergson 55

ekliyle diyalog, Platoncu diyalektii ve bundan da hl uygula


dmz zde rasyonel olan felsef yntemi dourdu. Bu diyalo
gun amac tanmlar iine sokulacak kavramlara ulamakt; bu
kavramlar Platoncu idealar haline geleceklerdi; ve fikirler kura
m, sras geldiinde, geleneksel metafiziin, z olarak rasyonel
olan yaplarna rnek olma hizmeti verecekti. Sokrates daha da
ileri gidiyor; erdemden bir bilim oluturuyor; iyiliin uygulan
masn ondan edinilen bilgiyle zdeletiriyor; bylece ahlksal
yaam dncenin rasyonel ileyii iinde eritecek olan reti
yi hazrlyor. Hibir zaman akl bu kadar yksek bir yere yerletirilmemiti. te en azndan insan arpan ey budur. Ama
daha yakndan bakalm. Sokrates retiyordu nk Delphes
khini konumutu. Bir grev almt. Yoksuldu ve yoksul kal
malyd. Halka karmas, halk olmas ve dilinin halkn diline
ulamas gerekmitir. Dncesinin, onu canl olarak bakala
rna tayacak kafalara iletilmesi iin, hibir ey yazmayacaktr.
Hibir ekilde ileci olmad halde, souktan ve alktan etki
lenmedii gibi ihtiyalardan kurtulmu ve bedeninden arnm
tr. Bir uyar gerektii zaman sesini duyuran bir tanr ona elik
eder. Bu tanrsal iarete o kadar inanr ki, onu izlememektense lmeyi tercih eder: Halk mahkemesinin nnde savunma
yapmay reddetmise, mahkmiyetinin nne atlamsa, bunun
nedeni tanrsnn onu bu kararndan vazgeirmek iin hibir
ey sylememesidir. Ksaca, grevi, bugn bu szckleri anla
dmz anlamda, dinsel ve mistik dzlemdeydi; retisi, tam
anlamyla rasyonel de olsa, saf akl at izlenimini veren bir
eye tutunmutu. Zaten bunu retisinin iinde de grmyor
muyuz? Eer Platon diyaloglarndan esinlenen ve her durumda
lirik olan nermeler Sokratesin deil de Platonun olsayd,
eer stadn dili her zaman Ksenophanesin ona atfettii dil
olsayd, mritlerini ateleyen ve alar aan cokuyu anlayabi
lir miydik? Stoaclar, Epikrosular, Kinikler, Yunann tm
ahlklar hep Sokratesten gelmilerdir -bu sadece, her za
man sylendii gibi, stadn retisini farkl ynlerde gelitir

56 Ahlksal dev

dikleri iin deil, ayn zamanda ve zellikle Sokratesin yaratt


ve Yunan dehasna pek de uygun olmayan davran, bilge
davrann aldklar iindir. Bilgeliinin iine kapanan filozof,
ister insanlara ders vermek iin, ister onlara rnek olmak iin,
ister sadece isel mkemmelleme almasna kendini vermek
iin insanlardan uzaklat zaman, orada yaayan Sokratestir,
kiiliinin esiz saygnlyla hareket eden Sokratestir. Daha
ileri gidelim. Sokratesin felsefeyi gkten yere indirdii syleni
yor. Ama, Platonun Phaidonda ona atfettii ruh anlay Sok
ratesin anlay deilse, yaamn ve zellikle lmn anlaya
bilecek miyiz? Daha genel olarak, Platonun diyaloglarnda
bulduumuz ve ruhla, kkeniyle, bedene giriiyle ilgili olan
mitler, yaratc bir heyecan, Sokratesin ahlk retisine ikin
heyecan Platoncu dncenin terimleriyle belirtmekten baka
bir ey yapmyor mu? Mitlerle Sokratesi ruh hali Platoncu di
yalektiin yannda korunmulardr ve mitlerle bu ruh hali ara
sndaki balant aynen aklayc programla senfoni arasndaki
balant gibidir; bu mitler alttan alttan Yunan metafiziini kat
ettiler ve skenderiye Okulundaki yeni-Platonculukla, belki
Ammoniusla, her durumda Sokratesin devam olduunu ak
layan Plotinosla yeniden gn na ktlar. Onlar, ncilci ruh
halinin canlandrd bir reti iskeletinin bir benzerini Sokra
tesi ruha verdiler. Her iki metafizik, benzerliklerine ramen
veya belki de ondan dolay, biri dierindeki en iyi eyi zmse
meden nce birbirleriyle atmaya girdiler: Dnya bir dnem
Hristiyan m yoksa yeni-Platoncu mu olacan sorgulad. sa
ya kafa tutan Sokratesti. Sokrateste kalabilmek iin sorun, bu
ok pratik olan dehann, her eyden nce zamannn ahlk
ampirizminin ve Atina demokrasisinin dzensizliklerinin tehli
kelerine maruz kalmasayd, akln haklarn olutururken ok
acele etmek zorunda kalmasayd, bylece sevgiyi ve esini arka
plana itmeseydi ve iindeki Yunan, iinde var olmak isteyen
Douyu mat etmeseydi, baka bir toplumda ve baka koullar
da ne yapabileceini bilebilirdi. Kapal ruhla ak ruhu birbirle

Henri Bergson 5 7

rinden ayrmtk: Kim Sokratesi kapal ruhlar arasnda say


mak ister? roni Sokrates retisinin iinde drt nala kouyor
ve lirizm kukusuz burada ancak seyrek patlaylarla kendini
gsteriyordu; ama, bu patlamalar yeni bir ruha geit verdii
lde insanln gelecei iin belirleyici olmutur.
Kapal ruh ile ak ruh arasnda alan ruh vardr. Oturan
insann hareketsizlii ile koan ayn insann hareketi arasnda,
dorulmas ve ayaa kalkarken ald duru vardr. Ksaca, ah
lktaki statik ile dinamik arasnda bir gei vardr. Eer dinle
nirken birdenbire harekete gemek iin gerekli atlm elde edi
lirse, bu ara durum neredeyse grnmez hale gelecektir. Ama
bu ara durumda durulursa dikkati zaafa uratyor, bu da bir
atlm yetersizliinin iaretidir. Ayn eyi baka bir ekilde sy
leyelim. Ahlkta saf statiin zihin-alt ve saf dinamiin zihinst olacan grmtk. lki doa tarafndan istenmitir, di
eri insan dehasnn katksdr. lki insanda baz hayvansal i
gdlere simetrik olarak bulunan bir alkanlklar toplamn
ortaya koyar; zekdan daha az bir eydir. kincisi atlm, sezgi
ve heyecandr; bu ahlkn entelektel iaretleri olacaktr ve ay
rntlar snrszca devam edecek fikirler halinde incelenir; o
halde bu ahlk, ona edeer olamayacak bir okluu saracak ve
aacak bir btnlk gibi sahip olmak istenecek btn entelek
tellii tamaktadr. ki ahlk arasnda zek bulunmaktadr.
Bu arada ilkinden frlayarak km ama henz kincisine ula
mam insan ruhu oturmaktadr. Bu ruh kapal ruhun ahlkna
egemen olurdu; ak ruhun ahlkna henz ulamamtr veya
daha dorusu onu henz yaratamamtr. Bir dorulmann so
nucu olan davran, onun entelektel dzleme dokunmasn
salamtr. Byle bir ruh, yeni brakt eye kar kaytszlk
veya duyarszlk gsterecektir; Epikroscularn ve Stoaclarn
sarslmazl veya duyumsamazl iinde olacaktr. Ken
dinde bulduu pozitiflie gre, eskiden kopuu yeniye bala
mak istiyorsa, yaam dncelere younlaacaktr; Platonun
ve Aristotelesin idealine uygun olacaktr. Nereden ele alnrsa

58 Ahlksal dev

alnsn, bu davran dzgn, gurur verici, gerekten hayranlk


uyandrc olacak ve dier taraftan da sekinlerin arasnda kala
caktr. ok farkl ilkelerden yola kan felsefeler bu davranta
buluabileceklerdir. Bunun nedeni, bir dairenin iine kapanan
eylemden zgr alanda gelien eyleme, tekrardan yaratmaya,
zihin-altndan zihin-stne giden tek bir yolun olmasdr. kisi
arasnda duran kii, zorunlu olarak saf dnceye dal alann
da kalr ve ne birine tutunduu ve ne de tekine kadar gidebil
dii iin, her durumda doal olarak kopma dediimiz bu yarerdemi uygular.
Kendi iine kapanan ve yaamn amacnn eskilerin bilim
veya dnceye dal olarak adlandrd ey olduunu syle
yen saf zekdan sz ediyoruz. Ksaca, temel olarak Yunan filo
zoflarnn ahlkn belirten eyden sz ediyoruz. Ama zeky bir
ksm zihin-alt, dier ksm zihin-st olan malzemelerin ha
zrlaycs veya dzenleyicisi olarak ele aldmzda, artk Yunan
veya Dou felsefesiyle deil de, bu blmde sz konusu edilen
tm dnyann ahlkyla ilgili olacaz. devin zn belirle
mek iin, zerimizde etkili olan iki gc ortaya karmtk: Bir
taraftan itme, dier taraftan ekme. Bu gerekiyordu ve felsefe,
yle grnyor ki, bunu yapmad iin, bugn her eyin st
n rten entelektellie saplanp kald iin, bir ahlkn ruhlar
zerinde nasl etkili olduunu aklamay baaramamaktadr.
Ama bizim almamz da, bylece, nceden sezdirdiimiz gibi,
ematik kalmaya mahkmdur. Atlm olan ey, sk devin bii
mini alarak hareketsizlie yneliyor. Bask ve atlm, bunun iin,
kavramlarn hazrland dnce blgesinde birbirlerine ran
devu veriyorlar. Bundan, bask nedeni olan ile atlm konusu
olan eyleri bir araya toplayan ve ounun karma olduu tasa
rmlar ortaya kyor. Ama bu durum ayn zamanda, istencimiz
zerinde etkin olan saf basky ve atlm gzden yitirmemize
neden oluyor; artk bask ve atlmn karlkl olarak baland
iki ayrk nesnenin iinde eridii kavramdan baka bir eyi gre
miyoruz. te bu kavram zerimizde etkin olacaktr. Tamamen

Henri Bergson 59

entelektalist olan ahlklarn, yani sonu olarak devin felsef


kuramlarnn ounun baarszln aklayan yanllk budur.
Bundan kukusuz saf bir fikrin istencimiz zerinde etkisi olma
d sonucu karlmamaldr. Ama bu etki ancak yalnz bana
kaldnda younlukla hissedilebilir. Kart etkilere zorlukla
kar koyabilir veya eer bunda baarl olursa, bunun nedeni
glerinin btnln ortaya koyan bireysellikleri ve bam
szlklar iinde, birlikte bir fikirle kendilerini temsil ettirirken,
ayr ayr eylemde bulunmaktan vazgeen basknn ve atlmn
yeniden ortaya kmalardr.
Biri toplumsal, dieri toplumsal-st, biri itme, dieri ek
me olan ve ahlksal drtlere etkinliklerini veren iki gcn pa
yn ayrmak isteseydik, alacak parantez ok uzun olurdu.
rnein drst bir insan, kendine saygnn, insanln saygnl
duygusuyla hareket ettiini syleyecektir. Kendini braktn
da olaca kiilikle istencinin onu ykselttii kiilik olarak ikiye
blnmekle ie balamasayd, kukusuz bu ekilde kendini ifa
de etmeyecekti: Sayg duyan benle sayg duyulan ben ayn de
ildir. O halde sayg duyulan ben kimdir? Saygnl neden iba
rettir? Uyandrd sayg nereden kaynaklanyor? inde zel
likle ran usta karsndaki davran gibi veya daha ok,
Aristotelesci dili kullanrsak rastlantnn z karsndaki duru
mu gibi, bir silinme gereksinimini bulacamz sayg analizini
bir tarafa brakalm. Bu durumda geriye, nnde vasat kiiliin
eildii yksek beni tanmlamak kalyor. Bunun ncelikle, her
kesin iinde bulunan ve daha nce hakknda birka sz syle
diimiz toplumsal ben olduu aktr. Sadece kuramsal da
olsa, eer ilkel bir dnme tarz kabul edilirse, orada kendi
ne saygnn birey ile grup arasndaki belirli bir dayanma duy
gusuyla uyutuu grlecektir; grup yalnz bireyde de varln
srdrr, onu izler, onu tevik eder veya tehdit eder ve sonuta
yoklanmay ve boyun emeyi zorunlu klar: Toplumun arkasn
da, grubun baml olduu ve toplumu bireyin davranlarndan
sorumlu tutan doa-st gler vardr; toplumsal benin bask

60 AhlksaI dev

s bu birikmi enerjilerin tmyle salanr. Zaten birey sadece


disiplin alkanlyla veya ceza korkusuyla boyun emez: Ait
olduu grup, yalnzca savata onun cesaretini yceltmek iin
bile olsa, kanlmaz olarak kendini dier gruplardan stn bir
yere koyar ve bu g stnlnn bilinci ona gururun btn
zevkleriyle birlikte daha byk bir g salar. nceden daha
gelimi bir kafa yaps ngrld zaman buna ikna olu
nacaktr. Civis sum romanus sznde bulunan gururu ve ah
lk enerjiyi bir dnn: Bir Roma vatandandaki kendine
sayg, bugn onun ulusuluu diye adlandrdmz eyden
farkl deildir. Kendine saygnn, grubun zsaygs ile ayn ey
olduunu grmek iin tarihe veya tarih-ncesine bavurmak
hibir ekilde gerekli deildir. Bunun iin, insanlar gerek veya
grnr bir stnl vurgulayan ve onlar ayr bir yere koyan
ayrc bir iaretle kendilerini birbirlerine yaklam bulduklar
zaman, byk toplumun iinde oluan kk toplumlarda
olanlar gzlemlemek yeterlidir. Her insann insan olarak ifade
ettii kendine saygya ek bir sayg eklenir: Sadece insan olan
bir benin insanlar arasndaki stn bir bene duyduu sayg;
grubun btn yeleri bu ekilde birbirlerine tutunurlar ve bir
davran biimi edinirler; buradan bir topluluk ruhu ile ayn
olan bir onur duygusunun doduu grlyor. Kendine say
gnn ilk kurucu unsurlar bunlardr. Bugn ancak bir soyutla
ma abasyla ayrt edebildiimiz bu sayg, byle bir adan ele
alndnda, kendisiyle birlikte toplumsal bask olarak getirdii
her eyiyle kiiyi zorunlu tutar. imdi, kendine sayg, imgesini
kendinde tad ve onunla kopyann modelle olduu gibi bir
balanmay arzulad, hayran olunan ve yceltilen bir kiilie
sayg haline dnrse, itme aka ekme haline gelecektir.
Aslnda byle deildir, nk ifade isterse yalnzca kendi iine
kapanma fikirlerini uyandrsn, kendine sayg kkeninde oldu
u gibi evriminin sonunda, toplumsal bir duygu olmaktan geri
kalmaz. Tarihe geen byk ahlk figrler alarn zerinden,
bizim insan sitelerimizin zerinden geerek el ele tutuurlar:

HenriBergson 61

Birlikte bizi iine girmeye davet ettikleri lh bir site kurarlar.


Onlarn seslerini tek tek duymam olabiliriz; bu arnn gn
derilmedii anlamna gelmez; ruhumuzun derinliklerindeki bir
ey bu arya yant verir; iinde bulunduumuz gerek top
lumdan karak dnce yoluyla ideal topluma tanrz; iimiz
de nsan saygnlk nnde eildiimiz zaman, kendimize duy
duumuz saygyla hareket ettiimizi sylediimiz zaman, say
gmz bu ideal topluma doru ykselir. Kiilerin zerimizdeki
etkisinin bu ekilde kiisizlemeye yneldii dorudur. Ve ah
lklar insann saygnln hepimizde bulunan akln olutur
duunu syledikleri zaman, bu kiisizlik zellii bizim iin
daha da belirginleiyor. Bununla birlikte bu noktada anlama
mz gerekiyor. Akim insann ayrc bir zellii olduunu kimse
inkr edemez. Akln gzel bir sanat eserinin deeri olduu
anlamnda stn bir deeri olduu konusunda da ayn fikirde
yiz. Ama akln neden mutlak olarak buyurabildiim ve bylece
nasl kendine itaat ettirdiini aklamak gerekiyor. Akl yalnz
ca, her zaman dier akllarn ztlamakta zgr olduu akllar
ileri srebilir. O halde, her birimizde hazr olan akln kendisini
saydrdn ve itaatimizi yksek deeri nedeniyle elde ettiini
sylemekle yetinmeyelim. Akln arkasnda, insanl tanrsal
klan ve bylece insanln temel nitelii olan akla tanrsal bir
zellik ekleyen insanlarn var olduklarn ekleyelim. Bizi ideal
bir topluma doru eken ve ayn zamanda gerek toplumun
basksna maruz braktklarmz onlardr.
Ahlksal tm kavramlar birbirlerinin iine girerler ama hi
biri adalet kavram kadar eitici deildir, nk ncelikle di
erlerinin byk bir blmn kapsar ve daha sonra ok b
yk zenginliine ramen en yaln formllerle aklanabilir ve
nihyet ve zellikle devin iki biiminin adalet kavramnn iin
de birbirlerinin iine getii grlr. Adalet her zaman eitlik,
orant, dnleme fikirlerini uyandrmtr. dnlemenin ve
dln kaynakland pensare, tartmak anlamna gelir; adalet
bir teraziyle temsil edilir. Hakkaniyet eitlik demektir. Kural ve

62 Ahlksa! dev

dzenleme, doruluk ve dzenlilik, dz izgiyi gsteren sz


cklerdir. Aritmetie ve geometriye yaplan bu gndermeler,
tarihi boyunca adaletin ortaya koyduu zelliklerdir. Kavram
nceden al verilerde kesin olarak biimlenmi olmaldr. Bir
toplum ne kadar ilkel olsa da, o toplumda trampa uygulanr; ve
trampa dei-toku edilen iki nesnenin ayn deerde yani bir
nc nesneyle dei-toku edilebilir olup olmadn sorma
dan uygulanamaz. Bu deer eitliinin kural olarak kurulmas,
kuraln grubun detleri iine girmesi, devin tmnn, daha
nce sylediimiz gibi, bylece kuraln stne yerlemesi: te
kesin biimiyle, buyurucu zelliiyle ve ona balanan eitlik ve
karlkllk fikirleriyle birlikte adalet budur. -Ama adalet yal
nzca eylerin dei-tokuunda uygulanmayacaktr. Uzun bir
dnem, eyler ve dei-toku dncesinden kopamasa da,
adalet derece derece kiiler arasndaki ilikilere doru genile
yecektir. Bu durumda adalet, rnein neden olunan bir zarara
eit bir zarar beklentisi gibi, daha az doal olmayan bir kar
lkllk fikrini getirerek zellikle doal itkileri dzene sokmak
tan ibaret olacaktr. lkel toplumlarda kiilere kar saldrlar
ancak istisnai olarak topluluu ilgilendirirdi. Bu istisnai durum
da, hareket tanrlarn fkesine neden olup toplulua zarar ver
diinde gerekleirdi. O halde madur kii veya ailesi yalnzca
kendi igdsyle hareket etmek, doaya uygun davranmak ve
sonuta intikam almak zorunda kalrd; bu kt yntemlerin
dei-tokuu, dei-tokularn genel kuralna yle byle uy
madklar zaman, misillemeler saldrya gre orantsz olabili
yorlard. Ailelerden biri parasal bir tazminat kabul etmeye ka
rar vermedii srece, kavgann sonsuz hale gelme ve vendettann iki aile arasnda sonusuz bir ekilde srp gitme tehli
kesi vard: Bu durumda, daha nce dei-toku ve karlkllk
fikirlerinde bulunan telafi fikri ak olarak ortaya kmaktadr.
-imdi toplumun kendisinin cezalandrmay, ne olursa olsun
iddet hareketlerini bastrmay stlenmesi karsnda, daha n
ce anlamazlklarna son vermek iin bireylerin veya ailelerin

Henri Bergson 63

bavurduu kural adalet olarak adlandrlyorsa, adaleti uygula


yann toplum olduu sylenecektir. Toplum zaten cezay sald
rnn arlna gre lecektir, nk bunsuz, ktlk yapma
ya balanld zaman durmak iin hibir neden olmayacaktr;
sonuna kadar gitmekte hibir saknca olmazd. Gze gz, die
di, ekilen zarar verilen zarara her zaman eit olmaldr. -Ama
bir gz her zaman bir gz, bir di her zaman bir di mi eder?
Nicelik gibi nitelik de hesaba katlmaldr: Ksasa ksas yasas
ancak bir snfn iinde uygulanabilir; grlen saldr bile olsa,
ekilen zarar, eer kurban daha yksek bir snfa aitse daha b
yk bir dnlemeyi gerektirecek veya daha sert bir cezay iste
yecektir. Ksaca, eitlik bir orana dayanabilir ve bir orant hali
ne gelebilir. O halde adalet istedii kadar olaylarn daha geni
bir eitliliini kucaklasn, ayn tarzda tanmlanmaktadr. Adalet, daha ileri bir uygarlk durumunda, ynetenler ile yne
tilenler arasndaki ve daha genel olarak toplumsal kategoriler
arasndaki ilikilere yayld zaman, forml fazla deimeye
cektir: Adalet, kendisiyle matematiksel olarak belirlenmi ve
hatt grnrde kesin bir ey oluturan eitlik veya orant d
ncelerini gerek bir durum ierisine sokacaktr. Gerekten
de, eski toplumlarn birbirlerine boyun een snflara blnme
sinin kkeninde g vardr. Ama alkanlkla edinilen bir boyun
eme sonunda doal grnmtr ve sonra bu boyun eme
kendisine bir aklama bulmaya almtr: Eer alt snf duru
munu olduka uzun bir sre kabul etmise, gcl olarak en
gl hale geldii zaman bile, bu duruma raz olabilecektir,
nk yneticilere bir deer stnl atfedecektir. Eer onlar
entelektel ve ahlk adan mkemmellemek iin hazr bul
duklar kolaylklardan yararlanmlarsa, bu stnlk zaten ger
ektir; ama bu stnlk pekla sadece titiz bir ekilde hazrlan
m bir grntde olabilecektir. ster gerek, ister grntde
olsun, stnln doutan geldii grnm vermesi iin de
vam ediyor olmas yeterlidir: Kaltmsal ayrcalk varolduu
iin, pekla doutan gelen stnln varolmas gerekir, de

64 Ahlksal dev

niyor. Disiplinli toplumlar isteyen doa insan bu yanlgya ei


limli olmutur. Platon en azndan ideal devleti asndan bu ya
nlgy kabul ediyordu. Snflarn hiyerarisi bu ekilde anlalr
sa, ykmllkler ve yararlar, daha sonra bireyler arasnda de
erlerine gre ve bunun sonucu verdikleri hizmetlere gre pay
latrlacak bir tr ortak ktle gibi deerlendirilmilerdir: Adalet
terazisini elinde tutmaya devam ediyor; lyor ve orantlyor.
-Faydac terimlerle ifade edilemeyen ama ticar kkenlerine
sadk kalmaktan geri durmayan bu adaletten, dokunulmaz hak
kn ve kiinin btn deerlerle llemezliinin saf ve yaln sav
olduu iin ne dei-tokularla ne de hizmetlerle ilgisi olmayan
adalete nasl geilecektir? Bu soruya yant vermeden nce, dilin
byl gcn ve bir szcn, daha nce var olan bir nesne
ye uygulandktan sonra yeni bir fikre doru yaylrken bu nes
neyi deitirmek ve geriye ileyerek gemii etkilemek zere bu
fikre verdii gc takdir edelim. Grece adaletten mutlak ada
lete gei nasl tasarmlanrsa tasarmlansn, bu mutlak adalet
ister birka aamada, ister birdenbire olusun, bir yaratma var
dr. Olmayabilecek olan bir ey, baz koullar olmadan, baz in
sanlar olmadan, belki de belirli bir insan olmadan olmayacak
olan bir ey meydana gelmitir. Ama, eskiyi kapsamak amacyla
onu ele geiren yeniyi ngrlemeyen bir btn iinde dn
mek yerine, eskiyi bu durumda gcl olarak nceden varolacak
bu btnn paras gibi ele almay daha ok seviyoruz: Eski
toplumlarda art arda gelen adalet anlaylar, bu durumda yal
nzca tam da bizim adaletimiz olan btnsel bir adaletin ksm,
eksik grnmleri olacaklardr. ok sayda metafizik doktrini
hataya dren ve bilgi kuramna zmsz sorunlar getiren,
filozoflarn pek dikkatini ekmeyen ama ok genel olan bir ya
nlgnn bu zel durumunu ayrntl olarak incelemek faydasz
dr. Yalnz unu syleyelim ki, bu yanlg ileriye doru her ha
reketi, k noktas ile (ki bu efektif olarak verilmitir) hareket
eden eyin durmay tercih ettii zaman durak olarak var olan
var noktas arasndaki mesafenin tedrici daralmas olarak

HenriBergson 65

grme alkanlndan kaynaklanr. Hareket sona vardnda


her zaman bu ekilde deerlendirildiinden, hareketin bu sona
yaklamaktan ibaret olduu sonucunu karamayz: Henz yal
nzca bir ucu olan bir mesafe yava yava azalamaz nk he
nz mesafe deildir; hareketli nesne gerek veya gcl duru
uyla baka bir u oluturduu zaman ve onu geriye giderek ele
aldmzda veya sadece hareketi geliimi iinde geri giderek bu
ekilde yeniden oluturduumuz zaman, bu mesafe yava yava
azalm olacaktr. Ama ou zaman farknda olamadmz ey
budur: Olaylarn iine, gerein iindeki olabilirin bir n varl
biiminde, geriye giden bu ngry koyuyoruz. Bu yanlsama,
Zenonun modelini sunduu ok saydaki felsef sorunun teme
lini oluturmaktadr. Ve grece adaletin gittike genileyen bi
imleri mutlak adaletin artan yaklamlar olarak tanmland
zaman, ahlkta karlatmzda ite bu yanlsamadr. Olsa
olsa u saptamay yapabiliriz: Mutlak adalet ortaya konduktan
sonra, grece adaletin ekilleri, sonradan bizim tarafmzdan
izilen ve mutlak adalete gtren bir yol zerinde bulunan du
raklar olarak dnlebilirler. Gene de derece derece bir iler
leme yerine, belirli bir anda ani bir sramann olduunu da
eklemeliyiz. -Bu sramann olduu noktay kesin olarak belir
lemek ilgin olacaktr. Ve mutlak adaletin, belirsiz bir biim
halinde bir kez kavrandktan sonra, gerekletirilmesi sz ko
nusu bile edilmeyecek derecede sayg duyulan bir ideal halinde
bu kadar uzun sre nasl kaldnn aratrlmas da gerekmek
tedir. Birinci nokta ile ilgili olarak, kukusuz g ile ilkel bir
tarzda dayatlan ve daha sonra deerin ve verilen hizmetlerin
eitsizlikleri olarak kabul ettirilen antik snf eitsizliklerinin,
gitgide younlaan bir ekilde alt snfn eletirisine maruz kal
dn sylemekle yetinelim: Dier taraftan yneticilerin deer
leri giderek azalyor, nk kendisinden daha byk bir zek
ve isten gc talep ettikleri ve egemenliklerini salamlatran
isel gerilimi, kendilerinden ok emin olduklar iin gevetiyor
lar. Buna ramen yneticiler birlemi halde kalsalard yerlerini

66 Abtksaidev

M uyabileceklerdi; ama, bireyselliklerini ortaya koyma eilimfcri nedeniyle, gnn birinde aralarndan, efendiler olduklarn
ileri srecek ve zellikle alt snf bir ekilde ilere dhil olmu
sa, bu snftan bir destek arayacak tutkulu insanlar kacaktr:
Bu durumda, yksek snfa ait olan kiide doutan gelen bir
stnlk kalmayacaktr; by bozulmutur. Politik eitlik sade
ce bir olguysa, bu nedenle istisnalar kabul ediyorsa, rnein
sitede klelii ho gryorsa, bu politik eitlik gereklese bile
istikrarszlnn kanlmaz olmas gibi, politik eitsizlik istik
rarsz bir olgu olduu iin, aristokrasiler demokrasi iinde kay
bolmaya balarlar. -Ama antik adaletin elindeki terazinin den
gesi gibi her zaman geici olan ve mekanik olarak ulalan bu
dengelerle, bant veya l fikirlerini deil ama aksine llemezlik ve mutlaklk fikirlerini uyandran insan haklar arasn
da ok byk bir mesafe vardr. Bu adalet, matematikilerin
syledii gibi, ancak sonsuzda tam olarak tasavvur edilebilir;
belirli bir anda ancak yasaklamalar yoluyla kesin ve kategorik
olarak formlletirilebilir; ama, pozitif olarak sahip olduu ey
lerle, art arda gelen ve her biri kiiliin ve bunun sonucu olarak
insanln daha eksiksiz bir gereklemesi olan yaratmlarla yol
alr. Bu gerekleme ancak yasalar yoluyla mmkndr; toplu
mun rzasn gerektirir. Dier taraftan, adaletin yava yava, ta
rihin belirli bir dneminde toplumun ruh hali sayesinde kendi
kendine olutuunu ileri srmek bouna olacaktr. Bu, ancak
eer toplum bir deney yapmaya karar vermise ileri doru bir
atlm olacaktr; bunun iin deneyin, ikna etmek veya en azn
dan sarsmak iin serbest braklmas gerekir; ve sarsnt her za
man biri tarafndan balatlmtr. Bu ileriye atln arkasnda
hibir yaratc abay gerektirmediini, burada sanatnnkine
benzer bir yaratmn bulunmadn ileri srmek bouna ola
caktr. Byle bir dnce, byk reformlarn ounun nce
imknsz grndklerini ama sonra geree dntklerini
unutmak anlamna gelir. Bu reformlar ancak, ruh hali zaten
gereklemeleri durumunda meydana getirecekleri ruh hali

Henri Bergson 67

(dan bir toplumda gerekleebilirdi; ve bu toplumda bir daire


vardr ve eer bir veya birka ayrcalkl ruh, kendi ilerindeki
toplumsal ruhu genileterek ve arkalarndan toplumu srkle
yerek bu daireyi krmasayd, bunun iinden klamazd. Oysa
bu tam da, sanatsal yaratmn mucizesidir. e artmakla ba
layan bir deha eseri, srf varlyla yava yava onun anlalma
sn salayan bir sanat anlay ve sanatsal bir atmosfer yarata
bilecektir; bylece geriye dnk olarak bir deha eseri haline ge
lecektir: Yoksa, bata olduu gibi yalnzca artc olarak kala
caktr. Bir finans speklasyonunda fikrin iyi olduunu gsteren
onun baarsdr. Sanatsal yaratmda da buna benzer bir ey
vardr ama u farkla ki, eer nce artan eser baarya ular
sa, bu baar eserin toplum zevkini deitirmesine baldr; o
halde bu eser madde olduu gibi ayn zamanda da gtr; eser,
sanatnn ona aktard veya daha dorusu sanatnn kendisi
ne ait olan ve grnmez olarak eserde bulunan bir atlm yarat
mtr. Ahlk yaratma ve daha zel olarak adalet fikrini gittike
daha fazla zenginletiren srekli yaratmalar hakknda da ayn
ey sylenebilir. Bu yaratmalar zellikle adaletin konusu ile il
gilidir ama ayn zamanda adaletin biimini de deitirirler. -Bi
imden balarsak, adaletin her zaman mecburi olarak grn
dn ama uzun sre bunun dierleri gibi bir mecburiyet ol
duunu syleyebiliriz. Dierleri gibi o da toplumsal bir gereksi
nimi karlyordu; ve onu zorunlu klan toplumun birey zerin
deki basksyd. Bu koullarda, bir adaletsizlik, baka bir kural
ihllinden daha az veya daha fazla ok edici deildi. Kleler
iin adalet yoktu veya bu, neredeyse ihtiyar olan grece bir
adaletti. Halkn selmeti, sonradan olduu gibi en yksek yasa
deildi sadece; hatt bu ekilde olduu iln edilmiti, buna kar
n bugn bu ilkeden u veya bu sonucun ktn kabul etsek
bile artk adaletsizlii hakl gsterdiini ilke haline getirmeye
kalkamayz. Bu nokta zerinde akl yrtelim; u nl soruyu
kendimize soralm: Halkn selmeti iin, insanln yaamas
iin, bir yerlerde korkun ikenceler ekmeye mahkm edilen

68 Ahlksal dev

bir insann, bir masumun olduunu renseydik, ne yapar


dk?. Byl bir iksir bunu unuttur sayd ve bu konu hakknda
bundan sonra hibir ey bilmeseydik, belki de bu iksiri ierdik;
ama eer bunu bilmek ve bunu dnmek gerekseydi, bu insa
nn varolabilmemiz iin korkun ikencelere katlandn, bu
nun genel olarak varoluun temel bir koulu olduunu kendi
mize itiraf etmemiz gerekseydi, uf, hayr! Artk hibir eyin va
rolmamas yerine bunu kabul etmek daha iyidir! Brakn dnya
yerinden oynasn! O halde imdi olan nedir? Nasl oldu da
adalet belli belirsiz bal olduu toplumsal yaamdan kp
onun zerinde, her eyin zerinde kategorik ve akn bir niteli
e kavutu? srail peygamberlerinin sylediklerini anmsayalm.
Byk bir hakszlk yapld veya kabul edildii zaman onlarn
sesini duyuyoruz. Yzyllarn tesinden seslerini ykseltiyorlar.
Kukusuz adalet onlardan sonra ok ilerleme kaydetti. tle
dikleri adalet her eyden nce sraille ilgilidir; hakszla kar
kzgnlklar, Jahvehin itaat etmeyen halkna kar veya seilen
bu halkn dmanlarna kar duyduu fkeydi. Aralarnda Isaie
gibi biri evrensel adaleti dnebilmise, bunun nedeni, Tanr
tarafndan dier halklarn arasnda ayrt edilen ve Tanrya bir
szleme ile bal olan srail halknn insanln kalan ksmnn
ok stne kmas ve er veya ge rnek halk olarak kabul edi
lecek olmasdr. Hi deilse adalete, muhafaza ettii ve alabildi
ine geni bir konuda iz brakan sert buyurganlk niteliini ka
zandrmtr. -Ama bymeler ve gelimeler de kendi balarna
olmamlardr. Yeteri kadar bilgilenmi her tarihi bunlarn her
birine zel bir ad verecektir. Her biri bir yaratmd ve kap yeni
yaratmlara her zaman ak olacaktr. Adalet konusunda kesin
olan gelime, peygamberliin biimsel olarak geliiminde oldu
u gibi, sitenin snrlar iinde kalan ve sitenin iinde yalnzca
zgr insanlara mahsus olan devletin yerine btn insanlar ii
ne alan evrensel bir devletin gemesiydi. Geri kalan her ey
bundan kaynaklanmtr. Zira kap yeni yaratmlara ak olsa
da ve muhtemelen her zaman ak kalsa da, daha da almas

Henri Bergson 69

gerekiyordu. Birinci ilerlemenin Yahudi peygamberliine bor


lu olunmas gibi, ikinci ilerleme olan kapaldan aa geiin
Hristiyanla borlu olunduuna kuku yok. Byle bir ey saf
felsefe ile mmkn olabilir miydi? Filozoflarn bu ilerlemeye
yaklatklarn, dokunduklarn ama buna ramen onu ellerin
den kardklarn grmekten daha retici bir ey yoktur. Ke
sin olarak insan ideasn duyust idealar arasna sokan Platonu bir tarafa brakalm: Bu fikirden btn insanlarn ayn
zden olduklar sonucu kmaz m? Buradan, herkesin insan
olarak ayn deere sahip olduu ve zdeki topluluun onlara
ayn temel haklar verdii fikrine sadece bir adm vardr. Ama o
adm atlamamtr. Bu adm atmak iin, klelii mahkm et
mek, yabanclarn barbar olduklar iin hibir hak talep edeme
yecekleri eklindeki Yunan fikrinden vazgemek gerekmitir.
Dier taraftan bu, tam olarak bir Yunan fikri midir? Bu fikri,
Hristiyanln girmedii her yerde, eskilerde olduu gibi mo
dernlerde de rtk bir halde buluyoruz. rnein inde ok
yksek ahlk retiler kmtr ama bunlar insanlk iin yasa
lar yapmay dnmemilerdir; bunu sylemeden aslnda sade
ce in toplumu ile ilgilenmilerdir. Bununla birlikte, Hristi
yanlktan nce Stoaclk vard: Filozoflar btn insanlarn kar
de olduklarn ve bilgenin dnya vatanda olduunu sylemi
lerdir. Ama bu formller tasarlanan ve belki gerekleemez ola
rak tasarlanan bir idealin formlleriydi. Byk Stoaclardan
hibiri, imparator olan bile zgr insanla kle arasndaki, Ro
ma vatanda ile barbar arasndaki engelin kalkmasn mmkn
grmyorlard. Haklarn eitliini ve kiinin dokunulmazln
ieren evrensel kardelik fikrinin etkin olmas iin Hristiyanl
a kadar beklemek gerekmitir. Bu fikrin etkinliinin ok yava
gerekletii sylenecektir: Aslnda, Amerikal pritenler tara
fndan iln edilen ve ksa zaman sonra Fransz Devriminin in
sanlar tarafndan izlenen nsan Haklarndan nce on sekiz
yzyl akp gitmitir. Bu durum, bu eylemin ncilin retimiyle
balad ve sregittii gereini deitirmez: Hayranlk uyan

70 Ahlksal dev

drc bilgeler tarafndan insanlara sadece sunulan bir ideal ile,


akla dolu bir mesajla tm dnyaya gnderilen ve ak aran
bir ideal birbirlerinden farkl eylerdir. Dorusu burada artk
zl szlerle tam olarak biimlendirilebilen, belirli bir bilgelik
sz konusu deildir. Daha ok bir yn gsteriliyor ve bir yn
tem getiriliyor; olsa olsa ancak geici olabilen ve bu nedenle
srekli yenilenmesi gereken bir abay gerektiren bir ama gs
terilebilirdi. Bu aba zaten, en azndan bazlarnda zorunlu ola
rak bir yaratma abas olmaldr. Yntem, verili bir toplumda
gerekten imknsz olan eyin mmkn olduunu varsaymak,
bundan toplumsal ruh iin doacak sonucu tasavvur etmek ve
bylece bu ruh halinden gelen eyi propagandayla ve rnekle
srklemektir: Bir kez elde edilen sonu geriye dnerek nede
nini oluturacaktr; zaten kendinden geirici olan yeni duygu
lar, ortaya ktklarnda gerekli gibi grnen ve bylece onlar
salamlatrmaya yarayan yeni yasalar yaratacaklardr. Mo
dern adalet fikri bylece ayn atlmla canlanm ok saydaki
abayla baarya ulam bir seri bireysel yaratlarla gelimitir.
- Klsik ilka propaganda olgusunu bilmiyordu; adalet anla
ylar Olimpos tanrlarnn dingin tasaszln tayordu. Ge
nileme gereksinimi, yaylma arzusu, atlm, devinim, btn
bunlar Yahudi-Hristiyan kkenlidir. Ama ayn szck kullanl
maya devam edildii iin, ayn eyin sz konusu olduuna ok
inanlmt. Bunu ok fazla tekrar edemeyeceiz: Her bir yarat
ma sonrakine neden olmusa ve bu yaratmalar birbirlerini takip
ediyorlarm gibi i iten getikten sonra ortaya kyorlarsa,
art arda gelen, bireysel ve olumsal yaratmlar genel olarak ayn
blm iinde snflandrlacak ve ayn kavram altnda toplana
cak ve ayn szckle adlandrlacaklardr. Daha ileri gidelim.
Ad yalnzca bu ekilde kurulan serinin nceden varolan terim
lerine uygun olmayacaktr. Gelecei kestirerek, btn seriyi
gsterecektir, o en uca yerletirilecektir, ne diyeyim? Sonsuza
yerletirilecektir; bu ad uzun zamandan beri varolduundan,
onun temsil ettii, belirsiz bir ierie sahip ve ucu ak olan

HenriBergson 71

kavramn da ok uzun zamandan beri ve hatt ezelden beri


mevcut olduu da varsaylacaktr; bylece kazanlan gelime
lerden her biri bu daha nceden varolan btnlkten koparld kadar olacaktr; gerek, evrensel adaletin btnn para
lar halinde iine alrken ideali de kemirecektir. -Ve bu olgu sa
dece adalet fikri iin deil, ayn zamanda ona bal olan rne
in zgrlk ve eitlik gibi fikirler iin de geerlidir. Adaletin
geliimi genellikle zgrle ve eitlie doru bir yry ola
rak tanmlanr. Tanma diyecek bir ey yok ama bundan kar
lan nedir? Bu tanm gemi iin geerlidir; gelecek iin yapaca
mz seimi ynlendirmesi enderdir. rnein zgrl ele
alalm. Genel olarak bireyin bakasnn zgrlne zarar ver
meyen btn zgrlkleri kullanma hakk olduu sylenir.
Ama imdiki toplumda btn zgrlklerin birbirlerine tecavz
etmesi sonucunu douracak yeni bir zgrln verilmesi, bu
reformla duygulan ve gelenekleri deiecek bir toplumda aksi
sonu dourabilecektir. yle ki bireye bakalarnn zgrl
ne zarar vermeksizin verilebilecek zgrln dozunun ne ola
can a p rio riolarak sylemek ou zaman olanakszdr: Nice
lik deitii zaman, nitelik artk ayn deildir. Dier taraftan,
eitlik ancak zgrln zararna elde edilir, yle ki bunlardan
hangisinin dierine tercih edilebilir olduunu sormakla ie ba
lamak gerekir. Ama bu sorunun genel hibir yant yok; nk
u veya bu zgrln feda edilmesi, yurttalarn tamamnca
buna zgrce raz olunmusa, gene zgrlktr; ve zellikle,
eitlik ynnde gerekletirilen reform, iinde daha iyi soluk
alman, yaamaktan daha ok sevin duyulan bir toplum yarat
msa, geriye kalan zgrlk yksek bir nitelikte olabilecektir.
Ne yaplrsa yaplsn, dnceyle yeni bir toplumsal atmosferi,
daha iyi yaataca bir ortam tasarlayan ahlk yaratclar anla
yna her zaman geri dnmemiz gerekecektir. Bunu sylerken,
eer insanlar bunun deneyimini yapm olsalard, eski durum
larna geri dnmek istemeyecekleri bir toplumu kastediyorum.
Ahlk geliim ancak bu ekilde tanmlanabilecektir; ama ayr-

72 Ahlksal dev

cahkl bir ahlk yap yeni bir mzie benzer yeni bir duygu ya
ratt ve kendi atlmn insanlara ilettii zaman, bu geliim
ancak gerekletikten sonra tanmlanabilir. Bu ekilde zgr
lk, eitlik, haklara sayg zerinde dnlrse, kapal ve
ak olarak ayrt ettiimiz iki adalet fikri arasnda basit bir de
rece fark yerine kkten bir yap fark olduu grlecektir.
nk doann ellerinden kan bir toplumun otomatik denge
sini ifade eden, kapal, grece hareketsiz olan adalet, devin
tmnn baland detlerde kendini gsterir ve bu detler
kamuoyu ve dier adaletin kurallar tarafndan benimsendike,
bu devin tm ardk yaratlara ak olan adaleti de kap
samaya balar. Bylece ayn biim, biri toplum tarafndan veri
len, dieri insan dehasndan kaynaklanan iki maddeye kendini
kabul ettirir. Aslnda pratik olarak bu ikisinin birbirlerine kar
malar gerekirdi. Ama filozof, toplumsal evrimin karakterinde
olduu gibi devin kkeninde de ciddi bir ekilde yanlma kor
kusuyla onlar birbirlerinden ayracaktr. Toplumsal evrim,
daha sonra onu deitirmeye ynelik bir yntemle geliecek bir
toplumun evrimi deildir. Burada gelime ile deime arasnda
ne benzerlik, ne de ortak bir lt vardr. nk kapal adalet
ile ak adaletin ayn ekilde formlletirilen ve dardan bir
birlerine benzeyen ve ayn ekilde buyurucu olan yasalarn iine
girmi olmalarndan, ayn ekilde aklanmalar gerektii sonu
cu kmaz. Hibir rnek, ahlkn ikili kkenini ve devin iki
bilekesini buradaki rnekten daha iyi gsteremez.
Bugnn halihazr durumunda, yalnzca akln buyurucu g
rnmesi gerektii, insanln karnn ahlk kavramlara saf bir
otorite ve isel bir g atfetmekten getii ve son olarak da uy
garlam bir toplumda ahlk eylemin z olarak rasyonel olma
s; bunlarn doru olduundan kukumuz yok. Byle olmasay
d, her zel durumda ne yaplmas gerektii nasl bilinecekti?
Biri itme, dieri ekme olan derin gler buradalar: Karar ala
cakken her defa bu glere dorudan bavuramayz. Byle bir
hareket, bir taraftan genel olarak toplumun ve dier taraftan

Henri Bergson 73

sekin insanlarn bizim iin yaptklar bir almay ou zaman


faydaszca yeniden yapmak demektir. Bu alma kurallar for
mlletirmekle ve bir ideal belirlemekle sonulanmtr: Bu ku
rallar uygulamak, bu ideale uyum gstermek, ahlk olarak
yaamak demektir. Yalnzca bu ekilde tam olarak kendimizle
uyum iinde olduumuzdan emin olabiliriz: Ancak rasyonel olan
tutarldr. Yalnzca bu ekilde eitli davran izgileri karla
trlabilirler; yalnzca bu ekilde bu davran izgilerinin ahlk
deerleri kestirilebilir. Olay o kadar ak ki onu ancak genel
izgileriyle gsterebildik; onu neredeyse hep im ettik. Ama
bundan almamzn ematik kald ve yetersiz grnebilecei
sonucu kyor. Entelektel dzlemde, aslnda, ahlkn tm
gereksinimleri, her birinin, Leibnizin monad gibi, dier hepsi
ni az veya ok temsil ettii kavramlar iinde birbirlerinin iine
giriyorlar. Bu dzlemin stnde veya altnda, glerle karla
rz ki, her biri tek bana ele alndnda, entelektel dzleme
yanstlan eyin yalnzca bir parasna karlk gelir. zlediimiz
yntemin bu sakncas tartlmaz olduuna gre, zaten bu
saknca kanlmaz olduuna gre, yntemin kendini zorla ka
bul ettirdiini grdmze gre ve yntemin uyguland s
rece itirazlar ortadan kaldramayacan hissettiimize gre,
sonu olarak, daha nce syleme imkn bulduumuz eyi, ne
redeyse ayn terimlerle, birka nokta zerinde tekrar etmek
zorunda kalsak da bu yntemi belirlemeyi ve yeniden tanmla
may istiyoruz.
yelerinin birbirine, bir organizmann hcreleri gibi veya
hemen hemen ayn ey demek olan bir karnca yuvasnn karn
calar gibi bal olduu bir insan toplumu hibir zaman varol
mamtr, ama ilkel insan topluluklar kukusuz onlara bizim
toplumlarmzdan daha yaknd. Doa, insan toplumsal bir
hayvan olarak yaratrken, bu sk dayanmay istemi ve bu
nunla birlikte, bireyin kendisine doa tarafndan verilen zeky
toplumun yararna kullanmas iin gerekli olduu lde bu
dayanmay gevetmitir. almamzn ilk blmnde bu sap

74 Ahlksal dev

tamay yapmakla yetiniyoruz. Sonradan edinilenin kaltmna


tartmasz inanan ahlk bir felsefe iin bu saptama pek nemli
olmayacaktr: Bu inana gre bugnn insan en uzak atalar
nn eilimlerinden ok farkl eilimlerle doabilecektir. Ama,
uzun dnemde doal eilimin derin bir deiimini belirlemek
iin, yerleik alkanln kaltmsal aktarmnda bulunan -b u
nun bir gn olduunu varsaymalyz- olduka dzenli, olduka
sk bir olguyu deil de bir istisnay bize gsteren deneyime sap
lanp kalyoruz. Bu ekilde uygar ile ilkel arasndaki fark ne ka
dar kkten olursa olsun, bu fark sadece ocuun bilincinin ilk
uyand andan itibaren belleine yerleen deneyimlerden kay
naklanr: Uygarlk yzyllar boyunca insanln elde ettii ka
zanmlar, ona retilen bilimde, gelenekte, kurumlarda, det
lerde, sentaksta ve konumay rendii dilin vokablerinde ve
kendi evresindeki insanlarn elkol hareketlerinde bile bulun
maktadr. Bugn ilk[el] doann kayaya benzeyen yapsn r
ten, bu kaln bitkisel toprak tabakasdr. Bu tabaka sonsuz e
itlikteki nedenlerin birikmi sonularn gsterebilir ama buna
ramen zerine dayand topran genel biimine uymaktan
kanamaz. Ksaca, bilincimizin derinliinde bulduumuz ve
aslnda szcn de ok iyi gsterdii gibi bizi toplumun dier
yelerine balayan dev, bir yuvann karncalarn veya bir or
ganizmann hcrelerini birbirlerine balayan bala ayn cinsten
olan bir badr. Bir insan gibi zeki hale gelen bir karncann ve
ya bir organizmann hareketlerinde zeki bir karnca kadar ba
msz hale gelen bir hcresinin gznde bu ban alaca bi
im budur. Kukusuz, maddesiz yaln bir biim olarak ele al
nan devden sz ediyorum: dev doal yapmzda bulunan in
dirgenemez ve her zaman hazr olan eydir. Uygarlk ilerledii
ve yeni bir madde zorunlu olarak bu biimin dorudan ar
syla deil de onun iine nceden girmi zeki maddenin man
tksal basks altnda ortaya kt lde, zeki bir varlkta bu
biimde erevelenen maddenin git gide daha zeki ve tutarl ol
mas kendiliinden gerekleir. Ve ayn zamanda srf farkl bir

Henri Bergson 75

biimde akmak iin olumu ve ok dolayl bile olsa artk top


lumsal korunma gereksinimiyle deil de bireysel bilincin bir atlmyla tanan bir maddenin, ahlkn kalan ksm gibi, entelek
tel dzleme yerleerek nasl bu biimi kabul ettiini de gr
mtk. Ama devde tamamen buyurgan olan eye dnd
mz her defasnda ve zeknn ou zenginletirmek iin koydu
u her eyi, onu dorulamak iin akim onun evresine koydu
u her eyi onda bulduumuz srada, kendimizi tam da bu te
mel yapnn iine yerletiriyoruz. Saf dev ite budur.
Gemite hayvan toplumlarna benzeyen ve organik ekilde
ileyen insan toplumlar olmad gibi, gelecekte de, btn in
sanl iine alan ve ortak bir istenle canlanm olarak daha
mkemmel bir insanln durmadan yenilenen yaratlna do
ru yryen mistik bir toplum kukusuz gereklemeyecektir.
Saf atlm, plak dev gibi ideal bir snrdr. Bununla birlikte,
devinimleriyle uygar toplumlar srklemi olanlarn ve hl
srkleyenlerin mistik ruhlar olduu da ayn ekilde dorudur.
Gemiteki varlklarnn ve yaptklar eylerin ans insanln
belleine yerlemitir. Her birimiz, bu mistiklii andran ve onu
kendi evresine yayan bir kiinin iimizde canl kalan imgesini
zellikle bu anyla birletirirsek onu yeniden canlandrabiliriz.
u veya bu byk kiiyi kafamzda canlandrmsak bile bunu
yapmann bizim iin mmkn olduunu biliriz; bylece bu kii
nin zerimizde gcl bir etkisi vardr. Kiileri bir yana braksak
bile, geriye uygar insanln kabul ettii ahlkn genel forml
kalr: Bu forml iki eyi ierir: K iisiz toplumsal gereksinimlerce kabul ettirilen bir buyruklar sistemi ve insanlkta olabilecek
en iyiyi temsil eden kiiler tarafndan her birimizin bilincine
gnderilen bir arlar toplam. Buyrua balanan dev, zgn
ve temel olarak sahip olduu eyle zihin-altdr. arnn etkin
lii nceden uyarlm, hl yle olan veya yle olacak olan he
yecann gcne baldr: Bu heyecan, snrszca fikirler halinde
zlebilir olduu iin byle olsa bile, fikirden fazla bir eydir;
heyecan zihin-stdr. Ruhun farkl yerlerinde etkin olan iki

76 Ahlksal dev

g, zeknn dzlemi olan ara dzleme yansrlar. Bundan byle


bu glerin yerine artk onlarn yansmalar gemitir. Bu yan
smalar birbirlerine karrlar ve birbirlerinin iine girerler. Bun
dan buyruklarn ve arlarn saf akl terimlerine dnmesi so
nucu kar. Bylece adalet merhametle srekli geniletilir; mer
hamet gitgide yaln adaletin biimini alr; ahlkn unsurlar ho
mojen, karlatrlabilir ve neredeyse aralarnda llebilir hale
gelirler; ahlksal sorunlar kesin terimlerle ifade edilirler ve yn
temle zmlenirler. nsanlk belirli bir dzeye yerlemeye da
vet edilir -bu yer, devin yalnzca igdnn gc olaca hay
van toplumunun biraz zerinde ve iinde her eyin yaratc at
lm olduu tanrlar kurulunun biraz altnda olacaktr. Bu ekil
de dzene sokulan ahlksal yaamn tezahrleri gz nne
alndnda, bunlar aralarnda tamamen tutarl ve bunun sonu
cu olarak ilkelere indirgenebilir halde karmza karlar. Ah
lksal yaam rasyonel bir yaam olmutur.
Herkes bu noktada fikir birliine varacaktr. Ama ahlksal
davrann rasyonel zelliinin saptanmasndan, ahlkn kke
ninin ve temelinin saf aklda olduu sonucu karlamaz. Asl
sorun, devini yapmak iin hibir ekilde kendini brakmann
yeterli olmad durumlarda neden mecbur olduumuzu bil
mektir.
Byle durumlarda akim konutuuna diyeceim bir ey yok;
ama akl yalnzca kendi adna konuuyorsa, arkasna tutunan
baz glerin eylemini rasyonel olarak formlletirmekten ba
ka bir ey yapmyorsa, tutkuyla veya karla nasl savaacaktr?
Akim kendine yettiini dnen ve bunu kantladn ileri s
ren filozof kantlamasnda ancak bu gleri adlarn syleme
den akln iine alrsa baarl olur: Zaten bu gler onun haberi
olmadan gizlice ieri girmilerdir. Gerekten de filozofun ka
ntlamasn inceleyelim. Bu kantlama, biri filozofun bo akl ele
almasna veya ona bir madde brakmasna gre, dieri ahlk
devde kendisiyle uyum halinde kalmann saf ve yaln zorunlu
luuna veya mantksal olarak belirli bir amac izleme davetine

HenriBergson 77

gre olmak zere iki biime brnmektedir. Srasyla bu iki bi


imi ele alalm. Kant, emaneti eer emaneti kendine ml eder
se bu artk bir emanet olamayaca iin bir emanetin geri veril
mesinin gerektiini syledii zaman, kukusuz szck oyunu
yapmaktadr. Birinci kta Kantn emanetten anlad, bir dos
ta, parann daha sonra kendisinden istenecei uyarsn yaparak
para vermek gibi bir eydir; ama bu maddi olay uyarsyla bir
likte tek bana, emanetinin ihtiyac olmad takdirde paray
iade etmeye ve paras yoksa onu sahiplenmeye karar vermesi
sonucunu douracaktr; emanet szc ahlk fikirler ta
mayan maddi bir imge dnda bir ey uyandrmadnda, her
iki davran da eit olarak tutarldr, ikinci kta ahlk kayglar,
mlahazalar iin iine girmilerdir: Emanetin emanet edildii
ve gvene ihanet edilemeyecei fikri; emanetinin ykmllk
altna girdii, sz verdii fikri; hibir ey sylememi bile
olsa rtk bir szlemeyle bal olduu fikri; bir mlkiyet
haklann var olduu fikri, vs. O halde, aslnda, bir emaneti ka
bul edip onu vermeyi reddetmek kendi kendimizle elikiye
dmektir; emanet artk emanet olmayacaktr; filozof ahlksz
ln burada akl-dlk olduunu syleyebilecektir. Ama bura
daki ahlkszln nedeni, emanet szcnn tamamen ah
lk fikirlerin, anlamalarn ve devlerin var olduu bir insan
topluluundaki anlamyla ele alnacak olmasdr: Ahlk dev,
artk kendi kendisiyle elikiye dmemekten ibaret olan bo
bir zorunluluuna indirgenemeyecektir, nk buradaki eliki
yalnzca, ahlk bir devi kabul ettikten sonra -ki bylece dev
nceden varolmu olacaktr- onu reddetmekten ibaret olacak
tr. -Bu ayrntlar bir tarafa brakalm. Ahlk manta sayg
zerine kurma iddias, nazar konularda mantk nnde eil
meye alkn ve bylece her konuda ve tm insanlk iin mant
n egemen bir otoriteyle kendini kabul ettirdii fikrine kaplan
filozoflarda ve bilim insanlarnda domutur. Ama bilimin, eer
aratrmalarnda bir sonuca varmak istiyorsa, eylerin mant
na ve genel olarak manta sayg gstermesi gerektii olgusun

78 AhMksaldev

dan, bilim insannn bilim insan olarak yararnn bu olmasn


dan, sanki genel olarak insann veya hatt insan olarak bilim
insannn yarar da byleymi gibi, davranmzn her zaman
manta uymas gerektii sonucu karlamaz. Tinin nazar i
levine duyduumuz hayranlk byk olabilir; ama filozoflar bu
ilevin bencillii ve tutkuyu engellemeye yeteceini ileri sr
dkleri zaman, kendilerinde ne bencilliin, ne de tutkunun se
sinin ok gl bir ekilde yanklandn hi duymadklarn
bize gstermi oluyorlar ki bundan dolay onlar kutlamalyz.
Maddesiz saf bir biim olarak dnlen akl gvence olarak
gsteren ahlk iin syleyeceklerimiz bunlardr. -Bu biime bir
madde katan ahlk gz nne almadan nce, kinciye varld
nn sanld ou zamanlar birincide taklp kalndn da
belirtmeliyiz. Ahlk devi, yilik fikrinin kendini kabul ettirme
sini salayan gle aklayan filozoflar bunu yapyorlar. Bu fi
lozoflar bu fikri, insan eylemlerini toplumsal ba korumaya ve
insanl ilerletmeye olan az veya ok yatknlklarna gre nce
den snflandran ve zellikle bu ba oluturan ve bu ilerlemeyi
salayan belirli glere sahip dzenli bir toplum iin ele alyor
larsa, kukusuz bir eylemin iyilie uygun olduu lde ahlk
olduunu syleyeceklerdir; ve iyiliin zorunlu olarak kabul
edildiini de ekleyebileceklerdir. Ama bu durumda da, iyilik sa
dece u veya bu yatknl temsil eden ve daha nce tanmlad
mz itme ve ekme gleriyle yapmaya koullanm hissettii
miz eylemleri belirleyen bir kategori olacaktr. O halde, bu
farkl davranlar hiyerarisinin ve bunun sonucu bu davran
larn karlkl deerlerinin tasavvuru ve dier taraftan bu dav
ranlarn dayatlmasn salayan zorunluluk, bir etiket veya bir
ad vermek amacyla i iten getikten sonra ortaya kacak iyi
lik fikrinden nce varolacaklardr: Bu iyilik fikri kendi haline
braklrsa bu davranlar snflandrmaya hizmet edemedii
gibi bu davranlar kabul ettirmeye de yaramayacaktr. Eer,
aksine, yilik fikrinin her devin ve her atlmn kayna olmas
ve ayn zamanda insan eylemlerini nitelemeye yaramas isteni

HenriBergson 79

yorsa, bize bir davrann iyilie uygun olduunun hangi zel


likle anlaldnn sylenmesi gerekir; o halde iyiliin tanm
lanmas gerekir; varlklarn veya en azndan eylemlerin bir hiye
rarisi, varlklarn ve eylemlerin az veya ok byklkteki bir
ykselii ne srlmeden, iyiliin nasl tanmlanacan bilemi
yoruz: Ama eer bu hiyerari kendiliinden varsa, onu kurmak
iin yilik fikrine bavurmak faydaszdr; zaten bu hiyerarinin
neden korunmas gerektiini, neden bu hiyerariye sayg gs
termek zorunda olduumuzu da bilemiyoruz; onun lehinde an
cak estetik nedenler gsterilebilir, bir davrann dierinden
daha gzel olduu ve varlklar serisinde bizi az veya ok bir
ykseklie kard ileri srlebilir: Ama kendi karn gze
ten dnceyi her eyin zerine koyduunu aklayan insana
ne yant verilebilir? Bu olguya yakndan baktmzda, bu ahl
kn hibir zaman kendine yetmedii grlecektir. O sadece
kendisinden nce varolan ve onu mmkn klan devlere artis
tik bir tamamlayc olarak eklenmeye gelmitir. Yunan filozof
lar saf yilik fikrine ve daha genel olarak dnsel yaama yk
sek bir saygnlk atfettikleri zaman, toplumun iinde oluacak
ve toplumsal yaam dzenli olarak ele almakla ie balayacak
sekin bir tabaka iin konuuyorlard. Bu ahlkn devden sz
etmedii, devi bizim anladmz tarzda ele almad sylen
mektedir. Bu ahlkn devden sz etmedii ok dorudur; ama
bunun nedeni ahlkn kendiliinden gerekletiini dnmele
ridir. Filozofun, herkes gibi, sitenin kendisine dayatt devi
yerine getirdii kabul edilmitir. te ancak bu ekilde, yaam
n bir sanat eseri gibi ele alarak onu gzelletirmeye ynelik bir
ahlk ortaya kmaktadr. Ksaca ve her eyi zetlersek, ahlk,
akla tapnmaya dayandrmak sz konusu olamaz. -O halde,
geriye, daha nce belirttiimiz gibi, akl eylemimize eklenerek
ona akla uygun belirli bir ama (akln bize dzenli olarak ar
dndan gitmemizi tledii ama) salad srece ahlkn ak
la dayanp dayanmadn incelemek kalyor. Ama hibir ama
cn -hatt bu ama daha nce gsterdiimiz ikili ama veya

80 Ahlksal dev

toplumsal btnl korumak ve insanl ilerletmek eklindeki


ikili kayg bile olsa- sadece aklla dayatld srece kendini zo
runlu bir ekilde kabul ettiremeyeceini grmek ok kolaydr.
Eer ortada gerekten etkin olan ve istencimize bask yapan
birtakm gler varsa, akl bu glerin etkilerini dzene sok
mak iin ie karabilir ve de karmaldr ama bu glerle re
kabet edemez nk her zaman aklla dnlebilir, akllarla
dier akllar kar karya gelebilir ve hatt tartma bile kabul
edilmeyebilir ve sic volo, sic jubeo diyerek yant verilebilir.
Gerekten de, devi tamamen rasyonel dncelere dayandr
dn zanneden bir ahlk, daha nce sylediimiz ve imdi tek
rar edeceimiz gibi, farknda olmadan iin iine farkl dzen
deki gleri de dhil edecektir. te tam da bu nedenle, ahlk
bu kadar kolaylkla baarya ulamaktadr. Gerek dev oktan
oradadr ve akln devin zerine koyduu ey de doal olarak
mecburiyet zelliini alacaktr. Toplum, onu koruyan eyle ve
onu ileri iten eyle birlikte nceden oradadr ve ite bu nedenle
akl, ahlk ilkesi olarak, toplum iindeki insann izledii ama
lardan herhangi birini benimseyebilecektir; akl, bu amac ger
ekletirmeye ynelik aralarn olduka tutarl bir sistemini
kurarak, saduyunun kavrad ekliyle, genel olarak insanlarn
uygulad veya uyguladn ileri srd ekliyle iyi kt bu
ahlk yeniden bulur. nk amalardan her biri, akl tarafn
dan toplumdan alnd iin, toplumsallamtr ve bylece ona
nerilebilecek dier amalara gebe kalmtr. Bylece, ahlkn
ilkesinin kiisel kar olduu kabul edilse bile, faydac ahlkn
grece baarsnn kantlad gibi, yeterli lde gnlk ahlka
benzeyen aklc bir ahlk kurmak zor olmayacaktr. Toplumda
yaayan bir insan iin bencillik, aslnda zsaygy, vlme ge
reksinimini vs. kapsamaktadr; yle ki saf kiisel kar, iine
genel kar girdii ve her iki kar birbirinden ayrmak zor ol
duu zaman neredeyse tanmlanamaz hale gelmektedir. Kendi
ni sevme diye adlandrlan eyin ve hatt kskanln ve ekemezliin iinde dierine duyulan sayg paynn ne kadar oldu

Henri Bergson 81

unu dnelim! Mutlak bencil olmak isteyen kii, kendi iine


kapanmak ve yakmndakini kskanmaya ve ekememeye neden
olacak kadar onunla ilgilenmemek zorundadr. Nefretin bu
biimlerinin iine sempati de girmektedir ve toplum iinde
yaayan insanlarn ktlkleri bile baz erdemlerin olumasna
neden olabilir: Bu tr ktlklerin hepsinde gurur vardr ve
gurur ncelikle toplumsallk anlamna gelir. Bu ekilde onur
veya sempati ya da acma ahlk gibi duygular ahlkn yaklak
olarak karabiliriz. Bu eilimlerin her biri, toplum iinde yaa
yan insanda, toplumsal ahlkn iine yerletirdii eyle ykl
dr; ahlk eilimle aklayarak doruluunun kantlanmas ge
reken eyi doru olarak kabul etme hatasn ilememek iin,
ahlk ok az eye indirgeme pahasna, onu bu ykten kurtar
mak gerekir. Bu tr kuramlar oluturma kolaylnn kukula
rmz uyandrmas gerekirdi: En eitli amalar filozoflar tara
fndan bu ekilde ahlk amalara dntrlebiliyorlarsa, bu
nun nedeni muhtemelen -henz felsefe tan ellerinde tutma
dklarndan- kaplarnn dibine altn koymakla ie balam ol
malardr. Ayn zamanda bu doktrinlerin hibirinin devi ak
layamayaca da aktr; o halde u veya bu amac gerekletir
mek istiyorsak baz aralar kabul etmeliyiz; ama amac reddet
mek iimize geliyorsa, aralar kendimize nasl kabul ettirebili
riz? Bununla birlikte, filozoflar bu amalardan herhangi birini
ahlk ilkesi olarak benimserken, buyruklar biimini alma nok
tasna gelmeden, bu amatan tatmin olunabilecek kadar bu bi
ime yaklaan davran kurallarn belirleyen sistemler kar
mlardr. Bunun nedeni ok basittir. Filozoflar bu amalarn
izlenmesi olgusunu, bir kez daha, iinde kesin basklarn ve on
lara balanan tamamlayc zlemlerin varolduu bir toplumda
gz nne almlardr. Bask ve ekim, ortaya karlarken, bu
sistemlerin birine varacaklardr, nk her biri hem bireysel
hem de toplumsal olan bir amacn gereklemesini hedefler. O
halde bu sistemlerden her biri filozofun geliinden nce top
lumsal atmosferde bulunmaktadr; her bir sistem ierikleriyle

82 Ahlksal dev

filozofun formlletirecei davran kurallarna yeterli lde


yaklaan ve mecburi olan kurallar kapsar; felsefe artk buyruk
biiminde olmayp zeknn kabul etmeyebilecei bir amacn
zekice takip edilmesi iin verilen tlerden baka bir ey ol
mayan bu davran kurallarn yeniden bulduunda, bu kurallar
kendilerine benzeyen ama mecburiyetle ykl olan, daha belir
siz veya sadece gcl olan bir ahlk ilkesi tarafndan ele geiri
lirler. Bylece bu kurallar zorunlu hale gelirler; ama dev zan
nedildii gibi yukardan yani kurallarn rasyonel olarak kar
laca bir ilkeden aa inmeyip, aadan, yani toplumun da
yand ve atlmlar halinde uzayabilen basklarn altndan yu
kar kmtr. Ksaca, ahlkn kuramclar toplumu ve bunun
sonucu toplumun istikrarn ve devinimini borlu olduu iki
gc n gerek olarak gstermektedirler. Btn toplumsal
amalarn birbirlerinin iine nfuz etmelerinden ve bir ekilde
bu dengeye ve bu devinime dayanan her bir amacn bu iki gle
beraber oluyor grnmesinden yararlanan bu kuramclar, ahl
kn ieriini ilke olarak ele alnan amalardan herhangi biriyle
yeniden oluturmakta ve bylece bu ahlkn zorunlu olduunu
kantlamakta hi zorluk ekmemektedirler. nk toplumla
birlikte bu ahlkn maddesini ve biimini, ierdii her eyi ve
brnd btn devi hazr bulmulardr.
imdi btn ahlksal kuramlarda ortak olarak bulunan bu
yanlsamann alt kazldnda unlar bulunacaktr. dev, onun
la tartlan ve bunun sonucu zeknn ve zgrln elik ettii
bir zorunluluktur. Zaten buradaki zorunluluk fizyolojik veya
hatt fiziksel bir etkinin retimine balanan zorunlulua ben
zemektedir: Doann zek ile donatmam olaca bir insanlk
iinde ve bireyin hibir tercih gcnn olmad yerde, grubun
korunmasna ve ballna ynelik eylem zorunlu olarak ger
ekleecektir; bu eylem ok belirli olan bir gcn etkisiyle ger
ekleecektir; bu g her karncann karnca yuvas iin her bir
doku hcresinin organizma iin almasn salayan gle
ayndr. Ama zek seme yetisiyle birlikte mdahale eder: Bu,

