Professional Documents
Culture Documents
Önsöz
1. Bölüm - Arjuna'nın ümitsizliğinin Yogası / Visada Yoga
2. Bölüm - Sankya Yoga / Sankhya Yoga
3. Bölüm - Fiil Yogası / Karma Yoga
4. Bölüm - Bilgi Yogası / Jnana Yoga
5. Bölüm - Fiilin Terki Yogası / Karma Vairagya Yoga
6. Bölüm - Meditasyon Yogası / Abhyasa Yoga
7. Bölüm - Bilgelik ve Farkındalık Yogası / Paramahamsa Vijnana Yoga
8. Bölüm - Yok olmaz Brahman Yogası / Aksara-Parabrahman Yoga
9. Bölüm - Büyük bilim ve Büyük Sır Yogası / Raja-Vidya-Guhya Yoga
10. Bölüm - İlahi Zaferler Yogası / Vibhuti-Vistara Yoga
11. Bölüm - Kozmik Biçimin Görünümü Yogası / Visvarupa-Darsana Yoga
12. Bölüm - Adanma Yogası / Bhakti Yoga
13. Bölüm - Alan ve Alanı Bilen arasındaki Farkın Yogası / Ksetra-Ksetrajna Vibhaga Yoga
14. Bölüm - Üç Gunanın Bölümü Yogası / Gunatraya-Vibhaga Yoga
15. Bölüm - Yüce Ruh Yogası / Purusottama Yoga
16. Bölüm - İlahi ve Şeytani arasındaki Farkın Yogası / Daivasura-Sampad-Vibhaga Yoga
17. Bölüm - Üç Katlı İnancın Bölümü Yogası / Sraddhatraya-Vibhaga Yoga
18. Bölüm - Terk ile Özgürleşme Yogası / Moksa-Opadesa Yoga
ÖNSÖZ
Bhagavat Gita, Mahabarata Hint destanının bir bölümüdür ve genel görüşe göre, Mahabharata hint
destanının özünü içerdiği söylenir. Elimizde bulunan tarihsel verilere göre, Gita, Musa'dan 1700 yıl,
Buddha'dan 2500 yıl, İncil'den 3000 yıl, Kur'an'dan 3800 yıl önceye denk gelen; MÖ 3102 yılında
Pandava ve Kaurava aileleri arasında geçen bir savaş meydanında yazılmıştır.
Bildiğiniz gibi, evrenle bir olmayı deneyimlemenin bir çok yolu vardır. Bhagavat Gita da, evrenle bir
olmak için farklı yollar önermektedir. Buna göre, kitabı üç temel bölüme ayırmak mümkündür.
1-6. Bölümler: Kişiyi fiil yoluyla evrenle bir olmaya yönlendirdiğinden, Karma Yoga'yı anlatmaktadır.
7-12. Bölümler: Kişiyi adanma yoluyla evrenle bir olmaya yönlendirdiğinden Bhakti Yoga'yı
anlatmaktadır.
13-18. Bölümler: Kişiyi zihin yoluyla evrenle bir olmaya yönlendirdiğinden Jnana Yoga'yı
anlatmaktadır.
Gita, Yoga'nın temel okullarının tanımlarını yapması ve bu birbirinden tamamen farklı ve tezat gibi
görünen yolların nasıl tek bir amaca yöneldiğini anlatması açısından Yoga felsefesi ile ilgilenen okurlar
için önemli bir kaynak kitaptır.
Sanjaya:
2. Pandava*'ların ordusunu savaş sırasında görünce, Kral Duryodhana* öğretmenine
başvurarak şöyle dedi:
3."Görün, Öğretmenim, akıllı öğrenciniz Drupada'nın oğlunun dizdiği Pandu'nun oğullarının
bu kuvvetli ordusunu!
4. "Burada kahramanlar var, büyük okçular, Bhima* ve Arcuna'ya savaşta eş olanlar var,
Yuyudhana, Virata ve Drupada,
5. "Driştaketu, Çekitana ve Kasi'nin güçlü kralı, Purucit, ve Kuntibhoca ve Saibya, en iyi
adamlar,
6. "Güçlü Yudhamanyu, ve cesur Uttamaucas, Subhadra'nın oğlu ve Draupadi'nin oğulları,
tüm büyük kahramanlar.
7. "Ey tekrar doğanların en iyisi, aramızda en çok farkedilen isimleri de, ordumun liderlerini
de bil! Bunu bilgin olması için söylüyorum.
8. "Sen ve Bişma, ve Karna ve Kripa, savaşta zafer kazananlar; Asvatthama, Vikarna, ve
Somadatta'nın oğlu Jayadratha.
9. "Ve ayrıca çeşitli silahlar ve misillerle silahlanmış, benim için hayatını feda eden nice
kahraman, ki hepsi de savaş için fazlasıyla yetenekliler.
10. "Bhişma* tarafından yönetilen bu ordumuz yetersizdir, Bhima tarafından yönetilen onların
ordusu ise yeterlidir.
11. "Bu yüzden, ordudaki sayısız bölümdeki rütbeniz ne olursa olsun, hepiniz sadece
Bhişma'yı koruyun."
12. Kaurava'nın en büyüğü olan Bhişma, Duryodhana'yı neşelendirmek için bir aslan gibi
kükredi ve borusunu öttürdü.
13. Bhişma'yı takiben borular ve bakır davullar, tefler ve davullar bir anda sessizliği yırttı; ses
müthişti.
14. Sonra, Madhava (Krişna), ve Pandu'nun oğlu (Arcuna) beyaz atların çektiği muazzam at
arabasında oturarak ilahi borularına üflediler.
15. Hrişikesa "Pançacanya*"ya ve Arcuna "Devadatta*"ya üfledi, ve korkunç işler yapan
Bhima ise büyük boru "Paundra*"ya üfledi.
16. Kunti'nin oğlu Yudhisthira "Anantavijaya"ya üfledi, ve Sahadeva ve Nakula
"Manipushpaka" ve "sughoşa" borularına üflediler.
17. Kasi'nin kralı, mükemmel okçu Sikhandi, güçlü araba-savaşçısı Dhristandyumna ve Virata
ve yenilmez Satyaki;
18. Drupada ve Draupadi'nin oğulları, ve Subhadra'nın güçlü bilekli oğlu, hepsi kendi
borularına üflediler.
19. Heybetli ses yeri göğü inleterek Dhritaraştra'nın yandaşlarının kalplerinde bir delik açtı.
20. Ey yeryüzünün Efendisi! Sonra, Dhritaraştra'nın yandaşlarının dizildiğini ve silahların
patlamak için hazır beklediğini gören, nişanı bir maymun olan Pandu'nun oğlu Arcuna, yayını
kaldırdı ve Krişna'ya şöyle dedi.
Arcuna:
21.-22. Ey Krişna, arabamı her iki ordu arasına sür ki, kimin bu kadar istekle savaşmak
istediğini görebileyim ve savaş başladığında önce kiminle savaşmam gerektiğini bileyim.
23. Çünkü ben burada kötü-fikirli Duryodhana'yı savaşta memnun etmek için savaşmaya
gelenleri görmeyi arzu ediyorum.
Sancaya:
24. Krişna, Arjuna tarafından verilen talimata göre, Dhritaraştra'lardaki en iyi arabayı iki ordu
arasına sürdü.
25. Bhişma ve Drona ve dünyanın tüm hükümdarlarının önünde şöyle dedi: "Ey Arcuna, İşte
tüm bu Kuru'lar* bir aradalar!"
26. O zaman, orada duran Arcuna büyükbabaları ve babaları, öğretmenleri, büyük amcaları,
abileri, oğulları, torunları ve arkadaşları da gördü.
27. Her iki orduda kayınpederleri ve arkadaşları da gördü. Kunti'nin* oğlu Arcuna, tüm bu
akrabaları dizilmiş görünce büyük bir acımayla dolu olarak üzgün konuştu.
Arcuna:
28. Ey Krişna, savaşmaya hevesli olarak dizilmiş bu akrabalarımı görünce,
29. Elim kolum tutmuyor, ağzım kuruyor, bedenim titriyor, tüylerim diken diken oluyor.
30. Yayım "Gandiva" elimden kayıyor, tenim yanıyor; ayakta bile duramıyorum, başım
dönüyor.
31. Ve ben kötü bir gelecek görüyorum, Ey Kesava! Bir savaşta kendi akrabalarımı
öldürmekte iyi bir yan görmüyorum.
32. Ey Krişna, ne zaferi arzuluyorum, ne zevki, ne de krallıkları! Ey Krişna, hakimiyetin ya
da zevklerin veya hatta yaşamın bize faydası nedir ki?
33. Adına, krallık, zevk ve eğlence arzuladıklarımız, yaşamı ve zenginliği terk ederek bu
savaşta yer alıyor.
34. Öğretmenler, babalar, oğullar ve ayrıca dedeler, torunlar, kayınpederler, büyük amcalar,
damatlar, akrabalar, -
35. Onlar beni öldürse bile, hatta, bırak sadece bu dünyayı, üç dünya üzerinde hakimiyet
sağlama uğruna bile ben onları öldürmek istemiyorum, Ey Krişna.
36. Dhritaraştra'nın oğullarını öldürmekte ne gibi bir zevk olabilir, Ey Janardana*? Bu
suçluları öldürmekle sadece günah işlemiş oluruz.
37. Bu yüzden, bizler akrabalarımız olan Dhritaraştra'nın oğullarını öldürmemeliyiz; kendi
insanlarımızı öldürerek nasıl mutlu olabiliriz ki, Ey Krişna?
38. Onlar zihinleri açgözlülükle dolu olduğundan aileleri yok etmekte bir kötülük ve
arkadaşlara düşmanlıkta bir günah görmüyorlarsa da,
39. Neden bir ailenin yok edilmesindeki kötülüğü net olarak görebilen bizler bu günaha
sırtımızı dönmeyi öğrenmemeliyiz, Ey Krişna?
40. Bir ailenin yok edilmesiyle, o ailenin hatırlanamayacak kadar eski dini ayinleri de yok
olur; ruhsallığın yok edilmesiyle, tüm ailede Yaradan'a karşı saygısızlık hüküm sürer.
41. Ey Krişna, Yaradan'a karşı saygısızlığın ortaya çıkışıyla, ailedeki kadınlar fırsatçı olurlar
ve kadınlar fırsatçı olunca, tüm kastlar birbirine karışır.
42. Kastların birbirine karışması ise aileleri doğrayanları cehenneme götürür, çünkü pirinç ve
su takdim etmeyen onların ataları da (buraya) düşmüşlerdir.
43. Aileyi yok ederek kastların karışmasına sebep olan bu kötü işlerle, kastların ebedi dini
ayinleri ve aileler de yok edilirler.
44. Ey Krishna, bizler duyduk ki, bu kaçınılmaz olan (yer), ailelerindeki dini uygulamaların
yok edildiği bu kişiler için, bilinmeyen bir süre boyunca meskendir.
45. İşte! Bizler bir krallığın zevklerinin açgözlülüğü içinde akrabalarımızı öldürmeye
hazırlanırken büyük bir günahın içine girdik.
46. Eğer Dhritaraştra'nın oğulları ellerinde silahlarla beni savaşta kılıçtan geçirmeleri
gerekiyorsa, karşı koymamam ve silahlanmamam benim için daha iyi olur.
Sancaya:
47. Savaş alanının ortasında bunu söyleyerek, Arcuna içi üzüntü dolu olarak okunu ve yayını
bıraktı, arabasının içine oturdu,
Krişna:
2. Böylesine tehlikeli, senin için değerli olmayan, zarif olmayan ve sana cennetin kapılarını
kapatan bu sıkıntı nereden geliyor, ey Arcuna?
3. İktidarsızlığı bırak, Ey Pritha oğlu, Arcuna! Bu sana yakışmıyor. Kalbinin bu zayıflığını bir
kenara bırak. Ayağa kalk!
Arcuna:
4. Ey Madhusudana, hürmet gösterilmesi gereken Bhişma ve Drona'ya karşı nasıl oklarla
savaşırım?
5. Bu dünyada sadaka kabul etmek, bu en soylu öğretmenleri kılıçtan geçirmeye yeğdir. Eğer
onları öldürürsem, bu dünyadaki zenginlik ve arzularımın eğlencesi bile onların kanıyla
lekelenecektir.
6. Hangisinin daha iyi olduğunu söylemek zor olacak: Onlara karşı zafer kazanmak mı yoksa
onların bir zafer kazanması mı. Yaşamasını arzulamadığımız Dhritaraştra'nın oğulları, kılıçtan
geçirildikten sonra bile, bizimle yüz yüze gelecektir (gözümüzün önünden gitmeyecektir).
7. Kalbim acıma duygusuyla doldu, görevimin ne olduğu konusunda aklım karıştı. Sana
soruyorum: Benim için neyin iyi olduğuna karar vererek söyle. Senin öğrencinim. Sana
sığındım, söyle bana.
8. Bu dünyada refah içinde rakipsiz bir hakimiyete ulaşsam ya da tanrılar üzerinde efendi
olmayı başarsam bile, bunların duyularımı yakan bu kederi ortadan kaldıracağını
sanmıyorum.
Sancaya:
9. Hrişikesa'ya bunları söyleyerek, hasımların yokedicisi Arcuna, Krişna'ya
"Savaşmayacağım" dedi ve sessizliğe büründü.
10. İki ordu arasında ümitsiz olan Arcuna'ya, Sri Krişna gülümsermiş gibi şu sözleri söyledi!
Krişna:
11. Kederlenilmemesi gerekenler için kederleniyorsun ve bilgelik sözleri söylüyorsun. Bilge
olanlar ne yaşayanlar için ne de ölüler için kederlenmezler.
12. Ne ben, ne de bu insanların hükümdarlarının var olmadığı, ne de bizlerin bundan sonra var
olmayacağı hiç bir zaman dilimi yoktur.
