You are on page 1of 402

Derleyenler

AYE BUCRA - ACLAR KEYDER

Sosyal Politika Yazlan

lletiim Yaynlan 1130 Aratrma-inceleme Dizisi 193


ISBN-13: 978-975-05-0380-1

2006 lletiim Yaynclk A. .


1-5. BASKI 2006-2011, stanbul
6. BASKI 2013, stanbul

EDITR Asena Gnal


DlZl KAPAK TASARIMI mit Kvan
KAPAK Suat Aysu
KAPAK RESMi Hakan Grsoytrak'n "Topkap"
tablosundan (1999) detay
UYGULAMA Hsn Abbas

DZELTi Asude Ekinci


BASKI ve ClLT Sena Ofset SERTiFiKA N. 12064

Litros Yolu 2. Matbaaclar Sitesi B Blok 6. Kat No. 4NB 7-9-11


Topkap 34010 stanbul Tel: 212.613 03 21

lletiim Yaynlan. SERTiFiKA N. on


Binbirdirek Meydan Sokak lletiim Han No. 7 Caalolu 34122 stanbul
Tel: 212.516 22 60-61-62 Faks: 212.516 12 58
e-mail: iletisim@iletisim.com.r web: www.ilctisim.com.tr

Derleyenler
AYE BUGRA - AGLAR KEYDER

Sosyal Politika
Yazlar
BOGAZ NVERSTES
SOSYAL POLTKA FORUMU
EVRENLER
Burcu Yakut-akar - Utku Ban Balaban

,,,,,

iletiim

Bu kitaptaki makalelerin orijinal knyeleri aa!)dadr. Teliflerin nereden aln


d!) da ayrca belirtilmektedir.
Marshall, T.H. ( 1 992(1 950)) "Citizenshlp and Social Class", Held, D., Ander
son, J., Gieben, B., Hali, S., Harris, L., lewis, P., Parker, N. ve Turok, B. (der.)
States and Societies iinde, s. 248-260, Oxford, Martin Robertson in associ
ation with The Open U niversity, C T.H. Marshall Estate 1 950 published by
Pluto Press, londra 1 992.
Esping-Andersen, G0sta ( 1 999) "Chapter 3: Social Risks and Welfare States",
G0sta Esping-Andersen, Soda/ Foundations of Postindustrial Economies
iinde, s. 32-46, Oxford University Press.
Esping-Andersen, G0sta ( 1 996) "After the Golden Age? Welfare State Dilem
mas in a Global Economy", G0sta Esping-Andersen (der.) Welfare States
in Transition: National Adaptations in Global Economies iinde, s. 1-3 1 ,
Londra, Sage Publications, published in association with UNRISD.
Deacon, Bob (2000) Globalization and Soda/ Policy: The Threat to Equitable
Welfare, Occasional Paper 5, Cenevre, lsvire, C UNRISD - United Nations
Research l nstitute for Social Development.
Kleinman, Mark (2002) "Crisis? What Crisis? Continuity and Change in Euro
pean Welfare States", M. Kleinman, A European Welfare State? European
Social Policy in Context iinde, s. 1-27, Palgrave Macmillan.
Ferrera, Maurizio ( 1 996) "The 'Southern Model' of Welfare in Social Euro
pe", Journal of European Soda/ Policy, cilt 6, no. 1, s. 1 7-37, C Sage Publi
cations Ltd.
Gough, lan ( 1 996) "Social Assistance in Southern Europe", South European
Sodety and Politics, c i lt 1 , n o . 1 , s. 1 -23, Taylor and Francis Ltd . ,
http://www.tandf.eo.uk/journals.
Mingione, Enzo (2001 ) "The Southern E u ropean Welfare Model and The
Fight Against Poverty and Social Exclusion", Mostafa Tolba (der.), Our Fra
gile World: Challenges and Opportunities for Sustainable Development
iinde, s. 104 1 - 1 05 1 , Eolss Publishers Co. Ltd.
Guillen, Ana ve Matsaganis, Manos (2000) "Testing the 'Social Dumping'
Hypothesis in Southern Europe: Welfare Policies in Greece and Spain du
ring the Last 20 Years"Journal of European Soda/ Policy, cilt 1 0, no. 2, s.
1 20-145, Londra, Sage Publications Ltd.
Standing, Guy ( 1 997) "The Folly of Social Safety Nets: Why Basic lncome is
Needed in Eastern Europe", Soda/ Research, cilt 64, no. 4, s. 1 339-1379, C
Guy Standing.
Moreno, Luis (200 1 ) '"Superwomen' and Mediterranean Welfare", paper
prepared for the ISA RC 19 Conference 'Old and New Social lnequalities:
What Challenges for Welfare States?", U niversity of Oviedo, Spain, 6-9
September 200 1 , Luis Moreno.

iiNDEKiLER

n sz
Aye Bura - alar Keyder ...............................................................................................7

Yurttalk ve Sosyal Snf


T.H. Marshall .............................................................................................................................1 9

Toplumsal Riskler ve Refah Devletleri


Gesta Esping-Andersen.......................................................................................................33

Altn a Sonras?
Kresel Bir Ekonomide Refah Devleti i kilemleri
Gesta Esping-Andersen.......................................................................................................53

Kreselleme ve Sosyal Pol itika:


Hakkaniyetli Bir Refaha Tehdit
Bob Deacon ..............................................................................................................................1 O1

Kriz mi? Ne Krizi? Avrupa


Refah Devletlerinde Sreklilik ve Deiim
Mark Kleinman......................................................................................................................1 59

Sosyal Avrupa'da "Gney Avrupa Refah Modeli"


Maurizio Ferrern..................................................................................................................1 95

Gney Avrupa'da Sosyal Yardm


lan Gough ..................................................................................................................................231

Gney Avrupa Refah Modeli ve Yoksulluk


ve Sosyal Dlanmaya Kar Mcadele

Enzo Mingione .......................................................................................................................261

'Sosyal Damping' Hipotezini


Gney Avrupa'da Snamak:
Son Yirmi Ylda Yunanistan ve lspanya'daki
Refah Politikalar
Ana M. Guillen ve Manos Matsaganis ..... .

............................................287

Sosyal Gvenlik Alar lgnl:


Temel Gelir Avrupa'da Neden Gereklidir?
Guy Standing .......................................................................... ................................................333

'Sper Kadnlar' ve Akdeniz Refah


Luis Moreno ............................................................................. ................................................315
Szlk ....................................................,....................................................................................397

n sz
Aye Bura - alar Keyder

Gnmz kapitalizminin en nemli sorunlar sosyal politika


alannda odaklanmakta. lkinci Dnya Sava sonrasnda kuru
lan dzenin 1970'lerde balayan dnmnde ve kreselle
me balamnda gndeme gelen en nemli sorular, refah devle
tinin ne kadar korunabileceine ilikindi. Gncel dnmler
zerindeki en nemli siyasi mcadeleler sosyal politika plat
formunda srdrlmekte. Sosyal politika, neredeyse, devletin
kreselleme ve sermaye karsnda ne kadar zerk kalabilece
inin gstergesi olarak ortaya kyor.
Kreselleme, zellikle zengin lke devletlerinin yerlemi
sosyal gvenlik programlarn srdrebilme kapasitesini teh
dit ediyor. 1945 sonras dnemde fabrikalar ilerken ve insan
lar hayat boyu srdrecekleri ilerde alrken, gerek patron
lar gerek de refah devletleri cmert bir sosyal gvenlik platfor
munun olumasn kabullenmilerdi. Eitim bedavayd, salk
harcamalarnn ounu devlet karlyordu, emekli maalar
gvenliydi, isizlik sigortas da iyi iliyordu. Oysa son yirmi
yllk dnemde refah devletinin bu saydmz kazanmlarnn
hepsinin krizde olduu ileri srlyor. Devletler bu garantileri
srdremeyeceklerini sylerken, her bir harcama kaleminde
ksnt yapabilmek iin gayret gsteriyorlar. Btn ekonomi

"esneklik" kriterine gre yaplanyor, daha dorusu sermaye


btn riskleri alanlarn srtna bindirmenin yolunu esneklik
diye bir deeri ycelterek bulmay baarm gibi grnyor.
Buna paralel olarak, sosyal harcamalarn ortalama te biri
civarnda bir yer tutan salk sigortas erevesinde, bir yan
dan demografik gelimeler, yani daha yal bir nfus, bir yan
dan da tpta ilerleme, insanlarn salk hizmetlerinden beklen
tilerinin ykselmesi ve ila fiyatlarndaki art, maliyetleri b
ytyor. Hemen her lkede salk harcamalar milli gelirden
daha hzl ykseldii iin devletin byk oranda stlendii bu
kalemdeki maliyet unsurlarn frenlemek iin youn abalar
ortaya konuyor.
Ama sosyal harcamalar ksma ynndeki bu abalarn yan
sra, bireylerin kar karya olduklar risklerin artt da gz
lemleniyor. Esnek istihdam hem isizlik orann ve sresini ar
tryor, hem de insanlarn emeklilik maalarna yaptklar kat
klan azaltyor. alan insanlar artk ayn ite mr boyu ka
lp oradan emekli olacaklarn dnemiyorlar.
stihdamn gvensizlemesi ve ayrca eski sektrlerin kre
selleme ile tasfiye edilmesi giderek byyen bir "yeni yoksul
luk" kategorisinin olumasna da yol am durumda. alma
yllarnn ounluunda srekli i bulamayacak, az veya ok
dzeyde yoksulluk ekecek insanlardan oluan ve de toplum
daki oran itibariyle byme eiliminde olan bir toplumsal
katman sz konusu. Bu da, zellikle Avrupa lkelerinde, yeni
yoksullara ynelik sosyal yardm harcamalarnn bymesini
ve devlet btesinden sosyal harcamalara ayrlan payn artma
sn gerektiriyor. Bunlara bal olarak, aksi yndeki btn a
balara ramen, sosyal harcamalarn gerek dnyada gerek de
Avrupa Birlii zelinde milli gelire oranla azalmadn gz
lemliyoruz. Ama bu harcamalarda gzlemlenen kstl ykse
li, ekonomik ve sosyal gelimelerin gerektirdii sosyal koru
ma ihtiyacn karlamaktan ok uzak.
Elinizdeki kitap, byle bir ortamda yrtlen gncel sosyal
politika tartmalarnn pek ounun temelindeki kuram ve
kavramlar gelitiren veya derinlemesine tartan, gnmzn

klasikleri saylabilecek metinlerden oluuyor. Bu metinlerin


daha nce Trke'ye evrilmemi olmalarnn, Trkiye'deki
sosyal politika alannn az gelimiliin hem kant hem de
nemli bir nedeni olduunu dnyoruz.
Trkiye'de sosyal politika, genel olarak, i hukuku, alma
ekonomisi ve endstriyel ilikiler gibi dallarla snrl kalm
bir alan. Oysa ayn alan, Avrupa'da, tarihten ve siyaset felsefe
sinden, politik iktisattan ve sosyolojiden beslenerek gelimi,
hem yanstt kuramsal derinlik nedeniyle hem de gncel
toplumsal olaylarla yakndan ilgili olduu iin, byk bir en
telektel ekicilie sahip bir disiplin olarak karmza kyor.
Bu derlemedeki makalelerin bu gzleme tanklk edeceklerini
umuyoruz.
Sosyal politikann konusunu oluturan sorunlarn temel
olarak drt alanda yer aldklarn sylemek mmkn. Bunlar,
yoksulluk ve sosyal dlanma; yaygn eitim; hastalk, yallk,
isizlik gibi durumlarda bireyi desteklemeye ynelik sosyal
gvenlik nlemleri ve alma hayatnn dzenlenmesi olarak
tanmlanabilir. Tarihsel olarak, bu alanlar iinde yer alan so
runlarn yetkililerin mdahalesini gerektiren sosyal sorunlar
olarak tanmlanmalar, kapitalizmin ortaya kmas ve geli
mesiyle balantl. Dolaysyla, sosyal politika konularnn 16.
yzyldan itibaren siyasi karar alclarn gndemine girdiini
ve tartldn syleyebiliriz. Bu noktada, ilk yoksul yasalar
nn lngiltere'de birinci Elizabeth dneminde yrrle girdik
lerini, Avrupa'da yoksulluun boyutlarn saptamaya ynelik
siyasi amal istatistik toplama abalarnn daha da ncelere
uzandn hatrlamakta fayda var. Dier alanda yer alan so
runlarn tarihsel olarak daha sonraki dnemlerde, zellikle 18.
yzyl sonlarndan itibaren arlk kazandklarn gryoruz.
Bununla ilgili olarak, Adam Smith'in,

Uluslann

Zenginlii'nde

(1776), iblmnn insanlktan kard ii kitlesinin insa


nn toplumsal zyle uyumlu niteliklerini koruyabilmesinin
koulu olarak temel eitimin gerekliliini savunmasnn yeni
bir yaklam oluturduunu dnmek mmkn. Marx'n kra
liyet komisyonlarna yazdklar raporlardan byk lde ya-

rarland ngiliz i mfettilerinin fabrikalardaki alma ko


ullaryla ilgili almalar 19. yzyl sosyal politika tarihinin
nemli bir sayfasn oluturuyor. Bugnk anlamyla sosyal
gvenlik nlemleri ise, lngiltere'den nce kta Avrupas'nda,
19. yzyln ikinci yansnda gndeme geliyorlar.
Btn bunlar, sosyal politika tarihinde olduu kadar kapita
lizmin tarihi iinde de nemli yeri olan olaylar. Sosyal politi
kann kapitalizmle ilikisi tabii ki rastlantsal bir iliki deil.
likinin temelinde ekonomik ilikilerin ticarilemeye bala
mas, piyasann gdmne girmesi, buna bal olarak da varo
lan sosyal yaplarn zlmesi ve bireyin geimini belirleyen
unsurlarn kaygan bir zeminde ekillenmeye balamas yat
yor. Bu srecin sonular olan belirsizlik, gvensizlik, yoksul
luk ve bunlarn toplumsal hayat zerindeki etkileri de, sosyal
politikann konusunu biimlendiriyorlar. Srecin temelinde
yatan unsurlar da, sosyal politikann merkezinde yer alan e
kirdek meseleyle ayn: ticarileme ve metalamann etkileriyle
ba etme meselesi, piyasann ilemesine balanm yaamlarn
srdrlebilmesi iin alnan tedbirler.
Dolaysyla sosyal politikann kapitalizmle ilikisi her za
man "iki yzl" bir iliki olmak durumunda. Bir yandan, ka
pitalizmin birey ve toplum zerindeki etkilerini yumuatarak
kapitalizmi insani ve toplumsal adan srdrlebilir klmak
amacna hizmet ediyor. Ama bir yandan da ticarileme ve me
talama eilimlerini snrlayarak kapitalizmi yaplandryor,
kendiliinden oluturaca izgiden farkl bir mecraya dn
trc bir etki yapyor. Kapitalizm sadece retim aralarnn
mlkiyeti balamnda tanmland ve sz konusu ticarileme
ve metalama eilimleri tanmlayc unsurlar olarak geri plana
itildikleri lde, bu dntrc etki kolayca gz ard edile
bilir. Ama byle bir yaklam, tarihsel adan kapitalist top
lumlarn geirdikleri dnmleri ve bu dnmlerin insan
hayat zerindeki byk etkilerini gz ard etmeyi de birlikte
getirir. Oysa, hi olmazsa son yzyllk kapitalizmin tarihi,
devletin ekillendirici sosyal politikalarndan bamsz olarak
anlalamaz. Sosyal politika izgisini denklemin dnda bra-

10

kan bir yaklamn ne kuramsal ne de siyasi olarak ok yararl


olabileceini dnyoruz.
Bu kitaptaki makalelerin konusunu, Avrupa'da kinci Dn
ya Sava sonrasndan gnmze uzanan gelimeler oluturu
yor. Bu gelimeler, sosyal politikann "iki yzl" niteliini ok
iyi grebileceimiz neredeyse bir laboratuar ortam hazrlyor
lar. T.H. Marshall, bu derlemede yer alan makalesinde yurtta
lk haklarnn hayata getii kinci Dnya Sava sonras Avru
pas'ndaki sistemin pekala sosyalist bir sistem olduunu yaz
yor. Bu gr bazlarna tuhaf gelebilir. Ama burada ileri sr
len sav, devletin kapitalizmin ortaya kard snf yapsn na
sl dengelediine ilikin. Marshall'a gre Marx hakldr: kapita
lizm toplumu bler ve kutuplatrr. Bu nedenle kapitalist bir
toplumun srdrlmesi ok zordur. Fakat kapitalizm pratikte
devletin kurduu dzen iinde geliir; devletin snflamay
dengelemek zere harekete geirecei bir ara vardr, o da si
yasi olarak verebilecei "stat"dr. Yani devletin yurttalar
toplumda sadece snfsal konumlaryla bulunmazlar; byle ol
sayd toplum dalrd, onlar ayn zamanda yurtta olarak ken
dilerini belli koullan ortak olarak yaayan kiiler eklinde g
rrler. Bu ortaklk, yani paylalan stat, giderek derinleen bir
olgudur: nce temel hak ve zgrlklerle balar, sonra siyasi
haklar ortaya kar. 20. yzylda ise (Marshall, ikinci Dnya
Sava'nn bitiminde yazmaktadr) sosyal haklar, yani sosyal
politikann eitli kalemleri, gndeme gelir. Btn bu yurtta
lk haklan nedeniyle, artk toplumu sadece kapitalizmin kendi
mantnn oluturduunu syleyemeyiz.
Bu ortamda, kinci Dnya Sava'ndan sonra farkl biimler
de ortaya kan refah devleti uygulamalarnn emein metala
masn ne lde snrlam olduklarm gryoruz. Bunu gre
bilmemizi salayan ey de, 1970'lerden itibaren refah devletine
yneltilen saldrlar. Yani, alma hayatm dzenleyen koru
yucu mevzuatta yaplan deiiklikler, salk ve eitimde zel
letirme eilimleri, emeklilik sistemlerini nesiller aras top
lumsal dayanma anlayndan kopararak tasarruflarn getiri
sine dayanan bir sisteme dntrme gayretleri, sosyal yard-

11

m olabildiince kstlayarak insann geimini sadece cretli


emek ilikisi iinde salayabilecei anlaym hakim klma a
balar, Marshall'n getirdii perspektif erevesinde yorumla
nabilir. Btn bu gelimeler, kapitalizmi korumak, sermayenin
asl mantn hakim klmak iin refah devletini ortadan kal
drmak gerektii grn yanstyor olabilir. Ama, ilerde de
ineceimiz gibi, gnmzde sosyal politika uygulamalarn
belirleyen unsurlar sadece bu gr temelinde biimlenmiyor;
sistemin dnmesiyle beraber gndeme gelen yeni ihtiyalar
var ve toplumun ve devletin bunlara bir ekilde cevap vermesi
gereklilii de ok ak.
T.H. Marshall, yurttalk haklarnn kapitalizmi dntr
c etkilerinden sz ederken bu noktada ortaya kan bir gerili
me de dikkat ekiyor. Sz konusu olan, snf farklar temelin
de biimlenen kapitalist ekonominin eitsiz niteliiyle, sosyal
haklarn yurttalk "stats" temelinde saladklar eitlik ara
sndaki gerilim. Marshall'n iyimser yorumuna gre, sosyal po
litika nlemleriyle bireyin geiminin ve temel hizmetlere ula
mnn giderek piyasadan koptuu, yani metalamann snr
land bir ortamda, ekonomik eitsizlikler giderek nemlerini
kaybedecekler ve refah devleti iindeki gerilimler azalacakt.
Oysa gnmzn neo-liberal kreselleme ortamnda, geli
mi sanayi toplumlarnda devletin lkinci Dnya Sava'm izle
yen onyl boyunca oynad roln giderek daha zor yerine
getirilir hale geldiini gryoruz. Bob Deacon'n makalesinde
tartld gibi, sosyal politika alannda bugn ortaya kan
zorlamalar kresel dzeyde, uluslararas piyasa ve piyasa d
aktrlerin stlendikleri farkl rollerle biimleniyor. Bu da, bu
gn sosyal politikann, ulus devletin tesinde, kresel ilikiler
dzeyinde yeni terimlerle tartlmas gereine iaret ediyor.
Gelimi sanayi lkelerinde refah devletinin urad sald
rlarla ekonomi politikalarm belirleyen "Keynezyen konsen
ss"n k arasnda bir iliki olduu ak. Bu da, ulus dev
letin yetki alanlar ve imkanlarm snrlayan kreselleme ei
limiyle yakndan ilgili. Ama sorun bununla snrl deil. Hem
iktisat politikalarnn hem de sosyal politikalarn uradklar

12

dnmn gerisinde, bir dizi teknolojik, ekonomik ve sosyo


kltrel unsurun yer ald grlyor. Esping-Andersen'n bu
derlemede yer alan yazlarnda bu unsurlarn bir tartmasn
buluyoruz.
Esping-Andersen'n en nemli katks, bu tartmay, farkl
lkelerde farkl biimler alan sosyal politika ortamn devletin
tesinde, ailenin roln ve piyasann ileyiini de dikkate ala
rak inceleyen bir yaklamn iine yerletirmi olmas. Esping
Andersen, kapitalist bir toplumda metalama eilimlerini s
nrlayarak bireye sosyo-ekonomik gvence salayan mekaniz
malarn ancak devlet, aile ve piyasa lemesinin birbirleriyle
etkileim iinde oynadklar role bakarak anlalabileceklerini
ne sryor. Bu balamda, ilk etapta birbirinden ayrd
modelden -veya "refah rejimi"nden- biri, piyasa merkezli
Anglo-Amerikan liberalizmi. kincisi, "aile arlkl" ve korpo
ratist bir yaklam ieren, yani kadnlarn genel olarak al
mayp evde bakm ilevlerini stlenecekleri varsaym temelin
de erkek hane reisinin iinin ve gelirinin korunduu, sosyal
gvenlik nlemlerinin de iteki konuma gre belirlendii, orta
Avrupa refah rejimi. ncs ise, emek piyasasna katlm
zel nlemlerle artran ve herkese evrensellik ilkesi temelinde
geni kapsaml sosyal gvence salayan Kuzey Avrupa sosyal
demokrat refah rejimi.
kinci Dnya Sava sonrasnda refah devleti kazanmlarnn
srekli artt otuz yln ardndan gelen gelimelerin, bu re
fah rejimini de fevkalade zorladklar grlyor. Bu unsurlar
dan biri, Fordist retim biiminden esnek retim biimine ge
iin etkileriyle ilgili. Kitle tketim mallarna talebin kitle re
tim yntemleriyle karland Fordist retim modeli iinde,
arzn ve talebin yaps arasndaki dengeyi salamaya ynelik
dzenleme mekanizmalar refah devleti uygulamalaryla b
yk lde rtyorlard. sizliin byk lde kontrol al
tnda tutulabildii, tam zamanl ve dzenli ilerin kural olu
turduu bu modelde, alrken denen primlere dayanan sos
yal gvence uygulamalar, bireylere risk durumlarnda etkin
bir gvence salayabiliyordu. Esnek retim tarzna geile bir-

13

likte nitelii deien ve yar zamanl dzensiz ilere giderek


daha ok yer veren bir istihdam yaps ise, refah devleti politi
kalarnn baz temel varsaymlarn sarsacak nitelikteydi. Bu
nun yan sra, sanayi sonras toplumlarnda hizmet sektr
nn giderek nem kazanmas da, istihdamn dzeyi ve niteli
ini deitirmekte etkili olmutu. Nihayet, hzla yalanan n
fus, deien aile yaps ve kadnlarn giderek artan bir hzla
emek piyasasna katlm gibi unsurlar da, refah rejimlerinin
geirdikleri sarsntda nemli bir rol oynadlar.
Bu unsurlar, birlikte, sosyal politika alannda yeni yneliler
gerektiini aka ortaya koydular. Ama her yerde benzer so
nulara yol atklarn sylemek imkansz. zellikle sosyal si
gorta anlay deil evrensel sosyal haklar temelinde biimle
nen sosyal demokrat rejimin, insanlar hem emek piyasasna
katmak hem de herkese sosyal gvence salamak asndan
baarl olduu ve bu ekilde deien koullara uyum salad
grld. Genel olarak, Kleinman'in bu derlemedeki yazsnda
gsterdii gibi, refah devletinin knden sz etmenin do
ru olmayacana dair pek ok gsterge mevcut. Bu gstergele
rin en nemlilerinden biri de, btn Avrupa'da sosyal harca
malarda gzlemlenen art.
Ayrca, Esping-Andersen'n tiplemesinde yer almayan baz
modeller, mesela ayr bir refah rejimi oluturduu artk yaygn
kabul gren Gney Avrupa modelinde ve Gney Kore veya
Latin Amerika lkeleri gibi refah devleti tartmalarnda yer al
mayan toplumlarda sosyal politika nlemleri nem kazanma
ya balad. Bu rnekler, Trkiye gibi refah devletinin gelime
mi olduu bir lke asndan zel bir anlam tayorlar. Baz
dnrlerin, lan Gough'un bu derlemedeki makalesinde yap
t gibi, Trkiye'nin refah rejimini de Gney Avrupa modeli
erevesinde ele aldklarn gz nnde tutarak, derlemede bu
model zerinde zellikle durduk.
Ferrara, Gough ve Mingione'nin Gney Avrupa refah reji
miyle ilgili tartmalar, bu modelle Trkiye'deki durum ara
snda eitli karlatrmalar yapmaya olanak veriyor. Benzer
liklerin en nemlileri arasnda, ok paral yapya sahip eitsiz

14

bir korporatist gvenlik sistemi ve bu sistemin dnda kalan


geni bir kendi hesabna alanlar ve enformel sektr alan
lar kesiminin varl saylabilir. kinci nemli benzerlik ise,
ailenin nemiyle ilgili. Gney Avrupa refah rejimlerinde aile
dayanmasnn neminin, paradoksal saylabilecek bir biim
de, bu lkelerdeki nfus art hz dlerinin Avrupa'nn di
er lkelerinden daha fazla olmasna yol at syleniyor. Bu
nun nedeni, devletin sunduu ocuk bakm hizmetlerinin,
cmert ocuk izinlerinin ve gen iftlerin yararlanabildii di
er sosyal destek mekanizmalarnn nemli olmad bu lke
lerde, gen neslin uzun sre aile yannda yaamay ve ev kur
may geciktirmeyi semesi.
Derlemede yer alan "Akdeniz'in sper kadnlar"yla ilgili ya
zsnda luis Moreno, bugnk sosyal deiim ortamnda G
ney Avrupa refah rejiminin kadnlar iin ne ifade ettiini ince
liyor. Moreno, kadnlarn emek piyasasna katlmlarnn gide
rek artt ama kltrel deerlerin ve toplumsal cinsiyet rolle
riyle ilgili beklentilerin deimedii bir ortamda, kadnlarn
bu beklentileri yerine getirmek iin ne kadar zorlandklarm
tartyor. Aynca, bu durumun srdrebilirliinde nesiller ara
s kadn dayanmasnn ne kadar nemli olduuna dikkat e
kerek, bugn bykannelerin torun bakarak kzlarna veya
gelinlerine verdikleri destein bir sonraki nesilde ortadan kal
kacana, dolaysyla yeni sosyal politika nlemlerinin mutla
ka yrrle girmesi gerektiine iaret ediyor.
T rkiye'nin Gney Avrupa refah rejimlerinin bugn kar
latklar sorunlardan alabilecei epeyce ders var. Ama Gney
Avrupa, ayn zamanda, Trkiye'de sosyal politikann gelecei
konusunda iyimserlie yol aabilecek bir rnek. Matsaganis ve
Guillen'in Yunanistan ve spanya rnekleri zerine yazdklar
makalede, bu lkelerin Avrupa Birlii'ne katlmn izleyen d
nemde ne kadar nemli kazanmlar salandn, somut r
neklerle izleyebiliyoruz.
Derlemede, maalesef, AB'ye Gney Avrupa lkelerinden da
ha sonra katlan eski komnist lkelerdeki son gelimeler ze
rine bir makale yok. Ama Guy Standing'in bu lkelerdeki
15

1989 sonras gelimelerle ilgili yazs, komnizm sonrasnda


ortaya kan sosyal gvensizlik ortamn tartyor. Standing,
buradan hareketle, bu lkelerde neden bir "temel J?,elir", ya da
"vatandalk geliri", uygulamasna gerek olduunu tartyor.
Temel gelir, toplumun btn fertlerine, alma hayatndaki
gemi ve imdiki konumlarndan bamsz olarak yaplacak
dzenli nakit transferlerini ieren bir sosyal politika uygula
mas. Bu, zengin fakir herkesi kapsayan, ama yaplan gelir
transferinin geliri belirli bir seviyenin zerinde olanlardan ver
gilerle geri alnmasn ngren bir uygulama. ihtiya tespitine
yer vermemesi, hem yardm alanlarn yoksul damgas yiyerek
aalanmalarna yol amad iin hem de idari maliyetleri
byk lde drd iin, uygulamann insani ve etkin
bir nitelik kazanmasna yol ayor.
Temel gelir tartmalar, bu derlemede ok snrl hir yer tu
tuyor. Ama Standing'in eski komnist lkeler balamnda bu
konuya deinen yazs, konunun snrlarnn tesinde, gn
mzn sosyal ve ekonomik gerekleri iinde, temel gelir uy
gulamas gibi evrensellik ilkesi temelinde biimlenen sosyal
politika yaklamlarnn, neden korporatist nitelikli ve/veya
ihtiya tespitine dayanan sosyal yardm ieren yaklamlardan
daha anlaml olduklaryla ilgili gzlemleri de ieriyor. Aslnda,
derlemedeki dier makalelerin bazlarnda yer alan saptamalar
da, yer yer, byle bir sonuca ulaabilecek nitelikte.
Esnek retim tarznn Fordist kitle retiminin yerini ald
ve hizmet sektrnn giderek nem kazand ekonomilerde,
kadnlarn seve seve evde oturup ocuklara ve hakma muhta
dier aile fertlerine baktklar dnemlerin tarihe karmaya
balad gnmz toplumlarnda, kresellemenin yol a
sosyo-ekonomik belirsizliklerin ciddi insani ve toplumsal so
runlara yol atklar bir dnyada, baz varsaymlardan vazge
ilmesi gerei aka ortaya kyor. Bu varsaymlardan biri, is
tihdamla gelir arasndaki ilikinin merkezi nemiyle ilgili. Ar
tk herkesin, hayatnn her noktasnda, tam zamanl vt dzen
li bir ie sahip olaca varsaym geerliliini kayhc mi du
rumda. Buna paralel olarak, salk ve emeklilik gvencesinin
16

sosyal sigorta anlay temelinde zlebilecei inanc da ger


eki olmaktan kyor. Byk lde kadnlarn aileleri iin
"salarn sprge etmekten" zevk aldklar inanc temelinde
biimlenen aile merkezli sosyal politika yaklamlarnn sr
drlebilirlikleri ise, her eyden nce, kendimizi kandrma
becerimizin gcne bal grnyor.
Byle bir durumda, sosyal gvenceyi iteki konuma bala
yan korporatist yaklamlar gibi, temel hizmetlerin teminini
piyasaya brakan ve refaha kar almaya vurgu yapan liberal
yaklamlarn da ne lde gereki olduklar son derece tar
tmal bir nitelik arz ediyor. Hayatn alarak kazanacak du
rumda olmayanlara destek salayan sosyal yardm mekaniz
malar ise, byk nem tamaya balyor. Bu noktada, sosyal
yardmn cmert mi cimri mi olaca, ihtiya tespiti ierip
iermeyecei gibi konular nem kazanyor. Asl nemlisi, sos
yal yardm mekanizmalarnn iinde yer aldklar ortamda, te
mel eitim ve salk hizmetleriyle yallk gvencesinin, piyasa
kanalyla m yoksa yurttalk haklan temelinde mi salanaca
konusu. Ksacas temel sorunlar, kapitalizmin ierdii ticari
leme ve metalama eilimlerinin ne lde dizginleneceiyle
ilgili. Gnmz, T.H. Marshall'n klasik makalesinin yazld
gnlerden pek ok adan farkl olabilir. Ama sosyal politika
nn tad anlam ok farkl deil. Babo braklan bir kapi
talizmin toplumu mahvedeceini artk herkes gryor. Tepki
ler ve mcadeleler younlarken "Washington konsenss"
inandrcln kaybetti, ama kresel kapitalizmin hangi siya
sal merciler tarafndan ve nasl bir sosyal politika ile ekillen
dirilecei daha belli deil.

17

Yurtta hk ve Sosyal Smf*


T.H. Marshall

Alfred Marshall'n makalesinde 1 rtk bir sosyolojik hipotez


vardr: Bir toplulua tam yelik kavramyla -daha dorusu va
tandalk kavramyla- ilikili temel bir tr insan eitlii sz
konusudur; toplumdaki eitli ekonomik seviyeleri birbirin
den ayran eitsizlikler, burada sz edilen eitlii geersiz kl
maz. Baka bir deyile, sosyal snf sisteminden doan eitsiz
likler, ancak yurttala dayal eitlik salandnda kabul edi
lebilir olur.
Marshall'a gre tek bir kesin hak vardr, o da ocuklann ei
tim alma hakkdr; devletin zorlayc mdahalesini de ancak bu
durumda onaylar. Marshall'n kendi sistemini sosyalizmin her
hangi bir biiminden ayrt etmek zere ne srd kriter, re
kabeti piyasann zgrlnn korunmasdr ve bu kriterle e
limeden argmann gelitirmesi zordur. Onun sosyolojik hipo
tezi, yetmi be yl ncesinde olduu gibi bugn de, hatta bu(*) T.H. Marshall'n ilk kez 1949'da Cambridge'de yapt konumann ksaltlm
bir versiyonu buradaki. Makalenin orijinal versiyonu u kitapta bulunabilir:
Class, Citizaship anl Social Dcvdopmat: Essays by T.H. Marshall, s. 65-122,
Doubleday and Company, Garden City, New Yor k , 1964.
Cambridge'de sekin bir Ekonomi Profesr olan Alfred Marshall'n, T.H.
Marshall'a k noktasn sunan "The Future of the Working Class" [ii Sn
fnn Gelecei) (1873) adl dersi.

19

gn daha da fazla, bizim sorunumuz asndan ok merkezidir.


Toplulua yelikle ilikili temel eitlik yeni bir ierik kazanm
ve yeni bir dizi hakla zenginletirilmitir. Marshall'n ngrd
nn ya da dilediinin ok tesinde bir geliim gstermitir.
Bu eitlik, ak bir biimde, yurttalk statsyle zdelemitir.
erik bakmndan zenginleen ve resmi yurttalk haklann
da somutlaan temel eitliin, sosyal snf eitsizlikleriyle e
limedii halen doru mudur? Toplumumuzda, bugn bu iki
sinin halen badatnn varsayldn iddia ediyorum; o ka
dar ki yurttalk, belirli alardan, meru sosyal eitsizliin da
yana haline gelmitir. Rekabeti piyasann zgrln ihlal
etmeden temel eitliin yaratlp korunabilecei halen doru
mudur? Besbelli ki deildir. Bizim modem sistemimiz, pekala
sosyalist bir sistemdir; her ne kadar Marshall ve dierleri onu
sosyalizmden ayrt etmeye alsa da.2 Ama, piyasann hala i
ledii de bir gerek - tabii belirli snrlar ierisinde. Burada ba
klmas gereken, baka bir ilkeler aras eliki daha vardr. Ay
nca, vurgunun grevlerden haklara kaymasnn nasl bir etkisi
olduu sorusunun yantlanmas gerekir. Bu durum modem
yurttaln kanlmaz -kanlmaz ve geri dndrlemez
bir zellii midir?
ncelikle u soruyu gndeme getireceim: Sosyal eitlik y
nndeki modem itkinin, aamayaca -ya da amasnn zor ol
duu- snrlar var mdr? Burada, ekonomik maliyeti deil (bu
hayati soruyu ekonomistlere brakyorum), bu itkinin arkasn
daki ilkelere ikin snrlan ele alacam. Fakat, sosyal eitlik
ynndeki modern itki, bence, iki yz elli yldr srekli bir
ilerleme iinde olan yurttaln evriminin son safhasdr.

19. yzyln sonuna doru yurttaln geliimi


Yurttal blme ayracam sylersem, tam bir sosyolog
gibi konumu olurum. Ama burada analizi belirleyen, man
tktan ziyade tarihtir. Bu blm ya da eyi sivil, siyasi ve
2 Refah devletinin en hzl a olan 1949'da yazan T.H. Marshall bu terimle
"sosyal demokrat" bir sistemi kastetmektedir.

20

sosyal olarak adlandracam. Sivil e, bireysel zgrlk iin


gerekli olan haklardan olumaktadr - kii zgrl; ifade,
dnce ve inan zgrl; mlk edinme ve varolan yasala
ra uygun szlemeler yapabilme hakk; adalete eriim hakk.
Sonuncusu tr olarak dierlerinden farkldr; nk bir insa
nn, bakalaryla eitlik temelinde ve kanunlar araclyla,
btn haklarn savunabilmesinin zeminini oluturur. Bu du
rum, sivil haklarla daha dorudan ilgili kurumlarn mahke
meler olduunu gstermektedir. Siyasi e derken, siyasi oto
riteye sahip bir organn yesi olarak ya da byle bir organn
yelerinin semeni olarak, siyasi iktidara katlm hakkn kas
tediyorum. Bu eyle dorudan ilgili kurumlar ise, Parlamen
to ve yerel idaredir. Sosyal e derken de geni bir haklar dizi
sini kastediyorum: Bir para ekonomik refah ve gvenlie sa
hip olma hakkndan, sosyal mirastan pay almaya ve toplumda
hakim olan standartlar erevesinde medeni bir hayat srme
ye kadar. . . Bununla ilgili kurumlar, eitim sistemi ve sosyal
hizmetlerdir.
Siyasi haklarn olgunlamas yolunda ilk admlarn atld
1832'de, sivil haklar temelde bugnknden ok farkl bir g
rnme sahip deildi.3 Trevelyan'a gre, "erken dnem Hano
ver devrine damgasn vuran ey, hukukun stnlnn in
asyd; bu hukuk, tm ciddi hatalaryla birlikte en azndan
bir zgrlkler hukukuydu. Sonradan yaplan reformlar bu
salam zemine dayanyordu." Fransz Devrimi'yle kesintiye
urayan ve devrimden sonra tamamlanan bu 18. yzyl kaza
nm, geni lde mahkemeler sayesinde hayata gemiti;
mahkemeler bunu, hem gndelik uygulamalar, hem de birey
sel zgrlkler adna Parlamento'yla kar karya geldikleri
bir dizi nl dava yoluyla gerekletirmiti. Bu oyunun en n
l aktryse, sanrmjohn Wilkes'ti; Wilkes ulusal kahraman
lara yaktrlan soylu zelliklerden yoksun olabilir, ama z
grlk davasnn bazen bir hovarda tarafndan savunulmas o
kadar da ikayet edilecek bir ey deildir.
3 G. M. Trevelyan, English Social History,

s.

351.
21

Ekonomik alanda, en temel sivil hak alma hakkdr; yani


kiinin, gerekli teknik eitimi alm olmas kouluyla, istedii
yerde istedii ii arama hakk. Kanunlar ve gelenekler, insanla
ra bu hakkn tannmasn engellemitir: Bir yanda belirli mes
lekleri belirli sosyal snflarn icra etmesine izin veren Eliza
beth Dnemi Zanaatkar Kanunlar, te yanda bir ehirdeki is
tihdam sadece o ehrin sakinlerine aan yerel dzenlemeler
ve rakln bir ie alm arac deil dlama arac olarak kulla
nlmas gibi. alma hakknn tannmas, temel bir yaklam
deiikliinin formel dzeyde kabuln gerektiriyordu. "D
zen ve idare olmakszn ticaret yaplamayaca ya da artrla
mayaca" iin yerel ve grup tekellerinin kamu yararna oldu
u yolundaki eski varsaym, yerini, bu tip kstlamalarn kii
nin zgrlne kar bir saldn ve ulusun refahna kar bir
tehdit olaca varsaymna brakmtr.
19. yzyln balarnda bireysel ekonomik zgrlk ilkesi
veri olarak kabul edildi. 18 11 Sekin Komitesi raporundan
Webb'lerin alntlad pasaj muhtemelen biliyorsunuzdur:
Yasamann, ticaretin serbestliine ya da her bireyin zamann
ve emeini kendi menfaatine olduuna kanaat getirdii do
rultuda kullanma zgrlne karmas dernek, birincil n
celik tayan topluluk refahn ve mutluluunu salayacak il
kelerin de ihlal edilmesi dernektir. 4

Sivil haklarn oluum dneminde, zaten mevcut olan ve


topluluun tm yetikin yelerini ieren bir stat, tedricen ye
ni haklan da ierir hale gelmitir - belki de tm yetikin ye
ler yerine, tm yetikin erkek yeler demek daha doru, n
k kadnlarn -ya da en azndan evli kadnlarn- stats, baz
nemli alardan kendine zgyd. Statnn bu demokratik
ya da evrensel nitelii, temelde bir zgrlk stats olmasn
dan kaynaklanyordu ve 17. yzyl lngilteresi'nde tm erkek
ler zgrd. Elizabeth dneminde, kle stats, ya da kan ba
yla serflik, ak bir anakronizm olarak kalm fakat ksa sre
4 Sidney ve Bearice Webb ( 1920) History of Trade Unionism, s.

22

60.

sonra yok olmutu. Profesr Tawney, kle emeinden zgr


emee doru deiimi, "ekonomik ve siyasi toplumun gelii
minde nemli bir dnm noktas" ve rfi hukukun, drt yz
yldr dland blgelerdeki "nihai zaferi" olarak tanmla
maktadr. Bu deiimden sonra ngiliz kyls artk "herkes
iin -szde bile olsa- ayn kanunun geerli olduu bir toplu
mun yesidir".5 Atalarnn zgr kasabalara akn ederek ka
zandklar serbestlie, artk o da bir hak olarak sahip olmutu.
ehirlerde, "zgrlk" ve "yurttalk" terimleri birbirinin yeri
ne kullanlr hale geldi. zgrlk evrenselletiinde, yurttalk
yerel bir kurumdan ulusal bir kuruma dnt.
Siyasi haklarn geliimiyse hem zaman hem de nitelik bak
mndan farkldr. Daha nce sylediim gibi, bu haklarn olu
umu 19. yzyln balarna rastlar; bu dnemde zgrlk sta
tsne bal sivil haklar, genel bir yurttalk statsnden sz
edebileceimiz kadar glenmiti. Bu oluum dneminde,
herkesin mevcut statsn zenginletirecek yeni haklar yara
tlmad, zaten var olan haklar nfusun yeni kesimleri iin de
geerli klnd.
uras aktr ki, 19. yzylda sivil haklar biimindeki yurt
talk evrensel de olsa, siyasi oy hakk yurttalk haklarndan
biri deildi. Bu hak, dar bir ekonomik snfa tannan bir ayr
calkt, bu kesimin snrlan art arda karlan Reform Kanunla
n'yla geniletildi.
Greceimiz gibi, 19. yzyl kapitalist toplumunda siyasi
haklar sivil haklarn bir yan rn olarak kabul ediliyordu.
20. yzylda bu anlaytan vazgeildi ve siyasi haklar doru
dan ve bamsz olarak yurttala baland. Bu nemli ilke
deiiklii, 1918 Kanunu'nun tm yetikin erkeklere (manho
od) oy hakk tanmas ve bylece siyasi haklarn temelini eko
nomik servetten kiisel statye kaydrmasyla hayata geti.
"Yetikin erkek" terimini zellikle kullanyorum, nk bu re
formu, eit derecede nemli olan ikinci reformdan -yani ka
dnlara oy hakknn tannmasndan- ayrmak istiyorum.
5 R.H.Tawney (1916) The Agrarian Problem in the Sixteenth Century, s. 43-44.

23

Sosyal haklarn kkensel kaynag, yerel topluluklara ve der


neklere yelikti. Bu kaynak yerini zamanla Yoksul Yasas'na ve
tm ulusu kapsamak zere tasarlanp yerel dzeyde idare edi
len bir cret dzenleme sistemine brakt.
Eski dzen rnts rekabeti bir ekonominin darbeleriyle
zldke ve plan paralanp daldka, Yoksul Yasas sosyal
haklar zeminini kaybederek salt bir hayatta kalma aracna d
nt. Ancak, 18. yzyln sonlarnda yeni ile eski, planlanm
(veya tasarlanm) toplum ile rekabeti ekonomi arasnda son
bir mcadele yaand. Ve bu savata yurttalk kendine kar
blnd, sosyal haklar eskinin, sivil haklar da yeninin safna
yerletirildi.
Tarihimizin bu ksa epizodunda Yoksul Yasas yurttaln
sosyal haklarnn edid bir savunucusu olmutur. Ama bunu
takip eden dnemde, balangtaki pozisyonundan geriye git
mitir. 1834'te karlan yasayla birlikte Yoksul Yasas , cret
sistemi alanna girme ve serbest piyasa glerine mdahale et
me noktasndaki tm iddialarndan vazgeti. Sadece yallk
veya hastalk nedeniyle hayat mcadelesini srdremeyecek
insanlara ve yenilgiyi kabullenip merhamet dilenenlere el uza
tr hale geldi. Sosyal gvenlik mefhumu ynndeki kprdan
malar, bylece tam tersi bir yne sapt. Dahas, kalan asgari
sosyal haklar, yurttalk statsne bal olmaktan karld.
Yoksul Yasas nezdinde, yoksullarn talepleri yurtta haklar
nn gerekli bir paras olmaktan kp bunlarn alternatifi hali
ne geldi: Bunlar, ancak onlar talep eden kii kelimenin gerek
anlamnda yurtta olmaktan ktnda karlanabilecek talep
lerdi. Yoksullar, yoksul evlerinde (poor house / work house) a
lmaya zorlanarak kiisel zgrlk haklarm; kanun yoluyla
da, sahip olabilecekleri her trl siyasi hakk kaybettiler. Hak
lardan mahrumiyet 1918'e dek srd; bu mahrumiyetin niha
yet son bulmas ok nemli bir gelimeydi ancak gereince
nemsenmedi. Yoksul yardmnn utan verici bir ey olarak
grlmesi, toplumun zihniyetinin bir ifadesiydi: Yardm alan
kiilerin, yurttalar topluluu ile toplumdan itilmi yoksullar
grubunu ayran yolu gemesi gerektii dnlyordu.
24

Yoksul Yasas, sosyal haklarn yurttalk statsnden ayrl


masnn yegane rnei deildir. Daha nceki alma Yasas
da ayn eilimi gstermektedir. Bu kanunlar, uygulandklar
sektrlerde alma koullarnn iyiletirilmesini ve tm al
anlarn yararna alma saatlerinin azaltlmasn salamt,
ama bu korumay dorudan yetikin erkee -yani yurttaa
sunmuyorlard. Bunun altnda, yetikin erkein yurtta stat
sne sayg gsterilmesi ilkesi yatyordu; nk korumac n
lemler, serbest bir i szlemesi imzalama ynndeki sivil
hakk kstlard. Koruma, kadnlar ve ocuklarla snrlandrl
mt; kadn haklan savunucular buradaki rtk aalamay
fark etmekte gecikmedi. Kadnlar korunuyorlard, nk yurt
ta deillerdi. Tam ve sorumlu yurttalk statsne sahip ol
mak istiyorlarsa korumadan vazgemeliydiler. 19. yzyln so
nunda, bu tip tartmalar geride kald ve alma yasas sosyal
haklarn dayanaklarndan biri haline geldi.
19. yzyln sonlarna gelindiinde, artk ilkretim sadece
cretsiz deil, ayn zamanda zorunluydu da. Laissez faire den
kopu ynndeki bu nemli gelime, zgr seim hakknn
sadece yetikin zihinlere tannabilecei, ocuklarn doal ola
rak disipline tabi olduklar ve onlarn yararnn gzetilmesin
de ailelere gvenilemeyecei gibi gerekelerle merulatrlabi
lir. Ancak, bu ilke bundan daha derin dayanaklara sahiptir.
Burada kiisel hak ile, bu hakkn kullanlmasna ynelik kamu
grevi birletirilmi durumdadr. Acaba kamu grevi -ocuk
lar tam olarak kendi menfaatlerini bilemeyecekleri ve ebe
veynler de onlan aydnlatmakta yetersiz kalaca gerekesiyle
sadece bireyin kan gzetilerek mi dayatlmaktadr? Bunun
yeterli bir aklama olduunu pek dnmyorum. 19. yzyl
boyunca, siyasi demokrasi iin eitimli bir semen kitlesine,
bilimsel imalat iinse eitimli iilere ve teknisyenlere ihtiya
olduu gerei gittike daha yaygn bir ekilde kabul edilmi
tir. Dolaysyla, kendini gelitirmek ve medeniletirmek kiisel
bir grevden ok sosyal bir grevdir; nk bir toplumun sos
yal esenlii, bireylerinin medenilemesine baldr. Bireylere
bu grevi dayatan bir topluluk, kendi kltrnn organik bir
'

25

birlik, kendi medeniyetininse ulusal bir miras olduunu kabul


etmeye balam demektir. O halde, 19. yzylda ilkretimin
yaygnlamas, 20. yzylda yurttala dayal sosyal haklarn
yeniden tesis edilmesi yolundaki ilk nemli admdr.

Yurttaln sosyI snf zerindeki etkisi


Yurttalk bir topluluun tam yelerine tannan bir statdr.
Bu statye sahip herkes, statnn ierdii tm haklar ve grev
ler bakmndan eittir. Bu hak ve grevlerin ne olmas gerekti
ini belirleyen evrensel bir ilke yoktur; ama yurttaln gelien
bir kurum olduu toplumlarda bir ideal yurttalk imgesi yara
tlabilir ve bu ideal, yaplanlarn ve yaplmas istenenlerin l
t olabilir. Bu ideale giden yolda, daha fazla eitlik, statnn
ieriini zenginletirme ve statnn tannd kiilerin saysn
artrma gibi amalar gzetilir. te yandan, sosyal snf bir eit
sizlik sistemidir. Ve aynen yurttalk gibi, bir idealler, inanlar
ve deerler kmesine dayandrlabilir. Dolaysyla, yurttaln
sosyal snf zerindeki etkisinin, kart ilkeler arasnda bir a
tma eklini almas anlalr bir durumdur. lngiltere'de yurtta
ln, en azndan 17. yzyln sonlarndan itibaren gelien bir
kurum olduunu dnyorum; eer bunda haklysam, yurt
taln geliiminin, eitlik deil de eitsizlik sistemi olan kapi
talizmin ykseliiyle ayn zamana rastlad da aktr. Burada
aklanmas gereken baz eyler var. Bu iki kart ilke, ayn top
raklarda yan yana nasl byyp geliebilmektedir? Bu iki ilke
nin birbiriyle uzlamasn ve en azndan belirli bir zaman iin
dman yerine mttefik olmasn salayan nedir? Bu soru g
nmz iin de geerlidir, zira 20. yzylda yurttaln ve kapi
talist snf sisteminin birbiriyle sava halinde olduu aikardr.
Snf sisteminin hala varln srdrd dorudur. Sosyal
eitsizliin zorunlu olduu ve bir amaca hizmet ettii dn
lr. Eitsizlik, insanlar bireyler iin abalamaya tevik eder ve
iktidarn datmn belirler. Ancak, her sosyal seviyeye a priori
olarak atfedilmi bir deer ieren genel bir eitsizlik rnts
yoktur. Dolaysyla eitsizlik, zorunlu olmasna ramen, an
26

hale gelebilir. Patrick Colquhoun'un sk alnt yaplan bir pasaj


da syledii gibi: "Byk oranda yoksulluk olmadan zenginler
de olamaz, nk zenginlik emein rndr, emek de sadece
bir yoksulluk durumundan doar. . . Dolaysyla yoksulluk, o ol
madan uluslarn ve topluluklarn uygarlaamayacaklan, toplu
mun en zorunlu ve vazgeilmez unsurudur. "6
Zenginlii, abann karl olarak grdnz oranda,
yoksulluu da baarszln kant olarak grrsnz - ama
baarszln cezas, baarsz olmann douraca sonucun
gerektirdiinden fazla olabilir. Bu tip durumlarda eitsizliin
daha naho taraflarnn -fabrika bacalarndan kontrolszce
kan siyah duman gibi- sorumsuz bir ekilde, bir musibet gibi
ele alnmas doaldr. Zaman iinde, toplum vicdan devreye
girince, snf farklarnn azaltlmas, tpk dumann azaltlmas
gibi, bir ama haline gelir - ama ancak sosyal mekanizmann
verimliliinin devamllyla uyumlu olduu srece.
Ne var ki, snf farklarnn bu ekilde azaltlmas snf siste
mine kar bir saldn deildi. Aksine, snf sisteminin kolay sa
vunulamayacak sonularn hafifletip, bu sistemi saldrya da
ha az ak klmay amalamaktayd. Sosyal yapnn en alt taba
kalarnn seviyesini ykseltti ve o tabakay belki de her za
mankinden daha hijyenik hale getirdi. Ancak, o tabaka hala en
alttayd ve yapnn st katmanlar bu deiimden etkilenmedi.

19. yzyln ikinci yansnda, bir sosyal adalet ilkesi olarak


eitlie ynelik artan bir ilgi sz konusuydu ve haklarn kulla
nm balamnda herkesin eit kapasiteye sahip olduunun
forrnel dzeyde kabul edilmesinin yetmedii grld. Teoride,
sivil haklarn dzgn ilemesinin nndeki btn engellerin
kaldrlmas bile, kapitalist sistemin ilkeleriyle ya da snf yap
syla elimezdi. Aslnda bu, rekabeti piyasay destekleyenle
rin ounun yanl ekilde zaten mevcut olduunu dnd
bir durum yaratrd. Ancak uygulamada, bu engelleri orta
dan kaldrma abalarnn altndaki zihniyet, bu dar snrlan
aan bir eitlik anlayndan dodu: Sadece eit doal sosyal
6 P. Colquhoun (1806) A Treatise in Indigence,

s.

7-8.

27

haklar deil, eit sosyal deer kavrayna dayanan bir anlayt


bu. Dolaysyla, 19. yzyln sonunda yurttaln, sosyal eit
sizliin azaltlmasnda ok az pay olmu olsa da, 20. yzyln
eitliki politikalarnda yol gsterici rol gz ard edilemez.
Ulusal bilincin ykselmesi, kamuoyunun canlanmas, top
luluk aidiyeti ve ortak miras duygusunun filizlenii, snf yap
s ve sosyal eitsizlik zerinde herhangi somut bir etki yarat
mamtr; nk 19. yzyln sonunda bile alan insanlar
kitlesi etkin bir siyasi gce sahip deildi. Bu yllarda, oy verme
hakk yaygnd, ama bu hakk yeni kazanm insanlar henz
bunu nasl kullanacaklarn bilmiyorlard. Sivil haklarn aksi
ne, siyasi yurttalk haklan kapitalist sisteme kar potansiyel
tehlikelerle doluydu - her ne kadar, bu haklar sosyal yapnn
alt katmanlarna doru geniletenler, bu tehlikelerin bykl
nn farknda olmasalar da. Bu insanlarn, siyasi iktidarn,
vahi ve kanl bir devrim olmakszn, barl ekilde kullanl
masyla birlikte doabilecek byk deiiklikleri ngrmeleri
beklenemezdi. "Planlanm toplum" ve refah devleti ufukta
grnmyor ya da politikaclarn zihninde belirmiyordu. Piya
sa ekonomisinin ve szleme sisteminin temelleri, olas bir
saldnya kar yeterince gl grnmekteydi. Aslnda, alan
snflarn, eitildike sistemin temel ilkelerini kabul etmelerini
ve kendi idameleri ve gelimeleri iin (rekabeti kapitalizme
aktan bir tehdit iermeyen) sivil yurttalk haklarna dayan
malarn beklemek iin geerli sebepler mevcuttu. Bu gr
destekleyen olgulardan biri, 19. yzyln sonlarnda siyasi ikti
darn temel kazanmlarndan biri olan toplu szleme hakk
nn tannmasyd. Bu durum, sosyal ilerlemenin sosyal haklar
yaratarak deil sivil haklar glendirerek; asgari cret ve sos
yal gvenlik yoluyla deil ak piyasada szleme kullanmyla
salanmaya alld anlamna geliyordu.
Ancak bu yorum, sivil haklarn ekonomi alanna yaylmas
nn nemini hafife alr. Sivil haklar aslen youn ekilde birey
seldir ve bu nedenle kapitalizmin bireyci safhasyla uyum sa
lamtr. irketleme, gruplarn hukuken bireyler gibi davrana
bilmesini salad. Bu nemli gelime de sorguland ve snrl

28

sorumluluk, yaygn bir ekilde bireysel sorumluluk ihlali ola


rak eletirildi. Ama sendikalarn durumu daha da karmakt,
nk irketlerin durumundaki gibi bir grup kimlii aramam
ya da elde etmemilerdi. Dolaysyla sendikalar, formel bir ko
lektif sorumluluk olmakszn yeleri adna kolektif bir biim
de nemli baz sivil haklan kullanabilirken, iilerin szleme
balamndaki bireysel sorumluluu byk lde hayata gei
rilemiyordu. Bu sivil haklar, iiler iin sosyal ve ekonomik
statlerini ykseltmenin, yani yurttalar olarak baz sosyal
haklara sahip olduklar iddiasnn altn doldurmann bir arac
haline geldi. Ancak, sosyal haklan tesis etmenin olaan ynte
mi, siyasi iktidar kullanmaktr; nk sosyal haklar, sadece ge
nel yurttalk grevlerinin yerine getirilmesine bal olan belir
li bir medeniyet standardna erime ynndeki mutlak hakk
rtk olarak ierir. Bu haklarn ierii, onlan talep eden bire
yin ekonomik deerine bal deildir. Dolaysyla, serbest bir
piyasada ekonomik glerin denge salamak iin kullandklar
gerek bir toplu szleme ile, sosyal adaletin gerei olan baz
taleplerde bulunmak iin toplu sivil haklan kullanmak arasn
da belirgin bir fark vardr. Yani, toplu szlemenin kabul, si
vil haklarn doal bir uzants deildi; nemli bir srecin, yurt
taln siyasi alanndan sivil alanna aktarlmasn temsil et
mekteydi. Ama "aktanm" belki de yanl bir terimdir, nk o
srada iiler henz ne oy verme siyasi hakkna sahipti, ne de
bu hakk kullanmay renmilerdi. Daha sonra bu hakk ald
lar ve kullandlar; dolaysyla sendikaclk, siyasi yurttalk sis
temine paralel ve onu tamamlayan ikinci bir yurttalk sistemi
yani alma hayatnda yurttalk sistemi yaratmtr.

19. yzyln sonunda yeni bir dnem balamtr; bunun iz


lerini, Charles Booth'un Londra'da lnsanlann Yaam ve Emei
balkl aratrmasnda ve Yal Yoksullarla llgili Kraliyet Ko
misyonu kurulmasnda grebiliriz. Bu dnem sosyal haklar
alanndaki ilk byk ilerlemeye sahne oldu; bu ilerleme, yurt
talkta ifade edilen eitlik ilkesinde nemli deiiklikler ieri
yordu. Ancak, baka gler de devredeydi. Sosyal snflar ara
snda eitsiz bir biimde datlan gelirlerdeki art, bu snflar

29

ayran ekonomik mesafeyi deitirdi ve vasfl iiler ile vasf


szlar arasndaki uurumu azaltt; te yandan kk tasarruf
lardaki dzenli art, kapitalist ile mlksz proleter arasndaki
snf ayrmn bulandrd. lkinci olarak, giderek daha ok geli
re gre artan oranl hale getirilen dorudan vergi sistemi, har
canabilir gelirler yelpazesini daraltt. nc olarak, ev ii t
ketime ynelik kitlesel retim ve sanayinin sradan insanlarn
ihtiyalarna ve beenilerine kar artan ilgisi, durumu ok da
iyi olmayanlarn, zenginlerinkinden pek de farkl olmayan
maddi bir medeniyetin nimetlerinden gemile kyaslanmaya
cak bir ekilde faydalanmalarn salad. Btn bunlar yurtta
ln iinde gelitii ortam byk oranda deitirdi. Sosyal
btnleme, hissiyat ve vatanseverlik alanndan kp maddi
hayat alanna yayld. nceleri ok az insann tekelinde bulu
nan medeni ve kltrl bir hayatn bileenleri, geni bir kitle
nin eriimine sunuldu ve bu kitleler, hala elde edemedikleri
bu nimetlerin peinden komaya tevik edildi. Eitsizliin
azalmas, toptan ortadan kaldrlmas talebini glendirdi - en
azndan sosyal refahn esaslan balamnda.
Bu istekler, sosyal haklarn yurttalk statsnn iine aln
masyla ksmen karland: Bu gelime, insanlarn kendi piyasa
deeriyle orantl olmayan bir reel gelire sahip olma eklindeki
evrensel hakk yaratmt. Snflarn ortadan kaldrlmas, hala
sosyal haklarn amacdr, ama yeni bir anlam kazanmtr. Artk
sadece toplumun en dk seviyelerindeki yoksulluk sknts
n hafifletmek ynnde bir aba deildir. Btn bir sosyal eit
sizlik rntsn deitirme ynnde bir hareket grnm
n almtr. Artk styapy olduu gibi brakarak, sosyal yap
nn en altndaki taban seviyesini ykseltmekle yetinmez. Tm
binay yeniden modellemeye balamtr ve bu i, bir gkdeleni
bir bungalova dntrmekle bile sonulanabilir. Dolaysyla,
bu tip bir nihai amacn bu gelimenin doasnda rtk biimde
var olup olmadn ya da, balangta belirttiim gibi, daha
fazla sosyal ve ekonomik eitlik ynndeki ada itkinin do
al snrlarnn olup olmadn dikkate almak nemlidir.
Refah hizmetlerine dayal modem sistemle ulalan eitlik de30

recesi, u drt unsura dayanr: Bu hizmetlerin herkese mi yoksa


belirli bir snfa m sunulduu, nakit mi yoksa hizmet biiminde
mi olduu, asgarinin yksek mi yoksa dk m olduu ve hiz
metin masraflarnn nasl karland. Gelir snrna ve ihtiya
tespitine tabi nakdi hizmetler, basit ve bariz bir eitleyici etkiye
sahiptir. Bu hizmetler, erken bir aamada ve snrl bir anlamda
snfsal uurumu azaltmay baarmtr. Ama tm yurttalarn
en azndan belirtilen asgariye kendi kaynaklaryla ya da yardm
la erimelerini salamakt. Refah hizmeti sadece ihtiyac olanla
ra sunuluyordu ve bylece sistemin en altndaki eitsizlikler gi
derilmiti. Sistem, Yoksul Yasas ve emeklilik rneklerinde en
basit ve saf ekliyle ilemektedir. Ama ekonomik eitlenmeye
psikolojik snf ayrmcl elik edebilir. Yoksul Yasas'na vuru
lan damga, "yoksul"u, bir snf tarif eden kltc bir terim
haline getirdi. "Emekli" kelimesinde de buna benzer bir duygu
vard, her ne kadar utan boyutu olmasa da.
Sosyal hizmetlerin genilemesi, zellikle bir gelir eitleme
arac deildir. Byle olabilir de, olmayabilir de. Bu nokta nispe
ten nemsizdir; sosyal politikann farkl bir blmne aittir.
Burada nemli olan, medeni hayatn somut dayanaklarnn ge
nel olarak zenginlemesi, riskin ve gvensizliin genel olarak
hafifletilmesi, her seviyede -salkl ile hasta, alan ile isiz,
yal ile gen, bekar ile aile babas arasndaki- eitsizliklerin
azaltlmasdr. Burada, snflar arasnda deil, tek bir snfm gi
bi muamele edilen nfus iindeki bireyler arasnda bir eitleme
sz konusudur. Stat eitlii gelir eitliinden daha nemlidir.
20. yzylda yurttalk ve kapitalist snf sisteminin sava
halinde olduunu daha nce belirtmitim. Belki bu ifade fazla
gl olacak, ama yurttaln kapitalist snf sistemini dei
meye zorlad aktr. Ancak stat, szlemeyle elien bir il
ke olmasna ramen, yurttala nfuz etmekte olan katmanl
stat sisteminin, dardaki ekonomik dnyaya yabanc bir e
olduunu varsayrnamamz gerekir. Sosyal haklarn modem bi
iminde, statnn szlemeye bir ekilde dahil olmas, pazar
fiyatnn sosyal adalete tabi hale gelmesi, serbest pazarln ye
rini haklarn ilannn almas rtk biimde sz konusudur.

31

Ama acaba bu ilkeler bugnk piyasa uygulamalarna yabanc


mdr, yoksa szleme sisteminin ierisinde zaten salam bir
yere mi sahiptir? kincisinin doru olduu aktr.

Sonular
Yurttalk ve onun dndaki dier glerin, sosyal eitsizlik
rntsn nasl deitirdiini gstermeye altm. Burada,
etmenin birletirilmi etkisine bakmamz gerekiyor. Birinci
si, her iki utaki gelir dalm snrlarnn daralmas. kincisi,
ortak kltr ve ortak deneyim alannn byk lde genile
mesi. ncs, zellikle eitim ve meslek sistemleri yoluyla
belirli stat farklarnn tannp sabit klnmasyla birarada ev
rensel yurttalk statsnn zenginlemesi.
En bata, sosyal eitlik ynndeki mevcut itkiyi ynlendi
ren ilkelere ikin bir snr olup olmadn sordum. Cevabm,
ekonomik eitsizliin korunmasnn, yurttalk statsnn
zenginletirilmesiyle daha zorlatrld yolunda. Bu eitsiz
liklerin alam daralmtr ve sorgulanmalar gitgide daha muh
temel hale gelmektedir. Ama u anda kesinlikle hipotezin ge
erli olduu varsaym zerinden ilerliyoruz. Bu varsaym,
ikinci sorunun cevabm sunmakta. Mutlak eitlii amalam
yoruz. Eitliki harekete ikin snrlar mevcuttur. Ama bu ha
reket ikili bir harekettir. Ksmen yurttalk, ksmen de ekono
mik sistem zerinden ilemektedir. ki durumda da ama,
meru olarak nitelendirilemeyecek eitsizlikleri ortadan kal
drmaktr, ama meruiyet kstas farkldr. llkinde bu kstas
sosyal adalet standard iken, dierinde ekonomik gereklilikle
birlemi sosyal adalettir. Dolaysyla hareketin iki yars tara
fndan izin verilen eitsizliklerin rtmemesi muhtemeldir.
Uygun ekonomik ilevi olmayan snf ayrmlar ve kabul edil
mi snf ayrmlarna karlk gelmeyen ekonomik farkllklar
var olmaya devam edebilir.

32

Toplumsal Riskler v e Refah Devletleri


G0sta Esping-A ndersen

Giri
Ulusal refah devletleri, radikal ekilde farkllaan eitlik kavra
ylarna sahiptirler; farkl eitlik kavraylar da ayn anda tek
bir refah devleti iinde birarada bulunabilir. Baz refah devlet
leri (ya da programlan) bireysel hakkaniyete vurgu yapar. Bu
durum, geleneksel, katk tanml sosyal sigortada aktr: de
diiniz oranda alrsnz. Kta Avrupas'nda bir norm olan stat
ayrtrmal sosyal sigorta ise korporatist bir mant takip
eder. htiya tespitiyle yaplan yardmlar bu yardm alanlarn
damgalanmasna ve toplumda ikiliklere yol aarken evrensel
programlar, herhangi bir stat ayrmasn ortadan kaldrmay
amalarlar. Baz refah devletleri, zellikle de skandinavlar,
cinsiyet eitsizlii ile sosyal hizmetler ve cretli izin uygulama
lar araclyla mcadele ederken, benzer bir hedefi dierleri,
kotalar ve olumlu ayrmcla ynelik politikalar zerinden
gderler. "Eitliki" zm muhtemelen benzer olmayacaktr.
Neyin eitlendii de farkllamaktadr. skandinav sosyal de
mokratlar on yllardan beri hedeflerini, toplumsal kaynakla
rn eitlenmesi, toplumsal sermayenin ok boyutlu, kapsaml
ve programl bir abayla dzenlenmesi olarak tanmlamlar-

33

dr. Dezavantajl gruplar "himayesi altna almak" zere dier


lerinden ayrtran liberal Anglo-Sakson modeli ise seicidir.
Eitlikiliin, sosyal politikann temelinde bulunan, nfusu
sosyal risklere kar gvence altna almak hedefinin dolayl bir
sonucu olduu ileri srlmektedir. Hangi risklerin nasl ve ne
oranda kolektif olarak paylaldnn; yoksulluk, gelir dal
m, iktisadi frsatlar ve daha genel anlamda da toplumsal daya
nma ve tabakalama zerinde ani -fakat dolayl- sonular
olacaktr. Bu nedenle ie sosyal risklerle balamak faydaldr.
Gerekten de, refah devletinde metalamann snrlanmas (de
commodification) ile dayanma modelleri zerinde devam eden
tartma, son kertede, sosyal risklerin ynetimi ile balantldr.
Sosyal risklerin dalm, pek ok baka eyin yan sra, s
nf, cinsiyet ve yaa bal olarak farkllar. Bu dalm, tarih
boyunca da deiiklik gstermitir. Sava sonras refah devleti,
ebeveynlerimizin kuann bana bela olan, zellikle yalan
ma ile ilgili risklerin bir ounu asgariye indirme konusunda
ciddi manada baarl olmutur. Hem yeni eitsizlikler, hem de
emek piyasasndaki ve demografik yapdaki dnm, sanayi
sonras toplumunun risk yapsn dramatik ekilde deitir
mitir. le gemii hatrlayarak balayalm.
Refah devleti, aile ve piyasa ile birlikte, sosyal riskleri kont
rol eden kaynaktan biridir. Refah rejiminin tanm, risklerin
nasl paylaldna gre yaplr: devletin rol, sadece en yok
sul kesime ynelik (residual) ve asgariyeti (minimalist) veya
kapsayc (comprehensive) ve kurumsal (institutional) olarak
tanmlanabilir ve bu ikisi, ne kadar ok riskin "toplumsal" ya
da ne kadar ok insann korunmaya muhta grld teme
linde birbirlerinden ayrlr. 20. yzyla kadar risklerin oun
luu, toplumsal nitelikte deerlendirilmiyordu; yani bunlar
devletin sorunu deildi. Bunun nedenlerinden biri 19. yzyl
toplumunun hala byk oranda krda yayor olmas idi. Buna
ek olarak, kamu ynetiminin, istatistiki kayt tutmann ve ver
gilendirmenin altyaps, toplumsal riskleri kitle leinde ko
lektifletirme grevini yerine getirmek iin henz yetersizdi
(Wilensky, 1975) .
34

Refah devleti olarak adlandrdmz eyin, her ne kadar


onunla balamasa bile, 19. yzyl toplumsal reformizmi ieri
sinde kkleri bulunmaktadr. Refah devleti 1 9 3 0'lar ve
l 960'lar arasnda ortaya kan zgl bir tarihsel yapdr. Vaat
ettii ise sadece toplumsal hastalklar hafifletmek ve temel
riskleri yeniden datmak deil, ayn zamanda devlet ve yurt
ta arasndaki sosyal szlemeyi yeniden yazmaktr. Bu ne
denle, bugn refah devletinin artlarn ve eksilerini tartr
ken, refah devletinin tarihi anlamda zel bir nfus dalm
ile tarihi anlamda zel bir risk yapsnn ihtiyalarn karla
mak zere ina edildiini aklmzda tutmak mutlak bir zo
runluluktur.
Sava sonras refah devleti, bugn byk oranda geersiz
olan bir aile yaps ve emek piyasas varsaymna dayanyordu.
l 950'ler ve l 960'larda varolmad dnlen riskler imdi
baskn hale gelmeye balyor. Oysa, 1930'lardaki Buhrann ve
"ii sorununun" ocuu olan sava sonras refah devleti, z
nesi erkek retim iisi olan bir toplum zerine ina edilmiti.
Bu zneyi bulmak imdi olduka glemitir. Gnmz refah
devletinin krizini anlamak iin atlacak ilk adm (a) toplumsal
risklerin deien dalm ve younluunun tehisi ve (b) risk
lerin devlet, piyasa ve aile arasnda nasl paylald ve datl
dnn geni apl bir tetkikidir.

Refah balantsndaki devlet


Refah devletine ilikin aratrmalar genellikle kavramsal bir
kafa karklndan muzdariptir. Bazlar refah devletlerinden,
bazlar refah rejimlerinden, bazlar ise sadece sosyal politika
lardan sanki ayn eymi gibi bahsederler. Ama bu yanl. Sos
yal politikalar refah devletleri olmadan var olabilirler, fakat
tersi geerli deildir. Toplumsal riske iaret eden bir eit ko
lektif siyasi eylem mevcut ise sosyal politikalarn varlndan
sz edebiliriz. Romallar fakirlere yemek dattnda; kilise,
loncalar veya soylular yardm ve sadaka dattnda; veya ku
rulu aamasnda ulus devletler ve mutlak monariler yoksul
35

yardmn (ve kamu alanlar iin refah planlarn) yasalatr


dnda, bu, refah devleti deil, sosyal politika idi.
Modern sosyal politikalar (ve ounlukla refah devleti)
iin Bismarck'n 19. yzyldaki sosyal sigorta yasalarn ba
lang alrz. Fakat hastalk ve isizlik sigortas ile desteklense
dahi bir emeklilik programnn varl refah devletinin dou
una iaret eder mi?. Bismarck, bu soruya muhtemelen hayr
cevabn verecekti, nk ideali, demokratik haklarla donan
m vatandalardan deil de itaatkar tebaadan oluan bir mo
nariydi.
Refah devleti, bir devletin nerecei sosyal yardm mnsn
den farkl bir eydir. Pekok insan refah devletlerinin ortaya
k iin temel sosyal politikalar paketinin yrrle giriini
balang alr. Buna gre, 1920'lerde Britanya ve Nazi Almanya
s, l 960'larda da Franko spanyas bir refah devleti idi. Daha ye
rinde bir tanm yapmak istersek: refah devleti sosyal politikalar
dan fazla bir ey; zgn tarihi bir yap, devletin ne olmaklnn
ak bir yeniden tanmlan eklinde anlalmaldr.
zerinde ok da dnmeden refah devletini sava sonras
kapitalizmi ile edeer klmaya eilimliyiz: savatan beri, bir
"refah devletinde" yayoruz. Terim, yeni bir politik taahhd,
devlet ve halk arasndaki yeniden yazlm bir toplumsal szle
meyi gndeme getirmitir. T.H. Marshall'n (1950) ortaya koy
duu gibi bu, yurttalarn sosyal haklarnn tannmas ve snf
lar arasndaki uurumun ortadan kaldrlmas vaadini ieriyor
du. Refah devleti idealini bu tarihsel balamdan koparamayz.
Roosevelt'in New Deal'i ve sve sosyal demokrasisinin Halk
Evi uygulamas, devlet ve yurtta arasndaki ilikiyi yeniden
yazmaya ynelik paralel abalar; refah ve kapitalizmin uyum
suz olmadnn da bir teyidiydi. Bat uluslar hem kendi sos
yal reformcu evklerini vurgulamak iin hem de Souk Sava
rekabeti eitlik, tam istihdam ve sosyal refaha grnr bir dik
kati gerektirdii iin, sava sonrasndaki on yllarda bariz refah
devletlerine dntler.
Sadece refah devleti zerine alld taktirde, byk bir
"refah tamamlayc alan" ( welfare residual) aklanamadan orta36

da kalr. l 980'ler boyunca, kamusal ve zel sunumlarn (provi


sions) etkileimini inceleyerek bu a kapatmaya alan geni
bir karlatrmal literatr olutu.1 Bu ekilde, "refah devleti"
terimi yanltc bir hale geldi, nk zerinde allan konu
daha geni bir refah retimi ve datm paketi idi. Bu nedenle,
"refah rejimleri" gibi terimler kullanlmaya baland. Bir refah
rejimi, refahn devlet, piyasa ve aile arasnda karlkl baml
lk iinde ve birleik ekilde retilme ve paylatnlma yntemi
olarak tanmlanabilir. 2 Ancak, karlatrmal ekonomi politik
perspektifi iinde ailenin unutulma riski vardr; bu nedenle de
ekonomi politiin daha sosyolojik hale gelmesi gerekmektedir.

Yanll anlalm aile


Herhangi bir sosyoloji ders kitabn aln; aile, merkezi bir top
lumsal kurum, toplumun mikro-temeli olarak tanmlanacaktr.
Ayn ders kitab, byk ihtimalle bir zamanlar retim, tketim
ve yeniden retimin temel mevkii olan ailenin sanayileme ile
beraber retici rolnden syrld konusunda da bizi bilgilen
direcektir. Geriye kalan en nemli ilevi, duygusal btnleme
salamaktr: Lash'ten ( 1977) alntlarsak, aile "kalpsiz bir dn
yada bir snak" haline gelmitir. Eer bu, gerekliin yeterli
Bu "ikinci nesil" refah devleti aratrmasnn temsilcileri Stephens (1979), Kor
pi (1980b, 1983), Myles (1984), Castles ( 1986, 1993), Palme ( 1990) ve Kan
gas't (1991). Kamu-zel kanmn tespit etmeye ynelik ak ve sistematik a
balarn temsilcileri ise Rein ve Rainwater (1986), Esping-Andersen (1990),
West Pedersen (1994) ve, en yakn zamanda, Shalev'dir (1996).
2 Bu lemeye hakl olarak gnll, veya kar amac gtmeyen, refah sunumunda
bulunan 'nc sektr' eklemeliyiz. Baz lkelerde gnll sektr (ki sklk
la Kilise tarafnda idare edilir) hizmetlerin ynetimi ve sunumunda anlaml ve
hatta nemli bir rol oynar. Bu nedenle, Almanya'da ve Avusturya'da salk ba
kmnn byk ksm, Amerikan Blue Cross-Blue Shield plan gibi, kar amac
gtmez. Uluslararas karlatrmalar gerekten nadirdir ve bu, aka her trl
sistematik deerlendirmeyi engellemektedir. Salamon ve Anheier (1996) n
c sektrn rolnn ABD, ngiltere ve Almanya'da en ok ve ltalya'da ise ok
az olduunu; bu sektrde igcnn yansndan fazlasnn cretli alanlardan
olutuunu, gelirin aslan paynn destekler ve kamu teviklerinden geldiini
savunmaktadr. Fakat sosyal hizmetler genel olarak tm aktivitelerinin sadece
kk bir orann oluturmaktadr (ortalama yzde 40).

37

bir tasviri olsayd, standart ekonomi politik yaklam, geerlili


ini korurdu. Ancak, feminist akademisyenlerden gelen, kadn
larn cretsiz ev iinin her yerde refahn balca -ve baz lke
lerde baskn- kayna olarak kald, ailenin bir retici olma
durumunun asla son bulmad eletirisi, tek bana en zorlay
c eletiridir. Aslnda, sava sonras refah devletinin erkek ve
gelir aktarm merkezli yaklam, hanenin kendisinin sosyal
hizmetleri salamas sayesinde mmkn olmutur. 3

Refah lemesi
Demek ki aile, bir duygusal yaknlk ve tketim sna ola
rak gz ard edilemez. Aile, kararlan ve davranlaryla refah
devletini ve emek piyasasn etkileyen ve onlar tarafndan etki
lenen, her anlamda nemli bir aktrdr. Refah rejimleri daha
sistematik ekilde devlet, piyasa ve aile lemesi balamnda
tanmlanmaldr.
Bunlarn, birbirlerinden radikal ekilde ayran risk y
netimi ilkesini temsil ettiinin farkna varmak ok nemlidir.
Aile ierisinde baskn paylam yntemi muhtemelen bir eit
karlkllktr. Tabii ki bu illa, aile-ii kaynak paylamnda
tam "eitlik" anlamna gelmemektedir.4 Buna karn piyasalar,
para ilikileri zerinden yryen datmla idare edilirler ve
devlette baskn paylam ilkesi otoriter yeniden datmdr ki o da eitlikilii ima etmemektedir. 5
3 'nc nesil' ile burada, l 990'larda gelien literatr kastediyorum; bu litera
tr ksmen, o zamana kadar varolan 'ana akm' erkek grne kar kan fe
ministlerin hakimiyeti altnda. Bu literatr aada daha detayl ekilde tart
lacak. Genel bir ereve iin, baknz O'Connor (1996).
4 Ne de karlkllk, mbadelenin kendi karn dnmeden verme meselesi
olduunu ifade eder. Karlklln, kanlmaz ykmllkler, gelecekteki ge
ri dnler hesaba katlarak yaplan bir yatnn giriimi ya da 'borlarn' geri
denmesine ynelik hissedilir bir bask anlamna gelmesi tmyle olasdr.

38

Bazlar lemenin drdnc ayak olarak, hayr kurumlan, kooperatifler ve g


njUi birlikler ile birlikte bir diyagonal eklinde sunulmasnn gerektii konu
sunda srar ederler. llkede, herhangi bir itirazm olmazd. Uygulamada ise, bu
ok ufak bir ampirik farkllk ortaya karr. Aada greceimiz gibi, drdn
c ayan rolnn ikincillikten teye gittii durumlar, devlete -yani bir yan
kamu sunum kurumu- desteklendii durumlardr.

Refahn dayanann ilevsel denkler olduunu ve bu ne


denle ikame edilebileceklerini varsaymak kolay olurdu: piya
salar devletin ve ailenin tkand noktada devreye girerlerdi
ve devlet ve aile de piyasann tkand noktada . . . Bu, tehlikeli
bir varsaymdr. Piyasalar, baarszla urayabilirler ve urar
lar da; sadece en saf romantikler, ailenin bakm ve koruma
zerindeki tekelinin yeniden diriltilebileceine inanr; Stalin
bile devletin her eyi yapabileceini dnmezdi. Sz konusu
kurumun sosyal riskleri ynlendirme ve paylama kapasite
lerinin deikenlii, bunun temel nedenidir.
Makro seviyede her bileenden birinin refah dzeyine
katks, dier ikisinde neler olduu ile ilintilidir. Ve mikro se
viyede, bireylerin refah onlarn bu nden aldklar girdileri
nasl idare ettiklerine baldr. Mesela, bir erkek tarafndan ge
indirilen geleneksel bir ailenin, iki gelirli bir haneye gre zel
veya kamusal sosyal hizmetlere daha az talebi olacaktr. Fakat
aileler kendi ihtiyalarn kendileri giderdiklerinde piyasa do
rudan etkilenir nk bu, daha az emek arz ve daha az hiz
met noktas demektir. Buna karlk, eer devlet ucuz kre hiz
meti sunarsa, hem aileler hem piyasa deiecektir: daha az ev
kadn olacaktr, igcne katlm artacaktr ve ift maal ha
nelerin daha fazla olan hizmet satn alma eilimlerinden do
an yeni bir talep arpan ortaya kacaktr.
Hane, refah tketiminin ve paylamnn temel menzilidir.
"Risk altnda" olan birim budur. Toplumsal risklerin devlet,
piyasa ve aileler arasnda nasl datlaca ve bunlar ierisinde
nasl idare edilecei ciddi bir fark yaratmaktadr.

Refah rejimlerinin temelleri: Risk ynetimi


Sosyal politika, toplumsal risklerin kamusal idaresi demektir.
Baz riskler sabittir, bazlar ise tarihin ak ile ortaya kar ve
kaybolurlar. nsanlar tm modern uygarlk boyunca, yoksul
luk, evsizlik, fiziksel engellilik, iddet ve ani lm ile karla
mlardr, ama her zaman isizlik veya nkleer radyasyon ile
deil. Yallktan doan gszlk gibi baz toplumsal riskler
39

"demokratiktir" nk hepimizi etkilerler; isizlik ve yoksul


luk gibileri ise toplumsal olarak tabakalandnlmlardr. Yal
lkta gelir kayb gibi baz riskler ise hayat akna zeldir.
Risklerin idaresinin neden artan bir ekilde kolektifletiini
fark etmek iin ilevselci olmaya gerek yoktur. Kiisel bir risk
nedenden "toplumsal" hale gelir. llk olarak bu, bir bireyin
(daha iyisi, bir ok bireyin) kaderi kolektif sonulara yol at
nda, yani toplumun refah sz konusu olduunda meydana
gelir. Aslnda, bu noktada neden sosyal korumann ekonomik
verimliliin nkoulu olduunun en ikna edici aklamas yat
maktadr. Eer mesela sosyal gvenlikten mahrum insanlar i
sizlik riskini yayorlarsa, byk ihtimalle o riski artracak her
trl teknolojik deiime de direneceklerdir.
lkinci olarak, riskler toplum onlarn kamusal olarak ele
alnmalar gerektiini dnd iin toplumsallamaktadr.
Ve nc olarak, toplumun kendisinin artan karmakl,
risklerin daha da fazla bir ksmnn hibir bireyin kontrol ede
medii kaynaklardan ortaya kmas anlamna gelmektedir.
Bu, siyasi gcn geen yzyl boyunca risklerin ykn birey
ve ailenin zerinden almaya neden abaladnn ikna edici bir
aklamasdr.
Piyasa gelirine bamllk genel risklerin temel bir tetikleyi
cisidir, nk hayatta kalmann kendisi bireylerin zerlerinde
ok az sz sahibi olduklar koullarn insafna kalmtr; piya
salar ne bir geliri ne de bir ii garanti edebilir. Piyasa ekonomi
leri dinamik olduu iin iiler teknolojik adan ilevsizlee
bilirler; piyasalar rekabeti olduu iin, daha az donanml
olanlar kendilerini kenara itilmi durumda bulabilirler. Kitlesel
isizlik cretlilerden oluan toplumlara zg bir problemdir.

Aile ve piyasa 'baarmzllklan'


Riskler genelletii lde ailenin ve piyasann "baarszla
uramas" , yani riskleri yeterince bertaraf edememeleri, daha
muhtemel hale gelecektir. Sanayi ncesi aile, toplumsal risk
lerle, kaynaklan nesiller boyunca datarak baediyordu. llev40

selci refah devleti tarihyazmnn balang noktas, sanayile


menin bu modeli ilemez hale getirmesidir. Refah devletini or
taya karan da budur.
Bu nedensel akl yrtmede bir problem vardr; piyasann
hibir zaman aileye etkin bir alternatif olmadn varsayyor
grnmektedir. Fakat neden olmasn? Eer kapitalizm, tm
piyasa trlerinin zaferini ifade ediyorsa, neden toplumsal
riskler konusunda da bu geerli olmasn? Elbette hi kimse
piyasalarn toplumsal korumada bir rol oynadn inkar et
mez. Fakat piyasalarn neden sorunlu ve mutlak surette ye
tersiz olduunu aklayan baz iyi bilinen kuramsal nedenler
mevcuttur.6
Birincisi, Polanyi'nin ( 1 944) srarla iddia ettii gibi, kontrol
sz bir emek piyasas toplumsal varoluu tehlikeye atar. Saf
haliyle piyasann, tm katlmclar etkin ekilde metalamad
srece, yani bunlar kendilerini arz ve talebe mkemmel e
kilde uyarlamadklar srece, "kazandrmas" muhtemel deil
dir. Eer insanlar garantili gelir gibi alternatif refah kaynakla
rna eriebiliyorlarsa arpklklar meydana gelecektir. Buradaki
eliki bireylerin eer piyasa d garantilere eriimleri yoksa,
zgr, kstlanmam piyasa aktrleri olma kapasitelerinin
azald, hatta sfrlanddr. Serbest mbadeledeki ilk ilke ak
trn "fiyat doru" olana kadar rnn elinde tutma imka
nna sahip oluudur. Ancak bu, temel varolu tehlikedeyken
mmkn deildir. Bu nedenle emek piyasas, paradoksal ekil
de, ancak tahrif edildiinde; etkisi azaltldnda ve ehliletiril
diinde; katlmclarn gelirleri dnda dier refah kaynaklar
na eriimleri olduunda gerek bir piyasa haline gelir.
Sendikaclk ve toplu pazarlk tarihsel olarak piyasadan ba
msz bir sosyal refah garantisini salamada deil ama piyasa
y ehliletirmede ve iiyi zgrletirmede kullanlan ana ara
olmutur.7 Toplu pazarlk ancak tek tek yeler kendilerine da6 Mteakip tartma Barr'n almasna (1993) dayanmaktadr.

7 1930'lara kadar, sendikalar (ve daha genel olarak sosyalist hareketler) kendile
rini sosyal korumann dorudan salayclan olarak grdler ve (ABD dahil)
birok lkede merkezi rollere sahiptiler. Buna karn, 1930'lann ekonomik

41

yanmac olma lksn tandklarnda gl olabilir ve bu da


frsat maliyetinin ok yksek olamayaca anlamna gelir. As
lnda, piyasalarn niye yetersiz olduunu aklayan temel
teorik neden mevcuttur: eksik rekabet (impeifect competition),
piyasa baarszl (market failure) ve bilgi yetmezlii (infor

mation failure) .
Eksik rekabet, genel olarak tekelci ya da gizli anlamalara
dayal uygulamalar nedeniyle fiyatlar tahrif eder. rnein,
sosyal refah hizmetlerinin, salk veya zel emeklilik sigortala
rnn mterileri, eer arz kontrol edilirse veya fiyatlar sabitle
nirse fiyat (veya kaliteyi) kabul etmeye zorlanr. Benzer ekil
de, yelerinin karna pazarlk yrten tekelci sendika, da
rda kalanlar dlayabilir; iverenin, sendikaclar ve dier is
tenmeyenlere dair kara listesi de benzer bir vakadr. Eksik re
kabet ortaya refah devletine uygun bir durum deil, fiyat belir
lemenin kamusal dzenleniine uygun bir durum karr.
Piyasann baarszln dikkate aldmzda, refah devleti
nin gereklilii ciddi anlamda belirginleir. Sk alntlanan bir
rnek, herhangi birinin (bir evre kirleticisi diyelim) bir bede
li (kanser gibi) susuz dierleri zerine yklemesi ile oluan
dsallklardr. Piyasann baarszla uramasnn daha ciddi
bir kayna da risklerin eitsiz dalmdr. Baz riskler "iyidir" ;
bazlar da fiilen sigortalanmaya elverisizdir. zel sigorta ir
ketleri genellikle gen, eitimli ve salkl bir yurtta, hemen
hemen her eye kar, temin edilebilir bir cretle sigortala
maktan mutlu olacaktr. Fakat yal, engelli ve vasfsz iiler
deyebilecekleri bir sigortay bulmakta glk ekeceklerdir.
Ya da meslekler arasnda zel risk dalmn (pooling) d
nn: bilgisayar yazlmclar iin gnll zel isizlik sigortas
byk ihtimalle prim orann dk tutacaktr; madenciler
iin olan ise, bugn, astronomik cretlerle fiyatlandrma yapp
buna ramen iflasla yz yze kalacaktr. Sorun, en muhta du
rumdakilerin "kt" risklerle kar karya olulardr.
buhran kmlganlklann snad. i dostu topluluklar, yelerinin riskleri az ol
duunda iyi iler. Kitlesel isizlik kolaylkla iflasa yol aar. Bir tartma iin, ba
knz Esping-Andersen (1990).

42

Ortodoks liberaller ve bilhassa Malthusular "kendi kendine


yardm" savunurlar; "kt risklerle" kar karya olanlar
kendilerini idare etmelidirler. Bu, insan zalimliinden ziyade,
kamu yardmnn daha fazla bamllk ve muhtalk dnda
bir ey yaratmayaca teorisine inancn kantdr. Sosyal yard
mn, yoksulluk kmazlar ve almama drts yaratp ya
ratmad meselenin bir boyutudur. Toplum leinde bir ie
yaramazla neden olup olmad da baka bir boyutu. Bu da,
J .S. Mill gibi reform yanls liberallerin farkna varmaya bala
dklar bir konudur. Etkili bir rnek Britanya'nn Boer savan
daki kt performansdr; temel nedeni ii snfndan devi
rilmi askerlerin yetersizliidir.
Bu nedenle, ideoloji bir tarafa braklsa bile refah devleti
zmn desteklemek iin saf aklc nedenler de mevcuttur.
Ama ne tip bir zm? Barr ( 1993 ) , eer piyasann baarszl
kt riskleri seme ile snrlanmsa, yeterli bir zmn
piyasa tarafndan ayrmcla urayanlar veya piyasa dna iti
lenler iin sadece en muhta durumdakilere ynelik (residual)
bir refah devleti olacan iddia etmektedir. Sosyal politikala
rn iyi riskleri de srtlamasn gerektirecek hibir a priori ne
den yoktur. Bu zm, liberal, Anglo-Sakson refah rejimlerini
ve zellikle de Amerikan rejimini temelleyen felsefedir.
Bilgi yetmezlii sorunu, eer ciddi ele alnrsa, ancak kapsay
c ve evrensel bir refah devleti sayesinde zlebilir. Neden? Pi
yasalara ilikin ekonomi teorisi kusursuz bilginin (pefect know
ledge) mevcudiyetini varsayar, oysa ki risklerin gerek dnyas
bunun neredeyse tanm gerei varolmadn gsterir. ok az
bireyin, i evrimlerini tahmin etmek, bir felaketi ngrmek ve
ya karacier nakillerine dair en iyi teklifi bulabilmek iin etraf
tan fiyat almak iin gerekli imkanlar vardr. Uzmanlarn tavsi
yesini istemek zorundayz. Doktor ya da sigorta satclar gibi
uzmanlar genellikle kendi sosyal refah rnlerini bize satmay
istemeleri noktasnda birbirlerinin tpa tp aynsdrlar. Kendi
miz uzman deilsek onlarn tavsiyesine nasl gveneceiz?
Fakat, uzman ya da deil, toplumsal hayatn muhasebesinde
hata pay ok genitir. Her ne kadar boanma oranlarnn artt43

yaygn ekilde biliniyor olsa da, yeni evli genler, ebedi me


sut evlilie inandklar iin sulanamazlar. ok az gen hayat
nn sonraki evresinde yaayabilecei Alzheimer hastaln ak
lna getirir. 1960'ta yeni eitim grm hibir dizgici, bilgisa
yarlarn birka yl ierisinde mesleini btnyle elinden ala
bileceini hayal edemezdi. Eer, OECD'nin ( 1 996a) gsterdii
gibi, yetikin Amerikallarn bete biri iin bir aspirin iesinin
zerindeki talimatlar anlamak gse, bilgi yetmezlii sadece
bireysel deil ulusal bir problemdir.
Eer, sosyal politika yapclar olarak biz, birok yurttan
zel refah piyasalarnn adil ve verimli ilemesi iin ihtiya du
yulan tipteki bilgiden yoksun olduunu (ve bilgiyi edinemedi
ini) varsayyorsak, evrensel ve kapsayc bir refah devleti ta
sarmna ynelmemiz gerekir.

Risklerin dalm ve dayanma modelleri


Toplumsal riskler, refah rejimlerinin yap talardr. Baz riskler
tmyle rastlantsalken, ou sosyolojik temelli ve dolaysyla
dzenlidir. Bunlar farkl eksende snflanabilirler; 'snf risk
leri', 'hayat ak iinde ortaya kan riskler' ve 'nesiller aras
riskler'. Bunlarn hepsi ailede iselletirilebilir, piyasaya dat
labilir ya da refah devletince masedilebilir, fakat snf riskleri
nin ve nesiller aras risklerin bir refah devleti zmn gerek
tirdii ortadadr. Devlet, riskleri masettiinde, ihtiyacn tatmini
hem "aile arlkl olmaktan kacak" (aileden alnacak) hem
"metalamas snrlanacaktr" (piyasadan alnacak) .

Smf riskleri
Snf riskleri kavram, Baldwin'i (1990) takip edersek, bir top
lumsal riskin toplumsal katmanlar arasnda eitsiz dalmn
ifade eder. Madenciler i kazalarna niversite profesrlerine
kyasla daha ak, vasfszlar dk gelirlere ve isizlie kar
daha korunmasz ve tek bana ocuk byten anneler yoksul
luk riskine daha yakndr. Yksek risk altndakiler, neredeyse
44

tanm gerei, piyasada denebilir seviyede sigorta bulmakta


zorlanrlar; ayrca aile de, hane yelerinin risk profillerinin
benzerlii dnlrse, etkin bir alternatif olmaktan uzaktr.
Bu nedenle refah devletinin risk eitsizliklerini idare etme bi
imi ayn zamanda bir dayanma ve sosyal katmanlama poli
tikasdr.
Bu noktada farkl refah devleti dayanmas modelini ay
ntrabiliriz. Bunlar, kolektif politik hareketliliklerin dnsel
btnln yanstrlar (Baldwin, 1990; Esping-Andersen,
1990). llki, yardm engelliler, yalnz anneler veya ak ekilde
yoksul olanlar gibi hedeflenmi ("kt") risk katmanlan ile s
nrlayan en muhta kesimlere ynelik refah yaklamdr. Risk
dalmna bu trde bir yaklam, toplumu onlar ve biz olarak
bler: bir tarafta zel sektr araclyla kafi gvenceyi edine
bilen kendi kendine yeterli yurtta ounluu, dier tarafta ise
aznlk durumundaki baml refah devleti mterileri. En
muhta kesimlere ynelik programlar tipik olarak ihtiya tes
pitine dayaldr ve genelde de pek bonkr deildir, nk or
talama semen dorudan kendisini ilgilendirmeyen bu yar
dmlara muhtemelen o kadar da destek vermeyecektir.
lkinci olarak, korporatist yaklam riskleri stat yeliine
gre gruplandrr. Mesleki farkllama iki nedenle korporatiz
min en tipik ifadesidir. Birincisi, profesyonel stat ounlukla
benzer risk profillerini kapsar; ikincisi de, meslekler da ka
pal bir sosyal grup oluturma ve kolektif eylem olanaklannn
temel kaynadr. Da kapal grubun btnln salamak
ve korporatist dayanmay azamiletirmek iin, bu tip prog
ramlar ounlukla zorunlu yelie dayandrlmtr. Geliim
leri byk oranda kolektif hareketlilik tarihine -aynma dere
cesine- baldr. Kol kuvvetine dayal i / kol kuvvetine dayan
mayan i ayrm Alman sosyal politikalannn ana ekseni olur
ken Fransa ve ltalya, yzn stnde ayr mesleki emeklilik
programnn varl ile kendini gsteren ok daha dar bir da
kapal mesleki gruplar gelenei sergiler.
nc olarak, evrenselci yaklam, iyi ya da kt, toplum
daki tm kiisel risklerin bir emsiye altna alnmas fikri ze45

rine kuruludur. "Halkn" dayanmas kavrayn ierir. Bu,


ulusal salk sistemi rneindeki gibi riskin evrensel oluun
dan kaynaklanr. Kuzey'deki "yurttalk emeklilik hakk" veya
evrensel aile yardm gibi dier rneklerde ise, mesele daha
ok riskin evrensel ekilde paylalmas gerekliliidir. Evren
selciliin tarihi kkenleri grnrde elikili bu iki siyas mi
rasta yatmaktadr. Evrenselcilii, Beveridge gibi reformcu libe
raller genellikle brokrasiyi ve rekabeti tahrifat en aza indir
dii iin, sosyalistler ve sendikaclar ise zararl blnmelerin
nne getii ve geni dayanmalar glendirdii iin savun
mulardr.

Hayat ak iinde ortaya 1kan riskler


Toplumsal riskler hayat akna eitsiz ekilde dalrlar. Bu,
Rowntree'nin ( 1901) "ii snfnn yoksulluk dngs" kav
ramnn, yani yoksulluun zellikle (geni aileler bata olmak
zere) ocuklukta ve (gelirler azald iin) ileri yalarda yo
unlat gzleminin arkasnda yatan temel anlaytr. Yoksul
luun hayat ak, yaa zel ihtiyalar ve kazanlarn denklii
nin olmay ile yakndan ilgilidir: gen ailelerin masrafl ihti
yalar ve dk gelirleri vardr; gelirler sonralan (ocuklar
evden ayrlnca) ykselir ve yallkta da keskin ekilde der.
Hayat ak iinde ortaya kan risklerin paylald temel
alan, geleneksel olarak aile olagelmitir. Klasik nesiller aras
szleme, gen olann, servetinin aktarm karlnda yalnn
bakmn stlenmesini ifade eder. Ayn ekilde piyasalar da, ha
yat sigortas ve zel emeklilikte olduu gibi hayat ak iinde
ortaya kan riskleri idare eder. alma hayatnn "en verimli
anda" kazanlan yksek gelirler, ou bireyin birikim yap
masna izin verdii iin, yallk gvencesini piyasadan almak
mmkndr. Fakat ayn durum birikim kapasiteleri ciddi an
lamda azalm ufak ocuklu aileler iin geerli deildir.
Geleneksel refah devletinin hayat ak riskleri kapsamnn,
zellikle hayatn iki "pasif' ucunda younlamas artc bir
durum deildir: (aile yardm ile) ocuklar zerinde ve (emek46

lilik ile) yallk zerinde. Bir liberale gre bunlar, "hak edil
mi" ihtiyalar yanstr. Sava sonras refah devleti, erkek ta
rafndan geindirilen istikrarl aileleri veri ald iin, toplum
sal koruma abalar i gvenliine ynelikti. Kadnlarn anne
olma "riski" bask yaratc bir sosyal politika meselesi deildi,
nk kadnlar varsayma gre ev kadnydlar, bu yzden de
doum ve annelikle ilgili pek bir refah dzenlemesi yoktu.
Sanayi sonras toplumun, aile istikrarszlnn artmas, yay
gn isizlik ve belirsiz kariyer gibi zellikleri, hayat ak iin
de ortaya kan risklerin artk genlik ve alma hayatnn en
verimli an da kapsadn gstermektedir. 'Toplumun te
ikisi' ve yeni 'snfalt' (underclass) gibi kavramlarn da nerdi
i gibi alt seviyedeki hayat anslarnda taklp kalmak artan bir
ihtimaldir. Bu nedenle geleneksel refah devleti tasarm ile ye
ni ortaya kan ihtiyalar arasnda, aileye veya piyasaya gre
dzenlenmi refah tarafndan doldurulmas kolay olmayan bir
boluk vardr.

Nesiller aras riskler


Ders kitab sosyolojisi genellikle modernlemeyi, doutan ge
len zelliklere gre farkllamadan zamanla edinilen zellikle
re gre farkllamaya gei olarak grr. Elbette rka ve etnisi
teye dayal ayrmclk, ilkinin devam ettiinin delilidir. Baz
gruplarn hayat anslar sistematik ekilde daha alt seviyede
kalmaktadr. Bu tip eitsizlikler normalde "snf riskleri" ek
linde ortaya karlar; fakat eer miras olarak edinilmilerse,
sorun nesiller aras risk geiidir. Miras ve piyasalar genellikle
karlkl olarak birbirlerini desteklerler. Meslek ve eitime
ilikin niteliklerin byk lde toplumsal kkene bal ola
rak belirlendiini biliyoruz (Erikson ve Goldthrope, 1992;
Shavit ve Blossfeld, 1993) . Ayn ekilde yoksulluk da kolaylk
la miras olarak devralnyor. Rowntree'nin 1970'lerde York'ta
inceledii aileleri yeniden ele ald bir aratrmada Atkinson
( 1983) , yoksul ailelerin ocuklarnn dierlerinden 2,6 kat da
ha muhtemel oranda yoksul olduunu bulmutur. Ayn ekil47

de, refah uygulamalarndan faydalanan Amerikal annelerin


ocuklar da yksek oranda okulu brakma, isizlik ve refah
uygulamalarna baml ikinci nesil olma riskleri ile kar kar
yadr (Mclanahan ve Sandefur, 1994) .
Miras alnan dezavantaj , 'toplumsal sermaye'nin eitsizlikle
ri haline gelir. Bu tip eitsizlikler ailede retildikleri ve daha
sonra da piyasada artnldklar iin, nesiller aras riskler refah
devleti aktif ekilde hayat anslarn yeniden datmadka yok
olmaz. 'Snf' ve 'hayat ak' riskleri, her eyden nce sosyal
koruma ve gelir gvencesi sorunudur ve ilgili eitlik tr de
haklarn evrenselletirilmesidir. Nesiller aras riskler ise eit
likilie, genellikle frsat eitlii politikalar eklinde, epey
farkl ve daha ak bir ballk talep eder.
Refah devletlerinin frsat eitliini nasl yorumladklar nok
tasnda nemli bir farkllama mevcuttur. Basitletirerek sy
lersek, asgarici ve azamici yorumlan ayrtrabiliriz. Her yer
deki politikann geleneksel temeli olan asgarici yorum, "hak
kaniyet" veya adillik kavramlarna yakndr. Toplumun siste
matik ekilde baz gruplara kar ayrmclk yapt ve bu ne
denle onlara eit ve adil frsatlar vermeyi reddettiinin kabul
zerine kuruludur. Bu, evrensel ve zorunlu eitimin arkasn
daki klasik dnme biimidir: beeri sermayeye eriimde
eitlii salama, devralnan eitsizlikleri yok edecektir. Bura
daki iddia, elbette beeri sermayenin, yaam anslarnn belir
leyici koulu olduudur.
Eitimle edinilen niteliklerin eitsiz ve dar beeri sermaye
politikasnn yetersiz olduunun farkna varlmas, l 960'larda
refah devleti eitlikiliinin tarihinde bir dnm noktas ol
du.8 Sonuta pek ok refah devleti, frsat eitliine ynelik ka
rarllklarn genilettiler ve yeniden tanmladlar. Bazlar,
zellikle de liberal Anglo-Saksonlar, "asgari" diye adlandrabi
leceimiz tavr, dezavantajl gruplar hedefleyen olumlu ay
rmcla ynelik programlar (mesela Birleik Devletler'de
"Head Start" gibi) ekleyerek srdrdler. zelikle lskandinav
8 Bu noktada Coleman raporu (Coleman vd. , 1996) ve jencks vd.'nin (1982) a
lmas ne kmaktadr.

48

lkeleri bata olmak zere, dier refah devletleri ise, frsat


eitliine ynelik daha agresif, geni ve kapsayc bir yaklam
benimsediler. Burada temel ilke, dezavantajn ayr ayr kay
naklardan kabilecei ve prensipte tm gruplarn riskle yz
letii idi. Miras alnan dezavantaj, sadece beeri sermayenin
tesine gemekte ve yaam anslar asndan hayati olarak
dnlen her trl kayna kapsamakta idi. zlmesi ge
rekli sorun, mzmin, yaltlm hakkaniyetsizliklerin deil
eitsizliklerin sistemli biimde yeniden retilmesi idi. Bu ne
denle mcadele, genel anlamda beeri kapasiteyi, optimal e
kilde ilemek iin gerekli olan tm toplumsal kaynak yaps
zerindeki halkn idaresini ierir hale geldi. Gerekten de
l 960'lardan beri kamusal sosyal hizmetleri salamaya ynelik
skandinav abas bu yaklam nda deerlendirilmelidir. 9

Metalamanm smtrlanmasm yeniden dnmek


Metalamann snrlanmas (decommodification) kavram, ya
kn tarihli refah devleti aratrmalarnda ok tartld. Temel
de Polanyi'den ( 1 944) devirilen ve sonra Offe ( 1972, 1984)
tarafndan gelitirilen bu kavram, piyasaya katlmdan bam
sz olarak sunulan haklar araclyla refah devletlerinin para
ilikilerini ne derece zayflattn ifade etmek iin kullanlr.
Bu, T.H. Marshall'n sosyal yurttalk haklan kavramn tanm
lamann bir yoludur (Esping-Andersen, 1990, ksm 2) .
lsel olarak kavram, bireylerin -ya da sosyal refah kazanm
larnn- zaten metalatn varsayar. Daha sonra gelen eletiri
ye (bkz. zellikle Orloff, 1993) yol aan da tam olarak bu n
kabuldr. Bu, refah devletleri ve standart, meslek sahibi erkek
9 Gerekten de, nl lskandinav 'hayat seviyesi' aratrmalar ( 1960'larn sonla
rnda) nfus ii sosyal kaynak dalmndaki sreleri gzlemlemek amac ile
balaulmlardr (bir sunum iin, baknz Erikson vd., 1991). Sonradan grl
d gibi, lskandinavya'daki eitlik an biimde kadnlara ynlendirilmitir,
fakat n azndan lsve'te- snf miras etkisinin zayfladna dair baz kantlar
mevcuttur. lsve eitimle kazanlan niteliklerin snf kkeninden syrld biri
cik rnektir (Shavit ve Blossfeld, 1993). Ayn ey sosyal hareketlilik iin de ge
erlidir (Erikson ve Goldthore, 1992).

49

ii arasndaki ilikiyi tarif edebilir, ama ekonomik rolleri ge


nelde metalamam ya da en azndan ksmen metalam ka
dnlara kolaylkla uygulanamaz. Birok feministe gre mesele,
refah devletlerinin, en ktsnden kadnlann kendi metala
ma ncesi statlerine hapsini yeniden retmesi ya da en iyi
sinden istihdam ve aile sorumluluklan ifte ykn hafiflet
mek iin ok az ey yapmasdr. Metalamann snrlanmas
kavram, refah devletleri kadnlarn metalamasna yardm et
medike onlar iin ilevsizdir.
Kta Avrupas'ndaki sosyal politikann evrimine hakim olan
muhafazakar gelenek, dierlerinden farkl olarak kavramsal
bir problem ortaya karr. Yaptm nceki karlatrmalarda
da ortaya kt gibi, Kta Avrupa refah devletlerinin ou,
metalamann snrlanmas endekslerinde olduka yksek de
erlere sahiptir (Esping-Andersen, 1990) ve son derece de aile
arlkldr. Tarihsel balamda, muhafazakar reformcular
atomcu bireycilii ya da onun diyalektik zdd olan sosyalizmi
yaratt iin kaba piyasa kapitalizminden ekindiler. Mutlak
Hegelci muhafazakarlara gre, kuatma altnda olan temelde
hiyerari ve devlet otoritesi idi. Buna karlk, Katolik (ya da
Dou Asya Konfys) geleneinde ise, komniteryen-aile
sel ballklar tehlikede idi. "Piyasaya kar politika" muhafa
zakar tavr, metalatrlm bir dnyada kapitalizm ncesi ku
rumlar yeniden retme; crete dayal ii geleneksel toplumsal
btnleme ve karlkllk idealleri ile uyumlulatrma; para
ilikilerinin insani ihtiyalar ve aile alanlarna yaylmas ile sa
vama edimidir. Bu nedenle bir Konfys veya Katolik
toplumsal reformcu iin, metalamann snrlanmas ailesel
dindarlk ve karlkl bamll tevik ettii srece istenir bir
eydir. Bireycilik ve bamszl tevik ediyorsa da ykc bir
ey. . . Bugnk ekli ile Katolik destek ilkesi, aile arlkl ol
may glendirmek iin erkek aile reisine gl sosyal refah
garantileri tahsis etmek anlamna gelir.
Metalamann snrlanmasnn bu ikili nitelii nemlidir.
Sosyal demokratlar ve muhafazakarlar sadece kimin piyasa
basksndan bamsz klnaca konusunda deil bunun ne
50

ekilde yaplacanda da ayrrlar. llkede -ama zorunlu olarak


uygulamada deil- sosyalist reformcular her zaman evrensel
bireysel yararllk, zerklik ve ekonomik bamszl vurgula
dlar. Friedrich Engels ve sonralar Myrdal'dan itibaren, cinsi
yetler aras eitlik sosyalist dncede olmazsa olmaz ilke ha
line geldi.
llke ve gereklik elbette her zaman yanyana deildir ve sos
yal demokrat politikann evriminde bu daha da belirgindir.
Her yerde l 960'lara kadar, evi erkein geindirdii ailenin ev
rensellii varsaylmtr. Sava sonras, Britanya li Partisi po
litikasna rehberlik eden Beveridge raporuna gre " . . . evli ka
dnlarn byk ounluu cretsiz de olsa hayati bir ile me
guldrler; bu olmadan kocalar cretli ilerinde alamaz ve
ulusun bekas salanamaz" (Beveridge, 1942:49). Bu grn
ilk kez terk edilmesi, ancak l 960'larn sonlarna doru Kuzey
lkelerinde gerekleir. Ve politikann dnm, ii hareke
tinin ynetim merkezlerinden ziyade kadn rgtleri tarafn
dan ynlendirilen kitlesel popler bir kampanya ile gelmitir.
Her durumda, metalamann snrlanmas kavram, sadece
zaten tam olarak ve geri dnlmez ekilde cret ilikisi iinde
yer alan bireyler iin anlamldr. Uygulamada bu, kavramn ar
tan ekilde kadnlara ilikin hale geldiini ifade eder. Fakat ka
dnlarn byk bir orannn (ve baz erkeklerin) kurumsal ola
rak "metalatrma ncesinde" olduu; refahlarnn bir aile ie
risinde olmaktan kaynakland da bir gerektir. Birok kadn
iin piyasaya bamlln ilevsel edeeri aileye bamllktr.
Dier bir deyile, kadnn bamszl, refah ykmllkleri
nin 'aile arlkl olmaktan k'n zorunlu hale getirmektedir.

Aileye ar/Jk veren ve aile ar/Jkl olmaktan k


Bunlar gibi kelimeler kolaylkla kafa karkl yaratabilir. Bir
Amerikal iin, "aile yanls" politikalar, geleneksel aile deer
lerini (o her ne demekse) yeniden tesis etmek iin verilen H
ristiyan muhafazakar bir abay ima eder. Fakat bir skandinav
iin Hernes'in "kadn dostu refah devleti" olarak adlandrd
51

eyi ima eder, yani ailenin bakm ykn azaltmaya ynelik


etkin bir politika.
Burada, "aileye arlk veren" (familialism) ilkini iaret et
mek iin kullanlyor. Bu nedenle, aileye arlk veren bir refah
rejimi, refah ykmllklerinin byk ksmn haneye ykle
yen bir rejimdir. Ve dier aka tuhaf bir kelime olan "aile
arlkl olmaktan k" (de-familization) ise bireylerin aileye
bamllklarn azaltan; onlarn ekonomik kaynaklar zerin
deki hakimiyetlerini ailevi karlkllklarndan bamsz ekil
de asgariye karan politikalar ifade eder. Bu, metalamann
snrlanmas kavram gibi, ampirik olarak "ya o ya da bu"dan
ziyade bir derecelendirme sorunudur. Kadnlarn (ya da en
azndan annelerin) aile sorumluluklarnn, alarak ekono
mik bamszlk kazanma kabiliyetlerini kstlad ortaday
ken, bu sorumluluklarn aile arlkl olmaktan karlmalar,
pek ok aratrmann da gsterdii gibi, mnhasran refah
devletine baldr.
"Aile arlkl olmaktan k" balamnda refah devleti fark
llklar metalamann snrlanmasndaki kadar byk. lskan
dinav refah devletleri, sosyal politikalarn, aka kadnlarn
ekonomik bamszln azamiye karmak iin tasarlanm
olduu tek yerdir. Piyasann saladna destek ya da alternatif
bir gelir garantisi sunduklar iin liberal rejimlerden keskin
ekilde ayrlrlar. Muhafazakar yaklamla ztlk ise daha da
belirgindir nk kadnlarn emek piyasasna tam-zamanl,
hayat boyu katlmn ailesel ykn azaltlmas vastasyla te
vik ederler. Muhafazakar-Katolik (ve Konfys) politika,
evi geindiren erkein gelir garantileri yoluyla ("adil cret")
"metalamasnn snrlanmas"na muhalif deildir, nk bu,
ataerkillii ve geleneksel aile ballklarn (kadnlarn erkee
ekonomik bamlln ve erkeklerin kadna toplumsal yeni
den retim bamlln) glendirmenin bir yoludur (Sarace
no, 1996; Bettio ve Villa, 1995).
Aile bamllklarn asgariye indirmek, refah devletinin ra
dikal lde yeniden ekillendirilmesi anlamna gelir. Sosyal
demokrat refah devleti, refah sorumluluklarnn aile arlkl
52

olmaktan kanlmas araclyla kadnlan metalatrmaya yar


dm eder (ve bu sayede erkeklere olan bamllklann azaltr) ;
bylelikle sonra da onlann metalamalann snrlar.
imdi eksiksiz bir dngye ulatk: metalamann snrlan
mas politikasnn farkl rejimlerde ne ifade ettiinin daha iyi
bir tasviri birok karlatrmal refah devleti aratrmasndaki
cinsiyet krlnn eletirisi ile akr. Three Worlds adl ese
rimde, refah devleti rejimleri genelde ok dar olarak, gelir des
tei programlan ve devlet-piyasa ikilii araclyla ve standart
erkek retim iisi varsaymyla aklanmlard. Yine bu er
evede yaplacak ampirik bir yeniden gzden geirme, basit
bir muhafazakar, liberal ve sosyal demokrat rejim lemesini
yanllamaktan ok dorulayacaktr.
KAYNAKA
Atkinson, A.B. (1983) The Economics of Inequality. Oxford: Oxford University
Press.
Baldwin, P. ( 1990) The Politics of Social Solidarity: Class Basis of the European Wel
fare States. Cambridge: Cambridge University Press.
Barr, N. (1993) The Economics of The Welfare State. Palo Alto, Calif.: Stanford Uni
versity Press.
Beffio, E ve Villa, P. (1995) "A Mediterranean Perspective on the Breakdown of
he Relationship Between Participation and Fertility", yaynlanmam alma,
Department of Economics, University of Toronto (December).
Blossfeld, H.P. ( 1993) The New Role of Women. Boulder, Colo.: Westview Press.
Castles, E (1986) Working Class and Welfare. Londra: Ailen and Unwin.
- (1993) (der.) Families of Nations. Dartmouth: Aldershot.

Coleman, J., Campbell, E. ve Hobson, E. (1966) Equality of Educational Opportu


nity. Washington: Government Printing Office.
Eriksson, R. ve Goldthorpe, J. H. (1992) The Constant Flu.x: Class Mobility in ln
dustrial Societies. Oxford: Clarendon Press.
Eriksson, R., Hansa, E.j., ve Vusitala, H. (1991) Welfare Trends in Scandinavian Co
untries. Armonck, NY: M.E. Sharpe.
Esping-Andersen, G. (1990) The Three Worlds of Welfare Capitalism. Cambridge:
Polity Press.
Hernes, H. (1987) Welfare State and Women Power. Oslo: Norwegian University
Press.
Jencks, C., Smith, C., Ackland, H., ve Bane, M.J. (1982) lnequality: A Reassesment
of the Effects of Family and Schooling in America. New York: Basic Books.
Kangas, O. (1991) The Politics of Social Rights. Stockholm: Swedish lnstitute for
Social Research.

53

Korpi, W (l 980b) "Social Policy and Distributional Conflict in the Capitalist Democracies", West European Politics, 3: 296-3 15.
- (1983) The Democratic Class Struggle. Londra: Routledge.

Lash, C. ( 1977) Haven in A Heartless World. New York: Basic Books.


Marshall,T.H. ( 1950) Citizenship and Social Class. Oxford: Oxford University
Press.
Mclanahan, S. ve Sandefur, G. ( 1994) Growing Up With A Single Parent. Cambrid
ge, Mass.: Harvard University Press.
Myles,j. ( 1984) Old Age in the Welfare State. Boston: Little, Brown.
O'Connor, ]. ( 1996) "From Women in the Welfare State to Gendering Welfare Sta
te Regimes", Special Issue of Current Sociology, 44/2.
OECD ( 1 996a) Literacy, The Economy and Society. Paris: OECD.
Offe, C. ( 1 972) "Advanced Capitalism and the Welfare State" , Politics and Society,
4: 479-88.
- ( 1984) Contradictions of the Welfare State. Londra: Macmillan.

Palme , j . ( 1990) Pension Rights in Welfare Capitalism. Stockholm: Swedish Institu


te for Social Research.
Polanyi, K. ( 1944) The Great Transformation. New York: Rhinehart.
Rein, M. ve Rainwater, L. (1986) The Public-Private Mi.x in Social Protection. Ar
monck, NY: M.E. Sharpe.
Rowntree, S. (1901) Poverty: A Study of Townlife. Londra: Longman.
Salamon, L.M. ve Anheier, H.K. (1996) The Emerging Non-Proft Sector. Manches
ter: Manchester University Press.
Saraceno, C. ( 1996) "Family Change, Family Policies and the Restructuration of
Welfare", OECD konferansna sunulan tebli, Beyond 2000: The New Social Po
licy Agenda. Paris: OECD, 12-13 Kasm.
Shalev, M. (1996) The Privatization of Social Policy ? Occupational Welfare and the
Welfare State in America, Scandinavia and]apan. Londra: Macmillan.
Shavit, Y. ve Blossfeld, H.P. ( 1993) Persistent Inequality. Boulder, Colo. : Westview
Press.
Stephens, J . ( 1979) The Transitionfrom Capitalism to Socialism. Londra: Macmillan.
West Pedersen, A. (1994) , "What Makes the Difference?", P. Kosonen ve P.K.
Madsen (der.) Convergence or Divergence? Welfare States Facing European Integ
ration iinde, Brksel: European Commission, 125-56.
Wilensky, H. ( 1975) The Welfare State and Equality. Berkeley: University of Cali
fomia Press.

