You are on page 1of 230

BR, HBR VE BNLERCES

Luigi Pirandello

Aylak Adam 71
Roman 27
Kitabn zgn Ad: Uno, Nessuno e Centomila
2015 Aylak Adam Kltr Sanat Yaynclk
ISBN: 978-605-9115-07-0
Sertifika No: 27938
T m haklar sakldr. Yayncnn yazl izni olmakszn
hibir yolla oaltlamaz.
1. Basm: ubat 2015

Yayn Y netmeni: Kaya Tokmakolu


Yayna Hazrlayan: Peren Demirel
Kapak Resmi: Slawek Gruca
Tasarm ve Mizanpaj: Ula Kantemir
Bask: zal Matbaas (0212 565 25 99)
Matbaa Sertifika No: 26699
Aylak Adam Kltr Sanat Yaynclk
Merkez Mah. Kesir Sok. akmak Apt. No: 5/4 ekmeky/stanbul
Tel: (0216) 640 1979 / (0542) 586 7961
bilgi@aylakadamyayinlari.com
aylakadamyayilari.com
facebook.com/aylakadamyayi:lari
twiner.com/aylakadamyayin

Luigi Pirandello, talya'nn en nemli oyun, yk, iir ve roman yrdr.


zellikle oyunlaryla dnya apnda ne kavumutur. 1934 ylnda Nobel
Edebiyat dl'n kazanmnr. Maddi nedenler ve 1. Dnya Sava ned
eniyle bozulan aile huzuru sonrasnda psikolojik olarak zor bir dnemden
geen Pirandello'nun bu dnemindeki eserler otobiyografik zellikler ta
maktadr. 1925 ylnda Roma Sanat Tyatrosu'nun bana getirilen Piran
dello, bu grevi sonrasnda eserlerinin pek ok tiyatro ve edebiyarseverle
buluturma olana bulmutur. 1925 ve 1926 yllar arasnda en nemli
eseri olan Biri, Hibiri ve Binlercesi ni yazmtr.
'

BR, HBR VE BNLERCES


Luigi Pirandello

talyanca aslndan eviren


birgl gker - nazl birgen

BRNC BLM

1
Kann ve Burnum

Aynann nnde allmadk biimde duraksam olduumu


gren .karm, "Ne yapyorsun?" diye sordu.
"Hi," dedim, "urama bakyorum, burnumun iine, u bu
run deliime. Dokununca biraz canm yanyor."
Kann glmseyip, ..Burnunun hangi yne doru yamuk ol
duuna bakyorsun sanmtm," dedi.
Kuyruuna baslm bir kpek gibi hmla dnverdim. "Ya
muk mu dedin? Bana m? Benim burnuma m?"
Karmsa sakin bir ses tonuyla, "Ama evet, hayatm. yice bir
baksana una: Saa doru yamuk ite," diye karlk verdi.
Yirmi sekiz yandaydm ve o ana dek, beni ben yapan dier
her param gibi burnumu da, gzel olduunu tam olarak syleye
mesem bile, en azndan hayli kabul edilir bulmutum dorusu. Bu
nedenle, biimsiz bir vcuda sahip olma bedbahtln yaamam
herkesin genellikle kabul ettii ve savunduu u dnceyi kabul
etmek ve savunmak, benim iin de gayet kolay olmutu: D g
rn nedeniyle bbrlenmek budalalara mahsus bir davrannr.
Bu yzden olsa gerek, bendeki bir kusurun bu ani ve beklenmedik
kefi, hak etmediim bir cezaya mahkum olmuasna fkelendir
miti beni.
Karm ise sergilediim fkenin daha derin bir zmlemesini

yapabilmi olacak ki vak.it kaybeoneden, her ynden kusursuz oldu-

um grndeysem, bunu hemen aklmdan karmam gerektiini,


burnumun byle saa doru yamuk olmas gibi daha baka ne...
" Baka ne?"
Efendim kalarm, gzlerimin zerinde iki uzatma iareti

gibi duruyorlarm, biri dierinden daha kepe olan kulaklarm


da bamn iki yanna kt yaptrlm gibilermi ve daha baka
ne kusurlar...
"Dahas da m var?"
Ah olmaz olur mu, dahas da var: Ellerimin kusuru sere par
maklarmm; bacaklarmnki ise (yok hayr, arpk deiller!), sa
bacamn dizimin hizasnda dierine gre biraz daha -ok deil,
azck- kavisli oluu.
Dikkatli bir incelemenin ardndan, tm bu kusurlarn do
ruluunu kabul etmek zorunda kalmtm. Karm ilk andaki f
kem geer gemez iimi saran aknl, ac ve hayal krkl ile
kartrm olacak ki beni teselli etmek iin fazla zlmemem ge
rektiini nk tm kusurlarma ramen yak kl l md an bir ey

kaybetmediimi sylemiti.
Hak ettii bir vgnn nce kendisinden esirgendiini, ardn
dan kendisine cmert bir armaan gibi sunulduunu grp de sinir
lenmeyecek biri var mdr, bilemiyorum. Dudaklarmn arasndan
hn dolu bir "Teekkr ederim" szld; ortada ne zlmem ne de
vnmem iin herhangi bir neden bulunmadndan emin bir tavrla,
bu ufak kusurlara herhangi bir nem atfeonedim; gel gelelim uzun
yllar burnumu hi deitirmeden, hep ayn burunla ve ayn kalar,
ayn eller, ayn bacaklarla yaayp da hepsinin kusurlu olduunu an
cak evlendikten sonra fark edebilmem devasa ve olaanst bir nem
rayordu.
"Aman nasl da ardm! Kadn milletinin nasl olduu bi
linmez mi sanki? Kocalarnn kusurlann kefetmek iin zellikle
yaratlmlardr onlar."
Ah tabii, ite bu -kadnlarn byle olduklarn inkar ettiim
falan yok. Gel gelelim ben de, af buyurun, o zamanlar bana syle-

10

nen her szn ya da ehen phen her bahanenin ardndan ortas


na yuvarlandm ve ruhumda dne dne giderek daha derinlere
inen bir kstebek yuvasn andran bir boluk almasna neden
olan o dnce ve zmleme girdabnn iinde, dibe vurmaya
fazlasyla hazrdm; darya hibir ey belli etmeden tabii ki.
"Duruma baklrsa, boa harcayacak ok zamannz varm,"
diyebilirsiniz.
Hayr, bakn yle deil. inde bulunduum ruh hali by
leydi. Gerisinin ise tembelliimden kaynaklandn inkar etmi
yorum. Zengindim; babamn vefatndan sonra ileri.mi Sebastiano
Quantorzo ve Stefano Firbo adl iki gvenilir dostumun ynetimi
ne brakmtm; benimle yeri geldiinde gzellikle, yeri geldiinde
ise sert karak konuan babam, bir eyler baarmam iin var g
cyle uramasna karn, ok gen yata evlenmemi salamak ha
ri -ki belki bunu da bir an nce bana hi benzemeyecek bir erkek
ocuk sahibi olacam umuduyla istemi fakat onu da gremeden
bu dnyadan gmt zavall adamcaz- baladm hibir iin
sonunu getirmemi salayamad.
Yanl anlalmasn, babamn iaret ettii ve ilerlememi ar
zulad yollara girmeyi istemiyor ya da reddediyor deildim.
Gsterdii tm yollara giriyor, ilerlemeye gelinceyse herhangi bir
aba gstermiyordum. Her admda duruyordum; nce uzakta bir
yere konulanyor, ardndan giderek yaklaarak, karma kan
her bir kk tan etrafndan dolanyor ve bu srada dierlerinin,
nasl olup benim iin oktan almaz, devasa bir da, hatta phe
siz iinde yaayabileceim koca bir dnya boyutlarna gelmi olan
o kk ta hi ama hi umursamadan nme geebildiklerine
hayret ediyordum.
Birok yola girmi, hepsinde de daha ilk admda byle ka
lakalmtm; ruhum dnyalar ya da kk talarla doluydu -ki
sonuta ikisi de ayn yere kyordu. Ancak nme geip de yo
lun sonuna kadar vardlar diye, dierlerinin ille de benden daha
ok ey bildiklerini dnmyordum dorusu. phesiz nme
gemiler, gen atlar gibi evkle yola koyulmulard; fakat yolun

11

sonuna vardklarnda karlarnda onlar bekleyen birer yk ara


bas bulmular ve byk bir sabrla arkalanna balanan o yk ara
balann peleri sra srkler olmulard. Bense hibir yk arabas
tamadmdan, ne dizginlere ne de at gzlklerine ihtiyacm var
d; onlardan daha ok ey grclm kesin olmasna kesindi de, i
ilerlemeye gelince, hangi yne gitmem gerektiini bilemiyordum.
Tm bunlar bir kenara brakp, u ufak kusurlarmn kefine
dnmeye karar vermemle, bir anda ruhumun derinlerine ken
her ey u dnceye sarld: Nasl yani, bizzat kendi vcudumu
ve mmkn olan en derin mahremiyet seviyesinde bana ait olan
eyleri, yani burnumu, kulaklarm, ellerimi, bacaklarm dahi
tanmyor olmam mmkn myd? Ve onlar yeniden, dikkatle
inceleyebilmek adna dnp dnp bakmaktan alamyordum ken
dimi.
Hastalm ite bu noktada balad. Tedavisini bizzat kendi
iinde bulmam olsaydm (b\nu daha sonra anlataca"'), gerek
ruhum gerekse bedenimi iine srkledii sefalet ve aresizlik ne
deniyle, beni phesiz ya ldrecei ya da delirteceinden emin
olduum o hastalk.

12

il

Ya Sizin Burnunuz?

Karmn yapm olduu bu kefin ardndan, evremdeki her


kesin o bedensel kusurlarmn farkna varmakla kalmayp, bende
onlar hari baka hibir ey grmediine ikna olmakta gecikme
dim.
Ayn gn, benimle kim bilir hangi nemli konuyu konumak
zere yanma yaklaan bir arkadama, "Burnuma m bakyor
sun?" diye soruverdim.
"Hayr, niye ki?" diye karlk verdi.
Sinirli sinirli glerek, "Saa doru yamuk, grmyor mu
sun?" dedim ve onu, burnumdaki o kusurun, evrenin dzenein
de aniden ortaya kan ve onarlmas imkansz bir arza olduuna
dair salam ve kesin grm kabul etmeye zorladm.
Arkadam nce afallam bir ifadeyle yzme bakt; sonra
snda ise laf bylesine yersizce ve aniden burnuma getirmi ol
mamdan, konumak istedii konuyu ne dikkate ne de cevap ver
meye layk bulmadm phesine kaplm olacak ki omuzlarn
umursamazca silkip beni orada sap gibi brakmaya yeltendi. Onu
kolundan yakalayp, "Zannettiin gibi deil," dedim, "o konuyu
seninle konumaya hazrm. Ama imdilik beni affetmelisin."
"Burnunu mu dnyorsun?"
"Saa doru yamuk olduunu daha nce hi fark etmemi
tim. Bana bu sabah karm fark ettirdi."

13

Bunun zerine arkadam, "Ah, gerekten mi?" diye sordu,


ardnda aalama ve alay gizleyen bir aknlkla; gzlerinin ii
glyordu.
Ona aynen bu sabah karma baktm gibi yzmde hayal
krkl, fke ve hayret karm bir ifadeyle bakakaldm. O da bu
kusurumun uzun zamandr farknda myd yani? Ve kim bilir onun
gibi daha ka kii! Bense bunu bilmiyor ve bilmediimden dolay
da herkes iin dzgn burunlu bir Moscarda olduumu dn
yordum; oysaki herkes iin yamuk burunlu bir Moscarda'ymm
ve kim bilir ka kez, hibir eyden phelenmeden onun bunun
kusurlu burnuyla ilgili konumu ve kim bilir ka kez bizzat ken
dime gldrdm kiiler akllarndan, "u zavall adama bakn
hele, kalkm bir de bakalarnn burnunda kusur buluyor!" diye
geirmilerJi.
yle ya, kendimi u dnceyle avutabilirdim: Kendimi iin
de bulduum bu durumun nihayetinde bylesine bariz ve yaygn
oluu, herkese gayet iyi bilinen bir gerei, yani bakalarnn ku
surlarn kolayca fark ettiimiz halde, kendimizinkileri grmekte
zorlandmz :;zler nne seriyordu. Gel gelelim, hastaln ilk
tohumu ruhumda kk salmaya balamt bir kere ve bu dncey
le kendimi avutamyordum.
Aksine iimde, bakalarnn gznde, bugne dek kendimi
zann,.ttiim kii olmadm gr yerlemeye balad. imdilik
sadece bedenime odaklandm; bu arada arkadam karmda dur
mu, o aalama ve alay dolu aknlk ifadesiyle bana bakmaya
devam ettiinden, intikam almak iin ben de ona, enesini biri
daha belirgin, dieri ise daha u(ak olmak zere iki eitsiz paraya
blen gamzesinin farknda olup olmadn sordum.
"Ben mi ? Haydi canm! " diye haykrd arkadam. "Orada
bir gamzem olduunu biliyorum ama senin dediin gibi deil."
"uraya, u berbere girelim de gr," diye teklif ettim hemen.
Berber dkkanna giren arkadam, hayretler iinde kusuru
nun farkna varp doru sylediimi kabul etmek zorunda kal-

14

masnn ardndan, duyduu rahatszl belli etmemek iin bunun


sonuta ufak, nemsiz bir ey olduunu syledi.
phesiz evet, nemsiz bir eydi; gel gelelim onu uzaktan iz
lemeye koyuldum: lkin bir dkkann vitrininde kendine bakn;
sonra az ileride bir ikincisinin, daha ileride enesini nc bir kez
ve daha uzunca incelemek iin bir baka dkkann aynal kapsnn
nnde durdu; zira evine dner dnmez ilk iinin, yeni kefettii
o kusurlu haliyle rahata tanabilmek iin aynal gardrobuna ko
mak olacandan eminim. Ve onun da intikam almak ya da kentte
yaygn bir kesimin hak ettiine inand bir akay srdrmek iin,
bir arkadana (aynen benim ona yaptm gibi) enesindeki kusu
ru fark edip etmediini soracandan, bir dierine ise alnnda veya
aznn kenarnda kendisinin bizzat kefettii bir kusurundan bah
sedeceinden en ufak bir phem dahi yok; ki sra kendisine gelir
gelmez o arkada da... Evet! te bu! Asil Richieri kentini doldu
ran hatr saylr saydaki hemerilerimin, bir dkkan vitrininden
dierine geerken her birinin nnde durup da yzlerindeki ku
surlar incelediklerini grebiliyordum (tm bunlar hayal gcmn
rn deilse tabii); kimisi elmack kemiini, kimisi gz kenarn,
kimisi kulak memesini, kimisi burun kanadn ... Bir hafta sonra
bir baka arkadam yanma yaklap, yznde sersemlemi gibi
bir ifadeyle, her konutuunda sol gz kapan farknda olmadan
kastnn doru olup olmadn sordu.
arabuk, .. Evet, dostum," diye karlk verdim ...Ya bana ne
demeli, gryor musun? Burnumun saa doru yamuk olduunu
biliyorum, senin bana sylemene gerek yok; peki ya kalarma ne
demeli? Uzatma iareti gibiler! Kulaklarma gelince, buraya bak
sana: Biri dierinden daha kepe; ite bak, ellerim de yass deil
mi? Bu da sere parmamn sakat eklem yeri; peki ya bacaklarm?
una bir bak, tekine benziyor mu hi? Benzemiyor, deil mi?
Bunlarn hepsini zaten biliyorum, senin bana sylemene hi gerek
yok. Rahat ol sen."
Onu olduu yerde ylece kalakalm halde braktm ve d
np gittim. Birka adm atmtm ki ardmdan seslendiini duy
dum.

15

.. Ptt!"
Beni sakin bir tavrla, parmayla iaret ederek yanna ar
masnn ardndan:
..Affedersin, annen senden sonra baka ocuk dourdu mu?"
diye sordu
.. Hayr, ne benden nce baka bir ocuu oldu, ne de benden
sonra," diye yantladm . ..Tek ocuum. Niye sordun?"
"nk," dedi, "eer annen senden sonra bir kez daha dourmu olsayd, kesin erkek olurdu."
..Ya, yle mi? Sen nereden biliyorsun?"
'

"Surdan biliyorum: Kyl kadnlar, eer bir ocuun salar,


ensede aynen sende olduu gibi minik bir kuyrukukla bitiyorsa,
ardndan doacak ocuun erkek olacan sylerler."
Elimi enseme gtrp alayc ve souk bir glmsemeyle,

"Ah, burada bir eyim var demek... Ne demitin?" diye sordum.


"Kuyrukuk, dostum. Richieri'de byle diyorlar," diye kar
lk verdi
"Ne olacak canm, bu nemli bir ey deil!" diye haykrdm.
"Kestiririm olur biter."
Parman hayr anlamnda sallayan arkadam, "Her zaman
izi kalr, dostum, kazttrsan bile," diye ekledi.
Bu sefer beni olduum yerde ylece kalakalm halde brakp
giden o oldu.

16

111
Yal mz Olmamn Gzel Bir Yolu

O gnden sonra, hi deilse bir saatliine yalnz kalabilmeyi


deli gibi arzular oldum. Aslnda arzudan ok, iddetli, acil, delice
tatmin etmek istediim bir ihtiyan bu: yle ki, karmn varl
ya da yaknlarda olmas b.eni fkelendirecek kadar ileden kar
nyordu.
"Michelina'nn dn ne dediini duydun mu Genge?1 Quan
torzo'nun seninle acilen konumas gerekiyormu."
"Baksana Genge, elbiseyi byle yaparsam bacaklarm gr
nyor."
"Saatin sarkac durmu, Genge."
"Genge, hani kpei dar karacaktn? Sonra da hallar
kirlettiinde kzyorsun. Dar kmas lazm, zavall hayvanck...
ey diyorum ... Aksini iddia etmeyeceksin herhalde ... Dn akam
dan beri kmyor."
"Sylesene Genge, Anna Rosa'nn hastalanm olabilecein
den phelenmiyor musun? gndr onalarda grnmyor;
stelik son grdmzde de boaz aryordu."
"Sinyor Firbo geldi, Genge. Daha sonra tekrar urayacan

Ne yazk ki

asl adm olan Vitangelo'dan yola karak bu takma ad uyduran

karm, bana byle seslenir olmutu: Nedenini ise daha sonra anlayacaksnz.
2

talyanca orijinali "signor" olan ve "bey" anlamna gelen hitap ekli.


(.n.)

17

syledi. Onunla darda gremez misin ? Tanrm, yle skc ki!"


Ya da ark sylediini duyuyordum:

"Eer bana hayr dersen,


benim canm sevgilim, yarn gelmeyeceim;
yarn gelmeyeceim ..

yarn gelmeyeceim ...

"

"O halde neden iki kulanza birer ie mantar tkayp ken


dinizi bir odaya kapatmyorsunuz ki?" diye soracaksrrz.
Demek ki ne ekilde yalnz kalmak istediimi anlamyorsu
nuz, dostlar.
Kendimi ancak alma odama kapatabilirdim; gel gelelim
hi de kt bir kadn olmamasna ramen ar pheci olan kar
mn zihninde hain pheler uyandrmamak adna, orada da kapy
srgleyemiyordum. Ya anszn kapy aar da beni orada yaka
larsa?
Yok, olmaz. stelik bu hibir ie yaramazd. alma odam
da ayna yoktu; benimse bir aynaya ihtiyacm vard. te yandan,
sadece karmn evde olduu dncesi bile kendimin de orada ol
duunun srekli farknda olmama yetiyor da artyordu -ki asl
istemediim ey, tam olarak buydu.
"Peki, sizce yalnz olmann canm nedir?" diye soracaksnz.
evrenizde baka hi kimse olmadan, kendinizle ba baa
kalmak derim.
Ah evet, sizi temin ederim ki bu, yalnz olmann gzel bir
yoludur. Hafzanzda ufack bir pencere alr ve oradan ieriye,
bir tarafta karanfiller, dier tarafta yaseminlerle dolu vazolarn
ortasnda oturmu krmz bir yn atk rmekle megul olan Sin
yora3 Ttti glmseyerek bakar; aman Tanrm, u ekilmez ihtiyar
J

talyanca orijinali "signora" olan ve "hanm" anlamna gelen hitap


ekli. (.n.)

18

Sinyor Giacomino'nun -hani u Yardm Dernei'nin bakanna


gtrmesi iin sizden rica ettii referans mektubunu bir trl yaz
madnz adam- boynundakinin aynsdr o atk; aslnda bakan
da iyi arkadanzdr ama can skc adamn tekidir; zellikle de
sekreterlerinden birinin evirdii dolaplar anlatmaya koyuldu
unda. Dn . .. yok, dn deil, ne zamand yahu? Evet, dnden bir
nceki gnd; bir yandan yamur yaarken, bulutlarn arasnda
keyifle beliren gne huzmelerinin parldatt yamur damlalar
nn slatt meydan, koca bir gl andryordu; oradan koarak
geiyorsunuz -Tanrm ne kargaa! Ortadaki eme, o gazete bayii,
makas deitiren tramvayn virajda acmaszca kulaklar trmala
y, hzla kaan bir kpek-ve "Yeter! " deyip bir bilardo salonun
dan ieri aryorsunuz kendinizi; ieride Yardm Dernei bakan
nn yazman olan o adamla karlayorsunuz ve siz On beinci
lakapl arkadanz Carlino ile bilardo oynarken o, biber karas
gr byklarn altndan talihsizliinize glyor da glyor. Ya son
ra? Bilardo salonundan dar ktnzda ne olmutu? Nemli, s
sz bir sokakta, bir sokak lambasnn solgun altnda oturmu,
efkarl efkarl eski bir Napoli arksn sylemeye alan sarhoun
biriyle karlayorsunuz; hani gzeller gzeli Mimi'ye yakn ola
bilmek iin u yllar nce tatile gittiiniz, kestane aalaryla ev
rili o da kasabasnda neredeyse her gece duyduunuz arknn ta
kendisi bu; Mimi'ye gelince, talya Devlet Nian Commendatore
ile onurlandrlan ihtiyar Della Venera ile dnya evine girdikten
bir yl sonra lmt. Ah, sevgili Mimi! te, hafzanzda bir baka
pencere almak zere...
Evet, evet, sevgili dostlar, sizi temin ederim ki yalnz kalma
nn gzel bir yoludur bu!

19

iV

Nasl Yalnz Kalmak stedi im zerine

Oysa ben alilmadk, yepyeni bir biimde yalnz kalmak isti


yorum -ki dindilnilzn tam tersi bir yntemden bahsediyo
rum: Yani ben olmadan

ve

ite bu yzden, yanmda bir yabancyla

yalnz kalmaktan.
Bu, size deliliimin ilk belinisi gibi mi geldi?
Belki de zerinde yeterince dikkatlice dnmediinizdendir.
Deliliin nceden beri iimde olabileceini inkar etmemekle
birlikte, gerekten yalnz kalabilmenin tek yolunun bu syledii
min olduuna yalvanrm inann.
Yalnzlk asla sizi de kapsamaz; sizi daima darda brakr
ve sadece evrenizde yabanc birinin var olmasyla milmkndr:
Nerede ve kiminle olursanz olun, tamamyla yok saylmal ve siz
de etrafnzdakileri tamamyla yok saymalsnz ki arzu ve duy
gularnz kayg verici bir belirsizlik iinde yitik, havada ylece
asl kalabilsin ve kendinizi kantlama arzunuz tamamen ortada
kalkarken, bilincinizin itenlii de yok olsun. Sadece kendisinin
yaad, sizinse var olduuna dair en ufak bir iz veya sese rast
layamayacanz bir yerdedir gerek yalnzlk ve nitekim orada
yabanc olan da sizsinizdir.
te bu ekilde yalnz kalmak istiyordum. Ben olmadan. ok
tandr tandm ya da tandm dndm o ben olmadan

20

demek istiyorum. Yanmda sadece bir yabancyla, yanmdan uzak


latramayacam zaten anlalmaz biimde hissettiim ve aslnda
benden bakas olmayan bir yabancyla birlikte: Benden aynlmas

mmkn olmayan bir yabanc.


Demek ki sadece tek bir yabancnn varlnn farkndaydm!
Ve bu tek kii ya da sadece onunla yalnz kalmak ve onu daha
iyi tanmak ve az da olsa sohbet edebilmek iin karma almak
ihtiyac dahi, beni rperti ile korku aras bir duyguyla huzursuz
ediyordu.
Eer bakalarnn gznde bugne dek olduuma inandm
kii deilsem, kimdim ben?
ylece yaayp giderken burnumun eklini, boyutunu, kk
m yoksa byk m olduunu hi dnmemitim; ayn ekilde
gzlerimin rengini, alnmn dar m yoksa geni mi olduunu ve
daha birok eyi de. O benim burnumdu, onlar benim gzlerim,
o ise benim alnm : Benim ayrlmaz paralarmd onlar ve kendimi
ilerime adam, dncelerime dalm, duygularma teslim olmu
bir haldeyken bir de onlar zerine kafa yoramazdm.
imdi ise yle dnyordum:
"Peki ya bakalar? Onlar benim iimde deiller ki. Dardan
bakanlar iin, dncelerim ve duygularmn bir bumu var -be
nim burnum. Ve benim grmediim fakat onlarn grebildii bir
ift gz var -benim gzlerim. Dncelerimle burnum arasnda
nasl bir iliki var? Bana sorarsanz, hibir ey yok. Ben burnumla
dnmediim gibi, dnrken burnumu kale de almyorum. Ya
bakalar? Bakalar dncelerimi benim gibi ieriden bakarak
gremediklerine gre, ancak dardan bakp burnumu mu gr
yorlar? Demek ki bakalarna gre dncelerim ve burnum ara
snda ylesine yakn bir ba var ki, farz edelim dncelerim ok
ciddi olsalar bile, burnumun bu ok gln ekline bakp hemen
glmeye balayacaklar."
Byle dnmeye devam ederken kendimi bu sefer de u
endienin ortasnda buldum: Yaadm srece, hayatmn eitli

21

olaylar srasnda kendimi kendi nezdimde temsil edemeyecek;


bedenimi karma koyup da , yaayn bakasnn bedeniymi gibi
izleyemeyecektim. Ayna karsna her geiimde iimde adeta bir
kilitlenme meydana geliyor, tm doallm uup gidiyor, her ha
reketim bana sahte ya da kurmacaym gibi geliyordu.
Ksacas, yaadm gremiyordum.
Ve bu durum, birka gn sonra arkadam Stefano Firbo ile
laflayarak yrrken, kendimi anszn daha nce hi fark etmedi
im bir aynann nnde bulduumda karlatm ve adeta ac
maszca saldrsna uradm syleyebileceim grnt sayesin
de dorulanm oldu. Yalnzca bir anlna beliren o grntnn
hemen ardndan yle bir kilitlenme meydana geldi ki doallm
bir kez daha ortadan kayboldu ve grdklerimi incelemeye koyul
dum. lk anda kendimi tanyamadm. Arkadayla laflayarak yol
dan geen o kiinin ben deil de baka biri, bir yabanc olduunu
izlenimine kapldm. Durdum. Rengim atm olmalyd.
Firho dayanamayp, "Neyin var?" diye sordu.
"Yok bir ey," dedim.
rpertiyle kark tuhaf bir korkunun istilasna uram hal
de, kendi kendime yle dnyordum:

"O bir anlna hayal meyal beliren grnt bana m aitti?


Ben tam da byle miyim; dardan bakldnda -yaarken- yani
kendimi dnmediim zamanlarda byle miyim ben? Demek ki
bakalar iin, tandm sandm ben deil, kendisini aynann
yansmasnda ele veren o yabancym: lk bakta benim dahi ta
nyamadm o kiiyim. Bir anlna beklenmedik ekilde grme
mi olsam, yaadn gremeyeceim o yabancym ben. Yalnzca
bakalarnn grp tanyabilecei, benimse gremeyeceim bir
yabanc."
Ve ite tam o anda, kendi kendime beni aresizlie srkle
yecek o sz verdim: imde olup da benden kaan, bir aynann
nnde durup da yakalamaya alnm anda hemen tandm
ben oluveren, bakalar iin yaayan ve bakalarnn yaarken g-

22

rebildii, benimse asla grmediim o yabancnn izini srerek ya


ayacaktm. Ben de onu bakalarnn grp tand gibi grmek
ve tanmak istiyordum.
Bu yabancnn tek kii olduuna inandmn bir kez daha
altn izmek isterim: Aynen kendimin de herkes iin tek kii oldu
una inandm gibi. Gel gelelim korkun dramm, ksa sre iin
de daha da iinden klmaz bir hal alacakn: Yalnzca bakalan iin
deil, kendim iin de aslnda bir deil yz bin Moscarda olduu
mun; her birinin de aynen benim gibi, insana zulm gelecek kadar
irkin Moscarda ismini tadnn ve aslnda tek olan bu zavall
bedenimin iinde yaadnn farkna vardm; aynann karsna
geip de bu Moscarda'nn gzlerinin iine uzun sre hi kprda
madan baktmda, ondaki her duygu ve arzuyu yok ettiimi ve bu
nedenle aslnda onun da ne yazk ki tek ve hi olduunu anladm.
Bylece drammn iinden klmaz bir hal almasyla birlikte,
inanlmas g deliliklerim de kendilerini gstermeye baladlar.

23

O Yabancnn Peinde

imdi size, deliliimin henz balarnda, o kpr kpr ocuk


luk evresindeyken, evde ne kadar ayna varsa hepsinin karsna
geip pantomim yapmak suretiyle kendilerini gsteren o ufak be
lirtileri anlatmaya balayacam; kim bilir kimi ziyaret etmek ya
da alveri yapmak iin evden kp beni sonunda uzunca bir sre
evde yalnz brakmasnn sabrsz bekleyii iinde, karma yakalan
mamak iin nm ve arkam kollayp duruyordum tabii.
Bir komedyen gibi hareketlerimi, farkl duygular ve ruh hal
lerini yanstabilmek iin yzmde belirecek ifadeleri almak is
temiyordum; aksine, her farkl ruh halinde gsterdiim tepkilerin
doall ve takndm yz ifadelerinin ani deiiklikleri karsnda
armay bekliyordum -mesela beklenmedik bir aknlk annda
(olur olmaz her ey karsnda kalarm, salarmn alnmla birleti

i yere kadar kaldryor, gzlerimi fal ta gibi ve azm da bir kar


ayor, yzm ise sanki ieriden bir iple ekilmiesine uzanyor
dum); derin bir znt hissettiimde (alnm krnryor, karmn
ldn hayal edip o acy ruhumda demlendirircesine gz kapak
larm karamsarca biraz ksyordum) veya yrtc bir fke patlamas
yaadmda (birilerinin beni tokatlam olduunu hayal ettikten
sonra, dilerimi gcrdanyor, burnumu saa sola kvrp duruyor,
enemi geriyor, etrafma imekler akan baklar frlanyordum).
Gel gelelim, birincisi, o aknlk, o derin znt, o ymc
fke hep yapmackt; gerek olamazlard nk eer gerek olsa-

24

!ard ben onlar gremezdim; nk eer onlar grm olsaydm


hemen son bulmu olacaklard. kincisi, aknlk duyabileceim
eyler, hem sayca ok hem de birbirlerinden ok farkl oldukla
nndan, iinde bulunduum an ve ruh halime bal olarak ok de
iken nitelikteki yz ifadelerimi de nceden kestirmek mmkn
deildi; ayn durum btn derin zntler ve btn fke patla
malar iin de geerliydi. Ve son olarak, tek ve belli bir aknlk,
tek ve belli bir znt, tek ve belli bir fke iin gerekten de o
ifadeleri taknm olduumu kabul etsem bile, onlar bakalarnn
deil benim grdm ifadelerdi. rnein fke arunda yzme
yerleen ifade, grdkleri karsnda korkacak, zr dilemeye yel
tenecek ya da glmeye balayacak olan farkl kii iin farkl
grntye sahip olacakn, vesaire vesaire...
Ah! O zamanlar, tm bunlar anlamama yardmc olacak p
rl pnl bir zihnim vard ve umutsuzca giritiim bu mcadelenin
kanlmaz ekilde pes etmemle sonulanacan bilmek, beni uy
gulanamayaca apak ortada olan bu lgn kararmdan dndr
meye; kendimi grmeden ve bakalarnn benim hakkmdaki d
ncelerini anlamadan mutlu mesut, sadece kendim iin yaamaya
ikna etmeye yetmeyecekti. Bakalarnn bende birini grd ama
o birinin de benim tanmadm bir ben olduu; bakalarnn an
cak bana ait olmayan gzlerle bana dardan bakmak suretiyle
tanyabildikleri, grebildikleri o birisine, benim iimde ve onlara
gre "benim" grntm olduu halde (o halde "benim" dediim,
aslnda benim iin deildi!) bana daima yabanc kalacak bir g
rnt atfedecekleri; bu hayatn, onlara gre benim olan bu haya
tn iine giremeyeceim dncesi, bana adeta ikence ediyordu.
imdeki bu yabancya nasl katlanacaktm? Aslnda kendimden
bakas olmayan bu yabancya? Onu nasl grmezden gelecektim?
Nasl bilmezden gelecektim? Bakalar onu grd halde ben
grmezken, onu daima beraberimde gtrmeye, iimde tamaya
mahkum bir halde, nasl yaayacaktm?

25

VI
Sonunda !

"Bak sana ne diyeceim Genge ... Drt gn daha geti ve iin


phe gtrr bir yan kalmad: Anna Rosa hasta olmal. Onu
grmeye gideceim."
"Dida'cm, ne yapyorsun? Bu kt havada dar klr m
hi? Nasl olduunu renmek iin Diego'yu ya da Nina'y gn
der. Sen de mi hastalanmak istiyorsun? Dar kman kesinlikle
istemiyorum."
Bir eyi kesinlikle istemediinizde karnz ne yapar?
Karm Dida, apkasn bana geirdi. Sonra da tutmam iin
krkn bana uzatt.
in iin sevinten uuyordum tabii. Ne var ki Dida, aynadaki yansmamdan glmsediimi fark eni.
"Ah, demek glyorsun?"
"Ne yaparsn canm, bana bylesine itaat eniini grnce. .."
te bunun zerine, eer arkada gerekten de bir boaz rahatszlna tutulmusa, orada ok fazla kalmamas iin srar ettim:
"Yalvarnm, en fazla bir eyrek saat."
Bylelikle akama kadar eve dnmemesini garantilemi oldum.
Evden kr gibi, sevinten topuumun zerinde kendi etrafmda bir tur dnp ellerimi ovuturdum.
"Sonunda!"

26

VII
Hafif Bir Es inti

nce kendimi toparlamaya altm, yzmdeki tm kayg


ve sevin izlerinin kaybolmasn, iimdeki tm duygu ve dn
ce alkantlarnn sona ermesini bekledim; ancak bundan sonra
bedenimi benim iin bir yabancym gibi aynann nne tayp,
karma koyabilirdim.
"Haydi," dedim, "gidiyoruz!"
Gzlerim kapal, ellerim nde, bir kr gibi el yordamyla
ilerledim. Dolabn ahabna dokunduum anda, isel huzur ve
umursamazln en yksek seviyesine varabilmek iin gzlerim
kapal bir sre daha bekledim.
Ama iimdeki o lanet olas ses, onun, yabancnn da burada,
karmda, aynann iinde olduunu sylyordu. Benim gibi gzle
ri kapal beklemekteydi.

Evet oradayd ve ben onu gremiyordum.


Onun gzleri de benimkiler gibi kapal olduundan, o da
beni gremiyordu. O neyi bekliyordu ki? Beni grmeyi mi? Ha
yr. O

beni grmeden de grlm olabilirdi. Ben bakalar iin ne

isem, o da benim iin oydu; bakalar tarafndan grlebilirken


beni grmeyebilirdi. Gzlerimi atmda

onu bir bakasymm

gibi grebilecek miydim?


in en can alc noktas buydu.
Aynaya bakarken, tesadfen bakalarnn ayn aynadan bana

27

ynelttikleri baklarn yakalamlm oktur. Ben aynada ken


dimi grmyor fakat grlynrdum ve aynen bu ekilde, teki
de kendisini grmyor fakat benim yzm ve ona baktm
gryordu. Aynada kendimi de grmek iin aynaya adeta iine
girecekmiesine yaklap biraz daha srar ederek, byk ihti
malle tekinin beni grmesini salamaya devam edecek, ben ise
onu yine gremeyecektim. Aynada ayn anda hem kendimizi hem
de bakalarnn ayn aynada bize bakmakta olduunu grmemiz
mmkn deildir. Gzlerimi amadan olduum yerde bylece d
nrken kendime unu sordum:
"imdiki durumum farkl m, yoksa hala ayn m? Gzlerimi
kapal tuttuum srece iki kiiyiz: Burada ben ve aynada o. Gz
lerimi anmdaysa benim ona, onun da bana dnmesini engel
lemeliyim. Onu grmeli fakat onun tarafndan grlmemeliyim.
Bu mmkn m? Ben onu grr grmez o da beni grecek ve
bylece ikimiz de dieriyle yzlemi, tanm olacaz. Teekkr
ederim, kalsn! Oysa ben kendimle yzlemek, tanmak istemiyo
rum; isteim onu benden ayr olarak tanmak. Mmkn m bu?
Uruna en fazla aba gstereceim hedef u olmal: Kendimi, ken
di iimde grmek yerine, kendimin ben tarafndan grlmesini
salamak; bunu aslnda kendi gzlerimle fakat sanki bakasnn -o
herkesin grd ve benim gremediim bakasnn- gznden
grlmm gibi yapabilmek. Haydi o zaman, sakin olalm, tm
yaam belirtileri kesilsin ve herkes dikkatini buraya versin!"
Gzlerimi atm. Peki ne grdm?
Hi. Kendimi grdm. Kalarn atm, kendimle ilgili d
ncelerle ykl, tiksinti dolu bir yz ifadesiyle orada, karmda
ylece duran kii, bendenizden bakas deildi.
Bir yandan iimde hakl bir fkenin kabarmakta olduunu
hissederken, ayn anda yzme tkrmek iin de dayanlmaz bir
istek duydum. Kendimi tuttum. Krklarm dzeltip bakla
rmdaki keskinlii azaltmaya altm; ve ite bu: Baklarmda
ki keskinlik yava yava azaldka aynadaki grntm silikleip
neredeyse benden uzaklamaya balyordu; ne var ki aynann

28

karsndaki ben de gten dilmekteydim; neredeyse yere d


mek zere olduumu ve byle devam edersem uyuya.kalacam
hissettim. Kendimi gzlerimle ayakta tutmaya alnm. Aynann
dier tarafndan bana bakmakta olan o gzler tarafndan da tu
tulduum hissine kaplmamaya, o gzlerin benimkilerin iine gir
mesine engel olmaya altm. Baaramadm. O gzlerin benim
olduklarn hissediyordum. Onlar karmda, aynada grmenin
yan sra, iimde de hissediyordum; benim olduklarn, zerime
dikilmi deil

ama

aslnda onlarn ta kendileri olan kendi gzleri

min iinde olduklarn hissediyordum. Onlar az da olsa hissetme


meyi baardmdaysa bir daha grmyordum. Ne yazk ki durum
tam

da byleydi: Onlar yalnzca grmekle kalmyor, kendimde

grebiliyordum.
Ve ite bu: Yaptm deneyi basit bir oyuna indirgeyen bu
gerei anladmda, aynadaki yzm anszn acnas bir tebessm
denemesine giriti.
"Ciddi ol, geri zekal!" diye bardm ona. "Ortada glecek

bir ey yok!"
Kendiliinden patlak veren bu fkeyle birlikte aynadaki g
rntmn yz ifadesi aniden deiti ve bu deiiklii hi vakit
kaybetmeden kendisini gsteren yle akn bir kaytszlk izledi
ki bedenimin orackta, karmda, aynada buyurgan ruhumdan ay
rldn grmeyi baardm.
Ah, sonunda! te orada!
Peki kimdi o?
Bir hi. Hi kimse. Birilerinin gelip kendisini almasn bekle
yen, hayli ypranm zavall bir beden.

"Moscarda... " diye mrldandm, uzun bir sessizliin ardn


dan.
Kmldamad; akn akn bana bakmaya devam eni.
Baka bir isimle de arlabilirdi tabii.
Oradayd; kaybolmu bir kpek gibi sahipsiz ve isimsizdi; bi-

29

risi onu Flik ismiyle arrken, bir bakas istee bal olarak Flok
diyebilirdi. Hibir ey bilmedii gibi, onunla ilgili hibir ey de
bilinmiyordu: Yaam olmak iin yayor fakat yaadn bilmi
yordu; kalbi atyordu fakat o bunu bilmiyordu; nefes alp veriyor
du fakat o bunu da bilmiyordu; gz kapaklarn ap kapatyordu
fakat bunun farknda deildi.
Kzl salar"na; hareketsiz duran solgun ve sert ifadeli yzii
ne; birer uzatma iaretini andran kalarna; zerine sarmtrak
lekeler adeta rastgele delinmie benzeyen korneasyla yeilimsi
gzlerine; akn, ifadesiz baklarna; o saa doru yamuk ama
yine de gzel kartal burnuna; azn gizleyen kzlms byklarna;
hafif belirgin ve salam enesine baktm.
te byleydi: O hayvan bu ekilde yaratmlard; baka bir
vcut yapsna sahip olmak onun elinde deildi. Tabii grnm
n ksmen deitirebilir, rnein o byklar tra edebilirdi; gel
gelelim imdilik byleydi. Zamanla kel kalabilir ya da ak salara,
krk ya da sarkk bir yze, disiz bir aza sahip olabilirdi; bedeni
bandan geecek felaketler sonucu hasar grebilir, camdan bir
gz ya da tahta bir baca da olabilirdi ama imdilik byleydi.
Kim bu? Ben miyim? Ama baka birisi de olabilirdi! Herhangi
birisi olabilirdi orada duran. O kzl salar, uzanna iareti gibi kalar
ve saa doru yamuk burun, bana ait olabilecei gibi baka birinin
de olabilirdi. Orada yle duran, neden ille de ben olacaknm ki?
Hayatm yaarken, bana ait hibir grnty temsil etmi
yordum. O halde neden oradaki bedeni ille de bana ait bir grn
tym gibi kabul etmeliydim ki?
Orada karmda duruyordu; neredeyse var olmayan, rya
larmda beliren hayal rn bir grnt gibiydi. Ve ben kendi
mi pekala bu ekilde tanmayabilirdim de. Ya kendimi hi aynada
grmemi olsaydm? O tanmadm yabancya ait kafann iinde
ille de kendi dncelerimi greceim diye peinden gitmi olmaz
mydm o zaman? Tabii ki yle ve daha neler neler. Dnceleri
nin o renkteki o salarla ne alakas olabilirdi ki? Sonuta o sa-

30

lar hi olmayabilir ya da ak debilir, siyah ya da sar renkte de


olabilirlerdi. Peki oradaki o yeilimsi gzler, kara ya da mavi de
olabilirler miydi acaba; ya o burun dz ya da geni ve yass? Orada
ylece duran o bedene kar pekala derin bir antipati de duyuyor
olabilirdim ve duyuyordum da.
Byle olmakla beraber, herkes iin ana hatlaryla o kzl sa
lar, o yeilimsi gzler ve o burundan, benim iin bir hi olan o
bedenin tmnden ibarettim. te bu: Bir hi! Herhangi biri ora
daki o bedeni alarak, o Moscarda'y istedii gibi, duruma ve key
fe gre bugn bir biime, br gn baka bir biim sokabilirdi.
Ve bunu ben de yapabilirdim... Evet ite! Onu tanyor muydum
acaba? Onunla ilgili ne biliyordum? Yalnzca gzlerimi dikmi
ona baktm an! Kendimi byle grdm gibi hissetmediim
ya da istemediim durumlarda ise aynadaki grnt benim iin
de bir yabancyd; o hatlara sahip olduu gibi, bambaka bir ek
le de brnebilirdi. Gzlerimi dikmi ona baktm bu ann sona
ermesiyle birlikte, o oktan baka birine dnmt bile; daha
dorusu artk genlikte ne idiysem o deildi ve ihtiyarlkta olaca
m kiiye de dnemeyecekti; ve ben bugn onu, gemite ne
olduuna bakarak tanmaya alyordum, vesaire ... O hareketsiz
ve sert kafann iine istediim tm dnceleri koyabilir, iinde
ok deiik grntlerin canlanmasn salayabilirdim. Aln size
biri: Yldzlarn nda huzurlu ve gizemli bir karanla gmlen
bir ormandaydm; nadir grlen sisli bir yalnzlk iinde, gn aa
rrken buradan hayalet bir gemi yavaa demir almakta, cvl cvl
bir kent yolunun zerinden geip gitmekte, yolun zerindeki bu
lur kmeleri gne yla parldarken, yzlerde erguvani renkte
yansmalar yaratmaktayd; pencere camlarnda, aynalarda, dk
kanlarn kristal vitrinlerinde binbir renk oyunu oynayan k kpr
kprd. Canlanan grnty anszn ortadan kaldrdmdaysa az
nceki kafa kaytsz bir aknlk iinde orada ylece hareketsiz ve
sert durmaya devam ediyordu.
Kimdi o? Hi kimse. Birilerinin gelip kendisini almasn bek
leyen zavall, isimsiz bir beden.

31

Ama byle durup dnrken anszn yle bir ey oldu ki


aknlktan ok korkuyla irkildim.

O hayli hrpalanm zavall bedenin kaytsz, akn yz,


gzlerimin nnde isteim dnda acnacak biimde deimeye
balad; burnunu kvrp gzlerini arkaya doru dndrd; du
daklarn yukarya doru bzd ve kalarn am: Sanki alamak
zereydi. Bir an iin ylece durakladktan sonra, ard ardna infi
lak eden bir ift hapnk nedeniyle iki kez sarsld.

O hayli hrpalanm zavall beden, kim bilir nereden ieri


ye szlen hafif bir esinti hissetmi olmalyd ki bana hibir ey
sylemeden ve isteim dnda, kendi kendine harekete gemiti.
"ok yaa!" dedim.
Ve aynada beliren ilk deli glme baknm.

32

VIII
O Halde?

O halde hi, hepsi bu kadar. Buna da az diyorsanz!.. Aln


size, karm Dida'run bir anlna yaamak istedii masum key
fin -burnumun saa doru yamuk olduunu fark ettirmesinden
bahsediyorum- yol at ykc dnceler ile korkun sonulan
ieren ille liste.
DNCELER:

1.

Ben bakalannn gznde, bugne dek kendim iin olduumu


dndm kii deildim.

2.

Kendimi yaarken gremezdim.

3.

Kendimi yaarken gremeyiim nedeniyle kendime yabanc


kalrken, baka/an beni grebiliyor ve tanyabiliyordu -herkes
bunu kendine zg bir biimde yapyordu tabii.

4.

Bu yabancy grebilmek ve tanyabilmek iin alp da karma


keyTMm imk4nszd; kendimi grebil;,. ama onu gremezdim.