Henri Bergson 83

her zaman etkin olan ve ncekini bask olarak hissedilir ama


eylem olarak gcllk veya daha ziyade zor fark edilen gerek
lik halinde tutan baka bir gtr: Tpk bir duvar saatindeki
sarkacn gidi gelilerinin yayn gerginliinin ni bir gevemeyle
ortaya kmasna engel olmas ve buna ramen bu gerilim ne
denleri zerine engelleyici veya dzenleyici bir eylemi harekete
geiren sonular olduu iin sarkacn gidi gelilerinin bu geri
limden kaynaklanmas gibi. O halde zek ne yapacaktr? Zek,
bireyin kendini yaamn zorluklarndan ekip karmas iin
doal olarak kulland bir yetidir; zek tr iin alan ve bire
yi gz nne alsa bile bunu trn kar iin yapan bir gcn
ynnde hareket etmez. Dorudan bencil zmlere ynele
cektir. Ama bu sadece ilk hareketi olacaktr. Zeki bir bencilliin
dier tm bencilliklere payn brakmas gerektii konusunda
kendini ikna edecektir. Ve eer bu bir filozofun zeksysa, bu
zek, iinde kiisel kar ile genel karn birbirlerinin iine n
fuz ettiinin kantland ve devin eer zekice kendimize fay
dal olmak istiyorsak bakasn dnme zorunluluuna ba
land kuramsal bir ahlk ina edecektir. Ama karmz byle
anlamann houmuza gitmediini her zaman syleyebiliriz fa
kat bu durumda halen neden kendimizi mecbur hissetmeye de
vam edeceimiz anlalamamaktadr. Buna ramen gene de
mecburuz ve zek bunu ok iyi bilmektedir; ve bu nedenle bu
mecburiyetin kantlanmas iine girimitir. Ama gerek u ki,
sz etmedii ama temel olan bir eye geit verdii iin kantla
mas baarl olmuyor gibi grnyor: Muhakemenin bastrd
ve kart bir muhakemenin geri getirdii, boyun eilen ve hisse
dilen bir zorunluluk. O halde devde gerekten mecburi olan
ey zekdan kaynaklanmyor. Zek devle ilgili olarak yalnzca
onda tereddt uyandran eyi aklyor. Zeknn devi yaratt
grntsn verdii yerde, o bir dirence diren gstererek,
engel olmaya engel olarak devi korumakla yetinir. Gelecek
blmde zaten zeknn hangi yardmclar kullandn gre
ceiz. imdilik, daha nce kullandmz bir karlatrmay ye

84 Ahlksal dev

niden ele alalm. Sanki kendisini hi dnmyormu gibi,


sanki yalnzca karnca yuvas iin yayormu gibi ar iini ya
pan bir karnca muhtemelen uyurgezer bir haldedir; karnca
kanlmaz bir zorunlulua boyun eer. Birdenbire zeki bir ka
rnca olduunu varsayn: Yapt ey zerine dnecektir, bu
nu niye yaptn kendi kendine soracaktr, kendine dinlenme
sresi ve bo zaman vermedii iin ok aptal olduuna karar
verecektir. Yeteri kadar fedakrlk yaptm. Artk kendimi d
nmenin zaman geldi. te doal dzen alt-st oldu. Ama
doa uyumaz. Karncay toplumsal igdyle donatmtr; belki
de igd geici olarak ona gereksinim duyduu iin bu karn
caya bir zek k eklemitir. Zek igdy ne kadar az ra
hatsz etse de, doann olaylar eski haline getirmek ve yapt
n bozmak iin kullanlmas gerekmitir. O halde bir muhake
me karncann yuvas iin almasnda kendi yarar olduunu
gsterecek ve bylece devin bir temeli varm gibi grnecek
tir. Ama gerekte, byle bir temellendirme pek salam olmaya
caktr ve dev btn gcyle nceden varolacaktr: Zek yal
nzca kendisinden kaynaklanan bir engele engel olmutur. Ka
rnca yuvasnn filozofu da bunu kabul etmekte saknca gr
mezdi; kukusuz zekya olumsuz bir rol deil de olumlu bir rol
vermek iin direnirdi. Ahlk filozoflar da, ister bunlar zekya
yeteri kadar yer vermemekten ekinen entelekteller olduu
iin olsun, ister dev onlara yaln, blnmez bir ey olarak
grnd iin olsun, byle yapmlardr: Aksine bunda, muh
temelen bir direnle engellenen bir yar zorunluluk grlyor
sa, direncin ve ayn ekilde dirence direncin zekdan kaynak
land ve temel olan zorunluluun baka bir kkeni olduu
dnlyor demektir. Gerekten de, hibir filozof nceden bu
zorunluluu ortaya koymaktan kendini alamaz; ama ou za
man bu zorunluluu dile getirmeden rtk olarak ortaya koyu
yor. Biz onu syleyerek ortaya koyduk. Zaten biz bu zorunlu
luu, kabul etmemenin imknsz olduu bir ilkeye baladk.
Aslnda hangi felsefeye balanlrsa balanlsn, insann canl bir

Henri Bergson 85

varlk olduunu, yaamn evriminin, iki temel izgi zerinde,


toplumsal yaam ynnde gerekletiini, yaam bir organizas
yon olduu iin bir araya gelmenin canl eyleminin en genel
biimi olduunu ve bundan sonra hissedilemeyen geilerle bir
organizmann hcreleri arasndaki ilikilerden toplumun birey
leri arasndaki ilikilere geildiini kabul etmeye zorlanmaktayz. O halde tartlamaz, tartlamayam not etmekle yetiniyo
ruz. Ama, bu olgu bir kez kabul edildii zaman, her dev kura
m faydasz olduu gibi etkisiz hale geliyor: Faydasz, nk
dev yaamn bir zorunluluudur; etkisiz, nk sunulan var
saym, en fazla bu zihinsel yeniden yapmdan nce varolan bir
devi zeknn gznde dorulayabilir (ve olduka eksik olarak
dorulayabilir).
Zaten yaam burada kalabilirdi ve yelerinin birbirlerine sk
devlerle bal olaca kapal toplumlar kurmakla yetinebilirdi.
Bu toplumlar zeki varlklardan meydana geldiinde, igd ta
rafndan ynetilen hayvan toplumlarnda bulunmayan bir eit
lilik gstereceklerdi; ama eitlilik radikal bir deiim dn
tevik edecek noktaya kadar gidemeyecekti; insanlk, btn in
sanlar kucaklayan tek bir toplumun mmkn grnecei nok
taya kadar deiemeyecekti. Olgusal olarak, bu durum henz
yoktur ve belki de hi olmayacaktr: Doa insana, grup halinde
yaamasn gerektiren ahlk yapy vererek, muhtemelen tr
iin yapabilecei her eyi yapmtr. Ama zeknn snrlarn ge
niletmek iin dahi insanlarn bulunmas gibi ve bu ekilde bir
denbire tre verilmesi olanaksz olan bir miktar bireylere za
man zaman vermesi gibi, bylece kendilerini btn ruhlara ya
kn hisseden ve grubun snrlar iinde kalma ve doa tarafn
dan kurulan dayanmaya balanma yerine bir ak atlmyla
genel olarak insanla ynelen ayrcalkl ruhlar ortaya km
tr. Bu ruhlardan her birinin ortaya k, biricik bir bireyden
olumu yeni bir trn yaratl gibi, belirli bir insanda, btn
insanlk iin birdenbire elde edilemeyecek bir sonuca zaman
zaman ulaacak yaamsal bir sray gstermektedir. Bylece

86 Ahlksal dev

her bir ruh, yaam evrimiyle ulalan belirli bir noktay vurgula
maktadr; ve her biri yaratc abann z bile olabilecek bir
ak zgn bir biimde gstermektedir. Bu ayrcalkl ruhlar
ayaklandran ve fazladan bir canllk olan yaratc heyecan bu
ruhlarn evresine yaylmtr: Cokulu olan bu ruhlar, hibir
zaman tamamen snmeyen ve her zaman kendi n bulabi
len bir coku yayarlar. Bugn, bu byk iyilik timsali insanlar
kafamzda canlandrdmz zaman, onlarn konumalarn din
lediimiz zaman ve bu iyilikleri yaparken onlara baktmz za
man, atelerini bize geirdiklerini ve devinimlerinin iine bizi
de soktuklarn hissederiz: Bu artk az veya ok yumuam bir
zorlama olmayp az veya ok kar koyulamayan bir ekimdir.
Ama bu ikinci gcn ilki gibi aklanmaya gereksinimi yoktur.
Simetrik olarak igdye tekabl eden alkanlklarn yar yar
ya zorlamasndan kanamadnz gibi, ruhun heyecan olan bu
ayaklanmasn yok edemezsiniz: lkinde temel deviniz vardr
ve kincisinde ilkinin uzants haline gelen bir ey vardr; ama
her iki durumda da, tamamen ve mnhasran ahlk olmayan
ve ahlknn oluunu incelemesi gerekmeyen glerle kar
karyayz. Filozoflar bu incelemeyi yapmak istedikleri iin, u
anki ekliyle devin karma zelliini kabul etmemilerdir; daha
sonra zeknn u veya bu tasavvuruna istenci srkleme gc
n atfetmek zorunda kalmlardr: Sanki bir fikir bir gn kate
gorik olarak kendinin gereklemesini isteyebilirmi gibi! Sanki
fikir burada bazlarnn saf zeknn stnde ve dierlerinin al
tnda olduu bir eilimler ve zlemler toplamnn ortak zihinsel
karmndan, daha dorusu zihinsel dzleme yansmasndan
baka bir eymi gibi! Kkendeki ikilii yeniden kuralm: Zor
luklar yok oluyorlar. Ve ikiliin kendisi birlik iinde emiliyor,
nk toplumsal bask ve ak atlm yaamn birbirini ta
mamlayan iki tezahrnden ibarettirler ki bu yaam normal
olarak, her birinin, yeni bir trn ortaya kmasnn yapt
gibi, yaratc bir evrim abasn temsil ettii bireyler sayesinde,
bandan beri insan trnn zellii olan ama ayn zamanda

Henri Bergson 87

istisnai olarak bu tr deitirme gc olan toplumsal biimi


kabaca korumaya almaktadr.
Eitimcilerin hepsinin belki de ahlkn bu ikili kkeni hak
knda tam bir gr yoktur ama rencilerine yalnzca ahlk
tan sz etmeyip ayn zamanda bu ahlk gerekten onlarn ka
fasna yerletirmeyi istedikleri andan itibaren bir eylerin fark
na varmaktadrlar. Saf akla hitap eden, devleri tanmlayan ve
onlar ayrntdaki eitli uygulamalarnda izledii bir ilkeye
balayan ahlk bir eitimin yararn, gerekliliini inkr etmiyo
ruz. Tartma ancak zek dzleminde ve sadece onda mmkn
dr ve kendisiyle olduu gibi dierleriyle tartma olmadan,
muhakeme; analiz olmadan mkemmel ahlk olamaz. Ama ze
kya hitap eden bir eitim, ahlk anlama gven ve incelik ver
mek iin gerekliyse de, bu eitim, ynelimimizin iyi olduu
yerde onu gerekletirmemizi salyorsa da, gene ncelikle
ynelimin olmas gerekir ve ynelim zek kadar ve ondan daha
fazla istencin ynn gsterir. stencimiz zerinde nasl etkili
olabiliriz? Eitimcinin nne alan iki yol vardr. Birincisi sz
c en yksek anlamyla ele alrsak terbiye etme yoludur; di
eri, aksine terimi en mtevaz anlamyla ele alrsak mistiklik
yoludur. lk yntemle kiisiz alkanlklarla olumu bir ahlk
kafalara yerletirilmektedir; kincisiyle bir kiinin taklit edilmesi
ve hatt tinsel bir birleme, onunla az veya ok bir uyum elde
edilmektedir. Esas terbiye, doa tarafndan istenen terbiye,
grubun alkanlklarm kabul etmekten ibarettir; bu terbiye oto
matiktir; bireyin kendini yar yarya toplulukla birlemi hisset
tii zaman kendiliinden olumaktadr. Toplum i blmnn
etkisiyle farkllat lde, kendi iinde bu ekilde olumu
gruplanmalara, bireyi terbiye etme, onu dierleriyle ve dolay
syla kendisiyle uyum iine sokma iini aktarmtr; ama burada
her zaman sz konusu olan yalnzca toplumun yararna edinil
mi bir alkanlklar sistemidir. Bu tr bir ahlklln eer tam
sa, gerektiinde yeterli olduu konusunda kukumuz yoktur.
Bu ekilde sk skya iinin veya mesleinin erevesi iine gi

88 Ahlaksal dev

ren, tamamen kendini gnlk almasna adayan, yaamn


olabilir en fazla ve en iyi nitelikte i karmak iin dzenleyen
insan, genel olarak dier birok ykmllkten ipso facto kur
tulacaktr. Disiplin onu drst bir insan yapacaktr. Birinci
yntem budur; kiisiz olarak ilem grr. Dieri gerektiinde
bu yntemi tamamlayacaktr; hatt onun yerine geebilecektir.
Bu yntemi dinsel ve hatt mistik olarak nitelemekte tereddt
etmiyoruz; ama szcklerin anlam zerinde anlamaya varma
lyz. Dinin, cezalarn veya dllerin korkularn veya umutlar
n vermesiyle, ahlkn yardmcs olduunu sylemekten hola
nyoruz. Belki haklyz ama bu adan dinin nsan adaletin tan
rsal adaletle genilemesini ve dorulmasn vaat etmenin dn
da pek fazla bir ey yapmadn eklemek zorundayz: Din, top
lum tarafndan yaratlan ve ok eksik bir biimde uygulanan
yaptrmlarn zerine, insanlarn dnyasn terk ettikten sonra
Tanrnn dnyasnda bize uygulanmas gereken, ok daha yk
sek olan dier yaptrmlar koymaktadr; bununla birlikte bu
ekilde insanlarn dnyasna tutunuyoruz; kukusuz dini ie
kartryoruz ama onun zel olarak dinsel olan yann hesaba
katmyoruz; ne kadar yksee karsak kalm, ahlk eitimi
hl bir terbiye etme ve ahlk da bir disiplin olarak gryoruz;
burada hl ilk ynteme balanyoruz ve ikinci ynteme tana
myoruz. Dier taraftan, din szc telaffuz edilir edilmez,
genel olarak dinsel dogmalar ve bu dogmalar ieren metafizii
dnyoruz: yle ki ahlkn temeli olarak din gsterildii za
man, kabul edilileri iyiliin uygulanmas sonucunu douracak,
Tanryla ve dnyayla ilgili birtakm grlerin toplamn d
nyoruz. Ama bu ekilde ele alnan grlerin, kuramlarm,
yani fikirlerin yapabildikleri gibi, istencimiz ve davranmz
zerinde etkili olduklar aktr: Burada entelektel dzlemde
yiz ve yukarda grld gibi, ne dev, ne de onu devam etti
ren ey saf fikirden kaynaklanamazlar, nk saf fikir onu
kabul etmekten ve onu uygulamaya sokmaktan holandmz
lde istencimiz zerinde etkin olur. Bu metafiziin tam da

Henri Bergson 89

bize kendini kabul ettirdiini syleyerek onu tm dier metafi


ziklerden ayr tuttuumuz zaman belki de haklyz ama o za
man bu metafiziin yalnzca ierii deil ayn zamanda saf en
telektel tasavvuru da dnlmektedir; farkl bir ey, tasavvu
ru destekleyen, ona bilmem hangi etkinlii veren ve zel olarak
dinsel unsur olan bir ey dhil ediliyor: Ama imdi unsurun
baland metafizik deil de sadece bu unsur ahlkn dinsel te
meli oluyor. kinci yntemle baya iimiz var ama sz konusu
olan mistik deneyimdir. Her trl yorumun dnda kalan, do
laysz olarak sahip olduuyla ele alnan mistik deneyimden sz
etmek istiyoruz. Gerek mistikler yalnzca kendilerim saran
akntya alrlar. Kendilerinden emindirler nk byk eylem
adamlar olarak ortaya karlar ve mistisizmi yalnzca saplant,
taknlk ve esrime olarak grenleri aknla drrler. Ken
tli ilerinden akmaya braktklar ey, onlarn iinden dier in
sanlar kazanmay isteyen ve aaya doru inen bir akmdr:
Aldklarn kendi evrelerine yayma gereksinimini, bir ak atl
m olarak hissederler. yle bir ak ki, her biri onda kendi kiili
inden bir iz brakr. Bu ak, her birinde, insan yaamn baka
bir atmosfere tayabilecek yeni bir heyecandr. Bu ak her biri
nin kendisi iin sevilmesini salar ve onunla ve onun iin dier
insanlar ruhlarnn insanlk sevgisine almasna izin verirler.
Bu ak ayn zamanda, onlara ve canl kalan hatralarna bala
nacak ve yaamn bu modele gre srdrecek bir kiinin arac
lyla da aktarlabilir. Daha ileri gidelim. Byk bir mistiin
veya onun izinden gidenlerden birinin sz aramzdan birinde
bir yank bulursa, iimizde uyuyan ve uyanmak iin yalnzca bir
vesile bekleyen bir mistiin olabileceini gstermez mi bu? Bi
rinci durumda kii kiisizlie balanyor ve onun iine girmeyi
hedefliyor. Burada ise, kii, ahlk yaamn yol gstericisinin
veya onun izleyicilerinden birinin veya hatt baz durumlarda
kendinin sesi olabilecek bir kiiliin arsna yant verir.
Dier taraftan iki yntemden ister biri, ister tekisi uygu
lansn, her iki durumda da kendi iinde statik olarak veya k

90 Ahlksal dev

kenlerinde dinamik olarak ele alnan insan doasnn temeli he


saba katlacaktr. Yanllk, ahlk basknn ve atlmn niha
aklamalarnn yaln bir olgu gibi ele alnan toplumsal yaamda
bulunduuna inanmaktan kaynaklanyor. Toplum vardr, o hal
de zorunlu olarak yelerine bask yapar ve bu bask devdir,
demekten holanlyor. Ama ncelikle toplumun varolmas iin,
bireyin doutan gelen eilimlerin bir toplamm getirmesi ge
rekmektedir; o halde toplum kendi kendisini aklayamaz; bu
nun sonucu olarak, toplumsal kazanmlarn altn aratrmak ve
insan toplumlarnn, insan trnde olduu gibi, yalnzca teza
hrleri olduu yaama ulamak gerekir. Ama bunlar sylemek
yeterli deildir: Artk yalnzca toplumun nasl bireyleri mecbur
tuttuunu deil de ayn zamanda bireyin toplumu nasl yargla
yabildii ve ondan ahlk bir deiimi nasl elde ettiini anla
mak istiyorsak, daha da derine inmeliyiz. Eer toplum kendi
kendine yetiyorsa, o en yksek otoritedir. Ama eer toplum ya
amn kararlarndan sadece biriyse, insan trn evriminin u
veya bu noktasna yerletirmek zorunda olan yaamn, toplu
mun daha ileri gitmesine yardm etmek iin yaamda yeniden
g kazanacak ayrcalkl bireylere yeni bir itki kazandrd
grlmektedir. Toplumsal olarak adlandrlan yaln tezahrlere
saplanp kalndnda veya zel olarak toplumsal insandaki ze
k gz nne alndnda her ey karanlk grnyor. Aksine,
bu tezahrlerin tesinde yaamn kendisi aratrlrsa her ey
aydnlanyor. O halde biyoloji szcne sahip olmas gereken
veya belki bir gn elde edecei kavrayc anlam verelim ve so
nu olarak ister bask, ister atlm olsun, her ahlkn znn
biyolojik olduunu syleyelim.

kinci Blm

STATK DN

Dinlerin gemiteki ve bazlarnn bugnk grnm insan


zeks asndan alaltcdr. Bir yn samalk! Deney istedii
kadar bu yanltr ve muhakeme istedii kadar bu samadr
desin, insanlk samala ve yanlla gene de daha fazla sarl
maktan geri durmuyor. Keke bu noktada kalsayd! Ama dinin
ahlkszl emrettii, sular dayatt da grlmtr. Bir din
ne kadar bayaysa, bir halkn yaamnda maddi olarak o kadar
ok yer igal etmektedir. Din daha sonra bilimle, sanatla, felse
feyle paylaaca eyi daha nceden srf kendisi iin istiyor ve
elde ediyor. nsan zeki bir varlk olarak tanmlamakla ie ba
land zaman bu ite alacak ok ey var.
En aa batl itikatlarn uzun bir dnem evrensel bir olgu
olduunu grdmz zaman aknlmz daha da artmakta
dr. Dier taraftan bu itikatlar varlklarn bugn de srdrmek
tedirler. Bilimi, sanat, felsefesi olmayan insan toplumlar ge
mite vard ve bugn de vardr. Ama hibir zaman dinsiz bir
toplum olmamtr.

92 Statik Din

Bugn geldiimiz bu noktada kendimizi hayvanla karla trsaydk, utancmzn ok byk olmas gerekirdi! ok byk
bir olaslkla hayvan batl itikad bilmemektedir. Bizim dmz
daki bilinlerde olan eyleri pek bilemiyoruz; ama dinsel du
rumlar genelde davranlarla ve eylemlerle kendini gsterdiin
den, eer hayvan dinsellie elverili olsayd baz iaretlerle bun
dan haberdar olurduk. O halde hangi tarafta olduumuza ka
rar vermek zorundayz. Homo sapiens, yani aklla donatlan tek
varlk, ayn zamanda varln akl-d eylere balayabilen tek
varlktr.
lkel bir kafa yapsndan sz ediliyor ki bu yap bugn alt
rklarn ve gemite genel olarak insanln sahip olduu bir
kafa yapsdr ve batl itikad da bu yapnn hesabna yazmalyz.
Bu ekilde baz dnme tarzlarn ortak bir ad altnda topla
makla ve aralarnda baz ilikileri belirtmekle yetinilirse, faydal
ve dokunulmaz bir eser meydana getirilmi olur; faydal, nk
bylece en yksek deere sahip etnolojik ve psikolojik bir ara
trmalar alan iine girilir; dokunulmaz, nk bylece baz
inanlarn ve baz pratiklerin varl yalnzca uygarlk dzeyi
bizden daha dk olan bir insanlkta saptanm olur. Zaten
Levy-Bruhl de nemli eserlerinde ve zellikle sonuncularda bu
ynteme tutunmu grnyor. Ama bu ekilde akla uygunluu
tartlr olan inanlarn veya pratiklerin zeki varlklarca nasl
kabul edildiinin ve hatt nasl hl kabul edilebildiinin bilin
mesi sorununa hi dokunulmam oluyor. Biz bu soruna bir
yant aramaktan kendimizi alamyoruz. Levy-Bruhln kitapla
rnn okuyucusu, bunlardan iyi kt insan zeksnn gelitii
sonucunu karacaktr; doal mantk her zaman ayn olmam
tr; ilkel kafa yaps, bizim kafa yapmzn yerini ald ve bu
gn ancak geri zekllarda rastlanan temel olarak farkl bir ya
pya karlk gelmektedir. Ama bylece bireyler tarafndan yz
yllar boyunca elde edilen dnce alkanlklarnn kaltmsal
hale geldikleri, doay deitirebildikleri ve tre yeni bir dn
ce yaps verebildikleri kabul edilmi oluyor. Hibir ey bu ka

HenriBergson 93

dar kuku uyandrc olamaz. Ebeveynler tarafndan edinilmi


bir alkanln herhangi bir zamanda ocua getii farz edilse
bile, bu, rastlantsal olarak bir araya gelen koullarn birleme
sinden meydana gelecek ender bir olaydr: Bununla tr hibir
ekilde deimez. Ama bu durumda, dnce yaps ayn kald
ndan, art arda gelen kuaklarca edinilen, toplumsal ortama
konan ve bu ortam tarafndan her birimize geri verilen deneyim,
niin ilkeller gibi dnmediimizi, eskinin insannn neden
bugnk insandan farkl olduunu aklamaya yeterli olmaldr.
Zihin her iki halde de ayn ekilde iler ama muhtemelen toplu
mun, burada ve orada ayn gereksinimleri olmad iin zihin
belki de imdi kendini ayn maddeye uyarlamamaktadr. Ara
trmalarmzn sonucu bu olacaktr. Bu sonuca doru gitmeden
nce, ilkellerin gzleminin kanlmaz olarak batl itikadn
psikolojik kkenleri sorununu ortaya kardn ve insan zihni
nin genel yapsnn -dolaysyla bugnk uygar insann gzle
minin- sorunun zm iin yeterli unsurlar veriyor grnd
n sylemekle yetinelim.
Artk ilkel deil de, kolektif kafa yaps zerinde aa
yukar ayn eyleri dile getireceiz. Emile Durkheima gre, u
veya bu dinlerin inandrmak istedii eylerin neden bireysel
akllar iin bu kadar artc bir yan olduunu aratrmaya
gerek yoktur. Bunun nedeni yalnzca dinin bu eyler yoluyla
sunduu tasavvurun, bu akllarn eseri olmayp kolektif dn
cenin eseri olmasdr. Oysa bu dncenin gerei bizim yapt
mzdan farkl tasavvur etmesi doaldr, nk bu dnce
farkl yapdadr. Toplumun kendine zg varolma tarz, yani
kendi dnme tarz vardr.1 Bize gelince, kurumlara, dile ve
geleneklere depo edilmi tasavvurlarn varln doal olarak
kabul ediyoruz. Bunlarn toplam bireysel zeklar tamamlayan
toplumsal zeky oluturur. Ama bu iki dnme biiminin
nasl uyumsuz olduklarn ve birinin tekini nasl arttn

' Anne sociologique, cilt II, s. 29 ve devam.

94 Statik Din

anlayamyoruz. Deney buna benzer bir ey sylemedii gibi


sosyolojinin de bize gre bunu varsaymakta hibir hakl nedeni
yoktur. Doann bireyle yetindii, toplumun bir rastlantdan
veya bir szlemeden doduu kansna yarlyorsa, tez en uca
kadar gtrlebilir ve kimyasal bir birleimde birbirlerine ba
lanan basit cisimlerin rastlamasna benzer olan bireylerin bu
karlamas, baz tasavvurlarnn bireysel akln yolunu arta
ca kolektif bir zeky ortaya karabilecei ileri srlebilir.
Ama artk hi kimse toplumun kkenini rastlantya veya szle
meye balamamaktadr. Sosyolojiye yaplacak bir eletiri varsa,
o da daha ok dier yne ok arlk vermesidir: Sosyolojinin
temsilcilerinden kimisi bireyi bir soyutlama ve toplumsal yapy
da tek gerek olarak grmektedir. Ama bu durumda kolektif
dncenin bireysel dncede nceden belirlenmemi olmas
nasl aklanabilir ki? Doa, insandan politik bir hayvan ya
ratrken, nsan zeklarn politik olarak dndkleri zaman
rahatsz olacaklar ekilde bu zeklar nasl dzenleyebilirdi ki?
Kendi amzdan, birey incelendii zaman, hibir zaman onun
toplumsal ynnn yeteri kadar hesaba katlmadn dn
yoruz. Bu yaplmad iin, psikoloji baz ynlerde ok az iler
leme gstermitir. Bir toplumun yeleri arasnda, kovann ar
lar arasnda olduu gibi, grnmez bir balanty gerektiren
baz anormal veya hastalkl durumlar derinlemesine aratr
mann yararndan sz etmiyorum: Kovann dnda ar gcn
yitirir ve lr; toplumdan ayr yaayan veya yeteri kadar ortak
abaya katkda bulunmayan insan, belki de imdiye kadar pek
incelenmeyen ve can sknts olarak adlandrlan duyguya ben
zeyen bir rahatszlk eker; hapis cezasnda olduu gibi, yalnz
lk uzad zaman, karakteristik akl bozukluklar ortaya kar.
Bu olaylar oktan psikolojinin kendileri iin zel bir hesap a
masn gerektirecek kadar nemlidirler; byle bir hesap iyi kr
larla kapatlrd. Ama bu sylediklerimiz yeterli deildir. Bir bi
limin gelecei ncelikle konusunu blmlere ayrma tarzna
baldr. Platonun szn ettii iyi a gibi, doal eklemlerin

Henri Bergson 95

den kesme ansna sahip olursa, kestii paralarn says ok


nemli deildir: Paralara ayrma unsurlar halindeki incelemeyi
hazrlam olaca iin, sonuta btnn yalnlatrlm bir
temsili elde edilecektir. Baz alt blmler karsnda geri ekil
dii zaman psikolojinin farkna varmad ey ite bu olgudur.
rnein, genel olarak alglama, yorumlama, anlama yetilerini
ortaya koyarken, bu yetilerin kiilere veya eylere uygulanmas
na gre veya zeknn toplumsal ortamn iine girip girmemesi
ne gre oyuna dhil olacak farkl mekanizmalar olup olmadk
larn sormuyor. Buna ramen genel olarak insanlar oktan bu
ayrm yapmlar ve bunu dillerine aktarmlar: eyler zerine
bilgi veren duyularn yanma, kiilerle ilikilerimizle ilgili olarak
saduyuyu koymular. Bir insann byk matematiki, fizik li
mi, yksek nitelikli psikolog olabilirken ayn zamanda dierle
rinin eylemlerini yanl anlayabilen, kendininkilerini iyi hesap
edemeyen, ortama hi uyum salayamayan, sonuta saduyu
dan yoksun olan biri olabileceine nasl dikkat edilmez? Para
noyak delilik, daha kesin olarak yorumlama delilii, muhakeme
yetenei bozulmadan saduyunun zedelenebileceini kantla
maktadr. Bu hastaln ciddiyeti, her tr tedaviye direnmesi,
hastann uzak gemiinde bunun n belirtilerinin bulunmas,
tm bunlar derin, doutan gelen ve net olarak snrlar izilmi
psiik bir yetersizliin sz konusu olduunu gstermektedir. O
halde, konuma yetisi gibi, ayn zamanda toplumun varln
gerektiren ve bireysel organizmalarda da bulunan, toplumsal
duyu olarak da adlandrlabilecek saduyu, normal insanda do
utan vardr. Dier taraftan, karlkl olarak zarkanatllara ve
insana varan iki byk evrim izgisinin ucunda toplumsal yaa
m kuran doann nceden her karncann yuvadaki etkinlii
nin her ayrntsn belirlerken, insann davrann dier insanlarnkiyle egdml hale getirmek iin ona en azndan genel di
rektifler vermeyi ihmal ettiini kabul etmek zordur. nsan toplumlar kukusuz toplumun olduu gibi bireyin giriimlerini
belirsiz halde brakmalaryla bcek toplumlarndan farkl ol

96 Statik Din

maktadrlar. Ama bu, bcein yapsnda nceden biimlenenle


rin eylemler olduunu ve insanda sadece ilevin nceden biim
lendiini sylemek anlamna geliyor. Bireyde rgtlenen ilev
bu zelliine ramen toplumda etkin olmaktan geri durmaz. O
halde aniden ortaya kan ve bireysel kafa yapsn artabilen
toplumsal bir kafa yaps nasl var olabilirdi ki? Toplumsal kafa
yaps nasl bireyselin iinde bulunmazd ki? O halde ortaya
koyduumuz ve sama itikatlarn akll varlklarn yaamlarn
nasl ynetmi ve hl nasl ynetiyor olduklarn bilmekle ilgili
olan sorun ilk haliyle duruyor. stenildii kadar ilkel kafa yap
sndan sz edilsin, sorunun bugnk insann psikolojisini ilgi
lendirmeye devam ettiini sylemitik. Buna ek olarak, istenil
dii kadar kolektif tasarmlardan sz edilsin, sorun bireysel in
sann psikolojisiyle alakal bir sorundur, diyoruz.
Peki, zorluk ncelikle psikolojimizin konusunu doa tara
fndan belirlenen izgilere gre alt blmlere ayrmaya yeteri
kadar zen gstermemesinden kaynaklanmyor mu? tikatlar
douran tasavvurlarn ortak zellikleri fantasmatik olmalardr.
Psikoloji bunlar genel bir yetiye balar: Muhayyile. Zaten bili
min bulularn ve keiflerini, sanatn gerekletirdii eyleri
ayn balk altnda snflandracaktr. Peki neden birbirlerinden
bu kadar farkl olan eyler gruplandrlyor, onlara ayn ad veri
liyor ve bylece onlar arasnda bir akrabalk olduu fikri uyan
drlyor? Bunun nedeni ncelikle dile getirdii kolaylktr ve
sonra bu eitli ilemlerin ne alglama, ne bellek, ne de zihnin
mantksal almas olmamasdr. O halde fantasmatik tasav
vurlar bir yana koyalm ve onlar ortaya karan eyleme masal
yaratma veya kurmaca adn verelim. Bu sorunun zm
iin ilk adm olacaktr. imdi de, psikolojinin, zihnin eylemini
ilemler halinde bld zaman, bunlarn her birinin ne ie
yaradyla ilgilenmediini saptamaya alalm: te bu nedenle
blmlere ayrma ou zaman yetersiz veya yapaydr. Kuku
suz insan d grebilir veya felsefe yapabilir ama ncelikle ya
amas gerekir; psikolojik yapmzn bireysel ve toplumsal ya

Henri Bergson 97

am koruma ve gelitirme zorunluluuna dayandna eminiz.


Eer psikoloji kendini bu dnceye gre ayarlamyorsa, zo
runlu olarak konusunu bozacaktr. Amalarn hi hesaba kat
madan, organlarn anatomisiyle ve dokularn histolojisiyle ilgi
lenen bilim insan hakknda ne syleyeceiz peki? Byle birinin
yanl blme, yanl gruplama riski vardr. Eer ilev yalnzca
yapyla anlalabiliyorsa, bir ilev fikri olmadan yapnn ana iz
gileri seilemez. O halde zihin bouna ve zevk iin varm gibi
deerlendirilmemelidir. u denmemelidir: Yaps byle olduu
iin, zihin ondan u ekilde yararlanmtr. Zihnin yararland
ey, aksine ilevin yapsn ortaya karan eydir; her durumda
aratrmann ipucu budur. O halde, hayal kurmann belirsiz
bir ekilde ve kukusuz yapay olarak snrlandrlm alan iin
de masal yaratma olarak adlandrdmz doal paray ele ala
lm ve doal olarak ne i iin kullanlabileceini grelim. Ro
man, dram ve onu nceleyen her eyle birlikte mitoloji bu ile
vin sonucudurlar. Ama her zaman romanctlar ve oyun yazarlar
varolmamtr, bununla birlikte insanlk hibir zaman dinden
vazgememitir. O halde iirlerin ve her trden fantezinin, zih
nin masallar yaratabilmesinden yararlanarak sonradan gelmele
ri ve buna karlk dinin masal yaratma ilevinin varlk nedeni
olmas muhtemel grnmektedir: Dine gre bu yeti neden de
il, sonutur. Belki bireysel, ama her durumda toplumsal olan
bir gereksinim bu tr bir etkinlii zihinden talep etmitir. Bu
gereksinimin ne olduunu aratralm. Kurmaca etkili olduun
da, domakta olan bir sanr gibidir: Tamamen zihinsel yetiler
olan muhakemeye ve akl yrtmeye engel olabilir. Peki doa,
zeki varlklar yarattktan sonra, zeknn geleceini tehlikeye at
madan zeknn etkinliinin baz tehlikelerini gidermek istedi
inde, ne yapm olabilir? Gzlem bize bunun yantn veriyor.
Bugn bilimin bu byk geliimi iinde, dnyann en gzel
usavurmalarnn bile bir deney karsnda ktn gryo
ruz: Hibir ey olaylara kar duramyor. O halde balangta
zeknn tehlikeli bir yamatayken birey ve toplum iin tutulma

98 Statik Din

s gerektiyse, bu ancak grnte kalan saptamalarla, hayal


rn olaylarla mmkn olabilirdi: Gerek bir deneyin olma
d yerde, deneyin bir sahtesini yaratmak gerekmitir. Eer
imge canl ve etkiliyse, kurmaca algy taklit edebilir ve bylece
eylemi engelleyebilir veya deitirebilir. Sistematik olarak yanl
olan bir deney, zeknn karsna dikildii zaman, onun gerek
deneyden kard sonularda ok ileri gittii anda onu durdu
rabilecektir. O halde doa bu ekilde davranm olmaldr. Bu
koullarda, o anda oluan zeknn batl itikat tarafndan ele ge
irildiini, z olarak zeki olan bir varln doal olarak batl iti
katl olduunu ve yalnzca zeki varlklarn batl itikatl oldukla
rn grmek artc olmayacaktr.
Bu durumda yeni sorunlarn ortaya kaca aktr. nce
likle masal yaratma ilevinin neye yaradn ve doann hangi
tehlikeyi giderdiini sormak gerekir. Henz bu noktay derin
letirmeden, insan zihninin gerekte veya yanllkta olabilece
ini ama her iki durumda da zihin hangi yne balanrsa ba
lansn, yoluna dosdoru devam edeceini saptayalm: Zihin so
nutan sonuca, analizden analize giderken, geree daha ok
yaklaabilecei gibi, yanlln iine daha ok gmlebilir. Biz
yalnzca nceden gelimi bir insanl tanyoruz, nk bugn
gzlemlediimiz ilkeller bizim kadar yallar ve dinler tarihi
nin zerinde alt belgeler grece olarak yakn bir gemie
aittirler. O halde inceleme konumuz olan inanlarn devasa e
itlilii uzun sren bir oalmann sonucudur. Bu inanlarn
samalklarndan veya tuhaflklarndan, zihnin belirli bir ilevi
nin ilerleyiinde tuhafa veya samaya doru belirli bir yneli
min olduu sonucuna varlabilir kukusuz; ama bu zellikler
muhtemelen bu ilerleyi ok uzaa gittii iin bu kadar vurgu
lanmtr: Sadece yn ele alnrsa, eilimin akl-d olmas
daha az artacak ve belki de faydas fark edilecektir. Bu ilerle
yiin vard yanllklarn daha sonra baz insanlara grnecek
bir gerein, tr iin faydal olan bozukluklar olmadn kim
bilebilir? Ama syleyeceklerimiz bitmedi. kinci bir soru var ki

Henri Bergson 99

buna daha nce yant verilmesi gerekirdi: Bu eilim nereden


geliyor? Yaamn dier tezahrleriyle ilgisi var m? Doann
bir yneliminden sz ediyorduk: Bu, biyolojide olduu gibi psi
kolojide de kullanl bir metafordur; bu ekilde gzlemlenen
dzenin bireyin ve trn yararna hizmet ettiini saptyorduk.
Ama ifade belirsizdir ve daha ak olmak iin, zihinde ortaya
kan bu fantasmatik imgeler bir igdnn yerine gemedilerse, ele alnan eilimin bir igd olduunu syleyeceiz. Bu
imgeler, igdnn payna debilecek ve kukusuz zekdan
yoksun bir varlkta igd olabilecek bir rol oynarlar. imdilik,
bunun gc1 igd olduunu syleyelim. Bu kavramla, evri
min dier izgisinin ucunda, bcek toplumlarnda igdnn
kendi yarar iin, zeki ve zgr olan insana yar sanrsal imge
lerin telkin ettii davranla karlatrlabilir bir davran me
kanik olarak uyandrmasn anlyoruz. Ama bu ekilde bir taraf
tan gerek igdlere, dier taraftan gcl igdlere varan
birbirlerinden farkl ama birbirlerini tamamlayan oluumlar or
taya koymak, yaamn evrimi konusunda bir karara varmak de
il midir?
Gerekten de ikinci sorumuzun ortaya koyduu sorun budur. Bu soru zaten rtk olarak ilkinin iinde vard. Yaamn
temel gereksinimleri belirlenmeden, zeknn nne ve bazen de
zeknn tersi ynnde konan kavramlar yaamsal bir gereksi
nime nasl dayandrrz? Kanamayacamz u soru ortaya
kt zaman bu sorunla daha ak olarak karlayoruz: Din
kendisinin domasna neden olan tehlikeden sonra nasl yaayabilmitir? Bilim, zeknn dinin biimi ve maddesi arasnda
brakt tehlikeli boluu doldurmak iin geldii halde, neden
din hl varln srdrmektedir? Yaamn ortaya koyduu
istikrar gereksiniminin zerinde, bir trn kendini korumas
anlamna gelebilecek bu duraklamada veya bu yerinde sayma
da, ileriye doru bir hareket gereksinimi, bir itme kalnts, bir
yaamsal atlm yok mudur? Ama imdilik ilk iki soru yeterlidir. Her ikisi de bizi eskiden yaamn evrimi zerine sunduu

100 Statik Din

muz dncelere gtrmektedir. Bazlarnn zannettii gibi bu


dnceler hibir ekilde varsaymsal deillerdir. Bir yaamsal
atlmdan ve yaratc bir evrimden sz ederken, deneyimi ya
pabildiimiz lde toparlyorduk. Bunun farkna varlmaya
balanyor, nk pozitif bilim, baz tezleri terk etme veya on
lar basit hipotezler olarak sunma yoluyla, grlerimize daha
ok yaklamaktadr. Bilim bu olgular sahiplenmekle, yalnzca
kendine ait olan geri almaktadr.
O halde yaamn belirgin baz zelliklerine geri dnelim ve
yaamsal atlm kavramnn ak olarak ampirik olan nitelii
ni vurgulayalm. u soruyu sormutuk: Yaamsal olgu fiziksel
ve kimyasal olgular halinde blnebilir mi? Fizyolog bu soruya
evet yantn verdii zaman, bilinli veya bilinsiz olarak, fizyo
lojinin grevinin canlda fiziksel veya kimyasal olan aratrmak
olduunu, bu aratrmaya nceden bir snr konamayacan ve
dolaysyla aratrmann bir snr olmamalym gibi davranlmas gerekeceini dnmektedir: Ancak bu ekilde ileri gidi
lebilir, demektedir. O halde fizyolog bir yntem kural koymak
tadr; bir olayn varln belirtmemektedir. O halde deneyle ye
tinelim: Bilimin her zamanki gibi yaamn fiziksel-kimyasal bir
aklamasn vermekten ok uzak olduunu syleyeceiz, ki
bunu kabul edenler sadece biyologlar deildir. Yaamsal bir at
lmdan sz ettiimiz zaman ncelikle saptadmz ey buydu.
-Peki imdi, yaam btnsel olarak ortaya koyduumuzda,
bunun evrimini nasl tasavvur edeceiz? Bir trden brne
geiin, hepsi rastlantsal olan, seleksiyon ile korunmu ve kal
tmla sabitlenmi bir kk deiiklikler serisiyle olutuu fikri
savunulabilir. Ama birbirleriyle balantl olan ve birbirlerini ta
mamlayan, organizmann bundan yararlanmas veya sadece
bundan zarar grmemesi iin meydana gelmek zorunda olan
devasa saydaki deiimler dnldnde, tek bana ele
alndnda her birinin nasl seleksiyon ile korunduu ve onu
tamamlayacak baka bir deiimi nasl bekleyecei sorusu orta
ya kyor. Deiim tek bana kaldnda ou zaman hibir

HenriBergson 101

eye yararl olamamaktadr; hatt ilevi engelleyebilmekte veya


ktrmletirebilmektedir. O halde rastlantnn rastlantyla bir
letiini ileri srerek, evrimleen yaamn ald yne hibir
zel neden atfetmeyerek, pozitif bilime tlenen tutumluluk
ilkesi a priori olarak uygulanmaktadr ama hibir ekilde bir
olay saptanamamakta ve hemen almaz zorluklarla karlal
maktadr. Darvvinciliin bu yetersizlii, yaamsal atlmdan sz
ettiimiz zaman vurguladmz ikinci noktadr: Kuramn kar
sna bir olay koyuyorduk; yaamn evriminin belirli ynlerde
gerekletiini saptyorduk. -Bugn, bu ynler, iinde evrimletii koullar tarafndan yaama aktarlmlar mdr? O halde
bireyin maruz kald deiimlerin altsoyuna getiini ve bu
nun, en azndan rnein ayn ilevi git gide daha ince bir ekil
de gerekletiren bir organn kademeli karmakln salamak
iin olduka dzenli olarak gerekletiini kabul etmek gerekir.
Ama sonradan kazanlann kaltm dncesine itiraz edilebilir
ve bunun istisnai olarak herhangi bir zamanda gzlemlendii
varsaylsa bile, bu hl a prioridir ve durumun gereksinimleri
iin bu dzenlilikle iletilmektedir. Bu dzenli geebilirlilii doutanla balayalm: Kendimizi deneye uyduracaz ve belirli
bir ynde yaam gittike daha yksek bir karmakla tayan
eyin, dsal nedenlerin mekanik eylemi olmayp, bireyler arac
lyla tohumdan tohuma geen isel bir itki olduunu syleye
ceiz. Yaamsal atlm imgesinin bizde uyandrd nc fikir
budur. -Daha ileri gidelim. Daha karmak koullara uyum
salayan bir organn veya bir organizmann geliiminden sz
edildii zaman, ou zaman kalbn alya biim vermesi gibi,
koullarn karmaklnn biimini yaama kabul ettirmesi is
tenmektedir: Sadece bu koulla mekanik ve dolaysyla bilimsel
bir aklamaya sahip olunabilecei sylenmektedir. Ama, genel
olarak uyumu bu ekilde yorumlamakla tatmin olunduktan
sonra, zel durumlarda sanki uyum baka bir eymi gibi -g er
ekten baka bir eydir- dsal koullarn kard soruna ya
am tarafndan bulunan zgn zm zerinde dnlmekte

102 Statik Din

dir. Ve bu sorunlar zme yetisi aklanmadan braklyor.


Bylece atlm iin iine sokmakla, daha fazla aklama yap
m olmuyoruz; hayatn ileminin bu gizemli zelliini, her zel
durumda kabul etmek ve gizlice kullanmak amacyla sistematik
olarak dlamak yerine, onu gsteriyoruz. -Peki gizemi delmek
iin hibir ey yapmadk m? Paralarn btnle olan mkem
mel egdmnn mekanik olarak aklanamamas, bize gre
bu egdmn ereklilikle aklanmasn da gerektirmez. Da
rdan bakldnda, birbirlerine dzenli olarak bal snrsz sa
ydaki paraya blnebilir olan ey, belki de ieriden basit bir
eylem olarak grnecektir: Tpk blnmez olarak hissettiimiz
bir el hareketinin, dardan, bir denklemle tanmlanabilir bir
eri olarak, yani ayn yasaya boyun een noktalarn yan yana
gelmesi olarak alglanmasnda olduu gibi. Bir atlm imgesini
canlandrrken, u beinci fikri ve hatt daha fazlasn aktarmak
istiyorduk: Darda kalan analizin gitgide daha fazla sayda
pozitif unsur kefettii ve bizim de bundan dolay bu unsurlar
artc bir ekilde birbirlerine bal olarak bulduumuz yerde,
ieriye doru taman bir sezgi artk dzenlenmi aralar yerine
kurulmu engelleri kavrayacaktr. Aniden demir talann iine
dalan grnmez bir el yalnzca direnci krar ama bu eylemin
yalnl, diren tarafndan bakldnda, tala paracklarnn
belirli bir dzende yan yana gelii olarak grnecektir. -Peki,
bu eylem ve karlat diren hakknda hibir ey syleyeme
yecek miyiz? Eer yaam fiziksel ve kimyasal olaylara blnemiyorsa, genel olarak madde diye adlandrdmz eye eklenen
zel bir neden gibi hareket etmektedir: Bu madde aratr ve
ayn zamanda engeldir. Belirledii eyi bler. Bu tr bir blme
nin yaamsal evrimin byk izgilerinin okluundan kaynak
landn tahmin edebiliriz. Fakat bu ekilde, yaamdan edin
mek istediimiz sezgiyi hazrlama ve dorulama yntemi telkin
edilmektedir bize. kmazla biten yollarn yannda iki veya
byk evrim izgisinin zgrce devam ettiini gryorsak ve
bu izgiler boyunca temel bir zellik giderek geliiyorsa, ya

Henri Bergson 103

amsal itkinin ncelikle bu zellikleri birbirinin iine gemi bir


halde sunduunu tahmin edebiliriz: Hayvansal evrimin iki te
mel izgisinin ularnda en yksek noktalarna ulaan igd
nn ve zeknn, st ste gelmeden nce birbirlerinin iine gir
mi olarak, bir araya gelmi olarak deil de yalnzca gr as
ilevi grecekleri yaln bir gerein oluturucu unsurlar olarak
ele alnmalar gerekecektir. Bunlar, onlar numaraladmz iin,
yaamsal atlm fikrinin uyandraca altnc, yedinci, sekizinci
tasavvurlar olacaktr. -Temel olana sadece rtk olarak temas
ettik gene: Ki o da, yaamn, evrimi boyunca sreksiz sray
larla btn paralaryla yaratt biimlerin ngrlemezliidir.
ster salt mekanizm doktrinine, ister salt ereklilik doktrinine
balanlsn, her iki durumda da yaamn yaratmlar nceden
bellidir, gelecek bir hesapla bugnden karlabilir veya bug
nn iinde bir fikir biiminde vardr ve dolaysyla zamann hi
bir etkisi yoktur. Saf deneyim buna benzer hibir ey uyandr
maz. tme de yok, ekim de yok der gibidir. Bir atlm tam ola
rak bu tr bir eyi uyandrabilir ve iten hissedilen eyin blnemezliinden ve dardan alglanan eyin sonsuzca blnebilirliinden, yaamn temel nitelii olan gerek ve etkin sreyi de
dndrtebilir. - Yaamsal atlm imgesinin iine soktuu
muz fikirler bunlardr. ou zaman yapld gibi bu fikirler ih
mal edildiinde, doal olarak kendimizi saf yaama arzusu
kavram gibi bo bir kavramla ve ksr bir metafizikle kar kar
ya buluyoruz. Bu fikirler hesaba katlrsa, aratrmay ynlen
direbilecek, ampirik olarak elde edilmi maddeyle ykl bir
fikir sahibi olunacaktr. Bu fikir, yaamsal sre hakknda bil
diklerimizi zetleyecek ve bu konuda bilmediklerimizi de gs
terecektir.
Bu ekilde ele alndnda, evrim ani sraylarla gerekleiyormu gibi ve yeni tr oluturan deiim de tohumdan gelen
organizmada genel olarak ortaya kan, birbirlerini tamamlayan
ok saydaki farkllklardan oluuyormu gibi grnyorlar.
Karlatrmamz yeniden ele alrsak, demir talalarnn iine

104 Statik Din

aniden dalan ve btn demir tala paralarnn hemen yeni d


zenleme yapmalarna neden olan elin ani bir hareketi gibidir
bu. Ayrca deiim ayn trn eitli temsilcileri arasnda ger
eklese de, hepsinde ayn baary salayamayabilir. Hibir ey
bize, insan trnn ortaya knn daha nceki bir trn iin
de urada burada oluan ve bylece olduka farkl insan rnek
lerine varan ayn yndeki birok sraytan kaynaklanmadn
da sylemiyor; her bir rnei belirleyen ok saydaki deiimin
birbirleriyle tam bir egdm iinde olmalar anlamnda, her
bir rnek baarya ulaan bir giriime karlk gelmektedir; s
raylarn hepsi ayn mesafeyi kaydetmediklerinden, belki de
hepsi ayn deerde deildir. Ama bu onlarn ayn ynde olma
dklarn gstermez. Szce insanbiimci bir anlam vermek
ten kanarak, bu rneklerin yaamn ayn ynelimine karlk
geldikleri sylenebilir.
Zaten insan trnn tek bir kaynaktan gelip gelmemesinin
ve insanln indirgenemez bir veya birka rneinin olmasnn
pek bir nemi yoktur: nsan her zaman iki temel zellik gste
rir: Zek ve toplumsallk. Ama, iinde bulunduumuz bak
asna gre, bu nitelikler zel bir anlam kazanrlar. Bunlar
artk yalnzca psikolog ve sosyologu ilgilendirmemektedirler.
ncelikle biyolojik bir yorumlamay gerektirmektedirler. Zek
ve toplumsallk yaamn genel evriminin iinde yer almaldrlar.
Toplumsallkla balarsak, onu tamamlanm biimiyle, evri
min iki tepe noktasnda, karnca ve ar gibi zarkanatl bcekler
de ve insanda gryoruz. Basit eilim dzeyinde kalan toplum
sall doann her yerinde gryoruz. Bireyin oktan bir top
lum olduu sylenebilir: Tekhcreliler ymlar oluturmular
ve bunlar da birbirlerine yaklaarak ymlarn ymn olu
turmulardr; bylece en fazla farkllam organizmalarn k
keni, henz farkllam olan basit organizmalarn birlemesin
de bulunmaktadr. Burada ak bir abartma var; polizoizm
istisna ve anormal bir olaydr. Ama yksek bir organizmada da
olaylarn, sanki hcreler kendi aralarnda ii paylamak zere

Henri Bergson 105

birlemiler gibi cereyan ettii de ayn ekilde dorudur. O hal


de, ok sayda trde rastlanan toplumsal biim saplants birey
lerin yapsna kadar giriyor. Ama bir kez daha, bunun yalnzca
bir eilim olduunu sylyoruz; ve ayrk bireylerin net organi
zasyonlar olan yetkin toplumlarla ilgilenilmek isteniyorsa, bir
bcek toplumunun ve bir insan toplumunun temsil ettii iki
eksiksiz ortaklk tipini ele almak gerekir. Birincisi deimez,2
kincisi deikendir, biri igdsel, dieri zekidir, birincisi un
surlar ancak btn asndan varolan bir organizmaya benzer
ken kincisi bireylere o kadar serbest alan brakr ki toplumun
mu bireyler iin, yoksa bireylerin mi toplum iin var olduu
bilinemez. Comteun dzen ve gelime olarak ortaya koy
duu iki koul iinde, bcek yalnzca dzeni isterken, en azn
dan insanln bir blmnn amalad ey, bazen dzenden
yoksun olan ama her zaman kiisel inisiyatiflere borlu olunan
gelimedir. Toplumsal yaamn tam olan bu iki tipi birbirlerine
simetriktirler ve birbirlerini tamamlarlar. Ama bu iki tipi kar
lkl olarak belirginletiren igd ve zek iin de ayn sapta
may yapabiliriz. Bunlar yaamn evrimi iine yerletirildiklerin
de, birbirlerinden ayrlan ve birbirlerini tamamlayan iki faaliyet
olarak grnrler.
Daha nceki bir almada anlattklarmza geri dnmeyece
iz. Yalnzca yaamn ham maddeden bir eyler elde etmek iin
gsterilen belirli bir aba olduunu ve igd ile zeknn, ta
mamlanm halleriyle ele alndnda, bu ama iin bir let kul
lanan iki ara olduklarn anmsayalm: Birinci durumda, alet
canl varln bir parasdr; kincisinde, yaratlmas, retilmesi,
kullanlmasnn renilmesi gereken inorganik bir lettir. Kul
lanmay, onun bir adm tesi retimi, ondan da tesi buluu
ortaya koyun, teker teker zeknn btn unsurlarn bulmu
olursunuz, nk zeknm yn onun yapsn aklar. Ama
2 Deimezliin mutlak olmayp temelolduunu sylemeye gerek yok.
Deimezlik ilke olarak vardr ama aslnda bir kez ortaya konan te
madaki deiimleri kabul eder.

106 Statik Din

zeknn evresinde igdden bir para kaldnn ve igd


nn dibinde zek kklarmm varlm srdrdnn unu
tulmamas gerekir. Zek ve igdnn birbirlerinin iinde ba
ladklar ve eer gemiin derinliklerine yeteri kadar gidilirse,
bceklerin igdlerinden daha fazla zekya yaklaan igd
lerin ve omurgallarn zeksndan daha fazla igdye yakn bir
zeknn bulunaca dnlebilir. nce birbirlerinin iine n
fuz eden bu iki faaliyet bymek iin birbirlerinden ayrlm
olmallar; ama birindeki bir ey brne yapk olarak kalm
tr. Zaten hayatn btn byk tezahrleri iin ayn ey syle
nir. Bu tezahrlerden her biri, ou zaman gizli veya gcl ola
rak olgunlamam haldeyken dier tezahrlerin ounun te
mel zelliklerini gsterir.
O halde, doann en byk abalarndan birinin sonunda
bulduumuz, esas olarak zeki ve ksmen zgr varlklardan
oluan bu gruplamalar yani insan toplumlarn incelerken, ev
rimin dier biti noktasn, bireyin kr krne topluluun
karna hizmet ettii saf igdyle ynetilen toplumlar da gz
den karmamalyz. Bu karlatrma hibir zaman kesin so
nulara gtrmez ama yorumlara olanak verebilir. Eer evrim
sel hareketin iki ucunda toplumlarla karlalyorsa ve bireysel
organizma toplumlarn planm haber veren bir plan zerinde
kurulmusa, bunun nedeni yaamn aralarnda almann pay
lald paralarn egdm ve hiyerarisi olmasdr: Toplum
sal yaamsaln temelidir. nceden bireysel organizmalar olan
bu toplumlarda para kendini btn iin feda etmeye hazrsa,
evrimin iki byk izgisinden birinin ucunda, ar kovannn ve
karnca yuvasnn oluturduu bu topluluk toplumlarnda da bu
byleyse ve bu sonu doann dzenleyici almasnn uzant
sndan baka bir ey olmayan igdyle elde ediliyorsa, bunun
nedeni doann bireyden ok toplumla ilgilenmesidir. nsanda
durum byle deilse, bunun nedeni, yeni trlerin yaratmyla
yaamn btn alanlarnda ortaya kan bulu abasnn yalnz
ca insanlkta bireyler araclyla devam etme imkn bulmu

Henri Bergson 107

olmasdr. Bu bireylerin paylarna, zek ile birlikte inisiyatif ye


tisi, bamszlk ve zgrlk dmtr. Eer imdi zek baz
noktalarda toplumsal balanty koparacak gibi grnyorsa ve
toplumun da varln srdrmesi gerekiyorsa, bu noktalarda
zekya kar bir gcn olmas gerekmektedir. Eer bu kar
g, yerine zek getii iin igdnn kendisi olamyorsa, po
tansiyel bir igdnn veya daha dorusu zeknn evresinde
varln srdren igd tortusunun ayn etkiyi yapmas gere
kir: Bu g dorudan etkili olamaz ama zek tasarmlar ze
rinde alt iin, gerein tasavvuruna kafa tutacak ve zek
nn araclyla zihinsel almay engellemeyi baaracak hayal
tasarmlar yaratacaktr. Masal yaratma ilevi ancak bu ekilde
aklanabilir. Zaten bu ilev toplumsal bir rol oynuyorsa, toplu
mun ou zaman idare etmekte kar olduu bireye de yararl
olmaldr. O halde masal yaratmann basit ve kkten biimiyle
bireyin kendisine ek bir g salad da dnlebilir. Ama bu
ikinci noktaya gelmeden nce ilki zerinde dnelim.
Psiik bilim tarafndan toplanan gzlemler iinde aada
ki olay saptamtk. Bir kadn bir otelin st katnda bulunuyor.
Aaya inmek iin sahanla geliyor. Asansrn kafesini rten
parmaklk o srada ak. Bu parmaklk sadece asansr katta ol
duu zaman ak olduu iin, kadn doal olarak asansrn
katta olduunu zannediyor ve asansre binmek iin kouyor.
Birden geriye doru itildiini hissediyor: Asansr kullanmakla
grevli kii ortaya kyor ve onu sahanla doru itiyor. O s
rada dalgnl gidiyor. aknlk iinde, grevlinin de letin de
olmadn fark ediyor. Mekanizma bozulduundan, asansr
alt kattayken parmaklk o srada bulunduu katta ak kalm.
Kadn bolua doru komutu: Mucizev bir sanr kadnn ha
yatn kurtarmt. Mucizenin kolayca aklandn sylemeye
gerek var m? Kadn gerek bir olay zerinde doru bir uslam
lama yapmtr, nk parmaklk gerekten akt ve dolaysyla
asansrn katta olmas gerekiyordu. Yalnzca kafesin bo oldu
unu alglamas onu yanllndan kurtaracakt; ama uslamla

108 Statik Din

may takip eden eylem oktan balam olduundan, bu alg


ok gecikmi olarak gelecekti. Bu durumda uslamlayan kiili
in altnda bulunan igdsel, uyurgezer kiilik birden ortaya
kmt. Tehlikeyi grmt. Hemen harekete gemek gereki
yordu. Grnrde dorulanmayan hareketi en iyi tahrik edebi
lecek ve aklayabilecek olan kurmaca, sanrsal algy fkrta
rak bedeni annda geriye frlatmt.
O halde ilkel bir insanl ve geliimin banda olan toplumlar dnelim. Bu gruplara arzulanan ball salamak iin,
doa ok basit bir aratan yararlanacaktr: nsan yalnzca uy
gun igdlerle donatacaktr. Ar kovan ve karnca yuvas iin
ayn eyi yapmt. Baars da zaten tamd: Bireyler orada yal
nzca topluluk iin yayorlard. Ve almas da kolay olmutu
nk her zamanki yntemini izlemesi yeterliydi: gd asln
da yaamla birlikte vardr ve bcekte bulunduu ekliyle top
lumsal igd, her canl bedenin hcrelerini, dokularn ve or
ganlarn canlandran boyun eme ve egdm dncesinden
baka bir ey deildir. Ama omurgallar serisinde yaamsal itki
nin yneldii ey, igdnn gelimesi olrflayp zeknn al
masdr. nsanda hareketin sonuna ulald zaman, igd si
linmemitir ama tutulmutur; igdden geriye, tamamen ay
dnlanm olan veya daha ok parldayan ekirdein yani zek
nn evresinde belli belirsiz bir kk kalmtr. Bundan sonra
dnce bireyin yaratmasna ve toplumun ilerlemesine olanak
verecektir. Ama, toplumun ilerlemesi iin hl varln srd
rebilmesi gerekir. Yaratma inisiyatif demektir ve bireysel inisi
yatife yaplan ar toplumsal disiplini bozma tehlikesi tamak
tadr. Eer birey dncesini nesneden, yani tamamlanmas,
yetkinletirilmesi, yenilenmesi gereken iten ekip, kendine,
toplumsal yaamn ona zorla kabul ettirdii skntya, topluluk
iin yapt fedakrla evirirse, durum ne olacaktr? Birey ka
rnca veya ar gibi kendini igdye braktnda, ulalacak
dsal amaca ynelik kalacaktr; otomatik ve uyurgezer olarak
tr iin alyor olacaktr. Zekyla donanm ve dnceye

Henri Bergson 109

alm olarak kendine dnecek ve yalnzca gzel bir ekilde


yaamay dnecektir. Kukusuz yerinde bir uslamlama ona
bakasnn mutluluunu salamann kendi yararna olduunu
gsterecektir; ama Stuart Mili gibi bir faydacy yaratmak iin
yzyllar boyunca gelien bir kltr gerekmitir ve Stuart Mili
btn filozoflar ve insanlarn genelini ikna edememitir. Ger
ek u ki, zek ncelikle bencillii tleyecektir. Hibir ey
onu durdurmazsa zeki varlk bencillie doru koacaktr. Ama
doa uyumuyor. Biraz nce, ak parmaklk nnde, girii ya
saklayan ve geleni iten bir muhafz ortaya kmt. Burada bu
sitenin koruyucu tanrs olacaktr ve bu tanr savunacak, kor
kutacak ve cezalandracaktr. Aslnda zek kendini var olan
alglara veya alglarn anlar olarak adlandrlan az veya ok
hayal olan bu artklarna gre ayarlamaktadr, igd ancak iz
halinde veya potansiyel olarak varsa, eylemleri tahrik edecek
veya onlar engelleyecek kadar gl deilse, aldatc bir algy
veya en azndan yeteri kadar kesin ve arpc olan bir ann tak
lidini yaratmak zorundadr ki zek buna gre hareket edebilsin.
O halde din, bu gr asndan ele alndnda, zeknn ykc
gcne kar doann koruyucu bir tepkisidir.
Ama bu ekilde, gerekte olup bitenin sluplu bir biime so
kulmasndan baka bir ey elde etmiyoruz. Daha fazla aklk
iin, toplum iinde bireyin ani bir bakaldrsn ve bireysel im
gelem iinde engelleyen veya koruyan bir tanrnn birdenbire
ortaya kn varsaydk. Kukusuz olaylar, uygarlk yolunda
ilerlemi bir insanlkta, verili bir anda ve belirli bir zaman iin
bu dramatik biimi alyorlar. Fakat gereklik ancak temelin yo
unlamas ve fazlann ayklanmas yoluyla dramn belirginle
mesine doru ilerliyor. Aslnda, doann elinden ktklar ha
liyle insan topluluklarnn iinde, grup ball iin nemli olan
la nemli olmayan arasndaki ayrm bu kadar ak deildir, bi
rey tarafndan gerekletirilen bir eylemin sonular o kadar
kesin bir biimde bireysel grnmde deillerdir ve eylemin

110 Statik Din

gerekleecei zamanda ortaya kan engelleyici g bir kiide


o kadar tam olarak somutlamaz. Bu nokta zerinde duralm.
Bizim gibi toplumlarda gelenekler ve yasalar vardr. Kuku
suz yasalar ou zaman salamlam geleneklerdir; ama bir
gelenek ancak belirli, kabul edilen ve formlletirilebilen bir ya
rar gsterdii zaman yasa haline dnr; bu noktadan sonra
dierlerinden ayrlr. O halde temel ile rastlantsal arasndaki
fark nettir: Bir tarafta yalnzca det vardr ve dier tarafta yasal
ve hatt ahlk zorunluluk vardr. Bazlar gerek bir gereksi
nimle dorulanan ve ou basit bir rastlantya veya bu gereksi
nimlerin dnlmeden geniletilmesine dayanan geleneklerle
yetinen daha az gelimi toplumlarda ayn durum sz konusu
deildir. Bu toplumlarda det olan her ey kanlmaz olarak
zorunludur, nk toplumsal dayanma, yasalarn iinde yo
unlamadndan, ahlk ilkelerde de bulunmadndan, det
lerin ortak kabul ile gerekleir. O halde, gelenee uymayla ve
sadece bu uyumla insann dier insanlara baland ve kendi
sinden koptuu bir gerekse, grubun yeleri iin allm olan
her ey, toplumun bireylerden bekledii her ey, dinsel bir nite
lik almak zorundadr. Bu arada, ilkel toplumlar gz nne aln
d zaman ahlkn dinle olan ilikileri sorununun bu ekilde
ok yalnlatm da belirtelim. lkel dinleri, sadece dini balan
gta ald biimiyle ele alp, daha sonra dnt biimiyle
ahlkla karlatrrsak ahlkd veya ahlka kaytsz olarak ni
telendirebiliriz. Balangta gelenek btn bir ahlk oluturur;
ve din gelenekten ayrlmay yasaklad iin ahlk dinle birlikte
vardr. Bu durumda gereksiz bir ekilde, dinsel yasaklamalarn,
bugn bize ahlk-d veya toplum-d olarak grnen eylerle
her zaman ilgili olmad itiraz yaplacaktr. ncelikle ele ald
mz yanyla ilkel din, insann dnmeye balar balamaz yal
nzca kendisini dnmeye ynelmesi tehlikesine kar alman
bir tedbirdir. O halde bu, doann zekya kar koruyucu bir
tepkisidir.

