Professional Documents
Culture Documents
1. Z am an -O lay rg s - l M im esis
Paul Ricceur Fransz felsefecisi ve yorum bilim cisi (19132005). Rennes Lisesi'ni bitirdikten sonra Rennes niversitesi
ile Sorbonne'da renim grd. Strasburg, Sorbonne ve Nanterre niversiteleri (Fransa) ile Yale, Colum bia, Chicago ni
versitelerinde (A.B.D.) ders verdi. Fenomenoloji ve Yorum bilim ncelemeleri M erkezi'ni (Paris) ynetti. alm alaryla
zellikle de anlat yorumbilim i alanndaki en nem li aratr
mas olarak kabul edilen Zaman ve Anlat adl yaptyla hem
yorum bilim in hem de ada anlat kuram larnn gelim esi
ne byk katkda bulundu.
B alca yaptlar: Karl jaspers et la philosophie de l'existence
(Karl Jaspers ve Varolu Felsefesi) [M. Dufrenne ile birlikte,
19471; Philosophie de la volont (rade Felsefesi) [3 cilt, 19501960]; Histoire et vrit (Tarih ve Gereklik) 119551; De lin
terprtation. Essai sur Freud (Yorum Hakknda. Freud stne
Deneme; Yoruma Dair. Freud ve Felsefe, 2007) [1965]; Le Conflit
des interprtations. Essais d'hermneutique (Yorumlarn at
mas. Yorumbilim Denemeleri) [1969]; La Mtaphore vive (Canl
Eretileme) [19751; Temps et rcit (Zaman ve Anlat 1, YKY,
2007) [3 cilt; 4 blm 1983-1985]; Du texte l'action. Essais
d'hermneutique II (M etinden Eyleme. Yorum bilim Denemele
ri II) [19861; Soi-m m e com me un autre (Bir Bakas O larak n
sann Kendisi) [19901; Lectures 1 , 2 ,3 (O kum alar 1 ,2 ,3 ) [19911994]; L'Idologie et l'utopie (deoloji ve topya) [1997];
L'Hermneutique biblique (Kutsal Kitap Yorum bilim i) [1999];
La M m oire, lhistoire, l'oubli (Bellek, Tarih, Unutm a) [2000];
Sur la traduction (eviri stne) [2004]; vb.
M ehm et R ifat gstergebilim , eletiri kuram lar, Fransz yaz
n, dilbilim , eviri kuram, masal incelemesi alanlarnda al
yor. ok sayda kitab ve evirisi var. Boazii niversitesi
ile Yeditepe niversitesi'nde ders veriyor.
Sem a R ifat evirm en ve aratrm ac. Franszca ve talyan
ca'dan bireysel ya da ortak eviriler yapt. levsel dilbilim,
talyan airleri, metin kuram, eviri stne yazlar eitli ki
tap ve dergilerde kt. Yazar M ektuplar (2004) ile Selahattin
Hilav ve Paris M ektuplar (2006) adl iki alm as yaymland.
PAUL RICUR
ZAMAN VE ANLATI
1. Zaman-Olayrgs-Ul Mimesis
EVREN :
0130
STANBUL
i 9 i n d e k i l e r
Zaman ve Anlat
ve Anlat
ve Anlatt
ve Anlat
ve Anlat
1:
2:
3:
4:
Zatnan-Olayrgsii-lii Mimesis;
Tarih ve Anlat;
Kurmaca Anlatda Zamann Biimlenii;
Anlatlan (yklenen) Zaman.
10
Zaman ve Anlat
11
nsz
16
Z a n a ve A n la t
nsz
17
18
Zaman ve Anlat
nsz
19
20
Zaman ve Anlat
ANLATI LE ZAMANSALLIK
ARASINDAK DNG
24
Zaman ve Anlat
25
28
Zaman ve Anlan
29
30
Zaman ve Anlat
31
ciir gerekten zam an?" (quid est enim tem pus?, XI, 14, 175).
Byle bir soru sorulduu anda, zam ann var olm as ve var o l
mamas konusundaki btn eski glkler skn eder. Ama
A ugustinus'un sorgulayc slubunun daha balangtan iti
baren kendini kabul ettirdii dikkate deer bir olgudur: Bir
yandan, kukucu kantlama var olm am a durum una doru
ynelirken, te yandan da dilin gndelik kullanm iindeki
ll bir gven duygusu, henz aklayam adm z bir bi
im de, zam ann var olduunu sylem ek zorunda kalr. Ku
kucu kant olduka iyi bilinir: Zam ann varl yoktur, nk
gelecek henz gelm em itir, gem iin artk varl kalm am
tr, im diki zam an da ortalkta deildir. Oysa bizler zam an
dan sanki varm gibi sz ederiz: Gelecekteki eylerin ileride
olacaklarn, gem iteki eylerin eskiden var olduklarn, im
diki eylerin ise gem ekte olduklarn syleriz. Gem ek bile
bir hi deildir. Var olmama savna direnii geici olarak des
tekleyenin, dilin kullanm olduunu grm ek de dikkate de
er bir zelliktir. Zam andan sz ediyoruz, hem de akla yat
kn bir biim de sz ediyoruz; bu da zam ann varl konu
sundaki bir sava temel oluturur: "Zam andan sz edince,
onu anlyoruz kesinlikle; bir bakasnn ondan sz ettiini
duyunca da yine anlyoruz" (14, 176).
Ama, zam an hakknda akla yatkn bir biim de ve olumlu
elerle (olacak, idi, ...dr) konuu/or olduum uz eer doruy
sa, bu kullanm n nasl olduunu aklam adaki yetersizlik de
ite tam olarak bu kesinlikten ileri gelir. Zam ann dile dkl
mesi, elbette kukucu kanta direnir ama dilin kendisi de
"konuuyor olma durum u" ile "nasl konuuyor olm a" duru
mu arasndaki sapma ile sorgulanr: A ugustinus'un derin d
5 Bundan byle tir a fla /n XI. kitab sz konusu olduunda 14, 17; 15 ,1 8 ; vb. gn
derm eleri yapacaz.
6 Burada sonsuzlukla olan kartlk kesindir: "im diki zam an eer hep imdi olsayd
v gem ie gitm eseydi, zam an olmaktan kar sonsuzluk olurdu" (m/.t/.). Ama yine
de unu belirtebiliriz: Sonsuzluk hakkndaki anlaym z ne olursa olsun, ileri sr
lecek kant, iinde "h ep " szcnn bulunduu dili kullanma biim im ize bavur
makla kendini snrlayabilir. im diki zam an hep indi 1 deildir. Nitekim, [zaman
iin] gem ek, kart olan dmmk' gerektirir (M eijering burada, g em ek m ok deiik
biim lerde d u rm k'h kartlat sermu 108'c gnderir). Btn kantlama boyunca,
imdiki zam ann tanmnn gelitiini greceiz.
32
Zaman vc Anlat
33
34
Zaman ve Anlat
35
36
Zanan ve Anlat
37
38
Zaman ve Anlat
39
40
Z a m a v e A n la t
41
2. Zamann lm
Augustinus ancak lme gizemini zdkten sonra insan
zamannn son tanmlamasna ular (2 1 ,31).
Zamann lm, 16, 21'de brakm olduumuz yerden
yeniden ele alnr: "Yukarda da belirttiim gibi biz zamanlar
geip gittikleri an lyoruz (praeterentia) (21, 27). Ama ileride
daha gl bir biimde dile getirilen bu nesrm ("Biliyorum ,
nk zamanlar lyoruz, var olmayan bir eyi de lemey iz") (flt/.y.) hemen aporiye dnr. Aslnda gemekte olan
ey imdiki zamandr. Oysa, yukarda da kabul ettiimiz gibi,
imdiki zamann yaylm yoktur. Bir kez daha bizi Kukucula
ra gnderen kantn ayrntl olarak zmlenmesi gerekir. n
ce bu kantn, gemek ile im dide var olmak arasndaki ayrm
gzetmedii sylenebilir: Buradaki imdi, blnemeyen an ya
da ileride belirteceimiz gibi "nokta" anlamndadr. Yalnzca
yaylm (disteniio) olarak yorumlanan l imdiki zaman diya
lektii, aporinin labirenti iinde kaybolm aya balayarak bir
nesriim iine dt durumdan kurtarabilir. Ama zellik
le kart kant, yar-uzamsallk imgesinin sunduu olanaklar
yardmyla kesin bir biimde oluur: Zamann l imdiki za
man biiminde kavran, bu yar-uzamsallk imgesini rtn
m esiyle olur. Aslnda gemek, bir eyi aarak gemek demektir.