5.

Bedenim dandan baktmda riiyalanmda beliren hayal r


n bir grnt gibiydi; yaadn bilmeyen, orada ylece du
rup birilerinin gelip kendisini almasn bekleyen bir ey.

6.

Ben nasl bedenimi alp bazen istediim bazen de hissettiim

ekilde biimlendiriyorsam, herhangi biri de aynm yapp ona


kendi bildii gibi bir gereklik atfedebilirdi.
7.

Ksacas o beden kendisi iin ylesine bir hi ve hi kimse idi


ki onu bugn haprtabilen kk bir esinti, yarn beraberinde
uzaklara dahi gtrebilirdi.
33

SONULAR:
imdili k yalnzca

i kisi:

1.

Sonunda kanm Dida'nn bana neden Cenge diye seslendiini


anlamaya baladm.

2.

En azndan baa en yakn kiiler -yaygn ismiyle, tandkla


nm- iin kim olduumu kefetmeyi, onlarn gznde oldu
um kiiyi inatla didik didik edip paralana ayrarak elen
meyi kafama koydum.

34

KNC BLM

1
Ben Varm ve Sizler de Varsnz

Bana yle diyerek itiraz edebilirsiniz:


"Zavall Moscarda, nasl olur da bakalarnn da ayn durum
da olduu, yani onlarn da aynen senin gibi yaarken kendilerini
grmedikleri gerei aklna gelmez? Madem sen onlarn gznde
bugne dek olduunu sandn kii deilsin, onlar da ayn ekilde
senin grdn sandn kiiler olmayabilirler, ne dersin?"
Yant veriyorum:
Aklma gelmedi dt-il. Affedersiniz ama, bu dncenin sizin
de aklnza geldii, gerekten doru mu?
Byle olduunu varsaymak istesem de aslnda buna inanm
yorum. Aksine neye inanyorum biliyor musunuz? Eer bu dn
ce gerekten sizin de aklnza geldiyse ve benim iime kk sald
gibi sizi de avcunun iine aldysa her birinizin benim yaptm
deliliklerin aynlarn yapabileceinize inanyorum.
Drst olun: Kendinizi hayannz yaarkt-n grmek istei
aklnzdan hi gememi olamaz. Kendiniz iin yaamay bekli
yor ve bakalarnn gznde nasl biri olabileceiniz dncesini
aklnza getirmemekle iyi de yapyorsunuz; gel gelelim bu, ba
kalarnn sizinle ilgili yarglar umurunuzda olmadndan deil,
aksine bunu ok nemsediiniz ve de bakalarnn dardan sizin
kendiniZi grdnz gibi alglad eklinde mutlu bir yanlsama
iinde olduunuzdan.

37

Peki ya gnn birinde birileri size burnunuzun az da olsa


saa doru yamuk olduunu -olmaz m diyorsunuz?- ya da dn
yalan sylediinizi -asla m?- fark ettirirse? Kk, kck bir
yalan, hani u kimseye zarar dokunmayanlardan ... Ksacas, arada
bir de olsa bakalarnn gznde dndnz kii olmadnz
az da olsa hissederseniz ne yaparsnz? (Drst olun.) Ya hibir ey
yapmaz ya da pek az ey yaparsnz. Kendinize duyduunuz u ho
ve tam gven nedeniyle, olsa olsa bakalar sizi yanl anlad, yan
l deerlendirdi diye dnr geersiniz, o kadar. Sizi gerekten
ilgilendirmesi halinde belki baz aklamalarda bulunarak o kt
yargy dzeltmeye alr, ilgilendirmiyorsa olduu gibi brakr ve
omuzlarnz silkerek, "Neyse yani, sonuta benim vicdanm bana
yeter," dersiniz.
Byle deil mi?
Dostlar, affnza snyorum. Madem ki aznzdan byle
byk bir laf kt, aklnza kk m kk bir dnce sokma
ma da izin verin. Syleyeceim u: Vicdannzn, bu durumla hi
ama ilgisi yok. Eer sizin iin her ey demekse hibir deeri ol
madn iddia etmeyecek ve srf hounuza gitsin diye, o zaman
ayn ekilde benim de bir vicdanm olduunu ve onun da pek de
erli olmadn bildiimi syleyeceim. Neden biliyor musunuz?
nk biliyorum ki sizin de bir vicdannz var. yle ya. Hem de
benimkinden ok farkl.
Bir anlna filozof edasyla konumaya giritiysem, zr
dilerim. Acaba vicdan kendi kendisine yetebilen mutlak bir ey
olabilir mi? Yalnz olsak, belki evet. Ama canlarm benim, o za
man da vicdan olmazd. Maalesef ben varm ve sizler de varsnz.
Maalesef.
O halde sylemek istediiniz, sizin bir vicdannz olduu ve
onun da size yenii mi? Bakalar sizin hakknzda ne dnrse
dnsn, keyiflerine gre -yani haksz yere- nasl deerlendirir
se deerlendirsin, ama siz bu arada yanl bir ey yapmadnzdan
eminsiniz ve bu sizi avutuyor, yle mi?

38

Oh keyifler ala o zaman, peki bakalar deilse bu gveni size


kim veriyor? Kim veriyor bu teselliyi size?
Kendiniz mi? Ama nasl?
Ah tamam canm, nasl olduunu biliyorum ben: Sizin yeri
nizde bakalar olsa ve ayn ey onlarn bana gelmi olsa, hepsi
nin ne bir eksik ne bir fazla, aynen sizin gibi davranacan dn
mekte inat ederek.
Tebrikler! Peki bu dncenizi neye dayandryorsunuz?
Eh, bunu da biliyorum: Soyut dnldnde ve genelle
melere gidildiinde, hayatn kimi somut ve zel durumlar dn
daki tm soyut ve genel ilkeler zerinde herkesin hemfikir olduu
tezine. (in kolayna kannz).
O halde nasl oluyor da bu srada herkes sizi knyor, sizi yar
glyor ya da sizinle alay ediyor? Banza gelen o zel durum ve o
durumda yapm olduunuz eylemi deerlendirmek adna geerli
olduunu dndnz o genel ilkeleri bilmedikleri ok ak.
yleyse vicdannz neyinize yeriyor? Yalnz hissetmenize mi?
Tanr akna, hayr. Yalnzlk sizi korkutuyor. O halde ne yapyor
sunuz? Pek ok kafa hayal ediyorsunuz. Hepsi de sizinkine benzi
yor. Hatta benzemekle de kalmyorlar, onlarn hepsi sizin kafanz.
Ve belirli durumlarda, bizzat sizin tarafnzdan grnmez bir iple
ekilir gibi, sizin istekleriniz dorultusunda ne ya da yana salla
narak evet ya da hayr diyorlar. Bylece siz de kendinizi gvende
ve rahatlam hissediyorsunuz.
Oraya gidin derim; yle ya, size yettiini sylediiniz vicda
nnzn ba kahraman olduu mthi bir oyun oynanyor orada.

39

il

Yani?

T m bunlarn aslnda neye dayandn biliyor musunuz?


zin verin ben syleyeyim: Tanr'nn her zaman sizi koruyaca
varsaymna. Sizin gerekliinizin, herkes iin mutlaka ve ayn l
de geerli olduu varsaymna.
O gerein iinde yayor, kendinizden emin, dnda yr
yorsunuz. Onu gryor, ona dokunuyorsunuz; hatta eer sevi
yorsanz iinde de bir puro tttryor (pipo mu? Pipo da olur),
duman halkalannn yava yava havada kayboluunu mutlulukla
izliyorsunuz. Etrafnz saran gerekliin bakalar iin o duman
dan daha dayankl olmadndan en kk phe bile duymadan.
yle deil mi diyorsunuz? Bakn, karmla ben babamn
yapnrd yani evde yayorduk; annemin zamansz lmnden
sonra, onunla yaam olduu ac anlarla dolu evden uzaklamak
istemiti babam. O yeni eve tandmzda ok gentim; babamn
o yeni evi tamamlamadn, sanki ieriye kim isterse girip kabil
sin diye yarda braktn ancak ok yllar sonra fark edebildim.
Kaps taklmam o kemerin ana stunlar, ndeki avluyu
bir yandan br yana evreleyen duvardan daha yksek; alt eii
krk dkk, ahap stunlarn sivri kelerinin kabuu ise soyul
mutu; imdi dnyorum da sanki babam evi zellikle yle ek
sik brakmt; lmnden sonra evin bana -yani herkese ve hi
kimseye- kalacan bildiinden, avlunun giri kapsn onarmay
gereksiz bulmu olmalyd.

40

Babam yaad srece, hi kimse o avluya girme cesaretini


gsteremedi. Gelip geenler pek ok kesme tan yllarca yle
ce yerde kaldn grdklerinde ilk olarak ara verilmi bir ina
at iinin yaknda yeniden balayaca dncesine kaplyorlard.
Avluya deli akl talarnn arasndan ve avlu duvarnn atlak
larndan yabani otlana bymeye balamasyla birlikte yerdeki
o kullanlmayan talar da eski ve yklm olduklar izlenimini
vermeye baladlar. Babamn lmnn ardndan zamanla kom
u evlerde yaayan geveze kadnlara oturak oldular; ilk zamanlar
ekine ekine sonra cesaretle, glgelik ve sakin korunakl bir yer
bulup oturabilmek amacyla birer birer kap eiini

3an kadnlar,

kimsenin bir ey demediini grnce, bata kararszlk, ardndan


sa cesaretle tavuklarn da pelerinde getirmeye baladlar; avluyu
kendi mekanlar sayyor, ortadaki sarncn aldayan suyunu da
kendilerinin kabul ederek, amarlarn orada ykayp kurutmak
iin yine orada ipe seriyorlar, ileri bittiindeyse araflarn beyaz
arasnda, gerdikleri ipte dalgalanan gmlekleri neeyle parlatan
gnein alnnda, birbirlerinin balarn tpk maymunlarn kendi
aralarnda yapaklar gibi "didiklemek" iin yal salarn omuz
larna salyorlard.
Her ne kadar gzleri kupkuru, rengi atm yeil ceketinin al
nndan seilen kamburuyla srekli ikayet eden o yal kadn beni
fazlasyla rahatsz etse ve irkin memesi hep elbisesinin dnda
duran, kucanda, pembemsi koca kafas konak nedeniyle iren
pullarla sarl ve kir pas iindeki bebeiyle o iman kadn beni i
rendirip midemi bulandrsa da, bu igal karsnda bir sefer olsun
azm ap en ufak bir rahatszlk ya da memnuniyet ifadesin
de bulunmadm. yle ya, avluda kalmalar karmn iine geliyor
olabilirdi: Bir eye ihtiyac olduunda yapnrtyor, karlnda da
mutfak arnklarn ya da bir iki eski elbise veriveriyordu.
Aynen yollar gibi irili ufakl akltalaryla deli avlunun bir
yoku zerinde yer aldn hatrlyorum. Delikanllm aklma
geliyor; kolejden yaz tatili iin dnmm, akam ge saatlerde o
zamanlar henz ok yeni olan evin balkonlarndan birinde otur-

41

muum. Yoku aa dizili akltalarnn yanstt morumsu lekeli


geni beyazlk, ortasndaki gizemli sesler karan sarncyla bana
nasl da sonsuz bir hzn veriyordu! Sarncn tepesinde duran
kovann bal olduu halatn sarld makarann demir kolunun
krmz boyas, daha o zamanlar pastan dklmt; bu haliyle
bana hastaym gibi gelen demir kolun zerindeki rengi arn bo
yaya bakp nasl da hznleniyordum! Geceleri rzgarn oynan
halatn makarada kartt hznl gcrtlar da hasta olduu
izlenimini glendiriyor olsa gerekti; ssz avlunun zerini rten
yldzl gkyznn yayd puslu aydnlk, sanki yukarda ebedi
yen sabitlenmi gibi grnyordu.
Babamn lmnden sonra ilerimin takibiyle grevlendir
diim Quantorzo, babamn kendi yaam alan olarak belirledii
odalar bir blmeyle ayrp oray kiraya verilecek ayr bir daire
olarak dzenlemeyi nermi, karm da kar kmamt. Ksa sre
sonra daireyi sessiz mi sessiz bir emekli tuttu; her zaman temiz
pak, sade giyinen ufak tefek ihtiyar adam, gerek clz bedeni ge
rekse emekli albaylara zg hayat dolu yznde, sava bir ruhun
izlerini tayordu. Balklarnkini andran, benzerine az rastlanr
gzleri vard; yanaklar ise morumsu damarcklarn rd bir
ala kaplyd.
Ona hi ilgi gstermemi, kim olduunu, nasl yaadn
merak ennemitim. Kendisiyle pek ok kez merdivenlerde karla
p da her seferinde beni kibarca "yi gnler" veya "yi akamlar "
diyerek selamlamasndan hareketle, komumun phesiz ok ki
bar bir beyefendi olduuna dair bir izlenim edinmitim.
Evin sa yannda bulunan ve Quantorzo'nun babamn l
mnden sonra ayn ekilde dzenleyip kiraya verdii byk depo
lardan geldiklerini ne srd sivrisineklerin geceleri kendisini
rahatsz ettiinden yaknmas da bende hibir phe uyandrma
mt dorusu.
ikAyetlerine bir keresinde, "Ah, demek yle!" diyerek tepki
vermitim.

42

O tepkimin, kiracm rahatsz eden s,ivrisineklerin varl


nedeniyle deil, henz bir delikanlyken ina edildiklerine tank
olduum o havadar depolarn u an iinde bulunduu durumdan
dolay duyduum derin znty yanstnn ok iyi anmsyo
rum; badanal duvarlarn gz kamannc beyazlnn ortasnda
tuhaf bir biimde kendinden gemi, kirecin zerine henz taze
taze psknld tula duvarlarn oluturduu yeni yapnn ne
minden sarho bir halde, orada koturup dururdum o zamanlar.
Duvarlarn o beyazl, demir parmaklkl byk pencerelerden
ieri szan keskin gn nda yle kr edici bir parlakla br
nrd ki gzlerinizi kapatmak zorunda kalrdnz.
Bununla birlikte, iki ya da dn atn ekecei byklkte
tasarlanm ve bir zamanlar kiraladmz; rm ot, gbrey
le kark saman ve birikip kararan suyun o pis kokusu ilerine
ilemi eski at arabalarna ev sahiplii yapan depolar, aklma o
cukluumda at arabalaryla yaptmz yarlarn sevincini de ge
tiriyordu; atlarn koumlarndan kard sesin yaratt bayram
havasn adeta kucaklamak ve etrafa yaymak iin zellikle akta
braklm olduklarn dndm tarlalarn arasndan geen ge
ni toprak yolu kat ederek, kasabaya ulardk. Kanmca, srf bu
anlarn hatrna depolara yakn olmaya tahamml edilebilirdi;
stelik tm Richieri sakinleri, depolara yakn olmasanz bile siv
risinek belasndan kurtulmann yolu olmadn gayet iyi bilirdi;
nitekim are olarak her evde mutlaka cibinlik vard.
htiyar kiracm, kendisini bouluyormu gibi hissedecei iin
cibinlie asla tahamml edemeyeceini yzme gururla haykr
mas zerine dudaklarmda beliren glmsemeyi fark ettiinde,
kim bilir neler dnmt? Glmsememin ardnda tabii ki hem
hayret hem de acma hissi vard. Yatamn zerine bir kubbe olu
tururcasna yksekte duruu ve hi krklk yapmadan gergin bi
imde tm yata epeevre sarndan mthi bir keyif aldm
ve Richieri'deki sivrisineklerin kk kaznsa dahi kullanmaktan
vazgemeyeceim cibinlie dayanamamas anlalr gibi deildi
dorusu! Tl rtnn saysz minicik deliinden hayal meral g-

43

rnen odam, etrafndaki dier her ey den aynlan yatam, beyaz


bir bulutla rtldm hissi ...
Bu karlamamzn ardndan hakkmda ne dnebilecei
zerinde pek durmadm. Merdivenlerde rastlamaya devam etti
im kiracm, her seferinde beni aynen daha nceleri olduu gibi
"yi gnler" ya da "yi geceler" diyerek selamladndan, onun
ok kibar bir beyefendi 0lduunu dnmeye devam ettim.
Gel gelelim, her karlamamzda bana kibarca "yi gnler"
ve "yi geceler" demeye devam etse de, geveze kadnlarn avluyu
igaline, ykadklar amarlarn iren kokusuna ve sivrisinek
lere tahamml ediim nedeniyle, aslnda iin iin benim salan
nde gideni olduumu dnd konunda sizi temin ederim.
Hi phe yok ki kendimi onun dncelerinde grebilmem
mmkn olsayd, "Amnn Tanrm, komum ne kadar da kibar!"
diye dnmeye devam etmeyecektim. Ya da durumu tersine e
virelim: Komum beni, kendimi asla gremeyeceim bir biimde
-yani dardan bakarak- gryordu fakat aslnda onun da grd
nesne ya da insanlara ynelik kendince grleri vard ve beni
kendi dnya gr iinde, kendi bildii gibi yaatyordu -yani
salan nde gideni gibi. Ben ise tm bunlardan bihaber, kendi
kendime "Aman Tanrm, komum ne kadar da kibar!" diye dn
meye devam ediyordum.

44

111
zninizle

Odanzn kaps alnyor.


Keyfinize bakn keyfinize, koltuunuza rahat rahat oturun.
Ben yle geerim. Hayr m?
"Neden ?"
Ha, tamam anladm, yllar nce zavall annenizin zerinde
son nefesini verdii kolruk bu. Affedersiniz ama ben o kolruu
bedavaya verseler almazken siz, dnyann tm altnn verseler
satmam diyorsunuz; peki, yle olsun. Yalnz kabul edin, buraya
her giren kii kendi kendine aknlk ierisinde, bylesine zevkli
denmi bir odada bu rengi solmu, yrtk prtk eski koltuun ne
ii olduunu sormadan edemez -iin asln bilmeden tabii.
Bunlar sizin sandalyeleriniz. Bu da bir yaz masas, masa ki
ne masa. u da baheye bakan bir pencere. Darda ise o am
aalar, o serviler var.
Biliyorum. Size ok gzel grnen ve penceresinden da
rdaki "servileri seyrettiiniz bu odada ok ho saatler geirdiniz.
Fakat nceleri neredeyse her gn ziyaretinize gelen dostunuzla da
yine bu oda yznden aranz bozuldu; artk hi uramad gibi,
bir de gidip herkese byle bir evde oturmaya devam ettiiniz iin
deli, hatta delinin nde gideni olduunuzu anlatp duruyor.
"Tm o serviler, nnde yle tek sra halinde dizili," deyip
duruyor. "Yirmiden fazla servi diyorum beyler, adeta bir mezarlk
gibi".
45

Bu durumu bir trl aklayamyor, hazmedemiyor gibi.


Siz de gzlerinizi ksyor, omuzlarnz kaldryor ve i eki
yorsunuz:
"Zevk meselesi!"
Nitekim size gerekten de bir zevk, dnce ya da alkanlk
meselesi gibi geliyor; grmekten ya da dokunmaktan memnuniyet
duyduunuz ve sizin iin deerli olan eylerin gerekliinden, var
lndan en ufak bir phe bile duymuyorsunuz.
Bu evden kp gidin ve ya da drt yl sonra, imdikinden
farkl bir ruh haliyle yeniden grmeye gelin; sizin iin deerli olan
bu gereklikten eser kalmadn greceksiniz.
"Ah

bak sen, odam bu muymu? Bu da bahe ha?"

Aman diyelim, bu srada bir baka yakn akrabanz da vefat


etmi olmasn ki siz de tm o gzelim servilerin bir mezarl a
rtrdklarn dnmeyesiniz.
imdi kalkp ruhun dilsiz olduu ve herkesin hata yapabile
ceinin bilinen gerekler olduunu syleyeceksiniz.
Haksz da deilsiniz; evet, bunlar eski hikayeler.
Benimse size yeni bir ey sylemek gibi bir iddiam yok. Sade
ce unu bilmek istiyorum:
Tanr akna syleyin, yleyse neden bu eski hikayeleri hi
duymam gibi davranmaya devam ediyorsunuz? Neden tek ger
ekliin, iinde yaadnz bu ana ve size ait gereklikten ibaret
olduuna inanmaya devam ediyor ve ne kadar urasa da asla
sizinki gibi bir ruha sahip olamayacan bildiiniz zavall arka
danz aksini sylediinde hayrete dyor, fkeleniyor ve ba
ryorsunuz?

46

IV

Tekrar Affedersiniz

Bir ey daha sylememe izin verin, sonra konuyu kapataca


m.
Sizi gcendirmek istemiyorum. Kendi bilincinizden bahsedi
yor, zerinde tartlmasn da istemiyorsunuz. Aklmdan kver
mi, kusuruma bakmayn. Fakat biliyorum, biliyorum ki kendiniz
iin, kendi iinizde, benim dardan grdm gibi deilsiniz.
Kt niyetli olduumdan deil. Hi deilse buna ikna olmanz
isterim. Sizler kendinizi bana deil size ait bir yntemle tanyor,
duyuyor, grmek istiyor ve ite yine sizinkinin doru, benimkinin
se yanl olduuna inanyorsunuz. Kim bilir belki de yledir, inkar
etmiyorum. Sizin ynteminizin benimkiyle rtmesi -ya da tam
tersi- mmkn m peki?
i te yine baa dndk!
Bana sylediiniz her eye inanabilirim. Nitekim inanyorum
da. Aln size bir sandalye: yle oturun da uzlamaya alalm.
Bir saatlik sohbetten sonra birbirimizi kusursuzca, her y
nyle anladk diyelim.
Ertesi gn yine tehditkarca zerime yryecek ve haykra
rak, "Nasl yani? Ne anladnz ki siz? Bana byle byle dememi
miydiniz?" diye soracaksnz.
Evet, aynen byle byle dedim. Asl sorun ne biliyor mu
sunuz? Sylediklerinizin benim iimde neye dntn, onlar

47

nasl iselletirdiimi ne siz bileceksiniz sevgili dostum ne de ben


size anlatabileceim. Hayr hayr, Arapa konumadnz. Siz ve
ben ayn dili, ayn kelimeleri kullandk. Fakat kelimelerin ileri
bo, anlamlar kaypsa, bunda sizin ve benim ne suumuz olabilir
ki? Evet sevgili dostum, bolar. Ve o kelimeleri birbirimize syler
ken, her ikimiz de kendi anlamlarmz yklyoruz onlara. Birbiri
mizi anladmz sanmtk; halbuki bakn, hi de anlaamamz.
Pekala, haklsnz; bunlar da eski hikayeler. Benimse size yeni
bir ey sylemek gibi bir iddiam yok. Sadece unu bir kez daha
sormak istiyorum:
"Tanr akna syleyin, yleyse neden bu eski hikayeleri
hi duymam gibi davranmaya devam ediyorsunuz? Madem ki
benim sizi, sizin kendinizi grdnz gibi grebilmem ve sizin
gznze benim kendimi grdm gibi grnebilmem iin, gr
dklerime sizin gerekliinizin aynsn atfetmem -ve sizin de tam
tersini yapmanz- gerektiini ve bunun mmkn olmadn bili
yorsunuz, o halde bana neden hala kendinizden bahsediyorsunuz
ki?"
Ah, ah sevgili dostum, ne kadar deneseniz de sonunda bana
daima kendinize zg bir gereklik sunmann tesine geemiyor
ve bu gereklii benim de kendiminmi gibi sahiplenebilecei
me tm iyi niyetinizle inanyorsunuz -bir ey demiyorum; belli
mi olur, belki de yledir. Gel gelelim, "benim grme biimim"
dediiniz eyin gerekten ne olduunu yalnzca bana dardan
bakan siz bilebileceinize, ben ise bilmediime ve asla da bile
meyeceime gre, sonu olarak sizin algladnz "benim grme
biimim", benim algladm "benim grme biimim" ile rt
myor.
Keke her ikimizin de hem benden hem de sizden te, yal
nzca kendileri iin var olan tek ve byk, ayn ve deitirilemez
birer gereklii olsa. Ama yok. Her ikimizin de iinde ve kendi

Memin orijinalinde, benzer durumlarda yaygnca kullanlan "Ho par


lato turco?" ("Trke mi konutum?") ifadesi yer almaktadr. (.n.)

48

grmzce, yalnzca kendimizce geerli olan gereklikler var;


ne siz ne de ben, bu ikisinin ayn olduklarn asla dnmeyeceiz.
Ee, yani?
Yani, dosnm, kendimizi ununla avutmak zorundayz: Hi
birimizin gereklii dierinden daha gerek deil ve her ikimizin

ki de yalnzca bir anlna var.


Ufaktan banz m dnmeye balad ? Pekala, o halde ... Ne
ticelendirelim derim.

49

v
Sabit Fikirler

te, netice olarak varmak istediim nokta u: ddialarnz


dan vazgemeli, kendi vicdannzn size yettiini sylemeyi brak
malsnz.
Ne zaman bu ekilde davrandnz? Dn, bugn, bir dakika
nce? .. Peki ya imdi? Ah, yle ya, imdi ise farkl bir tepki de ve
rebileceinizi kabul etmeye hazrsnz. Peki, neden? Aman Tanrm,
bembeyaz kesildiniz. Bir dakika nce baka biri olduunuzu imdi
siz de mi kabul ediyorsunuz yoksa?
Ama haydi, haydi sevgili dostum, iyice dnn bakalm: Bir
dakika nce, yani bu olay banza gelmeden nce baka biriydi
niz; hatta yalnzca bir deil, yz, hatta yz bin baka kiiydiniz.
Nitekim bunda alacak hibir ey de yok. Daha ziyade, bugn
olduunuz kiinin, bugnden yarna ayn kalacandan ne kadar
emin olabileceinizi dnn derim.
Sevgili dostum, iin gerei u: Bunlarn hepsi birer sabit fi
kir. Kendinizi bugn bir biimde, yarn baka bir biimde sabitle
yip duruyorsunuz.
Nasl ve neden byle yaptnz daha sonra anlatacam.

50

VI
Hyr, imdi Anlatacam

Bir evin nasl ina edildiini hi grmlnz var m? Ben


bizim Richieri'de ;:ek ok kez grdm ve her seferinde kendi ken
dime:
"u insanoluna bak sen, gc neler de yapmaya yetiyor!
Da oyuyor; oradan talar karyor; talar kesip biim veriyor;
sonra onlar st ste koyup duvar ryor ve bir bakyorsun, da
dan kopard o para, bir eve dt: nvermi," diye dndm.
"Ben bir dam," diyordu da, "ve olduum yerden sla k
mldatamazsn z beni."
yle mi canm? Kmldatamaz myz? kzlerin e!<tii u
arabalara bir bak hele. Hepsi de senden paralar tayor, senin ta
larnla ykller. Seni arabaya yklemi gtryorlar, canm da!
Byle durabileceini mi sanyordun? Yarn oktan iki mil uzaa,
ovaya tadlar bile. Nereye mi Grmyor musun canm, oradaki
u evlere te: Biri sar, teki krnz, bir dieri beyaz; iki katl,
katl, drt katl u evlere...
Ya kaynlarn, cevizlerin, amlarn? Onlara ne oldu?
te buradalar, benim evimde. Onlarla ne gzel eyler yapt
mz grdn m bak? Bak bakalm, bu sandalyelerde, bu dolap
larda, uradaki raflarda onlar tanyabilir misin ?
Ey koca da, sen insanolundan ok daha byksn; ve siz
ler de yJesiniz ey kayn, ey ceviz, ey am; aksine insanolu ise

51

ufack bir hayvanck; ama sizde olmayan yle bir eye sahip ki!
Srekli ayakta durmaktan -ayakta durmak derken, yalnzca
iki ayak zerinde dunnaktan bahsediyorum- yorulmutu; krk
n oktan yitirip incecik derisiyle kalakaldndan, dier hayvan
lar gibi yere uzandnda da rahat edemiyor, aksine her bir yan
acyordu. ite bu noktada aalar fark etti ve onlardan yarar
lanarak, zerine rahata onrabilecei bir nesne yapabileceini
anlad. Sonra plak keresteden bu nesnenin de yeterince rahat
olmadn grp, oturaca yere yumuak bir eyler koyabilecei
ni dnd; kimi hayvanlarn derisini yzd, bazlarnn ynn
krpn; keresteleri deriyle kaplad, deriyle kerestelerin arasna da
yn doldurarak kendine bir yasnk yapnktan sonra keyifle sandal
yesine kuruldu ve:
"Oh be, nasl da rahat oldu!" dedi.
Saka kuu, perde ubuuna asl kafesinde, perdelerin ara
snda tp duruyor .. lkbaharn yaklamakta olduunu mu hissetti
ne? u an arlm eken ve sakann tn duyar duymaz g
crdamaya balayan sandalyeye dnen ceviz aacnn dallar da
ayn eyi sezmi olmal!
Kafese hapsedilmi ku ile sandalyeye dntrlm aa,
belki de bu ,t ve bu gcrt araclyla birbirlerine dertlerini
anlanyorlardr, kim bilir.

VII
Evin Konumuzla Ne lgisi Var?

u a n iin evinizi, dier evlerle birlikte ehir yapsnn b ir


paras olan elerden biri olarak grdnzden, bahsettiimiz
konuyla herhangi bir ilgisinin olmadn dnyorsunuz. Etra
fnza baktnzda evinizi maddi gcnz elverdiince, rahatnz
dnerek, kendi zevkinize gre demekte kullandnz mobil
yalar gryorsunuz. Anlarnzla ykl o eyalar sayesinde sms
cak bir aile yuvasnda yaadnz hissine sahipsiniz; yalnzca eya
olarak nitelendirilmekten kp adeta bedeninizin mahrem para
larna dnen bu nesneler sayesinde, varlnzn mutlak gerek
liine dokunabiliyor, o gereklii hissedebiliyorsunuz.
Malzemesi ister kayn, ister ceviz, isterse am aac olsun,
ayn zel hayatnza dair anlarnz gibi mobilyalarnz da her evin
o kendine zg ve ancak artk duyulmadnda -ki bu, baka bi
rinin evine girer girmez yaanr- farkna vardmz kokusuna
brnr. Ve size dadaki kayn, ceviz, am aalarn hatrlatm
olmamn cannz skt da gzmden kamad.
Deliliim kysndan kesinden de olsa sizin de iinize nfuz
etmeye balam gibi, azmdan kan her yeni szn ardndan
yznzde bir rperti, gzlerinizde bulutlar, sormadan edemiyor
sunuz:
..Neden ki? Bunun konumuzla ne ilgisi var?"

53

VIII
Darda, Ak Havada

Haydi ama, mobilyalarnza diiknlniiz ve evinize duy


duunuz sevgiyi tehdit edeceim, huzurunuzu karacam kayg
sna falan kaplmayn.
Hava lazm hava! Ak hava! Evi brakalm, ehri terk edelim
gitsin. Tamam, bana fazlasyla gvenebileceinizi sylemiyorum
ama, bu kadar da korkmayn. zerinde u evlerin yer :ld yolun
krlara baland noktaya kadar peimden gelebilirsiniz.
Evet evet, yol, bu yol. Size hayr diyebileceimden gerekten
de korkuyor musunuz? Bildiiniz yol ite. Mcrl yol -aman di
yeyim, sivri talara dikkat. urada grdkleriniz de yol lambalan.
Anlayacanz aydnlatma da var, endielenmeden yryn haydi.
Ah, u uzaklardaki mavi dalar! Ben mavi" diyorum; siz
de mavi diyorsunuz., deil mi? Tamam o zaman. u yakndaki
ise kestane korusu -yanllk olmasn, kestane aalar deil mi?
Bakn ne gzel anlayoruz, grdnz m? Kayngiller familyas
na mensup yksek gvdeli bu tr, iri kahverengi kestaneler verir.
nmzde gepgeni bir ova var (Yeil" deil mi? Sizin iin de
benim iin de yeil" olduuna gre byle diyelim gitsin, hayret
edilecek kadar iyi anlamyor muyuz?); hele uradaki ayrlara ne
demeli? Kpkrmz gelinciklerin kzgn gnein altnda nasl da
dizildiklerie bakn! Nasl dediniz? Krmz ocuk paltolarn m
andryorlar? Amma da krm yahu, nasl gremedim? Haklsnz,
ufack krmz yn paltolar onlar. Bense gelincik sanmtm. Sizin

54

kravatnzn da krmzs yok mu ... Maviyle yeilin hakim olduu


bu ferahln, apak gneli bir gnn ortasnda nasl da mutlu
luk katyor ortama! u banzdaki sevimsiz kee apkay karyor
musunuz ne? imdiden terlediniz mi ! Eh, bu imanlkla olaca
bu; neyse canm Tanr keyfinizi bozmasn! Pantolonunuzun siyah
beyaz karecikleri arkadan nasl grnyor bir bilseniz ... Yok daha
neler, ceketinizi de karmayn artk! Abartmann lzumu yok.
Ah u krlar! Ne baka bir huzur veriyorlar insana, deil mi?
Adeta eridiinizi hissediyorsunuz. Tamam yle de, bana nerede
olduunu -huzurundan bahsediyorum- bir syleyebilseniz... Ha
yr korkmayn, korkmayn! Size buras gerekten de huzurlu mu
geliyor? Haydi ama, birbirimizi anlayalm ne olur ! Aramzdaki
kusursuz uzlamay bozmayalm. Kusura bakmayn ama, benim
burada tek grdm ve u an iimde youn olarak tek hissetti
im ey, snr tanmayan bir salaklk; ve her ikimiz de yzmze
yerleen bu salak ifadeyi, sadece bu salaklklarn ortasnda yaa
yabilmek amacyla var olduklarn inandmz toprak ve aalara
atfedip duruyoruz.
Anlayacanz, huzur dediimiz eyin iimizde olduunu
zannediyoruz. Sizce de byle deil mi ? Peki bu duygunun nere
den kaynaklandn biliyor musunuz? ok basit: ehirden -yani
evleri, yollar, kiliseleri, meydanlar ile

ina edilmi bir dnyadan


ina edilmi bir

darya km olmamzdan. Gel gelelim ehirleri

dnya olarak tanmlamamn tek nedeni bu deil; ayn zamanda


orada bu aalar gibi, yaadn bilmeden ve yalnzca yayor ol
mak iin yaamann artk mmkn olmay. Nitekim srekli as
lnda var olmayan ve hayata anlam ve deer kattna inandmz
iin bizzat kendi kendimize icat ettiimiz bir eyler iin yayoruz;
burada ise peinden kotuunuz bu anlam ve deere ksmen de
olsa bo verebiliyor ya da sizi kederlendiren beyhudeliinin far
kna varabiliyorsunuz. Ve ite bu anda zerinize bir bitkinlik, bir
hzn kveriyor. Anlyorum tabii, anlamaz mym? Sinirleriniz
boald. Tm kalbinizle kendinizi brakmak istiyorsunuz. Eridii
nizi hissediyor ve sonunda kendinizi salveriyorsunuz.

55

IX
Bulutlar ve Rzgar

Ah, keke ayn bir ta ya da bir bitki gibi var olduumuzun


bilincinde olmadan yaasak! Kendi admz bile hatrlamasak! u
rada imenlerin zerine uzanp ellerimizi ensemizde birletirsek
ve bembeyaz bulutlarn gne doldurduklar yelkenleriyle mas
mavi gkyznde szllerini izlesek; tepelerde esen rzglrn,
ormandaki kestane aalarnn arasndan geerken kard gr
uultular duysak.
Bulutlar ve rzgar.
Ne dediniz? Ah, ne yaparsnz, byle ite ... Bulutlar m? Rz
gar m? u engin mavi bolukta pupa yelken szlp giden parlak
eylerin bulurlar olduunu tahmin ve teyit ediinizi, fazlasyla tat
minkar bulmuyor musunuz? Peki bulut, bulut olduunun farknda
m acaba? Kendilerinin dahi ne olduunu grmezden gelen aa
ve ta da tanyamazlar onu; nitekim hepsi yle yalnzlar ki.
Bulutu grp tanmay baardnza gre, sevgili dostlarm,
artk su meselesi -hani u yeniden kendi kimliine kavuabilmek
iin nce buluta dnmesinden bahsediyorum- zerine de d
nmeye -neden olmasn ki?- balayabilirsiniz. Kulaa ho geli
yor, evet. Ve bu ilgin olayn nedenlerini, ikinci snf bir fizik pro
fesrnn aklamalar sayesinde dahi kavrayabileceinizi bilin
ltfen. Peki ya nedenlerinin nedenlerini kim aklayacak?

56

Minik Ku

Dinleyin bakn, duyuyor musunuz? Tepemizdeki kestane ko


rusundan balta sesleri geliyor; alnnzdaki ta ocandan ise kaz
na

sesleri.
Evler ina etmek iin da oyup aalar kesiyorlar. Orada,

ehir merkezinde yeni evler yapmak iin. Binbir trlil zorluk ve


yorgunlua katlanarak, bylesine soluk solua almak neden?
Nedeni var m, sevgili dostlarm, yeni bir baca ina edebilmek iin
tabii: Bu baca azck ttmeye balasn da, bacadan kan duman
uzayn sonsuz boluunda hemen yitip gitsin diye.
Aynen insanolunun her dncesi, hafzasnda yer eden her
bir ans gibi.
Burada krlarn ortasndayz; zerimize ken bitkinlik, kol
ve bacaklarmz tm vcudumuzu gevetmi; yanlsamalarla far
kndalklarn, aclarla mutluluklarn, umutlarla arzularn, kalc ve
deimez eylerin tetikledii salam duygularla kyaslandklarnda
bize bo ve geici grnmeleri ok doal. Vadinin tesindeki u
yksek dalara; ufukta hayal meyal seilen, gn batmnda pem
bemsi bir sis bulutunun sard uzak m uzak dalara bakmanz
yeter.
te bu: Uzandnz yerden, u sevimsiz kee ty apkanz
tuttuunuz gibi ge doru frlatyor ve neredeyse kederli bir ha
vaya brnerek:

57

"Ah insanolunun u hrslar! " diye haykryorsunuz


Aynen yle... rnein, az nce havaya frhmnz u sevim
siz apkanz gibi umay baaran insann, minik bir kua dnt
n sanp zafer lklar atmas! Tam bu szleri sylerken, bir
minik ku -gerei tabii- uarak yanmzdan geiyor. Grdnz
m? Neeli tne kendiliinden elik eden ahenkli hareketlerle,
nasl da byk bir doallk ve kolaylkla uuyor. imdi bir de in
sanolunun o grltl, aksak ve biimsiz aracn ve ku olacam
diye duyduu lmcl korkuyu, kaygy, tela aklnza getirin! Bir
yanda rpan kanatlar ve neeli bir t; dier yanda ise grlt
l, pis kokan bir motor ve kollarn am bekleyen Jlm. Motor
bir arzalansa, bir dursa, elveda sana minik ku!
Tam burada, imlerin zerinde uzanmaya devam ederek,
" nsanolu," diyorsunuz, "umay brak. Neden umak istiyor
sun? Ne zaman umutun ki?"
Tebrikler. Burada, iinde bulunduumuz bu anda byle sy
lyorsunuz nk krlarn ortasna, imenlere uzanm durumda
snz. Kalkn da ehre geri dnn bakalm: nsanolunun neden
umak istediini oraya varr varmaz hi vakit kaybetmeden anla
yacaksnz. Burada gerekten uan gerek bir ku grmenizle bir
likte, sahte kanatlar ve mekanik uuun sizin gznzdeki anlam
ve nemini yitirmesi bir oldu sevgili dostlarm. Oysa her eyin
sahte ve mekanik ve ykm ve inadan ibaret olduu ehirde ise,
bir anlna yitirdiiniz her eyi yeniden bulacaksnz. Dnya iin
de baka bir dnya oras: Paralar insan eliyle retilmi, birleti
rilmi ve dzenlenmi; hilik, yapmacklk, uyarlama, arptma ve
aldanlar zerine kurulmu; yalnzca kendisini yaratan insan iin
bir anlam ve deer tayan bir dnya.
Haydi, ha gayret, durun da donlmanza yardm edeyim.
Amma da imansnz. Durun durun, srtnza birka imen sap
yapm... te oldu, haydi gidelim bakalm.

58

XI
ehre Dn

imdi de kaldrm boyunca dizili bu aalarn, nl Porta


Vecchia caddemiz boyunca ilerlerken bize nasl da elik ettiklerine
bir bakn -ne yitik bir havalar var artk ehirli olan bu zavall
aalarn, hepsi de krplm ve taranm!
Byk bir olaslkJa aalar dnmyor; hayvanlar ise -yine
byk bir olaslkJa- mantk yrtme yetisine sahip deiller. Peki
ya dnebilseler ve konuabilselerdi -Tanr gstermesi!- kim
bilir neler sylerlerdi glge yapsnlar diye ehrin orta yerine dik
tiimiz u zavallcklar? Dkkanlarn vitrinlerindeki yansmalarn
her grlerinde, kendi kendilerine, "Yahu bizler, bu bir yerden
dierine konran insan ynnn, bu grltl akn kalabaln
iinde ne yapmaya duruyoruz?" diye soruyor olsalar gerek. Yllar
nce oraya dikilmi sefil ve hazin aaklar olarak duruyorlar
ite. Grnd kadaryla kulaklar da varm gibi gelmiyor. Ama
kim bilir, belki de aalar bymek iin sessizlie ihtiya duyu
yorlardr.
Hi ehir surlarnn dndaki Olivella Meydan'nda bulun
muluunuz var m? Ya .u tarihi Beyaz Teslisiler Manastr'nda?
Nasl bir dsellik, nasl bir terk edilmilik havas eser o kk
meydanda; o eski manastrn kararm, yosun balam kiremit
lerinin arasndan, sabahn ilk glckleri bir yumurcan mavi
mavi gzlerinden szlrcesine yaylrken, ne nhaf bir sessizlik
iindedir!

59

Yine de toprak, aptalca ve ana saflyla oradaki o sessiz


likten her yl faydalanmaya alr. Belki de orann ehir snrlar
dnda kaldn, insanlarn o meydan terk etmi olduklarn d
ndnden, onu geri kazanmaya alr; ta deli meydanda
gizlice, sinsice ilerleyip, talarn arasnda birok yeil ot kmesinin
bymesini salar. Hibir ey, ksa zamanda tm meydan yeile
bryen o narin, rkek otlar kadar krpe ve sevgi dolu olamaz.
Ama ne yazk ki bu gzellik bir aydan fazla srmez. ehirdir oras;
otlarn bymesine izin verilmez ehirde. Her yl tam tehizatl
drt ya da be p gelir, otlar bulunduklar yerden yolup atar
lar.
Getiimiz yl, iki minik kuun, plerin demir aletlerinin
meydandaki przl gri talar zerinde kardklar kulak trma
layc korkun sesleri duyunca, panik halinde manasnrn bahesi
ni saran itlerden atdaki rtenlere, oradan da yeniden itlerin
zerine uularna tank olmutum; balarn adamlarn orada ne
yapmakta olduklarn soruyormuasna kaygyla sallyor, ters ters
bakyorlard.
"Grmyor musunuz, minik kular?" demitim onlara. "Ne
yaptklarn grmyor musunuz? u eski ta zemine gzel bir sakal
tra yapyorlar."
Szlerim zerine iki minik ku, yzlerinde dehet dolu bir
ifade)lle kap gittiler.
Ne mutlu onlara, hi deilse kanatlar var da kaabiliyorlar!
Dier pek ok hayvann ise byle bir olana olmadndan, hem
ehirlerde hem de kylerde yakalanm, hapsedilmi ve evcille
tirilmilerdir onlar; insanlarn tuhaf ihtiyalarna zorunlu boyun
eilerini grmek beni nasl zyor bir bilseniz! Balarna gelenle
ri anlyorlar m acaba? Yk arabalarn, sabanlar ekip duruyorlar
ite.
Ama belki onlar da -yani hayvanlar, bitkiler ve tm nesneler
de- kendileri iin, kendi aralarnda, her birine ykledii, atfettii
ve Tabiat Ana'nn ou zaman tanmad ve hatta reddettii an-

60

lamlara ve deerlere hapsolup kalm insanolunun kavrayamaya


ca bir anlam ve deer tayorlardr.
Doa ve insanolu arasnda biraz daha uzla olmas gerekti
ini dnyorum. Gzlemlediim kadaryla, aksine, bizim byk
bir beceriyle ina ettiimiz eyleri yerle bir ederek sklkla eleni
yor doa. Kasrgalar, depremler... Gel gelelim insanolu yenilgiyi
kabul etmiyor. Azimle yeniden, yeni batan ina ediyor dikkafal
hayvanck! Her eyi bir inaat malzemesi olarak gryor; n

k iinde kendisiriin de ne olduunu bilmedii fakat onu mutlak


surette ina etmeye ve her eyden habersiz ve istediinde gayet
sabrl olabilen doann kendisine sunduu malzemeyi, kendince
baka bir eye dntrmeye iten bir ey var belki de. Hi deil
se, yalnzca yapnmz dnm, uyarlama ve inaatlar nedeniyle
yol atmz kymn derin acsn ilerinde hissetme yetisinden
mahrum -aksi kantlanana dek byle olduuna inanacaz- eyleri
kendine malzeme etmekle yetinse. Ama nerde!.. nsan ii kendi
sini bile malzeme olarak kullanmaya kadar gtryor dostlar ve
evet, kendisini de aynen bir ev gibi na ediyor.
Ya sizler, .kendinizi bir ekilde ina etmeden tanyabilecei
nize inanyor musunuz? Ya da benim, sizi kendi bildiim ekilde
ina etmeden tanyabileceime? Ya da sizlerin, beni kendi bildii
niz ekilde ina etmeden tanyabileceinize? Sadece biim vermeyi
baardmz eyleri tanyabilir,. bilebiliriz. Ama nasl bir tanmak
olabilir ki bu? Bir eyin gereklii, bu ekille rtyor olmasn?
Evet, gerek ben gerekse sizler iin geerli bu; ama benim iin ol
duu ekilde deil sizin iin: yle ya, ne ben kendimi sizin bana
verdiiniz biimde ne de siz kendinizi benim size verdiim biim
de tanyabilirsiniz; hibir ey, herkes iin ayn olamaz; her ey, her
birimiz iin srekli deiebilir ve nitekim deimektedir de.
Byle olmakla beraber, bunun -yani kendimize, bakalarna
ve nesnelere vermeyi baardmz anlk biimlerin- dnda baka
bir gereklik de yok. Benim sizin gznzdeki gerekliim, sizin
bana verdiiniz biimden ibaret, ama bu yalnzca sizin gerekli
iniz, benimki deil; dier yandan sizin benim gzmdeki ger-

61

ekliiniz, benim size verdiim biimden ibaret, ama bu yalnzca


benim gerekliim, sizinki deil; ve benim iin tek gereklik ise,
benim kendime vermeyi baardm biimden ibaret. Bunu nasl
m yapyorum? Dedim ya, kendimi ina ederek.
Ha anladm, siz sadece evlerin ina edilebileceini sanyor
sunuz, yle mi? Gel gelelim ben hem kendimi hem de sizi srekli
ina ediyorum ve emin olun siz de aynn yapyorsunuz. Ve bu in
aat, duygularmzn malzemesi ufalanncaya, irademizin imento
su bitinceye kadar sryor. Herkesin size neden iradenizde kararl
ve duygularnzda tutarl olmanz var gleriyle tleyip dur
duklarn sanyordunuz ki? rademizde az da olsa bir sendeleme,
duygularmzda az da olsa bir bocalama ya da minicik bir deiim
mi gzlendi? O halde elveda gerekliimiz! Gereklik sandmz
eyin, bizim yanlsamamzdan baka bir ey olmadn bir anda
fark ediveririz.