HenriBergson 111

Dier taraftan, bireysel sorumluluk fikri zannedildii kadar


basit deildir. Bu fikir, toplumsal etkinliin dna itildii iin
bamsz olarak kabul edilen bireyin etkinliinin grece soyut
bir tasavvurunu gerektirmektedir. Grubun btn yeleri ara
sndaki dayanma, ncelikle, en azndan hepsinin ciddi olarak
kabul ettikleri durumlarda, tek bana olan bireyin gszl
n belirli bir lde paylamak zorunda hissetmeleri tarznda
dr: Ahlk hastalk (eer bu ifadeyi kullanabilirsek), gittike
yaylan ve bulamayla btn toplumu etkileyen fiziksel bir has
talk etkisi yapar. O halde eer intikam almak isteyen bir g
ortaya karsa, bu, yalnzca hastaln kt noktaya younla
madan btnyle toplumu cezalandrmak iindir: Sulunun
yakasn brakmayan Adalet izelgesi grece olarak modern bir
olgudur ve bireyin toplumsal ba koparaca srada, yalnzca
kendisinin katlanaca bir cezann dinsel korkusuyla durduu
nu gsterdiimizde olaylar ok sadeletirmi oluruz. Olaylarn
bu biimi alma eiliminde olduklar ve din kendi snrlarn i
zerek daha ak bir biimde mitolojik hale geldii lde bu
biimi daha belirgin olarak alacaklar da ayn ekilde dorudur.
Zaten mit her zaman kkeninin izini tayacaktr; hibir zaman
mit, fiziksel dzenle ahlksal veya toplumsal dzen arasnda,
herkesin yasaya itaatinden kaynaklanan arzulanm dzenlilik
ile doann gidiatnn ortaya kard dzenlilik arasnda tam
bir ayrm yapmayacaktr. nsan adaletinin tanras olan Themis, ahlksal yasay olduu gibi fiziksel yasay da temsil eden
Dike ile Mevsimlerin annesidir. Bugn bile bu karklktan
glkle kurtulduk; bu karkln izi dilimizde srmektedir.
Gelenekler ve ahlk, deimezlik anlamndaki kural ve buyruk
anlamndaki kural gsterirler: Olgunun evrensellii ile huku
kun evrensellii neredeyse ayn ekilde ifade edilirler. Buyruk
szc hem dzenleme ve hem de emretme anlamna gelmi
yor mu?
Son olarak yasaklamak, uyarmak veya cezalandrmak iin
ortaya kan bir tanrdan sz ediyorduk. O halde direncin ve

112 Statik Din

gerektiinde intikamn hareket noktas olan ahlk g bir kii


likte somutlamaktadr. Kukusuz bu g bylece insann g
znde nsan bir biim almaktadr; ama eer mitoloji doann
bir rnyse, bu, iekli bitki gibi doann gecikmi bir rn
dr ve dolaysyla din balangta daha basitti. Bilincimizde
olup biten eyin dikkatli bir ekilde incelenmesi bize, ynelimsel bir direncin ve hatt bir intikamn nce kendi kendilerine
yeten btnlkler olarak grndklerini gstermektedir; dik
katli ve intikamc bir tanrsallk nesnesi gibi belirli bir nesne ile
evrilmek onlar iin bir lkst; zihnin masal yaratc ilevi an
cak bu ekilde kaplanm tasavvurlar zerinde kukusuz bir sa
nat zevkiyle gerekleiyordu ama bu ilev bu tasavvurlar he
men biimlendirmiyordu; onlar nce tamamen plak olarak
alyordu. Psikologlarn dikkatini yeteri kadar ekmemi olan bu
nokta zerinde durmamz gerekecektir. Masaya arpan ve ona
karlk veren ocuun masay bir kii olarak grd kantlan
m deildir. Zaten btn psikologlarn bu yorumu kabul ettik
leri de doru deildir. Ama, burada mitolojik aklamaya nce
lik tandktan sonra, ocuun sadece fkesinin yol at bir
vurma gereksinimine teslim olduunu varsaydklar zaman, ok
ileri gitmi olmuyorlar. Gerekte masay bir kii yerine koy
makla masann cansz bir ey olarak alglanmas arasnda ne bir
eyin ne de bir kiinin tasarm olmayan ara bir tasarm vardr:
Bu tasarm, masann vururken gerekletirdii eylemin imgesi
dir veya daha dorusu kendisiyle birlikte -srtnda tayaca
bir bagaj gibiarkadaki masay getiren vurma hareketinin im
gesidir. Vurma hareketi bir kiilik unsurudur ama hl tam bir
kiilik deildir. Rakibinin hamlesinin zerine doru geldiini
gren eskrimci, klc ve kendisiyle birlikte kolu eken klc ve
de kendisini uzatrken bedeni de uzatan kolu srkleyenin
ucun hareketi olduunu ok iyi bilmektedir: Gerektii gibi ileri
atlanamyor ve olaylarn yle gelitii hissedildii an doru bir
hamle yaplamyor. Bunlar tersinden sraya sokmak, yeniden
kurmak ve dolaysyla felsefe yapmak demektir; her durumda

Henri Bergson 113

bu, saf eylemin gereksinimleriyle, dorudan verilenle ve ger


ekten ilkel olanla yetinmek yerine, rtk olan aa karmak
demektir. -Bir levhada gemek yasaktr yazsn okuduu
muz zaman, ncelikle yasa alglyoruz; yasak apaktr; ama
onun arkasnda, bu levhay asan bir bekinin alacakaranlkta
belli belirsiz olan varln kafamzda canlandryoruz. Demek
ki toplumsal dzeni koruyan yasaklar ilkin olduklar halleriyle
ileriye doru atlmlardr; bunlarn basit formllerden fazla bir
ey olduklar aktr; bunlar direnlerdir, basklardr ve itmeler
dir; yasaklayan ve bu yasaklarla maskelenen kutsallk, masal
yaratma ilevinin almas tamamland lde ancak daha
sonra ortaya kacaktr. O halde, uygar olmayan insanlarda ba
z bireysel eylemlere kar yar-fiziksel, yar-ahlk direnlerle
karlatmz zaman armamalyz: Bir toplumda kutsal ve
tehlikeli kavramlar olutuu zaman, fiziksel bm tiksinti gc ile
ahlk bir yasak arasndaki ayrm ak olduu zaman, bir di
ren alannn merkezini igal eden eyin ayn anda hem kut
sal hem de tehlikeli olduu sylenecektir; bu ey buraya ka
dar bir zellik iinde eriyen iki zellie sahiptir; dinler biliminin
bizi altrd Polinezyen terimi kullanrsak bu ey tabii dur.
lkel insanlk tab/yu bugnk ilkellef'm anlad tarzda m
anlyorlard? ncelikle szcklerin anlamnda anlamalyz.
Eer trler hissedilemeyen geilerle olumularsa, ilkel insan
lk olmazd; insan belirli hibir anda, hayvansallktan domam
olurdu; ama burada, ylesine ok gerekdlklarla karlaan
ve yle ikircil anlamlara dayanan keyf bir varsaym var ki biz
bunun savunulamaz olduunu dnyoruz;3 olaylarla benzer
liklerin ipucu izlendiinde, daha ok sramalarla hareket eden
ve her duruta, bir kaleydoskop dndrld zaman art arda
gelen figrlere benzeyen kendi trnde bir bileim elde eden
sreksiz bir evrime varlr; o halde, insan tr birok noktadan
ayn yne doru giden birok srayla oluabilmesine ve hepsi

3 Bkz. L volution cratrice (Yaratc evrim), zellikle ilk iki blm.

114 Statik Din

tipin gereklemesine aym lde yaklaamamasna ramen,


ilkel bir insan tipi vardr. Dier taraftan, edinilen alkanlklarn
kaltmsal aktarm olsayd, ilkel ruh bugn bizim iin tamamen
ulalamaz hale gelirdi. Bu durumda, doal ahlkmzn, kaba
haliyle ele alndnda, en eski atalarmzmkinden kkten farkl
olmas gerekirdi. Ama hl nyargya dayal fikirlerin etkisiyle
ve bir kuramn gereksinimlerini tatmin etmek iin kaltmsal
alkanlklardan sz ediliyor ve zellikle bir dnm gerek
letirmek iin olduka dzenli bir aktarmn olduuna inanl
yor. Gerek u ki, eer uygarlk insan derin olarak deitirdiy
se, bu, toplumun her yeni kuakta bireye aktard alkanlklar
ve bilgileri bir depoda biriktirir gibi toplumsal ortamda biriktir
mesiyle olmutur. Yzeyi kazyalm, btn zamanlarn eiti
minden bize gelen her eyi silelim: Benliimizin derinliinde
veya yaknnda ilkel insanl buluruz. Bugn gzlemlediimiz
ilkeller bize bu insanln imgesini veriyorlar m? Olas deil,
nk doa, bizim gibi onlarda da toplumsal ortamn her bi
reyde depolamak zere saklad bir alkanlklar tabakasyla
rtldr. Ama bu tabakann onlarda uygar insana gre daha
az kaln olduuna ve doann grnmesine daha ok izin ver
diine inanmak iin hakl nedenler vardr. Yzyllar boyunca
alkanlklarn oalmas, gerekten onlarda farkl bir ekilde,
yzeyde, benzerden benzere geile ve rastlantsal koullarn
etkisiyle gerekleirken, tekniin, bilgilerin ve sonuta uygarl
n geliimi, st ste gelen ve bylece artk yalnzca yzeysel
karmaklklara deil de derin dnmlere varan deiimlerle
ayn ve tek ynde ykselen olduka uzun dnemler boyunca
gerekleir. Bundan dolay bugnn ilkellerinde rastlad
mz tabu kavramn mutlak olarak hangi lde ilkel olarak ele
alabileceimiz anlalmaktadr. Bu kavramn doann ellerinden
kan bir insanlkta bu ekilde ortaya ktn varsaysak bile,
ne ayn olan eylerin hepsine, ne de muhtemelen bu kadar ok
eye uygulanmtr. Her tabu toplumun belirli bir yarar buldu
u bir yasaklamadr. Tabu zekya bavurmadan zeki eylemleri

Henri Bergsot 115

aka nledii iin birey asndan akl-d olmasna karn,


topluma ve tre yarar salad iin ussaldr. rnein cinsel
ilikiler bu ekilde tabular araclyla faydal bir ekilde dzene
sokulmulardr. Ama tam da tabu bireysel zekya gre olmad
ve hatt onu engelleme sz konusu olduu iin, zek onu ele
geirerek, rastlantsal fikir armlar ile ve doann temel
niyeti olarak adlandrlabilecek eyden kayg duymadan tabiiyu
her tr keyf abartmalar iin kullanmtr. Tabiimin her za
man bugn ne ise o olduunu kabul etsek bile, bu kadar ok
sayda konuyla ilgili olmas ve bu kadar akl-d uygulamalara
imkn vermesi olanakszdr. -Ama tabu ilk eklini koruyabilmi
midir? lkellerin zeks temel olarak bizimkinden farkl deil
dir; bizimki gibi dinamii statie dntrme ve eylemleri ey
ler halinde katlatrma eilimindedir. O halde yasaklarn zek
nn etkisiyle ait olduklar eylerin iine yerletikleri sonucuna
varabiliriz: Bunlar sadece eilimlere kar koyan direnlerdir,
ama eilimin ou zaman bir nesnesi olduundan, eilim sanki
onun iinde yer alyormu gibi, diren nesneden kaynaklanyor
grnr ve bylece nesnenin tznn bir nitelii haline gelir.
Durgun toplumlarda bu sabitletirme nihadir. Zeknn sonun
da yasan arkasnda bir kiinin olduunu fark ettii devinimli
toplumlarda bu sabitletirme daha az tamdr ve herhalde geici
olmutur.
Dinin dorudan toplumun korunmasyla ilgili olan ilk ilevi
ni belirtmi bulunuyoruz. Dierine geelim. Burada da dinin
hl toplumun iyilii iin altn ama bu kez bunu dolayl
olarak, bireysel giriimleri tevik ederek ve ynlendirerek ger
ekletirdiini gryoruz. Dinin bu almas daha karmak
olacaktr ve bunun biimlerini sra ile gstermek zorundayz.
Ama bu aratrmada yolumuzu kaybetme riski yoktur, nk
ipin ucunu elimizde tutuyoruz. Her zaman hayatn alannn te
mel olarak igd alan olduunu, belirli bir evrim izgisi ze
rinde igdnn yerinin bir ksmn zekya terk ettiini, bunun
yaamn bir blmnde tahribata yol aacan ve bu nedenle

116 Statik Din

doann zeky zekyla kar karya getirmekten baka bir


aresi olmadn sylemek zorundayz. Dengeyi bu ekilde do
ann lehine yeniden kuran anlaksal tasarm dinsel yapdadr.
En yalm durumdan balayalm.
Hayvanlar leceklerini bilmezler. Kukusuz onlarn arasnda
canly lden ayrt edenler vardr: Bununla, lnn ve canlnn
alglanmasnn onlarda ayn hareketlere, ayn davranlara yol
amadm anlamalyz; bu, onlarn genel olarak lm fikrine
sahip olduu gibi yalnzca beden tarafndan yaanmayp ayn
zamanda zihinde tasavvur edilen baka bir genel fikre sahip
olduklar anlamna gelmez. Bir hayvan bir dmandan kamak
iin l taklidi yapacaktr; ama onun davrann byle de
erlendiren biziz; ona gelince, o hareket etmiyor nk kpr
darsa dikkati ekeceini veya canlandracan, saldrganl
tahrik edeceini, hareketin harekete yol aacan hissediyor.
Hayvanlarda intihar vakalarnn bulunduu zannedilmitir;
bunda hataya dlmediini varsaysak bile, lmek iin yapl
mas gerekeni yapmakla, bu hareketle lneceini bilmek ara
sndaki fark byktr; iyi tasarlanm bile olsa, sonu iin elve
rili bile olsa bir hareketi gerekletirmek baka, bu hareketi iz
leyecek durumu hayal etmek bakadr. Ama bir an iin hayva
nn lm fikri olduunu kabul edelim. Kukusuz hayvan lme
yazgl olduunu, bir iddet eylemi sonucunda olmayan doal
bir lmle leceini tasavvur edemez. Bunun iin dier hay
vanlar zerinde bir dizi gzlemin yaplmas, daha sonra bir
sentezin yaplmas ve nihyet oktan bilimsel bir nitelik gste
ren bir genelletirme almas gerekmektedir. Hayvann byle
bir abay gsterebileceini varsaysak bile, bunun zahmetine
deecek bir ey iin olmas gerekirdi; oysa, hayvan iin lecei
ni bilmek kadar yararsz hibir ey yoktur. Onun lm bilme
mekte daha ok yarar vardr. Ama insan leceini bilmektedir.
Hayata tutunan dier btn canllar sadece onun atlmma
ayak uydururlar. Eer kendi kendilerine sub specie aetemi d
nmyorlarsa, imdinin srekli olarak gelecee uzanmas y

Henri Bergson 117

nndeki gvenleri, bu dncenin duyguya dnm eklidir.


Ama insanla birlikte dnce ve dolaysyla imdilik faydasz
grnen gzlemleme ve gzlemleri aralarnda karlatrma,
sonu karma ve genelleme yetisi ortaya kyor. nsan evre
sinde yaayan her eyin sonunda ldn saptaynca, kendisi
nin de leceinden emin oluyor. Doa insan zekyla donata
rak, onu iyi kt bu kanya doru srklyor. Ama bu kan,
doann devinimine ters dyor. Eer yaam atlm dier
btn canllar lm tasavvurundan uzaklatryorsa, lm d
ncesinin insanda yaam devinimini yavalatmas gerekir. Bu
dnce daha sonra insanl kendisinin zerine karacak ve
ona eylem iin daha byk bir g verecek bir felsefe iinde
erevelenebilecektir. Ama ncelikle bu dnce kerticidir ve
eer leceinden emin olan insan lecei tarihi bilseydi daha
da kertici olurdu. Olay istedii kadar gerekleecek olsa da,
her an meydana gelmedii saptand iin, srekli tekrarlanan
negatif deneyim kesinliin sonularn hafifleten az ok bilinli
bir kukuda younlar. Yalnzca yaamay dnmek iin olu
an bir canl varlklar dnyasnda dnceyle ortaya kan
lm gerei doann eilimini bozmaktadr. Doa, yolu ze
rinde karlat engele arpacaktr. Ama ayn anda ayaa kal
kacaktr. Doa lmn kanlmazl fikrine kar yaamn
lmden sonra devam imgesini koyacaktr;4 fikrin yerletii
zek alan iine doa tarafndan atlan bu imge olaylar dzene
sokar; fikrin bu ekilde imge tarafndan etkisizletirilmesi, do
ann kendisini kaymaktan kurtaran dengenin varln gs
termektedir. Bylece, bize dinin kaynaklarn belirten imgelerin
ve fikirlerin ok zel oyunuyla kar karya geliyoruz. Bu a
dan ele alndnda, din, zeknn lmn kanlmazl hakkmdaki tasavvuruna kar doann koruyucu bir tepkisidir.
4 mgenin ancak ilkelde ald biimiyle sanrsal olduu kukusuzdur.
lmden sonraki yaamla ilgili genel soruna nceki almalarmzda
yer verdik; bu almada da bu konuya deineceiz. Bkz. nc b
lm, s. 193 ve devam ve drdnc blm, s. 247-248.

118 Statik Din

Toplum birey kadar bu tepkiyle ilgilidir. Bunun nedeni sa


dece toplumun bireyin abasndan yararlanmas ve bu abann,
bir son fikri atlm engellemedii zaman daha ileri gitmesi de
il, ayn zamanda zellikle toplumun istikrara ve sreye gerek
sinimi olmasdr. Uygar bir toplum, yasalara, kuramlara ve za
mana meydan okumak iin ina edilmi olsa bile yaplara daya
nr; ama ilkel toplumlar yalnzca insanlarla ina edilmilerdir:
Onlar oluturan bireylerin srekliliine inanlmasayd, onlarn
otoritesi ne hale gelirdi? O halde llerin varlklarm srdr
mesi nemlidir. Daha sonra atalara tapnma evresi gelecektir.
Bylece ller tanrlara yaklaacaklardr. Ama bunun iin en
azndan hazrlk halinde tanrlarn olmas, bir tapnma olmas,
ruhun iten olarak mitolojiye ynlenmesi gerekir. Balangta
zek, lleri hl iyilik ve ktlk yapabildikleri bir toplumda
canllara karm olarak tasavvur ediyordu.
Zek lleri hangi biimde yayor olarak gryordu? e
bak yoluyla ruhun derinliinde ilkel bir dini oluturucu un
surlar aradmz unutmayalm. Bu unsurlardan hibiri dar
da saf halde hibir zaman olumam olabilir. Oluur olumaz
ayn kkendeki dier unsurlarla karlam ve onlarla birle
mitir; ya da masal yaratc ilevin hi bitmeyen almasna
madde olarak hizmet etmek iin ya yalnz ya da dierleriyle bir
likte alnmtr. Bylece, doann sunduu basit veya karmak
temalar vardr; ve dier taraftan insan fantezisinin onlarn ze
rinde uygulad binlerce varyasyon vardr. Bu temalara kuku
suz, dinler biliminin neredeyse her yerde bulduu temel inan
lar balanr. Temalar zerindeki varyasyonlara gelince, bunlar
zamana ve yere gre sonsuzca farkllaan mitler ve hatt ku
ramsal grlerdir. Biraz nce belirttiimiz basit temann, mit
lerden ve kuramlardan nce, ruhun ilkel tasarmn vermek iin
hemen dier temalarla birletii aktr. Peki temann bu birle
menin dnda belirli bir biimi var mdr? Eer [byle bir] soru
soruluyorsa, bunun nedeni bedenden sonra yaayan bir ruhun
varl fikrinin, bugn dorudan bilince sunulan, kendi l

Henri Bergson 119

mnden sonra yaayabilen bir beden imgesini de iermesidir.


Bu imge vardr ve onu kavramak iin ufak bir aba yeterlidir.
Bu sadece, bedenin dokunma imgesinden kaynaklanan grsel
imgesidir. Grsel imgeyi dierinden ayrlmaz olarak ya da bir
yansma veya bir sonu olarak deerlendirmeyi alkanlk edin
miiz. Bilginin geliimi bu ynde olmutur. Bilimimiz iin be
den temel olarak dokunma duyumuz iin neyse odur; bedenin
bizden bamsz olarak belirli bir biimi ve bir boyutu vardr;
uzamda belirli bir yer igal eder ve aradaki konumlar tek tek
igal etmek iin gerekli zaman kullanmadan bu yeri deitire
mez; o halde, bedenden edindiimiz grsel imge, dokunsal im
geye geri dnlerek varyasyonlarnn her zaman dzeltilmesi
gereken bir grnt olacaktr; bu dokunsal imge nesnenin ken
disidir ve dier imge sadece bunun varln bildirecektir. Ama
ilk izlenim byle deildir. Bundan haberdar olmayan bir zihin
grsel imge ile dokunsal imgeyi ayn sraya koyacak, onlara
ayn gereklii atfedecek ve onlar grece olarak birbirlerinden
bamsz olarak ele alacaktr. lkel birinin bedenini, grnen
ekliyle, dokunulan bedenden kopmu olarak grmek iin suya
eilmesi yeterlidir. Kukusuz dokunduu beden ayn zamanda
grd bir bedendir: Bu da bedenin grlen bedeni oluturan
yznn ikilemeye elverili olduunu ve her iki kopyadan biri
nin dokunsal bedenle birlikte kaldn kantlamaktadr. Bu
nunla birlikte dokunulan bedenden ayrlabilen bir bedenin de
var olduu daha az doru deildir. Bu beden annda dierinin
bulunduu yere tanan isiz ve arlksz bir bedendir. Kuku
suz, bu bedenin iinde onun lmden sonra varln srdr
mesine inanmamz salayacak hibir ey yoktur. Ama bir eyin
varln srdrmesi gerektii ilkesini kabul edersek, kukusuz
bu ey grnen beden olacaktr, nk dokunulan beden hl
buradadr, hareketsizdir ve rmekte de gecikmeyecektir, bu
na karn grnen yzey herhangi bir yere smabilir ve canl
kalabilir. O halde insann glge veya hayalet eklinde varln
srdrmesi fikri tamamen doaldr. Bu fikrin, bedeni bir soluk

120 Statik Din

olarak canlandran bir ilke eklindeki daha incelikli bir dn


ceden nce geldiine inanyoruz; bu soluk kendiliinden yava
yava ruh halinde tinselleecektir {anima veya animus). Bede
nin hayalinin kendiliinden insan olaylar zerinde bir etki ya
pamaz gibi grnd ve buna ramen bu etkiyi yapt bir
gerektir, nk lmden sonraki yaama inandran ey, s
rekli bir eylemin gerekli olduu dncesidir. Ama yeni bir un
sur ie karyor.
Bu dier temel eilimi imdilik tanmlamayacaz. Bu eilim
de nceki ikisi gibi doaldr; ayn zamanda doann savunmac
bir tepkisidir. Bu eilimin kkenini aratrmalyz. imdilik bu
nun sonucunu ele almakla yetiniyoruz. Bu eilim doann ta
mamna yaylan ve nesneler ile bireysel varlklar arasnda payla
lan bir gcn tasavvuruna varyor. Dinler ilmi bu tasavvuru
genel anlamda ilkel olarak gryor. Polinezya manasmdan
sz ediliyor ki bunun benzerine farkl adlar altnda rastlyoruz:
Siouxlarn wakandas, Iroquoislarn orendas, Malaislerin pantang), vs. Bazlarna gre, mana yaamn evrensel il
kesidir ve zellikle dilimizle ifade edersek ruhlarn zn olu
turmaktadr. Bakalarna gre de, bu daha ok fazladan gelen
ve ruhun baka her ey gibi elde edebilecei ama zde ruha ait
olamayacak bir gtr. Birinci varsayma gre akl yrtyor
grnen Durkheima gre, mana klann yelerinin duygu or
takln salayan totemik ilkeyi vermektedir; ruh totemin
dorudan doruya kiilemesidir ve bu ekilde manadan gel
mektedir. eitli yorumlar arasnda seim yapmak bize d
mez. Genel olarak bugn bile doal olarak oluturamayaca
mz bir tasavvuru ilkel yani doal olarak kabul etmekte kararsz
kalyoruz. Bunu bulmak iin isel bir derinletirme abasnn
gerekliliine ramen, ilkel olann bu durumunu devam ettirdi
ini tahmin ediyoruz. Ama, sz konusu olan tasavvur hangi bi
imde ele alnrsa alnsn, canl varlklarn ve ok sayda cansz
nesnenin faydalanaca bir g yedeinin var olduu fikrinin,
zihnin belirli bir eilimi izledii zaman yolu zerinde karlaa

H etri Bergson i 21

ca ilk fikirlerden biri olduunu kabul etmekte hi zorluk ek


meyeceiz. Doal ve ilksel olan bu eilimi biraz ileride tanmla
yacaz. O halde bu kavram edindiimizi kabul edelim. te
insan daha sonra bir ruh olarak adlandraca eyle donanm
tr. Bu ruh bedenin lmnden sonra da yaayacak mdr? Yal
nz ruhla yetinseydik byle bir eyi varsaymak iin hibir nede
nimiz olmazd. Hibir ey mana gibi bir gcn onu barnd
ran bedenden daha uzun sre devam edeceini gstermemek
tedir. Ama batan bedenin glgesinin varlm srdrd ilke
si kabul edilirse, bedene eylem gc veren kayna bu glgede
brakmay hibir ey engelleyemez. Bylece aktif, hareket ettiri
ci, nsan olaylarda etkili bir glge elde edilir. te lmden
sonraki yaamn ilkel anlay budur.
Can fikri ruh fikrine katlmasayd etki zaten byk olamaz
d. Ruh fikri, gstermek zorunda olduumuz baka bir doal
eilimden kmtr. Bunu da zerinde anlatmz bir ey ola
rak ele alalm ve iki kavram arasnda oluacak deitokular
saptayalm. nceden canlar bu ekilde tasavvur edilmemi ol
sayd, doann her yerinde olduu varsaylan ruhlar nsan bii
me bu kadar yakn olmazlard. Bedenlerinden kopan canlar,
ruhlarla ayn cinsten olmasalard ve onlarn arasnda az veya
ok yer alabilme kapasiteleri olmasayd, doal olaylar zerinde
etkileri olmazd. Bylece ller hesaba katmamz gereken kii
likler haline geliyorlar. Zarar verebilirler. Hizmet edebilirler.
Bir noktaya kadar, doa gleri olarak adlandrdmz eylere
sahipler. Gerek ve mecaz anlamda, yamur yadrrlar ve ha
vay gzelletirirler. Onlar rahatsz eden davranlardan kan
lacaktr. Gvenlerini kazanmak iin gayret sarfedilecektir. On
lar kazanmak, onlar satn almak, hatt aldatmak iin binlerce
are hayal edilecektir. Bu yola bir kez girilince, zeknn iine
dmeyecei samalk yoktur. Masal yaratma ilevi oktan
kendiliinden almaktadr: Bir de korku ve ihtiyala kamla
nrsa neler yaratlmaz ki! Bir tehlikeyi adatmak veya bir ltuf
elde etmek iin, lye arzulad zannedilen her ey sunulacak

122 Statik Din

tr. Eer onun houna gidecekse kafalar bile kesilecektir. Mis


yonerlerin bu konudaki anlatlar bu tr ayrntlarla doludur.
ocukluklar, canavarlklar, buradaki liste insan aptallnn ya
ratt uygulamalarla uzayp gider. Yalnzca bunlar grrsek,
insanlktan nefret eder hale geliriz. Ama bugnn veya dnn
ilkellerinin, bizim gibi yzyllar boyu yaam olarak, olduka
doal olan temel eilimler iindeki akld olabilecek bir eyi
abartmak ve azdrmak iin ok bo zamanlar olduunu unut
mamalyz. Gerek ilkeller eilime ve onun dorudan sonula
rna bal kalsalard, kukusuz daha saduyulu olurlard. Her
ey deiiyor ve daha yukarda da sylediimiz gibi, deiim
eer derinde olmazsa yzeyde gerekleecektir. lerleyen top
lumlar vardr -muhtemelen bunlar elverisiz varolu koullar
nn yaamak iin belirli bir abann gsterilmesini zorunlu kl
d ve bylece bir nderi, bir yaratcy, bir stn insan izle
mek iin glerin arttrlmasna uzaktan uzaa raz olan toplumlardr. Buradaki deiim bir younluk artdr; yn de g
rece olarak sabittir; gitgide daha yksek bir etkinlie doru y
rnlr. Dier taraftan, zorunlu olarak olduka aa olan d
zeylerini koruyan toplumlar vardr. Bu toplumlar buna ramen
deitiklerine gre, onlarda niteliksel bir ilerleme olan youn
lama yerine, ilkel olarak verilmi olann oalmas veya abar
tlmas sz konusu olmutur: Yaratma, -hl bu szc kullanabiliyorsak- artk aba gerektirmemektedir. Bylece bir ge
reksinime cevap veren bir inantan, dtan buna benzeyen,
herhangi bir yzeysel zellii vurgulayan ama artk hibir eye
yaramayan yeni bir inana geilmi olacaktr. Sonuta, yerinde
sayarak, srekli eklemeler yaplr ve durmadan geniletilir.
Tekrarn ve abartnn ikili etkisiyle, akld olan samala ve
tuhaf olan canavarla dnr. Zaten art arda gelen bu geni
lemelerin bireyler tarafndan gerekletirilmi olmalar gerekir;
ama artk burada ne yaratmak, ne de yaratlan kabul etmek
iin anlaksal stnlk gerekmektedir. Samalk mant yeterliydi ve zihin, fikrin tuhafln aklayacak ve oalmasn nle

Henri Bergson 123

yecek kkenlere balanmadan tuhaf bir fikirden yola kt za


man bu sama mantk, zihni giderek daha uzaa, daha sama
sonulara gtrr. Hepimiz birbirlerine ok bal, kendilerin
den ok memnun ve ekingenlik veya hor grme nedeniyle
bakalarndan uzakta duran bu ailelerden biriyle karlama
olana bulmuuzdur. Bu ailelerde, kapal bir ekilde kayna
may srdrdklerinde ciddi hale gelebilecek baz tuhaf al
kanlklara, fobilere veya batl itikatlara rastlanmas ender deil
dir. Bu acayipliklerden her birinin bir kkeni vardr. Bu, ailenin
u veya bu yesinin aklna gelebilecek ve dier yelerin gvenle
kabul edecekleri bir fikirdir. Bu fikir bir pazar gn yaplacak,
daha sonraki Pazarlarda srdrlecek ve bylece yln her pa
zar iin dayatlacak bir gezinti olabilir: Bir aksilik sonucu bu
gezi bir pazar yaplmazsa, balarna ne gelecei bilinmez. Tek
rar etmek, taklit etmek ve gvenmek iin, kendini brakmak ye
terlidir; bir abay gerektiren ey, eletiridir. -O halde birka
yl yerine yzlerce yzyl gz nne alalm; yalnz yaayan bir
ailenin kk tuhaflklarm ar geniletelim: Pencerelerini
darya amak, ortamlarnda oluan pislikleri temizlemek ve
ufuklarn geniletmek iin bir aba harcamak yerine, kapal
kalan ve yazglarndan tatmin olan ilkel toplumlarda ne olup
bittiini kolaylkla tasavvur edebilirsiniz.
Dinin iki temel ilevini gsterdik ve analizimiz srasnda bize
gre dinin ald genel biimleri aklyor grnen temel ei
limlerle karlatk. imdi bu genel biimlerin ve temel eilimle
rin incelemesine geiyoruz. Yntemimiz zaten ayn kalacaktr.
Belirli bir igd etkinliini kabul ediyoruz; bu ekilde zeky
ortaya kararak, tehlikeli bir bozukluun doup domadn
aratryoruz; bu durumda, denge muhtemelen igdnn bo
zucu zeknn iinde uyaraca tasavvurlarla yeniden kurulacak
tr: Eer byle tasavvurlar varsa, bunlar temel dinsel fikirlerdir.
Bylelikle, yaamsal itki lmn farknda olmuyor. Bu itkinin
basksyla zek ortaya ktnda, lmn kanlmazl fikri
beliriyor: Yaama atlmn vermek iin, zt bir tasavvur zeknn

124 Statik Din

nne dikiliyor; ve buradan da lm konusundaki ilkel inan


lar kacaktr. Ama eer lm en st derecedeki rastlantysa,
insan yaam, ne kadar ok baka rastlantlara maruz kalyor!
Zeknn yaama uyarlanmas ngrlemeyene kapy amyor
mu ve tehlike duygusunu yaama sokmuyor mu? Hayvan ken
dinden emindir. Hayvanda amala eylem arasna hibir ey gir
mez. Eer av oradaysa zerine atlar. Eer pusudaysa, bekleyii
nceden belirlenmi bir eylemdir ve gerekleen eylemle bln
meyen bir btnlk oluturur. Arnn kovann yapt zamanki
gibi son ama uzaksa, bu ama hayvann bilmedii bir amatr;
o ancak u anki nesneyi grr ve bilinli olarak yapt hamley
le tamamlamay amalad eylem ayn zamanda vardr. Ama
zeknn znde, uzaktaki bir ama iin aralar birletirmek ve
gcnn btnyle yetmedii ilere bile girimek vardr. Yapt
ile elde etmek istedii sonu arasnda ou zaman, rastlant
ya byk yer brakan bir mesafe vardr. Zek balar ve bitirme
si iin koullarn buna imkn vermesi gerekir. Zaten zek bu
ngrlemeyenin paynn tamamen farkndadr. Okunu atan
yabanl hedefi vurup vurmayacan bilmez; burada, hayvann
avna atlad zamandaki gibi eylemle sonu arasnda bir de
vamllk yoktur; rastlantya ak olan ve ngrlemeyeni eken
bir boluk oluur. Kukusuz kuramsal olarak bunun olmamas
gerekir. Zek madde zerinde mekanik olarak etkin olmak iin
vardr; o halde zek, eyleri mekanik olarak tasavvur eder; ev
rensel mekanizmay ilke olarak ileri srer ve hareketin balad
anda amaca ulamadan nce rastlad her eyi nceden kestir
mesini salayan bir bilimi potansiyel olarak tasarlar. Ama byle
bir idealin znde, hibir zaman gereklememe ve en fazla ze
knn almasnda uyarc olarak hizmet etme vardr. Gerek
te, insan zeksnn, ok az tand bir madde zerinde yapaca
ok snrl bir eylemle yetinmesi gerekir. Oysa beklemeyi ka
bul etmeyen, engel tanmayan yaamsal itki oradadr. Onun
iin rastlant, ngrlemeyen ve sonuta yol zerindeki belirle
nemeyen ey pek nemli deildir; yaamsal itki, zplamalarla

Henri Bergson 125

hareket eder ve atlm aradaki mesafeyi yutarken o yalnzca


bitimi grr. Bununla birlikte zeknn bu ngr hakknda bil
gisi olmaldr. Aslnda bir tasavvur ortaya kacaktr ve bu da
doal nedenlerin zerine gelecek veya onlarn yerine geecek
ve doal olarak balanm olan giriimi dileklerimize uygun ey
lemlere dntrecek elverili glerin tasavvurudur. Bir me
kanizmay harekete geirdik ve ite balang; mekanizma arzu
edilen sonucun gereklemesinde yeniden bulunacaktr, ite
sonu: kisinin arasna baarnn mekanik-tesi bir garantisi
girmitir. Bu ekilde baarmzla ilgilenen dost gleri hayal
edersek, zeknn mantnn baarszlmz aklamak iin de
kart nedenleri, uygunsuz gleri ortaya koymamz isteyecei
aktr. Zaten bu son inancn pratik bir faydas da olacaktr;
bizi dikkatli olmaya davet ederek dolayl olarak eylemimizi te
vik edecektir. Ama bu inan trevdir, neredeyse kntdr de
denilebilir. Engelleyen bir gcn tasavvuru kukusuz yardm
eden bir gcn tasavvurundan hemen sonra gelir; eer yardm
eden gcn tasavvuru doalsa, dier tasavvur da onun doru
dan bir sonucu gibi ortaya kar; ama inanlarn kkenle ilgisi
olmadan benzerlik yoluyla snrszca oald ve bugn ilkel
olarak adlandrdmz durgun toplumlarda zellikle bu engel
leyici gcn tasavvurunun hzla oalmas gerekir. Yaamsal
itki iyimserdir. O halde bu itkiden dorudan kan btn dinsel
tasavvurlar ayn ekilde tanmlanabilirler: Bunlar, alnan inisi
yatif ile arzu edilen sonu arasndaki ngrlemezliin cesaret
krc mesafesinin zek tarafndan tasavvur edilmesine karg,
doann savunmac tepkileridir.
imizden her biri, isterse deneyini yapabilir: Batl itikadn
baar istencinden doduunu grecektir. Bir rulet numarasna
bir miktar para koyun ve bilyenin dolap durmasn bekleyin:
Bilyenin tereddtlerine ramen belki de setiiniz numaraya
varaca anda, eliniz ilkin onu itmek ve daha sonra durdurmak
iin ileri doru uzanacaktr; burada, ald kararla bekledii so
nu arasndaki mesafeyi doldurmak zorunda olan, sizin d-

126 S ta tik D in

nza yansyan kendi istencinizdir; bu isten bu ekilde rastlant


y ortadan kaldracaktr. imdi oyun salonlarna devam edin,
kendinizi alkanla brakn, eliniz ksa bir srede hareket et
meyi brakacaktr; istenciniz kendi iine bzlr; ama isten
yerini brakt lde, ondan kaynaklanan ve ondan bir temsil
yetkisi alan baka bir varlk ortaya kacaktr: Bu, iinde kazan
mak iin tutulan tarafn deitii talihtir. Talih tam bir kiilik
deildir; bir tanrsallk yaratmak iin bundan daha fazlas gere
kir. Ama talihin kendinizi ona teslim etmek iin yeterli olan ba
z unsurlar bulunmaktadr.
Yabanl okunun hedefi vurmas iin bu tr bir gce bavu
rur. Uzun bir evrimin evrelerini anz: Savalara zaferi sala
yan, sitenin koruyucu tanrlar ile karlarsnz.
Ama her durumda rasyonel aralarla ve nedenlerin ve so
nularn zincirine gre kendimizi ayarlayarak ilerin yoluna
koyulduuna dikkat edin. lkin kendimize bal olan eyi yap
makla ie balarz; yalnzca kendimize yardm edemeyeceimizi
hissettiimizde, mekanik d bir gce teslim oluruz. Hatt o
gc var zannettiimiz iin, hibir ekilde ondan bak olma
dn hissettiimiz eylemi ncelikle onun himyesi altna yer
letiririz. Ama burada psikologu yanltacak ey, ikinci neden
selliin sz edilen tek nedensellik olmasdr. Birinci nedensel
lik hakknda hibir ey sylenmez nk o kendiliinden olu
ur. Bu nedensellik maddeyi let olarak kullanarak gerekleti
rilen eylemleri ynetir; kumar oynanr ve ona olan inan yaa
nr; bu inan szcklere dkmek ve inan fikrini aa kar
mak neye yarayacaktr? Bunun yarar ancak nceden bu ina
ntan yararlanabilen bir bilime sahip olunmasyla mmkndr.
Ama ikinci nedensellik hakknda dnmek faydaldr, nk
onun iinde en azndan tevik ve uyar vardr. Eer bilim uygar
olmayan kiiye hedefi vurmasn matematik olarak garanti eden
bir aygt vermi olsayd, o kii mekanik nedensellie balanm
olurdu (kukusuz, onun yerlemi zihniyet alkanlklarndan
anlk olarak kurtulmu olduunu varsaymamz kouluyla). lkel,

Henri Bergson 12 7

bu bilimi beklerken, eylemi mekanik nedensellikle elde edebile


cei her eyi elde eder, nk yayn gerer ve nian alr; ama
dncesi daha ok oku gerektii yere gtrecek mekanik-d
nedene doru kayar, nk inanc, hedefi vuracandan emin
olaca bir silahtan yoksun olmas nedeniyle, daha iyi nian
almasn salayan kendine gvenini verecektir.
nsan faaliyeti etkili olduu ve ayn zamanda baml olduu
olaylarn ortasnda cereyan eder. Bu olaylar ksmen ngrle
bilir ama byk bir ksm ngrlemezdir. Bilimimiz ngr
alanmz gittike genilettiine gre, snrda artk ngrlemezliin kalmad eksiksiz bir bilimi dnmekteyiz. te bu
nedenle, uygar insann dncesine gre (anlk tasavvuru iin
tam olarak byle olmadn ileride greceiz), olaylar zerinde
etkin olduu zaman temasa getii nedenlerin ve sonularn
ayn mekanik zincirinin evrenin btnne yaylmas gerekiyor.
zerinde etkin olduu fiziksel olaylara uygun gelen aklama
sisteminin, daha uzaklara atld zaman, yerini ok farkl bir
sisteme yani toplum yaamnda dier insanlarn kendine kar
davranlarn iyi veya kt, dosta veya dmanca niyetlere at
fettii zaman kulland sisteme brakmas gerektiini kabul et
miyor. Kabul etse bile, bilmeden eder; bunu kendine bile itiraf
edemez. Ama gelimeyen ve madde zerindeki eyleminin tam
lsne gre biilmi bir bilimle yetinen ilkel, onu tamamen
saracak ve tutkusuna geni perspektifler aacak potansiyel (gcl) bir bilimi ngrlemezin alanna koyamaz. Cesaretini yitirmektense, yaknlaryla olan ilikilerinde kulland aklama
sistemini bu alana da tar; orada dost gler bulduuna inana
cak ve ayn zamanda ktcl etkilere de maruz kalacaktr; her
eye ramen, kendisine tamamen yabanc olan bir dnyayla ii
olmayacaktr. yi ve kt cinler madde zerinde uygulad ey
lemin devamn getireceklerse, oktan bu eylem zerinde etkili
oluyor grneceklerdir. O halde adammz, hibir yerde ve hat
t kendisine bal olan eylerde bile nedenlerin ve sonularn
mekanik zincirine bel balamyormu gibi konuacaktr. Ama

128 Statik Din

burada mekanik bir zincire inanmasayd, sonucu mekanik ola


rak oluturmak iin gereken her eyi yaptn gremezdik. Oy
sa, ister yabanllar, ister uygarlar sz konusu olsun, bir insann
dndnn temeli bilinmek isteniyorsa, syledii eye deil
de yapt eye gvenilmesi gerekir.
Levy-Bruhl, ilkel zihniyetle vakfettii ok ilgin ve ok
retici olan kitaplarnda, bu zihniyetin ikincil nedenlere ilgisizliinin ve mistik nedenlere dorudan bavurunun zerinde
durmaktadr: Gnlk faaliyetimiz doal yasalarn deimezli
ine olan dingin ve tam bir gveni gerektirmektedir. lkel kafa
nn davran bundan ok farkldr. inde yaad doa, ona
kendini ok farkl bir grnmde sunmaktadr. Buradaki btn
nesneler ve btn varlklar mistik katlmlar ve dlamalar a
iindedirler.5 Ve biraz ileride: Kolektif tasavvurlarda deien
ey, baa gelen hastala veya lme atfedilen gizli glerdir:
Kimi kez bu, sulu olan bycdr, kimi kez bir lnn ruhu
dur, kimi kez de az veya ok belirlenmi veya kiiletirilmi
glerdir...; benzer olarak kalan ve neredeyse ayn kald sy
lenebilecek ey, bir yandan hastalk ve lm ve dier yandan
grnmez bir g arasnda bulunan nbadr.6 Yazar bu fikre
dayanarak gezginlerin ve misyonerlerin uygun den tanklkla
rn aktaryor ve en acayip rnekleri sralyor.
Ama bir nokta dikkat ekicidir: leri srlen btn durum
larda, sz edilen ve ilkel tarafndan gizli bir nedene atfedilen
sonu, insan ilgilendiren bir olaydr, daha zel olarak insann
bana gelen bir kazadr, bir insann lm veya hastaldr.
Canszn cansz zerindeki eylemi sz konusu olamaz (meer
ki insann yararna olan meteorolojik veya baka bir olay sz
konusu olsun). lkelin rzgrn bir aac ediini, dalgann a
kllar srklediini, ayann tozlar kaldrdn grdnde,
mekanik nedensellik olarak adlandrdmz eyden baka bir

5La mentalitprimitive (lkel zihniyet), Paris, 1922, s.17-18.


6A.g.e. s. 24.

Henri Bergson 129

eyi iin iine soktuu sylenmiyor kesinlikle. nceki ile sonra


ki arasnda grd sabit ilikinin ilkelin dikkatini ekmemesi
olanakszdr: Bu iliki burada ona yetmektedir ve ilkelin bu ili
kinin zerine bir mistik nedensellik eklediini, hele hele yeri
ne bu nedensellii koyduunu grmeyiz. Daha ileri gidelim,
ilkelin ilgisiz bir seyirci olarak katld fiziksel olaylar bir tara
fa brakalm: Onun hakknda gnlk faaliyetinin doal yasala
rn deimezliine olan tam bir gveni gerektirdiini syleye
mez miyiz? Bu gven olmadan, kanosunu yzdrmek iin neh
rin akmna, okunu atmak iin yaynn gerilimine, aacn gv
desini kesmek iin baltasna, srmak iin dilerine veya yr
mek iin bacaklarna bel balayamazd. lkel bu doal neden
sellii aka tasarmlamayabilir; ne fiziki, ne de filozof olma
dndan, bunu yapmakta hibir yarar yoktur; ama ilkelin ken
dine inanc vardr ve bu inanc faaliyetinin dayana olarak alr.
Daha da ileri gidelim. lkel lm, hastal veya baka bir ka
zay aklamak iin mistik bir nedene bavurduu zaman, giri
tii i tam olarak nedir? rnein bir insann bir frtnada ko
pan bir kaya parasnn arpmasyla ldn gryor. Kaya
nn daha nce yarldn, rzgrn ta kopardn, arpmann
kafatasn krdn inkr ediyor mu? Kukusuz hayr. lkel, de
bizim gibi bu ikincil nedenlerin eylemini saptyor. O halde ne
den bir ruhun veya bir bycnn istenci gibi bir mistik nedeni iin iine sokup onu temel neden dzeyine karyor?
Daha yakndan bakalm: lkelin burada doa-st bir neden
le aklad ey, fiziksel etki olmayp onun nsan anlamdr;
onun insan iin ve zellikle tan ezdii belirli bir insan iin ta
d nemdir. Bir nedenin sonucuyla orantl olmas gerektii
ve -tamamen fiziksel ve insanlara aldrmayan eyler olarakkayanm yar, rzgrn yn ve iddeti bir kez saptandnda
bile, geriye kalann bizim iin nemli olan bir insann lm
olaynn aklanmas olduu inancnda, mantkd olan, dolay
syla mantkncesi olan ve deneye yabanc olan hibir ey
yoktur. Eskiden filozoflar nedenin iinde, yksek dzeyde so

130 Statik Din

nucu tadm sylyorlard; ve eer sonucun nemli bir inan anlam varsa, nedenin de en azndan eit lde bir anlam
vardr; neden her durumda ayn dzendedir: Bu bir niyettir.
Zihnin bilimsel eitiminin onu bu tarz akl yrtme alkanl
ndan kardndan kukumuz yok. Ama bu tarz doaldr;
uygar insanda varln srdrmekte ve zt bir gcn karsna
dikilmedii her defa ortaya kmaktadr. Rulete para koyan
oyuncunun baary veya baarszl, talihe veya talihsizlie,
yani iyi veya kt niyete atfettiini belirtmitik: Bu oyuncu pa
ray koyduu zamanla bilyenin durduu zaman arasnda geen
her eyi doal nedenlerle aklamaktan geri durmayacaktr;
ama bu mekanik nedenselliin zerine kendisinin seimiyle si
metrik olan yar-istenli bir seimi ekleyecektir: Niha sonu bu
ekilde kendisi de bir seim olan ilk nedenle ayn nemde ve
ayn dzende olacaktr. Zaten, oyuncunun bilyeyi durdurmak
iin elini oynattn grdmz zaman, ok mantk olan bu
uslamlamann pratik kkenini kavram oluyoruz: Bu onun ba
arma istencidir, bu onun, mttefik veya dman bir g kar
snda bulunmak ve oyuna tm ilgisini vermek iin talihte veya
talihsizlikte nesnelletirecei bu istence gsterdii direntir.
Ama, lm, hastalk, ciddi kaza gibi olaylar sz konusu olduu
zaman uygarn zihniyeti ile ilkelin zihniyeti arasndaki benzerlik
ok daha dikkat ekicidir. Dnya Savana katlan bir subay,
askerlerin, top atnn ok daha ldrc olmasna ramen
top mermisinden ok kurunlardan korktuklarna tank oldu
unu sylemiti. Bunun nedeni kurunla kendilerine nian aln
dn hissetmeleriydi ve her biri istemeyerek u muhakemeyi
yrtyordu: lm veya ciddi bir yaralanma gibi benim iin
ok nemli bir sonucu dourmas iin, ayn nemde bir nede
nin, bir niyetin olmas gerekir. Tam da bir top mermisiyle vu
rulan bir asker ilk tepkisinin yle barmak olduunu anlat
mt: Bu ok sama! Tamamen mekanik bir nedenle atlan
ve herhangi bir insan vuracak veya hi kimseye dokunmayacak
bu top mermisinin buna ramen bakasn deil de kendisini

Henri Bergson 131

vurmas, spontane zeks asndan mantkdyd. Kt ans


iin iine sokarak, bu spontane zek ile ilkel zihniyet arasndaki
akrabal daha iyi ortaya koymu olacakt. Bir byc veya bir
ruh fikri gibi, madde bakmndan zengin olan bir tasavvur,
kt ansn tasavvuru olmak iin kukusuz ieriinin byk
bir ksmn terk etmek zorundadr; buna ramen varln sr
drr, tamamen boalmamtr ve dolaysyla her iki zihniyet de
temel olarak birbirlerinden farkl deillerdir.
Lvy-Bruhln eserlerinde bir araya getirdii ok eitli il
kel zihniyet rnekleri belirli saydaki balklar halinde grupla
nrlar. Bu rneklerin en ou, yazara gre, ilkelin rastlantya
bal hibir eyi kabul etmeme inadn gsteren rneklerdir. Bir
tan dp oradan geeni ezmesinin nedeni, kt niyetli bir
ruhun ta yerinden oynatmasdr: Rastlant yoktur. Bir insann
bir timsah tarafndan kanosundan drlmesinin nedeni ken
disine by yaplm olmasdr: Rastlant yoktur. Bir savann
bir mzrak darbesiyle lmesinin ve yaralanmasnn nedeni, o
mzra savuturacak durumda olmamas, ona nazar demesi
dir: Rastlant yoktur.7 Lvy-Bruhl bu forml o kadar ok yi
neliyor ki, bunu ilkel zihniyetin temel zelliklerinden biri olarak
grebiliriz. -Ama nl filozofa yle diyeceiz: Siz ilkeli rast
lantya inanmad iin knarken veya en azndan bunu onun
zihniyetinin karakteristik bir izgisi olarak saptarken, siz ger
ekten rastlant diye bir eyin varln kabul etmi olmuyor
musunuz? Ve, bunu kabul ederken, eletirdiiniz ve her du
rumda temel olarak kendinizinkinden ayrt etmek istediiniz bu
ilkel zihniyetin iine dmediinizden emin misiniz? Rastlant
dan etkin bir g oluturmadnz ok iyi anlyorum. Ama
rastlant sizin iin saf bir hilikse, bundan sz etmeyecektiniz.
ey gibi sz de yok farz ederdiniz. Oysa szck var ve onu
kullanyorsunuz ve hepimiz gibi sizin iin de bir eyi temsil edi
7 Bkz. La mentalitprimitive (lkel zihniyet) s. 2 8 ,3 6 ,4 5 , vs. Len fonc
tions mentales dans les socits infrieures, (Alt toplumlarda zihinsel
ilevler) s. 73.

132 Statik Din

yor. Bu szcn neyi temsil edebileceini kendimize soralm.


Rzgrn kopard byk bir kiremit der ve yoldan geen
birinin bana arparak onu ldrr. Bunun bir rastlant oldu
unu sylyoruz. Kiremit sadece yere dp krlsayd bunun
rastlant olduunu syler miydik? Belki ama o zaman da belli
belirsiz o srada orada bir insann bulunabileceini dnyoruzdur veya u veya bu nedertle kaldrmn bu zel noktas bizi
zellikle ilgilendirdii iindir ki kiremit dmek iin oray se
mitir. Her iki durumda da, bir nsan ilgi iin iinde olduu
iin ve ister insana hizmet amacyla olsun, ister ona zarar ver
mek niyetiyle olsun, sanki olaylar insan hesaba katlm gibi ce
reyan ettii iin rastlant vardr.8 Yalnzca kiremidi koparan
rzgr, kaldrma den kiremidi, kiremidin topraa arpn
dnn: Artk sadece mekanizmay grrsnz ve rastlant
bylece kaybolur. Sonucun nsan bir anlam olduuna gre,
rastlantnn ie karmas iin, bu anlamn nedene bulamas ve
ona nsan bir renk vermesi gerekir. O halde rastlant, bir niyeti
varm gibi hareket eden mekanizmadr. Belki de, olaylar sanki
bir niyet varm gibi cereyan ettii zaman bu szc kulland
mz iin, gerek bir niyetin olduunu varsaymadmz ve ak
sine her eyin mekanik olarak aklandn kabul ettiimiz
sylenecektir. Ve tam olarak bilinli olann dnda baka d
nce olmasayd, bu sylenen doru olacakt. Ama bu bilinli
dncenin altnda, kukusuz kiremidin dn aklamak
iin deil de bu dn bir insann geiiyle aktn ve d
n tam da bu n setiini aklamak iin nedenlerin ve so
nularn mekanik zincirinin zerine, ok farkl bir eyi ekleyen
spontane ve yar-bilinli bir dnce vardr. Seim veya niyet
unsuru mmkn olduu kadar snrldr; dnce onu yakala
mak istedii lde geri ekilir; kac ve hatt uucudur; ama
bu unsur olmasayd, yalnzca mekanizmadan sz edilecekti,

8 Bu rastlant anlayn 1898de Collge de Franceda verilen bir ders


te incelemitik.

Henri Bergson 133

rastlant sorunu olmayacakt. O halde rastlant ii boalm bir


niyettir. O artk bir glgeden ibarettir; madde eksiktir ama bi
im vardr. Burada ele aldmz ey, gerekten ilkel olarak
adlandrdmz ve insanlk tarafndan doal bir eilim sonucu
spontane olarak oluturulan bu tasavvurlardan biri midir? Tam
olarak deil. Ne kadar spontane olursa olsun, rastlant fikri,
toplumun bize konumay rettii andan itibaren yerletirdii
birikmi deneyimler tabakasn katettikten sonra bilincimize
varr. Gittike daha mekanik hale gelerek iindeki her tr ereksellii dar atan bir bilim bu yolda iini boaltr. O halde ilk
tasarm yeniden kurulmak isteniyorsa, onu doldurmak ve ona
vcut vermek gerekir. Bylece niyet hayaleti canl bir niyet hali
ne dnr. Bunun tersine, uygar olmayanlarn dndkleri
kt veya iyi varlklar elde etmek iin bu canl niyete ok fazla
ierik vermek ve maddesini abartl olarak doldurmak gerekir.
unu ok fazla tekrar edemeyeceiz: Bu batl itikatlar genelde
bir ikinlie, genilemeye ve sonuta karikatrs bir eye yol
amaktadr. Bunlar ou zaman aracn amacndan ayrldn
gstermektedirler. nce faydal ve istenci uyarc olan bir inan,
varlk nedeni olduu eyden, artk hibir eye yaramad, hatt
tehlikeli olabilecei eylere tanm olacaktr. nan kendi d
ndaki bir taklit yoluyla tembelce oaldnda, tembellii te
vik eder hale gelir. Bununla birlikte hibir eyi abartmayalm.
lkelin inan nedeniyle kendini eylemden bak hissetmesi en
derdir. Kamerun yerlileri kendilerinden biri bir timsah tarafn
dan paralanrsa yalnzca bycleri sulayacaklardr; ama ola
y aktaran Levy-Bruhl bir gezginin tanklna dayanarak, lke
nin timsahlarnn neredeyse hibir zaman insana saldrmadkla
rn belirtmektedir.9 Timsahn srekli tehlikeli olduu yerde,
yerlinin bizim gibi suya girmekten kanacana emin olmalyz:
Byle bir durumda hayvan by olsun veya olmasn yerliyi kor
kutacaktr. Bu ilkel zihniyetten bizim ruh durumlarna ge

9 La Mentalitprimitive (lkel zihniyet), s. 38.

134 Statik Din

mek iin ou zaman yaplacak iki ilem vardr. ncelikle b


tn bilimin ortadan kalktn varsaymak gerekir. Daha sonra
kendimizi belirli bir tembellie brakmak, daha ussal olduu
tahmin edilen ama zeknn ve zellikle istencin daha byk bir
abasn gerektiren bir aklamadan vazgemek gerekir. Birok
durumda bu ilemlerden biri yeterlidir; dier durumlarda ikisi
ni birletirmek gerekir.
rnein Levy-Bruhln en tuhaf blmlerinden birini ele
alalm. Bu blm ateli silahlarmzn, yazmzn, kitaplarmzn,
ksacas onlara gtrdmz her eyin ilkellerde uyandrd
ilk izlenimi incelemektedir. Bu izlenim nce bizi artyor. As
lnda onu bizimkinden farkl bir zihniyete atfetmeye meylede
ceiz. Ama kafamzdan derece derece ve neredeyse bilinsizce
kazanlm bilimi sildiimiz lde ilkel aklama bize doal
grnecektir. Bu insanlarn karsnda bir gezgin bir kitap a
yor ve bu kitabn bilgiler verdiini sylyor. Onlar da kitabn
konutuu ve kulaklarn yaklatrnca bir ses duyacaklar so
nucuna varyorlar. Ama uygarlmza yabanc bir insandan
baka bir ey beklemek, ondan oumuzda bulunan bir zek
dan, hatt stn bir zekdan, bir dehadan ok daha fazlasn
talep etmek demektir; Bu, onun yazy yeniden icat etmesini
istemek demektir. nk ilkel, bir konumay bir kat para
sna izme olasln tasavvur edebilseydi, alfabetik veya daha
genel olarak fonetik bir yaznn temel kurallarna sahip olurdu;
uygarlarda ancak ok saydaki stn insann uzun sreli aba
laryla ulalan noktaya bir rpda varm olurdu. O halde bu
rada bizimkinden farkl zihniyetlerden sz etmeyelim. Yalnzca
onlarn bizim rendiimiz eyleri bilmediklerini syleyelim.
imdi, bilgisizliin aba gstermek istememeye elik ettii
durumlar vardr, diye ekleyelim. Levy-BruhFn hastalarn
nankrl balyla snflandrd kiiler bunlardr. Avrupal
hekimler tarafndan tedavi edilen ilkeller onlara hi minnet
duymazlar; stelik sanki onlar hizmet etmiler gibi hekimden
bir dl bile beklerler. Ama bizim hekimliimiz hakknda hibir

Henri Bergson 135

fikirleri olmadndan, sanatla katmerleen bilimin ne olduu


nu bilmediklerinden, zaten hekimin her zaman hastasn iyiletiremediini grdklerinden ve de hekimin zamann ve emei
ni verdiini kavradklarndan, hekimin bu ii yapmakta kendile
ri tarafndan bilinmeyen bir kar olduunu neden dnme
yecekler ki? Ayn zamanda bilgisizliklerinden kurtulmak iin
almak yerine, nasl doal olarak ilk akllarna gelen ve kendi
lerine yarar salayan yorumu benimsemesinler ki? Bunu lkel
zihniyetin yazarna soruyorum ve ok eski olan ve bununla
birlikte dostluumuzdan da nce olan bir anm aktaracam.
ocuktum ve dilerim aryordu. Bazen diiye gtrlmem
gerekiyordu ve dii annda sulu dii cezalandrrd; acmadan
onu ekerdi. Sz aramzda kalsn, pek ac duymazdm, nk
sz konusu olan kendiliinden decek dilerdi; ama dii kol
tuuna oturur oturmaz, ilke gerei korkun lklar atyordum.
Ailem sonunda beni susturmann yolunu buldu. Dii ilemden
sonra azm alkalamaya yarayan bardan iine (o eski za
manlarda asepsi bilinmiyordu), o zamanlar alm gc on arpa
ekeri olan elli santim atard nlatarak. Alt veya yedi yanday
dm, ayn yataki baka birinden daha aptal deildim. Kuku
suz, sessizliimi satn almak iin dii ile ailem arasnda bir an
lama olduunu ve benim iyiliim iin evremde ibirlii yapl
dn kefedecek durumdaydm. Ama bunu dnmek iin
ufak bir aba gerekiyordu ve muhtemelen tembellikten ve belki
de -bunu sylemenin zaman geldi- bir di verdiim bir insana
kar davranm deitirme zorunluluunda kalmamak iin bu
abay gstermemeyi tercih ediyordum. Bu nedenle kendimi
sadece dnmemeye brakyordum ve dii hakknda edinmek
zorunda olduum fikir kafamda kendiliinden parlak hatlarla
iziliyordu. Kukusuz dii, en byk zevki di ekmek olan ve
bunun iin elli santim deyecek kadar ileri giden bir adamd.
Ama bu parantezi kapayalm ve zetleyelim. Gzden geir
diimiz inanlarn kkeninde, kayna zekda olabilecek bir
cesaret krlmasna kar doann koruyucu bir tepkisini bul

136 Statik Din

duk. Bu tepki, zeknn iinde, kertici tasavvuru baarszla


uratan veya onun ortaya kmasn engelleyen imgeleri ve fi
kirleri harekete geirir. Tam kiilikler olmas gerekmeyen var
lklar ortaya kar: Niyetlerinin olmas ve hatt niyetlerle uyu
mak yeterlidir onlar iin. O halde inan temel olarak gven an
lamna gelir; ilk kken korku olmayp, korkuya kar gvence
dir. Ve dier taraftan inancn nesnesinin bir kii olmas gerekli
deildir; ksm bir insanbiimcilik ona yeterlidir. nsann gele
cek karsndaki doal davrann dndmz zaman dik
katimizi eken iki nokta bunlardr. nsan gelecei dnd
iin zekidir ve saf zeknn gelecek hakknda verdiiyle yetineydi, onda bulaca ngrlemezlik nedeniyle gelecekten r
kerdi. Ama bunlar ayn zamanda yalnzca gelecein deil de
imdinin de sz konusu olduu ve insann kendisininkini ok
aan glerin oyunca olduu durumlarda yaplabilecek iki sap
tamadr. Bunlarn iinde byk kargaalar, depremi, su bask
nn, kasrgay sayabiliriz. Eski bir kuram dini, byle bir du
rumda doann bizde uyandrd korkudan karyordu: Primus in orbe deos fecit timor. Bu kuram tamamen atmakla ok
ileri gidilmitir; insann doa karsndaki heyecannn dinlerin
kkeninde kesinlikle bir pay vardr. Ama, bir kez daha syl
yoruz: Din korkudan ok korkuya kar bir direntir ve tanrla
ra inan hemen domamtr. Burada bu ikili dorulamadan
hareket etmek faydasz olmayacaktr. Bu dorulama yalnzca
nceki incelemelerimizi onaylamakla kalmayacak, ayn zaman
da henz kiilik olmadan kiilie benzeyen bu varlklar bizim
ok daha yaknmza getirecektir. Mitolojinin tanrlar bu var
lklardan kacaklardr; bu tanrlar zenginletirme yoluyla elde
edileceklerdir. Ama ayn zamanda onlar yoksullatrarak onlar
dan ilkellerin olaylarn temeline koyduklar kiilikd g de
karlacaktr. O halde her zamanki yntemimizi izleyelim. Son
radan kazanlandan kurtulmu ve ilk yalnlna dnm bilin
cimize, doann bir saldrsna kar nasl yant verdiini sora
lm. Tehlikeli olaylarn birdenbirelii nedeniyle burada kendi

Henri Bergson 137

nin gzlemi ok zordur; zaten bu gzlemin yaplmasna olanak


verecek frsatlar ender olarak kar. Ama eskinin yalnzca belli
belirsiz bir ansn saklayabildiimiz ve oktan yzeysel ve mu
lak hale gelmi baz izlenimleri, eer onlar psikoloji biliminin
bir stadnn kendi zerinde yapt gzlemle tamamlarsak,
belki de daha ak hale gelecekler ve daha byk bir derinlik
kazanacaklardr. William James, San Francisconun bir bl
mn yerle bir eden 1906 Nisan ayndaki korkun depremde
Kaliforniyada bulunuyordu. Onun bu olayla ilgili yazd ve
kolay kolay evrilemeyen sayfalarn olduka yetersiz bir eviri
sini sunuyoruz:
Aralk aynda Stanford niversitesine gitmek iin Harvard dan ayrlrken, en son veda KaliforniyalI eski dostum B***den
geldi: Umarm, dedi, orada olduunuz srada size kk bir
deprem gsterirler, bylece Kaliforniyann bu ok zel kurumuyla tanm olursunuz.
Sonuta, 18 Nisanda saat be buuk civarnda Standford
niversite ehrindeki kk dairemde yar uyank yatarken ya
tamn sallanmaya baladn fark ettim, ilk duygum hareke
tin anlamn sevinle grmek oldu: te! dedim kendi kendi
me, ama bu B***nin szn ettii yer sarsnts! Demek geldi
sonunda. Daha sonra deprem iddetini arttrnca: Dorusu,
bir yer sarsnts olarak baya hatr saylr!...
Daha sonra Lick rasathnesinin bize bildirdii gibi btn
olay 48 saniyeden fazla srmemiti. Bana da bu kadar srm
grnd; bazlar srenin daha fazla olduunu zannetmiler.
Benim durumumda, duyu ve heyecan o kadar glyd ki ola
yn cereyan ettii ksa zaman diliminde ne bir ey dndm,
ne de bir ey istedim.
Heyecanm tamamen sevin ve hayranlkt: Soyut bir d
ncenin, yer sarsnts gibi saf szsel bir bilekenin bir kez
duyusal gereklie dntnde ve somut bir kantlamann
nesnesi haline geldiinde alabildii yaam younluu karsn
da duyulan bir sevin; byle bir sarsntya ramen kk, krl

138 Statik Din

gan, ahap bir evin yklmamas karsnda duyulan bir hayran


lk. Hi korkmamtm; yalnzca ho geldiniz derken ar bir
zevk duymutum.
Neredeyse yle baryordum: Haydi salla! Daha gl
salla!...
Dnme gcn bulduum andan itibaren, geriye dnerek
bilincimin olaya gsterdii bu konukseverliin ok zel olan
baz boyutlarn fark ettim. Bu olay spontane ve de kanlmaz
ve kar konulamaz bir eydi.
ncelikle, yer sarsntsn srekli ve bireysel bir varlk olarak
kiiletiriyordum. Bu, dostum B***nin ngrd yer sarsntsyd ki bu sarsnt rahat durmu, aradan geen aylar boyunca
kendini tutmu ve bu unutulmaz Nisan sabahnda odam istila
etmek ve mmkn olduu kadar enerjik ve grkemli bir ekilde
kendini kantlamak istemiti. stelik deprem dorudan bana
doru gelmiti. Arkamdan ieriye szmt; ve bir kez odaya gi
rince, artk inandrc bir ekilde ortaya kabilmi ve beni tek
bana ele geirmiti. Hibir zaman bir insan eyleminde bu ka
dar canllk ve arzu hazr bulunmamtr. Gene hibir zaman,
hibir insan eylemi, arkasnda, kaynak ve kken olarak bu ka
dar net biimde canl bir etkenin olduunu gstermemitir.
Bu konuyla ilgili soru sorduum herkes deneyimlerinin u
noktasnda fikir birlii iindeydiler: Bir niyeti vard, Kt
niyetliydi, Ykmay kafasna koymutu, Gcn gstermek
istiyordu, vs., vs. Bana gelince, o sadece adnn tam anlamn
ortaya koymak istiyordu. Peki bu o kimdi? Bazlar iin,
muhtemelen, mulak bir eytans gt. Benim iin, bireysel
bir varlkt, B***nin yer sarsntsyd.
Bana duygularn ileten kiilerden biri, dnyann sonunun
geldiine, br dnyadaki yarglamann baladna inanmt.
Bu kii, San Francisco Otelinde kalan ve ancak sokaa kt
zaman deprem dncesini aklna getiren ve o srada bu ak
lamann yapldn duyan bir kadnd. Bana, bu teolojik yoru

Henri Bergson 139

munun korkmamasn ve sarsnty sakin olarak karlamasn


saladn syledi.
Bilime gre, yer kabuunun gerilimleri kopma noktasna
geldii ve katmanlar bir denge deiikliine maruz kald za
man, yer sarsnts sadece meydana gelen tm atrtlarn, tm
sarsntlarn, tm kargaalklarn ortak addr. Onlar yer sarsn
tsdr. Ama, benim iin, kargaalklarn nedeni yer sarsntsdr
ve bu sarsntnn alglanmas, canl bir etkenin alglanmas gibi
kar konulmazd. Bu alglamann her eyi alp gtren drama
tik bir inandrma gc vard.
Bu tr felketlerin eski mitolojik yorumlarnn ne kadar ka
nlmaz olduklarn ve bilimin eitim yoluyla kafalarmza sok
tuu sonraki alkanlklarn ne kadar yapay olduklarn ve spon
tane algmzn ne kadar ters ynnde gittiklerini imdi daha iyi
gryorum. Eitim almam kafalarn depremlerin kendilerinde
uyandrd etkileri, doast uyarlar veya yaptrmlar dnda
baka bir ey olarak kabul etmeleri olanakszdr.10
ncelikle, William Jamesin yer sarsntsndan bireysel bir
varlk gibi sz ettiini gryoruz; James, yer sarsntsnn
kendisi iin srekli ve bireysel bir varlk olarak kiiletiini
saptyor. Ama, -tanr veya eytan- eitli eylemlere muktedir
olan ve yer sarsntsnn bunun zel bir tezahr olduu tam
bir kiiliin varlndan sz etmiyor. Aksine, sz konusu olan
varlk, devaml bir varlk olarak gz nne alnan olayn ta ken
disidir; tezahr bize zn gstermektedir; onun biricik ile
vi, yer sarsnts olmasdr; bir ruh vardr ama bu ruh niyetiyle
eylemin canlandr.11 Yazar hibir zaman insan eylemi, arka
snda, bu kadar net bir biimde canl bir etkenin bulunduunu
gstermemitir derken, bu etkenin gerekletirdii eylemlerin
canl etkene ait olmas gibi, niyetin ve canlandrmann yer
10 William James, Memories and Studies, (Anlar ve ncelemeler) s.
209-214, Bu blm H. M. Kallenn Why Religion? (Neden Din?)
adl kitabnda bulunmaktadr. New York, 1927.
Animus and intent were never more present in any human action.

140 Statik Din

sarsntsna aitmi gibi grndn sylemek istemektedir.


Ama canl etkenin burada yer sarsntsnn kendisi olmas, ba
ka bir eylemi ve baka bir nitelii olmamas, sonuta olduu ile
yaptnn akmas, ite anlatnn tm bunlar gstermekte
dir. Varl grntsyle ayn olan, belirli bir eylemle bir olan
ve niyeti bu eyleme ikin olan bu tr bir varlk, bu eylemin sa
dece izgisi ve bilinli bir anlam olduu iin, bir kiilik unsuru
olarak adlandrdmz eyin ta kendisidir.
imdi etkilenmemenin mmkn olmad bir baka nokta
var. San Francisco depremi byk bir felketti. Ama birdenbire
tehlikeyle kar karya gelen James iin, bu deprem onunla
senli benli bir iliki kurmasn salayan bilmem hangi tr bir
babacan adam havasnda grnyor. te bu bildiimiz eski
yer sarsnts. Depreme maruz kalan dierlerinin izlenimi de
buna benzerdi. Deprem kt niyetliydi; onun fikri vard,
ykmay kafasna koymutu. Bu ekilde zorunlu olarak kendi
siyle her trl ilikiyi koparamadmz kt bir haytadan sz
edilmi oluyor. Ktrmletiren korku, korkun ve kr gle
rin bizi bilinsizce ezmeye hazr olduu dncesinden doan
korkudur. Maddi dnya saf zekya bu ekilde grnr. James
in son satrlarnda, atfta bulunduu, depremin bilimsel anlay
, bize tehlikenin net grnmn gsteren bilim, bizi ondan
kurtaracak bir yntem sunmad srece, btn anlaylarn en
tehlikelisi olacaktr. Bu bilimsel anlaya ve daha genel olarak
bilimin belirginletirdii entelektel tasavvura kar, ciddi ve
ani bir tehlikenin belirdii srada koruyucu bir tepki olumak
tadr. Bizi ilgilendiren ve her biri tamamen mekanik olan kar
klklar, birine benzeyen, kt bir zne olabilen ama gene de
bizim dnyamza ait olan bir Olay altnda birleirler. Bu olay
bize yabanc deildir. Onunla bizim aramzda bir arkadalk
mmkndr. Bu da korkuyu datmaya veya daha ok onun
domasn engellemeye yeterlidir. Genel olarak, korku dier
btn duygular gibi gereklidir. Korkusuz bir hayvan ne kaabi
lir ne de gizlenebilir; yaam savanda abucak yenilirdi. Byle-

Henri Bergson 141

ce korku gibi bir duygunun varlk nedeni aklanm oluyor.


