Professional Documents
Culture Documents
lMGE !
I kitabevi
Oral Sander, 1964 y1lmda AU SUF'nin Siyasi Subcsi'ndcn mezun oldu. Aym y1l
Siyasi Tarih Kursiisli'ne asistan olarak girdi vc bu alahda 1968 ytlmda doktoras101 vcrdi. 1975 y1lmda do1;ent, 1988 y1hnda da profesor oldu. AU SBI' Uluslararas1 lli~kiler Bi;liimii Ba\>kan Yard11nc1hg1 ve Si)'aSi Tarih Anabilim Dab Ba~ka11hg1
yapu. ogreniminin bir bohirnunu Harvard Oniversitesi'nde tamamlayim Sander,
A~D'nin <;e~itli universi1elerinde dersler ve dizi konleranslar \'erdi. 10 EylOI
1995'te yitirdigimiz Sander'in yurtir;i ve dt~mda yaylll'.llanm1~ c;ok say1da makalesi hulunmakt.adtr.
Sande1'in Eserleri;
S.:wye! Dr~ Polilikas1 (AU SBf, 1967)
T1irl1-Amerilzan lli~kileri 1947-1964 (AO SBF, 1979}
Siyasi Tarili, llk(aglarc.lan 1918'e (lmge Ki1.<1bevi Yaymlan, 1989, 1991, 1994,
1995, 1997, 1998, 1999, 2000, 2001, 2002, 2003-2)
Siyasi Tarili, 1918-1994 (lmge Kitabevi Yaymlan, 1989, 1991, 1993, 1994,
1996, 1997, 1998, 1999,2000,2001,2002,2003-2)
A11lta'111n Yakseli~i ve Du~i~u (lmge l<icabe\i Yaymlan, 1993, 2000, 2003)
Ti.irlziye 111i11 D1~ Poli!ilrasr (lmge Kitabevi Yaymlar1, 1998, 2000)
Yaym YOncnneni
Yay1ma llaz1rlaya11lar
D1 Mele/! 1'1ra1, DI' Ertl Tel!nl, Dr. i;:agn El'hnn, Dr Goltlian Erdem
Sayfa Duzeni
Yak111Ate$
Ka1>ak Uygulama
Uylai;:elik
Kapak Rcsmi
lmge Kitabevi
Yaymcthk Paz. San. ve Tic. Ltd. Sti.
Konur Sok. No: 3 Km lay 06650 Ankara
Tel: {312) 419 4610 419 46 11 Faks: (312) "125 29 87
Internet: www.imgc.com.tr E-Posla: imge@imge.com.tr
Ankara
Konur Sokak No: 43/A Kmlay
Tel (312) 417 SO 95/96 - "18 28 65
Fak~: (ll2) 425 65 .n
E-Pos1a: dagithnl!ilimgc.com.rr
Istanbul
Miihiirdar C~d. No: 80 Kadtkoy
Tel: (216) H8 60 58
Faks: (216) 418 2.6 10
E-Posta: kadikoy(<i?imge.com.tr
Oral Sander
Siyasi T arih
llkt;aglardan 1918 e
1
12. Baskt
,r-tm1...:)19' ','
llM2g I
l<;indekiler
~
ONSOZ ................................................................................................. 15
0C0NC0 BASKIYA ONSOZ ---------------17
I. TARIH NEDlR...................
--- -------------- .19
A. TARIHTE OL<\.Y ...................................................................... 19
B_ TARJHTE NEDEN .................................................................. 20
C. TARIHTE EGILIM .................................................................. 21
II. SIYASI TAR!H NEDIR?
.................... 25
Ill. XIX. YUZY!LA KADAR DUNYA TARIHlN!N
.. 27
ANAHATLAR!.....
A. TARIMA DAYAL! UYGARUKLAR
ORTADOGU'NUN 0ST0NLOGO DONEMI
(MO 5000-MO 500)..
1. Yerle-$ik Toplulu k\ar....
2. Go~ebeler. ................... -~-------. --
3. Din ve Uk Bulu~lar --- ----- ...... __ _
4. Avrupa ______ ................................... .
B.
---------31
.. 31
.. 35
-------------36
...... 36
Siyasi Tai-iii
(ll11~aglanlc1111918't)
b.
c.
~d.
Roma lmpar-atorlugu ---- --- - ___ --- __ ---- ... -.. --------- 4i1
H1risciyanhk
44
2. Islam Diinyasmm Osliinliigii (MS 600-1000) ................... 47
a. Dogu$u vc Niteligi.. .................................................... 47
b. lslamiyer'in Tutunmas1 ve Ncdenleri....
47
lslamiyet'in Geni~lemesi
49
i. Halifeler ve Emeviler Done mi........
49
ii. Abbasilcr Donemi --
3. Steplerin Egcmenligi: Mogollar ve
T ii rkler ( I 000-1500)
a_ Tiirklerin Siyasal Egcrncnligi (1000-1200)
b. Mogol lstilalan (1200-1300)...... ..........
c. Tiirklerin Ust.iinlii~i\ Yenidcn Saglamalan:
Osmanh Devler.i (1300-1500}
i. Osmanh Devlet.i'nin Kurulu~ Ost(inliikleri.
ii. Osma11l1 Devleti'nin Avrupa'da Genislemesi
iii. Osmanh Devleti'nin Yo.kselmesi.. ........................
C. MODERN VE GLOBAL DUNYAYA GE<;:lS
BATI EGEMENLl(;l DONEMl (1500'den Guniimiize) ..........
l. Bau'mn Yiiksclmesinin Temel Nedenleri ..........................
a_ Ag1r Sabanm Bulunmas1 ve Sonw;:lan
50
52
53
56
57
58
61
64
70
70
70
c.
l.;indtldler
lV
(1700-1850)
....................................... ......... 141
a. Globalle~mc Surecinin Onemli Oi:ellikleri ve
"Ulus-Devlet"in GO.~lenmesi.. .................................. 142
b. 18. Yiizydm BiiyOk Sav~lan ve
Paris Ban~1 (1763) .................................................... 144
DEVRlMLER DQNEMl ( 1776-1848) .......................................... 149
Siyasi Tarilt
(llk~aglaidan
1918'e)
151
l. Kuzey Amerika'daki lngiliz Ostunlugii ......................... 151
2. Kuzey Amerika Halkmm Aymc1 Ozellikleti
152
3. ABD'nin Bag1ms1zhg1 ve Sonm;lan
155
4. l.; Sava$ ve Sonrasi.......
158
B. B0Y0K FRANSIZ DEVR!Ml .........
161
1. Devrim Oncesi Ortam1
161
2. Haklar Bildirisi ve Anayasa........ ...................
163
164
3. Devrimden Sava~a vc Teror Yonetiminc...
4 Sava~m Dcg~en Nitcligi ve Napolyon Bonapart .............. 168
a. Yuntas-Ordu ............................................................ 168
h Yl"ni Rir Sez.ar
169
c. Napolyon Sava$1an...................
171
C. VlYANA KONGRESL..............................
175
1. V1yana Duzeninin Mimarlan: Casclereagh ve
Metternich ..
2. Cez.alandmna Yerine Denge
3. Viyana Diiz.enlemeleri .....................................................
4. Genel Degerlendirme .......................................................
(.. 1830 ve 1848 OEVRlMLERl... ..............................................
1. Ekonomik ve Toplumsal Orram........................
2. Fransa'da 1830 ve 1848 Devrimleri...
3. Avrupa'da 1848 Devrimleri ...................
a.
b.
c.
r;.
175
177
179
181
183
183
185
188
DtPLOMASI................................ ...........
195
198
201
203
V.
.... 222
.... 226
ms
Siyasi Tariil
(illt~aglardan
J 91 B'e)
257
269
271
2.71
272
274
276
278
2.79
281
282
286
289
b.
c.
d.
3_
b. <;:anakkale Cephesi...--
375
1916 YlLlNDA CEPHELER
377
L Ban Cephesi.. .................................................................. 377
I.
l~indekifer
a.
b.
c.
2.
a.
406
I' '7
Oral Sander
Tarih Nedir?
~.
A. TARIHTE OLAY 1
Tarihin ne oldugu ya da nas1l tammlanacag1 konusunda
tam bir anla~ma yoktur. Her bilim dalmda tanun vermek
gui; ve bir dereceye kadar yanih1c1 bir ugra~nr. Tamm genellikle kolay anla~1hr ve ai;1k sei;ik de olmaz; okuyucunun belleginde kolayca yerle~emez. (:agda~ lngiliz tarilwisi
A.]. Taylor, "Tarihi;inin ana gorevi, ~u i;ocuksu soruyu yamtlamakt1r: Sonra nc oldu ve sonra kim geldi?" derken,
basit ve anla~1hr bir bi\imde, tarihte olaylarm onemini
vurgulamakcad1r. Tarihi;i, onceJihle olaylan ele alacak ve
bu olaylan kronolojik ve sistematik bir bi\imde inceleye
Bu konudi\ $U l<aynak oku11mahd1r: Oral Sander, "Tarihte Yonu:m", Siyasa!
Bilgiler FakUlusi Dergisi, 1973, (c. 28), ss. 59-71. Su kaynaklar yard1ma
nitcliktedir. E. H. Carr, Taril1 Ncdir?, lleti$im Yaymlan, 1993 ve R. G. Collingwood, laTih Tas11nm1, Ara Yaymlan, 1990.
19
cektir. K1saca, tarih\i c;ozumlemeden (analiz) \Ok, betimleme (tasvir) ile ugra$tr. Onemli gorevi, say:ilamayacak kadar
<;ok olan olaylar arasmda onemli olanlan bulmak ve inceleme ic;in ay1rmak, onemsiz sayd1klanm ise elemektir.
Bu a<;1klamaya katdmayan tarihi;iler de var. Bunlar,
npk1 doga bilimlerinde oldugu gibi, tarihte de c;:ok say1da
ve degi~ik olaylar arasmda nedensel yasalann bulunabilecegini one surerler. Ancak, tarih<;inin as1l gorevi, son derece karma~1k olan, aralarmda yap1sal benzerliklerin kolay
kolay bulunamad1g1 degi~ik olaylar arasmda zorunlu ve s1k1 baglant1lar, evrensel gec;erlikte yasalar bulmak degildir.
Tarihin inceledigi olaylar, kendi ba$larma, kendi ic;lerinde
anlamhdular. Fizikte yer<.;ekimi yasas1, bir ta$rn dO~mesi
olaymdan daha ai;1klay1c1, degcrli ve anlamh olabilir. Arna,
Napo1yon'un 1812, Hitler'in 1941 Rusya seferleri, aralarmdaki benzerlikler ne kadar i;ok olursa olsun, kendi ba~lan
na geri;ck, ac;1klaym ve daha da tmemlisi anlamhdular.
Disiplinler arasmda i$birligi ve i$bolumunun son derece geli$ligi bugun, tarihr,:inin ana ugra$1SI, i;ok karma$tk
olan, incelenmesi ve ac;1klanmas1 uzun zaman alan tarihi
olaylan ortaya koymaya i;ah$maktu. Bu ac;1dan tarihi, "gec;mi$teki insan davran1.$lanni inceleyen ve olaylann yorumunu yapan bir bilim dah" olarak tammlamak yanh-$ olmayacakur. Dikkat edilirse tammda "olaylarm yorumu"
deyimi ge<;ti. Bu deyim bizi tarihin yalmzca "olaylar"dan
ibarct olmad1g1 sonucuna gotiiruyor.
B. TARIHTE NEDEN
ra1ih Nedir?
C. TARlHTE EClLlM
rihc;i yalmz olaylan, neden ve sonw;lanm ortaya c;:1karmakla yetinmez. Tarihin "hareket" demek oldugunun, dunden
bugune ve yanna akugmm bilincinde olan tarihc;:i, her harekette oldugu gibi tarihte de "egilim" arar. Hareket eden
bir arai; demek, (x) noktasmdan (y) noktasma dogru belirli bir h1zla giden bir nesne demektir. Bu noktalar ve h1z,
bir bak1ma, hareket halindeki aracm nesnel egilimidir. Ba~
langu; noktasnu, dogrultusunu ve hlZlm bildigimiz zaman,
aracm belirli bir zaman biriminde hangi noktada olacagm1,
verilerimizin elverdigi okii.de bir kesinlik derecesi ile bilebiliriz. Tarihin egilimleri bu kadar kesin bir bic;imde bilinemezse de, bu egilimler larihc;:inin dunu, bugunu ve bir ol\Ode yanm anlamasmda onemli ipuc;:lan saglarlar. K1saca,
<;ag1m1zm olaylanm anlamak ve gelecegin karanhgm1 aydmlatmak ic;in tarihc;:i, tarihin egilimlerini bulmak durumundad1r.
Tarihc;i, elindeki incelenmi~ tarihi olaylarla, ad1m
ad1m, tam bir bilimsel c;abayla egilimleri bulabilir. Omegin, ilerde gorii.lecegi gibi, 19. yuzyilm Avrupa tarihini inceleyen tarihc;i, sec;tigi onemli tarihi olaylarm baz1 ana dogrultulan gosterdi~ini, endustrile~me, liberalizm ve rriilliyetc;ilik gibi guc;lu akm1lann 19. yuzyilm olaylanyla etkitepki ili$kisi icinde oldugunu anlayacaknr. Bugunii anlamaya ve anlatmaya c;ah~an tarihc;inin, bu egilimleri, bir
ba~ka deyi~le, tarihin itici guc;:lerini dikkate almamas1, bir
madencinin maden ocagma fenersiz girmesinden farks1zd1r.
Bir tarihi;:i, "hii;:bir ku~ak, bir onceki ku~ag1, tarih de
kendisini kesinlikle tekrarlamaz; degi~iklik ttiketilemez,
her ~ey yenidir" derken hakh olabilir. Arna, tarihin egilimleri, her zamanda tarihte belirli bir sureklilik de saglarlar.
Birbiri ile ~eli~ir gibi gorOnen bu durum, gen;ekte tarihteki
hareketliligin, dirikligin (dinamizmin) gostergesidir. I a-
Tarih N~dir7
rihte si.irekli gbri.inen hi~bir ~y degi~ikligin a~mdmc1 etkisinden kurtulamad1g1 gibi, ne kadar birdenbire ve ~iddetli
olursa olsun, hi~bir degi~iklik de ge~mi~ ile bugun arasmdaki sOrekliligi ram anlam1yla bozamaz. Ashnda carih, bir
anlamda, degi~iklik ile sOrekliligin ;aU~masmdan ba~ka
bir ~ey degildir. llerde goriilecegi gibi, 19. ve 20. yuzy1llarm siyasi tarihi incelenirken, bu temel varsaynndan yararlamlacakur.
II
--,,
Simdiye kadar tarihten soz edildi. Tarihten daha dar anlamda kullantlan ve onun bir bolOmO olan "siyasi tarih"
terimi, Turkt;ede yanh~ anlamaya uygun bir terimdir. tlk
bak1~ta, siyasetin tarihini inceler gibi gorunuyor ama bu
tam olarak dogru degildir. Bu disiplin, devletlerden, devletlerin ortaya 1;1k1~mdan, degi~me, geli~me, yikd1~lanndan
ve devletler arasmdaki siyasal ve bir dereceye kadar ekonomik il~kilerden soz eder. Bu bak1mdan sozu edilen disipline ozellikle Bau'da "uluslararas1 ili~kiler tarihi" de denmektedir. Ancak, Ti.irkiye'de hemen hemen elli y1ldir
"siyasi tarih" terimi kullamlageldigindcn, bug-Un ic;in terimi degi~tirmek pek dogru olmasa gerek.
"Siyasi Tarih" terimi, yukardaki anlamda kullamld1g1
zaman, dilimizde iki kavram1 birden i<:ermekledir ve boylece kan~1khk daha da artmaktadu.
III
XIX. Yuzy1la Kadar
Dunya Tarihinin Anahatlan
I 27
Siyasi Taril1
(1lh~aglardan
19 l 8'e)
son iki yuz yilhk sure i~inde olmu~tur. Bir bak1~ ai;1sma
gore, dii.nya tarihi Neolitill donemden bugune kadar iki doneme aynlabilir: (i) Neolitik donemden BOyOk Frans1z
Devrimi'ne kadar ve (ii) Buyak Frans1z Devrimi'nden bugune kadar.
Bu mant1gm dogrulugunu tumiiyle yads1mamakla birlikte, okuyucuya daha onceki tarihin hii; olmazsa anahatlanm vermeden, siyasi tarihe 1789 Devrimi'nden ba~lamak,
i;ogu kez yamlttc1 oluyor. llerde gonilecegi gibi, 19. ve 20.
yuzy1llar, hemen hcmen tum dunyada Avmpa'mn egemen
oldugu yuzy1llard1r. Dolay1s1yla, siyasi tarihi 19. yiizyildan
ba-?latmak, daha dogrusu, 19. yuzy1l oncesinin tarihi konusunda hii;bir degerlendirme yapmadan siyasi tarihe girmek, onu Avrupa-merkezli bi~imc sokmakttr. Sonui; olarak, okuyucu siyasi tarihin konusunu turnuyle Avrupa tarihi olarak anlamakta ve bu da ya Avrupa'mn gereginden
i;ok yuceltilmesine ya da onun hepten yadsmmasma yol
ai;maktadir. Ostelik bugunku Avrupa'y1 Avrupa yapan ya
da Bau'y1 ustOn kdan degerler 19. yuzy1ltn i;ok oncesinde
yatmaktad1r. Ote yandan, yery11ziiniin ilk boyuk uygarhklanm dogunin Ortadogu ve genel olarak Asya'nm yakm
i;aglara kadar kurdu~u buyuk dcvletleri, bunlann neden ve
nasil y1k1ld1klanm anlamak c;ok onemlidir. ~unku, <;ok k1sa bir anlat1mla, tarihten dogru dersler c;;1karmam1za yard1m ede!". Frans1z tarihi;:i ve siyaset adam1 Alexis de Tocqueville, "gei;mi~ten <;1kanlan yanh~ dersler, tarihi hii;: bilmemekten daha zararhdir" derken hcrhalde dogruyu soyluyor.
Tarih, bugunu ve gelecegi anlamak ic;in elimizdeki tek
anahtard1r. Ne oldugumuzu bilebilmek ii;in, ge~mi~te ne
oldugumuzu bilmemiz gerekiyor ve bu ge~mi~ de kesin bir
i;:izgi ile 19. yuzy1lda ba~lam1yor. Avrupa'yi takliuen ya da
yads1maktan ~ok, onu iyi anlamak ve degerlerini nas1l ka1
28
letlerinin yerelligi ile tam bir z1thk halinde, bugunkti dtinya toplumu global bir nitelik gostermektedir.
lnsanhk tarihinin bir ba~ka onemli egilimiyse, birbirleriyle elkil~imleri arahkh ve gei;ici olan kui;Ctk i;aph bag1ms1z siyasal ve ekonomik birimlerden merkeziyeti;Hige dogru geli$medir. Yani, insanhk tarihinde kui;uk kent-devletlerden merkezile$mi$ imparatorluklara ya da bugun goriildugu gibi, gui;lu merkezi devletlere dogru bir egilim gorulmektedlr.
Bu dil$uncelerin I$1g1 altmda insanoglunun tarihini, i;ok
kaba bir bii;imde, iii; ana bolOme aymp incelemek mumkundiir.1
l. Tanma dayah uygarhklar ya da Ortadogu bolgesinin ustunlugu donemi. Bu donem, MO SOOO'lerden MO
SOO'lere kadar olan 4500 yilhk sureyi kapsamaktadn ve temelde Mezopotamya bolgesi uygarhgmm oykii.sudur.
2. Uygarhgm global hir nitelik almaya ba$lad1g1 donem. Bu donem, MO 500 ile MS l500'lere kadar olan sureyi kapsar ve ti~ ayn altbolume aynlabilir: (a) Grek uygarhgt ve bu uygarhgm Makedonyah lskender tarafmdan
"Helenizm" ad1yla geni~letildigi donem, MO 500 ile MS
500 arasmdaki 1000 y1lhk si.ireyi kapsar. (b) lslamiyel'in
Tarihin bu hii;imde bolumnesinde ve bu bohimun ai;1klamalannda yararlamlan kaynaklar ~unhmltr: William McNeil, 'fhe Ri~e of tl1t West, 1963,
Chicago, The University of Chicago Press; H. G. Wells, The Outli11e of His
ro1y, 2 c., 1956, Garde11 City, New York, Garden Cit)' Doolts; Hugh Thomas, A
History of the Wo1-Jd. 1979, New York, Harper and Row l'ublishers; Andrea
Rihard, lnsanf1g111 Tarif1i, i,;ev. Halil Berktay, Yali;m, Istanbul, Say Kitap Pa
zllrlama, 1983; William Woodruff, The S!rnggfe for World Powtr, 15001980, 1981, Londra, The Macmillan Press Ltd.; Michael Hudson, Arnb Politics: Tfrt Sear,hfor Ltgitimac_v, 1977, New Haven, Yale University Press;
George Modclski, Principles of World Poliliu, 1972, New York, The free
Press; l.ord Kinross, Tfre Ottm11a11 Cmlurics, The Rist and FtJll of tf1t forl:is/1
Enpil'c, Sander Kitabevi, Istanbul; Geoffre} tlarraclough, Tirncs D'ii11yaAtlas1,
Karacan !'aymlan, istanbul, 1980; I. Hakk1 U:i:uni;:a~1h, Osrnm1h larilii, 1. vc
2. cihler, 1972 "e 1975, Ankara, Turk Tarih Kurun1u Bas1mevi; Carl Sagan,
Cosmos, Ah1n Yaymlan, 1990.
30
dogu~u
1. Yerle~ik Topluluklar
Ortadogu'nun baz1 insan gruplarmm MO 7000 dolaylarmda tanma ba:;;lad1klan ve kimi hayvanlan ehlile~tirdikleri
lu kent-devletler goremiyoruz.
Bundan ba~ka, yerle~ik topluluklarm omrdugu merkezlerin d1~mda ya~ayan go<;ebe kavimlerin, zengin kentdevletlere kar$I giri~tikleri yagmaya yonelik saldmlara kar~l savunma ihtiyac1, Mezopotamya'da duzenli ordu kurmay1 gerektirmi$tir. Bunun da kent-devlet ic;;inde merkezi otoriteyi gui;:lendirici etkisi olmu~tur. Ote yandan, Mezopotamya bolgesinin goc;ebe saldmlanna a<;1k olan topografyas1 ve bir de kent-devletler arasmdaki smularm belirsizligi,
bolgede surekli sava~lara yol ai;:1m~tlr. Bu durum, bir yandan yoneticilerin otorite ve baskilarmm artmas1, ate yandan siyasal istikrars1zhkla birlikte gii\'.lii ve geni~ bir imparatorlugun kurulamamas1 ya <la <;ok kisa omurlf1 olmas1
sonucunu dogurmu-5tur.
Bolgenin, y1lm buyuk bir balumunde bulutsuz olan
gokyuzu, yild1zlardan hep buyulenmi~ olan insanoglunun
belki de kumaz bir b6lumunu, herkesi yakmdan ilgilendiren hava ko~ullanyla ilgili kehanetlere iterek, din adamlarmm ortaya i;:1kmasma neden olmu~tur. Boylece, bazen iktidan birlikte kul!anan ama c;:ogu kez i;:at1$an kral-din
adarm c;:eli~kisi yarat1lm1~tu. Bu i;:eli~ki, en az 19. ylizy1la
kadar Avrupa tarihinin ana temas1 haline gelecektir.
lnsanoglunun ilk kez kent-devletler ii;:inde siyasal 6rgutlenmesi ve buna bagh olarak yarat1lan Ctstun uygarhklar
arasmda daha once sozu gei;:en Sumer kent-devlelleri,
2500'lerde Akadlar, 1700'lerde Asur kent-devletleri, Babiller ve Anadolu'da Hitit devleti bellegimlzde yer etmi~ olanland1r. Aym donemde bir ba~ka akarsu vadisinde, Nil'de
kurulan ve kronolojik olarak birbiri arkasma dizilen MISlr
devletleri ve uygarhg1 da, Ortadogu'nun dunya iistiinlugu
~er~evesi i<;inde degerlendirilebilir.
Mezopotamya'da biriken zenginligin bir nedeni de,
bolgede aga<;, ta~ ve degerli madenlerin bulunmamas1d1r.
l 33
Bu durum bolge insamm Oreltigi tahtl kar~1hgmda bu maddeleri elde etmeye itmi:itir. Boylece, bolgede geli~en ticaret
hayat1 ve ortaya c;ikan tuccar s1mf1 bol tahil urunuyle birlikte degerlendirildiginde, kolayca anla$1lacag1 gibi, zenginhgi artirm1~ ve uygarhgm geli;;mesinde etkili olmu~tur.
Ancak, Mezopotamya'da ticaret temeline dayanan bir tanmm, yani ticaret amac1yla uretimin geli:;tigi soylenemez.
llk ticari tanm daha sonra Grek yanmadas1 ve Ban Anadolu'da ba:ilayacak ve bu da bolgede yarattlan yeni bir uygarhgm temeli olacakt1r.
Mezopotamya i;;esitli devletlere bolunmu~ken ve bolgede siyasal istikrarsizhk kol gezerken, M1srr'da kentdevlet1er ve dagm1khk gormuyoruz. Burada kurulan siyasal
birligin ve bir bak1ma ustli.n uygarhgm nedeni, yine cografyadan kaynaklanmaktad1r. Nil akarsuyunu c;evreleyen geni$ ve kolay gei;;il vermeyen ~61 bolgesi, yabann gur.;lerin
ve ozellikle go\:ebe halklann Nil'i ele gec;irmelerini zorla~
tirarak, bolgede siyasal birligin surdunllmesini kolayla~tIT
m1~tir.
34
lkinci Dunya Sava51'ndan once, ye rain zenginlikle.ri yeter Ii olmayan ve done min uluslararas1 ekonomik bunahm1 nedrniyle, bunlan ticaret yoluyla
"'glayamayan Almanya ve Japonya gibi (bugiinkii uygarhga ber ik lsiro in de
katk1s1 vardir) devlctlerin saldir~i1n d1:; politikalan ile benzerlik ilgi ~ekici
dir
35
Siyasi Tal'ili
(Jlh~aglardan
19 J B'e)
saglam1~ur.
llk Bulu~lar
labilecek Avrupa copraklannda (fazla yag1~m yol ar,:L1g1 i;amur tabakasmm yanlamamas1) ancak i;ok kii<;uk r,:aph tanm ve hayvanc1hkla ugra~ayorlardi.
MO 1700'lerde, dogudan gelen, Hint-Avrupa dillerini
konu;;an ve bronz yapmayi ogrenmi~ .bulunan barbar3 kavimler, Atlantik Okyanusu k1yilanna kadar yayildilar ve
buradaki ban~i;1 ve megalit yapan insanlan denetimleri altma aldilar. Zamanla Hint-Avrupa dili k1taya egemen olacak, bu barbar kavimler bugunkii. Avrupahmn ilk t;;1k1~
noktasm1 olu~turacaklard1r. Boylece uygarhgm yaratug1
teknik ile goc;ebeligin cesareL ve at1lganhgm1 birle;;tirecek
olan Avrupa insam, belki de bugune kadar suren, sava~kan
degerlere sahip atilgan ozelligini kazanacakt1r.
"Barbar" sozcugu burada orijinal, yani Yunanca konu~mayan ve Atina dunyasmm d1~mda ya~ayan goi;ebe top1u1u1i ve insa!1 anlammda kullamhm~ur.
Geni~lemesi
MO 6. yiizyilda Bau Anadolu sahillerindeki lyonya bolgesinde (kuzeyde Izmir ile gii.neyde Didim arasmdaki k1y1 $Cridi ve kiyiya yakm adalar) yeni bir kavram, insanloglunun
en onemli du~iincelerinden biri <logdu: Evrenin bilinebilecegi, c;Onko. bir ic; duzene sahip oldugu, tiimiiyle ba-?ma
bu}'TUk ve tahmin edilemez olmad1g1 ve onun bile uyacag1
kurallann varhgt. Arna, modern anlam1yla bilim, neden once lyonya'da dogdu?
lyonya'nm birc;ok avantaj1 vardt. Her ~eyden once,
adalar ve kuc;iik korfezler ulkesi.ydi. D1~ dunyadan tam olmayan bir tecrit c;e~itlilik yaratu. Boylece, farkh ada ve
korfezlerde, farkh siyasal sistemler olu~tu. Tek bir go~
merkezi, bolgenin Lumunde toplumsal ve entelektuel bir
lekduzelik saglayamam1~, boylece ozgiir du~iince ve serbest ara~tnma miimkun olmu~tur. Aym:a, lyonya degi.~ik
uygarhk c;evrelerinin kesi!?me noktasmdayd1. Burada, Ortadogu'nun Fenike alfabesi Grek diline uygulanm1~. okumayazma yaygrnla~m1~ ve din adamlannm tekelinden kurta1
~s
;l
XIX
Yu~yila
hesaplayan Anahsiniandres, kilit ve anahlan bulan Teodorus, tip meslegini kuran Hipokrat, atom sozcugunu bugunkune yakm bic;imiyle ilk kullanan Dernokritm, bilimsel anlamda ilk astronom olan Anaksagoras ve dunyamn yuvarlak oldugunu ilk soyleyen Pisagor lyonyahydilar. Gerc;ekten MO 6. yuzyil donemin bilinen dunyasmda entelektuel ve manevi buyuk bir uyam~ c;ag1dir. Bu yiizy1l yalmz
lonyah bilim adamlannm degil, ayrn zamaoda Afrika k1tasmrn deniz<len \:Cpe<;evre dola~1mm1 saglam1~ bulunan M1su Firavunu Ned10'nun, lran'da din adam1 Zerdii~t'un, Hindistan'da Buddha'mn ve (:in'de Konfiu;yus ile Lao-("e'nin de
doncmidir.
Bu faaliyetlerin birbirinden tiimO.yle ayn ve baglant?s1z
olduklan du~unulcmcz. Dolay1s1yla, MO 5000'dc Mezopotamya'da yerel nitelikte ba~layan uygarhgm, MO 500'lere
gelindigindc, gidcrek global bir nitelik almaya ba~lad1g1 ve
merkezden <;evreye dogru geni~;;ledigi goruluyor.
b. Grek Uygarltg1
MO 5. ve 4. yuzyillarda lyonya ustunlugunii Grck yanmadasma kaptmr. MO 12. yiizyilda Grek yanmadasma gelen
davar guducu Dorlar, eski Girit ve Miken uygarhgma kan~1p Grek ad1 verilen uygarhg1 o1u~turdular. Ilk Grekler, Ill 39
yada'dan anlad1g1m1z kadanyla, ne basit gocebe ne de uygar insanlard1. Klasik Grek uygarhg1, en az onlar kadar usciin bir uygarhk yaratm1~ bulunan bir "eski"nin ustiine kuruldu. K1saca, Grekler kendilerine ozgCt bir uygarhk
kurmak yerine, bir uygarhg1 y1k1p, onun kiilleri iizerinde
ve ona buyok ol<;iide bagh bir ba-?ka uygarhk yarattilar.
MO 5. "e 4. yuzy1llara gclindiginde, eski Mezopotamya uygarngmm kuruldugu topraklarda, tanmla ugra~an,
edilgen, siyasete kar~1 kay1ts1z ve yonetici aristokrasi tarafmdan ezilen koylulerin bulundugu toplumsal vc siyasal
bir diizen egemen olurken, Grek yanmadasmm kentdevlellerinde ilk demokratik yonecimlerin kuruldugu goruhi.yor. Burada kusal nufus ctkin ve yogun bir bi<:imde
dcvlet sorunlanyla ugra-?makta ve siyasal bir canhhk hukiim surmekteydi. Bunu iki ana nedene baglamak mumki.irn.lur.
(;rr-k1<'rin askerlik alamnda, s1k saflarda yuruyen m1zrak ve kalkanh askerler alaym1 (Phalanx)4 yaratmalan,
onemli siyasal ve loplumsal geli~meleri <le beraberinde getirdi. Saflardaki askerler arasmda toplumsal statii ve zenginlik farkhhklan ortadan kalknn~. bunlann yerine gu<;,
cesaret ve disiplin onem kazamm~u. Bu da, dogal olarak,
kentin askerleri arasrnda dayam~ma duygusunu arurm1~ ve
e~itlik anlay1-?ma yol a<;:mt~tir. lyi bir kent yurtta~mm oh;i1tii, kendini gecindirecek buyuklukte bir toprak par~asma
sahip, gerektiginde kendisini m1zrak ve kalkanla silahlandmp sava~ alanmda yurtta~hk gorevini yapacak bag1ms1z
t;ift~inin al~akgonOllii. ya-?anu haline gelmi-?tir. Boylece,
canh bir e~itlik ruhu ve toplumsal dayam~ma duygusu,
Grek kent-devletlerini, donemin oteki uygarhklarmdan
aymc1 nitelikler olmu~tur.
4
fa~ist
lkinci olarak, Grek yanmadas1 ve Ball Anadolu'da tahll uretimi onemli yerini korumakla birlikte, zeytinyag1 ve
~arap gibi iki degerli ve kolayca ta~mabilir maddenin de
uretilmesi, tanmm ticari bir temele oturmasm1 saglam1~ ve
<;evre kavimlerle canh bir ticarel ba?lamt?tir. Dolay1s1yla,
ticari lanma ge<,:i~. Atina, Milet, Sparta ve Efes gibi kentdevletlere biiyiik avantajlar saglayarak, demokrasi egilimini gii<;lendirmi$tir. Canh ticaretin dogurdugu zenginlik, ilkel bi<;imiyle de olsa, demokrasinin ortaya t,:1kmas1 ve bir
onceki yO.zy1lm lyonya uygarhg1, Grek yanmadasmda Perikles, Sokral, Arista, Plato, Tukidides ve Batt Anadolu'da
Herodot gibi dii?ilnur ve tarih<;ilerin yeti~mesi ii;in uygun
bir orcam haz1rlam1$ttr.
Ancak, Grek uygarhgmm bu klasik doneminde toplumda hii;:bir hakka sahip olmayan tutsaklamn bulunmas1,
Grek demokrasisini bugunku demokrasi anlay1$mdan ay1ran onemli bir ozelliktir. Bu ve Greklerin kent-devletin
6tesinde daha geni? bir siyasal orgutlenme ufkuna sahip
olmamalan, klasik Grek uygarligmm ve du~uncesinin iki
onemli engelini olu~turur. Greklere bu geni$ ufku Makedonyah lskender saglayacakttr.
c. Mahedonya ve Helenistik Donem
Zamanla Grek uygarllgmm siyasal ve toplumsal yap1s1, giderek artan bir bii;:imde, daha eski Ortadogu uygarhgmm
kahplan i\'.inde erimeye ba~ladt. Bu sure<; ii;:inde Grek kiilturunun ay1rt edici ozellikleri canhhgm1 yitirmi-? ve Dogu'nun dli$lince ve davram~lanm ii;ererek geni~lemi{>tir.
Bu doneme. "Helenistik Donem" ad1 veriliyor. 4. yuzyilm
onlanndan ba~layarak, klasik Grek'in sava$ taktik ve stratejilerini geli-?tiren Makedonyah lskender, Grek kulturunu
geni~ letmi$tir.
MO 4. yuzy1lda doguda gii<;lenen ve Anadolu'ya dogru
I 41
1918'~)
Roma lmparatorlugu
va;;lardan sonra (MO 260-201) Kuzey Afrika'y1, daha sonra Makedonya, Grek yanmadas1, BatI Anadolu ve Suriye'yi
ele gec;irdi. MO 130'a gelindiginde, bugfmku Fransa ve
lberik yanmadas1 dahil Akdeniz'e kiy1s1 o1an tiim toprak
~eridi iizerinde egemenlik kurdu. MO 90-89 y1llannda bu.tun yanmada halklanna Roma yurtta~hg1 hakkmm tanmmas1yla, ltalya siyasal ac;1dan bir1e~ti.
Roma'nm tarihteki onemi ~udur: Tarihte Roma'ya kadar hi<;bir cumhuriyet bir kent-devletin kiic;uk cografi s1mrlanmn otesine ta~amam1;;t1. Atina "lmparatorlugu" bile,
mii.ttefiklerini yoneten bir kent-devletti. Roma'da ise MS
212 y1hnda imparatorluk ic;indeki tum ozgur insanlar Roma yurtta~1 olma hakkm1 kazanm1~Jard1. Roma, insanhk
tarihinde ilk boyok cumhuriyet olup, Bat1h anlamda "modern devlet"in onciisii say1labilir.
Ne var ki, Roma'nm Akdeniz'in her yamnda artan gucu, ii;: ve d1~ gerilimlerin dogmasma da yol apt. Zaman1a,
cumhuriyet anayasas1, Sulla, Pompey ve Sezar gibi bir dizi
askeri diktator tarafmdan kaldmldi. lmparator1uk, MS
33l'de Bat1 ve Dogu olmak uzere ikiye bolundu ve Roma
MS 5. yiizydda Vizigotlar ve Va11dallar gibi barbar istilac1larca yagma edilerek, 493'te yanmadada bir OstrogoL kralhg1 kuruldu. Doguda, Dogu Roma lmparatorlugu (Bizans)
Turklerin l 453'te lstanbul'u almalarma kadar ayakta kald1ysa da, Bizans Roma'nm gen;ek bir devam1 olmay1p, lskender'in Helen lmparatorlugu'nun bozuk bir kopyas1 olarak degerlendirilebilir.
Roma'nm y1k1h~1. devletin birligini surdurememe ncdeniyle ai;1klanabilir. Roma'nm gui;:ltl oldugu donemlerde
yurtta~lar arasmda adalet, yasalara baghhk ve yasalann Ostiinlugii gelenegi vard1. Emperyalist geni~lemenin yaratt1g1
bozukluk, artan zcnginlik ihtiraslan ve sei;im sisteminin
bozulmas1, bu birle~tirici gelenegi yok etti. Roma'mn yurt-
d. Hirisliyanlik
Dar anlamda H1ristiyanhk, MS 27-30 y1llan arasmda Filistin'deki Nazareth kentinde lsa'nm vaaz vermesi ve 6lmesiyle ba$lamt-?Sa da, ogretisi bolgede 1.1zun sureden beri var
olan Musevilik'in degi~ik ko~ullar altmda bir bak1ma tekran, bir bak1ma da geli$tirilmi$ bic;imi saydabilir.
Yahudi dini hem tektannh dinsel bir geni?lik, hem de
dar ve kat1 bir 1rkc;1hgm ilginc; bir kan~1m1ydi. lsa'mn y~a
d1g1 doneme gelindiginde, Yahudiler, tum insanlan dogru
yola i;ekecek ve onlan "Tann'nm se~tigi balk" olan Yahudilerin iyilikc;i ama s1k1 denetimi altma sokacak olan bir
kurtann ya da "Mesih" bekliyorlard1. MO 63 y1hnda dolayh bir bi<;imde Roma'mn bask1c1 ve bozuk yonetimine giren Yahudiler ve bolgenin r;oktannh dinlerine inanan yoksul ve ezilmi~ topluluklan, Tann'nm ya da tannlann surdiirulen haks1zhklara daha uzun sure izin vermeyecegine
ve yeni bir kurtanc1 gonderecegine ~imdi daha r;ok inanmaya ba~lam1~lard1. l~te, Isa boyle bir kurtanc1 olarak ortaya pkt1 ve ogretisi gerek Yahudiler, gerekse yoksul ve umutsuz halk arasrnda h1zla yay1ldi.
Yeni ogreti birr;ok bak1mdan Yahudi inarn;lanna dayanmaktayd1: Ba~ka inam;lara kar~1 ho~gorus-uzluk, birbirine s1k1 baglarla bagh bir cemaat, di~ dunyanm temelde yabanc1 ve kotu oldugu inam~1, inananlar arasmda dayam~
ma ve gelecege umutla baglanma gibi. Arna, baz1 onemli
noktalarda iki inarn; arasmda farkhhklar da vard1r. Bir kere, Museviligin aksine, lsa' nm ogretisine Tann'nm insanlar arasmda ayird1g1 "sei;ilmi~ bir halk" yoktu; tum insanlarm karde~ oldugu vurgulanmaktayd1. lkinci olarak, Yahudiler a~m derecede aile baghhklan olan ki~ilerdi. lsa'ya
goreyse, "Tann sevgisinin buytik seh kar~1smda dar ve s1nirh aile baglannm yeri olamazd1" Or;uncu olarak, lsa'nm
ogretisi tum ozel zenginlik ve ki~isel avantajlara kar~1ydi.
Tum insanlar, maddi ve manevi varhklanyla birlikte, Tann'mn katma aittiler.
Daha once Hindistan'da Budizm ve Hinduizmin, ~imdi
de Filistin'de H1ristiyanhgm yayilmas1, insanoglunun tarihinde onemli degi~iklikleri ba~latml~llr. Her ~eyden once,
ur; inam~ta da var olan, bu dunyanm ba~ka bir dunya ir;in
k1sa bir ba~lang1r; oldugu anlayt$l, 5 insanlarm her tOrlu
5 Bu anlayi~. eski t;okrannh dinlerde ve ozellikle eski Mmr inam~lannda da
vard1. Ancak, bu dinlerde insan 6ldukten sonra dirilecek ve ba5ka bir govde
i~inde ger~ek dimyada yeniden ya~ayacaktr_ Mezarlara, bu diinyayla ilgili e~
yalann cesetlerle birlikte konmasmm nedeni budur.
Si)'asi Taril1
(llk~aglardan
1918'e)
korkmaya ba~lad1lar. (:oktannh dinlerin alametlerinin bulundugu Kabe'ye Arap dunyasmdan ziyaretler azalabi.lir ve
hac ticareti zarara u~rayabilirdi. Hz. Muhammed baskllar
sonucunda Medine'ye goi;; etti (622) ve burada yeni dinin
taraftarlan artmaya ba~ladI. Medine, Mekke'nin aksine, bir
tanm kenti olup, sakinleri tektannh dinlere daha yakmd1lar. Sckiz yil siiren sava~lardan sonra yeni din Mekke'de de
egemen oldu. Bu sekiz y1l i~inde Islamiyet Arap yanmadasma yayild1 ve dinin toplumsal kurallan geli~ti.
lslamiyet'in, ~Orumekte olan Huistiyanhk ve nki;1 Yahudilige kar~t onemli Ostiinlokleri vard1 ve bir ol~ude bu
yuzden hizla tutundu. Her ~eyden once, g\..\nluk y~amda
nezakct, sevecenlik ve zay1f olana kar~1 merhamet duygusu
onemli bir iistunluk sayilabilir. Aynca, lslamiyet hit; odunsiiz bir tektannhhk uzerine oturmui;; olup, tum insanogluna seslenmekteydi ve Yahudi dininin belirli bir "se<;ilmi~
halka" dayanan smnhhgma sahip degildi. Dstelik, ayrmlllany]a ve titiz bir bit;imde tammlanm1~ bulunan ve boylcce
ilerde yanh~ anlamalara yol ac;mayacak olan ibadet kurallan koymu~tu. K1saca, lslamiyet'te bu konularda yorum yapabilecek bir rahipler sm1f1 yoktu.
Boyle bir dinin kari;;1smda, Tann'y1 belirli bir irkm guducOsii olarak goren Yahudi dininin ve Tann'ya nastl hizmet edilecegi konusunda ortalama insanm bir turlu anlayamad1g1 t;e~itli yorumlar, doktrinler, mczhepler ortaya
~ikaran ve s1k s1k yeni degerlendirmelere konu olan Huistiyanhgm, Arap dunyasmda pek bir ~ans1 kalmadt. Ashnda,
lslamiyet tum insanogluna daha \istOn degerler sunmaktaydI. Roma lmparatorlugu'nun kapitalist ve tutsakhga dayanan sistemi ve Avrupa'nm edebi, kulturel ve toplumsal
gelenegi ~urumeye ba~lam1~t1. 1-?in ilgin<; yam, insanogh.1nun lslamiyet'in temsilcilerinin i~tenligine inanc1 sarsild1ktan sonra lslamiyet de zayiflamaya bai;;layacak ve birligi bo1
48
XIX.
Yu~y1la
c. lslamiyet'in Geni$1emesi
(i) Halifeler ve Emeviler Donemi: Hz. Muhammed'in 632'
de olumunden 661 y1lmda Emevi hanedanhgmm kurulmasma kadar olan doneme "Halifeler Donemi" dcnir. Siras1yla, Ebubekir, Omer, Osman ve Ali, Miisliiman dunyasmm
hem dini hem de siyasal onderleri oldular. Bu dordo lslamiyet'i Arap yanmadasmda gui;lendirmi~ler, Bizans lmparatorlugu ve lran'da Sasani devletinin Suriye, Filistin, M1su, Irak ve Iran topraklanm ellerine ge~irmi~lerdir.
Bu donemde Emevi ad1 verilen bir aile y6nelim konusundaki yetenekleriyle guc;lenmekteydi. 661 y1hnda Ali'nin
Oldiiriilmesinden sonra, bu aile yiiz y1la yakm siirecek bir
149
50
I s1
Siyasi Tarih
(lll~~aglardan
l 918'e)
I 52
53
55
Siyll.~t
laril1
(Jlh~aglarda11
1918'e)
56
me ve d0$ giic;lerini harekete ge.;irmedeki etkileri de buyuk olmu~tur. Mogol istilalan sonucu, lslamiyet ve Huistiyanhk arasmdaki dinsel du~manhgm Asya ile Avrupa arasma koydugu engeller azalm1$llr. Tarihte, Mogollann istila
ve katliamlan hakkmda .;ok ~ey okumam1za ragmen, onlarm Asya ile Avrupa arasmda deneyim ve bilgi ta~1y1ctlan
olarak iki kitay1, ktsa bir sore ic;in de olsa, birle~tirdikleri
ve boylece Avrupa'nm ortasmdan Pasifik Okyanusu'na kadar uygarhgm global nitelik almas1 yolundaki katk1lanna
pek yer aynlmamaktadtr. Aynca, eski tarihin genel ritmi
i(:inde, Mogollarm go.;ebe fethi, c;iirOmekte olan Avrupa
uygarhklanna yenilenme ve canlanma olanag1 saglam1~tir.
15. yuzy1ldan sonra Avrupa'nm yiikselmesinde Mogollarm
istilalarmm etkisi .;ok onemlidir.
Etnik bak1mdan Mogol istilalarmm en .;arpm sonucu,
Turk kavimlerinin Bah Asya'ya geni~ i;apta yay1lmas1 oldu.
K1rac; Olkeleri buyuk bir nufusu beslemcye elveri~li olmad1g1 ii;in Mogollar kalabahk bir kavim degildiler. Bu yuzden Cengiz Han, ordulanm baghhklanna guvenebil~c:;egi
Turk boylanyla gui;lendirmekte bir sakmca gormemi~ti.
Ne var ki, sonunda Mogol ordulann~aki Turklerin say1s1,
yerli Mogollan bir hayli a~t1. Boylece, Turk dili Mogor ordulanyla birlikte Asya boyunca ilerledi. Mogoka konu~an
azmhk, Tiirk kitlesi ic;inde eridi ve Mogolca yalmz Mogol
anayurdunda varhgm1 surdurdii.
c. Turklerin Ostllnlugu Yeniden Saglamalan:
Osmanli Devleti (1300-1500)
Osmanh Tiirklerinin 14. yOzy1hn ba~mda kurduklan devlet, 16. yozytlm sonuna gelindiginde tum Ortadogu ile Kuzey Afrika, Anadolu, Balkanlar ve Dogu Avrupa'mn biiyiik
bir boliimumi egemenligi altma alacak boyutlara ul~m1~tl.
Varhgm1 600 y1l sOrduren, Turk devletlerinin en uzun
omurlusu olan Osmanhlann oykusu, belki de o donem tarihinin en onemli konusu sayilabilir.
Her ~eyden once, Osmanh devleti, gazi w;: beylerinin
yanbag1ms1z apk topluluklarmdan, merkezile$mi$ bir hanedanhk devletinin Loplumsal, ekonomik ve siyasal yaplSlna get;i$in bu.yuk honerini gostermektedir. tkinci olarak,
Osmanh devleti, Iskender ve Sezar'm Makedonya ve Roma
imparatorluklarmm gert;ekle~tirdiklerinin t;ok otesinde,
Dogu ile Bat1'y1, Hiristiyanhk ile Musliimanhg1, eski ile yeniyi, goi;ebeligin irade, sava~kanhk ve disiplini ile yerle~ik
ligin ilaat ve toplumsal duzenlilik ve uyumunu aym siyasal
smnlar it;inde birle~tirmeyi, aym pota it;inde eritmeyi denemi;: ve belirli bir sore ba~anh da olmu~tur. DolaylSlyla,
Osmanh devleti, yeryuzumln global bir nitelik almaya ba~
lad1g1 bir donemde, bu surece katk1s1 olan en onemli siyasal birimlerden biri olmu~tur.
Osmanhlann bir ba~ka ozelligi, H1ristiyan Avrupa'ya
giren ilk ve tek Musluman gucu olarak burada kazand1g1
ba~annm gizinde yatar. 0 kadar ki, bir ara MitslOmanhgm
geni-?lemesiyle birlikte <;:at1~maya ba~layan ve i;:at1~t1klan
bolgelerde uygarhklar arasma yuksek engeller koyan bu iki
dinin arasmdaki engellerin azaltilmas1 bile soz konusu olabilmi~tir.
(i)
Osmanli Devleli'nin
Kurulu~
Ostunlahleri: Osmanh
Turklerin Osmanh onccsi tarihi konusunda 5u kaynaklara ba$VUrulabilir: Kamman Giin1n, Tiirkler vt Turk Devleti Tarihi, 2. c., l<ararnn Yaymlan, Istanbul, 1982; Doj!an Avcmj!lu. Tilrklerin Tarihi, 5 c., Tekin Yaymevi, Istanbul,
1978; Burhan Oguz, Ti:trl1iyt llalkmm Kultur Kiiktnlcri, 2 c., ls1anbul MatbaaSl. Istanbul, 1976; Claude Cahe.n, Osmanlrlardan Once Anadolu'da TU.rider, E
Yaymlan, Tarih Dizlsi, Istanbul, 1976; Bahaeddin Oge!, Tl:irk Kuliur forinine
Girii. S c., Kultiir Bakanlig1 Yaymlan, Ankara, 1978.
lup, yerle~ebilecekleri topraklar arad1lar. Sonunda, Sel\:uklu Turkleri arasmda ve Anadolu platosunda yerle$im alam
buldular. 0 ana gelindiginde Anadolu dil a<;:ISmdan Turk,
din a<;:1smdan Musto.man olmu$tu bile. Aynca, burada damarlarmda Hitit, lyon, Frig, Truva, Lidya, Galat ve Bergamah kam dola$an Anadolu insam da vardt. Arna, bunlar
ala ba~lanm i;:oktan unutmu$lardi. Zarnanla, Osmanhlar
bolgede onem kazandilar ve Seli;:uklulann y1k1lmasmdan
soma kurulan Anadolu beylikleri arasmda ba$al oge olduLar; "Rum" ulkesinde bf1yumeye ba$lad1Lar. Arna, irili ufakh bir sun:.\ beylik arasmda ueden Osmanlilar?
Bunu, Osmanhlann kurulu$ OsLOnlukleriyle at;tklamak yanh$ olmayacaktu. Sel\:uklular Batt Anadolu'ya "Roma Olkesi" diyorlardt. "Rum" ve "Rumeli" (Roma ili) sozcukleri buradan gelmektedir. Daha sonra Bau Anadolu'da
kalan ve Grek.;e konu$anlara "Rum" denmeye ba$lanmt:?tu. Osmanh devletinin kurulu$ ustunlukleri cografi, siyasal ve toplumsal olmak uzere ti<; ba$hk altmda incelenebiLir. Osmanh devleti antik Bitinya bolgesinin Sogut kasabasmda kuruldugu ii;:in Bizans lmparatorlugu, yani H1ristiyan dunyas1 ile stmrda$ll.
Boylece, "kafir"e kar$I Mushiman davasmt yuruten bir
Gazi Cemaati" olarak, Islam dunyasmda prestiji \.Ok bu.yuk oldu. Bu diinyanm dort ko~esinden gonullii sava~\:Iiar
i;;ekti. Aynca Osmanhlar, kurulu$ y1llarmm dinamizmi
ii;inde go<;ebe degerlerini surdurmekteydiler ve sava~kan
yetenekleriyle Hiristiyanhga kar~1 6nemli bir davanm en
ba$ta gelen savunucusu oldular. Ostelik cografi bir avantaj
olarak, siyasal istikrars1zlarla <;alkalanan Trakya'nm hemen
yam ba$mda kurulmu~lardt.
Osmanhlann kurulu~ta belki de en onemli ustunlukleri, askeri fetihlerin meyvelerini etkin bir siyasal yap1 bii;imine donu~turmekteki ba~anlanydi. llk onderleri olan Os-
I s9
Siyasi Tarih
(Jlk~aglardan
191B'e)
man, Orban ve Murat gibi sultanlar, iyi asker olduklan kadar iyi de yoneticiydiler. lnanm1.c;; Muslumanlar olarak, ilk
MO.sluman onderlerinin saf dinsel hevesiyle doluydular.
Taraftarlan kendilerine i;:ok bagh olup, bolunmemi~ ki~isel
hukumdarhklan, siirukleyicilikleri vard1. Hemen baudaki
Bizans ve dogulanndaki Seli;uklu beyliklerindeki hanedanhk i;:at1~malarmdan uzak, birle.c;;ik bir beylik olarak kuruldular. Devlet, kurulu~unu izleyen ilk yozyil ii;inde iktidar
miicadelesine sahne olmadi. Siyasal birlik saglamdi.
Osmanhlann bir ba~ka ustO.nlugO., daha 6nceki Musluman Arap fetihlerinin yaratm1~ oldugu imajm aksine, du~
manlanna dinsel bagnazhktan uzak bir bii;imde bakmalandu. Bu son Roma lmparatorlugu'nu yakmdan inceleyip,
yonetimsel yeteneklerinden yararlanmayi bilmi~lerdir. Devletin smularJ ii;ine giren H1ristiyanlann zorla donO.~tiirO.l
mesine ba~vurulmam1~. dinlerini ve kulturel benliklerini
surdiirmelerine, bu.yuk bir ho.c;;gon'.i ile izin verilmi.c;;tir. Aynca, Bizans'm merkezi oloritesi bozulunca, gii..venlikleri
kalmayan ve agir bir vergi yuku altmda ezilen Trakya'mn
Hlristiyan koyluleri, Osmanhlan kurtanc1 gibi gormo..c;;ler,
direnme gostermemi~lerdir.
Ozetlemek gerekirse, Osmanhlar kurulup geli~tikleri
donemde Asya ile Avrupa, Dogu ile Ball ve goi;:ebelikle yerle~iklik degerlerini bir araya getirerek, diinya goru.c;;unde
pragmatik, daha dogudaki Turk beyliklerinin kulturel ve
toplumsal smulamalarmdan uzak bir devlet olu~turdular.
Yani Osmanhlar, omriinii tamamlamakta olan Bizans'1 donii~tiirebilecek tek toplumdu.
Bizans lmparatorlugu, bat1smda Roma lmparatorlugu'nun y1k1lmasmdan dogan bo~luk iizerine kurulmu.c;;tu.
Seli;;uklular ise dogudaki Arap imparatorluklanmn buakuklan bo.c;;luktan yararlanarak, Tiirk-lslam kan.c;;1m1 bir uygarhk kurmu~lardi. Simdi, Osmanh Devleti bat1smda Bi-
I 60
61
163
I 64
IL Mehmet doneminin en i;arp1c1 ve siyasi tarih ac;1smdan onemli ozelligi "milletler sistemi"dir. lsLanbul'un fethiyle birlikte Ortodoks Kilisesi ve Avrupa'daki bask1dan
kai;1p Osrnanhlara s1gman c;ok say1da Yahudi, bir Musluman devletin hokumranhg1 altma girmi~ti. Bu baghhk kar;;1hgmda H1ristiyan ve oteki dinsel topluluklar ibadet serbestligi ve geleneklerini siirdurme ayncahg1 kazandilar.
Ce~itli Huistiyan ve oteki dinlerden lopluluklar, halkmm
yonetiminden ve iyi davram;;mdan merkezi otoriteye kar~1
sorumlu olan kendi onderlerinin yonetiminde, kendi yasalan ve ya:;;am bit;imlerini koruyan ~milletler" bit;iminde orgutlendiler. Belki, fethedilmi~ halk olarak birinci sm1f
yurtta~ olma haklan ve siyasal ozgurlukleri yoktu, ama bu
sm1rlamalar ii;:inde ban:;; ve benliklerini geli~tirme olanaklanndan yararland1lar. Zamanla TO.rklerin pek itibar etmedikleri ticaret alamna el atarak zenginliklerini artird1lar.