O halde kararl iradeden vazgemeyin derim. Duygular


nzda tutarllktan da. Diinizi skn, kendinizi bir bilinmezliin

ortasna atmamak, sevimsiz srprizlerle karlamamak iin skn


diinizi.
Ne de harika eyler ina ediyoruz byle!

62

XII
u Sevgili Genge

"Haydi canm sen de, kapa u eneni! Senin neden holanp


holanmadn bilmiyor muyum sanyorsun? Senin zevklerini de,
ne dndn de gayet iyi bilirim ben."
Karm Dida bana bu szleri ka kez sylemiti? Budalann
nde gideni olan bense bunu hi fark etmemitim.
Ama u sevgili Genge'sini benim asla tanyamayacam kadar
iyi tandna bahse girerim! yle ya, kendi elleriyle ina etmiti
onu! Ve kesinlikle bir kukla falan da deildi. Ortada bir kukla
varsa o da olsa olsa bendim.
Tahtmdan m edilmitim? Bakasyla m deitirilmitim?
Daha neler!
Birini tahtndan edebilmek iin, o kiinin var olmas gerekir;
ayn ekilde birini bakasyla deitirmek iin de o kiinin yine
var olmas gerekir ki onu omuzlarndan tuttuunuz gibi frlatp,
yerine bir bakasn koyabilesiniz.
Karm Dida beni ne tahtmdan etmi ne de bakasyla dei
tirmiti. Aksine bu duruma isyan edip kendi istediim biimde ol
makta srar etmi ve ayaklarma ba olan u sevgili Gengi:'sinden
kurtulabilmi olsaydm asl o zaman bir tahtndan etme ve baka
syla deitirme durumunun sz konusu olduunu dnebilirdi.
u sevgili Genge'si onun iin ne kadar varsa ben o kadar
yoktum ve hibir zaman var olmamtm da, o yzden.

63

Onun iin benim gerekliim kendisinin biimlendirdii ve


hibiri bana ait olmayan dnceler, duygular ve zevkler atfettii
Genge'sininkiyle rtyordu ; bense bunlarda en ufak bir dei
iklik yapamaz, aksi takdirde hemen baka birine, karmn tanya
mayaca, anlayamayaca ve sevemeyecei bir yabancya dn
me tehlikesiyle kar karya kalrdm.
Ne yazk ki hayanma herhangi bir biim vermeyi asla bile
medim. Gerek iimde kendimi bakalarna ya da kendime kantla
mak ve bir eylere direnmek istei douracak herhangi bir engelle
karlamadm; gerek ruhum her an, bir an nce dndkleri
nin ve hissettiklerinin tam tersini dnmeye ve hissetmeye, yani
sklkla birbirine ters ve srarc dncelerle her zihinsel ve duygu

sal biimlendirmeyi paralarna ayrp yok etmeye fazlasyla yat


kn olduu; gerekse kendimi bakalarnn iradelerine teslim edip
alacaklar kararlara raz olmaya -ki zayflktan deil de, karlaa
bileceim zorluklar karsnda vakitsizce, erkenden boyun eiim
ve bo vermiliimden dolay byle yapyordum- eimli bir yara
dlta olduumdan, asla kendime zg ve zel bir biimde olmay
kararllkla istemedim.
Ve bakn bu yzden bama neler geldi! Kendimi tam olarak
tanmyordum; kendime ait herhangi bir gerekliim yoktu ; ha
yatm srekli birbirini izleyen yanlsamalardan ibaretti, neredeyse
bir sv gibi akkan, bir metal gibi dvlgen bir haldeydim; beni
yalnzca bakalar tanyor ve bunu kendilerine gre, bana atfet
tikleri gereklik dorultusunda yapyorlard; her birinin bende
grd Moscardalarn hibiri, kendim iin bir hi olan ben ile
rtmyordu; nitekim tekrar aJnn izmek isterim ki, o pek ok
Moscarda'nn her biri, kendi gerekliime sahip olmayan benden
ok daha gerekti.
Oysaki Genge, kanm Dida'nn gznde bir gereklie sahip
ti. Gel gelelim ne kadar urasam da kendimi bununla avutmay
bir trl baaramyordum nk sizi temin ederim ki karm Di
da'nn u sevgili Genge'si, ondan daha budalas hayal dahi edile
meyecek bir varlkt.

64

Bu arada iin en gzel yan uydu: Karm Genge'sinin hi


de kusursuz olduunu falan dnmyor, gayet aka farknda
olduu tm kusurlarn balyordu! Aslnda Genge'siyle ilgili
houna gitmeyen pek ok ey vard; hayr, onu btnyle kendi
istedii biimde, kendi zevkleri ve kaprislerine gre yaratmamt
da ondan.
O halde kimin istedii biimdeydi Genge?
Benim istediim biimde olmad kesin nk tekrar ediyo
rum, karmn u Genge'sine atfenii dnce, duygu ve zevklerin
hibirini bana aitmi gibi sahiplenmeyi baaramyorum. Dolay
.
syla bunlarn karmca atfedildii aka grlyor nk karm,
Genge'nin kendisine zg zevklere sahip olduundan, yle d
np yle hissettiinden -ki bu noktada sylenecek fazla bir ey de
kalmyor deil mi?- ve aslnda tam da kendisine ait, benimkiyle
zerre kadar rtmeyen kendi gerekliine uygun olan bir hayat
yaadndan emindi.
Bazen karm Genge'sinin yol at krgnlklar nedeniyle
alarken gryordum. Evet dostlar, ondan bahsediyorum! Ka
rma, "Ama neden alyorsun ki canm?" diye sorduumda beni
yle yantlard:
"Bir de soruyorsun ha? Bana az nce sylediklerin yetmedi
mi ha?"
"Benim sylediklerim mi?"
"Senin, evet, senin! "
"Ama n e zaman? N e dedim ki?"
Y ldnm arpm gibi kalakalrdm.
Azmdan kan szcklere kendime zg bir anlam ykledi
im akt; ardndan ise karm iin Genge'sinin telaffuz enii sz
cilkler olarak, bambaka anlamlara brnyorlard. Aynen byle
dostlar: Benim ya da bakasnn azndan kan kimi szckler
karm asla incitmeyecekken, Genge'sinden geldiklerinde kim bi
lir nasl baka bir anlam kazanyorlard ki gzyalarna bouluve
riyordu ite.

65

Demek ki ben yalnzca kendim iin konuuyordum. Karmsa


Genge'siyle konuuyor ve o da nasl yaptn zemediim bir
ekilde, benim azm kullanarak karma karlk veriyordu. Kan
nn bana tekrar ettii szcklerin benim azmdan ktna inan
mam mmkn deildi: Hepsi sama, uydurma, temelsiz eylere
dnmlerdi.
"Nasl yani?" diye soruyordum ona, "Byle mi dedim ben ?"
"Evet Genge'ciim, aynen byle dedin!"
te bu: O sama sapan szlerin hepsi Genge'ye aitti fakat
bunlara samalk demek de yanlt: Cenge byle dnyordu,
o kadar.
Bana gelince, ah, iimden onu nasl da tokatlamak, sopala
mak, paralamak geiyordu, bir bilseniz! Fakat ona elimi bile sr
mem mmkn deildi. Neden olduu tm o zntlere, azndan
kan tm o samalklara ramen karm Genge'yi ok seviyordu:
u an olduu haliyle, karm Dida'nn aklndaki ideal kocayla r
ten bu adamn ufak tefek bir iki kusuru da bunca olumlu zelli
inin hatrna kolaylkla affedilebilirdi.
Anlayacanz karm Dida'nn ideal kocay gidip de baka bir
adamda aramasn istemiyorsam u sevgili Genge'sine dokunma
malydm.
Balangta, hislerimin biraz fazla karmak, dncelerimin
fazla anlalmaz, zevklerimin fazla allmadk olduklarn dn
yordum; karm belki de bu yzden, istemeyerek de olsa ou zaman
onlar deitiriyordu. Uzun lafn ksas, karmn, dnce ve duy
gularmda o ufack beyni ve kalbine smalarn salayacak trden
ksaltmalar ve kltmeler yapmadan beni anlayamayacana; zevk
lerimin ise onun bu basitliiyle badaamayacan inanyordum.
Fakat hayr! in rengi ok bakayd! Dnce ve duygular
m deitiren, kendince klten Dida falan deildi. Hayr, hayr.
Karm Dida, Genge'nin azndan kan bu deitirilmi, kltl
m dnce ve duygular sama buluyordu; o da benimle hemfi
kirdi, anladnz m?

66

yleyse oolar bylesine deitirip klten kimdi? Nasl g


remezsiniz sevgili dostlar? Genge'nin gerekliiydi tabii! Kanm ta
rafndan bizzat biimlendirilen Genge, ancak o dncelere, o duy
gulara ve o zevklere sahip olabilirdi. Budala fakat tatl bir adamd.
Karma nasl da tatl geliyordu bir grseniz! Onu tam da byle, tatl
bir budala oluu nedeniyle seviyor, gerekten ok seviyordu.
Bu szlerimi birok kantla destekleyebilirim. Aklma ilk ge
lenini anlatsam yeter:
Dida gen kzlnda salarn yalnzca kendisinin deil be
nim de ok houma giden bir ekilde tarard fakat evlenir evlen
mez sa eklini deitirdi. Can nasl istiyorsa yle yapmasnn
doru olduunu dndmden, bu yeni sa modelinden hi
holanmadm ona sylemedim. zerinde bornozu, elindeyse
salarna eski zaman kadnlarnkine benzer bir ekil vermek iin
kulland tarayla, yz al al olmu bir halde anszn karmda
belirdii o sabaha kadar...
Kapy ardna kadar ap yeni sa modelini bana gsterirken
kahkahalar iinde, "Genge!" diye haykrd.
Hayranlkla olduum yerde kalakaldm; adeta gzlerim ka
mamt.
"Ha yle! " dedim. "Sonunda!"
Karmsa ellerini salarna daldrp firketeleri kard gibi o
gzelim sa modelini bozuverdi.
"Haydi ordan! " dedi. "Sana aka yapmak istemitim, hepsi
bu. Beni bu sa modelliyle beenmediini biliyorum!"
Vakit kaybetmeden itiraz ettim:
"Kim demi bunu Dida'cm? Yemin ederim ki aksine,
ok . . .

"

Bir eliyle azm kapatt.


Bir kez daha, "Haydi ordan! " dedi. "Mutlu olaym diye by
le sylyorsun. Genge'ciimin beni hangi halimde beendiini
bilmediimi mi sanyorsun?"

67

Ve kaarcasna uzaklat.
Anlyor musunuz? Genge'sinin o dier sa eklini daha ok
beendiinden, stelik de ylesine emindi ki salarn ne kendisi
nin ne de benim beendiim o dier ekilde taramaya devam edi
yordu. Genge'si onu beeniyordu ya, gerisi botu; kendisini seve
seve feda ediyordu. Ne yani, kmsenir bir ey mi? Bu yapt,
bir kadn iin gerek ve byk bir fedakarlk gstergesi deil mi?
Onu ite bu kadar seviyordu!
Sonunda her eyi tm aklyla anlaynca korkun bir ks
kanlk penesine dmtm -kendimi kskandm falan d
nmeyin ne olur; yok daha neler artk, gleyim bari!-, kendimi
deil, aslnda ben olmayan birini; karmla arama giriveren -yal
varrm bahsettiim bu eyin etkisiz, anlamsz bir glgeden ok
daha fazlas olduuna inann; onun yznden etkisiz, anlamsz
bir glgeye dnen asl bendim ite; bedenimi ele geirerek ken
disini karma sevdiriyordu- bir budalay kskanyordum sevgili
dostlar.
yice dnn bakalm: Karm benim dudaklarm aracly
la aslnda baka birini pmyor muydu? Benim dudaklarm m
dedim? Hayr, o da deil! Nereden de benim oluyor o dudaklar!
Her eyden nce, pt o dudaklar gerekten de benim miydi?
Peki ya kollaryla sard beden benimki miydi? O beden her ne
kadar gerekten benim, ne kadar gerekten bana ait olsa da, ya o
kollaryla sard ve sevdii adam ben deilsem?
yice dnn bakalm: Eer ki karnzn, kollarnn arasn
daki bedeniniz araclyla aklndaki ve kalbindeki baka birinin
tadna baktn, ondan zevk aldn, onunla sevitiini anlasanz
kendinizi kalleliklerin en ince dnlmilyle yaralanm ve iha
nete uram hissetmez misiniz?
Peki benim durumumun bundan ne fark vard ki? Benim
durumum bundan daha da ktyd! nk yukarda tarif ettiim
dier durumda, karnz yalnzca -cretkar konuacam, af buyu
runuz- sizinle seviirken baka biriyle seviiyormu gibi yapyor;

68

benim durumumdaysa karmn kollar gerekten de ben olmayan


bka birini saryor!
Ve bu bahsettiim baka biri ylesine gerekti ki sonunda
bu durumun yaratt aresizlie daha fazla tahamml edemeye
rek, onu tamamen yok edebilmek adna, Genge'ninkinin zerine
kendi gerekliimi dayattm; bu hamlem karsnda dehete den
karmsa -ki aslnda bandan beri benim deil de o bka birinin
kars olmutu- kendisini sanki tanmad birinin, bir yabanc
nn kollarndaym gibi hissetti ve artk ne beni sevmesinin ne de
benimle bir dakika daha ayn at altnda yaamasnn mmkn
olmadn syledikten sonra ekip gitti.
Aynen byle dostlar, sizin de greceiniz gibi, ekip gitti ite.

69

NC BLM

72

1
Zorunlu Delilikler

Size ilk olarak, en yakn tandklarmn iinde yaayan di


er tm Moscardalar kefetmek ve hepsini teker teker yok etmek
adna yaptm deliliklerden, ksaca da olsa bahsetmek istiyorum.
Zorunlu deliliklerdi bunlar. Nitekim imdiye dek kendi
iimden, bana ait ve zg bir varolu biimiyle dierlerinden ayrt
edebileceim ve kendi gzme benmi gibi grnecek baka bir
Moscarda yaratmay dnmemi olduumdan, davranlarmn
mannkl bir tutarllk erevesinde kalmas da mmkn deildi.
Olduum ya da olduumu sandm kiinin, tandklarmdan biri
ya da dierinde yaayan Moscardalardan tamamen farkl olduu
nu her seferinde yeniden kantlamak zorundaydm ve bunu ancak,
bana atfedilen gereklii anlamay baardktan sonra yapabilecek
tim: Beni tanyanlar iin sefil, deiken, tutarsz ve hatta neredey
se etkisiz, karaktersiz bir adamdm.
Fakat durun bir dakika: Kendime dardan bakamayacama
gre, d grnmn gr ve dolaysyla deerlendirme ala
nmn dnda kalacan kabul etmekle birlikte, bana ait olup da
imdiye dek hi aklma getirmediim dier birok ey sayesinde,
bakalar iin belli bir grnme sahip olmal, belli bir anlam ve
belli bir deer tamalydm.
Tm bunlar dnmemle, iimde acmasz bir isyan ateinin
yanmaya balamas bir oldu.

73

il

Keifler

nsana zulm gelecek kadar irkin bir adm var: Moscarda.


Zihinlerde hemen bir karasinei/ kulaklarda ise onun o sinir bo
zan

vzlnsn artryor.
Ne adm ne de medeni durumum ruhuma yarar niteliktey

diler: Tamamen kendine zg bir dnyas vard onun ve bu ne


denle iimde ve evremde grdklerimi, ou zaman aklma dahi
getirmediim bu isimle etiketlendirmiyordum. Gel gelelim benim
iin byleydi de, bakalar iin iimde tadm ve ok eitli
olmasna ramen btnlnden bir ey kaybetmeyen o isimsiz
dnya deildi benim gerekliim. Aksine darda, onlarn dnya
snda tek bana braklm Moscarda adl biri, bana ait olmayan
bir gerekliin yalnzca belirli ve kk bir paras, kendiminkinin
dnda braklarak bakalarnn gerekliine dahil edilmi ve ad
na da Moscarda denmi biriydim.
Bir arkadamla konuuyordum: Ortada tuhaf olan hibir ey
yoktu; bana gayet normal bir ekilde karlk veriyor, konuurken
el kol hareketleriyle yapyor, her zamanki sesini kullanyor, alla
geldik jestlerden yararlanyordu; ayn ekilde o da, kendisiyle ko
nuurken kullandm sesi ve yaptm jestleri tanyordu. Dedim
ya, ortada tuhaf hibir ey yoktu ; ta ki arkadamn konuurken
kulland ve benim gayet iyi tandm sesinin, onun tandm
5 t:lyanc: "karasinek" anlamna gelen "mosca" kelimesine gnderme
yaplmaktadr. (.n.)

74

sand kendi ses tonuyla ayn olmadn dnene kadar: yle


ya, belki de gerek sesini kendisi bile tanmyordu, onun iin ken
di sesiydi o kadar; d grnts ise benim onu o an grdm
halinden, yani ona dardan bakarak atfettiim grntden iba
retti ve benimle konutuu srada, zihninde kendisine ait hibir
grnt yoktu; aynaya bakunda kendisine verdii ve kendisini
tand o grnt bile yoktu onun aklnda.
Aman Tanrm, o halde benim bama neler geliyordu kim
bilir? Benim sesime de ayn ey mi oluyordu? Peki ya grntme?
Artk konuan ve bakalarna bakan belirsiz bir ben deil, aksine
bakalarnn kendisine bakt, onlarn dnda ve kendimin dahi
tanmad bir ses ve grntye sahip biriydim. Arkadam benim
iin neyse, ben de onun iin oydum: Karsnda duran nfuz edi
lemez bir beden. Ve bu beden, benim iin hibir ey ifade etme
yen, hatta aslnda hi zerinde dahi dnmediim ve konutu
um srada ne grebilmemin ne de nasl olduklarn bilebilmenin
mmkn olduu; onunsa gayet iyi tand ve beni kendisi iin
olduum eklimle, biroklar arasnda yalnz biri -yani Moscarda
olarak temsil ettiklerinden dolay byk anlam ifade eden hat
lardan ibaretti. Byle olmas mmkn myd ? stelik Moscarda,
benim tanmadm o dnya iinde syledii ve yapt her eydi;
Moscarda, ayn zamanda benim glgemdi de; yemek yerken de
Mosc:arda'ydm, sigara ierken de; yry yaparken de Moscar
da'ydm; burnunu smkrrken de.
Bilmiyor ve aklma dahi getirmiyor olsam da d grn
mde, yani bakalarnn bana atfettii grntmde, kulaklarna
benim tanmadm bir sesle ulaan her szde, her birinin kendi
diledii biimde yorumlad her hareketimde, bakalarnn do
layl yoldan algladklar adm ve bedenim de daima varlard.
Bana ne kadar aptal ve iren gelirse gelsin, bu adla sonsuza
dek damgalanmtm; kendime baka bir ad veremez, duygu ve
davranlarmla daha uyumlu olabilecek baka pek ok isimden
birini seemezdim amk; zira doduum gnden beri bu ad ta
dmdan, aslnda alm da olduum iin bu duruma fazla nem

75

vermeyebilir, nihayetinde varlmn admdan ibaret olmadn


ve yalnzca bakalar tarafndan bana seslenmek zere kullanld
n dnebilirdim; tamam adm gzel deildi ama daha kts
de olabilirdi. Richieri'de yaayan Porcu adl Sardunyaly unuttu
nuz mu yoksa?
"Sinyor Porcu... " diye seslendiklerinde domuz gibi homur
danarak yant vermiyordu, yle deil mi?'
Aksine, "Buyurun benim, yardmc olaym ... " diyerek yant
veriyordu; daima tertemiz giyinir ve yznden glmsemesini ek
sik etmezdi. Hatta yle ki onu byle armak zorunda olmaktan
utanyordu insan.
Her ne kadar -aynann karsnda durduum u an, kendime
beni temsil eden o grntnn dnda baka bir grnt verme
meye ihtiya duyduum gerei, acmasz bir netlikle su yzne
kmken- bu yz hatlarnn da kendi isteimle uyumadklarn
ve bendeki baka bir d grne, yani bu renk olmayan salara,
byle yeilimsi olmayan gzlere, byle olmayan bir burunla aza
sahip olma arzusuna inada kar kmakta olduklarn hissediyor
olsam da, imdilik isimleri de yz hatlarn da bir kenara braka
lm; brakalm gitsin diyorum nk nihayetinde yaamaya devam
etmek istediime gre, korkun dahi olsalar onlar deitireme
yeceimi ve olduklar gibi kabullenmem gerektiini anlamak zo
rundaydm; her ey bir yana elimdekilerle tatmin de olabilirdim.
Peki ya beni balayan koullar? Peki ya benden kaynaklan

mad halde bal olduum koullar? Peki ya benim dmda, her


trl iradem ve arzum dnda, beni ben yapan koullar? Ne ko
ullarda domu, nasl bir ailede yetimitim? O ana dek hi beni
balayan koullar nme koyup da aynen bakalarnn yapabile
cei gibi -herkes kendince, kendine zg terazisinde tartarak, ke
fesine kimi kskanlk, kimi nefret, kimi fke, kimi ne bileyim ba
ka bir ey koyarak yapard bunu- deerlendirmeye girimemitim.

talyanca "Porco" kelimesi "domuz" anlamna gelir; yazar bu isim ben


zerliine gnderme yapmaktadr. (y.n.)

76

imdiye dek hayatn iinde bir adam olduuma inanmtm.


Bir adam ite, hepsi bu! Hayatn iinde. Kendimi her eyimle ken
di ellerimle yaratmtm sanki. Gel gelelim, nasl ki o bedeni kendi
ellerimle yaratmam, adm kendi kendime koymamsam, ayn
ekilde bakalar tarafndan isteim dnda dnyaya getirilmi
tim; ayn ekilde pek ok ey isteim dnda bama gelmi, iime
nfuz etmi ya da etrafm sarmt; pek ok ey bana bakalar
tarafndan yaplm ya da verilmiti ve daha nce gerekten de hi
dnmediim ve herhangi bir imge atfetmediim btn bu ey
ler, imdi tuhaf, dmanca imgelere brnm, zerime

zerime

geliyorlard.
Ailemin hikayesi ! Ailemin, yaadmz bu ehirdeki hikaye
si: Hi aklma gelmemiti ama bakalarna gre daima iimdeydi
bu hikaye; onlar iin bu ailenin son bireyiydim ve iimde, be
denimde ve zerinde hi dnmediim kim bilir hangi davran
ve dncelerimde ailemin damgasn tayordum -oysa bakala
rnn iimde, yry, gl ve selamlay tarzmda izlerini grp
bir rpda tand bir damgayd bu. Hayatn iinde bir adam,
herhangi bir adam olduuma inanyordum; gnbirlik yaayan,
kafas serseri dncelerle dolu aylan nde gideni olduuma...
Fakat hayr, yle deildim ite: Kendimce herhangi birisi olabilir
ken, bakalarnn gznde byle olmam mmkn deildi; baka
lar iin, kendisine pek ok hedef belirlemi -ki aslna bakarsanz
benim ne bir hedefim vard ne de olmasn nemsiyordum- bir
adamdm; bylece sradan, herhangi bir adam olabileceime dair
inancmn -dier bir deyile aylaklmn- bana ait olduunu d
neduraym, bakalarna gre hi de benim falan deildi: Bana
babam tarafndan verilmiti; babamn zenginliinden kaynaklanyordu; stelik hayli acmaszd da nk babam..

Ah, ne keif ama! Babam ... Babamn hayat .. .

77

111
Kkler

Gzmde canlanverdi. Uzun boylu, iman ve keldi. Ve o


neredeyse cam gibi saydam mavi gzleri, bana bakarken o bilindik
glmsemeyle ldarlard; baklarndaki o tuhaf efkatin ardnda
bir tutam acma, biraz da sevecen bir alay vard

-o

alay hak edi

imden iin iin keyif alyor gibiydi, nitekim kendisinden hi taviz


vermeden, hibir ey eksiltmeden bylesine bir iyilik sergileyebil
mesi, ona bir lks gibi geliyor olmalyd.
Gel gelelim, yanaklarn solgunlatracak kadar kzl ve sa
lam kkl gr sakalarnn arasndaki, ortas hafife sararm koca
byklarnn altndaki glmsemesi, er ge kendisini gsterecek bir
ihaneti gizliyordu: Daha nce hi dikkatimi ekmeyen sessi z ve
souk bir kmsemeyi. Ve yalnzca alayc glmsemesini gizle
meye yaradn anladmdan beri, baklarnda beliren ve gzle
rini l l parlatan o efkat de bana korkun derecede kt niyet
li grnr olmutu: Bir anda yle ok eyi gzler nne sermiti
ki srtmdan aaya birbiri ardna rperti dalgalar yaylyordu.
Ve o cam gibi gzlerdeki bak, bana duyduu efkati de ierdik
leri halde korkun bulmaya devam ettiim bu eyleri fazla dn
meyeyim diye smsk kavryor, adeta bylyordu beni.
"Zira sen aptaln biriydin ve hala da ylesin ... Evet evet, akl
bir kar havada zavall saftiriin birisin; dncelerinin peine
kaplm gidiyorsun ve kendini frenleyebilmek adna onlardan
yalnzca birini dahi durdurduun yok; aldn tm kararlarn bir

78

ekilde etrafndan dolanmann yolunu bulmakta gecikmiyorsun;


kararlarn asla hayata geirmeden, olup biteni bo bo izlerken
sonunda uyuyakalyor ve ertesi gn uyanp da alm olduun ka
rarla yzletiinde, dnk o gzel havaya, o gnee ramen nasl
olup da zihninde bylesi bir kararn ekillendiine ap kalyor
sun; syle bana, seni byle sevmeyip de ne yapacaktm. Ellerim
mi? Ellerime mi bakyorsun? Ha, buradaki, parmaklarmn ze
rindeki kzl tylere mi? Y zklerim ... Biraz abartllar m diyor
sun? Bu koca kravat inem ve saatimin zinciri de... altn biraz
abarnyor muyum sence? Niye bana yle bakyorsun?"
imdeki huzursuzluun o gzlerden, tm o altn tak lardan
binbir zorlukla uzaklatn tuhaf bir ekilde gryor, bir ylan
gibi ar ar kvrlarak solgun alnndan giderek daha yukarya, k
zl salarn -aynen benimkiler gibi kzld, daha dorusu benimki
ler onunkiler gibi kzld; ondan bana getikleri besbelli olduuna
gre, benim olduklarn sylemem mmkn myd?- evreledii
parlak kafatasna doru ilerleyen mavimsi damarcklara takld
n hissediyorum. Ve ite karmdaki o parlak kafatas da yava
yava silikleip havaya kararak yok oluyor.
Babam!
imdiyse odaya, ruhumun ilerine szamayaca suskun bir
hareketsizlik iindeki tm o sama ve ekilsiz eyin arln ta
yan dehet verici bir sessizlik kyor.
O ksack an, sonsuz gibi geldi bana. O ann iinde kr ih
tiyalarmzn, deitirilmesi mmkn olmayan eylerin verdii
tm aresizlii iimde hissettim: Zamann hapishanesi; daha nce
ya da daha sonra deil, imdi domu olmak; bizlere verilen ad ve
beden; bir nedenler zinciri; istemeden babam olan o adamn ekti
i tohum; o tohumdan benim dnyaya geliim; o adamn isteme
den verdii, o dala bal, o kklerle ifade edilen bir meyve olmak.

79

iV

Tohum

O gnlerde babam ilk kez, daha nce hi grmediim bi


imde grmeye baladm: Ona dardan bakyordum, kendi ha
yatnn iinde fakat kendisi iin olduu, kendisi iin hissettii kii
deildi -ki ben bu kiinin kim olduunu bilemezdim; benim imdi
bu haliyle grdm ve ona bakalarnn vermi olduunu da var
sayabileceim gereklii, bana hepten yabancyd.
Belki de tm evlatlarn bana gelmitir: Sayg duymamz
gerektiini bildiimiz babamzn, bizi dehete dren baz ya
kkszlklarn fark etmek. Bakalarnn, biz evlatlarn babamza
atfettiimiz gerekliin aynsn vermeyecei, veremeyeceini fark
etmekten bahsediyorum. Bakalarnn onunla konuurken ya da
onu konumaya, glmeye, bakmaya tevik ederken, bir an iin biz
ocuklarn orada olduunu unutmalaryla birlikte, kendilerinin
tand babamzn kim olduunu, onlar iin nasl bir adam oldu
unu gz nne sermeleriyle birlikte, babamzn nasl yaadn,
bizim dmzda ve bakalaryla olan ilikilerinde nasl bir adam
olduunu kefetmekten bahsediyorum. Baka bir adamd. Ama ne
ekilde bakayd ? Bunu asla bilemedik. Babamz hemen bir el ia
reti, bir bakla dierlerine bizim orada olduumuzu anmsam. Ve
ite o belli belirsiz kk iaret, iimizde hemen derin bir uurum
at. Az nce ok yaknmzda olan ey, ite imdi bir srayta
uzaa gitmi, orada bir yabanc gibi kalakald. Hayatmzn tama
myla lime lime paralandn hissediyoruz: Hala o adama bal

80

k:ldmz o tek nokta hari. Ve utan verici bir nokta bu. O ya


bancyla hibir ekilde ilikilendiremediimiz, ondan apayr, belki
ngrebilecei ama yine de aslnda istemeden sebebiyet verdii
sradan bir olayn, bir jestin kann; bir eylemin meyvesi -ya da her
neyse ite- olarak grdmz doumumuzdan utan duyuyoruz,
bizde fke ve neredeyse nefret uyandryor. Ve gzlerimizin bulu
tuu o and:, babamzn baklarnda tam olarak nefret deil ama
bu durumdan duyduu derin rahatszl grebiliyoruz. Dman
ca baklarmz zerine dikmi halde orada yle dimdik ayakta
duran bizler, kendisini kollarna brakt bir anlk ihtiya ya da
zevkten doan beklenmedik bir sonutan ibarettik; bilmeden ek
tii o tohum, imdi karsnda ayakta dimdik durmu, bir salyan
gozunkileri andran prtlek gzleriyle ona bakyor, onu yarglyor
ve tamamen kendi istedii biimde, zgrce, baka biri, bizden de
baka biri olmasn engelliyordu.

81

Bir Meslein Adlandrlmas

imdiye kadar babam hi bu ekilde iimden koparp atma


mnm. Onu her zaman dnm, varl benim iin ok az ey
ifade etmi olsa da babam olarak hatrlamtm; annem gen yata
lnce, nce Richieri'den uzakta bir yanl okula, sonra bir ba
ka yatl okula, sonunda ise on sekiz yana kadar kalacam bir
ncsne verildim; ardndan niversiteye baladm ve alt yl

boyunca bir blmden dierine geip hibirinden hayata geirebi


leceim, kullanabileceim hibir ey renemem zerine sonunda
Richieri'yi geri arldm ve dllendirilmek iin mi yoksa ceza
landrlmak iin mi bilmem, hemen evlendirildim. ki yl sonra
sonrasa babam, geride kendisi ve sevgisine dair o efkat ykl
glmsemesinden -dediim gibi, o glmsemede de biraz ba
lama, biraz alay vard- baka hibir an brakmayarak vefat etti.
Ama kendisi iin neydi acaba? Babam imdi her eyiyle lp
gitmekteydi. Bakalar iin olduu kii . . . Bense yle az tanyordum
ki onu! Yalnzca benim iin olan glne gelince ... Bakalarnn

da pay vard tabii onda, bakalarnn ona verdii gereklikten de


kaynaklanyordu ve babam da pheleniyordu bundan ... imdiyse
o gln anlam ve nedenleri, tm korkunluuyla aka gzle
rimin nndeydi.
Yatl okuldaki arkadalarm ou kez, "Senin baban ne i
yapyor?" diye sorarlard.
"Bankac," diye yant verirdim.

82

nk babam, benim iin, bankacyd.


Babanz cellat olsa, bu durumu sizin babanza ve onun da
size olan sevgisiyle uyumlu klabilmek adna, mesleini aile iinde
nasl adlandrrdnz? Tabii canm, o size kar ok ama pek ok
iyi biri, ah bilmez miyim, bunu sylemenize gerek bile yok; by
lesi bir babann oluna duyduu sevgiyi zihnimde mkemmel bir
ekilde canlandrabiliyorum, olunun beyaz gmleinin yaka d
melerini, sevgiden titreyen koca elleriyle nasl da ilikler. Ve ayn
eller daha sonra, ertesi gn, afak vakti, idam platformunun ze
rinde nasl da acmaszdrlar! Ayn ekilde bir bankac da -!)itekim
bunu da zihnimde mkemmel bir ekilde canlandrabiliyorum
faiz orann yzde ondan yirmiye, yirmiden krka karabilir; her
kese knanmasna ramen tefeciliinin n ehirde yava yava
yaylacak ve bu utancn arl, imdi bunun farknda olmayp
nhaf dncelerin peinde aylaklk yapmakla megul olan sevgili
olunun omuzlarna kecektir; o halde izin verin de syleyeyim:
Kendisine aciz bir lks gibi gelen o iyilii, iinde biraz balama,
biraz da alay barndran o efkat dolu glmsemeyi gerekten de
hak ediyordu o ocuk.

83

VI
yi Yrekli Zalim Oul

Baklarm bu ke;fn deh;etiyle doluydu -ki kk d


rlm olmann ve dudaklarma anlamsz bir gl yerletiren
zntnn perdeledii bir dehetti bu- ve kimsenin gerekten bu
duygular iinde olduuma inanmayaca phesini tayordum.
Durum byleyken, karm Dida'nn karsna ktm.
Aydnlk bir odada olduunu anmsyorum; zerinde beyaz
bir elbise vard; pencereden giren parlak bir gne demeti
onu Ade:a sarmalamt ; beyaz ve altn sars renklerinde lakeli,
gzl byk gardroba baharlk giysilerini yerletiriyordu.
Fazla tuhaf bir ses karmamaya zen gstererek, iimdeki
gizli utancn acsyla sordum:
"Sen benim mesleimin ne olduunu biliyorsun, deil mi
Dida?"
Elinde zerine sar bir tl elbise aslm askyla bana doru
dnen Dida, sanki ilk kez gryormu gibi beni bir sre szd.
aknlk iinde, "Meslein mi?" diye yineledi.
Yannn beklediim soruyu tekrar sorabilmek iin, o utancn
acsn yeniden tatmak zorunda kalm1 ruhumun adeta para par
a olduunu hissetmitim. Ama ikinci seferinde azmdan daha

kolay kt.
"Evet," dedim, "ne i yapyorum?"
Bunun zerine bir sr" bana dik dik bakan Dida, sonunda
rltl bir kahkaha patlatt.

84

"Ne diyorsun yahu Genge?"


Patlayan o kahkaha, bir an iin de olsa duyduum deheti ve
ruhumun, iimde yapt aratrmalarn en youn noktasndayken
rpererek arpt o kr ihtiyalarn kbusunu paralayp datt.
Bakn ite, bakalan iin bir tefeci, karm Dida iinse budalann
biriydim. Ben Genge'ydim; u an burada, kannn hem ruhunda hem
de gzlerinin nnde var olan, Genge'lerden yalnzca biriydi ve kim
bilir darda, Richieri sakinlerinin hem ruhunda hem de gzlerinin
nnde var olan daha ne kadar Genge yayordu. Sz konusu olan
benim ruhum deildi; benim ruhum ise ncesindeki mahremiyetin
de olduu kadar zgrd ve bana etrafmdan gelen, bakalan tara
fndan yaplm ve verilmi olan niteliklere, zellikle de para ve ba
bamn meslei ile ilgili deerlendirmelere kar baklk kazanmt.
Peki bu ruh benim deilse, kime aitti? Bakalarnn bana ver
dii o aalk gereklii kendiminmi gibi kabul edemeyeceimi
sylyorsam, maalesef kendime bir gereklik vermi olsam dahi,
benim iin onun da hakiki olmayacan, bakalarnn bana ver
dii

gereklik kadar hakiki olmayacan kabul etmem gerekir;

bakalar iin u an karmn karsnda olan o bedenden ibaretken,


ben o bedene dahi

benim diyemiyordum nk o bedeni de o,

yani karmn Genge'si sahiplenmiti: Az nce de karm pek gl


dren sama sapan bir ey daha syleyen de oydu zaten.
" yi yreklilik lks . . . " dedim kendi kendime, bana hayata
ait deilmi gibi gelen o sessizlii bozan sesimle. Karmn karsn
da bir glgeye dnmtm, ben -yani benim bildiim ben- ise
onunla nerede konutuumu bilmiyordum.
Karm, tavrnda muteber hayatnn verdii gven, kolunda ise
o sar renkli elbisesiyle, bir kez daha, "Ne diyorsun?" diye sordu.
Yantlamadm grnce, bana yaklap kollarmdan tuttuu
gibi gzlerime doru fledi; artk Genge'nin, babamn yapt ile
ilgili kentte ne sylendiini aynen kendisi gibi bilmezlikten gel
mek zorunda olduunu gayet iyi bildii Genge'nin olmayan bir
bak silip yok etmek ister gibiydi.

85

Peki babamdan daha da beter deil miydim ben? Ah! Babam


hi deilse alyordu . Bir de bana bakn! Ben ne yapyordum
.

ben? yi yrekli zalim olu oynuyordum. O iyi oul ou zaman


ters (ve ayn zamanda tuhaf) eyler sylyordu: Burnunun saa
doru yamuk olduundan ya da Ay'n teki yznden bahsediyor
du. Dier yandan, babamn szde bankas, iki gvenilir dostum
Firbo ve Quantorzo sayesinde almaya devam ediyor, zengin
letike zenginleiyordu. Bankada kk apl baka ortaklar da
vard; iki gvenilir dostum-nasl denir- bir lde menfaat orta
ydlar ve bu sayede benim ilere bulamama hi gerek kalmadan
her ey drt drtlk gidiyordu; tm ortaklar tarafndan seviliyor
dum: Quantorzo beni olu, Firbo ise kardei gibi seviyordu ve her
ikisi de benimle i konularn konumann faydasz, ara sra beni
baz belgeleri imzalamak iin armalarnn ise yeterli olduunu
gayet iyi biliyorlard; her ey bir imzadan ibaretti. Aslnda birka
baka i de yok deildi: rnein ara sra birileri gelip onlar Fir
bo'ya gtrmemi ya da Quantorzo'ya verilmek zere bir referans
mektubu yazmam istiyordu ki ... te bu ! Tam o anda, karmdaki
adamn enesini biri daha belirgin, dieri ise daha ufak olmak ze
re iki eitsiz paraya blen o gamzeyi fark ediveriyordum.
imdiye kadar nasl oldu da vahice ldrlmedim? Ah dostlar,
gerekte nasl olduumu anlamak iin kendimi kendimden ayrp da
dardan bakmay hi denemediim ve kendimi iinde bulduum,
iine yerletirildiim koullara krce uyarak yaamaya devam ettiim
iin ldrmemilerdi beni; bahsettiim bu koullarn ne olduklarn
bile dnmemitim; yle ya, o koullar iinde domu ve bym
olduumdan, bu koular benim, byle olmam ise bakalar iin ola
and; heni byle tandklar ve baka trl dnemeyecekleri iin,
artk herkes bana nefretten neredeyse arnm bir ekilde bakabiliyor,
hatta bu iyi yrekli zalim oula glmseyebiliyorlard bile.
Herkes mi dedim?
Birdenbire iki ift gzn drt zehirli haner gibi ruhuma sap
landklarn hissettim: Eve dn yolunda her gn karlatm
Marco di Dio ile kars Diamante'nin gzleri.

86

VII
Herkes in Gerekli Bir Parantez

. Marco di Dio ile kans Diamante, benim (yanl hatrlam


yorsam) ilk kurbanlarm olma talihsizliini yaamlard. Moscar
dalardan yalnzca birinin giritii imha deneyinin ilk kurbanlar
olmulard demek istiyorum.
Ama bundan bahsetmeye ne hakkm var? Dierlerinin sz ve
grntlerini buraya tamaya ne hakkm var? Onlara dair ne bili
yorum ki ben? Onlarla ilgili nasl konuabilirim? Onlara dardan
bakyorum ve doal olarak, kendilerini benim onlar grdm
biimde tanmalar mmkn deil. O halde ikayet ettiim haksz
ln aynsn, imdi ben onlara yapm olmuyor muyum?
Evet, tabii ki yle ama arada bata bahsettiim ufak bir fark
var: Sabit fikirler; yani her birimizin, kendimizi grdmz ve
itenlikle olduumuzu dndmz kiiyi esas alarak, yalnz
kendimizi deil, bakalarnn de bizi iinde grmesini istediimiz
o kiiyi o veya bu ekilde ina ediimiz. Bylesi bir cretkarln,
densizliin cezasz kalmamas gerekir.
Ama biliyorum ki siz henz teslim olmak istemiyor ve hay
kryorsunuz:
"Peki ya gerekler? Tanr akna syle, ortada mutlak gerek
ler de yok mu?"
"Evet, tabii ki var."
Domak bir gerektir mesela. Daha nce sylediim gibi,

87

baka bir zaman yerine o zamanda; bu ya da bir dier babadan;


byle ya da baka trl koullarda; kz ya da erkek ocuk olarak;
Laponya'da ya da Afrika'nn ortasnda; gzel ya da irkin; kam
burlu ya da kambursuz domu olmak: Aln size somut gerekler.
Bir gznz kaybetmeniz de bir gerektir; nitekim her iki gz
nz birden de kaybedebilirsiniz -ki eer bir ressamsanz banza
gelebilecek en kt olaydr bu.
Zaman ve mekan: htiyalar. Kader, ans, rastlantlar: Hepsi
de hayatn tuzaklar. Var olmak istiyor musunuz? O halde byle
olacaksnz. Soyut olarak var olmak mmkn deil. Varlmz
bir eklin iine sdrmak ve bir sre sonra da ayn eklin iinde
son bulmak zorundayz, burada ya da orada, yle ya da byle. Ve
her ey, var olduu srece o biimde olmann, byle olup da br
rrl olamamann cezasn da beraberinde tar. rnein urada
ki iki bklm adamcazn varl sanki bir aka, zorlasak zorlasak
en fazla bir dakika srecek bir aka gibi gelir; ardndan da hop,
dorulsun, abucak kalksn, uzun boylu, evik bir adama dnsn
diye bekleriz... Ama nerde! Btn hayan boyunca -ki tek bir hayata
sahip olacak- byle kalaca gibi, bunu kabullenmesi de gerekecek.
Btn bunlar, biimler iin olduu kadar, eylemler iin de
geerli.
Bir eylem yaplp tamamlandnda, bir daha deitirilemez.
Biri harekete geip bir eyler yaptnda, sonrasnda kendisini
yapt bu eylemlerle badatramayp deitirmek istese de bunu
yapamaz; yaplm btn eylemler olduklar gibi kalr: Kendi el
leriyle ina ettii bir hapishane gibi. Birisiyle evlendiyseniz ya da
maddeten konuursak, hrszlk yapp da yakay ele verdiyseniz
ya da birini ldrdyseniz, gerekletirdiiniz eylemlerinizin so
nular sizi vantuzlu ahtapot kollar gibi sarmalamaya, kskacnda
tutmaya balar: Yaptklarnzn arln zerinizde ve evrenizde
youn, solunmas g bir hava gibi hisseder, o eylemlerin sorum
luluunu ve istemediiniz ya da ngrmediiniz sonularn da
stlenmek durumunda kalrsnz. Ve ne kadar urarsanz ura
n, bir daha da yakanz kurtaramazsnz.