54

Altn a Sonras? K resel Bir E konomide


Refah Devleti i ki lemleri
G0sta Esping-A ndersen

T.H. Marshall'a ( 1950) gre, modern vatandalk yzyla


yaylan bir demokratiklemenin rndr. 18. yzylda, yasal
sivil haklar ilkesine dayal temeller atld; siyasi haklar 19.
yzylda ortaya kt ve demokratik idealin ilk sonucu olarak
da 20. yzylda sosyal vatandalk yerleti.
imdi bir baka yzyln eiinde, yasal ve siyasi haklarn,
gelimi ve sanayilemi dnyann pek ok yerinde salam bir
ekilde yerlemi olduu grlmektedir. Ancak bunun ayns
n sosyal haklar iin iddia etmek pek mmkn deildir. Pek
ok insan, refah devletinin ekonomik gelime, tam istihdam
ve hatta kiisel zgrlkler gibi dier nemli hedeflerle ba
damadna yani, gelimi, sanayi sonras kapitalizmin ru
huyla rtmediine inanmaktadr.
zmlememizi eski ve yerleik demokrasilerden teye ge
nilettiimizde, sosyal vatandaln nc bir tarihsel aa
masnn kanlmazl daha da nemli gzkmektedir. Mo
dernleme teorisinin otuz krk yl nce inand eylere ra
men, yeni oluan sanayi demokrasilerinin Bat refah devleti
yoluna doru benzeme gsterdikleri sylenemez. O halde
acaba T.H. Marshall, ada medeniyeti kmlatif ve geri dn
drlemez bir olgu varsayarak hata m yapmt? Ya da, baka
55

bir deyile, gelecekte nasl bir refah devletinin ortaya kmas


_
muhtemeldir?
Modern refah devleti, zenginlik, eitlik ve tam istihdamn
mkemmel bir uyum ierisinde gzktkleri, kapitalizmin sa
va sonras 'Altn a'nn bileenlerinden biridir. Refah devlet
lerinin krizi, zenginliin olmayndan kaynaklanyor olamaz.
Sava sonras ekonomik bymenin ba dndrc seviyeleri
ok geride kalmtr ama yine de 1970'lerin ortasndaki petrol
krizinden beri zengin OECD lkelerindeki reel GSMH, %45 gi
bi nemli bir miktarda art gstermitir. Kamu sosyal harca
malar (ve zel sosyal harcamalar) tabii ki daha da hzl artm
ancak bu art l980'lerde genel olarak durdurulmutur. Krizin
z aslnda eitlik/tam istihdam balantsnda bulunmaldr.
Refah devleti krizine dair tehisler, bu konudaki uzman say
s kadar oktur. Buna ramen, bu grlerin ou uygun ekil
de ana balk altnda zetlenebilir. Bunlarn ilki, refah devle
tinin piyasay boduunu ve alma, tasarruf etme ile yatrm
yapma drtlerini andrdn ne sren 'piyasa koullarn
dan sapma' (market distortion) grdr. lkinci bir popler
tehis, nfusun yalanmasnn uzun vadeli dramatik etkilerine
odaklanmaktadr. nc grup argman ise savurgan hk
metleri ve rekabeti olmayan ekonomileri acmaszca cezalan
dran yeni kresel ekonominin sonularna odaklanmaktadr.
almamz, bu argmanlar reddetmiyor. Temelde eitliki
lik (egalitarianism) ile istihdam arasnda yeni ve olduka esasl
bir seim yapma gerei olmas, kresel rekabetin ulusal dzey
de politika seimlerini daraltmas ve nfusun yalanmasnn
bir sorun tekil etmesi konularnda hemfikiriz. Ayn zamanda,
bu standart durumlarn ok abartldn ve risklerin de yanl
ekilde ynlendirici olduunu dnyoruz. Ksmen, refah
devleti tiplerinin eitlemesi ok fazla genellemeyi mmkn
klmaz. Ksmen de, krizin isel ve dsal kaynaklarnn ne ol
duunu dikkatli ekilde ayrt etmemiz gerekmektedir. Bir yan
dan, refah devletlerinin bugn kar karya olduklar zorluk
larn ou piyasa hatalarndan kaynaklanmaktadr: yani, iyi i
lemeyen emek piyasalar mevcut sosyal programlar zerinde
56

fazla yklenme yaratmaktadr. Bazlar, bunun refah devletinin


kendi hatas olduu konusunda srarcdr. te yandan, refah
devleti hatalarnn olmas da muhtemeldir: yani, ou lkede
sosyal koruma yaps, yeni risklere ve ihtiyalara karlk veril
mesini engelleyecek ekilde, artk mevcut olmayan gemi bir
sosyo-ekonomik dzende donup kalmtr.
Gelimi refah devletlerini kayglandran skntlar, ayn za
manda gelimekte olan sanayi demokrasilerindeki sosyal gven
lik zerine stratejik dnmeyi de etkilemektedir. Artk bir s
ve 'orta yolu' mevcut deildir. Neo-liberaller, ekonomik by
me ve zenginlie giden yolun esneklik ve yeniden dzenleme
den getiini belirtmektedirler. Bu erevede, Latin Amerika ve
Dou Avrupa iin sve refah devletiliinden ok ili zelletir
meciliini nerirler. Bu tip bir seimin ok fazla kutuplama ve
gereksiz yoksulluk yaratacana, modernleme iin verimliliin
aksine bir sonu ortaya karacana dair eletiriler yerindedir.
Bu eletirileri dile getirenlere gre, kapsaml sosyal gvenlik ge
reklidir nk aile, cemaat ve zel piyasaya dayal geleneksel re
fah dzenlemeleri yetersizdir. Aynca kapsaml sosyal gvenlik,
salam demokrasi, sadece gerek sosyal vatandaln alayabi
lecei bir sosyal btnleme seviyesi talep ettii iin de arttr.
Aslnda bunlar, sava sonras dnemde Avrupa'ya hakim
olan tartmalarn aynsdr. O zamanlar, refah devleti oluumu
mevcut sosyal politikalarn gelitirilmesinden daha fazla ey
ifade etmekteydi. Ekonomik anlamda, gelir ve istihdam g
venliinin vatandalk hakk olmas, saf piyasann ortodoksile
rinden kasti bir uzaklama anlam tamaktayd. Ahlaki an
lamda ise refah devleti, daha evrensel, snfsz bir adalet ve 'in
sanlarn' dayanmas szn vermekteydi; sava abas iinde
ortak mal iin fedakarlkta bulunmaya arlanlar iin bir
umut olarak sunulmaktayd. Dolaysyla, refah devleti,
ayn zamanda bir ulus inas siyasi projesiydi: liberal demok
rasinin, faizm ve bolevizm ikili tehlikesine kar olumlanma
s. Pek ok lke, sosyal politikalarna ulusal sosyal btnle
meye yneliktir etiketini yaptrmadan kendi kendini ilan
eden refah devletleri haline geldi.
57

Bu konular gnmzde Asya, Gney Amerika ve Dou Av


rupa'da ncelikli hale gelmitir nk ekonomik modernleme
sosyal btnlemenin eski kurumlarn yok etmektedir. Yine
de, bu uluslardaki politika yapclar, bu ahlaki ve siyasi amala
rn kendi karlatrmal ekonomik avantajlarn (daha ucuz i
gc), geleneksel elit ayrcalklarn (Latin Amerika'da zengin
lerden vergi alnmamas) ya da sosyal kltr (Dou Asya'da
Konfys retileri) tehlikeye sokacandan korkmaktadr.
Gelimi Bat uluslarndaki refah devletleri, kitlesel sanayi
retiminin hakim olduu bir ekonomiyi beslemek zere orta
ya kmlardr. 'Keynezyen konsenss' anda sosyal gven
lik ve ekonomik byme, eitlik ve verimlilik arasnda bilinen
hibir seim yapma gerei mevcut deildir. Bu konsenss orta
dan kalkmtr nk zerine kurulduu varsaymlarn hibiri
artk geerli deildir. Bir lkede enflasyon yaratmadan talep
ynlendirmeli byme salamak mmkn gzkmemektedir;
sanayi retimindeki d gz nne alndnda, tam istih
dam bugn ancak hizmet sektr sayesinde gerekletirilebil
mektedir; erkek tarafndan geindirilen geleneksel aile tipi
yok olmakta, dourganlk oran dmekte ve hayat ak git
tike standart d bir hal almaktadr.
Bu tip yapsal kaymalar geleneksel sosyal politika dnce
sini zorlamaktadrlar. Pek ok adan, krizin belirtileri tm l
kelerde benzerdir. Dier alardan ise bariz farkllklar gzlen
mektedir. Kuzey Amerika'da en byk sorun artan eitsizlik
ve yoksulluk iken Avrupa'nn byk problemi kronik yksek
isizliktir. lki sorun da biroklarnn istihdam art ve adaletli,
cmert sosyal koruma arasnda temel bir seim yapma gerei
olduuna inanmalarn desteklemektedir. Ar sosyal katklar
ve vergiler, yksek ve deimez cretler ve yaygn i gvence
si, emek piyasasn ekstra iilerin ie alnmasn engelleyici
ekilde maliyetli ve kat hale getirmektedir. Dzenleyici n
lemlerin snrlanmasndan yana tutum, l 980'lerde Kuzey
Amerika'da daha byk eitsizlikler yaratma pahasna da olsa
'i mucizesi'ni gerekletirerek dorulanmtr.
Amerikan rotas, kutuplama ve yoksulluk balamnda sos58

yal maliyetleri ok yksek olduu iin eletirilmektedir. Alter


natif olarak, 'sosyal yatrm' stratejisi ne srlmektedir. Zalim
cret indirimleri yerine buradaki fikir, sosyal politikay, pasif
gelir destei eiliminden 'insanlar tekrar ie sokabilecek', ha
nelerde aile ve i sorumluluklarnn uyumlulatrlmasnda
yardmc olacak, sanayileme sonras toplumun talebi dorul
tusunda nfusu eitebilecek aktif emek piyasas programlarna
yneltebilmektir. Zaten lsve modelinde onyllardr resmi
dogma, 'retici sosyal politika' dorultusunda beeri sermaye
ye yatrma yaplan vurgudur. u anda ise Clinton ynetimin
de, Avrupa Topluluu'nda ve hatta Gney Asya lkelerinde n
plana kan temalardan biri olmutur (bkz. European Com
munity, 1993b; Freeman, 1993 ) .
'Gelimekte olan' ekonomilerdeki tartma da buna olduka
paraleldir. Bu lkelerin bilindik avantajlar, rekabeti igc
maliyetleri olduundan maliyeti yksek refah programlar
oluturma konusunda da doal bir isteksizlikleri vardr. Ayn
zamanda bu uluslarn ou -zellikle Japonya- olaand bir
nfus yalanmas ve gelecekte denmesi zor emeklilik yk
kabuslar ile kar karyadr. Ancak, cret maliyeti avantajlar
ortadan kalkmaya baladka (nk her zaman bir kede
bekleyen daha ucuz bir ekonomi vardr) katma-deeri daha
yksek retime gemek zorunda kalacaklarnn da farknda
drlar: Bu nedenle Dou Asya hkmetleri eitime olaanst
nem vermektedir.
Peki, 2 1 . yzyla girerken refah devletleri iin ngrler ne
lerdir? Gelimi uluslar refah devletinin baz ya da pek ok il
kesini feda etmeye zorlanacaklar m? Sanayilemekte olan
uluslar refah devletsiz bir model mi seecekler, yoksa Bat stili
refah devletlerinin bir trn m uyarlayacaklar?
Ne yazk ki genel eilimler, en azndan geleneksel alglan
ekliyle refah devleti ideallerine sk skya bal olanlara rahat
vermemektedir. Gelimi uluslarn kar karya olduu, eit
lik ve istihdam arasndaki yeni atmaya uyum salamak git
tike zorlamaktadr. Sava sonras dnemde refah devletini
ekonomik gelimenin nemli bir paras haline getiren koul59

lar gnmzde Arjantin, Polonya ya da Gney Kore iin ge


erli olmayabilir. Bu tip bir karamsarln nedenleri, hem i
hem de d deiimlerde aranmaldr.

Deien uluslararas evre


Sava sonras dnemi tanmlayan tam istihdam ve gelir eitli
inin uyumlu birliktelii, artk pek mmkn gzkmemekte
dir. Pek ok insan, Kuzey Amerika'nn olumlu istihdam per
formansnn sadece dzenleyici nlemlerin snrlanmas ve
serbestletirilmi piyasalarla gerekleebildiine inanmaktadr.
Bylece kazananlar dllendirilip kaybedenler cezalandrlm
olur; cret ve hane gelir eitsizlikleri artar, yoksulluk oranlar
byr ve belki de 'snfalt' (underclass) yeniden ortaya kar
(Gottschlak, 1993; OECD, 1 993; Jencks ve Peterson, 1 99 1 ;
Room, 1990) . Bat Avrupa ise daha kapsaml endstri ilikileri
sistemleri, refah devletleri ve gl sendikalar ile, sosyal g
venlik maliyesine yk bindiren yksek isizlik (zellikle gen
ler arasnda ve uzun-dnemli) ve kabaran refah bamllar or
dusu bileimi pahasna da olsa eitlii salam ve artan yok
sulluu engelleyebilmitir. Talep-ynlendirmeli, reflasyonist
stratejiler artk bir seenek olmaktan kmtr, nk hem i
sizlik sadece konjonktrel deildir hem de gelirdeki art, ithal
mallar satn alma yoluyla ekonominin dna szmaktadr. 1

Benzeme durumu: Kresel btnleme


Bugn dnyadaki btnleme neredeyse otomatikman ak
ekonomileri ifade eder ekilde kullanlmaktadr. lsve, Avust
ralya ile Yeni Zelanda, ili ve Avrupa'daki eski komnist lke
ler, nceden refah devleti dzenlemelerini destekleyen koru
mac nlemleri bir kenara brakmaktadrlar.
1 Gncel tartmalarda yaygn olan bu argman birtakm rezervlerle kabul edil
melidir. rnek vermek gerekirse, yeni sanayileen lkelerden ithalat pay git
tike artmaktayken, toplam AT ye lke ticaretinin yaklak %80'i AT iinde
gereklemektedir.

60

Akln, lkelerin kendi politik ekonomilerini zerk ekil


de tasarlama kapasitelerini byk oranda snrlad sylen
mektedir. Avustralya ve Isve, ulusal seeneklerin anmas ko
nusunda rnek tekil etmektedirler. Castles'n gsterdii gibi
(Castles, 1996) Avustralya, ancak korumac nlemlere bal ol
duu lde i gvencesi, tam istihdam ve yksek cretlerin
olduu 'cretlilerin refah devleti' modelini gerekletirebilmi
tir. Avustralya'mn dedii bedel, ekonomik byme konusun
da geri kalmak olmutur. lsve ise tam istihdam, Stephens'n
gsterdii gibi (Stephens, 1996) , hkmetlerin i kredi ve yat
rmlan kontrol edebildii, emek piyasasndaki ortaklarn cret
lmlln birlikte teminat altna aldklar lde, dnyann en
cmert ve eitliki refah devleti ile dengeleyebilmitir. 1 980'ler
deki serbestlemenin ardndan sve ekonomisi, i yatnn ve
i yaratmay azaltan ar bir sermaye ka yaamtr. Ayn za
manda, lsve'in merkezi ulusal sosyal paktlar gelenei de an
maya balamtr. Hem lsve hem Avustralya'da geniletilmi
aklk, (gerek sa gerekse sol) hkmetleri sosyal harcamalar
ksmaya zorlamtr. O halde, aklk refah devletlerini acma
szca en az ortak refah paydasna doru mu srklemektedir?
Latin Amerika ve Orta-Dou Avrupa'daki lkelerin ou, u
anda sert liberal uyum stratejileri uygulamaktadr. Ksa vadede
bu durum, ar isizlik, gelirlerde arpc bir azalma ve daha
ok eitsizlie neden olmaktadr. Uzun vadede ise -1980'lerin
ortasndan itibaren ili'nin durumu rnek olarak gsterilebilir
lkelerin rekabetiliini, bymesini ve istihdamm artrc et
ki yaratabilir.2 Radikal serbestlemeyle ilgili en byk sorun,
maliyetlerin eit olmayan ekilde dalmas ve bylece rgtl
direnii kolayca kkrtabilmesidir. ili rnei olduka aklay
cdr. Huber'in gsterdii gibi ili'de yoksulluk oram, 1970'teki
% 1 7'den 1986'da %38'e ykselmitir (Huber, 1996) . 1983'te i
sizlik oram, toplam igcnn te birine ulamtr.3 Otoriter
2 Latin Amerika'daki ticaret serbestlemesi zerine yaplm yakn tarihli bir a
lma, verimlilik performans ve byme balamnda gl ve nemli etkiler
den sz etmektedir (Edwards, 1994).
3 Eski komnist lkelerdeki yoksulluk eilimleri, yeni rejimlerin radikal 'ok te-

61

ynetim altndaki ili'de rgtl direni etkin ekilde bastrl


mtr. Liberal demokrasilerde politika yapclar ya iknaya ya da
telafi edici sosyal garantilere dayanmak durumundadr. lkna,
geni kapsaml bir konsenss gerektirir, telafi ise hkmetlerin
zaten zayf olan maliyelerini zorlamaktadr. Dou ve Orta Av
rupa'da olduu gibi Latin Amerika'da da, sosyal ihtiyalar ve
mali aralar arasndaki kopukluk, istihdamn 'enformelleme
si'nin artmas ile daha da derinlemektedir. Vergiler ve i d
zenlemelerinden kamak iin, iiler ve iverenler formel istih
dam ilikilerinden kmaktadr.
Eer gelimi lkelerde kresel cret rekabeti refah devleti
krizinin temel bir kayna ise, benzeme paradoksal bir ekil
de iki zt tepkiden ortaya kabilir. Avrupa ve Amerika'da cret
maliyetlerini drmek, dier hallerde rekabet edemeyecek
yerli firmalar koruyabilir. Bunun sonucunda, tabii ki, dk
verimlilik st kapal ekilde cezalandrlm olacaktr. Ben
zemenin teki kayna ise Japonya, Kore ya da Tayvan gibi
ana kresel rekabetilerin artan igc maliyetleri olabilir. Bu
lkelerin greli igc maliyetleri bir sreden beri artmaktadr
ve nmzdeki yllarda nemli sosyal gvenlik reformlar ya
pamadklar takdirde artmaya da devam edecektir.

Farkllama durumu: Kurumlarn rol


Kresel glerin ulusal refah devletlerinin kaderlerini belirle
me seviyesini neden abartmamamz gerektiine ilikin baka
olgular da ne srlebilir. Karlatrmal aratrmalarda var
lan en gl sonulardan bir tanesi, kar temsili ve siyasi
konsenss yaratmann siyasi ve kurumsal mekanizmalarnn
refah, istihdam ve byme hedeflerini ynetme konusunda
rapi'lerini uygulama dereceleri ile balantldr. Yakn tarihli bir gzden geirme
de Comia ( 1994), 'ultra yoksul' olarak tanmlad, gelirleri ortalama cretin
%25-35 altnda olan hane halklar ile ilgili deerleri sunmaktadr. 1989'dan
1992'ye dek Polonya'da %8'den %20'ye, Romanya'da %19'dan %30'a ve Rus
ya'da %3'ten %27'ye ykselmitir. Buna karlk, Macaristan'da (%3'ten %6'ya)
ve ek Cumhuriyeti'nde (%1.5'ten %7'ye) art daha azdr. Benzer ekilde bu iki
lke, dierlerinden daha dk isizlik oranlarna sahiptir (OECD, 1994b).

62

son derece nemli olduudur.4 Sava sonras Avrupa ekonomi


leri, yaygnlaan kar rgtlerinin tam istihdam karlnda
cret snrlamas sz vermelerini mmkn klan kapasiteleri
sayesinde hem refah hem de verimlilii azami seviyede tutma
y baarabilmilerdir. Bu nedenlerden dolay, gl bir sosyal
gvence a, ekonomilerin uyum kapasiteleri ya da daha genel
anlamda ekonomik byme zerinde hibir olumsuz etki ya
ratmamtr (Calmfors ve Driffill, 1988; Atkinson ve Mogen
sen, 1993; Blank, 1993; 1994; Buechtemann, 1993) .
Ancak paral kurumlara sahip lkeler, ekien karlar ara
snda balayc uzlama salama kapasitesinden yoksundurlar.
Birbirine zt refah, istihdam ve verimlilik hedefleri, deiime
uyum salamak iin daha dk bir kapasite ya da enflasyon
yaratarak nihai toplam kazancn sfra eit olduu seim yap
ma gerekleri haline gelebilmektedirler. Dolaysyla, uygun bir
kurumsal evre, esneklii ve verimlilii besleyebilme kapasite
sine serbest piyasalar kadar sahip olabilir. De N eubourg
( 1 995:6) Ronald Dore'dan alnt yaparak kat kurumlarna ra
men japonya'nn bu kadar baarl olmasnn nedenlerini me
rak etmenin yanllna dikkati ekmektedir. Bunun yerine
sorulmas gereken soru u olmaldr: Japon kurumsal dzen
lemelerini baarl yapan unsurlar nelerdir?'. lsve'teki kon
senss yaratan gl kurumlar Japonya'da olduu gibi yllar
dr olumsuz seim yapma gereklerini engellemeye yardm et
mitir. Bu kurumlarn 1 980'lerde uradklar anma ise ls
ve'in dramatik kaynn en iyi aklamasdr.
Bu konular elbette yeni sanayi demokrasilerini de ilgilendi
rir. Eski komnist uluslar iin tabii ki piyasaya geiin, geni
kapsaml bir zelletirme ve kurumsal yeniden yaplandrma
gerektirdii konusunda ok az phe vardr. Ayn ekilde, La
tin Amerika'nn korumac kurumlarnn ekonomik bymeyi
4 Bu konudaki literatr gerekten ok genitir. ok yakn tarihli karlatrmal
bir alma iin bkz. Freeman (1993); aratrmayla ilgili genel bir inceleme iin
bkz Esping-Andersen (1994). Streeck (1992), bu ayn koullarn ekonomilerin
yeni ve daha esnek retim yntemlerine uyum salamasn da kolaylatrdn
belirtmektedir.

63

bastrd da aktr. Dou Asya'da tam istihdam bymesini


balatan olduka 'kat', dzenleyici mekanizmalarn zamanla
anaca da doru olabilir. rnein Japonya'daki hayat boyu
istihdam garantisi imdilerde tehdit altndadr (Freeman,
1993; Freeman ve Katz, 1994) .
almamz ulusal kurumsal geleneklerin hakimiyetinin
srdn belgelemektedir. Bu , iki ekilde ortaya kmakta
dr. llk olarak, sava sonras Bat refah devletleri tamamyla
benzer amalara hizmet ettilerse de hem bunu gerekletirme
deki isteklilikleri hem de nasl gerekletirdikleri noktasnda
farkllamlardr. kinci olarak da, bu refah devletleri bugn
lerde uyum salamaya alsalar da bunu her biri farkl ekilde
yapmaktadr. Bunun balca sebebi, kurumsal miraslarda, vari
si olduklar sistemin zelliklerinde ve bunlarn besledii yerle
ik karlarda aranmaldr.5

Bat refah devletlerinin karlat sorunlar


ada gelimi refah devleti iki grup sorunla kar karyadr;
bir grup refah devletinin kendine zg iken, tekisi dsal
glerin etkisiyle ortaya kmtr. llk durumda, mevcut sosyal
koruma programlan ile gelien ihtiyalar ve riskler arasndaki
ayrmann gittike artmas sz konusudur. Bu, aile yapsnda
ki deiikliklere (rnein tek ebeveynli hanelerin art) , mes
leki yapdaki deiikliklere (profesyonelleme ve ayrmann
artmas) ve (daha az dorusal ve standart hale gelen) hayat
dngsndeki deiikliklere balanabilir. Dolaysyla, refah
devletinin oluan yeni talepleri karlayabilme kapasitesiyle il
gili tatminsizlikler artmaktadr.
lkinci durumda ise, refah devleti krizi, mevcut refah devleti
5 Bu noktada iki rnek yeterli olacaktr. tik olarak, Castles'n gsterdii gibi
(Castles, 1986), Avustralya ii Hkmetinin sendikalarla gerekletirmeye a
lt uzlamal liberalizasyon stratejisi, hem eitlik hem de byme asndan,
Yeni Zelanda'nn mevcut kar kurulularyla eliecek ekilde gerekletirmeye
alt stratejiden daha stndr. ikinci olarak, yllarca sren sosyal gvenlik
kurumlamas, yerleik karlar beslemektedir. Dolaysyla, mesleki olarak d
layc sosyal sigorta programlarn birletirmek hemen hemen imkanszdr.

64

taahhtlerinin gelecekteki gerekletirilebilirliini tehdit eden


deien ekonomik koullar (rnein daha yava byme ve
'sanayisizleme') ve demografik eilimler (zellikle nfusun
yalanmas) tarafndan kkrtlmaktadr.
Demografik ve ekonomik sorunlara daha ok dikkat ekil
mektedir. Demografik sorunlar, dk dourganlk oran ve
daha uzun yaam beklentisinin bileimiyle ortaya kmtr;
bunlar, klfetli bamllk oranlan ortaya karr ve gl eko
nomik bymenin olmad durumlarda iddetli mali gerginli
e neden olur. Avrupa Ekonomik Topluluu'nda 1 996 ve 2020
arasnda ya-bamllk oran %50 artacaktr ve mevcut kural
lar ve yardmlar dorultusunda bu art, GSY1H'nn art %5 ila
?'sinin yutulmas demektir (European Community, 1993a:24).
OECD'nin ( 1 988) 2040 ylna kadarki ngrleri, zellikle Ja
ponya gibi beklenmedik ekilde yksek yalanmayla kar kar
ya kalan lkelerde, yalanmann salk ve emeklilik harca
malarn iki ya da katna karaca ynndedir.
Yine de, nfusun yalanmas otomatikman krize iaret et
mez. Ksmen, yalanmann maliyeti uzun vadeli verimlilik ar
tna dayanmaktadr. OECD tahminleri ( 1 988-70) reel ka
zanlarn (lkeye bal olarak) yllk ortalama %0,5 ila 1 ,2
orannda artnn, ekstra emeklilik harcamalarn karlamaya
yeterli olacan gstermektedir.6 Aslnda, demografik yk si
yasi idareye tabidir. Bugn pek ok lke onyllardr srdr
dkleri emeklilik yan drme politikalarn tersine evir
meye almaktadr. stihdam azamiletirmek de bamllk
oranlarn otomatikman azaltacaktr. Bugn lskandinavya'da
olduu gibi, istihdamn alabilir nfusa orannn kta Avru
pas'ndaki deerlerden %10 hatta % 1 5 fazla olmas byk bir
farkllk yaratmaktadr. Burada da, sosyal politikann dk
6 Dolaysyla bir ekonominin verimlilik performans nemlidir. Pek ok lkenin
geen on yldaki kazan performans, bu seviyedeki byme oranlanna kolay
lkla ulalamadn gstermektedir. rnein ABD'de, l 980'lerdeki reel imalat
kazanlar, yllk ortalama %0,2 d yaamtr. stihdamdaki dn daha
arpc yaand Avrupa'da ise verimlilik ve cretler daha yksek oranlarda
artmtr (Fransa'da % 1 , 7, ltalya'da %0,9 ve Almanya'da %2,4) (Mishel ve
Bemstem, 1993: ekil 9A).

65

kadn istihdam ve erken emeklilii (AET lkelerinde olduu


gibi) mi yoksa azami katlm (lskandinavya'da olduu gibi)
m destekledii nemlidir. 7 Gney Avrupa'da ya da Latin Ame
rika'da olduu gibi enformel, kaytsz istihdamn da varl ve
byyor olmas da nem tamaktadr. talya gibi lkelerde
dzensiz almann yaylmas aslnda olumsuz bir spiralin bir
blmn oluturmaktadr: an-ykl gelir destei program
larnn ar sosyal katk yk enformel istihdam artrmakta,
bu da vergi tabann eritmektedir.
Yalanma sorunu aslen doumlara dayanmaktadr. Genellik
le, kadn istihdamnn dourganl tehlikeye sokacandan ve
yalanma krizini iddetlendireceinden korkulmaktadr. Ancak
gerekler farkl bir hikaye anlatmaktadr. Yksek dourganlk
oran dk kadn istihdamyla birarada grlebilir (lrlan
da'daki gibi) fakat daha sonra da grlmeyebilir (talya ve s
panya Avrupa'daki en dk dourganlk oranlarna sahiptir) .
Kadn istihdam ve dourganln lskandinavya'da en yksek
deerlere ulat gzlenmektedir. Refah devleti nemli bir fark
yaratmaktadr nk dourganlk ile kadn istihdamnn bira
radal ancak sosyal hizmetler ve izin iin serbest hkmler
var olduu srece mmkndr. lsve'te byledir ancak kta Av
rupas'nn pek ok lkesinde durum farkldr. Kadnn ekono
mik bamszlnn sanayi sonras toplumlarn tanmlayc bir
esi olmasndan dolay, gnmz ailesi, i ve aile hedeflerini
uyumlulatrabilmek iin refah devletine ihtiya duymaktadr;
benzer ekilde refah devleti de ocuklara ihtiya duyar.
Bat refah devletlerinin karlatklar ekonomik problemler
genellikle isizlik sorunu erevesinde tanmlanmaktadr. Zo
runlu sosyal katklara bal yksek cret maliyetleri ve katlk
larn (kadro , maliyetli kdem tazminat demeleri ya da c
mert sosyal katklar) bileimi, i sahasnn genilemesinin
7 Freeman ( 1993:3), 1 5-64 ya grubu iinde alanlarn orannn 1973'te Avru
pa ve ABD'de birbiriyle ayn olduunu gstermektedir_ 1990'a gelindiinde,
Avrupa'daki faaliyet oran ABD'ninkinden % 1 2 daha az hale gelmitir. Fre
eman, Amerikallann her yl bir aya denk gelen sre kadar Avrupallardan daha
fazla altklar sonucuna varmaktadr.

66

nndeki ana engel olarak grlmektedir. Cmert sosyal yar


dmlarn da alma isteini azaltt dnlmektedir.
Marjinal igc maliyetlerinin yksek ve alma haklarnn
sk oluunun, i sahasnn genilemesini engellediine dair
kantlar mevcuttur. Ancak, sosyal gvenliin zelletirilmesi
gerek bir zm olmayabilir. ncelikle ABD ve daha yakn ta
rihli ili deneyimlerinden de bildiimiz gibi, zel emeklilik
programlan tamamen elverili vergi imtiyazlarna, yani kamu
sbvansiyonuna dayanmaktadr. kinci olarak, ABD deneyimi,
getirisi belli (maa esasl) , ie bal refah programlarnn aynen
sosyal sigortadaki gibi katlklar ve maliyetler tadn gster
mektedir. Bu programlar, alanlarn destekleri kaybetme kor
kular ve yararlanabilme konumu gereklilikleri (ABD'deki
norm asgari 5 yl alma kouludur) yznden, emek hare
ketliliini kstlama eilimi tarlar; zel programlar, tpk sos
yal gvenlik gibi yksek sabit igc maliyetleri getirmekte
dir.8 Dolaysyla, kamu sektrnn sosyal gvenlii kltme
abalan zel sektrde de grlmektedir. ABD'de, geen on yl
iinde ie bal programlarn kapsadklarnn saysnda byk
bir d grlmektedir: salk hizmetleri kapsamnda %14,
getirisi belli emeklilik kapsamnda %25 azalma grlmtr.
Bunlarn yerini bireysel katkya dayal programlar almaktadr.
Sanayi sonras istihdam eilimleri de potansiyel olarak sorun
ludur. Profesyonel ve kalifiye iler tercih edildiinden, kalifiye
olmayan igcne ynelik talep sadece dk cretlere bal
olacaktr. Aynca, bu eilimlerin rastlantsal iler, gnlsz ola
rak yar zamanl yaplan iler, ev ileri ya da kendi hesabna a
lmada olduu gibi 'atipik', belirsiz ileri de besledii grl
mektedir; bunun sonucunda belki de formel ve marjinal igc
arasnda daha byk bir kutuplama gerekleebilir (European
Community, 1993b; OECD, 1993). ABD bir dereceye kadar d8 ABD'de tipik bir irket, cretlerin % l l'ini sosyal katklar, %1 2'sini ise ek refah
destekleri iin vermektedir (Blank, 1993:167). AT ortalamas, sosyal katklarda
%24, ek desteklerde %5 olarak gereklemektedir. Ancak talya gibi sosyal kat
klarn yksek oldugu lkelerde, ilk deger %47 ikincisi ise %2 civarndadr
(European Community 1993a, Tablo 2 l'den hesaplanmtr).

67

k isizlik oranna sahiptir, ancak yoksulluk snrnn altnda


bir seviyede cret denen ilerin saysnda rahatsz edici bir ar
t sz konusudur. Sosyal yardm dzeylerinin dkl de
emsali grlmeyen yoksulluk seviyeleri ortaya karmaktadr.
Aslnda, ABD'de grdmz gibi cretlerdeki dler, d
k cretlerin olduu bir ortamda uygun sosyal transferlerin
yoksulluk kmazlarn besleme olasl bulunduundan, sosyal
yardmlarda kolaylkla aa doru bir ksr dng yaratabil
mektedir. Dolaysyla, hem isizlik sigortas hem de sosyal refah
bariz ekilde erozyona uramtr. Buna karn yoksulluk ve ku
tuplama sosyal dzeni tehdit edebilmekte ve kamu sektrnn
alternatif harcama hesaplarna yklenmesine neden olabilmek
tedir. Amerikan erkek mahkum nfusu bir milyonun zerinde
dir (ve hala artmaktadr) ve hapishaneler, kanun ve dzen iin
yaplan harcamalar da artrmaktadr. Gvenlik grevlileri ve in
faz personeli sayca en hzl byyen meslek grubunu olutur
maktadr; mahkum bana den yllk hapis maliyeti neredeyse
Harvard niversitesi'ndeki har miktarnn iki katdr.9
Refah devletinin 'isel' problemleri mevcut program tasarm
ve sosyal talepler arasnda gittike artan ayrlklardan kaynak
lanmaktadr. ada refah devleti gemiteki sosyal dzene hi
tap etmektedir; evrenselcilik ve adalet ilkeleri greli olarak ho
mojen bir sanayi iisi snfna ynelik olarak ortaya kmtr.
'Sanayi sonras' toplumun i ve hayat dngs balamnda ok
daha fazla farkllk iermesi, daha heterojen ihtiyalar ve bek
lentilere iaret etmektedir. Kariyer yolunun daha belirsizle
mesi, daha esnek uyum talepleri ve kadn istihdamyla gelen
deien aile dzenlemeleri ile vatandalar, daha eitli risklerle
kar karya kalmaktadr.
Ayrca, refah devletinin eski 'model aile'si de artk hakim
unsur deildir. Bir yanda iki kazanl, ifte kariyerli bir top
lum biriminin, te yanda boanm, tek kiilik ya da tek ebe
veynli hanelerin artn gzlemlemekteyiz. llk grup genellikle
daha fazla ayrcalklara sahiptir ancak bugn kadn elerin i9 Bu yorumu, Amerika'daki tutuklu nfusunu Avrupa'daki uzun sreli isiz say
sna denk gren Richard Freeman'a borluyum.

68

gcne katlmlarnn, dk gelirli hanelerin yoksulluktan


kamalar ya da allm hayat standartlarm gerekletirebil
meleri iin tek yol olduu aktr. Bu, Amerika rneinde net
bir ekilde grlmektedir (Mishel ve Bemstein, 1993) . 'Atipik'
aileler, yksek risk altndaki yoksul kitlenin hzla byyen bir
ksmn oluturmaktadr. 10

Dier blgelerde refah rejimlerinin


karlat sorunlar
Yalanma sorunu, Japonya hari dier blgelerde daha az va
himdir. Ancak, eit derecede ar bir sorun, sosyal korumann
geleneksel ekillerinin temelini rten bir sre olan kentsel
sanayi merkezlerine byk glerdir. Dou Asya'da bu durum,
refah devleti Qaponya ve Gney Kore'de irket sosyal gvenlik
programlar ile birlikte) ile bakm ykmllkleri olan Konf
ys aileselcilik gelenei arasnda bir ikilem oluturmaktadr. 1 1
'Refah devleti olmayan' devletlerin balca ekonomik sorun
lar dnya ekonomisindeki konumlarna baldr. Dou Avru
pa'da eski komnist refah rejimi temel ayakla tammlan10 Lksemburg Gelir almas (LIS) verilerinin l 980'lerin ortalan iin hesapla
malar, tek ebeveynli (neredeyse tamam kadn) hane halklannn olaanst
yksek yoksulluk riskleriyle kar karya olduunu gstermektedir. Standart
yoksulluk lt olarak orta deer gelirin %50'si kullanldnda, bu haneler
arasnda yoksul olanlann orannn ABD'de %60, Kanada'da %57, Almanya'da
%27, Fransa ve ltalya'da %19 olduu grlmektedir. Buna karn lsve'te bu
oran sadece %4,5'tir. Boanma, en azndan kadnlar iin, ekonomik adan feci
etkiler yaratabilmektedir. Burkhauser vd. ( 1991), boanmadan bir yl sonra
Amerikal kadnlann gelirlerinde %24'lk, Alman kadnlannkinde ise %44'lk
bir d gerekletiini gstermektedir. Erkein gelir kayb ise greli olarak
nemsizdir: ABD'de %6, Almanya'da %7.
11 Hashimoto (1992:38) Japonya'da yallann %65'inin ocuklaryla birlikte ya
adn gstermektedir (bu deer 1970'lerde %77 civarndadr). Choi'nin
( 1992: 1 5 1 ) Gney Kore iin verileri daha da yksek deerlere (%76) iaret et
mektedir. Yallarn %44'nn ekonomik adan tamamen ocuklarna bam
l olduklarn belirtmitir. Gney Kore'deki resmi yoksulluk snr tanmna
gre, yallarn %20'sinden fazlas yoksuldur; yans kadan mali zorluklar yaa
maktadr ve emeklilik maa alanlarn yarsndan ou geinmekte zorlan
maktadr. Yallar arasnda bylesine bir yoksulluun grlmesinin balca se
beplerinden biri, ocuklarnn ebeveynlerine yardm salamaktan kanmalar
ya da salayamamalandr ( 1 992: 1 5 1 ) .

69

maktadr: tam ve yar-zorunlu istihdam; yaygn ve evrensel


sosyal sigorta; olduka gelimi, genellikle iyeri temelli hiz
metler ve yan destek sistemi. Aslnda istihdam azamiletirme
stratejisi, lskandinavya'da olduu gibi, asgari seviyede sosyal
bamllklar salad iin sistem dengesinin olmazsa olmaz
artdr. Demokrasi sonras reformlar bu ayaklardan ilkini ve
ncsn andrmtr. Tam istihdam yerine kitlesel isiz
lik ortaya km, ken (ya da zelletirilen) devlet kurulu
lar, allm hizmetleri yerine getirebilme yetilerini gittike
kaybetmilerdir. lkisinin de srdrlebilirlii zarar grdn
den, mevcut gelir destei programlar tam olarak finanse edi
lememi ve fazla yklenmeye maruz kalmtr. Sonuta, Stan
ding'in gsterdii gibi (Standing, 1996) yoksulluk ve lm
oranlarnda artlar meydana gelmitir.
Rekabet gcnn elverili emek maliyetlerine bal olduu
lkeler, temel refah devleti ilerlemelerine kar temkinlidir. An
cak bu yine de ksmen geerlidir. Dou Asya'nn geneli ve zel
likle Gney Kore, Japonya'y takip ederek, kendi ekonomik ge
leceklerini eitimli igcnde grmektedir - tpk lsve'in 've
rimliliki' refah devleti tasarmnda olduu gibi. Bu durum,
aka eitime, salk hizmetlerine ve sosyal hizmetlere daha
fazla nem verilmesi anlamna gelmektedir. 12 Gl bir gelir
destei sisteminden kanmak bu senaryoda olduka zor ola
caktr nk ( 1 ) eitimli, kentli ve profesyonellemi bir ig
c kendisini geleneksel Konfys ilkelerinden ayracaktr ve
(2) orta ya da kk lekli firmalarda nadiren mevcut olan i
yeri sigortalar, kapsam konusunda olduka eitsizdir.
Buna karn, Latin Amerika'da kalknma daha ok doal
kaynaklara bal olarak gereklemitir. Bu lkeler korumac,
ithal ikameci politikalarn terkettike igc maliyeti sorunu
ile daha ciddi ekilde yzlemektedirler. ili'nin sosyal gven
lik sistemini devletten zel sektre kaydrmaya ynelik nc
abas da bu erevede deerlendirilmelidir.
12 Eitime yaplan vurgu olduka belirgindir. Goodman ve Peng'in verilerine g
re, ortaokul mezunlan arasnda liseye devam edenlerin oran japonya'da %96,
Gney Kore ve Tayvan'da %90 civanndadr.

70

Geen on ylda refah devletinin uyum salamas


Geen on ylda krizin belirtileri daha grnr bir hal almtr.
Popler alglamalara ramen nemli bir deiim yle dursun,
refah devletinin geri ekilme derecesi olduka mtevazdr.
Sosyal harcamalarn epey sabit seviyelerde seyretmesi de bu
nun ak bir gstergesidir (bkz. Tablo 1 . 1 ve 1 .3 ) . Britanya ve
Yeni Zelanda hari ou lke, mdahalelerini ertelenmi des
tek endekslemesi, emeklilik demelerinin gelire orannn azal
tlmas ve (gelirden ok) katk tabanl bir emeklilik maa heTABLO 1.1
Kamu Sosyal Sigorta ve Salk Harcamalarnn GSYIH'ya Oran
1980-1990 (%)
OECD lkeleri,

1 980

1990

Kanada2
Danimarka
Fransa
Almanya
Hollanda
Norve
lsve
Birleik Krallk
ABD

1 7,3
26,0
23,9
25.4
27,2
2 1 .4
32.4
21,3
1 4, 1

1 8,8
27,8
26,5
23,5
28,8
28,7
33, 1
22,3
1 4,6

Dier lkeler3

1975

1 986

ekoslovakya
Macaristan
Ukrayna
SSCB

1 7,2
1 4,9
1 3,8
1 3,6

21,5
1 6,2
1 7,3
1 5, 5

Avustralya
Yeni Zelanda
Japonya

1 0,3
1 4,5
8,9

9,2
1 7,9
1 2,2

Arjantin
Brezilya
ili
Kosta Rika

6,8
5,2
1 1 ,0
5, 1

6,1
5,0
1 3, 1
7,3

1 Bu de!jerler ILO'nunkilerle karlatrlamaz nk OECD tanmlarna gre hesaplanmtr.


2 Kanada iin veriler 1 982 ve 1 990 ylna aittir.
3 ILO verisi. Eski komnist lkeler iin harcamalar, net maddi rn cinsinden hesaplan
mtr.
Kaynaklar: OECD, Employment Out/ook, Paris, 1 994, Tablo 4.7; ILO, The Cost of Social Se
curity, Cenevre, 1991.

71

TABLO 1 .2
Sosyal Yatrm Politikalar1
(a)

(b)

1 2,8
6,3

69
56

Fransa
Almanya
ltalya
Hollanda

9,9
4,9
4,8
3,0

78
81
74

Avustralya
Kanada
Birleik Krallk
ABD

4,9
3,3
2,0
2,6

52
58
25
55

Japonya

0,1

ek Cumhuriyeti
Macaristan (1 992-3)
Polonya (1 992-3)

1,7
3,0
3,6

Danimarka
lsve

(a) Kamu egitimi ve istihdamna ynelik dzenlemelerin kapsadg igc oran (%),
1990-1993 ortalamas;
(b) Tam zamanl e!jitim ve !jretime devam eden 18 ya grubunun oran (%), 1 990-1991
1 Bu degerler genel egitim ve zel !jretim programlarn darda brakmaktadr.
Kaynaklar: OECD, Employment Outlook, Paris, 1 994, Tablo 1 . 1 8 ve Tablo 1 .B.3.

saplamasna dn gibi marjinal ayarlamalarla snrlandrm


lardr. Bugn hala, marjinal kesintiler olduka radikal, uzun
vade, kmlatif etkiler yaratabilmektedir. Sosyal destekler ka
zanlarn gerisine dtnde, gc yeten zel sigortaya y
nelecek, bylece refah devletine verilen geni destek gittike
zayflayacaktr. 'Yeni lkeler' arasnda sistem deiikliinin ia
retleri daha belirgindir: bir yandan Latin Amerika ve Dou ve
Orta Avrupa'da aktif zelletirme, te yandan Dou Asya'da
nve halindeki refah devleti kurulumu.
Refah devletlerinin, l 970'lerin balarndan itibaren ekono
mik ve sosyal deiimlere verdikleri tepkileri ayn grupta
toplayabiliriz. Yakn zamana dek skandinavya, refah devleti
istihdam genilemesi stratejisini takip etmitir. Anglo-Sakson
lkeler, zellikle de Kuzey Amerika, Yeni Zelanda ve Britanya
belirli bir derece refah devleti erozyonu ile birlikte cretleri ve
emek piyasasn yeniden dzenleme stratejisini tercih etmitir.
72

TABLO 1.3
Yallarn Nfusa Oran (60 ya ve zeri), 1990
Yallarn oran (%)
Avrupa
ek Cumhuriyeti
Fransa
Almanya
Macaristan
ltalya
Norve
Polonya
Rusya
lsve

1 6,6
1 8,9
20,9
1 9,0
1 9,9
2 1 ,2
14,8
1 5,3
23,4

Amerika Ktas
Arjantin
Brezilya
Kanada
ili
Kosta Rika
ABD

1 3, 1
7, 1
1 5,7
8,9
6.4
1 6, 9

Asya ve Pasifik
Avustralya
Japonya
Kore (Gney)
Yeni Zelanda

1 5,3
1 7,2
7,4
1 5, 1

Kaynak: United Nations, Demographic Yearbook, New York, 1993.

Almanya, Fransa ve talya gibi kta Avrupas lkeleri ise, mev


cut sosyal gvenlik standartlarn temelde korurken emek ar
zn da drmeye ynelmitir. Bu strateji de, lkelerin re
fah devletlerinin doasyla ilikilendirilmelidir.

lskandinav rotas
1960'larn sonlarnda, skandinav refah devletleri gelir destei
programlar bakmndan amalarna ounlukla ulamlard.
Her ne kadar daha kapsaml, evrensel ve cmert de olsa, bu
noktada 'sosyal demokrat model', Alman ya da Hollanda mo
delinden ok da farkl deildir. Gerekten farkl bir kuzey mo
deli -zellikle sve modeli- 1970'lerde ve 1980'lerde aktif
73

emek piyasas politikalar, sosyal hizmetlerdeki genileme ve


cinsiyet eitliine geile birlikte ortaya kmtr. Bu gei, is
tihdam azamiletirerek ve kadnlarn statsn erkeklerinki
lerle eitleyerek, eitlik ile verimliliki (productivistic) sosyal
politikay birletiren ikinci bir aamay haber vermektedir. te
yandan byyen istihdam sorunlar sreci hzlandrmtr.
malat sanayii istihdamndaki devaml d ve lskandinav
ya'nn olaand eitliki cret politikalar yznden, tam is
tihdamn salanmasnn -kadn istihdamndaki art yle dur
sun- batan itibaren, kamu sektrndeki hizmet ileri ile ger
ekleebilecei belliydi. Aslnda, genilemesinin durduu
1 980'lerin ortalarna dek bu sektr, Danimarka ve lsve'te
(Norve geride kalmaktadr) toplam net i sahas genilemesi
nin yaklak olarak %80'ini oluturmaktayd; u anda ise kamu
istihdam toplam istihdamn yaklak %30'unu oluturuyor.
Refah politikalar, kadnlarn ekonomik zgrleimi asndan
baarl olmutur. Kk ocuklarn %50'sini kapsayan kamu
gndz bakm ve doum ve ebeveyn izinleri iin tahsis edilen
cmert destekler ile birlikte Danimarka ve lsve'te, kadnlarn
(kk ocuklar olanlar dahil) igcne katlm oranlar
%80'ler civarnda gerekleerek Avrupa'nn geri kalanndaki
yetikin erkeklerinkinden daha yksek bir deere ulamtr.
Bu stratejinin sonular hem olumlu hem de olumsuz ol
mutur. Olumlu tarafta, kadnlara hem kariyer hem de ocuk
sahibi olma ans verilmitir. Vasfsz iiler, iyi gelirli istihdam
ierisinde masedilebilmitir. Ayn zamanda eitlik gerekle
mitir: kadnlar ile erkeklerin kazanlarndaki ve hayat dng
s davranlarndaki farklar hzla azalmaktadr; u anda norm,
iki kazanl, ifte kariyerli haneler haline gelmitir; baka yer
lerle karlatrldnda aile reisinin kadn olduu aileler ara
sndaki yoksulluk oran neredeyse yok denecek kadar dk
tr. Ve azami istihdam seviyeleri, refah devletinin daha yksek
vergi geliri ve daha dk bamllk oranlan ile kar karya
oluunu garantilemektedir.13
13 Tartma, politikann cinsiyet asna odaklanmtr ancak daha yal iileri
kapsayacak ekilde nfusun tamamna genelletirilebilir. Yeniden eitim, re-

74

Olumsuz tarafta ise, kadnlarn kamu sektrndeki (genellik


le yan zamanl) , erkeklerin ise zel sektrdeki ilerde younla
t an bir cinsiyet ayrmcl gzlenmektedir. Bu durum ks
men, kadnlarn daha esnek kamu istihdam koullarn tercih
etmesi ile aklanabilir; ancak daha ok, kadn istihdamna ba
l olarak ortaya kan yksek sosyal maliyetler, ie devamszlk
oranlan ve retimdeki kesilmeler nedeniyle, zel sektr ivere
ninin erkek iileri tercih etmesine baldr. lsve'te ie devam
szlk oranlan olduka yksektir. 14 Daha az belirgin baka bir
sonu da sosyal hizmetlerin ynlendirdii stratejiyle ortaya
kan dk vasfl (ama iyi maal) ilerin orannn yksek ol
masdr. Aslnda, vasfsz hizmet ilerinin genel paynn Dani
marka ve lsve'te, ABD'den daha yksek olduu grlmektedir
(Esping-Andersen, 1993). Bu durum, hizmet sektrnde -ister
kamu sektr ister zel sektr (ABD'de olduu gibi) tarafndan
yrtlyor olsun- kitlesel isizlik ya da kitlesel, optimal olma
yan istihdam arasnda istenmeyen bir seim gereine neden ol
maktadr. Tabii ki, refah asndan bakldnda arada byk bir
fark mevcuttur nk lskandinav refah istihdam olduka iyi
cret ve sosyal gvenlik salamaktadr. Ancak burada sistemin
gittike grnr hale gelen Ail topuu karmza kmaktadr:
byk kamu sektr emek piyasasnn getirdii artan vergi y
k. Sistem ancak yksek verimlilik artlaryla srdrlebil
mektedir; verimliliin ya da zel sektr yatrmlarnn yavala
d zamanlarda ar maliyet sorunlar ortaya kmaktadr. Bu
gn lsve'in kar karya kald durum tam da budur: kamuhabilitasyon ve ie yeniden yerletirme gibi aktif emek piyasas politikalar ile
birletiinde bu strateji, gen ve yal iiler arasnda yksek istihdam oranla
rn salama konusunda u ana dek baarl olabilmitir. 60-64 ya grubundaki
erkeklerin faaliyet oranlar ABD'de %54, Almanya'da %32, Hollanda'da %15
iken, Danimarka ve lsve'te %64 civarndadr.
14 Toplamda, lsve'teki ie devamszlk oranlar, Almanya ya da Hollanda'nnki
nin neredeyse iki katdr. 198S'te 'herhangi bir gnde' 0-2 ya ocuu olan ls
veli annelerin devamszlk oran %4 7 ,S'i bulmutur. Bunu eletirenler, siste
min fazlasyla cmer olduunu, bu nedenle de istismara maruz kaldn ne
srmektedir. Ksmen doru olan bu eletiri, lsvelilerin zrlleri ve istihdam
etmesi zor bireyleri pasif gelir desteinden aktif istihdama doru yneltme a
balarn gzden karmaktadr (Bjorklund ve Freeman, 1994).

75

nun i yaratmas ve/veya gelir destei salamasna ynelik bas


klarn artmas art mali kapasitenin azalmas. Sadece Norve,
petrol gelirleri sayesinde bu sorundan kanabilmitir. sveli
politika yapclar ve sendikaclar artk cret esneklii ve nemli
sosyal destek kesintilerinden kanamamaktadr. 1 5
Yine de, kuzey sosyal politikalar, Amerikanlayormu gibi
gzkmemektedir. cret farklarnn artt ve marjinal vergi
oranlan ile sosyal haklardan yararlanma ehliyetine dair dzen
lemelerin olumsuz alma tevikleri ve yksek devamszlkla
r azaltmay hedefledii dorudur. Hastalk yardm iin bekle
me gnleri yeniden yrrle girmi, hastalk, doum izni ve
isizlik sigortalarnn gelire oranlan kesintiye uratlm ve s
ve'te ikinci ayak emeklilik program (gelire bal ikinci ayak
emeklilik) radikal biimde yeniden elden geirilmitir: emek
lilik iin katk yllan artrlm ve daha da nemlisi emeklilere
yaplan demeler katklarla daha ilikili hale getirilmitir. Bu
durum, sve'in emeklilere yaplan demeleri katklardan g
rece bamsz bir hak meselesi olarak datma geleneinden
uzaklatn gstermektedir.
Ayrca, (artan isizlie ramen) alma zerine gl bir
vurgu yaplmaktadr. Dolaysyla, sve isizlik sigortasnda i
ve eitim gereklilikleri byk lde glendirilmitir ve Da
nimarka'da da, bir yldr isiz olan gen iiler iin i gvence
si yrrle konulmutur. Enformel istihdam ve olumsuz a
lma tevikleriyle mcadele etmek iin ise, marj inal vergi
oranlan byk lde drlmtr - Reagan'n yapt re
formda olduu gibi, bu oranlar geliri yksek olanlar iin ge
erlidir. Son olarak, zellikle lsve'te hizmet datmnn
adem-i merkezilemesi ve zelletirilmesine doru bir kayma
vardr. Bunu neo-liberal bir piyasalama stratejisi olarak gr
mek hata olur. Tm tedarikiler, merkezi ekilde tanmlanm,
sk normlara baldr ve bu yeni ynelim, verimlilie ulamak
15 Dorulayan kantlar pek bulunamasa da, yksek cret maliyetleri ve vergile
rin, alma motivasyonunu drdne ve gizli istihdam kkrttna ina
nlmaktadr (bkz. Atkinson ve Mogensen, 1993). Yine de, 1980'lerde lsve'te
kendi hesabna almann en hzl byyen i ekli olmas dikkat ekicidir.

76

ve hizmetlerin farkl mteri taleplerine uyacak eitlilikte ol


masn salamak amacn tamaktadr. Burada, daha heterojen
'sanayi sonras' ihtiya yapsnn, sosyal demokrasiyi gelenek
sel evrenselciliinden ayrlmaya nasl zorladn gryoruz.
Stephens'n (Stephens, 1996) ne srd gibi bu reformlar,
refah devletinin temel ilkelerinden paradigmatik bir kopuu
deil marjinal bir dzenlemeyi ifade etmektedir.
skandinav sosyal politikasndaki en bariz eilim, ncelikle
rin -geleneksel tam istihdam ortamnda sadece marjinal devlet
mdahalesine ihtiya duyaca ngrlm gruplar olan
genler ve yetikinler lehine kaymasdr. Bir anlamda sosyal
politika, yeni bir hayat ak tanm yapmaktadr; bu tanm, ai
le ve istihdamdaki dnmn, insanlarn aktif, yetikin hayat
aklarnda yeni riskler ve ihtiyalar yaratt bilgisine dayan
maktadr. Yetikinleri yeniden eitme politikalar ve hayat bo
yu renmenin yaygnlamas, corafi ve mesleki hareketlilii
artrc programlar ile ebeveynlik izni, bu erevede deerlen
dirilmelidir. Ayrca, tek ebeveynli hane gibi yeni aile tiplerinin
ekonomik refahn garanti altna alma abalar da bunu yanst
maktadr. skandinavya, Avrupa lkeleri arasnda sosyal harca
ma eilimlerinin yallardan ok genlerin menfaatine gelitii
tek lke grubudur.
O halde burada ortaya kmakta olan 'sosyal yatnn' yakla
mnn bir davurumunu grmekteyiz. Ancak, bunun uzun
vadede uygulanabilirlii henz phelidir. ncelikle, evrensel
eitlikilik ilkesi ile nfus yapsndaki artan heteroj enlik ara
snda bir eliki mevcuttur. Daha ayrcalkl sosyal tabakann
zel (ve temelde bireysel) emeklilik programlan ya da hizmet
ler yoluyla refah devletinden koptuuna dair belirtiler vardr.
Dolaysyla, refah programlarn srekli gelitirme konusunda
ki baarszlklar uzun vadede elitlerin toplu halde sistemden
kna yol aacak, bu da refah devleti kurumlarna zarar ve
recektir. Sorun, refah programlarn srekli gelitirmek iin
gerekli mali kapasitenin olmaydr.
kinci ve belki de daha ciddi tehdit tam istihdamn k
nden kaynaklanmaktadr. Kamu sektr istihdamnn snr77

larna ulalmtr, bu da herhangi bir istihdam stratejisinin


mutlaka zel sektrdeki hizmetlere dayanmas gerektii anla
mna gelir. Yatnn tevikleri ve cret farkllklar sorunu bu
noktada devreye girmektedir. Amerikan tipi dk-cret stra
tejisi daha ok i imkan yaratabilir ancak refah devleti yaps
n ciddi anlamda zayflatacaktr.
Her eye ramen, olduka yksek isizlik oranlar, aktif bir
'sosyal yatrm' yaklamnn geerlilii ile elikili grnmek
tedir. Baka bir deyile, lsve modelinin u anki ar krizi, b
yk refah devletlerinin ne yaparlarsa yapsnlar paralanaca
na inanan neo-liberal gr m dorulamaktadr? Cevap, u
andaki krizin neyle aklandna bal olarak deiecektir. s
veli iktisat Assar Lindbeck ( 1994) gibi baz aratrmaclar,
krizi, refah devletinin kanlmaz sonucu olarak grmekte;
onun alma, tasarruf ve yatrm zerindeki olumsuz etkile
rinden kaynaklanan bir sonu olarak nitelendirmektedir. An
cak bu yorum iddetli itirazlarla karlamtr. Temel olum
suz etki, insanlar daha fazla almaktan ve yeni vasflar edin
mekten alkoyan eitliki cret yapsndan ve marjinal vergi
lerden kaynaklanyor gibi grnmektedir. almay tevik et
meyen baka bir etken bulmak zordur (Atkinson ve Mogen
sen, 1 993). Ayrca, lsve'in uzun vade verimlilik performans
Avrupa ya da OECD ortalamasnn altnda deildir (Korpi,
1992) . Aslnda, geen 5 ila 8 ylda byme, verimlilik ve is
tihdamda grlen yavalama, kolaylkla (zellikle 1992'de tek
piyasann oluturulmas ile AET'ye ani sermaye ak gibi) ge
i etkenlerine ya da (son zamanlardaki durgunluk gibi) d
nemsel etkenlere balanabilir. Isve artk tam AET yesi oldu
undan, yatrmclarn darda braklma korkular ortadan
kaldrlmaldr. Isve modelinin gelecei, bir zamanlar olduk
a takdir edilen, konsenss oluturabilen altyapsnn u an
daki paralanmann stesinden gelme kapasitesine bal ola
caktr. Bu noktadan sonra zaten asl mesele, refah devletini or
tadan kaldrmak deil kurumlarm yeniden ina etmek ola
caktr.
78

Neo-liberal rota
1980'lerde bir grup lke, zellikle ABD, Britanya ve Yeni Ze
landa, daha az derecede de Kanada ve Avustralya, piyasa bilgi
ve bulgularna dayal dzenleyici nlemleri snrlayan strateji
ler uygulamlardr. Britanya ve Yeni Zelanda gl tam istih
dam taahhd veren bir zamanlarn nc refah devletleri ol
duklar iin, bu uygulama radikal bir rejim deiikliine rnek
tekil etmektedir. Ancak ABD iin bu sylenemez.
Bu politika deiiklikleri, lkeler arasnda birrnek olmak
tan ok uzaktr. Bunlar, Yeni Zelanda ve Avustralya'da koruma
cln azaltlmasn beraberinde getirmitir; Avustralya'da ser
bestleme politikalar sendikalarla ibirlii iinde uygulanmas
na karn, ABD ve Birleik Krallk'ta sendikalar zayflamtr.
Her iki durumda da ekonomik durgunluk ve yerel isizlikle,
daha fazla cret esneklii ve emek piyasas esneklii salayarak
baa kabilmek, temel politika olmutur. Bu, sosyal cretler ile
yasal ya da fiili asgari cretleri azaltmak anlamnda sosyal poli
tikalar da iermektedir. Yeni Zelanda'nn aktif programlan or
tadan kaldrma politikas hari en ok rabet edilen yaklam,
daha fazla seicilie ynelmek, ekonomik deiimlere sosyal
programlarn uyum salayamamas sonucunda yardmn ve/ve
ya kapsamn kademeli olarak erimesi ve 'alma vurgusu' un
surlarn birletirmektir. Bu tip daha 'pasif' deiim, Myles'n da
belirttii gibi (Myles, 1996) ksa vadede marjinal bir etki yara
tacak, uzun vadede ise geni kapsaml sonular douracaktr.
Uyum salayamama yaklam Amerikan sosyal politikasn
simgelemektedir. Asgari cret, ortalama kazanlarn %38'ine,
sosyal yardm miktarlannn deeri (AFDC: baml ocuklar
olan ailelere yardm) ise sadece %24'ne dmtr (Moffitt,
1990: 2 1 0 ) . Benzer ekilde, 19 70'lerin ortalarnda isizlerin
arasnda sigorta destei alanlarn oran % 70'lerde iken,
1989'da bu rakam, %33'e dmtr. Dolaysyla, emeklilik
darda tutulduunda , zaten olduka zayf olan Amerikan
sosyal gvence a daha da ypranmaktadr.
Amerikan modelindeki temel varsaymlardan biri, piyasa79

nn temel kamu gvence an desteklemesi gerektiidir. Sa


va sonras dnemde bu, ncelikle mzakere edilmi ie bal
programlar anlamna gelmektedir. Bu adan refah devletinin
bozulmas piyasann bozulmasyla ilikilendirilmektedir:
zellikle gen ve dk cretli iiler iin salk ve emeklilik
alanlarndaki zel sektr kapsam 1980'lerde gittike daral
mtr. Bunun sebepleri gayet aktr: bir yandan, iverenler
yksek (ve artan) sabit igc maliyetlerini ksmaya al
makta, te yandan, igcnn epey byk bir ksm gelenek
sel olarak kapsaycl dk olan firma ve sektrlerde istih
dam edilmektedir. Alldk ie bal programlar geri ekilir
ken, 40 1 K gibi daha bireysel, alan tarafndan finanse edi
len (ve vergi avantajl) programlarda bariz bir art gzlen
mektedir.
Neo-liberal rotadaki ortak bir zellik, eitsizlik ve yoksullu
un artdr. l 980'lerde, nfusun en dk gelirli yzde onu,
orta deere gre ABD'de % 1 1 , Birleik Krallk'ta % 1 4, Kana
da'da %9 ve Avustralya'da %5 orannda gelir kaybetmitir
(OECD, 1993) . Buna karlk, ou Avrupa lkesinde temelde
sabit kazan farkllklar ve yoksullukta son derece kk bir
art gzlenmitir.
Bunun altnda yatan sebep, cretlerin serbest braklmasdr.
Bu lkelerdeki 'dk cret' fenomeni, zellikle vasfsz, sen
dikasz iiler ve ie yeni giren gen insanlar arasnda yaygn
dr. Ancak, grdmz gibi yoksulluk ve gelir kutuplamas
nn gereklemesi konusunda uluslar arasnda nemli farkl
lklar mevcuttur. Castles (1996) ve Myles'n ( 1 996) aratrma
lar, bu farkllklarn refah devleti farkllklar ile aklanabile
ceini gstermektedir. ABD ile karlatrldnda, Kanada'nn
isizlik sigortas kapsamnn anmad sylenebilir. Avustral
ya ve Kanada'nn refah politikalar daha az evrensel ve daha
fazla hedef ynelimli (targeted) hale gelmitir. Hedefleme yn
temleri ise klasik ihtiya tespitinden olduka farkldr: uygun
luk (eligibility), gelir ya da vergi iadesi ile belirlenmekte ve se
icilik ilkeleri kantlanabilir yoksullar iermeye deil de, zen
ginleri dlamaya dayanmaktadr. Yararlanabilme konumu edi80

nilmi yardm kullanma oranlar epey yksektir ve bu yakla


m, yksek risk gruplarn koruma altna alma konusunda
son derece etkin gzkmektedir. Aslnda, Avustralya zellikle
ok ocuklu aileler gibi savunmasz gruplar iin yardm mik
tarn artrmtr. Avustralya'nn epey dk yoksulluk oranla
rna sahip olmas buna balanabilir.
cret esnekletirmesinin istihdam zerindeki olumlu etkisi
ne ilikin baz kantlar mevcuttur. Bu lkelerde 1980'lerde is
tihdamdaki byme, OECD'nin geri kalanndakinin iki ka
tdr. bymesinin byk ksm hizmet sektrndeki dk
cretlere bal olarak gerekletiine gre, bu durum, 'Ba
umol'n maliyet hastal' (cost-disease) tezi ile de tutarldr
(bkz. Baumol, 1967; Blackbum vd. , 1990: 72f0 . Ancak bura
daki soru, istihdam sonucunun istenir olup olmaddr. Alt
utaki iler pek cazip olmayabilir ancak kolaylkla ulalabilen
ilk bulunan iler de onlardr. Bu da genler, kadnlar ve g
menlerin emek piyasasna entegrasyonuna yardmc olmakta
dr. Bu adan Amerikan senaryosu Avrupa'nnki ile zttr. Bu
ilerin kmaz sokak tuzaklarna dnp dnmeyecei me
selesi hassastr: yani, dk cret stratejisinin yeni, kronik
olarak yoksullatrlm, sanayi sonras proletarya eidini bes
leyip beslemedii meselesi. Bu konudaki aratrmalar balan
g aamasnda olduklar halde, snfsal hareketlilik (mobility)
ansnn salam ve yeterli vasflara bal olduunu gsterirler
(Esping-Andersen, 1 993) . Vasfsz iilerin tuzaa skm
olarak kalma riskleri olduka yksektir. Dolaysyla, alan
yoksul bir proletaryann oluumunu engellemenin en etkin
yolu, aktif bir sosyal yatrm stratejisidir.
Dk cret stratejisi, dk verimlilie sahip 'sevimsiz i
ler'de istihdam artna neden olmaktadr; ki bu iler, tam za
manl ve tm yl srekli bile olsalar, yoksulluun altnda bir
gelir getirirler (Burtless, 1990) . Dolaysyla, dk cretlerin
olduu bir emek piyasas ikili bir tehlikeye yol amaktadr.
Byle bir piyasa hem sosyal yardm gibi daha yksek gelir
destei transferleri gerektirmekte hem de dk cretler a
lmay engelleyici bir boyut tadndan, yoksulluk kmaz81

lan oluturmaktadr. cret esneklii senaryosu ise baka so


runlu sonular beraberinde getirir. Byk irketlerin gele
neksel yan deme paketlerinde endie verici bir azalma sz
konusudur. Gelimi refah programlar olan sanayilerde iler
ortadan kalkmaktadr; yeni ilerin byk bir ksm ie bal
sosyal yardmlar az olan ya da hi olmayan irketlerde top
lanmtr. ABD GSYlH'snn yaklak % 1 3' salk hizmetleri
ne harcand halde yeterli korumadan yoksun kii says ol
duka yksektir (tahminen 30 ila 40 milyon) ve bu say gn
getike de artmaktadr. Baka bir deyile, Amerikan stili, ir
ket tarafndan salanan destekleri ngren zayf refah devleti,
byyen bir yeterli sosyal koruma krizi ile kar karya kal
mak zeredir.
Sosyal koruma konusundaki boluk, kk ocuklar olan
ailelerde daha iddetli yaanmaktadr. Bekar annelerin dk
kazan kapasitelerinin sosyal yardmlardaki reel dle bir
lemesi buna neden olmaktadr. Ayn zamanda evli kadnlar,
paras denebilir ocuk bakm hizmeti olmad iin kazanc
dk olan elerine darda alarak destek kamazlar. lki
durumda da, Kanada, Birleik Krallk ve ABD'de ocuk yok
sulluunda endie verici bir art sz konusudur. 16
'Dk cret' stratejisine bal yoksulluk sorunu, vasfsz ve
tek ebeveynli hane halklar gibi zellikle savunmasz kesimler
de younlamaktadr. Ksa vadede risk, gelir destei program
larnn standartlarnn yksek tutulmas ile azaltlabilir ancak
refah bamllna karlk tek alternatif olarak dk cretle
rin devam etmesi, aka yoksulluk kmazlarm besler. Bugn
Amerika'da iki kart zm gndemdedir: sa kanadn esasen
refah ortadan kaldrma stratejisi ve Clinton ynetiminin bece
ri gelitirmeye tevik veren aktif sosyal yatrm stratejisi. cret
esneklii stratejisi, sistematik ekilde aktif bir retim progra16 Lksemburg Gelir almas (US) veri hesaplamalan, 1980'lerde iki ebeveynli
ailelerde ocuk yoksullugunun ABD'de iki katna (%1 2'den %22'ye), Birleik
Krallk'ta da 3 katna (%5'ten %15'e) kugn gstermektedir. Kanada'daki ar
t ise daha mtevazdr (%1 l'den %14'e). Tek ebeveynli hane halklarnn yok
sullugundaki art ise, d gsteren Birleik Krallk hari, her yerde dikkat
ekici boyuttadr.

82

mna bal olarak gerekletiinde daha az zarar verici olabilir


(Lynch, 1 993) . 17

gcn azaltma rotas


siz byme senaryosu zellikle AET Avrupas'nda daha id
detlidir. 1 960'lann sonlarna dnecek olursak, skandinavya,
Kuzey Amerika ve kta Avrupas'nda genel istihdam oranlar
nn temelde ayn olduklarm grrz (alan nfusun ortala
ma %65'i) . O tarihten itibaren istihdam edilen nfus oram
ABD'de erkekler iin %76'ya, kadnlar iin %60'a, sve'te er
kekler iin %83'e, kadnlar iin %76'ya ykselmitir; bu arada
AET ortalamas da %57'ye dmtr. sizliin dnda asl
farkllk, evli kadnlarn ve yal erkeklerin istihdamnn al
abilir nfusa orannda grlmektedir. 18
'Sanayisizlemi' ve ounlukla vasfsz kitlelerle, skandinav
lar yeniden retim ve i yaratma, Amerikallar da cret erozyo
nu yoluyla baa kabilmiken kta Avrupas lkeleri bu grupla
rn zellikle erken emeklilikle sistemden klarm tevik etme
yoluna gitmitir. Bu durum tartmal ekilde, bir tr 'ierideki dardaki' aynn yaratarak az sayda, arlkla erkek bir 'ieri
deki' igcnn yksek cretler, olduka pahal sosyal haklar
ve gl bir i gvencesine sahip olmasna karn kalabalk bir
'dardaki' nfusun ya aileyi geindiren erkein kazancna ya
da refah devleti transferlerine bal yaamasna yol amtr.
Bu stratejinin kkleri kta Avrupas refah devletlerinin (ta
mamen deilse de) olduka gelimi (emeklilik konusunda
hassas) sosyal sigorta sistemleri ile gelimemi sosyal hizmetle17 Ancak daha aktif bir retim politikasnn varl, gl bir kurumsal ereve
ile desteklenmezse yeterli olmayacaktr. Soskice ( 1991) Birleik Krallk'ta bu
nun mevcut olmaynn, 16 yanda okulu brakanlann sadece kk bir ks
mnn raklk eitimi ald anlamna geldiini ne srmektedir.
18 Benzer ekilde 1960'lardan balayarak 60-64 ya grubundaki erkeklerin faali
yet oranlan, Fransa'da %25'e, Almanya'da %3l'e ve Hollanda'da % 1 5'e d
mtr. Bu oran lsve'te %64 ve ABD'de %54'tr. Ancak, 1980'lerin ortalann
dan itibaren yan zamanl ilerin daha yaygn hale geldii Almanya ve Hollan
da'da kadn istihdam oran, zellikle daha gen gruplarda artmaya balamtr.

83

rinin bileiminde bulunabilir. 1 9 Sosyal sigorta, haklann kiinin


istihdam kaytlarna bal olduuna iaret ettiinden uzun ve
kesintisiz bir kariyer gerektirmektedir. Bunun altnda yatan te
mel varsaym, aile bireylerinin aileyi tam zamanl alarak ge
indiren erkee baml ve kadnlann da hane iindeki sosyal
bakm ilerinden sorumlu olduklardr. Dolaysyla, vergi poli
tikalan alan evli kadnlar cezalandrmaktadr ve refah dev
leti ailelere salanan sosyal hizmetler asndan son derece geri
kalmtr. Kamu ocuk bakm kapsam Almanya, Hollanda ve
ltalya'da %5'in altndadr. Benzer ekilde, ocuklanyla birlikte
yaayan yallarn oran talya ve lspanya'da %40 civarnda
iken lskandinavya'da % 1 0'un, ABD'de ise % 1 5'in altndadr
(OECD, 1994a: Tablo 13) .2 Kta Avrupas refah devletinin te
melde aile arlkl bir transfer devleti olduu sylenebilir.
Bunlar, 'sanayisizleme' ile baa kabilmek iin erken emek
liliin (ya da malulen emekliliin) neden balca politika ola
rak tercih edildiini aklamaya yardm etmektedir. Aynca yk
sek emek maliyetleri sorununu, istihdamn esnek olmayn ve
genlerin uzun vadeli isizliinin felaket seviyelerini de akla
maktadr. lgcnn azaltlmasyla salanan verimlilik kazan
lan, baka maliyetlerle kolayca erimektedir. Sosyal sigorta fi
nansman gittike daha ok ak vermektedir nk katklar
destek miktarlannn ok gerisinde kalmaktadr. Bu sorun, par
al sigorta fonlan ile daha da bymektedir: ykselen meslek
leri kapsayan fonlar finansal adan epey salkl olmalanna
ramen den meslekleri kapsayan fonlardaki (maden iileri
sigorta fonu ya da genel iiler sigorta fonu gibi) aklar bazen
korku verecek derecede yksek olabilmektedir.
Kitlesel emeklilik ve kitlesel isizlikten kaynaklanan artan
finansal gereklilikler, sosyal katklar ve sabit igc maliyetle
rinin bymesine neden olmaktadr. Bu, igc arznda kst19 Sosyal harcamalann ltalya'da %60', Almanya'da ise %45'i yallara gitmekte
dir. Bu, lsve'teki %30 ve ABD'deki %40'la tezat tekil etmektedir (OECD,
1994 a: Grafik 1).
20 Dou Asya'da olduu gibi d eilimi gzlenmektedir. Yallann bakm so
runu, ailede bakmn tek gerek (ve de epey maliyetli) alternatifinin hastane
de bakm olmas nedeniyle gittike vahim hale gelmektedir.

84

lamann en youn yaand ltalya ve Fransa iin zellikle


dorudur. verenlerin igc taleplerini yeni ii almak yeri
ne alma saatlerini ayarlayarak dzenlemeleri ise dolayl bir
etki olarak ortaya kmaktadr; bu, yan-zamanl iilerin mar
jinal maliyetinin engelleyici ekilde yksek olmas ve kadn is
tihdamnn tercih edilmemesi demektir. Kitlesel isizlik bala
mnda yksek igc maliyetleri, hem iverenlerin hem de i
arayanlarn formel istihdam ilikilerinden kanmak iin g
l bir drtye sahip olmalar anlamna da gelir. Bu sre, epey
byk bir enformel ekonomide ve kendi hesabna almann
artnda izlenebilmektedir; ki her ikisi de refah devletinin
vergi tabann geniletmez.
Bu tip bir sistem emek piyasasnda esnek olmayan unsurlar
artrma ynnde bir eilime sahiptir. ou ailenin, geimleri
ni salayan erkein kazancna ve sosyal haklarna baml ol
duu dnldnde ve buna, emek piyasasna ge giri ile
erken ka bal olarak faaliyet yllarndaki azalma eklendi
inde, tipik bir iinin aktif alma hayat boyunca herhangi
bir riski ya da iten ayrlmay g bela kaldrabildii sonucuna
varlmaktadr. Sonuta, semenler ve sendikalar 'ieridekiler'in
mevcut haklarn olabildiinde zorlayc ekilde savunacaklar
dr. Einin, olunun ya da kznn istihdam beklentilerine za
rar verecek de olsa yetikin erkek iiyi himaye etmek, aka
ifade edilmeyen ortak amatr.
Bu sorun gzden kam deildir ancak sendika, ii ve hat
ta iveren direnii nedeniyle esnekletirme ynndeki pek ok
aba kolaylkla engellenmi ya da etkisiz hale getirilmitir. ltal
ya'nn 1980'lerde yan zamanl istihdam serbestletirmesi ger
ekte uygulamada hibir etki yaratmamtr. Pek ok lke, ge
ici ii almyla ilgili dzenlemeler yapmtr; ancak spanya
ve ksmen de Fransa dnda hibir yerde geici ii saysnda
gzle grlr bir art gereklememitir ve bu iki lkede de
reform, toplam net i miktarn deil geici ii payn artrm
tr. Paradoksal olarak, esnek geici igcndeki artn sadece
ieridekilerin esnemezlikleri ve ayrcalklarn artrd ynn
de gl kantlar bulunmaktadr (Bentolila ve Dolado, 1 994) .
85

Esnekliin neden gereklemedii ile ilgili eit derecede ma


kul iki aklama mevcuttur: ( 1 ) esnekletirmenin etkilerini
net bir ekilde grebilmek iin henz ok erkendir (2) ive
renler uyumlu endstri ilikilerini koruyabilmek iin yeni i
gc uygulamalarna gemekten kanyor olabilirler.2 1 Beli
ka, Fransa ve Almanya'da kdem tazminatlar zayflam olma
sna ramen, iverenlerin iten karma davranlar pek az de
iim gstermitir (Blank, 1 993: 166) .
ou kii, bu lkelerin emek piyasasndaki katlklar azalt
malar gerektiine inanmaktadr. Aslnda sorun iki ynldr.
Birinci yn, bireylerin ve ailelerin refahlarnn kesinlikle bu
katlklar yaratan i gvencesi, yksek cretler ve pahal sos
yal katklara dayanmasdr. kincisi ise, enformel, atipik ve ge
nellikle karaborsa faaliyetlerin i arayanlar iin en telafi edici
strateji olmasdr. Bu ikisinin ortak yan, klfetli sosyal katk
lardan ve kat iten karma dzenlemelerinden kurtulmay
salamalardr. talyan ya da spanyol ekonomilerinde kendi
hesabna almann reel i bymesinin tek kayna olmas
da bunun belirtisi saylabilir.
Bu perspektiften bakldnda, transferlerin ynlendirdii i
gc azaltma stratejisinin ciddi anlamda tersine evrilmesinin
bir zorunluluk olduu aka grlmektedir. Aslnda, bu konu
da yaygn bir mutabakat sz konusudur. imdilerde emeklilik
yan ykseltmek, katk gerekliliklerini uzatmak ve zorunlu
sosyal katklarn ykn azaltmak ynnde bir hareket mev
cuttur. Stratejilerden biri iyeri sosyal gvenlik programlarnn
artrlmasn tevik etmektir ve bu yne doru belli bir eilim
sz konusudur. Yine de, bunun her derde deva olmas pek
mmkn deildir nk Kuzey Amerika'da olduu gibi ive
renlerin igc maliyetine dair sorunlarn zememektedir. O
halde zelletirme, daha fazla bireysel sigorta programlar ve
haliyle ok eitsiz bir korunma kapsam anlamna gelmektedir.
21 Pek ok alma, geici iilere doru kayn l 990'lar boyunca hzlanacan
ne srerek ilk yoruma destek vermektedir (Standing, 1993). te yandan Bu
echtemann (1993), Alman deneyimine ilikin analizinde, iverenlerin geici
szlemeleri eleme arac olarak kullandklarn, ou durumda sonradan s
rekli anlamaya getiklerini ne srmektedir.

86

Daha genel olarak, katlklar azaltabilmek iin ailelerin sade


ce erkein kazancna bamlln azaltmak gerekmektedir. Bu
rada anahtar nokta, kadn iilerin arzn ve onlara olan talebi
artrmaktr. Kta Avrupas modelinin, gelir aktarmna dayal aile
arlkl yapsn nasl aabileceini grmek zordur. Gncel siya
si atmalarn ounun odak noktasnda bu konu yer almakta
dr: sol kesim tipik olarak 'skandinav' tarzna uygun ekilde,
sosyal hizmetlerin artrlmasn savunurken, sa kesim (zellik
le de Hristiyan Demokratlar) -ev kadnlarna maa verme gibi
yntemlerle- aileyi ve yerel cemaat gnllln pekitirecek
'refah toplumu' yaklamn savunmaktadr. Mevcut sosyal si
gorta sistemlerinin yaadklar mali zorluklar dnldnde
her iki strateji de pek uygulanabilir grnmemektedir.22

Yeni refah devletleri mi oluuyor?


Dou-Orta Avrupa, Dou Asya veya Latin Amerika lkeleri Bat
modeline yknme srecindeler mi yoksa nicelik bakmndan
yeni rotalar m takip ediyorlar? 'Yeni' ile kastedilen mevcut re
fah devletlerinden epey farkllaan modeller ise, bu sorunun ce
vab 'hayr'dr. Aratrmamz, illa blgesel kmelenmelere denk
gelmeyen farkl rotalarn varln ortaya koymaktadr.
Dou-Orta Avrupa, ili ve Arjantin'i ieren grupta unlar
grlmektedir: genel olarak sosyal sigortann zelletirilmesi
ne dayanan liberal bir strateji, azaltlm kamu sosyal gvence
a, ihtiya tespitine dayal hedeflenmi yardma doru bir
kayma ve emek piyasas dzenlemelerinde serbest piyasa yan
ll. Latin Amerika'daki piyasa bilgi ve bulgularna dayanma
stratejisi, statye gre belirlenmi, epey klientalistik ve yeter
siz fonlanan sosyal sigorta geleneine kar ortaya kmtr.
Brezilya ve Kosta Rika'nn rnek olarak gsterilebilecei
ikinci grup lke, imdiye dek neo-liberalizmden kanm ve
22 ltalya'da gnll kurulular, geen on yl iinde yallar, zrller ya da uyu
turucu bamllan iin bakm alanlarnda son derece gelimitir. Ancak bu ge
limenin, almayan gen ve kadnlann fazla sayda olmas ile desteklendii
de grlmektedir.

87

nfus kapsam bakmndan olduka evrenselci bir yaklam


uygulayarak kamu sosyal gvence alarn glendirme yolun
da nemli admlar atmlardr.
nc grup, yani Dou Asya lkeleri, hem kresel olarak
zgldr hem de mevcut refah devleti zelliklerinin bir karma
sna sahiptir. Kta Avrupas modelinin aile arlkl olma ve ka
mu sosyal hizmetlerinden kanma zelliklerini paylar. Devlet
memurlar, retmenler ya da ordu mensuplar gibi baz ayrca
lkl gruplar kayran nve halindeki sosyal sigorta uygulamala
r, Avrupa'nn ie bal olarak ayntnlm program geleneini
takip etme eilimindedir. Bu lkelerde, sosyal gvenlik, kapsa
yc olmaktan ok uzaktr; gelir destei salamay da amala
maz. Devlet, ykmllklerini yerine getirmediinden, sosyal
koruma boluu zellikle Japonya'da irketler tarafndan des
teklenen ie bal refahn artna neden olmutur. Sonuta, bir
derece 'Amerikanlama' gereklemitir: kamu refahnn mte
vaz oluu, birincil sektr erkek iilerinin zel programlar ta
rafndan kapsam altna alnaca varsaymna dayanmaktadr.
Bu blgelerde izlenen yollar deerlendirilirken, Latin Ame
rika'nn (ve son zamanlarda Dou-Orta Avrupa'nn) krizle e
killenen ekonomileri ile Dou Asya'nn alacak derecede di
namik ekonomileri arasndaki ciddi fark akldan karlmama
ldr. Aslnda, 1980'lerde Dou-Orta Avrupa ile Latin Ameri
ka'nn genel ekonomik ortam, birtakm ortak unsurlar nede
niyle sanldndan ok daha benzerdir: kii bana GSYlH'da
ki d, enflasyonist basklar, byk bor sorunlar, trma
nan isizlik ve yksek korunan tekelci sanayi kollarn acilen
yeniden yaplandrma ihtiyac.23 lki blge de 1980'lerde, libe
ral istikrar kazandrma ve yeniden yaplandrma stratejilerine
yklenmi durumdadr.
Eski komnist lkelerin geilerindeki ortak zellik, sosyal
gvenlik ile ok terapisinin hzn kesme abasdr. Balangta
hemen hepsi cmert isizlik sigortalar yrrle koymu, sa23 Latin Ameika'da devlet mlkiyeti, sanayi retiminin neredeyse %40'n ger
ekletirecek ekilde epeyce yaygndr (Dou Avrupa'da ise bu oran %8090'lardadr) (Przeworski, 199 1 : 143).

88

nayideki igc fazlal ile de erken emeklilik ve cret dzey


lerini drerek baetmeye almlardr. Gelirlerdeki arpc
d, beklenmeyen isizlik seviyesi ve gelir kayb ile birlein
ce (reel cretler %20-35 orannda, BDT'de ise %50 orannda
dmtr) ou lkede mevcut sosyal gvenlik sistemi ger
ekte km ve hedeflenmi ihtiya tespitine doru yekpare
bir kayma gndeme gelmitir.
Blgenin tamamnda 1 989 ile 1 993 arasnda 6 milyon (ig
cnn % 1 2'si) civarnda bir net i kayb gzlenmitir. Dzen
siz isizlik ya da eksik istihdam artarken igcne katlm
oranlan dmtr (OECD, 1994b) . Blgenin her yerinde i
sizlik ve yoksulluk artmaktadr ancak Macaristan ile ek
Cumhuriyeti gibi lkeler ve Polonya ile BDT lkeleri arasnda
ayrm yapmak gerekir. Burda ( 1 993) ve OECD'nin ( 1 994b)
belirttii gibi, Macaristan ve ek Cumhuriyeti gibi lkeler ge
i stratejisinin stesinden gelmeye daha yatkndr; sosyal g
vence a gcn kaybetmemitir ve zellikle genler ile vasf
szlar iin daha aktif istihdam politikalar uygulanmaktadr.24
Standing'in gsterdii gibi (Standing, 1986) , ok terapisi
-sosyal politika ile birletiinde- mevcut arpklklara yenile
rini eklemitir. Enflasyonu nleme arac olarak, cretteki art
vergilendirme politikas daha gl firmalarn para-d cret
ler vermesini tevik etmektedir. Bu sektrn dnda kalanla
rn ise yaam standartlar arpc ekilde dmtr. Asgari
cretin genellikle keskin ekilde erimesi hem kazanlarn hem
de sosyal desteklerin (asgari crete sabitlenmi olanlar ortala
ma cretlerin %20-30'una kadar dmtr: OECD , 1 994b)
ounu eritmitir. lgc piyasasnda ise, tam zamanl, koru
mal ilerden marjinal, genellikle enformel ilere doru bir
kayma sz konusudur; bunun sonucunda da isizlik (vergi so
rununu iddetlendiren bir etki yapmaktadr) , reel cretlerde
24 ek rnei, dk isizlik oranlan ile dierlerine eit bir istihdam kayb sevi
yesini (%10) birletirmesi asndan ilgintir. Bu ksmen emeklilik, ksmen de
i yaratma programlan ile aklanabilir ( 1992'de 250.000 i yaratlmtr). Da
ha arpc istihdam kayplannn, firmalan modernize etmeden nce zelletir
me stratejisi sayesinde nlendii grlmektedir (OECD, 1994b).

89

herkesi ayn ekilde etkileyen bir d ve 'nc Dnya'


yoksulluk oranlarnn ortaya k (imdilerde Polonya'da
%40, Ukrayna'da %80) gzlenmektedir.
Aslnda, bireysel risklere kar duracak aralar deil riskle
rin kendileri zelletirilmitir. Dzgn ileyen finansal ku
rumlarn mevcut olmay, zel sigortann inasn gletir
mektedir. Dolaysyla, kamu sosyal gvenlik sisteminin para
lanmas ve zel sektr alternatifinin nndeki engellerle bir
likte, sosyal korumann yaps gn getike, gelimi lkelerin
oktan geride braktklar yoksul yardmn andrmaktadr.
Neo-liberal yeniden yaplandrma stratejisi uygulayan Latin
Amerika lkeleri iin de olduka benzer bir senaryo sz konu
sudur. Latin Amerika lkelerinin ounda grlen geleneksel
sosyal gvenlik, ayrcalkl iileri kayran bir patronaj sigorta
s yamal bohas olarak tanmlanabilir. Hiper enflasyon ve
vergiden kanma, bu lkelerin ciddi mali sorunlar yaadkla
rna ve daha etkin reform abalarnn tasarlanmasnn zor ol
duuna iaret etmektedir. Bu ve dier sebepler gz nne aln
dnda ili'nin zelletirme deneyimi dikkat ekicidir.
Huber'in almas, zelletirmenin salad faydalarn kar
makln ortaya koymaktadr. ili'de zel bireysel emeklilik
hesab sistemine gei, byk kamu sbvansiyonu gerektir
mitir ve bunun net etkisi zel refahn fiili manada devlet tara
fndan tevik edilmesi olmutur. llem maliyetleri de epey
yksek gzkmektedir. Programn asl kapsam olduka m
tevaz grnmektedir nk tamamen iveren tarafndan fi
nanse edilmektedir. Yeni zel programlar, dk cretli, marji
nalletirilmi ii ya da isiz kitlesi iin iletilemez durumda
dr. Baka bir deyile, ili'deki zelletirme, byk lde ka
mu sigortasnn hatalarnn ounu tekrarlamak zeredir. Yeni
sistemin asl avantaj, finansal olarak srdrlebilir olmas ve
byk tasarruflarnn sermaye piyasalarna da yaramasdr.
ili'nin liberalizasyon stratejisi en azndan uzun vadede
emek piyasas asndan daha olumlu grnmektedir. Ksa va
dedeki etkileri ise, daha nce de belirttiimiz gibi, harap edici
niteliktedir: endstriyel kapanma, kitlesel isizlik ve Arjan90

tin'de grdmz bir eilim olan, sefalet art. Latin Ameri


ka'nn fazla korunmu ve tekelci sanayileri hemen hemen hi
gvenilir deildir ve birincil sektr emek piyasas da son dere
ce katdr. ili'deki ok terapi, otoriter rejimin sendikalar eze
bilmesi sayesinde mmkn olmutur ve bu nedenle dier l
keler iin, uygulanabilir bir strateji tekil etmeyebilir. Aslnda,
Arjantin yaklam mevcut kar gruplar ile uyumdan yana bir
tavr sergiliyor gibi grnmektedir.
Pereira'nn (1993: 60) da belirttii gibi, istikrar program ne
kadar erken uygulamaya konursa, uzun vade maliyetleri de o
kadar az olur. ili iin gstergeler her seviyede epey olumludur.
sizlik oranlan 1 983'te feci bir oran olan %30'lardan bugn
%5'e dmtr ve yatrmlar, GSYlH ve cretler son derece sa
lkl ekilde artmtr. Ancak, bu durum gemiteki bir anma
nn tersi olarak deerlendirilmelidir: kii bana den gelir
1974-S'te %26, 1982'de %16 d gstermitir. 1988'deki reel
gelirler, Pinochet ncesi dnemden daha yksek deildir ancak
daha adaletsiz ekilde datlmtr (Pereira, 1993: 37-9).25
Kosta Rika ve Brezilya ile rneklenen alternatif cevap, sosyal
politikay, zellikle salk hizmetleri alannda, olduka evren
selci bir ynde glendirmektir (Huber [ 1996] , Brezilya'daki
evrenselciliin gl siyasi patronaj nedeniyle ok da gveni
lir olmadn belirtmektedir) . Bugne dek bu lkeler, ne ge
lirlerde azalma ne de isizlik art ve yoksullukla karlam
lardr. Ancak bu rotann uzun vadede srdrlebilirlii kesin
deildir. Bu gidiat Kosta Rika'da cmert Amerikan yardm
bitene kadar mmkn olabilmitir; enflasyon (zellikle Brezil
ya'da) , byk d bor ve duraan ya da dmekte olan GSYlH
gz nne alndnda, Latin Amerikan tarz 'sosyal demokra
si'nin geleceinin pheli olduu grlmektedir.
Son olarak allmn dnda melez Dou Asya refah rejimle
rine bakldnda, karlatrmal erevede sosyal gvenlik geli25 Bu liberalizasyon stratejisinin ne kadar liberal olduu da net deildir. Piyasa
nn glendirilmesi ar kamu tevikleri gerektirmektedir; bu da ksmen
emeklilik, ksmen de 1980'lerde zel kurululara verilen tevikler -GSYIH'nn
%4,3' civannda- ile salanmtr (Pereira, 1993: 37).

91

iminin ekonomik baarlarn ok gerisinde kald dikkati ek


mektedir. Bu konuda, Konfys aile arlkl refahn, refah
devletiliine kar etkin ve ilevsel bir denk olduu ne srl
mektedir. Eletiriler, nesilli hane halklarnn hayatta kalabil
melerini, herhangi bir alternatiflerinin olmayna balamaktadr.
yle ya da byle, refah devleti yaplandrmas u anda ok
eitli sebeplerden dolay youn olarak tartlmaktadr. Kore
ve Tayvan'da demokrasi sonras ulus kurma abalar, vatan
dalarn haklarn geniletme ihtiyac anlamna da gelmekte
dir. Nfusun yalanmas, kentsel hareketlilik ve modernleme,
yallarn bakmnn gittike byyen bir sorun olmasna yol
amaktadr. Buna ek olarak, Kore ve Tayvan'n dk cret
bazl sanayi mucizeleri hzlca tketilmi, sanayide yeniden
yaplanmay gzden geirme ihtiyac ortaya kmtr ve bu
canlanma iinde isizliin yeniden ortaya kmas ve yeni sos
yal refah sorunlarnn olumas da mmkndr. ok daha ge
limi Japonya'da hayat boyu istihdam sistemi ve bununla bir
likte irket sigortas garantileri zayflamaktadr. Japonlarn,
mtevaz kamu destei, zel takviyeler ve istihdam gvenlii
(tm erkek igc iin herhangi bir oranda) bileimi, sadece
ailevi bakma deil i gvencesine de dayanmaktadr.
Bugne dek, hzl byyen ekonomiler isizlikten ok ig
cnn az olmasndan dolay sknt ekmilerdir; bu durum
ailesinin geimini salayan erkein gelir risklerini asgariletir
mesine yardm etmi, ailelerin bakm kapasitelerini korumala
rn salamtr. Ne var ki, bunun sonsuza dek byle srmesi
mmkn deildir. 'Konfys modeli'nin artan gerilimlerine
karlk, bu lkeler daha kapsaml bir sosyal politika yaratabil
mek iin bir dizi nlem almtr. Ancak, l 980'lerin sonlarnda
Gney Kore'deki reformlarn gsterdii gibi, bu tedbirler hem
evrensel kapsama yaklaamamtr hem de destek miktarlar,
alan kiileri hayatta kalma seviyesinin ok zerine karabile
cek dzeyde deildir. Tayvan'daki ulusal salk hizmetlerine
ilikin en son reform (Eyll 1994), balangta evrensel ve zo
runlu olmas amalandysa da, istee bal kalmtr ve bu
yzden de kapsamdaki boluklar devam etmektedir.
92

Politika yapclarn gerek bir gelir destei sistemi vaat et


medeki tereddtleri, nmzdeki yllarda an hzl nfus ya
lanmasndan korkmalarna balanabilir. Aslnda bu, bilhassa
Japonya'da muhafazakarlarn telafi edici bir strateji olarak
Konfys ailesekiliini yeniden glendirmeye almalar
rneinde karmza kyor. Bunun, Avrupa'mn ounda g
rlen Hristiyan demokratik politikalarla da paralellikleri var
dr ve temelde ayn sebeplerden dolay da etkili olmamas
mmkndr. Japonya ve Gney Kore'deki kadnlar, Almanya
ve ltalya'daki gibi, gittike daha az ocua sahip olmakta (u
anda dourganlk oranlar, nfusu sabit tutmak iin gerekli
oranlarn ok ok altndadr) ve emek piyasasna daha fazla
girmektedir. Dahas, Japonya'da nfusun yalanmas, zellikle
youn bakm ihtiyac olan ok yallarn artmas anlamna gel
mektedir. 2020 ylna gelindiinde, 80 yan stndeki kii
oram 3 katna kacaktr (OECD, 1994a: Tablo 15).
Bir baka kayg ise tasarruflar zerindeki olas olumsuz etki
dir. Asya kaplanlarnn ekonomik mucizesi Keynescilikten
ok, yksek oranda tasarrufa dayanmaktayd: aileler yeterli de
recede sosyal gvenlik kapsam olmad iin tasarruf yapmak
tayd. Gerek bir refah devletinin bu gdy azaltacandan
korkulur. Bu ekonomiler srekli bydkleri ve olduka adil
gelir dalmna sahip olduklar iin, ou hanenin -en azn
dan kentte yayorlarsa ve ailenin geimini salayan kii birin
cil sektrde alyorsa- tasarruf yapma kapasitesinin olduu
varsaym geerlidir. Her eye ramen, Japonya rneinde g
rld gibi, tketimin sonsuza dek bastrlmas mmkn de
ildir. Dou Asya lkeleri, yapsal isizlik ve (ksmi) 'sanayisiz
leme' beklentisi iinde, gelir desteinden ok eitime nem
vermektedir. Dolaysyla bu lkeler, 'sosyal yatnn stratejisi'ne
vurgu balamnda potansiyel ncler durumundadr.

Sonular: Balca eilimler ve politika ikilemleri


ou lkede gzlemlediimiz manzara, radikal bir deiim de
il, 'donmu' bir refah devletidir. Deiime kar direni zaten
93

beklenebilir bir durumdur: uzun sredir yerlemi politikalar


kurumsallam ve kendi devamllklar iinde yerleik menfa
atleri beslemitir; balca kar gruplar kendi menfaatlerini re
fah devletinin alma erevesi iinde tanmlamaktadr. Dola
ysyla, gl kar birlemeleriyle desteklenen sosyal gvenlik
sistemleri radikal reformlara daha az yatkndr, reform yapld
zaman ise zerinde mzakere edilmi ve mutabakata varlm
olmaldr. Kta Avrupas bu iinden klmaz duruma en iyi r
nektir, Avustralya ve lskandinavya ise mzakere yoluyla deii
me ... teki uta, ili ve eski komnist lkelerde geni lekli
deiim, mevcut rgtsel yapnn k ya da zarar grmesi
ne bir cevap olarak ortaya kmtr. Bu kutuplar arasnda, daha
kademeli anmann zayflayan sendikaclk ile birlikte ortaya
kt ABD ya da Britanya gibi lkeler yer almaktadr.
Kapsaml ve merkezi konsenss oluturma mekanizmalar
nn geen on yl iinde azalmas, nl lsve modelini kuatan
zorluklarn ana nedenlerinden biridir. oktandr sahip oldu
u, hrsl ve eitliki refah hedeflerini tam istihdam ile uzla
trma kapasitesi ciddi ekilde anmtr.
Eitlik ve istihdam arasnda grnte evrensel bir seim
gerei mevcuttur. Bunun kkleri yeni kresel dzene dayana
bilir; ne var ki bu almada farkl ulusal tepkiler zerinde du
rulmaktadr. Gelimi refah devletleri grubu ierisinde sadece
birka, mevcut sistemden geri dn ya da sistemdeki kstla
malar kaldrmak adna radikal admlar atmlardr. Fakat t
m, destekleri marjinde kesmeye ya da ihtiyatl esnekletirme
nlemleri almaya almlardr. Grld gibi, daha radikal
bir serbestleme stratejisi izleyenler, istihdam asndan baar
l olmakta ancak eitsizlik ve yoksulluk asndan olduka
yksek maliyetlerle kar karya kalmaktadr. Buna karn,
deiime tepkisiz kalanlar -zellikle kta Avrupas- bunun be
delini yksek oranda isizlikle demektedir.
Eitlik ve verimlilik arasndaki seim gereine dair benzer
bir kavray, sosyal politika tartmalarna her zaman damgas
n vurmutur. Sava sonras dnemde Keynezyen refah devleti
nin olumlu sonular verdii yaygn olarak kabul grmekteydi.
94

Bugn ise, tutarl bir 'nc yol'a iyimser bakan ok az kii


vardr. Yine de, aratrdmz pek ok lke, seim gereini yu
muatacak ya da ona araclk edecek stratejileri takip etmekte
dir. Avustralya ve Kanada'nn temsil ettii grup ise, liberalizas
yon ve daha fazla seicilik ve hedeflemeye doru kayma ile
yksek riske maruz kalanlara verilen yardm miktarndaki art
birletirmektedir. Bu grubun seicilie yaklam, umutsuz
yoksulluk ve kat eitsizlie kar garanti salamay amalayan
geni bir perspektiftir. Karlatrmal gelir ve yoksulluk verile
ri bu stratejinin bir ekilde baarl olabildiini gstermektedir.
Bu lkeler rktc yoksullama oranlan olmakszn Ameri
ka'nnkine eit bir istihdam performans yakalayabilmilerdir.
lskandinavya'da gzlenen baka bir strateji ise refah devleti
kaynaklarn pasif gelir desteinden istihdam ve aile tevikine
kaydrarak aktarmay iermektedir. Kamu istihdamnda by
menin yaand dnem, artk sona ermitir ve politika bunun
yerine eitim ve hareketlilik ve cret tevikleri gibi aktif emek
piyasas nlemlerine ynlendirilmitir. imdilerde skandinav
ya daha byk eitsizliklerin kanlmaz olduunu kabul et
mi grnmektedir, ancak herhangi bir kademede younla
m ya da insanlarn hayatlar boyunca kalc olmaya balayan
bu eitsizliklere kar garantiler oluturmaya almaktadr. Bu
adan, kuzey refah devletlerinin 'sosyal yatrm stratejisi'ne
nclk ettikleri sylenebilir. Yksek isizlikten ya da sosyal
destek miktarlarnda belirgin kesintiler yapma gereinden he
nz kaabilmi deillerdir. Ancak, bu lkelerin isizlik sicille
ri, yksek faaliyet oranlarnn zeminini ve kta Avrupas'nn
aksine olduka mtevaz sosyal marjinalletirme, dlama ve
gen isizlik oranlarn dikkate alarak deerlendirilmelidir.
Daha genel olarak, tam istihdama dn, kazanlarda daha
byk eitsizlikler ve 'sevimsiz' hizmet ilerinin bolluuna da
yanacaksa, aktif sosyal yatrm politikalarnn baz gruplarn
kronik kaybedenler olma ansn azaltmas gerekmektedir. 'Se
vimsiz' iler, eer sadece geici tedbir eklinde ya da okulu b
rakanlar veya gmen iiler iin kolayca girilebilen nitelikte
iler olursa, marjinal bir refah sorunu olutururlar. Bunlar ha95

yat dngs tuzaklarna dntklerinde bal bana sorun


haline gelirler. Eitim ve becerilerin, insanlarn daha iyi ilere
ynelebilmeleri iin en iyi imkanlar sunduklarn biliyoruz .
Bu nedenle, dk cret bazl istihdam stratejisi ancak snfsal
hareketlilik ve gelitirme garantileri mevcut olduunda eitlik
ile badalatrlm olur.
Gncel refah devleti krizinde en yaygn savunulan strateji
lerden biri zelletirmedir. Aslnda, iki farkl nedenle destek
lenmektedir: kamu harcama ykn azaltp kendine dayanma
y glendirmek; 'sanayi sonras' toplumun farkllam ve bi
reysel taleplerini karlayabilmek. Uygulamada, henz pek az
sayda salam zelletirme reformu yaplmtr, bu nedenle ili
modeli emsalsiz kalmaktadr. Ancak, 'srncemedeki' bir zel
letirme sreci pek ok lkede destek ve hizmet seviyelerinde
ki kademeli erozyondan dolay henz yrrle girmemitir.
zelletirme refah sorumluluklarnn irketlere kaymasn
ngryorsa, her derde deva bir nitelik tamas beklenemez
nk iyeri sosyal gvenlik programlar benzer ekilde es
neklie engel olmakta ve epey yksek sabit igc maliyetleri
ne maruz kalmaktadr. Nitekim, kamu programlar ile koordi
nasyon iinde, eski duruma geri dnlmektedir. Buna ek ola
rak, bu programlarn, firmalarn daha kk olduu ve ig
cnn daha az sendikalat hizmet-hakim bir istihdam yap
snda uygulanabilmeleri olduka zordur. Alternatif olarak ne
rilebilecek ey, katk belirlenimli emeklilik programlar ya da
bireysel sigorta programlardr (ili modeli ya da Amerika'daki
hzla byyen IRA ya da 40 I K tipi programlar) .
Bireysel programlarn olumlu ynleri vardr. Tasarruflar te
vik etmelerinin yannda, bireylerin kendi refah paketlerini uyar
lamalarna izin vermektedir. Ancak, kamu ablonlarn sadece
desteklemek yerine ikame edecek ekilde tanmlanrlarsa, sosyal
gvenlii evrensel herhangi bir ekilde salama kapasiteleri p
heli hale gelir. Bu tip programlarn bymesi her yerde, elverili
vergi uygulamalar gibi kamu tevikleri ile beslenmektedir.
zelletirmeye paralel baka bir gelime ise, zellikle emek
lilikte getirisi belli (maa esasl) programdan katk belirlenimli
96

(yatnn esasl) programa geitir. Bu, refah devletlerinin (ya


da irketlerin) 1 960'larn ve 1970'lerin balca refah reformla
rndan biri olan destek yeterliliine ynelik kararllklarndan
vazgemeleri anlamna gelmektedir. Isve rneinde bu duru
mun byk eitsizlikler yaratmas, temel ve evrensel 'halkn
emeklilii' tarafndan garanti edilen yksek gelir gvencesi sa
yesinde pek mmkn deildir. Ancak, ili'deki gibi, katk be
lirlenimli programlarn, gelir desteinin (ki burada ihtiya tes
pitine dayal kamu yardm da yoktur) tek kayna olduu sis
temlerde durum byle deildir.
ou refah devletinde gelir transferi programlar geen yl
larda almamaya tevik etmeye balayarak hedefinden sap
mtr. Kta Avrupas lkelerinde, bu strateji temelde yatan is
tihdam sorununu azaltmak yerine daha da iddetlendirmitir:
gittike klen 'ierideki' igc iin emek maliyetlerinin y
kn artrm, bylece 'dardakiler', zellikle genler iin pi
yasaya giri maliyetlerini de yukar ekmitir. Ailenin, evi ge
indiren tek kiinin (ki genellikle bu kii erkektir) i istikrar
ve cretine bamlln da artrc bir etki yaratmtr.
O halde, gelecein refah devleti iin en byk zorluklardan
biri kadn istihdamnn aile oluumu ile nasl uyumlu hale ge
tirileceidir. Kadnlar istihdam ve daha fazla ekonomik bam
szlk istemektedir: aile de buna bal olarak daha fazla esnek
ve -iki kiinin para kazand dnldnde- daha az yok
sul olma eilimindedir; dourganlk artarsa, yalanmann yk
de hafifleyecektir. skandinav deneyimi, bu taleplerin yaygn
bir kamu hizmetleri a ile uyumlatnlabileceini gstermek
tedir. Ancak, gnmz refah devletlerinin mali gerilimleri ge
nelde bu tip bir genilemeyi engellemektedir; yksek cretler
bunu zel sektrde gerekletirme olasln da azaltmaktadr.
Sosyal gvenlik ve iler arasndaki seim gerei kresel c
ret rekabetiyle azaltlabildii lde, gelimi ekonomilerle re
kabet edenler yakn gelecekte daha kapsaml sosyal koruma
sistemleri oluturmaya meyilli olduklarndan, olumlu sonu
verebilecek alternatif bir kaynak bulunabilir. Temel rekabetin
igc maliyetlerini artrd bir durumda, Bat'nn rekabeti
97

kalabilmek adna refah devletini paralamaya girimesi, ac bir


ironi olur.
Sava sonras dnemin refah devletinin ilk motivasyonu
nun, daha dar sosyal politika endielerinin tesine getiini
unutmamalyz. Sosyal btnlemeyi salama, snf farkllkla
rn azaltma ve ulus kurmaya ynelik bir mekanizma olarak
gelimi refah devletleri, byk lde baarl olmulardr.
Bugnk refah devleti krizi ksmen, basit ekilde finansal ger
ginlik ve artan isizlik sorunu olarak grlebilir. Ksmen de
yeni sosyal btnleme, dayanma ve vatandalk biimlerine
ynelik daha az somut ihtiyalara balanabilir. Piyasa, gerek
te etkin bir datm mekanizmas olabilir fakat dayanma
oluturma noktasnda ayn derecede etkin deildir. Daha so
yut bu niteliklerin, Asya, Gney Amerika ve Dou Avrupa'nn
yeni sanayileen demokrasilerinde nve halindeki refah devle
ti geliiminin nemli birer esini tekil ettii konusunda pek
az phe vardr. Refah devletinin ekonomik etkileri de gz ar
d edilmemelidir. Yine de, ekonomik etkinliin gerisindeki tek
gvenilir mantn onun refah yarataca dncesi olduu
unutulmamaldr. Bu nedenle, sosyal vatandalk fikri 2 1 . yz
yla da tanabilir.
KAYNAKA
Atkinson, A.B. ve Mogensen, G.V ( 1993) We!fare and Work lncentives, Oxford:
Clarendon Press.
Atkinson, A.B. ve Rein, M. (1993) Age, Work and Social Security, New York: St
Martin's Press.
Baurnol, W ( 1 967) 'The macro-econornics of unbalanced growth', American Eco
nomic Review, 57: 41 5-26.
Bentolila, S. ve Dolado, j . ( 1994) 'Spanish labour rnarkets', Economic Policy, April:
55-99.
Bjorklund, A. ve Freernan, R. (1994) 'Generating equality and elirninating po
very, the Swedish way', National Bureau of Economic Research, Working Pa
per no. 4945.
Blackbum, L., Bloom, D. ve Freeman, R. ( 1990) 'The declining econornic position
of the less skilled Arnerican men', G. Burtless (der.), A Future of Lousy ]obs?
iinde, Washington, DC: Brookings Institution, s. 1 78-204.
Blank, R. ( 1993) 'Does a larger safety net mean less econornic flexibility?', R. Fre
eman (der.) , Working under Different Rules iinde, New York: Russell Sage.

98

Blank, R. (der.) ( 1994) Social Protection Versus Economic Flexibility, Chicago: Uni
versity of Chicago Press.
Buechtemann, C. ( 1993) Employment Security and Labor Market Behavior, Ithaca,
NY: ILR Press.
Burda, M. ( 1993) 'Unemployment, labor markets and structural change in Eastem
Europe', Economic Policy, 16.
Burkhauser, R., Duncan, G., Hauser, R. ve Bemtsen, R. (1991) 'Wife or Frau, wo
men do worse', Demography, 28: 353-60.
Burtless, G. (1990) A Future of Lousy ]obs? Washington, DC: Brookings lnstitution.
Calmfors, L. ve Driffill, ]. (1988) 'Bargaining structure, corporatism, and macro
economic performance', Economic Policy, 6: 14-6 1 .
Castles, E G. ( 1996) 'Needs-based strategies o f social protection i n Australia and
New Zealand', G. Esping-Andersen (der.), Welfare States in Transition: National
Adaptations in Global Economies iinde, Londra: Sage Publications, s. 88- 1 1 5 .
Choi, S. (1992) 'Ageing and social welfare i n South Korea', D. Phillips (der.), Age
ing in East and South East Asia iinde, Londra: Edward Arnold, s. 1 48-66.
Comia, A. (1994) 'Poverty, food consumption and nutrition during the transition
to the market economy in Eastem Europe', American Economic Review, May:
297-302.
de Neubourg, C. ( 1995) 'Switching to the policy node: incentives by the OECD
jobs study to change our mindset', Yaynlanmam makale, Faculty of Econo
mics, University of Maastricht.
Edwards, S. (1994) Trade policies, exchange rates, and growth', National Bureau
of Economic Research, Working Paper no. 451 1 .
Esping-Andersen, G. ( 1993) Changing Classes. Londra: Sage.
Esping-Andersen, G. (1994) 'Welfare states and the economy', N. Smelser ve R.
Swedberg (der.) , Handbook of Economic Sociology iinde, Princeton: Princeton
University Press.
European Community ( 1993a) Social Protection in Europe, Brksel: EC.
European Community (1993b) Green Paper on European Social Policy, Brksel:
DG5 (Mr Flynn ile konuma).
Freeman, R. (1993) 'How labor fares in different countries', R. Freeman (der.),
Working Under Different Rules iinde, New York: Russell Sage, s. 1-28.
Freeman, R. ve Katz, L. (der.) (1994) Differences and Changes in Wage Structure,
Chicago: University of Chicago Press.
Gottschalk, P. (1993) 'Changes in inequality of family income in seven industriali
zed countries', American Economic Review, 2: 136-42.
Hashimoto, A. (1992) 'Ageing in Japan', D. Phillips (der.), Ageing in East and So
uth East Asia iinde, Londra: Edward Amold, s. 36-44.
l luber, E. (1996) 'Options for Social Policy in Latin America: Neoliberal versus
Social Democratic Models', G. Esping-Andersen (der.) Welfare States in Transi
tion: National Adaptations in Global Economies iinde, Londra: Sage Publicati
ons, s. 141-191.
Jmcks, C. ve Peterson, P. (1991) The Urban Underclass, Washington, DC: Bro
okings lnstitution.

99

Korpi, W (1992) Halkar Sverige Efter, Stockholm: Carlssons.


Lindbeck, A. ( 1994) Tuming Sweden Around, Cambridge, MA: MiT Press.
Lynch, L. ( 1993) 'Payoffs to alternative training strategies', R. Freeman (der.),
Worling under Different Rules iinde, New York: Russell Sage, s. 63-96.
Marshall,T.H. (1950) Citizenship and Social Class. Oxford: Oxford University
Press.
Mishel, L. ve Bernstein, J. (1993) The State of Worling America, 1 992-1 993, Ar
mon, NY: M.E. Sharpe.
Moffitt, R. ( 1990) 'The distribution of earnings and welfare state', G. Burtless
(der.), A Future of Lousy ]obs? iinde, Washington, DC: Brookings lnstitution,
s. 201-35.
Myles, J. ( 1 996) 'When markets fail: Social welfare in Canada and the United Sta
tes', G. Esping-Andersen (der.) Welfare States in Transition: National Adaptati
ons in Global Economies iinde, Londra: Sage Publications s. 1 16-140.
OECD (1988) Ageing Populations, Paris: OECD.
OECD (1993) Employment Outlook, Paris: OECD.
OECD ( 1994a) New Orientationsfor Social Policy, Paris: OECD.
OECD ( 1 994b) Unemployment in Transition Countries: Transient ar Persistent? Pa
ris: OECD.
Pereira, L. (1993) 'Economic reforms and economic growth: efficiency and politics
in Latin America', L. Pereira, J.M. Maravall ve A. Przeworsk (der.), Economic Re
forms in New Democracies iinde, Cambridge: Cambridge University Press.
Przeworski, A. (1991) Democracy and the Market, Cambridge: Cambridge Univer
sity Press.
Room, G. (1990) New Poverty in the European Community, Londra: Macmillan.
Soskice, D. (199 1 ) 'Wage determination: the changing role of institutions in ad
vanced industrial countries', Oxford Review of Economic Policy no. 6: 36-61 .
Standing, G . (1993) 'Labor regulation in an era o f fragmented flexibility', C . Bu
echtemann (der.) Employment Security and Labor Market Behavior iinde, Itha
ca, NY: ILR Press, s. 425-4 1.
- ( 1 996) 'Social protection in Central and Eastem Europe: a tale of slipping anc
hors and tom safety nets', G. Esping-Andersen (der.) Welfare States in Transiti
on: National Adaptations in Global Economies iinde, Londra: Sage Publications,
s. 225-255.

Streeck, W ( 1 992) Social Institutions and Economic Performance, Londra: Sage.


Stephens, J. D. (1996) The Scandinavian welfare states: Achievements, crisis and
prospects', G. Esping-Andersen (der.) Welfare States in Transition: National
Adaptations in Global Economies iinde, Londra: Sage Publications, s. 32-65.

1 00

K resel leme ve Sosyal Pol itika:


Ha kkan iyet l i Refa h a Teh d it
Bob Deacon

Liberalletiren kreselleme: Sosyal politika


ve kal knmaya meydan okuma
Burada, kresellemenin doas ve anlamn derinliine incele
meyeceiz (Bunun iin UNDP'nin Kreselleme ve nsani Kal
knma zerine 1999 Insani Kalknma Raporu'na baklabilir) .
Makalenin amalan dorultusunda, unlar sylemek yeterli
dir; kreselleme geen yirmi yl ierisinde hzlanm olan u
aadaki sreleri ierir:
Speklatif para ticaretine dayanan ksa vadeli yabanc yat
rm aklar
Daha uzun vadeli dorudan yabanc yatrm
Ticaret nndeki engelleri daha da azaltmay amalayan
politikalar eliinde dnya ticareti
Ulusar irketlerle zdelemi kresel retimin ve tica
retin pay
Ksmen retim ve hizmet teknolojisindeki deiimler ne
deniyle kresel karlkl balanma
nsanlarn ticaret ve alma amal hareketi
Televizyon ve internetin dahil olduu yeni iletiim biim
lerine kresel eriim.
101

Bu sreler ve bunlarla ilintili olaylar, ekonomik etkinlikle


rin daha da kresellemesine ve ayn zamanda ortak bir poli
tik ve kltrel uzam paylaan kresel bir sivil toplumun orta
ya kmasna neden olmulardr. Ancak kresel politik ku
rumlar bu gelimelerin gerisinde kalm ve nceki tarihsel a
n hkmetlerarasclnda skmlardr.
Gemi on yllarn liberalletiren kresellemesinin bir dizi
istenmeyen kresel sosyal sonucu iinde tad aa karl
mtr (UNDP, 1999) . Bunlar
Hem lke iinde hem lkeler arasnda eitsizliin ve yok
sulluun artmas
Halkn isizlik ve su gibi sosyal risklere kar savunma
szlnn artmas
Bireylerin, cemaatlerin, lkelerin ve blgelerin, kreselle
menin nimetlerinden dlanma olaslnn artmasn ierir.
Liberalletiren kreselleme sreleri hkmetlerin sosyal
anlamda telafi edici ekilde davranma kapasitelerine de zarar
vermi olabilir. Gemite lkeler, kendi ulusal politikalarn
uygulama ve bunlardan faydalanma alkanl iinde idiler.
Daha ak ekonomiler bile kendi kaderlerini ynlendirebile
ceklerini hissederlerdi. Kreselleme ise bu durumu aadaki
ekillerde deitiriyor olabilir:
Bte a yaratan harcamalar ieren makro-ekonomik
politikalar uygulayan lkeler, para speklatrleri tarafndan ve
sermaye ka ile cezalandrlyorlar.
Vergi rekabeti, vergi cennetleri ve okuluslu irketlerin
transfer fiyat mekanizmalar, lkelerin vergilendirme kabili
yetlerine ciddi biimde meydan okumaya balamtr.
Hkmetler sanayi stratejisi gibi mikro-ekonomik politi
kalar takip etme konusunda glklerle karlamaktadr.
Dnya Ticaret rgt (DT) gibi kurumlar hkmetlere bu
alandaki zerkliin snrlarn ivedilikle hatrlatmaktadr.
Gl ulusan irketler, i yaptklar lkeye, hibir hesap
verebilirlikleri olmadan sermaye, teknoloji ve ynetim getir
mektedir.
Tm bunlar gerekleirken, kresellemenin toplumsal so1 02

nular sosyal koruma nlemlerine -daha az deil- daha fazla


ihtiya dourmaktadr. Eitsizlik daha fazla sosyal yeniden da
tm gerektirir; savunmaszlk sosyal haklarn, yararlanabilme
konumlarnn (entitlement) ve sosyal koruma sistemlerinin
glendirilmesini gerektirir; sosyal dlanma, glenme strate
jilerine ihtiya yaratr.