Boyle bir yonetim, o donem Avrupasmrn i;okuluslu devletlerinde gorO.lmemektedir.
II. Mehmet'in yerine gec;en II. Bayeztt, babasmm aksine, ban~sever egilimlere sahipti. Buna ragmen, Avrupa
diplomasisinin manevralan it;ine, istemeyerek de olsa, c;ekilmi;;tir. Bu donemde Osmanh devleti yalmz karada degil,
denizde de hesaba kat1lmas1 gereken bir gu\'. olmu~tur. IL
Bayez1t Har;h Seferlerine bir son vermek amac1yla babasJnm ba!ilamg1 deniz gucu kurma i;abasm1 h1zlandum1~ ve
Akdeniz'de deniz ustunlugiinu eline gei;:irmek istemi~tir.
l~te, bu faaliyetler uzerine, ozellikle ltalya'daki kentdevletler birbirlerine kar~1 bir koz olarak Osmanh destegini saglama tehdidini kullanmaya ba~layacakfordir. Venedik'le giri~ilen sava:;;larda Akdeniz'deki Venedik deniz ustunlugu sona erdirilmi~tir. Bundan sonra Osmanhlar
yalmz Dogu Akdeniz'de degil, Bat1 Akdeniz'de de deniz seferlerine giri~eceklerdir. Buralarda Osmanhlar, lspanya ve
165
167
68
"Dan" sozcilgii, hurada, dogusu hari~ tum Avrupa \"e 18. yiizy11la hirlikte ona
hem 1rksal hem de kultiird baglarla bagh olan ABD ve Avustralya'y1 icine
alacak bi~imde kulla111lmaktad1r. Bugun sozcilgun kapsamt, Yeni Zelanda ve
ckonomik gucii ve endiislri)el e siyasal baglariyla bu merkeze kaulan japonya'y1 da i~erecek bi~im<le geni~letilmektedir.
haline gelmi$ ve $6Valyelik de donemin en belirgin toplumsal ve siyasal kurumu olan feodalizmin tcmelini olu$turmu$lUL
Tanmm geli$mesi ii;:in gerekli olan ban$ ve guvenlik,
elkili merkezi otoritelerin heniiz kurulamamI$ bulundugu
Avrupa'da, k1saca "feodalizm" denen kurumlann geli$ip
gui;lenmesiyle saglandi. Akdeniz uygarhklarmda bunun
despotik ve gi::u;lu merkezi devletler tarafmdan gen;ekle$lirildigi daha once belirtilmi$li. Feodalizmin ozu, orgutlenmi$ <levletin bulunmad1~1 ye.rel duzeyde, bir c;e$it hukumet
gorevini yurutmesiydi. 500-1000 km 2 'Lik bir toprak pan;;as1 Ozerinde en onemli ve gu~lu ki$i, daha az topraga sahip
olanlann koruyuculugunu ustlenmi$ ve onlar da bu ki$iyc
baghhk sozu vermi$lerdir. Boylece, feodal "lord", "vassal"
ve topra~a bagli (serf) koyluleriyle, feodalizm ortaya i;:tkm1$llT.
Feodalizm, "lord" He "vassal" arasmda kar$1hkh hak
ve gorevler ili$kisine dayamr. Her ikisinin birbirlerine kar$1 once.den belirlenmi;; hak ve gorevleri vard1r. Lord, vassah koruyacak, adaleti, topragtn1 i$leme ve urunO.nO. toplamasm1 saglayacak, vassallar ara~mda pkabilecek toprak
anla$mazhklanm c;ozecekti. Bir vassal gene; ya!?ta olecek
olursa, i;:ocuklan ve e~ine lord bakacak ve ilerde mirasm
hak sahibini bulmasm1 saglayacaku. Vassal ise, y1lda daha
once belirlenmi$ sure ii;;inde sava~kan olarak lorda hizmet
edecekti. Vassal vergi de verecekti, ama bu vergi ancak iii;;
durumda almabilirdi: (i) Lordun c;:ocuklannm evlenmesi,
(ii) sava$ta tutsak du~tugu zaman fidyesinin 6denmesi ve
(iii) vassalm toprak miras1 elde etmesi.
Anahatlan bu olan feodal sistem, Avrupa'da hizla yay1ld1 ve gelecek yuzy1llann gu<;lii merkezi devletlerinin de
i;:1k1~ noktas1 oldu. 987 y1hnda Fransa'daki Lordlar aralannda bir kral sec;:erek, onun vassallan oldular. Bunu izleyen
173
200 y1l ic;inde Fransa krallan fazla yetkiye sahip olamad1lar, ama kurulan bu kralhgm ard11lan Buyuk Frans1z Devrimi'ne kadar tam sekiz yuzy1l, hem de yetkileri artarak, ikt1darda kald1lar. Almanya'da vassallar 911 ydmda bir kral
sec,:tiler ve bu kral 962 y1lmda imparator olarak tac,: giydi.
Boylece, onaya Avrupa'nm giic;lo devleti Kutsal Roma lmparatorlugu c;1kt1. 1ngiltere'de ise kral sec;imle gelmedi.
Ada, 1066 y1hnda Normandiya Dukii William tarafmdan
fethedildi. Normanlar lngiltere'de merkezi ve ctkili bir fco<lalizm kurdular. Sonm,: olarak, lngiltere'de ba~langu;tan
beri kral onem~i yetkilere sahip oldu ve Ada'da K1ta'dakinden daha c;ok giivenlik ve toplumsal ban~ saglanch.
Boylece, guc,:lu bir mona~i sayesinde, ozerk lngiliz kurumlan c;ok seyrek bozulan bir diizen ic;inde geli~me olanagma
kavu~lular lngiliz anayasal kurumlarmm, Avrupa'da, pek
gorulmeyen evrimsel geli~me c;izgisi, Ada'nm bu ozelliginden kaynaklamr.
Feodalizmin bizim ac;umzdan en bnemli ozdligi, lord
ile vassal arasmdaki "ka~1hkhhk esas1"d1r. Feodalizmde
hie; kimse tam anlam1yla hukomran degildi. Kral ile halk
ve lord ile vassal bir cins "mukavele" ile bi.rbirlerine baghyd1lar. Bu mukaveleye aykm hareket edilirse, kar:;;1hkh hak
ve gorevler sona ermektey<li. Bu durum, s1k s1k kan~1khk
lara, siyasal istikrars1zhklara ve hatta sava~lara yol ac;m~sa
de, gelecek i;aglarm "anayasal hukiimet" anlay1~1. i~te feodalizmin bu mukaveleye dayanan niteliginden dogacakt1r.
"Feodalizm" sozcugu, Bau ve Kuzey Avrupa dt$mdaki
yerlerde onaya c;1kan benzer kurumlar ic;in kullamhrsa, bu
pek dogru olmaz. Eski C::in'deki toprak rejiminin, koyhinun korunma kar~1hgmda, "lord"un topraklan uzerinde
c;ah~masma dayan<l1g1 dogrudur. Arna, zamanla soylu
"lord"lann yerini bir tip hukiimet memurlan alm1~ ve Avrupa feodalizmindcki "mukavele" ili~kisi Asya rejimlerinde
gen;;ekle~en1emi~Lir.
Asya'nm oteki uygarhklannda da durum hemen hemen aymdu. l~te, Batt ve Dogu "feodalizm"leri arasmdaki as1l fark burada ortaya c;:1k1yor. Konuyu biraz daha ai;mak gerekirse; Avrupa'daki toprak sahibi
olan lord, Dogu'daki toprak sahibinin aksine, hemen
6nemli bir ki~i haline gelip, kralla kar~nhkh hak ve gorevlere sahip olurken, Dogu'daki kar~1t1 her an yerinden at1labilecek bir cins "devlet memuru"nun otesinde toplumsal
ve siyasal bir statuye eri~ememi~tir.
Feodal Avrupa, belki "feodal" Dogu'dan ve ozellikle
donemin C:in ve Hirrdistan'indan daha yoksuldu, daha az
yaratmyd1 ve bu.yuk ordulara sahip degildi. Ne var ki, art1k sistemin tumu go~ebelikten kurtulmu~tu. Simdi Avrupa, c;:e~itli haklan bulunan, sorumluluk ve dolay1s1yla yetki
sahibi olan, yani kendi kendinin efendisi soylulann, din
adamlanr.m, tii.ccarlann ve koylulerin olu~turduklan yerle~ik topluluklar Avrupasl'yd1.
K1saca, Avrupa'mn bu.yuk toprak sahipleri, merkezi
otoriteye kar~1 hirer diremne odag1 haline gelirken, Rusya
da dahil Dogu'da merkezi otorite, bunlara kendine bagh
hirer hukii.met uzant1s1 gozii.yle bakmay1 sii.rdOrmu~ ve
boyle de davranm1~tu. Bu k1smi ozgurluk ve kendi kendine yonetim, Avrupa'ya dunya ustOnlugOnO. saglayacak
olan Ronesans'm dogmasmda da etkili olmu~tur.
c. Ticaretin Dogu~u ve Kent Ya~arr11
Avrupa'da, goreli de. olsa, yerel gOvenligin saglanmasmm
r;ok onemli sonw;:lan oldu. 0 zamana kadar Avrupa'daki
yerle~ik topluluklann karabasam haline gelen, karada haydutsaldmlan ile. deniz ve k1y1larda korsanhk, i;:ekici meslekle.r olmaktan <;tkmaya ba~lad1. Yerel gOvenligin saglanmas1yla, deger verilen maddelerin ele ge~irilmesinde zora
ba~vurma ge~erli yo! olmaktan ~1kmca, bunlarm Licarelle
175
saglanmas1 sei;:enegine
ba~vuruldu.
Boylece, etkili yerel savunmanm geli~mesiyle, korsan gemileri yerini ticaret gemilerine, haydutlar da tO.ccarlara b1raku. Hatta <;ogu haydut ve
korsan, meslek deg~tirerek, tiiccar oldular.
Burada onemli olan nokta, haydut ve korsan ile ~imdi
ortaya c;1kan W.ccarm aym bag1ms1zhk ve ozgur davram~
ah~kanhklanna sahip olmalandu. T1pk1 haydut ve korsanlar gibi, tuccarlar da bag1ms1zca kendi i~lerini kendileri
gormeyi ve hatta savunmalanm kendileri saglamay1 yeglemi~lerdir. Koylu ve lordlan yabanc1 ve i~e yaramaz "aylaklar" olarak gorOp, ayn bir lOccar ki~iligi yaratm1~lar, i;;ah~
kanhg1 en onemli ve soylu deger olarak benimsemislerdir.
Zamanla bu tuccarlar toplulugu, ticarete uygun ve savunmas1 kolay yerlerde uzun sureler gec;irmeye, sonra buralara
surekli olarak yerle~meye ba~lad1lar. l~te, bu i;;ekirdekten
Bat1 ve Kuzey Avrupa'nm kentleri dogdu.
Bizans, Ortadogu, Hindistan ve (:in'deki kent insam,
Avrupa'nm bu modern "korsan"larmdan temelde c;ok farkhyd1. Avrasya uygarhklarmm tiiccar ve zanaatkarlan, oncelikle, devlet gorevlileri, toprak sahipleri ve yoneticiler gibi
toplumun Ost tabakalanna hizmet eden ki~iler durumundayd1lar. Yukardan duzenleme ve vergilenmeye ah~m1~lar
d1 ve bunun kar?1hgmda savunma gereksinimleri kar?Ilamyordu. Avrupa'mn saldtrgan, c;all.$kan, ac1mas1z ve kendi
kendine yeterli tuccarlan8 ile Dogu'dakiler arasmda tam
bir z1tbk vard1. l~te, daha sonraki Avrupa tarihinin kendine ozgu niteligi buradan kaynaklanmaktad1r. Boylesine
tuccarlar tarafmdan kurulan Avrupa kentleri, bir kere ya~amsal ekonomik ve askeri sorunlanm i;;ozunce, ustOn bir
8
.Siyasi Tarin
(Ilk~aglard1m 1918'e)
Ulusal
Monar~iler
L._
~-~---'---
..
Feodal Prenslikler
I ,a
Buyuk dinsel saygmhg1 ve "afaroz" gibi manevi bir silah1 olmasma ragmen, Papahgm kendine ait onemli bir askeri gOcO yoktu. Papahgm buyruklan monar~ilerin uygulamalanyla c;all!?mca, uzun vadede kazanan ustiin askeri
guc;:leriyle monar~iler oldu. 13. yuzy1lda Fransa ile Ingiltere'de goreli olarak homojen ve gur;:lu ulusal kralhklar kurulurken, Almanya ve halya'da Kutsal Roma lmparatorlugu'nun miras1 uzerinde kiic;:ii.k kent-devletler kuruldu;
daha once kurulmu!? olanlarsa bag1ms1zhklanm surdiirduler. Frans1z ve lngiliz monarklannm bu yeni guc;lerinin gizi, monar~i smulan ic;indeki kentlerle monark arasmdaki
resmi olmayan ittifakta yatar. Kentliler, monar~inin kasas1na saglad1klan vergi kar~1hgmda, yerel feodal lordlara kar~1 korunma ve baz1 temel ozgurlukler kazand1lar. Belirli olr;:ude bir monar.$i denetimi pahasma da olsa, monar~inin
koruyuculugu, lngiliz ve Frans1z kent insamna, Almanya
ve ltalya'da hukum suren yerel anar~iden daha r;:ekici gelmi;;tir. Almanya ve ltalya'daki merkezi otoritenin y1k1lmas1ysa, belirli bir anar;;i pahasma da olsa, bu bolgelerde
kent-devletlerin hukumran birimler haline gelmelerine yol
ac;m1;;tu.
Bu konuda son olarak ~u soylenebilir: 15. ylizy1la gelindiginde, Avrnpa'mn bat1smda ortaya pkan ulusal devletler, gelecek yuzy1llarda parlak ve uzun bir gelisme ve
gur;:lenme potansiyeline kavu~mu~lardu. ltalya ve Almanya
bolgesinin kent-devletleri ise, 14. ve 15. yuzy11larda kulturel ve ekonomik onderligi ellerine ge~irmi$lerdir. Yani,
1300-1500 y11lan arasmda Avrupa'nm siyasal dengesi, c;evrede ekonomik bak1mdan geri olan ulusal devletlerle, Bat1
Hiristiyanhg1'nm ortasmda kii<;uk, ama canh ve geli;;mi$
kent-devletleri arasmda olu~mu~tur.
l:?te, bu siyasal i;e$itlilik ve siyasal yetki <;atI$masmdan
dogan dort k6$eli mucadelenin yol a~ug1 siirekli sava;;lar
I 79
Siya-<i rariii
(11Ji~aglarda111918'e)
d. Ronesans
11. yuzy1ldan, Osmanhlarm denizlere tam anlam1yla apld1g1 15. yuzyilm sonlanna kadar, Akdeniz sulanna ltalyan
yanm-adas1 egemendi. Hatta, 3. Hai;h seferlerinden sonra
(1189-1192) ltalyan sava~ ve ticaret gemileri Karadeniz'e
kadar s1zmay1 ba:?anm;;lardi. Ba$ta Venedik ve Ceneviz olmak uzere, ltalyan kent-devletlerinin refah1, deniz ustO.nlugunun guvencesinde, buyuk ol~O.de Dogu Akdeniz'le ticarete baghydi. Eger bu ticaretin yarat11g1 ekonomik durtii
ve entelektiiel uyanc1 olmasayd1, ltalya'da adma "Ronesans" denen ve ltalyan kent-devlet kOlturOnun <;i(,:ek ai;mas1 olarak tammlanabilecek uyam~ i;ag1 pek mumkun olamazdi.
lster Mush.iman olsun ister Ortodoks, Dogu Akdeniz'in eski uygar halklan ltalya'mn, yani Latin dunyasmm,
bu -0.stUnlugOne kar~1yd1lar. Bu kar~ithk, Osmanhlarm Latin Avrupa'ya kar~1 Ortadogu ve Balkanlan birle~tirmedeki
ba~ansmm onemli nedenlerinden biridir. 1453'te lstanbul'un fethi, ltalyan kent-devletlerinin Dogu Akdeniz'deki
ve ~evre limanlanndaki -0.stunlugune son verdi. 15. yuzyllm sonuna gelindigindeyse, Venedik Ege'deki hemen hemen tum topraklanm yitirdi. Boylece, Bau Avrupa'nm bu
ilk "deniza~m imparatorlugu" Tiirkler tarafmdan ylkllm1~
oldu. Ancak, bu imparatorlugun y1kilmasmm son derece
onemli ve uzun sureli bir ba~ka sonucu oldu. Avrupa ka~if,
tiiccar, misyoner ve askerlerinin dikkati Akdeniz'in d1~ma
i;evri.ldi. Boylece, yeryllzllnun tum okyanuslan zamanla,
Avrupa'nm ikinci deniza~m geni~lemesinin yollan haline
geldi. Avrupa'ya zenginlik ve deney kazanduan buyflk cog-
! so
rafi
ke~illerin
gen;ekle~mesinin
luyor.
ltalyan kent-devletleri, Alpler'in kuzeyindekilere gore,
Htristiyan olmayan dunyayla ~ok yakm ekonomik ve kulturel il~kiler ic;:indeydi. Bu bak1mdan, Huistiyan doktrin
ve uygulamas1mn giderek daha gec;:ersiz hale geldigi laik
ya~am anlay1~1. Avrupa'nm kuzeyinden once ltalyan yanmadasmda ba-?lad1. 15. yuzy1lm sonlarma gelindigindeyse
bu Ronesans kulturu Kuzey Avrupa kentlerine kadar geni~ledL
"Yeniden Dogu~" anlamma gelen "Ronesans" (renaissance) sozcugu, eski Roma ve Grek ba$anlanmn yeniden
canlandinlmak istenmesi surecini anlatH. Ronesans doneminin yarat1C1hg1, yenilikc;:iligi ve canhhg1mn astl yurutiicu
gucuyse kent insanlan, yani bir bakima tuccarlard1r. Bunlar, ne kadar zengin olurlarsa olsunlar, geni~ kitlelerin
efendisi olmad1klanndan, enerji ve zamanlanm bu kitlelerin yonetimine degil, en karh ticaretin nereyle ve nas1\ yap1lacagma harcad1lar ve bu yolla saglad1klan zengin\ikleri
sanat ve endustri yeniliklerine yanrdilar. Aynca, Ronesans,
Fransa, Alman lmparatorlugu, Rus (:arhg1 ve Osmanh
Devleli gibi bO.yuk ve despotik devletlerde degil, Floransa,
Venedik, Portekiz, Hollanda ve lngiltere gibi despotik olmayan kO.<;iik kem-devletlerinde ya da melropollerde dogmu~tur.
I a1
Siyasi Tanh
(llk~aglardc:rn
1918'')
82
Roncsans sanan ve sanatkarfan konusunda okunmaya degcr ~ok iyi hir kaynak ~udur: E. H. Gombrich, Sanatm Oy!uisii., 1972, ~ev. Bedretlin ComerL,
ss. 113-259, Rcmzi Kitabevi Yaymlan, istanbul.
Siyasi Tarih
(llk~aglardan
1918'e)
Monarklarm Reformasyonu, dinin ba$t olarak Papa'nm yerine monarkm, yani devletin gei;:mesi bii;:imini ald1. Ama~lan, tahta bagh ulusal kiliselerin kurulmas1ydt.
lngiltere, lskoc;ya, lsve<;, Nerve<;, Danimarka, Kuzey Almanya ve Bohemya monarklan Roma Kilisesi'nden aynlarak, dini denetimleri altma aldllar. Roma ile baglann kesilmesine yetecek olt;iide bir Reformasyona izin verdiler, ama
bunun otesinde lsa'mn ilk ogretisine geri dom1$ ya da lncil'in dogrudan yorumlanmas1 gibi kendileri it;in de tehlikeli sonu<;lar dogurabilecek de~i$ikliklere kar$1 direndiler.
lngiltere'de Anglikan Kilisesi, bu ikisi arasmda ba~anh bir
uzla;;manm iyi bir ornegidir.
Ortalama vatanda;nn Reformasyonu bundan <;ok degi$ikti. Onun ba$kaldm$I daha diiriist, daha karma$tk, daha
siirekli, ama kisa surede daha az ba$anh oldu. Bunlar Roma ile bagl~nm tam anlam1yla kesemediler; belki kesecek
guc;leri yoktu, belki de kesmek istemiyorlardi. Yapmak istedikleri, Kilise'nin otoritesine kar$I, kendi lncil'lerine sahip olmak, kendi kiliselerini buna uygun olarak yonetmekti. Bu hareketin tipik ornegi, sonunda ba$ka yonlere
de gitmi$ olsa, Alman Protestanhg1'mn bu.yuk onderi Martin Luther'dir (1483-1546).
Luther, Kilise'yi duzeltmek degil, onu ala~ag1 etmek
ve yerine, lncil'den i;:1kanlacak ilkeler uzerinde yeni bir kilise kurmak istiyordu. Ona gore, her Hiristiyan lncil'i okumah ve kendi vicdanma gore istedigi yorumu serbest<;e yapabilmeliydi. Din adamlan <la 6teki insanlar gibi evlenebilmeli, manastir ya$am1 sona ermeli ve din adamlannm Htristiyan cemaatinin 6teki uyelerinden fark1 kalmamahyd1.
Roma'ya ve Kutsal Roma lmparatoru'na kars1 Almanya'da
zaten birikmi$ olan tepki dolaytstyla, Luther ate;;li taraftarlar toplamaya ba~\ad1. Ancak, bu reformlan yapabilmek
it;in guce ihtiyac1 oldugunu da biliyordu. Bu yuzden Al-
85
man prenslerine .seslenerek, din uze.rinde haklan olan denetimi kurmalanm iste<li. Bir\'.ok prens bu c;,agnyt heves ve
sevim;le kabul etti. Boylece, Luther'in ogretisi, devletin
otoritesine boyun egme bit;imine donii~tu. lyi bir Huistiyan kurulu oloriteye tam anlam1yla sad1k kalmahyd1. Luther, inamm$ Alman Protestan koylolerinin prenslere kar$1
ayaklanmalarma ve ki$inin dini bag1ms1zhg1m savunmalannda prenslerin yanmda yer alarak isyanctlann bastmlmalanm isteyecek kadar devletin ustunluguni.in propagandas1m yapti. Bu geli$meler kar$tsmda Kmsal Roma lmparatoru olan ve Habsburglardan gelen V Charles (Sarlken)
dogal olarak Katolik kaldi. <;unku, Kutsal lmparatorlugun
ancak Katolik dunyasmda bir anlam1 kalrm$ll.
Art1k tum Almanya ve Bat1 Avrupa'da insanlar, Luther
tarafmdan t;evrilen ve t;ok say1da basil an lncil'i buyuk bir
hevesle okuyorlardi. Bu faaliyet, t;ok anla~1hr bir bi~imde,
degi~ik goru~ ve yorumlar ortaya pkardi. Proteslanhg1 kabul eden monar$ilerde, deginildigi gibi, dinin Papa'nm oldugu kadar, devletin de elinde olmasma kar$J c;1kan Protestanlar turedi. Bunlar, Ahnanya'da prensler tarafmdan buyuk olc;ude ezildilerse de, lngiltere'de gi.i~lu bir mezhep
olu$turdular. Bundan sonra Alman ve lngiliz insanlarmm
davram$lanndaki ve belki de gelecek tarihlerindeki farkhhk, bir bak1ma Almanya'da ozgiir dii~iince ve inancm bastmlmas1yla a<;1klanabihr.
Bu hareketlerin onemli siyasal sonuclan oldu. Alman
ya'da bir grup Protestan prens ve kent-devletler arasmda
bir birlik kurarak, Katolik Kutsal Roma hnparatoru'na kar~1 sava~maya ba~ladilar. Fransa Krah I. Fram;ois, iyi bir Katolik olmasma ragmen, bu Protestan birligini destekleJi.
Siyasal pkarlar, dinsel <;tkarlann Ostune t;1km1$tl. I. Frant;ois, Habsburglann "evrensel monar$isi"ne kar~1 Avrupa
guc; dengesini saglamak ic,:in, Proteslan Alman prenslikle-
186
riyle ve hatta MuslO.man Osmanh devletiyle ittifaklar kuracaktu. Bunu izleyen ve en azmdan 2. Dunya Sava~1 sonuna
kadar olan donemde Katolik Fransa'nm d1$ politikas1, ister
dinsel olsun, ister siyasal, Almanya'mn boliinmii~lugtim1n
surdiiriilmesi uzerine kurulacakt1r. Fransa'nm destegiyle
Prolestan Alman prensleri, lmparator V. Charles ve Katolik kalan prensliklere kar~1 1546 y1lmda ba~lattiklan sava~1. 1555 y1lmda zaferle bitirdiler. Aym tarihli Augsburg Bans1 Protestanhk davasmm ba~ans1m simgeler. Aym zamanda, Almanya'nm kiii:;iik ve bag1ms1z devletler mozayigi
bic;iminde pan;alamnasma da yol ac;:m1~t1r. Bu bolunmO~
lii.k 19. yiizy1la kadar surecektir.
Kilise ic;indeki Reformasyon'un 16. yuzyildaki en
onemli temsikisiyse, lspanyol Loyola'h Aziz lngatius'tur.
lngatius, 15~8'de "lsa'nm Toplumu" (Society of Jesus)
.ad1yla bir tarikat kurdu ve bunlara "Cizvitler" (Jesuits)
denmeye ba~land1. Bu adam}ar kendtlerini h.i.muyle Kilise'nin emrine verdiler. Misyonerlik faaliyetiyle Huistiyanhg1 Cin'e, Hindistan'a ve Kuzey Amerika'ya kadar yaydilar.
Ancak, (::izvitlerin as1l ba$anlan egilim alamndadu. Kurduklan okullar, uzun sure, Huistiyahk diinyasmdaki en iyi
egitim kurumlan olarak kaldilar. 0 kadar ki, lngiliz filozofu Sir Francis Bacon "egitim ac;1smdan Cizvit okullanna
dam~mak gerekir, c;unkO. uygulamada onlardan daha iyisi
yoktur" demekteydi. Cizvitler, genel bilgi dO.zeyini yO.kseltmisler, tum Katolik Avrupa'da Kilise'nin itibanm yeniden kazanmasm1 saglamaya c;al1$mI~lar ve onlarla rekabete
giren Protestan Avrupa'mn da uyanc1s1 olmuslardir.
Reformasyon hareketinin onemli bir sonucu, 16. yiizy1lda Kilise'nin hemen hemen bugiinku bic;imini almas1d1r.
Papahk bu tarihten soma devlet yonetiminden ayn dinsel
bir orgut olarak faaliyet gosterecektir. Bir ba~ka onemli sonucuysa, Avrupahlann, ister devletler arasmda, ister devlet
j
s1
j aa
189
yuk bir engel, bir sondu. 500'lerde ise bir kopru, bir ba~
lang1~ noktas1 olmu~tur. Portekiz Kralhg1 Atlantik'te ke~fi
te~vik edip mali destek saglaymca, Vasco de Gama Afrika'y1 guneyinden dola~1p, kendisini daha once bilmedikleri
Arap ticaretinin tam ortasmda buldu. Portekiz'in ticaret rekabetini istemeyen Arap, Turk ve Mtsirhlara kar~t sava~u.
0 zamana kadar gorulmemi~ bir barbarhk, vah~ec ve kitlesel katliamla, Goa, Aden, Hunniiz Bogaz1 ve Dogu Afrika'da sOrekli ticaret istasyonlan kurdu. Portekizliler buradan Mataka Yanmadas1, <;:in'in limanlan ve Yeni Gine'ye
kadar uzandtlar. Boylece, Avrupa'nm ate~li silahlar ve deniz gticuyle desteklenen ilk somurge imparatorlugu kurulmu~ oldu. Bu "imparatorlugun" k1sa vadedeki en onemli
sonucu, baharat gibi Dogu kokenli mallann, ~ok el degi~
tirmemelerinden dolay1, Avrupa'da fiyatlarmm esash bi~imde du~mO~ olmas1du. Ornegin, 1504 ydmda baharatm
fiyat1, hala eski ticaret yollarma dayanan Venedik'te, Lizbon'dakinden be~ kat daha pahahydi. Bugunko terminoloji
icinde belinmek gerekirse, Avrupa'nm Asya ile cicaret dengesi, Avrupa lehine degi~meye ba~lam1~tlr.
Krali~e lsabella'nm destegi ile Kristof Kolomb'un
l492'de Amerika k1tas1m bulrnast, Portekiz'den sonra lspanya'yi da deniza~m irnparatorluk kurmaya itti. Dogu'da
Portekiz'in ustunltigOnii dengelemek ir;in Jspanyollar buyuk bir hevesle Amerika'mn i~lerini de ke~fe ba-?laddar. Kilise yeni bir "Hai;h Ruhu" ile Htristiyanhg1 yeni kuaya cia
yaymak ii;in hem misyonerler gonderdi, hem de somurgeciligi destekledi. Hukumet, hazinesini doldurmak i~in, k1Lay1 bir altm ve gumo~ deposu olarak gordu. "Conquistador" denen lspanyol fatihlerinden Cortez Meksika'daki
Aztek, Pizarro ise Peru'daki lnka uygarhklanm tumuyle
yok ettiler. Bu uygarhklann e~siz alnn heykel ve sos e~ya
lanm erilerek paraya donO~tOrdoler. Yerlilerin zorla ve
l 91
Siyosi forih
Cllli~oglardo11
1918't)
ma ya ba~layacaklardu.
35 y1ld1r Almanya'nm dini butlinlugunu korumaya c;;ah~an V Charles, Augsburg Ban~1'ndan bir yil soma,
l556'da tahtmdan feragat etti. Avusturya ve Bohemya ile
Macaristan'm Turklerin elinde bulunmayan bolumunu
karde~i Ferdi-nand'a (k1sa bir sure soma Kulsal Roma Imparatoru se.;ilecektir), lspanya'y1 <la oglu Philip'e b1raku.
Boylece, Habsburglar biri Avusturya, oteki lspanya olmak
uzere ikiye aynldI. IL Philip (1556-1598) Portekiz'i miras
yoluyla eline gei;irince (1640'ta yeniden bag1ms1z olacaktn) tum lberik yanmadas1 siyasal apdan birle~mi~ oldu.
Aynca, Hollaoda'nm c;;ogu eyaletlerinin hokomdanyd1.
Amerika'nm yam sua l 580'den sonra tum Portekiz somurgelerini devrald1. lspanya -?imdi Bat1 Akdeniz'de yalmz Osmanl1lar tarafmdan tehdit edilen bir ustCtnluge sahipti.
157l'de Osmanhlara kar~1 lnebaht1'da (Lepanto) bir deniz
zaferi elde ettiyse de, bu uzun stireli olmadI. Turkler iki y1l
i~inde kay1planm kar-?ilayarak, Tunus'u ellerine gec;irdiler.
16. yuzy1hn ikinci yansmda lberik yanmadasmm deniz usli'lnlugu tehdit edilmeye ba~land1. Once Hollanda'nm
(1568), sonra lngiltere'nin (1588) lspanyol deniz kuvvetlerine kar-?I zaferleri lspanya'y1 tahtmdan indirdi. Hollanda
bunun hemen arkasmdan Portekiz'in Hint Okyanusu k1y1lanndaki ticaret merkezlerine yerle~ti.
b. Fiyat Art1~1 ve Merkantilizm
10. ve 15. yuzy1llar arasmda geli~en licaret, 16. yuzy1la vanld1gmda devletlerin en onemli ugra~1 oldu ve bugon bildigimiz niteligini kazand1: Kapitalist ekonominin ortaya c;1k1:?l ve kentmerkezli ekonomik sistemden ulus-merkezli
ekonomik sisteme gec;;i~. Bu ekonomik donu~umon onemli
ozelligi, 12. yuzyilda ba~layan, ama 16. yuzy1hn ikinci yansmda h1zlanan Hyat art1~1du. Tum mallann Hyatlan 1550-
193
ba~anh
ornegini
195
Siyasi Tarih
(Ilk~aglanlan
1918'e)
y1llarda "surekli ordu" anlay1~m1 doguracak ve Otuz Y1l Sava~lan ilk kez boyle ordulann mOcadelesine sahne olacakur.
Tum bu teknolojik ba~anlar, ortac;agm ba~anh kurumlan olan c;evresindeki surlanyla feodalizmi, ~ova1yeligi ve
hatta Ronesans kent-devletlerinin de sonunu vurguladi.
Kentlerin ve feodal topraklann yerelciligi ile Papahgm ve
imparatorluklann evrenselligi, donemin yeni ekonomik, siyasal ve askeri ko~ullanna uyum gosteremedi. Yerellikle
evrensellik arasmda bir bak1ma ortalama yol olan -ulusdevlet, bu yeni ko~ullara tam anlanuyla uyum gostermi~,
ac;1kc;a belirlenen smirlan, ic; diizeni ve guc;hi kurumlanyla,
bundan sonraki Avrupa tarihinin ve giderek tum yeryliziinun temel siyasal orgiitlenme bic;imi olmu~tur. Ulusdevletin soz konusu gi\cu ve saygmhg1 bugun de degi1?mi~
degildir.
<;.
bir kurama gore, 15. yozy1lla birlikte dunya tarihi, belirli devletlerin belirli bir sureyle yeryuzunde "ba~at
guc;" (dominant power) durumuna yuklemeleri ve soma p.ii
statiilerinden du~meleri zinciri ic;inde bugO:ne dogru akmaktadIT. Bu ba~at guc; durumuna yukseli~ ve du~ii~ kabaca yliz y1ll1k sOrelerle olmaktad1r. Belirli bir devlet yukselerek dunya denizlerinde egemen duruma gec;mekte (ba~at
11
"The Long Cycle of Global Politics and the Nation-State", Co111parative Stu
dies i11 History m1d Society, c. 20, No. 2, ss. 214-235, Nisan 1978: "Long
Cycles of World Leadership", Paper delivered at the annual convention of
Lhe American Political Science Association, New York, 1981; '"Tes ting Cobwe b Models of the Long Cycle of World Leadership"', Paper delivered at
the 17th North American Conference, Peace and Science Society, Pennsylvania, Kas1m 1981; Principles of World Politics, 1972, New York, The
Free Press, 1972.
Bu yi\zy11larda Osmanh de\'le1i ii~ kuaya yay1lan genis ve gudii bir iniparatorluk kurmU$Sa da. Akdeniz ve KIZlldeniz'in otesinde biiyi1k okyanusliua
a;;1hp diinya deniz tls!linliigilnu kuramad1g1 ve temddc bi1 ka1a devleti olarak kald1g1 i~in, "b~at gu~" kategorisi i~ine ahnmamaktadu.
n'ndan pan,;alanm1~ olarak pkacaktu. 18. ve 19. yuzyillann Avrupa r.arihi de zalen, Fransa'nm bu buttlnlugi.i ve Al-~
manya'mn pan;alannu~ltg1 konusu ~~evresinc.le donecektir. f
1600'lere gelindiginde Kutc;al Roma lmparatorlugu
resmen Katolik olmakla birlikte, lmparalorluk ~'.erc;evesi
ic;inde Protestanlar c;ogunluktay<l1. (~Onkii, 300 kadar devletin dini oldugu gibi, Habsburglann resmen Katolik olan
devletlerinin de ic;inde i;:ok sayida bulunuyorlard1. Aynca,
1500'lerde Almanya Avrupa'nm gcli~mi~ bir bolgesiyken,
1600'lere gelindiginde gerilerne ve yerdlik belirlileri gosterrneye ba~lam1~t1.
1555 Larihli A1,1gsburg Ban~1. her devlelin vatanda~la
rmm dinini belirleme yetkisini tamm1~tl. Ancak, bu hak
uygulamada yo.rumedi ve 1608'cle Protestan devletler haklanm savunmak ic;in aralannda bir birlik kurdular. DL~ar
dan destek saglamak ic;in Hollanda, lngiltere ve Fran~a ile
gorO.~melere giri~tiler. 1609'da ise, Katolik Alman devlelleri Kutsal Roma lmparatorlugu'nun destegi ve Bavyera'nm
('lnderliginde birle-?tiler. Bunlar da lspanya'nm destegine
guveniyorlardi. Boylece, Almanya pan;;alamyor, dab.a dogrusu dini bir sava~a hazulanan ve birbirlerine kar~1 d1~
destek saglamaya,c;ah~an iki kampLa toplamyordu. Tum bu
gerilim ve bask1lardan kaynaklanan Otuz Yil Sava~lan'nm,
karma~;ik bir hal alacag1 VP. bir "savalar dizisi" olacag1, daha ba~lang1cmdan belliydi; oyle de oldt:..
Bir kere, Kalolik ve Protestan davas1 uzerinde Alman
ic; sava~tydi. lkinci olarak, siyasal birligi korumak isteyen
Kutsal Roma lmparatoru ile bag1ms1zhklanm saglamak
i\:in \'.abalayan uye devletler arasrnda bir ic; savatl. Bu iki
i\: sava~ arasmda tam bir aymhk yoktu; t;;:O.nki.i Protestan
<levletler kadar Katolik devletler de lmparator'un denetimini istemiyorlardi. D\:uncu olarak, Otuz Y1l Sava$lan Alman topraklannda surdurulen Fransa ile Habsburglar, ls-
99
t Transilvanya'mn da
13
101
I 102
degildi ve stk stk ama'-stz i;:apukular mii.cadelesine donu:;;uyordu. 14. Louis'nin bu alandaki en onemli ba~ansl, sav~1
devletin bir eylemi bii;:imine sokmas1d1r. Bunun ii;:in Fransa'da her askerin yalmz kendisi ic,:in sava!;imasmt sagladi.
Kendisi en tepede olmak Ozere, tam bir askeri hiyerar$i,
emir-komuta zinciri kurarak, askerlere tek tip uniforma
giydirdi, surekli oturacaklan barakalar kurdurdu. K1saca,
orduyu tam bir disiplin ve denetim aluna aidL. Burada dikkat edilmesi gereken nokla, ordunun hala belirli bir hanedana (i3ourbon) bagh k1ltnmas1d1r. 19. ve 20. yuzy1llann
"yurtla$-Ordu" ya da "ulus-ordu" anlay~1, ancak 1789 Bt.1yuk Frans1z Devrimi'nden sonra onaya i;:1kacaktir.
bb) Di~ Politika ve GU.( Dengesi: 14. Louis, dt~arda geni~lemeci bir d1~ politika izledi. Geni;;leyebilecegi iki alan
vardt. Doguya ve Ren bolgesine dogru geni;;lemek ve lspanya Hollandas1'm (Belc,:ika) ilhak etmek ki, boyle bir politika Kutsal Roma lmparatorlugu'nun daha da pari;:alanmas1 demekti. Bir de, tUm lspanya topraklanna veraset
yoluyla sahip olmak istiyordu. (i3elki de bu ama<;la, lspanya Krah II. Charles'in gerek vii.cut, gerekse kafaca ozurlu
bulunan kizkarde~iyle evlenmi;;ti) Boylece, 14. Louis'nin
dt~ politika amac1 ai;:tki;:a ortaya <;tk1yor: lspanya ile Fransa'nm kaynaklanm birle$tirerek, Fransa'y1 Avrupa'da,
Amerika'da ve denizlerde ustlin kilmak. Bu amacmda ba~a
n kazamrsa, kuracag1 "evrensel monar~i", Avrupa'mn 6teki devletlerinin bag1ms1zhklarmm sonu olurdu.
Avrupa'mn 6teki devletlerinin bu "evrensel monar~i"ye kar~1 taktigi, "gO.c,: dengesi" politikas1d1r. Daha on onbe~ ytl once, Habsburg iistllnlugune kar;a, ba~1m Fransa'nm i;:ektigi bir giii;: dengesi politikastyla mllcadele
edilmi!;iti ve Otuz Yil Sava;;lan sonunda imzalanan Westphalia Bafl$1 bu politikanm ba~ansrm simgeliyordu. ~imdi,
aym tehlike Fransa'dan geldigine gore, gu<; dengesi politi1
1103
Westphalia llan~t ile sm1rlandmlnn~tl. lspanya Habsbmglan ile Fransa arasmdaki sava~ on yil daha surerek, 1659
tarihli Pireneler B:.m~1 ile bitti. 14. Louis'nin Hollanda'ya
saldins1, Hollanda, Danimarka, Brandenburg, lspanya ve
Avusturya Habsburglarmm koalisyonu ile 16 78'de durdurulabildi. Arna bu sava~la Fransa, ordulanm lsvii;:re ve Alsace smmna getiren Franc.:he-t:omte bolgesini eHne ge<;irdi. Bir yil sonra, 1679'da Ku'tsal Roma lmparatorlugu'nun
Alsace-Lorraine y<iresine srzmaya ba~lad1. 168l'de bagnnsrz bir cumhuriyet olan Strasbourg kentini i~gal etti. Kutsal Roma lmparatorlugu 1686'ya kadar bu ilerlemeye kar~1
duramad1, i;:unkli doguda Macarlar 14. Louis'niu k1~kut
mas1yla ayaklanm1~, aynca Ostnanhlar da 1683'te Viyana'y1
ku~alm1;;lard1. Dogu'daki badireler atlatild1ktan sonra,
1686'da 14. Louis;nin Katolik ve Protestan du~manlan
Augsburg Birligi'ni kurdular: Kutsal Roma lmparatoru, lspanya ve lsvei;: krallan, Hollanda Cumhuriyeti ve Bavyera
ile Saksonya. 1688'de ba~layan sava~, 1697'de Ryewick ban~1 ile sona crdi. Sava~ nasrl bclirsiz bitmi~se, ban~1 da aym belirsizlikte oldu ve pek bir -;:;ey c;ozemecli.
cc) lspanya Veraset Sava~lan ve Utrecht Ban~1 (17l3):
Buyuk bir miras bITakacak olan lspanya Krah ll. Charles'm
1700 yilmda olrnesi Avrupa'y1 bir dizi sava~a daha goturdu: Ispanya Veraset Sava;;lan. l3u sava~lann dunya tarihi
ac;1smdan onemli ozellikleri vard1r. Bi.r kere, 18. yc1zy1lm
gelecek sava~lannm tipik niteligini aksettinnektedir; tum
halk tarafmdan degil, profesyonel ordularca yurutulen bir
sava~lar diztsi olrnw~tur. lkinci olarak, dinin ~ok <iz rol oynad1g1 ilk bu yuk c;aph sava~ olmu~tur. As1l 6nemli olan <lava, ticaret ve deniz gucudur. 0(,:tincu olarak, "diinya sava~1" denebilece.k ilk sava~t1r. Avrupa'mn ()nde. gden
devletlerinin yam s1ra, deniza~m dftnyay1 da ii;ine almt;;trr.
II. Charles'in iki k1zkarde~iyle evli bulun"!n Fransa
i
I 105
106
I 107
I 108
I 109
Siyasi foril1
(Ilk~aglardan
1918'e)
110
lunda once denizlerde iistunlugu de ge<;:irmi~lerdir. Ustelik, giic;lu devktler olma yolunda temel siyasal, ekonomik
ve toplumsal kurumlanm saglam bir bic;imde yerle~tirmi~
lerdir. Bir sonraki donem olan 1700-1850 yLllan arasmda
bu uygarllk ye1yuzunO.n hemen hemen tum k1talarma yayilmaya ba~Layacak ve bu siirec; i<;inde Bau Avrupa daha <la
gur,:lenecektir. Bu konuyu ilerde i~lemek uzere bnak1p,
~imdi inceleme konusu olan. donemden Avrupa'nm dogusunda ortaya c;1kan ve bat1smdakilerden <;ok farkh olan geli~melere gec;ebiliriz.
d. Dogu Avrupa'da Zayifiayan ve Gui;lenen
Devletler: Avusturya ve Pnisya
17. yuzy1lda ve ozellikle Westphalia Ban~1'ndan sonraki
donemde, modern dunyanm kurulu~u ac;:.1smdan kahci etkileri olacak olaylar, Orta ve Dogu Avrupa'da ortaya pkti.
Yava~ yava~ zayiflamakta olan bir zamanlarm Li.stun gui,;leri, Kutsal Roma lmparatorlugu, Polonya Cumhuriyeti ve
Osmanh Devleti'nin topraklan uzerinde, Avusturya, Prusya ve Rusya'nm yukselmesine tan1k olundu.
16. yuzy1ldan 18. yuzy1la kadar, Bat1 Avrupa'da gorulenin aksine, Dogu Avrupa'da koylu kitlesi giderek ozgurlugunft yitirdi. Banda gu<;lu bir tOccar ve burjuva suuf1 yaratan ve emegiyle c;ah~anlan hukuken ozgl'.ir ve hareketli
bir i~gucii haline getiren ticaret devrimi, Dogu Avrupa'da
buyuk toprak, sahiplerini gu1;lendirmi~ ve bunlar serflik
kurumuyla zorla ~ah~tmlan geni~ i~gucune sahip olmu~lar
dt Dogu Avrupa'da temel tqp]umsal ve ekonomik birim,
tanm arazisi olarak kaldi. Burada lord, zor!a <;:ah~tmlan
koyluleri (robot) lam anla1myla somurmekteydi. Bu serflerin izinsiz ba~ka yere gitme, evlenme ya da ba~ka bir i~ ogrenme ozgurlukleri olntad1g1 gibi, 18. yuzyilrn ortalarma
kadar haksizhklara kar~1 ba~;vuracaklan bir hukuk kurumu
I
112
I 113
Siya'i forih
(llk~aglardan 1918'e)
"elektor" ad1 verilen devlet temsildlerinin olu~turdugu se"di yet', se(ilecek imparatordan iiye devletlerin ayncahklanrn kabul ,etmesini ~art ko~uyor, pazarhga oturuyordu. Dolay1s1yla, 15. yuzy1lm ortalanndan beri surekli
imparalor sei;ilen Habsburglar'm yetkileri, Avrupa'nm oteki monarklarmki kadar geni~ olmamt~ll. Son diyet 1663'te
Tuna'daki Osmanh ilerlemesine kar~1 almacak tedbirleri
kararla~llrmak it;in toplanm1~t1. lmparalorluk Diyeti 1806'
da Kutsal Roma lmparatorlugu tarihe kan~ana kadar bir
daha da toplanmayacakllr. Oye devletlerin lmparalor'a kar~1 mucadeleleri sonucu, mutlak1yet<;ilik bir biittln olarak
Almanya'da sm1rlandmlm1$ oldu, ama 300 devlet ii;inde
minyatur hH,:imiyle surdu. Her devlet yoneticisi kendini bir
14. Louis, saraylanm <la bir Versailles gibi gormek al1~kan
hgmdaydi.
l 700'lerle birlikte bunlar arasmdan iki tanesi, Avusturya ile Prusya, yonet1cilerinin huner ve irndesiyle giic;lenmeye ba~ladt. Uzun sure bunlann, Avusturya Habsburglan
ve Brandenburg ya da Hohenzollern hanedanhg1 dL?mda
surekli kullamlan bir adlan bile yoktu. Zamanlal birine,
yuzy1llarca Yukan Tuna'da ku(.:iik bir ar~idukluk olarak
varhgmt surduren Avusturya, otekine yuzy1llarca Balt1k k1yilannda ufai<. bir bolgenin ad1 olan Prusya denmeye ba~
landi.
Avusturya, Westphalia Ban~1'ndan iki ti<; ku~ak sonra
buyuk ve yeni bir imparatorluk hahne geldi. Beh;ika ve
ltalya'da ortaya <;1km1;; oimakla birhkte, aslmda ba:;;kenti
Viyana'da olan bir Orta Tuna lmparatorlugu'ydu. Macaristan ve Bohemya'y1 da i~erdigmden, Alp, Bohemya ve Karpat dag sistemleri arasmda yay1lan bir devleui. Alman etkisi guc;lii olmakla birlikle, c;okuluslu bir nitelik ta.$1yordu.
Habsburglar'm tum c;abalanna ragmen, A\'Usturya monar;;isi, I. Dun ya Sava~1'nm sonunda y1kilana kadar, bir ki;;i
~ici
I 114
~cvresinde
115
hemen yok denecek kadar azdi. Aynca, Prusya'da orta s1mf, Oteki Avrupa devlederindekilerin aksine, zengin dcgildi. Ozel 111ulk sahibi olarak toplumsal guc;leri de azch. Tipik bir orta s1rnf insan1, hukomet i<;in C,ah;;an devlet gorevlisi durumundayd1. Bunlar, soylulara biiyuk sayg1 duymaz, devlete hizmet eder ve ordulanyla gururla111rlard1.
Biiyiik Frederick ile birlikte bunlarm olu~turdugu devlet
hizmeti durusllugi.i ve i;ah~kanhg1yla Avrupa'da un yapmaya ba~ladi. K1saca, gui;lu ve disiplinli ordusu, diiriist ve <;;ah~kan devlet hiztnetiyk Prusya, Avrupa'nm gudu devletleri arasma girmeye namzetti.
(ii) Polonya'nrn Zayifligi: Polonya'ya "cumhuriyet"
denmesinin nedeni, kralm sei;imle i!?ha~ma gelmesi ve anayasal ozgurluklerin yaygm olmas1ydi. Bunun belki de en
bnemli nedeni, halkmin c;ok kan~1k ve topraklannin i;ok
geo.is. olmas1ydL Hic;bir merkezi sistem bu kadar geni~ topraklan ve degi!?ik uklan etkili hh;imde yonetemeyecegi ii;in (
(bunun tek istisnas1, 17. yuzyila kadar, i;ok farkh bir devlet
mekanizmasma sahip olan Osmanh devletiydi) ozellikle
merkezden uzak yerlerde yerel yoneticiler baz1 ayncahk ve
ozgurlukler kazamyorlardi.
Polonya'da toprak aristokrasisi, ulkedeki oteki sm1f1an
etkisiz hale getirmi~ti. Boylece, Polonya ne Fransa'daki gibi
mutlak bir monar-?i ne de Ingiltere'deki gibi etkili bir parlamenter hukumete sahip olabildi. K1saca, Polonya ad1 veri~
len lopraklar bir guc; bo~lugu olu~turuyordu. Ozellikle
Moskova ve Berlin gibi yuksek git<;: merkezleri geli~meye
ba~laymc~, Polonya sm1rlarma yap1lan bask1 artt1 ve sonuncla bu gu<;: merkezle:ri tarafmdan pan;aland1.
(iii) Rusya'nm Biiy1i.k Devlet Olmas1: Bu arada ofil:!._
Avrupa' iyukselen bir ba~ka devlet de Rusya idi. MS 862
y1 m a Vi dngler'in 14 saldmlan sm1smda Kiev'de kurulmu~
14
I 116
15
I 117
Siyasi Taril1
(Jll~~aglardan
1918'c)
Lannda dtinya Ostl.inlugunu dine ge<;:irmesi tslam di!.nyasmda ve gene! olarak Asya'da bir "dti~ii~" donemidir. Hemen hemen donyanm dort ko~esi, 13ati'nm siyasal, ekonomik ya da ktilliirel tist(mliigi:t aluna girdigine gore, Islam
dunyas1 ve onun en gu<,:Li.i. ve belki <le Lek bagm1s1z devleti
olan Osmanhlar da bu clii~u~tcn nasiplerini alacaklard1r.
(i) Islam Diinyasmm Gerileme Nedenleri: 600-1000
y1llan arasrnda en parlak donemini Arap unsuruyla ya~a
yan lslamiyel'in, 16. yuzy1lm sonlarma kaclar Tiirklerle en
geni~ snmlanna ula'.?t1g1 ve en guc,Jo <lonemine girdigi,
bundan onccki boll.imler<lrn birinin konusuydu. Ancak,
16. yuzy11La birliktc Islam dunyasmin bu ustiinlo.gunun
k~1lkt1gma, daha sonraki yi.izy1llardaysa geriledigine tamk
oluyoruz. Nedcn? Bu kadar geni~ c;aph bir olayrn nedenlerinin nc dcnli karma'.?1k ve \'.Ok sayida olabilecegini de gormii~ bulunuyoruz. Burada, uzun vad~de 6nemli goriilen
nedenler gene! birkar,: kategori i~:inde verilmeye <;:ah~1la
cakt1r. Islam dtinyas1 16. yuzyilda bazJ i<;: vc d1~ sorunlarlat.
kar~1La~t1. Genel olarak lslam dunyas1 ve dzel olarak Osmanh devleti bunlann etkilerinden uzun sf1rc kmllft.1lama
yacakt1r. l:\az1 tllkelerinse hala l<urtulmu~ olduklan soylenemez.
;
lslam d1:lnyasma kar~ lberik yanmaaasmm 16. yuzyilda Akdeniz, Atlantik ve Hint okyanuslanndan gosterdigi
"
CMI L~hkn, Politic.~ in the Middle I'ast, Boston, Little, Browu and Co., 1979: H.
A. I.. l'isher A History of Europe from tl1c Beginning of 1he 18th Crnuuy to 1937,
l.ondrn, Eyre and Spolliswoade, 1952;John A. Ganacy and Per.er Gay, "A Hi.-tory
of the World", c. Ill, The Madeni World, New Yor,k, Harper and Row, Publishers,
1972; Lorri Kimoss, Thr Ottoman Cmturies, The Rise and the fall of the Turkish
Empir~, ist~nbul, Sander Kitahcv:i, 1977, \"lilliam Y1cNdll, The Rise of th" West: A
History of Human Community, Chicago, Chicago l..iniv. Press, 1963; Arnold Toynhe~, J\ Study of History, Lanum, Oxford Univ. Pr~ss, ft)35; i. H. Uzunr;ar~th, Os111aF1/r Tarihi, 1. cilt, 2. klSlm, Turk Tarih Kurumu l\as1mcvi, Ankara, 1977; vVilliam \\'ootlruff. The SI t11ggle
Press, 1981.
Bu devletler denizlerdeki ba~arilarmt bir bak1ma Osmanhlara bon;lu sayilabilirler. Osmanhlar bu devletleri
Portekiz ve lspanya'nm yaratt1gi ani tehdide kar~1 birer
denge unsuru olarak gorduklerinden, 16. yOzy1ldan ba~la
yarak, Ozellikle Fransa ve lngiltere'ye t;:e~itli ticaret kolayhklan saglad1lar. Ani askeri tehdit ortadan kaldml1yordu,
ama aym zamanda uzun vadede daha da y1k1c1 olacak ekonomik tehdidin tohumu da at1hyordu. Fransa ve lngiltere'yi bu ticaret anla~malanna iten ekonomik nedenlere daha once deginihni:;;ti. Ayn ama<;larla hareket eden devletlerin r;1karlan bir noktada birle~ince, ortaya bir dizi anla~
ma <;1ktr. 1535'te Fransa'ya ticaret ayncahklan saglandi.
lngiltere'nin "Levant" Ticaret ~irketi 1580'de benzer ayncahklar aldi. 0 donemde belki "z.arars1z ve onemsiz" gibi
gorunen ve bir Avrupa devletintn CtsLOnlOgOne kar;;1 koymak ir;in ba~ka bir Avrupa devletine verilen bu ticari kolayhkla r (sonraki do nemlerin ka p itulasyonlan) Avru pa'n m
gelecek hakimiyetinin temelini olu:;;turdu. 17 yuzy1hn sonlanna dogru Fransa, lngiltere ve Hollanda gemileri Osmanh
limanlanndan uzak mesafeli ticareti ellerine ger;irmi:;; olduk1r.
I
121
Bu olumsuz sonucun olu~masrnda, Osmanh devletindeki tiiccarlarm toplumsal yap1 i<;indeki olumsuz ko~ullar
dan etkilenmelerinin de pay1 vardir. Osmanh tuccarlan ticari pkarlann gerektirdigi esnekligi anlamayan asker ve
yoneticilere bagh durumdayd1lar. Once de goruldugu gibi,
Dogu toplumlarmda merkezi olorite, toprak sahiplerinin
yanmda tuccarlara da kendine bagh hirer hukiimet uzant1s1 gozuyle bakm1~nr. Hem Bat1 Avrupah tuccarm devletten
gordugu destek, hem de Dogu'da ticaretin te~vik eailmesi
gereken bir ugra~ olarak devletin oncelikleri listesinde on
siray1 bir tiirlu alamamas1, Osmanh tuccarlanm buyuk i;aph ve uzun mesafeli ticarette Avrnpa ile rekabet edemez duruma getirdi. Ostelik, 16. ylizyilda Islam donyasmda "arac1"n1n baharat ticaretinden elde ettigi kar <la kaldmtdi. Bu
ve uzun mesafeli ticaretin Avrupa devletlerinin eline gec;mesi, modern zamanlarda Islam dunyasmm ba~ans1zhg1nm ternel nedeni sayilmaltd1r.