88

Aynen byle. Peki bununla neyi kastediyorsunuz? Eylemlerin


de biimler gibi benim ya da sizin gerekliinizi belirlediini mi?
Peki nasl? Neden? Onlar gerekletirenler iin bir hapishane ol
duklar gereini kimse yadsyamaz. ddia ettiiniz sadece buysa,
dikkat ediniz ki bana kar hibir baar kazanm deilsiniz nk
ben de tam byle sylyor ve bunu savunuyorum, yani eylemlerin
bir hapishane, stelik de aklnza gelebilecek en adaletsiz hapisha
ne olduunu.
Tanr akna, bu szlerimin doruluunu size oktan kant
lam olduumu sanyordum! Diyelim ki, Tzio diye birini tanyo
rum. Bildiklerimden yola karak, ona bir gereklik yklyorum:
Kendi gzmden tabii. Gel gelelim T zio'yu siz de tanyorsunuz
ve tabii ki ona dair bildikleriniz, benim ona dair bildiklerimle
ayn deil nk her birimiz onu kendi tarzmza gre tanyor ve
ona kendi tarzmzda bir gereklik veriyoruz. Bu durumda Tzio,
kendisi iin de onu tanyan kii says kadar farkl gerekliklere
sahip nk ben onu bir biimde tanyorum, siz baka bir biimde
tanyorsunuz, bir ncs baka biimde tanyor, bir drdnc

s daha da baka biimde vesaire vesaire ve liste bylece uzayp


gidiyor. Bu da, her ne kadar Tizio kendisinin -hatta zellikle ken
disinin- herkes iin tek bir kii olduu yanlsamas iindeyse de
aslnda gerekten de benim iin birisi, sizin iin baka birisi, n
c bir kii iin bir baka birisi, drdnc bir kii iin daha baka
birisi vesaire vesaire olduu anlamna geliyor. te asl "sorun" -ya
da daha hounuza gidecekse "iin esprisi" diyelim- tam olarak
burada. Bir eylemde bulunuruz ve tm iyi niyetimizle, iimizdeki
her birinin bu eyleme karlm olduunu varsayanz. Ne zaman ki
byk bir talihsizlik sonucu onlardan birine taklp havada yle
ce asl kalrz, ite o zaman durumun maalesef byle olmadn,
eylemin biz olan ya da biz olabilecek ok kii iinden aslnda her
zaman ve yalnzca bir kii tarafndan yapldn; yani iimizdeki
her birinin o eylemin gereklemesinde pay sahibi olmadn fark
ederiz. Ve o tek kii zerinden, ona ntunmu ve havada ylece
asl kalan hepimizin yarglanmasn byk bir adaletsizlik olarak

89

grrz; hepimizin hayat, sanki tamamyla o tek birinin gerek


letirdii eyleme balymasna alt st olur.
"Ama ben ayn zamanda buyum ve uyum ve sonra uyum
da!" diye barmaya balarz.
Pek ok kii; aynen yle: O tek birinin gerekletirdii ey
lemin dnda kalan ve o eylemle hibir ilgileri bulunmayan pek
ok kii var iimizde. stelik bununla da kalmyor; o tek birinin
ta kendisi, yani bu eylemi gerekletirdii belirli bir ana ona ver
diimiz gereklikten ibaret olan kii, ounlukla eylemin hemen
ardndan ortadan kayboluverir; bu arada o eylemin hatras ise
kayglandrc, aklanamaz bir rya gibi iimizde kalr. Ardndan
ise her birinin de aslnda bize karlk geldii ya da gelebilecei
bir kii, on farkl kii, btn o farkl kiiler iimizde birer birer
ortaya karak, nasl olur da bylesi bir eylemde bulunduumuzu
sorduklarnda, bizler olup biteni kendimize aklamay bir trl
beceremeyiz.
Gemi gereklikler.
Eer olaylar ok kayg verici deilse bu gemi gereklikle
ri birer aldanma olarak adlandrabiliriz. Evet, bylesi doru olur
nk her gereklik bir aldanmadr aslnda. Aldanmadan konu
almken, size u anda gzlerinizin nnzde bir dierine daha
ahit olduunuzu sylesem?
"Yanlyorsunuz siz!"
ok yzeyseliz -sizler ve ben. in esprsnn iine nfuz
etmi falan deiliz; nitekim bu mesele tahmin ettiimizden ok
daha derin ve kkl, sevgili dostlar. Bahsettiim u: Varlklarn
biimler araclyla eylemde bulunmalar kanlmazdr; bizler ise
varlklarn yaram d grnlerden ibaret olan bu biimlere bir
gereklik deeri veririz. Doal olarak, varln bize hangi biimde
ve hangi eylemi gerekletirirken grndne gre de deiir bu
deer.
Ve bizler, mutlaka dierlerinin yanlmakta olduunu zanne
der, belli bir biim, belli bir eylemin bu olmadn, byle olma-

90

dn dnfirz. Fakat ksa bir sre sonra, bak amzda bir


derecelik dahi bir oynama gerekletiinde, kendimizin de yan
lyor olduunu ve ayn ekilde bizim iin de bu olmadn, byle
olmadn fark etmemiz kanlmazdr; yani sonunda hibir eyin
deimez ve kesin bir biimde bu ya da byle olmayacan ve kah
bu biimde k u biimde grneceini kabul etmek zorunda ka
lrz; bir anda hepsi yanl ya da hepsi doru gibi gelmeye balar ki
bu durum hibir eyi deitirmez nk bize herhangi bir gerek
lik verilmedii gibi, tek bir gereklik de yoktur; nitekim eer ki
var olmak istiyorsak onu kendi kendimize ina etmemiz gerekir:
Asla herkes iin tek bir gereklik olmayacak, srekli ve sonsuz kez
deiecektir. Bugnn gerekliinin tek olduu yanlsamas bizi
bir yandan desteklerken te yandan dipsiz bir boluun iine iter;
nk bugn gereklii yarnn yanlsamasn ortaya karmak
la ykmldr. Ve hayat, asla son bulmaz; bulamaz. Eer yarn
son bulursa, her ey biter.

91

VIII
Biraz Alalalm

Size biraz yksekten utum gibi geliyor? O zaman biraz al


alalm. Top istedii kadar esnek olsun, zplayabilmesi iin nce
yere demesi gerekir. O halde nce yerden sektirelim ve sonra
elimize gelmesini salayalm.
Hangi gerekler zerine konumak istiyorsunuz? Falanca
yln falanca aynn falanca gn, asil Richieri kentinde, falanca
sokaktaki bilmem ka kap numaral evde, falanca bey ile filanca
hanmn olu olarak domu olduum mu; kilisede ayn altsnda
vaftiz edilmi; aln yanda okula gnderilmi; yirmi nde ev
lendirilmi; bir metre altm sekiz santim boylu, kzl sal oluum
vesaire vesaire mi ilgilendiriyor sizi?
Bunlar benim zelliklerim. Kesin, deimez bilgiler olduklarn
syleyebilirsiniz. Bunlardan hareketle benim gerekliime dair sonu
ca m varmak istiyorsunuz? Kendi balarna hibir ey ifade etmeyen
bu bilgilerin nda, herkesin ayn deerlendirmeyi yapabileceine
mi inanyorsunuz? Beni tam ve kesin olarak temsil ediyor olsalar
bile, nerede temsil ettiklerini syleyebilir misiniz? Hangi gereklikte?
Sizin gerekliinizde tabii; baka birinin ve sonra daha baka
birinin ve sonra daha daha baka birinin gerekliinden daima
farkl olacak o gereklikte. Brakn canm, herkes iin tek bir ger
eklik olmas mmkn m? Daha az nce her birimiz iin tek bir
gereklik dahi olmadn, kendimizinkinin dahi iimizde srekli
deitiini sylemedik mi? Ee, yani?

92

te bu noktada dibe vurduk. Be kii misiniz? Beni takip


edin.
Bu, benim falanca yln falanca aynn falanca gnnde do
duum ev. Topografik veriler esas alndnda, ykseklii, uzunlu
u, n yzndeki pencere says ile bu ev herkes iin ayn: Beiniz
iin de falanca yln falanca aynn falanca gnnde, kzl sal bir
bebek olarak bu evde doduum ve imdi ise bir metre altm se
kiz santim boyunda olduum verilerinden hareketle, beinizin de
bana ve bu eve ayn gereklii verdiiniz sonucuna m varacaz

yani? Halbuki derme atma bir evde oturuyorsanz doduum bu


ev bir saraydan farksz; belirli bir sanatsal beeniye sahipseniz,
ok kaba ve irkin gelecektir size; rnein gemiinizde kalan ac
bir olay hatrlatyorsa bu evin sokandan gnlszce, etrafn
za ters baklar atarak geeceksiniz; gel gelelim doduum evin

karsndaki bir dier evde, annemin de yakn arkada olan vet


yleydi, biliyorum- zavall anneciiniz oturmusa sevgi dolu ve
smscak olacak baklarnz
Peki ya bu evde domu olan ben? Aman Tanrm! Beiniz iin
de bu evde -yani ayn anda hem bir, hem de be farkl ev olan bu
evde- falanca yln falanca aynn falanca gnnde bir budalann
domu olmas, hepiniz iin de ayn budala olduum anlamna
m geliyor? Quantorzo'yu bankann mdrlne, Firbo'yu ise
adli danmanla getirmem nedeniyle, biriniz iin budalaymdr
mutlaka; gel gelelim bir dieriniz tam da bu nedenle ok kurnaz
olduum iin takdir edebilir beni; bir dieriniz ise her gn ka
rmn kpeini dolatrmaya kararak budalalm yedi dvele
haykrdm dnecektir vesaire vesaire...
Her birinizin iinde bir tanesinin var olmas suretiyle, top
lam be budala. Aynen dardan grdnz ekilde karnzda
duran be budala; aynen doduum ev gibi ben de hem bir tane
yin, hem de be; hepsinin de ad Moscarda ve bu ad tek bana
tek bir gereklik ifade etmiyor; nitekim birbirinden farkl be bu
dalaya karlk gelen bu isimle seslenmeniz halinde
-

Moscarda!

bei birden dnp bakacaktr size; gel gelelim her biri sizin ona

93

verdiiniz d grne sahip olacandan be farkl ekilde g


rneceim size; rnein glyorsam, be farkl gl yerleecek
yzme vesaire vesaire ...
Ve gerekletirdiim her eylemi, sizin iin beni temsil eden
bu be kiiden biri gerekletirmi olmayacak m? Ve o be kii bir
birinden farklysa bu eylemin daima ayn olduunu sylememiz
mmkn m? O halde her biriniz, eylemlerimi bana verdiiniz
gereklie gre yorumlayp ona gre bir anlam ve deer ykle
yeceksiniz.
"Moscarda bunu yapt," diyecek biriniz.
"Haydi canm, bunu yapmm! Bambaka bir ey yapn!"
diyecek bir dieriniz.
"Bence iyi yapm. Byle yapmas gerekiyordu! " diyecek
ncnz.
"Byle yapmas gerekiyormu, haydi ordan sen de! ok kt
yapt! Halbuki yle yapmas gerekiyordu . . . " diyecek drdnc
nz.
"Ne yapmas gerekiyordu canm? H ibir ey yapmad ki! "
Ve sizler ii, birinizin Moscarda'snn brnn Moscar
da'syla ayn olmadn anlamay reddederek, Moscarda'nn
yaptklar ya da yapmadklar, neyi yapmas gerekip neyi yapmas
gerekmedii zerine hararetli bir tartmaya girimeye kadar g
treceksiniz; yle ya, tek bir Moscarda'yla, u karnzdaki duran
ve sizin de grp dokunduunuz byle byle adamla konutuu-
nuzu sanyor, oysaki aslnda be farkl Moscarda'yla konuuyor
sunuz nk dier drdnzn karsnda da aynen sizinki gibi
tek olduunu dndkleri, grp dokunduklar byle byle bi
rer Moscarda var. Be -hatta zavall Moscarda'nn da kendi adna
grp dokunabildii bir tanesi olduunu varsayarsak, aln- farkl
kii; ayn anda hem biri, hem de hibiri; yle ya, kendisinin grp
dokunduu adam, dier be kiinin grp dokunduu adamla asla
ayn olmayacak ki ...

94

IX
Parantezi Kapatalm

Her eye ramen, size o sahip olduunuzu dndnz


gereklii vermeye alacamdan hi pheniz olmasn: Yani, de
memo ki, iimde aynen kendi istediiniz ekilde var olmanz sa
layacam. Ne kadar urarsam uraaym sizi istediiniz biimde
temsil etmemin mmkn olmadn artk gayet iyi biliyoruz; zira
daima yalnzca bana gre bir biiminiz,. olacaktr, size ve baka
larna gre bir biiminiz,. deil.
Fakat af buyurun: Eer sizin iin, bana verdiinizin dnda
baka bir gerekliim yoksa o gerekliin benim kendi kendime
verebileceim gereklikten daha az hakiki olmadn kabul etme
ye hazrsam ve o gereklik (ki bana nasl bir gereklik atfetmi
olduunuzu ancak Tanr bilir!) sizin iin tek ve mutlak niteliktey
se; sizi tm iyi niyetimle, mmkn olduunca istediiniz biimde
temsil etmeye altm grdnz halde, bir de kalkm size
vereceim gereklikten yaknyor musunuz yani?
Sizi temsil ettiim biimde olduunuzu iddia etmiyorum.
Aslnda kendi gznzde olduunuzu sandnz o birisi dahi ol
madnz, aksine ayn anda birok kii olduunuzu ve bu saynn
eitli biimlerde var olma yeteneinize, ilikilerinize, iinde bu
lunduunuz ortam ve artlara gre deiebileceini zaten syle
mitim. O halde size kar nasl bir hakszlk yapyor olabilirim?
Asl sizin verdiiniz gerekliin dnda bir gereklie sahip ol
madma ya da olamayacama inanan sizler bana hakszlk ya-

95

pyorsunuz; inann ki bana verdiiniz gereklik, aslnda sadece


size ait: Sadece size ait bir dnceden, kendi kendinize bana dair
edindiiniz izlenimler btnnden, sizin hissettiiniz, size gre,
size mmkn gelen bir var olma biiminden bahsediyoruz; benim
gerekten kim olabileceim hakknda ise brakn sizleri, benim
dahi en ufak bir ey bilme ihtimalim yok.

96

ki Ziyaret

Birdenbire gerekleen ve biri dierinin iinde iki ziyaretin,


bu kitabm okumaya baladnzdan beri yznzden eksik ol
mayan alayc glmsemenizin ne kadar aptalca olduunu ortaya
karm olmasndan fazlasyla memnunum.
Halen aknsnz -haliniz gzmden kamyor; rahatsz, hu
zursuz, eski arkadanz karsnda hayli mahcupsunuz; yeni bir
arkada edinir edinmez onu hemen aalk bir bahaneyle postala
yverdiniz nk onu yeni arkadanzn nnde glerken, konu
urken grmeye daha fazla dayanamyordunuz. Nasl yapabildi
niz bunu? Onu byle postalamanzdan bahsediyorum, halbuki az
nce, bu yenisi gelmeden evvel, onunla konumak ve glmek pek
hounuza gidiyor gibiydi, yanlyor muyum?
Postaladnz gini. Peki kimi ? Arkadanz m? Postaladnz
kiinin o olduuna gerekten de inanyor musunuz?
Biraz durup dnn derim.
F.ski arkadanz yenisi geldi diye postalam olmanzn
kendi iinde hibir makul sebebi olamaz. O ikisi birbirlerini ta
nmyorlard bile; onlar siz tantrdnz; olsa olsa yarm saat sa
lonunuzda havadan sudan konutular, o kadar. Ne onun ne de
dierinin utanp sklmasna gerek yoktu.
Utanp sklan ise siz oldunuz ve o ikisini hararetle konu
urken grp birbirleriyle giderek daha iyi anlamakta olduunu

97

anladka, utancnz da o kadar hissedilir ve dayanlmaz oldu. Ni


tekim aralarndaki ahengi bozmakta gecikmediniz. Neden? n
k siz (neden anlamakta hala direniyorsunuz?}, evet siz, anszn
-yani, yeni arkadanzn geliiyle- biri dierinden ok farkl iki
kii olduunuzu fark ettiniz ve buna daha fazla dayanamadnz
iin, bir sre sonra mecburen onlardan birini postalamak zorunda
kaldnz. Hayr, eski arkadanz deil kendinizi -eski arkadan
zn bildii kendinizi- postaladnz; nk onun, yeni gelenin tan
d ya da onun iin olmak istediiniz kii olmadn hissettiniz.
O ikisi kendi aralarnda uyumsuz deillerdi; birbirlerine ya
banc olmalarna ramen ikisi de ok kibard ve alacak derece
de iyi anlayorlard; kendi iinizde aniden kefettiiniz iki siz idi
onlar. Aralarnda hibir ortak nokta yokken, birine ait eylerin
dierininkilerle karmasna tahamml edemezdiniz. Onlarn hi
bir, tek bir ortak noktalar yokken, sizinse eski arkadanz iin bir
gerekliiniz, yeni arkadanz iinse ondan tamamen farkl ba
ka bir gerekliiniz olduuna gre, biriyle konumaya giriseniz,
teki size akn gzlerle bakacak, sizi tanyamayacak ve kendi

kendine hayretle yle soracakt:


"Nasl yani? Arkadam bu mu? Byle mi?"
Ve bunun zerine, ayn anda iki kii olduunuzu fark etme
nin dayanlmaz utanc iinde, arkadalarnzn birinden deil de
sizi ayn anda kendileri olmaya zorlayan ve iinizde yaayan o
iki kiinin birinden kurtulmak iin aalk bir bahane aramaya
koyuldunuz.
Haydi, haydi, kitabm okumaya kaldnz yerden devam
edin -u ana dek yznzden eksik olmayan o glmsemeyi silip
atn

ama.

Yeni yeni edindiiniz bu deneyimlerin keyfinizi kardn


syleyecekseniz, bunun henz hibir ey olmadn biliniz, sevgi
li dostum: Kendinizi daima tek bir kii olduuna inandradurun,
aslnda yalnzca iki de deil, kim bilir ka kii olduunuzun bilin
cinde deilsiniz.
Yolumuzda devam edelim.

98

DRDNC BLM

1
Ma,rco di Dio ile Kans Diamante Benim in
Nasl diler?

Nasl idiler dediime bakmayn, belki de hala hayattadr


lar. Nerede yayorlardr? Belki de hala buradadrlar, hatta belki
yarn karlarz bile. Ama buras dediim de neresi? Benim ken
dime ait bir dnyam yok artk; ne onlar hakknda bir ey bilebili
rim ne de nerede yayormu numaras yaptklarn. Ancak yolda
onlara rastlarsam, yoldan getiklerini kesin olarak bilebilirim, o
kadar. Sze u soruyla balayabilirim:
"Sen Marco di Dio musun?"

Ve o da yle cevaplayabilir:
"Evet. Ben Marco di Dio'yum."
"Bu yoldan m yrrsn hep?"
"Evet. Bu yoldan."
"Bu da senin karn Diamante mi?"
"Evet. Karm Diamante."
"Bu yolun ad byle byle mi?
"Evet, byle byle. Bu yolun zerinde pek ok ev, pek ok
enine yol ve pek ok lanba vesaire vesaire var."

101

Orlendorf'un7 gramer kitabnda olduu gibi.


Bu kadar sohbet o zamanlar bana yetiyordu; aynen imdi de
size, bir zamanlar zerinde onlarla karlanm ve yeniden de
karlaabileceim u yolun ve Marco di Dio ile kars Diaman
te'nin gerekliklerini saptamak iin yetecei gibi. Ne zamand?
Yok canm, ok yl gememitir zerinden. Zaman ve mekan ile
ilgili ne kesin (!) bilgiler veriyorum ama! Zaman, be yl nce;
mekan ise bir yol.
Sonsuzluk kavram, yalnzca bu be yl iinde deil, u bir
dakikayla dieri arasnda da kmt benim iin. O zaman iin
de yaadm dnya bana imdi nasl uzak geliyor bilemezsiniz,
gkyzndeki en uzak yldzdan da daha uzak.
Marco di Dio ile kars Di:mante hana hep iki bahtsz gibi
gelmilerdi; sefalet onlar, bir yandan her sabah yzlerini yka
malarnn gereksiz olduuna, dier yandansa yalnzca en azndan
karnlarn doyurmaya yetecek o birka kuruu kazanmalar deil,
ayn zamanda bir gecede bir milyoner olabilmek adna denenme
mi hibir yol brakmamaya ikna etmiti: Marco di Dio fke dolu
gzlerini fal ta gibi aar, heceleyerek mil-yo-ner, derdi.
O zamanlar yalnz ben deil, onun byle sylediini duyan
herkes de benimle birlikte glerdi. Oysa imdi bu tavrm hanrla
yp dehete dyorum nk insana g veren o tanrsal eyden,
yani hayat tecrbesinin dzenliliinden henz phe duymaya
balamam olduum iin, o zamanlar halli glebildiimi fark edi
yorum: Nitekim bir gecede milyoner olabilme dncesini, tam
da bu yzden gln bir rya olarak deerlendirmitim. Peki ya
incecik bir iplikten ibaret olduunu ok nceleri belli eden ey,
yani hayat tecrbesinin dzenlilii, benim iimde ortasndan ko
puvermise? Ya iki ya da kez tekrar ettii iin bana gre dzen
lilik kazanan sadece gln bir ryadan ibaretse? O zaman bir ge1

Heinrich Gonfried Ollendorff (1 803 - 1 865), Alman dilbilimci ve dil


bilgisi uz man. Yazar, Ollendorff'm soru-cevap biiminde hazrlanm
mekanik nitelikteki diyaloglarna esprili bir gnderme yapmaktadr.
( .n.)

102

cede gerekten milyoner olunabilineceinden phe duymak bana


da imkansz gelirdi. Hayat tecrbesinin o kutsanm dzenliliine
sahip olanlar neyin aslnda gerek, neyinse geree yakn olabi
leceini, kurald yaayan kiiler kadar iyi gremezler -aynen u
adamcaz gibi.
Mucit olduuna inanyordu.
Ve mucit dediiniz, gzel bir gnde gzlerini aar, bir ey icat
eder ve milyoner olup kar, sevgili dostlar!
Herkes onu hala taradan Richieri'ye henz gelmi bir ky
l olarak hanrlyor. O yllarda en nl sanatlarmzdan. birinin
-rahmetli- stdyosuna kabul edildiini ve orada ksa srede mer
meri ustaca ilemeyi rendiini de hatrlyorlar. Derken bir gn
byk usta bir sergide yer almak zere hazrlad ve sonradan
Satyr1' ve ocuk adyla nlenecek bir grup al eseri iin, onu mo
del olarak kullanmaya karar verdii de akllarda kalmtr.
Bylece sanat, iledii kile kusursuz ve gerekd bir g
rnm kazandrmay baarmt; eser bir sanat harikas olmasa da
yaratcsnn ok houna gidiyor, bolca vg almasn salyordu.

Su kildeydi.
rencisinin iinde, vgye deer bir biimde ebediyen kile
sabitlenmi o gerekd grnty alp da anlk, vg almaya
cak bir eyleme dntrme drtsnn doabileceini aklndan
ucundan bile geirmeyen usta, bir yaz gn len saatlerinin bo
ucu scanda, stdyoda ter iinde aklndaki o grubun grnt
sn mermere aktarmaya alyordu.
Kilde hayat bulan sahte ocuun o tatl, uysal glmsemesi
ne sahip olmak istemeyen gerek ocuun koyverdii imdat l
n koup gelen ahali, Marco di Dio'yu o boucu scakta, iinde
anszn beliren o hayvani drtden yol at bir eylemi yaparken
sust yakalad.

Eski Yunan mitolojisine gre ormanlk alanlarda yaayan, elence ve


ehvete dknlyle bilinen yar insan yar kei vcutlu yaratk.
(.n.)

103

Zira eri oturup doru konualm derim: Hayvani, hatta i


ren olarak tanmlayabileceimiz o eylemi gerekletiren Marco
di Dio, ayn zamanda drst ve erdemli pek ok baka eylemde
de bulunan ve ustasnn daima iyi bir delikanl olarak tand tas
laks deil miydi?
Bu soruyla ahlaki deerlerinizi rencide ettiimin farknda
ym. Nitekim bana, Marco di Dio'da bylesi bir drtnn dou
unun, onun aslnda ustasnn tarif ettii gibi o iyi delikanl ol
madnn gstergesi olduunu syleyerek yant veriyorsunuz. Bu
arada dikkatinizi ekmek isterim ki, azizlerin hayatlar da benzer
drtlerle (hatta daha da irenleriyle) doludur. Azizler bunlar

eytana mal ediyor ve Tanr'nn yardmyla alt edebiliyorlard. i ste


byle, kendinizi ou kez frenlemek suretiyle, bu tr drtlerin
iinizde domasna siz de engel oluyor ve de iinizden anszn bir
hrsz ya da katilin kmasn engelliyorsunuz. yle ya, hibir yaz
gnnn o boucu ikindi sca, sizin her zamanki doruluk ve
drstlk kabuunuza zarar vermeyi baaramad gibi iinizde
doutan var olan hayvani duygular da tututuramad. O halde
onu rahata yarglayabilirsiniz.
Ya imdi size Jl Sezar'dan, hani o ihtiamyla sizi kendisine

hayran brakan o imparatordan bahsetmeye balasam, ne dersiniz?


"Bu ne edepsizlik!" diye haykrrsnz. "Bahsettiin dnemde
o henz Jl Sezar deildi. Ne zaman ki Jl Sezar gerekten kendisi
oldu, ite zaman bizler de hayran olduk ona."
Gayet gzel. Kendisi demek ... Bu size garip gelmiyor mu?
Madem Jl Sezar sadece ona hayranlk duyduunuz anlarda ke11-

disi idi, geride kalan tm zaman boyunca neredeydi peki? Kimdi?


Hi kimse mi? Herhangi biri mi? Kimdi yleyse?
Bu sorular kars Calpurnia'ya ya da Bitinya kral Nikome
des'e9 sormak gerek.
9

Birinya .Krall'nn gvenliini salamak zere iV. Nikomedes'in do


nanmasna elik eden Jl Sezar'n, kraln saraynda uzun sre kalmas,
aralarnda bir iliki olduuna dair iddialarn ortaya arlmasna neden
olmurur. (.n.)

1 04

Uraa uraa, sonunda u dnce de zihninizde bir yer bul


du kendisine: Tek bir Jl Sezar yoktu. Bir jl Sezar vard tab ve
hayannn birok kesitinde kendisini temsil ediyordu: Her ne ka
dar bunun, tekilerle kyaslanamayacak lde byk bir deere
sahip olduu phe gtrmese de yine de gerek Jl Sezar'dan
daha gerek olamazd; u imparator jl Sezar'n da en az teki ka
dar; kars iin batan aa tra olmu, rahatszlk verecek kadar
krtan, yan plak ve zinac; Bitinya kral Nikomedes iinse yasak
aknn kahraman olan adam kadar gerek olduuna, yalvarrm
nann.
Asl sorun ise hala ayn kalyor dostlar: Hepsi de tek bir isim
le, Jl Sezar ismiyle anlmak ve tek bir erkek bedeninde pek ok
kii -hatta ilerinde bir de kadn- olarak hep birlikte yaamak
zorundaydlar; aslnda kadn olan o biri, iine doduu erkek be
deninde buna olanak bulamaynca, frsatn bulduu yerde doal
olmayan yollardan kadnln yaayp pek ok kez uygunsuz ili
kiye girmiti.
Zavall Marco di Dio'nun iindeki satyr darya kam, tm
abalarna ramen, tek bir seferliine de olsa, ustasnn o heykel
grubu tarafndan batan karlmt. O bir anlk eyleminde sus
t yakalanm ve bu ar sutan ebediyen mahkam edilmiti. Hi

kimse ona deer vermiyordu artk; hapisten ktnda ise, iine


dt yz kzartc sefaletten kurtulabilmek iin, gnn birin
de yannda bitiveren ve hi kimsenin nereden ve nasl geldiini
bilmedii bir kadnla kol kola girip akla gelmeyecek tuhaflkta
planlar yapmaya balad.
On yl akn bir sre boyunca, bir sonraki hafta ngiltere'ye
gideceini syleyip durdu. Ama onun iin bu on yl gerekten de
gemi miydi acaba? Bu szlerini duyanlar iinse gemiti, hem
de nasl. Bir sonraki hafta ngiltere'ye gitmek zere yola kaca
konusunda daima olduka kararlyd. ngilizce alyordu. Sahi
den alyor muydu bilinmez ama en azndan yllarca koltuunun
altnda hep ayn sayfas ak ve ayn noktadan katlanm bir i ngi
lizce gramer kitab tayp durdu; ak duran o iki sayfa, kolunun

105

srekli srtnmesi ve ceketin pislii nedeniyle arnk okunamaz


durumdayken, teki sayfalar inanlmaz derecede temizdi. Gel
gelelim, kirin okunamaz kld yere kadar yazanlar biliyordu.
Yolda ylece yrrken aniden dnp kalarn atar ve karsna,
adeta abukluunu ve bilgisini yoklamak istercesine birka soru
yneltirdi:

"Is ]ane a happy child?" 1 0


Ve kars, abucak ve ciddiyetle yantlard:

"Yes, ]ane is a happy child. " 1 1


yle ya, kars da onunla birlikte haftaya ngiltere'ye gitmek
zere yola kacakt.
Kadnn bu hali kayg verici olmakla kalmayp acma duy
gusu da uyandryordu; kadn kendisine balayp evlerinde su
bulunmayan lkeler iin .kokmayan helalar yapmak gibi yeni
icatlarla bir gecede milyoner olma ryasnn, o gln ryasnn
pei sra sadk bir kpek gibi yrmesini salamay baarmt.
Glyor musunuz? Onlarn ciddiyeti, tam da bu nedenle, yani
herkes onlara gld iin rktc, hatta yrtcyd. Ve arkala
rndan duyulan kahkaha arttka, giderek daha da yrtc olmaya
devam ediyordu.
Artk yle bir noktaya gelmilerdi ki birileri tesadfen du
rup da planlarn glmeden dinlese, bundan memnun olacaklar
yerde, ona sadece phe deil ayn zamanda nefret dolu pis ba
klar frlatyorlard. Zira dierlerinin alaylar, hayallerinin iinde
soluduu havaya dnmt artk. Aalanmadklar, kendile
riyle alay edilmedii anda, nefessiz kalma tehlikesiyle yz yze
gelebilirlerdi.
Bu nedenle, babamn nasl olup da onlarn en byk dma
nna dntn anlayabiliyorum.
Nitekim babam, size daha nceki bahsettiim o iyi yreklilik
10
11

rg. "Jane mutlu bir ocuk mu?" (.n.)


rg. "Ever, Jane mutlu bir ocuk." (.n.)

106

lksnden sadece benim nezdimde yararlanmyordu. Marco di


Dio gibi garibanlarn karsna geip de aptal hayallerini, zengin
olma planlarn gerekletirememekten duyduklar mutsuzluu
alayarak anlanlarn, o kendine mnhasr glmsemesini tak
narak dinler, onlara snr tanmayan bir cmertlikle yardm et
mekten memnuniyet duyard.
"Ne kadar?" diye sorard babam.
Yok canm, yle ok bir ey deildi. yle ya, onun gibilerin
zengin -mil-yo-ner- olabilmesi iin yetecek mebla, daima ok
azd. Ve babam karr verirdi.
"Nasl yani? nceki sefer azck yeter diyordun ya. ."."
"Haklsnz, yleydi. Hesab iyi yapamamm. imdiyse, tam
olarak... "
"Ne kadar?"
"Ah, az bir ey ! "
Ve babam verirdi d e verirdi. Ama sonrasnda, belli bir nokta
da yeter derdi. Ve bunun zerine bizimkiler, kolayca tahmin edi
lecei zere, kendilerini yanlgdan kurtard iin babama min
nenar olacaklarna, hayallerini gerekletirmekte baarsz olula
rnn suunu, stelik de vicdan azab duymakszn ona yklediler.
Ve hi kimse, babama onlar kadar nefretle "tefeci" diye seslenerek
almaya kalkmad. .
Hepsinin iinde en intikama susamlar, bu Marco di Dio'y
du. Babamn lmnn ardndan, hi de sebepsiz saylmayacak
o acmasz nefretini bana yneltti. Hi de sebepsiz deildi diyo
rum nk neredeyse bilgim dnda ve farknda olmadan, ben de
ondan yararlanmann peindeydim. Sahibi olduum derme atma
evlerden birinde yaamasna izin verdim ve kira iin ne Firbo'yu
ne de Quantorzo'yu peine taktm. imdi ise bu derme atma evi,
onun zerindeki ilk deneyimi gerekletirmek iin ara olarak
kullanacakom.

107

il

Batan Aaya

Batan aaya diyorum nk biraz eleneyim diye, iimdeki


kendimi iimdeki yz bin benden birinin gznde farkl bir ekilde
temsil etme isteini hafife drklemem, dier tm gereklikleri
min yz bin farkl biimde deiiklie uramasna yetti de artt bile.
Ve iyice dnrseniz, bu oyunun bendeki delilii dourma
snn kanlmaz olduunu siz de anlayacaksnz. Adna ..delilik"
yerine "korku" demek belki de daha doru olacaktr: imdeki
delilik bilinci taptaze ve berrakt, dostlar; bir nisan sabah gibi
taptaze ve berrak, bir ayna gibi parlak ve kusursuzdu.
Zira ilk deneyime doru yol alrken, kendi irademi cebimden
mendilimi karrcasna nazik hareketlerle iimden kardm. Be
nim olmamas gereken, gerekliini bakasnda yaayan glgeme
ait bir eylem gerekletirmek istiyordum; glgem yle gerek ve
katyd ki, lanet olas bir ihtiya nedeniyle onunla nceden kar
lap selamlamam olsaydm apkam kartp selamlayabilirdim
onu; tam olarak iimde deil de, benimle ayn bedendeydi -o be
den ki tek bana kimse deilken benim olabilirdi ve beni, kendim
iin temsil ettiinden dolay aslnda benimdi ama o glgeninki de
olabilirdi ve onundu da; o yz bin glgeye de aitti ve beni yz bin
farkl kiiye, farkl ve canl yz bin biimde temsil ediyordu. '
Nitekim, ona haince bir oyun oynamak niyetiyle Sinyor Vi
tangelo Moscarda'y hedef almam mydm? Tam da byleydi!
Evet dostlar, kendisine tamamyla aykr ve tutarsz bir eylemde

1 08

bulunmasn salamak iin planladm kt bir oyundan bahse


diyorum (btn bu gz krpmalar iin ok zr dilerim fakat gz
krpmaya, aynen byle gz krpmaya ihtiyacm var nk u an
size nasl grndm bilemediimden bu gz krpmalarla tah
min etmeye alyorum); gerekliinin altnda yatan mant bir
hamlede yerle bir edip o gereklii Marco di Dio ve daha pek ok
larnn gznde yok edecek bir eylemden baka ne olabilirdi bu?
Talihsizliin bylesi! Benzer bir eylemin, zihnimde canlan
drdmdan ok baka bir sonu vereceini, yani kendimi herkese
u soruyu yneltirken bulacam aklma ucundan geirmemitim:
"Bende grmek istediiniz o tefecinin ben olmadm niha
yet gryorsunuz, deil mi dostlar?
Ve eylemimin bir dier istenmeyen sonucu da, herkesin a
kna dnm halde yle haykrmaya balamas oldu:
"Ooo millet! Biliyor musunuz, tefeci Moscarda delirmi!"
yle ya, tefeci Moscarda delirmesine delirebilirdi de kendisine
tamamyla aykr ve tutarsz bir eylemle byle birdenbire yok olmas
mmkn deildi. Tefeci Moscarda, dalga geilebilecek, hafife alna
bilecek bir glge deildi: Sayg gsterilmesi gereken bir beyefendi;
bir mette altm sekiz santim boyunda; bankasnn kurucusu olan
babas gibi kzl sal; kalar, evet, uzatma iareti gibi; bumu, karm
Dida'nn u sevgili aptal Genge'sinink.i gibi saa doru yamuk bir
beyefendiydi ite; ki -Tanr gstermesin- delirmesi halinde, baka
larnn gznde temsil ettiim dier tm Moscardalar da

-aman

Tanrm, karun Dida'nn u zavall gnahsz Genge'sini ve syleme


me izin verin, tm hafifliim ve gJeliimle onunla oynamaya giri
en bendenizi de- pei sra tmarhaneye srkleyebilirdi.
Sonradan greceiniz gibi, tmarhaneye kapatlma tehlikesi
ni ilk kez ite bylece gze alm oldum -ki bir tek ben deil, hepi
miz birlikte yanacaktk- ve bunu yeterli bulmadm. Zira kendimi
toparlayp da sonunda salkl bir yaantya giden (bir, hibir ve
yz bin) yolu bulabilmem iin, canm da riske atmam gerekecekti.
Neyse, henz oraya gelmedik.

109

111

Noter Senedi

nce noter Stampa'nn Crocefisso Sk. N.24 adresindeki ya


zhanesine gittim. Zira (bunlar doruluu kantlanm bilgilerdir
ha!) . . . ylnn ... gnnde, III. Vittorio Emanuele'nin Tanr'nn
ltfu ve ulusun iradesi dorultusunda talya kral olarak hkm
srd dnemde, asil kentimiz Richieri'de kanunun verdii yet
kiyle noterlik yapan elli iki ya da elli yandaki Sinyor Elpidio
Sampa' n n yazhanesi, Crocefisso Sk. N. 24 adresinde bulunu

yordu.
"Ha.Ia orada m? 24 numarada? Noter Stampa'y hepiniz ta
nyorsunuz, deil mi?"
Ha tamam, bylece yanl gelmediimizden emin olabiliriz.
Noter Stampa orada duruyor ve hepimiz tanyoruz onu. Her ey
yolunda m? Yazhanesinde girdiimde ise nasl bir ruh hali iinde
olduumu tahmin edemezsiniz. Af buyurun ama, herhangi bir bel
geyi hazrlatmak iin bir noterin yazhanesinden ieri girmek, size
dnyann en doal ilerinden biri gibi geliyor ve stelik hepiniz de
bu noter Stampa'y tandnz sylyorken, bunu nasl tahmin
edebilirsiniz ki zaten ?
O gn oraya, ilk deneyimi yapmak iin gittim diyorum size.

Velhasl, bu deneyi bir kez olsun, benimle birlikte yapmak istiyor


musunuz, istemiyor musunuz syleyin -yantnz evet mi hayr
m? Bahsettiim deney, o en alldk ve normal saylan gndelik
ilikilerimizin barl doallnn altndaki ve eyann tabian ge-

1 10

rei denilen o grnteki sahte skunetin alnnda yatan korkun


oyunu anlamaya almaktan ibaret. Evet o, ah aziz Tanrm, tam
da o oyun nedeniyle, her be dakikada bir sinirlenip yannzdaki
arkadanza,
"Kusura bakma ama, bu kadar da fazla! Bunu nasl olur da
grmezsin? Kr msn?" diye baryorsunuz.
Hayr ite, arkadanz onu grmyor nk siz, onun sizinle
ayn eyi, aynen sizin istediiniz biimde grmesi gerektiini d
nyorken, o baka bir ey gryor. stelik grd eyi kendi is
tedii biimde grdnden, aksine ona gre asl kr olan sizsiniz.
Sylemem u: Bu oyun, ayne. ok nceden anladm ekil
de meydana gelmekteydi.
imdiyse kafam uzun zamandr yaptm dnsel sorgu
lamalar ve fikirlerle dopdolu bir halde ofisten ieri giriyor; hir
yandan hep birlikte, byk bir kargaa yaratarak iimde kayna
yp durduklarn hissederken, bir yandan da kendimi byk bir
donukluk, neredeyse sabit bir soukluk iinde gstermeye gayret
ediyordum -oysaki, o zavall noter Sinyor Stampa'y yle kar
mda ciddi bir ifadeyle grdmde nasl da etrafta dalga dalga
yanklanacak bir kahkaha atma istei duyduumu tahmin edemez
siniz bile; ofisine giren kiinin aslnda grd kii olmadndan
en ufak bir phe duymuyorken, benim onu, her gn siyah krava
tn balarken evresindeki ona ait tm eyalar ile birlikte aynada
grd kii olarak grdmden nasl da emin bir hnli var!
imdi anladnz m? imden gz krpmak, ona da gz krp
mak geliyordu; bu sayede ona kurnazca Yzeyde kalma! Daha

derinlere bak!,. mesajn verebilecektim. Ayn zamanda -aman


Tanrm - birdenbire dilimi dar karmak, yzm aniden eki
tip burnumu saa sola oynatmak da geliyordu iimden: ylesine
canm, yalnzca oyun olsun diye ve hi kt niyet tamakszn
yapncaktm bunu, srf gerek olduuna inand grntm az da
olsa deitirebilmek iin. Ciddiydim de ha! Hem de nasl ciddiy
dim ... Bu deneyi yapmalydm.

111

"Sonunda, ite geldim Noter Bey. Peki kusura bakmayn da,


siz hep byle sessizlie gml halde mi alrsnz?"
Sert bir hamleyle dnp yzme bakt ve, "Sessizlik mi?
Hani nerede?" dedi.
Gerekten de Crocefisso Sokak'ta o anda mthi bir insan ve
ara grlts vard.
"Haklsnz, soka kastetmiyorum tabii ki. Ama u tozlu
camlarn ardndaki raflarda duran onca kada baksanza Noter
Bey. Duymuyor musunuz?"
Duyduklarndan afallam ve rahatsz olmu aras bir tavr
taknarak, baklarn yeniden zerime dikti; ardndan seslere ku
lak kabarm:
"Neyi duymuyor muyum?"
"te u trmalama sesini! Ah, imdi anladm, zr dilerim;
u peneciklerden geliyormu, urada duran kanaryanzn pen
eciklerinden: Affedersiniz, ok zr dilerim. Kanaryanzn pen
elerinin ucunda uzun trnaklar olduundan, kafesin inkosunu
trmaladnda haliyle byle bir ses...

"

"Aynen yle, evet. Ama ne anlama geliyor ki bu?"


"Yok canm, hibir anlama gelmiyor. Peki u inko sinirleri
nize dokunmuyor mu Noter Bey ?"
"inko mu? Kimin umurunda yahu? Farknda bile dei
lim...

"

"Halbuki dnsenize, inko ite! Bir kafeste, bir kanaryann


narin penelerinin altnda, bir noterin ofisinde ne ii var inko
nun? Bahse girerim bu kanarya tmyordur da."
"Hayr efendim, tmyor."
Noter Bey bana yle bir bakmaya balamt ki deneyi tehli
keye atmamak iin kanarya konusunu bir kenara brakmann ye
rinde olacan dndm; yle ya, deneyimin baarya ulamas
iin, noterin iinde hi deilse ilk balarda -ve zellikle de ilk ba
larda- akli dengeme ynelik hibir phe domamas gerekiyor-

112

du. Ve Noter Bey'e, Francesco Antonio Moscarda'nn olu Sinyor


Moscarda Vitangelo'nun yasal sahibi olduu falanca sokaktaki
filanca kap numaral evden haberi olup olmadn sordum ...
"O siz deil misiniz ki ?"
"Ah tabii ki, benim evet. Ben olsam gerek . . .

"

Yazk, halbuki nasl da gzeldi! O noterin ofisinde, o tozlu


eski psk r:tlarn stnde sararmaya yz tutmu dosyalarn ara
snda, yzlerce yl ncesindeymi gibi, Moscarda Vitangelo adl
ahsn yasal sahibi olduu belli bir evle ilgili konumak. .. Benim
de orada oluumla daha da gzellemiti durum: Szlemnin ta
raf olarak orada hazr bulunuyordum; noterin yazhanesindey
dirn ama kim bilir Noter Bey yazhanesini nasl ve nerede gryor,
benim duyduum kokudan farkl olarak nasl bir koku duyuyor
du; ve kim bilir uzaklardan gelen bir sesle ona anlattm u ev,
Noter Bey'in dnyasnda nerede ve nasl konumlanmn; peki ya
ben, ben Noter Bey'in dnyasnda nasl konumlanmhm, kim bi
lir... Bilmek ne ilgin olurdu ...
Ah, tarihin gzellii, dostlar! Hibir ey tarih kad:r dinlendi

rici deildir. Hayatta her ey gznzn nnde durmadan dei


ir ve hibir ey kesin deildir; sizi tedirgin ve huzursuz eden ha
diselerin nasl dengeleneceini grememek, olaylarn nasl sonu
lanacan hilememek srekli bir kayg kaynadr. Tarihte ise her
ey belirlenmi, her ey sabitlenmitir: Olaylar ne kadar ac olursa
olsun, ne kadar znt verirse versin, ite hepsi orada, hepsi d
zenlenmi, kitabn otuz ya da krk sayfasna yerletirilmitir -ora
dadrlar artk ve bir daha asla deiiklie uramayacaklardr, ta ki
kt niyetli bir tarihi gelip de o ideal tarihi yaplandrmay altst
edene kadar; o ana dek, orada tm eler yle gzelce birbirleri
ne tutunmu duruyor ve sizler, her sonucun nastl bir itaatkarlk ve
kusursuz bir mantkla kendisini meydana getiren nedenini takip
ettiini ve her olayn tm aynnnlaryla nasl kusursuz ve tutarl bir
biimde gelitiini hayranlkla grp dinleniyorsunuz: Saygdeer
Nevers Dk, filanca yln falanca gnnde yle yapm vesaire
vesaire.

113

Her eyi berbat etmemek iin, ara verme karar alarak, noter
Stampa'nn geici ve hzn verici gerekliine dnmek zorunda
kaldm.
"Evet benim," dedim ona abucak. "Ben olsam gerek, Noter
Bey. Eve gelince, babam Francesco Antonio Moscarda'dan kalan
tm miras gibi, bu evin de benim olduunu tasdiklemek size zor
gelmeyecek, deil mi? Tabii ! Ev u anda bo, Noter Bey. Zaten
ufak bir ev, anlarsnz ya ... Be ya da alt oda, iki de ayak yolu
-byle deniyor deil mi? - var, ah nasl da ho o ayak yollar ...
Uzun lafn ksas ev bo, Noter Bey; yani keyfime gre deyebili
rim. o halde imdi sizden ricam ...

Ve bu noktada eilip sesimi ksarak, hazrlatmay dnd


m senedin ne olduunu byk bir ciddiyet iinde Noter Bey'in
kulana fsldadm -ama size henz syleyemeyeceim.
"Bu, ben byle istediim srece sizinle benim aramda kalma
l, Noter Bey; mesleki gizlilik erevesinde. Anlatk m?"
Anlamtk. Gel gelelim, Noter Bey'in istediim senedi ha
zrlayabilmesi iin baz bilgi ve belgelere ihtiya duyduunu syle
mesi zerine, bankaya -yani Quantorzo'ya- uramam gerekiyor
du. Bu durumdan hayli rahatsz olmama ramen, yine de yerim
den doruldum. Ayaa kalkar kalkmaz iimde bir anda beliren o
lanet olas arzuya yenilerek, notere,
"Nasl yryorum? Sorumu mazur grn ama hi deilse
yrymn nasl grndn bana syleyebilir misiniz?" diye
sordum.
Kendimi glkle tutuyordum. Yine de cam kapy aarken
ona doru dnmekten kendimi alamayarak, acma dolu bir g
lmsemeyle, "Demek yle: Kendime zg admlarla. Teekkr
ederim!" dedim.
"Ne dediniz?" sordu Noter Bey afallayarak.
"Hi. nemli bir ey deil; kendime zg admlarla gittiimi
sylyordum, Noter Bey. Ama biliyor musunuz, ben bir keresinde
bir at glerken grmtm. Evet efendim, at yrrken glyor-

1 14

du. imdi siz bunun zerine, glp glmediini grmek iin gidip
bir ann suratna bakar, sonra da bana gelip onu glerken grmedi
inizi sylersiniz. Atn suratna baklr m yahu? Adar suratlaryla
glmezler ki! Nereleriyle glerler bilir misiniz, Noter Bey? K
laryla. Evet evet, sizi temin ederim ki adar yrrken, grdkleri
baz eylere ya da akllarndan geen komikliklere klaryla gler
ler. Eer bir at glerken grmek isterseniz, kna bakn yeter!"
Ona bunlar sylememin hi de gerekli olmadn biliyo
rum. Aslnda her eyi biliyorum ben. Gel gelelim, o anda iinde
bulunduum ruh haline geri dndmde, tm o kiilerin bakla
rn zerimde hissediimin, bana korkun bir yenilgiye uradm
dndrdn hatrlyorum; bana kendim olarak tanyama
dm ve asla tanyamayacam fakat zerime yapmalarn en
gelleyemeyeceim yeni bir imge verdiklerini gryordum; delice
eyleri yalnz telaffuz etmek deil, bizzat delilik yapmak geliyordu
iimden; evet, delilik yapmak diyorum, sokaklarda yuvarlanmak
ya da dans edercesine admlarla oradan oraya sramak, bir uraya
gz krpmak, bir buraya dil karp grdklerimle alay etmek. ..
Oysaki aksine, yolda ciddi, ylesine ciddi admlarla ilerliyordum
ki. Ve sizlerin, hepinizin de byle ciddi ciddi yrdnz gr
mek ne kadar gzel...