Meydan okunan Kuzey'deki refah devletleri


Kresellemenin, daha gelimi lkelerin ulusal dzeyde sos
yal politikalar vastasyla aklk denen durumla baa kma
kapasitesini nasl etkilediini incelemenin bir yolu bunun,
Ekonomik birlii ve Kalknma rgt (OECD) iindeki
farkl refah devletleri zerindeki etkilerine bakmaktr. Bu etki
ler u ekilde sralanabilir:
Kreselleme refah devletlerini birbirleriyle rekabet ii
ne sokar. Bu durum, sosyal damping, dzenleyici nlemlerin
snrlanmas ve refah sunumlar balamnda dibe doru bir ya
r tehlikesi yaratr. Buna ramen, refah devleti iin geerli po
litik zmler mevcuttur. Harcamalar azaltp, emekle ilgili
olan ve dier dzenlemeleri gevetip sosyal refahta dibe gidii
mi tevik edecekler? Yatnn cazip hale getirmek iin retken
lii ve politik ve toplumsal istikrar artran sosyal refahn e
itli ynlerine mi harcama yapacaklar? Yoksa nc bir yola
ynelip btn refah harcamalarn rekabetilii en az zedele
yecek yollarla m karlayacaklar?
Kreselleme, sosyal yeniden datm, sosyal dzenleme
ve sosyal glendirme konularn blgesel ve kresel bir se
viyeye tar. Sonu olarak, yeni ulusst aktrler refah politi
kasn karmaklatrarak devreye girerler. Bunlar Bretton Wo
ods kurumlar, Birlemi Milletler (UN) kurumlar ailesi ve
OECD, uluslararas sivil toplum kurulular, ulusan irket
ler, kresel toplumsal hareketler, ulusan politika alar, (kal
knma aratrmalar alannda alan akademisyenler ve ulus
lararas sosyal gvenlik uzmanlar gibi) epistemik cemaatler
ve danmanlk irketleri gibi devletleraras rgtleri ierir. Ni1 03

tekim, baz kresel aktrlerin rollerini yeniden dzenleme ve


dierlerinin de kresel sosyal ynetiime katksn reforme et
me ynnde arlar yaplmaktadr.

Kreselleme, ulusal ve ulusst sosyal politikann gele

cei zerine kresel aktrler iinde ve arasnda kresel bir


sylem yaratr. Ulusal ve ulusst dzeyde sosyal politikann
gelecei, ulusst rgtler arasnda politikay ekillendirmeye

katlma hakk iin ve ulusst rgtlerin iinde ve arasnda


sosyal politikalarn ierii iin verilen mcadele tarafndan e
killendirilmektedir. rnein Uluslararas Para Fonu (IMF) ve
Dnya Bankas'nn savunduu istenir sosyal politikalara dair
baz varsaymlar sosyal gvenliin sadece en muhtalara yne
lik hale gelmesinde ve zelletirilmesinde lkeler arasnda ge
reksiz bir benzemeye yol amtr.
Kreselleme refah salayclara kresel bir piyasa yara
tr. Kreselleme, zel refah hizmeti salayclarnn birok l
kede i yapabilmesi iin, ulusal sosyal hizmetin sunumunu ve
dzenleyici politikalar zedeleyecek ekilde, artan olanaklar
yaratmaktadr. rnein, byk sigorta irketleri, bordro vergi
leri zerindeki basklar kamu emekliliine inancn zayflamas
ynnde siyasi ittifaklar yaratrsa diye (Avrupa'daki nfusun
daha az riskli blmlerine) rnlerini satmak iin atmaca gibi
beklemektedir. Uluslararas zel salk hizmeti sunan ulusla
raras kurumlar (Koivusalo ve Ollila, 1997; WHO, 1998) , sos
yal yardm ve sosyal destek salayanlar (The Times, 30 Nisan

1999) ve eitim hizmetleri sunanlar Avrupa'daki mteriler ve


tketiciler iin zaten rekabet etmektedir. oktarafl Yatrm
Anlamas (MAi) (OECD gzetiminde tasla karld) potan
siyel anlamda kamu refah sunumlarn zedeleyerek bu tip fir
malarn yeni piyasalara ve lkelere yaylmasn ok daha kolay
hale getirecektir (Clarke ve Barlow, 1997) .
Bu balamda kresellemenin, gelimi lkelerde sosyal po
litikalar zerindeki etkisine ilikin projeksiyonlar, bir maher
gnn kehanet edenlerden halinden memnun olanlara kadar
deimektedir. Bir uta Martin ve Schumann'n ( 1997:7) yaz
dklar gibi
1 04

Kresel bir kska hareketinde, sermayenin yeni Enternasyo


neli tm lkeleri ve toplumsal dzenleri tepetaklak ediyor.
Bir cephede, o ann koullarna gre tmyle geri ekilmekle
tehdit edip bu ekilde byk apl vergi indirimlerine ve mil
yonlarca Mark'a varan teviklere veya bedelsiz altyap sunu
muna zorluyor. Eer bu ie yaramazsa, byk apl vergi
planlamas genellikle yardm edebilir: sadece vergilendirme
orannn epey dk olduu lkelerde karlar aa kar.
Tm dnyada, sermaye ve zenginlie sahip olanlar kamu har
camalarnn finansmanna gittike daha az katkda bulunu
yorlar. te cephede ise, sermayenin kresel akn yneten
ler vergi deyen alanlarnn cret seviyelerini aa ekiyor.
Ulusal zenginliin bir paras olan cretler tm dnyada aza
lyor; hibir ulus tek bana bu baskya kar koyma kudretine
sahip deil. Alman modeli kresel rekabet tarafndan "iyice
inceltilecek" .

Bu tip bir gre yaknlarda umulmadk bir kaynaktan des


tek geldi: (IMF'den) Tanzi, hkmetlerin mali kurumlarnn
temelinde aralksz alan kml zararllarnn olduu tespitin
de bulundu. Bu zararllar, e-ticaretin bymesi, transfer fiyat
mekanizmalarnn kullanm, vergi cennetlerinin ve rizikolu
giriimlere yatrm yapmak iin yaratlan fonlarn (hedge

funds) yaygnlamas ile sermaye ve emein hareketliliini


iermekteydi. Ona gre "sonu, dnyann kendisini vergi d
zeylerinde nemli dlere hazrlamas gerektii olmalyd"
(Tanzi, 1999: 14) .
Dier uta ise van den Broucke, hkmetlerin toplumsal
hedeflere ulamadaki kapasitesi zerine yazarken u ekilde
bir yargya varmtr ( 1 998:59) :
Uluslararas ekonomik ibirlii ve finansal dzenlemenin iste
nip istenmedii bir yana . . . baarl eitliki istihdam politika
larnn nemli kstlar (a) kaynaklan (genellikle kalifiye
olan) zenginlerden (genellikle vasfsz olan) yoksullara yeni
den datma, hedefli istihdam politikalarn gelir destekleri
veya kamu istihdam programlan, daha iyi eitim ve retim

1 05

yoluyla finanse etme, ve bu politikalarla giderilemeyen kabul


edilemez gelir eitsizliklerini dzeltme isteine (b) hem gev
ek hem sk emek piyasalarndaki ortalama gelir seviyesine
ilikin bir miktar dzenlemeyi kabul etme isteine baldr. . .
"Kresellemenin" b u kstlarn stesinden gelmeyi imkansz
hale getirdiine dair ikna edici bir argman yoktur.

Dierleri (Pierson, 1999:34) "fazlaca basite indirgenmi bir


'babo kresel sermaye glerince kuatlm ulusal refah dev
leti gr'nn kabul edilmesine" kar bizleri uyardlar. Bu
uyanda bir hakllk pay olmakla birlikte, rten dier toplum
sal dnmler -teknolojinin deien doas ve nfusun ya
lanmas gibi- refah devletlerine kar kendileri meydan okuyor.
Aslnda gelimi Avrupa refah devletleri u ana kadar kre
sellemeden farkl ekillerde etkilenmilerdir: bazlar daha
ciddi biimde meydan okumayla kar karya kald, bazlar
(ilkede) srdrlebilirliini daha fazla korudu ve bazlar da
sosyal hakkaniyet bedeline karn kendini aka brakt (Skyes
vd. , 2000). Bu sonuca ulamamz salayan baz dnceler,
kresellemenin paralar halinde amland Tablo l'de orta
ya konmaktadr. Bu unsurlar, para speklasyonu ve bununla
birlikte gelen sermaye akmlar; artan serbest ticaret; uluslara
ras retim sistemindeki yerleiklik ve (zellikle post-kom
nist gelimi lkeler iin) kresel finansal kurumlarn -bor
koulluluu aracl ile- sosyal koruma modelini ekillendir
medeki roldr.
Burada unlar iddia edilmektedir:

Sadece en muhtalar kollama, bireyselletirme ve zelle

tirmeyi kapsayan sosyal politikalar (kuzey Amerika'daki sis


temlerde olduu gibi), liberalletiren kresellemenin bugn
k evresi ile uyumludurlar, fakat denen bedel hakkaniyetsiz
liktir.

Eski devlet sosyalisti lkelerin iyeri temelli refah rejimle

ri ve bir grup Bat Avrupa lkesinin "Bismark" sosyal sigorta


sistemleri, kresel rekabeti basklara kar dayanksz olan
yksek bordro vergileri zerine kuruludurlar.
1 06

TABLO 1
Kresellefmenin Avrupa Refah Devletleri zerindeki Etkileri
Etkiler

....
o
.....

Refah devleti tipi

Ksa vadeli
sermaye akmlar

Dk ticaret
engelleri

Uluslararas retimde
yerleiklik

Devlet sosyalizmi

Tehdit edilmekte

Dk cretlerin
ksa dnem faydalar

Henz yerleiklememi,
ama iyeri refahna
meydan okuma

Liberal (sadece
en muhtalar hedefleyen)
sosyal politikalara ynelik
byk bask

Bismark*

Euro tarafndan
potansiyel koruma

Emek piyasasnn
kat lklarna ve
bordro vergisine
meydan okuma

ileri teknoloji
retiminde
olumlu gemi

Az

Sosyal demokrat

Bazlar iin
Euro tarafndan
potansiyel koruma

Siyasi irade mevcutsa


gelir ve tketim vergisi
tabanl yardmlar

ileri teknoloji
retiminde
olumlu gemi

Az

Liberal Anglo-Sakson

Kumarda Euro'nun
dnda kalmaya
oynama

Esnek ve dk cretli
i yaratmndan doan
yardmlar"; bedeli
hakkaniyetsizlik ve
yoksulluk

ileri teknoloji retimi


bazlar tarafndan
tehdit altnda grlyor

Az

Kresel finansal aktrler

(*) Bu ekilde adlandrlm nk birok Avrupa devleti iin imparatorluk Almanyas'nn sosyal sigorta sistemi model olmutu. Bu sosyal sigorta yaklam
nn iki temel unsuru vardr, birincisi, yararlanabilme konumlar yurttalktan de!) il istihdamdan veya kantlanm ihtiyatan kaynaklanr ve aile fertlerinin
(genellikle erkek olan) gelir getirenin yararlanabilme konumlarna ba!)ml oldu!)u varsaylr; ikinci olarak sosyal koruma mesleki snflar arasnda farkl
lk gsterme e!)ilimi tar: yardmlar yeniden da!)tmc amalar de!)il varolan staty ve gelirleri yanstr (Esping-Andersen, 1 996:66-67) .

Tketim vergileriyle fonlanan (skandinav modelindeki


gibi) vatandalk temelli sosyal demokrat refah rejimleri, siyasi
iradeye bal olarak kresel basklar karsnda artc biim
de srdrlebilirliklerini korumulardr.
Bu nedenle Avrupa'da kreselleme erevesinde (Tanzi'nin
argmanlar bir yana) bordro vergileri ve iyeri temelli dzen
lemelerden yurttalara ve ikamet edenlere uygulanan vergilere
ve yardmlara dnlmesi mantnn zerinde bir miktar uz
lamaya varlmtr. Finlandiya'nn Avrupa Birlii (AB) dnem
bakanlnn nezaretinde 1999 Kasm'nda dzenlenen Avru
pa'da Toplumsal Korumay Finanse Etme konulu seminerdeki
birok tebli bu kann ortaya koynutur (dierleri arasnda
bkz. Moe, 1999; Lonroth, 1999; Chassard, 1999 ve Korona,

1999) . Ayn zamanda iyeri refah vergilendirmesinin temelini


oluturan l politik yaplarn bu tip fonlama deiikliklerini
gletirdiine dikkat ekilmitir (Kangas, 1999) .
zerinde bir miktar uzlama olan ikinci konu ise ekonomi
nin uluslararaslamasnn hem Kuzey hem Gney'deki emek
piyasas zerinde bir etkisinin olduudur. zellikle uluslara
ras ticaret ve teknolojik deiimler uluslararas rekabete ma
ruz kalan sektrlerde zaten dk cretli olan vasfsz igc
nn maliyetini aa ekmeye katkda bulunmaktadr. Bir so
nu, iyi ve en kt maallar arasndaki uurumun almasdr
(Wood, 1 994) . Nitelikli igc piyasalarnda bile daha fazla
esneklik ynnde gl basklar mevcuttur (Rhodes, 1998) .
Fakat van den Broucke'un ne srd gibi bu durum, dk
cretlere finans destei iin -daha az deil- daha fazla yeni
den datm ynnde ahlaki basky artrr (van den Broucke,
1998) . OECD alma ve Sosyal ller Bakanlarnn Haziran
1998'de yaplan toplantsndan beri OECD'de kresellemenin
-daha az deil- daha fazla sosyal harcama iin bask yaratt
belirtilmektedir (bkz. OECD, 1999).

108

Gney'de tehdit altmdaki


hakkaniyetli toplumsal gelime
Gelimekte olan lkeler ve birok ykselen ekonomi iin k
reselleme aadaki etkileri yaratmaktadr.
Kreselleme hkmetlerin eitim, salk ve sosyal ko
ruma salama kapasitelerini azaltan ciddi bir borlanma ya
ratt. Birok lkede, ksmi bir kapsama a sunma, STK'lar ve
aadan yukarya inisiyatiflere brakld.
Kreselleme mlkleri ve standartlar tehdit etti. Kre
selleme sermayeyi ekmek iin iktisadi anlamda rasyonel e
kilde lke mlklerini, dk emek giderlerinden doan mlk
ler de dahil olmak zere, satma tepkisini tevik etti. Bu genel
de, ortaya kmakta olan kresel emek, evre standartlar ve
sosyal standartlar ile ok da ilgili olmayan bir ekilde gerek
leti. Hkmetlerin gelirlerini artrma kapasitesini daha da k
stlayan ulusan irketlere ynelik vergi cennetleri, bu strate
jinin dier bir yndr.
Kreselleme lkelerin iinde sosyal politikalar ylesine
ayrtrmtr ki nfusun farkl ksmlan ok farkl i refah
rejimlerinde yaar hale gelmitir. Mesela lhracat lleme Blge
leri'ndeki (Export Processing Zones) iilerin vatandalk ve i
yeri haklarna eriimleri kstl olabilir (ICFTU, 1998) . Ulusa
r endstrilerin alanlar, kresel zel fonlarn iine dahil edi
len irket yardmlar ile korunabilirler. Baz devlet alanlar
nn ya smrgecilik sonras gnlerdeki ya da eski sosyalist eko
nomilerdeki sosyal devletin paras olarak ina edilmi salk
yardmlar ve sosyal yardmlar ile emeklilik programlarna eri
imleri olabilir. Ama bunlar da gn getike azalmaktadr.
Vergilendirme, dzenleme ve sosyal harcama gibi nor
mal devlet ilevlerinin var olmad Afrika'da ve dier yerler
de kreselleme, formel kresel ekonomiden dlanm bl
geler yaratmtr (Kabeer, 1 999). Bu blgelerde, formel hakla
n olmayan yoksullarn yaamlarm srdrebilmek iin enfor
mel dei toku alarna ve klientalist ilikilere girmeye mec
bur klnd "toplumsal hayata olumsuz katlmn" (adverse
1 09

incorporation) (G. Wood, 1999) bir tr ortaya kmtr. Bu


erevede uyuturucu, fuhu, silah kaakl ve yasad tica
retin enformel ekonomisi de yaygnlamtr.
Gelimekte olan lkeler ve gei ekonomilerindeki refah sis
temlerinin geleceine dair ngrler, felaket tellallarndan oldu
u kadar, politik irade mevcut olduu srece, srdrlebilir
hakkaniyetli toplumsal gelimenin mmkn olduunu savu
nanlardan da gelmektedir. Ekonomik bymeyi bilinli top
lumsal gelime ile birletiren Botswana, Mauritius, Zimbabwe,
Hindistan'n Kerala eyaleti, Sri Lanka, Kore Cumhuriyeti, Ma
lezya, Barbados, Kosta Rika ve Kba'nn olumlu deneyimini de
erlendiren Chen ve Desai'nin vard sonuca gre ( 1997:432):
Baarl toplumsal gelimenin kilit bileenleri duyarl yneti
im, toplumsallk taraftar ekonomik politikalar ve sosyal hiz
metlerin evrensel sunumu olarak ortaya kmaktadr. Tm bu
gayretlerde hkmetin rol merkezidir.

Gney iin (Mehrota ve jolly, 1997) ve Kuzey iin (Van den


Broucke, 1 998) gelitirilen yaklamlar destekliyorum, yle
ki toplumsal refah ancak hkmetlerin sunumcu ve dzenle
yici olarak ba ektii hakkaniyetli bir erevede korunabilir
(aada tartlaca gibi, bu Dnya Bankas tarafndan da ge
cikmeli olarak onaylanmtr) . Ancak, kresel ekonominin ye
ni gereklikleri ve bilhassa salk, eitim ve sosyal sigorta
alanlarnda kresel piyasalarn ortaya k, gelimekte olan
-ve gelimi- lkelerdeki orta ve profesyonel snflar kendi i
i ve kyl yoldalar ile toplumsal refah szlemeleri yapma
zorunluluundan ayrarak bu olasl zayflatmaktadr.

Sosyal politikalar ve toplumsal gelime zerine


kresel sylem: Sosyal olarak sorumlu bir
kresel lemeye doru mu?
Baka bir yerde, IMF'nin refaha deil almaya vurgu yapan
gvenlik a yaklamn sosyal politikalara tercih ederek refah
harcamalarn ekonomi zerinde bir yk olarak sunduunu ve
1 10

Dnya Bankas'nn yoksulluun azaltlmas zerine younla


masnn kendisini ayn ekilde bir sosyal gvenlik a yakla
mn benimsemeye gtrdn iddia etmitim (Deacon,
1 997) . Dier yandan Uluslararas alma rgt (ILO) ve
Birlemi Milletler'in baz kurumlarnda, sosyal harcamann,
toplumsal btnl korumann bir arac olduu grnn
destekleyicileri bulunmaktayd. ILO, muhafazakar-korporatist
Bismarck tip bir sosyal koruma sistemini savundu. OECD
baz kamu refah harcamalarnn gerekli birer yatrm olarak g
rlmesi gerektii grn benimsedi. Belki Birlemi Millet
ler ocuk Fonu (UNICEF) dnda hibir uluslararas rgtn
skandinav lkelerinin zellii olan sosyal politikalar iin ye
niden datmc bir yaklam savunduu sylenemez. Kom
nizm sonras sosyal politikalar ekillendirmede bu tip rgtle
rin oynad rolle ilgili aratrmamda u sonuca ulamtm:
. . . komnizmin kmesinin kresel aktrler iin yaratt ge
lecein sosyal politikalarn ekillendirme frsat, byk bir
hevesle Dnya Bankas iindeki baskn toplumsal liberal ei
lim tarafndan ele geirilmitir. zellikle istikrarsz blgelerde
aktif olma ans verilen sosyal gelime STK'lar ile ittifak iin
de, sosyal gvenlik ana dayal bir gelecek kurulmaktadr.
Birok Gney ve baz Dou Avrupa hkmetlerinin siyasi
destei ile birleen bu STK destei, AB'de, ILO'da ve daha az
sayda olmak zere Dnya Bankas'nda yer alan, evrensel ve
sosyal gvenlik temelli refah devleti savunucularna gl e
kilde meydan okumaktadr ( 1 997: 197) .

Tartma ierisindeki belirli oyuncularn konumlarnda il


gin kaymalar olmaya devam etse de bu karmlar hala geer
liliini korumaktadr. IMF bir miktar hakkaniyetin ekonomik
bymeye faydal olup olmayacan dnerek, kreselle
menin toplumsal boyutunu daha ciddiye almaya balamtr.
Dnya Bankas kreselleme balamnda sosyal korumaya da
ha ak ekilde risk ynetimi yaklamn eklemlemitir.
OECD imdilerde kresellemenin daha az deil daha fazla
sosyal harcama ihtiyacna neden olabilecei konusunda uyar111

yor. ILO, Dnya Bankas'nn sosyal gvenlik sistemlerinin baz


ksmlarnn zelletirilmesi ynndeki grlerinde tavizler
verme iaretleri gsteriyor, dier yandan ILO iindeki baz
hamleler birok lkedeki aadan yukar hareketlerden doan
yeni bir evrensellie ynelik ilgiyi aa karyor. Daha yakn
zamanlarda, DT'nn, salk hizmetleri ve sosyal hizmet su
numunda kresel bir piyasann istenilirliine dair gr
nem kazand. Uluslararas STK'lar, hkmeti ikame edenler
ve hkmetin sosyal refah konusunda daha fazla sorumluluk
almasn isteyenler olarak artan ekilde blnmeye balad. Bu
gelimeler ve dierleri aada gzden geirilecektir.

Dnya Bankas, sosyal gvenlik alanm ve


zel sektr-tipi risk ynetimini savunuyor
Sosyal refaha dair kresel sylemin entelektel haritas basit
bir Avrupa toplumsal piyasas (ILO) karsnda Amerikan libe
ralizmi (Dnya Bankas, IMF) ikili kartlndan daha karma
ktr. Mesela Dnya Bankas'nn Bat Avrupa gelenei ile
uyumlu uzman kadroyu istihdam etmesi Banka'nn Dou Av
rupa ve eski Sovyetler Birlii ile ilgilenen blmnde uygun
sosyal politikalar hakknda ateli tartmalara yol amtr. Bu
ihtilaf, Banka'nn insan kaynaklar ann kalbine u ekilde
szmtr. I 996'nn sonlarna doru Dnya Bankas'nn yeni
den organizasyonu, sektr stratejileri tasarlamak ve belli pro
jelerde lke operasyonu birimlerini desteklemek amacn g
den, yaygn bir nsani Gelime A'nn (Human Development
Network) inasna yol at. Bu a ierisinde sektr ailesi bu
lunmaktadr: (i) salk, beslenme ve nfus; (ii) eitim; ve (iii)
sosyal koruma. Birincisi bir strateji raporu retti (Dnya Ban
kas, 1 997) ve ncsnn, raporunu ksa zaman ierisinde
sunmas bekleniyor. Fakat sosyal politikalar zerine birok
Dnya Bankas dokman bir hayli mulaktr ve salk sekt
r zerine olan (birka konum arasnda bir uzlama olarak e
likili fikirleri ieren) strateji raporu da bu adan bir istisna
deildir. rnein metin Banka'nn serbest piyasaya ynelik
112

inancn en kt anlklannn bazlarn geride brakt ve te


mel olarak kamu salk hizmeti salayan lkelerden baz
olumlu dersler kard izlenimini veren birok unsur ierir.
Metne gre:
. . . kamu sektrnn bu ie dahil olmas, hakkaniyetin, nfu
sun salk, beslenme ve reme ile ilgili hizmetlere eriiminin
salanmas yoluyla, ve verimliliin, zellikle nemli dsallk
larn (kamu mallan) ve ciddi bilgi asimetrilerinin (salk si
gortas) olduu noktada piyasa hatalarnn dzeltilmesi yo
luyla gelitirilmesi iin hem teorik hem de pratik zeminlerde
merulatrlmtr. . . gelimi ve orta gelir seviyesindeki dev
letlerin deneyimleri yoksullar iin salk hizmeti salamann
en etkin yollarndan birinin evrensel eriim olduunu gster
mektedir (World Bank, 1997:3-6).

Buna ramen, sanki bunlar sylenmemi gibi, zel hizmetler


ve kamu hizmetlerinin bir karmnn gerektii ve varsaylan
kaynak kstlar nedeniyle kamu sektrnn koruyucu salk
hizmetleri gibi dsalln en fazla olduu alanlara en iyi ekil
de younlaaca sonucuna ulalmtr. Rapor ayn ekilde he
deflemenin de dk gelirli lkeler iin uygun olduunu iddia
etmitir. Bu yaklam, Dnya Bankas'nn nfusun her bete
birlik kesiminin kamu salk ve eitim harcamalarndan hangi
oranda yararlandn gsteren verileri kullanlarak pekitiril
mitir. Bu aratrmalar elitlerin ve orta snfn bu hizmetleri ge
nelde an miktarda kullandklarn gsterdii iin, yoksullarn
hedeflenmesine ynelik hakkaniyet temelinde bir ar yaplr.
Banka'daki insan kaynaklan uzmanlarnn gznden kaan ey
vergilendirme ve hedefleme arasndaki ters ba gibi gzk
yor: yoksullara ynelik hizmetler dk kaliteli olma tehlikesi
tarlar, nk orta snf artk kendisinin dorudan yararlan
mayaca hizmetler iin vergi demek istemez.
Sosyal politikalara ilikin neo-liberal ve daha evrenselci yak
lamlar arasnda devam eden ekime, Banka'nn sosyal koru
ma blm ierisinde de hissediliyor. Dou Avrupa ile ilgilenen
operasyon blmyle snrl kalm olan sosyal korumaya dair
113

Avrupa ve Kuzey Amerika perspektifleri arasndaki tartma,


imdi Banka'nn tam merkezine yerlemi durumda ve bu, orta
ya kan sosyal koruma stratejisini muhtemelen etkileyecek. Ja
mes Wolfensohn'un belirttii gibi blm, "toplumsal hayata ka
tlm salama mcadelesine" destek verme iddias tayor.
. . . amacmz, lkeler aras ve lkeler iindeki bu farkllklarn
azalulmas, daha fazla insann ekonomik ana akn iine geti
rilmesi, kalknmann faydalarna milliyetten, rktan veya cin
siyetten bamsz olarak hakkaniyetli eriimin salanmas, ol
mak zorundadr. . . . Toplumsal Hayata Katlm Salama Mca
delesi amzn anahtar gelime mcadelesidir.1

Sosyal koruma blm, toplumsal hayata katlm salama


mcadelesini risk ynetimine younlaarak -yani insanlara
hanelerinde ve cemaatlerinde risklerini etkin ekilde idare et
mede yardmc olarak- srdrme iddiasndadr (Holzmann ve
Jorgensen, 1999). Emek piyasas reformu, emeklilik reformu
ve -pek ok lkede STK'lan ve cemaat sosyal fonlarn destek
lemeyi ierecek ekilde- sosyal yardm stratejileri zerinde a
lmaktadr. Bu, hkmetin riskleri kapsama, sunumlar ev
renselletirme ve ekonomiyi dzenleme sorumluluklarndan
ok, bireyin, kresellemenin artrd riskler ve belirsizliklere
kar kendini gvence altna alma sorumluluuna vurgu yapan
bir stratejiyi nermek anlamna gelmektedir. Mesela Holz
mann ( 1997) , devletin getirisi belli (maa esasl) programlar
n (pay-as-you-go) asgari bir temel emeklilik sunumu rolne
indirgeyecek olan ok ayakl bir emeklilik reformu yaklam
n savunmutur. Bu, zorunlu, tmyle fonlanm, bireyselle
tirilmi, katk belirlenimli (yatnn esasl) ikinci bir ayak ve is
tee bal nc bir ayak tarafndan desteklenecektir. Holz
mann, Banka ile u ana kadar sadece getirisi belli programlan
tercih eden ILO arasnda bu izgiler etrafnda bir konsenssn
ortaya kmakta olduunu iddia etmektedir.
The Challenge of Inclusion (Toplumsal Hayata Katlm Salama abas) james
D. Wolfensohn tarafndan Dnya Bankas Grubu ve IMF Yllk Toplants'nda
verilen konuma (Hong Kong, 23 Eyll 1997).
114

1999 gznde, Banka iinde, getirisi belli emeklilik politi


kas byk bir mesele haline gelecek gibi gzkmekteydi: Ba
ekonomist joseph Stiglitz emeklilik sistemlerinin zelletiril
mesine kar olan bir makalenin yazarlarndand. Makale sos
yal gvenlik ile ilgili 10 mite saldryor ve emeklilik iin zel,
yeniden datmc olmayan, katk belirlenimli ikinci ayak le
hindeki argmanlarn ounun "ne teoride ne de pratikte te
mellendirilebilen bir grup mite dayand" sonucuna varyor
du. zelde, "daha az gelimi lkeler genellikle, olas suisti
malin apn her eyden daha geni klan daha az bilgili yat
rmclar ve daha az gelimi dzenleme kapasitesi ile birlikte,
daha az gelimi sermaye piyasalarna sahipti" (Orszag ve Stig
litz, 1999:40). Buna ramen, Banka'nn iindeki bu "yeniden
dnme" , Stiglitz Amerikan Hazine Sekreteri Larry Sum
mers'n basks zerine istifa ettii iin ksa soluklu olacak gibi
gzkmekte (Financial Times, 25 Kasm 1999).

IMF sosyal politika tartmasma yetiiyor


Banka yapsal uyumun toplumsal boyutuna daha fazla duyarl
lk gsterdike, dnya ekonomilerini geleneksel tipte libera
lizmle idare etmenin, kamu harcamalarndaki kesintileri top
lumsal sonularna bakmakszn talep eden IMF'ye kalacana
dair kayglar dile getirildi. lki akl yrtme bunun bir basitle
tirme olduunu gsterecektir. Birincisi, IMF'nin alma ra
porlarnda neo-liberal ortodoksluk iinde deerlendirilemeye
cek grler ifade edilmitir (Chand, 1990) . kincisi, dierleri
nin yan sra Asya'daki finansal krizin IMF'yi u anki sosyal
politikalarnn yeterlilii zerine ciddi bir ekilde dnmeye
ittiine dair kantlar vardr.
IMF'nin Asya ekonomik krizini ele alna dair kendisine
yneltilen eletiriye getirdii kamuya ak karlk, dosdoru
hir politika gzden geirmesinin srada olduuna iaret et
mektedir. Demeler, aklamaktan ok gizlemeyi amalam
olabilir, ama Fon yneticisinin Washington Basn Kulbne (2
Nisan 1 998) yapt yorumlar ilgi ekicidir:
115

. . . kayglarmzn apn kresellemi bir dnyada amalara


ulamak iin nemli olan dier eleri de dahil ederek geni
letmeye mecburuz. . . yeni eler unlar ieriyor: temel salk
ve eitime daha yksek ve maliyet asndan daha etkili kay
nak aktarm; yoksullar, isizler ve dier korunmasz gruplar
iin yeterli sosyal koruma; evre korumas; hkmette ve ir
ket ileyiinde daha fazla effaflk ve sorumluluk; uyum ve re
form iin destei artrmak ve temel alma haklar korunur
ken toplumun tm kesimlerinin bymeden faydalanmasn
garanti altna almak iin emek kesimi ve sivil toplumun geri
kalan ile daha etkin bir diyalog.

Bu ifadeyi takiben IMF'nin Mali ler Departman hakkani


yet ve ekonomi politikalar zerine bir konferans dzenledi.
Konferansn ereve raporu, byme ve hakkaniyet arasnda
alglanan birbirini dlama ilikisi zerinde duruyor ve kant
larn iki yolu da gsterdii sonucuna varyordu:
Byk lekli vergi ve transfer programlar aslnda ekono
mik bymeyi yavalatabilir ama yoksulluun azaltlmas ve
temel salk hizmeti ile eitime evrensel eriimin salanmas,
hakkaniyeti ayn ekilde dzeltebilir ve ekonomik byme
nin zerine dayand beeri sermayeyi glendirir (IMF,
1998:2).

Konferans katlmclar karlanmas gereken asgari hakka


niyet koullar zerinde uluslararas bir konsenss salanabilir
mi sorusunu tarttlar. Evrensel olarak, yaam giderleri ve
" topluma katlm gelirinden" (yani topluma -istihdam, bakm
sunumu, alma vb. yolu ile- bir ekilde katlan herkes iin
evrensel olarak temel bir gelirden yararlanabilme konumuna
gelme) yararlanabilme konumuna gelmenin istenirliine dair
grler ile zdelemi Amartya Sen ve Anthony Atkinson,
bu konuyu tartmak zere davet edilen akademisyenler ara
snda idiler.
Son olarak Mali ler Departman bakannn 10 sene ieri
sinde vergi toplama ve lkelerin vergi politikalarn ynlendir116

me gcne sahip bir Dnya Vergilendirme Otoritesinin kurul


mas iin anda bulunmasna da dikkat etmek gerekir.2

ILO'nun kresellemenin
meydan okuduu evrenselci/ii
Baz Gney hkmetlerinin bak alarn incelediimizde,
kresellemenin gelecekteki ynelimlerinin, Dnya Bankas ve
IMF tarafndan belirlendii ve bunlann sosyal koruma nlem
lerine ilikin yenilenmi bir ilgi tad grne meydan
okunduunu fark ederiz. Ortak kresel alma standartlan ve
sosyal standartlar iin Kuzey hkmetlerinin ne srd ar
gmanlar, Gney'de, gelimi lke halklarnn toplumsal re
fahlann Gney'in rekabetinden korumak iin harcadklar
bencilce abalar olarak alglanrlar. Bu alglay 1996'da dnya
ticaret anlamalar iine sosyal maddeleri dahil etme abalarm
boa kard. Bu tip kayglar ayn zamanda Birlemi Milletler
kurumlarnn gelimi refah devletlerinde bir miktar hakkani
yet tesis edilmesini salayan tipte sosyal politikalar iin arlk
koyna kapasitelerini de snrlad. Sosyal artlar dnya ticaret
anlamalarna sokmaya dair ilk argmanlar, ILO ierisindeki
mteakip kmazn gsterdii gibi, ittifak ierisindeki baz
Gney lkelerinin kampanyalar ile devre d brakldlar. Bu
tartmay deerlendirirken ILO'dan Lee unu vurgulamtr:
"sanayilemi lkeler ile gelimekte olan lkeler arasnda de
rin bir gvensizlik hatt var.. .ILO aracl ile evrilen imdiki
uluslararas alma standartlar sistemi ister istemez bu tart
mann yaylm ateinin ortasnda kald" ( 1 997: 1 77 ) . lki yl
sonra Seattle'da yaanan k bu gzlemin doruluunun al
m izmeye hizmet eder.
Bu tartmann olumlu yn tm taraflarn temel alma
standartlarn kabul etmeleri idi. Bunlar genel olarak "zorunlu
almann ve ocuk emeinin yasaklanmas, sendikalama z 23 Kasm 1999'da Toplumsal Korumay Finanse Etme zerine AB konferansn
da, Tanzi byle bir nerinin, eer ABD kongresindeki grler dikkate alnrsa,
uygulanabilir olduuna inanmadn belirtmitir.

117

grl ve rgtlenme ve kolektif pazarlk hakk, eit i iin


kadn ve erkee eit ykselme hakk ve istihdamda ayrmclk
yaplmamas idi" (Kyloh, 1998).3
Emeklilik politikasna ilikin kresel tartma erevesinde
ILO, Dnya Bankas'ndan gelen, kendi grlerinden taviz
verme basklarn hissetmitir. Edgren ve Mller (1991) ks
men aratrma programndaki bte kstlamalar nedeni ile ve
ksmen de Banka'nn baz ILO projelerini fonlamas nedeniyle
ILO'nun 1990'lardaki neo-liberalizm tartmalarnda etken bir
rol oynayamadn iddia etmilerdir. Ve ILO tarafndan emek
lilik politikasna ilikin olarak yaplan bir aratrmada (Gillion
vd. , 2000, ayrca bkz. Gillion 1 999) Banka'nn yaklamna
eletiriler getirilse de, Banka'nn dili kullanlm ve drt-ayakl
emeklilik politikas savunulmutur. Birinci ayak, ihtiya tespi
tine dayal olabilecek, devletin salad bir refah emeklilii
dir. kincisi yaam boyu ortalama gelirin yaklak yzde 40 ila
50'si eklinde mtevaz bir tamamlama oranna sahip, zorunlu
ve getirisi belli bir emekliliktir. ncs, mecburi, sermaye
ye dayal, katk belirlenimli (yatrm esasl) bir emekliliktir.
Drdncs istee bal zel eklemedir. Birinci ayan ihtiya
tespitine dayal olabileceine dair tavizler ile bireyselletirilmi
ve sermayeletirilmi zel emeklilie verilen geni rol ,
ILO'nun sosyal gvenlik blmnn Bretton Woods politika
larna kar artk bir dayanak olarak sunulamayacan gster
mektedir.
Banka'da olduu gibi ILO'da da farkl eilimler grlmeye
balanmtr. Yeni genel direktrn ynetimi altnda bir dizi
InFocus alma projesi tasarlanmtr (ILO, 1999). Bunlardan
biri olan, 2 1 . Yzylda Ekonomik ve Sosyal Gvenlik, 2 1 . yz
ylda kresel alma esneklii balamnda vatanda (ve ika
met eden) gvenliine katkda bulunabilecek evrensel politi
kalar inceleyen geni bir sunum iermektedir. Bu program
ILO iindeki, konvansiyonel sosyal gvenlik haklarn enfor
mel sektrdeki daha fazla iiye ulatrmay savunan daha mu3 Bkz. ILO Konvansiyonu 29, 87, 98, 100, 105, l l l ve 138.

118

hafazakar yaklam tarafndan (ki buna da gerek var) zedelen


mezse, aadan balayan yeni bir evrenselciliin ortaya k
nn ykn tayabilir. Bu, mesela Brezilya'da olduu gibi e
hir meclisleri tarafndan kadnlara ocuklarnn okula gitmele
ri koulu ile salanan gelir destei programyla hayata geirile
bilir. Bu tip bir alma ILO ierisindeki entelektel akmn
Atlantik boyunca tek ynl gitmediini gsterir.

OECD kreselleme balammda daha fazla


sosyal harcama iin anda bulunuyor
Kamu sosyal harcamalarndaki kesintileri merulatrmak is
teyenler iin The Crisis of The Welfare State (Refah Devletinin
Krizi) (OECD, 198 1 ) nemli bir yayndr. Burada, sosyal poli
tikalarn birok lkede ekonomik byme nnde engeller
yaratt sonucuna varlmtr. OECD'nin Eitim, stihdam ve
Sosyal ller Sekreteryas iinde bir paradigma kaymasnn ia
retleri, sosyal politikalarda yeni ynelimleri savunan ve refah
harcamalarnn ekonomik bymeye katkda bulunduunu ve
insani gelimeyi cesaretlendirdiini ve kolaylatrdn iddia
eden bir sonraki raporda gzlemlenebilir (OECD, 1994) . Da
ha yakn bir zamanda, The Caring World (efkatli Dnya) ra
porunda ise u ifadeler yer almaktadr: "kresellemenin etki
lerinden biri sosyal koruma iin talebin artmas olabilir. . . re
form iin daha ie yarar bir tasar, kresellemenin bir miktar
sosyal koruma ihtiyacn ortaya kardn kabul etmelidir"
(OECD, 1999: 137).
Dier yandan OECD, salk ve sosyal bakm alannda kre
sel piyasalarn yaylmasn salayacak olan bir oktarafh Yat
nn Anlamas (MAI) iin ilk tartmalara ev sahiplii yapm
tr. Bu, internette gelikin bir kartlar a ve zellikle Fransa
gibi baz lkelerin itirazlar ile sekteye uratlmtr. Bir "lkin
ci eit MAI" (MAI Mark Two) gelitirme grevi de simdi
Dnya Ticaret rgt'ne dmtr.

119

DT nemli bir oyuncu olarak ortaya 1kmaktadr


MAI'ye ynelik itirazlar una dayanyordu: zel yabanc su
numcularn, ulusal kamu sosyal hizmetlerine ya da ulusal h
kmetin kar gtmeyen sunumculara desteine meydan oku
masna izin verilmesi adaletsizlik yaratr ( Clarke ve Barlow,
1997; Sanger, 1998) . ocuk bakm merkezlerinden, kar ama
c gtmeyen hastane ve cemaat kliniklerine, zel laboratuar
lardan bamsz doktorlara kadar tam bir salk ve sosyal hiz
met yelpazesi MAI tarafndan kapsanacakt.4 Hibe ve tevikler
iin MAI kurallarn uygulamak, kamunun parasnn alnmas
n koullara balayarak ulusal, kentsel ve blgesel otoritelerin
salk ve sosyal hizmetleri idare etme ve dzenleme kabiliyet
lerini ciddi anlamda kstlayacakt. MAI'nin temel direi,
MAI'ye taraf olan dier bir lkede konulanm yatrmclara
yaplacak ayrmc bir uygulamay yasaklamak idi. Mesela Ka
nada'da i yapan baka bir lke-temelli bir salk ve sosyal hiz
met salaycs, benzer bir Kanadal salk hizmeti salaycs
ile ayn koullarda kamu hibe ve teviklerinden yararlanabil
me konumuna gelecekti (bkz. Sanger, 1998) .
Konu, aada yorumlanacak olan 1999 Seattle grmeleri
nin sonuca varmadan dalmasndan sonra bile DT iinde
gndeme gelmeye devam etmitir (aynca bkz. Price vd., 1999;
Koivusalo, 1999) . DT Hizmet Ticareti Konseyi Sekreterliin
ce hazrlanan bir alma raporu bunu (WTO, 1 998a) "gelecek
grmenin (DT'deki) yelere u anda dier byk sektrle
rin gerisinden gelen salk hizmetleri ve sosyal hizmetlere dair
taahhtlerin geniliini ve derinliini yeniden dnme olana
nereceine" dikkati ekerek dorulamaktadr (sayfa 1 ) .
"Yurtdnda yksek kaliteli hizmetlere abuk ulamay iste
yen, gelir dzeyi yksek insanlarn" gelimekte olan lkeler
den gelimi lkelere gitmesinin yani salk hizmetinde artan
kresel ticaretin kabulnn sinyallerini vermektedir (sayfa 5).
4 Yatnmclara yaplacak muameleyi dzenleyen MAi kurallan, rnein, Kuzey
Amerika Serbest Ticaret Anlamas'nn (NAFTA) yatnmla ilgili blmndeki
lerden daha geni bir salk ve sosyal hizmet alanna uygulanmaktadr.

1 20

Hizmetlerin Ticaretine dair Genel Anlama'nn (GATS) 1 :3 (c)


maddesi uyarnca, hkmet otoritesi altnda ne ticari temelde
ne de rekabete dayal olarak salanan hizmetler, serbest ticaret
ykmllklerinin dnda tutulmulardr. Bu nedenle 1998
alma raporunda yle denir: "zel hastaneler ve devlet has
tanelerinin birlikte mevcudiyeti, rekabet ilikileri ve GATS'n
uygulanabilirlii ile ilgili sorulan gndeme getirebilir" (sayfa
1 1 ) . Madde l . 3'n bylesi durumlara uygulanmasn savun
mann gereki olmad ne srlmektedir. Bu, Sanger'in, yu
karda dikkat ekilen kayglarn dorulamaktadr.
Eitim zerine olan paralel rapor, ticareti artrma hrs nok
tasnda biraz daha lldr. tk ve orta eklinde tanmlad
temel eitimin, hkmet otoritesinin gdmnde, ticari te
melde ya da rekabete dayal sunulmayan bir hizmet oluunu
sorgulamamaktadr. Ancak rapor, yksek retime ilikin ola
rak gmrk tarifesi dndaki ticaret kstlamalar zerinde du
rur: snr tesi arz, darda tketim, yabanclarn ticari olarak
varl ve "doal" kiilerin varl (mesela yabanc profesyo
nellerin) . Bunlarn nasl azaltlabilecei konusunda ticaret ba
kanlarn dnmeye davet eder. Eer Seattle'da kresel piyasa
serbest braklsayd kamu eitimi ve dzenlenmi zel eitime
ne olabilirdi sorusuna ilikin bir en kt durum senaryosu
Demokrasi ve Eitim Hareketi (Movement for Democracy and
Education) tarafndan sunulmutur (Frase ve O'Sullivan,
1999) . Kayg verici olan, ulusal eitim kurumlan iin hk
met desteklemelerinin, eitim aralarnn ieriinin dzenlen
mesinin ve vatandalara renci burslar salanmasnn, ei
timdeki haksz uygulamalar ve serbest ticaretin nne konu
lan engeller olarak alglanabilecekleridir.
Sosyal politikalar konusunda kresel sylem bu nedenle
farkl ynlere gitmektedir. IMF, OECD ve Dnya Bankas ar
tan ekilde kresellemenin olumsuz toplumsal etkileri ile il
gilenir grnmekte ve zmlerini bu ynde revize etmekte
dir. Dier taraftan ILO, evrensel kamu emeklilik sunumu y
nndeki nceki kararllndan geri adm atyormu gibi g
rnmekte ve DT sekreteryas da, eletirellikten uzak biim121

de zel sosyal refah alannda kresel bir piyasaya bal kal


maktadr.
Baka bir yerde de vurguladm gibi (Deacon, l 999a) bu
ahenksiz sylemin iinde kresel sosyal sorumlulua ilikin
yeni bir politika olarak ortaya kan eyin eleri farkedilebi
lir. Ortodoks ekonomik liberalizm ve gayri-insani yapsal
uyum politikalar Dnya Bankas ve IMF tarafnda kreselle
menin toplumsal sonularna ynelik kayglara yol veriyor
mu gibi gzkyor. Uluslararas kalknma yardm sosyal ge
lime zerine younlamtr. Birlemi Milletler kurumlar ar
tan ekilde kresellemenin olumsuz toplumsal sonula:ndan
kayg duymaya balamtr. Politik yaklamdaki baz kayma
lar, sosyal anlamda daha sorumlu bir kresellemeyi haber ve
ren somut admlarla birlikte Tablo 2'de zetlenmitir. Bu
admlara gelebilecek muhtemel eletiriler de belirtilmitir.
TABL0 2
Sosyal Anlamda Daha Sorumlu Bir Kresee,meye Doru
Politik yaklamdaki kaymalar
ve somut admlar

Muhtemel eletiriler

insan haklarndan sosyal haklara ve


ifadeden uygulamaya do!)ru hareket

Fakat kaynak transferi olmadan


haklar ahlakiletirmek verimsiz
bir sonu do!)urur.

Amalar ortaya koyma ve ilerlemeye


klavuz olma ynnde uluslararas
kalknma ibirli!)inde e!)ilimler

Fakat ulalabilir kalknma hedefleri


sadece en muhtalara ynelik
sosyal politikalarn merulatrlmas
olabilir.

Kresel asgari alma ve sa!)lk


standartlarn ve sosyal standartlar
gvence altna almaya doru hareket

Fakat temel alma standartlar


bazlarnn standartlarnda
bir dme anlamna gelir.

- -

Toplumsal anlamda sorumlu yatrm


ve i prati!)i iin kurallar btn
oluturmak

Fakat bu kurallar btn yatrmn


Gney'den ekilmesine neden
olabilir.

Kresel ekonomik dzenleme ve


vergilendirmeye a!)r

Fakat sosyal politikalardaki


prensipler ve iyi uygulamalar
IMF tarafndan gz ard m ediliyor?

Toplumsal yn olan kurucu


blgeselcili!)in genilemesine ynelik
hareket

Fakat blgeler ayn zamanda


sosyal korumac bloklar mdr?

1 22

Bu admlarn hepsi Bretton Woods kurumlar tarafndan


vurgulanmamaktadr -banka, alma haklar ya da sosyal
haklar dilini sahiplenmeye gnlszdr- ve bunlarn her biri
baz alardan sorunludur. Ama birlikte ele alndnda kresel
bir liberalizm politikasndan kresel bir sosyal ilgi politikasna
kay gsteriyor gibiler. nmzdeki blmde bu gelime
lerin bazlarn daha yakndan ele alacaz.

Sosyal haklar kreselleiyor mu?


Bu blmde sosyal anlamda sorumlu bir kresellemeye do
ru atlan admlardan, uluslararas diyalogda ncelikli dikkati
zerine topluyor gibi gzken birini irdeleyeceiz. tk olarak
Bat'nn insan haklarna ilikin kaygsn evreleyen anlamaz
ln bir ksm deerlendirilecek, sonra da bu tartmaya yne
lik en yeni katk -sosyal haklar- zetlenecek.

Haklan ahlaki/etirmek verimsiz bir sonu dourur


Serbest ticaret balamnda kresel emek standartlarna uyma
arlarna baz Gney hkmetlerinin muhalefetleri, Bat'nn
insanlk ailesi adna kendisini evrensel insan haklarnn tay
cs olarak koymasna ynelik muhalefette de yansyor. Evren
sel nsan Haklan Beyannamesi'nin uygulanmasn isteyen in
san haklar eylemcileri "koruyucu melekler" olarak deil de
yeni bir kresel hegemonyay teyit etmek iin etik iddialar
kullanan "kresel (emperyalist) gangsterlerin" destekleyicileri
olarak grlmeye balanyor (Wheeler, 1996) . Chandler'in
(1996) savunduuna gre Bat'nn, Souk Sava'n bitiinden
beri, Avrupa'da Gvenlik ve birlii (OSCE) gibi kurumlar
aracl ile aznlk haklarnn korunmas zerine younlama
s, kendi ahlaki stnln vurgulayan ve Dou'yu eytan
latran bir Dou-Bat ayrmn yeniden retiyor.
Bat lkelerinin bu sorular sz konusu olduunda genellikle
ikiyzl davrandklar ve kendi ilerindeki insan haklan ihlal
lerini pek gndeme getirmedikleri gr, yaknlarda Ulusla1 23

raras Af rgt tarafndan ifade edilmitir. Bat'nn insan hak


lar zerinde bfr tekeli olmadna ilikin olarak Malezya Ba
bakam'nn yapt mehur yorum, bu ihtilafn en grnr yan
larndan biridir: kltrel eitlilik, Mslman toplumlarda
farkl bir ahlak ve sosyal politika gndemini meru klmak
iin kullanlmtr (Dean ve Khan, 1997). Ayn ekilde in'de
sosyal gvenlik ve sosyal yardm programlar iin nerilen Av
rupa tarz politika reformlarnn, bir devlet tarafndan vatan
dalarna bahedilen haklara ynelik Konfys kaytszlk
kayasna arpp bataca savunulmutur (Wong, 1998; Tao ve
Driver, 1997).
Bat balarnn insan haklar yaklamnn en gl ele
tirisini Katarina Tomasevski yapmtr. Ona gre yardm politi
kasndaki insan haklar koulluluunun hedef kitlesi aslnda
yardm veren lkenin halkdr. Yardm alan lkelerde demok
ratik seimlerin tevik edilmesi uygulamasnda da bu byledir.
Yardm alan lkelerin durumunun dzeltilmesi ile ciddi bi
imde ilgilenen Bat'nn bak asndan kilit mesele, siyasi li
beralizm arsnn, ekonomik liberalizmin ihyas ile birarada
yrmesidir; bu da yardm alan hkmetlerin insan haklar
retoriini temel sosyal haklarla besleyecek ekilde sosyal hiz
metleri salama kapasitelerini zayflatmaktadr.
Balarn politikasnn altnda yatan, ekonomik ve politik
liberalizasyonun birarada gittii varsaym, politik glenme
yi ekonomik gszleme (ki bunu gszleen, yoksullaan
ve bu nedenle insan haklar ykmlklerini uygulamakta
zorlanan hkmetlere baknca fark ederiz) ile birletirerek in
san haklarnn altn oydu. nsan haklan kavram belli hk
met ykmllklerini gerektirir. Eer bir hkmet insan
haklar ykmllklerine uyabilmek ynnde gelirini artra
myorsa, insan haklar garantileri gz boyama haline gelir
(Tomasevski, 1997:240).

Bu nedenle "uluslararas camiann" stratejisinin, bir yandan


evrensel insan haklarn vurgulayp, bir yandan da yeterli kay
naklan bunlara sahip olan hkmetlerden olmayanlara doru
1 24

yeniden datmay reddetmek olduu iddia edilebilir. Bu iki


yzllk -bu tip bir yeniden datm destekleyebilecek- Ku
zeyli ve Batl sosyal demokratlarn argmanlarn bile yeni bir
ahlaki sosyal haklar klna brnm serbest piyasa emper
yalizmi olarak reddeden seslerin Dou'da ve Gney'de yksel
mesine neden olmutur. Bazlarnn Dou'da ve Gney'de kl
trel eitlilii savunmalar, kresel olarak zerinde uzlal
m, mantkl bir sosyal ilerleme araynn bir kenara brakl
masna yol aacaktr.

Sosyal politika/ardaki prensipler ve iyi uygulamalar


Bu gl argmanlarn yan sra -ve belki de Bat'nn bor te
leme biiminde daha fazla kaynaa dair kayglar ortak hamle
ler tarafndan tevik edilmi ekilde- u anda (i) insan haklar
nn evrensellii; (ii) toplumsal boyutlar; ve (iii) kresel sosyal
haklarn daha etkili ekilde gerekletirilmesini salayacak
aralarn temini ynnde yenilenmi bir bask mevcuttur.
Bu hamlenin geri plannda uluslararas sermaye aknn d
zenlenmesi tartmasn, speklatif sermaye aklarnn zarar
verici toplumsal sonularn kontrol etmek, ya da nlemek ih
tiyacna eklemlemek iin Birleik Krallk maliye bakan Gor
don Brown tarafndan yaplm bir ar vardr. Kendisi
. . .her lkede geerli olacak, asgari standartlar belirleyecek ve
IMF ile Dnya Bankas, sorun yaayan bir lkeye yardm et
tiklerinde zerinde uzlalm reform programnn byme
iin hayati sosyal programlar ile eitim ve istihdam program
larna yatrm gvence altna almasn salayacak sosyal poli
tikalarn en iyi kresel uygulamasna dair bir yasay

savunmutur.
Ayrca Brown'a gre bu yasa
. . . dar anlam ile sadece sosyal gvenlik alarnn yaratlmas
olarak grlmemelidir. Bunu eitim, istihdam ve hayati kamu
hizmetleri iin daha az deil daha ok yatrm yapmak sure-

1 25

tiyle herks iin olanaklar yaratlmas eklinde deerlendir


meliyiz (Brown, 1996:6-7).

Brown, Dnya Bankas 1999 bahar toplantsnda bu yasann


zerinde uzlalmas gerektiini belirtti. Fakat yasa nasl d
zenlenecekti? Balangta, Birleik Krallk Uluslararas Kalkn
ma Departman'nn (UK Department for Intemational Develop
ment) Sosyal Gelime Birimi'nden (Social Development Secti
on) , sosyal politikalarda en iyi uygulamann (i) temel salk,
eitim, su ve shhi koullar ile konuta hakkaniyetli eriimi;
(ii) bireylerin oklara kar savunmaszlklann azaltmalarna
imkan tanyan sosyal korumay; ve (iii) temel alma stan
dartlann iermesi gerektii nerisi geldi. Ancak, hangi ulusla
raras rgtn kresel sosyal politikalar yasasn dzenleyece
i noktasnda uzlamazlk ba gsterdi: bu tip konularda kre
sel uzmanla sahip olduu iddiasndaki Banka m, yoksa sos
yal politikalar ile urama yetkisine sahip Birlemi Milletler
mi? Banka ilk olarak "bu sosyal politika prensiplerinin en iyi
uygulamasna dair detayl bir aratrmann, Dnya Bankas'nn
alma programnn bir paras olarak yaplaca" ve daha
sonra Birlemi Milletler tarafndan Dnya Sosyal Gelime Zir
vesi'nin beinci yl deerlendirmesinde kullanlaca ikiz yol
yaklamn nerdi (23 Mart 1 999) . Fakat Banka Gelime Ko
mitesi'ne (the Development Committee of the Bank) sunulan bir
sonraki (9 Nisan 1999) nerge, sorumluluklarn dengesini
Birlemi Milletler'e doru kaydrd. imdi ikiz yol yaklam,
"BM'nin sosyal politika evrensel prensiplerinin geliimin
de . . .liderlik roln stleneceini" ve Banka'nn, bu ilkeleri uy
gulamalar iin yelerine yardm edeceini beyan ediyordu.
Gelime Komitesi'nin 28 Nisan 1 999'daki toplantsnn nihai
resmi tebliinde, "sosyal politikalarda iyi uygulama ilkelerinin
daha da gelimesinin en iyi ekilde Dnya Sosyal Gelime Zir
vesi'nin icrasnn paras olarak Birlemi Milletler erevesin
de srdrlecei" duyuruldu.5
5 Bu bilgi lntemational Bank for Reconstruction and Development dokmanlarn
dan alnmtr: Principles of Good Practice in Social Policy: A Draft Outline for Dis-

1 26

Yaplan bu atf, Birlemi Milletler'i glendirmekten ziyade


baz Gney hkmetlerinin IMF ve Dnya Bankas'nn yeni
ilkeleri kredi ve bor telemesi srecinde bir sosyal koullar
seti olarak kullanaca endiesi ile ekillenmitir. BM iinde
bazlar bu hamleyi ho karlamken bazlar kresel sosyal
sorumluluun -ki bu ilkeler onu kolaylatrmak iin tasarlan
mtr- Banka ve Fonun kafasnn karmasna neden olaca
n ileri srmlerdir. Tehlike yeni bir kresel finans mimarisi
nin sosyal politika ilkelerine atfta bulunmadan ekillendirile
cek olmasdr. Hangi grn daha doru olduundan bam
sz olarak, teknik i Birlemi Milletler'e ve zelde Sosyal Zir
ve Hazrlama Komitesi deerlendirme toplantsna braklm
tr. Banka'nn ilk mzakereleri ilkelerin unlara dayanmas ge
rektiini syleyen ve onun zerinde ilerlenecek bir ilk tasla
n olumasn salamtr: (i) kaliteli temel eitim ve salk
hizmetini ieren temel sosyal hizmetlere evrensel ve adil erii
mi salama; (ii) tm kadn ve erkeklerin gvenli ve srdr
lebilir yaam alanlar ve uygun alma koullarna eriimleri
ni salama; (iii) sosyal koruma sistemlerini gelitirme; ve (iv)
toplumsal hayata katlm salamay destekleme. Bu taslak,
Birleik Krallk hkmeti tarafndan nerilen temel alma
standartlarn darda brakmtr. Birlemi Milletler Ekono
mik ve Sosyal ller Departman'nn Sosyal Politikalar ve Geli
me Blm, ilkelerin hem sosyal politikalarn 'yumuak' k
smlarn hem ekonomi politikalarnn 'kat' ksmlarn yn
lendirecek ekilde alglanmas gerektiinin altn izmitir.
Eer bu, Sosyal Zirve deerlendirme srecinin sonucu olsay
d, BM, kresel ekonomik ve sosyal politikalarn idaresinde
glendirilebilirdi. 6
cussion and Guidance (23 Mart'ta yorum iin daguldg ve 1 Nisan'daki Ynetim
Kurulu toplantsnn dikkatine bir btn olarak sunuldugu ekilde); Principles
and Good Practice in Social Policy: A Draft Note for Discussion by the Development
Committee (28 Nisan); ve Gelime Komitesi'nin 28 Nisan tarihli teblii.
6 Bu konu Eyll 1999'da Dnya Bankas ve IMF'nin yllk toplantlarnda, Gor
don Brown Uluslararas Para ve Finans Komitesinin bakanln yapt halde,
detayl olarak ele alnmamtr. Bu nedenle, IMF'nin gzlemine braklanlar
arasnda sosyal bir yasa olmayacaktr.

127

Uluslararas Gelime Departman'nn daimi bir yesinin bu


tartmalar etkilemeyi amalayan bir yaz yazmas iin uygun
zamand. Bu yazda Kresel Sosyal Politikalar ve lnsan Haklan
konusuna deinilerek "BM konvansiyonlarnn, deklarasyon
larnn ve dnya konferans raporlarnn kresel mimarisinin
bu ilkeler iin mevcut en otoriter kayna salamakta" olduu
iddia edildi (Ferguson, 1999: 1 ; ayrca bkz. Eyben, 1998). Bir
lemi Milletler belgeleri toplumsal, ekonomik ve politik ko
nular zerine uluslararas olarak merulatrlm bir anlama
btn salamakta. Ferguson bu uluslararas anlamalara atf
ta bulunarak kltrel anlamda grececi argmanlar reddet
mekte ve sivil ve siyasi haklarn yan sra sosyal ve ekonomik
haklarn eit arln savunmaktadr. Yazda daha sonra eit
li Birlemi Milletler konvansiyonlar ve deklarasyonlarndan
bir dizi sosyal politika ilkesi ve uygulamas karlmaktadr. Bu
ekilde tanmlanan sosyal politikalar halkn 'glendirilmesi
ni' , 'geim gvencesini' , 'sosyal hizmetlerin sunumunu' ve
'toplumsal btnl destekleyen' abalar kapsamaktadr.
Daha sonra, (i) bireylerin gvenliini; (ii) demokratik katl
m; (iii) sivil toplumu; (iv) asgari geimi; (v) retken istihda
m; (vi) alma standartlarn; ve (vii) hizmet sunumlarn
ieren bir politika dizisi reten Birlemi Milletler konvansi
yonlar ve konferans anlamalar deerlendirilmektedir.
Gelecek aylar bunlarn, 2000 Haziran'nda Cenevre'de yap
lacak be-yllk Sosyal Zirve toplantsnda benimsenmelerini
salamada nemli olacaktr. Sosyal politikalarda en iyi uygula
ma iin nihai dzenlemenin, ok fazla hedefleme ve zelletir
meye meyilli olmayaca umulmaktadr. Farkl gelimilik se
viyelerindeki lkeler iin evrenselcilik ve kamu sorumluluu
nun alternatif kutuplarnn ne olabilecei aklanmaldr. D
zenlemenin temel eitim ve salk hizmetleriyle daha fazla ilgi
lenecei de umulmaktadr. Kresel sosyal haklan sadece temel
seviyede sunum ile snrlamann tehlikesine bu makalenin son
ksmnda deinilecektir.

1 28

Sosyal politika gelime gndeminde


st sralara m tanyor?
Ba lkelerin hemen hepsinde getiimiz on yl iinde Ku
zey'den Gney'e akan yardmn miktar, GSMH'deki oran
balamnda azalmtr. Ancak, ayn zamanda bu yardm daha
etkin kullanmak, daha fazla ksmn sosyal sektrlere (salk
ve eitim dahil olmak zere) datmak ve gelimekte olan l
kelerin ibirliini, rnein kamu harcamalarnn yzde 20'sine
karlk yardmn yzde 20'sini sosyal amalar iin kullanan
20/20 inisiyatifi gibi yollarla kazanmak iin rgtlenmi bir
uluslararas aba mevcuttur. 20 1 5 itibariyle en u dzeyde
yoksulluk iindeki insanlarn saysn yarya indirmek gibi
gerekletirilebilineceine inanlan hedefler (ve aada da tar
tlacak dierleri) ana balar tarafndan belirlenmitir. Bu
nun tesinde yeni yzyln ilk ylnda serbest braklan fonla
rn yoksulluu azaltma amalan iin kullanlmas kouluna
bal olarak ciddi bor teleme konusunda gerek bir beklenti
mevcuttur. Bu ksmda kalknma politikalarnn bu ynleri et
rafndaki ekimenin bir ksmn deerlendireceiz.

Ulalabilir kalkmma hedefleri: Kresel sosyal


ilerleme mi, sadece en muhtalara ynelik
sosyal politika/an merulatrma m ?
Uluslararas kalknma ibirlii, Banka ve IMF tarafndan ksa
dnemli olumsuz toplumsal sonularna hi baklmadan ne
rilen yapsal uyum programlarndan bugne epey yol katetti.
"Yardmn, makroekonomik politikalar, yoksulluun azaltlma
s ve iyi ynetiim uygulamalar alanlarndaki performansn
deerlendirilmesi temelinde yoksul lkelere gitmesi etrafnda
oluan yeni konsenss" (Gwin, 1992:2) ekillendiren yeni bir
kalknma ibirlii paradigmas ortaya kt. Kresel sivil toplu
mun ve Birlemi Milletler kurumlarnn eletirilerine cevaben,
Dnya Bankas ilk defa 1990'da yoksulluun azaltlmas iin
bir gndem gelitirdi. Bu, baskn yardm paradigmas ierisin129

de geni apl byme, temel sosyal hizmetler ve gvenlik a


lan salama ynnde bir hamlenin sinyallerini verdi. Birokla
r biraz gelime kaydedilmesine ramen bunun, kresel apta
sosyal politikalar ve sunuma ynelik sadece en muhtalar he
defleyen bir yaklamn kurumsallatrlmasn temsil ettiini
iddia ettiler. Baka bir yerde, kalknma lobisinin o dnemde
yapt 'yoksulun en yoksuluna' vurgusunun, baz lkelerdeki
sendikalar, iverenler ve hkmet arasndaki, baz ehirli ii
lere sosyal gvenlik ve dier sosyal refah yardmlar salamaya
dair -ithal ikameci (ya da bazlarnn imdi prematre devlet
inas olarak adlandrd) dnem srasnda mzakere edilmi
anlamay tehdit ettiini ne srmtm (Deacon, 1 997). La
tin Amerika'daki getirisi belli (maa esasl) (PAYG) sosyal g
venlik sistemlerinin ve Hindistanl ve Afrikal memurlarn dev
letten emeklilik haklarnn, sadece nispeten imtiyazl sektrler
iin mevcut olduu ve bu haklan enformel istihdama doru
geniletmenin yollarna sadece imdi deinildii dorudur
(van Ginneken, 1998) . Buna ramen bunlarn, yapsal uyum
basklar altnda u anda gelitirilen bireyselletirilmi ve zel
letirilmi birikim hesaplarna kyasla daha salam ve potansi
yel olarak daha kabul edilebilir bir evrensel temel saladklar
iddia edilebilir. Dnya Bankas'nn bu tip ayakl anlamalar
mzakere eden lkelerdeki sosyal politikalara yaklam u e
kildeydi (Graham, 1994; Deacon, 1 997). Uluslararas STK'lar
ve kalknma lobisi, dlanm yoksullar ile bir ittifak kurarak,
oluum halindeki refah devletlerini baypas edip hedefli bir sos
yal gvenlik a yaklam lehinde bir erime srecine terk etti
ler. Dnya Bankas, kalknma lobisi ile zerinde anlat sos
yal gvenlik alarna younlama plan erevesinde Yeni Poli
tika Gndemi ierisinde yoksullara ynelik sosyal fonlar sa
lama konusunda arac olarak STK'lan tayin edebildi (Hulme ve
Edwards, 1995; Fowler, 1995). Yapsal uyum ve bor yk, bir
ok gelimekte olan lkede, devletin henz oluum aamasn
daki sosyal refaha dair roln zedelemitir; bu da uluslararas
STK'lann bir role ve gl karlara sahip olaca sosyal g
venlik a yaklamnn temellerini atmaktadr.
130

1998'deki bir makalesinde Stiglitz, Washington Konsens


s'n tekrar dnme ihtiyacndan sz etmitir. lki yl sonra,
Banka ierisindeki sosyal gelime konulan zerine dnme
tarz ve politikalarda, sosyal gvenlik alar ile birlikte gerek
ten de liberalizmden bir kayma olup olmad daha tam olarak
grlmemitir. Verilen mesaj karktr. Yoksulluk zerine 2001
Dnya Gelime Raporu'nun ilk tasla (bkz. http://www. world
bank.org/devforum) glendirme, gvenlik, frsat ve uluslara
ras yapsal konularda drt ulu bir yaklam nermektedir.
Buna karn isizlik sigortasna ilikin ksmda, yoksullar he
defleme saplants varln srdrmektedir: "kilit konu . . . bu
programlan yle tasarlamaktr ki en yoksullar iin sigorta sa
lama ilevlerini srdrebilsinler ve o kadar da yoksul olmayan
lar kapsamasnlar" . Ayn zamanda Dnya Bankas Bakan Ja
mes Wolfensohn'un Kapsayc Kalknma erevesi nerisi, iyi
ynetiimi, etkin bir hukuki sistemi ve denetlenen bir finans
sistemini kapsamaktadr, fakat hala sosyal gvenlik alar er
evesinde konumakta ve evrensel temel eitim ile komnal ve
yerel dzeyde salk hizmetlerini vurgulamaktadr (Wolfen
sohn, 1999a). Olumlu adan ise 2001 Dnya Gelime Raporu
tasla, eitim ve saln daha yksek dzeyde zel sektr ta
rafndan salanmasn ciddi anlamda savunmamaktadr.
Banka'nn nsani Gelime A'nn (Human Development Net
work) Sosyal Koruma blm, gelir gruplar arasnda, nesiller
arasnda, uluslar ve blgeler arasnda gelirin yeniden datm
iin bir abann gerekliliini kabul eden bir rapor hazrlamtr
(Holzmann ve Jorgensen, 1999). Ancak, analitik almann
temel hareket noktas, bireylerin ve ailelerin kendilerini risk
ten koruyabilmelerini salayacak bir risk ynetimi stratejisi
dir. Gelir destei politikas yaklam asndan, makalenin ara
sonulan Banka'nn piyasa yaklam ile uyum halindedir. Ra
pora gre bu analiz, "ok ayakl emeklilik sistemlerinin ve
oklu riskler (isizlik, hastalk, maluliyet, yallk) iin birey
sel sosyal hesaplarn nemini vurgulayacaktr" ve "hkmetin
roln sre dahilinde ortaya koyacaktr: hkmetler enfor
mel ve piyasa temelli dzenlemelerin kurulmas ve ilemesin131

de nemli bir role sahiptir; hkmetler ve kamu idaresinin ay


n zamanda bu tip ayarlamalar politik riske maruz brakan
kendi gndemleri vardr". Kamu tarafndan salanm, yeni
den datmc vergilendirme ile finanse edilmi evrensel ve et
kin bir grup hizmet iin clz bir ses!
Bu nedenle ulalabilir kalknma hedefleri belirlemek iin
uluslararas kalknma ibirliindeki yeni modann su katlma
m kresel sosyal ilerleme olduu fikrini sorgulamadan verili
almamak gerekir. Gerekten de birok Avrupa sosyal politika
bakan, Gney'i de ilgilendiren sosyal gelimedeki bu hamlelere
ilham veren mantn bir ksm Kuzey'in sosyal politikalarna
uygulansayd bir hayli endielenirdi. OECD Gelime Yardm
Komitesi (DAC) raporu, Shaping the 21st Century: The Contribu
tion of Development Cooperation ( 2 1 . Yzyl ekillendirmek:
Kalknma birliinin Katks) ( 1997) , bir dizi kalknma politi
kas hedefi ortaya koymutur. Bu, DAC, ba yapan zengin
devletler ve Dnya Bankas arasnda, gelime gstergeleri olu
turmalar iin bir ortak giriime nayak olmutur (bkz .
http://www. oecd.org!dadindicators). 201 5 itibariyle gerekleti
rilebilecei dnlen bu hedefler yoksul lkelerdeki yoksulun
en yoksuluna odaklanmtr. Bunlar, u yoksullarn saysn ya
rya indirmeyi; tm kzlar ve erkeklere temel eitimi mmkn
klmay ve doum esnasndaki anne ve ocuk lmleri ile cinsi
yet eitsizliinde ciddi azalmalarla herkesi reme salyla ilgili
hizmetlere ulaabilir klmay kapsamaktadr. Bu yaklamn iki
olumlu ynnden ilki yeniden datm politikalarnn tmyle
unutulmadn gsterecek ekilde zerinde uzlalm yoksul
luk ltleri ierisine bir eitsizlik gstergesinin (ulusal tketi
min ierisinde en yoksul yzde bein pay) konulmas ve ikinci
olarak llebilir ve gerekletirilebilir hedeflerin saptanmas ile
izleme mekanizmalarnn belirlenmesidir. nemli bir olumsuz
boyut ise evrensel temel eitimin ve evrensel reme sal hiz
metlerinin kamu tarafndan salanmas asndan snrl hedef
lerin belirlenmi olmasdr. Bu, uluslararas ilgi sadece temel
hizmetlerin salanmasna odaklanrken geri kalan sosyal hiz
metlerin zelletirilmesi iin geni bir alan brakmaktadr.
1 32

Sosyal politika ve kalkmma konusunda artan bir


Kuzey-Gney diyalounun nndeki engeller
Kamu sosyal hizmetlerinin yokluunda bir eit STK destekli,
hedefli sosyal fonun hi yoktan iyi olaca zerinde srar eden
kaygl yardm grevlilerine kar kmak gtr. Kaynaklar
kstlyken kamunun parasnn orta eitime deil temel eiti
me harcanmas gerektii grne de kusur bulmak eit dere
cede gtr. Ayns, temel salk hizmetlerine yaplan harca
maya ncelik vermede de geerlidir. Fakat bu tip grler, orta
ve yksek eitimin imtiyazl olmas ve zel sektr tarafndan
salanmas ile hastane hizmetlerinin zele devri ynndeki
mteakip geliimi desteklediklerinde, eletiriye ak hale gelir
ler. Yukarda tarif edilen koullardaki lkelerde elitlerin kre
sel zel salk hizmeti ve yksek eitim piyasasna tanmas,
uzun vadede herkes iin yeterli evrensel eitim, salk hizmeti
ve sosyal koruma sistemlerini ekillendirmek iin ihtiya du
yulan snflar aras dayanmay sonsuza dek yok edebilir. G
ney'deki sosyal gelimeye ilikin sadece en muhtalara ynelik
bir yaklamn savunucularnn gstermeleri gereken, bu stra
tejinin her seviyede kabul edilebilir kamusal sunumu ne ekil
de salayacadr. Tablo 3, bu konularda artan Kuzey-Gney
diyalounun nndeki engellerden bazlarm gstermektedir.
Gney'e dair sylemdeki baskn eilim (hedefleme, temel ei
time younlama, hizmetlerin salanmasnda STK'larn rol)
(birinci stun) Kuzey'de daha yaygn olan evrenselcilik syle
mine kar konumlanmtr.
Politika yaklamlarnda sylem seviyesindeki ayrma -be
reket versin ki- uygulamadaki ayrmadan muhtemelen daha
byktr. Mesela Dnya Bankas, orta snflarn devlet hasta
nelerinden yararlanmasn kaynaklarn hakkaniyetsiz kullan
m olarak nitelemekte srar etse de, Hindistan'da ve dier yer
lerde uygulama byle devam etmektedir. Bir grup lkeden ya
kn zaman nce gelen veriler (Gwatkin, 1999) , bu lkelerdeki
nfusun en zengin yzde yirmisinin kamu salk tesislerini
kullanmlarnn en yoksul yzde yirmisinin kullanmndan sa1 33

TABL0 3
Sosyal Politika ve Gelime zerine Artan
Kuzey-Gney Diyalounun nndeki Engeller
Hede fleme ve sosyal gvenlik alar zerine sylemler
Gneye uygulanan

Kuzeye uygulanan

Hedefleme desteklenmelidir.

Hedefleme dorudan, Amerikan tipi


sadece en muhtalara ynelik refah
lehine Avrupa geleneinin
evrenselciliine meydan
okumaktadr.

Kaynaklar snrldr; Dnya


Bankas'nn faydalanan endeksi ile
llen datmc hakkaniyete
gerek vardr: hedefleme bize
bunu salamakta yardmc olur.
nceki formel evrensel sosyal
gvenlik sadece ayrcalkl bir
alan grubu ya da memur snf iin
mevcuttu.

Hedeflemeden kanlmaldr, nk
kendisinden vergi alnmasna itiraz
etmemesi iin orta snfn da sosyal
harcamadan faydalanmas gerekir.

Temel eitim ve salk zerine sylemler


Kuzeye uygulanan

Gneye uygulanan
Kaynak kstlar ncelikleri
dayatmaktadr.

ilkretime ve reme salna


temel insani ihtiyalar olarak
ncelik verilmelidir.
Gemite parasz yksek eitim ve
hastane tbbi hizmetleri adil
olmayan ekilde sadece elitler
tarafndan kullanlmtr.

Devlet sunumunu temel eitim ve


temel salk ile snrlandrmak, orta
ve yksek eitim ile hastaneleri
zelletirmeye terk etmek demektir.
Bu, Avrupa evrensel sosyal politika
geleneini ypratan kresel zel
toplumsal refah piyasasn
beslemektedir.

Refaha STK katlm zerine sylemler


Gneye uygulanan

Kuzeye uygulanan

Afrika ve dier yerlerdeki


birok hkmet rmtr.

Hkmetler iyi sosyal politikalar


evrenselletirmede sorumluluk
sahibidir.

Sivil toplum az gelimitir.


STK'lar yeni kaynaklar harekete
geirebilir ve yoksullar kapsayabilir.
STK roln geniletmek iyidir.

1 34

Sosyal politikalarla ilintili kaynak


nceliklerine dair kilit sorular sadece
hkmet tarafndan zmlenebilir.
STK'lar bunu nleyebilir.

dece ufak bir miktar daha az olduunu gstermektedir. Ele al


dmz lkelerin ounda profesyonel orta snf, zel hastane
bakm masraflarn karlayamamaktadr. Ayn durum bir ok
lkede yksek eitim iin de geerlidir. Ancak baz Asya ve
Latin Amerika lkelerinde durum farkldr.
Bor teleme yaklatka ve serbest braklm fonlarn sos
yal refah salamak iin harcanmas yollarn aramak daha da
acil hale geldike bu konularn nemi artmaktadr. Bunlar, da
ha nce tartlan sosyal politika kresel ilkeler btnne sk
skya baldr. Burada mesele udur: yeni yzyln banda
dnya, Kuzey tarafndan yoksullatrlm bir Gney'in ani
olumsallklarndan kan ve ABD'de egemen olan sadece en
muhtalar hedefleyen yaklam yanstan sosyal politikalar
iin en iyi uygulama grubunun arkasnda m duracak yoksa
sosyal refah gerekletirmek iin Avrupa'nn mcadelesinden
kan dersleri -yani sosyal sunuma ynelik sadece evrenselci
ve kapsayc yaklamlar herkes iin istikrar, huzuru, gvenli
i ve sosyal zenginlii salayabilir- mi sosyal gelime misyo
nunda kullanacak.

Kresel ekonomiye sosyal kayglar zerk etmek?


Sosyal haklar kresel seti kurmaya veya kalknma ibirliinde
evrenselci sosyal sunumlara younlamaya ynelik bir dizi
hamle, eer bunlar kresel ekonomik sreleri bu kayglarla
ayn izgiye getirme abalaryla birarada gitmezse, sosyal an
lamda sorumlu bir kresellemeye ok az katkda bulunacak
lardr. Bu, speklatif sermaye akmlarnn denetlenmesini,
dnya ticaretine ve ikili ticarete toplumsal bir boyutun zerk
edilmesini, ulusar irketlerin toplumsal adan sorumlu bir
yatnn stratejisi benimsemelerini ve hem vergi rekabetini en
gelleyecek hem kresel seviyede toplumsal amalar iin kulla
nlacak gelirleri artracak vergi reformlarn kapsayan geni bir
konudur. Bu blm bu konular hakkndaki kresel tartmay
gzden geirecektir.
1 35

Kresel ekonominin toplumsal dzenlenii mi?


Ksmen speklatif sermaye akmlarnn neden olduu Asya kri
zi ve dier finansal krizlerin olumsuz toplumsal sonularna
ramen, ne yaplmas gerektii zerinde kresel bir uzlamann
salanmas ok zor oldu. Ksa vadeli speklatif akmlar vergi
lendirerek azaltmaya ynelik hamleler aada incelenecek.
Speklasyona ak ekonomilerin bankaclk sektrlerinin bir
eit dzenlemeye ihtiya duyduklarna dair genel bir uzlama
mevcuttur ama bunun nasl ve hangi aralarla yaplaca pek de
net deildir. IMF ulusal ekonomileri gzetim balamnda yok
sullar korumaya dair endiesini ifade etmitir. IMF'nin cra Di
rektr Michel Camdessus, ulusal seviyedeki iyi ynetiimin
"salam sosyal ve insani gelime politikalarna ynelik sk bir
kararllk ile tamamlanmak zorunda olduunu" iddia etmi ve
yukarda tartlan, sosyal politikalarn en iyi uygulamasna dair
bir dzenlemenin geliimi iin desteini ifade etmitir (Cam
dessus, 1999:3) . Baka bir yerde ise IMF, eer uyum abalar ba
arl olacaksa uyumun insani maliyetlerine ynelik dikkatin
gerekliliini savunmutr (IMF, 1998). Birleik Krallk maliye
bakan Gordon Brown, lkelerin finansal, mali ve sosyal politi
kalar ve kurumsal ynetiime (corporate governance) dair d
zenlemelere uymalarn salayacak bir gzetim biriminin IMF
ierisinde kurulmasn savunmutur (The Guardian, 22 Nisan
1999). Bunun tesinde bu uygulamalarn IMF'nin 182 ye lke
tarafndan kabul edilmi 4. Madde mzakereleri iinde getiril
mesini istemitir. Bylece, uygulamalarn sadece baz lkelere
yneltilmi yeni bir koulluluk biimi olaca sulamas da da
yanaksz kalacaktr. Mali, parasal ve finansal effaflk, kurumsal
ynetiim ve bankaclk ile sigortaclk sektrlerinin dier yn
lerine ilikin dzenlemeler gelitirmede ilerleme salanmtr.
Buna ramen yukarda anlatld gibi sosyal politika dzenle
mesi Dnya Bankas'nn Gelime Komitesi'ne ve oradan da Bir
lemi Milletler'e aktarld. Bunun hkmetlere tavsiyelerinde
sosyal konulan dikkate alma yknden IMF'yi kurtarmak ola
rak alglanabilecei tekrarlanmaldr.
136

Bu sre ierisinde ve yaklaan bor telemesi erevesinde


Oxfam, aldklar bor telemesinin yzde 85 ila l OO'n sa
lk hizmetlerine ve sosyal hizmetler ile yoksulluun azaltlma
sna harcayan lkelerin daha hzl ekilde daha fazla teleme
ile dllendirilmeleri gerektiini savunmutur (Oxfam, 1 998).
Katolik Yardm Vakf (CAFOD) ve Hristiyan Yardm gibi
(Christian Aid) dier uluslararas STK'lar da benzer tutumlar
gelitirmilerdir (A. Wood, 1999) . Bu kresel bir sre olarak
gzkebilir ama Birlemi Milletler Ekonomik ve Toplumsal
ler cra Komitesi iin bir alma kolu tarafndan kresel
ekonomik kriz zerine hazrlanan bir rapora gre "koullu
luk. . . meru ulusal otoritelerce belirlenmesi gereken . . . ekono
mik ve sosyal gelimeye ilikin meseleleri iermemelidir"
(United Nations, 1 999a:5) .
Benzer ekilde, (i) yaptrmlardan ziyade balar ve yar
dm sahipleri arasndaki anlamalar yoluyla "pozitif koullulu
un" nasl korunabilecei; ve (ii) Dnya Bankas'nn yoksullu
un azaltlmasnn yapsal uyumda bir ncelik olduu gr
n IMF'nin kabul etmesinin nasl salanabilecei, Banka ve
IMF'nin 1999 Eyll'nde gndemindeki konularn banda ge
liyordu. Banka'nn Gelime Komitesi iin hazrlanan bir Dnya
Bankas/IMF ortak makalesi, bymenin yoksullukla devaml
bir mcadele iin nemli de olsa tek bana yeterli olmadn
ve yoksulluun azaltlmas iin kamu sosyal harcamalarn
yoksullarn salk ve eitim dzeylerini dzeltmeleri ynnde
kullanmak gibi politik eylemlere ihtiya olduunu ifade etmi
tir (bkz. The Guardian, 24 Eyll 1 999). Ortak toplantlar, yok
sulluk kart bir bor teleme inisiyatifini uygulamak iin ba
lardan baz kaynaklar toplamtr; borlu lkeler, nceki
Yksek Borlu Fakir lkeler (HIPCs) inisiyatifi yaklamndaki
gibi alt yerine yllk IMF incelemesinden sonra fonlara eri
im kazanacaktr. Bu yoksulluk kart bor teleme srecine
Banka nderlik edecekti; yeni konsenss yanstmak iin IMF,
yapsal uyum mekanizmasnn adn "Yoksulluu Azaltma ve
Bymeyi Kolaylatrma" olarak deitirdi (The Guardian, 27
Eyll 1999). Pozitif koulluluk meselesi, u anlama ile halle1 37

dilmi gzkyordu: potansiyel yardm alan lkeler hem ser


best braklan paray temel eitim ve salk hizmetleri iin har
camay planlayacak hem de yoksulluu azaltmak iin kendi ta
sarmlarn ortaya koyabileceklerdir. Bu tip bir tasarm -bir
yoksulluu azaltma stratejisi raporu- ideal olarak STK'larla
mzakere ierisinde oluturulacakt (A. Wood, 1999). u anda
ne planlarn IMF/Banka tarafndan onay uslleri ne de sre
aktr. Bunlarn, ortaya kmakta olan en iyi sosyal politika uy
gulamas ilkeleriyle, eer varsa, ne tip bir balantsnn bulun
duu da ak deildir. Buna karn, Gordon Brown, gelimeler
le ilgili olarak son derece olumludur:
. . .bu tarihi toplant iin dnyann en byk zenginlii kendi
lerine sunulanlarla dnyann en byk borcu ve yoksulluu
altnda ezilenlerin, yoksullua kar yeni ve dnya apnda
bir ittifak kurmak iin biraraya geldikleri sylenebilir; bu itti
fak sayesinde yeni yzylda tm lkelerdeki tm halklarn da
ha iyi bir gelecek ina etmek iin bir anslar olacaktr. 7

Dnya ticaretinin toplumsa/ dzenlemesi mi?


Uluslararas ticaret anlamalarna toplumsal bir boyutun zerk
edilmesi ynndeki gelimeler, sermaye akmlarnn sosyal
dzenlemesinin karlat trde atmalarla yzyzedir. Yu
karda, ticaret erevesinde ortak kresel alma standartlar
ve sosyal standartlar getirilmesi ynnde gr bildiren Ku
zey'in abalarnn, gelimi lkelerdeki insanlarn, dier trl
Gney'in rekabetiyle zayflayacak, sosyal refahlarn korumak
iin gndeme getirdikleri bencil abalar olarak alglandn
dan bahsetmitik. Lee ilerlemenin gereklemesi iin ortak
standartlar ok daha ciddi Kuzey-Gney kaynak transferleri
ile balama ihtiyac olduunu belirtmitir. "Sanayilemi lke
ler (gelimekte olan lkelerin alma standartlarn uygula
may becerebilmeleri iin srtlamalar gereken) bu ykn bir
7 Bkz. Larry Elliot, "Brown hails alliance against debt" (Brown borca kar ittifak
iin anda bulunuyor) , The Guardian, 28 Eyll 1999, sayfa 24.

1 38

ksmn paylamaldrlar, nk sz konusu "uluslararas ka


mu ktlklerinin" (public bad) azalmasndan onlar da fayda
lanacaktr" ( 1997 : 1 80). Mesela ocuk emeini bertaraf etmeye
ynelik arlara ocuklara ve ailelere destek olacak yardmlar
elik etmelidir.
Bu durum, kreselleme erevesindeki istenilir sosyal poli
tikalara dair tartma dahilindeki fikir mcadelesinin, sadece
bir Kuzey-Gney hatt boyunca deil ayn zamanda Kuzey'de
Avrupa ve Anglo-Sakson yaklamlar arasnda ve Gney'de de
u anki hakkaniyetli sosyal politikalarn yokluunu kullanma
da greli bir avantaj grenlerle grmeyenler arasnda gerek
letii noktasnn altn tekrar izmektedir.
Kasm 1999'da Seattle'daki, baarszla urayan DT kon
feransyla ilikili tartmalar ve o dnemdeki srtmeler bu
konular tekrar gndeme getirdi. Sosyal adan kayglan olan
vdveya sosyal korumac baz Kuzey hkmetleri ve rgtleri,
alma standartlar ve ticareti ya yaptrmlar yoluyla doru
dan ya da dier forumlardaki tartmalar araclyla, birbirle
rine ilintilendirmek istediler. Mesela Uluslararas Hr Sendi
kalar Konfederasyonu (ICTFU) bu tr bir balantnn gerek
lemesini istedi ( 1 999) . Gney'den pek ok insan ise bu tr
bir balanty istemedi; DT'nn yeni yatrm, rekabet politi
kas ve AB tarafndan dzenlenen hkmet yardmlar gnde
mine mdahalesini engellemek ile daha fazla ilgiliydiler
(Khor, 1998;1999). Seattle'da ABD, alma standartlar konu
suna bir hayli bencilce yaklat, bununla birlikte AB ve bilhas
sa BK, soruna daha geni kapsaml bir "kresel ynetiim"
erevesinde yaklalmasna doru baz geici deneme admla
r att. rnein Birleik Krallk, ticaretin, bor telemesi vas
tas ile standartlara ve yoksulluun azaltlmasna nasl bala
nabilecei zerine almak amacyla DT, ILO ve Dnya
Bankas'nn temsilcilerini ieren bir alma grubuna Birlemi
Milletler'in bakanlk etmesini nerdi. neri dikkat ekiciydi,
nk ilke dzeyinde kresel dzenlemenin (bu sayede d
zenlemenin de maliyetinin karlabilecei) kresel yeniden
datm ile (bu sayede dzenlemelerin onlardan etkilenenler
1 39

tarafndan sahiplenilmesini salayan) kresel glendirmeye


balanmas zorunluluunu ifade ediyordu.
Tann ve (salk ve eitimi ieren) hizmet ticareti Seattle'da
gndemdeydi ve grmelerin baarszlndan bamsz e
kilde bu konular ticarete dair ilginin n sralarnda yer almaya
devam etti. Bu iki alan, yukarda bahsedilen Kuzey-Kuzey, G
ney-Gney ve Kuzey-Gney farkllklarn yanstan Seattle yo
lunda ve Seattle'da oluan ekimeyi ortaya kard. AB en
yoksul lkelerin zararna ileyen baz tann gmrklerini d
rmeye hazrlanrken Birleik Krallk da serbest ticarete y
nelik bir hamle olarak Gney'e gerekten fayda salayacak e
kilde bunlarn tmnn feshini istedi. Bu esnada halihazrda
AB tarafndan yakn zamandaki tercihli gmrk indirimleri
grmelerinde iyi ynetiim koulunun konmas nedeniyle
honutsuz olan Afrika, Karayipler ve Pasifik (ACP) lkeleri,
baz mzakerelerin onlarn seslerini duymazdan gelen st per
deden atmosferi ile ileden ktlar. Ve Fransz Eitim Bakan,
Birleik Devletler'i yerkrenin her tarafna ABD niversiteleri
aarak dnyann beynini ykamak amacyla Seattle' kullan
makla sulad (bkz. Intemational Herald Tribune, 24 Kasm
1999). Seattle, ngrlebilir k nedeniyle tarihi bir d
nm noktasyd: sosyal politika meseleleri (salk, alma ve
sosyal gvenlik, eitim) -kresel sosyal politikay ekillendir
mede katlm hakk mcadeleleri ile bu politikann ieriine
ilikin iktidar mcadelelerinin dinmedii- rekabet halindeki
uluslararas kurumlarca (DT, DB, BM) ele alndnda kre
sel mekanizmalarn sorunlar da ortaya kyordu . Seattle'n
olumlu sonucu bu kresel sosyal ynetiim konularna ciddi
anlamda dikkati ekmesi olacaktr.

Ulusam irketlerin toplumsa/ denetimi mi?


Kresel ekonomik aktivitelerin daha fazla sosyal sorumluluk
hamlelerinin bulunduu baka bir kolu da ulusan irketlerin
istihdam ve sosyal politikadaki uygulamalardr. Baz lkelerin
dk alma ve sosyal standartlarn smren ulusan ir1 40

ketler tarafndan srdrlen sosyal refah alannda dibe doru


yar nlemek iin bu irketlerin ayn istihdam uygulamalar
n kullanmalar ve nereye yatrm yaparlarsa yapsnlar ayn se
viyede vergi demeye kendiliklerinden raz olmalar neril
mitir. Birok alanda, temel uluslararas ekonomik entegras
yon arac olarak ticaretin yerini kresel retim sistemleri al
maktadr. Ulusal snrlar iinde ve arasnda taeronlamay ie
ren yakn ticari ilikilere giden sre u anki dzenleyici
normlara meydan okumaktadr. Ulusar irketler tm dnya
da en ucuz ve en az dzenlenmi igcnn peine dtkleri
iin bu tip retim sreleri retime (ve kalknmaya) dair bir
"kes ve yak" (slash and bum) yaklamna neden olabilir. re
timin kresellemesinin bir yn hracat leme Blgeleri'nin
(Export Processing Zones: EPZs) bymesi idi. Kantlar llB'deki
iilerin genellikle ya ok az ya da hemen hibir temel alma
standardna uyulmadan istihdam edildiini gstermektedir ve
kendi haklarn korumak iin rgtlenmeye alan iiler de
sindirilmektedir (ICTFU, 1998) .
Lobiler ve uluslararas sendika hareketi tarafndan yrt
len kampanyalar, zel sektrn sosyal ve evresel sorumlulu
unu gerektiren alanlar gstermek iin medyay ve elektronik
iletiim aralarn etkin ekilde kullandlar, tketicileri ve his
sedarlar ulusal snrlar arasnda harekete geirdiler. majlarn
ve en son kertede karllklarn etkileyebilecek olumsuz rek
lamdan kanmaya nem veren firmalar buna tepki vermek
zorunda kaldlar. Mesela 13 Mays 1998'de Nike, artk 18 ya
n altnda kimseyi istihdam etmeyeceini aklad. Bu, Ni
ke'n hissedarlarnn istihdam uygulamalarna dair eletirileri
nin bir sonucu idi. Dzgn davran kurallarn benimseyen
irketlerin daha verimli olarak alglandna ve daha fazla yat
rmc destei elde ettiine dair artan kantlar mevcuttur.
okuluslularn almalarn ynetecek uygulanabilir ulus
lararas bir erevenin yokluunda, firmalara gnll dzgn
davran kurallar benimsemeleri iin bask yapmak, alma
standartlarn uygulatmak iin temel bir strateji haline gelmi
tir. Mesela Birleik Krallk merkezli Ahlaki Ticaret nisiyatifi
141

(The Ethical Trading Initiative, ETI) 1 998'in sonlarnda (b


yk) firmalardan, sendikalardan ve STK'lardan yzlerce insan
adil ticaret konulan ile irket dzgn davran kurallarn tar
tmak zere biraraya getirdi. Yaknlarda yaplm aratrmalar
(yabanc hisselere gre sralama yaplm) en st 100 okulus
ludan dokuz BK irketinin altsnn u anda dzenleme tasla
kardn ortaya koymutur (Ferguson, 1 998) . Dzenleme
ler, irketin ve temelde, denizarlar da dahil olmak zere,
tm taeronlarnn uymalarnn beklendii asgari alma stan
dartlarn tanmlar. Farkl dzenlemeler ierikte byk oranda
deiirler fakat yakn zamanda standartlamaya doru bir kay
ma sz konusudur. 1 5'in stnde byk BK irketinin zerin
de anlat ETi dzenlemesi, ILO konvansiyonlarndan kay
nan almaktadr ve rgtlenme zgrl, salk ve gven
lik standartlar, ocuk emei, istihdam saatleri, ayrmclk vb.
ile ilgili maddeleri ierir.
Dzgn davran kurallarnn geliimini, ahlaki i ve adil ti
caret hareketinin hzl bymesi erevesinde daha geni ele
almak nemlidir. Birka yl iinde ticareti adil yaplm rn
ler ve adil ticaret hareketi, alma haklarn gndeme getir
mek iin bir strateji olarak kenarlardan merkeze ynelmi gibi
gzkmektedir. Getiimiz on ylda adil ticaretin erevesi ge
nilemi ve boyutlar bymtr; 1 995 itibar ile adil ticaret
mallarnn perakende sat sadece Avrupa'da 250 milyon dola
ra ulamtr.
Yine de bu, bylesi bir stratejide sorun olmad anlamna
gelmez. ABD hazr giyim sektrnn ocuk emei konusun
daki deneyiminin gsterdii gibi etik Kuzey tketicisinin ta
lepleri her zaman gneydeki iinin en fazla karna olan ey
lemlere yol amamaktadr. Kt koullara sahip atlyelerde
alan ocuklara ilikin Birleik Devletler'de kamu tepkisini
cevaplamak iin, Levis gibi bir dizi irket kendi retim sre
lerinde ocuk emeinin kullanmn yasaklayan dzenlemeleri
yrrle koydular. ocuklar emek arz zincirinden kar
mak, alma koullarn iyiletirmekten daha az olumsuz rek
lam riski iermektedir. Kantlar, irketlerin eylemlerinin sonu142

cunda Birleik Devletler'e ihracat yapan hazr giyim endstri


sinde ocuk emeinin kullanmnda bir azalma olduunu gs
termektedir. Fakat alternatif baka gvenli bir gelir imkannn
yokluunda, bu, illa, Gney lkelerinde alan tm ocukla
rn karna olmamtr. Dzgn davran kurallarnn, Kuzey
lkeleri tketicilerinin, STK'lann, irket hissedarlarnn ve
Gney iilerinin taleplerine cevap vermesi beklenmektedir.
Bu taleplerin att noktada, baz durumlarda Gneyli ii
lerin karlar zarar grmektedir. irketler tketicilerin acil ey
lem taleplerine iilerin kademeli iyiletirme ihtiyalarndan
daha kolay yant verebilirler. Dzenlemeler, etkin olabilmek
iin, bu elikileri aan ve en az gl olann ihtiyalarna ce
vap veren bir biimde yaplandrlmal ve uygulanmaldr. Ay
n ekilde, ihracat sektrlerinde dzgn davran kurallarnn
yrrle konmasnn bu sektrdeki alma koullan ile di
erleri arasndaki farkllklar, en savunmasz iilerin daha iyi
gelirli ve dzenlenmi ihracat endstrilerinden dlanmas ile,
daha da artrmas tehlikesi vardr.

Toplumsal amalar iin kresel vergiler mi?


Ele alnmas gerekli nihai bir soru, kresel vergi ynetimi ve
vergi gelirlerini artrma ile ilgilidir. OECD lkelerinde sosyal
refah alannda dibe doru bir yartan korkulabilir nk ser
mayeyi vergilendirme yoluyla fonlanan sosyal sigortalar, eer
sermaye daha dk vergi oranlarna tabi olduu bir lkeye
veya blgeye kama seeneine sahipse, finansal kaynaklarn
kaybedebilirler. Ayn ekilde, emek zerindeki vergilerin (en
azndan firmalar tarafndan denen bordro vergilerinin) yat
rmclar toplam emek maliyetinin dk olduu lkelerin ara
y iine girecekleri iin zendirilmeme ihtimali de vardr. El
bette bu tip en kt durum senaryolarnn aksine de argman
lar vardr. Ona yk olsa da sosyal harcamann baz ynleri ser
mayeye de yararldr. iyiletirilmi ii verimlilii ve artan sos
yal ve siyasi istikrar uzun vadeli yatrmlar sz konusu oldu
unda fayda hanesindedir. Benzer ekilde, bir miktar sabit ser143

mayenin rn piyasalarna daha yakn durmasnn geerli se


bepleri vardr, bylece sermaye ka korkulduu kadar b
yk apl olmayabilir. Gelimi ekonomilerdeki vergilendirme
ve sosyal harcama eilimleri, kresellemenin vergilendirme
politikasna baz snrlamalar getirdiini ama bunun ok da
kapsaml olmadn gstermektedir. Dahas, hkmetlerin
kreselleme erevesinde sosyal koruma nlemleri salama
ynndeki istekleri ve kapasiteleri arasndaki farkllklar da
devam etmektedir. OECD lkelerindeki kamu harcamas
1960'ta GSYlH'nn yzde 30'unun hemen altndan 1995'te
yaklak olarak yzde 50'sine ykselmitir. Bu artn yarsn
dan fazlas GSMH'nn yzde 9'undan 20'sine kan sosyal
transferlerdeki art nedeniyledir (OECD, 1998) . Bu artan har
cama, artan vergilerle salanan (yukarda tariflenen) dengeli
btelere ynelik kararllkla uzlatmlmtr. OECD lkelerin
de vergilerin GSYlH'ya oran 1985'ten beri artmtr. Buna ra
men bu sre ierisinde bir dizi lke, kaytlar dengelemek
iin baz alanlardaki sosyal harcamalarda kesintiye gitmitir.
Vergilendirme eilimleri yle sralanabilir: (i) sermaye geli
rinden alnan verginin orannda azalma (Rodrik, 1997) ; (ii)
emek gelirinden alnan verginin artmas (Rodrik, 1997); (iii)
dk cretli istihdam tevik etmek iin bordro vergilerinin
indirilmesi ynnde basklar (Scharpf, 1998); (iv) gelir vergisi
nin marjinal ksmnda indirim (bu sayede vergilendirmenin y
k oransz lde dk gelirler stne binecektir) ; (v) gelirle
rin ve tketimin vergilendirmesinde (yani emek gelirinin vergi
lendirmesinde) bir snr belirlenmesine ynelik abalar (OECD,
1998) ile dk vergi oranlar arayan kalifiye ve profesyonel
emek kresel piyasas; ve (vi) evre dostu yeni vergilendirme
biimleri (O'Riordan, 1997) . evre vergilendirmesi ile salanan
gelir, yksek vergili ve yksek harcamal refah devleti gelenei
taraftarlar ile kreselleme balamnda evre koruyucular ara
snda ortak bir kar yaratacak gibi gzkmektedir.
Reform iin en kapsaml neri, istihdamn vergilendirmesin
den evre kirlilii ve dier evre zararlarnn vergilendirmesine

144

doru kayma idi. Fikir hala balang aamasnda olsa da, ilk
almalar umut vericidir. Norve iin yaplm bir OECD ara
trmas bu tip gelirden bamsz bir vergiye kaymann, evre
zararm ciddi anlamda azaltrken isizlii de yzde bir orann
da azaltabileceini ortaya koymutur (UNDP, 1998:100).

Buna ramen evre vergisi stratejisi snrtesi anlama ge


rektirir ve bu adan ortak oranlarda mterek vergilendirme
zerinde kresel seviyede bir anlamaya ulamak iin gerekli
dier nlemlerden bir fark yoktur.
Yukarda belirtildii gibi kreselleme, vergileri emek geliri
ne doru kaydrmtr, fakat gelir vergilerinin de giderek snr
larna eritii dnlmektedir. Ancak yeni bir kresel vergi
otoritesinin ynetimi altnda ileyecek uluslararas bir anlama
ile bu durum tersine evrilebilir ve sermaye gelirleri zerinde
ki telafi edici vergiler artrlabilir. AB iinde irketlerin vergi
oranlarn dzene sokacak admlar atlmaktadr ama buna y
nelik BK muhalefeti, kresel bir anlamann yokluunca bes
lenmektedir. Emek, tketim ve birikim vergisi oranlar zerin
de de kresel dzeyde benzer bir uzlamaya ihtiya olabilir.
Bu erevede BM Ekonomik ve Sosyal ler Departman Sosyal
Politikalar ve Gelime Blm'nn, Sosyal Zirve sonularnn
deerlendirilecei toplant iin muhtemel bir eylem gndemi
maddesi olarak vergi rekabetini masaya koymas cesaret veri
cidir (United Nations, 1999b) . Buna karn, Hazrlk Komite
si'nin ilk be yllk deerlendirme toplants, 28 Mays 1 999'da
tamamlandnda, atlacak somut admlar zerine bir anlama
ya varacak gibi grnmemektedir.
Sadece speklatif sermaye akmlarn engelleme deil ayn
zamanda sosyal amalar iin kresel seviyedeki geliri artrma
asndan, havayolu seyahati vergileri gibi dierleri ile ayn e
kilde nemli bir neri olarak Tobin vergisi gndeme gelmekte
dir ( Cassimon, 1999) . Daha zengin lkelerdeki finansal ilem
lerden gelen gelirin bir ksmnn Birlemi Milletler nezaretin
deki yeni bir kresel harcama otoritesine havale edilmesi ve
yoksul lkelerdeki ilemlerden gelen btn gelirin o lkeler
145

tarafndan alnmas da nerilmitir (Kaul ve Langmore, 1996).


22 Aralk 1 999'da Birlemi Milletler, 2001'de Kalknmay Fi
nanse Etmek zerine st dzey bir konferans dzenlemeye
karar verdi. Karar, toplantnn "kalknmay finanse etmeyle
ilintili ulusal, uluslararas, sistemik konular btncl bir
tarzla kreselleme ve karlkl bamllk erevesinde" irde
lemesi gerektiini ifade etti (United Nations, 1999c). Bu top
lantnn hazrl Dnya Bankas, IMF, DT , uluslararas
STK'lar ve zel sektr de kapsayan bir temsilciler grubunu
iermekteydi. Konferansn kendisi, belli kalknma hedeflerini
karlamann bir arac olarak Tobin vergisinin bir trnn cid
di hkmetleraras dikkate mazhar olaca bir ortama dne
bilir. Kaynaklarnn bir ksm Birlemi Milletler kurumlar ta
rafndan ynlendirilen bu tip bir kresel vergi, hem Kuzey'de
hem de Gney'de sosyal refahn salanmasna bir dizi olumlu
etkide bulunabilir. Mesela:
OECD DAC hedeflerine (tm dnya vatandalar iin te
mel eitim ve temel salk hizmetlerinin yan sra su, kanali
zasyon slah ve barnmay salamak) ulalmasn ve hedefle
rin orta retim ve hastanede bakm kapsayacak ekilde ge
niletilmesini teminat altna alabilir;
Kamu refah sunumlarnda, zelletirme ve sadece en
muhtac hedefleme ideolojisini zayflatacak ekilde uluslarara
s seviyede g dengesini Dnya Bankas ve IMF'den Birlemi
Milletler'e kaydrabilir;
Byme zerinde olumlu bir etkisi olabilecek kresel ta
lep ynetimini ve kresel Keynezciliin bir unsurunu tevik
edebilir. Bu, kresel sosyal standartlar ile alma ve salk
standartlarna ilikin bir Kuzey-Gney uzlamas ynnde ve
rilen abay ierecek daha uygun bir ortam yaratabilir;
lkeler arasnda ve iinde daha fazla eitlikilik sayesinde,
hakkaniyetsizlikten kaynaklanan, uluslararas sular, narkotik
trafii, yasa d ekonomik g ve evrenin ypratlmas gibi k
resel kamu ktlklerinin erozyonuna katkda bulunabilir; ve
Ortaya kmakta olan, sosyal politikalarda en iyi uygula
maya dair kresel dzenlemeyi ve bununla birlikte gelen k146

resel sosyal haklar dizisini hayata geirmek iin kaynak sala


yabilir.

Hakkaniyetli sosyal gelimenin


koullarn zayflatan unsurlar
Bu makalede kresellemenin sosyal sonularna dair kresel
sylemin, sosyal sorumsuzluk politikasndan sosyal kaygya
doru kayd iddia edildi. Uluslararas kalknma cemaatinde
aadakilere dair artan bir uzlama sz konusu:
Kresel makroekonomik ynetimin kresellemenin sos
yal sonularna iaret etmeye ihtiyac vardr;
Vatandalarn talep edebilecekleri kresel bir sosyal haklar
ve yararlanabilme konumlan dizisine ekil verilebilir;
Uluslararas gelime yardm temel sosyal ihtiyalarn kar
lanmasna odaklanmaldr;
Bor telemesi, serbest braklan fonlar yoksulluu azalt
mak iin kullanld srece, hzlandrlmaldr;
Uluslararas ticaret, alma standartlarnn ve sosyal stan
dartlarn kresellemesi ihtiyacm yaratmtr;
Toplumsal olarak sorumlu gelimeyi cesaretlendirecek te
mel bileen iyi hkmetlerdir.
insani Karakterli Bir Uyum (Adjustment with a Human Fa
ce) (Camia vd. , 1987) yaklamn gerektiren durumdan epey
uzaklalmtr. Yeni dnemi "insani karakterli bir kreselle
me" olarak adlandrmaya ikna olunabilir. Fakat bu yeni yne
limlerin nasl devam edecei konusunda bir dizi anlamazlk
vardr.
Gney'in ounluu ilerlemeci de olsa sosyal koullulua
kukulu bakmaktadr.
Dnya ticaretinin ve dnya emek standartlarnn asgari te
mel standartlara indirgenmeden veya korumac amalar iin
kullanlmadan nasl birarada var olabilecekleri net deildir.
Birlemi Milletler'in gelir artrc kresel glerle donatl
masna ynelik inisiyatiflere bazlar tarafndan ciddi ekilde
direnilmektedir.
147

Bu makalede ne srlen argmanlar baka bir kaygy orta


ya karmaktadr: yeni kresel sosyal gndemin nasl yorum
lanaca ve fonlanacana dair anlamazlklarn stesinden ge
linseydi bile, bu, Kuzey'de ve Gney'deki hakkaniyetli sosyal
politikalar ve gelimeyi tehdit edecekti. N eden mi? Refah
devletinin kurulmas iin verilen mcadelenin tarihesi bize,
herkes iin yksek miktarda sosyal hizmet salanmasna daya
l sosyal hakkaniyetin, ancak refah hizmetlerinin orta snf iin
mevcut olduu ve orta snf tarafndan kullanld zaman ko
runabildiini ve srdrlebildiini retmektedir. Orta snfn
keskin dirsei -ii snfnn yoksullar iin basks ve/veya
kaygs kadar- iyi kaliteli sosyal sunumu garanti altna almak
tadr. Daha iyi durumda olan, ancak kendisi de yararlanacaksa
vergilendirilmeyi kabul eder.
Yeni kresel paradigma ierisinde, peinden gidilmesi mm
kn drt eilim, hakkaniyetli toplumsal gelimenin bu nemli
nkoulunu baltalamaktadr; stelik tam da dnya yeni bir
- binyla bu tip hakkaniyetli gelimeyi fonlayacak kaynaklarla gi
rerken. Bu drt eilim unlardr:
Dnya Bankas'nn, hkmetlerin sadece asgari seviyede
sosyal koruma salamas gerektii ynndeki inanc;
OECD Gelime Yardm Komitesi'nin sadece temel eitim
ve temel sala destek vermeye younlamas;
Uluslararas STK'larn hkmetin sosyal hizmetlerini ika
me etmekteki karlar; ve
DT iinde zel salk, eitim ve sosyal sigorta kresel pi
yasas amak iin yaplan hamlelerdir.
Azalan devlet sunumu balamnda, gelimekte olan ekono
milerdeki ve gei ekonomilerindeki orta snflar, zel sosyal
gvenlik programlarna, ocuklar iin zel orta ve yksek ei
time ve kiisel yoksullama pahasna bile olsa zel hastanede
bakma para harcama ynnde ayartlacaktr. Bu tip zel hiz
metleri salayanlar da Kuzey Amerikal ya da Bat Avrupal ola
caktr. Yeni refah devletleri kurmak iin smrgecilik dnemin
den kalan snflararas szlemeyi ina etme, ya da gei lkele
rinde yenilerine ekil verme potansiyeli, zel sosyal sunum ala148

nnda kresel bir piyasann varl ile zayflatlacaktr. Bir ok


lkede olumakta olan orta snflarn kreselleme erevesinde
karlatklar koullar, nceki refah devletlerinin ekillenmesi
ne yardm eden nceki orta snflarn karlatklar koullardan
temelde farkldr. Sonucu kestirmek zor deil. Yoksullar iin
olan hizmetlerin de yoksul olacan biliyoruz. Evrensel kamu
salk hizmetleri ve eitim sunumu olmayan gelimi lkeler
bunlar sunan dierlerinden daha eitsiz olmakla kalmaz, ayn
zamanda daha gvensiz ve su ynelimli de olurlar.
Kresel sosyal kalknma lobisi, kresel gndemi, yoksullu
u azaltacak ve temel eitime evrensel eriimi salayacak bor
telemesine kaydrd iin kendisini kutlamaktadr. Fakat ge
nellikle, kresel orta snfn refah iin zel bir gelecek tasarla
yan Banka ve DT'nn hamlelerinin hem Gney'de hem de
Kuzey'de sosyal hakkaniyeti nasl tehdit ettiini grmemekte
dir. Farkl bir ekilde syleyecek olursak, kreselleme 20.
yzyl boyunca lkelerin iindeki sosyal adaleti koruyan "sos
yal ba zmektedir" (Devetak ve Higgot, 1999). Bu ba, 2 1 .
yzylda uluslarst seviyede yeniden yaratlmak zorundadr.

Kresel sosyal politika ve kal knma syleminde


hakkaniyeti yeniden kurmak
Bu eilimi tersine evirmek kolay olmayacaktr. Sosyal politi
kalarda ve sosyal kalknmada hakkaniyeti yeniden olutur
mak, temel analiz ve politika deiikliklerini gerektirmektedir.
Mesela kalknma analizi yoksullara ve onlarn koullarna
odaklanm dikkatini zenginlere ve onlarn zel ayrcalklarna
kaydrmak zorundadr. Sosyal refah konusunda ortaya kan
kresel piyasalarn acilen bir resmini izmek gereklidir.
Bu, Birlemi Milletler, UNDP, WHO, UNESCO vb.'nin yeni
kresel vergilerle fonlanmalarn ve yeni 10 lke Grubu, IMF,
1 )nya Bankas, DT ve blgesel gruplarla, hakkaniyetli kre
sel gelimenin hesap verebilir ekilde planlanmas iin birlikte
1,;almak zere glendirilmelerini gerektirir. Bu tip bir planla
ma, hizmetler iin rekabet eden zel yardm kurumlar ve
149

STK'larn getiimiz on yl boyunca oalmas ile ortaya kan


taeronlam ynetiim kaosunu da nleyecektir.8 Planlama u
anda ideolojik olarak kuku uyandran modas gemi bir sz
ck olabilir ama James Wolfensohn'un yaknlarda yapt u
arda yerini bulmaktadr: "htiya duyulan ey programlar,
politikalar ve uygulamann uyumlulatrlmas iin kresel bir
ortaklktr. . . tedarik [ve) uygulamalar iin ortak standartlar olmas arttr. . . kalknma sisteminin verimsizliklerine kar koordine bir saldrnn vakti gelmitir" (1999b:8). Buna karn, bu
planlama srecini ekillendirme ii (mesela yeni Kresel Geli
me A aracl ile9) sadece Dnya Bankas'na braklamaz.
Bu tip kamu sunumunu her seviyede finanse edecek temel
blge ii ve blgeleraras kamu ve zel kaynak aktarmlar ge
rekecektir. Ayn ekilde zel salk, eitim ve sosyal hizmetle
re (hangi noktada kamu sunumunun yerine geerlerse hk
met desteklemeleri ile) herkesin eriimini ve bu hizmetlerin
standartlarn garanti altna alacak bir kresel sosyal dzenle
me dalgas da gerekecek.
2 1 . yzyl kresel sosyal gndemi bundan daha azm kapsa
yamaz. Ama 2 1 . yzyln, insani karakterli kresellemeye,
sosyal anlamda sorumlu bir kresellemeye ve dahas lkeler
iinde ve arasnda sosyal politika konusunda hakkaniyetli bir
kresellemeye ulamasn salayacak bu tip bir yaklam de
iikliini kim destekleyecek?
Kresel Tuzak ta (The Global Trap) Martin vd. , eer kresel
ekonomik liberalizasyonun tehlikelerinden kanlacaksa aa
dakiler yaplmaldr der:
'

Avrupa lkeleri bu tehlikeye (liberalletiren kreselleme teh


likesine) kar bir arada hareket edebilirler ve etmelidirler, fa
kat zm olumakta olan Amerika lstihkamna kar bir Av
rupa stihkam ztlnda deildir. . . ama ykc...neo-liberaliz
min karsna kuvvetli ve dayankl bir Avrupa alternatifi ile
kmaktr... zincirlerinden boanm kresel kapitalizmde an8 Daha fazla bilgi iin, bkz. "Third Seminar" , http://www.stakes.fi/gaspp
9 Daha fazla bilgi iin, bkz. httpJ/www.gdnet.org

1 50

cak birlemi bir Avrupa daha byk bir sosyal denge ve eko
lojik yeniden yaplanma salayan yeni kurallar aracl ile so
nuna kadar gidebilir. . .adna gerekten yakan bir Avrupa Bir
lii vergi cennetlerinin temizlenmesinde, asgari sosyal ve eko
lojik standartlann yrrle konmasnda ya da sermaye ve
para ticaretine bir devir vergisi uygulanmasnda srar edebil
melidir ( 1 997:219).

AB bylesi kresel ilerlemeci bir rol oynuyor mu? Finlandi


ya Sosyal ller ve Salk Bakanl iin GASPP tarafndan
( l 999'un ikinci yansnda Finlandiya'nn AB bakanl srasn
da) yaplan bir deerlendirmeye gre, pek de oynamyor. 10
AB'nin, ykc kresel neo-liberalizme kar, sosyal anlamda
sorumlu bir kresellemeyi ne karacak ekilde hareket ede
bileceini ve etmesi gerektiini hissedenler iin deerlendir
menin sonulan biraz sinir bozucuydu (Deacon, l 999b) . Sos
yal anlamda sorumlu bir kresellemeye ynelik admlarn at
lyor olduu bir dizi arenada ve politika zemininde AB'nin k
resel anlamda sadece muhtac hedefleme ve zelletirme yeri
ne kresel sosyal hakkaniyete ynelik bir tavr sergilemesi
beklenir. Fakat AB kesinlikle tartmann gbeinde deildir.
Mesela sosyal politikalarda en iyi uygulamaya dair ortaya k
makta olan kresel dzenlemeyi tamamlayan kresel sosyal
haklan tasarlamaya ynelik bir dizi hamle, AB'ye ok az ey
borludur. Her ne kadar AB uluslararas yardma byk bir
oranda katkda bulunsa da, kalknma politikas kresel eitsiz
lie younlama asndan dier aktrlerin gerisinde kalmak10 Deerlendirmeyi talep edenin bir sosyal demokrat lke olmas artc deil.
Finlandiya'da kresel sosyal reformizmi savunan bir dizi yaz yaynland (Pato
maki, 1999; Kiljunen, 1999). Patomaki mesela unlar yazd: " ...sosyaVdemokrat
idealleri devam ettirmeyi ok g hale getiren koullan deitirmek iin mca
dele etmek lskandinavlann karnadr... bu sre en azndan ksmen egemen
devlet kavramndan ayrunlmal ve barnszlatrlmaldr. Bunun yerine dik
kat, dnya politikasnn demokratikletirilmesi ve toplumsallatrlmasna ynel
melidir... -darda bir d politika ile birlikte- net bir i gelime ve evrensel re
fah modeli artk varolmayan bir ortam varsaynaktadr... her anlaml skandinav
kurtuluu blgesel ve kresel sosyaVdemokrat reformlara bal olmaldr...ve son
olarak, tek evrenselci ve ksmen tensili bir rgt olan Birlemi Milletler, kresel
sosyaVdemokrat reformlarn merkezinde yer almaldr.. " (1998:18,21,26).

