Professional Documents
Culture Documents
NSZ
Felsefi Dncenin Oluumu adl bu ders notu u amalar iermektedir: lki, felsefi
dn ortaya karan toplumun evren tasavvurunu anlatmak; kincisi, lke felsefe sorusu
olan arkhe hakkndaki dnceleri tantmak; ncs, Platon ve Aristoteleste felsefenin
kuruluunu salayan sorunlar tantmak; Drdncs ise felsefenin temel zelliklerini
sergilemektir.
Belirtilen amalar, ders kitabnn ierdii 14 blmnde incelenmitir. Blm
balklar yledir: 1. Blm: Yunan Toplumsal Yaps, 2. Blm: Efsane Temelli (Mitik)
Dnce, 3. Blm: Arke Sorunu ya da lkeler, 4. Blm: Trajediler, 5. Blm: Sofistler, 6.
Blm: Bilgelik ya da Felsefe, 7. Blm: Platonda Yntem Sorunlar, 8. Blm: Platonun
Evren Anlay, 9. Blm: Platonun Devlet Anlay, 10. Blm: Aristotelesin Yntem
Anlay, 11. Blm: Aristotelesin Evren Anlay, 12. Blm: Aristotelesin Bilgi ve Bilim
Anlay, 13. Blm: Aristotelesin Ahlak Anlay, 14. Blm: Felsefi Bilin.
Blm sonlarnda yer verilen oktan semeli sorular yorum temelinde
oluturulduklarndan cevaplar tartmaldr. Felsefenin yaps gerei yorum temelli cevaplar
tartmaya ak olduklarndan sizlerin de cevaplar tartmanz gerekmektedir. Blmlerde
ilenen konularla ilgili sorular oluturmak, verilen sorularn zerinde dnmek ve
bakalaryla tartmak felsefe retiminin en nemli yollar arasndadr.
Ders notlar okunurken kaynakada yer alan en az iki yazya ulap okumanz ve
deerlendirmeniz felsefede gelimeniz iin gereklidir.
Derslerinizde baarl olmanz dileiyle
Sayglarmla
Prof. Dr. Ayhan Bak
NDEKLER
NSZ........................................................................................................................................ I
NDEKLER.......................................................................................................................... II
KISALTMALAR ...................................................................................................................... V
YAZAR NOTU ........................................................................................................................ VI
1. ESK YUNANSTANDA TOPLUMSAL YAPI ................................................................. 1
1.1. Polisin Yaps ...................................................................................................................... 7
1.2. Snflar ve Snf atmalar ................................................................................................ 8
1.3. Toplumsal Karakter ........................................................................................................... 11
2. EFSANE TEMELL (MTK) DNCE.......................................................................... 18
2.1. Evrenin Oluumu............................................................................................................... 24
2.2. nsann Oluumu ............................................................................................................... 28
3. ARKE SORUNU YA DA LKELER .................................................................................. 37
3.1. Felsefenin Oluumu........................................................................................................... 43
3.2. Milet Okulunda Arkhe Sorunu .......................................................................................... 43
3.3. Phytagoraslar .................................................................................................................. 44
3.4. Herakleitos - Parmanides - Anaksagoras .......................................................................... 45
3.5. Efsaneyle Felsefe Arasndaki liki ................................................................................... 47
4. TRAJEDLER ...................................................................................................................... 56
4.1. Trajedi Tanm ................................................................................................................... 62
4.2. Kader Sorunu..................................................................................................................... 64
5. SOFSTLER ......................................................................................................................... 74
5.1. Sofistlerin Genel zellikleri.............................................................................................. 80
5.2. Siyaset Anlaylar............................................................................................................. 82
6. BLGELK YA DA FELSEFE ............................................................................................ 92
II
IV
KISALTMALAR
Ksaltma kullanlmamtr
YAZAR NOTU
Felsefi Dncenin Oluumu adl bir derste, felsefenin ortaya k, urat
konular, felsefeyi dier dnce tarzlarndan ayran zellikler zerinde durulmaktadr.
Eski a Yunan medeniyetinde ortaya kan felsefeyi douran artlar arasnda Yunan tarihi
ve onu oluturan toplumsal, iktisadi, siyasi yaplarn nemi byk olmutur. Ayrca inan
sistemi ile evren tasavvuru da felsefeyi oluturan artlar arasndadr. Felsefi dncenin
geliiminde etkili olan kavramlar, yntemler, sorunlar eitli ynleriyle dnemin
dnrleri tarafndan tartlmtr.
Felsefi dncenin geliimini kavramak iin, ncelikle Yunan tarihi, Homeros,
Hesiodos, Herodotos gibi dnrlerin kitaplar okunulmaldr. Felsefenin kuruluunu
tamamlayan Platon ve Aristoteles almalar felsefe tarihi ve felsefeye giri kitaplar
eliinde almaldr. Platon ve Aristotelesin felsefeye kazandrdklar temel nitelikler
felsefe tarihi boyunca etkili olduklarndan felsefenin yapsn kurulu srecinde iyi
anlamak gerekir.
VI
Kazanm
Eski Yunanistanda
Toplumsal Yap
Okumak, sorgulamak,
tartmak ve merak etmek
Eski Yunanistanda
Toplumsal Yap
Okumak, sorgulamak,
tartmak ve merak etmek
Eski Yunanistanda
Toplumsal Yap
Okumak, sorgulamak,
tartmak ve merak etmek
Anahtar Kavramlar
Yunan
ehir devleti
Isparta
Atina
Snflar
savalar
Persler
Kabile
Polis
Giri
Akdeniz medeniyetleri, bugnk adlaryla Msr, Suriye, Irak, ran, Anadolu
topraklarnda kurulan Smer, Msr, Akad, Pers (ran), Yahudi, Hitit, Babil, Yunan vb.
medeniyetlere verilen addr. Adlar saylan bu medeniyetler, M 4000lerden itibaren Msr
ve Smer medeniyetlerinin kuruluuyla balam, tarihsel srete birbirlerinden etkilenerek
olumu ve dalmlardr. Adlar srlanan bu medeniyetlerin rettikleri yaz, tarma dayal
ehirleme (yerleik hayat), devletleme, kltrel tapnaklarn kuruluu, zanaatlarn
gelitirilmesi, mimarlk, gk cisimlerinin gzlemlenmesi ve tantlmas; hukuk, tp, matematik
ve geometri gibi alanlarn kurulup kullanlmas; madencilik, denizcilik gibi mesleklerin
gelitirilmesi; bu medeniyetlerin rettiklerinden ilk akla gelenlerdir. Ad geen medeniyetlerin
bazlar, eitli balamlarda Felsefe ncesi Dn dersinde ele alnmtr.
Yunan medeniyeti, yukarda ad geen medeniyetlerin en genlerinden biridir. Ege
Denizinin iki yakasnda kurulmutur. M 1200lere giden kkeni olmakla birlikte, klasik
dnemini M 7 4. yzyllar arasnda yaamtr. M 3. yzyln sonlarnda Roma
tarafndan yklmtr. Klasik dneminde rettii rnlerle hem kendi baarsn sergilemi
hem de daha sonra ortaya kacak Bat medeniyetlerinin (Roma, Bizans, Hristiyan, slam ve
Modern Avrupa medeniyetleri) gelimelerine katk salamtr. Bu medeniyetin en nemli
rnlerinden biri olan felsefenin oluumunu anlamak iin, felsefeyi reten toplumun yapsn
tanmak gerekir. Yunan medeniyeti, tarm, hayvanclk, denizcilik, smrgecilik ve youn bir
d ticaret temeline dayanan iktisadi bir yapya sahiptir. Sz konusu medeniyetin siyasi yaps,
ehir devletleri temeline dayanr ve farkl siyasal sistemlerle ynetilirler.
olumasyla birlikte, nce kabile efleri srayla greve gelmi sonra da seim sistemi
uygulanmtr.
Hem kabileci yapy gstermesi hem de Yunan dnyasnda merkezi bir yapya sahip
olan Atinay oluturan kabilelerin kendi arkhonlarnn (sava efi) olduu, tehlike anlarnda
kralla birlikte meclis toplantlarna katldklar, bar zamanlarnda kendi ileriyle ve kabile
sorunlaryla uratklarn kaynaklar bildirmektedir. Baz sorunlar nedeniyle birbirleriyle
savatklar da bilinmektedir. Gl ve uzak grl bir kral olan Thesus (efsanevi bir
kahraman), btn yerel meclisleri ve yetkilerini ortadan kaldrm ve merkezi bir meclisi
Atinada oluturarak dank kabileleri bir araya toplamtr. Bu olaydan sonra Atinann
etraf surlarla evrilmi ve ehir hzla bymtr (Thomson 1985/ II, 94-95). ehirleme baz
sorunlara neden olmutur. Kyller zellikle de efler, kylerini terk etmediklerinden ehre
uzak durmulardr. te yandan, eupatridlerin (soylu babalarn oullar, soylular) ehirde
oturmakla yitirecekleri hibir eyleri olmamasna karlk, ok ey kazanm, mallarn
mlklerini korumu ve glerini artrmlardr. Srekli kendi karlarn kollamlar ve
kralln yerine kurduklar dzen katlanlmaz hle gelmi, halk ayaklanarak onlar lkeden
atm ve topraklarn paylamlardr (Thomson 1985/ II.. 97-98). Polislerin temelini oluturan
klan ve kabile, ayn zamanda ehirlerde yaanan i savalarn da balca nedeni olmutur
(Thomson 1988/ I, 73).
Aristoteles ilk Atinallarn, drt kabileden olutuunu, her kabilenin fratri, her fratri
otuz kiiden olutuunu bildirmitir. Demokrasiye geildiinde, kabile says ona karlmtr
(Aristoteles 1943, Bl 8). Takvim yl da ona blnm her dnemde kabilenin birinden
seilen bir yrtme kurulu i bana gelmitir (Thomson 1988/ I. 132).
Kabile sisteminin etkisinin sreklilii, zellikle siyasi alanda gcn gstermitir.
Klan ve kabile sistemiyle oluan ehir veya drt kabileden meydana gelmitir. Bu
kabileler, ehirdeki ynetimi askeri birlii olutururlard. Kabile ii balar srekli gl
olmutur fakat, dier ehirlerdeki akrabalk balar zayflamtr. Kabile, polisin
tekilatlanmasn salamakla kalmam, ayrca evlilik ve din gibi konularda da kendi iinde
kurallarn srdrmtr. Atinann klasik anda btn vatandalar bir fratrinin yesi
olduundan, bal olduu fratriden evlenir ve fratrisinin dinsel inanlarn kabul etmi olurdu
(Littman 1974, 33). Her klan kendi devlet klt iinde inanlara sahip ve zel tapnmalar
yaparlard. Polisin ilk alarnda klan aristokratik bir g olarak hizmet vermitir ama, polisin
siyasi tekilatlanmasnda, kabile blmlenmesi birinci kuvvet olarak yer alnca politik
nemlerini kaybetmilerdir. Buna ramen, byk olan sosyal prestijlerini srdrmlerdir
(Littman 1974, 33).
balayarak, onlar helot (kle) durumuna getirmilerdir (enel 1970, 173). Toprak aile iinde
el deitirir, fakat satlmazd. Helotlar gerei gibi altrmayanlar, yani topraklarn tam
olarak ilemeyenler ve devlete gerekli vergilerini vermeyenler vatandalktan karlmlardr
(Mansel 1984, 117).
Dorlarn Ispartada uyguladklar kleletirme ve topra paylatrma yntemi, bu
blgede Isparta yklncaya kadar srmtr. Bu uygulamaya gre zel mlkiyet yoktur, her
ey devlete aittir. Toprak istilaclar arasnda eit ekilde bllmtr. Bllen toprak,
kle hline getirilen eski sahiplerinin ilemelerine verilmitir. Topra ileyen Helotlar elde
ettikleri rnn yzde 60n toprak sahiplerine vermek zorunda braklmlar ve geri kalan
yzde 40 geinmeye almlardr (enel 1970, 173). Isparta vatandalar ortak sofralarda
yemek yediklerinden elde ettikleri rnlerin bir ksmn a evlerine verilerdi. Isparta snf
konusunda olduka kat davranmtr. Temel iki snf vardr: 1- zgr ve eit vatandalar; 2kleler. Bu kat tutum Dor istilasndan Ispartann yklna kadar srmtr. nk
gelitirilen kurumlar bu dzenin deimesine izin vermemilerdir. Ispartada siyasi, iktisadi,
sosyal ve kltrel yaplar asker temel zerine kurulmutur. Kapal bir toplum hlinde
yaamlar, geleneklerine skca bal kalmlardr. Bu tutumlar askerliin dnda hibir
kurumun gelimesine izin vermemitir.
Ispartada erkek ocuklar, topluca eitilmek iin 7 yandan itibaren ailelerinden
alnmtr. Eitimde ncelik, acya dayankllk ve hrszlk yeteneinin gelitirilmesine
verilmitir. 20 yana geldiklerinde dorudan doruya orduya katlrlard. Gen ve ihtiyarlar
srekli bir arada yaamlardr. Kendi evleri olmakla birlikte evlerinde kalmazlard. Ortak
sofralarda yemek yerler, toprak ileriyle uramaz, nk her aileye topra ileyecek kadar
kle verilirdi.
Yunanllar, toplumu snflara ayrmann mitolojik alarda da olduunu kabul ederek
snfl toplum anlayn doal bir durum olarak grmlerdir. Dolaysyla snf anlay
mitolojik dnemlerden polislerin yklna kadar srmtr. Mitolojide ad geen Theseus
dneminde halk e ayrlmtr: Eupatridler; merkezdeki ehir meclisinde grev yapma
hakkna sahip eflerin aileleriydi. Eupatrid, soylu babalarn oullar anlamnda kullanlmtr.
Soylular kast olarak birlemilerdir. Resmi olarak da kabul edilmilerdir. Geomorlar; krsal
kesimde yaayan kk toprak sahipleridir. Demiurgoslar; zanaat sahipleridirler ve ehir
haytnn temel unsurlar arasndadrlar (Thomson 1985/ II. 96). Mitolojik dnemde var
olduklarna inanlan bu snf, tarihsel dnemde de toplumun genel yapsn belirlemitir.
Yunan tarihinin ilk dnemlerinde iki temel snf olumutur: Soylular ve soylu
olmayanlar. Soylular yumuak bir hiyerariye sahiptiler. En stte kraln sahip olduu klann
yeleri bulunur. kinci srada, en gl grup din adamlar, nc srada zengin toprak
sahipleri yer almdr. Soyluluun kayna, bir tanrya balanmakla birlikte, asl olan
fetihlerle elde edilen onur, toprak sahipliinden kaynaklanan zenginlik nedeniyle toplumda
kazanlan saygnlk olmutur. Sonraki kuaklar, soyluluu doumla elde etmilerdir. Soylular
ordular da kontrollerinde bulundurmalar nedeniyle soyluluklarn srdrebilmilerdir
(Littman 1974, 99-100). Toplumda soylu olmayan kesimde gruba ayrlmtr: 1- kk ve
9
orta byklkteki toprak sahipleri. 2- Thetes zgrler fakat topraklar olmayanlar. Bu gruba
zanaatkrlar, tccarlar ve tarm iileri sokulmutur. 3- kleler (Littaman 1974, 100).
8 ve 7. yzyllarda kolonileme ve ticaretin artmasyla tarm toplumu nitelik
deitirmeye balamtr. Orta snflarn glenmesi ve aristokratlara kar kk toprak
sahibi kyllerle birlemeleri, aristokratlarn orta snfa yeni haklar vermesini salamtr
(enel 1970, 101). Ayn yzyllarda tiranlar ortaya kmtr. Tiranlarn ou zenginler ve
hoplitler (piyadeler) arasndan km ve aristokratlara kar savamlardr. Aristokratlara
kar verilen mcadeleler sonucu vatanda olma haklarn deitirmi ve buna bal olarak
vatanda saylmayan kesimler bu hakka kavumulardr (Littman 1974, 98). 6 ve 5.
yzyllarda snfsal yapy belirleyen soyluluk faktr deierek zenginlik esas getirilmitir
(Littman 1974, 103). Zenginlik esasna gre snflara ayrma Solon'la balamtr.
Aristotelesin bildirdiine gre, Solon yasalarndan ne aristokratlar ne de yoksullar memnun
kalmlardr. Aristoteles bu durumu Solon reformlarnn doru ilkelere gre yaplm olduu
eklinde yorumlamtr (Aristoteles 1943, Bl 9). Zenginlik l alnarak yaplan snflama ve
vatandalk haklarnda deiiklikler getirmemitir. Atinal ana-babadan doanlar vatanda
kabul edilirken, bu arta sahip olmayanlar vatanda kabul edilmemilerdir. Vatanda
olmayanlar siyasal haklardan yararlanamamlardr (enel 1970, 116-117). Snflar aras
gei, nispeten kolay olmasna ramen 5. yzylda Atina nfusunun yzde 40 vatandalk
haklarna sahip olmamlardr.
Yunanllarda toplum genelde snfa ayrlmtr. Bu ayrm kimi zamanlarda daha
fazla olarak grlmekle birlikte klasik ada en belirgin zellikleri bu snf gstermitir: 1Vatandalar, 2- Metekler, zgr yabanclar, 3- Kleler. Bu snflar Atina Isparta Argos ve
Elis iin geerlidirler (Marcus 1958, 3). Bu snfn haklar yasalarca garanti altna
alnmtr. Bunun yannda snflar aras geite iddetle yasaklanmtr. Ispartada Meteklerin
saylar ok olmasna ramen bir snf olarak kabul edilmemilerdir (Marcus 1958 , 3).
Atinada Metekler snf olarak kabul edilmi, ancak bu snf ok zenginlemi olmasna
ramen bunlara gerek mlkiyet haklar tannmamtr. Meteklerin sanayi ve ticaretle
uramas, Pers Savandan sonra artmtr. Aktif siyasetten uzak tutulmalarna karn,
askerlik, denizcilik, normal vergi yannda ittifak vergisinden de sorumlu tutulmulardr.
Yalnzca ticaretle uramamlar, bilim ve edebiyatla da uraanlar da grlmtr.
Aralarnda ok sayda ressam, heykeltra, mzisyen, doktor, filozof, air ve hatip kmtr
(Marcus 1958, 6).
Kleler, Atinann nfusunun yzde 25ini oluturmutur. Klelerin bir ksm
toplumun ortak mal kabul edilmitir. Polisin askeri gcnde, darphanede ve katip olarak
altrlmlardr. Klelerin byk ksm zgr vatandalar tarafndan kle pazarlarndan
satn alnarak ev ilerinde grevlendirilmilerdir (Marcus 1958, 7). 5. yzyl ncesinde tarm
klelii yaygndr. Bunun yannda ev ilerinde alan kleler de vardr. Fakat 5. yzyl
Atinasnda sanayi klelii gelimi byk boyutlara ulam; sanayinin gelimesine paralel
olarak kle says da artmtr. Atina vatandalarnn ounun klesi olmamtr (enel 1970,
265). Orta hlli vatandalar ev ilerini yaptrmak iin bir kle bulundururlard. Klelerin ou
sanayiyi ellerinde bulunduran zenginlerin evresinde toplanmlardr. Kle sahipleri klelerini
10
bakalarna kiraya verirlerdi. Kleler zenginler iin olduka kazanl bir yatrm olmutur
(enel 1970, 266).
Sanayi kurulularnda zgr vatandalarla kleler birlikte almlardr. Tarmda
kleliin sanayiye gre daha iyi bir durumda olduu tespit edilmitir. Bunun nedeni Solon ve
Pesistratos'un toprak byklklerine snr getirmi olmalaryd. Kk ve orta byklkte
toprak sahipleri bir veya iki kle beslerlerdi (enel 1970, 268) Klelik aa grlm ve
doal kabul edilmitir. Kle kendine yaplanlardan dolay davac olamazd. Kle kastl
ldrldnde ldrene verilen ceza, kastsz vatanda ldrene verilen cezayla ayndr.
Efendi kleyi hakl nedenlerden dolay ldrebilirdi. Kaan kle yakalandnda ve tekrar
kanca tannmas iin damgalanrd (enel 1970, 272). Atinadaki i savalarda kleler etkin
olamamlardr. Bunun nedeni ok sefil durumda ve farkl uluslardan olduklarndan
dayanma salayamamalardr (enel 1970, 277).
8. yzylda balayan snf savalar ve siyasi ekimeler Atina ve Yunan tarihinin
nemli zelliklerinden biri olmutur. Bu anlamda Yunan tarihi aa snflarn yukar
snflarla eit haklara sahip olma mcadelesi olarak grlmtr. (Littman 1974, 99). 7.
yzylda ticaretin gelimesi, doal olarak tarm toplumunda nemli deiimlere neden olmu
ve eitli atmalar yaanmtr. atmalarn ya da snf savalarnn youn olduu dnem
5. yzyldr. Bu yzylda, oligarik ynetim taraftarlaryla demokratik ynetim taraftarlar
arasnda ok sk atmalar olmutur. Her iki dnemde de byk toprak sahiplerine kar dier
gruplar birlemilerdir. Byk toprak sahipleri sayca az olmalarna ramen askerleri kontrol
ettiklerinden glerini srekli koruyabilmilerdir. Bununla birlikte, toplumsal deime ve
zellikle de iktisadi yapdaki deiimlerin nne geememilerdir. Kk toprak sahiplerinin
bor altna girmeleri borlarn demeyerek topraklarn kaybetmeleri onlar ehre
yneltmitir. Dolaysyla ehirler kalabalklamtr. ehirlerin kalabalklamasnn dier bir
nedeni de koloniler aras iliki ve ticaretin gelimesidir. Topraklarn kaybeden kyller
(thetler) gemilerde i bularak da yaylma politikalarn da beslemilerdir. ehirleme ve
kolonilerden elde edilen ganimet, ticaretle zengin olma artlar topraa dayal zengin
aristokratlar gten drmtr. Soylu olmayan zenginlikler tremitir. Gl toprak
sahiplerinin durumunu deitiren unsurlar yle sralanabilir: 1- Nfus art, ticaret ve
kolonilemenin gelimesi; 2- Pazar ekonomisinin balamas; 3- Palans ve hoplit gibi yeni
ordularn kuruluu (Littman 1974, 114).
5. yzylda demokratlarla oligarklar arasndaki savalarnn balca nedeni vatandalk
haklar olmutur (Littman 1974, 137). Vatandalk hakk, genellikle aristokratlara kar tiran
ve demokratlarn savalaryla elde edilmitir. Vatandalk haklar, iktidar ele geiren gruplara
gre yaygnlam bazen de daralmtr.
Uygulamalar
Aada belirtilen uygulama sorularn, blmde anlatlanlar erevesinde yantlamaya
alnz.
13
Uygulama Sorular
1.
nedir?
14
15
Blm Sorular
oktan Semeli Sorular
1) Aadakilerden hangisi Yunanllarda felsefenin ortaya kmasn aklamak iin
kullanlabilir?
a) Corafya
b) Tarih
c) Toplumsal Yap
d) Homerosun olmas
e) Ticaret
2) Atinann kabile temelli yaps aadakilerden hangisinin ortaya kmasna neden
olmutur?
a) Demokrasi
b) savalar
c) Kleci bir toplum yaps
d) Sava anlay
e) Felsefe
3) Perslerin Yunan yarm adasn igal etmelerinin nedeni aadakilerden hangisidir?
a) Asker nedenler
b) Din nedenler
c) ktisadi nedenler
d) Siyasi nedenler
e) Kleleri kurtarmak
16
Ak Ulu Sorular
1) Yunan toplumun genel zellikleri nelerdir?
2) Polisin siyasi yaps hangi temeller zerine kurulmutur?
3) ktisadi yap iinde koloniletirmenin rol nedir?
4) Demokrasinin Yunan toplumuna katklar nelerdir?
5) Yunan toplumsal yapsndan felsefenin k nedenleri nelerdir?
17
18
19
3.
20
Kazanm
21
Anahtar Kavramlar
Kaos
Tanr
Kronos
Zeus
Yerden bitmek
nsan
Pandora
Hepheistos
Olympos
Zanaat
Ate
22
Giri
Felsefi dncenin geliimi ya da ortaya k, efsane temelli dnce ortamnda
gereklemitir. Efsane temelli dnce, btn kltr ve medeniyetlerde olduu gibi, evren
tasavvuru sorunlarnn efsaneyle anlatlmasdr. Efsane, kutsal kabul edildiinden kendisine
inanlm ve hakikat olarak kabul edilmitir. Bu blmde felsefe ncesi Yunan dncesinde
evrenin ve insann nasl ortaya kt zerinde durulmaktadr.
23
24
Gaiann analk yan ar basmaktadr; nk her eyi, zellikle de tanrlar Toprak ana
dourmutur. Topran kendi bana yaratt ilk unsur, gktr (Uranos). Gk, mutlu
tanrlarn yaad mekn olarak tanmlanr (Theogonia,1977, 126-127). Toprak, gkten
sonra, dalar ve denizi yaratmtr. Gk, da ve deniz topran kendi bana yaratt evrenin
temel unsurlardr. Ayrca, Tartaros ile Eros da Toprak anann ilk yarattklar arasndadrlar
(Theogonia 1977, 120). Topran Uranosla (gkle) birlemesinden Okeanos, Koios,
Hyperion, apetos, Theia, Rheia, Themis, Mnemosyne, Phoibeyi, Tethys ve Kronos
domutur. (Theogonia 1977, 135) Ayrca tek gzl Kykloplar (Theogonia 1977, 140) ile 50
bal yz kollu Kottos, Briareus ve Gyes bu birlemelerden domutur (Theogonia 1977,
150). Bu ilk kuak ocuklar, Titanlar olarak adlandrlm, her biri Yunan evren tasavvurunda
yer alan sonraki lmsz soylarn olumasn salamlardr. Titanlar, Zeus tarafndan
Tartarosa (yer alt) hapsedilmilerdir.
Kaostan doan bir baka unsur, yer alt karanln temsil eden erebostur (Thegoniga
1977, 125). Boluktan doan toprakla oluan dnyann salam bir taban vard. Bir yanyla
ge uzanan dalara sahipti, dier yanyla dipsiz uurumlarla yer altna doru uzanmaktadr.
Yer altnn ucu buca yoktur. Gaiann sert, salam zeminin altnda yine bir boluk vard.
Toprak boluktan domakla birlikte, yine boluk zerinde duruyordu (Vernant 2001, 18). Bu
boluk kaos nitelikleri gsteren Erebos olarak adlandrlr.
Uranos: Toprak tarafndan yaratlan uranos (gk), salamlkta, dirilikte ve byklkte
toprakla eit kabul edilir (Theogonia 1977, 126). Toprak ile gk, evrenin st ste binmi iki
dzlemini olutururlar. Birbirlerini eksiksiz tamamlayan taban ile kubbe, alt ile sttr
(Vernant 2001, 19). irkin oullardan irenen uranos onlarn toprak stne kmalarna izin
vermemitir. Karnndaki ocuklarndan bunalan gaia (Toprak Ana), elii retmi ve ondan
bir trpan yapm ve ocuklarn babaya kar kkrtmtr. Gaia, Uranosu ktlkleri
tasarlayan olarak sulamtr. Dier ocuklar korkarken durumdan Kronos annesinin verdii
grevi stlenir. Kronos, art dnceli ve babasna di bileyen ve Toprak oullarnn en belals
olarak tasvir edilir (Theogonia 1977, 138). Babasnn hayalarn keser ve atar akan kanlardan
tanralar Erinysler doar. Denize den hayalar kpk oluturmu ve kpkten bir kz
Aphrodite meydana gelmitir (Theogonia 1977, 155-195).
kinci kuak tanrlar, birinci kuak ocuklarn evlenmelerinden domular ve Olimpos
Tanrlar olarak adlandrlmlardr. Rheia ile Kronosun birlemesinde Hestia, Demeter,
Hera, Hades, Poseidon, Zeus domutur (Theogonia 1977, 455). Uranos, ilk kuak ocuklarn
Toprak Anann karnndan kmasna izin vermedii gibi, Kronos, Uranosun torunlarnn
intikam almasndan korktuu iin ocuklarn yiyordu. Korkmakta haklyd, nk kendi
oluna yenilecei babas ve annesi tarafndan bildirilmiti (Theogonia 1977, 460). Kehanet
gerekleir, Zeus babas Kronosu yenerek hem kendini hem de kardelerini kurtarr. Klasik
dnem Yunan dnyasnda hkim olan evren anlaynn tanrlar, Olimposlular ad altnda
anlrlar.
Zeus, tanrlarn ve insanlarn babas olarak anlr (Theogonia 1977, 457). Babasn
yenip kardelerini ve amcalarn kurtard iin nce domu btn lmszler Zeusun
25
emrine girmilerdir (Theogonia 1977, 495-505). Zeus Titanlarla savata gsterdii baardan
dolay, tanrlarn istei zerine, Tanrlar kral olmutur (Theogonia 1977, 880). Theogoniann
arlkl konularndan biri, Zeusun eski tanrsal soylar nasl kontrol altna aldn ve dnya
dzenini nasl kurduudur. Titanlar yenip Kronos soyunu etkisiz hle getirmesiyle birlikte,
dnya dzeni iin gerekli olan, dzen (eunomia), adalet (dike) ve barn (eirene) babas
olarak tanmlanr (Voegelin 1957/ II, 132).
Zeusun e olarak setii tanralarn yetenekleri, onun kralln ynetmesi iin
gerekli olan unsura tekabl etmektedir. rnein Metis, bilgi tanras; Themis, yasa
tanras; Demeter, tarm tanrasdr (Theogonia 1977, 885, 900, 911). Elerin sahip olduklar
yetenekleri de kontrol altna alan Zeus, yerel tanralarla cinsel ilikiye girerek onlarn
grevlerini de stlendii varsaylm, bylelikle Zeusun ahsnda Yunan din btnlkl bir
hl alr. Ayrca Yunan ncesi tanrlar ve onlarn tapnmalar, Olympos inan sistemi iinde
baz zellikleriyle korunmulardr (Elidae 2003/2, 308-309).
Hesiodosun kaygs, dnyann imdiki dzeninin temelini atan, srekliliini
gvenceye alan bir kral olarak Zeusun stnln ve evrene hkim oluunu anlatmaktr.
Zeusa ilikin bilgilerin daha etkili olmas iin, kkenden (arkhe) balayarak evreni kurmu ve
Zeusu evrenin kral yapmtr (Vernant, 2000, 612). Dikkat edilmesi gereken hususlardan
biri, Zeus yaratclk zelliklerine sahip olmamakla birlikte, yani dnya ve insan
yaratmamasna ramen, tanrlarn mutlak nderi ve evrenin mutlak egemeni olarak ortaya
kmasdr (Elidae 2003/2, 310). Yunan tanrlarnn yaratma yeteneklerinin olmamas, Yunan
dncesinin gelimesinin nedenlerinden biri olarak kabul edilebilir.
Hesiodosun sunduu evren, kartlarn karmyla kartlar arasndaki ilikiyle
dzenlenir. atan gler, iyi kt, olumlu olumsuz olarak tanmlanmazlar. rnein, sava
ile ak kart olmakla birlikte, her ikisinde de iyi ile kt, aydnlk ve karanlk vardr
(Vernant, 2000, 618). Her unsur olumlu ve olumsuz zellikleri ierdiinden, balamlar neyi
gerektiriyorsa unsurun olumlu ya da olumsuz yan ne kmaktadr. Bu anlay, Yunan
dncesinde mutlak iyi ve mutlak kt gibi tanmlanan unsurlarn olmadna iaret eder.
Yunanllara gre kutsal evren, gerilimler, elikiler, ayrcalk, g kavgalaryla
paralanmtr. Ayrca bu gerilimin iinde bir btnlk ve sistematiin olduunu da kabul
ederlerdi. Evrendeki gerilim ve btnlk, tanrlar arasndaki ekimelerde ve Zeusun her eyi
dzen iinde tutmasnda grlmtr (Vernant 1996, 106). Tanrsal glerin her biri, varln
bir parasn temsil eder (Vernant 1996, 107).
Hesiodos, Yunan evren tasavvurunu, olu srecini esas alarak, evrenin ve evrende
hkim olan glerin tarihini vermitir. Evrenin tarihini anlatmadan nce Musalara
sesleniinde kaygsn aka ortaya koymutur.
Verin bana o byl sesinizi,
Kutlayn benim dilimden lmszler soyunu,
Onlar ki dodular Toprak Ana ve yldzl Gkten,
26
30
31
Uygulamalar
Aada belirtilen uygulama sorularn, blmde anlatlanlar erevesinde yantlamaya
alnz.
32
Uygulama Sorular
1.
2.
Evrenin olumasnda tanrlarn ortaya kmas iin kaosta neyin olmas gerekirdi?
3.
4.
5.
33
34
Blm Sorular
oktan Semeli Sorular
1) ok tanrl inan sistemlerinin ortaya km olmasnn nedeni aadakilerden
hangisidir?
a) nsanlardaki i blm anlay
b) Toplumu oluturan aile ve kabilelerin tanrlar bir araya geldiklerinde ok tanrclk
ortaya kmaktadr.
c) nsan aklnn gelimemi olmas nedeniyle tek tanr anlayna ulaamamtr?
d) ok tanrl inanc tanrlar istemitir.
e) ehir devletleriyle ynetilen toplumlar ok tanrl olmulardr.
2) Zeus hangi gerekelerle babas Kronosla savamak durumunda kalmtr?
a) Kronos doan ocuklarn yutuyordu?
b) Despotik bir ynetim srdrmektedir.
c) Tanrlar arasnda sren savaa Zeus da katlm ve sava sonulandrmtr.
d) Kskanlk yznden
e) Zeus tanrlar kral olmak istiyordu.
3) Kronos dneminde insanlarn durumunu aadakilerden hangisi aklamaktadr?
a) Barnak asndan
b) Eitim asndan
c) Alk ve sava
d) Ynetim
e) Yaanlan yer
35
Ak Ulu Sorular
1) Evrenin oluum sreci nasl gereklemitir?
2) Zeus iktidarnn zellikleri nedir?
3) Yunan evren tasavvurunda tanr-insan ilikisi hangi temeller zerinde
aklanmtr?
4) nsan hangi zellikleriyle tanmlanmaktadr?
5) Evren tasavvuru ile felsefi dnce arasnda ne trden ilikiler vardr?
36
37
38
2.
3.
4.
5.
39
Konu
Kazanm
Arkhe Sorunu
Arkhe Sorunu
Dnrlerin arkhe
konusundaki farkl
tutumlarnbilir.