1 15

iV

Ana Cadde

Sonu olarak, Noter Bcy'in istedii o belgeleri almak iin


bankaya gitmem gerekti.
Evin sahibi ben olduuma gre, o belgeler de phesiz bana

aitti ve onlar edinmemde hibir saknca olamazd. Ancak iyice


dnecek olursanz, her ne kadar o belgeler bana ait olsalar
da, yine de onlan ele geirebilmek iin ya almam ya da birinin

elinden lgnca bir iddetle ekip almam gerekiyordu; hem de


herkesin gznde evin yasal sahibi olan o birinden: Tefeci Sinyor
Vitangelo Moscarda'dan demek istiyorum.
Onu dardan gayet iyi grebilen bendeniz iin bu durum
apakt; bende deil bakalarnn iinde yayordu o tefeci Sinyor
Vitangelo Moscarda. Dierleri ise bende sadece o tefeciyi gr
yorlard; bakalar iin ben oraya, bankaya, o belgeleri kendimden
almak ya da lgnca bir kaba kuvvet kullanarak kendi elimden
ekip almak iin gitmitim.
O kiinin ben olmadm syleyebilir miydim? Ya da aslnda
bakas olduumu? Bakalarnn gznde tamamyla kendi aley
hime ve tutarsz grnecek bylesine bir davran, zerine kafa
yormaya demezdi bile.
GrdOnz gibi, tamamen bilinli bir ekilde, delilie giden
ana yol zerinde yrmeye devam ediyordum ve benim gerek
liimin de yoluydu bu; bana atfedilen ve karmda apak beliren
tm grntlerim de -gerekten yayor ya da yalnzca bir ayna-

116

dan yansyor olsalar bile- o yolda benimle birlikte yrmekteler


di.
Tam da bu kesin ve gerekleri yanstan bilince sahip oldu
umdan deliydim ben; farkna varmak istemeden ayn yol zerin
de yrmekte olan sizler ise birer bilgesiniz ve yannzda yryen
lere var gcilnilzle ne kadar, "Ben bu muyum ? Ben byle miyim?
Krsn sen! Delisin!" diye banrsanz, o kadar artar bilgeliiniz:

117

Malubiyet

Her eyden nce hrszlk yapmam mmkn deildi, en azn


dan o anda. O belgelerin nerede olduklarn bilmiyordum. Qu
antorzo ya da Firbo'nun en alt kademedeki herhangi bir alan
bile bankamda benden daha fazla patrondu. Ne zaman bir imza
iin oraya gitsem, alanlar kayt defterlerinden gzlerini kaldr
ma zahmetinde bile bulunmazlar ve ola ki birisi ban kaldrp
beni grmse baklaryla beni hibir biimde umursamadn

belli ederdi.
Oysaki hepsi orada benim iin byk bir evkle alyorlar
d; sergiledikleri bu byk gayretle, aslnda bir tefeci olduuma
dair ehir sakinleri arasnda yaylan o acmasz algy daha da vur
gular gibiydiler sanki. Zira byk bir evkle yapnklan o i ne
deniyle onlara mteekkir olup vglerimle gnllerini almaya
hazr olmak yerine, bunu kendime yaplm bir hakaret olarak
alglayabileceim dncesi, hi kimsenin aklndan gemiyordu.
Nasl da sert, can skc, kasvetli bir ortam vard o banka
da! Sral byk oda boyunca akp giden buzlu camdan bl
melerin her birinde be adet gie vard; gielerin kanatklarnn
erevesi de kendileri gibi sar renkteydi; oraya buraya salm
mrekkep lekeleri, gielerden birinin duvarnda olumu atlaa
yaptrlan kllt eritler, pimi topraktan kahverengi tulalarn
oluturduu ve her oda boyunca ilerleyen zemin, her gienin
nnde yaltaklananlar, insana hzn veren o koridor, her odada

118

mevcut blmeler ile iki geni pencerenin toz iindeki camlar ve


kurun ya da tkenmez kalemle her yere yazlm rakam dizile
ri -duvarlarda, mrekkep lekeli masalarn zerinde, bir pencere
ile dierin arasnda, tozlu ve oras buras kabarm isli perdelerin
kornilerden sarkt svas dklm pencere erevelerinin al
tnda ... Her yerde duyulan ypranmln o kesif kokusu, binann
alt katndaki frndan yaylan yank kokusu, kayt defterlerinden
kan o buruk koku da hep ieriye sinmiti. Ve masalarn evresin
de dank, yerlerinden uzaklatrlp, oraya buraya gtrlerek
ylece braklan ve hi kimsenin zerlerine oturmad birka
antika sandalyenin umutsuz hzn -ki bylece kendi kaderlerine
terk edilmeleri o zavall gereksiz sandalyeler iin bir hakaretti, bir
cezayd adeta.
Bankaya pek ok gidiimde, bu duruma dikkat ekmek adna
yle sylemeyi dnmtm:
"Neden burada ki bu sandalyeler? Hi kimsenin iine yara
mayacaklarsa ne diye burada durmaya mahkum ediliyorlar ki?"
Gel gelelim kendimi hep tutmuumdur; bylesi bir yerde
sandalyelere acmakla herkesi akna evirebileceimi ve onlarn
gzne mstehzi grnebileceimi oktan anladmdan deil, bu
yaknmayla herkesi kendime gldreceimi bildiimden: yle ya,
ilerle ne kadar az ilgilendiimi bilenler iin, sandalyelerle ilgilen
mem doal olarak tuhaf kaacakt.

O gn bankaya gittiimde btn memurlar en sondaki oda


ya toplam buldum; Stefano Firbo ile giyim tarz nedeniyle her
kesin alay ettii Turolla adl biri arasndaki atmay izliyor, arada
bir de kahkahalarla glyorlard.
Zavall Turolla, uzun ceketin kendisi gibi ksa birini daha da
ksa gstereceini sylyordu. Ve haklyd da. Ama bu srada, bir
yandan son derece ciddi ifade taknarak konuurken, dier yan
dan bodur vcudu, avularnkini andran gr byklar ve o diri
kaba etini gzler nne seren arkadan ksaltlm ceketiyle ne ka
dar gln olduunun pek farknda deildi.

1 19

Alamas an meselesiydi; yz kpkrmz olmu, kilk


drlm, i arkadalarnn kahkahalaryla bilenmiti; kolunu
kaldrm Firbo'ya, "Aman Tanrm, kelimelerle nasl da oynuyor
sunuz!" diyordu.
Adamn tepesinden bakan Firbo da, havaya kaldrd kolu
nu yakalayp iddetle sarsarak, yzne, "Ama ne bildiini san
yorsun sen ha? Ne biliyorsun ? Sana o kadar benzedii halde, O
harfini bile tanmyorsun!" diye haykryordu.
Tartmann bankadan bor talebinde bulunan birisi nedeniy
le patlak verdiini, o kiiyi bankaya neren Turolla, onu tandn
ve gvenilir biri olduunu sylerken, Firbo'nun aksini savundu
unu renmemle birlikte iimde kabaran isyan drts, beni
adeta kendimden geirdi.
Ruhumun gizli ikencesini umursamayarak, banka alanla
rnn birkan tuttuum gibi geriye itip barmaya baladmda,
nedenini anlayamadklar bu tavrm karsnda herkes bir anda ta
kesiliverdi:
"Ya sen?" diye bardm Firbo'ya, "Sen ne bildiini sanyor
sun ki? Hangi hakla kendini bakalarndan stn gryorsun?"
Afallayan Firbo bana dnd ve beni bylesine zerine h
cum etmi grdne inanmakta zorlanrcasna bard:
"Delirdin mi sen ?"
Nasl oldu ben de bilemiyorum ama, yzne tokat gibi indir
diim dahice bir cmleyle karlk verdim:
"Evet delirdim, aynen karn gibi! Zira onu da tmarhaneye
kapatsan senin iin daha iyi ! "
Bir anda burnumun dibinde bittiinde benzi atmt, titriyordu:
"Ne dedin? Ne yapsam iyi olacakm?"
Omzuna dostane bir aplak indirdim; herkesi kayglandran
bu durum canm skmaya balad gibi, ayn zamanda tarnmaya
uygunsuz biimde burnumu sokmu olduum bilinci, iimde ani

120

bir huzursuzluk dourmqtu; nitekim gerginlii sona erdirmek


iin yavaa eilip,"Haydi ama uzatma, gayet iyi biliyorsun," de
dim.
Bu szleri sarf ettikten sonra -hani derler ya- adeta ta ke
silmi olacam ki Firbo'nun oradan fkeyle kap gitmeden nce
dilerini skarak yzme haykrdlclarn duyamadm. Az dala
nn bitmesiyle birlikte oraya gelen Quantorzo'nun beni kolumdan
tutup mdriyet odasna srkledii srada glmsediimi hatrl
yorum. iddete gerek olmadn, her eyin arnk geride kaldn
gstermek istercesine glmsyordum; her ne kadar kendimi iyi
hissetsem ve glmsesem de, o an katil olabilirdim

--Quantor

zo'nun fke dolu ciddiyeti beni o derece rahatsz ediyordu.


Mdriyet odasnda etrafm incelemeye koyuldum; ken
dimi anszn ortasnda bulduum o tuhaf sersemliin, etrafm
da olan biteni ok net ve tastamam alglamam engellemediini
grdme armtm; zira neredeyse olanlara glme noktasna
gelmi, Quanorzo'nun gurur dolu fetvalarndan zarar grmeden
kurtulmu ve bununla da kalmayarak, ocuksu bir merakla odada
ki rasgele birka nesne zerine sorular dahi yneltebilmitim ona.
Bu arada nasl olduysa, neredeyse otomatik olarak Stefano Fir
bo'nun ocukken ok sopa yedii aklma geliverdi; her ne kadar
srtndaki kamburu artk grnmyorsa da aslnda tm vcudu
kamburdu: Evet aynen yle, u uzun ince ku bacaklar zerinde
ykseliyordu vcudu, kambur ama ahenkli ve hotu; evet, evet,
sonu baarlyd ve sahte kamburu gayet ho grnyordu
Byle dnrken, her ey gzlerimin nnde bir anda apa
k beliriverdi: Firbo normalin zerindeki zekasndan yararla
narak, kkken kendisi gibi dayak yememi olan herkesten
almaya alyordu.
Yalnz bir aklama getirmek isterim: Btn bunlar, iimdeki
baka biri dnyormu gibi dnyordum; kendisini savun
mak adna itiraz etmek iin deil, gerekirse savunmada taraflar
dan birini temsil etmek iin, tuhaf bir ekilde aniden souk ve
dncesiz oluvermiti o biri; bana gelince, o soulcluu ve ardn-

121

daki korkun gerei gi.lemek hala iime geliyordu; gerek ortaya


kmn kmasna ama kefedilecek daha ok ayrnt vard.
"Daha ne olsun ki! Her ey burada," diye dnyordum,
"bu malubiyetin iinde. Her birimiz dierlerine kendi iimizdeki
dnyay, sanki d dnyaym gibi zorla kabul ettirmeye alyor,
dierlerinin de onu ille de bizim bildiimiz biimde grmesi ge
rektiinde srar ediyor ve byle yapmadklar takdirde var olama
yacaklarn iddia ediyoruz."
Tm o memurlarn salak yzleri gzmn nne gelirken
dnmeye devam ediyordum:
"Tabii yahu! te bu! nsanlarn byk ounluunun kendi
ilerinde kurmay baardklar gereklik, ne tr bir gereklik ola
bilir ki? Sefil, zayf, gvenilmez olur elbet. Ve hayatta kazananlar
ite tam da bundan istifade ediyorlar! Ya da kendilerine, bakala
rna, nesnelere .verdikleri anlam ve deere maruz kalarak ya da
onlar kabullenerek, bundan istifade edebilecekleri yanlgsna d
yor ve herkes onlar gibi grsn, duysun, dnsn ve konusun
istiyorlar."
Oturduum yerden kalkp iimde derin hir huzurla pencere
ye yaklatm. Konumasn yarda kesmek zorunda kalan Quan
torzo gzlerini dikmi bana bakyordu : imi kemiren dncenin
izinden giderek yle dedim:
"Ne mnasebet! Ne mnasebet! Yanlyorlar!"
"Kim yanlyor? "
"Sinyor Firbo'yu malup etmek isteyenler! Yalnzca kendi
lerini aldatyorlar dostum nk aslnda szcklerden baka da
yatabildikleri hibir ey yok. Szckler, anlyor musun? Herkesin
kendi istedii biimde anlad ve yineledii szckler. Ah ama
yle ya, bugne bugn adna geerli kan dedikleri ey de aslnda
byle olumuyor mu? Birimiz, gnn birinde herkesin tekrarlayp
durduu bu szcklerden biriyle etiketlenirsek, vay halimize! r
nein tefeci ya da deli! Ama syle bakalm: Bakalarn, senin ona
grndn gibi olduuna ikna etmeye alan, senin hakknda

122

sahip olduu yargy bakalarnn aklna yerletirmeye uraan ve


bakalarnn seni onun yarglarndan bamsz bir ekilde, baka
trl grmelerini engellemeye azmetmi birinin olduunu bilip de
nasl bylesine rahat olabiliyorsun?
Quantorzo'nun szlerim karsnda nasl allak bullak oldu
unu ancak fark etmitim ki birden Stefano Firbo'yu karmda
buldum. u geen ksa sre iinde bana oktan dman kesildii
ni gzlerinden okuyabiliyordum. Bunun zerine ben de hi vakit
kaybetmeden onun dman oldum nk her ne kadar ar sz
ler sylemi olsam da o szlerin de iimde az nceki fke patla
masna sebep olan duygunun da dorudan onu hedef almadn,
hatta tm o szler iin ondan zr dilemeye dahi hazr olduumu
anlamamn. oktan kafay bulmu bir sarho gibi, ii daha da
abartt m. Bu srada o ise, zerime doru yryp kt niyetli ve
tehditkar bir tavrla, "Karmla ilgili sylediklerinin hesabn ver
meni istiyorum!" dedi.
Diz ktm.
"Vermez miyim? Bak ite!" diye bardm ona, "Aynen byle!"
Ve alnm yere dedirdim.
Yapnm hareketin korkunluunu, daha dorusu hem onun
hem de Quantorzo'nun onun huzurunda diz km olduumu
zannetmelerinin ne kadar korkun olabileceini hemen fark et
tim. Bam kaldnp yzlerine glerek baktktan sonra, alnm iki
kez dala -Tak! Tak!- yere vurdum.
"Ben deil, sen byle yapacaksn, anlyor musun? Karnn
nnde ite, anlasana! Byle yapmalsn! Ve ben, o, herkes, kendi
sine deli denilenlerin nnde aynen byle eilmeliyiz!"
fkeden ideta tutumu bir halde ayaa frladm. ki dinle
yicim korkuyla birbirlerinin gzlerine baknlar! Biri dierine, "Ne
diyor bu yahu?" diye sordu
"Daha nce duymadnz szler!" diye bardm. "Dinlemek
istiyor musunuz? Gidin, haydi oraya gidin, dierlerini kapattnz

123

yere dnn. Gidin de konumalarn dinleyin! Onlal'l kilit altnda


tutuyorsunuz nk bylesi iinize geliyor!"
Firbo'yu ceketinin yakasndan tuttuum gibi silkelemeye
baladm ve glerek, "Anlyor musun, Stefano? Derdim sadece se
ninle deil! Durduk yere gcendin bana! Hayr, sevgili dostum!
Karn senin iin ne diyordu? Zampara, hrsz, kalpazan, numara
c, yalan sylemekten baka bir ey yapmayan bir adam demiyor
muydu? Gel gelelim bunlarn hibiri doru deil. Kimse inanmaz
bunlara. Ama konumasn bizzat sen engelleyene kadar, hepimiz
korku iinde onu dinlemiyor muyduk? Nedenini bilmek isterim
dorusu!" dedim.
Bana kaamak bir bak frlatan Firbo, hemen ardndan ap
talca bir kaygya kaplp bir neride bulunmasn isteyecekmie

sine Quantorzo'ya dnd.


"Bu da gzel, haydi ordan sen de! Nedeni ok basit: Kimse
ona inanamazd da ondan!"
-"Hayr dostum, hi de yle deil!" diye bardm. "Gzleri
min iine bak! "
"Ne demek istiyorsun?"
"Gzlerimin iine bak!" diye yineledim. "Nitekim bu szle
rin doru olduklarn sylediim falan yok! Sakin ol."
Bana bakmak iin kendisini zorlarken yz giderek daha da
solgunlayordu:
Bunun zerine, "Grdn mil bak?" diye bardm ona.
"Grdn mil bak? Sana da ayn ey oldu! imdi senin de gzlerin
korku dolu!"
"Delirmi gibisin de o yzden!" diye bard yzme kar
fkeyle.
Kahkahalarla glmeye baladm ve uzun uzun gldm; iste
sem de kendimi durduramyor ve her ikisinin de glme krizimden
rkp allak bullak olduklarn fark edebiliyordum.
Bir sre sonra bu sefer de ben onlarn baklanndn korkma-

124

ya balaynca, glmeyi kesiverdim. Bu yaptklarm ve syledikleri


min phesiz ne bir mant ne de anlam vard onlar iin.
Kendimi toparlamak iin sert bir tavrla, "Bugn buraya,
Marco di Dio adl ahsla ilgili baz bilgiler edinmek zere gelmi
tim. Bu adamn nasl olup da yllardr kira demediini ve onu
dar atmak iin gerekli ilemleri neden hala balatmam olduu
nuzu bilmek istiyorum," dedim.
Bu soru karsnda bylesine byk bir aknla kaplma
larn beklemiyordum. Birbirlerine baknlar. Birbirlerinin bakla
rnda, benden aldklar izlenimi anlamalarna -ya da daha doru
su, anszn bende kefettikleri bu yabancy tanmalanna- yardm
edecek bir destek arar gibiydiler.
"Ne diyorsun? Ne biim konuuyorsun sen?" diye sordu Qu
antorzo.
"Ne oldu? in iinden nasl kacanz ardnz bakyo
rum. Marco di Dio diyorum: Kiray dyor mu, demiyor mu ?"
Azlar be kar ak birbirlerine bakmaya devam ettiler.
Ye iden glmeye baladm; bir sre sonra ise ciddileip sanki o an

karmda duran ve onlarn da nnde aniden belirmi yeni biriyle


konuurcasna, "Ne zamandan beridir bu konularla ilgilenir oldun

ki sen?" diye sordum.


armaktan ak neredeyse dehete dmlerdi; baklaryla
iimde, akllarndan geen ve bana sylemeye hazrlandklar sz
leri iimdeki hangi benin telaffuz ettiini aratrr gibiydiler. Nasl
olur canm! O szleri ben mi sylemitim yani?
"Evet," diye devam ettim tm ciddiyetimle, "babann, Mar
co di Dio denen o adam orada uzun yllar boyunca hi rahatsz
etmediini, kendi haline braktn gayet iyi biliyorsun. imdi ne
reden aklna geldi ki bu?"
Bir elimi Quantorzo'nun omzuna koyup kendime kayg yk
l bir yorgunluun arln hissedermi havas vererek, en az bir
nceki kadar ciddi bir tavrla, "Sana babam olmadm hatrlat
mak isterim, sevgili dostum," diye ekledim.

t s

Ardndan Firbo'ya dnp dier elimi de onun omuzuna koy


dum.
"Gerekli ilemleri hemen balannaru istiyorum. Derhal ev
den karlsn. Burada patron benim ve emirleri ben veririm. Ay
rca, her birinin durumlarn gsteren belgeleriyle birlikte bana ait
tm evlerin bir listesini istiyorum. Neredeler bu evler?"
Apak szler. Kesin talepler. Marco di Dio. Zorunlu tah
liye. Evlerin listesi. Gerekli teyit ilemlerine balanmas. Yine
de beni anlamyorlard. Ellerinden hibir i gelmeyen ilci budala
gibi bakyorlard yzme. Ne istediimi anlamalar ve beni no
ter Stampa'nn evle ilgili istediim senedi hazrlamak iin ihtiya
duyduum belgelerin bulunduu rafa gtrmeleri iin ayn szleri
birok kez tekrar etmem gerekti. O rafn bulunduu ufa k odaya
girdikten sonra bana iki robot gibi oraya kadar elik etmi olan
Firbo ile Quantorzo'yu kollarndan tuttuum gibi darya karp
kapy arkalarndan kapattun.
Kapnn gerisinde bir sre olduklar yerde kalakalp aknlk
iinde birbirleriyle baktklarndan ve sonunda birinin dierine
yle dediinden en ufak bir phem yok:
"Delirmi olmal!"

1 26

VI
Hrszlk

O raf, odada tek bana kalr kalmaz hemen bir kabus gibi
zerime zerime gelmeye balad. Adeta canlymasna, ykn
tad tm belgelerin kimsenin klna zarar vermeyecei antik
muhafzymasna rahatsz edici varln hissediyordum; nasl
da eski, ar ve gveliydi!
Ksk gzlerle nce ona, hemen ardndan da evreme bakn
dm.
Pencere; zeri hasr eski bir sandalye; ondan daha da eski,
plak, siyah, tozla kapl bir masa: Baka da bir ey yoktu ieride.
erevesi pasl, toz kapl camlardan ieri szlen lgn gn
, dardaki demir parmaklklar ile pencerenin bakt andaki
kan krmz kiremitlerin grnmesine zorlukla msaade ediyordu.
atnn kiremitleri, pencere panjurlarnn boyal ahab, o
kirli camlar, hep cansz nesnelere zg o durgun dinginlie sa
hipti.
Gzmn nne, belgeleri almak iin raflarn arasnda gezinen
babamn yzklerle sarl elleri geldi; tm o yzkleriyle, balmu
mundan yaplm gibi beyaz tombul elleri ve parmaklarnn zerin
deki o kzl tyleri yeniden grr gibi oldum; olanca dikkatiyle evrak
dosyalarn tarayan cam gibi, mavi ve ktcl gzlerini grdm.
Bunun zerine, o ellerin hayaletini zihnimden silebilmek
iin gzlerimin nnde siyahlar iindeki kendi bedenim belirdi ve

127

dehete dtm; tm hacmiyle, kaskat orada, karmdayd; ora


ya almak iin girmi o bedenin aceleyle, kesik kesik soluk alp
veriini duyuyordum; rafn zerindeki dolaplar aanlarn kendi
ellerimin olduklarn grdmde, tm srtm bir rpeni kaplad.
Dilerimi skp silkinerek, "Bunca evrakn arasnda aradm ey
kim bilir nerede olsa gerek?" diye sordum fkeyle.
Hemen bir eyler yapmaya balamak iin, evraklar kucak
kucak raftan alp masann zerine frlatmaya baladm. Bir sre
sonra kollarmn armaya balamas zerine, gleyim .mi alaya
ym m bilemedim. Kendi kendimi soyuyor olmam bir aka deil
miydi yoksa?
Dnp etrafma baknmaya baladm; anszn kendimi o
odann iinde nceki kadar gvende hissetmez olmutum. Bir ey
lem gerekletirmek zereydim. Ama bunu yapan ben miydim?
Yakam bir trl brakmayan tm o yabanclann benimle birlikte
ieriye girdiini ve benim olmayan ellerle o soygunu gerekletir
mek zere olduklar fikrine kapldm.
Onlara baktm.
Evet, tandm ellerdi bunlar. Ama sadece bana ait olmaya
bilirler miydi?
Hemen srtmn arkasna sakladm onlar; ardnda ise sanki
yem1ezmi gibi gzlerimi de sk sk kapattm.
O karanlkta, her trl kesin tutarlln dnda kalarak yi
tip gidebilecek bir istee kapldm, iimi yle bir dehet duygusu
sard ki neredeyse bedenimi tayamayacak bir hale geldim; ig
dsel olarak bir elimi uzatp masaya tutunarak destek aldm ve
gzlerimi fal taJ gibi aarak, "Evet, tabii! Evet, tabii!" dedim.
"Hibir mann yok! Hibir mant yok! Byle ite!"
Ve yeniden dosyalar taramaya koyuldum.
Ne kadar sre boyunca aramaya devam ettim, bilmiyorum.
Tek bildiim, fkemin bir sre sonra yatp yerini umutsuz bir
yorgunlua braktyd; ardndan da kendimi masann nndeki
bir sandalyeye oturmu buldum. Masann zerinde st ste yl-

1 28

m katlardan dev bir duvar vard; dizlerimin zerinde biriken


bir baka evrak yn ise arlyla beni eziyordu. Ruhumu saran
bu umutsuzluk, eer ki baladm bu olaanst ii sonuna kadar
gtrmemi engelleyecekse, o halde bam dosyalara dayayp l
meyi arzuluyordum, evet lmeyi.
Ve orada ylece bam evraklara dayal, gzlerim belki de
gzyalarmn akmasn engellemek iin kapal dururken darda
esmeye balayan rzgarn, henz yumurtlam bir tavuun gdak
lamasn ok uzaklardan kulaklarma tadn hatrlyorum; o
gdaklama beni ocukluumdan beri gitmediim kr evimize geri
aryordu; rzgarn arpn pencere panjurunun ara ara kar
d gcrn beni hayli rahatsz etmeseydi o arya kaplp gitmem
iten deildi. Byle dalp gitmiken, kapnn beklenmedik ekilde
iki kez vurulmasyla yerimden sradm. "Rahatsz enneyin beni!"
diye bardm fkeyle.
Sonra vakit kaybetmeden kaldm yerden azimle aramaya
devam enim.
Sonunda o evin btn evrakn ieren dosyay bulunca derin
bir nefes aklm; zgrlme yeniden kavumuasna sevinle aya
a frladm ama hemen ardndan dnp kapy yoklamay ihmal et
medim. imi saran his sevinten pheye ylesine hzl bir ekilde
deimiti ki kendimi grdm -ve grdklerim karsnda rperdim.
Hrszdm ben! alyordum.

Gerekten alyordum. Gidip srtm

kapya dayyor; nce yeleimin, ardndan gmleimin dmelerini


ayor ve o kabark fasikl gmleimin iine tkorveriyordum.
Tam o anda rafn altndan beliren titrek bacakl bir hamam
bcei pencereye doru yneldi. Hemen bana dikilip ayamla
ezdim onu.
Yzm tiksintiyle buruturarak btn evrak rafa geliig
zel yerletirdikten sonra abucak odadan dar knm.
ansma Quantorzo, Firbo ve dier tm alanlar oktan
gitmi, geriye sadece hibir eyden phelenmeyeceini bildiim
yal beki kalmt.

1 29

Yne de ona bir eyler syleme ihtiyac hissettim.


"erisinin yerlerini temizleyin: Az nce bir hamambcei
ezdim."
Ve vakit kaybetmeden noter Stampa'nn Crocefisso So
kak'taki yazhanesine kotum.

130

VII
Patlama

atdaki saaklardan Marco di Dio'nn yaad evin nn


deki henz yanmam sokak lambasnn yaknlarna den su
damlalarnn prts hala kulaklarmda; gn batmndan ok nce
kapkaranlk olan o darack sokakta, yamurdan korunmak iin
duvar boyu dizilerek tahliyeyi izlemeye gelmi olanlarla kalabal
grp merak ettikleri iin durup emsiyelerinin altnda dikilenler
gzlerimin nne geliyor; o sefil mobilyalar darya karp ya
murun altnda kapnn nne yyorlard. Sinyora Diamante sa
ba dank halde arada bir camda grnp tuhaf kfrler savu
rurken, bu kfrleri slklar ve baka garip grltlerle karlayan
haylaz ocuklar, yamura aldrmadan plak ayak, sefil eya y
nnn evresinde dnerek dans ediyor, birikintilerdeki kirli sular
merakllarn zerine srattklarnda karlnda okkal kfrler
iitiyorlard. Yaplan yorumlar ise yleydi:
"Babasndan d a adi kt! "
,,
d. ,.

"stelik de yamurun altnda, beyler! Yarn bile bekleyeme-

"Zavall bir deliye bylesine acmaszca saldrmak olacak i


deil!"
"Tefeci! Tefeci! "
Zira bir yetkili memur ve iki zel korumann elik ettii
bendeniz de orada olmay, tahliyeyi izlemek iin hazr bulunmay
semitim.
131

"Tefeci! Tefeci!"
Bu duyduklarm karsnda glmsyordum. Tamam kabul
ediyorum, biraz solgundum; gel gelelim yine de ruhumun derinle
rinde byk bir haz duyumsuyor, azmn zevkten sulanmas ze
rine ara ara yutkunuyordum da. Sadece zaman zaman baklarm
bir eylerin zerinde sabitleme ihtiyac duyuyor ve umursamaz bir
dalgnlkla o derme atma evin kapsndaki ana kirie bakyordum;
kendimi o manzarann iinde kaybedip biraz soyutlayabilmek iin
yapyordum bunu: Eminim ki byle bir anda baklarn kaldrp
da o ana kiriin ne kadar da hznl durduunu dorulamak hi
kimsenin aklna gelmeyecektir; sokaktaki grltnn hibir ne
mi yoktu o kiri iin; orasnda burasnda birka delik gzlenen,
svas dklm o gri badanal kiri, dier eyalarla birlikte evden
karlan eski bir lazmln bir komodinin zerine konarak, soka
n ortasnda herkesin gz nnde sergilenmesinden benim gibi
utan duyarak kpkrmz kesilme ihtiyac hissetmeyecekti.
Fakat bu dikkatimi datarak kendimi olup bitenden soyut
lama keyfi az daha bana pahalya patlyordu. Zorunlu tahliyenin
bitmesinin ardndan kars Diamante ile birlikte evden kan Mar
co di Dio'nun gzleri, o darack yolda bir yetkili memur ile iki
zel korumann arasnda durmu kirii incelemekte olan kiinin
ben olduumu fark edince, kendini tutamayp o eski heykeltra
ekicini zerime frlatt. Eer yetkili memur beni zamannda tu
tup kendine doru ekmese orackta lmem iten bile deildi. ki
koruma, o bar ar ve kargaann arasnda fkeli baklarm
zerine diktiim o ala yakalamak iin vakit kaybetmeden ha
rekete geseler de byyen kalabalk onu koruyor ve bana kar
isyana hazrlanyordu; ite tam o srada, noter Stampa'nn ofisin
den hatrladm o kara kuru, eci bc, hrpani ama saldrgan
grnml gen, sokan ortasna ylm eski psk eyalarn
arasnda duran masann stne neredeyse tek bir hamlede zpla
yp fkeli el kol hareketleri yaparak barmaya balad:
"Durun! Durun! Dinleyin beni! Noter Stampa'y temsilen
buradaym! Dinleyin beni! Marco di Dio! Marco di Dio nerede?

132

Noter Stampa'y temsilen, kendisine bir ba yapldn bildir


meye geldim! Bu tefeci Moscarda ... "
Bir mucizenin gereklemesini beklerken, tarif etmekte zor
landm bir heyecanla tir tir titriyordum: Herkesin gznde bir
anda deiecek, bambaka bir adam olacaktm. Fakat bir anda tm
o heyecanm binlerce paraya blndn hissettim; zorunlu
tahliyenin acmasz zulmne ahit olan kalabalk, ban benim
tarafmdan yapldn anlamam, kalabaln zerime yadrd
o hakaret, bar ar, yuhalama ve tiz slk patlamas karsnda
tm varlm, adeta gl ellerle smsk kavranm ve oraya bura
ya savrularak kaybolmutu.
"Tefeciye lm! Kahrolsun tefeci!" diye baryordu kalaba
lk. "Tefeci! Tefeci! "
gdsel olarak kolumu kaldrarak durmalarn, beklemele
rini iaret ettim ama sanki onlara yalvaryormuum gibi algland
m fark edince hemen kolumu geri indirdim. Bu arada, noterin
ofisinden gelen gen, susmalann salamak iin masann zerin
den kalabala barmaya devam ediyordu:
"Hayr! Hayr! Durun, dinleyin! Noter Stampa'nn yazha
nesine gidip ba bizzat yapan kii, o! Marco di Dio'ya bir ev
balad!"
Kalabalk bir anda neye uradn armt. Bense sanki
ok uzaklarda yitip gitmi, hayal krklna uram, yklm bir
haldeydim. Buna ramen kalabaln o sessizlii beni kendine e
kiyordu: Hani bir odun ynn atee verdiinizde, nce bir sre
hibir ey grlmez, hibir koku duyulmaz ama sonra uraya bir
msr koan, oraya bir al rp bei derken ate tutuur, sra
yarak yaylr ve sonunda btn odun yn, dumanlar arasndan
ykselen alev yalmlaryla birlikte atrdayarak yanmaya koyulur
ya, ite yle.

"O mu?", "Bir ev mi?", "Nasl olur?", "Hangi ev?", "Ses


siz olun!", "Ne diyor?" -kalabalktan bunlar gibi daha

pek

ok

soru ykselmeye balayp hzla yaylarak her seferinde. daha giir

133

ve anlalmaz bir sese dnrken noter vekili gen de onaylayp


duruyordu.
"Evet, evet, bir ev! Santi Sokak, 15 numaradaki kendisine
ait evi! stelik dahas da var! Bir laboratuvar kurmas ve gerekli
aletleri alabilmesi iin tam on bin liret12 ba!"
Sonra olanlar ise gremedim; o an vakit kaybetmeden baka
bir yere doru yola koyulmam gerektiinden kendimi o zevkten
mahrum braknm. Orada kalm olsaydm nasl bir haz duyaca
m anlamamsa hi de uzun srmedi.
Santi Sokak'taki evin koridoruna gizlenmi, Marco di
Dio'nun gelip ev i devralmasn bekliyordum. Merdiven lambas
nn , koridoru zar zor aydnlatyordu. O koca kalabal da
pei sra getirerek, noterin teslim ettii anahtarla evin kapsn
ap da beni bir hayalet gibi duvara yapm grnce, ilk tepkisi
afallam bir halde geriye doru birka adm atmak oldu; bana o
korkun gzleriyle yle bir bak frlatt ki asla unutamam; ardn
dan, ayn anda hem hkrk hem de glmeyi andran hayvani bir
hrlama koyvererek zerime atlayp amacnn beni onurlandrmak
m yoksa ldrmek olduunu anlayamadm bir ekilde barma
ya balayarak, beni tuttuu gibi duvara doru frlatt.
"Deli! Deli! Deli!"
Kapnn nnde bekleen kalabalk da ayn ekilde bar
yordu:
"Deli! Deli! Deli!"
Zira bakalar iin de, olduumu zannettikleri o biri olmaya
bileceimi kantlamak istemitim.

12

talya'nn Birlemesi'nden ( 1 8 6 1 ), Avrupa Birlii ortak par: birimi


olan Euro'ya geie kadar yrrlkte kalan ve 1 e11ro
1 . 936,27 liret
formlyle deiime urayan ulusal para birimi. (.n.)
=

1 34

BENC BLM

1
Kuyruunu Kstrm Kpek Gibi

ansma Quantorzo'nun babamn da zamannda byle be


nimki gibi birtakm yi yreklilik lks" saylabilecek eylemleri
cokun bir sevinle gerekletirdiine dair saptamas en azndan o
an iin kabul grmt; nitekim Quantorzo'nun aklndan hibir
ekilde babam bir nmarhaneye kapatmak ya da ilerden elini aya
n ekmesini salamak gibi dnceler gememiken, tam tersi
ne Firbo, benim bu lgn eylemimden ciddi zarar gren bankann
itibarn kurtarmak istiyorlarsa, babamn durumunda gerekli ol
mayan tm bu nlemlerin, sz konusu ben olduumda mutlaka
alnmas gerektiini var gcyle savunuyordu.
Tanr akna, benim banka ileriyle uzaktan yakndan alakam
olmadm ehrin tm sakinleri bilmiyorlar myd zaten? Banka
nn itibarnn zedelenmesi tehlikesi de nereden kmt imdi?
Benim bu yaptmla bankann ne ilgisi vard?
yle ya, bu durumda Quantorzo'nun babamn eylemlerinin
ardna snmam salayabilmek adna yapt saptama da r
m oluyordu. Her ne kadar arada bir nceden kestirilmesi g
lgn davranlarda bulunsa da babam kafasnn i ynetimine
nasl altn yle gzel gstermiti ki hi kimsenin aklna onu
tmarhaneye kapatmak ya da uzaklatrmak gelmemiti; benim ay
yuka km aklszlm ve bo vermiliim ise, bir yerlere kapatl
mas gereken delinin biri olduumu aka kantlamaktayd; zira
babamn keskin zekasyla kimseye belli etmeden kurduu her eyi

137

rezilce yerle bir etmekten baka bir eye yaramyordum.


Eh, durum bu olunca sylenecek baka hibir ey de yoktu;
mantk her ekilde Firbo'dan yanayd. Ama ayet istenirse, ayn
mantk Quantorzo'nun dncesinin doruluunu da kantlayabi
lirdi; nitekim birileri onlarla yzleip (ki bundan en ufak bir p
hem yoktu) nihayetinde bankann patronu ben olduuma gre, i
lere olan bu ilgisizliimin ve aklszlmn bana kar silah olarak
kullanlmamas gerektiinin altn izebilirdi; yle ya, iki dostum
tam da bu ilgisizliim sayesinde bankann gerek patronlar konu
muna geldiklerine gre, en azndan yeni deliliklere kalkmadm
srece bu hassas konuya dokunmamalar ve sessiz kalmalar onla
rn yararlarna olacakt.
Kendi amdan baktmda, Firbo'ya gizlice fark ettirebi
leceim bir baka konu -zira o anda, az nce gerekletirdiim
eylemin arl altnda ezilmi durumdaydm- kuyruumu ba
caklarmn arasnda kstrp sinmekle aslnda kendi karm g
zetmi olmadmd; yle ya, bylece onunla Quantorzo arasn
daki tartmann silrp gitmesine izin vererek, ya da daha doru
ifade etmek gerekirse, alanlarn nnde yaptklarmdan dolay
alma isteiyle yanp tutuan tarafn m yoksa bankann kan
gerei hogrl olunmas gerektiini savunan dierinin mi gr
nn galip kacann kesinlik kazanmasn bekleyerek, zamana
oynamaktaydm.

138

il
Dida'nn Kahkahas

Yalnzca karma deil dier herkese, ayet yaptklarm delilik


olarak adlandrmakta srar edeceklerse, en azndan u Genge'nin,
yani o kimseye zarar dokunmayacak budalann yapt bir delilik
ya da kk ve anlk bir kapris olarak deerlendirmeleri gerekti
ini anlatabilmek adna, moralsiz, cesaretim krlm bir halde Di
da'nn eteklerinin altna, u Genge'sinin duyarsz, sakin v tembel
aptallnn ardna snmtm.
Bir yandan karm onu, yani u Genge'sini azarlarken bylesi
ne kk drlm olmaktan mideme nasl kramplar giriyordu
anlatamam; te yandan, izin versem bedenimi orta yerinden at
latacak bir glme krizine girmemek iin de kendimi zor tutuyor
dum nk, aman diyeyim, hent pimanlk duymayan o zavall
ya olan saygmdan dolay kendime ekidzen vermem artt! Gel
gelelim bizim dikkafal Genge yenilgiyi henz kabul etmemekte
direniyordu; her ne kadar bu sefer byk bir halt ilemi olduu
nun farknda olsa da ve artk saklanamayan korkusu, o gzlerde
anszn belirip baklaryla kendini ele verse ya da o azdan taan
birka korkun lkla itiraf edemediim gizli tedirginliimin ac
masz umutsuzluu ortaya dklse de.

Ah, itiraf edilemez, itiraf edilemez diyorum nk o tedir


ginlik, grntlerine brndm sandm tm o farkl birileri
ne deil yalnzca benim ruhuma aitti; rnein karmn tam da u
anda karsnda duran ve ben olmayan -ki aslnda o anda baka

139

kim olduumu, kime ait olduumu ve nerede olduumu syleye


mez haldeydim ya, neyse- u Genge'sine yaam o gerek, elle
tutlabilir ve acmasz tedirginlik, beni adeta nefessiz brakyordu.
Bu ikencenin penesinde kvranrken kendime yabancla
m, bedenimi bir anda krlemiesine bakalarnn eline teslim
etmitim; arnk herkes, beraberimde tadm ve varlmn ayrl
maz paralar olan o yabanclarn iinden kendince ben olduuma
inand o birini alp isterse sopa atabilir, isterse pebilir ya da
gtrp tmarhaneye kapatabilirdi.
"Byle gel, Genge. Buraya otur. te byle. Dikkatlice gz
lerimin iine bak. Ne demek hayr? Bana bakmak istemiyor mu
sun?"
Ah, karmn yzn ellerimin iine alp kendisine bakmasn
istedii o birininkilerden bsbtn farkl olan o iki gzn -benim
.
gzlerimin- ukuruna baktrmaya zorlamak iin nasl bir istek
vard iimde, bir bilseniz!
Orada, karmdayd; bir eliyle salarm okarken dizlerimin
zerinde oturuyordu; bedeninin arln hissedebiliyorum.
Kimdi o?
Onun kim olduunu bildiime dair en ufak bir phe yoktu
iinde.
Oysa ben bu esnada bana kendinden emin, glerek bakan
o gzler; o gzlerin grd kii olduumdan emin bana doku
nan o gen eller; dizlerimin zerinde arln hissettiim o be
den karsnda dehet duyuyordum; vcudunu gven iinde, tm
arlyla zerine brakt kiinin ben olmadma dair en ufak
bir phesi yoktu karmn; bense kollarmn arasna alp kucak
ladm bedenin, aslnda tamamyla bana ait bir kadnn olmad
n biliyordum; gel gelelim dier yandan, kim olduunu, nasl
olduunu hi bilmediim yabanc bir kadnn da deildi nk be
nim iin gzmle grdm, dokunabildiim bir kadnd bu, bu
salar -ve bu gzleri- akla yanp tututuum anlarda ptm
bu az tanyordum; nitekim seks, doa, imgeler ile nesnelerin

140

anlam, ruhunu oluturan dnceler ile duygular, anlar, zevk


ler ve narin yanann benim kaba yanama dokunduunda tm
hissertikJeri, yani her ey onun iin ok farkl olsa ve ok uzak
bir ak ateiyle yansa da, prkJeri

benim dudaklarmd; byle

birbirlerine sarlm iki yabancydk aslnda -nasl da dehet verici


bir dnce!- sadece biri dierine yabanc olsa yine neyse ama
kucaklanan o beden iinde her birimiz kendimize de yabancydk.
Sizin bu dehet duygusunu hi yaamadnz biliyorum;
nk kadnnzn sizinle birlikte iine girilmesi mmkn olma
yan ok farkJ bir dnyay kucakladna dair en ufak bir. phe
duymadan, kadnnzla birlikte size ait tm o dnyanz kollar
nza aldnz daima. Oysaki bu deheti duymanz iin, onun ho
lanmad ama sizin holandnz herhangi bir eyi dnmeniz
fazlasyla yeterli olacaktr: Ne bileyim ite, bir rengi, bir sabunu,
falanca bir eyle ilgili bir gr ... yle bir ey olmal ki ikinizde
de birbirinizden zevkler, duygular ve dnceler bakmndan fark
l olduunuz gibi yzeysel bir dnceyi oluturmamal; rnein
onun gzlerinin, siz ona bakarken sizde grmedii eyleri; nesne
leri sizin grdnz gibi, sizi de kendi istediiniz gibi grmedii
ni; dnyay, hayat, nesnelerin gerekJiini size grndkleri gibi
grmediini, herkes iin ayn grnen tm bu eylerde baka bir
gereklik grp ona dokunduunu, sizde ve kendisinde de baka
bir gerekJik grdn ve o eyin sizin iin kendisi iin oldu
undan baka bir ey olabilecei aklna dahi gelmeyeceinden, bu
durumu size aklayamayacan dnn.
Ruhumu giderek daha da katlatran bir kine ilgisizmi gibi
davranmak bana olduka pahalya parlad; karm Dida, her ne ka
dar tepkisiz, donuk bir yz ifadesi muhafaza etmeye alsa da
kendisini Genge'sinin yeni yapt u acmasz akaya glmekten
alkoyamyor, kendisi hari kimsenin Genge'nin ufak bir aka yap
maktan baka hibir niyeti olmadna inanmayacan ise hesaba
katmyordu.
"Baknz hele, ne akalar da yaparm! Yamurun altnda tah
liye ha! Bu da yetmedi, herkesi fkeden iyice delirtmek iin durup

141

bir de olanlar izledin demek. ah koca aptal! A daha gebertecek


lerdi seni! "
Bana bunlar sylerken iimde kabaran kini ak etmeme ne
den olacan bildii o glmsemesini gstermemek iin yzn
dier yne eviriyordu; gsterdiim bu tepki ona, doal olarak
imdi karsnda duran ve tahliyenin yapld anda fkeli kalaba
ln arasnda olduunu hayal ettii u Geng'sinin grnmne
brnen benim yaptm bir nispet gibi geliyordu -yanl anlal
m ve istenilen baarl sonucu vermemi bir aka yapmaya giri
minde bulunmu o koca aptaln gln nispetinden baka bir
ey deildi bu grd.
"Ama ne bekliyordun ki? Sen paavralarn yamurun altnda
sokan ortasna attrrken o delinin fkeyle yaptklarn grp de
gleceklerini mi sanyordun? Bizimki ise -una da bakn hele!
gizliden gizliye bir de ba srprizi hazrlamm! Bana kalrsa
Sinyor Firbo sylediklerinde hakl! Byle kt bir aka yapp da
karlnda byle yksek bir bedel demek, tam nmarhanelik bir
durum dorusu! Haydi ordan yahu, brak bu ayaklar! Haydi Bi
bi'yi al da dar kar biraz."
Kpeimizin tasmasnn krmz kayn elime tututurdu
unu, karmn kpein zerine doru tm kadnlara zg o yat
knlkla eildiini, Bibl'nin azln cann actmadan dzelttiini
gryor ve bu srada budalann biri gibi orada dikilmi duruyor
dum.
"Ne bekliyorsun ? Gitmiyor musun?"
"Gidiyorum ...

"

Kapy arkamdan kapatr kapatmaz, merdivenin ilk basama


na oturup bir daha asla kalkmamak arzusuyla, srtm sahanln
duvarna yasladm.