42
Zaman vc Anlat
43
44
Zurnan ve Anlat
45
46
Zaman ve Anlac
47
3. ntentio ve distentio
Bu sonuncu adm atmak iin, Augustinus daha nceki bir
nesrm le (16, 21 ve 21, 27) yeniden iliki kurar. Bu nesrm
yalnzca havada kalmam ama ayn zamanda kukucu saldr
ya da uram gibidir. Sz konusu nesrm yleydi: Zaman
getii strcda lyoruz; var olmayan gelecei deil, var olm a
m gemii deil, yaylm [genilemesi] olmayan imdiyi de
il, ama "geen zam anlar" lyoruz. imdiki zamann oul
luunu ve paralanmasn geiin kendisinde, aarak geite ara
mak gerekir.
Augustinus'un titremekte olan ses, titreimi henz tamam
lanm olan ses ve birbiri ardndan titreen iki ses ile ilgili olarak
verdii nl rnein ilevi ite bu paralanmay l imdiki
zamann paralanmas olarak ortaya koymak olacaktr.
Bu rnekler byk bir dikkat gerektirmektedir, nk bi
rinden brne ok ince bir deiiklik sz konusudur.
Birinci rnek (27, 34): Titrem eye balayan, titreim i s
ren ve sonunda da titreim i biten bir sesi alalm . Byle bir
sesten nasl sz ederiz? Buradaki geiin anlalabilm esi iin,
btnyle gem i zamanla kalem e alnm olduunu belirt
menin nem ine inanyoruz. Sesin titreim inden yalnzca bu
titreim sona erdii andan itibaren sz edilir; gelecein he
nz tam am lanm am (nondum) olm as gem i olarak (fu t ura
erat) belirtilir; sesin titreiyor olduu an, yani sesin im disi,
yitip gitti diye adlandrlr; ses titrem ekte olduu an lle
bilirdi; "am a o anda bile (sed et tun) bu ses durm uyordu (non
stabat): gelip geiyordu (ibat), srekli hareket ediyordu (pra
eter ibat)" (27, 34). Demek ki, im diki zam ann geiinden bile
gem i olarak sz edilm ektedir. Birinci rnek, gizem e rahat
latc bir yant verm ek yle dursun, onu daha da derinletiri
yor gibidir. Ama, her zam an olduu gibi, zmn yn,
bizzat gizem in iindedir, ayn lde gizem de zm n
iinde yatm aktadr. Verilm i olan rnein bir zellii yn
mz belirlem eyi salar: "N itekim (enim), geerken llebi
lecek, bir tr zam ansal uzam a (in aliquod spatiun tem poris) ya
ylyordu (tendebatur); oysa im diki zam ann hibir uzam
48
Zaman vc Anlat
49
50
Zamn ve Arlan
51
52
Zaman ve Anlat
53
54
Zaman ve Anlat
55
56
Zam an ve A nlat
57
a)
A ugustinus'un dncesinin blm sz olarak ncesizlik-sonraszlk ve zaman stne olduu tartlam az. tiraflar'm XI. kitab, Tekvin'm [Yaratl] ilk ayetiyle alr (t iraf
lar'm kalem e alnd srada A frika'da bilinen Latince eviri
lerinin birinde yer ald biim iyle): "n principio fecit D ets..."
IBalangta T an r... yaratt". A yrca, XI. kitabn ilk on drt
altblm ne yaylan dnce, m ezm ur yazarn ven szler
ile byk lde Platoncu ve Yeni-Platoncu speklasyonu
birbirinden ayrlam ayacak biim de birletirm ektedir27. Bu iki
noktada gelien dnm e tarz, ncesizlik-sonraszln za
m andan hibir biim de sapm asna (hem de szcn uygun
decek hibir anlam yla) olanak tanm az. Ortaya konm u,
itiraf edilm i, dnlm olan eyin, bir rpda ncesizliksonraszlk ile zam ann kartl olduu grlr. Zeknn a
lmas hibir biim de ncesizlik-sonraszln var olup olm a
dn renm e sorununa ynelik deildir. ncesizlik-sonraszln zamana gre nce gelm e durum u -b u n u n da belir
lenm esi g erek ir- "yaratlm am olm am akla birlikte yine de
var olan " ile ncesi ve sonras olan "d eien " ve "eitlen en"
varlk (4, 6) arasndaki kartlkla verilm itir. Bu kartlk da
bir haykrta dile getirilir: "G k ve Y er varlar; yaratlm ol
duklarn haykryorlar, nk deiiyorlar ve eitleniyor
lar" (ay.]/.). Augus.tinus ayrca unu da vurgular: "Biliyoruz
27 Bu bakm d an, 2, 3 'tck i uzun duay y alnzca basit b ir retorik ss olarak gre
m ey iz (Fransz evirm en d e son d erece y erin d e olarak , bu duay d izeler bii
m in d e ak tarm tr): Dua, spek lasyonun old u u kadar lhinin de sergiled ii
"ez g isel z " ierir:
G n enindir, gece de:
Bir iaretinle an 'lar uup gider.
Bize geni zam anlar ver
Koyduun Yasa'nn gizlerini d nebilm ek iin.
Ve de kapy aldm zda kapatm a onu yzm ze.
Speklasyon ve lhi, "itiraf" iinde birleirler. Tekvin 1, l 'in frincipin'u, 2 , 3'teki duada itiraf etm e tonuyla verilm itir.
Kitaplarnda bulduum her eyi sana itiraf etm em e Uonfiteor tiln) izin ver.
Brak vg seslerini duyaym .
Brak senin kaynandan ieyim.
Brak kovduun Y asa'nn harikalarn inceleyeyim .
G ve yeri yarattn balangtan
K utsal kentinde, seninle birlikte sonsuza dek srecek egem enlie kadar!
58
Zaman ve Anlat
bunu" (ay.y.28). Grld gibi, zeknn alm as ncesizliksonraszln itiraf edilm esinde ortaya kan glklerden
kaynaklanm aktadr: "G ve yeri balangta nasl (qunmodo) yarattn iitm em i ve anlamam salar" (3, 5) (ayn soru
5, T de yinelenecektir). Bu adan, ncesizlik-sonraszlk da
tpk zaman gibidir: Var olm as bir sorun yaratm az; nasl var
olduuysa belirsizdir. ncesizlik-sonraszlk savnn zaman
savna kar ne srlm esinin birinci ilevi ite bu belirsizlik
ten kaynaklanr: snr-kavram ilevidir bu.
Sz konusu ilev, tiraflar'm XI. kitabndaki ilk on drt altblm boyunca grlen itiraf ile sorgulamann birbirini izleme
sinden doar. "G ve yeri nasl (quaodo) yarattn ...?" (5, 7)
gibi bir ilk soruya ayn vg anlay iinde, u yant verilir:
"Kendi Sz'nle yarattn onlar" (ay.y.). Ama bu soru bir yeni
soruyu yaratr: "Bu sz nasl syledin?" (6, 8) Ayn gven
duygusu iinde, Verbumun [Sz'n] ncesizlik-sonraszl be
lirtilerek yantlanr bu soru da: "Bu Sz'de her ey (omia) top
luca (simu!) ve ncesiz-sonrasz (sempiterne) olarak belirtildi.