Arna, l 700'lerde, Avrupa ticaret guciintm uzun vadeli
sonuc;lan kimse tarafmdan ac;1kc;a gortilemezdi. (unku, bu
tarihlere gelinJiginde, Osmanhlann ba~anh deniz sava~lan
sonucu, Akdeniz'de Iberik yanmadasmm tehdidi ortadan
kaldmlm1~n. Aynca, Hint Okyanusu'nun hi<; ohnazsa kuzeybat1 k1y1lannda aym yanmadanm ustun duruma ge.:,:mesi k1sa sureli olarak engellenebilmi~ti. Ostelik, Bat1 Avrupa
ticareti henuz Osmanl1 devletinin ii; bolgelerine sokulamam1$tL DolaylSlyla, Osmanhlar, kendilerine ~imdiye kadar
gur; vermi~ olan eski yonetim modeli ve anlay1$mdan aynlmay1, belki o donemde, biraz <la hakh olarak du;;unemediler. Eski yontemler gelecekte de i~leyebilirdi. Ortac;:agda
Hm;h Seferleri nas1l uzun vadede ba~ans1z olmu~, lslam gucu galebe c;:.alm~sa, ~imdiki Bat1 "saldms1" da ba~ans1z olIDU$lU. K1saca, panige kap1lmak, refor'm yapmak ve MOslOmanlann temel ustunlugunden ku~ku duymak ic;:in neden
122
I 23
Siyaii Ta1i'1
XIX.
Yu~yila
nas1l degi;;tigi daha once belirtilmi~ti. Belki, devletin bunyesindeki bu deg~iklik, Abbasilerden soma c;:unlmeye ba~
layan Arap-lslam toplumsal dokusunun Osmanhlann yap1s1 ic;:ine girmesi vc Osmanhlann ~imdi hem ball hem de
dogu y6niinde geni~lemeye ba~lamas1, ilcrde kar~1la~1lacak
gui;luklerin ilk belirlileri oldu.
Osmanh Sultam I. Selim'in (Yavuz), 5ii ayakh1nmas1ni
bastirmak ve dogudaki Sah Ismail tehdidini ortadan kaldumak i~in buyuk bir ordu toplamas1 gerekti. Anadolu'daki
ayaklanmalan bast1rd1ktan soma, 1514'te <;:akhran'da Osmanh topi;usunun gucu Safavi bagnazhgma galebe i;:aldi.
Arna, yenic;:eriler arasmdaki huzursuzlugun sonucu olarak
Sultan, Sah lsmail'in gficOnu tam ortadan kaldmnadan geri
domnek zorunda kaldi. Boylece, 16. yuzy1l boyunca Safavi
devleti, 'Islam dunyasmda rahats1z edid ve zay1nauc1 bir
unsur olarak kaldi. Hele, bolgenin kuzeyinde kendini giderek hisseHiren Rus gucune kar~1 lslam'm ortak harcketinin
onem kazand1g1 bir donemde bu bolunmu~luk uzun vadede daha da zay1flanc1 oldu.
Tum bu olumsuz geli~melere ragmen, 17 yuzy1lda,
hangi olc;:ute vurulursa vurulsun, Islam dunyas1 16. yiizyilda kar~ila~ug1 gu~lukleri yenmi~ gibi gorunuyordu. H1ristiyan dunyasma kar~1 ustiinlugunu ya da en azmdan denkligini bir kez daha ortaya koymu~. d1~tan ve ic;:ten gden
tehhkeler ortadan kalkmI!;ilI. Bu yamluc1 du~uncenin en
onemli sonucu, Avrupa'da ortaya c;:1kan yeniliklere kar~1
bir tutuculugun lslam alemine ve Osmanh devletine egemen olmas1du. ltalyan Ronesansma hakim olan ruh, Fatih
Sultan Mehmet'in saraymda da vardi. Yavuz Sultan Selim
ve Kanuni Sultan Suleyman, bu guc;:lii miras Ozerinde devleti 16. yuzy1hn ~onuna kadar iyi yoneuiler ve geni~letti
ler. Arna, yenilikc;:i anlay1~ da yava!;i yava~ sonmeye ba~la
m1~t1. Onlardan sonra gelen padi~ahlar zamanmda, yani
I
I 125
S iy'1$i Tanh
(Jlh~aglardan
J918'f)
126
makur Boyle bir yakla~tm, buyuk bir devletin zay1flamas1nm nedenlerini daha apklay1c1, ogretici, k1saca daha bilimsel bir temel uzerine oturtabilir. C:unku, buyuk devletler
bir iki yoneticinin ki~iligi ya da davram~1yla degil, i,.:ok temcl tarihi, ekonomik, toplumsal ve siyasal gii\ler tarafmdan y1k1hrlar, "olumleri" de hasta yatagmda degil, buyuk
bir sava~lll sonunda olur. Osmanh devleti bir istisna degildir. Kar~1 konulamaz gu~ler zay1flatm1~lar, 1. Dunya Sava~1
da y1km1~l1r.
Osmanh devleti.nde ba$1ayan uzun duraklama, gerilcmc ve y1k1lma doncmlerinin en belirgin gostergesi, Avrupa'da feti111erin dwm4:; ohna.'i1d1r. Bu aym zamanda zay1flama surecine girilmesinin en 6nemli nedenleri arasmdadir.
Osmanhlarda Avrupa i.;indeki fetihler ii\ a\tdan devletin
gu\;lenmesini saglam1~t1. Her $eyden once, Musluman gii\
olarak Huistiyan Avrupa'ya kaT$1 sava$, Osmanhlara bir
ama<; duygusu, birlik ve beraberlik saglamaktayd1. DevleLin enerjisinin tumu bu yonde kul!amlmakta ve gelecek saVa:ilarda ba$an kazanmak i\in devletin y6netimi s1k1 mtularak, hazinenin dolu olmasma dikkat edilmekteydi. lkind
olarak, felihlerin durmas1yla Osmanl1 hazinesi yoksulla$maya, ganimet gehrleri ve y1lhk vergiler de azalmaya ba~la
dt. Pek onem verilmeyen, ama en az ilk ikisi kadar onemli
bir ba~ka unsur, yeni fethedilecek topraklar olmaymca,
Osmanh devletinin o zamana kadar ba$an He s-Ordurdugu
nO.fus yerle~tirme politikasmm da durmas1du. Bunun sonucu olarak Anadolu'da nufus gereginden ~ok arlmca, ki~iler birbirlerini soymaya, gidecek yer olmaymca kenrleri
doldurmaya vc k1rsal bolgelerde kan~1khklar ~1kannaya
ha~ladilar.
Kanuni Sultan Suleyman'm iyi niyetli toprak reformumm monark.m isteklerinin aksine sonui;lar dogurmas1, zay1flamanm ikinci nedeni say1labilir. Osmanh toprak siste-
129
Siyasi Tarih
(llh~aglardan
19 lB'e)
ginneye ba~laddar.
Hazine buyuyen a<;1g1 kapamak i<;in vergileri artnarl!_k
yeni kaynaklar arama yoluna gitti. Bunun yukuyse gerek
merkezi, gerek yerel yonetimler kanahyla koyhinun s1rtma
bindi. Enflasyonun yiiku daha i;ok sabil gelirlilerin yani asker, sivil ya da adli olsun, memurlarm uzerindeydi. Bu ise
onlan rii~vete, kotii yola ve koylulerden hukuk d1~1 vergi
istemeye itti.
Zay1flamanm ask.eri nedenleri arasmda, "yeni~eri ocag1 "nm bozulmas1 buyuk onem 1~1yor. Topraksal geni~le
menin durmasmm bir ba~ka sonucu da H1ristiyan kokenli
asker bulmamn ar11l< olanaks1zla~mas1dar. Bu, silahh kuvvetlere 1;ok say1da Musluman nufusun almmas1 sonucunu
dogurm~lur. Boylece, devlet i~indeki ~e~itli askeri ocaklarm bile~imi, dayam~ma duygusu ve askeri disiplinleri bozulmu~ oldu.
16. yuzydm ortalarmda yeterli say1da seferin yap1lmamasmdan aylak kalan ve ekonomik durumun kotiilugiinden dolay1 maa~lan111 duzenli alamayan yeni<;erilere zanaatkarhk yapma izin verilmi~ ve boylece ticarel hayatma
aulan ve lstanbul Hiccarlanyla kayna~an ocagm sava~ma
hevesi ve disiplini kaybolmu~tur. Aynca, Kanuni Sultan
Suleyman doneminde cvlenmelerine izin verildiginden, yenic;eri ocag1 bir de babadan ogula ge<;en bir nitelige kavU$mu~tur. Dolay1s1yla, 16. yuzy1lm sonlanna dogru ycni<;eriler kan;nkhk c;:1karan ve y1k1c1 isteklerde bulunan bir ocak
bi1;imine donii~tu. Ornegin, 1589'da degeri du~i1rulen parayla maa~lan verilince ayaklanarak Topkap1 Saray1'na kaclar girdiler ve Divan toplant1dayken padi~ahtan sorumlu
yetkililerin kafalanm istediler. Bu istegin yerine getirildigini soylemek, devletin i<;ine dO~tO~u durumu anlamaya yeter. Dstelik, 1593'te sipahiler ayakland1g1 zaman bu isyan
yenic;eriler tarafmdan bastmlm1~ ve boylece iki ocak ara-
I 131
II 132
Sokullu'nun denizlerde beliren lberik tehdidi konusunda da duyars1z olmad1g1 anla~1hyor. Sokullu, Akdeniz'de bir numarah di1~man sayd1g1 lspanya'ya kar~1 bir hareket di1zenlemeyi tasarhyordu. Ancak, IL Selim'in, Istanbul ile Misu arasmdaki ticareti eogelleyen ve Dogu Akdeniz'de <;ok stratejik bir yere sahip olan K1bns adasmm fethi
konusundaki kararhhg1 bu harekan engellcdi. K1bns adas1
1571 y1lmda Venedik Cumhuriyeti'ndeo ahndi. Ada'da Katoliklere kar~1 Yunan Ortodokslannm eski ayncahklan
canlandmld1 ve Latin mtsak sistemi kaL:hnld1. Venedik
soylulanna ail olan toprak devletle~tirildi. Yerel halka ekonomik yard1mda bulunuldu ve K1hns'a Anadolu'dan nufus
yerle~tirildi.
K1bns'm Osmanhlarca fethi, Hiristiyan dunyasmda biiyiik bir lepkiye yol a<;t1. Papa V. Pius'un <;abalau sonucunda, turn Hiristiyanlan bir Hac;h ruhv ;~11de bide~tirmeyi
amai;;layan "Surekli Kutsal Birlik" kuruldu. Papahk, lspanya, Venedik, Malta ~ovalyeleri ve ltalyan kent-devletlerinden olu~turulan filoya, V. Charles'm oglu Don Juan komuta etti. lnebahn Deniz Sava~.a (Lepanto) hilal ik hat; arasmdaki son buyuk deniz sava~1du ve Osmanh donanmas1nm yenilgisiyle sonw;lanm1~tu. Cervantes, Don Quixote
(Don Ki~ot) adh kitabmda bu sava~tan "Hzristiyanlar ic,:in
TO.rklerin yenilmez olmad1g1m gosleren en lalihli gun" diye soz eder. lnebahn'dan alt1 ay sonra, 1572 y1lmda, Kaplan-1 Derya K1hc; Ali Pa~a'mn komutasmdaki Osmaoh do
nanmas1, Akdeniz'in egemeni oldugunu gostermek iGin
Akdeniz'e ac,:1ldt. Osmanh bayragmm yeniden Akdeniz'de
g6rulmesi, Venedik'in Osmanhlarla licaret c;:1karlan ve zaferden sonra Hiristiyan devletleri arasrndaki ittifakm c;ozulmesi sonucunda, Venedik'le Osmanhlar arasmda K1bns'1 resmen Osmanh devletine birakan bir ban~ antla~mas1
imzalaod1. 1573'te, lnebahu'dan sonra lspanya'mn eline
I 134
l 135
Siyasi Taril1
(llli~aglardan
19 lB'e)
lugunu ortadan kald1racak, en az onlar kadar zalim ve onlarm sayg1 duymad1g1 kanun dozenini tekrar kuracak bir
"tiran"d1. Tahta gei;tiginde 14 ya~mda olan Murat, zamanla
tam boylc bir hukumdar oldu. Evliya <;:elebi, Murat'm Osmanh padi~ahlan arasmda en ac1masm oldugunu yazar.
Murat tahta gec;:tigi zaman devletin her yerinde kan~1khk
vard1. Anadolu ic;: sava~ ve ayaklanmalarla inliyor, lran,
Bagdat ve Erivan'1 ele gec;:iriyor, LObnan'da kabileler isyan
ediyor, M1su valileri sadakatsizlik omekleri veriyor, BerbeI"i kabileler bag11ns1zh1< i~:in <:ah~1yor, Kmm Tatarlan ayaklamyor, i;apulcu Kazaklar Bogaz'a kadar tum Karadeniz klytlanm yagmahyorlard1. Bu felaket. durum gent; Murat'm
kesin gozlemlerine konu oldu ve onemli dersler c;:1kar<l1.
K1sa bir sure sonra da devletin yonetimini ttimuyle eline
ald1.
IV. Murat, once yonetimi Haremden ve dolap t;eviren
vezirlerden kurtardt. Yenit;eri ve sipahilere baghhk yemini
ettirdi ve estirdigi teror anar~inin sonunu getirdi. Bu iki
ocagm devlet i~lerindeki elkisini onadan kaldird1ktan sonra Anadolu'daki ayaklanmalan bastud1 ve l63S'te ilk Asya
seferine i;1karak Erivan'1 yeniden ele ge~.irdi. 1638'de Bagdat seferine c;:1kt1. Bagdat geri ahnd1ktan sonra lran'la, yuz
y1' once Kanuni Sultan Suleyman'm yapt1g1 ban~a benzer
bir ban!l yap1ldi. Bu, Gazi gelenegini surdurerek ordusunun ba~mda sava~an Osmanh padi~ahmm yapt1g1 son ban~
olacaktu. IV. Mural i~leri tam yoluna koyamadan 1640'ta
oldu. Devlet, olumunden sonra yeniden boyok bir c;okuntO i<;ine girecektir. IV Murat'm yerine, tflmuyle Topkap1'da yeti~en, korku ic;inde buyiiyen, agabeyinin zulmunu
devralan, ama onun degerlerini almam1~ bulunan I. lbrahim gei;Li.
(v) I<opri.tluler Donemi: Avrnpa Baskmnm Azalmasz: l.
Ibrahim donemi (1640-1648) i<;erde c;:urOmO~luk, ama d1l 136
~arda smirh ba~anlar donemidir. Yetenekli komutanlar sayesinde Kmm Kazaklar'm elindcn geri almm1~ ve Girit'in
onemli limanlan ele ger.;:mi~tir. 1648 de I. Ibrahim tahttan
indirilerek, yerine yedi ya~mdaki IV. Mehmet ge<,:irilmi$lir.
Yeni padi~ahm c;ocukluk ve olgunluk donemlerinde, boyok devlet adamlan olan Koprololer'in sadrazam olduklanm gorOyoruz. Kopro.loler etkili ve aydrn bir yonetimJe
padi~ahm mutlak despotizmini smirlandirm1~lar ve devlete
belirli bir i<,: islikrar saglam1~lardu. Bu s1rada devlel Avrupa'dan bask1 altmda kalmad1g1 ic;in bunun saglanmas1 ko-
layla$1m~tu.
II 131
Siyasi Titrih
(Ill1~aglarda11
191 B't:)
Kopruhi ailesinden Sadrazam Ahmet Pa~a'nm 1672 y1lmda olumO. ve IV. Mehmet'in damad1 olan Kara Mustafa
Pa~a'y1 sadrazamhga gelirmesi, Koprululer'in canlandmnaya <;:ah~t1klan devletin gerilemesinin antk onlenemeyeceginin ilk habercisi oldu.
(vi) Viyana Ku~atmasi (1683): Sadrazam Kara Mustafa Pa~a. bir "fatih" olarak dl'myaya U.n salmak hiilyasmda
olan ~ok ihtirash bir adamch. Bagnaz bir H1ristiyan dii?ma111 olarak, I. Bayeztt'in tehdidini yeniledigi, yani bir gun
Roma'nm St. Peter rneydanmda atla dola~acagm1 soyledigi
rivayet edilir. Viyana'yl ele ge<:irdiklen soma Ren'e dogru
yiiriiyup Fransa Krah 14. Louis ile sava?acagm1 <la soylemekteydi. Arna ne var ki, bir askeri komutan olarak yetenekleri -;:ok s1mrhydi.
1680'lerle birlikte, Katolik yonetiminden memnun olmayan Protestan Macarlar ayaklanmaya ba~ladilar ve Imparatora kar?I bir iki ba?andan sonra Padi~ah'tan yard1m istediler. Aynca, l-'ransa'ya da yard1m i<;:in ba~vurmu~lard1. 14.
Louis yanhm vaat ederken, lstanbul'daki elc,:isi aracrhg1yla,
bir Osmanh-llabsburg sava~mda yans1z kalacagm1 da belirterek, Osmanhlann son Viyana kusalmas1m tahrik etmi~
oluyordu. Edirne'de 1683 ilkbahannda buyuk bir ordu
toplandi. Bu, eski Osmanh geleneklerine uygun olarak, din
ugruna H1ristiyan Avrupa'ya kar~1 giri:;;ilen son buyi\k
Musluman seferi<lir.
Kara Mustafa Pa~a'mn en onemli eksigi, t1pk1 Sultan
Suleyman'm 1529'da yapt1g1 gibi, ag1r toplanm get.irmemi~
olmas1yd1. Sadrazam daha c;ok Turklerin gen;:eklen c,:ok ustun olduklan maymc1hga, tune! kazarak patla11c1yla surlan
devirmeye guveniyordu. Once, kenti ablukaya alarak yard1m gelmesini onlemere i;ah~tt ve soma siper kazma i?ine
giri?ildi. Kale alnnda patlaulan mayrnlann surlarda a<;:t1g1
deliklerden bir iki kez kente girmek mumkun olduysa <la,
I 138
bu giri~imler pClskurtul<lu. Tam bu sua<la Polonya birliklerinin ken tin yakmlarma geldigi goruldu. Polonya Krah Jan
Sobieski kente hakirn olan bir tepede (Kahlenberg tepesi)
karargalum kurdu. Bu tepenin Osmanhlar tarahndan korunmam1$ olmas1, Kara Mustafa Pa~a'nm bir ba~ka hatas1c.hr. Kentin ku~atdmas1yla me~gul bulunuldugundan, Polonya birliklerine kar~1 onlem almmam1~tl. Ostelik,
Sobieski'nin geldigi gorulmu~ olmasma ragmen kuvvet.in
bir k1sm1 bu yeni dii!,'manla ugra~mak ii;:in aynlmadi. Kahlenherg tepesini eline ge(irmek h;in bir harekette de bulunrnadi. Kaleden top at1~1 ba~lay1p, Polonya suvarileri tcpeden a~ag1ya inerek Osmanh ordusunu iki ate~ arasmda
b1rakt1klan zaman, arnk yapacak bir ~ey kalmam1~tl. lki
ate~ arasmda birak1lan Osmanli ordusu c;ekildi.
Sultan Suleyman 150 yil kadar once, Viyana'y1 ula~1m
sorunlan, havanm muhalefeti ve ag1r toplarmm olmamasr
yuzunden alamam1~, ama ordusuna hic;bir zarar verdirtmeden geri donmesini bilmi~ti. Ancak bu kez, Kara Mustafa
Pa~a, bir meydan sava-?1 vermi-? ve ordusu buyuk oli;ude
<larmadagin olmu-?tu. Bu Viyana ba~ans1zl1gmm 6nemli sonw;lan oldu. Bir kere, Osmanhlann bir atih devlet olarak
prestijinde buyuk yaralar ai;ild1. fkincisi, ku?allnadan bir
y1l sonra Venedik, Osmanh devletine sava? a<;arak Preveze
ve Mora'y1, Habsburglar da Hirvatistan'm buyuk bir bo\Ctmunu i?gal etti. Boylece, Osmanh devletinde toprak yitirme sured tam anlam1yla ba~la<li. Oc;O.ncO olarak, bu larihten soma, yeni ulus-devletleriyle Batl'nm go.cu, Dogu'ya
galebe <;alacak ve bundan boyle aradaki u<;urum, yalmz askeri degil, ekonomi ve loplumsal geli~me alanlarmda da
belirgin bir hal alacakur Son olarak, Avrupa i(in aruk bir
lehdit olu-?turmayacak olan Osmanli devleti, ba~ka bir devletin grni-?leme konusu haline gelecektir: Rusya.
(vii) Karlofr,;a ve Gerileme Donemi: 1699'da Osmanh-
l 139
Siyasi "farih
(Illz~aglardan
1918')
(1700-1850)
gildir. Avrupa'da orta\agm clClzeni Ronesans ve Reform harckctlcriylc y1k1lm1~ bulunuyordu. Bundan sonra BiiyClk
Frans1z Devrimi'ne kadar olan doncme Avrupa'da "Eski
Rejim" (Ancient Regime) ad1 verilmektedir. 19. yiizy1ldaki
cndustri ve demokrasi devrimleriyse Modern ya <la Cagda~
Dunya'y1 dogurmu~tur.
I Ortai;aji; Avrupas1 I [
I
Ronesans ve Reformasyon - - -
__
~c=- Es_k_i_R_~_im
_ _ _---.~!~
Endiistri ve Demokrasi - -
rin hemen sonrasmda Avrupahlann yeni dunyalarda kazand1klan kolay zaferler bir cfsane gibi buyudi1 ve 20. yuzy1la kadar ciddi bir bi\:imde meydan okunmayan bir "Avrupa yenilmezligi" duygusu yaram. Boylece, uygarhgm
globalle~mesi surecinde, Avrupa sava~kanbgi tUm uluslararas1 sislemin ba~at ozelligi haline geldi.
Globalle~me surecinin ikinci c;arpic1 ozelligi, denizlerin ve denizciligin kazand1g1 onemdir. tlk tspanyol ve Portekiz ka~iOerin kurduklan global ~ebeke denizcilige dayamyordu ve 20. yuzyila kadar da oyle kaldi. Bu deniz us1unll1gu ve kurulan denizcilik t?ebekesi, karayollanm ve
bunun "l1zerinde kurulu kara uygarhklanm gt'ilgeye dL1-$Drdu. Batt Avrupahlar, deniz ustunlukleriyle kara uygarhklartm <;ember ic;ine alddar, sm1rlad1lar, ula~tmna hatlarm1
kestiler ve boylece onlan c1l1z b1rakular.
GJobalJe~me surecinin uc;uncu ozelligi, dunya toplumunun ol<;egini geni~letmek suretiyle, bu buyuk oli;ekte
laaliyet gf1sterecek yetenckte orgutlenmeyi de gerektirmesidir. T\fodcrn toplumun, modern devlet, modern giri5imcilik ve modern bilim gibi t.emd orgutlenme Lipleri globallc~me surcci larafmdan bi\:imlendirilmi~ ve ondan bi1yuk
()l\:ude yararlamm~tIT. K1saca, devkt faaliyet1nin ve etkinli1'.(inin geni~lemesi, globalle~mc surecinin en onemli sonucu
say1labilir. HO.kumetlerin askeri faaliyetleri de, globalle~me
sC1recinde, giderek deniz gii.cunun geli~mesine dayanmaya
ba~ladL Uzak ve denizas.m bolgelerde deniz harekat1 yalmz
leknoloji gercktirmiyordu. Deniz harekau, pahah olduguntbn siirekli bir vcrgi geliri, gemi yap1m ve yedek par~a endustrisi, sad1k ve iyi yeti;;tirilmi;; bir i$gii.cu ve uzun vadeli
tma-;lar dogrultusunda bu unsurlann i~birligi ii;inde c;:aht?111asm1 saglayacak bir bukumet sistemi de gerekLirmekteydi.
K1saca, diinyay1 dola$acak askeri ve ticari deniz filolanm
!rnrup surdurecek hukumetler, aruk gui;h:i huk"L\metler ol143
mak durumundayd1.
16. ve 17. yuzy1llann sorunlarma yamt veren buyuk
monar~iler, 18. yuzyilm ikinci yans1yla 19. yuzy1lm ihtiyac;
duydugu ve globalle~menin iirunu olan boyle guc;lu hukiimetleri ya kuramadtlar ya da surduremediler. Bu gi1c;lu hukumetleri, kursa kursa, yeni "ulus-devlet~ kurabilirdi. Art1k Avrupa insam ii;:in uluslararas1 politika, monarklar ve
prensler degil, olumsuz "devletler" arasmdaki bir ah~veri~
olmahyd1. Dolay1s1yla, monark ve prensler, temsil ettikleri
devletlerden, giderek daha az onem ta~1maya ba~ladi. 18.
yuzy1lm ikinci yans1yla birlikte, ;;u ya da bu kralrn 1,;evirdigi dolaplar ya da ihtiraslanndan i;:ok, "Fransa" d1~ politikas1mn dolaplan, ya da "Prusya"nm ihtiraslanndan soz edilmeye ba~land1. Dinin de birle~tirici rolunun kalmad1g1 18.
ve 19. yuzyillarda, ki;;iler "devletin Ostunlugu ve dokunulmazhgma" buyuk bir inani;:la sanldilar; devlet tum uluslararas1 sistemde tek gec;erli ve ba~at birim haline geldi. Bu
yuzy1llarda, birlik, ban~, refah ve rnilyonlarca insamn ya~a
m1 degil, "ltalya"nm birhgi, "Prusya"nm egemenligi,
"Fransa"nm ~an ve ~ohreti, "Rusya"nm buyuklugu gibi konular uzerindc durulacakt1r. 15. yuzy1la kadar Avrupa insam "dindar" olarak du~unulebilirdi. 19. yuzy1la gelindiginde aruk tumu "yunsever" olmu~tur. Avrupah'nm "Tanns1", 19. yuzy1lda Almanya, Fransa ve lngiltere idi.
fl""'--~- Ats~~ -h''~ loS1~~..1mi f:'~!>;>y .._....,.,.J!~.
b. 18. Yuzyilm .Buyilh Sava~lan ve Parts Ban~t (1763)
Daha once gordugumuz gibi, Otuz Y1l Sava~lan'ndan Fransa
Avrupa'nm en gui;:lo devleti olarak c;1ku. Arna, 14. Louis'nin ohimunden sonra (1715) Fransa'nm askeri D.stOnlugu yava~ yava;; ortadan kalkmaya ve bir ui;:ta lngilterc, oteki U\:ta Avusturya guc;lenmeye ba~ladi.
"Eski Rejim", tumu tilizlikle bag1ms1zhg1m korumaya
c;ah;;an i;:ok say1da devlet Ozerine oturuyordu. Fransa, 14.
Louis ile bu guc; dengesini bozmaya c;ah~m1~ ama lngilte-
re'nin 1689'da Buyuk lttifaka girmesiyle gui; dengesi yeniden kumlmu~lu. Bunu izleyen y1llarda, Avrupa'da tspanya
lmparatorlugu'nun par(.alanmas1 (1700-1714), Baluk'ta lsvec,;. lmparalorlugu'nun y1kllmas1 (1700-1721) ve Polon
ya'nm pari;alanmas1 gibi buyuk f,,:aph duzenlemeler ile, Avrupa'nm belli ba~h devletleri arasmda giii; dengesine
dikkat edilerek yap1lm1$lL Bunu izleyen Yedi Yil Sava~l_a
n'nda (1756-1763) lngilJge kesin bir zafer kazand1 ve
-Hindistan ile Amerika'claki Fran~J~ topraklan_w clh:ie_g~c;ir
( cU) 18. yuzy1hn ikinci yansmdaysa, Dogu Avrupa'daki geni~lemeden Rusya ve Prusya'nm, Avusturya'ya gore daha
avantajh ~1kt1klan gozlenmektedir.
1500'lerden sonraki 300 yilltk sure ii;inde "Bau'nm
yukseli~i'', Yedi YII Sava~lan sonunda imzalanan Paris Ban~ Antla~mas1'nda ai;1kc;a gorulmekteclir. Bu antla~mada
dort bu yuk Avrupa devleti -lngiltere, Fransa, lspanya ve
Portekiz- dunyaya kencli istedikleri gibi hir duzen vcrmeye \:ah~t1lar. lngiltere ilk kez bir dunya gucu olarak tanmd1
ve Fransa ile yiiz y1!hk mf1caclelesi lngiltere lehine sonm;:land1. Art1k bundan sonra, ornegin Asya ve denizlerinde
guc; dengesini saglayacak olan Osmanh devleti bir yana,
Portekiz ve lspanya bile degil, lngihere idi.
Paris Antla~mas1, yalmz Avrupa'nm 6teki uygarhklara
gore ustunhigunu gostermekle kalmam1~. Avrupahlar arasmda 18. yuzyil sava~larmm smuh niteligini de ortaya pkarm1~t1r. Onceki din sava~larma damgasm1 vuran "hakhhk inanc1" ve sava~lan y1k1c1 sonu~lara gotiiren bagnazhk,
19. ve 20. yflzy11larda daha <la co~kulu hir bic;imde yeniden
belirecekse de, 18. yuzy1hn bu buyuk sava$lannda gorOlmemektedir. Otuz Y1i Sava$lan'ndan sonra Avrupa devletleri arasmdaki rekabel dini miicadeleye degil, kurulu ulusdevletler arasmda guc; clengesini saglama temeline oturdu.
Gue; dengesi, 1713 Utrecht Ban~1'ndan beri, Avrupa devlet1 45
146
i 147
topraklarmm tumunu yitirdi. Arna, o sJTada ekonomik bak1mdan Fransa ic;in daha onemli olan Bat1 Hint Adalan'ndaki Guadcluppe ve Martinique adalanm, Afrika'daki
tutsak tkaret kolonilerini ve gudendirmemesi ko~uluyla
Hindistan'daki liman tesisler.ini depo ve ticaret ofislerini
elinde luttu.
Yedi Yil Sava~lan dtmya tarihinde onemli bir donum
noktas1 oldu. Prusya, Avusturya'ya kar~1 varhgm1 "Almanya" da ikiligini siirdiirdu. Fransa buyiik bir yeni.lgi almasma
ragmen, ekonomik bir felakete suruklenmedi. Sava~. lngiltere'ye yeni ticaret kanallan at;t1. 1755-1785 arasmdaki
otuz y1lhk donemde lngiltere'nin Amerika vc Dogu ile ticareti iic; kat arltl. Arna, lngiltere'nin as1l kazanc1 stratejik nitelikteydi. Avrupa'da gu~ dengesi korunmu~. Kuzey Amerika'daki lngiliz yurtta-?lan FransIZ bask1smdan kurtulmus
ve lngiltere denizlere egemen olmu~tu. Amerika ve Hindistan ir,:in 1763 Banlil r,:ok onemli sonui;lar 1.logurdu. Mel<sika'mn kuzeyindeki Amerika, lngilizce konu-?an dunyanm
bir uzant1s1 haline geldi. Hindistan'da, lngiltere topraklanm geni~letme politikasma basland1. Sonunda, Hindistan,
lngiliz lmparatorlugu'nun ekonomik sisteminin en onemli
pan;as1 ve Hindistan'a giden denizyolu ve bu yolun k1y1
bolgeleri de "can daman" haline geldi. l3unclan sonra lngiliz d1~ politikas1, temelde, bu ya~amsal yolun emin ellerde
bulunmas1 ve tehditlerden uzak tutulmas1 amacma yonelecektir.
IV
.' ~.
le Kuzey Avrupa ulkelerinden go<; eden ve Avrupa dii$iifice vc teknolojisine sahip insanlar arasmda hem gtu;;lendi
hem de degi~ik bi<;imler aldi. Bag1ms1zhk, ozgurluk ve e~it
lik gibi fl<; kavram, Amerikan Devrimi ile Yeni K1ta'nm kuzeydogu ko~esindeki 13 Koloni'de iyice yerle$,ti. 18. yt1zy1lm sonlanna dogru gerisin geriye Bau Avrupa'ya dondu ve.
orada Buyuk Frans1z Devrimi ile buyuk bir patlamaya yol
a<;l1. 0 zamana kadar geli~en tum kavramlar ve yeni orgutlenme bi(,:imleriyle "Eski Rejim"in <;at1s.mas1, ortaya hi~bir
cografi smu tammadan geli~en, yayllmaCl ve patlay1c1 gu<;1.er <;1kard1. Bunlardan rnilliyetr,:ilik ve demokrasi, donemin
Endustri Devrimi ve emperyalizmi ile koriiklenerek, Bat1
Avrupa'dan Orta Avrupa'ya, oradan Dogu Avrupa'ya ve Osmanh Devletinden ge<;erek dunyanm tiim bolgeletine yayilmaya ba~ladi. ti;;te, bu yeni, dirik ve pallay1c1 degi~iklik
gui;;lerinin, 18. yuzy1l oncelerinden kalma sureklilik gu~le
riyle <;a tl~mas1 tum 19. ve 20. y uzyil la rihinin bir bak1ma
oziidur.
lngiltere, BatJ Avrupa, Kuzey ve Guncy Amerika, Osmanh devleti yoluyla Ortadogu, 20. yuzyilda ise Asya ve
Afrika kitalanm i<;:ine alan ve degiik yerlerde degi~ik bi\:imler de gosterse, pkng1 yer ve ozii hemen hemen ayrn
olan bu Biiyuk Donutun, globalle~me '\e~itli insan topluluklannm kapsamh global bir sistem i<;;ine almma sureci"
olarak tammlarnyorsa, dunyanm globalle~mesini gen;:ekle~
tiren temel olgudur. "Modem d,unya", '\;agda~ duny~.",
"<;agda:.; uygarl1k", "dunya politikas1", "Modem uluslararas1 sistem ve ilikiler" gibi surekli kullamlan kavramlarm da
<;1k1;; no ktas1 chr .1
lV. Bolum yaz1hrken yamrlandan kaynaklar: fahir Armaoglu, Siyasi Tarili,
J 789 i 960, is Bankasi Yayrnlan, Ankara. 1990; Eugene Illack, Posture of E
rape. 1815, 1940, Homewood, Illinois: The Dorsey Pres~, .1964; H. A. L. t'is
her, A Histo1y of Europe from the Hcginning of the J/ltl1 Cemury to 19:J7,
Londra. Eyre and Spottisvoode, 1932; A. Goodwin, Tlie french J<cvo!ur.i011,
I 150
A. AMERlKAN DEVRlMl
1. Kuzey Amerika'daki lngiliz OstU.nlugu
1ortekiz ile lspanya, 15. yuzyi.la kadar geri giden ke~if haklanyla Yenidunya uzerinde tekelci somurge iddiasmda bulunmu~lardt. Ancak, 1580'de Ispanya tarafrndan i~gale ugraymca, Yenidunya'da lberik yanmadasrnm denetimi gorevini lspanya yuklenmi~tir. 1588'e kadar rakipsiz kalan buyiik lspanyol Armadas1, bu tarihte lngiliz donanmasma yenilince, lspanya'mn gucu de, Portekiz gibi zayiflam1~t1. Avrupa'rnn yeni gOi;lenen somurgeci devletleri, Hollanda,
Fransa ve lngiltere, bir yanda aralannda c;;at1~1rlarken ote
yanda Yenidunya'daki tspanyol ve Portekiz somurgelerini
Leker teker ellerinc gec;;irmeye ba~lad1lar. 17. yuzy1lda bu
i.ic;; devlet, kendi Amerikan kolonilerini lspanya'ya kabul
etlirdikten sonra, lngillere Hollanda'y1 denizlerde iki kez
yendi ve 1667'de Hollandaltlan Kuzey Amerika'dan atu.
lngiltere, 1688-1763 tarihleri arasmda Kuzey Amerika kolonileri uzerindeki denetim yuzo.nden tam dort kez Fransa
ile sava;;ti. Bunlann tumu 6nceki bolumlerin konulanydi.
Amerika yuzunden sava-:-a tutu~an Avrupa'nm s6murgeci devletleri, merkantilizm 1n ekonomik ve siyasal ilkeleLondra, Arrow Books, Lid., 1959; Williatn McNeill, The Rise of the \Vest: 1\ m<tory of the Human Community, Chicago, Univ. of Chicago Press, l.963; R. B. NF
vcJ. E. Morpurgo, The Birth of the United St"tes: I; l'he Growth of the United Stales: II, Middlesex, Londra, Penguin, 1964; R. R Palmcrvejoel Colton,;\ Histon
of the Modern World, New York, Alfrl.'.d A. Knopf, 1971; Berland Russell, freed,,
and Organization, 1814-1914, Londra, Allen and Unwin, Lid., 1952; Oral Sandi
"Arap-lsrail Sava$1'nm Onuncu Ytldooii.miinde 1815 Avrupas1 vc Henry l<issinger", SRF Dergisi, c. 38, S. 1-4, 1983, A.). P Taylor, The Strngglc fm Ma.~tery in
Europe. 1848-1918, Londra, Oxford Univ. Press, 1974, Hugh Thomas, A Histon
of the World. New York, Harper and Row. Pub .. 1979; David Thomson, Eur<>pe
Since Napolwn, Middlesex, Londra, Penguin, 1966; H. G. Wells. The Outline of
History, c_ Il, New York, Garden City Books, 1956, William Woodruff. Tht
Struggle for World Power, 1500-1980, Londra, The Macmillan Press, Ltd, 1981.
1s1
rinden hareket ettiler. Daha once gorulen merkantilist kurama gore, goi;lo bir devlet olmanm yolu, Amerika'daki gibi koloniler elde etmekten gec;:mekteydi. Kolonilerle ticaret
uzerinde kurulacak tekelle metropol, satm alacagmdan daha i,;ok salabilir ve boylece uygun bir ticaret dengesiyle
zenginle~ebilirdi. Dstelik, kolonilerle ticaret deniz gucunO
de besler ve boyle bir devlet gerek artan zenginlik gerekse
deniz gucuyle boyoklo.k yolunda iki onemli anahtan eline
gei;irmi~ olurdu. Arna, Avrupa devletleri, boyle bir somOrge imparatorlugunun Avrupa gui; dengcsini bozacak kadar
geni~lemesini engelleme uzerinde anla$m1~lard1. Bu yuzdcn, uygulamada, merkantilist kuram ile Avrupa guc;: dengesi ilkesi, Avrupa devletleri arasmda c;:at~maya yol ac;:acak
bir nitclik ta~1maktayd1.
tngiltere'nin, Amerika'daki koloniler uzerinde kimin
denetim kuracag1 sorunundan kokenini alan Yedi Ytl Sava~lan'nda Fransa'yi yenerek, 1763 Paris Antla~mas1 ile
Kuzey Amerika k1tasinm hemen hemen tumunu eline gei;irdigini gormu~hik. Bu Yedi Y1l Sava~lan, dOnyamn en
oncmli c;:at1-?malarmdan biri say1hr. Fransa'nm yenilgisi, lngiliz kolonilerini giii;hi bir devletin isti1as1 korkusundan
kurtarmI-?tir. Ispanya'nm da gucu azald1gma gore, artik
Kuzey Amerika'da lngiliz kolonilerinin gcni~lemesini engelleyecek guc;: kalmam1~ti. Yedi Y1l Sava~lan'nm yaratt1g1
bu yeni giiven1ik duygusu, Amerikan Devrimi'ne yol ac;:an
bag1ms1zhk ruhunun geli~mesini buyuk oli;ude etkilemi~
tir.
2. Kuzey Amerika Halkmm Aymc.:1 Ozellikleri
Kuzey Amerika'daki lngHiz kolonileri, Avrupa tipi toplumun yepyeni topraklar uzerinde ve benzersiz ko~ullarda
orgutlenmesidir.
Amerikan bag1ms1zhk mucadelesi, gen;ekte, lngilizlerin Yenidunya'ya getirdikleri ilkelere dayamlarak yurutulmO~tiir. Kuzey Amerika kolonileri feodal ve mutlak1yetc;i
hir bi~imde degil, liberal bir temele dayamlarak somurge
haline. getirilmi$lerdi. Kuzey Amerika'ya goc; edenler, bu
k1lanm guneyine goc; edenler gibi, altm ve elmas bularak
zengin olup, otkelerine donmek b1rs1yla de~il. dinsel bask1dan, i~sizlik ve yoksulluktan kurtulmak, kendilerine ozgurt'.e ya~ayacaklan yepyeni bir ortam yaratmak umuduyla
~oc; wni~lerdi. Daha goc; ettikleri s1rada, kafalannda ozgur
ve baguns1z bir bic;imde ya?ama du~iinceleri geli:;;meye ba~
lam1:;;ti. Aynca, temelli yerle?mek dli?lincesiyle go~ ettiklerinden, ailelerini de yanlanna alarak yeni topraklara gel111i~ler, Kuzey Amerika kokenh insanla kan~mak geregini
tluymami~lardu. Bu durum, butiinluklerini korumada son
derece onemli bir etken olmu:;;tur. 2
lkinci olarak, lngiltere ve oteki Avrupa ulkelerindekinin aksine, kolonilerde aristokrasi yoktu ve monar~inin
gucO hem uzakta hem de etkisizdi. Uk yerle~im bolgelerintle nUfus artmca, hemen bolgenin otesinde ho~ ve yeni
Lopraklann bulunmas1, toprak kithgmm yaratL1g1 bask11an
ortadan kalduarak, son derece e~itl*c;i i;:ift\i topluluklannm olu~mas1m saglam1~t1. Arna, ilk yerle.$im bolgelerinde
ve ozellikle liman kentlerinde, 18. yuzyilda mal sahipleri
vc ba~anh tuccarlarm olu~turduklan, lngiltere'dekine benzer bir oligar~i de bulunuyordu. Boylece, i;iftc;i topluluklal.
Gilney Amerika'ya gden lspanyol ve Portekizlilerin buyuk bir boliimu, seri1venci ki~ilerdi. Buralarda zengin olup fllkderine donmeyi dil$lediklerinden. ailelerini i1rkalarmda buakm1slar, donmele1i ger~ekle~meyince de GLincy Amcrika'nm ce~itli yerlileriyle kan~m1!;lard1T Boylec:e, Kuz.ey Amerika'dakinin aksinc, Guney Amerika"da birbirinden ayn mdez uklar ortaya
i;1km1~ttr. Kuzey Amerika kolonileri birle~ip giii;lii bir devlct haline gelirken, Gimey Amerika'mn yirmiden fazla devlete b6llinmli$1ilgilmin ve birle;ememelerinin lemel nedenlerinden biri, isle bu gi.i<; anlayt$mdaki farkhhkur.
rmm yam sua, giri~imci ruha sahip lngiltere'deki i~ sahipleri de Amerikan toplumunun temel dokusunu olu~turdu.
Ozellikle Amerikan gemiciligi, ucuz ve bol tahta, giri~imci
i~ sahipleri ve Protestan inam~ma sahip \:ah~kan gemicilerin sayesinde, en uzak denizlerde bile rakip tammamaya
ba~ladt. EndOstriyel geli~me ise, Amerikan Devrimi'nin
sonrasma kadar c1hz kalacaktu. Boylece, hiccarlar, gemi
sahipleri ve i~damlan, ulkenin iderindeki k1rsal kesimin
descegini saglad1klan surece, siyasal onderligi de eline ge~irebilecek durumdayd1. Kendilerine rakip olabilecek monar~i, kcnt ve toprak aristokrasileri ile bunlan destekleyecek edilgen koylo cabakas1, Avrupa'da kald1 vc Kuzey
Amerika k1tasma ge~emedi.
D~uncu olarak, ~e~itli kolonilerde birbirinden ~ok degi~ik dinlerin varhg1 daha ba$1ang1cmdan kabul edilmi~ti
ve hi~bir siyasal birim ya da ki~i. tum Ingiltere Kuzey Amerikas1'na tek bir dini zorla kabul ettirmeyi akhndan bile ge~ir
medi. Aynca, 18. yuzyil ilerledik~e. dini topluluklann Oyeleri atalarmm dinsel hevcs ve co~kulanndan uzakla~1m~lar
ve o d6nemde Avrupa toplumunu donii-?t'iirmekte olan laikle~me anla~m1 payla~m1~lard1. Baz1 din adamlan belirli
dinsel boluntulerin en a~m bii;imdc propagandas1m yapabiliyordu, ama bu lngiltere koloni toplulugu, tek bir kilise
ya da doktrinin bask1s1 altmda olmamakla ovunmcye ba~
lann-?tL Anayurtlanm terk etmelerinin temel nedenlerinden biri, bu dinsel bask1 degil miydi?
Dordiincu olarak, 13 Koloni'nin ~ok degi~ik ~evreler
den gelen insanlanm birle~liren, kader birligi yaptiran cu;
unsur, daha dogrusu "ofke" vardL Birincisi, Fransa'nm yaratug1 askeri ve ekonomik bask1ya kar~1 ofkeydi, ama 1763
yilmda lngiltcre'ye yenilip Kuzey Amerika k1tasmdan c;:ekilmeleriyle Fransa'ya kar~t duyulan tepki ortadan kalku.
lkinci unsur, Kmlderililere kar~1 duyulan ofkedir. Bu ger-
\1:k Amerika kokenli g6\:ebe kabilelerin, beyazlann yerlefim bolgelerine surekli bir tehdit olu-?turmakla birlikte, arlrnlarmda Avrupa saldirganhg1, hizla ureme yetenek ve is,._.~i, ac1mas1zhg1 ve geli~mi~ silah teknolojisi olan beyaz
1\merikahlara kar~1 pek biT ;;anslan yoktu. Aynca, ne Fran111zlarm lngilizlere kar~1 oynayacak kurnazhklan, ne de
11'1111 kabilelerin bir araya gelip 6nemli bir gii\: olu-?turabilen:kleri politik becerileri vard1. Yenidunya'nm goi;ebelerinin arasmdan bir Kmlderili Cengiz Han i;1kamad1. 13 Kolnni'nin tngiliz somurgeciligine kar~1 ofkeleri ise Amerika'
11111 bag1msizhk sava-?ma yo! a~acakur.
I 155
! 156
l 157
Si_yasi Tlirih
(Ilk~aglanum
1918'!)
ki durumunun da gosterdigi gibi, devralman baz1 s1kmtilarm ve ~ozulmemi~ sorunlann yukuno. i;ekmekt.eydi. Irki;1hk bunlardan yalmzca bir tanesidir.
I 1ss
nin canlandird1g1 ekonomik faaliyet ve sava~ art1g1 silahlarm dt~ iilkelere (ve bu arada Osmanh devletine) ihracmm
saglad1g1 lehte ticaret dengesi, endiistriyel geli~menin c;1k1~
noktalan oldu.
Boylesine bir temelden hareket eden ABD, k1sa bir sure ic;inde ve ii; a~amadan gei;erek ekonomik olgunluga
eri$ti: (i) K1lay1 boydan boya gec;en demiryolunun yap1lmas1 ve ic; sava~m bitmesiylc birle~ik bir ulusal pazara sahip oldu. (ii} Tekstil endOstrisinden sonra, h1zla maden i~
leyen makinelerde h1zh bir gcli~me ortaya ~1kt1. (iii)
1890'lardan soma ise, elektrik, kimya ve otomobil endOstrileri geli~ti. Sonuc; olarak, 20. yuzyila girildiginde agu sanayi kurulmu~tu.
Somurgecilik kar~It1 buyuk bir devrimle kurulan ABD,
10. yozy1hn son on y1h ic;inde kendisi somurgeci bir devlet
haline gelmeye ba~ladi. Daha 1860'larda Amerikan kanahnm "koruyucu golgesinin", Karayipler'in s1cak ve kuzeyin
donmu~ sularma yay1lmas1 gerektigi yolunda gorii~ler one
siiriilmii-?se de, ABD buyiik ol<;ude ic; gcli~meleri yuziinden
bu yola gitmedi. Bir kere le; Sava~ butun hIZiyla suruyordu.
lkinci olarak, ulkenin ekonomik butunlugu de saglanmam1~ ve kitanm iki ucunu birbirine baglayan dcmiryolu yap1m1 bitmemi~ti. Aynca, h1zla endustrile~menin yaratt1g1
sorunlar c;ozum bekliyordu. Dolay1s1yla, 1867'de Rusya'dan Alaska'nm satm almmas1 d1~mda somurge kazanCl
olmad1. Ancak, 19. yuzy1hn son y11lannda, buyuk ol:;ude
ic; ekonomik durum, ABD'yi buyuk olc;ude smulannm otesinde geni~lemeye itti. Donemsel ekonomik depresyon,
sermaye uzerinde baskt yapan endOstri i$t;isinin ortaya t;1k1~1 ve hukometin denetimi d1~mdaki buyuk tekeki ~irket
ler, somurge faaliyetini te-?vik ettiler. Olke bu durumdayken, Kuba'da lspanya yonetimine kar~1 ayaklanma ~1kmas1
i~i kolayla~llrdi. Onceleri yalmz maddi destek saglanmas1-
II 160
na ragmen, giderek, lspanya'nm Amerika'dan aulmas1 goru~u gu.; kazand1. Aynca, 1880'lerde kurulmU$ donanma
da gorev beklemekteydi. 1898 yilmda ba$layan sava$la,
hem Pasifik hem de Karayipler'de lspanya donanmas1 yenilgiye ugraularak, yoredeki etkisi tumuyle ortadan kald1nldi. Filipinler (1946'da bag1ms1z oldu), Guam Adas1
(ABD'ye bagland1), Porco Rico (Ozel statO ile ABD'ye bagland1) ve Hawai (Eisenhower doneminde 50. federe devlet
olarak birUge kauld1) topraklanni el\ne ge~irerek ve ilerde
gorulecegi gibi Latin Amerika ulkeleri iizerinde buyuk bir
ckonomik ve siyasal niifoz kurarak, deniza$m ulkelere sahip bir somurgeci devlet durumuna geldi.
1.8. o/iizy1lm ikinci yans1 ile 19. yozy1hn buyuk ~aph olaylarmm tumu "liberalizm" ak1m1 tarafmdan bic:;imlenrni$ ya
c.la en azmdan etkilenmi$tir. Siyasal anlamda liberalizmin
temeli, 19. yuzy1ldan onceki hanedanhk rejimlerinde var
olmayan, yoneticilerle yonetilenler, bir ba-?ka deyi$le, hii.kumet ile toplum arasmda bunyesel, i~levsel ve kopuksuz
1l~kilerin kurulmas1du. Bu yonde Amerikan Devrimi ilk
ilrnegi olu~turmu-? ve Franstz aydm kamuoyunda bir uya111~a yol ai;m1~tt. Arna, ABD'dekinin aksine, Fransa'da bu
5iyasi Ji:nil1
(llk~aglardan
191 ll'r)
162
;63
Siyasi Tarili
(llh~aglardan
1918't)
orta sm1f, monar~iye kar~1 sava~ a<;:tl ve anahatlanyla ~u isteklerde bulundu: (i) Bir anayasa ile rnonar~inin yetkilerinin sm1rlandmlmas1; (ii) Vergilerin diizene konmas1 ve
azalulmas1; (iii) le;; gOmruk duvarlannm indirilrnesi; (iv)
basm ozgurlugu. lstekler isyanm burjuva niteligini apkc;;a
ortaya koyuyordu. 14 Temmuz l 789'da balk ayaklanarak
despolizmin sirngesi haline gelen Bastille hapishanesini yak1p y1kt1.
Bu geli~melerden hernen soma olu~turulan ve toplanan Kurucu Meclis, Amerika'daki c;;izgiyi izleyerek, once
bir "lnsan ve Yurtta~ Haklan Bildirisi" yaymladi. Bu bildiri,
insanlann ozgur oldugu, yasalar onunde e~itlik, herkese
memur olabilme hakk1, soz ve basm ozgurlugu, ozel mulkiyetin dokunulmazhg1 ve vergilerin toplumda dengeli bir
bic;;imde dag1t1lmas1 gibi temel hak ve ozgurliikleri ic;;eriyordu. Kurucu Medis sonra ulusal egemenlik ilkesine dayanan bir "Anayasa" hazulayarak, Kral'm yetkilerini smuland1rd1 ve siyasal iktidan, halkin sec;;ecegi bir parlamento
ile Kral arasm<la payla~ttrdi. Bunlar kabul edilip uygulamaya konulursa, yalmz devrimin gen;ekle~tigi hansa'da degil
turn Avrupa'da "eski dozen" Y\kilabilirdi. Zamanm tarih<;isi, "lnsan ve Yurtta$ Haklan Bildirisi, eski rejimin ohim
fermamdir" derken, herhalde hakh ve ileri goru~luydo, Bu
bildiri 19. yuzy1l boyunca liberalizmin en 6nemli belgesi
olarak kalacakur. 1791 Eylultinde Anayasanm yururluge
girmesiyle, Kurucu Meclis kendisini feshetti.
3. Devrimden
Sava~a
ve Teror
Yonet~mine
I
164
Amerikan ve Frans1z devrimlerinin doktrinleri, rahathkla Avrupa'nm her yerine ihra<; edilebilecek evrensel
hir felsefe bi<;iminde geli~ti. C:unku, zarnan, ycr, uk ya da
ulus fark1 gozetmeksizin, insanlarm temel hak ve ozg'i.irlf1klerinden soz etmekteydi. Bu durum' kar~1smda, Fransa'cian ka<;1p multeci haline gelen soylular, uluslararas1
<1ristokratik baglant1lanm kullanarak Avrupa'nm <;e~itli u1kelerine yerle~tiler ve devrime kar~1 bir dns "kutsal sava~"
a<,:ma haz1rhg1 ii;ine girdiler. K1saca, Avrupa art1k smir ta111mayan bir bolOnmeyle kar~t kar~1yayd1.
Frans1z Devrirni'ne ka~1 silah kullamlacaksa, bunu,
1-ransa Kralii;esi Marie Antoniette'in karde~i olan Habshurg lrnparatoru II. Leopold yapabilirdi. Pillnitz'de 1791
y1lmda yaymlad1g1 bir bildiriyle, oteki devletler katdd1g1
1akdirde Fransa'da eski duzeni yeniden kurrnak i<;in askeri
C:)nlemler alacagm1 apkladI. Aslmda 11. Leopold boyle bir
destegin gelmeyecegini biliyor, ama ulkesine yer1e~en miillcci soylu militanlan susturmak istiyordu.
Fransa'da burjuvazi, iki yd boyunca siyasal sahneye
l"gemen olarak, gucunu Fransa'nm mulki, askeri ve dini
kururnlanm yeniden duzenlemekte kullanm1~t1. Niyeti,
aristokrasinin liberal kesimleri ve Kral ile i~birligi yaprnak11. Ne var ki, gerek aristokrasinin dii~rnanca faaliyetleri ve
~erekse oteki Avrupa devletlerinin Fransa'ya mudahale
cdebileceklerini gosteren gelif?rneler bunu olanaksiz kild1.
l\oylece, l 792'de bir isti1a tehdidi ile kar~1 kar~1ya kalan
devrimciler, Avusturya ve Prusya'ya kar~1 sava~ ilan ettiler
ve c;ok ge<;meden Avrupa'nm bir<;ok ulkesiyle sava~u duruma geldiler. Ba~taki yenilgilerin yaram~1 panik birtak1rn
l'inlemler ahnmasma yol ac;tt. Bunlar arasmda, Ocak
I 793'te Kral 16. Louis'nin tahttan indirilip olduriilmesi ve
ku~kulamlan "siyasi"lerin ortadan kaldmlmas1 da vardI. Bu
arada Fransa'da "Ulusal Konvansiyon" donemi a1;1lm1~tt
! 165
(1792-1795).
Fransa'nm dts tehdillere kars1 birlesmesinde devrimci
gmplardan biri olan. Girondin'lerin ve bunun unlu onderleri Danton ve Canwt'nun paylan vardi. Ancak, onlarm ye
rine daha radikal devrimci bir kanat olan ve iktidan daha
demokratik bir temele oLUrlup, muhaliflere kars1-?iddet uygulayarak destek kazanan.Jakobenler ve bunun unululmaz
onderi. Robespierre ge<;:ti. Ulusal sava~ it;in seferberligi 1110kemmel bir bit;imde sagland1 ve coskulu ordularm kurul
mas1 ba~anldi. Boylece, Frans1zlar yalmz istilac1h1r1 pi1skurtmekle kalmay1p, kars1 saldmya da ge\:tiler. Bel<;ika,
Fransa'n.m dogal smularmm guvenceye almmas1 i<;in ilhak
edildi. Kisa surede Fn.msa'nm egemenligi Hollanda, lsvi\.rc
ve Kuzey ltalya'ya kadar genisledi. Yalmzca lngiltere'ye
kar~1 giri-?ilen saldm basans1z oldu.