13. Ruhun bu bedenin içinde çocukluktan gençliğe ve yaşlılığa geçmesi gibi, kişi de bir başka
bedene geçer; hikmet sahibi kişi bunun için kederlenmez.
14. Ey Kunti oğlu, sıcağa ve soğuğa, zevke ve acıya sebep olan duyuların nesnelerle
irtibatının bir başlangıcı ve bir sonu vardır; bunlar geçicidir; bunlara cesurca dayan, Ey
Arcuna!
15. Bunlardan etkilenmeyen, zevk ve acı onun için aynı olan bu hikmet sahibi kişi,
ölümsüzlüğü başarmaya yaraşır!
16. Gerçek olmayanın varlığı yoktur; Gerçek olanın varlığının olmaması diye bir şey yoktur;
bu ikisiyle ilgili gerçek, Gerçek'i bilenlerce görülür.
17. Herşeyin ondan ortaya çıktığı O'nun yok edilemez olduğunu bil. Hiç bir şey Yokolmaz
olan, O'nun yıkımına sebep olamaz.
18. Ebedi olan, yok edilemez olan ve ölçülemez olan Özben'in bu bedenlerinin bir sonu
vardır. Bu yüzden savaş, ey Arcuna!
19. Kim Özben'in kılıçtan geçiren olduğunu düşünürse, ve kim O'nun kılıçtan geçtiğini
düşünürse, her ikisi de bilmiyordur; O ne kılıçtan geçirir ne de kılıçtan geçer.
20. O, doğmamıştır ve ölmeyecektir; beden öldükten sonra O, tekrar yok olmaz. Doğmamış,
ebedi, değişmez ve kadim olarak O, beden öldürüldüğünde öldürülmez.
21. O'nun yok edilemez, ebedi, doğmamış ve tüketilemez olduğunu bilen biri, nasıl kılıçtan
geçirir ya da kılıçtan geçer, ey Arcuna?
22. Tıpkı bir kişinin eski elbiselerini bir kenara atması gibi, bedenlenmiş Özben de eski
bedenlerini bir kenara atar ve yenilerinin içine girer.
23. O'nu silahlar kesmez, ateş yakmaz, su ıslatmaz, rüzgar kurutmaz.
24. Bu Özben kesilemez, yakılamaz, ıslatılamaz ya da kurutulamaz. O ebedidir, herşeyi
kaplayandır, sabittir, kadimdir ve hareketsizdir.
25. Bunun (Özben'in) tezahür etmemiş olan, düşünülemez olan ve değişmez olan olduğu
söylenir. Bu yüzden, bunun böyle olduğunu bildiğine göre, kederlenmemelisin.
26. Ama O'nun sürekli olarak doğduğunu ve öldüğünü düşünüyorsan bile, ey koca-kollu, o
zaman bile kederlenmemelisin.
27. Doğum için ölüm kesindir ve ölüm için doğum kesindir; bu yüzden, bu kaçınılmaz olan
için kederlenmemelisin.
28. Varlıklar kendi başlangıçlarında görünmez olanlardır, orta safhada görünürler ve sonunda
yine görünmez olurlar, ey Arcuna! Bunda kederlenecek ne var?
29. Kişi Özben'i bir harika olarak görür; bir başkası O'ndan harika diye bahseder; bir başkası
O'nun harika olduğunu işitir; yine de bunu duymakla hiçbiri O'nu anlamaz.
30. Bu, herkesin bedenine nüfus etmiş olan hiç bir zaman yok edilemez olandır, ey Arcuna!
Bu yüzden hiç bir varlık için kederlenmemelisin.
31. Ayrıca, görevini göz önüne alırsan, tereddüt etmemelisin, çünkü bir Kşatriya* için
doğruluk adına yapılan bir savaştan daha üstün hiç bir şey yoktur.
32. Ey Arcuna, Cennetin kapılarını açmak için gelen böyle bir savaşta savaşmak için çağrılan
Kşatriya'lar mutludurlar.
33. Ama, eğer bu doğruluk adına yapılan savaşta savaşmazsan, o zaman görevini ve ününü
bırakarak günah** işlemiş olursun.
34. İnsanlar da senin bu daimi onursuzluğunu nakledeceklerdir; ve onurlanmış biri için
onursuzluk ölümden beterdir.
35. Bu heybetli araba-savaşçıları senin korktuğun için bu savaştan çekildiğini düşüneceklerdir
ve seni fazlasıyla düşünen bu kişiler tarafından hafife alınacaksın.
36. Ayrıca senin gücüne bahane arayan düşmanların da bir çok fesat söz söyleyeceklerdir.
Bundan daha acı verici ne olabilir!
37. Kılıçtan geçersen, cennete gideceksin; zafer kazanırsan, dünyanın zevkini çıkaracaksın; bu
yüzden ey Kunti oğlu, savaşmaya karar vererek kalk!
38. Zevk ve acının, kazanç ve kaybın, zafer ve yenilginin eş değerli olduğunu bilerek, savaşı
savaşmak adına yap; böylelikle günah işlememiş olursun.
39. Sana şimdiye dek öğretilen Sankhya bilgeliğidir. Şimdi, fiilin zincirlerini kırabilmeni
sağlayan Yoga bilgeliğini dinle, ey Arcuna!
40. Bunda, ne çabaların kaybı vardır, ne de bir zararı vardır. Bu bilginin en azı bile, kişiyi
büyük korkulardan korur.
41. Ey Kuru'ların neşesi, burada bir tek-noktaya-odaklı kararlılık vardır! Dallı budaklı ve
sonsuz olan düşünceler kararsızlarındır.
42. Ey Arcuna, bilge-olmayanlar Vedalardaki kelimeleri övmeyi zevk sayarak süslü sözler
söylerler ve "Başka bir şey yok!" derler.
43. Arzuyla dolu olarak, hedeflerini cennet yaparak, doğumu kişinin fiillerinin ödülü yapan
söylevlerde bulunurlar ve zevk ve güce erişmenin özel yollarını açıklarlar.
44. Akılları bu tip bir öğretiyle çelinmiş, arzu ve güce bağımlı olan bu kişiler için meditasyon
ve Samadhi'ye yönelen bu kesin gerçek tezahür etmez.
45. Vedalar Doğanın üç değeriyle ilgilidirler; sen bu üç değerin de üzerinde ol, ey Arcuna! Zıt
kutuplardan kendini kurtar ve açgözlü ve istifçi düşüncelerden kurtularak her zaman
Sattvadeğerinde kal ve Özben'de bulun.
46. Özben'i bilen bir Brahmana için, tüm Vedalar bir su kaynağının yanıbaşındaki bir su
haznesinde duran su gibidir.
47. Görevin sadece çalışmaktır ama asla meyveleri için değil; ne fiilin meyvelerinin seni
çalışman için motive etmesine izin ver, ne de bağımlılığının seni fiilsizliğe itmesine izin ver.
48. Ey Arcuna, sürekli olarak Yoga'da bulunarak, bağımlılığı terk ederek ve başarı ve
başarısızlıkta dengede durarak fiilde bulun! Akıldaki dengeliliğe Yoga denir!
49. Fiil, bilgelik Yoga'sından çok daha düşük seviyelidir, ey Arcuna! Bilgeliğe (aklın
dengeliliğine) sığın, motivasyonları meyveler olanlar zavallıdırlar.
50. Bilgelik verilmiş kişi bu yaşamda iyi ve kötü hareketlerinin ikisinden de sıyrılır; bu
yüzden kendini Yoga'ya ada; Yoga fiildeki ustalıktır.
51. Bilge olan, bilgiye sahip olarak, fiillerinin meyvelerinden vaz geçerek ve doğum
prangasından kurtularak tüm kötülüklerin ötesindeki yere gider.
52. Zihnin yanılgı batağından kurtulduğunda, şimdiye dek söylenmiş olan ve söylenecek olan
herşeye karşı kayıtsız kalırsın.
53. Duymuş olduklarınla karışmış olan zihnin hareketsiz kalıp, Özben'de sabit kaldığı zaman
İçsel-Farkındalığa ulaşmış olacaksın.
Arcuna:
54. Ey Krişna, bilgelik sahibi kişiyi, sürekli Samadhi'de bulunan kişiyi nasıl tanımlarsın?
Hikmet sahibi olanlar nasıl konuşur? Nasıl oturur? Nasıl yürürler?
Krişna:
55. Ey Arcuna, kişi aklın tüm arzularını tamamen bir kenara attığında ve tatmini Özben
yoluyla Özben'de bulduğunda, o kişinin bilgeliğe sürekli sahip olanlardan biri olduğu
söylenir.
56. Zorluklarla dalgalanmayan bir akla sahip olan, zevklerin peşinden koşmayan ve
bağımlılıktan, korkudan ve öfkeden kurtulmuş kişiye şaşmaz değişmez bilgiye sahip hikmet
sahibi denir.
57. Bağımlı olmadan her yerde olan, iyi ve kötü bir şeyle karşılaştığında ne sevinen ne de
nefret eden kişinin bilgeliği sabittir.
58. Bir kaplumbağanın bacaklarını içeri çekmesi gibi duyularını duyu-nesnelerinden geri
çeken kişinin bilgeliği sağlamdır.
59. Duyu nesneleri (geride) özlemi bırakarak bu perhizkar kişiyi bırakır giderler; ama bu
özlem de Yüce olanı görünce geçer gider.
60. Ey Arcuna, çalkantılı duygular, bilge kişi (onları kontrol etmek için) uğraşsa da, aklını
fazlasıyla büyüler.
61. Kişi, hepsini dizginleyerek sabit oturmalı ve dikkatini Bana vermelidir; duyuları kontrol
altında olanların bilgeliği sabittir.
62. Kişi nesneleri düşündüğünde, bunlara karşı bir bağımlılık ortaya çıkar; bağımlılıktan arzu
doğar; arzudan öfke doğar.
63. Öfkeden yanılgı gelir; yanılgıdan aklın yitimi; aklın yitiminden ayrım kabiliyetinin çöküşü
gelir; ayrım kabiliyetinin yok oluşuyla kişi mahvolur.
64. Ama duyularını dizginleyip, bağımlılıktan ve reddetmekten kurtularak nesneler arasında
dolaşan kendine hakim kişi huzura erişir.
65. Bu huzurda tüm acılar yok edilir, sakin bir akla sahip kişinin zihni kısa zamanda sabitleşir.
66. Düzenli ve ciddi olmayanın Özben bilgisi olamaz, ve düzenli ve ciddi olmayanın
meditasyon yapması (da) mümkün değildir; ve meditatif olmayan biri huzurlu olamaz; ve
huzuru olmayan kişi nasıl mutlu olabilir?
67. Dolanıp duran duyuların uyanmasını takip eden akıl için, ayrımcılık yeteneği rüzgarın su
üstündeki tekneyi alıp götürmesi gibi yiter gider.
68. Bu yüzden ey koca kollu Arcuna, duyularını duyu-nesnelerinden tamamen geri
çekebilenlerin bilgisi şaşmaz değişmezdir.
69. Tüm varlıklar için gece olanda, kendini kontrol edebilen uyanıktır; tüm varlıkların uyanık
olduğu ise gören bilge için gecedir.
70. Tüm arzuları, suların okyanusa girmesi gibi girip, her yönden dolan (ve) hareketsiz kalan
kişi huzura kavuşur; arzularla dolu olan kişi ise huzura ulaşamaz.
71. Tüm arzularını terk ederek, özlem duymadan, "benim" duygusu (sahiplenme duygusu)
olmadan ve egoizmden yoksun olarak hareket eden kişi huzura erer.
72. Ey Pritha'nın oğlu, bu Brahman'nın (ebedi durum) koltuğudur. Buna ulaştığında, kimse
artık yanılmaz. Yaşamının sonunda olsa bile kişi burada bulunarak, Brahman'la birliğe
kavuşur.
Krişna:
3. Daha önce de dediğim gibi, bu dünyada iki tip yol vardır, ey günahsız olan, Sankhya'ların
bilgi yolu ve Yogi'lerin fiil yolu!
4. Sadece fiilde bulunmamayla kişi fiilsizliğe erişmez, aynı şekilde sadece terkle kişi
mükemmeliyete ulaşmaz.
5. Doğrusu, kimse bir an için bile olsa fiilde bulunmadan duramaz; Doğa'dan doğan
değerlerden* dolayı herkes çaresiz fiilde bulunmaktadır.
6. Fiil organlarını** dizginlerken bir yandan da zihnen duyu-nesnelerini düşünen kimse yanlış
anlayışından dolayı, ikiyüzlü olarak adlandırılır.
7. Ama, ey Arcuna, aklıyla duyuları kontrol ederken, kendisini bağımlı olmadan fiil
organlarıyla Karma Yoga ile meşgul eden kişi herşeyi aşar.
8. Yapman gereken görevi yap, çünkü fiil fiilsizliğe yeğdir ve hatta sadece bedenin idamesi
için bile fiilsiz kalman mümkün değildir.
9. Dünya fiillerle bağlıdır, kurban adına yapılmış fiillerle değil; bu yüzden, ey Kunti oğlu,
sadece kurban adına, bağımlılıktan kurtulmuş olarak fiilde bulun.
10. Yaradan, yaradılışın başında insanoğluyla birlikte kurbanı yaratmış ve "sizler bununla
çoğalacaksınız; bu sizin arzularınızın süt veren ineği olsun (arzuladığınız nesneleri size o
versin)’’ demiştir.
11. Bununla tanrıları beslersiniz ve tanrılar da sizi beslerler; böylece biri diğerini besleyince
en yüksek iyiye ulaşacaksın.
12. Kurbanla beslenen tanrılar sana arzuladıklarını verirler. O halde, tanrılara bir şey
sunmadan onlardan gelen nesnelerin tadını çıkaranlar, gerçek birer hırsızdırlar.
13. Kurbanın artıklarını yiyen dürüst kişiler günahlarından arınmıştır; ama sadece kendileri
adına yemek pişiren günahkarlar, doğrusu günah yemiş olurlar.