Yoksa, bu, gerek ncesizlik-sonraszlk ve gerek lmszlk
deil, zaman ve deiiklik demek olurdu" (7, 9). Ardndan da
Augustius'un itiraf gelir: "Tanrm , bunu biliyorum ve bunun
iin sana krediyorum " (7, 9),
imdi Sz'n bu ncesiz-sonraszl sorgulayalm. kili
bir kartln olutuunu grrz: Bunun da, yeni karklkla28 Bu bilgi iinde Plotinos ile A ugustinus arasndaki yaknln ve kkl farklln
zeti yatar. Farkllk yaratl tena'sndan kaynaklanr. Cuitton da birka youn
sayfada btn derinliiyle bunu ele alr (fl.g.t/., s. 136-145) ve yle der: Aziz Au
gustinus "Enneades'in salad kalp iine Plotinos'a yabanc olan, hatta onun
dncesine kart olan bir esin dkm tr; yle ki, Plotinos btn diyalektiiy
le byle bir esinlenm eyi yadsm , dom asn engellem eye ya da onu yok etm e
ye alm tr" (s. 140). Yaratl kavram ndan geici bir kozm os, zam ansal bir
dnm , tarihsel bir din doar. Bylece zam an tem ellendirilm i olduu gibi
dorulanm da olur. Plotinosu trm cln Icmatizn'in] kurtulur gibi ol
duu insanbiim cilic [antropom orfizm c\ gelince, A ugustius'un m addesel insanbiim ciliinin eretilem eli kaynaklarnn, yaratc nedensellik em as sz ko
nusu olduunda "ay m "n n kimlii iinde yer alan, tamam yla biim sel olduu
iin de anlalm as daha g olan Yeni-Platoncu rnekiliklen daha deerli olup
olm ad sorgulanabilir. Yaratlla ilgili eretilem e bizi uyard gibi tetikte ol
mamza da yol aar; rnekilik ise felsefi niteliiyle bize ekici gelir (bu konuda
bkz. G uitton, a.g.y., s. 198-199). "Z am ansal yaratln ncesiz-sonrasz yaratan"
konusunda bkz. M eijering'in tm kapsayc yorum u, a.g.y., s. 17-57. Bu alm a
da Timaios'a ve Enneades'e yaplm btin gnderm eler bulunabilir.
59
60
Zaman ve Anla
61
62
Zaman ve Anlat
bu "n ce"nin hilie uram olm asdr: "hibir ey yapm am ak"taki "hibir ey ", yaratm ann ncesidir. Demek ki zam a
n balayan ve biten olarak dnm ek iin "hibir eyi" d
nm ek gerekir. Bylece zam an hilikle evrilm i, kuatlm
olur.
kinci eletiriye verilen yantsa daha dikkate deerdir; ya
ratl ncesi yoktur nk Tanr zamanlar, dnyay yaratmak
la yaratm olur: "Sen btn zamanlarn yaradansm." "nk
o zaman da sen yarattn ve zamanlar sen onlar yaratmadan
geip gidemezlerdi." Ve yant ayn anda, soruyu da silip atar:
"Zamann olmad yerde 'o zaman' diye bir ey de olmaz (non
erat tun)" (13, 15). te bu "olmayan-o zam an" hibir ey yap
mamann hibir ey'i ile ayn olumsuzluktadr. Demek ki, zama
n sonuna kadar gei olarak dnebilmek iin zamann yok
luu kavramn oluturmak dnceye braklmtr. Zamann
tam anlamyla gei olarak yaanabilmesi iin geici [bir eyi
olarak dnlmesi gerekir.
Ama zam ann dnya ile birlikte yaratld sav -P la ton'un Timnios 38 d'sinde de grlen sa v - zam andan nce de
baka zam anlarn bulunabilecei grn ak brakr (ti
raflar XI, 30, 40'n sonunda bu olaslktan ya speklatif varsa
ym olarak, ya da meleklere, zg zamansa] boyutu ayrm ak
iin sz edilir). Ne olursa olsun, Augustinus byle bir olasl
a kar koyabilm ek am acyla, ileri srd sava redctio ad
absurdm grnm n verir: Zam andan nce bir zaman var
sa bile, bu da bir yaratk olacaktr, nk Tanr btn zam an
larn yaratcsdr. yleyse her trl yaratm dan nceki bir za
man dnlem ez. Bu kant Tanr'nn yaratm a eylem inden
nce bo bo dolat varsaym n da ortadan kaldrm aya ye
ter. Tanr'nn bo bo dolatn sylem ek, yaratm adan nce
asla bir ey yapm ad bir zam ann var olduunu kabul et
mek dem ektir. Demek ki, zam an kategorileri bir "dnya ncesi"ni belirtm eye elverili deildir.
nc eletiriye verilecek yant, Augustinus'a, zaman ile
ncesizlik-sonraszlk arasndaki kartla son biimini verme
frsat tanr. Her trl "yenilik" fikrini Tanr iradesinden uzak
tutmak iin, yaratl ncesi kavramna, her trl zamansall
63
64
Zaman ve Anlat
65
66
Zaman ve Anlat
67
68
Zaman ve Anlat
69
70
Zam an ve A nlat
kim dizginleyecek...?) yerini ok daha gvenilir olan bir kesinlemeye brakr: "O zaman sende, varlmn gerek biimi olan se
nin Hakikatinde deimez (stabo) ve dayankl (solidabor) olarak
kalacam" (3 0 ,40). Ancak bu deimezlik umudun zaman olan
gelecee kalr. Sreklilik sz yaylma (distcntio) deneyiminin or
tasnda verilir yine: "Sana akacam, sende arnacam, aknn
ateiyle eriyeceim gne (donec) kadar" (2 9 ,39).
Bylece distentio ve intcntio tema's, zamanla ilgili eski
aporilerin tartlmasnn kendisine kazandrd bamszl
yitirmeden, ncesizlik-sonraszlk ve zaman konusundaki d
nce iinde yer alarak younlar. Elinizdeki yaptn bundan
sonraki blmleri de bunu gelitirecektir. Sz konusu youn
lamay, yalnzca zamann, ncesizlik-sonraszla ilikin snrkavramn (zaman birlie iten kavram) gr as altnda d
nlp ortadan kaldrlmas biiminde deerlendirmemek ge
rekir. Bu younlama ayrca henz speklatif kanttan baka
bir ey olmayan eyin yakar ve inleme dzlemine aktarlmas
na da indirgenemez. Younlamann temel amac, dorudan
doruya zaman deneyiminden, i aamalanma kaynaklarn el
de edebilmektir: Bunun salayaca kazan da zamansall
yok etmek deil, derinletirmek olacaktr.
Bu sonuncu gzlemin btn giriimimiz stndeki etkisi
byk olmutur. Modern anlat kuramnn gerek tarihyazmndaki gerekse anlatbilimdeki ana eiliminin, anlatnn "zam ansal diziliini bozm ak" olduu doruysa, zamann izgisel ola
rak temsil edilmesine kar srdrlen mcadelenin tek k
noktas anlaty "mantksallatrm ak" deil, ama ondaki zamansall derinletirmektir. Kronolojinin ya da kronogmfinin
tek kart yasalarn ve modellerin akronisi [zaman-dl] de
ildir. Kronolojinin gerek kart zamansallm kendisidir. Hi
kuku yok ki, insan zamansallm hakkn verebilmek ve onu
yok etmek deil ama derinletirmek, aamalandrmak, hep da
ha az "yaylm " ve hep daha ok "ynelm i" olan (non secunAum distentioncn, sed scctmdtm intentionen, 29, 39) zamansallatrma dzeylerine gre sergilemek iin zamann "tekisi"nin
var olduunu itiraf etmek gerekir.
Oayrgletirme
Aristoteles'in Poetika'srm Bir Okunuu
72
Zaman ve Anlat
73
mayan tarih) salad zellikle ok daha artc kart-rneklerin snamasndan gemesi gerekir.
te yandan, m imesis kavram nn tam olarak sergilenebil
mesi iin, eylem in "gerek" alanna yaplan gnderm enin da
ha az telm ih ykl olm as gerekir. A yrca, A ugustinus'un za
mann uyum suzluk deneyim iyle ilgili olarak ortaya atm ol
duu sorunsal bu alana balayabilm ek iin de, sz konusu
alann, A ristoteles'in kendisine yklem i olduu "etik" belir
lenim lerden -b u n lar da ok say d ad r- daha baka belirle
nim ler stlenm esi gerekir. Demek ki, A ristoteles sonrasnda
izlenecek yol uzun olacaktr. Kurmaca anlat ile tarihsel anla
tnn kesien -c a n l zam an deneyim i stnde k esien - birbiri
ne gnderm e sorunu btn younluu iinde ortaya konm a
dan, anlatnn zam anla balantsnn nasl olduunu syle
m ek olanaksz olacaktr. Eer m im etik etkinlik kavram Poetika' da n planda yer alyorsa, bizim A ristotelesi mimesis' in
uzaktan m irass olan kesien gnderm e kavram m z da ancak
son planda yer alabilir ve yapacam aratrm ann ufkunda
gerilere itilm esi gerekir. Bu nedenle sz konusu kavram d
zenli bir biim de ancak drdnc blm de ele alnacaktr.