Dt!larda bu geli$meler olurken, Robespierre gibi asm
Konvansiyon onderleri ii;;erde ti<; y1l tam bir "teror reji.mi"
kurdular. Devrimin bu yola dokCllmesinin nedenleri, bir
yanda Avrnpa devletlerinin Fransa'ya kar~1 uygulad1klan
askeri ve siyasi baskdar, ate yanda devrimde arad1klam11
bulamayan ve ihanet edildiklerine inanan koylu ve i~<;ile
rin ulkenin hemen her yerinde rejime kar~t ayaklanmalandJT. Toprak reformu gert;ekle~memi~. siyasal istikrars1zhk
ve sava!? ko~ullan altmda paranm degeri du~erek Lemel
maddeleri.n fiyat1 artml~ti. Bu durum, Konvansiyon yoneti
mini a~m bask1ya itti. Teror donemi boyunca idam ed1lenlerin % 8'inin soylu, l 4'uniin burjuva, 6's1mn din. adam1 ve
% 70'inin koylu ve i~<;:i kokenli qlmas1, konvansiyon rejimi
nin niteligini ai;;1kt;a ortaya koymaktadir. Daha once de de
ginildigi gibi, siyasal devrimler yoneticileri.n a~mhklann
dan kaynaklamr vc <;ogu kez ba.$lang1~ta istenmeyen ve
ongorulmeyen daha da a~m bir noktaya dogru suruklenir.
Frnns1z Devrimi de bu gen.ellemenin kahbma uymu~tur.
I 166
Siyasi Tarih
(llk~agla1da11
1918'e)
Sava~m Degi~en
a. Yu.rtt~-Ordu
1795 y1lmda Fransa Cumhuriyeti'nin 800.000 ki~ilik ordusu vard1 ve bu, herhangi bir Avrupa devletinin o tarihe kadar toplayabildigi en buyuk orduydu. Bu, liyakadanna gore h1zla yukselen subaylarm komuta ettigi, belirli ve benimsedikleri bir dava i<,:in sava~an yurtta~lardan olu~an ve
silaha sanhp halk1 temsil eden, ulusal bir orduydu. Davaya
bagnazca bagliltgl ve siyasal bilinciyle daha da gu<;:lenmekteydi. (ogunlugunu serflerin olu~turdugu ve hii;birinin
ii;inde bulunduklan siyasal sistemlere uyelik ya da baghhk
duygusu olmad1g1 oteki Avrupa ordulan ile tam bir z1thk
ii;i ndeydi. Cumhuriyeti n ilk as keri ba~an Ian nm gizi, bu
ge:<;:ekte yatal:'.
Biri;ok unsur 18. yozy1lda srmrh olan sava~1 20. yuzy1lda topyekun (total) hale getirmi?tir. Sava?m niteligi a<;:1
smdan 18. ve 20. yuzy1llar arasmda 19. yuzy1l bir tur "gei;i~ donemi"dir. Her ~eyden once, yukarda deginildigi gibi,
ordulann bile~imi degi~ti. 18. yuzy1l ve oncelerinin, subayLann soylu, erlerinin de <;:apulcu oldugu ordulan yerine,
Frans1z Devrimi ile birlikte, su~aylan yeti~m~ profesyonel
asker, erleri de libera!izmin, yani yonetilenin hukumetim
I 168
Korsika dogumlu bir topi,;u subay1 olan Napolyon Bonapart, Frans1z ordusunu bu modern bi~imiylc devrald1 ve
1796-1797 ltalya kampanyasmda saglad1g1 bi.iyuk ba~ariyla
unlu bir general oldu. Antik Roma lmparatorlugu hakkmda yaz1lanlan buyuk bir ihtirasla okuyan Napolyon, bu imparatorlugun Dogu'daki fctihlerini tekrarlamak gibi geni~
ufuklara da sahipti. 1797 tarihli Campo Formio antla~ma
s1yla Venedik'i Avusturya ile payla~arak, Venedik'in lyonya adalarm1 ve deniz filosunu eline ger;irdi. Antla~manm
I 69
gizli maddesine gore, iki devlet ilerde Guney Almanya topraklanm da payla;;acaklardl. Napolyon boylece Sezar'm ulkesine el atmI!? bulunuyordu, ama <;ok istikrarh olmayan
bir cumhuriyetin yetenekli generali i<;in Sezar kotu bir ornekti. ~ir y1l sonra Sezar'm Kleopatra ile bulu$tugu M1sir'a
bir sefer yap1p, bu toprag1 ele gec;irerek lngiltere'nin Hindistan yolunu kesmek konusunda Direktuvar'1 ikna elti.
Osmanh toprag1 olan M1sir'1 ele ge<;irmesine ragmen, zaferi
k1sa stireli oldu ve l 799'da geri <;ekilmek zorunda kaldi.
Bu s1rada, Fransa a<;1smdan Avropa cephesinde de i~
ler iyiye gitmiyordu. Yenilgiler dizisine, bala durumlan diizelmeyen koylulerin feryatlan ve ekonomik durumun kotulugti kan1?m1~t1. Fransa, ~leri rayma koyacak gfu;;lu ve
do.rust bir kurtanc1, ikinci bir "George Washington" beklemeye ba~lamt$lL Napolyon Fransa'ya kafasmda Washington'dan c;ok Sezar imgesiyle dondiiyse de, halkm destegiyle
c;evirdigi .:;:e~itll dolaplarla Direktuvar yonetimini y1karak,
kendisinin buyuk yetkilerle ba~mda bulundugu bir "Ui;;
Konsiil" yonetimi kurdu. l3unu gen;ekle~tiren Anayasa tam
18. yiizy1l biterken, lSOO'de 3 milyona kar~1 1500 oyla
halk tarafmdan kabul edildi. Fransa kaderini tiimuyle Napolyon'un ellerine b1rakm1~ ve ban$ i<;inde, mutlu ve ~anh
bir gelecege umutla bakmaya ba~lam1~tt. Napolyon ise, yeni bir Sezar olma yolunda, bir imparatora tahammiil edebilecek zenginlikte ve duzende bir Fransa yaratmak ic;in ekonomik, yonetimsel ve yasal dii.zenlemelere giri~ti ve buyo.k
ba~an kazandt. Frans1z Kilisesi'nin yuzydlardan beri bag1ms1z hareket ettigi Roma Katolik Kilisesi ile ban~t1. Devrimin ve Cumhuriyetin "dinsizligi" ortadan kaldmlm1~,
Roma'nm otoritesi Frans1z Kilisesi uzerinde saglanm1~t1.
"Dinsiz" Fransa, Napolyon'un kafasmdaki yeni bir monar~iyi kald1ramazdi. Napolyon'a gore, Roma'ya bagh din, ortalama yurtta~1 "uslu" tutacak miikemmel btr kurumdu.
I 170
Napolyon Sava$lan3
rum Avrupa k1tasma siyasal birlik saglamaya en <;ok yaklu~an ve haua bu konuda Hitler'den daha ba~anh olan Napolyon'dur. l 792'de Napolyon'dan once ba~layan ve
I814'te biten silahh mi.icadeleyi, yuz y1l oncesinin lspanya
Veraset Sava;;lan'ndan sonra bir ba;;ka "dCtnya sava~1" ola' ak degerlendirmek mumkundur. (unku, mucadelenin bir
holumu ;;imdi bag1ms1zhk mucadelesi veren lspanya Ameri kasm1 da etkilemi~tir. Ancak, Napolyon sava~lanmn <;o!~ll k1sa sureli sava~lar dizisidir. Burada sava;;lann kronolo1isine ve aynnt1larma girilecek degildir. Bu sure i\:inde,
~
llu sava~lar ve Napolyon'a kar~1 kurulan bir dizi koa\isyon hakkmda aynntih
bilgi i'in Bkz. Fahir Armaoglu, Siyasi Tarih, 1789-1914, I~ Banka>1 Yaymlan,
ss. 42-69. Ankara, 196 l.
<
I7
Frans1z Devrimi'nin "saldirgan ve ~1mank i;ocugu" Avrupa'da tam bir firtma gibi esmi~ ve tutucu imparatorluk vc
devletlerin karabasam olmu~tur. Milliyet~iligi ve Fransa'da
uygulamad1g1 liberal du~unceleri silah zoruyla Avrupa'ya
yaymak istemi$tir. Zaferlerinin sonunda i$gal ettigi ulkelere karde$lerini kral olarak yerle~tirerek, milliyeti;ilik ilkesine de ihanel etmi.$tir. Papa'nm da destegiyle kendini Sezar
degil, Sarlman gibi gormeye ba~layacakur. Ostelik, Avus
turya saraymdan Ar~idu~es Marie Louise ile evlenerek, ba~mdan beri istedigi yeni bir dunyanm kurucusu yerine, es
ki dunyamn damad1 olmw~tur. Aynca bu evlilikle soylular
arasma kanlm1$, suadan bir yunta~m imparator olmas1 gi
bi belki de gurur d.uyulabilecek bir ozelligini de, ki~isrl
"kompleksi" yuziinden yitirmi~tir.
Napolyon'uo bu Avrupa'da tek gOi; haline gelme yi'>
niindeki faaliyetlerine kar~1 Avusturya, Prusya, Rusya vt
Kita'da bir devletin iistOn duruma gei;ip gO<; dengesini boz
mas1m istemeyen lngHtere, aralannda bir dizi koalisyon
kurarak mucadeleye giri$mi$lerdir. Napolyon bu koalis
yonlara kar:?I Avrupa kllasmda kazand1g1 zaferler[e bir "K1
ta Sistemi" kurmay1 amai;lamaktaydi. lngiltere bu sistenw
deniz ablukas1yla yamt vermi:? ve klla ile her turlu ticarc11
yasaklad1g1 gibi, ba~ka k1talarla ticareti de engellemeye ~:1
h$mI~tu. Boylece, 20. yuzyil sava~larmda i;ok kullamlacal1
bir mucadele kahb1 yaraulm1$ oldu. Her iki dunya sava$111
da da lngiltere, Almanya'ya kar$I bu yolla mucadele edr
cektir.
Napolyon'un "Kita Sistemi"nin, ne kadar parlak askn1
zaferlerle kurulursa kurulsun, lngiltere'nin taru~masiz <'.k'
niz usllinhiguyle saglad1g1 deniz ablukasma uzun surrd1
dayanmas1 olanaksizdi. Napolyon'un amlannda yazd1g1 g1
bi "Avrupa'nm siyasal kaderi bir f1~1 ~eker i;evresinde c.lil11
meye ba$lamI$lI." N apolyon'un Avrupa'da i~gal ettigi to11
j
112
C. VIYANA KONGRES(
1. Viyana Duzeninin Mimarlan:
Castlereagh ve Metternich
Napolyon 19. yuzy1lm ilk on be~ y1h ic;inde liberalizm ve
i\zcllikle milliyetc;ilik ak1mlanm silah zoruyla Avrupa k1ta1,111a yayarken, ashnda c;;1karlan t;ati~an ve birbirlerine kar';ill ideolojilere baglanm1~ iki devlet adam1, Avrupa ban~ ve
thtzeninin sorumlulugunun omuzlannda oldugunu anla1111$lard1. tngiliz D1~i,?leri Bakam Castlereagh ile Avusturya
lla~kam Metternich. Birisi, parlamenter yap1ya sahip bir
mla devletinin, oteki c;;okuluslu ve otokratik bir kara devle1111in politikas1m yuruten ki~ilerdi. Onlan bir araya getiren
;.1y, Avrupa han$ ve duzeninin ancak Napolyon'un sava$
n lu nlarmda yenilgiye ugra t1lmasmdan gec;tigine ait ortak
hir anlayi~a varm1$ olmalanydl. lkisine gore de ban~, istikrnrh bir dunya duzeninin ve yaygm bir "me~rutiyet"in (onbra gore me~ru bir bit;imde kurulmu~ monar$ilerin yeniden kurulmas1 anlamma geliyordu) kurulmasmdan sonra
~:1~ ri;:ekle~e b iii rd i.
Castlereagh'm lngilteresi, k1tadaki muttefiklerinden
drgi;;ik bir ulkeydi. Bir kere, geni!? ve hala geni~lemekte
11lan AvrupadI-?I i;1karlan vardi. lkinci olarak, Napolyon tarnhndan hl~ i~gale ugr~maml$ll. Son oJarak da, en tutucu
I 11s
Siyasi Tarih
(llk~aglardan
J918'c)
I 176
-----5
Turk ulusunun, Versailles'<l~; ~ok <laha ag1r olan Sevres Bari$ An1lasma-
bir uluslararas1 diizen kurma i;al~malarma, ozellikle ;agda~ tarihte i;ok az rastlamr. l~te, 30 May1s 1814 tarihli ban~ antla~mas1, galip devletlerin kendi kendilerini smtrlandumalarmm en guzel omegidir. Galip devletler intikam
yerine glii; dengesinin pe~inde ko~mu~lardu. Asd ama<;lan,
Fransa'nm sava~ta ele gei;irdigi topraklan geri almak ve
Napolyon'un tahttan indirdigi "m~ru" monar~ileri yeniden kunnaku. Hatta, Napolyon'un Waterloo yenilgisinden
sonraki 20 Kas1m 1815 tarihli ban~ antla~mas1 da cezalandmc1 degildi.r. Fransa, Napolyon'un yapt1klanndan dolay1,
uluslararas1 sistem i~inde kuc;uk dii~urulmemi~tir. Muttefikler Rusya'dan korkmasalard1, ko~ullar belki daha agu
olabilirdi. Fransa, bir yanda Avusturya ile lngiltere, ote
yanda Rusya ile Prusya arasmda bir denge unsuru olarak
goruldugu i;in, ban!? da hafif olmu~tu. Bu dogrudur. Ama,
nedeni ne olursa olsun, sonui; deg\~memektedir.
Metternich ve dolay1.S1yla Viyana Kongresi'nin me-?ruiyet iddias1 ise ~uydu: Mevcut devletlerin sm1rlan kutsald1r,
dokunulamaz ve her devlet bu kutsal sm1rlannm ii;inde istcdigi gibi hareket etmekte ve istedigi rejimi kurmakta serbesttir. Ozetle, Metternich ve Castlereagh'm onderligindeki Viyana Kongresi, Avrupa ban~ ve gonencinin, ilgili
halklann "sozde" isteklerine uygularak de~il, me~ru otoriteye titiz bir itaat saglanarak korunabilecegi karanna vardi.
mesi, Tiirkiye d1$mda bilim adamlaruun pek ak11larma gdmeyen linemli bir
ornektir. Galip devletlerin korkutucu ~i~1ahlarm1" sm1rland1ramamalarmm
sonucu olarak yikllan Osmanh devletinin ba~at ogesi olan Turk insamna,
ya$ayacak alan b1rak1lmadt. llerde gorulecegi gihi, Meuemich ve bir dereceyc kadar Castlereagh'm ulus~uluk aknnma du~man olmalan, 19. yuzy1lm
ba~lanr!da bag1~lanabilecek bir yanh~n. ;'\ma, 20. yuzyilm ba~mda, tum Avrupa devletleriyle birlikte, Osmanh devletinin eskiden u~ yilz yd yilnettigi
Dogu Avrupa ulkelerinin ulus1;u aktmlan ha~an kazamrken (belki de daha
dogrusu ba~an kazanmalan saglamrken) Ti.Irk ulusuna aym hakk1 ta111maya11 Lloyd George icin aym "hafifletici" nedeni buhnak zordur.
3. Viyana Duzenlemeleri
Fransa'da tekrar iktidara getirilen Bourbon Hanedanhg1 ile
Muttefikler arasmda ilk antla-?ma, Paris'te 30 MayIS
1814'te imzaland1. Antla$maya gore, Fransa l 792'deki s1mrlarma \ekildi ve kendisine sava$ tazminat1 ya da tamirat
borcu yuklenmedi.
Viyana Kongresi oncesinde, Rusya, Osmanh devleti ve
Balkan konulanm Kongre'de konu~mlacak konularm <lI-?Inda tuttu. Osmanhlarla son sava$m ganimeti Baserabya'yt ve
ozcrk bir Buyuk Dukahk olarak Finlandiya'y1 elegec;:irdi.
lngilizler de denizlerin serbestligi ve somorge konulanm
Kongre gundeminin dt$mda tutmaya c;:ah$tl. Boylece, lspanya'daki bag1ms1zhk mClcadelesi kendi haline buakild1.
Napolyon'un Kita Sistemi'nin y1k1lmas1, endiistri devriminin lngiliz ureticilerine buhar gucu ile \ah$an makineler
saglamas1, deniza-?m somurgecilikte ciddi bir rakibin kalmamast ve deniz gucu tekeliyle lngiltere, yuz y1l siirecek
dunya ustunh.igu donemine girdi.
Viyana Kongresi'ne tum Avrupa devletleri ve hatta Napolyon'un y1kt1g1 Kutsal Roma lmparalorlugu ile birlikte
son bulan eski devletlerinin temsilcileri bile, yeniden bag1ms1z birimler olabilme umuduyla kat1lm1-?Ur. Ancak,
Kongre'ye egemen olan ve nihai kararlan alan yine de dort
biiyiik devlet -lngiltere, Avusturya, Prusya ve Rusya- oldu. Delegelerin tiimu, "Avrupa ozgi'Itluklerinin korunmas1", yani Avrupa devletlcrinden birinin tum sisl.eine egemen olamamas1 konustrnda aym g6rii$teydilei. Napolyon'
un Avrupa \apmda kurmak isledi'gi sisteme vcrilen ad olan
"evrcnsel monar-?i", toprak duzenlemeleri, baz1 dcvletlerin
sahip olabilecekleri asker say1smm smulandmlmas1 gibi
tedbirlerle onlenecekti. Hollanda ile Bel~ika birle~tirilerek,
Fransa'nm Flander dozlftklerine dogru olas1 geni~lemesine
I 179
'
Siyasi Tarilr
(llh~ag1'1rdan 1918'e)
kar~1
i 180
D~vrim!er
4. Genel Degedendinne
Paris antla~malan ve Viyana'daki duzenleme ile Viyana
kongresi, 1648 tarihli Westphalia Ban~1 ile I. DO.nya Sava~1
sonunda imzalanan Paris Ban;; Antla;;malan arasmda, en
geni~ ve koklu degi}iklikler getiren uluslararas1 diplomatik
loplant1dIT.
Bir uluslararas1 diizen, uzun omurlu ve etkili olabilmesi ic;in, antla$ma yukumluhiklerinin yanmda, ortak ilkelere ve ortak bir tore! bak1~ ac;1sma da gerek gosterir. Viyana sistemi o donemde hala gec;er akc;e olan siyasal tutuculuga dayanmaktaydi. Viyana Kongresi sonucunda olu~an yeni duzen ve ittifaklar sistemi hakkm<la Goethe ~tll:l
lan soylemi~lir: "lnsanhk ic;:in daha buyuk ve daha yararh
bir~ey icat edilmi~ degildir." Gen;:ekten, Goethe, "adalet ve
diizensizlik yerine adaletsizlik ve duzeni yeglerim" diyen
adarndL Erasmus, "en kotu ban;; bile en hakh sava~tan daha iyidir" demiyor muydu? lster bu basmakahplardan etkilensinler ister elkilenmesinler, Napolyon sava~lanmn korku ve biiyllk Slkmularmdan sonra, galip devletlerin
tmderleri, uluslararas1 ili~kilerin, torel degerlerin otesinde,
daha iyi orgutlenmesi gerektigini biitO.n ai;:lkhg1yla anlam1~lard1.
181
Siyasi Ta.l'ih
(llll~aglardan
1918'e)
<:.
! 183
I
Siyasi Tarin
(Jllr~aglaTdan
1918'e)
ralizm ve milliyetc;ilik- sO.reklilik guc;lerinin -monar;;i, kilise ve feodalizm- i;at1~mas1, Avrupa'ya Fransa'dan ba~la
mak uzere bir dizi devrim daha getirecektir.
1830 y1lmdaki liberal nitelikte ayaklanmalan daha iyi
anlayabilmek ii;in, donemin ekonomik ve toplumsal ya~a
mm1, k1sa da olsa belirtmekte yarar var. Telmolojik geli~
meler sonucu ortaya pkan yeni bulu~larm uretime uygulanmas1yla Bau Avrupa'da makinele~mi~ endiistri donemi
b~lam1~t1. l830'lara gelindiginde bu ekonomik degi~ikli
gin en onemli toplumsal ve siyasal sonucu, imalat, i~ ve ticaretle ugra~anlarm say1, zenginlik ve etkinliklerinin artmas1du. l~te burada, endustrile~meyle liberalizmin guc;lenmesi arasmda dogrudan bir ha~ kurulabilir. Zenginle~en ve
etkinligini artuan burjuva, kendi c;1karlarma daha uygun
bir politika ve.kendi gorii~lerine uygun bir hukumet bic;imi do~rultusunda c;ah~maya ba;;lam1~t1. Ancak, ~imdi bu
surec; ic;inde, yeni makineleri c;ah~nrmak ic;in yeti~mi~. ustiin nitelikte i~c;i gcrekmemekte, fazla iicret istemeyen kadm ve c;ocuklar i~e ahnmaktayd1. Boylece, 19. yuzy1lda i~c;i
piyasasmm niteligi degi~ti. Kentler i~c;i aileleriyle doldu;
fazla c;ah~ma saatleri ve az ucret yeni ve biiyiik toplumsal
sorunlar ortaya c;1kard1. Rakip firmalarla act rekabet yiizunden i~veren, etkili yasalarm da bulunmamas1yla, c;ah~
ma saatlerini uzat1yor ve Ocretleri do~ok diizeylere indiriyordu. Hemen hemen her Avrupa ulkesinde, mevcut
rejimlerin yelersizli~ine kar~1 bir yandan i$veren ve ote
yandan i~~inin ho~nutsuzlugu bir dizi devrime yol ac;u.
Bu dummda yoneticiler iki tehlike ka~1smda kald1lar:
Orta stmf ve i~.;i snnfi. lkincisinin kesin, koklii ve kendilerine gore a~m isteklerinden daha ~ok korkan yoneticiler,
genel olarak orta sm1fa odiin vererek, onlann destegini
saglamak yoluna gittiler. Fransa'da 1830 Devrimi'nden
sonra Franstz Krah olan ve 1848 ydma kadar iktidarda ka-
184
I 185
I 186
makla a~mlar tutucu bir tepkinin olu~masma yol ai;acaklardu. Barikatlarda sava~ma ve ~iddetli darbe gelenegi, parlamenter hiikiimet kurumlanna ka~l i;evrilmi~ ve Fransa'daki cumhuriyetc;i guc;ler zay1llam1-?tU. Bu da tutucu
tepkilere kap1y1 sonuna kadar a~acakur. Franstz halkmm
"T eror Rejimi sirasmdaki bask1 ve kan~1khk ortammda
cumhuriyetc;ilige kar-?I duydugu tepki henuz kullenmemi~
ti. Yeniden bu ac1 gunlere donmemek ic;in, i~leri dozene
koyacak ve ban~ ortam1m kuracak "durust bir otokrat"ta
kunul1,1~unu bulmas1 guc; olmadi.
Tum bu geli~melerin sonucu olarak, 184-8 y1lmm
Temmuz aymda yap1lan cumhurba~kanhg1 sec;iminde, tutucu tepki c;ok apk bir bic;imde goriilur. Napolyon Bonapart'm yegeni Louis Napolyon gibi bir otokrat, yedi buc;uk
milyon oyun be-? bU1;uk milyonunu alarak cumhurba~kam
olmu~tur. Louis Napolyon, dort y1l sonra, 1852'de, diktatorhigunft kuracak ve Ill. Napolyon ad1yla imparatorlugunu ilan edecektir. Bu diktat0rluk 1871 yilma, yani Prusya'nm, Alman ulusal birligini kurarken Fransa'ya sava~
ac;1p onu sava~ alamnda yendigi (Sedan) tarihe kadar surecek ve bundan sonra Ill. Cumhuriyet donemi ba~layacak
t1r.
1848'de kurulan cumhuriyet rejiminin en buyuk hatas1, nufusun c;ogunlugunu olu~turan koy!O.lerin destegini
kazanmak ic;in bir tanm programmm olmamas1dir. 1789
Devrimi'nin hie; olmazsa baz1 yeniliklerini izleyen Napolyon Bonapart, koyliilere topraklanm vermi~ ve feodal nitelikteki vergiler1 kald1rm1sn. 1848 Cumhuriyet yonetimi
ise, koylulerin biriken bor~lanm hemen tasfiye etmelerini
istemi~ ve toprak uzerindeki vergiyi arurnu~u. Bu durumda koylulerin, kendisinin de gmlagma kadar borcu olan ve
koylolerin bor~larma bu a~1dan bakacak olan "buyuk isimli" Louis Napolyon'u ba~larmda gormek isteyecekleri a~1kl 187
t1. Halk yeni bir Napolyon anyordu. Onlu Fransiz ~airi Lamartine, "balk hata yapmada serbest b1rak1lmahd1r" demi~
ti. Yap1lan hata, III. Napolyon'un ikinci imparatorlugudur.
Fransa'nm d1~mda, lspanya ve Portekiz'de yeniden liberal nitelikte anayasalar hazlTlamp yurorluge konmu~.
ltalya'daki liberal bir ayaklanma da Avusturya tarafmdan
bastmlm1~tu. 1830 y1lmdaki ayaklanmalar dalgas1 lngiltere'yi de etkilemi~tir. lngiltere'de ticaret ve sanayi burjuvazisinden gelen basktlar sonucunda, 1832 y1hnda i;1kanlan
hir yasayla, sec;im bolgeleri burjuvaziye daha geni~ bir temsil olanag1 saglayacak bii;imde yeniden duzenlenmi:;;, oy
kullanma hakk1 geni~letilmi~ vc sec;im yasas1 dcgi~tirilmi~
tir. Bu yasa buyuk bur:juvaziyi ho$nuL k1lm1~sa da, kfu;Ok
burjuvazi vc i~~iler bununla yetinmemi~ler, "Chartism" denen bir hareketi ba~latm1~lardu. Bu, s1mrh oy kullanma
hakkmdan gene] oya ge~ilmesini, gizli oy apk say1m ilkesinin henimsenmesini, milletvekili sei;ileceklerde belli bir
zenginlik duzeyine eri$mii;; olma ko~ulunun aranmamasm1
savunan bir harckctti. Boylece, 1830'larda lngiliz liberalizmi, Avrupa devletlerinde henuz filizlenmekte olan libcralizmi i;ok a~an bir duzeye ula~m1~ bulunmaktaydt.
3. Avrupa'da 1848 Devrimleri
/a. Ulus,uluk ~
i 9. yuzy1h onceki y\izy11lardan ay1ran tcmel ogclerden biri
de ulus~uluktur. 19. yuzytla kadar Avrupa. feodal bir temel uzerinde bir araya gelmi~ biri;ok siyasal birimden olu~
maktayd1. 19. yuzy1lda ise, bu kui;uk siyasal birimleri hir
araya getirmckte ve buyuk imparatorluklar ii;inde y3$ayan
uluslann bag1ms1zhklanm saglamakta, endustrile:;;me ve liberalizmin yanmda onemli bir pay1 olan ulusc;uluk ak1m1
kendini gur;lu bir bi~imde duyurmu~tur.
I 188
D~vrim!~r Don~mi
( J 776 - 1848)
I 89
Siyasi l"arih
(lll1~aglardan
1918't)
190
l
~
191
nm temsilcisiydi. Dolay1s1yla, Almanlar da ulusal birliklerini kurmah ve kendi ulusal degerlerini egemen k1lmahydi.
Yani, tiim 19. yuzytl boyunca ulusal birlik ve ulusal buyukluk hemen hemen her Alman'm tutkusu bi<;imine donii.~mu~se, bunun nedeni, belki de, her ikisine de sahip olmamas1yd1. Fichte, ortadan kaldmlamayacak bir Alman
ruhu, ayn ve dogu-?tan gelen bir Alman ulusaJ karakleri oldugunu soyluyordu. Bu ulusal karakter ise, d1-? ve ozellikle
Frans1z etkisinden mutlaka kurtanlmahyd1 ve 6teki halklarmkinden i;;ok daha soyluydu.6
Ancak, Alman ulus~ulanmn Alman ulusal birligini
kurma yolunda 1848 yilmdaki ~'.abalan, Avuslurya'mn ag1r
basmas1 sonucu, ba-?anh olamadi. Prusya, bunu, ko-?ullarm
daha uygun oldugu yirmi ytl sonra gen;ekle~tirecektir.
c. Otehi Ayaklanmalar
Metternich'in Avusturya-Macaristan lmparatorlugu da
1848 devrim giri~imlerinden paym1 ahm~ur. (:okuluslu bir
imparalorluk olan devlette, Macarlar ulusal bag1ms1zhk
i<;in ayaklanm1~lard1r. Viyana'da halk, "anayasa ve ozgOrluk" islegiyle Mettemich'e kar~1 harekete ge\:mi-?tir. Bu
basktlar kar51smda, 18. yuzy1ldaki yonetim anlay1~1mn 19.
yuzy1ldaki etkin tcmsilcisi Metternich, bir daha Viyana'ya
donmemek uzere lngiltere'ye ka<;acakur. Ancak, 1848 y1hnm sonunda imparator ilan edilen ve I. Donya Sava~1'na
kadar iktidanm komyacak olan Franz Joseph, Metternich
okulunun lemsilcisi olarak, Macaristan'm bag1ms1zhk harekeLini hem boyok ol<;iide Rusya'mn yard1m1 ile ve kanh
bir bic;imde ezecek, hem de halkm anayasa ve ozgur[uk isteklerine kulagm1 tikayacaknr.
-------6
I 192
1848 Devrimi, ltalyan yanmadasmda da bir ulusal birlik hareketi olarak ortaya <;1kn11$tir. Bu ama<;:la ltalya'nm
<;:e$itli yerlerinde gizli dernekler kurulmu$tur. Bunlar arasmda Italyan milliyeti;isi Mazzini'nin onderligini yap11g1
"Canbonari" dernegi. en tamnmt$ olamdu. Bu derneklerin
ortak amac1, t1pk1 "Almanya"da oldugu gibi, AvusturyaMacaristan hnparatorlugu'nun ltalyan yanmadasmdan <;:1kanlmas1 ve yanmadanm bir birlige kavu~mas1ydi. Bu
ugurda ltalyan yanmadasmm en gO<;lO. devleti Piyemonte'nin (Sardunya) iki giri$imi ba$ans1z oldu. Gorulecegi gibi, 1848 devrimler y1l1, ltalyan, Fransa, Avusturya ve Prusya'da "radikal" hareketlerin bastmlmas1yla sonw;land1.
Boylece, ulusi;u ve demokratik oz.lemler, ilerde tekrar canlanmak lizere, k1sa sOreli bir ba~anstzhga ugrad1lar.
19. Yuzy1lm en etkin ve devrimci gih,:lerinden olan
ulus<;uluk ilkesinin, bu yiizyilm sonlarma dogru Avrupa'da yozla$t1g1 ve oz.gun niteligini yitirdigi gorolur. Cunkii., zamanm ulusr;u dii$U.niirleri, giderek, uluslar arasmdaki farkhhklan abartmI$lar ve farkhhklarm nedenini c;.evre
ve egitimden \:Ok dogu$la ai;;1klamaya .;ah$mi$lardu. Boylece, 1rki;1 dii$ftnceden de kok alan ulusi;uluk ilkesi, giderek
ve i;ok yalm bir anlat1mla, $U anlay1$a varmI$llT: "Her ulus,
dogU$lan hakkt o}an isteklerini geri;ekle$tirmede ozgii.r olmah ve bu konuda hii;bir sm1r tammamahdu." Bu yeni anlay1~. ulus<;ulugun somurgecilik ve emperyalizme don0$mesinde onemli bir unsur olmu~tur.
Liberalizm ve ulusr;uluk gibi, sosyalist dii~unce de <;1k1~ noktasm1 1789 Frans1z Devrimi'nden alm1~tir. Nas11 liberaller ozgiirliik dU.$iincesine, demokratlar C$itlik i.ilkOsD.ne onem vermi$lerse, sosyalistler de ba~langui:ta kar<lelllik
ilkesine baglanm1~lardu. llk sosyalist di.i~Onurlere gore, insanlar dogu~tan iyidirler; yoksulluk ve yapay toplumsal
e~itsizli.kler olmasa, birbirlerine karde~<;e davranacaklardu.
I 193
.Siya.~i
Genel Degerlendirme
Viyana'da Mettemich'in devrilmesi, Bastille'in ele gec;irilmesi kadar 6nemli bir olaydu. l 789'da Bastille, gamizonsuz eski bir kaleydi. 1848'de Metternich i.se zay1f ve destekc;isi olrnayan bir adamd1. Arna her ikisi de eski duzenin
simgeleriydiler. lkisi de gidince, beraberlerinde eski duzeni
de goturduler. Tam olarak gerc;ekle~meleri biraz zaman da
alsa, BastiHe'de liberalizm, Viyana'da ulusi;uluk ba~an kazandi. Ba~ka bir anlat1mla, monar~inin yurtta~lar Ozerindeki otoritesi 14 Temmuz 1789'da tannsal te.melini yitirdi;
insan haklan Paris sokaklannda zafer kazandi.. Uluslann
hakk1 ise Viyana sokaklannda kazan11acakLIT. Her iki olay
da temelini tanndan alan geleneksel b.1kiimetin sonu oldu.
Art1k halk, ya onlann onay1yla ya da zorla yonetilecekti.
Bundan sonraki 130 y1lhk Avrupa tarihi, bir bak1ma, bu iki
y6ntem arasmda gidi~ geli~lerin tarihidir.
Siyasal Devrimler Donemi'nin, yani Amerikan ve Frans1z Devrimleri'nin uzun vadeli etkilerini toplu olarak ve kisa bir bit;imde gbstermek gerekirse ~unlar soylenebilir:
1. Amerika ve Fransa'daki devrim, ekonomik, toplumsal ve siyasal yonleriyle, once Avrupa'da sonra giderek
tom diinyada genel bir kan~1khk yaratan diri.k ve patlay1c1
gur;leri a~1ga ~'.1kard1. Bu ise, globalle~me surecini h1zlandITdi.
2. Amerika ve fransa'daki devrim, bi.reyin bilinc;li bir
I
194
195
1. Osmanb Diplomasisinde
Geli~meler
18. yuzy1hn ba~mda Osmanh devleti Bat1 ile rahat bir ili~
kiler butunii i~inde bulunuyordu. Karlof<;a Antla~mas1'nm
imzalanmasmdan alt1 ay sonra onaylanmas1, buyuk ve gosteri~li seremonilerle olmu~tu. Bu onay, dost1;a ili~kilere yol
a<;m1~ ve bir yanda Bab1ali7 ile ote yanda Avrupa devletleri
arasmda, eskisine gore daha surekli diplomatik temsikilerin teatisiyle sonu\:lanm1~tIT. Bu tarihe kadar belirli vesilelerle ve ancak k1sa sOrelerle Avrupa ba~kentlerinde bulunan Osmanh diplomatlan, ~imdi daha uzun siireler Avrupa'da bulunuyor, Bau uygarhgm1 daha yakmdan tamyor ve
Bat1'mn yalmz kultiir ya-?amm1 degil, aym zamanda hiikiimeL sistemini de ogreniyorlardi.
Omegin, Avusturya'ya yeni Osmanh el\:isi olan ibrahim Pa-?a, Viyana ku-?atmasmda bulunmu~ degerli bir devlet adam1ydi. Simdi Viyana'ya son derece degerli annaganlarla, bir diplomat olarak giriyordu. lstanbul'da ise, Avus7
kanna~1k
Avrupa oyunlannm d1~mda kal1nmasm1 saglam~tlr. Arna, 18. yuzyilda, muttefik bulma zorunlulugu dolay1s1yla Avrupa devletleriyle ili~kiler onem kazanmaya
ba~lad1gmdan, bu kar~1hks1z diplomasi Osmanh devletini
"izole" etmi~ti. Surdugu takdirde, Osmanh devleti Avrupa
devletleriyle ili~kilerinde gui;suz bir temelden hareket edecekti. l<;erde, d1~ ili~kileri sistematik bir bii;:imde planlayacak merkezi bir orgut olmad1g1 gibi, d1~arda da surekli eli;ileri bulunmuyordu_
(stanbul'daki yabanc1 el\:ilerin de ~i zordu. Onlar da,
yeterli ileti~im ve ula~1mm olmamas1, Osmanh ya~ant1s1
ii;:ine girememeleri ve en onemlisi kendilerinin Turk.:;e, Osmanhlarm da Bau dillerini bilmemeleri dolay1s1yla zor durumdayd1Lar. 1699 y1lmda Bab1ali'de Tercume Odas1'nm
kurulmas1yla biraz rahatlad1lar. Bu odanm memurlan ise,
genellikle Yunan ticaret toplulugunun ii;:inden sec:)lmekteydi. l~te, 18. yuzytlm ba~lanndan itibaren, gerek Tercume Odas1'nm kurulmas1, gerek Avrupa devletlerinin lstanbul'da surekli buyo.kel<;i bulundurmalan ve gerekse Osmanhlann da elr,:i gonderme geregini duyup, kisa sureler
i<;in bile olsa, bu Avrupa gelenegine uymaya ba!iilamalan,
Osmanh diplomasisini geli~tirmi~tir. Ancak, Osmanhlarm
Avrupa'mn onemli merkezlerine surekli buyukeli;i gondermeleri ve ir;erde bir "d1~i;;leri bakanhg1"nm kurulmas1 ir;in
19. yuzy1h beklemek gerekecektir.
2. Rusya ve Avusturya ile
lli~kiler:
Prut ve Petervaradin
I 198
200
I 201
Siyasi Tarih
(llk~aglardan
19!8'1:)
Muslumanlarla.
har~1la~tmld1g1nda
o kadar
zayrf o1an Htristiyanlar, ~imdi neden bu kadar ,ok ulkeyi ellerine ge(irmi~lerdir ve hatta bir zamanlann muzaffer Osmanli ordulanni yenmektedirler?"
Bu ger~ekten temel soruya yantt olarak, MOslumanlar'm basiretsizlik uykusundan uyandmlmas1 gerektigini
soylemekte ve ~oyle devam etmektedir:
"Musliimanlar da~man(arimn durumlan hahkrnda bilgi
sahibi olmahd1rlar. Ileri goru~lu davranmal1lar ve yeni Avrupa yontemleri, orgiltleri, stratejileri, tahtikleri ve .~av~ sanati
konulanyla yakmdan ilgilenmelidirler."
202
Devrimler Dci1u:111i
(J 776
1848)
uklan reformlara yol gosterici niteligiyle gen;ekten, gelecek yeniliklerin i;1k1~ noktas1d1r.
Ancak, c;ok gec;meden lll. Ahmet'in ban~.;;1 donemi sona ermeye ba~lad1. Hareketsizlikten, hii.kii.metin kendi ihtiyar;larma kay1ts1zhgmdan ve "gavur" usullerinin yaygmla~
masmdan rahats1z olan Yenic;eriler, bozucu seslerini
yeniden duyurmaya ba-?ladilar. Hedefleri, hemen her zaman oldugu gibi yine Sadrazam'di. Bask1 kar-?Ismd.a Sadrazam'm kafas1 vuruldu ve III. Ahmet de yegeni l Mahmut
lehine tahtmdan feragat etti. Bu olay sonunda da Lale Devri tum hmm yitirdi. Ibrahim Miiteferrika 1745 y1lmda
>lunce, matbaas1 da i;:ah-?mamaya ba~ladi. Ko~ullar matbaanm yeniden ac;Ilmasm1 1783 ydma kadar engelleyecektir.
Yitirilen bu 40 yil, "Osmanh Ronesans1" olarak kabul edilebilecek olan Lale Devri'nin yol ac;t1g1 olumlu geli~meleri
geciktirecektir. 1900'lerle birlikte, yeniden ipin ucundan
yakalama faaliyetlerine giri~ilecekse de, Osmanh devleti i~
te bu yanm yuzyilhk gecikmeyi bir turlii kar~1layamayacak
ve buna 19. yuzy1lm donemsel gerilemeleri de eklenim:e,
20. yuzy1la zay1f, geri ve parc;a1anmakta olan bir devlet olarak girecektir.
4._KOc;:O.k Kaynarca ve
Ill. Mus ta fa ( 17 57 -1 773) tahta gec;t.i gi za man, ii l kenin yone timini Koprululer'le kar~1la~tmlabilecek yetenekte bir
sadrazamrelinde tutuyordu: Rag1p Pa~a. Kendisi, gelenek~el yapilarla Bauhla~ma arasmda bir uyum kurmaya r;ah~
maktaydi. Rag1p Pa~a. d1~ politikasmda da aym uyum ve
dengeyi aram1~nr. Yuz y1ldan beri Osmanh devleti aleyhine topraklanm geni~letmekte olan Avusturya ve Rusya'ya
kar~1 dayanabilecegi bir devlet olarak, ~imdi giderek gii~
lenmekte olan Prusya ile bir antla~ma imzalam1~ ve bunu
203
sinin yetersizligi yuzii.nden, ba$anh olunamad1. Rus kuvvederi Efiak ve Bogdan'a girdiler.
Y1lm sorl1na dogru, Bizans topraklanm eline gecirmekle desteklenen hayallerin gucii, Cari~e'yi Yunanistan'1
Turklerden kurtarmak gibi bir projeye itti. Bunda kendisi11e, o zaman daha Osmanh devletinin toprak bOtunlOgOnii
koruma politikasma ba$lamam1$ bulunan ve Fransa'ya kar~ her turlu devletle birlik olabilen lngillere de yard1m etti.
l 770'te Rus donanmas1 Akdeniz'den Mora'ya saldud1ysa
da hi~bir ba~an elde edemedi. Ancak, Rus donanmas1 da
uzerine gonderilen Osmanh donanmas1m yendi. Boylece,
Rusya ve onu destekleyen lngiltere'nin 18. yuzy1lda Yunanistan'1 kurtarma giri$imleri ba$ans1z oldu. Aym politikay1
19. yozyllm ilk yansmda da izleyecek ve bu kez ha$anh
olacaklard1r.
Bu arada, Kafkas ve Avrupa cephelerinde i~ler Osmanhlar ii;in iyi gitmiyordu. Ruslar Eflak ve Bo~dan'1 ellerine
ge~irmi$lerdi ve Osmanh ordusu Tuna'mn guneyine cekilmi$ti. Rusya'mn bu denli gu~lenmesi i$lerine gelmedi~in
den Prusya ile Rusya arabuluculuk onerisinde bulundular.
l 77l'de ate$kes saglamp Bukre$'te ban$ $artlan gorO.~ul
meye ba$land1ysa da, Osmanhlar Kmm'm elden c1kmasma
goz yummad1g1 ii;in sava$ yeniden ba$lad1. 1773'te Silistre
Kalesi iyi bir savunma yaparak Rus ordusunu bozdu ve
Varna'ya dogru ilerleyen bir Rus birligi de puskurtuldu. Bu
ba$anlardan yureklenilerek l 774'te ~umla'da kar~1 saldmya gei;ildiyse de, Osmanh ordusu bozguna ugrad1 ve Kui;uk Kaynarca'da ban$ antla$mas1 yap1ld1. Antla~manm imzas1 Ruslar tarafmdan dart gun geciktirilerek Prut yenilgisinin yildonumune getirildi. Ruslar, yenilginin anisim silmek istiyorlardi.
Kui;Ok Kaynarca Ban$ Antla$mas1, Osmanh devletini
d1$ardan topraksal ac;1dan dagitma amacma yonelik sayilamaz. Arna, yeni ve belki de daha ciddi bir politikanm <la
j
205
ba~lang1~
' 206
v
Endustri Devrimi ve Sonuc;lan:
Globalle!?me Donemi1
--
yeryiiziine ya}'llacakur ki, bu bi\yOk ~l'...atlama"d~n etkilenrneyecek toprak pan;as1 kalmayacaktiraenrek yanl~ olmaz. 19. yiizy1lm bu patlay1c1 ve de~i~iklik getiren giic;leri,
yunya~1 tek .bir .Jaaliyet alam haline .&~-~~e~- ve AvriJ.{
fa'nm dunya iistun!Ugunii kesin bir bi~iI!l...de saglayarak)
~l~~~lle~.me .siirecini tamamlavacakn!...:...-
A. ENDUSTRI DEVRlMl
ekonomik ya~a;, buyuk ol~l!_!c:_,__t_~E1mal kii\:ilk el sanatlanna ve ticarete dayann~.l?rdu. Asil iiretim kaynag1 olan toprak soylulann ve Kilise'nin elinde olduJ!;u jfh1-..~jyasaL gu~
de -l:emetd;-toprak ;rlstok~in:i~-~li~derc:Ji:__Bu durumu
yalmz liberalizm ve milliyetc;ilik gibi ak1mlar YJkIDI$ degildir. Bunlarda11-dait~r1emet-olan, ekonorriik yapln'i:D _degi~
mi~ oiinas1dn. IS!saca, yeni bulu$lann iiretime uygulanma..I
s1 ve bunlann en onemlisi olan buhar gucuyle i;ah$an
makine, makinele$mJ~~~!_riyi doi!ur~~...-~ bu-~f;-Av
rupa'da sermaye birikimini art1rm1$ttr. 1$te, buna "endustri
''IL.
-_/
devnmr -d~my.or. ___
Ashnda endustrile$me iki a$amah olarak gerc;ekle~m~
bir olgudur ya da iki ayn endiistri devriminden ~ edilebilir. Baz1 kaynaklar ilk 8$amaJl~ndiistri devrimM i~incisi
ne bilimsel devrim ad1m verm~\-i:edirler. Ba$kalarliB. yiizytldan 19. v~-Htn- -ona]arma kadar olan endOstriyel
geli~meyi ~kine devrimi.., ,jl 9. yiizy1hn ikinci yar1s1ncla
ba~layam is~e
no ojik devrim'~larak gorme egiliminde...__
dirler. Kayna t1ar1n~boliimii de, ill\ a$amaya damgasm1
vuran demir ve komiir ile ikinci a$amada agirhk kazanan
~eligi _vur~ulayarak, endustnle$me sOrecinfa~tlcfamaya ~a
l~maktadular. Ancak, bu 9lguya nas1l bak1hrsa bak1lsm,
onemli olan iki a$arnanm etkilerinin birbirinden farkh olmas1du.
1~'w11~,1 1
1. Endustri Dev-riminin
tlk A~amas1
((~~ere Kadarf
209
du. Boylece, Avrupa'da temelde t~_nm i~ilerinin toplu\.,. mundan, fabrikalarda esva ~n_mifiisiLd.ogn-i_~nli bir
--------\I degi~im olmu:;;tur.__
I ~ Daha 6nceki donemlerin aymc1 niteliii nastl avc1 ve
toplaym kabileler ile buyul< toprak pan;alan ise, e_ndustri
i;agmm i;arp1c1 k~r!::l_l!ll,l fabrikalar Qh:n.1Jstur. Fabrikalarm
aymc1 "..~ Enemli ozellikleri ~unlardir:
(i) Dretim sured tek bir i~letmede odakla$rt11$
.... bulunmaktadu.
(H) Fabrika ne kadar geni$ bir alana yay:ihrsa, giri~im
0 kadar ekonomik ve makineler de o kadar bi.iyOk olur.
(iii) Fabrikalardaki makinelerin hepsi belirli bir i$te
uzmanla$ID1$tlr ve insan-d1$1 gui;ler tarafmdan i;ah$Ir.
(iv) l-?1;iler yonlendirilir ve r;ah~malan, belirli bir Ocret ve i;al~ma saat~er~evesind~H'?mi'j.-.l~ir yonetici
kadro tara!!~~.l!iJ_gnet lenir.
-- (v) Oretim,_g~_l~mi~ bir pazara yoneliktir.
Bu temel ozellikleriyle i;ah~an fa~rikalann tem_~.L~~rji
kaynag1 koroO.rdiiJ:. Gen;ekten, endOstri devriminin ilk a~a
masmda, Avrupa ve Kuzey Amerika'nm...her yerinde komii_!, ekonom1nin her alanmda as1l guc; kavrnlgi.d1r ve bug.fin bile bin;ok"lllkeoe bu temel_o..elligi.ni.~urc:l!!rmektedir.
l 970'1erae dfinyadak6mur uretimi y1kf~__mil~r tonun
uzerindedir ve dunya enerjfu:eti~inin uc_te_birini olu$turmaktaCffr~Zengin komur kayn~J~l~nnmb.ulunmas1. lngiltere'y.!:,_ oteki devletler uzerinde ekonomik iistunluk kazandum~ ve belki ba~ka alanlarda da g~li$mesinin temeli
olmu$tur. 19. yuzy~hn ortalarma gelindigi.nd~_::JngHtere-y1l
da:Y.mm milyonJO'dluk l<omur Oretimiyle, u1m dunya devletl~nm''.Ureiltgfoin be~ l<.atina -~ahjJ:L_h_ulunuyordu. Endiistriyel ~!"enin bu ilk a~amasmda komurun 6nemi,
bu cevhere sahip olmayan ya da sahip olup ~u ya da bu nedenle kullanamayan Ulkelerin tarihininden de anla~tlabilir.
1
i 210
I:i- --------
:-=
Endustrilesmenin bu ikinci asamasmda temel hammadde ve enerji kaynaklarmda di\,degisiklik__ortava c;1kti.
...,_Koritur ve deinmlk)!-eiiltnda. celik, elektrik, petrol ve kimL~asal maddeler de ureti~surecin; s~kulunca~ endustrilesme bugun c;evremizde gordug'iimiiz bic;imini alm1s oldu.
Yine bugiin c;evremizde gordiigumiiz_ye_ belki de kamksad1g1m1z nesnelerin c;ogu yuz yilhk bir gec;mise sahiptir. Ic;ten yanm~lL.motor. telefon. mikrofon, gramafon, telsiz,
...,-lamba~.!_aba histigi. bisikler. daktilo. ucuz gazetekag1a1 giblye~ilikler, endustri devriminin ikinci yansmm iiri.inudiir. 1870 sonras1 doneminin her alandaki degisikliklerini
ve yeni dogan modern duJl.yarun onemini nc kadar vurgulasak yeridir. Diyelim, 17. yuzyildan Napolyon_donemine
getirilen bir ki$i, 'btt-yeni aunyasmda p_ek_~a$U~~_dan _yasayabilir. Omegin, Napolycin-ordularmm bir gunde ald1g1
mesaf,e, lskender'in ordulannmkinden c;ok daha fazla>l'(}ggildi~\.. Ama~~u elli y1lda, endustri ~e:rimi ~u~yay1, belkl
.de bik01'--mn yapamayacag~<tardegi~tI~u. )
~
Demir,-enduslri devrimiillilOii'inci a~amasmda buyuk
ama basat olmayan bir rol oynam1st1. lkinci asamasmda c;elik tam anlam1yla her alana egemendir. En onemli yaran
ise demiryolta11ntia gorqtm-. "falmz ABD, 1880-1890 arasmdakt-on yddrrn~cut -olanlara 115.000 km. demiryolu
eklem~. lngihere 1860-1913 arasmda demiryolu uzunlu-, gunu iki katma, Fransa dort, Almanya alt1 katma .;;1k.a~
tlr. Demiryolu, Rus hokometinin mutlak otoritesinil.doguI
-\ da Pasifik ve guneyde Asya'nm i~lerineka<faf" ge_ni~l~_lrni~
- ve ho lece totaliterbir tiranhgm temelini atm1~11r. Oteki.,
-~-
---.
--
] 212
--
212
-f
213
ve-
/ -- ----
A214
vesi, Avrupa kentlerinin p.azarlannda her--gOA gGRilen mallar haline g~fcfi. l 900'ler~ g,eli!!_digin_de. yerviizu global .hir
nitelik ahnaya tam anlam1yla ba~lam1~ sayilabilir.
r::1
.___... Kitle
. T
--
oplumunun_Q~_!.a~C!k!-.~
c;ah~1lan
bilimsel, teknolojik ve
endiistriy~I .~.!:'ii~<;agda~ tarihin de ba~larigu;: noktas1d1r. Yeni endustriyel teknikler, buyuk c;aph giri~imleri
ve kentsel yerle$me_ hli;imleri.11L._Q.r.ta~s1k~~~- Ornegin,
yeni s:elik en_c!_ii~lO'a kadar i~c;i c;ah~tuan bireysel giri~imleri o!~~u. Fazla uretimin sonucu olan depresyon
( l 8V-rn95.l..so n ucunda, yeni makineler alacak _[!_l_~li__g~cu:
)olmayan ve endustri devr\minin hirlnci~~~;~Sllll.!1-.filO.nu(
))lan ~~iik aile i~leij~~ayanamay1p teker teker yokf
)ldular~Dolay151yla, geni~ c;aph giri-~imler, trost ve kartelier-ekonornik sisterne egemennate ge10iler:-zo:-yuzyifa girilirkeTI,.. ne kadar acimas1z olursa~o'tsun, amk endustrile~me surecinin durdurulamayacag1 anla~1ld1 ve her turlu
,.toplumsal, ekono~!_k _ye c;evresel.. s.onuc;lanyla -bazen de
'kotO- oldugu gibi kabuJ edildi.
Endlistri devriminin dogrudan sonucu olarak, i~<;:ile-~
rin fabrikalarda toplanmas1 ve fabrikalann da kentseL~an- {
Iara .y!d ffiasiyla: giderek. kin ts el alanlar kmal_ ~e_r!eim~
alanlar!_m yutmaya baladi. Bu geli$me, up bilimindeki y niliklerle ortaya <;:1kan nufus artl~L ve bu nufusu doyurma
i~'.in g1da-maddesi ~eki c;~a[a.r~iginqt,
20. yuzyilnl_9_egi~II!_~Higi olau.ri~e- topfumu~ ti'tr,ihtek i yerip.i~
187l'de nufusu 100.000'den c;ok olan kent, Almany:1'da 8 taneydi. Bu sa}'l 1900'de 33'e, 1910'da 48'e yuksel
di. Rusya'da bu nitelikte kentlerin saylSL 187l'de 6 iken,
l!.JOO'de 17 oldu. Yeryuzunde nufusu l milyonu a~an kent
J
215
Fm
I 216
Iurnta her iq '~S.~:~el" oldu. GeneJ_o:y, _genel _e_g_itim, gen.el seferberlik, genel sava~ ya da ki tie sa~a~L lste, _<.:!!_~da~ sistemin
lem-eller!. buyJ~~e-j_lllO s9_~rasmda at1lma_y~_ba~laod1. Ancak, bu "kiL!e do~emi:;ii;:inde i~auoglu Iki_.dunya_~~~m j
yirmi y1l gilJCI<1sa bir ara ile y~~ad_!_,__:Bu iki k!tle sava~m_a,
bu ikrgeilersavasanasd gidildi? A\oTupa'mn artan refah1
bunlan nasd cngelleyemedi?Bugunku uluslararas1 sistem
nas1l kuruldu? Kitabm bundan sonraki boli.imtmde bu
{)nemli sorularm yamtlan aranmaya i;:ah~1lacaknr.
Simdiye kadar incelenen ve 19. yuzyilm deg~iklik
gu<;leri olan hbernlizm, milliyet<;ilik ve endustrile~menin
sonu<;lan Avrupa <;apmda ulusal birliklerin kurulmas1,
dunya <;apmda ise emperyalizmdir.
211
Siyasi Tarih
(llk~aglardun
1918'e)
toprak ve dogal kaynaklar, ko1;uk toprak sahipligi bi\iminde dogrudan dogruya halka ait olmad1g1 gibi, toprag1 halka
i~letip kiray1 toplumsal amai;larla kullanan bir monarka da
ait degildi. Bolgenin siyasal bolfmmu~lugunun bunda pay1
biiyilktu. Topragm en verimli ve buyuk bir bolumu, ufak
bir feodalitenin elindeydi. Bu durumun bir sonucu olarak,
19. ylizy1lda endustri devrimiyle birlikte, mali gOi; belirli
odaklarda toplanmaya ba$lam1~u. Bu mali gucli elinde bulunduranlar ise, teknolojik bulu~lan, koi;uk iireticinin yaran ii;in degil, kendi i;1karlan ii;in kullanmaktaydi. Boylece
biriken zenginlik, Orta Avrupa'da da merkezile~m~ endustriyi dogurdu. Merkezile~mi~ endOstriyse, merkezile$mi~ mali gOcOn zenginligini daha da artudi. Sonunda, merkezile~mi~ iiretim ve dag1um yonunde bir geli$me ba~lay1p,
giri~imci bir "burjuva sm1fi" dogdu. Bir tarihi,;i ~unlan yaz1yor:
"Burjuva:z:i, ticarete daha t;oh harehet ozgurliigu verecek
olan birle~mi~ bir ulusal devletin kurulu~u i~in mucadele
eder. Mut1ak monar~iyi -bu mutlak1yet butunle~me yanlm o1mayan feodaliteye kar~1 miicadele ettigi siirece- Lutar. Ancak,
burjuvaz.inin gefi~mesine engel olursa, ona kar~i (ilmr ve me~
rutiyetle yonetilen bir monar~i ya da cumhuriyet kurar."
