You are on page 1of 152

TARTIMA SANATININ NCELKLER

Arthur Schopenhauer

(d. 1788, Danzig - . 1860, Frankfurt am Main)


nl Alman filozofu.

l 8 l 3'te

Jena'da

ber dle vlerfache Wurzel

(Yeterli Sebebin Drtl K


k) adl bir tez savundu ve l 8 l 8'de byk eseri Dle Welt als wme
und Vorstellung'u (sten ve Tasanm Olarak Dnya) yaymland.
Berlin nivesitesi'nde doent oldu (1820); 1831'de retim ye
liinden aynlarak Frankfurt'ta mnzevi bir hayat yaad; alayc ve
nkteli eserleri arasnda, ber den Willen in der f'fatur (Tabiatta ra
de stne) 836), ber die Frelhelt des Menschllchen Willens (n
san radesinin Hrriyeti stne) ( 1839], Die belden Orundproble
me der Ethik (Ahlakn ki Temel Meselesi) 1841], Parerga und Pa
ralipomena ( 1851 J yer alr. ki eseri ise lmnden sonra
yaymland: Yaam Bilgelii zerine Aforizmalar, Dnceler ve
des Satzes vom Zureichender Orunde

Fragmanlar.

Schopenhauer felsefesi, hem Kant idealizmine hem de Hint filo


zoflarna dayanr. Btn doktrinini, zneyi de nesneyi de kapsa
yan tasavvur (Vorstellung) ve irade gc kavram stne kurar.
Dnya bir tasavvurdur, yani o, aklda tasavvur edildiinden baka
bir ekilde dnlemez (idealizm). Schopenhauer, bu fenomen
ler dnyasnn dayanana, uirade" (isten) adn verir ve her kuv
veti bir irade olarak grr (iradecilik). Bu irade varlklarda, yaa
ma istei veya yok etme sebeplerine kar direnme ve onlara ha
kim olma eilimi olarak belirir. Zeka bile yaama isteinin hizme
tindedir; bununla birlikte, insan, her yaantda ve abada ktlk
ve acnn bulunduunu anlaynca, yaama isteinden kendini ge
ne zeka yoluyla kurtarabilecektir. Bu, hayat artlarnn karamsar
bir analizidir ve Schopenhauer, kendisine n salayan keskin ze
kasn ve ac belagatini bu konuda ortaya koymutur. Schopen
hauer'in ahlak, insanlarn zdeliinden ileri gelen acma duygu
suna dayanr.

ArthurSchopenhauer

TARTIMA SANATININ
NCELKLER
(Geniletilmi 2. Bask)

eviren:

Ahmet Aydoan

Say Yaynlan

Schopenhauer / Toplu Eserleri l O

Tartma Sanabnn tncellklert


ISBN 978-605-02-00.'31-7
Sertifk; '.'!o: 10962
Yayn Haklan Say Yaynlan
Bu eserin tm haklan sakldr. Yaynevinden yazl izin alnmakszn
ksmen veya tamamen alnt yaplamaz, hibir ekilde kopyalanamaz,
oaltlamaz ve yaymlanamaz.
zgn ad: Die Weit als Wiiie und Vorstellung, Bd. iL Kap. XI: Zur Rhe
torik. Parerga und Paralipomena, Bd. iL Kap. il: Zur Logik
und Dialektik. Die Kunst, Recht zu behalten.
eviren: Ahmet Aydoan
Editr: Derya nder
Sayfa Dzeni: Tlay Malko

Bask: Kurti Matbaas


Topkap-stanbul
Tel: (0212) 61.'3 68 94
Matbaa sertifika no: l 2992

l. Bask: Say Yaynlan, 20 l l


2. Bask: Say Yaynlar, 20 l 2

Say Yaynlan

Ankara Cad. 22/ l 2 TR-.3411O Sirkeci-stanbul


Telefon: (0212) 512 21 58 Faks: (0212) 512 50 80
e-posta: say@sayyayincilik.com web: www.sayyayincilik.com

Genel Datm: Say Datm Ltd. ti.


Ankara Cad. 22/4 TR-.341 1 O Sirkeci-stanbul
Telefon: (0212) 528 1 7 54 Faks: (02121 ."- '.' .r K(l
.vktap.r
e-posta: dagitim@saykitap.com onlle "" r

,Jm

indekiler
kinci Baskya nsz
Sunu

......................................................

..........................................................................

21

Tartma (ve kna) Sanabnn incelikleri


Giri:
Belagat yahut etkili konuma sanat

45

. .............................

Tartma ve ekime
Toplu Bak

5l

....... . ......... .............................. . ..................

ncelikleri ve Aynnblanyla Tartma Sanab


Mantk ve Diyalektik
Eristik Diyalektik

Her Trl Diyalektiin Temeli

Tartma Hlleleri
Ekler

67

..... . ........... . . . ................ . . ...... . .........

............. . .... . .......................................

7l

80

.................... . . ..... . . . ........ . .

.................. ............................... . ........

;.85

.............................................................. . ......... . .

1 25

kinci Baskya nsz


Tartma Sanatnn incelikleri alt yedi ay gi bi ksa bir za
man ierisinde i ki nci basksn yapyor. stelik kitab tak
dim etmek zere kon ulan sunu yazs kitab aacak,
di kkat ektikleriyle okumay kolaylatracak yerde yo
u n l uu hatta, deyi yerdeyse, nefes aldrmazlyla ki
tap iin ciddi bir perde ol uturmasna ve gerek m uhteva
terti bi gerek sayfa dzeni bakm ndan onca e ksik ve ku
suruna rame n byle bir kitap bu kadar ksa bir zaman
da bunu yapabiliyor.
Bunu btn bu nakiselerine ramen nasl yapabiliyor?
Bu yaplan hayra m yormalyz? Yoksa tam tersi bir
eyi n alameti olarak m grmeliyiz?
Bir dost ie kt tarafndan bakt ve b u n u btn top
l u m katmanlar i erisinde ekimeciliin ve didimecili
in altn a n idrak etmeye balad bir dnemde kita
bn muhtevasyla bu nabz iyi yakalamasna ve bizzat
balyla okuru n u ayartp dikkatini elecek bir cezp edi
cilie sahi p olmasna balad .
Bir bakas ise b u n u n arka kapak yazsnda batan iyi
tutturulan ve tutturduu n u da iyi tutan cmlelerin so
nunda fev kalade i nce ve nazi k bir dille yaplmas gere
ken iaret ve daveti neredeyse cazgrla vardnrken ser
gi ledii vulgarlsmde aranmas gerektiin i syledi.
Eer gerek b u i kisinden b i ri veya her i kisiyse yazk.

Sun u yazsna, yazda gzetil e n i n cel i klere, gzetebil7

Tartma Sanatnn ncelikleri

mek iin sarf edilen emee, sal teh l i keye atacak bo


yutlara varan gerilime ve o gerilimin mahsul olan eyle
re . Yazk.
Ne var ki i l k ihtimal daha ba ndan gz n nden bu
lundurulmu ve o Sunu yazs da zaten byle bir i htimal
grmezden gelinemedii iin yazlmt . ki nci ihti malse
ileride sylenecek olanlan kendi bana glgeleye bile
cek kudrete sah i p d ei l . Kald ki her iki ihtimal de kita
bn en azndan seslendikl e ri n i n dikkatleri kuru bir ba
l kla veya kkrtc bir i ki cmleyle elinebilecek kadar
bu genel temayle tene olduklan n var sayar, grd
bu ilgiyi de byle bir susamla balar ki bu her ne
olursa olsun bir bhtan olur.
O zaman oradaki umudu muhafaza etmek iin hala
bel balanabilecek bir varsay m , nmzdeki soru n u n
cevabn bulabileceimiz sakl bir y e r v a r demektir. Do
laysyla kitabn grd bu ilgiyi yine orada sylenenler
erevesinde yorum layabilir ve: hak ve haki kate boyun
eip teslim olma yeri n e bin dereden bin su getiren e
kimeci l i k ve ayak direyicilii n lke genelinde her geen
gn bir kat daha yaygn lamasnn en azndan bu kitabn
okurlan leinde dourduu honutsuzlua ya da by
le bir yaygnlaman n esrarn n uyard tecessse yora
biliriz.
Dilim izde artk kulaklara alnmaz olmu fakat vak
tiyle azlardan d meyen bir sz vardr:
"Hak deyince akan sular d u ru r ! "
Dilimizin tan klna gre bu d i l i n adesesinden dn
yay grp tan yanlar hak dendiinde ylesine derinden
sarslyor ve her ne hal zereyseler kendi leri n i ylesine
byk bir huu ve hayetle toparlyorlarm ki bu hal
zere etraflarn a bakt klannda b u n u n sadece kendilerin8

kinci Baskya nsz


de d eil drt bir ci hette, canl cansz her eyde gerek
letiini grecek bir gr g cne ulayorlarm.
Sair her ey onlar datsa, aralarndaki nizam ve in
tizam bozup niza ve ihtilaf doursa dahi hak dendiin
d e derhal kendileri n e gel iyor ve hizaya geiyorlarm.
Bel ki onlar da herkes gi bi herhangi bir eye erimek
iin abalarken yol lar na kan eyleri bertaraf ederek ol
mad arkasndan dolanarak ap geiyorlard , ama hak
ktnda grmezden gelere k, olmad gr nmez hale
getirere k her ne pahasna olursa olsun erimeye al
mak yeri n e derhal abalamalarna son veri p hakka tes
l i m ol uyorlarm . . .
Buradan bir yol tutturu p deri n l eebildiimi z kadar
derinlere sardr r, bu szn byle bir dille bize nasl ve
hangi artlarda miras kald n anlamaya alrd k. Ama
nafil e.
Art k sz n syl ed ii n d e iti bar e d i l e c e k iti bar kal
mad .
Sz denilen eyin itibar ylesi ne tkendi k i artk in
sanlar boa da doluya da " benim kamm tok! " deyip bo
geiyorlar.
Ne diyelim . . . Bylesine hor ve hoyrata kullanarak
insanlar n nezdinde bir gn szn " laf"a, lafn da bou
dolusu ayrt edilme zahmetin e demez " lakrd "ya dn
eceini ve tokl uu n almaz geit vermezliin e toslaya
can hesap edemeyip bindikl eri dal kesmi olanlar
utansn! Gelsin kessin sava, bitirecei varsa bitirsin ba
, tek ya ile bal etsin au l u a denildii ve tam i htiya
duyulup yol u gzlendii srada kesecei ni kesemeyecek,
bitirecein i bitiremeyecek derecede sz sakatlayp t
ketenler utans n ! . .
Onun iin dorudan gn mze dnelim ve bugn bu
adan ne duru mda olduumuza bakalm.
9

Tartma Sanatnn ncelikleri

Brakalm geri kalanlar bugn hak deyince asl durmas gereken: i nsan du ruyor mu?
Durm uyor.
Ya ne yapyor?
Nerede kimin yol una d u rdurucu b i r g olarak ksa
artk herkes hi duraksamadan ii laf cambazlna d
kyor, karsndaki ni lafazanlkla bouyor ve bylece
onu o durdurucu gten yoksun brakarak yol dan kald
ryor, daha dorusu kaldrdn sanyor.
Artk ki mse kendisine ramen, kendisine yakn ola
rak grd eylere ramen hakk teslim etmiyor, eer
uzandaysa yaklamak yerine onu kendisine yaklatr
yor, buna muvaffak olamyorsa yaklama veci besi ni bir
vecibe olmaktan karmak iin ii nce i krar verdii ey
leri, en son unda da i krar vereni : kendisini i nkara kadar
gtryor.
Artk herkes her ey istediim gibi olsun diyor, olmu
yorsa durup dikelmek ve saa sola kulak vermek yeri ne
gc kuvveti varsa oldurmak iin zorl uyor, yoksa bin tr
l k la girerek dn p kendisin i zorl uyor.
Ve eer en sonunda hak sebebiyle bu olmazl k bir ni
za ve i htilafa dnyor ve bu defa hak h u ku k olarak
yollarna kyorsa artk " brakalm son sz h u ku k sy
lesin ! " demek yeri ne hala zorlamaya devam ediliyor, du
ruma gre ya ihtilafn grld h u ku k deitiri l iyor da
ha da o lmad i ihtilaf grecek hakimleri deitirmeye
kadar gtr l yor. Bylece son sz syleyip niza ve ih
tilaf sona erdirecek, ekimenin toz duman ierisinde
nleri n i gremez hale gelen i nsanlara i htiya d uyduklar
aydnln berrakl n su nacak yksekli kte tutulmas ge
reken gn l k siyasetin batana eki liyor ve yle bir nok
taya gel i n iyor ki ki min hakl kimin haksz olduu sonsu
za kadar zlemez bir mesele olarak cevapsz kalyor.
10

kinci Baskya nsz


Hangi art altnda olursa olsun m utlaka bariz olmas
gereken tebarz etme imkan ndan mahru m braklyor. . .
Avrupa'da

buna

"deerlerin

a n mas "

dendi

ve

"transvaluation" d iye bir eyden sz ed i l d i .