14. Besinden varlıklar, yağmurdan besin; kurbandan yağmur oluşur ve kurban fiilden doğar.
15. Fiilin Brahma'dan geldiğini bil ve Brahma Yok olmaz olandan çıkmıştır. Bu yüzden, her-
şeye-nüfuz-eden Brahman hep kurbanda bulunur.
16. Dönmekte olan bu çarkı takip etmeyen, duyularını memnun ederek günahkar bir yaşam
süren kişi, boşuna yaşamaktadır, ey Arcuna!
17. Ama sadece Özben'deyken memnun olan, Özben'le tatmin olan, sadece Özben'de mutlu
olan kişinin, doğrusu yapacağı bir şey yoktur.
18. O kişinin yapılmış olan ya da yapılmamış olan herhangi bir şeyde çıkarı yoktur; ve hiç bir
şey için hiç bir varlığa bağlı olmaz.
19. Bu yüzden, bağımlı olmadan, her zaman yapılması gereken fiilde bulun; çünkü bağımlı
olmadan fiilde bulunmakla, kişi Yüce Olan'a ulaşır.
20. Janaka ve diğerleri mükemmeliyete sadece fiil yoluyla ulaşmıştır; hatta kitlelerin
korunması açısından da fiilde bulunmalısın.
21. Büyük bir kişi ne yaparsa, diğerleri de onu yapar; o kişi neyi standart olarak belirlerse,
tüm dünya o standardı takip eder.
22. Ey Arcuna, üç dünyada da Benim tarafımdan ne yapılması gereken bir şey var, ne de
başarılması gereken başarılmamış bir şey var; yine de Ben fiilde bulunuyorum.
23. Çünkü Ben yorulmadan sürekli olarak fiilde bulunmazsam, herkes her şekilde (beni örnek
alarak) Benim Yol'umu takip ederdi, ey Arcuna!
24. Fiilde bulunmasaydım, bu dünyalar yok olurdu; kastların birbirine karışmasının ve bu
varlıkların yok oluşunun sebebi ben olurdum.
25. Cahil kişi nasıl fiile bağımlı olarak hareket ederse, ey Barata, bilge olan da bağımlı
olmadan, dünyanın refahını isteyerek hareket etmelidir!
26. Bilge kişilerin hiç biri fiile bağımlı olan cahillerin akıllarını tedirgin etmesin; bilge kişi
onları fiile teşvik ederken, kendisi bu fiilleri adanmayla yapar.
27. Tüm fiiller her durumda sadece Doğa'nın değerlerinden ortaya çıkarlar. Aklı egoizmden
dolayı yanılgı içinde olan kişi ise "Yapan benim." diye düşünür.
28. Ama, ey koca kollu Arcuna, değerler ve değerlerin işleyişi hakkındaki farklarla ilgili
gerçeği bilen kişi, duyular olarak Guna'ların, duyu-nesneleri olarak Gunalar arasında hareket
ettiğini bilerek bunlara bağlanmaz.
29. Doğa'nın değerlerinden dolayı yanılgı içinde olanlar değerlerin işleyişlerine bağımlıdır.
Mükemmel bilgiye sahip olanlar, bu bilgiye sahip olmayan bu aptalları rahatsız etmemelidir.
30. Tüm fiilleri Benim için terk ederek, aklın Özben'de odaklanmış, umuttan ve egoizmden,
ve (mental) ateşten kurtulmuş olarak savaş.
31. Benim bu öğretimi düzenli olarak inançla ve bahaneler aramadan uygulayan kişiler de
fiilden özgürleşirler.
32. Ama Öğreti'me kusur bularak onu uygulamayanların, bilgide yanılgı içinde olup ayrım
güçleri olmayanların yıkıma mahkum edildiklerini bil.
33. Bilge kişi bile kendi doğasına uygun bir şekilde hareket etmektedir; varlıklar doğayı takip
ederler; bu duruma baskı altında tutma (dizginleme) ne yapabilir ki?
34. Duyu nesnelerine olan bağımlılık ve nefret, duyularda bulunur; kimse bunlardan birinin
etkisi altına girmesin, çünkü bunlar düşmanlarınızdır.
35. Kişinin mükafatı olmasa bile kendi görevini yapması, daha iyi yapacak olsa bile bir
diğerinin görevini yapmasından daha iyidir. Kişinin kendi görevini yaparken ölmesi; bir
başkasının görevini korkuyla yapmasına yeğdir.
Arcuna:
36. Ama istemese bile, kişiyi zorla günah işlemeye ne sevk eder, ey Krişna?
Krişna:
37. Rajas değerinden doğan, tamamen günahkar ve tamamen yok edici olan arzu, öfke sevk
eder; bunu (bu dünyadaki) düşmanların olarak bil.
38. Nasıl ki ateş dumanla, cam tozla, bir embriyo zarla kaplıysa, bu da bununla (bu evren de
bu düşmanlarla) kaplıdır.
39. Ey Arjuna, bilgelik; ateş kadar söndürülemesi zor olan ve arzu biçiminde olan bilgelerin
bu süreğen düşmanı ile sarmalanmıştır.
40. Arzunun yuvalandığı yerin duyular, akıl ve zihin olduğu söylenir; (arzu) bunlar yoluyla
bilgiyi örterek bedenli olanı yanıltır.
41. Ey Bharata'ların en iyisi, bu yüzden önce duyularını kontrol et, bilginin ve farkındalığın
yok edicisi olan arzuyu öldür!
42. Duyuların bedenden daha üstün olduğu söylenir; akıl duyulardan, zihin akıldan üstündür;
ve zihinden üstün olan da O - Özben'dir.
43. Böylece, O'nun zihinden üstün olduğunu bilerek ve kendini Özben'le dizginleyerek,
savaşılması zor, arzu biçimindeki düşmanını kılıçtan geçir, ey koca kollu Arcuna!
Arcuna:
4. Senin doğumun daha sonradır, ve Vivasyan'ın doğumu daha öncedir; başlangıçta bu
Yoga'yı Senin öğrettiğini nasıl anlamalıyım?
Krişna:
5. Ey Arcuna, hem Benim hem de senin bir çok doğumu oldu! Ben bunların hepsini biliyorum
ama sen bunları bilmiyorsun!
6. Ben doğmaz ve yok edilmez bir doğaya sahip olduğum halde, ve tüm varlıkların Efendisi
olduğum halde, Kendi Doğam üzerinde hükmederek, kendi Maya'mda doğarım.
7. Ey Arcuna, doğruluk ilkesinde ne zaman bir düşüş yaşansa ve adaletsizlik yükselişe geçse,
Ben Kendimi tezahür ettiririm!
8. İyinin korunması, günahkarın yok edilmesi ve doğruluğun sağlanması için, Ben her çağda
doğarım.
9. Gerçek ışıkta kim Benim ilahi doğuşumu ve fiilimi bilirse, bedenini terk ettikten sonra, bir
daha doğmaz; o Bana gelir, ey Arcuna!
10. Bağımlılıktan, korkudan ve öfkeden kurtulmuş, Benimle bir olmuş, Bana sığınmış, bilgi
ateşinde saflaşmış birçokları Benim Varlığıma ulaşmıştır.
11. Bana ne şekilde ulaşırlarsa ulaşsınlar, Ben onları ödüllendiririm; insanlar her şekilde
Yolumda yürürler, ey Arcuna!
12. Bu dünyadaki fiilde başarı özlemi duyanlar tanrılara kurban verirler, çünkü fiil yoluyla
başarı çabucak elde edilir.
13. Dört kast da, Guna ve Karma'lardaki farklara göre Benim tarafımdan yaratılmıştır; bunu
yaratan Ben olduğum halde, yine de Beni fiilde-bulunmayan ve değişmez olarak bil.
14. Ne fiiller Ben'de iz bırakır, ne de Benim fiillerin meyvelerine karşı bir arzum vardır. Ben'i
bilen fiillerin zincirlerine bağlı değildir.
15. Özgürlüğün kadim arayıcıları da, bunu bildiğinden fiilde bulunuyorlardı; bu yüzden bu
geçmiş zamanlardaki kadimler gibi sen de fiilde bulun.
16. Fiil nedir? Fiilsizlik nedir? Bu konuda en bilgelerin bile kafası karışmıştır. Bu yüzden,
sana bu tip fiili öğreteceğim, bunu bilerek sen kötü olandan (samsara'dan) kurtulmuş
olacaksın.
17. Çünkü doğrusu, fiilin gerçek doğasının ve ayrıca yasak fiilin ve fiilsizliğin ne olduğunun
bilinmesi gerekir; fiilin doğası zor anlaşılır.
18. Kim fiil içinde fiilsizliği, ve fiilsizlikte fiili görürse, o kişi insanlar arasında hikmet
sahibidir; bir Yogi'dir ve tüm fiilleri yapandır.
19. Giriştiği işler arzudan ve bencil amaçlardan yoksun olan ve fiilleri bilginin ateşinde
yanmış olan kişiye bilgeler, hikmet sahibi derler.
20. Fiilin meyvesine olan bağımlılıktan kurtulmuş olan, her zaman memnun bir halde olan,
hiç bir şeye bağımlı olmayan kişi, fiilde bulunduğu halde, hiç bir şey yapmaz.
21. Ümit etmeyen ve akıl ve benliği kontrol altında tutan, tüm açgözlülüğü bırakan, sadece
bedensel fiilde bulunan kişi hiç bir günah işlemez.
22. Kendisine çabasızca gelenden memnun olan, zıt kutuplardan ve kıskançlıktan kurtulmuş
olan, başarı ve başarısızlıkta dengede duran kişi, fiilde bulunduğu halde, fiile bağlı değildir.
23. Bağımlılığı olmayan, özgürleşmiş olan, aklı bilgide sabit duran, kurban* adına çalışan
kişinin tüm fiili çözülür.
24. Brahman adaktır; Brahman erimiş tereyağıdır (ghee); adak, Brahman'la Brahman ateşine
dökülür; doğrusu, Brahman'ı her an fiilde gören kişi Brahman'a ulaşır.
25. Bazı Yogiler sadece tanrılara kurban verirler, diğerleriyse Özben yoluyla sadece Özben'i
Brahman ateşinde kurban olarak sunarlar.
26. Bazılarıysa işitme duyusu ve diğer duyularını dizginleme ateşinde kurban olarak sunarlar,
diğerleri sesi ve çeşitli duyu-nesnelerini duyuların ateşinde kurban olarak sunarlar.
27. Diğerleri, duyuların tüm işlevlerini ve nefesin işlevlerini bilgi ile yanıp tutuşan benliği-
dizginleme-Yogasının ateşinde kurban ederler.
28. Yine, bazıları zenginliği, çileyi ve Yogayı kurban olarak sunarlar. Benliği-dizginleyen ve
katı yeminlerde bulunan münzevilerse, kurban olarak kutsal metinlerin çalışılmasını ve bilgiyi
sunarlar.
29. Diğerleri, alınan ve verilen nefesi dizginleyerek ve sadece nefesin dizginlenmesiyle bir
olarak verilen nefesi alınana, alınan nefesi verilene kurban olarak sunarlar.
30. Beslenmelerini düzenleyen diğerleri, yaşam-nefesindeki yaşam-nefeslerini sunarlar; tüm
bu kişiler kurban yoluyla günahları tamamen yok edilmiş olan (ve) kurbanı bilenlerdir.
31. Kurbanın nektar gibi olan artığını yiyen kişiler, ebedi Brahman'a giderler. Bu dünya
(Brahma'ın dünyası) (bile) kurban uygulamayan kişi için değilken; o halde kişi diğerine
(ötealeme) nasıl sahip olabilir, ey Arcuna?
32. Brahman'ın önüne farklı tipte kurbanlar saçılmıştır. Bunların hepsinin fiilden doğduğunu
bil. Bunu bildiğinde özgürleşeceksin.
33. Ey Parantapa, Bilgelik-kurbanı, maddenin kurban edilmesinden daha üstündür! Tüm
çeşitleriyle fiiller en yüksek nokta olan bilgiye varır!
34. Uzun süreli teslimiyetle, sorgulamakla ve hizmet yoluyla, Gerçek'in farkında olan bilgenin
seni bu bilgiye yönlendireceğini bil.
35. Bunu bilerek, Ey Arcuna, bir daha bu şekilde yanılmayacaksın, ve bu vasıtayla tüm
varlıkları kendi Özbeninde ve aynı zamanda Ben'de göreceksin!
36. Tüm günahkarların en günahkarı olsan bile, yine de doğrusu bilgi yığınıyla tüm günahları
geçip gideceksin.
37. Ey Arcuna, parlayan ateşin yakıtı kül haline dönüştürmesi gibi, bilgi ateşi de tüm fiilleri
küle dönüştürür.
38. Doğrusu, bu dünyada bilgi gibi bir başka saflaştırıcı yoktur. Yoga'da mükemmeliyete
ulaşan kişi, bu bilgiyi zamanla kendi Özben'inde bulur.
39. İnançla dolu olan, buna adanmış olan ve tüm duyuları itaat altına almış olan kişi bu
bilgiye ulaşır; ve buna ulaştıktan sonra, anında yüce huzura erer.
40. Cahil olan, inançsız olan, şüphe içindeki kişi yıkıma doğru yol alır; şüpheci kişi için ne bu
dünya, ne ötealem, ne de mutluluk vardır.
41. Yoga yoluyla fiilleri terk etmiş, şüphelerini bilgi ile parçalara ayırmış ve kendi üzerinde
hakimiyet sağlamış kişinin yaptığı fiiller onu bağlamaz, ey Arcuna!
42. Bu yüzden, kalbinde taşıdığın cehaletten doğan şüphelerini bilgi kılıcıyla parçalara ayır ve
Yoga'ya sığın; ayağa kalk, ey Arcuna!