Geri,;ekten, Avrupa'da 6zellikle Fransiz Devrimi'ni izleyen Napolyon Sava$larmm ortaya ~ikard1g1 siyasal istikrars1zhk (monarklarm ve siyasal smulann surekli deti$mesi
dolay1s1yla) ve i;ok say1da siyasal birimlerin ticareti engellemesi (aralanndaki gumruk duvarlan dolay1s1yla), buyuk
bir giivensizlik duygusuna ve ekonomik bunahmlara yol
a1;m1~tI. Ozellikle ~iddetli olan 1857-1866 y1llan arasmdaki
ekonomik bunahm, bu yeni sm1fa, endustrile~menin ortaya i;1kard1g1 ekonomik bunahmlar ve govensizligin ancak
butiinle$mi$, gui;lu ve buyuk merkezi devletlerce en az zararla atlat1labildigini ai;1ki;a gosterdi. Ktsaca lngiltere,
I 218
Globalle~me
Dlinemi
Fransa ve Beli;;ika gibi ulusal birlige sahip Batt Avrupa ulkelerinin ekonomik refah1, Orta ve Gfmey Avrupah giri~imcilerin gozCmu ai;m1~ti.
Bu giri$imci smif, belirli bir merkezi ho.kumet denetimini ve kolayhkla deg~meyen saglam siyasal s1mrlan, ticaret ve endOstrinin geli$mesi ii;in gerekli gordo.. Dogaldu
ki, bu hukumet denetimi, kan garanti edecek ve sermayeyi
koruyacak derece olacaku; kamula$tirmaya varacak kadar
degil. Aynca, bu yeni s1mf, eski duzenin hukuki ve yonetimsel kurumlanm y1kmak, yeni bir i$gU.cO pazan kurmak,
daha liberal ve demokratik parlamenter kurumlar yoluyla,
siyasal iktidara da ortak olmak istemekteydi. 19. yiizyilm
ortasmda Almanya ve ltalya'daki geli$me1er, ancak bu ekonomik yap1 anla$1ld1ktan sonra anlam kazanabilir.
2. italyan Birligi'nin Kurulu$U
I 219
Kurulu~u
Ij
Z20
221
I 223
224
Globallt~111t
Dbntmi
C. EMPERYALlZM
Endiistri devriminin Avrupa ac;:1smdan en onemli sonucunun Alman ve ltalyan ulusal birliklerinin kurulmas1 oldugunu gormu~ bulunuyoruz. Bu devrimin tum yeryftzii c;apmda en onemli sonucu ise, somurgeciligin emperyalizm
bic;imine donii~mesidir.
SOmurgecilik, bir devletin egemenligini bajik_a t~rak
lar ve halklar i.izerinde kurmas1 ya da g~~~~mesidir. 56mOrgeci lige c;ok yakm bir sozcuk olan emperyalizm ise,
ozellikle Avrupa' nm buyuk devletlerinin 19. yiizytlm ikinci yansmda oteki k1talar iizerinde' geni~lemelerine verilen
addu. Bugiinkii tammlam~1 ile, Avrupa'da kuvvet politikasmm, devletlcr aras1 siirtu~me ve ekonomik rekabetin deniza~m bolgelere yay1lmas1du. Boylece endustri devriminin urunfl olan yeni ekonomik ko~ullarla, anar~ik
uluslararas1 siyasal iH~kilerin bile~imi, emperyalizmin gerc;ek niteligini a.;1klayabilir.
Avrupa devletlerinin somiirgeler kurmak yoluyla geni~lemelerinin 19. yuzyilm. bir olgusu olmad1g1 .. U. vuzv1ldan beri Avrupa larihinin onemli bir ozelligi oldugu belirtilmi~ti. Ancak, emperyalizm sozcugu 19. yuzy1lm ikinci
yansmda kullamlmaya ba~land1 ve 1870 sonras1 donemi
"empcrya1izm" \'.agt olarak adlandmld1- Simdi sorulacak
soru, bu doncmin ozclliginin neredcn geldigidir.
Her ~yden once ~unu belirtmek gerckir ki, somiirgecilik her nc kadar uzun bir ge~mi~e sahipse de, Avrupa'nm
19. yiizy1lda endiistri devrimi sonucu kar~tla~t1g1 ekonomik ve toplumsal sorunlara ~ozilm getircn yontem olarak
ycnidir. Aynca, ozellikle Alman ve ltalyan ulusal birliklerinin kurulmasmdan soma somurgecilik eski yuzy:illara
oranla buyuk bir h1z kazanm1i;;t1r. Bu yarn,;a, lngiltere,
Fransa ve Hollanda'mn yanmda Almanya, ltalya, Rusya,
ABD ve Japonya da katilm1~lard1r. Dolay1s1yla, emperyalizm, somiirgecilikten hem nitelik hem de nicclik bak1mmdan farkhdu. Emperyalizm olgusunun temelinde ~u unsurlar yatmaktadu:
I. Ekonomik Unsur
Somiirgecili~in
226
EndU.;tri Dcviimi ve
Sonu~lan;
Globallcime Donemi
cicaretin geli~ehilmesi 1i;1n bu durumun biraz olsun. dtizeltilmesi gerekiyordu. (ii) Yatmmlarda bulunan ~irketler, oteki devletlerin ~irketlerinin rekabetinden kurtulmak istemekteydiler ve bmm <la devletin askeri gucu gen;ekle~
tirebilirdi. (iii) Ekonomik baktmdan geri kalm1~ ulkelerde
rahat r;:ah~abilmek, ornegin bor.;.lan zamanmda alabilmek
i(in, o ftlke )'.bnetimine basklda bulunmak gerekliydi.
Emperyalizmin yayilmasmm ekonomik unsurlan arasma yeni gumruk duvarlan ve merkantilist doktrini de
koymak gerekir. 19. yuzy1lm ikinci vansmdaki uluslararas1 depresyonun etkisiyle l879'da Almanya ve l892'de
Fransa, iilke ve somurgelerinde ithalat gumrugiinii yiikselttiler. Bunu giderek Neki Avrupa <levletleri izledi. Boylece, Avrupa devletleri arasmda yukselen giimrtik duvarlan, ticaretin somurgelerle yapilmasm1 zorlayarak, deniza~m
yay1lmay1 hizland1rd1. Aynca, yeni merkantilist doktrin,
endustri r;:agmda hir;:bir devletin uzun sure kendi kendine
yeterli kalamayacagm1 ve bu nedenle her devletin gumriik
duvarlanyla koruyacag1 bir somurge imparalorluguna sahip olmas1 gerektigini ogretiyordu. Ingiliz Somurge Bakam
fo.~eph Chamberlain, ~gun kuc;uk uluslarm gunu degildir;
gun imparatorluklarmd1r" derken, Avrupa'nm her yonden
b1:.1yukluge tutkusunu yans1tmaktaydi.
Ekonomik unsur, Alman ve Japon somiirgeciligincle
de etkili olmu!?tur. 19. yuzyihn sonlarma dogru bu.yuk endustri devletleri haline gelen Almanya ve Japonya'nm bu
tlurumlarma uygun somiirgeleri bulunmamaktaydi. Oteki
somii.rgeci devletlerle aralanndaki a~1g1 kapatmak isteyen
hu iki devlet, h1zla somi\rge sahibi olmaya ba~lad1lar.
2. Demografik Unsur
I 1p bilimincleki geli$melerle c;ocuk olumlerinin azalmas1
I
I 227
ve ortalama ya~am suresinin uzamas1 sonucunda, artan niifusu yeni elde edilecek topraklara yerle~tirme istegi de, somurgeciligin 1870'lerden sonra h1zlanmasmda etkili olmu~tur. Bu demografik unsur en ~ok lngiliz, ltalyan ve
Japon somurgeciligini etkilemi~tir. tlerde gorulecegi gibi,
191 l y1lmda ltalya'y1 Osmanh devletinin toprag1 olan
Trablusgarb't (Libya) i~gale iten en onemli neden, artan
ltalyan nufusuna bo-?3hm alam bulma du~uncesidir.
3. Guvenlik
Endi~esi
Afrika, Hint Okyanusu ve Uzakdogu limanlan, deniz usleri, ugrak noktalan ve ticaret merkezleri olarak c;ok degerliydi. 19. yuzy1hn ikinci yans1nda Avrupa'daki korku ve
guvensizlikler ag1 ve sava~ tehdidi, somurgeci devletler ii;:in
boyle strate_jik avantajlan gcrekli kilmaktayd1. Bu yuzden,
6zellikle, l. Diinya Sav~t'ndan sonra s1k s1k duyulacak
olan "emperyalizmin giderek sava~a vard1g1" varsay1m1, oykunun ancak yansm1 anlatIT. Sava~ tehlikesinin ve bunu11
dogurdugu guvenlik endi~esinin giderek emperyalizme yo I
ac;t1g1 da aym derecede gec;erli bir varsay1mdu. Bir devleti
emperyalizme iten, ekonomik t;1karlarla, siyasal ve askeri
amac;:larm bile~imidir.
GOvenlik endi~esi, ozellikle lngiliz somurgeciligi ic;:in
gec;:erE olan bir unsurdur. 1870'leri izleyerek lngiltere ii;:in
asil onemli olan, yeni somurgeler elde etmektcn c;:ok, vai
olam daha iyi korumakt1. 1878'de K1bns'a, 1882 y1lmda da
M1s1r'a yerle~mesini, Hindistan yolunun guvence aluna
almmas1 ac;1smdan degerlendirmek daha dogru olur.
228
Jen sozlerinden de anla~1lacag1 gibi, 1870'1.erden sonra, somurge sahibi olmak, buyuk devlet olmanm geregi olarak
kabul edilmi~ti. Prusya'ya 1871 yenilgisi ve Avrupa'da
ikinci sm1f devlet olmanm verdigi eziklik, Fransa ve ltalya'nm somurge sahibi olma giri~imlerinde i;:ok etkili olmu~tur.
229
6. Somiirge imparatorluklan
1870'leri izleyen "emperyalizm <;ag1"nda lngiltere Afrika'da
toprnklan elde edecektir: lngiliz Somalisi, MlSlr, Nijerya, Uganda, Kenya, Bechuanaland, Rodezya ve Nysaland.
Fransa ise, Tunus, Senegal, Fildi~i Sahili, Dahomey, Gine,
Frans1z Kougosu ve frans1z Somalisi'ni somiirge imparatorlugu i<;:ine katacaktir. Arrika'nm payla~1lmasmda Almanya, Togo, Kamerun, Guneybat1 Afrika ve Alman Dogu Afrikasm1, 1talya ise Eritre ve italya Somalisini ellerine ge~irc
ceklerdir.
<;:in ve Japonya'mn 19. yuzy1lm orlalarmda Bali ticaretine a<;;Ilmalarmdan sonra, Hindi~ini'nin ingilrere ile f'ransa arasmdaki somurge c;at1~malanna sahne oldugu goruh.i.yor. lngiltere, Hindistan'1 eline ge(;'.irdikten sortra, gerek bu
bolgenin giivenligini saglamak ve gerekse (:in'e giineyden
s1zabilmek i<;;in biti~ik Birmanya ile ilgilenmi~ ve bu ulkeyi
denetim altma alm1;m. llat1dan doguya dogm ilerleyen ingiltere'nin kar~1s1na, dogudan bat1ya dogru ilerleyen Fransa <;1km1~ ve boylece iki devlet arasmda anla~mazhk ve kt:i<;:iik c;aph c;al1~malar ba~lam1~ti. Annam'a yerle~mi~ bulunan Fransa, battya dogru topraklanm geni.;;letmeye ba~la
ymca, iki devlet Siyam'da (bugtmku Tayland) kar.;;1 ka~1ya
geldiler.
(ngiltere ve Fransa arasmda 1896 y1lmda yaptlan bir
somurge anla~mas1 ile Siyam iii;; bolgeye aynldi. BatlSl lngiliz, dogusu Frans1z etki alam oldu ve ortaya da iki dev!etin
~u
I 230
Globalle~me
Diincmi
Tum bu geli-"?meler sonucunda somurge yans1 h1zla geve olumlu ve olumsuz yonleriyle Avrupa uygarhg1 tum
yeryuzunu kaplad1. Dunyanm topraklannm l/S'i ile nufusunun 1/1 O'u dogrudan Avrupa devletlerinin sm1rlan i<;ine girdi. 1900'e gelindiginde Afrika kat1smm 9/lO'u Avrupa'nm
denetimindeydi ve kitada bir iki tane bag1ms1z devlet kalm15ll. Bu, dunya tarihini Lemelinden degi~lirecek gorulmemi~
birolguydu.18. ve 19. yuzy1llarmAvrupadevrimleriningerc;ckte diinya devrimleri oldugu, ancak emperyalizmle a~1kc;:a
ortaya (1kt1. Hangi alanda olursa olsun, bu "hrtma"nm itici
gucii denetlenemez ve s1mrlandmlamazd1.
li~ti
VI
Bundan onceki bolumlerde, Avrupa sahnesinde ortaya c,;1kan onemli olaylar, surekliligi saglayan gii.(,'.lerle, degi$ik1ik
getiren gucler arasmdaki c,;at1~manm cen;evesi ii;inde ve
birbirleriyle etki-tepki ili~kisi ac,;1smdan ele ahnm1~u. Ancak, 1870'te ba~lay1p I. Donya Sava~1 ile biten donemi yalmz s'Oreklilik ve degi$iklik guc,;lerinin arasmdaki cat1~ma
nm devam1 olarak gormek, bir bak1ma yamluc1 ve yiizeysel bir ac1klama olacaktu. Ote yandan, bu donemin tarihini, lngiltere, Fransa ve Beh;ika gibi Bat1h parlamenter devletlerle, Orta ve Dogu Avmpa'nm otokratik monar~ileri
arasmdaki i;at1~manm yalmz diplomatik anlatlml olarak
sunmak da aym olc,;ude yuzeysel olur. Bu bak1mdan, burada, 1. Dunya Sava~1'na nasil ve neden gidildigi, daha analitik bir yakla~1mla ac,;iklanmaya <;.ah~Ilacaknr.
I 233
l. Siyaset Alamnda
Geli~meler
ayncahklannm, sefalet.in ve cehalelin son kalmt1lannm temizlenecegine inamyorlardi. Tutucular ve 1hmh liberaller
ise bu ozgurluk ve demokrasi hareketlerinin monar~iyi, kilise ve dini, kamu duzenini ve savunduklan tum degerleri
ytkacagmdan korkmaya ba!?ladilar. Bu yuzden, genel oy ilkesinin geni~letilmes1 c;abalan, bir yanda abarnhm;; umutlar, 6te yanda a~m korkular yararan uzun ve ac1 mucadelelere yol a<;tl.
Endustrile~me, nufus art1~1, yukselen ya~am standard1
ve kentle~me, entelektuel alanda d.a etkisini gosterdi.
1800'lerin rornantizminden, 1870 sonrasmm "gen;:ek~ilik"
(realizm) ak1mma ge<;ildi. Art1k, edebiyat<;1lar, ressamlar
ve miizik dunyasmm dehalan, gormek ve duymak istediklerinden c;ok, gorup duyduklanm yans1tmaya ba!?ladilar.
Entelektiiel ya~am ve giderek i<; ve d1~ politika en <;ok
"Sosyal Darvinizm"den etkilendi. C1tarles Darwin (18091882) 1859'da Turlerin Kokeni, 187l'de de Insanoglumm
Dogu:;u adh kitaplanm yaymlam1~t1. Bu temelden "evrim
kuram1" geli~ti. lngiliz doga bilimcisi olan Darwin, evrim
kuram1yla, hii;:bir turun degi!?meden aynen kalmad1g1m,
zamanla dcgi~iklige ugrnd1gtnt ve her turun, ister m kadar
buyuk ister rnikroskobik olsun, kendinden onceki tiirlerden, birbirini izleycn ufak degi~ikliklerle geli~tigini soyloyordu. K1saca, yeryuzunde milyonlarca y1ldir ya~ayan canhlann tarihi, tek vc anlamh bir evrim sured ic;inde bugune
kadar akan birle~ik bir tarihti. Aynca, turlerin, bilin\:li ve
akilh bir bic;imde degil, tamamen rastlannsal olarak degi~
tiklerini anlat1yordu. Dogada "en guc;:lu olamn" yani degi~en c;:evre ko~ullarma en iyi bic;imde uyan to.r!erin "ya~am
mucadelesi" vard1 ve "dogal ay1klama" ile bu surei;; siiriip
gidiyordu. Bu goru~ler, Darwin'in hii;; ilgilenmedigi insan
toplurnu ve siyaset alanlarmda kullamlmaya ba~land1.
Darwin, kendinden,sonra gelenlerce ve i;:ogu kez taraf-
l 236
2. Ekonomi Alanmda
Geli~meler
Ekonom1k 6rgutlenmedeki geli$meler de, siyaset alanmdaki geli-?meler kadar dikkat \ekicidir. 1870 sonras1 insam,
enditstri devriminden bu yana dev adunlarla ilerleyen bilimsel teknigin uygun bir bi<;imde uygulanmas1yla 6nemli
toplumsal sorunlarm ~6ziilebilecegine inamyordu. Aynca,
19. yuzyihn ikinci yansmda endustri ve ticaretten zenginle~en, ban~p anlayi~h bir orta snuf geli~mi~ti. Bunlann ortak du~uncesi ~uydu: Endustri makinesi iiretimde bulundugu s1:.'lrece, yalmz i<;; degil, uluslararas1 i;.an~maya da
gerek kalmayacaktu. l3u, 19. yuzyilm gene! iyimserlik havasma uygun bir kamyd1.
Endustri devriminin getirdiklerine bagh olarak, buhar
gucunun makineyc daha seri uygulanmas1 ve giderek geli~en demiryollan, aym zamanda buyok i;aph ekonomik orgutleri de gerekli kilnu~tI. Avrupa ve ABD'de sermaye birikimi h1zlanm1~, ekonomik gti<;; bir azmhgm eline ge<;mi~tir.
Ore yandan, demiryollan, telgraf ve lelefon, metropoldeki
yoneticilerin uzaktaki gorevlilere anmda yonerge gonderme olanaklanm geli~tirerek, hukumetlerin denetim gucitnu ve etkinligini arurm1~tir.
19. yuzy1lm genel iyimserlik havas1 i\:inde, 1840-1860
arasmdaki yirmi y1lhk sure de serbesr ticaret clonemi olmu~tur. lngiltere'nin endustriyel geli~mesi serbest ticaret
anlayt$ITIITI itrunit olduguna gore, bu oteki devletlerce ornek ahndl. Serbest ticaret anlay1~1 genel olarak uygulamrsa, uluslararas1 ili$kilerin geli$mesi saglanacak, ticaret serbestle~ecek, orta sm1f kendi 1;1kanm soylu d1~i~leri' bakanlan ve kavgac1 generallerin yerine gei;:irirse, ulkelerin ekonomik c;1karlan uyumlu duruma gelecek ve refah artacaku.
Bunun sonucu olarak, once Fransa gumruk duvarlanm du$Urdu. Hemen sonra Prusya'da Ulusal Liberal Parti aym i$i
I 238
239
19. Yuzyilm ba~mda Napolyon ordularmm bile, bir bak1ma, lskender'in ordularrndan daha h1zl1 yol almad1g1, c;ok
daha c;evik olmad1g1 daha once belirtilmi~ti. Ancak 1870'
lere gelindiginde, buyuk olc;ude endustri devriminin sonucu olarak bu durum temelinden de.gi~ti.
(:eligin bile~iminin geli~tirilmesi ve yaygm olarak kullamlmaya ba~lanmas1, en c;ok sava~ sanatm1 degi~tirdi. Seri
bic;imde ate~ eden makineli cufek, <;e1ikten yap1ld1g1 ic;in
kolayhkla buktilebilen dikenli tel, bir iki at1~ta hemen ~i~
meyen c;elik ala!;itmmdan uretilen uzun menzilli toplar, ulkelerin birbirlerine verebilecek zaran, tahmin edilemeyecek olc;ude artmh. Demiryollarmm saglad1g1 h1z olanaklan
ve ic;ten yanmah motor, birliklerin bir yerden otekine gidi~ini hem kolayla~tird1 hem de h1zlandird1. Dolay1s1yla, orc]ular son derece c;evik, hareketli ve ate~ go.cu yuksek hale
geldi. Telsiz telefonun bulunmas1yla merkezden sava~an
birliklere verilecek talimatlar anmda gonderilmeye ba!;ilandt.
Tum bu geli~melerin sonucu olarak, bir ordunun belirli bir yeri i~gali kolayla~t1 ve luzland1. Dolay1s1yla, sald1rmm, yani ilk darbenin avantaj1 artm1~ oldu. Buna ka~1 erken seferberlik ya~arnsal bir onem kazand1. Askerlik alamndaki bu geli~meler, ilerde gortilecegi gibi, hem I. Dunya
Sava~1'nm c;1kmasmda hem kitle sava~l nitdigi ahnasmda
ve hem de y1k1c1hgmda son derece etkili olmu~tur. Daha
once incelenen geli~melerle birlikte du~unuldugunde, ordularm ele ge\irdikleri bu yeni guc;, devletlerin birbirlerinden duydugu korkuru aruracak, milliyet<;iligi korukleyecek ve uluslararas1 uyum yerine uluslararas1 anar~iyi gec;irecektir. I. Dunya Sava~1'm o zamana kadarki en buyuk
"uluslararas1 anar~i" olarak degerlendirmek yanh~ m1 ola1 240
Buyuk Frans1z Devrimi'nden bu yana ozgi\rluk ve orgutlenme alanlannda buyuk geli~meler gorulm0.$Se de, uluslararas1 ban-? ve giivenlikle ilgili son derece onemli bir alanda he.men hemen hic;:bir degi~iklik orcaya c;:1kmam1~. hacta
c;:1km1~ bile olsa gerileme bic;:iminde belirmi~tir: D1~ politikamn planlamp yiiriieulmesi.
Viyana Kongresi doneminde oldugu gibi, buyiik devletlerin d1~ politikalan, guc;: ve yetkileri kuramsal olarak s1nuh, fakat gen;ekte despotik, tek tek bireylerin elindeydi.
Dogu Avrupa'daki uc;: imparatorlukta (Rus <;:arhg1, Osmanh Devleti ve Avusturya-Macaristan lmparatorlugu) parlamentolar kurulmu~ olmasma ragmen, d1~ politikalar hala
monarklar tarafmdan denetlenip yurutuliiyordu. Parlamenter demokrasinin simgesi durumunda bulunan lngiltere'de bile, d1~ politikada sureklilik gelenegi, d1~ ili~kileri
parlamentonun denetimi d1~ma pkarm1~u ve bu konuda
Dogu'ya gore bir Ostunluk iddiasmda bulunacak durumda
I 241
degildi. Fransa'da, huko.metin yetkileri, oteki Avrupa devletlerindekine gore daha smtrlandmlm1$ ise de, d1$i$lerinin
O.st kademe memurlanyla belirli buyo.k i$ c;:evreleri arasmdaki ittifak, dt$ politikada demokratla$may1 engellemektey-
di.
Boylece, daha once belirtildigi gibi, bir yanda devletlerin bir sava~ta biibirlerine verebilecekleri zarar c;:ok artar
ken, ote yanda uluslararas1 ili$kiler guniin ihtiya<;lanna ce
vap vennekren <,;ok uzak bulunuyordu. Sefcrberlik, buyo.k
devletlerin hazuhklarmda kilit davran1~ bit;imi olmu$, seferbcrligi en seri gerc;:ekle~tirecek devlctin sava$la elde edecegi biiyftk avantaj, bu yondeki orgutk:nmeyi h1zland1rm1~
t1. Bu ortamm dogal bir sonucu olarak, d1~ ili$kiler tiim
Avrupa ulkelerinde "kutsal bir su" bic;:imine dcm0.$til. Ulusal c;1kar kavram1, dt$ ili$kileri ve sav~ haz1rhklanm ha!
km denetimi ve bilgisi d1$ma r,:1karc.h.
C:.
savasm modas1 ge<;mi~ duruma gelecegine inannus bulunuyordu. Bu ban~c;1 havanm nedeni, uluslararas1 siyasal ve
ekonomik ili~kileri duzenleyecek olan bir uluslararas1 orgutO.n varhg1 degildi. Buna gerek b1rakmayan ekonomik,
toplumsal guc;ler, tek sozcukle "Avrupa Uyumu" sahnedeydi.
<::an tarafmdan bastmlmam1~ m1yd1? Monarklar aras1 dayam~mamn iyi bir gostergesi olarak, Rus <;.an, Avusturya'nm
sm1rlan i\indeki S1rplan ai;;1kc;a isyana te~vik etmemekteydi. Ancak, yiizy1hn sonlanna dogru oyle bir donem gelecek
ve ulusal \:tkar ugruna, ii; statuko i<;in omuz omuza dayam~ma ortadan kalkacaktir. 0 kadar ki, rakibi zay1flatmak
amac1yla, ba~ka ulkelerdeki ayaklanmalar bazen ac;;1ki;a, bazen de alttan alra desteklenecektir. Osmanh monarkmrn
topraklan ii;inde ya~ayan azmhklara Avrupa devletlerinin
miidahaleleri, ai;1kc;a ki~kutmalan ve hatta askeri yard1mIan en guzel ornektir.
Di;unci1 olarak, Avrupa'daki dayam~ma yalmz monarklarla smnh da degildi. Avrupah, H1ristiyan, uygar ve
beyaz olmak, Sosyal Darvinizmin de etkisiyle, Avrupahlar
arasmda bir dayam~ma duygusuna yol a<;m1~t1. Bu dayam~
manm d1~ nedeni, Avrupa'nm, Osmanhlarm temsil ettigi
Asya'ya ve Muslumanhga kar$l savunulmas1yd1. Zaten, Avrupa Birligi konusundaki 16. yuzy1ldan kalma goru~ler,
Osmanh devletine kar~1 ortak bir cephenin kurulmas1 geregi nden kaynaklanm1~tI. Avrupa'nm biricikligi, Dogu'nun
"barbar" imparatorluklarma kar~1 gu<;lu Avrupa'nm yarattlmas1, Kant ve Rousseau gibi unlu dii~iiniirleri, "Avrupa federal devleti" .;agnsma zorlam1~t1. 16. yuzy1hn ilk devletler
hukuki;usu Hugo Grotius, Avrupa devletler hukukunun
1<.aynag1m, Avrupa'nm "tek dininde" anyordu. Arna, bir bak1ma uluslararas1 ih~kilerin gen;:egine uymayan bu yapay
dayam~ma, 19. yuzy1lm son ceyreginin siyasal ve ekonomik milliyeti;iligine dayanamayarak, y1k1ld1.
Avrupa Uyumu'nun surdOrillebimesinin en onemli nedenlerinden biri, Avrupa i1;inde olu~an birikim, gerginlik
ve 1;at1~malann bo~hm alanmm bulunmas1yd1: Somurge
ler. T1pk1, patlamasma engel olmak uzere duduklu tencereye aplan delik gibi, s6miirge insanlan, Avrupa insammn
i
244
salduganhgmm, k1zgmhgmm u<;up gittigi nokLa durumuna gelmi~lerdi. Avru pa-ic;i gergin likle r patla ma derecesi ne
geldiginde, devlellerin birbirlerine pe$ke$ c;ekebilecekleri
"ho$" alanlar vard1. Fransa'da Almanya'ya kar$1 intikamc1
duygular tehlikeli bir noktaya ula$ng1 zaman, Ilismarck
parmag1 ile Afrika haritasmda henuz Avrupa egemenligi
altma sokulmam1~ bir toprak par<;asm1 gosterebiliyor ve bu
konuda Fransa'ya Alman destegini saglayabiliyordu. Ancak, 19. yuzy1lm sonuna gelindiginde yeryliziinde payla;;1labilecek, pe$ke$ ~ekilebilecek yer kalmadi. Sava$ bulutlarmm yaratt1g1 panik duygusuyla titreyen Avrupa parmaklan, dunya harttasmda gezine gezine, y1k1lmakta olan Osmanh devletinin Balkan topraklarmda sabitle~ti. Gerginliklerin bo;;abm alant buras1 olabilir miydi? Olabilirdi ama bu
daghk bolgenin bir tek kusuru bulunuyordu: Avrupa'nm
i<;inde olmak. Orada ba$1ayan "somurge <;all;;mas1" Avrupa'y1 felaketine goturdu.
2. Gii<; Dengesinin Degi$mesi
246
U(LO ITTIFAK
1. Alman-Frans1z D1i!lmanhg1
1870'lerden sonra, Avrupa'nm daha once deginilcn gene]
goriintusil ii;inde ~u ogelcr yava~ yava~ agtr basmaya ba~la
nu~tn: Giderek artan nUfus, muazzam endustriyel gl:u; ve
giderek geli~en yeni sava~ teknolo.jisi. Simdi as1l sorun, bu
guc;:lerin nerede vc nastl kullamlacagt ve Avrupa'nm buylik
devletlerinin yeni kazand1klan bu guc;:leri nas1l ve nerede
deneyecekleriydi. Avrupa devletleri yeni guc;:lerini Avrupa
(ozellikle Dogu Avrupa ve Balkanlar), Asya (ozellikle
Uzakdogu) ve Afrika'da (ozellikle Kuzey Afrika) kulland1lar. l~te, bunu izleyen vc l. Dunya Sava~1'na kadar olan
ac;:1klamalar, yeni guc,;lerin bu bolgelerde kullamh~mt ve bu
davram~m ortaya pkard1g1 uluslararas1 c;au~ma ve grupla!?malan temel alacaktu. Zaten, 1870 sonrast dunya tarihi de
buyiik olc;:O.de bu ~all!?malann oykOsunden ba!?ka bir !?CY
degildir.
Alman ulusal birliginin kuruldugu 1871 ile I. Dii.nya
Sava~1'mn c;:1kug1 1914 tarihleri arasmda Avrupa tarihinin
5iyasi Tarih
(Ilh~aglardan
J 9 lB'e)
hi<; degi~meyen 6gesi, Almanya ile Fransa arasmdaki du$manhkt1r. Hatta bu du~manhk II. Dunya Sava~1'nm sonuna
kadar surecektir. l~in aslma bak1hrsa, Almanya ai;:1smdan
Bismarck'm ha~lang1<;taki ana amac1, 1871 duzenlemesinin
bozulmasm1 onlemek ve Alman birliginin gu<,:lenmesini
saglamak i<;in, hie;; olmazsa bir ku~akhk ban~ donemi ac;;maku. Ancak, bu yondeki giri~imleri, Fransa tarafmdan
du~rnanca kabul edilecek ve bu devlette guvensizhk duygulan ortaya i;1kacakur. Fransa ai;:1smdan ise, kin duygularmm uzerinden zaman gei;:ince, bu devletin asil amac1,
1871 oncesi yalmzhgmdan kurtulmak ve boylece A\manya'ya kar~1 bagla~1ksiz ve zay1f kalmamak olmu~tur. Ancak,
Fransa'nm da bu yondeki c;abalan, gerek Avusturya ve gerekse Almanya'da abarulm1~ guvenlik endi~elerine neden
olacakt1r. l~te, k1sa bir anlaumla, ur;lu ittifak ve onun kar$ihgmdaki iit;lu itilaf, bu yeni denge arama i;:abalannm
iiru nleridir.
2. Almanya'nm Stralejik Zay1fhg1
Fransa'nm Almanya'mn diplomatik girii'imlerinden duydugu ku~kunun temeli, 1871 yenilgisi olsa gerek Almanya'nm Fransa'dan duydugu ku:.;kunun ise, stratejik bir temel nedeni vard1r.
Alman ulusal birliginin kurulmasmdan hemen sonra,
Dogu Avrupa'da, uc;: buyuk monar~i arasmda c;:e~itli birlikLer kuruldugu gozlenmektedir. Bu duz.enlemelerin Lemelinde yatan unsur ~udur: Yeni Alman devletinin varhgmm istikrarlt ve saglam bir diplomatik ve stratejik temeli yoktu.
Modern ve guc;:lu Almanya, uc;: sava~ sonucunda aniden ve
gu<;lu bir bic;imde kurulmu~tu ama cografi bak1mdan Avrupa'mn saldmya en ac;1k devletiydi.
lngiltere, bir ada devleti oldugundan, guvenligi Avru-
l 248
pa Kuas1'nm Ada'ya en yakm bolgderinin (Heli;;ika ile llollanda) emin ellerde bulunmasma baghydi. DI$ politikas1nrn temeli de Ada'ya en yakm k1ta i<:inde gui;: dengesinin
saglanmas1yd1. Bu sagland1ktan sonra, lngiltere guvenligi
konusunda buyuk bir endi$e duymam1~. ancak, ilerde goriilecegi gibi, Beli;;ika ile Hollanda'nm i~gali onu I. Dunya
Sava$1'na girmesinde en onemli neden olmu$tUr. Ba$ka bir
ada devleti olan Japonya ic;in de durum a~ag1 yukan aymd1r. 0 <la, upkt lngiltere gibi, Ada'ya en yak111 kttada gOc;
dengesini kollam1~ ve kitanm Ada'ya en yakm bolgelerinin
(bu durumda Kore ve Manc;urya) emin ellerde bulunmas1na <;alu~m1~tn. Asya'da Rusya'nm gur;:lenmesine kar$l,
1904-1905 sava~mda Kore'yi i:;;gali, ekonomik nedenlerin
yanmda, boylesine bir stratejik du~iinceyle ac;;1klanabilir.
Fransa, bir k1y1 devleti olarak, Atlas Okyanusu ile bat1smdan, Pirene daglan dolay1s1yla guneyinden ve Isvir;:re
Alpleri ile de guneydogusundan bir <lereceye kadar emin
bulunmaktaydi. Saldmya ac;1k bolgesi duzluk olan Almanya smmyd1. Boylece, Alsace-Lorraine ve Ren akarsuyu koprO.lerine sahip oldugu surece, goreli bir gi.ivenlik ic;inde sayilabilirdi. Ancak, Alsace-Lorraine stratejik bak1mdan bu
hassas durumuyla ~imdi Almanya'nm eline gec;mi~ti. Dolayis1yla, Fransa'nm bu konudaki duyarhhgm1, ulusal ve
ekonomik unsurlann yanmda, stratejik du~iinceler de
ac;1klamaktadir. L DO.nya Sava$1'nm en kanh sava$1an bu
bolgede verilecektir.
ltalya, bir yanmada devleti olarak, yine goreli olarak
guvenligi ac;1smdan fazla bir endi~e duymamaktaydi. llgin<;
bir nokta olarak, Avrupa'nm Akdeniz'deki don ho.yuk yanmadasmm (lspanya, ltalya, Grek ve Anadolu) k1taya birle~tikleri bolgeler genellikle yuksek daglan i\'.eren yuksek
yerlerdir (Pireneler, Alpler ve Dogu Anadolu yiikseklikleri). Bu bak1mdan bu say1lan devletlerle birlikte ltalya da,
!
I 249
Siyrui Tai-iit
(lllt~aglrudan
1918'e)
Kita'ya birle~tigi noktadan bir dereceye kadar emin bulunuyordu. ltalya'nm, bir yanmada devleti olarak, giivenligi
ai,;1smdan onem ve.rdigi, K1ta'mn yanmadaya en yakm kiy1
bolgesinin, yani Dalmai;ya kiytlannm emin ellerde bulunmas1yd1. Buras1 kendi elinde bulundugu ya da en azmdan
du~man eHnde bulunmad1g1 durumlarda, guvenligini ani
bir lehdit allmda gormeyebilirdi. ~imdi Dalma\'.ya kiy1lan
Avusturya'nm elinde bulundugundan, iki devlet arasmdaki
bu potansiyel c;att?ma konusu, Bismarck tarafmdan has1r
alt1 edilmeye .::;ah~1Lm1~ ve bunda bir sure ba$anh da olmu~
lUr.
Rusya, bir kna devleti olarak, saldm kar~ismda geri <;ekilebileccgi geni~ toprak parc;alanna sahipli. Bu bak1mdan,
tum devletler arasmda stratejik ac;1dan en avantajh durumdaydi. 1812'de Napolyon'un buyiik ordusunu geri c;ekilme
stratejisiyle yenmemi~ miydi? Aym strateji IL Diinya Sava~1'nda da kullamlacak ve Hitler'in bu.yuk ordusu benzer
stratejiye kurban gidecektir.
Bu durumda ac;1kc;a gorunmektedir ki, Avrupa'nm saldmya en ai;1k olan buyuk devleti, hemen hemen hi<:;bir yanmda dogal engellerin bulunmad1g1 ve dogu ile bausma iki
gcu;lu devletin (Rusya ile Fransa) yerle~ligi Almanya idi.
Almanya'nm bu durumu, devletin tiim Larihi boyunca etkisini gosterecektir. Almanya'da, 1871'den soma, askeri bak1mdan her zaman hazuhkh olmak ve gelecek bir sava~ta
"ilk darbe" yetenegine sahip bulunmak, uzerinde en <;ok
durulan konular olmu!?tur. lr,: politikada ise, bu d1~ politika
amacm1 saglamak ic;in, odunsiiz ve s1k1 bir ulusal birlik
kurmak gerekliydi. Her alanda unlu olan "Alman disiplini"nin bir nedeni de, cografyanm bu azizligi olsa gerek.
Siyasi Tarih
(llk~aglardan
l918'e)
I
1881
1
lK!l.:
Vipn;i
'
Rom:1
I 253
4. Alman-ingiliz Rekabeti
1870 sonras1 doneminin Avrupa diplomasisinin degi~me
ycn ogele1indcn biri. Alman-frans1z clii~manhgt ve sonucu
da Oc;lu Anla~ma ise, ikinci degi~meyen ogesi Almanlngiliz rekabetidir ve sonucu da yine bir ba$ka Oc;hi Anla~
ma olacakur.
Alman-tngiliz rckabetinin en onemli olmasa bile ilginc;
konularmdan biri, aile baglandu. 1888 y1lmda Alman tahtma c;ikacak olan II. Wilhelm, 1mparator Frederick ile lngiliz Kralic;:esi Victoria'nm en buyuk kmmn ogluydu. Onun
da ad1 Victoria olan bu soylu lngiliz klZI, Alman kralhk ailesine girdiginden beri iki banedanhk arasmdaki surlil$me
de ba~ladL 1ngiliz kraliyer ailesindeki liberal havaya ah~km
olan Victoria, Almanya'daki s1k1 ve disiplinli saray ya~am1na bir turlii ismamad1. Annesinin mutsuzlugundan da etkilenen II. Wilhelm ise, anneannesinin buyuk imparatorlugunu surekli kiskand1.
lki devlet arasmdaki bir ba~ka yan~ma konusu licaret
alanmdadu. lngiltere gibi blr cnchistri ve ticaret "devinin"
Almanya ile ticari rekabetinin onemli sonm;lar dogurmas1
biraz $a$1rnc1 olabilir. C::tinkii, lngiltere, AllD gibi guc;lu
devletlerle de ticarel alanmda yan$1yordu ve eski bir endustri ve ticaret c4;vleli olarak bu.yuk avantajlara sahipli.
Ancak, ABD hala uzakta sayilabilirdi ve geni$ bir ic; pazan
vardi. Kttada ise lngiltere, Almanya ile ac;1kc;a rekabet halindeydi. Ostelik, endi::1stri devriminin getirdigi yeni teknolojiyle (elektrik ve kimyasal maddeler) Almanya k1sa surede aray1 kapatm1~ ve hatta endustrilc~mcde lngiltere'yi
gci;mi~ti. Dolay1s1yla, lngiltere aruk dunyanm tart1~mas1z
en ustun endustri ve ticaret gilcii degildi.
Tum bu geli~melere ragmen, lngihere'nin taru~mas1z
deniz ustunltigu devam cttigi surece <;at1~ma tam anlam1yla at;1ga c;;1kmad1. Ancak, ilerde ele almacag1 gibi, ll. Wilhelmi.le birl1kte Almanya deniz.lerde de onemli bir gut; haline gelmeye ba~laymca, rekabet ~iddetlendi. Bu sirada bir
Amerikan deniz subay1 olan Alfred Mahan 0840-1914),
255
ba~ladi. lngiltere ise, Almanya ile, somurgecilikte eski dosmam Fransa ile oldugu gibi anla$amadi. Cunku, lngiltere
ile Fransa, ilerde gorulecegi gibi, somiirgeleri birbirlerine
peskes c;ekebilirken (1904'te lngiltere Fransa'y1 Fas'ta,
Fransa da lngiltere'yi M1sir'da serbest birak1m$lard1) Almanya'nm degis toku$ ic;in verebilecegi herhangi bir toprak pan;as1 yoktu.
Du~u~ii
ve II. Wilhelm
Alman d1~ politikasmm yonetimini tumuyle Bisman:k'a b1rakm1~ bulunan lmparator I. Frederic Wilhelm'in 1888 y1lmda olumu t1zerine, kurulan denge: de bozulmaya ba~ladi.
Ya~h ~ansolye ile gen\: lmparator 6zellikle di~ politika konusunda anla~mazhga dii~tulcr. II. Wilhelm, yuksek ulkiileri, dirik ve ilerici nitelikte dii~unceleri olan gem~ bir hiikumdardt. Tutucu bir politikac1 olan Bismarck ile anla~
mazhga du~mesi, tarihsel at;1dan rastlanti degildir. Almanya, t1pk1 1800'lerin lngilteresi gibi, biiyuk endiistri devleti
ohna yolundaydi. Simdi II. Wilhelm'm aramakta oldugu yeni ve: somiirgeci bir di~ politikaya sahip olmak durumundayd1. Yeni "dunya politikas1" ile Bismarck'm Avrupa ii;ine
s1ki~1k politikas1 ~ati~maktaydi. lki adam arasmda it; politika alanmda da anla~mazhk vardt. Bismarck, giderek endustrile~en Almanya'nm gudenen i~i;i partisini, Sosyal Demokrat Parti'yi, gerekirse orduyu kullanarak ezmek istiyordu. II. Wilhelm ise, yonetimine bir ii; sava$ta kan dokerek
i 258
3. Frans1z-Rus
Antla~mas1
Siyasi Tarilt
(llk~aglardan
1918'r)
leri.nden daha ger; ha~lam1~tu; (ii) donanmas1 gii<;lii degildir; (iii) Rusya'ya gereginden <;ok onem venni~, Rus dostlugunu {'memsemi~ ve bu yuzden Avrupa ic;:ine s1k1~1p kalmts.tlr. Bu son dii~uncesinde Genelkurmay Ba~kam Welderse'nin etkisi ac;:1kc;:a gorulmekteydi.
II. Wilhelm'm birinci bulgu i~in yapabilecegi bir ~ey
yoktu; zamam geri c;:eviremezdi. Ancak, derhal son iki hatay1 gidermeye ba~layarak, donanma yap1mma hiz verdi ve
1890 y1lmda, ii~ ytl once imzalanm1~ Giivence Antla~ma
s1'm yenilemedi. Bu degi~ik politikamn sonucu olarak, bir
yanda lngillere ile rekabet h1zlanm1~. ote yanda Rusya Almanya'nm ycni tutumundan endi~e duymu~ ve i~inde bulundugu diplomatik ve askeri yalmzhktan dolay1 miittefik
aramakta olan Fransa'ya yakla~m1~nr. Bu yakla~mamn sonucunda iki devlet arasmda 1894 tarihli antla~ma imzalandt. Buna gore, Fransa, Almanya'nm ya da Almanya tarafmdan desteklenen ltalya'nm saldmsma ugrarsa, Rusya Fransa'ya yard1m edecekti. Rusya, Almanya'mn ya da Almanya
tarafmdan desteklenen Avusturya'nm saldmsma ugrarsa,
Fransa Rusya'ya yard1m edecekti.
Boylece, Oc;:lu Anla$ma O;geninin ilk kenan, Fransa ile
Rusya arasmda imzalamm bu antla-?ma ile kurulmu~ oldu.
lkinci l<enan ise 1904 y1lmda Fransa ile lngiltere arasrnda
imzalanan antla-?madir.
4. lngiliz-Fransiz
Antla~mas1
(Entente Cordiale)
1900 y1lma gelindiginde Avrupa politikasinm temelini istikrars1zhk olu$tttruyordu. lngilcere, 1871 'den sonraki 30
y1lhk sure it;inde, cmperyalizmdeki b~anlarmm etkisiyle,
Almanya'nm Avrupa'daki ustunlugline pek onem vermemi~, gui; dengesinin bozulmakca oldugunu tam gorememi~ti. 1900'lcre gelindiginde, <lengenin Fransa'nm aleyhine
260
262
somurge sorunlannda Fransa ile anla-?ma c;arelerini aramaya ba~lad1. lkinci olarak, daha once de i-?areL edildigi gibi,
lngilterc aruk her devletten c;ok Almanya'dan endi~e duymaya ba~lam1-?t1. Bu yuzden Fransa ile yakmla~may1 saglamak ve bunun ic;in de somurge konulanm c;ozumc baglamak gerekiyordu. Fransa ar,:1smdan ise, Uzakdogu'da ~imdi
<;1kmas1 c;ok olas1 olan bir .Japon-Rus sava~mm, Fransa'y1
Avrupa'da Rusya'nm desleginden yoksun bnakacag1m gormii~hi. Bu yuzden, hie; olmazsa lngiltJre'yi yanma almak
istedi. 1904 antla~masnu luzlandnan olay ise, Balkanlar'da
ban-?m h1zla bozulmakta oldugunun ve bunun da buytlk
bir sava~a varahileccginin her iki devletc;e de anla~1lm1~ olmas1d1r. 1-?te, 1904 tarihli lngihz-Frans1z somurge anlla-?mas1 ya da daha yaygm olan deyimiy\e '1lc;ten Misak" (Entente Cordiale) bu hava ic;inde imzalanm1~t1r.
Bu antla~maya gore, Fransa Fas'm siyasal sLatusunu
de~i?tirmeme sozono veriyor (yani, topraklarma kaunama
yukiimlulUgO alt1na giriyor), buna kar~1lik lngilcere Fransa'y1, fas'ta ekonomik, mali ve askeri yenilikler yapmada
serbest bnak1yordu. Yani Fas, Fransa'nm etki alam o!uyordu. Aym bic;imde, tngilLere de Mis1r'm siyasal statiisunii
dcgi?tirmeyecek, buna kar~1hk Fransa, lngiltere'nin 1882'
cle i~gal euigi Misu'dan c;1kmas1111 istemekten vazgec;ecekti.
Anla~manm gizli olan hukumlerine gore ise, Fas ve M1sn'da bag1ms1zhk scatusunOn surdurulmesi olanaks1zla-?nsa, lngiltere ile Fransa'nm, birbirlerinin giri~imlerine engel
olmamalan ongoruluyordu. Yani, anla~mamn dunyaya
ac;1klanan maddelerinde, ilhak durumu soz konusu cdilmemi~se de, taraflar ilhak ic;in kap1y1 ac;1k tutmaya ozen
gostermi~lerdi. Bu somurge anla~mas1, Dc;lu Antla~ma'nm
ikinci kenanm olu~turmu~ oldu. Rusya ile Fransa birbirlerine askeri bir ittifakla, Fransa ile lngiltere ise siyasal nitelikte bir anla~ma ile baglanm1~ bulunuyorlardi.
I 263
5. lngiliz-Rus SomOrge
Antla~mas1
264
anla~maya
iten nede.nler ~oyle s1ralanabilir: Her ~eyden once Rusya, bu.yuk bir sava~ta fransa'nm kendisine yeterince
destek olmad1gm1 gonnu~tu. 1894 antla~mas1yla Fransa'nm hukuken Rusya'ya Pasifik'te yard1m y\.\kumlulugu
yoktu. Arna Rusya, bu devletin tek ba~ma kald1g1 surece
Avrupa k1tasmda da harekete ge~meme olas1h~1m hesaba
katmak durumundaydi. Rus-Fran"s1z antla~masma bir ba~
ka devletin etkin yard11111, Fransa'y1, Rusya'ya yard1m konusunda yureklendirebilirdi. lkinci olarak, ~imdi Uzakdogu'da c;ok gui;lenmi~ ohm Japonya ile uzun sureli bir yakmla~manm yolunun l 902'de bu devletin bagla~1g1 haline
,
gelmi~ bulunan lngiltere'den gec;tigini anlam1~nr. U<;U.ncu
olarak, Rusya'y1 lngiltere'ye yakla~t1ran, Almanya'nm lstanbul-Bagdat demiryolu yap1mm1 0.zerine almas1d1r. llerde gorulecegi gibi, Almanya bu demiryolu ayncahg1yla Osmanh devleti uzerindeki etkisini arunnak amacmdayd1. JI.
Wilhelm'm Istanbul'u ziyareti ile ba-?layan siyasal yak111Ia~
ma, ~imdi ekonomik yakmla~maya da vanyordu. Rusya'mn, Almanya tarafmdan guneyden de c;evrelenmesine
tahammulu olamazd1 ve aynca lstanbul'u ele gec;:irme emeli ic;:in bolgede zay1f bir Osmanh devletinin varhg1, gU.;:lu
Ahnanya'nmkinden daha elveri~liydi. Hele, lngiltere'nin
bu demiryolunu Almanya ile ortak yapma onerisi kar~1s111da, lngiltere ile bir an once anla$mak gere.gini duymu~tur.
lngiltere'ye gelince., bu devle:t Almanya'nm Avrupa'da
artan gtlcii kar~1smda, Frans1z-Rus anla~masmm dengeyi
saglayamad1gm1, Rusya gibi o da gormu;;tu. lkinci olarak,
A!manya'mn deniz silahlan yap1mmda buyuk geli~meler
gostermesi ve lngiltere'nin uzun sure.den beri surdurmekte
bulundugu deniz ustunliigi\niin tehlikeye dii~mesi, bu
devleti Rusya ile anla~maya iten bir ba~ka unsur olmu~tur.
Bu geli~melerin sonucunda, 1907 yihnda iki de.vier Asya'daki somiirge i;;atismalanm gide.ren bir anla~ma yapm1~J
265
6. Rus-japon
Sava~1
ile
1904-1905 Japon-Rus Sava~1, tarihin en onemli ve uzun vadeli sonm;;lar doguran sava~lanndan biridir. Biiyuk devletler arasmda l870'ten sonraki ilk sava~ olan bu mucadele,
aym zamanda endC1stri <levriminin ikinci a~amasmm da ilk
buyuk c;;apta silahh c;;at1~mas1<ln. Ancak, dunya tarihi a~1-
nI-?1- ilk basamag1 oldu. Bu ur;u, bir arada, Avmpa'nm dunya ustunlugiinii sona erdirdiler. Avrupa uygarhg1m y1kmamakla birlikte, onu oyle degi-?iklige ugratt1lar ki, 20. yiizyil
diinyas1, 19. yiizy1lmkinden farkh bir diinya oldu. Kitabtn
sistematiginde belirtildigi gibi, buna, Avrupa'nm ustunlugiinO. yitirdigi, gucO.n Avrupa merkezinden "kanaclara"
gec;tigi vc uygarhk dedigimiz butO.niin yeryuzunun dort
ko-?esine yay1hp dunyay1 tek bir siyasal birim haline getirdigi "global kozmopolitlik" diyoruz. lnsanoglu, hala bu
aymc1 ozelhkleri kesin bir bic;imde onaya i;1kmam1~ olan
karma~1k globalle-?me sureci i\:inde bulunmaktad1r.
Bu siirei; ic;inde, Avrupa milliyet<;iligi ve onun ba-?ans1n111 en ho.yuk simgesi olan "somurge imparatorluklan", 19.
yuzy1lm ikinci yansmda Avrupa ve hatta dO.nya siyasal dii-?iincesine egemen olmu~ ve ba-?ka bir dii-?linceye yer vermeyecek olc;ude politikas1m bii;imlendirmi$ti. Ancak, bu
ikisi, endO.strile~menin her gecen gun daha gerekli hale getirdigi diinya giivenlik sistemine hic;bir yamt getiremiyorlardi. 19. yuzy1L iki nci yans1yla birlikte, yeni siyasal gui;:lerin, yeni devletlerin, yeni somurge imparatorluklanmn,
ama eski fikirlerin dunyas1, 1815 Viyana dl1zenlemesinin
zay1f yap1sm1 ktrarak bir dizi sava~a yol ac;acaklardi. Bu,
20. yuzyilm oykusudur.
1907 y1lmda kar-?1hkh iki blokun kurulmasmm uluslararas1 diplomatik ili~kiler ai;1smdan sonui;Lanna gelince:
1907 anla;;mas1yla kendini daha guc;lu hisseden Fransa, bu
tarihten sonra Almanya'ya kar~1 sert davranm1~, lngiltere
ile anla-?an Rusya ise Balkanlar'da daha etkin bir politika
iziemeye ba$laml$lIT. Bu geli$meler Almanya'mn silahlanmasm1 h1zland1rm1~, boylece L Dunya Sava$1'na giden yol
biraz daha k1salm1;;t1r. Bir ba$ka sonm;:, Japonya'nm Uzakdogu'da gu(:Lu bir devlet olarak belirmesi ve boylece. Avrupa devletlerinin <;:in'i tam anlam1yla pari;:alay1p somiirge268
le;;tirmelerini engellemesidir. Bu durum, somiirge diizenlemelerini i;ok zorla;;tirm1;;t1r. Boylece, c;at1;;ma uzak somurge bolgelerinden Avrupa'nm ic;ine gclmi~tiT. Somiirgeler
aruk Avrupa-ic;i gerginliklerin "guven supab1" degildir.
Tum bu geli~meler Avrupa'nm yiizimii sava;;a, hem de "total" bir sava~a c;evirecektir.
F. AVRUPA-DISI DONYA:
BATI-KARSITI lLK HAREKETLERl
Siya.~i
~i{iiklik,
I 270
Birinci Dunya
.Sav~i'na Na.~11
Gidildi?
Boylece, boyuk Asya uygarhklannm hemen hemen tumiinde, tepeden ya da alttan gelen ayaklanmalar, eski yol
ve degerlerin gozden dii$mesine yol ac;m1$ ve bu ak1m endiistrile$mi$ Bau ile her temas ya da t;:atl$mada h1z kazanm1$l1r.
l. <;in'de <;ozulme ve Part;alanma
a. Ajyon Sav~L
1839 He l9ll y1llan arasmda (:in tarihi, buyuk ve gururlu
bir uygarhgm c;ozOlmesinin oykusudur. Dt$ardan Bauh iilkelerin bask1s1, ic;erden y1k1c1 ayaklanmalar <;:in'i yonetmekte olan Manchu hanedanhgm1 ve (.in siyasal elitini,
2000 y1ld1r (:in'i ayakta tutan ogreti ve kurumlara s1k1 s1k1ya tutunmaya ve degi$iklikleri reddetmeye itli. Daha once
gordOgOmiiz gibi, en az C:in kadar eski Turk uygarhg1 da
17 yozyilda (:in'dekine benzer bir hareketsizlik ii;ine girmi$ bulunuyordu. Ancak, Osmanh devleti.nin bir bolOmuyle Avrupah olmas1 yiiziinden, i~e kapamlamamI$ ve
18. ile 19. yuzy1llarcla clevkt Avrupa sistemi ic;ine girmi$li.
C:in'de ise d1~a kapalthk 19. yuzyila kadar surdorulebildi.
Arna Cin ogretisi ve geleneksel kurumlan Bat1'mn bask1s1na daha fazla dayanamadi.