Oysa ortadaki o k daha derin bir buhran idi ve teme
linde onlann "sbjektivizm" dedikl eri ey vard .
O n u n i i n dehetle irki l i p sormak gerekiyord u : Bu
"sbjektivizm" denilen ey nasl ortaya kar, bu her e
yi kendisine ram edici creti n ereden bul ur? Sofia gi bi
ulu ve ulvi bir ey nas l olur sofistie dnr? Dinleye
rek h km verip yol amas gereken muhakemenin ba
na ne gelir ki muhatabn yan ltacak safsatalar uyduran

mugalata olur?
Orada bu ve benzeri sorular sorularak, "sbjekti
vizm " tam olarak aydn latlamam olsa bile, hi olmaz
sa "sofistlik" btn ynleriyle ele alnp tartld, lehinde
aleyhinde bir yn kitap yazld.
Burada bu sorular sorulamaz, sorulsa mteri bula
maz, bulsa mu hatabna u laacak mecradan mahrum b
raklr.
Dahas buradan " hak dendiinde eer akan sular
d urmazsa" "akacak su bulu n maz"a u lamaya abalaya
cak dnce velev ki u l aacak kvama gelse dinleyecek
kimseyi bulamaz.
Bu b u l u nmazlk sorularn n emsiz olmasndan dei l .
nsanlar n b i r arada yaamasn mmkn klan en te
mel stunlardan birindeki rmeyi sorguladklanndan
dolay bu sorularn hayatilii aikar. Ama burada artk her
ey gazeteci kafasyla ve tam ona mahsus bir slk ve der
me atmalkla ancak bir adm gerisinden ele alnarak ko
nuuluyor. Kimsenin daha fazlasna tahamml yok. Ve
bu tahammlszlk dncenin en fazla rkt ey.
Onun iin de bir hastann derdine derman olacak devay
11

Tartma Sanatnn ncelikleri

kendi elleriyle kendinden mahrum etmesi gibi, buradaki


umumi efkar da kendisini ona eritirecek yol u aramayarak
veya arayanlara talip olmayarak derdine derman olacak
bilgiden kendi kendisini mahru m ediyor.
O iti barla garipsememek gerekir: nsa n n i nsan ol
mak hase biyle en temel ve hayati meseleleri eer i l kele
rinden hareketle ele alnarak konuulacaksa bu ancak
metafizii n dil ve imkanlaryla olabilecekken bunlar en
gndelik dille ulu orta konumaya tevessl etmek, olma
d bu kadar na bile taham m l edemeyip d i l i n bnyesin
den bu imkanlarn izleri n i topyekun silmeye kal kmak, di
er yanda ise en sfl i veya alelade eyleri en karmak
ve tekellfl bir dille kon umak hatta bunlarn metafizi
i ni kurmaya kal kmak-bu nlar ancak bu zamanda ola
cak eylerdir.
lkesizlik her yerde kazan yor.
halecilik lke insannn kanlmaz kade ri halin e ge
l iyor.
Eskiden sermayesi olmayan fakat sermaye sah ipleri
nin tezgah lar nda ie yarayacak bir mahareti yah ut mari
feti olanlar pazara kar ve onu satla karrlard . M
teri ktnda bir bedel m u kabilinde satlan meziyet ya
hut maharet hayat hakk tann mad iin dierleri ni e n
fazla kreltebilir yahut bsb t n gdk brakabilird i . Ya
ni en fazla kendine zarar verird i . Artk bu gibilere yurt
iindekiler yetmiyor, dorudan yurt dndaki pazarlara
kyorlar. Eer onlar n yurtdndaki bu araylar n n so
rumlusu bu l kede m teri leri n i n kmamasysa bunca
zaman bu l keye ve imkanlar na h kmetmi olanlara ne
dense az gelir. Ki bunun byle olduu n u dnmek iin
yeteri nce sebep var, zira elindeki kt kanat imkan larla bu
zor gn lerinde l kesi iin seferber olacak olanlar b u im12

kinci Baskya nsz


kanlar n erede neyi n ucundan tutarak kullanabilecekleri
ni bilecek ya da soru p renecek durumda deil ler.
"Vaktiyle byle bir i htimal ngrlm olmal ki b u n u n
maddi-fiziki bir istila olaca n dnerek seferberl i k da
irelerini kuranlar kendilerince bunun bir nlemini alm
lard ama bu istilann zi h n i-fikri bir istila olarak balay p
her eyi teslim alacan nereden bilebilirlerdi?" sorusuy
la kendileri n i savunacak olanlar bugn davas n kimseye
anlatamazl ar. nki eer strategia denilen ey sonunda

strategos stratagem stratum stratus: sternereye yani d


nce abasyla gerekletiri len "yayma ve yerletirme"
ameliyesine dayan yorsa o ihtimali ngrdklerini syle
yen ler b ug n olmazsa yarn m utlaka gafi l avlanacaklar
d, nki ba tac etmeleri gereken eyi . dnceyi bir
ayaklar altna almadklar kalmt .
Yak nlarda l kenin en kkl ku rumlar ndan b i ri daha
tasfiye edildi . Daha dorusu o kurumun ierisinde iyi k
t devlet terbiyesi grm, az ok tarih uuru n a sah ip,
dolaysyla bu l kenin d i ki yerlerini o tarih uuru ere
vesinde yle byle bilen , onlarn civarnda kim i n hangi
maksatla doland n az da olsa karabilecek durumda
olan bir zmre daha saf d edild i .
Neyl e , hangi enstrmanlarla?
O kadar ok istismar kon usu old u klar , hele son za
manlarda dorudan ve alenen birtakm gizli emellere
alet edildikleri art k iyice ayyuka kt iin ki mseye
inandrc gelmeyen martaval larla.
Neydi bun lar?
O sunu yazsnda ok daha etrafl bir ekilde dile geti
rilmi ve nereye aitseler tam oraya yerletirilmiti : bu on y
ln (nki her ey gi bi artk bunlarn da mr ksald) trinite

sacresi: demokrasi. insan haklan ve huku kun stnl.

.3

Tartma Sanatmm ncelikleri

Fakat asl by k tasfiye kuru m l arda yaplan veya


dogru dan ku ru mlar n tasfiyesi degi l . l ke n i n meselele
ri n i her biri n i ken d i i l ke s i n d e n hare ketle . d n bug n
ve yar n iinde d n e b i l ecek vsate sah i p z i h i n l e r z
yurd u n dan tasfiye e d i liyor. u s o n on y l iinde yle
muazzam bir z i h n i ve ru h i dnm geird i k ki imdi
ke ndimizi b u l d ugumuz no ktay ifade etmek iin eger
d i l i mizde bu manada sefaletin en koyu s u n u ifade ede
bi lecek kud rette bir szc k olsayd o dahi ki fayet et
mezd i . Art k bu l ken i n hangi meselesi o l u rsa olsun
e h l i n i n e l i n e geme ve o e l d e n rsel e n meden esrar n n
z lmesini b u l m a u m u d u n u e bediyen kaybed iyor. Ar
tk bu lke n i n mese l e l e ri e bediye n sah i psiz . e b e diyen
ksz kal yor. Bundan byl e bu l kede her mese l e n i n
kaderi bigane l e ri n n c e sagr kaplar n ard ndan bn
baklar n h immet u m u d uyla beyh ude yere be kled i k
te n sonra ne mahre m iyeti n e h rm et eden ne esrar na
n fuz e d e b i l e n e h l iyets i z e l lerde bir mese le hal i n e ge
l i rke n dahi grm e d igi n i grmek. zillet iinde sr n
mektir. Artk bu l ke n i n mese leleri n i n payna d en
kan donduran gevezeli ktir.
Bug n deliler l kesi nde geri kalan az saydaki ak l l
n n akln art k hibir h km n n kal madgn grd kl eri
iin lke insanlar n vaktiyle ak llarndan etmi olan ak l
szlk suyunu kendi elleriyle ierek akla veda etmek zo
runda kald klar gndr.
Art k baka hibir saik ve maksatla degil srf bir me
selenin hatr iin konuacak olan kimse . tabii eger hala
byle birisi kar da sesi ni duyurabilecek bir mecra bu
labilirse. syleyecekleri n i n o meseleyi btn yn leriyle
kucaklayp kavramas n dnmek y k n omuzlamak
la kalmayacak nerede kim i n nasr na basacagn da he
saplamak zoru nda kalacaktr.
14

kinci Baskya nsz


Fakat unun bunun hatr ya da hesab iin deil srf
o meselenin hatn iin ve bundan dolay onu btn yn
leriyle kucaklayp kavrayacak kudrete sah i p olan-o
bundan byle nasl ve nerede yetiecek? O hangi glge
li kte kimin himmetiyle ve h imayesiyle yetiecek? O n u n
hayat yk n , maiet gailesi n i k i m omuzlayacak d a , o
btn gcn byle bir vsate sahip olmak iin harca
yacak? Zira yle bir yere geldik ki artk herkes kendisin
den sonrakilere can havliyle diyor: " Ne yaparsan yap, ki
min deirmenine su tarsan ta, gn l k cretin yle ve
ya byle denir. Ki min hesab ierisinde yer alrsan al, o
hesaptan sana da muhakkak bir kem i k paras der.
Ama sakn ola ki baka hesaplar n kurban lar veya ma
durlar olacaklarna bu l ke n i n ve insan lar n n bir hesa
b olsun diye didinip durma. Byle bir didinmenin ve r
pnmann, tevi k ya da himayesini grme k yle dursun,
hadi karl da bir tarafa, ayakta kalacak kadar bir se
meresini de gremezsin , hatta bununla da kalmazsn,
yok yere bunun cevri cefasn ekersin, ste lik kimse
den vefa da gremezsin ! "
Mnhasran meselesi olup o mese leye dair syleye
cekleri olanlara tahsis edilmesi gereken i m kan ve mec
ralara imdi heveskar baykular tnemi olup bet sesle
riyle ortal velveleye verme ktedirler. As l sahi plerine
hasredilmesi gereken dikkati bir kuru gr lt olarak bel
ki bir an iin bunlar igal edip tutsak alacaklar fakat kim
sen i n kukusu olmasn bir m ddet sonra her suiistimal
gi bi onlar da hak ettiini bulacak, dolaysyla o dikkat ye
rin i e bedi aldrmazl a brakacaktr.
Diyelim ki yu karda sylenenler bo bir vehimden
ibaretti ve gelimeler o kadar aksi isti kamette cereyan
etti ki bunlar bir "felaket tellall "ndan teye gemedi .
15