Krişna:
2. Terk ve Fiil Yogasının ikisi de kişiyi en üstün mutluluğa yönlendirir, ama ikisinin içinde,
Fiil Yogası fiilin terkinden daha üstündür.
3. Nefret etmeyen ve arzu duymayan kişi, ebedi Sannyasin olarak bilinmelidir; çünkü zıt
kutuplardan özgürleşerek, kolaylıkla kendini bağlayan zincilerden kurtulmuştur, ey koca kollu
Arcuna!
4. Bilgeler değil, sadece çocuklar bilgiden ve Fiil Yogası ya da fiilde bulunulmasından -sanki
bunlar birbirinden farklı ve bağımsızmış gibi- bahsederler; kim birini başarırsa, her ikisinin de
meyvelerini kazanmış olur.
5. Sankya'lar ya da Jnani'ler tarafından ulaşılan bu yere (Karma) Yogiler de ulaşır. Bilginin ve
fiilde bulunmanın bir olduğunu gören, gerçekten görüyordur.
6. Ama, ey koca kollu Arcuna, Yoga'ya ulaşmadan terki başarmak zordur; Yoga'yla-uyumlu
olan hikmet sahibi çabucak Brahman'a ulaşır!
7. Fiil yoluna adanmış, aklı arılaşmış olan, kendine hakim olmuş, duyularını itaati altına almış
olan ve kendi Özben'inin tüm varlıklarda bulunan Özben olduğunu fark etmiş olan kişi, fiilde
bulunduğu halde hiç bir şeye bulaşmaz.
8. Gerçek'le uyumlu hale gelmiş bilen şöyle düşünür "Ben hiç bir şey yapmıyorum". O;
görmede, duymada, dokunmada, koklamada, yemede, yürümede, uyumada, nefes almada,
9. Konuşmada, gitmesine izin vermede, alıkoymada, gözleri açıp kapamada duyuların duyu-
nesneleri arasında dolaştığına (-dan emindir) ikna olmuştur.
10. Fiilde bulunan, bu fiilleri Brahman'a sunan ve bağımlılığı bırakan kişi, sudaki lotüs
çiçeğinin yaprağı (-nın çamura bulaşmaması) gibi günaha bulaşmaz.
11. Yogi'ler, bağımlılığı terk ederek, sadece bedenen, aklen, zihnen ve aynı zamanda
duyularla, benliğin saflaşması için fiilde bulunurlar.
12. Birleşmiş olan, fiilin meyvesini terk ederek, ebedi huzura kavuşur; sadece arzuyla itilen ve
meyveye bağımlı olan birleşmemiş olanlar (zincirlere) bağlıdır.
13. Bedenlenmiş olan (kişi) tüm fiilleri zihnen terk ederek ve kendine hakim olarak, dokuz
kapılı şehirde, mutluluk içinde, fiilde bulunmadan ve diğerlerinin (beden ve duyuların) fiilde
bulunmasına sebep olmadan kalır.
14. Rab, bu dünya için ne faaliyet ne fiil, ne de fiillerin meyveleri ile birleşmeyi yaratır; fiilde
bulunan Doğa'dır.
15. Rab kimsenin ne ihtarını ne de hatta hünerini kabul eder; bilgi cehaletle sarmalanmıştır,
bu yüzden varlıklar yanılgı içindedirler.
16. Ama bilgi, Özben'in bilgisiyle cehaleti yok edilmiş kişilere, Yüce olanı (Brahman'ı) güneş
gibi ortaya çıkarır.
17. Zihinleri O'nunla özdeşleşmiş, kendileri O olmuş, O'na erişmiş, O'nu nihai amacı yapmış
olanlar dönüşü olmayan yere giderler, günahları bilgiyle dağılır gider.
18. Hikmet sahipleri öğrenme ve alçakgönüllülüğe sahip bir Brahmin'e, bir ineğe, bir file, ve
hatta bir köpeğe ve bir kast dışı olana aynı gözle bakarlar.
19. Burada (bu dünyada) bile, akılları ayniyette bulunanlarca (her şeye aynı gözle bakanlarca)
doğumun (her şeyin) üstesinden gelinmiştir; Brahman lekesizdir ve eşittir; bu yüzden onlar
Brahman'da bulunurlar.
20. Sabit bir zihinle, yanılgısız olarak Brahman'da bulunarak, Brahman'ı bilen (kişi), ne hoşa
giden şeylere sahip olduğunda neşelenir, ne de hoşa gitmeyen şeyleri elde ettiğinde
kederlenir.
21. Dışsal irtibatlara bağlı olmayan benlikle, kişi mutluluğu Özben'de bulur; kişi Brahman'a
yapılan meditasyonla meşgul olarak sonsuz mutluluğa kavuşur.
22. (Dışsal) irtibatlardan doğan zevkler sadece acı üretirler, çünkü hepsinin bir başlangıcı ve
bir sonu vardır, ey Arcuna! Bu yüzden, bilge olan bunlarla neşelenmez.
23. Bedenden özgürleşmeden önce, hala bu dünyadayken arzu ve öfkeden doğan dürtülere
karşı koyabilen kişi Yogi'dir, o mutlu bir kişidir.
24. Her zaman kendi içinde mutlu olan, neşelenen ve aydınlanan böyle bir Yogi mutlak
özgürlüğe ya da Mokşa'ya ulaşır ve Brahman haline gelir.
25. Günahları yok edilmiş, dualiteleri (zıt kutupların deneyiminin ya da dualitesinin
algılanmasını) bir kenara bırakmış, kendine hakim ve tüm varlıkların iyiliğini isteyen hikmet
sahipleri mutlak özgürlüğe ya da Mokşa'ya kavuşurlar.
26. Mutlak özgürlük (ya da Brahman'a özgü mutluluk) arzu ve öfkeden kurtulmuş,
düşüncelerini kontrol etmiş ve Özben'in farkındalığına sahip kendine hakim münzeviler için
her yanda varolur.
27. (Tüm) dış irtibatları kapatan ve bakışları iki kaşın arasında sabitleyen, burun delikleri
arasında hareket eden alınan ve verilen nefesi eşitleyen,
28. Duyuları, aklı ve zihni her zaman kontrol altında olan, yüce amacı özgürleşme olan, arzu,
korku ve öfkeden kurtulmuş hikmet sahipleri doğrusu sonsuza dek özgürleşirler.
29. Beni tüm kurbanlardan ve çileden zevk alan, tüm dünyaların büyük Rabbi ve tüm
varlıkların dostu olarak bilen huzura kavuşur.
Arcuna:
33. Ey Krişna, aklın rahat durmamasından ötürü, öğrettiğin bu ayniyet Yogasında süreğen bir
devamlılık görmüyorum!
34. Doğrusu akıl rahat durmamaktadır, şamatacıdır, güçlüdür ve teslim olmamaktadır, ey
Krişna. Ben aklı kontrol etmenin rüzgarı kontrol etmek kadar zor olduğunu zannediyorum.
Krişna:
35. Ey koca kollu Arcuna, şüphesiz, aklın kontrol edilmesi zordur ve akıl rahat
durmamaktadır; ama uygulama ve duyulara kapılmamakla akıl dizginlenebilir!
36. Bu Yoga'ya, kendine hakim olmayanlarca ulaşımının zor olacağını düşünüyorum, ama
kendine hakim olan ve çabalayan kişi, (doğru) araçlarla buna ulaşır.
Arcuna:
37. İnancı olduğu halde kendine hakim olmayı başaramayan, aklı Yoga'dan başka yerlere
kayan, Yoga'da mükemmelliğe ulaşmayı başaramamış kişiyi nasıl bir son bekler, ey Krişna?
38. Her ikisinden de düşerek (hedeflerinin her ikisine de ulaşamayarak), Brahman yolunda
yanılgıya düştüğünden, parçalanmış bir bulut gibi, desteksiz yok olup gitmez mi?
39. Ey Krişna, bu şüphemi tamamen Sen giderebilirsin, çünkü senin dışında bu şüpheyi
giderecek kimse yoktur.
Krişna:
40. Ey Arcuna, ne bu dünyada, ne de bir sonraki dünyada onun için bir yıkım yoktur; ey
çocuğum, doğrusu iyilik yapan hiç kimsenin kederlenmesi söz konusu değildir!
41. Erdemli dünyalara ulaşıp orada uzun yıllar boyunca kaldıktan sonra, Yoga'dan düşmüş
(Yoga'ya ulaşamamış) kişi arı ve varlıklı bir evde tekrar doğar.
42. Ya da, hatta bilge Yogilerin ailesinde doğar; doğrusu böyle bir doğumu bu dünyada
başarmak çok zordur.
43. Orada, o kişi bir önceki bedeninde elde ettiği bilgiyle karşılaşır ve mükemmeliyet için çok
daha fazla çabalar, ey Arcuna!
44. Daha önceki uygulamaları yoluyla, kendisine rağmen doğar (kendisi farkında olmasa bile,
amaca ulaşır). Sadece Yoga'nın ne olduğunu bilmek isteyen bile, Brahma'nın sözünü (kutsal
kitaplara özgü bilgiyi) aşar.
45. Ama, yılmadan çabalayan, günahlarından arınmış, bir çok doğumla kademesel olarak
mükemmelleşmiş bir Yogi en üstün hedefe ulaşır.
46. Yoginin, çilekeşlerden ve hatta bilgi erbabından (metinlerin çalışılmasıyla elde edilmiş
bilgi) bile yüce olduğu düşünülür; o, fiilde bulunan kişilerden de üstündür; bu yüzden bir
Yogi ol, ey Arcuna!
47. Ve inancı tam olup ve içsel varlığı Ben'de olarak, Ben'i seven ve Bana hürmet eden
Yogi'yi, tüm Yogi'lerin en samimisi sayarım.
Krişna:
3. Brahman Yok Edilmez olandır, Yüce'dir. Onun öz doğasına İçsel-Farkındalık denir; var
oluşa ve varlıkların tezahürüne yol açan ve de onları destekleyen (tanrılara sunulan) takdimler
de fiil olarak adlandırılır.
4. Adhibhuta (elementlerin bilgisi) Benim yok olan Doğamla alakalıdır ve Puruşa ya da ruh
Adhidaiva'dır; burada bu bedendeki Adhiyajna sadece Ben'im, Ey bedenlenmişlerin en iyisi!
5. Ve kim bedenini terk ederken ölüm anında sadece Beni hatırlamaya devam ederse, Benim
Varlığıma ulaşır; buna hiç şüphe yoktur.
6. Sonunda bedenini terk ederken kim hangi varlığı düşünürse, sürekli o varlığı
düşündüğünden, o (kişi) sadece o varlığa gider, ey Kunti oğlu.
7. Bu yüzden, her zaman sadece Beni hatırla ve savaş. Bana sabitlediğin (Benimle
özdeşleşmiş) akıl ve zihinle, şüphesiz sadece Bana geleceksin.
8. Başka hiç bir varlığa doğru kaymayan, meditasyon alışkanlığından dolayı şaşmaz değişmez
hale gelmiş ve sürekli meditasyon yapan akılla, kişi Yüce Kişi'ye, Parlak olana gider, ey
Arcuna!
9. Kim; alim, kadim, (tüm dünyanın) yöneticisi, atomdan daha küçük olan, herşeyin
destekçisi, kavranamaz biçimde olan, güneş gibi parlak ve cehaletin karanlığının ötesinde olan
üzerine
10. Ölüm anında sarsılmaz bir akıl, bahşedilmiş adanma ve Yoga'nın gücüyle tüm yaşam-
nefesini iki kaşının arasına odaklayarak meditasyon yaparsa, o kişi parlak olan Yüce Kişi'ye
ulaşır.
11. Vedaları bilenlerce yok olmaz olarak açıklanmış olan, kendine hakim (çilekeşlerin) ve
tutkularından kurtulmuşların girebileceği, bekarlık (iffet) uygulamasının yapıldığı bu arzuyu -
bu hedefi sana kısaca açıklayacağım.
12. Tüm kapılarını kapatarak, aklını kalbine gömerek ve yaşam-nefesini kafasında tutarak,
konsantrasyon uygulamasıyla meşgul olarak,
13. Tek heceli Om'u -Brahman'ı- mırıldanıp her zaman Beni hatırlayarak, kim bedenini terk
ederek bu şekilde ayrılırsa, yüce hedefe erişir.
14. Her zaman şaşmaz değişmez olan, beni (uzun süre boyunca) sürekli olarak ve her gün
hatırlayan, (tek noktaya odaklı akılla) başka hiç bir şey düşünmeyen bu Yogi bana kolayca
ulaşır, ey Paratha!
15. Bana ulaşan bu büyük ruhlar, bir daha acı dolu olan ve ebedi olmayan bu yerde (burada)
doğmazlar; onlar en yüksek mükemmelliğe ulaşmışlardır (özgürleşmişlerdir).
16. Brahma'nın dünyası dahil, (tüm) dünyalar, tekrar geri dönmeye mahkumdur, ey Arcuna!
Ama kim bana ulaşırsa, ey Kunti oğlu, bir daha doğmaz!
17. Bir Brahma gününün bin Yuga boyunca sürdüğünü, ve bir gecenin de bin Yuga boyunca
sürdüğünü bilenler, gece ve gündüzü bilenlerdir.
18. Tüm tezahür etmiş olanlar "gün"ün gelmesiyle tezahür etmemiş olandan türerler ve
doğrusu "gece"nin gelişiyle de sadece tezahür etmemiş olan diye adlandırılanda çözünür
giderler.
19. Tekrar ve tekrar doğan bu aynı kalabalık varlıklar gecenin gelişiyle (tezahür etmemiş olan
içinde) çaresizce çözünürler ve günün gelişiyle tekrar ortaya çıkarlar, ey Arcuna.
20. Ama doğrusu tezahür etmemiş olandan daha yüksek olan bir başka tezahür etmemiş
(yaratıcı zeka ve Doğanın üstünde) Ebedi vardır ki, O tüm varlıklar yok edildiğinde yok
olmaz.
