Professional Documents
Culture Documents
Analitik Düşünce
Prof. Dr. Ali Demirsoy, Hacettepe Üniversitesi
diyemiyor ki, zavallı bir insanın gördüklerini Yüce Tanrı yıllar önce
göremedi mi? Bunca kuluna –hiç suçu yokken- işkence çektirdi.
Anadolu insanı bir şeyi çok iyi öğrendi bir şeyi de hiç öğrenemedi.
Kendi tapusundaki ya da elindeki malına sahip çıkmayı, korumayı çok iyi
öğrendi. Ancak dolaylı olarak ortak olduğu malları korumayı hiç
öğrenemedi. Örneğin, evinde halısının üzerine bir çöp bırakıldığında
dünyayı ayağa kaldıranlar, birkaç adım ötede sokakta çekirdeği çıtlayıp
kabuğunu yollara dökmeyi ya da çocuk bezini arabasının camından
asfaltın ortasına fırlatmayı fütursuzca yapabilmektedir.
kadın ve yaşlıların suçları neydi. Her şeye kadir olan yüce ve kutsal bir
varlığın insani bir terimle gözü önünde böyle bir katliamı haklı olarak
lanetledik; ama neden analitik bir yoruma tabii tutmadık.
Bilinen gözlemler:
10. Yaptığı hukuka aykırı, insanlık dışı olsa bile, İsrail, dediğini yapan bir ülke
olarak hafızalara kazınıyor ve ciddi bir ülke olma kimliğini sürdürüyor.
3. Tanrı, bana dua edin, tekbir getirin, kelimei şaadet getirin demesine
karşın, bu sözcükleri duymazlıktan geliyor
4. Tanrı duymuyor
6. Tanrı dünya işlerine hiçbir suretle karışmıyor. Onları kendi kaderine terk
etmiş durumda; bu nedenle Tanrıya yakarışın bu dünyadaki işlere hiçbir
yararı olmuyor. Bugüne kadar dua et ki işlerin iyi gide öğretisi tümüyle
yanıltmaya yönelik oluyor
8. Dini kitaplarda yazılı olanların hiç biri Tanrısal bir buyruğu taşımıyor;
çünkü sonucu görülmüyor.
10. Tanrı diye bir şey olmadığı için, bu yakarışların hiçbir etkisi olmuyor.
12. Tanrı şu dinden bu dinden diye insanları ayırmıyor; bilimi kim yanına
almış ise, Tanrı’da onun yanında yer alıyor. Bakın 6 geminin de telsizleri,
içindekilerin cep telefonları, uydu haberleşmeleri bir iki dakika içinde
denizin ortasında bloke edildi. Koca Türkiye, gemilerine ve bu 600
kişiden hiç birine bağlanamadı.
Eğer analitik bir kafa yapınız varsa, yukarıdaki şıkları bir bir gözden
geçirin, her şıkkın doğru olma olasılığı var; yok diyorsanız –hayal
kurmadan- kendi şıkkınızı ekleyin.
11
destekleyen Allahın kulu bir İslam ülkesi yok mu? Var. İslam dünyasının
tek laik ülkesi olarak bilinen Türkiye. Acaba Müslüman ülkelerin tümünde
insani değerler yitirilmiş de sadece bizde mi kalmış dersiniz? Yoksa
“arkadaşını söyle ben sana kim olduğunu söyleyeyim” atasözünün tam
yeri burası mı? Acaba şu anda Türk yöneticilerinin kafasında bizim
bilmediğimiz özlem duyulan bir devlet yönetimi şekli mi bulunuyor? Bize
batı dünyasında lobileriyle her zaman siyasi olarak destek olduğu, askeri
teknoloji aktardığı söylenen İsrail’i başka hangi nedenle karşımıza
almaya cesaret edebilirdik? Kaldı ki Orta Doğu politikalarının
tezgâhlandığı iğrenç planın eş başkanı bizim başbakanımızmış (bu
arada aklıma gelmişken söyleyeyim Yalova’nın vilayet olması iyi oldu);
katlediliyor teranesi ile konuşmaya girmeye çalışırsanız, gülünç
olursunuz; çünkü Irak’taki milyonlarca insanın katliamına zemin
hazırlayan, destek sağlayan ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. Niye
parlamentonuzdan bu güne kadar bir kınama çıkaramadınız diye
sorarlar. Kaldı ki bu katliama ortak olacak sonuçlar doğuracağı bilinen,
Irak’a asker gönderme yasasının meclisten çıkması için çalışan bir
hükümetin sicili de temiz sayılmaz.