Arkhe Sorunu
Yunan dncesinde
arkhenin ilk rneini kimin
verdiinibilir.
40
Anahtar Kavramlar
Arkhe
lke
Milet okulu
Thales
Evren tasavvuru
Herakleitos
Parmenides
Hesiodos
Anaksagoras
Toprak
Su
Ate
Nous
Logos
41
Giri
Felsefeyi balatan nemli sorun, btn varl bir kkenden hareketle aklamaktr.
Ayn zamanda kkende yer alan bu unsur, evrenin yapsn, dzenini ve insana ilikin
zellikleri de aklamakla ykmldr ve bunu balayarak aklamaktatr. Her eyin
baland bu kkene Yunanl dnrler arke (arkhe ilk ilke) adn vermilerdir.
42
deimelerin arkasnda srekli varln koruyan bir ilkeyi kefetme abasnda olduu gr
kabul edilir. Zihnin bu yaps, deimelerin arkasnda zdelik zelliine sahip, kalc ve
srekli bir maddenin ya da zn varl, sreleri aklamada kullanlabilecei sonucuna
gtrmektedir. (Guthrie 1988, 35-36). 2- Kalc ilkenin evreni oluturan maddi bir ilkede
aramak Milet dnrlerinin ortak zellii olmutur. Bununla birlikte maddedeki deimeler,
maddeyi meydana getiren zde de olabilecei kaygsyla, sreklilii salayan eyin evrenin
formunda sakl olduu, maddedeki her deime bu formla uyum iinde olduu dnlerek
evrenin yapsn anlamak balca kayglarndan biri olmutur ( Guthrie 1988, 36).
Milet okulunun (6. yzyl) ortaya koyduu kayglar evren tasavvurunda ortaya kan
sorunlara zm aradnn ak gstergeleridirler. Thalesin ilk maddenin su olduunu
sylemesi, yeni bir ey deildir. Hem Mezopotamya evren tasavvurlarnda hem de Yunan
evren tasavvurunda su nemli bir yere sahiptir. Aristoteles, Hesiodosun suyu (Okeanos)
dnyay meydana getiren varlk olarak grdn ve Thalesin dncesinin buradan
kaynaklandn belirtmitir (Metafizik 1985, 983 b30). Thalesin getirdii yenilik, tanrlar
iin iine katmadan evreni aklamay denemesidir. Suyun neye dayand ya da neyin
zerinde durduu sorunu ikna edici deildi. Anaksimandros, apeiron anlayyla bu sorunu
zmeye almtr. Anaksimandrosa gre yeryz, tpk bir davul gibi, bir silindir
biimindeydi ve kresel evrenin merkezinde, desteksiz olarak duruyordu. Yeryz neye
dayanmaktadr? Eer Thales'in sylemi olduu gibi suya dayanyorsa su neye
dayanmaktadr? Anaksimandros hibir eye dayanmadn syler. Dmeme nedeni ise ok
yaln olarak, o bir kresel evrenin merkezinde ve dolaysyla tm noktalardan eit uzaklkta
bulunduu iin, onun bir baka dorultu yerine, u ya da bu dorultuda dmesi iin, bir
neden bulunmamasdr (Guthrie 1988, 40-41). Evreni tanr olarak kabul etmesi nedeniyle
insan ruhu, evrenin bir paras olarak grlmtr. Buradan Miletli filozoflarn, evreni canl
bir varlk olarak dndklerini reniyoruz (Guthrie 1988, 43). Evrenin canl olarak tasavvur
edilmesi, ilk evren aklama modellerinden gelmi ve felsefe iinde de devam etmitir
(Guthrie 1988, 43). Miletli filozoflar, kendi devinimlerini yine kendisiyle aklayacaklar
bir madde aramlardr. Su ve hava bu kayglara karlk gelen unsurlar olarak gzkmtr.
Kabul ettikleri bu unsurlar, kendi kendilerine devinmektedirler. lk maddedeki devinimi,
onlarn canl unsurlar olduunu kabul ederek temellendirmilerdir. Bu nedenle, her nn de
baka bakmlardan dinin dilinden kanmakla ve zamanlarnn insanbiimciliini tam olarak
atmakla birlikte, yine de ilk maddelerine Tanr ya da tanrsal olan adn verdiklerini
gryoruz ( Guthrie 1988, 44-45).
3.3. Phytagoraslar
Felsefenin oluumunda etkili olan talya Okulunun kaygs, Miletlilerden farkl
olmutur. Bu okulu temsil eden Phytagoraslarn kaygs, dinsel olmas ve tarikat eklinde
tekilatlanmalar, retilerinin nemli lde gizli kalmasna neden olmutur (Guthrie 1988,
47). Dinsel adan Phytagoraslar, insan ruhunun lmsz olduu, dier yaratklara da geen
ruh gn yaad, bu yolla ruhun evrimletiini ileri srmlerdir (Guthrie 1988, 48). Ruh
g olanakl grldnde, tm canllarn birbirleriyle akraba olduu, dolaysyla doann
kardelii ilkesi ortaya ktndan, evrenin canl olduu konusunda Milet okulu
44
iinde aramas gerektii dncesindedir. Duyulara deil, logosa baklmas gerektiini ileri
srmtr (Guthrie 1988, 58).
Olu filozofu olarak kabul edilen Herakleitosa gre, Sava her eyin babasdr.
ekime adalettir. Sreklilik ve duraanln bulunmad ve kimsenin de bunu istememesi
gerektii, nk yaayan her ey, bir baka eyin lm ya da ykm sayesinde hayatn
srdrmektedir. Ate havann lmn, hava ise atein lmn yaar; te yandan, su
topran lmn, toprak da suyun lmn yaar. Kartlar zorla bir araya getirilmedii
srece uyumlu olmalar sz konusu olamaz. Grnteki uyum ya da dengenin temelinde,
yaamn kayna olduu iin, kendi bana iyi bir ey olan mcadele ya da sava vardr.
Savan bir yann iyi, dier yann kt grmek samadr (Guthrie 1988, 58-59).
Herakleitostan kalan bu dnceler, evrendeki oluun nasl gerekletiini ortaya
koymaktadr. Oluun diyalektik bir temele dayandn kabul eden Herakleitos, ayn zamanda
diyalektik yntemi de felsefeye kazandrmtr.
Herakleitosa gre, Evren, belirli ller iinde yanan, belirli ller iinde snen,
ancak hep var olan bir atetir. Evrenin bir ilk maddeden gelitiini kabul etmemi, evren
imdi ne ise gemite de oydu, gelecekte de o olacaktr. Ate evrenin simgesi ilevini yerine
getirmitir. Evrenin iki temel ilkesi: 1- Her ey ekime ve savatan domutur; 2- Her ey
sabit bir ak iindedir; evrenin ilkeleri en iyi atele ifade edilmektedir (Guthrie 1988, 59).
Sz, dnce, anlam, akl anlamlarnda kullanlan logos, Herakleitosun temel
dncelerinden biridir (Kranz 1976, 45). Beni deil, logos'u dinleyin. ifadesi, logos'a
bamsz bir varolu kazandrmaktadr. Logos, her zaman doru olmu ve doru olacaktr.
Her ey ona uygun olarak geip gider. Logos her eyde ortaktr ve ortak olann peinde
gidilmelidir. Logos kendisiyle her eyin her ey araclyla ynlendirildii dnce ile
zdetir. Nefes alp vermekle, tanrsal logosu iimize ektiimizi bir baka deyile, evreni
yneten tanrsal akln onda da 1- Phytagoraslarda olduu gibi, bizdeki aklla zde, 2- ancak
yine de maddesel bir ey olduunu, sylemektedir. O gerekte kozmik atele ayn eydir;
nk Herakleitos bu atein aklsal ve btnn dzenlenmesinden sorumlu olduunu
sylemektedir. Aklsal ate fikri, her eyi madde fikrinin tesine gemeden aklamaya
kalkmann, o gn iin ne denli zor olduunu gzler nne sermektedir (Guthrie 1988, 5960).
Parmenides, (Doum 6.yzyln sonu) Herakleitos'un tam tersini dnerek hareketin
olmadn belirtmitir. Parmenidese gre gereklik, tek, hareketsiz ve deimez bir varlktan
oluuyordu (Guthrie 1988, 61). Vahiy benzeri bir bilgilenmeyle doruya yalnzca aklla
varlaca ancak akln, meydana gelmeyi, deimeyi, hareketi, kavramayacan belirtmitir
(Kranz 1976, 57). Eer doruyu kavramak isteniyorsa alglara deil, mantksal yapya
bakmak gerekir. Parmanidese gre, sadece var olma vardr; var olma ile dnme ayn eydir
(Kranz 1976, 57-58).
Ayrca szck ile nesnesinin tek bir birlik oluturduu inanc hle saklyd. Olmak
(einai) var olmak anlamna da geliyordu. Belli bir nitelie sahip olmak anlamnda da
kullanlmakla birlikte, bilinli bir ekilde kullanlmad da bilinmektedir. Szcklerin
46
mant zerine dnen ilk kii olan Parmenides'e gre, bir eyin olduunu sylemek
yalnzca onun var olduunu sylemek anlamna gelebilirdi ve gelmesi gerekirdi. Bu dnce
ona gerekliin doas hakknda tanrsal bir esin gibi grnd. Gerekliin doasna ilikin
kavraynn tm olmak fiiline sz konusu bu tek, metafiziksel gc yklemekten kar.
yonyal filozoflar evrenin bir ey olduunu, ancak birok ey hline geldiini (olutuunu)
sylemilerdi. Parmenides, Hline gelmek szcnn gerek bir anlam olabilir miydi?
sorusunu ileri srmtr. Bir eyin deitii, havann suya ve atee dnt nasl
sylenebilir? Deimek, var olmayan hline gelmek anlamna gelir, ancak var olana ilikin
olarak onun var olmadn sylemek, yaln bir biimde eliiktir. Var olann bir ey
olmamas olanakl deildir; nk olmamak (var olmamak) varlktan kmak, yok olup
gitmek anlamna gelir (Guthrie 1988, 62-63).
Parmenides, felsefe anlaynda ok nemli bir dnm ortaya koymakla birlikte,
efsane temelli bilgi anlayna bal gzkyordu. Musalarn kendisine hakikati anlattn
bildirmesi (Kranz 1976, 60), geleneksel dnce deerlerine gre dndn gsterir.
Hakikati kendisine Musalarn anlattn bildirmesi, Theogoniann banda Hesiodosun
Musalara yakarmasyla ayn tutumu sergilediini gsterir.
Anaksagoras (500-428) felsefeyi yonyadan getirip Atinallara tantt kabul
edilmektedir. Anaksagoras, nous (akl, ruh) kavramn felsefeye sokmutur. Nous, madde d
ve maddeyi harekete geiren bir zellie sahip olduunu ileri srerek, felsefede yeni bir r
amtr (Kranz 1976, 107). Anaksagorasa gre balangta her ey bir arada, okluk ve
kklk bakmndan sonsuzdular. Onlar bir arada sonsuz olan hava ve ether tutuyordu. Bu
sonsuz okluktaki geler, baka gelerden birer para bulunurdu. Sadece nous ok az gede
yer almtr (Kranz 1976, 110-11). Balangta, ayrmlamam ve hareket ekmeyen ktle olan
evren, nous tarafndan harekete geirilerek dzenli bir hle getirilmitir (Guthrie 1965/
II,.296).
Nous, snrsz, tek bana egemendir ve hibir eyle karmaz, yalnz olarak kendi
kendine kalr. Baka gelere karm olsayd, her eye ayn lde hkim olamazd. Nous,
btn gelerin en incesi, en temizi, her ey hakknda bilgisi olan ve en byk gce sahip
olandr. Nousun neden olduun dn, evrenin oluumunu belirlemitir (Kranz 1976, 111).
Anaksagoras, evrendeki oluu, dzeni ve kurallar noustan tretmesi ve maddenin yapsna
ilikin ortaya koyduu grlerle dnce alannda nemli bir aama kaydetmitir. (Guthrie
1965/ II,320)
iin aba harcamlardr. Felsefi speklasyon, kayna, kkeni, arkhe'yi ararken, ksa bir sre
iin kozmogoniye yeniden kavumular ve kozmogoni, artk efsanenin deil, ontolojinin
sorunu hline gelmitir (Eliade 1993, 106). Bu tutumlaryla belli llerde, efsane temelli
aklamalardan uzaklam, felsefi aklama tarznn temellerini atmlardr. Bununla birlikte,
hem efsane temelli aklama tarz hem de felsefe, akn tanrsal dzenin kaynan kefetmek
amacyla tecrbelerden uzaklamalar konusunda ayn tutumu sergilemilerdir. Her iki
dnce biimi de varlk sorunundan km ve giderek bamszlamlardr (Voegelin 1957/
II,. 126).
4- Toprak (gaia), Hesiodos iin oluun ve dzenin kaynadr. Ayn zamanda tanrlar
dourarak doal nesnelerin ynetimini ve evrenin blmlerini ynetmelerini salamtr.
Parmanides oluu reddederken Yunan tanrlarn kabul etmi, onlar varlk ve bilgi anlayna
gre yorumlamtr. Herakleitos, dzenin logos tarafndan salandn, evrendeki oluun da
ate araclyla gerekletiini kabul etmitir. Parmindesin mant ve Herakleitosun
logosu, Phytagoraslarn ruh anlay yeni unsurlar olarak felsefe temelli evren tasavvurunda
yer almlardr.
5- Gaiann iinde sakl olan potansiyelleri kendi bana dlatrmas ile Milet okulu
dnrlerinin ilk ilke anlay ve bu ilkeden oluun gereklemesi arasndaki benzerlikte
gzden uzak tutulmamaldr. Doa filozoflarnn temellendirmeye altklar drt elementin
her biri ya da birlikte olu hlindeki varl gerekletirmesinde potansiyel unsurlar olarak
kullanmlardr. Bu tutum Gaiann dourma yeteneklerini elementlere geirildii izlenimi
vermektedir.
6- Evrendeki her trl deimenin arkasnda deimeden kalan ilke konusunda iki
yaklam farkllamaktadr. Efsane temelli yaklamda, Gaiann varlklar hangi gerekelerle
dourduu aklanmamaktadr. Felsefe temelli evren tasavvurlarnda ilke, eitli
zelliklerinden hareketle aklanmtr. lkenin mantk temelli aklanmas, felsefeyi
efsanelerden kkl bir ekilde ayrmtr.
7- Homeros ve Hesiodosun tasvir ettikleri tanrlarn yetkileri snrldr. Yetkilerini
kaybetmekte ve hapsedildiklerinden ebedi deillerdir. Ancak onlar asl snrlayan moiradr
(kader). stediklerini yapamamakta kadere boyun emektedirler (Cornford 1957, 12-13).
Felsefeyle ilikisi asndan bu durum iki adan deerlendirilebilir. 1- Evrenin mutlak olarak
kontrol eden bir gcn efsane temelli anlayta olmam ve Platona kadar felsefede de
gelimemitir. 2- Herakleitosun logos ve Anksagorasn nous retileri, efsane temelli
anlayta eksik olan, evrensel dzenin belirleyici ilkesi olarak ne karlar. Tanrlarn
gerekletiremedii evrensel otoriteyi salayacak ilkeler olarak Logos ve Nous ileri
srlmtr. Aklama gc yksek olan bu ilkeler, felsefi dncenin geliiminde ve yeni
evren tasavvurunda byk rol oynamlardr. Platon dneminde akl Zeusun yerine Zeus da
moirann yerine geirilmitir (Cornford 1957, 36).
Yunan felsefesi efsanelerin etkisinden kurtulamamtr. Miletli dnrlerin evrenle
ilgili ortaya koyduklar grleri efsanelerle desteklemilerdir (Kirk 1977, 296). Kkene olan
ballk yitip gitmedii, balang zamannda -ya da deneyst bir Dnyada- olup biteni
49
unutmak bilgiye ya da kurtulua erimedeki balca engeli oluturduu srece, efsane temelli
dncenin kkl bir biimde almasn tasarlamak gtr (Eliade 1993, 106-107) Varoluu
temellendirmenin kkene geri dnmekle mmkn olduu gerei, Platon iin de geerli
olmutur.
Efsane temelli evren tasavvurunun eitli zelliklerinin felsefe temelli evren
tasavvurunda devam etmesinde garip bir yan yoktur. Yunan kltrnde yaanan dnm ne
kadar byk olursa olsun, yeni dnceler retebilmek iin Yunan dncesinde var olan
deerleri kullanmaktan baka seenekleri yoktu. Dnmn en iyi gstergesi, ileri srlen
dncelerdeki mantksal yapdr. Ancak bu mantksal yap, efsane temelli evren tasavvurunu
ortadan kaldramamtr. Efsane temelli evren tasavvurunun devam etmesinin balca
nedenleri arasnda, Yunan dininde ikin olarak varln srdrmesidir. Felsefe ne kadar
gelimi olursa olsun, dinin yerine geememi olmas nedeniyle hep entelektel bir ura
olarak kalmtr.
Doa filozoflarnn evren tasavvurlarnda insan, merkez bir yer tutmamtr.
Cornfordun belirttii gibi Sokrates ncesi felsefe doay, Sokratik felsefe ise insan ruhunu
kefetmitir (Cornford 1968, 4). Ancak 5. yzylda gelien trajedi yazarlar ile Sofistler, insan
evren tasavvurunun merkezine oturtmulardr.
50
Uygulamalar
Aada belirtilen uygulama sorularn, blmde anlatlanlar erevesinde yantlamaya
alnz.
51
Uygulama Sorular
1.
2.
3.
4.
5.
6.
52
53
Blm Sorular
oktan Semeli Sorular
1) Topran ilke olarak seilmesini aadakilerden hangisi daha iyi aklamaktadr?
a) Topran her eyi douran ana kabul edilmesi
b) Evren olarak dnyay kabul etmeleri
c) Btn gelerin toprakta ikin olmas
d) nsanlar iin en salam meknn toprak olmas
e) Zeusun dnyay ynetmesi
2) Dnrlerin ilke arayna girmelerinin nedeni nedir?
a) Devletten memnun olmaylar
b) Evreni aklayacak daha gvenilir bir k yolu aramalar
c) Tanrlarn evren yznden kavga etmeleri
d) ok tanrl sistemin evrenin aklanmasnda yetersiz kal
e) nsanlar arasndaki atmalar ortadan kaldrmak
3) lke anlay felsefeye ne katmtr?
a) Akln almasn salamtr.
b) Bilgelerin filozof olmalarnn nn amtr.
c) Felsefenin kuruluunu salamtr.
d) Gvenilir bilginin artlarn oluturmutur.
e) Bilginin genel geerlii iin temel art meydana getirmitir.
54
Ak Ulu Sorular
1) lke araynn nedenleri nelerdir?
2) Ruh g (yeniden doma) felsefi adan nasl kullanlmtr?
3) Efsane temelli evren tasavvuru ile felsefe arasndaki benzerlikler nelerdir?
4) Parmenides felsefeye hangi sorunu kazandrmtr?
5) Herakleitos ile Parmenides arasndaki farkllklar nelerdir?
55
4. TRAJEDLER
56
57
2.
3.
58
Konu
Kazanm
Trajediler
Felsefenin gelimesinde
felsefe konularn tartan
trajedilerin etkisini renir.
Trajediler
Trajediler
59
Anahtar Kavramlar
Trajedi
Homeros
Aristoteles
Kader
Arnma
Cinayet
rade
nsan yasas
Tanr yasas
Tiyatro
Tutku
60
Giri
Trajediler, insann yaama alann tayan, deer sistemlerini sorgulayan, tiyatro
oyunlardrlar. Sz konusu oyunlar, M 5 ve 4. yzyllar boyunca, halk zerinde etkili olmu
ve halkn bilinlenmesini salamtr. Dier yandan, ileri srdkleri dnceler Sofist
dncesinin geliip yaygnlamasna yardmc olmutur.
61
sergilenmitir. Seyirci srekli, insan hayatnn temel problemleriyle evrensel dzen arasndaki
iliki iine sokulmutur.
Solon (7. yzyl) dneminden balayarak Atinal airler, trajediyle insana ve evrene
yeni bir anlay getirmitir. Kar karya kaldklar din ve ahlaki sorunlar Aiskhylos'un
trajedilerinde en yksek ve en duyarl noktasna ulamtr (Jaeger 1965/ I, 245). Toplumdaki
deiiklie paralel olarak trajedide de ayn sorular sorulmutur; Niin Tanr insan hayatna
acy sokmutur? Bu sorunun gcn, trajedi festivallerinde seyirci nnde, insan aclarn
abartarak sunulan oyunlarda grmek mmkndr. Oyunlarda, insan kaderi srekli ilenmitir
(Jaeger 1965/ I, 251). Ortaya konulan sorunlar ve sorulan sorular, seyircinin hem psikolojik
hem de entelektel olarak etkilenmesine neden olmutur. Bylelikle trajedi, zaman zaman
kaderine ksmeye itmekle birlikte ou zaman da saldrganlatrmtr.
Trajedi geleneinin Atinada geliip yaygnlamasna byk yardmda bulunanlardan
biri de kltr ve din siyasetleri gelitirip uygulayan Pesistratos'dur (6. yzyl). 560lara kadar,
sadece halk tarafndan tapnlan, soylular tarafndan kabul edilmeyen ve Olimpos tanrlar
arasnda saylmayan Dionysos, Pesistratos'un kltr siyasetiyle Atinallarca kabul edilmi ve
herkesin tapnd bir tanr hline gelmitir. Pesistratos, Homeros okuyucularn da Atina'ya
davet ederek halk nnde okumalarna imkn vermitir (Thomson 1990, 116). Ayrca trajedi
yarmalar da dzenleyerek konunun yaygnlamasn ve Dionisos'a tapnan halkn bayram
olan dithyrambos enliklerinin btn Atina'nn bayram olarak kutlanmasn salamtr.
Bylelikle trajedinin kayna olan dithyramboslar herkes tarafndan benimsenince trajediye
destek de o oranda artmtr (Thomson 1990, 227-228).
6. yzylda balayan evren ile insan yeniden tanmlama giriimleri, Aiskhylos'un da
efsaneleri yeniden gncelletirmesine neden olmutur. Efsanelerin konusu olarak evren ve
insann aklanmas yannda ahlak ve din sorunlar da nemli bir yer tutmutur. Bylelikle
trajedi, o dnemde birbirinden henz ayrlmam birlik olan, felsefe, din ve sanatn insanlk
hakknda ileri srdkleri dncelerin en yksek ekilde ortaya kt yer kabul edilmitir
(Jaeger 1965/ I, 246).
lk trajediler, byk lde siyasi arlkl yazlmlardr. Aiskhylos, almalarnda
siyasi konulara ok yer vermitir. Eitim, ahlak, din ve salt insan, Aiskhylos trajedilerinin
tabann oluturmutur. Bu tabanda, ahlakn ve dinin ynlendirdii insan hayatnn devlet
hayatn kucakladn gstermitir. Aiskhylos oyunlarnda, yeni devlet sisteminin yaratt
zgrlk ortamnda kahramann nasl doacan da tasvir etmitir (Jaeger 1965/I, 239).
Bylece insann evrendeki yeri, tanrlarla ilikileri erevesinde inanc, devlet ve toplumla
ilikileri asndan siyaset anlaylar trajedilerin balca konular olmutur.
Trajedinin en iyi dnemi, Atina'nn hem ykseliinin hem de knn yaand 5.
yzyldr. Bu dnemde, trajedinin byk yazar, Aiskhylos (525-456), Sophokles (496406), Euripides (480-406) yetimitir. Aiskhylos, din inanlar ve eski efsaneleri gnn
kltrel ihtiyalarna gre yeniden yorumlamtr. Kainata kutsal dzenin hkim olduunu,
Zeus'u iyilik sever bir tanr olarak tasvir etmitir. nsanlarn fazla gurur ve kstahlk sonucu
tanrlar tarafndan cezalandrlacan, ac ekmekle doru yolu bulacaklarn, kutsal adalet
63
kahinin dncesidir (Thomson 1990, 308, 316). Birey, kaderi olan cinayeti ilemedii
takdirde, tanrlarca lanetleneceine ve sonu gelmez aclar veren cezalara arptrlacana
inanlmtr. Bunun sonucu olarak ok zor olan annenin ldrlmesi olay gereklemi ve
tanrlarn istei yerine getirilmitir.
Tanrlarn gnlk hayata ok fazla mdahale etmeleri bir zihin bulanklnn olduu
izlenimini vermektedir. Zihin bulankl, trajedilerde grld kadaryla kiilik blnmesi
(izofren) boyutlarna ulamtr. nk her trden davran, tanrlar iin iine katlarak
aklanmtr. zellikle de olumsuz olaylarn tm, bir tanrya fatura edilerek sorumluluktan
kama yolu seilmitir. Euripides Helene oyununda, Truva sava nedeni olan Helene'nin
karl olayn, tanrlarn bir oyunu olarak kurmutur (Euripides, Helene 1964, 3-5, 19).
Helene Msra gtrlp saklanm, kocas ve onun toplad byk bir ordu Truvay
ykmtr. Sorumluluktan ka ile gnlk eylemleri srdrme arasnda atma srekli
olmutur. Tanrlarn iyi ya da kt olaylarn tmnde yer almalar ve dorudan mdahale
etmeleri, insanlar kendi eylemlerinin sorumluluundan kurtarm gzkmektedir. te
yandan, tamamyla kendi bilinciyle yaplan eylemler de gerekletirilmi; ancak Trajediler,
ou kez ikinci eylem trn de birinci eylem trnden kalkarak aklamlardr.
Kahramanlar, hibir eyin duraan olmad yerde ift anlaml deerlerin hkim
olduu evrene ynlendirilerek kat bir seim yapmaya zorlanmlardr (Vernant ve VidalNaquet 1990, 26). Zemin kaypak, seenekler birbirlerinden daha kt olduundan, kahraman,
her durumda da sonu gelmez aclar getiren bir eylemde bulunmu olur. Kahramanlarn
davranlarn ve olaylarn rgsn tmyle olumsuz unsurlardan oluturulma nedeni,
toplumda byk lde yaanan sosyal, iktisadi, siyasi, asker, din karklklarn airin ya da
toplum bilincinde ok etkin olmalardr. Yunan trajedisinde byk lde kendini hissettiren,
toplumsal sorunlara yaklamlarda, bireysel ve siyasi tutumlarla tanrlarn oynad roln
birbirleriyle eliir gzkmeleridir.
Tanrlarn gnlk hayat idare edilerine inanma nedeni kader anlaylarnda
aranmaldr. Kadere bavurarak olaylar aklama giriimlerinin bir nedeni de kurbann
toplum nezdinde deerden dn engellemektir. Ancak kaderin ie kart yer, olaylarn
olup bittii an olarak tespit edilebilir. Olayn olup bittii an, kaderin gndeme getirilmesi iki
adan nemlidir: 1- Oyun teknii asndan; eer bata kader temas ilenirse etkili bir sonu
kmaz. 2- Ahlak ynnden, suu ileyenin suun altnda ezilmemesi iin sorumluluu kader
araclyla tanrlara vermesidir. Kiinin kaderinde varsa kt eylemde bulunur. Kt eylem
ilahi adalet tarafndan yargland gibi, eyleme muhatap olan kiilerin yaknlarn da
ldrerek intikam almaktadrlar. ntikam alnmasna tanrlar karar vermise bu kader
olmaktadr. Kaderin nne geilemeyeceinden, kahraman bana geleceklere raz olmaktadr.
Kader yasas gerei kar karya gelen tanrlar ile insan ilikilerinde trajedi ortaya
kmaktadr.
nsan trajik sonuca gtren, sorumluluk duygusu, trajedinin temel dayanaklarndan
biridir. Sorumluluun trajik bilinci, insanla tanrlar arasndaki ilikide ortaya kmtr.
nk, bir yandan ayrlmaz gibi grnen yaknlk iindeler, te yandan kartln da tesine
65
gemi, ztlk iinde srdrlen bir iliki tasvir edilmitir. nsan, kendi kendine tam yeterli ve
bamsz deilken eylemlerinin, dnce ile refleksiyonun objesi hline getirilmesi,
sorumluluun trajik anlamn vermektedir (Vernant ve Vidal-Naquet 1990, 27). Trajik bilin
ile anlam, insann yetersizlii, kararszl ve tanrlar karsndaki zayfl temel alnarak
gelitirilmilerdir. Trajedi kahraman, treye uygun yaama ile tanrsal yasalarn getirdii
kader elikisini aamamtr. nsan eylemleri sorgulandnda, onlarn ayaklarn basaca
yerin salam olmad grlr. Bu belirsizlik, korkuyu artrd gibi, kadere de teslim olmay
getirmektedir. Kaderin kendisi de bir nevi korku kaynadr. Yetersiz olduunun ve birtakm
yasalar tarafndan ynetildiinin bilinciyle kendine bir k arayan insan, k bulamamann
verdii skntdan oluan cenderede ikence ekmektedir.
Trajedi alanndaki insan eylemleri, ilahi gce balanarak hakiki anlamlarna kavuur.
Kahraman, eylemlere verilen anlamlarn sorumluluunu yklenir, onlardan phe etmez.
Kaderinden kamak niyetiyle dzenin tesinde bulunmaya alan ve hatta ondan kaan insan,
dzenin bir paras hline gelir (Vernant ve Vidal-Naquet 1990, 27). Kurtulu yollar aramak
sonu vermez; sonuta kader yasasna teslim olunur. nsann keye skt bir ortamda
yaanlan olaylar, trajedinin doup ve gelimesine neden olmu, bunun sonucu olarak da trajik
bilin ortaya kmtr. Edebi bir tarzda ifade edildiinde, trajik dnce, trajik dnya, trajik
insan yaratlmtr (Vernant ve Vidal-Naquet 1990, 31).
Bu trajik dnyadan kurtulmann yolarndan biri olarak Sofistlerin savunduu, bu
dnyay gnn koullarna gre yaamaktr. Tanrlarn keyfi tutumlar, sk sk taraf ve fikir
deitirmeleri, belirsiz bir kader cenderesinden kurtulmann yolu Protagoras'n nl sz,
nsan her eyin lsdr. olmutur. Bu szde sakl olan temel ilke, btn ilerin,
insanlarn oluturduu dzen iinde, bireyin znel yaklamndan hareketle yeni bir dnya
kurmaktr. Bu dnyadaki l, bir eit lszlk olan greceliktir. Protagoras, toplum
deerlerinin btnn yadsyarak insan, haz peinde koan, igdyle yaayan, toplumsal
sorumluluu kabul etmeyen, kiisel menfaatlerini n planda tutan bir yaratk eklinde tasvir
etmitir. Bu anlayta insan kendi eylemlerinden sorumludur. nsann bana ne gelirse gelsin,
bunun tanrlardan ya da kaderden deil, kendi baar ya da baarszlklar yahut iyilik ya da
ktlklerinin sonucu olacan bandan kabul etmitir. nsan kendi eylemlerinden
sorumludur ve her eyin lsdr fikri, bir baka tehlikeyi getirmitir; Gc elinde
bulunduran dorudur ve adildir; Adalet glnn iine gelendir; fikirleri yaygnlaarak
bir baka kader yaratlm oldu. Toplumu bir arada tutan deerlere kar kp onun yerine
bireysel deerleri koymak toplumun maneviyatn kertmekle e anlamldr. Tanrlarn
elinde keskin bir kl gibi kullanlan kader yasas yerine kaos (dzensizlik) oturtulmak
istenmitir. Bu bir bakma, dnemin Yunan dnyasnda evren dzenini salayan tanrlara
isyandr. Bu isyan yattrmak ve tanrlar ya da Tanr'y yerlerine oturtmak iin byk
filozof ok almlardr.
Trajediler, toplumda sorumsuz davranlarn artmasn salayan kader temasn srekli
ilemilerdir. Bu nedenle aratrmaclar, trajedinin entelektel ve moral dejenerasyonun ortaya
kmasna yardmc olduu dncesindedirler. Thukidides'in doru olarak bildirdii gibi,
Atinann knn nemli nedenlerden biri de trajedidir (Jaeger 1965/ I, 246).
66
67
68
Uygulamalar
Aada belirtilen uygulama sorularn, blmde anlatlanlar erevesinde yantlamaya
alnz.
69
Uygulama Sorular
1.
2.
3.
4.
mi?
70
71
Blm Sorular
oktan Semeli Sorular
1) Aadakilerden hangisi toplum sorunlarn anlatma tarznda en yaygn olarak
kullanlmaktadr?
a) Felsefe
b) Siyaset
c) iir
d) Efsane
e) Ayinler
2) Trajedilerde tanrlar nasl gsterilmitir?
a) Komik
b) Mutlak g sahibi
c) Adaletli
d) nsanlarn iine karmayan
e) Kendi aralarnda kavga eden
3) Evreni yneten glerle kahraman arasndaki iliki nasl anlatlmaktadr?
a) Otoriter
b) Gln
c) ronik
d) Trajik
e) yi ilikiler
72
Ak Ulu Sorular
1) Trajedilerde amalanan unsurlar nelerdir?
2) Euripidesin trajediye ne getirmitir?
3) Aiskhylos trajedilerinin zellikleri nelerdir?
4) Platon airlere neden kar olmutur?
5) Trajedi yazarlar Yunan dncesini nasl dntrmlerdir?
73
5. SOFSTLER
74
75
2.
3.
4.
76
Kazanm
Sofistler
Sofistlerin toplumsal
dnmdeki rollerini
renir.
Sofistler
Atinada demokrasinin
yerlemesinde Sofistlerin
etkisi zerinde durabilir.
Sofistler
Sofistlerin felsefeye
katklarn deerlendirebilir.
77
Anahtar Kavramlar
Sofist
Grecelik
Felsefe
Demokrasi
Bilgi anlay
kar
Bilgi
Snflar
Protagoras
nsan
Atina
78
Giri
Sofistler, felsefenin kurumlamasnda, problem alanlarnn belirlenmesinde, yntem
anlaynn yerlemesinde etkili olmulardr. Geleneksel deer sistemlerinin tmn
sorgulamlar, bunlarn insanlar tarafndan yaratlm olduklarn savunmulardr. zellikle
bilgi konusunda getirdikleri yeni sorular, dnemin evren tasavvurunu altst etmitir.
79
gereklii bilemezler, onu taklit ederler. Sofistler, gerek bilgilerden uzak, cahil kiileri
kandrabilmi ama bilen kiileri ikna edememilerdir; kendilerini gln duruma
drmlerdir. kna edici sz sanatn kullanarak bilginlerden uzakta dolandrclkla renci
ve halkn gzn boyamaya almlardr.