74
Zaman ve A nlan
Olayrgletitme
75
76
Zaman ve A nlat
Olayrglecirme
77
78
Zaman ve A nlat
Olayrgletirme
79
eyleme baml kld karakterlere balanr. Ama yine de Poetika'nn daha II. blmnden balayarak iin iine katlr: Ger
ekten de ilk olarak, Aristoteles, "tem sil edenler"in etkinliine
belirlenmi bir ballak e vermek durumunda kaldnda,
bu eyi "eylem de bulunanlar" diye tanmlar: yani "eylem ha
lindeki kiileri temsil edenler" diye (48 a l ) . Aristoteles'in, Poetika
iin tek kanonik zm yolu olan mimesis'e ("eylem in tem sili")
dorudan doruya gitmemesinin nedeni, ritimli dille ifade edi
len temsil alanna gecikmeden soylulua ya da bayala ili
kin bir etik lt koyma gereksinimi duymasdr: Bu lt de
u ya da bu karaktere sahip kiilere uygulanr. Byle bir ikilie
dayanarak da tragedya "daha iyiler"i, komedya ise "daha kt
ler"} temsil eder diye tanm lanabilm ektedir11.
kinci snrlayc zorunluluk, bir yanda yer alan destan ile,
br yanda yer alan tragedya ve komedyay (ikisi de bu kez
blm izgisinin ayn tarafnda buluurlar) ayrr. Bu zorun
lu kurala en fazla dikkati gstermek gerekir nk, anlaty ge
nel tr, destan ise bir anlat tr olarak kabul etm e taannzla
elimektedir. Burada tr olan, eylemin taklidi ya da temsilidir;
anlat ve drama ise onun egdml alttrleridir. Hangi zorun
lulua, kurala gre bunlar kar karya getirilebilir ki? Burada
ki zorunluluk, temsilin nesnelerini (temsil edilen eyleri) blen,
ayran deil de "nasl" temsil edildiini, temsil edili biimini,
tarzn ayrt eden bir zorunluluktur12. Oysa aralar, taklit bii
mi ve nesnelere ilikin lt ilkece her ne kadar eit dzey
li
Neye gre daha iyiler, neye gre daha ktler? M etin bunun yantm "g n
mz in sanlarn d an " daha iyi diye verir. P oetika'm n "g e re k " [reell dnyadaki
etik b ir eylem in zelliin e yapt bu gnderm eyi d aha ileride tartacan.
N ocm atik ballam n daha az etkisinde olan m im esis terim ine yaplm bu
gnderm eyi ben m ylhos'a balyacam . E ti e y ap lan bu gnderm enin hakl
olarak btn m im etik etkinlik alanna, zellik le de resim sanatna uygulanabi
leceini belirtm ek gerekir. Kom edya ile tragedya arasnd aki fark da bu adan
"n a sl" l t n n nazm d ili sanatlarna uygu lan m asnd an baka bir ey de
ild ir (48 a 1-18).
12 Else, m im esis biim lerini ele ald III. blm e ilikin yorum unda, mimesis bi
im inin -a n la tsa l, karma ve d ram atik - en yetkin taklit oluturduunu belirtir.
Byle bir dizili iinde de dram atik biim in en yetkin taklit etm e olduunu vur
gular: Bunu da insan gerekliini dorudan ifade etm e zelliine balar, nk
tem sil edilen ya da taklit edilen eylem i anlat kiileri kendileri yerine getirm ek
tedirler (a.g.y., s. 101).
80
Zaman ve Anlat
Olay rg le t irniL-
81
bir yan yok. Her trl karkl nlemek amacyla, geni anla
myla anlat (mimetik etkinliin "nesne"si ["konu"su] olarak ta
nmlanr) ile dar anlamyla anlaty (Aristoteles'in diegesis'i; biz ar
tk buna diegesis kompozisyonu adn vereceiz)14 birbirinden ayrt
edeceiz. stelik, terim dzlemindeki byle bir aktarm da Aris
toteles'in fark hep en aza indirmeye almas nedeniyle (fark is
ter drama ynnde, ister destan ynnde ele alsn) onun katego
rilerine pek zarar vermeyecektir. Drama asndan, destanda var
olan her eyin (olayrgs, karakterler, dnce, ritim) tragedya
da da bulunduu sylenir. Tragedyann fazladan sahip olduu
zellikler (gsteri [sahne dzeni] ve mzik) ise, sonuta, kendisi
asndan temel zellikler deildir. Gsteri zel olarak, tragedya
nn elbette bir "e"sidir ama "sanata btnyle yabancdr ve
poetikayla [iir sanatyla] hibir ilgisi yoktur, nk tragedya
amacn yanmasz ve oyuncusuz da gerekletirebilir" (50 b 1719). Aristoteles, Poetika'nm sonunda, o klasik deerlendirme
[dllerin datm] an' geldiinde (blm XXVI) tragedyann
gsteri olarak sunduu eyleri onun saygnl olarak kabul ede
bilecei gibi, bunu geri de ekebilmektedir: "Tragedya, zel etki
sini yaratabilmek iin, hareketten vazgeebilir, tpk destan gibi:
Yalnzca okuma bile tragedyann niteliini ortaya karr15'' (62 a
12). Destana gelince, airin, anlatma ediminde kiileriyle olan ba
nts, destann tanmnda belirtildii kadar dorudan bir bant
deildir. Daha balangta bir ilk hafifletilmeye gidilir: Aristoteles
14 D upont-Roc ve I-allot, yukarda ad geen yaptlarnn 370. sayfasnda XXIII. b
lm e ilikin olarak yaptklar yorum da, anlatcnn aktard anlaty (Poeiika'nm
III. blm ndeki tanm a gre) belirtm ek iin [Franszca] "rcit narratif" ile
"rcit digtique" terimlerini kullanm akta duraksam azlar. Dem ek ki, ayn za
m anda dram a anlatsndan da sz edebilir ve bylece anlat terim ine dram a an la
ts ile diegesis anlats gibi iki tr anlaty kucaklayacak bir cins ad zellii tan
yabiliriz.
15 G steri (sahne dzeni] stne iki yarg arasnda grlen eliki ve ayn zam an
da tragedyaya ynelik tercihini kabul ettirm eye alan A ristoteles'in o hafif ter
tip kt niyeti, etkin bir sahnelem eyi dlayan biim sel m odeliyle bir uzlam aya
gitm eden yle hafifletilebilir. D upont-Roc ve l.allot (a.g./., s. 407 - 408) ile bir
likte, tiyatro m etninin gsterinin varl olm akszn m im etik etkinliin btn
kurucu zelliklerini ierdiini belirtebiliriz; te yandan da dram atik m etnin szceleni biim inin d e gze ynelik olm a [seyredilir olm a] zorunluluunu ierdi
ini syleyebiliriz. Bana gre, tiyatro m etni gsteri olm akszn deerlendirildi
inde, gsterinin bir ynergesidir. Byle bir ynergenin var olabilm esi iin de
som ut, gerek bir gsteri gerekli deildir. Bu durum , orkestra partisyonu iin d e
geerlidir.