TartJma Sanatnm ncelikleri

Bundan ancak sevin ve memnuniyet duyarz . Fakat ge


rek yukarda ve o Sunu yazsnda sylenenler, gerekse
bu kitabn iinde. bambaka amala olsa bile. bir tart
mada hak ve hakikatten sapp hakl olmad halde bas
kn kman n yolu n u gstere n bl m dahi kendi mteva
z imkanlar erevesinde yin e de h ayra h i zmet etmi
olur. Hatta giderek denilebilir ki kitap bir btn olarak
0demokrasi teorisi0 denilen ey ierisinde o n u n belki de
en nazik yarasna, dorudan isti nat noktasna en byk
atklardan biri n i yapm olur.
yle ki : Eer bu 0demokrasi" dediimiz demosun
kratosu ise ve demos bu kratiaya verdii oylarla katl
yorsa ve rey beyan etmek reye kon u olan her neyse en
azndan seimde bulunabilecek kadar bir kanaate sah ip
olmaksa byle bir kanaat nasl hasl olacaktr?
Teoriye bal kaldmz takdirde denilecektir: Ondan
kolay ne var, demosun reyine sunulmu olan her neyse
lehinde veya aleyh inde taraflar teekkl eder, b u nlar n
iinden kacak konumac lar seimde b u l u nabilecek
bir kanaate sah i p olabilmesi iin demosu una veya bu
na i kna etmeye al rlar.
Peki , ama ya o i kna esnasnda kon uyu ve dolaysyla
verilmesi ihtimal dahilinde olan btn kararlar tm yn
leriyle ortaya koyup aydnlkta tartanlar olaca gi bi,
meseleyi laf kalabahna boup yeri geldiinde hamaset
le yeri geldii nde safsata ve mugalatayla demosu doldu
rua getiren gzbac demaggoslarn kmas bizatihi
iin tab iat icabysa?
Burada i sarpa sarar.
Bir ynetim ekli olarak demokrasi en azndan teorisi
iti bariyle bir meseleyi tm ynleriyle ortaya koyup aydn
l kta tartanlarn kmasnn gvencesini bunun bir "fazi
letler rejimi" olmasna balar, peki ya kmad takdirde?
16

kinci Baskya nsz


nsan n iine hibir ey brakmayp her eyi d ardan
"denetle ve dengele" i l kesiyle zmeye alan "teori
n i n " burada gel i p "fazilet sahi b i kimseler"e tesli m olma
s kendini i n kar d eil midir?
Burada artk soru lar cevapsz kalr.
yle ya, teoride halk dalkavuklar n n , oy avclar n n
karsna mesele her neyse srf onun hatrna ve tekile
rin maskesini indirmek iin konuacak asalette kii veya
kiilerin kmas gven cesini baka nerede bul ur?
te kitap bir btn olarak alndnda cevapsz kalan
bu sorularn cevab n n nerede aranacan gstererek
demokrasiye, stelik m dafi l eri n i n kendisin i teorisin i n
d a h i tasvi p etmeyecei iler iin manivela olarak kullan
d bugn lerde, bir m u arz olarak en anlam l katky su
nuyor.
yle ya bu sahipsiz demokrasiye, demosa kendini
koruma yollar n , dolaysyla demaggoslarn ne zaman,
nerede ktn ve hangi silahlan kulland n gster
mekten daha byk bir katk olabilir mi?
Kitap b u i ki n ci basksnda m uhteva terti bi ve sayfa
dzeni asndan esasl deiikl i kl ere urad . En bata

Sun u yazsnn h i olmazsa biraz daha nefes aldrc ol


mas saland . kinci olarak metnin akn sekteye urat
t iin blm son una ek olarak konulan haiyeler b u
d e fa toptan kitabn sonuna kaydrld v e puntolar by
tld, bylece okuma gl yle ilgi l i ikayetler gideril
mi oldu . Bu dzenlemenin kitabn gvdesin i n yekpare
hale gelmesine de katks dokundu ve bylece ne ba
langta kitabn Schopenhauer klliyatndaki yerin i tes
pit etmeye ve gn m zle ban kurmaya alan yazy
ne de daha nceki veya sonraki dn emlerde konun u n
deiik ynleri n e katkda b u l u nan dnceleri h lasa
17

Tartma Sanatnn ncelikleri

eden sondaki haiyelere ilgi d uyan , dolaysyla kitaba


alakas Schopen hauer ismiyle snrl olanlann ileri n i ko
laylat racak. btn l k. salanm old u . Son olarak. bil
hassa " Diyalog ve Diyale ktik." haiyesi esasl bir eki lde
gen iletilerek. kitabn yirminci yzyl n , ze l lik.le ikinci ya
rsndaki , d nce akmlarna da sa r kalmad i lgilisi
ne gsterilmi oldu.
Elbette kitabn kendisine mesele edindii mevzu
n un, bilhassa gnmz d nyasnda daha bir ehemmiyet
ve aciliyet kazan m haliyle, yaplan bu ilavelerle de b
tn yn l e riyle ve tm ayrntlanyla hakkyla ele alnabil
dii sylenemez. Geri kitap bu yetersizliiyle de hayrl
bir amaca h izmet etmedi dei l . Sun u' u n son dipnotun
da sz edilen hazrl k yazlan ndan biri n i n fitil i n i atele
d ii metin "Qz Dncesi" balyla mstakil bir kitap
olarak. tamamland ve orada sylendii zere imdi rz
gar n beklemektedir.
Dileyelim kitap yaplan bu dzeltme ve i lavelerle da
ha derli toplu olsun ve hak ettii alakay grere k katkda
b u l u nmaya alt eylere katkda bulunsu n .

18

SUNU

Bununla birlikte Schopenhauer Kitapl onuncu kitab


na ulam oluyor. l k kitabn Ekim 2006'da yay m land
ve beraberinde ezaman l olarak i ki dizinin (Eitim

Dncesi ve Dou Bilgeli) daha gtrlmeye al ld


ve bir arada gt rlmeye allan bu ilerin her biri
nin literatr taki bi, meti n seimi, seilen metin leri n da
h i l edilen btnle telifi , tercmesi ve nihayet su n u ya
hut hazrl k yazlar n n yazm da dahil evirm e n l i kten
editrl k ve redaktrl e kadar dardan birbiri n i des
tekler gi bi grnen ama aslnda her b i ri birbirine ayak
ba olan ve kklemesini engel leyip tluencena izin ver
meyen srdr lmesi fevkalade g ok yn l bir ura
gerekli kld hesaba katlacak olursa be yl ierisinde
onu ncu kitaba ulamak yabana atlacak bir i dei l . Za
ten yabana atlmad . Trk matbuat hayatnda bu apta
bir dnr kendine yabanc bir dilde b e l ki de i l k defa
bu d e n l i yayg n b i r okunurl u k seviyesine ulat . ste l i k
bu kendi efkanndan okuyup yazan lar n saysnn drama
tik bir d gsterdii , d e direnenlerin de ou za
man kitaptan baka her eye benzeyen tuhaf sat meta
laryla nazarlar n n elindii , d ikkatlerin i n datld , za
manlar n n al n d bir dnemde gerekleti .
Bu gerekleme hem duraksatc istihfaf hem fel
e d i c i istihzay i i n d e barndran "Gerekleti de ne ol
du?" sorusuna sorul utaki eday krmaya gc yetmese
bile ken d i ap nda verecek bir cevab olan ger e kle
meyd i . n k dnr n d n mesi ne mesele edindii
21

Tartma Sanatmm ncelikleri

eylerin bugn tm i nsanl bekl eyen byk teh l i ke leri


savuturman n yol u n u n nerede aranmas gerektii soru
sunun zgrce tartlmasna katkda bul u nma ihtimali
bu gereklemeyi daha bir anlaml hale getiriyor. Ve by
le bak n ca insan u mutlanmadan edemiyor. Umut deni
len byle bir ey. H k m sren zifiri karanlk da olsa k
k bir lt kanatlanmasna yetiyor.
Ama nasl ki ileri derecede hastalkl bir b nyede
salam bir uzvun yaamas mmkn deilse, bir ey de
il mi ki bunun gi bi bir d nyada nev nema b u l m utur
s rf bu bile ona ihtiyatla yaklamak iin yeterl idir. Aksi
halde deil nev nema bu lmak varl k gsterem ez, hat
ta ayakta dahi kalamazd, dolaysyla "fazlasna hacet
yok, bu kadar bile onun ktlne bir karine olarak
yeterl idir" pein kabul dahi bu ihtiyata bir zarar vermez,
nk bu d nyan n artlar nn talep ettii ihtiyatkarl n
koyuluu , her ne kadar ancak oyalayan, ayartan ve ld
ren eylere geit verse de o bir yol u n u b u l u p zamann
zeh irleyici ruh unda bir gedik amtr iyi mserliiyle sa
vuturu lamaz .
Umalm ki bu l kenin meselesi olan ve b tn elen
tilere ve ayartlara ramen meselesini inatla ve azimle ta
kip eden okurlar bu kitaplarn grd revac hakl ka
racak boyutlarda olsu n . Ve dileyelim ki onlar her nerede
olursa olsun b u l u n d u ktan yerlerde btn olumsuz art
lara ramen u l u ve kkl bir aa gi bi kkleriyle yurt
topran tutmaya, dallan budaklanyla etrafndakile re
kol kanat germeye alsnlar. Bu zor ve meakkatli i
ancak byle bir u mutla srd rlebiliyor, b u n ca mad uri
yete ve mahru m iyete bu di lein gerekl emesinin yolu
nu aacak artlarn ol umasna katkda bulunsun diye
katlan labiliyor.

22

1
Kitapln onuncu kitab daha ncekilerden biraz farkl .
Takip edenler bilecekler, dizide daha nce b i r kitabn a
ts genellikle dn r n Parerga und Paralipomena'sn
dan oluturu lur, tematik btnln talep ettii destekle
yici metinler de Die Welt als Wille und Vorstellung'un i l .
cildinden seilirdi. Burada farkl b i r yol izlendi. Daha nce
izlenen yolun burada takip edi lmesi i m kansz hale geldi
inden dolay deil, aada a klanacak harici artlar fark
l bir yol izlenmesini talep ettii nden ve bu talep art k da
ha fazla geri brak lamadndan dolay. Geri burada da
sz edilen iki kitaptan metinler seildi, ama sadece des
tekleyici nitelikte. Dolaysyla onuncu kitabn omurgasn
bu i ki kitaptan olmad gi bi geri kalan kitabndan sei
len metinler de oluturmuyor.
D n rn d nce servenini takip edenler yi ne bi
leceklerdir, dnce tari hindeki birok dnrd e n fark
l olarak Schopen hauer'e sadece dnmek ve dn
dkl erini konuarak veya yazarak paylamak yetmedi,
dncelerinin makes bu labilmesi iin dncesine kar
oluturulan sessi zlik duvar n kracak uygun aralar ta
sarlayp gel itirmek zorunda da kal d . M uhtevasnn ta
lep ettii form iinde sund uunda dncesini deerlen
dirip fikir beyan edecek kon umda olan larn srarl sus
kun luu na nce szn sak nmaz b i r d i l l e keski n e leti
riler yneltti . Bu yoldan bir netice elde edemeyecei n i
grd nde fi kir beyan edecek kon umda olanlarn bari
kat n kaldr p dnce.. ni dorudan daha geni kitleler
le buluturmak iin o nlarn anlayaca bir dille farkl bir
formda yeniden kaleme almak zorunda kald . Bunun da
23