Ayn zamanda korkunun, tehlikenin byklyle orantl ol
mas gerektiini de anlyoruz. Ama korku tutan, vazgeiren,
geri dndren bir duygudur: z olarak durdurucudur. Tehlike
ok byk olduu zaman, korku doruk noktasna vard ve
ktrmletirici hale geldii zaman, doal olan heyecana kar
doann koruyucu bir tepkisi meydana geliyor. Hissetme duyu
muz kukusuz deiemez, neyse yle kalr; ama zek, igd
nn itiiyle, kendisi iin ortam deitirir. Zek rahatlatan im
geyi yaratr. Olaya, onu belki ktcl ve kt olan ama top
lumsal ve nsan bir eyle bize yaklaan bir varlk yapan bir b
tnlk ve bir kiilik verir.
Okuyucudan anlarn sorgulamasn istiyorum. Ya ben ok
yanlyorum, ya da bu anlar Jamesin analizini onaylayacaktr.
Ben anlarmdan birini veya ikisini aktarmak istiyorum. lk anm
ok eski zamanlara kadar gidiyor, nk ok gentim, spor ya
pyordum ve zellikle ata biniyordum. Gzel bir gnde, bindi
im at yolda yksek bir velosipetin zerine oturan bir bisiklet
inin tuhaf grnmyle karlanca korktu ve tepesi att.
Byle bir ey olabilirdi ve byle durumlarda yaplmas veya en
azndan denenmesi gereken baz eyler vardr ve ata binme ei
timi alm herkes gibi ben de bunlar biliyordum. Ama olaslk
kafamda sadece soyut olarak biimlenmiti. Kazann meknn
ve zamann belirli bir noktasnda gerekten meydana gelmesi,
bakas yerine benim bama gelmesi, tm bunlar benim ahs
ma ynelen bir tercihi gsteriyor gibiydi. O halde beni kim se
miti? At deildi. Beni seen iyi veya kt cin de olsa, tam bir
varlk deildi. Bu, olayn kendisiydi, kendisine ait bir bedeni
olmayan bir bireydi, nk o, yalnzca koullarn senteziydi
ama onun ok ilksel bir ruhu vard ve koullarn ortaya kar
yor grnd niyetten pek farkl deildi. O, dzensiz koum
da bu iten nasl syrlacam grmek iin kt niyetle beni iz
liyordu. Ve ona yapmay bildiim eyi gstermekten baka bir
kaygm yoktu. Eer hibir korku hissetmiyorsam, bunun nede

142 Statik Din

ni bu kendini gsterme kaygsyla btnlemi olmamd; belki


de dier bir neden ayn zamanda esiz yol arkadamn kt
niyetinin belirli bir babacanl dlamamasyd. Bu kk olay
sk sk dnmmdr ve kendi kendime u sonuca varmmdr: Eer doa faydal bir heyecan olarak bizi korkuyla do
natrken, kendimizi korkuya brakmak yerine eylemde bulun
mamzn daha iyi olaca durumlarda bizi korkudan kurtarmak
istemise, bundan daha iyi bir psikolojik mekanizma hayal ede
mezdi.
Kazann iyi ocuk zelliinin en dikkat ekici taraf oldu
u bir rnek vermi oldum. te, belki de onun btnln,
bireyselliini, gerekliin sreklilii iindeki kesikliinin netli
ini daha iyi gsteren bir baka rnek. 1871 ylnda, sava son
ras hl ocukken, kuamn dier fertleri gibi, on iki ile on
be yl arasnda yeni bir savan kacan tahmin ediyordum.
Daha sonra bu sava hem muhtemel ve hem de imknsz g
rnd: Karmak ve eliik olan bu fikir mukadder tarihe kadar
varln srdrd. Bu fikir zaten kafamzda szsel ifadesinin
dnda hibir imge yaratmyordu. Son na kadar her umuda
kar umut edilmesine ramen, atmann kanlmaz grn
d trajik saatlere kadar, bu fikir soyut olma zelliini koru
du. Ama 4 Austos 1914 gn Matin gazetesini atmda b
yk puntoyla yazlm Almanya, Fransaya sava iln etti ya
zsn okuduum zaman, kendisini yanstan bedeni nceleyen
imgenin yapt gibi, btn gemiin hazrlam ve iln etmi
olaca, grnmez bir eyin varln niden hissettim. Bu san
ki, hikyesinin anlatld kitaptan frlayan efsanev bir kiinin
odaya rahatlkla yerlemesi gibiydi. Dorusu, tam kiilikle bir
iim yoktu. Onda sadece belirli bir sonucu elde etmek iin ge
rekli olan ey vard. Zamann beklemiti; ve yapmacksz dav
ranarak rahata yerine oturmutu. Bu anda ve bu yerde ie ka
rmak iin btn gemiime karanlk bir ekilde karmt.
Belli belirsiz tedirginlikle geen krk yln hedefi, mobilyasy
la birlikte odadan, masann zerinde katlanm gazeteden, onun

Henri Bergson 143

nnde ayakta duran benden ve varlyla her eyi dolduran


Olaydan oluan bu tabloyu dzenlemekti. Ama alt st oluuma
ramen ve zaferle bitse bile bir savan bana bir felket gibi g
rnmesine karn, Jamesin syledii gibi, soyuttan somuta bu
kolay geiin karsnda hayranlk hissetmitim: Bu kadar i
ren bir olasln bu kadar az skntyla gereklemesine kim
inanabilirdi? Bu yalnlk izlenimi her eye egemendi. Bunun
zerinde dnrken, eer doa korkuya koruyucu bir tepkiyle
kar kmak ve sonsuz yansmalar olan bir felketin ok zeki
bir tasavvuru nnde istencin kaslmasn nlemek istiyorsa,
bizimle ilksel kiilik halinde yalnlam, deimi olay arasnda,
bizi rahatlatan, geveten ve safa devimizi yapmaya uygun ha
le getiren bu arkadal yaratacaktr.
En uzak atalarmzn hissetmi olabilecekleri eylerden bir
eyleri yeniden bulmak istiyorsak, dnmeyle hemen silinen
bu kac izlenimlerin aratrmasna girimeliyiz. Eer insanl
n entelektel ve ahlk kazanmlarnn, bireysel organizmala
rn tzne girerek, kaltmsal olarak aktarldklar nfikriyle do
lu olmasaydk, bunu yapmakta tereddt etmezdik. Byle olsay
d, atalarmzn olduundan ok farkl olarak dnyaya gelirdik.
Ama kaltmn byle bir zellii yoktur. Kuaktan kuaa edi
nilmi alkanlklar doal nitelikler haline dntremez. Kal
tmn alkanlk zerinde biraz etkisi olsayd bile, bu etki rast
lantsal ve istisna olarak olduka az olacakt; kukusuz hibir
etkisi yoktur. O halde bugn doal olan, her zaman doald.
Olaylarn sanki doal olan deimi gibi cereyan ettii doru
dur, nk toplum, bireyleri doumlarndan itibaren aralksz
olarak devam eden bir eitimle biimlendirdiinden, doann
tm kazanm doann stn rtmektedir. Ama ani bir srpriz
bu yzeysel faaliyetleri fel eder etmez, bunlarn iinde iledik
leri k bir an iin sner: Ayn anda doal olan, gecenin iinde
ki deimez yldz gibi ortaya kar. lkele ulamak isteyen psi
kologun bu istisna deneyimleri dnmesi gerekecektir. Bu
nun iin ipin ucunu brakmayacaktr, doann faydal olduunu

144 Statik Din

ve ilevi olmayan bir igdnn olamayacam unutmayacak


tr; entelektel olarak adlandrlabilecek igdler, zeknn
iinde abartl ve zellikle vakitsiz olarak zeki olana kar duran
koruyucu tepkilerdir. Ama her iki yntem de karlkl olarak
birbirlerine destek olacaklardr: Biri daha ok aratrmaya ve
dieri dorulamaya hizmet edecektir. Genelde bunlardan vaz
gememize neden olan gururumuzdur, ikili gururumuzdur. n
sann eskisine gre daha stn domasn istiyoruz: Sanki ger
ek deer emekte deilmi gibi! Sanki her bireyin btn gemi
i almayla zmseyerek kendi zerine karmak zorunda ol
duu bir trn, en azndan her kuann global olarak kalt
mn otomatik oyunuyla ncekilerin stne tanaca tr kadar
deeri yokmu gibi! Ama biyolojik zorunluluklara boyun eme
yi kabul etmek istemeyen zeknn gururu olan baka bir gurur
daha vardr. leviyle ilgilenmeden, bir hcre, bir doku, bir or
gan incelenemez; psikolojik alanda da, igd trn bir gerek
sinimine balanmazsa, aklanamayacaktr; ama bir kez zekya
ulalnca, elveda doa! elveda hayat! Zek hibir ey iindir,
zevk iindir. Sanki zek da ncelikle yaamsal ihtiyalara ce
vap vermiyormu gibi! Zeknn ilk grevi, gelimeyi salayan
ve doa karsnda kuramsal olarak tam bir bamszlk olma
dan uygulanamayan ok farkl bir yntemle, igdnn zd
sorunlara benzer sorunlar zmektir. Ama bu bamszlk
gerekte snrldr: Zeknn yaamsal bir kara zarar vererek
amacna ters dt anda bu bamszlk biter. O halde zek
zorunlu olarak igd tarafndan veya daha dorusu igd ile
zeknn ortak kkeni olan yaam tarafndan gzetlenir. Ente
lektel igdlerden sz ettiimizde sylemek istediimiz budur: Burada, bilginin baz tehlikelerine kar baz inanlarla ken
dimizi gvende hissetmek iin, zek tarafndan doal olarak
oluturulan tasavvurlar sz konusudur. O halde psikoloji k
kenlere kadar gitmek istiyorsa gz nne almas gereken de
neyler byledir, eilimler byledir.

Henri Bergson 145

Uygar olmayanlarn incelenmesi ayn derecede nem arz


edecektir. Bunu sylemitik ve bunu tekrar etmekten bkmaya
caz: Onlar da bizim kadar kkenlerden uzaktr ama onlar
daha az bulu yapmlardr. O halde onlarn radikal olarak d
ntrmek yerine, uygulamalar oaltmalar, abartmalar, ka
rikatrletirmeleri, sonuta bozmalar gerekmitir. Zaten ister
dntrme, ister bozma sz konusu olsun, sadece sonradan
edinilenle st rtlen ilk biim varln srdrmektedir; her
iki durumda da, sonu olarak, kkenleri kefetmek isteyen psi
kologun ayn tr bir abay gstermesi gerekecektir; ama gidi
lecek yol, birinciye gre kincide daha ksa olabilecektir. zel
likle birbirleriyle ilikiye giremeyen kavimlerde benzer inanlar
bulunduu zaman olan budur. Bu inanlarn mutlaka ilkel ol
mas gerekmez ama onlarn bir ie bak abasnn bizde ke
fettirecei temel eilimlerden birinden kaynaklanm olmasnn
olasl ok fazladr. O halde bu inanlar bizi bu bulu yoluna
sokabilecekler ve sonra onlarn aklanmasna yarayacak i gz
leme rehberlik edeceklerdir.
Aratrmamz iinde yolumuzu armak istemiyorsak, her
zaman bu yntem mlahazalarna geri dnmeliyiz. Geldiimiz
dnemete, zellikle bu mlahazalara ihtiyacmz var. nk
burada sadece eylerin, olaylarn, genel olarak evrenin alglan
masna kar insann tepkisi sz konusudur. Zeknn maddeyi
kullanmak, nesneleri ynetmek, olaylara hkim olmak iin var
olduundan kukumuz yoktur. Gcnn bilimiyle orantl ol
mas da dorudur. Ama ncelikle bu bilim ok snrldr; evren
sel mekanizmann iinde kapsad, zaman ve meknda ele ge
irdii blm ok kktr. Zek geri kalan blm iin ne ya
pacaktr? Kendi haline brakldnda yalnzca bilgisizliini sap
tayacaktr; insan bykln iinde kendini kaybolmu hisse
decektir. Ama igd uyumuyor. gd, teknie elik eden
veya onun iinde bulunan tamamen bilimsel olan bilgiye, insan
hesaba katan glere inanc ekliyor. Bylece evren geici ve de
iken niyetlerle dolar; sadece mekanik olarak eylemde bulun

146 Statik Din

duumuz blge, saf mekanizmay ortaya karacaktr. Bu blge


uygarlmz ilerledii lde genileyecektir; tm evren so
nunda, ideal adan bilimi tam olarak tasavvur eden bir zeknn
gznde bir mekanizma biimini alacaktr. u anda bu nokta
dayz ve bugn bilimimizin bildii her eyle ve bilmeyi umduu
her eyle zerini rtt ilk inanlar tekrar bulmak iin gl
bir ie bak abas gerekmektedir. Ama bu inanlar ele geir
diimiz andan itibaren, onlarn, zeknn ve igdnn birlikte
meydana getirdikleri oyunla nasl aklanabildiim ve hayat bir
yarara nasl cevap verdiklerini grrz. Bu ekilde uygar olma
yanlar gz nne alarak, kendimizde gzlemlediklerimizi do
rulam oluyoruz; ama buradaki inan iirilmi, abartlm ve
oaltlmtr: nan, uygar insanda yapt gibi, bilimin geli
meleri karsnda geri ekilmek yerine, mekanik eyleme ayrlan
blgeyi igal eder ve onu dlamak zorunda olan eylemlerin
zerine eklenir. Burada nemli bir noktaya temas ediyoruz.
Dinin byyle balad syleniyor. Ayn zamanda byde bili
min balangc da grlmtr. Daha nce yaptmz gibi, psi
kolojiyle yetinirsek, bir ie bak abasyla, insann nesneleri
alglamasna kar doal tepkisi yeniden oluturulursa, by ile
dinin birbirlerine tutunduklar ve bilim ile by arasnda hibir
ortak noktann olmad grlr.
Gerekten de, daha nce ilkel zeknn deneyiminde iki b
lm oluturduunu grmtk. Bir tarafta, elin ve letin hare
ketine uyan, ngrlebilen ey ve emin olunan ey vardr: Ev
renin bu blm fiziksel olarak ele alnmtr ve matematiksel
olmas da beklenmitir; bu blm nedenlerin ve sonularn bir
zinciri gibi grnmektedir veya her durumda olduu haliyle
deerlendiriliyor; tasavvurun belirsiz ve ok az bilinli olmas
nn pek nemi yok; kendini aa vurmayabilir ama zeknn r
tk olarak ne dndn bilmek iin yapt eye bakmak
yeterlidir. imdi dier tarafta homo fabefin artk kendisinin
zerinde hibir etkisinin olmadn hissettii deney blm
vardr. Bu blm artk fiziksel olarak deil de ahlk olarak ele

Henri Bergson 147

alnr. Kendi zerinde bir etkisi olmadndan, bizim zerimiz


de etkili olmasn umut ederiz. O halde doa burada insanlkla
bezenecektir. Ama bunu gerekli olduu lde yapacaktr. G
cmz eksik olduu iin gvene ihtiyacmz var. Kendimizi
rahat hissetmemiz iin, gzmzde gerein btnnden ko
pan olayn bir niyetle canlanyor grnmesi gerekir. Gerekten
de doal ve ilk inancmz byle olacaktr. Ama biz bununla ye
tinmeyeceiz. Hibir eyden korkmamak bize yetmez, ayrca
umut edeceimiz bir eyler olmasn isteriz. Eer olay tamamen
duyarsz deilse, onu etkilemeyi baaramaz myz? kna edil
meye veya zorlanmaya raz olacak mdr? Eer olay, olduu
gibi kalan geici bir niyet, basit bir ruhsa, buna zor raz olacak
tr; dileklerimizi ykseltecek kadar kiilii olmad gibi emri
mize mde olacak kadar da kiiliksiz deildir. Ama dnce
miz onu u veya bu yne kolaylkla itecektir. Aslnda, igd
nn basks, zeknn iinde, masal yaratma ilevi olan bu imge
lem biimini yaratmtr. lkel olarak biimlenen basit kiilikler
ile birlikte, masaln tanrlar gibi git gide ykselen tanrlar veya
basit ruhlar olarak gittike alalan tanrlar ve hatt psikolojik
kklerinden sadece tek bir zellii, saf olarak mekanik olmama
ve arzularmza teslim olma, istenlerimize boyun eme zelli
ini alan gler retmek iin bu ilevin kendini brakmas ye
terlidir. Birinci ve ikinci ynler dinin, nc yn bynn y
ndr. Sonuncuyla balayalm.
Vaktiyle Codringtonun Melanezyallar zerine yazd nl
bir kitabnda belirttii mana kavramndan ok sz edilmitir.
Bu kavramn dengini veya benzerini birok ilkel kavimde bula
biliriz: Iroquoislarn orendas, Siouxlarn wakandas\, vs. gibi.
Btn bu szckler, doann iine yaylan ve her eyin olmasa
bile en azndan baz eylerin katldklar bir gc ifade ederler.
Buradan, insann dnmeye balad anda kafasnda ekille
nen ilkel bir felsefe varsaymna sadece bir adm vardr. Bazlar
gerekten de belli belirsiz bir panteizmin ilkellerin dncesine
hkim olduunu varsaymlardr. Ama insanln bu kadar ge

148 Statik Din

nel ve bu kadar soyut kavramlarla balang yapm olmas pek


olas grnmyor. Felsefe yapmadan nce, yaamak gerekir.
Bilginler ve filozoflar dncenin kendilerinde olduu gibi her
keste zevk iin etkin olduunu zannetmeye ok fazla eilimli
ler. in gerei, dncenin eylemi hedeflediidir ve eer ilkel
lerde bir para felsefeye gerekten rastlanmsa, bu dnce
den ok eyleme yneliktir; felsefe, tm faydal veya yle deer
lendirilen ilemler toplamnn iinde yer almaktadr; ancak ey
lemi kolaylatrmak iin bu ilemlerin iinden kar ve -zaten
zorunlu olarak mulak olan- szcklerle kendini ifade eder.
Hubert ve Mauss, Bynn Genel Kuram adl ilgin eserlerin
de, byye inancn mana kavramndan ayr tutulamayacan
gl bir biimde gstermilerdir. Onlara gre, bu inan bu
kavramdan domu grnyor. likinin daha ok bunun tam
tersi olmas gerekmez mi? Mana, orenda, vs. gibi terimlere
karlk gelen tasavvurun daha nce olumas ve bynn bu
tasavvurdan domas bize pek olas gelmiyor. Tam tersine, in
san byye inand iin, onu uygulad iin, olaylar byle ta
savvur etmitir: Bys baarya ulayor grnyordur ve o da
byy aklamakla veya daha ok bynn baarsn akla
makla yetiniyordu. Zaten byy hemen hayata geirmesinin
nedenini anlamak ok kolaydr: D dnya zerindeki normal
etkisinin snrna ok abuk geldiini grmt ve daha ileriye
gitmeme olgusuna boyun emiyordu. Bylelikle insan hareketi
ni devam ettiriyordu ve sanki hareket kendiliinden arzulanan
sonucu elde edemiyormu gibi, doann bu ii stlenmesi gere
kiyordu. Bu ancak, madde bir ekilde mknatslanmsa, insan
dan grev almak iin, buyruklarn yerine getirmek iin kendili
inden insana dnyorsa mmkndr. Buna ramen madde,
bugn syleyeceimiz tarzda, fiziksel yasalara tbi olmaktan
geri kalmaz; maddeye mekanik olarak hkmedebilmek iin bu
gerekiyordu. Ama madde ayrca insanlkla doludur, yani insa
nn tasarlarnn iine girebilecek bir gle ykldr. nsan, ey
lemini fiziksel yasalarn izin verdiinden daha teye uzatmak

Henri Bergson 149

iin bu yatknlktan faydalanabilirdi. Eer bynn yntemleri


ile madde zerindeki grler, yani onun baarl olabileceinin
belli belirsiz tasavvur edilmesini salayan grler gz nne
alnrsa, bundan kolaylkla emin olunacaktr.
Byclk ilemleri ou zaman betimlenmitir ama bunlar
ou zaman benzer, benzeri zerinde etkili olur, para iin
doru olan, btn iin de dorudur vs. eklindeki kuramsal il
kelerin uygulamalar olarak gsterilmitir. Bu formllerin bysel ilemleri snflandrmaya yaradndan kukumuz yok.
Ama bundan hibir ekilde bysel ilemlerin bu formllerden
geldii sonucuna ulalamaz. Eer ilkel zek burada ilkeler ta
sarlamakla ie balasayd, bunun yanlln ona gsterecek
deneye ok abuk itaat ederdi. Ama burada hl igdnn tel
kinlerini tasavvura dntrmekten baka bir ey yapmyor.
Daha ak bir ifadeyle, zek ona kavramsal bir biim bulmadan
nce faaliyette bulunan ve arzunun bir uzants olan bir beden
mant vardr.
rnein dmann ldrmek isteyen bir ilkeli ele alalm;
ama dman uzaktadr; ona ulamas imknszdr. Ne nemi
var! Adammz ok fkelidir; orada bulunmayan dmannn
zerine atlr. Bir kez atlnca, sonuna kadar gider; elleri arasn
da tuttuunu sand veya tutmak istedii kurbann skar ve
boar. O elinde olabilecek her eyi yapmtr: Olaylarn geri
kalan stlenmesini ister ve buna zorlar. Olaylar bunu mekanik
olarak gerekletiremeyecektir. Adammzn ayaklarn yere
vurduu, kollarn ve bacaklarn hareket ettirdii ve sonunda
maddeden eylemlerine uygun tepkiyi ald zamanki gibi bu
olaylar fiziksel bir gereksinime teslim olmayacaklardr. O halde
maddenin, ald hareketleri mekanik olarak geri verme zorun
luluuna, arzular yerine getirme ve buyruklara itaat etme yeti
sini eklemesi gerekmektedir. Eer doa kendiliinden insan
hesaba katmay kabul etmise, bu imknsz olmayacaktr. Bu
nun iin, baz olaylarn gsterdii alak gnllln nesneler
de bulunmas yeterli olacaktr. Bu nesneler bylelikle az veya

150 Statik Din

ok itaatle ve gle ykl olacaklardr; insann arzularna su


nulan ve insann ele geirebilecei bir gce sahip olacaklardr.
Mana, wakonda, vs. gibi szckler, bu gc ve onu evre
leyen saygnl ifade etmektedirler. Eer kesin bir anlamdan
sz ediliyorsa, bunlarn hepsinin anlam ayn deildir; ama
hepsi ayn belirsiz fikre karlk gelmektedirler. Bu szckler
olaylarn bynn ilemlerine raz olmasn salayan eyi gs
termektedirler. Bu ilemlere gelince, onlarn yaplarn da belir
lemitik. nsann bitiremedii eylemi balatrlar. Arzu edilen so
nucu oluturacak kadar ileri gidemeyen ama eer insan eyle
rin kibarln zorlamay biliyorsa bu sonucu elde eden hareketi
yaparlar.
O halde by, kalbi dolu olan bir arzunun dsallamas ola
rak, insanda doutan vardr. Eer by yapay grnmse,
eer o yzeysel fikir armlarna indirgenmise, bunun nede
ni bynn, bycy ruhunu iin iine sokmaktan kurtarmak
ve yorulmadan ayn sonucu elde etmek zere oluturulmu i
lemler iinde ele alnmasdr. Roln inceleyen aktr ifade et
mek zorunda olduu heyecana gerekten kendini verir; bu he
yecandan doan jestleri ve tonlamalar not eder: Daha sonra,
izleyici karsnda, yalnzca tonlamay ve jesti yeniden retecek
ve heyecandan tasarruf edebilecektir. Ayn ey by iin de sz
konusudur. Onda bulunan yasalar iinden kt doal at
lm hakknda bize bir fikir vermezler. Bu yasalar, tembelliin
kendini taklit etmesi iin ilk byye telkin ettii yntemlerin
formlnden baka bir ey deildir.
Bynn ncelikle benzer, benzeri retirden kt syle
niyor. nsanln niin bu kadar soyut ve keyf bir yasay kabul
etmekle ie balayaca anlalamyor. Ama orada olmayan d
man zerine atlama hareketini igdsel olarak yaptktan son
ra, uzama atlan ve hogrl bir maddeyle taman fkesinin
balayan eylemi tamamlayacana kendini inandrdktan sonra,
insann kendini ayn duruma sokmak zorunda olmadan ayn
sonucu elde etmek istedii anlalyor. O halde insan, ilemi

Henri Bergson 151

heyecansz tekrarlayacaktr. Boazlad bir dman parmak


lar arasnda sktn zannettii zaman fkesinin taslan iz
dii eylemi, tamamen hazr bir resmin, sadece izgilerinin ze
rinden gemek zorunda olduu bir oyuncak bebein yardmyla
yeniden yaratacaktr. te bu ekilde bycl gerekletire
cektir. Kullanaca bebein zaten dmana benzemesi gerek
mez, nk bebein rol yalnzca eylemin kendisine benzeme
sini salamaktr. Benzer, benzerin dengidir veya daha kesin
ifadeyle Statik emasn verdii dinamiin yerine geebilir
eklindeki bir formle sahip olan bir ilkenin psikolojik kkeni
bize bu ekilde grnyor. Kkenini anmsatan bu son biimde
ilke snrsz bir genilemeye elverili deildir. Ama, birinci ekil
altnda, kendisiyle en yzeysel benzerlie sahip olan hazr bir
nesne araclyla uzaktaki bir nesne zerinde etkili olunduu
na inanmaya izin verir. Ortaya karlmasna veya formlletirilmesine bile ihtiyac yoktur. Neredeyse igdsel bir ilemin
iinde bulunduu iin, bu doal bynn sonsuzca oalmas
n salar.
Bysel uygulamalar baka yasalara da yol aar: Bir varl
veya bir nesneyi, onlara dokunan ey zerinde etkili olarak et
kileyebiliriz, para iin doru olan, btn iin de dorudur,
vs. Ama psikolojik kken ayn kalr. Burada, etkin olduunu
kendine inandrd eylem bir esrime annda gerekletirildii
zaman, etkinliinin yar sanrsal alglamasn salayan eylemi
din kafayla her zaman tekrar etmek sz konusudur. Kuraklk
zamannda, bycden yamuru yadrmas istenir. Byc bu
ie btn ruhunu verseydi, bir hayal abasyla buluta ykselir,
onu patlattn hissettiine inanr ve bulutu yamur damlack
lar haline getirirdi. Ama kendini neredeyse yere yeniden inmi
olarak varsaymann ve biraz su dkmenin daha kolay olduunu
dnecektir: Eer dnyadan gkyzne ynlendirilmesi gere
ken aba kendini tamamlama imkn buluyorsa ve eer aradaki
madde -pozitif veya negatif elektrik ykl olabilecei gibi in
sana hizmet etmenin veya ona engel olmann yar-fiziksel, yar-

152 Statik Din

tinsel yatknlyla az veya ok yklyse, olayn bu ok kk


paras olayn tmn yeniden yaratrd. Az saydaki uygula
malara indirgenebilen, ok basit, doal bir bycln nasl
var olduu grlyor. Bu uygulamalar zerinde yaplan muha
keme veya belki de onlarn szcklere dklmesi, onlara her
ynde oalma ve btn batl itikatlar yklenme olana sala
mtr, nk forml her zaman ifade ettii olay aar.
O halde bize gre by iki unsura ayrlr: Herhangi bir ey
ve hatt eriilmez olan ey zerinde etkin olma arzusu ve olay
larn nsan bir akkan olarak adlandrabileceimiz eyle ykl
olduklar veya yklenmeye izin verdikleri fikri. By ile bilimi
karlatrmak iin birinci noktaya ve byy dine balamak
iin ikinci noktaya dayanmak gerekir.
Bynn bilime hizmet etmesinin rastlantsal olmas mm
kndr: Madde ondan yarar salanmadan kullanlmaz. Bir
gzlemi kullanmak ve hatt sadece onu not etmek iin, nce
den bilimsel aratrmaya yatknlk gerekmektedir. Ama o zaman
da insan artk byc deildir, hatt bycle srtn dn
mtr. Aslnda bilimi tanmlamak kolaydr, nk her zaman
ayn ynde almtr. ngrmek ve eylemde bulunmak iin
ler ve hesaplar. nce varsayar, daha sonra evrenin matema
tiksel yasalarla ynetildiini saptar. Ksaca, bilimin her ilerleyii
daha geni bir bilgiden ve evrensel mekanizmann daha zengin
bir kulanmndan ibarettir. Zaten bu ilerleme, nesneler zerin
deki eylemimizi ynetmek iin oluan ve dolaysyla yapsnn
evrenin matematiksel biimine gre dzenlenmesi gereken ze
kmzn abasyla gerekleir. Yalnzca bizi evreleyen nesneler
zerinde etkili olsak da ve zeknn ilkel kullanl amac bu olsa
da, gene de, evrenin mekanii paralarnn her birinde hazr
bulunduundan, insann potansiyel olarak tm maddi dnyay
kucaklayabilen bir zekyla domas gerekmitir. Zeknn duru
mu grmenin durumu gibidir: Gz de yalnzca etkin olma du
rumunda olduumuz nesneleri bize fark ettirmek iin yaratl
mtr; ama doa, grmenin istenen derecesini ancak etkisi

HenriBergson 153

nesnesini aan bir letle elde etmesi gibi (nk yldzlar ze


rinde etkimiz olmad halde onlar gryoruz), kullandmz
maddeyi anlama yetisiyle birlikte, zorunlu olarak geri kalann
gcl (potansiyel) bilgisini ve onu kullanmann daha az gcl
olmayan gcn vermektedir. Kukusuz burada gclden edim
sele ok uzun bir yol vardr. Eylem alannda olduu gibi bilgi
alanndaki her gerek ilerleme bir veya birok stn insann se
batkr abasn gerektirmitir. Doa, biiminin maddesini at
ama bylece doann istediinden daha tesine giden bir ze
ky bize bahederken, kukusuz doann mmkn kld ey,
her defasnda bir yaratma olmutur. Aslnda insann organizas
yonu onu daha alak gnll bir yaama gre ayarlam gr
nyordu. nsann yeniliklere kar igdsel tepkisi bunun ka
ntdr. nsanln devinimsizlii dehann itmesine kar duramamtr sadece. Ksaca, bilim ikili bir aba gerektiriyor: Baz
insanlarn bir eyler bulma abas ve dier tm insanlarn be
nimseme ve uyma abas. Bir toplumda ayn anda bu inisiyatif
leri ve bu uysall bulduumuzda o toplumun uygar olduunu
syleyebiliriz. Dier taraftan ikinci koulun gereklemesi bi
rinciye gre daha zordur. lkellerde eksik olan, muhtemelen
stn insan deildi (doann her zaman ve her yerde bu talihli
elencelerinin olmamas iin hibir neden yoktur), daha ok bir
insana stnln gsterme imkn ve dierlerinin onu izle
me yatknl eksikti. Bir toplum uygarlk yoluna girdii zaman,
basit bir refah art olasl kukusuz toplumun alkanlklarn
alt etmeye yetecektir. Ama toplumun bu evreye girebilmesi ve
ilk hareketin olumas iin, ok daha fazlas gerekiyor: Belki de
dman kabilede yeni bir ordunun ortaya knn yaratt bir
yok edilme tehlikesi gibi bir tehlike gerekiyor. Az veya ok il
kel kalan toplumlar muhtemelen komular olmayan ve daha
genel olarak yaamlar ok kolay olan toplumlard. Bunlar ilk
abay gstermek zorunda deillerdi. Daha sonra her ey iin
ok geti: Artk toplum istese de ilerleyemezdi, nk tembelli
inin rnleriyle zehirlenmiti. Bu rnler, byclk uygula

154 Statik Din

malardr. Byclk bilimin tersidir. Ortamn devinimsizlii


onu hzla oaltmasa da, bynn varlk nedeni vardr. By,
biiminin maddesini at, bilgisizliinin ok belirsizce farkna
varan ve bunun tehlikesini gren, eylemin sonucundan emin
olduu, yakn gelecein ngrlebildii ve dolaysyla bir bili
min olduu ok kk bir dairenin evresinde eylemi durdura
bilecek devasa bir ngrlemezlik alan kefeden bir zeknn
tedirginliini geici olarak yattrr. Buna ramen eylem gere
kir. Bu durumda yaamsal itkinin dorudan sonucu olarak b
y devreye girer. nsan abasyla bilgisini genilettii lde
by geri ekilecektir. Bu arada baarl grnd iin (n
k bysel bir ilemin baarszl her zaman ona kar bir b
ynn baarsna atfedilebilir), bilim kadar tinsel etki yapar.
Ama arzulama ile isteme arasndaki mesafe ile ayrld bilimle
ortak noktas sadece budur. leri srldnn aksine bilimin
geliini hazrlamaktan uzak olan by, yntemsel bilginin sa
vamak zorunda kald byk bir engel oluturmutur. Uygar
insan, gnlk ura iine giren bilimin, kendisinde, srekli ger
gin olan bir isten sayesinde, bycln kaplad geri kalan
alana uzanabildii insandr. Tersine, uygar olmayan insan, a
bay nemsemeyerek, bynn bilim alanna kadar girmesine,
ona eklenmesine, gerek her bilimin hi bulunmad bir ilk
zihniyete inanmamz salayacak noktaya kadar bilimin maske
lenmesine izin veren insandr. Zaten, bir kez by alana hkim
olduktan sonra, kendi zerinde bilimden daha verimli olan bin
lerce deiiklik yapar, nk bulular saf fantezilerdir ve hibir
masraflar yoktur. O halde, ardndan bilim dneminin gelecei
bir by dneminden sz etmeyelim. Bilimin ve bynn eit
olarak doal olduklarn, her zaman birlikte var olduklarn, bi
limimizin uzak atalarmznkinden ok daha geni olduunu,
ama atalarmzn bugnk uygar olmayan insanlardan ok da
ha az byc olduklarn syleyelim. Aslnda biz atalarmz
neyse, yle kamlz. Bilim tarafndan bastrlan, byye olan
eilim varln srdryor ve ortaya kmak iin uygun zaman

Henri Bergson 155

bekliyor. Bilime olan dikkatimiz bir an gevesin, hemen by


clk uygar toplumumuzun iinden frlar; tpk uyankken bas
trlan arzunun, bir ryada tatmin olmak iin en hafif uykudan
yararlanmas gibi.
Geriye bynn dinle olan ilikileri kalyor. Her ey kuku
suz dinin anlamna dayanyor. Filozof ou zaman ortak anla
yn daha nce bir szckle gsterdii bir eyi inceler. Bu ey
yarm yamalak grlm olabilir; yanl grlm olabilir; ayrt
edilmesinin gerekecei baka eylerle karm olabilir. Hatt
gerein btnlnden sadece konuma kolayl iin kopa
rlm olabilir ve aslnda bamsz bir incelemeye uygun olan bir
ey oluturmam olabilir. Felsefenin matematie ve hatt doa
bilimlerine gre en geri kald yer burasdr. Felsefe, dil tara
fndan ilenmi ve belki de tamamen sitenin gereksinimlerine
bal olan gerein paralara ayrlmasndan yola kmak zo
rundadr: ou zaman, bu kkeni unutur ve yeryznn eitli
blgelerinin snrlarn izmek ve bu blgelerin aralarndaki fi
ziksel ilikileri belirlemek iin anlamalarla belirlenmi snrlara
dayanan corafyacnn yaptna benzer ekilde bir yol izler.
Giritiimiz bu incelemede, hemen din szcnden ve belki
de eylerin yapay bir paralanmas sayesinde bu szcn kap
sad her eyden, gerein szcklere karlk gelen kavramlar
halinde datmyla ilgilenmeden, dorudan gzlemlenebilecek
belirli bir zihin ilevine geerek bu tehlikeye kar tedbirimizi
aldk. levin almasn incelerken, din szcne verilen an
lamlarn birounu teker teker bulduk. ncelememizi srdrr
ken, baka ince anlam farkllklarn bulacaz ve belki de eski
lere bir veya iki yeni anlam da ekleyeceiz. Bylece szcn
bu kez bir gereklii snrlar iine ald anlalacaktr. Bu ger
eklik szcn gnlk kullanlan anlamn aaya ve yukarya
doru biraz aacaktr. Ama organizmann eitli blgelerinde
gzlemlenen ok sayda olay, sindirim gibi bir fizyolojik ileve
baland zaman ve hatt bylece yeni olaylar kefedildii za
man olduu gibi, bu gereklii yapsyla ve temeliyle kavrarz.

156 Statik Din

Bu gr asndan baklrsa, kukusuz by dinin bir paras


olur. Tabi ki burada sz konusu olan, imdiye kadar zerinde
durduumuz, aa dzeyde bir dindir. Ama by de, genel
olarak bu din gibi, zeki varln kar karya kald baz tehli
kelere kar doann ald bir tedbiri temsil etmektedir. - im
di baka bir yol izlenebilir, din szcnn kullanlan eitli
anlamlarndan hareket edilebilir, bunlar aralarnda karlatr
labilir ve ortalama bir anlam karlabilir: Bylece felsef bir so
rundan ok, bir szlk sorunu zlm olurdu; ama ne yapl
dnn farknda olmak ve szcn anlamnda uzlald za
man eyin zne sahip olunduunu dnmemek kouluyla
(filozoflarn deimeyen yanlsamas!) bunun pek nemi yok
tur. O halde szcmzn kabul edilen btn anlamlarn,
hayaletin nanslar veya gamn notalar gibi sralayalm: Orta
blgede, iki uca eit uzaklkta, duayla bavurulan tanrlara ta
pnmay bulacaz. Bu ekilde ele alnan dinin byyle zt oldu
unu sylemeye bile gerek yok. By z olarak bencildir ve din
karn dnmemeyi kabul eder ve hatt ou zaman gerekti
rir. Biri doay kabul etmeye zorlar, dieri tanrnn ltf iin
yalvarr. zellikle de, byclk yar-fziksel, yar-tinsel bir or
tamda gerekleir; bycnn herhalde bir kiiyle ii yoktur;
tam tersine, din en byk etkinliini tanrnn kiiliinden alr.
Bizimle birlikte, ilkel zeknn evresinde, grnglerde ve olay
larda, tam kiiliklerden ok kiilik unsurlarn grd kabul
edilirse, anladmz biimiyle din, bu unsurlar kiiliklere d
ntrme noktasna kadar glendirirken, by onlar alalm
ve etkinliklerinin ele geirilebilecei bir maddi dnya iinde eri
mi olarak varsayar. Bu ekilde by ve din ortak bir kaynak
tan ktktan sonra birbirlerinden ayrlrlar ve dini, byden
karmak sz konusu edilemez: Onlar adatrlar. Dier taraf
tan her birinin neden tekinin yakasn brakmad, neden din
de bir miktar bynn ve zellikle byde bir miktar dinin var
lm devam ettirdii anlalyor. Bycnn bazen ruhlar ara
clyla yani nispeten bireylemi ama ne tam kiilii olan ne

Henri Bergson 157

de tanrlarn yksek saygnlna sahip olan varlklar araclyla


ilem yapt biliniyor. Dier taraftan, bynn hem buyrukta
ve hem de duada pay olabilir.
Dinler tarihi uzun sre, ruhlara inan ilkel ve kalan her e
yi aklayc olarak grmtr. Her birimizin bedenin znden
daha ince bir z olan bir ruhu olduuna gre, doada her ey
canl olmaldr; belli belirsiz tinsel olan bir varlk ona elik ede
cektir. Ruhlarn varl bir kez kabul edilince, insanlk inantan
tapnmaya gemitir. O halde doal bir felsefe var olacaktr: Bu
felsefe dinin iinden kt canlclktr. Bugn bu varsaymn
yerine baka bir varsaym tercih ediliyor grnmektedir. Canlc-ncesi veya canlc bir evrede, insanlk Polinezya manas gibi, her eye yaylan, paralar arasnda dengesizce da
tlan kiisiz bir gc tasavvur etmitir; bu olgu ancak daha son
ralar gelecektir insanlarn aklna. Eer analizlerimiz doruysa,
ncelikle dnlen, kiisiz bir g deildir, nceden bireylemi ruhlar deildir; sadece, sanki doann her yerde insana e
virdii gzleri varm gibi, nesnelere ve olaylara niyetler atfedilmitir. Burada kkten bir eilimin varln, ni bir darbe her
birimizin iinde uyuyan ilkel insan uyandrd zaman saptaya
biliriz. Bu durumda hissettiimiz ey, etkili bir eyin bulunduu
duygusudur; zaten bu bulunuun yaps pek nemli deildir,
nemli olan onun etkili olmasdr: Bizimle megul olunduu
andan itibaren niyet her zaman iyi olmayabilir, en azndan ev
rende hesaba katlyoruz. te deneyin bize syledii ey. Ama a
priori olarak, insanln ne olursa olsun kuramsal grlerle
balang yapm olmas pek olas deil. Tekrar etmekten vaz
gemeyeceiz: Felsefe yapmadan nce, yaamak gerekir; ilk
eilimlerin ve inanlarn yaamsal bir gereksinimden domu
olmalar gerekir. Dini bir fikirler sistemine, bir manta veya
bir mantk ncesine balamak, en uzak atalarmz entelekt
eller, yani aramzda fazlasyla olmas gereken entelekteller
haline getirmek demektir, nk en gzel kuramlarn tutku ve
kar nnde gevediini ve ancak soyut dncelere dalnd

158 Statik Din

saatlerde gz nne alndn ve buna karn eski dinlere b


tn hayatn balandn gryoruz. Gerek u ki, trmzle
birlikte varolan dinin yapmzdan kaynaklanmas gerekir. Dini
temel bir deneyime dayandrmtk; ama bu deneyimi gerek
letirmeden onu seziyoruz ve her durumda bu deneyime sahip
olduktan sonra onu ok iyi aklyoruz; bunun iin insan b
tn canllarn ve psikolojiyi de biyolojinin iine yerletirmek ye
terlidir. nsandan baka, bir hayvan ele alalm. Hayvan ona
hizmet edebilen her eyden yararlanr. Dnyann onun iin ya
ratldna inanr m? Kukusuz hayr, nk dnyay tasavvur
etmez ve zaten kuramlar ileri srmek iin de hibir istei yok
tur. Ama yalnzca gereksinimlerini tatmin edebilen eyleri gr
dne ve yalnzca onlara baktna gre, nesneler yalnzca on
lardan yararland lde varolduklarna gre, kukusuz sanki
doadaki her ey kendi iyilii ve trnn yarar iin ayarlanm
gibi davranr. Yaad inan biimi byledir; bu inan hayvan
glendirir ve onun yaama abasyla rtr. imdi de dn
mesini salayn: Bu inan yok olacaktr; insan evrenin bykl
iinde kendini bir nokta olarak alglayacak ve dnecektir.
Eer yaama abas annda zeksnn iine, bu algnn ve bu
dncenin alaca yerde, nesnelerin ve olaylarn insana doru
yn deitirdii eklindeki kar imgeyi yanstmasayd, insan
kendini kaybolmu hissederdi: nsan kotuu zaman ayn ken
disiyle birlikte kouyor grnmesi gibi, evresinin iyi veya kt
niyeti onu her yerde izler. Eer bu niyet iyiyse ona gvenecek
tir. Eer onun ktln istiyorsa, onun etkisini savuturma
ya alacaktr. Her durumda o hesaba katlacaktr. Kuram hi
yok, keyflie hi yer yok. nan kendini dayatyor nk ya
amsal dzlemde olduundan felsef hibir yan yok.
Zaten inan, bir taraftan bireylemi ruhlara olan inanca
doru ve dier taraftan kiisiz bir z fikrine doru olmak zere
iki ayr yne ayrlyor ve geliiyorsa, bu, kuramsal nedenlerden
deildir: Bu nedenler ihtilaf davet ederler, kukuyu kabullenir
ler ve davran zerinde etkili olan ama varln btn olaylar

Henri Bergson 159

na karmayan ve yaam btn olarak dzenleyemeyen dokt


rinleri yaratrlar. Gerek udur ki, inan istencin iine yerleir
yerlemez, isten inanc ak bulduu veya abas srasnda en
az direnle karlat noktalar zerinde alan ynlere doru
iter. sten, hazr olduunu hissettii niyeti, ya niyetin fiziksel
olarak etkin olduu yan ele alarak, maddi olarak sahip olduu
nu abartarak ve bylece ona g yoluyla hkim olmaya ala
rak, ya da onu manev ynden deerlendirerek, onu duayla ka
zanmak iin onu kiilik ynnde zorlayarak kullanacaktr. O
halde, ilk inancn yoksullamas veya maddilemesi olarak ma
na anlay gibi bir anlay etkin bir by gereksiniminden do
mutur; ve ters ynde bu ayn inantan ruhlar ve tanrlar e
kip karan da, ltuflar elde etme gereksinimidir. Ne kiisizlik
kiiye doru gelimitir, ne de saf kiilikler nceden ortaya
karlmtr; zeky aydnlatmaktan ok istenci glendirmek
iin oluan ara bir eyden, aaya ve yukarya doru bynn
dayand gler ve dualarn kendilerine ykseldii tanrlar k
mlardr.
Birinci nokta zerine fikrimizi akladk. Eer ikinci nokta
zerinde uzun uzadya durmak zorunda kalrsak, yapmak zo
runda olduumuz ok fazla ey olacaktr. Dinin, kiilii gitgide
daha belirginleen ve aralarnda daha iyi tanmlanan ilikiler
kuran veya tek bir tanrda emilmeye ynelen tanrlara doru
kademe kademe ykselii, insanln uygarlk ynnde gerek
letirdii iki byk gelimenin birincisine karlk gelmektedir.
Bu ykseli, dinsel dncenin, saf zeknn snrl byklkler
dncesinden diferansiyel hesaba getii zaman gerekletir
dii dnme benzer bir dnmle dardan ieriye, statik
ten dinamie yneldii gne kadar srmtr. Kukusuz bu
son deiim kesin olmutur; bireyin dnmleri, organize bir
dnyada art arda trler yaratan dnmler gibi mmkn hale
gelmitir; ilerleme artk yalnzca basit bir bymede deil de
yeni niteliklerin yaratlmasnda gerekleebilmektedir; sadece
olduu yerde, durulan noktada yaamdan yararlanmak yerine,

160 Statik Din

artk yaamsal devinim srdrlecektir. Tamamen isel olan bu


dinden gelecek blmde sz edeceiz. Bu dinin insan, artk
onun devinimsiz faaliyetini dayandraca hayal tasavvurlarla
deil de, onu yaratc evrimin iine yerletirerek ona geirdii
hareketle glendirdiini greceiz. Ama ayn zamanda, dinsel
dinamizmin kendini ifade etmek ve yaylmak iin statik dine
ihtiyac olduunu da greceiz. O halde statik dinin dinler tari
hinde neden ilk sray ald da anlalyor. Bir kez daha, bu
statik dinin ok byk saydaki tezahrlerini ele almak zorunda
olmadmz syleyelim. Belli bal rneklerini belirtmek ve on
larn art arda gelilerini gstermek yeterlidir.
O halde olaylarn znde birtakm niyetler olduu fikrinden
hareket ediyoruz: Ardndan ruhlar tasavvur etme noktasna
geliyoruz. Bunlar rnein kaynaklar, rmaklar, pnarlar dol
duran belirsiz varlklardr. Her ruh ortaya kt yere baldr.
Bu zellikleri nedeniyle oktan, blnmeden farkl yerlerde
paylalabilen ve ayn cinse ait olan her eyi ynetebilen tanr
sallktan ayrlr. Bu tanrsalln bir ad olacaktr; kendine ait
bir biimi, belirgin bir kiilii olacaktr, buna karn ormanlarn
veya kaynaklarn binlerce ruhu ayn modelin binlerce rneidir
ve en ok Horatius ile birlikte unu syleyebileceklerdir: Nos
numerus sumus. Daha sonra din, tanrlar olan bu byk kii
liklere kadar ykseltildii zaman, ruhlar bunlarn imgelerine
gre kavrayabilir: Ruhlar aa tanrlar olurlar; bylece her za
man yleymi gibi grnrler. Ama ancak geriye yryen bir
etkiyle yle olabilirler. Kukusuz eski Yunanda kaynak ruhu
nun iyiliksever bir peri ve orman ruhunun bir Hamadryade ha
line gelmesi iin uzun bir zamann gemesi gerekmitir. lkel
olarak kaynak ruhu, insann velinimeti olarak yalnzca kayna
n kendisi olmak zorundadr. Daha belirgin olarak, bu ruh iyi
lik yapan eylemin ta kendisidir. Burada eylemin ve devamnn
tasavvurunu zihinsel bir aba ile olaylardan karlan soyut bir
fikir olarak ele almak hataldr. Bu, duyularn dorudan bir ve
risidir. Felsefemiz ve dilimiz nce tz koyar, onu niteliklerle

Henri Bergson 161

evreler ve bylece ondan eylemler karr. Ama ok fazla tek


rar edemeyeceiz: Eylemin zellikle insan ilgilendirdii du
rumlarda, ncelikle kendini sunmas ve kendine yetmesi gere
kir. Kendimizi braktmz su ime eylemi byledir: Onu nce
bir eyle ve daha sonra bir kiiyle snrlandrabiliriz; ama eyle
min kendi bamsz varl vardr; ve eer sonsuzca devam eder
se, devamll onu su iilen kaynan canlandrc ruhu yapar,
buna karn gerekletirdii ilevden kopan kaynak, basit ey
durumuna daha fazla yaklar. llerin canlarnn ok doal
olarak ruhlara katlmaya geldikleri dorudur: Bedenlerinden
ayrlmakla, kiiliklerini tamamen reddetmi deillerdir. Ruhlara
kararak, onlara kendi renklerini geiriyorlar ve onlar renk
lendirdikleri nanslarla onlar kiiler haline gelmeye hazrlyor
lar. Bylece ruhlar, farkl ama ayn yne giden yollarla tam
kiilie doru gideceklerdir. Ama, nce sahip olduklar basit
biimleriyle, o kadar doal bir ihtiyaca cevap veriyorlar ki, ruh
lara inan btn eski dinlerin temelinde bulunuyorsa, buna a
rmamak gerekir. Bu inancn eski Yunanda oynad rolden
sz etmitik: Miken uygarlna gre yargda bulunabildiimiz
lde bu inan onlarn ilkel dini olmu ve sonra halk dini ola
rak kalmtr. Bu inan, en byk blm Yunandan ve baka
yerlerden ithal edilen byk tanrlara braklm olsa bile, Roma
dininin temeli olmutur: Evin ruhu olan lar familiaris her za
man nemini koruyacaktr. Yunanlarda olduu gibi Romallar
da da Hestia veya Vesta ad verilen tanra, ileviyle, yani iyilik
yapma niyetiyle ele alman atein alevinden baka bir ey deil
di. Klsik antik a brakalm ve Hindistana, ine, Japonya
ya gidelim: Her yerde ruhlara inanc buluyoruz; bugn hl bu
inan (ona ok yakn olan atalara tapnma ile birlikte) in dini
nin zn oluturuyor. nk bu inan evrenseldir ve kolay
lkla onun ilk din olduuna ikna olunmutur. En azndan bu
inancn kkenlerden uzak olmadn ve insan dncesi tanr
lara tapmaya gelmeden nce doal olarak ondan getiini sap
tayalm.

162 Statik Din

Dier taraftan insan dncesi ara bir evrede durabilirdi.


Bazlarnn insan biimindeki tanrlara tapmadan daha doal
olduunu kabul etmelerine yol aacak kadar insanlkta yaygn
olan, hayvanlara tapmadan sz etmek istiyoruz. nsann kendi
imgesine gre tanrlar tasavvur ettii yerde bile bu tapnmann
canl ve srekli olarak muhafaza edildiini gryoruz. te bu
ekilde, eski Msrda bu tapnma sonuna kadar varln sr
drmtr. Bazen hayvan biiminden kan tanr onu tamamen
terk etmeyi reddetmektedir; insan bedenine bir hayvan kafas
koyacaktr. Btn bunlar bugn bizi artyor. Bunun nedeni
zellikle insann gzmzde yksek bir yer edinmi olmasdr.
Onu zekyla nitelendiriyoruz ve zeknn veremeyecei hibir
stnln ve dnleyemeyecei hibir eksikliin olmadn
biliyoruz. Zeknn kendini gsteremedii zamanlarda, durum
byle deildi. Bulular, sonsuz bulu gcn gsterecek kadar
ok deildi; zeknn insana salad silahlar ve letler, hayva
nn doadan aldklaryla pek ba edemiyordu. Gcnn gizi
olan muhakeme bile, bir zayflk etkisi yaratabiliyordu, nk
kararszlk kaynayd, buna karn hayvann tepkisi, tamamen
igdsel olduu zaman, ani ve amazd. Konuma yetersizlii
bile hayvana gizem katarak ona hizmet etmitir. Dier taraftan
sessizlii de, bizimle konumak yerine yapaca daha iyi bir i
varm gibi, bir hor grme olarak grlebilirdi. Btn bunlar
insann neden hayvanlara tapnmaya kar olmadm akla
maktadr. Ama insan neden bu noktaya gelmitir? Karakteris
tik bir zellii nedeniyle hayvana tapld grlecektir. Eski
Msrda, boa sava gcn gsteriyordu; dii aslan yok et
meydi; yavrularna ok iyi bakan akbaba anal temsil ediyor
du. Oysa, insan batan ruhlara inansayd, hayvann bir tapnma
nesnesi haline nasl geldiini anlayamayacaktk. ncelikle ba
vurulanlar, varlklar deil de srekli olarak grlen iyilik veya
ktlk yapan eylemlerse, eylemleri ele geirdikten sonra nite
likler edinmek istenmesi doaldr: Bu nitelikler, eylemi yaln,
tek bir para olan, grnrde tek bir yne giden hayvanda saf

Henri Bergson 163

halleriyle sunuluyorlar gibi grnmektedirler. O halde hayvana


tapma ilkel din deildi; ama, bu ilkel dinden kta, ruhlara
tapma ile hayvanlara tapma arasnda tercih yapma olana vard.
Hayvann doasnn tek bir zellikte younlar grnmesi
gibi bireyselliinin de bir cinste eridii sylenebilir. Bir insan
tanmak onu dier insanlardan ayrt etmek demektir; ama bir
hayvan tanmak genel olarak onun ait olduu trn farkna
varmak demektir: Her iki durumdaki ilgimiz byledir; bunun
sonucu olarak, algmz ilkinde bireysel izgileri kavrarken, kin
cisinde neredeyse bu izgilerin kaybolup gitmesine izin verir.
Bir hayvan istedii kadar somut ve bireysel olsun, zde bir
nitelik, bir cins olarak ortaya kar. nceden grdmz gibi,
bu iki grnmden ilki, byk oranda hayvanlara tapmay ak
lamaktadr. kincisi bize gre, belirli bir lde, totemizm olan
biricik eyi anlamamz salayacaktr. Bunu burada incelemeye
ceiz; ama buna ramen onun hakknda bir kelime sylemeden
de geemeyeceiz, nk totemizm hayvana tapma deilse bile,
insann dine benzemekten geri durmayan bir saygyla, bir hay
van veya hatt bir bitki trn, bazen de basit bir cansz nesne
yi deerlendirmesine yol aar. En sk rastlanan bir durumu ele
alalm: Burada bir klana totem yani patron olarak hizmet ve
ren fare veya kanguru tarzndaki bir hayvan sz konusudur. En
dikkat ekici ey, klann mensuplarnn o hayvanla bir oldukla
rn iln etmeleridir; onlar faredirler, kangurudurlar. Geriye,
bunu hangi anlamda syledikleri kalyor. Hemen eliki ilke
sinden kurtulmu, ilkele zg bir mantn var olduu sonu
cuna varmak ok hzl gitmek olur. Olmak fiilinin, ne kadar uy
gar olursak olalm, tanmlamakta zorluk ekeceimiz anlamlar
vardr: Bize aklamalarda da bulunsa, ilkelin u veya bu du
rumda benzer bir szce verdii anlam yeniden nasl olutu
rabiliriz? lkel insan, bir filozof olsayd bu aklamalarn bir ke
sinlii olabilirdi ve bu durumda bile bu aklamalar anlamak
iin dilinin btn inceliklerini bilmek gerekirdi. lkel insan, en
byk ahlklarmzdan birinin nsan dnen bir kamtr

164 Statik Din

dediini bilseydi, bizim, gzlem ve uslamlama yetilerimiz ve


saduyumuz zerine yargsnn ne olacan dnelim. lkel
insan totemiyle konuur mu? Onu bir insan olarak deerlen
dirir mi? Oysa hep u noktaya geliyoruz: Bir ilkelin ve hatt bir
uygarn kafasndan ne getiini bilmek iin, en azndan onun
ne konutuu kadar ne yaptn gz nne almak gerekir.
imdi, eer ilkel totemiyle zdelemiyorsa, onu yalnzca bir
sembol olarak m kabul ediyor? Bu da ters ynde ok ileri git
mek olur: Durkheimn dedii gibi, totemizm uygar olmayanla
rn politik organizasyonunun temelinde olmasa bile, totem kla
n gsteren basit bir ara olarak grlemeyecek kadar, ilkelle
rin hayatnda fazla yer kaplar. Gerein bu iki u zmn
arasndaki bir ey olmas gerekir. Prensiplerimizle ulalabile
cek yorumu, varsaym olarak koyalm. Bir klann u veya bu
hayvan olduunun sylenmesinden hibir sonu kmaz; ama
ayn kabile iinde bulunan iki klann kanlmaz olarak iki farkl
hayvan olmalar, ok daha reticidir. Gerekten de, szcn
biyolojik anlamyla, bu iki klann iki tr oluturduklarnn vur
gulanmak istendiini varsayalm: Dilin henz bilimle ve felse
feyle ilenmedii yerde, nasl davranacaz? Bir hayvann birey
sel izgileri dikkati ekmez, hayvan bir cins olarak alglanr. ki
klann iki farkl tr gsterdiklerini ifade etmek iin, birine bir
hayvann, dierine teki hayvann ad verilecektir. Bu szckle
rin her biri tek bana ele alndklarnda, bir adlandrmadan
baka bir ey deillerdir: Birlikte ele alndklarnda, bir olumla
maya eittirler. Aslnda iki klann farkl kandan olduklarn sy
lemektedirler. Neden bunu sylyorlar? Eer totemizm, sy
lendii gibi, yeryznn eitli noktalarnda, birbirleriyle ileti
ime giremeyen toplumlarda bulunuyorsa, bu toplumlarm or
tak bir gereksinimine, yaamsal bir gereksinime yant veriyor
olmas gerekir. Gerekten de, kabileyi oluturan klanlarn ou
zaman klan dndan evlendiklerini biliyoruz: Dier bir ifadeyle,
evlilikler, ayn klann iinde deil de, farkl klann yeleri ara
snda gerekleir. Uzun zaman bunda genel bir yasann olduu

Henri Bergson 165

ve totemizmin her zaman dardan evlenmeye yol at zanne


dilmitir. Bata byle olduunu ve dardan evlenmenin ou
durumda kendiliinden olduunu varsayalm. Doann bir ka
bilenin yelerinin srekli olarak kendi aralarnda evlenmelerini
engellemekte ne yarar olduu ve bu kapal toplumda evlenme
lerin sonunda yakn akrabalar arasnda yaplaca ok iyi g
rlmektedir: Irk bozulmakta gecikmeyecektir. ok farkl al
kanlklarn, faydal olmad andan itibaren zerini rttkleri
bir igd, kabileyi, iinde evlenmenin yasak olduu klanlar
halinde blnmeye gtrecektir. Zaten bu igd, klann ye
lerinin kendilerini akraba olarak hissetmelerini ve aksine, klan
dan klana, mmkn olduu kadar birbirlerine yabanc oldukla
rna inanmalarn salayarak amacna ulaacaktr, nk ayn
zamanda kendimizde de gzlemleyebileceimiz modus operan
d i si, birlikte yaayan veya birbirleriyle akraba olduklarn bilen
erkekler ile kadnlar arasndaki cinsel ekicilii azaltacaktr.12
Bu durumda farkl iki klann yeleri, ayn kandan olmadklar
na kendilerini nasl inandracaklardr ve bunu nasl ifade ede
ceklerdir? Ayn trden olmadklarm sylemeye alacaklardr.
O halde iki farkl hayvan trn meydana getirdiklerini syle
dikleri srada bile, nem verdikleri hayvanlk olmayp ikiliktir.
En azndan balangta byle olmas gerekir.13 Zaten burada
saf olaslk alannda olmasa bile basit olaslk alan iinde oldu
umuzu kabul etmeliyiz. Yalnzca ok tartmal bir soruna ge
nelde bize en salam grnen yntemi uygulamak istedik. Bi
yolojik bir zorunluluktan yola karak, canl varlkta ona kar
lk gelen gereksinimi aryoruz. Eer bu gereksinim gerek ve
etkin bir igd yaratmyorsa, gcl (potansiyel) veya gizli bir
12Bu konuda bkz. Westermarck, History of Human Marriage (nsan
lar Arasndaki Evliliin Tarihi), London, 1901, s. 290 ve devam.
13 Klann hayvan-totemden geldii fikri -M. Van Gennepin Ltat
Actuel du Problme Totmique (Totem Sorununun Bugnk Duru
mu) (Paris, 1920) adl ilgin eserinde zerinde durduu fikir- iaret
ettiim tasavvur fikrine ok iyi eklenebilir.