Hacettepe Üniversitesi
Sayın Kardeşim
1) Magna Carta
“Özgür hiç kimse kendi benzerleri tarafından ülke kanunlarına göre yasal
bir şekilde muhakeme edilip hüküm giymeden tutuklanmayacak,
hapsedilmeyecek, mal ve mülkünden yoksun bırakılmayacak, kanun dışı
ilan edilmeyecek, sürgün edilmeyecek veya hangi şekilde olursa olsun
zarara uğratılmayacaktır”
magna carta nın 39. maddesinde yer alan"özgür hiç kimse kendi
benzerleri tarafından ülke kanunlarına göre yasal bir şekilde muhakeme
edilip hüküm giymeden tutuklanmayacak veya hapsedilmeyecek mal ve
mülkünden yoksun bırakılmayacak veya kanun dışı ilan edilmeyecek
veya sürgün edilmeyecek veya hangi şekilde olursa zarara
uğratılmayacaktır"demiştir.
16. Enes, asilzadelerin enes ücreti için ya da diğer herhangi bir kiralık
arazi için gerekli olandan daha fazla hizmet vermeye zorlanamaz.
21
20. Özgür bir enes suçun derecesine göre küçük bir suç için yalnızca
para cezasına çarptırılabilir. Büyük çaplı bir suç, suçun büyüklüğüne
göre para cezasına çarptırılabilir ve bir tüccar da enes
38. Bundan böyle hiçbir hakim her hangi bir kimseyi ilgili olayda doğru ve
güvenilir deliller ortaya koymadan dava edemez.
51. Atlı ve silahlı olarak ülkemize zarar vermek için gelmiş olan tüm
yabancı kökenli şövalyeleri, okçuları, kiralık askerleri ve vasalleri barış
sağlanır sağlanmaz sınırdışı edeceğiz.
61. Krallığımızda eskiden beri varolan koşulların daha iyi bir hale
getirmek, baronlarla aramızda mevcut olan ihtilafın en hayırlı bir biçimde
sonuçlandırmak ve Tanrı'nın rızasını kazanmak için yukarıda sayılan
maddeleri onayladıktan sonra, şimdi de kapsamlı ve sürekli bir
istikrardan yararlansınlar diye aşağıdaki güvenceyi veriyoruz.
Krallığımızın sınırları içerisinde bulunan baronlar kendi aralarından
diledikleri 25 kişiyi seçecekler ve bu 25 kişi tüm güçleriyle, halihazırdaki
bu fermanla kendilerine bağışladığımız ve teyit ettiğimiz barışı ve
özgürlükleri uygulayacaklar, bunlara uyacaklar ve karşı tarafın da
uymasını sağlayacaklardır. Bu şu şekilde olacaktır: Eğer biz ya da
başyargıcımız veya memurlarımız ya da emrimizdeki herhangi bir kimse,
herhangi bir durumda, herhangi birine karşı suç işler, güvenlik ve barış
kararlarından herhangi birini ihlal ederse ve eğer bu hareket adı geçen
25 barondan sadece dördü tarafından öğrenilirse, bunlar bize gelerek
veya yurtdışında isek başyargıcımıza giderek, işlenen suçu bildirecekler
ve bu haksızlığı hiçbir gecikme olmaksızın gidermemizi talep
edeceklerdir. Bu hatayı, biz ya da yurtdışında isek başyargıcımız
düzeltmezse, dört baron olayı geri kalan 21 baronun önüne götürecek ve
bütün ülkeyi de arkalarına alarak , kalelerimizin, topraklarımızın ve
mülkümüzün elimizden alınması yoluyla, olay kendi isteklerine uygun bir
biçimde yeniden yoluna girene dek, bize uygun bir biçimde baskı
yapacaklar, haciz uygulayacaklar ve ellerinden başka ne geliyorsa onu
23
1789 yılında 16. Louis, soyluları toplayıp toprak mülkiyeti üzerinden vergi
alınmasını istediğinde; soylular, parlamentonun toplanmasını istediler.
1614 yılından beri toplanmamış olan parlamento, soylular, din adamları
ve halktan seçilen üç kamaradan oluşuyordu.
18. yüzyılın başlarından beri Fransa dış ticaretinin kat kat artması, varlıklı
bir burjuvazi oluşturmuştu. Bu sınıflar, artık sahip oldukları ekonomik
güce karşılık gelecek bir politik güç istiyorlardı. Feodal yapının ve
monarşinin kaçınılmaz sonucu olan sosyoekonomik sınırlamaların
kaldırılmasından yanaydılar.
Kuşkusuz bu talepleri 16. Louis kabul etmedi. Orta sınıf, peşine diğer
halktan unsurları da katarak 14 Temmuz 1789 günü Bastille
hapishanesine saldırdı. Hapishane ele geçirilip mahkûmlar salındı.
Cumhuriyet yönetimi milli birliği sağladı ve dış tehdidi etkisiz hale getirdi.
1793'te dış güçlerle ittifak yaptığı için kral idam edildi.
İhtilâlin Sonuçları