Tartma Sanatnn ncelikleri

gayesine ulatracak messir bir yol olmayaca dn


cesine kapldnda bu defa srdr l e n b u susku n l uu
cepheden h cum edip e letirmek yeri n e daha etkil i ola
can dnerek kes kin bir hiciv d i l iyle alaya ald . te
onuncu kitab n omurgasn bu son aba ierisinde de
erlendirilebilecek bir yaz, belki kitapln son kitapla
rndan b i ri olarak yaymlanmas daha uygun gr l e bile
cek NachlaJ3'dan alnma Die Kunst, Recht zu behalten
ba l kl sarkastik bir metin oluturd u .
Peki, insanln meselelerini mesele edinen bir d
nre dnmek ve dndklerini yazmak neden yetmez
de tefekkr mesaisinin iinde ayrca bir de tasannuya yer
ayrmak zorunda kalr? Dnr bu skt duvarn ve onun
hal k efkarnda messir olabilmesi iin uygulanan usulleri
dorudan eletirebilir, dncelerini kamuoyunun hedef
tahtasna yerletirmek iin yneltilen hileli itirazlar cevap
landrabilir, serdedilen fikirlerdeki rklk ve elikileri
dorudan gsterebilir, dolaysyla bu amala bir fikri tart
ma balatabilir yahut polemiklere giriebilirdi. Ama o by
le yapmad, tecrbeleri bunun fayda vermeyeceini gster
miti nk . Bunun yerine Aristoteles'in Topika'sndan ve
zellikle Peri sophistikon elekhon undan ilham alarak ve
'

alay, hiciv ve ironi silahlarn ustaca kullanarak bir tartma


da ne kadar hakl olursa olsun hasmn szleri ni azn a
masna frsat vermeden boazna tkmann hilelerini, hakl
ya da haksz olduuna bakmakszn bir tartmadan galip
kmak iin bavurulabilecek yollan gstermeyi dnd
ve bylece kendisine kar srarla srdrlen suskunluun
arkasndakilerin takip ettiklerini dnd stratejilerin
btn plaklyla ve irkinliiyle grlebilecei satirik bir
yap tasarlad . Daha dorusu tasarlamak zorunda kald.
Srecin aynntl aklamalan, Say Yaynlan, Fikir Mimarlan Dizisi
ierisinde yaymlanan Schopenhauer kitabndan takip edilebilir.

24

il
Dnr ne yapt da bu gelenler bana geldi?
Dorusu yapt affedilmez bir iti: O yaygn telakki
lere kar, e kseriyetin peinen doru kabul ettii ve or
tak uzlamayla sorgulamadan muaf tutulmas n kararla
trd fi kir yah ut i nanlara kar konutu . i nsan l k tarih i
ne kubak gz gezdirenler bile bu "kar kon uma"n n
ne kadar teh l i ke l i bir i olduu n u bil irler. H e l e bir d e or
taya ne kadar hilaf hakikat olursa olsun lar srf ilerine
yle geld ii iin bunlar usu l nce okamay bilen bir ki
i yah ut zmre kmsa o zaman artk lmller arasn
dan gnahkarn imdadna koacak yoktur. Zira o zmre
bunlar byk bir ustalkla avam n kursayla ilikilendi
ri p karlaryla gvence altna almay baardnda artk
hakikat o l anca plakl yla zuhur etse ve bu zuhur en
mcessem ve msellem haliyle o n larn karlarna ka
rlsa dahi bu kon uma behemehal bir dil uzatma olarak
anlalacaktr. O yzden veri len cezann arl ilenen
suun bykl yle orantldr: mortum silentium. Bura
da grmezden gel i n e n , yok say lan, sessizlie , dolaysy
la ademe mahkum edilen u veya yetenek yahut stn
lk deil dorudan kiin i n kendisidir. O btn varl yla
yok say lr, san ki byle birisi varolmamtr, hi yaam
yordur, o kadar yaam yordur ki yapt klar n n hibir tesir
kudreti , aksi seda dourma gc yoktur.
Yetenek denilen asl nda d uyarl k fazlal ndan baka
bir ey deildir ve o d uyarl k uygu n iklimi bulamad za
man kendine dner, bu kez bu fazlalk ters ynde iler
ve bir st n l k o larak grnen ey onun felaketi olur.
Felaket sktun teti kledii kukuyla balar. Ve bu ku25

Tartma Sanatmm ncelikleri

kun u n glgesi kimi zaman kiin i n bt n mevcudiyetini


iine alacak kadar geniler ve ite o zaman sz. edilen
lm gereklemi olur. D nr b u n u bir baka vesi
leyle olanca arpclyla resmeder:
"Nitekim herhangi bir bilgi dalnda sekin bir yetenek
kendisini hissettirir hissettirmez btn vasatlar az
birlii etmiesine onun zerini rtmeye, onu her
trl imkan ve frsattan yoksun brakmaya kalkar,
sanki bu onlarn yeteneksizliine, slna ve heves
karlna yksek dzeyde bir ihanetmiesine ellerin
den geleni esirgemeyerek onun tannmasn, grn
mesini, aydnla kmasn nlemeye alrlar. ou
durumda sindirme veya rtbas etme sistemleri uzun
bir zaman baarl olur, nk onlara eserini elenip
holansnlar diye ocuka bir itimat ve emniyetle tes
lim etmi olan deha en asgari dzeyde bile bu vasat
larn dolap ve dzenlerine kar kendisini koruma ye
teneine sahip deildir, nk onlar ancak baya ve
alak olan eylerin dnlp tasarlanmasnda ken
dilerini tam olarak rahat hissederler. Aslnda o bun
lardan kukulanmaz, dahas yaptklarn anlamaz bi
le; hatta grd karlktan kafas karm ve deh
ete dm olarak kendi eserinden kuku duymaya
balar ve ardndan kendine olan gvenini kaybedip
almalarndan vazgeebilir, ta ki gzleri dneminin
bu deersiz ve aalk adamlarna ve onlarn yapp
ettiklerine alncaya kadar... "2

2 Parerga und Paralipomena, Bd. il, Kap. XX: Ueber Urteil, Kritik, Bei
fall und Ruhm. Trkesi iin bkz. Gzelin Metafizii, Sanatta ve
Edebiyatta Gzelin Srlan, Schopenhauer Kitapl, 8. Kitap, 1. Bas

k, Say Yaynlar, 20 O.

26

Sunu
yin i n kymeti n i n takdir edilip hakknn teslim edilme
sinin nndeki en byk engel kalabal klarn fark etme
kabiliyetinden, ayrt etme gcnden yoksunluudur. D
nr kalabal klarn yarg gcnden yoksunluunu La
Bruyere 'den naklettii vecizeyle seri n kan l l kla ortaya
koyar: Apres l'esprit de discemement, ce qu 'ily a au

monde de plus rare, ce sont les diamans et les perles:


"Yarg gcnden sonra dnyadaki en nadir ey elmaslar
ve incilerdir" . Kalabal klar " haki ki olan sahtesinden, sa
p samandan, altn bakrdan ayrt etmeyi bilmezler. Sra
dan ile nadir rastlanr kafa arasndaki geni u urumu
grmezler. " Dolaysyla oun l u k iyiyi ktden ayrp g
r beyan edecek d urumda olan az n l n otoritesine bo
yun eer, bu bakmdan "herkesi n hemen kendi zerle
ri ndekinin stn l n tanyacak ve onlarn nderliini
taki p edecek kadar kendine ait yarg gc vardr. "
Ne var ki kalabal klar n yarg gleri n i n yarglamada
yetersiz kalaca meselelerde kendi grne dei l "an
cak bakalarn n otoriteleri n e istinaden" bir yarg olu
turmas n dnr "tal ihli bir durum" olarak grr ve
"kendimizi tersini dnerek tesel l i etmemizi " syler.
nk eer herkes gerekten " b u n lardan an lad ve
holand eye gre bir yargda bulu nsayd ve baka
kar yol kalmadndan syledii n i gn l l gn lsz de
sylese, uygun ve yeri n de olan syleyen otoritenin zor
layc gcn zerinde hissetmemi olsayd" herhangi
yksek bir alanda haki ki bir yetenein tannp kab u l gr
mesi i m kansz olurd u . Dolaysyla hi kimse hibir konu
da "ne ise o olarak kabul edilmez, bakalar onu ne yap
tysa o yle bilinir, yle kabul edilir" . Ancak bu yle bir
"tezgahtr ki bu sayede kal b u rst kafalar zapturapt al
tnda tutu l u p sindirilir; seki n kafalarn mmkn olduu
kadar uzunca bir zaman hak ettikleri ykseklere erime27

Tartma Sanatmm ncelikleri

teri n e mani olmak iin bu vastay vasatlar kullanr. " Bu


n u vasatlar n m yoksa kendilerine veri l e n i amacna ay
kr olarak kullanmak suretiyle hem kendileri n e hem de
onlardan fikir beyan etmeleri n i bekleyenlere i hanet ede
rek eytann deirmenine su tayanlarn m kulland
burada bahsi dierdir.
Mamafih dnre gre kalabalklarn ayrt etme yete
nei nden yoks u n l uu iyin i n yol u n u n t kan mas iin ye
terli deildir, iyinin kymeti n i n takdi r edilip hakk n n tes
lim edilmemesi iin buna "d nyann ve ahvali n i n ifsat ve
sefaleti nde katks byk" olan kskanl n , vasatlar n
kskanl n n d a elvermesi gerekir: "Kskanl n iyi n i n
deerin i drmek i i n s k sk ku lland v e asl nda bu
n u n tersi nden ibaret olan bir yntem ktn n alaka
ve vicdans zca vlmesid ir; nk kt tedavle girer
gi rmez iyi kaybolur. " D nr hakk n n teslim edil me
mesine bir dereceye kadar tahamm l etmise de, muh
temelen hakszlk duygusu nu daha da alevlendirmi
olan " kt n n alaka ve vicdanszca v lmesi"ne daya
namam, bunu ke ndine kar bir "suikast" grmtr.