82
Zam an ve A nlat
anlatc olarak air tanmna ayra iinde bir bilgi ekler: "Ya ba
kas haline gelinerek (Homeros da byle anlatr) ya da hi dei
meden ayn kalnarak" (48 a 21-23). Gerekten de Homeros daha
ileride (blm XXIII), karakterlerle donatt kiilerinin gerisinde
kendisini silmeyi baarma sanat iin, kiilerinin eylemde bulun
malarna, kendi adlarna konumalarna, ksacas sahneyi kapla
malarna izin verdii iin vlr. te bu noktada, destan dramay taklit eder. Aristoteles, "manzum anlat yoluyla temsil etme saat"na (59 a 17) ayrlm olan blmn banda, hibir paradoks
yaratmadan yle diyebilmektedir: "u ak bir gerektir ki, tra
gedyada olduu gibi, burada da, olayrglerinin drama biimin
de dzenlenmesi, vb. gerekir" (59 a 19). Bylece, drama-anlat ki
lisinde, birincisi, model oluturarak yanndaki kincisini niteler.
Demek ki, Aristoteles, anlatsal [diegesis'e ilikin] taklit (ya da
temsil) ile dramatik taklit (ya da temsil) arasndaki "gerekleme
tarzyla" ilgili kartl ok deiik biimlerde hafifletmektedir.
Hem zaten bu kartlk da taklit etmenin nesnesini, yani olayrgiiletirmeyi etkilemez.
Bir sonuncu zorunluluk da, mimesis-mytios kilisi bal
altnda ele alnabilir; nk bylece Aristoteles'in mimesis' i
kullan biimini belirgin klma frsat tanm olur bize. Ka
rakterlerin dnlm esini eylemin dnlm esine balayan
zorunluluktur bu. Eer romann modern evrimi ile Henry Jam es'in16 ortaya att sav (H. Jam es karakterin gelim esini,
daha stn tutmasa da, olayrgsniin gelim esiyle eit ola
rak grr) dikkate alacak olursak, byle bir zorunluluk kst
layc gelebilir. Frank Kerm ode'un da belirttii gibi17, bir ka
rakteri gelitirm ek iin, daha fazla anlatmak; bir olayrgiisn gelitirm ek iin de bir karakteri zenginletirm ek gerekir.
16 Henry Jam es, The Portrait o f a Lnrfy'nin (1906) nsz, The Art o f llte N ovel, New
York [Charles Scribn er's Sons], 1934, yay. haz. R. P. Blackm uir, s. 42-48.
17 Franck Kerm ode, The G enesis o f Secrecy, Harvard U niversity Press, 1979, s. 81 ve
tesi. Jam es Redfield d e ayn dorultuda, hjada'm n, A khillcs'u n fkesi ile
H ektoPun trajik yazgs evresinde kurulduunu gzlem ler. A m a, kiilerin a
a km i dnyalarnn bulunm ad bir destanda, karakterlerin birbirlerini
etkilem eleridir tek nem li olan. Karakter, ancak bir olavrgs reterek anlam
kazanabilir artk (ay.y., s. 22). Ayrca, olayrgiisii szcnden "yapta gerek
biim ini veren rtk kavram sal b irim "i (ay.y., s. 23) anlarsak, o zam an ortada bir
ncelik tartm as kalm az. Ben de, bu yapt boyunca bvle bir zm yolu be
nim sedim .
Olayrgletirme
83
84
Zaman ve Alac
Olayrgletirme
85
86
Zaman ve A nlat
Olayrgletirme
87
88
Zaman ve Anlat
Olayrgletirmt:
89
90
Zaman ve Anlat
23 Else yle haykrr: "M eydana gelm i olan eyin yapm cs! Olaylarn gerekliinin
deil de olaylarn m antksal yapsnn, anlam larnn yapm cs: Sahip olduklar m eyda
na gelm i ey, kendi yaptklar eye gre rastlantsaldr" (a . g . y s. 321).
Olayrglecirme
91
3. e katlm uyumsuzluk
Tragedya modeli katksz bir uyumluluk modeli deil,
uyumsuzluu da ieren bir uyumluluk modelidir. Bu yanyla
da distentio anim i'yle kar karya gelen bir zellik sunar.
Uyumsuzluk, Aristoteles'in zmlemesinin her aamasnda
varln korur; tema tik adan yalnzca "karm ak" (kart
"yaln") olayrgs bal altnda incelenmi olmas durumu
deitirmez. Uyumsuzluk, daha tragedyann kanonik tanmn
dan itibaren kendini gsterir: Tragedya, "sonuna kadar gtr
lp tam am lanm ...24" (ieleios) (49 b 25) soylu bir eylemin tem
sili olmak zorundadr. Oysa, tamamlanmlk, eylemin sonu
nun mutlu ya da mutsuz olmasna bal olarak ve karakterlerin
etik niteliinin k yollarndan birini ya da brn akla yat
kn klmasna bal olarak nemsenmeyecek bir zellik deil
dir. Demek ki, eylem, bu k yollarndan birini ya da brn
rettii an son noktasna ulatrlm olur. Bylece de eylemi
sonucuna ulatracak "yanykler"in yeri bota bekletilir. Aris
toteles yanyklere kar bir ey sylemez. Onun tepki gster
dii ey, yanykler deil, yanyksel dokudur, yani yanyklerin rastlantsal olarak birbirini izledii olayrgsdtir.
Olayrgsnn denetimi altndaki yanykler ise, yapta bir
younluk, dolaysyla da bir "uzunluk" kazandrr.
Ama tragedyann tanmnda ikinci bir bilgi daha vardr:
"...trag ed ya acm ay ve korkuyu temsil ederken, bu eylem t
rnn bir arnm asn (katharsis) gerekletirir" (49 b 26-27).
Glklerle dolu katharsis sorununu im dilik bir yana brakp,
katharsis'in gereklem e yolu (dia) stnde younlaalm . Else
ile Dupont-Roc ve Lallot, kanm ca, A ristoteles'in tmcenin
kuruluuyla yansyan niyetini iyi anlam lar: Seyircinin heye
can duyarak karlk vermesi, dram am n iinde, kiiler bak
mndan ykc ve acl olan olaylarn nitelii iinde yaratlr.
Pathos terim inin, karm ak olayrgsnn nc bileeni
olarak sonradan ele alnp incelenm esi de bunu dorulayacak2-1 Yukarda u szleri alntlam tk: "Sonu na kadar gtrlp tam am lanm , bir
btn oluturan ve belli b ir uzunluu olan bir ey lem " (50 b 24-25). Bu alntnn
hem en ardndan A ristoteles yalnzca "b t n " ile "u zu n lu k "u yorum lar.
92
Zaman ve Anlat
93
94
Zaman ve Anlat
Olayglejtirm e
95
96
Zaman ve Anlat
Olayrgletirme
97
98
Zaman ve Anlat
O layglecirm e
99
100
Zaman ve Anlat
Olayrgk-tirme
101
102
Zaman ve Anlat
O layrglet irine
103
104
Zam an ve A nlat
Ohyrglecirrne
105
106
Zaman ve Anlat
Olayrgletirmc
107
the Iliaci adl yaptnda srarla belirttii gibi, bu iki terim arasn
da kurulabilecek birbirinin tersi iki iliki, ''iiiincii bir ilikinin
... altnda, yani airin kltrn yaratcs olmas asndan yortnlannaldr" (nsz, s. XI)45. Aristoteles'in Poetika's bu alana
hi girmez. Buna karlk ideal seyirciyi, daha dorusu ideal
okuru yerli yerine oturtur: Onun zeksndan, "arnm " heye
canlarndan, duyduu hazdan yaptla ve yaptn yaratt kl
trle balantl olarak sz eder. te Aristoteles'in Poetikas bu
zelliiyle hemen hemen yalnzca bulu [yaratma] olarak mimesise ilgi gstermi olmasna karn, mimetik etkinliin btn
boyutlaryla aratrlmasnn ilk admn oluturur.