21. Tezahür etmemiş olan ve Yok Olmaz Olan olarak adlandırılanın, en yüksek hedef (yol)
olduğunu söylerler. O'na ulaşan bir daha (doğum ve ölüm çarkına) geri dönmez. Bu Benim en
yüksek meskenimdir (durumumdur).
22. Tüm varlıkların içinde bulunan ve her şeyin O'ndan yayıldığı bu en yüksek Purusha'ya, ey
Arcuna, sadece O'na yapılan ve yolundan sapmayan bir adanma ile ulaşılır.
23. Şimdi sana, ayrılış vaktinde hangi Yogi'lerin dönüp hangilerinin dönmediğini
anlatacağım.
24. Ateş, ışık, gündüz, Ayın aydınlık on beşi, güneşin kuzey yolundaki altı ayı (kuzey
gündönümü) sırasında ayrılan, Brahman'ı bilenler Brahman'a giderler.
25. Duman, gece-vakti, Ayın karanlık on beşi ya da güneşin güney yolundaki altı ayı (güney
gündönümü) ile ayın ışığına ulaşan Yogi'ler geri döner.
26. Dünyanın parlak ve karanlık yollarının doğrusu ebedi olduğu düşünülür; biriyle (parlak
olanla) kişi tekrar geri dönmez, ve diğeriyle kişi geri döner.
27. Bu yoları bilerek, Arcuna, hiç bir Yogi aldanmaz! Bu yüzden, her zaman Yoga'da sebat et.
28. (Metinlerde) bahsedilen ve Vedalardan (okunulup öğrenilmesinden), kurbandan (-ın
uygulanmasından), çile (uygulamalarından) ve hediyelerden (sunulmasından) doğan meyveler
ya da hak edişler ne olursa olsun, bunu (bu yolları) bilen Yogi tüm bunların ötesine gider; ve
yüce ilksel meskene ulaşır.
Arcuna:
12. Sen Yüce Brahman'sın, yüce meskensin (ya da yüce ışıksın), yüce arılaştırıcısın, ebedisin,
ilahi Kişi'sin, ilksel Tanrı'sın, doğmamışsın ve her yerde varolansın.
13. Tüm hikmet sahipleri ve aynı zamanda ilahi hikmet sahibi Narada; ve Asita, Devala ve
Vyasa seni böyle tanımlıyorlar; ve şimdi Sen Kendin de bana böyle söylüyorsun.
14. Bana söylediğin her şeyin doğru olduğuna inanıyorum, ey Krişna! Doğrusu ne tanrılar ne
de ifritler Senin tezahürünü (kaynağını) bilmezler!
15. Doğrusu sadece Sen, Kendini, Kendin aracılığınla bilirsin, ey Yüce Kişi, Ey varlıkların
kaynağı ve Rabbi, Ey tanrıların Tanrısı, Ey dünyanın hakimi!
16. Bana tüm bu dünyalara nüfuz ederek varolduğun ilahi zaferlerini, hiç birini saklamadan
anlatmalısın. (Bunu başka kimse yapamaz.)
17. Ey Yogi, her zaman meditasyon yaparak Seni nasıl bileceğim? Seni hangi görünüşünle
düşünmeliyim?
18. Ey Krişna, Yogik gücünü ve zaferlerini bana tekrar detaylıca anlat; çünkü ben Senin
yaşam-veren ve nektar gibi olan konuşmanla tatmin olmadım!
Krişna:
19. Pekala, şimdi sana göze çarpan ilahi zaferlerimi açıklayacağım, ey Arcuna! (Bu zaferlerin)
detaylı tanımlarının bir sonu yoktur.
20. Ben tüm varlıkların kalplerinde olan Özben'im, ey Gudakeşa! Ben tüm varlıkların
başlangıcıyım, ortasıyım ve aynı zamanda sonuyum.
21. (Oniki) Aditya arasında Ben Vişnu'yum; parlaklık verenler arasında Ben parlak güneşim;
(yedi ya da kırk dokuz) Marut arasında Ben Mariçi'yim; yıldızlar arasında Ben ayım.
22. Vedalar arasında Sama Vedayım; tanrılar arasında Vasava'yım; duyular arasında akılım,
ve yaşayan varlıklar arasında zekayım.
23. Ve Rudra'lar arasında Şankara'yım; Yakşa'lar ve Rakşasa'lar arasında refah Rabbiyim
(Kubera); Vasu'lar arasında Pavaka'yım (ateşim); ve (yedi) dağ arasında Ben Meru'yum.
24. Ve, ey Arcuna, (kralların) aile rahipleri arasında Ben'i şef olan Brihaspati olarak bil; ordu
generalleri arasında Ben Skanda'yım; göller arasında Ben okyanusum!
25. Büyük hikmet sahipleri arasında Ben Bhrigu'yum; kelimeler arasında Ben tek heceli
Om'um; kurbanlar arasında Ben sessiz tekrarlama* kurbanıyım; hareket etmeyen şeyler
arasında Ben Himalayalar'ım.
26. Ağaçlar arasında Ben peepulum; ilahi hikmet sahipleri arasında Ben Narada'yım;
Gandharva'lar arasında Ben Çitraratha'yım; mükemmelleşmişler arasında Ben Kapila'yım.
27. Beni atlar arasında nektardan doğan Uçaisrava olarak; muhteşem filler arasında Airavata
olarak; insanlar arasında kral olarak bil.
28. Silahlar arasında Ben yıldırımım; inekler arasında Ben Surabhi adındaki dilekleri yerine
getiren ineğim; Ben ata olan sevgi tanrısıyım; yılanlar arasında Vasuki'yim.
29. Naga'lar arasında Ananta'yım; su-ilahları arasında Varuna'yım; ölmüş ruhlar arasında
Aryaman'ım, idare ediciler arasında Ben Yama'yım.
30. Ve ifritler arasında Prahlad'ım; sayıcılar arasında Ben zamanım; hayvanlar arasında Ben
onların kralı olan aslanım, kuşlar arasında Garuda'yım.
31. Arılaştırıcılar arasında Ben rüzgarım; savaşçılar arasında Rama'yım Ben; balıklar arasında
köpek balığıyım; su kaynakları arasında Ganj'ım.
32. Yaradılışlar arasında Ben başlangıcım, ortayım ve aynı zamanda sonum, ey Arcuna!
Bilimler arasında Ben Özben bilimiyim; ve Ben ihtilaflı olanlar arasındaki mantığım.
33. Alfabedeki harfler arasında "A" harfiyim Ben, ve bileşikler arasında ikiliğim, doğrusu Ben
tüketilemez ve sonsuz zamanım; tüm yönlerde yüzüm olduğundan, (fiillerin meyvelerinin)
dağıtıcısıyım.
34. Ve Ben herşeyi yutan ölümüm, ve refah içinde olacakların refahıyım; dişisel özellikler
arasında (ben) ünüm, refahım, konuşma yeteneğiyim, hafızayım, zekayım, metanetim ve
bağışlamayım.
35. İlahiler arasında Brihatsaman'ım; uyaklı dizeler arasında Gayatri'yim; aylar arasında
Margasirsa'yım; mevsimler arasında ilkbaharım.
36. Ben hilekarların kumarıyım; ihtişamlıların ihtişamıyım; Ben zaferim; Ben (kararlı
olanların) kararlılığıyım; Ben iyilerin iyiliğiyim.
37. Vrişni'ler arasında Ben Vasudeva'yım; Pandava'lar arasında Ben Arcuna'yım; hikmet
sahipleri arasında Ben Vyasa'yım; şairler arasında Ben şair Usana'yım.
38. Cezalandırıcılar arasında Ben kralın asasıyım; zafer arayışı içinde olanlar arasında Ben
hikmet ve cömertliğim; ve sırlar arasında Ben sessizliğim; bilenler arasında bilgiyim Ben.
39. Ve tüm varlıkların tohumu ne olursa olsun, Ben oyum, ey Arcuna! Ben olmadan
varolabilen hareketli ya da hareketsiz (canlı ve cansız) hiç bir varlık yoktur.
40. Ey Arcuna, ilahi zaferlerimin sonu yoktur, bunlar Benim ilahi zaferlerimin Tarafımdan
yapılan kısa bir ifadesidir!
41. Zafer kazanan, refah içinde olan veya güçlü olan her tür varlığın, ihtişamımın bir
parçasının tezahürü olduğunu bil.
42. Ama, ey Arcuna, tüm bu detaylı bilgilerin sana ne faydası var ki? Tüm dünyayı bir
Parçamla destekleyen Ben, varım.
BHAGAVAT GITA 11. BÖLÜM
KOZMİK BİÇİMİN GÖRÜNÜMÜ YOGASI
Arcuna:
1. Bana duyduğun şefkatten dolayı, Özben'le ilgili bu en büyük sırrı açıklanmanla
yanılsanmam yok oldu.
2. Varlıkların kaynağını ve yok oluşunu, ve ayrıca Senin tükenmez yüceliğini detaylı bir
şekilde Sen'den duydum, ey lotüs kalpli Rab!
3. Ey Yüce Rab, Seni biraz önce Kendini tanımladığın gibi, Senin İlahi Biçimini görmeyi
diliyorum, ey Yüce Kişi!
4. Ey Rabbim, eğer görmemin mümkün olduğunu düşünüyorsan, o halde, bana yok olmaz
halini göster.
Krişna:
5. Ey Arcuna, Benim farklı çeşitteki, ilahi olan, çeşitli renklerde ve şekillerdeki yüz binlerce
biçimimi seyret!
6. Aditya'ları, Vasu'ları, Rudra'ları, iki Asvin'i ve aynı zamanda Marut'ları seyret; ey Arcuna,
daha önce hiç görülmemiş mucizeleri seyret!
7. Ey Arcuna, tek bir noktada merkezlenmiş -hareket eden ve etmeyen herşeyi kapsayan- tüm
evreni ve başka neyi görmeyi diliyorsan onu burada, Bedenimde seyret.
8. Ama Beni bu şekilde kendi gözlerinle seyredemezsin; (bu yüzden) sana ilahi gözü
veriyorum; Benim muhteşem Yoga'mı seyret.
Sancaya:
9. Krişna bunları söyleyerek Arcuna'ya Rab olarak Kendi yüce biçimini gösterdi.
10. Sayısız ağız ve gözlerle, sayısız harika görüntüyle, sayısız ilahi ziynetle, sayısız ilahi
silahla yüceltilmiş,
11. İlahi çelenkler ve kıyafetler giyen, vücut yağlarıyla yağlanmış, her şeyi harika, göz alıcı,
ebedi, her yanda yüzleri olan (Varlıktı).
12. Gök yüzünde bin tane güneş ihtişamla aynı anda parlasaydı, işte bu yüce Varlık'ın ihtişamı
(gibi) olurdu.
13. Sonra Arcuna, orada, tanrıların Tanrı'sının bedeninde, bir çok grubu olan tüm evrenin bir
olanda bulunduğunu gördü.
14. Arcuna, o zaman hayret içinde ve tüyleri diken diken olarak, başını Rabbin önünde eğdi
ve avuç içlerini birleştirerek şöyle konuştu.
Arcuna:
15. Tüm tanrıları ve çeşitli varlık türlerini, lotüste oturan Rab Brahma'yı, tüm hikmet
sahiplerini ve semavi yılanları Bedeninde gördüm, Ey Tanrı.
16. Senin bir çok kol, mide, ağız ve gözleri olan zincire vurulamaz biçimini her yanda
görüyorum; ne bir başlangıç, ne bir orta ne de bir son görüyorum, ey evrenin Rabbi, ey
Kozmik Biçim!
17. Sen'i taçlı, topuzlu, diskli görüyorum, bakması çok zor olan bir parlaklık kütlesi olarak
heryerde ışıyorsun, ateş ve güneş gibi her yerde parlıyorsun, ve hudutsuzsun.
18. Sen Yok Edilmez Olansın, Yüce Varlık'sın, bilinmeye değer olansın, Sen bu evrenin
büyük hazine dairesisin; Sen ebedi Dharma'nın yok edilmez koruyucususun; Sen Kadim
Kişisin, ben (böyle) addediyorum.
19. Sen'i başlangıçsız, ortasız ve sonsuz olarak, sınırsız güçte, sayısız kolla (görüyorum),
güneş ve ayı Gözlerin olarak, yanan ateşi Ağzın olarak, tüm evreni ısıtan Parlaklığını
görüyorum.
20. Yeryüzü ve cennet arasındaki boşluk ve her taraf sadece Seninle dolu; Senin bu muhteşem
ve korkunç biçimini gören, üç dünya da korkuyla titriyor, Ey yüce-ruhlu Varlık!
21. Doğrusu, Sana (bedenine) bu tanrılar giriyorlar; bazıları korkuyla Seni avuç içleri
birleşmiş olarak "iyi olsun" diyerek övüyorlar. Bunu söyleyerek, büyük hikmet sahipleri ve
mükemmelleşmiş olanlar Seni ilahilerle methediyorlar.
22. Rudra'lar, Aditya'lar, Vasu'lar, Sadhya'lar, Visvedeva'lar, iki Asvin'ler, Marut'lar, semavi
şarkıcıların ruhları, Yakşalar, ifritler ve mükemmelleşmiş olanlar Sana büyük bir hayretle
bakıyorlar.
23. Ey koca-kollu, Senin bir çok ağız ve gözleri, bir çok kolları, bacakları ve ayakları,
mideleri olan, dişleriyle korkutucu görünen sınırsız biçimlerini görünce tüm dünya ile birlikte
ben de dehşete düşüyorum!
24. Senin (Kozmik Biçiminin) ağızları sonuna dek açık, büyük ateşli gözlerle gök yüzüne
değmesini, bir çok renkte parlamasını görünce, kalbim dehşete düşüyor ve ne cesaret ne de
huzur bulabiliyorum, ey Vişnu!