28

III
Oysa sustine et abstineyi bir hayat dsturu olarak kabul
eden biri iin ilerin bu noktaya gelmemesi gerekirdi.
Hele " hem hayat hem lm iin teselliyi bulduunu"
syledii ve retisinin asl ilhamn borl u olduu kita
bn d nyasnda byle bir ey dnlemezdi bile. Orada
syleyecek sz olanlar syleyecekleri n i syler ve yank
lan p yan klanmad n gnnek iin dn p arkalanna
bakmazlard bile. Sylediklerini de ok fazla nemse
mezlerd i . Bi lirlerdi ki kendi leri n e verilenle verilenin ta
lepleri dorultusunda elde ettikleri n i n denizinde iinde
yaadklar dnyan n kopard frtnalard terennm et
tikleri . Bundan kendi lerine pay kannak akl larna bile
gelmezdi. Nitekim ou nun adlar bu sebepten tr
oktan bilinmezlie karlmtr. Ve bilinmez kalmaya ses
karmaylarn n , bunu sessizce kabullenilerinin bir za
manlar sanld gi bi iptidailikleri n i n dei l asaletlerinin
paras olabileceini imdi imdi anlyoruz, zira nasl k.i
asl grnmez ise ve bu onun asli l iine delalet ediyorsa
bilinmek istemeyi de asillii n asaletindendir. Syleye
cekleri n i sylerken onlarn nemsedii tek ey sz aya
a d nnemekti . Syledikleri n i n d i l e gelmeyi, sze d
klmeyi bekleyen i n gerisinde kalmas-onun taleplerini
savsaklamas, dolaysyla ona halel getinnesi yle dur
sun-o talepleri bi hakk n yeri ne getirememesi onlar
zerd i .
Bizim buralarda imdilerde bir sz dolayor: yinin
dman zan nedildii gi bi kt dei l "daha iyi "dir. stn
l k derecesi (superlativus) bir eyi n tr n yah ut cinsini
deitirmediine, dolaysyla i kisi de hala " iyi" olduuna
29

Tartma Sanatnn ncelikleri

gre biri nasl olur da dieri n i n dman olabilir? sorusu


na veri l e n cevap daha da manidardr: nk "daha iyi"
bir l k olarak yaatld srece iimizde veya u fkumuz
da bir l k olarak kalmyor, rivayet o ki , iyi n i n ortaya k
masna, vcut bulmasna da mani oluyormu. Dolaysy
la iyiye geit verm eyen kt deil de ne pahasna olursa
olsun harekete gemek yeri ne kvamn b u l u n caya kadar
b e klenilmesini isteyen "daha iyi"ymi.
l k bakta san ki bu masum bir szm , sanki yete
n e ksizlii merulatrman n yan sra onun yetersizlikleri
ni mazur gstermenin kl k deitirmi eklinden i baret
mi gibi grn yor. Ama fazlas var: Bu sadece "tesini
bo ver, olduu kadaryla olsun " nobranl n n bir baka
biimi dei l , iinde mazur gsterilere k meru hale getiri
lenle yetinip daha tesine itiyak d uyman n , onu kendi
sinden baka hibir eyin dindiremeyecei bir hasret
olarak iimizde diri tutmann yol u n u tkaman n haince
emellerini de tayor. Eer b u szn gizli bir maksad ol
mam olsayd sylenmek istenen dorudan sylenir ve
yekten " iyi vasatn d mandr" denird i . Doru, iyi vasa
tn dmandr. nk o iyin i n talepleri n e kulak vermek
dururken ya yetersizliinden ya da sadakatsizliinden iyi
n i n yerine " kendince" bir ey i kame ediyor ve sonra da
b u n u n mazur gr l mesin i talep ediyor. Bu " kendince"le
rin her biri n i n o zamana kadar kimse n i n yeltenemedii
hadd in tecavzne biteviye bir bakasn cesaretlendire
ceine, dolaysyla masum gi bi grnen ikameleri n so
n unda bir vasatlar saltanat na, bu saltanatn da en so
n u nda sultaya dn eceine ald rm yor bile.
Mamafih d n r de kendine kar bir "suikast" ola
rak grd bu s kut kuatmasn yarmak iin giritii
huru hareketleri n i n birbiri ardna sonusuz kald n
grd kten sonra belki vazgemeyi dnm olabilir.
30

Sunu
Ama an lalan bir kere bir kesi m e yah ut zmreye skt
laryla istediklerine hayat hakk bahetme , istediklerin
den onu geri alma yetkisi tan n d nda ve bu yetki n i n
alenen ktye kullan ldna tan k o l u n u p d a ses kar l
madnda kurbann kendisiyle snrl kalmayacan n
emareleri n i grmek dnr rahat brakmamtr. Belki
de bu sebepten tr bu skut s u i kastn n failleriyle ara
sndaki meseleyi bir ekimenin sallant l kaderine terk
etmeyi gze almad , mizac ve yetenekleri gz n nde
bulundurulduunda kendisi iin hakikaten ar bir ame
liye olan sanatkarn iini de stlenmek zoru nda kald:
Meseleyi ahsiletirmeden ve taraflar n ahslar ndan
olabildiince bamszlatrarak kurduu bir yap iinde
resmin herhangi bir kesitin i deil bt n n btn i rkin
lii ve plaklyla gstermeyi dnd. Bylece bir hak
kn kabul ve tesl imi sz konusu olduunda hakikatin in
sandan bekled ii tavr yerine kaslp ksnarak kapanc
ve rtc bir hale brnme n i n , ardndan da arptcla
ve saptrcla kal kmann i nsan doasndaki kkleri n i
aratr p, bu dorultuda kullan lan hile ve aldatmacalar
toplu halde gstermeyi amalad . Ama ahsi liin veya
zne l l iin tuzaklarndan kaaym derken bu kez de o ya
p muhtemelen kendine ait baka sorunlar dourd u . Bel
ki de hakszl a uramln dourduu hain fke n i n
harareti nin kaybolmasyla en etki lisi olacan dnd
tee b b s kendi hedefleri asndan daha bir serin
kanl deerlendirme i m kan buldu ve neticede o n u n bu
hakszl hakkyla anlatmada yetersiz kald sonucuna
vard . Bilemiyoruz. Ama uras kesin, b u defa o n u ba
langta gz nnde b u l u ndurd u klar n n dnda baka
sebepten tr beenmedi. B u n u daha sonra kendisi
Parerga'da a ka itiraf eder:

31

Tartma Sanatnn ncelikleri


"Benim bu daha eski tarihli eserimi imdilerde yeniden
gzden geirmeye girimemle birlikte ortak insan doa
snn yetersizliklerinin zerini rtmek iin kulland e
ri yollann ve hilelerin byle dikkatli ve aynntl biimde
dnlp deerlendirilmesinin artk mizacma uyma
dn gryor(um).''

" n san doasnn yetersizlikleri n i n zeri n i rtmek iin


kulland eri yollann ve hileleri n byle d i kkatl i ve ay
rnt l biimde dn lp deerlendirilmesi" ru hen kat
lan mas gereken eziyet itibariyle art k dnrn taham
ml gcn aan bir itir. yle ki buna katlanma artk
bir "miza meselesi" haline gelmitir. Ayrca bu "dikkat
li ve ayrntl biimde dnp deerlendirme" neticesin
de ortaya kan tablo naho bir tablodur ve onun bu ha
liyle halk efkarna ifa edilmesi doru ve isabetli grl
memektedir:
"fakat imdi inatlkla, kendini beenmilikle ve na
mussuzlukla bylesine yakndan akraba olan dar kafa
lln ve yetersizliin sinip pusuya yatt yerlerin tm
n aa karmann ho bir ey olmadn gryorum
(ve) bu sebepten tr onu bir kenara brakyorum. "

Gerekten de bir kenara brak.lr ve eser d nr n


sal nda ne m stakil olarak yaymlanr ne de daha son
ra ayn kon uyu tekrar ele alp iledii Parerga und Para
lipom ena ya dah i l edilir..3
'

3 Metin Schopenhauer'in lmnden sonra rencisi ve daha


sonra dostu Julius Frauenstadt'n yayna hazrlad Werke'nin
"Aus Arthur Schopenhauer's handschriftlichem NachlaJ3" balk
l cildi ierisinde Eristik balyla yer alr. Sonraki tarihlerde
muhtevay daha doru aksettiren Dle Kunst, Recht zu behalten
balyla mstakilen yaynlanr ve birok basks yaplr .. /..

32

Sunu
Hemen sorulacaktr: Mellifinin salnda mstakilen
yaynlamad, ayn konuyu tekrar ele alp iledii kitaba da
dahil etmedii bir eseri mtercim hangi hakla yaymlama
ya kalkmaktadr? Mtercimin zihnini bu sre zarfnda s
rekli megul eden ve eserin evirisinin yaymlanp yaym
lanmamas konusunda uzun sre bocalamasna neden
olan bu deil de bir baka bee ait olan soru demetiydi.
2002 ylnda zeri n e al lan

Siyaset ve Retorik ki

tab n n retorik blmnde yer alan Longi nos ' u n Perl


h upso us ' u n u n hem G re k m i ras n devralan d nyada
nasl yan klan d na bir m isal tekil etmesi hem de o
blmle ilgi l i olarak syl e n e n lerin almasna katkda
b u l u n mas iin bir yan dan Kant ve Sch i l l er' i n yce l i k
zeri n e meti n l e ri n i n , 4 d ier yandan da siyaset bl.. /. Kitapta byk lde b u metin takip edilmi olmakla beraber d
nrn yukanda sz edilen mesafeli tavnnn da verdii cesaretle
baz tasarruflarda bulunulmu, szgelimi tekrarlar kimi zaman kanl
m kimi zaman da dipnotlara kaydnlm, aklayc dipnotlardan bi
rinin yerine ayn konuyu daha etrafl ve anlalr ekilde aklayan bir
baka dipnot konulmutur. zlenen bu yolun bir baka faydas daha
oldu, dipnotlar (keli parantez iindekiler) ve dipnot boyutunu ap
"Ekler" blmnde kendilerine mstakil yer talep eden aklamalar
kitabn bilhassa "diyalog ve diyalektik" bahsinde sadece yazld d
nemin fikri atmosferini yanstmakla kalmayp yakn zamanlarda bu
konuda dnlp yazlanlara da sar kalmamasna yardmc oldu.
Dier yandan bilhassa keli parantez iindeki dipnotlann iki ayr met
nin olumasna da hizmet ettii sylenebilir. izginin zerinde byk
lde herkesin kolayca okuyup anlayabilecei bir metin akarken, al
tnda ve "Ekler" blmnde o konuda daha derinlemek isteyenlere
yerine gre ilave bilgi, yerine gre aradktan bilgiye ulaabilecekleri
ipulan (mesela Greke, Latince hatta eski dildeki mukabil stlahlan)
sunan erh yahut haiyeler kendine yer buldu.

4 Schiller'in ycelik zerine iki ayr tarihte kaleme ald iki metnin
evirisi uzunca bir sre bekledikten sonra destekleyici nitelikteki
iki yaz ve bir girile birlikte E]Um Dncesi Dizisinin 5. kitab ola
rak yaymland. Kant'n sz edilen metninin evirisi ise giri, yo
rum ve eletiri mahiyetinde destekleyici malzeme bulunamad
iin yaymlanmay beklemektedir.

33

Tartma Sanatmm ncelikleri

m nde gsteri lmeye al lan eyin : corrupta rhetorica


yan i sz n i kna edici gc n n ktye ku l la n lmas ha
l i n d e ii n son u n u n nereye varacan n olabilecek e n
s o m u t haliyle grlmesi i i n b u kitab n o m u rgas n
o luturan Die Kunst, Recht zu behalten'in evri lmesi
d n l m t . eviri devam ederke n ken d i sini h isset
tirm eye balayan endieler tamam land nda grmez
den ge l i n e meyecek boyutlara u lat . N itekim bu e n d i
elerin benzerleri ok daha i hmal e d i l e b i l i r lekte ol
.

makla b i rl i kte o kitap iin de mevcuttu ve b u kita b n


s u n u yazsnda i fade e d i l m iti :
"yle bir yere geldik ki attmz en kk bir admn
en uzak yansmasn bile hesap etmek zorundayz.
Onun nerede neye taklacan,

neyi rahatsz edeceini,

neyin huzurunu karacan, neyin saffetini bozacan


dnmemiz gerekir. Bu zamana kadar yayna hazrla
nan btn kitaplarda bu endie hep gz nnde tutul
du ve kitaplarn nndeki uzun nszler hep bu dn
cenin, bu kaygnn rn oldu."