45 Jam es Red field'in yaptnn tamam iirsel zeknn kltr etkilem esi tem a'syla
ynlendirilm itir. Kltrn tanm da u terim lerle verilm itir: "Seim', aba ve
bilginin uygulanm asndan farkl biitie yaplabilen eyler k lt r evrenini oluturur
lar" (a.g.y., s. 70). Doa ile kltr arasndaki kartlk tem eld e zorunluluk ile
olum sallk arasndaki kartlktan ibarettir: "D eerler ve norm lar eylem iislilm ie de
il aa (ereksel olarak) eylem kaynaklar iisliinde etkili olan zorunluluklardr" (s. 70)
"Zorunluluklar doa evrenini olutururlar; bunlar baka trlil yaplam ayan eylerdir"
(s. 71). Buradan da u sonu kar: Bir sanat yaptnn anlam , onun ancak klt
r etkilem esi iinde tam am lanr. J. R cdficld c gre, bu etki, zellikle so n n yara
tr: Drama deerlerin ve kltr norm larnn belirsizliinden doar: air gzleri
ni norm lara dikm i olarak seyircilere, norm dan sapm , sorun yaratan bir yk
sunar (s. 81): "Tragedya airi bu yolla kltrn snrlarn in celer... Tragedyada k l
trn kendisi sorunsal hale gelir" (s. 84). Dramadnn nceyse, destan, bu ilevi
"ep ik uzaklk" sayesinde uygulam tr: "D estan, kahram anlk dnyasn, kendileri
d e bir baka sradan dnyada yaayan okurlarna betimler" (s. 36). air retm e yetki
sini kullanm aya seyircilerine yn deitirtm ekle balar; ardndan onlara kendi
kahram anlk trklerinin ykma uram as ve allak bullak olm as tem alarnn
dzenli bir biim de tem silini sunar. Ama yaam n ikilem lerini zem ez. Nitekim
ilyada'da uzlam aya yol aacak hznl trenin ibir anlam yoktur ama her
trl sava giriim inin d e anlam szln belirgin klar: "D rama sanat yaam daki
ikilem ler ve elikilerden doar, am a ikilem leri zm ek iin hibir vaatte bulunm az; ter
sin e tragedya sanat, en yksek biim sel yetkinliini, bize bu ikilem lerin evrensel, inan
drc v e gerekli olduunu aklad anda ulaabilir (s. 219). iir (insanlar) zevk de
il, kavranabilirlik sunar" (s. 220). 13u hak edilm em i, am a trajik hatayla artm ac
ekm enin en st n rneid ir: "K ltr sorunu tragedya karakterlerin in hak etm e
dikleri ac araclyla bizlere ulatrlr" (s. 87). U yum suzluun kr noktas olan ham arlia Iyanlg | da "tragedya yoluyla retm e"n in d e k r noktasdr. Bu adan
sanat "kltrn yadsnm as" olarak adlandrm a riski d e gze alnabilir (s. 218223). Yaptm zn drdnc blm nde, Hans R obert Jau ss'tan yararlanarak,
yaznsal yaptn bir kltrn yaanm lm sorunsallatrm as ilevi stnde
yeniden duracaz.
Zaman ve Anlat
l Mimesis
109
110
Zam an ve A nlat
111
mazlktan gelmiti. Ben sz konusu zamansal zellikleri metinsel biimlendirme ediminden alp kartacam ve olayrgletirme zamannn oynad dolaym roln gstermeye alaca
m: Yani, pratik alanda nceden tasarlanm [n-biimlendirilmi] zamansal zellikler ile zamansal deneyimimizin bu olu
turulmu zamana dayanlarak yeniden-biimlendirilm esi ara
snda olayrgletirm e zamannn oynad arac rol aklaya
cam. Demek ki, nceden tasarlanm [n-biinlendirilmi] bir za
mandan yeniden-biimlendirilmi bir zamana uzanan yolu, belli bir
biime, bir grnm e brnm [metinse! grnm kazanm] za
man araclyla, dolayanyla izliyorum.
Bu aratrmann ufkunda anlatma edimi ile zamansal varo
lu arasndaki ksr dngye ilikin eletiri kendini gstermek
tedir. Bu ksr dng, btn abam ok byk bir gereksiz yi
nelemeden [totolojiden] baka bir ey olmamaya mahkm mu
etmektedir? Bu eletiriden, birbirinden olabildiince uzaktaki
iki kalk noktasn seerek syrlr gibi grndk: Augustinus'ta zaman ile Aristoteles'te olayrgletirme. Ama bu iki u
nokta iin bir ara yol aramakla ve olayrgletirm e ile yaplan
drd zamana bir dolaym rol vermekle, sz konusu eletiri
yi yeniden glendirmi olm uyor muyuz? Zamansallm dile
tanmas olay, ancak, dilin, zamansal deneyimi belli bir gr
nme brndrp yeniden biimlendirmesi lsnde olanak
ldr gibi bir savn dngsel [dairesel] niteliini de yadsmyo
rum. Ama buradaki altblmn sonuna doru, dngnn t
kenmi bir gereksiz yinelemeden baka bir ey olabileceini
gstermeyi umuyorum.
1.Minesis I
iirsel kompozisyonun zamansal deneyimimizin olutur
duu alandaki yenilik yaratma gc ne olursa olsun, olayrgsnn kompozisyonu eylem dnyasnn bir n-kavran iine,
yani eylem dnyasnn kavranabilir yaplar, simgesel kaynak
lar ve zamansal nitelii iine yerleir. Bunlar, indirgenmi ol
maktan ok betimlenmi zelliklerdir. Bu adan, kapal bir di-
112
Zam an ve A nlat
113
114
Zaman ve Anlat
115
116
Zaman ve Anlat
118
Zam an ve A nlat
119
120
Zam an ve A nlat
12 1
lem rtk olarak kalr. Ama ben yine de eylem e ilikin bu zamansal zelliklerin zmlenmesini bir anlat yapsndan ya da
en azndan zamansal deneyimin bir n-anlatsal yapsndan sz
edebileceimiz (kendi yaadmz yklerden ya da katld
mz yklerden veya sadece bir yaamn yksnden o all
m biim de sz ediimizin esinledii gibi) noktaya kadar g
trmeyeceim. Deneyimin n-anlatsal yaps kavramn incele
meyi bu altbliimn sonuna brakyorum: Bu kavram, btn
zmlemem boyunca sk sk grnen ksr dngnn eletiri
sine kar koymay salayacak harika bir frsat sunmaktadr.
Ben burada eylemin simgesel dolaym larm da rtk olarak ka
lan ve anlat tmevarmclar olarak kabul edeceim iz zaman
sal zellikleri inceleyeceim yalnzca.
Eylemin kavramsal andaki herhangi bir e ile tek bana
ele alman herhangi bir zamansal boyut arasnda bir bakma
esi esine dzenleyebileceimiz, fazlasyla belirgin balla
m stnde durmayacam. Tasarnn [projenin] gelecekle ger
ekten de zel bir biimde balantl olduunu kolayca syle
yebiliriz: nk buradaki gelecek, nceden kestirim e [tahmine]
ya da kehanette bulunmaya dayal bir gelecekten ayrlmakta
dr. Gdlenm e ile gemiten edinilmi deneyimi imdiki za
man iinde harekete geirme yetenei arasndaki sk ba da
ayn lde belirgindir. Son olarak diyebiliriz ki, "yapabiliyo
rum ", "yapyorum " ve "katlanyorum " [ya da "ac ekiyo
rum"] imdiki zamana kendiliinden verdiimiz anlama aka
katkda bulunmaktadr.