Sofistlerin en nemli yanlarndan biri, pheyi felsefenin yntemi olarak yerletirmi
olmalardr. pheciliin temellerini atan Demokritos'a gre, fiziksel alanda, ac ve tatl,
souk ve scak alglar salt uylamsal terimlerdir. Tatlar ve s durumdan duruma ve kiiden
kiiye deiir. Her ey bedenlerimizdeki atomlarn deiken olarak balanp zlmesiyle
ilgilidir. Fiziksel greceliin deerler alanna geirilmesi olduka kolay olmutur. Ac ve
tatlnn scak ve souun doada hibir varoluu yoksa, ancak bunlar insanla ilikiliyse, adalet
ve adaletsizliin, doru ve yanln da ayn biimde gerek olmayan, znel bir varolua sahip
olduklar sonucu kolaylkla karlr (Guthrie 1988, 86-87). Bu yaklamlar, toplumsal
deerlerin tartmal olduklarn ve tanrsal bir kkene balanmadklarn grn
yaygnlatrmtr. phecilik, mutlak bilginin olamayacan, dolaysyla bilginin greceli
olduu grn desteklemitir. phecilik, doa felsefesinin vard krdm ortaya
karmtr. Doa filozoflarna gre bilgi iki eye baldr: Gereklikle iliki kurabilecek
yetiler ve bilinecek duraan bir gerekliin olmasdr. Her ikisi de Sofistlerin pheci
sorgulamalar nedeniyle tartmal hle gelmitir (Guthrie 1988, 85). Gorgias, Doa ya da
Varolmayan adl kitabnda doa felsefesini adan eletirmitir: a. Hibir ey var olamaz;
b. Herhangi bir ey var olsayd bile biz onu bilemezdik; c- Herhangi bir eyi bilebilseydik
bile, bildiklerimizi komumuza iletemezdik (Guthrie 1988, 87). Gorgiasn getirdii
argmanlar, Sofistleri de kartlarn da nemli lde etkilemitir. Platonu idealar retisine
gtren gerekelerden biri de bu argmanlar olmutur.
siyasi gc eline geirme hayalleri peinde olmutur. Yukardaki iki rnek, bu arka planla
daha iyi anlalmaktadr. Seim sistemi genellikle hkim olduundan, gc eline geirmenin
yolu halk ikna edip kendini setirmek olmutur. kna sanatnn retmenleri de sofistlerdir.
Sofistler, toplumdaki deiimin ynn doru anlayarak felsefeyi siyaset temeline
oturtmak istemilerdir. Bu nedenle Sofistlik ve bu anlamda da bilgelik, Theages'in dedii gibi
halk ynetme sanat (Theages, 124 a) olarak kabul edilmitir. Sofist olmak isteyenlerin
dnceleri, niin halkn Sofistlere yneldiini aklamaktadr. ehir ynetiminde nemli
grevler alarak devlet gcne sahip olma isteini besleyen siyasi yap, ayn zamanda bu
isteklerin gereklemesine yardmc olacak Sofizmi de beslemitir. Sofizmi popler klan,
siyasi yapnn gerekleri ve bu gerekleri yerine getirmeye alan halktan gelen taleptir.
Sofistler her yerde iyi devlet adam yetitirdiklerini beyan etmilerdir. ster demokratlar
isterse oligarklar ya da tiranlar olsun, halkn desteini almak gereini ya da zorunluluunu
hissettiklerinden Sofistlerden yararlanmlardr.
Sofistler, siyaset ve felsefeyi Sofistlik iinde eritmi, bu iki alan Sofizmin alt
blmleri olarak gstermilerdir. Her ne kadar, insan, siyaset, kltr gibi konular ilk kez
felsefe alanna tayarak tartmlarsa da bahsi geen konular ve ahlak gibi dier birok
nemli konuyu Sofist zihniyetiyle yorumlayarak halk akna evirmilerdir. Bununla birlikte
Sofistler, farkl snflarn grlerini ve sorunlarn dile getirerek kendi dnceleri, kltrleri,
dnya grleri olmayan demokratlara fikir reterek siyasi dnceye byk katklarda
bulunmulardr. Siyasi fikirlerin banda, herkesin siyaset yapma hakknn olduunun ileri
srlmesi gelir. Protagoras, Prometheus efsanesiyle bu fikri merulatrmtr. Btn insanlar
iin hak olan siyaset ancak, ounluun katkda bulunduu demokratik bir ortamda ve
sistemde uygulanabilir. Demokratik sistem de Sofist zihniyetin geliimi iin iyi bir ortam
olmutur.
Herkesin siyaset yapma hakknn teslim edilmesine paralel olarak yasalarn da insanlar
tarafndan yaplm olduklar ortaya konmutur. Protagoras, aristokratik yasa anlayna,
yasalarn tanrlar tarafndan yapld dncesine kar km, yasalar insanlarn yaptn
iddia etmitir. Bu iddia farkl lkelerdeki yasa koyma tarzlar ve farkl yasalarla
desteklenmitir. Kendilerine kolonilerde yasa yapma grevi verilince, yasann temeline
Tanrlar koymay sindirememilerdir. Protagoras, M 443 ylnda Atinann Gney
talyadaki Thuri'yeyi yasa yapmas iin gnderilmitir. Oradaki almalarnda toplum
szlemesi olarak kabul edilen teoriyi ilk ortaya atan kii olmutur. Protagoras, insanlarn
kendilerini vahi yaratklardan korumak ve daha iyi bir hayat dzeyine ulamak iin,
topluluklar hlinde birlemek zorunda kaldklarn ve onlarn birleme anna dek, ne birtakm
ahlaksal ltleri ne de yasalar olmadn belirtmitir. nsanlar varolularn srdrmek iin
birlikte hareket etmenin ilkelerini bulmu ve onlara yasa demilerdir (Guthrie 1988, 89-90).
Yasalar ve ahlaksal ilkelerin tanrsal kkenli deil de yetkinleme sreci sonucu ortaya
ktklarnn kabul dncesinin sonular ok eitli olmutur. Protagoras, yasalar ve
geleneklerin zorunlu olduklar iin, varla gelmi olduklarn iddia etmitir. Toplumsal
szlemeye dayal olmalarna ramen, zorunlu olduklarndan dolay yasaya itaat etmesi
83
gerektiini vurgulamtr. Ondan daha ileri giden kktenci Sofistler, ona kar kp gllerin
istedikleri gibi davranmalarnn onlarn hakk olduunu ileri srmlerdir. Sofistler, yasalarn
kkeni ister szlemeye isterse tanrsallkla aklansn, deer ve ller yokmu gibi
davrandlar (Guthrie 1988, 90). Bu tutumlar onlara kar kukularn artmasna neden
olmutur. Tanr hakknda da benzer bir gr ortaya koymalar, geleneksel evren tasavvurunu
kkten sarsmalarnn balca nedenlerinden biri olmutur. Protagoras, Tanrlarla ilgili olarak,
onlarn var olup var olmadklarn, ne biimde olduklarn da bilme olana yoktur; nk
nmde, konunun karanlk oluu ve insan yaamnn ksal da ilerinde olmak zere, byle
bir bilgi iin birok engel vardr. fikrini ileri srmtr (Guthrie 1988, 87). Tanrlar
hakkndaki bilgilerin gvenilmezliinin sergilenmesi, tanrlara inanmay anlamsz hle
getirmitir. Bu tartmalardan, devletin, toplumun ve yasalarn mene hakknda gelitirilen
toplum szlemesi anlay benimsenmitir. Toplum szlemesi fikri, M 5. yzyldan bu
yana btn devlet felsefelerinde yer almtr (Devlet, 358e -359ac; enel 1970, 344).
Lykophron, Yasa insanlara karlkl olarak hakk garanti eder. ( enel 1970, 345) diyerek
bunu somut bir ekilde ifade etmitir.
Yasalarn kkeni, toplumlara dolaysyla kltre balanarak, sorun yeni bir boyut
kazanmtr. Yneten ya da ynetime aday olan kiilerin yetkileri ne kadar geni ya da dar
olmas gerektii de siyaset tartmalarnn bir blmn oluturmutur. Theages'de ynetme
isteinin ve ynetmenin bir nevi despotluk olduu ileri srlmtr (Theages,124 e).
Ynetme ekillerinden biri olan tiranlk, yneticiyle e anlama getirilmeye allmtr. Ama
nasl ynetirsen ynet, reel olarak yneticinin stnl, despotluk anlayn gndemde
tutmutur. Theages'in ynetmek iin bilge olma istei, despot olma istei eklinde
yorumlanmtr. Euripides'in Despotlar, bilge kiilerle de kalka bilge olurlar. szn ele
alarak hangi konularda bilge olunaca aratrlmtr. Yine meslek erbab rnek alnm,
Bilgeyle dp kalkan herhangi bir meslek sahibi kendi mesleinde bilge olur. sonucuna
varlmtr. Ama Zorbalar hangi konularda bilge olacaklardr? (Theages, 125 b-e) sorusu
onlarn bilge olamayacaklar eklinde cevaplandrlmtr. Btn yurttalar ynetecek
bilgelik elde etme istei, sonuta despotluk getirir. dncesine Theages scak bakmaz ve
bunu istemediini syler. Theages, hem isteklerinin snrlar asndan ilgin bir tablo izmi
hem de Sokrates'in getirdii sonucu anlamadn vurgulamtr. Evet, yurttalar ynetmek
istemektedir ancak yurttalarn istei dorultusunda olacakm. Gorgias diyalogunda, tiran
olmaya teebbs edip de olamayanlarn bana gelenleri anlatrken kendisi ve ailesine de yer
verilmitir. Baaramadklar takdirde dnyann en kt ikencelerine maruz braklrlarm;
ancak baardklarnda ise en rahat ve en mutlu olduklarn Polos ileri srmtr (Gorgias, 473
c). Bu dnce tutkuyla istenilen ynetimin iki yann birden gstermektedir.
Bireysel yetki olan despotluk, iyi karlanmamaktadr. Tek ynetici olma istei
tamakla birlikte, bu tr yneticilerin yapp ettikleri gz nne alnnca, halkn geni bir tepki
gsterecei ortaya kmaktadr. Yneticinin yetkilerini kullanma ekli ve adalet, siyaset
tartmalarnn dier nemli konularndan biri olmutur. Yaygn anlaya gre ynetme,
insanlarn ulamak istedii en nemli noktalardan biridir. Yunanllara gre ynetme, gc
elinde bulundurmann anlam, istediini yapmak ve yaptrmaktr. Gc ktye kullananlarn
ellerinden kurtarmak iin baka gce ihtiya duyulmas ve bunun da bir i savaa neden
84
olmas tutkulu siyasetiler hari, herkes iin kt bir sonutur. Gc ktye kullanmamann
iyi yollarndan birini ahlak temelli adalet fikridir. Ynetici adil davranrsa gc elinde
bulundurmasnda saknca yoktur. Adaletli davranmad durumlarda ise genellikle ona kar
koyacak g olmadndan despot ynetim ekli ortaya kacaktr. Platona gre ( Gorgias,
478 a-e), bu tr ynetim ekli bir nevi ruh hastaldr; tedavisi de adaletle yarglayp
cezalandrlmadr. Thrasmiskos'un ifade ettii; sofistlerde, tiranlarda ve dier kt ynetim
ekillerinde ortaya kan bir anlay da adalet (doruluk) glnn iine gelendir (enel 1970,
332; Devlet, 338-348). Bunun temellendirilmesinde kullanlan malzeme, g tutkusu, kt
ynetimlerin yapt zalimlii kar duyulan kin, doada adaletin olmay ve tanrlarn
adaletsiz davranlardr. Bu anlay savunmalarnda, tanrlarn hem kendilerinin adaletsiz
davranmalar hem de adaletsizlie gz yummalar, zellikle Thrasmiskos zerinde etkili
olmutur.
Adalet ya da doruluk tartmalarnda Sofistler genellikle gten yana olmulardr. Bu
tartmalarda doal durum da kullanlmtr. Kallikles, eitsizlii ya da stn olma zelliini
doada bulunduu iin toplumda da kabul edilmesi gerektiini ileri srerek savunmutur.
Doal durumun daha belirleyici, doal stnln yasal (kltrel) stnlkten daha geerli
olduu zerinde durulmutur. Bu konulardaki dncelerini hem hayvanlar dnyasndan hem
de toplumlardan ve efsanelerden rnekler vererek kantlamak istemitir (Gorgias, 483 d -484
c). Doada gller hkimken kltr dnyasnda niin eitlik olsun? doa esas alnmaldr.
Yine Kallikles'e gre, en gl ile en iyi ve en kudretli ayn eylerdir. Yani gl olan iyidir,
iyi olan gldr ( Gorgias, 488 d).
Sofistlerin genel anlayna gre, her biri farkl grntler alglayan iki kiiden biri
dierine yanldn syleyemez, nk, eyler birey iin zel var olma biimlerine sahip
olduklarndan bir dierinin grlerini rtemez. Doruluk, tmyle grelidir. Hibir gr
dierinden daha doru olamamakla birlikte, biri dierinden daha iyi diyerek uzlama kaps
ak tutulmutur. (Guthrie 1988, 88) Doruluk ve yanllk Sofistlerle birlikte bir kenara
atlm, yerine pragmatik adan snama geirilmitir (Guthrie 1988, 88). Sofistler her tr
insan eyleminin yalnzca deneye dayandn ve yarar amal olduklarn iddia etmilerdir. Bu
balamda doru ve yanl, bilgelik, adalet, iyilik birer addan baka bir ey deillerdir (Guthrie
1988, 90-91).
Kallikles, en bilge ve en kudretli sfatlarn gc elinde bulunduran siyasetilere
vermitir. nk siyasetiler, dndklerini gerekletiren ve ruh zayfl yznden
korkaklk gstermeyen kiilerdir (Gorgias, 491 b). Siyaset, bir kez daha tutkularn
gerekletirildii alan olarak belirlenmi olmaktadr. lke ynetimini elde edemesen de
ynetimi elinde bulunduranlarn yannda ya da yaknnda olmak da nemlidir. Kallikles'e
gre, yneticilerin dostu olmak utanlacak deil, gurur duyulacak eydir. nk menfaat
kazanmakla birlikte, dardan da kimse saldrmaya cesaret edemez (Gorgias, 510 a).
Tiranlarn ynettii bir lkede, nasl gl olup da kendimi her trl hakszlktan
koruyabilirim? sorusuna verilecek cevap, lkenin efendisi ile ayn eyleri sevip yine ayn
eylerden holanmamak ve mmkn olduu kadar ona benzemek olacaktr ( Gorgias, 510 d
e). Bylece efendinin korumas altnda efendinin dndakileri ezerek menfaat salayacaktr.
85
86
Uygulamalar
Aada belirtilen uygulama sorularn, blmde anlatlanlar erevesinde yantlamaya
alnz.
87
Uygulama Sorular
1.
2.
3.
4.
88
89
Blm Sorular
oktan Semeli Sorular
1) Sofistlerin Atina ynetimine katklar ne olmutur?
a) Tiranlklarn gelimesine yardmc olmulardr.
b) Snf savalarn krklemilerdir.
c) Haklarn gvenceye alnmasna yardmc olmulardr
d) Demokrasinin gelimesini salamlardr.
e) Savalarn iddetlenmesini tevik etmilerdir.
2) Sofistler toplumda neyi dntrmlerdir?
a) Felsefeyi
b) Din
c) Siyaseti
d) Snflar
e) Dnme tarzn
3) Sofistler neden ounlukla Atinada toplanmlardr?
a) Atina iyi ynetildiinden
b) ktisadi gc ok yksekti
c) Demokratik ynetim anlay basknd
d) Para kazanmak iin iyi bir ortamd
e) klim artlar yaamay kolaylatrmaktadr
90
Ak Ulu Sorular
1) Bilgi anlaynda greceliin yaratt sorunlar nelerdir?
2) Protagorasa ait olan nsan her eyin lsdr. dncesine hangi gerekelerle
kar klmal ve hangi gerekelerle savunulmaldr?
3) Sofistlere gre adalet nasl mmkndr?
4) Sofistler felsefeye hangi yntemi kazandrmlardr?
5) Demokrasi ile Sofistlik arasnda ne trden ilikiler vardr?
91
6. BLGELK YA DA FELSEFE
92
93
94
Konu
Kazanm
Bilgelik
Bilgelik tr dnme
tarznn zelliklerinibilir.
Bilgelik
Bilgelik
Bilgelik
95
Anahtar Kavramlar
Bilge
Bilgelik
Bilgi
Ahlak
Doruluk
Erdem
Felsefe
Hakikat
Bilmek
96
Giri
Bilgelik, felsefelememi kltr ve medeniyetlerde, toplumsal dncenin teorik
yapsn temsil etmektedir. Felsefenin bilgelik ortamnda, Yunan dnyasnda kt kabul
edilmektedir. Yunan dncesinde bilgelik hakkndaki tartmalarn odakland noktalar
unlar olmutur: 1- Bilgelik ok ey bilmektir. 2- Bilgelik ahlaki deerlere sahip olup onlar
savunmaktr. 3- Bilgelik hakikati bilmektir. Bu tartmalar, felsefe kavramna yklenilen
anlamlar da belirlemitir.
97
savunmalar ve insann l alnmas gibi fikirlerle inan ve bilgi yaplar zerinde byk etki
yaparak, evren tasavvurundaki bunalm artrmlardr.
Sofistler, geleneksel bilgelikten ok uzaklam olmalarna ramen, Aristoteles'in bilge
dedii tipe yaklamlardr. Aristoteles'e gre deneyin, deney hlinden kurtulup bir sanat
olabilmesi iin ortak duyumlarn stne kmas gerekir. Bu ii ilk baaran kiiye, yani
tecrbelerini bir sanatn kurulmasnda kullananlara byk hayranlk duyulur. Bunun nedeni,
faydal bir ey bulmas deil o kiinin bilgeliidir. Baz kiiler hayatn zorunlu ihtiyalarn
karlamak iin sanatlarla urarken, dier bazlar hayat daha zevkli bir hle getirmek iin
uraan sanatlar semilerdir. Hayatn zevkli yanlaryla uraanlar daha bilge kiiler ve daha
ok hayranlk toplarlar. Bunun nedeni onlarn bilimlerinin faydaya ynelik olmamasdr. Bu
tr uralar dier zorunlu ihtiyalar gideren bilimlerden daha sonra ortaya kmlardr.
Ayrca hayatn zorunluluklarn aan bir seviyeye geldiklerinden bo zamanlar fazladr.
Btn bu uralar da bo zaman ok olan toplumlarda ortaya kar (Metafizik 981 b15-20).
Sofistler bu tasvire hem uymaktadrlar hem de uymamaktadrlar. Onlar ele aldklar konularda
durumun tesine gemeyi bilmi, yeni bir bak asyla sorunlar deerlendirmeyi
baarmalar bilgelik olarak kabul edilir. Aristoteles'e gre felsefe, hayatn zevkli yanlaryla
ilgilenmek ve bu bilgelikse Sofistler bilgelik unvann alma hakkna sahiptirler. Ancak fayda
iin iine girdiinden dolay, Sofistler unvanlarn kaybederler. nk btn yapp
etmelerinde ama, kazan salamak olmutur. Bununla birlikte, geleneksel bilgelikte olsun,
Platon ile Aristoteles'in bilgeliklerinde olsun, fayda sz konusudur. Bunlarnki topluma
ynelik faydayken, sofistlerinki bireysel kalmtr.
Aristoteles, felsefeyi hayatn zorunlu ihtiyalar giderildikten sonra ortaya kan ve
kendi kendisi iin olan bilim olarak tasvir etmitir. Nasl ki bir bakasnn amac iin deil,
kendi amac iin var olan insana zgr insan diyorsak, ayn ekilde bu bilimi biricik zgr
bilim olarak aramaktayz. nk yalnzca o, kendi amac iin vardr. (Metafizik, 982 b1025). Bu tasvire gre Sofistler, kendileri iin altklarndan zgr ama felsefeyi, baka
amalar iin kullandklarndan dolay da ilke dna kmlardr. Srf bilginin kendisi iin
bilgi elde etme servenine atlmak gerektii dncesi tatmin edici deildir. ster salt
bilgelikte olsun isterse felsefi almalarda olsun toplumdaki ya da bireydeki kimi entelektel
ya da toplumsal sorunlar zme kaygsnn belirleyicilii gz ard edilemez ve btn bunlar
bir fayda iin yaplr. Bu nedenle de Sofistler, bilgeliin teorik tanmna yaklatklarndan,
onlar tmyle bilgelik d brakmak imknszdr.
Sofistler bilgelii, sofistlik anlamnda kullanlmlardr. Geleneksel bilgelikten farkl
olarak toplumun her kesimine mdahale edebilen yetkilerle donatlm olduklarn kabul
ettirmilerdir. Her trden greve talip olduklar gibi, bu grevler iin de iyi elaman
yetitirmeyi vaat etmilerdir. Toplumun deer dizilerini savunmak yerine onlar ykp yeni
deerler, zellikle de kendi menfaatlerini n plana karanlar getirmilerdir. Karlksz
yardm deil, her trden yardmn karln almlardr. Bilge olmak istemelerinin en nemli
nedenleri de devletin en st makamlarn elde etmektir. Siyasetin toplumu ilgilendiren btn
konularla ilgili olmas, yeni anlayla gelien bilgeliin snr konusunu ortadan kaldrmtr.
nk sofist bilge, her konuda retme, yol gsterme ve uygulama haklarna sahip olduunu
101
ilan etmitir. Bu faaliyetlerin gerekleecei en iyi ortam da siyaset alan olmutur. Siyas
karlar iin siyasetilerin ahlaki deerleri nemsememeleri, sofist bilgelik iin ideal bir
ortam olmutur. Sofistler ve onlardan ders alanlarn ou, geleneksel anlamda bilge olsalard,
sanrm Yunanistanda yaanlan kargaa daha az olurdu. Sofist anlamnda bilge
olduklarndan kargaann nne geilememitir.
Sofistlerin bilgelik anlaylarnn bulanklnn bir nedeni de bilgeliin geleneksel
yerini felsefeye brakmasdr. Platon, geleneksel bilgelik anlayna ters dtkleri, dolaysyla
erdem saylan btn davranlar reddettikleri ve bunlar da rlativizme dayandrdklar iin
Sofistleri eletirmitir. Sofistler ise geleneksel bilgelii felsefe iinde eritmeye
altklarndan, bilgelik ile felsefeyi bir ve ayn ey olarak grmlerdir. Karlkl eletiri
sonucu, felsefe bilgelikten tamamen ayrlp kendi kiiliini kazanmtr. Sofistler felsefeye
yeni konular kazandrp ve yeni ynler izerek onun gelimesine byk katklar
salamlardr. Bununla birlikte felsefenin bilgelikle olan yakn ilikisinden faydalanmlar;
felsefeyle her eyi eletirmi ve yeni deerler peinde komulardr. Bilgelikle, halkn
geleneksel deerlerini kendi amalar dorultusunda kullanmlardr.
Platonun Phaidon diyalogunda tantt felsefe anlay, sofistlerin izdii bilgelik
anlayndan ne kadar farkl olduunu gstermektedir. Sz konusu diyalogda, ryalarnda
srekli iir yazmasn ve gzel sanatlarla uramas tavsiye edildiini syleyen Sokrates,
felsefenin sanatlarn en yksei olduunu kabul etmektedir (Phaidon, 60e- 61a). Bu yksek
sanatm zelliklerinden biri de lm karsndaki tutumudur. Sokrates, konumann balarnda
arkada Evenosun da vakit kaybetmeden kendisini takip etmesini (lmesi) tavsiye
etmektedir. Evenosun bu tavsiyeye uymayaca sylenince Sokrates, Evenos filozof deil
mi? diye sorar. Evenosun filozof olduu bildirilir ve Sokratese u soru sorulur: Filozofun
len adamn arkasndan gitmeye hazr olduunu nasl sylersin Sokrates? (Phaidon, 61d). Bu
soruya getirilen cevaplar Platonun felsefeye ykledii anlamlarn birini daha sergilemektedir.
Sokrates, neden lmn istenmesi gerektiini aklamtr. Ona gre br dnyada,
ncelikle bilge ve iyi olan tanrlarla iliki kurabilmek, bu dnyada iyi olarak bilinen
insanlardan daha iyilerinin bulunabilmesi lm istenilebilir bir ey hline getirmektedir
(Phaidon, 63 bc). Bu gerekeyi konuyu tartrken aklamtr. Platona gre, kendilerini
gerekten felsefeye vermi olanlarn, yalnz lmek ve lm olmak iin altklarn kimse
bilmez grnr (Phaidon, 64 a). Gerek filozoflarn, hangi gdden dolay lm
zlediklerini, hangi sebepten lme layk olduklarn, nasl bir lmle leceklerini halkn
(Theballar) bilmediini (Phaidon, 64b) tartmann devamnda tekrarlamaktadr.
Platon, lmn nasl bir ey olduunu ruh beden balamnda ele almaktadr. lm,
ruhun bedenden ayrlmasdr (Phaidon, 64c). Tartmann devamnda filozofun hazlardan,
sslerden, yeni ve pahal giysilerden uzak durmas gerektii ne karlmtr (Phaidon 64d).
Hazlardan uzak duran kii, bedenden uzak durup ruha ynelmitir. Filozof, mmkn olduu
kadar ruhunu bedenle olan ilikiden ayrmaa altn, bunda da teki insanlara
benzemedii grlr. Halk, byle insanlar lme yaklam olarak grmektedir (Phaidon,
102
103
Uygulamalar
Aada belirtilen uygulama sorularn, blmde anlatlanlar erevesinde yantlamaya
alnz.
104
Uygulama Sorular
1.
2.
105
106
Blm Sorular
oktan Semeli Sorular
1) Aadakilerden hangisi bilgeliin toplumdaki etkisini yanstmaktadr?
a) Toplumu ynetmektedir.
b) ktisadi sorunlar zmektedir.
c) Eitim sistemini dzenlemektedir.
d) Toplumsal yapy biimlendirmektedir.
e) Evren tasavvurunu topluma tantmakta ve olaylar ona gre yorumlamaktadr.
2) Aadakilerden hangisi Yedi Bilge arasnda saylmaktadr?
a) Herodotos
b) Homeros
c) Solon
d) Perikles
e) Pesistratos
2) Felsefenin ortaya kma nedeni aadakilerden hangisidir?
107
Ak Ulu Sorular
1) Bilgeliin dayand ilkeler nelerdir?
2) Sofistlerin bilgelik anlay hangi temellere dayanmtr?
3) Aristoteles bilgelii hangi temellere dayandrmtr?
4) Toplumlarn hangi sorunlar bilgelikler tarafndan aklanr?
5) Bilgelik ile felsefe arasndaki farklar nelerdir?
108
109
110
2.
3.
4.
111
Kazanm
Yntemin felsefedeki
nemini renir.
Diyalektik yntemin
zelliklerinibilir.
112
Anahtar Kavramlar
Platon
Yntem
Felsefe
phe
Hatrlama
Akl
Diyalektik
Doruluk
Eletiri
renme yolu
yi
Kt
Tutarllk
113
Giri
Yntem, felsefe ncesi dnlerin genel zellii olan bilgeliklerden ayrlmas,
ilkeden hareketle evrenin kurulmas, trajedi yazarlarnn deerleri sorgulamas ve sofistlerin
btn bilgileri grecelilik temeline oturtmalar yntemle ilgili gelimelerdir. Felsefeyi dier
dnce biimlerinden ayran temel nitelii, yntem olduunu sylemek gerekir. Felsefe
ynteminin Platon tarafndan nasl anlald ve Sofistlerin ortaya koyduu sorunlar nasl
at aada anlatlmaktadr.
114
7.1. Yntem
Yntem dnce retmek iin takip edilen yoldur. Akln alma tarzndan retilmekte
ve her aratrma alan kendi yntemini zelletirmektedir. Felsefe de bir aratrma alan olarak
kendi yntemini gelitirmitir. Felsefe yntemi Platon ve Aristotelesin almalaryla genel
zelliklerine kavumutur.
Platonun yntem anlay, onun bilim ve zanaat anlayyla yakndan ilgilidir. Her
zanaat ve bilimin de bir ynteme sahip olduunu eitli kitaplarnda ortaya koymutur
(Robinson 1953, 62). Platon, dncelerini tartmalarla aklad gibi ynteme ilikin
grleri de tartmalarndan kmaktadr. Tartma konularnda, rakiplerinin grlerini
rterek kendi grlerini kantlama abasndadr. Bu tutumu arlkl olarak eletiriyi ne
karmaktadr. Eletiriler, ileri srlen grlerdeki tutarszlklarn tespiti esastr. Platon,
Sofistlerin dnce dnyasnda yarattklar karmaaya son verip, salam bir deerler ve bilgi
sistemi kurmak iin yol izlemitir. Bunlar, hatrlama, diyalektik ve blmedir. Bu balk
altnda gelitirilen yntemler, onun dnce dnyasnn temellerini olutururlar.
Felsefe konularnn merkezinde insan vardr. Sz konusu sorunlar, insan zerinden
hareketle aklanrlar. Platon, insan hakkndaki bilgilerimizin tartmal olduunu kabul
etmektedir. Kritias (107 a-e) diyalogunda, insan hakknda konumann, dier konularda
konumaktan g olduunu belirtmitir. Buna neden olarak da insanlarn dier konularda az
bilgileri olduundan, ileri srlen dnceleri olduu gibi kabul etmeleri gsterilmitir. Konu
insan olunca, iler deimektedir. nk herkes, insan konusunda ve kendisi hakknda birok
ey bilmektedir. Bilen kiiye, baka birinin kendi bilgilerini kabul ettirmesi gtr. nsan
hakknda konumann glnn bir nedeni de bu konuda genellikle kabul edilmi ilkelerin
olmaydr. Birinci Alkibiades'te (111e -112 a), insanlarn ve eylerin doruluu yahut
yanll hakknda toplumlarn anlap anlaamayacaklar sorulmutur. En ok bu konularda
insanlarn birbirinden ayr dnp davrandklar, cevap olarak verilmitir. nsan hakkndaki
bilgilerin derlenip toparlanmasn salayarak bir bilim hline getirecek yntemin olmay da
bu gl artrmaktadr. Platon, daha ilk diyaloglarnda (Birinci Alkibiades), sorunun farkna
varm, son diyaloglarndan olan Kritias'da da sorunun zlmediini ortaya koymutur.
Yntemin nemli sorunlarndan biri de bilgilerin retilmesidir. ocuklarn nasl
eitilmeleri gerektii, onun nemli uralarndan biri olmutur. Ayrca, Sofistlerin retim
yntemini bu balamda eletirmitir. Platona gre Sofistler, btn bu rendiklerine de bilim
ad verip kitabn yazyor, balyor bu kitaptan ders vermeye. Verdii tler, anlatt
istekler gzel mi, irkin mi, iyi mi, kt m, hakl m haksz m, olup olmadna
bakmyor. Daha dorusu bu yarglar koca hayvann keyfine gre veriyorlar. Hayvann
houna giden eylere iyi, hayvan huylandran eylere kt diyor. Neden yledir, neden yle
deildir, dnmyor. yiyi, gzeli tabiat zorunluluklaryla kartryorlar (Devlet 1975, 493
ac). Sofistlere yneltilen bu eletirilerde de hakikati gsteren yntemin eksiklii
vurgulanmaktadr.
Yntemin nndeki tek sorun insan deildir. Herhangi bir alana ilikin bilgilerin
doruluu ve gvenilirlii yntem zerinden saland gibi, dncelerdeki yanl ve
115
Lethe, Yunan inancna gre, ller dnyasndaki rmak. Yeniden doum inancna gre, ruhlar bu dnyaya
yeniden gelecekleri zaman, bu rmaktan su imek zorunda kaldklarndan, bildikleri her eyi unuturlar.
117
7.3. Diyalektik
Platonun kulland dier yntem diyalektiktir. Phaidros'da, bir konunun
incelenmesinin iki yoldan yaplacan bildirmitir. lki, incelenmesi istenen konuyu
tanmlama ve aydnlatabilmek amacyla, konuyla ilgili dank kavramlar bir dnce
etrafnda toplamaktr. kincisi, dnceleri etrafnda toplayan fikrin analizi, ayrlmas uygun
yerlerinden blnerek incelenmesi gerekmektedir (Phaidros, 265 d). Konuabilmek ve
dnebilmek iin tanmlama ile blmlemenin yaplmasna, diyalektik adn vermitir
(Phaidros, 265 d -266 d). Diyalektiin ne karlan zellikleri, ileri srlen dncelerin
yapsnda ve denetlenmesinde de kullanlmaktadr.
Platon iin diyalektik, eylerin asln bilme anlamnda da bir bilim teorisidir. Hakikati
aratrma yntemi olan diyalektie byk nem veriinin nedenlerini Devlet'te aklamtr.
Hangi konuda olursa olsun, her eyin zn yntemle kavramay deneyen bir baka bilim
yoktur. Genel olarak zanaatlar, insanlarn inanlar ve zevkleri zerinde durmazlar. Yalnz,
tabii ve yapma nesneleri retme, oaltma ve kullanmayla yetinirler. Geometri ve benzeri
bilimlerse gerek varln bir yann yakalar ve bilebilirler (Devlet, 533 b). Bilimler, varln
tmn kuatamadklarndan varsaymlar gelitirmilerdir. Varsaymlar, varlktaki ilkelere
ulaamadklarndan asl gereklii de ortaya koyamamlardr. Yalnzca diyalektik yntemi,
varsaymlar birer birer atarak ilkenin kendisine ykselebilir (Devlet, 533 c-d). Platona gre
diyalektii felsefeden ayrmann imkn yoktur. nk felsefenin en temel kaygs olan zlere
ulamak ancak diyalektikle mmkn olmaktadr (Devlet, 532a; Robinson 1953, 71).
Platon Devlet'te, gzlem tabanndan kalkarak en st biime, iyi ideasna, ulama
abasn diyalektik yolla anlatmtr. Maara rneindeki insann iyiye ulama eklini
yle zetlemitir. Zincirlerinden kurtulmu, glgelerden kuklalara ve a dnyor; sonra
dar, gn na kyor. Orada henz canllar, bitkileri deil, onlarn sudaki yanslarn,
gerek varlklarn glgelerini grmektedir. Daha nce grdkleriyse gnein benzeri olan
n yaratt glgelerdi. Bizim gzden geirdiimiz bilimlerin varaca sonu da budur.