166 Statik Din

igd olarak adlandrlabileceimiz bir eyin araclyla, sanki


bunu bir igd yapm gibi, davran ortaya karan hayal bir
tasavvura yol aar. Totemizmin temelinde bu tr bir tasavvu
run olmas gerekir.
Ama, belki de daha fazlasn hak eden bir konu iin alan
bu parantezi kapayalm. Ruhlarda kalmtk. Dinin zne ka
dar nfuz etmek ve insanln tarihini anlamak iin, hemen u
na kadar sz konusu olan statik dinden, gelecek blmde ele
alacamz dinamik dine gememiz gerektiini dnyoruz.
Birincisi zeknn insana yaatabilecei tehlikeleri savuturmaya
ynelikti; bu din zihin-altyd. Doal olduunu da ekleyelim,
nk insan tr yaamsal evrimin bir evresini gstermektedir:
Burada bir an iin ileriye doru hareket durmutu; o srada in
san, zeksyla, bu zeknn neden olabilecei tehlikelerle ve bu
tehlikelere are olabilecek masal yaratc ilevle btnyle orta
ya konmutu; byclk ve basit canlclk, bunlarn hepsi blok
olarak belirmiti, bunlarn hepsi, kesin olarak doann belirle
dii tutkularla snrlanan bireyin ve toplumun ihtiyalarna ce
vap veriyordu. Daha sonra ve olmamas olanaksz olan bir a
bayla, insan yerinde saymaktan kurtuldu; insan yeniden evrim
sel akma, bu akm devam ettirerek dhil oldu. Bu da, kuku
suz yksek bir entelektellie balanan ama ondan ayr olan,
dinamik dindi; bunun nedenini biliyoruz. kincisi, daha sonra
belirteceimiz nedenlerle, zihin-stdr. Bunlar birbirleriyle
kar karya getirirsek daha iyi anlarz. Gerekten de, sadece
bu iki u din, temeldir ve saftr. Antik uygarlklarda gelien ara
biimler, kademeli bir mkemmelleme yoluyla bir utan die
rine geildii inancna yol aarlarsa, din felsefesini yanl yola
gtrm olurlar: Kukusuz doal olan bu yanllk, statik di
nin dinamik dinin iinde ksmen varln srdrmesiyle akla
nabilir. Ama bu ara biimler insanln bilinen tarihinde o ka
dar ok yer kaplamtr ki bunlarn zerinde durmamz bir zo
runluluk haline geldi. Kendi amzdan bunlarda yeni hibir
ey, dinamik dine benzer hibir yan grmyoruz. Bu ara biim-

Henri Bergson 167

lerde yalnzca basit canlcln ve bycln ikili temas ze


rinde yaplan varyasyonlar vardr; ruhlara inan zaten her za
man halk dininin temeli olmutur. Ama bu inanc ele alan ma
sal yaratma ilevinden, sonradan oluan bir gelimeyle evre
sinde edebiyatn, sanatn, kurumlarn ve sonuta antik uygarl
n btn znn yeerdii bir mitoloji domutur. O halde
hibir zaman k noktasn ve gene onun zerinden fark etti
imiz eyi gzden karmadan mitolojiden sz edelim.
Ruhlardan tanrlara gei pek fark edilmemi olabilir ama
buna ramen aradaki fark dikkat ekicidir. Tanr bir kiidir.
Nitelikleri, eksiklikleri, karakteri vardr. Bir ad tar. Dier tan
rlarla belirli ilikiler kurar. nemli ilevleri yerine getirir ve
zellikle bunlar yerine getirebilecek tek kiidir. Bunun aksine,
bir lkenin yzeyine dalan ve ayn ii yapan binlerce farkl
ruh vardr; ortak bir adla belirtilirler ve bu ad baz durumlarda
tek birini bile iermeyebilir: rnein, mnes (llerin ruhlar)
ve pnates (kent tanrlar) eski Romada sadece oul halde
olan Latince szcklerdir. Gerekten ilk olan din tasavvur bir
varln veya bir nesnenin deil de bir etkin hazr oluun
tasavvuruysa, ruhlara inan kkene ok yakndr; tanrlar an
cak, ruhlarn sahip olduu saf ve yaln u veya bu ruhta kiilie
kadar ykseldii zaman ortaya kmlardr. Dier taraftan bu
tanrlar ruhlara eklenirler ama onlarn yerine gemezler. Ruhla
ra tapnma, daha nce sylediimiz gibi, halk dininin temelini
oluturur. Ulusun aydnlanan ksm tanrlar tercih edecektir ve
oktanrcla doru giden yryn uygarla doru bir ge
lime olduu sylenebilir.
Bu yryte bir ritim veya bir yasa aramak faydaszdr. Bu
kaprisin ta kendisidir. Ruhlarn kalabal iinden nce alak
gnll olan ve sonra siteyle birlikte byyen ve sonunda b
tn ulus tarafndan benimsenen yerel bir tanrnn ortaya kt
grlecektir. Ama dier gelimeler de ayn lde mmkndr.
Zaten geliimin kesin bir duruma ulamas enderdir. Tanr ne
kadar yksek olursa olsun, tanrsall hibir ekilde deimez

168 Statik Din

lie yol amaz. Tam aksine, tzlerini genilettikleri farkl tanr


larn emilmesi yoluyla yeni niteliklere kavuarak en ok dei
enler, antik dinlerin belli bal tanrlardr. Bu ekilde, Msrlilarda, gne tanrs R, ilkin en yksek tapnma nesnesiyken,
baka tanrlar kendisine ekmi, onlar zmsemi veya onlara
sarlm ve Amon-Ry oluturmak iin Tebin nemli tanrs
Amonla birlemitir. Bu ekilde, Babyloneun tanrs Mardouk,
Nippourun byk tanrs Belin niteliklerini kendine ml edi
yor. Bu ekilde, ok sayda Asurlu tanr gl tanra Istarda
kaynayor. Ama hibir gelime Yunann en byk tanrs Zeusun geliimi kadar zengin olmamtr. Kukusuz ilkin dala
rn tepesinde tapnlan, bulutlar, yamuru ve gkgrltsn
elinde bulunduran tanryken, bu meteorolojik ilevine gittike
artan bir karmaklkla toplumsal grevleri eklemitir; sonunda
aileden devlete kadar olan btn gruplara egemen olan bir
tanr haline gelmitir. Etkinliinin btn ynlerini belirtmek
iin, adna en eitli sfatlar eklemek gerekiyordu: Konukse
verliin devlerinin yerine getirilmesiyle ilgilendiinde Xenios
du, yeminlerde hazr bulunduunda Horkiosdu, yalvarp yakaranlar koruduunda Hikesiosdu, bir evlenme iin yardma
arldnda Genethliosdu, vs. Geliim genel olarak yava ve
doald; ama ayn zamanda hzl olabilirdi ve de tanrya tapan
larn gzleri nnde yapay olarak gerekleebilirdi. Olimpos
tanrlarn Homerosun iirlerinde gryoruz. Bu iirler belki
de bu tanrlar yaratmamtr ama onlarn olarak bildiimiz bi
imi ve grevleri onlara vermi ve onlar kendi aralarnda ve bu
defa karmaklatrmayp yalnlatran Zeusun evresinde d
zene sokmutur. Bununla birlikte tanrlar, doum koullarn
ve neredeyse tarihlerini bilen Yunanllar tarafndan kabul edil
mekten geri kalmadlar. Hibir ekilde airlerin dehasna ihti
ya yoktu: Hkmdarn bir ferman tanrlar yapmaya veya
bozmaya yetebiliyordu. Bu mdahalelerin ayrntlarna girme
den, sadece bunlarn en kkten olann yani knaton adn alan
firavunun mdahalesini anmsayalm: Biri hari Msrn btn

Henri Bergson 169

tanrlarn kaldrd ve lmne kadar bu tr tek tanrl kabul


ettirmeyi baard. Zaten firavunlarn da tanrsal zelliklere sa
hip olduklar biliniyor. En eski zamanlardan beri firavunlar
Rnn ocuklar adn almlardr. Ve Msrn hkmdarn
bir tanr olarak kabul etme gelenei Ptolemeler zamannda da
srd. Bu gelenek Msrla da snrl deildi. Seleukidler dne
minde Suriyede, inde ve imparatorun yaam sresince tan
rsal saygnlklara kavutuu ve lmnden sonra tanr haline
geldii Japonyada, son olarak Senatonun Augustusun, Claudiusun, Vespasienin, Titusun, Nervann, yani btn impara
torlarn tanr katna gemelerini beklerken Julius Sezar tanr
latrd Romada bu gelenekle karlayoruz. Kukusuz h
kmdara tapnma her yerde ayn ciddiyetle uygulanmaz. rne
in bir Roma imparatorunun tanrsall ile bir firavunun tanr
sall arasnda byk fark vardr. Firavununki ilkel toplumlar daki efin tanrsallna ok yakndr; belki de bu tanrsallk h
kmdarn sahip olaca zel bir svya veya byl bir gce
baldr, buna karlk Romadaki tanrsallk Sezara belki basit
bir dalkavukluk sonucu verilmi ve Augustus tarafndan da bir
instrumentum regni olarak kullanlmtr. Buna ramen, Romada imparatorlara tapnmayla karan yar-kukuculuk, kl
trl kafalara zg bir ey olarak kald; halka kadar yaylma
mt; hele taraya kesinlikle ulamamt. lkan tanrlar do
abilirler, lebilirler, insanlarn ve koullarn keyfine gre ekil
deitirebilirlerdi, yani Paganizm inanc snrsz bir hogryle
doluydu.
Tam da insanlarn kaprisinin ve koullarn rastlantsnn
tanrlarn douunda byk pay olduu iin, tanrlar kesin
snflandrmalar iine sokmak zordur. En fazla, mitolojik fante
zilerin baz nemli ynlerini ayrt edebiliriz; gene de bu ynle
rin hibiri dzenli olarak izlenmemitir. ou zaman onlar
kullanmak iin tanrlar edinildii iin, genel olarak onlara ilev
ler atfetmek ve ou durumda da ilev fikrinin baskn olmas
doaldr. Romada byle olmutur. Tanrlarn uzmanlamas-

170 Statik Din

mn Roma dininin karakteristii olduu sylenebilir. Ekim iin


Saturnusu, meyve aalarnn iek amas iin Floras, mey
venin olgunlamas iin Pomonas vard. Janusa kapnn ve
Vestaya ocan bekiliini veriyordu. Birbirlerine yakn olan
ok saydaki ilevi ayn tanrya vermek yerine, farkl niteliklerle
ayn ad verme pahasna olsa bile farkl tanrlar ortaya kar
may tercih ediyordu. Vens Victris, Vens Felix, Vens Fenetrix vard. Jpiterin kendisi de Fulgur, Feretrius, Stator, Victor,
Optimus maximustu; ve bunlar bir noktaya kadar bamsz
tanrlard; yamuru veya gzel havay gnderen Jpiterle dev
leti savata olduu gibi barta da koruyan Jpiter arasnda s
ralanyorlard. Ama ayn eilim farkl derecelerde her yerde
vard. nsann topra ilemesinden itibaren, ekinle ilgilenen,
scakl veren, mevsimlerin dzenini salayan tanrlar vardr.
Bu tarmsal ilevler, tanrnn evrimi onu karmak, uzun bir ta
rihle ykl bir kiilik haline getirdii zaman gzden kaybolma
larna ramen, en eski tanrlarn bazlarnn belirgin nitelikleriy
di. Bu ekilde, Msr tanrlarnn en zengin simas olan Osiris
ilkin bitki tanrsyd. Yunanllarn Adonisinin payna den i
lev de byle bir eydi. Babyloniada, bilim tanras haline gel
meden nce, tahllarla ilgilenen Nisabann ilevi de aynyd.
Hindistann tanrlar arasnda ilk srada, ndra ve Agni vardr.
ndraya topra iyiletiren yamuru ve frtnay ve Agniye atei
ve evin ocann korunmasn borludurlar; ve burada da ilev
lerin eitliliine karakter farkll elik eder: ndra gcyle ve
Agni bilgeliiyle ne karlar. Bununla birlikte en yksek ilev,
evrensel dzene hkmeden Varounann ilevidir. Japonyadaki
Shinto dininde yer tanrasn, ekinlerin tanrasn, dalar,
aalar koruyan tanralar tekrar buluyoruz. Ama bu trden
hibir tanrsalln, Yunanllarn Demeteri kadar belirgin ve
tam bir kiilii yoktur. Topran ve ekinin de tanras olan Demeter, ayrca llerle ilgilenir ve onlara kalacak yer salar ve
dier taraftan Thesmophoros adyla aile yaamn ve toplumsal

Henri Bergson 171

yaam ynetir. Tanrlar yaratan fantezinin en belirgin eilimi


byledir.
Ama bu fantezi tanrlara ilevler tahsis ederken, ok doal
olarak onlara territoryal bir biim alan bir egemenlik de ml
eder. Tanrlarn evreni kendi aralarnda paylatklar kabul edi
lir. Hindu dini airlerine gre, eitli etki alanlar gk, yer ve
aradaki atmosferdir. Babylone kozmolojisine gre, gk Anu
nun blgesidir ve yeryz de Belin blgesidir; denizin derinlik
lerinde Ea oturur. Yunanllar dnyay, gn ve yerin tanrs
Zeus, denizlerin tanrs Poseidon ve cehennem krallnn tan
rs Hades arasnda paylatrmtr. Bunlar doa tarafndan s
nrlar izilmi alanlardr. Bunun yannda, yldzlarn snrlar
da daha az net deildir; yldzlar biimleriyle olduu kadar on
lara dayanyor gibi grnen hareketleriyle de bireyselletirilmi
lerdir; aralarndan biri buradaki hayat verir ve dierleri ayn
gce sahip olmamalarna ramen, ayn yapya sahiptirler; o
halde tanr olabilmek iin gerekli olan eylere onlar da sahiptir.
Yldzlarn tanrsallna olan inan en sistematik biimini Asur
da almtr. Ama gnee tapma ve ge tapma neredeyse her
yerde vardr: Japonyann Shinto dininde, Gne tanras,
kendi altndaki bir ay tanrsyla ve bir yldzlar tanrsyla birlikte
en byk egemen dzeyine karlmtr; ilkel Msr dininde, ay
ve gk, onlar yneten gnein yannda tanrlar olarak kabul
edilmilerdir; Hindu dininde, Mitra (randa gne tanrs olan
Mithrann aynsdr) gne veya k tanrsna uygun olan nite
liklere sahiptir; eski in dininde, gne kiisel bir tanrdr; son
olarak Yunanllarda en eski tanrlardan biri Heliosdur. HintGermen halklarnda genel olarak, gk zel bir tapnma nesnesiydi. Dyaus, Zeus, Jpiter, Ziu adlaryla ge tapnma, Moollarn gk tanrsnn inde kral olmas gibi, gk tanrs sa
dece Yunanda ve Romada tanrlarn kral olmasna ramen,
Yunanllarda, Romallarda ve Ttonlarda vardr. Burada
zellikle ilkel olarak tamamen maddi ilerle ykl olan ok eski
tanrlarn alar ilerledike ahlksal niteliklerle zenginleme

172 Statik Din

eilimleri olduu grlmektedir. Gney Babilonyada her eyi


gren gne hakkn ve adaletin bekisi olmutur; hkim un
vann almtr. Hintli Mitra gerein ve hakkn savunucusu
dur; hakl olann kazanmasn salar. Ve bitki tanrs olduktan
sonra gne tanrsyla birleen Msrl Osiris, sonunda ller
lkesinde hkm sren hakkaniyetli ve balayc bir yarg
olmutur.
Btn bu tanrlar nesnelere baldrlar. Ama ilerinde kii
lerle veya gruplarla olan ilikileriyle tanmlanan tanrlar da var
dr ve bunlar ou zaman baka bak alaryla ele alnan ayn
tanrlardr. Bir bireye zg bir cini veya bir iblisi bir tanr ola
rak dnebilir miyiz? Roma geniud deus olmayp numeridi;
ne yz, ne de ad vard; o, tanrsallkta ilkel ve temel olan bir
ey olarak grdmz etkin mevcudiyete indirgenebilirdi.
Aileye gz kulak olan lar familiartn artk pek bir kiilii yok
tu. Ama grup ne kadar nemliyse, o denli bir tanr sahibi olma
ya hakk vard. rnein Msrda, her ilkel sitenin koruyucu bir
tanrs vard. Bu tanrlar u veya bu toplulukla ilikilerine gre
birbirlerinden ayrlrlard: Edfunun tanrs ya da Nekkebin
tanrs dendiinde bunlar yeteri kadar gsterilmi oluyordu.
Ama burada ou zaman gruptan nce varolan ve grubun be
nimsedii tanrlar sz konusuydu. Msrda Tebainin tanrs
Amon-Ra iin durum aynyd. Ur ehrinin tanra olarak Aya
ve Uruk ehrinin de Vens gezegenine sahip olduu Babilonya
da da durum farkszd. Ayn ekilde Demeterin Eleusisde, Athenann Akropoliste, Artemisin Arkadyada kendi evlerinde
olduklarn hissettikleri Yunanistanda da benzer bir durum
vard. ou zaman da koruyucular ile korunanlar arasnda
kar birlii vard; sitenin tanrlar onun bymesinden yararlan
yorlard. Sava rakip tanrlar arasndaki bir arpma haline
gelmiti. Dier taraftan, bu tanrlar barabilirlerdi, bu durum
da boyunduruk altna alnan halkn tanrlar kazanann tapma
na dhil olurdu. Ama gerekte, bir taraftan site veya impara

Henri Bergson 173

torluk, dier taraftan onlarn koruyucu tanrlar, yaps snrsz


ca deiebilen belirsiz bir ortaklk meydana getiriyorlard.
Bununla birlikte, bize kolaylk olsun diye, masal tanrlarn
bu ekilde tanmlyor ve snflandryoruz. Doumlarnda oldu
u gibi gelimelerinde de hibir kural bulunmamaktadr; bura
da insanlk masal yaratma gdsn serbest brakmtr. Bu i
gd kendi haline brakldnda kukusuz fazla ileri gidemez,
ama kullanlmaktan holanlrsa, snrszca ilerler. Bu adan
eitli halklarn mitolojileri arasndaki fark byktr. Klasik
ilka bu ztln gzel bir rneini sunmaktadr: Roma mitolo
jisi yoksul olmasna karn, Yunan mitolojisi ok zengindir. Es
ki Romann tanrlar kendilerine verilen ilevlerle rtrler ve
bu nedenle bir ekilde sabitlemilerdir. Belli belirsiz bir beden
leri, bir yzleri vardr. Zar zor tanr olmulardr. Aksine, antik
Yunann her tanrsnn kendine zg bir fizyonomisi, karakteri
ve tarihi vardr. Gider, gelir ve ilevlerinin dnda da hareket
eder. Servenleri anlatlr, ilerimize yaptklar mdahaleler be
timlenir. Sanatnn ve airin btn fantezilerine uygundur.
Eer bu tanrnn insanlarmkinden daha stn bir gc ve en
azndan baz durumlarda, doa yasalarnn dzenini bozma ay
rcal olmasayd, bu tanr bir roman kahraman olabilirdi. K
saca, ilk durumda zihnin masal yaratma ilevi durmutur; kin
cisinde almasn srdrmtr. Ama bu her zaman ayn i
levdir. Gerektiinde duran almay yeniden balatacaktr. Yu
nan edebiyatnn ve daha genel olarak Yunan dncesinin Romaya girii byle olmutur. Romallarn tanrlarna daha belir
gin bir kiilik vererek ve onlar durgunluktan hareketlilie gei
rerek, onlarn bazlarn Yunann tanrlaryla nasl zdeletir
dikleri bilinmektedir.
Daha nce bu masal yaratma ilevini, onu hayal kurmann
bir eidi haline getirerek tanmlamann yanl olacan syle
mitik. Hayal kurma szcnn daha ok olumsuz bir anlam
vardr. Ne alg, ne de an olmayan somut tasavvurlar hayal ola
rak adlandrlmaktadr. Bu tasavvurlar ne mevcut bir nesneyi,

174 Statik Din


ne de gemiteki bir eyi belirtmedikleri iin, ortak anlay ta
rafndan ayn ekilde ele alnyorlar ve gnlk dilde ayn sz
ckle ifade ediliyorlar. Ama psikoloun bundan yola karak
onlar ayn kategori iine sokmamas gerektii gibi onlara ayn
ilevi de yklememesi gerekir. O halde sadece bir szck olan
hayal kurmay bir tarafa brakalm ve zihnin belirli bir yetisi
olan, birbirimize hikyesini anlattmz kiileri yaratma ilevini
ele alalm. Bu yeti romanclarda ve oyun yazarlarnda benzersiz
bir yaamsal younluk kazanr. Bunlarn arasnda bazlar ger
ekten kahramanlarna kafay takmlardr; onlar kahramanla
rn ynetmek yerine kahramanlar onlar ynetmektedir; oyun
larn veya romanlarn bitirdikleri zaman kahramanlarndan
kurtulmakta ok byk zorluklar yaarlar. Bunlar ille de eserle
ri en yksek deere sahip olmas gereken kiiler deillerdir;
ama, dierlerinden daha iyi olarak, en azndan bazlarmz iin,
istemli bir zel sanr yetisinin varlna parmaklarmzla dokun
mamz salarlar. Dorusu bu yeti herkeste belirli bir derecede
vardr. Bu yeti ocuklarda daha canldr. Herhangi bir ocuk,
size adn verecei, gnn her bir olay hakkndaki izlenimlerini
aktaraca, hayal bir kiiyle gndelik bir iliki kurar. Ama ayn
yeti, kurmaca varlklar yaratmadan, gerek olan eylere gster
dikleri ilginin aynsn hayal eylere gsterenlerde de vardr.
Tiyatroda seyircilerin aladklarn grmekten daha artc ne
olabilir? Oyunun aktrler tarafndan oynand, sahnede etten
kemikten insanlarn olduu sylenecektir. Olsun, ama okudu
umuz romanla da neredeyse ayn iddette heyecanlanabiliriz
ve bize hikyeleri anlatlan kiilere de ayn noktada sempati du
yabiliriz. Psikologlar byle bir yetinin ierdii gizemli unsurdan
nasl etkilenmemilerdir? Bize cevap olarak, btn yetilerimizin
hibirinin isel mekanizmasn bilmememiz anlamnda gizemli
olduklar sylenecektir. Kukusuz; ama burada mekanik bir ye
niden ina durumu sz konusu olamyorsa, psikolojik bir ak
lama isteme hakkna sahibiz demektir. Ve psikolojideki akla
ma, biyolojidekinin aynsdr; bir ilevin yaama neden ve nasl

Henri Bergson 175

gerekli olduu kantland zaman, o ilev aklanm olur. Oy


sa, romanclarn ve oyun yazarlarnn olmas kukusuz gerekli
deildir; masal yaratma yetisi genel olarak hayat bir gereksini
mi tatmin etmez. Ama belirli bir noktada, belirli bir ama iin
kullanlan bu ilevin, toplumun olduu gibi bireyin varl iin
gerekli olduunu varsayalm: Srf bu i iin gerekli olan ve bu
ie tahsis edilen bu ilevin daha sonra basit oyunlar iin kulla
nldn kolaylkla kavrarz. Gerekten, bugnn romanndan
az veya ok eski olan masallara, efsanelere, folklora ve folklor
dan ayn ey olmayan ama ayn tarzda oluan mitolojiye kolay
lkla geiyoruz; mitoloji de kendi sras geldiinde tanrlarn
kiiliklerini hikyeletirmekten baka bir ey yapmyor ve bu
son yaratm, dinin kkeninde olduunu zannettiimiz yarkiisel glerin genilemesi veya etkin mevcudiyetler olan
bir baka yaratmn genilemesinden baka bir ey deildir. Bu
rada, yaamn temel bir gereksinimi olduunu gsterdiimiz
eye temas etmi oluyoruz: Bu gereksinim, masal yaratma yeti
sini ortaya karmtr; masal yaratma ilevi bylece insan tr
nn varolu koullarndan domaktadr. nceden uzun uzun
aklamalar yaptmz konulara geri dnmeden, yaamsal
alanda, analize sonsuz bir karmaklk olarak grnen eyin,
sezgiye basit bir eylem gibi verildiini anmsayalm. Eylem ger
eklemeyebilir; ama gerekleirse, bunun nedeni eylemin bir
hamlede btn engelleri gemesidir. Her birinin bir dierini
dourduu bu engeller belirsiz bir okluk oluturur ve anali
zimde ortaya kan olgu, tam da tm bu engellerin srayla ber
taraf edilmesidir. Bu elemelerin her birini bir ncekiyle akla
may istemek, yanl yola girmek demektir; btn hepsi, yalnl
yla eylemin kendisi olan tek bir ilemle aklanrlar. Bylece
okun blnmez hareketi, Zenonun uslamlamasndan destek
alan algmzn, katedilen izginin art arda gelen noktalarnn
sabitliinde kavradn zannettii binlerce engeli bir defada
aar. Bu ekilde blnmemi grme eylemi, sadece baarya
ulamas sayesinde, birdenbire binlerce engeli aar; alan bu

176 Statik Din


engeller, gz oluturan hcrelerin okluunda, grme aygt
nn karmaklnda ve sonunda ilemin temel mekanizmalarn
da algmza ve bilimimize grnen eylerdir. Ayn ekilde, insan
trn, yani evrimleen yaamn bireysel ve toplumsal insana
varmasn salayan ani sramay ortaya koyun: Ayn anda, re
tici zeky ve sonra atlm nedeniyle, bir tehlike yaratarak, basit
retimin tesinde devam eden bir abay elde edersiniz. Eer
insan tr varsa, bunun nedeni, insann retici zekyla, zek
nn sregiden abasyla, abann srmesiyle yaratlan tehlikeyle
ortaya kmasn salayan hareketin, ayn zamanda masal ya
ratma ilevine yol amasdr. O halde bu ilev doa tarafndan
istenmemitir; ve buna ramen doal olarak aklanabiliyor.
Eer gerekten bu ilevi dier tm psikolojik ilevlere balyor
sak, bunun nedeni, bunlarn hepsinin, okluk biimi altnda,
yaamn insanda durduu basamaktan sramasn salayan
blnmez eylemi ifade ettiini saptamamzdr.
Ama, bu masal yaratc ilevin dinsel alanda etkin olduu
zaman, bulularn neden istisna bir gle dayattn daha ya
kndan grelim. Kuku yok ki, bu ilev dinsel alanda kendini
evinde hissetmektedir; o, ruhlar ve tanrlar yaratmak iindir;
ama bu almasn baka yerlerde de yaptna gre, ayn ekil
de ilerken ayn gveni neden elde edemediini sormak gere
kir. Buna iki neden gsterilebilir.
Birinci neden, dinsel alanda birinin benimsemesinin herke
sin benimsemesiyle glenmesidir. Tiyatroda, seyircinin oyun
yazarnn telkinlerine itaati zellikle orada bulunan topluluun
dikkati ve ilgisiyle artar. Ama burada salon kadar bykl
olan ve oyunun sresi kadar sren bir toplum sz konusudur:
Eer bireysel inan bir halk tarafndan desteklenir ve onayla
nrsa ve destek noktas imdiye olduu gibi gemie de dayan
yorsa, bu inan ne olacaktr? Eer tanr airlerce vlyorsa,
tapmaklara yerletiriliyorsa ve sanatla resmediliyorsa bu inan
ne olacaktr? Deneysel bilim salam bir ekilde kurulmad
srece, gerein en salam gvencesi evrensel onamadr. Ger

Henri Bergson 177

ek ou zaman bu onamanm kendisi olacaktr. Geerken sy


leyelim, hogrszln varlk nedenlerinden biri de bu ona
madr. Ortak inanc kabul etmeyen kii, bu inanc yadsrken
onun tam olarak doru olmasn engellemektedir. Gerek an
cak o kii geri adm atarsa veya ortadan kaybolursa btnl
ne kavuur.
Dinsel inancn, oktanrclkta bile, bireysel bir inan olama
yacam sylemek istemiyoruz. Her Romahmn kendisine ba
lanan bir geniudu (cini) vard; ama, dier Romallarn her bi
rinin kendi cini olduu iin ve bu noktada bireysel olan inanc
ona evrensel bir inan araclyla garanti edildii iin, kendi
cinine sk skya inanr. Ayn zamanda dinin bireysel olmaktan
ok toplumsal olduunu da sylemek istemiyoruz: Bireyde do
utan olan masal yaratma ilevinin ilk amacnn toplumu sa
lamlatrmak olduunu grmtk; ama bu ilevin ayn zaman
da bireyi desteklemeye ynelik olduunu ve zaten toplumun
karnn da burada olduunu biliyoruz. Dorusu, birey ve top
lum birbirlerini karlkl olarak ierirler: Bireyler bir araya ge
lerek toplumu olutururlar; toplum da her bireyde bulunan n
biimiyle bireylerin bir blmn belirler. O halde birey ve
toplum dairesel olarak birbirlerini koullandrrlar. Doa tara
fndan istenen bu daire, insanm doasn yerinde saymaya b
rakmayp ileriye iterek, yaratc atlmn iine yerlemek istedii
gn onun tarafndan krlmtr. te o gn, z olarak bireysel
olan ve bylece gerekten daha derin olarak toplumsal hale ge
len bir din ortaya kmtr. Bu nokta zerinde daha sonra du
racaz. imdilik, toplum tarafndan bireysel inanca getirilen
gvencenin, dinsel alanda, masal yaratma ilevinin bu bulula
rn esiz klmaya yettiini syleyelim.
Ama baka bir eyi de hesaba katmalyz. Eskilerin u veya
bu tanrnn oluumuna nasl soukkanl bir ekilde tank olduk
larn grmtk. Bundan sonra, dierlerine olduu gibi bu
tanrya da inanacaklardr. Tanrlarnn varlnn onlar iin gr
dkleri ve dokunduklar nesnelerin varlyla ayn yapda oldu

178 Statik Din


u varsaylsayd, bu kabul edilemez olurdu. Tanrlarn varl
gerektir; ama bu gereklik insan istencinden bamsz deildir.
Pagan uygarlnn tanrlar, gerekten hibir zaman halk
inancndan kopmayan hava perileri (elfler), cce cinler (gnomlar) ve ruhlar gibi daha eski varlklardan farklydlar. Bu varlk
lar, neredeyse dorudan doruya, bize doal gelen masal yara
tc yetiden domulardr; ve bunlar, sanki doal olarak meyda
na gelmiler gibi benimsenmilerdir. inden ktklar ihtiyacn
tam erevesini iziyorlard. Ama ilkel almann bir genile
mesi olan mitoloji her ynden bu gereksinimi ayordu; kendi
siyle ihtiya arasnda brakt mesafe, seiminde insan kaprisi
nin byk bir pay olduu bir maddeyle doldurulmutur ve ona
verilen onay bu kaprisin etkisindedir. Bu her zaman ayn yetidir
ve bu yeti bulularnn tamam iin, ayn gveni elde eder. Ama
her bulu, ayr olarak ele alndnda, baka bir buluun mm
kn olduu eklindeki bir art dnceyle birlikte kabul edilir.
Tapmak insandan bamsz olarak varolur ama onun iine bir
tanr sokmak ve bylece ona varoluu salamak insana baldr.
Bugn byle bir ruh haline aryoruz. Bununla birlikte, belirli
bir anda arzuladmz bir olay iine kattmz baz dlerde
bunun deneyimini yayoruz: Bu olay, bizsiz kendiliinden
meydana gelen bir btn iinde bizim tarafmzdan gerekleti
riliyor. Belirlenmi her tanrnn olumsal olduunu, buna karn
tanrlarn btnnn veya daha dorusu genel olarak tanrnn,
gerekli olduunu syleyebiliriz. Bu noktay derinletirdiimizde
ve mant eskilerin yaptndan ok daha ileriye gtrd
mzde, yalnzca ruhlara inanta kesin bir oulculuun olduu
ve oktanrcln mitolojisiyle birlikte, ok saydaki tanrnn
tanrsaln temsilcileri olarak ancak ikinci derecede varolduklar
gizli bir tektanrclk ierdii grlecektir.
Ama eskiler bu dnceleri temel olarak grmeyeceklerdi.
Bunlar, sadece din, bilgi veya temaa alanndaysa nemli olur
lard. Bylece mitolojik bir anlat, tarihsel bir anlat gibi deer
lendirilebilecekti ve her iki durumda da gereklik sorusu soru-

Henri Bergson 179

labilecekti. Ama gerek u ki, aralarnda bir karlatrma yapl


mas mmkn deildir, nk ayn dzlemde deillerdir. Tarih
bilgidir, din temel olarak eylemdir: ou kez tekrarladmz
gibi, entelektel bir tasavvurun, belirli bir entelektelliin yara
taca tehlikeden korunmak iin gerekli olduu lde, din bil
giyle ilgilidir. Bu tasavvuru ayr olarak ele almak, onu tasavvur
olarak eletirmek, onun ezamanl eylemle bir karm olutur
duunu unutmak demektir. Byk kafalarn, kendi dinleri olan
ocuksu eyler ve hatt samalklar ynn nasl kabul edebil
diklerini kendi kendimize sorduumuz zaman ayn tr bir yan
lla dyoruz. Ayn ekilde, yzcnn hareketleri, suyun
olduunu, bu suyun yzcy kaldrdn ve insann hareket
lerinin, svnn direncinin, nehrin aknn blnmez bir btn
gibi birlikte ele alnmalarnn gerektiini unutan kiiye aptalca
ve gln gelecektir.
Din glendirir ve disiplin salar. Bunun iin, askerin bede
ninde tehlike nnda ihtiyac olabilecek ahlksal gvenceyi sa
lamakla son bulan bir otomatizmi olan egzersizler gibi, srekli
tekrarlanan egzersizler gereklidir. Bu, yinsiz, seremonisiz din
olmad anlamna gelmektedir. Dinsel tasavvur, bu din eylem
lere zellikle vesile salar. Bu eylemler kukusuz inantan kay
naklanr ama ayn anda bu inan zerinde etkin olur ve onu
salamlatrr: Tanrlar varsa, onlara tapmak gerekir; bir ta
pnma vardr, o halde tanrlar vardr. Tanr ve ona gsterilen
sayg arasndaki bu dayanma, dinsel gerei, kuramsal ger
ekle ortak ls olmayan ve bir noktaya kadar insana bal
olan ayr bir ey yapar.
Ayinler ve seremoniler tam da bu dayanmay sklatrmay
salamaktadr. Bunlar zerinde uzun uzadya durmak yerinde
olurdu. Biz yalnzca iki tanesi zerinde bir eyler syleyeceiz:
Kurban ve dua.
Dinamik olarak adlandrdmz dinde, dua onun szsel ifa
desine kaytszdr; bu, szden vazgeebilen bir ruh ykseliidir.
Dier taraftan, en alt derecesinde, by szleri sylemeyle ilgi

180 Statik Din


siz deildir; o halde dua, tanrlarn ve zellikle ruhlarn istenci
ni zorlamay olmasa bile en azndan onlarn ltuflarm elde et
meyi hedefler. Genel olarak dua, oktanrclkta anlald an
lamda bu iki u arasndaki orta yerde bulunur. Kukusuz Ilkada gzel dua biimlerine rastlanmtr ve bunlarda ruhun
daha iyi olma zlemi dile getiriliyordu. Ama bunlar istisnadrlar
ve daha saf bir dinsel inancn hazrlklar gibidirler. Ama oktanrclk iin, duaya, etkinliini salayann sadece tmcenin
anlam olmayp, ayn zamanda szcklerin eanl hareketlerle
birlikte art arda gelii olduu art dncesiyle basmakalp bir
biim dayatmak daha olaandr. oktanrcln ne kadar ok
geliirse, bu noktada o kadar ok srarc olaca bile sylenebi
lir; mminin yetimesini salamak iin din adamnn mdaha
lesi daha gerekli olur. Tanr fikrini zorunlu klnan szlerle ve
nceden belirlenmi davranlarla devam ettirme alkanlnn
tanr imgesine yksek bir nesnellik kazandrd nasl grl
mez? Daha nce bir algnn gerekliini oluturan eyin, onu
bir andan veya bir hayalden ayran eyin, her eyden nce alg
nn bedene kaydettii ve algy kendiliinden balayan bir ey
lemle tamamlayan hareketlerin btn olduunu gstermitik.
Bu trden hareketler baka bir nedenle de ortaya kabilirler:
Gncellikleri onlar ortaya karacak olan tasavvura doru geri
ekilecek ve onu pratik olarak nesneye dntrecektir.
Kurban etmeye gelince, kukusuz bu ncelikle tanrnn ltfunu satn almaya veya fkesini yattrmaya ynelik bir sungu
dur. Kurban etme ne kadar pahalya ml olursa ve kurbann ne
kadar deeri varsa o kadar iyi karlanr. Muhtemelen ksmen
bu ekilde insanlar kurban etme alkanl aklanabilir. Bu
alkanlk lka dinlerinin ounda ve daha gerilere gidilirse
belki de hepsinde bulunabilir. Saf zekyla ilgili olmayan konu
lara uyguland zaman, mantn gtremeyecei hibir yan
llk ve korkunluk yoktur. Ama kurban etmede baka bir ey
daha vardr: Aksi takdirde, sungunun zorunlu olarak neden
hayvan veya bitki ve neredeyse her zaman hayvan olduu ak-

Henri Bergson 181

lanamayacaktr. ncelikle, genel olarak kurban etmenin k


kenlerini, tanrnn ve ona tapanlarn birlikte yedikleri kabul edi
len bir yemekte grme konusunda fikir birlii vardr. Daha son
ra ve zellikle, kann zel bir nitelii vardr. Hayatn kayna
olarak kan, tanrnn insana daha iyi yardm etmesini salamak
ve belki de ona daha gl bir varlk salamak iin ona g ve
riyordu. Bu, dua gibi, insanla tanr arasndaki bir bad.
Bylece oktanrclm mitolojisiyle birlikte, biri insan ev
releyen grnmez gleri daha yksee karma ve dieri insa
n bu glerle daha yakn ilikiler iine sokma olan iki sonucu
olmutur. Eski uygarlklarla birlikte varolan oktanrclk, ede
biyata ve sanata ilham verirken ve onlardan verdiinden ok
daha fazlasn alrken, bu uygarlklarn rettii her eyle by
d. O halde, lkadaki dinsel duygu, halktan halka deiiklik
ler gsteren ama hepsi ilkel bir ekirdein evresinde bir araya
gelen ok saydaki unsurdan meydana gelmitir. Bu merkezde
ki ekirdee balandk, nk lka dinlerinden onlarda zel
olarak dinsel olan eyleri karmak istedik. Bazlarna, rnein
Hint ve ran dinlerine felsefe eklenmitir. Ama felsefe ve din
her zaman birbirlerinden ayr olmulardr. Gerekten, ou za
man felsefe yalnzca daha kltrl kafalar tatmin etmek iin
ortaya kmtr; din daha nce betimlediimiz ekliyle halkn
iinde varln srdrr. Felsefe ile dinin birbirlerine kart
yerde bile, unsurlar bireyselliklerini korurlar: Dinin kurgulama
yapma konusunda geici hevesleri olacak ve felsefe de eyleme
kaytsz kalmayacaktr; ama buna ramen din esas itibariyle ey
lem olarak, felsefe de dnce olarak kalacaktr. Eskilerde din
gerekten felsefe haline geldii zaman, daha ok eylemden ka
nmay tlemi ve dnyada yapmaya geldii ilerden vaz
gemitir. Bu gene de din midir? Szc tanmlamakla ie
balamamz kouluyla, szcklere istediimiz anlam verebili
riz; ama tesadfen olaylarn doal bir blnn gsteren bir
szck karsnda olduumuz zaman, byle bir eyi yapmak
hatal olur: Burada yapmamz gereken ey, terimin iine kaza

182 Statik Din


en sokulmu u veya bu nesneyi bu terimin iinden karmak
olacaktr en fazla. Dinde olan da budur. Genel olarak bu adn,
eyleme ynelen ve doa tarafndan belirli bir yarar elde etmek
iin istenen tasavvurlara verildiini gstermitik; istisna olarak
ve fark edilmesi kolay nedenlerden dolay, szck baka bir
nesnesi olan tasavvurlara doru geniletilebilmitir; dinin bun
dan dolay doann niyeti diye adlandrdmz eye uygun ta
nmlanmasndan vazgeimlemelidir.
Burada niyetten ne anlalmas gerektiini daha nce defa
larca aklamtk. Ve bu blmde doann dine ayrd ilev
zerinde uzun uzadya durduk. By, ruhlara veya hayvanlara
tapnma, tanrlara tapma, her trl batl itikat, eer tek tek ele
alnsalard, ok karmak grneceklerdi. Ama btnsel olarak
bunlar ok yalndr.
nsan, eylemi pek salam olmayan, tereddt eden ve dene
meler yapan, baarma umuduyla ve baarsz olma korkusuyla
projeler yapan tek hayvandr. Hastala yatkn olduunu hisse
den ve leceini bilen tek varlktr. Doann geri kalan tam bir
dinginlik iinde devinir. Bitkiler ve hayvanlar kendilerini bt
nyle rastlantlara braksalar da, sanki ebediyete gveniyorlar m gibi gemekte olan zamana gvenirler. Krda yaptmz bir
gezintide bu sarslmaz gveni biz de soluruz ve eve yatm
olarak dneriz. Ama bu sylediimiz yeterli deildir. Toplum
halinde yaayan btn varlklarn iinde, sadece insan, ortak
iyilik sz konusu olduunda, bencil saplantlara teslim olarak,
toplumsal izgiden sapabilir; baka her yerde, bireysel kar
kanlmaz olarak genel karla uyum iindedir veya ona boyun
emitir. Bu ifte yetersizlik, zeknn dedii bedeldir. nsan,
korkusunu ve umudunu harekete geiren belirsiz bir gelecei
tasavvur etmeden dnme yetisini kullanamaz. Dierlerini he
saba katmamann ve yalnzca kendisi iin kayglanmann, ou
zaman kendi yararna olduunu dnmeden, doann kendi
sinden istedii ey zerine kafa yoramaz. Her iki durumda da
normal, doal dzenin bozulmas sz konusudur. Ve buna ra

Henri Bergson 183

men zeky isteyen ve onu hayvansal evrimin iki byk izgi


sinden birinin ucuna, dier ucun biti noktas olan mkemmel
igdyle simetrik olarak koyan da doadr. Doann, zekyla
biraz bozulan dzenin otomatik olarak kendini dzeltmesi iin
gerekli olan tedbirleri almam olmas olanakszdr. Gerekten
de, zekya ait olan ve buna ramen saf zek olmayan masal ya
ratma ilevinin tam da amac budur. Bu ilevin rol, u na ka
dar deerlendirdiimiz, statik olarak adlandrdmz ve doal
din diyebileceimiz dini hazrlamaktr. O halde, geriye sadece
bizim bu dini kesin terimlerle tanmlama iimiz kalyor. Bu, ze
knn ileyiinde, birey iin umutsuzlua drc ve toplum
iin bozucu olabilecek eylere kar doann koruyucu bir tep
kisidir.
ki ayr yanl anlamay nlemek iin, konuyu iki aklamay
la bitirelim. Dinin ilevlerinden biri, doa tarafndan istendii
ekliyle toplumsal yaam korumaktr, dediimiz zaman, bu
dinle ahlk arasnda bir dayanma olduunu kastetmiyoruz.
Tarih bunun aksini gsteriyor. Gnah ilemek her zaman tan
ry yaralamak olmutur; ama tanrnn her zaman ahlkszlktan
ve hatt sutan yara ald sylenemez: Onlar emrettii bile ol
mutur. Kukusuz, insanlk genel olarak tanrlarnn iyi olmala
rm ister grnmtr; ou zaman erdemleri onlarn himyesine sokmutur; hatt belki de daha nce szn ettiimiz gibi
ilksel ahlkn ilksel dinle akmas, insan ruhunun derinliine,
birbirlerine dayanabilecek kesin bir ahlkla organize bir dinin
belli belirsiz idealini koymutur. Bununla birlikte, ahlkn ayr
olarak kesinletii, dinlerin de kendi balarna evrimletii ve
insanlarn her zaman tanrlarn, kendilerine bir ahlk sertifika
s gstermelerini ve de ahlksal dzeni gvence altna almalar
n istemeden, dorudan gelenekten aldklar, bir gerektir. Ama,
ite bu nedenle, onlarsz hibir ortak yaamn mmkn olma
d genel karakterdeki toplumsal devleri, belirli bir toplulu
un yelerinin o topluluu korumasn salayan zel, somut
toplumsal badan ayrt etmek gerekmektedir. Birinci devler

184 Statik Din


detlerin balangta gsterdiimiz belirsiz kkeninden yava
yava ortaya karlar; bunlar toplumsal bir ahlk oluturmak
iin, saflatrma ve yalnlatrma, soyutlama ve genelletirme
yoluyla detlerin iinden kmlardr. Ama belirli bir toplumun
yelerini birbirlerine balayan ey, gelenektir, ihtiyatr ve ken
di grubunu dier gruplara kar koruma ve onu her eyin ze
rinde tutma istencidir. Doal bulduumuz bu din, tartlmaz
bir ekilde bu ba korumay ve sklatrmay hedefler: Bu din
bir grubun yelerinin ortak dinidir, onlar yinlerle, seremoni
lerle birbirlerine iten balar, grubu dier gruplardan ayrr,
ortak giriimin baarsn garanti eder ve ortak tehlikeye kar
glendirir. Doann ellerinden kt haliyle dinin -gncel bir
ifadeyle- hem ahlksal hem de ulusal iki ilevi yerine getirdi
inden kuku duymuyoruz: Bu iki ilev yalnzca detlerin bu
lunduu ilkel toplumlarda zorunlu olarak birlemilerdir. Ama
toplumlarn geliirken dini ikinci yne doru srklemi olma
lar, daha nceki aklamalarmzn nda, rahatlkla anlala
bilir. Bylece, biyolojik evrimin ana izgilerinin birinin ucunda
yer alan insan toplumlarnm, dier ana izginin ucuna yerleen
en mkemmel hayvan toplumlaryla simetri oluturduklarna ve
bir igd olmayan masal yaratma ilevinin insan toplumlarnda, hayvan toplumlarndaki igdnn ilevine simetrik olan
bir rol oynadklarna ikna olunacaktr.
Birok kez tekrarladmz eylerden sonra, kendimizi ba
k tutabileceimiz ikinci aklamamz, doann niyetine ver
diimiz anlamla ilgilidir. Bu ifadeyi doal dinden sz ederken
kullanmtk. Doruyu sylemek gerekirse, sz konusu olan,
bu dinin kendisinden ok onunla elde edilen sonutu. Maddeyi
geen ve yolu zerinde blnme pahasna bu maddeden alabi
leceini alan bir yaam atlm vardr. Bu ekilde izilen iki esas
evrim izgisinin ucunda zek ve igd vardr. Tam da zek i
gd gibi bir baar olduu iin, tam bir etki gstermesini engeleyecek eyi bertaraf etme eilimi olmadan kendini ortaya
koyamaz. Bu eilim, zeknn varsayd her eyle olduu gibi,

Henri Bergson 185

zekyla blnmez bir blok oluturur ve bu blok -tam olarak


zekmza baml olan- alglama ve inceleme yetimiz karsnda
blnr. Bir kez daha gz ve grme zerine sylenen eylere
geri dnelim. Basit bir grme eylemi vardr ve ok sayda unsur
ve de bu unsurlarn birbirleri zerinde ok sayda etkileri vardr
ve bunlarla anatomist ve fizyolojisi basit eylemi yeniden kurar
lar. Unsurlar ve eylemler, direnlere kar kan direnler ol
duklarndan, doann efektif olarak elde ettii blnmez eylemi
analitik ve negatif olarak ifade ederler. Bylece dnyaya atlan
insann tedirginlikleri ve bireyin kendini toplulua tercih etme
arzusu -tedirginlikler ve arzular zeki bir varla zgdr- son
suz bir sayya ulaacaktr. Ayn zamanda, bu direnlere kar
koyan batl itikadn veya daha ok statik dinin biimleri de son
suz saydadr. Ama insan doann btn iine yerletirilirse,
zeknn baka her yerde bulunan dinginlie bir engel olutur
duu ve engelin almas gerektii dnlrse, bu karmaklk
ortadan kalkar. Artk analizin deil de oluun gr as olan
bir adan ele alndnda, yaama uyarlanan zeknn dinlerin
ona getirdii yattrma ile birlikte alkant ve zayflk olarak
ierdii her ey, basit bir ey haline gelir. Karklk ve masal
yaratma birbirlerini dnlerler ve yok ederler. Yukardan bakan
bir tanr iin, btn, ilkbaharda aan ieklerin yaratt gven
gibi blnmez grnecektir.

nc Blm

DNAMK DN

Yaam zerine geriye doru bir gz atalm. Yaamn geliimini,


dinin ondan kt noktaya kadar izlemitik. Byk bir yaratc
enerji akm maddeden elde edebilecei eyi elde etmek iin
onun iine atlyor. Birok noktada durduruluyor; bu durmalar,
esas olarak analitik ve sentetik olan bakmzn ok sayda ile
vi yerine getirmek iin ibirlii yapan birok unsuru ayrt ettii
canl trlerinin yani organizmalarn ortaya klaryla bizlere
kendilerini gsterirler; buna ramen, organizasyon almas
durmann kendisidir yalnzca, basit bir eylemdir. Bu eylem,
anlk olarak binlerce kum tanesini bir desen oluturmak iin
anlamaya zorlayan ayak basmasna benzetilebilir. Bu yaam
enerjisinin en uzaa gitmeyi baard izgilerin birinde bu
enerjinin sahip olduu en iyi eyi srkleyecei ve dmdz
ilerleyecei zannedilebilir; ama bu enerji bklmeye urad ve
her ey kvrld: Etkinlikleri ayn daire iinde sonsuzca dnen,
organlar letlerin srekli yenilenebilen bir buluuna yer amak
yerine hazr letler olan, bilinleri dorulmak ve dnce ola

188 Dinamik Din


rak younlamak yerine igdnn uyurgezerliine kayan var
lklar ortaya kt. Organizasyonlar ok ustalkl olan ama tam
bir otomatizme sahip olan bcek toplumlarndaki bireyin duru
mu byledir. Yaratc aba ancak insana ulaan evrim izgisin
de baarya ulamtr. Bilin, maddeyi geerken, bu kez bir ka
lbn iindeymi gibi retici zeknn biimini ald. inde d
nceyi tayan bulu, zgrlk iinde yeerdi.
Ama zek tehlikesiz deildir. Buraya kadar, btn canllar
hayat kupasndan agzllkle imilerdi. Doann kenara
koyduu bal tadyorlard; fazladan geriye kalan da grmeden
yutuyorlard. Zek ise dibine kadar bakyordu. nk zeki var
lk artk yalnzca imdide yaamyordu; ngrsz dnme ve
kaygsz ngr yoktur ve yaama balanmada geici bir geve
me olmadan kayg da olmaz. zellikle, toplumsuz insanlk yok
tur ve toplum bireyden, bcein otomatizmi iinde kendini tam
olarak unutmaya iten bir kar gzetmeme ister. Zek, ince
fikirli faydac bir filozofun zeks deilse, daha ok bencillii
tleyecektir. O halde zek iki yandan da denkletirici bir g
ister. Veya daha dorusu zekda bu g vardr, nk doa,
bir kez daha, varlklar paralar bir araya toplayarak olutur
maz: Tezahrnde ok olan ey, oluunda yaln olabilir. Ortaya
kan bir tr, onu ortaya koyan eylemin blnmezliinde, ona
hayat veren eyin btn ayrntsn kendisiyle birlikte getirir.
Trmzn belirmesiyle kendini gsteren yaratc evrimin dur
mas, insan zeksyla birlikte, insan zeksnn iinde, dinleri
hazrlayan masal yaratc ilevi vermitir. te statik veya doal
olarak adlandrdmz dinin rol, anlam budur. Din, dn
ceyle donanm varlklarda grlmesi muhtemel bir yaama
ballk eksikliini dolduran eydir.
Sorunun baka bir olas zm de hemen gze arpyor.
Statik din, insana ocuklar avutmak iin sylenen hikyelere
benzer hikyeler anlatarak, onu yaama ve dolaysyla topluma
balar. Kukusuz bunlar dier hikyeler gibi deillerdir. Basit
bir zevki tatmin etmek iin deil de, zorunluluk sonucu masal

Henri Bergson 189

yaratma ilevinden kaynaklanan bu hikyeler, alglanan gerei


eylemler halinde devam edilecek noktaya kadar taklit ederler:
Dier hayal yaratmlarn da bu eilimleri vardr, ama bizleri
onlara uymaya zorlamazlar; fikirler halinde kalabilirler; dierle
ri, aksine hareket ettirici fikirlerdir. Buna ramen onlar masal
olmaya devam edeceklerdir ve eletirici kafalar bunlar olgu
olarak kabul edecekler ama mantk olarak reddedeceklerdir.
U bir noktadaki duruu insanlk olarak ifadesini bulan etkili
ve hareketli ilke, kukusuz btn yaratlan trlerden yaama
smsk sarlmalarn ister. Ama, daha nce gsterdiimiz gibi,
eer bu ilke, tomurcuklarla biten dallar btn ynlere doru
iten bir aacn yapt gibi, btn trleri btnsel olarak veri
yorsa, bu, maddenin iinde bulunan ve zgrce yaratan bir
enerjinin deposudur; btn gelimenin varolma nedeni olan in
sandr veya ayn anlamdaki -ayn biimdeki demiyoruz- baka
bir varlktr bu. Btn, belki u an olduundan ok daha yk
sekte olabilirdi ve akmn daha az diren gsteren maddeler ii
ne atld dnyalarda muhtemelen olan budur. Ayn ekilde
akm bu yetersiz lde bile hibir zaman serbest bir geit bu
lamayabilirdi ve bu durumda gezegenimiz zerinde insan bii
minin temsil ettii yaratc enerjinin nitelii ve nicelii hibir
zaman ortaya kmayabilirdi. Ama, ne olursa olsun, yaam en
azndan insan iin dier trler iin olduu kadar arzu edilebilir
ve hatt daha ok arzu edilebilirdir, nk dier trler yaratc
enerjinin yolu zerinde meydana gelen bir netice olarak yaa
ma maruz kalrlarken, insanda yaam ne kadar eksik ve ereti
de olsa bu, abann elde ettii bir baardr. O halde insan, ye
niden bir atlm kazanmak iin atlmn geldii yne doru gi
derek, kendinde eksik olan veya dncenin sarst gveni ne
den yeniden bulamasn ki? Bunu zekyla yapamaz veya her du
rumda sadece zekyla yapamaz: Zek daha ok ters ynde iler
leyecektir; onun zel bir amac vardr ve kurgularyla ykseldii
zaman, bize en fazla olaslklar dndrtebilir ve bir geree
dokunamaz. Ama zeknn evresinde belirsiz ve yitip gitmekte

190 Dinamik Din


olan bir sezgi marjnn olduunu biliyoruz. Bu sezgiyi sabitleyemez miyiz, younlatramaz myz ve zellikle eylem olarak
tamamlayamaz myz? Zira sezgi, ancak kkeninin zayflama
syla ve ifade uygun derse, kendi zerinde uygulanan bir so
yutlama ile saf gr haline gelebilir.
Bu abaya lyk olan ve bu abay verebilen bir ruh, imdi
kendisinin tutunduu ilkenin her eyin akn (transandant) ne
deni olup olmadm ya da bu ilkenin yalnzca dnyadaki tem
silcisi olup olmadn sormayacaktr. Tpk atele kzaran de
mir gibi, kendisinden ok daha fazlasn yapabilen bir varln,
kiilii onun iinde emilmeden, onu iine almasna raz oldu
unu hissetmesi ona yetecektir. Bundan sonra yaama ball,
bu ilkeden ayrlmay, sevincin iindeki sevin ve yalnzca ak
olan eyin ak olacaktr. Bu ruh kendini topluma fazladan ve
recektir ama bu toplum, ilkesi olduu eyin aknda sevilen b
tn insanlk olacaktr. Statik dinin insana verdii gven bu ne
denle dnme urayacaktr: Gelecek iin daha fazla kayg,
kendine daha fazla tedirgin dn; konunun artk maddi a
dan deerlendirilmeye deer bir yan kalmamtr ve buna kar
n manev olarak ok yksek bir anlama kavumutur. te
imdi zel anlamda her eyden koparak genel olarak yaama
balanlr. Ama dinden sz etmeye gerek var m hl? Yahut bu
durumda daha nce sz edilen her ey iin bu szc kul
lanmak gerekir mi? Her iki ey de birbirlerini dlayacak ve ay
n adla anlamayacak kadar birbirlerinden farkl deiller mi?
Ama buna ramen, her iki durum iin de dinden sz etme
nin ok nedeni var. ncelikle mistisizm -nk biz onu d
nyoruz- istedii kadar ruhu baka bir dzleme tasn, statik
dinin salamakla grevli olduu gvenlii ve dinginlii, daha
yksek bir ekilde salamaktan geri kalmayacaktr. Ama zel
likle saf mistisizmin ender olduunu, ou zaman younluu
azalm biimiyle karlaldn, rengini ve kokusunu verdii
kitleyle iletiimden geri durmadn ve sonunda kendini bu
ekilde dnyaya kabul ettirdii iin onu kitleyle birlikte, pratik

Henri Bergson 191

olarak ondan ayrlmaz halde brakmak gerektiini hesaba kat


mak gerekir. Bu gr as benimsendiinde, gerekten radi
kal bir yap farkllnn olduu yerde, derece farklar gibi gr
nen bir seri gei olduu fark edilecektir. Bu noktalarn her biri
zerine birka ey syleyelim.
Yaamsal atlmla ilikisi iinde tanmlarken, rtk olarak
gerek mistisizmin ender olduunu kabul etmitik. Biraz ileri
de, onun anlamndan ve deerinden sz edeceiz. imdilik,
mistisizmin maddenin iine atlan tinsel akmn muhtemelen is
temi olaca ama gidemedii bir noktaya yerletiini syle
mekle yetinelim. nk mistisizm doann birlemek zorunda
kald engellere meydan okur ve dier taraftan yaamn gle
baland yan yollarn soyutlanmas olan yaam evrimi, ancak
onu byk mistiin ulat ama kendisi iin ulalamaz olan
bir eyi aratrrken grrsek anlalr. Eer btn insanlar,
eer ok sayda insan bu ayrcalkl insan kadar yksee kabilselerdi, doa insan trnde durmazd, nk tr gerekte
insandan daha fazla bir eydir. Aslnda dehann dier biimleri
iin de ayn ey sylenebilir: Hepsi ayn ekilde enderdir. Ger
ek mistisizmin ender olmas, rastlantdan deil de, mistisizmin
z nedeniyledir.
Ama o konutuu zaman, insanlarn ounun iinde ona
grlmeyecek bir biimde yant veren bir ey vardr. O bizde
eer istersek muhteem bir gr as kefeder veya daha ok
kefederdi: Onu istemeyiz ya da ounlukla isteyemeyiz; byle
bir aba bizi parampara ederdi. Buna ramen onun bys
gene de iimize ilerdi; ve dhi bir sanat bizi aan, dnce
sini zmseyemediimiz ama daha nceki beenilerimizin ba
yaln bize hissettiren bir eser yaratt zaman olduu gibi,
statik din pekla varlm srdrebilir ama eskiden olduu eyi
artk yitirmitir ve gerek byk mistisizm ortaya kt zaman
zellikle kendinden sz etme cesaretini gsteremez. Ama in
sanlk ihtiyac olduu destei hl statik dinden veya en azn
dan ncelikle ondan isteyecektir; bu din gene de elinden geldii

192 Dinamik Din


kadar masal yaratma ilevini iyiletirerek, bu ilevin almasna
izin verecektir; ksaca, yaama gven, neredeyse doann kur
duu biimde kalacaktr. Ama bu din, yaama baka bir ekilde
balanmayla, ehresi deimi bir gvenle kendini ifade eden
doann ilkesiyle bu temas samimi olarak aram ve elde etmi
gibi grnecektir. O kadar yksee kamadndan, harekete
balayacak, belli bir davran taknacak ve bir trende byk
insanlar iin hazrlanan ve bo kalan koltuklar gibi, kendisi iin
anlamsz kalan formllere en iyi yeri tahsis edecektir. Bylece
eski dinin yeni bir ynelimine ve masal yaratma ilevinden do
an eski tanrnn etkin olarak kendisini ortaya koyan, varlyla
ayrcalkl ruhlar aydnlatan ve stan bir tanrnn iinde kay
bolma arzusuna yol aan karma bir din oluacaktr. Bylece,
daha nce sylediimiz gibi, kkten yap farkllklar olan ve il
kin ayn ekilde adlandrlmamalar gerekiyor gibi grnen iki
eyin arasna geiler ve grnr derece farklar girmitir. Bir
ok durumda, rnein savaan uluslardan her biri paganizmin
ulusal tanrs olan bir tanrnn kendi tanrlar olduunu syledi
i ve buna karn sz ettiklerini dndkleri tanr, btn in
sanlarn ortak tanrs olduu zaman ztlk arpcdr ve zaten
bunun farkna varsalar sava nnda biterdi. Ve buna ramen,
mistisizmden doduklar halde, ruhunun btnln btn
insanla yayamadan formllerinin kullanmn genelletiren
dinleri kmseme amacyla bu ztlktan yararlanmak doru
deildir. Neredeyse bombo olan formllerin, urada veya bu
rada, gerek byl szlerle onlar doldurabilen baz kafalar
ortaya kartt olmutur. Vasat bir profesr, dhi insanlarn
yaratt bir bilimin mekanik retisiyle, kendisinde olmayan
ilham rencilerinin birinde uyandrabilir ve bilind olarak
onu, aktard mesajn iinde grnmez kalan ve buna ramen
mevcut olan bu byk insanlara denk birine dntrebilir.
Bununla birlikte her iki durum arasnda bir fark vardr ve bu
fark hesaba katlrsa, din konusunda, her ikisinin zelliklerini
daha iyi belirginletirmek iin zerinde durduumuz statik

Henri Bergson 193

ile dinamik arasndaki ztln azald grlecektir. rnein,


insanln byk bir ounluu, bir Descartesn, bir Newtonun dehasn kabul ederken, matematie uzak durabilecek
tir. Ama, kendi ilerinde zayf bir yanksn duyduklar iin,
mistik szn karsnda uzaktan uzaa eilenler, bu szn be
lirttii eye kaytsz kalamayacaklardr. Eer daha nce birta
km inanlar varsa ve ondan kopmak istemiyorlarsa veya kopamyorlarsa, inanlarn deitirdiklerine inanacaklar ve ger
ekten de bu ekilde deitireceklerdir: Unsurlar varlklarn
srdrecekler ama bu kez mknatsla ekilecekler ve bu ekilde
baka bir yne dnm olacaklardr. Bir dinler tarihisi, insan
lar arasnda yaylm belli belirsiz mistik bir inancn maddiliin
de, mitsel ve hatt bysel unsurlar bulmakta glk ekmeye
cektir. Bylece, insana zg statik, doal bir dinin olduunu ve
insan doasnn deimez olduunu kantlayacaktr. Ama bu
noktada kalrsa, bir eyi ve belki de z atlam olacaktr. En
azndan, istemeden de olsa, statik ile dinamik arasna bir kpr
kurmu ve bylece birbirlerinden bu kadar farkl iki durum iin
ayn szcn kullanmnn haklln gstermi olacaktr. H
l bir dinle balant vardr ama bu, yeni bir dindir.
Statik dinin yerine gemeden nce onun iine yerlemek
iin dinamik dinin giriimlerini hesaba katarsak, bu yeni dinin
varlndan daha ok emin oluruz ve baka bir ynden de bu iki
dinin nasl kar karya geldiklerini ve nasl birletiklerini g
rrz. in dorusu, bu olgular her ey olup bittikten sonra
yeni dinin giriimleri haline getiren de biziz. Meydana geldikle
ri zaman, kendi kendilerine yeten tam eylemdiler ve imdinin
gemi zerine uygulad gizemli g sayesinde, niha bir ba
aryla baarszla dntkleri gn balanglar veya hazr
lklar haline geldiler. Bununla birlikte, bir mesafe belirlememi
ze, dinamik dinin kendini ortaya koymasn salayan blnmez
eylemi gcl (potansiyel) unsurlaryla incelememize ve ayn
zamanda sona varmam atlmlarn ak ortak yn sayesinde,

194 Dinamik Din


niha olan ni sramann nasl rastlantsal olmadn gster
meye yaramaktan geri kalmayacaklardr.
Gelecekteki mistisizmin taslaklar iinde ilk sraya, pagan
gizlerin baz ynlerini koyacaz. Szck bizi yanltmasn: Giz
lerin byk bir blmnn mistik hibir yanlar yoktur. Kurulu
bir dine balydlar ve bu din de bu gizleri yannda bulundur
may ok doal buluyordu. Ayn tanrlar veya ayn masal yarat
ma ilevinden kaynaklanan tanrlar yceltiyorlard. Sadece ye
ni balayanlarda, insanlarn her zaman byn iinde kk
toplumlar kurmaktan ve gizli tutulan bir giri olayyla ayrcalk
lar katma ykselmekten duyduklar tatmini salayarak, dinsel
dnceyi glendiriyorlard. Bu kapal toplumlarn yeleri,
burada mitolojik sahnelerin temsilinin kamusal trenlerde oy
nad rolden daha byk bir rol oynamas nedeniyle de olsa,
kendilerini yakardklar tanrya daha yakn hissediyorlard. Bir
adan, tanr hazrd; yeni girenler tanrsallktan biraz pay al
yorlard. O halde ulusal dinin umut ettirdiinden daha iyi bir
hayat umabilirlerdi. Ama muhtemelen burada yalnzca dar
dan hazr olarak ithal edilmi fikirler vard: Msrn, insann
lmden sonraki yazgs zerinde ne kadar ok durduu bilin
mektedir ve Herodotun sylediklerini anmsyoruz: Ona gre,
Eleusisin esrarnn Demeteri ve Orfizmin Diyonizosu sisin
ve Osirisin deimi halleriydi. yle ki, esrarlarn kutsanmas
veya en azndan bu konuda bildiimiz eyler, bize, halkn ta
pnmas hakknda kesin bir fikir verecek hibir ey sunmamak
tadr. O halde ilk bakta, bu dinde dier dinden daha ok mis
tiklik bulamayacaz. Ama dinin muhtemelen yeni girenlerin
ounluunu ilgilendiren bu tek yanyla yetinmemeliyiz. Bu es
rarlarn en azndan bazlarnn ruhlarn yeniden yaatabilecek
leri u veya bu byk kiiliin izini tayp tamadklarn ken
dimize sormalyz. Ayn zamanda yazarlarn ounun, tanrnn
onu aran ruha gerekten sahip olduu heyecan verici sahne
ler zerinde durduklarn da not etmeliyiz. Gerekten, devi
nimleriyle sonunda Eleusis esrarlarn srkleyen en canl gi

Henri Bergson 195

zemler Diyonizos ve onun devam olan Orfeus gizemleridir.


Trakyadan gelen yabanc Tanr Diyonizos, iddetiyle Olimpos
tanrlarnn dinginliine ters dyordu. Diyonizos nceleri a
rap tanrs deildi ama kolaylkla arap tanrs oldu, nk ruha
verdii sarholuk arabn yaratt sarholua benzemez deil
di. Protoksit azotun burna ekilmesinden sonra meydana gelen
durumu mistik olarak deerlendirdii veya bu ekilde inceledii
iin William James hakknda sylenenler bilinmektedir. Dinsiz
lik olarak grlmtr bu. Ve eer filozof isel esini protoksitin psikolojik bir karl olarak kabul etseydi, bu gr hakl
olurdu ve o zaman da protoksit, metafizikilerin dedii gibi,
meydana gelen sonuca uygun bir neden olurdu. Ama zehirlen
me filozofun gznde sadece bir vesile olabilirdi. Ruh hali, ku
kusuz dierleriyle birlikte nceden biimlenmi olarak hazrd
ve harekete gemek iin bir iaret bekliyordu. Bu ruh hali, ken
disinin olan tinsel dzlemde gerekleen bir abayla tinsel ola
rak da uyandrlabilirdi. Ama bu hal ayn zamanda, ona ket vu
ran eye ket vurmayla, bir engelin yok edilmesiyle de maddi
olarak elde edilebilir ve toksiin tamamen negatif olan etkisi de
budur; psikolog tercihen istedii sonucu elde etmesini salayan
bu ynteme bavuruyordu. Belki de, arabn etkilerini diyonizyak sarholukla karlatrmak, arab onurlandrmak anlamna
gelmiyordu. Ama asl nemli nokta bu deildir. Sz konusu
olan, bu sarholuun, mistisizm ortaya ktktan sonra, geriye
dnk olarak, baz mistik durumlarn habercisi olarak grlp
grlememesi meselesidir. Soruya yant vermek iin, Yunan
felsefesinin evrimine bir gz atmak yeterlidir.
Bu evrim tamamen rasyonel olmutur. nsan dncesini en
yksek soyutlama ve genelletirme noktasna karmtr. Zih
nin diyalektik ilevlerine o kadar g ve esneklik salamtr ki,
bugn onlar uygulamak iin Yunan Okuluna bavuruyoruz.
Buna ramen iki noktay hesaba katmalyz. Birincisi, bu byk
devinimin kkeninde, felsef olmayan bir itki veya bir sarsnt
vard. kincisi, devinimin ulat ve Yunan dncesini ta-

196 Dinamik Din


marnlayan reti saf akl atn ileri srmt. Gerekten, Diyonizyak cokunun Orfizmde devam ettii ve Orfizmin de Pitagoraslkta devam ettii dorudur: Oysa, Platonculuun ilk
esini Pitagorasla ve belki de Orfizme uzanmaktadr. Platoncu mitlerin, Orfeusu anlamyla nasl bir gizem atmosferin
de ykand ve dealar kuramnn gizli bir sempatiyle saylarn
Pitagoras kuramna doru nasl eildii bilinmektedir. Ku
kusuz bu trden hibir etki Aristoteleste ve onun ardllarnda
olduu kadar belirgin olmamtr; ama bu gelimenin vard ve
geliimini Platona olduu kadar Aristotelese borlu olan Plotinos felsefesi tartmasz mistiktir. Eer bu felsefe, skenderiye
dnyasnda ok canl olan Dou dncesinin etkisi altnda
kalmsa, bu, Yunan felsefesini yabanc retilerin karsna
karmak iin, bu felsefeyi younlatrmaktan baka bir ey
yapmadn zanneden Plotinosun farknda olmad bir ey
dir. Bylece, zet olarak, balangta Orfizmin ieri szmas ve
sonunda diyalektiin mistik halinde alm gereklemitir.
Buradan, bu rasyonel gelimeye yol aann ve onu akln tesine
tayann bu akl-tesi g olduu sonucu karlabilir. te bu
ekilde, gzle grlen yava ve dzenli tortulama olaylar, be
lirli zamanlarda yeryzn sarsarak tortulama etkinliine y
nn veren grnmez pskrtc gler tarafndan belirlen
milerdir. Ama baka bir yorum da mmkndr; ve bu bize
gre daha muhtemeldir. Yunan dncesinin geliiminin akln
eseri olduu ve onun yannda, ondan bamsz olarak, yetenek
li baz ruhlarda zaman zaman zeknn tesinde bir gr, bir
temas ve akn (transandant) bir gerein esinini aramak iin
bir abann olutuu varsaylabilir. Bu aba hibir zaman sonu
ca ulaamayacaktr; ama her defasnda, tkenme amnda, tama
men yok olma yerine, kendisinden kalan eyi diyalektie ema
net etmi olabilecektir; ve bylece, ayn g sarfyla, yeni bir
giriim daha ileri gitmi olabilecek ve zek, bu arada daha fazla
esneklik kazanan ve daha fazla mistiklik ieren felsef bir ge
limenin daha ileri bir noktasna balanm olabilecektir. Ger

Henri Bergson 197

ekten, tamamen diyonizyak olan yeni bir dalgann yksek bir


entelektellik dzeyinde olan Orfizmin iinde kaybolduunu
ve Orfeusu olarak adlandrlabilecek ikinci bir dalgann Pitagorizme yani felsefeye vardn gryoruz; Pitagorizm de
kendi dncesinden bir eyleri Platonculua geirmitir; ve
Platonculuk bunu alnca daha sonra doal olarak skenderiye
mistisizmine almtr. Ama biri entelektel, dieri entelekteltesi olan bu iki akm arasndaki iliki nasl tasavvur edilirse
edilsin, ancak gelinen son noktada durarak bunu entelektelst veya mistik olarak niteleyebiliriz ve gizlerden yola kan
bir itkiyi mistik olarak kabul edebiliriz.
Bu durumda geriye, hareketin sonunun tam bir mistisizme
varp varmadn bilmek kalyor. nceden anlam tanmlamak
kouluyla, szcklere istenilen anlam verilebilir. Bize gre mis
tisizmin vard yer, yaamn ortaya kard yaratc abayla
temasa geme ve dolaysyla ksm bir uyumdur. Bu aba, Tanrnn kendisi olmasa bile, Tanrdan gelmektedir. Byk mis
tik, tre maddeselliiyle izilen snrlar aacak ve bylece tan
rsal hareketi srdrecek ve ileri gtrecek kiidir. Bizim tan
mmz byledir. Uygulamas olup olmadn, hangi belirli hal
lerde uygulandn ortaya koyma kouluyla bu tanm yapmak
ta zgrz. Plotinosla ilgili, yant kesindir. Ona vaat edilen
topra grme olana verildi ama onun zerine basmak nasip
olmad. Ruhun, yla aydnlanm olarak kendini Tanrnn
huzurunda hissettii veya hissettiini zannettii durum olan
vecde kadar gitti; temaa eylemin iinde kaybolurken, insan
istencinin tanrsal istenle birletii noktaya ulamak iin geil
mesi gereken son evreyi geemedi. Kendini dorukta zannedi
yordu: Onun iin daha ileri gitmek aaya inmek demekti. Bu
nu gzel bir ifadeyle anlatmt ama bu tam mistisizmin ifadesi
deildi: Eylem, diyordu, temaann zayflamasdr. Bu e
kilde, Yunan entelektalizmine sadk kalyordu, hatt bunu
arpc bir formlle zetlemiti; en azndan ona gl bir ekil^
de mistisizm katmt. Ksaca, mistisizm, onu ele aldmz m ut

198 Dinamik Din


lak anlamyla, Helen dncesi tarafndan elde edilememitir.
Kukusuz elde etmeyi isterdi; ok kez mistisizmin kapsn al
mtr. Bu kap her defasnda daha geni olarak aralanmtr
ama hibir zaman bu dncenin tam olarak gemesine izin
vermemitir.
Burada mistik ile diyalektik arasndaki fark kktendir; sade
ce arada srada birleirler. Buna karlk, baka yerde mistikle
diyalektik, grnrde birbirlerine yardm ederek ve belki de
karlkl olarak birbirlerinin snra kadar gitmesine engel ola
rak, hi deimeden birbirlerine karm halde kalrlar. Bize
gre, Hint dncesinde olan budur. Bu dnceyi derinletir
meye veya zetlemeye kalkmayacaz. Geliimi pek ok dne
me yaylmtr. Dnemlere ve yerlere gre, felsefe ve din olarak
farkllamtr. Bu dnce, ok sayda nansnn onu en iyi
bilenlerde bile alglanmad bir dilde kendini ifade etmitir.
Anlamn her zaman kesin olduunu veya bir kez byle bir ke
sinlie kavutuunu varsaysak bile, bu dilin szckleri zaten
deimez bir anlam korumaktan ok uzaktr. Ama, bizi ilgilen
diren konu iin, retilerin btnne bir gz atmak yeterli ola
caktr. Ve bu btnsel bak elde etmek iin, kanlmaz olarak
nceden ele alman grleri st ste koymakla yetinmek zo
runda kalacamza gre, tercihen birbirinin stne gelen izgi
leri gz nne alarak, hataya dmeme ansna sahip olabiliriz.
ncelikle Hindistann her zaman eski Yunanistann dinine
benzer bir dini uyguladn syleyelim. Dinler ve ruhlar orada
da baka her yerdeki gibi bir role sahiptiler. Ayinler ve trenler
aynyd. Kurban etmenin ok byk bir nemi vard. Bu tapn
malar Brahmanizmde, Jainizmde ve Budizmde varlklarn
srdrmlerdir. Bunlar Budann retisi gibi bir retiyle na
sl badamtr? nsanlara kurtuluu getiren Budizmin, tanr
lar da kurtulmaya gereksinimi olan varlklar gibi grdn
saptamamz gerekir. O halde bu din, insanlar ve tanrlar ayn
trden, ayn yazgya boyun een varlklar olarak deerlendiri
yordu. Byle bir dnce, bizimki gibi bir varsaym iinde ko

Henri Bergson 199

laylkla anlalabilir: nsan doal olarak toplum iinde yayor


ve masal yaratma olarak adlandrdmz doal bir ilevin etki
siyle, kendi evresine, kendisine benzer, kendisinden yksek ve
kendisine bal bir yaam srdren hayal varlklar yanstr;
doal kabul ettiimiz din byledir. Hindistann dnrleri
olaylar hi byle tasavvur etmiler midir? Bunun olasl ok
azdr. Ama sitenin dnda, mistik yola kendini adayan her ruh,
belli belirsiz bir ekilde, arkasnda insanlar ve tanrlar brakt
n hisseder. Bu ekilde de onlar birlikte grr.
Peki, Hint dncesi bu yolda nereye kadar gitmitir? Ku
kusuz burada sz konusu olan, Bat uygarlnn veya ona kar
kma gereksiniminin bu dnce zerinde olabilecek etkisin
den nce var olan Antik Hindistandr. Gerekten, statik veya
dinamik olsun, dini kkenleriyle ele alyoruz. Birincinin doada
nceden biimlendiini gryoruz; imdi kincide doann d
na kan bir srama gryoruz ve bu sramay ncelikle atl
mn eksik olduu veya engellendii durumlarda gz nne al
yoruz. yle grnyor ki, Hint ruhu bu atlm iki farkl yn
temle denemitir.
Bunlardan biri hem fizyolojik ve hem de psikolojiktir. Bu
nun en uzak kkenini Hintlilerin ve ranllarn ortak yani ay
rlmalarndan nceki bir uygulamasnda buluyoruz: Her iki ta
rafn da soma olarak adlandrdklar ba dndrc ikinin
kullanm. Bu, Diyonizosun ateli mritlerinin araptan iste
dikleri sarholua benzer tanrsal bir sarholuktu. Daha sonra
duyuyu durdurmaya, zihinsel etkinlii yavalatmaya ve sonun
da hipnoza benzer durumlar yaratmaya ynelik bir egzersizler
btn ortaya kt; bunlar yoga olarak sistematikletiler. Bu,
ele aldmz anlamyla mistisizm midir? Hipnoz durumlarnn
kendiliinden mistik bir ynleri yoktu ama mistik hale gelebilir
lerdi veya en azndan iine giren telkin yoluyla gerek mistisiz
mi haber verebilirlerdi ve hazrlayabilirlerdi. Eer zeknn ele
tirel ilevini durdurarak grnmler ve esrimeler yaratrlarsa,
ok kolay bir ekilde mistik olabileceklerdir ve biimleri de bu

200 Dinamik Din


ekilde olumaya yatkn olacaktr. Sonunda yoga haline ge
len egzersizlerin anlam, en azndan bir ynyle byle olmal
dr. Buradaki mistisizm sadece taslak halindedir; ama, tama
men tinsel bir younlama olan daha belirgin bir mistisizm, yo
gadan onun madde olarak sahip olduu ey araclyla yardm
grebilirdi ve bu ekilde tinselleebilirdi. Gerekten, yoga, za
mana ve yere gre, mistik temaann daha popler bir biimi
veya onu iine alan bir btn olmua benziyor.
Geriye bu temaann ne olduunu ve anladmz anlamyla
mistisizmle ne tr bir ilikisi olabileceini bilmek kalyor. En
eski zamanlardan beri Hintli genel olarak varlk zerine, doa
zerine, yaam zerine speklasyon yapmtr. Ama yzyllara
yaylan abas, Yunan filozoflarnda olduu gibi, Helen bilimi
haline gelen snrszca geliebilir bir bilgiye varamamtr. Bu
nun nedeni, bilginin onlar iin her zaman amatan ok bir ara
olmasdr. Onun iin sz konusu olan, zellikle kendisine ac
masz grnen hayattan kamakt. Ve intiharla ka salaya
mazd, nk ruhun lmden sonra baka bir bedene gemesi
gerekiyordu ve bu da hi durmadan yaamn ve acnn yeniden
balamas demekti. Ama Brahmanizmin ilk zamanlarndan iti
baren kurtulua ancak dnya nimetlerinden vazgemeyle ula
lacana inanlmt. Bu vazgeme kendi iinde olduu gibi Btnn iinde erime demekti. Brahmanizme farkl bir yn ve
ren Budizm onu temel olarak deitirmedi. Ona zellikle daha
bilgince bir biim verdi. Buraya kadar, yaamn strap olduu
saptanmt: Buda, strabn nedenine kadar gitti; ve bu stra
bn genel olarak arzudan, yaama susamlktan kaynakland
n kefetti. Bylece kurtulu yolu daha yksek bir kesinlikle izilebildi. Brahmanizm, Budizm ve hatt Jainizm bu ekilde ya
ama arzusunun yok olmasn daha gl bir ekilde tledi
ler ve bu vaaz ncelikle zekya bir ardr ve doktrin de sa
dece entelektellik dereceleriyle birbirlerinden ayrlrlar. Ama
daha yakndan bakldnda, yerletirmeyi hedefledikleri inan
cn saf entelektel durumdan ok uzakta olduu fark edilir.