142

111
Bibi ile Konuuyorum

Ve duvar diplerinden yryerek sokaklardan gezindiimi,


nereye ya da nasl bakacam bilmeden, kpeciim arkamda, iler
lediimi gryorum; onu gezdirmek istemediimi anladndan
onun da benimle gezmekten holanmadn gstermek isterce
sine arkamdan gelmekte srar ediyor; ayaklaryla ne doru itip
gelmemekte direniyor da direniyor, ta ki sonunda tepemn tas
atp da tasmasnn krmz kayn koparmak pahasna fkeyle e
kitirene dek.
Gidip evimin birka adm tesinde gizleniyorum; biniinde
byk ve yaknndaki dier evlere baklrsa hayli irkin olacan
imdiden anlayabildiim yeni bir evin inas iin satlm, etraf
itle evrili bir arsann iindeyim Arsann belli bir ksm temel at
m iin kazlm olsa da kan toprak gtrlmemi, orada yn
yn duruyor; inaat iin getirilmi ve yeniden boy atm gr otla
rn arasnda oraya buraya dalm talar, sanki yklan bir duvar
dan arda kalm ve henz kullanlmadan eskimiler gibi.
O talardan birinin zerine oturuyorum; bitiikteki evin be
yaz badanal, yksek, gkyUzne geliigzel ykselen duvarna
bakyorum. Penceresiz, batan aa ylesine beyaz ve przsz,
akta kalm plak duvardan yansyan gne, insan kr ediyor.

e yaramayan otlarn kaplad alann glgesine indiriyorum gz


lerimi, evreye hakim durgun sessizliin iinde scak ve hrltl
soluk allar, minik bceklerin kard hmlar9 duyuluyor; koca

143

bir karasinek ilzerime saldryor adeta, varlmdan rahatsz olmu


vzldayp duruyor; hayal krkl iinde ve akn bir halde kulak
larn dikmi karmda duran Bibi, bana buraya, kimsenin gelmek
istemeyecei -ya da belki. . . ancak gece karanlnda, birilerinin
geerken urayabilecei- bu yere neden geldiimizi sorar gibi.
"Evet, Bibi," diyorum ona. "Bu pis kokuyu . . . ben de duyu
yorum. Ama iler bu hale gelmiken, bu koku insanlardan gele
cek irkinlikler iinde en nemsizi gibi geliyor bana. Ne de olsa
bedenlerinden yaylyor. Ruhun ihtiyalarndan ykselen kokular
daha da ktil, Bibl. Bu kokular sezmen mmkn deil ya, gerek
ten ok kskanyorum seni."
Onu n patilerinden turup kendime doru ekerek konu
mam yle srdryorum:
"Neden buraya gelip gizlendiimizi bilmek istiyor musun?

Ah, Bibi, insanlar bana bakyor da ondan. nsanlarn ite byle


kt bir huylar var ve bundan kurtulmalar da mmkn deil.
yleyse herkesi sokaa gezmeye kararak, baklan bir nesneye
dnm bedenlerinden kurtarmak gerek. Ah, Bibl, Bibi, bunu
nasl yapacam peki? Ben kimsenin bana baktn grmeye ta
hamml edemiyorum arnk, hatta senin bile. Hi kimse grdn
den phe duymuyor; herkes, aralarndan gezindikleri eylerin
bakalar tarafndan da aynen kendilerinin grd ekilde g
rldnden ylesine emin ki siz hayvanlarn da var olduunuzu,
insanlara ve nesnelere bu sessiz gzlerle baknnz ve kim bilir
onlar nasl grdn akllarna getirmiyorlar bile. Oysa ben
hem kendime ait gereklii hem de bakalarnn grd rm o
eylerin gerekliini kaybettim, ebediyen kaybettim, Bibi! Kendi
me dokunur dokunmaz, kendimi eksik hissediyorum nk ken
di temasmda bakalarnn bana verdii ama benim bilmediim
ve asla bilemeyeceim bir gerekliin farkna varyorum. Yani...
anlyor musun? Ben -yani u anda seninle konuan, u an iki n
ayan byle havaya kaldran kiinin ta kendisi- sana sylediim
bu szleri aslnda kimin sylediini bilmiyorum, inan ki bilmiyo
rum Bibl."

144

O srada zavall hayvanck birden srayarak, iki ayacn


tutan ellerimin arasndan debelenerek kurtulmaya alt. Syle
diklerimden korktuu iin mi yle sradn dnmeye vakit
bulamadan, bir yerine zarar vermemek iin hemen braktm
kpecik, hemen ardndan itin dibindeki otlarn arasnda beliren
beyaz bir kediye havlayarak rahatlatt kendini: Koarken bacakla
rnn arasndan srklenen tasmann krmz kay ksa sre son
ra bir alya dolanp da ani bir ekilde gerilince, hayvan geriye
doru ekip bir pamuk yuma gibi yuvarlayverdi. Bunun ze
rine fkeyle doruldu ama drt ayann zerinde olduu yere
ivilenmiesine, yarda kalm kzgnln nereye ynefteceini
bilemeden durdu: Bir oraya, bir buraya bakt ama kediden eser
yoktu artk.
Aksrd.
nce o kouuna, sonra geriye yuvarlanna ve imdi de
ylece kalakalna glebilirdim; bam sallayp, onu tekrar ya
nma ardm. Yava yava, o narin bacaklaryla neredeyse dans
edermi gibi yaklat; tam nme geldiinde de iki n ayan
kendiliinden kaldrp, yarm kalan sohbetimizin houna gittiini
ve devam etmemizi istercesine dizimin zerine koydu. Ah tabii,
konuurken ban, kulaklarnn arkasn okuyordum da ondan.
"Hayr, hayr, yeter bu kadar, Bibi," dedim ona. "Gzlerimi
zi kapatsak daha iyi olacak."
Ve minik ban ellerimin arasna aldm. Fakat hayvancn
silkinerek kurtulmaya altn grnce, braktm onu.
Bir sre sonra, burnunu iki n ayann zerine koymu hal
de ayaklarmn dibinde uzanrken, derince i ektiini duydum;
bu pek gzel ve srekli martlan zavall kpecik, sanki onun da
hayatn fazlasyla arlatran o yorgunluk ve can sknnsna daha
fazla dayanamadn anlatmak ister gibiydi.

145

IV

Bakalarnn Bak

ntihar dnen birisi, neden kendisi iin deil de bakalar


iin l olduunu hayal eder?
Bu soruyla birlikte, bana ikence eden o grnt de yeni
den zihnimde belirdi: Boularak lm birinin cesedi gibi imi
ve mosmor halim. Orada itle evrili arsada bir saatten fazla ka
larak, hayatma son vermek iin doru zamann gelip gelmedi
ini kafamda tartp durdum; bana ikence eden bu dnceden
kurtulmak iin deil de daha ok bana gptayla bakanlara gzel
bir srpriz yapmak ya da biroklarnn bana atfettii budalalm
dorulayacak bir kant sunmak iin yapacaktm bunu.
Ve bu dncelerin ardndan, vahet dolu lmme dair zih
nimde canlanan birbirinden farkl grntler arasnda karmn,
Quantorzo'nun, Firbo'nun ve beni tanyan ok, pek ok dier
kiinin, ani lmmn neden olduu byk znt ve aknlk
la yerlerinden frladklarn grr gibi oldum; kendimi o soru
yu cevaplamak iin zorlarken, hi bu kadar eksik hissetmediimi
nk gzlerimde, bakalarnn baklar olmadan kendimi nasl
grdm sylememi salayacak bana ait tek bir grntnn
dahi olmadn kabul etmek zorunda kalmadn fark enim; ar
tk bedenimi ve dier her eyi nasl grdklerini hayal edemiyor
ve sonu olarak, bakalarnn baklar olmadan, kendi gzlerimin
gerekten neyi grdklerini anlayamyordum.
Srtmdan aaya doru, ok eskilerde kalm bir annn

146

rpertisi yayld: Henz gen bir delikanlydm; bir gn krlarda


dalgn dalgn yrrken, bir sre sonra evremde tandk hibir iz
seememeye balam ve kaybolduumu fark etmitim; gnein
alnnda uzak bir yalnzlk ve aknlkla ba baa kalmtm. te
o anda hissettiim ve o zamanlar kendime bir trl aklayama
dun huzursuzluun neden kaynaklandn arnk biliyordum:
Bakalarnn baklar olmadan, bir eylerin varln tek bama
kefetmem ihtimalinin verdii dehet.
Farz edelim ki hi kimsenin o ana dek grmemi olduu bir
eyi kefenik, ayn eyi onlar da bizimle birlikte grsnler diye
koup hemen bakalarn armaz myz?
"Aman Tanrm, nedir bu ?"
Eer bakalarnn baklar, grdmz eye ait bir gerek
lik oluturduumuz srada yardmmza komazsa gzlerimiz ne
grdklerini bilemezler ve bilincimiz kaybolur; zira kendimize
ait en mahrem eyimiz olarak bildiimiz bilin, aslnda iimizdeki
baka/an demektir ve ite bu yzden kendimizi yalnz hissedeme
yiz.
Korkuyla ayaa frladm. Biliyordum, biliyordum yalnzl
m; gel gelelim imdi yalnzca onun getirdii deheti hissediyor ve
ona gerekten dokunabiliyordum; nmde grdm her eyden,
hana elimi kaldrp ona bakmaktan dahi korkmaya balamtm
nk bakalarnn baklar, ancak artk inanmadm bir yanlsa
ma eseri var olup gzlerimizin iine yerleebilirdi. Kendimi tama
myla yitirmitim; aynsn kpeciin gzlerinde de grdm
sandm o korkuyu kendimden uzaklatrmak iin aniden ayaa
kalkarak, gzlerini bana dikmi bakan hayvana bir tekme savur
dum; fakat zavall hayvann insann iini paralayan lklarn
duyar duymaz bam umutsuzca ellerimin arasna alp, "Deliriyo
rum! Deliriyorum!" diye barmaya baladm.
Sonrasnda ise nasl oldu bilinmez, ylesine bir umursuzlua
gmlmken kendime bir kez daha bakmam, kendimi yeniden
grmem zerine, adeta gs kafesimi yrtp akmak zere olan

147

gzyalarm, birdenbire bir kahkaha patlamasna dnt. Hafif


e

topallayan zavall Bibi'yi yanma ararak ben de akacktan

topallamaya baladm ve kendini neeyle da vuran acmasz bir


huzursuzluun penesinde kvranr halde, tm yaptklarmn bir
akadan, bir oyundan ibaret olduunu ve ayn oyunu srdrmek
istediimi syledim. Hayvanck bana, "Reddediyorum! Reddedi
yorum bunu!" demek istercesine aksryordu.
"Ah, yle mi? Demek reddediyorsun, Bibi, reddediyorsun
ha? "
Bunun zerine onu taklit ennek iin aksrmaya koyulup her
aksrktan sonra ayn onun gibi, "Reddediyorum! Reddediyo
rum!" demeye baladm.

148

O Gzel Oyun

Tekme atmak m? Ben mi? O zavall hayvancaza m?


Hayr efendim, ne demek! Bunu yapann ben olduumu na
sl dnrsnz? Krlarda kaybolmu haylaz bir ocuk, bilmem
hangi tuhaf korkuya kapld iin nedenli ya da nedensiz tekme
lemiti hayvan; anszn bir eye dnen nedensiz bir korkuydu
muhtemelen -yalnzca o ocuk tarafndan grlmesi mmkn
olan bir ey.
imdiyse burada, ehrin iinde yolda yrrken byle bir teh
like sz konusu deildi. Bak hele! Herkes nasl da gzelce dierle
rinin yanlsamalarnn iine yerleivermiti; dierlerinin kendisini
grdnden farkl olduuna inanp bunu dile getirdiinde di
erlerinden, "Hayr, aynen bizim grdmz gibisin," yantn
almasna ramen, hepsinin yanldndan ne kadar da emindi.
Ve iimden hepsinin yzne yle barmak geliyordu:
"Evet, tabii! Hah ha! Oynuyoruz, oynuyoruz ite!"
Ve bu durumu, o anda pencerelerinin camndan tesadfen
darya bakanlara da anlatmak gerek: Evet, tabii! Hah ha! O pen
cereyi ap kendinizi aa atarak da oynayabilirsiniz.
"Amma da gzel oyun! stelik kendinizi camdan aa anp
size ait tm yanlsamalardan kurtulduunuzda kim bilir ne ho
srprizlerle karlaacaksnz sevgili baym; ve siz de sevgili bayan,
keke ldkten sonra bir an iin aramza geri dnebilseniz ve iin-

149

de yaadnza inandnz dnyann, henz bayana olan dierle


rinin yanlsamalarnda nasl grndn grebilseniz! Hah hal"
Asl sorun ise, henz bayana olan dierlerinin arasnda siip
giden bu oyunu kendim de henz hayanayken grebiliyor olma
ma ramen, kendimi oyuna dahil edemeyiimdi. Orada herkesin
grdn bildiim bu oyuna dahil olmamn imnszl beni
umutsuzlua srklyor, huzursuzluumu neredeyse acmasz bir
neeyle da vurmama neden oluyordu.
Ve iimden, az nce srf bana bakyor diye o zavall hayvan
ca savurduum tekmenin aynsn -Tanrm beni affet- herkese
savurmak geiyordu.

150

VI
arpma ve karma

Eve dndmde Quantorzo'yu karm Dida ile fsr fsr


sohbet ederken buldum.
Orada, ak renk mobilyalarla deli salonun loluunda na
sl da ait olduklar yerdeymiesine, kendilerinden emin bir tavr
la oturuyorlard: Biri iman ve esmer, yeil divana gmlmt;
dieri narin, pileli elbisesi iinde bembeyaz teniyle, bedeninin
drtte n bitiikteki koltuun ucuna sdrmt, ensesine bir
tutam gne vurmutu. Benim hakkmda konutuklarndan
eminim, nk ieri girdiimi grnce, ikisi birden ayn anda y
le bard:
"Oo, ite geldi! "
eri girdiimin ayn anda iki kii tarafndan grlmesi ze
rine, iimden gayriihtiyari dnp benimle ieri giren o dier kiiyi
aramak geldi; aslnda baba yadir Quantorzo'nun sevgili Vitan
gelosunun da karm Dida'nn sevgili Gengesi gibi benim iim
de olduunu ok iyi biliyor olsam da Quantorzo iin btnyle
sadece sevgili Vitangeloo, karm Dida iinse btnyle sadece
sevgili Genge,. idim. Onlarn gznde deil yalnzca kendim iin
iki kiiydim ben; onlarn gzndeki bir ve bir kiinin toplam ola
rak iki kii olduumu biliyordum ki bu, benim iin bir art deil
ama bir eksi kiilik demek oluyordu; nk onlarn gznde sa
dece o grdkleri bir kii olarak kalrken, gerekte olduum kii
olarak hibir varla sahip deildim.

151

Sadece onlarn gznde mi? Hayr. Benim iin de byleydi; o


an,

kendi bedenimi grnr tm gereklikleri bir yana brakarak,

bana o ikisi tarafndan nne geilemez biimde verilen ve birbi


rinden farkl o iki gereklik olmakszn hi kimse olarak grmenin
nasl dehet verici olduunu kavrayan ruhumun yalnzl iin de.
Karm dnp arkama baktm grnce, "Kime bakyorsun?" diye sordu.
abucak yant verirken, glyordum da.
"Kimseye canm, hi kimseye. te buradayz!"
Doal olarak, hi kimse" derken, yanmda aradm o hi
kimseyle neyi kastettiimi anlamadklar gibi, buradayz der
ken de kendimi ve o ikisini kastettiimi dndler: O salonda
dokuz kii deil yalnzca kii olduumuzdan ok emindiler -ya
da kendim iin arnk hibir deerim kalmadn dnrsek, sekiz
kii diyelim.
te bahsettiim kiiler:

1.

Dida - kendine gre

2.

Dida - bana gre;

3.

Dida - Quantorzo'ya gre;

4.

Quantorzo - kendine gre;

5.

Quantorzo - Dida'ya gre;

6.

Quantorzo - bana gre;

7.

Dida'nn sevgili Genge,.'si;

8.

Quantorzo'nun sevgili Vitangelo'su.

O salonda, il kii olduklarn sanan o sekiz kii arasnda ho


bir sohbet balamak zereydi.

VII
Ama Bu Arada Kendi Kendime yle Diyordum

(Aman Tanrm, kendilerine ne grdn bilmeyen u gzle


rim tarafndan bakldn anladklarnda, o pek salam zgven
leri yok olmayacak

nu

aniden?

Hayattaki en basit ve sradan ii yapan birine dahi durup bir


sre boyunca bakmak; zihninde ne yapan anlamadmz gibi,
yapt iin onun bizzat kendisi tarafndan da anlalmad ku
kusunu canlandracak ekilde bakmak: Kendine duyduu gveni
zayflatp sarsmak adna, bu kadar dahi yeterli olacaktr. Hibir
ey, bizi grmediini ya da bizim grdmz grmediini an
ladmz, bo bakan bir ift gzden daha ok huzursuzluk verip
allak bullak edemez bizi.
"Niye yle bakyorsun?"
Ve hi kimse, hepimizin daima byle, her birimizin gzleri,
asla kap kurtulamayacamz kendi yalnzlmzn verdii deh
etle dolu bir halde bakmamz gerektiini dnmez.)

153

VIII
Yaayan Nokta

Nitekim Quantorzo, gzleri benimkilerle bulutuu andan


itibaren huzursuzlanmaya balad; konuurken bocalyordu ; yle
ki, istemd da olsa ara ara, ..Hayr, bekle biraz," dercesine bir
elini kaldryordu.
Ama altndaki kad anlamam, uzun srmedi.
Baklarm kendine olan gvenini sarsnndan deil, gz
lerimde beni ziyarete geli sebebini anlam olduumu okuduu
iin byle bocalayp duruyordu: Firbo'nun da mutabakatyla elimi
kolumu balamay, beni devre d brakmay umuyordu; ne ken
disi ne de Firbo bu tr davranlarn sonmluluunu stleneme
yeceinden, ayet beklenmedik ve keyfi davranlarda bulunma
kstahln gstermeye devam edecek olursam bankann genel
mdrl grevini amk y\lrtemeyeceini sylemeye gelmiti.
Niyetlerinden emin olan bense, ite o zaman onu allak bullak
etmeye karar verdim; fakat bir nceki sefer yaptm gibi Firbo ile
onun nnde konuup elimi kolumu delirmiesine sama sapan
hareketle oynatmayacak., aksine bu sefer tam tersini yapacaktm;
niyetini kabul ettirmeye kararl bir biimde gelmiken ne halde
gerisin geri gittiini grmenin, bana bir kez daha gstermeye a
lt savalara zg amaz kararlln -ki aslnda hi de ihti
yacm yoktu onu yeniden grmeye ya, neyse- bir hi kimsenin ko
layca yerle bir ettiini grmenin zevkine varmak istiyordum: Ona
syleyeceim bir sz, o sz sylerken kullandm

154

ses

tonu onu

sersemletmeye, ruh halini deitirmeye yetecek ve o deien ruh


hali, imdi iinde hissettii, dardan da grnp dokunulabilen o
ok salam gerekliini de ister istemez bsbtn deitirecektir.
Yapbmdan dolay zellikle de Firbo'nun bir trl huzur
bulamadn, bu tavrm kabullenemediini sylemesi Qzerine,
onu kzdrmak iin anlamsz bir glmsemeyle,

..

Hila m?" diye

sordum.
Nitekim amacma ulanm; fkeyle.
"Bir de km 'H41A m?' diye soruyorsun ha sevgili dosrum!
Raftaki evrak yle karmakark bir halde brakmsn ki tekrar
dzene sokmak en az iki aymz alacaktr."
Bunun zerine btn ciddiyetimi taknp Dida'ya dndm
ve, "Grdn m, canm, bir de tm bunlar bir akadan ibaret
sanyordun!" dedim.
Dida pheyle nce bana, sonra Quantorzo'ya, sonra yine
bana balen ve sonunda kaygyla, "Laf uzatma da syle, ne yaptn
ki sen?" diye karlk verdi.
Elimle beklemesini iaret ettim. Daha da ciddi bir tavrla Qu
antorzo'ya dnp, "Demek Sinyor Firbo raf dank buldu, yle
mi? Peki imdi bana orada ne bulduumu sormay neden denemi
yorsun bakalm?" diye sordum.
Ve ite bu szlerim zerine Quantorzo kanepede orurduu
kvranmaya balad; iine dt aknlktan kp dikkatini
yeniden toplamak iin deil, ona soruyu meydan okuyan bir

ses

tonuyla yneltmi olduumdan dolay, gzkapaklarn aknlkla


en az yirmi kez kapanp at.
"Nnnn ... Ne buldun orada?" diye kekeledi.
Elimle de gstererek hemen, "Bir parmak toz: Aynen byle!"
diye cevapladm.
Birbirlerine bakarlarken afallamlard nk soruyu sorar
ken kullandm

ses

tonundan hareketle, bylesine aptalca bir ey

syleyebileceime, o derece bir budalalkta bulunacama ihtimal

155

veremezlerdi. aakalan Quantorzo "Bir parmak toz mu?" diye


tekrarlad. "Bu da ne demek oluyor imdi?"
"Ah, demek oluyor ki canm, btn o katlar uzunca bir s
redir orada uyuyorlarm. Yllardr! Bir parmak diyorum yahu,
tam bir parmak kalnlnda toz. Nitekim bunca zamandr bir ev
bombo dururken, baka bir yerdeki dier bir evdense kim bilir ne
zamandr kira alnmyor!"
Bu sefer Quantorzo -ki bunu hi beklemiyordum- daha
nce hi olmad kadar arm numaras yaparak, "Ha anla
dm," dedi, "sen de bu evleri millete balayarak yeniden deer
lendiriyorsun, yle mi?" diye sordu.
Bu k zerine biraz numaradan, biraz da gerek bir f
keyle hemen "Hayr, dostum," diye bardm. "Senin, Firbo'nun
ve orada bulunan dier herkesin, benim hakkmda ne kadar ok
yanldnz gstermek istedim! Size kalsa hep ylesine, laf olsun
diye konuuyorum; hep bo, aptalca eyler syleyen akl bir kar
havada adamn biriyim, ama iin gerei bambaka, biliyor mu
sun? Aslnda her eyi gzlemliyorum, her eyi inceliyorum ben!"
Quantorzo -bu sefer tam da beklediim gibi- kar koyma
ya alarak, "Neyi gzlemliyormusun yahu? Brak bu ayaklar
canm! Olsa olsa rafn zerindeki tozu gzlemliyorsundur sen !"
diye haykrd.
Nedenini bilmeden, adeta onlar tantmak istercesine, "Ve de
ellerimi," diye ekledim hemen; ve bunu yle bir ses tonuyla sy
ledim ki aniden iimde bir rperti hissettim; kendimi bir kez daha
rafn bulunduu odann iinde grdm; nce babamn ellerini,
beyaz, iman, yzklerle dolu ve parmaklarnn zerinde kzl
tyler olan o elleri hayal ettikten sonra, uzanp kendi ellerimle
kendime ait katlar alm gzlerimin nnde canland.
Ani bir yorgunluk ve tiksinti hissiyle birlikte, her ikisinin de
giderek artan aknlklarna tank olurken szlerime, "Bankaya
yalnzca," diyerek devam ettim, "bir eyler imzalamam iin beni
ardnzda geldiim doru ama dikkatli olun, orada yaptkta-

156

nnzdan, olup biten her eyden haberdar olmam iin, ille de oraya
gelmem gerekmiyor."
Gzmn ucuyla baktm Quantorzo, bana olduka sol
gun grnyordu. (Yalnz dikkat, burada hep bana gre Quan
torzo'dan bahsediyorum fakat belki de karmdaki Dida'ya gre
Quantorzo'dur; kim bilir belki Dida'ya da kendi Quantorzo'su
ok solgun grnyor ve karm bunun fkeden kaynaklandn
dnyordur; oysa ben, benimkinin korkudan renginin attna
yemin edebilirim.) Her halkarda, gerekten de ellerini gsnn
zerine gtrp gzlerini kocaman aarak, "Demek ieride muh
birlerin var, yle mi? Bize gvenmiyor musun yani?" diye sordu.
"Gveniyorum, gveniyorum; ieride muhbirlerim falan da
yok," dedim onu abucak teskin edebilmek iin. "Yapnnz eylem
lerin darda nasl bir etki yarattklarn gzlemliyorum ve bu bana
yetiyor. imdi cevap ver bakalm: Sen ve Firbo, yapnnz her ite
babamn koyduu kurallarn uyguluyorsunuz, doru mu?"
"Hem de harfi harfine!"
"Bundan phem yok. Gel gelelim sizler, stlendiiniz grev
gerei kendinizi emniyete alm durumdasnz: yle ya, biriniz
genel mdr, dieriniz adli danman. Babamsa talihsiz bir ekilde
aramzdan gp gini. Durum byleyken, bankann faaliyetlerine
ilikin olarak kent halkna kimin hesap verdiini bilmek istiyo
rum."
"Kim hesap veriyor da ne demek?" dedi Quantorzo. "Kim
olacak, biz tabii! Ve tam da bu yzden, yani hesap verenler biz
olduumuz iin, kimi dncesizce davranlarda bulunup yine
ilere karmayacandan emin olmak istiyoruz; daha ar konu
mamak adna dncesizce,. demekle yetindiime de ayrca dik
katini ekerim."
nce parmam sallayarak itiraz ettim; ardndan sakin bir
tavrla ekledim:
"Sylediklerin doru deil. Eer babamn kurallarn harfi
harfine uyguluyorsanz, h1$3p verenler sizler deilsiniz. Ancak ba-

157

bamn kurallarn uygulamamaruz halinde ve size bunun nedenini


sormam zerine benim karmda hesap verirsiniz siz. Bense imdi,
kent halknn nnde kimin hesap verdiini soruyorum sana! s
tersen syleyeyim: Sizin yaptklarnzn altna imza atan bendeniz
hesap vermek zorundaym, ben! Ben! Ve karlnda ne elde et
tiime bir bakn: Siz hazrladnz tm senetlerin altnda benim
imzam, evet benim imzam isterken, benim hazrladm tek bir
senedin altna kendi imzanz atmay reddediyorsunuz."
yice korkmu olmalyd nk bu sefer kanepenin zerine
kez sradn grdm; bir yandan da haykryordu: "Oh ne
ala! Oh ne ala! Oh ne ala! Bizim hazrladklarmz, bankann ola
an ilerine dair senetler de o yzden! Seninkiyse, kusura bakma
ama bunu bana sen syletiyorsun, tam deli ii! Deli ii ite!"
Ayaa frlayarak, iaret parmam bir silahm gibi gsne
dayadm.
"Ve sen de benim deli olduumu dnyorsun ha?"
"Hayr canm!" dedi gsndeki o parman tehdidi altnda
bembeyaz kesilerek.
Gzlerimi stne dikerek, "Hayr, yle mi?" diye bardm.
"En azndan bu konuyu aramzda akla kavumu kabul ediyo
rum, bilesin!"
Quantorzo bu szlerim zerine sanki havada asl kalm
asna yitip gitti; aknl, iindeki gerekten deli olabileceim
phesinin yeniden uyanm olmasndan deil, onun benim deli
olduumu dnn, aydnla kavuturulmas gereken nem
li bir konu saymamdan kaynaklanyordu; kuku iinde, ona bir
tuzak kurmu olabileceimden korktuu ortadayd; bana hemen
orackta, bir anda dnmeden hayr demi olmaktan neredeyse
piman olmu halde, dudaklarnda yarm yamalak bir glmse
meyle, sylediklerini inkar etmeye alt.
"Hayr, bekle biraz... Her eye ramen kabul etmelisin ki. "
..

Ah ne gzel bir ey! Ah bilseniz, ne gzel bir eyi Kalarn


atm bir bana, bir ona bakp duran Dida'nn gzlerinden, ne be-

158

nim ne de onun hakk nda ne dnmesi gerektiini bilmedii ak


seik okunuyordu. Benim aniden parlaymn, sorduum o ak
ve net sorunun -ki Genge'sinin sergilediini dnd btn bu
tavrlar batan sona anlalmaz buluyordu; nitekim bu durumu
orada bulunan Quantorzo ve Sinyor Firbo'nun, Genge'sinin ken
disi iin tannmaz bir adam olup kmasna neden olacak korkun
bir kusur ilemi olduklaryla aklamaktayd- o pek saygdeer
Quantorzo'nun bylesine bocalamasna neden olduunu grmesi,
Quantorzo'sunun ll, akl banda bir adam olduuna ynelik
dncesinden phe duymas iin yetmiti. Bu pheyi gzleriy
le yle apak ifade ediyordu ki Quantorzo dudaklarnda yanm
yamalak glmsemesiyle, az nce sylediklerini inkar etmek iin
ondan destek almak almay denediinde kendisini daha da yitik
hissetti; o ana kadar gvenebileceini sand tek kiiyi kaybetmi
olduundan, yannda kendisine hak verecek birinin eksikliini
duymaktayd.
Ne biri ne de tekinin anlamad bir nedenden glmeye ba
ladm; iimden onlar sarsp kendilerine getirmek iin yzlerine,
"Grdnz m bakn ? Grdnz m? Kck bir his bile, bir
anda kendinizden ve bakalarndan phe duymanza yetiyorken,
nasl olur da kendinizden bylesine emin olabilirsiniz?" diye hay
krmak geti.
fkeyle, "Bo ver gitsin!" diye kestirip attm; benimle ve
akl salmla ilgili edinmi olduu intibann en azndan u an
iin hibir nem tamadn anlamasn istiyordum. "Cevap ver
bakalm. Bankada birtakm teraziler grdm. Onlar teminat iin
verilenleri tartmak iin kullanyorsunuz, deil mi ? Ama syle ba
kalm, sen, ever sen, bankann olaan senetleri olarak adlandrd
n bu belgeleri vicdannla, onlarn bakalar iin sahip olduklar
deere gre hi tamn m sen?"
Bu soru zerine yeniden etrafna baknan Quantorzo, sanki
yalnzca benim deil, dier tm herkesin kendisine ihanet ettiini,
onu devre d brakmaya yeltendiini dnyor gibiydi.
"Vicdanmla tartmak da ne ki?"

159

"Konumuzla bir ilgisi olmadn m dnyorsun?" diye


hemen cevab yapnrdm. "Ah, bilmez miyim! Belki benim vic
danmn da tm bunlarla bir ilgisi olmadn dnyorsundur;
yle ya, dier tm malvarlmn yan sra vicdanm da babamn
kurallarna gre ynetin diye uzun yllardr bankaya, sizin elleri
nize teslim etmi durumdaym."
"Ama banka... " diye itiraz edecek oldu Quantorzo.
Yeniden parladm.
"Banka ... Banka. . . Bankadan baka bir ey bildiin yok senin.
Darda ad tefeciye kan benim!"
Bu beklenmedik km zerine ayaa frlama sras bu sefer
Quantorzo'ya gelmiti, sanki kfrlerin en okkalsn savurmu ya
da budalalklarn en akl almazn yapmm gibi, kama numara
s yapp kollarn yukarya doru kaldrarak nce, "Tanrm sen
bize yardm et!" diye haykrd; ardndan bir kez daha "Tanrm
sen bize yardm et!" diyerek geriye dnd ve ban ellerinin ara
sna alarak, Yahu duyuyor musunuz, ne ocuka laflar ettiini
duyuyor musunuz? Halbuki ciddi bir eyler syleyeceini sanyor
dum! demek istercesine kanma baka. fke dolu hareketlerinin
bende igdsel olarak neden olduu aknlktan karabilmek
umuduyla olsa gerek, kolumdan tuttuu gibi sarsmaya balad; bir
yandan da "Cidden byle mi dnyorsun yani? Haydi oradan
canm! Hadi, brak bunlar! " diye baryordu.
Benden intikam alabilmek adna, o anda glmekte olan ka
rm iaret etti; haklyd da, katla kanla, kahkahalarla glyor
du karm; az nceki szlerime gldnden phem olmamakla
birlikte, bir ihtimal szlerimin Quantorzo'nun zerinde brakt
etkiye ve ardndan benim iine dtm aknla da glyor
olabilirdi -ki bu aknlmda, aslnda Geng'sinin o alk oldu
u pek tatl budalaln gryor olmalyd.
Ama yine de, biraz dzene sokmu ve biraz da tartmann
akna brakm olduum ruhumun karmn kahkahalarndan ani
den ve hi de beklemediim bir ekilde yaralandn hissettim;

1 60

beni iimdeki, yaayan bir noktadan yaralamt ve bu noktann


tam olarak ne olduunu ya da nerede bulunduunu syleyemiyor
dum; zira o ikisinin huzurunda imdiye dek kendim olarak var ol
madm ok ak bir ekilde anlamtm nk birinin karsnda
Genge,.'si, dierinin karsnda ise sevgili Vitangelo'su vard ve
onlarn iinde kendimi yayor hissedemezdim.
Kendimi iinde yayor olarak grdm ve beni temsil eden
tm imgeleri bir kenara brakacak olursak, bakalar iin kendimle
zdeletirebileceim her imgenin tesindeki yaayan bir nokta
yaralandn hissetmiti; ve bahseniim nokta ylesine derindey
di ki gzlerimdeki tm k yitip gitmiti.
Karma "Bu kadar gldn yeter!" diye barrken yle bir
ses tonu kullanm olmalydm ki yzme bakt ve (kim bilir nasl
bir yz gryordu) dilini yutmuasna susarken surann buru
turdu.
Ardndan Quantorzo'ya dnerek, "Ve sen de sylediklerime
iyice kulak versen iyi edersin," diye ekledim. "Bankann hemen bu
akam kapan imasn istiyorum."
"Bankay kapatmak m? Ne diyorsun?"
" Kapatlsn! Kapanlsn diyorum!" diye tekrarladm bir yan
dan zerine yryerek. "Kapatlmasn istiyorum! Patron ben mi
yim, deil miyim?"
"Hayr, sevgili dostum, sana yle geliyor! Patron olmak m?"
diye isyan etti. "Burada tek patron sen deilsin ! "
"Baka kim var peki? Sen m i ? Sinyor Firbo mu?"
"Kaynpederin de var! stelik bakalar da!"
"Ama banka sadece benim soyadm tayor!"
"Hayr, onu kuran babann soyadm tayor!"
"yleyse bu soyad kaldrlsn istiyorum!"
"Ne kaldrlmas yahu ! Mmkn deil!"

"Ah, una da bakn hele! Kendi soyadmn, babamn soyad


nn patronu ben deil miyim yani? "

161

"Hayr, efendim deilsin nk banka kurulurken dzen


lenen belgelerde o isim bankann ismi olarak geiyor; bankann
kurucusu olan baban soyadm aynen sana verdii gibi bankaya

da verdi! Ve bu nedenle banka da aynen senin gibi o ismi tama


hakkna sahip!"

"Ah, demek yle!"


"Evet, aynen yle!"
"Peki ya sermaye? Babamn kendi cebinden karp koyduu
para? O paray babam bana m, bankaya m braka?
"Sana brakt ama bankann operasyonlarnda kullanlmak
zere."
"Ya artk bankayla ilgilenmek istemiyorsam? Ya o paray e
kip keyfime gre baka bir ekilde deerlendirmek istiyorsam?
Patron ben deil miyim ?"
"Ama sen byle yaparsan ortada banka manka kalmaz! "
"Umurumda m sanyorsun ? Artk banka laf dahi duymak

istemiyorum, bilesin!"
"Ama msaadenle bakalarnn umurunda! Byle yaparak
kendininkinin yan sra bakalarnn karlarna, karnnki ve ka
ynpederininkine da zarar vermi olacaksn."
"Hi de yle deil! Bakalar ne istiyorlarsa yapsnlar; isti
yorlarsa paralarn bankada tutmaya devam etsinler. Ben kendi
param ekiyorum."
"Yani bankay tasfiye etmek mi istiyorsun?"
"Bu konulardan bir bok anladm yok benim! Tek bildiim
istediim, stiyorum anlyor musun? Param ekmek istiyorum,
o kadar!"
imdi daha iyi anlyorum ki giritiimiz bu az dala, byle
soru cevap eklinde karlkl atma, iki amansz rakip arasnda
geen gerek bir boks man andryordu; birbirine lmcl dar
beyi vurmak iin yeri geldiinde saldran, gardn alan, yeniden
vuran, taraflarn esasl bir yumrukla rakibi yere sereceinden

162

emin olduu bir mat bu; her bir okkal kar yumruun ardndan
dvlerden biri, rakibin pes etmeye niyeti olmad srece vu
rumaya devam etmenin gereksiz olduuna karar verinceye kadar,
aralksz devam edecei ortadayd. in en gln yan ise, fke
dolu bu bar ar srasnda gayriihtiyari rakibin yzne kadar
kalkan ama demeyen gerek yumruklarn varlyd; vuruurken
dileri fkeyle kilitliyor, burunlar bir saa bir sola doru arplp
duruyor, kalar atlyor ve bedenleri sinirden batan aa tir tir
titriyordu.
kez ard ardna tekrarladm stiyorum" stiyoum s
riyorum .. dan oluan son yaylm ateiyle Quantorzo'nun direncini
iyice krm olmalydm ki ellerini dua edermiesine kavuturdu
unu fark enim.
"Hi deilse sebebini renebilir miyim? Neden byle ani
den fikir deitirdin?"
Onu bu halde grmemle birlikte, adeta bir ba dnmesi his
settim. Ona ve karma, yani bana bal olan bu iki kiiye, inatla
savunduum ve her ikisi iin de nemli sonular olan bu karar
mn sebeplerini, orada ve o anda, yani birisi byle yalvarmakta,
dieri ise olanlar endie ve korku dolu baklarla izlerken ak
lamaya almam imkanszd. Nitekim o an iimde arapsa gibi
birbirine dolanm olduklarn hissettiim o sebepler, uzun uzad
ya ve hayli sancl zmlemeler sonucunda biimlenmi ve olu
mulard ve aslnda benim iin dahi ok anlalr deillerdi; tek
bana yaptm keiften bu yana iimdeki lolukta akp duran
n o korkun srarna duyduum fkenin huzursuzluundan
zorla koparlp alnmlard: Duygularnn allageldik taml ve
doluluundan emin olup kr gibi yaayan tm o bakalar iinse
orada olmaya devam edecekti o karanlk. Davranlarmn ardn
daki sebeplerden yalnzca bir tanesini bile aklamaya kalkmam
halinde, her ikisi tarafndan da bir daha geri dn olmayacak
ekilde delinin biri olarak damgalanacam hemen anlamtm:
rnein, ksa sre ncesine kadar

kendimi hi grmeyiimden;

daha dorusu kendimi hi onlarn beni daima grdkleri gibi

1 63

grmeyiimden; yani kendimi hi durumun farknda olmamas


na ramen bunu asla aka kabul etmeden, bankann tefecilik
geliriyle huzurlu ve endiesiz bir hayat sren biri olarak grmeyi
imden bahsedebilirdim. Onlarn huzurunda imdi azck da olsa
durumun farknda olduumu ima etmeye kalktmda ise bu
durum her ikisine de inanlmas g bir saflk olarak grnm,
birinde o fke dolu ve gln el kol hareketlerine, dierinde ise
sonu gelmez kahkahalara yol amt. Durum byleyken, verdi
im kararn tm arln stlenmenin, tam da onlara neredeyse
inanlmaz gelen bu saflk olduunu, onlara nasl syleyebilir
dim? Nihayetinde bu hayatta, hatta domadan nce dahi hep
tefeci olmam mydm? rademi, mendilimi cebimden karr
casna basit bir ekilde dma karp herkesin gznde kendi
aleyhimde ve tutarsz bir eylemde bulunmak suretiyle delilie gi
den anayolda bizzat yrdm gren yine ben deil miydim?
Tefeci Sinyor Vitangelo Moscarda'nn da delirebileceini kabul
eden ama delirse bile hibir ekilde yok edilemeyeceini anlayan,
yine bizzat ben deil miydim ?
Zira yara aldn sylediim yaayan nokta tam da buydu
ve beni krletirip o an olup biten hibir eyi kavrayamamama
neden oluyordu: Hayr, mmkn deildi, tefeci olamazdm ben,
kendim iin asla bir tefeci olmamken, artk bakalar iin de
byle olsun istemiyordum; hayatm ve onu ekillendiren ti:im
artlar yerle bir etme pahasna bile olsa artk kimse iin tefeci
olmayacaktm. Sonunda irade gcm sayesinde iimde somut
luk kazanan bir duygu (ki aslnda batan beri varln biraz ku
ku, biraz da endieyle fark etmitim), bana aynen bakalarnn
sahip olduu kadar salam, hibir eyden etkilenmeyen ve z
d dnyaya kapal bir varlk kazandryordu. Bu nedenle, bir
anlk aknlmdan faydalanan karmn aniden ileri atlp da
Genge'sine hi deilse bir kez olsun, kendisine verdii u gln
patron havalarndan vazgemesini emretmesi ve bunu sylerken
ellerini beni tokatlayacakmasna yzme doru kaldrm hal
de bana doru yrmesi, gzlerimdeki n yeniden snmesi ve

164

onu bileklerinden yakaladm gibi sarstktan sonra geriye doru


iterek, kolnun zerine onrmasn salamam iin fazlasyla ye
terli oldu.
"Bana Genge diye seslenmeyi de brak artk, ben deilim o,
ben deilim, ben deilim! Yeni artk bu kukla! Ne istiyorsam onu
istiyorum o kadar ve bundan byle ne istiyorsam yerine getirile
cek!"
Quantorzo'ya dndm.
"Anladn m?"
Ve salondan fkeyle kp gittim.

1 65

ALTINCI BLM

1
Yz Yze

Az sonra kafese nklm bir hayvan gibi odama kapand


mda, karma kar sergilediim o iddet (ki bunu ilk yapmd)
nedeniyle oflayp pufluyordum; beyazlar iindeki ty kadar hafif
karmn, onu bileklerinden yakalayp yeniden kolna oturtmak
iin geriye iterken sarslarm nedeniyle parampara olacakm
gibi duran o hali gzlerimin nnden gitmiyordu bir trl.
O iddet dolu tavrlarm sonucunda sert bir ekilde koltua
arparken, pileleri uuan kar beyaz elbisenin iinde nasl da na
rindi!
Nitekim onu nnp fkeyle koltuun zerine frlatmanla bir
likte, narin bir oyuncak bebek gibi krlmt ve dalan paralarn
yeniden bir araya getirmem mmkn deildi artk. Ve btn ha
yatm, bugne dek daima onunla geirmi olduum ve o oyuncak
bebein oyununa dnen hayatm da ayn kader bekliyordu:
Paralanm, belki de ebediyen sona ermiti.
Saldrganlmn deheti, halen titreyen ellerimde capcanl
grnyordu. Ama fark ettim ki yaadm dehet saldrganlm
dan deil, iimde uyanan kr bir duygu ile kr bir istein sonunda
bende vcut bulmu olmasndan kaynaklanyordu: Korku uyand
ran ve ellerimi saldrganlatran hayvani bir vcut.
Bir oluyordum.
Ben.

169

imdi byle olmak isteyen ben.


imdi byle hisseden ben.
Sonunda!
Ne tefeciydim artk (yetti artk bu banka!) ne de Genge (yeni
artk bu kukla!).
Ama kalbim gs kafesimden frlayacakm gibi atmay
srdryordu. Soluum kesiliyordu. Ellerimi ap kapatyor, tr
naklarm etime geiriyordum. Farknda olmadan, bilinsizce, bir
elimle dier avucumun iini kayor, odann iinde bir aa bir
yukar, bir o yana bir bu yana gidip gelirken, gemlenmeye taham
ml edemeyen bir at gibi burnumdan soluyup duruyordum. Sa
yklyordum.
"Ben birisiyim ama kim ? Kim ? "
Ya artk gzlerim kendim iin, kendi iimde nasl olduumu
grecek durumda deillerse? Ben bile kendim iin nasl olduumu
henz bilemezken bakalarnn gzlerini zerime hissetmeye de
vam ediyor ama iimde henz yeni doan u irademle beni nasl
grdklerini yine de bilemiyordum.
Arnk Genge deildim.
Bir bakasydm.
Aslnda tam da bunu istemitim.
Benim hi kimse ya da yz bin kii birden olduumu ortaya
karan bu ikence olmasa, iimde acaba baka kimler olurdu?
Bendeki bu yeni irade gc ve bu yeni duygu, varlndan
haberdar olmadm bu yaayan nokt:nn yara almas yznden
krlemi olarak doabilirlerdi; fakat neyse ki farkna vardm
dan bu yana, iimdeki loluu aydnlatmak iin srar eden o n
korkun inad altnda yitip gidiyorlar, evet yitip gidiyorlard ite.
Kendimi yeniden top.ulayabilmek iin yaramn zerine ne
srebileceimi sezinlemek istiyordum: Biraz yaradan sz..n kan
dan, bir miktar o lime lime olmu, acyla erimi duygulardan, bi
raz da o arzunun paralanm iskeletinden ekleyebilirdim; oh, ba-

1 70

kn hele, ortaya ba.kalannn ona bakan gzlerinden korkan clz


bir adamcaz kyordu; bankann kapanlmasyla payna den
paray bir uvala doldurmu, uvaln ucunu da eliyle sk skya
kavramt. Btn o parayla ne yapabilirdim ki imdi?
Bu paralar alp da m kazanmtm? Hayr. Bankadan
baka tefecilik operasyonlarnda kullanlmasnlar diye ekilen o
paralar, geldikleri yere geri gndermek yeterli olur muydu aca
ba? yleyse ne yapmalydm? pe mi atmalydm yani? Ya sonra
nasl yaardm? Elimden ne i gelirdi? Peki ya Dida ne olacakt ?
Ayn zamanda o da -ki evi terk ediinden beri dahe iyi anl
yordum bunu- evet, ayn zamanda o da iimde yaayan bir nok
tayd. Her ne kadar aknn nesnesi olarak grd bedenin bana
ait olmadn ok iyi biliyor ve bundan dolay ac ekiyor olsam
da ben ona 3.knm. Gel gelelim, aknn o bedene verdii tatll
da kollarmda olmasndan duyduum ehvetin krl iindeki
ben tadyordum, her ne kadar ateli slak dudaklarndan, bir nefes
ya da gle benzer bir ihtirasla o salak isim -Genge- dkld
nde bazen iimden onu bomay geirsem de.

171

il

Bolukta

Tm eyann havada adeta asl duran tuhaf bir hareketsiz


lie sahip olduu salona, ierisindeki sessizliin cazibesine kap
larak yeniden girdim; karmn zerinde oturduu u koltuk, Qu
antorzo'nun iine gmld u kanepe; uradaki altn eritlerle
ssl ak renkli masa, sandalyelerle perdeler iimi yle korkun
bir boluk hissiyle doldurdu ki dnp hizmetilerimiz Diego ile

Nina'ya bakcm; onlar da bana, evin hanmnn Sinyor Quantorzo


ile birlikte gittiini, giderken de kendisine ait tm eyann topla
np bavullara konarak babasnn evine gnderilmesi emrini verdi
ini sylediler; imdi ise bana ho gzlerle, aknlktan azlar
be kar am bakyorlard.
Onlarn bu grnts beni rahatsz etti. Bararak, "Pekala,
o halde emirlerini yerine getirin," dedim.
Yerine getirilmesi gereken bir emir, o boluun ortasnda on
lar iin hi yoktan iyiydi. Aslnda u ikisini en azndan bir sre iin
ayak altndan uzaklatrabilmem, benim iin de hi fena olmazd
dorusu.
Yalnz kalr kalmaz, yadrganacak bir sevinle, "zgrm!
Sonunda gitti!" diye dilndm. Ama hala gerek deilmi gibi
geliyordu. imde bana kefimin doruluunu snatmak iin gitti
ine dair tuhaf bir his vard; kefim benim iin ylesine bilyk ve
deimez bir neme sahipti ki dier her ey onunla kyaslandn
da daha az deerli geliyor, ancak bir dereceye kadar nem tayor-

172

lard: Karm kaybetmeme neden olmu olsa da; hana aksine tam
da bu nedende dolay ok nemliydi kefim.
"Doru ki ne doru!"
Korkun olan kefimin kendisi deil, doruluunu ispat edi
eklimdi. Geriye kalan dier tm ayrntlarsa -haydi ama, yle
te- gln dahi grnebilirlerdi: Aniden Quantorzo ile birlik
te ban alp gidii, tefeci olduumu sanan insanlarn gznn
nnde yaptm o budalalklardan geri kalacak nitelikte deildi
hani.
Peki nasl olup da bu duruma dmtm? Nasl olup da hi
bir eyi ciddiye alamaz hale gelmiti m ? Ksa sre nce iimde o
iddetle patlamasna yol aan yaraya ne olmutu?
Sahiden yahu. O yara nereye kayboldu? imde mi hala?
Kendime dokunduumda, ellerimi skarken, evet, diyordum,
ite ben, benim bu ama gerekten kime diyordum bunu ? Ve
kim iin? Yalnzdm. Koca dnyada bir bamaydm. Kendim iin
bile yalnzdm. Sa kklerime kadar titrememe yol aan o rperti
annda, sonsuzluu ve bu sonsuz yalnzln verdii dondurucu
souu duyumsuyordum.
Kime ben diyebilirdim? Bakalar iin, asla benimkilerle
ayn olmayacak bir deer ve anlam ierdiini ; benim iinse, ba
kalarnn bylesine dnda bir ben sahiplenmemin, bu boluk
ile bu yalnzln verdii dehete dneceini bildiim halde, bi
rilerine ben dememin ne anlam olabilirdi?