C:in'in 19. yuzy1lda ya$ad1g1 aCI veren dramatik bir stire~ti. Bat1'ya gosterdigi tepkideki yava$hk, hem hanedanhg1 hem de Konfo~yfis'un toplumsal ve entelektuel gelenegini y1kti. (.in ile Bat1 arasmdaki ilk 1;at1~ma Afyon Sava$I'
du. Bu, daha sonra ba~ma geleceklere bak1hrsa, onemsiz
sayllabilir. Ancak, iki farkh uygarhk arasmdaki temel c;at1$may1 c;:ok iyi simgelemektedir. Afyon Sava$t'nm temel konusu ticarettir. Cin geleneksel anlay1$ma gore, tiiccarlar,
maddi kazanc; pe~inde hi<;bir ~ey uretmeycn somurgen asalaklard1 ve yabanc1lar da tumuyle barbar ki$iler<li. Bu yOz-
b. Taiping Aya1danmas1
19. yuzyilm ortalarma gelindiginde, yalmz C:in'in degil, hemen hemen tum Asya'nm Avrupa'ya kar~1 koruyucu duvarlan y1k1ldi. Bu c;oziilmeye kar~1 ilk tepki Cin'deki 1850 Taiping Ayaklanmas1'du. Bu ayaklanma, du~unceleri H1ristiyan misyonerlerle temas sonucu bii;imlenmi$ onderlerin
ba$1m i,;ektigi bir koylu isyamd1r.
1$in ashna bak1hrsa, Hnisriyan misyonerlerin somiirge
ulkelerindeki etkinlikleri, emperyalizmin oteki ogeleri kadar etkilidir. Misyonerlerin, <;:in, Hindistan, Japonya ve
Osmanh devleti gibi ulkelere gitmelerinin nedenleri i;ok
t;e$itlidir. Her ~eyden once, Asya ve Afrika, Avrupah tiiccarlar tarafmdan ai;:ild1ktan sonra, misyonerler ii;in yeni i$
alanlan ortaya i;1km1~ oldu. lkinci olarak, Avrupa'daki h1zh
kentle~me yeni toplumsal sorunlan da beraberinde getirm~ti ve Huistiyan ogreti bu sorunlara yamt vermekte t;ok
gut;liik ~ekiyordu. Misyonerler, henuz endustrile~memi-?
Bi rind Diinya
Sava~111a
Nasti Gidildi)
miicadelesi"nde, Rusya, lngiltere ve Fransa, Cin'in ekonomik ve stratejik bak1mlardan 6nemli bolgelerini i~gal ettiler ve c;:in'i pan;aladtlar. l~te, yabanc1lann O.lkeyi parc;alamast, (in'de ulus<;u nitelikte hareketlerin ba~lamasmda
i;;ok etkili olmu~lur. 1870 y1lmda gizli olarak kurulmu~ bulunan dinsel nitelikte "Boxer" Demegi ((:ince'den "Uyumlu Yurnruklar" olarak c;evriliyor) Manchu hanedanhg1 ile
mucadele amac1yla faaliyette bulunuyordu. Ancak, (:in'in
par\alanmasmdan sonra yabanc1 guc;lerin (:in'deki etkinliklerine kar:?I mO.cadeleye ba~larm~ ve 1900 y1lma gelindiginde Saray'm da ho~gon1siine sahip olmu~tu. Bu tarihte
ayaklanan Uyumlu Yumruklar, (:in'deki yabanc1 temsikiliklere, misyonerlerc ve yabanc1 devlerlerce yaptmlmakta
olan demiryollarma ve buradaki i~i;ilere saldird1lar. Arna,
lngilizler, Ruslar, Frans1zlar ve Amerikahlar <::in'e buyuk
bir ordu gonclererek, ayaklanmay1 ac1mas1zca basurdtlar ve
\:in'e bir zarar odenegi yuklediler. (:in'in, son taksidi 1940
y1lmda bitecek olan bu paray1 odeme olanag1 yoktu. Ancak
bu, Avrupa'nm yaygm bir somiirii ve bask1 taktigiydi. (:in,
bu borcu oclemek i<;:in Avrupa devletlerinden yine bor~
alacak ve Avrupa'nm daha \Ok etkisi altrna girecekti.
Boylece, Bat1'ya kar~1 silahlt muce1dele ba~ans1zhkla
sonuc;land1. Bilin<;:siz, dag1mk bir direnme ve bagnazca saldm, Avrupa'nm ii.stun silahlan ve orgutlemne yetenegi
kar~1smda tutunamadr. Aynca, (:in'cleki bu ulust;u harekette, halk kitleleriyle aydmlar arasmda bir kopukluk da
vardi. (in'de buyl'lk toprak sahibi olmay1p, toprak ufak
pan;:alara boliinmii~tu. Bu yuzden, Cin koylusi.1m1n i;ogunlugu iyin yabanc1larla i~birligi yapan buyuk toprak sahiplerinden kurtulmak diye bir sorun yoktu. Boylece, (:in koylOsii Boxer ve aydmlann 40. yuzy1lm basmda yabanc1lara
kars1 yoruuugu ulusi;u direnmeye kat1lmam1~. somurgeci
devletlerin isi kolaylasm1stir.
I
I 21s
276
dar basit, feodal ve yaln1zc1 bir ya~am surduruyorlardi. Dolay1s1yla, yine (:in'in aksine, modernle~meyle yitirecekleri
bir ~ey yoktu. Bu bak1mdan, Kuzey Amerika'ya goi; edenlerle Japo11lar arasmda bir benzerlik bulmak mumkundur.
Her iki toplum da geleneksel toplumlarm agu yuklerine,
du~ok Oretkenligine sahip degildi. Eski tipte uretimde bulunan ve yeni teknolojiyle verimliligi du~en fabrikalan yenile~tirmek zahmeti yerine, en yeni teknolojiyi hemen yerle:;;tirme olanag1, ABD'ye oldugu kadar Japonya'ya da biiyuk bir avantaj saglad1. lki ulke arasmdaki en 6nemli fark,
japonya'nm dogal kaynaklar bak1mmd.an r;ok yoksul olmas1ydi. Bu eksikligini Yakm Asya topraklanndan giderme
ugra~1 ise, bu devleti sald1rgan bir d1~ politikaya ve somurgecilik faaliyetlerine itecektir. Japonya bugun, ihliyacL olan
hammaddeleri, uluslararas1 ticaretten saglamaktadu. Oi;iincii olarak, Japonya'nm askeri yoneticileri, C:in'in "filozoP'
monarklarma ve yonetici elitine gore, Batt'mn askeri giiciinu daha iyi anlam1:;; ve geli:;;mi~ ekonomilerini geli~mi~ bir
askeri gii\:le desteklemeyi becermi$lerdir.
Japonlar h1zla Avrupahla.~irken, sanki o.;: yuz y1ld1r
Avrupa diplomasisi ic;indelermi~ gibi, karma~1k, diplomatik ili:;;ki ve baglantilan cl.a iyi anlad1lar. Anlad1klan en
onemli ger~ek, ulkelerine yakin bolgelerdeki gii1; bo~lukla
nyd1. Bu bo~luklardan en 6nemlisi olan C::in'i, kendilerinin
doldurmamas1 halinde, bolgede gu~lu duruma ge.;:ecek
olan devlel Rusya dolduracakt1. Nitekim Rusya'mn \:in yoniinde sarkacag1 konusunda gostergeler de vard1. Bu devlet
1879 Alman-Avusturya Antla.!;imas1 ile Balkanlar'da sm1rlandmlm1~tL Trans-Sibirya demiryolunun yapnmm h1zlandum1:;;, Fransa ile anla$ma yapm1$ ve Manc;urya'yi eline gei;iTmi~ti. Bat1'da etkinlik umudu azald1gmdan, ~imdi Dogu'
da geni~lemeye <;ah~acag1 besbelliydi. Bu durumda yap1lacak ilk i~. son derece stratejik bir yanmada olan Kore'yi ele
278
I 279
Siyasi Tarih
(l!l1~aglardan
1918'e)
li
280
mOrge oldu. Bu yan somurge rejimi, daha c;ok Akdeniz'deki lngiliz-Frans1z rekabeti yuzunden tam somurge
rejimine don0$tiiriilememi$lir. lngiltere bu rejimi 1914 y1lma kadar surdurmu;; ve Osmanh devleti I. Dunya Sava$l'na lngiltere kar:;;1smda girince, lngiltere M1sir'1 koruyuculugu altma alm1$t1r.
Hic;bir zaman lam bir somurge haline gelmemi:;; bile
olsa, Osmanh devleti uzerindeki ai;1kla111alarda gorulecegi
gibi, bu devletin 1878 tarihli Berlin Kongresi'nde h1zlanan
par\alanma sureci ve bu surec;te Avrupa devletlerinin boyuk pay1, "Jon Turkl.,.r"i yurtsever bir faaliyet ic;ine itmi$
ve bu faaliyet, r,;e$illi a~amalardan gec;tikten sonra, 1908 y1lmda 2. Me$rutiyet hareketiyle ba$anya ula$IDI$tlr. Jon
Turkler ve daha sonra lttihat ve Terakki Partisi'nin faaliyetlerini, temelde Bat1 iiscunliigii.ne kar~1 ulusalc1 hareketler olarak gormek, yanh$ bir degerlendirme olmayacaktu.
Zaten, Mustafa Kemal, boyle bir temel uzerinde, ilk Bat1kar$1t1 ve ba$anh ulusal kurtulu$ sava;;1m verecektir.
5. Gen el Degerlendirme
Gordugomuz don ulusalcz nilelikte hareketin, C::in, Hindistan, MlSlr ve Osmanh devletinde 1;1kmas1, tarihsel bir
rastlant1 say1lmamahd1r. Bir kere, bu d6rt ulkenin de uzun
bir ger;mi~i. koklu uygarhg1 vardi. Hareketlerinde kendilerine yol gosterecek olan tarihleri, c;ok say1da onemli ornek
olayla doluydu ve gec;mi$ ba~anlar gelecek ba~anlar ic;in
umut kaynag1 olu$turmaktayd1. Bundan ba~ka, bu dort iilkede de Bat1 mudahalesi, ister koklu ister yuzeysel olsun,
eski duzeni sarsm1~tt. Avrupa ticaretine a\llan kap1lardan
ic;eri sO.zulen Frans1z Devrimi'nin liberalizm ve ulusalc1hk
gibi ak1mlan, yava$ yava$ ulke aydmlanm etkilemeye ba:;;lam1$lt. 19. yuzy1lm sonlanna dogru, bu dart ulkenin d1-
2s1
~mdaki somOrge bolgelerinde toplumsal ve ekonomik ko;;ullar henuz ulusalc1 hareketlerin ortaya i;1kmas1m saglayacak olgunluga ula;;mam1~ll.
Simdi, bu dort ulkede, ortak yonleri giderek agir basan
devrimci bir hareket dogmu;;tu ve bu hareket Bat1 ile her
temasa ge<;i~te amyordu. Avrupa devletleri, bu ulkeleri rekabet ekonomisi ve yabanc1 hukumet bii;imleriyle temasa
gei;irdiklerinde, Asya ve Afrika toplumlanmn islikrarma
dayanan loplumsal dengeyi de bozuyorlard1. Toplumsal
degi;;iklik ise, ~u ya da bu bi<;imde, Avrupa OstOnlugiine
kar~1 bir harel<et yaraLiyordu.
19. yilzy1l ortalannda ortaya pkan bu milliyeti;i hareketlerin ba~ans1z olmasmm tek nedeni, dogal olarak, Avrupa'mn silah Oslunlti.gu degildir. Bunda ii; zay1Il1k da onemli
bir rol oynadt. ~in'de, Hindistan'da ve genel olarak Ortadogu'da yoneticiler ve ayaklananlarm bir bolumu yoneltikleri bolgenin t;ogunlugu i<;in tam bir yabanc1yd1lar. Dolay1s1yla, bu ti.lkelerin re_jimleri, Bat1'ya kar;;t kitle direnmesini
bir turlu gen;ekle~tiremediler. Japonya'daki ba~armm bir
nedeni de tek uluslu bir ulke olmasmda yatar.
6. Afrika Par<;alamyor
Burada incelenecek olan Afrika, daha <;.ok Akdeniz olarak
kabul edilebilecek olan Kuzey Afrika Olkeleri ile Guney Afrika Birligi arasmda kalan, yani BOyuk Sahra'nm guneyindeki "Kara Afrika"dJT.
19. yiizy1lm ortalanna gelindiginde Afrika'mn ancak
k1y1 bolgeleri biliniyor, i~erleri ise tam bir "gizemli O.lke"
niteligini surdO.ruyordu K1y1 istasyonlannda Avrupahlarca,
yerliler tarafmdan Afrika'mn ii;lerinden getirilen degerli
"maddelerin" ticareti yap1hyordu. Bu ilk yerle~im bolgelerinin bugun bile kullamlan adlan, ticaretin konulanm i;ok
I 282
Siyasi Tarih
(llk~aglardan
1918't)
Kongo Birligi"ni kurdular. Afrika, giderek, huki.imeti olmayan, kimsenin hak id<liasmda bulunmad1g1, bo~ ve ilk
gelenin eline gei;irebilecegi bir bolge olarak gorulmeye ba~
landr. Stanley, 1882 yilmda Afrika'ya daha da hazirhkh olarak geri dondu ve 500 kadar kabile reisiyle "anla~malar"
yaplL Bunlar, birka\'. incik boncuk ve kuma~ kar~1hgmda
onlerine uzanlan ve ne anlama geldigi pek belli olmayan
kag1t pan;alanna kaba i~aretler koydular. Kurulu~un mavisan bayragm1 da, yine ne anlama geldigini anlamadan ellerinde sallamaya ba~lad1lar. Kara Afrika'nm i\:inde smirlar
kesin bir bii;imde belirlenemedigi i';'.in, bu "anla;;malarla",
Kongo kurulu~unun ne kadar toprak elde ettigini tam olarak kimse bilemiyordu. Bu arada, Alman ka$ifi Karl Peters,
Zanzibar'dan ba~layarak, Dogu Afrika'da benzer kag1tlar
imzalat1yor, Frans1z Brazza bati k1y1smdan itibaren Kongo
akarsuyu boyunca Frans1z bayrag1 dagmyor, Ponekiz ise
Angola ve Mozambik'e aym yonlemlerle yerle~mi~. bunlan
birbirine baglamaya i;a.l1~1yordu. Afrika, \'.Ok k1sa bir sure
i';'.inde tam bir "panayir" yerini andmnaya ba~lam1~tl.
1885 tarihli Berlin Kongresi ile Uluslararast Kongo
Kurulu~u, "Kongo Ozgiir Devleti" bi~imine donu~curuldi.i.
Bu, hii;bir devlete bagh kalmayacak ve hukurnet gorevini
II. Leopold yapacakti. Leopold, Kongo'da kendi bildigi gibi
bir yonetim kurdu, insani hi<;bir yonu olmayan kurallar getirdi. Kaui;uk plantasyonlarmda kara derililer, insan gucunOn 6tesinde <;ah~tmhyor, lastik uretiminde Avrupa'nm temel gereksinirnlerinden biri haline gelmi~ olan kau\:uk
agai;lan, k1sa vadeh kar i<;in ac1mas1zca sokuluyor, <;al~
mak isterneyen yerliler, tam bir soykmrn anlayi~1yla oldurulOyordu. Elde edilen kar, Kral Leopold'un Bro.ksel'de iyi
ya~amas1 i<;in belki yeterli olabilirdi, ama ~irketin surdurolmesi i<;:in uzun vadede degil. Odenmedigi takdirde Kongo
topraklarmm Bel<;ika'ya ge<;mesi taahhodo kar~1hgmda alSI
l 284
Birinci Dunya
Sava~1'na
Nas1l Gidildi?
287
Siya5i
I 288
l 289
290
291
Birinci Diinya
Sava~1'na
Nasil Gidildi?
I 293
rinde uygulamaya ba~larken) medreselerde yeti~en ve ulema adm1 ta~1yan Osmanh bilginleri, Aristo devrini bir saman ~opu ge1;memi~ durumda idiler"
Son olarak, Rusya'nm Osmanh devleti aleyhine geni.~
leme ve Turk Bogazlan yoluyla steak denizlere \tkma politikast ve lngiltere'nin, ilerde gorulecegi gibi, 1878'den sonra Osmanh devletini pan;alay1p y1kma politikasma ba~la
mas1 da, devletin zay1Ilay1p y1k1lmasmda etkili olmu$tur.
lngiltere, Rusya ve fransa gibi buyiik Avrupa devletleri, bu
emellerin1 gen;ekle~tirmek ii;in, imparatorluk i<;indeki ulusal ve dinscl azmhklan baguns1zhk yonunde k1~kutm1~lar,
\:C~itli mezheplerin koruyuculugunu uzerlerine alarak,
devleti ic;ten y1kmak istemi~lerdir. Bu yuzden, yalmz 19.
yuzy1l ii;:inde tam dort Osmanh-Rus sava~1 i;:ikt1gm1 belirtmek, konuyu aydmlatmak i\in yeterlidir.
Osmanh devleti, 1798 y1hnda Napolyon'un M1s1r Seferi'nden ba~lamak ve tum 19. yuzy1l boyunca st'ndurulmek
iizere, d1~ politikada bir denge politikas1 izlemi~tir. Devletin giderek zay1flamasmdan Lemelini alan bu politika, varhg1m siirdurmek ii;in, Avrupa'mn bu.yuk devletleri arasmdaki pkar \at1~malarmdan yararlanarak, d1~ politikadaki
aguhg1 ~u ya da bu devlete vennek olarak tammlanabilir.
Geri;ekten, Osmanh devleti 1798 y1lmdan ba~layarak, ~e
!1itli donemlerde, Rusya'ya kar~1 lngiltere, Fransa'ya kar~1
Rusya ve lngiltere, Fransa, Rusya uc;:lusune kar~1 ise Almanya'ya dayanmak yolunu tunnu~tur. Durum k1saca ~u
dur: l 798'den 1878 yilma kadar lngiltere'ye, bu tarihten
sonra ise Almanya'ya dayamlm1~tu. 19. yuzy1lda Osmanh
devletinin d1~ politik geli~meleri bu i;erc;:eve ic;:inde degerlendirilmelidir.
Sava~1
Napolyon'un l 798'de M1sn'a, nedenlerini daha once inceledigimiz saldms1 sonucu, Osmanh devleti aym y1l Rusya
ile bir antla~ma imzalamI:?tl. Bu, "denge politikas1"nm ba:?lang1cm1 olu~turdugu gibi, Osmanh devletinin Rusya ile
yapt1g1 ilk it.tifak antla$madir. Hukiimlerine gore, Napolyon'un ~gal etmi~ oldugu Yedi Ada'nm Frans1zlardan kurtanlmas1 i<;in, Rus donanmas1 Bogazlardan serbest~e ge(ecek, ancak sava:? bittikten sonra Karadeniz'e <;ekilecekti.
Bu, sonraki geli~meler ac;1smdan son derece onemli bir
noktadn, (iinku bununla Osmanh devleti uzun sureden
beri izlemekte oldugu "Bogazlann kapahbg1" ilkesinden ilk
odunu vermi~ oluyordu. Hatta, agu Rus bask1s1 altmda,
1805 yilmda imzalanan ikinci bir ittifakla Rusya'ya verilmi~ olan odun geni~Letiliyor ve Yedi Ada'da bulunan askerleriyle ikmal baglannsm1 saglamak i(in, ban~ zamanmda
da Bogazlar'dan gec;:i~ hakk1 tammyordu.
Rusya'ya Bogazlarda saglanan bu Ostlinluk, Hindistan
yolunun guvenligi ai;1smdan en 1,'.0k lngiltere'yi endi~elen
dirrni$ ve bu tarihten soma Bogazlann kapahhg1 ilkesine
baglanarak, bu durumu uluslararas1 bir yukumluluk haline
getirmeye (ah$rnI~tu. Boylece, Osmanh devletinin ba~ma,
tum yuz yil boyunca sunnek uzere, bir de Bogazlar sorunu
<;1km1~ olacakur. Halbuki, 19. yuzy1la gelene kadar Bogazlar konusunda herhangi bir uluslararas1 anla~ma imzalanmam1~ ve bu onemli su yolu tumO.yle Osmanh monarkmm
tasarrufuna b1rak1lm1~tI. lngiltere' nin konuyu uluslararas1
alanda yukumluluk altma almak y6nundeki <;abas1, ilerde
gorulecegi gibi, 1841 yilmda ger~ekle~ecektir. 1805 yilmda
Rusya'ya verilen odiin, bir y1L sonra (Ikacak olan 1806 Osmanh-Rus Sava~1 ile ortadan kalkacakt1r.
1806 tarihinde ba~layan ve 1812 Bukre~ Ban~ Antla~1 296
dL
5. Kavalah Mehmet Ali Pa~a Ayaklanmas1:
1831-1841
Yunanistan'm bag1ms1zhgm1 kazanmas1 ve Cezayir'in Fransa larafmdan i1?galinden soma, Osmanh devleti on y1l sureyle bir valisinin ayaklanmasm1 basurmak ic,:in ugra~lt.
Ayaklanmanm yuzeysel ne.deni, Mehmet Ali Pal?a'nm Navarin'de yanan donanmasm1 yeniden kurmak ic;in, Suriye'nin ormanlanndan yararlanmak ve bu yuzden M1s1T'm
yan1n<la Suriye valiligini de istemesidir. J\nc1k, M1sir valisinin bunun 6tesinde daha buyuk tutku ... n da vard1: (i)
MISir'1, ko~u bolgelerde, yani Sudan ve tum Arabistan'da
en Liston gii(: haline getirmek; (ii) lstanbul' clan bag1ms1z
bir bi<;imde hare.ket edebilmek; (iii) M1sir valiligini bir hanedanhk i<;inde babadan ogu!a gec;irmek; (iv) Suriye'yi,
Anadolu'}ru ve hatta belki de tum Osmanh devletini eline
gec;irmek.
Mehmet Ali Pa~a bu emellerini ger<;ekle~tirebilmek
i<;in, baglI bulundugu devleuen daha gu(l.u olmas1 gerektigini biliyordu. Bu yuzden, M1s1r'da ekonomik, askeri ve
idari reformlarda bulundu. llk i~ olarak, M1su'daki tum
topraklan ulusalla~md1. Olkenin a.na Clrelim maddelerini
devlet tekeli haline getirdi ve yeni endustrHer kurdu. Liu
<;abalar sonucunda, Nil deltasmda painuk Oretimi geli~liril1
300
mi~, ~ekerpancan
301
Siyasi Tarilt
(l111~aglardan
l918'c)
Bi rinci
D~nya Sava~1'n"
Ncm! Gidildi?
devletinde saglam1~ bulundugu ustunlugu uzun sure surduremeyecegini anlayan Rusya da lngiltere'ye kat1ldt. Her
iki devlete birden kar~1 duramayacag1m hesaplayan Fransa'nm, Mehmet Ali Pa~a'ya kar~1 beliren bir grupla~maya
kat1lmas1yla 1840 y1hnda Londrn'da b1r konfernns toplandi. Burada M1sir'm yeni stat-Usu saptand1 ve Pad~ah'm
( 1839'dan beri Abdulmecit) 1841 tari hli f ennam ile M1s1r
valiligi babadan ogula ge<,;mek uzere Mehmet Ali Pa~a'ya
verildi ve bundan sonra MlSlr valilerine "Hidiv" denmeye
ba~landi.
304
Bfrinci lmnya
Sava~1'11a
Ntu1I Gidildi?
Siyasi Tarih
(llli~aglardan
1918'f)
oteki bolgelerinden once, 19. yuzy1lm ilk yansmda Osmanh devletinin s1mrlan i<:inde dola~maya ba~layacak ve
boylece Turkiye Cumhuriyeti "binasmm" oturacag1 temele
ilk ta~ konmu~ olacakt1r.
7. Kinm
Sava~1
ve lslahat Fermam
a. Sav~m Nedenleri
Osmanh devleli ile Rusya arasmdaki Kmm Sava~1'mn nedenlerinin ara~tmlmasmda iki oge aguhk kazamyor: Rusya'nm Osmanh devletine kar~1 degi~en polilikast ve kutsal
yerler sorunu. 1853 y1l111a gelindiginde, Rusya, Mehmet
Ali Pa~a bunahmmda izledigi zay1f bir Osmanh devleti uzerinde eLki alam kurma politikas1m bnakarak, bu devleti
ytkma politikas1 izlemeye ba;;lamt~l1. Bunu saglayabilmek
i\:in de kutsal yerler sorununu kullandI.
Huistiyanlarca kutsal saydan ve tiim tektannh dinlerin dogdugu yer olan Kudos ve i;evresinde Osmanh devleti
gerek Katoliklere ve gerekse Ortodokslara \:e~itli ayncahklar vermi~ bulunuyordu. 1853 yilma gelindiginde bu ayncahklar konusunda Ortodoks Rusya ile, Kalolikligin dunya
\:apmda savunuculugunu yapan Fransa \:at1~maya ba~lad1lar. Bu sorunu parmagma dolayan ve Osmanh devleti ic;:in
ilk kez yakmda olecek bir "hasta adam" deyimini kullanan
Rusya, tngiltere'ye "mirasm" payla~1lmas1 onerisinde bulunmu:?, ancak Osmanh devlelinin loprak biilunlugunf1
koruma politikas1 izleyen lngiltere bu oneriyi kabul etmemi~ti. Bunun iizerine Rusya, tek ba~ma harekete gei;erek,
Osmanh devletine bir anda!?ma ve bu devletin smulan
ii;inde ya~ayan Ort.odokslann koruyuculugunun Rusya'ya
buak1lmasmt onermi~ti. Osmanh devleti, lngiltere'nin de
destegiyle bu istekleri reddedince, 19. yuzy1ldaki il<:iincu
Osmanh-Rus sava~1 ba~lad1. Bu sava~ta Osmanh devletine
I 306
lngiltere ve Fransa da yard1m ettiler. Burada sava~m ayrmulanna girilmeyeceklir. \:Onku, lngiltere ile Fransa'y1 Osmanh devletine yard1ma iten nedenler, sava~m nas1l yap1ld1gmdan c;:ok daha onemlidir.
b. Sava~m Anlaml ve Onemi
Kmm Sava~1, Osmanh devletine yard1m etmeklen c;:ok, Avrupa'ya ozel du~uncelerle yurutiildii. Onemli olan Avrupa'nm siyasal statlisi\ydu. tngiltere il;:in onem ta$1yan Avrupa'daki guc;: dengesiydi ve bunun ic;:in sava~u. lngiltere'ye
gore, Avrupa'da deg;i$iklik bir buyuk devletin tek yanh iradesiyle degil, ancak "Avrupa Uyumu" i<;inde diplomasi yoluyla yap1labilirdi. Aynca, 1848 y1Lmda Macar ayaklanmasmm Rusya tarafmdan kanh bir bic;:imde bastmlmas1,
lngiliz kamuoyunda Rusya aleyhine duygufarm ortaya <;1kmasrna neden olmu!?tU. Avrupa ozgurlii.kleri, Avrupa'nm
bu tiranmm bask1smdan kurtanlmahydt. Dolay1s1yla, Avrupa ozgiirlukleri korunmah ve Rusya'nm $imdi zorla degi~tinneye c;:ah~ug1 gO.(: dengesi saglanmahyd1. Frnnsa, degi~ik dii.$tlncelerle, ama lngiltere'nin safmda sava~a kallldi.
Ill. Napolyon, giic;: dengesini y1karak Fransa'ya Avrupa'da
O.stimluk saglamak istiyordu. Kendisine gore, amcasnnn
en ho.yuk halast, lngiltere ile <;alL~mastydL Fransa'mn ba~a
nsmm ac;:an ise lngiltere ile anla;;maktan ge\:iyordu ve K1nm Sava;;1 da bunun ic;in c;:ok iyi bir fITsallt.
lngiltere ile Fransa'mn ortak du~unceleri ise, Rusya'mn Avrupa d1~1nda tutulmas1yd1. Bu bak1mdan Kmm
Sava~1, bugunku "Soguk Sava~" ortammm onemli bir ozelliginin, 19. yuzy1lm ortasmda anlamh bir ornegidir Avrupa'mn buyuk devletlerinin koalisyonu, yalmz gii<; dengesini korumakla kalmaz, aym zamanda, Rusya'y1 da Avrupa
d1~mda lutabilirdi. Boylece, Rusya "buyuk devlet" statti.sunden indirilebilir, Polonya yeniden kurulabilir, Osmanh
I
I 307
devleti zamans1z bir pan,:alanmaktan kurtanlabilir ve Fransa'ya gore bu devlct Avrupa'da yenidcn ustun duruma gei;ebilirdi. Orta Avrupa devletleri ise bu dli$linceleri tam
payla$mad1lar. Prusya, ilerde kurmay1 tasarlad1g1 Alman
ulusal birligi ii;in Rusya'mn yard1mma ihtiya<; duyabHirdi.
Avusturya ic;;in ise, sava$ alan1 ve Rusya i;ok yakmda, "Tann ise \:Ok uzaktaydL" Kmm Sava~1'nm sonunda Rus gucu
zay1flayabilirdi, ama bunun somut bir bic;;im almas1 ancak
yap1lacak bani? antla~mas1yla gen;ekle~ebilirdi. Muttefiklerin nastl bir ban~ antla~mas1 yapacaklan konusunda belirgin goru~leri yoktu. Ba$ka durumlarda oldugu gibi, Bat1h
devlctler "neye" kar;;1 sava~acaklannm bilincinde olmakla
birlikte, "ne" ic;;in sava~nklanm tam bilmiyorlard1. Dolay1s1yla, gerc,:ek ban~ antla;;mas1 hemen hemeu hii;bir sorunu
~ozemedi.
1854 y1hnda Rusya'nm Sinop'taki Osmanh donanmas1na bir baskm yaparak yakmas1 f1zerine, lngiltere ve Fransa
da Osmanh devletinin yanmda sava~a kat1ld1lar. Avusturya
ile Prusya'nm yans1z kald1klan ve lralyan ulusal birliginin
kurulmas1 ii;in lngiltere ve Fransa'nm destegini ve sempatisini kazanmak amac1yla Piyemonte'nin de Osmanh devletinin yanmda kanld1g1 sava~, 1856 yilmda Rusya'nm ban~ istemesi uzerine bitti. 19. yuzytlda Osmanhlann Rusya'ya
kar~1 kazandtklan tek sava~ olan Kmm Sava;;1 sonunda Paris Ban~ Antla~mas1 imzalanch.
c. Sav~m Sonu(lan ve lslahat Fermam
Kmm Sava;;1 ve sonunda imzalanan antla1?ma bir\:ok baknndan onemli sonuc;lar dogurmu~tur.
(i) Uzun surede Romanya'nm tam bag1ms1zhgma giden yol a(.Ilmt$, k1sa surede Karadeniz silahtan armdmlm1~t1. Bu k1sa suredeki sonucu, npk1 ilerde incelenecek
olan Versailles'da Re_n b&Lgesinin silahtan anndmlmasma
I 30s
benzemektedir ve aym ol<;.iide bo!? bir <;.aba olmu~tur. (:iinku, Rusya, Antla~ma'nm bu hukmunu iki nedenden dolay1
kabul etmi!? olabilirdi: Ya tngiltere ve Fransa'dan korktugu
ic;in "evet" demi!?ti. Bu korku ilerde ortadan kalkugmda,
yeniden silahlandirabilirdi. Ya da Osmanh devletine art1k
saldm amac1 gutmemeye ba!?lamt!?tl. Bu durumda da hic;bir
geregi yokcu. Burada yeniden, Kmm Sava!?I'nm karar verilmeden yap1lan ve boylece istenen sonucu dogurmayan bir
miicadele oldugu genellemesine vanyoruz. Rus gucu kmlmam1~ ama Avrupa'daki etkisi azalnlm1~t1. Fransa'nm prestiji yukselmi~. ama Avrupa'da ba!?at bir duruma gelememi~ti_ Bu devlet Avrupa'da ustun duruma ge<;.:ip, Almanya
ve ltalya'ya kendi bildigi gibi bir bic;im vermek istiyordu.
Her iki devlet de, Fransa'ya, kendi bildikleri gibi birer devlet kuracaklanm gosterdiler. Gen;:ekte, Bismarck ve Kont
Cavour'un, Kmm Sava~t'nm astl galipleri oldugunu soylemek yanlv;; olmaz.
(ii) Smnlarda herhangi bir degi~iklik yapmayan antla~ma, (Rusya kazand1g1 her sava!?tan sonra toprak elde
ederken, Osmanh devletinin kazand1g1 sava!?tan sonra toprak elde etmemesinin ac;1klanmas1, herhalde sava~1 bagla!?lklarmm yard1m1yla kazanmL:? olmasmda aramak gerek)
Osmanh devletini ilk kez Avrupa Uluslar Toplulugu'na kabul ediyor ve devletin bag1ms1zl1g1yla toprak butunlugu
Avrupa devletlerinin ortak giivencesi altma konuyordu. Bu
hokum, Osmanh devletinin 19. yozy1lda ic;ine dO~tOgu durumu ve zay1fl1g1m ac;ik<;_:a gostermektedir. Art1k Osmanli
devleti kendi bagLms1zhk ve toprak butOnlugOnu kendb\
koruyacak durumda degildir.
(iii) Osmanlt devleti, \:Ok pahahya gelen y1kic1 bir sava~1 yurutebilmek i<;in, Avrupah bagla~1klanndan, odeme
yeteneginin <;:ok Ostunde bor<;_: para alm1;;t1r. Zaten c1hz
olan endustrisinin geli;;mesi, 1838 ticaret st>zle~mesiyle
I
309
engellenen devlet, bu bordann alundan kalkamam1~ ve sonunda Avrupa devletlerinin mali denetimi altma girmi~tir.
Bu bak1mdan, galip <;1kilan Kmm Sava~1'm, Osmanh devletinin ylk1lmasmdaki a~amalardan bid olarak degerlendirmek gerekir.
(iv) Paris Ban~ Anda~mas1 ile Osmanli devlet.i Eflak
ile Bogdan'm ozerkligini kabul etmi:;;, Subistan'a verdigi ayncahklan ise geni$letmi$tir. Bu hukOm de, Osmanh devlelinin pan;:alanmasmda donum noktas1 olarak goriilebilir.
Eflak ve Bogdan eyaletleri 6zerkliklerini ald1ktan sonra,
Fransa ve Rusya'ntn destegiyle, 1859 y1lmda birle~ecektir.
Eyaletlerin Romanya ad1yla tam bag1ms1zhklanm almalan,
1878 ydmda ve bir ba~ka Osmanh-Rus sava~1 sonunda ger<;ekle~ecektir.
(v) Kmm Sava~1 bugunku modern Avrupa'nm lemellerinin alllma!s1 konusunda da onemli bir a~ama niteligincledir. Sava~a asker gonderen Piyemonte, Paris Bart$ Konferans1'na yalmz Piyemonte'nin degil tum ltalya'mn temsilcisi olarak kat1ld1. Konferansta lngiltere'nin sempatisini ve
m. Napolyon'un da etkin yard11nm1 sagladi. Boylece, ltalyan ulusal birliginio temelleri bu sava~ sonunda auldi. Aynca, lngiltere, Fransa ve Rusya'nm sava~malanndan ve
boylece dikkatlerinin Yakmdogu'ya kaymasmdan yararlanan Prusya da, Alman ulusal birligini saglamak ir,:in gosterdigi <;abalara uygun bir ortam buldu. Dolay1s1yla, Kmm Sava~1 yapilmam~ olsayd1, Avrupa'nm bundan sonraki yirmi
yrlhk tarihi, herhalde degi$ik bir biGimde yaz1hr, modern
Avrupa'nm temelleri aym bi<;imde anlmazdl.
(vi) Paris Ban~ Antla~mas1, o s1rada Han edilmi$ bulunan lslahat Fermani'm Avrupa devletlerine duyurdu. Bu
fennan, bir yonuyle Osmanh reform hareketleri iGinde
onem kazanan bir belgedir. Frans1z Devrimi ile Avrupa'ya
yay1lan e~itlik ilkesi, sm1rh bir bi<;:imde de olsa, ilk kez Os1
310
manh devletinin siyasal yasant1s1 it;ine girmi~ bulunmaklaydL frans1z Devrimi'nin ikinci ilkesi ozgurluk ise, Osmanh toplumuna 1876 I. Me~rutiyet hareketiyle girecektir.
Islahat Fermam da, Tanzim.at gibi ch~ kaynakh olup,
Kmm Sava?t'nda bagla!;?Iklarm isteklerini kar~1lamak uzere
hazulanm1-? ve bu yiizden ban~ amla~masmm ic;;ine almm1~nr. Beige, Tanzimat Fermam'ndaki temel haklar guvencesine e-?itlik esasm1 eklemekle ve 20 noktada Hnistiyanlarla Mush:imanlar arasmda e~itlik saglamay1 ama<,'.lamaktayd1. Ancak, Muslumanlar it;in herhangi hir yeni hak soz
konusu olmad1gmdan ve H1ristiyanlar lehine hukumler
it;erdiginden, Musluman halk1 memnun ettigi soylenemez.
Bundan ba?ka, 1856-1876 y1llan arasmda lslahat Fermam'na dayanan yabanc1 devletler, Osmanh devletinin ic;;i~le
rine daha ~ok kan~maya ba?layacaklardu. Eflak ile Bogdan'm birle$mesi ve S1rb\stan'a verilen ayncahklarm art1nlmas1 bunun tipik 6rnekleridir.
Islahat Fermam'nm getirdigi hukumlerden ortaya t;Jkan amac1, imparatorluk it;indeki herkese Osmanh yurtta~
hguu vermekti. Yasalar 6niinde e~itlik, dini fark gozetilmeksizin herkese memur olabilme hakk1, din yetkilerinin
sivH otoritesinin kaldmlmas1, ordunun hem Mush:iman
hem de oteki dinlere bagh olanlara a<;1lmas1, vergi reformu
ve ru~vetle miicadele, Ferman'm getirdigi yenilikler aras1ndad1r. Osmanh devlelinde 1856 y1hndan sonra, bunun etkisiylc Batt'nm liberal du~iinceleri dola~maya ba~lad1, gazeteler kuruldu, edebiyatta Fars stili b1rakdd1 ve Montesquieu
ve Rousseau gibi du~umirlerin kitaplan Turki;eyc r;evrildi.
Abdidaziz (1861-1876), Avrupa gezisine (1k1p V1yaoa, Paris ve Londra'ya giden ilk Osmanh sultam oldu.
lsl.ahal Fermam gen;ekten onemli degi~iklikler getirmi~ti ve odunsuz uyguland1gi takdirde uzun vadede devletin temel nitellgini degi~Lirebilirdi. Ancak, k1sa bir sure
312
Sava~t
ve I.
Me~rutiyet
a. Sava~m Nedenleri
19. yuzydm dorduncu Osmanh-Rus .;;at1~mas1 olan ve devletin Bal.kan topraklanm tam anlam1yla pan;alayan bu sava~m nedenleri arasmda, ozellikle Rusya'mn 1870'lerden
sonra Panslavist bir politika izlemeye ba~lamas1 ve bir vergi sorunu nedeniyle, Hersek halkmrn 1875 ytlmda ayaklanmas1, ag1r basmaktadu. Osmanh devletinin agu bir yenilgiye ugramasmm nedeni ise, onceki Osmanh-Rus <;atl~
malannm aksine, bu kez Rusya, Almanya ve Avusturya'nm
birlikte hareket etmeleri, ortak bir politika izlemeleridir.
Rusya'mn 1B70'lerden sonra Panislavist bir politika izlcmesinin bir nedeni, bu yolla i<;inde Sirp azmhg1 olan Osmanh devletinin pan;alanmasm1 h1zland1rmak ise, ikinci
nedeni 1871 'de Alman ulusal birliginin kurulmu~ olmas1d1r. Simdi Avrupa'nm ortasmda ortaya <;tkan ve Balkanlara
dogru da geni~leme egiliminde olan bu Pancermen blokuna ka~1 bir Panslav bloku ile denge kunnak ama.;;lamyordu. O<; devlelin Osmanh devletine kar~1 ortak hareket ctmelerinin nedeni ise, 1872 y1lmda Birinci De; lmparatorlar
Birligi'nin kurulmu~ olmas1dtr.
1875 y1hnda Hersek halkmm vergi sorunundan dolay1
ayaklanmasi uzerine, ad1 gec;en uc; devlet, Osmanh devletine, bolgede reform yaptlmas1 konusunda bask1da bulundular. Basl<rnm ba~ans1z olmas1 iizerine Rusya ile Avusturya,
Pe~te'de 1877 ytlmda bir antla~ma yapttlar. Pe~te Antla;;mas1'na gore, Rusya Avusturya'y1 Bosna ve Hersek'te,
Avusturya <la Rusya'y1 Balkanlarm otd<i bolgclerinde serbest buak1yorlardi. Ancak, Rusya Balkanlar'da lek ve bu-
313
Siyasi 'l'arih
(llk~aglardan
I .9JR'c)
Bari~
Antla:;malari
kanlar'da gerekse Dogu Anadolu yaylasmda O.stii.n bir duruma gei;:erek, Ingiltere'nin imparatorluk yolunu tehdit
l der duruma gelmi~ti. 1-?te bu nedenlerle Avusturya ile lngiltere, Ayastefanos'un degi~tirilmesi ii;in Rusya'ya bask1
yapmaya ba~lad1lar ve bunda ba-?anh da oldular. Osmanb
devleti He Rusya arasmda aym yil Berlin Ban~ Antla~mast
imzaland1.
Bu antla~mayla Bulgaristan'm sm1rlan daralnlm1~ ve
Bosna-Hersek Avusturya'nm i~gal ve yonetimine birakdm1-?t1r. Bir onceki antla~madaki Romanya, S1rbistan ve Karadag'm bag1ms1zhk hukflmleri aynen korunuyor, Rusya,
Dogu Anadolu'da Ele~kirt ve Beyaz1t'1 Osmanh devletine
geri veriyordu. Girit adas1 ise ozerklik kazanacakr1.
1878 tarihli Berlin Anla~mas1, ozellikle Osmanh devle1i ve genellikle Avrupa Larihi a<;:1smdan i;:ok onemli sonui;:lar dogurmu~tur. Bir kere, Osmanh devletinin 19. yuzyildaki pari;:alanma surecinde onemli bir a~amay1 olu~tur
maktad1r. lki buyuk devlet, lngillere ile Avusturya, Osinanh devletinin toprak buttinlugiinii koruma politikas1m
h1rakm1~lardu. Bu tarihten ba~layarak, bu iki devletten bo-;;alan yeri Almanya almaya ba:?Jayacakm. Aynca, Berlin
diizenlemesi taraflardan hii;:birini tatmin etmi~ degildir.
Balkan Slavlan arad1klanm bularnam1;;, Rusya istedigi kadar gui;:lii bir Slav devleti kuramam1~, Avusturya ise Bosna1lersek'i tam anlam1yla sm1rlan i<;;ine katamarn1~t1. Bolgenin Avusturya yonetimine girmesi, S1rbistan'daki ulusi;:u
duygulan koruklemi-?ti. K1saca, Berlin duzenlemesi bundan sonra onaya <;:1kan Balkan bunahmlanmn ve belki de
I. Dunya Sava~1'nm temelini olu;;turur.
0
1
1
315
I.
Me~rutiyet
ilanmdan bir y1l sonra ba~layan Osmanh-Rus Sava~t'm bahane ederek meclisi feshetmi~ ve anayasay1 da rafa kald1rm1~t1r. Bundan sonra Jon Turk hareketi 1889 y1lmda yeniden (>rgutlenmi~ ve dernegin ad1 da Osmanli lttihat ve
lerakki Cemi_yeti olarak degi~tirilmi~tir.
33 y1l Osmanh tahtmda kalan 11. Abdulhamil, lllm iktidan boyunca ulusalc1 ve liberal hareketleri yabanc1 devletlerin oyunu olarak degerlendirip ag1r bir bask1 rejimi
kurmu~tur. Yabanc1 ulkelerdeki ulusalc1 hareketler devletin parr,.:alanmas1, ic;erdekiler ise mutlak yetkisinin kis1lmas1 anlamma gchyordu. Milliyetc;ilige ka~1 dini uyam~1 kullanmaya i;ah~t1 ve devleti, Avrupahlan birbirlerine kar~1
oynayarak korumak istedi. Amac1, Osmanh sultanlannm
son yuzy1llar ic;inde pek kullanmad1klan "Halifelik" s1fatm1
canland1raral<, onak Htristiyan tehdidine ka~1 militan bir
Islam direni~i orgutlemekti. Ancak, Musliimanhk bilinci o
donemde Bat1'nrn O.stunliigune kar-?I oncmli bir guc; haline
gelmekteyse de, Hal ifelik tarihte kalm1~u. Dolay1s1yla, bekledigi, Halife Sultan onderliginde Musliiman direni~i bir
turh:i ger~ekle~medi. Arna, her ~eye ragmen, devleti fazla
bir toprak kaybma ugratmadan, 33 yil korumayt bildi.
9. Osmanh Devleti'ne Yeni Bir Dost: Almanya
! 3i8
I
319
duymamahd1r" diyecektir.
Kayzer'in bu ikinci lstanbul ziyaretinin dini yom.i ch~mda, belki de daha onemli bir amaci vard1: Haydarpa~a ..
Bagdat demiryolunun yap1m1 i<.;in Alman Anadolu Demiryollan Sirketi'ne verilecek ayncahklar. Gerc;ekte, Almanya'mn Yakmdogu politikas1, bir "demiryolu politikas1" idi.
1880'de Berlin'de kurulan ~irketin amac1 Anadolu'ya girmekti. 1888'de Anadolu demiryollan Ozerinde yabanc1lara
tanmm1~ olan tum ayncahklar, Alman ~irkctine devredildi
ve 1902 ydmda lstanbul'dan Bagdat'a kadar demiryolu yap1m1 pro.jesi Alman ~irketine verildi. Bu proje Basra Korfezi'ne kadar bitirildigi takdirde, buyuk deniz imparatorlugu
olan lngiltere, Almanya kar~1smda s6m0rge avantajuu yitirmi~ olacaktt. Almanya, ustun kara gucunu demiryolu
arac1hg1yla Ortadogu'ya kolayca ta~1yabilecek duruma gelebilirdi.
lktidarmm ilk yirmi yilmda II. Wilhelm'm Yakmdogu
politikas1 ba~anh olmu~ saydabilir. Ancak, bu ba~an, Wilhelm'rn AbdCtlhamit ile dostluguna. dolay1s1yla ikincisinin
tahtmm saglamhgma dayamyordu. llerde gorOlecegi gibi,
1909 y1hnda Abdulhamit du~iiriihince, Alman politikas1 da
smulandmlm1~ oldu. Ancak, bu sm1rlama c;ok k1sa surdo.
Balkan bunahmlan, Osmanh yoneticilerini yeniden Almanya'ya yakla~uracaktlr.
10. Agtr Bunahmlar Donemi: 1908-1914
a. Bosna-Hersek Bunalmu
Avrupa emperyalizmiyle ilgili bohimde, 19. yuzy1lm sonlarma dogru dunyada somurgele$lirilebilecek alan kalmad1g1, bu yiizden Avrupa <levletleri arasmdaki ekonomik ve siyasal ~all~malann Avrupa'nm ic;ine ve ozellikle Balkanlar
bolgesine geldigi belinilmii?ti. l~te, 1908 tarihli Bosna-Herj
320
sek bunahm1 bu <_:atl~malarm en ouemlisidir ve hacca tarihte bu olay J. Dunya Sava~1'nm "provas1" olarak degerlen<lirilebilir.
Bosna-Hersek bunahmmm tcmelinde iki unsur yatar:
(i) 1878 Berlin antla~mas1yla i~gal ve yonetimini dine ge<;ir<ligi bu bolgeyi, Avusturya'nm ilhak etmek istemesi ve
(ii) 1904-1905 sava~1nda.Japonya'ya yenilen Rusya'nm Bogazlar yoluyla SKak denizlere pkmak istcmesi. Rusya bu
istegini gen;ekle~tirmek i<;in, ba~ta 1ng11tere'nin "vizesini"
almas1 gerektiginden, bu devletle daha once incclenen
1907 somurge anla~masm1 yapm1~tI. 1908 ytlmdaysa, Rus
ve lngiliz monarklannm Reval'de yapt1klan gorO.~mede,
Bogazlar ve Balkan sorunlan da soz konusu edildi. Rusya,
Reval goru~mesinden, lngiltere'nin kendisinin Bogazlarda
iistiin duruma gei;:mesine ses c;1karmayacagt sonucunu c;1kard1 ve bunu Avusturya'ya da kabul ettirmek i<;in fusat
kollamaya ba~ladi. Rusya ile Avusturya arasmda 1908 Eyliil aymda yap1lan Buchlau gorii~mesinde, Avusturya DI!;ii~
leri Bal<an1 Adtrenlhal'e gore, Rusya Avuslurya'yt BosnaHersek'te, Rus D1~i~Leri Bakam I.swobki'ye gore ise, Avusturya Rusya'y1 Bogazlar'da serbest buakm1~tL Goru~mder
kag1da dOkO.lmediginden, hangisinin dogru soyledigini bilmiyomz. Bilinen, Avuslurya'nm bu sozlu anla~maya dayanarak, 5 Ekim 1908'de Bosna-Hersek'i resmen ilhak ettigi
dir.
Bu davram~a kar~1 en sert tepki, toprag1 kendi dogal
yayilma alan1 olarak goren S1rbistan'dan geldi. llhak1, Balkan ulusc;:uluk hareketlerine agir bir darbe olarak degerLendiren S1rbislan, destek ic;:in Rusya'ya ba~vurdugunda
herhangi bir sonuc; alamad1. Slav milliyeti;;iliginin biiyi1k
clestekc;:isi Rusya, 1905 yenilgisinin ezikligini iizerinden
alamam1~, bagla~ng1 Fransa ise Balkanlarda <;1kacak bir c;atl~mada Rusya'ya yard1m edemeyecegini ai;ikc;:a belirtmi~ti.
I 321
Buyok koruyucusunun desteginden yoksun kalan Subistan, Avusturya kar~1smda gerilemek zorunda kald1. Boylece, Sup ulus~ulu~u agu bir darbe yemi$, Rusya'nm buyuk
devlet olarak prestiji sarsilmI$ll. Ancak, Sirbistan, ilerdc
boyle bir bunahm pkar ve Avusturya yay1lmac1hgm1 surdururse, Rusya ister desteklesin ister desteklemesin, gerilememc karanm aldi. Rusya ile Fransa ise, ilerde <;1kacak bir
c;alt$mada Sirbistan'1 ve birbirlerini yahuz b1rakmayacaklard1. Yoksa, buyuk devlet olarak prestijleri kalmaz, 1894
iuifakmm inamhrhg1 ortadan kalkard1. BOyle bir durum,
ancak Avusturya ile Almanya'nm saldirganhgm1 k1$k1rtudt.
l~te, bu nitclikte bir uyu$mazhk alt1 y1l soma, 1914 y1lmda
c;1kacak ve taraOar ald1klan kararlara uygun hareket edeceklerinden, l. Dunya Sava~1 ba$1ayacakur. Bosna-Hersek
bunalnm, bunun ic;in "I. Donya Sava~1'mn provas1" niteligindedir.
Bu arada, Avusturya'mn Bosna-Hersek'i ilhak cctigi
gun, kan$1khktan yararlanan Bulgaristan tek tarafl1 olarak
bag1ms1zhgrn1 ilan etci. Osmanh devlcli ise, hukuken olmasa bile fiilen bu ol<lu billiyi kabullenmek durumunda kaldi.
b. Trablusgarp Sava~t
Bosna-Hersek'in ahnmasmm yo] ac;:ttg1 geli$meler Osmanh
Devleti'nin ba~ma bir de Trablusgarp Sava~1'm pkardL Daha Bogazlar konusunda harekete gec;meden Avusturya'nm
bu ilhak1, Rusya'nm hi.; ho!iiuna gilmemi$ti. Bogazlarla yakmdan ilgili devletler ilzcrinde bask1 yapabilmek i~in yamna Avusturya'dan ba~ka bir devletin destegini almak gerekiyordu. Ote yandan Italya, Avusturya'mn Bosna-Hersek'i
almas1m en az Subistan kadar tepkiyle kar$1lamt$ll. Yanmada devletlerinin di~ policika kahplanna uygun olarak,
Adriyatik denizinin kiy1larma yerle$ip kendini guvenlik al-
Hil'i11d Piinya
Sava~111a
Nasr! Gidildi?
tma almak istiyordu. Boylece, Rusya ile ltalya arasmda dogal bir yakmla~ma oldu ve iki devlet arasmda 1909 tarihli
Racconigi Antla~mas1 imzaland1. Buna gore, ltalya Rusya'nm, Rusya da ltalya'nm Bogazlar ve Trablusgarp uzerindeki c;1karlanm tamd1lar. Antla$madan iki y1l sonra ltalya
Trablusgarb'a sald1rd1; Rusya ise Bogazlar konusunda Osmanh devletine bask1da bulunmaya ba~ladt.
ltalya Trablusgarp'1 1911 Eylulunde i~gal etmeye ba~
lad1. tngiltere'nin M1su yolunu kesmesi yuzunden, Trablusgarb'taki birliklerini takviye edemeyen Osmanl1 devleti
sava~a c;ok kotii ko~ullar altmda girdi. Ancak, inat\:I bir direni~ kar~1smda halya i~gali hemen gen;ekle~tiremedi. Osmanh devletine bask1da bulunup ban~a zorlamak i<;in donanmas1yla Bogazlan zorlachysa da sonuc; alamad1. lkinci
olarak, Osmanh devletinin elinde bulunan Oniki Ada'y1 i~
gal etti ama yine istedi.gi ban~I elde edemedi. Avrupa'nm
yeni gucu ltalya, ya~h ve "hasta" Osmanh devletine kar~1
ustiinluk saglayam1yorclu. Devleti. Trablusgarp' tan i;:ekilmeye zorlayan ltalya'mn gucu degil, bu snada ba~layan
Balkan Sava~1 oldu. lki ate~ arasmda kalan Osmanh Devleti, 1912 Ekiminde imzalad1g1 Ouchi (V~i) Ban~1 ile Trablusgarb'1 ltalya'ya verdigi gibi, ~imdi ltalya'nm i~galinde
bulunan ama Balkan Sava~lan s1rasmda Yunanislan'm goz
koydugu Oniki Ada'y1 "gec;ici olarak" ltalyan koruyuculuguna b1rakti. Bu davram~. kuzuyu kurdun koruyuculuguna buakmaktan farks1zd1.
c. Balkan Sava~lan
Siyasi Tarih
(lll~~axlarda11191B'e)
kedonya'nm gelecegi konusunda gorli~meler yapttklan haberinin yay1lmas1, lttihat~tlan harekete ge~iren en onemli
olay olmu~tur_ htihat.c;dara gf1re, parc;alanma tehlikesinin
anmas1 kar~tsrnda, Osmanlt devletinin ba~mda parlamenter, yani se~im yoluyla iktidara gelecek gtt~h! ve saglam bir
hukumetin bulunmas1 son derece onem kazamm~ll. (:.unku, ozellikle Balkanlar'dan, ~ikayetlerini kendilerinin ifade
edebilecekleri temsilcilerin lstanbul'daki parlamentoya gelmeleri, reformlar yfmi.in<le Avrupa devletlerinin bask1l:mm
azaltabilir, gu~lii bir hiikumet de bu bask1lara kar~1 koyabilirdi. Ru du~uncelerle hareket eden Trakya ordularmm
artan bask1s1 kar~1smda, IL Abdulhamit 23 Temmuz
1908'de anayasay1 yeniden yururluge koyarak, IL Me~ruti
yel dc:'mt:mini ac;mt<?ltr.
Gen;ekle, lttihal ve Terakki hareketi, l 9. yuzy1l hoyunca artan azmhk faaliyetlerine, imparatorluktan aynlm.alar siirecine ve Avrnpa devletlerinin gerek ekonomik
gerekse siyasal m1:idahale ve c.knt:limine kar~1, imparatorluk ic;indeki Turk unsumnun ustunluk mucadelesi olarak
<legerlendirilehilir. Zaten ulusc;u niteligi buradan kaynaklanmaktad1r. htihal ve Terakki ikti<lara agerhgnu koyduktan sonra, 1ngiltcre, fransa, ltalya, Rusya ve azmhklann
ekonomik ve siyasal Ostiinliiklerine ka~1, boyle bir ustunlugc tam olarak sahip bulunmayan Almanya'ya kaym1~. bu
devletin destegiyle, hemen hemen her firsatta, kapittilasyonlan kaldmnaya c;ah~m1~t1r. Aynca, Grek yanmadasmm
imparatorluk ticaretindeki iistun durumuna son vermek
i~in etkili saydabilecck bir boykota ba~Hm1~l1r. Ornegin,
M.akedonya demiryolunun Grek yanmadasmdaki ~ebekeye
baglanmasnn cngelleyerek, bu devletin Osmanhlar kay;;1l1
geli~me ve geni~lemesini onlemeye ~abalam1~tir. Ancak ne
yaz1k ki, lttihat ve T rakki'nin bu yondeki faaliyetlcri,
Trablusgarb, Balkan ve 1. Dunya Sava~lan'nm kan~1k ve
ba~anh
sonuc;lar verme-
I 328
Pa~a
bunahmmm imparatorlugu i<;ine dii~iirdugu gui;: durumdan, Avrupa devletlerinin ortak tutumunun kurtannas1, art1k etkin diplomasiyi Osmanh devletinin vazgei;ilmez
bir arnc1 haline getirdi.