Dnyan n ivisi bir kere kmaya grsn, bir eyi d


zeltmek veya onarmak maksadyla yola kan en masum
tee b b s en olmadk eki lde anlalacak, dolaysyla ih
tiyat fayda vermeyecek, basiret kar etmeyecektir. Geri
bunun byle olmas patavatszl mazur gstermez. Bi
ze den her art altnda tem ki n ve tee n n iyi elden brak
mamaktr. imdi anlyoruz ki eski l er neyin intiar edece
ini neyin inhisar altnda tutulacan doru takdir etme
mi olsalard veya imdilerde olduu gi bi b u n u titizlene
cek bir mesele olarak grmemi olsayd lar d nya bugn
leri zor grrd .
34

Sunu
Eserin mellifi " insan doasnn yetersizlikleri n i n ze
ri ni rtmek iin ku lland eri yollarn ve hilelerin d i k
katli ve ayrntl biimde d n l p deerlendirilmesi"ni
ve " kendini beenmil i kle ve namussuzl u kla bylesine
yakndan akraba olan dar kafalln ve yetersizliin sinip
pusuya yatt yerlerin tmn n aa kanlmas"n bir
"miza meselesi" olarak grmt . Ama ev i ri tamamla
n p da yayn aamasna gelindii nde bu artk iste nilse de
o aral ktan gr lemiyor, ok daha geni bir sebep ve so
nular yelpazesinin ortaya seri l i p deerlendirilmesi ni ta
lep ediyord u . Byle bir deerlendirme neticesinde b u ,
insan larn meselelerini tartlmas gereken z e m i n d e de
il de canlan nerede istiyorsa veya nerede ileri ne geli
yorsa orada tartmann yol lar n kolay yoldan renme
lerine vesile olacak bilginin ulu orta ifa edilmesi olarak
grl d . nsanlar meseleleri n i tartlmas gereke n ze
minde deil de canlar n n istedii veya ileri n e gelen yer
de tartman n yollar n rendikleri nde bununla yetin
meyecek, bu defa hakl haksz olduuna ald rmakszn
her trl araca bavurarak o tartmadan herhalde galip
kmann usullerini de renmek isteyecek ve bu byle
devam edecekti . O zaman ister istemez aadaki soru
larla karlalacakt:
Hakikate sadakat yreklendiri l i p tev i k edilecei ne
her yerde her vesileyle yz geri edilip kst rl rken sa
dakate mizacen m sait olmasalar da zarar verecek ey
tan la sah ip olmayan henz "uyan mam"lara sadakat
sizlii n yol l ar n n gsteril mesi doru olur m uyd u? Sz n
ikna edici gc n n ktye kullan m n n rnekleri n i n
toplu halde s u n u l mas bilmedikleri yollan gsteri p, ak l
larna gelmeyen hileleri retere k istismarclar n kendi
aplar ndaki istismar kabi l iyetleri n i n gel itiri lmesi ne h i z
met etmez m iydi? kbal avcs siyasetiler, servet ve h35

Tartma Sanatmm ncelikleri

ret peindeki dava vekilleri , hlasa mugalatay meslek,


safsatay merep haline getirenler b u sayede ellerine ye
ni geirdikleri silahlarla ilerini daha rahat grmezler
m iydi?
Maalesef bu sorularn bekl e dii cevaplar gn l ra
hatlyla veri l e m e dii dolaysyla hasl olan end ie ve
teredd tler giderilemedii iin eviri n i n yaymlanma
sndan vazgeildi ve o g nden bug n e yay mlanmas
bir daha d n lmedi . O halde b u yayn faal iyeti illa
sorgulanacaksa soru lmas gereken as l soru u olmal
d r: Bu on y l l k sre ierisinde ne o oldu da o gn ya
ym lan mas mahzurlu gr len ayn eser bu g n yaynla
nabilmektedir?

.36

iV
ok ey oldu.
Artk on yllara yz yl l an sdnyoruz.
u son on ylda e n bata bir hak hakikat tartmas
ba gsterdiinde sadakatleri n e binae n "onlar haktan
haki katten baka bir eyin hatr n gzetmez" d iyere k
korkmadan ekinmeden hake m l i kleri n e veya tan kl kla
r na bavurabileceimiz i nsanl ar n : onlar "hak haki kat
bahis mevzuu olduunda o n u nefisleri n e ho gelen bir
eye kurban etmezler, o nun iin sz eip bkmeye,
meseleyi arptp saptrmaya tevessl etmezler" d iye bi
leceimiz i nsanlarn says: sratle azal d .
u son on ylda en byk yaray hakikat ald: Snrlarla
o kadar oynand ve neticede zemin o kadar kayganlat ki
hakikatin tebarz ve tebellr fiilen mmkn olmaktan
kt . Ve bir zih niyet olarak yararclk ve karclk nne
kan her bendi at ve btn kaleleri drd. Eskiden
olduu gibi "gcn hakk, hakkn gc" bir retorik olarak
kar karya getirilmeye devam etti etmesine ama gcn
tahakkm dur durak, snr urak tanmad.
n k hesap l k h e r eye sirayet etti . krar vere n l e r
ikrarlaryla h esaplar n tel i f edemed ikleri n d e h esaplar
n gzden ge i recekleri n e i krarlar n tev i l edere k vak
tiyle i l k b y k cinayeti ilemilerd i . imdi ki l e r veri l e n
i krar uru na hesaplardan geecek sadakate sahi p o l
mamalar bir yana, kp m e rte yar urun a serd e n ge
ecek yrek de yok bizde deyip a ktan i n karda b u l u
nacaklar na fsk ve n i fa k yol u n u tutup i krarlarn eip
b kerek hesaplaryla uyuturmay re n d i ler. Bylece
atalar m z b i r kez daha yalanc kard lar. O n lar " H ay
van yular ndan

i n san

i krar ndan tutu l u r" d iyorlard .


37

Tartma Sanatmm ncelikleri

B u n lar gem i azya aldlar ve kend i l e ri n i h i b i r eyin tu


tamayaca n gsterdi ler. Bu eip b k c l k, b u kl f
b u l u c u l u k ve kitabna uyd urucu l u k keyfi l iin ve i nsaf
szln daha nce tan k o l u nmad k tr n besl edi ve
g rbzletird i . Keyfi l i k grbzleti ke i l kesi z l i k h e r sa
haya ege m e n olan tek i l ke o l d u .
Art k i n sanlar n karlat klar meselelerin h i b i ri tar
t l mas gere ken zem i nd e tart l m yor. O n u n yeri n e
d nyan n h e r ye rind e ayn anda dolama soku lan , son
ra kalabal klar n karlaryla sigortalanan kavramlar ba
his kon usu meseleyle ilgi l i olsun olmasn her tartma
ya b i r postu lat olarak h kmed iyor. Z i h i n l e r daha evvel
b u n lara uzun b i r propaganda sreci iinde u staca ha
z rland iin yaplan itiraz fayda v e rm iyor, annda geri
psk rtl yor. Dolaysyla m u teriz itiraz ettiiyle kal
yor, ste l i k b u gibi durumlar iin ban dan ngr l erek
hazrda b e kl eti l e n yaftalarla yaftalanarak mahkum edi
l iyor. Dahas b i r m ddet sonra b u yaftalarla h e rkes yl
d r l p s i n d i ri l d ii iin kimse kendisinde itiraz edecek
gc b u lamyor.
Bu kavramlarn btn gleri n i her vesileyle ve vas
tayla m temadiyen tekrarlanarak insanlar n zihinl erine
kaz n lmasna borlu olan ii bo sloganlardan baka b i r
ey olmadn b u nlar yerl i yersiz her eye b ulatranlar
da dah i l herkes biliyor. O sebepten trd r ki b u n larn
ne mantk ne m uhakeme szgecinden geiri lmelerine
taham m l edil ir, ne d e byle bir eye frsat ve meydan
veril ir, teklif edilenlere ( "teklif" burada szn geliidir,
en hafi f tab i riyle aslnda bu "dayatma", sreci geree
en yakn resmedense " beyin y kama"dr) b u nlar kabul
den baka bir yol brak lmamtr. s
5 Bu kavramlarn Aydnlanma mirasyla ilikisi ile ilgili olarak bkz. G.
E. Lessing, insan Soyunun Eitimi, Aydnlanma, Din ve Eitim (Say
Yaynlan, Eitim Dncesi Dizisi: 20 l l ) .

Aydnlanma: Cevab Ka

ranlkta Kalan Sorula balkl hazrlk yazs.

38

Sunu
Zeminlerinden uzaklatr lan ve slogan kavramlarn
dayatmas altn da srdrlen tartmalarda art k saptr
man n her tr n e bavuruluyor, arptman n her eidi
rahata kullanlyor. Artk bu kon u da kimse n i n kimseye
bir ey retmesi ne gerek yok. Kimse n i n yitirecei ma
sumiyet de. renim e ksiini m iza kapatyor!
Daha da hazini btn bunlar frsat bilen bezirgan lar
nerede savun ulabilir bir dava grse oraya hemen tezgah
kuru p onun btnl e olan ban , bt n n iinde tuttuu
yeri hie sayarak sanki kendi bana, kendinden i baret
bir m eseleymi gibi sav u nmaya kalkyor ve bylece ka
yapaym derken gz karyorlar.
Ve b u nlar daha iyi gn lerimiz. Kt gnler i leride .

39

v
Ama her eye ramen hala hakikate sadk kal p bir me
seleyi her trl saptrma ve arptma abalarna karn
zemininde tartmaya alan ve o meselenin hakikati
neyse onun ortaya kmas iin rpnanlar var. stelik
karlar ndakilerin haki kat diye bir dertleri n i n olmad
n , baka emellerinin, gizli hesaplarnn olduunu bil
meksizin. Onlarn bu gizli emellerini nleri n e ne gelirse
gelsin kuru l u bir maki n e gi bi hep ayn slogan kavramla
r n yaknna getirm eye almalar , sonra da insanlar n zi
h inleri n i n hazrlanmln frsat bilip itiraz edilmezliin
gcn yanl arna alarak diledikl eri nce arptmalar ele
veriyor. Ama karmzda ne bir din mensu bu var, ne de
umdeleri ve esaslan herkese bilinen ak bir retinin
bals.
Oysa yakn zaman lara kadar b u l ke iin l ks olan
ve o l ky herkesle paylaarak hayata geirmeye al
anlara hep bir azdan "demokrasinin salad imkan
larla demokrasinin anna ot tkamaya alan lara gz
yumulamaz! " denip d nya dar ediliyord u . Bugn zemi
ninden uzakl atr l p tekrar ve tel ki nlerle sorgulanmas
unutturulan slogan kavramlarn glgesinde yaplan tar
tmalarla bizzat demokrasi denilen eye kastedil iyor
kimsen i n sesi kmyor. Demokrasi hayat hakkn orta
dan kaldracak olan l ara hayat hakk tanyacak kadar kr
olamaz deniyord u , bugn herkesin azna bir parmak
bal alarak kolayca kalabal ktan avutacak bir oyun hali
ne getiri liyor kimsenin sesi kmyor. Serbestiyet deni
yor, serbestliin b tn czleriyle mevcut olmas gereken
yerde her biri birer "Dur!" iareti ilevi gre n , hatta se be40

Sunu
bi v cutlar anlalmad iin daha zorba ve buyurgan
olan sloganlarla yol kesiliyor, hr dnceye pranga vu
rul uyor kimse n i n sesi km yor.
O l u r olmaz her eye sesi kanlarn sesi neden k
maz oldu? Sesi ok kanlarn sesin i kim kst? Demek
b u l kede yasaklk da yasak savclk gibi bakalar ad
na yaplyormu.
Btn bunlara rame n hala haki kate sad k kal p bir
meseleyi haki katin i n ortaya kmasna katkda bulun
mak iin tartmakta diretenler unu da bilmiyorlar: Ha
yat hakkn ortadan kaldracak olan lar seip ayramad
iin hayat hakk tan yacak kadar kr olan demokrasi ler
de sktlaryla istedikleri n e hayat hakk bahetme iste
d i klerinden onu geri alma kudretin i ele geirmi olanlar
eskisi kadar insafl ol mayacaklardr. Bir kez menziline gi
renler bilsinler ki bir daha kamayacaklar ve lmne
takip edilece klerdir. Takipte olduklar bir mflisin iflasn
dan , bir saktn skutundan daha kolay an lalacaktr.
Ama haki kat sevdal lar hakikatin ken d i l e ri n e vere
cein i bu d nyada baka h i b i r eyi n vere meyecein i
b i l i rler.
Zira kim ki ona kendisini verir kendisini bulur.