173

111
Kendimi Zorda Brakmaya Devam Ediyorum

Ertesi sabah, kaynpederim beni ziyarete geldi.


Yalnz ncesinde, hayal kurmada ii nereye kadar vardrm
olduumu itiraf etmeli; beni bakalarnn nnde olduu kadar
kendi gzmde de temsil eden koullardan ille de bir sonu elde
edeceim diye, gecenin byk bir ksmn sayklamalar iinde ge
irdiimi sylemeliyim (ama sylemeyeceim).
Dalm olduum ksa fakat derin mi derin uykudan kan ter
iinde uyandm; yzm ykamak iin avucuma doldurduum su
ve daha sonra kurulandn havlu da dahil olmak zere, evrem
deki her ey dmanca bir arlkla zerime geliyordu; bir ziya
retim olduunu haberini aldm anda ise kendimi ara ara esip
ruhumu serinleten bir rzgar gibi iimi dolduran o nee dolu ilha
mn peinde bir anda hafiflemi hissettim.
Havluyu bir kenara frlatp Nina'ya, "ok gzel. Onu salona
alp hemen geleceimi syleyin," dedim.
Gardrobun aynasnda kendime yle dayanlmaz bir zg
venle baktm ki ii orada karmda durmakta olan Moscarda'ya,
harikulade anlatmz anlamnda bir tavrla gz krpmaya kadar
vardrdm. Doruyu sylemek gerekirse o da aramzdaki anlama
y onaylarcasna hemen gz krpt bana.
(Bunun aynadaki Moscarda'nn aslnda ben ol mamdan kay
naklandn syleyeceinizden adm gibi eminim ve ite byle

1 74

diyerek, hibir ey anlamadnz bir kez daha gstermi oluyor


sunuz. Sizi temin ederim ki aynadaki o kii ben deildim. Nitekim
bir sre sonra, odadan dar kmadan nce bam hafife evirip
de ayn aynaya yeniden baktmda, benim iin de oktan baka
birisine dnm, keskin ve parlak gzlerinde eytani bir glm
se

yerlemiti. Siz olsanz korkardnz; bense olacaklar nceden

kestirebildiim iin hi korkmadm ve onu elimle selamladm.


Hakl olduumu gsterircesine o da eliyle selamlad beni.)
Tm bunlar yalnzca balangt. Komedinin geri kalan, kaynpederimle salonda devam etti.
Drt kii miydik?
Hayr.
Birbirinden farkl ka Moscarda olduunu az sonra gre
ceksiniz; zira ben de orad: oluumu frsat bilip o sabah kendimi
oaltarak elendim.

175

iV

Doktor mu, Avukat m, Profesr m Yoksa


Milletvekili mi?

O sava ruhun iimde beklenmedik bir ekilde uyanmasn


salayan phesiz kaynpederimdi; belki de imdiye kadar ona at
fenni olduum o hi de sayg uyandrmayan gereklikle yaay
(aman Tanrm, evet), yani kendinden daima pek memnun gr
nen o aptal m aptal adam oluu beni kendime getirmiti.
Sadece kyafetiyle deil, san ve byklarn son teline kadar
tarama biimiyle de ok zenliydi; salar sapsar, d grnts ise
tam olarak baya denemese bile, yine de olduk sradand doru
su: Nitekim kendisine tm o zeni gstermekten kanabilirdi de
nk zerindeki o kusursuz biimde dikilmi kyafet, ondan ziya
de, o giysiyi diken terzisine aitmi gibi duruyordu; o dikkatlice ta
ranp biim verilmi ba, kremle parlatlm bakml elleri, vcudu
nun boynu ve kollarna taklm canl kanl birer paras deil de bir
kuafr ile eldiven dkkannn vitrininde rahatlkla sergilenebilecek
nitelikte, balmumundan yaplma bir cansz mankene ait vcut par
alaryd sanki. Onu konuurken duymak, mercan renkli dudakla
rndan dklen tm szlerden memnun bir tavrla yznden eksik
ennedii gln parlam ak mavi gzlerini kapanrkcn grmek;
sonra gzlerini yeniden aarken, hi kimsenin tahmin edemeyecei
o isel tanninin tadn almken, bu zevkten kolay ayrlmak istemi
yormu gibi isteksizce at sa gz kapann biraz gerilip yapk
kaldna ahit olmak: Bu durumun grenler zerinde tuhaf bir iz-

176

!enim brakmamas mmkn deildi nk -tekrar ediyorum- sah


teymi gibi grnyordu ite; bir terzi vitrininin cansz mankeni ya
da berber vitrininde sergilenen gvdesiz bir ba gibiydi.
Onu karmda her zamanki haliyle bulmay beklerken, imdi
byle st ba dank ve hayli gergin bir ekilde karmda be
lirivermesinin aknl, iimde anszn kendisini bir adm daha
atmamas iin uyaran dmannn silahn ekip tehdit etmeye
balad bir adamn, yznde meydan okuyan bir glmseme ile
yrmeye devam ederek, kendisine g veren o harikulade riski
tatma arzusunu atelemekten baka bir ie yaramamt.
Nitekim iimde yeniden uyanan o sava ruh, oyunu istedii
ekilde srdrebilmek iin, dudaklarma meydan okuyan bir gl
ve yzme bir unutkanlk havas vermemi buyurmutu; gel gele
lim iin iinde o adam ve pek ok baka kiiyi yakndan ilgilen
diren nemli karlar -bankann gelecei, ailemin kaderi- varken
byle yapmam bir hayli tehlikeliydi ; zira zaten bildiim o kor
kun eye dair baka kantlar elde edecek, yapmay dndm
konuma yznden kanlmaz olarak ve stelik ncekinden de
daha silinmez bir deli damgas yiyecek, Quantorzo'yu hayretler
iinde brakan, karm ise kahkahalarla glmeye iten

inanlmaz

ve benzersiz saflk gsterisine, dik bir yamatan aaya

son

hz

tepetaklak yuvarlanyormuasna devam edecektim.


evremde olup bitenleri derinlemesine deerlendirebilmem
durumunda, can havliyle tutunmaya altm vicdann, ank be
nim iin de geerli bir zr olamazd. Ne yaptmn asla farknda
olmadm halde, gerekten de tefeciliim yznden vicdan aab
ekebilir miydim? Evet, usul gerei bankann gerekletirdii her
trl ilemin altnda benim imzam olduum doruydu; zerin
de hi dnmeden, yaamm bugne kadar bankann salad
gelirle srdrmtm ama i bu noktaya gelip de sonunda her e
yin farkna varm olduuma gre, kendime ekidzen vermek ve
yeni bir hayat kurmak amacyla ok yaknda bankadan tm paray
ekecek, bir hayr ii yaparak ya da ne bileyim ite, baka herhangi
bir ekilde bu paradan kurtulacaktm.

177

.. Nasl yani? Tm bunlar sana hafife alnacak eyler gibi mi


geliyor? Aman Tanrm, duyduklarm doru mu yani?"
.. Neyin doru olup olmadn soruyorsunuz?"
..Delirmi olduunun ! Peki ya kzm, onu ne yapacaksn? Ha
yatn nasl srdreceksin? Neyle yaayacaksn ? "
.. Bakn ite bu, bence ok nemli b i r nokta: renimime de
vam ederek."
.. Geldiin konumu ebediyen mahvennek mi istiyorsun?
Dnya kurulduundan bu yana her birimiz, daima kendi ileri
mizle ilgilenerek yaamzdr. "
.. Bakn ne gzel dediniz. te ben de bugnden itibaren kendi
ilerime bakacam."
.. Babann onca yl alp kazand paray pe atarken, kendi ilerin de ne oluyormu?"
.. niversitede alt ylm geti."

"Bak sen! niversiteye mi dnmek istiyorsun?"


..

Dnebilirim."

Kalkmak iin davrand. Biraz daha kalmasn salamak ad


na, "Affedersiniz, iin bankann tasfiyesine gelmesine kadar biraz
daha zamanmz var, deil mi?" diye sordum.
Kollarn havaya kaldrarak, fkeyle yerinden frlad.
"Ne tasfiyesi! Ne tasfiyesi canm ! Ne tasfiyesi ! "
"Lafm bitirmeme izin vermeyecekseniz...

"

Aniden dnd.
"Bitirip de ne diyecekmisin yahu! Samalyorsun sen! "
"Gayet sakinim," dedim altn izerek. "Size, niversitede ileri bir seviyeye kadar okuyup da sonra gerisini getiremeyip olduu
yerde braktm pek ok konu olduunu sylemek istiyordum.
Afallam halde yzme bakt.
"Pek ok konu da ne demek? Ne anlama geliyor bu?"

1 78

"Ksa srede doktor kabilir ya da Edebiyat Fakilltesi'nden


bir mezuniyet diplomas alabilirim demek."
"Sen mi?"
" nanmyor musunuz? Aynen yle. Tp fakltesine de devam
etmitim. Tam yl boyunca. stelik houma da gidiyordu. So
run, Dida'ya Genge'sini ne olarak grmekten daha ok memnun
olacan sorun isterseniz. Doktor mu yoksa profesr m olmasn
tercih ettiini sorun. stelik kelimelerle de aram gayet iyidir: s
tersem avukat da olabilirim."
Tm vcudu iddetle sarsld.
"Bugne kadar hibir ey yapmak istemeyen sen deil misin?"
"Doru. Ama bakn tembellikten deil bu. Bilakis! Okuma
ya gereinden fazla gmldmden. Zira konu ne olursa olsun,
herhangi bir eye gereinden fazl: gmldnzde sonunda hi
bir eyden bir fayda elde edemiyorsunuz, inann bana. nsan ken
disiyle ilgili neler kefetmiyor ki ! Sizi temin ederim, benden ok
iyi bir doktor, avukat ya da eer Dida bylesini yelerse, ok iyi
bir profesr kar. Yeter ki gayretle ie aslaym."
Sylediklerime katlanabilmek iin kendi kendine ektirdii
ikenceden mosmor olmu halde sonunda kap gitmeseydi, pat
lamas an meselesiydi. Arkasndan koup, "Ama ltfen, hayr, din
leyin beni: Babamn paralarn elden kardmda ne kadar nl
olacam bir dnn ! Hatta dnsenize, bunun zerine beni
milletvekili bile seebilirler! Bu durumun hem Dida'nn hem de
sizin hounuza gitmesi artyla tabii. Milletvekili bir damadnz
olur, fena m? Beni o ekilde hayal etmekte zorlanyor musunuz?
Zorlanyor musunuz yoksa?" diye bardm.
Kaar adm uzaklarken, azmdan kan her sz "Deli!
Deli! Deli! " diye haykrarak tamamlyordu.

179

Kendi Kendime Sormadan Edemiyorum:


Neden?

imdeki o lanet sava ruh yznden, ses tonumdan aka


yaptmn anlalabileceini inkar edemem. Ona yksekten an
yorum gibi gelmi olmas da hayli mmkn: Bunu da kabul ediyo
rum. Ama doktor ya da avukat yahut profesr, hatta milletvekili
bir Genge'nin var olabileceine ynelik nerilerimin beni gldr
mesi gayet anlalrd da kaynpederimde aksine tarada bu soylu
meslekler karsnda genel olarak sergilenen sayg ve nemin ayn
sn tetiklemesi gerekirdi -her ne kadar bu meslekler genel olarak,
rekabet etmekte zorlanmayacam pek ok vasat kii tarafndan
yaplyor olsa da.
Altnda yatan nedenin baka olduunu gayet iyi biliyorum.
O -yani kaynpederim- bile, beni o meslekleri yaparken hayal ede

miyordu; gel gelelim benimkilerden tamamen farkl sebeplerle.


O, damadn (bana baktnda kim bilir nasl grd o Gen
ge'sinden bahsediyorum) imdiye dek yaad yaam koullarn
dan kopardm, yani hem kendisi, hem kz ve hem de bankann
tm ortaklar tarafndan el birliiyle kendisine atfedilen o kukla
kimliini barndran yaam koullarndan km olmasn kabul
lenemezdi.
O iyi yrekli zalim evlat Genge'yi aynen byle olduu gibi
brakmal, kendisinin bizzat ynetmedii bankann tefecilik gelir-

180

!eriyle yaamn srdrmeye devam etmesine izin vermeliydim.


Size yemin ederim ki ak benim iin ok deerli olan o

za

vall bebeimi -karm Dida'y- huzursuz etmemek, evremdeki


beni seven pek ok iyi insan byle vahim bir kargaaya srkle
memek adna, onu orada ylece brakmaya da hazrdm -gel ge
lelim bunu yapabilmem iin, onu orada bakalarna brakrken,
benim kendi namma baka bir beden ve baka bir adla baka bir
yere gidebiliyor olmam gerekirdi.

181

VI
Glme steimi Bastrrken

Bildiim bir dier eyse yarn insanlarn karsna yepyeni


hayat koullar iinde, rnein bir doktor ya da avukat veyahut
profesr olarak kmam halinde, bu mesleklerden herhangi biri
nin gerektirdii kla brnm ve gerektirdii faaliyetleri ger
ekletiriyor olsam bile yine ayn ekilde herkes iin ne bir kii ne
de kendim olabileceimdi.
ekli ne olursa olsun, kendimi herhangi bir hapishaneye ka
patmann ne kadar dehet verici olacan oktan anlamtm.
Byk bir ciddiyet ierisinde gece boyunca kendi kendime,
kaynpederimi gldrmek iin ileri srdm nerilerin benzer
lerini ve hatta daha da fazlasn yapm ve byle yaparken ken
dimi avukat, doktor ya da profesr klnda her hayal ediimde
iimden kabaran glme isteini bastrmay baarmtm. Yan i an
layacanz, bu mesleklerden birini ya da herhangi baka bir mes
lei, eer Dida bana benim istediim gibi dnecek olur ve yeni bir
Genge ile kuraca yeni hayatnda beni elimden gelenin en iyisini
yapmaya mecbur ederse diye, bir art, bir gereklilik olarak yapma
y ve kabullenmeyi dnmtm.
Fakat kaynpederimin nasl bir fkeyle kap gittiini gr
memin ardndan, Dida iin de eskisinden farkl hibir Genge'nin
domayaca sonucuna varabilirdim. Zaten bu eski Genge de bu
zamana dek iinde bylesine mutlu mesut yaad yaam koulla-

182

rn, anszn bir hi uruna terk etmeyi dndne gre, iyile


mesi mmkn olmayacak bir deliliin penesinde olduunu ispat
etmekle meguld.
Ve karm gibi bir ss bebeinin de benimle birlikte bir hi

uruna delirmesini bekliyorsam delirmeyi gerekten istiyor olma


lydm.

1 83

YEDNC BLM

1
Karmaklk

Ertesi sabah elime sktrlan ufak katta yazan notta, der


hal karmn yakn arkada olan ve kitabmn banda kendisinden
bir ya da iki kez bahsettiim Anna Rosa'nn evinin gitmem iste
niyordu.
Birilerinin Dida ile beni bartrmak iin araya girmek isteye
ceini bekliyordum; gel gelelim, ortadan kaldrlmas gereken tek
engelin bankay tasfiye etme niyetim olduunu gz nne alrsak.
tahminlerim bu kiiyi kaynpederim ve bankann dier ortaklar
nn gnderecei dorultusundayd; doru&n karmn gndere
cei birini beklemiyordum dorusu. Karmla aramda neredeyse
hibir ey olmamt. Anna Rosa'ya, Dida'y omuzlarndan tutup
iddetle sarsarak, salondaki koltuun zerine doru frlatp zor
la oturtmu olmaktan tm samimiyetimle pimanlk duyduumu
sylemem, barmamz iin phesiz yeterli olacakt.
Anna Rosa'nn beni niyetimden vazgeirme grevini stlen
dii ve bunu da karmn eve dnmesi iin art olarak dayataca
ise aklmn ucundan gemedii gibi, bana kesinlikle kabul grr
bir teklif gibi de gelmemiti.
Dida'dan duyduum kadaryla sevgili arkada, avantajl
saylabilecek ok sayda evlilik teklifini paray hor grd iin
kabul etmemi, bu nedenle de aralarndan benimle (yani bir tefe
cinin oluyla) evlenerek, avantajl" bir evlilik yapmay tercih eni
ini tm arkadalarna kantlayan Dida'nn da olduu akl banda

1 86

pek ok kii tarafndan knanmn.


Bu nedenle, i avantajon kurtarmaya geldiinde karm iin
Anna Rosa'dan iyi bir avukat olamazd.
Aslna bakarsanz tam tersi kulaa daha mantkl geliyordu:
Kanm Dida, dier ortaklarla anlaan babasnn, ben bankay tas
fiye etme karanmdan vazgemediim srece onu evde ntacan
ve bana dnmesine engel olacan sylemesi iin arkadann ka
psn alm olabilirdi. Gel gelelim karm gayet iyi tandmdan,
benim iin bu ihtimal de kabul edilebilir olmaktan uzakt.
Bu nedenle iimde byk bir merakla yola ktm. eve a
rl nedenimi tahmin etmeyi bir trl baaramyordum.

1 87

il

lk Uyan

Anna Rosa'y az tanyordum. Kendisini bizim evde pek ok


kez grmillilm olsa da kasten deilse de igdilscl olarak ka
rmn arkadalarndan kendimi daima uzak tutmu olduumdan,
onunla toplasanz birka kelime anck konumuluum vard.
Bana kaamak baklar frlatrken dudaklarnda yakaladm baz
hafif tebessmlerin, kanm Dida'nn Geng'sine dair anlattklar

sayesinde zihninde oluan ve aslnda bana ait olmayan o budala


imgeye ithaf edilmi olduu ylesine ortadayd ki iimde hibir
zaman onunla konuma arzusu canlanmamt dorusu.
Evine ise daha nce hi gitmemitim.
Yetim ve ksz olan Anna Rosa, yal halasyla birlikte Badia
Grande'nin1 1 yksek duvarlar altnda ezildii izlenimini veren o
ufak evde oturuyordu. Halen orada yaayan birka yal rahibe
nin, gnbatmnda yksek duvarlarn evreledii antik atonun
demir parmaklkl pencerelerinden darya baktklarna ahit ol
mak mmknd. Rahibelerin iinde en genleri, Ann: Rosa'nn
halasyd ve anlatlanlara baklrsa yar deliydi. Zira manastra
kapatlm bir kadnn delirmesi ok da zor olmasa gerek. KarmSicilya'nn gneybar kys zerindeki Agrigento 5Chrinin Sciacca ile
sinde yer alan bu tarihi kompleks, Santa Maria dell'lrria Kilisesi ile 5Ch
rin en byk ve en zengin manastrn da iine almas nedeniyle KBa
dla Grande" (Bilynk Man:srr) olarak adlandrlmrr. Temcileri 1380
ylnda anlan kompleksin inas, 1 401 ylnda tamamlanmrr. (.n.)

11

188

dan rendiim kadaryla, yl boyunca renim grd San


Vincenzo Manastr'ndaki gen yal tm rahibeler de yle ya da
byle yar deliydiler.
Anna Rosa'y evde bulamadm. Mesajn bana getiren yl
hizmetisi, kapy amakszn gzetleme deliinden bakarak, gi
zemli bir tavrla hanmnn rahibe halasn ziyarete Badla'ya gittii
ni ve kendisini orada bulabileceimi syledikten sonra, manastra
vardmda kapdaki grevli rahibeden bana Rahibe Celestina'nn
grme odasna kadar elik etmesini istemem gerektiini ekledi.
Beni akna eviren tm bu gizem perdesi, ilk anda me
rakm arttrmak yerine oraya gitmekten alkoydu; tereddde
dilmtm. inde bulunduum aknln elverdii lde, Ba
dla'nn manastrda yaayan bir rahibenin yukanlarda bir yerlerde
ki grme odasna gidiyor olmamn tuhafl zerine dnme
ihtiyac duydum.
Kannla aramda geen nemsiz tatszlk ile bu davet arasnda
kurulabilecek tm balarn ortadan kalkt hissine kaplmamn
hemen ardndan, beklenmedik bu kark.ln hayatm iin kim bi
lir ne sonular douracan fark ederek endielenmeye bladm.
Richieri'de herkes, lmn eiinden dnm olduumu za
ten bilir. Daha nce h:ikimin huzurunda sylediklerimi burada,
sizlerin huzurunda bir kez daha tekrarlamakla, o zamanki ifade
mi srf Anna Rosa'y kurtarmak ve her trl sulama karsnda
adn temize karmak iin vermi olduum yolundaki pheleri
de ortadan kaldrm olacamdan, bunu byk bir memnuniyetle
yapacam. Onun hibir suu yoktu. Bende umutsuz bir saplant
haline gelen o son deneyi yapacam diye kendimi istemeden de
olsa ortasnda bulduum bu beklenmedik ve ani macerann, by
lesi bir ekilde sonulanma tehlikesiyle kar karya kalmn tm
sorumluluu bana ya da imdiye dek beni azap iinde brakan o
dncelere malzeme olan her eye aitti.

189

111
ieklerin Arasndaki Albpadar

Richieri'nin yol kenarlarnda biriken rm plerden ya


ylan pis kokularn havay doldurduu eski kent merkezinin dik
yokularndan birinden karak Badia'ya vardm.
Belli bir tarzda yaamay alkanlk haline getirdikten sonra,
sessizlik iindeki olaand bir yere gittiimizde, orada sanki gi
zemli bir ey olduu yolunda bir pheye kaplrz; eklen orada
olduumuz halde, ruhumuz uzakta durmaya mahkumdur; olur da
kendimizi bu yeniliin kollarna brakabilirsek, hayatmza kim bi
lir ne gibi heyecanlar katacan ve bu sayede nasl da bambaka
bir dnyada yayormuuz izlenimi vereceini dnmeye bala
mamzla birlikte, iimizi tanrnlayamadnuz bir sknt kaplar.
Bir zamanlar Chiaramonte14 derebeylerinin atosu olan Ba
dia, tahtakurularnn delik deik enii alak kaps ve ortasnda bir
sarncn bulunduu geni avlusuyla bir maara gibi souktu; yp
ranm, kasvetli ve uultulu kocaman ta merdivenleri ve zerinde
sal sollu pek ok kapnn sralanm olduu o uzun ve geni ko
ridoru ile en dipte ge alan byk pencereden ieriye szlen
yanstan yer yer km pembemsi talarla deli zeminiyle,
pek ok olaya ve hayata dair pek ok ayrntya ev sahiplii yapm
1

Fransz kkenli Chiaramonteler, Norman hakimiyerini izleyen XIV.


Yzyl boyunca Sicilya'da yaam gl ve nemli bir ailedir. B:ra Pa
lermo, Ragusa ve Agrigenro olmak zere, Sicilya'nn eidi ehirlerinde
bu aileden kalan pek ok mimari esere rasdanmaktadr. (.n.)

1 90

ve yaanmlklarna ahit olmutu; imdi ise iinde yitik halde do


lanan

az

saydaki rahibenin yava yava can ekitii, kendisinden

ve tm temsil ettiklerinden bihaber ylece duruyordu. Oradaki


her ey, geriye kalan son rahibelerin tek tek lp gitmelerini yl
lardr bekliyor olmann verdii acyla, hafzasn yitirmiti gibiydi;
o topraklarn beylerine ait bu atonun bir zamanlar neden ina
edildii, sonrasnda ise birka yzyl boyunca neden manastr ola
rak hizmet verdiine dair hikayeler oktan unutulup gitmiti.
Girite grevli rahibe, koridordaki kaplardan birini aarak
beni grme odasna buyur etti. Ayn anda aadan a)nan k
k ann -rahibe Celestina'y armak iin olsa gerek- hznl
sesi duyuldu.
Sohbet odas ok karanlkt; ancak ieri girdiimde kapnn
almasyla odaya szan o azck n yardmyla, ilk anda zorla
narak da olsa sonunda dipteki kafesi seebildim. Ayakta durup
beklemeye koyuldum; en nihayetinde o kafesin ardndan kula
ma gelen clz ses, Anna Rosa'nn bostanda olduunu ve birazdan
geleceini syleyip benden oturmam rica etmemi olsayd kim
bilir orada daha ne kadar sre ylece ayakta dikilip duracaktm.
Kafesin ardndan gelen bu beklenmedik sesin, o karanln
ortasnda zerimde yaratt etkiyi anlatmaya almayacam.
Tam olarak nerede olduunu bilmediim ama yemyeil olduun
dan emin olduum manastr bostann aydnlatan gnein, ka
ranln ortasnda beni adeta yldrm misali arpmasyla birlikte,
Anna Rosa anszn gzlerimin nnde canland; o yeilin orta
snda, daha nce hi grmediim ekilde batan aa bir zarafet
ve cazibe timsaliydi. Grnt ayn bir imek gibi belirdii gibi
kaybolmutu. Yeniden karanla gmldm. Aslnda oda ilk an
daki kadar karanlk da gelmiyordu nk kafesi seebildiim gibi,
kafesin nndeki kk masayla iki sandalyeyi de ayrt edebili
yordum. Kafesin ardnda ise derin bir sessizlik hakimdi. Benimle
konuan sesi, clz ama din, gen saylabilecek o sesi aramaya
koyuldum. Etrafta kimsecikler kalmamt. Gel gelelim o ses, ka
nmca yal bir kadna ait olmalyd.

191

Anna Rosa, o ses, bu grme odas, karanl aydnlatan g


ne, bostann yeili ... Bam dnmeye balamt.
Az sonra kapy hmla a:m Anna Rosa, grme odasndan

kp koridora gelmemi syledi. Yz alev alev yanyordu; salar


darmadand; gzleri adeta kvlcmlar sayordu; scaktan olsa
gerek, ynden beyaz gmleinin dmeleri gs hizasnda al
mn; kollarnda ise bir demet iekle omzundan aaya, srtna
doru uzanp orada asl kalm bir sarmak dal vard. Kendisi
ni takip ennemi syleyerek, koridorun sonuna doru koturmaya
balad; pencerenin nne geldiinde dibindeki merdivene nrman
maya koyuldu fakat bu srado: kucandan yere dmek zere olan
birka iei tutabilmek iin bir eliyle hamle yapnca, dier elin
deki antas kayp yere dt ve o anda nce byk bir patlama,
hemen ardndan da tm koridoru nlatan ac bir lk duyuldu.
zerime doru ylan Anna Rosa'y tam zamannda tutmay
baardm. O aknlkla, daha ne olup bittiini anlamama frsat kal
madan, etrafm yedi yal rahibe tarafndan sarld; hepsi de korku
iinde inleyip dururken, koridordaki silah sesini duymu ve Anna
Rosa'y yaral halde kollarmda bulmu olmalarna ramen, duy
duklar derin znt ve korku aslnda baka bir nedenden kaynak
lanyor gibiydi; ilk balarda olup biteni anlamakta glk ektim;
sesimi ykselterek kollarmdaki yaraly yatrabileceim bir yatak
gstermelerini isterken, onlar bana "Monsenyr!" diyerek cevap
veriyorlard -Monsenyr manastra gelmek zere olmalyd. Kol
larmn arasndaki Anna Rosa'nn ise bana, "Alnpatlar! Altpatlar!"
diye barp duruunu, antasndaki altpatlar ona vermemi isteyi
ine yordum -yle ya, belki de babasndan yadigard.
Elinden yere den antada bir altpatlar olduu ve yere
arpma annda ate alan silahn onu bir ayandan yaralad gn
gibi ortada olmasna ramen, yanna neden bir altpatlar ald ve
bunu neden zellikle de o sabah beni Badla'ya armken yap
tn zmeyi baaramadm. Tm bunlar hayli tuhaf bulsam da
altpatlar benim iin getirmi olabilecei ihtimali aklmn ucun
dan dahi gemedi.

1 92

yice sersemlemi halde, yaraya mdahale etmek iin kim


senin bana yardm etmediini grerek onu kucama aldm gibi
Badla'dan ktm ve yokulu yolu izleyerek evine kadar tadm.
Ardndansa bana lazm olacandan, ksa bir sre sonra Ba
dia'ya geri dnilp, koridorun dibindeki pencerenin altnda duran
o altpatlar almak zorunda kalacaktm.

193

iV

Aklama

Badla Grande'deki o tuhaf kazaya ve kucamda yaral Anna


Rosa'y tar halde aceleyle manastrdan dar karken grl
meme ilikin haber, Richieri'de k hzyla yayld; tabii kent sa
kinleri de nceleri bana ok gln gelen o sama dedikodulara
hemen inanmay tercih ettiler. Geree yaknlklarnn dahi phe
gtrr olduunu dndm bu dedikodular, stne stlk bir
de gerek olarak kabul edilmi; daha da kts sadece bu dedi
kodular yayan ve bunlardan kar olanlar tarafndan deil, ayn
zamanda yaral halde kollarmda tadm kadn tarafndan da
ciddiye alnmlard.
Tam tamna byleydi ite.
nk sevgili dostlarm, Genge -evet evet, karm Dida'nn
budala m budala Genge'si- meer tamamen bilgim dnda Anna
Rosa'ya kar iini yakan duygular besliyordu. Bu durumun ilk
farkna varan Dida olduuna gre, bu garip fikirleri de aklna o
sokmu olmalyd. Genge'ye konuyla ilgili tek kelime etmedii
halde, kalkp bu srr glmseyerek sevgili arkadana verivermi
ti; kim bilir belki arkadann ruhunu okamak, belki de evlerini
ziyaret ettiinde kocasnn onunla konumaktan srekli kanma
sna bir aklama getirmek ihtiyac duyduu iin, bu tavrn altnda
Genge'nin ona ;lk olmaktan korkmasnn yann sylemiti.
Genge'nin Anna Rosa'ya bylesi bir yaknlk duymu olabi
leceini yalanlama hakkn kendimde grmyorum. En fazla bu

194

durumun benim iin doru olmadn syleyebilirim, ki bu bile


pek doru saylmayabilir, nk karmn sevgili arkadana kar
antipati mi yoksa sempati mi duyduumu anlamak hi de ilgimi
ekmemiti dorusu.
Genge'nin gerekliinin bana ait olmadn ve o gereklii
ona karm Dida'nn vermi olduunu nceleri }"eterince kantla
m olduumu kansndaym.
Eer Dida, Genge'sinin arkadana kar gizli bir sempati
duyduunu dnyorsa, bunun doru olup olmad bu nokta
da benim iin pek de nem tamyordu artk: yle ya, hem bu
sayede Anna Rosa'dan neden uzak durduuma kendince bir ak
lama getiren karm Dida'ya gre, hem de arada bir ona yaptm
kaamak gz krpmalara daha baka ve daha fazla anlam ykleyen
Anna Rosa'ya gre doruydu; zira bu nedenle onun iin karm Di
da'nn tasvir ettii o sevimli budala Genge deil, kars tarafndan
bu derece sevilmesine ve takdir edilmesine ramen, i dnyasnda
kim bilir ne byk aclar yaayan bedbaht Sinyor Genge idim.
Nitekim eer zerinde iyice dnecek olursanz, bunun ba
kalarnn bize atfettii o phe uyandrmayan pek ok gereklik
arasnda belki de en nemsizi olduunu anlayacaksnz. Yzeysel
bir deerlendirmeyle, bu tr yaktrmalarn, yanl varsaymlar,
hatal yarglar, keyfi ithamlar olduunu syleriz. Halbuki bizimle
ilgili tasavvur edilebilecek her ey, her ne kadar bizim amzdan
gerek olmasalar bile aslnda gerek olabilecek eylerdir. Bizim
iin gerek olup olmamalar, bakalarnn umurunda deildir.
nemli olan, onlar iin gerek olmalardr. Hana dikkat edin de
rim, eer kendi kendinize verdiiniz kendi gerekliinize sk sk
ya tutunmazsanz, onlarn size yaktrm olduu gerekliin sizin
doru gerekliiniz olduuna dahi inandrabilirler sizi. Zanneder
sem bu deneyimi benden daha fazla yaam biri daha yoktur.
Sonuta, her eyden habersiz kendimi birden Anna Rosa'ya
ak olmu halde buldum ve Badla'daki o silahl kazaya asla hayal
bile edemeyeceim bir ekilde, tam da bu nedenle karnm.

195

Anna Rosa'ya yardm edebilmek adna, onu kollarmda evi


ne kadar rayarak yavaa yatana yatrdktan sonra, doktor ve
hemire bulmak iin kotunp, ilk mdahalenin yapln izler
ken, bir anlna ben de bunun -yani onun Dida'nn sylediklerini
doru sanm olmasnn- mmkn ve doru olabileceini hisset
tim; benim ondan holandm gereine inanmt. lalardan
yaylan kt kokularnn adeta hakaretine urayan pembeler iin
deki odasnn mahremiyetinde, yatann ayak ucuna oturan ben,
her eyi onun azndan duyma ve aklamalarn dinleme ansn
elde ettim. lk nce, antasnda tad ve kazaya sebebiyet veren
altpatlarn hikayesini anlatt.
Birilerinin kalkp da altpatlar benim iin yanna aldn
ve beni Badla'da grmeye tam da bu nedenle ardn ileri
sfirebileceini hayal edip nasl da iten bir kahkaha koyverdiini
grecektiniz!
Meer alt yl nce aniden len babasnn yelek cebinde bul
duu o altpatlar, o gnden beri hep yannda, antasnda rar
m. Sedef kakmal kabzas, parlak ve salam elik gvdesiyle o
kck altpatlar, ona oldum olas bir oyuncak gibi grnm.
Gel gelelim sevimli olduu kadar

zarif dzeneinde insana l

m tattrma gc barndryor olmas da onu cezbetmi ve baz


tuhaf kayglar ruhunu daraltp da etrafnda dnp duran dnyay
anlamsz ve bo bulduu anlarda onu eline alp oynadn; par
maklarn parlak przsz eliinde gezdirip sedef kakmasna do
kunduunda ald zevkle, iinden ok kereler altpatlar deneme
nin getiini bana itiraf etti. imdiyse, altpatlarn kendi arzusuyla
kalbine ya da akana ate etmek yerine, kaza sonucu bir ayan

srarak, onu topal brakma ihtimalini ki bu onu ok endielen


diriyordu- dourmasndan dolay derin bir honutsuzluk duyu
yordu. Yeterince sahip olduu, kontrol altna ald o g artk
yannda, kendisinin emrine amade kalsn istemiyordu. Artk onu

kt bir ey olarak gryordu.


Yatan yan bandaki komodinin ekmecelerinden birini
ekip iindeki altpatlara dik dik bakarak. ..Ktsn sen! " dedi.

196

Peki onunla neden eski ehrin yukarsndaki o manasnrda,


Badia'da, rahibe halasnn grme odasnda bulumay istemiti?
Ya oradaki yedi rahibe, yaralandn grdkleri halde neden ona
yardm etmek yerine, panik halinde kim olduunu bilmediim o
Monsenyr'n geliinden bahsedip durmulard?
Bu gizemli olayn da aklamasn yapt.
Richieri piskoposu Monsenyr Partanna'nn, her ay yapt
gibi o sabah, Badia Grande'deki yal rahibeleri ziyaret edeceini
biliyordu. Yal rahibeler iin bu ziyaret, adeta vaktinden ok nce
kucakladklar bir ahiret mutluluuna denkti: Kaza nedeniyle zi
yaretle ilgili bir aksaklk yaanabilecek olmas, rahibelerin o anki
en byk derdiydi. Beni Badla'ya armasnn nedeniyse vakit
kaybetmeden hemen o sabah piskoposla grmemi istemesiydi.
Ben mi? Piskoposla grmek mi? Ama neden ki?
Bana kar tezgahlanan dolabn tam zamannda nne gee
bilmek iin.
Akli dengemin bozulduu gerekesiyle ilerden elimi ayam
ekmem iin uramaktaydlar. Dida'nn sylediklerine gre, Fir
bo, Quantorzo, Dida'nn babas ve hatta bizzat Dida'nn kendisi
tarafndan delirmi olduuma dair btn deliller toplanp dzen
lenmiti. Firbo'ya kar savunduum Turolla'ya ve bankann tm
alanlarna, hatta bir ev balam olduum Marco di Dio'ya
kadar pek ok kii, aklm yitirdiime dair ahitlik yapmaya ha
zrd.
"Ama byle yaparsa evini kaybeder,., dedim, Anna Rosa 'nn
dikkatini bu ayrntnn zerine ekme isteime engel olamayarak.
"Eer akli dengemi yitirmi olduumu kantlarlarsa ba ilemi
de geersiz saylr!"
Anna Rosa, saflm karsnda kahkahalarla glmeye bala
d. Marco di Dio'ya, aleyhimde onlarn istedii gibi ahitlik yap
mas halinde evi kaybetmeyeceine dair bir vaane bulunmu ol
malydlar. stelik her durumda yalnzca vicdanna kulak vererek
bile aleyhimde ahitlik edebilirdi.

197

Glmekte olan Anna Rosa, kendisine bo gzlerle baktmn


farkna varp barmaya balad:
"yle ya, delilik bu! Dpedz delilik! Delilik ite!"
Gel gdelim aslnda tm bu olanlar ok elenceli buluyor ve
onaylyor; hatta ii varabilecei en st noktaya, yani bankay tasfi
ye edip bana daima dman olmu bir kadndan kurtulmaya kadar
gtrebileceim ihtimali onu daha da keyiflendiriyordu.
"Dida'dan m bahsediyorsunuz?"
"nanmyor musunuz?"
"Evet, imdilerde bana dman olduu doru ama... "
"Hayr, daima dmannzd o! Daima!"
Ve bana, kanma hi de yle dnd gibi budalann biri
olmadm bir sredir anlatmaya altysa da tm abalarnn

boa gittiini; uzun uzadya tartmalarna ramen, karmn dik


kafoll nedeni}le, benim tm yaptklarma, tm sylediklerime
aslnda hi de barndrmadklar bir budalalk ya da sadece bir
dmann grebilecei bir ktlk atfetmeye niyetli o azmini
frenleme giriimlerinin baarsz olduunu anlatt.
aknlk ierisindeydim. Anna Rosa'nn bana verdii bu sr
lar sayesinde, gzmde benim dndmden ok baka fakat
bir o kadar da gerek bir Dida canlanmt ve bu kefin dehetini
ok derinden -tam o anda, daha nce hi yaamadm ekilde
hissetmeye baladm. Benim hakkmda kesinlikle hayal bile ede
meyeceim bir ekilde konuan bir Dida, bedenime dahi dman
d. Mahremiyetimize ait tm hatralara yle korkun bir ekilde
ihanet edilmiti ki onlar hatrlayabilmek iin daha nce farkna
varmadm bu gln durumu amam ve nceleri hi hissetme
mi olduum utan duygusuna gizlice snmam gerekti. Sanki
bana ihanet ederken, nce gvenimi kazanp beni soyunmaya
ikna etmi, sonrasnda ise kapy ardna kadar aarak beni orada
yle plak ve korunmasz halde sergileyip dileyeni ieri alarak
beni onlarn alay ve aalamalarna terk etmiti. stelik bunun
la da yetinmeyip ailem hakknda yle deerlendirmeler, en doal

198

alkanlklarma ilikin yle yarglarda bulunmutu ki ondan hi


ummayacam eylerdi bunlar. Ksacas, ok baka ve gerekten
bana dman bir Dida ile kar karyaydm.
Yine de, Genge'siyle birlikteyken rol yapmadndan gayet
eminim: Genge'siyle birlikteyken, aynen onun tarafndan grl
d ekilde her ynyle tam ve itendi. Onunla geirdii hayatn
dnda ise baka birisine, o anda iine gelen, houna giden ya da
Anna Rosa'nn gznde olduunu dnd birisine dnyor
du.
Bunda alacak ne vard ki? Genge'sini aynen karmn bi
imlendirdii haliyle, bir btn olarak ona brakp, kendi arzula
dm baka birisi olamaz mydm?
stelik byle yapmak yalnz benim iin deil, herkes iin
mmknd.
Anna Rosa'ya kefimin srrn aklamamalydm. Karm hak
knda anszn anlatt eylerle aklm elen ta kendisi oldu. Duru
ma getirdiim aklamann ruhunu bylesine alt st edeceini ve
onu o delilii yapmaya itmeye kadar gtreceiniyse hayal dahi
edemezdim.
Ama nce, Anna Rosa'nn daha fazla geciktirmeme taham
ml etmeyeceini belli eden ciddi bir tavrla bir an nce yapmam
tledii u Monsenyr ziyaretimi anlatacam.

199

imdeki ve Dmdaki Tanr

Karmn kpei Bibl'yi dolatrmaya kardm zamanlarda,


Richieri'deki kiliseler bana ba belas olurlard.
Bibl ne pahasna olursa olsun kiliselere girmek istiyordu.
Onu azarladmdaysa arka ayaklarnn zerine oturup hava
ya kaldrd iki n patisinden birini sallar, haprr, bir kula yu
karda dieri aada ylece durup bana bakar, onun gibi gzel bir
kpekiin kiliseye girmeye hakknn olmayna, hunun mmkn
olmayna inanamadn anlatmaya alrd. Oraya kimsenin gi
rip kt yoktu ki!
"Kimse yok mu ? Kimse girip kmyor da ne demek Bibi?"
derdim ona. "Kiliseler, insani duygularn en saygdeer olanyla
doludurlar daima. Sen bunu anlayamazsn nk ne mutlu sana
ki insan deil, yalnzca bir kpeksin. Oysa insanlar nasllardr, bi
liyor musun? Duygular iin de bir ev ina etme ihtiyac duyarlar.
Duygularna kendi ilerinde, yreklerinde sahip olmak yetmez
onlara: Onlar darda da grmek, onlara dokunmak ister ve bu
yzden onlar iin de bir ev ina ederler. "
Bu zamana dek Tanr inancm iimde, kendi bildiim ekilde
tamak bana yetmiti. Bakalarnn inancna sayg duyduum iin
de kiliseye girmek isteyen Bibl'ye daima engel olmutum; gel ge
lelim yalnz onu sokmamakla kalmyor, kendim de girmiyordum.
Bakalarnn ina ettii bir eve gidip diz kmek yerine, duygumu,
inancm kendi iimde tayor ve diz kmeden, ayakta durarak
muhafaza etmeye alyordum.

200

Richieri'de artk tefeci olarak bilinmek istemediimi syle


diimi duyan karmn kahkahalaryla yaralanan iimdeki yaayan
nokta, hi phesiz Tanr idi: imdeki Tanr, yaralandn his
setmi ve yine iimdeki Tanr, dierlerinin Richieri'de beni tefeci
olarak anmalarna artk tahamml edemez olmutu.
Ama bunu gidip de Quantorzo ya da Firbo'ya, yahut ban
kann dier ortaklarna sylesem ellerine deliliime dair yeni bir
delil daha verdiimle kalacaktm.
Aksine herkesin gznde oktan deli damgasn yemi olan
iimdeki bu Tanr'nn, elinden geldiince, mmkn olduunca
derin bir ac ve pimanlk sergilemek suretiyle dmdaki Tanr'y
-bir evi ve kendisinde sonsuz derecede bal ve inanl birok
hizmetkar olan, dnyada sevilmesi ve kendisinden korkulmas
iin olaanst bir zeki ve beceriyle ina edilen bilge mi bilge
Tanr 'y- ziyaret ederek, ondan yardm ve koruma talep etmesi
gerekiyordu.
Zira Firbo ya da Quantorzo'nun bu Tanr'ya deli demeye yel
tenmeleri gibi bir tehlike sz konusu olamazd.

201

VI
Rahatszlk Veren Piskopos

Monsenyr Partanna'y grmeye Piskoposluk Saray'na gittim.


Richieri'de anlatlanlara gre, bu greve getiriliinin ardn
da, Roma'daki gl piskoposlann telkini ve kapal kaplar ardn
da yaplan giriimler yatyordu. Gerek u ki, birka yldr Richie
ri piskoposluk blgesinin ynetimini stlenmesine ramen hala
hi kimsenin ne sempatisini ne de gvenini kazanabilmi deildi.
Richieri halk, selefi merhum Ekselanslar Monsenyr Vival
di'nin sergilemekten kanmad cmertliine, elenceli ve nazik
slubuna, atafatna alm olduundan, yeni piskoposu pelerini
ne sarnm halde, kendisine elik eden iki sekreterinin arasnda
Piskoposluk Saray 'nn merdivenlerini yryerek iniini grenler,
bir anda yreklerinin sktn hissetmilerdi.
Yryen bir piskopos mu?
Kasvetli bir kaleyi andran Piskoposluk Saray, kentin en
yksek tepesinin zerine kurulu olduundan, o gne dek btn
piskoposlar krmz sorgular ve psklleri olan iki gzel arn
ektii bir faytonla kente inmilerdi.
Gel gelelim Monsenyr Partanna, henz atama treni sra
snda yapt konumada piskoposluun onur deil, hizmet meka
n olduunu sylemiti. Greve gelir gelmez de hizmetileri, a
y, fayton srclerini ve ahr grevlilerini iten karp faytonla

202

seyahat etme alkanlna son verdi ve Richieri piskoposluu tal


ya'daki en zengin piskoposluklar arasnda olmasna ramen, ta
sarruf amal sk tedbirler almaya balad. Selefi tarafndan oka
ihmal edilmi piskoposluk snrlar iindeki rahiplik ziyaretlerini
de aynen kilise kanunlarnn arzulad ekilde, byk bir titizlikle
yapmaya balad; tm ulam ve haberleme zorluklarna ramen
yolculuklarn kiralk bir faytonla yahut eek veya katr srrnda
gerekletiriyordu.
Anna Rosa'nn anlattklarna gre, kentteki be manastrn
Badia Grande'deki artk her trl ilevsellikten yoksun o yal
rahibeler hari tm rahibeleri, greve gelir gelmez koyduu sk
kurallar nedeniyle ondan nefret etmilerdi; yle ya, artk ne ku
rabiye ne de likr hazrlayp satabileceklerdi; gm kurdelelerle
sarp paketledikleri lezzetli ball badem kurabiyeleri ile anason ve
tarn kokulu o leziz likrleri retmeleri, nak ve ssleme eyas
yapmalar, kutsal giysiler dikmeleri yasakt -sadece orap rme
lerine izin verilmiti; son olarak ise gnah karmak iin kendi
lerine bir rahipleri olmayacak, herkes gibi onlar da hibir ayrm
gzetmeksizin sadece cemaate liderlik eden pederin huzurunda
gnah karacaklard. Piskopos, kiliselerdeki rahiplere daha da
ar kurallar getirmi, yani uzun lafn ksas kiliseyi temsil eden
grevlilerin yaptklar tm ilerin yakndan takip eder olmutu.
Byle bir piskoposun varl, Tanr'ya olan inan

ve

bal

lklarn kendi ilerinde saklamayp onun iin darda gzel ve


balanma ihtiyalarnn bykl orannda hametli bir ev
yapm olanlar iin, olduka rahatsz ediciydi. Benim iinse, dile
yebileceklerimin en iyisi olduunu sylemeliyim. Herkes tarafn
dan sevilen ve el stnde runlan selefi Ekselanslar Monsenyr
Vivaldi burada olsayd, beni olduu kadar Firbo, Quantorzo ve
dier herkesi memnun edebilmek iin phesiz her yntemi de
neyerek, hem vicdanm hem de bankay kurtarp her eyi yoluna
koymaya alrd.
Oysa ben u anda ne kendimi ne de bakalarn yoluna koya
bilecek bir halde olmadmn farkndaydm.