2. Reis-iii Kuuaphk Dairesinin Onem Kazanmas1
Avrupa devletlerinin ortak destegine bagh kald1g1 surece,
devletin as1l gereksinimi olan devlet adamlanntn, Avrupahlarla ili~kileri bilen ve bu iilkelerle i~birliginin dayand1g1
i;:e-$itli reformlan gen;ekle~tirebilecek yetenekte olmalan
gerektigi ai;1k\:a ortaya <;:1kti. Bunun sonucu olarak, 19.
yO.zy1la kadar Osmanli devletinde "d1~i;;leri hakam"mn yerini tutan "Reis-ul Kuuap"m dairesi onem kazanmaya ba~
lad1. Ashnda, gerileme donemi (1600-1789), dini ve askeri
kurulu~larm etkinliklerinin yava~ yava~ azalmasma ve Reis-ii! Kiittaphk hizmetlerinin ag1rhgmm artmasma tamk
olmu~tur.
Osmanb devletinde Reis-01 Kuttaphgm ii;inde DivamhOmayun Kalemi, onun ba~mda da Beyliki;:i bulunmaktaydi. Bu daire, 18. yuzy1la kadar "kalem" denen i.'11;: bolo.me
aynlm1~t1. Bunlardan Beylik bolumunun gorevleri !?uydu:
(i) yasalann, (ii) musluman olmayan tebanm hukuki statiisiine ili~kin kurallann, (iii) yabanc1 ulkelerle yap1lan anla!?malann ve verilen ayncahklann kayd1 ile (iv) bunlara
uyulup uyulmad1gmm anla~dabilmesi i~in gereken onlemlerin almmas1. Tahvil bolumu, i;e~itli alamalanmn kayitlarnun tutulmas1, has, zeamet ve tnnar gibi toprak ayncahklan ve bunlardan dogan geliri gosteren tahvil tezkeresinin
i;tkanlmas1yla ugra~1yordu. Riius dairesi ise, runs denen
rutbelerin verilmesiyle gorevlendirilmi~ti. Bu, bir yaz1~ma
kalemi olmakla birlikte, asil gorevi dini egitimi bitirmi~
olanlara Riius smavma sokarak, kazananlan dini kurulu-
kademelerine atanrnkt1- GoruklugO gibi, devlelin d1;;i;;lerini yuruten kurulu-?, uzmanla-?mt-? olmaktan
uzakn ve d1~ ili~kilerin yanmda toprak ve din i~leriyle ugra-?maktayd1.
Reis-ul Kuttaphga baglanan bir ba~ka daire, Divamhumayun TercO.mani'd1r. Onceleri c;.evirmenler, Sarny'daki divana hizmet etmekteydiler. Ancak, Reis-iil Kuttap yava~
yava;; d1~ ili~kilere bakan biri olunca, <;-evirmenlere de
onun dairesinin elemanlan gozuyle bak1lmaya ba~landi.
19. yiizy1hn onalarmdan 1821 tarihine kadar bu gorev Istanbul'daki Yunan ailelerinin tckelinde kalm1;;Ln. Gorevleri
(i) Sadrazam katma yani Bab1ali'ye sunulan yabanc1 dildeki
belgeleri i;:evirmek, (ii) resmi gorii~melerde Avrupa elc;.ilerinin demec;lerini Sadrazam ya da Sultan'a i;evirmek, (iii)
kapah i;ah~malarda Reis-ul KO.ttap'm dediklerini yabanc1
diplomatlara i;:evirmekti. Divamhumayun Tercumam, Avrupah diplomatlan ziyaret eden tek Osmanh memuruydu.
K1saca, d1;;i~lerinin yurutiilmesinde Reis-ul Kiittap'tan sonra en onemli memur idi.
Divamhumayun terciimanlarmm hemen hepsinin
Musluman olmayanlardan olu;;mas1, Miislii.manlarm Osmanh okumu~lannm daha i;ok Arapi;a vc Farsi;a uzerinde
bilgi sahibi olmalan ve <;-ok azmm Ban dillerini bilmclerindendir. Bilenler de zalen bu gorevi O.stlenmek Lo;tememi~
lerdir. Hiristiyanhkta.n donmelerin yerine Yunanhlann bu
goreve gelmelertnin nedeniyse, Miislumanlann bu kulturel
egilimleri ve lstanbul'da bir cins "Yunan aristokrasisi"nin
dogmas1d1T. Kcntin Fcncr bolgesinde oturan bu aristokrallar, elde ettikleri geliri, ailelerinin zenginle.!jmesi, Grek kulturunii gu~lendirip yayma ve hem Ortodoks hem de Osmanh saltanat sistcminde gu~ ve statulerini artirmak ii;:in
kullamm$lard1r. Bunlardan bazilan c;ok <la unto. olmu!?tur.
Ornegin, Koprulu Ahmet Pa~a'ya (1635-1676) hizmet eden
~un i;:e~itli
I 330
Bi ririci Du11ya
Saa~1 'na
ve Karlofc;a Ban;;1'na varan gorii.~melerde ki.lil bir rol oynam1~ bulunan Alexander Mavrocordato, bunlardan biridir.
lstanbul'daki Yunan aristokrasisi, yani "Fenerli Rumlar"
zamanla siyasal nilelikle gorevler de alm.aya ba$1a<l11.ar. Ornegin, Eflak ve Bogdan gibi bagh prenslikler Bab1ali'de iki
Lane Yunanli Kap1 Kahyas1 larafmdan temsil olunurlardi.
Fenerli Rumlar bu siyasal gorevlerini, Bizans emperyalizminin "Megalo ldea"s101 yeniden canlandmnak ii;:in de
kul lanmI!?la rdu.
3.
D1!?i~leri
K1sa dcinemde du~uniih.irse, UL Selim'in surekli diplomatik ve konsuler temsil sistemi, "Yeni Duzen"in oteki bohimlerinden daha ba~anh olmu~ degildir. Napolyon doneminde diplomatik havanm degi$ken niteligi ve Selim'in
du~mesi, bu durumu etkileyen unsurlard1r. Aynca, bu ilk
kurulan buyokel~iliklerin sorunlan, 19. yuzy1I Osmanh reformistlerinin yenmeleri gereken gu~luklere de 1$lk tulmaktadtr. En onemli ve temel sorun, surekli ve kar-?1hkli
diplomasi sisteminin i~lemesini saglayacak geli$IDi$ bir 6rgutsel temelin eksikligiydi. Her ne kadar Reis-01 Kuttap
Dt$i$leri Bakam'nm baz1 gorevlerini iistlenmi~se de onun
denetimi altmdaki kalemler daha once goruldugu gibi, hi\yiik bir imparatorlugun d1~ ili-?kilerini e~gudumleyip yurO-
tebilecek uzmanhga eri?mi~ degillerdL Bu orgO.lsd eksiklige, yetenekli ve egitilmi~ personel bulmamn gu<;:luklerini
de eklemek gerekir. Bunlarm bir uzantis1 olarak, modern
anlamda d1:;; polltika planlamas1 ve uzun sOreli uygulamas1
da yoktu. Elr;iliklerin raporlarmdan anlad1g1m1z kadanyla,
bunlann ugra!iinklan konular, ittifak ya da askeri yard1m
arama ve yabanc1lann Osmanh devletinde elde ettikleri ticari ayncahklan Osmanh tuccarlanna da saglama gibi zor
i~lerdi. Bu arada, baz1 biiyiikelr;iler Avrupa bas1mm etkilemeye r;ah:;;m1~lar ya da en azmdan bu bas101 lstanbul'a hildirmi~lerdir. K1saca, Osmanh buyukelc;:ilerinin izleyebilecekleri ozgul politika ama<;:lan yoktu. Onlardan beklenen,
gonderildikleri ulkeler hakkmda genel bHgiler vermekli.
Bu, Bat1hla:;;ma yonundeki reformlar ba~lad1g1 zaman, devletin Bau dunyas1 ile ili~kilerinde kulturel bag1mhhg1 da
beraberinde getirmi~tir.
Selim'in du:;;mesinden sonra, reform hareketleri kesintiye ugrad1gindan, yaw~ma hizmetinin geli~ebilecegi ufuklar da darald1 ve diplomatik temsil sistemi zay1fladL. 1811
y1lmda, yukarda sozu edilen merkezler maslahatguzar duzeyine indirildi. Konsolosluk hizmetiyse 18. yuzy1ldaki
gayn resmi havasma burundu. 182l'den sonra Yunanhlar
hakkmdaki ku!iikular, Fener elitine de s1~rad1. Bunun goslergesi, DivamhO.mayun'daki Yunan tercumanlarmm i;;lerine son verilmesi ve yerine Bab1ali'de TercO.me Odas1'mn
kurulmas1dir. Dogal olarak, Yunanhlann yerine hemen yetenekli ve bilgili c;:evirmenler bulunamad1g1 ii;in, gei;ici bir
sure i;;evirmenlik i!?i karanhkta kalm1~lir. Terell.me Odas1'nm buyumesi ve onem kazamnast, 1830'larla ba~lar.
Mehmet Ali Pa.?a bunahmmm yogun diplomatik ortammda Oda'nm prestiji yukselmi-? ve buraya ilerde hem D1~i~le
ri Bakam hem de Sadrazam olacak Ali ve Safvet Efendiler
gibi yetenekli ki~iler girmi;;tir. Birkai;; yil ii;;inde bunlara,
1333
Cezayir sorunlanmn c;:ozumu, gumruk tarifelerinin gorii!?iihnesi, Avrupa hasmm1 etkilemek ve yeni diplomallan
egitmek gibi gorevlerinde ba~anli olamad1lar. Ancak, bir
ba~ka alanda etkili oldular. Bu da, Avrupa'daki deneylerini
tam anlam1yla hazmecmeleri ve halka bunu anlacmadaki
ba~anlandlr. Boylece, Osmanh devletini Bat1'ya degil, Bat1'yi Osmanh devletine tamtma yoluyla, d1~ ili~kilerin dar
\:en;;evesini a~an bir nofuza sahip oldular. 19. yuzy1l Osmanh reform hareketlerinin yiiriitiicii motoru, i~te bu diplomat kokenli ve aydm devlet adamlan olmu~tur.
Yeni Osmanh diplomatlarmm en iyileri, donemin etkili devlet adamlan Metternich ve lngiliz Ba-?hakam Palmerston ile dogrudan temaslan olan ak1lh ve yetenekli diplomatlardir. Sadik Rifat ve Mustafa Re~it gibi diplomatlarm
merkeze gonderdikleri raporlar, 1830'larm Avrupasmdan
almacak derslerle doludur. Onceleri bu yetenekli ki;;ilerin
Osmanh elitindeki sayilan azdi. Sadik Rtfat, Mustafa Re~it
ve daha gene;: olan Alive Fuat Efendiler vb. Ancak, zamanla hem sayilan hem de etki ve uzmanhklan arlacakt1r.
Bunlarm, Osmanh reform hareketleri i<;indeki yerlerine
uygun olarak, Reis-ul Kuttaphk da artan bir onem kazand1.
Bu yeni sivil burokrasiye orgiitsel bir temel hazirlamak isleyen 11. Mahmut, Tercume Odas1'm gii<;lendirip
diplomatik ve konsOller faaliyeti canland1rd1ktan sonra,
l836 Martmda Reis-iii Kuttaphgi "Hariciye Nezareti" yapll. Bu yalmzca bir unvan degi~ikligi degildir. Aym y1l MU.sle~arhk, yani D1~i~leri Bakan Yard1mc1ligm1 kurdu. Bu dei~;i~ikliklerle birlikte, Bab1ali ve yaz1~ma i~leri de <;ok onemli degi~iklikler gei;irdi. Yeni D1~i$leri Bakanhg1 ile yeni bir
sivil bii.rokratik elit yaratma sureci de ba~lad1. Ancak, gerek geleneksel Osmali hizip<;iligi ve gerekse baz1 reformlarm hi<; incelenmeden aceleyle uygulanmaya ba~lanmas1,
I 335
I
Siya.~i
bu olumlu gidi?in onemli zaaflan oldular. Arna, II. Mahmut bu ku~kulan bir kenara ilmi~ti. Onun ir;in onemli
olan, geni.~ reformist dii~unceler ir;inde, diplomatik hizmetin canianmas1 ve modern bir d1~i~lcri orgutiiniin kurulmasiyd1.
4. Tanzimat Doneminde Sivil Biirokrasi (1839-1871)
II. Mahmut'un 1839 y1lmda olmesiyle, Sultan ile yuksek
dereceli memurlar arasmdaki gur; r;at1~mas1 r;ozulmii~ ve
1871 ytlma kadar surecek olan yeni bir reform donemi
ar;1lm1~tu. Bunun boyle olmasmda Lt\: onemli unsur vard1:
(i) Mahmur'tan sonra rahrn oturan Abdulmecit (18391861) r;ok tehlikeli bir donemde vc 16 ya~mda hazirhks1z
bir monark olmu?tUr. Abdulaziz (1861-1876) otoritesini
kurmak isteyen ama bunu yapabilcek akli dengesi olmayan
bir sultandI. V. Murat'm (1876) akli dengesizhgi, ur; ay
1r;inde tahttan almmasma yol ar;m1~tJ. K1saca, Osmanh Hancdanhg1 II. Abdulhamit'e (1876-1909) kadar II. Mahmut'a gerr;ek bir halef r;1karabilmi$ degildi. (ii) 1830 reformlanmn yoksek kademeli memurlara saglad1g1 memuriyet guvencesiyle burokratik esneklik azalm1~ ve gucCm
sultandan yuksek memurlara dogru kaymasma yol ar;m~
tu. (iii) Siyasal gucun reform yanhlanmn eline ger;mesiyle
as1l ag1rhk bu sivil burokrasi ii;inde yeni diplomatik elitin
elinde toplanm1~ur. En sonuncusu 187l'de oJecek buyuk
devlet adamlarmm ba~anh yonetimleri sayesinde, sivil burokrasi gucunii artirm~ ve Bab1ali gen;ek bir hukiimet
merkezi durumuna gelmi~tir.
Bu uc; unsur, birbirleriyle etki-tepki ili~kisi ii;inde,
hem buyiik bir siyasal istikrars1zhk hem de reformlarla dolu yepyeni bir donem ai;tt. Bunun ad1 da donemi geri;ekten
c;ok guzel anlatan "Tanzimat"tu (yeni bir duzen getirrne,
I 336
l 337
187l'de Ali Pa~a'nm ohimii., iktidann merkezinin degi;;mesine ve Tanzimat donemindekinden daha bunahmh bir doneme girilmesine yol ac;;tr. Abdulaziz yonetime agirbgm1
koydu ve reformculann sinsi dO.$mam Mahmut Nedim Pa~a'y1 Sadrazam yapn. Bu pa~a, Tanzimat'm kurdugu burokratik sistemi dag1tm1~ ve yiiksek kademe memurlarm1 surekli degi!?tirerek burokrasiyi hareket edemez duruma
getirmi~tir.
l 338
1339
$imdi lngiltere ile anla$an Fransa'y1 kazanma umutlan, Alman monark1 i<;.in tarn bir hayal oldu.
Arna yine de, 1904 Anla$masmm ne kadar s1k1 oldugunu denemek istedi. lngiltere, acaba Frans1z somurgecilik faaliyederini gen;ekten destekleyecek miyd\? lki devlet
arasmdaki baglar, bir ittifaka varacak kadar gu<;li1 muydu?
Bunu denemek i<;.in, Fransa'mn Fas'taki faaliyetlerine kar$1
Fas Sultam'm tahrik ctmeye ba$lad1 ve 1905 y1lmda Tanca'y1 ziyaret etti. Ziyaretinde, Fas'1 bagnns1z bir ulke olarak
sayd1gm1 ve Almanya'nm Fas'taki <;1karlanm koruq1aya
azimli oldugunu soyledi. Aynca, Fas Sultam'm, sorunun
uluslararas1 bir konferansta goru~ulmesi onerisini yapmaya ikna etti. Almanya'mn Fransa'ya cephe almas1 ve Fransa'mn bu 6neriyi reddetmesi, Avrupa'da bir bunahm ortaya
<;.1kard1. Fransa, dost ulkelerin de bask1s1yla, sorunun goru~ulmcsini kabul edince, 1905 Ocagmda Algesiras honferans1 toplandr. Almanya, lngiliz-Franstz yakmhgmm gerc;ek oldugunu anlamakta gecikrnedi. Konferans Fas Ctzerindeki Fransa'y1 sonuna kadar destckledi. f\.lmauya'y1 destekleyen tek dcvlet Avusturya oldu. Konferanstan sonra lngiliz ve Frans1z genelkurmaylan, onak sava~ planlan uzerinde <;ah~maya ba~ladilar. Sonm;; olarak, Almanya'nm ortadan kaldumaya ~ah-?t1g1 "Entente Cordiale", Fas bunahmmdan daha da guc;lenerek i;ikti. Bundan sonra, 1911 y1hncla,
Alman hukumeti Fas'taki Alman pkarlanm korumak ii;in,
Panther adh buyuk bir Alman zirhhs1ni, tam bir gui; gosterisi olarak, Agadir limanma gonderdi. Bunun amac1, art1k
pen;inlenmi~ olan lngiliz-Frans1z dostlugunu denemek degil, bask1yla Frans1z Kongosu'ndan pay almaku. Ufak toprak par<;alan Almanya'ya vcrilince, bunahm gev~edi.
Bu konuda son olarak ~u soylenebilir: 1848'den once
Viyana duzeninin buyuk devletleri, l789'dakinden daha
geni~ i<;: ayaklanmalardan korktuklan i<;.in, aralannda bir
Iw
Siyasi Tarih
anlay1~
(Ilk~aglardan
1918'e)
VII
Birinci Dunya
Sava~1
1343
~itli
344
nunde degil, ulusal <;1karlanmn korunmas1 amacma yonelik olabilirdi ve tek tek bu iradelerini hakh da pkarabilirlerdi. Her davram~ kendi i~inde hakh oldugu kadar tutarh
da olabilirdi. Ancak, tarihin buyuk c,:apli olaylan, devlellerin ya da yoneticilerin tek tek, kendi i<;inde hakh ve tutarh
olan iradeleri yuzunden i;:1kmaz. Bu iradelerin toplammm,
t.ek tek iradelerden farkl1 ve kendinc ozgii bir niteligi vardu. bmegin, tu; devletin iradelerini x, y ve z olarak kabul
edelim. Bunlann c;au~masmdan ortaya c;1kan olay x + y + z
degil, diyelim "s" dir. Dolay1s1yla, ayn ayn devletler sava~
istemese bile, kendilerine gore hakh politikay1 inatla surdurmeleri, ortaya I. Donya Sava~1'111 <;1kard1. Arna, sava~
bir kere ba~laymca, sava!?a girme nedenleri de sava~ oncesi
plan ve projeleri ne olursa olsun, devletler "zafer" i<;in sava!?tilar. Su sorun c;ozu]meye c;ah$1'd1: Avrupa'nm efendisi
kim olacak? Sava-?<tnlar kendi "hakh ve tutarh" iradelerini
zorla oteki sava~anlara kabul ettirmek istediler ama i~in ilginc,; yam, bu iradelerinin ne oldugunu tam bilmiyorlard1.
T1pk1 Kmm sava~1'nda oldugu gibi, Avrupahlar "niye" kar~1 sava~uklanm belki biliyorlard1 ama "ne" i<;in sava~t1kla
nm bilmiyorlardi. Tarih boyunca sava~lann c;ogu ve ne yaztk ki bugunku sava~lar da, tarihin bu ~a~maz ve ac1mas1z
kahbma uymaktada. Dolay1s1yla, l. Dunya Sava~1'nda taraflar sava~ ama\lanm kesin \izgileriyle tammlayamad1lar.
I. Dunya Sava~1'mn yakrn nedenleri konusundaki anla~ma, temel nedenleri. konusunda yoktur. Bu bak1mdan,
bunlar a$ag1da ana kategoriler ic;inde verilmeye c;ah$1lacakt1r.
1345
lir. Liberallcrin 19. yuzy1lm iyimserli.gi i;inde kendini gt'lsteren ka~1mlmaz gcli~me umutlanm tumuyle sondurmu~,
19. yuzyth bitirm~tir. Ama, l. Dunya Sava~1. ba~ka yonlerden, kesintisiz evrim i.;inde tek bir olayc.hr lnsanoglunun
ekonomik ve siyasal geli~mcsi a~1smdan, 50 yildan beri etkinliklerini surdiiren ve sava~tan sonra <la giderek gO.~lene
cek olan guderin, ilk bu.yuk c;:aph gosterisi olmu~. dunyanm globalle~me suredni ve uygarhgm tum yeryuzune
yayilmas1m h1zlandum1!?ltr.
l. Emperyalizm
Endiislri devriminin sonucu olarak, artan uretimin yeni
pazarlar, birikcn scrmayenin yeni yatmm alanlan, surekli
uretimde bulunan fabrikalarm hammaddc ihtiyac1 ve Avrupa piyasalanmn bu mallara doymas1yla siimurgecilik h1zlanm1~ ve emperyalizm bi~imine donu~mu~hi. Aynca, ulusal birligini kurduktan sonra h1zla bir endustri ulkesi
hahne gelen Almanya'mn Ctrettigi mallann da Avrupa piyasalanna pk1~1. somurge ihtiyac1m anum1;;t1.
19. Yuzy1lm sonlarma kadar, somurgecilik Avrupa
devletlerini doyurmaktaych. Aynca, somurgeler Avrupa-i~i
c;:at1~malara bir bo~ahm alam olarak da hizmet gormekteydiler. Ancak, Japonya ile C:in'i, tam bir serbesdik ic;inde
pan;alayamamalan ve boylece somurge alanlarmm bitmesi,
Avrupahlar'm i~ini gu~le~tirmi~rir. Art1k, Avrupa devleclerinin artan nufuslanm, bu.yuk endustriyel guc;lerini ve geli~en sava~ teknolojilerini bo~altacaklan alanlar, uzak deniza~m bolgelcrden, Avrupa'nm ~ok yakmlarma gehni~ti.
Kisaca, Balkanlara ve bolgenin egemeni olan Osmanh devletine, Avrupa-it;i ~at1~malann bo~ahm alam haline gelen
Balkanlardaki "saatli bomba"nm paclama zamam once
1878, sonra da 1908 bunahmlanyla erte lenmi~li. l 9. Yuz-
y11la birlikte dCmya sahnesine \'.lkan dirik ve patlay1C1 gu1.;lerin <;:all~nklan, hem de Avrupa ic;inde <;:atl~ttklan bir
uluslanlrast ortamda, bu bombay1 etkisiz hale getircbilecek
bir uzrnan ki~i, bir "super a<lam" yoklu.
2. Almanya'nm Guvenlik Sorunu
Almanya, Avrupa ve dunya politika sahnesinde birdenbire
ve gtu;lu bir bi1.;imde dogmu$Lu. Ancak, Almanya'nm saglam bir diplomatik temelinln olmamas1 ve Avrupa'da saldtnya a<;tk konumu. ba~ka etkenlerle birlikte, Alman mi1itarizmini koruklemi~ti. Askeri bak1mdan her zaman hazuhkh olmak ve ilk darbe yetenegini elinde bulundurmak
i<;in odunsuz bir disiplin gerekliydi. Aynca Almanya'mn,
dogu ve bat1smdan Rusya ve Fransa gibi iki gur;lii devlelle
sanlm1~ olmas1 ve bunun sonucu olarak Bismarck'm karabasam haline gelen "iki cepheli sava~" tehlikesi, Almanya'y1 aynnuh bir s~va$ plam haz1rlamaya itmi$ti. Alman
Genelkurmay Ba~kam Schlieffen tarahndan hazirlanan ve
a}'nI adla amlan plana gore, Almanya once bulOn gucuyle
Fransa'ya yuklenecek ve bir ay ir;inde Fransa'y1 yenilgiye
ugratacaktt. Rusya'nm seferberligini ancak bir ay ir;inde tamamlayabilecegi du~unuldugunden, Fransa yenildikten
sonra Alman ordulan Rusya ile sava~maya ba~layacakti.
Boylece, iki cepheli sava~ tehlikesi ortadan kaldm!mt~ olacaklt.
Ancak, a<;1kr;a goruldugu gibi, Schlieffen plammn ba~anya ula~abilmesi ir;in, Fransa'nm bir ay ir;inde ctkisiz hale getirilmesi ve bunun ir;in de bir ay sureyle, yani Rusya
seferberligini tamamlayana kadar, A!manya'nm doguda sava~ yapmamas1 gerekiyordu. Bu nedenle, Almanya, Rusya'nm seferberlik ilamm, sava~ ilam olarak kabul edecegini
ilgili tum devletlere bildirdi. Bu da Avrupa diplomasisi ve
i 347
1348
silah!anmay1 h1ztand1rd1g1 gibi, orgutlenmeyi de geli$tirmi~, siyasal ve ekonomik gucO elinde bulunduranlann etkinligini artrrm1$tL Ancak, gu<;leri buyuk oh;ude artan biiyo.k Avrupa devletlerinin dis polilikalan, halii. yetkileri
kuramsal olarak sm1rh, ancak uygulamada tumuyle despot
olan lek tek bireylerin ya da genelkurmaylann elindeydi.
D1;; politika konusunda eski basmakahplar, ulusal \:Ikar,
gelenek ve sureklihk gibi dosunceler, d1~ politika alanmda
parlamenter denetimi ikinci plana du;;urmu~tu. Ozetle,
1914 yilma gelindiginde somurge <;ansmalan ve degisken
gui;; dengesi ortammda, Avrupa'nm askeri bak1mdan gui;lenmi;; buyuk devletlerinin d1~ politikalanm, parlamento
yerine tek kisi, idealizm yerine korku yoneLmekteydi. Boylesine patlay1c1 bir ortamda, devletlerin silaha sanlmalan
i<;in ku<;O.k bir k1v1lc1m yeterliydi. 0 luv1lcim ise 28 Haziran l 914'te Balkanlar'da <;akt1.
4. Uluslararas1 Orgutlenmenin Olmamas1
19. yuzyd, bir iyimserlik <;ag1 olmasma ragmen, insanogluna ozledigi ban;; ve huzuru veremedi. (:unkii, endiistriyei
teknik ve gelisme, genL~. 6zgurluk yanhs1 liberalizm ve giderek emperyalizme ve sald1rganhga suruklenen milliyetc;:ilik Avrupa'da kol gezerken, uluslararas1 etkin bir orgutlenmeyi gerc;:ekle$liremedi. Feodalizmden gu<;:lii monar~i
ler, guc;:hi monar$ilerden de gii<;lu ulus-devletler dogmu$tu. Avrupa insani bu en etkin, bireyin mutluluk ve c;:1karlanna en uygun ve ekonomik geli$meye en c;:ok olanak saglayan siyasal orgutlenme bi<;iminin Avrupa'da yaygmla$mastyla, tum sorunlann c;:ozulecegini sandi. Ancak ulusdevletlerle ekonomik ve siyasal milliyetc;:ilik arasmdaki
"anla$ma'', uluslararas1 sistemde biiyiik bir ana~i yaratti.
Feodal donemin anar$ik havas1m, merkeziyetc;:i buyuk moj 349
naT$iler bir dereceye kadar ortadan kaldmm-?tL Ulusdevleller dunyasmm anar~isini ise, ancak uluslararas1 siyasal ve ekonomik orgOtlerin kurulmas1 onadan kalchrabilirdi. Ne var ki, 19. yuzyilm devlet adamlan ve du-?llnurleri,
ulus-devletler dunyasmda orgutlenmenin, ozellikle uluslararas1 orgutlenmenin onemini kavrayamadilar. Uluslararas1
refah ve insanoglunun yaratm zekasmdaki geli$meye kar~1hk, uluslararas1 orgutlenme konusundaki ba~ans1zhk,
yc1zy1lm buyiil< bir c;okiinlu ve genel bir sava$la sona ermesine yo! ac:;u.
5. Osmanh Miras (Jzerinde (:all~ma
I 350
I 35'
Belki de yipratma sava~mm ve topyekun sava~m en anlamh ve k1sa anlatnm budur. Ozetle, I. Dunya Sava~1'nm en
onemli ozelligi, vanlmak istenen amac;lar, bunlar ic;;in odencn bedel ve alman sonm;:lar arasmdaki orant1s1zhktu.
Sava~lann amac;;lan neydi? Fransa Alsace-Lorraine'i geri almak istiyordu. Buysa, ancak Almanya'mn yenilgisiyle
olanakhyd1. tngiltere, Prusya militarizmini y1kmak ve Avrupa guc; dengesinc Almanya'nm yonelttigi tehdidi ortadan
kaldirmakta kararhyd1. Bu da Almanya'nm yenilgisini gerektiriyordu. Almanya ise en tutkulu sava~ amac;lanna sahipti. Avrupa'da ba~at guc; olmak ve yeryuzunde lngihere'nin yerini almak istiyordu. Arna, gorduk ki dunyada
ba~at olan guciin bu durumuna son verilmesi ancak buy'iik
bir sava~la mO.mkOndO. lberik yanmadas1 devletlerinin ve
daha soma Hollanda ile Fransa'nm ba$al gCt<,: durumlarma
son verilinesi, buyuk sava~lar sonucu olmam1$ m1yd1? Dolay1s1yla, lngiltere'nin katdmad1g1 bir Alman-Frans1z sava~1. buyuk bir olas1hkla Avrupa ile sm1rh kalabilir, topyekun bir nitelik almayabilirdi. Ama ba~at guc; olan lngiltere'
ye meydan okuyan Almanya'mn mucadeleleri, mutlaka bir
dunya sava~ma donu~ecekti. Tarihin gosterdigi buydu. l~te
boylesine ama~larla yola c;;ikan ve sava~ uzad1k~a amac;;lan
daha tutkulu bic;1mler alan devletlerin, mucadeleyi durdurup bir uzla~maya varmalannm olanag1 yoktu.
Sava$, 19. yOzy1hn gui;lu endustri devletleri arasmda
olmu~tur. Bu devletler tum maddi ve manevi gtu;leri denetlemekte ve istedikleri bic;imde kullanmaktaychlar. Aynca,
modern teknolojinin tiim olanaklan bu devletlerin kullammma ac;1kt1. K1saca, I. Diinya Sava$1, tum dO.nyay1 denetimleri altma alm1~ bulunan buyuk devletlerin tum ekonomik
potansiyellerini ortaya koyarak yurutto.kleri bir sava~t1. Bu
nitelikleriyle dunya ekonomisini koklu bir bii;imde etkiledi ve dort uzun yil Avrupa'nm ekonomik ve askeri gucunO
1353
Sava~
Tlanlan
A vu st urya-Macaristan hnparalorlugu V eliaht1 Franz. Ferdinand, 28 Haziran 1914 guml Saraybosna'y1 ziyaretinde bir
Strp milliyetc;isi olan Princip taraCmdan olduruldu. Habsburg Hanedanhg1 aln y1l once ilhak ettigi topraklar uzerin-
I 354
I 355
I 356
l 357
Siyasi Tal'ih
(Ilk~aglardan
1918'e)
358
effen ise
y1l once
panik i<;inde, Alman genelkurmay1. kenti Zeplin ile havadan bombalaml$Sa da, Bel\:ikahlarm dircni~i kolay kuamarm~ur. Ancak, bu tOr bombalamayla, 20. yt.tzy1hn en
onemli ve etkih sava~ uygulamas1 da ba~lat1h111~ oluyordu.
Buyuk sava~larm ikincisinde, so11 derece hantal ve elkisiz
olan Zeplin yerine sava:? U\:aklan kull1;1mlacaknr. Liege duraklamasmm ltilaf devletleri ic;:in en boyuk yaran, bir lngiliz birliginin K11a'ya <.;1kacak zamam bulmas1 ve Frans1z
birlikletinin yanmda yer almas1d1r. Belki de, Almanya i.;:in,
L Dunya Sava.~a'nda sonun ba~lang1c1, bu Liege direni~i olmu~tur.
Liege duraklamasmdan sonra Almanya, Paris'i 6 haftada du~iirumeyecegini anladi. Arna, zaman ge<;tik(,':e Rusya
seferberligini tamamhyor ve Almanya iki cepheli sava~ tehlikesiyle her gec;:en gun daha c;:ok burun buruna geliyordu.
Alman genelkurmay1 bu kez dogudan Paris'e girmeyi denediyse de, Marne akarsuyunda gudu bir Frans1z dircni~iyle
kar~ila~ti. Burada, l. Donya Sava~i'mn kanh muharebeleri
arasmda say1lan Marne Muharebesi veril mi$ ve bu sava.;;in
sonucunu etkileyen onemll bir duraklama olmu~Lur.
6-12 Eylul arasmdaki Marne direni~inden sonra. Scltlieffen Pla111'nm ba$ans1zhg1 a.;;1k bir bi.;;imde ortaya i;1ku.
C:unko, sava.;;m ba;;langICmdan bu yana bir ay gec;:mesine
kar~1hk, Fransa teslim olmam1$ll. Ancak, Fransa da kar$1
saldmlarda ba~anh olamad1 ve Alman ordulanm Frans1z
topraklarmdan atamadi.
Schlieffen Plaru'nm ba~ans1zhgmm temel nedeni,
umuimadtk Bel.;;ika ve Franstz direnmesidir. Bunun da nedenini, 19. yuzyildan bu yana sava~ stratejisinde ortaya c;:1kan c.legi~ikliklerde aramak gerekir. 19. yuzy1lda iyi bir
top<;u ate~i, siivari birligi ve hareketi iyi planlanan piyade
ile saldm savunmadan daha avanlajhydi: ~imdi, sava$ saI 359
natma yeni silah ve ara<;larm girmesiyle, savunma sald1ndan avantajh duruma gcldi. Umulamn ustUnde ba~an saglayan ve belki de l. Donya Sava~1'mn nildigini belirleyen,
Endustri Devrimi'nin ikinci a~amasmm liriinft olan c;dikten yapilan "dikenli tel" idi. lki metre yuksekliginde clikenli tel, bunun arkasmda bir bm;uk iki metre derinliginde ve
ic;inde piyadelerin bulundugu bir hendek ve bu hendegi arkasmdau komyau makinah tiifek yuvas1, I. Dunya Sava~i'nm en yaygrn sava~ duunini olu~turdu: Siper. Sava~ta
boylesine iyi korunmu~ siperi, top<;u ate~i, suvari ve piyade
birlikleri ile ele gec;irmek c;ok zorla~m1~tJ. 1914 y1lmm sonunda bau cephesinde "si.per sava~1" ba$lam1;; durumdad1r.
Art1k, I. Dunya Sava;?I, bu tipte siper sava~larmm yer ald1g1
bir "ppratma sava~1" niteligini kazanacaktu. Sava~1 da,
maddi kaynaklan kolay kolay llikenmeyecek, buyuk somurgelere sahip olan tarafm kazanacag1 yava~ yaval? belli
olacaktir.
2. 1914 Y1lmda Dogu Cephesi
Doguda sava~, 12 Agustos 1914'te Avusturya'nm S1rbistan'a saldms1yla ba~lad1 ve Avusturya Bosna yolu ile Belgrad'a dogru ilerledi. BO.yuk Avusturya-Macaristan lmparatorlugu'nun ku~lik S1rbistan'm ba~kenline girecegi samhrken, t;;at1~malar arahk ayma kadar surdu ve Belgrad uc; ayhk bir gecikmeyle du~tu. lki hafta i~inde toparlanan S1rplar, Belgrad'1 geri ald1klan gibi, Avusturya ordulanm Tuna'nm kuzeyine de atlllar. Boylece, AvusLUrya'11111 zay1fl1g1
ar,:1k bir bir,:imde ortaya r;1ktt. Almanya ii:;in durum zorla~
m1~tL. (iinku, yalmz Fransa'y1 yenememekle kalmam1~. aym zamanda dogu cephesinde Avusturya'ya da guvenemeyecegini, as1l sonucu Alman kuvvetleriyle almas1 gerektigini anlam1~tl.
I 360
1361
I
manya, bir darbede Fransa'y1 yenip Paris'i dine ge<;irememi:?, Fransa ise Alman ordulanm topraklanndan atamam1~
ti. Avusturya S1rbistan'1 y1kamam1~, Rusya da Almanya'ya
kar~1 zafer kazanamarn1~t1. tngillere ve Almanya birbirlerinin deniz guc;lerini y1kamam1~lard1. Ancak, 1914 y1h biterken butl1n ac;1khg1 He gorulememesine ragmen, zaman ltilaf devlellerinin lehine i:?lemeye ba~lam1~tl. Y1pratma
sava~mda hammaddelerin artan 6nemi ve kolay bulunamamas1 dolay1s1yla, geni~ somurgelcre sahip olan ve bunlarla
deniz ula~1m1m hala clinde tutan tngiltere ile Fransa daha
avantaj~t duruma gelmi~lerdi. Bir darbede ve k1sa surede
kesin zafer soz konusu olmaymca, temelde hala bir kara
devieti olan Almanya ve Avusturya'nm i~i zorla~m1~, uzun
bir sava~a dayamp dayanamayacaklan sorulmaya ba~lamL"?
tL.
1363
Birinci Dunya
Sava~1
1. Osmanh-Alman lttifak1
1365
giri~inin
S iyasi Tarih
U1 k{aglardan I 9 I 8'e 1
I 366
' 367
1918'~)
1368
D1~1 Durumu
Siy"si Tarih
(llk~"glardan
J918'e)
apa1,;1kt1. Demek ki, lngiltere bu iki ztrhhya, Osmanh devktinden daha i;ok onem vermekteydi. Nota lstanbul'a geldigi gun Alman-Osmanh anla-?mas1 imzalanm1~t1. Bu arada,
Akdeniz'de, Osmanh devletini sava~a sokacak biiyiik oyun
yava~ yava~ tczga.hlanmaktayd1.
Daha kara sava~1 b~lamadan, Alman Akdeniz filosu
komutam Wilhelm Souchon'a, 4 Agustos'ta Berlin'den ~ifreli
bir lelgraf geldi: "Osmanh devleti ile anl~ma don imzaland1. Hemen lstanbul'a dogru harcket cdiniz." Komutas1 alunda iki yeni, h1zh vc sava~ gucii yuksek zuhh vard1. Ag1r
kruvazor Goeben ile hafif kruvazor Breslau. 0 zamana kadar tarihte hii,;bir sava~ arac1, bu iki geminin, bu ~ifredcn
sonraki yedi gunluk yolculugu kadar, diinyamn gelecegini
ctkilememi~tir.
l 371
Siyasi Tarin
(llk~aglardan
1918'c)
zama dam~madan gec;i~ i.zni verdi ve lngiliz filosunun Goeben ile Hreslau'yu izleme!eri durumunda "ate;;" emrini de
verdi. Boylece, iki Alman znhhs1 Bogazlara girdi ve lngiliz
donanmas1 <la Bogaz1 abluka aluna ald1.
Uluslararas1 hukuk kurallarma gore, Osmanh devletinin bu iki gemiyi silahtan annd1rmas1 ve sava~ sonuna dek
el koymas1 gerekiyordu. Osmanh yoneticileri bunun yerine
c;ogu ic;in bir emrivaki olim bu olaydan bir c;1k1~ yolu buldular. Osmanh devleti, Ingiltere tarafmdan el konmu~ bulunan R!e;;adiye ve Sultan Osman zirhhlarma kar~1hk olarak, Goeben ile Breslau'u hie; para odemeden "satin aldilar"
ve "Yavuz" ile "Midilli" adlanyla Osmanh donanmasma
katt1lar. Bundan hemen sonra, Osmanh donanmasmm ba~ma Amira! Souchon getirildi. Boylece, lngihere'nin el koydugu iki gemi, Osmanh donanmasma ba~ka yoldan kat1lm1~ oldu.
lki sava~ arac1yla ilgili bu dramatik geli~melerin son
derece onemli sonw;:lan olmu~tur. Bir kere, Yavuz ile Midilli, Alman ve Os1nanh deniz kuvvetlerinin Karadeniz'i
den~tlernelerini saglad1. Bu gemilerle Osmanh donanmas1
Karadeniz'deki Rus donanmasmdan daha guc;lu hale geldi
ve boylece Rusya'nm lstanbul'a salduma olas1hgm1 c;ok
azaltt1. Ancak, bundan daha onemli olarak, Amiral Souchon'un donanma komutanhgma getirilmesi, Almanya'nm
Istanbul uzerindeki denetimini gu<;lendirdi. Art1k Almanya, Osmanb devletini ne zaman isterse o zaman sava~a sokabilirdi. Donemin Maliyc Bakam Cavit Bey, kendisine
Bruksel'in ele gec;irildigi haberini ileten bir Belc:,:ikalr'mn
"size c;ok kotu haberlcrim var ... Almanlar Bruksel'i ele gec;irdiler" sozune kar~1l1k olarak, "size daha da kolu haberlerim var. .. Almanlar Osmanh devletini ele gec;irdiler" demi~tir.
1372
komutasmda ve Harbiye Bakan1 Enver Pa~a'nm bilgisi ic;inde Karadeniz'e a<;Ilacak (manevra yaparak Osmanh subaylarma geminin nasil c;;ali~t1gq11 ogretmek bahanesiyle) ve
29 Ekim l 9 l 4'te Odessa ile Sivastopol'u topa tutarak Osmanh devletini sava~a sokacaktu. Boylece, 6 ytizyil ya~a
ffilii bulunan imparatorluk, iki sava~ gemisinin oyunuyla
bu.yuk bir sava~a girecek ve sava;;m sonunda omrumi tamamlayarak tarih sahnesinden c;ekilecektir. Bu iki savaii
gemisi olmasayd1, Osmanh devleti sava~a girmeyecek miydi? 0 donemin ko~;ullan ve Almanya-Osmanh antla~mas1nm imzalam~ nedenleri dikkate a1md1gmda, bu yuk bir olas1hkla girecegi soylenebilir. Ancak, kendi istedigi anda ve
yerde sava~a kat1labilirdi. Zaten Goeben ve Breslau olaymm
gelecek ku~aklara verdigi en onemli tarih dersi de budur:
Bagla~1k da olsa, bir devletin silahh kuvvetleril'lin, ba~ka
bir devletin subaylarmm denetimine verilemeyecegi. Nitekim, Tii.rkiye Cumhuriyeti'nin ikinci Cumhurba~kam lsmet lnoni.i., 2. Dunya Sava~1 suasmda, bu konularda son
derece titiz davranm1~, lngiltere ve Fransa ile anla~mas1 olmasma ragtnen. devleti istedigi anda ve istedigi bi<;:imde,
yani ilerde g6riilecegi gibi, sava~m son aylarmda sava~a
sokmu~tur.
3. I. Dunya
Sava~1 1 nda
Osmanh Cepheleri
'
l. Dunya Sava~1 i~inde Osmanh devleti belli ba~h dort cephede sava~mak dummunda kaldi.
l 373
I 374
lernek gerekecektir. Bu h1kk111ltk ic;:indeki askerin, Arap Olkelerinin k1zgm gune~i ve <;ohi arasmda, dogup buyu<lugO
yerlerin i;ok uzagmda, amacm1 bir c.lirlu anlayamad1g1 bitmez tukenmcz muharebelerde canla ba~ka sava~mas1 gu<;tO.. Nitekim, Anadolu topraklannm "bckc;isi" durumunda
olan Gdibolu'da aym asker, anavatamm savundugu bilincinch~. hevcslc sava~acak vc galip gclmesini de bileccktir.
b. C:anakkale Cephesi 2
l\.c;1lma nede.nlerinin daha once be.lirtildigi (anakkale cephesindc, lngiliz-Frans1z ortak donanmas1, 19 Subat l 915'te
(~anakkale Bogaz1'nm mustahkem mcvkilerini bombalamaya ba~lad1. (,anakkale sakhnsmm mimarlan, o zamanlar
Amirallik I. l.ordu olan Winston Churchill ile Sava~ Bakant
Herbert Ki.tchener idi. Bombalamanm ertesinde lngiliz piyade birliklcri Canakkale'de k1y1ya c;1kanldi. lSu harckiittan
bir ay soma, 18 Marr'ta lngiliz ve frans1z zuhhlan Bogazlar'dan ge~me harekanna ba~lad1lar. Bunlann bir k1sm1
maymlara c;arpt1gmdan, bir k1sm1 da topc;:u ale~i sonucu ya
battt ya da yaralandt. Bogazlarm boyle ge~ilmesi mumkiin
olmad1g1 ic;in donanmamn konrntam Amira! de Roeheck geri c,:ekikli..
Bogazlardan ge~mcyi ba~aramayan ltilaf devletleri, daha soma kara harekanna giri~mi~lerdir. General Ian Ham.ilton'1 bu harekada gorevlendiren Kitchener, kendis~ne gorevinin lsLanbul'u ele gec;,:irmek oldugunu ve bunu ba~ard1g1
2
tlurada
~ok
sava~liir
bilgi i~in: GJ1. Cdal Erikan, (:cmakkale'dt Turk Zaferi, 1$ Bankasi Kiilliir
Yay1m. Ankara. 1964; Gn. Ian Hamillon, Gdiboltt Gilnldgil, .;ev 0 Onde$,
llOni}e1 Yaymlari, is1anbul, 1972; Aziz K9)11an (der.), (:a11akkale l1;i11dc
Vq,-,falar lkiri, TercO.man, 1001 Ternel t'.ser, istaubul; Alan Mooreh1'.ad,
Gallipoli, New York, N. Y.: Harpe.rand Row. Pub., lscanb11l, 1956; Jos(~ph
M11rray, Galli11oli .1915, l.ondra, NelRooks. 1977; Ru~n t'~rehJnaydm, (.anal1kale'dc Scna~e1nlar Dediler ki, Tiirk Tarih Kurumu Yay1 1. Ankara, 1960.
takdirde yalmz bir harekatt degil, sava~1 da kazanm~ olacagm1 soyledi. Yapilan genel plana gore, Anafartalar bolgesine asker ~1kanlacak, Gelibolu'daki Turk mevzileri arkadan sanlacak, bu kuvvet Saroz korfezine c1kanlacak orduyla birle~ince, Marmara Denizi ve lstanbul'un yolu a<;:tlmv;; olacakn. Bu ihtirash harekat ii;in lngiltere ile Fransa'nm elinde yelerince asker olmad1g1 kin, Gelibolu'ya
Avustralya ve Yeni Zelanda birlikleri de getirildi (bunlara
An.zac birlikleri ad1 verilecektir).
Gelibolu harckatt, sald1rganlar i\:in birtak1m cksikhk
ve aksiliklerle ba~ladi. Hamilton'm elinde iyi bolge haritalan ve 1900'lerden sonra Tork savunmas1 hakkmda ayrmt1h bilgi yoktu. Aynca, emri altmdaki birlikleri denizden
1<:araya <;:tkarma harekatI (amfibik harckat) konusunda deneyimleri de yoktu. Ostelik, tam karaya i;:1kilacag1 sirada
malzemelerin yanh~ yuklenmi~ oldugu anla~Ild1 ve lskenderiye'ye geri donulup uygun malzeme yiiklendi. Aradan
ge\:en ui; hafta ii;:indc Tiirkler zaman kazanm1~ ve Gelibolu'daki birliklerini takviye etmi~lerdi. Aruk Gelibolu yanmadasma asker pkanp i~gal etmek pek kolay r.legildi. 25
Nisan'da i;:ikarma ba~lad1ysa da Turklerin ~iddetli direnmesi ve Anafartalar'da gorev alan Mustafa Kemal'in alulh ve
inat\:I savunmas1 kar~1smda lngiliz ve Anzac bir1ikleri ancak k1yilarda tutunabildil~r. Aylarca suren mucadele ir;indc
bir turhi tepelere tumamp. ac;ik araziye c;1kamad1lar. Avrupa'daki bau eephesinde oldugu gibi siperler kaztld1 ve taraflar bu sipcrlere i;:ak1hp kald1lar. Gelibolu, bundan sonra
uzun ve ag1r siper sava~lanna sahne olmaya ba~ladi. Bagla~aklar Agustos aymda ikinci gene! saldmya ger;tiler. Suvla
korfezinden ba~layan saldm ilk birkac; gun ba~anh olduysa
<la, yeniden duraklama a~amasrna girildi. <;::anakkale'nin,
ister denizden olsun ister karadan, gei;ilemeyecegi anla.!?1lm1~tL Saldirganlar 1915 yilmm sonunda Gelibolu'dan i;:e-
376
Hirinci Dunya
Sava~r
kHdilen
Goruldugu ..gibi, (:anakkale sava~lan ltilaf devlelleri
i\in tam bir yenilgiyle sonm;land1. Her iki taraf da 2.50.000
olu verdiler. AJmanya'ya bat1 cephesinde genel bir saldm
ii;:in kullamlabilecek birliklcr bo~u bo~una tO.ker.ilJi. Dolay1s1yla, (anakkale' nin ge<,:ilmemesi Almanya ve Avusturya
ac;1smdan onemli yararlar saglam1~t1r Rusya ile lngiltere
ve Fransa arasmda baglant1 kurulamad1g1 ic;in, bu devletler
Almanya ve Avusturya kar;;1smda zay1f kalm1;;, aynca Alman kuvvetleri dikkatlerini dagitmadan Rusya ile sava~a
bilmek olanag1111 hulmut?lard1r. Mustafa Kemal ise, Gelibolu sava~lannda ilerisi ic;in bi\yuk deneyler kazanm1~ ve
Anadolu insammn ulusal kurtulu~ ml.1cadelesinde, .birliklerine gCtvenebilecegini anlam1~tu. Baz1 tarih\ilere gore,
ltilaf devlellerinin Bogazlardan ge\ememeleri, 1917 Bol;;evik Devrimi'ni kolayla~tmm nedenler arasmdaJ1r. <;:unku,
lngiltere ve Fransa taraftndan beslenemedigi i<,:in Carhk
ordusu zay1f kalm1~ ve dolay1s1yla devrimcilere kar~1 gu\lu
bir mucadele verememi~tir.
1916 y1hnm sava-?lan, savai;;anlara yeni hemen hemen hi\bir ~ey kazandirmadi. Art1k her iki devletler grubu da <;ocuklan askere ahp cepheye gondermeye ba~lam1~lardi.
Tam anlam1yla tuketici ohm y1pratma sava~1 etkisini kcsin
bir bi<;:imde gostermekteydi. Bu y1lm ve belki de tum L
Dunya Savas1'nm en kanh miicadeleleri Verdun bolgesinde
oldu. Zaten sm1rh olan somurgderiyle baglanus1 kesilen
(lngiltere, deniz gucuyle Almanya'ya kar~1 elkili bir ab Iuka
1377
1378
Bi1"inci Dunya
Sava~1
nmda lngilter~ve Fransa ile gizli Londra Anla$mas1'm yapm1$, bu devlederin yanmJa sava$a kauld1g1 takdirde, Guney Tirol, lstinye bolgeleri ve Trieste kentini, Dalmac;ya'da
baz1 adalan, Osmanh Devleti parc;alamrsa Antalya ve Izmir
bolgelerini, Almanya'nm Afrika somurgeleri parc;alamrsa
Somali'yi odun olarak koparm1~ti. l$te bu anla$madan /?Cvk
ve guc; alarak, 1915 May1smda Avusturya-Macaristan lmparaLOrlugu'na, 1916 Agustosunda ise Almanya'ya sava$
ac;tt. Onderlerinin aceleci davram$Lan sonucu sava$a giren
ltalya'da, halk sava~1 benimsemedi. ltalya, Avusturya ilc
Almanya'rnn Rus cephesindeki yukunu hafifletemedigi gibi, Almanya'y1 ltalya smmna asker gondermeye zorlayacak
kadar vathk da gosteremedL Ostelik, 1915 Ekim'inde BulgarisLan'in Almanya'mn yanmda sava$a ginnesiyle sava$
durumu yeniden dengelendi. K1saca, ltalya'mn girmesi saVa$ dengesini etkilemedi ve bu kadar geni$ somurge bolgelerinin, bu kadar zay1f bir ortaga, kag1t ustunde de olsa, verilmesi sava~ sonras1 duzenlemelerini c;ok zorla~tudt.
1916 yilmda Dogu Cephesi'ncle sava;;a giren bir ba~ka
devlet Romanya'dlr. Romen 6nderlerinin dii?O.ncelerin~
gore, Ahnanya ve Avusturya'ya kar~1 giri$ilecek bir saldm
ba~anh olursa, Transilvanya, Bukovina ve Banal yaylas1 ele
ge~ebilirdi. Ancak, evdeki hesap i;:ar$1ya uymad1; Alman ve
Avusturya ordulan Romanya'y1 dort ayda ezdiler ve 1916
Arahk aymda Biikre$'e girdiler. Dolayis1yla Romanya'nm
sava$a girmesinin sonucu, 6nem1i bir bugday ve pelrol deposunun Almanya'nm eline gec;mesiyle, bu devletc kar$I
uygulanan ablukanm etkisinin biraz azalmas1 ve sava~m
daha da uzamas1du.
Tum bu sava~lann sonunda, bat! cephesinde oldugu
gibi, dogu cephesinde de bir durgunluk donemine girildi.
1916 y1lmm sonunda, sava;;m nas1L ve ne zaman bitecegi,
l 914'teki gibi beli rsizdi. Sava;;in ba{>mdaki gut; dengesi,
1379
Siyasi Tarih
(nli~aglardan
191B't')
belki de ana amac1 haline geldi. 1915 y1lmm ba~mda lngiltcre ile Fransa'nm C::anakale'ye saldmlan, aym ittifak grubunda olmasina ragmen, Rusya'da kayg1 uyandmm~u. Bu
saldm ba~anh bir bil!;imde geli$tigi takdirde dogrudan ;yard1m alacag1 dogruydu ve bu bak1mdan Bogazlann a1;1lmas1
i$ine geliyordu. Arna, saldmnm ba~ans1yla lngiltere ile
Fransa, Bogazlar bolgesinde iistiin duruma gei;:ebilir ve sava~tan sonra burasm1 Rusya'ya vermeyebilirlerdi. Bu yuzden, C::anakkale sava~larmm tum hiz1yla surdiigu 1915'in
Mart ve Nisan aylarmda harekete ge<;erek, lscanbul ve Bogazlar Ozerindeki ernellerini isteksiz bagla$1klarma l<abul
ettirdi.
l~in ashna bak1hrsa, !ngiltere'nin Dogu Akdeniz'deki
imparatorluk somOrge yolunun geleneksel tehditc,:isi Rusya
idi ve lngiltere, Rusya'nm Bogazlar'da ustiin duruma ge<;:mesini istemiyordu. Kmm Sava.$t'nda lngihere'nin Osmanh devletinin yammla sava$a ginnesinin bir nedeni de buydu. Ancak, 20. yuzyil bu konuda bir degi~iklik getirdi,
lngiltere Savunma Komitesi 1903 y1hnda "Rusya'nin Bogazlar'dan uzak tutulmasmm lngiltere ic;in birinci derecede onemh bir askeri i;:ikar olmad1gma" ait bir rapor yaymlam1~t1. Bu politika degi.$ikliginin en onemli nedeni,
ku~kusuz, Yakmdogu'da Almanya'nm artan etki ve faaliyetlerine kar~1 bir denge arama <;abas1yd1. like olarak, bu
boyle kabul edilmesine ragmen, bu odiin hemen verilmemeh, verildigi zaman da oriemli kar~1 odiinler istenmeliydi. Gm;ekten, lngiltere ancak sava~m en s1kmt1h giinlerinde, 1915'te bu odunu vermi$tir.
Anla;;maya gore, Istanbul dahil, Midye-Enez \'.izgisinden Sakarya akarsuyunun Karadeniz'e dokCtldugo yere kadar buttln Bogazlar bolgesi Rusya'ya b1rak1hyordu. Boylece, Rusya'nm yuzyillardan beri gozunii diktigi bu oneml i
stratejik bolge, kag1t iizerinde Rusya'ya verildi.