41

Bir tartmada hakikati bulup ortaya karmak yerine ne srd


mz eylerin lehine nyarglarn bizi tutsak etmesine nasl izin
verdiimiz; izin vermekle kalmayp ardndan davay bile bile yoku
a srmenin, dolaysyla hakk adaleti engellemenin, hatta bunun
iin hr karmann ne tr bir yaradlla veya yaradltan gelen za
yflkla ilikili olduu; bu kadarla da kalmayp bu hal bir maraz ya
hut arza olmaktan karak bir mizaca dnme istidad gsterdi
inde kii olarak bizi, ekseriyeti bu kiilerin oluturmas halinde
toplumu nasl bir tehlikenin bekledii gibi meselelerin ele alnd
hazrlk yazs kitapta kendisine ayrlan yerin snrlarn at
iin talihi yar olur da iklimini ve rzgarn bulursa ileriki gnlerde
mstakilen yaymlanacaktr.
42

TARTIMA (ve KNA) SANATININ


NCELKLER

Giri:
Belagat yahut Etkili Konuma Sanab

Belagat yahut etkili konuma sanat bakalarnda bir eyle


ilgili grmz veya kanaatimizi uyandrma, onlarn duy
gu dnyasnda o konudaki hissiyatmz canlandrma ve
bylece onu bizimle ayn duyguyu paylaacak ruh haline
sokma yeteneidir. Btn bunlar szckler sayesinde fikir
lerimizin onlarn kafasna ustalkla hcumunu salayacak
ekilde yaplr ve bu ak yle bir gle gerekletirilir ki
onlarn dnceleri tuttuklar istikameti terk eder ve bizim
kilerle ayn yolu takip etmeye balar. Onlarn daha nce
tuttuklar dnce yolu bizimkinden ne kadar farklysa bu
ustalk eseri baar da o kadar byktr. Bir kimsenin ken
di kanaatinin ve hissiyatnn belagat bakmndan onu ne
kadar kudretli kld ve genel olarak belagatin sanat eseri
olmaktan ok doal yetenek olduu buradan kolayca anla
lr. Ancak burada dahi sanat doay destekleyecektir.
Bir bakasn sk skya tutunduu bir yanlla atan
bir doruya ikna etmek iin riayet edilmesi gere ken ilk
kural kolay ve doal bir kuraldr, yani : nce mukaddem

( ncller) I gelsin, istidlal ( va1y1)2 onu takip etsin. Ancak


bu kurala nadiren riayet edilir, hatta tersine evrilir; n
k heveskarlk, acelecil i k ve dogmatik gven3 bizi son u

2
3

Die Welt als WJJ/e und Vorstellung, Bd. iL Kap. XI: Zur Rhetorik.
( : die Pramissen . J
( : d i e Konklusion. J
( : die Rechthaberei, fikir beyan etmede kesinlik, bir fikri akli temelle
ri yeterince gl olmadg halde hibir tereddt belirtisi gstermek
sizin hatta kibirle kurumla ileri srme. )

45

Tartma Sanatnn ncelikleri


yahut istidlali onun tam karsndaki yanla bal olan
kimsenin yzne grltyle patrtyla ilan etmeye sevk
eder. Bu onu kolayca ekingen ve ihtiyatl hale getirir, ar
dndan da bunlarn hangi sonucu getireceini bi ldiinden
bir temellendirmenin dayana olarak ileri sr len btn
esas4 /delil ve ncllere kararl biimde kar kar. Bu
yzden ulalmak istenen sonu bt nyle gizlenmeli ve
sadece ona varmak iin gerekli olan temellendirmenin
ncl ve illetleri ak seik, tam ve her adan verilmeli
dir. Hatta eer mmknse bu sonucu ak ak dile getir
mekten dahi kanmalyz. O dinleyicilerin akl nda zorun

1 u ve mant ki olarak kendiliinden belirecektir ve on larn


iinde ol uan kanaat bylece ok daha sam i m i olacak
tr; ayn ca ona utan hissi ye ri ne z sayg e l i k edecek
tir. G ve sknt l d u rumlarda, asl nda peinde o l d u
u m u z sonucun tam tersi bir sonuca u lamak istiyor
mu gibi bir tavr ve kl a bi l e br n e b i l iriz. Sh akes
peare ' i n Julius Caesar' n daki Anto n i u s ' u n n l kon u
mas b u n u n bir rneidir.
Bir eyi sav u n urken oklar ken d i l eri n e tam b i r g
ven ierisi n d e , o n u n l e h i n e syl e n e b i l e c e k tasavv ur
e d i l e b i l i r h e r eyi i l eri s rm e ve doru , yar doru ve
sadece akla yak n olan b i r b i r i n e kartrma yan l n
yaparlar. Fakat yan l o k gem e d e n a n l a l r veya o l
mad h isse d i l i r, ard ndan o n u n l a b i rl i kte i le ri sr l m
olan doru ve ikna e d i c i d e l i l l e ri n zeri n e de kuku
nun glgesi d er. O halde faz l adan h i b i r ey i l ave et
meks i z i n sadece doru ve i k na e d i c i olan veri l m e l i ve
b i r doru n u n yetersiz, d o l aysyla m ugalataclara zg
d e l i l ve te m e l l e n d i rm e l e rl e sav u n u lmasna kar uya
n k o l u nmald r. n k hasm b u n lar h kmsz k l a
b i l i r ve bylece kp o rtada b u n larla deste kle n e n do
ru n u n ke n d i s i n i de rtm gi bi caka satab i l i r; b i r
4 ( : Grund: temel, sebep, beyyi ne, illet . )

46

Giri: Belagat yahut Etkili Konuma Sanat


ba ka syleyile o argumenta ad homin emi argumen

ta ad rem4a gi b i i l eri sre b i l ir. B e l ki de i n l i le r b u n u n


tam tersi y nde o k i l e ri giderler, n k on lar u d s
tura gre hareket ederler: "Belagat kudreti n e ve kes
ki n b i r d i l e sah i p kimse her zaman b i r c m l e n i n yar
s n syleyip yar s n b raka b i l ir; hakl l ndan kuku
duymayan kimse ken d i n e gve n e re k i d d i as n n te
b i ri n i tes l i m e d e b i l ir. "

4a

Bkz. aada 20 numaral dipnot.

47

Tartma ve ekime
Toplu Bak

Parerga und Parallpomena, Bd. i l , Kap. i l : Zur Logik und Dialekti k.

Tartma, teorik bir kon u zeri n e karlkl konuma5 h i


kukusuz her i k i taraf iin de o k yararl olabilir, n k
tartma taraflar n sah ip oldu klar dnceleri dorular
veya teyit eder ve ayn zamanda yenileri n i uyandrr. o
u zaman kvlcmlar douran i ki fikri n atmas veya
arpmasdr;6 ancak bunun ayn zamanda cisimlerin
arpmasna benzer bir yan da vardr, nk zayf olan
ou kez ona katlanmak zorunda kalr, oysa kuvvetli
olan bundan galip kar ve muzaffer bir tavr ve eda ta
knr. Bu bakmdan tartman n taraflarn n da herhalde
bilgi bakmndan olduu kadar zeka ve yetenek bakm n
dan da birbiri n i n olabildii nce dengi olmas gerekir. Eer
biri n i n bilgi e ksii varsa o au niveau7 deildir ve dolay
syla dieri n i n delil ve temellendirmeleri n e karlk vere
meyecektir; deyi yerinde ise o ekimede ringin d n
da duracaktr. Ama eer zeka ve kavray bakmndan
e ksii varsa, ok gemeden iinde uyanacak olan fke
ve hiddet nbetleri onu tartmada her trl irki n hile
ve bahaneye bavurmaya, bilerek gl k karmann her
eidinden yararlanmaya yneltecek ve di kkati b u nlara
ekilerek meselenin esas kendisine gsterildiin d e b u
kez de i i bayalamaya kadar gtrecektir. Dolaysyla
nasl ki m sabakalara nesep ve mevki bakmndan birbi
ri n i n dengi olanlar kabul ediliyorsa tartmalarda da by
le olmal ve her eyden evvel bir bilgin cahi l birisiyle tar5 [: das Disputieren: mnazara. )
[: Barikay haki kat msademeyi efkardan doar. )
7 ( : Evsafa uygu n, denk. )

51

Tartma Sanatnn ncelikleri

tmamaldr; eer tartacak olursa en iyi d e l i l ve temel


lendirmeleri n i o n lara kar kul lanamayacakt r, nk ca
hiller b u nlar anlayacak ve zerleri n e dnecek bilgi
den yoksundurlar. Ama eer getirdii delilleri bu can s
kc d urum iinde onlara (anlayacaklar ekilde) akla
maya al rsa bu abas n n baarszl kla sonulanmas
galip_ihtimaldir. Hatta kt ve kaba saba bir kar delil
ile kendileri kadar cahi l olanlarn gznde n eticede hak
l bile grnece klerdir. Ve bu yzden Goethe Weststlic

her Diwan' da der:


" Lass dich nur zu seiner Zeit
Zum widerspruch verleiten:
Weise verfallen in Unwissenheit,
Wenn sie mit Unwissenden streiten . "B

Ne var ki eer hasmn zeka ve anlay bakmndan eksi


i varsa ve o b u e ksiklii n i bilgi edinme ve hakikate u lac
ma ynnde samimi bir abayla dengelemiyorsa d u ru m
daha da ktdr. nk eer o byle bir aba ierisin
de deilse karlaaca en kk m klde kendisini
en nazik yerinden incinmi ve yaralanm h issedecektir;
ve b u n dan byle onunla her kim tartrsa derhal fark na
varacak ve d ikkat kesilecektir: Benim o nun aklyla, fik
riyle bir al p vereceim yoktur, benim as l iim onun te
mel parasyla, yani i radesiyledir, ve o n u n iin de nem
li olan tek ey nihayetinde per tas veya per nefaS'l gali p
gelmektir. Dolaysyla o n u n a kl artk sadece ve m nha
sran h i l el ere, dzenbazlklara ve her trden irki n l ie
8 ( : zin venneyin hibir zaman

Gtrlmenize hakl olmayan biimde delile;


Cahillerle tartrken akll
Gmlr boazna kadar cehaletin iine. ) .
9 ( : yle y a da byle, h e r ne pahasna olursa olsun. )

52

Tartma ve ekime
ynelir; ve son unda bunlardan yararlanma yollan kesil
diinde bu kez de srf hissettii aal k d uygusu n u n bir
lde bedelini demek ve tartanlar n d u ru m u na ve
koullar na gre fi kirleri n atmasn daha byk bir ba
ar ansna sahi p olduu nu umduu bedenleri n kavga
dvne dndrmek iin kabal k ve bayala bavu
rur. Bylece i kinci kurala geliyoruz : Sn rl akla/zekaya
sahip kimselerle tartmamalyz . Buradan geriye bir tar
tmaya girebileceimiz ok sayda kimse kalmad n
zaten grebiliri z . Gerekten ancak istisna d u ru m unda
olan kimselerle tartabil iriz.
te yandan insanlar kendileriyle ayn gr payla
madmz zaman genellikle gcenip darlrlar; ama o za
man da grlerini srf benimseyip kabul edebilmemiz
iin deitirirler. imdi onlarla giritiimiz bir tartmada,
yukanda zikredilen ultima ratio stultoruma o bavurma
dklannda bile ou kez sadece kzgnlk ve ksk nle
tank oluruz. nk burada sadece onlann zihni/fikri ye
tersizlikleriyle

dei l ,

fakat tartrlarken

bavurd u klan

usullerin sk sk tank olunan haysiyetsizliinde ok ge


meden kendisini gsterecek olan ahlak bozukl u klanyla
da uramak zorunda kalrz. Sonunda hakl kmak iin
bavurduklan hileler ve dzenbazlklar, kastl olarak
kardklar glkler o kadar ok ve eitli , ama bir o ka
dar da dzenli olarak tekrarlanr ki bundan birka yl n
ce bunlar zerine derinlemesine dnmek zorunda kal
dm ve tartma konulan ne kadar eitli ve tartan kim
seler ne kadar farkl olursa olsun dnp dnp hep ayn
hilelere ve dzenbazlklara bavurulduunun ve bunlann
tan nmasnn ok kolay olduu nun farkna vardktan son
ra dikkatimi bunlan n btnyle biimsel u nsuruna ynelt
tim . Bu o zaman beni bu hile ve dze n bazlklann salt bi
imsel yann maddi yan ndan ayrma ve deyi yerinde ise
onu su katlmam anatomik bir numune olarak tehir et1O