Bahsi geen bilimler iimizin en stn yann, btn varlklarn en stn yanlarn seyre
gtrr (Devlet, 532 c). Platon bu srece diyalektik yry adn vermitir (Devlet 1975,
118
532b). Ona gre, diyalektikle duyularn hi birine bavurmadan, yalnz akl kullanarak, her
eyin zne varlr. yinin zne varmadka durulmadndan, grlen dnyann da
kavranan dnyann da sonuna ulalr (Devlet 1975, 532 a). Diyalektikle ilgili dnceleri,
bu ynteme verdii deeri gstermektedir. Hakikatler dnyasnn en stne yer alan iyiye
ulamak, evrensel hakikati kavramaktr. Evrensel hakikati kavramak iin diyalektikten baka
bir yolun olmad izlenimi vermektedir.
Diyalektiin kullanlma alan ok geni olmas nedeniyle, genlerin eitiminde nemli
bir yer tutmutur. Ancak Platon herkese diyalektik retilmemesi gerektii dncesindedir.
Yirmi yana gelmi kiiler arasndan en iyi gelimi olanlar, zihin gleri imtihan edilerek
yeni bir seime tabi tutulurlar. Baarl olanlara diyalektik retilir. Seilenlerde aranlan
zellikler, diyalektiin uygulama alanlarna gre belirlenir. Uygulama alanlar, bilimler, sava
ve kanunlarn gerektirdii btn ilerdir (Devlet, 537 a - d). Diyalektiin uygulama alan iine
ahlak ile tarih sorunlar da girmektedir. Platon'a gre, gen yatakilere diyalektik retilirse
toplumun eitli deerlerini tartr ve onlar ypratrlar. Yprattklar deerlere kendileri de
inanamayarak inansz kiiler hline gelirler. Bundan kurtulmak amacyla belli bir olgunluk
aamasnda diyalektik retilmelidir (Devlet, 538 a- 539 e). Bylelikle diyalektik, belli bir
renim aamasndan itibaren sorumluluklar yerine getirebilme becerisine bal olarak,
aamal bir ekilde retilmesi gerekmektedir.
Sofist diyalogunda diyalektik, snflama yntemi olarak tanmlanmtr. Platon
snflama yntemini iki ayr nesne alan iin kullanmtr: 1- Genel bir tabloda btn trleri
bir cinsin altna koymak iin, 2- Sadece tek tek trleri tanmlamak iin. Platon bazen birini,
bazen dierini kullanr (Cornford 1979, 171). Bu bilim (diyalektik) felsefi konumalarda
yer alan trler ve formlara gre varln yapsn doru olarak blmleyen, dolaysyla
filozofa yardmc olan bir bilim olarak tanmlanyor (Cornford 1979, 262). Diyalektik,
bamsz eylerdeki farkllk ile bir cins iinde bulunan ayn ve benzer olanlar kefeder.
Snflama sreci, varln unsurlarn yahut ilkelerini bulmay mmkn klmaktadr. Gerekte
ayn snfa ait olup farkl grnen eylerin zce de ayn olduklarn gsterir (Lutoslawski
1905, 449). Sofist'te kabul edildii gibi, felsefenin ana grevleri analitiktir. Bu zellii onu
blmleme yntemi kullanarak biimlerin btn balantlarnn haritasn karmada yardmc
olur (Cornford 1979, 183). Platon, diyalektiin yntemle ilikisini, Sofist'de yle belirtmitir:
Trleri doru biimde ayrmay, hem bir ve ayn trlere ayn anlam vermeyi hem de ayr
trlere ayn anlam vermemeyi, diyalektik biliminin devleri olarak aklamayacak myz?"
(Sofist, 253 d). Platon'a gre, diyalektik uzman olan kii, bir biimi dieriyle
kartrmayacak, cinslerin nasl blneceine ilikin bilgisiyle felsefi tartmann gidiine yol
gsterecek ve onu denetleyecektir. O gereklii oluturan biimlerin sra dzenini ak ve
seik olarak anlayacaktr.
Platon ilk diyaloglarnda iki temel yntem uygulamtr 1- Katartik (arndrc,
sktrc) 2- ddialarn eletirilmesi ve buna bal olarak yeni dnceler ortaya koymak
(Cornford 1979, 184). Sokratik dneme zt bir ekilde yeni bir yntem gelitirmektedir.
Toplama ve blme yntemi gelitirilen yeni yntemdir. ncelikle toplama blnebilen
cinsler zerine kurulmutur. Blme ise yukardan aaya cinsten tanmlanabilen bir tre kadar
119
iner (Cornford 1979, 184). Sokratik anlayta form, yukarya doru olan bir seride bir ama
ya da daha st bir amaca varmada aratr. Bunun tersine Toplama ve blmede ama ise
aaya doru olan srecin sonuna varmaktr. Srecin sonunda varlan blnemeyen tr ya
zel nitelikleriyle ya da cinsin zellikleriyle tanmlanr (Cornford 1979, 185). Snflama
diyebileceimiz yeni yntem toplama ve blme, sofist diyalogunda aka uygulanmaktadr.
Platon, toplama ve blme ynteminin tm formlar iinde toplandn belirtir ve bu yntem
bir olann ok sayda tanm yaplabileceini ortaya koyarak Parmanidesin varlk tanmn
eletirmektedir.
Cornford, diyalektik ile Aristoteles mant arasnda bir karlatrma yaparak
aralarndaki fark ortaya koymutur. Platon semboller kullanmyor ve nermeler kurmuyor.
Platonun kabul ettii faktrler unlar: 1-Formlarn ve trlerin deimez yaps. Bu yaplar
varlkta ve doruluk sisteminde kesin olarak ya birleirler ya ayrlrlar. Form ve trlerin
anlamlar genel isimlere geleneksel olarak balanrlar. 2-Bu objeler hakknda dncelerimiz
onlarla ilgili malumatmz, karlarmz zihinsel varolulardr. Dolaysyla bu karma dayal
yarglarmzda zihinsel varolulardr. 3- fadeler, dncelerin ve yarglarn sesli ifadesi
fiillerin ve isimlerin dile getirilmesinden oluurlar. Genel isimler ve fiillerin anlamlar
farkldr. fadeler nerme formunda deillerdir ama onlar temellendirdiimiz srece
vardrlar; gerek anlamldrlar. Diyalektik bilimi, ne biimsel sembolik kalplar bizim
ifadelerimize uydurmak ne de ifadeleri kendine uydurmak iin alr. Bizim zerinde
dndmz objeleri dncelerimizden ve karm yntemimizden ayrmay yapar.
Diyalektik, mantk deildir. (Cornford 1979, 265) .
Cornfordun belirttiine gre diyalektik, formlarn gerek dnyasnn yapsn
alma konusu yapar. Toplama ve blme teknii ile yap zerinde eylemde bulunur.
(Cornford 1979, 265). Diyalektik formal mantk deildir; ama varlk yapsn inceleyen
ontolojidir. nk formlar gerektirler. Formlarn yaps cinslerin ve trlerin bir hiyerarisi
gibi dnlr ve bu yapya blme ve toplama yntemi uygulanr. Platon diyalektii,
Aristotelesin mant gibi nerme formlaryla ilgilenmez, diyalektik varlklar zerinde
alr. Ayrca Platonun realite anlay Aristotelesinkinden olduka farkldr. Diyalektiin
amac, bir snfa dhil olan her bir ey hakknda nerme kurmak deil, blnemeyen trlerin
veya bir formu cins farkllklar ile tanmlamaktr (Cornford 1979, 269).
Dimitriu, Platon'un diyalektik blmlemesinde, alalan ve ykselen olmak zere iki
ynn olduunu gstermitir. Bu iki yn, en yksek idea ile blnemeyen en alt tr arasnda
gereklemektedir. Platon'a gre, idealar dnyasna zihinle varabilmek iin hem idealarn ak
bir ekilde tanmlanmas hem de idealar aras ilikileri ak bir ekilde bilmek gerekmektedir.
Bu nedenle diyalektik iki ynl olarak ele alnr. Ykseli: Genel idealarn incelenmesine
gtrr. ni: Blmleme yntemiyle idealar arasndaki ayrm grmemizde bize yardmc
olur. nite cinste bulunan trlerin analizi yaplr, onun doal ierikleri daha geni bir
toplulua katmakszn mantk birlii iinde gsterilmesi amalanr. Yani ykseliteki
diyalektik, bireysel olaylardaki geneli kefetmektir. niteyse, blmlemeyi analiz edilerek
trlerin analizi yaplr (Dimitriu 1977/ I, 114). Yukardan aaya yaplan snflamada en
yksek noktada varlk, birlik, iyi formlar yer alrlar. Hiyeraride en altta yer alan biimler,
120
blnemeyen olanlardr. Aadaki biime ulatktan sonra, blme yntemi daha fazla
ilerleyemez. rnein, insan biimine ulaldktan sonra, insan tr iinde bir baka tr
olamayacandan, bir bakas sz konusu edilemez. En stte yer alan karmak biimler u
zellikleri gsterirler: 1- Tmel biim, paralar olan zel biimlerin bir btn olmal. 2- En
yksek biim, blme tablosunda, ierik asndan en zengin olmaldr (Cornford 1979, 272).
Diyalektiin zelliklerinin felsefe sorunlaryla rtmesi, Platonun felsefe anlayn da
ortaya koymaktadr.
Platon, yntem sorunuyla yakndan ilgilenmesinin nemli nedeni, dnce dnyasnda
yaanlan karmaann nne gemektir. Ayrca, Sofistlerin yapt eletirilere geleneksel
dnce tarzyla cevap verilememitir. Platon, bir yandan Sofistlerin ileri srdkleri
dnceleri, yntem asndan yanllklarna dikkati ekerek etkisizletirmek, dier yandan,
kendi dncelerinin gl olduklarn da yntemle gstermek durumundadr. Bu kayglar
erevesinde, dnce yntemlerini srekli tartarak kendi yntemlerini gelitirmitir.
Hatrlama yntemi, dncelerini kkene bal olarak aklamak amacyla gelitirilmitir.
Basit gzkmekle birlikte, aklama gc yksektir. Diyalektik, hem Sofistlerin dncelerini
etkisizletirmek hem de kendi dncelerini salam bir ekilde kurmak iin bavurulan
yntemdir. Btn almalarnda belirgin bir ekilde kullanld grlmektedir.
Platon, bir yandan dncelerini gelitirmek ve salam bir ekilde temellendirmek
iin, dier yandan da Sofistlerin ileri srdkleri argmanlarla baa kmak iin, yntemle ok
uramtr. Sofistlerin yarattklar sorunlar zmek iin, yine byk lde sofistler
tarafndan retilen malzemeyle yntemin sistemletirilmesinde ok byk rol oynamtr.
Sofistlerin ve Platonun almalar, yntemin felsefenin omurgas olmas srecinde, en
nemli aamalardan birini gerekletirdiklerini teslim etmek gerekir.
121
Uygulamalar
Aada belirtilen uygulama sorularn, blmde anlatlanlar erevesinde yantlamaya
alnz.
122
Uygulama Sorular
1. Bilginin gvenilir olmas hangi yolla salanmaktadr?
2. Bilgi farklarnn balca nedenleri nelerdir?
3. Bilgi trleri ile yntem arasnda ne trden balantlar vardr?
4. Tarih yntemi felsefi bir yntem midir?
123
124
Blm Sorular
oktan Semeli Sorular
1) Aratrma alanlar hangi zelliklere gre snflandrlrlar?
a) Konulara
b) Yntemlere
c) Kiilere
d) Kitaplara
e) Gelenee
2) Hangi artlarda hatrlama yntem olarak kabul edilebilir?
a) Unutkanln yksek olmas
b) Olaylar birbirine kartrldnda
c) Konuya ilikin bilgilerin dzenli bir ekilde verilmesi ve yenilenmeleriyle
d) Gl hafzalara sahip olanlar
e) arm yntemini iyi kullananlar
3) Diyalektiin kesin bilgi vermemesinin nedenleri nelerdir?
a) Ztlklar vermesi
b) Varlan her sonuca kar bir antitez gelitirmesi
c) Sofistlerin kt amala kullanmalar
d) Platonun yasaklam olmas
e) Yntem olarak kesin sonuca varmay ilkece kabul etmemesi
125
Ak Ulu Sorular
1) Yntem felsefede nasl bir neme sahiptir?
2) Hatrlama yntem olarak ne trden sorunlar zmektedir?
3) Diyalektiin uygulama alanlar hangi konulardr?
4) Platonun idealar anlay yntem asndan nasl kurulmutur?
5) Platonun Sofistleri eletirmesi yntem asndan nasl aklanr?
126
127
128
129
Kazanm
130
Anahtar Kavramlar
Platon
Varlk
Atina
deal
Mkemmel
Hakikat
Evren
Model
Saf madde
dealar dnyas
131
Giri
Platonun Evren Anlay balkl bu derste, Platona gre evrenin nasl kurulduu,
evrenin ka katmannn olduu, deimelerin nedenlerinin neler olduu zerinde
durulmaktadr. Evren anlay, evren tasavvurunun temel sorunlarnn felsefi balamda
temellendirilmesidir. Ama, evrenin yapsn ortaya koyarak hakikatin nasl olduunu
kefetmektir. Evrenin temelini oluturan ilkeler ve Tanrnn evreni yap tarz hakikati
vermektedir.
132
dolaysyla felsefenin kuruluuna katks, srekli zerinde durduu evren, bilgi, devlet,
yntem ve felsefe anlaylar balamnda aada incelenmektedir.
dea retisi, evrenin ve evrendeki her eyin yaplna model olmutur. Modelin temel
zellii, hi deimeyen, deimelerden etkilenmeyen, mkemmel, kendi kendilerine yeterli
olmalardr. Dnyadaki sorunlarn kayna olan, deime ve bozulmann dnda kalan
idealar, deime ve bozulma iin areler aranrken aklda tutulmutur. Evrenin kuruluu,
toplumun biimlendirilii, devlet adam tipi, sz konusu model erevesinde gelitirilmitir.
137
Platona gre Tanr, evreni, bir modele gre yapmtr. rnek ald model, ezeli
ebedi, deimeyen, saflk zelliklerine sahiptir. Bu karm, evrenin gzelliine ve
yapcsnn iyiliine dayandrmtr. Yapcnn iyilii ve evrenin gzellii kabul edildiinde,
modelin de yaratlmam olmas gerekir. nk, yaratlm bir ey model olarak alnm
olursa, evrenin gzellii ve mkemmellii ortaya kmaz. Evren ne kadar mkemmel olsa da
sonuta bir modelin kopyasdr (Timaios, 29ab). Yapc iyi idi, iyi olanda da hibir eye kar
hrs uyanmaz. Hrs duymadndan, her eyin elden geldii kadar kendine benzemesini ister.
Yapcnn bu tavr, evren dzeninin en temel ilkesidir. Tanr, her eyin iyi olmasn
istediinden, kuralsz, dzensiz olan ve gzle grlen eyleri, iyi olmalar iin dzene
sokmutur (Timaios, 30a).
Platonun evreni, canllk esasna dayanr. Platonun anlattna gre Tanr, varlkta
ruh bulunmaynca aklnda bulunmayacan anlayarak, akl ruha, ruhu da bedene koyarak,
evreni, akll, ruhlu bir varlk olarak gerekletirmitir (Timaios, 30a-b). Tanr, ruhu bedenden
nce yaratm ve bedene stn klmtr. Ruh, emretmek, hkmetmek iin, beden de boyun
emek iin yaratlmlardr (Timaios, 34c). Ruh, blnmez ve her zaman ayn kalan tzle
cisimlerde bulunan blnebilen tz birletirerek bir nc tz meydana getirilerek
oluturulmutur (Timaios, 35a).
Platona gre evren, tektir ve baka bir evren de domayacaktr (Timaios, 31b). Ate,
su, hava ve toprak gibi drt geden oluturulan (Timaios, 31b-32d) evren, kendi kendine
yeten yani yetkin olan bir dzene sahiptir (Timaios, 33d). Tanr evrene, evrenin yapsna
uygun en yetkin hareket olan, dairesel hareketi vermitir (Timaios, 34a).
Evrenin kuruluunda kurucu olan Tanr, evreni mmkn olduunca lmsz olana
benzemesi iin gkle birlikte zaman yaratmtr. Matematik ilkelere gre srekli benzer
hareketleri yapan, birlik iinde kalarak ebedileen g dzenlemitir. Gkteki bu
dzenliliin adna, zaman demitir (Timaios, 1948. 37 d). Zaman, boyutuyla tanmlanm
ve bu boyutlar ebedi ilkeler olarak kabul edilmilerdir. Zaman boyutu iinde yer alan unsurlar
deimektedirler. Deimeyen bir eyden sz edildiinde, orada zaman yoktur ve o ey zaman
d olarak tanmlanr. Gemi ile gelecek gibi zaman boyutlar ezeli ve ebedi varlk iin
kullanlmas yanllk gstergesidir. Ayn kalan, deimeyen ey, zamanla ne ihtiyarlar ne
genleir. Ne de onun iin vard, imdi olmaktadr veya gelecekte olacaktr denebilir. Bu
trden eylerin hibirisi, ebedi olana ait deildir; bu nitelemeler, olu hlindeki varlklara
aittirler (Timaios, 1948, 37 e - 38 b). Tanr, evren, ruh, gk ve zaman, zaman ddr. Platon'un
dnlebilir dnyasnn blnemez varl, btnlk iinde hareketsiz bir ortam
gerektirir. Bu anlamda, Parmanidesde olduu gibi, bir olan zamanszdr. nk zaman, zce
boyuta ayrlr, gemi, imdi, gelecek. Zamann bu formlar, saylara gre hareket eder ve
saylarca llp deerlendirilirler. Varlktaki lm ve deerlendirmeler tekrar eden
paralardan oluan bir oklukla yaplr. Bu lm periyotlarna gn, ay, yl denir. Ad geen
l birimleri olmakszn zaman dediimiz ey de olmazd (Cornford, 1948 102).
Platon'a gre, evrendeki btn canllar ve tanrsal zellik gsterenler zamana bal bir
hayat srerler. Zaman iinde ve btn zaman sresince hareket ederler. Fakat bu ebedi ve
138
deimez olan modelin srecine uymaz (Cornford, 1948 102). Evrenin temel unsurlar ve gk
cisimleri, hareket ederek hem zaman olutururlar hem de zaman iinde varlklarn
srdrrler. Bunlarn zamanla ilikileri, yeryz cisimlerinin zamanla ilikileri gibi deildir.
Yeryz cisimleri zamana bal olarak deiip yok olurken, gk cisimlerinde bu trden
deieler sz konusu deildir.
Gk oluturulmadan nce gnler, geceler, aylar, yllar yoktu. Bunlar g kurarken
yaratmay dnd. Onlarn hepsi zamann birer parasdr. Gemi ile gelecek de zamann
paralardr (Timaios, 37e). Evreni kuatan mihvere bal duran dnyay Tanr, gece ve
gndzn bekisi, gn iinde doan tanrlarn ilki ve en eskisi olarak dzenledi (Timaios,
40c). Takvimin temel unsurlar olan gece ve gndz ile mevsimlerin gk cisimleriyle
balantsna iaret etmitir. Takvim, doan, len ve deien varlklar anlamak iin kullanlan
unsurlardan biridir. Deien varlklar iin vard, var ve olacak ifadeleri kullanlr, yani onlar
iin zamann boyutu geerlidir. Zaman boyutu iinde yer alanlar da bozulmaya, rmeye,
yok olmaya yazgldrlar. Olu, duyum dnyasnn deiken eylerinin birletiricisidir.
Gemi, imdi ve gelecek olu hlindeki varlkta zamann formlar olarak ortaya karlar. Bu
formlar matematik ilkelere gre hareket ederler ve ebedilii yanstrlar (Timaios, 38ab).
Szn ksas, zamanla gk, yok olmalar gerekiyorsa, beraber yaratldklar gibi
beraber yok olacaklardr. Zaman, mmkn olduu kadar lmsz olana benzemesi iin,
lmez tzn rneine gre kurulmutur. nk, gk btn zaman boyunca vard, vardr ve
var olacaktr, rnei ise ebedi olandr. te tanr bu dnceye dayanarak, zaman yaratmak
isteiyle gnei ve ay oluturdu. Zaman saysn ayrt etmek ve korumak iin de gezegenler
denen teki be gk cismini yaratt ( Timaios, 37 d- 38 e) ve zaman iin gk cisimleri
zorunludur (Timaios, 38e).
Zaman yaratlmadan nce, evrenin modele gre yapl bitirilmiti ama eksikti.
Evrenin mkemmellii zaman ve zamanla birlikte ortaya kan drt soyla tamamlanacaktr.
(Timaios, 39c) Tanr drt soy yaratt: 1- Tanrlarn gksel soyu, 2- Havalarda dolaan kanatl
soy. 3- Suda yaayanlar ve 4- Toprak stnde yryenlerdir (Timaios, 40a). Birinci soy,
grn mmkn olduu kadar parlak, gzel olsun diye ateten yaratlmtr. Evrene
benzeterek bu soya kresel bir ekil verdi. Evrenin hareketini takip edebilmesi iin zek verdi.
Bu soyu, gerek bir kozmosun ss olarak kozmosun her yerine yerletirdi. Bunlara iki
hareket verdi: Biri, Tanr ayn eyler zerinde ayn eyi dndnden, deimeksizin ayn
yerde; br de ayn kalan ve benzer tzn devrine bal olduu iin ileriye doru olur
(Timaios, 40 ab). Platon, gksel soy olarak yaratlm tanrlar gsterir ve yaratc tanrlarn
yaratln bilinemeyeceini kabul etmitir. Yaratlm tanrlar hakknda, Timaios, gelenee
bal gzkmekle birlikte, tanr soyundan geldiklerini syleyenlere kar birlikte pheci bir
tavr sergiler (Timaios, 40dc). Platona gre, yaratlm tanrlar, lmsz ve paralanmaz
deil, yaratc tanrnn iradesine baldrlar (Timaios, 41 a-d).
Yaratc tanr, gksel soyu yarattktan sonra, dier soyun yaratlmasn yaratlm
tanrlara brakmtr. Nedeni ise eer yaratc tanr dier soyu da yaratm olursa, onlarda
lmszlk zelliine sahip olacaklardr. soyun lmsz olmas durumu, evrenin
139
mkemmelliine uygun olmad gibi, var olan durumu da aklamaz (Timaios, 41bc).
Yaratlm tanrlar, canllar zerinde tam bir hkimiyete sahip olmulardr. nk tanrlar,
onlar bu dnyaya getirmek, yiyecek vermek, remelerini salamak ve ldkleri zaman
yanlarna almakla grevlendirilmilerdir (Timaios, 41 c d). Yaratlm olduklarndan dolay
bozulma yasasna uyacak olan bu tanrlarn yarattklar insanlar, nc seviyede bir yaratk
olduklarndan, daha kolay bozulacaklar iin banda belirtilmitir. nsandaki bozulmann
nedeni de Byk Tanr olmaktan karlm ve ona salam bir yer verilmitir. Ayrca,
yaratlm tanrlar grevlerini de mkemmel yapmadklar hem Timaios hem de Devlet Adam
diyaloglarnda gsterilmitir.
Platona gre, insan ruhunun yaratlnda deimeyen saf z kullanlmadndan
deimez deildir. Daha yaratl aamasnda, ebedi olan ruhlarla karlatrldnda, insan
ruhu eksiktir. Btn ruhlar yarattktan sonra onlar gk cisimlerinin stne oturtarak, evrenin
zn onlara gsterdi ve sonra onlar bedenlere yerletirdi. Haz, ac ve tutkulara sahip oldular.
Tutkular kontrol edenler, doruluk; onlarn etkisene girenler de erilik iinde
yaayacaklardr. Kendisine balanan zaman iyi kullanan, bal olduu gk cismine
dnecek, orada bahtl bir mr srecektir. Buna aykr davrananlar, ikinci doularnda kadn
olacaklardr. Kt yaamaya devam ettike, bu dnyaya her geliinde yaay tarzna en ok
benzeyen hayvan biimine gireceklerdir. Tanr, gelecekte ileyecekleri ktlklerden
kendisini sorumlu tutmasnlar diye, btn bu yasalar ruhlara retmitir (Timaios, 41e-42e).
lml varlk olarak insanlarn, kendi bahtszlklarna kendilerinin sebep olmamalar
iin elden geldiince bilgelie yneltme iini tanrlara brakmtr (Timaios, 42 d e). nsann
eksiklii yaratlnda ortaya kmtr. Her ne kadar tanrlar takip etme ve onlara inanma
yetenei verilmise de bu yetersiz kalmtr. Ancak, eksiklii gidermek iin onlara evrenin
srlar gsterilmitir. nsanlar, yaptklar hatalardan tanrlar sorumlu tutmamalar iin evrenin
srlar kendilerine aklanmtr. Bu aamada sorumluluklarn yklendiklerinden, insan olma
zelliine kavumulardr
Platon evrenin yaratlnda ana unsur kullanmtr: Yapc (Tanr), model ve
malzeme (Guthrie 1978, V. 253). Her unsur da ideal zelliklere sahiptir. Balca neden,
evrenin ideal olduunu kantlamaktr. Bu kantlamann en iyi yolu, evrenin oluturulmasnda
belirleyici olan unsurlarn mkemmel olduunun kabuldr. Tanr, model ve malzeme
(evrenin ham maddesini oluturan unsurlar) mkemmel olduklarndan, mkemmel bir evren
ortaya kmtr. Evrenin mkemmellii, iki nedenden tr canllarn yaratlna tam olarak
yansmamtr. Birincisi, yaratma ilemini Tanr yapmam, bu ie yaratlm tanrlar
komutur. kincisi, tanrsal z oluturan unsurun yaplmasnda deimezlii ve
mkemmellii ieren saf cevherin eksikliidir. Bu anlaya Devlet'deki Yaratlm her ey
bozulmaya mahkmdur. ilkesi de eklenirse, bozulmann daha evrenin oluma aamasnda
programlanm olduu ortaya kar. Platon'un byle dnmesinde yadrganacak bir ey
yoktur. nsan mkemmel olarak yaratlm olsayd, bozulmay aklamak ok g olacakt.
Kargaa ve dzensizlik, mkemmel olarak yaratlm insanlarca yaplm olamazd. Platon,
canllarn eksik yaratlmasndan Tanr'y sorumlu tutmamtr. Yaratlm tanrlarca meydana
getirilen insan, zaten bozulmay bandan beri iinde tamtr. Bunun yannda bozulmadan
140
kurtulmann veya bozulmaya kar koymann yolu da gsterilmitir. Tanr'nn verdii inanma
ve renme yetenei, bozulmaya kar kullanlan tek dayanak olmutur. Ancak bilgelie
ynelme iinde tanrlar da grevlendirilmitir.
Platon, varlk sorunu erevesinde evrenin yapsn, varlk trlerini, evrenin nasl
ynetildiini incelemi, idealar retisini bir model olarak kullanmtr. dealar retisi,
varlk, bilgi ve ahlak alanlarn tutarl bir ekilde aklamak iin iyi bir model olmutur.
Timaios diyalogunda aklanan evrenin kuruluu, ok tanrl ve efsane temelli Yunan evren
tasavvurunda ok nemli dnce olarak ortaya kmtr. nemi, Tanr Demirguosun yapc
Tanr olarak Yunan dnce dnyasnda yer almasdr.
141
Uygulamalar
Aada belirtilen uygulama sorularn, blmde anlatlanlar erevesinde yantlamaya
alnz.
142
Uygulama Sorular
1. dealar ne tr sorunlar aklamak iin kullanlmaktadrlar?
2. Platon hangi felsefe sorunlarnda younlamaktadr?
3. Felsefe sorunlar arasndaki ilikileri Platon hangi kavramlarla kurmaktadr?
4. Evren sorunu felsefedeki hangi sorunla rtmektedir?
143
144
Blm Sorular
oktan Semeli Sorular
1) Platonun kaygsn aadakilerden hangisi aklamaktadr?
a) Yunan dnyasnn kmesi
b) Hocas Sokrates gibi kendisinin de idam edilebilecei
c) Atinann kmesini engellemek
d) Perslerin igali
e) Sofistlerin darbe yapmalar
2) dealar retisi hangi imkn salamaktadr?
a) Devlet dzenini kurmay
b) Ahlak modeli oluturmakta
c) Yntem oluturmakta
d) Felsefe yapmay kolaylatrmakta
e) Bozulmadan varln srdren ve hakikati veren model
3) Gk cisimlerinin mkemmel olma nedenleri nedir?
a) Bozulma ve deime olmadan varolularn srdrmeleri
b) Saf maddeden yapldklarndan
c) nsanlar oraya ulaamadklarndan
d) yi ideas tarafndan yapldklarndan
e) Kronos tarafndan yapldklarndan
145
Ak Ulu Sorular
1) Platonu felsefe yapmaya srkleyen kayglar nelerdir?
2) Felsefede evren neden temel problemdir?
3) dealar retisi evrendeki hangi sorunlar amak iin gelitirilmitir?
4) dea retisinin felsefedeki yeri nedir?
5) Varlk sorunu ile evren sorunu arasnda ne trden farklar vardr?
146
147
148
149
Kazanm
150
Anahtar Kavramlar
Filozof
Adalet
Hak
Doruluk
Erdem
Ynetim
Bilgi
Hakikat
Askerler
Snflar
151
Giri
Platon, bata devletin kkeni, yaps ve amac olmak zere, devlet felsefesi konusunda
btn sorunlar ele alm ve onlar felsefi bir temelde tartmtr. Ayrca bir ideal devletin
nasl olmas gerektii konusunda da bir model ortaya karmtr.
152
geldii aktr. Toplum yeleri, konumlar ne olursa olsun, mutluluktan pay alarak yaadklar
srece, devlet adaleti salam olur.
Toplumlama sreci devletlemeyle birlikte tamamlanmtr. Devletin nasl
yaplandrlaca ve nasl idare edilecei temel sorunu da bu noktada balamaktadr. Bu
sorunun zmlenmesinde, devletin amacnn belirlenmesi byk rol oynamaktadr. Platon'a
gre devlet, bir btn olarak toplumla birlikte mutlu olmay salamak iin kurulmutur
(Devlet 1975, 420b). Btn yurttalara mutluluk vermek, devletin birinci dereceden grevidir.
Bunu gerekletirmek iin, devleti kendine gre biimlendirmeyi dnmtr. zellikle
koruyucularn yetitirilmesi, grevlerinin belirlenmesi ve haklarnn snrlandrlmasnda ok
kat bir tutum izlemitir (Devlet 1975, 374 e; 416 d - 417 b). Aada devletin kkeni,
ynetim tarzlar ve ideal devlet balklar erevesinde, Platonun devlet anlaynn
zellikleri tartlmaktadr.
Platon, devletin kkenine ilikin eitli aklamalarda bulunmaktadr. Bunlardan biri
tanrsal bir kkene iaret etmektedir. Devlette, ilk kanunlarn Apollan tarafndan konduunu
bildirmektedir: lk kanunlar, en nemli ve en gzel olanlar, Tanr Apollon tarafndan
konmutur. Apollonun koyduu kanunlar, tapnaklarn kuruluu; kurbanlar; byk kk
tanrlara yaplan trenler; llerin gmlmesi, sayg gsterilmesiyle ilgili kanunlar; nk bu
trl ileri biz bilemeyiz. Bir devlet kurarken aklmz varsa, biz de atalarn bavurduu
varla bavurur, yalnz onun szn dinleriz. Dnyann gbeinde olan Tanr, hi phesiz
atalarmza ve btn insanlara yol gsteren Tanrdr (Devlet 427 a-c). Bu devletin din
temelinde gelitii kabuln gstermektedir. Guhtrieye gre, Atinallar iin devlet ile din
zdelemi iki kurumdur. Yunan dnyasnda tapnan devlete baml grmek ya da devlet
karsnda bir g olarak yorumlamak mmkn deildir. Tapnan devlet hakknda
syleyecei bir sz olmamakla birlikte, devletten de bamsz olmamtr. Tanrlara devletin
resmi trenleri olan festivallerle tapnlrd. Bu tapnma, her vatandan katld sradan bir
iti. Atinallar ehre adn veren ve ehrin koruyucu tanrs olan Athenaya ibadet ederler.
Athenayla Atina zde kabul edildiinden, dindarlk ve yurtseverlik bir ve ayn eydi
(Guthrie 1988, 104) -On Emrin Musaya verilmesi gibi- Atinann geleneksel yasalar da ilk
yasa koyuculara, Zeusun szcs Appollon tarafndan verilmitir (Guthrie 1988, 105).
Dolaysyla devletin temel kanunlar tanrdan geldiine inanldndan devlet de dini bir
temele sahiptir. Platon, devletin kkeninin baka yollarla da aklamtr.
Platon iin devlet, ne gkten inmitir ne de zayf bir toplumsal anlamadr.
Devletin kayna insan ihtiyalardr (Devlet 1975, 369 a-c). Bu kabul erevesinde devlet
sorunlarn ele alan Platon'a gre, toplum, insanlarn kendi balarna yetersiz kallar ve
birbirlerine ihtiya duymalar nedeniyle bir araya gelilerinden olumutur (Devlet 1975,
369c). Temel ihtiyalarn ncelikle giderilmesi esastr. Ancak, toplum bydke rettikleri
yetmez olup, komu toplumlara saldrma durumuna gelinmitir. Karlkl mal yma hrs da
buna eklenince, sava ortaya kmtr (Devlet 1975, 373e). Savala birlikte askerlik bir
kurum olarak toplumdaki yerini almtr. Toplumun bir btn olarak tekilatlanm hli, en
stte bir idareciye ihtiyac da birlikte getirmitir. Platon, yneticileri; tartmasz, devlet
kurmasn ve ynetim iini en iyi bilenler (Devlet 1975, 412c) ve doruluktan yana olanlar
154
gerektirmitir (403c- 404e). Krk yana kadar koruyucu kalacaklar ve bu yaa kadar srekli
eitileceklerdir.
Korucular, hem sava olduklarndan hem de filozof olabileceklerinden (Devlet 1975,
525b) hayatlar boyunca eitimlere devam ederler. nk filozoflarn urat bilimler,
gnlk menfaatlerin tesinde, ruh gzn amas, klandrmas, onu krletiren, bozan trl
kayglar da silmektedir. Belli bir yatan sonra, aldklar eitimin banda, dzen ve uyumu
gsteren ve insan gerek varla gtrecek aritmetik gelir (Devlet 1975, 523a -525a).