1 51

tadr. Bu nedenle AB, yoksullar darda hedeflemenin Avrupa


ierisinde ileyen daha evrensel sosyal politika yaklamlar ile
eliip elimedii tartmasna girecek bir pozisyonda deil
dir. Dahas Avrupa Komisyonu, bu aamada kresel vergilen
dirme politikasna veya ulusar irketleri sosyal adan d
zenlemeye ynelik hamlelere dair tartmalara ok az katkda
bulunuyor gibi grnmektedir.
GASPP raporu, -bir Birlik olarak- Avrupa Birlii'nin, kre
sellemenin dinamiklerinin sosyal boyutun ve sosyal hakkani
yetin daha ciddiye alnmas ynnde ekillendirilmesine etkin
biimde katlmak istiyorsa yapmas gereken deiiklikleri ner
di. AB'nin anayasasnda, hem ok geni bir seviyede hem de bir
dizi spesifik alandaki politikalarda, organizasyonda ve ileyite
deiiklikler yapmak gerekir. Yeni inisiyatifler de gereklidir.
Genel seviyede gereken, korumacla bir geri dn ile liberal
kreselleme uygulamas arasnda bir yol tutan, kreselleme
nin olumsuz sosyal sonularna deinen daha ak ve daha tu
tarl bir Avrupa politikasnn oluturulmasdr. Eer yukar se
viyede, hkmetleraras anlamaya ulalabilirse, sosyal anlam
da sorumlu bir kreselleme lehine gr bir sesle konuan AB
iin beklentiler de daha yksek olur. Benzer ekilde, AB politi
kasnn ayrk boyutlar arasnda da daha byk bir tutarlla
ihtiya vardr. Vergi uyumluluu ile ilgili i tartmalar kresel
finansal dzenlemeler ile ilgili G-Tdeki tartmalara, veya i
sosyal politikalar ile ilgili tartmalara balanmazsa ok az ey
ifade edebilir. Ayn ekilde dnya ticaret grmelerinin gele
cek oturumu veya canlandrlm bir MAI iin politik pozis
yonlar, bunlarn AB'nin salk ve sosyal politikalarna balant
larnn derinlemesine bir incelemesi olmadan belirlenemezler.
AB'nin uluslararas kalknma ibirlii, kresel adaletsizlikle
re ve yoksullua -sadece temel bir seviyede deil nihai olarak
tm seviyelerde- toplumsal sunuma evrenselci yaklamlar
iin artrlm yardm kanal ile odaklanmaldr. AB'nin iki ta
rafl ve ok tarafl ticaret politikas, lkelerin standartlarn iyi
letirmeyi hedefleyen yardm yoluyla ykseltilmi sosyal stan
dartlara ve alma standartlarna balanmaldr - anlamalarla
1 52

ve ILO, WHO vb.'nin destei ile. Kresel sermaye akmlarnn


dzenlenmesine ilikin AB politikas, Avrupa sosyal politikala
rnn en iyi uygulamasna dayanan, sosyal politikada en iyi uy
gulama dzenlemesine verilen destei iermelidir. Bu politika,
kresel bir vergilendirme otoritesi ve Tobin vergisi gibi gelir
artrc kresel bir ileme verilen destei de iermelidir. 1 1
2 1 . yzyla girerken kresel sosyal hakkaniyeti amalayan
bir politikay ekillendirmeden nce, AB'nin ne kadar ileri git
mesi gerektii bile kresel refah politikasndaki karmaay or
taya karr. DT, WHO'dan kresel salk politikas giysileri
ni alar ve bunlar tersine evirir: "Herkes iin salk" herkes
iin salk piyasalar haline gelir. Bili Gates, 19. yzyl hayrse
verlii yoluyla, STK'lar aracl ile alar iin WHO'nun sala
yabileceinden daha fazla para salyor. Kresel bir ama ola
rak hakkaniyetin kilit savunucusu ve zel emeklilik lobisinin
yaratt mitlere muhalif olan Dnya Bankas ba ekonomisti
istifa ediyor. ILO kendi iinde insani gvenliin gelecei iin
nasl gl bir duru belirleyebileceinin kavgasn veriyor.
Sosyal politikalarn esinlenilmi kresel ilkeleri sadece bor
teleme erevesinde ihtiya duyulduklarnda sralanyor. IMF
devlet btelerini kemiren kml zararllarna kar uyaryor
ama Birleik Devletler'in i politikas nedeniyle bir ey yapa
cak gc olmadn iddia ediyor.
Kresel sosyal politika ve kalknma ile ilgili dier bir sorun,
kurumlarn ilevsel ayrl ve parall (DT, Dnya Banka
s, IMF, ILO, WHO, UNDP, UNESCO, OECD, blgesel grup
lar) ile kresel sosyal politikalara ve o politikalarn ieriini bi
imlendirmeye katlma hakk iin kendi aralarnda ve ilerinde
atp rekabet etmeleridir. Belki Haziran 2000'deki Ssyal Zir
ve'nin be yllk deerlendirmesi ve Kalknmay Finanse Et11 Bu rapordan beri (Deacon 1999a), yeni bir Komisyon grevi devrald ve koor
dineli ve ilerlemeci dnmenin sinyalleri gelmeye balad. Kalknma Komis
yonunun yeni yesi, kresel yoksulluun azaltlmasnn ncelikli hale getiril
mesini destekledi (Nielson, 1999). Komisyonun 2000-2005 iin stratejik he
defleri u ekilde ortaya kondu: " ...Birlik uluslararas ekonomik mimarinin re
formuna ve bir kolektif ynetiim mekanizmasnn kurulmasna hayati bir
katkda bulunabilir" (European Commission, 2000:8).

1 53

mek zerine 2001 iin planlanan BM toplants, kresel sosyal


politika anarisine doru olan bu kaymay tersine evirebilir.
Bu toplantlar, lke ii ve lkeler arasndaki hakkaniyete y
nelik bir ara olarak alan ve sosyal anlamda sorumlu, hesap
verebilir ve kayna salanm bir kresel ynetiim sistemi
oluturma srecini balatabilir. Pek ok ey AB'nin mevcut uy
gulamay iyiletirmesine baldr. Ayn ekilde baka pek ok
ey de hem Kuzey'in hem Gney'in karlarna uygun kresel
ynetiim yapsnda iyiletirmeler iin taraf olacak Gneyli
ilerlemeci seslere baldr.
KAYNAKA
Brown, G. "Rediscovering public purpose in the global economy", Social Develop
ment Review, 3(1), 1999, s. 3-7.
Camdessus, M. Looking Beyond Today's Financial Crisis: Moving Forward with In
temational Financial Reform, speech to the Foreign Policy Association (New
York, 24 ubat) , 1999.
Cassimon, D. "A modified Tobin tax", Social Development Review, 3(1), 1999.
Chand, S.K. vd. Aging Populations and Public Pension Schemes, Occasional Paper
No. 147, IMF, Washington, DC, 1990.
Chandler, D. The Intemationalization of Minority Rights Protection in East Europe:
An Example of How the Globalization Thesis Recreates the East!West Divide, UK
Political Studies Association yllk konferansna sunulan tebli, (Manchester,
March) 1996.
Chassard, ]. Social Protection and Incentives: Employment-Centred Social Policy, Con
ference on Financing Social Protection in Europe (Helsinki, 22-23 Kasm), 1999.
Chen, 1. ve M. Desai "Paths to social development: Lessons from case studies" ,
Mehrota ve jolly iinde, op.cit., 1997.
Clarke, T. ve M. Barlow MAI: The Multilateral Agreement on Investment and The
Threat to Canadian Sovereignty, Stoddart, Toronto, 1997.
Cornia,G.A., R. ]olly ve E Steward Adjustment with a Human Face, Clarendon
Press, Oxford, 1987.
Deacon, B. Global Social Policy: Intemational Organisations and the Future of Welfa
re, Sage, Londra, 1997.

- Towards a Socially Responsible Globalization: Intemational Actors and Discour


ses, GASPP Occasional Paper No. 1 , Stakes, Helsinki, 1999a.
- Socially Responsible Globalization: A Challange for the European Union, Ministry
of Social Affairs and Health, Helsinki, 1999b.
Dean, H. ve Z. Khan "Muslim perspectives on welfare", ]oumal of Social Policy,
26(2), 1997, s. 193-209.
Devetak, R. ve R. Higgott ''.Justice unbound? Globalization, states and the trans
formation of the social bond", Intemational Affairs, 73(3), 1999.

1 54

Edgren, Gus ve Brigitte Mller "The agencies at a crossroads: The role of the United
Nations specialized agencies" , The United Nations: Issues and Options - Five Studi
es on the Role of the UN in the Economic and Social Fields iinde, Commissioned
by the Nordic UN Project, Almqvist & Wskell lnternational, Stockholm, 1991.
Esping-Andersen, G . "Welfare states without work: The impasse of labour shed
ding and familialism in continental European social policy", G. Esping-Ander
sen (der.), Welfare States in Transition: National Adaptations in Global Economies
iinde, UNRISD ve Sage, Londra, 1996.
European Commission Strategic Objectives 2000-2005, COM (2000) 154 Final,
Brksel, 2000.
Eyben, R. Poverty and Social Exclusion: North-South Links, Social Development Di
vision, DFID, Londra, 1998.
Ferguson, C. Codes of Conduct for Business, Social Development Division, DFID,
Londra, 1998.

- Global Social Policy Principles: Human Rights and Social ]ustice, Social Develop
ment Division, DFID, Londra, 1999.
Fowler, A. "NGOs and the globalization of social welfare" , ]. Semboja ve O. Ther
kisden (der.) , Service Provision Under Stress in East Africa iinde, Heinemann,
Portsmouth, 1995.
Frase, P. ve B.O'Sullivan Education Connection, http://www.corporations.org!de
mocracy, 1999.
Gilllion, C. Europe in 2035: The Financing of Pensions and Other Social Protection
Programmes, Conference on Financing Social Protection in Europe, Finlandia
Hali (Helsinki, 22-23 Kasm), 1999.
Gillion, C. , ]. Tumer, ]. Bailey; ve D. Tatulippe (der.) Social Security, Pensions: De
velopment and Reform, ILO, Cenevre, 2000.
Graham, C. Safety Nets, Politics and the Poor, Brookings Institution, Washington,
DC, 1994.
Gwatkin, D. Poverty and Inequalities in Health within Developing Countries, Public
Health Forum, LSHTM, (19-23 Nisan), 1999.
Gwin, K. The New Development Cooperation Paradigm, Overseas Development Co
uncil (www.odc.org/commentary/vpjun.htmi), 1999.
Holzmann, R. A World Bank Perspective on Pension Rreform, ILO-OECD ortak atl
ye almas iin hazrlanm tebli, Workshop on the Development and Re
form of Pension Schemes (Paris, 15-17 Aralk) 1997.
Holzmann, R. ve B.N. Jorgensen Social Protection as Social Risk Management,
World Bank (Human Development Network), Washington, DC, 1999.
Hulme, D. ve M. Edwards Non-Govemmenal Organizations: Perfomance and Acco
untability Beyond he Magic Bulle, Eastem, Londra, 1995.
Hurrell, A. ve N. Woods fnequality, Globalization and World Politics, Oxford Uni
versity Press, New York, 1999.
ICFTU Behind the Wire: Anti Union Repression in the Export Processing Zones, ICF
TU, Brksel, 1998.

- Development, Environment and Trade, Statement to the High-Level Symposium


of the World Trade Organisation on "Trade and Environment" and 'Trade and
Development" (Cenevre, 15-18 Mart), 1999.

1 55

ILO The ILO, Standard Setting and Globalization-Report of the Director General, In
ternational Labour Conference (85th Session), Cenevre, Haziran 1997.

- Decent Work-Report of the Director General, lnternational Labour Conference


(87th Session), Cenevre, 1999.
IMF Social Dimensions of the IMF's Policy Dialogue, IMF Pamphlet No. 47, Was
hington, DC, 1998.
Kabeer, N. IDS Social Policy Programme: What Are the Big Issues?, DFID toplant
snda mzakereye sunulan bildiri, Social Policy Research Meeting (Londra, 131 4 Mays) , 1999.
Kangas, O. Past and Present Trends in the Financing of Social Protection, Conference
on Financing Social Protection in Europe (Helsinki, 22-23 Kasm), 1999.
Kaul, I. ve ]. Langmore M. ul Haq, 1. Kaul ve I. Grunberg (der.) The Tobin Tax: Co
ping with Financial Volatility iinde, Oxford University Press, New York, 1996.
Kaul, I . , 1. Grunberg ve M.Stern Global Public Goods, Oxford University Press,
New York, 1999.
Kiljunen, K. Global Govemance, mimeo, Helsinki, 1999.
Khor, M. The WTO and the South: Implications and Recent Developments, Third
World Network Briefing Paper, Penang, Malezya, 1998.

- Issues and Positions for the (1 999) Ministerial Process, seminer konumas
WTO, Developing Countries and Finland's EU-Presidency, Parliament House
(Helsinki, 28 Mays) 1999.
Koivusalo, M. ve E.Ollila Making a Healthy World: Agencies, Actors and Policies in
Intemational Health, Zed Books, Londra, 1997.
Koivusalo, M. The World Trade Organization and Trade Creep in Health and Social
Policies, GASPP Occasional Paper No. 4, Stakes, Helsinki, 1999.
Korona, ]. Employment and Social Protection, Free Movement and Competition, Taxa
tion and Social Security, Conference on Financing Social Protection in Europe
(Helsinki, 22-23 Kasm), 1999.
Kyloh, R. Govemance of Globalization: The lLO's Contribution, ACTRAV Working
Paper, ILO, Cenevre, 1998.
Lee, E: "Globalization and labour standards: A review of issues", lntemational La
bour Review, 136 (2), 1997, s. 1 73-190.
Lonroth, K. Current Situation and Trends in Social Protection Financing, Conference
on Financing Social Protection in Europe (Helsinki, 22-23 Kasm), 1999.
Martin, H. ve H. Schumann The Global Trap: Globalization and the Assault on De
mocracy and Prosperity, Zed Books, Londra, 1997.
Mehrota, S. ve R. Jolly Development with a Human Face, Oxford University Press,
Oxford, 1997
Moe, T. Social Protection: Global and European Values, Conference on Financing
Social Protection in Europe (Helsinki, 22-23 Kasm), 1999.
Nielson, P. The Future for Development Cooperation, konuma (Viyana, 15 Aralk) ,
1999.
O'Riordan, T. Ecotaxation, Earthscan, Londra, 1997.
OECD The Crisis of the Welfare State, Paris, 198 1 .

1 56

- New Orirntationsfor Social Policy, Paris, 1994.


- Background Documrnt: The Caring World, DEELSA/ELSNMIN (98)3, komite
toplantsna sunulan tebli, Employment, Labour and Social Affairs Committee
(23-24 Haziran), 1998

- A Caring World: The New Social Policy Agrnda, Paris, 1999.


OECD DAC Shaping the 21st Crntury - The Contribution of Developmrnt Co-opera
tion, OECD Development Assistance Committee, Paris, 1997.
Orszag, P.R. ve ]. Stiglitz Rethinking Prnsion Reform: Ten Myths about Social Secu
rity Systems, Conference on New Ideas About Old Age Security, World Bank
(Washington, DC, 14-15 Eyll), 1999.
OXFAM Deb Relief and Poverty Reduction: Strrngthening the Linkage, Oxfam lnter
national Briefing Paper, 1998.
Patonaki, H. "Beyond Nordic nostalgia: Envisaging a social democratic system of
global govemance", Conflict and Co-operation, 34, 1999.
Pierson, P. "Post-industrial pressures on the mature welfare states" P. Pierson
(der.) , The New Politics of the Welfare State iinde, Oxford University Press, Ox
ford, 1999.
Price, D., A. Pollock ve ]. Shaoul "How the World Trade Organization is shaping
domestic policies in health care", Lancet vol.354, 27 Kasm 1999.
Rhodes, M. "Capital unbound? The transformation of European corporate gover
nance" , Joumal of European Public Policy, 5(3), 1998, s. 406-427.
Rodrik, D: "The paradoxes of the successful state" , European Economic Review, 4 1
(3-5), 1997, s . 4 1 1 -442.
Sanger, M. "The MAi and public and social services", A. Jackson ve M. Samger
(der.), Dismantling Democracy: The MAI and its Impact iinde, James Larimer &:
Co., Toronto, 1998.
Schaprf, F.W. "Negative and Positive lntegration in the Political Economy of Euro
pean Welfare States", M. Rhodes ve Y. Meny (der.) , The Future of European Wel
fare: A New Social Contract iinde, Macmillan, Basingstroke, 1998.
Stiglitz, ].E. "More instruments and broader challenges for development. Towards a
post-Washington concensus", Dessarrollo Economico, 38 (151), 1998, s. 691-722.
Sykes, R., B. Palier ve P. Prior Globalization and the European Welfare States: Chal
lenges and Change, MacMillan, Aldershot, 2000.
Tanzi, V Intemational Dimrnsions of National Tax Policy, Uzmanlar toplantsnda
sunulan tebli, lntcmational Economic and Social Justice, Potantico Conferen
ce Center of the Rockefeller Brothers' Fund, United Nations Division for Social
Policy and Development (New York, 12-14 Kasm), 1998.

- Globalization and the Financing of Social Protection, Conference on Financing


Social Protection in Europe (Helsinki, 22-23 Kasm), 1999.
Tao, ] . ve G. Driver "Chinese and Westem notions of need", Critical Social Policy,
1 7( 1 ) , 1997, S. 5-25.
Tomasevski, K. Between Sanctions and Elections: Aid Donors and their Human Rights
Performance, Pinter, Londra, 1997.
United Nations Towards a New Intemational Financial Architecture, komite raporu
Economic and Social Affairs, UN (New York, 2 1 Ocak), 1999a.

1 57

- Further Initiatives for the Implementation of the Outcomes of the World Summit
for Social Development, Genel Sekreter Raporu, Genel Kurulun zel Oturumu
iin Hazrlk Komitesi, lmplementation of the Outcomes of the World Summit
for Soda! Development and Further Initiatives, First Substantive Session (New
York, 17-28 Mays) (NAC.253/8), 1999b.

- High-Level International Intergovernmental Consideration of Financing for Deve


lopment, Genel Kurul karan, A/RES/54/196, 1999c.
UN Development Group Office Guidelines: Common Country Assessment, UN
DGO, New York, 1999.
UNDP Human Development Report 1998, UNDP Human Development Report Offi
ce, New York, 1998.

- Human Development Report 1 997, UNDP Human Development Report Ofice,


New York, 1999
Van der Pijl, K. Transnational Classes and International Relations, Routledge, Lond
ra, 1 998.
Van Ginneken, W Soda! Security for Ali Indians, Oxford University Press, Oxford,
1998.
Van den Broucke, E Globalization, Inequality and Social Democracy, Institute for
Public Policy Research, Londra, 1998.
Wheeler, N.]. "Guardian angel of global gangster: A review of the ethical claims of
intemational sodety", Political Studies, 19, 1996, s. 123-135.
WHO "Promoting health locally, nationally and globally", World Health, 5 1 (2),
1998, s. 22-23.
Wolfensohn, J. A Proposal for a Comprehensive Development Framework, aratrma
tasla, World Bank, Washington, DC, l 999a.
- "Development aid needs fixing" , International Herald Tribune, 8 Aralk 1999b.
Wong, 1. Social Policy Reform in China: Any Role for International Organizations?,
GASPP Seminerinde sunulan tebli, Global Govemance and Social Policy,
(Kellokoski, Finlandiya, 28-30 Mays), 1998.
Wood, A. North-South Trade, Employment and Inequality: Changing Fortunes in a
Skill-Driven World, Oxford University Press, Oxford, 1994.

- What Role for the Multilateral Institutions, Donors and NGOs in the New Frame
work for Poverty Eradication?, GASPP 3rd Seminar on Global Social Policy
(Helsinki, 1 1-13 December), (www.stakes.fi/gaspp), 1999.
Wood, G. Adverse lncorporation: Another Dark Side of Social Capital?, DFID top
lantsna sunulan tebli, Soda! Policy Research, Londra, 13-14 Mays, 1999.
World Bank Health, Nutrition and Population: Sector Strategy, World Bank, Human
Development Network, Washington, DC, 1997.

- Entering the 21st Century: World Development Report 1 99912000, World Bank,
Washington, DC, 1999.
WTO Health and Social Services. Background Paper S / C / W / 50, WTO Council
for Trade in Services, Cenevre, 1 Eyll l 998a.

- Education Services. Background Paper S / C 1 49, WTO Coundl for Trade in Ser
vices, Cenevre, 23 Eyll 1998a.

1 58

Kriz m i ? Ne Krizi?
Avrupa Refah Devletlerinde
S rekl i l i k ve Deiim
Mark Kleinman

Sosyal politika nedi r?


Avrupa sosyal politikasn tartmaya balamadan nce sosyal
politika terimi ile ne kastettiimizi tanmlamamz gerekir. Bu
nunla birlikte, sosyal politikay nasl tanmladmz sosyal
politika alannda Avrupa Birlii'nin roln nasl yorumlad
mz ve anladmz da belirleyecektir; tanm ne kadar geni
olursa, AB'nin sosyal politika konusunda o kadar aktif oldu
unu iddia edebiliriz (Leibfried ve Pierson, 1995) .
ok geni anlamda, sosyal politikann 'Anglo-Sakson' ve 'kta'
tanmlar arasnda aynn yaplabilir. lngiliz ampirik geleneinde
sosyal politika, sosyal hizmetlerin kolektif olarak salanmas ile
tanmlanmaktadr: eitim, salk ve kiisel sosyal hizmetler, sos
yal gvenlik ve belki de konut (Kleinman ve Piachaud, 1993).
Bu hizmetlerin sunumundaki etkinlik ve verimlilik, hizmetleri
kimin salad, hizmet salayanlarn kime kar sorumlu oldu
u, sosyal politikann balca unsurlardr. Avrupa'nn dier l
kelerinde ise 'sosyal politika' terimi daha ok emek piyasasna
mahsus kurumlar ve ilikileri, zellikle de ii haklarn ve 'sos
yal ortaklar' olarak nitelendirilen iverenler, sendikalar ve hk
met arasndaki anlama erevesini ifade etmektedir.
1 59

Bu yazda, sosyal politikann daha geni kapsaml bir tanm


n kullanyorum: "topluma bir eit ekil verebilmek iin, dev
letin bireysel davranlar etkileme, kaynaklar zerinde haki
miyet kurma ya da ekonomik sistemi belirleme amacna hiz
met eden mdahaleleri" (Kleinman ve Piachaud, 1 993, s. 3).
Bu tanma, ekonomik gelimelerin sosyal sonularn nleme,
hafifletme ya da dindirme amacn gden tm politikalar dahil
ediyorum. Belki bu biraz Anglo-Sakson bir tanm, ancak sosyal
politikay, piyasadan kaynaklanan olgular dzelten, endstri
yel ilikiler, eitim, retim, aile, sosyal gvenlik ve pek ok
baka konuyu dzenleyen politikalar olarak tarif eden Leibfred
ve Pierson'un ( 1 995) tanmyla genel olarak tutarldr.
Sosyal politikay tanmlamak ne kadar zorsa, 'refah devleti'
tarifinde hemfikir olmak da o kadar zordur. The Encyclopaedia
Britannica refah devletini aadaki gibi tanmlyor:
Devletin, vatandalarnn ekonomik ve sosyal refahn koru
mak ve srdrmek konusunda anahtar bir grev stlendii
ynetim kavram. Frsat eitlii, zenginliin adil dalm ve
iyi bir yaam iin gerekli asgari artlan salayamayacak kiile
re kar kamu sorumluluu gibi ilkeler zerine kurulmutur.

Esping-Andersen ( 1 990, s. 19) 'genel ders kitab tanm'na


gnderme yaparak refah devletinin vatandalar iin temel sos
yal refah gvence altna alma ynndeki devlet sorumluluu
nu ierdiini belirtmektedir -bu, T.H. Marshall'n sosyal hak
larla ilgili yazdklarna ok yakn bir tanmdr. Marshall sosyal
vatandalk haklarn, "bir para ekonomik refah ve gvenlie
sahip olma hakk, sosyal mirastan pay alma ve toplumda ha
kim olan standartlar erevesinde modern bir hayat srme"yi
kapsayacak geni bir eksende tanmlamtr (Marshall, 1950,
s. 1 1 ) . Buradaki problem, eksenin iki ucunda da varolan belir
sizliktir. Toplumda hakim olan standartlar erevesinde mo
dern bir hayat' nasl ve kime gre tanmlanmtr? Hemen her
modern devlet, bir miktar sosyal hizmet salamaktadr. ok
geni bir tanm ise, 'refah devleti' kavramn ilevsel olarak an
lamsz hale getirme riskini tar. Veit-Wilson (2000, s. 2), '"re160

fah' sfatnn tm aklayc ya da ayrt edici anlamndan yok


sun, modem sanayilemi devletlere gnderme yapan herhan
gi bir kelimenin yerine kullanlr hale geldiini" ne srmek
tedir.
Bir baka zorluk ise 'refah devleti' teriminin hem normatif
hem de aklayc ynlerinin olmasdr. tk balarda bu, olum
suz bir eydi. l 920'lerde Wohlfahrstaat, sosyal-demokratik We
imar Cumhuriyeti'ne sa-kanattan gelen eletirilerde kullan
lan bir terim idi (Glennerster, 1 995 s. 1 ) . Otuz yl sonra, sava
sonras oydamada 'refah devleti' terimi, lngiltere'de ve baka
yerlerde neredeyse efsanevi bir nitelik kazand: "Refah Devle
ti'nin mkemmel ekline 1948'de ulaldna inanlyordu. Bir
Yunan tapna gibi, mantksal ve entelektel olarak tatmin
edici oranlara sahipti" (Glennerster, 1 995, s. 8). Bir otuz yl
daha geti ve tekerlek bir kez daha dnd: 1980'lerde Yeni Sa
ykseldiinde, refah devletinin dk retkenlikten ailenin
paralanmasna kadar tm modem ktlklere neden olduu
iin suland grld.
Sosyal politika, devlet mdahalesini kapsar ancak bu mda
hale, zellikle dzenleme, finans ya da sbvansiyon ve hizmet
lerin dorudan sunumu gibi bir ya da birden ok biim alabilir.
Geni tanmyla sosyal politika, sadece iilerle deil (vatanda
olmayanlar da dahil) toplumun tm yeleriyle ilikilidir. Sos
yal politika, amalan ve hedefleri; bu hedefleri gerekletirmek
iin kullanlan mekanizmalar ya da aktiviteler; sonulan ya da
etkileri asndan tanmlanabilir. eitlilik gsteren sosyal poli
tika hedefleri aadaki balklar altnda toplanabilir:
Kazanlardaki aksamalara karlk risk ynetimi ve sigor
tas
Hayat dngs iinde yeniden datm
Haneler arasnda yeniden datm
- Zenginden fakire
- Sermayeden emee
- Aile olmayanlardan ailelere
Piyasann tedarik etmeyecei kamu mallarn salama
Refah arz eksiklii ile sonulanacak dsallklar dzeltme
161

Toplum iin deerli mal ve hizmetleri (merit goods) temin


etme
Devleti glendiren harcamalar
Gruplar arasnda 'sosyal bar' ya da uyumu pekitirme
Belirli deerleri gelitirme ya da pekitirme
Bu sosyal politika hedeflerini gerekletirebilmek iin hk
metler ekilde mdahalede bulunur:
Zaman iinde ya da gruplar veya blgeler arasnda yeni
den datm gerekletiren maliye politikalar (vergilendirme
ve kamu harcamalar) ile
Asgari standartlar belirleyen veya refah mallarnn temini
ni zel sektr ya da kar amac gtmeyen kurumlara brakan
dzenlemeler yolu ile
Dorudan hizmet reterek.
Sosyal politika kavramyla neyin tanmland, lkeler ara
snda, hatta ayn lkede zaman iinde deiiklik gstermekte
dir. Buna ramen, nem sras olmakszn ematik bir liste
unlar ierir:
Sosyal koruma: emeklilik, isizlik ve maluliyet destekleri
Aile ve ocuk politikalar
Sosyal bakm
Yoksullua kar ve sosyal iermeye ynelik politikalar
Salk, eitim, konut ve kiisel sosyal hizmetlerin salan
mas
Emek piyasas, alma koullar ve endstriyel ilikilerin
dzenlenmesi
Halk sal
Frsat eitliinden yana, ayrmcla kar politikalar
Bunlara ek olarak, u anda sosyal politikann kapsam snrlarnda gezinen daha yeni konular da belirtilebilir:
Kentsel politikalar
evre koruma ve ekolojik konular
Tketiciyi koruma
Bu bileenler arasndaki denge, Avrupa lkeleri apnda e
itlilik gstermektedir. Pek az lkede, yukardaki konularn
tm sosyal politikann bileeni olarak grlmektedir. Bunun162

la birlikte, Avrupa lkeleri arasnda, politika hedeflerini ger


ekletirmek iin kullanlan mekanizmalarda, sosyal politikay
oluturmak ve yrrle sokmak iin gerekli kurumsal ere
vede ve devlet, zel sektr, birey ile sosyal gruplar arasndaki
ilevsel ilikilerde farkllklar grlmektedir.
Devletin mdahale zeminleri verimlilik, hakkaniyet ve da
yanma ile ilgili argmanlara bal olarak ana kategoride
toplanabilir (Kleinman ve Piachaud, 1 993).
Verimlilik balamnda sosyal politika mdahalesinin gerekli
lii iki adan savunulabilir. Birincisi, salk hizmetleri veya
eitim gibi belirli hizmetlerin temin edilme derecesiyle ilikili
dir. Herhangi bir toplum iin bu hizmetlerin herbirinin temi
ninde sosyal faydalarn sosyal maliyetlere en azndan eit ol
duu, sosyal olarak etkin bir seviye vardr. Piyasa gleri, d
sallklarn, eksik bilgi aknn ve arz esnekliinin mevcudiye
tine bal olarak tek balarna optimal olmayan bir sunum ger
ekletirecek; serbest piyasada, gerek kamu mallar hemen
hi retilmeyecektir. Dolaysyla, baz refah hizmetleri ya az
salanacak ya da hi salanmayacaktr; bu durumu dzeltebil
mek iin de mdahale gereklidir.
kinci olarak, bylesi optimal olmayan bir tedarik durumu
nun gereklemesi, ekonominin tmndeki verimlilik ve re
timi etkileyecektir. Modern ekonomiler, iyi eitimli, salkl
bir igcne ihtiya duymaktadrlar, bu da ancak yeterli mik
tarda eitim ve salk hizmetinin salanmas ile gerekleir.
Ekonomik retimi azami seviyede tutmak, yani ulusal retimi
sadece ekonominin teknik kapasite kstlar erevesinde aza
miletirmeye almak, yksek, sabit ve etkin bir talebi gerek
tirir. Bu da, isizlik ya da hastalk dnemlerinde hanelerin ge1 irlerini koruyabilecek bir sosyal gvenlik sistemini ieren is
tikrar politikalarna iaret etmektedir. Baka bir deyile , ve
rimli ekonomiler etkin eitim, salk, konut ve sosyal gven
l ik politikalar gerektirirler. Sosyal politikann gereinden az
sunulmas, sanayi sermayesinin verimliliini azaltarak, retim
ve karn teknik adan uygun miktarn altna dmesine ne
den olur.
163

Sosyal politikalara devlet mdahalesi hakkaniyet ya da da


tm asndan da savunulabilir. Hakkaniyet genel ya da zel
erevede dikkate alnabilir: mesele gelirin genel olarak dal
mnn "adil" olup olmamasyla veya rnein salk hizmetleri
ya da eitim olanaklarnn dalmyla ilgili olabilir: yani, me
sele frsatlarla da, elde edilen sonularla da ilgili olabilir. Da
tm etkinlii mantksal olarak kesin terimlerle tanmlanabilir
ken (tabii ki lm baka bir sorundur) , hakkaniyet kavram
nn tanm, teknik yaklamlardan daha fazlasn ierir - ki
teknik meseleler de bunla balantldr (Le Grand, 199 1 ) . Zor
luklar ve belirsizliklere ramen, hakkaniyeti salamak sosyal
politikann meru klnd belki de zerinde en kolay uzla
lan zemini oluturmaktadr. Hakkaniyet amal mdahaleler,
datmla ilgili sonulara dair bir eit karar verme kural ya
da kurallarna iaret etmektedir. Liberal demokrasilerde bu tip
kurallar, en azndan prensipte, seim sreci ile, temsili demok
rasi ve genel oy hakk yoluyla belirlenmektedir. Ancak, parla
menter demokrasi hakkaniyet-temelli bir sosyal politika iin
ne gerekli ne de yeterli kouldur. Hayrsever diktatrler ya da
iyi niyetli aristokratlar da sosyal politikay hakkaniyet teme
linde gerekletirmeye karar verebilirler. Hatta bu politikalar,
teoride, demokratik srelerle elde edilen sonulardan hakka
niyet baznda daha iyi sonular bile vermektedir.
nc olarak, sosyal politikalar dayanma zerinden me
ru klnabilir. Bu kavram, daha ok kta Avrupas sosyal politi
ka tartmalarnda yaygn olarak kullanlmaktadr. Anglo-Sak
son tartmalarnda, 'cemaat' kavram bazen benzer bir rol oy
nar. 'Dayanma' Avrupa kelime daarcnda anahtar bir keli
medir. rnein, stihdam ve Sosyal ler Komisyonu yesi
Anna Diarnantopoulou, 1999'da, Avrupa Parlarnentosu'ndan
yneltilen sorulara cevap verirken yle demitir: 'Avrupa sos
yal modelini yeniden dzenlemek 'dayanrna'y azaltmak de
rnek deildir. Aksine, onu desteklemek anlamn tamaktadr.'
Dayanma kavram ok geni yorum ve uygulamalara iaret
etmektedir (Spicker, 199 1 ) . birliinin artrlmasna ve feda
kar davranlara; refah hizmetlerinin toplum iin deerli mal
164

ve hizmetler olarak salanmasna; yerel, ulusal ya da Avrupa


dzeyinde bir tr cemaat duygusunun oluturulmasna iaret
edebilir. Bu yaklama gre vatandalar baz mal ve hizmetleri
salamak iin rekabet etmek yerine ibirlii yapmaya karar ve
rebilirler nk rekabet kadar ibirlii de insan davrannn
bir zelliidir.
Bir noktada, refah hizmetleri toplum iin deerli mal ve hiz
metler olarak alglanabilir; yani, devletin baz hizmetleri ret
mesi, tketicilerin tmyle adem-i merkezi bir sistemde ser
beste seecekleri seviyenin tesinde meru klnabilir. rne
in, ortak mfredat olan zorunlu eitim, dayanma hissini
artrabilir. Bunun da tesinde, sosyal politika, zellikle bir
kimlik ya da dayanma hissi oluturmak iin kullanlabilir;
sosyal politikalarn genilemesi ve geliimi ulusal refah devle
tinde ulus inasnn kilit bir ksmn tekil etmitir. Bu ekilde
kullanlan bir sosyal politika, hem sosyal ierme hem de sos
yal dlama aracdr. Ulusal dzeyde sosyal politika, sosyal
yardmlar iin kimin hak sahibi olduunu ve kimin olmad
n, sosyal haklar kimin uygulatabildii ve kimin uygulatama
dn tanmlayarak, ulusun snrlarn belirlemek ve denetle
mek, fakat ayn zamanda snrlar dnda kalanlar dlayacak
ekilde, snrlar iinde yaayanlar arasnda dayanma yarat
mak konusunda nemli bir rol stlenmektedir.
Mdahale zeminleri ne olursa olsun, politika oluturma ve
uygulamann uygun olaca hkmet seviyesi konusunda soru
lar belirmektedir. Politika, yerel, blgesel, ulusal seviyede ya
da Avrupa seviyesinde mi oluturulmal? zellikle, uluslars
t politika hangi durumda oluturulmal? Dsallklar ve eksik
bilgilendirme konularnda baz argmanlar gelitirilebilir.
Ekonomik adan btnlemi bir Avrupa'da bedavacl ve
gereinden az yatrm yaplmasn nlemek iin eitim, re
tim, alma koullar vb. alanlarda sosyal dzenleme yapma
durumu sz konusudur. Avrupa apnda dzenlemenin (ya da
ideal olarak kresel dzenlemenin) olmad durumlarda,
ulus devletlerin olduka hareketli sermaye ve az hareketli kali
fiye igcn kendine ekebilmek iin refah devletlerinin
1 65

kapsam ve cmertliini azaltma konusunda (ki bu srece


'sosyal damping' denir) birbirleriyle vahi bir rekabete girecek
leri sklkla iddia edilmektedir. Hatta, bunun sonucunda, sos
yal refah temini konusunda rekabet adna dzenleyici nlem
lerin snrlanmas ve 'dibe doru yar'n gerekleecei ne
srlmektedir.
Verimlilik, hakkaniyet ve dayanma kriterleri nasl mda
halenin kendisine uygulanyorsa, mdahalenin hangi mekan
sal seviyede olacana dair sorunsala da uygulanabilir (bkz.
Kleinman ve Piachaud, 1993) ancak sonular ok kesin deil
dir. Verimlilik asndan, snr tesi dsallklar ve genellenmi
bilgi sorunlarnn varl, Avrupa sosyal politikas ina etmek
iin neden oluturur. te yandan, AB ierisinde sosyal politi
kalarn tek tip olmas iin hibir nsel neden bulunmamakta
dr. Tam tersine eitlilik, yenilikleri, deneysel almalar ve
karlatrmal aratrmalar tevik ederek sosyal politikann
dinamizmini ve teknik verimliliini glendirebilir. Hakkani
yet bakmndan, eer Avrupa ekonomik btnlemesi tm AB
apnda eitsizlikleri artracak ekilde gerekleirse, Avrupa
sosyal politikasnn eli daha gl hale gelebilir. Son olarak,
dayanma hedefi hi phesiz Avrupa vatandal ve Avrupa
kimlii gibi kavramlarn kapsam, faaliyet alan ve cazibesine
dair bir tartmay iermelidir.

Refah devletlerine ne oluyor?


Kitap raflarna yle bir bakldnda, refah devletlerinin en
azndan 1 970'lerin ortalarndan itibaren 'kriz'de olduunun
ne srld grlr. Bu pek olas deildir nk 'kriz' keli
mesi 'bir dnm noktas' ya da 'karar an' anlamna gelir. Poc
ket Oxford Dictionary'deki tanma gre kriz, uzun sre devam
eden bir sre deil bir andr. l 970'lerde ve SO'lerde refah dev
letinin bu ekilde tanmlanmasnn abartl bir nitelik tad
n fark etmek kolaydr. Grlecei gibi, iddetli bir deiim
den ok devamllk, Avrupa refah devletlerinin en baskn zel
lii olagelmitir.
1 66

Eer 'refah devleti krizi' yaklam abartl gzkyorsa, sa


va sonras dnemde refah devletinin geliimi nasl tanmlana
bilir? Yakn zamana dek, refah devleti aratrmalarnda baskn
olan yaklam, refah devleti harcamalarndaki art, ncelikle
ekonomik gelime ve lkeler arasndaki sosyo-ekonomik ben
zeme (convergence) ile aklyordu (Wilensky vd., 1987) . Sa
nayilemenin, sosyal politikalar, sanayi ncesi sosyal rgt
lenme ekilleri zarar grd iin gerekli ve modem brokra
sinin ykselii ile de mmkn kld iddia edilmitir. Dolay
syla, 'bu yaklam lkeler aras farkllklardan ok benzerlik
leri vurgulamaya eilimlidir; sanayilemi ya da kapitalist ol
mak g ilikilerindeki kltrel eitlilikleri ya da farklar st
belirlemektedir' (Esping-Andersen, 1990, s. 12).
Benzeme, benzerliin tesinde baz eyler gerektirir ve
farkl lkelerin sistemlerinin zaman iinde daha benzer hale
gelmelerini gerektiren nedensel bir sre fikrini iinde tar.
Aslnda, daha eski olan benzeme kavram, sanayileme teori
sine yaslanyordu; sanayilemenin sosyal deiimin lokomotifi
olduunu ve tm sanayilemi toplumlarn, nemli miktarda
devlet mdahalesi barndran bir tr karma ekonomiye doru
benzeeceklerini ngren bir bak asn ifade ediyordu
(Harloe ve Martens, 1983). Benzeme teorisi, sanayilemenin
mantnn snf atmas deil, elit hakimiyeti ve kitlesel tep
ki douraca fikrini ieriyordu (Goldthorpe, 1984). oulcu
sanayileme baka ideolojik seim hakk kalmad iin ben
zeme yaratacakt.
1970'lerde ve 80'lerde, bu 'ideolojinin sonu' argman gc
n yitirmitir. l 945'ten sonraki ilk otuz ylda, Keynezyen talep
ynetimi tekniklerinin baars, yksek ve srekli ekonomik
bymeyi garanti etmi grnyor ve devletlerin zor kararlar
vermeden, sadece retimdeki art sayesinde, refah hizmetle
rindeki srekli genilemenin maliyetini karlayabilmelerini
salyordu. Ancak, 1970'lerin ortalarndan itibaren, bu tarihsel
sosyal uzlama, tm Bat Avrupa lkelerinde daha belirsiz ve
elikili bir dneme yerini brakt.
l 973'ten sonra Bat ekonomilerinde yaanan durgunluk ve
1 67

bunu takiben refah devleti harcamalar ve sosyal politikalar ile


ilgili basklar, refah devletinin devam eden genilemesinin ka
nlmaz olduu fikrini rtr niteliktedir. Ancak, 1970'lerin
ortalarndan itibaren Avrupa refah devletlerinin erozyona u
rad fikri doru deildir. Uzun byme dneminin sona er
mesi ve bununla birlikte refah devleti iyimserliindeki azalma,
belirli refah devletlerinin ortaya knn rastlantsal ve zgn
sebeplerine dikkat ekmitir.
1980'lerden beri, refah devleti alanndaki almalarda ola
anst bir art gzlenmektedir. rnein, lngiltere'de
1970'lerin balarna dek refah devleti ya da sosyal politika ile
ilgili almalarda, kademeli olarak iyiletirmenin kanlmaz
ln ve sosyal koullarda harikulade olmasa da sabit iyileme
yi vurgulayan Fabianc bir sosyal ynetim yaklam hakimdi.
Bunun, politika odakl bir aratrmayla sorunlarn daha fazla
farkna varma ile aydnlanm hkmet, eitimli profesyonel
ler ve tarafsz brokratlarn uygulamalar sonucu gereklee
cei dnlmekteydi.
1970'lerden itibaren bu durum, byk lde deimeye
balad. Geleneksel ya da hakim yaklam ynden eletiriye
maruz kald. llk eletiri, refah devletinin grev, snrlama ve r
gtlenme prensiplerine dair olarak neo-Marksistlerden (Gough
1979, O'Connor 1973) , sonra da anti-rk ve feministlerden
(Ginsburg 1 992, Williams 1989) yani Sol kesimden geldi. kin
cisi, rekabeti ve karl bir kapitalist ekonomiyi yaatmak ile git
tike artan sosyal harcamalarn basks arasnda temel bir at
ma olduu grn neo-Marksistlerle paylaan Yeni Sa'dan
gelmitir. Terminolojileri farkl olmasna karn temel arg
manlar benzerdi: Neo-Marksistlere gre, devletin birikim ve
merulatrma grevleri arasnda bir eliki vardr; Yeni Sa ise
retken faaliyete, retken olmayan faaliyet tarafndan yer bra
klmamasnn kapitalist refaha kar bir tehdit oluturduunu
ne srmektedir. Kamu ynetimi alannda aklc seim teorisi
nin artan etkisi, Fabianc tarafsz sosyal ynetici imgesinin ye
rini, daha az gven telkin eden yeni bir 'bte-azamiletirici'
brokrat tipinin almas demekti. nc ve belki de uzun va168

dede en belirgin olan eletiri, hakim iktisat teorisi ve uygula


mal iktisattan gelmitir. Sebep-sonu nedensellii, verimlilik
ve hakkaniyet hedeflerinin ayntnlmas, fayda-maliyet analizi,
yntemsel bireycilik ve tketici hakimiyeti gibi uygulamal ik
tisadi analiz aralaryla sosyal politikaya baklmaktadr. Bunla
rn sonucu olarak da, sava sonras dnemdeki refah devletinin
kapsam, rol ve mdahale biimleri ile ilgili geleneksel varsa
ymlar inceleme altna alnm, daha nceden zerinde siyasi
fikir birlii olan her ne ise savunmaya ekilmitir.
Bunlara ek olarak, karlatrmal refah devleti almalarn
da 1980'lerden beri gzlenen art, 'kltre-has' ya da yaltmc
yaklamlar da geersizletirmitir. Farkl sosyal glerin,
farkl kurumlarn, varsaymlarn ve mantklarn varl gibi ne
denlerden doan geni bir refah devletleri yelpazesi olduu
anlalmtr. Karlatrmal almalarn artmas, farkl refah
devleti biimlerinin gl ve zayf taraflarnn, hepsinden
nemlisi, olas dzenlemeler yelpazesinin geniliinin farkna
varlmasn salamtr.
Son olarak, l 960'larn ve 1970'lerin 'byk teorisi'nin k
(Mishra, 1990) , paradoksal bir ekilde refah devletine dair
ampirik almalar iin daha kullanl ve uygun bir teorik er
evenin koullarn yaratmtr. Byk teorinin nemli ksm
nn ilintisizlii ve belirsizlii ile birlikte kademeli olarak sosyal
iyiletirmenin yetersizlikleri, bir yanda yapsal etmenlerle te
orik erevenin, te yanda mevcut sistemlerin zelliklerinin
kendilerini gsterecekleri teorik adan bilgilenmi ampirik
bir yaklama yer amlardr.
Ancak, l 980'lerin sonlarnda ve 1990'larda, refah devletleri
nin benzeeceini ngren teori (convergence theory) daha nce
ki halinden olduka farkl bir ekilde yeniden belirmitir. Bu,
genileyen bir refah devletinin kanlmazl erevesinde bir
yukan doru benzemeden ziyade, ulus devletlerin serbest piya
sa taleplerine uyum salamaktan baka anslar olmad iin
harcamalar ksmada ortaklatklar aa doru bir benzemeyi
ifade etmektedir. Artk, refah devletlerini aa doru benzeme
ye iten g sanayileme mant deil 'kreselleme' mantdr.
1 69

Bu yazda bu iki eit benzeme versiyonuna bakp, benze


menin kantlarn ve bu erevede oluan konulan inceleyerek
devam edeceim. Aa doru benzemeyi irdelemek refah
devletlerini etkileyen hem i hem de d etmenleri analiz et
meyi gerektirir. Refah devletleri zerindeki temel d etmen
lerden biri olan 'kreselleme' bal bana bir yaz konusudur.
Avrupa btnlemesinin refah sistemlerinin benzemesini ne
derece desteklediini dikkate alacak olmamza ramen bu yaz
ncelikle i etmenlere odaklanacaktr.

Eski benzeme modeli


Eski benzeme modelinde vurgu, refah devletinin kanlmaz
l ya da geri dndrlemezlii zerinedir. Modelde refah
devletleri, sanayilemenin mant erevesinde aklanabil
mektedir. Sosyal ve ekonomik sanayileme ve modernleme
sreleri, emein sosyal olarak yeniden retilmesini salaya
cak devlet faaliyetine yani refah devletlerinin oluumuna yne
lik bir gereksinim yaratmtr (Wilensky, 1975). Sanayileme
ve modernleme, aile ve cemaat balarnn zayflamasna, ya
llarn nfus iinde saysal ve oransal olarak artna ve formel,
sanayilemi ekonomiye katlmn artmasna neden olmutur.
Ayn zamanda periyodik kitlesel isizlik, ekonominin byme
dngleri iinde yer almaya balamtr (Kloostermann, 1994).
Sonu olarak, istikrar ve ekonomik hayat korumak iin devle
tin byk apl mdahalesi gerekli hale gelmitir.
Bunlara ek olarak modernleme, hem siyasi hem de snai bir
devrimi ifade etmektedir; yani, tebann vatandaa dnt
sosyal ve siyasi bir sretir (Pierson, 1 99 1 ) . Toplumsal uzla
ma ve paylalan vatandalk stats yoluyla oy verme hakk,
snf politikalarnn nemini azaltmtr. Marshall' (1950) ta
kip ederek modernlemenin, vatandalk haklarnn sivil ve si
yasi alanlardan sosyal alana doru genilemesini ifade ettii
savunulmutur. Refah devleti de bu tarihi birikimin anahtar
bir bileenidir. Refah devletinin geliimi temelde ekonomik et
menlere gndermeyle aklanabilir: 'ekonomik byme ile
170

onun demografik ve brokratik sonulan, refah devletinin ge


nel olarak ortaya kmasnn temel nedenleridir' (Wilensky,
1975, akt. Pierson, 1 99 1 ) . Bu yaygn aklamayla birlikte, re
fah devletlerinin sadece Avrupa apnda deil tm dnyada,
zaman iinde birbirlerine daha benzer hale gelmeleri beklen
mekteydi. Bu nedenle, 'eski benzeme' hipotezi aslnda ilev
selci bir argmandr (Ginsburg, 1992) .
Bu tip bir aklamada vurgulanan, refah devletinin evrenselli
idir. Piyasalar, devletleri gerektirir - piyasalann insani yeniden
retimi gvenceye alma konusundaki baarszlklan zel (aile)
ya da kamusal refah sunumunu gerektirmektedir (Pierson,
199 1 , Therborn, 1987) . Dolaysyla refah devleti, deitirilemez,
ilevsel bir gereklilik olarak grlmektedir (Pierson, 199 1 ) .
Uzun sreli ekonomik ykseliin sona ermesinin, enflasyo
nun daha yksek, bymenin daha yava ve kamu politikas
seimlerinin daha zor olduu bir dnemi iaret ettii 1970 ve
l 980'lerde bu genel durum, srdrmesi g bir hal ald. Geli
mi lkelerin ou, modernlemeci refah devletlerinin artk
gven telkin edici grlmedii, daha belirsiz bir dneme gir
diler. Literatrde, refah devletleriyle ilgili yeni bir karlatr
mal aratrmalar dalgas, aklayc deikenler olarak ekono
mik gelimenin yannda siyasi, tarihsel ve sosyolojik etmenleri
vurgulamaya balad (rnein Baldwin, 199 1 , Castles, 1982,
Flora, 1986, Therborn, 1987) . Bu almalarn ou, sosyal
harcamalan refah devleti faaliyetini lmek iin kullanmaya
devam etmi, ancak bunu yapsal deikenlerle birlikte siyasi
deikenlerle de ilikilendirmeye almlardr. rnein,
Castles ( 1982) , on sekiz OECD lkesindeki eitim, gelir des
tei ve salk hizmetleri harcamalanna bakm ve siyasi et
menlerin -zellikle de parti siyasi gcnn- anlaml aklayc
deikenler olduunu ortaya koymutur.
Dier yazarlar (Esping-Andersen, 1990, Leibfried, 1993) ise,
lkeler arasndaki benzerliklerden ok farkllklan vurgulayan
refah devleti ideal tiplerine ya da 'refah devleti rejimlerine' dair
snflandrmalar gelitirmilerdir.
Benzeme ekolnn mant ayn aamadan olumakta171

dr. Ilk olarak, sosyal harcamalarn GSYlH'ya oran gibi bir l


t kullanlarak refah devletinin z yakalanmtr ve ilgili ve
ri tm lkeler arasnda olduka tutarldr. kinci olarak, bu
nun asl hatta tek sebebi ekonomik gelime seviyesidir. Son
olarak, zaman iinde uluslararas gelime derecelerinin birbir
lerine benzeecei, bununla birlikte benzeen refah devletleri
nin ortaya kaca aka sylenmese de ima edilmektedir.
Hem 'benzeme ekol' hem de onun 'siyaset nemlidir' diyen
kartlar, sosyal refah salamaya ynelik abalar -sosyal har
camalarn niceliksel ltlerini- aklayc olarak kullanma ko
nusunda hemfikirdir. 'Siyaset nemlidir' ekolnn benzeme
kuramclarna eletirisi, bu aamann ikincisine odaklanm
tr. tk aamaya bal olarak, daha yakn tarihli, karlatrmal
almalar ounlukla refah devleti harcamalarnn sadece de
recesine deil ekline ve ieriine dikkati ekmilerdir - ima
edilen ne eit bir refah devleti rejimidir? Katklar ve yardm
miktarlar yeniden datmc mdr yoksa statkoyu mu yanst
maktadr? cretli ve cretsiz i ayrm konusunda ne gibi var
saymlar yaplmaktadr? Benzer harcama seviyeleri olan refah
devletleri, datmla ilgili, kurumsal ya da sosyal zellikleri ba
kmndan benzemeyebilir. nc aama ile ilgili olarak, sos
yal benzemenin ekonomik benzemenin mantksal sonucu
olup olmad dnlrken, ekonomik benzemenin kanl
maz olduu varsaymnda bulunulmamaldr. Bugne kadarki
kantlarn da gsterdii gibi, ekonomik btnleme, ister fede
ral devletler iinde olsun, ister bamsz devletler arasnda ar
tan ticaret ile gereklesin, GSMH ve yaam standartlar konu
sunda bir eit benzemeye yol aabilir. Ayn zamanda, ekono
mik byme ve artan ekonomik btnlemenin, bireyler, ha
neler ve corafi yreler arasnda artan eitsizliklerle uyum iin
de birarada var olabileceine dair de kantlar mevcuttur.

Yeni benzeme ve sosyal harcamalarn kslmas


Eski tip refah benzemesi aslnda bir eit iyimserlikten do
mutur: sanayileme ve modernlemeyle birlikte refah devlet1 72

lerinin ortaya kmas kanlmazdr ve tm uluslar yava ya


va, zaman iinde daha ok benzeecek olan refah devletleri
gelitirmektedir. Buna karn yeni benzeme, ktmserlikten
domutur; piyasann byyen gc, politikaclarn devlet
harcamalarn ve kamu borlanmasn azaltma istekleri, ve va
tandalarn vergi ya da katklar yoluyla refah harcamalarn
karlamak istememeleri sonucunda her yerde refah devleti
nin gerilediine duyulan inantan . . . Rhodes ve Meny ( 1 998)
'refah ktmserlii a'na gnderme yapmaktadr; onlara g
re bu dneme u unsurlar damgasn vurmaktadr: sosyal
kontratn zayflamas ya da erimesi, nfusun yalanmas ile
bunun nesiller aras anlamaya etkisi ve kresellemenin etki
si - 'hakl ya da haksz, kreselleme sorunun kk olarak al
glanmaktadr' (age., s. 8). Kreselleme ve artan Avrupa b
tnlemesi gibi d kstlar, ulusal hareket kabiliyetini daralt
maktadr. Hkmetler, mdahale kapasitelerine olan inanla
rn kaybetmiler ve yeterli kant olmasa da, yksek refah se
viyesi ile ekonomik bymenin bir arada gerekleemeyecei
ne dair inan yaygnlamtr.
ou yazar iin sosyal politika kurumlan ve ideoloji konu
sunda sregiden ulusal farkllklarn, daha fazla benzemeye
ynelik eilimlerle birlikte varolabilecei karmak bir sre
sz konusudur. Taylor-Gooby'ye ( 1 996) gre bu, bir eit 'k
rlgan' benzeme srecine denk dmektedir:
Siyasi karmakln etkisi, gelime seviyesi ve benzeme ei
limi ile karlatrldnda ok byk deildir. Her yerde,
yardm miktarlarn azaltma ve harcamalar ksma programla
r gndemdedir ve lkeler arasndaki farkllklar bu politika
larn uygulanma derecelerine ve bunlar zerindeki srara ba
ldr (s. 214) .

Deiim eilimleri tm lkelerde birbiriyle tutarl deildir.


rnein, ngiliz refah devletinde l 980'lerden beri yaanan de
iimler baka yerlerde grlenden ok farkl ve daha radikal
bir nitelik tamaktadr (Taylor-Gooby, 1 996, Clasen ve Gould,
1995); bu tip, vurguya ve ze dair farkllklar baka yerlerde
1 73

de gzlenebilir. Bu nedenle, eski benzeme teorisinde olduu


kadar yeni benzeme teorisinde de siyaset nemlidir. lkeler
arasnda sonular farkllamaktadr ve bu farkllklar hem si
yasi glerin kurulumlarna hem de radikal harcama ksma
politikalarna kar frenleyici olarak hareket eden refah devle
tinin iindeki kurumsal etmenlere balanabilir. Statkoda g
l rgtsel karn olduu refah devletlerinde srekliliklerin
daha byk olduu kantlanmaktadr.
Ancak, genel olarak hakim gidiat, devamllk ynndedir.
Refah devletinin politikas ounlukla statkonun politikas
olarak kalmaktadr - genellikle de eski sosyal kontrat yerinde
durur (Rhodes ve Meny, 1998) . Sonu olarak, radikal deiime
dair pek az kant vardr; sz konusu olan 'donmu' bir refah
manzarasdr (Esping-Andersen, 1996) .
Refah devleti krizi olarak grlen gelime, belki de altta ya
tan gerekliin deil de 1970'lerin sonlar ve 1980'lerin ban
da literatrdeki Anglo-merkezli nyargnn bir yansmasdr
(Pierson, 1995) . Aslnda, refah devletlerinde ve sosyal refah
harcamalarnda sreksizlikten ok sreklilik belirgindir. Hi
bir yerde sosyal refahn yerini piyasa mekanizmalar alamam
ve sosyal harcamalarn GSYlH'ya oran neredeyse ayn kalm
tr (Falkner ve Talos, 1994, Scharpf, 2000). 'Byme furyas'
belki bitmi olabilir ama radikal deiim yerine durumu kur
tarmak asl norm haline gelmitir (Pierson, 1995 ) . Ancak,
1970'lerin refah krizi ok abartlm olsa da bu zamandan beri
refah teminini geniletmenin meruiyeti sorgulanm, becerik
siz ve verimsiz olarak alglandklarndan, brokrasilere duyu
lan gven sekteye uramtr (Rhodes ve Meny, 1998) .
Refah devleti benzemesinden bahsetmek yanl olmasna
ramen, sosyal refahn geliiminde birtakm ortak eilimlerin
var olduundan sz edilebilir. Bu eilimler aadakileri ier
mektedir (Falkner ve Talos, 1994; Jordan, 1998; Rhodes ve
Meny, 1998; Taylor-Gooby, 1996):
(i) Devletin sosyal politikadaki rol mevcut ekonomik ko
ullarla yakndan ilikilidir. Genel olarak literatrde, ok iyi

174

anlalmam olan 'kreselleme'ye abartlm bir ilgi mevcut


tur. phesiz doru olan ise, hkmetlerin refah harcamalar
na ynelik politikalarn yerli ekonominin koullarna bal
olarak dzenleme ynnde hareket ettikleridir.
(ii) Toplumsal yeniden retimin unsuru' olarak nitelen
dirilen devlet, piyasa ve aile arasndaki iliki deimektedir.
Piyasa ve aile temelli refaha doru kay devletin hareketsizli
i ve kendini geriye ekmesi ile pekitirilmektedir.
(iii) Sorumluluklar daha fazla adem-i merkeziyeti hale
gelmitir. 'Avrupa' ya da 'dnya piyasalan'na ynelik, yukar
doru bir g kaybnn yannda, ulus devletler g ve sorum
luluklarn aaya doru, blgelere ve belediyelere devret
mektedirler.
(iv) Sosyal harcamalar zerinde, hem refah hizmetlerinin
reel maliyetlerinden hem de hkmetlerin semenleri ve fi
nansal piyasalar, vergi ve borlanmalarn hzn keserek ya
ttrmak istemelerinden kaynaklanan basklar artmaktadr.
Bu yerel kaynakl basklar, 1990'larda Avrupa hkmetlerinin
deflasyonist Maastricht benzeme kriterine uyma gereklilikle
ri ile birlemitir.
(v) Hkmetler, refah harcamalarn karlamak iin vergi
ler ve sosyal gvenlik katklan dnda gelir yaratmaya al
maktadrlar.
(vi) Maliyetleri azaltmak ve verimlilii artrmak amacyla
kamu hizmetlerinin ynetimsel reformu ('modernizasyonu')
iin programlar srdrlmektedir.
(vii) Baz durumlarda sosyal dlanma ve daha yksek yok
sulluk riskine yol aabilen seicilik artmaktadr.

Bu, lkeler arasnda politika, retorik ve alglanan problem


benzerliklerine gnderme yapan tanmlayc bir listelemedir.
Daha analitik bir seviyede, 2 1 . yzyln balangcnda Avrupa
lkeleri arasnda artan benzerliklerin ardnda yatan yedi anah
tar etmen tanmlayabiliriz. Ulus devletler balamnda bunlar
dan be tanesi i, iki tanesi de d etmendir.

1 75

Deiime ynelten i ve d etmenler


i etmenler

Daha yava byme: kinci Dnya Sava'n takip eden ilk otuz
yl ile bunun arkasndan gelen yirmi be yl arasndaki en
nemli fark, ikinci dnemde gelimi ekonomilerde byme
nin yavalamasdr. Bunun niin byle gerekletii yzlerce
kitaba konu olmutur, ancak en uygun cevab Paul Krug
man'n verdii ne srlebilir: 'Bilmiyoruz'. Burada asl nemli
nokta, zel tketim ile devletin finanse ettii refahn birlikte
byyebildii otuz yldan sonra, hem vatandalar hem de h
kmetler iin daha zor tercihlerin gndeme gelmi olmasdr.
Buna ek olarak, en azndan kuzey Avrupa refah devletleri
iin, olgunlama problemi sz konusudur; refah devletleri za
ten GSYlH'nn nemli ksmn harcayacak kadar genilemitir.
rnein ok yal nfusun artmasyla birlikte sosyal hizmet
maliyetlerini karlamaya ynelik olarak gerekletirilecek da
ha fazla genileme, greli olarak pahal hale gelecektir. Bu ba
lamda olgunlama, ayn zamanda vatandalarn kapsaml ve
karmak bir refah sistemine alk hale geldiklerini, bu sistemi
modernitenin muazzam deil neredeyse olaan bir boyutu
olarak algladklarn ifade etmektedir. Bu durum, refah devle
tinin ortaya kmasnn savaa, ekonomik durgunlua ve siyasi
eitsizlie kar uzun sredir devam eden bir kavgann bitii
olarak algland sava sonras dnemle de zt dmektedir.

Emek piyasasndaki deiimler: Sava sonras dnemde refah


devletinin genilemesi tam istihdam ilkesine ve bunu gerek
letirebilmek iin hkmetlerin kullandklar 'Keynezyen' ta
lep ynetimi politikalarna sk skya balyd. 1970'lerden be
ri hem Avrupa emek piyasalarnda hem de Avrupa hkmetle
rinin politika hedefleri ve aralarnda nemli deiiklikler ol
mutur. stihdam kalplarndaki deiimler ve sanayileme
sonras emek piyasalarnn ileyii, lkeler arasnda nemli
farkllklar gsteren karmak olaylardr. Ancak, baz ortak ei
limler de mevcuttur. Kimisi iin gei sreci daha zor olsa da,
1 76

tm Avrupa lkeleri, hizmet ekonomisi olma yolunda ilerle


mektedir. Ak ya da zmni ekilde sosyal koruma sunan, gele
neksel, tam zamanl ve sabit (genellikle erkek) istihdamn
azald grlmektedir. stihdamdaki art, daha ok yar-za
manl, geici, belirli sreli kontratlara dayal ilerde ve gele
neksel olarak 'kadn' sektr olarak nitelenen alanlarda ger
eklemitir. ABD ya da Japonya'yla karlatrldnda, lke
ler baznda farkllk gsterse de, Avrupa'daki istihdam oranlan
daha dk, isizlik oranlar daha yksektir.
Politika balamnda eit derecede nemli bir gelime,
l 980'ler ve 90'larda Avrupa devletlerinin tam istihdama bal
lk ilkesinden dn vermeye balamalardr. Bu ilke tm refah
devleti trlerinin temelini oluturmaktayd. Beveridgegil, mu
hafazakar-korpora tist ve sosyal demokrat refah devletleri,
farkl yollarla da olsa alan bir toplumu ncl olarak almak
tayd. Ancak bu ilke, nce ngiltere'de daha sonra da tm
AB'de enflasyonun kontrol altna alnmasnn ve kamu harca
mas ile kamu borlanmasn azaltmann dier tm makroeko
nomik politika hedeflerinin nnde tutulduu daha farkl bir
ideolojik konum karsnda geri ekilmitir. Politikalar ve al
tnda yatan ideolojideki bu kayma, hem ulus devlet hem de
Avrupa seviyesinde gereklemitir. Anti-enflasyonist politika
nn tam istihdamn salanmasnn nnde tutulmas, l 990'la
nn nemli AB anlamalar olan Maastricht ile Amsterdam Ant
lamalar ve stikrar Pakt'nda yer almakta ve bunlar tarafn
dan desteklenmektedir.
Tam istihdamn olmay, refah devletleri zerinde byk
basklar yaratmaktadr. sizliin art hem refah harcamalar
nn artmasna hem de vergi gelirlerinin azalmasna neden ol
maktadr. Bunlarn sonucunda, harcamalar ve haklarda kesin
tiler ynnde daha fazla bask oluacak, hem kamu harcama
snn hem de kamu borlanmasnn GSYH'ya oram artacaktr.
Artan isizlik ve buna bal sosyal dlanma, su orannn ve
dier sosyal patolojilerden kaynaklanan sosyal maliyetin art
masna yol amaktadr.
Bunlara ek olarak, isizliin srekli yksek seviyelerde sey1 77

retmesi, refah devletinin doasn da etkilemektedir. Uzun-s


reli isizliin ve gen isizliinin artmas, zellikle baz sistem
lerde sosyal yardmdaki ve ihtiya tespitindeki (means-testing)
art ya da sosyal koruma sisteminden bsbtn dlanma ile
ilikilidir. Sosyal yardm, sosyal gvenlikten niteliksel olarak
farkldr. Sosyal yardm yapan bir refah devletinde, sosyal d
lanma ve sosyal blnme artar. Ayrca, sosyal yardm masrafl
dr ve idaresi zordur.
zetle, emek piyasasndaki deiimlerin ve hkmetlerin
tam istihdama ynelik kararllklarnn azalmasnn etkileri ol
duka derindir. Tam istihdamdan vazgeilen ve refahn gide
rek daha fazla piyasaya ya da damgalayc sosyal yardma bra
kld bir devlette, bireyler arasndaki ve birey ile devlet ara
sndaki szlemeye bal ykmllkler zayflar. Bu zayflam
ykmllk, kendi bana, refah devletinin gelecekteki yrn
gesini belirleyen deikenler bileii iinde bir etmen olarak
karmza kmaktadr. lte gemiin belirleyicilii ile kastedi
len budur. Sonularn kanlmaz bir ekilde gemi olaylar ta
rafndan belirlenmesi deil, alternatiflerin nceden gerekle
mi olaylar tarafndan snrlanmas sz konusudur.
Bu durum, 'yeni benzeme'nin ok nemli bir yndr.
Emek piyasalar 'Altn a' ya da sava sonras byme dne
mindekinden daha az ya da daha fazla gvenli olabilir. Kresel
leme ise niteliksel olarak yeni ya da eski olabilir. Ama sava
sonras dnemdeki ilk otuz yl iinde refah devletinin byme
si ve tam istihdam iki ynl nedensellik ieren sk bir iliki
iindeydi. Kanlmaz ekilde tam istihdam hedeflerinin hk
metler tarafndan zayflatlmas ya da ortadan kaldrlmas, sos
yal politikann ynelimi asndan ciddi sonular yaratacaktr.

Demografik deiimler: Avrupa devletlerinin nfuslarnn ya


lanmas ve aile yaplarndaki deiimler iyi bilinmektedir.
Emek piyasasnda ve uluslararas iblmnde gerekleen
deiimler ile birlikte, salam kantlar kehanetvari yorumlar
dan ayrmak gereklilii ortaya kmtr. 'Demografik saatli
bomba' ngrleri abartlmtr ancak ya dalmndaki kay1 78

malar zellikle emeklilik ve salk hizmetlerinin finansman


konusundaki sosyal harcamalar zerinde bask oluturmakta
dr. 60 yan stndeki Avrupa nfusunun 1 960 ile 2020 ara
snda %70 orannda artarak, 2020'de toplam nfusun %27'sini
oluturaca tahmin edilmektedir (Hantrais, 2000, s. 148). H
z ve kapsam bakmndan ye lkeler arasnda nemli farkl
lklar olmasna ramen, srecin hepsinde ortak olduu aktr.
1990'lann sonlannda, lrlanda hari tm ye lkelerde yalla
ra ynelik harcamalar, sosyal harcamalann en byk kalemini
tekil etmekteydi. Bu artan bamllk sorunu, ye lkelerde
l 980'lerde ve 90'larda zorunlu ya da gnll erken emeklilik
ve ksmi emeklilik politikalar ile iddetlenmitir. Resmi
emeklilik yandan 10 yl kadar nce ekonomik aktivite oran
lannn dmeye balad gzlenmektedir (Hantrais, 2000) .
Bu sosyal deiimin lkeler arasnda geni benzerlik gster
mesiyle birlikte, nfusun yalanmas uluslar arasnda benze
me ynnde etki etmektedir. Buna ek olarak, harcamalann so
nulan, bir felaket deilse de, elitler ve semenlerin kamu har
camalann, vergileri ve katklan azaltma ynnde gittike yay
gnlaan yaklamlanyla birleerek, harcamalan ksma ve hak
lan azaltma ynnde kayda deer basklar retmektedir.
Dier balca demografik deiim, aile yaps balamnda
gereklemektedir. Tm Avrupa'da dourganlk oranlar asl
olarak Gney Avrupa'da dourganlk orannn ok hzl d
nden kaynaklanan bir benzeme gstermektedir. l 990'lann
sonlannda AB'deki dourganlk oran ABD'dekinden ok daha
dktr ve Japonya ile birlikte dnyadaki en dk deerler
dir (Hantrais, 2000, s. 99). Evlilik oranlarnn da 1960'taki
binde S'den 1990'larn sonlarnda binde 5'e geriledii grl
mektedir. Evlilik d doumlar ise farkl oranlarda da olsa
tm lkelerde art gstermitir; en yksek deerler ile en d
k deerlere sahip olanlar (geni anlamda Kuzey ve Gney
Avrupa) arasndaki fark bariz ekilde genilemitir (Hantrais,
2000, s. 1 00- 1 ) . Boanma konusunda da rnt benzerdir: bo
anma oranlan her yerde artmtr ancak Kuzey ve Gney Av
rupa arasnda keskin bir ayrm yapmak da mmkndr. Ks1 79

men bunun sonucu olarak, lkeler arasnda tek ebeveynli aile


saysnda farkllklar gzlenmektedir; tek ebeveynli aileler,
1980'lerin sonlarna doru Birleik Krallk ve Danimarka'da
tm ailelerin % 1 5 - 1 ?'sini, Yunanistan, talya ve spanya'da ise
%5-7'sini tekil etmektedir.
Aileye dair eilimler asndan kantlar biraz karmaktr.
Her yerde dk dourganlk oran ve evlilikten ka mevcut
ken Gney Avrupa'da geleneksel aile yaplarnn daha byk
bir nemi koruduu grlmektedir. Sosyal rgtlenmedeki bu
farkllk, Gney ve Kuzey Avrupa'da refah devleti dzenleme
lerindeki farkllklarla temellendirilecek ve desteklenecektir.
Genel sonu olarak, demografik eilimlerin, yalanan bir n
fusun harcama etkileri asndan benzeme drts ile aile ve
haneye dair eilimlerde baz ortaklamalar yaratt belirtilebi
lir. Ancak, Gney ve Kuzey Avrupa arasnda, Gney Avrupa
refah devletlerini ayr bir tr olarak deerlendiren argmanlar
destekleyen nemli farkllklar mevcuttur.

Kitlelerin yaklamndaki deiim: Avrupa vatandalar, en azn


dan aklanan dncelerinde, refah devletine ynelik gl
desteklerini srdrmektedir. Eurobarometer verileri AB vatan
dalarnn 2/3 ounlukla, yksek vergi yk pahasna da olsa
sosyal korumann salanmasna inandklarn gstermektedir.
Kapsam geniletme konusunda en byk destek Yunanistan,
Portekiz, spanya ve BK gibi az harcama yapan lkelerden, en
az destek ise ok harcama yapan lkelerden gelmektedir (Tay
lor-Gooby, 1 996) . Yedi Avrupa lkesinin -Almanya, Britanya,
talya, Avusturya, lrlanda, sve ve Norve- 1985 ve 1990 ve
rileri incelendiinde, vatandalarnn ounluunun refah
devletini destekledii ve en azndan vergilerin adil bir ksmn
demeye hazr olduklar grlmektedir (Newton, 1998) . o
unluk, zenginlerin ok az, fakirlerin ok fazla vergi dediini
dnmektedir. Vatandalar, radikal olmayan ancak daha ge
ni bir gelir eitliini desteklemektedir. En bata sosyal refah
programlarndan yana olmak zere, kltr ve evre harcama
lar ile kanun, dzen ve savunma harcamalar lehine farkl ka180

mu politikalar ve programlar arasnda aynn yapmaktadrlar.


Refah btesi ierisinde, farkl programlar ve aralar arasnda
tercihte bulunurlar.
Newton ( 1 998) , Avrupa vatandalarnn, birok teorinin n
grdnden daha derin dndkleri sonucuna varmtr.
almaya konu olan lkeler arasndaki rnt benzerdir;
ulusal eitlemeler greli olarak az olmakla beraber, hkmet
ve siyasi katlm konusunda grler eitliyken refah devleti
ile ilgili ortak bir 'Avrupa bak as'ndan sz etmek mm
kndr. Halkn yzde 90', refah devletinin temel hizmetleri
olan salk, eitim, konut ve yal bakmn devletin sorumlu
luu olarak grmektedir.
Ancak oy verme davranlarnda Avrupa vatandalar, harca
malar ve vergileri artracak parti ve adaylar destekleme konu
sunda daha az isteksiz grnmektedir. Politik yaklamlarn
Avrupa'da 1980'lerden beri saa doru keskin salnmlar yapt
na dair bir kant yoktur. Aksine, sadece Avrupa'da deil dn
ya apnda, vatandalarn hkmet kurumlarna, daha da ge
nel olarak kolektif kurumlara olan inancn kaybettii gzlen
mektedir. Kurulu makamlara kar tm sayg biimleri s
nmlenmektedir. Avrupa vatandalar daha pragmatik hale
gelmilerdir ve geni ereveli yaklam onlar daha az heye
canlandrmaktadr. Hkmet politikalarn ve parti programla
rn daha geni kavramlar erevesinde deil bunlarn zelde
kendileri ve aileleri zerindeki etkileri erevesinde deerlen
dirmeye balamlardr. Refah devletini ilke olarak destekle
diklerini, ancak uygulamada hizmet art ile ilikilendirilmez
se vergi artlarn onaylamayacaklarn belirtmilerdir.
Bunlara ek olarak, gelimi ekonomiler hizmet ekonomileri
haline gelmeye baladka refah devletinden beklentiler de art
maktadr:
Hizmet salaycdan ne beklenmesi gerektii, kapitalist siste
min, bankaclk ve sermaye piyasalar, spermarketler ve al
veri merkezleri, moda ve kiisel hizmetler ile tanmlanan kes
kin srt tarafndan belirlenmekte. Buna ramen, insanlarn en

181

ok dikkat ettikleri konu hala ocuklannn eitimi ve hastalk


ya da yallk durumundaki bakm hizmetleridir. ocuklann
hastaneye ya da okula gtrdklerinde, en azndan haftasonu
alverii iin gittikleri parlak, renkli, ocuk dostu ve tketici
yi zendirici spermarkettekine benzer bir eit ortam ve hiz
met beklentisi iindedirler (Glennerster, 1999, s. 9).

Bu ok yaygn bir eilimdir; refah devleti benzemesine


dorudan etkisi snrl da kalsa orta ve uzun vadede, hk
metlerin nndeki seenekleri kstlayacak etkili bir g olu
turmaktadr. Eer siyaset, olaslklar sanat ise, Avrupa vatan
dalar arasndaki bu yaklam deiimi refah alannda olas
addedilen durumlarn, hatta refah politikalarnn alann da
raltmaktadr.

Elitlerin yaklamndaki deiim: Siyasi, ekonomik ve finansal

elitlerin yaklamndaki deiim, daha bariz olarak ortaya k


maktadr. Bu dnya grne gre, hkmet mdahalesinin
kapsam olduka snrldr; piyasalar desteklenmeli belki de on
lara rehberlik yaplmal, ama kesinlikle piyasann yerini baka
bir ey almamal, isizliin ortadan kaldrlmas yerine enflasyo
nun kontrol edilmesi ana ekonomik hedef haline gelmelidir.
Hakim kamu seimi teorileri piyasa teorileri ile kaynam ve
son yirmi yla siyasi olarak damgasn vuran gl yeni bir ide
olojiye dnmtr. Bu yeni ideoloji, Keynezyen refah devleti
olarak adlandnlan, nceki baskn ideolojiyi ykmakta ya da
onun otoritesini sarsmaktadr. . . Yeni ideoloji. . .piyasalarn genel
iyiliini ve siyasetin pek ok hatasn ortaya koymaktadr... Ne
yazk ki, bu karma ideoloji iin uygun bir isim henz mevcut
deildir. Siyaset ve hkmetin rol ile ilgili piyasa bazl bak
asnn basknln yanstan 'piyasann ynetimi' ifadesi, belki
de anlam laykyla yanstmaktadr (Self, 1993, s. 56).

Sonu olarak, Avrupa devletlerinde ekonomi politikalar git


tike benzer hale gelmi, hkmetin sosyalist ya da muhafaza
kar olmas nemini yitirmitir. Avrupa'da paradigmatik d182

nem, sosyalist Fransz hkmetinin 1981-83 deneyimidir. 'Tek


lkede Keynescilik' deneyimi baarsz olduktan sonra, Fran
sz devleti o zamandan beri geni apta doru olarak kabul
edilen bir ekonomik ve finansal ortodoksi yoluna sokulmu
tur. Bu ortodoksi, enflasyon kontrol ve gl bir para birimi
salamay n planda tutarak, toplumsal btnln bozulma
s ve isizlik pahasna, tek para birimi ile tam ekonomik ve pa
rasal btnlemeyi salamay amalamaktadr. Fransz Key
nezyen deneyimi, baarszl ve sonucundaki politika dei
iklikleri sadece Fransa asndan deil Avrupa btnlemesi
projesi asndan da ok derin sonular yaratmtr. lki tarafta
ki syleme ramen, Avrupa btnlemesi projesi sregiden
ekonomik ortodoksiye sk skya baldr.
Ortodoks doktrin, resmi raporlar ya da OECD ve Avrupa
Komisyonu gibi nemli uluslararas rgtlerden gelen bask
larla desteklenmektedir. Bu raporlar srekli olarak yapsal
uyum, cret maliyetlerini azaltma, kamu harcamalarn ksma,
emek piyasalarnda daha fazla esneklie ynelme gibi ihtiya
lar vurgulamaktadr. Uygun ekonomik ve sosyal politikalara
dair bu st rtk fikir birlii, Maastricht Antlamas'yla daha
ak ve zorunlu bir hal almtr. Antlama, reel ekonomideki
hibir deikene deinmeyerek parasal ve mali uyuma kriter
lerini n plana karmtr. Sonradan, Amsterdam Antlamas
ve stikrar Pakt da bu ortodoks izgiyi devam ettirmitir.

D etmenler
Avrupa refah rejimlerinin benzemesiyle ilgili olarak oun
lukla iki temel d etmenin varlndan sz edilir: kreselle
me ve Avrupa btnleme sreci.

Benzeme etmeni olarak Avrupa btnlemesi: Avrupa'da btn


lemenin artmas, hem ekonomik hem de siyasi ynlerden sos
yal politika benzemesi iin bask yaratmaktadr. Ekonomik
btnlemenin gmrk birlii, ortak pazar, para birlii gibi
farkl 'aamalar' arasnda net bir ayrm yoktur ve siyasi ve sos183

yal uzantlar olmadan ekonomik btnlemeden bahsetmek


mmkn deildir. Aslnda, tm modem ekonomilerde devlet
mdahalesinin her tarafa yaylan doas dnldnde bari
yersiz bir i piyasa yaratmak, sosyal politikalar arasnda bir e
it benzeme ya da uyumu ifade etmektedir. Bunun sebebi, ei
tim, emeklilik, ulam, sosyal yardm vb. alanlarda hkmet
mdahalelerinin, ticaret engelleri, tarifeler ve dier dorudan
snr mdahaleleriyle benzer etkilere sahip oluudur.
Eer snrlar aras dsallklar varsa sosyal politikalardaki e
itlilik verimsiz sonulara yol aacaktr. rnein, eitim ve
retim konusunda lkeler arasndaki farkllklar, baz lkeler
iin dierlerinin eitimli igcn avlama ynnde tevikler
yaratmaktadr. Bu uyarlamada, her lkenin kendi menfaatinin
peine dmesi tm Avrupa genelinde eitim ve retim ala
nnda yatrmlarn azalmasna yol aarak aa doru bir yak
lama yaratacaktr. Alternatif olarak ye lkeler, asgari seviye
de hizmet (yukar doru benzeme ya da en azndan sosyal as
garinin gereklemesi) konusunda balayc, hkmetler aras
ya da uluslar st anlamalar yapmaya karar verebilirler.
Daha ok benzeme ynne iaret eden hakkaniyete ilikin
kayglar da mevcuttur. ncelikle, gelir seviyelerinde, kamu
hizmetlerinin salanma derecelerinde, sosyal koruma ve asgari
standartlar konusunda ye lkeler arasnda nemli farkllklar
vardr. Maastricht Antlamas'nn 'ye lke uyruunu tayan
her kii Birliin vatanda saylacaktr' maddesi dikkate alnd
nda, ye lkelerde yaayan vatandalar arasndaki farklarn
azalmas gerektii ne srlebilir. Ancak, gl bir hakkaniyet
argman, ekonomik btnlemenin sonularyla da iliki
kurmaktadr. Eer btnleme, hem ye lkeler arasnda hem
de lkelerin iinde farklarn ve eitsizliklerin artmasna yol
ayorsa, Avrupa genelinde bunlar iyiletirebilmek iin sosyal
politika mdahalesine ihtiya olduu ne srlebilir. Bu tip
bir mdahale, mevcut ulusal sosyal politikalarn 'seviyesini
ykseltme' sreci ile ya da zel olarak (uluslar st) Avrupa
sosyal politikas ile gerekleebilir.
Bunlara ek olarak, sosyal politikalarda benzeme, btnle184

menin sonucu olarak deil de btnlemenin gereklemesi


iin n koul olarak devreye girebilir. Avrupa Komisyonu'nun
tek piyasaya erimenin temel sebebi olarak grd verimlilik
kazanlar, retken faktrlerin en verimli kullanm iin yeni
den datlmasna dayanmaktadr. Benzer ekilde, hakkaniyete
ilikin kayglar, Birlik vatandalarnn tek piyasa ve ekonomik
btnlemeden doan ekonomik avantajlara eriimlerinin eit
ya da eite yakn olmas gerektiini ima etmektedir. Bunlarn
ikisi de en azndan isizlerin ya da eksik istihdam edilenlerin
yeniden eitilip, yeni iler bulabilmelerine ynelik, benzer ak
tif emek piyasas politikalarnn ve belki de emein devingen
liine yardm edebilecek benzer eitim, salk hizmetleri ve
sosyal koruma seviyelerinin gereklemesini ifade etmektedir.
Bunlarn dnda, siyasi adan daha dorudan benzeme
basklar mevcuttur. Genileyen Avrupa sosyal mevzuat, ye
devletleri salk, gvenlik, emek standartlar, ayrmcl nle
me gibi konularda ortak standartlar ve dzenlemeler ynnde
balamaktadr. Ancak son yllarda Avrupa Komisyonu, sosyal
politikalar (uygulamada temel olarak sosyal koruma sistemle
rinin) 'uyumlulatrmak' konusundaki maksimalist grn
den daha snrl bir benzeme hedefine doru kaymaktadr.
Ayn derecede nemli bir baka konu, politika benzemesi
nin daha az dorudan aralardr. Avrupa i konseyleri Avrupa
apnda korporatist dzenlemelerde iveren rgtlerini ve ii
sendikalarn bir araya getirmektedir. kar gruplar, Brksel
ve Strasbourg'a lobi yapmak iin Avrupa apnda rgtlen
mektedir - FEANTSA (Federation Europeenne d'Associations
Nationales Travaillant avec les sans-Abri) Evsizlerle ilgili Ulu
sal Dernekler Avrupa Federasyonu; ve CECODHAS (Comite
Europeen de Coordination de l'Habitat Social) Toplumsal Ya
am Alan Koordinasyonu Avrupa Komitesi bunlara iki rnek
tir. Konferanslar, akademik ve profesyonel aratrma alma
lar, mesleki rgtler arasndaki ibirlii ortakl ise dier r
nekler olarak verilebilir. Btn bu gelimeler, politika yapcla
rn, profesyonellerin ve hizmet gtrenlerin baka yerlerdeki
politika ve uygulama konusunda farkndalklarn artrmakta185

dr. Uzun vadede, alternatiflerle ilgili gelitirilen bu bilin ve


dier sistemleri ilerken grme pratik deneyimi, belirli AB di
rektiflerinden daha etkili olabilir. Hepsinden nemlisi de, AB
tarafndan zel olarak sosyal politika hedeflerini ilerletmek
iin deil tek piyasay tamamlamak, Avrupa'da ekonomik ve
parasal birlii yaratmak ve tek bir para birimi getirmek ama
cyla alnan nlemlerin dolayl etkileri olabileceidir.
Yakn zamana dek, Avrupa btnlemesi Avrupa refah dev
letleri iin, derhal uyum olmasa bile, daha ok benzeme iin
dorudan bir kuvvet olarak grlmekteydi. Ancak, 1 980'lerin
sonlarndan itibaren Avrupa projesi ile ilgili daha byk belir
sizliklerin olutuu, Avrupa kurumlar ile ilgili siyas kukula
rn doduu, vatandalarn kamu politikalarna daha faydac
yaklatklar ve vergi mkelleflerinin hkmetin etki alannn
artmasna kar diren gsterdikleri grlmektedir. Sonu ola
rak da, Avrupa projesi adna 'yukardan-aaya' benzeme iin
basklarn artmas, gelecekte daha ok uzaklama ve eitlilik
talepleri yaratabilecek bir merkezka tepkiyi kkrtabilir.

Refah harcamalarn ksma


konusunda kantlar nelerdir'?
Bu i ve d etmenlerin Avrupa refah devletleri zerindeki et
kileri neler olmutur? Bu basklara farkl Avrupa lkelerindeki
hkmetler benzer mi yoksa farkl m tepkiler vermitir?
zellikle, refah devletinin harcamalar ksmas, yani aa do
ru refah benzemesiyle ilgili ne gibi kantlar mevcuttur? Eer
aa doru benzeme sreci varsa, bunu dorulayacak verile
rin harcama seviyelerinde karmza kmasn bekleriz; refah
rejimlerinin gittike benzemelerini ve siyas dncede refah
devleti harcamalarn ksma ynnde ortak bir kayma gerek
lemesini bekleriz. Peki bunlar gerekten oldu mu?
Tablo 1 , AB yesi lkelerde son 20 ylda sosyal koruma har
camalarna dair eilimleri gstermektedir. Bu eilimin, aaya
doru ekilme olmad kesin olarak grlmektedir. tk olarak,
sosyal koruma harcamalarnn G SYlH'ya orannda aaya
1 86

TABLO 1
AB ye lkelerinde Sosyal Koruma Harcamalarnn
GSYIH'ya Oran (%) 1980-1997
lke

1980

1990

1997

lke

1980

Belika
Danimarka
Almanya
Yunanistan
ispanya
Fransa
iri anda
ltalya

28,0
28,7
28,8*
9,7
1 8, 1
25.4
20,6
19.4

26,7
29,7
25.4
23,2
1 9,9
27,7
1 9, 1
24, 1

28,5
3 1 .4
29,9
23,6
2 1 ,4
30,8
1 7,5
25,9

Lksemburg
Hollanda
Avusturya
Portekiz
Finlandiya
lsve
Birleik Krallk
AB-1 5

26,5
30, 1

- - ---

1990

1997

22,6
32,5
26,7
1 2,8
1 5, 6
25,5
33, 1
21,5
23,2
24,3** 25,4

24,8
30,3
28,8
22,5
29,9
33,7
26,8
28,2

(*) Bat Almanya (1 980); (**) AB-12 (1 980).


Kaynaklar: Eurostat (1 996), Eurostat (2000)

doru bir benzeme yoktur. AB genelinde bu oran, 1980'de


yzde 24,3'ten 1 997'de yzde 28,2'ye kmtr. Bu art yal
nzca greli olarak daha fazla harcama yapan yeni yenin
birlie katlmndan kaynaklanmamaktadr: 15 lkeyi kapsa
yan genilemi AB'de sosyal koruma harcamalar 1 990 ile
1997 arasnda artmaya devam etmitir. trlanda ve Lksemburg
hari tm lkelerde, 1 997 ylna ait oran, 1980 ylnnkinden
daha yksektir. lkinci olarak, lkeler genelinde benzemeye
dair bir kant mevcut deildir. Genelde, greli farkllklar za
man iinde korunmutur. 1980'de yksek harcama yapan l
keler 1997'de de yksek harcama yapanlar olarak kalmaktadr,
dk harcama yapanlar da bu durumlarn korumaktadr.
1970 ile 1997 arasnda 18 OECD lkesi zerine yaplan bir
almada da benzer sonular elde edilmitir (Scharpf, 2000) .
l 970'lerde, vergilerin ve sosyal sigorta katklarnn GSYlH'ya
oran OECD lkeleri apnda artmtr, ancak 1980'lerin bala
rnda bu art yavalam, 1985'ten 1 995'e dek oran neredeyse
sabit kalmtr. Bir istisna ile, bu rntnn her bir lke iin
de doru olduu sylenebilir:
Zaman iinde benzemenin olmad grlmektedir. Onun
yerine vergi gelirlerindeki durgunluk, Iskandinav yksek-ver
gi lkelerinde, Anglo-Sakson dk-vergi lkelerinde ve kta

187

Avrupas orta seviye-vergi lkelerinde aa yukar ayn kst


layc etkiyi yapm gibi gzkmektedir (Scharpf, 2000,

s.

200).

Farkl gelime seviyelerindeki 39 lkeyi kapsayan sosyal


harcamalarla ilgili geni apl bir almada, kabaca harcama
oranlarna bakldnda, dibe doru yarn sz konusu olma
d grlr - ortalama harcamalar zaman iinde artmtr.
Benzemeye dair herhangi bir eilim olmamakla beraber, ay
rmann biraz artt sylenebilir. Dier taraftan bu verilerin
analizi, verili zenginlik seviyesine gre sosyal harcamay azalt
ma eilimine kant bulunabileceini de gstermektedir; yani
ulusal zenginlikleri bilinen, ok harcama yapan refah devletle
ri 'beklenen' harcama eilimine yaknlamaya balamlardr
(Alber ve Standing, 2000) .
1 960 ile 1 994 arasnda, OECD lkelerinde toplam devlet
harcamalar iki katna kmtr, bylece 1990'larn banda
devlet harcamalarnn GSYlH'nn yansndan fazlasn tekil et
tii grlmektedir (Garrett, 2000) . Toplam kamu harcamalar,
vergiler ve aklar, en hzl art durgunluk dnemlerinde yaa
mlardr; bunun sebebi de ekonomik durgunluklarn hem i
sizlik denei gibi talep-belirlenimli harcamalar ('haklar') ar
trma hem de vergi gelirlerini azaltma etkileridir. Fakat, 'bun
lardan da nemlisi, kamu ekonomisinin ekonomik canlanma
zamanlarnda da daralmad gereidir' (Garrett, 2000). Ayr
ca, OECD lkeleri arasnda, kamu harcama ortalamalar etra
fndaki standart sapma -yani, lkeler arasndaki uzaklama de
recesi- l 960'lardan l 990'lara dek, l 980'lerde biraz benzeme
olmasna ramen, uzun-vade bir art eilimi gstermektedir.
Ancak, bu dnem bile 'lkeleraras mali politika farkllklarnn
artt durgunluk dnemlerinden nce gelmektedir ve onlar ta
rafndan takip edilmektedir' (Garrett, 2000).
Stephens vd. ( 1 996) , refah devletinin salad haklarda ge
riye gidiin ve sosyal politikaya dair partileraras siyasi farkl
lklardaki anmann ne dzeyde olduunu incelemek iin,
sosyal harcama ltlerine dair lkeleraras veriler ve lke a188

lmalan kullanmaktadr. Saysal veriler, AB'nin 1 1 yesini ii


ne alan 18 gelimi lkeye aittir. Veriler 1958-89 dnemini
kapsamakta ve 'refah salamaya ynelik abalan' devlet harca
mas olarak ya da gelirleri GSY1H'nn yzdesi olarak lmekte
dir. Bu alma, grld gibi l 990'lara ait gzlem ierme
mektedir. Yazarlar, bulduklar sonularn, " 1 950'lerin sonla
rndan 197l'e, 1971'den 1979'a ve 1 979'dan 1 980'lerin sonla
rna" eklinde farkl dnem ayrt edilebileceine dair hipo
tezi destekler nitelikte olduunu ne srmektedir:
Hkmetler, ekonomik zorluklara ncelikle, durgunlukla ve
isizlikle mcadele etme ve bunlarn sonularn hafifletme
gayreti iinde haklarn devam ettirilmesi ve artrlmasn ie
ren geleneksel formlleri kullanarak karlk verdiler. On yl
lk bir 'el yordamyla zm arayndan' sonra, siyasi: gr
lerinden bamsz olarak tm hkmetler, harcamalardaki ar
tn dizginlendii ve gelirlerin artrld yeni politikalara y
nelmeye baladlar (Stephens vd. , 1996,

s.

6).

Yazarlar, partilerin refah harcamalar ve gelirleri zerindeki


siyasi etkilerinin, 'Altn a'da gl, 1970'lerde daha zayf ol
duunu ve l 980'lerde neredeyse hi mevcut olmadn ne s
ryorlar. Bu durumda, saysal verilerin analizi, lkeler arasnda
politikalar asndan bir miktar benzemenin olduunu ve do
rudan partilere dayal siyasi farkllklarn azalmaya baladn
nermektedir. Ancak lke almalarnda, sosyal-demokrat, li
beral ve Hristiyan-demokrat lkelerin politika yrngelerinde
nemli farkllklar tespit etmilerdir. Son dnemlerde baz ke
sintiler olsa da, sve, Norve ve Finlandiya gibi sosyal demok
rat lkeler 'hala olduka cmert refah devletleridir ve gelecekte
de yle olmay srdreceklerdir' (Stephens vd. , 1996, s. 12).
Buna karn Britanya'da, sosyal harcamann yapsnn Beveridge
idealinden uzaklaarak sadece en muhta durumdakileri hedef
leyen bir modele doru kayd gzlenmektedir.
Yazarlar, 1990'larn ortalarndaki sosyal yardm miktarlarnn,
1970'teki deerlerin altnda seyrettii -Birleik Krallk ve Yeni
Zelanda istisnalar dnda- ok az lke rnei olduu sonucu1 89

na varmaktadr. Hemen her rnekte, farkl refah devletlerinin


temel kurumsal zellikleri -ve haliyle aralarndaki farkllk
korunmaktadr. Stephens vd., bu duruma istisna olarak 'sadece
en muhta durumdakileri hedefleyen' sisteme doru bir yneli
in olduu Birleik Krallk ve Yeni Zelanda'y gstermektedir.
Yazarlarn vard genel sonu udur: refah devletleri ze
rinde phesiz basklar mevcuttur, yine de zellikle l 980'ler
den itibaren:
acmasz bir ekonomik kstla deil, siyasi bir kstla urayo
ruz. Alternatifler Altn a'dakinden daha kstl olmasna
ramen, toplumlar hala srdrmek istedikleri refah devleti
eidiyle ilgili siyasi seimler yapabiliyorlar (Stephens vd. ,
1996, s. 2 1 ) .

Ancak, daha nce de grdmz gibi, refah devletine se


men yaklamnda saa doru genel bir kay olmamtr. Av
rupa'daki refah devletleri, geni bir siyasi destei elinde tut
maktadr. Vatandalar, refah hizmetlerini karlayacak vergi
miktarlarnn korunmas ilkesi konusunda tercihlerini aa
vurmaktadr. Ancak, ayn zamanda genel olarak hkmete
kar duyulan gvende bir azalma olduuna dair kantlar da
mevcuttur.

Sonular
Sk tekrarlanan, Avrupa refah devletlerinin yapsal olarak aa
ya doru ortak bir paralanma sreci yaadklar gr asl
szdr. Ampirik kantlar, farkl Avrupa lkelerinde harcama se
viyelerindeki istikran ve refah devletinin kapsam, ekli ve ie
riindeki sabit farkllamay vurgulayan alternatif bir gr
destekler niteliktedir. levselci teorinin yanl olduu gsteril
mitir; 'kreselleme mant' ise refah devletleri arasndaki
yapsal ve kurumsal farkllklar 'sanayileme mantnn' yllar
nce gerekletirdiinin tesinde ortadan kaldrmamtr.
Ancak, sosyal politikalar konusunda bir miktar benzemeye
zorlayan baz etmenler mevcuttur. Ksmen bunlar, basite Av190

rupa'daki ekonomik btnlemenin sonulardr - kuzey re


fah devletlerinin olgunlamas ya da 'snrlara kadar bymesi'
ve greceli olarak az gelimi Gney refah devletlerinin geni
lemesi ile Avrupa refah devletleri arasnda daha ok benzerlik
olacaktr. Bu sre, dorudan Avrupa sosyal politika nlemleri
ile ekonomik btnleme srecinin dolayl sonulan gibi Av
rupa genelinde baz faaliyetlerle de desteklenmektedir. Bunla
ra ek olarak, emek piyasalarnda yapsal deiikliklerin ekli
zerinde ortak basklar mevcuttur ve dourganlk ile demog
rafi rntleri deimektedir. Son olarak, hem elitler hem de
kitle seviyesinde, zellikle hkmet faaliyetinin etkisi ve et
kinlii konusunda artan phecilik gibi baz ortak siyasi ei
limler de mevcuttur.
Fakat Avrupa refah devletleri kendilerine zg olarak kal
maktadr. Bu makalede ulus devletler ve onlara ait kurumlarn
hala nemlerini koruduklar, refah devletlerini aa doru s
rkleyen bir 'kreselleme mant'nn bulunmad ve refah
devletlerinin temel belirleyicisinin vatandalarla siyasetilerin
siyasi tercihleri olmay srdrd gsterilmitir.
KAYNAKA
Alber, ]. ve Standing, G. (2000) 'Social Dumping, Catch-up or Convergence? Eu
rope in a Comparative Global Context', journal of European Social Policy,
10(2), s. 99- 1 19.
Baldwin, P ( 1991) The Politics of Social Solidarity. Oxford Vniversiy Press.
Castles, E (1982) The Impact of Panies on Public Expenditure', E Castles (der.)
The Impact of Parties iinde, Londra: Sage.
Clasen, ]. ve Gould, A. ( 1995) 'Stability and Change in Welfare States: Germany
and Sweden in the 1990s', Policy and Poliics, 23(3), s. 189-202.
Esping-Andersen, G. ( 1990) The Three Worlds of Welfare Capilalism. Cambridge:
Polity Press.

- ( l 996) Welfare States in Transiion. Londra: Sage.


Eurostat (1996) Social Proection Expenditure and Receipts 1 980-1994 Lksemburg:
Avrupa Komisyonu.
- (2000) Social Protection Expenditure and Receipts 1 980-1 997 Lksemburg: Avru
pa Komisyonu.
Falkner, G. ve Talos, E. ( 1994) The Role of the State within Social Policy', West
European Politics, 17(3).
Flora, P. (der.) (1986) Growth to Limits: The Westem European Welfare States Since
World War il. New York: De Gruyter.

191

Garrett, G. (2000) 'Shrinking States? Globalization and National Autonomy',


N .Woods (der.), The Po1itica1 Economy of Globalization iinde, Londra: Palg
rave.
Ginsburg, N. (1992) Divisions of Welfare. Londra: Sage.
Glennerster, H. (1995) British Social Policy Since 1 945. Oxford: Basil Blackwell.
- ( 1999) 'Which Welfare Sates are Most Likely to Survive?', lntemational]oumal
of Social Welfare, 8, s. 2-13.
Goldthorpe, ]. (1984) The End of Convergence: Corporatist and Dualist Tenden
cies in Modern Wesern Societies', j.Goldthorpe (der.), Order and Conjlict in
Contemporary Capitalism iinde, Oxford University Press.
Gough, l. (1979) The Political Economy of the Welfare State. Londra: Macmillan.
Hanrais, L. (2000) Social Policy in the European Union (2. bask). Londra: Palgrave.
Harloe, M. ve Martens, M. (1983) 'Comparative Housing Research', Jouma1 of Social Policy, 13, s. 255-77.
Jordan, B. (1998) The New Politics of Welfare: Social ]ustice in a Global Context.
Londra: Sage.
Kleinman, M.P. ve Piachaud, D. (1993) 'European Social Policy: Conceptions and
Choices', ]oumal of European Social Policy, 1, s. 1-19.
Kloostermann, R.C. ( 1 994) Three Worlds of Welfare Capitalism? The Welfare
State and the Post-Industrial Trajectory in the Netherlands after 1980' , West
European Politics, 17(4), s. 166-89.
Le Grand,]. (1991) Equity and Choice, Londra: Harper Collins.
Leibfried, S. (1993) Towards a European Welfare State', C. Jones (der.) New Pers
pectives on the Welfare State in Europe iinde, Londra: Rouledge.
Leibfried, S. ve Pierson, P. (der.) (1995) European Social Policy: Between Fragmen
tation and Integration. Washington DC: Brookings Institution.
Marshall, T.H. ( 1 950) Citizenship and Social Class and Other Essays. Cambridge
University Press.
Mishra, R. (1990) The Welfare State in Capitalist Society. Heme! Hempstead: Har
vester Wheasheaf.
Newton, K. (1998) The Welfare State Backlash and the Tax Revolt', H. Cavanna
(der.), Challanges to the Welfare State: Intemal and Extemal Dynamics for Chan
ge iinde, Cheneltam: Edward Elgar.
O'Connor, J . (1973) The Fiscal Cisis of the State. New York: St. Martin's Press.
Pierson, C. (199 1 ) Beyond the Welfare State. Cambridge: Polity Press.
- (1995) 'Comparing Welfare States', West European Politics iinde deerlendirme
yazs, 18(1), s. 197-203.
Rhodes, M. ve Meny, Y. (1998) The Fuure of European Welfare: A New Social Cont
ract?. Londra: Macmillan.
Scharpf, F. (2000) The Viability of Advanced Welfare States in he International
Economy: Vulnerabilities and Options', Joumal of European Public Policy, 7(2),
s. 190-228.
Self, P. (1993) Govemment by the Market? The Po!itics of Public Choice, Londra:
Macmillan.

192

Spicker, P. (1991) The Principle of Subsidiarity and the Social Policy of the Euro
pean Community' , Joumal of European Social Policy, 1(1), s. 3-14.
Stephens, ].D., Huber, E . ve Ray, L. (1996) The Welfare State in Hard Times', H.
Kitschelt, G. Marks ve P. l.ange (der.) , Continuity and Change in Contemporary
Capitalism iinde, Cambridge University Press.
Taylor-Gooby, P. (1996) 'Paying for Welfare: The View From Europe', Political Qu
arterly, 67 (2), s. 1 16-26.
Therbom, G. (1987) 'Welfare States and Capitalist Markets', Acta Sociologica, 30,
s. 237-54.
Veit-Wilson, ]. (2000) 'States of Welfare: A Conceptual Challenge', Social Policy
and Administration, 34(1), s. 1-25.
Wilensky, H.L. (1975) The Welfare State and Equality: Structural and ldeological
Roots of Public Expenditures. Berkeley ve Los Angeles, Califomia: University of
Califomia Press.
Wilensky, H.L., Luebbent, H.L., Haln, G.M., vd. (1987) Comparative Policy Rese
arch. Berlin: Gower.
Williams, E (1989) Social Policy: A Critical lntroduction. Cambridge: Polity Press.

1 93

Sosya l Avrupa'da
"G ney Avrupa Refah Modeli"
Maurizio Ferrera

Gney Avrupa refah modeli aray


Son on ylda, demokrasinin geri dn ve Avrupa Toplulu
u'na girile birlikte, "yeni" Gney Avrupa gittike grnr
hale geldi. Bununla beraber, entegrasyonun ekonomik ve pa
rasal boyutunun dnda sosyal boyutuyla ilgili gncel tart
ma, ulusal ve ulusst politika yapclarn dikkatlerini G
ney'deki ye lkelerin refah sistemleriyle ilgili zel sorunlara
ve yaklamlara ekmeye balad. Yeni politikaya duyulan bu
ilginin altnda yatan dnce uydu: bu sistemler kendi geli
me modellerine bal baz ortak zellikler tarlar ve entegras
yon srecinin imdiki aamasnda kendilerine has zorluklarla
kar karyadrlar.
Ne yazk ki, bugne dek Gney Avrupa refah devleti zeri
ne akademik alma pek yaplmamtr. Gney Avrupa politi
kalar ve ekonomi politii zerine yazlm eserler, bu blge
nin dierlerinden farkl olduunu kabul etmelerine ramen
henz aka sosyal politikaya deinmemilerdir.1 Benzer eBu tip aratrmalarn bugnk durumu Gunther, Diamandouros ve Puhle tara
hndan derlenmi olan "The New Southem Europe (Yeni Gney Avrupa)" dizi
sinin ciltlerinde bulunabilir. Ciltlerden biri Gunther vd.dir (yaynlanacak). Bu

195

kilde, karlatrmal sosyal politika yazn da, geni meklem


gruplannda uygulad detayl lkeleraras istatistik! alma
lar ve son zamanlardaki tipolojik deinmelerine karn, siste
matik olarak Latin lkelerini (talya ve Fransa hari) gzlem
sahas iine dahil etmeyi baaramamtr. 1 980'lerin byk
aratrma almalarnn (rnein Flora ve Heidenheimer
198 1 ; Flora 1986/87; Esping Andersen 1990; Castles 1989 ve
1993a vb.) hibiri meklem gruplarna spanya, Portekiz veya
Yunanistan' dahil etmemitir. Dahil edildikleri birka durum
da ise bunlar, dier "muhafazakar-korporatist" kta lkelerini
takip edecek, geriden gelen lkeler olarak nitelendirilmiler
dir. Sadece yakn zamanda, Gney Avrupa lkelerinin refah
devletleri grubu iinde ayrt edici ortak politika niteliklerine
sahip bir "uluslar ailesi" oluturabilecei ortaya konulmaya
balanmtr. 2
Peki bu ayrt edici zellikler tam olarak nelerdir? Yabanc
akademisyenlerin ilgisi ncelikle "Latin snnndaki" (Leibfried
1992) lkelerin refah programlarnn "gelimemiliine" ve
geleneksel ailenin hala nemli bir rol oynad bir balam
iinde Katolikliin bu programlar ekillendirici etkisine odak
lanmt ( Castles l 993b) . Grld gibi bu eler, byk
resmin birer parasdr. Bunlar kullanarak (mesela gelimemi
veya Katolik refah rejimlerinden tout court sz ederek) btn
ifade etmeye kalkmak yanltc olabilir. Aslnda, Gney'in baz
refah programlar (en belirgin olarak da emeklilik sistemleri)
gelimemi olmaktan ok uzaktr ve neredeyse Avrupa'daki en
cmert destei salamaktadr. Ayrca, gl ve kkl sosyalist/
komnist alt kltrlerin varl Latin sosyal politikasn ekil
lendirmede nemli katklarda bulunmutur; zellikle baz kri-

byk projenin sadece bu blgedeki refah geliimine deinen ksm marjinal


bir ilgi ekebilmitir.

2 "Uluslar ailesi" kavramyla ilgili kr. Castles (l 993a) ve (1994). Bu tip meta
forlann dier rnekleri gibi bu kavram da dikkatli kullanlmaldr. Yani kav
ram; tarihsel durumlar arasndaki benzerlik boyutlarn tanmlamak iin kulla
nlan, baka boyutlarda farkl gruplamalar anlamna gelebilecek, sadece yn
lendirici bir ara olmaldr.

196

tik durumlarda bu katk, Kilise ve onun sosyal doktrininden


daha nemli hale gelmitir. 3
Bu makale, niteliksel gstergeler zerinde durarak Gney
Avrupa refah politikasnn daha yakn bir profilini karmaya
alacaktr. Tipoloji abamzn amac basit: tutarl ve keskin
bir "tip" tasla oluturmak yerine sadece balang nitelii ta
yan, tanmlayc zellikler listesi karmay amalyoruz.
Umuyoruz ki bu liste, gelecekte bu alanda yaplabilecek ara
trmalara k tutar ve u an iin de, Gney Avrupa'daki refah
devletinin yaad sorunlar ve gelecekteki etkilerini daha iyi
anlayabilmek iin yararl bir ara olarak kullanlr.
Yanltc bir terminolojiden kanmak iin sadece corafi s
fatlar kullanacaz (Gney Avrupa, Latin veya Akdeniz refah
devletleri). Tartmamz, mevcut birka karlatrmal kaynak
ve eitli tek lke katklar zerine kurulacak. Aslnda, Gney
lkelerindeki ulusal tartmalar, kendi lke deneyimlerinin di
er Kuzey Avrupa ve Kta Avrupas lkeleriyle karlatrld
nda farkl nitelikler tadnn farknda olmaya baladklar
n gsteriyor. Bizim analizimiz, spanya, Portekiz ve Yunanis
tan'n yan sra ltalya'y da iermekte nk bu lke hem G
ney Avrupa'nn tam ortasnda yer alyor hem de refah geliimi
btn blgeye yol gsterici nitelik tayor.4

Gelir destei: Paralanma, ikilik ve etkisizlik


Nakit destei (zellikle emeklilik) , Gney Avrupa refah sis
temlerinde nemli bir rol oynamaktadr: Aslnda bu sistemler
3 ispanya, Portekiz ve Yunanistan'da sosyalist ideallerin refah politikalar zerin
deki etkisi kendini ancak demokrasinin lkeye geri gelii ile aka ortaya ko
yabilmitir. ltalya'da ise PCI ve PSI'nn sosyal politika ynelimleri 1950'\erden
beri geerli konumdadr (Ferrera 1993b).
4 Ama Fransa'y dahil etmeyeceiz. Dier drt lkemizle benzerlik gsterdii
noktalar olsa da (rnein Katoliklik), refah devletinin morfolojisi (daha adil
gelir koruma sistemi, salk hizmetlerinde korporatizmin esneklii, etkin ve
gl devlet ynetimi vb.) ve genel refah geliimi (erken modernleme, otori
ter mdahalelerin yoksunluu vb.) bakmndan nemli farkllklar tamakta
dr. Gney Avrupa kavram altnda toplanm tarihsel durumlarla ilgili genel
bir tartma iin tekrar bkz. Gunther, Diamandouros ve Puhle (yaynlanacak).

197

Kta Avrupas'na zg "transfer merkezli" sosyal koruma mo


delinin u versiyonlarn oluturmaktadrlar (Kohl 1 98 1 ; Es
ping Andersen 1 990; Kosonen 1 994) . Dier "Bismark" ve
"korporatist" lkelerde olduu gibi, Gney Avrupa'daki gelir
destei de iteki statye dayandrlmtr ve kurumsal paral
lk derecesi de olduka yksektir. zel sektr alanlar, ka
mu alanlar ve kendi hesabna alanlar iin yaygn olarak,
katk ve emeklilik destei bakmndan dzenleme farkllklar
ieren programlar vardr (MISSOC 1994). En paral yapnn
ltalya ve Yunanistan'da bulunduu sylenebilir. Bu iki lkede,
farkl (son derece snrlandrlm) mesleki topluluklara (belli
sektrlerdeki kamu ve zel sektr iileri, eitli kendi hesab
na alanlar ve serbest meslek gruplar vb.) hizmet eden ve
sanayi iilerini emsiyesi altnda toplayan INPS (talya) ve
iKA (Yunanistan) genel programlaryla birlikte varln sr
dren gerek bir ayrk programlar (genellikle mikro-program
lar) bolluundan sz edilebilir. En azndan gelir destei sz
konusu olduunda ltalya ve Yunanistan, Fransa ile birlikte,
paral ve korporatist refah devleti modelinin belki de en u
rneklerini oluturmaktadr. lspanya'da sadece basit mesleki
ayrmlar -kamu veya zel sektr alanlar, tarmda ya da di
er sektrlerde kendi hesabna alanlar, serbest meslek gru
bu gibi- yanstan kurumsal farkllklar ieren orta derece (kta
standartlarna uygun ekilde) bir parallk olduu sylenebi
lir. Portekiz'de ise bu blgenin en az paral sistemi grlr:
lkedeki kamu refah sistemi (eitli kategorilerdeki) kamu a
lanlar ile zel sektr alanlar arasnda aynn yapar, ancak
kendi hesabna alanlarn ounu zel sektr alanlarna
uygulanan genel program iine dahil eder.
Gney Avrupa lkelerinde uygulanan gelir desteklerinin en
ayrt edici zellii, sunulan sosyal korumann ikili hatta nere
deyse 'kutuplam' olma niteliidir. Bu noktada gney refah
anlaynn kta ya da Biskmar refah anlayndan (Fransa
dahil) ilk nemli farkll ile karlarz. Bir yandan bu lke
lerdeki programlar "kurumsal" emek piyasasna konulanm
igcnn formel sektrlerine cmert bir koruma (en azndan
1 98

prensipte, rnein emeklilik), kurumsal olmayan ya da dzen


siz olarak adlandrlabilecek piyasalara (ki geni bir mesleki
sektrdr) konulananlara ise ok az destek salamaktadr.
stelik talya, spanya, Portekiz ve Yunanistan, Avrupa Birlii
ye lkeleri arasnda, yeterli kayna olmayan birey ya da aile
lere asgari gelir destei salayan program bulunmayan yegane
lkeler grubudur.
Tablo 1 tm alma hayat boyunca kurumsal emek piyasa
snda alm (talyanlarn deyimiyle il sistema delle garanzie
altnda bulunmu) bir iinin emeklilii geldiinde yararlana
bilme konumunda olaca "teorik" destei gstermektedir.
Destek, ortalama net kazancn yzdesi olarak ifade edilmitir
(1990) : Tablodaki deerler gncel vergi kurallarnn ve emek
lilik hesap formlnn birlemi etkisini yanstmaktadr. G
rld gibi, drt gney lkesine ait yzdeler tm Avrupa'nn
uzak ara en yksek deerlerini ifade ediyor: Yunanistan'da net
destek, net maa bile gemektedir.5 Buna karn, asgari emek
lilik maa (yani katk miktarlarn tamamlamam yallara
verilen maa) miktarlar, talya ve Yunanistan'da daha da d
k olmak zere, Gney Avrupa'da epey dktr.
Tablo 2 ise ilk iini arayan (genellikle dk bir mesleki po
zisyon) gen bir birey iin ngrlen destekleri zetlemekte
dir. ou kuzey Avrupa ve kta Avrupas lkesinde (Fransa
hari) bu durumdaki bir birey genellikle isizlik denei ek
linde bir gelir destei alr. Fakat Gney Avrupa lkesi iin
durum farkldr: talya, Yunanistan ve spanya'da bu tip bir bi
reye verilebilecek bir gelir destei yoktur. Aslnda, bu lkeler
de emek piyasasnda yer alan bireyler iin salanan isizlik
denei, Avrupa Topluluu ortalamasndan ok da fazla sap
mamaktadr (hatta spanya ve Portekiz'de AT ortalamasnn
stndedir) (Tablo 3). Ancak, bu tabloda sunulan veriler ta
mamen "teorik"tir: ou ii, bu greli cmert destekten fay
dalanmak iin gerekli artlar yerine getirememektedir (ya da
5 1992'de Yunanistan'daki emeklilik sistemi yeniden yaplandnld ve tablodaki
deerleri deitirecek daha cmert bir uygulama getirildi. Portekiz (1993) ve
ltalya'da (1995) da kstlayc dzenlemeler gerekletirildi.

1 99

TABLO 1
Yallk Destekleri (1990)
Kol ilerinin Emeklilikte Aldklar Destein
Ortalama Net Kazanlarna Oran (%, 1990)

lke
Belika
Danimarka
Almanya
Fransa
lrlanda
Lksemburg
Hollanda
Birleik Krallk
EUR 1 2
Yunanistan
ispanya
ltalya
Portekiz

Katkl emeklilik
kiisel oran

Asgari destek
kiisel oran

73
60
77
88
42
78
49
44

47
52
39
46
35
46
49
31

75

36

1 07
97
89
94

8
32
19
30

Kaynak: European Commission (1993).

ilk kez i arayan birey durumunda olduu gibi bu gelirden ya


rarlana bilme konumunda hi bulunmamtr) . rnein,
1989'da toplam isizlerin spanya'da sadece %25'i, l talya'da
%18'i, Yunanistan'da ise %6's destekten faydalanabilmektedir
(Portekiz iin veri bulunmamaktadr) (Room vd. 1992) .
Gney Avrupa'nn sosyal koruma boluklarnn baka bir
rnei hibir katk denei yapmam olan tek ebeveynlere
salanan gelir desteini gsteren Tablo 4'te verilmektedir. Bu
rnekte, talya ve Yunanistan'n spanya ve Portekiz'den daha
iyi olduuna dikkat ekilmelidir.
Son olarak Tablo 5 , Gney Avrupa'da yallk ve maluliyet
durumlarndaki asgari gelir desteinin azlnn ve sigortasz
isizlik durumundaki gvence ann yokluunun altn iz
mektedir. Yal ya da malul olmayan, isiz, daha nce hi prim
katks yapmam ve hibir geliri olmayan kiiler, tm Gney
Avrupa'da gvence kapsam dnda kalmaktadr. Fakat span200

TABLO 2
Gen isizler iin Destekler (1992)
18 Yandaki Bir isize Verilebilen Destekler
Yalnz yaayan
Birlikte yaayan
Ortalama kazancn yzdesi

lke

o
35

Belika
Danimarka
Almanya
Fransa
iri anda
Lksemburg
Hollanda
Birleik Krallk

47
35
39
o
32
45
34
18

o
16
45
o
o

EUR 1 2

25

12

Yunanistan
ispanya
ltalya
Portekiz

o
o
o
44

o
o
o
44

(*) denebilen miktar tek tek durumlara gre de!jimektedir.


Kaynak: European Commission (1 993).