25. Kozmik çözülmenin ateşi gibi parlayan ve dişlerle korkutucu olan ağızlarını görünce, ben
ne dört yönü* biliyorum ne de huzur buluyorum. Ey tanrıların Rabbi, ey evrenin meskeni, acı
bana!
26. Dünyadaki krallarla birlikte Dhritarashtra'nın tüm oğulları; tüm savaşçılarımız arasındaki
en iyileri ile birlikte Bhima, Drona ve Karna
27. Acele ederek korkunç dişleri olan ve seyredilmesi ürkütücü olan Senin ağızlarına
giriyorlar. Bazıları, kafaları un ufak olana dek ezilerek, dişlerin arasındaki boşluklara saplanıp
kalıyor.
28. Doğrusu, nehirlerin hızla okyanusa doğru akması gibi, bu insan dünyasının kahramanları
da senin yanan ağızlarına giriyorlar.
29. Kelebeklerin (kendi) yok oluşlarını (hazırlayan) parlayan ateşe doğru acele ederek uçması
gibi, bu varlıklar da Senin ağızlarına (kendi) yok oluşları için acele ederek giriyorlar.
30. Alev saçan ağzınla, tüm dünyaları yalayıp yutuyorsun. Ateşli ışınların, parlaklığıyla tüm
dünyayı doldurarak, yanıyor, ey Vişnu!
31. Bu hiddetli biçimde bulunan Sen kimsin söyle bana. Sana selam olsun, ey Yüce Tanrı!
Acı bana; Sen olan orjinal Varlık'ı bilmeyi arzuluyorum. Yaptıklarını açıkçası bilmiyorum.
Krişna:
32. Ben şimdi dünyaları yok etmekle meşgul olan, dünyanın-yok edicisi güçlü Zaman'ım. Sen
olmasan bile, düşman ordularda dizilmiş bu savaşçıların hiç biri yaşamayacak.
33. Bu yüzden, ayağa kalk ve üne kavuş. Düşmanlarına karşı zafer kazan ve rakipsiz bir
krallığın zevkini sür. Doğrusu onlar Benim tarafımdan zaten kılıçtan geçirildi; sen sadece bir
araç ol, ey Arcuna!
34. Drona, Bhişma, Jayadratha, Karna ve diğer tüm cesaretli savaşçıların hepsi Benim
tarafımdan kılıçtan geçirildi; öldür; korkuyla kederlenme; savaş! Savaşta düşmanlarına karşı
zafer kazanacaksın.
Sancaya:
35. Rab Krişna'nın konuşmasını duyunca, iki büklüm olan (Arcuna) avuç içlerini birleştirerek,
titreyerek, kendini (Krişna'nın) ayaklarına atarak, heyecandan zor konuşarak, eğilerek,
korkuyla dolu olarak Krişna'ya şöyle söyledi.
Arcuna:
36. Ey Krişna, dünyanın zevkleri ve neşeleri Senin övgünde buluşuyorlar; ifritler her yandan
korkuyla uçup gidiyorlar ve mükemmelleşmiş olanlar (Siddhalar) önünde eğiliyorlar.
37. Ve, ey Yüce Ruh, niye onlar (diğer herşeyden) daha büyük olan, yaratanın (Brahma)
kaynağı olan Senin önünde eğilmesinler ki, ey Ebedi Varlık? Ey tanrıların Rabbi! Ey evrenin
meskeni! Sen yok olmazsın, Varlık'sın, yokluksun ve yüce olansın (Varlık ve yokluktan üstün
olansın).
38. Sen ilksel Tanrı'sın, kadim Purusha'sın, bu evrenin yüce sığınağısın, bilensin,
bilinebilensin ve yüce meskensin. Bu evren seninle kaplanmıştır, ey sonsuz biçimler Varlık'ı!
39. Sen Vayu'sun, Yama'sın, Agni'sin, Varuna'sın, aysın, yaratıcısın ve büyük-büyük babasın.
Selamlar, Selamlar Sana binlerce kez, ve tekrar selamlar, selamlar Sana!
40. Hem önden hem de geriden selamlar Sana! Her yönden selamlar Sana! Ey, Her şey olan!
Gücü ve yiğitliği sonsuz olan Sen her şeyi kapsarsın; bu sebepten Sen her şeysin.
41. Seni sadece bir arkadaş olarak görüp, Senin bu büyüklüğünü bilmeden, Sana sevgiyle
veya dikkatsizlikle küstahça Ey Krişna!, Ey Yavada!, Ey Arkadaş! diye seslendiysem,
42. Oynarken, dinlenirken, oturuken ya da yemek sırasında tek başımızayken ya da yanımızda
birileri varken eğlence olsun diye Seni herhangi bir şekilde suçladıysam, ey Achyuta - Sana
yalvarırım ki beni affet!
43. Sen bu hareket eden ve etmeyen dünyanın Baba'sısın. Sen bu dünya tarafından hayranlık
duyulansın. Sen en yüce gurusun; (çünkü) Sana denk hiç bir şey yok; o halde nasıl olur da üç
dünyada Sana üstün gelen başka bir şey olabilir, ey dengi olmayan gücün Varlık'ı?
44. Bu yüzden, eğilerek, bedenimi ayaklarına atarak, Senin affını rica ediyorum! Bir babanın
oğlunu, bir arkadaşın (iyi bir) arkadaşı, bir sevgilinin sevdiğini affetmesi gibi, Sen de beni
affetmelisin, ey Tanrı!
45. Daha önce görülmemiş olanı görmekten mutluyum; yine de aklım korkudan sıkıntı içinde.
Bana sadece (eski) biçimini göster, ey Tanrı! Acı bana, ey tanrıların Tanrı'sı!
46. Seni eskisi gibi; taçlı, topuzlu, elinde diski olan, dört kollu eski biçiminde görmeyi
arzuluyorum, ey bin kollu Kozmik Varlık!
Krişna:
47. Ey Arcuna, bu Kozmik Biçim sana Benim tarafımdan, Benim Yogik gücümle lütfedilerek
gösterildi; ihtişamla dolu olan, ilksel olan ve ebedi olan bu Kozmik Biçim senin dışında daha
önce kimse tarafından görülmemiştir.
48. Ne Vedaları çalışmakla ve kurbanla, ne takdimelerle, ne ayinlerle, ne de sert çilelerle, bu
insanlar dünyasında Beni senden başkası bu biçimde görebilir.
49. Benim korkunç biçimimi bu şekilde görmekten dolayı korkma ve şaşırma; korkunu
tamamen gidermek ve kalbini ferahlatmak için, şimdi tekrar Benim eski biçimimi seyret.
Sancaya:
50. Arcuna'ya bunları söyledikten sonra, Krişna yine Kendi biçimini gösterdi; ve kendi nazik
biçiminde durarak, dehşete düşmüş olanı (Arcuna'yı) teselli etti.
Arcuna:
51. Ey Krişna, Senin nazik insan biçimini görünce, şimdi kendimi toparladım ve kendime
geldim!
Krişna:
52. Görmüş olduğun bu Biçimimi görmek çok zordur. Tanrılar bile onu seyretmenin her
zaman özlemini duyarlar.
53. Ben, ne Vedalarla, ne çileyle, ne takdimeyle, ne de kurbanla, senin (bu kadar kolay)
gördüğün biçimde görülmem.
54. (Kişi) Bu biçimdeki Ben'i, ancak tek bir akılla (başka hiç bir şeye adanmadan) yapılan
adanmayla bilebilir, gerçekten görebilir ve ayrıca içine girebilir, ey Arcuna!
55. Tüm fiillerini Benim için yapan, Bana Yüce (Varlık) olarak bakan, Bana adanmış,
bağımlılıktan kurtulmuş, hiç bir varlığa karşı düşmanlık beslemeyen kişi Bana gelir, ey
Arcuna!
Krişna:
2. Kanaatimce Yoga'da en iyiler; akıllarını Bende yoğunlaştırıp, her zaman şaşmaz değişmez
olarak, yüce inançla sarmalanmış olanlardır.
3. Yok olmaz olana, tanımlanmaz olana, tezahür etmemiş olana, her yerde var olana,
düşünülmez olana, ebedi olana ve hareketsiz olana sevgi ve saygıda bulunanlar da,
4. Tüm duyularını dizginleyerek, her yerde dengeli olarak (akıldaki dengelilik), tüm
varlıkların iyiliğini dileyerek, doğrusu, Bana gelirler.
5. Akıllarını Tezahür Etmemiş Olana doğrultanların sorunları daha büyüktür; çünkü hedef
olarak Tezahür etmemiş Olan'a ulaşmak bedenlenmişler için çok güçtür.
6. Ama Bana sevgi ve saygıda bulunan, tüm fiillerini Ben'de terk eden, Bana yüce hedefim
diye bakan, tek bir akılla (başka hiç bir şeye adanmadan) yapılan Yoga'yla Benim üzerime
meditasyon yaparak,
7. Akılları her zaman Ben'de olanları, ey Arcuna, doğrusu Ben çok geçmeden ölümlü
Samsara'nın okyanusundan kurtarırım.
8. Aklını sadece Ben'de odaklar, zihnini Ben'de tutarsan, şüphesiz bundan sonra sadece
Ben'de yaşayacaksın.
9. Eğer aklını sürekli olarak Ben'de odaklayamıyorsan, o halde, Bana sürekli uygulama
Yoga'sıyla ulaşmaya çalış, ey Arcuna!
10. Eğer bu Abhyasa Yoga'yı bile uygulayamıyorsan, tüm fiillerini Benim adıma yapmayı
dile; tüm fiillerini Benim adıma yaparak bile, mükemmelliğe ulaşacaksın.
11. Eğer bunu bile yapamıyorsan, o halde, Benimle birleşmeye sığınarak, kendine hakim olup,
tüm fiillerinin meyvelerini terk et.
12. Doğrusu, bilgi uygulamadan; meditasyon bilgiden; fiillerin meyvelerinin terki
meditasyondan daha iyidir; huzur, terki derhal takip eder.
13. Hiç bir varlıktan nefret etmeyen, her şeye karşı arkadaşça davranan ve şefkatli olan,
bağımlılıktan ve egoizmden kurtulmuş olan, zevk ve acıda dengede duran, bağışlayıcı olan,
14. Her zaman halinden memnun olan, meditasyonda şaşmaz değişmez olan, kati şekilde ikna
olmuş olan, kendine hakim olan, aklı ve zihni bana adanmış olan Benim adanmışımı çok
severim.
15. Dünyayı alt üst etmeyen, dünyanın da onu alt üst edemediği kişiyi, ve neşe, kıskançlık,
korku ve endişeden kurtulmuş olan kişiyi de çok severim.
16. İsteklerden kurtulmuş, arı, uzman, kaygısız ve dertsiz olan, tüm başlangıçları ve
girişimleri terk eden, bu suretle Bana adanmış kişiyi çok severim.
17. Sevinmeyen, nefret etmeyen, kederlenmeyen, arzulamayan, iyi ve kötüyü terk eden ve tam
bir adanmayla dolu olan kişiyi çok severim.
18. Düşmana ve arkadaşa, yücelme ve yerilmeye karşı aynı olan, sıcak ve soğukta, ve zevk ve
acıda aynı olan, bağımlılıktan kurtulmuş olan,
19. Tenkit ve övgüyü aynı şeyler olarak gören, sessiz olan, her şeyle memnun olan, evsiz,
sabit bir akılla ve adanmayla dolu olan kişiyi çok severim.
20. Doğrusu, yukarıda açıklanan bu ölümsüz Dharma'yı inançla dolu olarak takip edip Beni
yüce hedefi yapan adanmışları Ben fazlasıyla severim.
BHAGAVAT GİTA 13. BÖLÜM
ALAN VE ALANI BİLEN ARASINDAKİ FARKIN YOGASI
Arcuna:
1. Ben Doğa (madde) ve Ruh'un ne olduğunu, Alanı ve Alanı Bilen'i, bilgiyi ve bilinmesi
gerekeni öğrenmeyi arzuluyorum.
Krişna:
2. Ey Arcuna, hikmet sahibi olup da her ikisini (Alanı ve Alanı Bileni) bilenlerce, bu bedene
Alan; bu bedeni bilene de Alanı Bilen denir.
3. Ben'i ayrıca tüm alanların Alanını Bilen olarak bil, ey Arcuna! Alanın ve Alanı Bilenin
bilgisine Ben, bilgi gözüyle bakarım.
4. Alanın ne olduğunu ve neden yapıldığını, gelişimlerinin ne olduğunu ve neden olduğunu,
ve ayrıca O'nun kim olduğunu ve O'nun güçlerinin ne olduğunu kısaca Ben'den duy.
5. Hikmet sahipleri muhakeme ve kararlılıkla dolu olarak, çeşitli şekillerde farklı ilahiler ve
ayrıca Mutlak'ı işaret eden manalı kelimeler söylemişlerdir.
6. Büyük elementler, egoizm, zihin ve ayrıca tezahür etmemiş Doğa, on duyu ve diğeri, ve
duyuların beş algılamaları,*
7. Arzu, nefret, zevk, acı, bütün (beden), sabır ve zeka - (işte) gelişimleriyle birlikte Alan
kısaca bu şekilde tanımlanmıştır.
8. Alçakgönüllülük, taklit etmeme, zarar vermeme, affetme, dürüstlük, öğretmene yapılan
hizmet, saflık (arılık), dayanıklılık, kendine olan hakimiyet,
9. Duyuların algıladığı nesnelere karşı kayıtsız olma, ayrıca egoizmin olmaması; doğumdaki,
ölümdeki, yaşlılıktaki, hastalıktaki ve acıdaki kötülüğü algılama,
10. Bağımlı olmama, Özben'i oğul, eş, ev ve diğerleriyle özdeşleştirmeme, ve arzulananın da
arzulanmayanın da başarılması durumunda sürekli olarak dengeli (dengeli bir akla sahip
olma) kalma,
11. Ayrılmazlık Yoga'sı yoluyla Bana yapılan yoldan sapmayan bir adanma, yalnız yerlerde
kalma, insan topluluklarından haz almama,
12. Özben bilgisindeki süreklilik, gerçek bilginin sonunu algılama - bunların bilgi olduğu
açıklanmıştır ve bunun tersi olana da cehalet denir.