Eylem in baz kategorileri ile tek tek ele alman zamansal
boyutlar arasndaki gevek ballamn, zam ansal boyutlar
arasnda gerek [etkin] eylem tarafndan ortaya karlan bir dei-toku olm as daha da nemlidir. Augustinus'a gre, zama
nn uyumsuz-uyumlu yaps kendine dnl [refleksif] d
nce dzlem inde baz paradoksal zellikler gsterir: Bunlarn
bir ilk taslan da eylem fenomenolojisi belirleyebilir gerek
ten. Augustinus, bir gelecek zaman, bir gem i zaman ve bir
imdiki zaman yoktur, ama l bir imdiki zam an (yani gele
cek eylerin bir imdiki zaman, gem i eylerin bir imdiki za
man ve imdiki eylerin bir imdiki zaman) vardr diyerek bi
122
Zaman ve Anlat
123
124
Zam an ve A nlat
1 25
126
Z a m a n v e A n la t
127
128
Zaman ve Anlat
2. Mimesis II
Mimesis II ile birlikte ...m/ gibi'nin [ya da sanki'nin] alan a
lr. Yaznsal eletirideki yaygn bir kullanmla uyum iine girip
kurmacanm alan da diyebilirdim. Ama ben nivesis II'nin zm
lemesine tam anlamyla uygun den bu deyiin salayaca s
tnlklerden yararlanmayacam. Nedeni de sz konusu terimin
u iki farkl anlamda kullanlnn yarataca belirsizlikten uzak
durmak isteyiim: Bu terim bir yandan anlatsal biimlenilerin
eanlamls olarak kullanlr; te yandan da "gerek" [hakik! bir
anlat oluturma iddiasndaki tarihsel anlatnn kartanlamls
olarak benimsenir. Yaznsal eletiri, anlatsal sylemin iki byk
snfa ayrlmasn dikkate almad lde byle bir glkle kar
lamaz. Bu durumda da anlatnn gndergesel boyutunu etkile
yen bir fark tanmazlktan gelebilir ve kendini hem kurmaca an
latda hem de tarihsel anlatda grlen ortak yapsal zelliklerle s
nrlayabilir. Dolaysyla kurmaca szc anlatnn biimleniini
belirtmek iin elverili bir szcktr; anlatnn olayrgletirilmesi de bir paradigmadr: Ama her iki anlat snfnn gerek olduu
iddiasyla ilgili farkllklar ise burada dikkate alnmamtr. Kur
maca ya da "hayal" ile "gerek" arasndaki ayrmn gzden ge
irilmeyi gerektirmesi ne byk olursa olsun, kurmaca anlat ile
tarihsel anlat arasnda bir fark hep kalacaktr: Bu sorunu da ke
sin biimiyle drdnc blmde yeniden ele almamz gereke
cektir. leride yapacam aklamay beklerken, ben burada kur
maca terimini, vukarda szn ettiim anlamlardan kincisi iin
kullanmay ve kurmaca anlaty tarihsel anlatnn kart olarak
ele almay yeliyorum. Kompozisyondan ya da biimlendirme'den, gnderge ve gereklik sorunlarn gndeme getirmeyen
ilk anlam ele aldmda sz edeceim. Bu anlam, daha nce de
grdmz gibi, Aristoteles'in Poetika'da "olaylarn dzenleni
i" olarak tanmlad mytlos anlamndadr.
129
Zam an ve A nlat
131
132
Zam an ve A nlat
133
134
Zaman ve A nlat
135
136
Zaman ve A nlat
137
138
Zam an ve A nlat
3. Mimesis II]
imdi ilk kavranabilirlik boyutuna ulatrlan mimesis H'nin
nasl temsili bir nc evre gerektirdiini, bu evre'nin de yine
mimesis olarak adlandrlmay hak ettiini gstermek istiyorum.
Bir kez daha anm satm ak istiyorum ki, burada m im esis'in
aklanm asna gsterilen ilgi kendi snrlar iinde son bul
mayacak; mimesis'in aklanm as, sonuna kadar, zam an ile
anlat arasndaki dolaym n aratrlm asna bal kalacaktr.
Bu altblm iin banda ortaya attm z sav, yalnzca mimesis
srecinin sonunda u som ut ierii edinecektir: Anlat tam
anlam na, mimesis III iinde, eylem de bulunm a zaman ile
katlanma [tahamml etme] zam anna gre yeniden kuruldu
unda ular.
Bu evre, H.-G. G adam er'in kendi felsefi yorum bilim inde
"uygulam a" diye adlandrd eye denk der. A ristoteles
de Poetika'mn deiik yerlerinde mimesis prakses'un bu son
anlamn sezdirir. Poetika'snda R etorik adl yaptna gre se
yirciler stnde daha az duruyor olm asna karn bu byledir. Retorik'teyse ikna etm e kuram btnyle seyircinin
almlama yeteneine gre ayarlanm tr. Ama A ristoteles ii
rin evrensel'i [tmeli] " retti in i", tragedyann, "acm ay ve
korkuyu temsil ederek bu tr heyecanlardan arnm ay sala
dn" sylediinde, ya da tragedyann olum asna yol aa
cak baht dnne katkda bulunan korku verici veya acma
uyandrc ara-olaylar grm ekten haz duyduum uzu anm
sattnda, mimesis srecinin seyircide ya da okurda son b u l
duunu belirtm i olur.
Aristoteles'in ardndan ben, genelletirerek, mimesis III'n
metin dnyas ile seyirci ya da okur dnyasnn kesimesini be
139
140
Zam an ve Anlac
1. Mimesis dngs
M imesis IlI' n ana sorunsaln ele alm adan nce, mimesis
I'den mimesis H'ye, oradan da mimesis IlI'e uzanan srecin
uyandrmaktan geri kalm ad ksr dng kukusuyla hesap
lamak istiyorum. Eylem in anlamsal yapsn, sim gele!tir)m e
kaynaklarm ya da zam ansal zelliini dikkate aldm zda,
var noktas kalk noktasna gtryor gibidir ya da daha
kts, var noktas kalk noktasnda ncelenmi gibidir.
Eer durum byle olsayd, anlatsalln ve zam ansallm yorumbilimsel dngs mimesis'in ksr dngs iinde zm
lenmi olurdu.
zmlemenin dngsel [dairesel] olduu tartlamaz.
Ama dngnn ksr olduu rtlebilir. Bu bakmdan, ben
daha ok, sonu olmayan bir sarm aldan [spiral'den] sz etmek is
tiyorum: Dnceyi birok kez ayn noktadan ama farkl yk
sek lik k en geiren bir sarmaldr bu. Ksr dng sulamas iki
dngsellik biiminden birinin ya da brnn ekiciliinden
gelir: Birincisi yorumlamann iddet ini, kincisiyse yinelemeli ya
psn vurgular.
1)
Birinci durum da, yle demeye ynelebiliriz: Anlat,
yalnzca uyumsuzluun bulunduu yerde uyumluluu geti
rir. Bu da, anlat, biim i olm ayana [biim -siz'e] biim verir de
mektir. Ama o zaman, anlat araclyla biim vermenin aldatm acalmdan kukuya debiliriz. En olumlu dnld
ndeyse, anlat yoluyla biim verme, her trl kurm acaya,
bizlerin yalnzca kurm aca, yani yapnt diye bildiim iz eye
" ...m gibi" yapma zelliini salar. Bizleri de lm karsn
da ite byle avutur. Ama, paradigm alarn sunduu avutm a
ya bavurarak kendi kendimizi aldatm am aya baladm zda,
iddetin ve yalann bilincine varrz; o zaman da artk mutlak
biim-sizin bys ile N ietzsche'nin Redlichkeit diye adlandr
d u radikal nitelikli entelektel drstl savunm ann
bysne kendimizi kaptrm a noktasna geliriz. Ancak dze* Bizim burada Trke'ye "ykseklik" diye aktardmz terim Franszca yaynda altitude yerine bir dizgi yanl sonucu altilu de (tutum, davran) olarak kmtr. Biz
dzelterek evirdik. ngilizce eviride de terim nllitude olarak verilmitir, (.n.)
Z am an ve A nlat: l M im esis
141
142
Zam an ve A nlat
143
144
Zam an ve A nlat
145
146
Zam an ve A nlat
147
148
Zam an ve A nlat
149
3. Anlahsallk ve gnderme
Bir yaz kuramn bir okuma kuramyla btnlemek, mimesis
III yolu zerindeki ilk aamay oluturur yalnzca. Almlama
estetiinin iletiim sorununu ele alabilmesi iin gnderm e [refe
rans] sorununa da bakmas gerekir. letilen ey, son noktada,
bir yaptn anlam tesinde, o yaptn yanstt dnya ile orada
oluturaca ufuktur. Bu adan, dinleyici ya da okur sz konu
su dnyay kendi alglama yeteneklerine gre almlar; bu yete
nek de hem snrl olan hem de bir dnya ufkuna alan du
rumla tanmlanr. Ufuk terimi ile onun ballak terimi olan
dnya, mimesis IH'n yukarda nermi olduumuz u tan
mnda iki kez ortaya km olur bylece: Metnin dnyas ile se
yircinin ya da okurun dnyas arasmdaki kesimedir mimesis III.