TABLO 3
isizlik Destekleri (1992)

lke
Belika
Danimarka
Almanya
Fransa
lrlanda
Lksemburg
Hollanda
Birleik Krallk

Birinci
dnem
kazancn
yzdesi
79
73
63
80
41
85
74
23

Sre (ay)

ikinci
dnem
kazancn
yzdesi

Sre (ay)

12
30
12
12
12
12
24
12

55
63
56
67-33
32-35
46
49
23

Sresiz
Sresiz
Sresiz
Sresiz
Sresiz
Sresiz
Sresiz
Sresiz

EUR 1 2

61

14

42

Yunanistan
ispanya
ltalya
Portekiz

28
80
26
81

12
6
6
21

o
70
o
44

18
21

Kaynak: European Commission (1 993)

201

TABL0 4
Tek Ebeveynler iin Destekler (1992)
lke

Ortalama net
kazancn yzdesi

Belika
Danimarka
Almanya
Fransa
lrlanda
Lksemburg
Hollanda
Birleik Krallk

59
60
55
50
44
54
63
38

EUR 1 2

40

Yunanistan
ispanya
ltalya
Portekiz

32
3
16
o

(*) Yunanistan'da yardm sadece bekar annelere verilmektedir


Kaynak: European Commission (1 993)

ya ve ltalya'da bu tip bir birey, yerel kurumlardan bir eit as


gari gelir destei alabilmektedir.
Bu ikili gelir destei sistemi, Gney refah devletlerinin sosyal
hizmet kullanclar arasnda zgl bir kutuplama yaratma
eilimindedir. Bu lkelerde bir yanda, "garanti" altna alnan
(ya da alnm) bir grup "hiper-korunan" fayda sahibi vardr:
en tipik rnekleri, kamu alanlar, beyaz yakal iiler ve orta
ve byk lekli zel sektrde i gvenlii ieren tam kontratla
alan iilerdir. Bu kategori iindekiler, ksa vade riskler iin
(hastalk, doum, geici ya da ksmi isizlik vb.) cmert sosyal
destek dentilerinden yararlanabilme konumunda olurlar, ayr
ca emekli olduklarnda yksek emekli maa alrlar. te yanda
ise ok sayda, koruma altna alnmam, sadece nadiren yeter
siz gelir destei alan ve iddetli maddi sknt eken ii ve va
tandalar vardr: en tipik rnekleri, i gvenlii olmadan "za
yf' sektrlerde (kk iletmeler, geleneksel hizmetler ya da
tarm vb.) dzensiz alan iiler, enformel ekonomide al
anlar, gen ve uzun sreli isiz bireylerdir.
202

TABLO 5
AB lkelerinde Sosyal Taban (1992)
Yallk1
lke

ECU/ay

Malullk2

Kii bana
GSY(H yzdesi

ECU/ay

lsizlik3

Kii bana
GSYIH yzdesi

ECU/ay

Kii bana
GSYH yzdesi

Belika
Danimarka
Almanya
Fransa
lrlanda
Lksemburg
Hollanda
Birleik Krallk

442,7
599,7
506,7
447,5
329,3
607,8
552,3
363,2

32
34
29
30
38
36
41
30

924,4
967,4
506,7
447, 5
329,3
863,9
552,3
376,3

67
55
29
30
38
51
41
31

442,7
699,7
506,7
322,1
329,3
607,8
552,3
263.4

32
40
29
22
38
36
41
22

EUR 1 2

377,03

28,75

51 1,51

38,00

3 1 0,33

2 1 , 67

Yunanistan
lspanya4
ltalya4
Portekiz

49,1
272,8
230,5
1 22,8

10
28
16
21

79,3
272,8
695,4
1 22,8

16
28
49
21

o
o
o
o

o
o
o
o

Katkl desteklerden yararlanabilme konumunda olmam ve baka gelir kaynag bulunmayan, emeklilik yana gelmi bekar kii

2 40 yanda, katkl desteklerden yararlanabilme konumunda olmam, baka gelir kayna!) olmayan ve alamayacak durumda olan bekAr kii
3 40 yanda, katkl desteklerden yararlanabilme konumunda olmam, baka gelir kayna!) olmayan ve alabilecek durumda olan bekar kii
4 ltalya ve fspanya'da resmi bir asgari dzeyde gelir deste!)i mevcut de!)ildir ancak pek ok blgede kiiler blgesel ve yerel ynetimlerden sosyal yardm

\Al

alabilmektedir
Kaynak: European Commission (1 993).

Sosyal korumadaki bu ikili yap, Gney Avrupa gelir destei


sistemlerini sadece kapsama alan geni, evrensel hak temelli
hayli homojen Kuzey Avrupa sistemlerinden deil, "dk" ve
"yksek" koruma arasndaki uurumun daha az olduu (hatta
'yksek' korumadan faydalanan kimselerin daha ounlukta
olduu) dier korporatist kta Avrupas sistemlerinden de
ayrmaktadr. Gney Avrupa ve kta Avrupas sistemleri ara
sndaki bu farklln ksmen az gelimilik ile aklanabilecei
dorudur. Zaten, Fransa, Belika ve Lksemburg gibi lkeler
gvence alarndaki eksikleri son yirmi ylda tamamlamlar
dr6 ve Gney lkeleri de en ksa zamanda onlar yakalayacak
ekilde gelimeye devam edeceklerdir. Ancak bu "gelime saf
has" argman, madalyonun teki yzn gz ard etmekte
dir: yani emek piyasasnn korunmu ksm iin ayrlm, kar
l olmayan cmertlik. Bu seici iper-garantismo Latin snr
nn kendine has bir zelliini ifade etmektedir.
Unutulmamaldr ki, Gney Avrupa gelir destei sistemini
"ikili" olarak tanmlamak aslnda bir basitletirmedir. Son on
ylda tspanya'daki durumu ortaya koyan Perez Diaz ve Rodri
guez (1994) farkl i/gelir ve sosyal refah imkanlarna sahip 4
ayn sosyo-ekonomik alan belirten "drt keli toplum" fikri
ni gelitirmilerdir: 1 ) emek piyasasnn korunmu ksm 2)
geici ve dzensiz i salayan sektr 3) kaytd sektr 4) eski
alanlar ve isizler.
Bir fikir veriyor olmasna ramen bu metafor bile ok basit
letirici olma riski tamaktadr: aslnda bireyler drt alann
sunduu farkl imkanlar deerlendirip pek ok farkl sosyo
ekonomik biimlerin olumasn salayabilirler.7
Bu sklkla deien manzaraya potansiyel fazlalklarn ve
elikilerini hafifleterek bir miktar tutarllk kazandran ey
ise, hala sosyal denge mekanizmas ilevi gren, karmak
emek piyasas ile ayn derecede karmak gelir destei sistem
leri arasndaki zor ilikide dengeyi bulmay salayan "gneyli
6 Fransa'da Revenue Minimum d'Insertion 1988'de, Belika'da Minimex 1974'te ve
Lksemburg'da Revenue Minimum Garanti 1986'da uygulanmaya balamtr.
7 Perez Diaz ve Rodriguez de bunu kabul etmektedirler.

204

aile"dir.8 Tm Gney Avrupallarn bir nebze de olsa kolektif


"ke kapmaca oyunu"nda9 bir araya geldii ne kadar doru
ise, her talyan, spanyol, Portekizli ya da Yunanl aile iin, en
az bir aile bireyinin sk bir ekilde garantismo kesinde kal
mas o kadar hayati nem tamaktadr. Geri kalm blgelerde
en ok talep, kamu sektrndeki ileredir. Aslnda igc tale
binin kronik yetersizliini (ve lke genelindeki dengesizliini)
ortadan kaldrmak amacyla kamu sektrndeki i imkanlar
nn artrlmas da, Gney Avrupa refah modelinin bir baka
kendine has zellii olarak grlebilir.
Baz aileler (ve baz ailesiz bireyler) ne yazk ki "ke kap
maca oyunu"nu kaybederler. Tablo 6'da grld gibi, s
panya, Portekiz ve Yunanistan (rlanda ile birlikte) Avrupa
Birlii ierisinde yoksul hanehalklarnn en ok bulunduu
lkelerdir. talya'ya ait gstergeler ise ngiltere ve Fransa'nn
kilerden daha dktr; ama ekonomik anlamda iki l tal
ya'nn varl hatrlanmaldr: orta-kuzeyde ortalama yoksul
luk oran sadece %9 iken, gney kesimlerde bu oran %26,4'e
ulamaktadr (Saraceno 1992) . Pekok geri kalm blgede,
gney talya ve daha genel olarak Gney Avrupa'nn periferi8 Gney Avrupa'daki aile eilimleriyle ilgili olarak bkz. Yllk Aile Politikas ze
rine Avrupa Gzlem Raporlar (European Commission, Brksel, eitli yllar) .
Gney Avrupa ailesine dair tarihsel bir gzden geirme iin bk. Kenzer ve
Brettell (1987). talyan "aileselcilii" zerine bir tartma iin bkz. Ginsborg
(1995). Gney aileselciliinin "byk dayanma" madalyonunun teki yz
nn kadnlarn omuzlarna binen ar yk olduu unutulmamaldr. Gney
Avrupa aileselcilii ve sosyal politikalarn cinsiyetle ilgili uzantlar iin (zel
likle talya rnei iin) bkz. Saraceno (1994).
9 "Bu oyunda, drt ocuk bir oda ya da bahenin drt kesine yerleirler, bir
ocuk da ortadadr. ocuklar kelerine yakn olduklar srece gvendedirler
ancak tabii ki bir keden tekine geiler, yer deitirmeler olmaktadr. Her
hangi bir ocuk kesini brakp baka keye giderken, onun boaltt yeri
ortada duran beinci ocuk kapar. Oyundaki ama, kedekiler iin dikkatli ve
hzlca bir keden tekisine geerek herhangi bir kede kalmak, ortadaki
iin ise bu geiler srasnda boalan bir keyi kapabilmektir. lspanyol iiler
de bir keden tekine geerler, bu arada onlar takip eden beinci oyuncu ise
u ya da bu ekilde gvence andan dm olan ansszlardr... Gn getike
artan oranda yabanc gmen bu oyunu oynamakta ve her biri bu oyuna ans
sz beinci oyuncu olarak ortada balamaktadr. . " (Perez Diaz ve Rodriguez,
1994: 32).

205

TABLO &
AB lkelerinde Yoksulluk (1980-SS)
1980 ve 1985 iin Karlatrmal Yoksulluk Oran (Yoksulluk Snr
Ulusal Ortalama Denk Harcamalarn % 50'si olarak alnmtr)
Bireyler

Haneler
lke

1980

1985

1980

1985

Belika
Danimarka
Almanya
Fransa
lrlanda
Hollanda
Birleik Krallk

6,3
8,0
1 0, 3
1 8,0
1 8,5
6,9
14, 1

5,2
8,0
9,2
14,8
1 7.4
7,9
1 8,9

7, 1
7,9
10,5
1 9, 1
1 8.4
9,6
14,6

5,9
8,0
9,9
1 5,7
1 9,5
1 1 .4
1 8,2

Yunanistan
ispanya
ltalya
Portekiz

20,5
20,3
12,0
3 1 .4

1 7.4
1 7,8
14,7
31,7

21,5
20,9
1 4, 1
32,4

1 8.4
1 8,9
1 5, 5
32,7

Kaynak: European Commission (1993).

sinde l 990'larn ortalarnda bile yoksulluk hala gerek bir


acil sosyal sorundur.

Ulusal salk sistemi: zel sektr tarafndan


salanan ksm genileyen (yaklak) evrenselcilik
Gney Avrupa refah devletleri, gelir destei sistemlerinde
mesleki gruplar paralelinde yksek kurumsal paralla, sa
lk sistemlerinde ise evrenselci bir nitelie sahiptir. Gelir des
teindeki mesleki parallk ve salk alanndaki evrenselcilik
bileimi, Gney refah devletlerinin ikinci, olduka kendine
has bir zelliidir. spanyol, talyan, Portekiz ve Yunan anaya
salarnda salk hizmeti (sadece alanlar iin deil) tm va
tandalar iin hak olarak aka belirtilmitir. Tarihsel olarak
bakldnda gemite salk sistemleri aynen gelir desteinde
olduu gibi mesleki olarak paral olmasna ramen, bu dn
lke, geen yirmi ylda ulusal salk hizmetini vergilerle finan
se edilebilen, standartlam kurallar ve rgtlenme ereve206

sinde, tm vatandalara ak ve cretsiz hale getirmeyi ama


layan reformlar gerekletirmeye almlardr.
Evrenselcilik iin harcanan bu aba en ok ltalya'da baarl
olmutur. 1978 reformu mevcut ie bal programlan ortadan
kaldrarak yerleik tm nfusu yeni Ulusal Salk Hizmeti
(Servizio Sanitario Nazionale) gvencesi altna alm, lke a
pnda (son derece adem-i merkeziyeti olmasna ramen) tek
bir rgt yapsyla herkese standartlam bir hizmet sunmaya
balamtr (Ferrera 1989a ve 1995a) .
Portekiz, mesleki kapsamdan evrensel kapsama resmi olarak
devrimden sonra, 1976'da sramtr. ltalya'nn aksine, daha
nce varolan zorunlu sigorta programlarn ortadan kaldrma
d iin Ulusal Salk Hizmeti (Servicio Nacional de Saude) , as
lnda daha iyi durumdaki alanlarn (zellikle kamu sektr
alanlar) ayrcalkl eriim ve bakm koullarna (zellikle
kamu sigorta programlan tarafndan sunulan geni seim z
grl sayesinde) sahip olduu ikili bir yap halinde kalm
tr. Bunun dnda USH'nin daha ziyade "nfusun daha savun
masz gruplar -yallar, zrller, ocuklar, okuma yazma bil
meyenler, yoksullar, eski kolonilerden gelen gmenler, uyu
turucu bamllar, isizler ve kronik hastalklar olan insanlar
tarafndan" kullanld belirtilmektedir (Pereirinha 1992:9 1).
spanya resmi olarak evrensel kapsam ilkesini 1986'da ka
bul etmitir fakat uygulamaya ancak 1990'da balanmtr. As
lnda spanyol sistemi tam kapsaml bir sistem deildir nk
ok yksek gelir gruplar (yaklak olarak nfusun %0,5'i)
USH yeliine dahil edilmemitir. Aynca, organizasyonel stan
dartlama henz tm lke apnda gerekletirilememitir:
sistem; INSALUD, otonom topluluklar, eski mutualidades vb.
gibi eitli kurumlar tarafndan ynetilmektedir. Yaklak 2,4
milyon kamu alan, INSALUD tarafndan sunulana kyasla
daha iyi bir bakm hizmeti sunan kendilerine zel hizmet si
gortalan tarafndan kapsam altna alnmtr (Freire 1993).
Yunan salk sistemi ise evrensel yelik, tektip yap ve uy
gulamalara dayanan USH modeline dierlerine gre daha
uzaktr. Yunanistan'n evrensel ulusal bir hizmetle donatld
207

dnlse de, aslnda bakma eriim hala ie bal sigortalar


araclyla gerekleir; hibir sigortaya dahil olmayan vatan
dalar ise bakm hizmetini kamu yardm a erevesinde ala
bilmektedir.
Hibir Gney Avrupa salk sisteminin ngiliz ve skandinav
salk hizmetlerinin ana prensibi olan vergiyle finanse edilme
zelliini tamadna dikkat edilmelidir. Drt lke de prim
lerden vergilere topyekn geii amaladklarn tekrar tekrar
vurgulasalar da, hibiri bu geii (henz) salayamamtr.
Salk hizmetlerine eriim ve bakm hizmetleri konusunda va
rolan mesleki farkllklar (zellikle Portekiz ve Yunanistan'da) ,
byk blgesel eitsizlikler ve finansmann kark yaps, G
ney Avrupa'daki genel evrenselci retorie ve bu erevedeki
abalara ramen, salk hizmet imkanlarnn yapsnda olduk
a yaygn datm arpklklar yaratmaktadr.
Gney Avupa salk sisteminin baka bir belirgin nitelii,
kamu ve zel hizmetlerin karmndan olumasdr. ngiltere
ve lskandinavya'da ulusal salk hizmetinin oluturulmas sa
dece evrensel kapsam ve yapsal standartlamay deil, zel
hizmet kurumlarnn (zellikle zel klinikler ya da hastanele
rin) salk sektrnden ekilmelerini, ya da en azndan kamu
ve zel salk hizmetinin alanlan ve rollerinin kesin olarak ay
rlmasn beraberinde getirmitir. Kamu ve zel hizmetler kar
m Gney Avrupa'da farkl ekilde evrilmitir. Burada, tal
yan ya da ber tarznda ulusal bir salk sisteminin olumas,
kamu hizmetlerinin glenip zel sektrn ekilmesine deil,
kamu ve zel sektrn, buraya zg bir ekilde, zel sektr
iin byk avantajlar ve karllk salayacak ekilde bir ortaklk
kurmasna yol amtr (Paci 1 987) . Gney Avrupa'da USH
personeli (hastanedeki doktorlar bile) kamusal yap ierisinde
dahi hizmetleri zel ekilde sunabilme zgrlne sahiptir.
Daha nemlisi USH, tehis testlerinden orta derecedeki ameli
yatlara kadar geni bir hizmet yelpazesini szlemeli olarak
yaplmak zere zel salk merkezlerine (tspanyol conciertos,
talyan centri convenzionati) sevketmektedir. 1 987'de Porte
kiz'de salkla ilgili kamu harcamalarnn %40'na yakn zel
208

merkezler tarafndan yaplmtr (Mozzicafreedo 1 992) ; Ital


ya'da bu oran 1989'da %37,S'tur (Censis 199 1 ) . ltalya'daki son
malasanit (usulsz salk) skandal gstermitir ki, bu kamu
ve zel hizmet harman hem byk miktarlarda kamu paras
nn ziyan edilmesine yol amakta hem de zel sektr tedarik
ileri ile salk sektr yneticileri ve politikaclar arasndaki
hileli ortaklk sayesinde maniplasyonlann olumasna zemin
hazrlamaktadr (Ferrera 1995b).

Tikelci-klientalist bir refah devleti


Refah kaynaklannn tikelci ekilde datm, sadece salk sek
trne deil, gelir destei dahil tm Gney Avrupa sosyal po
litikalarna zg bir niteliktir. Akdeniz refah devletleri "devlet
lik" kavramyla ilgili ifte bte ayla tanmlanmaktadr. 1 0
Bir yandan, salk hizmetlerinde grld gibi, refah kurum
larnda devlet mevcudiyeti dk seviyededir. te yandan
devletin gcnn yerinde kullanld da pek sylenemez1 1 bu lkelerde kamu kurumlar partizan basklara ve maniplas
yonlara son derece aktr. Dolaysyla gney refah devletinin
ileyi tarz, kayda deer bltrc ve datc almlaryla,
dier Avrupa sistemlerininkinden bir miktar farkldr. Gney
Avrupa 'tikelcilii' drt lkede belirli aralklarla ortaya kan
skandallarn gsterdii gibi genellikle dorudan politik yol-

10 Bilindii gibi, "devletliin" (geni anlamda devlet grevlilerinin devlet d ak


trlere kar karar verme zerklii ve kararlar uygulama kapasitesi) refah
devletinin gelimesi ve ileyiinde nemli rol oynad fikri, karlatrmal
tartmann gncel bir boyutudur ve genellikle Amerikan deneyimine refe
ransla betimlenmektedir (bkz. Orloff 1 993 ve Skocpol 1 992). Gney Avrupa
deneyiminin ise bu boyutun geerliliini pekitireceine inanyoruz. Devletin
refah alanndaki varl ile kavramlatrlan refah devletilii iin bkz. Flo
ra'nn Giri blm (Flora 1 986/87).

1 1 Burada "devletin gc" kavramn Mann'n kulland ekilde hem "devlet


sekinlerinin, sivil toplum gruplaryla rutin, kurumsallam bir uzlamaya
gerek duymadan baz eylemleri gerekletirme yetkisine sahip olmalar" (des

potik g) hem de "devletin sivil topluma nfuz edebilme ve tm lkede siyasi


kararlar uygulayabilme kapasitesi" (altyapsal g) anlamlarnda kullanmak
tayz (Mann 1986: 1 13).

209

suzluk yani zel rvetler karlnda yasa d "kayrmalar"


ekline brnmektedir. Fakat en tipik ve sistematik haliyle re
fah maniplasyonu, siyasi klientalizm, yani herhangi bir parti
ye verilen oy gibi, herhangi bir kamu rgtne verilen destek
karlndaki menfaatler olarak ortaya kmaktadr. 1 2
Sosyal yardmlarn seim baars iin maniplasyonu, tm
demokratik lkelerde bilinen bir olaydr ve "siyasi i evrimle
ri" zerine olan literatrde de ampirik almalarla desteklen
mitir. 1 3 Bu literatrde, refah ve oy kullanma arasndaki iliki
yakn, dorudan ve kiisel (yani bireysel oylarn bireysel ka
zanlar iin kullanlmas) balamda deil genel ve kiisel ol
mayan balamda alglanmaktadr. Gney Avrupa'da ise yukar
da sz geen voto di scambio denilen ilk tip iliki, aslnda
ikinci tip genel, seimle ilgili ilikiye ve daha genel anlamda
refah devletinin politik olarak kullanlmasna zemin hazrla
maktadr. Gney Avrupa emek piyasalarnn gsz sektrleri
(yani yapsal bir istihdam talebi eksiklii ve bu nedenle ortaya
kan dzensiz ve "enformel istihdam" ile tanmlanan sektr
ler) , yetersiz cretleri desteklemeye ynelik devlet transferleri
nin genellikle sendikalar vastasyla bireysel seviyede parti
destei ile dei toku edildii "klientalist bir piyasann" olu
umu ve genilemesi iin uygun ortam sunmaktadr. 14
Bu klientalist refah piyasasnn geni faaliyet alan ve zel i
leyi tarz en ok ltalya rneinde n plana karlm ve bel
gelenmitir.15 Burada ufak bir parantez ap Gney refah kli
entalizminin zel dinamiklerini aydnlatabilmek iin ltalya r
neinden bahsetmekte fayda vardr.
talyan partileri (zelde nceki DC ve bilhassa gneydeki12 Yolsuzluk ve klientalizmi talyan rneine deinerek tanmlama ve ayrtrma
ya ynelik literatr taramas iin bkz. Della Porta (1992).
13 l 980'lerde bu literatr zerine yaplm bir tarama iin bkz. Ferrera ( l 989b) .
14 Gney Avrupa klientalizmi, politikaclar ve oy verenler arasnda geni apta
bireysel alverileri ierdii iin ou demokratik sistemde grlen politik
kar amal kaynak kullanm ilemlerinden farkldr. ikinci tip alveri kst
lanm olsa da hala yasama merkezlidir ve tekil menfaatileri deil dar da olsa
sosyal kategorileri iermektedir.
15 Kr. bu alandaki literatr de zetleyen Ferrera (1984) ve (1987).

210

ler) byk lde "kitlesel patronaj" partileri olarak grlebi


lir. Bu tip partiler oy kazanabilmek iin semenlerine kamu
sektrnde i olana temin etmek ya da refah brokrasisin
den tevik almada yardmc olmak gibi deiik yollarla birey
sel menfaat salamaktadr. Parti tarafnda bu "alveriin"
kontrol gayrmeru yollann kullanlmasna gerek kalmadan16
tercihli oylar piyasasnda yaplmaktadr, daha dorusu yapl
maktayd. 1 7 Sottogovemonun (devlet teekklleri, eitli kamu
kurumlan, sosyal gvenlik fonlan vb. yoluyla verilen eitli
menfaatler) genilemi alan, bu tikelci alveriin ana merke
zidir ve burada sosyal destekler, kullanlan rayilerden sadece
biridir. Refah devletinin semene ynelik amalar dorultu
sunda klientalistik olarak kullanm iki trl gereklemekte
dir: 1 ) refah ynetiminin partizan ekilde (sadece ynetici
kadronun st kademelerinde deil, zellikle yardmlarn keyfi
ekilde datlabildii alt kademelerde) iine girilerek 2) refah
ynetimini, gene yardm datmnda keyfi gce sahip zel alt
komisyon ya da komiteler kurup yok sayarak.
Geri kalm gneydeki tann sektrleri byle bir klientalist
piyasann ileyii iin tercih edilen zeminlerden biridir. Bu
sektrlerde, gelir elde edebilmek iin tek olanak devlet teviki
almaktr; bu nedenle isiz veya yeterli geliri olmayan alanlar
kendilerine bir eit tevik (zellikle de maluliyet maa ek
linde) salayabilecek siyasi giriimcilere oylann satmaya ok
tan hazrdrlar.
ekil 1 ve 2'de grld gibi, maluliyet maa alanlann sa
ysnn (INPS programlan) zellikle gney ltalya'da 1960'lar
dan beri gsterdii art artcdr. 1960 ile 1971 arasnda ra
kamlar neredeyse katna karak artm, l 972'de ise yallk
maan alan saysnn zerine kmtr. 1982'de 5 ,379 milyon
emeklilik demesi ile en yksek sayya ulalmtr - ki bu ne
redeyse her on talyan ierisinden bir kii demektir. 1980'lerde
16 Geleneksel kontrol uygulama rnei iin bkz. Ancisi (1976).
17 l991'de tercihli oylamayla ilgili kurallar ulusal bir referandumla deitirilmi,
bylece klientalist alverilerin manevra alanlan daraltlmtr. Bkz. Pasquino
(1993).

211

EKiL 1
Emekli ve Malulen Emekli Says (milyon) (italya)

5
4
3
2

o '---L-'--'----'__-'--'-'--'---'__J_60 62 64 66 68 70 72 74 76 78 80 82 84 86 88 90
-+- Emekli

-+- Malu len emek l i

-+-- iil eri Bakan l 'nn verdii


ma l u l iyet maan al an

Kaynak: ISTAT Annuario della Previdanza e dell'Assistenza Sociale, Roma, anni vari.

EKIL 2
Emekli Says I Nfus (italya)
o/o
16
14
12
10
8
6
4
2
O .._-'--;...!-'-'-.:...L-'--+':.....-'-+:-:....___-:--'---'
lta lya
Kuzey
Merkez
Gney
1 990

O Emekli

Malu len emekli + iil eri Bakanl'nn verdii


ma l u l iyet maan al an
Kaynak: ISTAT Annuario del la Previdenza e de l l'Assistenza Sociale, Roma, anni vari.

ise INPS maluliyet maa alanlarn says, klientalist istismarla


r nlemek amacyla konan daha kat dzenlemelere bal ola
rak azalmaya balamtr. Ancak ayn dnemde ileri Bakan
l tarafndan verilen ve daha esnek kriterleri olan "sivil" ma212

luliyet maa alanlarn saysndaki art , bu uygulamann


INPS'nin yerini aldn gsterir niteliktedir.
Desteklerdeki bu inanlmaz art aslnda parti-sendika rgt
sel a ve refah ynetim a iindeki uzmanlam yaplara da
yanan karmak bir "siyasi mekanizma"mn rndr. Parti
sendika a tarafnda, dzensiz iilerden gelen maluliyet maa
talepleri, yan partizan ve/veya sendikayla yakn ilikili organlar
olan patronati tarafndan eklemlenmi ve btnletirilmitir. Bu
organlar, bavuranlara imkan ve prosedrlerle ilgili bilgi verme,
gerekli dokmanlar hazrlama, gecikme durumlarnda ehil
idare iin bastrma, reddedilen bavurularda ynetim ve yarg
davalan ama gibi kiisel yardmlar salamaktadr. Refah yne
timi tarafnda ise, bana gre, sosyal destee tikelci ekilde "el
konulmas", ya partiye bal brokratlarn gz yummas yoluy
la ya da daha sistematik olarak, reddedilen bavurulara dair
patronati tarafndan yaplan ricalarla ilgili hkm ve karar ver
me yetkisine sahip INPS bnyesinde ayn siyasi komitelerin ku
rulmas yoluyla gvence altna alnmtr. Bu komiteler, maluli
yet maa iin artan talebi, maluliyeti geni anlamda ('almak'
terimi deil de) "gelir kazanma yetisinin azalmas" olarak ta
nmlayan kanundaki esneklik ya da boluklara dayanarak, ba
vuru sahibinin ikamet ettii blgenin sosyo-ekonomik duru
munu da dikkate alarak karlayabilmektedir. 1 8
ltalyan klientalist piyasas zrller ile ilgili durumlarda ol
duka incelikli bir ekilde ilemektedir; bu, isizlik sigortas
ve yerel dzeyde sosyal yardm destei iin de geerlidir. ekil
1 , bu tip bir piyasada gerekleen tm ilemlerin ematik bir
zetini vermektedir. En tipik ilemler, eklin alt ksmnda be
lirtilmektedir. Gelir desteine ihtiya duyan semenler oylar
m patronaj kurumlarnn araclyla siyasi partilere satmakta
dr. Destekler ise arz tarafnn maniplasyonu ile salanmakta18 1984'te zrllk maa alacaklarn deerlendirilmesinde "dzeltici" faktr
olarak kullanlan ikamet ettii blgenin sosyo-ekonomik durumunu dikkate
alma prensibi kaldnlmtr. Bu sklatrmadan sonra, lNPS'ten faydalanan sa
ysnda azalma olmu ancak iileri Bakanl'nn vermi olduu maa alanla
rn saysnda da paralel bir art gzlenmitir (bkz. Sekil 1).

213

dr; bu, farkl yol izleyebilir: patronaj kurumlan, INPS'ye


kar hkm ve karar verme yetkisine sahip olan siyasi komi
teler zerinde bask kurabilir; bu basklar partiler (veya sendi
kalar) araclyla yaplm olabilir; partiler kendi adamlarn
yerletirdikleri refah brokrasisine dorudan bask yapabilir.
En uygun maniplasyon ynteminin seimi, kiisel balantla
rn ya da partiye balln kapsam ve younluu gibi, ok sa
yda etmene baldr. Seilmi yntem sadece bir dnem uygu
lanr, yerine, kurumsal deiikliklere bal olarak bir sonraki
dnemde baka bir yntem getirilebilir.
1980'lerde talyan sosyal bilimciler tm bu olaylan tanmla
mak iin "tikelci-klientalist refah modeli" kavramn yaratm
lardr (Ascoli 1984; Ferrera 1984; Paci 1984). Karlatrmal
sistematik bir alma olmamasna ramen, dier Gney Av
rupa lkesinde benzer sendromlarn gelimi olduuna dair
gstergeler mevcuttur. Devletin "patrimonyal" ekilde alglan
ve i ie gemi hami-hamilik edilen alarnn varl spanyol,
Portekiz ve Yunan siyasi sistemlerinin yapsal zelliklerini olu
turmaktadr ve phesiz, refah devleti kurumlarnn geliimini
ve devletin ileyi eklini etkilemektedir (Eisenstadt ve Roniger
1984). Sosyal desteklerdeki artn 1970'lerin ortalarndan itiba
ren otoriter sistemlerden demokrasiye geii kolaylatrd ve
(sosyalist partiler dahil) yeni partilerin seim tabanlarn olu
turmalarnda nemli bir rol oynad sylenmektedir (Maravall
1992; Moreno ve Sarasa 1992) . Bu genileme -ltalya'da olduu
gibi- zellikle krsal ve geri kalm blgelerde tikelci datm
alarn yaratm ya da varolan alan glendirmitir.
lspanya'da rnein, zrl yardm alan kii says 1976 ve
1 982 yllan arasnda neredeyse ikiye katlanmtr (Guillen
1992) ve o tarihten beri hzla artmaya devam etmektedir. Bu
destekler, ltalya'da olduu gibi, 'enformel ya da yar-enformel
ekonomilerden kazanlp geni bir alanda yerel ynetimlerin,
partilerin, sendikalarn ve de Kilise'nin su ortakl ile bilfiil
sadk oylar karl datlan rutin gelir destekleri' olarak ta
nmlanmaktadr (Perez Diaz 1990: 16). Baz blgelerde (zel
likle Endls ve Extremadura) , tann iileri (braceros) iin
214

talyan Mezzogiomosuyla benzer zellikler gsteren bir klien


talist gelir destei sistemi oluturulmutur. Geici (rnein,
mevsimlik) iiler son 12 ay iinde en az 60 i gn alm
larsa, karlnda Plan de Empleo Rural (PER) tarafndan be
lirlenen istihdam programlarndaki almalara katlm zorun
luluu ile birlikte, epey cmert bir yardmdan yararlanabilme
konumunda olurlar. Geri kalm blgelerde, 1980'lerde tarm
da alan igcndeki azalmaya ramen yardm alan kii ve
PER katlmc says hzla artmtr. Bu artn sosyal ve siyasi
klientalizme zg mekanizmalar tarafndan tevik edildii
herkes tarafndan bilinmektedir. Baz 'iverenler', hamilik et
tikleri kiilerin 60 gn koulunu doldurabilmeleri iin resmi
belgelerde gerek olmayan iler iin imzalarn satmaktadr;
ayn zamanda baz yerel yneticiler de yardmn denebilmesi
iin bavuru sahibinin PER gereklerini yerine getirdiini onay
lamaktadr (Cazorla 1992 ve 1994). Baz Endls kylerinde
belirli mevsimlerde gerekten isiz kalan saysnn yardm
alanlarn sadece % 1 0'unu tekil ettii tahmin edilmektedir
(Cazorla 1992: 35). Bu klientalist piyasada PSOE, seilmi ye
rel yneticilerin aktivizmi (ou Endls belediye bakanlar
sosyalisttir) ve INEM (isizlik sigortas enstits) gibi devlet
kurumlarnn nfuzunu artrmas sayesinde asl aktr olarak
yer almaktadr. Bu tip bir sistemin sonucu olarak, 'isizlik (ye
rel dzeyde) iktidardaki partiye kar siyasi bir silah olmaktan
ok partiyle balantl siyasi mekanizma araclyla fazlasyla
smrlen bir g kayna olmaktadr' (Cazorla 1992: yazarn
evirisi) . lspanya'nn gneyinde krsal oylar tamamen sosya
listler tarafndan kontrol edilmektedir.
Yunanistan'da da, kamu refah kurumlar partizan amalar
uruna yaygn olarak kullanlmaktadr. Bu lkede:
brokrasi . . . siyasi klientalist alarla kuatlm durumdadr.
dari talepler en stteki siyasi liderlerin araya girmesi veya
brokratlarla kurulan balantlar araclyla karlanmakta
dr. Bu da ya dorudan kurulan ilikiler ya da kent 'araclar'
sayesinde gerekleir; bu araclar devlet dairelerindeki idare215

den kaynaklanan zorluklar ama yollarn ve yardm edecek


doru kiileri bildikleri iin rutin kararlar aldrma konusun
da uzmanlamlardr (Eisenstadt ve Roninger 1984: 77).

Tikelci balantlar (zellikle de parti-sendika a iindeki


ler) , Yunan emeklilik sisteminin karmak dzenlemelerinden
faydalanmada epey ie yaramaktadr. Bu balantlarn salad
bilgi ve yardmlarn mevcut olmad durumlarda, insanlar ya
sal ve brokratik labirent iinde yollarn bulamayabilir.
Sonuta daha iyi bilgi sahibi olan ya da devlet brokrasisinin
ileyiine aina olan bireyler birden ok yardm alabilirken,
ou hak sahibi birey yardmdan faydalanamamaktadr. . . Ge
ni tikelci alarla balantlar ya da nemli pozisyonlarda ta
ndklar olan bireyler hak sahibi olup da bu haklarnn pei
ne decek tandklar olmayan bireylerden daha avantajl du
rumdadrlar (Karantinos vd. 1992: 34) .

zetle Gney Avrupa refah devleti, onu, sadece homojen,


standart, evrensel hak temelli Kuzey Avrupa refah devletlerin
den deil, daha paral olan kta Avrupas sistemlerinden de
ayran zgn bir siyasi ileyi ekline sahiptir. talya, spanya,
Portekiz ve Yunanistan'daki sosyal politika kurumlan aslnda
dier korporatist (ve Katolik) lkelerdekileri andrabilir ama
ileyilerine yn veren "sosyo-politik davran bilgisi" olduka
farkldr. Sosyal haklar; ak, evrenselci bir siyasi kltr ve ka
t, Weberci, kendi kurallarnn ynetiminde adil bir devlet an
lay iine oturtulmamtr. Tersine, bu haklar Avrupa'nn bu
blgesinde tarihsel olarak varl sabit olan patronaj ilikileri
nin mant ile alanm kapal, tikelci bir siyasi kltre ve
'yumuak' bir devlet aygtna dayanmaktadr. Ancak, pek ok
yabanc gzlemcinin sklkla belirttii gibi, dier gelimi top
lumlar ve onlara ait sosyal politikalar da, belli bir seviyede
kltrel ve kurumsal tikelcilik tarafndan ekilleniyor. Ayrca,
1970'lerin ortalarndaki krizden sonra, dier lkelerde de, be
lirli sosyal destek tiplerinde keyfi uygulamalarn olumaya
balad dorudur. rnein, Hollanda ya da ABD gibi lkeler216

de 1 970'lerde ve 1 980'lerin balarnda zrllere salanan


desteklerin tp alanlar ve ynetici kadronun yasal gerekli
likler konusundaki keyfi yorumlamalar neticesinde cmerte
datld gzlenmitir (Stone 1984) . Ne var ki, uygulama ala
n ve younluktaki farkllk, kmsenemeyecek ya da yok sa
ylamayacak lde belirgindir. Perez Diaz'n deyiiyle "asl
soru, bu tikelci kurallarn kiilerin gerek stratejilerinin marji
nal bir ksmn m yoksa daha geni bir ksmn m balayc
nitelikte olduudur" (Perez Diaz 1990: 15). Ayrca, mesleki ya
da brokratik deerlendirmeye bal keyfi davranma, patronaj
sistemlerine dayanan siyasi keyfiyetten farkldr. Yukarda be
timlendii gibi gney refah modeli, meslekicilik ve evrenselci
liin bir bileimini (gelir destei konusunda mikro-korporatist
dayanma; salk hizmetinde ise -becerilebildii lde- ulu
sal dayanma) oluturmaktadr; ancak bu noktada bu mode
lin, eitli nedenler yznden iinde kltrel ve siyasi evren
selciliin hala tam olgunlua erimesi beklenen bir sosyo-poli
tik ortama ikin olduunu eklemek gerekir. Tamamen ilevsel
perspektiften bakldnda, Gney Avrupa'daki refah klienta
lizminin ok nemli iler grdn belirtmek yerinde olur.
zrl maandan gelen gelir ve isizlik destekleri olmasayd,
talya ve lspanya'nm geri kalm blgelerinde gerekten ciddi
sosyo-ekonomik sorunlar yaanabilirdi. nemli olan u ki, ay
n sorunlar, (zellikle talya iin) ciddi bir isizlik sigortas
program ya da 'evrenselci' asgari gelir destei gibi baka poli
tika aralaryla da zlebilirdi. Refah patronaj tek strateji de
ildi. Peki bu lkeler (zellikle de talya) niin bu yolu kul
lanmay setiler? Bu soruya cevap bulmak iin tanmlardan
aklamalara gemek gerekiyor.

Gney yolunun aklamas:


Siyasi-kurumsal bir perspektife doru
Gney Avrupa refah modelinin kendine zg profilini nasl
aklayacaz? Eer yaptmz analiz doru ise, aadaki drt
unsur aklamann temelini oluturmaldr:
217

1 . Gelir desteine mahsus 'arlklar': koruma kapsamnda


ki geni boluklar ile birlikte giden dorua ulam cmertlik,
2. Salk hizmeti alannda kurumsal korporatizmden kopma
ve evrensel ilkeler zerine kurulmu bir ulusal salk hizmeti
nin (ksmen) kurulmas,
3. Genel eilim olarak, sosyal refah alannda devletin az var
lk gstermesi ve kamu ile kamu d kurum ve kurulularn
birlikte varlk gstermesi,
4. Klientalizmin srmesi ve baz durumlarda nakit yardm
larnn seici datmnda hayli gelikin 'patronaj sistemle
ri'nin oluturulmas.
Bu drt unsur, Gney Avrupa'nn kendine has zelliklerinin
tamamn oluturmaz elbette. Ancak, tanmlayc tartmadan
teorik tartmaya gei iin n bir hazrlk niteliinde olan tu
tarl bir aklama kmesi olutururlar.
Gelimeci bir perspektifin benimsenmesi durumunda, bir
grup sosyo-ekonomik ve siyasi-kltrel etmenin, makul et
menler olduklar kolaylkla ne srlebilir: Sregiden 'geri kal
mlk', sektrel ve blgesel ikilik, a-moral aile balan ve ev
reyle snrl toplumsal aidiyet, gl bir Katolik kilisesi, uzun
sren otoriteryanizm dnemlerinde deyim yerindeyse boul
mu ve geleneksel olarak hkmetten uzak kalm zayf bir
Sol. Gney Avrupa'nn modernleme srecinin btn bu tipik
eleri, yukarda betimlenen sosyal politikalarn kendine has
zelliklerini aklamak iin yeterli zemini oluturmaktadr. 19
Dolaysyla, gl bir Katolik kilisesinin varl ve korporatist
gelenein esneklii, devletin zayf varlnn sorumluluunu
stlenmektedir, aynca gelir desteinin bu denli dzensiz geli
mesine tmyle paralanm emek piyasas ve (yine Katolik
dayanmasna bal olarak) aile merkezli olarak yaplanm
sosyal doku da phesiz katkda bulunmutur. Gney Avrupa
refah modelini aklamak iin kullanlabilecek bir yntem,
'muhafazakar-korporatist' ya da 'sosyal kapitalist' refah rejimle19 Gney Avrupa modernlemesinin farkl veheleriyle bir tartmas iin kr.
Gunther vd. (yaynlanacak) ve zellikle Malefakis'in katklar. Ayrca bkz. Gi
ner (1993).

218

rinin oluumuna dair varolan teorileri (a la Esping-Andersen


1 990 veya Van Keesbergen 1 995) "Latin snn" iindeki lkele
rin tarihsel yaplanmalar nda yeniden tanmlamak olabilir.
Benzer ekilde, gney sendromunu aklarken siyas-ku
rumsal etmenlere odaklanp bunu Gney Avrupa devlet idare
ekillerinin zgl yaps sonucu ortaya kan 'g oyunlar'
nda yorumlamak da mmkndr. Bu devlet idare eklinin
oyun alan, tarihsel olarak Kta Avrupas lkeleri iin betimle
nen 'muhafazakar-korporatist' zellikleri paylam olsa da g
ney refah modelinin profilini aklamaya katkda bulunan baz
farkl zellikler de sergilemektedir. Kesin olarak farkl zel
lik bu bak asndan anlaml gzkmektedir:
1 ) zellikle brokratik profesyonellik ve otonomi bakmn
dan devlet kurumlarnn zayfl ('yumuak' bir devlet) . Bu
lkelerin, refah programlarnn kitlesel genilemesi ncesinde,
sivil hizmetleri 'Weberci' anlamda modernletirmeyi baara
mamalar, klientalist ilikilerin varln srdrebilmesi ve bu
ilikilerin belki de daha salamlamas ve karmak hale gel
mesi iin zemin hazrlamtr. Bu balamda Gney Avrupa'da
ki gelimeler Orloff ( 1 993) ve Skocpol'un ( 1 992) ABD'de 19.
yzyln sonlarna doru dullarn ve eski askerlerin emekli
maalarnn etrafnda oluan patronaj sistemini anlatan yazla
rnda betimledikleri sendromun baka bir tarihsel rneini
tekil etmektedir. 20
2) sosyal karlarn bir araya getirilmesinde partilerin ana
aktrler olarak nem kazanmas - bu zellik hem Gney Av
rupa sivil toplumlarnn giderek zayflamas hem de otoriter
dnem sonras demokrasinin yeniden inasnn zgl biimle
ri ile ilikilendirilebilir.
3) ideolojik kutuplama ve zellikle radikal-maksimalist ve
blnm bir Sol'un varl. Bu iki unsur, kta Avrupas'na z20 ABD'nin tersine, Gney Avrupa'da bu tarihe dek ciddi ve etkin bir brokratik
reform gerekletirilmemitir. Aslnda, Gney Avrupa siyasi sistemlerinin ni
in brokratik evrenselcilik iin koalisyon saglayacak bilgi akn gerekleti
remediklerinin (Shefter 1977) sebeplerini incelemek, karlatrmal aratrma
yapanlarn nnde acil bir grev olarak durmaktadr.

219

g 'muhafazakar-korporatist' siyas senaryoyu eitli aktrlerin


stratejilerini deitirmek suretiyle Gney Avrupa'da daha kar
mak hale getirmektedir.
llk iki unsur, sosyal yardmlarn datmlar iin siyas parti
lerin kontrol altnda klientalist bir pazarn oluumunu b
yk lde aklarken, nc unsur gney modelinin ku
rumsal mimarisini anlamaya katkda bulunmaktadr: salk
alanndaki evrensellik ilkesi ile elemi almaya bal ikili
gelir destei. Bu nedensel iliki aadaki gibi zetlenebilir.
Gney Avrupa Solu ( 1 950'lerden beri ltalya'da, 1970'lerden
beri dier lkede) kapsaml refah reformlarn 'sosyalist'
izgide (evrensel kapsam, cmert yardmlar, devletin geni ro
l vs.) yapmak iin ok mcadele etmitir. Sol'un basklar sa
yesinde, talyan, Yunan, spanyol ve Portekiz anayasalar, r
nein hkmetin sosyal grevleriyle ilgili olduka hevesli tali
matlar iermilerdir. Salk hizmeti alannda ise, Sol'un nere
deyse tamam evrenselci proj enin byk bir azimle peine
dmtr: 1970'lerin ve 1980'lerin reformlar, geni anlamda
anayasal vaatlerin gerekletirilmesi ve Katolik kilisesininkiler
de dahil muhafazakar-korporatist karlara kar kazanlan 'si
yas zaferler' olarak alglanabilir. Sosyal transferler (zellikle
emeklilik) alannda ise Gney Avrupa sosyalizminin 'iici'
eilimleri ve onun i blnmeleri, kart gruplarla sert kar
lama durumlarnn hakim olduu bir ortamda korporatist
paralanmann varln srdrmesine hizmet etmitir. Baz
kritik dnemlerde (rnein ltalya'da 1960'larda ve lspanya'da
l 980'lerin banda) sosyalist partiler, sosyal sigortay yaplan
ie balayan sistemin ortadan kaldrlmas ve skandinav stili
bir evrensel emeklilik sisteminin kurulmas iin uratlar
(Ferrera 1993b ve Lopez Novo 1990). Bu abalar geleneksel
'muhafazakar' oluumun direnciyle karlat. Ancak baarsz
ln asl nedeni, kendi semeni olan sanayi iilerinin zgl
pozisyonunu tamamen taktie dayal sebeplerden dolay sa
vunmay tercih eden ar Sol'dan (talya'daki Komnist Parti,
lspanya'daki CC.00.) gelen muhalefetti. Ar Sol'un bu reka
bete girmesi, emeklilik hakknn evrensellemesini hem PSI
220

hem de PSOE iin riskli hale getirmitir. Bu nedenle bu iki


parti projeyi rafa kaldrm ve bunun yerine, sanayi iilerine
yaplan yardmlarn iyiletirilmesini (ya da en azndan korun
masn) ve dier iilerin de patronaj sistemi yoluyla tikelci e
kilde ierilmelerini salayan, ikili bir politika uygulamaya ba
lamlardr. Bylece, talya ve lspanya'nn gelir destei sistem
lerinde grlen isel dengesizliklerin, Sol'un hem kendi iin
deki hem de muhafazakar, patronaja ynelmi partilerle giri
tii rekabetin rn olduu ne srlebilir.
Bu tip bir nerme aka teorik olarak daha fazla gelitiril
meye ve ampirik olarak da teyit edilmeye ihtiya duymaktadr.
Baka bir yazda siyasi-kurumsal dinamiklere odaklanmann
talyan refah devletini anlama konusunda nasl yeni bir k
tutabileceini gstermitik (Ferrera 1 993b) . Bu perspektifin
sistematik olarak dier Gney Avrupa lkesine ynelik ge
niletilmesinin de uramaya deer bir aba olduuna inan
maktayz.

Gney Avrupa'da sosyal koruma: Yapsal bir kriz


Gney Avrupa refah devletleri, benzer zellikler ve benzer
k noktalarnn yan sra, gelimeyle balantl i ve d kay' nakh benzer zorluklar da paylamaktadr.
Dsal zorluklar, Avrupa'nn ekonomik ve parasal birlii
(EMU) srecinden, ve daha da genel olarak dnya ekonomisi
nin gittike kresel bir ekonomi haline gelmesinden kaynak
lanmaktadr. ye gney Avrupa lkelerinde bu gelimeler mali
disiplin, brokratik rasyonalizasyon ve 'sistemik' rekabete ayak
uydurabilmek iin cret d emek maliyetinin azaltlmas y
nnde bask yaratmaktadr. l 993'te Britanya ile birlikte bu drt
ye gney Avrupa lkesi Avrupa Birlii iindeki en yksek
(Maastricht kriterlerinin ok zerinde) bte aklarna sahip
durumdaydlar (Tablo 7). Bu aklar sosyal harcamalarn (zel
likle emeklilik) dinamii ile ilintilidir. Ayrca, Yunanistan ve
talya (Belika ile birlikte) tm Avrupa apnda en yksek ka
mu borlanmas olan lkelerdir (bkz. Tablo 7). Bu drt lkede
221

TABL0 7
AB lkelerinde Kamu Borlar ve Aklar
Brt Devlet Borlanmasnn ve Genel Devlet Net Borlanmasnn
GSYH'ya Oran (%)
Devlet net borlanmas (-)

Brt devlet borcu


lke

1980

1993

% Deiim

1 980- 1992
ortalamas

1993

Belika
Danimarka
Almanya
Fransa
lrlanda
Lksemburg
Hollanda
Birleik Krallk

7B,8
39,9
3 1 ,8
20, 1
70,8
1 3,8
47,6
54,3

142,2
80,4
48,9
43,9
99,0
6,8
81,2
48,2

63,4
40,5
1 7, 1
23,8
28,2
-7,0
33,6
-6, 1

-8,8
-2, 5
-2,2
-2,3
-7,7
2,7
-4,9
-2,7

-7,0
-4,6
-3,3
-5,7
-2,3
1,4
-2,9
-7,7

EUR 1 2 1

39,0

66,0

27,0

-4,4

-6,0

Yunanistan2
ispanya
ltalya
Portekiz

28,8
1 7,5
57,8
37,2

145,2
55,9
1 1 8,3
66,6

1 1 6,4
38,4
60,5
29,4

-1 1,9
-4,4
- 1 0,7
-7,4

- 1 6,3
-7,3
-9,5
-7, 1

1 980 verisine Bat Almanya, 1993 verisine ise Almanya dahildir.

2 Yunanistan'a ait veriler Yunan ulusal hesaplar sisteminin revizyonundan nce hesap
lanm GSYIH rakamlarna dayanmaktadr.
Kaynak: European Commission (1 995).

harcamalarn azaltlmas yerine vergilerin artrlmas yoluna gi


dilebilir: Tablo S'de grld gibi, vergi gelirlerinin GSYlH'ya
oran, zellikle Portekiz ve lspanya'da, Avrupa Birlii ortalama
snn altndadr. Ancak son on ylda vergi gelirlerinin hzla art
maya balad ve enformel sektrn byklnn
GSYlH'mn formel ksm zerinde vergi basks yaratt dikkate
alnmaldr. Baz yakn tarihli hesaplamalara gre ltalya'nn
GSYlH'snn %1 5'ini oluturan kayt d ekonomi, 'formel' eko
nomi zerindeki toplam vergi basksn %43'ten %55'e ykselt
mektedir. 21 Dolaysyla, vergilerin daha da artrlmas vergi de
yen kesimler zerinde tehlikeli bir 'geri tepme'ye neden olabi
lir. Emek maliyetleri ise (zellikle Portekiz ve Yunanistan'da)
21 Bu konudaki bilgi kaynamz haftalk Il Manda dergisinin 1 1 .09.1995 tarihli
saysnda zeti verilen Alesina ve Marre'ye ait bir almadr.
222

TABLO &
AB lkelerinde Vergi Gelirleri
Toplam Vergi Gelirlerinin GSYIH'ya Oran (%)
lke

1970

1980

1992

Belika
Danimarka
Almanya*
Fransa
lrlanda
Lksemburg
Hollanda
Birleik Krallk

35,7
40.4
32,9
35, 1
3 1 ,0
30,9
36,7
36,9

44.4
45,5
38,2
41,7
33,8
46,0
44,7
35,3

45,4
49,3
39,6
43,6
36,6
48.4
46,9
35,2

EUR 1 2

30,9

36,8

41 ,4

Yunanistan
ispanya
ltalya
Portekiz

25,3
1 6,9
26, 1
23, 1

29.4
24, 1
30,2
28,7

40,5
35,8
42,4
33,0

(*) 1991'den balayarak birlemi Almanya ifade edilmektedir.


Kaynak: OECD (1993)

Avrupa standartlarnn halen altndadr. Ancak, verimlilik dik


kate alndnda, bu lkelerin karlatrmal stnlkleri, is
tihdam zerine yklabilecek sosyal ykn daha da artrlmas
n imkansz klacak ekilde ortadan kalkmaktadr. Bu d kst
lar artan ekilde gney devletlerini sosyal programlarnn kap
samn daraltmaya zorlamaktadr. Bu nedenle bu lkelerin en
azndan toplam harcamalar bakmndan Avrupa'nn geri kalan
ksmn yakalayabilme anslar riske girmektedir.
Eit derecede etki eden i zorluklar da 'kemer skma politi
kalar'na ynelten basklarda bulunmaktadr. Ekonomik by
menin yavalamas ve yksek seviyedeki isizlik, gelirleri
azaltmakta ve sosyal bte zerine ar sorumluluklar yk
maktadr. Nfusun yalanmas (ltalya ve spanya dnya ze
rindeki en dk dourganlk oranlarna sahiptir - Tablo 9),
salk hizmeti ve emeklilik sektrleri zerinde artan bir talep
yaratmaktadr. talya ve Yunanistan'da yallar iin yaplan ka
mu harcamalar (zellikle de emeklilik maalar) 199 l 'de
YlH'nn srasyla % 1 5 ,3' ve % 1 2 ,8'ini tekil ederek OECD
223

TABL0 9
AB lkelerinde Dourganlk
ye lkenin Toplam Dourganlk Oran
lke

1960

1992

Yzde Deiim

Belika
Danimarka
Almanya
Fransa
iri anda
Lksemburg
Hollanda
Birleik Krallk

2,56
2,54
2,37
2,73
3,76
2,28
3, 1 2
2,72

1 ,56
1 ,76
1 ,30
1 , 73
2,03
1 ,64
1 , 59
1 ,79

-1 .00
-0,78
- 1 ,07
-1 ,00
- 1 .73
-0,64
- 1 , 53
-0,93

EUR 1 2

2,61

1 ,48

-1,13

Yunanistan
ispanya
ltalya
Portekiz

2,28
2,86
2.41
3, 1 0

1 ,39
1,23
1.25
1,55

-0,89
- 1 , 63
-1, 1 6
-1,55

Kaynak: Eurostat (1 994).

blgesindeki en yksek deerlere ulamtr. spanya ve Porte


kiz, %7,9 ve %5,5'lik harcama paylaryla dier iki lkenin g
rnr ekilde gerisinde kalmtr. Ancak 199l'den itibaren bu
iki lkede cmert emeklilik formlleri olan sistemlerin olgun
lamas, harcama artnn hz kazanmasn ateleyici etmen
lerden biri olmutur (OECD 1994).
Gney Avrupa refah statkosuna kar btn bu sosyo-eko
nomik zorluklar, yukarda zetlenen Akdeniz modelinin siyasi
kurumsal zelliklerinin yaratt birtakm elikilerle iddet
lenmitir. Gelir desteindeki ikilik ve emek piyasasnda yaa
nan krizin yaratt ekonomik gvensizlik ve dlamann bo
yutlar -bahsedildii zere- sz edilen lkelerin belli blge
lerinde gerek bir sosyal kriz yaratacak duruma gelmitir. Bt
edeki kstlamalar ve son zamanlarda 'siyasi ahlak' ynndeki
basklar, yardmlar araclyla yaratlan geleneksel toplumsal
btnleme yntemlerini sarsacak ekilde eski tikelci-klienta
list destek salama biimlerinin zerine ar kstlar koymu
tur. 'Gneyli Aile'nin kendisi, salad geleneksel sosyal g224

venlik, ke kapmaca oyununda zedelendike, gcn yitir


mektedir. Salk hizmetlerinin zellikle finansal ksmndaki
yarm yamalak evrensellik, hizmetten faydalanma noktasnda
kar karya gelinen pahal yan deme eitlerinin ortaya k
masyla birlikte, hakkaniyet ikilemleri yaratmaktadr (Ferrera
1995b) . Salk hizmetleri ve sosyal hizmetler alannda kamu
ve zel sektr ortaklnn sonucunda ortaya kan 'israf, bu
yeni 'kemer skma politikalar' atmosferi ile uyumlu deildir.
Zaten hizmet rgtlenmesiyle ilgili anketler de bu alanlarda
kullanc memnuniyetsizliinin had safhada olduunu gster
mektedir (bkz. Tablo 10). talya'da ve ber yarmadasndaki
lkelerde, bu gelimelerin halkn refah devletine olan destei
ni andrabileceine dair kayg verici iaretler mevcuttur. Tab
lo l l'de grld gibi, vergi-refah geri tepmesini oluturabi
lecek potansiyel bir tavrn talya, spanya ve Portekiz'de varol
duu sylenebilir. ltalya'da bu tavr zaten 1992/1994 seim
sarsntlarndan sonra olumaya balayan lega Nord ve Forza
Italia gibi yeni partiler tarafndan aka smrlmektedir. sTABLO 10
Salk Hizmetlerinin Etkinlii: Kamu YaklaJmlar
'Ortalama Vatandaa Sunulan Salk Hizmetleri Yetersizdir ve
Hastalara Gerektii Kadar yi Baklmamaktadr'
Katlyorum

Katlmyorum

Bilmiyorum

37
46
27
36
58
32
32
43

57
50
65
61
32
62
61
50

6
4
7
3
10
6
7
4

EC 1 2

50

44

Yunanistan
ispanya
ltalya
Portekiz

82
72
82
80

9
18
14
16

10
9
4
4

lke
Belika
Danimarka
Almanya
Fransa
iri anda
Lksemburg
Hollanda
Birleik Krallk

Kaynak: ferrera (1 993a).

225

TABLO 1 1
Sosyal Gvenliin Maliyeti: Kamu Yaklamlar
'Sosyal Gvenlik Toplum in ok Maliyetlidir. Destekler Azaltlmal
ve Katklar Drlmelidir'
Katlyorum

Katlmyorum

Bilmiyorum

Belika
Danimarka
Almanya
Fransa
lrlanda
Lksembourg
Hollanda
Birleik Krallk

47
41
25
46
32
33
40
17

47
56
68
51
55
66
54
73

6
2
7
4
13
11
6
7

EC 1 2

36

55

Yunanistan
ispanya
ltalya
Portekiz

27
48
50
47

57
36
38
44

16
16
12
9

lke

Kaynak: Ferrera (1 993a).

panya'da ise bu yaklam potansiyeli, PSOE hegemonyasna


rakip olarak ortaya kmaya balayan Partido Popular iin ze
min hazrlamaktadr. Gney Avrupa sosyal koruma sisteminin
yapsal krizden kurtulmas ok kolay olmayacaktr. Yardmla
rn daha adil olarak (yani ihtiyac olmayan imtiyazl gruba da
ha az, evrensel bir gvence a kurarak, daha ihtiya sahibi
gruba ise daha fazla verecek ekilde) yeniden datm ve sa
lk sektrnn rgtsel ve mali yeniden yaplanmas (daha et
kin hizmet, daha adil bteleme) , ok dikkat isteyen hassas i
lemlerdir; artan d basklar tabii ki bunlarn przsz ekilde
gereklemesini zorlatracaktr.
Bazlar 'daha derin ve daha yaygn' Avrupa Birlii'nin, yeni
Gney Avrupa iin belki de ok erken gelitiini ve bu neden
le yeni Gney Avrupa'nn ikinci snf bir 'evre' olarak kalma
ya mahkum olduunu ifade etmektedir. Dierleri ise birlie
entegrasyon srecinin koyduu kstlar, hala az gelimi du
rumdaki Akdeniz sahilini daha medeni i Avrupa ile ayn hiza
ya getirebilecek 'byk' bir modernleme 'patlamas'nn ger226

eklemesi iin bir imkan olarak grmektedir. Hangi senaryo


nun gereki olduunu, nmzdeki on yl gsterecektir.
Teekkr
Bu makalenin daha nceki versiyonlar Madrid, Sigtuna ve Pa
via'da pek ok yararl yorum aldm akademik konferanslarda
sunulmutur. zellikle deerli nerileri iin meslektalarm
Francis Castles, Nikiforos Daimandouros, Peter Flora, Ana Mar
ta Guillen, Stephan leibfred, Ted Marmor, Ann Orloff, Celia Va
liente ve ismini bilmediim bir hakeme teekkr etmek isterim.
KAYNAKA
Ancisi, A. ( 1976) La cattura del voto, Milan, Angeli.
Ascoli, U. ( 1984) Il sistema italiano di welfare U. Ascoli (der.) Welfare state all'itali
ana iinde, Bari, Laterza, s. 5-5 1 .
Castles, E (der.) ( 1989) The Comparative History of Public Policy, New York, Ox
ford University Press.
- ( 1993a) Family of Nations. Pattems of Public Policy in Westem Democracies, Al
deI3hot, Hants.
- (1993b) "Social Security in Southem Europe", American Social Science Rese
arch Council Gney Avrupa alt komitesi tarafndan dzenlenen bir konferans
ta sunulan tebli, Bielefeld, Temmuz.
- (1994) "On Religion and Public Policy", European ]oumal of Political Research,
25(1): 19-39.
Cazorla,]. (1992) Del clientelismo tradicional al clientelismo de partido: evolucion y
caracteristicas, Barselona, Institut de Ciencies Politiques i Socials, Working Pa
per no. 55.
- ( 1994) Del clientelismo de partido en Espana ante la opinion publica, Barselona,
Institut de Ciencies Politiques i Socials, Working Paper no.86.
Censis ( 1991) Rapporto sulla situazione sociale del paese, Roman, Censis.
Della Porta, D. (1992) Lo scambio occulto, Bologna, il Mulino.
Eisenstadt, S.N. ve Roniger, L. (1984) Patrons, Clients and Friends, Cambridge,
Cambridge University Press
Esping-Andersen, G. (1990) The Three Worlds of Welfare Capitalism, New York,
Polity Press.
European Commission (1993) Social Protection in Europe, Brksel.
- ( 1995) European Economy, Brksel.
Eurostat (1994) Demographic Statistics, Lksemburg.
Ferge, Z. ve j.E. Kolberg (der.) Social Policy in a Changing Europe iinde, Boulder,
Westview Press, s. 1 19-42.

227

Ferrera, M. (1984) 11 welfare state in Italia, Bologna, Il Mulino.


- (1987) "Italy" P. Flora (der.) Growth ta Limits. The European Welfare States Sin
ce World War I iinde, 1.2, s. 385-482.
- ( 1989a) "The Politics of health reform. Origins and performance of the Italian
Health Service in comparative perspective", G. Freddi ve U. Bjorkman (der.)
Controlling Medical Professionals iinde, Londra, Sage, s. 1 1 6-29.

- (1989b) "Political Economy e Scienza Politica: un Primo Bilancio", A. Panebi


anco (der.) nalisis della politica iinde, Bologna, Il Mulino, s. 451-68.
- ( 1993a) EC Citizens and Social Protection, Brksel, European Commission.
- (1993b) Modelli di Solidariet, Politica e riforme sociali nelle democrazie, Bologna, Il Mulino.

- ( 1995a) "The rise and fail of democratic universalism. Health care reform in
Italy; 1987-1994",Joumal of Health Politics, Policy and Law, 20(3).
- (1995b) "Party government and health care", Conference on Two Partitocracies
in Crisis: Belgium and Italy'de sunulan tebli, Brksel, Eyll.
Flora, P. (der.) ( 1986/1987) Growth ta Limits: The European Welfare States Since
World War II, Berlin, New York, De Gruyter, 3 cilt.
Flora, P. ve Heidenheimer, AJ. (der.) (1981) The Development of Welfare States in
Europe and North America, New Brunswick, Transaction.
Freire, ].M. (1993) "Cobertura Sanitara v Equidad en Espana" Actos del l Simposio
Sobre Igualidat Y Distribucion e la Renta Y la Riqueza, cilt VIII iinde, Madrid,
Fondacion Argentaria, s. 1 13-3 7.
Giner, S. ( 1993) "La modernisacion de la Europa Meridional", E. D'Auria ve]. Ca
sassas (der.) El estado modemo en Italia y Espana iinde, Barselona, Publicaci
ons Universitat de Barcelona.
Ginsborg, P. (1995) "Parentala, Clientela and The Republican State", Conference
on Strutturte e Metodi del Consenso nell'Italia Repubblicana'da sunulan tebli, Pi
sa, Nisan.
Guillen, A.M. (1992) "Social Policy in Spain: From Dictatorship to Democracy
(1939-1982)" Gunther, R., Diamandouros, P.N. ve Puhle H.]. (der.) (yaynlana
cak) The Politics of Democratic Consolidation: Southem Europe in Comparative
Perspective, Johns Hopkins University Press.
Karantinos, D. (1992) Greece, consolidated report for the Observatory on national
policies to combat social exclusion, Brksel, European Commission.
Kersbergen, K. Van (1995) Social Capitalism, Londra, Routledge and Kegan Paul
Kertzer, D.l. ve Brettell, C.B. (1987) "Recenti sviluppi nella storia della famiglia
italiana e iberica", Rassegna Italiana di Sociologia, no. 2, s. 249-89.
Koh!, ]. ( 1981) "Trends and Problems in Postwar Public Expenditure Develop
ment" P. Flora ve A.]. Heidenheimer (der.) The Development of Welfare States in
Europe and North America iinde, New Brunswick, Transaction, s. 367-412.
Kosonen, P. (1994) European Integration: a Welfare State Perspective, Helsinki, Uni
versity of Helsinki Sociology of Law Series, no. 8.
Leibfried, S. (1992) "Towards a European Welfare State" Z.Ferge ve J.E. Kolberg
(der. ) Social Policy in a Changing Europe iinde, Boulder, Westview Press, s.

245-279.
228

Lopez Noveo, ]. (1990) Spain's Welfare Tradition: a Developmental Perspective,


Madrid, Instituto Juan March.
Mann, M. ( 1986) "The Autonomous Power of the State: lts Origins, Mechanisms
and Results" ].Hali (der.) States in History iinde, Oxford, Blackwell, s. 109-36.
Maravall, j.M. (1992) What is Left? Social Democratic Policies in Southern Europe,
working paper of the juan March lnstitute, Madrid.
MISSOC (1994) Social Protection in the Member States of the Community, Brksel,
European Commission.
Moreno, L. ve Sarasa, S. (1992) The Spanish Via Media to the Development of the
Welfare State, working paper of the lnstituto e Estudios Sociales Avanzados,
Madrid.
Mozzicafreddo, ]. (1992) "Portugese Welfare State: dimensions and specific featu
res", Conference on Comparative Studies of Welfare State Development'ta sunulan
tebli, Bremen, Eyll.
OECD (1994) New Orientationsfor Social Policy, Paris.
- (1993) Revenue Statistics 1 965-1 993, Paris.
Orloff, A.S. (1993) The Politics of Pensions: A Comparative Analysis of Britain, Ca
nada and the United States, Madison, University of Wisconsin Press.
Paci, M. (1987) "Il sistema italiano di welfare ra tradizione clientlare e prospetti
ve di riforma" , U. Ascoli (der.) Welfare State all'ltaliana iinde, Bari, Latemza,
s. 297-326.
- (1987) "Pubblico e privato ne! sistema italiano di welfare", P. Lange ve M. Reg
ni (der.) Stato e regolazione sociale, Nuove prospettive sul caso italiano iinde,
Bologna, il Mulino, s. 27-93.
Pasquino, G (der.) (1993) Votare un solo candidato, Bologna, il Mulino.
Pereirinha,J. (1992) Portugal, consolidated report for the Observatory on national
policies to combat social exclusion, Brksel, European Commission.
Perez Diaz, V (1990) "El Espectro del Neo-clientelismo", El Pais, 5 Haziran, s. 15-16.
Perez Diaz, V ve Rodriguez, J.C. ( 1994) Inertial Choices, Spanish Human Resources
Policies and Practices, ASP research paper 2(b), Madrid.
Room, G.,j. Berghman vd. ile birlikte (1992) Second Annual Report, Observatory on
national policies to combat social exclusion, Brksel, European Commission.
Saraceno, C. (1992) Italy, consolidated report for the Observatory on national po
licies to combat social exclusion, Brksel, European Commission.

- ( 1994) "The ambivalent familism of the Italian Welfare State", Social Politics,
no. 1, s. 60-82.
Sarasa, S. (1995) "Altruistic associations and the Welfare State. A comparative
perspective", Second Catalan Sociological Congress'te sunulan tebli, Girona,
Nisan.
Shefter, M. (1977) Patronage and its Opponents: a Theory and Some European Cases,
Ithaca, Center for Intemational Studies, Westem Societies Program Occasional
Papers no. 8.
Skocpol, T. (1992) Protecting Soldiers and Mothers, Cambridge, Harvard Univer
sity Press.
Stone, D. (1984) The Disabled State, Philadelphia, Temple University Press.
229

G ney Avrupa'da Sosya l Ya rd m *


lan Gough

Son birka ylda, Gney Avrupa'nn sosyal refah sistemlerine


ilikin aratrmalarda ciddi bir art szkonusu. Gney Avrupa
devletlerinin kendilerine has refah yapsn, Kuzey Avrupa ve
dier OECD lkelerinin refah devletlerini anlamak iin geliti
rilmi kavramlar ve kategoriler nda aklamaya alan
analizler, betimleyici ve tarihsel almalarla birarada yer al
yor. Bu arada, Bat Avrupa'nn gney lkelerinin apayr bir re
fah rejimi oluturduunu iddia edenler de var: az gelimi sos
yal haklar ve zayf kamu uygulamasnn yamsra bu haklara
ilikin "msrif' anayasal vaatler; kilise, aile ve enformel eko
nomi zerinde kuzeydekine gre daha ar bir yk (Leibfried
1993). Bu gruba spanya, Portekiz ve Yunanistan her zaman
dahil edilmitir; normal olarak Gney ya da tm talya, bazen
de Fransa bu gruba dahil edilir. Bu makalede Fransa hari tm
bu lkeleri inceleyeceim ancak bunlarn arasna Trkiye'yi
(*) Bu makalede sz edilen aratrmay Sosyal Bilimler Aratrma Bursu ile
1993-94'te destekleyen Nuffield Vakf'na minnettarm. Sonular, Sosyal G
venlik Blm ve OECD tarafndan desteklenen, York niversitesi retim
yeleri Jonathan Bradshaw, John Ditch, Tony Eardley ve Peter Whiteford ile
ibirliimi yanstmaktadr. Makalenin ilk tasla hakknda grlerinden fay
dalandm Martin Baldwin-Edwards, Maurizio Ferrera ve Graham Room'a da
teekkrlerimi sunarm.

231

de katacam. Dar kapsamda dnldnde Trkiye'nin


byk ksm Avrupa'ya dahil saylmasa da, makale boyunca
'Gney Avrupa' terimiyle bu be lkeyi kastedeceim.
Gney Avrupa sosyal politikasnn ayrt edici niteliklerini
ortaya koyan en detayl alma Ferrera ( 1 996) tarafndan ya
plmtr. Ferrera'ya gre bu nitelikler unlardr:
1) Formel igcne dahil ayncalkl gruplara yksek, nfu
sun geri kalanna ise ok az ya da dzensiz yardmn salan
d, ikili gelir destei sistemi. Aynca, alma yandaki bi
reylere ve ailelere sunulan isizlik denei ve dier destekle
rin zayflna karn emeklilik dentilerinin olduka cmert
olmas da sistemin eitliki olmayan baka bir yandr.
2) Buna karn, salk hizmeti sistemleri evrenselcidir. Di
er ayni hizmetler gibi bu hizmette de uygulamalar, vaat edi
lenlerin ok gerisinde kalmaktadr: zel sektr, piyasalar ve
ayrcalklar kamu salk hizmetleriyle btnlemilerdir. lsraf
her zaman vardr ve verimlilik dktr.
3) Belirli kamu refah hizmetlerinin planlamas ve dat
mnda tikelcilik, klientalizm ve hatta yolsuzluk sklkla gr
lr. Weberci brokrasi modelinin aksine, siyasi destek iin
menfaat alveriinde bulunan siyasi partiler baskndr.
4) Dinamik transfer harcamalar ve vergi toplamada yaa
nan skntlar "devletin mali krizine" yol amtr. Gney Av
rupa lkeleri, tm Avrupa Topluluu ye lkeleri arasnda
kamu borlanmasnn GSMH'ya orannn en yksek olduu
lkelerdir ve bu konuda dier lkelerle aradaki farkn gittike
alaca tahmin edilmektedir.

Tm bu zellikler sistematik olarak birbirlerine baldr ve


siyasi krizler yznden de kendi kendilerini pekitirmektedir
ler. Klientalizm, brokratik ve haklara dayal bir reformun ya
plmasn engellerken, yksek destekler ikili bir emek piyasa
sna yol amaktadr; bu iki etmen, gvence ann gelitirilme
sini ve tm nfus iin gerekli hizmetlerin gerekletirilmesini
salayacak kamu finansman kaynaklarnn tketilmesine yol
amaktadr. Ayrca bu sorunlarn beraberinde getirdii sosyal
232

basklar, reform iin mcadele tabann zayflatacak ekilde,


aile, cemaat ve enformel ekonomi tarafndan masedilmektedir.
Bu makale, Gney Avrupa'daki sosyal politikann mali a
dan nemsiz ama sosyal adan nemli saylabilecek bir boyu
tunu, sosyal yardm programlar aracl ile ulusal bir gelir
"gvence a" salama konusunu incelemektedir. Yrrlkte
ki programlar gelitirme konusundaki basklar, Sosyal Dlan
mayla Mcadele Ynndeki Ulusal Politikalar Gzleme ve
1 992 Yeterli Kaynaklarla llgili Konsey Tavsiyesi'nde de grl
d gibi Avrupa Birlii'nden gelmitir. Kuzey Avrupa'da
emek piyasalar klasik sosyal sigorta programlarnn varsayd
ideal modelden uzaklatka, deien davran rntleri aile
nin ykmllkleriyle ilgili varsaymlar rttke ve "yeni
yoksulluk" deiik riskler ve gvensizlikler yarattka, sosyal
gvenlik reformuna duyulan ihtiya artmaktadr ( Room
1990) . Ancak Gney Avrupa'daki sosyal yardmn durumu ve
kapsam, amalar ve ynetimi, yoksulluu azaltmada ya da
dier baka amalar gerekletirmedeki etkinlii ile ilgili he
nz ok fazla ey bilinmemektedir.
Bu makale, York niversitesi Sosyal Politika Aratrma Biri
mi'ndeki alma arkadalarmla birlikte yrttm, OECD
lkelerinde sosyal yardm konu alan henz tamamlanmam
bir aratrmaya dayanarak, bu a kapatmay amalamakta
dr. Bu alma 1 992 ylnda, 24 OECD lkesindeki yardm
programlarn tm detaylaryla incelemektedir. Sosyal yardm
dzenlemeleriyle ilgili veriler iki tr anket ile topland; ilki il
gili devlet kademelerindeki grevlilere, tekisi de sosyal yar
dm hakknda bilgisi olan akademisyenlere gnderildi. Anket
lere verilen cevaplar harmanlanp, tek bir lke raporu haline
getirildikten sonra bilgi veren kiilere geerlilik snamas iin
geri gnderildi ve lkeleraras sistemleri karlatran bir cilt
oluturuldu (Eardley vd. l 996b). Bu cilt, lkeleraras dzenle
meleri karlatrp farklarn ortaya koyan daha detayl anali
tik bir rapor iin ham verileri salam oldu (Eardley vd.
1996a). Aksi belirtilmedike, aada sunulan tm bilgiler bu
iki ciltten alnmtr.
233

Sosyal yardm ve gvence alar - n tanmlar


"Sosyal yardm" terimi sabit veya evrensel bir anlama sahip de
ildir. Gney Avrupa'y tartrken bu nemlidir nk bu l
kelerdeki "sosyal yardm", kaynak tespitine dayal (resource-tes
ted) olmayan ama yetimler, gmenler, doal afet madurlan,
evsizler gibi gruplan hedef alan, geni bir sosyal yardm prog
ramn kapsamaktadr. te yandan terim, sosyal sigortann bir
paras olarak ynetilen (ihtiya tespitine dayal "sosyal emek
lilik dentileri" gibi) ihtiya tespitine dayal ya da gelirle ba
lantl (income-related) yardmlan genellikle iermemektedir.
Devletin bireylere ya da hanelere 'dorudan'1 gelir ya da hiz
met salad sadece temel mekanizma vardr (bkz. Atkin
son 1989: blm 7) . Birinci mekanizma, belirli bir sosyal kate
gori iindeki tm vatandalara gelir ya da istihdam durumun
dan bamsz olarak datlan, beklenmedik durumlar kar
snda verilen ya da "evrensel" olan desteklerdir. kinci olarak,
destein (a) istihdam durumuna ve (b) programdaki katk
paylanna bal olduu sosyal sigorta sistemi mevcuttur. Her
iki durum da az ok kat bir ekilde uygulanabilir. nc
mekanizma, uygunluk durumunun, dier kategorik koullann
yam sra hizmetten faydalanann cari ve sermaye kaynaklanna
bal olduu ihtiya tespitine dayal ya da gelirle balantl
yardmlardr. almamz asl olarak, ihtiya tespitine dayal
ya da kaynak tespitine dayal yardmlar olarak adlandrlacak
nc kategoriye odaklanacaktr.
Kaynak tespitine dayal yardmlar bazen "hedeflenmi" yar
dmlar olarak da adlandrlr ancak bu kullanm ok da akla
yc deildir. Beklenmedik durumlar karsnda verilen yar
dmlar ve sosyal sigorta programlannn her ikisi de dk ge
lir gruplanna ya da iddetli ihtiya iinde olan kiilere ynlen'Dorudan' olmas, yardmlann devlet kurumlan tarafndan nakdi ya da ayni
olarak salanmas ile snrlanmas demektir. Dier dorudan olmayan uygula
malar, vergi indirimleri ya da zel yardm ya da hizmetleri iermektedir. 'Birey
ler ve haneler' ise, yardm veya hizmetin karlamay dnd beklenmedik
durumun tanmna corafi konum dahil olsa da, belirli mekansal yerleri hedef
leyen hizmetlerin dahil edilmedii anlamna gelmektedir.

234

dirilebilir. Acil yardm ve hizmetler, evsiz ocuklar ya da uzun


sreli isizler gibi yoksulluk ve an ihtiya ile ilikili gruplan
hedef alabilir. Sosyal sigorta programlan, programn tm ye
lerinin altna dmeyecei bir gelir taban (ltalya'daki integra
zione al minimo gibi) oluturmak iin asgari emeklilik yardm
lan ya da baka yardmlar salayabilir. almamz, bu prog
ramlara ancak kaynak tespiti ierdii noktada deinecektir.
Kaynak tespitine dayal yardmlar iinde 3 ana grup tanm
lanabilir:
1 ) Genel Yardm: Belli bir asgari gelir standardnn altnda
olan tm kiilere nakit destei salayan programlardr. rnek
olarak, BK'daki Gelir Destei ya da Belika'daki Minimex veri
lebilir. ou kiinin "garanti edilmi ulusal gvence a" ola
rak dnd eye ok yakndr.
2) Kategorik Yardm: Yallar ya da isizler gibi belirli grupla
ra nakit destei salamaktadr.
3) Bal (Tied) Yardm: Konut ya da salk hizmeti gibi belli
bal mal ya da hizmetlere ayni ya da nakdi ekilde erimeyi
salamaktadr.
zleyen blmlerde bu nden sz edeceim. Tablo 1 bu
snflandrmay kullanarak be lkedeki yardm emalannn
kapsamn zetlemektedir.

Gney Avrupa'daki sosyal yardm: Ulusal kesitler


ita/ya
ehirlerde belediyeye ait yoksul yardmlarnn uzun bir gemi
i olduu halde, ltalya'da 19. yzylda yoksul yardmlannn
byk ksmn dini hayr cemiyetleri (opere pie) salamaktay
d. 1930'larda sosyal sigorta kurumlannn gelimesi balang
ta yardm programlannda bir deiiklik yaratmad. Sava son
ras yazlan anayasann 38. maddesinde "yaamak iin gerekli
gelirden yoksun ve alamaz durumdaki her vatanda geim
yardm ve sosyal yardmdan yararlanabilme konumunda
olur" dendii halde, sava sonras dnemde buna dair hibir
235

TABLO 1
ihtiya ve Gelir Tespitine Dayal
Ulusal Programlarn Snflandrlmas
lke

Genel yardm

Yunanistan -

ltalya

Kategorik yardm

Bal yardm

Korunmaya muhta ocuklar


program; Anneli!)i koruma
program; Hibir sigortas
olmayan yallar program

Hibir sigortas
olmayan yallar
iin konut
yardm

Pensione sociale;
Yerel nakit
Pensione di inabi/ita;
yardm
(minimo vitale) Asker emekli maalar

Yerel yardm
hizmetleri

Aile yardm; Ek yardmlar;


Konut yardm
Do!)um yardm; Yetimlere
maa; Sosyal maluliyet yardm;
Sosyal yallk yardm; Genlerin
topluma entegrasyonuna ynelik
yardm; Dullara yardm

Portekiz

ispanya

lngreso minimo Yallara ve zrllere ihtiya


tespitine dayal emekli maa;
de inserci6n
isizlik yardm

Trkiye

SYDTF

Yallk yardm ve
maluliyet yardm

Yei l Kart ile


sa!)lk yardm

Kaynak: Eardley ve diQerleri ( 1 996a), Tablo 2 . 1 .

yasal dzenleme yaplmad.


Aslnda ltalya'da ulusal bir sosyal yardm sistemi bulunma
maktadr. l 960'larda, dk gelirli emekliler (pensione sociali)
ve zrller (pensione de inabilita) iin ou sosyal sigorta de
neinden daha dk, garanti edilmi yardmlar salayan ulusal
kategorik programlar oluturulmutur. Nfusun geri kalan ks
m ise yerel yardm programlarndan, kiliseden ve gnll yar
dm kurumlarndan faydalanmaktadr. Bu tr yardm iin yetki
1972'de blgelere, l 977'de belediyelere kaydrlm, mahalli
idarelerin gc l 990'daki Yerel Muhtariyet Yasas ile daha da
artrlarak, sosyal yardm iin genel ereve oluturma yetkisi
blgelere verilmitir, ancak bunu yapmaya zorunlu klnmam
lardr. 1990'da on bir blge belirli ynergeler oluturmu veya
yardmlar sosyal ya da dier emeklilik yardmlarna balam
tr, geri kalan dokuzu ise ya hi ynerge belirtmemi ya da yet236

kiyi mahalli idarelere veya yerel salk otoritelerine brakmtr.


Minimo vitale henz bir vatandalk hakk olarak ortaya kma
mtr. Caritas gibi kilise kurumlarnn nemli bir rol vardr ve
dier STK'lar da 1 970'lerde ve 1980'lerde ortaya kmaya bala
mlardr. Btn bu aktrlerin sosyal politikadaki rolleri
199l'de karlan Gnll rgtler Yasas ile de gelitirilmitir.
Dolaysyla ltalya'da sistem, resmi bir gvence a yerine ye
rel ynetimler, kilise, gnll kurulular ve aileye dayanmak
tadr. L0demel ve Schulte ( 1 992) bunu, genel yardmn olma
ynn geni halk gruplarn yardm iin aile ve gnll kuru
lulara muhta brakt "eksik ayrtrlm yoksulluk rejimi"
(incomplete differentiated poverty regime) olarak tanmlamakta
dr. Yakn zamanda ulusal bir ereve kanunu (Leggo-quadro
sull'assistenza) karma denemesi baarszlkla sonulanmtr
(Ferrera 1987, ileri Bakanl t.y., Cerami 1979: blm 3,
Saraceno 1992, Negri ve Saraceno 1 996) .

spanya
Yakn zamana dek lspanya'da yoksul yardm, yerel idareler ve
kilisenin sorumluluu altndayd. Ulusal hkmet, ancak
1933'te Serseri Yasas ile sert kontroller getirerek devreye girdi.
Asgari gelir destei programnn kkleri 1960'ta Franko reji
minin Sosyal Yardm Ulusal Fonu'nu (FONAS) kuran kanunu
karmasna kadar dayanr. Bu yasa, getirisi belli (maa esasl)
sigorta kapsam dnda kalan yallar ve zrllere ynelik
Asgari Emeklilik ve Maluliyet Maalarn dzenlemektedir.
1978'de henz demokratiklemi spanya, ekonomik gven
lik ve garanti edilmi asgari gelir taahht eden (Madde 41) ye
ni bir Anayasa karmtr. 1984'te ise gittike artan isizlik kar
snda sosyalist hkmet sosyal yardm harcamalarnn bugn
ounluunu oluturan isizlik yardmn yrrle sokmu
tur. FONAS destekleri 1990 Sigorta D Emeklilik Yasas ile
birletirilmi ve hak olarak dzenlenmitir (Cabrero 1992) .
Bask yneticileri ancak 1988'de genel bir asgari gelir program
na (Ingreso Minimo de Insercin ya da Renta Minima) nclk
237

etmilerdir. Bu programn varyasyonlar lspanya'nn on yedi


Otonom Topluluu'nun (Balearik Adalan hari) on altsnda
uygulanmaktadr ama ulusal bir ereve mevcut deildir ve uy
gulanan programlar nemli lde farkllklar gstermektedir.

Portekiz
Portekiz'de Salazar sonras anayasada "ulusal bir asgari gelir
yaratma ve gncelleme" vaat edilmektedir (Madde 59, akt. Pe
reirinha 1992). Salazar diktatrlne kar devrimi takiben
ilk kategorik yardmlar (gene yallar ve zrller iin)
1974'te verilmeye balanmtr. O tarihten itibaren Portekiz,
doum yardm, yetim ayl, aile yardm ve genlerin toplu
ma entegrasyonuna ynelik yardm gibi, prim katkl olmayan
belirli yardm programlan uygulama konusunda epey ilerleme
kaydetmitir. Btn bu programlar koordineli olmayan bir e
kilde farkl bakanlklar ve kurumlar tarafndan idare edilmek
tedir. Portekiz, genel gvence a program yaratma dorultu
sunda ok az aba sarf etmitir.

Yunanistan
Yunanistan'da da sosyal yardm snrldr ve bir btn olarak
deerlendirildiinde sosyal gvenlik sistemi iinde ufak bir yer
tutmaktadr. Yakn zamana dek "sosyal yardm" terimi, dep
remzedeler ya da mlteciler gibi gruplar iin acil toptan koru
ma programlarna iaret ediyordu. Anlk krizlere kar daha s
rekli baz kategorik yardm programlar gelitirilmitir ancak
bunlarn hepsi ihtiya tespitine dayal deildir. Bunlardan ilki,
1960 ylnda yasalaan, yetim, tek ebeveynli, zrl, risk altn
da ya da yoksul ocuklara yardm gtrmeyi amalayan 'ko
runmasz ocuklar' programdr. Program asl olarak tarm ha
sadndaki dten etkilenerek yoksullaanlara ve l Sava
madurlarna yardm etmektedir; u anda da eski SSCB, Dou
Avrupa ve Akdeniz'in dier blgelerinden vatanlarna geri d
nen Yunanllara yardm salamaktadr. 1 973'teki 57 no.lu Ka238

nun Hkmndeki Kararnameyi takiben, dk gelir gruplarn


daki kiiler de tbbi harcamalarnn karlanmasndan yararla
nabilme konumu edinmilerdir. 1982'de yasalamasna ramen
yal ve zrl gruplar, dier Gney Avrupa lkelerinin aksi
ne, ncelikli olarak kategorik bir programla gvence altna al
nan gruplar olmamlardr. Genel gvence a program Yuna
nistan'da da mevcut deildir (Karantinos vd. 1992) .

Trkiye
l 923'ten itibaren Trkiye Cumhuriyeti tarafndan yrrle
konan batllama ve modernleme programna ramen, yoksul
yardm mahalli idarelerin ve slami kurumlarn alma sahas
iinde kalmtr. llk deiiklik, 1976'da, hi geliri olmayan ya
llar veya zrllere ynelik, 65 Yan Doldurmu Muhta
Gsz ve Kimsesiz Trk Vatandalarna Aylk Balanmas
Hakknda Kanun'un kmasyla gereklemitir. Ancak ,
1986'da Trkiye, muhta durumda olan ya da az bir eitim ve
retim yardm ile bamsz ekilde hayatn kazanabilecek ki
iler iin, eitli ek yardmlarla da olsa, bir genel yardm prog
ram oluturmu ve Sosyal Yardmlama ve Dayanmay Tevik
Fonu'nu kurmutur. 1992'de sosyal gvence kapsamnda olma
yan dk gelirli kiilere temel salk hizmetlerini sunmay
amalayan Yeil Kart uygulamas yrrle girmitir. Yerel sos
yal yardm uygulamasnn kapsam ve ilevi bilinmemektedir.

Gney Avrupa'da yardm: Ortak bir rnt


Farkl tarihsel rotalarna, sosyo-ekonomik ve kltrel nitelik
lerine ramen bu be lkedeki sosyal yardm pek ok ortak
zellik gstermektedir:

Ulusal gelir gvencesi amm olmay


En ayrt edici zellik, byk anayasal taahhtlere ramen, ye
terli geliri olmayanlara destek salayacak bir ulusal yardm
239

programnn bulunmaydr. Sosyal refah kanununun kodifi


kasyonu ve kanuna bal, asgari yaam seviyesini tanmlamaya
ynelik, zerinde uzlalm standartlar mevcut deildir.

Gruba-zg ulusal yardm programlannm varll


Trkiye dndaki tm lkelerde gruba-zg ya da kategorik
yardmlarn bolluundan sz edilebilir. Be lkede de yal ve
zrller iin ulusal sosyal sigorta sistemine bal emeklilik des
tekleri mevcuttur. ounda, yetimler ya da korunmaya muhta
ocuklar iin ihtiya tespitine dayal olmayan programlar vardr.
Dier kategorik yardm programlan tm blgede eitlilik gs
termektedir, rnein lspanya'da geni bir sizlik Yardm Prog
ram mevcuttur. Farkl programlar, farkl devlet bakanlklar ya
da kurumlan tarafndan ynetildiinden en sk rastlanan zellik,
koordinasyon eksiklii ve parallktr. Sonuta, tm lkelerde
yal ve zrller (ne kadar etkili olduu zamanla ortaya ka
cak olan) bir eit ulusal korunma altnda iken dier gruplar
mevcut yerel yardma gvenmek durumundadr.

Adem-i merkeziyeti ve dzensiz temel programlar


Mevcut tm genel yardm programlan, yakn zamanda ortaya
kmtr ve blgesel (lspanya) ya da yereldir Otalya, Trkiye) .
zellikle tm Gney Avrupa'da ska rastlanan, bir sefere
mahsus acil yardm dentilerinden yararlanabilme konumun
da olanlarn belirlenmesinde, yerel sosyal refah grevlileri ge
ni bir takdir hakkna sahiptir.

Ortak ikamet koullan


Be lkenin tamamnda, vatandalk, etnik veya dilsel farkllk
ya da gmenlik statleri yznden yardm alma hakknn d
nda tutulan ok az grup vardr. rnein, Krfez Sava'ndan
kaan Krtler, Trkiye'deki SYDTF'nin datt yardmdan
yararlanabilme konumunda olmulardr. Yardmlann dnda
240

tutulan asl grup, saylan ciddi miktarlara ulaan yasa d g


menlerdir. Ancak adem-i merkeziyetiliin bir sonucu olarak,
ikamet gereklilii, ltalya'da Belediye snrlar iinde bir yl, ls
panya'da blge snrlar iinde bir yl (ihtiya tespitine dayal
emeklilik maa alabilmek iin on yldr) ve Y.nanistan'da ise
iki yldr oturuyor olmak eklinde dzenlenmitir. 2

Sk ve enformel ihtiya tespiti


ihtiya tespiti bir adan ok sk yaplmaktadr: herhangi bir
gelir ya da varlk iin hibir muafiyet sz konusu deildir ve
gelir arttka verilen yardm miktar azalmaktadr. Bunun d
nda, yardmdan yararlanabilme konumu edinme aamasnda
Yunanistan ve Trkiye'de (ekirdek aileninkinin tersine) ha
nenin kaynaklan deerlendirmeye katlmaktadr. te yandan,
deerlendirme prosedrleri ve ihtiya tespiti, genellikle sadece
gelirin ve mlklerin yazl beyanndan baka bir eye ihtiya
duyulmakszn enformel olarak yaplmaktadr.

Sosyal yardmn sosyal gvenlik iinde az yer tutmas


Tablo 2, sosyal yardmn tm sistem iindeki yerini ltle
deerlendirmektedir. Sosyal yardm alan hanelerdeki kiilerin
says tm lkelerde dktr: talya hari, Avrupa Birlii or
talamasnn yarsndan da azdr. Bu rakamlar, blgesel ve de
mografik eitsizlikleri gizlemektedir. spanya hari tm lke
lerde yardm alanlarn ounluunu yallar ve zrller olu
turmaktadr. lspanya'da isizlik yardm program, daha ok
genler ve uzun sreli isizlerin oluturduu %20'nin zerin
deki isizlik oran ile birlikte dnldnde, yardm alan
hanelerin azmsanmayacak miktarda olduunu gstermekte
dir. 1982'de isizlik yardm alan hane says 106.000 iken, bu
rakam 1992'de 937.000'e ykselmitir. spanya ve talya dn2 'Kta' Avrupa Topluluu'nda bu tip kstlamalar ortak olarak grlr: en u r
nek yabanclara RMI'dan (Revrnue Minimum d'Insertion) yararlanma konumu
edinmeleri iin 10 yl ikamet art getiren Fransa'dr.
241

TABL0 2
Sosyal Yardm: Yardm Alan Ki'i Says ve Harcamalar

lke
Yunanistan
ltalya
Portekiz
ispanya
Trkiye
AT 12 ortl.

Sosyal
gvenlik
GSYIH
Nfus
harcaiinde
malar
iinde
SY harca- iinde
SY alan
SY'n
masnn
kii
says (%) pay (%) pay (%)
0.7
4,6
2, 1
2,7
6,3

0, 1
3,3
0,4
1 ,2
0,5
1,9

SY alan
kii saysndaki
deiim
(%)
1 980-92

SYHI
GSYIH
oranndaki
deiim
(%)
1980-92

Sosyal
gvenlik
oranndaki
deiim
(%)
1980-92

9,1
3,8
8,4

+ 1 ,2
+ 1 ,2

o.o
+0.4
+0,2
+ 1 ,0

-0,4
o.o
+1,5
+6,3

1 1 ,5

+2,5

+0,8

+4,2

Kaynak: Eardley vd. (1996a), Tablo 2.3'ten 2.S'e dek; Stun 3 ve 6: Sosyal Gvenlik verileri,
devletin yaptg sosyal gvenlik hesaplamalarnn kullanldg Portekiz hari, OECD'nin Hanehalk Transfer Veri Taban'ndan alnmtr.

daki lkelerde, sosyal yardmn harcamalar iindeki pay Avru


pa Birlii ortalamasnn ok altndadr.

Dk yardm miktarlar
Gney Avrupa'daki sosyal yardmn imdiye kadar belirtilen
zellikleri yardm miktarlarn karlatrma ve miktarlara dair
tahmin yapmay sorunlu hale getirmektedir. Sosyal minimaya
dair Avrupa Birlii verileri, drt gney ye lkenin, yallk,
maluliyet (talya hari) ve -yasal olarak destek garantisi veril
memi olan- isizlie kar sosyal korumada deimez ekilde
en dk deerlere sahip olduklarn gstermektedir (Europe
an Commission 1993: 62). Ancak bu veriler, farkl aile tiplerini
etkileyen yardm ve maliyet paketlerini dikkate alamamaktadr.
Bunu dikkate alabilmek iin, almamzda model aileler
kullanlarak ekte anlatld ekilde simlasyon altrmalar
yaplmtr. Bu yaklam, ortalama yardm miktarlarnn lke
leraras iki trl karlatrmasn mmkn klmtr: deme
miktarlarn ortak bir para birimi cinsinden ifade ederek mut
lak olarak karlatrma ve yardmlar lke bazndaki ortalama
242

TABL0 3
Sosyal Yardm Alan Ailelerin Net Aylk Harcanabilir Gelirleri, 1992
(Satnalma Gc Paritesiyle $)

lke
Yunanistan
ltalya
Portekiz
ispanya
AT 1 2 ortl.

35 ya beklk
48
(388)
251
312
368

ift +
7 yandaki
ocuk
35 ya ift

Tek
ebeveyn +
7 yandaki
ocuk

68 ya
bekar

52
(833)
270
417
627

60
(666)
270
377
524

60
388
1 24
208
378

48
(705)
251
358
531

Yntemler iin bkz. Ek. ltalya'ya ait de!)erler, emekli aileler hari btn hanelerin yardm
alma olaslklar ve yardm miktarlar hakknda iyimser varsaymlarda bulundu!)undan dik
katle incelenmelidir.
Kaynak: Eardley vd. (1 996a), Tablo 6.5.

maa ya da gelir seviyesiyle greli olarak karlatrma. Tablo 3


ilk yntemi uygulayarak, alt farkl aile tipinin toplam kullan
labilir gelirlerini, ortak bir para birimi cinsinden ifade ederek
karlatrmaktadr. Her bir aile tipinin sosyal sigortadan fay
dalanmad varsaylm, ancak yararlanabilme konumunda
olacaklan sosyal yardm gibi dier destekler hesaba katlmtr.
Btn aile tipleri iin yardm miktarlarnn Gney Avrupa'da
ok daha dk olduu tabloda grlmektedir.
Tablo 4 ise tm aile tipleri iin iki yntemi de kullanarak ya
plan toplam tahminleri gstermektedir. Konut maliyetlerinin
dikkate alnd ve alnmad durumlardaki yardm miktarlan
arasnda ayrm yaplmaktadr. Tm hesaplamalarda Gney Av
rupa'daki yardm miktarlarnn dk olduu tabloda aka
grlmektedir. Simlasyon yntemi yardmdan yararlanabilme
konumunda olanlann gerekten yararlandn varsaymaktadr;
ancak, olduka paral, yerele dayal ve dzensiz Gney Avrupa
sistemlerinde bunun gereklemesi pek de mmkn gzkme
mektedir; bu nedenle gerekte yardm miktarlan dier OECD
lkeleri ve Avrupa Topluluu lkelerinin gerisinde kalmaktadr.
Gney Avrupa iinde, talya en yksek, Yunanistan (ve tabloda
bulunmayan Trkiye) en dk yardm miktarlanna sahiptir.
243

Yaygm yoksulluk
Tablo 4, her ulusun ortalama denk (mean equivalent) harcama
larnn yarsnn altndaki hane harcamalar olarak ifade edile
bilecek (Ramprakash 1994) greli yoksulluk tahminlerini,
drt Gney Avrupa lkesi iin gstermektedir. Bu tahminlere
ihtiyatla yaklalmaldr ancak drt lkede de yoksulluk oran
nn dier tm ye lkelerden daha yksek olduu aktr. tal
ya, lspanya ve Trkiye'deki blgesel eitsizlikler de bunu des
tekler niteliktedir. rnein ltalya'nn gneyindeki yoksulluk
oram (yukarda tanmland gibi) , tm ltalya'mnkinin iki kat
deerdedir (Saraceno 1992) .

Avrupa balamnda gney sosyal yardm rejimi


Yukarda aklanan zellikleri bir Gney Avrupa sosyal yardm
rejimi tanmlayarak zetleyebilir ve OECD dnyasndaki dier
TABL0 4
1992'de Sosyal Yardm Miktarlar ve Yoksulluun Kapsam,
1987-1990

lke
Yunanistan
ltalya
Portekiz
ispanya
Stun 1 :

Mutlak
yardm miktarlar:
Konut maliyetleri
hari/dahil
-91 / - 1 1 9
(O) I (28)
-63 / 90
-45 / -41

Greli yardm
miktarlar:
Yoksul nfus (%)
Maliyetleri dahil
1987-90
-16
(60)
19
25

1 8,7
2 1 ,1
24,5
1 6,9

Sosyal yardm alan kiilerin satn alma gc paritesine gre hesaplanm (ko
nut maliyetleri hari / dahil) harcanabilir gelirlerinin tm OECD lkeleri ortala
masna oran: dokuz aile tipinin ortalamas.
Stun 2:
Sosyal yardm alan kiilerin harcanabilir gelirlerinin, aile reisinin ortalama er
kek kazancn elde edebildii ayn aile tiplerinin harcanabilir gelirlerine oran:
konut maliyetleri dahil olarak alt aile tipinin (yani tekil emekli, emekli ift ve
3 yanda ocuklar olan ift hari) ortalamas.
Stun 1-2: Yntemler iin bkz. Ek. ltalya'ya ait deerler, emekli aileler hari btn hane
lerin yardm alma olaslklar ve yardm miktarlar hakknda iyimser varsaym
larda bulunduundan dikkatle incelenmelidir.
Stun 3:
Ulusal ortalama denk harcamann %50'sinden az geliri olan hanelerde yaa
yan kiiler.
Kaynaklar: Eardley vd. (1996a) Tablo 6.7a, 6.7b, 7.6b; Ramprakash 1 994: 1 20.

244

rnekleriyle karlatrabiliriz. L0demel ( 1 992) ile L0demel ve


Schulte ( 1992) , bu alanda nclk eden almalarnda sosyal
hizmet ltlerinin yardm almaya bal olup olmamas ve
programlarn merkezilik derecesi eklinde iki kriter kullana
rak drt "yoksulluk rejimi" tanmlamlardr. "Eksik ayrtrl
m" olarak tanmladklar bir rejim, Fransa ile Gney Avru
pa'nn Latin lkelerini kapsamaktadr. Kendilerinin bu iki kri
terinin geerliliine katlyoruz fakat yukarda belirttiimiz di
er etmenlerin de gz nne alnmas gerektiini dnyo
ruz. Bu balamda OECD ierisinde 8 farkl sosyal yardm reji
mi belirleyebiliriz. ABD, Japonya ve Avustralya'nn her biri
farkl sistemlere sahipken Avrupa'da 5 sistem grlmektedir.

Btnlemi gvence ama sahip refah devletleri:


ngiltere, rlanda ve Almanya
Bu grup, kark ama yeterli sayda ortak zellikle biraraya gel
mitir. ngiliz Gelir Destei sosyal sigorta seviyesinde ya da altn
da geni bir gvence a sunan byk, ulusal ve genel bir prog
ramdr. Konut yardm da dahil edildiinde, yardm miktar
OECD ortalamasnn zerine kmaktadr. Yardm alma hakk,
greli olarak iyice kklemitir ve ihtiya tespiti, Aile Kredisi yo
lu ile ocuklu kiilere alma teviki vererek ciddi esneklikler
gsterir. lrlanda ise ilk bakta farkl gzkr: lngiltere'deki gibi
ihtiya tespitleri ve yararlanabilme konumlar ile nfusun byk
bir ksmn kapsayan kategorik yardm programlar mevcuttur;
ancak, gn getike daha entegre bir sistem olumaktadr. Al
manya farkl bir tarihsel gemie sahip olduu halde benzer e
kilde gelime gstermitir: Federal toprak yapsna ramen Sozi
alhilfe, corafi olarak eit, kanunla belirlenmi, haklar temelinde
tanmlanm, yaygn ve ortalama cmertlie sahip bir sistemdir.3
3 L0demel ve Schulte'nin ( 1992) Almanya'y ayn bir kategoriye koyan argman
lan, pratikte sosyal sigorta ve sosyal yardm kanm olarak nitelendirilebile
cek, isizlere ynelik ayn bir programn ve daha geni aile sorumluluklannn
varlgn beraberinde getirmektedir. Bu bahsedilen zellik, Avrupa'da Almanca
konuan lkelerde ortak olarak gzlemlenir ancak ok da nemli degildir. Yine

245

kili sosyal yardm: Fransa ve Benelks lkeleri


Bu lkeler belirli gruplar iin kategorik yardm programlar
sunmakta ve bunlar genel bir temel gvence a salayan daha
yeni programlar ile desteklemektedirler. Yerel takdir yetkisi ha
len mevcuttur, ancak bu yetki, ulusal ve dzenleyici bir at al
tnda yer almaktadr. Kazanlarn gz ard edilmesi gibi kay
nak tespiti sreleri de ksmen esnektir. Ancak verilen yardm
miktarlar bakmndan cmert Hollanda ve Lksemburg ile or
talamann altndaki Belika arasnda farkllklar grlmektedir.
Tm lkeler, toplumsal btnlemeye yardm etmesi asndan
alma veya eitim alma koullarm da kullanmaktadr.

Sadece en muhtaca ynelik


sosyal yardm: Kuzey lkeleri
Tam istihdam ve evrensel refah sunumu gelenei, sosyal yardm
bu lkelerde sosyal programlarn kenarlarna srklemitir - en
azndan isizlik problemi Danimarka'y 1980'lerin sonlarnda,
Finlandiya, lzlanda ve lsve'i 1990'larda vurana dek. Her lke
nin cmert yardmlar ieren tekil genel bir yardm program var
dr. Ulusal dzenleme ereveleri bulunmasna ramen, yerel
makamlarn rol nemlidir ve sosyal hizmet ile sosyal bakm
arasndaki balar korunmutur. Sk ihtiya tespiti, ailenin finan
sal ykmllkleri fikri ile birlemekte ve bu da, baka pek ok
lkeden daha fazla, zellikle de birlikte yaamaya bal olarak,
bireye vurgu yapmaktadr. Norve dndaki lkelerde genel, va
tandalk temelli prosedrler bu vurguy hafifletmektedir.

Cmert ama yerel ve dzensiz yardm:


Avusturya ve svire
Bu lkeler, hem kuzey hem de gney Avrupa modellerinin
zelliklerini tamaktadr. Yardm, sosyal hizmet ve geni akrade belirli alardan Almanya, aada belirtilen ikinci grup lke ile bu grup ara
snda bir kpr olarak alglanabilir.
246

balk ykmllklerine bal yerellemi, dzensiz destei


ierir. Ancak, yardm miktarlar ortalamann zerindedir - s
vire (seilen kanton ve topluluklara gre) OECD lkeleri ara
snda en cmert yardm miktarn sunmaktadr. Yine de, ok
az kii sosyal yardma bavurmaktadr. Bu da, ksmen erkekler
iin istihdamn gereklemi olmasna, ksmen de yerel sosyal
refah alanlarnn mdahalelerinin ciddi anlamdaki etkisine
balanabilir.

Az gelimi yardm: Gney Avrupa ve Trkiye


Ulusal kategorik yardm programlar, belli zgl gruplar kap
samaktadr; zellikle de yallar ve zrlleri. Bunun dnda
belediye tekilatlar ya da (Yunanistan ve Trkiye'de ulusal
olarak dzenlenen) dini hayr kurumlar tarafndan sunulan
yerel ve dzensiz yardm mevcuttur. htiya tespiti ok sk
kurallara bal deildir ve Trkiye dndaki lkelerde ykm
llkler ekirdek ailenin tesine gememektedir. Para yard
m, sosyal hizmet ve dier hizmetlerle birletirilme eilimin
dedir. Yardm miktarlar ounlukla ok dktr, baz grup
lar ve blgeler iin mevcut bile deildir.
Be gney lkesinde btnlemi ulusal bir gelir gvencesi
ann bulunmaynn, sadece onlara zg olmad aktr.
Kuzey lkeler ve Alp lkeleri iin de bu durum geerlidir. Fa
kat gney lkelerinin tersine btn bu lkelerde tam istih
dam, refah devletinin ondan ayn dnlemez bir niteliidir
(Therborn 1986) . Norve dndaki kuzey lkelerinde isizlik
oran 1990'larda trmana gemi ancak kapsaml, vatandalk
temelli sosyal refah anlay ounlukla korunmutur. Gney
beli, birletirilmi bir sosyal yardm programnn, yakn ge
mite tam istihdama dair kurumsallatrlm bir taahhdn,
ya da kapsaml bir sosyal gvenlik sisteminin olmay bak
mndan zgl bir konuma sahiptir.

247

Sosyal yardm rejimlerini aklama


Sosyo-yapsal etmenler
Hem sosyo-yapsal hem de siyasi-kurumsal etmenler, Gney
Avrupa'daki sosyal yardmn geri kalmln aklamada yar
dmc olur (Ferrera 1996) . Her iki etmeni de srayla ele alalm.
Drt sosyo-yapsal faktrle balayalm: ekonomik gelimilik
seviyesi, aile-hane yaps, emek piyasasnn zellikleri ve g.
Gney Avrupa geri kalmlnn bir aklamas ekonomiktir.
Sanayileme ve baz ynleriyle modernleme, Gney Avrupa
iin yakn tarihli gelimelerdir. Bu nedenle yardm programlan
da, geen iki yzylda kuzey-bat Avrupa'da kolektivizasyon s
releri ile ortadan kalkm olan modernlik ncesi zellikleri
gstererek geriden gelmektedir (de Swann 1988, blm 2) . Bu
yaklam Portekiz, Yunanistan ve Trkiye'yi aklamaya yeterli
olmasna ramen lspanya ve zellikle ltalya iin yetersiz kal
maktadr. Yunanistan'da igcnn %22'si, Trkiye'de ise
%44' tarmda istihdam edilirken ltalya'da bu oran sadece
%8'dir. ltalya'da kii bana den gelir Trkiye'dekinin 3 kat
dr. lkeler arasndaki bu tip farkllklar, basit bir "gelime ev
releri" aklamasnn yeterli olmadn gstermektedir.
teki iki etmen, devlet-i-aile geninin dier yanna dein
mekte ve Gney Avrupa'da kamu gvence ana dnld
nden daha az gerek duyulduunu, byle bir yap kurmann
nnde byk engeller olduunu belirtmektedir.
Bu etmenlerden ilki "gneyli aile"nin doas ve roldr.
Tablo 5'te grld gibi, drt Avrupa Topluluu ye lkesi
nin demografik ve aile yaplar kuzey Avrupa lkelerinden ol
duka farkldr. Boanmalar, evlilik d doumlar (Portekiz
hari) ve tek ebeveynlik nadir rastlanan durumlardr. Buna ek
olarak, yallarn daha byk bir ksm ocuklaryla birlikte
yaamaktadr: 1985'te lspanya'da bu oran %37, ltalya'da ise
1990'da %39'dur (OECD 1994b: l05). Avrupa Komisyonu'na
gre (European Commission 1995a: 19) : "Evlilik ncesi bir
likte yaama, evlilik d doumlar, boanmalarn skl, tek
chcveynli aileler, yeniden yaplandrlm aileler gibi Kuzey
248

TABLO 5
Baz Demografik. Sosyal ve Ekonomik Gstergeler

lke
Yunanistan
ltalya
Portekiz
ispanya
AT 1 2

Dourganlk
oran
1992

Evlilik d
doumlar
(%)
1992

1,4
1,3
1 ,6
1,2
1,5

3
7
16
10
18

Kaynaklar: Stun 1 -3
(1994b: 1 1 5).

ve

Kadn
Tek ebeveynli
Aile iisi
istihdam/
aileler
olarak
nfus
alan
(%)
1980-9 1 genler (%)
1990-91
6
9
6
12

36
34
55
29
44

69
65
58
61
39

5: European Commission (1995a: 18, 19, 49), Stun 4: OECD

Avrupa'da olaan hale gelmi ou olay, gney iin hala marji


nal durumdadr" .
Bu ve dier zellikler, ailelerin dayanmasn glendirmekte
ve aksi durumda dlanacak olanlara ailenin daha fazla maddi
ve sosyal yardm salamasna imkan vermektedir. Ailenin bir bi
reyi, istihdamn birincil bir sektr ve beraberindeki sosyal yar
dmlar ile ilikisini devam ettirdii srece, eitli aile gvence
alan herhangi bi.r kamu gvence ann yerini tutabilecek hale
gelmektedir. Bunun dnda, sosyal yardm tipik olarak ekirdek
bir aileyi varsaymakta ve ihtiya tespiti yapmak iin kk ve
istikrarl hanelere gereksinim duymaktadr (Goodin 1992). Do
laysyla, Gney Avrupa rnts ihtiya tespitinin geniletil
mesini engelleyecek rgtsel sorunlar barndrmaktadr.
Trkiye hari tm gney lkelerinde dourganlk orannda
ki hzl ve benzeri grlmemi d, tm bunlarn tersine i
lemektedir. Bu sre nmzdeki yllarda nfus iindeki yal
insan saysnda hzl bir arta yol amann yan sra gelecekte
ailelerin yelerine bakabilme yetisini de azaltacaktr. Bu kuak
kaymas -u andaki bykannelerin yerini yalanan l 960'lar
kuann almas- aile dayanmas asndan da hzl deiik
likleri beraberinde getirebilir.4
4 "Nesil" kavramnn modem toplumlardaki bir deiken olarak teorik ve pratik
nemi konusunda aratrmalar mevcut deildir.

249

Sosyo-yapsal farkllklarn nc boyutu istihdam yaps


dr. sizlik asndan tek biimli bir rntnn varlndan sz
edilemez: daha gelimi bir ekonomik yapya sahip olan talya
ve spanya'da isizlik oran AB ortalamasnn zerindedir, ama
dier lkede bu deer ortalamann altnda seyretmektedir.
stihdama bakldnda ise, tm lkelerde ortak olarak zellikle
kadnlarn igcne dk oranda katlm (Portekiz hari) ;
geni bir enfonnel sektr ve kendi hesabna alan saysnn
fazlal ile birlikte yksek bir eksik istihdam gzlenmektedir.
Enfonnel sektrle ilgili veri sknts olsa da tabloda buna dair
bir gsterge mevcuttur: drt AT ye lkesinde gen nfusun
%58 ila %69'u aile fertlerince istihdam edilmektedir. 5 gc
piyasasnn bu zellikleri ihtiya tespiti iin gereklilii azalt
makta, uygulama glklerini artrmaktadr. Geni enformel
gelir kaynaklarnn varl, fonnel ekonomide kazanlm geli
rin, tm kaynaklarn bir lt olarak kullanlmasn geersiz
klmaktadr (Gough 1994, Goodin 1992) .
Drdnc ve son zellik ise gtr. Gney lkeler son yllar
da da g verir olmaktan kp, g alr duruma gelmilerdir.
Bu durum, ksmen kuzey lkelere daha nce gm olan ii
lerin geri dnlerinden, ama esas olarak istisnai yeni g dal
galarndan kaynaklanmaktadr. Yeni g dalgalan, Yunanistan'a
Balkanlar ve eski Sovyet blokundan gelen etnik Yunanllarla
yasal olan ve olmayan Arnavut gmenleri, Afrika'daki eski ko
lonilerden gelen Portekizlileri, Mark ve Marip'ten talya, s
panya ve Yunanistan'a gelen mltecileri ve yasal olmayan g5 Trkiye'deki emek piyasas, tarmda istihdamn yksek oranda olmas ve nfus
art ve dourganlk oranlarnn hala yksek deerlerde seyretmesi nedeniyle
dierlerinden farkllamaktadr. Yine de 1993 OECD Raporu tm gney Avru
pa'da geerli olan u zellikleri belirtmektedir:
Trkiye'deki emek piyasasnn bir baka nemli zellii kentsel blgelerde
kadnlarn igcne olduka dk katlm oranlardr... Hem enformel sek
trde hem de tarmda ocuk iilerin istihdam edilmesi, gelirin blgesel da
lmndaki ciddi eitsizlikler ve tarmda byk miktarda mevsimlik g, di
er zelliklerdir... Kentsel igcne dahil pek ok kiinin kken sektrleri
olan tarmla ekonomik ve sosyal balarn bir ekilde koruyor olmalar da
dikkat ekicidir. Baka bir ayn edici zellik ise toplam kentsel istildam
iinde kamu sektrnn yksek paydr (OECD 1993: 36-37).
250

menleri kapsar. Bu g hareketleri devlet ya da gnll kuru


lular zerinde yeni bir talep basks oluturmaktadr. Ancak,
bu basknn daha sistematik bir devlet destei yaratma potansi
yeli asgari dzeydedir; kamusal tartma daha ok, rk, vatan
dalk ve gmen haklan gibi konulara odaklanmtr.
Drt AB lkesinin birbirinden farkllat pek ok boyut
gndeme getirilebilir. rnein, Portekiz'de isizlik oran dier
lkeden dktr. Ancak aile, i ve g konulannda, be
lkenin tmnde gzlenen gvence ann yokluunu anla
mamza yardm edecek paralelliklerden sz edilebilir.

Siyasi-kurumsal etmenler
Yukanda saylanlara ek olarak, Gney Avrupa devletlerinde
kurumlam bir sosyal yardm rejiminin yokluunu aklaya
cak siyasi-kurumsal etmen mevcuttur: rejim tipinin besle
dii kar gruplan, farkl siyasi sreler ve kategorik yardmn
tarihsel gelime rnts.
tk olarak, be lkenin tm Esping-Andersen'n ( 1990) ta
nmlad gibi "muhafazakar-korporatist" bir refah rejimini mi
ras almlardr. Bu rejim, yelerinin desteklerini koruyan ve ge
nileten aynm kar gruplan yaratan, aynm sosyal sigorta
sistemlerine sahiptir. Bu kar gruplannn, devlet tarafndan fi
nanse edilen bir gvence ann salanmas gibi evrenselci re
formlara kar koymalan beklenebilir. Garantismo'ya ait emekli
lik sisteminin ve dier desteklerin yksek maliyeti, radikal sos
yal gvenlik reformlannn nn kesmektedir. Fakat bu zellik
gney yresinin farklln ortaya koymaya tek bana yeterli
deildir, nk bu tip bir akl yrtme ile Bat Almanya'daki So
zialhilfenin oluumunu ve genileme srecini aklayamayz.
lkinci aamada, gney devletlerinin farkl siyasi srelerine
odaklanyoruz. Ferrera ( 1 996) , bu sreleri aadaki gibi
zetlemektedir:
Refah haklan; ak, evrenselci bir siyasi kltr ile kendi ku
rallannn ynetiminde kat, Weberci ve adil bir devlet anlay

251

zerine oturtulmamtr. Aksine, bu haklar Avrupa'nn bu


blgesinde tarihsel olarak varl sabit olan hami-hamilik edi
len ilikilerinin mant ile alanm, kapal, tikelci bir siyasi
kltre ve 'yumuak' devlet aygtna dayanmaktadr.

Ferrera, sosyal politika konular evresinde gelien "g


oyunlar"n ekillendiren matrisin esini yle tanmla
maktadr: 'yumuak' devlet anlay, gl siyasi partiler ve
ideolojik kutuplama.6 AT'nin drt gney ye lkesinde sol
partiler, evrensel salk hizmeti salamak konusunda baarl
olmularsa da, bu baarlarn sosyal gvenlik alannda tekrar
layamamlardr. Radikal soldan gelen muhalefetin yan sra,
yardma ilikin alternatif bir yolun nn amlar ve daha
ok sayda enformel sektr iisinin patronaj arayna girme
sine neden olmulardr. Gney ltalya'da maluliyet yardmlar,
maluliyet emeklilik sisteminin yannda l 980'lerde ortaya k
vermi ve l 990'larn balarnda iyice yaygnlamtr. Her ikisi
de gney ltalya'da isizlere alternatif bir yardm salamaktadr.
Baka bir deyile klientalist sistem, siyasi partilerin, mevcut
kategorik yardm programlarn baka ihtiyalara hizmet et
meleri iin uyarlamalarna olanak salamakta, patronaj ise va
rolan sistemi yeniden tanmlama ve reformlar engelleme y
nnde ilemektedir.
nc aklama, gney lkelerinin kategorik yardm prog
ramlarnn farkl tarihsel gemi ve geliimlerine odaklanmak
tadr. 19. yzylda lkelerin tmnde ulus-devlet, hane ii ya
da hane d yardm dorudan salamada veya hayr kurumla
r, cemaatler ya da dier yardm kurumlarn dzenlemede, ya
ni yoksul yardmnda ok kk bir rol stlenmitir. 1 890'da
talyan hkmeti tarafndan yrrle konan devletin hayr
kurumlarn kontrol ve 1930'da lspanya'da karlan Serseri
Kanunu dnda, yoksul yardm yerel hkmetin ve asl ola
rak dini hayr kurumlarnn sorumluluunda kalmtr. Gney
lkelerinin hibiri bu cemaat yardmlarn birletirme ve ulu
sallatrma yoluna gitmemitir (de Swann 1 988: blm 2) .
6 nc zellik Ferrera'nn ilgilenmedii Trkiye'ye uygulanamaz.