Henri Bergson 201

Daha nce, eski Brahmanizmde, niha inan akl yrtmeyle


ve incelemeyle elde edilmezdi: Bu inan, gren bir kii tarafn
dan iletilen bir grten ibaretti. Bir taraftan daha bilgince olan
Budizm, dier taraftan da daha mistiktir. Ruhun Budizmle
vard hal, mutluluun ve strabn tesindedir, bilincin tesin
dedir. Bir evreler serisinden geerek ve mistik bir disiplin yo
luyla, yaam srasnda arzunun ve lmden sonra karmann
yok edilmesi olan nirvanaya ular. Budann misyonunun k
keninde ilk genliinde yaad aydnlanmann olduu unutul
mamaldr. Budizmin szcklere dklebilen her eyi kuku
suz bir felsefe olarak deerlendirilebilir; ama esas olan, akla ol
duu gibi sze de akn (transandant) olan niha anlamadr.
Bu, derece derece kazanlan ve niden elde edilen, amaca ula
ldna dair olan inantr: Varoluta belirlenmi ve dolaysyla
var olan strap bitmitir. Eer burada kuramsal bir gr yeri
ne, fazlasyla esrimeye benzeyen bir deneyimle ilgilendiimizi
ve bir ruhun yaratc atlmla uyum salamak iin gsterdii bir
abayla bu ekilde betimlenen yola girebileceini ve bu ruhun
yalnzca nsan yaamdan kopmu ama tanrsal yaama ulaa
mam ve hiliin ba dndrcl iinde iki etkinlik arasn
da asl kalm olarak yar yolda durdurulduu zaman baar
szla urayacan dnyorsak, Budizmde bir mistisizm
grme konusunda hibir kukumuz olmayacaktr. Ama Bu
dizmin neden tam bir mistisizm olmadn da anlam olaca
z. Tam bir mistisizm, eylemdir, yaratmadr, aktr.
Kukusuz Budizm sevgiyi bilmez deildi. Aksine sevgiyi en
yce ey olarak salk vermiti. dn yanna rneini de koy
mutu. Ama scaklk eksikti. Bir din tarihisinin ok doru ola
rak syledii gibi, Budizm kendini tam ve gizemli bir ekilde
adamay bilmiyordu. Buna -belki de znde ayn ey olanBudizmin insan eyleminin etkinliine inanmadn da ekleye
lim. Bu eyleme gven duymuyordu. Ama yalnzca bu gven
g haline gelebilir ve dalar kaldrabilirdi. Tam bir mistisizm
bu noktaya kadar gitmitir. Belki de bu mistisizm Hindistanda

202 Dinamik Din


da grlmtr ama ok daha ileri tarihlerde. Yalnzca pek
yeni olanlardan sz edersek, bir Ramakrishnada veya bir Vivekanandada bulduumuz ey, gerekten yakc bir sevgidir, H
ristiyan mistisizmine benzeyen bir mistisizmdir. Ama Hristi
yanlk tam da bu arada ortaya kmtr. Hindistan zerindeki
etkisi -b u etki slmiyete de ulamtr- olduka yzeyseldi
ama yetenekli ruhlara bir telkin, bir iaret yetmiti. Buna ra
men, dogma olarak Hristiyanln Hindistandaki dorudan
etkisi neredeyse hi yoktu. Hristiyanlk tm Bat uygarlna
nfuz ettii iin, bu uygarln kendisiyle birlikte getirdii ey
lerde bir koku gibi teneffs edilmektedir. Daha sonra gstere
ceimiz gibi, sanayi de dolayl olarak ondan kmtr. Oysa,
bir Ramakrishnann veya bir Vivekanandann mistisizmini ha
rekete geiren sanayidir, Bat uygarlmzdr. Bu ateli, etkin
mistisizm, Hintlinin kendini doa tarafndan ezilmi hissettii
ve her tr insan mdahalesinin faydasz olduu zamanlarda
meydana gelemezdi. Kanlmaz ktlklarn milyonlarca zavally
alktan lme mahkm ettii zamanlarda ne yaplabilirdi ki?
Hint ktmserliinin temel kayna bu gszlktr. Ve Hin
distan mistisizminin sonuna kadar gitmekten alkoyan da bu
ktmserliktir, nk tam mistisizm eylemdir. Ama topran
verimini arttran ve zellikle rnlerini dolama sokan makine
ler geliyor ve ayn zamanda kitlelerin kanlmaz bir zorunluluk
olarak klece ve sefil bir yaama mahkm olmadklarn deney
sel olarak kantlayan politik ve toplumsal organizasyonlar geli
yor: Kurtulu yepyeni bir anlamda mmkn hale geliyor; mis
tik itki, bir yerlerde gcn yeteri kadar gsterdii zaman, ar
tk eylem imknszlklar nnde durmayacaktr; artk vazge
me retilerine veya esrime pratiklerine dayanarak bastrlmayacaktr; ruh, kendi iinde erime yerine, evrensel bir aka b
tn varlyla alacaktr. Oysa bu bulular ve bu organizasyon
lar Bat kkenlidir; burada bunlar mistisizmin kendi snrna
kadar gidebilmesini salamtr. O halde ne Yunanistanda, ne
de Antik Hindistanda tam mistisizmin gereklemedii sonucu

Henri Bergson 203

kyor. Bunun nedeni kimi kez atlmn yetersiz olmas, kimi


kez de bu atlmn maddi koullar veya ok dar bir entelektel
lik tarafndan engellenmesidir. Birdenbire fkran volkann
gemiteki yer sarsntlarn aydnlatmas gibi, bizim geriye d
nerek hazrlann grmemizi salayan ey mistisizmin belirli
bir anda ortaya kdr.1
Tam mistisizm gerekten byk Hristiyan mistiklerinin
mistisizmidir. imdilik onlarn Hristiyanln bir tarafa bra
kalm ve onlardaki maddesiz biimi ele alalm. ounun antik
mistisizmin vard eitli noktalara benzeyen belirli hallerden
getii phesizdir. Ama sadece iinden gemilerdir: Yepyeni
bir g iinde gerilmek iin kendi ilerine kapanrken bir bendi
ykmlardr; devasa bir hayat aknts onlar sarmtr; artan
canllklarndan bir enerji, bir gz peklik, olaanst bir anla
y ve gerekletirme gc ortaya kmtr. Eylem alannda, bir
aziz Pauln, bir azize Teresann, bir azize Catherine de Siennein, bir Aziz Franoisnn, bir Jeanne dArcn ve daha bir
oklarnn gerekletirdiklerini dnelim.2 ok saydaki bu
etkinliklerin neredeyse hepsi Hristiyanln yaylmasnda kul
lanlmtr. Bununla birlikte istisnalar vardr ve Jeanne dArcn
durumu biimin maddeden ayrlabileceini gstermek iin yeterlidir.

1 Antik ada yeni-Platonculuk ve Budizm gibi baka mistisizmlerin


de var olduunu biliyoruz. Ama, burada bizi ilgilendiren konu iin, en
ileri gidenleri ele almak yeterlidir.
2 Henri Delacroix klsik olmaya lyk olan bir kitabnda ( Etudes d his
toire et de psychologie du mysticisme, Paris, 1908) bu byk Hristi
yan mistiklerde z olarak etkin olan ey zerine dikkatimizi ekmiti.
Benzer fikirleri Evelyn Underhillin nemli eserlerinde bulabiliriz
{Mysticism, London, 1911; ve The Mystic Way, London, 1913). Bu
yazar grlerinin bazlarn L Evolution Cratricede (Yaratc evrim)
dile getirdiimiz ve bu blmde yeniden ele aldmz grlerle bir
letirmektedir. Bu noktada zellikle The Mystic Wac baklmaldr.

204 Dinamik Din


Byk mistiklerin isel geliimi bylece son noktasnda ele
alnd zaman, onlarn nasl hastalarla bir tutulabildiini sor
malyz. Kukusuz, deiken bir denge durumunda yayoruz
ve bedenin olduu gibi ruhun ortalama sal tanmlanmas
zor bir eydir. Bununla birlikte kolaylkla fark edilebilen sa
lam, istisna bir entelektel salk vardr. Bu salk, eylem zev
kiyle, durumlara uyum ve yeniden uyum yeteneiyle, esneklikle
birleen bir kararllkla, mmkn ile imknsz khince birbirin
den ayrmayla, karmaklklar alt eden yaln bir kafayla, yksek
bir saduyuyla kendini gsterir. Szn ettiimiz mistiklerde
bulduumuz ey tam da bu deil midir? Ve bunlar entelektel
salamlln tanmna yardmc olamazlar m?
Eer onlar iin farkl bir yargya varlmsa, bunun nedeni,
ou zaman onlardaki niha dnm haber veren anormal
hallerdir. Grdkleri hayallerden, esrimelerinden, kendinden
geilerinden sz ederler. Btn bunlar ayn zamanda hastalar
da meydana gelen ve onlarn hastalklarn oluturan hallerdir.
Yakn bir zamanda esrimeyi psikastenik bir tezahr olarak de
erlendiren nemli bir eser yaymland.3 Ama salkl hallerin
taklitleri olan hastalkl haller vardr: Ancak bu durum onlarn
salkl veya hastalkl hallerini deitirmez. Bir deli kendini im
parator sanabilir; jestlerine, konumalarna ve eylemlerine sis
tematik olarak Napolyonvri bir hava verebilir ve bu, tam da
deliliin ta kendisidir: Bunlardan Napolyona bir ey der mi?
Ayn ekilde mistisizmin de parodisi yaplabilir ve bu durumda
da mistik bir delilik sz konusu olacaktr: Bundan mistisizmin
delilik olduu sonucu kar m? Bununla birlikte, esrimelerin,
hayal grmelerin, kendinden gemelerin anormal durumlar ol
duklar ve anormal ile hastalkl arasnda ayrm yapmanm zor
olduu da bir gerektir. Zaten byk mistiklerin kendileri hakkndaki grleri de byleydi. Mritlerini tamamen sanrsal
olabilecek hayal grmelere kar uyaranlar da onlard. Ve ken

3 Pierre Janet, De l angoisse l extase (Kaygdan Esrimeye).

Henri Bergson 205

dileri hayal grdkleri zaman, bunlara genel olarak ikincil de


recede bir nem vermilerdir: Bunlar yolda yaanan olaylard;
insan istencinin tanrsal istenle aynlamas olan sonuca ula
mak iin, bunlar amak ve kendinden gemeleri ve esrimeleri
arkada brakmak gerekmektedir. Gerek u ki, eer statikten
dinamie, kapaldan aa, olaan yaamdan mistik yaama ge
i olan alt st olu dnlrse, bu anormal haller, onlarn
hastalkl hallere benzerlikleri ve kukusuz bazen onlara dhil
olmalar kolaylkla anlalr. Ruhun karanlk derinlikleri sarsl
d zaman, yzeye kan ve bilince ulaan ey, eer iddeti ye
terliyse, bir imgenin veya bir heyecann biimini alr. mge ou
zaman saf sanrdr ve heyecan da faydasz bir alkantdan ba
ka bir ey deildir. Ama her ikisi de alt st oluun yksek bir
denge iin sistematik bir yeniden ayarlama olduunu gsterir:
mge bylece hazrlanan eyin semboliidir ve heyecan bir d
nm beklentisindeki ruhun younlamasdr. Bu son hal mis
tisizm halidir ama dierine de benzeyebilir; yaln olarak anor
mal olan bir ey aka hastalkl olan eyle birleebilir; bilinle
bilind arasndaki olaan ilikileri bozmakla riske girilmekte
dir. O halde, sinirsel rahatszlklarn bazen mistisizme elik et
mesine armamak gerekir; bu rahatszlklara baka biimler
altnda dehalarda ve zellikle mzisyenlerde rastlanmaktadr.
Burada yalnzca birtakm tesadflerin olduunu grmeliyiz.
ncekilerin mistiklik olmamas gibi bunlar da mziin kendisi
deildir.
Ruh, onu srkleyen akmla derinden sarslm olarak, t
rn ve bireyin birbirlerini dairesel olarak koullandrmasn is
teyen yasadan bir an iin kurtularak, kendi zerine dnmekten
vazgeer. Sanki onu aran bir sesi dinliyormu gibi durur.
Daha sonra kendini ileriye doru brakr. Onu hareket ettiren
gc dorudan alglayamaz ama simgesel bir grmeyle onun
tanmlanamaz varln hisseder veya kefeder. Sonra byk bir
sevin, iinde eridii bir esrime hali veya kendinden gei hali
gelir: Tanr oradadr ve o Tanrmn iindedir. Artk gizem yok

206 Dinamik Din


tur. Sorunlar ortadan kalkar, karanlklar dalr; bu bir aydn
lanmadr. Peki bu ne kadar srer? Esrimenin zerinde gezinen
grnmez bir tedirginlik aa iner ve ona glgesi gibi balanr.
Bu tedirginlik, sonradan gelen hallerde bile, gerek ve tam mis
tisizm ile onun taklidi veya hazrl olan eyi birbirlerinden
ayrt etmeye yetecektir. Gerekten bu tedirginlik byk misti
in ruhunun, bir yolculuun sonunda durur gibi esrimede dur
madn gsterir. sterseniz buna dinlenme diyebiliriz ama bu,
hareket ileriye doru yeni bir srayn beklentisi iinde sars
larak yerinde sayarken, basn altndaki makinenin kalaca bir
istasyondaki dinlenmedir. Daha kesin olarak yle diyelim:
Tanryla birleme istedii kadar sk olsun, bu birleme ancak
tam olduu zaman kesindir. Kukusuz artk dnce ile d
ncenin konusu arasnda bir mesafe kalmamtr, nk me
safeyi len ve hatt oluturan sorunlar ortadan kalkmtr.
Artk sevilen ile seven arasnda kkten bir fark kalmamtr:
Tanr oradadr ve sevin snrszdr. Ama eer ruh Tanrda d
nceyle ve duyguyla eriyorsa, ruhun bir blm dta kalr;
bu, istentir: Eylemi, sadece istencinden kaynaklanr. O halde
yaam hl tanrsal deildir. O bunu bilir; belli belirsiz bundan
endie duyar ve dinlenmenin iindeki bu alkant tam mistisizm
olarak adlandrdmz eyin karakteristiidir: Bu alkant, atl
mn daha ileri gitmek iin yapldn, esrimenin grme ve he
yecan duyma yetileriyle ilgili olduunu, ama ayn zamanda is
tencin olduunu ve onu da Tanrmn iine yerletirmek gerek
tiini gsterir. Bu duygu her yeri igal edecek kadar byd
zaman, esrime kaybolur, ruh yalnz kalr ve bazen de zlr.
Bir sre gz kamatrc a alan ruh glgede hibir eyi
ayrt edemez hale gelir. Kendi iinde karanlk bir ekilde ger
ekleen derin almann farknda deildir. ok ey kaybetti
ini hisseder; henz bunun her eyi kazanmak iin olduunu
bilmiyordur. Byk mistiklerin szn ettikleri ve belki de H
ristiyan mistisizminde en anlaml olan ve her durumda en re
tici olan karanlk gece budur. Byk mistisizmin karakteris

Henri Bergson 207

tii olan, niha evre hazrlanr. Mistiklerin mekanizmasn yle


byle fark ettikleri bu niha hazrlanmay incelemek olanaksz
dr. Olaanst bir aba iin hazrlanan ve korkun direnli bir
elikten yaplan bir makinenin, montaj annda kendisinin bilin
cine varsayd, kukusuz kendini benzer bir durumda bulacan
sylemekle yetinelim. Paralarnn teker teker en zor deneylere
maruz kalacak olmalarndan ve bazlarnn atlp bakalaryla
deitirilecek olmalarndan dolay, bu makine urasnda veya
burasnda bir eksiklik ve her yerinde strap hissedecektir. Ama
ok yzeysel olan bu ac, daha mkemmel bir aygtn beklentisi
ve umudu iinde kaybolmak iin sadece derinlemek zorunda
dr. Mistik ruh, bu aygt olmak istemektedir. Tanrmn kullana
ca lde saf, direnli ve esnek olmayan her eyi tznden
karp atar. oktan Tanry yannda hissediyordur, oktan
simgesel grlerinde onu grdn zannediyordur, oktan
esrimede onunla birleiyordur; ama bunlarn hibiri srekli ol
maz, nk bunlarn hepsi sadece temadr: Eylem, ruhu ken
dine dndrr ve bu ekilde kendini Tanrdan koparr. imdi
ruhun iinde, ruhla hareket eden Tanrdr: Birleme tamdr ve
dolaysyla kesindir. O halde, mekanizma ve aygt gibi szck
ler, kenara braklmasnn daha iyi olaca imgeleri uyandrr.
Bize hazrlk almas hakknda bir fikir vermesi iin onlardan
yararlanlabilir. Bunlarla kesin sonu hakknda hibir ey renilemez. unu syleyelim ki, bundan byle ruh iin ar bir ya
am zenginlii vardr. Bu devasa bir atlmdr. Bu, ruhu en b
yk giriimlerin iine atan kar konulamaz bir itkidir. Btn
yetilerinin dingin bir ekilde younlamas onun byk grme
sini ve ne kadar zayf olursa olsun gl bir ekilde gerekle
tirmesini salar. zellikle yaln grr ve konumalarna olduu
gibi davranna yansyan bu yalnlk, farkna bile varmyor gibi
grnd karmaklklar iinde onu ynlendirir. Doutan
gelen bir bilim veya daha ok kazanlan bir saflk, bylece ona
hemen faydal yntemi, kesin eylemi ve tartmasz szc tel
kin eder. Buna ramen aba, dayankllk ve sebat gerekli olma

208 Dinamik Din


ya devam eder. Ama bunlar tek balarna gelirler ve zgrl
tanrsal etkinlikle uyuan ve ayn anda hem etkin ve hem de
etkilenen bir ruhta kendiliklerinden yaylrlar. Bunlar devasa bir
enerjinin harcandn gsterirler ama bu enerji gerekli olduu
anda verilir, nk ruhun istedii canlln ar bolluu yaa
mn kayna olan bir kaynaktan gelir. Artk hayal grmeler ok
uzakta kalmtr: Tanrsallk artk kendisiyle dolu bir ruha da
rdan grnemez. Artk byle bir insan aralarnda dolat di
er insanlardan ayrt ediyor grnen hibir ey kalmamtr.
Yalnzca kendisi onu Tanrya gre ikence gren ve insanlara
gre grevli olan adjutores D ei dzeyine karan bir deiimin
farkna varr. Dier yandan bu ykseliten hibir ekilde b
brlenmez. Aksine alak gnlll byktr. Bu ruh, tama
men iinde eridiini hissettii bir heyecanla, teke tek yaplan
sessiz grmelerde tanrsal alak gnlllk olarak adlandr
labilecek eyi ortaya karabildiine gre, nasl alak gnll
olmaz ki?
Zaten, esrimede, yani temada duran mistisizmin iinde,
belirli bir eylem nceden biimlenmiti. Daha gkten yere iner
inmez, insanlara retme ihtiyac duyuluyordu. Herkese, bede
nin gzleriyle alglanan dnyann kukusuz gerek olduunu,
ama baka bir eyin de varolduunu ve bunun bir muhakeme
nin sonucu gibi sadece mmkn veya muhtemel olmayp, bir
deneyim gibi kesin olduunu bildirmek gerekiyordu: Biri gr
d, biri dokundu, biri biliyor. Bununla birlikte burada yalnzca
gelge bir havarilik arzusu vard. Gerekte giriim umut kr
cyd: Bir deneyimden elde edilen inan konumalarla nasl ya
ylabilirdi? Ve zellikle ifade edilemez olan ey nasl ifade edile
bilirdi? Ama byk mistik iin bu sorularn sorulmas sz ko
nusu bile deildir. O, gerein kaynandan kendi iine hare
ketli bir g olarak aktn hisseder. Tpk gnein m gn
dermekten kendini alamamas gibi, o da bu gerei yaymaktan
geri duramaz. Ama artk bunu basit szlerle yayamayacaktr.

Henri Bergson 209

nk onu yakan ak artk yalnzca bir insann Tanr iin


duyduu bir ak deildir, bu, Tanrnn btn insanlar iin
duyduu aktr. Mistik, Tanrdan geerek, Tanr yoluyla btn
insanl tanrsal bir akla sever. Bu, filozoflarn btn insanla
rn kken olarak ayn akl znden geldiini ileri srerek, akl
adna tledikleri kardelik deildir: Byle asil bir ideal nn
de insan saygyla eilecektir; birey ve toplum iin ok fazla ra
hatsz edici deilse bunu gerekletirmeye alacaktr; ama
ona tutkuyla balanmayacaktr. Yahut da uygarlmzn bir k
esinde, mistisizmin oraya brakt ba dndrc koku tenef
fs edilecektir. Btn insanl tek bir blnmez akta kucakla
yan mistikler bulunmasayd, filozoflar bile, genel deneyime pek
uygun olmayan, btn insanlarn yksek bir ze eit katlm
ilkesini bu kadar gvenle ortaya koyabilirler miydi? O halde
burada bir ideal haline getirmek zere fikri oluturulan bir kar
delik fikri sz konusu deildir. Ve ayn ekilde insann insana
doutan duyduu bir sempatinin iddetlenmesi de sz konusu
deildir. Zaten, simetri kaygsyla filozoflarn hayalinde ortaya
kan bu igdnn baka bir yerde de var olup olmad soru
labilir. Aile, vatan, insanlk gittike genileyen daireler olarak
ortaya ktklar iin, insann vatann ve ailesini sevmesi gibi
doal olarak insanl sevecei dnlmtr. Ama gerekte
yalnzca ailesel ve toplumsal gruplanmalar doa tarafndan is
tenmi, igdlere uygun olmu ve toplumsal igdler top
lumlar! insanlk halinde vcut bulmak amacyla birlemeye y
neltmek yerine, onlar birbirleriyle savamaya srklemitir. Ai
lesel ve toplumsal duygu en fazla rastlantsal olarak ok artabi
lir ve lks veya oyun olsun diye, doal snrlarnn tesinde kul
lanlabilir; bu hibir zaman ok ileri gidemez. nsanln mistik
sevgisi ok farkldr. Bir igdnn devam deildir, bir fikir
den kaynaklanmamtr. Ne sadece duyumsaldr ne de sadece
rasyoneldir. rtk olarak ikisi de vardr ve gerekte bu ikisin
den de fazladr. nk byle bir ak, baka eylerin olduu gi
bi, duyarlln ve akln kkenindedir. Kendi eseri iin, her eyi

210 Dinamik Din


yapan bir ak olan Tanr akyla birleerek, sorgulayabilecek
herkese yaratln gizemini verebilecektir. O, ahlktan ok metafiziksel bir ze sahiptir. Tanrnn yardmyla, insan trnn
yaratln tamamlamay ve insanl da, insann yardm olma
dan niha olarak nasl oluabilecekse derhal yle yapmay iste
mektedir. Veya, daha sonra greceimiz gibi, ayn eyi baka
bir dille syleyen szcklerle ifade edersek: Mistiin yn ya
am atlmnn yndr; o, bu atlm btn insanla ml et
mek ve gerekletirilen bir elikiyle, yaratlm bir tr olan bu
eyi yaratc bir abaya dntrmek ve tanm olarak bir durma
olan eyden bir hareket oluturmak isteyen ayrcalkl insanlara
btn olarak aktarlan atlmn ta kendisidir.
Baaracak mdr peki? Eer mistisizm insanl deitirmek
zorundaysa, bu ancak kendisinden bir paray bakalarna ya
va yava geirmekle olacaktr. Mistikler bunu ok iyi hisseder
ler. Karlaacaklar byk engel tanrsal bir insanln yaratl
m engelleyen eydir. nsan ekmeini alnnn teriyle kazanma
ldr: Dier bir anlatmla, insanlk, hayvansal dnyay yneten
ve canly canlyla beslenmeye mahkm eden yasaya boyun
een bir hayvan trdr. Bylece yiyeceini hem doadan hem
de hemcinslerinden elde ettiinden, abasn zorunlu olarak bu
yiyecei salamak iin kullanr ve zeks da bu sava ve bu a
lma iin gerekli olan silahlar ve letleri yapmaya uygundur.
Bu koullarda insanlk yeryzne sabitlenmi olan dikkatini na
sl gkyzne evirecektir? Eer bu mmknse, bu ancak ok
farkl iki yntemin eanl veya ardk olarak kullanmyla olabi
lecektir. Birinci yntem, entelektel almay younlatrmak
ve zeky doann onun iin istediinden ok daha ileriye g
trmektir. Bylece basit let yerini insan etkinliini zgrleti
rebilecek devasa bir makineler sistemine brakacaktr. Byle bir
zgrlk zaten makinelemeye gerek ynn gsterecek poli
tik ve toplumsal bir organizasyonla salamlaacaktr. Bu yn
tem tehlikelidir, nk mekanik, geliirken, mistiin aleyhine
dnebilir: Hatt mistie kar grnr bir tepkiyle mekanik da

Henri Bergson 211

ha iyi geliecektir. Ama alnmas gereken riskler vardr: Daha


aa bir etkinlie gereksinimi olan yksek dzeydeki bir etkin
lik, gerektiinde ona kar kendini savunma pahasna bile olsa,
bu etkinlii uyarmak veya herhalde bu etkinliin devamna izin
vermek zorundadr; deneyin gsterdiine gre, zt ama birbir
lerini tamamlayan iki eilimden biri btn yeri almay isteyecek
noktaya kadar bymse, dieri kendini korumas kouluyla
bundan rahatsz olmayacaktr: Sras geldii zaman da, onsuz
ve hatt var gleriyle yalnzca ona kar yaplan her eyden ya
rarlanacaktr. Ne olursa olsun, bu yntem ancak ok sonralar
kullanlabilecektir ve beklerken, izlenmesi gereken ok farkl
bir yntem vardr. Bu yntem, mistik atlmn kukusuz imkn
sz olan ni genel yaylmn dlemek yerine, onu zayflam
haliyle bile, birlikte tinsel bir toplum oluturacak az saydaki
ayrcalkl kiilere aktarmaktr; bu trden topluluklar oul ve
rebilirler; her biri, istisna olarak yetenekli olan yeleri aracl
yla bir veya birden ok baka topluluklarn douunu sala
yabilirler; doa tarafndan insanla dayatlan maddi koullar
daki derin bir deiikliin, tinsel tarafta kkten bir dnm
salayaca gne kadar atlm bylece korunacak ve bylece
devam edecektir. Byk mistiklerin izledikleri yntem byledir.
Zorunluluk sonucu ve daha fazlasn yapamadklar iin, fazla
olan enerjilerini zellikle manastrlar veya dinsel tarikatlar kur
mak iin harcadlar. O zaman iin daha ileriye bakmalar ge
rekmiyordu. Onlar insanl Tanrya kadar ykseltmeye ve
tanrsal yaratm tamamlamaya srkleyen ak atlm, onlarn
gznde, ancak aralar olduklar Tanrnm yardmyla sonuca
varabilirdi. O halde tm abalar ok byk, ok zor ama snrl
olan bir ie younlamalyd. Dier abalar da gelecektir [za
manla], zaten dierleri oktan gelmitir; hepsi ayn ynde ola
caklardr, nk Tanr onlarn birliini salyordu.
Aslnda, olaylar ok fazla basitletirdik. Daha fazla aklk
iin ve zellikle zorluklar sralamak iin, sanki Hristiyan mis
tik, isel bir esinin taycs olarak, bu esin hakknda hibir ey

212 Dinamik Din


bilmeyen bir insanlkta ortaya km gibi deerlendirme yaptk.
Gerekte hitap ettii insanlarn nceden bir dini vard ve bu din
de kendisinin diniydi. Eer hayal grme durumlar varsa, bun
lar dininin onun kafasna fikirler halinde soktuu eyi ona sim
geler halinde sunuyordu. Eer esrimeleri varsa, bunlar onu,
kukusuz hayal ettii her eyi aan ama hl dinin ona sundu
u soyut betimlemeye cevap veren bir Tanrya balyordu.
Hatt kendi kendimize, bu soyut retimlerin mistisizmin k
keni olup olmadklarn ve bu mistisizmin dogmay bu kez ate
in zelliklerine gre izmek iin onun szckleri zerinden
tekrar gemekten baka bir ey yapp yapmadn sorabiliriz.
Bu durumda mistiklerin rol, sadece, dini yeniden stmak iin,
onlar canlandran ateten birazn dine getirmek olurdu. Ve
kukusuz, byle bir gr ifade eden biri, onu kabul ettirmek
te glk ekmeyecektir. Din retimleri gerekte her retim
gibi zekya hitap etmektedir ve zek dzeyinde olan ey her
kese anlalabilir hale gelebilir. Dine katilinsin veya katlnmasm, gizemlerini gizemli olarak tasavvur etme pahasna da olsa,
dini her zaman entelektel olarak kavrama noktasna gelinebi
lir. Aksine, mistisizm, onun iin bir ey hissetmemi kiiye hi
bir ey, kesinlikle hibir ey sylemez. O halde herkes, mistisiz
min zaman zaman, orijinal ve anlatlamaz haliyle, nceden va
rolan ve zek terimleriyle ifade edilebilen bir dinin iinde yer
almasn anlayabilecekken, yalnzca mistisizm yoluyla var olabi
len ve onun entelektel olarak ifade edilebilen ve dolaysyla ge
nelletirilebilen bir hlasas olan bir din fikrini kabul ettirmek
zordur. Bu yorumlardan hangisinin dinsel Ortodokslua uygun
dtn aratracak deiliz. Yalnzca, psikologun gr a
sndan, kincisinin birinciye gre ok daha geree yakn oldu
unu syleyelim. Sadece bir doktrin olan bir doktrinden, ateli
coku, ilham, dalar kaldran inan ok zor kar. Ama akkor
halindeki bu atei ortaya karn, kaynama noktasndaki madde
bir doktrinin kalbna hi zorlanmadan akacaktr veya hatt ka
tlarken bu doktrin haline gelecektir. O halde, dini, mistisiz

Henri Bergsot 213

min insanln ruhuna yanar halde koyduu eyin bilgince so


utulmasyla elde edilen kristalleme tasavvur ediyoruz. Bu
kristallemeyle, herkes baz ayrcalkl kiilerin eksiksiz olarak
sahip olduu eyden bir ey elde edebilirler. Kristallemenin,
kendini kabul ettirmek iin, ok eyi kabul etmek zorunda kal
d dorudur. nsanlk yeniyi ancak o yeni eskinin devamysa
anlayabilmektedir. Oysa eski, bir taraftan Yunan filozoflarnn
oluturduu bir eydir ve dier taraftan antik dinlerin hayal
ettikleri bir eydir. Kukusuz Hristiyanlk her iki taraftan da
ok ey almtr veya daha dorusu ok ey karmtr. Hristi
yanlk Yunan felsefesiyle ykldr ve statik veya doal olarak
adlandrdmz dinin yinlerini, trenlerini ve hatt inanlarn
korumutur. Bu da onun yararna olmutur, nk Aristotelesci yeni-Platonculuu ksmen benimsemesi onun felsef dn
ceyi kendine katmasn salamtr ve eski dinlerden aldklar
da, eskilerle sadece ad olarak ortak yn olan tamamen ters
yndeki yeni bir dinin popler hale gelmesine yardm etmitir.
Ama bunlarn hibiri zle ilgili deildi: Yeni dinin z mistisiz
min yaylmasyd. Bilimsel gerein snrlarna sayg gsteren
ve sadece kltrl kafalarn, yksek bir abann onlara ayrnt
sn kefettirecei ve zellikle derin olarak anlamna nfuz etti
recei gne kadar bu gerei kabaca tasavvur etmelerini sala
yan saygn bir basitletirme (vlgarizasyon) vardr. Mistisizmin
din araclyla yaylmas bize bu tr bir basitletirme gibi g
rnmektedir. Bu anlamda, dinin mistisizmle olan ilikisi vlgarizasyonun bilimle olan ilikisinin aynsdr.
O halde mistiin nnde bulduu ey, grnmeyen ve re
tilen dinde hazr bulunan ve dier mistikler tarafndan anlal
mak zere hazrlanm bir insanlktr. Zaten mistisizmi de bu
dinle ilenmiti, nk bu dinle balamt. lhiyat da genel
olarak ilhiyatlarnkine uygundu. Hissettiklerini szckler
halinde ve tinsel olarak grdklerini imgeler halinde ifade et
mek iin, zeks ve muhayyilesi ilhiyatlarn retimini kulla
nacaktr. Ve bu onun iin kolay olacaktr, nk ilhiyat tam

214 Dinamik Din


da kayna mistisizmde olan bir akm yakalamtr. Bylece,
dinin onun mistisizmiyle zenginlemesini beklerken, mistisizmi
de dinden yararlanr. ncelikli olarak oynamaya davet edildii
ni hissettii rol de bu ekilde aklanyor; bu rol dinsel inancn
younlatrlmas roldr. Gerekte, byk mistikler iin sz
konusu olan, rnek vererek insanl kkten deitirmektir.
Amaca ancak kkeninde kuramsal olarak var olabilecek ey
olan tanrsal bir insanlk varsa ulalm olacaktr.
O halde mistisizm ve Hristiyanlk sonsuzca birbirlerini ko
ullandrrlar. Buna ramen bir balangcn olmas gerekir.
Gerekte, Hristiyanln kkeninde sa vardr. inde bulundu
umuz ve btn insanlarn tanrsalln grdmz bak a
sna gre, sann bir insan ad olup olmamasnn pek bir nemi
yoktur. sann varln kabul etmeme noktasna kadar giden
ler bile dadaki vaazn dier tanrsal szlerle birlikte ncilde
yer almasn nleyemeyeceklerdir. Yazarna istenilen ad verile
bilir ama yazar yoktur denemez. O halde burada bu tr soru
larla uramayacaz. Sadece unu syleyelim ki, eer byk
mistikler onlar betimlediimiz gibilerse, onlar ncillerdeki sa
nn orijinal ama eksik ynleri olan taklitileri ve takipileridirler.
sa da srail peygamberlerinin devam olarak grlebilir.
Kukusuz Hristiyanlk Yahudiliin derinden bir deiimidir. Bu
dnce ok kez sylenmitir: Temel olarak ulusal olan bir di
nin yerine evrensel hale gelebilen bir din gemitir. Kukusuz
adaletiyle ve gcyle dier tanrlardan stn olan ama gcn
kendi halk lehine kullanan ve adaleti ncelikle kendi kullaryla
ilgili olan bir Tanrnn yerine, btn olarak insanl seven, bir
sevgi Tanrs gemitir. te tam da bu nedenle, Yahudi pey
gamberlerini antik an mistikleri arasna koymakta tereddt
ediyoruz: Jahveh ok sert bir yargt, Tanr ile srail arasnda,
Yahudiliin tanmladmz mistisizm olmasn salayacak ka
dar bir yaknlk yoktu. Ve buna ramen hibir dnce veya
duygu akm, Yahudi peygamberlii kadar, tam mistisizm ola
rak adlandrdmz Hristiyan mistiklerinin mistisizmine katk

Henri Bergson 215

da bulunmamtr. Bunun nedeni, dier akmlarn baz ruhlar


dnsel bir mistisizme gtrmelerine ve bylece mistik olarak
kabul edilmeye lyk olmalarna ramen vardklar noktann saf
tema (dnce) olmasdr. Dnce ile eylem arasndaki
mesafeyi amak iin, bir atlm gerekiyor ki bu onlarda eksikti.
Bu atlm peygamberlerde gryoruz: Onlar adalet tutkusuna
sahiptiler ve bu adaleti srail Tanrs adna istediler; ve Yahudi
liin devam olan Hristiyanlk, dnyann fethine doru y
rmesini salayan etkin bir mistisizme sahip olmasn byk
lde Yahudi peygamberlere borludur.
Eer mistisizm sylediimiz gibiyse, bir ekilde deneysel olarak
Tanrnn varl ve yaps sorununu ele almak zorundadr. Di
er taraftan, felsefenin bunu farkl ekilde nasl ele alabileceini
gremiyoruz. Genel olarak, varolan bir nesnenin alglanan veya
alglanabilecek bir nesne olduunu sanyoruz. O halde nesne
gerek veya olas bir deneyde verilmitir. Geometricinin geo
metrik bir figr iin yapt gibi, bir nesne veya bir varlk fikri
oluturmakta zgrsnz; ama yalnzca deney nesnenin bu e
kilde oluturulan fikrin dnda gerekten varolduunu gstere
cektir. Btn sorunun burada olduunu ve tam da sz konusu
olann belirli bir Varln deneyle ulalmaz olmasyla ve buna
ramen dierleri kadar gerek olmasyla dier btn varlklar
dan ayrlamaz olup olmadn bilmek olduunu syleyebilir
misiniz? Bunu bir an iin kabul ediyorum ama gene de bu tr
bir olumlama ve ona balanan muhakemeler bana temel bir ya
nlsamaya yol ayormu gibi grnyorlar. Ama geriye bu e
kilde tanmlanan, kantlanan Varln Tanr olduunu gster
mek kalyor. O varln tanm olarak Tanr olduunu ve tanm
lanan szcklere istenilen anlam vermekte zgr olunduunu
ileri srebilir misiniz? Onu da kabul ediyorum ama szce
genel anlamndan kkten farkl bir anlam verirseniz, szck
yepyeni bir nesne iin kullanlyor demektir; muhakemeleriniz
artk eski nesneyle ilgili deillerdir; bu durumda siz bize farkl

216 Dinamik Din


bir nesneden sz ediyorsunuz demektir. Genelde, felsefe Tanr
dan sz ettii zaman olan tam da byle bir durumdur. Burada
sz edilen eyde, insanlarn ounun dnd Tanr o kadar
az sz konusudur ki mucize eseri (ve filozoflarn dncesinin
aksine) byle bir Tanr deney alanna inseydi, kimse onu tanyamayacakt. Gerekte, din ister statik, ister dinamik olsun,
Tanry her eyden nce bizimle ilikiye girebilen bir Varlk
olarak grmektedir: Oysa baz deiikliklerle birlikte ardllar
nn ou tarafndan benimsenen Aristotelesin Tanrsnn yapa
mad ey tam da budur. Burada tanrsalln Aristotelesi an
laynn derin bir aratrmasna girmeden, yalnzca unu syle
mekle yetinelim ki, bu anlayn bize gre neden olduu iki
soru vardr: 1. Aristoteles neden ilk ilke olarak sabit bir Motoru, kendi kendini dnen, kendi iine kapanm ve yalnzca
kendi mkemmelliinin ekimiyle hareket eden Dnceyi ka
bul etmitir; 2. Bu ilkeyi ortaya koyduktan sonra neden onu
Tanr olarak adlandrmtr? Ama her ikisine de verilecek yant
basittir: Platoncu dealar kuram, modern felsefeye nfuz et
meden nce, btn antik feslefeye egemen olmutur; oysa,
Aristotelesin ilk ilkesinin dnyayla olan ilikisi, Platonun dea
ile nesne arasnda kurduu ilikinin aynsdr. dealarda yalnz
ca toplumsal ve bireysel zeknn rnlerini gren kii iin, be
lirli saydaki deimez dealarm deneyimimizdeki alabildiine
eitli ve deiken nesnelere karlk gelmelerinde artc hi
bir ey yoktur: Gerekte, eitliliklerine ramen nesneler ara
snda benzerlikler bulmak iin ve deikenliklerine ramen on
lardan sabit grnmler elde etmek iin, kendimizi ayarlyoruz;
bylece nesneler ellerimizin arasndan kayarlarken zerinde et
kili olduumuz fikirler elde ediyoruz. Btn bunlar insan yap
mdr. Ama toplum almasn ok uzaklara gtrd zaman
gelip felsefe yapan ve bu almann sonularn dilde birikmi
olarak bulan kii, nesnelerin zerinde kendilerini ayarladklar
bu fikirler sistemine hayranlk duyabilir. Bu fikirler, deimez
likleriyle, deiken ve hareketli olan nesnelerin taklit etmekle

Henri Bergson 217

yetindikleri modeller deiller midir? Bu fikirler asl gereklik


deil midir? Ve deiim ve hareket deann deimezliiyle
uyumak iin adeta kendi pelerinden koan ve varlksz diyebi
leceimiz eylerin devaml ve faydasz giriimini ifade etmiyor
lar m? Bylece Platonun, duyarl dnyann zerine yilik deas olan bu dealarm deas tarafndan ynetilen bir dealar hi
yerarisini koyarak, genelde dealarn ve haydi haydi yiliin,
mkemmelliklerinin ekimiyle etkin olduklar sonucuna varma
snn nedeni anlalyor. Aristotelese gre, Dncenin Dncesinin eylem biimi tam da byledir ve bu Dnce de
dealarn deas ile balantsz deildir. Platonun deay Tanryla zdeletirmedii de bir gerektir: Timaiotfun dnyay
dzene sokan Demiourgosu yilik deasndan farkldr. Ama
Timaios Mitsel bir diyalogdur; o halde Demiourgosun sadece
yarm bir varl vardr; ve mitleri kabul etmeyen Aristoteles,
Dnce yerine daha ok dea olarak adlandrabileceimiz d
nen bir Varlk olan bir Dnceyi tanrsallkla bir tutmakta
dr. Bu nedenle, Aristotelesin tanrsnn Yunanllarn taptklar
tanrlarla ortak hibir taraf yoktur; ncilin ve Tevratn Tanr
sna benzerlii ok daha azdr. ster statik olsun, ister dinamik
olsun, din felsefeye ok baka sorunlar karan bir Tanr sunar.
Buna ramen, metafizik genel olarak, onu zyle uyumayan
u veya bu sfatlarla ssleme pahasna da olsa, dinin tanrsna
balanmtr. Ya bu tanry kaynanda ele alsayd! Bu tanrnn
btn fikirlerin bir fikir halinde skmasyla olutuunu gre
cekti. Ya bu fikirleri de ele alsayd! Bu fikirlerin her eyden
nce bireyin ve toplumun nesneler zerindeki eylemini hazrla
maya yaradn, toplumun bu amala onlar bireye sunduunu
ve zlerini tanrsal hale getirmenin sadece toplumsal tanrsallatrmak olduunu grrd. Son olarak bu bireysel eylemin
toplumsal koullarn ve bireyin toplumun yardmyla gerek
letirdii almann yapsn inceleseydi! almay yalnlatr
mak ve ayn zamanda ibirliini kolaylatrmak iin, eyleri az
saydaki kategorilere ve szcklere dklebilir fikirlere indirge

218 Dinamik Din


mekle balanlrsa, bu fikirlerden her birinin bir zellii veya bir
olu srecinde elde edilen sabit bir hali gsterdiini saptard:
Gerek olan hareket edendir veya harekettir ve biz sadece dei
im srekliliklerini alglarz; ama gerek zerinde etkin olmak
ve zellikle insan zeksnn z amac olan retim almasn
iyiye gtrmek iin, hareket halindeki bir hedefe ate etmek
iin yavalama veya duraklama anlarn beklememiz gibi, d
nceyle duraklar sabitlemeliyiz. Ama sadece hareketin arza
lan olan ve ayrca saf grnmlere indirgenen bu durmalar,
deiim zerinden alnan enstantaneler olan bu nitelikler, tam
da nesneler zerindeki eylemimizi ilgilendirdii iin, gzmz
de gerek ve temel eyler haline gelirler. Bylece durma bizim
iin hareketten nce ve sonra haline gelir ve hareket de yalnz
ca durma amacnda olan bir alkantdr. Bylece hareketsizlik,
sadece bir zayflk, bir eksiklik, bir niha biim aratrmas olan
hareketlilikten stn oluyor. Dahas, hareket ve deiim, nes
nenin olduu nokta ile olmas gereken ve olmasn istedii nok
ta arasndaki bu mesafeyle tanmlanacak ve hatt llecekler
dir. Bylece sre varln alalmas haline ve zaman da sonsuz
luktan yoksunluk haline geliyor. Tanrsalln Aristotelesi an
laynda bulunan btn metafizik byledir. Bu metafizik, dilin
hazrlaycs olan toplumsal almay ve kalplar veya modeller
gerektiren bireysel retim almasn kutsallatrr: dea veya
biim bu ikili almaya karlk gelen eydir; o halde dealarn
deas veya Dncenin Dncesi Tanrnn ta kendisi ol
maktadr. Aristotelesin Tanrsnn kkeni ve anlam bu ekilde
yeniden oluturulduu zaman, modernlerin, ancak Tanr Aris
totelesi bir bak asndan ele alndnda ve insanlarn hibir
zaman yardma armay dnmedii bir varl bu adla a
rmaya raz olunduunda ortaya kan zlemez sorunlarla
kucaklaarak Tanrnm varlm ve doasn nasl deerlendir
diklerini sormak gerekir.
Bu sorunlar, mistik deneyim mi zyor? Bu deneyimin
neden olduu itirazlar ok iyi grlyor. Her mistii bir denge

Henri Bergson 219

siz ve her mistisizmi patolojik bir durum yapan itirazlar savu


turduk. Byk mistikler -k i biz yalnzca onlarla megul oluyo
ru z - genel olarak yksek bir saduyuya sahip eylem adamlar
veya kadnlardr: Taklitilerinin dengesizler olmas veya arala
rndan bazlarnn baz anlarda u bir gerilim hissetmi ve zek
nn ve istencin tesine gemi olmalar pek nemli deildir; ok
sayda dhi insan ayn durum iine girmilerdir. Ama hesaba
katlmamasnn imknsz olduu baka birtakm itirazlar vardr.
Bu byk mistiklerin deneyimlerinin bireysel ve istisna olduu,
insanlarn ou tarafndan kontrol edilemedii, dolaysyla bi
limsel deneyle karlatrlamayaca ve sorunlar zemeyecei
ileri srlmektedir. -B u konuda sylenecek ok ey var. nce
likle, bilimsel deneyin veya daha genel olarak bilim tarafndan
kaydedilen bir gzlemin her zaman tekrara veya kontrole elve
rili olduu doru deildir. Orta Afrikann terra incognita ol
duu zamanlarda, corafya, kif drstlk ve yetkinlik konu
sunda yeteri kadar garanti verdii zaman tek bir kifin anlat
tklarna gveniyordu. Livingstoneun gezilerinin izdii yol
uzun sre atlaslarmzdaki haritalarda bulunuyordu. Buna, do
rulamann fiilen olmasa bile hak olarak mmkn olduu, dier
gezginlerin oray gidip grmekte zgr olduklar ve zaten tek
bir gezginin verdii bilgilerle izilen haritann geici olduu ve
daha sonraki keiflerin bunu kesin hale getirmesinin beklendii
yantlar verilecektir. Bunu kabul ediyorum; ama mistik de, di
erlerinin fiilen olmasa bile hak olarak yeniden yapabilecekleri
bir yolculuk yapmtr; ve bunu gerekten yapabilecek olanlar,
en azndan Livingstoneu bulmaya giden bir Stanleyin gzpekliine ve enerjisine sahip olanlar kadar okturlar. Bu syle
diklerimiz yeterli deildir. Mistik yolun sonuna kadar gidecek
ruhlarn yannda, en azndan yolun bir ksmn yryecek olan
lar da ok saydadr: Ya istenlerinin bir abasyla, ya da doa
larndan gelen bir yatknlkla ne kadar ok insan bu yolda adm
atmtr! William James hibir zaman mistik durumlar yaama
dm sylemitir; ama bir insann byle durumlar yaadn

220 Dinamik Din


duyduu zaman, iinden bir eyin onda yank yaptn da
ekliyordu. oumuz muhtemelen ayn durumdadr. Mistisizm
de sadece arlatanlk veya delilik grenlerin fkeli itirazlarna
kar koymak bir ie yaramaz. Bazlar, hi kuku yok, tama
men mistik deneyime kapaldrlar, ondan bir ey hissetme veya
bir ey hayal etmeye uygun deillerdir. Ama ayn ekilde mzii
sadece bir grlt olarak alglayan insanlara da rastlanabilir; ve
onlardan bazlar da mzisyenler hakknda ayn fkeyle, ayn
kiisel kin tonuyla konuurlar. Bundan dolay hi kimse mzi
in aleyhine bir sonu karmaz. O halde bu olumsuzlamalar
bir tarafa brakalm ve mistik deneyimin en yzeysel incelemesi
nin, geerlilii lehinde bir kam yaratp yaratmayacan grelim.
ncelikle mistiklerin kendi aralarndaki uyumu saptamak
gerekir. Hristiyan mistiklerinde bu olgu ok arpcdr. Niha
tanrlamaya ulamak iin, bir seri durumdan geiyorlar. Bu
durumlar mistikten mistie deiebilir ama birbirlerine ok
benziyorlar. Her durumda, duraklar farkl sralansalar bile, katedilen yol ayndr. Ve bu, her durumda, ayn var noktasdr.
Son durumun betimlemelerinde, yaratclarnn genel olarak
birbirlerini tanmamalarna ramen, ayn ifadeler, ayn imgeler,
ayn karlatrmalar bulunuyor. Buna da, bazen birbirlerini ta
ndklar ve zaten btn mistiklerin etkisi altna girebildikleri
mistik bir gelenein olduu yant veriliyor. Bunu kabul ediyo
ruz ama byk mistiklerin bu gelenee pek aldr etmedikleri
ni saptamak gerekir; her birinin istenmemi, arzu edilmemi
ama ona zde bal olduu hissedilen bir zgnl vardr: Bu
zgnlk onun hl hak edilmemi istisna bir ltfn konusu
olduu anlamna gelir. Din birliinin benzerlii aklamak iin
yeterli olduunu, btn Hristiyan mistiklerinin Incilden bes
lendiklerini ve hepsinin ayn ilhiyat retimini aldklarn sy
leyebilir miyiz? Hayal grmeler arasndaki benzerliin gerek
ten din birliiyle aklanmaya kalklmas, bu hayal grmelerin
byk mistiklerin yaamnda ok az yer tuttuunu unutmak
demektir; bunlar hzla geilmitir ve bu grntlerin onlarn

Henri Bergson 221

gznde sadece simgesel bir anlam vardr. Mistikler, genel


olarak ilahiyat retimini mutlak bir uysallkla kabul etmi ve
zellikle gnah karclarna itaat etmi grnyorlar; ama,
ok ustaca bir ekilde sylendii gibi: Yalnzca kendilerine ita
at ederler ve amaz bir igd onlar tam da zerinde yr
mek istedikleri yola gtrecek insana ulatrr. O insan bu yol
dan ayrlrsa, mistiklerimiz onun otoritesini sarsmaktan ve tan
rsallkla olan dorudan ilikiden aldklar gle yksek bir z
grlkten yararlanmaktan hi ekinmezler.4 Gerekten de,
burada yneten ile ynetilen arasndaki ilikileri yakndan ince
lemek ilgin olacaktr. Ynetilmeyi alak gnlllkle kabul
edenin ok kereler ayn alak gnlllkle yneten olduu da
grlecektir. Ama bizim iin nemli olan nokta bu deildir. Biz
sadece, Hristiyan mistikler arasndaki benzerlik, gelenek ve
retim birliinden kaynaklansa da, derin uyumlarnn, iletiim
iinde olduklarn dndkleri Varln gerek varoluuyla
aklanabilen bir sezgi zdeliinin bir iareti olduunu syle
mek istiyoruz. ster eski, ister modern olsun, dier mistisizmle
rin de az veya ok ileri gittikleri, urada veya burada durduklar
ama hepsinin de ayn yn iaret ettikleri gz nne alnrsa,
ne olur?
Buna ramen kendi haline braklan mistik deneyin filozofa
niha gerei getiremeyeceini kabul ediyoruz. Bu mistik detey, ancak filozof duyarl deney ve bu deneye dayanan muha
keme gibi baka bir yolla, insann akn (transandant) bir gle
ilikiye girmesini salayan ayrcalkl bir deneyin varln muh
temel olarak grme noktasna gelirse, inandrc olur. O halde,
mistiklerde bu deneye beklendii ekliyle rastlanlmas, daha
nce elde edilmi sonulan pekitirmesine karn, bu kazanlan
sonular mistik deneye kendi nesnelliklerinden bir eyler kata
caklardr. Deneyin dnda baka bir bilgi kayna yoktur. Ama,

4 M. De Montmorand, Psychologie des mystiques catholiques ortho


doxes (Katolik Ortodoks Mistiklerin Psikolojisi), Paris, 1920, s. 17.

222 Dinamik Din


olayn entelektel kayd zorunlu olarak kaba olay at iin,
btn deneylerin eit olarak inandrc olmas ve ayn kesinlie
izin vermesi mmkn olmamaktadr. ou bizi yalnzca muh
temel sonulara gtrmektedir. Bununla birlikte, olaslklar
toplanabilirler ve toplama da pratik olarak gereklie eit olan
bir sonu verebilir. Her birinin yeteri kadar uzaa gidemedii
iin sadece gerein ynn verdii bu olay izgilerinden da
ha nce sz etmitik: Bununla birlikte, bu izgilerden ikisini
birbirleriyle kesiecei noktaya kadar uzatarak, geree ulala
bilir. Yer lm yapan kimse ulalamayan bir noktann mesa
fesini ulaabildii iki noktadan srasyla bakarak ler. Bu do
rulama ynteminin, metafizii kesin olarak ilerletebilecek tek
yntem olduunu tahmin ediyoruz. Bu yntemle filozoflar ara
snda bir ibirlii kurulabilir; metafizik, bilim gibi, ele alnacak
veya braklacak, her zaman tartlacak, her zaman yeniden
balanlacak eksiksiz bir sistem olma yerine, kazanlan sonula
rn yava yava birikmesiyle ilerleyecektir. Oysa dinsel sorun
dan ok farkl olan belirli bir yapdaki sorunlarn derinletiril
mesi bizi, tam da, mistik deney gibi biricik, ayrcalkl bir dene
yin varln muhtemel hale getiren sonulara gtrmektedir.
Ve dier taraftan kendisi iin incelenen mistik deneyim bize
bambaka bir yntem iin, bambaka bir alanda elde edilen
retilere eklenebilen bilgileri vermektedir. O halde burada kar
lkl bir glendirme ve tamamlama vardr. lkinden balayalm.
Biyolojinin verilerini mmkn olduu kadar yakndan izle
yerek, yaamsal bir atlm ve yaratc bir evrim anlayna var
mtk. Bunu nceki blmn banda gstermitik: Bu anlay
n, metafiziklerin zerine ina edildii varsaymlarla hibir or
tak taraf yoktur; bu, olaylarn bir younlatrlmasyd, zetle
rin zetiydi. imdi, atlm nereden geliyor ve bu atlmn z
nedir? Kendi kendine yetiyorsa, kendisinde varolan nedir ve
tezahrlerinin btnne hangi anlam verilebilir? Ele alman
olaylar bu sorulara hibir yant getirmiyor; ama yantn hangi
ynden gelebilecei grlebilir. Madde iinden frlayan enerji

Henri Bergson 223

gerekte bize bilin-alt veya bilin-st ve herhalde bilinle


ayn trde bir ey olarak grnmtr. Bu enerji ok sayda
engeli dolamak ve gemek iin daralmak ve zellikle birbirle
rinden ayrlan evrim izgileri arasnda paylalmak zorunda
kalmt; sonuta, iki bilgi biimini iki ana izginin ucunda bul
mutuk: Bcein igds ve insann zeks, igd sezgisel
ken, zek dnyor ve akl yrtyordu. Sezginin igd ha
line gelmek iin alald dorudur; trn yarar iin hipnotize
edilmiti ve sezginin bilinten alp koruduu ey uyurgezer bir
ekil almt. Ama hayvansal igdnn evresinde bir zek
psklnn kalmas gibi zek da sezgiyle donanmtr. Sezgi,
insanda, tamamen yansz ve bilinli olarak kalmtr ama bu sa
dece zayf bir ktr ve pek uzaa yansmaz. Eer yaamsal at
lmn ii, anlam, yn aydnlanacaksa, k ancak sezgiden ge
lebilir. nk o ie ynelmitir; ve eer, ilk bir younlamayla,
isel yaammzn srekliliini bize kavratrsa ve eer oumuz
daha uzaa gitmiyorsa, yksek bir younlama belki de isel
yaammz varlmzn kklerine kadar ve bylece genel ola
rak yaamn zne kadar gtrecektir. Mistik ruhun tam da
byle bir ayrcal yok mudur?
Bylece ikinci nokta olarak belirttiimiz eye geliyoruz. So
run ncelikle mistiklerin sadece dengesiz insanlar olup olma
dklarn ve deneylerinin yksnn saf hayal olup olmadn
bilmekti. Ama, en azndan byk mistiklerle ilgili sorun hemen
zlyor. Daha sonra, mistisizmin sadece, tutkulu ruhlarda
geleneksel dinin alabilecei hayal bir biim olan inancn daha
byk bir canll olup olmadn veya bu dinden alaca en
fazla eyle birlemekle birlikte, o dinden bir dorulama iste
mekle birlikte, onun dilini kullanmakla birlikte, dinin kayna
na dorudan bavuran, dinin gelenekten, ilhiyattan, kiliseler
den aldndan bamsz, zgn bir ieriinin olup olmadn
bilmek sz konusudur. lk durumda mistisizm zorunlu olarak
felsefenin dnda kalacaktr, nk felsefe bir tarihi olan esini,
onu aktaran kurumlan, onu kabul eden inanc bir tarafa brak

224 Dinamik Din


maktadr: Onun deneye ve muhakemeye dayanmas gerekmek
tedir. Ama, kincisinde, mistisizmi felsef aratrmann gl bir
yardmcs yapmak iin, onu saf haliyle, hayal grmelerden,
alegorilerden, kendini ifade etmesini salayan teolojik forml
lerden kurtulmu olarak ele almak yeterlidir. Mistisizmin dinle
kurduu ilikilerin bu iki anlayndan kincisi bize kendini
kabul ettiriyor gibi grnyor. O halde mistik deneyin, bizi ya
amsal atlm doktrinine gtren deneyin hangi lde devam
olduunu grmeliyiz. Bu deneyin felsefeye bilgi olarak verecei
her ey, ona felsefe tarafndan onay biiminde geri verilecektir.
ncelikle mistiklerin, yanl sorular diye adlandrdmz
eyleri bir kenara braktklarn belirtelim. Belki de doru veya
yanl hibir soru sormadklarn sylemek yerinde olur. Mis
tiklerin felsefeyi ilgilendirecek sorulara rtk yantlar getirdik
leri ve felsefenin nnde durmakta hatal olduu zorluklarn
onlar tarafndan rtk olarak yok kabul edildikleri daha az
doru deildir. Daha nce metafiziin bir blmnn, bilinli
veya bilinsizce, neden bir eylerin var olduu sorusu evresin
de dndn gstermitik: Hibir ey yerine, neden madde
veya ruhlar ya da neden Tanr var? Ama bu soru gerein bir
boluu doldurduunu, varln altnda hiliin olduunu,
mantken hibir eyin olmamasn ve bu nedenle gerekte bir
eylerin neden varolduunu aklamak gerektiini nceden
varsaymaktadr. Ve bu nvarsaym, saf bir yanlgdr, nk
mutlak Hilik fikrinin ancak yuvarlak bir karenin anlam kadar
bir anlam vardr. Bir eyin yokluu her zaman baka bir eyin
varolmas olduundan -k i bunu bilmemeyi tercih ediyoruz
nk yokluk bizi ilgilendiren veya beklediimiz bir ey deil
d ir- bir ortadan kaldrma her zaman sadece bir yerine koyma
dr, yalnzca bir yanndan bakmann uygun olduu iki yanl bir
ilemdir: O halde her eyin yok edilmesi fikri kendi kendini or
tadan kaldran, kavranamaz bir fikirdir; bu sahte bir fikirdir,
bo bir tasavvurdur. Ama, daha nce sunduumuz nedenlerden
dolay, yanlg doaldr; kayna anln derinliklerindedir. Me

Henri Bergson 225

tafizik kaygnn ana kayna olan sorular tahrik eder. Bir mis
tik bu sorularn sorulmad kansndadr: Bunlar insan zeks
nn yapsndan gelen isel optik yanlsamalar olduundan, in
sann gr asnn zerine kld lde silinecekler ve
kaybolacaklardr. Benzer nedenlerle, mistik, tanrsalln metafiziksel nitelikleri evresinde felsefe tarafndan biriktirilen
zorluklara da pek aldr etmeyecektir; olumsuzluklar olan ve
yalnzca olumsuzca ifade edilen saptamalarla bir ii yoktur;
Tanrnn olduu eyi grdn zannetmektedir, Tanrnn
olmad eyin grnmne sahip deildir. O halde, filozof
mistii, olumlu olarak sahip olduu eyle yani ruhun gznde
alglanabilir olan eyle hemen kavranan Tanrnn doas ze
rinde sorgulamak zorundadr.
Eer filozof mistisizmi formle dkmek istiyorsa, bu doay
ok abuk tanmlayacaktr. Tanr aktr ve ak nesnesidir: Mis
tisizmin btn katks buradadr. Mistik bu ikili aktan sz et
mekten hibir zaman vazgemez. Betimlemesi bitmez nk
betimlenecek ey ifade edilemezdir. Ama betimlemenin aka
syledii ey, tanrsal akm Tanrdan gelen bir ey olmad
dr: Bu ak Tanrnn kendisidir. Tanry bir kii olarak alan ve
buna ramen kaba bir insanbiimcilie dmek istemeyen filo
zof bu ifadeye balanacaktr. rnein bir ruhu yakabilen, iin
de bulunan eyi tketebilen ve bundan sonra btn yeri igal
edebilen cokuyu dnecektir. Kii bylece bu heyecanla b
tnleir; buna ramen heyecan kendi kendine bu noktaya hi
gelmemitir: Yalnlatrlm, birletirilmi ve younlatrlm
tr. Daha nce sylediimiz gibi, biri, bir tasavvurdan ileri ge
len bir alkant olarak entelektel-alt, dieri fikirden nce ge
len ve fikirden fazla olan ama saf ruh olarak bir bedene sahip
olmak istediinde fikirler halinde alan entelektel-st iki tr
heyecann olduu doruysa, bu heyecan hibir zaman buradaki
kadar dnceyle ykl olmamtr. Beethovenin bir senfoni
sinden daha iyi yaplm, daha bilgince bir ey var mdr? Ama
mzisyen, entelektel dzlemde de sren, dzenleme, yeniden

226 Dinamik Din


dzenleme ve seme almas boyunca, dzlemin dmda ka
lan bir noktaya doru kyor ve orada kabul veya reddi, y
n, ilham aryordu: Bu noktada, kukusuz zeknn mzik ha
linde ortaya kmasna yardm ettii; ama kendisi mzikten ve
zekdan daha fazla olan blnmez bir heyecan bulunuyordu.
Entelektel-alt heyecann aksine, bu heyecan istence baml
kalyordu. Tpk gzn gecenin karanlnda kaybolan bir yld
z yeniden ortaya karmak iin yapt gibi, sanat bu heyeca
na bavurmak iin her defasnda bir aba gstermek zorunda
kalmtr. Kukusuz bu tr bir heyecan, ok uzaktan bile olsa,
mistik iin Tanrmn z olan yce aka benzemektedir. Her
durumda filozof mistik sezgiyi zek terimleriyle ifade etmek
iin bu sezgiyi giderek daha fazla sktrd zaman bu heyeca
n dnmek zorundadr.
Filozof mzisyen olmayabilir ama genel olarak yazardr; ken
di ruh halinin analizi, yazd zaman, mistiklerin tanrsalln
zn grd akn nasl ayn zamanda hem bir kii, hem de
bir yaratma gc olabildiini anlamasna yardmc olacaktr.
Yazd zaman genellikle kavramlar ve szckler alannda du
rur. Toplum ona, ncelleri tarafndan hazrlanm ve dilde de
polanm olan fikirleri verir ve filozof da bunlar, birleime sok
mak iin belirli bir noktaya kadar yeniden biimlendirdikten
sonra yeni bir biimde birletirir. Bu yntem az veya ok tat
min edici bir sonu verecektir ama her zaman snrl bir srede
sonuca varmak zorundadr. Dier taraftan yaratlan eser zgn
ve gl olabilir; ou zaman insan dncesi bununla zengin
leecektir. Ama bu sadece yllk gelirin artmas gibi bir eydir;
toplumsal zek ayn sermayeyle, ayn deerlerle yaamaya de
vam edecektir. imdi, daha tutkulu, daha az emin, ne zaman
sonuca varacan ve hatt sonuca varp varamayacan syle
mesi mmkn olmayan baka bir birletirme yntemi vardr.
Bu yntem, entelektel ve toplumsal dzlemden yola kp bir
yaratma gereksinimini ortaya karan belirli bir ruh noktasna
kmaktan ibarettir. Bu gereksinimin yerletii ruh onu ancak

Henri Bergson 227

yaamnda bir kez hissedebilir ama bu gereksinim, biricik heye


can, olaylarn znden alman sarsnt veya atlm olarak her za
man oradadr. Buna tamamen itaat edebilmek iin, szckler
uydurmak, fikirler yaratmak gerekecektir ama bu artk iletiime
girmemek ve dolaysyla yazmamak demektir. Yazar buna ra
men gerekleemezi gerekletirmeyi deneyecektir. Maddesini
yaratmak isteyen basit heyecan arayacaktr ve bu heyecanla
birlikte daha nce olumu fikirlerle, daha nce varolan sz
cklerle ve sonunda gerein toplumsal paralaryla karla
maya kendini kaptracaktr. Yol boyunca, bu heyecann, ondan
kaynaklanan iaretler halinde, yani kendi somutlatrmasnn
paralar halinde ifade edildiini hissedecektir. Her biri kendi
trnde biricik olan bu unsurlar, nceden nesneleri ifade eden
szcklerle nasl uyuturulabilir? Szcklerin zn deitir
mek, unsurlar zorlamak gerekecektir. Gene de baar hibir
zaman salanamayacaktr; yazar her an kendi kendine sonuna
kadar gitmesine izin verilip verilmediini soracaktr; tpk bir
szck oyunu yapan kiinin yolu zerinde bulunan szcklere
oyununa katldklarndan dolay teekkr etmesi gibi, yazar her
ksm baar iin talihine minnettar kalacaktr. Ama baarrsa,
her yeni kuak iin yeni bir grnm alabilecek bir dnceyle
ve hemen harcanp bitecek bir miktardan ok sonsuzca yarar
reten bir sermayeyle insanl zenginletirmi olacaktr. Edeb
kompozisyonun iki yntemi budur. Bu iki yntem mutlak ola
rak birbirlerini dlamasalar da, kkten birbirlerinden farkldr
lar. Filozof, mistiin Tanrnn z olarak grd ak yaratc
bir enerji olarak tasavvur etmek iin, ikinci yntemi ve bu yn
temin biim yoluyla maddenin yaratmndan salayaca imgeyi
dnmek zorundadr.
Bu akn bir nesnesi var mdr? Yksek dzeydeki bir heye
cann kendi kendine yettiini belirtelim. Yce bir mzik ak
dile getirir. Buna ramen bir kimseye duyulan ak deildir bu.
Baka bir mzik baka bir ak olacaktr. Burada farkl iki duy
gu atmosferi, farkl iki hava olacaktr ve her iki durumda da

228 Dinamik Din


ak nesnesiyle deil zyle nitelenecektir. Bununla birlikte, hi
bir eye hitap etmeyen, etkin bir ak gz nne getirmek zor
dur. Gerekten, mistikler, bizim Tanrya ihtiyacmzn olmas
gibi Tanrnn da bize ihtiyac olduu konusunda hemfikirdir
ler. Eer bizi sevmek iin deilse, Tanrnn ne iin bize ihtiyac
olabilir? Mistik deneyime balanan filozofun vard sonu
byledir. Yaratl, ona, yaratclar yaratmak iin, kendine ak
na lyk varlklar eklemek iin, Tanrnn yapt bir etkinlik
olarak grnecektir.
Eer yalnzca Yeryz olarak adlandrlan evrenin bir ke
sinin vasat sakinleri sz konusu olsayd, bu dnceyi kabul et
mekte mtereddit kalabilirdik. Ama, daha nce sylediimiz
gibi, yaamn yldzlara asl olan btn gezegenlere can vermi
olmas muhtemeldir. Yaam kukusuz oralarda, ona sunulan
koullarn eitlilii nedeniyle, hayal ettiimiz eyin en zengin
ve en uzak biimlerini alr; ama yaamn, potansiyel enerjiyi ya
va yava biriktirdikten sonra onu zgr eylemler halinde har
camak olarak zetlenebilecek deimez bir z vardr. Eer
yeryzn dolduran hayvanlar ve bitkiler arasndan, sevebilen
ve sevilebilen, insan gibi bir canl varln ortaya km bir
rastlant olarak grrsek, bu dnceyi kabul etmekte hl
tereddt ederiz. Ama bu ortaya kn, bu k nceden belir
lenmemi bile olsa, bir kaza da olmadn gstermitik. nsana
varan evrimin yannda baka evrim izgilerinin olmasna ra
men ve insandaki eksikliklere ramen, deneye ok yakn dura
rak, gezegenimizdeki yaamn nedeninin insan olduunu syle
yebiliriz. Son olarak, eer evrenin z olarak kaba bir madde ol
duuna ve yaamn maddeye eklendiine inanyorsak, gene bu
dnceyi kabulde tereddt edebiliriz. Aksine, tanmladmz
ekliyle yaamla maddenin birlikte ve birbirlerine bal olarak
verildiklerini gstermitik. Bu koullarda, hibir ey, bu yaratc
heyecann getirdii btn sonularla birlikte, bu heyecann ta
mamlaycs olan canl varlklarn ve bu canl varlklarn meyda
na gelmesini salayan saysz baka canl varlklarn ve sonuta

Henri Bergson 229

hayatn meydana gelmesini salayan devasa bir maddiyatn o r


taya kyla birlikte, filozofun, mistisizmin ona telkin ettii,
sevmenin ve sevme gereksiniminin grlebilir ve dokunulabilir
yanndan baka bir ey olmayan bir evren fikrini sonuna kadar
gtrmesini engelleyemez.
Kukusuz bu ekilde Yaratc evrimin sonularn ayo
ruz. Mmkn olduu kadar olaylara yakn olmak istedik. Bir
gn biyoloji tarafndan dorulanmasnn mmkn olmad
hibir ey sylemedik. Bu dorulamay beklerken, anladmz
anlamyla felsef yntemin doru olarak kabul etmemize izin
verdii sonulara vardk. Burada artk yalnzca muhtemel ola
nn alan iindeyiz. Ama gene de, felsef doruluun dereceleri
olduunu, muhakemeye olduu gibi sezgiye de bavurduunu
ve bilime srtn dayayan sezgi ileri gtrlebilirse, bunun an
cak mistik sezgiyle olabileceini sylyoruz. Gerekten, burada
sunduumuz sonular, zorunlu olmasa da, daha nceki al
malarmzn sonularm doal olarak tamamlamaktadr. Ak
olan ve kendiliinden sevilmeye lyk varlklar kendine ekecek
olan yaratc bir enerji, bylece, maddeselliinin, tanrsal tinsel
lie kart olarak, sadece yaratlanla yaratan arasndaki ve sen
foninin yan yana gelen notalar ile onlar kendi dnda brakan
blnmez heyecan arasndaki fark ifade edecei dnyalar
yaratabilecektir. Bu dnyalarn her birinde, yaam ayrk varlk
lar halinde ayrlmasn iinden getii maddeden alrken ve ya
amn maddede tad gler onlar ortaya karan maddenin
uzamsallnn izin verdii lde maddeye karm halde ka
lrken, yaamsal atlm ve kaba madde, yaratln birbirlerini
tamamlayan iki grnm olacaklardr. Bu i ie gei gezege
nimizde mmkn olmamtr; her ey bizi, yaamn tamamlay
cs olarak bulunan maddenin yaamn atlmm desteklemeye
pek uygun olmadn dnmeye yneltiyor. O halde ilk itki,
sonuna kadar blnmemi olarak kalmak yerine, birbirinden
ayrlan evrimsel gelimelere yol amtr. Hatt bu itkinin ana
blmnn getii izgi zerinde, etkisini sona erdirmekle son

230 Dinamik Din


bulmutur veya daha ok dz olan hareket dairesel hareket ha
line dnmtr. Bu izginin ucunda olan insanlk bu daire
nin iinde dnmektedir. Bizim vardmz sonu budur. Bu so
nucu keyf varsaymlarn dnda ileriye tamak iin yalnzca
mistiin gsterdii yolu izlemeliyiz. Maddenin iinden geen ve
kukusuz onun varlk nedeni olan yaamsal akm biz sadece
verili olarak alyoruz. Ana ynn u noktasnda olan insanln
kendisinden baka bir varlk nedeni olup olmadn sormuyo
ruz. Mistik sezgi bu ikili soruyu ortaya koyarak yantlam olu
yor. Yaratc enerji kendini akla ortaya koyarken, sevmeye ve
sevilmeye ynelmi varlklar varolua arlmlardr. Bu enerji
nin kendisi olan Tanrdan farkl bu varlklar ancak bir evrende
ortaya kabilirlerdi ve ite bu nedenle evren ortaya kmtr.
Evrenin bizim gezegenimizin bulunduu blmnde, muhte
melen gezegensel sistemimizin btnnde, bu tr varlklar,
meydana gelmek iin bir tr oluturmak zorundaydlar ve bu
tr onun hazrl, destei veya art olan saysz baka trn
varolmasn gerektirdi: Baka yerde, ok sayda ve lml ol
duklarn varsaymak kouluyla, belki kkten farkl bireyler var
dr; belki de onlar da bir hamlede ve tam olarak gerekletiril
milerdir. Yeryznde, her durumda tm dierlerinin varolma
nedeni olan tr ancak ksmen kendisidir. Eer baz temsilcileri,
yaamn genel almasna fazladan eklenen bireysel bir abay
la, letin direncini krmay, maddesellii yenmeyi, sonunda Tanry bulmay baarmam olsalard, bu tr, kendini tamamla
may dnmeyecekti bile. Bu insanlar mistiklerdir. Dier in
sanlarn zerinde yryebilecekleri bir yol amlardr. Bu e
kilde filozofa, yaamn nereden geldiini ve nereye gittiini
gstermilerdir.
nsann dnyada ve dnyann da evrende ok nemsiz oldu
unu sylemekten bkmyoruz. Buna ramen, insan bedeniyle
bile, genel olarak ona verilen ve Pascaln insan maddi olarak
sadece bir kam olan dnen bir kama indirgedii zaman
yetindii kck yeri igal etmekten ok uzaktadr. nk

Henri Bergson 231

eer bedenimiz bilincimizin uygun geldii maddeyse, bilinci


mizle birlikte vardr, algladmz her eyi anlyordur, yldzlara
kadar gidiyordur. Ama bu devasa beden, merkez igal eden ve
ok kk bir meknda duran bir blmnn hafif bir yer de
itirmesiyle, her an ve bazen de kkten bir ekilde deiir.
Grece olarak deimez olan bu isel ve merkez beden her za
man hazrdr. Sadece hazr deildir, ayn zamanda etkindir:
Onunla ve yalnzca onun araclyla, byk bedenin dier b
lmlerini hareket ettiririz. Ve sadece eylem hesaba katld
iin, hareket ettiimiz yerde olduumuz kabul edildii iin, bi
linci kk bedenin iine kapatma ve byk bedeni hesaba kat
mama gibi bir alkanlmz var. Zaten dsal algy ona karlk
gelen beyin-ii srelerin glgeolay olarak kabul eden bilim
buna izin vermi gibi grnyor: O halde daha byk beden
den alglanan her ey, en kk beden tarafndan darya yan
stlan bir hayaletten baka bir ey deildir. Bu metafiziin ier
dii yanlsamay ortaya karmtk.5 Eer organlam (tam da
dorudan eylem iin organlam olan) bu ok kk bedeni
mizin yzeyi imdiki hareketlerimizin yeriyse, inorganik ok
byk bedenimiz de muhtemel ve kuramsal olarak mmkn
olan eylemlerimizin yeridir: Beynin algsal merkezleri bu muh
temel eylemlerin aydnlatclar ve hazrlayclar olduklar ve
isel olarak plan izdikleri iin, her ey sanki dsal alglamala
rmz beynimiz tarafndan oluturulmu ve mekna yanstlm
gibi oluyor. Ama gerek tamamen farkldr ve biz gerekten s
rekli deien ve iinde yalnzca gcl (potansiyel) eylemlerin
yer ald paralarmzla da olsa, algladmz her eyin iinde
yiz. Olaylar bu ynden ele alrsak, bedenimiz iin artk evrenin
devasal iinde kaybolduunu syleyemeyiz.
nsann kklnden ve evrenin byklnden sz edil
dii zaman, evrenin byklnden ok onun karmaklnn

5 Matire et Mmoire (Madde ve Bellek), birinci blmn tamamna


baknz.