H.-G. Gadam er'in "ufuklar kaynam as" kavramna yakn olan
bu tanm, nvarsayma dayanr: Srasyla genel sylem
edimlerine, sylem edimleri arasnda yaznsal yaptlara, son
olarak da yaznsal yaptlar arasnda anlatsal yaptlara destek
oluturan nvarsaymlardr bunlar. nvarsaym birbirine
eklemleyen de, grld gibi, giderek artan bir zgllenedT.
Birinci noktayla ilgili olarak, La Mtaphore vive adl kitabm
da uzun uzun kantladm ve her sylemde anlam ile gnderge
arasndaki bantyla ilgili olan sav yinelemekle yetineceim bu
rada. Sz konusu sava gre, eer tmceyi sylem birimi olarak
ele alrsak (Saussure' deil de Benveniste'i izleyerek belirtiyo
rum) sylemin yneldii ey, bir gstergeler dizgesinin ikin yap
sndaki her gsterenin ballak esi olan gsterilen ile kartrl
ma durumundan kurtulur. Dil, tmceyle birlikte, kendi kendisi
nin dna ynelir: Bir eyler stne bir eyler syler. Sylemin
bir gndergeyi hedeflemesi durumu, onun olay zellikli ve diya
loglarla iliyor olmas niteliiyle ay anda gerekleir kesinlikle.
Gndergenin hedeflenmesi sylemin oluum srecinin teki ya
kasdr. Olayn tam olarak gereklemesi, herhangi birinin sz
alp karsndakine seslenmesi deildir yalnz, o kiinin ayn za
manda yeni bir deneyimi dile tama ve bir bakasyla paylama
isteiyle de dolu olmasdr. Bu kez de sz konusu deneyimin uf
ku dnya olur. Gnderge ve ufuk, biim ve z gibi birbirinin
150
Zaman ve A nlat
151
152
Zam an ve A nlat
153
154
Zam an ve A nlat
155
156
Zam an ve A nlat
157
158
Zam an ve Anlat
159
160
Zaman ve Anlar
161
mm distentio asndan yorum layan ve insan zamann ncesizlik-sonraszlk kutbunun ekim etkisiyle ierden yksel
mi olarak btnleyen A ugustinus bylece zam an dzeyleri
nin okluu dncesine ok nceden bir saygnlk kazandr
m tr. Zaman aralklar birbirinin iine yalnzca saysal nice
liklere (gnler yllarn iinde, yllar yzyllarn iinde) gre
girm ezler. Genel olarak, zam ann yaylm yla ilgili sorunlar
insan zam an sorununu tketm ez. Yaylm n distentio ve intentio diyalektiini yanstm as lsnde, zam ann yaylm
nn da "N e zam andan beri?", "N e kadar sredir?", "N e ka
dar zam anda?" gibi sorulara verilecek yant asndan yalnz
ca niceliksel bir yan olduu sylenem ez. Zam ann yaylm
nn bir de niteliksel yan vardr: D ereceli g erilim dir [ynelim
dir] bu.
A ugustinus'ta zaman kavram m incelediim andan itiba
ren bu zam ansal aamalanma kavram nn balca epistemolojik etkisini belirtmitim: Tarihyazm , olay tarihiliine kar
yrtt m cadele iinde; anlatbilim de anlatnn kronoloji
sini bozm a tutkusu iinde bir tek seenee yer veriyor gibi g
rnm ektedir: Ya kronolojiye ya da kronoloji d [akronikj
dizge bantlarna. Oysa kronolojinin baka bir kart vardr:
Bu da, en byk gerilim dzeyine ulatrlm zamansalln
kendisidir.
A ugustinus'un balatt atlm n en kesin biim de geliti
rilm esi H eidegger'in Varlk ve Z am an'da zam ansall zm
lem esiyle olm utur: Ancak, bu ileride de belirteceim iz gibi,
A ugustinus'taki l imdiki zam ann yapsndan hareketle
deil de, lm e-doru-varlk stne dnceden kalklarak
gereklemitir. Heidegger'in, yapm olduu zmlemede,
yorumbilimsel bir fenomenolojinin olanaklarndan yararlana
rak, zamansallk deneyiminin radikal birok dzeye yaylabile
ceini, bu dzeylerin de Dasein analitii tarafndan kat edilece
ini gstermi olmas, deeri biilemez bir edinim olmutur:
Dasein analitiinin izleyecei yol da, ya Varlk ve Zaman'da izle
nen dzene uygun olarak yukardan aaya doru -otan tik ve
lmcl zamandan, zaman "iinde" her eyin meydana geldii
gndelik ve herkese zg zamana d o ru - ya da Grundprobleme
162
Z a m a n ve Anlat
163
164
Z a m a v e A n la t
Y A P I
K R E D
Y A Y I N L A R I
C O G T O
C e m A k a (haz.)
Kavramlar ve Balamlar Arasnda20. Yzyl Dnrleriyle Syleiler
baka yazlar
S te v e n C o n n o r
Postmodernisl Kltr
T h e o d o r W . A d o rn o
H e rb e rt J. G ans
T a y la n A ltu
G . D e le u z e - F . G u a tta r i
Felsefe Nedir?
A r is t o te le s
T e o G r n b e rg
Retorik
Anlam Kavram
Fizik
D id e r o t - D A le m h e r t
kinci zmlemeler
Ansiklopedi
M a r c u s A u r e liu s
Z e y n e p D ir e k
Dnceler
Z e y n e p A tik k a n
zerine Denemeler
Amerikan Cinneti
D a v id E d m o n d s - J o h n E id in o w
Rona A ybay
Robert Owen - Yaam. Eylemi, retisi
G a s to n B a c h e la r d
Hikayesi
Yok Felselesi
Su ve Dler - Maddenin mgelemi
L u c F e rry
Ekolojik Yeni Dzen
zerine Deneme
M ic h e l F o u c a u lt
R o la n d B a r th e s
Gstergebilimsel Serven
J o s O r te g a y G a s s e t
E n is B a tu r (haz.)
Sevgi stne
Modernizmin Serveni
J e a n B a u d r illa r d
Avcrlk.stne
M a c it G k b e rk
Tam Ekran
N iy a z i B e rk e s
Trkiye'de adalama
R o z k u rt G v e n
Is a ia h B e r lin
Romantikliin Kkleri
Kltrn ABCsi
J rg e n H a b e rm a s
ric B lo n d e l
Ak
K e n a n B u lu to lu
S e la h a t t in H ila v
Edebiyat Yazlar
Felsefe Yazlar
E d m u n d H u s s e rl
T lin B u m in
Tartlan Modernlik
T u r h a n lg a z
Hegel
Tencere Kapak
zd e n a n k a y a
F r e d r ic J a m e s o n
Marksizm ve Biim
Y A P I
K R E D
Y A Y I N L A R I
C O G T O
Y A P I
K R E D
Y A Y I N L A R I
W . K a u fm a n n
Dosloyevski'den Sarirea Varoluuluk
A y s u n K k te n e r
Bir Gazetenin Tarihi: Cumhuriyet
T im u r K u ra n
Yalanla Yaamak
B a tr ic e L e n o ir
C O G T O
A y d n U u r
Kltr Ktas Atlas Kltr, letiim, Demokrasi
N e rm i U ygur
Denemeli Denemesiz
Tad Damamda
Felsefenin ars
Kuram-Eylem Balam
Kltr Kuram
Baka-Sevgisi
Salkmlar
Dilin Gc
Gnele
Bunalmdan Yaama Kltr
ada Ortamda Teknik
Yaama Felsefesi
Sanat Yapt
C la u d e L v i- S tr a u s s
Hznl Dnenceler
Yaban Dnce
A b r a h a m S . M o le s
Belirsizin Bilimleri
P r e d r a g M a t v e je v ic
Akdeniz'in Kitab
R o b ert O w en
Yeni Toplum Gr
K a rl R . P o p p e r
Y A P I
K R E D
Y A Y I N L A R I
C O G T O