252

Tm Bat lkelerinde olduu gibi, yoksul kanunundan nihai


kopu, gerek muhta (deserving) olarak nitelendirilen gruplar
-ki hemen her durumda hedef kitle yallardr- iin ayr yar
dm programlarnn gelitirilmesiyle meydana gelmitir. Bri
tanya lrlanda ve Finlandiya hari tm skandinav lkelerinde
bu kopu, lkinci Dnya Sava sonrasna dek gereklememi
tir. Yunanistan ve lspanya'da 1960'ta, ltalya'da 1969'da, Porte
kiz'de 1974'te ve Trkiye'de 1976'da gereklemitir.
Ancak bu durum, Hollanda ya da Fransa gibi lkelerdekin
den farkl olarak, birletirilmi ulusal bir gvence a yaratan
nc bir reform dalgasna yol amamtr. Bunu aklamak
iin L0demel ( 1992) , 'gerek muhtalar' (yal ve zrller)
iin kategorik yardmn 'gerek muhta olmayan' (undeserving)
olarak nitelendirilen, alabilecek durumdaki ve alma ya
ndaki yoksullara ynelik yardm uygulamasnn gelimesi
zerindeki etkisini incelemektedir. Emeklilere ihtiya tespitine
dayal yardm salanmas, prim katkl sosyal sigorta reformu
na bir alternatif oluturmaktadr. Bu nedenle kategorik yardm
programlar gelimeye devam etmi ve siyasi adan nemli bir
grubun ihtiyac belirledii yeni programlar ina edilmitir.
Ama 'gerek muhta olan' ile 'gerek muhta olmayan' ayrm,
alabilecek durumdaki yoksullara yardm salayabilecek ge
nel bir programn ortaya konmasna engel olmutur.7
Bu ekilde, sosyal yaplar ve siyasi sreler, birlikte ve ayr
ayr, Gney Avrupa'da gvence ann yokluunu aklayabil
mektedir. Yukarda da ima edildii gibi, tekil rneklerden ziya
de aklamalara dayal bu analiz, "st belirleme" ile maluldr
(Castles 1 989) . Tm bu ve benzeri etmenlerin, sz edilen
be lkede politika geliimindeki etkilerini tek tek ortaya ka
rabilmek iin tarihsel tabana oturtulmu daha fazla aratrma
ya ihtiya vardr.

7 Bu duruma bir istisna lspanya'da 1984'te isizlik yardmnn yrrle konma


sdr. Belirtmeliyiz ki, bu lkeler ikinci dalgay gerekletirdii zaman, durgun
luk ve yeniden yaplandrma etkisini gstermeye, darya almaya giden ii
lerin ou geri dnmeye balamt ve bunlar, ekonomik uyumu zorlatryordu.

253

Gncel konular ve gelecek senaryolar


Baz fikir ayrlklar olsa da, uluslararas kurulular, hkmet
ler ve sosyal politika alanlar, bir dizi ekonomik, sosyal ve
demografik deiikliin modem refah devletlerinin iinde bu
lunduu ortam dntrmekte olduu konusunda hemfikir
dir (rn. OECD 1988; 1994b, European Commission 1995b:
blm 2, Pfaller vd. 199 1 , Esping-Andersen 1996) . Bu dei
iklikler aadaki gibi zetlenebilir:

Nfusun bugnk ve gelecekteki yalanmas ile ba


mllk oranlarnn art
sizliin ve dzensiz i rntlerinin art
Kadnlarn deien rol ve geleneksel olmayan aile
biimlerinin art
Kamu harcamalarm snrlama basks
Sosyal politikay ekonomik rekabetiliin gereklilik
lerine uydurmaya ynelik basklar.

Avrupa Birlii yeleri ile ilgili yakn tarihli bir alma, bu


basklarn uygulamaya dair baz ortak tepkiler yaratmakta oldu
unu gstermitir. Bunlardan biri, daha ok ihtiya tespiti kul
lanarak ve verilen yardmlar baka yntemlerin yam sra vergi
ye tabi tutmak yoluyla gelire balayarak, yardmlarn hedefle
mesini artrmak olmutur (European Commission l 995b: 3 7
48). Bu nedenle, gneydeki ye lkelerde, en az kuzeydekiler
kadar, sosyal yardma daha fazla bel balanacan grmeyi bek
leyebiliriz. Tablo 2, 1980'den beri yardm hacmindeki bir mik
tar art gstermektedir. Ancak, spanya dnda, yardm alan
kii saysndaki ve programlarn maliyetlerindeki art kktr
- dier ye lkeler ve OECD lkelerinden daha dktr. Av
rupa Komisyonu raporunda8 belirtilenin aksine bu deerlere
gre benzemenin gerekletiine dair pek iaret yoktur. Peki
bu durumun yakn gelecekte deimesi mmkn mdr?
-

8 Bana gre de, Gney Avrupa devletlerinin "kapsam ve destek miktan bakmn
dan dier ye lkeler ile karlatnlabilir sistemleri kurma yolunda gelitikle
rini" (European Commission 1995b: 57) gsteren iaretler mevcut deildir.

254

Bu soruya bir nceki blmde gelitirilen iki-blml er


eveyi kullanarak cevap vermeye alacaz; nce Gney'in
sosyal yardm programlarndaki krizleri haber veren, sistemik
basklarn varln, daha sonra da temel reformlar gerekle
tirebilecek istek ve aralara sahip aktrlerin olup olmadn
sorgulayacaz.

Yukandan sistemik basklar


llk soruya benim cevabm 'hayr': yukarda sralanan hibir
sistemik risk, Gney Avrupa'daki sosyal yardmn geleceine
ilikin olarak byk bir nem tamamaktadr.
Nfusun yalanmas, yallar iin yardm programlarnn
maliyetlerini ok az etkileyecektir; sigorta-tabanl emeklilik
programlarnda yarataca problemlerin aksine . . . Bu karm
aslnda daha nce belirtilen baskn bir zellikten kaynaklan
maktadr: fonnel sektrdeki iiler iin cmert emeklilik des
tekleri ile garantismo dnda kalanlar iin daha dk destek
ler. Yallar ve zrller iin sosyal emeklilik sigortasnn yay
gn olduu talya'da bile bunlarn maliyeti, toplam emeklilik
harcamalarnn sadece % ?'sine karlk gelmektedir.
Benzer ekilde, kuzey refah sistemlerine pahalya mal olan
AT isizlik oranndaki nlenemez art, isizlere verilen yar
dmlarn (belli gruplar iin olan sosyal gvenlik desteklerinin
tersine) nemsenmeyecek kadar az olmas ya da hi olmamas
nedeniyle, gney sistemlerini pek etkilememitir ve etkileme
yecektir. gc piyasasna kysndan ilimi olanlar ise span
ya hari tm lkelerde hem sigorta hem de yardm destekleri
nin dnda braklanlardr. spanya, Portekiz ve ltalya'da istih
dam ve topluma entegrasyon programlar ile ilgili baz dene
meler yaplmasna ramen uygulamalar derme atma olmu
tur. lspanya'da isizlik deneinden faydalanan ve saylar s
rekli artan insanlar, aktif istihdam ve eitim programlarna
kaydracak nlemlerin yrrle konmasn bekleyebiliriz.
Benzer ekilde, ngilizce konuan lkelere has (yardmlarn
kesildii ABD hari) tek ebeveynlere verilen yardm miktarn255

daki art, Gney Avrupa'da muhtemelen gereklemeyecektir.


tk olarak, tek ebeveynlie yneliin az olduunu ve geni ai
lenin nemli bir rol bulunduunu zaten belirtmitik. lkinci
olarak ise, tek ebeveynler bu be lkenin hibirinde, ayr, ulu
sal seviyede dzenlenen ve cmert bir yardm programnn
kapsamndaki gruplardan deildir.
Son olarak, ne kamu harcamalann azaltma ynndeki bas
klar ne de sosyal programlan ekonomik hedeflerle uyumlu
hale getirme abas, Gney Avrupa'daki programlar iin sorun
tekil etmektedir. spanya hari, yardmn maliyeti ve emek pi
yasasnda yarataca dnlen engelleyici rol, marjinaldir.

Aadan siyasi seferberlik


Bazlanna gre Gney refah modelini yeniden yaplanmaya
zorlayacak devletin mali krizi, eer yardm esini byk l
de etkilemeyecekse, aadan dnm iin ngrler neler
olabilir?
Drt AB ye lkesinde muhta gruplar iin sosyal koruma
nn derecesiyle ilgili rahatszlklar dier tm lkelerden daha
fazladr (Robbins 1993:45) ve bu, reform yaplmasn destekle
yen bir grup semenin varlna iaret etmektedir. Ancak be
lkenin hibirinde bu konular evresinde geni bir siyasi sefer
berlik meydana gelmemitir. Bu bulgu hem Sosyal Dlanmayla
Mcadele iin Ulusal Politikalarla tlgili Gzlem Raporlan'nn
ikincisi ve ncs (Room 1992, Robbins 1993) hem de bi
zim aratrmamz ile desteklenmektedir. rnein, ikinci rapor
da ltalya'dan bahsedilirken, ncelikli gruplar olarak yal ve
zrller (muhta yoksullar) , uyuturucu madde bamllan
ve nc Dnya lkelerinden gelen gmenler (tehdit edici
yoksullar) tanmlanmaktadr. 'Stresli koullar altnda yaayan
ocuklar, katmerli sorunlar yaayan aileler, hatta daha "olaan
yoksul" aileler ile yetikinler, okulu brakm olanlar, davran
sal "problemler"i olmayan ancak yetersiz eitim ve beceriye sa
hip gen insanlar, daha az grnrdr' (Room 1992, Ek:20).
Bylece geriye iki olaslk kalmaktadr. Birincisi Avrupa Bir256

lii'nden gelecek baskdr. 1992 Yeterli Kaynaklarla llgili Avru


pa Konseyi Tavsiyesi (92/44 1/EEC ) , Portekiz ve spanya'da
bunun nasl uygulanaca konusunda bir tartmay beslemi
tir; talya ve Yunanistan'da ise byle bir tartma olmamtr.
kinci olaslk ise, sol ve merkez siyasi: partilerin sosyal vatan
dalk ve kanunla belirlenmi asgari gelir hakk konularn n
plana alacak bir strateji deiikliine gitmeleridir. u anda ltal
ya'da sregiden trde, genel bir siyasi: yeniden dzenleme er
evesinde, bu tip bir deiiklik pek de imkansz gzkmemek
tedir. rnein, Commissione di Indagine s u l l a Poverta
sull'Emarginazione ( 1995), devlet tarafndan finanse edilen ve
haklar temelinde dzenlenmi bir asgari gelir program olu
turulmasn nermi ancak henz merkez-sol partiler bu talebi
kendi siyasi: platformlarnda dile getirmemilerdir.
Ancak bunlarn gereklemesi, ok daha kapsaml ve radi
kal refah sistemi reformlar gerektirmektedir. rnein ltal
ya'daki yoksulluk lobisi, kamunun, sosyal refah programlarn
daki yolsuzluk, israf ve etkisizlie ynelik bariz gven eksikli
ine kar mcadele etmek durumundadr. Buna ek olarak, as
gari gelir garantisinin maliyeti de gz ard edilemez nitelikte
dir. Carbonaro'ya ( 1 994) gre, 1992'de tm talyanlar (daha
geni haneler iin yardm miktarlarn resmi: denklik cetveli
kullanarak hesaplayp) sadece sosyal emeklilik ve yardmlar
seviyesine tamann maliyeti 1 5.400 milyon lirettir. Bu mik
tar, o yla ait sosyal emeklilik masraflarnn drt katdr ve sos
yal bteye GSYH'nn % l'i kadar ek yk getirmektedir. ltal
ya'da ve gneyin herhangi baka bir blgesinde, refah sistemi
nin tmnde daha radikal bir yeniden yaplandrma olmaks
zn bunu gerekletirmek, siyasi: adan son derece zordur.
EK: Tablo 3 ve 4 iin notlar
Ortalama yardm miktarlann karlatrabilmek iin model aileler si
mlasyon yntemini kullandk - bunun iin bize bilgi verenlerden
sosyal yardm miktarlannm seilmi model aileler grubuna etkisini
ngrmelerini istedik (Eardley vd. 1995b: blm 6). Yntem, seilen
bir zaman diliminde (Mays 1992) , sosyal yardm alan, sosyal sigor-

257

tas olan ve ortalama ulusal gelir civarnda kazanla alan dei


ik aile tipinin net harcanabilir kaynaklarnn ne olacan hesapla
may iermektedir. Bu yntemi kullanarak hem mutlak hem de gre
li yardm miktarlarn hesapladk. Mutlak miktar, ulusal para birim
lerini ortak bir para birimi cinsinden ifade etmek iin satn alma g
c paritesini kullanmaktadr. Tablo 3, alt aile tipi iin sonulan gs
termektedir.
Tablo 4 ise dokuz aile tipine (35 ya bekar, 35 ya ift, 68 ya be
kar, 68 ya ift, 3 yanda bir ocuu olan ift, 7 yanda bir ocuu
olan ift, 7 ve 14 yalarnda ocuklar olan ift, 3 yanda bir ocuu
olan tek ebeveyn, 7 yanda bir ocuu olan tek ebeveyn) denen sa
tn alma gc paritesi sterline gre hesaplanan miktarlarn ortalama
sn alarak ve daha sonra bu toplam tm OECD lkeleri ortalamas
nn oran olarak ifade ederek mutlak deerlerin kapsaml iki endeksi
ni retmektedir. Tablo 4'n ilk stunu bu hesaplamalarn sonularn
konut maliyetleri dikkate alnmadan ve alnarak vermektedir. Konut
maliyetleri karlatrmal aratrmada dikkate alnmas gereken zor
bir etmendir, ancak gz ard edilemeyecek kadar da nemlidir.
Tablo 4'n ikinci stunu ise deiik aile tipleri iin sosyal yardm
gelir tamamlama oranlan (konut maliyetleri dahil) baz alnarak he
saplanm greli yardm miktar tahminlerini gstermektedir. Bu ge
lir tamamlama oranlar, sosyal yardm alan bireylerin harcanabilir ge
lir dzeylerini aile reisinin ortalama gelirle alt ayn aile tipinin
harcanabilir gelir dzeyiyle karlatrarak elde edilmitir. Bu deer
ler muhtemelen, her lkede sosyal yardm alan bireylerin gerek ta
mamlama deerlerini dk gstermektedir nk bu tip bireylerin
i bulduklarnda ortalama gelirden daha az -hem de ciddi oranda da
ha az- kazanacaklar ngrlmektedir.
KAYNAKA
Atkinson, A.B. (1989) 'Social Insurance and lncome Maintanence', Poverty and
Social Security iinde, Londra: Harvester Wheatsheaf.
Cabrero, G. (1992) Observatory on Policies to Combat Social Exclusion. Consolidated
National Report: Spain, CEC DG V, Lille: European Economic Interest Group.
Carbonaro, G. ( 1994) Guarantee of Resources in the Italian System of Social Protec
tion, Brksel: European Commission Expert Group on Minimum Incomes,
Preliminary Report.

258

Castles, E (1989) 'Introduction: Puzzles of Political Economy,' E Castles (der.),


The Comparative History of Public Policy iinde, Cambridge: Polity Press.
Cerami, R. ( 1979) Emarginazione e Assistenza, Milan: Feltrinelli.
Commissione di Indagine sulla Poverta e sull'Emarginazione (1995) Verso una po
litica de !otta alla povertd, Roma.
de Swann, A. (1988) In Care of the State, Oxford: Polity Press.
Eardley, T. , J. Bradshaw, J. Ditch, 1. Gough ve P. Whiteford (1996a) Social Assistan
ce Schemes in OECD Countries: Volume I Synthesis Report, Department of Social
Security, Research Report no. 46, Londra: HSMO.
- (1996b) Social Assistance in OECD Countries: Volume II Country Reports, De
partment of Social Security, Research Report no. 47, Londra: HSMO.
Esping-Andersen, G. (1990) The Three Worlds of Welfare Capitalism, Cambridge:
Polity Press.
- (1996) 'After the Golden Age: Welfare and Employment in Open Economies',
G. Esping-Andersen (der.) Welfare States in Transition iinde, Londra: Sage.
European Commission (1993) Social Protection in Europe, DG V, Lksemburg.
- (1995a) The Demographic Situation in the European Union, DG V-Com (94)
595, Lksemburg.
- (1995b) Europe: Social Protection, DG V, Lksemburg.
Ferrera, M. (1987) 'Italy' P. Flora (der.) Growth to Limits: The Westem European
Welfare States since World War II iinde, cilt 2, Berlin: Walter de Gruyter.
- (1996) The "Southem Model" of Welfare in Social Europe' , joumal of Europe
an Social Policy, 6/1, s. 1 7-37.
Goodin, R.E. (1992) 'Towards a Minimally Presumptuous Social Welfare Policy',
P. Van Parijs (der.) Arguingfor Basic Income iinde, Londra: Verso.
Gough, 1. (1994) 'Means-testing in the Westem World', Richard Titmuss Memori
al Lecture, Hebrew University of jerusalem, 31 Mays. branice basks, Social
Security 43 (Ocak 1995), s. 24-44.
Karantinos, D., C. Ioannou ve J. Cavounidis ( 1 992) The Social Services and Social
Policies to Combat Social Exclusion in Greece, EC Observatory on National Poli
cies to Combat Social Exclusion, Atina: Ulusal Sosyal Aratrmalar Merkezi.
Leibfried, S. (1993) 'Towards a European Welfare State', C. jones (der.) New Pers
pectives on the Welfare State in Europe iinde, Londra: Routledge.
L0demel, 1. (1992) 'European Poverty Regimes', The International Conference on
Poverty and Distribution'da sunulan tebli, Oslo.
L0demel, 1. ve B.Schulte (1992) 'Social Assistance: a Part of Social Security or the
Poor Law in New Disguise?', Beveridge konferansnda sunulan tebli, York.
Ministry of lnternal Affairs (tarih yok) Social Assistance and Social Security in
Italy, Roma.
Negri, N. ve C. Saraceno (1996) Le politiche contro la povertd in Italia, Bologna: il
Mulino.
OECD (1988) The Future of Social Protection, Paris.
- (1993) Country Report: Turkey, Paris.
- ( 1994a) The]obs Study: Facts, Analysis, Strategies, Paris.

259

- ( 1994b) New Orientations for Social Policy, Social Pollicy Studies no. 12, Paris.
Pereirinha, ]. ( 1 992) Observatory on Policies to Combat Social Exclusion. Consolida
ted National Report: Portugal, CEC DG V, Lille: European Economic Interest
Group.
Pfaller, A., 1. Gough ve G. Therborn (1991) Can the Welfare Stae Compete? A
Comparative Study of Five Advanced Capitalist Countries, Londra: Macmillan.
Ramprakash, D. ( 1994) 'Poverty in the Countries of the European Union: a
Synthesis of Eurostat's Statistical Research on Poverty', ]oumal of European So
cial Policy, 4-2, s. 1 17-28.
Robbins, D. ( 1 992) Observatory on National Policies to Combat Social Exclusion:
Third Annual Report, CEC DG V, Lille: European Economic lnterest Group.
Room, G. (1990) New Poverty in the European Community, Londra: Macmillan.
- (1992) Observatory on National Policies to Combat Social Exclusion: Second An
nual Report, CEC DG V, Lille: European Economic lnterest Group.
Saraceno, C.(1992) Observatory on National Policies to Combat Social Exclusion:
Consolidated National Report: Italy, CEC DG V, Lille: European Economic Inte
rest Group.
Therbom, G. ( 1 986) Why are Some Peoples More Unemployed than Others?, Lond
ra: Verso.

260

G ney Avru pa Refah Modeli ve Yoks u l l u k


v e Sosyal Dlanmaya Ka r M cadele
Enzo Mingione

Giri
Bugnk haliyle yoksulluk sorunu, kentlemenin yaylmas
ve bireyciliin hakim hale gelmesi ile tanmlanan sanayi top
lumlarnn geliimi ile ortaya kmtr. Adam Smith ve Alexis
de Tocqueville, sanayi dnmnn, geleneksel cemaat ko
rumasn zedeleini ve bireyleri piyasa rekabetine (metalatr
maya) maruz braktn belirtmilerdir. eitli nedenlerle
(yallk, hastalk ya da engellilik, iletiimde ya da bilgilenme
de eksiklik, i vasflarnda noksanlklar ve dierleri) piyasada
yaamak iin gerekli kaynaklan edinemeyenler ekonomik ola
rak baml hale gelirler, nk hayatta kalma ve toplumsal
btnleme aileden, akrabalardan, arkadalardan ve komu
lardan, hayr ve refah kurumlarndan gelecek yardma ve git
tike daha ok devlete baml hale gelir. Bu destek biimleri
nin tesinde, haneler ve bireyler eer toplumsal adan gerekli
olduu dnlen ihtiyalar karlayamazlarsa da yoksulluk
iinde saylrlar. Snai gelimenin eitli safhalar, Viktorya
dnemi kentlerindeki dramatik yoksulluk ve kta Avrupa
s'ndaki krsal sefaletle balayp daha yeni kent yoksulluu bi
imleri ve sosyal dlanmaya doru, yeni yoksullama riskleri261

ni (ve bu nedenle de bunlarla deiik mcadele biimlerini)


dourmutur.
Tm sorun, modern yoksulluun statik bir problem deil
de, daimi sorunlar -zamanla daha ktleen ve gelecek ku
aklara da tanabilecek olan- sosyal dlanmaya evirecek di
namik bir sre olmas nedeniyle karmaklamaktadr. Sre
giden yoksulluk, aidiyet hissedilecek bir cemaatle btnle
meyi ve kiisel zgven duymay zorlatran yaam koullarn
dayatmann yan sra salk, temel eitim ve i vasf yenilemesi
gibi toplumla btnleme iin gerekli aktivitelere yatrm da
engeller. Bu balamda yoksulluk, geici bir d olmaktan
kp iinden klmas gittike gleen bir ksr dng haline
geldii andan itibaren ciddi bir toplumsal sorundur. Bundan,
eitli ekillerde, farkl tarihsel ve sosyo-kltrel balamlarda
ortaya km, yoksullukla mcadele etmeye ynelik modem
sosyal politikalarn altnda yatan mantk kmaktadr.
Bu makalenin birinci ksmnda, yoksulluun ksr dngle
rini getiren bugnk koullarn ne olduunu aa karmak
iin yoksullamann zerine oturduu tarihsel sre tartla
cak; daha sonra gney Avrupa modelinin zgl yapsn ortaya
koyabilmek iin, sosyo-kltrel fark sorunu ele alnacaktr.

Sorun ve balam
Tarm toplumundan sanayi toplumuna tarihsel gei, 19. yz
ylda en st seviyelerine ulam olan farkl modern yok
sulluk biimi dourmutur. lngiltere'de erken ve tam bir ky
terk ediin ardndan yoksulluk, geni bir kentlilemi nfusu
etkilemitir. nsanlar, arz fazlasnn cretleri dk seviyede
tuttuu, pek dzenlenmemi bir emek piyasasyla kar kar
yaydlar ve kentlerdeki yaam koullar ve yksek seviyede ha
reketlilik (mobility), akraba, arkada ve yerel cemaatten yar
dm istemeyi pratikte imkansz hale getirmiti. Yzyln ikinci
yarsndaki Parlamento lncelemeleri (the Blue Books) tm sa
nayi kentlerindeki yaygn yoksulluu ortaya karmtr. Tehli
ke sinyalleri veren bu durum, yzyln sonuna doru Booth'un
262

( 1 889) Londra'da ve Rowntree'nin ( 190 1 ) York'ta yapt ilk


kent yoksulluu almalar tarafndan da dorulanmtr.
lkinci aratrma, yoksullukla ii yaam ykleri arasnda tek
rar eden ve genellenebilir bir balant olduunu aa kar
mtr. Bu yaam yklerinde en zorlu anlar, zellikle geni ai
lelerde, doum ve sonras dnem ile iilerin piyasada artk re
kabet edebilir olmadklar ve bir emeklilik sistemiyle ya da
-genellikle uzakta yaayan ve her durumda kendi ailelerini
kurma aamasnda olan- ocuklar tarafndan yardm yoluyla
korunmadklar yallk dnemiyle rtmektedir.
Ayn dnemde, kta Avrupas lkelerinde (ve ayn zamanda
lrlanda ve japonya'da), kentsel yoksulluk, yeni kentlilemi i
i snfnn, memleketlerindeki akrabalar ve hemehrileriyle
sk dayanma balarn devam ettirmeleri sayesinde snrl
kalabilmiti. Bu balamda, kyl-iiler ve akraba a iinde
farkl dayanma biimleri ve dei toku ok yaygnd. Bu da
yanma ve dei toku biimleri iilerin zellikle yeni aile
kurma ve yallk gibi nemli aamalarda kyl akrabalarnn
kaynaklarn ve desteini kullanmaya devam etmelerine izin
veriyordu. li akrabalar olan kyller de rekabet ve borlan
mann etkisini yumuatmak iin dardan gelen kk lekli
finansal yardma gvenebiliyorlard. Bu, hem yukarda bahse
dilen lkelerin snai gelime tarzlarn hem de g etmi bir
ok cemaatin kltrn ieren krsal cemaat geleneklerinin,
devam ve uyarlanmasna dayal bir modernleme sreci idi.
Milyonlarca aileyi g etmeye zorlayan bir yoksulluk yaayan,
herkesten ok, makinalam tarmn kresel rekabetine ma
ruz kalan kyllerdi. Baz ge gelimi lkelerde, zellikle de
gney Avrupa'da, krsal yoksulluk ve g, bugne kadar ok
daha uzun bir sre devam etmitir.
G alan lkelerde, zellikle ABD'de ama ayn zamanda Ka
nada, Avustralya ve Yeni Zelanda'da yoksulluk, gmenlerin
hayat ve entegrasyon deneyimleri zerinde seici bir etkiye
sahipti. Biroklar iin glkler, erken dnemlerde younla
mt, fakat (kta Avrupas'nda yeni iilerle hemehri cemaat
leri arasndaki iliki gibi) istikrarl bir cemaat dayanmas
263

oluturamayan ve en fazla ayrmcla maruz kalanlar iin,


glkler devam etti ve g projesinin baarszla uramas
na neden olacak ekilde bir kuaktan dierine aktarld.
ABD'de kydan kyya demiryolu inaatna katlm inli ii
ler rneklerden biridir: daha sonraki inli gmenler, koruyu
cu cemaatler (in mahallesi) kurabilmeyi baarmlardr an
cak ilk aamada hem lm oranlar hem de lkeye iade ve s
nr d says ok yksektir.
Sanayilemenin ilk safhasndaki yoksulluun bu biimi,
iki nedenle anlamldr. Birincisi, bu ayrm maruz kalnan dei
im sreci benzer de olsa sonularnn farkl olabileceini gs
termektedir. Aada gsterildii zere ayrma mekanizmala
r, bugnk kreselleme ve esnekleme balamnda bile
nemlidir. Gney Avrupa lkelerinde, aile ve kyl akraba
ilikileri ierisinde yoksullukla baa kabilmenin bildik yolla
r, hala bugnk yoksullama sendromlarn ve kent yoksullu
u ile mcadele etme amal sosyal politikalar aklamaya
yardmc olmaktadr.
!kinci Dnya Sava'ndan sonraki otuz zafer ylnda, srekli
ve salam bir ekonomik byme, yksek verimlilii olan b
yk sanayide yetikin erkek istihdamnn genilemesi, tketi
cilik, standartlam ve istikrarl ekirdek ailenin genel yayl
ve her eyden nemlisi devletin sosyal refah programlarnn
geliimi, her yerde sanayileme ve yoksullama arasndaki bir
likteliin sregideceine ynelik inana meydan okudu. Eko
nomik byme ile artan devlet mdahalesinin bileimi, yok
sulluu, sosyal politikalarla kontrol altna alnabilecek geici
ya da tesadfi bir olaya indirgemi gibi grnmekteydi. An
cak, l 970'lerdeki petrol krizleri, iddetli sanayisizletirme,
ekonomik yeniden yaplanma ve devletin mali krizinden son
ra, yoksulluk ksr dngleri (gemie kyasla eitli ve en
azndan ksmen yeni formlaryla) bir kez daha akademisyenle
rin, politikaclarn ve kamunun dikkatini ekti.
Gnmzdeki deiimler, eitli refah kapitalizmi rejimleri
nin dengede durmas iin temel salayan alan da etkiliyor:
istihdam ve emek piyasas; aile ve demografik sistemler; dev264

letin dzenleyici kapasitesi ve sosyal refaha mdahalesi. Birin


cisiyle ilgili olarak; sanayisizletirme ve hizmet sektrnn
nem kazanmasnn bileimi, ok byk saylarda evli kad
nn cretli tarm d ilere girmesi ile birlikte, alma kari
yerlerini -zellikle de dk vasfl yetikin erkeklerin aleyhi
ne- daha istikrarsz ve daha heterojen hale getirme eilimi ta
maktadr. Nfus balamnda da, artan yaam sresi, istikrar
l olmayan evlilikler, fiill ailelerin yaylmas ve evlilik d do
umlar, sava sonras standart ekirdek ailenin dzenleyici ve
mikro-yeniden datmc kapasitesine zarar vermektedir. Son
olarak, ulus devlet tarafndan yaplan kamu harcamas ve d
zenleyici mdahalenin kapasitesi ve meruiyeti, ihtiyalarn
artmas ve eitlenmesi ile birlikte, gittike sorunlu hale gel
mektedir.
Yeni yoksulluk ve sosyal dlanma riskleri bu deiim sre
lerinin kesiiminde yer almaktadr. Yaltlm bireyler, tek ebe
veynli ya da geni aileler, yalnz yaayan yallar, gmenler ve
aznlklar eer bulduklar i dzensiz, belirsiz, yar zamanl, ya
da dk cretli (ou emeklinin geliri dktr) ise ve mo
dem bir tam ya da ksmi kamu hizmetleri a (mesela, ev ba
km) ile korunmuyorlar ise epey desteksiz kalrlar. Eitim ile
meslee dair niteliklerin ve iletiim ile okuryazarla dair yete
neklerin sosyal ierme iin nemli olduu bir ortamda, yok
sulluk bir kez daha toplumsal dlanma ksr dngsnn en
nemli bileeni haline gelir. Uzun bir sre yoksul olmak, des
tek ya da ksmi yardm alndnda bile, insanlar ok kk
bir geriye dnme ihtimaliyle kar karya brakan toplumdan
kopuun bir biimidir. Eer yoksulluk, ksr dngnn nor
mal glklerinin kurumsal ayrmcln koullarnca artrld
toplumsal olarak dezavantajl muhitler ve gruplarda youn
lamsa, bu ok daha fazla geerlidir.
Yukarda belirtildii zere, bu deiim sreleri balama g
re deien nitelik ve etkilere sahiptir. Gney Avrupa lkelerin
de bugnk yoksulluk sorununa ve sosyal politikalarn bu
nunla nasl ba edecei meselesine dnmeden nce, farkl re
fah modellerini ayrtran parametreleri yeniden kurmaya ve
265

gney Avrupa'dakinin kendine has tarihsel zelliklerini sapta


maya ihtiyacmz var.

Refah rejimlerinin tarihsel ve


karlatrmal bir yorumu iin parametreler
Richard Titmuss'la balamak zere ( 1958) , refah sistemlerinin
karlatrmal ele aln, bize eitli seenekler sunmaktadr.
Sorun, karlatrmal tipolojilerin, belirli bir dnemdeki fark
llklarn nemine dikkati eken ancak ayn farkllklarn uzun
dnemli oluumunun altnda yatan tarihsel kkenleri ve g
zergahlar kapsamayan, kstl bir tarihsel derinlie sahip ol
malardr.
Buna karn tarihsel analiz ise, her tekil durumun niteliksel
oluumuna odaklanarak, belgeli ampirik aratrmaya dayanan
karlatrmal yaklam an derecede gletirir. Ancak, be
lirli koullarda, verinin kullanmn sorunlu hale getirmesine
ve aklayc anlaty ne karmasna karn tarihsel aklama
y karlatrmal yaklamla birletirmek mmkndr. Bu iz
giler etrafnda, Esping-Andersen tarafndan The Three Worlds
of Welfare Capitalism'de benimsenen akl yrtme bizim iin
bir balang noktas olabilir; daha sonra modernlemeye gi
den farkllam yollarn nedenlerine ve sonularna odakla
nan tarihsel aklamann elerine ilikin daha kapsaml bir
deerlendirme aracl ile bu akl yrtmeyi ileri gtrebili
riz. Bu noktada ncelik, farkllklar ve deiim srelerini
aklayan niteliksel bir tarihsel anlatma verilmektedir; alter
natif yaklamlarn aksine bu, ampirik dorulama ve anlalr
bir ekilde ortaya koyma balamnda daha etkindir ama belir
lenimci arptmalara da daha aktr.
Anlatnn merkezinde, snai gelime modellerinin, kapitaliz
me has ykc metalama sreci ierisinde hayatta kalmann
yeterli garantilerini yeniden yaratma, yani metalamann snr
lanmas biimleri ile sonuta ortaya kan savunmaszl telafi
etme -farkl sosyal ve tarihsel koullara gre deiiklik gste
ren- ihtiyac tarafndan ekillendirildii fikri bulunmaktadr.
266

Farkllam telafi sreci tarihsel olarak, en azndan ksmen,


farkl ekillerde birletirilmi kurum tarafndan harekete
geirilmitir. Esping-Andersen'n orijinal tipolojisi kaynak ve
hizmetleri retmek ve bireylerin korunmas iin temel ala
nn birinin, bu farkl refah mekanizmalar karm ierisinde
ki basknlna dayanmaktadr: piyasa, devlet ve cemaat-aile.
Birincisi laissez faire modelinde, ikincisi sosyal-demokrat mo
delde ve ncs muhafazakar modelde baskndr. Farklla
mann kkenlerine ve gelimesine odaklanan tarihsel bir anla
t ile birletirildiinde, bu yaklam modele ayrmann ne
denlerini, bir lkenin niye bir modele deil dier bir tanesine
girdiini, ve deiimin fakllaan dinamik ve sonularn ak
layabilir.
Bu yaklam benimsediimizde, hibir gelime modeli die
rinden daha ileriymi gibi alglanamaz ve bu da pek ok ide
olojik kafa karklnn nne geer. Sosyal-demokrat mode
le, skandinav lkelerinde evrildii ekilde her yerde uygula
nabilirmiesine koulsuz zenenler oka mevcuttur. Evren
sellik ilkesine dayanan yeniden datmc mekanizmalarn po
litik olarak tercih edilebilirlii tartlmazdr. Bu daha ok,
farkl zelliklere sahip lke uygulamalaryla evrenselci hedef
lere ulamann zgl yollan sorunudur. Bu adan skandinav
biimleri, uluslararas rekabetin dinamiklerine daha merkezi
ekilde entegre olmu daha byk, daha az homojen lkelere
ihra edilemez.
Esnek alma imkanlar yaratan bir i makinesi eklindeki
"Amerikan modelinin" stnl konusunda ikna olan dier
leri ise, yksek orandaki yoksul iiler ile genileyen polis g
c ve hapishane hizmeti gibi yan etkileri gz ard etmektedir
ler. Dahas, ikinci snai aynna, kk iletmelere dayanan sis
temlerin ekonomik atlmna ve daha yakn zamandaki span
yol ekonomik "mucizesine" kadar, Gney Avrupa rnekleri,
geri kalm olarak deerlendiriliyordu ve giriimci aileye ve
retim cemaatlerine (sanayi blgeleri, taeron alan ve dier
leri) dayanan bir modernleme biimi yok saylmt. Genele
bakldnda, modernleme kavramnn kendisi, ngilizce ko267

nuan lkelerin deneyimlerinden ilham alan dar ekonomistik


parametrelerin kullanlmasyla oluturulmutur. Bu paramet
reler, farkl kltrel geleneklerin farkl ekillerde uyarland
dier deneyimlerin eitliliini glgede brakmtr.
Snai gelime modellerinin derinlemesine tartlaca nok
ta, buras deildir; bunun, daha ileride gney Avrupa modelini
balama oturtmak iin yaplmas gerekmektedir. Ancak, on
dan nce ulus devletlerin ve devlet aygtlarnn tarihsel oluu
mu sorusuna deinmek iin konudan sapmaya deer. Dikkati
miz, 19. ve 20. yzylda politik kurumlarn geliiminin, sanayi
hamlesi ve bunu takiben refah kapitalizminin geliimi ile r
tt son safha zerindedir. Bu tartma ierisinde, tarihsel
farkllk alanlarnn erevesini izmek iin faydal olacak,
karlatrmal refah tipolojileri analizinde nceden nemsen
memi unsurlar mevcuttur. Bu erevede, daha detayl bir ba
k, devlet aygtlar, devletin alglan ve ulusal kimliin yer
ald paral resmin refah tipolojilerindeki nemli farkllklar
retmedeki roln aa karmaktadr.
Devlet aygtlarnn farkl ekillerde gelitii ve en azndan
ksmen, metalamaya kar koruma biimlerini reten alan
daki uzmanlamaya baml olmayan farkllklar dourduu
fikrinden hareketle, ikinci Dnya Sava'ndan sonra olgunla
m l refah kapitalizmi aynn be-modelli bir emaya d
nmtr. Sosyal demokrat deneyimlerin her zaman devlete
gl bir rol ngrd bilindiinden, daha fazla ya da daha
az devletilik deneyimleri arasndaki ayrm sadece muhafaza
kar ve liberal evreleri ilgilendirir. ikincisinde, daha az devlet
i ABD ile dier ngilizce konuan lkeler arasnda zerinde
durmayacamz bir ayrma vardr. Muhafazakar evrelerde,
bu yaklam, hem snai kalknmay hem de her eyden nce
devlet aygtnn ve devlet politikalarnn tarihsel oluumunu
koullam zayf devletilik ile nitelendirilen gney Avrupa
modelinin temel zelliklerini aydnlatmaktadr.
Weber'in, ortaya kmakta olan ulus devletler (prensler, po
litik snflar ve brokratlar) ve gelimekte olan kapitalizm ara
sndaki ittifakn tarihsel nemine dair hipotezi, farkl modelle268

rin oluumunu yorumlamada bize yardmc olabilir. Aslnda,


Weber'in ideal tipi, bir tarafta hkmdar, politik snflar ve
ulusal brokrasilerin ve dier tarafta da yeni burjuvazinin, ka
pitalist birikim lehine olan kar birlikteliinin snai dn
mn ve yannda gelen ulus devletlerin ortaya knn nn
ama iin gerekli sinerjiyi saladna iaret etmektedir. Ken
disini kurabilmek iin ulusal politik snf, adem-i merkezile
me, tikelcilik ve -sanayileme ncesi toplumlardaki norm
olan- otoritenin paralanml engellerini amak ve kesin s
nrlan olan bir alan ve ulusla kltrel zdeleme zerinden
homojen hale getirilmi bir nfus zerinde dzenleyici otori
tenin tekelini kurmak zorunda kalmtr. Dier uta ise, ortaya
kmakta olan kapitalizm, sermayeyi ve iileri toplayabilecei
ve her eyden nce haksz rekabetten ve iktidarn ktye kul
lanmndan uzakta metalarn tketimini devam ettirebildii
homojen, korunan bir piyasaya gereksinim duyuyordu . Bu
amalar birbirini tamamlad nk ulusal otoritenin destek
lenmesi, kalknmann, i piyasalarn kurumsallamasnn ve
yabanc piyasalara girmenin zorunlu bir koulu idi; dier yan
dan snai byme tarafndan retilen kaynaklar ulusal aygtla
rn genilemesinin ve i ve d dmanlar yok etmek iin sr
drlecek savalarn finansman iin vazgeilmezlerdi.
Bu, tartlan bir sreti ve her eyden nce, zellikle aka
binde refah devletinin ekillendirilmesinde rol alacak kurum
larn oluumu sz konusu olduunda, bugnn sanayilemi
lkelerinin deneyimlerinin birbirinden farkllat bir aland.
Sinerji fikrinin kendisi, ortaya kmakta olan din bir kapita
lizmin ve gcn aklclatrmaya kararl bir politik snfn,
ortaklardan birinin gszlnn dierini gsz klarak il
kinden daha farkl bir tarihsel rotaya neden olarak, birbirini
harap edici bir dinamik iinde beslediini ne srmektedir.
Sistemik etkiler hem sanayilemenin dinamik uzantlar ere
vesinde (zayf ittifak durumlar, normalde sadece gecikmeler
ce deil ayn zamanda snai kalknmann birka alana youn
lamas ile de tanmlanrlar) hem de devlet aygtlarnn oluu
mu erevesinde retilmilerdir. Bu, gney Avrupa'da refah
269

mekanizmalar karmnn tarihsel olarak nasl tanmlandn


grmek iin ele almaya deecek bir konudur. Zayf devletilik
sistemi refah aygtlarnn inasn gl devleti sistemlerinki
ne gre farkl ynlerde etkilemitir.
Farkl yollar izleyerek gney Avrupa lkelerinin tm, sos
yal politikalarn ve refah mekanizmalar karmnn biimi ile
zayf devlet algs, zayf profesyonelleme, etkin olmay ve po
litikac ve brokratlarn prestij lerindeki eksiklikte kendini
gsteren sorunlu bir ittifak devraldlar. Bu tarihsel gzergahta
ekonomik geri kalmla -i pazarn gecikmi geliimi, yama
l snai yap ve geime dayal ky ekonomilerinin, yerel piya
salarn ve g dalgalarnn varln srdrmesi- vurgu yapla
rak, kamu refah dzenlemesinde merkezileme ve mdahale
cilik ve buna mukabil etkin olmay ile nitelendirilen siyasi
yn gz ard edildi. Buradan hareketle, Akdeniz lkelerinin
zayf devletiliinin ABD'nin laissez faire rneinden derin e
kilde farkl olduu annda ak hale gelmektedir. Fakat bunu,
karlatrmal analiz iin faydal olan benzerliklerin ele alna
mayaca sonucu izlemez. rnein, gney Avrupa lkelerin
deki yerelcilik biimleri ve ABD'deki etnik ekonomiler ve g
men uygulamalarnn denk nemini ele alalm. Her iki du
rumda sonu, paralanm vatandalk, daha az uygulanabilir
evrenselci politikalar, merkezi hkmetin azalm prestiji ama
dier taraftan da merkezi ekonominin dinamiini tamamlayan
ve byme iin (yeniden retimci) destek salayan ekonomik
kalknma alanlar olmutur. Zayf devletilik, farkl zamanlar
da, zorlu benzeme sreci iin baskc siyasi kurumlarn yerini
alan faist rejimler vastas ile yine ifade edilmitir. Ama otori
ter dnemler bile gney Avrupa lkelerinin sorunlu koulla
rnda devlet algs ile aygtnn prestij ve profesyonellemesini
glendirmeyi baaramamtr.
Bugn artk bu tarzn ekonomik birikimi canlandrma ba
lamnda herhangi bir etkisi yoktur, nk kresel piyasalar
anda gl bir ulusal taban, belirleyici etken olmaktan k
mtr. Ancak bu tarz, ekonomi, refah sistemi ve kurumsal ay
gt zerinde iz brakmtr. Gney Avrupa lkelerinde unlar
270

gzlemlemek mmkn: Yksek oranda vergiden kanma ve


enformel ekonomik aktivite; kk ve byk iletmeler ara
snda artm bir ikilik; tikelciliin, yerelciliin ve politik patro
najn yaylmas; ok az toplumsal prestiji olan, politik snfn
tam olarak emrinde zoraki profesyonel bir brokrasi ve her
eyden te aada gsterildii gibi refah sistemi ve gnmz
deki dnm zerinde belirli sonular olan aile arlkl kl
tr. Tam da bu nedenle, gney Avrupa rneini, devletin sa
lamlamas ile kapitalist gelime arasnda daha gl yaknla
mann farkl sonulara yol at kta Avrupas'ndan ayr bir
modelin iine yerletirmek gerekir.
Temel farklar, iki cephede bulunmaktadr ve sosyo-ekonomik
deiimden kaynaklanan yeni gerilimler de ayn deildir. G
ney Avrupa rneinde aile sistemi, krlganlatran gnmz
srelerine (boanma, fiili ailelerin yaylmas, evlilik d do
umlar ve akrabalktan yaltlma) daha direnlidir fakat daha
ar bir sorumluluk yk altnda ezilmektedir; devlet yardm
daha byk oranda enformel ve dzensiz uygulamalar etrafn
da ekillenmitir ve btn sosyal politika alanlar zayf biimde
gelimitir. Ayn zamanda, gney Avrupa'daki kurumsal aygt
ulusal lekte homojen politikalar uygulama konusunda kstl
bir kapasiteye sahiptir ve laissezfaire emalar ve yerel uzlama
ile ilemektedir. Bu, u anda yerel ve sektre! ihtiyalara kar
lk vermesini salad iin olumlu sonular da olan bir yn
dr, ama hala kresel deiime hzl uyumu zorlatrmaktadr.

Gney Avrupa refah modeli


Gney Avrupa sisteminde drt lke -talya, spanya, Portekiz
ve Yunanistan- ama be durum mevcuttur, nk model ieri
sindeki farkllk yelpazesini iyi ifade eden zelliklere sahip
olan gney ve kuzey ltalya'y birbirinden ayrmak gerekir. Ku
zey ve gney arasndaki uurum, talyan toplumunun birle
me ncesi ayrmalarda kkenleri olan ve 20. yzyl balarn
daki ilk snai kalknma dnemi srasnda daha fazla vurgula
nan uzun dnemli tarihsel bir zelliidir.
271

Dahas, Kuzey talya rneini tek bana ele alarak modelin


kurucu zellikleri ile yksek dzeyde servet ve snai kalknma
arasndaki uyumu dorulayabilir ve bu sayede geri kalmlk
teorisinin geersizliini ortaya dkebiliriz.
Gney Avrupa modelinin en nemli sosyo-ekonomik zel
likleri, ilk olarak ekonomik dokunun zayf proleterlemesi ve
kadn istihdam orannn dkl ile dengelenen kk fir
ma ve kendi hesabna alan ii oranlarnn yksek oluu ve
ikinci ve hepsinden nemlisi de, sosyal refah hizmetlerinin so
rumluluunun byk ksmnn, (birarada yaayan ekirdek
birimlerin yannda akrabalk ilikilerini de ieren) aile sistemi
ne devredilmi olmasdr; her ne kadar sanayi verimlilii ve
idare, salk ve eitim hizmetlerinde uzmanlamay artrma ih
tiyac tarafndan dntrlen koullar iinde olsa da. Bu
zellikler, tm muhafazakar gelenek iin tipik olan istihdam
temelinde paral Bismark bir sosyal refahta kendini gster
mektedir, ancak temel asgari korumadan yoksunluk, yaygn
tikelcilik ve kamu hizmetlerindeki geni bir ak ile de ayr
maktadr. Oluumun bu ynleri zayf devletiliin zgll
n hatrlatr. Refah kurumlarnn gelime evresi srasndaki za
yf ittifak srecinde ortaya karlan kurumsal erevenin do
al ekilleri, tikelcilii ve aile, cemaat ve nc sektr bala
mnda gl bir yerindenlii tevik eden, aralkl ve keyfi bi
imde etkin devlet aygtlarnca tanmlanan gney Avrupa l
kelerini ayr bir tipoloji olarak ele almamza neden olurlar. Bu
rneklerde, refahn geliimini tanmlayan aile arlkl olmak
tan karma srecinin -her eyden nce eitim ve salkta aile
sorumluluunun geri ekilmesi- aileler, yani kadnlar tarafn
dan stlenilen bakm hizmetlerinde yeni sorumluluklar ve
destekleyici uzmanlamay ierecei varsaylabilir.
Refah karmnn geliimindeki ve metalamadan kaynakla
nan risklere kar korumadaki yerindenlik, aile sorumlulukla
rn ve gnll dayanmaya bavurmay azamiletirir; dolay
syla yaplandrlm bir temel korunma ve refah hizmetleri
ann geliimine de bir anlamda alternatif haline gelir. Ayn
zamanda nc sektr, zellikle de geleneksel dinsel hayr
272

kurumlan ile yeni dayanma ve din temelli ve gnll hizmet


veren inisiyatifler, kamu refah sistemine dahil edilmeyip,
onun tarafndan koordine edilmeyip nispeten bamsz kaldk
lar ve ailenin zerindeki sorumluluklar tamamlayc oldukla
rndan, ayr bir nemi haizdirler. Ayrca, sregiden g dalga
lar yakn zamana kadar gen insanlarn eitimi ve istihdam
yoluyla toplumsal ierilmeleri ynndeki programlarn gelii
mini engellemilerdir. Bu alanda gney Avrupa lkeleri, sava
sonras dnemde u anda bir g lkesi olarak gmen iile
rin rekabetinden gen Almanlar korumak iin byk ncelii
onlarn eitimi ve istihdam yoluyla toplumsal ierilmelerine
vermi Almanya'nn tersine hareket etmilerdir. Gney Avrupa
lkelerinden gn devam, daha sonra lkeyi terk eden gen
insanlar iin mesleki eitim ve istihdam yoluyla toplumsal
iermeye ilikin programlarn geliimini nlemitir; tarma ve
inaata tevik biimindeki mdahale, bunun yerine oklukla
geride kalan yetikin erkek aile reislerinin iine yaramtr. Ha
liyle bu lkelerdeki gen isizlii ok yksek oranda iken Al
manya'daki isizlerin genellikle yetikinler olmas bir rastlant
deildir.
Aada tartld gibi, gney Avrupa'da ok sayda gen
insan uzun dnemli isizlik yaasa da, aileleri onlar geindir
dii ya da yardm ettii iin refah destei almadklarnda bile
dorudan yoksul olmamaktadrlar.
Bu lkelerin ge snai kalknmasnn tarihi gzergahnda,
bir tarafta kk ve byk firmalar arasnda ve cretliler ile
kendi hesabna alanlar arasnda ikilikler ile homojenleme
ye kar ileyen yerel, kltrel ve ekonomik yaplar, dier ta
rafta da standart evrenselci dzenleyici politikalar etkili hale
getirmek iin nadiren ilgili, meru ya da donanml olan zayf
devlet aygtlarn gryoruz. Bu yzden, enformel aktiviteler,
yaygn ekilde vergiden kanma, tikelcilik, yerelcilik ve patro
naj , sz konusu modele zg nitelikler haline gelmitir. Mer
kezilemi programlarda ve yerel otonominin gl olmad
zamanlarda bile, paralanma ve farkllam performans, bu
refah devleti modelinin tipik bir zelliidir.
273

Aileselcilik cephesinde sosyal refah, genelde dk seviyede


kalan, kadnlann istihdama katlmna dair verilerin tesinde,
niteliksel balamda ele alnmaldr. Refah hizmetlerinin vekili
olarak aile, tam zamanl ev hanmlann ama ayn zamanda -ai
le biyografisindeki kritik durum ve dnemlerde bilhassa skn
t verici olan- ikili ykmllk stlenen kadnlar iermekte
dir. Vekalet, aka ailenin lehine politikalarn zayfl ile bir
letii iin ayrt etmek ok g olmasna karn tm kurumsal
ve kltrel bnyeye yaylan hakiki bir yapsal yerindenlik bi
imi haline gelmitir. Ayn ekilde, ltalyan refah sisteminin
balca aile politikas nlemi olan aile yardm, yallara yara
maya balamtr ve bu nedenle gney Avrupa refah kapitaliz
mi modelinin tipik bir zellii olan yalla kar gereinden
fazla korumaya katkda bulunmutur. Bu kurumsal nlem, za
yf ve paral talyan refah modelinin farkl hedefler arasndaki
kafa karklnn tipik bir rnei olarak dnlebilir.
Sosyal refahn kapsad hemen tm riskler, aile ve akraba
ann (zgr ve bamsz ekilde, dinsel olan ve olmayan
nc sektr kurumlannn dayanmasndan yardm almak
da dahil olmak zere) koruma iin birincil sorumlulua sahip
olduu ve devletin ancak sistematik olmayan bir tarzda mda
hale edecei kavray zerine kurulmutur. Bu balamda g
ney Avrupa modeli, evi geindiren erkek rejimini ok zorla
maktadr ve fazlasyla, aile mali desteinin verili olmad tek
grup olan yallarn korumas stne dayanmaktadr. Fakat bu
durumda da devlet korumas, finansal destei, bir kez daha ai
leye yani yallarn kzlanna ve gelinlerine yklenmi hizmetle
re -yatarak tedavi, gndz hastaneleri, evde bakm ve dierleri
gibi- tercih etmektedir. Dier taraftan, aileselci kltr ereve
sinde, aile yeleri ve akrabalar arasndaki yeniden datmn
boyutu orannda seyreltilmi cmert emeklilik maalan, riske
maruz kalan yeni insanlan da desteklemeye yardm etmektedir.
rnein, emekli maalan daha az cmert olursa -kltrn da
ha az aileselci ve emekli maalarnn daha az cmert olduu
Fransa ve Birleik Krallk'ta olduu gibi- daha fazla yoksulluk
ierisinde uzun dnemli isiz gen ortaya kacaktr.
274

Aileselci yapnn, akrabalk alarnn daha byk nemi


(birlikte yaamadan kaynaklanmayan ilikilerin refahna kat
kda bulunarak oklu genilemi ailelerin azalmasn telafi et
mektedir) , ebeveynler ile yetikin evlatlarn evlilie kadar
uzun sre ayn evde yaamalar (evlilii erteleme eilimi ile
sre uzamaktadr) ve doum oranlarnda vurgulanan dme
(evlilik d ocuk sahibi olma dk oranyla birlemektedir)
zerinde demografik sonular vardr. Aile istikrarszl bi
imlerinin -boanma, fiili aileler, tek ebeveynli aileler (yani
bir partnerin zaten daha nce evlenmi olduu aileler) ve ye
niden birlemi aileler- dk oranda oluu, aile reisinin ze
rindeki sorumluluklarn fazla oluuyla da aklanabilir. Evlilik
hayatnn istikrarszlndan ok, bu fazla yk, artan yaam
sresi ve gittike azalan doum ve evlilik oranlar ile birlee
rek gerilim yaratma eilimindedir. Ciddi zorluklar iindeki bi
reyler tarafndan (uyuturucu bamllar, uzun dnemli hasta
olanlar, kendine bakamayan yallar, uzun dnem isiz olan
genler ve dierleri) daha az hrpalanm geni akraba alar
iin mmkn olan destek paketinin tm, bugnk koullar
altnda hayli sorunlu hale gelmitir.
Bunun tesinde demografik ve mesleki deiimler arasnda
ki ksa devrenin etkisi gz ard edilemez. Bu model iinde ko
ruma kapasitesi, aile, cemaat, gnllle dayal dayanma,
evi geindiren ergin erkeklerin istihdam ve sabit kk firma
lar bileimi tarafndan salanr. alanlar cephesinde, hizmet
sektrnn nem kazanmas ve esnekleme, erkeklerin i ka
riyerlerini daha belirsiz hale getirirken eitimli kadnlar i bul
makta zorlanmaktadr (nk kamu ve zel refah hizmetleri
nin yaygnlamasndan doan i olanaklar daha kstldr ve
bundan genler iin olduu gibi kadnlar iin de isizliin da
ha baskn olmas eilimi karsanr) ve bulduklar zaman da
ile bakm sorumluluunun fazla ykn birletirmede byk
glk ekmektedirler. Sonu, bu modelde az sayda "atipik"
birlikte yaama biimlerinin -tek ebeveynli, fiili, sosyal adan
yaltlm yalnz yaayan insanlarn- var olmas ama yapland
rlm refah hizmetleri ile haneden olmayanlarla kurulan ili275

kilerden ve gnll dayanmadan gelen katklarn yokluun


da, gelirler dk ve aile yk ok olduunda savunmasz ha
le gelen birok tek gelirli ekirdek birimin ortaya kmasdr.
Kendi hesabna alanlar cephesinde, seyreklemi akraba
lk alan u anda, siyasi patronajn onlar ekonomik younla
mann etkilerine kar koruduu gemie kyasla mikro-irket
sistemlerinin yeniden retimine ynelik daha byk bir tehdit
oluturmaktadr. Bu zayflama, kk irketlerin ve kendi he
sabna almann en azndan yeniliki sektrlerde nemli bir
esnekleme kayna olduu bir srete gereklemektedir.
Gney Avrupa modelindeki sosyal politikalarn ve yoksullu
un kendine has zelliklerini tartmadan nce, zayf devletin
aileselcilik sendromunun nemine ve karlatrmal sonular
na younlamak gerekir. Bu modelin refah mekanizmalar ka
rmndaki denge, dk zel ve devlet sosyal harcamalar ile
sosyal hizmetlerdeki greli snrl i olanaklar arasndaki ak
simetride (genellikle bu balant yaplmaz) grlmektedir. Bu,
genellikle greceli olarak dk istihdam orannda ve spanya
ve gney talya u rneklerinde dk istihdam ve yksek i
sizlik oranlarnn bileiminde kendini gstermektedir. Yksek
istihdam oranlar ve mtevaz isizlik oranlar gsterdikleri
iin farkl ynlerden istisna gibi gzken kuzey talya ve Por
tekiz, sosyal refah balamnda i olanaklar gelitirme asn
dan pek de istisna deillerdir. llkinde, srad olan yn, bir n
fusun uzun vadeli dk doum oran ile yeniliki ve ihracat
kk irketlerin allmadk genilemeci gdsnn bileimi
dir; ikincisinde srad olan yn ise, belirsiz oklu istihdam bi
imlerinin sektrde ve hatta tann dnda yaylmasdr.
ok basit fakat o kadar da ak olmayan kavramlarla, bir
ok bakm hizmetinin cretsiz olarak anneler ve bykanneler
tarafndan salanmasna karn, zel ve kamu hesaplarna ka
tlmadklar fakat ayn zamanda ok geni ve gl ekilde b
yyen bir mesleki olanaklar sahas oluturmalarnn beklen
medii sylenebilir. Bu dengenin hem dnmn dinamikle
rini (ki dier eyler yannda, aile ierisinde kadnlarn ve gen
insanlarn kazand artan bamszlk seviyesinin de gsterdi276

i zere, sadece gelenekten kaynaklanmamaktadr) hem de


modelin kltrel olarak alanmasn ve uyumunu etkiledii
iin hibir ekilde nemsiz olarak addedilemeyecek sonulan
vardr. Ele alnan vakada, sosyal refah reformlar en azndan
mterek nedenden tr hala dier yerlerde olduundan da
ha gtr: maliyetlidirler, nk daha nceki harcamalar azd;
politik olarak inandrc deildirler, nk merkezden kaynak
lanan politik ve brokratik meruiyet zayftr; ve modernleme
srecinin yeni toplumsal koullara adapte ettii aile ii (ve en
formel, cemaatsel ve gnll alanlardaki) dayanmaya dayal
salamlam kltrel model ile de eliirler.

Yoksulluun zneleri
Bu refah modelinde, gney Avrupa'daki yeni yoksulluk tipleri
nin profili de dier sanayilemi lkelerininkinden ciddi ekil
de farkldr. Baz zelliklerden zaten bahsedildi -"atipik" bir
likte yaamalarn nadiren grlmesi, gen isizlerin zerindeki
aile korumas, tek gelirle desteklenen ekirdek ailelerin ze
rindeki fazla yk- fakat imdi bu yoksulluk tipolojileri ile mo
del iinde uygulanabilir olan sosyal politikalar arasndaki r
tmeyi tanmlamak iin soruna ayrntl olarak bakmak ge
rekli hale gelmitir.
Yoksulluk riskleri yaratan ekonomik srelere ilikin bir
analize, 1970'lerin sonundan itibaren gney Avrupa'nn tm
kesimlerinde -kuzey talya ve lspanya'nn sanayi blgeleri ha
ri- ge meydana gelen krsal kesimden kopu ile sanayisizle
menin, istisnai bir zamansal birliktelik yaadklar gerei ile
balamak nemlidir. lspanya'nn geri kalan ksmlarnda ve
gney ltalya'da bu zamansal birliktelik yksek oranl isizlikte
(hemen hemen her zaman genel olarak %20'nin ve gen in
sanlar iin %50'nin stnde) kendini gstermitir; Yunanis
tan'da ve zellikle Portekiz'de istihdam krizi, gn devamll
nda ve enformel, mevsimlik alma ile marjinal mikro ilet
melerin daha fazla yaylmasnda kendini belli etmektedir. Sa
va sonras dnemde hala yaygn olan krsal yoksulluk azalr277

ken, kent yoksulluu oransal olarak daha fazla artm ama bu


iki istihdam biiminin ezamanl gereklemesinden beklene
bilecek astronomik seviyelere kmamtr. Genel anlamda, bu
greceli abuk dzelmenin iki nedeni vardr: yeni riskler en
azndan ksmen daha az krlgan bir aile sistemince masedil
mitir ve ekonomik dnm ierisinde kk iletmeler ile
kendi hesabna alma gelenei, bilhassa hizmetler ve turizm
de ama ayn zamanda -gney talya istisnas dnda tm g
ney Avrupa lkelerini etkileyen yeniden sanayilemenin g
rld- inaat ve imalat sektrlerinde, yeniden yaam bul
mutur. Gney talya rnei modernleme modelinin baar
szlnn bir parametresi olarak kullanlrken kuzey Italya'nn
bir baar parametresi olarak kullanlmas da bu nedenledir.
Bu iki etken, kuzey ltalya'daki dk ve azalan yoksulluk
deerlerini aklamaktadr. Burada, aile sisteminin katl ve
kk iletmelerin yeniliki canll byk sanayideki i ka
yplarnn ve gen insanlarn dzenli bir i bulmalarndaki ar
tan zorluun etkilerini hafifletmitir. Kadn emeinin arz gre
li olarak az artarken, hizmet sektrnn nem kazanmas ve
yeniden sanayileme, en dezavantajl alma dzenine itilmi
ciddi sayda gmene ekici gelmeye balamtr; ki u anda en
fazla riskin olduu alan onlar temsil etmektedir. Gmenler
risk altndadr, zellikle de rklk, konut problemleri ve sos
yal refah hizmetlerine eriimde ayrmclk balamnda. Fakat
bu vakada da lkede yaayan nfusa oranla gn az olmas
(dier Avrupa ehirlerindeki yksek oranlara karn byk e
hirlerde yaklak %5) , yakn zamanl ve -geni bir uluslar yel
pazesini, ailesiz biroklarn ve genellikle geici konaklamalar
ieren- paral doas ile greli olarak geni mekansal yaylm,
toplumsal dlanma alanlarnn ortaya kn engellemitir.
Gney Avrupa arka planna karn yoksulluk, aileye fazlaca
yklenilmesinin ve zayf devletin hem mevcut kaynaklar hem
de her eyin tesinde politik hareketlilik ve uygulama bala
mnda karlat glklerin kesiiminde yatmaktadr. Yok
sulluk snrnn altndaki insanlarn tipolojileri cephesinde,
kuzey ltalya'daki ve lspanya'nn sanayi blgelerindeki birey278

selletirilmi ve toplumsal olarak yalnzlatrlm yoksulluk


ile gney Avrupa'nn geri kalan ksmndaki baskn tipolojiler
arasnda belirgin bir fark mevcuttur. lki ltalya'ya dair veriler
bu ayrm gstermek iin kullanlabilir (ekil 1 ) .
EKiL 1
Makro Blgelere Gre ltalya'da Yoksulluk Oran, 1 980-2003
30.0
25.0
20.0
1 5.0
1 0.0
5.0
o.o

o
DO

N
DO

- K uzey

- Merkez

- Gney

- ltalya

Kaynak: ISTAT, eitli yllar. Kitap yayna hazrlanrken tablo yazar tarafndan gncellen
mitir.

Gney talya ile benzer olduunu varsaydmz gney Av


rupa'nn byk ksmnda yaygn ekilde, tek maala geinen
ocuklu ekirdek aile rnekleri bulmaktayz; aile kalabalk ve
ya gen, akrabalk dayanmasndan yaltlm veya sorunlu
yelere sahip olduunda risk daha byktr. zellikle geni
ailelerin durumunda, bu bizi, geleneksel bir olgunun devam
ettiini dnmeye itecektir, ama varsaym sadece ksmen
dorudur. Ailenin yaad gln koullan, gemite geni
ailelere zg olandan farkl ekilde, daha ehirli, brokratik
lemi ve hizmet ekonomisiyle yeni demografik stratejilere
uyarl bir balamda ortaya kmaktadr. Geni aileler byk
risk altndadr ama aileye fazlaca yklenilmesine verilen de
mografik karlk -tam olarak da iki talya ve spanya ile ba
lamak zere, gney Avrupa'da- doum orannn dnyann en
279

dk seviyesine keskin ekilde inii olduu iin saylan azal


maktadr. Bu nedenle yoksulluk, iki ya da baml ocuklu,
tek bir dk ve/veya devamsz gelirle idare eden, akrabalk
ann bulunmad ya da sunacak imkanlannn az olduu ve
kamu hizmetlerinin (okullar, hastaneler, ulam, ev bakm,
kreler ve dierleri) kstl ve dk kalitede olduu, verimsiz
ya da yetersiz ekilde donatlm refah erevesinin iine yer
lemi ekirdek ailelerde younlama eilimi gsterir. Risk, bu
hanede bir ya da daha ok baml ye fiziksel ya da zihinsel
problemlerden sknt ekiyorsa (Down sendromlu ocuklar,
uzun dnemli hastalk, ok yallar, uyuturucu bamllan)
ve aile reisi alma hayatna katlmda dezavantajl ise (eski
mahkumlar, alkolikler, maluliyet emekliliinden yararlanma
konumu edindirmeyen akl sal bozukluklar ve toplumsal
lama sorunlan olan insanlar) artar.
Tm bu durumlarda, yksek bir nesiller aras ksr dng
riski mevcuttur. Problemler ne aile ne de devletin sadece en
muhtac hedefleyen yardmlan ile zlemez: ocuklar deza
vantajl byrler, byk ihtimalle okulda baansz olur ve b
rakrlar ve iyi bir eitim seviyesi ile mesleki nitelik kazanma
konusunda daha az frsata sahip olurlar. Bu nedenle gen ye
tikinler olarak seici bir emek piyasasna, yetersiz kiisel
kaynaklarla ve feci i kariyerlerine mahkum olmu bir halde
girerler.
Yoksul insanlann bu tipolojileri byk ehirlerdeki en yok
sul muhitlerde greli olarak daha younlamtr ve bize, baz
alardan, Amerikan getto yoksulluunu hatrlatr. Fakat bu
nun bir dezavantajl aznlklar ve kurumsal ayrmclk sorunu
olmad ortadadr; muhit ve referans modellerinin etkileimi
nin daha ak olmas analojinin snrlarn gsterir. Amerikan
getto yoksulluundan farkllklar, gney Avrupa'da demogra
fik modeli, ailesel, cemaatsel ve gnll dayanmay ve enfor
mel aktivitelerin nemli roln ierir. Yoksul aileler ve kriz
iindeki muhitlerde bile, standart evlilik modeli baskndr: ne
erken yata oluan aileler ve hamilelikler ne de fiili birlikte ya
amalar ya da tek ebeveynli aileler ok yaygndr. Akrabalk ve
280

cemaat dayanmas hala gldr ve enformel i iin hala pek


ok frsat vardr. Bu perspektiften, gney Avrupa'daki yoksul
mahalleler, Afra-Amerikan gettolarndan ok Hispanik g
menlerin ikamet ettikleri yerlere benzer.
Bu temel tipolojiler dorultusunda, gney Avrupa'da srekli
olarak artan sayda, toplumsal adan dlanm ve glk ie
risinde yaayan insanlar vardr. Bunlar, artan lde, emek pi
yasasna girmede zorluk, sosyal refah hizmetlerinden dlan
ma, barnma sorunlar, ayrmclk ve rklkla yzleen gen
insanlar, tek ebeveynli aileler, evsizler ve gmenlerdir. Bu, te
mel olarak kuzey talya ile lspanya'nn sanayi blgelerinde bu
lunan bir tipolojidir. Ayn ekilde bireysel yoksullama sre
lerine dayal yoksulluk biimleri de, ailelerin fazlaca yk alt
na girmelerine verdikleri bir karlk olarak grlmelidir: had
dinden fazla arlktaki sorumluluklarla yzleen artan sayda
ki aile a, daha fazla glk ierisindeki yeleri ile ilikilerini
koparmakta ya da onlar terk etmektedir. Bu tip sendromlar
greceli olarak dier Avrupa balamlarna kyasla daha nadir
dir, nk her eyden nce evlilik modeli ve gnll ve enfor
mel dayanma gelenei daha dayankldr. Ayrca, daha geni
bir alana yaylmalar sayesinde, blgesel younlamann duru
mu arlatran etkisi engellenebilmitir. Buna karn, bu yok
sulluk biimlerinin dier evrelere kyasla daha az bulunduu
gerei, ne kadar ciddi ve umutsuz olabileceklerinin stn
rtmez. Toplumsal yaltlmlk ve terk edilmenin ciddi sonu
lar vardr, nk refah modeli daha ok enformel dayanma
ya dayanr ve devletin rehabilitasyon programlar ve hizmetle
ri yetersizdir. O zaman, gney Avrupa refah devletinin yeni
yoksulluk riskleri ve toplumsal riskler ile yzletiinde nasl
tepki verdiine bakalm.

Sosyal politikalar ve d lanmaya kar mcadele


Yukarda grld gibi, ar aileselciliin olduu yerlerde
zayf devlet cimrileir, ulus apnda reformlar ve kurumsal de
iimleri uygulamay ve (aileye ve hayr kurumlarna brak281

lan) sosyal refah ile ie ynlendirme hizmetlerini gelitirmeyi


zor bulur ve en yoksul kesimlerle snrl sistematik olmayan
yardmlar ve uygulayclarnn greceli olarak dk profesyo
nelleme seviyeleri ile tanmlanr. Hem bireysel yoksullama
nn kstl ekilde yayl hem de kentsel aile yoksulluunun
baskn tipolojisi, zayf devlet ile, aile, akraba ve cemaat zerin
deki bakm grevlerine ilikin an ykn bileimindeki kri
zin belirtileridir. Aile sistemi an yk kaldramamaktadr.
Dk doum oran, evlilik modeline dayanma ve artan ekil
de sorunlu yeleri seici ekilde dlama tepkileri yetersiz kal
maktadr. Zayf devletin, yeni yoksulluu cmert bir harcama
ile halletmek iin ok az finansal kayna ve meruiyeti vardr.
Devlet tarafndan salanan u anki sosyal refahn yeniden d
zenlenii genel olarak birbirine bal iki sre ile tanmlanr:
ynlendirici asgari gelir programlarnn dzenlenmesi (Reve
nue Minimum d'Insertion) ve nc sektr kurumlarnn
kapsam genileyen rol.
Fransa'da 1988'de uygulamaya balanan asgari gelir, fayda
lanan kii ve devlet kurumu arasnda anlamaya dayanan bir
gelir destei programdr. Bu anlama uyarnca kii, istihdam
yoluyla toplumsal ierilmeyi, terapiyi ve mesleki eitimi kabul
eder. Bu program, geleneksel sosyal refaha kyasla daha yarat
cdr, nk hem faydalanan kiinin ve devlet kurumunun
karlkl ykmll zerinde srar eder hem de zellikle
ngilizce konuulan lkelerde benimsenen alma vurgulu
politikalarn snrlamalarnn tesine geer. Bu program sadece
gney Avrupa lkelerinde uygulanmaktadr; Bask Blgesi ile
balayp Ispanya'daki dier zerk Blgelerce takip edilmi,
1997'de Portekiz'de, en son olarak da 1999'da ltalya'da, tm
lkede 200 l 'de uygulanacak ekilde, snrl bir deneme kapsa
mnda benimsenmitir. Yukardaki sralama artcdr, nk
Fransa'nn refah rejimi gney Avrupa lkeleri iin nadiren bir
taklit modeli olmutur ve olaan olan bu adan Italya'nn li
der lke olmasdr. Buna karn, bu iki anormallik iin de tat
minkar aklamalar mevcuttur. Esnekliin snrlan ile yerel ve
enformel kaynaklardan yararlanan ve bamsz kalan bir
282

nc sektr potansiyelini ieren farkl ekilde yaplanma


olaslklar, gney Avrupa'da asgari gelir programnn baars
n aklamaya yardmc olur. Kuzeyin politik stnlnde
geen bir dnemde temelde gneyde destek salamay amala
yan bir program uygulamann gl ltalya'nn gecikmesi
nin bir nedenidir.
eitli gney Avrupa rnekleri iinde, asgari gelir aktar
m/gelir destei orijinal Fransz modelinden farkldr. Daha az
cmerttir ve bireyden ziyade ailenin durumuna dayanr. Hem
enformel stratejilerin hem de -talya ve lspanya'da Caritas ya
da Portekiz'de Misericordia gibi geleneksel, yine ltalya'da sos
yal kooperatifler gibi yeni- nc sektr yaplarndan gelen
katklarn belirleyici rol oynad bileimler tarafndan ekil
lenmitir. Bu adan, programn mekanizmas Fransa'daki ori
jinalinden daha eitli deneyimler douracak olan refah mode
line uyarlanabilir.
Bu programlarn etkisini deerlendirmek iin henz ok er
ken - her eyden nce, en iyi uygulamalar uygun yapsal ko
ullardan ayracak olan karlatrmal bir bak as eksik.
Buna karn, nihayetinde, imdiki sanayi sonras dnmn
iindeki zayf devlet ve fazla yk altndaki ailelerin bileimi ile
ilgilenen belirli bir bak as erevesinde bu programlarn
arkasndaki mantn zerinde durmaya deer. Bu mantn
tartlmas toplumsal dlanmaya kar savamda nc
sektrn rolne dair baz fikirler ne srmeye de yarayacaktr.
Asgari gelir programlarna verilen politik destein arkasnda
ak bir motivasyon vardr. Bu programlarn maliyetleri ok d
ktr ve yerel dzlemde yaplandnlrlar; bu sayede devletin
egdm salama kapasitesi ailenin sorumluluunu eritmeden
artrlr ve nc sektr yaplan zerklik snrlarn koruyarak
kullanlabilir. Dier yandan, aile yoksulluu ve bireysel yoksul
lama durumlarnda ailenin zerindeki yk hafifletme konu
sunda programlarn potansiyel etkinlii ak deildir. Bu, gelire
mtevaz bir katknn en iddetli ve srekli glkleri kendi
bana zemeyecei gerei bilindiinden, ynlendiricilik n
lemlerini etkin ekilde uygulama olaslna baldr. Bu ba283

lamda, Fransz ynlendirici asgari gelir deneyimi, pek de i a


c deildir. Ynlendirme szlemelerini uygulama kapasitesi
deimektedir ve bunlar, glkler yaanan baz durumlarda
potansiyel fayda sahiplerinin %35'ine ulaamamaktadr. zel
likle istihdam krizinin en ciddi olduu, sorunlu bir durum ser
gileyen gney ltalya'nn byk ehirleri ile Endls ve Alente
jo gibi blgelerde durum budur. Ortalama bir ailenin yaam
standard ile uyumlu ciddi sayda i ynlendirmesi yaratlmas
nn imkanszl, bu programlarn etkinliini zedeleyebilir ve
bylelikle onlar sosyal refah katksna indirger.
Demek ki sorumluluklar paylama sorunu mevcuttur; yn
lendirme programlarnn arkasndaki dnce, muhta bireyin
ve datmc yapnn birbirini tamamlayc ekilde sorumlu
lukla donatlmas gerektiidir. Fakat gney Avrupa modelinde,
aile ve nc sektrn geri planda kalmayp lider bir rol st
lendii gerei, sorunu karmaklatrmaktadr; her ikisi de
devletin koordinasyonundan, her zaman finansal deilse de,
en azndan uygulayc bir zerklie sahiptir.
Yardm alan kii asndan bakldnda sorumlu klma (da
ha nceden tanmlanmad ve gerilim ve belirsizliklere maruz
kald lde) , birey ile aile a arasnda, ykmllklerin
paylamna ilikin bir tartma konusu olarak kalmaktadr.
Ailenin sorumluluuna yaplan vurgu, tercih edilen bir aile
ilikisi biimini gerektirme etkisi yaratabilir; ki bunun sonucu
da tm atipik birlikte yaama biimlerine kar kurumsal bir
ayrmclk uygulanmas ve bireysel zgrln kstlanmas
dr. Dahas, en azndan teoride, ailenin gl katlm, fiziksel
olarak birarada yaayanlar ile snrl deildir ve birlikte yaa
mayan yelerden gelen katklar gerektirir; bu da gney Avru
pa'daki aileselci kltre zgdr. Fakat boanma ve aynlma
vakalarndan bildiimiz gibi bu koul, ykml yelerin bu
lunmas ya da katlmasnn g olduu durumlarn ayrmcl
a maruz kalmas sonucunu verir. Ayn ekilde tehlikeli olabi
lecek bir baka eilim de rnein, baz yoksulluk biimlerine
elik eden toplumsal yaltlmay krma amacyla, iptidai ekil
de ailelerin yeniden dzenlenmesinin tercih edilmesidir.
284

zellikle kstlar (gsz bir devlet ile kstl ve baz durum


larda azalan kamu kaynaklan) ve beklentiler (uygulamadaki
zerkliini andrmadan nc sektrn katklarnn devlet
tarafndan koordinasyonu ve kullanm) arasndaki ilikiyi gz
nne aldmzda, datm asndan dndrc karmak
lklar ortaya kmaktadr. Hayr kurumlan gelenei, aslnda
evrenselci sosyal refah yaklam ile pek de uyumlu olmayan
niteliklere sahiptir: nc sektr kurumlan hala seici bir
manta gre ve yksek seviyede uzmanlam yaklamlarla
mdahale etmektedir. Gnmz toplumlarnda gn getike
daha fazla gnll kaynan kullanlr hale geleceini varsaya
rak, yaratc inisiyatiflerle bir nc sektr genileme vizyo
nu iinde, bir tarafta gnll mdahalenin zerklii ve tikelci
lii ile dier tarafta glk ierisindeki tm fertlere koruma
nn garantilenmesi arasndaki gerilimin kademeli olarak azal
masn ngrmek mmkndr. Fakat bu, asgari gelir prog
ramlarnn, bugnk durumun tm glk ve kstlarnn ka
nlmaz ekilde zerine ylaca bir deney alan olduu ,
uzun vadeli bir sretir. u anda, bunun tesinde, devletin e
gdm salama kapasitesi sorgulanabilir ve bugnk yaplan
drmas iinde nc sektr, gsz devlet ve an yk altn
daki aile kesiiminde, artan yoksulluun ortaya kard ihti
yalar etkin ekilde karlama kapasitesinden yoksundur.
KAYNAKA
Arrighi G. (1994) The Long XX Century. Londra: Verso
Bagnasco A. (1977) Tre ltalie. La problematica territorale dello sviluppo italiano. Bo
logna, ltalya: Il Mulino.
Esping-Andersen, G. ( 1990) The Three Worlds of Welfare Capitalism. Cambridge:
Polity Press.

- (1999) Social Foundations of Post-Industrial Economies. Oxford: Oxford Univer


sity Press.
Ferrera M. (1993) Modelli di Soliderieta. Politica e riforme sociali nelle democrazia.
Bologna, talya: Il Mulino.
Flora P. ve Heidenheimer A. (der.) (1981) The Development of Welfare States in Eu
rope and America. New Brunswick, New jersey: Transaction Press.
Gramsci A. (1966) Estione Meridionale. Roma: Editori Riuniti.
Granovetter M. (1985) "Economic action and social structure: the problem of em
beddedness" , American ]oumal of Sociology, 9 1 , 481-510.

285

Mingione E. (1991) Fragmented Societies: A Sociology of Economic Life beyond the


Market Paradigm. Oxford. Basil BlackweU.
Piore M. ve Sabel C. (1984) The Second lndustrial Divide. New York: Basic Books.
Polanyi K. ( 1944) The Great Transformation. Londra: Holt, Rinehart and Wilson.
Putman R. (1992) Making Democracy Work: Civic Traditions in Modem ltaly. Princeton, New Jersey: Princeton Univer5ity Press.
Rokkan S. (1971) "Nation building: a review of models and approaches", Current

Sociology, 3, 7-88.
Saraceno C., Oberti M., Voges W, Perenia ]., Garda M. ve Gustafsson B. (der.)

(2001) Evaluation of Social Polices at the Loca! Urban Level: lncome Support for
the Able Bodied. Report for the European Commission.
Titmuss R. ( 1958) Essays on the Welfare State. Londra: Ailen and Unwin.

286

'Sosyal Damping H i potezi n i


G ney Avrupa'da Snama k:
Son Yi rmi Ylda Yu nan i stan ve
lspanya'daki Refah Pol itikalar
Ana M.Guillen ve Manos Matsaganis

Giri
Yakn zamana dek, Gney Avrupa'daki sosyal refahn, Leibfri
ed'in ( 1 993) ifadesiyle Avrupa'nn kuzeyinin 'gerisinde kald'
ve 'gelimemi' olduu dnlmekteydi. Gney lkeleri kar
latrmal analizlere nadiren dahil olmalarna ramen bu ta
nmlamaya gayet iyi uymu grnyorlard. Zaten en az m
reffeh Avrupa Birlii yeleri de onlar deil miydi?
Ferrera'nn ( 1996) nc almasndan balayarak daha ya
kn tarihli aratrmalar, bu tanmlamann Gney refahnn
farkl doasn yanl yorumlamak anlamna geldiini ve belir
li sosyal refah programlarnn (zellikle de emeklilikle ilgili
olanlarn) gelimemilikten ok uzak olduunu ve btn kta
da cmertlikleriyle gze arptn gstermitir. Gney Avru
pa'daki refah dzenlemeleriyle ilgili sorun 'geri kalmlk'lar
deil, adaletsizlikler ve yetersizliklere neden olan dengesizlik
lerle malul olmalardr.
Bu makale Gney Avrupa 'lkeler ailesi'nin iki yesine, Yu
nanistan ve lspanya'ya odaklanmaktadr. Grubun geri kalann
(Portekiz, talya) aynen temsil ettiklerini ne srmek durumu
fazla basitletirmek olur; yine de bu iki lke Gney Avrupa'nn
287

tamamna zg sosyal, ekonomik, politik ve kltrel nitelikle


re sahiptir. Yunanistan ve spanya ekonomik boyut ve perfor
mans asndan birbirlerinden epey farkl olmalarna ramen,
yakn tarihli bir demokrasiye gei deneyimi ve Gney Avrupa
refah 'modeli' yelii balamnda benzemektedirler.
1980'lerdeki ve 1990'lardaki sosyal politika gelimelerini in
celediimizde, Yunanistan'daki sosyal koruma sisteminin, Av
rupa'nn geri kalanna niceliksel adan epey yaknlatn g
rrz - ou 'Gneye has' olarak nitelendirilebilecek belli
zelliklerini korumasna ramen. spanya rneinde ise sosyal
refah benzemesi, hem niteliksel hem de niceliksel adan ger
eklemi gibidir. Sosyal harcama seviyesi dier AB yelerinin
kine yaklamakla kalmam, refah devletindeki dengesizlikler
de son yirmi ylda azaltlmtr.
Bir sonraki blm, toplam sosyal harcamalardaki gelimele
ri ve her iki lkede l 980'lerin bandan beri gerekletirilen
temel reformlar gzden geirerek niceliksel benzeme iddias
n desteklemektedir. Yazda, daha sonra sosyal damping tart
masnn nemli deikenlerinden olan politikadaki gelimele
rin emek maliyetleri zerindeki etkileri sorununa deinilecek
tir. Son blmde ise son yirmi ylda yaplan reformlarn geri
sindeki itici gler ele alnmaktadr.

Politikadaki gelimeler
Yunanistan
Yunanistan'n son zamanlarda refah asndan Avrupa'nn geri
kalanna benzemesi, baka eylerin yan sra, toplam sosyal har
cama istatistiklerine bakarak kefedilebilir. Buradaki analiz,
ESSPROS (European System of Integrated Social PROtection
Statistics / Avrupa Birletirilmi Sosyal Koruma statistikleri Sis
temi) yntemi1 ile derlenmi Eurostat verilerine dayanmaktadr.
1 Sosyal koruma istatistikleri, tanmlama ve karlatnlabilirlik sorunlaryla kar
karyadr. zetle, ESSPROS isiz ya da iini kaybetme riskiyle kar karya
olanlar hedefleyen mesleki eitim dndaki eitim harcamalarn sosyal koru-

288

1980'lere girerken Yunanistan'da sosyal koruma harcamala


rnn GSYlH iindeki pay, %1 7'nin altndayd, ki bu srada Av
rupa Topluluu'nda oktan yelik statsne gemi ya da ya
kn zamanda geecek olan 1 2 lkede, yani 'AT- 1 2' grubunda
bu rakam %24'n zerindeydi. 1980-1982 arasndaki yksek
art ve 1982- 1987 arasndaki byme, bu on yln sonunda
sosyal harcamalar Avrupa ortalamasnn sadece %2 altnda
olan %23 seviyesine kartt. l 990'larn balarnda Yunanistan,
sosyal harcamalarn GSYlH iindeki paynn %22'nin altna
dmesi, AB iinde ise bu orann artarak l 993'te %29'a ula
masyla birlikte tekrar uzaklamaya balad. Daha sonra sosyal
harcamalar balamnda Yunanistan ile AT- 1 2 arasndaki fark
bir kez daha daralmaya balad: 1996'da AT- 12 ortalamas olan
%28'e karlk Yunanistan'da harcamalarn pay %23't. 1998
yl geici verileri ise sosyal harcamalarn GSYlH'nm %24'nn
zerine ktn gstermektedir, ki bu tm zamanlarn en
yksek deeridir.2
Sosyal harcamalara dair istatistikler, Yunanistan'n Avru
pa'nn geri kalanna yetimekte olduunu gsteriyor olabilir;
yine de bu deerleri yorumlarken dikkatli olmak gerekir. Sos
yal korumayla ilgili toplam harcamalar, bir lkenin sosyal po
litika alanndaki abalarnn gstergelerinden sadece biridir.
Eer mesele 'tabandakilerin' faydaland sosyal korumann
dzeyi ise harcamalar tek bana incelemek pek faydal olmama tanmnn dnda tutmaktadr. ESSPROS hkmet ve sosyal sigorta prog
ramlarnn yan sra, alanlarn kolektif olarak yararlanabildikleri ve iin do
asndan bamsz ekilde iveren tarafndan temin edilen destekleri de ier
mektedir (rnein tehlikeli bir i ortamnda risklere maruz kalmay takip et
mesi iin kurulmu bir salk merkezi, sosyal korumadan ok i srecinin bir
paras olarak nitelendirilebilir) . Karlatnlabilirlii salamak iin ulusal y
neticilerden, verileri ESSPROS yntemi ile uyumlu ekilde toplamalar isten
mitir. Daha fazla bilgi iin bkz. ESSPROS El Kitab (Eurostat, 1996a).

2 Buradaki deerlerin bir ksm bu makalenin yazarlarndan birinin yesi olduu


Yunanistan Ulusal istatistik Hizmetleri tarafndan kurulmu 'Yunanistan'da
Sosyal Harcamalarn Tahmini iin alma Grubu'nun son raporundan elde
edilmitir. Bu kurumun yapt tahminler, Eurostat (1999) gibi resmi yaynlara
dahil edilmektedir. alma Grubu l 990'dan sonras ile ilgilendiinden,
1980'ler iin sunulan deerler nceki alt tahminlerin (rn. Eurostat, l 996b)
'ortalama dzeltme faktr' temelinde hesaplanmasyla elde edilmitir.

289

yacaktr. Sosyal refah programlarnn yoksulluk ve eitsizlik


zerindeki etkisiyle ilgili yakn tarihli aratrmalar, Yunanis
tan'da sosyal harcama seviyesindeki artn sosyal transferlerin
dk etkinlii ile birarada gittiini gstermektedir (European
Commission, 1998; Heady vd. , 1999).
EKiL 1
Sosyal Koruma Harcamas - Yunanistan ve ispanya ile
AT'nin Ortalamas (1980-98) Eurostat (1999) ve Yazarn Hesaplamalar
30 ,------,
28

26

c:

24

o
c:

22
.,..
\!) 20
>-

18

........ . .
.
..
. .... .
- ......._ . . ..11.
. .;r. .
..,... __... . -

,...... -

. . . ..

. . . *
__._ _ . .....

..........: . .

Jt."//'
1980

1981 1982 1 98 3 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1 99 1 1992 1993 1994 1 99 5 1 996

- - - Yunanistan

ispanya

- AT

Bu paradoks sadece lkenin sosyal koruma sisteminin mo


das gemi yapsna ve anahtar programlarn eskimi doas
na atfla aklanabilir. u zellikler dikkate alnmaldr.
llk olarak, Yunan sistemi yoksulluk ve sosyal dlanma gibi
sigorta edilemez sosyal risklerle baetme mekanizmalar ok
snrl olan, asl vurguyu prim katkl sosyal sigorta nakit des
teklerine (zellikle de emeklilik) yapan, te yandan sosyal
hizmetlerin geliiminin henz ilk safhalarda bulunduu bir
sistemdir.
kinci olarak, 'korunan kategorilerin' (devlet memurlar,
ulusal sanayi iileri, finans ve sigorta hizmetlerinde alan
lar, serbest meslekler ve baz dierleri) ayrcalklarnda; devlet
desteinin sosyal sigorta programlarna dalmnda; bu grup
larn bazlarnn 'sosyal refah harcamalarn ksma' (retrench
ment) mevzuatnn dnda tutulmasnda; kamu anlamalar290

nn zel tedarikilere paylatrlmasnda; maluliyet emeklilik


lerinin hzla artmasnda ve kanunsuz ya da hakkaniyetsiz e
kilde bireylere ya da kategorilere ynelik tercihli muamelenin
ok eitli dier rneklerinde, kaynaklara eriimde klientalis
tik bir yaklamn varl aktr.
nc olarak, Yunan refah paral gelir destei sistemiyle
tanmlanmaktadr: 'korunmu kategoriler' iin cmert, geri
kalanlar iin mtevaz ve yetersiz prim katklan olanlar iin
epey dk emekli maalar; ou aileler iin yetersiz ocuk
destei fakat devlet alanlar iin yksek aile yardmlar ve
drt ya da fazla ocuk sahibi ailelerin lehinde artc eitli
likte zel dzenlemeler; sadece ksa zaman iin datldn
dan uzun sreli isizlerin ya da henz hi almam olanla
rn yararlanabilme konumu edinemedii isizlik denekleri;
asgari gelir programndan yoksun geni "delikli" (perforated)
sosyal yardm a.
Son olarak, 1983'ten beri yrrlkte olan ulusal salk siste
mi teoride evrenselcidir ancak uygulamada sosyal sigortann
yerini alma konusunda baarsz olmutur, varln geni bir
zel sektr ile birlikte srdrmektedir (ikisinin arasndaki ili
kiler genellikle uygunsuzdur) , verimsizlik ve yolsuzlukla ma
luldr ve hasta tatmin yzdesi olduka dktr.
Bu, Ferrera'nn Gney Avrupa refah modelini konu alan a
lmasndan nerdeyse kelimesi kelimesine alnm olabilecek,
tandk bir listedir. Yunanistan bunun tipik bir rneidir, yine
de sz konusu lkeler ailesinin yeleri arasnda kendi zellik
lerini daha uzun sre korumutur; bu noktaya daha sonra d
neceiz.
Son yirmi ylda Yunan refah devleti, yeni zellikler gelitirip
eskileri elinde tutarak nemli lde bymtr. 1981 genel
seiminde sosyalistlerin zaferiyle balayan dnem, reformlar
beraberinde getirmitir. imdi bu reformlara bakalm. 3
3 Modem Yunan toplumu ve siyaseti zerine ngilizce literatr olduka genitir.
1980'lerdeki siyasi gelimeler iin bkz. Lyrintzis (1987) ve Clogg (1993). Daha
yakn tarihli olaylarn analizi iin bkz. Pridham ve Vemey (1991) ve Spourda
lakis ( 1 996). Sosyal politika konularnda tartmalar iin bkz. Petmesidou

291

Yunanistan'n modern tarihindeki ilk sosyalist hkmet


198 1 seim zaferiyle iktidara geldi. Hkmet parlamentodaki
byk ounluk sayesinde dk gelir gruplarnn yaam
standartlarn iyiletirmeyi hedefleyen radikal taahhtlerini
kanunlatrabildi.
TABLO 1
Yunanistan'da Balca Siyasi Gelimeler ve
Sosyal Politika Gelimeleri (1981-98)
1981-9: sosyalist hkmetler
1 981 Yunanistan Avrupa Topluluu'na ye olur. Sosyalist parti Ekim ayndaki
genel seimi byk ounluk ile kazanr. Papandreu babakan olur.
1 982 Asgari cret %40 orannda artrlr. Asgari crete endekslenmi sosyal
sigorta asgari emekli maalar da buna uygun ekilde artar. Prim katkl
olmayan tarmsal emekli maalar iki katna kar ve kadn kyller de
bundan yararlanabilme konumuna gelirler. Sigortal olmayan yallara
da emekli maa verilmeye balanr.
1 983 Ulusal Sa!jlk Hizmetleri kurulur. Yeni aile yasalar uygulamaya konur.
1 984 Yal larn 'ak bakm merkezleri' yerel hkmetlere devredilir.
1 985 Sosyalistler Haziran seimlerini kazanrlar. Papandreu'nun babakanl
onaylanr.
1 986 Simitis ulusal ekonomiden sorumlu bakan olur ve bte aklarn kont
rol etmek ile enflasyonu drmek iin bir istikrar programn yrrl
e koyar. Ortalama reel cretler 1980 ylndaki seviyelerine der.
1 988 Simitis ulusal ekonomi bakanlndan alnr. Mali politikalar ve para po
litikalar gevetilir.
1 989 Sosyalist hkmet yolsuzluk sulamalar ortasnda Haziran genel sei
mini kaybeder.
1 989-90: koalisyon hkmetleri
1 989 Sol ve muhafazakar partiler yolsuzluk phelilerini mahkemeye getir
mek ve yeni bir seim taahhd ile koalisyon hkmetini kurar. Muha
fazakar milletvekili Tzannetakis babakan olur. Kasm genel seimi so
nu getirmez. Saygdeer ekonomist Zolotas ulusal birlik hkmetini
kurar ve kamu maliyesini kontrol etmeye ynelik, pek de baarl olma
yan giriimlerde bulunur.
1 990 isizlik dene!jinin sresi 6 aydan 9 aya karlr.
1 990-3: muhafazakar hkmet
1 990 Muhafazakar parti Nisan seimlerini parlamento koltuklarnn az farkl
ounluunu elde ederek kazanr. Mitsotakis babakan olur. Ard ard-

( 1 996) , Venieris ( 1997) ve Matsaganis ( 1998, yaynlanacak) . Gney Avru


pa'daki demokratik birlik zerine teorik bir perspektif ise Gunther vd.'de
( 1995) bulunabilir.

292

na gelen emeklilik kanunlar yararlanabilme konumlarn snrlandrr.


isizlik deneklerinin sresi 9 aydan 1 2 aya karlr.
1 992 iki yl iindeki nc emeklilik kanunu, 1 993 ylndan sonra emek pi
yasasna giren iiler iin daha yksek prim katklar ve dk emekli
maalar getirerek yrrle girer. Byk aileler iin nakit destekler uy
gulanmaya balanr.
1 993 Muhafazakarlar devlete ait telekomnikasyon irketinin zelletirme
siyle ilgili nergede ounluu kaybeder. Erken seim karar alnr.
1 993'ten bugne: sosyalist hkmetler

1 993 Sosyalistler Ekim seimlerini kazanarak iktidara dnerler. Papandreu


babakan olur.
1 996 Papandreu salk sorunlar nedeniyle istifa eder. Parlamento partisi Si
mitis'i babakan seer. Simitis genel seim ars yapar ve seimi kaza
nr. Avrupa Para Birlii'ne giri hkmetin en nemli amac haline gelir.
Asgari emekli maa alanlar iin gelire bal yard m yrrle konur.
1 997 Sosyal sigorta reformu iin 'sosyal diyalog'. Byk aile yardmlar gelire
bal hale getirilir. Sabit oranl emekliliin yerini kademeli olarak yeni,
prim katkl tarmsal emekl ilik alr. Salk kanunu aile hekimliini ve
hastanelerin profesyonel idaresini devreye sokar.
1 998 Gmen iilerin yasallatrlmas balatlr. Sosyal sigorta 'mini reformu'
kanunlatr lr. 'Evde bakm' pi lot program geniletilir. Ulusal Sosyal Ba
km rgt kurulur.

Bunu gerekletirmek iin kullanlan balca ara, %40 ora


nnda artrlan yasal asgari cretti. Bu sadece pek ok dk
cretli iinin (ve kazan farkllklarnn dzeltilmesi ile gelir
leinde daha yukar tanan dierlerinin) gelirini artrmakla
kalmad, asgari crete endekslenmi olan asgari emekli maa
lar ve dier destekler zerinde de belirgin ekilde iyiletirici
etkilerde bulundu.
Asgari emekli maalarndaki artn ardndan, kendi sosyal
sigorta programlar tarafndan kapsanmayan iftiler ve dier
tarm iilerine denen prim demesine dayanmayan sabit
oranl emeklilik demelerinin dk dzeyinde %100'lk bir
art gerekleti. Dahas, tarmsal emeklilikten yararlanabilme
konumu (nceleri hanelerin erkek reisleriyle snrl iken) ta
rmla herhangi bir balantsn kantlayabilen, krsal kesimde
yaayan yal kadnlar ierecek ekilde geniletildi. Bu deiik
likler Yunanistan'da yaygn olarak grlen krsal kesimde yaa
yan yal ift hane tipinin transfer gelirlerini drt kat artrd.
293

1982'de eksik sosyal sigorta prim katklan ve yetersiz gelir


leri olan yallan hedefleyen sosyal yardm emekli maa y
rrle girdi. Bu maa, prim katkl olmayan sabit oranl ta
nmsal emekli maana eit olarak dzenlendi, ancak 68 yan
stndeki talep sahiplerine dendi (ya snr daha sonra ta
nmsal emekli maalannda olduu gibi 65'e indirildi) .
tk Panhelenik Sosyalist Hareket (PASOK) Hkmetinin
tm sosyal reformlan arasnda en iddial olan, 1983'te ulusal
salk sisteminin kurulmas idi. Bu, cretleri ciddi oranda art
nlm doktorlann kitlesel ekilde istihdam edilmelerine yol
at ve hastane ve salk merkezlerinin inasna ynelik iddial
bir program balatt. Ancak, kamu salk hizmetleri temininin
dnmn, salk hizmetleri finansmannn benzer ekilde
yeniden yaplandrlmas takip etmedi. Bunun be yl ncesin
de, ltalya'mn Servizio Sanitario Nazionale'yi kurduunda yap
t gibi sosyal salk sigortasnn kaldrlmas ya da "Tekil
Salk Kurumu"nun oluturulmas yoluyla hastalk fonlan
arasndaki eitsizlikleri azaltma ynnde tasanlar vard. Ancak
bunlann ikisi de, daha iyi donatlm fonlannn salad sos
yal desteklerin ortalamaya ineceinden korkan "korunmu ka
tegorilerin" muhalefeti ile engellendi.
Aile ile ilgili yasalar l 983'te yeniden gzden geirilerek ka
nunlardaki cinsiyet eitsizliine son verildi. Bir nceki hk
met tarafndan hizmete sokulan ak-bakm merkezlerine ya
llarn sosyal yaltmn ve bamllklann azaltmak iin daha
ok nem verildi ve bu merkezler 1984'te yerel hkmetlere
devredildi. Sosyal yardm maluliyet destekleri yeni kategorileri
ierecek ekilde geniletildi. Sabit oranl temel tanmsal emekli
maa alanlara, dk destei takviye etmek amacyla ikinci
prim katkl emeklilik seenei sunuldu. Parlamentonun sre
si dolduunda sosyalistler, kendi politikalannn Yunan refah
devletinin boyutunu ve kapsamn fark edilenden daha teye
tadn iddia edebildiler.
Ancak yine de, ekonomik gerekliklerden kalamyor: ge
nilemeci mali politikalar bte an artrd, dk gelir
gruplannn (retkenlikte paralel bir artla elenmeyen) yeni
294

harcama gleri enflasyonu ateleyip, lkenin demeler den


gesini daha da ktletirdi. Genel seim yl olan ve sosyalist
lerin daha azalm bir ounlukla seimi kazand 1985 yl
iinde bir 'istikrar program' yrrle kondu. Yeni ulusal
ekonomi bakan Konstantin Simitis de programn uygulamas
ile grevlendirildi. 'Kemer skma politikalar' sonularn ver
di: iki yl iinde enflasyon %23 , l 'den % 13,5'e indi ancak bu
nun maliyeti, sosyal harcamalar hari tutmakszn yaplan k
sntlar ve reel kazanlar 1 98 l'deki seviyelerine geri dndren
bir cret donduruluu oldu.
1 988'de bir genel seim tezgah ile baarl fakat popler ol
mayan istikrar program tamamen terk edildi. Ulusal ekonomi
yeni bakan, mali politikalar ve para politikalarn gevetti.
Sosyalistler yolsuzluk iddialaryla mcadele ederken onlarn
sosyal politikalarnn, maluliyet emekliliklerinin hzla artmas
nn gsterdii gibi, Yunan refah devletinin klientalistik ynle
rini pekitirdii grlmekteydi.
Sosyalistler 1 989 seimlerini kaybetmilerdi, ama muhafa
zakilrlar da parlamentoda salt ounluu kazanacak kadar
gl deillerdi: kamu maliyesini kontrol etmeyi ve yolsuz
lukla sulanan phelileri yarglamay amalayan bir koalis
yon hkmeti kuruldu. Ancak iki amaca da ulamada baarl
olunamad: eski babakan Andreas Papandreu delil yetersizli
inden beraat etti. Yeni bir seim de sonu vermedi. Bu kez
gene kamu maliyesini kontrol etmek ve ksa zamanda genel
seime gitmek iin snrl yetkiye sahip bir ulusal birlik hk
meti oluturuldu.
Seim yorgunluu, muhafazakarlarn iktidara dnd Ni
san 1 990'da sona erdi; ancak parlamentoda ounlua sahip
olmalar, hkmetlerinin istikrarn garanti altna almad. Yine
de, kamu harcamalarn ksmay ve toplam bte aklarnn
yaklak %50'sini oluturan emeklilik sisteminin artan akla
rn azaltmay amalayan bir makro-ekonomik program dev
reye soktular.
Hkmet ok geni kapsaml bir reform paketi aklad ama
lkeyi neredeyse kaosa srkleyen bir grev dalgas ortaya k295

tnda paketi geri ekti. Mteakip yasalar ise yumuatld: ko


runmu kategorilerdekilerin sk skya sarldklar ayrcalkla
ra ounlukla dokunulmazken, ou dk cretli iiyi kap
sayan en byk sosyal sigorta rgt olan Sosyal Sigorta Ku
rumu (iKA) etkin ekilde balca hedef haline getirildi. Bu
strateji faydal oldu: Banka alanlar sendikas ve ulusal sana
yideki ii sendikalarnn baskn olduu Yunan ileri Genel
Konfederasyonu kanun tasarsna daha az kararllkla muhale
fet etti. Bir yl sonra, aslen sistemin yasal boluklarn ve istis
marlar ortadan kaldracak bir emeklilik yasas onayland ve
benzer bir baka yasa da 1992'de kabul edildi.
1992 yasas, muhtemelen yakn tarihli emeklilik kanunlar
iinde en isabetlisi oldu. 1990'dan dersini alm olan muhafa
zakarlar, dzenlemelerden kaynaklanacak skntlarn oun
dan sendika yelerini koruyarak ve yk iilerin u mehur
"gelecek nesilleri" zerine ykarak, sendikalarla kar karya
gelmekten kandlar. Reform, daha yksek prim katks ve a
lrken ele geen crete gre daha dk emeklilik geliri
oranlar (%60'a karlk %80) getirirken hem erkekler hem de
kadnlar iin emeklilik yan 65 olarak belirledi. Yine de, yeni
kurallar sadece Ocak l 993'ten itibaren emek piyasasna giren
leri etkiledi. Halen aktif olarak alanlar ise zellikle 2007'de
emekliye ayrlacaklar iin tam etkili olacak ekilde, prim kat
klarnda bir art ve IKA ile 'zel fonlar' (memurlarn, milli
letirilmi endstrilerde alan iilerin ve banka alanlar
nn) arasndaki emeklilik ya farknn kademeli olarak azaltl
masyla kar karya kaldlar.
Yeni hkmet emeklilik dnda sosyal politika ile pek ilgi
lenmedi. Ancak ve daha fazla ocuu olan aileler iin yeni
aile yardmlar yrrle girdi - bu, dourganlk oranndaki
dn ulusun geleceini tehlikeye ataca korkusundan
esinlenmi 'doumu tevik edici' bir politikayd. Dahas, mev
cut ya da planlanan zelletirmelerin etkisini yumuatmak
iin, isizlik deneinin sresi 1 2 aya karld ( 1990'da 6 ay
dan 9 aya ykseltilmiti). Salk politikas konusunda hk
met, hastalk fonlarna dahil olanlarn yatarak tedavi iin de296

dikleri gnlk creti keskin ekilde artrarak (ki bu cret ne


redeyse on yldr ayn kalmtr) hastane finansman ykn,
Hazine'den sosyal sigortaya kaydrmaya alt.
1993'te muhafazakarlar iindeki blnme hkmetin krl
gan ounluunu ortadan kaldrd ve erken seimi kanlmaz
hale getirdi. PASOK rahat bir ounluk ile kazanarak iktidara
geri dnd. Sosyalistler emeklilik reformuna muhalefetteyken
kar km ve iktidara gelirlerse bunu tersine dndrecekle
rini taahht etmilerdi, ancak bu gereklemedi. Sosyal ortak
larn 'sosyal diyalog' yoluyla bir fikir birliine varmalarndan
sonra yrrle girecei sylenen belirsiz bir reform paketi
duyuruldu.
Ocak l 996'da Papandreu babakanlktan istifa etti ve yerine
uzun sredir rakibi olan Konstantin Simitis geldi. Avrupa Para
Birlii yelii en ncelikli hedef olarak benimsendi. Yine de
babakan, 'btnln korumaya ynelik toplum'a ve mali
istikrarn ters etkilerini telafi edecek sosyal nlemlere olan
inancn vurgulad. Hkmet, muhalefette olduklar dnemde
dile .getirdikleri asgari emekliliin asgari cret ile ban (bir
aylk asgari emeklilik 20 gnlk asgari crete eittir) salama
taahhdnden kurtulmalarn mmkn klacak gelir tespitine
dayal bir emekli maan, Austos 1 996'da devreye soktu .
Destek ok dk gelirlileri hedefliyordu; sendikalarn talep
ettii tek tip art ve asgari cret endekslemesi de, eitli prog
ramlardan iki (ya da daha fazla) asgari emekli ayl alan
emeklilerin ve malvarlmdan ya da iten dolay geliri olanla
rn menfaatineydi. Hedefleme ve seicilik gibi yeni kavramlara
yaplan vurgu, geni ailelere denen cmert yardmlarn gelir
tespitine dayandrlmasnda ve zrllerin seyahat kartlar gi
bi baz marjinal yardmlara konulan snrlamalarda kendini
gstermekteydi.
Dier sosyal politika nlemleri arasnda , aile hekimlii
programn ve profesyonel hastane ynetimini getiren (ancak
henz tam uygulanmayan) salk yasas vard. Tarmda al
anlar iin, kademeli olarak prim katkl bir emeklilik progra
m devreye sokuldu; bu programdaki maalar, dk sabit
297

oranl prim katkl olmayan emekli maalarnn yerini alacak


ve tarmda alanlarn emekli maalar, dier sosyal sigorta
emekli maalaryla karlatrlabilir hale gelmeleri iin artr
lacakt. Dahas, imdiye dek gz ard edilmi kiisel sosyal hiz
metler alannda da politika deiiklikleri oldu: evde bakm
program (home help) baarl ekilde denendi ve geniletildi,
bu alanda alan tamamen ayr teebbsleri birletirmek ve
koordine etmek iin Ulusal Sosyal Bakm rgt kuruldu.
1 998'de mevzuat, yasa d gmen iilerin alma izni
iin bavurmasna ve bir sosyal sigorta kurumuna kayt olma
sna izin verir hale geldi. Potansiyel olarak bundan faydalana
bilecek kiilerin ilgisi, yetkililerin bavurular karlama yetisi
nin ok ok tesindeydi. llgin ekilde sosyal sigorta kurumla
r, yasad istihdamn 'su yznde belirmesi' sonucundaki bu
ye akndan byk bir gelir patlamas beklemekteydi - en
azndan ksa vadede, yeni yelerin emeklilik ve dier yararla
nabilme konumuna gelileri gerekleene dek.
Sosyal sigortann geleceine dair 'sosyal diyalog' taahhd
ise, 1997'de balamasna ramen, sadece 1998'de sigorta kat
klarn dememe ile mcadele etmeyi amalayan 'mini-re
form' paketinin yasalamas sonucunu verdi. Hkmet, sendi
kalar ile yeni bir yzlemeden kanarak (ve deiimlerin do
asna ilikin bir vizyona sahip olmayarak) emeklilik refor
munun daha geni konularyla uramann, APB yelii ger
ekletikten sonraya ve seim dngsnden nceye brakl
masna karar verdi.
Btn bunlar sosyal damping sorusunu nerede brakmakta
dr? Bu makalenin temelindeki hipotez, sosyal koruma stan
dartlarnn, emek maliyetlerinin (zellikle de vergilerle zde
letirilen dolayl veya cret-d maliyetler ile sosyal koruma
iin denmesi gereken sosyal gvenlik prim katklan) ulusal
ekonominin rekabeti pozisyonunu tehdit edecek kadar yk
selmesinden kanmak iin, dk tutulup tutulmad soru
suna dayanmaktadr.
Yukarda sunulan tm kantlar Yunanistan'da bu tip bir du
rumun sz konusu olmadn gstermektedir. Refah devleti
298

bariz ekilde genilerken, 'sosyal refah harcamalarn ksma'


ulusal rekabet gcn gelitirmeyi deil sosyal katklar art
rarak sosyal sigorta aklarn azaltmay amalamaktadr.
Bu durum, zel sektr alanlar iin 1990-2 emeklilik re
formlarnn ncesinde ve sonrasndaki sosyal sigorta prim kat
ks oranlarn gsteren Tablo 2'de grlmektedir. Tablodan da
anlalaca gibi, katklarn vergi ncesi kazanlara oran stan
dart meslekler iin %7,6, 'zor ve yorucu' meslekler4 iin %9,6
ve 'son derece zor meslekler' iin % 10,6 orannda artmtr.
TABLO 2
Yunanistan'da zel Sektr iileri iin cret-D Emek Maliyetleri
'Normal'
meslekler (%)

'Zor ve yorucu'
meslekler (%)

'Son derece zor'


meslekler (%)

30.09. 1 990'dan nce


01 . 1 0. 1 990 - 3 1 . 1 2. 1 992
01 .01 . 1 993'ten itibaren

35,6
38,6
43,2

39,2
42,2
48,8

43, 1
46, 1
53,7

Not: Bu de!jerler iveren ve ii katklarnn net maan yzdesi olarak ifade edilmi topla
mdr. Katk oranlar emeklilik ve sa!jlk sigortas iin genel sosyal sigorta programnda
(iKA) uyguland!j gibidir. insan Gc istihdam rgt (OAEA) ve iilerin Konut rg
t'ri:. (OEK) yaplan katklar da dahil edilmitir.

Dorudan emek maliyetlerinin (yani cretten kaynakl mali


yetlerin) evrimi de sosyal damping hipotezi ile balantldr.
Bu durum, verimlilik, imalattaki (nominal) birim maliyetler
ve (nominal) ortalama kazanlarn yllk deiim oranlarnn,
enflasyon oran ile birlikte, Yunanistan'n yakn tarihli siyasi
gemiinin drt yllk drt blm halinde gsterildii Tablo
3'te verilmektedir.
1980'lerin balarndan itibaren art arda iktidara gelen hk
metlerin uygulad gelir politikalarnn belirleyici olduu g
rlmektedir. 1985'te tm zamanlarn en yksek deerine ula
an imalattaki reel ortalama cretler, 1989'da sosyalist yneti
min son zamanlarnda 1980'deki seviyesinin %14 zerindeydi.
Bu tarihten sonra, muhafazakarlar iktidardayken bu deer
4 'Zor ve yorucu' iler kategorisi, havayolu yer personellii, televizyon sunuculu
u ve kuafrlk gibi 'tehlikeli' ileri ierir hale gelmitir. Bu durum Yunanis
tan'n sosyal koruma sisteminin klientalist-tikelci doasnn kantdr.

299

TABL0 3
Yunanistan'da malat Sanayiindeki Emek Maliyetleri
ve Verimlilik (1981-97)

Yllk deiim
1 98 1 -5
1 985-9
1 989-93
1 993-7

Birim
maliyet
(%)

Verimlilik
(%)

Ortalama
kazanlar
(%)

23,7
1 5,3
1 2,0
7,6

0,7
-0, 1
2,7
2,9

24,6
1 5,2
1 5,0
1 0,6

Enflasyon
(%)
1 9,7
1 6,6
1 7,5
8,4

Not: Bu degerler yzde cinsinden yllk degiim oranlardr. Aratrma, 10 kii ve zerinde
ii istihdam eden imalathaneleri kapsamaktadr. Birim maliyetler ve ortalama kazanlar
iveren katksnn netidir.
Kaynaklar: Yunanistan Ulusal istatistik Hizmetleri (EI:YE); Ekonomik ve Snai almalar
Vakf (IOBE); yazarn hesaplamalar.

dt ancak sosyalistler 1 997 ylnda iktidara geldiinde,


l 989'da ulat deeri yakalayarak yeniden ykseldi.
Ancak, rekabetiliin anahtar bir baka deikeni olan ve
rimlilik art, l 980'lerde epey yavat; l 990'daki deer
198 l 'deki deerin sadece % 1 ,5 zerindeydi. 199 l'den sonra
ise yllk yaklak %3 gibi bir ortalama art ile hz kazanmaya
balad. Bu gelimelerin imalat sanayii zerindeki etkisi, enf
lasyona gre ayarlanm birim maliyetlerin, 1980-1985 arasn
da %14 artmas, 1 987'de istikrar programnn en parlak dne
minde 1980 deerine gerilemesi ve 1990'a dek ise %10 civarla
rnda tekrar artmas olmutur. Reel birim maliyetler 1 99 1 ile
1 994 arasnda dmtr ancak cretlerin fiyatlardan daha
hzl artmaya balamasyla neredeyse sabit hale gelmitir. Ve
rimlilik art srdnden, l 997'de reel birim maliyetler
1980'deki deerinin tam tamna % 1 3 altnda gereklemitir.

spanya
Yunanistan'n sosyal koruma sisteminin Avrupa'nn geri kala
nna (en azndan harcamalar asndan) dikkate deer ekilde
benzemesi, lspanya'daki gelimeler iin de geerlidir. 1980'de
sosyal koruma harcamalar GSYlH'nn % 18'ini ancak aabil300

mekteydi. Harcamalar, 1980'ler boyunca orta dereceli bir b


yme dnemini takiben 1990'da GSYlH'nn %20,2'si olarak
gerekleti, bylece bu dnemde dmekte olan AT- 1 2 ortala
masna da yaklat. 1 990 ile 1 993 arasnda hzl byme dne
minde lspanya'daki sosyal harcamalar GSYH'nn %24,4'ne
ulat. Bu dnemden itibaren, sosyal harcamalar azalmaya ba
lad ve bu d 1996'da harcamalarn GSYH'nm %22,4'ne
gerilemesi ile spanya'da tm AB genelindekinden daha youn
yaand (bkz. ekil 1 ) . spanya ekonomisinin Avrupa'daki di
er tm ekonomilerden daha hzl byd 1980'den itiba
ren sosyal koruma harcamas hala daha da hzl artmaktadr.
spanyol refah sisteminin zellikleri, Ferrera'nn tanmlad
'gney modeli'ne atfla Yunanistan rneinden daha az youn
bir 'gney' profili izmektedir. spanyol gelir destei sistemi
nin, emek piyasasnn formel sektrlerindeki iileri, sabit d
nemli ya da yan zamanl eklinde enformel ilerde alanlar
dan geleneksel olarak daha fazla kayrd dorudur. Bununla
beraber, son yirmi ylda hem emeklilerin hem de alan nfu
sun,.gelir destei sistemi iinde maruz kald bu tip eitsizlik
leri azaltmak iin baz abalar sarf edilmektedir.5
Bilhassa, kapsam asndan emeklilik sisteminin evrenselle
tirilmesi, zrller iin nakit transferlerinin iyiletirilmesi ve
zerk blgeler tarafndan asgari gelir programlarnn uygulama
ya konmasnn, yoksulluk oranlarn ve muhta gruplarn kar
karya kald sosyal dlanma riskini azaltma etkileri oldu
(CES, 1996; Martinez, 1998). Sosyal bakm hizmetlerinin art
mas da ayn ynde bir etki yaratmtr: spanya halen kamu te
mini asndan skandinav lkelerinin ok gerisinde olmasna
5 Prim katkl olmayan sabit oranl emekli maalar ile asgari prim katkl emekli
maalar, 1982'den beri artrlmaktadr. Bunun sonucunda, gelitirilmi, prim
katkl olmayan emekli maalar, ortalama katkl emekli maann %50sini te
kil eder seviyeye gelmitir (Ministerio de Trabajo, 1998). Gelir destei siste
mindeki boluklar kapatma abasnn yallara daha ok ve alma yandaki
vatandalara daha az odakland sylenebilir. Aslnda, aile yardmlar, asgari
gelir programlar ve isizlik denekleri, emekli maalar kadar fazla art gs
termedi ya da 1992'de isizlik denekleri rneinde olduu gibi ciddi ekilde
azaltld (Guillen, 1999).