232 Dinamik Din

dnld bir gerektir. Bir kii basitlik etkisi uyandrr;


maddesel dnya ise btn hayallere meydan okuyan bir karma
kla sahiptir: Maddenin grnebilir en kk paras bile bir
dnyadr. Dnyann madde olmaktan baka bir nedeni olmad
nasl kabul edilebilir? Gzmz korkutmayalm. Sonsuz
saydaki paralarla kar karya geldiimiz zaman, belki de
btn yalndr ve ona yanl bir taraftan bakyoruzdur. Elinizi
bir noktadan dier bir noktaya gtrnz: Ona ieriden bakan
sizin iin bu blnmez bir harekettir. Ama bu harekete dar
dan bakan ve dikkatini katedilen yola sabitleyen ben, nce me
safenin yarsn, daha sonra kalan mesafenin yarsn, daha son
ra kalann yarsn ve bylece devamn amak gerektiini gr
yorum: Milyarlarca yzyl buna devam edebilirim ve hibir za
man sizin blnmez olarak hissettiiniz hareketin benim g
zmde blnd eylemleri saymakla bitiremem. nsan trn
veya daha genel olarak Yaratc iin ak nesnelerini douran
hareket, baka koullan gerektiren koullan pekla isteyebilir
ve bu baka koullar da gittike sonsuz bir koullar ynna yol
aar. Bu okluu ba dnmesi hissetmeden dnmek imkn
szdr; ama bu bir blnmezin ters yznden baka bir ey de
ildir. Elin bir hareketini bldmz sonsuz saydaki eylemle
rin saf olarak gcl (potansiyel) olduklar ve gcllkleri iin
de zorunlu olarak hareketin imdiliiyle belirlendikleri doruy
ken, buna karn evreni oluturan paralar ve bu paralarn
paralar gerektir: Bu paralar canl olduklar zaman zgr
eyleme kadar giden bir spontanla sahiptirler. Ayn ekilde,
karman yalnla ilikisinin her iki durumda da ayn olduunu
ileri sryoruz. Bu yaknlatrmayla biz yalnzca, snrsz da
olsa karmakln nemliliin bir iareti olmadn ve basit bir
varoluun, sonsuz bir koullar zinciri gerektirebileceini gs
termek istedik.
Vardmz sonu budur. Sonucumuz insana byle bir yer
ve yaama da byle bir anlam atfettii iin olduka iyimserdir.
Bunun karsna hemen, bilincin en alt derecesinden insana ka

Henri Bergson 233

dar yaam alann kaplayan straplarn tablosu kacaktr. Hay


van serisinde bu strabn zannedildii gibi olmadn gster
memiz bouna olacaktr: Kartezyen dncenin makinehayvanlar kuramna kadar gitmeden, acnn, faal bir bellei olmayan,
gemilerini imdiye tamayan ve tam olarak kii olmayan var
lklarda ok snrl olduunu dnebiliriz; bilinleri uyurgezer
yapdadr; ne zevklerinin, ne de aclarnn bizdeki gibi derin ve
srekli bir yanks yoktur: Dte hissettiimiz aclar gerek
aclar olarak sayabilir miyiz? nsanda bile, fiziksel strap ou
zaman, tedbirsizlikten ve ngrememezlikten veya ok ince
zevklerden ya da yapay ihtiyalardan ileri gelmiyor mu? Mane
v straba gelince, bu strap en azndan ou zaman kendi ha
tamz yzndendir ve duyarllmz onu hastalkl hale getirin
ceye kadar ar uyarmasaydk bu kadar iddetli olmazd; ac
mz onun zerinde fikir yrterek srekli uzatyor ve oalt
yoruz. Ksaca, Leibnizin Teodisdsine birka paragraf eklemek
kolaydr. Ama bunu yapmak gibi bir arzumuz yok. Filozof, a
lma odasndaki yalnzlnda bu tr speklasyonlar yapmak
tan holanabilir: ocuunun lmn gren bir annenin kar
snda bu speklasyonlar hakknda ne dneceiz? Hayr, st
rap ok korkun bir gerektir ve ktl a priori olarak ta
nmlayan ve hatt onu daha az iyilie indirgeyen bir iyimserlik
kabul edilemezdir. Ama yalnzca iki olguyu saptamaktan ibaret
ampirik bir iyimserlik vardr: ncelikle insanln yaama tu
tunduu iin onu btnnde iyi olarak deerlendirme olgusu;
daha sonra zevkin ve acnn tesinde, mistiin niha ruh hali
olan katksz bir sevincin var olduu olgusu. Bu ikili anlamyla
ve bu ikili bak asndan, filozofun Tanrnn davasn savun
mas gerekmeden, iyimserlik kendini kabul ettiriyor. Eer ya
am btnyle iyiyse, strapsz daha da iyi olacan ve stra
bn bir sevgi Tanrs tarafndan istenemeyeceini sylemeli mi
yiz? Ama strabn istendiine dair hibir kant yoktur. Bir ta
raftan iinde strabn da olduu eylerin devasa bir okluu
olarak grnen eyin dier yandan blnmez bir hareket gibi

234 Dinamik Din

sunulabileceini daha nce gstermitik; yle ki bir paray yok


etmek btn yok etmek olurdu. Btnn farkl olabilecei ve
acnn yaamn paras olmayabilecei ve dolaysyla iyi de olsa
yaamn daha iyi olabilecei ileri srlecektir. Bundan, gerek
ten bir ilke varsa ve bu ilke aksa, her eyi yapamayaca ve bu
nedenle Tanr olmad sonucu kacaktr. Ama tam da sorun
buradadr. Tam olarak tm-g ne anlama gelmektedir?
Hi fikrinin yuvarlak bir kare gibi bir ey olduunu, analizde
arkasnda sadece bir szck brakarak yok olduunu ve sonu
ta sahte bir fikir olduunu gstermitik. Tm szcyle
yalnzca gerein btnnn deil de ayn zamanda olabilirin
tmnn gsterildii ileri srlyorsa, bu szck de sahte bir
fikir olmuyor mu? Varolann tamamndan sz edildii zaman
zorlarsam bir eyi tasavvur edebiliyorum ama varolmayan b
tnln iinde yalnzca bir szckler toplamn gryorum. O
halde burada ileri srlen itiraz hl bir sahte fikirden, szsel
bir varlktan kaynaklanyor. Ama daha ileri gidilebilir: tiraz ra
dikal bir yntem bozukluuna yol aan bir uslamlamalar serisi
ne balanyor. A priori olarak bir tasavvur oluturuluyor, bu
nun Tanr fikri olduunu sylemek uygun geliyor; bylece bu
fikirden dnyann temsil etmesi gereken zellikler karlyor;
ve eer dnya onlar temsil etmezse, bundan Tanrnn varol
mad sonucu karlyor. Eer felsefe deneyin ve muhakeme
nin eseriyse, bunun tersi bir yntemi izlemesi gerektiini, dene
yin, insan bilincine olduu gibi duyarl geree akn (transandant) olan bir Varlk hakknda ne retebilecei konusunda
sorgulanmas gerektiini ve bylece deneyin ona syleyecei
ey zerinde muhakeme yaparak Tanrnn doasn belirlemesi
gerektiini nasl grmeyiz? Tanrnn doas bu ekilde varl
na inanlmasnn nedenleri iinde bile ortaya kacaktr: Varo
luunu veya varolmayn, doasyla ilgili keyf bir anlaytan
karmak kabul edilmeyecektir. Bu nokta zerinde anlalrsa,
sakncasz olarak tanrsal tm-gten sz edilebilir. Bu tr ifa
delere mistiklerde rastlyoruz ve tam da tanrsaln deneyi iin

Henri Bergson 235

bu mistiklere bavuruyoruz. Mistiklerin bununla snr belirsiz


bir enerjiyi, her trl hayali aan bir yaratma ve sevme gcn
anladklar aktr. Kukusuz kapal bir kavram olduu gibi
dnyann ne olduunu ve ne olmas gerektiini belirtmeye ya
rayacak bir Tanr tanmn da akllarndan geirmezler.
Ayn yntem te tarafn btn sorunlarna uygulanr. Platonla birlikte, a priori olarak ruhun onu blnmez klan bir ta
nm yaplabilir, nk yalndr, bozulmazdr, nk z nede
niyle blnmezdir, lmszdr. Buradan, tmdengelim yoluy
la, ruhlarn Zaman iinde d fikrine ve daha sonra ruhun
Sonsuzlua girmesi fikrine geilecektir. Bu ekilde tanmlanan
ruhun varlna itiraz edecek kiiye ne yant verilecektir? Peki,
sadece bo bir ruh anlay zerinde fikir yrtlmesine ra
men ya da olaylar en iyi hale getirerek, toplumun, konuma
kolayl iin gerein bir paras zerine kaydettii szcn
anlamnn uzlamayla belirlenmesine ramen, gerek bir ruha,
ruhun gerek kkenine bal sorunlar nasl geree gre
zmlenebilir ve hatt nasl gerein terimleriyle ortaya konabi
lirler? Tanm keyf olduu lde onaylama bouna olacaktr.
Platoncu anlay, zerinde yaplan iki bin yllk meditasyona
ramen, ruh bilgimizi bir adm ilerletememitir. Bu kavram,
gen kavram gibi kesindi ve nedenler de aynyd. Buna ra
men, eer gerekten bir ruh sorunu varsa, bunun ancak dene
yin terimleriyle ortaya konmasnn gerektii ve deneyin terimle
riyle yava yava ve her zaman ksm olarak zlebilecei nasl
grlememitir? Baka bir yerde ele aldmz bu konuya tek
rar dnmeyeceiz. Yalnzca normal ve hastalkl durumlarla il
gili olarak duyularla ve bilinle yaplan gzlemin, bellein fizyo
lojik aklamalarnn yetersizliini, anlarn korunmasnn beyne
atfedilmeinin imknszln ve dier taraftan bellein imdiki
eyleme kesin olarak gerekli olan eyi vermek iin darald nok
tadan, yok edilemez gemii btnyle sergiledii en u dzle
me kadar geirdii ardk genilemelerin izini srme olanan
ortaya kardn anmsayalm: Metaforik olarak bu ekilde

236 Dinamik Din

koninin tepesinden tabanna indiimizi sylyorduk. Koni sa


dece tepesiyle maddenin iine giriyordu; tepe noktay brakt
mz andan itibaren yeni bir alana giriyoruz. Bu alan nedir? Bu
nun tin olduunu syleyelim ve isterseniz gene bir ruhtan sz
edelim, ama bu durumda dilin ileminde yenilik yapalm ve
szcn altna keyf bir tanm deil de bir deneyler toplamn
yerletirelim. Bu deneysel derinletirmeden ruhun lmden
sonraki yaamnn olabilirlilii ve hatt olasl sonucunu ka
rabiliriz, nk bu dnyada bedene gre bamszl olan bir
eyi gzlemleyeceiz ve parmamzla dokunmu gibi olacaz.
Bu da yalnzca bu bamszln grnmlerinden biri olacak
tr; ok eksik bile olsa, lmden sonraki yaamn koullan ze
rinde ve zellikle sresi zerinde bilgilenmi olacaz: Bu bir
sreliine olan bir ey mi yoksa her zaman iin mi? Ama en
azndan deneyin el att bir noktay bulmu olacaz ve bilgi
mizin muhtemel bir geliimi gibi tartlmaz bir olumlanma da
mmkn hale gelecektir. te aadaki dnyann deneyi olarak
adlandrdmz ey iin sylediklerimiz bunlardr. imdi yuka
rya kalm; baka trden bir deney olan mistik sezgiyle bulu
acaz. Bu, tanrsal zn bir katksdr. imdi bu iki deney birleebilirler mi? Daha bu dnyadayken etkinliklerinin nemli bir
blmnn bedenden bamsz olmasyla btn ruhlara sa
lanm gibi grnen sonraki yaam, bu dnyadan itibaren ayr
calkl ruhlarn iinde yer ald sonraki yaamla karabilir mi?
Yalnzca bu iki deneyin ilerletilmesi ve derinletirilmesi bunu
bize gsterebilir: Sorunun ucu ak kalmak zorundadr. nem
li noktalarda, gereklik haline dnebilecek bir olasl elde
etmek ve geriye kalan iin, ruhun ve yazgsnn bilinmesi iin
sonsuz bir gelime olana elde etmi olmak da bir eydir. n
celikle bu zmn, kategorik olarak olumlayarak veya yad
syarak ruhun a priori tanm evresinde kavgaya tutuan iki
ekolden ne birini ne de tekisini tatmin edecei dorudur.
Gerekte belki de bo bir ruh yaps kurmay reddettikleri iin
ruhun varln kabul etmeyenler, hl ayn eyden sz edildii

Henri Bergson 237

ni zannederek, onlara getirilen deneye ramen olumsuzlukla


rnda srar edeceklerdir. Ruhun varln kabul edenler, kendi
lerini geici ve yetkinleebilir olarak iln eden fikirler iin sade
ce kmseme hissedeceklerdir; orada yalnzca kendi fikirleri
nin azalm ve yoksullam halini greceklerdir. Tezlerinin
gnlk dilden olduu ekliyle alndn anlamak iin zaman
harcayacaklardr. Kukusuz toplum, ruhtan sz ettii zaman,
isel deneyin baz telkinlerini izlemektedir; ama toplum, srf
kendi rahatl iin bu szc tm dier szckler gibi uydur
mutur. Bylelikle bedenden ayrlan bir eyi gstermitir. Ay
rm ne kadar kkten olursa, szck amaca o kadar iyi yant ve
recektir: Oysa ayrm ancak ruhun zellikleri saf ve yalm olarak
maddenin zelliklerinin yadsnmas haline getirilirse radikal
olabilir. Filozofun ou zaman dil araclyla toplumdan hazr
olarak ald fikir budur. Bu fikir tam da bir eyin en ucuna git
tii iin en eksiksiz tinsellii gsteriyor grnmektedir. Ama bu
ey sadece yadsmadr. Boluktan hibir ey alnamaz ve byle
bir ruhun bilgisi doal olarak gelime gsteremez; -H asm bir
felsefe ona arpt an bu fikrin bo ses karaca da bir ger
ektir. Hareket noktas olan bilincin mulak telkinlerine dayan
mak, onlar derinletirmek ve onlar ak sezgiye ulatrmak
ok daha iyi olurdu! tlediimiz yntem budur. Bir kez da
ha syleyelim, bu yntem hi kimsenin houna gitmeyecektir.
Onu uygulamakla, aala kabuk arasna skp kalma riskine
giriliyor. Ama nemli deil. Yal aa yeni bir usare tazyikiyle
ierse kabuk kalkacaktr.

Drdnc Blm

SON AIKLAMALAR
MEKANK VE MSTK

ncelememizin sonularndan biri de, toplumsal alanda derin


olarak kapaly aktan ayrmaktr. Kapal toplum, insanlarn
kalanna kaytsz, her zaman saldrmaya veya savunmaya hazr
olan ve sonuta bir sava davranna zorunlu olan yelerinin
birbirlerine tutunduklar bir toplumdur. Doann ellerinden
kt zamanki insan toplumu byleydi. Karncann karnca
yuvas iin yaratlm olmas gibi insan da toplum iin yaratl
mt. Benzetmeyi zorlamak gerekmiyor; buna ramen kanatl
bcek topluluklarnn hayvansal evrimin iki ana izgisinin biri
nin ucunda bulunduunu, buna karn insan toplumlarnn iz
ginin dier ucunda yer aldn ve bu anlamda simetrik olduk
larn belirtmeliyiz. Kukusuz birincilerin basmakalp bir biim
leri varken ikincilerinki deimektedir; birinciler igdye, kin
ciler zekya boyun emektedirler. Ama eer doa bizi zeki ola
rak yaratrken, belirli bir noktaya kadar kendi toplumsal orga
nizasyon tipimizi semekte zgr brakmsa da, bizi toplum

240 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

halinde yaamaya zorlamtr gene de. Ruha olan etkisi, yere


kiminin bedene etkisinin ayns olan sabit ynl bir g, birey
sel istenleri ayn yne sokarak grubun birliini salar. Ahlk
sal dev budur. Bu devin [darya] alan bir toplumda geni
leyebileceim ama bunun kapal bir toplum iin var olduunu
gstermitik. Ve ayn zamanda yalnzca masal yaratma ilevin
den kaynaklanan bir dinle, kapal bir toplumun yaayabildiini,
zeknn bozucu eylemine kar koyabildiim, yelerinden her
birine gerekli gveni salayabildiini ve bu gveni iletebildiim
gstermitik. Statik olarak adlandrdmz bu din ve bir bask
halinde bu dev kapal toplumun kurucu unsurlardrlar.
Kapal toplumdan ak topluma, siteden insanla, hibir za
man genileme yoluyla geilemez. Bunlar ayn ze sahip deil
lerdir. Ak toplum ilke olarak btn insanl kucaklayacak bir
toplumdur. Sekin ruhlar tarafndan zaman zaman dlenen
bu toplum her seferinde yaratmlarda kendinden bir ey ger
ekletirir ve her bir yaratm insann az veya ok derin bir dei
imiyle o na kadar alamaz olan zorluklarn almasn salar.
Ama her bir yaratmdan sonra, geici olarak alan daire kapa
nr. Yeninin bir paras eskinin kalb iine akar; bireysel esin
toplumsal bask haline gelir; esin her eyi rter. Bu gelimeler
ayn ynde mi gerekleirler? Bunlarn gelimeler olduunu
sylemekte hemfikir olunduu andan itibaren, ynn ayn ol
duunda hemfikir olunur. Bu durumda gelimelerin her biri
gerekten ileriye doru bir adm olarak grlecektir. Ama bu
sadece bir metafor olacaktr ve gerekten zerinde ilerlemekle
yetinilen ve nceden belirlenmi bir yn olsayd, ahlksal yeni
likler de nceden grlebileceklerdi; her bir yenilik iin yaratc
bir aba da gerekmeyecekti. Gerek u ki, her zaman son yeni
lik ele alnabilir ve bu yenilik bir kavramla tanmlanabilir ve di
er yeniliklerin bu kavramn kapsad eyi az veya ok miktar
da ierdii ve dolaysyla hepsinin ona doru bir ilerleme oldu
u sylenebilir. Ama olaylar bu biimi ancak bir geriye bakla
alabilirler; deiimler niceliksel deil nitelikseldirler; her tr

Henri Bergson 241

ngrye meydan okurlar. Bununla birlikte deiimler yalnzca


kavramsal ifadelerinde deil de ayn zamanda kendi ilerinde
ortak bir eyi gsterirler. Hepsi kapal olan eyi amak istiyor
du; daha nceki altan beri kendi zerine kapanm grup her
defasnda insanla balanyordu. Daha ileri gidelim: Bu art ar
da gelen abalar tam olarak bir idealin yava yava gerekleti
rilmesi deildir, nk zamanndan nce oluturulan hibir fik
rin, her birinin yaratlrken kendine ait bir fikir yaratt bir ka
zanmlar btnn temsil etmesi mmkn deildi; ve buna
ramen abalarn eitlilii tek bir eyde zetlenebilirdi: Bu,
artk maddeyi srkleyemeyecei iin kapal toplumlar yaratan
ama daha sonra, trn eksiklii nedeniyle, u veya bu ayrcalk
l bireyin aratraca ve yeniden ele geirecei bir atlmdr.
Bylece bu atlm, her birinin tek bir bireyden oluan bir tr
meydana getirdii baz insanlarn araclyla devam eder. Eer
birey bu durumun tam bilincindeyse, zeknn evresini saran
sezgi saa, amacna btnyle uygulanabilecek kadar geni
lerse, bu durum, mistik yaamn ta kendisidir. Bu ekilde orta
ya kan dinamik din, tpk ak toplumun kapal topluma kar
koymas gibi, masal yaratma ilevinden kaynaklanan statik dine
kar kar. Ama yeni ahlksal esinin, dev olan doal biimini
ancak kapal toplumdan alarak somutlamas gibi, dinamik din
de ancak masal yaratma ilevinin verdii imgeler veya sembol
ler yoluyla yaylabilir. Bu farkl noktalara geri dnmemize ge
rek yoktur. Biz sadece ak toplum ile kapal toplum arasnda
yaptmz ayrm vurgulamak istedik.
Bu ayrm zerine younlarsak, byk sorunlarn kaybol
duu ve baka sorunlarn da yeni terimlerle ortaya kt gr
lecektir. Dinin eletirisi veya vgs yapld zaman, her za
man dinin zellikle dinsel olan tarafm hesaba katyor muyuz?
Dinin belki de yaylan bir ruh durumunu elde etmek iin ihti
ya duyduu anlatlara balanlyor veya saldrlyor; ama din
z olarak bu ruh durumunun kendisidir. Dinin ortaya koyduu
tanmlar ve sunduu kuramlar tartlyor; bir biime sahip

242 Son Aklamalar M ekanik ve M istik

olmak iin gerekten bir metafizikten yararlanmtr; ama ge


rektiinde baka bir biim de alabilirdi ya da hibirini bile al
mazd. Yanllk, gelime veya yetkinleme yoluyla statikten di
namie, kantlamadan veya geree uygun bile olsa masal ya
ratmadan sezgiye geildiini zannetmemizdedir. Bu ekilde
nesne, ifadesiyle veya sembolyle kartrlmaktadr. Radikal
entelektalizmin genel hatas budur. Buna dinden ahlka geti
imizde yeniden rastlyoruz. Gerekte belirli bir anda, belirli bir
toplumda varolan statik bir ahlk vardr, bu ahlk geleneklerde,
fikirlerde, kurumlarda sabitlenmitir; zorunlu olma zellii son
tahlilde doa tarafndan dayatlan ortak yaama gereksinimine
balanmaktadr. Dier taraftan, atlm olan ve toplumsal olma
gereksinimini yaratan doann genel olarak yaratc olan yaa
mna balanan dinamik bir ahlk vardr. lk dev, bask olma
syla akl-altdr. kincisi esin olmasyla akl-stdr. Ama zek
ortaya kar. Buyruklarnn her birinin nedenini, yani entelek
tel ieriini aratrr; ve zek sistematik olduu iin, sorunun,
btn ahlksal nedenleri bire indirgemek olduunu zanneder.
Zaten onun sadece seme sknts vardr. Genel yarar, kiisel
yarar, kendine sayg, sempati, acma, rasyonel tutarllk, vs.,
genel olarak kabul ettiimiz ahlk dayandramayacamz hi
bir eylem ilkesi yoktur. lemin kolaylnn ve verdii sonucun
sadece yaklak olan karakterinin, bizi ona kar saknml ol
maya itmesi gerektii de dorudur. Neredeyse zde olan dav
ran kurallar iyi veya kt bu kadar farkl ilkelerden karla
biliyorsa, muhtemelen bu ilkelerden hibiri spesifik ynyle ele
alnmam demektir. Filozof, ilkesini, her eyin birbirinin iine
getii, bencilliin ve bbrlenmenin toplumsallkla tka basa
dolu olduu toplumsal ortamdan almtr: O halde toplumsal
ortamda ortaya koyduu bu ahlk bu ilkelerin birinde bulma
snda alacak hibir ey yoktur. Ama ahlkn kendisi aklan
mam olarak kalyor, nk toplumsal yaam doa tarafndan
istenen bir disiplin olarak eelemek ve doay da genel olarak
yaam tarafndan yaratlm ey olarak eelemek gerekiyordu.

Henri Bergson 243

Bylece saf entelektalizmin bouna arad ahlkn kkenine


varlm olacakt: Bu entelektalizm yalnzca tler verebilir
ve hibir eyin baka nedenlerden dolay savamamz engelle
meyecei nedenler ileri srebilir. Dorusunu sylemek gerekir
se, bu tr bir entelektalizm, her zaman ileri srd nedenin
dierlerine tercih edilebilir olduunu, nedenler arasnda de
er farkllklarnn olduunu ve gerein baland genel bir
idealin olduunu zmnen syler. Bylece btn dier fikirleri
yneten bir yilik deas ile Platoncu kuramda kendine bir s
nak edinir: Eylem nedenleri, yilik deasnn altnda sralanrlar
ve en iyileri de bu deaya en ok yaklaanlardr. Ama bu du
rumda, bir davrann yilik idealine yakn veya uzak olduunu
hangi belirtiye gre bilebileceimizi sylemekte ok sknt e
keceiz: Bu bilinseydi, belirti z olurdu ve yilik deas gereksiz
hale gelirdi. Ve bu idealin, buyurucu bir devi, zellikle hepsi
nin en serti olarak zde kapal olan ilkel toplumlardaki dete
balanan devi nasl yarattn aklamakta gene ok glk
ekilirdi. Gerek u ki, bir ideal etkin olmadan zorunlu hale
gelemez; ve bu durumda onun fikri deil de eylemi zorunlu
klar. Veya daha ok, srekli gibi hissedilen bu eylemin kesin
varsaylan etkisini ve bizi ayaklandran hareketin varsaymsal
sonunu sadece szckle belirtiyoruz. O halde, btn kuram
larn kkeninde, defalarca akladmz iki yanlsamay bulu
yoruz. ok genel olan birincisi, hareketin, bir hareketsizlik
olan hareketli eyin konumu ile onun gene hareketsizlik olan
ulalm varsaylan bitii arasndaki bir mesafenin derece dere
ce azalmas olarak tasavvur edilmesiyken, buna karn konum
larn, yalnzca zihnin blnmez hareket zerindeki grleri ol
masdr: Bundan sonu olarak, gerek devingenlii, yani bura
da devi dolayl veya dorudan oluturan esinleri ve basklar
yeniden oluturmamn olanakszl kmaktadr. kincisi daha
zel olarak yaamn evrimiyle ilgilidir. Belirli bir noktadan iti
baren evrimsel bir sre izlendii iin, bu noktann ayn evrim
sel sre tarafndan ulalm olmas istenmekte ise de, nceki

244 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

evrimin farkl olmas mmkndr ve hatt bu noktaya kadar


evrimin olmam olmas da mmkndr. Ahlkn derece derece
zenginletiini saptadmz iin, insanla birlikte ortaya kan
ilkel ve indirgenemez bir ahlkn olmamasn istiyoruz. Buna
ramen, insan tryle balayan bu ilk ahlk ortaya karmamz
ve balangta kapal bir toplumun varln kabul etmemiz ge
rekmektedir.
Peki, kuramsal sorunlar zmek veya ortadan kaldrmak
iin gerekli olan, kapal ile ak arasndaki ayrm pratik olarak
bize hizmet edebilir mi? Eer kapal toplum her zaman, geici
olarak aldktan sonra kendi zerine kapanarak olumusa, bu
ayrmn pek fazla bir yarar olmayacaktr. Bu durumda gemie
istendii kadar geri gidilmi olsa da, hibir zaman ilkele ula
lamayacaktr; doal sadece kazanlm olann salamlatrlmas
olacaktr. Ama daha nce sylediimiz gibi gerek ok baka
dr. Temel bir doa vardr ve doann stne eklenirken onun
la karmadan onu taklit eden kazanmlar vardr. Yava yava
ilk kapal topluma doru yaklalr ve bu toplumun genel plan,
trmzn desenine, karnca yuvasnn karncaya uygun olma
s gibi uygundur. Ama karncada toplumsal organizasyonun ay
rnts nceden verilmiken, insanda, sadece ana izgiler, baz
ynler ve bireylere uygun bir toplumsal ortam salamaya yete
cek kadar doal n-biim verilmitir. Eer bu plann dzenle
meleri baka dzenlemeler tarafndan elenmise, bu plann bi
linmesi kukusuz bugn yalnzca tarihsel bir ilgi uyandracak
tr. Ama doa yok edilemez. Doay kovunuz, o drtnala geri
gelecektir sz yanltr, nk doa kendisinin kovulmasna
izin vermez. O her zaman oradadr. Kazanlm karakterlerin
aktarlabilirlii zerine ne dnlmesi gerektiini biliyoruz.
Bir alkanln aktarlm olmas ok az olasdr: Eer byle bir
ey olmusa, bu o kadar ok sayda elverili koulun bir araya
gelmesine baldr ki, bunun alkanl tre yerletirecek kadar
tekrar etmesi kesinlikle mmkn deildir. Ahlksal kazanmlar
geleneklere, kurumlara, dile yerleirler; daha sonra bunlar s

Henri Bergson 245

rekli bir eitimle birbirleriyle temas ederler; bylece sonunda


kaltmsal olduu zannedilen alkanlklar kuaktan kuaa ge
erler. Ama her ey yanl yorumlamay desteklemek iin ibir
lii yapmtr: Yersiz bir zsayg, yzeysel bir iyimserlik, geli
menin gerek doasmn yanl tannmas, sonuta ve zellikle
ana babadan ocua geebilen doutan eilimin, ou zaman
doal eilime eklenen kazanlm alkanlkla sk sk kartrl
mas. Bu inancn pozitif bilim zerine bask yapt kukusuz
dur ve bilim, destek iin ileri srlen olaylarn snrl saysna ve
tartma gtrr zelliine ramen saduyunun inancn kabul
etmi ve bylece bu inanc tartlmaz otoritesiyle glendirerek
saduyuya geri gndermitir. Bu adan hibir ey Herbert
Spencerm biyolojik ve psikolojik eseri kadar bilgi verici deil
dir. Bu eser neredeyse tamamen kazanlm alkanlklarn kal
tmsal aktarm fikrine dayanmaktadr. Ve popler olduu d
nemde, bilginlerin evrimciliini etkilemitir. Oysa, bu fikir,
Spencern ilk almalarnda toplumsal evrim zerine sunduu
bir tezin genelletirilmesinden baka bir ey deildir: Spencer
ilkin sadece toplumlann incelenmesi ile ilgileniyordu; ancak
ok ilerde yaam olaylarna gelebilmiti. yle ki biyolojiden
sonradan edinilenin kaltmsal aktarm fikrini aldn dnen
bir sosyoloji, ancak verdiini geri alabilirdi. Kantlanmam fel
sef tez, bilimin iinden geerek sahte bir bilimsel gvence ha
vas kazand ama buna ramen felsefe olarak kald ve hep ka
ntlanamayan bir tez oldu. O halde saptanan olaylar ve bu
olaylarn esinlettii olaslklar gz nne alalm: Bugnk in
sandan onda biriken btn zamanlarn eitimini karrsak, bu
insan en uzaktaki atalaryla ayn veya ok yakn bulacamz
tahmin ediyoruz.1
1 ok yakn diyoruz, nk canl varln bir ekilde yavrulan tara
fndan sunulan tema zerinde gerekletirdii deiiklikleri hesaba
katmak gerekiyor. Ama deiiklikler, rastlantsal olduklarndan ve
herhangi bir ynde meydana geldiklerinden, ileriki zamanlarda tr
deitirecek kadar birbirlerine eklenmezler. Sonradan edinilen zel

246 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

Bundan karlacak sonu nedir? Trn dzenlemeleri her


birimizin iinde deimez olarak varln srdrdne gre,
ahlknn ve sosyoloun bunu hesaba katmamas olanakszdr.
Kukusuz, ilkin kazanlann altn, daha sonra doann altm
eelemek ve yaam atlannn iine girmek yalnzca az sayda
insana bahedilmitir. Byle bir aba genelleebilseydi, atlm,
insan toplumunda ve dolaysyla kapal bir toplumda kmaz
sokaa gelmi gibi durmazd. Bu ayrcalkl kiilerin kendileriy
le birlikte insanl srklemek isteyecekleri de ayn ekilde
dorudur; ruh durumlarn derinlikli olarak herkese iletemedikleri iin, onlar yzeysel olarak aktarmaktadrlar; dinamiin,
toplumun da kabul etmeye ve eitim yoluyla kesinletirmeye
hazr olduu, statik bir hale dn biimini bulmaya alrlar.
Oysa, doay gz nnde bulundurduklar lde bu konuda
baarl olabileceklerdir. nsanlk btnl iinde bu doay
zorlayamaz. Ama onu dndrebilir. Ve onun yapsn bilirse
onu dndrebilecektir. Bunun iin psikolojinin incelemesine
dalmak gerekiyorsa, i zahmetli olacaktr. Aslnda sz konusu
olan yalnzca bir noktadr: Belirli bir toplumsal biime elverili
olan insan doas. Bizde nceden belirsizce biimlenmi doal
bir insan toplumunun olduunu, doann nceden bunun e
masn bize vermeye zen gsterdiini ve verilen iareti izlemek
iin btn zgrln zekmza ve istencimize brakldn
daha nce sylemitik. Ussal ve zgr eylem alanndaki bu be
lirsiz ve eksik ema, igd alannda, evrimin dier ucundaki
karnca yuvasnn veya ar kovannn bu kez kesin olan deseni
ne karlk gelmektedir. O halde bulunmas gereken yalnzca
yaln bir emadr.
liklerin aktarlabilirlii tezi zerine ve bu teze dayanan bir evrimcilik
zerine, bkz. L Evolution Cratrice, (Yaratc Evrim) birinci blm.
Daha nce de akladmz gibi, insan trn yaratan ni srayn,
yetersiz bir baaryla uzamn ve zamann birden fazla noktasnda
denenmi olmas ve bylece ayn adla anlabilecek ama zorunlu olarak
atalarmz olmayan insanlara ulam olmas mmkndr.

Henri Bergson 247

Peki, madem ki sonradan kazanlan, doalm zerini rt


yor, nasl bulacaz bu emay? Otomatik olarak uygulanabilen
bir aratrma yntemi sunmak zorundaysak, buna yant ver
mekte sknt ekeceiz. Gerek u ki, el yordamyla ve kvrl
mayla hareket etmek ve her biri yalnzca olanaklara veya olas
lklara gtren farkl yntemleri ayn anda izlemek gerekir;
karlkl dorulama ve dzeltme olacaktr. Bylece, ilkelleri
hesaba katacaz, ancak bizdekinden daha ince de olsa onlarda
da bir kazanmlar tabakasnn doay rttn unutmayalm.
Doann ya fark gzettiini ve ocuk doasnn zorunlu ola
rak insan doas olmadm unutmadan ocuklar gzlemlene
cektir; zellikle ocuk taklitidir ve onda bize spontane gr
nen ey, ou zaman farkna varmadan ona verdiimiz bir ei
timin sonucudur. Ama en st bilgi kayna ie baktr. Bu top
lumsallama temelini ve ayn zamanda kurulan toplum iimize
bizi ona uyduran alkanlklar ve dzenlemeleri koymadnda
bilincimizde grnecek olan toplumsallamama temelini ara
trmaya girimek zorundayz. Bunun ortaya kn ancak za
man zaman bir parlt halinde grebiliyoruz. Bunu tekrar hatr
latmak ve tespit etmek gerekir.
ncelikle insann ok kk toplumlar iin yaratldm be
lirtelim. Bu kk toplumlarn ilkel toplumlar olduklar, genel
likle kabul ediliyor. Ama eski ruh halinin, onlarsz uygarln
olamayaca alkanlklar altna gizlenmi olarak srdn
eklemek gerekir. Buna ramen bu ruh hali bastrlm ve g
sz olarak bilincin derinliklerinde durmaktadr. Kendini eylem
lerle olmasa bile szlerle ifade etmektedir. Byk bir ulusta,
kentler genel memnuniyeti salayacak ekilde ynetilebilirler;
ama ynetilenlerin iyi olduuna karar verecekleri ynetim han
gisidir? Bu ynetimin hepsinden daha az kt olduunu ve sa
dece bu anlamda en iyisi olduunu syledikleri zaman onu v
dklerini sanrlar. Bunun nedeni, buradaki memnuniyetsizliin
doutan olmasdr. Byk bir halk ynetme sanatnm, zellik
le yksek grevler sz konusu olduu zaman, hazrlayc bir

248 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

teknie ve de etkin bir eitime sahip olamayan tek sanat oldu


unu belirtelim. Belirli apta politikacnn ok ender olmas,
onlarn her an toplumlann bu byklnn belki de olanaksz
kld bir sorunu ayrntda zmek zorunda olmalarndan kay
naklanmaktadr. Byk modern uluslarn tarihini inceleyin:
Orada saysz byk bilgin, byk sanat, byk asker, her
alanda byk uzmanlar bulursunuz, -peki ka tane byk dev
let adam var?
Kk toplumlar isteyen doa buna ramen onlarn by
mesi iin kapy ak brakmtr. nk ayn zamanda sava
istemitir veya en azndan insan iin sava kanlmaz klan
koullar yaratmtr. Oysa sava tehditleri, ok sayda kk
toplumu ortak tehlikeye are olarak birlemeye gtrebilir. Bu
birliklerin ender olarak srekli hale geldii dorudur. Her du
rumda her bir toplumun byklyle ayn dzeyde olan bir
toplumlar birikimine ulamaktadrlar. Sava daha ok baka bir
ynden imparatorluklarn nedeni olmutur. mparatorluklar fe
tihten domulardr. Sava ilkin fethi hedeflemiyorsa bile, fatih
yenilenin topraklarna ve almalarndan yararlanmak iin
halklara sahip olmay uygun bulduu srece sava bir fethe d
nr. Eski dnemlerde Asya imparatorluklar bu ekilde olu
mulardr. eitli etkiler sonucu ve de gerekte yaamaya elve
rili olamayacak kadar byk olduklar iin dalmlardr. Ga
lip boyunduruu altna ald halklara grnte bir bamsz
lk verdii zaman, birliktelik daha uzun srer: Roma mparatorluunda olduu gibi. Ama ilkel igdnn varolmaya de
vam ettiine ve her an paralayc etkisini gsterdiine kuku
yok. Bu igd kendi haline braklrsa, politik yap hemen
ker. te bu ekilde, feodalite farkl olaylarn sonunda ve farkl
koullarda ortaya kmtr; ortak olan ey yalnzca toplumun
dalmasna engel olan gcn yok oluudur; o zaman dalma
kendiliinden olur. Eer byk uluslar modern zamanlarda
salam olarak meydana gelmilerse, bunun nedeni, dardan
ve yukardan btn zerine etkili olan basknn, birletirici g

Henri Bergson 249

cn yava yava yerini, birleen toplumlarm her birinin iinden


kan, yani devaml bir diren gsterilmesi sz konusu olan
paralayc gler blgesinden kan bir birlik ilkesine brakma
sdr. Blnmeye olan eilimi etkisiz brakmakta tek olan bu
ilke yurtseverliktir. Eskiler bu ilkeyi ok iyi biliyorlard; yurda
taparlard ve ozanlarndan biri de yurt iin lmenin tatl bir ey
olduunu sylemiti. Ama, savalarda kendisine yardm eden
Tanrmn himyesi altndaki bir topluluk olan siteye ballk ile,
savan olduu kadar barn bir erdemi olan, mistisizm havas
na brnebilen ama dinine en ufak bir hesap katmayan, byk
bir lkeyi kapsayan ve bir ulusu ayaa kaldran, ruhlardaki en
iyi eyi kendine eken ve nihyetinde, baln ieklerden yapl
gibi, yava yava ve dindarca, anlarla ve umutlarla, iirle ve
akla, gkyznn altndaki btn ahlk gzelliklerden ald
bir parayla meydana gelen yurtseverlik arasmda byk bir
fark vardr. Kabile bencillii kadar derin bir duyguyu yenmek
iin, mistik durumun taklidi olarak yurtseverlik kadar yksek
bir duygu gerekmektedir.
Peki, doann elinden kan bir toplumun politik rejimi ne
dir? Gerekte insanln dank ve ayrk ailesel gruplamalar
eklinde balam olmas mmkndr. Ama bunlar yalnzca e
kirdek toplumlardr ve artk filozof, doa bilimcisinin sadece
embriyona bavurarak bir trn alkanlklar hakknda bilgi
lenmesi gibi, toplumsal yaamn temel eilimlerini bu ekirdek
toplumlarda aramamaldr. Toplumu tam olduu zaman, yani
kendini savunabilir ve dolaysyla sava iin dzenlenmi oldu
u zamanda ele almak gerekir. O halde, bu kesin anlamyla
toplumun doal rejimi nedir? Yunan szcklerini barbarla
uygulamak onlara saygszlk etmek deilse, bu rejimin monarik veya oligarik ve muhtemelen ikisinin birden olduunu sy
leyeceiz. Bu rejimler ilkel halde birbirlerine karmlardr: Bir
ef gerekiyor ve efin prestijinden bir eyler alan veya efe bu
prestiji veren ya da daha ok onunla birlikte doast gce sa
hip olan ayrcalkl kiiler olmadan bir topluluun var olmas

250 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

mmkn deildi. Bir tarafta komut, dier tarafta itaat mutlakt.


Birok kez sylediimiz gibi, insan toplumlar ve kanatl bcek
toplumlar biyolojik evrimin iki ana izgisinin u noktalarnda
bulunmaktadrlar. Tanr bizi, bu izgilerin birbirlerinin iine
gemelerinden korusun! nsan zeki ve zgrdr. Ama toplum
sal yaamn, ar trnde olduu gibi insan trnn yap plan
nn iinde olduunu, zorunlu olduunu, doann sadece zgr
istenlerimize gvenemediini, bu nedenle bir veya birkann
emir vermesini ve dierlerinin uymasn salayacak bir dzen
leme yapmak zorunda kaldn her zaman anmsamalyz. B
cekler dnyasnda, toplumsal ilevlerin eitlilii, bir organizas
yon farkllna baldr; ok ekillilik vardr. Buna karn, in
san toplumlarnda artk bcekte olduu gibi hem fiziksel ve
hem psiik olmayan ama sadece psiik olan ift biimlilik
vardr m diyeceiz? Buna, bu ift biimliliin, birilerinin ef ve
dierlerinin zneler olarak doduunu ileri srerek insanlar
indirgenemez iki kategoriye ayrmamas kouluyla inanyoruz.
Nietzschenin hatas bu tr bir ayrma inanm olmasyd: Bir
tarafta kleler ve dier tarafta efendiler. Gerek u ki, ift
biimlilik ou zaman her birimizden ayn zamanda buyruk
verme igds olan bir ef ve itaat etmeye hazr bir zne olu
turmaktadr ve ayrca ikinci eilim insanln ounda grnen
tek eilim olacak kadar dierinden baskndr. Bu ift biimlilik
iki organizasyona ve iki blnmez nitelie (ki bazlar ahlk
larn gznde eksikliktir) yol amasyla bceklerinkiyle kar
latrlabilir: Bu iki sistemden birini seiyoruz ama bunu al
kanlklar edinmek iin yaptmz gibi ayrntl olarak deil de
tek bir harekette, kaleidoskopik bir ekilde, iki cinsiyet arasn
da seim yapan embriyonun ift biimliliine tamamen benzer
doal bir ift biimlilikten kaynaklanyormu gibi yapyoruz.
Devrim zamannda net bir biimde grebiliyoruz bunu. O gne
kadar alak gnll, lml ve itaatkr olan yurttalar, bir sabah
insanlarn yneticileri olma iddiasyla uyanrlar. Sabit tutulmu
kaleydoskop bir derece dndrlmtr ve metamorfoz mey

Henri Bergson 251

dana gelmitir. Sonu bazen iyidir: Bir zamanlar kendi kendile


rini bile tanmayan byk eylem adamlar ortaya kmlardr.
Ama sonu ou zaman ktdr. Namuslu ve yumuak insan
larda birdenbire, baarsz bir efin kiilii olan aalk ve ac
masz bir kiilik ortaya kar. Ve burada insann ta kendisi olan
politik hayvann karakteristik izgisi ortaya kar.
Gerekten hepimizin iinde uyuyan efin niteliklerinden bi
rinin acmaszlk olduunu syleme noktasna kadar gitmeye
ceiz. Ama trlerin yaratcs olduu gibi bireylerin kycs olan
doann eer efler ngrmse merhametsiz bir ef istemi
olduu kukusuzdur. Tarih btnyle bunun tandr. Kor
kun ikencelerden sonra, iitilmemi kymlar, ta zerine ka
znm hikyelerini bize brakan insanlar tarafndan byk bir
soukkanllkla gerekletirilmitir. Bu olaylarn eski zamanlar
da meydana geldii sylenecektir. Ama eer biim deimise,
Hristiyanlk baz sular sona erdirmise veya en azndan on
larla bbrlenilmemesini salamsa da, cinayet her zaman po
litikann ratioprim de olmasa bile ou zaman ratio ultimas
olarak kalmtr. Kukusuz bu, insan kadar doann da sorum
lu olduu bir canavarlktr. Gerekte doa ne hapsi ne de sr
gn dzenlemitir; o yalnzca lm cezasn bilir. Bir any ak
tarmama izin verin. Bir zamanlar uzaklardan gelen ama bizim
gibi giyinmi, bizim gibi Franszca konuan, aramzda nazik ve
sevimli olarak gezinen soylu yabanclar grmtk. ok ksa
bir zaman sonra bir gazete araclyla rendiimize gre, l
kelerine dnen ve farkl partilere mensup olan bu iki yabanc
dan biri dierini astrmt. Hem de adaletin arkn kullanarak.
Yaplan i, yalnzca rahatsz edici bir rakipten kurtulmakt. H a
bere bir de idamn fotoraf eklenmiti. Bu iyi dnyal, yar p
lak bir halde kalabaln ortasnda daraacnda sallanyordu.
Korkun bir manzara! Uygarlar arasndaydk ama ilkel poli
tik igd doann geiine izin vermek iin uygarl havaya
uurmutu. Cezay saldrya gre orantladklarn zanneden in
sanlar, eer bir suluyla ileri varsa, politika sz konusu olduu

252 Son Aklamalar M ekanik ve M istik

zaman hemen masum insan idama mahkm edecek noktaya


kadar gitmektedirler. Tpk bu insanlar gibi, ii arlar da kova
nn artk onlara ihtiya duymadna karar verdikleri zaman er
kek arlar ldrrler.
imdi, efin ruh halini bir tarafa brakalm ve ynetenlerle
ynetilenlerin karhkl duygularn gz nne alalm. Ayrm
izgisinin daha belirgin olduu yerde, zaten byk olan ama
doal toplumun kkten deiimi olmadan byyen bir top
lumda bu duygular daha net olacaklardr. Bir kral varsa kral
da iine soktuumuz ynetici snf, yol boyunca farkl yntem
lerle meydana gelebilir; ama her zaman kendini stn bir rk
olarak grecektir. Bunun artc hibir taraf yoktur. Toplum
sal insann ift biimliliinin farknda deilsek, bizim iin ok
daha artc olacak ey, halkn kendisinin bu doutan gelen
stnle ikna olmasdr. Kukusuz oligari bu stnlk duy
gusunu yerletirmeye alr. Eer oligari kkenini savaa
borluysa, doutan gelen ve kaltmsal olarak aktarlacak aske
r erdemlere inanacak ve inandracaktr. Dier taraftan oligari
kendine dayatt disiplin ve alt snfn kendi aralarnda organi
ze olmasn engellemek iin ald tedbirler sayesinde, gerek
bir g stnln korur. Buna ramen deneyin ynetilenlere
ynetenlerin de kendileri gibi olduklarn gstermesi gerekirdi.
Ama igd direnir. Bu igd ancak stn snf onu davet
ettii zaman teslim olmaya balar. Kimi kez oligari bu daveti
ak bir yetersizlikle, kendine beslenen gveni sarsacak kadar
ak olan ktye kullanmalarla istemeyerek yapar. Kimi kez,
baz yeleri ou zaman kiisel tutkuyla ve bazen de bir adalet
duygusuyla kendisine cephe aldnda, bu davet isteyerek yap
lr: Bu kiiler alt snfa ynelerek mesafenin neden olduu ya
nlsamay ortadan kaldrrlar. te bu ekilde soylular doutan
gelen ayrcal kaldran 1789 devrimiyle ibirlii yaptlar. Ge
nel olarak, -hakl veya haksz- eitsizlie kar yrtlen saldr
giriimi daha ok yukardan, sadece snf karlar olduuna
gre beklenilebilecei gibi alttan deil de en ok pay alanlar

Henri Bergson 253

arasndan gelmitir. Bylece zenginlik ayrcalna kar ynel


tilen 1830 ve 1848 devrimlerindeki (zellikle kincisindeki)
baskn rol oynayanlar iiler deil burjuvalar olmutur. Daha
sonra herkes iin eitim isteyenler eitimli snfn insanlar ol
mutur. Gerek u ki, eer bir aristokrasi doal olarak ve din
sel olarak doutan stnlne inanrsa, uyandrd sayg da
daha az dinsel, daha az doal olmaz.
O halde insanln neden demokrasiye ok ge ulat anla
lyor (nk klelik zerine kurulan ve bu temel hakszlk sa
yesinde en byk ve en korkutucu sorunlardan kurtulan antik
sitelerin demokrasisi sahteydi). Demokrasi, btn politik anla
ylar arasnda, doadan en uzak, en azndan eilim olarak
kapal toplumun koullarn aan tek anlaytr. nsana doku
nulamaz haklar vermektedir. Bu haklar, dokunulmaz olarak
kalmak iin, herkesin deve kar deimez bir sadakatini ge
rektirmektedir. O halde demokrasi temel olarak, mutlak olarak
kabul ettii devlerin iinde yer alan, hakk verenin dev mi
yoksa devi dayatann hak m olduunu artk syleyemeyecei
miz derecede bu mutlakla rten, kendine olduu gibi dier
lerine saygl, ideal bir insan ele almaktadr. Bu ekilde tanm
lanan yurtta, Kant gibi konuursak, ayn zamanda hem yasa
koyucu hem de zne olarak tanmlanr. O halde yurttalarn
btn, yani halk egemendir. Kuramsal demokrasi budur. De
mokrasi zgrl iln eder, eitlii talep eder ve bu iki d
man kardei, onlara karde olduklarm anmsatrken ve karde
lii her eyin zerine koyarken bartrr. Cumhuriyeti talep
bu ynden ele alnrsa, nc terimin dier ikisi arasnda sk
sk belirtilen elikiyi ortadan kaldrd ve kardeliin temel
olduu grlecektir: Bu da demokrasinin znn Incilden
geldiini ve ona hareket veren gcn ak olduunu sylememi
zi salayan eydir. Demokrasinin duygusal kklerini Rousseau
nun ruhunda, felsef ilkelerini Kantm eserinde, dinsel zn
hem Kantta hem de Rousseauda bulabiliriz: Kantn mistik
Protestanla, Rousseaunun i ie geen Protestanla ve Ka

254 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

toliklie neler borlu olduu bilinmektedir. 1791 nsan Haklar


Bildirgesine model olan Amerikan Bamszlk Bildirgesinin
(1776) zaten pritan rezonanslar vard: Btn insanlarn ya
ratc tarafndan elden alnamaz baz haklarla donanm oldu
unu apak bir olgu olarak kabul ediyoruz, vs. Demokratik
formln belirsizliine kar yaplan itirazlar, onun temel ola
rak dinsel zelliinin bilinmemesinden kaynaklanmaktadr. Ge
lecek, btn gelimelere, zellikle bugn gerekleemez ve bel
ki de kavranamaz zgrlk ve eitlik biimlerinin mmkn hale
geldikleri yeni koullarn yaratlmasna akken, zgrln ve
eitliin bir tanm nasl istenebilir? Ancak baz ereveler ize
biliriz ve kardelik bunun iine girebilirse bu erevelerin ii
gitgide daha iyi dolacaktr. Ama, et fac quod vis. Slogannn
szc szcne demokrasininkine karlk gelmesini iste
yen demokratik olmayan bir toplumun forml, Otorite, hiye
rari ve deimezlik olacaktr. te demokrasinin z budur.
Burada yalnzca bir ideal veya insanln gidecei bir yn gr
mek gerekir. ncelikle demokrasi dnyaya zellikle bir protes
to olarak gelmitir. nsan Haklar Bildirgesinin her bir tmcesi
ktye kullanmaya kar bir meydan okumayd. ekilmez st
raplara bir son vermek gerekiyordu. Emile Faguet, Millet Meclisinin (Etats-generaux) kaytlarnda bulunan ikyetleri zet
ledii zaman, bir yerlerde Devrimin zgrlk ve eitlik iin
deil de, yalnzca alktan lnd iin yapldn yazmt.
Bunun doru olduunu varsaysak bile, neden belirli bir andan
sonra alktan lnmek istenmediini aklamak gerekiyor
du. Eer Devrim olmas gerekeni formlletirmise, bu, olan
eyi uzaklatrmak iindir. Oysa, bir fikrin ortaya atlmasn
salayan niyetin grnmez bir ekilde, okun yne bal olmas
gibi, Devrime balanm olmas mmkndr. lkin bir protesto
dncesiyle ifade edilen demokratik formller kkeninin etki
sini hl tamaktadr. Bu nedenle, demokratik formller engel
lemek, geri evirmek ve ykmak iin uygun olmaktadr; ama
bunlardan yaplmas gerekenle ilgili olumlu bir iaret karmak

Henri Bergson 255

o kadar kolay deildir. zellikle, mutlak ve yar ncilvri ierik


leriyle, tamamen greceli olan ahlk terimlerine veya daha ok
genel kar ahlk terimlerine tamak kouluyla, bu formlleri
uygulayabiliriz; ve byle bir tama her zaman zel karlar
ynnde bir kntye neden olma riski tar. Ama demokra
siye kar ileri srlen itirazlar ve bunlara verilen yantlar sra
lamak faydaszdr. Biz yalnzca demokratik ruh halinin iinde
doann ztt ynnde byk bir abann varolduunu gster
mek istedik.
Doal toplumun baz ana izgilerini gstermi olduk byle
ce. Bu izgiler birleirler ve doal topluma kolaylkla yorumla
nabilecek bir fizyonomi verirler. ine kapanma, birlik, hiyerar
i, efin mutlak otoritesi, tm bunlar disiplin, sava ruhu anla
mna gelmektedir. Doa sava istemi midir? Bir kez daha
tekrar edelim ki, istenten zel kararlar alma yetisini anlyor
sak, doa hibir ey istememitir. Ama doann yapsndan
kaynaklanan ve onun uzantlar olan davranlar ve hareketleri
zmnen belirtmeden, doa bir hayvan trn ortaya karamaz.
Bu anlamda bunlar istemitir. nsan let yapan zekyla donat
mtr. ok sayda hayvan trne yapt gibi, insana letler
verme yerine, bu letleri bizzat kendisinin yapmasn tercih
etmitir. Oysa insan zorunlu olarak, en azndan onlardan ya
rarland srece, letlerin sahibidir. Ama letler ondan ayr
olduklarndan, bakalar tarafndan elinden alnabilirler; onlar
hazr olarak elde etmek yapmaktan daha kolaydr. zellikle bu
letlerin bir madde zerinde etkin olmalar, rnein hayvan
veya balk avnda silah hizmeti vermeleri gerekir; insann yesi
olduu grup bir ormana, bir gle, bir rmaa gz koyabilir; ve
bu yeri baka bir grup da yerlemek iin uygun bulabilir. Bu
durumda, dvmek gerekecektir. Avlanlan bir ormandan,
balk tutulan bir glden sz ediyoruz: Ayn ekilde ekilecek
topraklar, karlacak kadnlar, gtrlecek esirler de sz ko
nusu olabilecektir. Yaplacak ey ok farkl nedenlerle hakl
gsterilebilir. Ama alman eyin ve gsterilen nedenin pek ne-

256 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

mi yoktur: Savan kkeni bireysel veya kolektif mlkiyettir ve


insanlk yapsyla mlkiyete mahkm olduuna gre, sava do
aldr. Sava igds o kadar gldr ki doay tekrar bula
bilmek iin medeniyet eelendii zaman ilk ortaya kan bu i
gddr. Kk olan ocuklarn dvmeyi ne kadar ok
sevdikleri bilinmektedir. Dayak yiyeceklerdir. Ama dayak at
maktan da holanacaklardr. Hakl olarak, ocuk oyunlarnn,
doann ocuu olgun insana den ii yapmas iin davet etti
i hazrlk almalar olduu sylenmitir. Ama daha ileri gidi
lebilir ve tarih tarafndan kaydedilen savalarm oundaki ha
zrlk almalar veya oyunlar grlebilir. Bu savalarn ouna
yol aan nedenlerin uydurulduu gz nne alnd zaman,
birbirlerini bir hi iin, srf zevk olsun diye ldren Marion
Delormdun dellocular veya Lord Bryce tarafndan aktarlan,
sokakta iki adamn yumruklamasn grnce Bu zel bir i
deilse, bir tarafa geebilir miyim? sorusunu sormadan so
kaktan geemeyen rlandal aklmza geliyor. Buna karlk,
rastlantsal kavgalarn yanna, bir halkn yok oluuna neden
olan kesin savalar koyduumuz zaman, her ikisinin de neden
lerinin ayn olduu anlalr: Bir sava igdsnn var olmas
gerekir ve doal olarak adlandrabileceimiz zalim savalar var
olduuna gre, ok saydaki rastlantsal sava, srf silahlar pas
lanmasn diye meydana gelmitir. -Bugn bir savan balang
cnda uluslarn yaad cokuyu dnn! Kukusuz burada
korkuya kar savunucu bir tepki, cesaretlerin otomatik bir
uyarm vardr. Ama ayn zamanda sanki bar sadece iki sava
arasndaki bir molaym gibi, insann tehlike ve serven yaam
iin yaratlm olduu duygusu da vardr. Coku hemen biter,
nk strap ok byktr. Ama deheti mmkn olarak d
nlen her eyi aan son sava bir tarafa braklrsa, sava st
raplarnn bar zamannda ok hzl unutulduunu grmek
merak uyandrc bir durumdur. Kadnda doum aclarn unut
turan zel mekanizmalarn bulunduu ileri srlmtr: Tam
bir anmsama onu bu ie yeniden balamaktan alkoyard. Bu

Henri Bergson 257

tr bir mekanizma, zellikle gen uluslarda, savan deheti


iin gerekten alyor grnmektedir. -D oa bu ynde daha
baka tedbirler de almtr. Yabanclarla aramza ustaca rl
m bir bilgisizlikler, tedbirler ve nyarglar perdesi yerletir
mitir. Hi gidilmemi bir lkenin tannmamasnda alacak
hibir ey yoktur. Ama bu lkeyi tanmadan, onun hakknda
neredeyse her zaman uygunsuz yarglarda bulunmak, aklama
gerektiren bir olgudur. Yurt dnda kalm ve kendi lkesinin
insanlarm yabanc dnce biimi olarak adlandrabileceimiz
bir olguyla tantrmak isteyen bir kii onlarda igdsel bir di
ren saptayacaktr. Diren sz konusu lke daha uzaktaysa
azalacaktr. Bu diren aradaki mesafenin uzunluuyla ters
orantldr. Karlama olaslnn en yksek olduu kiiler en
az tannmak istenilenlerdir. Doa her yabancdan potansiyel bir
dman yaratmak iin bundan baka bir davran ngrmezdi,
nk karlkl tanma zorunlu olarak sempatiye yol amasa
da, en azndan nefreti ortadan kaldrr. Bunu son savata sap
tamtk. Bir Almanca retmeni baka herhangi bir Fransz
kadar iyi bir yurttatr, herkes gibi hayatn vermeye hazrdr ve
herkes kadar Almanyaya kar ayaklanmtr ama onun duygu
lar dierlerinden farkldr. Bir kesi sakl tutulmutur. Bir
halkn dilini ve edebiyatn derinlemesine bilen kii, tam olarak
o halkn dman olamaz. Eitimden uluslar arasnda bir anla
ma hazrlamas talep edildii zaman, bunun dnlmesi gere
kir. Edebiyatla ve uygarlkla ruhun iine girmeyi mmkn hale
getiren yabanc dil bilgisi bir hareketle doann genel olarak ya
banc karsnda istedii nyargy kaldrabilir. Ama gizli nyar
gnn grnr btn dsal etkilerini sayacak deiliz. Yalnzca
birbirlerine zt iki zdeyi olan Homo homini deus ile Homo
homini lupudun kolaylkla bulutuklarm syleyelim. Birincisi
formle edilirken bir yurtta dnlr. kincisi yabanclarla
ilgilidir.
Rastlantsal savalarn yannda, esas savalarn bulunduu
nu ve sava igdsnn de bunlar iin yaratlm gibi grn

258 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

dn sylemitik. Bugnn savalar bu tr savalardr. Ar


tk fetih amal savalar gitgide azalmaktadr. Artk yaralanan
z sayg iin, saygnlk iin, onur iin savalmyor. Szde a
kalmamak iin, gerekte ise belirli bir yaam dzeyinde kalmak
iin savalyor. Zaten bu dzeyin altnda yaanmaya deer ol
mad dnlyor. Artk ulusu temsil eden snrl saydaki as
kerden oluan delegasyon da yok. Bir delloya benzer eyler de
kalmad. lk zamanlarn gebe kalabalklarnn yapt gibi,
herkes herkesle dvyor. Yalnzca uygarlmzn yapt si
lahlarla dvlyor ve katliamlar eskilerin hayal edemeyecek
leri lde dehet uyandryor. Bilimin bu gidiatyla, yedekte
tuttuu bir gize sahip bir rakibin dierini yok etme olanana
kavuaca gn yaklayor. Belki de dnyada yenilenden hibir
iz kalmayacaktr.
Olaylar olaan seyrini izleyecekler mi? nsanln velinimet
leri iinde saymakta tereddt etmeyeceimiz insanlar buna ba
aryla kar koyuyorlar. Tm byk iyimserler gibi, zlecek
sorunu zlm olarak varsayarak ie baladlar. Milletler Cemiyetini kurdular. Elde edilen sonularn oktan umut edilen
leri atn sanyoruz. nk savalar yok etmenin zorluu,
genel olarak savalarn ortadan kaldrlacana inanmayanlarn
bile hayal edemeyecekleri kadar byktr. Ktmserler, dv
en iki ulusun durumunu, bir kavgas olan iki bireyin duru
muyla benzer grme konusunda iyimserlerle uyumaktadrlar;
ancak ktmserler iyimserlerden farkl olarak, uluslarn birey
ler gibi hibir zaman anlamazl yarglarn nne gtrmeye
ve verilen karar kabul etmeye mecbur olmadklarn dn
mektedirler. Buna ramen fark kktendir. Milletler Cemiyeti
grnte yeterli bir asker gce sahip olsa bile (gene de boyun
emeyenin her zaman onun zerinde atlm avantaj olacaktr;
ve gene bilimsel buluun ngrlemezlii Cemiyetin hazrlaya
bilecei direncin doasn gitgide daha ngrlemez klmakta
dr), uygarln zerini rtt derin igdye arpacaktr; bu
na karn, bir anlamazl zme iini yargca brakan bireyler,