Aritmetik kadar geometri de komutanlarn sava yeteneklerini gelitirmesinde birinci
dereceden rol oynamas (Devlet 1975, 526c) yannda geometriye, deimeyenin bilgisi olarak,
hakikate varmada, bilim sevgisinin gelitirilmesinde de nemli grevler yklenmitir (Devlet
1975, 527 bc). Platon'a gre diyalektik, aklla her eyin zne varmak, iyiyi, grnen ve
kavranan dnyay kavramann yoludur (Devlet 1975, 532a). Bu nedenle retilmesi elzemdir.
Krk yaana kadar eitilen korucu, krk ile elli yalar arasnda serbest braklr ve felsefeyle
uramasna izin verilir. Elli yanda eitimini tamamladktan sonra, filozof olmak ve devleti
ynetme hakkna kavuur (Devlet 1975, 540a).
Platon'un kurmaya alt devletin temel nitelii, iyi eitimdir. nk ktln
kayna bilgisizliktir. Elli yana kadar eitimini srdren kii hakikati renir. Bunu
toplumla paylamak iin, devletin bana geer. Hakikati, z bildii iin, taklit ve
kopyalardan, karlardan uzak durur; devleti ama olarak koyduu mutluluk artlarna gre
ynetir. Bu ii kolay yapaca kanaatindedir, nk kabilecek engelleri, insanlarn
eilimlerini ve olumsuz eilimlerin dzeltilmesini, gayelerini bilmesi onun ilerini
kolaylatrc niteliklerdir.
Yine de bunun o kadar kolay olmadn belirtmitir. Kolay olmama nedeni, devleti
destekleyen eitim sisteminin ve kurumlarn tasvir edildii gibi olmaydr. Filozof, rastlant
sonucu, devletin bana gese de ok abuk bozulabilir. nk filozoflarn sahip olduu,
doruluk, bilgelik, lllk, aile ve devlete ballk gibi deerler, yaamalarn
srdrecekleri toplum ve devlet ortamnda yeterince sahiplenilmediklerinden, bu erdemlere
sahip olanlar da abucak bozulacaklardr. Dahas iyi yaratlllar kendilerine uygun
ortamlarda yetiip, beslenmezlerse, ortalama yaratlllardan daha tehlikeli olma (Devlet
1975, 491a-492a) riskini de birlikte getirmektedirler. yi yaratlllar, ktnn iyiye verecei
zarardan daha ok zarar vereceine ileri srlmtr. Platon'a gre halk, filozof olamaz ve
filozoflar da beenmez; ayrca, halkn houna gitmek isteyenler de filozoflar sevmezler.
Filozof yaratlllar, hem akl hem de beden becerilerini ortaya koyduklarnda,
evresindekiler bundan faydalanmak isterler. Zengin, soylu ve yakklysa, evrenin abartl
vgleriyle kendini herkesi ynetecek ba olarak grmeye balar (Devlet 1975, 494a-495b).
Toplumsal yap iinde filozof yaratlllarn bile bozulmas, durumun kmazlarndan biridir.
Platon devlet ynetimini, birbirleriyle rttrd iki ilke, bilgi ve ahlak zerine
kurmutur. Fikirlerini bu ynde gelitirmesinin balca nedenlerinden biri Sofistlerin
tutumudur. Onlarn halkla olan ilikilerini iddetle eletirmitir. Bu eletirilerden biri de
Sofist, bilgi ve halk ilikisidir. Sofistleri, bir hayvan terbiyecisine benzetmitir. Terbiyeci,
158
159
Uygulamalar
Aada belirtilen uygulama sorularn, blmde anlatlanlar erevesinde yantlamaya
alnz.
160
Uygulama Sorular
1.
4.
161
162
Blm Sorular
oktan Semeli Sorular
1) Aadakilerden hangisi devletin felsefe sorunu olmasn salamtr?
a) Toplumun bir btn olarak mutlu olmas nasl mmkndr.
b) Varlk sorununda Tanr ynetimini aklamak iin
c) Bilgi anlaynda akln ynetimi tartmalar devlet sorununa dnmtr.
d) Gelir dalm dengesizlikleri
e) Herkesin ynetici olmak istemesi
2) Yneticiler hangi sorunlar ortaya karmaktadrlar?
a) Paraszlk sorunlarn
b) Hak ihlallerini
c) Tembellik sorunlarn
d) Savalar
e) Klecilii
3) Ynetim tarzlarnn deimesini aadakilerden hangisi daha iyi aklamaktadr?
a) Devletin biimini deitirmektedirler.
b) Halka zulm yapmann bir baka yoludur.
c) Haklarn dalm yeniden yaplmaktadr.
d) Zenginlerin aralarnda oynadklar bir oyundur.
e) Ynetme hrs olan insanlarn ortaya koyduklar abadr.
163
Ak Ulu Sorular
1) Devletin bir sorun olarak felsefenin gndemine girme nedenleri nelerdir?
2) Siyasal sistemler devlet sorunu asndan nasl bir neme sahiptirler?
3) Filozof kral modeli hangi gerekelerle gelitirilmitir?
4) Platonun devlet anlay hangi alardan temellendirilebilir?
5) Devletle ahlak arasnda nasl bir iliki vardr?
164
165
166
2.
3.
4.
167
Kazanm
Aristotelesin Yntem
Anlay
Aristotelesin felsefesini
anlamak iin onun yntem
kavraynbilir.
Aristotelesin Yntem
Anlay
Kantlamann hangi tr
bilgilerde
kullanlacanbilir.
Aristotelesin Yntem
Anlay
Aristotelesin Yntem
Anlay
168
Anahtar Kavramlar
Aristoteles
Yntem
Organn
Analitik
Kantlama
Kyas
Retorik
lke
lk ilke
Diyalektik
Bilgi
Doruluk
169
Giri
Aristotelesin felsefeye katksn iyi anlamak iin onun yntem hakknda ileri srd
dnceleri tanmak gerekir. Aristoteles, felsefenin phe yntemini ok iyi kullanp,
geleneksel btn deerleri tartmaya aan Sofistleri durdurmak ve onlarn yaratt tahribat
gidermek iin yntemle uramas gerektiini grmtr. te yandan, Hocas Platon dhil,
kendinden nceki tm dnrlerin ne srdkleri grlerin yntem asndan sorunlu
olduunu da grmtr.
170
10.1. Mantk
Aristoteles'in bilim anlaynda uygulad yntem, ilkeler dorultusunda gzlem ve
kantlara dayal verilerin ak bir ekilde snflandrlmasdr (Mc Keon 1940, 74-75). Ele
alnan konunun temellendirilmesi iin belli bir yolun izlenmesi gereklilii, yntemi ortaya
karmtr. Aristoteles, aratrma konusu ile aratrma yntemi arasndaki ilikiyi grm,
temellendirmeyi, temellendirecek bilimin aratrlmas (Ritter 1955, 4) eklinde
deerlendirmitir. Ayrca yntem (metodos) terimini, yol karlnda kullanmtr. nemli
olan, aratrlan konuya uygun yolu bulup, ynn ve zelliklerini tespit etmektir. Bunun iin
de ncelikle yaplmas gereken, alma alannn yaps ortaya konmaldr. Aristoteles'e gre,
tek bir yntem fikri, incelenecek nesneyle temasa dahi gelinmeden belirlenmi bir yntem
fikri, tehlikeli bir soyutlamadr; nk nesneye ulaacak yntemi belirleyen, nesnenin kendisi
olmaldr (Gadamer 1990/1, 85). Dolaysyla da nesne farkllklar, bir yanda bilgi farklln
ortaya karrken ayn zamanda da eitli yntemlerin olumasn salamtr.
Aristotelese gre, bir sorunu zmek isteyen kimse nce onu her ynyle
incelemelidir. nk, hakknda herhangi bir ey bilinmeyen bir dm zmek, mmkn
deildir. Ayrca, dncelerin sonraki aamalarda eritikleri kolaylklar, nceki sorunlarn
zmn gerektirmektedir. Nesneden kaynaklanan sorun, gelitirilmek istenen dncenin
gelitirilmesini engeller. Dolaysyla sorunlar her ynden incelemeksizin aratrmaya
girimek, nereye gitmek gerektiini bilmeksizin yrmek gibidir. Hatta belli bir anda insann
arad eyi bulup bulmadn bilmemek anlamndadr. Tartmann sonunu ak olarak
grmek, sorunlar daha nce btn ynleriyle inceleyenler iin mmkndr. Birbirine kart
btn kantlar dinleyen bir insan, zorunlu olarak daha doru yargda bulunma imknn
sahiptir (Metafizik 1985, 995 a25-b5). te yandan, aratrmacnn alkanlklarn da bir yana
brakmas yntem gereidir. Ona gre, hepimizin bir alkanl var; aratrmay nesne ne
ise ona gre deil, kart sylenen ne ise ona gre yapyoruz. Kiinin kendisi de kendine artk
kart syleyecei bir ey kalmayana dein aratrr. Bunun iin de doru aratrma yapmak
isteyen kiinin, cinsce nesneye zg itirazlarla kar kmak gerekir; bir de btn ayrc
zelliklere bakmaya baldr (Gkyz zerine 1997, 294 b5-12). Aristoteles'e gre,
hakikatin aratrlmasnda kullanlacak yol, alkanlklara bamlln kuvvetli olmas
nedeniyle zordur. Buna ramen, felsefeyle uraan kiilerin tercihi hakikati aratrmak
olmal ve alkanlklar bir kenara braklmaldr (Nikomakhos'a Etik, 1096 a15). Dikkat
ekilen noktalardan biri de baz dnrlerin kuramlarn ve aklamalarn grnenlere deil,
grnenleri kuramlarna ve sanlarna uydurmaya almalardr (Gkyz zerine 1997, 293
a23-26). Bazlar, grnenler zerine konuuyorlar ama syledikleri grnenlere uymuyor.
Bunun nedeni, ilk ilkeleri yerinde almamalar, her eyi nceden belirlenmi sanlara bal
olarak akl yrtmeye almalardr. Oysa duyumlanan cisimlerin ilkeleri ebedidir. Yok
olan nesnelerin ilkeleri de yok olma zorundadr. Ksacas, ilkeler tayclarla e cinste
olmaldrlar (Gkyz zerine 1997, 306 a6-13). Grnenlerden hareket etmenin yntem
asndan nemli olduu ne karlmtr.
Aristoteles, dnce retiminde ya da hakikat aratrlmasnda emei geen herkese
sayg gsterilmesi gerektiini de bildirmitir. Ona gre, sadece grlerini paylatmz
171
kiiler deil, daha yzeysel grler ileri srm olan insanlara da minnettar olmamz gerekir
(Metafizik 1985, 993 b12-19). Hakikat zerine gr ileri srm olan insanlarla ilgili olarak
da ayn durum sz konusudur. Grlerinden faydalanlan filozoflarn ortaya kmalarnn
nedeni, baka filozoflar olmutur (Metafizik 1985, 993 b11-19).
Aristotelese gre yntem bilgisi, bilimsel bilgiden nce gelir (Tricot 1985, 156, not
3). Metafizikte, herhangi bir bilimsel incelemeye girimeden nce analitikleri bilmek
gerektiini, kii henz renme safhasndaysa, ciddi konularda aratrmaya girimemesini
tavsiye etmitir (Metafizik 1985, 1005 b3-5). Bu tavryla yntemin, dnce aratrmalardaki
merkezi nemini ortaya koymutur.
Felsefede yntem, esas olarak phe, eletiri, karlatrma, tutarllk, snflama,
tanmlama gibi unsurlarn sre iinde yaplanmalaryla olumutur. Bu yaplanma,
Aristotelesin Organon adl almasyla birlikte, felsefe almalar iin hazrlk almas
olarak sistematik bir hle getirilmitir. Organonda ortaya konulduu ekliyle yntem,
nermeler, ncller, kyas trleri ve kyas erevesinde gerekletirilen kantlamalardan
olumaktadr. Aada, Aristotelesin kurduu kabul edilen mantkta nemli bir yere sahip
olan kyas ve kantlama zerinde durulmaktadr.
Aristoteles, dneminde yaplan tartmalar bir dzene koymak ve kendi dnce
yapsnn nasl bir temele oturduunu gstermek iin, Organon ad verilen ve mantk ad
verilen almalar ortaya koymutur.
Aratrma disiplini olarak mantn kurucusu Aristoteles, dneminde mantk (logic)
terimi bilinmediinden, akl yrtmenin, kyasn ekillerinin aratrlmas anlamnda analitik
terimini kullanmtr. Cicero dneminde logica, diyalektik anlamndadr. lkin Alexendros,
logikhei mantk anlamnda kullanmtr (Ross 1993, 27). Mantk kelimelerin deil,
kelimelerin iaretleri olduklar dncelerin incelenmesidir. Mantk, eylerin doasn
meydana getiren deil, kavrayan dncelerin incelenmesidir (Ross 1993, 28).
Mantk, geni anlamyla insan aklnn kendisi hakknda bilgisi, Logosun bilimi, her
eyde bulunan akln bir bilimi anlamnda da kullanlr. Hegel, mant her eyde bulunan akln
aratrlmas anlamyla kullanmtr (Heimsoeth 1986, 36-37). Dar anlamyla mantk,
Aristotelesin analitiklerde dile getirdii gibi, dnen, kavram kuran, tanmlayan, yarglar
saptayan, sillogizmle bilgiden bilgiye ulamaya alan, dnmemizin eylem alandr
(Heimsoeth 1986, 37). Aristoteles, mantkla ilk felsefe arasnda bir iliki kurmam, mant
felsefeye hazrlk iin en bata renilmesini gerektiini bildirmitir (Heimsoeth 1986, 3738). Mantn ilkeleri, her bilimsel yntemi ynetir ve dnmeye dayanan bilginin ilk
koulunu oluturur. Bu ilkelerin kendileri bir ilk koula dayanmazlar (Heimsoeth 1986, 38).
Aristoteles, mant yapsn oluturan almalarna genel olarak Organon (ara) adn
vermitir. Organon, Kategoriler, nermeler, Birinci Analitikler, kinci Analitikler, Topikler
ve Sofistik Delillerin rtlmesi adl kitaplardan olumaktadr. Ross, Kategoriler ve nerme
zerine adl blmleri Organona giri olarak kabul ettiinden, mantk kitaplarn ana
blme ayrldn belirtmitir. 1- Birinci Analitikler; Btn akl yrtmelerdeki ortak olan
172
yap diye gz nne ald ey, yani kyas temellendirilir. Konularn zel doalar gz nne
alnmadan, kyasn btn deiik formel biimlerini gsterir. Bu ksm formel mantk ya da
tutarllk mant olarak adlandrlr. 2- kinci Analitikler; Sadece tutarl olmakla kalmayp,
ayn zamanda kelimenin tam anlamyla bilimsel olmak isteyen bir akl yrtmenin sahip
olmas gereken dier zellikler ele alnmtr. Sadece tutarllkla ilgili deil, doruluk da
temel konu olarak ilenir. 3- Topikler ve Sofistik Delillerin rtlmesi; Kyas bakmndan
doru olan, ancak bilimsel dncenin bir veya daha fazla artn yerine getirmeyen akl
yrtme biimleri (Ross 1993, 28).
Ksaca tantlan Organondaki ama, gvenilir bilginin mantksal yapsn ortaya
koymaktadr. Bu amala kategoriler, nermeler, kyas, diyalektik, yntem unsurlar olarak
incelenmilerdir. Organonun omurgasn oluturan analitikler, Aristoteles tarafndan ok
nemsenmitir. O, doa filozoflarnn eksikliklerinin analitikleri bilmemeleri olduunu
bildirmi ve ciddi konular aratrmaya girimeden nce, analitikleri renmenin gerekliliini
vurgulamtr. Kyasn ilkelerinin incelemeyi de filozofun ncelikli grevleri arasnda
saymtr (Metafizik 1985, 1005 b3-5).
10.2. Kyas
Gvenilir bilgilinin elde edilmesini salamak iin kullanlan kyas, yle
tanmlanmtr: Kyas, baz eylerin konulmasyla, bu verilerden baka bir ey, sadece veriler
dolaysyla gerekli olarak kmasdr (Birinci Analitikler 1950, kitap 1, blm 1, 5).
Aristoteles, mmkn kyasn btn zelliklerini Birinci Analitiklerde sergilemitir. Bilimsel
bilginin ne trden bir yaklamla ele alnacan da kinci Analitiklerde gstermitir. kinci
Analitiklerde (II.1) bilimsel aratrmann mmkn btn konularn ortaya koymutur:
olduu, niin olduu, var olup olmad, ne olduu ekilleriyle bir nesne hakkndaki
btn durumlar dile getirmitir (Ross 1993,55). Bilimsel kyasta olmas gereken zellikler: 1ncller doru olmal, eer doru deilseler, bilmek mmkn olmaz. 2- ncller,
kantlanmayan nclden nce olmal, nk biz, bilinen ncllere dayanmadka yeni bilgiler
elde edemeyiz. 3- a) Neden olmallar, nk bilimsel bilgiye ancak nedenleri bilince sahip
oluruz. b) nce olmallar, nk nedendirler. c) Olgu olarak onlar bilmeliyiz (Analytica Post.
71 b25-30; Ross, Commenter, 507).
Aristoteles bilginin gvenilirliini, kyas yoluyla kantlamaya balamtr. Bilimsel
bilginin temeli olan kantlamann ekli vardr: 1- Zorunlu kantlama, apodiktik (deimez)
zlerin bilgisi hakkndadr. 2- Olaslklar kantlama (diyalektik), zorunlu dorular olmayan
genellikler ve grnler hakkndadr. 3- Rastlantlar kantlama (eristik), tesadf sonucu
ortaya kan ve genel kural koyma teebbs tmyle yanl olan eyler hakkndadr.
Rastlantlarn bilimi olmaz, ancak genellik zellii kazanabilir (Dimitriu 1977/ I, 190). Birinci
kantlama ekli, bilimsel kyastr; yani tmyle bilim olan, san olmayan kyastr.
10.3. Kantlama
kinci Analitiklerde, kantlama araclyla bilme konu edinilmi ve kantlama yle
aklanmtr: Kantlama, bilgi veren kyastr. Bilgi verense, ona gre bilgi edinilen kyas.
173
Kantlama esasl bilgi u ncllere dayanmas zorunludur: Doru, ilk dorudan, sonutan
daha iyi bilinen, daha nce gelen ve sonucun nedeni olanlardr. Bylece ilkeler de
kantlamaya uygun olurlar. Bu byle olmadan da kyas olabilecek, ama bilgi vermediinden
kantlama olmayacaktr (kinci zmlemeler 2005, I/II; 71b; 10-11). ncln gerekten
doru olmas gerekir; doru olmayann bilgisi de olmaz. lk ve kantlamaz olmas gerekir;
yoksa kantlamas olmadan bilgi de olmayacaktr. Kantlanabileni ilineksel olmayarak bilmek,
kantlamasn bilmek demektir. Sonutan daha iyi bilinmesi, daha nce gelmesi ve neden
olmas gerekir. Bir eyi nedenleri bilindiinde bilinir. (kinci zmlemeler 2005, I/II; 71b;
11). Daha nce gelen ile daha iyi bilinen ikili anlam tarlar: Doas gerei daha nce gelen ve
daha iyi bilinen nesne ile bize gre daha nce gelen ve daha iyi bilinen nesne ayn deillerdir.
Duyuma daha yakn nesneler bize gre daha nce gelip daha iyi bilinir; duyuma daha uzak
nesneler saltk anlamda daha nce gelip daha iyi bilinirler. En genel olanlar, duyumdan en
uzak olanlardr. Tikeller ise duyuma en yakn olanlardr; bunlar birbirlerine karttr (kinci
zmlemeler 2005, I/II; 71b-72a; 11). Dorudan kyasn balangcnda, tanmlanamayana ve
bir eyin renilmesi iin bilinmesi zorunlu olmayan sav; herhangi bir eyin renilmesi iin
bilinmesi zorunlu olana aksiyom (belit) diyorum. Savlar arasnda elimenin paralarndan
bir eyin var olmasndan veya var olmamasndan- herhangi birini alan varsaym, bundan
bamsz olan ise tanmdr. Tanm bir savdr (kinci zmlemeler 2005, I/II; 72a; 11-12).
lk nclleri, yalnzca nceden bilmek deil, sonutan daha iyi bilmek zorunludur (kinci
zmlemeler 2005, I/II; 72a; 12).
Kantlanabilirlik, bilimsel bilginin temel zelliklerinden biri olmakla birlikte,
Aristoteles'e gre, her bilgi kantlanamaz. Ayrca, bilimlerdeki btn kantlanabilir ifadelerin
taycs olan ilk ilkeler, kendi kendilerine bilindiklerinden kantlanmazlar. lk ilkelere
dayanmadan da bilim yaplamaz. Bu ilke, sadece bilimsel bilgi iin deil, ayrca her balang
noktas ve alma alan iin de geerlidir (Analytica Post., 72 b18). Mutlak anlamdaki bilgi
nesnesinin bakaca olmas olanakszsa, kantlanan bilgilerden oluan bilinenler zorunludur.
Kantlamal bilgiyi bilmemiz, kantlamay bilmeye baldr. yleyse kantlama, zorunlu
ncllerden oluan kyastr (kinci zmlemeler 2005, I/IV; 73a; 14).
Aristoteles'e gre, kantlamayla ya da tmevarmla bilimsel bilgi elde edilir. Kantlama
tmellere dayanr. Fakat tikellere bavurmadan tmeller bilinmez. nk soyut hakikatler bile
tmevarm yoluyla bilinebilirler. Algsz, sadece tmevarmla da tmellere varlmaz. Tek tek
olgular alglarla kavranr, fakat tek tek eylerin bilimsel bilgisi olmaz. nceki bir bilgi
olmakszn da sadece tmevarmla ne yeni bilgiler tmel olgulardan tretilir ne de algsz
tmevarmla onlar renilebilir (Analytica Post., 81 a38). Kantlama ve tmevarmla elde
edilmek istenen bilgi, genel olandr. nk kantlamann amac genel bilgilere ulamaktr.
Aristoteles'in deyiiyle: En iyi kantlama bize daha genel eyler bildiren kantlamadr.
Kantlamann z ite budur. Biz bir eyi, baka bir eyle deil de kendi kendisiyle bildiimiz
zaman daha iyi biliriz (Analytica Post., 85 a20; Ross, Commenter, 588). lk lkeler veya
ncller, bilgi deerleri asndan en stn olanlardr. nk ancak onlar, kendi kendileriyle
bilinebilirler.
174
10.4. Diyalektik
Aristoteles, pratik bilimlerin deiken bilgilerini temellendirmede kulland balca
yntemlerden biri diyalektiktir. Organon'un 5. kitab olan Topikler pratik bilimlerin bilgi
175
1960, 56-57; Topikler 1952, kitap1, blm 2, 6). Ross'a gre, ilk iki madde Topikler'in asl
amacdr. nk, Aristoteles, Topikler'de ok az bilimsel yntem kaygs gtmtr. Bununla
birlikte, pratik bilimlerin dayana bireysellikler olduuna gre, ikinci madde bilimsel
kayglar iin de kullanlr. zellikle siyaset alanndaki tartmalarda ok sk bavurulan
yntemdir. nc madde de hem ele alnan konu hakknda ileri srlen dncelerini
doruluunu ve yanlln gstermesi asndan hem de alma alanlarnn ilkelerini
kefetme asndan kltr bilimlerine uygulanacak niteliktedirler.
Diyalektik teknikte ana terim vardr: ncl, sorun ve tez. Diyalektik ncl bir
sorudur (ayn zamanda cevaptr da) ncldeki soru veya cevap hem btn hem de bilge
kiiler iin tavsiye niteliindedir. Her sorun, zellikle birinin kar kmas iin hazrlanmam
olabilir. Sadece tartmak iin de sorun gelitirilebilinir ve her sorun da bir tez deildir. Tez,
yceltilen baz filozoflarn paradoksal sanlar ya da argumanca desteklenen ama kimseye ait
olmayan bir grtr. Ayrc btn problemler ve tezler tartmaya deer olmakla birlikte,
ihtiya duyanlar tarafndan gelitirilirler (Ross 1960, 58). Bu zelliklerin uygulanmasnda,
sorun, sk sk sama sonulara varsa da sorun ya da sorunu zmlemeye aday tezlerin,
analizleri, karlatrlmalar ve eletirileri gvenilir sonular da ortaya karabilmilerdir.
Aristoteles, diyalektii kendi almalarnda uygulamtr. Filozoflarn ele aln tarz,
Topikler'de gsterildii gibi, diyalektik olmutur. Bu yntem, ilkelerin kuruluu ve
savunulmasndan veya kantlarn eletirilerek dzenlenmesinden ok, sorunun
formlasyonuna, nermenin savunulmasna veya rtlmesine uygulanmtr (Mc Keon
1940, 73). De Anima'da (403 b 20), ruh konusundaki grlerden faydalanmay bu amala ele
almtr. De Caelo'da (279 b5), baka dnrlerin fikrilerini ele almann gerekesi olarak, bir
teorinin kantlarn, kart teoriye zorluk karmak eklinde gstermitir. Doruya yaklamak
iin, kart fikirlerdeki doruluklar kullanmak gerekir. Bunlarn tespiti de diyalektik
yntemle mmkn olmaktadr.
Aristoteles, kendine konu edindii dier retileri, diyalektik adan ele almtr. Elde
ettii verileri, diyalektiin bir fonksiyonu olarak deerlendirmitir (Mc Keon 1940, 78).
Aristotelesin almalarnda, salt olgusal sorunlarn, diyalektik farkllklarla belirlendii
grlmtr. Ztlklar, verilere referans gsterme gereklilii veya yanl anlamann
dzeltilmesi veya perspektiflerin tanzimi, terimlerin yeniden tanmlanmasyla zlmtr.
Tarihin felsefeye ve diyalektik problemlere girii, Platon ve Aristotelese tespit edilen, tarihi
verilerin her birinde ki ztlklarn zm tarz ele alndnda (Mc Keon 1940, 82),
diyalektiin oynad rol daha ak grlr.
Diyalektik pheci (aporetic) bir yntemdir. Aporetik yntem, daha nce ileri srlen
dncedeki bozukluklar, deneme yntemiyle gidermeye ynelik alma olarak
tanmlanmtr. pheci deneme yntemi, ileri srlen bir tezdeki zorluklar ve hatalar ortaya
koyar ve onlar zmeye alr (Barker 1959, 254).
Mc Keon gre Platon, diyalektii, bir filozofun grlerinin nasl tanmlanacan ve
onun dncelerinin ne anlama geldii ya da gelebileceini kefetmek iin kullanmtr.
Aristoteles ise diyalektii, nceki btn retileri gz nne alarak ve yeni bir gr olarak
177
178
Uygulamalar
Aada belirtilen uygulama sorularn, blmde anlatlanlar erevesinde yantlamaya
alnz.
179
Uygulama Sorular
1. Aristoteles yntem asndan felsefeye ne katmtr?
2. Aristotelesin Organon kitab hangi konular iermektedir?
3. Aristoteles yntem dncelerini gelitirirken kimlerle hesaplamtr?
180
181
Blm Sorular
oktan Semeli Sorular
1) Mantn kurucusu kimdir?
a) Sofistler
b) Platon
c) Sokrates
d) Aristoteles
e) Parmenides
2) Diyalektik hangi bilimin yntemi olarak kabul edilmektedir?
a) Fizik
b) Matematik
c) Siyaset
d) iir
e) Mimari
3) Kantlamayla hangi tr bilgiler elde edilmektedir?
a) Siyasi bilgiler
b) Din bilgiler
c) Tarih bilgileri
d) Pratik bilgiler
e) Bilimsel bilgiler
182
Ak Ulu Sorular
1) Aristoteles yntem sorununu hangi aamaya getirmitir?
2) Aristotelese gre kantlamann yaps hangi temellere dayanr?
3) Aristotelese gre diyalektik hangi tr bilgeler iin kullanlr?
4) Mantk alannn temel kavramlar nelerdir?
5) Felsefeyle yntem arasnda nasl bir iliki vardr?
183
184
185
186
Konu
Kazanm
Aristotelesin Evren
Anlay
Aristoteles anlaynda
Tanrnn zelliklerini
deerlendirebilir.
Aristotelesin Evren
Anlay
Aristotelesin Evren
Anlay
Gk ve yerin zelliklerini
aklayabilir.
187
Anahtar Kavramlar
Tanr
lk Hareket Ettirici
Hareketsizlik
Mkemmellik
Bilin
Hareket
Dairesellik
Gk
Yer
Dnya
Ay alt
188
Giri
Felsefenin kuruluunu tamamlayan ve onu btnlkl bir yap olarak ortaya koyan
Aristotelesin dnceleri, evren sorunundan hareketle incelenmektedir. Felsefede, genellikle
varlk sorunu olarak ele alnan konularn sistematik yaps, evren aklama modelini ortaya
koymaktadr. Aristotelesin evren anlay, dier felsefe sorunlarnn bir sistem iinde
anlatlmasn kolaylatrmaktadr.
189
aklanmtr. Hareketin kayna olarak ilk hareket ettiriciyi kabul ettiinden, onun varlk
anlayn anlamak iin ilk hareket ettiriciden balamak uygun gzkmektedir.
Aristoteles varlk anlayn, varlkta temel belirlenimler olarak ne karlan, hareket,
olu, tz, kuvve fiil, madde-form ve nedenler erevesinde temellendirmitir. Evrenin
oluumunda temel belirleyici olan hareketin kayna sorunu, hareketi balatan bir unsurun
zorunluluunu ortaya karmtr. Kendisi hareket etmeden hareketi balatan ilk hareket
ettirici unsurun ne olduu ve ne trden zelliklere sahip olduu, varlk hakkndaki
dncelerin temellendirilmesinde etkili olmutur.
Evrendeki hareketin kkenini aklamak iin, kendisi hareket etmeyen bir kaynaa
ihtiya duyulmutur. Aristotelese gre, hareket eden her nesnenin bir ey tarafndan hareket
ettirilmesi zorunluysa, hareket ettirilenin de baka bir ey tarafndan devindirilmesi ya da
devindirilmemesi zorunludur. Yine devinen nesne baka bir ey tarafndan hareket
ettiriliyorsa, baka bir ey tarafndan hareket ettirilen bir ilk hareket ettiricinin olmas
zorunludur. Eer hareket eden her ey, bir ey tarafndan devindiriliyorsa, ilk devindiren de
deviniyorsa ve bu da baka bir nesneye bal olmadan gerekleiyorsa, onun, kendisi
tarafndan devindiriliyor olmas zorunludur (Fizik 1997, 256 a13-20). Bu tespitler, hareketi
balatan bir gcn olduunu kabul ettiini gstermektedir. Kendi kendini devindiren bir nesne
varsa, kendini nasl ve hangi tarzda devindirmektedir? (Fizik 1997, 257 a25-26) sorusu,
Kendi kendini devindiren nesnenin bir yan devindirir, bir yan devinir. (Fizik 1997, 257
b13) eklinde cevaplandrlmtr. Ona gre btn devinen nesneler iin ilk/asl anlamda
devinimsiz bir devindiren vardr (Fizik 1997, 258 b9). Devinimin sreklilii ilk devindirenin,
ebedi ve devinimsiz olmasn zorunlu klmaktadr (Fizik 1997, 258 b10-12). Dolaysyla,
hareketin sreklilii ile hareketin kayna sorunu, ilk hareket ettiriciyi zorunlu klmaktadr.
Aristotelese gre, ilk hareket ettirici bilfiil hareketi balatmak durumundadr. eyleri
hareket ettirme veya onlar zerinde etkide bulunma gcne sahip bir ey varsa, fiilen bunu
yapmyorsa hareket zorunlu, dolaysyla da srekli olmayacaktr. nk bir kuvveye
(dnceye), gce sahip olann onu kullanmas zorunlu deildir. Tz, bilfiil hareket
ettirmedike hareket olmayacaktr. O, bilfiil hareketi gerekletirmi olsa bile, eer tz
kuvve ise bu hareket ezeli-ebedi olmayacaktr. nk bilkuvve olan, gereklemeyebilir. O
hlde, tznn kendisi fiil olan, bir ilkenin var olmas gerekir. Ayrca sz konusu tzler,
madde d ve ezeli-ebedi olmaldr (Metafizik 1993, 1071 b13-22). Tzn bilfiil olmas ya da
kendini gerekletirmesi hareketin kaynadr. Bu gereklemedeki unsurlardan biri de
nedendir.
Varlk dnyasn anlamak iin, ilk hareketin ne olduu belirlenmelidir (Metafizik 1993,
1071 b39). Aristotelese gre, deimez bir deiimler emberi, ayn ekilde etkide bulunan
bir nedeni de iermektedir. Olu ve yok oluun aklanmas da bazen bir ynde bazen baka
ynde ezeli ebedi olarak fiil hlinde olan bir dier nedenin varln gerekli klar. Bu neden,
z gerei, belli bir tarzda, bir baka eyden tr ise bir baka tarzda etkide bulunur. Bir
baka ey de nc bir neden veya ilk neden olacaktr. Ancak o zorunlu olarak ilk nedenden
tr etkide bulunacaktr. nk bu neden de kendi payna hem ikinci hem nc nedenin
191
nedenidir. Bundan dolay onun ilk neden olduunu kabul edilmelidir. nk ezeli-ebedi tek
dzenliliin nedeni odur. Oysa dierleri eitliliinin nedenidir. lk nedenin dndakiler,
birlikte, ezeli ebedi eitliliin nedenidirler (Metafizik 1993, 1072 a9-16).
Kesintisiz olan dairesel harekette, her zaman iin hareket hlinde olan bir ey vardr.