301

ramen durum aka dzelmitir. Dahas, 1999'daki reformlar


sresiz szlemeli tam zamanl iler ile yan zamanl, marjinal
ve geici iler arasndaki sosyal gvenlik haklarnn eitliini
salad. Birlikte dnldnde, tm bu politikalar sosyal ko
ruma sisteminin yeniden datmc etkisini gelitirmitir.
spanya, refah kaynaklarna eriimin klientalist araclkla
gereklemesine iaret eden uygulamalarn en az yaygn oldu
u Gney Avrupa lkesidir. Bu nedenle klientalizmi refah dev
letinin temel bir zellii olarak tanmlamak zordur. Aslnda,
Endls ve Extremadura'daki mevsimlik tann iilerine te
vikler salayan ve sosyalistlerin iktidarda olduklar dnemde
klientalist uygulamalara imza attndan phelenilen Plan
Empleo de Rural (PER) , muhafazakarlar tarafndan sosyal g
venlik erevesi iine yerletirilmitir. Dahas, zrllk yar
dmlarnn artmas klientalist uygulamalarn kant (ki kesinli
i yoktur) olarak grlse bile, 1980'lerin ortalarnda konulan
sk kontroller 1 976'dan o dneme kadar gzlenen pheli
hzda art engelleyebilmitir.
Son olarak, Yunanistan ve Portekiz'in aksine, spanya'daki
salk hizmetleri sadece yasal anlamda deil uygulamada da
evrensellemitir. Eitim ve salk hizmetleri tamamen vergi
lerle finanse edilmektedir. Buradan hareketle, spanyol (ve te
sadfen talyan) ulusal salk hizmetlerinin vergi ile finanse
edilme derecesinin, Britanya ve skandinavya'daki geleneksel
olarak vergiyle finanse edilen sistemlerdekinden daha yksek
olduu sylenebilir (Guillen, yaynlanacak) .
Bu tip bir sonu demokratik rejimin tamamen salamlat
rld 1980'lerin balarndan beri yrtlen reformlar sayesin
de ortaya kmtr. Demokrasiye gei dneminde, yani Fran
ko'nun ld 1975 ylndan sosyalistlerin 1982'deki seim
zaferine dek, sosyal politikada temel kural deiimden ok s
reklilikti. Bunun nedeni, hem ekonomik krizin siyasi kurum
lan yeniden tanmlama gerei ile rtmesi hem de demokra
siye gei srecinin (rnein Portekiz'deki srecin aksine) ra
dikal deiimi yavalatan ve zorlatran rzaya dayal niteliiy
di. Ekonomik krizlerin iddetlendirdii sosyal ihtiyalar kar302

TABL0 4
spanya'da Balca Siyasi Gelimeler ve
Sosyal Politika Gelimeleri (1978-98)
1978: demokratik anayasa
1 978 Eski Sosyal Destek Salama Enstits, Sosyal Sigorta, Salk, Sosyal Hiz
metler ve isizlik olmak zere drt Ulusal Enstitye dntrlr. Sen
dikalar ve iveren birlikleri bu kurumlarn ynetici kurullarnda temsilci
likler kazanrlar.
1 981 zrllerin Sosyal Entegrasyonuyla ilgili Kanun (LISMI) parlamentodan
geer. Salk hizmetleri konusunda Katalonya'ya yetki verilir. Salk Ba
kanl, alma Bakanl'ndan ba!jmsz hale gelir.
1 982-96: sosyalist hkmetler
1 982 Sosyalist parti genel seimleri mutlak ounluk ile kazanr. Gonzales
babakan olur. 1 986, 1 989 ve daha az ounlukla olmak zere 1 993 se
imlerinde de baarl olur.
1 983 Kadnlar iin Ulusal Enstit kurul ur. Danmanlk organdr.
1 984 Temel Sa!jlk Kurumlar ile ilgili Kararname (temel sa!jlk hizmetleri re
formu). Salk hizmetleri konusunda Endls'e yetki verilir. Emek piya
sasn esnekletirmeye ynelik ilk dalga reformlar.
1 985 Emeklilikle ilgili kstlayc reform. Asgari prim katk sresi 1 5 yla genile
tilir. ilk miktar hesaplamada kullanlan cretli yl says 2'den 8'e karlr.
1 986 ispanya Avrupa Topluluu'na ye olur. Genel Sa!jlk Kanunu: u l usal
salk hizmetinin oluturulmas. Sa!jlk hizmetleri konusunda Bask Bl
gesi ve Valensiya'ya yetki verilir.
1 988 Genel grev. Emekli maalar gemi enflasyona endekslenir. isizlik ko
rumasnn geniletilmesi. Sosyal Hizmetler Bakanl kurulur.
1 989 Salk hizmetleri kapsamnn evrensellemesiyle ilgili kararname (Daha
nceleri Yoksul Yardmndan faydalananlar ulusal salk hizmetleri ta
rafndan kapsanmaktadr).
1 989-93 Sosyal hizmetler tm blgelerde adem-i merkeziletirilir. Blgelerde,
aktif ya grubunda olanlar iin asgari gelir programlar oluturulur.
1 990 Aile yardmlar ile ilgili reform. Program evrensel ve ihtiya tespitine
dayal hale gelir. Salk hizmetleri konusunda Gal iya ve Naware'ye
yetki verilir.
1 99 1 Bir Parlamento Komisyonu ('Abril Komitesi') salk bakm sisteminde
mal iyetleri snrlamaya ynelik birtakm nlemler alnmasn nerirler
(ancak uygulanmaz). Yallar ve zrller iin prim katkl olmayan
emeklilik yrrl!je konur.
1 992 Hastanede yatlar {kamu ve zel) iin yaplan demelerin kriterlerinde
kademeli fonlamaya doru deiiklik. isizlik deneklerinde kstlayc
reform: alrken kazanlan crete oranlar drlr ve asgari katk
sresi geniletilir.
1 993 Kamu tarafndan denmeyecek olan ilalarn listesi oluturulur. Emek
piyasasn esnekletirmeye ynelik ikinci dalga reformlar uygulanmaya
balanr. Yar zamanl iler tevik edilir. zel, kar amac gtmeyen istih
dam dairelerinin kurulmasna izin verilir.

303

1 994 Salk hizmetleri konusunda Kanarya Adalar'na yetki veri lir. Emekli
maalar bir sonraki yln beklenen enflasyon deerine endekslenir.
1 995 Salk hizmetleriyle ilgili kararname. Ulusal salk hizmetleri ereve
sinde sunulan olumlu ve olumsuz hizmetler listesi oluturulur. Olumlu
liste yeni hizmetleri kapsar. Doum yardmlar ile ilgili reform. Gelire
oran nceki maalarn % 1 00'ne ykseltilir. Ebeveyn izinleri dzenle
nir. Emeklilik sisteminin geleceiyle ilgili Toledo Pakt.
1 996'dan bugne: m uhafazakar hkmet

1 996 Partido Popular genel seimleri kazanr. Aznar babakan olur. Muhafa
zakar hkmet, parlamentoda mutlak ounluu kazanmak iin milli
yeti blgesel partilerin desteine ihtiya duyar. Sosyal iler Bakanl
alma Bakanl'na balan r. Sal k bakm kurumlar ynetiminin
zerkliiyle ilgili kararname (Haziran). Ecza hizmetlerinin esnekletiril
mesi ile ilgili kararname (yeni yerel toplum eczanelerinin kurulmas ve
al saatleri). Emeklilik sistemi reformu konusunda sosyal pakt (Ekim).
1 997 Yeni Sosyal Gvenlik Kanunu Toledo Pakt'nn uygulanmasyla ilgili sos
yal pakt kararlarn iine alr. Emekli maan hesaplamada kullanlan
cretli yl says 8'den 1 S'e ykseltilir. Salk hizmetinin blgesel finans
man konusunda anlama. Emek piyasas politikalar konusunda sosyal
pakt, kdem tazminat demelerinin azaltlmas ve sabit ilerin yaratl
masn besleyecek yeni koullar (Nisan).
1 998 Mali reform vergileri drr. Aileler iin vergi muafiyetleri artrlr.
1 999 Toledo Pakt'n taki ben, salk hizmetleri tamamen vergilerle finanse
edilir hale gelir. INSALUD-Dorudan Ynetim'e, dzenlenmi rekabet
nlemlerini sokan Stratejik Plan uygulamaya konur. Yar zamanl ve sa
bit sreli ilerde alanlara, tam zamanl ilerde alanlar ile ayn sos
yal gvenlik haklar tannr.

lama basks altndaki refah devleti, 1975 ve 1982 yllan ara


snda niceliksel adan byme gsterdi. zellikle, sosyal ko
ruma harcamalarnn GSYlH iindeki pay %50 orannda artt.
Ancak otoriter refah sisteminin dayanaklar halen neredeyse
hi dokunulmam ekilde kalmt (Guillen, 1992) .
Sosyalistler 1982'de mutlak ounlukla seimi kazanr ka
zanmaz reformlar yrrle girmeye balad. Parti, reformla
rn sadece yasalamasnn deil uygulamasnn da gerekletii
uzun bir hkmet dnemi boyunca, Mart 1996'ya dek iktidar
da kald. Yaplan ilk reform temel salk sistemini etkiledi.
1984'te eski ambulatoriolar okdisiplinli takmlarn grevlen
dirildii ve nceliin koruyucu hizmetlere verildii salk
merkezlerine dntren, temel salk kurumlan ile ilgili bir
kararname karld. 1986'da ise Genel Salk Kanunu (GSK)
304

parlamentoda uzun sren bir tartmadan sonra yrrle gir


di. Bununla birlikte salk sistemi tarihinde ilk kez, tm kamu
alan tek bir program altnda topland.6
GSK, zerk blgelerin kendi salk sistemlerini ynetme
haklarn yasal olarak onaylamaktayd. Zaten bu konudaki yet
kiler Katalonya'ya 1981 'de ve Endls'e l 984'te aktarlmt.
Dier blgeler de ksa srede sorumluluklar aldlar: Bask Bl
gesi ve Valensiya 1987'de, Galiya ve Navarre 1990'da, Kanarya
Adalan da l 994'te yetki sahibi olmulardr. u anda, yukarda
belirtilen yedi taneye ek olarak geriye kalan 10 blgeden so
rumlu olan INSALUD-Dorudan Ynetim ile birlikte sekiz ba
msz salk sistemi mevcuttur (Guillen ve Cabiedes, 1997) .
Salk sisteminin tam olarak evrensellemesi l 989'da Devlet
Bte Kanunu'nun Yoksul Yardm'ndan faydalananlar ulusal
salk hizmetinin iine sokmas ile saland. GSK yrrle
girdiinde kapsam oranlar za ten ok yksekti ( l 986'da
%96 , 1 ) ; tam kapsamn hzl ekonomik bymeyi engelleyici
bir etkisi kesinlikle yoktu. imdilerde, sadece en yksek gelir
gru_bundaki yaklak 200.000 vatanda kamu kapsamnn d
nda (Freire Campo, 1993). 1989 Kanunu, vergilerle finanse
edilen salk bakm payn ykseltti. Bu deer 1990'da %68,8'e
ulaarak Gney Avrupa ulusal salk hizmetleri arasndaki en
yksek deer haline geldi (Ministerio de Sanidad y Consumo,
1993; Guillen, yaynlanacak) . USH tarafndan finanse edilen,
olumlu ve olumsuz hizmet listelerini ieren hizmet beyanna
mesi de bir kararname ile l 995'te karld. Olumlu liste pek
kstlayc deildi, aksine daha nceleri darda tutulan baz
psikiyatrik ve dental hizmetleri de iermekteydi.
6 Daha nceki kamu alan sadece tane idi: sosyal gvenlik hizmetleri, kamu
salk hizmetleri ve yoksul yardmlar. Bunu belirtmek nemlidir nk re
formlar Yunanistan rneinde olduu gibi olduka paral salk sisteminin
yokluundan dolay hafifletilmitir. spanyol doktorlar diktatrlk dneminde
cretli alanlara dntklerinden hizmet iin vizite baznda demeler sade
ce zel sektr ile yaplan szlemelerde kullanlabilmekteydi (salk hizmetleri
iin kamu harcamalarnn %l l'ine yakn bir miktar) . Bu durum doktorlarn,
sosyal sigorta sisteminin evrensel hale gelmesine muhalefet etme glerini
azaltmaktayd.

305

Geleneksel ulusal salk hizmetleri ile karlatrldnda


baz zelliklerin bu salk sisteminde de srd grlmekte
dir. rnein, kamu grevlileri ya da kendi kendini sigortala
yan kurulular (nfusun yaklak %8'i) her iki durumda da
kamu tarafndan finanse edilen kamu ya da zel sektr hizme
ti arasnda seim yapabiliyorken nfusun geri kalannn byle
bir seim yapmaya hakk yoktur. Daha da anlaml bir rnek,
nfusun yaklak %99,S'i kamusal salk hizmetinden yararla
nabilme konumunda olduu halde, bu hakkn henz vatan
dala dayal hale gelmemi olmasdr (Freire Campo, 1998) .
Bu yndeki yasal dzenleme pek ok durumda nerilmitir ve
ksa sre iinde parlamentoda incelenecektir.
Salk harcamalar hem mutlak hem de kii bana lekte
1980'lerin ilk yansnda durmadan art gsterdi ve ikinci yan
snda da hz kazand; bu srada ispanya AB'nin en yksek b
yme oranna sahip lkesiydi (European Commission, 1995) .
Genilemeci nlemler 1980'lerin ortalarnda yasalat, bunun
sorumlusu olarak da sistemin adem-i merkezilemesi gsteril
mekteydi. Harcamalardaki bu art maliyet kontrolne ynelik
nlem alnmas arlarna neden oldu. 199l'de, parlamenter
bir komisyon olan Abril Komitesi tarafndan bu ynde nerge
ler sunuldu. Ancak, halkn ve sendikalarn komisyonun sa
vunduu bu kstlayc nlemlerin uygulanmasna olan tepki
si, hkmetin tavsiyelerini geri ekmesine neden olacak kadar
glyd.
Pek ok maliyet kontrol nlemi l 990'larda USH'de uygulan
maya baland. Bunlar, tahmini bteleme, hastanelerle szle
me anlamalar ya da 1993'te ve tekrar 1997'de olumsuz ilalar
listesi oluturma gibi arz tarafn etkileyen nlemleri iermek
teydi. USH ierisinde, 1970'lerin sonlarnda devreye sokulan
ila kullanmna dair 'kupon' uygulamas dnda -ki o da
emekli nfusu darda brakr- hibir maliyet paylam mev
cut deildir. Rasyonelletirme ve maliyet paylam nlemleri
zerk blgelerde farkllk gstermektedir; Katalonya'da 'lngi
liz-tarz' dzenlenmi rekabet vurgulanrken Galiya ya da Va
lensiya'da zel sektrle artan bir oranda ortak i yapma sz
306

konusudur. Yakn zamanda, INSALUD - Dorudan Ynetim


blgelerinde de Plan Estrategico del INSALUD denilen plan
araclyla kontroll rekabet nlemleri yrrle konmutur.
Neticede reform rnts, reformlarna sonralar merkezi
devlet tarafndan yknlen blgelerin bir yenilik kapasitesi
olduunu gstermektedir ( Guillen, yaynlanacak) .
Sosyal hizmetlerle ilgili faaliyetler ise, l 982'de gei dne
minin merkezci son hkmetinin ynetimi altnda, zrlle
rin Entegrasyonu iin Kanun parlamentodan geirildiinde
balad. Bu, zrllerin yaam koullarn her adan (ekono
mik refah, koruyucu bakm ve rehabilitasyon, konut, ulam,
i bulma ve dier nlemler) iyiletirmeyi amalayan iddial bir
yasa tasarsyd. Ancak kanun, uygulamada nakit transferleri
ne odaklanm ve bu da Ulusal Sosyal Hizmetler Enstit
s'nn dier abalarn nemsizletirmitir. Kanunun dier
ynleri daha az dikkat ekmitir (Casado, 1992) .
Sosyal hizmetler, sosyalist hkmet dnemlerinde harcama
lar ve yardmlar asndan dikkate deer bir genileme de ya
ad <Barea Tejeiro, 1997). 1980'lerin sonlarnda ve 1990'larda,
sosyal hizmetler merkezi olmaktan kp, blgeler ve belediye
ler dzeyine yayld. Daha nceki gibi sadece sosyal sigortadan
faydalananlar deil nfusun tamam sosyal hizmetlerden ya
rarlanabilme konumuna geldi, ancak farkl hizmetler iin gelir
eikleri belirlendi. Hkmetin merkezi olmayan katmanlar
nn faaliyetleri ve gelimeci eilimleri kadar, 1988'de kurulan
Sosyal ller Bakanl'nn da bu konuda yardm oldu ( Casado,
1994; Muftoz Machado vd., 1997: 529-99) .
Yallar, genler ve ocuklara ynelik sosyal hizmetler
1980'lerde ve 1 990'larda dikkate deer ekilde artt. Ancak hiz
metlere ulama seviyesi, ok dk deerlerden balad iin
karlatrmal adan gene de dk kald. Blgeler kendi he
saplarn tuttuklar ve kategoriler homojen olmayan ekilde ta
nmland iin u anda, sosyal hizmetlerden faydalanan kii
saysn tahmin etmek olduka zordur. Yine de, rnein, 65 ya
n stndeki kiilerin sadece %3' evde bakm hizmetinden
faydalanrken skandinav lkelerinde bu orann on kat fazla ol307

duu grlmektedir (OECD, 1 997a) . almalar, sosyal hiz


metlerin az gelimiliinin bakm konusunda spanyol ailesinin
nemli rol ile yakndan ilikili olduunu gstermitir.7
Eitim reformu, ya zerindeki ocuklarn bakm iin
evrensel hizmet sunumu ile sonulanmtr; ancak 0-2 ya
grubundaki ocuklar iin kamu bakm hizmetleri son derece
dk (Yunanistan ve Portekiz'den de dk % 1 ) kalmaya de
vam etmitir (Valiente, 1995a) . 1990'da aile politikalar da, he
def kitle bakmndan dk gelir grubundaki ailelere ynelik
ve kapsam asndan evrensel olacak ekilde yeniden dzen
lenmitir. Ancak konulan gelir eii, ortalama gelirin epey al
tnda olduu iin ok az aile bundan yararlanabilmitir (Rod
riguez Cabrero, 1994). Bunun tesinde, yaplan nakit transfe
rinin deeri de dktr (ocuk bana aylk 3 .500 pesata;
1999'da ortalama aylk maa 2 1 0.000 pesata civarndadr) .
Sosyalist hkmetler aile politikalarnn reformuna muhteme
len bu konunun otoriter rejim tarafndan da ncelikli addedil
mesi sebebiyle diren gsterdiler. Franko rejimi ile zdele
meyi ve parti iindeki (geni ailenin tevik edilmesinin kadn
lara zarar verdiini dnen) feminist kanad yabanclatrma
y istemeyen sosyalist ynetim, aile politikalarna pek ilgi gs
termemitir (Valiente, 1995b). Bu, boanma ve krtaj gibi ko
nulardaki yasal dzenlemeler ile Medeni Kanun'da aile birey
lerinin haklarna ilikin deiiklikler gibi aile hayatnn sosyal
politikayla daha az ilintili olan ama kritik neme sahip unsur
larnn reforma tabi tutulmad anlamna gelmemektedir (Ig
lesias de Ussel ve Meil, 1994) .
Doumla ilgili dzenlemeler de l 995'te yeniden ekillendi
rildi: izin srasnda alnan cretin gelire oranlan nceki ma
an %100'ne karld. Doum izninin sosyal gvenliin so
rumluluu altna konulmas nemli bir deiikliktir nk
nceleri doum, yaygn bir hastalk olarak nitelendiinden i
verenler iznin bir ksm iin deme yapmak zorundayd. Ebe7 Bu konuda bir gzden geirme Guillen'de ( 1996:267-9) bulunabilir. Perez Dlaz
vd. (1998) lspanya'da aile ve refah devleti arasndaki ilikinin analizini sun
maktadr.

308

veyn izni de l 995'te dzenlenip, alanlara kendi ilerine bir


yllk izin sonrasnda, benzer baka bir ie ise iki ya da yl
lk bir izin sonrasnda yeniden balama hakk verir hale geti
rildi. Ancak hala cretsiz izin olarak saylmaktadr.
Gelir destei sistemleri sosyalist ynetim altnda youn ve
neredeyse kesintisiz genileme yaayan refah hizmetlerinden
farkl bir yol takip etti. 8 l 980'lerin ilk yars sosyalist hk
metler iin zor bir dnemdi. l 970'lerin sonlarnda enflasyon
ve isizlik zirveye ulam, sanayinin yeniden yaplanmas ge
rekli hale gelmiti. Dahas, 1974'te otoriter rejimin sona erme
sinden ksa sre nce kanunlaan emeklilik reformu sisteme
genilemeci bir hamle salamt. Bu durum, ekonomik kriz
den doan yeni sosyal ihtiyalar ve erken emekliliin kullanl
masyla birletiinde sosyal gvenlik sistemi iin bir sorun te
kil ediyordu.
Bu basklar l 985'te prim katkl emekliliin kstlayc ekil
de reformu ile sonuland. Reform, sendikalarla mzakere
edilmeden onlara dayatldndan sosyalist parti ile sosyalist
sendika ittifakn bozarak hkmet iin olumsuz sonular ya
ratt. Reform, emekliliin balang deerini hesaplamada dik
kate alnan prim katks denmi yl saysn artrarak (2'den
8'e kararak) ve emeklilik maa almak iin gerekli asgari
prim katks sresini 10 yldan 15 yla kararak alrken al
nan crete orann azaltt. Hkmet, bunun telafisi iin emek
li maalarn enflasyona endeksli hale getirmeyi taahht etti.
Ancak emekli maalarnn endekslenmesi bir trl gerek
lemedi. 1988 yl itibariyle sendikalar, kendileri sosyal paktlar
yoluyla maalar artrmama taahhdn yerine getirdikleri
halde hkmetin gelir destei politikalarn gelitirmeye ha
zrlkl olmadn anladlar. 1988 genel grevi bunu deitirdi.
Emekli maalar enflasyona endekslendi ve hkmet prim
katkl ortalama emeklilik maann asgari crete eitlenene
dek artrlacan taahht etti (bu 1995'te gerekleti) . 1991'de
8 Bkz. Guillen (1999). lspanyol emeklilik sisteminin yakn tarihli evrimiyle ilgili
bilgi ve gelecee dair projeksiyonlar Ministerio de Trabajo y Seguriddad Social
(1996), Herce San Miguel (1998) ve Jimenez'de ( 1998) bulunabilir.

309

prim katkl olmayan emeklilikle ilgili, emekliler ve zrlleri


hedefleyen bir kanun yrrle girdi. Bu kanun, emeklilik sis
temini kapsam asndan evrensel hale getirdi.
Bu arada, hkmet l 980'lerin ortalannda emek piyasas es
nekliini geici ileri destekleyerek artrmay amalayan ilk
nlemleri yrrlle sokmaya karar verdi. Bu durum, hk
met ile sendikalar arasndaki ilikiyi daha da ktletirdi. l
deneyimi ve i eitimi szlemeleri tevik edildike, mteakip
yllarda genlerin ve kadnlann emek piyasasna eriimleri asl
olarak bunlar aracl ile gereklemeye balad (ancak yar
zamanl iler benzer bir destek grmedi) .
Dahas, merkezi hkmetin muhalefeti karsnda blgeler,
alma andaki kiiler iin asgari gelir destei programlan
oluturmaya karar verdi. 1989'dan 1992'ye dek blgeler sendi
kalarn kararl desteine gvendikleri iin bu tip programlar
tm lkede yayld (Laparra ve Aguilar, 1997; Moreno ve Arri
ba, 1998) . Ancak, prim katkl emeklilik sistemi iinde baka
bir yeniden datm arac oluturulmutu : asgari emeklilik
maana eriebilmek iin verilen ilave destekler. 1997 itibariy
le, emekli maa alanlarn %3 7, Tsi bu tip ilavelere gvenir ha
le geldi (Ministerio de Trabajo, 1998) .
APB'ye giri koullanndan kaynaklanan basklar ve l 990'la
rn bandaki ekonomik durgunluk, emeklilik sisteminin gele
ceine dair kayglarn olumasna yol at. 1995'te parlamento
da temsil edilen tm siyasi gler kamu emeklilik sisteminin
uygulanabilirliini salamak iin alnmas gereken nlemlerle
ilgili bir pakta imza attlar. Ksa sre sonra da sendikalar ve i
veren birlikleri Toledo Pakt'n imzaladlar.
sizlerin korunmas, sosyalist ynetim altnda l 990'larn
balanna kadar sren kapsam genilemesinden (bu noktada i
sizlerin %82'si koruma altndadr) 1992'deki kstlayc reforma
kadar dolambal bir evrim geirdi. Kstlayc reform, ksmen
1990'larn bandaki ekonomik durgunluk ama daha ok da
l 983-4'te uygulanan emek piyasas reformlannn sonularyla
tetiklendi. Reform, geici ilerin bymesine izin verdiinden,
l 990'larn balannda bu tip iler tm ilerin te birini tekil
310

eder hale gelmiti (bu, AB iindeki en yksek orandr). Emek


piyasasna giriler ve klar, szlemeler arasnda gidip gelen,
korunmadan yararlanabilme konumunda olan pek ok insana
isizlik deneklerini demek zorunda kalan Ulusal stihdam
Enstits'nn iflasa yakn bir noktaya gelmesine yol at. siz
lik denei alanlar yararlanabilme konumu sresi bitene dek
baka bir i arayamadlar. 1992 reformu, denekten faydalanan
isiz orann azalttndan, 1999'da bunlarn sadece yars fay
dalanr hale geldi. Bunun tesinde reform, yararlanabilme ko
ullarn sklatrd ve tevikin alrken alnan crete orann
azaltt (Gutierrez ve Guillen, 1998) .
sizlik koruma reformu dier gelimelerden de takip edile
bilir. Prim katkl desteklerden faydalanan kii says der
ken, sosyal yardm alanlarn saysnda art gzlendi (Toharia,
1997) .9 Ancak, aktif emek piyasas politikalar lehine bir kay
sz konusu oldu: bu konudaki nlemler iin yaplan kamu
harcamalarnn GSYlH iindeki pay 1985'teki %0,34 deerin
den 1995'te %0,82'ye ykseldi (OECD, 1997b).
1993-4'te emek piyasas politikalarnda daha ileri reformlar
yapld. Sendikalar greve gittiler ancak bu kez reformu engel
leyemediler. Dier nlemlerin yannda bu reformlar, genleri,
yal isizleri, uzun sreli isizleri ve zrlleri istihdam eden
ler iin vergi ve sosyal katk muafiyeti salayarak i yaratmay
tevik etmeyi ngrmekteydi. 1984 reformunun aksine, yar
zamanl szlemeler daha fazla teviklerle destekleniyordu
(CES, 1994) . 1993-4 reformu kar amac gtmeyen zel istih
dam kurumlarnn yasallatrlmasn da iermekteydi.
Muhafazakar Halk Partisi (PP) pek ok baarsz giriimden
sonra Mart 1 996'da iktidara geldiinde, sol eilimli bask
gruplar ve partiler arasnda bu yeni hkmetin sosyal koru
ma alannda geliigzel kesintiler gerekletireceine dair kor
kular yayld. Hepsinden te, PP'nin 1993 seimini kaybetme
nedeni, sosyalistlerin halk (zellikle de emeklileri) muhafaza
kar ynetimin sosyal politikalar alannda harcamalar ksaca9 Sosyal yardmdan faydalananlar aslen aile ykleri olan uzun sreli ve yal i
sizler idi.

311

na ikna etmi olmalar idi.10 Ancak u ana dek byle bir du


rum gereklemedi. Sosyalist partinin nclndeki muhale
fet, sosyal korumann ulalan dzeyini tehlikeye atacak her
hangi bir hareketi ve/veya zelletirme nergelerini etkisizle
tirecek kapasiteye sahip olduunu gsterdi. Buna rnek bir
durum, 1996 seimini kazandktan hemen sonra PP hkme
tinin yrrle soktuu salk bakm ynetimi ile ilgili karar
nameydi. Sosyalist partinin kamu hastanelerinin zelletiril
mesine tepkisi, kararname metninde zel ynetime izin verilse
bile hastanelerin kamu mlkiyeti olarak kalmasn salayc
deiiklikleri birka gn iinde yaptracak kadar glyd .
Dolaysyla, muhafazakar hkmet kstlayc politikalar y
rrle sokmay baaramad.
Bunun aksine sendikalarn, hkmetin (mzakerelerin yok
luunda) tek tarafl hareket edebileceine dair endiesi iki sos
yal paktn imzalanmasna yol at. Ekim 1996'da imzalanan il
ki, Toledo Pakt'nn hkmlerini gelitirmeyi amalyordu ve
bir yl sonra yasal faaliyete dnt. 1997 Sosyal Gvenlik Ka
nunu emekli maalarn hesaplamada kullanlan prim katkl
yl saysn artrmak ( 1997'den 2004'e dek birer yllk artlarla
8 yldan 1 5 yla karlmtr) yoluyla emekli aylklarnn al
rken alnan crete oranlarn daha da drd . N isan
l 997'de imzalanan ikinci pakt ise emek piyasasn ilgilendir
mekteydi. Hemen yrrle giren reform, istihdam fazlasyla
kdem tazminatlarnn azaltlmasn kapsamaktayd. Bu, sendi
kalar tarafndan hkmetin srekli iler yaratmay tevik taah
hd karlnda kabul edildi. Daha yakn zamanda, 1998'de,
INSALUD-Dorudan Ynetim blgesinde dzenlenmi reka
bet modeline benzeen salk politika nlemlerinin yrrle
girmesiyle ilgili bir plan onayland. Dier blgeler Katalon
ya'nn nclnde bu tip nlemleri 1990'larn balarnda al
mlard. Gene 1 998'de gelir seviyesinden bamsz olarak ai
lelere vergi muafiyetinin artrlmasn salayan -bylece daha
10 Sosyalist partinin (ve sosyalist sendikann) l 990'larn balarnda kar karya
kald yolsuzluk skandallar PSOE'nin seim baarsndaki dn nemli
sebeplerinden biridir.

312

yksek gelir gruplarnn daha ok faydalanabilecei- bir vergi


reformu yrrle girdi. 1999'da Toledo Pakt'nn anlamala
rn ve 1997 Sosyal Gvenlik Kanunu'nun prim katkl ve kat
ksz destek ve hizmet finansnn kaynaklarnn ayrlmas ko
nusundaki hkmlerini takiben, salk hizmetleri tamamen
vergilerle finanse edilir hale geldi.
Buna mukabil, son yirmi ylda refah devletinin evrimi, ge
nileme eilimleri kadar harcamalar ksmay da iermesine
ramen, birincisi ikincisinden daha ok telaffuz edilmitir.
Ancak, sosyal damping hipotezini test etmek iin cret d
ndaki emek maliyetleri de gz nne alnmaldr. Tablo
5'te grlecei gibi l 992'de zorunlu katklar, imalat sanayi
inde emek maliyetlerinin AB ortalamasndan daha yksek
oranl bir ksmn tekil etmektedir. Ancak, istee bal kat
klar ve profesyonel eitime ayrlan ksmlar eklendiinde,
cret d emek maliyetleri AB ortalamasyla uyumlu hale
gelmektedir.
TABLO 5
Sanayide Emek Maliyeti Unsurlarnn Yaps (1992)

cret ve maalar
Zorunlu katklar
istee bal katklar
Mesleki eitim
Dier
Tevikler
Toplam
Aylk maliyetler (ECU cinsinden)

ispanya

AB ortalamas

75,0
22,5
1 ,9
0,2
1,3
1,0
1 00,0
1 39 1

75,5
1 7,2
5,0
1 ,4
1,3
0,7
1 00,0
2086

Kaynak: OECD (1992).

Buna ek olarak, Tablo 6'da grld gibi, 1986 ile 1992


arasnda spanyol sanayiinde cretler, verimlilik artnn daha
yksek maliyetleri karlayamayaca kadar ykseldi ve bu da
yksek birim maliyetlerine yol at. Kantlar, bir kez daha, re
kabeti avantaj korumak iin dk cret ve/veya cret d
maliyetler stratejisine deil bir benzeme srecine iaret et
mektedir.
313

TABL0 6
lspanyol Sanayiinde Emek Maliyetleri ve Verimlilik
Yl
1 986
1 990
1 992

Verimlilik

Birim maliyetler

cret maliyetleri

1 00,0
1 1 9, 1
1 32.7

1 00,0
1 23, 5
1 42,8

1 00,0
1 24,3
1 45,7

Notlar: Birim maliyetler ve cret maliyetleri sabit fiyatlarla ifade edilmektedir. Verimlilik,
ii bana brt katma de\jer olarak tanmlanmtr. 1 990 ve 1992 yllarna ait deerler
1 9B6'dan itibaren bymeyi ifade etmektedir.
Kaynak: Herce San Miguel (1 996); yazarn hesaplamalar.

Siyasi sylem ve politika tartmas


Bu blm, nceki blmde anlatlan reformlarn arkasndaki
siyasi sylemi incelemektedir. Ulusal rekabetilik konusunun
politika tartmas iinde nasl ele alndn netletirmek
amalanmaktadr. Politikalar neyle merulatrlmtr? Eko
nomik rekabetilii gelitirmekle mi, dier refah devletlerini
yakalama ihtiyacyla m? Maastricht Anlamas sosyal politika
reformunun merulatrlmas konusunda bariz bir etkide bu
lunmu mudur? Bu blmde, bu sorular cevaplamak iin son
yirmi ylda Yunanistan ve lspanya'daki hkmet beyanatlar
ve parti teblileri incelenmektedir.

Yunanistan
Son yirmi yl, sadece Yunan refah devleti iin deil lkenin
kendisi iin dikkate deer deiiklikler dnemi olmutur. Sos
yalistlerin 198 1 genel seimlerindeki byk zaferinin belki de
en belirgin yan, lkenin, l 940'larn sonlarndaki ykc i sa
va ile 1967-1 974 yllar arasndaki askeri diktatrlk gibi
olaylarla bezenmi alkantl tarihini geride brakarak ilk defa
'normal' bir lke olabileceini gstermi olmasdr.
1980'lerde refah harcamalarndaki emsali grlmemi art,
bu tarihsel arka plan ile daha iyi anlalabilir: sosyalist hk
metlerin genilemeci nlemleri, her eyden nce, yllardr si314

yasi ayrmcla maruz kalm geni halk kitlelerinin beklenti


lerine verilen bir karlkt. 1980'de Yunanistan'n Avrupa Top
luluu'na girii -ki bunun siyasi istikrar salayaca yaygn
ekilde dnlyordu- halkn dier Avrupallarn sahip ol
duu gelir ve sosyal koruma dzeyine ynelik taleplerini me
rulatryor gibi grnyordu.
1981 seimleri arifesindeki sosyalist bildiri geni bir dizi ta
ahht iermekteydi: yksek maa artlar ve daha da yksek
emeklilik maa artlar, kadnlar iin tarmsal emeklilik, ulu
sal salk hizmeti, yallar iin sosyal hizmetler vb. (PASOK,
198 1 ) . Taahhtlerin ('ykmllk', seim sonras anlam kal
mayacak bir kat paras iin ok gl bir kelimedir) bu de
rece cmert olmas pek artc deildir. Asl ilgin olan, bu
taahhtlerin, tamamen olmasa da ounun, PASOK'un bir
sonraki seimde 'yerine getirdim' demesine izin verecek oran
da gerekletirilmi olmasdr.
1980'lerin genilemeci politikalarnn bir noktada dzeltici
nlemlere ihtiya duyduu ksa zamanda netletii halde, sos
yalistler ikna edici ekilde, kendi sosyal politikalarnn o za
mana dek uygulananlardan daha cmert ve kapsaml olduu
nu iddia edebilmekteydiler. Benzer ekilde bu iddia, sosyalist
lerin daha fazla seim kazanmalarna yardm etmenin yan sra
muhafazakar muhalefetin bu 'kazanmlar'a bir tehdit olarak al
glanmasn da salad.
Bylesine politize bir ortamda, ekonomik gereklere rabet
edilmemesi ve 'siyasi olann ncelii'nin kendini ortaya koy
mas kanlmazd. Tarmsal emekliliin (olduka dk olan)
deerini % 100, asgari cret ve asgari emeklilii de %40 artr
ma kararlar, yoksul ekonomisi olarak nitelendirilebilir ancak
-en azndan ksa vadede- akll siyaseti temsil etmektedir.
1980'lerin hkmetleri her zaman baaryla gerekletirilmese
de iddial birtakm refah programlarna byk miktarda para
tahsis etmekten ve bunu olumsuz bir ekonomik ortamda yap
m olmaktan gurur duymaktadr (rn. Parlamento Tutanak
lar, 1985).
Ekonomiyi gz ard etmek imkanszlat zaman, sosyalist315

ler tarafndan tereddtle, muhafazakarlar tarafndan ise karar


llkla yrtlen mali istikrar zorunlu hale geldi. Bununla be
raber, refah reformu (orijinal ekliyle ya da gerekten yasala
an hafiflemi ekliyle) her zaman sosyal sigorta hesaplarm fi
nansal adan dzeltme isteine bal bir hareket olarak sunul
du. Muhafazakar hkmetin 'harcamalar ksma' politikalar
nn nadir bir rnei olan 1990'lardaki emeklilik reformu, sos
yal sigorta aklarm sosyal katklar artrarak kapatma ihtiyac
ile aklanmaktayd (Parlamento Tutanaklar, 1990b, 1 992) .
Sonuta, refah reformlar ve kar reformlarn birlemi ve pa
radoksal etkisi, emek maliyetlerini azaltmak deil artrmak ol
du. Sosyal damping tezinin de ileri srd zere, APB'ye gi
ri iin lkenin 'ikiz aklarm' kapatma ihtiyac, 1990'lardaki
hkmetlerin, rekabetilik zerindeki bu ters etkilere kar
tepkisiz ya da ilgisiz kalmalarna yol at.
Aslnda, sosyal koruma standartlarnn Avrupa'mn geri kala
nndakilere yaknlamas gerektii varsaym asla ciddi ekilde
sorgulanmad. 1980'lerdeki reformlar ve refah genilemesi, re
fah devletini savunanlar ile onu kltmeyi savunanlar arasn
daki sosyal politika tartmasn kutuplatrmad. Aksine, yk
sek sosyal koruma standartlarnn yasal bir amac ifade ettii
konusunda tm siyasi partiler ve dnce odaklar arasnda
bir fikir birlii var gibi grnmekteydi. 1990'larn balarnda
emeklilik reformlar rneinde olduu gibi en iddetlisinde bi
le sosyal politikayla ilgili siyasi tartma, daha etkin ynetim,
'fazlalklar frenleyerek' aklar azaltma, zel sektre bir grev
ykleme gibi daha dar noktalara odakland.
Muhafazakarlar iktidara dndren 1990 seiminden sonra
mecliste babakann hkmet programyla ilgili olarak yapt
resmi aklama, bu fikir birliinin bir yansmasdr: 'tm va
tandalar iin yksek seviyede salk hizmetini, sosyal hiz
metleri ve sosyal gvenlii garanti etmek devletin temel bir
ykmlldr. . . Etkin bir sosyal koruma sistemi yaratmak
bizim grevimizdir' (Parlamento Tutanaklar, 1990a: 2 1 ) .
Muhafazakar babakan yeni hkmetin, skntl emekli ma
alar konusuyla urama niyetini aka belirtse de ('Sosyal
316

gvenlik, iflasn eiinde') , o zamanlar zorluklar yaayan, sos


yalistlerin 'talarndaki mcevherleri' ulusal salk hizmetine
kar adil bir yaklam taknmakta srarc idi:
zellikle salk hizmetleri konusunda, politikamz merkez ve
periferi arasndaki eitsizlikleri ortadan kaldrmay, yksek
standartlarda hizmet sunmay ve tm vatandalar iin doru
bir salk sistemi oluturmay amalamaktadr. Hkmetimiz,
iyi politikalar tersine evirmeyecek ancak gerileyen salk
hizmetlerini gelitirmek iin kararl admlar atacaktr (Parla
mento Tutanaklar, 1990a: 21).

1996'da yeni bir sosyalist hkmet iktidara geldiinde, bu


konudaki fikir birlii pekitirildi. Ayn zamanda, ilk Bte Ra
poru nemli bir ilke bildirisini iermekteydi:
Modem ve etkin bir refah devleti bu btenin anahtar hedef
lerinden biridir. . . Politikamz, sosyal korumann kaynak ye
tersizliinden dolay geniletilemeyeceini reddetmektedir.
Kaynaklar planlama olmadan, etkinlikleri deerlendirilmeden
ve herkesi eit derecede etkileyecek ekilde paylatrldnda
yeterli olamaz. Biz, hedefe ynelik mdahale, etkinlik yoluyla
tasarruf ve sosyal korumann pekitirilmesi politikalarn be
nimsiyoruz. Bylece, toplam maliyeti artrmadan sosyal fay
day artracaz (Bte Raporu, 1996: 22-3).

Dier durumlarda da bu husus yinelendi: reformlar, hk


metin (APB'ye giri yoluyla) 'gelime' ile 'toplumsal btnl
' birletirme amacna dair nemli bir ara olan refah devleti
ni daha etkin ve verimli hale getirmek iin gerekli idi. Refah
devletinin bir yatrm arac olarak grlmesi babakann, Ni
san 1998'de parlamentodaki yoksullukla ilgili tartmadaki
a konumasnda daha net ifade edilmekteydi:
Sosyal politikann gelime stratejimiz iinde nemli bir e
olduu hkmetin iddiasdr. . . Sosyal koruma gelime sreci
nin sonularn dllendirme deil sreci destekleme arac
dr. . . Sosyal gvence a istee bal bir fazlalk ya da aksesuar

317

deil, ortak ilerleme, herkes iin daha iyi yaam artlar iin
bir n kouldur (Parlamento Tutanaklar, 1998: 7545).

Vurgu, 1980'lerin 'Avrupa'y yakalamak iin' genilemeci te


ebbsnden, l 990'lann sonunda 'niceliksel gelime'ye doru
kaym olsa da, iverenlerin maliyetleri azaltmak iin standart
lan aaya ekme stratejisine, yani sosyal dampinge yer yok
mu gibi gzkmektedir. Aslnda, rekabetilik ve sosyal harca
ma arasndaki balant en azndan o an iin siyasi sylemin bir
blmn oluturmamaktadr. Sosyal harcama ya ciddi kesin
tiler iin uygun olmayan bir aday ya da ekonomik gelimeyi
engellemekten ok tevik eden deerli (en azndan potansiyel
olarak) bir yatrm arac olarak grlmektedir. Sosyal katkla
rn i yaratma konusunda caydrc rol oynayabilecek kadar
yksek olduu ve hkmetin AB'nin dier yerlerinde tart
mal olmayan nlemlerden kand olaslklaryla yz yze
gelmekten ise yaygn ekilde saknlmaktadr.
Mays 1999'da hkmet tarafndan AT'ye sunulan Ulusal s
tihdam Plan'nda bu grler olduka belirgindir. Yunanis
tan'n AT Klavuzu l 4'e 11 girii yledir:
1998'de bu klavuz altnda, vergi ykn azaltmann istihdam
tevik etme konusundaki faydasna ve bu tip nlemlerin devlet
ile sosyal sigorta kurumlarnn mali planlamas zerindeki etki
sine dair Yunan hkmetinin tereddtleri nedeniyle hibir n
lem alnmamtr. 1999'da ... Yunan hkmeti, zel irketlerin
karlar zerine konulan verginin yeni giren iiler iin ivere
nin dedii katklarn %50'sine denk gelecek miktarda azaltl
masn ngren [pilot] bir nlemin yasal onay iin bavurma
ya karar vermitir (alma ve Sosyal iler Bakanl, 1994:34).

sizlikle mcadelede cret d maliyetleri emek piyasas


nlemleri yoluyla azaltma ynndeki (ounlukla AT'den ge1 1 Ynerge 14'e gre: 'ye lkeler. . . uygun yerlerde, kamu maliyesindeki dzel
meyi ya da sosyal gvenlik ablonlarnn mali dengesini tehlikeye sokmadan
emek ve cret d emek maliyetlerinin, zellikle de greli olarak vasfsz ve
dk cretli emein zerindeki mali basky kademeli olarak azaltacak bir
hedef belirlemelidir.'

318

len) tavsiyelere sendikalar diren gstermektedir. Sendikalar,


bu tavsiyelere, emek maliyetlerinin i yaratma konusunda bir
engel oluturmayacak kadar dk olduunu ve sosyal katk
larn azaltlmasnn da sosyal sigorta gelirlerini etkileyip sosyal
harcamalarn dne neden olacan ne srerek kar k
maktadr (Yunan ileri Genel Konfederasyonu, 1999) .12
Simitis hkmeti Papandreu dneminin felaket sonular ya
ratan 'bor al ve harca' politikalarn geride brakmken 'Avrupa
modeli'ni terk etme eilimi de gstermemektedir. Yunanistan'
yksek refah ile yksek sosyal korumay birlikte gerekletir
meyi baarabilmi lkelere en azndan yaknlatrmay istemek
tedir (Parlamento Tutanaklar, 1996a, 1996b) . 'Sosyal benzeme'
terimi Yunanistan'n APB'ye giri kriterlerini salama abasn
ifade eden 'ekonomik benzeme'nin tamamlaycs olarak ortaya
konmutur. PASOK bror, Haziran 1 999 Avrupa Parlamento
su seimlerine doru olan sreci gururla bildirmektedir:
Yunan hkmetinin stratejisi sosyal politikalarn yeterli dere
cede fonlanmas ve sosyal korumann etkinliinin artrlmas
dr. . . Amacmz Yunan vatandalarnn Avrupa sosyal modeli
ne eit ekilde katlmlar, yani sosyal benzemenin gerekle
tirilmesidir (PASOK, 1999:2).

Yine de, bylesine zarif ilke bildirimleri ile artk mevcut ol


mayan bir toplum iin tasarlanm, verimsiz, hakkaniyetsiz,
dengesi bozulmu ve eskimi bir refah devleti olaan gerei
arasnda byk bir boluk vardr.
1990'larn sonlarnda Yunan refah devleti 20 yl ncekinden
olduka farkl gzkmektedir. Sosyal koruma harcamalarnn
12 Sosyal sigorta kurallar igcnn byk ksmn tekil eden kk ve orta l
ekli iletmeleri cezalandrmaktadr. Sosyal sigorta kurallarnn ters etkileri,
yksek prim katklan ve sosyal sigorta rgtlerinin brokrasisi ile zaman t
ketici uralar yoluyla olduu kadar hastalk, hamilelik ve kdem tazminat
gibi durumlarda i yasas ile iverenlere yklenen maliyetlerde kendini gster
mektedir. Burada iileri koruma amacyla oluturulan ancak korumaya al
t grubun -ve hepsinden nemlisi 'az korunan' ve en yksek isizlik deerle
rine sahip kadn ve gen kategorilerinin- istihdam olanaklarn daraltan, kla
sik bir dzenleme rnei grlmektedir.

319

daha byk bir pastann daha geni bir dilimini ifade etmesi
nin yan sra bunlar ieren programlarn kapsam da genile
mitir. Ancak yine de hava, gvenden ok tedirginlikle kapl
dr: dzenlemelerin uygun olmad uzun zamandr bilinmesi
ne ve deiimin gereklilii (ya da en azndan kanlmazl)
kamunun daha byk kesimi tarafndan kabullenilmesine ra
men reform iin seim evresi oluturulamamtr. Sonu ola
rak, deiim iin kararllk sendelemitir ve siyasi maliyetin
ksa vadeli hesaplamalarnn hakim olduu grlmektedir.
Radikal reform ihtimali (rn. emeklilikle ilgili) ve bunun
sebep olaca dnlen gcenme, ou politikacnn kayg
lanmasna neden olduu halde, refah reformunun ortaya
kard meseleler daha ok kamunun yaklak %60'nn zde
letii 'merkez solu' etkilemektedir. Reform kavramnn sadece
bteleri dengelemek iin deil eitsizlikleri tamir etmek iin
bir ans olduu artk aznln paylat bir gr olmaktan
kmtr. Bu byle olduu srece, refah reformu tartmas,
statko iin savaan ancak bunu ahlaka referansla savunama
yanlar ile kukucu bir semeni ikna etmeyi baaramayan dei
im yanllar arasnda kilitlenmi grnmektedir.

spanya
spanyol refah devle ti, 1 9 75 'te demokrasinin geliinden
l 990'larn sonlarna kadar tannmayacak ekilde deimitir.
Sosyal harcamalarn ve kapsamn bymesi spanyol refah
devletini 'gelimemi' olarak tanmlanamayacak bir kuruma
dntrmtr. l 970'lerde siyasi sylemde ve insanlarn fi
kirlerinde mevcut olan geri kalmlk hissi kuruyup gitmitir.
Aslnda, 1970'lerin sonlarnda sosyalist ve komnist partiler
ile sendikalar 'refah devleti'nin varln inkar edip otoriter re
fah sisteminin bu tip bir statye ulamaktan ok uzakta oldu
unu ne srdler. Onlara gre refah devleti, skandinav lke
lerininkine benzemeli ve sosyal vatandalk ilkesine dayand
rlmalyd. Bu fikir sosyalistlerin demokrasiye gei dnemin
deki seim programlarnda mevcuttu (PSOE, 1979) .
320

Partido Socialista Obrero Espafol (PSOE - spanyol Sosyalist


Parti) 1982'de iktidara geldiinde bu tip evrenselci fikirler va
rolmaya devam etti. Ancak, bunlar gelir destei yerine sadece
refah hizmetlerinde uygulandlar. Halk, demokratik rejimin
konsolidasyonunun yan sra 'Avrupa' sosyal koruma sistemi
nin de gerekletirilmesini salayaca iin sosyalistlerin seim
zaferini ho karlad. 1982 seimlerinden nce sosyalistlerin
seim programlar zaten bu gr yanstmaktayd. 1986 ve
1989'da kazandklar seimlerde de bu programda ok az dei
iklik yaptlar, ancak Maastricht'in ve ekonomik durgunluun
glgesinin dt 1993 seimleri bir vurgu deiiklii ile so
nuland. Hkmetteki partinin seim programlarndan gr
lecei gibi (PSOE, 1982, 1986, 1989) bundan nce rekabeti
lik konusu pek dikkate alnmazd. Bu programlarda, lkenin
adalamasnn en nemli amac rekabetilik asndan deil,
ekonomik gelime ve Avrupa'y yakalama erevesinde sunul
maktayd. Dahas, rekabetilik ve sosyal politika arasnda hibir
balant aka ortaya konmad. Sosyalist partinin yan sra
muhafazakar partinin de seim bildirileri iin geerli idi bu.
Sosyalistlerin sosyal politika sylemi, hakkaniyeti gelitir
mek ve eit imkanlar garanti etmek zerine kurulu idi.
1982'de zellikle eitim, salk ve sosyal hizmet alanlarnn
kapsamn tm nfusu ierecek ekilde geniletme nlemleri
ile sosyal korumann iyiletirilmesinin zerinde durulmaya
baland. alma yaamna katlm ve i yaratmay salama
arac olarak kamu eitiminin evrensellii balca ncelik haline
geldi. Salk alannda taahht edilen reformlar arasnda ise, ko
ruyucu hizmetlerin gelitirilmesi, temel bakmn iyiletirilmesi,
aile hekiminin zgr ekilde seilmesi ve bunlarn tesinde ev
rensel bir salk sisteminin kurulmas yoluyla kamu salk hiz
metlerinin zel sektr kltme pahasna geniletilmesi yer
alyordu. Kamu sosyal hizmetlerinin gelitirilmesine (sosyal
yardm ve yoksul yardmnn aksine), 'cemaat iin refah hiz
metleri' kavramna ve vatandalarn ihtiyalarnn daha iyi tes
pit edilip karlanmasn salayacak sosyal refahn adem-i mer
kezilemesine daha fazla nem verildi (PSOE, 1982: 22-32).
321

1986 ve 1989 seimleri iin PSOE'nin programlan, yine bu


dorultuda idi: yeniden datm ve hakkaniyet kazanmlanna
yaplan vurgu ile genlerin ve kadnlarn eitimlerini ve al
ma yaamna katlmlann amalayan politikalann gelitiril
mesine verilen nem. sizlerin korunmasnn artrlmas ve
emeklilik sisteminin tm nfusu kapsayacak ekilde genile
tilmesi 1986'da duyuruldu ve 1989'daki genel grevden sonra
buna daha fazla nem verildi. 1989 seim program prim kat
kl olmayan emeklilii taahht etti. Sloganlan, 'byme ve
yeniden datm' idi. Daha iyi salk hizmetleri, yenilenmi ve
etkin ynetim ile sosyal hizmetlerin daha da fazla gelitirilme
si de, anahtar hususlar oldu. Ancak sosyalist parti, aile politi
kasna bamsz bir blm tahsis etmedi ve buna, doum ve
ebeveyn izinlerinin slah -ki bunlar da cinsiyet eitliine hiz
met edecek politikalar bal altnda yer ald- ve bamllar
iin sosyal hizmetler araclyla aile ve alma hayatnn uz
latrlmas dnda pek nem vermedi (PSOE, 1986: 60-78:
PSOE, 1989: passim) .
1989 programnda sosyal politikaya verilen neme ramen
Gonzalez, parlamento oturumunu a konumasnda, nceki
hkmetler izgisinde srdrlecei belirtilen refah devletine
az bir yer ayrmt. Bunun aksine, Avrupa'yla entegrasyon ve
istihdam ile refah arasndaki balantya ncelikli bir nem at
fetti (Ministeiro del Portavoz del Gobiemo, 1989) .
1993 genel seimindeki siyasi sylem ise hakkaniyet ve ve
rimlilik arasnda daha dengede durmaktayd. Bu noktada
PSOE kendi seim programna ekonomik byme ve rekabet
ilik konulanna deinerek balad. stihdam ncelik haline
getirdi. Ancak halen, kamu refahnn artrlmas savunuluyor
du. Vergiler ekonomik kriz dneminde artrlamazd ama yol
suzluk ve suistimal ile mcadele ve ynetimi daha etkin hale
getirmek yoluyla da olsa, kamu mdahalesini artrmak mm
knd (PSOE, 1993: 12-17. 46-6 1 ) . Ekonomik byme ve re
kabetilik toplumsal ve blgesel btnlk olmadan salana
mazd. Gonzalez'in 1993-6 yasama dneminin bandaki ak
lamas, dayanma grn kaybetmeden gerekletirilmesi
322

gereken kemer skma politikalar ve makro-ekonomik istikrar


ihtiyacn dorulamaktayd (Ministerio del Portavoz del Gobi
emo, 1993: 9-44). zel sorunlu durumlarla kar karya ka
lan sosyal gruplar iin politikalara daha ok yer verilmesi d
nda sosyalistlerin 1996 genel seim programnda ok az de
iiklik mevcuttu (PSOE, 1996: 27-6 1 ) .
Muhafazakarlarn 1993 ve 1 996'daki seim programlar, Av
rupa entegrasyonunun ilk srasna katlabilmek iin artan re
kabetilik yoluyla yeni bir ekonomik byme modelinin olu
turulmasna vurgu yapyordu. Reformun arkasndaki temel fi
kir, ekonomik byme olmakszn sosyal korumann gelitiri
lemeyeceidir. Dahas, sosyal koruma ncelikle istihdam yara
tlmasna yarayacaktr. l yaratma iin meslek eitimi ve mes
leki geri dnm nemlidir. Dolaysyla, muhafazakarlarn
ulamaya altklar sosyal baarlar listesi sosyalistlerinkin
den pek de farkl olmasa da, listenin dayand ilkeler birbiri
ne zttr. Kamuya ait, zel ya da gnll tm kaynaklarn sos
yal politika iin harekete geirilmesi anlamna gelen 'modem
bir dayanma kavram' gelitirilmitir. Devlet, roln, kamu
maliyesi hizmetlerini ille de devletin vermek zorunda olmad
bir yaklamla yeniden tanmlamak zorunda kalmtr. An
cak, sosyal politika kazanmlarna ve Toledo Pakt'nn hkm
lerine duyulan sayg da aka ifade edilmektedir (PP, 1993 : 91 2; PP, 1996a:l 5-80) .
Partido Popular'a (PP) (lspanyol Muhafazakar Partisi) gre,
bireysel sorumluluun desteklendii 'yeni bir sosyal ahlak'
olumalyd. Sosyal politika alannda hibir kesinti ya da zel
letirme yaplaca duyurulmad halde, hkmet d ve g
nll kurululara ve aileye daha ok bavurulaca, satrlar
arasndan aka okunabilmekteydi. Aile toplumun mihenk ta
olarak grlm ve aile politikasna dier sosyal politika
alanlarndan farkl bir nem verilmitir. Temelde vergileri azal
tarak, ailelerin vergi indirimlerinden daha ok faydalanmalar
n salayarak ve sosyal transferler araclyla bakclar temin
ederek aile politikas gelitirilecekti. Ancak, bamllar iin
sosyal hizmetler hem 1993'te hem de 1996'da bamsz bir b323

lm olarak grlmedi, bylelikle onlara sadece yallar ya da


zrller ile balantl ekilde davranld. Refah konularnda
bireysel seim zgrl ve sosyal dlanmay engelleyici asga
ri standartlar istenir addedilmilerdir, ancak 1993 ile kyaslan
dnda 1 996'da daha az vurgulanmlardr. Bu durum,
PSOE'nin yolsuzluk skandallar ve i blnmeler ile zayflam
olduu halde sosyal politikada ksntya gitmeyeceini syleye
rek kazand 1993 seimlerinden, PP'nin ders almas olarak
yorumlanabilir. Son olarak, PP'ye gre verimlilik, yeni kamu
ynetimi izgisinde tam bir kamu idari reformu ile salanmal
dr - ki bu reform, 1999'da parlamentoda grlmeye balan
mtr (PP, 1993: 44-89; PP, 1996a: 165-212; PP, 1996b: 35-42) .
Szn ksas, spanyol siyasi partilerin sylemi, sosyal dam
ping stratejisinin uyguland sonucuna varmamza izin ver
memektedir. 1980'lerde, hakkaniyet, koruma farklarn azalt
ma ve gelimi Avrupa refah devletlerini yakalama daha belir
gin olarak vurgulanmaktayd. 1990'lar ise, ekonomik durgun
luk ve Avrupa'yla benzeme gereklilikleriyle kar karya ka
lndnda ekonomik rekabetilik ve verimlilik kazanlarna
daha fazla nem veren bir sylem oluturulmasn ifade edi
yordu. Ancak, geliigzel kesintiler ya da zelletirmeler se
im asndan maliyetli ve siyasi adan yanl olarak alglan
maktayd. Belirli politika alanlarnn rasyonelletirilmesi, yani
makro-ekonomik istikrar asndan harcamalarn 'ok fazla'
artmasnn engellenmesi sylemde belirmiti fakat bu durum,
dier AB ye lkelerindeki durumdan pek de farkl deildi.

Sonular: Sosyal damping hipotezini


Yunanistan ve lspanya'da snama
Yunan ve spanyol refah devletlerinin evrimine ilikin bir ana
liz, 'sosyal damping'in ulusal rekabetilii artrc bir strateji
olarak iki lkede de kullanlmad sonucuna varmamz sa
lamaktadr. Genilemeci eilimler, geliigzel kesintilerden da
ha ar basmaktadr. 'Yakalama' stratejileri iki lkede de refah
politikalarnn ortak paydasn olutururken reformlar oun324

lukla kapsam boluklarn doldurmay, aklardan ok isel


eitsizlikleri azaltmay amalamaktadr. Her durumda, nceki
blmlerde gsterildii gibi, iki lke de dk emek maliyet
leri ve dk sosyal koruma standartlarnn rekabetilik stra
tejisine yardmc olabilecei dncesini kesin ekilde reddet
mektedir. Aksine, gelir ve sosyal koruma asndan "Avru
pa'yla benzeme", hkmetler ve muhaliflerce paylalan ulu
sal bir ideal konumuna ykselmitir.
lki refah devletinin evrimini aklayacak ekilde baz geici
hipotezler gelitirilebilir. ncelikle, sosyal politika harcamala
rndaki byme ve genilemeci nlemlerin benimsenmesi,
Gney Avrupa lkelerinde demokrasiye gei srecinde -s
panya ve Yunanistan'da 1970'lerin ortalarndan itibaren- h
kmetlerin kendilerini meru klma ihtiyalaryla balantl
idi. Hkmetler lkeleri sadece siyas: adan istikrara kavu
turmaya ihtiya duymamakta, ekonomik krizler ve siyas: a
dan demokrasiye geiin rtmesi ile ortaya kan yeni ve
zorlu sosyal ihtiyalara da cevap vermek durumundayd. Da
has, demokratik rejimlerin kurulmas, kar gruplarnn, sos

yal politikann geniletilmesi ve karar verme srelerine kat


lm konularnda bask uygulamasn kolaylatrd.
kinci olarak, son yirmi ylda sol partilerin uzun sreler bo
yunca iktidarda kalmalar sosyal politikalarn genilemesi iin
bir sebep olabilir (Maravall, 1995). Dahas, kamu tercihleri ve
bask gruplar da refah politikalarnda 'Avrupa standartlarnn
yakalanmas' taraftarydlar. Sendikalar, pek ok durumda, ge
nileyen reformlarn uygulamaya sokulmas, kstlayc olanla
rn nlenmesi ya da ertelenmesi iin bask yapabildiler. Sendi
ka muhalefeti, sonunda baarsz olduunda bile, 'kstlayc'
reformlarn siyas: maliyetini artrmtr.
nc bir argman AB tavsiyelerinin etkisini ve taklit edi
len bir model oluturma eilimini dikkate almaldr. Aslnda bi
ze gre AB yelii ve entegrasyon sreci, Akdeniz lkelerinde
sosyal politikann evrimi zerinde iki ekilde nemli etkiye sa
hiptir. Bir tarafta, AB'ye katlmann, dier Avrupa lkeleri ile
aradaki mesafeyi kapatmak iin sosyal politikalarn geniletil325

mesini besleme etkisi vardr. Dier Avrupa refah devletlerini ya


kalamak, son otuz ylda Gney Avrupa siyasi syleminin mer
kezinde yer almaktadr. Zaten popler talepler dikkate alnd
nda bu durumun pek de artc olmad grlmektedir.
te tarafta ise, ekonomik benzeme ve aklan azaltma bas
klar kesintileri kolaylatrarak ters ynde etkide bulunmu
tur. Harcamalar ksma politikalar, hkmetler tarafndan
APB'ye katlm asndan kanlmaz ve gerekli olarak gsteril
mitir. APB yelii, hkmetlerin sorumluluklarm azaltan ve
onlar olumsuz seim sonularndan koruyan bir mazeret sa
lamaktadr. Yani APB, ltalya'da benzer bir tartmann termi
nolojisinde ifade edildii gibi vincolo estemo denilen ekilde
hareket ederek sutan kanma stratejilerinin kullanlmasn
hzlandrmtr (Dyson ve Featherstone, 1996) .
Avrupa'mn, Gney Avrupa lkelerinin zendii ideal bir 'mo
del' ya da APB'ye giri iin gerekli bir grup kstlayc koul ola
rak Gney refah devletleri zerinde yaratt elikili etkilerin
hibir ekilde 'harcamalar ksmay' ya da sosyal damping ayart
malarna kanmay iermedii grlmektedir. Her durumda,
'harcamalar ksma' tezi gereksiz ekilde snrlaycdr. Aslnda,
srdrlemez ayrcalklar ksmak amalandnda ya da bir
politikadan yaplan tasarruflar refah devletinin dier alanlarm
geniletmek iin kullanldnda, kesintinin hakkaniyet ere
vesinde merulatrld bir durum sz konusudur. Bunun,
Gney Avrupa hkmetlerinin, zellikle de ortann solundaki
lerin, 1990'lann sonlarnda uyguladklar strateji olduu aktr.
Yzyl biterken, 'refah devleti'nin genilemeci hamlesinin
tamamen tketilmi olduu grlmektedir. Gney Avrupa re
fah devletleri henz ktann kuzeyindekilerle tam olarak ben
zememitir ancak bu iki grup arasndaki mesafe dikkate de
er ekilde kapanmaktadr. Daha ileri derecede sosyal benze
menin gereklemesi, ekonomik benzemeye bal grnmek
tedir. Her durumda, yeni bir yzyln arifesinde Gney Avrupa
refah devletlerinin kar karya kald zorluklar daha ok 'ni
celiksel'dir: deien bir toplumla uyumlu ve bu toplumun ihti
yalarna duyarl bir refah kurumlan kmesinin inas.
326

Bugnn genellikle antikalam kurumlarndan modem re


fah devleti kurumlarna otomatik ya da sancsz ekilde geile
mez. Emeklilik reformuyla ilgili tartmann ortaya koyduu
gibi bu gei, daha ac 'datm kavgalar'na neden olmaya
mecburdur. Bu erevede, refah devleti ve Avrupa sosyal mo
delinin altnda yatan ilkeler asndan, herhangi bir reform
iin en son snama, 'genileme' - 'harcamalar ksma' basit di
kotomisi olamaz. Farkl derecelerde de olsa 'ieridekiler' ile
'dardakiler' arasndaki halen mevcut olan eitsizliklerin ve
'fazla korunmu' ile 'az korunmu' sosyal riskler arasndaki
dengesizliklerin kuatt refah devletlerinde, reform her za
man anl gemi baarlarna bir tehdit oluturmamakta, top
lumsal adalet ve daha kapsayc bir toplumu tevik etmek iin
bir frsat haline gelmektedir. Toplumsal adalet ve kapsayc
topluma ulalp ulalamayaca ise baka bir hikayedir.
Teekkr
Yazarlar, editrlere, Blanca Ananiada'ya (La Verne University
of Athens) , Panos Tsakloglou'ya (Athens University of Econo
mics and Business) , Dimitri Sotiropoulos'a (University of At
hens) , Maurizio Ferrera'ya (University of Pavia ve EUI) , Mar
tin Rhodes'a (EIU), Bruno Palier'ye (CNRS) ve Santiago Alva
rez'e (University of Oviedo) makalenin eitli versiyonlaryla
ilgili faydal yorumlar iin teekkr etmektedirler. Analiz ve
bulgularn yorumlanmasndaki hatalarn sorumluluu sadece
yazarlara aittir.
KAYNAKA
Barea Tejeiro (ed.) (1997) El gasto pitblicio en servicios sociales en Espafa. Madrid:
Ministerio de Trabajo y Asuntos Sociales.
Budget Report (1996) Report on the Budget of the Year 1 997 by the Minister of the
National Economy and Finance Y. Papantoniou. Atina: Ministry of Finance.
Casado, D. ( 1992) 'Politica Espaiiola concemiente a la discapacidad', Politica soci
al y estado del bienestar iinde. Madrid: Ministerio de Asuntos Sociales
- ( 1994) 'Acci6n social y servicios sociales', Fundaci6n FOESSA (der.) V Informe
sociolgico sobre la situacin social en Espafa. Madrid: Fundaci6n FOESSA.

327

CES (Consejo Econ6mico y Social) (1994) Espafa 1 993. Economta, trabajo y sociedad. Memoria sobre la situaci6n socioeconmica y laboral. Madrid: CES.
- ( 1996) La pobreza y la exclusi6n social en Espafa. Madrid: CES.
Clogg, R. (1993) Greece 1 981-89: the Populist Decade. Londra: Macmillan.
Dyson, K. ve Featherstone, K. (1996) 'ltaly and the 'vincolo estemo': Empowering
the Technocrats, Transforrning the State', South European Society and Politics
1(2): 272-99.
European Commission (1995) Social Protection in Europe. Lksemburg: Office for
the Official Publications of the European Communities.
- (1998) Social Protection in Europe 1 997. Lksemburg: Office for the Official
Publications of the European Community.
Eurostat (1996a) ESSPROS Manual. Lksemburg: Office for the Official Publicati
ons of the European Community.
- (1996b) Social Protection Expenditure and Receipts 1 980-94. Lksemburg: Office
for the Official Publications of the European Community.
- (1999) Social Protection Expenditure and Receipts: European Union, Iceland and
Norway (Data 1 980-96). Lksemburg: Office for the Official Publications of the
European Community.
Ferrera, M. (1996) The "Southem Model" of Welfare in Social Europe', ]oumal of
European Social Policy, 6 ( 1 ) : 1 7-37.
Foundation for Economic and Industrial Studies. Yaynlanmam veri, yazar tara
fndan temin edilmitir.
Freire Campo, ].M. (1993) 'Cobertura sanitaria y equidad en Espafa', Las desigu
aldades ante la salud iinde, I Simposio sobre la Igualdad y Distribuci6n de la
Renta y la Riqueza (Mays) : 67-92. Madrid: Fundaci6n Argentaria.
- (1998) 'Comentarios a prop6sito del documento de la Subcomisi6n parlamen
taria par la reforma del Sistema Nacional de Salud Espafol', Revista de Admi
nistraci6n Sanitaria 2 (5): 23-50.
General Confederation of Greek Workers (1999) The National Employrnent Plan
and the GCGW Proposals', Enimerossi Monthly Newsletter 50-5 1 . Atina: La
bour lnstitute.
Guillen, A.M. (1992) 'Social Policy in Spain: fron Dictatorship to Democracy' , Z.
Ferge ve ].E. Kolberg (der.) Social Policy in a Changing Europe iinde. Boulder,
CO: Campus/Westview.
- (1996) 'Citizenship and Social Policy in Democratic Spain: he Reformulati
on of the Francoist Welfare State', South European Society and Politics 1 (2):
253-71.
- ( 1999) 'Pension Reform in Spain (1975-1997): the Role of Organized Labour',
European University Institute Working Paper 99/6. Floransa: European Uni
versity Institute.
- ( 1999) 'lmproving Efficiency and Containing Costs: Health Care Reform in So
uthem Europe', European University Institute Working Paper 99/16. Floransa:
European University Institute.
- ve Cabiedes, L. (1997) Towards a National Health Service in Spain: the Search
for Equity and Efficiency', ]oumal of European Social Policy 7 (4): 319-36.

328

Gunther, R . , Diamandouros, N.P., ve Puhle, H.j. (1995) The Politics of Democratic


Consolidation: Southern Europe in Comparative Perspective. Baltimore, MD:
Johns Hopkins University Press.
Gutierrez, R. ve Guillen, A.M. (1998) 'Protecting the Long-term Unemployed: the
Impact of Targeting Policies in Spain', Estudios/Working Papers 1998/1 1 6.
Madrid: Instituto Juan March de Estudios e Investigaciones.
Heady, C . , Mitrakos, T. ve Tsakloglou, P. (1999) The Distribution Impact of Social
Transfers in the EU: Evidence from the ECHP, Department of European and In
temational Economic Studies Discussion Paper 99-04. Atina: Athens Univer
sity of Economics and Business.
Herce San Miguel, J.A. (1996) Proteccin social y competitividad: el caso espafol.
Bilbao: Fundacin BBV
- (1998) 'La reforma de !as pensiones en Espafa', E. Alvarado Perez (der.) Retos
del Estado del Bienestar en Espaa a finales de los noveta iinde. Madrid: Tecnos.
Iglesias de Ussel, J. ve Meil, G. (1994) 'La politica familiar desde la transici6n',
Fundacin FOESSA (der.) V Informe sociologico sobre la situacion social en Es
paa iinde. Madrid: Fundaci6n FOESSA.
Jimenez, A. (1998) 'El sistema de seguridad social', A. Castells ve N. Bosch (der.)
Elfuturo del Estado del Bieestar iinde. Madrid: Civitas.
Laparra, M. ve Aguilar, M. (1997) 'Social Exclusion and Minimum lncome Prog
rammes in Spain', M. Rhodes (der.) Southern European Welfare States iinde.
Londra: Frank Cass.
Leibfried, S. ( 1 993) 'Towards a European Welfare State?, C. Jones (der.) New Pers
- pectives on the Welfare State in Europe iinde. Londra: Routledge.
Lyrintzis, C. (1987) 'The Power of Populism: the Greek Case', European ]ournal of
Social Research 1 5 (6): 667-86.
Maravall, J.M. ( 1995) Los resultados de la democracia. Madrid: Alianza.
Martinez, M.A. ( 1998) 'Politica social, pobreza y exclusin social', C. Aleman
Bracho ve ] . Garces Ferrer (der.) Politica Social iinde. Madrid: McGraw-Hill.
Matsaganis, M. (1998) 'From the North Sea to the Mediterranean? Constraints to
Health Reform in Greece', International]ournal of Health Services 28 (2): 333-48.
- (2000) 'Social Assistance in Southem Europe: the Case of Greece Revisited', Jo
urnal of European Social Policy 10 ( 1 ) : 69-81 .
Ministerio de Sanidad y Consumo ( 1993) Presupuesto Insalud 1 993. Datos y cifras.
Madrid: Ministerio de Sanidad y Consumo.
Ministerio de Trabajo (1996) La seguridad social en el umbral del siglo XXI. Mad
rid: Ministerio de Trabajo y Seguridad Social.
- (1998) Anuario de Estadtsiticas Laborales y de Asuntos Sociales 1 997. Madrid:
Ministerio de Trabajo y Asuntos Sociales.
Ministerio del Portavoz del Gobiemo ( 1989) Sesin de investidura. Discurso de

Don Felipe Gonzalez en el Pleno del Congreso de los Diputados el dia 4 de dici
embre de 1 989. Madrid: Ministerio del Portavoz del Gobiemo.
- (1993) Sesin de investidura. Intervenciones de Don Felipe Gonzalez en el Pleno
del Congreso de los Diputados los dtas 8 y 9 de julio de 1 993. Madrid: Ministerio
del Portavoz del Gobiemo.

329

Ministry of Labour and Social Affairs (1999) National Employment Plan 1 999. Ati
na: Ministry of Labour and Social Affairs.
Moreno, L. ve Arriba, A. ( 1998) 'Decentralization, Mesogovemments and the
New Logic of Welfare Provision in Spain', Reforming Social Assistance and So
cial Services: lnternational Experiences and Perspectives konferansnda sunu
lan tebli, (Aralk), Floransa.
Muftoz Machado, 5., Garda Delgado, J.L., Goutalet Seara, L. ( 1997) Las estructu
ras del bienestar. Madrid: Civitas.
National Statistical Service of Greece (eitli yllar) NSSG, Statistical Yearbook of

Greece.
- (eitli yllar) NSSG, Monthly Bulletin of Statistics.
OECD (1992) Survey on Labour Costs. Paris: OECD.
- ( 1997a) Ageing in OECD Countries. A Critical Policy Challenge. Paris: OECD.
- ( 1997b) 'Labour Market Policies: New Challenges. Policies for Low-paid Workers and Unskilled Labour Seekers', Meeting of he Employnent, Labour and So
cial Affaris Committee at Ministerial Level, OECD/GD (97) 160 (Ekim) , Paris.
Parliament Proceedings ( 1 985) Presentation of the Governments Programme by Pri
me Minister A. Papandreou 22 June: 22-32. Atina: House of Parliament.

- (l 990a) Presentation of the Governments Programme by Prime Minister C. Mitso


takis 24 April: 14-25. Atina: House of Parliament.
- ( 1990b) Debate on Pension Reform (Law 1 902) 24 September: 2476-668. Atina:
House of Parliament.
- ( 1992) Debate on Pension Reform (Law 2084) 8 September: 1057-297. Atina:
House of Parliament.
- ( l 996a) Presentation of the Governments Programme by Prime Minister C. Simitis
29 Ocak: 3086-93. Atina: House of Parliament.
- (1996b) Presentation of the Governments Programme by Prime Minister C. Simitis
and Debate 10- 1 1 Ekim: 22-6 7. Atina: House of Parliament.
- ( 1998) Debate Initiated by the Chairman of the Lef Coalition N. Constantopoulos
on Unemployment, Povery, Social Exclusion and Social Policy 28 Nisan: 754596. Atina: House of Parliament.
PASOK ( 1981) Contract with the People. Atina: PASOK.
- (1999) Social Protection in Greece Yesterday and Today. Atina: PASOK.
Perez Diaz, V. , Chulia, E. ve Alvarez-Miranda, B. (1998) Familia y sistema de bi

enestar. La experiencia espafola con el paro, las pensiones, la sanidad y la educaci


n. Madrid: Argentaria.
Petmesidou, M. (1996) 'Social Protection in Greece: a Brief Glimpse of a Welfare
State', Soda! Policy and Administration 30 (4): 324-47.

PP ( 1993) Ahora. Programa de gobierno para todos. Madrid: PP.


- ( l 996a) Con la nueva mayoria. Programa electoral. Madrid: PP.
- (l 996b) Discurso de investidura del presidente del gobierno, ]ose Marta Aznar, 3 y
4 de mayo de 1 996. Madrid: Publicaciones del Panido Popular.
Pridham, G. ve Verney; S. (1991) 'The Coalitions of 1989-90 in Greece: lnter-pany
Relations and Democratic Consolidation', Wes European Politics 14 (4): 42-69.

330

PSOE ( 1979) Programa electoral. Elecciones 79. Madrid: PSOE.


- ( 1982) Par el cambio. Programa electoral Partido Socialista Obrero Espanol.
Madrid: PSOE.
- (1986) Programa 1 98611 990. Para seguir avanzando por buen camino. Madrid:
PSOE.
- (1989) Programa electoral 1989. Una oportunidad para impulsar Espafa. Mad
rid: PSOE.
- ( 1993) Programa electoral 1 993. El programa de la mayorta. Madrid: PSOE.
- ( 1996) Espafa en positivo. Programa electoral. Elecciones generales 1 996. Madrid: PSOE.
Rodrfguez Cabrero, G. (1994) 'La protecci6n social a la familia', V Informe sociol
gico sobre la situacin social en Espafa. Madrid: Fundaci6n FOESSA.
Spourdalakis, M. (1996) 'PASOK's Second Chance', Mediterranean Politics 1 (3):
320-36.
Toharia, L. (1997) 'El sistema espafol de protecci6n por desempleo', Papeles de
Economla Espafola 72: 192-213.
Valiente, C. ( 1995a) 'Children First: Central Government Child Care Policies in
Post-authoritarian Spain (1975-1994)', J. Brannen ve M. O'Brien (der.) Child
hood and Parenthood iinde. University of London: Institute of Education.
- ( 1 995b) 'Rejecting the Pas: Central Government and Family Policy in Post
authoritarian Spain ( 1975- 1994)', L Hantrais ve M.T. Letablier (der.) The Fa
mily in Social Policy: Cross-national Research Papers iinde, 4 (3): 80-96.
Venieris, D.N. ( 1997) 'Dimensions of Social Policy in Greece', M. Rhodes (der.)
Southern European Welfare States iinde. Londra: Frank Cass.

331

Sosyal Gve n l i k A lar lg n l :


Temel Gelir D o u Avru pa'da
Neden Gereklidir?
Guy Standing*

Giri
ok sk kullanlan bir kelime olan kriz, daha kt eyler ola
cna dair bir tehdidin ve ayn zamanda bu tehdidin uygun
ekilde zmne dair bir olanan varln ifade eder. "Gei
ekonomileri" olarak nitelendirilen lkeler, endstriyel refah
kapitalizminin baka bir dneminde gelitirilmi sosyal g
venlik modellerini uyarlayarak zlemeyecek bir sosyal ko
ruma krizinin iinde sendeliyorlar. Bununla birlikte, bu yne
doru itekleniyor ve zelletirilmi sosyal politika tarafndan
ayartlmak suretiyle Bat Avrupa ve Kuzey Amerika'da uygula
nan programlarn eitli trlerini benimsiyorlar. Bu makale,
stilize edilmi gerekler ve eilimleri eletirerek daha radikal
bir seenei savunmaktadr.

Tarihsel sralama ve devletin alan terki


Komnist sosyal koruma modeli, btn vatandalarna, herke
sin igcnn iinde olmasna, dk cret almasna ve al{*) Uluslararas alna rgt (ILO), Cenevre. Bu makale kurum adna yazl
mamtr ve grler ile sonular ILO'ya atfedilmemelidir.

333

lan iletme veya kurum araclyla transferler ve hizmetler


eklinde "beikten mezara" sosyal destek edinmesine dayanan,
dk seviyeli bir ekonomik gvence sunmutu. Sendikalar
destekleri datan ve bunlar iyerindeki iiler zerinde kont
rol arac olarak kullanan "nakil bantlar" eklinde hareket edi
yordu. Sistem, byk oranda, okullar, klinikleri, sosyal tesis
leri ve ritelleri ile ekonomik olduu kadar toplumsal nitelie
de sahip ok byk devlet ekonomik iletmelerinin hakim ol
duu istikrarl ekonomik yapya dayanarak bir ekilde devam
etti. Baskc, paternalist ve keyflii balamnda da adaletsizdi.
Bireysel zgrln yitirilmesi pahasna kapsayc bir gvence
sunuyordu.
Ekonomik reformlar uygulanmaya baladnda, sosyal ko
ruma ve sosyal gvenlik modelinin stne kurulu olduu n
cller de hzl ekilde and. Aslnda bu o kadar iyi biliniyor
ki, burada anlatmak kesinlikle bir tekrar olacaktr. Blgedeki
mteakip yoksullamann birincil sorumlusunun reform h
zndan ziyade reformlarn birbirini izleyii olduunu belirtmek
yeterlidir. "ok terapisi" ve bunun trleri, enflasyonist baskla
r durdurmak iin fiyat libcralizasyonunu ve onu takip eden bir
istikrar politikasn ieriyordu. Tekelci retim ve datm yap
lar aynen kald ve parasal genilemeye gidildii iin, enflas
yon ar derecede yksekti. Sonu olarak istikrara ynelik ve
ya deflasyonist politikalarn ok ar olmas gerekti ve bu da
retimin ve cretlerin azalmas anlamna geliyordu. Bu, temel
olarak kamu harcamalarnn kesilmesi ile gerekleti. Ulusla
raras topluluk, hkmetin bte aklarn GSYlH'nn kk
bir ksmna indirmesini bekledi ve bir ksr dng olutu. re
tim dt ve vergiler denemedii ya da denmedii iin
devlet gelirini artrmak ok zordu; bu yzden kamu harcamas
ve yatrm gerekten ok keskin ekilde kesildi. Sonu, sosyal
altyap ve harcamalarn bilhassa sert bir darbe yedii "devletin
alan terki" olarak adlandrld.
Reformlarn sralamasnda, istikrar srecinde, ekonomik ve
toplumsal yeniden yaplanmann kurbanlarnn yedii darbe
nin etkisini hafifletmek iin bir sosyal gvence a ina edildi.
334

Bu, sanayilemi piyasa ekonomisi modellerine dayal ortaya


kabilecek ihtiya durumlarna ynelik bir sosyal gvenlik
programlar grubu idi. Bu programlar, muhta olanlar "hedef
alacakt" . Bu politikalar ciddi kaynak kstlar ve hzla artan
toplumsal ihtiya koullan altnda yrrle kondu.
Sralamann son aamalar kitlesel zelletirme, daha sonra
da kurum ve iletmelerin yeniden yaplandnlmas idi. Yeniden
yaplandrmay en son ele almak, ahlaki knt yaylrken
birok verimsiz ve tekelci uygulamann yerinde kalmas de
mektir. zelletirme, frsat ve kar kollayan hareketleri ce
saretlendiren, ierideki aznlklarn kendilerini zenginletir
meleri iin onlara geni olanaklar tanyan yaplarla birarada
geldi. Yolsuzluk ve ekonomik su, blgenin temel nitelikleri
oldu; bu, ksmen reformlarn ilk safhasnda kamu sektrnn
yeniden yaplanmasna ve glendirilmesine ncelik verilme
mesinden kaynaklanyor.
Kamu sektrnn ihmali, kamu ynetiminde, sosyal hiz
metlerde ve dier bte kalemlerinde istihdam edilenlerin ma
a ve i koullarndaki greli ve mutlak ktlemede kendini
gstermektedir. 1 Karlatrmann kamu sektrndeki cretler
ile ekonominin geri kalanndaki daha iyi maal iler arasnda
yaplmas gerektii ve yksek seviyeli zel sektr cretlerinin
genellikle vergiden ve sosyal katklardan kanmak iin daha
dk gsterildii aklda tutularak birka rnek vermek yarar
l olabilir.
1 990'da Romanya'da devlet memurlarnn ortalama creti
tm ekonomideki ortalama cretlerin yzde l 1 2'si idi; bu
oran 1995'te yzde 96'ya indi. Ermenistan'da resmi istatistik
ler, 1996 sonlarnda kamu sektrnde alanlarn ulusal cret
ortalamasnn sadece yzde 45'ini kazandn gstermektedir.
Polonya'da kamu sektrnde istihdam edilenler bu sektr dKamu sektrnde cretler ve sosyal desteklerde byk kesintiler yaplmasnn,
uluslararas finans kurumlan tarafndan tavsiye edilen politikalann sonucu ol
mas ironiktir. Bu kurumlar, ekonomilerin ahlak, verimliligi ve dzenlenmesine
ilikin sonular netleince ancak memuriyette yksek maan nemine degindi
ler. Dnya Bankas'nn 1997'deki Dnya Gelime Rapom'nda bu mevzu ele alnd.

335

ndaki ortalama cretin eskiden zerinde kazanrken Aralk


1995 itibariyle ortalama %85'ini kazanmaktayd. Bulgaris
tan'da 1990'da kamu sektrndeki cretler dier sektrlerdeki
cretlerin yzde 93' iken, 1995'te sadece yzde 7 1 ,5'i idi;
Moldova'da 199 l'de yzde 106's, 1996'da da yzde 59,Tsi idi;
Slovak Cumhuriyeti'nde, kamu sektrndeki ortalama cret,
zel sektrdeki ortalama cretin yaklak yzde 90'na kadar
dt. Rusya'da, 1 990'larn ortalarnda durum daha da kt
idi, nk kamu sektrndeki cretler zel sektrdeki cret
lerin ok altna dmekle kalmad, ayn zamanda ge denme
leri de yaygn hale geldi.
Sosyal politikalar uygulama, idare ve denetleme ile grevli
olanlar dk maa alyorsa, etkin ve hakkaniyetli bir sosyal
politika da mmkn deildir. Kamu sektr kesintileri iin
1990'dan beri bu kadar gl ekilde bastranlar, kronik ola
rak dk maa alan memurlar imdiki verimsizlik, ufak yol
suzluklar ve ek i yaplyor olmas nedeniyle sulayamazlar.
Kesintileri savunan kurumlar ve insanlarn, imdi yksek ma
al liyakat esasl devlet memuriyetini savunmalarna da gve
nilmemelidir. Sosyal politikalarda tasar, uygulama ve denetle
me baarszlklarnn bir ksm devletin alan terki politikala
rna atfedilmelidir.

Hayallerin yoksullamas
Siyasi ve ekonomik reformlar, greli bir zgrlk ve -kullana
bilen bir aznlk yararna- ekonomik frsatlar anda ortaya
kt. Bu iyi haber. Ancak reformlar, ayn zamanda, ciddi mik
tarda yoksullama ve gvencesizliin yan sra sosyo-ekono
mik farkllama sonucunu da dourdu. Reform stratejisini sa
vunanlar bazen bunun abartldn, acnacak durumda olan
nceki sistemi ortadan kaldrmann bir bedeli olduunu ve
halihazrdaki durumun srdrlebilir ekonomik byme
hamlesinden nce ksa vadeli gerekli bir aama olduunu id
dia ederler. Yeniden yaplandrma kukusuz ac vericidir. Ama
toplumsal adan bedellerinin bu kadar yksek olmasnn ge336

rekli olup olmad tartlabilir; bu stratejinin savunucular


bunlar ngrmemiti ve eer daha fazla tevazu gsterselerdi,
durum daha iyi karlanacakt.
Bu makalenin amac mahrumiyeti belgelemek deil. Sosyal
politikann karlat sorunlar gstermek iin genel eilim
leri ortaya koymak yeterli olsa gerek. 1990'larda yoksulluk
oranlan her yerde artt ve "yoksulluk uurumlar" byd. 2
Daralmakta olan bir ekonomide yoksulluu tanmlamak g
tr. Klasik yaklam, resmi olarak tanmlanm "rn ve hiz
metlerden ibaret bir sepete" dayal bir yoksulluk snrn baz
almaktadr. Bu yaklam baz lkelerde ktye kullanlmtr.
Mesela, Rusya'da 199l'den beri, zaruri grlen yiyecek mikta
r, yoksulluk snrnn aa ekilebilmesi iin birka kere azal
tlmtr. Aynca, hesaplamalar yiyecein hane btesinin yz
de 68'ini oluturduu varsaymna dayandrlmtr ve yoksul
luk snr yiyecek maddelerini satn almaya ncelik verir. Ba
rnma ve ulam ieren hizmetlerin greli fiyatlar yiyecek fi
yatndan daha hzl artt iin bu yaklam yoksullarn says
n gittike daha dk gsterme eilimindedir.
Dier yerlerde uygulamalar daha iyidir.3 Buna karn yok
sulluk snr yntemlerine gre, yoksulluk bir ok lkede kes
kin ekilde artmtr.4 Ancak btn bunlar hikayenin tamam2 Tm blgede, 1990 satn alma gc paritesine gre gnlk 4 dolar yoksulluk
snn baz alndnda, yoksul saysnn 1990'da 4 milyondan 1994'te 1 19 mil
yona kt tahmin edilmektedir ki bu da, yoksulluk orannda yzde 4'ten
yzde 32'ye bir art anlamna gelir (Milanovic, 1997).
3 Ancak, Estonya'da olduu gibi, baz lkelerde, asgari emeklilik maan yoksul
luk snn olarak tanmlamak, bir politik deikeni bir yaam endeksiyle kar
trmak gibi gzkmektedir. Baz durumlarda, eitli yoksulluk snrlan resmi
kullanm iin birbirleriyle rekabet etmektedir. Krgzistan'da, sosyal destek
miktarlarn belirlemek iin kullanlan yoksulluk snn, Dnya Bankas tarafn
dan izilmiti; bu, eitli ulusal kurumlarca yaplan tahminlerin ok altndayd.
Bu dk rakamla bile, 1996'da hanelerin ounluunun yoksulluk iinde ol
duu bulundu.
4 Mesela, Ukrayna'da bireylerin yzde 32'si 1995'te olduka yetersiz bir asgari
tketim-yoksulluk seviyesini baz alan resmi yoksulluk snrnn altnda bir ge
lire sahipti. Azerbaycan'da, 1995'te Dnya Bankas hanelerin yzde 68'inin d
k resmi yoksulluk snrnn altnda gelirleri olduu tahmininde bulundu.
Bulgaristan'da resmi bir yoksulluk snn baznda bireylerin yoksulluk oran,

337

n anlatmyor. Baka bir yaklam yaam standartlarn gemi


e kyasla lmek olabilirdi. Birey ve hane gelirleri 1980'lerin
sonunda mtevaz seviyelerdeyken, ortalama reel gelirler bir
ok lkede 1 990'larda keskin ekilde dmtr ve daha n
ceki sistemin zerine oturduu iletme destekleri, geni bir
yelpazede sistematik bir erozyona uramtr. Mahrumiyet, u
anki parasal gelirle kolaylkla llemez. 1990'larn sonunda,
Ruslarn yzde 90' yoksullatklarn belirtmilerdir. Greli
olarak daha baarl ek ekonomisinde bile toplumun te bi
ri 1996'da kendisini yoksul olarak tanmlamtr.
Dier bir etken ise gelirdeki eilimlere iki temel pheyle
yaklalmas gerektiidir. tk olarak, ulusal gelirin muhteme
len yzde 20'sini oluturan birok ekonomik aktivitenin en
formel ve kaytd olduuna inanlmaktadr. Kaytd ekono
mi eski sistemin btnlemi bir paras olduundan byme
sini abartmamak gerekir. Ancak bu byme, devletin alam ter
ki ve mali ve idari dzenleme eksiklii ile tutarldr. Kaytd
ekonomideki gelirin ou genellikle zenginlere ya da iyi cret
li istihdama gittiinden, yoksullarn enformel aktivitelerden
faydalanp faydalanmad sorgulanmaldr. 5
ikinci olarak, ii cretinin parasallatrlmas gereklemi
tir; ki bu da reel cretlerdeki deiimi olduundan fazla gste
rir. Leninist stratejinin kilit ynlerinden biri, cretin iinde
"eriyip gidecei" ekilde emein meta niteliinin kademeli
olarak ortadan kaldrlmas idi. Sonu olarak, iletmeler ve
topluluk tarafndan salanan destek ve hizmetler, devlet sos
yalizmi dneminin sonundaki toplam cretin yksek bir ora
nm oluturuyordu. 1990'larda bu destekler erimekteydi ve
yeni zel sektrdeki birimlerin ounda nadiren bulunuyordu.
Yoksulluk byk apta yaylrken, ekonomik eitsizlik de
inanlmaz bir hzla artt ve blgedeki baz lkeler dnyadaki en
1992'de yzde 38'den 1995'te yzde 64'e ykseldi (ILO-CEET, 1995). Moldo
va'da UNDP, 1990'lann ortalannda hanelerin yzde 40'ndan fazlasnn yoksul
luk snnnn altnda gelirleri olduunu tahmin etmiti (UNDP, 1996, sayfa 2).
5 Bu, Macaristan ve Polonya'daki aratrmalarda gsterilmitir (bkz. B. Boyle
Torrey vd., 1996, sayfa 5).

338

hakkaniyetsiz lkeler haline geldiler. ek Cumhuriyeti'nde ge


lir dalmna dair Gini katsays, 1 988'de 0 ,27'den 1 994'te
0,38'e kt; (Orta Avrupa'da deiimlerin bir deerlendirmesi
iin bkz. Vecernik, 1 996) Bulgaristan'da 1 989'da 0,22'den
1995'te 0,38'e; Polonya'da 1990'da 0,23'ten 1994'te 0,30'a yk
seldi.6 Moldova ( 1995'te 0,34) , Estonya ( 1996'da 0,36) , Leton
ya ( 1994'te 0,42) ve Litvanya'da bu deerler daha yksektir; Er
menistan (1995'te 0,65) , Grcistan ve eski Sovyetler Birlii'nin
eitli blgelerinde daha da yksek deerler kaydedilmitir.
Ekonomik enformelleme ve cretlerin parasallamas ei
limlerinin ortaya kard ekonomik eitsizlik art, nakdi ge
lirlere dair kantlarn gsterdiinden daha fazladr. Bu , ks
men, dk gelir gruplar iin daha da fazla neme sahip ev
rensel ayn yardmlarda ve hizmetlerde ciddi bir erime oluu
ile aklanabilir. Eldeki veriyi yorumlamakla ilgili dier bir so
run da, baz lkelerde cretlerin ve desteklerin denmemesi
ve cretin geciktirilmesinin yaygn olmasdr. Rusya'da maa
geciktirme, kamu sektrnde ve zelletirilmi ekonominin
nmli bir blmnde norm haline gelmitir. Bu durum, bl
genin en byk ikinci lkesi, Ukrayna'da da ayn ekilde k
tdr (Szoldos ve Standing, 1996) . Birok eski Sovyet cumhu
riyetinde, bu, genel bir hal almtr. Fakat tipik olarak, resmi
istatistikler gerekten denen deil szlemedeki cretleri ra
por etmektedir. cretlerin geciktirilmesine ve denmemesine
maruz kalan iiler temelde greli olarak dk maal olanlar
olduu iin, gelir eitsizliindeki art muhtemelen gzlemle
nenden daha byktr.
iddetlenmi ekonomik gvencesizliin dier bir zellii ise
her biri ayr bir muamele gerektiren ya da yle gzken birok
"yeni yoksul" grubunun nem kazanmasdr. ok fazla sayda
mlteci, ieride ge zorlanm insanlar ve dier gmenler, i
sizler, kurumsal destein fiilen kmesi ile istihdamdan dlan
m ya da marjinal hale gelmi engelliler, barnmann zelleti6 Rakamlar, daha ok gsterge amaldr nk lm ve kavramsallatrma g
lkleri karlatrmalar olduka kukulu hale getirmektedir. Gerek eitsizlik,
phesiz ki istatistiklerin sunduundan daha byktr.

339

rilmesinden darbe yemi evsizler, birok lkede saylan hzla


artan bakmevine braklan ocuklar, saylan ebeveynlerin
lm oranlarnn ykselmesi ile artan ksz ve yetimler, bo
anmalarn artndan etkilenen ocuklar, devlet burslarna eri
imin kstlanmasndan ve burslarn miktarnn azalmasndan
etkilenen renciler, iletmelerle resmi olarak ilintili ama ya
ok az maa alan ya da hi alamayan ve karaborsa ya da enfor
mel ekonomi ierisinde yaayan, alan yoksullar mevcuttur.
Gemiin aksine, yoksullarn yksek bir orann alan yoksul
lar oluturmaktadr. 7 Baz lkelerde, ortalama cret resmi yok
sulluk snrna yakn seviyeye dmtr ve birok hane, al
an bir yetikinin geliri ile yoksulluktan kaamamaktadr.
Deien sosyal koruma sistemi, yoksulluun, gvencesizli
in ve eitsizliin artmas ve biimlerinin eitlenmesi ere
vesinde deerlendirilmelidir. Bariz gereklerin altnda kor
kun bir insani trajedi yatmaktadr: en ok Rusya Federasyo
nu'nda olmak zere, pek ok lkede, yaam beklentisi daha
nce grlmemi lde dmtr ve hemen her yerde inti
harlar ve hastalklar katlanarak artmtr. "Gei" olarak ta
nmlanan olgunun toplumsal maliyetinin ok yksek olduu
konusunda hi kimsenin phesi yoktur.
Baz gzlemciler yoksullua toplumsal bir kar k olma
dan katlanlabilmesine dair aknlklarn dile getirmi, hatta
kimileri yoksulluu sadece o zeminde sorgulamaya bile kal
kmtr. Dierleri ise yoksullua katlanlamayacana inan
mlardr; "yoksulluk ve gvencesizlie dair tolerans eiinin
blgede decei nk insanlarn kendi toplumlarn sanayi
lemi Bat toplumlar ile kyaslamaya baladklar" iddia edil
mitir (Offe, 1993, s. 658). Pek ok insan, gelir gvencesinin
ancak hrriyetin olmad bir durumda salanabilecei ve bi
reysel zgrln sosyal gvenlikle elitii dncesine da
yal gemii referans alr; bu da gvenlikle zgrl birleti
ren bir toplum vizyonunun yokluunu ve yoksullamaya y
nelik grnr tolerans aklamaktadr.
7 Hem Polonya'da hem de Rusya'da, yoksullann ounluu istihdam ierisinde
grnyorlard (The World Bank, 1996, sayfa 15, 1 15).

340

1990'larda, ayn havalandrmaya karlm mahpuslar gibi,


insanlar kapitalizmin hayvani ruhunun zgrce hkm sr
mesine izin verdiler. Ayrcalkl elitler ve onlarn yabanc da
nmanlar kontrol ele aldka sosyal dayanma ve yeniden
datmc adalet feda edilebilir ve hatta salksz bir ey olarak
grld. Piyasann saf metalatrlmas, toplumsal mekan, su
a ve karaborsa ekonomisi aktivitelerine izin veren ve hatta
bunlar meru klan frsat bireyciliin tm biimlerine ak
hale getirdi. Fakat sosyal dayanma duygusunun andrld
ya da gereksiz olarak nitelendirildii toplumlar, poplizme,
tolerans eksikliine, ovenizme ve -aznlklarn, lmpen bir
eyi ya da tarihilerin deyimiyle "tehlikeli snflar" yaratmas
muhtemel sosyal dlanmayla karlatklar- katmanlamaya
ak hale gelirler. Yoksullua dair toleransn eii bazlarnn
beklediinden daha yksek olabilir fakat bunun toplumsal b
tnleme ve datmc adalet zerindeki uzun vadeli etkileri
son derece olumsuzdur.

iletmeler tarafndan salanan desteklerin erimesi


Eski rejimlerdeki sosyal koruma sisteminin ne kan bir zel
lii, desteklerin ve sosyal hizmetlerin istihdam rgtleri ve i
letmeler araclyla sunumuydu. stihdamn byk ksmn
salayan bu ok byk devlet iletmeleri, pek ok insann top
lumsal varoluuna etki eden sosyal ve ekonomik kurumlard.
1 990'larda krelerin, tatil ve spor tesislerinin, kliniklerin,
eitim enstitlerinin, okullarn, lojmanlarn ve sbvansiyonlu
tketim mallarn bulunduran iletme kantinlerinin erozyo
nunda grld gibi, bu hizmetler ve destekler erimekteydi.8
Grcistan, Krgzistan, Rusya ve Ukrayna gibi (deiimlerini i
letme anketleri ile gzlemlediimiz) baz lkelerde, birok i
letme geni bir yelpazedeki sosyal refah ilevlerini srdrd.
8 Orta Avrupa'da, benzer eilimler sz konusudur. Mesela, Slovakya'da 1989'dan
nce iletmeler Sosyal ve Kltrel ihtiyalar Fonu'na katk yapmaya mecbur
klnmlard, fakat 1 989'dan sonra zorunlu katk pay, tamamen kaldrlana
dek, kademeli olarak azaltld.

341

Buna ramen, fon kstlar, yatrm yaplmay, idarecilerin il


gisinin azalmas ve en temel arac olan sendikalarn gszl
nedeniyle bu hizmetlerin kapsamlar darald, kaliteleri dt.
Dier yerlerde, erime daha da byk ve hzl oldu.
Bu tip ilevlerin iletmelerden dier kurumlara aktarlmas
iin geerli nedenler vardr. Ancak uygulamada erime, kullan
labilir ekipman ve mekanlarn rmeye terk edilmesi ile bir
ok tesisin kapanmas ya da bir kapasite kayb anlamna geldi.
Bazlar devredildi ama birok salk klinii, kre, eitim tesisi,
lojman ve dierleri yerel hkmet otoritelerine devredilmek
ten ziyade kaybedildi. Bu, devletin terki ve 1990'larn devlet
kart ethos'unun bir sonucu idi. Bu ihmalin yaam standart
lar zerinde gereksiz yere olumsuz sonular oldu ve sosyal
politikalara daha da byk maliyetler ykledi.
letmelerin salad destekler ve hizmetlere eriimde de
bir kutuplama (ya da paralanma) sz konusudur. Daha baa
rl iletmeler formel sektrdeki iilere geni bir destek yelpa
zesi sunarken, dierleri bunu yapmadlar. Desteklerdeki genel
erime, hkmetin yardm salamasna ynelik ihtiyac artrr
ken, sosyo-ekonomik eitsizlik ve gvencesizlikteki art da
katmerlendirdi. Bu eilimlerin neminin ve belirsizlik ve eit
sizlii ktletiren temelde yatan eilimin farkna varlmadk
a, blgedeki sosyal korumann mcadelesine ilikin bir de
erlendirme de yeterli olmayacaktr.
letmelerin dorudan rolleri azaldndan, evrim geiren
sosyal koruma politikalarn finanse etmek iin daha fazla sos
yal gvenlik katks yapmalar beklenir. Bu katklar ortalama
cretin daha byk bir yzdesi haline geldike, birok ilet
me, maalar dk gstererek, istihdam kaydetmeyerek ya
da enformel ekonomiye kayarak bunlardan kanmann yolla
rn bulmutur. Prim katks demesinden kanma yaygn ha
le gelmitir. Bu durum, sosyal politika harcamalarnn zerin
de baskya neden olmu ve katklar iverenden iiye kaydr
ma eilimi ortaya kmtr. Mesela, Letonya'da 1996'da yzde
37'lik katk orannn yzde 28'ini iveren, yzde 9'unu ii
derken, 200l'de bu deerlerin srasyla yzde 18 ve yzde 1 5
342

olmas planlanmaktadr. Polonya'da da benzer bir deiim n


grlmtr.
letmelerin rol, birok sanayilemi lkedeki ilevi do
rultusunda evrilmektedir. Ama bu evrilme, emek piyasasnda
ki enformelleme ve esnekliin klasik sosyal katk sistemlerini
daha zor uygulanr hale getirdii bir zamanda olmaktadr. Bu
nedenle, iletmeler sosyal refah ilevlerinde kesintiye gitmi
ler, devlet programlarna daha az kaynak aktarmlar ve iile
rin devlet merkezli alternatiflerden yararlanabilme konumu
edinmesini gletirmilerdir.

Yanl kullanlan asgari cret


Orta ve Dou Avrupa'daki sosyal politika gelimelerini resm
asgari cretin baka yerlere kyasla oynad ok daha byk
rol kabul etmeden deerlendirmek mmkn deildir. Bu
baka bir yerde geni ekilde tartldndan imdilik
l 990'larda asgari cretin, dk cretliler iin temel bir gelir
kaynandan bir yoksulluk mekanizmasna dntrld
n sylemekle yetinelim (Standing ve Whitehead, der. , 1995;
Standing, 1996). Bunun temel nedeni, birok sosyal destein
miktarnn asgari crete balanm olmasdr. Kanun koyucu
lar da asgari cretin reel deerini baz durumlarda mantksz
ekilde dk seviyelere, resm yoksulluk seviyeleri ve asgari
yaam gelirinin bir hayli aasna kadar ekerek destekleri
dk tutmulardr.9
Asgari cret, emek piyasasnda, alana az miktarda bir ge
lir gvencesi verme rolnden epeydir uzaklamtr. Bu tip bir
gelir gvencesi kaynana dntrlebilecei umudu da ta
nmamaldr; ancak (bu yaknlarda birka lkede yapld e9 Asgari cretin suistimali baz garip durumlara yol amtr. l 995'te Rusya dev
let bakan asgari cretin ykseltilmesini nerdi. IMF buna iddetle kar kt
ve lkeye finansal yardmn askya almakla tehdit etti. nerilen art asgari c
reti resmi olarak gsterilen "fizyolojik geim gelirinin" yaklak yzde 20'si ha
line getirecekti. IMF, bunun toplam sosyal harcama zerine etkisi ile ilgiliydi.
Aslnda eletiri yanl yneltilmiti; asgari creti destek miktarndan ayrtrma
ihtiyacna odaklanmalar gerekirdi.

343

kilde) mantkl seviyelere ykseltildiinde dzgn bir yaamn


standartlarn belirleyebilir. Buna karn, resmi asgari cretin,
sosyal harcamay kontrol etmenin rahat ve kaba bir yolu ola
rak kullanlmamas iin sosyal destek miktar ondan ayr be
lirlenmelidir.

Ne id belirsiz sosyal politikalar


1990'larda Orta ve Dou Avrupa'daki sosyal koruma yaps,
emeklilik reformlar, salk reformlar, eitim reformlar, isiz
lik sigortasnn yrrle girmesi ve baka uygulamalarla pek
ok adan deimitir. Belirli reformlarn gerisinde iki eilim
den bahsedilebilir; evrenselcilikten seicilie doru deiim ve
sosyal politikann ksmi zelletirilmesi.
Hkmetler, sosyal politikalar daha seici ve dzgn bi
imli klmann yan sra, en azndan ksmi olarak zelletirme
-zellikle de emeklilii- ynnde de bir bask ile kar kar
yadr. Bu bask ounlukla uluslararas kurumlar ve dier ya
banc kurumlardan gelmektedir ve bunlarn ikna glerinin
sosyal politika konusunda ulusal zerklii pheli hale getir
mesinin nedeni ikincisinin finansal gcdr.
Bu esnada, sosyal transferlerin sosyal sigortadan gelen kay
naklan da azalma eilimine girmitir. stihdamn azalmas ve
yoksulluk oranlarnn artmas nedeniyle katklar, yukarda
bahsedilen daha yksek katk oranlarna ve katk temelinin
erimesine yol aacak ekilde azalmtr. (Siyasi danmanlarda
kararszlk yaratan) enformel sektrn genilemesi sosyal si
gorta alann da daraltmtr. nsanlar enformel sektrde al
tklar lde sigorta temelli desteklerden yararlanabilme ko
numu edinememektedir. Prensipte bu durumun, iileri, ken
dilerini yasal olarak korunan iilere evirmek iin iverenler
zerinde bask yapmaya itmesi gerekir. Esneklik ve belirsizli
in hakimiyetindeki emek piyasasnda, imdiki cretin deeri
(alnabilecei de kesin olmayan) gelecekteki destee duyulan
ihtiyatan yukardadr. Bu nedenle, alan yoksullar, iveren
zerinde bask kurmann kendi menfaatlerine olduu sonucu344

na muhtemelen varmayacaklardr ve iverenler alternatif see


nekleri ellerinde tuttuklar iin, bu tip bir bask beklenen so
nucu da vermeyecektir.
Aadakilerin yaygn bir sonu olduunu iddia etmek bir
abartma saylabilir, ama blgede alanlar bunu fark ederler.
llk olarak, kamu sosyal harcamalarn azaltmak iin bask uy
guland; bu durum artrlm "hedeflemeye" bavurma ynn
de hkmetleri cesaretlendirdi; ekonomik durgunluk mali
basky daha da artrd; kaynaklarn daralmas ve hedefleme
nin karmakl, sosyal politikalarn zelletirilmesinin hz
landrlmas iin bir neden olarak gsterilen kamu sektrnn
verimsizliini artrd. Nihai sonu ise daha vasat ve daha kar
mak bir devlet sosyal "koruma" sistemi oldu. imdi gelir g
vencesini etkileyen sosyal korumann temel alanlarndaki ei
limleri ele alalm.

Emeklilik, aile yardm ve


sosyal yardm alanndaki eilimler
Emeklilik sistemindeki dzenlemeler devlet sosyalizmi dne
minde bir karmaa iindeydi. Emekli maalar dkt, erken
yata ve faydalananlarn ounun emekli olduktan sonra da
alaca beklentisiyle veriliyordu. 1990'lar boyunca emekli
lik reformu sosyal politika gndeminde st sralarda yer ald.
Ancak birok yerde ok baarl olmad.
lkelerin ounda, emekli maalar, ak farkla sosyal har
camalarn en byk ksmn oluturuyor. Polonya'da, nfusun
ya profili epey gen olmasna ramen, 1996'da emekli maa
lar, toplam sosyal harcamann yaklak yzde SO'si idi. Bir ok
lkede, emeklilie harcanan GSYIH yzdesi artmakta. Fakat
ortalama devlet emeklilik maann da deeri dmekte.10 N10 Ukrayna'da 1996'da ortalama emekli maa, ortalama cretin yzde 35'i idi ki ortalama cret geim geliri seviyesine yaknd. Ermenistan'da, ortalama ay
lk emekli maa yaklak 7,5 dolard, oysa ki resmi yoksulluk snr yaklak
35 dolard; emekli maa, ortalama cretin te biriydi. 1995'te Azerbaycan'da
ortalama emekli maa, ortalama cretin drtte birinden de daha aaya d
mt; ki bu tarihte emekli maann gerek deeri 1991 deerinin yzde 4'

345

fusun yalanmas, erken emeklilik ve 1 990'lar boyunca blge


deki istihdamn 20 milyondan fazla azalmasndan dolay,
emeklilerin says ve devletten emekli maa alan ya da maa
tan yararlanabilme konumu edinen nfusun oran nemli l
de artmtr. Emeklilik yan ykseltme abalar bu duru
mu deitirmemitir. Bu eilimler, emeklilik sistemlerinin fi
nansal ve idari kapasiteleri zerinde ek bask oluturmaktadr.
Rusya ve Ukrayna gibi lkelerde, milyonlarca emekli, maala
rn ok ge ya da ksmi olarak almakta ya da hi alamamakta
dr. lkelerin ounda, yallar arasndaki eitsizlii derinleti
recek ekilde zel veya mesleki emeklilie kaylrken, asgari
ve ortalama emekli maalar arasndaki fark da genilemitir.
lkeler zerinde, ili-tipi emeklilik sistemi uygulamalarn
yrrle koyna ynnde ciddi bir bask mevcuttur. 1997'de,
Dnya Bankas tarafndan desteklenen ve ksmen finanse edi
len Polonyal yetkililer, birinci ayan asgari bir maa garanti
ledii ayakl bir emeklilik sistemi plan gelitirdiler (al
ma ve Sosyal ler Bakanl, 1997) . kinci ayak, prim katkla
rnn nceden belirlenmi emeklilik fonlarna yatrlaca ve
bylelikle emekli maann sermayenin getiri oranna bal ka
laca, tm alanlar iin zorunlu bir plan olacakt. nc
ayak ise iverenler ve iilerin isteine bal bir plan olacakt.
Bu ili-tipi plan maalesef, ortalama gelirin yzde 28'i olarak
belirlenen, ok dk bir garanti altna alnm asgari emekli
maa verecekti. Bylece, seicilik ilkesi geniletilmi ve devlet
garantili sosyal korumann rol azaltlm olacakt. Ve uzun
dnemli, iyi gelirli istihdam ierisinde yer almayanlar yaam
boyu sren bir dezavantajla brakarak, gelir eitsizliini artraidi. Bulgaristan'da ortalama emekli maa, 1989'da ortalama cretin yzde
42,3' iken 1995'te yzde 32,Tsine dmtr. Estonya'da, 1996 sonlarnda
ortalama emekli maa, ortalama net cretin yzde 42'si idi. Letonya'da,
1996'da ortalama net cretin yaklak yzde SO'si olmasna karn, "kriz" as
gari gelirinin altndayd. Kazakistan'da ortalama emekli maa, l 995'te ortala
ma cretin yzde 28'si ve 1996'da yzde 46's idi. Krgzistan'da, ortalama
emekli maa, geim gelirinin sabit ekilde altnda kalmtr. Moldova'da
1996'da ortalama cretin yaklak yzde 42'sine eitti; Romanya'da ise yzde
46'sna.

346

cakt. iler daha byk risk veya gelir gvencesizlii ile kar
laacakt, nk emekli maalar, byk oranda fon yneti
cilerinin baarsna bal olacakt. Temel devlet emeklilii, sa
dece dezavantajl bir aznln temel sorunu haline gelecei
iin ona verilen kamuoyu destei de anacakt. Dier lkeler
de, benzer reformlar devreye sokma basks altndadr ve Slo
vak Cumhuriyeti gibi lkelerde katk belirlenimli (yatrm
esasl) fon programlarnn, getirisi belli (maa esasl) program
lara -onlarn yerini almasn olmasa bile- ek olarak uygulan
mas sadece bir zaman meselesi gibi gzkmektedir.
Gelir desteinin dier trleri de nitelik itibari ile daha cimri
ve daha seici bir hal almtr. Ekonomik reformun erken d
neminde sunulan ya da yeniden dzenlenen aile yardmlar
azalm ve onlara eriim zorlamtr. lkelerin ounda, aile
yardmlarna yaplan toplam harcamann GSY1H'ya oran, en
ok Slovakya ve Romanya'da olmak zere, dmtr. Slovak
ya'da, aile yardmlar 1993'te evrensel bir hibeden ihtiya tes
pitine dayal bir destee dnmtr. Gemiteki istihdama
ve kadnn gemi cretine dayal hale getirilmi olan doum
destekleri de azalma eilimine girmitir. Destekler fiyat enflas
yonuna endekslenmedikleri iin gerek deerleri den al
rken alnan crete oranlar, ek Cumhuriyeti ve Macaris
tan'da azaltlmtr. Hedefleme de Macaristan ve litvanya'da
anaokulu cretleri iin, Polonya ve Slovenya'da okullardaki
yemekler ve ders kitaplar iin mevcut ihtiya tespitine dayal
istisnalar da kapsayacak ekilde geniletilmitir. Bu destekler
den yararlanabilme konumunda olanlar arasnda bu tip ihtiya
tespitine dayal programlardan yararlanma miktar ve yararla
nanlarn oran ise baka bir aratrma konusudur.
Bu gelimeler bir yeniden yaplanmaya iaret ederken, sos
yal korumadaki en nemli eilim -gelir destei seviyesindeki
genel erimenin yan sra- seicilie doru kaymadr ve bunu
artan ekilde sosyal yardma yaslanmada grmek mmkn
dr. Art hzl olmutur ve ihtiya tespitine dayal destek
alan insan says u anda epeyce yksektir. Bir miktar iki kere
sayma olma ihtimaline ramen, Tablo 1 dzenli ve duruma
347

TABLO 1
Kayd Tutulan Dzenli ya da Duruma Bal Sosyal Yardmlar,
Orta ve Dou Avrupa, 1 990-1995, (her 1 0.000'de)
Dzenli

Ermenistan
Bulgaristan
ek Cumhuriyeti
Grcistan
Macaristan
Letonya
Moldova
Polonya
Rusya
Slovakya
Slovenya
Ukrayna

Duruma bal

1 990

1995

1990

1995

1 8,2
934,3
1 0 1 ,2
1 0,8
1 32,9
77,092

64,593
998,594
1 041 ,294
269,794,b
52 1 , 694
2776,094

281 , 1
99 1 , 1 92
39, 1
52,0
262,093

468,594

3.4
5 1 6, 1
2 1 5,5
32.7
845,7
406,092
600,093
571,0
2200,092.C
60,6
181,1
93,092

1 4,994
895,894
5 1 3,094
309.794
2382.4
5567,0
1 372,0
769,794

929,6
1 72,294
353,0

228,794
237.4
575,094

Notlar: Rakamlarn sa stndeki saylar stunun stndeki yldan farkl bir kayna gs
termektedir, mesela 92, 1990 yerine 1 992 verisinin kullanldn gsterir.
a 10,2 milyon emekli, ocuklu 2,5 milyon aile, ve yerel makamlardan ek demeler alan 2
milyon renciden toplanan tek kerelik anketten gelen veri.
b Dzenli ayni yardmn yan sra, 29.000 kii dzenli nakit yardm ve 5.400 kii de sosyal
emeklilik maa almtr.
c Yerel idare tarafndan salanan cretsiz ya da indirimli nler.
Kaynak: UNICEF, Children at Risk in Central and Eastern Europe: Perils and Promises (Flo
ransa, UNICEF, 1 997), Tablolar F7 ve 8, sayfa 1 52.

bal olarak sosyal yardm alanlarn saysndaki art gster


mektedir.1 1
Uluslararas deneyim, ihtiya tespitine dayal sosyal yardm
alma orannn her zaman mtevaz olduunu ortaya koymak
tadr; bu planlara dair deneyimin kstl ve bunlar sunmadaki
idari kapasitenin gelimemi olduu toplumlarda bu orann
daha da dk olaca ngrlebilir. En yoksul ve savunmasz
gruplarn yardm alma orannn daha dk olmas muhte
meldir ve bu da bir hedefleme yaklamnn datm sonular
n belirsiz halde brakr. Yerel hesaplara gre, Polonya'da baz
devlet desteklerinden yararlanan hane says zaten ok mte1 1 Mesela Slovakya'da, alma, Sosyal iler ve Aile Bakanl'ndan gelen veriye
gre, dzenli olarak sosyal yardm alan hanelerin says 199l'de 42.473'ten
1995'te 34 l . 693'e kmtr.

348

vaz olan yoksulluk eiinin altnda geliri olanlarn yansndan


daha azdr, yani gelir desteine ihtiyac olanlarn ounluu
bunu alamamaktadr.
Sosyal yardmla ilgili dier bir boyut da, yardmn, bir insa
nn geliri yasal asgari cretten dkse verilmesi eilimidir mesela Krgzistan'da olduu gibi. Birok lkede asgari cret
her tr geim lmnn altnda tutulduundan gerekten
yoksulluk iinde olan pek ok insan sosyal yardmdan yararla
nabilme konumu edinememektedir. Sosyal yardm datma
iinin, ou genellikle kaynak veya olanaklardan ya da bunlar
idare etme veya deme kapasitesinden yoksun yerel otoritelere
devredilmesi, ileri daha da riskli hale getirmektedir; bu devir,
kime, ne kadar, ne ekilde vb. yardm verilecei kararlarnn
keyfi ve geliigzel bir erevede alnmasna yol amaktadr.
Sonuta, emeklilik, aile destei ve sosyal yardm alanndaki
eilimler, daha fazla seicilik ve ihtiya tespiti ile daha ok res
mi takdir yetkisi eklinde zetlenebilir. Evrensel destek ve hiz
metlerin kapsam daralm ve deeri azalmtr ve istihdamn
iinde ve dnda olanlar iin salanan gvenceler arasndaki
fark bymtr. stihdamn ve emek piyasasnn dnda ka
lanlarn gelir gvencesizlii ciddi ekilde artmtr. Yaadklar
bu gvencesizliin, sosyal hizmetlerdeki gelimeler ile daha da
younlamas muhtemeldir.

Salk, barnma ve eitim alanndaki eilimler


Sosyal hizmetler alannda, sosyal korumadakilere benzer ei
limler gzlenmektedir. Kamu sal hizmetleri, ek Cumhu
riyeti bir istisna olmak zere, ou lkede kesintiye uram
tr. Kamu salnda zel demeye doru bir kayma ve zel
salk hizmeti sunumunda da zel salk sigortalarnn by
mesine karlk gelen bir genileme sz konusudur. ou l
ke, bir kamu salk sistemine dayanmaya devam etse de, uy
gulamada zelletirme olduka hzl ekilde ilerlemektedir ve
greli olarak iyi hizmete eriim, gittike artan ekilde deme
gcne bal hale gelmitir. Ayn zamanda, genellikle ilk bir349

ka gnlk hastalk izinlerindeki yk iletmelerin zerine y


kan ve iiyi giderlere ortak eden reformlarla birlikte, baz l
kelerde hastalk destekleri daha kstl hale gelmitir. Kimi l
kelerde, iki ayakl bir kamu salk sistemi yrrle konmu
tur. Letonya'da 1997'nin bandan beri, stratejik olarak nemli
addedilen hastalklar iin cretsiz tedavinin yan sra, yoksul
olarak snflandnlanlar ve ocuklar dndaki hastalarn gide
rin yzde 15'ini dedii, dier salk ihtiyalanna ynelik te
mel bir program ieren bir kamu hizmeti mevcuttur.
Benzer ekilde, barnma da gittike daha fazla gelire bal
hale gelmitir. Kira destekleri yava yava azalrken, konut
hizmetlerinin zelletirilmesine ynelik bir eilim sz konu
sudur. Bu gelimeler, dk gelirlilerin finansal yklerini artr
m ve gelir transferinden yararlanabilme konumu edinmenin
sonularn gvenceleri asndan daha kritik klmtr.
Eitime eriim de, benzer sreler izlemitir. Devlet okulla
rnda kaytl renci oran yksek olmaya devam etse de, d
me eilimine girmitir. Okul ncesi eitim olanaklar, bilhassa
kk ocuklarn annelerinin igcne katlmlarn daha da
gletirecek ekilde daralmtr. Birok lkede, Polonya bir
istisna olmak zere, eitime ayrlan GSYlH paylar azalmtr.
Genel olarak cretsiz kalmaya devam etmesine karn, devlet
eitiminin tanm daraltlm ve ek giderler artmtr. Orta ve
lise rencileri iin burslann miktar ortalama cretlerin k
k bir yzdesine ve her eit geim deerinin altna dm
tr. 12 Haklar daha kstl, ihtiya tespitine dayal ve Bulgaris
tan'da olduu gibi snav sonularna bal hale gelmitir. 1 3
Burslardaki bu eilimler orta ve dk gelir grubundan gen
insanlarn ortaokul ve liseye gitmelerini, gidiyorlarsa da de1 2 rnein, 1996'da Letonya'da, lisans rencilerine verilen burs miktan, ulusal
ortalama cretin yzde l l'i idi; Polonya'da, yzde 1 2'si; Kazakistan'da da yz
de l 7'si.
13 Bulgar sistemi, garipti. Burs miktarlar, aile gelirine ve snav sonularna gre
notlanmt, bu yzden yksek puan alan renciye aile gelirinden bamsz
olarak daha fazla, dk puan alan renciye ise yoksul bir aileden gelse bile
ok dk miktarda burs veriliyordu. Bunun mantn anlamak kolaydr. Ge
lire gre azalan oranl nitelii de aktr.