Henri Bergson 259

kapal toplumda bulunan disiplin igdsyle bunu yapmaya


tevik edilmilerdir: Bir tartma onlar kazara, kesin balanma
olan normal konumdan uzaklatrmtr; dey izgiden uzak
laan sarka gibi bu normal duruma geri dnerler. O halde
zorluk ok daha byktr. Bununla birlikte, bu zorluu ama
ya almak bouna mdr?
yle olduunu pek sanmyoruz. Elinizdeki almann ama
c, ahlkn ve dinin kkenlerini aratrmakt. Baz sonulara
ulatk. Burada kalabilirdik. Ama sonularmzn kkeninde ka
pal toplumla ak toplum arasnda kkten bir fark bulunduu
iin, kapal toplumun eilimleri bize, alan toplumda sklp
atlamaz bir ekilde sryor grnd iin, tm bu disiplin
igdleri ilkel olarak sava igdsnde birletikleri iin, ken
dimize ilkel igdnn hangi lde bastrlabileceini veya
ynnn deitirilebileceini sormamz ve ek baz mlahaza
larla birlikte bize ok doal olarak sorulan bir soruya yant ver
memiz gerekmektedir.
Sava igds kendiliinden varolsa da, rasyonel nedenle
re balanmaktan da geri durmaz. Tarih bize bu nedenlerin ok
olduunu gsteriyor. Savalar daha korkun hale geldike bu
nedenler azalyor. Bir talihsizlik sonucu hl savalarla kar
lamak zorundaysak, gelecek iin ngrlen savalarla birlikte
son sava, uygarlmzn endstriyel zelliinden kaynaklan
mtr. Bugnn atmalaryla ilgili ematik, yalnlatrlm ve
biemlenmi bir anlatm isteniyorsa, ilkin uluslar tamamen ta
rmsal topluluklar olarak tasavvur etmek gerekiyor. Bu toplu
luklar topran verdii rnlerle yaarlar. Bunlarn karnlarn
doyuracak kadar rne sahip olduklarn varsayalm. Toprak
tan daha iyi verim aldklar lde byyeceklerdir. Buraya ka
dar her ey iyi gidiyor. Ama ar bir nfus art varsa ve fazla
nfus dar gitmek istemezse veya yabanc taraf kaplarn ka
pad iin bunu yapamazsa, yiyeceini nereden bulacaktr?
Sanayi ileri ayarlayacaktr. Fazla nfus, ii olacaktr. Eer
lke makineleri altrmak iin devindirici gce, makineleri

260 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

yapmak iin demire, imlat iin hammaddeye sahip deilse,


bunlar dardan almaya alacaktr. Borcunu deyecek ve
iml edilen rnleri dar yollayarak kendisinde bulunmayan
yiyecei alacaktr. Bylece iiler kendi lkelerinde gmen
olacaklardr. Yabanc onlar kendi memleketinde kullanr gibi
kullanacaktr; onlar bulunduklar yerde brakr -belki de onlar
kalmay tercih etmilerdir; ama yabancya bamldrlar. Yaban
c artk onlarn rnlerini kabul etmezse veya onlara imlat
yapmak iin gerekli olan aralar vermezse, sonunda alktan
lmeye mahkm olurlar. Meer ki kendileriyle birlikte lkeleri
de verilmeyeni almak iin gitmeye karar vermesinler. te bu
savatr. Olaylarn hibir zaman bu kadar basit cereyan etmedi
ini sylemeye gerek yok. Alktan lme tehlikesi olmasa da,
konfor, elence ve lks yoksa yaamn deersiz olduu d
nlr; ulusal sanayi, sadece yaamakla snrlysa, zenginlii
salayamyorsa, yetersiz grlmektedir; bir lke, iyi limanlar,
smrgeleri, vs. yoksa kendini eksik hissetmektedir. Btn
bunlardan sava kabilir. Ama izdiimiz ema temel nedenleri
yeteri kadar belirtiyor: Nfus art, pazarlarn kaybedilmesi,
yakt ve hammadde yoksunluu, vs.
Bu nedenleri ortadan kaldrmak veya etkilerini hafifletmek,
savan yok edilmesini hedefleyen uluslararas bir kuruluun en
st grevidir. Bunlarn iinde en tehlikelisi ar nfus artdr.
Fransa gibi doum oramnn ok dk olduu bir lkede, dev
letin kukusuz nfus artm desteklemesi gerekir: Bir ekono
mist, devletiliin en byk dman olmasna ramen, ailele
rin ncden sonra her ocuk iin bir prim e hak kazanmasn
istiyordu. Ama bunun tam tersi olarak, nfusun ok artt l
kelerde, fazla ocuk sahibi olanlara az veya ok vergi uygulan
mas gerekmez mi? Bu durumda devletin mdahale etme, ba
bay aratrma ve dier durumlarda acmasz olacak tedbirleri
alma hakk olacaktr, nk lkenin yaamasn ve dolaysyla
hayata arlan ocuun yaamasm salamak iin, zmnen
devlete gvenilmektedir. nsan saysnda belirli bir esneklik

Henri Bergson 261

braklsa bile, idar olarak nfusa bir snr koymann gln


biliyoruz. Bir zm tasla iziyorsak, bunun nedeni yalnzca
sorunun bize zmsz grnmesidir: Bizden daha yetkin
olanlar daha iyi bir zm bulacaklardr. Ama kesin olan ey,
Avrupann nfusunun ok fazla olduu ve dnyann da yakn
da ayn duruma geleceidir; ve insann almasn ussallatr
maya baladmz gibi insann remesini rasyonel hale getir
mezsek, sava kacaktr. leri igdye brakmak, hibir yer
de buradaki kadar tehlikeli deildir. Antik mitoloji ak tanra
sn sava tanrsyla birletirdii zaman bu olguyu ok iyi anla
dm gstermiti. Vens sizi Marsa gtrecektir. Dzenleme
den kanamazsnz (kt bir szck ama bu szck kurala ve
dzene zorunlu ekler koymasyla sylemek istediini ok iyi
syler). Hammaddelerin paylam gibi, rnlerin az veya ok
serbest dolam gibi ve daha genel olarak u veya bu tarafn
hayat olarak sunduklar birbirlerine zt gereksinimleri karla
ma gibi neredeyse sava kadar ciddi sorunlar ortaya kt za
man ne olacak? Uluslararas bir kuruluun eitli lkelerin ya
salarna ve belki de ynetimlerine bir otorite olarak mdahale
etmeden kesin bar salayacana inanmak ok tehlikeli bir
hata olur. Eer ok isteniyorsa devletin egemenlii ilkesi ko
runsun: Bu ilke zel vakalara uyguland zaman zorunlu ola
rak geveyecektir. Bir kez daha, eer insanln yeterli bir bl
m zorluklar amaya karar vermise, hibir zorluk almaz de
ildir. Savalarn ortadan kaldrlmas istendii zaman, bu zor
luklara cepheden bakmak ve neye raz olunduunu bilmek ge
rekir.
Peki, gidilecek yolu ksaltmamz ve belki de zorluklar teker
teker amak yerine hepsini birden ortadan kaldrmamz mm
kn mdr? Ne olursa olsun, kendi iinde zmlenmesi gere
ken temel sorunu yani nfus sorununu bir tarafa brakalm. Di
er sorunlar zellikle varoluumuzun sanayinin byk gelii
minden itibaren ald ynden kaynaklanmaktadr. Konforu,
refah, lks istiyoruz. Elenmek istiyoruz. Yaammz daha

262 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

zor hale gelse ne olurdu? Mistisizm tartmasz byk ahlk


dnmlerin kaynadr. nsanlk kukusuz bugn her za
mankinden daha fazla mistisizmden uzaktadr. Ama kim bilir?
Son blmde, Bat mistisizmi ile onun endstriyel uygarl
arasnda bir ilikinin var olduunu grr gibi olmutuk. Olay
lar daha dikkatlice aratrmak gerekiyor. Herkes yakn gelece
in byk oranda sanayinin organizasyonuna ve bu organizas
yonun dayataca veya kabul edecei koullara bal olacam
hissediyor. Bu soruna uluslar arasndaki bar sorununun da
bal olduunu grmtk. bar sorunu da buna ayn l
de dayanmaktadr. Korkmak m yoksa umutlu mu olmak gere
kir? Uzun bir sre sanayicilikle makinelemenin insan trnn
mutluluunu salayaca dnlmt. Bugn ekilen acla
rn sorumluluunu onlarn zerine atyoruz. nsanln hibir
zaman bugnk kadar zevke, lkse ve zenginlie susamad
sylenmitir. Kar konulamayan bir gcn insanl gitgide
daha iddetli bir ekilde en kaba arzularn tatmine doru ittii
izlenimi edinilmektedir. Bu mmkn, ama kkende olan itkiye
kadar gitmek gerekir. Eer bu itki enerjik olsayd, hedeflenen
amala ulalan ama arasnda gitgide daha byk bir mesafe
yaratmak iin hafif bir sapma yeterli olurdu. Bu durumda, me
safeyle itkiden daha fazla ilgilenmek gerekmiyor. Kukusuz,
olaylar hibir zaman yalnz balarna meydana gelmiyorlar. n
sanlk ancak deimek isterse deiecektir. Ama belki de bunu
yapmak iin gerekli aralar imdiden salamtr. Belki de he
defe kendisinin varsaydndan daha fazla yakndr. O halde
durumun ne olduuna bakalm. Endstriyel abay sz konusu
ettiimize gre, anlamn da daha yakndan kavramaya ala
lm. Bu, elimizdeki almann sonucu olacaktr.
ou zaman, tarihte gzlemlenen kabarma ve geri ekilme
mnavebelerinden sz edilmitir. Bir ynde devam eden her
eylem ters yndeki bir kar eylemi dourur. Daha sonra eylem
ilk halini alr ve sarka sonsuzca salnr. Buradaki sarkacn bel
lekle donand ve aradaki deneyle byd iin dnte gi

Henri Bergson 263

dite olduundan farkl olduu da dorudur. te bu nedenle


bazen anmsatlan spiral bir hareket imgesi, sarkasal salnm
imgesinden daha dorudur. Gerekten a priori olarak bu tr
sonular dourduu sylenebilecek psikolojik ve toplumsal ne
denler vardr. Aratrlan bir avantajdan aralksz olarak yarar
lanma, bkknla veya kaytszla yol aar; yaat ettiinin hep
sini ender olarak yerine getirir; nceden ngrlememi sakn
calar kar; sonunda kaybettii eyin avantajl tarafn ortaya
karr ve ona dnme arzusunu verir. zellikle, eski ktlkleri
yaamam ve bunlardan kurtulmak iin zahmet ekmemi yeni
kuaklar heveslendirir. Ana-babalar pahal bir bedel dedikleri
bir kazanmdan dolay sevinirlerken, ocuklar onu teneffs et
tikleri hava kadar dnrler en fazla; buna karlk, kendileri
iin ac ekilerek kazanlan avantajlarn tersi olan skntlara
kar hassastrlar. Bu gidi-geliler, tarihsel bir yazg nedeniyle
deil de, parlamenter rejim byk oranda tam da memnuniyet
sizlii kanalize etmek amacyla ngrld iin, modern dev
letin karakteristik zellikleridirler. Yneticiler iyi yaptklar ey
ler iin ancak lml vgler alrlar; onlar her eyi iyi yapmak
iin oradadrlar; ama en kk hatalar hesaba katlr; biriken
arlklar iktidarn dmesini salayncaya dek bu hatalarn
hepsi gizlenir. Eer bunlar sadece iki rakip partiden ibaretse,
oyun mkemmel bir dzenlilikle srecektir. Ekiplerden her biri
alnacak bir sorumluluun olmad btn bir zaman boyunca,
grnrde dokunulmaz olan ilkelerin verdii saygnlkla iktida
ra geri dnecektir: lkeler muhalefette otururlar. Gerekte bu
ekip, eer zekiyse, dierinin kullanlmak zere brakt dene
yimden yararlanabilir; fikirlerinin ieriini ve dolaysyla ilkele
rinin anlamn az veya ok deitirebilir. Bylece salmma ra
men veya daha ok onun araclyla, kaygsn duymak kou
luyla gelime mmkn hale gelir. Ama bu tr durumlarda, iki
kartlk arasndaki gidi-geliler toplumsal insan tarafndan
kurulan ok basit tertibatlardan veya bireysel insann aka
grnen tertibatlarndan kaynaklanr. Bu gidi-geliler mna

264 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

vebenin zel nedenlerine egemen olan ve genel olarak nsan


olaylara kendini kabul ettiren bir zorunluluu gstermezler.
Byle zorunluluklar var mdr?
Tarihte yazgya inanmyoruz. Zamannda harekete geiril
meleri kouluyla, yeteri kadar gerilmi istenlerin ykamayaca
engel yoktur. O halde zorunlu tarihsel yasa yoktur. Ama biyo
lojik kanunlar vardr; belirli bir adan doa tarafndan istenmi
halleriyle insan toplumlar bu zel noktada biyolojiyle balant
ldrlar. Eer organik dnyann evrimi baz yasalara gre, yani
baz gler nedeniyle gerekleiyorsa, bireysel ve toplumsal in
sann psikolojik evriminin, yaamn bu alkanlklarn tama
men reddetmesi mmkn deildir. Oysa, daha nce, yaamsal
bir eilimin znn, yalnzca geliimi ile, aralarnda atlmn
paylalaca farkl ynler yaratarak demet biiminde gelimek
olduunu gstermitik. Bu yasann hibir gizemli tarafnn
olmadn da eklemitik. Bu yasa sadece bir eilimin ayrmsz
bir okluun itkisi olduunu ifade etmektedir ve bu okluk an
cak sondan baa dnerek ele alndnda ve gemiteki bln
mezlii hakkndaki daha sonraki farkl grler, bu blnmez
lii gerekte kendi geliimiyle yaratlm olan unsurlarla birle
tirdii zaman ayrmszdr ve okluktur. Portakal renginin dn
yadaki tek renk olduunu hayal edelim: Bu durumda portakal
rengi sar ve krmznn karm olacak mdr? Kukusuz hayr.
Ama bu renkler de var olsayd sar ve krmznn karm ola
cakt: O halde ilkel portakal rengi krmz ile sarnn ikili bak
asndan ele alnm olacakt; ve bir fantezi oyunu sonucu, sar
ile krmznn portakal renginin bir younlamasndan kaynak
lad varsaylsayd, demet biiminde byme diye adlandrd
mz eyin ok yaln bir rneini elde etmi olacaktk. Ama ne
fanteziye, ne de karlatrma yapmaya ihtiya var. Yapay sen
tez ile ilgili hibir art-fikir olmadan yaama bakmak yeterlidir.
Bazlar istenli eylemi birleik bir refleks olarak kabul ederken,
dier bazlar reflekste istencin dn greceklerdir. Ger
ek u ki, refleksle isten, ne biri ne de tekisi olmayan ama

Henri Bergson 265

geriye dnme yoluyla onlar araclyla ayn anda her ikisi olan
asl ve blnmez bir etkinlik zerine mmkn olan iki gr
somutlatrmaktadr. Ayn eyi, igd ve zek iin, hayvansal
yaam ve bitkisel yaam iin, dier birok farkl ve birbirlerini
tamamlayan ikili eilimler iin syleyebiliriz. Ancak, yaamn
genel evrimi iinde, ift biimlilik yoluyla bu ekilde yaratlan
eilimler ou zaman birbirlerinden ayr olan trlerde geliir
ler; bu trler, her biri tek bana bu dnyadaki anslarn de
nerler; edindikleri maddesellik, ilk eilimi en gl, en karma
k ve en gelimi hale getirmek iin glendirmelerini engeller.
Psikolojik ve toplumsal yaamn evriminde ayn durum sz
konusu deildir. Blnme yoluyla oluan eilimlerin buradaki
geliimi ayn insanda veya ayn toplumda olmaktadr. Ve genel
de ancak art arda geliebilirler. ou zaman olduu gibi sayla
r iki ise, ilkin zellikle birine balanlr; onunla az veya ok ile
riye ve genel olarak mmkn olan en ileriye gidilir; daha sonra,
bu evrim sresince kazanlanla, geride braklanlar aranacaktr.
Bu kez ilki ihmal edilerek kincisi gelitirilir ve bu yeni aba
yeni kazananlarla glenmi olarak, ilk eilimi yeniden ele alp
onu daha ileriye gtrnceye kadar srecektir. lem srasnda,
tam olarak bu iki eilimden birinde olunduu iin, sadece o he
saba katld iin, doal olarak sadece onun olumlu ve dieri
nin yalnzca olumsuz olduu sylenecektir: Olaylara byle bir
biim vermek istersek, dieri gerekten birincinin zttdr. Geli
imin iki ztlk arasndaki bir salnmla gerekletii saptana
caktr ve bunun, durumlara gre az veya ok bir doruluk
pay olacaktr-, nk burada durum ayn deildir ve sarka
balang noktasna geri dndnde bir kazan elde edilmi
tir. Buna ramen ifade kesin olarak doru olabilir ve salnmn
tam da ztlklar arasmda olmas mmkndr. Bu, kendi iinde
avantajl olan bir eilim ancak zt bir eilimin eylemiyle lmlaabildiinde olur ve bylece zt eilim de eit olarak avantajl
olmaktadr. O halde bilge bu iki eilimin ibirliini tleyecektir. Birinci eilim koullar onu talep ettiinde devreye gire

266 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

cek ve ly at zaman da ikinci eilim onu frenleyecektir.


Ne yazk ki, arln ve tehlikenin nerede baladn sylemek
zordur. Bazen, aklc grnenden daha ileriye itme eylemi bile
tek bana yeni bir evreye gtryor, yeni bir durum yaratyor
ve avantaj arttrd srada tehlikeyi ortadan kaldryor. zel
likle bir toplumun ynn belirleyen ve geliimi zorunlu olarak
az veya ok saydaki kuaa yaylan ok genel eilimler bu ka
tegoridendir. Bir zek, insanst bile olsa, nereye gidileceini
bilemez, nk eylem hareket halindeyken kendi yolunu yara
tr, ok byk oranda gerekleecei koullar yaratr ve byle
ce hesaba meydan okur. O halde gitgide daha ileri itilecektir;
ou zaman, ancak bir felketin ok yaknda olmas halinde
durulur. Bu durumda zt eilim bo braklan yeri alr; bu ei
lim de tek bana mmkn olduu kadar uzaa gider. Eer bi
rincisi etkiyse, bu da tepkidir. Bu iki eilim, eer birlikte yol al
salard, birbirlerini lml hale getireceklerine gre, blnmemi
ilkel bir eilim iinde birbirlerinin iine gemeleri lmllatrmann tanmn salayan eyin ta kendisi olduuna gre, btn
yeri kaplama olgusu, tek bana, her bir eilime, engeller kalk
tka taknla kadar gidebilecek bir atlm aktarr; bu eilimin
lgn bir taraf vardr. zgrln alan olan bir alanda yasa
szcn ktye kullanmayalm ama yeterli bir dzenlilik
gsteren byk olaylar karsnda bulunduumuz zaman, bu
kullanl szckten yararlanalm: Balangta yaln bir eilim
den alnan farkl grnmlerden baka bir ey olmayan eilim
lerin sadece blnme yoluyla gereklemesine yol ayor gibi
grnen yasay ikilileme yasas olarak adlandryoruz. Ve b
lnme sonucu gerekleen iki eilimden her birine ikin olan
sonuna kadar takip edilme -sanki bir son varm gibi!- gerek
siniminin ikili taknlk yasas olarak adlandrlmasn neriyo
ruz. Bir kez daha: tki gcnn potansiyel olarak farkl bir itki
gc olan bir durdurma gcyle karlamasyla istenilen l
de kalan basit eilimin, ikileme olmadan bymekle daha iyi
bir i yapm olup olmayacan sormamak mmkn deil.

Henri Bergson 267

Samala dme tehlikesine maruz kalmaz ve felkete kar


gvende olurduk [bylece]. Evet, ama nicelik ve nitelik olarak
azami yaratclk elde edilemezdi. Ne vereceini bilmek iin iki
ynden birine katlmak gerekiyor: Artk ilerlenemeyecei za
man, btn kazanmla birlikte, ihmal edilen veya terk edilen
yne doru atlnacaktr. Kukusuz, bu gidi-gelilere dardan
bakldnda, yalnzca iki eilimin atmas, birinin dierinin
geliimini engellemeye ynelik faydasz giriimleri, kincinin
sonunda yenilmesi ve birincinin intikam grlecektir: nsanlk
dram sever; doal olarak insanlk, uzun saylabilecek bir tari
hin her nnda, kendisine iki parti veya iki toplum ya da iki ilke
arasndaki kavgann biimini veren zellikleri toplar; her biri
sras gelince zaferi getirecektir. Ama atma burada bir geli
menin yzeysel bir grnmdr sadece. Gerek u ki, zerin
de iki grn mmkn olduu bir eilim, ancak bu iki olabi
lirlii devingen gerekler halinde maddiletirebilirse nitelik ve
nicelik olarak en fazlasn verebilir. Bu olabilirliklerden biri ne
atlp meydan ele geirirken, dieri srasnn gelip gelmediini
renmek iin onu aralksz gzetler. Bylece ilk eilimin ieri
i geliecektir, tabi eer ierikten sz edebilirsek, zira hi kim
se, hatt bilinli hale gelen eilimin kendisi bile [eilimden] ne
kacam bilemez. Eilim aba verir, ama sonu bir srprizdir.
Doann ilemi byledir: Doann gzmzn nne serdii
atmalar dmanlktan ok merak uyandrc bir ey haline
geliyor. Ve insanlk doay taklit ettii zaman, ilkel olarak al
nan itkiye kendini brakt zaman, insanln yry belirli
bir dzene kavuuyor ve ok eksik bile olsa, bahsettiimiz ya
salara benzer yasalara boyun eiyor. Ama bu byk parantezi
mizi kapatma zaman geldi. Yalnzca bize bu parantezi atran
durumda iki yasamzn nasl uygulandm gsterelim.
Sz konusu olan, insanln temel saplants haline gelmi
gibi grnen konfor ve lks kaygsdr. Bu kaygnn bulu man
tn nasl gelitirdiini, birok buluun nasl bilimimizin uygu
lamalar olduunu ve bilimin nasl sonsuz gelimeye ynelik ol

268 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

duunu grdmzde, ayn ynde snrsz bir gelime olaca


duygusuna kaplmaktayz. Gerekte, yeni bulularn eski ihti
yalara getirdii tatminler hibir zaman insanl gelinen nok
tada kalmaya mecbur brakmyor; ayn lde buyurucu olan
yeni gereksinimler saylar gitgide artarak ortaya kyorlar. Re
fah yarnn gitgide daha byk kalabalklarn kouturduu
bir pist zerinde hzlandn grdk. Bugn bu bir saldrya
dnmtr. Ama bu taknln bile gzmz amas gerek
mez mi? Bu taknln devamn getirdii ve tamamlaycs ola
bilecei bir etkinlii ters ynde gelitirebilecek baka bir takn
lk var olamaz m? Gerekte, insanlarn maddi yaamlarnn ge
limesini arzulamalar on beinci veya on altnc yzyldan iti
baren balamtr. Ortaa boyunca bir ilekelik ideali egemen
olmutur. Bu idealin neden olduu arlklar burada anmsat
mak gereksiz; daha nceleri de taknlk vard. Bu ilekeliin
ok az saydaki insann ii olduu sylenmitir ve bunu syle
mekte hakldrlar. Ama az saydaki insann ayrcal olan misti
sizmin din yoluyla halk dzeyinde yaygnlamas gibi, kukusuz
istisna olan youn ilekelik insanlarn geneli iin gnlk varo
luun artlarna genel bir ilgisizlik olarak yaylmtr. Bu herkes
iin, bizi artan bir konfor eksikliiydi. Zenginler ve yoksul
lar, bizim iin ihtiya olan gereksiz eylere aldr etmiyorlard.
Bey kylden daha iyi yayorsa, bundan zellikle daha ok e
it yemek yediini anlamak gerektiine iaret edilmiti.2 Geriye
kalan eylerde pek fark yoktu. O halde burada birbirlerini takip
' eden ve her ikisi de taknca davranan iki farkl eilim karsn
da bulunuyoruz. Bu iki eilimin temel bir eilimden alnm iki
zt gre karlk geldikleri sonucuna varmak uygun grn
yor. Bu temel eilim de bylece srayla her iki yola girerek,
dierinin yolu boyunca biriken her eyle birlikte ynlerin birine
yeniden girerek, nitelik ve nicelik olarak yapabilecei her eyi

2 Gina Lombrosonun La Ranon du machinisme (Makinelemenin


Bedeli) adl ilgin eserine baknz. Paris, 1930.

Henri Bergson 269

ve hatt yapabileceinden fazlasn kendi iinden karma ola


nana kavumu oluyor. O halde salnm ve gelime vardr, sa
lnm yoluyla gelime vardr. Ve yaamn srekli artan karma
klndan sonra basitlie bir dn olduunu ngrmek gere
kecektir. Bu dn kukusuz kesin deildir; insanln gelecei
belirsiz kalyor, nk bu gelecek insanla dayanyor. Ama
gelecek asndan, biraz sonra inceleyeceimiz gibi sadece olabilirlilikler veya olaslklar olsa da, ayn ey gemi iin sz ko
nusu deildi: Yukarda belirttiimiz zt iki gelime balangtaki
tek bir eilimin gelimeleridir.
Fikirler tarihi bunun bir kantdr zaten. Sokrateste birbirini
tamamlayan iki zt ynde gelien Sokratesi dnceden Kira
na ve Kinizm doktrinleri dodu: Biri yaamdan mmkn oldu
unca ok tatminin talep edilmesini isterken dieri bu tatmin
lerden vazgeilmesinin renilmesi gerektiini sylemektedir.
Bu dnceler, geveklik ve gerginlik olan iki zt ilkesiyle bir
likte Epikrosulukta ve Stoaclkta devam etti. Bu ilkelerin
karlk geldii iki ruh hali arasndaki z birliinden kuku du
yuluyorsa, Epikros okulunda bile, ou zaman lsz zevkin
aray olan popler Epikrizmin yannda, en st zevkin zevk
lere ihtiyacn kalmamas olduunu ileri sren Epikrosun Epikrizminin olduunu saptamak yeterlidir. Gerek u ki, bu iki
ilke mutluluk iin her zaman edindiimiz fikrin znde bulun
maktadr. Mutluluk szcyle, karmak ve mulak bir eye,
insanln herkesin kendine gre bu szc anlamas iin be
lirsiz halde brakmak istedii bir kavrama iaret edilmektedir.
Ama hangi anlamda anlalrsa anlalsn, gvenlik olmadan ya
ni uyum salanlan bir durum iin sre perspektifi olmadan
mutluluk olmaz. Bu gvenlii ya olaylara egemen olmada ya da
kiiyi olaylardan bamsz klan kendine egemen olmada bula
biliriz. Her iki durumda da ister ieriden alglansn, ister dar
ya yaylsn bu gvenliin gcnden yararlanrz: Gururun veya
bbrlenmenin yolu zerinde bulunuruz. Ama yaamn yaln
lamas veya karmaklamas, bir ikililikten kaynaklanr; ikili

270 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

taknlk halinde gelimeye elverilidir ve sonuta dnemsel


olarak art arda gelmek iin gerekli olan eye sahiptirler.
Bu koullarda, yukarda sylediimiz gibi, yalnla dn
hi de olanaksz deildir. Bilim bile bunun yolunu bize gstere
bilir. Fizik ve kimya tatmin olmamza yardmc olurken ve by
lece bizi ihtiyalarmz oaltmaya davet ederken, fizyoloji ve
tp giderek daha iyi bir ekilde bu oalmada tehlikeli olan ve
tatminlerimizin ounda aldatc olan bize gsterecektir. Gzel
bir et yemeini severim: Eskiden bu yemei benim kadar seven
bir vejetaryen bugn bu ete tiksinti hissetmeden bakamaz. ki
mizin de hakl olduu ve zevklerin ve renklerin tartlamayaca sylenecektir. Belki; ama vejetaryenin eski durumuna hibir
zaman dnmeyecei eklindeki deimez kesinlii saptamaktan
kendimi alamazken, ben her zaman kendi zevkimi koruyaca
mdan ok emin deilim. Vejetaryen iki deney yapt; ben ise
yalnzca birini yaptm. Dikkatini et yemei zerine sabitledii
zaman onun tiksintisi younlarken, benim tatminim bir e
lenceye benzemektedir ve aydnlkta solmaktadr; kesin deney
ler et yemekle yava yava zehirlenildiini kantlarsa -k i bu im
knsz deildir- bu tatmin ortadan kalkacaktr.3 Kolejde bize
yiyeceklerin kompozisyonu gibi organizmamzn gereksinimle
rinin de bilindiini, gnlk beslenme iin gerekli ve yeterli olan
saptayabileceimizi retmilerdi. Kimyasal analizin yiyecei
mizde bulunmasnn salmz iin gerekli olduu vitaminleri
ele alamadn rendiimizde ok armtk. Kukusuz bu
gn tbbn abalarna direnen birok hastaln kayna hi d
nmediimiz eksikliklerdedir. htiyacmz olan her eyi alabil
menin en emin yolu, yiyecekleri hibir ileme tbi tutmamak ve
belki de (kim bilir?) onlar piirmemektir. Burada da sonradan
edinilenin kaltmna inanmann ok zarar dokunmutur. nsan
midesinin alkanlklarn yitirdii ve artk ilkel insan gibi besle-

3 Bu noktada hibir bilgiye sahip olmadmz hemen belirtelim. Et


rneini baka herhangi bir yiyecek gibi setik.

Henri Bergson 271

nemediimiz syleniyor. Bununla ocukluumuzdan itibaren


doal yeteneklerimizi uyumaya braktmz ve belirli bir yatan
sonra onlar uyandrmamzn zor olduu anlalyorsa, bunu
dnenler hakldr. Ama deimi olarak douyor olmamz
pek mmkn deildir: Midemizin tarihncesi atalarmzn mi
desinden farkl olduunu varsaysak bile, fark daha sonraki za
manlarda edinilen basit alkanlklardan ileri gelmemitir. Bilim
bu konularda bizi aydnlatmakta gecikmeyecektir. Bunu ngr
dmz ynde yaptn varsayalm: Sadece beslenmemizde
yaplacak bir reformun bile, bu reform nedeniyle byk oranda
yalnlaacak olan sanayimiz, ticaretimiz ve tarmmz zerinde
saysz etkileri olacaktr. Dier ihtiyalarmz iin ne demeli?
Cinsel yndeki gereksinimler buyurgandr ama doayla yetinilirse, bu ihtiyalar ok hzl tatmin edilirler. Ancak, temel bir
nota olarak ele alnan gl ama verimsiz bir duyu etrafnda,
insanlk durmadan artan sayda sesler yaratmtr; ve bundan o
kadar eitli tnlar karmtr ki, hangi yandan olursa olsun
buna arpan bir nesne artk saplant haline gelen bir ses ver
mektedir. Bu, hayal yoluyla duyuya yaplan srekli bir ardr.
Btn uygarlmz ehvet uyandrcdr. Burada da hl bilimin
syleyecekleri vardr ve bir gn bunu o kadar net olarak syle
yecektir ki onu dinlemek gerekecektir: Zevki bu kadar ok sev
mekten artk zevk alnmayacaktr. Kadn, mzisyenin keman
nn yay altnda titremeyi bekleyen let olarak kalmak yerine,
iten bir ekilde erkein eiti olmak istedii lde bu ann ge
liini hzlandracaktr. Dnm gereklesin: Yaammz daha
basit olduu gibi daha ciddi olacaktr. Kadnn erkein houna
gitmek iin ve dolaysyla kendi kendisinin houna gitmek iin
arzulad lks eyler ok byk oranda gereksiz hale gelecek
tir. Daha az savurganlk ve daha da az haset olacaktr. -Lks,
zevk ve refah, aralarnda genel olarak sanld gibi bir iliki
olmadan, birbirlerine tutunurlar. Onlar kademe kademe yer
letiriyoruz: Refahtan lkse ykselen bir derecelendirme yoluy
la geiyoruz; refahtan emin olduumuz zaman onun zerine

272 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

zevki eklemek istiyoruz; daha sonra lks ak gelecektir. Ama


bu, ruh hallerimizi nesnelerine gre dzenleyebileceim zanne
den tamamen entelektalist bir psikolojidir. Lks basit bir tat
tan ve zevk refahtan daha pahal olduu iin bunlara karlk
gelen bilmem hangi arzunun yava yava byd dnl
yor. Gerek u ki, sahip olunmayan refah bir lks gibi grn
d iin ve o refaha sahip olanlar taklit edilmek ve onlarla eit
olunmak istendii iin, ou zaman lks akyla refah arzu
edilmektedir. Balangta bbrlenme vard. Pahal olduu iin
yenmek istenen ne ok yemek vardr! Yllarca uygar uluslar
abalarnn byk bir ksmn baharat elde etmek iin harca
mlardr. O zamanlar ok tehlikeli olan deniz yolculuunun en
byk amacnn bu madde olmas insan artyor; binlerce
insan bu uurda hayatlarn tehlikeye atmlardr; iinden tesa
dfen Amerikann kefinin kt cesaret, enerji ve serven
anlay esas olarak zencefil, karanfil, karabiber ve tarn pe
inde komak iin harcanmtr. Kedeki bakkaldan birka
sentle satn alnabildiinden beri bu kadar nefis olan bu ho ko
kulu bitkilere kim nem verir ki? Bu tr saptamalar ahlky
zecek eylerdir. Buna ramen bu konu dnldnde, bun
da aym zamanda umutlanmak iin nedenler bulunabilecektir.
Srekli artan refah gereksinimi, elenme al, ar lks zevki,
insanlk salam tatminler buluyor grnd iin bizde insan
ln gelecei iin bu kadar byk tedirginlik yaratan her ey,
lgnca iirilen ve birdenbire patlayacak bir balon gibi grn
mektedir. Bir taknln zt bir taknl davet ettiini biliyo
ruz. zellikle, bugnk olaylarn gemi olaylarla karlatrl
mas, bizi, kesin grnen zevkleri geici olarak kabul etmeye
yneltmektedir. Ve bir otomobile sahip olmak birok insan iin
bugn en byk tutku olduuna gre, otomobilin verdii ben
zersiz hizmetleri kabul edelim, mekaniin yaratt bu aheseri
takdir edelim, oalmasn ve ona ihtiya duyulan her yere ya
ylmasn temenni edelim, ama unu da syleyelim ki, yakn ge
lecekte srf basit bir heves iin veya lks zevki iin pek arzu

Henri Bergson 273

edilmeyebilir, ancak bununla birlikte, bugn karanfil ve tar


nn bana geldii gibi yzst braklmamasn temenni edelim.
Tartmamzn temel noktasna geldik. Mekanik bir bulu
tan kaynaklanan bir lks tatmininden sz ettik. Birok insan
basit refah zevkinde olduu gibi lks zevkini gelitiren eyin
mekanik bulu olduunu sanr. Hatt, genelde maddi ihtiyala
rn her zaman artarak ve azarak ilerledii kabul edilse bile, in
sanln bir kez iine girdikten sonra mekanik bulu alann
terk etmesi iin hibir nedenin olmad dnlr. Bilim ne
kadar ilerlerse, keifleri de o kadar ok bulua yol aacaktr;
ou zaman kuramdan uygulamaya sadece bir adm vardr; ve
bilim durmayacana gre, gerekte, eski gereksinimlerin tat
mininde ve yeni ihtiyalarn yaratlmasnda bir son noktann ol
mamas gerekir gibi grnyor. Ama ncelikle bulu mant
nn m zorunlu olarak yapay ihtiyalara yol atn yoksa bulu
mantn buraya yneltenin yapay ihtiyalar m olduunu sor
mak gerekir.
ikinci varsaym ok daha muhtemeldir. Bu varsaym, maki
nelemenin kkenleri zerine yaplan yakn zamanlardaki al
malar tarafndan dorulanmtr.4 nsann her zaman makineler
icat ettii, lkan bunun dikkat ekici rneklerini grd,
modern bilimin douundan ok nce ve ondan sonra da (ba
msz olarak) ustalkl letlerin tasavvur edildii anmsatlmak
tadr: Bugn hl bilimsel kltr olmayan basit iiler bilgin
mhendislerin dnmedii yetkinliklere ulamaktadrlar. Me
kanik bulu doal bir yetenektir. Kukusuz bu yetenek hazr ve
bir bakma grnr olan enerjileri kullanmakla snrl kald
srece etkileri snrl olacaktr: Kas gc, rzgrn veya suyun
gc. Makine btn verimini, basit bir hareketlenmeyle, mil
yonlarca yl depolanm, gneten alnm, maden kmrnde,
petrolde, vs. yerlemi potansiyel enerjiler kendi hizmetine su
4 Gene Gina Lombrosonun gzel kitabna bavuruyoruz: La Rvolu
tion Industrielle au dix-huitime Sicle (On Sekizinci Yzyldaki
Sanayi Devrimi).

274 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

nulduu gn vermitir. Ama bugn buhar makinesinin icat


edildii gndr ve onun kuramsal dncelerden kmadn
biliyoruz. nceleri yava olan gelimenin, bilim devreye girdik
ten sonra dev admlarla gerekletiini ekleyelim. Kendi haline
brakld srece dar bir yatakta akan, bilimle karlat za
man snrszca genileyen mekanik bulu zihniyetinin bilimden
ayr olduu ve gerektiinde ondan ayrlabilecei de ayn ekilde
dorudur. Nitekim, Rhne, Cenevre glne dklr, sularn
ona kartrm gibi grnr ve kta bamszln korudu
unu gsterir.
O halde bilim, sanld gibi, srf kendi gelimesi sonucunda,
insanlara giderek daha yapaylaan ihtiyalar dayatm deildir.
Byle olsayd, insanlk artan bir maddilie mahkm olurdu,
nk bilimin geliimi durmayacaktr. Ama gerekte, bilim
kendisinden isteneni vermi ve burada inisiyatif almamtr; her
zaman insanln karlarn gzeterek hareket etmeyen ey bu
lu mantdr. Bu mantk bir sr yeni ihtiyalar yaratmtr;
olabildiince ok insana ve mmknse herkese eski ihtiyalarn
tatminini salamak iin yeteri kadar uramamtr. Daha yaln
olarak: Gerekli olan ihmal etmeden gereksiz eyler zerinde
ok fazla dnmtr. Bu iki terimin tanmnn zor olduu,
birileri iin lks olann bakalar iin bir gereklilik olduu sy
lenmitir. Kukusuz; burada ince ayrmlar iinde kolaylkla yo
lumuzu kaybedebiliriz. Ama kabaca grlmesi gereken durum
lar da vardr. Milyonlarca insan karnlarn doyuramyor. Ve i
lerinde alktan lenler var. Eer yeryz daha fazla retseydi,
karnlarn doymamas ve alktan lme olasl ok daha dk
olurdu.5 Topran yeteri kadar kol gcnden yoksun olduu
ileri srlecektir. Mmkndr: Ama neden kollardan vermeleri
5 Kukusuz tarm rnlerine kadar yaylan ve hatt onlarla balayabilen ar retim krizleri vardr. Ama bunlar doal olarak insanlk
iin ok fazla yiyecek bulunmasyla ilgili deildir. Bu sadece retimin
yeterli lde organize olmamasndan, rnlerin dei toku edileme
mesinden kaynaklanmaktadr.

Henri Bergson 275

gerekenden daha fazla aba isteniyor? Eer makinelemenin


bir kusuru varsa, o da bu sert almada insana yardm etmek
iin yeterli lde kullanlmamasdr. Tarm makinelerinin ol
duu ve imdi bunlarn kullanmnn ok yayld yant verile
cektir. Kabul ediyorum, makinenin burada insann ykn
azaltmak iin yapt ey, bilimin topran verimini arttrmak
iin yapt ey nispeten snrldr. nsan besleyen tarmn geri
ye kalan ynetmesi ve her durumda sanayinin ilk ii olmas ge
rektiini hissediyoruz. Genel olarak, sanayi tatmin edilecek ge
reksinimlerin az veya ok nemli olmasyla yeteri kadar ilgilen
memitir. Doal olarak, satma dnda hibir eyi dnmeden
iml ederken moday takip ediyordu. Baka yerde olduu gibi
burada da, sanayiyi tarma uyduran ve makinelere insanla en
fazla hizmeti verebildii yer olan rasyonel yeri veren merkez ve
dzenleyici bir dncenin var olmas istenmitir. Makinele
menin eletirisi yapld zaman, temel ikyet ihmal ediliyor.
Makineleme, ncelikle iiyi makine dzeyine indirgemekle ve
daha sonra sanatsal duyguyu alt st eden tekbiim bir retime
varmakla sulanmaktadr. Ama makine iiye daha fazla din
lenme saati salyorsa ve ii bu fazla bo zaman, kt ynetil
mi bir sanayilemenin herkese sunduu szde elencelerden
baka bir eye kullanrsa, makinenin ortadan kalkmasndan
sonra, her zaman dar uurlarda olmak zere, (zaten imknsz
olan) lete geri dnn ona dayataca eyle yetinmek yerine,
zeksn istedii gibi gelitirecektir. rnn tekbiimliliiyle
ilgili olarak unu syleyebiliriz, eer ulusun btn tarafndan
gerekletirilen zamandan ve almadan tasarruf, entelektel
kltrn daha ileri gitmesini ve gerek zgnlklerin gelime
sini salayacaksa, bunun sakncas ihmal edilebilir. Hepsi ayn
apkay giyiyor diye Amerikallar eletirilmitir. Ama kafann
apkadan daha nemli olmas gerekir. Kafam kendi zevkime
gre doldurmam salayn, ben herkesin apkasn giymeyi ka
bul edeceim. Bizim makinelemeye kar itirazmz bu nokta
da deildir. Gerek ihtiyalar tatmin etme aralar gelitirerek

276 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

insanla verdii hizmetleri inkr etmeden, makinelemeyi ya


pay eyleri ok fazla desteklemekten, lkse itmekten, krlarn
yerine ehirlerin oluumuna yardmc olmaktan, patronla ii
ve sermaye ile emek arasndaki mesafeyi geniletmekten ve ili
kileri deitirmekten dolay eletiriyoruz. Dier taraftan btn
bu sonular dzeltilebilir; o zaman makine byk velinimet
olacaktr. Bunun iin, insanln varoluunu karmaklatrmakta gsterdii taknln aynsyla onu basitletirmek iin
aba gstermesi gerekir. nisiyatif ancak ondan gelebilir, nk
bulu dncesine belirli bir yol veren, eylerin szde gc ve
ya makineye ikin bir yazg olmayp insanln ta kendisidir.
Peki, insanlk onu tam olarak istemi midir? Balangta
verdii itki tam olarak sanayiciliin ald ynde mi gidiyordu?
Eer dosdoru yrnmse ve kou uzun srmse, balang
ta sadece alglanamayan bir sapma olan bir ey varta byk
bir aralk haline gelir. Oysa, daha sonra makineleme olmas
gereken eyin ilk taslaklarnn, demokrasiye beslenen ilk z
lemlerle ayn zamanda izilmi olduuna phe yok. ki eilim
arasndaki yaknlk XVIII. yzylda tamamen grnr hale geli
yor. Bu yaknlk Ansiklopedistlerde arpcdr. O halde, insan
lk kadar eski olan ama yeteri kadar yer verilmedii srece ye
tersiz bir etkinlikte olan yaratma dncesini ileri iten eyin de
mokratik bir esin olduunu varsaymamz gerekmez mi? Kesin
likle herkes iin lks veya herkes iin refah dnlmyordu;
ama herkes iin gvenli bir maddi yaam, gven iinde saygn
lk temenni ediliyordu. Bu temenni bilinli miydi? Tarihte bilindnm var olduuna inanmyoruz: Ska sz edilen byk
yer alt dnce akmlar, insan kitlelerinin aralarndan bir veya
birka tarafndan srklenmesiyle meydana gelmitir. Bu in
sanlar ne yaptklarn biliyorlard ama yaptklarnn btn so
nularn nceden gremezlerdi. Devamn bilen bizler, bunla
rn imgesini kkene kadar gtrmekten kendimizi alamyoruz:
Gemite bir serap gibi grnen imdi, bylece gemiin bilinds olarak adlandrdmz ey oluyor. imdinin geriye

Henri Bergson 277

dndrlmesi ok sayda felsef yanlgnn nedenidir. O halde,


on beinci, on altnc ve on sekizinci yzyllara (ve ayn ekilde,
ok farkl olan ve byk bir parantez olarak kabul edilen on ye
dinci yzyla) bizimkine benzeyen demokratik kayglar atfet
mekten kanacaz. Yaratma dncesinin kendinde bir g
olarak tad eyin grnmn de bu kayglara yklemeye
ceiz. Reformun, Rnesansn ve yaratc itkinin ilk semptom
larnn veya habercilerinin de ayn dnemde olduu da daha az
doru deildir. Burada, o gne kadar Hristiyan idealinin ald
biime kar birbirlerine yakn tepkinin meydana gelmi ol
mas imknsz deildir. Bu ideal varln gene de srdryor
du ama insanla her zaman ayn yzn gsteren bir yldz
gibi grnyordu: Her zaman ayn yldzn sz konusu oldu
unun farkna varlmadan dierini grr gibi olunuyordu. Mis
tisizmin ilekelii ardna kuku yok. Her ikisi de her za
man az saydaki insana zgdr. Ama gerek, tam, etkin misti
sizmin, onun z olan sevgi sayesinde yaylmay istemesi de
daha az doru deildir. Bu mistisizm, karnn doyuramama
korkusuyla dolu bir insanlkta, younluu azalm ve zayflam
olarak nasl yaylrd? nsan ancak gl bir letin ona dayanak
noktas vermesiyle yerin zerinde dorulacaktr. Eer madde
den kurtulmak istiyorsa maddeye arln vermek zorundadr.
Dier bir anlatmla, mistik mekanii arr. Bu yeteri kadar
fark edilememitir, nk mekanik, bir makas deitirme kaza
s sonucu, ucunda herkes iin zgrlk yerine belirli saydaki
insan iin abartl refahn ve lksn olduu bir yola atlmtr.
Kazann sonucundan etkilendik ve makinelemeyi olmas ge
rektii haliyle, zn oluturan ey ierisinde gremiyoruz.
Daha ileri gidelim. Eer organlarmz doal letlerse, letleri
miz bu adan yapay organlardr. inin leti kolunun bir de
vamdr; o halde insanln letleri bedeninin bir uzantsdr.
Doa, bizi z olarak retici bir zekyla donatrken, bu ekilde
bizim iin belli bir byme hazrlamt. Ama petrole, kmre,
ak kmre yryen ve milyonlarca yl boyunca birikmi po

278 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

tansiyel enerjileri harekete dntren makineler organizma


mza o kadar geni bir yaylm, o kadar mthi, boyutuyla ve
gcyle o kadar orantsz bir g vermitir ki, bunlarn tr
mzn yap plannda hi ngrlmemi olduu phesizdir:
Bu, benzersiz bir ans ve gezegenimiz zerinde insann en b
yk maddi baars olmutur. Belki de batan tinsel bir itki yer
letirilmiti: Genileme, toprak altndaki mucizev bir hzineye
arpan tesadfi bir kazma darbesiyle kendiliinden olmutu.6
Oysa, lszce byyen bu bedenin iinde, ruh daha nceki
haliyle, bu bedeni dolduramayacak kadar kk ve onu ynetemeyecek kadar zayf kalmt. Bunun sonucunda ruhla beden
arasnda bir boluk olutu. Bu boluun tanmlar olan ve onu
doldurmak iin bugn dzensiz ve etkisiz bu kadar abaya ne
den olan kayg verici toplumsal, politik ve uluslar aras sorunlar
bu orantszlktan dodular: Bu kez, manev yeni potansiyel ener
ji kaynaklarna ihtiyacmz var. Byyen bedenin ek bir ruh bek
lediini ve mekaniin mistie gereksinim duyduunu da ekle
yelim. Bu mekaniin kkenleri belki de sanldndan daha mis
tiktir; mekanik ile daha fazla dnyaya eilen insanlk onunla
yeniden dorulmay ve gkyzne bakmay baarrsa, mekanik
gerek ynn bulacak, gcyle orantl hizmetler verecektir.
Gc ve derinlii pek fark edilmeyen bir eserinde Ernest
Seillere ulusal tutkularn kendilerine nasl tanrsal grevler at
fettiklerini gsteriyor: Emperyalizm genel olarak mistisizme dnyor. Mistisizm szcne Ernest Seillerein kul
land7 ve ok saydaki eserin yeteri kadar tanmlad anlam
verirsek, olgu son derece aktr; yazar bu olguyu saptayarak,
onu nedenlerine balayarak ve sonularnda izleyerek tarihin
felsefesine nemli bir katkda bulunuyor. Ama muhtemelen
kendisi de, yapt emperyalizm tanmyla anlald ekliyle
6 Sylemeye gerek yok, mecaz anlamda konuuyoruz. Buharl maki
nenin hzineye dntrd kmr ok nceden biliniyordu.
7 Emperyalizm szcnde de yaptmz gibi, burada bu anlamn
sadece bir blmn ele alyoruz.

Henri Bergson 279

mistisizmin, son blmde incelediimiz gerek mistisizmin ve


dinamik dinin yalnzca taklidi olduunu kabul edecektir. Bu
taklidin mekanizmasn grdmze inanyoruz. Bu, markas
silinmi ve dinamik dinin verdii yeni etiket altnda statik haliy
le braklm, eskilerin statik dininden bir alntdr. Dier taraf
tan taklidin kt bir niyeti yoktur; ok fazla istenen bir ey de
deildir. Gerekte, statik dinin insan iin doal olduunu ve
insan doasnn deimediini anmsayalm. Atalarmzda do
utan olan inanlar ruhumuzun derinliklerinde varlklarn
srdrrler; zt gler tarafndan bastrlmadklar andan itiba
ren tekrar ortaya karlar. Oysa antik dinlerin temel zellikle
rinden biri de, insan gruplar ile her bir gruba balanan tanrlar
arasndaki bir balant fikriydi. Sitenin tanrlar site iin, siteyle
birlikte savarlard. Bu inan gerek mistisizmle, baz ruhlarn
btn insanlar ayn sevgiyle seven ve onlardan birbirlerini sev
melerini isteyen bir Tanrnn aralar olduklar duygusuyla
uyumaz. Ama ruhun karanlk derinliklerinden bilin yzeyine
kld ve modern mistiklerin dnyaya tanttklar ekliyle ger
ek mistisizmin imgesiyle karlald zaman, igdsel olarak
inan gln bir ekilde bu kla brnr; modern mistiin
Tanrsna eski tanrlarn ulusalcln atfeder. te bu anlamda
emperyalizm mistisizme dnr. Gerek mistisizme dnersek,
onun emperyalizmle uyumadn fark ederiz. Daha nce yap
tmz gibi, mistisizmin ok zel bir g istencine destek ol
madan yaylamayacan syleyebiliriz en fazla. Tam da insann
insan zerinde basksnn olmamas iin, burada insanlar ze
rinde deil de nesneler zerinde etkili olan bir imparatorluk
sz konusu olacaktr.
Mistik bir deha ortaya ksn; korkun byyen bir bedene
ve kendi tarafndan dntrlm bir ruha sahip bir insanl
arkasndan srkleyecektir. Bu insanlktan yeni bir tr olutur
mak veya daha ok onu bir tr olma zorunluluundan kurtar
mak isteyecektir: Tr demek kolektif duraklama demektir ve
tam varolu bireyselliin iindeki devingenliktir. Gezegenimizin

280 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

zerinden geen byk hayat soluu, organizasyonu hem uysal


hem de si olan bir doann izin verecei kadar uzaa itmitir.
Bu son szckle, yaamn kaba maddede -b ir biyolog tavryla,
maddeye niyetler atfedilebilirmi gibi ele aldmz btnlktekarlat lehte durumlar ve direnleri belirttiimiz biliniyor.
evresinde bir sezgi saa tayan retici zekya sahip bir be
den, doann yapabildii en eksiksiz eydir. nsan bedeni byledir. Orada yaamn evrimi sona ermektedir. Ama ite zek,
letlerinin yapmn (mekanik yapma ok az yatkn olan) doa
nn ngremedii derecede karmakla ve mkemmellie
ulatrrken (ekonomiyi hi bilmeyen), doann hi dnme
dii enerji rezervlerini makinelere boaltrken, bizi, yannda be
denimizin gcnn pek bir nemi kalmad glerle donat
mtr. Bilim, tartlabilir maddenin en kk parasnn youn
lam halde ortaya koyduu gc serbest brakabildii zaman,
bu gler snrsz olacaklardr. Maddi engel neredeyse ortadan
kalkmtr. Yarn, yaam durmas gereken noktaya gtrm
olan esine giden yol ak olacaktr. Kahramann ars gelir
bylece: Hepimiz onu izlemeyeceiz ama hepimiz bunu yap
mamz gerektiini hissedeceiz ve iinden getiimiz zaman
genileteceimiz yolu tanm olacaz. Ayn anda tm felsefe
iin en stn devin gizemi aydnlanacaktr: Bir yolculuk ba
lamt, onu durdurmak gerekmiti; yeniden yola koyularak,
daha nce istenmi olan yeniden istemekten baka bir ey ya
plmam oluyor. Her zaman bir aklama gerektiren ey, hare
ket olmayp durmadr.
Ama ayrcalkl byk bir ruhun ortaya kna ok fazla bel
balamayalm. Onun yokluunda, baka etkiler dikkatimizi bizi
elendiren oyuncaklardan ve etrafnda kavga ettiimiz aldat
macalardan baka taraflara ekebilecektir.
Bilimden yardm gren bulu yeteneinin gerekten insann
nne, gereklikleri tartmasz olan enerjileri nasl koyduunu
grdk. Burada sz konusu olan fziko-kimyasal enerjiler ve
maddeyle ilgili ilimdir. Ama ya ruh? Bilimsel olarak ruh olabil

Henri Bergson 281

diince derinletirildi mi? Byle bir derinletirmenin verebile


cei eyi biliyor muyuz? Bilim ilkin maddeye baland; yz
yl boyunca baka bir konusu olmad; bugn hl, szce bir
sfat eklenmedii zaman madde biliminden sz edildii kabul
edilmektedir. Daha nce bunun nedenlerini gstermitik. Mad
denin bilimsel incelemesinin neden tininkinden nce geldiini
belirtmitik. Mmkn olduu kadar hzl gitmek gerekiyordu.
Geometri nceden vard; eskiler tarafndan yeteri kadar ileri
gtrlmt; matematikten iinde yaadmz dnyann ak
lanmas iin verebilecei her eyi ekip almakla ie balanlma
lyd. Zaten tinin bilimiyle balamak pek arzu edilebilir deildi:
Tin bilimi, tin zerine yeniden bir srama gerekletirmek iin
beklerken, geometriden fizie, kimyaya ve biyolojiye yaylan
kesinlie, salamla ve kantlama kaygsna kendi kendine ula
amazd. Bununla birlikte, ok ge gelmi olmaktan zarar gr
memitir diyemeyiz. Gerekten, insan zeks bu arada her eyi
uzamda grme ve her eyi maddeyle aklama alkanln bi
limle merulatrm ve bylece bu alkanl tartlmaz bir
otoriteyle glendirmitir. Bu durumda zek ruha ynelebilir
mi? Zek isel yaamn uzamsal bir tasarmn vermektedir; ye
ni nesnesine eskisinden saklad imgeyi aktarmaktadr: Bun
dan, bilin durumlarnn karlkl olarak birbirlerinin iine gir
mesini hesaba katmayan atomistik psikolojinin yanllklar
domaktadr; bundan, sre iinde aramadan tine ulaacan
ileri sren bir felsefenin faydasz abalar kmaktadr. Sz ko
nusu olan ruhla beden arasndaki iliki midir? Karklk imdi
daha da vahimdir. Sadece metafizii yanl bir yola sokmam
tr; bilimi baz olgularn gzleminden uzaklatrm veya daha
ok nceden bilmem hangi dogma adna aforoz edilen baz bi
limlerin domasna engel olmutur. Gerekten, zihinsel etkinli
in maddi eanls onun edeeri olarak anlald: Her gerein
uzamsal bir temeli olduu kabul edildiinden, tinde, insanst
bir fizyologun bu tine karlk gelen beyinde okuyaca eyden
baka hibir ey bulunamayacaktr. Bu tez, olgularn keyf bir

282 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

yorumu olan, saf bir metafziksel varsaymdr. Ama ona kar


ileri srlen ve her ruh durumunun ona yalnzca ara hizmeti
veren beyinsel bir durumu kulland temeline dayanan spiritalist metafizik de ayn lde keyfdir; bu metafizik iin, zihin
sel etkinlik beyinsel etkinlikle ayn anda vardr ve u andaki
hayatta noktas noktasna beyinsel etkinlie karlk gelmekte
dir. Zaten ikinci kuram, her zaman ekiciliine kapld birinci
kuramdan etkilenmitir. Her iki tarafta da kabul edilen pein
fikirleri bir tarafa brakarak, olgularn evresini mmkn oldu
u kadar sktrarak, bedenin rolnn ok daha farkl olduu
nu gstermeye altk. Tinin etkinliinin maddi bir eanls
vardr ama bu tinin bir blmn ierir; kalan bilindnda
yer alr. Beden bizim iin bir eylem aracdr ama ayn zamanda
alglamay engelleyen eydir. Rol her durumda faydal olan
hareketi yapmaktr; tam da bunun iin, u anki durumu aydn
latmayan anlarla birlikte, zerinde hibir etkimizin olmad
nesnelerin algsn bilinten uzaklatrmak zorundadr.8 Bu, bir
filtre veya bir ekrandr. Gerekleerek eylemi rahatsz edebile
cek her eyi gcl (potansiyel) halde tutar. Yapmamz gereken
eyin yararna nmz grmemize yardmc olur; buna kar
n, srf zevkimiz iin saa sola bakmamz engeller. Dn
devasa alannda, gerek bir psikolojik yaam sunar bize. Ksa
ca, beynimiz tasavvurumuzun ne yaratcs, ne de saklaycsdr;
yalnzca tasavvurumuzu etkili klmak iin snrlar. Beyin, dik
katini yaama verme organdr. Ama bundan, ister bedende ol
sun, ister bedenin snrlad bilinte olsun, ilevleri, yaplar iti
bariyle insan eyleminden karlmas gereken nesneleri insan
algsndan uzaklatrmak olan tertibatlarn var olmasnn gerek
lilii kar. Bu mekanizmalar rahatsz edildikleri zaman, onlar
kapal tutan kap alr: Bir ey, belki de bir te taraf olan bir
8 Daha yukarda grme gibi bir duyunun, kulland ara genilemeyi
kanlmaz kld iin, daha uzaklara nasl gittiini gstermitik.
(Bknz. S. 179. Bknz. Matire et Mmoire (Madde ve Bellek) ilk bl
mn tamam).

Henri Bergson 283

dardan geer. Psiik bilim bu anormal alglarla ilgilenir.


Bu bilimin karlat direnler bir lde aklanabilir. Bu bi
lim dayanak noktasn, her zaman kuku uyandran insan ta
nklndan alr. Bilim adam tipik bir fizikidir bizim iin; ku
kusuz onu aldatarak elenmeye almayan bir maddeye olan
hakl gveninden doan davran, bizim iin her bilimin zelli
i haline gelmitir. Aratrmaclarn her yerde aldatmaca koku
su aldklar bir aratrmaya hl bilimsel olarak bakmakta g
lk ekiyoruz. Kukular bizi rahatsz eder ve gvenleri daha da
fazla sknt verir: Tetikte olmaktan ok abuk vazgeildiini
biliyoruz; meraktan safla giden eim ok kaygandr. Bir kez
daha, tiksinti verici baz durumlar byle aklanyor. Ama ger
ek bilginler aktarlan olaylar her eyden nce inanlmaz
olarak grmeselerdi, onlarn psiik aratrmaya kar ne
srdkleri kabul-edilemezliin amac anlalamazd; bir olayn
imknszln ortaya koymann kavranabilir hibir yolu olma
dn bilmeselerdi, imknsz diyeceklerdi; buna ramen te
melde bu imknszln olduuna inanmlardr. Ve buna inan
mlardr, nk organizma ile bilin arasndaki ve bedenle ruh
arasndaki belirli bir ilikinin tartlmaz ve kesin olarak kant
lanm olduuna karar vermilerdir. Bu ilikinin tamamen var
saymsal olduunu, bilim tarafndan kantlanmadn ama bir
metafizik tarafndan gerekli klndn grmtk. Olgular ok
farkl bir varsaym telkin ediyor; ve eer kabul edilirse, psiik
bilim tarafndan iaret edilen olaylar veya en azndan bazlar o
kadar muhtemel hale gelirler ki, incelenmesine giriilmesi iin
bu kadar zaman beklenilmesine hayret edilir. Baka yerde tar
ttmz bir noktaya geri dnmeyeceiz. Yalnzca bize en iyi
ekilde ortaya karlm gibi grnen eylerden sz etmek
gerekirse, rnein birbirlerini tutan binlerce tanklktan sonra,
telepatik tezahrlerin gerekliinden kuku duyuluyorsa, ge
nel olarak insan tanklnn bilimin gznde yok saylmas ge
rekecektir: Peki bu durumda tarih ne olacak? Gerek u ki,
psiik bilimin bize sunduu sonular arasnda bir seim yap

284 Son Aklamalar Mekanik ve M istik

mak gerekmektedir; kendisi bile hepsini ayn dzeye koymak


tan uzaktr; o da kendisine kesin grnen ile sadece muhtemel
olan veya en fazla mmkn olan arasnda ayrm yapmaktadr.
Ama, kesin olarak ileri srd eyin bir ksm bile kabul edil
se, onun kefetmeye balad terra incognitamn devasaln
fark etmemiz iin geriye ok ey kalyor. Bu bilinmez dnya
dan, bedenin gzleriyle grlebilir lgn bir k geldiini var
sayalm. Ne derse desin genel olarak yalnzca grd ve do
kunduu eyleri var olarak kabul etmeye alm bir insanlkta,
ne kadar byk bir deiim olurdu! Bu ekilde bize gelecek
bilgi belki de ruhlardaki en aa eyin, tinselliin son derecesi
nin bilgisi olurdu. nsanlarn ounda rastlanlan ama ou za
man szde, soyut ve etkisiz kalan bir te dnya inancn canl
ve etkin bir geree dntrmek iin daha fazlasna gerek kal
mazd. Bunun hangi lde hesaba katldn bilmek iin, in
sanlarn nasl zevke atldklarna bakmak yeterlidir: Zevkte hi
likten elden geldii kadar bir eyler koparma olasl ya da l
m kmsemenin bir yolu grlmeseydi, ona bu lde balanlmazd. Gerekte, lmden sonra yaayacamza emin ol
saydk, kesinlikle emin olsaydk, baka hibir ey dnemez
dik. Zevkler srerdi ama donuk ve renksiz olarak, nk yo
unluklar sadece onlara gsterdiimiz dikkattir. Bu zevkler
sabah gneinde ampullerimizin gibi solarlard. Zevk se
vincin glgesinde kalrd.
Sevin gerekte yaygn bir mistik sezginin yayaca yaam
sadelii olurdu; sevin bir te dnya grn geni bir bilim
sel deney iinde otomatik olarak izleyen sevin olurdu. Bu ka
dar tam bir ahlk reformun eksiklii nedeniyle, geici arelere
bavurulacak, giderek daha istilac olan bir dzenlemeye bo
yun eilecek, doamzn uygarlmzn nne koyduu engel
ler teker teker alacaktr. Ama ister byk yollar, ister kk
yollar seilsin, belli bir karar kendini kabul ettiriyor. nsanlk
kendi yaratt gelimelerin altnda yar ezilmi bir ekilde inli
yor. Geleceinin kendisine bal olduunu yeteri kadar bilmi

Henri Bergson 285

yor. Eer yaamaya devam etmek istiyorsa, ncelikle bunu ken


disinin grmesi gerekiyor. Daha sonra yalnzca yaamak isteyip
istemediini ya da boyun emeyen gezegenimize kadar evrenin
esas ilevi olan tanrlar yaratan bir makinenin gereklemesi
iin gerekli abay gsterip gstermeyeceini kendisine sormas
gerekir.

DZN

A
apriori, 23, 29, 71, 101, 157,
233, 235, 263
ak ahlk, 35, 53
adalet, 53, 61, 76, 215, 252
ahlk, 9, 30, 31, 32, 33, 35, 43,
45, 46,51, 52, 53, 57,71,
78, 87, 110, 111, 183, 242,
255
alkanlk, 8, 12, 16, 20, 22, 23,
27, 45, 46, 49, 119, 143,
180
ampirik, 100, 233
Ansiklpedistler, 276
Aristoteles, 58, 196, 216
arzu, 13, 19, 20, 41, 125, 138,
189, 220, 272, 281
ak, 35, 38, 85, 89, 190, 209,
211, 225, 227, 232, 253,
261
ak atlm, 85, 89, 211
atlm, 35, 44, 45, 46, 51, 54,
57, 58, 66, 75, 90, 100,
101, 125, 150, 189, 211,
215, 222, 227, 241, 242,
246, 258, 266

B
bellek, 96
biyoloji, biyolojik, 90, 104, 144,
164, 184, 229, 245, 250,
264
Brahmanizm, 198, 200
Buda, 198, 200
Budizm, 198, 200, 201, 203

D
demokrasi, 66, 253
deneyim, 48, 93, 103, 117,
208, 218, 222
doa, 10, 12, 24, 27,34, 35,
37, 40, 47, 49, 57, 60, 64,
73, 84, 85, 87, 96, 108,
114, 117, 121, 128, 129,
136, 142, 143, 144, 147,
149, 152, 155, 171, 173,
176, 182, 183, 188, 191,
200, 202, 209,211,239,
242, 244, 248, 249, 251,
255, 264
Durkheim, Emile, 93, 120, 164

Ahlkn ve Dinin ki Kayna 287

E
enerji, 14, 60, 187, 203, 208,
222, 227, 228, 229, 235,
272, 278, 280
Epikros, 269
evrim, 24, 50, 72, 87, 95, 102,
103, 113, 115, 184, 188,
195, 203, 222, 228, 229,
245, 265

i
James, William, 137, 139, 140,
141, 143, 195, 219

K
Kant, Immanuel, 18, 77, 253
Kinikler, 55 /
ktlk, 63, 118, 162
Ksenophanes, 55

F
felsefe, 21, 28, 54, 58, 69, 74,
81, 96, 112, 117, 147, 157,
181, 196, 198, 201,216,
223, 225, 234, 237, 245,
280

L
Leibniz, Gottfried, 73, 233
Lvy-Bruhl, Lucien, 92, 128,
131, 134

M
H
Hamadryade, 160
heyecan, 36, 39, 40, 42, 43, 44,
46, 48, 54, 75, 86, 137,
142, 194, 205, 206, 225,
227,
229
Hristiyan mistisizmi, 202, 206

i
imgelem, 109, 147
ncil, 53, 56, 70, 214, 217,
220, 253
sa, 56, 214
srail peygamberleri, 30, 68,
214
isten, 19, 32, 35, 44, 65, 126,
154, 159, 255, 264
iyilik, 46, 78, 86, 118, 160,
162, 182

madde, 32, 67, 74, 76, 102,


118, 124, 127, 131, 133,
148, 151, 200, 212, 224,
228, 229, 232, 255, 272,
281
mekanik eylem, 101, 146
mekanik nedensellik, 127, 128
mekanizm, 103
metafizik, 44, 56, 64, 89, 217,
222, 282
Mili, John Stuart, 109
Muhayyile, 96

N
Nietzsche, Friedrich, 250

O
organizma, 8, 26, 34, 83, 106,
283

288 Dizin

dev, 8, 9, 12, 16, 17, 18, 20,


22, 25, 26,27, 3 0 ,3 1 ,3 4 ,
43, 49, 74, 75, 77, 84, 88,
240, 241, 242, 253

P
Pascal, 230
Platon, 55, 58, 64, 94, 196,
216,
235
Plotinos, 56, 196, 197

R
Rousseau, Jean-Jacques, 37,
253

S
saf dev, 46, 51
sentez, 264
sezgi, 57, 102, 190, 221, 229,
241, 280
Sokrates, 54, 269
Spencer, 245
Stoaclar, 54, 57, 69

T
Tanr, 30, 43, 48, 54, 68, 88,
167, 179, 180, 195, 197,
205, 2 0 9 ,2 1 1 ,2 1 2 ,2 1 4 ,

215, 224, 225, 227, 228,


230, 233, 249, 250, 279
Themis, 111
tutku, 19, 20,35, 157, 272

Y
Yahudi, 69, 214
yaratc atlm, 76, 177, 201
yaratc evrim, 160, 188
yaratma, 42, 64, 96, 98, 107,
113, 121, 147, 153, 167,
173, 177, 183, 184, 185,
189, 192, 194, 199, 226,
235, 240, 241, 276
yaam atlm, 51, 117, 184,
210, 246
yaamsal atlm, 99, 100, 223,
224,
229
Yunan, 30, 54, 58, 69, 79, 160,
168, 171, 173, 195, 197,
200, 213, 249

z
Zenon, 33, 48, 65, 175
Zeus, 168, 171
zihin, 39, 40, 42, 57, 58, 75,
93, 97, 98, 119, 122, 155,
166

XX. yzyln banda Bergsonun yaratc atlm (lan vital) kav


ram, umudunu yitirmi Avrupa entelektelinin ruhuna yepyeni
bir soluk flemiti. Artk, dnce ve sanat evrelerinin sohbet
lerinde szler hayat hamlesi kavram ile balyor ve onunla bi
tiyordu. Geni bir sahada Bergsoncu felsefenin yorumlan ve
aklamalar hkimdi. ou kimse felsefede yeni bir gn dodu
u, baka birok etkinliin de bylece aydnla kavutuu inancndayd. William James, Bergsonun yaptlarnn tutkulu bir
okuyucusuydu. Marcel Prousttan Bernard Shawa birok edeb
yaptta, George Sorelin siyasal grlerinde, Claude M onetnin
izlenimci resimlerinde, Claude Debussynin mziinde ve tinsel
deerlere dayanak arayan din adamlarnda Bergsonun derin et
kisi grlmtr. yle ki, Cumhuriyetin ilk yllannda var olma
hamlesi ierisindeki Trk dnce yaamnn Bergsonculua y
nelmesi bu yzden manidardr.
Bergson felsefesinde yeeren ey madde, cansz varlk deildir;
gereklik sredir ve bunu yalnzca sezgi kavrayabilir. Zaman bir
birikimdir. Gelecek hibir nnda gemiin ayns olamaz, zira
her admda yeni bir tecrbe aa serilir. Bergson, bilinli bir
varlk iin var olmann deimek olduunu kabul eder, zira de
imek olgunlamak demektir; olgunlamak ise, sonsuzca kendi
kendini yaratmak demektir. Bu, yalnzca bilinli insan varl
iin deil, fakat btn gereklik iin byledir. Bergson gelime
yi, ancak sre olarak anladmz takdirde her eyi berrakla kavuturabileceimizi syler.
Bergsonun Ahlkn ve Dinin ki Kayna'nd'd temel yaklam
duraan ile devingen arasnda kurduu temel kartlktr. Bu kar
tlklardan birinin kkleri zihindedir ve bilime, onun duraan,
mekanik lklerine ular, dieri sezgiye dayaldr, varln fel
sefecilerin, sanatlann ve byk mistiklerin yaratc atlmnda
(lan vital) bulur.

ISBN: 978-975-8717-07-3

9 789758

717071

You might also like