Akl yrtme ve olgular bunu gsterdiinden, lk Gkn ezeli-ebedi olmas zorunludur. lk
Gk hareket ettiren bir ey vardr. Hareket eden ile hareket ettiren arac unsurlar
olduklarndan, hareket etmeksizin hareket ettiren, ezeli-ebedi, tz ve salt fiil olan, u bir eyin
varl kabul edilir (Metafizik 1993, 1072 a23-27). Arzu ve dncenin konusu olan eyler, bu
ekilde hareket ettirilirler. Arzu ve dnce, hareket ettirilmeksizin hareket ettirilirler. Bu iki
kavram en yksek derecelerinde gz nne alndklarnda, zdetirler. nk arzunun konusu
grnteki iyi, akll istein ilk konusu gerek iyidir. Bir eyi biz kendisini arzu ettiimizden
tr bize iyi grnmesinden ziyade, bize iyi grnd iin arzu ederiz. nk hareket
noktas dncedir. Dnce ise dnlenle harekete geer ve iki ztlar dizisinden biri, z
gerei dnlendir. Bu olumlu dizide tz, ilk olandr. Tzde ise ilk olan, basit ve bilfiil
olandr. Ancak kendinde iyi ile kendinde arzu edilir olann her ikisi de ayn diziye aittirler ve
bu dizide ilk olan, her zaman en iyi olan ve en iyiye benzer olandr (Metafizik 1993, 1072
a28-b37). Arzu ve dncenin yaratt hareket tr, ilk hareket ettiricinin nasl altna
ilikin ipular vermektedir.
Bir ey hareketliyse, bu onun olduundan baka trl olmaya elverili olduu
anlamn da ierir. Hareket edenin fiili, yer deitirme hareketinin ilk biimiyse (daireselse),
tz bakmndan baka trl olmasnn mmkn deilken, yer bakmndan deimeyi
iermektedir. Ancak kendisi hareketsiz kalarak hareket ettiren bilfiil var olan bir varlk
olduuna gre, bu varlk hibir biimde olduundan baka trl olamaz. nk yer
deitirme hareketi, deimelerin ilk trdr ve ilk yer deitirme hareketi de dairesel yer
deitirme hareketidir. te bu dairesel hareketi meydana getiren, ilk hareket ettiricidir. O
hlde ilk hareket ettirici, zorunlu bir varlktr ve zorunlu olarak var olmas bakmndan da
onun varl iyi olandr ve bu anlamda da o, ilkedir. Zorunluluk, zorlama sonucu
gerekleen, kendisi olmakszn yinin olmasnn imknsz olduu ve baka trl olmas
mmkn olmayan, yalnzca tek bir tarzda var olmasnn mmkn olduu anlamlarn
iermektedir (Metafizik 1993, 1072 b5-14). lk hareket ettirici, iyi olma niteliklerini de ieren
bir ilk ilke olarak ne kmaktadr. Aristotelese gre Gk ve Doa byle bir lkeye baldr.
Sz konusu ilke, mkemmellik lsnde hayattr; nk onun fiili ayn zamanda zevktir.
Uyanklk, duyum ve dncenin en byk zevk kabul edilmelerinin nedeni, onlarn fiil
olmalardr. mitler ve hatralar ise ancak onlardan dolay zevklerdir (Metafizik 1993, 1072
b15-18). z gerei dnce olan (tanrsal dnce), z gerei en iyi olan, en yksek
dnce de en yksek yiyi konu alr. Akl, aklsal kavrarken kendi kendisini dnr.
nk onun kendisi konusuyla temas hline girmek ve onu kavramak suretiyle aklsal olur.
yle ki sonuta, akl ve aklsal bir ve ayn eydir. Aklsal kabul eden ey, yani formel tz,
akldr ve akl, aklsala sahip olduunda bilfiildir. O hlde akln ierir gibi grnd tanrsal
ge, kuvveden ziyade fiildir ve temaa fiili, en yksek ve en mkemmel mutluluktur. O hlde
Tanr bizim ara sra sahip olduumuz haz verici duruma her zaman sahipse, bunun kendisi
hayranlk vericidir. Tanr, bu sylediimiz biimde ona sahiptir. Hayat da Tanrdr; nk
192
akln fiili hayattr ve Tanr bu fiilinta kendisidir. Tanrnn kendi kendisiyle kaim olan fiili
en mkemmel ve ezeli-ebedi bir hayattr. Bundan dolaydr ki biz Tanry ezeli-ebedi,
mkemmel bir canl olarak adlandrmaktayz. O hlde hayat ve srekli ezeli-ebedi mr,
Tanrya aittir. nk Tanr, bunun kendisidir (Metafizik 1993, 1072 b19-30). O hlde, ezeliebedi, hareketsiz ve duyusal eylerden ayr bir varln var olduu bu aklamalardan aka
ortaya kmaktadr. Bu tz, hibir bykle sahip olamayaca gibi, paralar olmadndan
blnemez de. Sonlu da deildir. O, hareketi sonsuz bir zaman sresince meydana getirir. O,
sonsuz bir bykle sahip olamaz; nk sonsuz bir byklk kesinlikle mevcut deildir.
Ayrca O, etkilenemez ve deitirilemezdir (Metafizik 1993, 1073 a3-11). Tanrnn sahip
olduu zellikler, evrende grlen zellikleri aklamak iin temellendirilmektedir.
Varlklarn ilkesi ve ilki, hem z hem de ilineksel balamda hareketsizdir. Bununla
birlikte o, ezeli-ebedi, ilk ve tek bir hareketi meydana getirir. Evrenin oluumunda etkili olan
basit yer deitirme hareketi ile ezeli-ebedi yer deitirme hareketleri, z gerei hareketsiz
ve ezeli-ebedi bir tz tarafndan meydana getirilmesi zorunludur. Yldzlarn doas, belli bir
tz olduklarndan ezeli-ebedidir. Ezeli-ebedi olan hareket ettiren, hareket edenden nce gelir.
Bir tzden nce gelen ise zorunlu olarak bir tzdr. Hareket ettiricilerin tzler olduklar,
ilerinden birinin yldzlarn yer deitirme hareketleri arasnda hkm sren ayn dzene
gre birinci, dierinin ikinci olduu aktr (Metafizik 1993, 1073 a23-b3 ). lk hareket ettirici
ile tzler olarak kabul ettii gk cisimleri arasnda iliki de bylelikle aklanmtr. lk tzn
Tanr olduu grn, dnce geleneiyle de ilikilendirmitir. En uzak atalardan kalan ve
bir efsane eklinde daha sonraki kuaklara aktarlm olan bir gelenein, ilk tzlerin tanrlar
olduklarn ve tanrsal olan tm doay iine aldn belirtmitir. lk tzlerin tanrlar
olduunu belirten efsanelerin ilk bilgelerden, kendi zamanna kadar srekli canl kaldn da
bildirmitir ( Metafizik, 1074 b1-15). lke, ilk tz ve Tanrnn ayn anlama geldiini
temellendirirken, gelenekte ikin olan dnceleri de konuyla ilikilendirmitir.
Aristoteles, tanrsal akln mahiyetini glkleriyle birlikte aklamtr. Tanrsal akl,
tanrsal grnen eyler iindeki en tanrsal olandr. Bununla birlikte, sz konusu akln varlk
tarz eitli glkler iermektedir. Eer tanrsal akl hibir ey dnmyorsa, uyku hli
yayorsa, onun deeri sorun olmaktadr. Dnyor ve dncesi baka bir ilkeye
bamlysa, bu takdirde o (tz dnme fiili deil, basit bir kuvve olacandan), en yksek
tz olamaz. nk onun deeri dnmeden ibarettir. z ister akl kuvvesi, ister dnme
fiili olsun, neyi dnd de bir baka sorundur. O, ya kendi kendini veya bir baka eyi
dnr. Eer bir baka eyi dnrse, dnd ey, ya her zaman ayn eydir ya da
deien bir eydir. Bu sorunlar yle amtr: Tanrsal akl, en tanrsal ve en deerli olan
eyi dnr ve dncesinin konusu da deimez (Metafizik 1993, 1074 b15-28). lkin,
tanrsal akl, dnme fiili deil, basit bir kuvve olursa, dncenin srekliliinin onun iin
zahmetli bir yk olacan farz etmek mantkl olacaktr. kinci olarak, bu durumda akln
kendisinden daha yce bir eyin, yani dncenin konusunun mevcut olaca aktr. nk
dnme, dnme fiili, en kt eyi dnene de ait olacaktr; yle ki eer bunlardan
kanmas gerekliyse (ki gereklidir, nk yle eyler vardr ki onlarn grlmemeleri,
grlmelerinden iyidir) dnme fiili, eylerin en iyisi olamaz (Metafizik 1993, 1074 b28-33).
Tanrsal dnce, dnd eyin kendisi olmas gerekir. nk o, var olan en mkemmel
193
eydir ve onun dncesi, dncenin dncesidir (Metafizik 1993, 1074 b34; Tricot 1993,
186 not 3). Maddesi olmayan eylerde dnlen ile dnce farkl olmadndan, tanrsal
dnceyle onun konusu ayn olacak ve dnce, dncenin nesnesiyle bir olacaktr.
Tanrsal akln durumu, baz geici anlarda insan aklnn durumuna benzer. Bu akl, iyiye u
veya bu anda sahip deildir; kendisi iin dtan bir ey olan bu en yksek iyiyi, blnmez bir
iinde kavrar. te tanrsal dnmenin dnme tarz budur. Ancak o, ezeli-ebedi olarak
kendi kendini dnr (Metafizik 1993, 1075 a3-10).
Tanr sorununu incelendii Metafizikin 12. kitabnn 7 ve 9. ksmlar, Aristotelesin
metafiziinin merkezinde bulunduunu ve Aristoteles sistemin zirvesi olduunu syleyen
Tricota gre, saf ve akn, en yksek varlk olarak Tanr, varln iki kutbu, madde ve saf
dnce arasnda gelien formlar dizisinin sonudur. Aristotelesin evreni, bir gereklikler
hiyerarisinden olumaktadr (Tricot 1993, 163 not 2). Daha stn form, belirlenimlerinin
daha byk zenginliinden tr, daha aadaki formun varlk nedeni ve aklsal ilkesidir.
Bylece tedrici olarak maddi ge ve kuvveyi srekli olarak dar atmak suretiyle kendisine
ulatmz mutlak olarak saf olan form, artk gereklemek iin daha nceden var olan bir
maddeye dayanmak ihtiyac gstermez. O kendisinden baka bir koula sahip deildir. O, en
yksek, en mkemmel anlamnda gerekliktir. Btn dierlerine varlk ve aklsallk veren en
gerek varlktr. Dolaysyla var olan her ey, her trl madde ve kuvveden mutlak anlamda
arnm tek ey olan tanrsal varlktan, en yksek formdan pay alr. Tanr, kendisinde btn
aklsallklar ieren en yksek aklsal ve formel nedenidir. Yine bundan dolay o, ereksel
neden, en yksek iyi, evrensel ekim ve mknats, ak ve arzunun en son objesidir. nk
btn varlklar faaliyetlerinde, Tanrnn kendisi olan, ezeli-ebedi, mkemmel, bamsz ve
tinsel hayat taklit etmeye alrlar. Tanr, salt fiil olarak ayn zamanda ezeliebedi,
hareketsiz ilk hareket ettiricidir. O, fail neden olarak dorudan doruya temas yoluyla, ancak
karlkllk olmakszn ve kendisine temas edilmeksizin, Sabit Yldzlar Kresini hareket
ettirmi ve ona tek-dzenli, srekli, ezeli-ebedi bir hareketi vermitir. Hareketin derece ve
deerinin alalmas, ay-alt dnyas kresine kadar devam eder. Burada dairesel hareket,
yerini zaman bakmndan drt genin dngsel deiimlerine ve olu, yok olu, byme,
klme ve deime baknmandan da canl varlklarn ve insann hareketlerine brakmaktadr.
Her ey mmkn olan tam varla, ezeli ve ebedilie ynelmektedir. Ancak ay alt lemin
bireyleri, lk lkeden fazla uzak olduklar, baka deyile maddeye fazla gmlm ve kuvve
tarafndan kendilerine fazla nfus edilmi olduklar iin yksek krelerin imtiyaz olarak
kalan bu ezeli ve ebedilie ulamak imknndan mahrumdurlar. Eer doa bu tehlikeye bireye
deil, onun trnn kendisine, oluun sreklilii ve devamll sayesinde bir are bulmam
olsayd, bireylerin kaderi, yok olmak tehlikesine maruz kalrd. Bylelikle, evrenin
mkemmellii ve tanrsal hayatn pay alma emniyet altna alnmtr. Tanrsal hayat, dolayl
olarak kendisini evrenin her noktasnda hissettirmektedir; ve o btn sistemin erei ve
sonudur (Tricot 1993, 163-164 not 2).
Tanr sorunu, varlk ya da evren sorununu temel unsurlarndan biridir. Aristotelesin
ileri srd grlerden de anlalaca gibi, ezeli ve ebedi olmann yannda hareketin
kayna olmas nemlidir. nk evrenin oluumu, mkemmel bir duruma gelmesi, tanrsal
mdahalenin sonucudur. Ayrca Tanrnn z nitelii olarak dncenin dnlmesi de
194
11.2. Evren
Aristoteles, ilk almalarndan saylan ve paralar hlinde bugne kalan, hatta
Aristotelesin olup olmad tartlan, Protreptikos adl kitabnn ikinci blmnn banda,
evrenle ilgili olarak unlar bildirmektedir: Evren gkyz ile yeryznden ve de bunlarn
iinde yer alan var olanlardan kurulu bir yapdr. Ancak baka anlamda evrene, uzayn Tanr
tarafndan ve Tanr araclyla korunan dzeni ve donanm da denir. Hareketsiz ve sabit
ortas, eitli varlklarn yurdu, anas olan, yaam balayan yeryzn tutar. Yeryznn
stnde bulunan mekn, bir btndr ve tamamen kapaldr. Tanrlarn oturduu en yksek
blgesine gkyz denir. Genellikle yldz ad verilen tanrsal cisimlerle dolu gkyz srekli
hareket hlindedir ve bu cisimlerle birlikte hi durmadan daire eklinde dner (Protreptikos
391 b9-19). Bu paragraf Aristotelesin evren anlaynn genel erevesini vermektedir.
Aristoteles, Protreptikos dnda, evrene dolayl olarak deinmitir. Gkyz zerine
kitabnda, evrene ilikin eitli aklamalar yer almaktadr. Ad geen kitapta, cismin sonsuz
olamayaca temellendirdikten sonra, evrenin snrl olup olmad konusuna gemitir.
Aristoteles, evrenin btnnn snrsz olmadn belirterek, evrenin iinde birden ok
gkyz var olacak denli byk m? ve bizim evrenimize benzeyen birden ok evrenlerin var
olmasna bir engel var m? sorularn dile getirmitir (Gkyz zerine 1997, 274 a24-29).
Ona gre, dairesel devinen cismin sonsuz olmas olanakl deil, nk sonsuz olann dairesel
yer deitirmesi olanakszdr. Sonsuz olan, hareket edemeyeceinden, gkyz de sonsuz
deildir (Gkyz zerine 1997, 274 b26-30). Ayrca, sonsuzun dairesel devinimi
olanakszdr; nk sonsuz, dairesel devinimin sahip olduu bir ortaya sahip deildir
(Gkyz zerine 1997, 275 b12-13).
Cisimler, arlk ve hafiflik zelliklerine sahipseler, evren snrldr. Ksaca, ortas,
snr olmayan; yukars-aas olmayan bir yerde cisimler iin bir deitirme yeri olamaz.
Yer olmaynca da devinim olmaz. nk devinim ya doaya gredir ya da doaya aykr;
bunlar belirleyen de cisimlerin kendi yerleri ile onlara yabanc yerlerdir. Her nesnenin arlk
ve hafiflik zelliine sahip olmas zorunludur. yleyse, evren btnnn cismi sonsuz
deildir (Gkyz zerine 1997, 276 a8-17). Doaya gre devinim tektir. ok sayda evrenin
de olmas mmkn deildir. nk olutuu temel unsurlar aynysa ve onlardan oluan
cisimler de ayn olacandan, bundan da bir evren oluur (Gkyz zerine 1997, 276 a30b4). Evrenler ayn gelerden olutuundan ve gelerin hareketi de her yerde ayn
olduklarndan, ortann tek ve snrn tek olaca kabul edilmelidir. Dolaysyla dier evrenler
bizim evrenimizle ayn olacaktr. Grlen o ki evrenlerin birden ok olmas olanakszdr
(Gkyz zerine 1997, 276 b5- 277 a21). Kantlara ve zorunluluklara gre gkyznn de
birden ok deil, tek olmas zorunludur (Gkyz zerine 1997, 277 a10; 277 b10-15).
195
Evren maddenin btnnden oluuyorsa -ki yledir- ok sayda evren olmas da olas
deildir (Gkyz zerine 1997, 278 a23-b1). Aristoteles, evreni oluturan gelerin ayn
olduundan hareketle, baka evrenlerin olamayacan kantlamaktadr. Benzer durum
gkyz iin de geerlidir. Ona gre gkyz, hem tek tek nesneler beine hem de
maddeden oluan nesneler beine girer. Ancak o, maddenin bir parasndan deil,
btnnden olumutur. Geri kendi bana gkyz olmak ile bu gkyz olmak birbirinden
farkldr; ama yine de baka bir gkyz olamaz. Birden ok gkyz olmas olas deil,
nk maddenin tm onda toplanmtr (Gkyz zerine 1997, 278 a23-b7). Gk
yzne yklenilen anlamlar, evrenle gkyzn rttrd izlenimini vermektedir.
Aristoteles, gkyznn doup domad sorunu balamnda da evren konusuna
deinmitir. O, herkesin evrenin domu olduunu savunduunu, bu grte olanlardan
bazlarnn domu olan evrenin ebedi olduunu, kimi de baz baka bileik nesneler gibi yok
olabilir olduunu ileri srdklerini belirtmitir (Gkyz zerine 1997, 279 b13). Doan,
oluan btn nesneler yok olduu kabul edildiinde, bulunduu durumun balangc olmayan,
btn ebediyet boyunca, daha nce olduundan baka trl olmas olanaksz olan nesnenin
deimesinin olanaksz olduu grlr. Baka trl olmay gerekletirebilecek gl bir
neden olmad srece, evrenin bu hli sreklidir. Evrendeki baka trl olmay
gerekletirecek nedenin olmas durumunda, evren de olamazd. Bakalaan bir evren
olusayd, onun nesnelerin baka trl olabilmeleri, tzsel srekliliklerini koruyamamalar
nedeniyle, srekli deime zorundayd. nk birleik olanlar zlecek, daha nce zlm
olanlar birleecek ekilde, saysz biimde kendini yenilerdi ya da kendisini yenilemesi
olanakl olurdu. yapsndaki deiikler nedeniyle, deien bir evren yok olma olaslna
sahiptir (Gkyz zerine 1997, 279 b20-30). Ona gre, gkyznn hem ebedi olmas
hem de olumas olanakszdr. Onda grlen dnml kurulma ve zlme, ekil
deitirme, ocuun adam olmas adamn ocuun nedeni olmas gibi, varln ve yok oluun
dnml srmesi eklinde, ebediliinin bir gstergesidir. geler birbirleriyle birleirken,
rast gele deil, nceki dzen ve birlemelere benzerler. Cismin btn srekli olmasna
karn, bir yle bir byle kurulmu, dzenlenmise ve btnn balants evren ve gkyz
anlamna geliyorsa, evren oluuyor ya da yok oluyor deildir; yalnzca onun kipleri oluuyor
ya da yok oluyordur. Genel olarak oluann yok olmas ve bir olmasna karn, varla
dnmemesi olanakszdr. nk onun varlk nedeni, nceden mevcuttur (Gkyz zerine
1997, 280 a11-27).
Sonsuz zaman boyunca sren bir ey ya mutlak anlamda ya belli bir zamana bal
olarak ya hep var olan ya da ou kez var olan bir nesne olarak bulunur. Demek ki doa
gerei byle olan nesnelerin, kimi zaman olup kimi zaman olmamas olanakl deildir
(Gkyz zerine 1997, 283 b1-3). Evrenin btn olumamtr, kimilerinin ileri srd
gibi, yok olma olasl da yoktur; tektir ve ebedidir. Btn bengilii iinde ba, sonu yoktur.
Tm sonsuz zaman kendi iinde sarar. Bunlar hem sylediklerimizden tr gven verici
saymak gerekiyor hem de baka biimde olduunu iddia edip, onun olumu olduunu
savunanlarn grlerinden tr (Gkyz zerine 1997, 283 b26-30). Doasna gre
davranyorsa, bu duruma akl banda bakacak olursak, evren, dzen zaten var demektir ve bu
zorunludur. nk hem doa gerei devinen ilk devindirenin devindirmesi zorunludur hem de
196
devinen nesnelerin zorla deil, kendi doalarna gre yerlerinde durmakta, yani ar nesneler
ortada, hafif nesneler kenarlarda bulunmaktadrlar. Evren, tam da bu dzeni yanstr
(Gkyz zerine 1997, 300 b13-27). Evrenin dzeni ebedidir (Gkyz zerine 1997, 296
a33).
Aristotelesin evrene ilikin bildirdikleri, evrenin btnlkl bir yap, zamanca
snrsz, tek bir yap olduunu gstermektedir. Evrenin iki temel alan gkyz ve
yeryzdr.
197
Gkyznn dairesel bir ekil tamas zorunludur (Gkyz zerine 1997, 286 b10).
Dairesel bir yer deitirme, ilk, nce gelen olmak zorunda, nk tam olan tam olmayandan
nce gelir, daire tam olanlar beine girer. Hibir dz izgi ise tam deildir (Gkyz zerine
1997, 269 a18-20). Bileik nesnelerin dnda, daha tanrsal btn bu nesnelerden daha
nce gelen farkl bir cismin varl doaldr (Gkyz zerine 1997, 269 a30). Dairesel yer
deitiren cisim, arlk ve hafiflik tayamaz. nk bu tr cisimler, ne doaya uygun olarak
nede doaya aykr olarak, ortaya doru devinemedikleri gibi, ortadan da doru
devinemezler (Gkyz zerine 1997, 269 b29-32). Onun hakknda unlar kabul etmek akla
uygundur: Domamtr, yok olamaz, bymez, nitelii deimez (Gkyz zerine 1997,
270 a14). Ebedi, artmas eksilmesi olmayan, yalanmayan, nitelik deitirmeyen, etkileime
uramayan, ilk, nde gelen cisim trleri var (Gkyz zerine 1997, 270 b1).
Aristotelese gre yldzlar, birlikler dzeni tayan, ama tamamen ruhtan bamsz
cisimler gibi dnldklerini, ayrca, onlar eyleme ve canlla katlan varlklar olarak da
ele alnmalar gerekir (Gkyz zerine 1997, 292 a19-24). Yldzlarn eylemleri, tpk
hayvanlarn ya da bitkilerinki gibi olmas gerekir. Burada da en ok eylem insana der.
nk insan, pek ok bakmdan iyiye isabet ettirebildiinden, pek ok eylemde
bulunmaldr (Gkyz zerine 1997, 292 b1-12). En yksek derecede en iyi ey, amacna
ulamaktr. Bu olmuyorsa en iyiye ne denli yaknsa o denli iyi olur. te bunun iin yeryz
hi devinmiyor, ona en yakn olanlarn devinimleri en az. nk bunlar snra ulaamazlar, en
tanrsal balangcn, ilkenin belli bir noktasna kadar ulaabilirler. lk gkyz, hemen tek bir
devinim araclyla ular. Birinci ile sonuncunun arasndakiler ise, pek ok devinim
araclyla ulaabilmektedirler (Gkyz zerine 1997, 292 b17-25) Sz konusu devinimler,
iyiye ulamaya ynelik olduu sonucu kmaktadr.
Yeryz: Aristoteles, yeryz hakkndaki grleri onun dile getirdii u soru
erevesinde belirginlemektedir. Yeryz, nerede bulunuyor, acaba duran bir nesne mi yoksa
devinen bir nesne mi, biimi nasl? (Gkyz zerine 1997, 293 a15-16; 296 a25-25). Soru,
yeryznn yeri, devinip devinmedii ve biimi konularn iermektedir. Aristotelese gre,
yeryznn, evrenin ortasnda bulunmasndan dolay, var olmas zorunludur (Gkyz
zerine 1997, 286 a7-20). Yeryznn paralar, ortaya doru dz bir izgi eklinde
devinmektedir. Zor ile olan ve doaya aykr olan bir devinimin, ebedi olmas olanakszdr.
Evrenin dzeni ebedi olduundan, yeryz de ebedi dzenle uyum iinde olmaldr. Ayrca
dairesel yer deitiren btn nesnelerin zellikleri sreklidir. lk krenin dnda kalanlar tek
devinimle (dairesel) deil, eitli devinim tiplerine sahiptirler. Dolaysyla yer de ister orta
nokta evresinde ister ortada dnsn, zorunlulukla iki devinime sahip olacaktr. Yeryz
evrenin merkezinde olduu iin, ondaki nesnelerin hareketi de btnn merkezi olan yeryz
merkezine doru hareket ederler (Gkyz zerine 1997, 296 a33- b25). Merkezde olma
zellii, yeryznn hareketsiz olmasn gerektirmektedir (Gkyz zerine 1997, 296 b2027). Cisimlerin, yeryznn merkezine doru bir harekete sahip olmasndan dolay,
yeryznn kre biiminde olmas zorunludur (Gkyz zerine 1997,297 a8-12).
Aristotelese gre yeryznde ikin olan varlk tabakalar ve zellikleri yledir:
Varlk Alanlar: 1- Cansz tabaka: Orada olma durumunda ve edilgin harekete sahiptir. 2198
Canl (animal) Tabaka: a- Bitkisel alan, beslenme ve byme zelliklerine sahiptir. bHayvanlar alan, serbest hareket, alg, etkin hareket zelliklerine sahiptir. c- Tinsel (insan)
alan, dnme ve isteme zelliklerine sahiptir. 3- Tanrsal Alan: mutlaklk zelliine sahiptir
(Deimer 2001,131). Bu ema, daha sonraki tm tabakalandrma dnceleri iin model
oluturmutur. Aristoteleste zellikle evrenin yapsnn kutupluluu dile getirilir ve bu
kutupluluk tanrsal tin ile tanrsal olmayan madde arasnda gsterilir. Alttaki her tabaka, daha
stekinin maddesidir ve daha stteki, bir alttakinin stne ina edilir. Bu statik bant bir
dinamik banty ierir. Buna gre tm olup bitenler, tanrnn gereklie biim vericilii
altnda olup biter (Deimer 2001, 132). Burada grlen bu unsurlardan biri de insann tabloda
tanrsal olana en yakn olmasdr.
199
Uygulamalar
Aada belirtilen uygulama sorularn, blmde anlatlanlar erevesinde yantlamaya
alnz.
200
Uygulama Sorular
1. Tanr olmadan evren aklanabilir mi?
2. Evren olmazsa Tanr hakknda dnmek mmkn mdr?
3. Tanrnn varl evrenin varlna m baldr?
4. Evrenin katmalarnn olmas neyi aklamaktadr?
201
202
Blm Sorular
oktan Semeli Sorular
1) Felsefede Tanrya hangi amala bavurulmaktadr?
a) lk ilke olarak
b) Dini gerekelerle
c) Siyasi meruluk iin
d) Tarihsel sreci aklamak iin
e) Evren hakkndaki bilgilerin doruluu iin
2) Tanrnn hareketsizlii hangi sorunlarn zmne katk salamaktadr?
a) Depremlerin olmasn engellemektedir.
b) Evrende kargaaya neden olmamaktadr.
c) Hakikat trnde bilgilere ulamak iin gereklidir.
d) Evrenin duraanllyla Tanrnn hareketsizlii rtmektedir.
e) Evrenin bozulmayan dzeni Tanrnn hareketsizliiyle salanmaktadr.
3) Evrenin mkemmel kabul edilmesinin gerekesi nedir?
a) Tanr mkemmel yaratt iin
b) Evrenin her taraf aratrlp mkemmel olmasna karar verilmitir
c) nsann varoluunu srdrmesi evrenin mkemmel olduunu gstermektedir
d) Hakikat trnden bilgilere ulamay mmkn klmaktadr.
e) nsann kendini gven iinde hissetmesini salamaktadr
203
Ak Ulu Sorular
1) Aristotelese gre varlk ile evren arasnda nasl bir iliki vardr?
2) Evrenin yaps hangi ilkeler tarafndan belirlenmitir?
3) Yeryz hangi alardan gkyznden ayrlmaktadr?
4) Hangi nedenlerden dolay Tanr felsefenin konusu olmaktadr?
5) Evren sorunu insan sorunuyla nasl bir iliki iindedir?
204
205
206
207
Kazanm
Aristotelesin bilginin
oluumuna ilikin
aklamalarnbilir.
Bilimlerin hiyerarik
snflandrlmasn renir.
208
Anahtar Kavramlar
Bilgi
Duyum
Deney
Akl
Hafza
Dil
Sanat
Bilim
Snflama
Teorik
Pratik
Metafizik
Matematik
Ahlak
209
Giri
Aristotelesin felsefeye katksnn bata gelenlerinden biriside bilimleri tanmlayp ve
snflamasdr. Bilimleri bilgi trleri zerinden snfladndan, bilginin nasl elde edildii
onun urat konular arasndadr. Zihnin bilgileri hangi aamalardan geerek ortaya
koyduu, ortaya konulan bilgilerin kesinlik deerleri, en yksek bilginin ne olduu sorunlar
bilgi erevesinde incelenen sorunlardan bazlardr. Bilimler de bu bilgi anlayna uygun
olarak aklanmlardr.
210
12.1. Bilgi
Aristotelese gre, btn insanlar doal olarak bilmek isterler. Bunun gerekesi
olarak duyulardan alnan zevk gsterilmitir (Metafizik 1985, 980 a20). Her ne kadar
Aristoteles, doal bilme isteini, zevke balam olsa da temelde, insan olmann artlar
arasnda bilme srecini gerekletiren dnme yeteneini de saymtr (De Anima, 427 a20).
Her retim ve renim, nceden bulunan bilgiden yola kt (kinci zmlemeler 2005,
I/I; 71 a) dncesi, hazr bulunan bilgilerin nemine de gnderme yapmaktadr. Onun iin
felsefenin hedefi, varln bilgisi, genel olarak geerli olann bilimidir (Vorlander 2004, 141).
Aristotelesin bilgi anlaynn eitli ayaklar vardr. Bunlar yle sralanabilir: 1- Varlk
anlayndaki tz, kuvve fiil balamlarnda ortaya kan veriler. 2- Yntem (Organon, kyas
ve kantlama, diyalektik, retorik) balamnda ortaya kan unsurlar. 3- Bilim anlay
erevesinde ortaya kan veriler. 4- Bilme sreci ve akln ilkeleri balamnda gerekleen
bilgi anlay. Sralanan bu unsurlarn btnl balamnda Aristotelesin bilgi anlay
anlalabilmektedir. Elinizdeki almada bulunan Aristotelesin, varlk, bilim ve yntem
anlaylar bilgi anlay balamnda da okunabilmektedir. Aristotelesin Bilgi Anlay bal
altnda, bilme sreci, tanm, ilke, ilke ve nedenler zerinde durulmaktadr.
nsani bir zellik olan bilme, canl olarak insann, dier canllardan ayrlmas ve
kendine zg nitelikleriyle yakndan ilgilidir. Aristoteles, insana zg bu niteliin nasl
gerekletiine ilikin grlerini eitli balamlarda ele almtr.
Aristotelesin bildirdiine gre, hayvanlar duyum yetisine sahiptirler. Ancak duyum
baz hayvanlarda hafzay meydana getirdii hlde, dierlerinde meydana getirmez. Bundan
dolay bu birinciler, hatrlama yeteneine sahip olmayan sonunculardan daha zeki ve
renmeye daha yeteneklidir. Hafzann yannda, sesleri iitme yetisine de sahip olan
hayvanlar ise renme yeteneine de sahip olurlar (Metafizik 1985, 980 a27-b5). Bilmenin
temel unsurlar olan, duyum, hafza ve renmenin hayvanlarda da bulunduunu, ancak
trlere bal olarak farkl derecelerde gerekletii belirtilmektedir. Hayvan cinsinin bir yesi
olan insan tr de bilmenin zemini olan bu zelliklere sahiptir. Aristotelese gre insan
dnda hayvan trleri, ancak tasavvur ve hatralara sahip olurlar. Onlarn deneysel
bilgilerden ok az bir pay almalarna karlk, insan, sanatlara ve akl yrtmeye kadar
ykselir. nsanlarda bilginin dayand deney, hafzadan kar (Metafizik, 980 b 25).
Ayn eye ilikin birka hatra, sonunda tek bir deney meydana getirir. Ve deney, sanat ve
bilimle hemen hemen ayn yapda bir ey gibi grnmektedir. Ancak aralarnda u fark vardr;
insanlar, bilim ve sanata deney araclyla ularlar. nk, Polos'un hakl olarak dedii
gibi, deney, sanat; deneysizlik ise rastlanty yaratmtr. Deneyle kazanlm bir dizi
kavramdan belli bir nesneler snfna ilikin tmel bir yarg oluturulduunda sanat ortaya
kar (Metafizik, 981 a5). lacn hastalarda denenmesi deneyin, sonucun eitli hastalk
alanlarnda kullanlmas yargs da zanaatn alanna girmektedir (Metafizik, 981 a10).
Aristoteles'e gre, bilginin ilk unsurlar duyumlardan bilime gei aamada
gereklemektedir: 1- Duyumun devam olan hafza. 2- Genel kavramn hareket noktasn
salayan deney (tecrbe). 3- zel hllerin okluundan kurtulmu olan, meydana getirme ve
eylem sz konusu olduunda epistemenin ilkesi olan kavramdan olumaktadr (Tricot 1985,
211
81, not 1; kinci zmlemeler II, Blm 19, 100a). Bilme artlar ve bilmenin aamalarndan
hareketle bilgiyle ilgili genel bir ereve izilmitir. izilen bu erevede, duyum, hafza ve
renme merkezde yer almaktadrlar. renmenin dier unsurlar ise tasavvur ve hatralardr.
nsann akl yrtme ve sanatlara ulamas, onlar hayvanlardan ayran unsalar olarak ne
karlmtr. Bu ayrcaln temelini oluturan deney de ayn konuyla ilgili hatrlardan
meydana gelmektedir. Bylelikle bilme sreci, duyum, hafza, hatra, deney, akl yrtme ve
sanat eklinde gereklemektedir.