13. (Şimdi Ben) bilindiğinde kişinin ölümsüzlüğe kavuştuğu bilinmesi gerekeni, (yani) ne
varlık olarak ne de yokluk olarak adledilen, başlangıcı olmayan yüce Brahman'ı
açıklayacağım.
14. Elleri ve ayakları her yerde, gözleri, başları ve ağızları her yerde, kulakları her yerde olan
O, her şeyi sararak dünyalarda var olur.
15. (O) Tüm duyuların işlemesiyle parlayan yine de duyuları olmayandır; bağımlı olmayan
yine de her şeyi destekleyendir; değerleri** olmayan yine de bu değerlerin deneyimcisi
olandır,
16. Hareket eden ve etmeyen (tüm) varlıkların içinde ve dışında olandır; süptilliğinden dolayı
O bilinemez; hem yakında hem de çok uzakta olan O'dur.
17. Ve bölünmezdir, yine de O, varlıklarda sanki bölünmüş gibi varolur; O, varlıkların
destekçisi olarak bilinir; O hem yok edicidir hem de meydana getirendir (doğurandır).
18. Tüm ışıkların Işık'ı olan O, karanlığın ötesindedir; bunun, her şeyin kalbinde yatan bilgi,
Bilinebilen ve bilginin hedefi olduğu söylenir.
19. Böylece, Alan, bilgi ve Bilinebilen kısaca açıklandı. Bana adananlar bunu bilerek,
Varlığıma girerler.
20. Doğa'nın ve Ruh'un başlangıçsız olduğunu bil; tüm değişimlerin ve değerlerin Doğadan
kaynaklandığını da bil.
21. Etki ve tepki üretiminde, Doğa'nın (maddenin) etki olduğu söylenir; zevk ve acı
deneyiminde (bireysel) ruh'un etki olduğu söylenir.
22. Doğa'da bulunan ruh, Doğa'dan doğan değerleri deneyimler; bu değerlere olan bağımlılık
(o ruhun) iyi ve kötü rahimlerde doğmasının sebebidir.
23. Bu bedendeki Yüce Ruh'a, ayrıca seyirci, izin veren, destekleyen, zevk alan, büyük Rab
ve Yüce Özben de denir.
24. Kim Ruh'u ve Madde'yi değerleriyle birlikte bilirse, (o kişi) hangi koşul altında bulunursa
bulunsun, bir daha doğmaz.
25. Bazıları meditasyon aracılığıyla Özbeni Özben'de Özben'le seyreder, diğerleri bilgi
Yoga'sıyla, ve diğerleri fiil Yoga'sıyla seyrederler.
26. Bunu bilmeyen diğerleri de, bunu başkalarından duyarak sevgi ve saygıda bulunurlar;
duyduklarına en yüce sığınak olarak bakan bu kişiler de ölümün ötesine geçerler.
27. Nerede bir varlık doğarsa, o varlık hareket etse de etmese de, o varlığın Alan ve Alanı
Bilen arasındaki birleşmeden olduğunu bil, ey Bharata'ların en iyisi.
28. Yüce Rabbin tüm varlıklarda eşit olarak var olduğunu, yok olan içinde yok edilmez olanı
gören (kişi), (gerçekten) görüyordur.
29. Kişi, aynı Rabbin her yere eşit olarak nüfuz etmiş olduğunu gördüğünden, Özben'i benlik
(ego) vasıtasıyla yok etmez (ve) o kişi en yüce hedefe erişir.
30. Tüm fiilleri sadece Doğa'nın yaptığını ve Özben'in fiilsiz olduğunu gören (kişi),
(gerçekten) görüyordur.
31. Kişi, çeşitli varlıkların Bir olanda bulunduğunu ve sadece O'ndan yayıldığını gördüğünde,
o (kişi) Brahman haline gelir.
32. Başlangıçsız olan ve değerlerden yoksun olan Yüce Özben, (yani) yok edilmez olan,
bedende bulunduğu halde, ne fiilde bulunur ne de kire pasa bulaşır, ey Arcuna!
33. Süptilliğinden dolayı, esirin (boşluğun) her yere nüfuz ettiği halde kire pasa bulaşmaması
gibi, Özben de, bedenin her yerinde bulunduğu halde, kire pasa bulaşmaz.
34. Tek bir güneşin tüm dünyayı aydınlatması gibi, Alanın Rabbi de (Yüce Özben) tüm Alanı
aydınlatır, ey Arcuna!
35. Bilgi gözüyle, Alan ve onu Bilen arasındaki farkı ve ayrıca varlığın Doğa'sından
özgürleşmesini algılayanlar, Yüce Olan'a giderler.
Arcuna:
21. Ey Rabbim, bu üç değeri de aşıp geçen kişinin işaretleri nelerdir? O kişinin davranışları
nasıldır ve bu üç değerin ötesine nasıl geçmiştir?
Krişna:
22. Bunlar (guna'lar) olduğunda, ışık, fiil (hareketlilik) ve yanılgı (vardır) ey Arcuna, bunların
(guna'lar) yokluğundaysa, kişi ne nefret eder, ne de onlara karşı bir özlem duyar!
23. Tasasız biri gibi oturarak değerlerce hareket ettirilemeyen, değerlerin faaliyette olduğunu
bilerek ben-merkezci olan ve hareket etmeyen,
24. Zevk ve acıda aynı olan, Özben'de bulunan, bir parça toprağa, taşa ve altına aynı (şeyler)
olarak bakan, arkadaşı ve düşmanı onun için aynı olan, sebatlı, yerilmede ve övülmede aynı
olan,
25. Onurlandırılmada ve utançta aynı olan, arkadaşa ve düşmana aynı davranan, tüm
girişimleri terk eden kişinin, değerleri aşıp geçtiği söylenir.
26. Ve Bana yoldan sapmayan bir adanmayla hizmet edip değerlerin ötesine geçen kişi,
Brahman haline gelmeye hazırdır.
27. Çünkü, Ben ölümsüz ve değişmez Brahman'ın ve her zaman varolan Dharma'nın ve
mutlak saadetin meskeniyim.
Krişna:
2. Bedenlenmişlerin doğalarına göre kendilerine miras kalan inancı üç katlıdır; Satvik (saf),
Rajasik (tutkulu) ve Tamasik (karanlık). Bunları Ben'den duy.
3. Her birinin inancı kendi doğasına göredir, ey Arcuna! Kişi kendi inancından meydana gelir,
kişinin inancı nasılsa, kendisi de öyledir.
4. Satvik ya da saf olan kişiler tanrılara sevgi ve saygıda bulunurlar; Rajasik ya da tutkulu
olanlar Yaksha ve Rakshasa'lara sevgi ve saygıda bulunurlar; diğerleri de (Tamasik ve yanılgı
içinde olanlar) hayaletlere ve doğa ruhlarına ev sahipliği yapanlara sevgi ve saygıda
bulunurlar.
5. (Kutsal) metinlerde emredilmeyen korkunç çileler uygulayan, ikiyüzlülük ve egoizm
müptelası olan, şehvet ve bağımlılık gücüyle tahrik edilen,
6. Duygusuz, bedende ve ayrıca Ben'de bulunan tüm elementlere eziyet eden, bedende
bulunan (sadece beden bilincine sahip) kişilerin şeytani niyetli olduklarını bil.
7. Her birine (her bir gruba) hoş gelen besinler de, kurban da, çile de ve sadaka da üç katlıdır.
Bunlar arasındaki farkı dinle.
8. Yaşamı, arılığı, gücü, sağlığı, sevinci ve neşeyi arttıran, yağlı ve hoş kokulu, özlü ve tatlı
besinler Satvik kişilere hoş gelir.
9. Acı, ekşi, tuzlu, çok sıcak, kuru, keskin kokulu ve yakıcı olan besinler Rajasikler tarafından
sevilir ve acı, keder ve hastalık üretirler.
10. Bayat, tatsız, çürük, bozuk ve saf olmayan süprüntüler de Tamasiklerin sevdiği
besinlerdir.
11. (Kutsal) metinlerde emredildiği gibi herhangi bir ödül arzulamadan, yapılmasının bir
görev olduğuna dair sıkı bir inançla sunulan kurban Satviktir (saftır).
12. Ey Arcuna, bir ödül bekleyerek ve gereksiz gösterişle yapılan kurbanın Rajasik Yajna
olduğunu bil.
13. (Kutsal) metinlerdeki kuralların aksine yapılan, hiç bir besinin dağıtılmadığı, Mantra ve
takdimelerin bulunmadığı, ve inancın olmadığı kurbanın Tamasik olduğunu söylerler.
14. Tanrılara, ikinci-kez-doğanlara*, öğretmenlere ve bilgelere saygı ve sevgide bulunmak,
arılık (saflık), dürüstlük, namusluluk ve zarar vermeme - bunlar bedenin çileleri olarak
adlandırılır.
15. Herhangi bir heyecana yol açmayan ve doğru, hoş ve faydalı olan konuşma (ve) Vedaların
çalışılması da konuşma çilesi olarak adlandırılır.
16. Aklın sakinliği, iyi kalplilik, doğanın arılığı (saflığı), kendine hakim olma - bunlara da
zihinsel (mental) çile denir.
17. Bu üç katlı çilenin şaşmaz değişmez bir şekilde azami inançla uygulanarak hiç bir ödülün
arzulanmamasına, Satvik derler.
18. İyi bir nam, saygınlık ve saygı ve sevgi kazanma amacıyla ikiyüzlülükle uygulanan çilenin
burada Rajasik, geçici ve hercai olduğu söylenir.
19. Aptalca nosyonlardan dolayı kişisel-eziyetle uygulanan, ya da bir başkasını yok etme
amacı güden çilenin Tamasik olduğu açıklanmıştır.
20. Herhangi bir karşılık beklenmeksizin, uygun yerde ve zamanda değecek bir kişiye
vermenin bir görev olduğunu bilerek verilen hediye (takdime ve sadaka), Satvik olarak alınır.
21. Ve, karşılığında bir şey alma veya bir ödüllendirilme beklentisiyle yapılan ya da
gönülsüzce verilen bu hediyenin Rajasik olduğu söylenir.
22. Yanlış yer ve zamanda değersiz kişilere verilen, saygı duyulmadan ya da suçlayarak
verilen hediyenin de Tamasik olduğu açıklanmıştır.
23. "Om Tat Sat": bu Brahman'ın üçlü işareti olduğu açıklanmıştır. Bununla (bu kelimelerle)
geçmişte Brahmana'lar, Vedalar ve kurbanlar yaratılmıştır.
24. Bu yüzden, (kutsal) metinlerde emredilen hediye, kurban ve çile fiilleri Brahman
öğrencileri tarafından "Om"un telafuz edilmesiyle başlatılmaktadır.
25. Meyveleri amaçlamadan "Tat"ın telafuzu, özgürleşmeyi arayanların yaptıkları kurban ve
çile ve çeşitli hediye fiilleridir.
26. "Sat" kelimesi gerçeklik anlamında ve iyilik anlamında kullanılır; ve ayrıca, ey Arcuna,
bu (kelime) hayırlı fiiller anlamında da kullanılır!
27. Kurbanda, çilede ve hediyede şaşmaz değişmezliğe de ayrıca "Sat" denir ve bunlarla
bağlantısı olan (ya da Yüce olanın adına yapılan) fiillere de "Sat" denir.
28. Ne kurban edilirse edilsin, ne verilirse verilsin, ne yapılırsa yapılsın, ve hangi çile
uygulanırsa uygulansın, inançsızca yapılırsa buna Asat denir, ey Arcuna! Bu hem burada hem
de buradan sonra (ölümden sonra) hiç bir şeydir (yapana hiç bir fayda sağlamaz).
Krişna:
2. Hikmet sahipleri Sannya'yı, arzu duyulan fiillerin terki olarak anlarlar; bilgeler ise
Tyaga*'nın tüm fiillerin meyvelerinden el etek çekme olarak açıklarlar.
3. Bazı filozoflar kötülük kaynağı olduğundan tüm fiillerden el etek çekilmesi gerektiğini
açıklarlarken, bazıları ise takdime (hediye), kurban ve çileden vazgeçilmemesi gerektiğini
açıklarlar.
4. Bu fiilden el etek çekme konusundaki nihai gerçeği ya da sonucu Ben'den dinle, ey
Bharata'ların en iyisi; doğrusu fiilden el etek çekmenin üç çeşit olduğu açıklanmıştır.
5. Kurban, hediye ve çile fiillerinden el etek çekilmemeli, tersine (bu fiiller) yapılmalıdır;
kurban, hediye ve çile bilgelerin arılaştırıcısıdır.
6. Ama bu fiilleri bile yaparken bağımlılık ve (yapılan fiile karşılık) ödüller için duyulan arzu
bir kenara bırakılmalıdır, ey Arcuna! Benim kesin ve en iyi kanaatim budur.
7. Doğrusu, zorunlu fiillerin terki uygun değildir; yanılgıdan ötürü bunlardan el etek
çekmenin Tamasik olduğu açıklanır.
8. (Acı verici olduğundan) bedensel sıkıntı verir korkusuyla fiilden el etek çeken kişi, böyle
bir Rajasik terki yapmaktan dolayı terkin sağladığı hakedişleri elde etmez.
9. Ey Arcuna, zorunlu fiili, sadece yapılması gerektiği için yapar, bağımlılıktan ve ayrıca
(yaptığın fiile karşılık) ödüller için duyduğun arzudan el etek çekersen, bu terke Sattvik olarak
bakılır.