1381
I
2. Londra
Anla~mas1
Antla~mas1
Birinci l)unya
Sava~r
5. Balfour Deklarasyonu
lngiliz D1~i~leri Bakam l.orcl Arthur James Balj()lff, 2 Kas1m
l 9 l7'de, uluslararas1 Siyonist hareketin onderlerinden
Lord Rothscliild'a bir mcktup gondererek, Hlistin'de Yahudilere bir "ulusal yurt" kurulmas1 i;ahasmm lngiliz hiikumeti tarafmdan deslekleneceginl belirtmi~Li. Ancak, yine
mcktuba gore, Yahudilcr i<;:in kurulacak boyle bir yurt,
bolgenin Yahudi olmayan kcsiminin haklanm ihlal etmeyecekti. lngiliz D1~i-$leri Bakam'm boyle bir mektup yazmaya iten en onemli nedcn, topraklan uzerindc <;:ok say1da ve
etkili olan Yahuclinin ya~am~lkl<l bulundugu ABD'nin sempatisini ve Almanya'ya kar~1 yurutulcn sava~a katk1sm1
saglamakn. Mektubun zamanlamas1 da iyi yap1lm1$U, i;iinku k1sa bir sure soma Almanya ve Osmanh devleti de, Yahudi deskgini saglayabilmek ic;:in ozel.likle Alman Siyonistlcrine sava~ sonras1 odunlcrini vermeye ba~lam1~lard1.
Ancak bu ~abalar, Siyonistlerin ltilaf devletlerine olan egi1imlerini degi$tiremedi.
Siyonistlcr, lngilterc ile i~lcri bittiktcn sonra, 6teki ltilal devlctlerin1n de bu dcklarasyona kat1lmas1 ic,:in ~'.aha
I 383
~
5iyasi Tarili
(lll1~aglardan
1918'e)
I 384
I. A;Im'nin Sava$a
Giri~i
ve Wilson'm 14 Noktas1
1385
Siyasi Ta1il1
(Illi~glardan
19I8'c)
bir ktzgmhk ve tepki dogurdu. Almanya'mn bu "sinsi oyunu" denizalt1 sava~1 ile de birle$ince, Amerikan Kongresi 6
Nisan'da Almanya'ra sava~ ilan etti.
ABD'nin sava~a giri$i, Ot;;lO ltilaf devletleri a\;1smdan
buyuk avantaj olmu-? ve buyuk maddi gucuyle Almanya'nm kar~tsma dikilmi~tir. Ancak, bu giri$ siyasal a\:1dan
onemli sorunlar da 1;1karmam1~ degildir. \:iinku, ABD hukumeti ve ('lzellikle Ba~kan Wilson'm sava~ sonras1 duzeni
konusunda bagla!;nklanndan i;ok farkh gorii~ ve dii-?iinceleri vard1. Wilson'm bu gorii-?leri sava-? sonrasmda toplanan
ban~ konferans1m etkilemi$ ve iki sava-? arast donemde Avrupa'nm somiirgeci devletlerini gut; durumda b1rakan sorunlar i;1karmt-?ltr.
Daha sava$ sona ermeden, 1918 y1hnm Ocak aymda
Ba~kan Wilson sava~ sonras1 dunya ile ilgili goru~lerini unlu 14 Nol~tas1 ile a<;1klad1. Ba-?kan Wilson, bu gcnellemeleri
yapmadan once, I. Dunya Sav~1'mn nedenleri Ozerinde
do~unmu~. sava~1 ortadan kalduacak onlemleri ve kendine
gore adil olan sm1r duzenlemelerini i\:eren bir apklamada
bulunmu~tur. Bar~m kurulmas1 iizerindeki gorii-?leri l-5
ve 14. maddelerde ~oyle a(1kl~nmaktadir: Ai;1k gi'>ru~meler
sonunda vanlmI-? ac;1k anla-?malar; ban-?ta ve sava-?ta at;;1k
denizlerde gidi-?-geli-? serbestligi; uluslararas1 ticaretteki engellerin kaldmlmas1; ulusal silahlanmanm ii; guvenligin
gerektirdigi oli;u ve diizeyde tutulmas1; somurge yonetimi
altmdaki uluslann hak ve isteklerinin, somiirgeci dcvletlerin hak vc istekleri olc;usunde dikkate almmas1 ve biiyukkui;;iik her devletin bag1ms1zhgm1 ve toprak bOtO.nlugiinO
kar-?1hkh guvence altma almak amac1yla, uluslararas1 bir
orgutl.in kurulmast.
14 Noktas1'mn oteki maddelerinde Ba-?kan Wilson,
Rusya, Belc;ika, Fransa, ltalya, Avusturya-Macaristan, Polonya, Romanya, Suhistan ve Karadag'm smulanm kendi
1386
I
Ririnci Dunya
Sava~1
gotll$iine gore ve "uluslar" esasma uygun olarak duzenlemekteydi. Osmanh devleti ile ilgili olan 12. maddede.rse,
Osmanh devletinin Turk kesimlerinin egemenliginin guvence altma ahnmas1, imparatorluk ii;indeki Oteki uluslara
can guvenligi ve ozerk geli~me olanaklan saglanmas1, Bogazlar'dan surekli ge<;i~ ozgurluguniin uluslararas1 gOvencc altma ahnmasm1 onermektedir. Ba;;kan Wilson'm bu
onerilerine sava~ ii;inde hii;bir devletten olumlu yamt gelmemi;;tir.
Bir biitiin olarak elc ahmhgmda, Ba$kan Wilson'm
onerileri, gei;:en yuzy1lrn liberal, ulust;;u, demokratik ve ilerici hareketlerinin, aydmlanma, Frans1z Devrimi ve 1848
diinyalarmm ozlemlerinin 20. yuzy1lda gen;ekle~mesi amarma yonelikti. Wilson'a gore, bu bu.yuk sava~ bamba~ka
bir anlla~ma ile sona ermeliydi. Ornegin, 1815 Viyana
Kongresi gibi onceki yuzy11lann ban~ konferanslannda, insanlarm liberal i'izlemlerine uymayan k6tii bir yan vardL
c')zellikle bu konferanslarda beliren eski diplomasi, sava$a
yol a<;:mI~tl. Uzun zamanlardan beri ban!? antla~malan, i;ok
yanh;; bir bii;imde, git<; politikalan, gO.<;: dengesi ve ilgili
halklann istekleri hie; dikkate ahnmadan yap1lan pazarhklar temeline oturmu;;tu. Wilson, uluslararas1 ili~kilere yepyeni bir hava getirmek ist:iyordu. Ancak bu "idealist" yakln~im, 1. Dunya Sava~1 sonras1 Avrupa sisteminin gen;:ekkrine uygun dii~meyecekti.
2. Sovyet Devrimi ve Rusya'nm Sava~tan (.ckilmesi
H11sya'da Sovyet Devrimi'nden sonra bu devletin sava~tan
baz1 tarih<;ilerin belirttiklerinin aksine, sava~m
-.011ucunu kesin olarak etkilememi~tir. Yani, Rusya'nm sav;i-:;tan i;ekilmesi, ABD'nin sava~a girmesiyle ltilaf clevletlcr 11rin kazand1g1 O.stunliigu dengeleyememi~tir. Ancak, sa-
~Tkilmesi,
387
Siyasi 1a1ih
(1!11~agl,uda11
l9l8'c)
va~m
gene! ak1~1 i<;indc bu konuda ac;1klamalara giri-?meden once, 1917 yilmm ve yeni zamanlar tarihinin en
onemli olaylanndan olan Sovyet Devrimi'nin oncesin1, ncdenlerini ve ortaya <;tkt-?mI k1saca gormek gerekmektedir.
a. Oncesi ve Nedenleri
1388
uyu~uklugunu
1389
1905 devrimi de kanh bir bi<;:imde ve Fransa'dan a Iman buyiik bon;la bastmlabilmi~ti. Bunlara ek olarak, Carhk rcjimi toprak sorununa da bir <;6ztim bulamam1~ti. lkinci neden olarak, Rusya'da, devlet kuruldugundan bu yana
demokratik gelenek ve orgutler yoktu. 1917 y1lma gelindiginde Rus halk1 sesini hii;bir bit;:imde duyuramad1g1 it;:in,
Carhk rejimine kar~1 ~iddetli ba~kaldmdan ba~ka bir sei;:enek de kalmamI!;ilL
Sovyet Devrimi'nde I. Dunya Sava~1'nm da pay1 varsa
da, hareketin bastmlmamasm1 ttimuyle sava~a baglamak
dogru dcgildir. Yukarda belirtilen ko~ullar altmda Rusya'da bu.yuk bir patlama olacag1 bdliydi. Ancak, ban~ zamanmda C::arhk ordusunun ~ar'm yamnda yer ahp ayaklanmay1 bastmnas1 soz konusu olabilirdi. Simdi, Car boyle
bir olanaktan yoksun kalmi~. Cu;; ytldu a<;, silahs1z ve bikkm bir bii;imde anlamsiz bir sava~1 surduren ordu ~ar'm
yanmda yer almayarak, ban~, ckmek ve toprak sloganlanyla ortaya pkan devrimci hareketin ustune yuriimemi~tir.
b. Gq:ici Hukumetin Ba~anslzlLgi
Gen;;ekte, Sovyet Devrimi iki a~amahdu. Mart 1917'deki
birinci a~amada (:arhk yonetimine son verilmi~ ve liberal
du~iincelerin savunucusu Prens Lvov'un ba$kanhgmda,
Bo1$evikler harii;, hemen hemen butun siyasal egilimlerin
kat1ld1g1 ge~ici bir koalisyon hukumeti kurulmu~tur.
Reformcu ge~ici hokumet, Rus halkmm geri;:ek ozlemlerini anlayamad1 ya da anlamak istcmedi. Halkm ban~ ve
ekmege ihtiyaci vard1. Dolay1s1yla, amac1 tam anla~ilama
yan bir sava~ ortammda get;:ici hukumetin yapacag1, her
~eydcn once ban~1 saglamak, topr~.k reformunu gcri;ekle~
lirmek ve i$t;ilerin sorunlanna egilmekti. Gei;ici hukumet
bunlann hi('.birini yapmad1g1 gibi, Alman ccphesindc hi(:390
1391
yapng1 Bukre$ antla$mas1 ile de Besaraya'y1 bu ulkeye verdi. Boylece Rusya'nm clinden 3 milyon km2'lik toprak ve
62 milyon insan <.;1kt1. Kay1plar o kadar c;:oktu ki, Petersburg (daha sonra Petrograd ve sonra Leningrad, sonunda
ise yine Petersburg) smua yakm oldugu gcrek\:esiyle ba$kent Moskova1ya ta$md1.
Rusya'nm sava$tan i;ekilmesi Almanya ai;1smdan iki
cepheli sava~1 sona ercHrdiyse de, bu devlet bclirgin bir ustimluk saglayamadi. Bir kere, daha once belinildigi gibi,
ABD'nin sava$a giri~i Rusya'nm yaratt1g1 bo$lugu fazlas1yla
doldurdu. lkinci olarak, Sovyet Devrimi, Alman ii;;i;isinin
de sava$ at~ini sondurdu. Sava~ malzemesi ureten fabrikalarda i$;iler grcve gittiler. Ebert ve Sc11eidema11n gibi adlan
iki sava~ aras1 donemde ~ok duyulacak olan i$;i onderleri,
bu grevleri istcksiz bir bic;:imde bastnmaya i;ah$t1lar. Bu nedenle yoneticiler, grev onderlerini cczalandumak i;in ve
pek de ak1lhca olmayan bir davrani~la cepheye gonderdiler. Dogal olarak bu onderlcr, sava$mak ~oyle dursun, cep
he<le sava$ aleyhine kampanya siirdurmeye ba$lad1lar.
1. SAVASIN SONU
1918 y1hnda sava$ butOnO.yle lttifak devletlerinin alcyhine
donmii$ bulunmaktadu. Bu y1lm Marl aymda General Ludendorff, ball cephesinde son bir saldm giri$iminde bulundu. Ancak, ABD'nin sava$a giri$i bu cephede agnhgm1 gostermeye ba$lam1~u. Ozellikle Amerikan yap1m1 tanklarm
sava;; alanlanna sokulmas1yla. bu saldm durduruldugu gibi, Itilaf devletleri Alman ordulanm doguya dogru surmeye ba~ladilar. Aruk Almanya ve muttefikleri ii;in yapacak
i;ok bir-?ey kalmam1~t1r. 1918 y1lmm May1smda Romanya,
Eylulunde Bulgaristan, Ekiminde Osmanh devleti (30
1392
1393
kald1. Milyonlarca sakat, Avrupa sokaklarmda sava~m amsm1 taze tuttu. Fransa, 20-32 ya.$ grubu arasmdaki nilfusunun yansmi yitirdi.
b. Devlet Mudahalesi
Sava~1 Avrupa toplumunu, etkileri sava1?tan \.tzun
siirec.:ek temel degisikliklere itti. Hei: ~eyden once. daha once bilinen bic;imiyle kapitalizmi donu~turdu. Hllkumetler
giderek anan bir bi<;imde ekonomik ya~ama kan~maya
ba~lad1lar. Gumriik tarifeleri koydular, ulusal endi1scrileri
korudular, pazar ve hammadde arad1lar ve i~<;i suufmm c;1karma koruyucu yasalar i;1kanhlar. "Planh ekonomi" dii-?ilncesi ilk kcz I. Dunya Sava~1'nda uyguland1. Tarihte ilk
kez, devlet toplumun tum zenginligini, kaynaklanm ve tOrel degerlerini belirli bir amac; dogrultusunda yonetti. Sava~m bask1s1 altmda, serbest rekabetin i;ok isran1, yonlendirilmeyen serbest te~ebbiisiin belirsiz ve yav~ oldugu
anlayt$t yerle~ti. Dt~ ticaret cam bir devlet tekeli halinc gclmi~ti. (>zel ~irketler ancak son derece s1k1 kota ve lisanslarla faaliyet gosterebildiler. Ac;1k denizlere <;1k1~1 olmayan Almanya, hie; goruhnemi~ ol\:ude kendi kendine yeterJi olma
tedbirleri almak durumunda kalm1~t1. Almanlar, oteki sava~kanlardan daha ac;u ve hukiimet denetimi, kendilerinin
"sava~ sosyalizmi" adm1 verdikleri sistemi doguran kapsam
ve etkinlikleydi. Devkl mC:dahaleciligi, goreli olarak az:~l
t1lm~sa da, sava~tan sonra da surduruldu ve iki sava~ aras1
donemde, once Avrupa sonra donya ekonomisini etkiledi.
I. Dunya
c. Enj1asyon ve Bor\lanma
Ne kadar agtr vergi yo.ku koyarsa koysun, hii;bir hukumel
harcayacag1 patay1 kar-?Ilayacak fon bulamazdi. Yapt1klan,
kagit para basmak, buyuk miktarda devlet tahvili satmak
ve bankalan kredi yolunda zorlamak oldu. Sonu<:, buyllk
1394
talep ve du~uk arzla birlikte, fiyatlann alabildigine yukselmesi oldu. Her zaman ve her yerde oldugu gibi, enflasyondan en (,;Ok etkilenen, para gelirleri artmlamayan devlet
rnemurlan, ucretliler, "saglam yaunm" yapt1klanm sanan
yukan orta s1mf ve uzman ki~iler oldu. Bu toplum katmanlan sava~tan once Avrupa'ya istikrar getiren temel ogelerdi. Sava~ her yerde statulerini, prestijlerini ve ya~am standa,rtlanm du~Ordu. Alman buyuk miktarda bar<;, gelecek
y11larda daha <;:ok vergi demekti ve en tehlikelisi de yabanc1 ulkelere yap1lan bor<;lardi. Sava~ boyunca Avrupa k1tasmdaki ltilaf devletleri lngiltere'den, her ikisi de ABD'den
bore,; ald1 ve boylece Avrupa devletleri geleceklerini ipotek
altma soktular. Bu borcu odemek i<;in ithal ettiklerinden
daha <;ok ihra<; etmek, rukettiklerinden daha <;ok uretmek
zorundayd11ar ve bu durum sava$lan sonra uzun bir sure
boy le devam edecekti.
Dstelik, dcirt y1lhk sava~tan y1kik c,;1kan Avrupa'mn
kar~1smda ~imdi, Avrupa'dan mal gelmemesi yuzunden
kendi endustrilerini kurup geli~tiren Avrupa-d1~1 dunya da
vard1. ABD' nin iiretim kapasitesi gorulmemi~ bic,:imde anti. Japonya, Cin, Hindistan ve Guney Amerika'ya tekstil
mallan satmaya ba~lam1~t1 bile. lngiltere'den madencilikte
kullamlan makina ve lokomotif par\:alan alamayan Arjantin ile Brezilya, bunlan kendileri uretmeye b~lam1~\ard1.
~
Almanya'nm dunya pazarmdan tumuyle <;1kmas1, lngiltere ile Fransa'nm yalmz kendi. tuketimleri ic;in Oretme
durumunda kalmalan ve Bat1 Avrupa denizciliginin sava~
amac;lan ic;in kullamlmas1 ile, l 700'lerden beri suren Avrupa deniz ve ticaret ustunlO.gu tchlikeye du~tu. Avrupa sava~tan soma geleneksel ticaret alanlannda yeni rakiplerle
kar~ila~u. 19. yuzy1lm dayand1gl ekonomik temeller y1ktlm1~, "Avrupa ustlinlugu donemi" kapanmaya ba?lam1~11.
lnsanoglunun tarihinin genel ak1~ sured ic;inde ve uzun
1395
lliri11ci Du11ya
Sava~1
zuldu. (unku, sefcrberlikle aile ya~amt altiist oldu, milyonlarca gem; insan oldu ve dogum oram da du~hi. Sava~
ta Avrupa'nm gelecek ku~agt yok oldu. Siperlere saldmlarda ilk saldmya kalkanlar, gene; subay ve gonullulerdi.
Ornegin sava~ta gorev alan Oxford Oniversitesi ogrencilerinden % 20'si oldu. Fransa'da Ecole Normale Superieure'iin
346 ogrencisinden 143'0 geri donmedi. Avrupa bile boylesine bir ytk1m1 kalduamazd1.
Silah fabrikalarmda ve sava~ hizmetlcrinde yurtscvcrce c;ah~an kadm, daha once gorl.ilmemi~ bic,;imde i~ pazanna girmi~ oldu. Boylece, daha c;ok bag1ms1zhk ic;in gerekli
olan ekonomik temele sahip pkn. Ba~ta lngiltere olmak
iizere, kadmlarm sava~ ~abasma katk1s1, oy verme ve se~il
me isteklcrini artITdt ve hukiimetler buna giderek daha az
direnebildiler. Tum dunyada kadmm toplum ic;indeki statli.sundeki bu degi~iklik, modern zamanlann en sessiz ve
dikkati c;ekmeyen ama en onemli devrimlerinden biri haline geldi. Toplumsal du~Okluk, hukuki birtak1m haklara
sahip olmama vc erkege her bak1mdan bagh bulunma du"
rumundan, toplumun erkekle e;;it haklara sahip onurlu
uyesi o!du. Bu hareket giderek Asya'ya da yay1ld1, 21. yuzyrlda herhalde Afrika'ya da yaytlacaktu.
Savasm bir ba~ka toplumsal sonucu, saldirgan milliyet<;iligin de giderek artmas1d1r. llk kez sava~a kaulanlar,
sava~ oncesinin duzenli ve gayri~ahsi kapitalist toplumunda bulamad1klan heyecam, arkada~hgr ve ortak amai;: duygusunu, cephede bulmu~lard1. Bu gruplar, gorecegimiz gibi, sava~ sonrasmda nazi ve fa~ist hareket\erin belkemigini
o Iu~turacaklardi.
2. Siyasal Sonm;lan:
Avrupa'nm Danya Ostiinhigiinli.n Sars1lmas1
1397
3. Genel Degerlendinne
William Archer, The Great Analysis (Buyuk (.ozumleme)
ba~hkh ve 1911 ytlmda basurd1g1 kitabmda, I. Dunya Sava1
I 398
~1
gibi "biiyiik bir felaketin" daha mutlu bir dunya yamtacagm1 soylemekceydi. Ardter'm bu iyimser kehaneti r;:ok
yanh} i;;ikn. I. Dunya Sava~1, o zamandan bu yana <;:ok k1sa
aralarla suren bir uluslararas1 <;:atl~ma donemini ar;:m1~tu.
Sava~ k1sa soreli sonm;lan itibariyle, ABD'nin "yalnizc1l1k"
(isolation) politikasm1 sii.rdii.remeyecegini or~aya koydu.
Sovyet Rusya kurulu~undan hemen sonra buyuk ve y1k1c1
bir ii;sava~m ic,:ine ilildi. Ge<;:ici olarak yenilmi~ bulunan
Almanya, ban-? duzenlemelerinde hir;: sesini duyuramadl.
Boylece, ban~ sonrast dunyas1m duzenleme gorevi, zay1flamt-? lngiltere ve Fransa'ya, duny~mn degi~iklige dogru giden hareketini durdurma ya da dondurma olanag1 saglad1.
Bu iki soml.'1rgeci devletin buna gucu ancak 20 y1l yetebildi.
I. Dunya Sava~1'nm sonu<;lan kabaca dorde indirilebiJir. Birincisi, endustri, i~<;:iler ve htiki.\met arasrndaki siyasal i:;;birligi deneyleri, Fa~istler, Komunistler ve baz1 demokrat politikac1lar tarafmdan arzulanan yeni bir "korpore" devlet anlay1~1m ilham etti. lkincisi, sava~ sonrasmm
ac1 ve propagandalan, <;:ok yakmda yeni bir sava~m gelecegini haber veren nefret duygulan yararu. lJ<;:unclisO, sava?
ve ban?1 saglama \abalanmn ortak etkisiyle, sava~ oncesi
donemi refahmm temeli olan kredi sistemi zedelendi. Alman maliye ve paras1 mahvoldu. Bugun 14.000, yann
24.000 mark olan bir ekmek almak i<;:in el arabalarmda ta~man kagn para desteleri, Avrupa devletlerinin Bismarck
Almanyas1 na Lay1k gordukleri ekonomik durumun simgeLeriydi. 1919 ko~ullan, bugun de suren, para degetlerinde
buyi.ik dalgalanmalar donemini a\:tl. Dordiinciisii, demokrasi dunyasmm gii\ ve etkisi, bir daha geri gelmemek O.zere, ABD'ye gec;ti. Bu durumu en iyi bi\imde bon;lanma
g6stertnektedir. 1914'te ABD'nin Avrupa'ya 6 milyar dolar
borcu vardi. 1918 y1lma gelindiginde, yani dort yd sonra,
1
1399
Avrupa devletlerinin ABD'ye borcu 16 milyar dolann uzerindeydi. Bon;lanma, enflasyon ve sava~ korkusu 1918 y1lmdan beri ortadan kalkm1~ degildir. Ostelik Winston
Churchill'in I. Donya Sava~1'111 anlatan kit.abmm adt olan
"Dunya Bunahm1" bugun de surmektedir. Daha once gordugumuz gibi, monar~i <lespotizminin y1k1fmas1 yeni hiikiimet bii;:imleri geregini ortaya pkarmt~t1. Bu hukumet bi<;imleriyse belki de yeni ve iyi kurulmam1~. aceleye getirilmi~ olduklann.dan, daha buyuk kan~1khklara yol ac;ttlar.
Sure<;, Franstz Devrimi ile ba~lanu~tt. Franstz Devrimi'nin
kurdugu hukumet bi<;imleri, y1kt1g1 rejimden c;ok daha istikrarstz oldular. Ancak, belki biraz da c;eli~kili olarak, c;ok
daha da kuvvelliydiler. Bu yeni kuvvet, Franstz Devrimi ve
endustri devriminin c;ocuguydu. Ba~kan Wilson, 4 Temmuz 1918'de verdigi ve "Dort Amac;" ba~hkh demecinde
"Prusya yoneticileri, hakkmda hie; bilgi sahibi olmad1klan
guc;leri harekete gei;irdiler" demekt.eydi. Ancak zaman,
Woodrow Wil,son gibi ilerici liberallerin de bu guc;ler hakkmda fazlaca bir ~ey bilmediklerini g.Ostermi~tir.
1
Ban~
antla~malan, ui;
400
Birinci Dunya
Sava~
bir orguliin, yani Millctler Cemiyeti' nin kurulmas1yd1. Sava~ta saglad1g1 buyuk prcstijle oteki devlet adamlanm etkilemeye c:;ah~ll, gerisine de kan~mayarak ulkesine dondu.
Clemenceau ise eski ve kurt bir politikac1 olarak, konferansta Fransa'mn dar ve milliyetc:;i c;1karlanm savundu.
Ana amac1, Almanya'nm imzalanacak ban~ antla~mas1yla
bask1 altmda tutularak Fransa'nm yakin guvenliginin saglanmas1yd1. Lloyd George, lngiliz .;1karlanm, Wilson ile
Clemenceau arasmda arac1 roh.i oynayarak saglamak istedi.
As1l amac1ysa, Clernt:nceau ile ba~ ba~ kalarak, Avrupa sorunlanm kendi kafalanndaki "modele" uygun olarak ~oz
mekti. Wilson'm en c;ok uzerinde du~dugu konu olan Milleller Cemiyeti'ni hemen kabul edip, onun ulkesine
doniip, bunu Amerikan halkma kabul euirme c;abasmdan
yararlanarak, kafa kafaya verdiler ve sava~m c;1kard1g1 bu.yuk ve karma~1k somnlan c;ozmeye c;ah~ular. Butun bu anlat1lanlar goz onOnde tutuldugun<la, Paris Ban~ Antla~ma
lanmn Clemenceau ilt: Lloyd George'un isteklerine gore
kalemc ahnd1gm1 soylemek yanh~ olmasa gerektir.
1.
Kar~1la~ilan
Sorunlar
Konferansm kar~ila~ug1 en onemli sorun, temelind.en bozulmu~ olan Avrupa giic,: dengesiydi. Sava~ tmcesinin egemen guc;leri olan Ahnanya ve Avusturya-Macaristan lmparatorlugu ile birlikte Rus (arhg1 ve Osmanh devlelinin
y1k1lmalan, Avrupa'da buyuk bir "gOc; bo~lugu" yaratm1~t1.
Bu kapsamh devletlerin yerine kurulacak olan kiiyuk devleller, boylesine bir bo$lugu dolduracak gui;te degillcrdi.
Ostelik Rusya 1917 devrimiyle kabuguna ~ckilm~, ABD
ise yeniden "yalmzc1hk" politikasma ba~lam1~t1.
Aynca, Avrupa'nm biiyuk devlelleri iki onemli sorunla daha kar~1 kar~1ya kald1\ar. (i) Almanya ile oyle bir ant-
i 401
Siyasi Tarih
Olk~aglardan
1918'c)
Ban~
Antla$masuun Hukumleri
Paris Ban~ Konferans1'nm sonunda yenik devletlere imzalattmlan ban~ antla~malan ~unlard1r:
Bari~ Antla~masi
440 maddelik antla~rna ile Almanya, Alsace-Lorraine ve Saar bolgelerini Fransa'ya buakn. Ancak, bu son bolgede 15
yil sonra plebisit yapilacak, hangi devlete baglanacag1 kesin olarak o zaman kararla~tmlacakt1. Polonya'ya Poznan
ve Bat1 Prusya verildi; boylece Polonya denize i;1km1~ oldu.
Danzig, Milletler Cemiyeti'nin korumas1 altmda serbest bir
kent haline geldi. Bel\'.ika'nm tarafs1zhg1 kaldmld1 ve Ren
akarsuyunun iki yanmda 50 1 ~er kilometrelik bir toprak ~e
ridi askerden anndmld1. Almanya; Avusturya, Polonya ve
I
402
Birinci Di.inya
Sava~1
Almanya en c;ok 100.000 ki~ilik bir orduya sahip olacakt1 vc zorunlu askerlik sistemi kaldmldi. Butun sava$ gemilerini h.ilar devletlerine verdigi gibi, bundan boyle dcnizalt1 ve uc;,:ak da yapmayacakl1. Bumm yamnda Almanya'ya
"onanm borcu" ad1 allmda sava$ tazminat1 da yuklendi.
Daha sonra bir komisyon tarafmdan saptanan borcun miktan 56 milyar dolar gibi, Almanya'ntn odeme yeteneginin
c;ok ustunde bir rakamd1.
1403
Yenik Osmanli devletiyle imzalanan Sevres Bcm$ Antyukardakilerin hepsinden daha agir hii.kii.mler ta~1maktadtr ve Tiirkiye Cumhuriyeti'nin kurulu~u ile ilgili
boliimde incelenecektir. Ayrrca, Paris Ban~ Konferans1 ile
. kurulmu~ bulunan Milletler Ce~i'veti de ayn-Eir bolumde
ele ahnacaknr.
Bu ban~ antla~malan sonunda Dogu Avrupa'da kazanc;:h c;:1kan devletler, <::ekoslovakya, Polonya, Yugoslavya
ve Romanya'd1r. Bu yiizden ad1 ge\'.en devletler-. iki sava;;
aras1 doneminde antirevizyonist, yani statiikocu bir politi
ka izlemi~ler ve Macaristan, Bulgaristan ve halya gibi bbl
genin revizyonist, yani antistatukocu devletlerine karI politik ve askeri duzenlemelere giri!;)mi~lerdir. l 930'larda Lozan 'dan arta kalan sorunlan c;ozup Bat1 Avrupa devletleri
ile normal ihkiler kuran Turkiye de, 1930-1939 y1llan
arasmda bolgede statiikocu bir politika izleyecek ve antirevizyonist gruplamaya yonelecektir.
la~mas1,
3.
Ban~
Diizenlcmesinin Degerlcndirilmesi
Paris duzenlemesinin en genel ilkesi, hie;: olmazsa Avrupa'da "self detennination" hakkmm kabul edilmesidir. Bu
ilke, her ulusun kendi hukO.mran ve bag1ms1z ulusal devle-
tini kurma hakk1 olarak tammlanabilir; i~in aslma bak1hrsa, Paris duzenlemesini yapanlarm bu konuda fazla bir se~enekleri de yoktu.-<:=unku, sava~m sonunda yeni devletler
zaten kendiliklerinden bagnns1zhklanm ilau etmi-? bulunuyorlard1. Ancak, Dogu Avrupa'da uluslarann birbirleriyle
kan$1k bir bh;imde bulunmalan ve ban~1 hazirlayanlarm
da buyuk oli;ekli bir nufus mubadelesi yapmay1 du~fmme
dikleri i~in, yeni kurulan devletler, smnlan ii;;inde yabanc1
azmhklar buldular ve ba~ka ulkelerde de kendi halkmdan
azmhklann ya~ad1g1 iddiasma hak kazand1lar. Bir iki ornek vermek gerekirse, <;=ekoslovakya'da Macarlar, Polonya1da Rutenyahlar, Litvanya'da Polonyahlar ve Romanya'da
Bulgarlar kalm1~ti. Dolay1s1yla, azmhk sorunlan ve milliyel(.ilik, 1914'len once oldugu gibi, ban~ duzenlemesinden
sonra da Dogu Avrupa'da istikrar kurulmas1m engelledi. 0
kadar ki, (ekoslovakya'da ya~ayan Almanlann, kendilerine bask1 yap1ld1g1 konusundaki ~ikayetleri ve Almanya'nm
bu azmhg1 kendi sm1rlan ic;ine alma istegi, IL Dunya Sava-?! onccsinin MO.nih bunaltmm1 ortaya <;1karacakt1r.
Versailles Antla,'.'ma.~1, Alman tehdidine bir son vermek
i<;in haz1rlanm1~t1 ancak ba~anh olamadi. Almanya a.;ismdan, biraz da <;~li-?kili olarak, ne sert ne de yumu~akt1. Almanya'mn uluslararas1 sisteme yeniden ve saygm bir uye
olarak kabul edilmesi ve. boylece kurulan duzeni bozmamas1 do.~unuluyorsa, son derece sert bir antla.$mayd1. Ote
yandan, Almanya'nm tam olarak ezilmesi ve bir daha belini dogrultamamas1 du~uno.Lo.yorsa, <;ok hafifti. Bu ama<;,
ancak Almanya'nm i~gal edilmesi ve pan;alanmas1yla ger<;ekle~ebilirdi. Bu yap1lmad1g1 i<;itt, Almanya birle~ik, gururlu ve ilerde guc,:lenecek temellere sahip olarak kaldt.
llerde gorulecegi gibi, bu dii.zenlemenin hatalanndan al1nan dersle, JI. J)O.nya Sava~1'ndan sonra, galip devletler Almanya1y1 pan;alay1p i~gal edeceklcrdir. Ancak bu davrani~
I 40s
da ba~ka sorunlan birlikte getirecektir. Napolyon'un yenilmesinden sonra galip devletler, ozellikle Bourbon'lann yeniden Frans1z tahtma pkng1 gerc;eginden hareket ederek,
Fransa'ya kar~1 yumu~ak davranm1-?lar ve istikrar da boyle
saglanm1~tI. I. Dunya Sava~1'ndan sonraysa galipler, ~imdi
Almanya'da kurulan Cumhuriyet rejimi ile, sanki Alman
lmparatorlugu ile ban-? yap1yorlarrn1;; gibi bir duzenlemeye
gittiler. Boylece, kurulacak olan Nazi Partisi'nin eline buyuk kozlar verdiler. Versailles antla~masmm butun suc;u ve
yaratng1 s1kmnlar, Prusya militarizmi ve Alman lmparatorlugu'ndan yeni bir devlet yaratmak isteyen Sosyal Demokratlara ve liberallere yuklendi. I. Dunya Sava~1'ndan sonra
ban~p ve liberal bir Almanya kurulamam1~sa, bunun SU\:U
her ~eyden once lngiltcre ve ozellikle Fransa'mn kau ve tarihten ders almaz tutumlarmdad1r. Y1llar gec;tikc;e, ltilaf
devletlerindeki kamuoyunun hie; olmazsa bir bolumu, Versailles'in hukumlerinin baz1lanm sert bulup, degi~tirilmesi
konusunda bask1 yaplL Antla~ma{t hazirlayanlann bu tereddt:1tleri ise Alman tahrikc;ilerinin i~ine yaram1~ ve Adolf
Hitler'e iktidar yolunu ac;m~tir.
C::ok kisa bir bic;imde belirtmek gerekirse, Paris ban.o;;
duzenlernesi tam bir ba~ans1zhgm ve k1sa stlreli dar c;1kar
hesaplan ugruna tarihin genel ak1~ c;izgisinin hesaba kat1lmamasmm oykusO.dur. Boyle olunca da, I. Dunya Sava~1'na
yo! ar;an temel sistem bozukluklannm hi\hirini c;ozemeyerek, yeni bu sav~m tohumlanm at1m~llr.
406
meyecek, Turk ulusal kunulu~ sava$1mn genel tarih ic,:indeki yeri, haz1rlanmas1, onderinin goru~leri ve onemli donum noktalan uzerinde durulacakllr.
L Ulusal Kurtulu$ Sava~i.nm Orgiitlenmesi ve
Misak1milli
30 Ekim 1918 tarihinde Osmanh hukOmetine imzalaumlan Mondros Silah B1rak1$mas1, ltilaf devletlerine yalmz saAkm, Vcv1im fo1ihi, rakultdeT Matbaas1, tsranbul, 1976; Abd1:ilaltat Ak
:;;in, Alaliirh'tin D1~ Politika Il11eleri ve Diplomasisi, 2 c , lnkilap ve Aka Kita
hevlcri, l 96t; AfE't loan, l\tat.Urk Hahkinila Harmdar ve Belgtler, T. Tanh
Kurumu Bas1me1i. Ankara, 1959; Hamza Eroglu, Tiirk Devri111 Tarihi, Emel
Ma1baac1hi<, Ankara, l97t; Sadi Borak, Git.Ii Oturumlttrda AtaWrh'un Konu~malan, ~:agda~ Yaymlan, Istanbul, 1977; Roderic Oa\ison, "Turhish
Diplomacy From Mudros to Lausam1c" Craig and Gilhert (ed.), 'Jlie Diplomats. 1919-1939, c. T, New York, A1henemn. 1972; Ulug lgdemir, Heyel-i
Tcmsiliyt Tutankalan, T. Tarih Kurnmu Yaymlan. Ankara, 1975; lsmet
Inonu, "Negotiations and National lmeresL", Perspectives on Ptacc, Londra,
Stevens and Som, Ltd., 1960: Mazhar Mufi1 Kansu, Frzu1w11'dan 61umune
Kadar Atati:irk'le Beraber, 2 c., T. Tarih Kmumu Bas1mevi, Ankara, 1966;
Suna Kili-, Tar~ Devrim Tarihi, Bogazid Oniv. Yaym1, Istanbul, 1980; Lord
Kinross, Atatiirk, Bir Milletin Ytnidrn Dogu$u. Sander l<itahevi, lst.anbul,
1967;
Kurtulu~
Saas11111z,
D1~i~\eri
~ava~1
Misak1milli, ulusal ve bolO.nmez bir Turk ulkesinin s1mrlanm i;izmi~;, Osmanh yonetim ve gelenekleriyle bagLanunm kesildigini tum dunyaya apkc;a ilan etmistir. lslam
dunyasma onculiik yapmak iddiasmda bulunan <;okuluslu
bir imparatorluk yerine, bagda$1k bir "ulus-devlet" kurulacaku ve yeni Turkiye'nin gOcO buradan kaynaklamyordu.
2. Sevres Ban$ Antla$mas1
I. Donya Sava$1'ndan soma galip devletlerle lstanbul'daki
Osmanh hukOmeti arasmda IO Agustos 1920 tarihinde imzalanan bir ban$ antla$mas1 olan Sevres, galiplerle 6teki
Avrupa devlelleri arasmdaki anla$malardan i;.ok daha agud1r. Sevres, yalniz eski, kohne ve yenilmi$ hir imparatorlugu pari;alayan antla$ma degildir. Sevres, Turkler'e "ya$ama
hakkm1" tammayan bir ban$ antla$mas1dir. Ashnda "ban$
antla$mas1" da degil. bir ulus hakkmda geri;ek bir "alum
fermam"d1r.
Sevres Antla~mas1'na gore, Osmanh devlctinin Rumeli
smm 'bugunko. lstanbul ilinin smmna getiriliyor ve boylece "Tiirkler'in Avrupa'dan attlmas1" ile ilgili yuzy1Lhk Avrupa amac1 geri;ekle$iyordu. Bat1 Anadolu Yunanistan'a,
guneyde Mardin, Urfa, Gaziantep ve Amanos daglan Fransa'ya veriliyordu. Doguda Beyaz1t, Van, Mu$, Bitlis ve Erzincan'1 i<;ine alan blr Ermenistan, F1rat akarsuyunun dogusundaysa yeni kurulan Ermenistan, lrak ve Suriye arasmdi kalan bolgede Kurdistan kuruluyordu. Irak lngiltere'ye buak1hyordu. lstanbul uluslararas1 bir kent olacak ve
Bogazlar'da donanmas1, ordusu ve biit~esi olan bir Bogaz
Komisyonu kurulacakt1. BU.tun bunlarm d1~mda, Osmanh
devletinin askeri gucu de kolluk kuvvetleriyle sm1rlandmhyordu.
K1saca, Osman.h devleti ltilaf Devletlerinin ortak bir
[ 409
410
~ 411
Ban~ Antla~mas1
l l Ekim 1922 tarihli Mudanya Silah Birak1~mas1'nqan sonra, uzun ve tartl$mah ge~en Lausanne Konferansi'nm sonunda 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lausanne Bart$ Antla$mast ile yeni TOrkiye devleti, ulusal sumlanmn
h;inde uluslararas1 alanda tanmm1~ olmaktaydt. Turkiye
Cumhuriyeti'nin varhgrnm temeli olan bu antla$manm
onemli hukumleri $6yle ozetlenebilir:
(i) 5mtr Sorunlan: Turkiye'nin guney smrrlan, Ankara ltilafnamesiyle saptanm1~ bulunmaktaydt. Bu sm1rlar
dogrulandr. lrak ile sm1r saptamrken Musul konusunda
I
412
I 414
Birinci Dunya
.Sava~1
Avusturya ve Macaristan gibi Avrupa'nm buyuk devletlerinin yik1lmasma pek goz yummayacaklan Huistiyan bir
Avrupa devleti de degildi. <::ekoslovakya ve Polonya gibi,
hilaf devletlerinin zaferinden yararlanan bir devlet de degildi. Turkiye, bunlarm hi<,;birine benzememesine kar~m.
nasil oluyor da yabanc1 denetimini atan ilk devlettir? Bu
sorunun yamt1, ulusal kurmlu~ sava~mm niteligini a<,;1klayacakur.
Daha onceki bohimlerde belirtildigi gibi, Turkiye'de
t1pk1 (:in, Hindistan gibi hakhyd1 ve gu<; gunlerde aydmhga {,'.lkarabilecek binlerce y1lhk bag1ms1zhk deneyimi vard1.
Yukanda belirtildigi gibi, Mustafa Kemal iyi bir asker oldugu kadar iyi bir diplomattt. ltilaf devletlcri arasmdaki
anla~mazhklardan ustaca yararlanmas1m bilmisti. Ancak,
bunlardan da onemlisi, C:in ve Hindistan'daki miicadelenin o donemlerdeki ba~ans1zhgmm a<,;1ki;a gosterdigi gibi,
hareketin onderi Mustafa Kemal'in geni$ ve saglam gorii~
leridir. Avrupa devletleri ilk kez bilin\:li ve kendi silahlanyla savasan bir mucadeleyle kar~1 kars1ya kald1lar. Bu,
Avrupa degerler sistemini reddetmeyen, bu degerler sistemi ii;inde ama onun iistiinliigune kar~1 bir miicadeleydi.
Mustafa Kemal'in mucadelesi, c;agda~ Avrupa degerlerine
kar~1 degildi ve onlan kendi silahlanyla vurdu. Tiim bu
nedenlerlc Mustafa Kemal'in, ulusal kurtulu~ hareketini
hangi dii~imce ve ilkelere dayayarak yiiriittiigunO gormek,
hareketin aymc1 niteligini anlamak ac1smdan gereklidir.
j 415
lar toplulugunun fiziki sm1rlarmm d1~mda, bu sistemin C1stiinlugune karI miicadeleler mutlaka ulusc;:u nitelikte olmah, 19. yuzytlda Avrupa devlellerinin baanh deneylerinden esinlenmeliydi. Dolay1s1yla, AtatUrk ulus<;.:ulugu, din
ve irk anlay1~1mn dar uygulamasmdan c;ok, Avropa'da oldugu gibi, ulusal sm1rlar i\'.inde, ulusal oyda~maya dayanan
ortak yurttahk temelinde olu~tu ve gerek ulusal mucadele
ic;:inde ve gerekse sonrasmda milliyetc;iligi bu c;erc;eve ic;inde uyguladi.
Ataturk'e gore, bag1ms1zhk ic;in miicadele, tum ulusun
destegine ve etkin bir bi\:imde harekete kat1lmasma dayanmahydi. Bu ozellik O'nun hareketini, 19. ytlzyilm oteki Asya-Afrika hareketlerinden, yani nMusun ancak belirli bir
boliimune dayanan ve sonunda ba$ans1zl1kla sonw;lanan
hareketlerden ay1rmaktadir. O'nun hareketi, 20. yCtzy1lda
yalmz askeriyenin harekete gec;ip bag1ms1zhg1 kazanchg1
Asya-Afrika devletlerinin mucadelelerinden de farkhdir.
Bunlar, ulusal bagnns1zhg1 koruyacak guc;ler sm1rh oldugu
ic;in, bir sure sonra ba~ka iilkelerin siyasal etkisi altina girmektedirler. K1saca, Ataturk'e gore, ulusal bag1ms1zhk mucadelesi, t(tm dunyaya ai;1k bir bi\:imde ve halkm etkin
destegiyle yuru tulrneliydi. 5
Bu temel anlay1$larla Ataturk, halktan kopuk gizli orgutler ii;indc i;:ali;;mam1.;; ve i;;gaki gcu;:lere kar$1 duzensiz
<;ete sava~lanna ve sava$<;:Ilanna gLlvenmemi$tir. Ulusal
kurtulu$ sava$111l orgl1lleme yolunda Erzurum ve Sivas gibi
ulusal kongrelerle, Turk halkmm harekete kaulmas1 ve hareketin tum dunyaya duyurulmas1m saglam1~, duzenli ordu birliklerini guc,:lendirerek hem ba~an sagla1m~ hem de
sava~ sonras1 kurulan devletin uluslararas1 sistemde saygm
bir yere sahip olmasm1 gen;ekle$tirmi~tir. K1saca, Ataturk'
5
Alatii.rk'un bu konu<laki s6zleri i~in Bkz.: Atatiirli Soylevleri. s. 17, 83 ve Kor.s. 32-33 ve 143.
Sll,
I 416
On mucadelesinin ozu ~uydu: Ulusal ve savunulabilir sm1rlar ic;inde, modern bir Turk ulus-devletinin kurulmas1.
Once ulusal kongrelerle c;izilen ve soma Misak1milli
ic;ine ahnan yeni devlelin ulusal s1mrlarmm uc; 6nemli ve
aymn niteligi vard1: Bu smular, her~eyden once, stratejik
olarak savunulabilecek askeri sm1rlard1. 0 kadar ki, Osmanh devleti yenilgisinin en alt noktasmda bile bu smulan korumasm1 bilmi-?ti. lkinci olarak, bu smirlar hukuki s1mrlard1, c;unkl.\ sava~ sonunda imzalanan Mondros Silah
Buak1-?mas1'nda kabul edilmi~ti. Son olarak, bunlar siyasal
sm1rlard1. Mustafa Kemal onderligindeki ulusc;u hareket,
amac; ve arac;lanm c;ok iyi hesap ederek siyasal programm1
bu smulara dayam1~, onurunu bu sava baglamI-? ve sungiisll ile bu iddiasm1 kabul ettilmi-?ti.
Goroluyor ki, Ataturk'On bir Tl\rk ulus-devleti kurma,
yani ulusc;uluk anlay1~1, gen;:ekc;i, ileri goru~hi. ve ak1lh idi.
Askerlik ve siyaset alanlannda "mutlak gereklilik" smulanm hi.; a-?mam1~ ve olkenin kunulu$unu sadece askeri a.;1dan du~unmemi~ti. Yalmzca i~galci guc;lerin ulkeden kovulmas1yla yetinmem~, Turk insamm c;agda~ dunyanm
birle~ik ve uygar bir ulusu durumuna getirmeyi amac;1amt$llL
Siyasi Tarih
(llk~aglardarr
19J8'e)
Bifinci Diinya
Sav~1
I 419
ban~in
kaza-
mlm1~
oldugudur. Lown Antla~mast ile gen;ek bir ban~ yapm1~ oldugumuz: hanaatidir."
Ulusal hukumetin ban~a baghhgm1 bundan iyi gosteren bir$ey olamaz.
Bir Ortadogu uzmam olan Lenczowski, Turk d1~ politikasm1 degerlendirirken ~unlan soyluyor:
"Ye:ni TUrkiye, 200 milyonluh dev Rusya ile smm olan
etkisine Cl(:rk bulunan 16 milyon nufuslu orta derecede bu.yak
bir devletti. Dolaymyla, Turhiye'nin siyasa1 ve askeri yapis1
ne kadar mukemmel olursa olsun, gucunun belirli stntrlan
vard1. Belki de Mustafa Kemal ve onu izleyenlerin en buyuk
yam, bu sm1rlamalann bilincinde olmalarr ve ulhenin gucune
uygun gm;eki;i ve 1liml1 bir dt~ politika izlemeleriydi. Kemal'in d1~ politikasmda romantik ve seriivenci hii;bir yan yoktur."
Gen;ekten, Atacurk'un
d1~
politikasmm degerlendiril-
I 420
421
Gcn;:ekten, bir ulus~u olarak, Tiirkiye O.zerindeki denetimlerioi yok etmek i~in Bat1'ya kar~1 silahh mucadele
vermi~se de, Avrupa degerleri sistemine, yani uygarhgm
20. yuzyllda vard1g1 noktaya, kar~1 degildi. Mustafa Kemal,
Osmanh devletinin y1k1lmasmm temel nedenlerinden biri
olarak, bu devletin Avrupa ile baglannm kesilmesini gostermekte ve aym yanh~m bir daha yap1lmamas1 gerektigini
soylemektedir. Bu ugurda en 6nemli misyonu, Turk halk1nm i;agda~ bilimin Oriinlerinden en etkin bii;imde yararlandmlmas1yd1. Olkelerin kendilerini smulan i~ine hapsederek, i;agda~ dunya ile en alt duzeyde ilgilenmeleri, Ataturk'un du~uncelerine tam bir kar~1thk gosterir. 10 O'nun
kesin inancma gore, uluslar bag1ms1zhklan i~in mucadelede ba~anh bile olsalar, geli!?me ve modemle~me yolunu gericiligin ve karanhgm engellerinden temizleyemedikleri
takdirde, \'.agda~ do.~unce ve dunya ile uyumlu bir bii;imde
ya~ayamazlar ve eninde sonunda daha geli~m~ devletlerin
10
"kuklas1" olm-Lar. 11 Ataturk'un uygarhk konusundaki du~unceleri ve ger~ekle~tirdiklcri, ozellikle II. Dunya Sava~1'ndan sonra bag1ms1zhklanm kazanan devletlerin bugun
kar-? kar-?tya bulunduklan sorunlarm geni~ t;er<;evesi i<;inde degerlendirildigi zaman buyuk bir anlam ve onem kazanmaktadir.
\I
I 423
Peter Marshall
lMGE
kitabevi
Anar~izmin Tarihi
imkans1z1 istemek!
-.William Greider
IMGE
kitabevi
Tek DUnya
KOresel Kapitalizmin Manik Mant1g1
Tek Diinya, masa ba$mda }~az1lm~ kuramsal bir kurese.lle$me o;;ozumlemesi degil.
Yazar, kitahm sayfalan boyunca hazcn Bangkok, Tayland, Kuala Lumpur ve
Yokohoma"da, bazen Va~ova, Pekin ve Hong Kong'ta ortaya c;1k1yor ve bizc,
evrensel bir biriktirme, i~a etme arzusuyla ac~lenen insan yaranc1hgmm onaya
i;1kartug1 gorkcmi vc sefolcti aym anda scrgiliyor; i~i;:ilerlc, i$vercnkrle,
teknisyenlerle yapt1g1 konu.;;malan ve kendi gozlemlerini aktanyor.
Greidcr'c gore dunya, devlctlcrin vc hiikumctlerin dcnctiminden i;:1kan ycni bir
kuresel sanayi devrimi ya$amaktadu. Halklar ve uluslar, yeni ticari ili$kilerin
agmda tuzaga du$iiriilmekte ve kencli yazgdan uzcrindcki denctimi kaybetmek1edirler.
Irk Dunya, bu devasa makinenin yaramg1 sorunlan t;:ozumlcmckte; aruk kcndi
b~ma
~onu.;
Derleyenler
Christopher Bertram
Andrew Chitty
IMGE
kitabevi
Bir dii~niir ve siyac;ct uzmam olan Francis Fukuyama, ABD D15i5leti Bakanhgi'mla
g6revh oldugu donemde, Tarihin Sonu mu?' ba$llk\I bir makak yay1mlamJ$tlr.
Fukuyama'nm makalesindeki ana sav, 'liberalizmin' insanhgm ula$abilecegi en
tam, dolayi.c;1yla da son ideoloji oldugu ve tarihin bittigini gosterdigidir. Amerikan
ve f'ransu Devrtmlerinin liberali.t.mi yerle$tirmeye ba:;;lad1klan ilk mdan ilibaren
"liberalizrn', 6ncdlerinin iddialanm ya da orlai;ag teokrasisi ve fa~izm gibi digcr
sei;eneklcri ba;;anh bir bii;imde savu5turmu5tur. Simdi de bu t.urden iddiada
bulunanlarm en sonuncusu olan komunizm sahneden i;:ekilmekledir. Komunizmin
sahneden ~ekilmcsiylc, rakip toplum bii;imleri ve bunlann altmda yatan ideolojilcT
arasmdaki mo.cadele anlammdaki 'tarih' sona ermektedir. Fukuyama'mn bu so.vi
ka~1smda Sol'un Fukuyama'ya tcpkisi, daha i;okonu rccldetmek yorninde olm~tur.
Taiih Bitti mi?, Fukuyama'nm one surdiigu savlara ve Sol'un bu somlan ciddiye
alarak ai;ik, net bir yamt vermekce'ba$ans1z kald1~ma ili$kin degi$ik gorii?lerin
dedemesiyle ortaya c;.1km1~tir. Tanh Bitti mi?, bu baglamda, Fukuyama'}'l gormezden
gelmenin cazip olabilecegini; ancak onun MaTksizmc vc hala Marksizme dcrindcn
bagh olan Sol'a kar;n one surdo.gu savlarla yu.dC$rnek gerektigini ortaya koyan
bir yaptttu.
Derleyenler
DUnya Sistemi
Be~
Yuzy1ll1k m1,
Be~
Biny1ll1k mr?
William H. McNeil!
Andre Gunder Frank
Barry K. Gills
K. Ekholm
Jonathan Friedman
David Wilkinson
Samir Amin
Janet Abu-Lughod
Immanuel Wallerstein
,,'"I
Giovanni Arrighi
--
IMGE
kitabcvi
Norman Davies
a
l
MCiE
II 11fl1 \ I
Avrupa Tarihi
'fatih, hed1angi bir geni~likte yaz1labihr. Kimi evrenin ratihini tek sayfaya s1j\d11 n
kimi de bir mayISboceginin ya?am donemini kirk ciltte anlat1r. Yine d1 hl~hl1
tarih~i, du~iince <:konomisi ~iirlcriyle yan~amaz:
Avrupa bir Su pertsi ise
Napoli onun parlak mavi gozleridir
Ve Vaf?ova kalbi.
Sivastopol ve Azak,
Petersburg, Mitau, Odessa
Bunlar da ayaklanndaki dikenler.
Paris b~tu,
Londra kolah yaka,
Ve Roma- Yensiz gomlek. ..
Marc Ferro
a-
lMGE
kilabevi
SOmUrgecilik Tarihi
13. YUzy1I - 20. Yuzy1I
alMGE
kitabcvi
Romans Karnaval1
Mumlar Bayram1'ndan
KOiier C::ar~ambas1'na 1 579-1 580
~'. ///
:ts)~
~ug -ui
Y1l 1579-l 580; !II. llenri'nin fransasmda, Mumlar !3ayram1 arifesinde. !sere
1rmag1 uzerimleki Romans kenti... !3ir yan<lan mutlak1yelc;:i dcvlete gidi.?i11
s1kmulan. diger yandan yercl yonetimin suiistimalleri kar51smda bunalan,
ho.$nutsuz, c;:aresiz, seslcTini duyurmaya \;.ah~an koyluler ve zanaatk~rlar...
Devletin anan talepleri kar~1smda soylulann da elle.rini ceplerine almasm1
isciyorlar; ama yarg1o;: Guerin'in $ahsmda dsimle$en duzen, bu sesi pek ciddiye
almayacak, koyhi. ve zanaatkllrlardan yank1lanan bu sikayetleri her zamanki
gibi gec;:i..5tinneye c;:ahsacaknr.
Donem aym zamanda din savaslan donemidir ve Saiut-Barthelemy katliammm
uzetinden daha on yil bile ge\:memistir. Beklenmedik ag1r yag~larm yol ac;:ng1
kotO. hasat ve bunun sonucun<la katlanan fiyatlar, ortam1 daha da gerccek ve
yaklasan Karnaval, kuma~c;:ilaT esnaf1 hderi Paumier'nin onderliitinde bir balk
ayaklanmasma sahne oll\cakur. Ya!;atntn oyunla i<;: ic;:e ger,:tigi hareketh iki ha[La,
kanh bir katliamla sona crccektir.
Fra1mz Annale.~ Okulu'ndan (Femand Brandel ilc hirlikte \:agda5 tarihyaZlmim
en ~ok etkilemi~, belki de en yaranc1 ve renkli ismi; eserleri Fransa'da en c;:ok
okunanlar arasma giren) Emmanuel Le Roy Ladurie'nin Romans Karnavalz adh
bu eseri, L?te bu ayaklanmayt anlaur. Lacluirc, iki haftaya s1k1~an olaylardan yola
i;1karak kapsamh bir sosyal tarih yaz1yor; tam bir mikrotarih ~aheseri onaya
c;:1kanyor. Bu buyilk tarihc;:i, elinizdeki eseriyle ilk kez I urkc;:ede.
IMGE
kltabevi
Kemal Karpat
[