Bilme srecinde esas bir grev stlenen deney, Aristotelese gre, pratikle ilgili olarak
hibir bakmdan, sanattan daha aa bir ey deildir. Hatta deney sahibi insanlarn, deney
olmakszn kavrama sahip insanlardan daha fazla baarl olduklar grlmektedir. Bunun
nedeni, deneyin, bireysel olann, sanatn ise tmel olann bilgisi olmasdr. Her trl eylem ve
meydana getirme ise bireysel olan konu alr. nk tedavi eden hekimin iyiletirdii,
ilineksel olarak alnmas dnda 'insan' deil, Kallias veya Sokrates'tir. Tedavi edilmesi
gereken birey olduundan, deney olmakszn kavrama sahip olan ve tmeli bilen, ancak onda
ierilmi bulunan bireyseli bilmeyen bir insan, ska tedavi yanllar yapacaktr (Metafizik
981 a14-19). nsan, dier canllardan ayr olarak, deneyi bilgi hline dntrebilmektedir.
nk deney, uzun bir pratiin, belli bir konuya ilikin gzlemlerin birikimi sonucu ortaya
kar (Tricot 1985, 80, not 4). Bunu da ancak insan gerekletirebilmektedir. Deney, tikelle
ilgili olduundan, bilmenin, zellikle de doru bilmenin temelini oluturmaktadr. ok geni
anlamda kullanlan deney, bilim, teknik ve sanatlar iin benzer grevler iermektedir. Fakat
bu yeterli deildir; deneyin stne karak tmellere, genele, nedenler bilgisine ulalmas
gerekir. nk Aristoteles'e gre, bilim adamnn, zanaatkarn ve sanatnn sradan deney
sahibine stnl, deneyin tesinde, genelin bilgisine ulama isteklerinde yatmaktadr.
Aristoteles'e gre, duyum yoluyla kesin ve doru anlamnda bilimsel bilgi kazanmak
mmkn deildir. Gerekte duyumun konusu sadece tikel bir nesne deil, filan nitelikli bir
nesne olsa bile, hi deilse belli bir yerde ve belli bir anda, belli bir nesneyi alglamak
gereklidir. Ayrca, duyumlar bize, hibir eyin nedenini de bildirmezler (Metafizik 981 b10).
Bilim iin gereken, genel olan alglamak imknszdr; nk genel ne imdidir ne de
buradadr; byle olmasayd genel olamazd. Zira genel, her zaman ve her yerde olana denir.
Bilimin, tmele dayal olarak gereklemesi ve tmelin de alglanamamas, bilimde algnn
azln ya da yokluunu gsteren (Analytics Post., 87 b 20) l kabul edilmitir. Tmele
varma sorunu, akln kendini gsterme arac olan, akl yrtmeyle gerekleen bir durumdur.
Aristoteles'e gre akl, ruhun dnme ve yarglamasdr. ncelikle dnendir,
gerek bir ey deildir (De Anima, 429 a22). Akln, bir zaman bilmesi, bir zaman da
bilmemesi sz konusu olamaz. Akl, hazr artlarda zgr olarak kurulduunda, o ne ise o
ekilde gzkr: Bu da onun lmszl ve sonsuzluudur (De Anima, 430 a20). Eer
dnme (thinking) alglamaya benziyorsa, ya o dnen varln yeteneiyle eylemde
bulunan ruhtaki bir sretir ya da ondan farkl, fakat benzer yanlarn alan bir sretir.
Dolaysyla akl dnebilir, duyumlanabilir olanla ilgili olmaldr. Ksaca akl, ruhun
dnmesi ve yargda bulunmasdr (De Anima, 429 a15-25). Akln dnme ve yargda
bulunma zellii, akl yrtmenin bir sonucu ortaya kmaktadr.
212
Akln ruhtaki konumu Aristoteles tarafndan ele alnmtr. Ona gre insanda ruh,
irrasyonel ve rasyonel yan olmak zere iki ana blmden oluur. Rasyonel yanda da iki ana
blm vardr: Bunlardan birincisi, eylerin trlerini, onlarn oluunun deimeyen
nedenlerini; ikincisi, deiken eyleri kavramamz salar. Bu nedenle ruh, farkl trden
nesnelere farkl cevaplar vermektedir (Ethica Nicomachea,1139 a5). Ayrca, ruhun rasyonel
ksmnda yer alan formlardan birisi erdemlerle, dieri sanlarla ilgilidir. Sannn deiken
olmas, onun pratik bilgelik ksmnda yer almasna neden olur. Erdemlerle ilgili olansa
bilimsel bilgidir. Bu bilgi tr tmel, zorunlu, kantlanabilen sonular hakkndadr. Bu
zellikler ilk ilkelere ok benzerler (Ethica Nicomachea,1140 b25-30). Ruhun verdii
cevaplara gre ayrlan iki ana dal, iki bilgi beine karlk geldii grlmektedir. Andonun
belirttiine gre, bu bilgilerden birine bilimsel bilgi dierine san denir. Birincisi teorik,
ikincisi pratik zihnin konularn olutururlar. deal olan ve istenen teorik olandr (Ando 1965,
176).
Aristoteles, belli alanlara ilikin keiflerin, hakikate ulama yollarndan biriyle
yapldn bildirmektedir. Ona gre, ruh (akl) ya da bilme sreci, mmkn bilme ekilleriyle
ve evetleme ile hayrlama tekniini kullanarak hakikate ular. Hakikate ulamak be yolla
mmkn olur; bunlar, sanat (techne), bilimsel bilgi (episteme), pratik bilgelik (phronesis),
felsefi bilgelik (sophia) ve sezgisel akldr (nous). San ve yarglar bu gruba alnmamtr,
nk onlarn yanltma paylar vardr (Ethica Nicomachea,1139 b15). Hakikate varma yollar
olarak tantlan unsurlar, bilgi dallar ve kurumsallam yaplardr. nsann, insan olarak sahip
olduu, tanrsal nitelik tayan ve onu dier canllardan ayran ey logos (akl)dur (De Anima,
415 a1-10; Ethica Nicomachea, 1098 a1-15; Zeller 1897, 93). Bu yeteneiyle bilgi elde eder,
doru, yanl ve iyi, kt yarglarda bulunma gcne sahip olur (Baldry 1965, 89 -90). Akln
teorik ve pratik blmleri, her eyi retir ve her ey hline gelirler. Teorik olan, bedenden
farkl ve bamszdr; imknsz, ebedi, lmsz, kesinlikle salt ve mkemmel gereklik
gibi zelliklere sahiptir. Pratik akl, bedenle doar ve lr; dolaysyla beden davranlarnn
bir blmn oluturur (Zeller 1897, 97-98). Teorik akln daha nceki varoluunu
toparlayamayacamz Aristoteles belirtmitir. Ancak pratik akl, mmkn olan her trl
dnceyi retmekle birlikte kolay bozulan bir yapya sahiptir (Zeller 1897, 101).
Bilme sreci, Aristotelesin bilgi anlaynn temelini oluturmaktadr. Bilgi trlerinin
nasl olutuu ve ne trden zellikler kazandklar, bilim anlay ile yntem anlaylarnda
incelenmektedir.
12.2. Bilim
Aristoteles, bilimi, bir yandan bilgi retisi erevesinde tanmlarken dier yandan
varlk alanlaryla ilikilendirmitir. Aada, Aristotelesin bilim anlay erevesinde,
bilimin yaps ve trleri zerinde durulmaktadr.
Aristoteles, bilimlerin konularn tzler olarak belirlemi ve tzlerin tek bir bilimin mi
yoksa eitli bilimlerin mi konusu olduklar sorgulanmtr. Bu adan tz ile aksiyom
arasndaki iliki ele alnmtr. u sorularla sorunu ortaya koymutur: Aksiyomlarla uraan
bilim, tzn biliminden farkl ise onlardan hangisi doas bakmndan hkim ve ilk bilim
213
gerektiini, her konunun kendine zg, yapsna uygun bilgilerin elde edilecei dncesini
ileri srmtr (Ethica Nicomachea, 1098 a25). Farkl bilim alanlarnn ve bunlarn rettikleri
bilgilerin de farkl olacan kabul eden Aristoteles, dier bilgi alanlarn da tanmlamtr.
Rossun bildirdiine gre, Aristotelesin bilim anlaynda nihai hareket noktalar
unlardr: 1- Aksiyomlar veya herhangi bir ey bilinmek istendiinde bilinmesi zorunlu olan
nermeler. Aralarnda bir ayrm yapmadan, a- zdelik ve nc hlin imknszl gibi
doas ne olursa olsun her ey hakknda geerli olan nermelerle; b- bir eitliin her iki
yanndan eit miktarlar karldnda eitliin deimeyecei trnden birok bilimde ortak
olan, ancak gene de snrl bir kapsamlar olan nermeler. 2- eitli bilimlere zg olan
tezler. Bunlar da a- filanca eyin var olduu veya olmadn syleyen ncller olan
hipotezler, b- filanca eyin ne olduunu syleyen tanmlar olarak ikiye ayrlrlar (Ross
1993, 56-57). Bilimin konusu vardr: Varln kabul ettii cins, kantlama iin varln
kabul ettii ortak aksiyomlar ve cinsin kendilerine sahip olduunu aksiyomlar araclyla
kantlad ana-nitelikler (atributus). Baka bir deyile, hakknda bir eyi kantladmz ey,
kendisine dayanarak bir eyi kantladmz ey ve nihayet kantladmz ey (Ross 1993,
57).
kendi alanna has iyi'leri bulmak iin farkl aratrmalar yapmakla ykmldrler
(Metaphsyca, 1096 a20-25). Bilimler, bilgi deerleri yannda, soyut olma zelliklerine gre
snflandrlmlardr. Aristoteles'e gre, bilimlerin soyutluklar onlarn derecelenmelerinde rol
oynar. En soyut bilimler, en bata yer alan bilimlerdir ( Analytica Post., 87 a31). Bir bilim,
dierinden daha kesinse, kesin olan ncedir. Bunun nedeni, hem olguyu hem de nedeni
aratryor olmasdr (Ross, Commenter, 596). Bu sralamay birinci bek olan teorik bilimler
iinde de grmek mmkndr.
lk bilimin konusu, ayn zamanda maddeden bamsz ve hareketsiz olan varlklardr.
Btn ilk nedenler, zorunlu olarak ezeli-ebedirler. zellikle de onlar iinde hareketsiz ve
maddeden bamsz olanlarnn byle olmalar gerekir. nk onlar tanrsal eyler iinde
duyularmz tarafndan alglananlarn nedenleridirler. O hlde teorik bilim olmas gerekir:
matematik, fizik ve teolojidir. Eer tanrsal olan, herhangi bir yerde varsa, onun bu hareketsiz
ve (maddeden) bamsz varlklarda da olaca aktr. En yce bilim konu olarak en yce
cinse sahip olmas gerekir. Bylece teorik bilimler en ok aranmas gereken bilimler olarak
kabul edilmilerdir (Metafizik 1985, 1026 a16-20).
Bir bilimin dierlerinden daha kesin ve daha stn olmasnn nedenlerini Ross yle
sralamtr: a- Dierinin yalnzca olguyu bilmesine karlk hem olgu hem de niini biliyorsa
ondan daha kesin ve daha stndr. Gzlem yannda matematii de iinde bulunduran
astronomi, gzlemsel astronomiden daha stndr. b- Dierinin somut olmasna karlk
dayanandan (substratum) bamsz olarak zellikleri inceleyen bir bilim dierinden daha
stndr. Aritmetik, mzikten stndr. c- Daha az n kabul (presupposition) gerektiren bir
bilim, dierinden daha stndr (Ross 1993, 62). Bu belirlemeler, bilimler arasndaki farklar
ortaya karmaktadrlar.
Bilim konularnn farkll bilimler arasndaki fark da belirler. Her bilim, konu
edindii nesne alanna ilikin ilkelere dayanmak zorundadr. Nesnelerin yaplarna gre
bilgiler elde edildiinden, bilim sralamasn nesnelerin zelliklerine ve onlardan elde edilen
bilgilerin zorunlu ve genel geerliine gre sralamas yaplmtr.
Teorik Bilimler : Aristoteles bilim deyince teorik bilimleri anlam ve onun mantn
kurmutur. Teorik bilimler zorunlu ihtiyalardan deil, merak sonucu ortaya kmlardr.
Aada grlecei gibi, teorik bilimden her birinin bilgi zellikleri farkldr. Bu
farkllklar nesne yaplarndan kaynaklanmaktadr. nceledikleri nesnelerden dolay, fizik,
matematik ve ilk felsefe bu bilim beini olutururlar. Deerce fizik en altta, ilk felsefe en
stte yer alr.
Aristotelese gre, teorik bilimlerin bilgi zellii olan bilimsel bilginin nesnesi,
zorunlu olmaldr. Bu nedenle de ncesiz ve sonraszdr. Ayrca bu eyden trememi ve
bozulmam olanlardr. Bu zellikteki varlk alanna ve nesneleri aratran teorik bilim
vardr: bunlar, fizik, matematik ve ilk felsefe. Fizik doa hakknda, matematik soyut varlklar
olan saylar, lk felsefe de btn varlk alanlarnn tayclar olan ilkeler ve cevherler
hakkndadr.
216
Fizik: Aristoteles, fizik biliminin zelliklerini yle sralamtr: Fizik, dier bilimler
gibi belli bir varlk cinsiyle (yani hareket ve sknetin ilkesini kendisinde tayan cevherle)
ilgilidir. Dolaysyla fizik, ne pratik ne prodktif (meydana getirici) bir bilimdir. nk ilke,
meydana getiren de bulunur. O, ya zihin ya sanat ya da herhangi bir g, yetenektir. Yaplan
(pratik) eylerde ise ilke, yapanda bulunur. O akll semededir, iradedir. nk yaplan ile
seilen ayn eylerdir. Her dnce, ya pratik ya prodktif ya da teorik olmak durumunda
olduuna gre, fiziin ancak teorik bir bilim olmas gerekir. O, hareketi kabul eden
varlklarla, ounlukla maddeden ayr bulunmayan formel cevherlerle ilgili bir teorik bilim
olacaktr ( Metafizik, 1025 b20-25). Aristoteles'e gre, fiziin teorik bir bilim olduu ak bir
ekilde ortaya kmaktadr. Teorik bilimlerin zellikleri arasnda saylan, ezeli-ebedi,
hareketsiz ve maddeden bamszlk gibi nitelikler, btn teorik bilimler iin geerli
olmadn belirterek fizie bu alanda yer amtr. Aristotelese gre fizik bilimi, bamsz
bir varla sahip olan, ancak hareketsiz olmayan varlklar inceler (Metafizik 1995, 1026 a1016). Eer doa tarafndan meydana getirilen tzlerden baka bir tz olmasayd, fizik ilk bilim
olurdu (Metafizik 1985, 1026 a28)
Matematik: Aristotelese gre, teorik bilim olan matematiin urat varlklarn
hareketsiz ve maddeden bamsz eyler olup olmadklar ak deildir. Bununla birlikte
matematiin baz dallarnn hareketsiz ve maddeden bamsz eyler olarak bu varlklar ele
alp incelediini kabul etmitir (Metafizik 1985, 1026 a25). Matematiin dier bilimlerden
fark, onda ortaya kan kesinlik fikrinin dayand temelde grlr. Bununla birlikte, her
eyde matematiin kesinliini aramamak gerekir. Matematiksel kesinlik, sadece maddesi
olmayan varlklar sz konusu olduunda istenmelidir. Dolaysyla matematiin yntemi, doa
biliminin yntemi deildir (Metafizik, 995 a15).
lk Felsefe: Aristotelese gre lk Felsefe'nin konusu, ayn zamanda maddeden
bamsz ve hareketsiz olan varlklardr. Ayrca, bu aratrma alannda yer alan btn ilk
nedenler, hareketsiz ve maddeden bamsz olmalarndan dolay, zorunlu olarak ezeliebedidirler. Ayrca ilk nedenler, tanrsal eyler iinde bulunan ve duyularmz tarafndan
alglanan eylerin de nedenleridirler. Eer tanrsal olan herhangi bir yerde varsa, onlarn bu
hareketsiz ve (maddeden) bamsz varlklarda da olaca aktr. En yce bilim, konu olarak
en yce cinse sahip olmas gerekir. Sralanan bu nitelikler nedeniyle, teorik bilimler en ok
aranmas gereken bilimler olarak kabul edilmektedirler (Metafizik, 1026 a14-21). Aristoteles'e
gre, lk Felsefe'nin evrensel mi yoksa bir cinsi yani bir varlk trn m ele ald soru
konusudur. Eer hareketsiz bir cevher varsa, bu cevherin biliminin nce gelmesi, bu bilimin
ilk felsefe olmas ve o ilk olduundan dolay, evrensel olmas gerekmektedir. Varl varlk
olmak bakmndan ele almak, ayn zamanda onun zne ait niteliklerini incelemek bu bilime
aittir (Metafizik, 1026 a23-25). lk felsefe, bilimden ilk nedenlerin bilgisi olmak bakamndan
ayrlr. lk nedenler, genel olarak btnl bakmndan ele alnan gerei aklarlar. O hlde
ilk felsefe, her bilimin zel alanlarnn kendilerine dayand ilk nedenleri iine alr ve bu
nedenler sayesinde tm insan eylemlerini ynetir. Var olann belli bir parasn ele alarak
inceleyen bilimler, varln ilk ilkelerine varmak isterler, fakat ou bilim bunu
gerekletiremez. Daha ok ikinci nedenler erevesinde alrlar. lk felsefenin konusu, her
varln en son nedenleri ve varolann belirleyici koullardr. Bylelikle ilk felsefe, daha
217
byk bir genellie sahip olmaktadr (Tricot 1995, 85. not ;1). Teorik bilimler ierisinde bir
hiyerarinin olduu grlmektedir. Bu hiyerari, belirlenmi varlk alanlarnn bilgisine
dayandrlmtr.
Aristoteles, ilk felsefenin zelliklerini belirlerken, dier bilimlerden nasl ayrldn
da gstermektedir. Ona gre, varlk bakmndan varl ve ona z gerei ait olan ana
nitelikleri inceleyen bir bilim vardr. Bu bilim, zel bilimler diye adlandrlan bilimlerin
hibiriyle ayn deildir. nk, dier bilimlerden hibiri genel olarak varl, varlk olmak
bakmndan ele almaz; tersine onlar, varln belli bir parasn ayrarak sadece bu parann
ana niteliklerini incelerler. lk ilkeler ve en yce nedenler arandnda, bu ilkeler ve
nedenlerin doas gerei kendisine ait olacaklar zorunlu bir eyin var olmas gerekmektedir.
Sz konusu zorunlu ey, varlk olmak bakmndan varlktr; ama da bu zorunlu varln ilk
nedenlerini kavramaktr ( Metafizik, 1003 a20-30).
Aristoteles'e gre, metafiziin poetik bir bilim olmadn, en eski filozoflarn tarihi
de aka gstermektedir. nk imdi olduu gibi, balangta da insanlar felsefe yapmaya
iten ey, hayret olmutur. Hlbuki poetik uralar hayatn zorunlu ihtiyalarna bal olarak
retilirler. Teorik bilimlerde ama, kendi iinde sakldr. Aristoteles bunu yle aklamtr;
Nasl ki bir bakasnn amac iin deil, kendi amac iin var olan insana zgr insan
diyorsak, ayn ekilde bu bilimi biricik zgr bilim olarak aramaktayz. nk yalnzca o,
kendi amac iin vardr ( Metafizik, 982 b10-25). Btn bu zelliklere tam uyan lk Felsefe
(metafizik)tir. Metafiziin dier bilimlerden stnln vurgularken n plana karlan
zellikler, gayelilik ve bilgeliktir.
Teorik bilimlerin zelliklerine bakldnda, istenilenin, zorunlu genel geer ve
deimez olduu grlr. Ancak, byle bir bilgiye metafizik dnda olanlar (matematik ve
fizik) tam olarak ulaamazlar. nk onlarn alma alanlar buna uygun deildir. Fizik
nesnelerin deiken ve hareketli oluu, matematiin baz alanlarnn maddeye ball,
amalanan bilgiye ulaamama nedenleri olarak gsterilmitir. Sadece ilk felsefe (metafizik),
istenilen amalara ular. nk onun konusunu oluturan ilkeler, teorik bilginin zn
olutururlar. lkelerle uraan bilim btn varlk alanlarn kuatm olur.
Pratik Bilimler: Aristoteles'in bilimleri temellendirilmesinde kulland ilkeler,
onlarn amalar ve grevleri gz nnde bulundurularak tespit edilmilerdir. Aristoteles'e
gre, pratik bilimlerde esas kayg, insann gnlk problemlerine zm getirmektir. Bu
nedenle zorunlu ihtiyalardan domulardr. Konu olarak ele aldklarysa insann yapp
etmeleridir. Konularndaki srekli deiiklik, bilgi zelliini de etkilemektedir. Buna ramen
pratik bilimler de bir ilkeye oturtulmak istenir. Bilim olmak, ilkelerin varln
gerektirdiinden ister doadan derlenen veriler isterse insann yapp etmelerinden gelen
malmatlar genel ilkelere uygun olarak, dzenlenmek istenir. Pratik bilimleri temellendiren
zihnin zellii olan pratik bilgelik ne bilimsel bilgidir ne de sanattr. Bilim deildir, nk,
onun varlklar baka trl de olabilirler. Sanat deildir nk, eylem ve retilen eylerin
farkl trleriyle ilgilidirler (Ethica Nicomachea, 1140 b). Pratik bilgelik, bir nevi pratik
bilimlerin teorisi niteliindedir. Pratik bilimlerin alma alanlarnn temel ilkeleri pratik
218
bilgelik tarafndan belirlenir. Bu nedenle pratik bilgelik, insanlar iin iyi ya da kt kabul
edilen eylere gre eylemde bulunmay da ynetir. Bilgelik, ilkeleri bilmeyi de
gerektirdiinden, insan ile insann oluturduu topluma ilikin ilkeler de pratik bilgeliin
konular arasnda kabul edilir. lkeleri bilmek ve ele alnan konunun bilgilerini ilkelere gre
biimlendirmek, belli bir zorunluluu gerektirdiinden, insan alannda da bilimsel bilgiye
ulama yolunun ak olduunu ima etmitir
Pratik bilimlerin nesneleri, insanlar tarafndan deitirilebilmektedir. Bu nedenle sz
edilen bilimlerin amalar nesnelerini anlamak deil deitirmektir. eyler, insann
soruturmalaryla ortaya koyduu baz ilkelerle uyum iine sokulmaya allr. Ayn ekilde,
insanda gn na km baz ilkelerle uyumlu klmak iin tahminde bulunurlar. Bu grevi
stlenen pratik bilgelik moral eylemler alannda ihtiyat (saduyu, prudence) ya da siyasi
yetenek olarak adlandrlr. htiyat bireysellii ve bireyin refahn amalar. Siyasi yetenek,
devletle ilgilidir (Barker 1959, 238). Bylelikle hem bireyin hem de toplumun sorunlar
bilgelik erevesinde zmlenmeye allmtr.
Pratik bilimlerde ama, bilgi deil eylemdir. Eylem de yaps gerei, srekli deiiklik
gstermektedir. Ancak ele alnan ya da nemsenen eylem grubu siyasi ve ahlaki olanlardr.
Siyasi eylemler tarihten derlenirler. Ahlaki eylemler, birey araclyla toplumu
etkilediklerinden siyasi, psikolojik, dini, kltrel unsurlarn belirledii davran biimi olarak
da grlrler. Bu tr eylemlerin de tarihsel boyutu vardr. Bu iki eylem beinde yer alan
davranlar iyi ya da kt olarak deerlendirilebilirler. Bu trden yarglara varabilmek iin
hem yarglama ilkeleri tespit edilmeli hem de ok sayda gemi olaya bu ilkelerin
uygulanmas gerekmektedir. Kltr bilimlerinin teorik bilimlerden nemli bir fark, pratik
alanda elde edilen bilgilerin uygulama alanna tanabilmesidir. Aristoteles, teorik bilimler
bilgisinin nesneleri zerinde etkisinin olmadn, pratik alanda ise bilginin eylem zerinde
etkide bulunduunu belirtmitir. Aristoteles'e gre pratik bilimlerde bilgi, eylemden nce
gelir, yani eylem gerekli olan bilgiden kar (Barker 1959, 239). Eylemin ynn hangi bilgi
tr belirler? Toplumun tarihinden elde edilen bilgi mi? genel ahlak ilkelerinin bilgisi mi?
siyaset alann bilgisi mi? yoksa Tanr meneli bilgi midir? Bunlarn hepsi de gereklidir. Ama
doru eylemde bulunmaktr. Bu nedenle eylem iin gerekli olan bilgi gvenilir olmaldr.
nsann bu dnyadaki amac, mutlu olmak ve eylemlerini bu amala yapyorsa, insann ruh
zellikleri yannda mutluluk artlarnn belirlenmesi de gerekmektedir. Mutluluun ne olduu,
hangi artlarda gerekletii, hangi toplumun mutluluk iin uygun bir ortam salad, ne
trden bir siyasi sistem uyguladklar ya da mutluluu elde etmek iin neler yapmalar lazm
geldiini aratrp bulduklarnda, ne yapmamalar gerektiiyle kar karya kalrlar.
Aratrmalarn tamamlayarak gvenilir bilgiye ulaan Bilge ama dorultusunda yaplacak
eylemleri tavsiye etme hakkna kavumu olur.
Eylemlerde en nemli belirleyici olan ahlakn taban da ruhta bulunan unsurlara
oturtulmutur. Aristoteles'e gre, ruhta eylemi ve hakikati kontrol eden unsur vardr:
Duyumlama, akl ve istek (Ethica Nicomachea, 1139 a18). Ahlak da dncede bulunan
evetleme ve hayrlama ile istekde bulunan peinde koma ve saknma nitelikleriyle
temellendirilmitir. Tercihlerin iyilii ve doruluu hakl bir temele oturtulmak istenmitir.
219
stek ve tercihler hakikat ve zekyla ilikili olsalar da yine de eylem alannda yer alrlar
(Ethica Nicomachea, 1139 a20-30).
Eylemin kayna -final neden deil, etkin neden- tercihtir. Tercih, bir amaca uygun
akl yrtmeyle oluan istektir. Bu durum akl ve zihin ya da moral ifadeler olmakszn, niin
tercihin ortaya kmayacan gsterir. nk iyi eylem ve onun tersi, akl ile karakterin
bileimi olmakszn, ortaya kamaz. Zihnin kendisi, her nedense hibir eyi hareket ettirmez;
fakat sadece zihin pratik olan bir amaca ynelebilir. Pratik alandaki eylemin, iyi olmas bir
amatr, istek de aklla temellendirilerek iyi eylemi amalar. nk tercih, ya istek belirten
akl ya da muhakeme edilmi bir istektir. Bylelikle her trden eylemin kayna nitelikleri
araclyla insan olmutur (Ethica Nicomachea, 1139 a 32- b 5). Ahlaki davrann temelinde
yatan istek, tercih ve ama zihn tabanda temellendirilmitir. nsann yapp ettii her ey,
kendisinde bulunan isteme ve eylem gcne geri gtrlmtr. Eylem alannn ilkeleri
zihinde kurulmu ve akln dier bilme zellikleriyle birlikte ele alnmtr.
Eylemde bulunan her kiinin ve yaplan her eylemin kendilerine has amalar vardr.
Bu amalar birbirleriyle eliebilirler. Kendileri ve toplum iin yararl olanlar bilen bilgeler
ya da pratik bilgelie ulam kiiler, hem kendileri iin hem de genel iin ama koyarlar.
Bilgelerin kendileri ve genel iin koyduklar amalar birbirleriyle elimez, birbirlerini
tamamlayabilirler. Perikles bu tr kiilere bir rnektir (Ethica Nicomachea, 1140 b10) Ayrca,
pratik bilgelie sahip kiiler, insanlarn ama olarak kabul ettikleri eylerin ama olmasn
salayan nedenlere ulamaya alrlar. Pratik bilgelik bu zelliklere sahip olmasna ramen,
Aristoteles'e gre, mkemmellik sanatta varken pratik bilgelikte yoktur. Sanatta kii isteyerek
yanlabildii gibi tercihini de yle ya da byle yapabilir. Bu imknlar pratik bilgelikte
yoktur. nk bilge, insanlar iin doru olan eyi arar. Bu nedenle pratik bilgelik sanat deil,
bir tr erdemdir (Ethica Nicomachea, 1140 b 25) Tayc ilke olarak erdem, davranlarn
ahlak temeline oturtulma isteinin en nemli belirtilerden biridir. Bylelikle ama ve
ilkelerden taviz vermeden dnmeli ve eylemde bulunulmaldr.
Aristoteles, siyasi ve pratik bilgeliklerin akln ayn ifadesi olduklarn belirtmi, fakat
bu iki bilgelik trnn zelliklerinin farkl olduunu da ileri srmtr. Ona gre bilgelik
ehirle ilgilidir. Pratik bilgelikse yaama bilgelii olarak grev alr. Bununla birlikte pratik
bilgelik, tikel zellik gsterirken; siyasi bilgelik, tikellerin dayand tmellerle ilgilidir.
Ayrca, siyasi bilgelik hem eylem hem de dnce gerektirir (Ethica Nicomachea, 1141 b25).
Bylelikle siyasi bilgelik, pratik bilgelik alanlar iinde en ste yerletirilmitir. Pratik
bilgelik, kiinin kendiyle ilgilidir, yani bireyseldir. Siyasi bilgelik ise ev ynetimi, yaama,
siyaset ve adaletle ilgilidir. Pratik bilimlerin en stnde yer alan siyaset, ama olarak geneli
semitir. Genel hakknda amalar gstermek ve yarglar vermektedir. Bu nedenle Aristoteles,
devlet ileriyle uraan kiiler iin bilgelik zorunludur demitir (Politika III, 4; 75)
Bireysel olan pratik bilgelik ile genel olan siyasi bilgeliin dayand iki aratrma
alan olan ahlak ile siyasetin ok yakn iliki iinde olduu anlalmaktadr. Ahlak bireysel
temelli olmakla birlikte, ahlakl davrann yaygnlamas toplumu da ahlakl yapar. Seilen
ya da gelitirilen iyi siyasi sistem, toplumu doru ynlendirdii iin bireylere de ahlakl
220
221
Uygulamalar
Aada belirtilen uygulama sorularn, blmde anlatlanlar erevesinde yantlamaya
alnz.
222
Uygulama Sorular
1. Bilginin olumasnda duyum nasl bir rol oynamaktadr?
2. Bilgiyi oluturan akln ruhla ilikisi nedir?
3. Bilimlerin snflandrlmasnda belirleyici olan nedir?
4. Bilimler neden hiyerarik bir snflamaya tabi tutulurlar?
223
224
Blm Sorular
oktan Semeli Sorular
1) Bilginin doruluu aadakilerden hangisiyle salanmaktadr?
a) Yntemle
b) Karlatrmayla
c) Eletiriyle
d) Gzlemle
e) Akln dnceleri tutarl bir ekilde retmesiyle
2) Bilgilerin birbirlerinden farkl olmalarnn nedeni aadakilerden hangisidir?
a) Snflama yapma tarzndan
b) Aratrma alannn farkllndan
c) Yntem farkllklarndan
d) Alanlarn genilii ve darlyla ilgili
e) nsann tm bilgileri ayn kesinlikte oluturamamasndan
3) Ahlak hangi tr bilim beinde yer almaktadr?
a) Teorik
b) Poetik
c) Pratik
d) Din
e) Doa
225
Cevaplar
1)e, 2)b, 3)c, 4)d, 5)a
Ak Ulu Sorular
1) Bilme srecinin zelliklerini yaznz?
2) Bilim snflamasnda etkin unsurlar nelerdir?
3) Teorik bilimin temel nitelikleri nelerdir?
4) Bilgi bilim ilikileri nasl aklanmaldr?
5) Bilgi yntem arasndaki iliki nasl aklanmaldr?
226
227
228
229
Kazanm
Aristotelesin Ahlak
Anlay
Aristotelesin ahlak
anlayn renir.
Aristotelesin Ahlak
Anlay
Aristotelesin Ahlak
Anlay
230
Anahtar Kavramlar
Ahlak
Erdem
Doruluk
Adalet
Moral erdemler
Dnce erdemleri
Ama
Mutluluk
Kle hayat
Siyasi hayat
Dnsel hayat
Zengin hayat
231
Giri
Felsefenin nde gelen sorunlarndan biri olan ahlak, insann nasl yaamas gerektii
sorunu zerinde durmaktadr. Felsefe ncesi dncede byk lde ilkeleri belirlenen
ahlaki eylemleri, felsefede felsefi bir tutumla temellendirilmesi yaplmtr. Bu balamda,
nsann bu dnyadaki amac nedir? Bu amaca nasl ulaacaktr ve nasl yaamaldr?
Yaamasn ynlendiren ilkeler nelerdir, bu ilkelerin genel geerlii ne kadardr? trnden
sorulara cevap aranmtr. Bu sorular cevap arayanlardan biri olan Aristoteles, ahlak
felsefesiyle ilgili gereki aklamalar yapmtr.
232
deneye ihtiya duyar), moral erdemler ise alkanlk sonucu olarak ortaya karlar (Ethica
Nicomachea, 1103 a10). Genelin davranlarn byk lde belirleyen moral erdemlerin
hepsi alkanlklarla ortaya kmtr. Aristoteles'e gre alkanlklarla elde edilen
davranlarn hibiri, doal bir kaynaa sahip deildir. nk hi bir ey alkanlklar sonucu
o eyin doasna ait bir ge hlinde ortaya kmaz. rnein, doas gerei aa doru hareket
eden ta, on bin defa yukar atlsa da kendiliinden yukar gidemez. nk herhangi bir ey,
doas gerei bir ynde gidiyorsa, dier yne dndrlemez. nsanda byledir; davrana
bal bir erdemi yoktur. Erdem oluturabilecek yetenek doal olmakla birlikte, erdemlerin
kendisi doal bir kkene sahip deillerdir. Bu nedenle, kii onlar kabule adapte edilir ve
kendisi zamanla o erdemini mkemmelletirmeye alr (Ethica Nicomachea, 1103 a20-23).
Dnce ve moral erdemlere, teorik (sophia) ve pratik (phronesis) bilgelik de denir. Ancak
her ikisi de doru yarglama ve akl bandalkla birlikte, dnce erdemleri grubunda yer
alrlar. Bunlar retimle gelitirilir ve hakiki kurallarn bilgisinden oluurlar. Her ikisi de
gnlk hayatla ilgili olduklarndan ona rehberlik ederler. Yeni olaylar ve durumlar onlar
araclyla yorumlanrlar. Ancak sophia srekli olan hakikatlerle ilgilidir. nsanlarn bu
trden hakikatleri deitirmeye gc yetmez. Cmertlik, cesaret ve lllk gibi deiebilir
davranlar moral (karakter) erdemleri olarak kabul edilmilerdir (Ethica Nicomachea,1103
a1-5; Alan 1970, 126). Moral (karakter) erdemleri, davranlarn nasl olmas gerektii
zerinde dururken; dnce erdemleri, ahlakn zihn temelleri ile theoria yaamn konu
edinir. Belirleyici olan ve amalanan dnce erdemleri ve teorik bilgelik, ahlakn ilkelerini
de ortaya koymaktadr. nsan eylemleri ve olaylar, pratik bilgelik araclyla ilkelere bal
olarak aklanrlar.