10. Terki yapan kişi, arılık, zeka ile kaplanmış olarak ve şüphelerini parçalara ayırarak, ne
hoşa gitmeyen işten nefret eder ne de hoşa giden işe bağımlılık duyar.
11. Doğrusu, bedenlenmiş varlık için fiilden tamamen el etek çekmek mümkün değildir; ama
fiillerin ödüllerinden vazgeçen kişi, doğrusu terki yapan kişi olarak adlandırılır.
12. El etek çekmeyenlerin üç katlı olan fiillerinin meyvesi -kötü, iyi ve karışık olarak-
ölümden sonra gerçekleşir ama ele etek çekenlerinkiyse asla gerçekleşmez.
13. Ey koca kollu Arcuna, tüm fiillerin üstesinden gelmek için Sankya Sisteminde açıklanan
beş nedeni Benden öğren!
14. Beden, yapan, farklı duyular, farklı çeşitteki fonksiyonlar ve ayrıca beşinci olarak
hükmeden İlah,
15. Kişi; bedeni, sözü ve aklı ile hangi fiilde bulunursa bulunsun, doğru olsa da olmasa da, bu
beşi bunun (bu fiilin) sebebidir.
16. Şimdi, durum bu olunca, eğitimsiz anlayışın tesiri altında olan, ayrı olan Özben'ine fail
olarak bakan kişinin, sapıtmış zihninden ötürü görmediği söylenir.
17. Egoistik zandan her zaman kurtulmuş olan, zihni (iyi ve kötü ile) lekelenmemiş olan kişi,
bu kişileri kılıçtan geçirse bile, o kişi kılıçtan geçirmez ve (fiille) bağlanmaz.
18. Bilgi, bilinebilen ve bilen, fiilin üç katlı dürtüsünü oluşturur; organ, fiil ve fail de fiilin üç
katlı temelini oluşturur.
19. Bilgi, fiil ve failin, Guna'lar biliminde (Sankhya Sisteminde), Guna'ların farkına göre,
sadece üç çeşidi olduğu açıklanmıştı. Layıkıyla bunları dinle.
20. Yok edilmez tek Gerçeklik'i, tüm ayrı varlıklarda ayrı ayrı olarak değil de, tüm varlıklarda
gören kişinin bilgisinin Sattvik olduğunu bil.
21. Ama, tüm varlıklarda biri diğerinden farklı olan, farklı türdeki çeşitli varoluşlar gören
kişinin bilgisinin Rajasik olduğunu bil.
22. Ama, tek bir tepkiye sanki herşeymiş gibi sebepsiz yere, Gerçek'le dayanağı olmadan,
abes olarak yapışan (bilginin) de Tamasik olduğu açıklanır.
23. Hiç bir ödül için bir arzu duymayan bir kişi tarafından sevgi ve nefret duyulmadan
yapılan, (Kutsal kitaplarda) emredilmiş, bağımlılıktan kurtulmuş olan fiilin Sattvik olduğu
açıklanmıştır.
24. Ama bir arzunun tatmin edilmesi ve bir kazanç sağlanması özlemiyle egoizmle veya çok
fazla çaba ile yapılan fiilin Rajasik olduğu açıklanmıştır.
25. Yanılgıdan dolayı yüklenilen, kayıptan, yaralanmadan ya da (kişinin) yeteneklerinden
yana olabilecek sonuçları göz önünde bulundurulmayan fiilin Tamasik olduğu açıklanmıştır.
26. Bağımlılıktan kurtulmuş olan, Harikasın olmayan, iradeli ve gayretli olan, başarı ve
başarısızlıktan etkilenmeyen kişinin Sattvik olduğu söylenir.
27. Tutkulu, fiillerin meyvelerini elde etmeyi arzulayan, zalim, aç gözlü, arı olmayan, neşe ve
üzüntüden etkilenen failin Rajasik olduğu söylenir.
28. Tutarlı olmayan, kederli, yola getirilmez, hilekar, kötü niyetli, kaba, tembel ve yılgın olan
failin Tamasik olduğu söylenir.
29. Ey Arcuna, tam ve kesin olarak açıkladığım, zihin ve şaşmaz değişmezliğin Guna'lara
göre üç katlı bölümünü dinle.
30. Çalışmanın ve terkin yolunu bilen, neyin yapılması ve neyin yapılmaması gerektiğini,
korku ve korkusuzluğu, zincire vurulmayı ve bağımsızlığı bilen zihin Sattvik'tir, ey Arcuna!
31. Dharma ve Adharma'yı ve ayrıca neyin yapılıp neyin yapılmaması gerektiğini hatalı
olarak anlayan zihin Rajasik'tir, ey Arcuna!
32. Karanlıkla sarmalanmış, Adharma'ya Dharma diye bakan ve herşeyi yanlış anlayan zihne
Tamasik denir, ey Arcuna!
33. Yoga yoluyla, aklın, yaşam-gücünün ve duyuların işlevlerinin dizginlendiği; kararlı
şaşmaz değişmezlik Sattvik'tir, ey Arcuna.
34. Ama, ey Arcuna, bağımlılıktan ve ödüle duyduğu arzudan dolayı, zevklerin tadını
çıkarmak ve servet sahibi olmak adına Dharma'ya sıkıca yapışan şaşmaz değişmezlik
Rajasik'tir.
35. Uykudan, korkudan, kederden, ümitsizlikten ve ayrıca kibirden el etek çekmeyen aptal
adamın şaşmaz değişmezliği ise Tamasik'tir, ey Arcuna!
36. Ey Arcuna, şimdi de, uygulama yapılmasıyla haz veren ve elbette acıların sonunu getiren
üç katlı zevki duy Benden.
37. Başlangıçta zehir gibi olan, ama sonunda nektar gibi olan, İçsel-farkındalıktan ötürü
kişinin aklının arılaşmasıyla ortaya çıkan zevkin Sattvik olduğu açıklanmıştır.
38. Duyu organlarının (duyu) nesneleriyle olan irtibatından ortaya çıkan, önce nektar gibi
gelen ama sonunda zehir gibi olan zevkin ise Rajasik olduğu açıklanmıştır.
39. Başlangıçta ve sonda benliği aldatan, uykudan, tembellikten ve pervasızlıktan doğan
zevkin ise Tamasik olduğu açıklanmıştır.
40. Ne dünyada ne de cennette tanrılar arasında, Doğa'dan doğan değerlerden özgürleşmiş bir
varlık vardır.
41. Brahmana'lar, Kşatriya'lar ve Vaişya'lar ve ayrıca Sudra'lar arasındaki görevler (bu
kastlarda bulunan kişilerin) kendi doğalarına uygun bir şekilde dağıtılmıştır, ey Arcuna!
42. Sukunet, kendine hakimiyet, çile, arılık (saflık), affetme ve ayrıca dürüstlük, bilgi,
farkındalık ve Tanrı'ya olan inanç kendi doğalarına göre doğan Brahmana'ların görevleridir.
43. Yiğitlik, ihtişam, dayanıklılık, el mahareti ve ayrıca savaştan kaçmamak, eli açıklık ve
azamet de kendi doğalarına göre doğan Kşatriya'ların görevleridir.
44. Tarım, sığır davarlığı ve ticaret kendi doğalarına göre doğan Vaişya'ların görevidir; ve
hizmeti içeren fiiller de kendi doğalarına göre doğan Sudra'ların görevidir.
45. Kendi görevine kendisini adayan kişi mükemmeliyete ulaşır. Kişinin kendi göreviyle
meşgul olurken nasıl mükemmeliyete eriştiğini dinle şimdi.
46. Tüm varlıkları geliştiren ve herşeyi kaplayan O'na, kendi göreviyle sevgi ve saygıda
bulunan kişi mükemmeliyete erişir.
47. Hakedişten yoksun olsa da kişinin kendi görevini yapması, başkasının görevini iyi bir
şekilde yapmasından daha iyidir. Kendi doğası gereği emredilen görevi yapan kişi günaha
girmez.
48. Ey Arcuna, kişi kendisinin doğmuş olduğu görevden, görev hatalı olsa bile, el etek
çekmemelidir; çünkü ateş nasıl dumanla çevrelenirse, girişilen işler de kötülükle
çevrelenmiştir.
49. Zihni her yerde bağımsız kalan, kendi benliğini itaat altına almış, arzulardan yakasını
kurtarmış kişi, terk yoluyla fiilden özgürleşmenin yüce durumuna ulaşır.
50. Ey Arcuna, mükemmeliyete ulaşan kişinin, bilginin yüce durumu olan Brahman'a nasıl
eriştiğini kısaca Ben'den öğren.
51. Arı bir zihin ihsan edilmiş olan, kendini metanetle kontrol altına almış, sesten ve diğer
nesnelerinden vazgeçmiş ve kin ve cazibenin her ikisinden de ele etek çekmiş,
52. Yalnız yaşayan, az yiyen, söz, beden ve aklını itaat altına almış, her an konsantrasyon ve
meditasyonla meşgul olan, serinkanlılığa sığınan,
53. Egoizmden, güçten, kibirden, öfkeden, arzudan ve açgözlülükten el etek çekmiş, "benim"
zannından kurtulmuş olan, huzurlu olan kişi Brahman haline gelmeye uygundur.
54. Brahman haline gelerek, Özben'de sakin kalan kişi ne kederlenir ne de (bir şeyi) arzular;
tüm varlıklara karşı aynı olarak, Bana yüce adanmaya ulaşır.
55. Adanma yoluyla, kişi Benim gerçekten ne ve kim olduğumu bilir; ve Beni gerçekten
bilerek, Yüce olanın derhal içine girer.
56. Her zaman tüm fiillerini yapan, Bana sığınan kişi Lütfumla ebedi, yok edilmez duruma ya
da meskene ulaşır.
57. Zihnen tüm fiillerini Ben'de terk ederek, Beni en yüce hedefin yaparak, ayrım Yogasına
başvurarak, her zaman aklını Bana odakla.
58. Aklını Bana odaklayarak, Lütfumla tüm engellerin üstesinden geleceksin; ama egoizmden
dolayı Beni duymazsan, yok olup gideceksin.
59. Egoizmle dolu olarak, "Savaşmayacağım" dersen, bu manasızdır, sen çözüleceksin; Doğa
seni mecbur edecektir.
60. Ey Arcuna, kendi doğandan doğan Karma'na zincirlenmiş olduğundan, yanılgından ötürü
yapmamayı dilesen bile, çaresiz bunu yapacaksın!
61. Rab, Kendi aldatıcı gücü vasıtasıyla, sanki bir makineye konmuş gibi dairesel dönüşler
yapmalarına neden olduğu tüm varlıkların kalplerinde oturur, ey Arcuna!
62. Tüm varlığınla sığınmak için O'na git, ey Arcuna! Lütfuyla, yüce huzura ve ebedi
meskene ulaşacaksın.
63. Böylece, gizin kendisinden bile daha gizli olan bilgelik sana Tarafımdan açıklanmıştır;
bunu tam olarak derinlemesine düşündükten sonra, nasıl istersen öyle hareket et.
64. Herşeyden daha gizli olan, Benim yüce sözümü tekrar duy; seni çok sevdiğim için, sana
neyin iyi olduğunu anlatacağım.
65. Aklını Bana odakla, Bana adan, Bana kurbanda bulun, Benim önümde eğil. Bana
geleceksin; Sana (bunun için) gerçekten söz veriyorum, (çünkü) ben seni severim.
66. Tüm görevlerinden el etek çekip, sadece Bana sığın; üzülme, seni tüm günahlarından
özgürleştireceğim.
67. Bu (bilgiyi), çile (uygulaması) yapmayan, adanmayan, ya da karşılık olarak hizmette
bulunmayan, ya da dinlemek istemeyen, ve de Bana yersiz itirazlarda bulunan kişilere asla
söylemeyeceksin.
68. Bana duyduğu yüce bir adanmayla (dolu olarak) adanmışlarıma bu yüce sırrı öğreten kişi
şüphesiz Bana gelecektir.
69. Ne insanlar arasında Benim için daha hoş bir hizmette bulunan kişi vardır, ne de bu
dünyada Benim için ondan daha değerli biri olacaktır.
70. Ve kim bizim bu kutsal diyaloğumuzu çalışırsa, o kişi, bilgelik-kurbanı yoluyla Bana
sevgi ve saygıda bulunuyordur; Benim kanaatim budur.
71. Ayrıca, inanç dolu ve kötülüklerden kurtulmuş olarak, kim bunu duyarsa, o da
özgürleşerek, erdemli işlerde bulunanların mutlu dünyalarına erişecektir.
72. Ey Arcuna, bunu (bu öğretimi) tek noktaya odaklı bir akılla dinledin mi? Ey Dhanancaya,
cehalet (-ten doğan) yanılgın tamamen yok oldu mu?
Arcuna:
73. Lütfunla hafızamı (bilgimi) tazeleyince, yanılgım yok oldu, ey Krişna! Ben artık
kararlıyım, şüphelerim yok oldu. Senin sözüne göre hareket edeceğim.
Sancaya:
74. Böylece, Krişna ve yüksek-ruhlu Arcuna arasındaki tüyleri diken diken eden, bu harika
diyaloğu dinledim.
75. Vyasa'nın lütfuyla, bu yüce ve çok gizli Yoga'yı, direkt olarak Yoga'nın Rabbi olan
Krişna'nın Kendisinin açıklamasından dinledim.
76. Ey Kral, Krişna ve Arcuna arasında geçen bu harika ve kutsal diyaloğu hatırladıkça, tekrar
tekrar seviniyorum.
77. Ve ayrıca, Hari'nin bu en muhteşem biçimini tekrar ve tekrar hatırladıkça, şaşkınlığım
artıyor, ey Kral! Ve ben tekrar tekrar seviniyorum!
78. Nerede Yoga'nın Rabbi Krişna varsa, nerede okçu Arcuna varsa, orada refah, mutluluk,
zafer ve takip edilen karalı bir yol vardır; benim kanaatim budur.