203

VII
Monsenyrle Grme

Monsenyr Partanna beni Piskoposluk Saray'nn eskiden


anslyelere tahsis edilen geni salonunda kabul etti.
Burnumun o fresklerle bezenmi -geri zerlerini rten ka
ln toz katman nedeniyle zorlukla seilebiliyorlard ama neyse
kasvetli tavann kokusuyla doluunu bugn hala hisseder gibiyim.
nceki piskoposlarn svas sararm yksek duvarlarnda asl
portreleri de toz iindeydi; geliigzel oraya buraya aslm, do
laplarn, raflarn zerine konmu kimi portreler ise solmu, gve
lenmi ve kften zarar grmt.
Salonun uzak ucundan gkyznn boluuna alan camla
n

puslu o iki byk pencerenin yle sonsuz bir hzn vard ki ...

Camlar, anszn btn gcyle esmeye balayan rzgar tarafndan


iddetle sarslyorlard: Richieri'nin btn evlere endie salan o
korkun rzgaryd esen.
Tm fkesiyle lk la esen lodosun o camlar dr
mesi an meselesiymi gibi grnyordu. Monsenyr ile yapt
mz sohbet boyunca bize elik eden keskin ve iddetli uultular,
kasvetli ve hi bitmeyecekmi gibi gelen uzun iniltiler, ou za
man dikkatimi datp Monsenyr'n szlerini karmama neden
oluyor, anlamlandramadm biimde beni serseme eviriyor, za
mann ve hayann geiciliine ve anlamszlna dair daha nce hi
hissetmediim bir znt duymama yol ayordu.

204

O byk pencerelerden birinden, kardaki eski bir evin bal


konu grnyordu. Bakarken, balkonda anszn beliren adam, srf
o zevki tad:bilmek iin umay denemek gibi lgnca fikirle yata
ndan kam olmalyd.
Kendisini fkeli rzgara brakm, bakldnda tiksinti uyan
dracak kadar zayf bedeninin arkasnda bir pelerin gibi tuttuu
yatak rtsn uuturuyordu: Kollarn am, krmz yn r
ty elleriyle tutarak omuzundan aa brakmt. Ve glyordu;
cin arpma benzeyen gzlerinden akan gzyalarnn ltsyla
glerken, alev tutamlarn andran uzun kzl salar da havada
uuup duruyordu.
Bu grnt beni ylesine artmt ki, bir yerden sonra,
Monsenyr'n, etkili hitabetinden besbelli memnun bir halde
uzunca bir sredir kendini kaptrp devam ettii vicdan azab ko
nulu ciddi sylevini bir iaretle kesip darda olup bitenleri gs
termeden edemedim.
Dnp bakmakta gecikmeyen Monsenyr bakalarnn gre
vini yklenen o kimselere zg i ekmeyle kark glmsemesiy
le, "Ah, ever: Orada zavall delinin biri oturuyor, .. dedi.
Bunu yle umursamaz bir ses tonuyla syledi ki uzunca za
mandr gzlerinin nnde olup biten bu ol:ya alm gibiydi; bir
anda iimde, korkuyla irkilmesini salamak iin gl bir drtil
hissettim ve Hayr, bahsettiiniz deli orada oturmuyor. Burada,
tam yannzda duruyor, Monsenyr. Umay isteyen o deli be
nim, diyerek onu uyarmak istedim
Kendimi frenledim ve aklmdan geenleri sylemedim. Aksi
ne, onun umursamaz tavrn taknarak:
"Ortada kendisini balkondan aaya atmas gibi bir tehlike
yok mu sizce?" diye sordum.
"Hayr, yllardr byle yapar,.. diye cevaplad Monsenyr.
"Zararszdr, zararsz."
gdsel olarak, kesinlikle istemd bir ekilde, "Ayn be
nim gibi," diye kardm azmdan.

os

Bu szlerim zerine Monsenyr'n olduu yerde sramas


kanlmazd. Fakat hemen ardndan ona yle sakin ve glmser
bir yz ifadesiyle haktm ki kendini toparlamas hi de uzun sr
medi. Vakit kaybetmeden Sinyor Firbo, Sinyor Quantorzo, ka
ynpederim ve karmn, yani ksacas beni kstlayp ilerden elimi
ayam ekmemi isteyenlerin ileri srdkleri "delilik" iddialar
kapsamnda, kendimin de zararsz olduumu anlatmak istediimi
ekledim.
Yatan Monsenyr, vicdan azab konulu sylevine brakn
yerden devam etti; ona gre benim durumuma en uygun konu ol
mann yan sra, her halkarda kendi ruhani gcnn prestijini ve
otoritesini, dmanlarmn evirdii dolaplar ile kt niyetlerine
kar kullanabilecei tek aland da.
Durumumun aslnda tahmin ettii gibi tam anlamyla bir vic
dan vakas olmadn anlatmay baarabilir miydim acaba?
Kendimi riske atp durumu anlamasn salamaya almam
halinde, onun da gznde hemen deli damgasn yiyiverecektim.
Artk tefeci olarak anlmayaym diye bankadaki tm param
ekmemi isteyen iimdeki Tanr, sonradan ina edilen her eye
dman olan bir Tanr idi.
Oysa buraya gelerek kendisinden yardm ve koruma talep
ettiim Tanr, her eyi sonradan ina edenin ta kendisiydi. Evet,
param geri alabilmem iin bana yardm edecekti etmesine fakat
parann bir ksmnn, insani duygularn en saygdeerlerinden bir
dierinin daha -yardmseverlikten bahsediyorum- onuruna, hi
deilse bir adet ev ina etmek iin kullanlmas arnyla.
Monsenyr sohbetimizin sonunda dini bir tren gerekleti
riyormuasna bir tavrla, "Byle yapmak istemez misin yoksa?"
diye sordu.
Byle yapmak istediimi sylemek zorunda kaldm.
Bunun zerine, masann zerinde ylece utanga utanga
duran kararm ve dili krelmi ufak gm an ald. Papa
zn sarn ve hayli solgun benizli gen rencisi kapda belirdi.

206

Monsenyr ondan, katedralin kilise hukukusu ve ayn zamanda


Oblati Yatl Okulu'nun de mdr olan ve ncesinde bekleme
odasna aldrd Don Antonio Sclepis'i a.rmasn istedi. Benim
iin doru kii oydu.
Bu rahibi ahsen olmasa da n sayesinde tanyordum. Bir
keresinde babamn istei zerine Oblati Yatl Okulu'na bir mek
tup gtrmtm; kentin en yksek noktasnda, Piskoposluk Sara
y'nn az tesinde yer alan drtgen eklindeki geni tarihi yapnn
kasvetli d yz, zamana ve kt hava koullarna yenik dp
ypranmken tam tersine ierisi aydnlk, havadar ve bembeyazd.
Vilayet snrlar dahilindeki alt ila on dokuz ya arasndaki tm
yetim ve ksz, fakir ocuklara ev sahiplii yapan bu okul, onlar
eitli sanat ve meslek dallarnda yetkin klmay amalard. Ora
da ylesine kat bir disiplin uygulanrd ki Oblati'de eitim gren
zavall ocuklarn okul kilisesinin orgu eliinde her sabah ve her
akam ettikleri dualar, aadan geenlerin kulana hapishane
mahkumlarnn yakarlar gibi gelirdi.
D grnne bakldnda, kilise hukukusu Rahip Scle
pis'in, ne kadar byk bir otorite ve g sahibi olduunu tahmin
etmek mmkn deildi. Yaad yksek tepenin tm o havas ve
aydnl, yalnzca rengini soldurmakla kalmam, ayn zamanda
da seyreltmiesine uzun ve ince yapl olan rahip, neredeyse say
dam grnyordu ; titrek elleri effaflk derecesinde zayf, ekik
gzlerini rten gzkapaklar ise bir soan zarndan daha narindi.
Aralarndan sk sk tkrk eritleri szan uzun, beyaz dudaklar
nn arasndan szlen sesi titrek ve tiz; ayn dudaklarda beliren
glmsemeyse b<J ve anlamszd.
eri girip de Monsenyr tarafndan vicdan azabm ve ni
yetlerim hakknda bilgilendirilir bilgilendirilmez, benimle byk
bir hzla, bir elini omuzuma koymak suretiyle olduka samimi bir
havada, sen,. diye hitap ederek konumaya balad.
"Gzel, gayet gzel evladm! Bu byk acy ekiyor olman
houma gitti. Tanr'ya bunun iin kretmelisin. Ac seni kurta
racaktr, evladm. Ac ekmek istemeyen tm o budalalara kar

207

sert bir tavr taknmak gerek. Sana gelince, yazgn seni ok ama
ok ac ekmeye mahkQm ermi; yle ya, baban dnrsek...
Ah zavall, ne byk ktlkler yapt! Senin ebedi cezan, babanla
ilgili dncelerin olsun; Sinyor Firbo ve Sinyor Quanrorzo'ylaysa
brak ben mcadele edeyim! Btn yetkilerini elinden almak m
istiyorlar? Onlar icabna bakacamdan hi phen olmasn !"
Piskoposluk Saray'ndan ayrlrken, brn yetkilerimi elim
den almak isteyenlere kar zafer kazanacamdan emindim fakat
ruhumu saran bu kesinliin ve zaferimin bedeli olarak, Piskopos
ve Rahip Sclepis ile yaptm anlama ile vaat ettiim yeni iler
beni ileride nasl biri olacama dair, sonu olmayan hir kukular
denizinin ortasna atmt: Yersiz, yurtsuz, ailesiz, rlplaktm.

208

VIII
Beklerken

O anlna elimde Anna Rosa'dan ve yatakta iyilemeyi bek


lerken kendisine vermemi istedii dostluktan baka bir ey kal
mamt.
Aya sargl halde olduu yerde yanyor ve doktorlarn kork
tuu gibi topal kalacak olursa bir daha asla yataktan kalkmayaca
n sylyordu.
Uzun sren yatak istirahatinin getirdii solgunluk ve bitkin
lik ona, eski halinin aksine, ayr bir gzellik katmt. Gzlerinin
daha youn, daha koyu, neredeyse karanlkn. Uyuyamad
n; salk braklm o gr, siyah, az kvrml ve kuru salar, sabah
lar yastn zerinde karmakark dururken kokusuyla nefesini
kestiini; bir kuafrn ellerinin kafasnda dolamasndan tiksinti
duymasa gidip salarn hemen kestireceini sylyordu. Bir sa
bah, salarn benim kesip kesemeyeceimi sordu. Cevap vermek
teki utangalm grp gld; sonra da araf yzne kadar
ekip, ardna saklanm halde uzun sre sessizlik iinde kald.
rtnn altndan, olgun bakirenin dolgun vcudunun kkr
tc hatlar seilebiliyordu. Dida'dan bildiim kadaryla yirmi be
yandayd. Yzn arafn ardna s.klam halde ylece dururken,
rtnn altnda beliren vcuduna bakmaktan kendimi alamayaca
nu dnyordu phesi.. Beni snyor, kkrtmaya alyordu.
Dank haldeki pembemsi odann loluunu saran sessizlik,
bu nhaf yaratn iinde barndrd anlk arzularn, uzun zaman-

209

dr bouna bekledii bir hayat ne dourmas ne de var etmesinin


mmkn olduunu biliyormu gibi grnyordu.
Onda, devam etmeye ve yerlemeye niyetli her eye kar bir
mutlak tahammlszlk olduunu anlamtm. Yapa her ey, her
arzusu ya da her dncesi geici bir an iin ortaya kyor, bir son
raki an ise ondan oktan uzaklap gitmi oluyorlard; onlarn hala
orada, iinde olduldarn fark etmesi halindeyse sinirli huysuzluklar,
fke patlamalar ve hana fkeyle kark tutarszlklar gsteriyordu.
Anladm kadaryla, her ne kadar baz zamanlar ondan da
hibir ekilde honut olmadn gstermi ve hatta nefret eniini
sylemi olsa bile, sadece bedeninden memnuniyet duyuyordu.
Gel gelelim aynann karsnda srekli her bir yanna, her hattna
bakmaktan da geri kalmyordu; btn duru biimlerini deniyor,
srekli parlak, canl ve derin bakl gzlerindeki btn ifadelerin,
titreyen burun deliklerinin, kibirli krmz aznn, kvrak enesi
nin neler yapabileceine bakyordu. Hayatta kald srece oyna
yaca bir oyunda -anlk bir cilve ya da tahrik oyununda- iine
yarayabilecekleri dncesiyle deil, baka trl, adeta bir aktrise
zg bir zevkle bakyordu kendisine.
Bir sabah onu yatanda uzanm, yzndeki acma ve sevgi
dolu gl, yanndan hi ayrmad aynasnda, gzlerinde nere
deyse ocuksu muzr bir kla uzun uzadya incelerken buldum.
Sonrasnda o glmsemenin tpatp aynsn, canlsn, sanki o an
benim iin, tam da iinden geldii iin glmsyormuasna y
zne yerletirdiini grdmde iimden bir isyan duygusu ka
bard.
Ona aynas olmadm syledim.
Fakat hi de zerine alnp gcenmedi. Bana o an yznde
grdm glmsemenin, kendisinin ayna karsnda grp al
t glmsemeyle ayn olup olmadn sordu.
Bu srarndan rahatszlk duyarak, "Bunu nasl bilebilirim?
Ben sizin aynada o gl nasl grdnz bilemem ki. Yz
nzde o glle bir fotorafnz ektirseniz ya," diye cevapladm.

210

"Bir tane var," dedi. "Byk bir tane. Dolabn en alt ekme
cesinde. Onu bana uzatr msnz, ltfen?"
ekmecede bir sr fotoraf vard. Bazlar eski bazlar
yeni birok fotorafn gsterdi.
"Hepsi l," dedim.
Aniden dnp bana bakt.
"l m?"
"Her ne kadar canl grnmek isteseler de. . . "
"Bu glmsediim fotoraf da m yle?"
"Ve u dnceli grndnz de, u gzlerinizi yere dik
tiiniz de ... "
"Ama ben burada hayattayken, nasl l olabilirler ki?"
"Ah evet, hayattasnz siz: nk u anda kendinizi grm
yorsunuz. Aynann karsna geip kendinize baktnz anda ise
arnk yaamyor olacaksnz."
"Nedenmi o?"
"nk eer kendinizi grebilmek istiyorsanz, hayatn ta
kendisini bir an iin de olsa durdurmanz gerekir. Fotoraf maki
nesinin karsna getiinizdeki gibi. Orada poz veriyorsunuz siz.
Ve poz vermek, bir an iin de olsa bir heykele dnmek demek
tir. Hayat ise hi durmadan hareket eder ve bu nedenle kendisini
asla gerekten de gremez."
"Yani yaarken aslnda kendimi hi gremediimi mi syl
yorsunuz?"
"Benim sizi grebildiim gibi asla. Ben tabii ki sizi deil, yal
nzca bana ait bir imgenizi gryorum. Siz ise yaadnz srece
kendi imgenizi, anlk ekilmi birka fotorafnzda grebilirsiniz
belki -ki o da mutlak nitelikte olmayacaktr. Hana muhtemelen
o fotoraflar sevimsiz bir srpriz gibi grnmlerdir gznze.
Kim bilir, o fotoraflarda grdnz sama sapan baz hareket
ler yapan kiiyi tanmakta, kendinizle zdeletirmekte glk
ekmi dahi olabilirsiniz."

21 1

"Doru."
"Kendinizi ancak poz verdiinizde, yani bir heykele dnt
nzde tanyabilirsiniz. Hayatta olan bir kii ise yaamakla me
guldr ve kendini gremez. Kendini tanmak, lmek demektir. Siz
yalnzca buna deil tiim aynalara uzun uzun bakp duruyorsunuz
nk aslnda yaamyorsunuz; yaadnz bilmiyor, yaayam
yor, yaamak istemiyorsunuz. Kendinizi tanmay gereinden fazla
istiyor ve tam da bu yzden yaamyorsunuz."
"Hi de yle deil! Aksine, bir anlna dahi olduum yerde
durmay baaramam ben."
"Ama kendinizi daima grmek istiyorsunuz. Hayatta)'ken
yaptnz her eylemde. Her davrannzda, her hareketinizde
kendi grntnz hep gznzn nnde sanki. Ve t:hamml
szlnz belki de bundan kaynaklanyor. Siz, hissiyatnzn kr
olmasn istemiyorsunuz. Onu gzlerini srekli ak tutmaya ve
karsna koyup durduunuz aynada kendisini grmeye mecbur
ediyorsunuz. Ve hissiyatnz a)'nada kendisini grd an donup
kalyor. Srekli bir aynann karsnda yaamak mmkn deildir.
Aksine, kendinizi asla grmemek iin aba gsterin derim. Zira
ne kadar urasanz da kendinizi :sla bakalarnn sizi grd bi
imde tanyamayacaksnz. O halde kendinizi sadece kendiniz iin
tanmanzn ne anlam var ki? Hatta ileride neden ille de aynann
size iade ettii o grntye sahip olmak zorunda olduu .. zu an
layamaz duruma bile gelebilirsiniz."
Gzlerini bir noktaya dikip uzunca bir sre dnd.
Bu konumann ve ruhumdaki tarifsiz ikencelerle ilgili an
lattklarmn ardndan, onulmaz yalnzlmzn o sonsuzluk ka
dar uzun gelen anda, korkun olduu kadar da ak ve net bir
biimde, tm gerekliiyle benim gibi onun da gzlerinin nilne
seriliverdiinden eminim. Her nesnenin grnts, bizi rkn
bir ekilde soyutluyordu. Ve bu yalnzln ortasnda ona dar
dan bakp bir ekilde snflandrnn dierleri onu kim bilir nasl
gryorlarken, kendisinin dahi yaadn gremedikten sonra,

212

sahip olduu o yz tamas iin artk hibir neden kalmadm


dnmt belki de.
Btn gurur kalkanlar dmiit.
Her eyi, baka gzlerin nasl grdiin bilemeyen gzlerle
grmek.
Birbirini anlamadan konumak.
Kendisi iin bir ey olmasnn hibir deeri kalmamn.
Ve hibir eyin kendisi iin gerek olmad bir dnyada, hi
bir ey gerek olamazd. Herkes kendince gerek olduuna inanr
ve bu gerek olma durumunu kendine uyarlayp yalnzln gider
meye alr, hayaan bir ekilde gnbegn doldurmaya alrd.
Yatann ucunda oturmu, yzmde kendime yabanc,
onunsa anlamas imkansz bir ifadeyle ylece duruyordum; bir
birimizin yalnzlnda boulmutuk; orada ylece karmdayd;
yatana uzanm, uzaklara dalp gitmi donuk gzleri ve solgun
yzyle, bir dirseini yasta dayam halde dank salarn sard
ban bir eliyle tutuyordu.
Ona sylediim her eyi, kar koyulmaz bir ilgiyle dinliyor
ve ayn anda bir eit tiksinti de duyuyor, hana ara ara neredeyse
fkeleniyordu: Szlerimi agzl bir dikkatle dinlerken gzlerin
de akp snen fke imeklerini gryordum.
Buna ramen konumam srdrmemi, aklmdan geen her
eyi, grntleri, dnceleri ona anlatmam istiyordu. Ben de
neredeyse hi dnmeden konuuyordum -aslnda bizzat duygu
larmn, ac veren gerilimlerini boaltmaya ihtiya duyuyormua
sna kendi kendilerini anlamklarn sylesem daha do"u olacakt.
"Bir pencereye yanarsnz; dnyaya bakarsnz ve dnyann
size grnd gibi olduuna inanrsnz. Aada yoldan geip
giden insanlar grrsnz; onlara yukardan, o pencereden bak
tnzdan gr anz genilemitir ve bu nedenle aslnda byk
olan o insanlar size kk grnrler. Bu bykl kendi iiniz
de hissetmemeniz mmkn deildir; nk bir arkadanz u an
yoldan geti ve siz onu tandnz diyelim, ki ona byle yukardan

213

baktnz srece size bir parmanzdan daha byk grnmeye


cektir. Peki ya aklnza, ona seslenip, Burada pencerede durmu
aaya bakarken size nasl grndm syler misiniz ltfen?
diye sormak gelirse? Fakat bu olmayacaktr nk aadaki yol
dan geenlerin zihinlerinde, size ve sizin durup baktnz pen
cereye dair bir imgenin bulunabileceini dnmezsiniz. Yoldan
geen kk insanlar olarak sizin geni bak anz dahilinde ken
dilerine bir anlna yer bulan o dier kiilerin gerekliini olu
tururken onlara atfettiiniz koullar, kendinizden ayr grmeye
almalsnz. Gel gelelim bu abay gstermezsiniz nk iiniz
de, onlarn pencerenize ve size nasl bir imge atfetmi olduklarna
ynelik hibir phe uyanmaz: Yksekteki kk pencereniz, pek
ok pencereden yalnzca biri tanesidir; sizse pencerede yle ufa
ck tefecik grnr, havaya kaldrdnz ufack kolunuzu sallayp
durursunuz. "
Yaptm tasvirde kendisini gryordu -yksek bir pencere
de kk, pek kk kalm, kolu havada el sallayan kii oydu-,
sonra gld.
imekler akyor, havada adeta debeleniyorlard; ardndan
odaya yeniden sessizlik hakim oluyordu. Anna Rosa'nn birlikte
yaad ihtiyar halas, ara sra bir glge gibi beliriyordu; iman
ve donuk tavrl kadnn ko:aman mavi gzleri, korkun biimde
ayd. Odann daimi loluunda, solgun ve i ellerini gbei
nin zerine yerletirmi halde bir sre eikte dikiliyor, akvaryum
iinde sergilenen bir canavar andryor, bir sre sonra hibir ey
sylemeden ekip gidiyordu.
Anna Rosa halasyla gn boyu birka kelime anca konuu
yordu. Kendi kendisiyle, kendi kendisine yeterek yayordu: Oku
yor, tahammlszce de olsa hayal kuruyor fakat okuduklarndan
da hayallerinden de abuk sklyordu; darya alveri yapmaya
kyor, o ya da bu arkadan grmeye gidiyordu fakat hepsi de
aptal ve bo geliyorlard ona; arkadalarn artmaktan holan
yor fakat sonrasnda eve dndnde, kendisini yorgun ve her
eyden bezmi hissediyordu. Ani bir parlama ya da dolayl yol-

2 14

!ardan anlatmak istedii eylere dair anszn syledii bir szden


kendilerini belli eden kar konulmaz baz tiksinti nbetleri, dok
tor olan babasnn ktphanesinden alp okuduu tp kitaplarn
dan kaynaklanyor olmalyd. Asla evlenmeyeceini sylyordu.
Benim hakkmda ne gibi bir dnceye sahip olduunu bil
mem mmkn deil. Bana olaanst bir ilgi gsterdiiyse orta
dayd; kendi dncelerime daldm ve her eyin belirsiz olduu
o gnlerde, ona phesiz yitik biri olarak grnmtm.
Bu belirsizlik her snrdan, her trl destekten kap iime
snyor ve elle tutulur her biimden, aynen denizin kydan e
kilmesi gibi neredeyse igdsel olarak geri ekiliyordu artk;
gzlerimde dalga dalga hareket eden bu belirsizliin onu cezbetti
i ortadayd fakat bazen onu az da olsa elenceli bulduu ynn
de tuhaf bir izlenim edinmiyor da deildim; nihayetinde iinde
olduumuz durum hayli glnt: Yatann ucunda inanlmas
g ruh halleri iinde bir adam oturuyor ve parampara olmua,
dalma benzeyen bu adam, Sclepis'in yardmyla parasn ban
kadan alp da her eyden arnp temizlendiinde, yarnn nasl
yaayacan bilmiyordu.
Aynen kusursuz bir delinin yapaca gibi son viraj dnerek
bekledii sonulara varmak zere olduumdan emindi. Ve bu du
rum onu mthi elendiriyordu; bir yandan da, karmla arasnda
geen tartmalardan yola karak, tam byle deli olduumu deil
ama, her halkarda sradan bir adam olmadm, bakalarndan
farkl olduumu, benden gnn birinde olaanst bir ey yapma
mn beklenebileceini tahmin etmi olmaktan gurur duyuyordu.
Bakalarna ve zellikle de karma benimle ilgili dncelerinde
hakl olduunu gstermek adna, beni hemen grmeye ar
makta, dierlerinin bana kar olan kt niyetli planlar hakkn
da bilgilendirmekte ve beni Monsenyr'e gitmeye tevik etmekte
acele etmiti; imdiyse yatann ucunda onrmu grd ben
den -her nasl gryorsa artk- fazlasyla memnundu; hibir eyi
ve hi kimseyi umursamadan, kararl ve sakin bir tavrla yalnzca
kanlmaz olann meydana gelmesini bekliyordum.

215

Bununla beraber, beni asl ldrmek isteyen oydu; ne zaman


ki ona her an, her evresini yitirmi bir zamann sonsuz uzak
lndan bakyor olmamdan bylenip buna bir cevap aramaya
balam ve ona tanrm olduum ve onu biraz da gldren bu
memnuniyetten, nezdimde bir acma hissinin ba gsterdii o aa
maya gemiti, ite tam o anda ldrmek ister olmutu beni.
Nasl olup bittiini tam olarak bilmiyorum. Ben, ona o son
suz uzaklktan bakarken artk hatrlamadm szler sylemi,
Anna Rosa ise o szlerde iimde duyumsadm tm hayat, ola
bileceim her eyi ona balamak, onun beni isteyebilecei gibi
ve benim iin hi kimse, evet hi kimse olan birine dnmek iin
yanp tututuumu ak eden o gl arzuyu hissetmiti. Yatt
yerden kollarn bana doru uzattn, beni kendisine doru ek
tiini biliyorum .
Ksa bir sre sonra yastn altnda saklad altpatlarla g
smden lmcl bir yara aln ve kr olmu halde, ayn yataktan
yere yuvarlandm.
Sonrasnda kendisini savunurken ileri srd gereke do
ru olmalyd; yani onu beni ldrmek istemeye iten, o gnlerde
ona sylediim tm o szlerin tuhaf cazibesine kaplp tam orta
sna srklendiini fark ettii eylem karsnda anszn duyduu o
igdsel dehet olmutu.

216

SEKZNC BLM

Hakimin Zamana htiyac Var

Sradan yarg ilemleri sz konusu olduunda, aceleden do


lay yaknld pek grlmemitir.
Nitekim Anna Rosa'ya kar alan davay takip etmekle g
revlendirilen ha.kim, hem karakter hem de prensip itibaryla d
rst olunca, iinde byk bir titizlik gstermi; olayn nasl mey
dana geldiini anlamak iin pek ok tank dinleyip pek ok kant
toplam ve ancak aylar sonra bir sonuca varabilmiti.
Anna Rosa'nn odasndan alnp hastaneye gtrlmn
hemen ardndan yaplan ilk sorgulamada, benden herhangi bir ce
vap almas mmkn olmamt. Doktorlarn azm amama izin
vermelerini takiben yantladm ilk soruyla ise, beni sorgulayan
kiiyi deil kendimi g durumdJ. brakmtm.
yle dedim: Anna Rosa'nn yatt yerden kollarn bana
doru uzatmasna yol aan acma duygusundan, beni hedef alan
o iddet eyleminde bulunmasn salayan igdsel drtye geii
yldrm hzyla gereklemiti; o srada kkrtc bedeninin scak
ln hissedip adeta krleen benimse nasl olup da anszn altpat
lar yastn altndan karp atelediini anlamaya gerekten de ne
zamanm olmu ne de bunu yaptn fark edebilmitim. yle ki,
beni kendisine doru ekmekteki amacnn beni ldrmek istemesi
olduu gereini kabul edilebilir grmediim iin, beni sorgulayan
kiiye tm samimiyetimle olayn bana muhtemel grnen akla
masn yaptm: Aynen onun ayann yaralanmas gibi benim de

219

yaralanmam bir kazadan ibaretti ve tabii bu durum ispat da edile


bilirdi; o anda altpatlar yasnn altnda durmaktayd ve dorulma
sma yardm etmemi isteyen hastay kaldrma abalarm srasnda,
tabancaya arpp patlamasna neden olmu olmalydm.
Kanmca cevabmn yalnzca son ksm yaland (gerekli bir
yalan); aksine anlattklarm beni sorgulayan kiiye ylesine ba
tan aa utanmazca gelmiti ki sert bir ekilde azarlanmaya layk
grldm. Adaletin, beni yaralayan kiiden kopardklar ve her
eyi aklayan itiraf sayesinde yerini bulacan syledi. Bunun
zerine ben de samimiyetimi kantlamak iin duyduum dayanl
maz istek dorultusunda, byk bir aknlk ve safa bir merakla,
beni yaralayan kiinin iledii bu vahice sua ne gibi bir gereke
gsterdiini sordum.
Bu soruma cevap olarak, yzm adeta batan aaya ykayan grltl ve bol tkrkl bir puflama aldm.
"Ah, onu sadece yatanda dorultmak istiyordunuz demek... "
Azm ak, donup kaldm.
Adalet, vicdan gayet rahat bir ekilde, meydana gelen bu
son olayn da kantlam olduu gibi Anna Rosa'ya eskiden beri
ik olduumu anlatmakta tereddt etmeyen karmn da bir ilk
ifadesini elinde blunduruyor olmalyd.
Bu bilgiler orulrusunda adalet, hi phesiz Anna Rosa'nn
bu irkin saldrmdan korunmak iin beni ldrmeye teebbs
etti: izlenimini edinmi olmalyd -i:er Anna Rosa tarafmdan
gerekten de kendisine ynelik h ibir saldrya maruz kalmad
na, sadece benim hayata ilikin yaptm ilgin deerlendirmelerle
onu istemeyerek cezbetmi olduuma ve onun da cazibeme ken
disini fena halde kaptrp sonunda o lgnl yapacak noktaya
geldiine dair yemin ederek hakimi ikna etmediyse tabii.
Ttiz hakim, Anna Rosa'nn kendisini cezbetmekte kulland
m o szlerime ilikin verdii genel ifadeden memnun kalmam
olacak ki daha kesin ve ayrnnl bilgiler elde etmekle ykml
olduuna kanaat getirip benimle bizzat grmeye gelmek istedi.

220

il

Yeil Yn Battaniye

Hastaneden eve sedyeyle tanmtm; nekahet evresine gir


mi olduumdan yata brakm, o gnleri pencerenin kenarnda
ki koltua kurularak, bacaklarmn ilzerinde yeil yn bir battani
ye, keyif ve rahatlk iinde geirmeye balamtm.
Huzurlu, tatl, ryalarla dolu bir bolukta, kendimden ge
mi bir halde dolanp durduumu hissediyordum. lkbahar geri
gelmiti, gnein scakln hissettirdii o ilk gnler, anlanlmas
g bir hazzn halsizliini yaatyordu bana. Yar ak pencere
den ieri giren taze ve berrak havann tatllyla beni neredeyse
yaralamasndan ekinir olmunm; arada bir gzlerimi, aydnlk
bulutlarn neeyle koutuklar man aynn o masmavi gne
dikiyordum. Sonra hala titreyen kan ekilmi ellerime bakyor,
onlar bacaklarmn zerine koyup, parmak ularmla yn bat
taniyenin stndeki yeil tilyleri hafif hafif okuyordum. Krlar
gryordum bu battaniyede: Usuz bucaksz bir buday tarlasnda
gibiydim; tylerini okarken byk bir haz duyuyor, her eyden
artk belleini yitirmi bir mesafede olmann hissiyle, gerekten de
o buday tarlasnda olduumu dnrken iimi bir kayg, tad m
tatl bir kayg kaplyordu.
Ah, orada kendimi kaybetmek; uzanp kendimi gkyz
nn sessizliinde otlarn arasna brakmak; ruhumu herhangi bir
amatan uzak o usuz bucaksz mavilikle doldurup btiln dn
celerimi, btn anlarm enginliinde batrmak ne gzel olurdu!

221

Kendi kendime soruyorum: Bu hakimden daha uygunsuzuna


denk gelebilir miydi m ?
Tekrar dnnce, o gn evimden onunla dalga gemek is
tediim izlenimine kaplarak ayrlm olma ihtimali beni zyor
dorusu. Srekli az nn yaknnda tuttuu o kk elleri, nere
deyse hi grmeyen hep ksk o kuruni, kk gzleriyle bir ks
tebei andryordu; bir omuzu dierinden daha yksek, kendisi
kt giyimli, zayf bedeni, eri bryd. Yolda kpekler gibi yan
yan gidiyor olsa da herkes ahlak ve drstlk yolunda ondan daha
doru yryen kimsenin olmadn sylyordu.
Hayata ilikin deerlendirmelerim mi?
"Ah, hakim bey," dedim, "onlar size tekrar etmemin mm
kn olmadna inann ltfen. Buraya bakn! Buraya ! "
O n a elimle tylerini nazike okadm yeil yn battaniyeyi
gsterdim.
"Sizin greviniz, yarn mahkemenin bir karar verebilme
si iin gerekli bilgileri, belgeleri toplamak ve dzenlemek deil
mi? Ve buraya gelmi, sann beni ldrme giriiminin gerekesi
olarak gsterdii hayata ilikin deerlendirmelerimin ne olduk
larn soruyorsunuz, yle mi ? Eer onlar sizin karnzda tekrar
edersem, beni deil de, y l larca bu grevi yapm olmaktan dolay
duyacanz vicdan azabyla kendinizi ldrmenizden korkarm
hiikim bey. Hayr, hakim bey, hayr; onlar an latmayacam size!
Aksine iyi bir hakim olan siz, titiz vicdannza izdiiniz o zorunlu
snrlarn ok tesine ekilmi setlerin dibinde akp giden o ykc
iddetin grltsn duymamak iin kulaklarnz tkasanz daha
iyi olur bence. Anna Rosa adl kk hanmn yaad frtnann
bir benzerinin daha meydana gelmesi halinde, o setlerin kebile
ceklerini bilmelisiniz. Ne iddeti mi ? Ah, byk bir nehir takn
nn iddeti, hakim bey ! Sevdiklerinizi, yklenmi olduunuz grev
ve sorumluluklar, edindiiniz alkanlklar imdilik o nehrin ya
tanda gzelce aktyor olsanz da ayn nehrin yatan doldurup
taaca ve meydana gelen selin her eyi yerle bir edecei bir an da

222

gelecektir hakim bey. Bunu gayet iyi bilirim ben. Benim iin her
ey oktan sular altnda, hakim bey! Kendimi taan nehrin orta
sna attm ve imdi ise iinde yzdke yzyorum ite. Ve artk
ne kadar uzaktaym bir bilseniz! Sizi neredeyse gremiyorum bile.
Kendinize iyi bakn, hakim hey, kendin ize iyi bak n ! "
Olduu yerde donup kalan hakim, yzme iyilemesi miim
kn ol mayan bir hastaya bakar gibi bakt. Onu bu iler acs du
rumdan kurtarabilmek umuduyla glmsedim; iki elimle tutup
bacaklarmn stnden kaldrdm battan iyeyi ona bir kez daha
gstererek, incelikle sordum:
"Affnza snarak soruyorum ama, yeil rengiyle bu yn bat
taniye sizce de gerekten gzel deil m i ? "

223

111
Teslimiyet

Kendimi, tm bunlarn Anna Rosa'nn beraatn kolaylatra


can dnerek teselli ediyordum. Dier yandan telala pek ok
kez koup yanma gelen Sclepis, kkrdaklarna kadar titreyerek,
bizzat stlendii beni kurtarma grevini zorlatrdm ve zorla
trmaya da devam ettiimi sylemiti.
Herkesten daha akl banda olduumu ispatlamak zorunda
olduum bir zamanda giritiim bu yeni macerayla, nasl byk
bir skandala meydan verdiimi nasl olup da fark etmemitim ? Bu
ekilde, karmn da kendisine kar sergilediim uygunsuz davra
n nedeniyle babasnn evine snmakla ne kadar hakl olduunu
kantlam olmuyor muydum? Onu aldatyordum ve srf o kstah
kzn gzne daha ho grnebilmek adna, artk kentte tefeci ola
rak anlmak istememitim! Her eyin sulusu olan bu tutku beni
krletirmi olduundan, kendimi ve bakalarn mahvetmeyi isti
yor ve bunda srar ediyordum; stelik her eyin sulusu olan sulu
tutku, az daha hayatma mal oluyordu!
Herkesin olanlar karsnda nasl isyan ettiini gren Sclepis,
ilediim ayplanas sular kabul etmek zorunda kalmt ve beni
kurtarabilmek iin, tm

sular herkesin nnde aka itiraf

etmemden baka kar yol gremiyordu. Gel gelelim bu gnah


karma ileminin tehlikeli boyutlara ulamamas gerekiyordu:
Ruhumun ayn zamanda kahramanca kendini dzeltmeye, iyi
letirmeye ihtiya duyduunu gstererek, dierlerinden kendi -

224

karlarn feda etmelerini isteyecek olan Sclepis'e gerekli inan ve


gc salamalydm.
Tm sylediklerine bamla onaylamaktan baka bir ey yap
myor, kendimi konumasnn ne kadarnn ve nereye kadar olan
ksmnn diyalektik nitelikte olduunu anlamak iin zorlamyor
dum; konusuna yava yava snarak, gerekten samimi bir inan
la konutuu ortadayd. Her ne kadar konutuka memnuniyeti
daha da artyormu gibi grnse de bu memnuniyetinin gerek bir
iyilikseverlik duygusundan m yoksa zekasnn farkna varndan
m kaynaklandn bilemedii iin, belki de kendi iinde az da
olsa aknd.
Sonuta alnan karar, ei benzeri olmayan gsterili bir pi
manlk ve fedakarlk gsterisinde bulunmam yolundayd; evimi,
sahip olduum her eyi balayacak, bankann kapanlmasyla
payma decek parayla da bir dknler yurdu kuracaktm; yur
dun bnyesinde faaliyete geecek bir aevi, yl boyunca sadece
burada kalan dknlere deil, ihtiyac olan tm fakirlere yemek
verecekti; yurtta kadn erkek ayrt etmeksizin her ya grubuna yl
boyunca giysi temin edecek bir terzihane de olacakt; ve ben de
orada yaayacak, hibir zel muameleye tabi olmakszn, sradan
bir dilenci gibi bir brandann zerinde uyuyacak, orbam herkes
gibi tahta bir kaseden iecek, cemaatin yama ve cinsiyetime uy
gun olarak zorunlu kld kyafetleri giyecektim.
Beni en ok rahatsz eden, bu tamamyla teslim olmu, boyun
emi halimin gerekten piman olduum eklinde alglanmasy
d; oysaki ben, bakalar iin bir deeri ya da bir anlam olabilecek
her eyden artk ok uzaklatm, kendime ve bana ait her eye
yabanclatm ama yine de bir eylere sahip birisi olarak kalabil
me ihtimalinin dehetini iimde yaadm iin her eyimi veriyor,
hibir eye kar gelmiyordum.
Hibir ey istemediim iin, artk konuamayacam da bi
liyordum. Ve susuyor, karmdaki aksine ok ey istediini bilen
o zayflktan adeta saydamlam yal rahibe hayranlkla bakyor
dum; isteklerini byk bir maharetle kabul ettirmeyi baaryor ve

225

bunu kendisine kar salamak ya da bakal;;rna iyilik y;;pmak


istedii iin deil, byk bir inanla bal olduu ve hizmet ettii
Tanr'nn evini onurlandrmak iin yapyordu.
Aln size kendisi iin

hi kimse olan bir kii dah;;.

Belki de herkesin gznde

birisi olabilmek iin ba vurduu

yntem buydu.
Fakat bu rahip, sahip olduu g ve engin bilgiyle gerein
den fazla gururlanyordu. Bakalar iin yaad halde kendisi iin
de

birisi olmak; bilgisi, gc, defalarca kez kantlanm sadakati

ve sergiledii stiln aba sayesinde dier herkesten ayrt edilebil


mek istiyordu.
Bu nedenle ona bakarken bir yandan hayranlk duymaya de
vam ederken, dier yandan da acyordum aslnda.

226

iV

Burada Son Bulmuyor

Anna Rosa'nn beraat etmesi kanlmazd; fakat kanm


ca bunda, tanklk etmek iin arldmda karlarna bamda
bere, ayamda takunyalar, zerimde dknler yurdunun rur
kuaz renkli uzun gmleiyle kmam zerine mahkeme salonuna
yaylan neenin de en azndan ksmen bir etkisi oldu.
Kendime bir daha asla aynada bakmadm gibi, yzmn
ve d grnmn ald hali merak edip de aynaya bakmak,
aklmn ucundan dahi gemiyor artk. Mahkeme salonunda beni
karlayan aknlk ifadesi ve kahkahalardan anlald zere,
bakalarnn gzndeki d grnm yalnz deimekle kalma
m, olduka gln bir deiiklie uram olmalyd. Her ne ka
dar oradakilerin hepsi iin Moscarda ad ncekine gre ok farkl
bir anlam tayor olsa da, yine de nedense herkes bana Moscarda
diye seslenmek istiyordu: Sakall, srekli glen, ayanda takun
yalar, zerindeyse turkuaz uzun bir gmlekle karlarnda duran o
zavall deliyi, Moscarda adn her duyduunda sanki gerekten de
kendisine aitmi gibi dnp bakmaya zorlamaktan kanabilecek
leri halde, bunu yapmyorlard.
Hibir ismim yoktu. Bugn, dnk ismime ait hibir anm
olmad gibi, yarn da bugnk ismime ait hibir anm olmaya

cakn. Eer isim bir ey ise; eer isim, bizim dmzda bize veril
mi tm eylerin bizde biim bulduu kavram ise; ve eer ismin
olmad yerde herhangi bir kavram da ekillenemiyor ve ismi

227

olmayan nesne iimizde adeta kr, belirsiz ve tanmsz kalyor


sa; yleyse, mahkeme salonundaki insanlarn karnda tadm
ismim, onlarn gznde sahip olduum d grnrii m n alnna
bir mezar ta yazs gibi kaznsn ve sonra onu rahat braksnlar,
bir daha da kimse hakknda konumasn. Zira bundan ibarettir
mezar ta yazlar, bir isimden baka bir ey deildir. Ancak l
lere zgdr. Bir yolun sonuna gelenlere. Oysa ben hayattaym
ve hibir yolun sonunda deilim. Hayat son bulmaz. Ve isimlerle
ilgilenmez hayat. Bu aa yeni aan yapraklarnn titreyen nefesi.
te bu aacm ben. Bugn aa, bulut; yarn kitap ya da rzgar:
Okuduum kitap, itiim rzgar. Her ey darda bir yerlerde,
birer serseri gibi.
Dknler yurdu krn ortasnda, olduka ho bir yere kuru
lu. Ben her sabah gn aarrken dar kyorum nk artk by
le, gn aarrkenki tazelikte, henz ortaya km, gecenin ilii
ni hala zerinde tayan her eyle birlikte, gnein onlarn nemli
soluunu kurutup kavurmasna izin vermeden korumak istiyorum
ruhumu. urada, mor dalarn zerinde kmelenmi u kuruni
renkteki ar yamur bulutlar, gkyznn hala geceden kalma,
katman katman karanl iinde sarl o yeilimsi ksmn, daha
geni ve aydnlk gsteriyor. Ve buradaki uzun ince otlara bakn:
Onlar da suyun verdii krpelikte, tarla kenarlarna capcanl bir
tazelik veriyorlar. Gece boyunca darda kalm u eek, imdi bu
ulu gzlerle evresine baknyor ve kendisine yakn m yakn olan
bu sessizlie, evresini yava yava aydnlatan gn nn, onda
hibir hayret uyandrmakszn ssz ve mahmur tarlalarn zerin
de uzayp gitmeye balamasyla yava yava uzaklamaya balayan
sessizlie kar anryor. u kara allar ile atlaklarla dolu alak
ta duvarn arasndan geip giden yk arabalarnn tekerleklerinin
toprak yol zerinde braktklar strap dolu izler, halli yerlerinde
duruyor, bir trl yok olmuyorlar. Yepyeni bir hava soluyorum.
Her ey anbean, aynen olduu gibi belirmeye balyor. Hibir e
yin belirmekte olduu srada durduunu ve ldn grmemek
iin gzlerimi dier yana eviriyorum hemen. Ben artk yalnzca

228

byle yaayabilirim. Anbean yeniden doarak. Dncelerin iim


de yeniden faaliyete geip beyhude kurgularn boluunu yeniden
var etmesine engel olarak.
ehir uzakta kalyor. Baz zamanlar, akam vaktinin dinginli
inde an sesleri geliyor kulaklarma. imdiyse o anlarn iimde
deil dmda, kendileri iin aldklarn duyuyorum; ykseklerde
asl duran o ar anlar, gnein stt gzel mi gzel, masma
vi gkyznde krlanglarn lklarna ya da bulutlar pei sra
srkleyen rzgara elik ederken, an kulesinin uuldayan kovu
unda belki de sevinle titreiyorlardr. lm dnmek ve dua
etmek. Buna hala ihtiya duyanlar var ve anlar tam da onlar iin
alyor. Benimse artk byle bir ihtiyacm yok: An be an lyor ve
hemen ardndan yeniden ve hibir anya sahip olmadan douyo
rum. Yayorum, stelik de btnlmden bir ey kaybetmeden;
fakat kendi iimde deil, dardaki her eyin iindeyim artk.

229

You might also like