Aristoteles'in erdem ayrmnn ortaya koyduu gibi, insan eylemleri iki ana grupta
toplanabilirler. Bunlardan birincisi gnlk uralar iinde toplumun moral kurallarna gre
hareket etmesi ve toplumun yapsna gre ortaya km kural ve erdemlere uyum
gstermesidir. Bunun yannda doas gerei, byk bir gayenin peinden de gittii eitli
yerlerde bildirilmitir. Zihinsel erdemler, bu byk amaca ynelik faaliyetler olarak
gsterilmektedir. Fakat moral erdemlerde de bir ama vardr. Ayn zihinsel erdemlerde
olduu gibi. Bu ama toplumda arlklara kamadan orta yolu bularak iyi yaamay
salamaktr.
Aristoteles moral erdemleri yle tanmlamtr: Erdemin ne olduunu dnmeliyiz,
nk eyler ruhta trde bulunurlar. Bunlar hisler, yetenekler ve karakter yapsdr. Erdem,
bunlardan biri olmaldr. Hislerle unlar demek istiyorum; arzu, kzgnlk, korku, gven,
kskanlk, sevin, arkadaa duygu, dmanlk, zlem, rekabet, acma ve btn hisler; bunlar
ac ve hazla birlikte bulunurlar. Yetenekler, erdemde bulunduunu sylediimiz eyleri,
hissetme gcdr. rnein kzmak, ac duymak veya acma hissi gibi. Karakter Yaps,
hisler mnasebetiyle erdem gelerini iyi ya da kt olarak belirlememizi dile getirir. rnein
kzgnlk biz onu ok iddetli veya ok zayf hissedersek ktdr. Eer biz onu dier hislerle
benzer lmllkta duyarsak iyidir (Ethica Nicomachea, 1105 b5-28). Moral erdemlerin
dayanaklar, ruhta bulunan temel ge olmas problemin temellendirmesi asndan
nemlidir.
235
ilkeyle hareket ederek yapaca eylem ncesinde, kendi yapma veya yapmama gcn
gsterirse bu istekle yaplm eylem olur (Ethica Nicomachea, 1109 b26- 1110 b2)
zgrlk bir ahlak ilkesi olarak ne karlmtr. Kii de zgrlk bilinciyle eylemde
bulunmak zorundadr. Bilinli eylemler, kiinin ahlak ilkelerini kefiyle ortaya kmaktadr.
Bu keif de bir tr olu srecini gerektirmektedir.
Aristotelesin moral erdemlerin stnde tuttuu zihinsel erdemler, bir tr bilimsel
abadr. Bu aba da ruhun nitelikleriyle ilgilidir. Zihinsel faaliyetin amac en iyiyi
yakalamaktr. Bu nedenle, Aristoteles ruhu eitli blmlere ayrp incelemitir. lkin, iki
blme ayrmtr: 1- Kural ve rasyonel ilke ve 2- rrasyonel ilkedir. Rasyonel ilke iin de iki
blm vardr: 1-eylerin deimez ilk nedenlerini dnen ksm ve 2- Deiken nedenleri
dnen ksmdr. Bu ksmlarn her biri, ruhun eitli blmlerine denk gelen objeleri,
kendilerine konu edinirler. Bu blmlerden birine bilimsel, dierine de tasavvur (calculative)
demitir. Bu blmlerden hangisinin en iyi erdeme ulamakta yardmc olaca,
renilmelidir (Ethica Nicomachea, 1139 a1-15). ncelikle en iyinin ne olduunun tespiti
gerekir. Aristoteles, bu tespiti yapmak iin de yine, ruhun eitli niteliklerini n plana
karmtr. Ruhta eylem ve hakikatleri kontrol eden, duyum akl ve istek gibi, ey vardr
(Ethica Nicomachea, 1139 a18-19). Eylemleri ynlendiren erdem, Bir eyin erdemi, ona
uygun alma ile ilgilidir (Ethica Nicomachea, 1139 a17) eklinde tanmlandnda,
kontrolleri yapan yeteneklerin eline de bir l verilmi olur.
Eylemlerin niteliklerini belirleyen deerler ruhun nitelikleri arasnda paylalmtr.
Olumluluk ve olumsuzluk dncededir; saknma ve uygunluk istektedir; bu yzden moral
erdemler semeyle ilgili karakter yapsdrlar. Seim de dnceli bir istektir. Bu nedenle
muhakemin her ikisi de hakiki ve doru istek olmaldr. yi eylemde bulunmak iin, sonraki
nce iddia edilene tam uymaldr. Yani, eylemsel ve zihinsel iyi hl, doru istekle hakikatin
uyumasdr (Ethica Nicomachea, 1139 a22-b11). Eylemin dnce temelli bir seime
dayanmas onun deerini artrmaktadr.
Eylemin balangc - onun etkinlii son nedenden dolay deil, seimdir ve seim bir
sonla ilgili muhakeme ve istektir. Niin seme aklsz, zihin ve moral yapsz var deildir.
nk iyi eylem ve onun kart, karakter ve zihin birlemeksizin var olamazlar. Zihinde
hibir hareket, her nedense kendi kendine olmaz. Bununla birlikte, sadece zihin pratik olan bir
sonucu amalar; ayrca zihnin retkenliini kurallara balar (Ethica Nicomachea, 1139 a3135). Eylemlerin iyi olmasnn artlarndan biri de zihinsel temel yannda, amal olmasdr.
Aristoteles'e gre, herkes bir ama iin eylemde bulunur; bir amala yaplmayan eyler
anlamszdrlar. Dolaysyla amal olan eylemler, iyidir. Akli tabana dayandrlarak yaplan
seim, bir tr muhakeme sonucu elde edilir. Bunu da ancak insan tr baarabilmektedir
(Ethica Nicomachea, 1139 b1-5).
Zihinsel erdemlerin temel zellikleri, aklsal bir yap ve bir amaca sahip olmalardr.
Bu amacn ne olduu ve elde edilip edilemeyecei de Aristoteles'in ele ald konular
arasndadr. En yce konularn siyaset sanatna ve pratik bilgelie ait olmadn
dnyoruz. En iyi ey bilgidir; ama insan dnyadaki en iyi ey deildir (Ethica
237
Nicomachea, 1141 a 20). Dolaysyla insan konu edinen bilginin ve insan eylemlerinin en
iyiye ulamalar zordur. nsan konu edinen siyasetin, felsefi bilgelikle ayn ey olmayaca
aktr. Bununla birlikte akl, insann ilgi alan zerine alyorsa felsefi bilgelik ortaya
kar. Felsefi bilgeliin varmak istedii en st ama da her tr iin iyi olan kefetmektir
(Ethica Nicomachea, 1141 a 30-35). Anlald gibi, temel olan ey insann yapp etmelerinin
siyaset ile pratik bilgelik arasndaki alanda yer almasdr. Bu insan iin iyi olmann kouludur.
Aka syleyebiliriz ki pratik bilgelik olmakszn iyi olmak imknszdr ve moral erdemsiz
de pratik bilgelik olmaz. (Ethica Nicomachea, 1144 b29- 1145 a11).
Aristoteles, Tanrnn eylemlerini btn kutsal olanlarn en stn olarak
tanmlamtr. nsan bunu ancak dnebilir. Bununla birlikte, tanrsalla en yakn olan
mutlulua yaklama abasyla, en stn olana da ulama abasna girmi olur (Ethica
Nicomachea, 1178 b20-23). Dnceden pay alamayan dier canl trlerinden farkl olarak,
mutluluktan pay almay gerekletiren insan, Tanr eylemlerine benzer eylemlerde
bulunduka onlara yaklar. Aristoteles'e gre bunun nedeni, mutluluun dnsel tabana
dayanmasdr. Dnce gelitike hakiki mutlulua yaklalacaktr. Dnceyle
(contemplation) mutluluk arasndaki bu yakn iliki, mutluluu dncenin formu olarak
tanmlamasna neden olmutur (Ethica Nicomachea, 1178 b23- 31). Bununla birlikte
Aristoteles, mutluluu sadece dnce formu iinde ele almam, onu besleyecek d
koullarn da gerekliliini vurgulamtr. nsan doas dnsel temele dayanan hayat iin
yeterli deildir. nsan beslenip korunma yannda, bir ok eye ihtiya duyar. Bunlar da temin
edilmeli ki insan mutlu olabilsin (Ethica Nicomachea, 1178 b32- 1179 a11).
Zihin erdemleri ile en yce olana ynelen insan, yapp etmelerini de daha keskin
izgilere oturtmay da bu erdemleriyle gerekletirir. Bunlar yapabilmesi de bireysel oluunu
tamamlamaya baldr. Dolaysyla insann amacna varma abas, bireyin geliim sreciyle de
yakndan ilgilidir. Bu sre bir tr olutur.
Aristoteles, ahlak bamsz bir bilim olarak dnmemi, siyasetten ayr bir aratrma
alan olarak da grmemitir. Siyaset de ahlaki temele oturtulmutur. nk bir toplumun
amacn tahlil etmeyi, bireyin amacn tahlil etmekle edeerde grmtr. Aristoteles'e gre,
her ikisinin de amac ayndr. Btn insan eylemlerinin bir amac vardr, o da mutluluktur. Bu
amaca ulamak iin bir bilim vardr o da siyasettir. Ahlak, konusunu siyaset olarak
belirlemitir. Siyaset, ahlaki bir topluluun insanyla ilgilenmektir (Barker 1959, 240). Bu
anlamda devlet, bireyin her eyi olarak grlm, ahlaki bir temele oturtulmu ve ona ahlak
misyonu yklenmitir. Aristoteles'e gre en geni anlamnda siyaset bilimleri, mutluluk ve
iyiye ulama amacyla toplumun birlii iinde nasl davranlmas gerektiini konu
edinmilerdir.
Temel yi'nin bilimi olarak siyaset, aklc bir hayat srme eiliminde olan insanlarn
ynn belirlemek iin ortaya kmtr. nsan, siyaset bilimiyle hayatn anlamlarn ve
amacn renir. Yine kendi bilgilerini bakalarna aktarmak da siyaset bilimiyle
gereklemektedir. Bu nedenle siyaset st bir bilim olmak ihtiyacndadr. Eitim, ekonomi,
retorik, strateji, deerler siyaset tarafndan ynlendirilirler (Barker 1959, 244) Nikomakhos'a
238
Ahlak'da, ahlak (moralitiy) ruhun bir ifadesi olan psikolojiyle ilikili olarak ele alnmtr.
Politika'da, ahlak toplumsal evresiyle birlikte kabul edilmitir. Ahlak siyasi otoritenin
eitimdeki etkisiyle ynlendirilmektedir. Baka bir deyile, dinamik olan Politika'yla
karlatrldnda Nikomakhos'a Ahlk nispeten daha statiktir. Her ikisi de insann moral
hayatyla ilgili reti hakknda ahlaki incelemelerdir (Barker 1959, 249).
Hayata ilikin davranlarn ya da hayatn kendisinin temellendirilmesinde kullanlan
ilkeler, ahlak araclyla kendilerini ortaya koymaktadrlar. nsan eylemlerinde grlen her
trl deikenlii, mmkn olduu kadaryla ilkeler baznda aklamaktadr. Bu durum da
ahlak, deikenlerin formlatrlmas anlamna gelmektedir. lkelerle aklayp, genel
zellikler kazandrma eilimi, pratik bilimleri teorik bilimlerin sahip olduu niteliklere
yaklatrma abasdr. Ahlak, siyasetin kontrolnde bir yap olarak karmza kmaktadr.
Fakat nemsiz bir unsur deil, hayati nem tayan grevleri vardr. nk, insann var olma
nedeni ve amac olan mutluluun ne olduunu ahlak belirlemekle, siyaset gerekletirmekle
ykml tutulmutur.
239
Uygulamalar
Aada belirtilen uygulama sorularn, blmde anlatlanlar erevesinde yantlamaya
alnz.
240
Uygulama Sorular
1. Ahlak darda brakldnda toplumsal hayat nasl ekillenir?
2. Siyasileri kontrol eden mekanizma olarak ahlak nasl alr?
3. Din ile ahlak arasndaki snrlar nasl belirginletirilir?
241
242
Blm Sorular
oktan Semeli Sorular
1) Aristotelese gre ahlak toplumda neyin olmasn salamaktadr?
a) Mutluluu salamaktadr.
b) Zenginlii salamaktadr.
c) Ynetimi kontrol etmektedir.
d) Tapnaklar kontrol etmektedir.
e) Bireyleri eitmektedir.
2) Aadakilerden hangisi Aristotelesin ahlak anlaynda bulunmaz?
a) Adalet
b) Dostluk
c) Erdem
d) Eitlik
e) Cesaret
3) Ahlak siyaseti nasl etkilemektedir?
a) Haklar savunarak
b) Siyasetinin hakszlklarn olumsuzlayarak
c) Siyasetiyi terbiye ederek
d) Siyasetileri cezalandrarak
e) Hukukun yenilenmesini isteyerek
243
Ak Ulu Sorular
1) Ahlak hangi sorunlar balamnda ortaya kmtr?
2) Ahlakta temel ama nedir?
3) Ahlak hangi blmlere ayrlmtr, gerekeleri nelerdir?
4) Ahlak ile devlet arasnda ne trden ilikiler vardr?
5) Toplumun ahlak hangi yollardan hareketle sorgulanabilir?
244
245
246
247
Kazanm
Felsefi Bilin
Bilgeliin zelliklerini
deerlendirebilir.
Felsefi Bilin
Felsefi Bilin
248
Anahtar Kavramlar
Bilgelik
Bilgi
Hakikatin verilmilii
Ahlak
Zanaat
Felsefe
Kefetmek
phe
Eletiri
lke
Tutarllk
249
Giri
Felsefenin oluumu ve kuruluuna bakldnda, urat konular byk lde, evren
tasavvurlarnn konulardr. Evren tasavvuru; Evren nasl olutu, Dnya yaanlr hle nasl
geldi, nsan nasl ortaya kt, nsan nasl yaamal ve ldkten sonra ne olacaktr? sorularn
cevaplamaktadr. Bu sorunlar, bir yandan kendi balarna incelenebilir olma zellikleri bir
yandan da bir btnn paralar olarak, ayrca alt sorulara blnerek felsefenin konularn
oluturmulardr. Konu ortakl bata olmak zere birok konuda, felsefe ncesi dnce ile
felsefi dnceler arasnda ortaklklar vardr. Sz konusu ortaklklar da gz nne alarak,
felsefe denilen dnce alannn temel zellikleri aada incelenmektedir.
Derslerde ortaya konulan srecin de gsterdii gibi felsefe, Yunan evren
tasavvurundaki dnmlerden ortaya kmtr. Evren tasavvurunun efsane ve bilgelik
temelli aklamalar, insanlarn sorularn cevaplamaya yetmeyince, yeni cevaplarn verilmesi
gerekmitir. Sz konusu cevaplarn yaplar ve felsefenin biimlenmesini salamtr.
Felsefenin yapsn iyi anlamak iin, felsefenin temel kavramsal yapsn iselletirmek
gerekir. Kavramsal yapya gemeden nce, bilgeliin genel zelliklerini ele almak gerekir.
250
14.1. Bilgelik
Toplumlarn dnce yaplar, evren tasavvurunda ikin olan ya da evren tasavvurunu
kuran deerler tarafndan belirlenmektedir. Her dnce ve eylem bir deere dayandndan,
deerler, dnce ve eylemlerin dayand ilkelerdir. Bununla birlikte kltrel sistemi tayan
deerler, dnce ve eylem alanlarna gre farkllklar gsterirler. Beslenme, barnma,
gvenlik, salk, eitim, siyaset, din, ahlak gibi alanlarn her biri, kendi deerlerine
sahiptirler. Deerlerin oluturduu dzenli yap evren tasavvuruna dnrken, evren
tasavvuru ve deerler hakknda yetkili kii olarak bilge ne kar. Bilge, eitli alanlara ilikin
tecrbeler ile tecrbelerin muhakemelerinden kartlan sonular birbirleriyle ilikilendirme
becerisini gsteren, deerleri btnlkl bir yap iinde grebilen, eylem ve dnceleri
toplumun deerlerine gre yarglayabilen nderdir.
Bilgelik temelli dncelerde yarglar, deer ile eylemin sonularnn
karlatrlmasndan elde edilirler. Bir eylem hakknda karar verilecekse, sz konusu eylem,
eylemin trne bal olarak ahlakta, trede, dinde ve geleneklerde ikin olan deerlerle
ilikiye sokularak yarglanr. Esas olan, gemite ikin olan deerlerle imdide gerekleen
eylemi yarglayarak sonulandrmaktr. Bilgeliklerde temel ereve ahlak tarafndan
izildiinden, ahlak eylemler hakkndaki yarglarda baskn bir yere sahiptir. Ahlaka doru
olan, din, tre ve geleneklerce dorulandklarndan, aralarnda bir atma meydana
gelmemektedir. Yarglarda bavurulan ahlak, din, tre ile gelenekler, eylemin trne gre,
sonuta belirleyici olmaktadrlar. Eylemin deerlendirilmesinde bavuru sistemleri olarak
kullanlan ahlak, din, tre ile geleneklerin doruluuna iman, onlar zerine kurulan toplumsal
dzenin de doru, gvenilir ve sarslmaz olduuna da iman ettirmektedir.3
Bilgeliklerde yargya varmann bir dier yolu, konuya ilikin hikyeler anlatmaktr.
Gemite gerekletiine inanlan bir olay, hikye eklinde anlatarak, ondan ders kartmak,
zerinde konulan konu hakknda nasl bir sonuca varlacan gstermektedir. Hikyede,
deere uygun eylemde bulunan kiinin dllendirildii, uygun eylemde bulunmayan kiinin
de zarar grd zellikle gsterilir. Sz konusu hikyeler genellikle ahlaki, din ve siyasi
ierikli olduklarndan, yarglar, ounlukla ahlaki bir erevede temellendirilirler. Sade bir
dille anlatlan hikyeler, toplumun ne trden bir deerlerle yaadn sergilemektedirler.
Hikyeler, efsanevi ya da tarihsel kiileri konu aldklarndan, deerlerle toplumun gemii
arasnda kkl balanty sergilerler ve bylelikle toplumun tarih dncesini canl tutarlar.
Bilgeliin teorik zeminin olumasnda ve uygulama alannn denetlenmesinde
belirleyici olan temel kurum ahlak, din ve siyasetin (tre) zellikleri, bilgeliin yapsn da
biimlendirmektedirler. Toplumsal dzenin merkezinde, bireyler aras ilikileri dzenleyen
ahlak vardr. Ahlakn temel deeriyse doruluktur. Bir deer olarak doruluk, ahlaki ilkeler
dorultusunda yaamaktr. Doruluk, zarar verme, iyilik yap ilkesiyle dorudan ilikilidir.
Toplumsal dzenin sreklilii iin, bireylerin birbirlerine zarar vermemeleri ve birbirlerine
yardmc olmalar, esastr. Bu ilkeye ne kadar uyulursa toplumsal varoluun sreklilii de o
lde garantiye alnm olur. Toplumdaki her birey, hkmdar da dhil olmak zere,
Kelile ve Dimne adl siyasetnamede iaret edilen bu konulara ilikin ok sayda rnek bulmak mmkndr.
251
doruluun dayand zarar verme, iyilik yap ilkesine uymak durumundadr. Sz konusu
ilke evren tasavvurunda ikin olduundan, herkes tarafndan benimsenmitir. Dolaysyla
herkes, birbirini bu balayc ilkeyle denetleyerek, doru eylemlere ynlendirmektedir.
Bylelikle insanlarn birbirilerine vermeye alt ya da verdii her trden zararn nne
geilmesi beklenmektedir.
Evren tasavvurunu dinle aklayan toplumlarda, evrensel dzen, dzenin nasl kurulup
ynetildii, insann yaratl, dnyada nasl yaayaca ve lm sonras hayat gibi sorunlar,
dinlerin konular arasndadr. Dinin merkezi deeri, Tanrdr. Tanr, evreni kurup dzenleyen,
insan yaratan, nasl yaamas gerektii zerinde yol gsteren, lm sonrasn hazrlayan, en
byk gtr. Toplumsal dzenin srekliliinde, din kurallarn etkileri, ahlak kadar gldr.
Konumuz asndan dinin getirdii en nemli belirlenim, Tanrnn evreni ynetmesiyle
hkmdarn dnyay ynetmesi arasnda paralelliklerin kurulmasdr. Tanrnn evrende
kurduu sarslmaz, bozulmaz dzen benzeri bir dzenin, insanlar tarafndan da kurulabilecei
inanc, devlet ve siyaset anlaynda model olmutur.
Siyaset, toplumun sorunlarn zmek iin izlenen yoldur. Devleti temsilen hkmdar,
toplumsal dzenin srekliliinden sorumludur. Bu sorumluluunu, kurumlarn belirledii
deer ve ilkeleri esas alp, kurumlar, guruplar arasndaki ilikileri belirleyip ve belirlenimlere
uymayanlar cezai yaptrmlar uygulayarak yerine getirir. Hkmdarn uygulad
yaptrmlarn dayand ilkeler, treyi oluturur. Tre, devlet ile siyasetin bel kemiidir.
Trede ikin olan unsurlardan biri, hkmdarn meruluunun aklanmasdr. Meruluk
zemini tanrsal olduundan, trenin hkmdarn meruluuyla ilikili belirlenimi dinden gelir.
te yandan hkmdarn halkla nasl ilikide bulunmas gerektii ise ahlak temeline oturtulur.
Siyaseti ynlendiren dier bir unsur da geleneklerdir. eitli alanlarda gelenekleen dnce
ve davran biimleri, ynetimin eylemlerini kontrol etmek iin kullanlrlar.
Konfysn u grleri bilgeliin nasl bir zemine oturduunu gstermektedir.
Konfyse gre eskiler, nce bilgi eksikliklerini gidererek dncelerini olutururlar,
oluturulan dnceler i dzenlerini meydana getirir, i dzen gndelik hayata eki dzen
verir, hayatlarn dzenledikleri ilkeyle ev ilerini yoluna koyarlar ve ilerinden elde ettikleri
ilkelerle devlet ilerini yrtrlerdi (akt. Strig 1994, 138). Bu yaklam tarz, bilgeliklerin
nasl bir yapya sahip olduklarn ortaya koyduu gibi, siyasal sorunlarla ilikinin de nasl
kurulmas gerektiine iaret etmektedir.
Bilge, ksaca akladmz bu kurumun yaplarnda ikin olan deerler ve ilkeler
erevesinde, sorunlar ele alr ve sorunlar hakknda aklamalar getirir. Bilgelikle ilgili bu
tespitlerden sonra felsefenin nasl bir yapya sahip olduu daha ak bir ekilde ortaya
kacaktr.
14.2. Felsefe
Felsefe ile felsefe ncesi dnte en nemli farkllk, bilgi konusunda olduu
sylenebilir. Felsefede bilgi verilmi deil, kefedilmesi gerekli olan bir unsurdur. Kefetmek,
olanlarn tesinde yeni bilgi durumlarnn olduunu kabul etmektedir. Eer, elde bulunulan
252
256
Uygulamalar
Aada belirtilen uygulama sorularn, blmde anlatlanlar erevesinde yantlamaya
alnz.
257
Uygulama Sorular
1. Felsefe retmemi toplumlarda ne kan eksiklikler nelerdir?
2. Felsefenin kuruluunu salayan Atina toplum olarak hangi zellikleri kazanmtr?
3. Atinann girdii btn byk savalar kaybetmesinin felsefeyle ilikisi kurulabilir
mi?
4. Entelektel temellendirmelerde felsefe nasl bir grev stlenmitir?
258
259
Blm Sorular
oktan Semeli Sorular
1) Aadakilerden hangisi felsefenin kuruluunda ncelikli olmutur?
a) Kavramlatrma
b) Tutarllk
c) Eletiri
d) phe
e) Sistem
2) Aadakilerden hangisi felsefenin varmak istedii amalar arasnda yer
almaktadr?
a) Sistem kurmak
b) Hakikate varmak
c) Tanry kefetmek
d) Bilimleri kurmak
e) Devleti ynetmek
3) lke aadakilerden hangisi tarafndan daha iyi bir ekilde aklanmaktadr?
a) Temel
b) Doru olduu iddia edilen dnce
c) Bir alann aklanmasnda kullanlan doruluu kabul edilen dnce
d) Kehanetle bildirilen dnce
e) Doa gzlemleriyle elde edilen veri
260
Ak Ulu Sorular
1) Bilgelik, felsefeye nasl dnmtr?
2) Felsefenin oluumunu salayan temel kavramsal yap nasl aklanmaldr?
3) Felsefe ynteminin zellikleri nelerdir?
4) Felsefede amalanan ey nedir?
5) Felsefe insann yaamasna ne trden katklar salamtr?
261
KAYNAKA
ALLAN, D.J.; (1970). The Philosophy of Aristotle, Oxford University Press, London
ANDO, Takatura; (1965). Aristoteles Theory of Practical Cognition, The Hague
Martinus Nijhaff.
ARISTOPHANES; (1988). Kular, ev:Azra Erhat, Sabahattin Eyubolu. Remzi
Kitabevi, Istanbul.
ARISTOPHANES; (1946). Kurbaalar, ev: Nevzat Hatko, Milli Eitim Basmevi
Ankara.
ARSTOTELES; (1943). Atinallarn Devleti, ev. Suad Yakup Baydur. Maarif
Matbaas,Ankara.
ARSTOTELES; (1950). Organon III: Birinci Analitikler, ev. Hamdi Ragp
Atademir, Mill Eitim Basmevi, stanbul.
ARSTOTELES; (1952). Organon V: Topikler, ev.Hamdi Ragp Atademir, Mill
Eitim Basmevi, stanbul.
ARSTOTELES; (1963). Poetika, ev. smail Tunal, Remzi Yaynevi, stanbul.
ARSTOTELES; (1985). Metafizik. C.I (A-Z), ev. Ahmet Arslan, Ege niversitesi
Yaynlar, zmir.
ARSTOTELES; (1988). Nikomakhos'a Etik, ev. Saffet Babr, Hacettepe
niversitesi Yaynlar
ARSTOTELES; (1989). Organon IV: kinci Analitikler, ev. Hamdi Ragp Atademir,
Mill Eitim Basmevi, stanbul
ARSTOTELES; (1993). Metafizik. c. II (H-N), ev. Ahmet Arslan, Ege niversitesi
Yaynlar. zmir
ARSTOTELES; (1993). Retorik, ev. Mehmet H. Doan, Yap Kredi Yaynlar,
stanbul
ARSTOTELES; (1997). Fizik, ev. Saffet Babr. YKY, stanbul
ARSTOTELES; (1997). Gkyz zerine, ev. Saffet Babr, Dost Yaynlar, Ankara
ARSTOTELES ; (2003). Protreptikos: Felsefi Dnceye ar ve Evren stne,
ev. Ouz zgl, Pencere Yaynlar,stanbul
262
264
GUTHRIE, W.K.C.; (1988). Ilka Felsefesi Tarihi, ev. Ahmet Cevizci, Gndoan
Yaynlar, Ankara
HEIMSOETH, Heinz; (1986). Felsefenin Temel Disiplinleri, ev. Takiyettin
Mengolu. Remzi Kitabevi, stanbul
HESIODOS; (1977). ler ve Gnler, ev. Sabahattin Eyubolu, Azra Erhat. Trk
Tarih Kurumu Basmevi, Ankara
HESIODOS; (1977). Theogonia -Tanrlarn Douu, ev. Sabahattin Eyubolu,
Azra Erhat. Trk Tarih Kurumu Basmevi, Ankara
JAEGER, Werner; (1965/1). Paideia: The Ideals of Greek Culture, vol. I. Trans.
Gilbert Highet, Basil Blackwell, Oxford
JAEGER, Werner; (1967). Aristotle. Oxford University Press, London
KERENYI, C. (1963). Prometheus: Archetypal Image of Human Existence. Translated
from the German by Ralph Manheim, Published by Bollingen Foundations, New York.
KIRK, G.S.; (1977). The Nature of Greek Myths. Penguin Books, Middlesex
KRANZ, W.; (1976). Antik Felsefe, ev. Suad Y. Baydur, .. Edebiyat Fakltesi
Basmevi, stanbul
LITTMAN, Robert; (1974). The Greek Experiment, Thames and Hudson, London
LUTOSLAWSKI, Wincent; (1905). The Origin and Growth of Plato's Logic,
Longmans, Green, and Co., New York
MANSEL, Arif Mfid; (1984). Ege ve Yunan Tarihi, Trk Tarih Kurumu Yaynlar,
Ankara
MARCUS, N.Tod; (1958). The Economic Background of the Fifth Century, The
Cambridge Ancient History, vol;V. Ed. M.A Burry, S.A. Cook, F.E. Adcock. Cambridge
University Press, London
Mc KEON, Richard; (1940-1941). 'Plato and Aristotle as Historians: A Study of
Method in the History of Ideas' , International Journal of Ethics, vol. LI, p. 66-101.
PETERS, F.E.; (1967). Greek Philosophycal Terms, New York University Press, New
York
PLATON (Eflatun); (1943). Phaidros, ev. Hamdi Akverdi, Maarif Matbaas,
stanbul
265
PLATON (Eflatun); (1943). Timaios, ev.Erol Gney, Lutfi Ay, Maarif Matbaas,
stanbul
PLATON (Eflatun); (1945). Phaidon, ev. Suut Kemal Yetkin, Hamdi Ragp
Atademir, Milli Eitim Basmevi, Ankara
PLATON (Eflatun); (1945). Theitetos. ev. Macit Gkberk, Milli Eitim Basmevi,
Ankara
PLATON (Eflatun); (1960). Devlet Adam, ev. Behice Boran, Mehmet Karasan,Milli
Eitim Bas., Ankara
PLATON (Eflatun); (1967). Sofist, ev. Mehmet Karasan, Milli Eitim Basmevi,
stanbul
PLATON (Eflatun); (1973). Birinci Alkibiades, ev. rfan ahinba, Eflatun I,
Hrriyet Yaynlar, stanbul
PLATON (Eflatun); (1973). Sokrates'in Savunmas, ev. Niyazi Berkes. Eflatun I,
Hrriyet Yaynlar, stanbul
PLATON (Eflatun); (1975). Protagoras, ev. Tanju Gkl, Diyaloglar 2, Remzi
Kitabevi, stanbul
PLATON (Eflatun); (1975). Devlet, ev. Sabahattin Eyubolu, M. Ali Cimcoz, Remzi
Kitabevi, stanbul
PLATON (Eflatun); (1975). Minos, ev. Ayn Akyor, Eflatun II, Hrriyet Yaynlar,
stanbul
PLATON (Eflatun); (1975). Gorgias, ev.Sema R. Gzelen, Mehmet Rfat, Hrriyet
Yaynlar, Istanbul
PLATON (Eflatun); (1975). Kk Hippias, ev.Pertev N. Boratav, Eflatun II,
Hrriyet Yaynlar, stanbul
PLATON (Eflatun); (1986). Kharmides, ev. Tanju Gkl, Diyaloglar 2, Remzi
Kitapevi, stanbul
PLATON (Eflatun); (1988). Yasalar, ev. Candan entuna, Saffet Babr, Ara
Yaynclk, stanbul
PLATON (Eflatun); (1989). Euthydemos, ev. Vehpi Eralp, Milli Eitim Bakanl
Yaynlar, Istanbul
PLATON (Eflatun); (1989). Theages, ev. Hamdi Varolu, Milli Eitim Bak. Yay.,
Istanbul
266
PLATON (Eflatun); (1989). Kritias, ev. Erol Gney, Ltfi Ay, MEB Yaynlar,
stanbul
PLATON; (2010). Menon, ev. Adnan Cemgil, Diyaloglar, Remzi Kitabevi, stanbul
POPPER, K.R.; (1967). Ak Toplum ve Dmanlar 1: Platon, ev. Mete
Tuncay,Trk Siyasi limler Dernei Yaynlar, Ankara
RITTER, Joachim; (1955). Aristoteles ve Sokrates'ten ncekiler, ev. Hseyin
Batuhan, Felsefe Arkivi. C.III, S. 2.; s. 1-15, . Ede. Fak. Yay., stanbul
ROBINSON, Richard; (1953). Platos Earlier Dialectic, Oxford University Press,
London
ROSS, W.D.; (1993). Aristoteles, Yayna Haz. Ahmet Arslan, Ege niversitesi Yay.,
zmir
ROSS, W.D.; (1960). Aristotle, Oxford University Press, London
ROSS, W.D.; (1949). Commentery to Analitics, Trans. and Preparaition of
Commentary: W.D. Ross. "The Works of Aristotle". Ed. W.D. Ross, Oxford University Press,
London
STRG, H.J.; (1994). lka Felsefesi: Hint, in, Yunan, ev. Cemal Gngren, Yol
Yaynlar, stanbul
ENEL, Alaaddin; (1970). Eski Yunanda Eitlik ve Eitsizlik zerine, Ankara
niversitesi SBF Yaynlar, Ankara
THOMSON, Georg; (1990). Aiskhylos ve Atina, ev. Mehmet H. Doan, Payel
Yaynlar, stanbul
THOMSON, George; (1985/II). Eski Yunan Toplumu stne ncelemeler Tarih
ncesi Ege, Cilt II, ev. Celal ster, Payel Yaynevi, stanbul
THOMSON, George; (1988/1). lk Filozoflar: Eski Yunan Toplumu zerine
ncelemeler, ev. Mehmet H. Doan, Payel Yaynlar, stanbul
THUKDDES; (1976). Peloponnesos Sava, ev. Tanju Gkl, Hrriyet Yaynlar,
stanbul
Ege
TRICOT, J.; (1985). Metafizik'e Yazlan Dipnotlar, Metafizik, ev. Ahmet Arslan,
niversitesi Yaynlar, zmir
VERNANT, Jean Pierre; (1996). Eski Yunanda Sylen ve Toplum, ev. Mehmet Emin
zcan, mge Kitabevi, Ankara
267
268