350

vam etmelerini gletirmitir; bu arada, devam edenlerin


renme kapasitesini de etkilemi olabilir tabii.
zel okullar yaygnlam ve baz lkelerde zel demeler
kamu sistemi iinde zorunlu hale gelmitir. Yine tm bunlar,
toplum ierisindeki eitsizlikleri derinletirmekte ve eitime
eriimi artan oranda deme gcne bal hale getirmektedir.
Sonuta, kamu sosyal hizmetlerinin kapsam, birok lkede
daralmtr ve hizmetler, potansiyel kullanclar iin daha pa
hal hale gelmitir. Bu gelimelerin datma dair olumsuz so
nular zamanla tam olarak hissedilecektir nk eitim, ko
nut ve salk hizmetlerinden mahrumiyet, daha sonralar d
k gelir ve yksek yaam maliyeti ile sonulanacaktr. Baskn
eilim, devletin, kullanclara giderlerin daha da fazla bir ora
nn deterek ve bir aznla ihtiya tespitine dayal finansal ve
dorudan yardm vererek, kamu hizmetleri ve desteini ok
temel bir dzeyde salamasdr. Deiiklikler verimlilik ere
vesinde merulatrlabilir olsa da olmasa da, bunlarn nfu
sun ok byk bir kesimi iin sosyo-ekonomik eitsizlii ve
geHr gvencesizliini artrd kesindir.

isizlik denei: Di karma ars m,


kandrmaca m, yoksa kaos mu?
Btn bu sreler, bilhassa isizleri ciddi ekilde etkilemitir.
Geen on ylda, isizlik blgede meru klnm ve isizlerin
says kronik olarak yksek oranlara kmtr, ki bunun da
byk ksm gizli ya da llemezdir. sizlik denei, Bat Av
rupa veya Kuzey Amerika'da yrrlkte olan programlardan
esinlenerek erkenden yrrle konmutur. O zamandan beri,
artllk giderek daralm, miktar bazen aalayc seviyelere
kadar dm ve haktan mahrum brakma yaygnlamtr.
Bildik kar klar da bu zavall evrime katkda bulunmutur.
Uzun yllardr isizlik resmi olarak "asalaklk" eklinde su
nulduundan isizler de "hak etmeyen" yoksullar olarak gste
rilmilerdir. Bu yaklam, pek ok i bulma kurumunda hala
hakimdir. llk reformlar o yaklam bir derece yumuatmaya
351

altlar, fakat denek isteyen isizlerin artmas ile kamu fi


nansmannn zerindeki basknn birlemesi, idari beceriksizli
in srmesine neden oldu. Bu sre, istihdamn daha fazla zel
ve enformel alanlara kaymasyla birlikte, istihdam veya isizlik
fonlanna yaplan katklardaki dmelerle, daha da derinleti.
Otoriteler, kaynak krizine, katk oranlanm artrarak cevap ve
rince, demeden tamamen ya da ksmen kama eilimi artt;
bu oranlan azalttklannda ise, toplam gelir yine muhtemelen
decekti, nk enformelleme ve katk demelerinden ka
nmaya engel olunamad. Her iki durumda da, iini kaybeden
ler isizlik deneinden yararlanabilme konumu edinemediler.
Aslnda, blgenin genelinde isizlik denei alabilmek iin
epey kararl olmanz gerekmektedir. Birinci olarak, yararlana
bilme konumu, i bulma kurumlanna kaytl olmaya baldr.
lkelerin ounda bu merkezler, etkisiz ve say asndan ye
tersizdir; isiz kimsenin yaad yerden, ancak uzun ve mas
rafl bir yolculukla ulalabilecek mesafede bulunurlar. sizle
rin ou, kayt olma zorunluluundan ya da kayt olmak iin
nereye gidileceinden bihaberdir. Kayt olmann maliyeti ve
bilgi eksiklii nedeniyle, isizlerin ounluunun saylmad
Rusya, Ukrayna ve dier eski Sovyetler Birlii lkelerinde ka
yt oranlan olduka dktr. 14
sizlik deneinden yararlanabilme konumu edinmenin di
er koullan keyfidir. Mesela, bir ok durumda bir nceki
iinden istifa eden isizler ya sreli ya da devaml olarak hak
tan mahrum kalrlar. Bu nedenle, eer bir ii maalann aylar
ca denmedii bir iletmede alyorsa (ki bu blgedeki mil
yonlarca ii iin tamdk bir deneyimdir) umutsuzluk iinde
iten kmak isizlik denei hakknn dnda kalmaya neden
olur. Kanun koyucularn bunun byle srmesine izin vermele14 Bahsedilmeyen bir skandal da, Rusya'da resmi istatistik kurumu Goskomstat
tarafndan yaplan bir ulusal igc anketinin ou isizin kayt olmadn ve
bu nedenle resmi istatistiklerde de saylmadn ortaya karmasdr. Anket
1996'da, grnte tasarruf nlemi olarak, askya alnmtr ve sonu olarak
isizliin lei ve art kanun koyucunun gznn nnden fiilen kaybol
mutur. sizlerin saylmadn ortaya koyduum iin, alma Bakan kabi
nedeki meslektalarna, benim "suyu bulandrdm" sylemitir.

352

rinin ardnda iki neden vardr: bu durum, kamu harcamalarn


dan tasarruf etmeyi salamakta ve iileri isizlik istatistikleri
ierisinde deil, istihdam kaytlar ierisinde kalmaya tevik
etmektedir.
Geni bir gemi istihdam kayd, isizlik deneinden ya
rarlanabilme konumu edinmek iin genellikle bir nkouldur.
sizlik denei alabilmek iin gerekli alma sresine dair
dzenleme, lkeler arasnda farkllk gsterir ve pragmatik ge
rekelere yaslanr. Bu nedenle bu sre, Bulgaristan ve Eston
ya'da, son on iki ayn en az alt ay; ek Cumhuriyeti ve Slo
vakya Cumhuriyeti'nde, son yln en az on iki ay; Litvan
ya'da, son yln en az yirmi drt ay olarak belirlenmitir. 1 5
B u ekilde, Bulgaristan'da geen sene toplam yedi ay alm
biri isizlik denei alabilirken, ek Cumhuriyeti'nde ayn s
re alm biri alamaz durumdadr. Bu sreler salam ilkelere
dayanarak belirlenmi deildir. Dier yerlerde denek miktar,
gemi istihdamn sresine gre deimektedir. Letonya'da
mesela, tam isizlik deneinden yararlanabilme konumu
edinme, isiz kalan kiinin be yl ya da daha fazla sre sosyal
kesintiyi demesi durumunda mmkndr. Azerbaycan'da
tam isizlik deneinden yararlanabilme konumu edinme, on
yl ya da daha fazla istihdam iinde bulunulduunun kantlan
masn zorunlu klar.
sizlik deneinden yararlanma konumu edinme ve kdem
tazminat arasndaki ba da eitlilik gsterir. Rusya, Ukrayna
ve dier yerlerde, yz binlerce ii, gerekten absrd bir du
rum iinde skp kalmtr. Eer ok az para kazandran ya
da hibir ey kazandrmayan ilerinden karlarsa, kdem taz
minat haklarn (genellikle aylk maaa eittir) kaybeder
ler; zellikle bir i bulma kurumuna kayt olmalar iin gere
kebilecek alma gemii ktn elde edememeleri duru
munda da, isizlik denei haklarn kaybederler. verenler
asndan atl durumdaki iileri iten karmak ok da anlam
l deildir, nk paras denmeyen iiyi tutmann bedeli k15 Genellikle, ounluu farkl yorumlamalara ak olan dier baz koullar ek
lenmitir.

353

dem tazminat demesinden daha dktr. Bu ekilde mil


yonlarca ii, ne kendilerinin ne de iverenlerinin son vermek
ynnde bir drtye sahip olduu demesiz, almadan istih
dama saplanp kalmtr.16
Haklardan mahrum brakmaya dair her genel dzenlemenin
keyfi bir yan vardr. Bu nedenle, Ukrayna'da isiz biri iinden
kovulmusa ya da yerel bir memura hakl gzken bir neden
olmadan iini brakmsa, denekten yararlanma konumu edi
nemeyebilir. Ukrayna'da bir i bulma kurumunu ziyaret eden
herhangi bir kimse bu prosedrn idealden uzak olduunu
grecektir. Bulgaristan, Estonya, Slovakya ve dier yerlerde,
bir i bulma kurumu tarafndan nerilen (genellikle ikinci)
iin ya da bir eitim merkezinin, kaytl bir isiz tarafndan ge
erli bir neden olmakszn reddi de hakkn kaybedilmesine yol
aar. Bu dzenleme devlet planlamacsna ya da siyaset tasa
rmlar yapan akademisyene mantkl gzkebilir ama gerek
te durum bir hayli farkldr. Rusya'da blgesel istihdam hiz
metleri sorumlusu bir kadnla konumutum; kendi ynetimi
altndaki istihdam ofislerinde kaytl isizlerin ou iin, teklif
edilen ii ya da eitim merkezini kabul etmenin, vasfszlama
ve srekli olarak daha kt bir i ve daha dk cret anlam
na geldiinin farkna varmt. Kadn, onlarn mantn anla
mt, fakat isizler denek haklarn yitirmeye ve muhtemelen
isizlik kaydndan da silinmeye devam ediyorlard.
tk programlarda ortak olarak on iki ay olan isizlik denei
alma sresi de, zamanla byk oranda deimitir. Programn
ilk ortaya kndan beri sreyi azaltma ynnde yaygn bir
eilim vardr: Beyaz Rusya, Bulgaristan, ek Cumhuriyeti, Es
tonya, Krgzistan ve Litvanya alt ayla, Letonya dokuz ayla s
nrlam hatta Moldova ve Romanya denek seviyesini mte
akip aylarda azaltmaya balamtr. lronik biimde, artan isiz
lik istihdam ihtimalini azalttka sre ksaltmasna gidilmitir.
Elbette bunun bir nedeni artan isizliin, istihdam ya da isiz
lik fonlar zerinde bask yaratyor olmasdr. Fakat i bulma
16 Ve isizligin az oldugunu iddia etmeye devam eden ekonomi danmanlannn
da bu ynde bir gerekesi olmamtr.

354

gl arttka hak sresini ksaltma uygulamas sorunlu ha


le gelir. Bulgaristan gibi baz lkelerde, hakkn sresi gemi
istihdamn sresine ve yaa bal hale gelmitir. Slovakya'da,
isiz kii on be ila yirmi dokuz yalan arasnda ise, alt aylk
deneklerden yararlanma konumu edinir; eer ya otuz ila
krk drt aras deiirse, hak sekiz aya ykselir; krk be ila
krk dokuz aras iin, dokuz aya, ve daha sonras iin de on iki
aya kar. Kaba hesap anlalabilir, fakat bu, kaba bir adalet ti
pini de ortaya koymaktadr.
Gerekten de, kurallar ve koullarn pek ou adaletsizdir.
Genellikle daha fazla gelir eitsizliine ve gvencesizlie neden
olurlar. rnein isizlik deneklerinin sigorta temelli mant
isizler arasnda eitsizlikleri perinler nk uzun yllar al
tktan yani para kazandktan sonra iini kaybeden birinin hem
gelir destei almas hem de daha ksa sre istihdam edilmi bi
rinden daha ok birikimi ve mlk olmas beklenir. Daha b
yk ihtiya ierisinde olanlar daha az alacaklardr.
Belirli bir yan stndekiler iin isizlik denei alma hak
k ort"ldan kalktndan, erken emeklilik de isizlik denei
_
stnde kstlayc bir etkiye sahiptir. lini kaybetmi yal i
ileri emekli statsne yerletirmek, isiz saysn azaltarak
kamu istihdam dairelerinde hedeflemeyi artrma ve isizlik
denei fonlarnda tasarrufa gitme gibi iki ynl bir amaca
hizmet etmektedir. Mesela, Romanya'da, l 995'te uygulamaya
konan bir erken emeklilik yasas elli be yan stndeki er
kekleri ve elli yan stndeki kadnlan emekli statsne yer
letirmitir. Rusya'da bu yllardr, ellilerinde ok sayda erkek
ve kadnn igcnden ekilmesine neden olan bir norm hali
ne gelmitir. Fakat bu, ellili yalardaki yoksullarn emek piya
sas hizmetlerinden faydalanmasn zorlatran arptc bir
mdahaledir. Acaba adil, hatta verimli midir?
Polonya'da isizlik denekleri kiinin ikamet ettii blgede
ki isizlik oranna gre deimektedir. Kii, ortalamann s
tnde isizliin olduu bir blgede yayorsa, on iki ay denek
almaktadr; ortalamann altnda isizliin olduu bir blgede
ise alt ay. Bu durum sadece emein yksek isizlik olan yer355

lerden dk olanlara doru hareket etmesinin nn tka


makla kalmaz, kiileraras dzeyde de adaletsiz bir uygulama
dr. Koulluluun faydac bir mant vardr ama toplumsal
adalet kuramlaryla eliir. Neden yzde 9,9 isizlik olan bir
blgede oturan birisi yzde 10,1 isizlik olan bir blgede otu
rann yars kadar denek alsn? ki kii de isizdir ve eer ni
telikleri farklysa dk oranda isizlik blgesindeki kii die
rinden daha ok istihdamn gvence altna alma ihtimaline
sahip olacaktr.
sizlik denei sistemlerinin evriminin temel sonucu, isiz
lerin sadece kk bir ksmnn denek alm olmasdr. Baz
yorumcular, kaytl olan isizlerin ortalama yarsnn denek
ald gsterildii iin, sistemlerin uluslararas standartlarda
iyi iledii sonucuna varmtr. Bu gre kukuyla yaklamak
iin en az be neden vardr.
llk olarak, lkelerin ounda genel anlamda ulam maliye
tinden brokratlardan korkmaya ve zelde, hakl ya da hak
sz, zaten deneklerden yararlanma konumu edinilemeyecei
ekincesine kadar pek ok sebepten tr, isizlerin sadece
kk bir ksm kaytldr (sebeplerin anket verisine dayanan
bir analizi iin bkz. Standing, 1996b, ksm 2) . En u rnek
ler, tm eski Sovyetler Birlii cumhuriyetleridir. Rusya'da isiz
nfusun drtte birinden daha az kaytldr; Letonya'da ise bir
anket 1995 sonunda isiz nfusun te birinin kaydolduunu
gstermitir. Baz lkelerde, isizlerin sadece kk bir ksm
kaydolmaktadr. Azerbaycan'da 1996'nn sonunda, Ekonomi
Bakanl gerek isizlik orannn yaklak yzde 20 olduunu
tahmin ederken, kaytl "resmi" isizlik oram, sadece yzde
0,8 idi.
kincisi, kaytl isizlerin sadece mtevaz bir oram, denek
lerden yararlanabilme konumu edinmitir ya da aka denek
almaktadr. Grcistan'da, resmi raporlara gre, 1996'da kaytl
isizlerin yaklak sadece yzde l O'u isizlik denei alrken,
isizlerin yzde 90'ndan fazlas kaytl deildi. Tacikistan'da,
l 996'nn sonlarnda kaytl isizlerin sadece yzde 1 3' isizlik
denei almaktayd. sizlerin yzde 5'inden aznn kaytl ol356

duu Azerbaycan'da, kaydolanlarn sadece yzde 2l'i denek


almtr ki bu da isizlerin yzde l'inden aznn denek ald
anlamna gelmektedir. Bu, nasl bir sistemdir? Dier yerlerde,
rakamlar daha yksektir, ama hala artc ekilde dktr
ler. Hrvatistan'da 1996'da kaytl isizlerin yzde 20si denek
almtr; Bulgaristan'da 1996 sonunda rakam yzde 23'tr; Lit
vanya'da yzde 24, Letonya'da yzde 47, Polonya'da yzde 52,
Krgzistan'da yaklak yzde 57 ve Kazakistan'da yaklak
yzde 60'tr.
nc olarak, denekten faydalanan kaytl isizlerin oram
baz lkelerde abartlmtr. Bu, kimi yerel memurlarn gerek
demeler yerine deneklerden yararlanabilme konumunda
alanlan bildirmelerinden kaynaklanmaktadr. Yerel memurlar,
kaytl isizlerin birounun sklkla, yararlanabilme konu
munda olduklar denekleri ya kaynak olmadndan ya da
kaynaklar yerel makamlarca baka amalar iin kullanldn
dan alamadklarn belirtmilerdir. irketler, kendi katklarm
demeyi reddetmi ya da deyemeyeceklerini sylemilerdir
ve baz durumlarda isizlere isizlik deneinin bedelini ayni
olarak takdim etmilerdir. 1996'da, Rusya'da bir anket, de
neklerden yararlanabilme konumunda olan kaytl isizlerin
yzde 54'nn hibir ey almadn ortaya koymutur (Chet
vernina, 1997, sayfa 8) .
Drdnc olarak, isizlik deneinden faydalanan kaytl i
sizlerin oram dme eilimindedir. Bu rakam, Beyaz Rusya'da,
1 992'de yzde 80 iken, 1994'te yzde 39'a dm; Moldo
va'da 1992'de, yzde 57 iken, 1994'te yzde 19 olmutur. Te
mel nedenler isiz saysnn art, isizlik deneklerinin sei
ciliinin genilemesi, denein crete orannn dmesinin
katk demeyi caydrc nitelii ve haklarn oluturulmad
enformel sektrn yaylmas olarak gzkmektedir.
Beinci olarak, ou durumda isizlik deneklerinin cretle
re oram dmtr. Mesela Ermenistan'da 1996'da bu oran or
talama gelirin yaklak yzde 33'yken, Polonya'da yzde 28'i;
Romanya'da ise yaklak yzde 50'sidir. Bunlar, geim geliri ya
da yoksulluk snrnn altnda kalmaktadr. Yorumcular isizlik
357

deneklerinin "cmertliinin" azaltlmas ynnde arda


bulunduklar halde, bunu hakl gstermek ok zordur. Rusya
ve Ukrayna'da, ortalama isizlik denekleri, ortalama gelirin
kk bir paras olan ve geim geliri seviyesinin iyice altnda
bulunan asgari crete denktir; Beyaz Rusya'da, denek miktar
daha da dktr. Bulgaristan'da isizlik denei, denek
miktar fiyat enflasyonuna ksmen endekslense de, enflasyo
nist koullarda eriyen bir reel deer olan kiinin nceki brt
cretinin yzde 60'dr. Azami denek, 1995'teki ortalama c
retin te biri ve geim geliri seviyesinin yaklak yzde SO'si
olan asgari cretin yzde 140'na denk gelmektedir.
sizlik ve yoksulluun yksek oranlarda seyrettii Bat Av
rupa'da olduu gibi, birok kaytl isiz, isizlik deneinden
ihtiya tespitine dayal isizlik yardmna srklenmitir. siz
lik sigortas deneinden yararlananlara dair baz istatistikler
daha da dk deerlerdeki isizlik yardmlarn da ierir. Me
sela Romanya'da isizlik yardm seviyesi asgari cretin yzde
40' olmutur; Ukrayna'da bu miktar, asgari cretin yzde SO'si
olarak belirlenmitir, ki bu da resmi geim gelirinin yzde
20'sinden azdr.
Sonuta, isizlik denekleri keyfi, adaletsiz, verimsiz ve et
kisizdir. Miktarlar dk, verilip verilmeyecekleri belirsiz ve
edinilmeleri g olmutur. Baz iileri -zellikle de cret ala
madklar ilerde skp kalanlar- yoksulluk kmazna, de
nek haklarn yitirmekten korktuklar iin dk gelirli ilere
resmi olarak giremeyen baka baz iileri de isizlik tuzana
drmtr. Emek piyasasnn kysndakiler iin bu de
nekler, gelir gvencesizliini zen deil pekitiren bir unsur
dur. sizlerin ounun denek balamnda hibir ey alma
masnn bir politika tercihi olmad varsaylrsa, yapc bir
reform, siyaset gndeminde geen yllarda olduundan daha
yukarda yer almaldr. u ana kadar gerekletirilen reform
lar, temelde denekleri kstlayc ve gvencesizlii derinleti
rici ynde olmutur.

358

Hedeflemenin etii: Neden bir


vatandalk gelirine ihtiya vardr?
Hepsi bu makalede ele alnmasa da, Orta ve Dou Avrupa'da
l 990'larda gelir gvencesini etkileyen balca politika eilim
leri unlardr:
sizlik meru klnd ve isizlik sigortas denekleri isiz
lerin sadece kk bir ksmna ulaacak ekilde yrrle
kondu.
Sosyal koruma iin formel olarak bir sosyal gvenlik taba
n kuruldu, ancak bundan yararlanma hakknn erevesi s
rekli daraltld.
Resmi asgari cret, bir gelir gvencesi temelinden denek
lerin deerini dren bir araca ve kamu sosyal harcamalarn
kstlayan bir mekanizmaya dntrld.
Etkin dzenlemelerin ve yaptrmlarn yokluu, enformel
ve zel sektrn bymesini hzlandrd; bu da sosyal gven
liin prim katks temelini andrd.
Tketici desteklerinin, okul kitaplar ve okuldaki nler
zerindeki desteklerin kaldrlmas ve kullanc harlar, kulla
nc gider-paylam ile hastalk izni iin iletmeler ve iiler
tarafndan ksmi demenin yrrle konmas vb.ni de kapsa
yan eitli aralar ile evrensel sosyal hizmetler ve gelir trans
ferleri azaltld.
lhtiya tespitini artrma, denek haklarn gelire balama
ve baz destekleri vergilendirilebilir hale getirme yoluyla he
defleme artrld.
Yararlanabilme konumunun koul erevesini genilete
rek ve dzenlemeleri sklatrarak hedefleme artrld.
Koullarn sklatrlmas ve pasif nlemler yerine aktif
emek piyasas nlemlerine duyulan inan araclyla alma
ya vurgu yapan politikalara doru srklenme balad.
Sosyal politikalar daha da zelleti: bilhassa emeklilik re
formlar, baz hizmetleri zelletirip fiyat belirlemesini piyasa
ya brakma ve insanlar zel emeklilik, zel salk hizmeti ve
zel eitimi semeye zorlama ile.
359

Politika oluturma, uygulama ve denetleme sorumluluu


nun adem-i merkezilemesi ounlukla etkin finansman ya da
hesap verebilirlik olmadan gerekleti ve bu da yaygn ekilde
deme yapmama, keyfi deme ve uygulamada duruma bal
seicilik ile sonuland.
STK'larn sosyal politikalar zerinde sorumluluk almas
beklendi.
Orta ve Dou Avrupa'da sosyal politika krizleri ve eilimleri
her yerden daha gldr, fakat asgari cretin zalimce ktye
kullanm hari benzer eilimler ou endstrilemi ekono
mide mevcuttur. retim sistemi ve emek piyasasnn esnekle
mesi ve enformellemesi ile artan ekilde seici hale gelen sos
yal politikalar arasndaki uyumsuzluk, bunun temel etkenle
rinden biridir. Bu koullar altnda, 1945 sonrasnda Bat Avru
pa'da gelien trde bir refah devletinin Dou Avrupa'da yara
tlmas ne mmkn ne de uygundur.
Sosyal koruma politikasnn gelecekteki temeli ne olmal
dr? Emeki adamn yzylnn sonuna geliyoruz. Gemi yz
yl boyunca ina edilmi refah devletleri, baml bir e ve o
cuklara sahip, erken yatan emeklilie kadar tam zamanl is
tihdam edilen ve geliri istisnai durumlarda kesintiye urayan
emeki adam normuna dayanyordu. Refah sisteminin te
mel hedefi vard: aileleri hastalk ya da dnemsel isizlik gibi
belirsizlik risklerine kar desteklemek; yallkta ve kronik
engellilikte gelir gvencesi salamak; ve sanayilemi ekono
minin ileyiini kolaylatrmak, merulatrmak ve istikrarl
klmak. Sadece telafi edici rolne odaklanmak yanl olur. l
gcnn yeniden retimini garanti altna alan ve disipline
edilmi emei destekleyen dzenleyici rol de her zaman ayn
ekilde vard. Refah devleti hibir zaman gelir, zenginlik ya da
iktidarn temel yeniden datm aralarndan biri olarak kur
gulanmad.
Refah devleti kapitalizmi ancak u temel zerinde gelir eit
liine gidii garanti altna alabilirdi: erkeklerin neredeyse tam
istihdam ve gerek bir kademeli gelir vergisinin uygulanabilir
ve toplum tarafndan kabul edilebilir olmas. Emeki adamn

360

yzylnn sonunda, bu koullarn hibirisi tam olarak sala


namad ve bunlarn salanabilecei ya da salanmas gerektii
konusunda bir fikir birlii de ortaya kmad. Bu koullar ol
madan, sosyal koruma sistemleri zerindeki mali basknn,
politikalar, daha seici, tasarm ve uygulamada daha kat, tm
idari kademelerde daha keyfi ve desteklerin miktar balamn
da daha cimri yapmas muhtemeldir. Bunlar, getiimiz on yl
da birok lkede olduu gibi, gelir eitsizliini artracak ve
sosyo-ekonomik ayrmay yaygn hale getirecektir.
Bu bizi, evrenselcilik ve seicilik arasndaki eski atmaya
gtrmektedir. nerilerin her biri, sermaye, emek ve teknolo
jinin byyen uluslararas hareketlilii ile emek piyasasnda
esnekleme, enformelleme ve gvencesizlik artn birarada
barndran kreselleme balamnda ele alnmaldr. Asl me
sele. gelir gvencesini esnekleme, alma ve birikime yne
lik drtlerle birletiren, toplumsal olarak dezavantajl du
rumda olanlarn konumunu dzeltmeye ncelik veren ve eko
nomik, toplumsal ve ekolojik olarak srdrlebilir bir sosyal
koruma sistemi yaratmaktr.
Seicilik ve hedeflemenin mant iyi bilinmektedir ve geen
on ylda bu, kresel bir nakarat halini almtr. Grnteki
hedefler daha fazla verimlilik araclyla kamu harcamalarnn
azaltlmas; kamu sosyal harcamalarnn muhtalara younla
trlmas; ve insanlara retici olmadklar (yoksul) iin destek
salayan deil de, retici olmalar (bir gelir kazanmaya) iin
yol gsteren politikalara ynelme, yani sosyal politikay refah
temelinden kalknma temeline kaydrma idi. Bu, en azndan
retorik nakaratt. Uygulamada ise seicilik, kamu tarafndan
fonlanan ve salanan sosyal korumann apn daraltmak, yar
dmlar byk oranda ksmak ve "gerek muhta olan" ve "ol
mayan" ile ilgili yargda bulunmak anlamna geliyordu.
Temel argmanlar dnn. Verimlilik sadece bir mali gi
der sorunu deildir. Buna, her zaman iin transferleri verme
yerek ve deerlerini azaltarak ulalabilir. Verimlilik ayn za
manda, temel hedef olmas gereken, tm nfusa gelir gven
cesi vermeye ulamann maliyeti ile de ilgilidir. Dar olarak ta361

nmlanm verimlilie, ihtiya tespitine dayal ve davran ko


ullu transferler aracl ile ulamaya almak, politikaclar
ve kamu grevlilerinin gayri ahlaki davranma ihtimallerini ar
trr. Eer yardm teslim alma oran dkse, hkmet ya da
yerel otorite baka amalar iin ayrabilecei ya da kamu har
camasn ksma arac olarak kullanaca "paray tasarruf etmi
olur". Bu ak bir verimlilik kazanc ya da bte andaki bir
azalma olarak gsterilebilir. Destek talep etmeyen ya da bunu
beceremeyen insanlar, ihtiya iinde olmayan ya da toplumsal
olarak benimsenmi davran kodlarna uymayan insanlar ola
rak sunulabilirler; ki bu da politikaclarn ve analizcilerin on
lar "muhta" kategorisinden karmalarn mmkn klar. K
saca, seicilik idari oportnizme aktr ve nadiren effaftr.
Sonu, verimlilik artnn kant olarak gsterilebilir. Oysa
byle deildir. Verimlilik, toplumda ekonomik adan savun
masz herkes iin geniletilmi gelir gvencesi ile llmelidir.
Seicilii savunmakta kullanlan ikinci bir argman, greli
olarak hakkaniyetli oluudur. Mesela, gelir eitsizlii artt
iin, yaplacak transferlerde hedeflemenin gelir eitsizliini
azaltaca iddia edilir. Ancak kresel deneyim gstermitir ki
sosyal destekler nadiren etkin bir yeniden datm arac olurlar
(Esping-Andersen, 1990). En fazla, gelir gvencesini artrabilir
ler. Peki seici programlar bunu baarabiliyor mu? Seici prog
ramlarn temelinde, tutarl ve ahlaki adan salam bir datm
c adalet sisteminin olup olmad pek de net deil. Mesela, aile
yardmlar ile isizlik deneklerinin, daha yoksul gruplara veril
dikleri iin emekli maalarndan daha ileri bir yntem olduu
iddia edilmekte. Fakat genellikle gvence ann kapsamna
girmekte en ok zorlananlar, en savunmasz ve toplumsal ola
rak en donanmsz olanlardr. Dier bir deyile, yardm teslim
alma oranlarnn dk olmas nedeniyle, yardmdan yararlana
bilme konumundakileri darda brakma hatalar meydana gel
mektedir. Bazlar bu yzden, daha geni kategorik hedeflemeyi
nermilerdir. Bylesi bir hedefleme, daha baarl olabilir. An
cak, kolaylkla grnen durumlarn tesinde (rnein ciddi e
kilde engelli olanlar) , kategorik hedeflemenin de kendine zg
362

darda brakma hatalar ve sigorta tr bir gvenceye dayana


rak dikkatsiz davranma amazlar vardr; zellikle de insanlar
destein verildii durumlara zendirmesi halinde.17
ou programn ihtiya tespiti ve davran koullan, top
lumsal dzenleme ve denetleme mekanizmalar haline gelmi
tir ve uygulamadaki hatalar nedeniyle kesinlikle kiileraras ve
gruplararas hakkaniyetsizlikle sonulanmaktadr. Eer mese
la, yararlanabilme konumu edinilmi yardm kullanma oran
dkse ve bunun nedenlerini ortadan kaldrma ynnde bir
giriim yoksa, ihtiya tespitine dayal seicilik toplumsal ola
rak adaletsiz olacaktr. Bu makalenin kapsad lkelerde, du
rum kesinlikle byledir.
Seicilii savunmakta kullanlan nc bir argman da,
destei ihtiyac olanlara ve/veya layk olanlara doru youn
latrddr. Bu, belki de yukarda saylanlar arasnda en ku
kulu iddiadr. Eer daha da beteri deilse, patemalizm tarafta
n bir saptrmadr. Bu tip bir aynn, kimin seilecei, hangi kri
terin kullanlaca, vb. zerine ahlaki ve ekonomik yarglar
ierir. Buradan ahlakla ilgili dier sorunlar gndeme gelir: bu
tip yarglan, kim, hangi temelde ve hangi ncelikle yapmal
dr. Mesela, birok lkede emekli maalar dier transferlerden
daha ok artmtr. Bu, yallar dierlerinden daha muhta ol
duklar iin mi yoksa daha byk bir oy blou oluturduklar
iin midir? Gruplarn gelir gvencesinin ortalama deerinin
zerine oturan kategorik hedefleme dahi, birok muhta gz
ard edilirken, baz transferlerin greli olarak daha az muhta
olanlara yaplmasna yol aacaktr.
17 Bu konu, liberteryanlar tarafndan ilenmitir. zel ihtiyalar olanlar iin
ikinci ayak sosyal transferleri de ieren, bir miktar kategorik hedeflemenin
kullanlmas kukusuz arzu edilmektedir. Fakat bildik bir rnek verecek olur
sak; eer baz destekler sadece tek ebeveynli ailelere salanrsa, umutsuz e
kilde yoksul olan ocuklu bir kar koca, kadnn sosyal destekten yararlanabil
me konumu edinmesi iin ayrlmaya tevik edilecektir. ileyiin atlak verece
ini kabul etmek iin birok insann bu ekilde davranacana inanmaya ge
rek yoktur. Olaslklar nedeniyle, yetkililer daha byk bir denetleme rol be
nimsemeye tevik edilecekler ve dzenleyici kurallar artan ekilde mtecaviz
ve yargsal hale gelecektir. Bu, seici hedeflemenin neredeyse kanlmaz bir
sonucudur.

363

Kimin gelir desteinden yararlanma konumuna sahip ya da


buna layk olduuna ilikin yarglarn etkileri, tarihsel ya da
baka nedenlerden dolay enformel cemaat destek ann g
sz ya da namevcut olduu, keskin ekilde daralan ekonomi
lerde daha da byr. Bunlar, eer idari mekanizma gelime
mise, deneyimsizse ya da kendi tuhaflklarna uygun hareket
etmeye meyyalse de byr. Sistem daha karmak ve seici ha
le geldike, ilem maliyetleri artar. Fakat yarglar, genel anlam
da maliyetler ve faydalar erevesinde yaplmaldr. Seicilik
ten salanan mali birikim, transferleri dier trl resmi kriter
lere gre "hak etmeden" alabilecek insanlara deme yaplma
mas sayesinde biriktirilen paralardan oluur. Kanun koyucu
lar hak edenleri nadiren tanmlarlar; bunu yapmann ek mali
yetleri vardr. Daha fazla kamu ynetiminin gereklilii, ak
maliyetlerden biridir. Zmni maliyetler ise, resmi olarak kabul
edilmi kriterlere gre "gerek muhta" olarak alglananlara
yaplmam demelerin deerini (yararlanabilme konumu edi
nilmi yardm kullanmama sorunu) ve resmi kriteri karla
mayan muhtalara yaplmam demelerin deerini ierir.
Sosyal politika idaresi; kapasite, personel miktar, eitim ve
kamu bilinci asndan deneyimsiz ve yetersiz olan ekonomi
lerde tm bu sorunlar -verimsizlik, hakkaniyetsizlik ve yarg
laycln tad, ahlaki amazlar- net bir ekilde grlr.
Verimli ve hakkaniyetli ekilde ileme ihtimalleri pek yokken
karmak davransal vb. koullar gerektiren seici program
lar nermek naiflik ya da sinikliktir. darenin yetersizlii sos
yal politikalarn ynetiiminin zelliklerine kadar uzanr.
l 990'larda yrrle konan nlemlerin ou, geici bir ka
raktere sahipti: destekler ve yararlanabilme konumuna dair
kararlar, hepsi sorumluluk alanlar iin itien ve ok az bilgi
ile i gren eitli bakanlklarn alanlar arasndaki ad hoc
mzakerelere dayanyordu. Kararlar genellikle zenle seilen
sendika, iveren ve hkmet szclerinden olumu szde
l yaplarn kurulmas ile merulatrlyordu. Bunlarn
teknik veya temsili kapasitesi snrlyd (eletirel bir deerlen
dirme iin, bkz. Standing, 1 997) . ilerin, iverenlerin, kendi
364

hesabna alanlarn ve igcnn marjndakilerin karlar


n temsil eden daha fazla temsili yapnn yokluunda, karma
k ve seici programlar verimli ya da hakkaniyetli ekilde
uygulayabilecek ve denetleyebilecek ynetiim programlar
ngrmek gtr.
Seicilii destekleyen dier bir argman da iki tip zelletir
me biiminin nn aacak olmasdr - sosyal desteklerin
zel ticari sunumu ve gnll sivil toplum rgtlerince yap
lacak zel sunum. Ticari ve temsili karlar daha fazla n
planda tuttuklar iin, daha verimli ve daha etkin olabilecekle
ri dnlmektedir.
retimin ve sosyal koruma politikalarnn zelletirilmesi
nin kapsam zaten genitir ve daha da genilemektedir. Bu du
rum, verimlilik ve kar kayglarnn artmas ile ilem maliyetle
rini azaltabilir ancak sosyo-ekonomik farkllamay ve gven
cesizlii derinletirmesi de muhtemeldir. zelletirilen sosyal
destekler, deme durumu ve becerisi olanlara ynelir, yani as
lnda avantajlya avantaj salar. Bu illa, gl bir uluslararas
sreci tersine evirmeyi deneme ynnde bir argman deil
dir. Daha ok, gvenlik ve gelir eitsizliini artran ve makul
miktardaki kamu yardmna ilikin konsensse dayal kararl
l zayflatan ok ayaklln tehlikelerine dikkat eken bir ar
gmandr.
Devletin, kendi roln azaltmak ve seiciliini glendir
mek iin kulland bir baka yol, STK'larn kamu sosyal hiz
metlerinin baz ilevlerini yklenmesine izin vermesidir. Orta
ve Dou Avrupa'da, STK'lar yaylmaktadr ve bir yere kadar,
bunlarn devlet tarafndan salanan sosyal korumann erimesi
ile oluan boluu doldurmalar beklenir. Fakat bunu yapabi
lirler mi ya da yapmallar m? Bir olaslk, dk cretli g
nll iilerin ynetimden sorumlu hale getirilmeleri ve tat
min edici olmayan her trl sonutan sorumlu tutulmalar
olabilir.
Ahlaki amazlar, "mterilerin" STK'lara bamllklarnn de
rinlemesi ve zel, hesap verebilirlii olmayan brokrasilerin
potansiyel olarak daha fazla hesap verebilir kamu brokrasileri365

nin yerini almas eilimlerini ierir. Daha kk gruplar ve da


ha az "gerek muhta olduuna" kanaat getirilmi gruplar tem
sil edenlerin greli olarak daha gl bloklar tarafndan dan
itilmesi eilimi de sz konusudur. Emeklinin sesi her zaman
muhtemelen etnik bir aznln sesinden daha fazla duyulacak
tr. Baka eylerin yan sra bu nedenle de, STK'lara yaslanmak,
sosyo-ekonomik ayrmay derinletirir. Bunun bir ksm,
STK'larn kaynaklar ve kamunun sempatisini kazanmak iin gi
ritikleri rekabetten kaynaklanr. Bu rekabet ayn zamanda,
STK'lar tarafndan ya da onlar iin devreye sokulan fonlarn bir
blmnn, fon artrmna ya da olumsuz lobi faaliyetlerine git
mesi demektir. Bylece, sosyo-ekonomik hakkaniyetsizlie ar
bir szma etkisi de eklenir.
STK'lar sosyal koruma ynetiiminin paras haline gelirse,
muhtacn sesini duyurma ilevleri ile gelir transferini ve hiz
metlerin ulamasn dzenleme ilevleri arasnda bir eliki
meydana gelir. Eer sosyal transferler sistemi yksek seviyede
hedefleyiciyse, STK'lar destek iin gerek muhta olma ve ol
mama durumlar zerine keyfi yarglarda bulunan, sosyal ada
letin mikro-arabulucular haline gelirler. Byle bir durumda
muhtacn temsiliyetini gvence altna alan bamsz ses olma
zellikleri nereye gider?
Seici gelir destei programlarnn alternatif uygulayclar
ve denetleyicileri olarak STK'lar uygun deildir. STK'lan yne
timin aralar haline getirmek, sosyal destek ve hizmetlerin
klientalist datmn glendirir ve bu da vatandalk haklan
kavrayn tahrif eder. Seiciliin ve koullu sosyal politikala
rn bu boyutu zerinde pek durulmamtr.
Sonuta hedefleme, ihtiya tespiti ve davran testi planlar
-toplum mhendislii, idari yetkinlik ve teknik derinliin bir
karmn sunar gibi gzktkleri iin- elit yaklama uysalar
da, tmyle seicilie dayanmak en ktsnden mikro-idare
ve mikro-denetleme demektir. Sosyal politikalarda bir miktar
zelletirme ve sivil toplum kurumlarnn daha fazla entegras
yonu istenir bir durumdur, ama hedeflemenin eitli dezavan
tajlar vardr.
366

Evrenselcilik lehindeki argmanlar, gvencesizlik, esneklik


ve ekonomik faaliyetlerin enformellemesi ile tanmlanan yeni
dnem balamnda deerlendirilmelidir. ldeal olarak evrensel
cilik, herkese gelir gvencesi, belki temel sosyal hizmetlerin
herkes iin cretsiz olmas ve -i durumu, gemi veya u an
ki faaliyeti, vergi katks, zelletirmenin haslat ve dier et
kenlerden bamsz olarak- ihtiyac olan herkes iin gelir des
tei salamay ierir. Evrensel temel gelir gvencesi idealine
yakn bir gelecekte ulalamayabilir, zaten biroklar da mali
yet, gerekeler ve dier etkenler temelinde bunun istenilir bir
ey olmadn savunacaktr. Yine de, yakn gelecekte daha az
koulluluk ve daha az hedeflemeye doru ynelmeyi savun
mann temelleri mevcuttur; bu belki de kategorik kriterlerle
belirlenmi destekler salayan ikinci ayak kamu sistemi ile bi
rarada sosyal hak olarak temel gelir transferine ynelerek ger
ekleecektir.
Evrenselcilii destekleyen eitli argmanlar mevcuttur. ef
faflk erdemine sahiptir ve eer herkes asgari koullarla temel
gelir destei hakkna sahipse, ihtiya duyan herkesin bunu
alabileceine ilikin bir gven oluur. Mevcut ve nerilen he
defleme programlarna kyasla, herkesin alacan kesinletir
mek, idari adan da daha kolay olacaktr.
Evrenselcilii savunmakta kullanlan ikinci bir argman,
her trl gelir destek programndan faydalanan ne kadar ok
insan olursa, toplumsal dayanma duygusunu tevik etmenin
ya da srdrmenin de o kadar kolay olacadr. Bunu eleti
renler, program daha evrenselci olduka mevcut kaynaklarn
daha dar, gelir desteinin daha yetersiz ve sonucun daha az
yeniden datmc olacan iddia etmektedirler. Evrenselcili
in savunucular ise, eitsizlii azaltmak iin vergilendirme ve
ya dier aralarn kullanlabilecei; seici programlarn, frsat
politikaclar tarafndan istismar edilmeye kar savunmasz
ve muhtalarn ouna ulaamaz olduklar iin, daha evrensel
ci programlardan daha cimri hale gelebilecekleri karln ve
rirler. Potansiyel semenlerin hibir nemli blou yksek de
recede seici programlardan faydalanmayaca iin, politikac367

lann ve bteyi ksan brokratlarn, desteklerin gerek deeri


nin dmesine ve artlln daha sklatrlmasna ynelmele
ri mmkndr. Toplumun geni bir kesitine gelir gvencesi
salayan desteklerin yeterli seviyedeki transfer iin geni te
melli destek bulmas daha muhtemeldir ve bu, ulalabilir ve
srdrlebilir bir seviyedeki daha byk bir sosyal sorumlu
luu da beraberinde getirir.
Evrenselcilik ynnde nc bir iddia da "gerek muhta
lara" dair yargnn istenir bir ey olmamasdr. Bu trde bir
yargy savunanlar, kaynaklann, ya zengin olduklar iin ya da
baz davransal normlara uynadklan iin "gerek muhta ol
mayan" diye nitelendirilen kiilere gideceini iddia edecekler
dir. Kademeli gelir vergisi veya zenginler tarafndan satn al
nan tketim mallarna vergilerin uygulanmas, eletirinin ilk
ksmna karlk olarak dile getirebilir. kinci ksmna dair de
sadece, davransal normlar zerine yarglarda bulunmann,
zgrln ihlali anlamna geldii ve uygulamada bireylerara
s hakkaniyetsizlii pekitirecei belirtilebilir. Eer miskinlerin
ve "kt" olduunu dndklerimizin yaamaya hakk bu
lunmad kanaatinde deilsek, temel bir gelir gvencesi sa
lamak ve halkn byk ounluunun bununla yetinmeyece
ini ve bu nedenle daha yksek bir gelir edinmek iin al
mak isteyeceini varsaynak muhtemelen daha verimli ve hak
kaniyetli olacaktr. Pasif hale gelen ve az bir temel gelirle ye
tinmeyi isteyenlerden kaynaklanan kayp rn maliyeti, yne
tim ve asayi maliyeti ile, yoksulluk ve isizlik tuzaklar ieren
koullu programlarn barndrd verimsizliklerin maliyetin
den ok daha az olacaktr.
Neredeyse koulsuz bir temel gelir gvencesi temelinde ev
rensel bir sisteme doru ynelmeye ilikin drdnc bir arg
man, bunun almak iin daha da fazla gereke saladna
iaret eder. Bu paradoksaldr, nk evrenselcilie kar kan
lar, alma koullan ile gelir gvencesini ayrtrmaya, al
ma isteini azaltaca gerekesiyle itiraz ederler. Esnek emek
piyasalar, tartmann ieriini deitirmektedir. Enformel
sektr yaygn ve byyen bir gereklik haline geldiinden ve
368

gelir kazanmann muhtemelen balca yolu olarak kalacan


dan, iinde yer almann tevik edilmemesi pek de anlaml de
ildir. Fakat bu, aynen baz dier ihtiya tespitine dayal veya
koullu programlar gibi, ou isizlik denei programlarnn
yapt bir eydir. sizlik ve yoksulluk kmazlar keyfidir ve
yakalananlar iin genellikle kanlmazdr. nsanlar, frsatlar,
istekler ve kendi yetenekleri uyarnca yar zamanl, aralkl ve
enformel almaya tevik edilmelidirler. yleyse, ihtiya tes
pitine dayal ve koullu sosyal desteklerin bu tip faaliyetleri
aktif ekilde ksteklemesi tuhaftr. 18 Eer enformel sektrde
alarak elde edilen mtevaz bir gelirin sosyal destek hakla
rnda bir kayba yol aacana inanlyorsa, aksi sonu te
vik ediliyor demektir:
l yaplmayacak, bu yzden retim ve refah azalacaktr.
yaplacak ancak beyan edilmeyecektir; bu da yasadl
n artmas, muhtemel bir vergi kayb ve tehdit ve smr gibi
toplumsal adan istenmeyen ve maliyetli davranlarla kar
lama demektir.
enformel ekilde yaplacak ve bu, iiler arasnda reka
bet oluturarak dk cretli iilerin cretlerini ve alma
koullarn aaya ekme ynnde bir baskya yol aacaktr.
Seiciliin yol at hakkaniyetsizlik ve almaktan caydr
maya dier bir rnek, kategorik seiciliin bir biimi olan yay
gn erken emekliliktir. Ellili yalarndaki erkek ve kadnlan er
ken emekli etmek, onlar ekonomiye katkda bulunmaktan
caydrarak ve emek piyasasnda ayrmcla maruz brakarak,
ekonomik anlamda marjinallemelerini pekitirir. cretli i
aramayacaklar ya da bu iler iin hazr olmadklar dnl
dnden bu durum, kamu istihdam hizmetlerine eit -ya da
her trl- eriimlerinin inkar edilmesine yol aar. nsanlarn
ya veya igcndeki konumuna baklmakszn dorudan bir
18 Blgedeki (ve dier yerlerdeki) nakaratlardan biri, "aktif sosyal politikalarn"
ve "aktif emek piyasas politikalarnn", "pasif' politikalann yerini almas ge
rektii olduu iin, aktif ekilde kavram ironik biimde kullanlmaktadr. Pa
radoksal olarak, 'aktif politikalar' insanlar i, eitim merkezi ve benzerlerine
yerletirerek kiinin sonuta pasif hale getirilmesi iin tasarlanmlardr.

369

temel gelir salanmas, istihdam hizmetinde bu tip ya ayrm


cln ortadan kaldracaktr.
Herkes iin temel gelir gvencesini savunmann bir gerek
esi de, yneticileri ve transferlerin potansiyel alclarn zor
durumlarda brakan ahlaki sorunlar azaltacak olmasdr. lhti
ya tespitine ve koula bal destekler, u ana kadar bahsedi
lenlerin yan sra, gerei syleyenleri, dzenlemelere yabanc
olanlar ve irkin yzlleri bir nevi cezalandrr. Bu bir aka
deil maalesef. Destek almak iin mracaat eden kii eer
sempatik gzkmyorsa muhtemelen daha detayl bir sorgula
madan geer. Doruluk meselesine gelince; i bulma kurumu
na yaad yerden uzun bir yol kat ederek gelmi bir kadn
dnn, yaad yerdeki kadnlarn yarsnn isiz olduunu
ve her hafta i aramann ok da anlaml olmadn bilmekte
dir. Geen hafta i arayp aramad sorulduunda, aramad
n syler. ou yerde, bankonun ardndaki muhtemelen dene
yimsiz ve bu konuda eitimsiz memur kendi yetkisi dahilinde
kadna isizlik denei vermeyecektir. Benzer bir deneyimi ya
am dier bir kadn ise ieri girecek, i aradn syleyecek
ve destei alacaktr. Sistemi savunanlar, her iki tarafn da yasal
ve sosyal tavsiyeye ihtiyac olduu karln verebilir. Fakat
bu da meseleyi zmez; byle bir durumda "bilgisizlik maze
ret deildir" anlayna bavurulamaz. Benzer bir durum muh
temelen kayt koullarnda da yaanmaktadr. Altm kilomet
re uzaktan gelen ve seyrek geen bir otobs yakalamak iin
bir sr para harcayan ve sonra da i bulma kurumuna uzun
bir yol yryen kadn iin, i bulma kurumunun bulunduu
muhitte oturan birisiyle karlatrldnda durum ok daha
skntldr. Davran koulluluun gereklii budur ite. En
tatszndan bir dzenleme biimidir. lronik olan u ki koullu
luu savunanlar, genellikle dier alanlarda dzenleyici nlem
lerin snrlanmasnn en sk savunuculardr.
Hedefleme, seim zgrln tehdit etmektedir. Baz lke
lerde aile yardm hakknn hanedeki ergenlerin okula devam
ll kouluna bal hale getirilmesi , ynlendirici hedeflemeye
doru olan yneliin bir gstergesidir. Bu, ahlaki adan hakl
370

karlamayacak, toplumsal olarak hakkaniyetsiz ve idari a


dan etkisiz patemalist bir devlet mdahalesi haline gelebilir.
almaya vurgu yapan politikalar da ok dile getirilmektedir
ve bir yere kadar daha kapsaml koulluluk vastas ile de tak
dim edilir. Uzun bir brokratik ynetim ve patemalizm ge
miinden gelen blgede sosyal politikada alma vurgusu
zm olmayacaktr. nsanlar bu gemii yaam ve tketmitir.
Social Research teki bir makalesinde Claus Offe, daha gl
bir "toplumsal gven"e -bakalarna ve gelecee ynelik bir
gven- duyulan ihtiyaca iaret eder (Offe, 1993, s. 684). G
ven ancak sosyo-ekonomik dayanmann bir temeli varsa ve
bireyler ihtiya ortaya ktnda bir gelir kaynana dayanabi
leceklerini ve kendi yerel ve ulusal cemaatlerinde gelir gven
cesine sahip olduklarn hissedebiliyorlarsa kurulabilir. G
ven, enformel cemaat destei alar yoksa geliemez. Bunlar
da ortak bir gelir gvencesi temeli olan yerde geliebilir. By
lesi bir argman, toplumsal gvenin salaycs olarak gvence
altna alnm bir gelir ynnde faydac bir argmandr. Temel
gelir gvencesi, her eyden nce, sosyal ve ekonomik zgr
lk iin maddi bir temel salayacaktr.
Sonuta, blge genelindeki ekonomi, emek piyasas ve sos
yal politikalara dair gelimeler, insanlar bir gvencesizlik d
nemine itmitir: bu dnemde gelir gvencesine ynelik hak
aka ya da rtl biimde ilga edilmi ve ou insan ikin
belirsizlikler nedeniyle yaam standartlar zerinde kontrole
sahip olmay baaramamtr. Bu belirsizliin ou sosyal poli
tikann, artan ekilde seici hale gelerek artan ekilde keyfile
mesinden ve yerel grevliler, yerel politikaclar, devlet memur
lar, ulusal politikaclar ve -yksek maal memurlar talimat
lar yazp, hak koullarn belirtip sonra da ekip giden- ulus
lararas kurumlarn kaprislerine braklm olmasndan kay
naklanmaktadr. Seici, ihtiya tespitine dayal, koullu sis
temler her zaman iin gvencesizlik yaratrlar ve toplumdaki
yoksullar ile daha az bilgi sahibi olanlarn yaamlar zerinde
keyfi bir kontroln arac olarak kullanlabilirler. Baz kanun
koyucularn, bamlla yol at iin insanlarn gvencesiz'

371

lik iinde olmasndan holanmalar pekala mmkndr; ba


mllk ilikisi iinde insanlar "gerek muhta" olabilmek ve
yararlanabilme konumu edinmek iin her eye uymay re
nirler. ihtiya tespitine dayal, koullu destek, mutlak surette,
bireysel davrann brokratik idaresini veya kiisel tercihe te
cavz ierir.
idari adan, eitli karmak ve yksek seviyede seici sos
yal destek programlan salama kapasitesi, ou Orta ve Dou
Avrupa lkesinde mevcut deildir ve yakn gelecekte olmas
da ok mmkn grnmemektedir. Verimsizliin, en clz sesi
en fazla mahrum brakarak sosyal desteklerin verilmesinde ki
ileraras ve gruplararas hakkaniyetsizlikle birlikte gitmesi
muhtemeldir. Kaynak yetersizlii, transfer demelerindeki ge
cikmelerin temel nedenidir; idari karmaklk ve basiretsizlik
de sz konusu gecikmelerden sorumludur. Bu kesinlikle,
transferlerin daha evrensel bir gelir garantisine doru basitle
tirilmesi ve birletirilmesi ynnde hareket etmek iin bir ne
den oluturur.
Seicilik eilimi muhtemelen bir sre iin daha devam ede
cektir, nk kamu harcamas daraltldka isizlik ve yoksul
luk yaygnln koruyacaktr. Ancak yeterli sayda insan seici
liin verimsiz olduunun, bir sosyal kontrol arac ve derinle
mi gelir gvencesizliinin bir nedeni olduunun farkna vard
nda, temel gelir gvencesine ilikin retorik kararll anlaml
hale getirecek bir bask gndeme gelecektir. Gerek gelir g
vencesi olmadan, yeniden datmc adalet ina edilemez.
KAYNAKA
Chetvemina, T. vd., Establishment of a System of Umemployment Insurance in Rus
sia, Moskova: Center for Labor Market Research, Temmuz 1997, mimeo.
Esping-Andersen, G. , Three Worlds of Welfare Capitalism, Cambridge: Polity Press,
1990.
ILO-CEET (Intemational Labor Organization), The Bulgarian Challange; Restructi
on Labour Market and Social Policy, Budapete: ILO, 1995.
Milanovic, B., "lncome, Inequality and Poverty during the Transition", Washing
ton, D.C.: The World Bank, 1997.
Offe, C., "The Politics of Social Policy in East European Transitions: Antecedents,
Agents and Agenda of Reform," Social Research 60:4 (Wnter 1993): 658.

372

Standing, G., ve Whitehead, D. Vaughan, der., Minimum Wages in Central and Eas
tem Europe: From Proection to Destination, Budapete, Londra ve New York:
Central European University Press, 1995.
Standing, G., "Social Protection in Central and Eastern Europe: A Tale of Slipping
Anchors and Torn Safety Nets," G. Esping-Andersen, der., Welfare States in
Transition: National Adaptations in Global Economies iinde, Londra: Sage Publi
cations, 1996a, s. 225-55.

-, Russian Unemployment and Enterprise Restructuring: Reviving Dead Souls, Ba


singstoke: Macmillan, 1996, blm 2.
-, "Labour Market Governance in Eastern Europe," European ]oumal of Indusri
al Relations 3:2 Ouly 1997): 133-59.
Szoldos, L., ve Standing, G., Labour Market Dynamics in Ukraine: Resuls From the
ULFS, Cenevre: International Labor Organization, 1996.
Torrey, B. Boyle vd., "Rowing between Scylla and Charybdis: Income Transition in
Central European Households", Luxembourg lncome Survey Working Paper
no. 132, mimeo, 1996, s. 5.
UNDP (United Nations Development Programme), 1 996 National Human Deve
lopmen Repor: Republic of Moldova, Chisinau, Moldova, 1996.
Vecernik, J., "lncomes in Central Europe: Distributions, Patterns and Percepti
ons," ]ournal of European Social Policy 6:2 (1996): 101-22.
World Bank, Povery Reduction and he World Bank, Washington, D.C.: The World
Bank, 1996.

373

'Sper Kad n l ar' ve Akdeniz Refa h *


Luis Moreno

Giri
Aile btn refah rejimlerinin anahtar bileenidir. Refah rejimi
kavram, refahn ana reticileri (devlet, piyasa ve aile) arasn
daki yasal, maddi ve rgtsel kaynaklarn bileimini ifade
eder. En ok analiz edilen refah kapitalizmi kategorilerine
(Anglo-Sakson, Kta Avrupas ve skandinav) Yunanistan, tal
ya, spanya ve Portekiz'i ieren Akdeniz kategorisi drdnc
olarak eklenebilir (Ferrera , 1996; Rhodes, 1 99 7 ; Moreno,
2000a) . Akdeniz rejiminde ailenin rol,1 rejimin kendine has
zelliklerinden birini oluturmaktadr (Moreno, 2000b) .
Gney Avrupa refah rnei, devlet-merkezli analizlerin
eksikliklerini ortaya koymaktadr.2 Bu analizler, devlet ku( * ) Bu makalenin daha nceki bir versiyonunu okuyup gr ve nerilerini su
nan Ines Alberdi, Ana Arieba, Anna Cabre, Julio Carabafa, Enrique Gil Calvo,
Maria Jose Gonzales, Ana Guillen, Lisa Hagerman, Margarita len, Maite
Montagut, Magi Moreno, Manuela Naldini, Patrizia Rinaldi, Olga Salido, Se
bastian Sarasa ve Constanza Tobio'ya minnettarlm belirtmek isterim.
Ya da Gney Avrupa. Portekiz'in Akdeniz'e kys bulunmuyor ve deniz an
genilemesi tarihsel olarak Atlantik zihniyetiyle gereklemi; yine de deerler
le ilgili kaynaklan daha fazla Mare Nostrum kltr dnyasna ait.
2 Benzer ekilde ve belirli bir cinsiyet perspektifinden, politika rejimleri tercihli
olarak merkezi g ve devlet anlayna balanmtr (O'Connor vd., 1999).

375

rumlarnn zerk ve zorlayc faaliyetlerini vurgulamaya ei


lim gstermi ve devletler, piyasalar ve aileler/hane halklar
arasnda yaplan dzenlemelerin eitli sonularn deerlen
dirmede baarsz olmulardr. Esping-Andersen'n -dnya
tipolojisi ( 1 990) , kadnlar 'gz ard etmekle' kalmam, me
talamann snrlanmas (decommodification) kavray ile,
cretsiz iin hayati nemini es gemitir (Lewis, 1 992) . Ka
dnlar, aile/hane iinde cretsiz bakclar olarak anahtar bir
rol stlenirler ve bu Akdeniz refah rejiminin nemli bir un
surudur.
Aile, devlet ve sivil toplumun faaliyetlerini tamamlayc ol
mann tesinde, esenliin, dolaysyla da sosyal refahn nemli
bir reticisidir. Gney Avrupa'da aile, sosyallemenin merkezi
kurumu ve mikro-dayanmann salam a olarak kalmay
srdrmektedir. Son yllarda Akdeniz lkeleri, refah devleti
nin masraflarn ksma programlar ile daha iyi baa kabil
mekle kalmam, sosyal harcamalarn Orta ve Kuzey Avrupa
refah rejimlerindekinden daha byk oranda artrabilmiler
dir. Refah reformunun daha 'liberal' bir anlayla gerekletiril
dii bu ikinci grup lkelerde kamu politikalarnn, aileler ve
hane halklar devlet mdahalesinin yerini alacak ekilde yeni
den ynlendirildii grlmektedir. Birleik Krallk'taki Yeni
i Partisi hkmetleri bunu aka rnekler niteliktedir (Gre
en Paper on Welfare Reform, 1998) .
'Aileselci' terimi genellikle pejoratif bir anlamda kullanl
maktadr. Bu terim erevesinde aile, erkeklerin aile yeleri
zerinde keyfi g uygulad modem ncesi ataerkil bir ku
rum olarak grlmektedir. Klasik ilevselci paradigmaya gre,
akrabalk ve geni aile, ekonomik adan azgelimi yrelerde
'ahlak d' (amoral) olarak nitelendirilen kurumlardr.3 Genel
de bu dnce ekol, modernleme, sanayileme, kentleme
ve kitlesel demokratikleme eilimlerinin geni aileden ekir3 talyan Mezzogiomosundaki grup ii uygulamalar 'ahlak d aileselcilik'in r
n olarak nitelendirilmektedirler (Banfield, 1967). Olduka artc bu ner
me deneysel ve tarihsel temellendirmeden uzaktr. Bunun zerine bir tartma
iin bkz. Gribaudi (1997).

376

dek aileye geii gerekletireceini ngrmektedir. Anne, ba


ba ve ocuklardan oluan bu Parson modeli, insan medeniye
tinin daha ileri bir aamasnn temsilcisi olabilir.4 Bu tip bir re
etenin zellikle Akdeniz rejimi iin epey basitletirici olduu
ortaya konmutur (Guillen, 1997; Perez-Diaz vd. , 1998) . Para
doksal ekilde bu argman, yakn zamanlarda ekirdek aileye
az rastlanan Kuzey Amerika gibi bir ortamda srekli tekrarlan
maktadr. 5
OECD lkelerinde yrtlm sosyal refah aratrmalarnn
ounda, temel birim olarak bireyler alnmtr. Sosyal refah
salayan ve bundan yararlananlar, duygusal balar olmayan
balam d varlklar olarak nitelendirilmektedir. Bunlarn kl
trel kaynaklan (yaklamlar, beklentileri, alglaylar ve de
erleri) basit ekilde gz ard edilmekte ve bu da daha karma
k sosyal olaylar, zellikle de gelimi sanayi toplumlarnda
ailenin sosyal refah teminindeki roln anlamaya engel ol
maktadr.

Aile ve sosyal deiim


Gney Avrupa'daki geleneksel sosyal yaplar ve kamu politika
lar, evi geindiren erkein pater familias olarak otoriteyi elinde
tuttuu, kadnn ilevinin ise yeniden retim ve bakm ile snr
l olduu aile ii ilikileri desteklemektedir. Yeni binyln eiin
de Gney Avrupa'daki aile yaplar 'grnte' gelenekseldir.6
4 William Safran'a ( 1 987) gre genel olarak Kuzey-Amerika sosyal biliminin,
zel olarak ise siyaset biliminin davransalc-ilevselci ekolnn, ayrt edici
zelliklerinden biri tarihd yapsdr. Tarih iki zeminde reddedilmektedir: "bi
rincisi, ... karlatrma ve genelleme yapmaya izin vermeyen olaylar silsilesi
olarak. .. ikincisi, modern-ncesi (ilkel) toplumlarla zdeletirildii iin . . . "
(1987: 13). Dolaysyla aklayc modeller, dorusal kalplardan ok eitlili
in istisna olmaktan kp kural haline gelmeye balad gereini genellikle
yakalayamamaktadrlar.
5 ABD'de evli ift ailesinden oluan hane says l 970'lerin bandaki %45 dee
rinden 1998'de %26'ya gerilemitir.
6 lspanya'da refah kapitalizminin Altn a'nm (1960-75) zerinde gelitii 'evi
geindiren erkek' modeli, imdilerde her 3 spanyol kadnn 2'si tarafndan red
dedilmektedir (CIS 1995, Estudio 2194).

377

Yeni modeller, salamlamak iin zamana ihtiya duysalar da


aslnda eski modellerin artk uygulanamaz olduunu gster
mektedirler (Tobio, 200la).
Aile, Akdeniz refah geliiminde hayati neme sahip bam
sz bir analiz deikenidir; yine de genellikle iki sebepten do
lay gz ard edilir (a) aile zerine sistematik ve gvenilir veri
elde etme gl (b) ballkla ilgili kategorileri istatistiki
amalar iin niceliksel bilgiye dntrememe. Bunlarn te
sinde, Gney Avrupa'daki aile ii transferler, kaynak birletir
me ve gevek bteleme7 gibi uygulamalar, ev sahiplii ekille
ri, ve sosyal yeniden retimin paral heterojenlii, aileyi ara
trma amalan iin bir eit metodolojik 'kara kutu' haline ge
tirmektedir.
Dier refah kapitalizmi lkelerinde olduu gibi, Gney Av
rupa'da da aile nemli deiimler geirmitir. Hi phesiz ye
ni aile ekilleri, aile hayatnn ataerkillikten kmas ile birlikte
anlan 'babann azalan rol'n yanstmaktadr (Flaquer, 1999).
Ancak ataerkillikten k sreci, dier refah rejimlerinde ol
duu gibi yeni aile tiplerinin genellemesine dnmemitir.
Gney Avrupa'da tek ebeveynli hanelerin saysnda ciddi bir
art olmasna ramen, rakamlar dier refah rejimlerininkiler
den daha dktr (bu rakam, Anglo-Sakson ve skandinav
lkelerinde 1/4 iken Gney Avrupa'da l/l O'un altndadr'). 20
ile 34 ya arasndaki tm ya gruplarnda hem erkekler hem
de kadnlar iin birlikte yaama oran da, %3'n altnda kal
maktadr (Kiernan, 1999).
Akdenizli kadn ve erkeklerin aile kurmak iin en ok tercih
ettikleri yol evlilik olmaya devam etmektedir. 1997'de span
yol nfusunun sadece %14' 'evli olmadan birlikte yaama'y
tercih seenei olarak grmektedir (CIS, 1997) . Benzer ekil7 Gevek bteleme uygulamalar, kaynak birletirme ile birlikte, gelir ve harca
malara ilikin u akl yrtmede ifade bulur: fazla harcayan aile bireyleri, dier
bireylerin nihayetinde aile hesaplarn denkletireceine inand iin bunu
yapmaktadr (Petmesidou, 1996).
8 Bunun tesinde, lspanya'da tek ebeveynli hanelerin byk ounluunu o
cuklarnn bazlaryla yaayan yal kadnlar ya da dul ve boanm kadnlar
oluturmaktadr.

378

de, spanya'da evli kadnlarn %90', evli olmayanlarn ise sa


dece %5'i annedir.9
Gney Avrupa'daki demografik dnmler, Orta ve Ku
zey Avrupa'da yaanan aile dnmne benzemeyi deil
de ailenin sosyal refahn balca salaycs ve sosyalleme
kayna rollerini pekitirmektedir. Akdenizli genler, aileyi
hayatlarndaki en nemli kurum olarak grmeye devam et
mektedirler. 10
kametle ilgili bamszlk eilimlerindeki farkllklar ise,
Gney Avrupa'da gei ritelleri ve sosyal yeniden retim a
sndan olduka aklaycdr. 1986'da Yunanistan, ltalya ve s
panya'da 20-29 ya grubundaki genlerin te ikisinden fazla
s halen aileleri ile birlikte yaamaktadr (lspanya'da %72'si) .
l 994'te bu fark artm, oran Yunanistan'da % 7 l 'e, ltalya'da
% 78,5'e, spanya'da ise %79'a kmtr. Karlatracak olur
sak ayn oran Almanya'da %44, Fransa'da %41 , BK'ta ise %36
olarak gereklemitir (Femandez Cord6n, 1997).
Hane iinde daha fazla cinsiyet eitliini salamak amacyla
kadnlarn, 'aile arlkl modelden kma'nn ilk aamas ola
rak 'metalamalar' gerektii ne srlmtr (Orloff, 1 996) .
Bu sreler temelde devlet mdahalesi ile gerekletirilebilir.
Baz alternatif grler ise, emek piyasasnda daha fazla cinsi
yet ayrmclnn ve mesleki yapda kalc bir cinsiyet tabaka
lamasnn grld baz skandinav lkelerindeki durumu
rnek olarak gsteren modele itibar etmemektedir (Lewis ve
Astrom, 1 992). zellikle Gney Avrupa'da yukardan aa
devlet politikas oluturma konusunda kukular ve huzursuz
luklar sz konusudur. rnein spanya'da, aileye devlet m
dahalesi Franko diktatrl dnemindeki otoriter politikala
rn ac hatralarn geri getirmektedir (Valiente, 1995) . 1 1
9

Bu deer, lskandinav lkelerinde dogan ocuklarn %50'sinden fazlasnn evli


lik d olmasyla karlatrlmaldr.

10 rnein lspanya'da 15-29 ya grubundaki genlerin %76's ailenin 'ok nem


li' olduunu, %23' 'olduka nemli' olduunu ve sadece %l'i 'nemsiz' oldu
unu belirtmektedir (CIS, 1996).
1 1 Drt Gney Avrupa lkesi, tarihsel gemileri, deer sistemleri ve kurumsal
zellikleri bakmndan benzerlikler tamaktadr. Hepsi gemite otoriter ve

379

Hane iinde cinsiyet eitliini salamak iin en optimal fa


aliyet izgisinin ne olmas gerektii konusunda feministler
arasnda bir fikir birlii bulunmamaktadr. Gney Avrupa'da
'ift gelir' modelinin ilerici bir genellemesi refah politikalar
zerinde derin etkiler yaratmaktadr. Ailenin 'bireysellemesi
ni' gvence altna alacak 'kazan-kazan' ya da 'pozitif sonu'
stratejisi, bireysel sosyal hizmetlerin ulusal 'korunmu sektr
leri'nin geliimi olacaktr (Esping-Andersen, 1999) . 1 2 Kadnla
rn cretsiz bakm ilerinin dsal ekilde 'aile arlkl olmak
tan kmas'nn cazibesinin tesinde, bu tip nermelerin hane
iindeki eit olmayan g ilikilerinin eklini deitirmekten
baka bir etkisi olup olmayaca halen bilinmemektedir. O
halde, hane sorumluluklarnn aile bireyleri arasnda eit pay
lamn etkin klmadan eve ait ilerin dsallatrlmas ile cin
siyet eitlii salanabilir mi?
Bu tartma erevesinde, aile arlkl olmaktan karma
sadece kadnlan cretli emek piyasasna ekme amac ile sos
yal refahn bireyselletirilmesi sreci olaral) deil, aile bireyle
rinin hanedeki ileri nasl paylatklar balamnda da ele
alnmaldr. cretsiz ii yapma ya da yapmama konusundaki
kararn desteklenmesi veya cretli ya da cretsiz ie girilmesi
hala nemli bir kayg olmay srdrmektedir. jane Lewis'in
de ifade ettii gibi:
Sorun, kadnlarn cretli i, cretsiz i ve refahla karmak
ilikilerinin, onlarn hem cretli ie girmeme haklarn (meta
lamann snrlanmas) , buna bal olarak cretsiz i yapma
haklarn, hem de cretli ie girme haklarn ve buna bal
olarak cretsiz i yapmama haklarn gz nne almamz ge
rektii ile ilgilidir ( 199 7: 73-74) .
diktatoryal ynetim deneyimine sahiptir (bu durum ispanya ve Portekiz'de
daha uzun srmtr) (Giner, 1986, Moreno, 1998).

12 Esping-Andersen'a gre, hane iinde erkein katlmn artracak politikalar,


kadn bak asndan daha eitliki grnebilir ancak 'kazan-kazan' stratejisi
de oluturmaz. Dk cretle alan iilerin ok olduu ABD rneinde, ki
isel hizmetlerin piyasa tarafndan salanmas, aile arlkl olmaktan k po
litikalar iin en ok tercih edilen mekanizmadr (1999).

380

'Sper kad nlar' ve hane-istihdam i l ikisi


'Sper kadn' terimi ile, hane iinde cretsiz bakm ii ile c
retli emek piyasasnda gittike artan profesyonel faaliyetlerini
uzlatrabilmi Akdenizli kadn tipini anlatyoruz. 40-59 ya
grubundaki kadnlar, bu tip 'sper kadn'larn temsilcileridir.
1980'lerin ve 1990'larn 'neo-liberal' taarruzu srasnda Gney
Avrupa'da Akdenizli sper kadnlarn hiperaktivitesi, etkin bir
sosyal tampon oluturmutur. Masraflar ksma ve maliyetleri
sabit tutma politikalar, kamu harcama kesintilerine daha az
maruz kalm bir refah rejiminde daha az etkili olabilmitir. 13
Dolaysyla, son yllarda Gney Avrupa'daki yksek miktarda
ki harcamalar, sper kadnlarn ekstra faaliyetleri ve bu faali
yetlerin Akdeniz lkelerinde hem toplumsal btnlk hem de
ekonomik bymeyi destekleyici rolleri erevesinde anlal
maldr.14
cretsiz bakclar olarak sper kadnlar, mesleki kariyerleri
ne devam ederken ailelerinin refahna da byk katkda bu
.lunmulardr. Bu tip bir hiperaktivite 'imkansz durum> 5 ola
rak nitelendirilmesine ramen, hayatlarnn genelinde bir g
nn iinde iki i gn yaamlardr. Ev ilerinin dier aile bi
reyleri tarafndan paylalmamas, ev iinde ve dnda feda13 1975-1995 dneminde tm Gney Avrupa, AB-l 2'nin yzde bymelerini
ikiye katlamtr. Yunanistan, talya, Portekiz ve spanya'daki artlar srasyla
%15,l, % 1 1 ,3, %10,2 ve %13,l'e ulamtr. Tm AB lkelerinin ortalamas ise
%5,3 olarak gereklemitir (Moreno, 2000a) . Olduka aklayc spanya r
neinde, l 970'ten beri 65 ya stndeki nfus %60 civarnda artmasna ra
men emekliliin spanyol ekonomisindeki arl alt katna, maa alanlarn
says ise iki katna kmtr.
14 Ksmen de olsa bu durum Akdeniz ekonomilerinin niin Avrupa'daki dier
ekonomilerden daha iyi performans gsterdiini aklamaya yardm etmekte
dir. En gelimi Avrupa ekonomilerini 'yakalama' sendromu zellikle spanya
rneinde geerlidir. l959'da spanya'da kii bana den GSYlH, AT ortala
masnn %58,3' iken l985'te %70,6'sna, 1 998'de ise %8l ,5'ine kmtr. Yl
lk 'yakalama' yzdesi olan 0,8 salanabilirse, spanya'nn AB ortalamasn
2025'te yakalamas beklenmektedir (Moreno, 200lb).
1 5 Nicole-Drancourt ( 1989), evi geindiren erkek modelinin erkeklerin ile ilgili
arzularna ulamalarnda iyi ilediini fakat kadnlarn, erkeklerin geleneksel
olarak aldklar destekten yoksun bir ekilde emek piyasasna girmek iin m
cadele etmeleri gerektiini ne srmektedir.

381

karlklar ve uzun sorumluluk saatleri anlamna gelmektedir.16


Aile-refah balantsnn zelliine bal olarak Akdenizli ka
dnlarn durumunun, artan sorumluluk yk ile ktletii
konusunda hi phe yoktur (Trifiletti, 1999).
imdilerde Akdenizli kadnlarn istihdam-hane ilikisine da
ir yeni kalplar, 'kararsz aileselcilik' yaklamlarm yanstmak
tadr (Saraceno, 1995; Flaquer, 1995). Bu tip bir ifade, kadn
larn nceliklerindeki mesleki ve duygusal boyutlarn zor uyu
munu tanmlamaktadr. Bu mesleki-duygusal ikili bak as,
Gney Avrupa'da refah geliimi asndan geni kapsaml so
nular dnldnde, daha ciddi ele alnmaldr. imdi ge
nellemi bir olay olarak sper kadnlarn kanlmaz ve nihai
ortadan yok olularnn baz ynlerine odaklanalm. Dier Ak
deniz lkelerine de gndermeler yaplacak olmasna ramen,
asl analitik odamz ispanya rnei olacak.
Kadnlarn resmi eitim seviyeleri, 1 7 profesyonel kariyerlerin
n planda tutulmas ve emek piyasasna daha fazla kadn kat
lm arasnda dorudan bir korelasyon mevcuttur (Alberdi,
1999). Kadn bana den ocuk saysnda keskin bir azalma
grlmtr ancak dourganlktaki bu d tek bir dei
kene balamak fazlasyla stnkr bir yaklam olur. Gney
Avrupa'daki dk dourganlk oranlan -spanya, 1998'de ka
dn bana 1 ,07 ocuk ortalamas18 ile dnya zerindeki en
dk deere sahiptir- kadnlarn artan metalalamalan ve de
imeyen kamu politikalarnn yam sra insanlarn deer yar16 Bugnlerde bile evlerdeki alan annelerin kararllklar hala etkileyicidir.
ltalya'da, alan annelerin yans haftada yaklak 60 saat almaktadr. Bun
larn te biri ise 70 saatten fazla almaktadr. Buna karlk alan babala
rn sadece %15'i haftada ortalama 60 saat almaktadr. Kocann evde bulun
mamas, eleri iin iki saat daha az almaya tekabl etmektedir (La Republi
ca, 09.02. 1999).
17 lspanya'da gen insanlarn eitim seviyesi Avrupa ortalamasnn zerindedir
(Eurostat, 2000 ) . 1996'da 1 5- 19 ya grubundaki kadnlarn yaklak %60'
yksek renime devam etmekteydi.
18 Bu, lspanyol Ulusal istatistik Enstits tarafndan yrtlm makro bir ara
trma tarafndan salanan geici bir deerdir ve iyi tanmlanmam 'yapsal do
urganlk oran'na iaret etmektedir. 1999 ylna ait sabit oran bu deeri do
urgan kadn bana 1 ,2 ocuk olarak ykseltmitir, ancak bu halen AB'deki
en dk deerdir (El Pais, 27.06.2000).

382

glanndaki, yaam tarzlarndaki ve kltrel kaynaklarndaki


deiimin de sonucudur. Bu dk dourganlk oranlan, Ak
denizli kadnlarn annelie daha az nem verdikleri eklinde
alglanmamaldr. lspanya'da daha gen nesil kadnlar anne ol
ma konusunda daha isteklidirler ( 1 5-24 ya grubunda 1 0 ka
dndan 9'u, 25-29 ya grubunda 10 kadndan 8'i bunu ifade et
mektedir) . 19
lspanya'daki zayf doum yanls politikalar rneklemek
iin annelerin ald ok dk devlet destei ile ocuk byt
menin gerek maliyetini karlatrabiliriz. lspanya'da ilk iki
ocuun her biri iin 1 200 Euro ve nc ve sonraki ocuk
lar iin ek 1 800 Euro civarnda yllk gelir vergisi kesintisi uy
gulanmaktadr; buna karlk ocuk maliyetleri ortalama 4800
ile 1 2200 Euro arasnda deimektedir.20 2000 ylnda, Sosyal
Gvenlik yardmlar yllk 300 Euro'da sabitlenmi ve nc
ile sonraki ocuklar iin bir sefere mahsus demeler yaplmas
uygun grlmtr.
nsanlarn deer sistemlerindeki deiimler, aile-emek iliki
lerini koullandran nemli unsurlar ve Akdeniz lkelerinde
son zamanlarda yaanan demografik dnm anlamak iin
aklayc deikenler olarak alglanmaldr. Gerekten de, 2029 ya grubundaki gen kadn ve erkeklerin genel olarak ken
dilerini aile kurmaya ynlendirmemeleri, hem anneliin erte
lenmesi hem de azalan dourganln sebebi olarak grlebi
lir. 21 Bireysel ve ben-merkezci yaam tarzlarnn olumaya ba
lamasnn, ailesine ve mesleine kendini adam sper kadn
larn kademeli olarak yok olmasnda dorudan etkisi vardr.
19 Fiziksel engelleri olanlar dnda potansiyel ocuk byten kadn nfusunun
tamamnda, aratrmaya katlan kadnlarn yars ocuk sahibi olmay istedik
lerini belirtmilerdir (iNE, 1999).
20 Confederacin Espafola de Orgaizaciones de Amas de Casa, Consumidores y
Usuarios (CEACCU, spanya Ev Kadnlar, Tketici ve Kullanc rgtleri
Konfederasyonu) tarafndan hazrlanan Lo que cuesta un hijo ('Bir ocugun
maliyeti nedir?') raporu ocuk bytmeyle ilgili harcamalarn byk ksm
nn, gelir dzeylerinden bagmsz olarak, grlen tm ailelerde ortak oldu
guna iaret etmektedir (El Pais, 25.01 . 2000).
21 lspanya'da kadnlarda ortalama evlenme (aile kurmak iin tercih edilen for
ml) ya 1980'de 23,4 iken 1995'te 26,9'dur (Castro Martin, 1999).

383

Daha gen nesiller iin ak ve ballk, refah kapitalizminin


'evi geindiren erkek' modelinde olduu gibi mekanik olarak
evlilik ve aile iin hayat boyu taahhtlere dnmemektedir.
20'li yalardaki kadn ve erkeklerin rahat ev hayatn terk et
mek konusundaki tereddtlerinin gzlendii Gney Avrupa
rneinde bu aktr. spanya'da 29 yandakiler arasnda eko
nomik adan bamsz olanlar on kiiden sadece yedisidir.22
Yaam tarzlarna yaklamlar, gittike aile fedakarlklarnn
olumsuz olarak karland kolektif hayatn Epikrc ve z
karc alglann desteklemektedir.
Alternatif olarak, bu eilimin gelecekte tersine dnecei ve
aile kurmayla ilgili 'eski alkanlklar'n geri gelecei ne s
rlmektedir. spanya rneinde en kalabalk nfuslu neslin
hala reme anda olmas bu gr destekler niteliktedir. s
panyol Ulusal statistik Enstits'ne gre, ok da uzak olma
yan bir zamanda dourganlk orannda ufak bir art beklen
mektedir. Byle bir tahmin, 1997-20 1 5 aras dnem iin BM
ve AB tarafndan yaplan projeksiyonlarla uyumlu gzkmek
tedir: yllk yzde -0,2. Anna Cabre ( 1 993) argmann de
mografik dnglere ve 'evlilik piyasas'nn ihtiyalar ve talep
lerine dayandrarak, bu tip kendi kendini var eden kehanetle
re meydan okumaktadr. Cabre dourganlk oranndaki artn
ok yakn zamanda gerekleebileceini dnenlerdendir.23
Akdenizli kadnlarn, ailenin 'nicelii'nden ok 'nitelii'ne
nem verdikleri grlmektedir. rnein spanya'da, doanlarn
yansndan ou ilk ocuktur. ou zaman, daha iyi -ancak da
ha rekabeti ve talepkar- iler bulma ans olan daha yksek
eitim alm kadnlar, ikinci bir ocua sahip olmamay tercih
etmektedir.24 Ancak, Gney Avrupa'daki eitli aile tiplerine ve
22 l 984'te 25 yandakilerin te ikisi kendi ayaklar zerinde durmaktadr an
cak on yl iinde bu oran te bire dmtr (Tobio, 200la).
23 Cabre, Easterlin kuramnn 'kk kz karde' yaklamna dayal tahminini
ispanya'da dogurganlk oranlarnn azaldg l 990'larn ikinci yars iin yap
mtr. Ancak art beklentileri gelecek yllar iin olaslgn korumaktadr.
24 Okuma yazma bilmeyen kadnlar arasnda kii bana den ocuk miktar
3,9 iken lise egitimli grupta bu ortalama 0,72 olarak gereklemektedir. En
dogurgan 25-34 ya grubunda okuma yazma bilmeyen kadnlarda oran 3 , 1 3

384

sper kadnlara ilikin baz nitelendirmeler yaplabilir. Aile tip


leri bakmndan Kuzey-Gney ayrmnn ok derin olduu tal
ya rneinde, gl farkllklar ortadan kalkyor olsa da pek
ok aile kltr ve modeli mevcuttur. Gney ltalya'da son yl
larda doum oranlarndaki keskin d dikkat ekicidir ve bu
durum Kuzey'in tek ocuklu ailesine kar iki ocuklu aile ge
nellemesinde ifadesini bulmaktadr (Naldini, 2002).
Dier sper kadnlar asndan ise, snf ve eitim seviyesine
bakacaksak daha detayl bir nitelendirme yapmamz gerekir.
Sper kadnlarn hepsi kendilerini bir btn halinde orta snf
ve niversite kategorileri ierisinde grmez. Dk gelir dze
yindeki sper kadnlar hem eve ait hem de mesleki ykml
lklerini bir arada gtrmeye karar vermilerdir, ancak kendi
lerini cretsiz ev ii faaliyetlerle kstlayan annelerininkinden
farkl sebepleri vardr. Daha 'pahal' yaam tarzlarn srdr
mek istedikleri iin evlendikten sonra eve 'ikinci bir maa'n
girmesi iyi karlanmaktadr. Sonu olarak toplumsal tabaka
lanma boyunca 'ift gelirli' aileler her zaman ayn sebeplerle ol
masa da hzla oalmaktadr. Sper kadnlarn, anneleri ile ayn
tketim ihtiyalarn kabul etmi olsalard 'ikinci bir maa' g
vence altna almak iin emek piyasasnda kalmalar icap etmez
di denilerek, metalamalanna dair gerekliliin biraz 'kurgusal'
olduu ne srlebilir. Dolaysyla ii snf sper kadnlar
nn, toplumsal kalplan, ev ekonomilerinin empoze ettii kst
larn tesinde deitirdikleri gzlemlenebilir. Bu durum, Akde
nizli aileler iindeki mikro-dayanmay deitirmeyen fakat
tketim kalplarn etkileyen dnmlerin sonucudur. Bu a
dan, sper kadn olgusu, kendisini tm sosyal gruplar ve snf
larda aka ortaya koyan genel bir glge olgu saylabilir.25
ocuk iken, niversite mezunu kadnlarda 0,33 ocuktur. Bu ikinci deer, 10
kadndan 8'inin ocuk sahibi olmak istedii bu ya grubunda, 3 potansiyel an
neye bir ocuk dmesi eklinde ifade edilebilir.
25 Daha detayl incelemeler, bu durumun insanlarn beklentilerinde neo-liberal
refah bireysellemesine bal olarak gerekleen ideolojik deiikliklerin ve
'yeni ekonomi' zamanlanndaki kendi menfaatine tketim alkanlklannn so
nucu olup olmadn aklamaya odaklanmaldr. Bu konuda zihin ac yo
rumlan iin Olga Salido'ya mteekkirim.

385

Aslnda, aile kurma konusundaki eitlilikleri aklamak


iin en ok ele alnan deiken emek piyasas olmutur. Et
menlerin olduka eitli olmas (kltrel, ekonomik, uluslara
ras, adli, kanuni, teknolojik vb. ) nedeniyle tahminler ve ak
lamalar ounlukla yanltcdr ve bunlar biimlendirmek de
zordur. Ancak, emek piyasasndaki deiimler, Gney Avru
pa'daki yakn tarihlerdeki aile dnmn en ok etkileyen
unsurlar arasndadr.
lspanya'da, igc bileiminin tek en bariz zellii ge
Frankoculuk ve demokrasiye gei dneminden beri kadnla
rn artan katlmlardr. stihdamn genel bymesinin son iki
dneminde ( 1964-74 ve 1 985- 1 990), erkek iilere karlk
kadnlarn emek piyasasna katlmlar artmtr. 1969'da her
100 erkek iiye karlk 32 kadn ii varken, bu oran 1974'te
39/lOO'e, 1985'te 4 1/lOO'e, 1 994'te ise 56/lOO'e kmtr.26
Kadnlarn katlm zel sektrden ok kamu sektrnde ar
t gstermitir. l 964'te her 1 00 erkek kamu iisine karlk
1 7 kadn ii varken,27 bu oran 199 l 'de 70/lOO'e frlamtr.
1971-1991 dneminde, kamu ileri neredeyse iki katna k
mtr (Kadn kamu iilerine tekabl edenlerdeki art yzde
27l'dir) . 1977- 1998 yllan arasnda emek piyasasna giren ka
dn iilerin hemen hemen yars kamu sektrnde istihdam
edilmitir. 1990'da 25-29 ya grubundaki kadn kamu iileri
nin erkek iilere orannn 105/100 olduuna dikkat edilmeli
dir (Salido, 2000)
l gvencesi ve istikrar bu ya grubundaki kadnlar iin ha
la nemli gzkmektedir. Daha gen nesil kadnlarn emek pi
yasasna byk apta girilerinin yan sra ncelikli zellikle26 Kadn faaliyet oranlan lspanya'da hala dktr ancak bu, 40 yan stndeki
spanyol kadnlarn dk faaliyet oranlarna sahip olmalaryla aklanabilir.
Eurostat lgc aratrmalarna gre 1997'de kadn faaliyet oran konusunda
AB ortalamas %45,6 iken lspanya'da %36,Tdir. Ancak 1986'da yzde 12,8
olan farkn yzde 8,9'a indiine dikkat edilmelidir. Buna ek olarak, 30-34 ya
grubu iin kadn faaliyet oran 1989'da %30,8 iken 1999'da %68,l'e kmtr.
Projeksiyonlar gerekleirse, 2005 ylnda 35-39 ya grubunda emek piyasas
na kadnlarn katlm oran %85'e ulaacaktr (Tobio, 200la).
27 1 975'te lspanya'da yaklak 1 milyon kamu alan mevcutken bu say
1996'da 1 milyon 800 bine yaklamtr.

386

rinden biri de anne olduklar zaman ilerini brakmamalardr.


Almanya ve lngiltere'deki durumun aksine, lspanya'daki -ve
btn olarak Gney Avrupa'daki- istihdam kesilmeleri, anne
lik kayglarndan ok mesleki sebeplerden kaynaklanmaktadr.
Bu kalp da yksek devamllk oranlarnda ve yan-zamanl i
lerin sayca azlnda kendini gstermektedir (Jurado ve Nal
dini, 1996). 28
Son yllarda, hane-istihdam ilikisi Gney Avrupa lkelerin
deki kadnlar iin aka daha ok nem kazanr hale gelmi
tir. Akdenizli kadnlar, kanlmaz olarak mecburiyete bal
daha esnek bir yaklam kullanmak zorunda kalmlardr. Ger
gin hane-istihdam ilikisinin yaratt problemlerin zm,
bir sonraki blmde zetle incelenecek bir grup 'aile stratejisi
nin' hzla oalmasnda kendini gstermektedir.

Aile stratejileri, nine-anneler ve arm babalar


'Aile stratejisi' kavram aile faaliyetlerini daha az ya da daha
fazla rgtleyebilme kapasitesine ilikin yeni bir terimdir. Aile
bireylerinin (ncelikle iftin) maddi kaynaklar azamiletir
mek ve aile ihtiyalarn temin edebilmek amacyla 'rasyonel
seim' yeteneklerini vurgulamaktadr. Buna bal olarak, o
cuk sahibi olma kararnda seim unsurunun nem kazanma
syla, istenmeyen etkilerin snrlandrlmas beklenmektedir.
Bu etkiler arasnda bulunan aile bireylerinin says ile maddi
kaynaklarn yeterliliinin rtmemesi, yoksulluk ve sosyal
dlanmann balca sebeplerinden biri olmutur.
Gney Avrupa lkelerinde, iddetli yoksulluk oranlar, aile
nin maddi kaynaklarn datmnda grd ilev nedeniyle,
daha dktr. rnein, lspanya'da ok yoksul says (yani ki
i bana den ortalama denk hane gelirinin drtte birinden
daha az gelire sahip olma durumu) toplam nfusun, bireysel
olarak hesaba katldnda yzde 36'sn, hanelerde yaayanlar
olarak hesaba katldnda ise sadece yzde 5'ini oluturmak28 AB'de kadn iilerin %29'u yan-zamanl istihdam edilirken bu oran lspan
ya'da sadece %14'tr (Eurostat, 1995).

387

tadr (Carabana ve Salido, 1999). lkinci deer, Akdeniz gn


lk hayatnda aile ve hanelerin insanlarn yaklamlarndaki,
beklentilerindeki ve kararlarndaki nemini ortaya koymakta
dr. Ancak, yakn balarn yitirme ve sosyal dlanmayla ilgili
tehlikeler, liberal Anglo-Sakson lkeleri bata olmak zere di
er refah rejimlerinde gzlenen refah deerlerinin bireyselle
tirilmesi ile birlikte daha byk etki yaratabilir.
iftlerin ilikilerinde daha fazla seklerleme, zellikle refah
dzenlemelerinde din esinin nemli olduu lkelerde, aileye
ilikin dini davran hkmlerinin gevemesine de katkda bu
lunmutur.29 Tm bunlar dnldkten sonra ve insani aklc
eyleyicilie yaplan vurguya ramen, aile stratejileri ille de bir
rasyonel karar iermek durumunda deildir ve yapsal etmen
lerle koullanmtr (Garrido Medina ve Gil Calvo, 1993).
Gney Avrupa'da cretli emek piyasasndaki ileri ve cret
siz ev faaliyetlerini birletiren enformel stratejilerin analizi,
devlet, aileler ve piyasalar arasndaki refah dzenlemelerinin
dinamiini anlamak iin gereklidir. Kk ocuklar olan pek
ok Akdenizli kadn imdilerde cretli emek piyasasndadr. 30
Gemiteki davran biimlerini yeniden retememekte, bu
nedenle haneler ve iler arasndaki 'uzlama'y salayabilmek
iin yaratc yollar ve aralara bavurmaktadrlar. Bu noktada
strateji kavram, bireyin durumunu deitirecek faaliyetlerle
ilgili olan ve yeni ortaya kan sorunlara zm bulan uygula
malar olarak tanmlanabilir (Tobio, 200lb).
Bu sosyal deiim erevesinde, kadn ve erkein, aile strate
jileriyle rtebilen ancak birbirleriyle eliebilen bireysel stra
tejilerine deinmek gereklidir. Aslnda, bireysel stratejilerin bu
bileiminin altnda ounlukla cinsiyet eitlii iddias yatmak
tadr. Erkekler iin, aile stratejileri geleneksel olarak kendi ka29 Ancak baz yazarlann dile getirdii gibi belirleyici etmen deildir. Ortodoks
Yunanistan'n Akdeniz rejimine getirdii asimetrinin dnda, lrlanda ya da
Polonya gibi dier 'aileselci' Katolik lkelerdeki dourganlk orannn ltalya
ve lspanya'dan epey yksek olduunu belirtmekle yetinelim. Dier dinsel gs
tergeler de eitlilik arzetmektedir.
30 lspanya'da imdiki alan ocuklu kadn nesli, ou yesinin cretli ilerde
olduu ilk nesildir (Tobio, 200lb).

388

riyer menfaatlerine eklemlenmitir. Sper kadnlar ise kiisel


fedakarlklarn oransz miktarndan dolay onlar 'imkansz du
rum' snrna koyan, gei dnemine ait ve istisnai bir uzlama
y temsil etmektedirler. Akdenizli kadnlar artk duruma bal
ancak olaslk bir tavrla inisiyatif almaktadrlar.
'arm babalar' iin mesleki kariyerlerinin korunmas, ai
lenin etrafnda konulandrld tek ve en nemli ama ol
maktan kmtr. Aile dzenlemelerindeki ok nemli anne
ve bakc rolleri dnldnde, kadnlarn stratejileri en az
erkeklerinki kadar nemli olmaya balamaktadr. Aile iindeki
cinsiyet eitliini gelitirme konusunda balca iki somut kst
ayn kalmtr: (a) Ev iindeki sorumluluklarn eit olmayan
ekilde paylalmas31 (b) D destein mevcut olmamas (kii
sel sosyal hizmetler ve doum izni).32
Gen Akdenizli annelerin balca stratejisi, genellikle yakn
da oturan bir aile bireyi ya da annenin yerini alabilen akraba
lara33 gvenmektir. lspanya'da, alan annelerin drtte
nn, ayn kentte yakn bir akrabas yaamaktadr; rneklerin
yansndan ounda ise bu akraba kendi anneleridir. Bykan
nelerin yardm, ou rnekte byk nem tekil etmektedir
31 lspanya'da evlerde rollerin yeniden retilmesi, geleneksel olarak kadnlar, er
keklerin mesleki nceliklerine kar, 'ikinci derece' bir konuma yerletirmek
tedir. Buradaki ataerkillik aktr; ancak annelerin, kzlarna ev ilerini retir
ken, evi ynetmenin bir kadn ailenin 'patronu' klaca inancyla hareket et
tikleri de belirtilmelidir (Guillen, 1997; Perez-Dfaz, 1998). Aslnda, kadnlar
erkeklerin sorumluluklar paylamalarn isterler ancak baz durumlarda aile
rgtlenmesi ile ilgili konularda karar verme srecini ne kadar paylamak is
teyecekleri pek de net deildir.
32 lspanya'da dogum izinleri Avrupa Ynetmelii'ne (96/34/CE) uyum salamak
iin dzenlenmitir (Kanun 39/1999). Buna gre, izinler anne ya da baba iin
ocuk alt yana gelene dek azami yl olarak mevcuttur. Bu izin cretsiz
dir; bu nedenle alan annelerin %l l 'i babalarn ise %2'si bunu kullanmtr
(Tobio, 200lb).
33 Constanza Tobio (200lb) stratejileri yle ayrmaktadr: (a) temel stratejiler
(m. birbirinin yerine geen kadnlar, ya bykanne ya da cretli yardmc),
organizasyon, planlama ve kontrol, kaynak ve strateji olarak erkekler (b) ta
mamlayc stratejiler (m. ocuk bakm merkezleri ve okullar, mekansal stra
tejiler, zaman stratejileri ve ev iini kolaylatrp azaltma) (c) istenmeyen stra
tejiler (m. ocuu evde yalnz brakma) ve (d) dolayl stratejiler (m. ocuk
saysn azaltma).

389

ve Gney Avrupa'daki alan annelerin balca yardm kayna


olarak grlebilir. 'Nine-anneler' gen annelerin stratejileri
iin hi phesiz gvenebilecekleri vazgeilmez bir destek
oluturmaya devam etmektedir. Buna ek olarak, 'nine-anneler',
annenin yerini alarak, alan annelerin cretli istihdama dahil
olma konusunda kendilerini sulu hissetmelerini de ortadan
kaldrmaktadr. 34
Bakm sorumluluklarnn gen ebeveynlerden bykanne,
bykbaba ya da akrabalara kaydrlmas Gney Avrupa'daki
'aile ve akraba dayanmas' modelinin kltrel temellerini pe
kitirmektedir (Naldini, 1999). Ancak, Akdeniz ailesi mikro
dayanmasnn oktandr devam eden ters etkisi nmzdeki
yllarda da grlmeye devam edebilir: ou durumda alan
annelere kar pek dosta olmayan genellikle pasif ve snrl
devlet mdahalesi. Bu senaryoya kar alternatif bir gr, siya
si partilerin, ev-istihdam ilikisinin pek ok alanda (eitim, is
tihdam, maliye, salk, konut veya sosyal hizmetler) seim so
nularn etkileyecek nemli bir konu olmaya baladnn far
kna varacaklarn belirtmektedir. Yakn gelecekte Gney Avru
pa lkelerinde siyasi partilerin seim konular olarak refah d
zenlemeleriyle daha fazla ilgileneceklerini tahmin etmek zor
deildir. Ancak bu tip bir ihtimal, sper kadnlarn zerine y
klm ar stratejileri uygulama konusundaki isteksizliklerini
u ana kadar belli etmi olan alan gen annelerin talepleri ve
seferberliklerine baldr. Politika yapma konusunda kadnlarn
ilgili aktrler olarak katlmda bulunmamalar, politika unsur
larnn, sonular bakmndan kadnlar iin neden ayrmc oldu
unu aklayabilmektedir (Leon, 200 1 ) .
'arm babalar'n hane iindeki deien ve istikrarsz rol
leri, ev iindeki sorumluluun kendilerini de ilgilendirdiinin
farkna varmalarn salayacaktr.35 Neticede, alan babalar,
34 lspanya'da grlen kadnlarn yans ocuklar iin en iyisinin annenin al
mamas olduunu sylyor. Fakat ayn zamanda lspanyol kadnlarnn %42'si
ilerini hayatlarndaki en nemli ey olarak gryor; bu oran AB'de %28'de
kalyor (Tobio, 200lb).
35 Hane iindeki maddi kaynaklarn azamiletirilmesi ve evdeki cretli yardmc
ya denen paradan tasarruf etme, en basit sebeplerdir. Kadn gmenlerin G-

390

alan annelerin ev iinde daha ok cinsiyet eitliine ve kii


sel hizmetlere ynelik daha geni kamu desteine dayanan ye
ni bir model oluturmadaki mcadelelerinde 'tarafsz' mtte
fikleri olmaya balayacaklardr. Bu, daha rekabeti 'evlilik pi
yasas'nda kadnlar 'bulmalar'na yardmc olacak ve ev iinde
de bir ama hissetmelerini salayacaktr (Cabre, 1993).
Akdeniz refahnn gelecekteki geliimi konusunda temel bir
soru, sper kadnlarn kzlar ve torunlarnn kendi ocuklar
ve torunlar iin ayn miktarda bakm faaliyetini srdrp sr
drmeyecekleridir. Sper kadnlarn kzlarnn ayn anneleri
nin yapt gibi 'nine-anne' stratejilerini retmelerini bekle
mek ok anlaml gzkmemektedir. Dolaysyla, gelecekteki
dzenlemeler Akdeniz refah rejimi iin nemli sonular dou
racaktr. Yeni bir modele gei tm toplumu aktif ekilde dik
kate almaldr. Bunu yaparken de, 'kadn sorunu' olarak nite
lendirilen eyle artk kapal kaplar ardnda uralmamaldr.
Son yllarda Akdenizli 'sper kadnlar'n fedakarlklar gelecek
nesiller iin daha fazla cinsiyet eitliine yol am, ancak Ak
deniz rejiminin nmzdeki yllarda nasl deiecei konu
sunda yeni belirsizlikleri de beraberinde getirmitir.

Sonu
Akdeniz refah rejiminde sosyal koruma, halen ailenin sosyal
refahn reticisi ve datcs olarak stlendii role dayanmaya
devam etmektedir. Gney Avrupa'da kadnlarn yallar ve o
cuklarn cretsiz bakmna katlmalar, toplumsal btnlk
iin nemlidir. Hkmetler, refah ailenin salamasn, gele
neksel olarak 'verili bir durum' olarak alglamaktadr. Evdeki
faaliyetlerin eit olmayan ekilde paylam genellikle cinsler
arasnda yasal eitsizlikler ve farkllklar ile birlemitir.
ney Avrupa hanelerinde gittike artan rollerinin alt izilmelidir. rnein ltal
ya'da "mia filippina" (benim Filipinim) ifadesi, bu tip bir cretli yardmclk
iini, hatta bunun uzants olarak ocuk bakma faaliyetlerini tanmlamak iin
kullanlr hale gelmitir. 'Evlilik piyasas' arz dahil olmak zere gelecekteki
gelimeler iin g meselesi dikkate alnmaldr.

391

40-59 ya grubundaki sper kadnlar, dier AB lkelerinde


refah masraflarn ksma ve sosyal masraf sabitleme politikala
rnn uyguland bir zamanda, Gney Avrupa'da hem ekono
mik ilerlemeye katkda bulunan hem de ailelerin refah dzeyi
nin korunmasn salayan balca kaynak olmulardr. imdi
lerde, kadnn igcne katlmnn artmas, aile kurma ve ge
niletme zerine binen yeni yklerle birleerek, kadnlarn a
lma ile annelii uzlatrmalarna ilikin nemli sorular orta
ya karmaktadr.
Sosyal hayatn 'neo-liberal' alglanndan kaynaklanan bi
reysel ve ben-merkezci yaam tarzlarnn ortaya kmas, ken
dini ailesine ve iine adam sper kadnlarn kademeli olarak
ortadan kaybolmasnn balca sebebidir. Daha gen nesiller
iin ak ve ballk, refah kapitalizminin 'evi geindiren erkek'
modelinin aksine, dorudan evlilik ve aile iin hayat boyu ta
ahhtlere dnmemektedir. Yaam tarzlarnn bireysellemesi
ve kadnlarn mesleki konulara ncelik tanmalar, Gney Av
rupa lkelerinde dourganlk oranlarnn keskin dyle ve
endie verici bir demografik manzarayla sonulanmtr.
Akdeniz refah modelinde sper kadnlarn kademeli ekilde
ortadan kaybolmalarnn etkisini azaltmay amalayan eitli
reformlar arasnda nemli bir atlm, erkeklerin ev sorumlu
luklarn eit olarak paylamalar olacaktr. Bylece, alan
anne ve babalar, devletin daha kararl mdahalesi iin tarafsz
mttefikler haline geleceklerdir.
Hane-istihdam ilikisi siyasi tartmay kkrtacak nitelikte
grlmektedir ve partileraras rekabette merkezi bir seim me
selesi haline gelecektir. Ev iindeki faaliyetlerin eit paylam
nn yan sra, kendini tamamen aile hayatna adamay dnen
ya da emek piyasasna giremeyecek kadnlar iin daha fazla
cinsiyet eitlii salayacak baka tedbirler de uygulanabilir. Ev
ii bakm kredileri ya da kredi denekleri, mali tedbirlerle bir
likte, ev iindeki cretsiz (ncelikle bakm) faaliyetlerin etkin
ekilde ve yasal zeminde maddi niteliinin de farkna varlma
sn salayacaktr (Luckhaus, 2000). stenen bir senaryo olarak
temel bir maa plannn uygulanmas, cinsiyet eitlii ve seim392

leri konusunda balca sorunlar zebilir (Van Parijs, 1992).36


Bu tip bir plan, 'negatif gelir vergisi' izgisinde srdrlebilir ve
dayanma uygulamalarn, Akdeniz hanelerinin mikro seviye
sinden, yurttal kozmopolit bir demokrasi erevesinde ie
recek bir seviyeye fiilen geniletebilir (Montagut, 200 1 ) .
Akdenizli sper kadnlarn yapt fedakarlklar hem akade
misyenler hem de kamu tarafndan pek farkedilmemitir. Bu
durum, onlarn Gney Avrupa refah rejiminin performansna
yaptklar kararl katklarn stn rtmemelidir. Hi phesiz
onlarn torunlar hem ev iinde hem de ev dnda daha eit
olacaklardr.
KAYNAKA
Alberdi, I. ( 1999) La nueva familia espafola. Madrid: Taurus.
Banfield, E.C. ( 1 967) The Moral Basis of a Backwam Society. Nueva York: Free
Press.
Cabre, A. (1993) 'Volveran t6rtolos y ciguefias', Garrido, L. ve Gil Calvo, E. (der. ),
Estrategias familiares iinde, s. 1 13-144. Madrid: Alianza.
Carabaiia, ]. ve Salido, O. (1999) Documento de Trabajo 99-07, Madrid: IESA
CSIC (http://www.iesam.csic.es/) .
Castro Martin, T. ( 1 999) 'Pautas recientes en la formacin de pareja', Revista lnternacional de Sociologta, 23: 61-94.
CIS (Centro de Investigaciones Sociol6gicas) (1995) Estudio 2194. Madrid.
-

( 1996) Estudio 2221 . Madrid.

- ( 1 997) Estudio 2248. Madrid.


Flaquer, L. ( 1999) La estrella menguante del padre. Barcelona: Ariel.
Esping-Andersen, G. (1 990) Three Worlds of Welfare Capitalism. Cambridge: Polity Pres.
- ( 1999) Social Foundations of Postindustrial Economies. Oxford: Oxford University Press.
Eurostat (1995) Women and men in the European Union. Lksemburg: Oopec.
-

(2000) Les chiffres clts de l'tducation en Europe. Lksemburg: C.E.

Femandez Cordn , j .A. ( 1997) 'Youth residential independence and autonomy. A


comparative study', ]ournal of Family lssues 6: 576-607.
Ferrera, M. (1996) 'The "Southern Model" of Welfare in Social Europe' , ]ournal of
European Social Policy (6) 1 : 17-37.

36 Bu tip bir evrensel, garanti edilmi gelirin eksiklii duyulmaktadr. Dier


avantajlarnn yan sra bu gelir, kadnlara cretli ve cretsiz i arasnda karar
verirken daha geni kapsaml olaslklar sunabilmektedir.

393

Flaquer, U. (1995) 'El modelo de familia espaftola en el conexto europeo', Sarasa,


S. Ve Moreno, L. (der.) El Estado del Binestar en la Europa del Sur iinde. Mad
rid: csc.
- ( 1999) La estrella menguante del padre. Barselona: Ariel.
Garrido, L. ve Gil Calvo, E. (der.) (1993) Estrategias familiares, s. 13-34. Madrid:
Alianza.
Giner, S. (1986) 'Political Economy, Legitimation and the State in Souhem Euro
pe', O'Donnell, G., Schmitter, P. ve Whitehead, L. (der.), Transitions from Aut
horitarian Rule: Southem Europe iinde, s. 1 1-44. Balimore: John Hopkins Uni
versity Press.
Green Paper on Welfare Reform (1998) New Ambitions for Our Country. A New
Contract for Welfare. Londra: Deparmen of Social Security.
Gribaudi, G. ( 1 997) 'Famiglia e familismo', Barbagli, M . ve Saraceno, C. (der.), Lo
stato delle famiglie in Italia' iinde. Bologna: il Mulino.
Guillen, A.M. (1997) 'Regimenes de bienesar y roles familiares: un analisis del
caso espaftol', Papers, 53: 45-63.
!NE (Instituto Nacional de Estadistica) ( 1999) Encuesta de Fecundidad. Madrid.
jurado Guerrero, T. ve Naldini, M. ( 1 996) Is the South so Different? Italian and
Spanish Families in Comparative Perspective, Working Paper 1/12, Mannheim
Centre for European Social Research.
Kieman, K. (1999) 'Cohabiation in Westem Europe', Population Trends 96 (Yaz):
24-32.
Le6n, M. (2001) 'Reconciling Work and Family, A New Welfare Paradigm?'. Cost
Action 1 5'te sunulan tebli, WG2 toplants, Nisan, Berlin.
Lewis,J. (1992) 'Gender and the Development of Welfare Regimes', ]ou rnal of Eu
ropean Social Policy, 2(3): 159-173.
- (1997) 'Gender and Welfare Regimes: Furher Thoughts', Social Politics 4(2):
160-177.
Lewis,J. ve Astrom, G. ( 1 992) 'Equality, Difference and State Welfare: The Case of
Labour Market and Family Policies in Sweden', Feminist Studies 18(1): 59-87.
Luckhaus, L. (2000) 'Equal treatmen, social protection and income security for
women', International Labour Review, 139 (2): 159-173.
Montagut, T. (2001) 'Republicanismo y Estados del Bienestar', Claves de Razon
Practica, 1 12: 41-46.
Moreno, L. (2000a) 'The Spanish "Via Media" to the Development of the Welfare
Sate', Kuhnle, S. (der.), Survival of the European Welfare State iinde, s. 146165. Londra: Routledge.
- (2000b) Ciudadanos precarios. La 'ultima red' de proteccin social. Barselona:
ArieL
- (200la) "'Supermujeres" y bienesar en la sociedades mediterraneas', Claves de
Razn Prtlctica, 1 1 1 : 49-53.
- (200lb) The Federalization of Spain. Londra: Frank Cass.
Morlino, L. ( 1998) Democracy between Consolidation and Crisis: Parties, Groups
and Citizens in Southem Europe. Oxford: Oxford University Press.

394

Naldini, M. ( 1999) Evolution of Social Policy and the lnstitutional Definition of Fa

mily Models. The Italian and Spanish Cases in Historical and Comparative Pers
pective. Doktora tezi. Floransa: European University lnstitute.
- (2002) The Family in the Mediterranean Welfare States. Londra: Frank Cass.
Nicole-Drancourt, C. ( 1989) 'Strategies professionnelles et organisation des farnil
les', Revue Franaise de Sociologie, 40( 1): 57-79.
O'Connor, ].S.; Orloff, A.S ve Shaver, S. (1999) States, Markets, Families. Gender

Liberalism and Social Policy in Australia, Canada, Great Britain and the United
States. Carnbridge: Carnbridge University Press.
Orloff, A. (1996) 'Gender in the welfare state', Annual Review of Sociology 22: 5178.
Perez-Diaz, V. ( 1 998) 'Ancianos y rnujeres ante el futuro', Claves de Razn Practi
ca, 83:2-12.
Perez-Diaz, V.; Chulia, E. ve Alvarez-Miranda, B. (1998) Familia y sistema de bi

enestar. La experiencia espaiiola con el paro, las pensiones, la sanidad y la educaci


n. Madrid: Fundacin Argentaria-Visor.
Petrnesidou, M. (1996) 'Social Protection in Southem Europe: Trends and Pros
pects' , joumal of Area Studies, 9: 95-125.
Rhodes, M. (der.)(1997) Southem European Welfare States. Beween Crisis and Re
form. Londra: Frank Cass.
Safran, W (1987) 'Ethnic Mobilization, Modemization, and Ideology: Jacobinism,
Marxism, Organicisrn and Functionalisrn' , joumal of Ethnic Studies, 15( 1): 1-3 1 .
Salido, O. (2000) La movilidad ocupacional d e la mujeres en Espaiia. Por una soci
ologia de la movilidad femenina. Madrid: Centro de Investigaciones Sociolgi
cas.
Saraceno, C. (1995) 'Familismo ambivalente y clientelismo categ6rico en el Esta
do del Bienestar italiano', Sarasa, S. ve Moreno, L. (der.) El Estado del Bienestar
en la Europa del Sur iinde, s. 261-288. Madrid: CSIC.
Sarasa, S. ve Moreno, L. (der.) (1995) El Estado del Bienestar en la Europa del Sur.
Madrid: csc.
Tobio, C. (200la) 'Marriage, cohabitation and the residential independence of yo
ung people in Spain', lntemationaljoumal of Law and the Family 15: 68-87.
- (200lb) 'Working and mothering. Women's strategies in Spain', European Soci
eties (yaynlanacak).
Trifiletti, R. ( 1 999) 'Southem European Welfare Regimes and the Worsening Posi
tion of Wornen' , joumal of European Social Policy, 9(1): 49-64.
Valiente, C. (1995) 'Rejecting the pas: central govemment and farnily policy in
postauthoritarian Spain 0 975-94)', Hantrais, L ve Letablier, M.T. (der.) , The
Family in Social Policy and Family Policy iinde, s. 80-96. University of Lough
borough: Cross-National Research Papers.
Van Parijs, P. ( 1 992) Arguingfor Basic lncome. Ethical Foundations for a Radical re
form. Londra: Verso.

395

Sz l k

able bodied: alabilecek durumda, alabilecek gte


activity rate: faaliyet oran, alma oran
affirmative action: olumlu ayrmcla ynelik politikalar
assets test: varlk tespitine dayal
assistance: yardm, destek, iane, katk
basic income: temel gelir
basic pension: temel emeklilik denei
behaviour testing: davran tespitine dayal
benefit: denek, destek, hak, yarar
commodification: metalama
contingency benefit: beklenmedik durum (acil durum) denekleri
contribution defined social insurance: katk belirlenimli sosyal gvenlik
contributory: prim katkl
corporate plans: irket sigortas
corporate welfare: irket sosyal gvenlik programlan
cost disease (Baumol): maliyet hastal
decommodification: metalamann snrlanmas
defamilization: aile arlkl olmaktan k, aileselci olmaktan karma
defined benefit: getirisi belli (maa esasl) emeklilik plan
defined contribution: katk belirlenimli (yatrm esasl) emeklilik plan

397

deregulation: dzenleyici nlemlerin snrlanmas


demralization: krsal kesimden kopu
deserving: hak eden, gerek muhta
discretionary: keyfi, sistematik olmayan, kuralsz
eamings related pension: gelire bal emeklilik plan
eamings related unemployment benefit: crete bal isizlik yardm
efficiency savings: etkinlik yoluyla tasarruf
employment exchange centre: istihdam ofisi
entitlement: yararlanabilme konumu, bir eyden yararlanabilir konumda
olmak
familialist: aileselci, aileye arlk veren
family allowance: aile yardm, ocuk yardm
family benefit: aile yardm
flat rate benefit: eit oranl sosyal yardm
flat rate contribution: eit oranl sigorta primi
income insecurity: gelir gvencesizlii
income maintenance system: gelir destei sistemi, yoksullara dzenli
gelir salamak amacyla hkmetin yapt para yardm
income security: gelir gvencesi
income tested: gelir tespitine dayal
insertion agreements: isizlik yardmnn getirdii koullara ilikin an
lama
institutional welfare: kurumsal refah; refahn temel bir kurum olmas ve
devletin salk, eitim, konut ve sosyal gvenlik alanlarnda evrensel
ve kapsayc hizmetler sunmas durumu
integrated safety net: btnlemi gvence a
invalidity pension: maluliyet emeklilii
labour shedding: ii karma, istihdam azaltma, istihdamda d
life course: hayat ak
life eyde: hayat dngs
managed competition: kontroll rekabet
market distortion: piyasa koullarndan sapma
market driven: pazarn ynlendirdii
market failure: piyasa baarszl
means test: ihtiya tespiti

398

means tested: ihtiya tespitine dayal


means tested assistance: ihtiya tespitine dayal yardm
merit goods: toplum iin deerli mal ve hizmetler
minimum income: asgari gelir
minimum pension: asgari emeklilik
moral hazard: sigorta tr bir gvenceye dayanarak dikkatsiz davranma,
nasl olsa prim deniyor dncesiyle gereksiz miktarda hizmet kul
lanma (hasta olmasa da hasteneye gitme gibi)
needs tested: ihtiya tespitine dayal
non contributionary: primsiz
occupational company scheme: iyeri sigortas
occupational pension: iyeri emeklilik sigortas
old age pension: emeklilik, yallk sigortas
parental leave: ebeveyn izni
pay as you go: getirisi belli datm sistemi, gelirin tahakkuku annda
prim/vergi kesme
pension: emekli ayl, emeklilik
poverty line: yoksulluk snn
poverty relief: yoksulluk yardm
poverty trap: yoksulluk kmaz
progressive income tax: kademeli gelir vergisi, artan oranl gelir vergisi
redundancy payments: kdem tazminat
replacement rate: yardmn geliri istenen dzeye -mesela ortanca gelire
tamamlama oran; emekli maann alrken alnan maan yzde
kana denk dt; bir lkede nfusu sabit tutmak iin gerekli do
urganlk oran
residual: en muhta durumdakilere ynelik
residual welfare: refahn dier trl yaamn idame ettiremeyecek olan
yoksullara sosyal gvence a sunmakla snrlanmas; refahn ancak
aile ve piyasa ihtiyalar karlayamadnda, geici olarak ve asgari
dzeyde, evrensel ve kapsayc deil de ihtiya tespitine ve hedefle
meye dayal programlarla devreye girmesi durumu
right: bir eye hakk olmak
safety net: gvence a, sigorta
severance pay: kdem tazminat, iten karma tazminat

399

shadow economy: kaytd ekonomi


single parent: tek ebeveyn
social assistance pension: sosyal emeklilik
social cohesion: toplumsal btnlk
social dumping: sosyal damping
social insurance: sosyal sigorta
social insurance benefts: sosyal sigorta denekleri
social insurance contributions: sosyal sigorta primleri
social security: sosyal gvenlik, sosyal sigorta
social security benefts: sosyal gvenlik denekleri
social security contribution: sosyal sigorta primi
social security dependency benefts: sigortalnn bakmakla ykml olduklarna salanan gvenceler
social work: sosyal hizmet
state welfare: devlet yardm
subsidiarity: yerindenlik, bir alt kurumun stlenebilecei sorumluluu
daha st bir kurumun stlenmemesi ilkesi
take up rate: yararlanma oran
targeted intervention: hedefli mdahale
targetting: hedefleme
tertiarization: hizmet sektrnn nem kazanmas
two tiered: iki ayakl
underprovision: yetersiz sunum
undeserving: hak etmeyen, gerek muhta olmayan
unemployment assistance: isizlik yardm
unemployment beneft: isizlik denei
welfare: refah, sosyal yardm
welfare residual: refah tamamlayc alan
welfare retrenchment: sosyal refah harcamalarnn kslmas
work insertion: istihdam yoluyla toplumsal ierme
workfare: "refah devleti"nden (welfare) farkl olarak "alma devleti",
refaha deil almaya vurgu yapan nlemler

400

You might also like