[: Ahmaklarn son aresi . ]

53

Tartma Sanatmm ncelikleri

me fi krine yneltti . Bu yzden tartmalarda sk sk kar


lalan drstl kten uzak tm hileleri topladm ve bunla
nn her birini kendine zg zemin ve sre iinde a ka
gsterip rnekler verdim, isimlendirdim. Sonunda bunla
ra

kar, bir savunma biimi olarak kullanlacak yol ve

yntemleri ilave ettim ; ve buradan biimsel bir eristik di

yalektik geliti . imdi bu diyalektikte, eristik diyalektiin


eki l leri olarak yukanda zikredilen saldn hileleri, mantk
ta kyas eki llerinin ve retorikte retorik figrlerinin ald
yeri ald. Bunlar sz edilenlerin her ikisiyle u zellie
mtereken sahiptir: tatbikatlan nazariyat nceledikleri
ii n belli lde bunlann doutan olduklar sylenebilir.
Bu sebepten tr kullanmak iin nce bunlar renme
ye i htiya duymayz . Dolaysyla salt biimsel olarak ele
alnp anlat lmalar ba eserimin i kinci cildinin 9. bl
mnde mantk, diyalekti k ve retorikten mteekkil olarak
ortaya kan akl teknii iin tamamlayc olacaktr.
Bildiim kadaryla daha nce bu tr bir giriimde bulu
nulmad iin bu konuya hazrlanmama yardmc olacak
herhangi bir eserden faydalanma imkanm olmad. Aristo
teles'in Topika's yer yer faydalandm tek eserdi ve ger
ekletirmek istediim ey asndan iddialan/beyanlar
i kame/serdetme (KawcrKcua:: v) ve nakz/cerhetmede

(avacrK::oo:: v) kurallarnn bir ksmn uygulama imkan


buldum. Fakat Diogenes Laertios'un zikrettii Theophras
tos'un eseri, 'AycovcrnKOV tfi t::pi toi> EpcrnKoi> /.,,6you

e::opia, 1 2 bunun iin gerekten uygun bir kitap olmal ;


am a belagatle ilgili btn yazlaryla birlikte kaybolmutur.
Platon da tpk fa}J;y::crea .3 reten faA::KnJd 4 gibi

f:pi::v s reten VLLAOYLKi] tEXVT]'ye I 6 deinir (Devlet, k.



2

( : Ausstellen und UmstoJ3en der Behauptunge n . J


( : Tartanlar zerine nazariyat klavuz kitab. )

.3

( : Tartma, mzakere . )

( : Karl kl kon uma sanat . "Ekler" blmnde "Diyalogdan D fyalek


tige" balkl 1. Numaral e ke baknz. )

(: Tartmak, ispat etmek. )

(: rtme sanat . )

54

Tart ma ve ekime
V, s. 1 2 , ed. Bip. ) . Yakn zamanlarda kaleme alnm kitap
lar arasnda ttalle'den mteveffa Profesr Friedemann
Schneider'in Tractatus logicus singularis in quo processus

disputandi, seu offlcia, aeque ac VITJA DJSPUTANTlUM ex


hibenturI 1 (Halle, 1 7 1 8) balkl kitab en ok iime yara
yan kitapt. Bu eser cedelde/ekimede karlalan irkin
liklerle i lgili birok rnei vitia zerine blmlerde akla
d kadaryla yararldr. Ancak yazarn zihninin geri plann
da tuttuu her zaman sadece resmi akademik tartmalar
dr; aynca konuyu ela al tarz, bu tr faklte seri imalat
lannda hep rastland zere, genel olarak zayf ve yetersiz
dir; stelik fevkalade kt bir Latinceyle kaleme alnmtr.
Joachim Lange'nin bir yl sonra yaymlanm olan metho
dus disputandisi l B kukusuz daha iyidir, ama tasavvur etti
im ey bakmndan uygun hibir ey iermez.
Ben im bu daha eski tari h l i eserimi imdilerde yeni
den gzden gei rmeye girimemle birli kte ortak i n san
doas n n yetersizliklerinin zeri n i rtmek iin kulland
eri yol lar n ve hi leleri n byle d i kkatli ve ayrnt l bi
imde d n l p deerlendirilmesinin artk mizacma
uymad n gryor ve bu sebepten tr onu bir kena
ra brakyorum . B u n u n la beraber kon uyu ele al tarzm
gelecekte bu tr bir eye girime istei d uyabilecek olan
lara daha tafsilatl olarak anlatmak iin burada bir ya da
i ki saldn hilesini rnek olarak gstereceim , ama daha
nce ayn eserden her tartmada temel tekil eden eyin

ana hat1anm vereceim. nk b u bize genel olarak tar


tmann soyut erevesin i , deyi yerinde ise iskeletin i
verir ve bu yzden o tartmann osteolojisi 9 olarak g
rlebilir. Akl ve bir bakta grlebilirl ii nedeniyle
burada zikredilmeye deerdir.
ster akademik ders odalar n da ister mahkeme sa
lonlarnda dinleyiciler huzuru nda ister gndelik soh bet17

[ : Tartmada kullanlan yntem, tartmann kurallar ve aynca TARTI


ANLARIN KUSURLARI'nn akland zel mantk isalesl . )

B
19

[ : Tartma usul . )
[ : Osteologie, kemikbilim. l

55

Tartma Sanatnn ncelikleri

terde cereyan etsin her tartmada takip edilen ana


usul/ileyen temel sre u ekildedir:
Bir sav yahut iddia ortaya atlr ve b u n u n rtlme
si gere kir; imdi bu hedef iin iki tarz ve i ki yol vardr.
( l ) Bu tarz yahut biimler ad rem ve ad hominem ve
ya ex concessi.sdir: o Sz konusu meselenin tabiatyla
badamadn gsterere k iddian n mutlak ya da nesnel
haki katini ancak biri nciyle kertiriz. Bununla beraber
. bryle, onun iddiay savunan kiinin dier iddialar ve
ya kabulleriyle elitiini gstermek ya da temellendirme
lerinin savunulamaz olduu, bu durumda da bizatih i id
dian n nesnel haki katinin gere kte kararlatrlmam ola
rak kalaca ortaya kon ulmak suretiyle sadece izafi haki
kati ni kertiriz. Szgelimi felsefenin veya doabiliminin
meseleleriyle ilgili bir tartmada hasmmz (bu duru mda
kanlmaz olarak bunun bir ngiliz olmas gerekir) cesa20

(Srasyla: eye gre, kiiye gre, kabullerden hareketle temellendir


me (yaparak tartma) .
" leri srdm delilden kardm doru ya ( 1 ) nesnel ve evren
sel geerlilie sahip bir doru olabilir ki bu durumda delilim secundum
veritatemdir, hakikate sadktr. Ancak byle bir delil hakiki bir geerli

lie sahiptir. Ya da ( 2 ) o sadece iddiam ispatlamak istediim, dolay


syla tartmakta olduum kii iin geerli olan bir doru olabilir. Bir
baka syleyile tartt m kii ya bir iddiay bir nyarg olarak toptan
ve ebediyen ben imsemi ya da tartma esnasnda alelacele kabul et
mitir; ve ben o zaman getireceim hccet yah ut delili ona gre se
er ve dzenlerim. Bu durumda o sadece bu insan teki iin : ad homi
nem geerli bir delil olmu olur. Hasmm iddiam kabul etmesi iin
zorlarm, ama onun evrensel geerlilie sahip bir doru olarak tann
masn isteyemem. Delilim sadece hasmmla aramzdaki tartmada
ie yarar, onun dnda kimsenin iine yaramaz. Szgelimi hasmm
Kant'n bir tilmizi olsa ve ben delilimi ve temellendinnemi bu d
nrn bir ifadesine dayandrsam bu kendi bana ancak ad hominem
olan bir delildir. Ama dnrn bu ifadesi ayn zamanda herkesin
kabul ve teslim ettii evrensel bir haki katse o zaman secundum veri
tatem bir delildir. Aada aynca ele alnacaktr. )

56

Tartma ve ekime
ret edip Kitab Mukaddes' e dayal delil ve temellendirme
lere bavurmaya kalkt , o zaman biz onu bu trden de
lil ve temellendirmelerle rtebiliriz, her ne kadar bun
lar meseleyle ilgili hibir eyi zme kavutu rmayan bi
rer argumentatio ad hominemden baka bir ey olmaya
caksa da. Deyi yelinde ise bu durumda biline ondan al
dmz ayn parayla demede bulunuyormu gi biyizdir.
Birok durumda bu modus procedend1'2 davacnn mah
kemede davalnn da sahte bir makbuzla geri gnderdii
sahte bir emre mu harrer senet imal etmesi ne benzetile
bilir, ama her eye ramen borlanma yaplm olabilir.
Fakat tpk bu son durumda old uu gibi salt argumentati

o ad hominem ou kez kestirme yol stnlne sah i p


tir, nk her i ki durumda da meselenin tam ve gerek
izah ounl ukla fevkalade karmak ve g olacaktr.
( 2 ) Ayrca bu iki yol dorudan ve dolayldr. l ki idd ia
y temellerinden veya illetlerinden, i kincisi ise sonula
r ndan vurur. l ki iddiann doru olmad n , i ki ncisi do
ru olamayaca n gste ri r. Bunu biraz daha ayr ntl ola
rak ele alp deerlendireceiz.
(a) Dorudan rterek ve bylece iddiann temelle

rine veya illet/erine saldrarak ya nego majorem veya ne


go minorem diyere k-ki bunlar n her i kisiyle de iddia
y ol uturan son ucun konusuna/temel fikrine saldr rz
bunlar n bizati h i doru olmadklarn gsteri riz; ya da ol
mad bu teme lleri veya illetleri kabul ederiz fakat bun la
r n bu iddiay desteklemedii n i gsteri riz;23 dolaysyla

nego consequentiam24 dei z ve bu durumda sonucun bi


imine saldrrz.

2 1 ( : Tarz hal, usul . )


2 2 ( : Byk/kk nenneyi/iddiay tartyorum . )
23 (Ya da: b u iddiann bun lardan kmadn . . . )
24

( : (ncllerin) sonucu (nu) tartyorum. )

57

Tartma Sanatnn ncelikleri


( b ) Dolayl yoldan rterek ve bylece bir falsitate

rationati ad falsitatem rationis va/et consequentias ku


ral yla bunlarn yan ll ndan iddiann yanll n kar
mak iin iddiann sonu lanna saldrarak. Bu duru mda ya
rnekten ya da apagogeden 6 yararlanabiliriz.
(1) rn ek,

ltvcrwcr, bir exemplum in contrarium

dan1 ibarettir ve iddiay i fade ettii eyden hareketle an


la lan , ama doru dan onu balamayan eylere veya du
rumlara iaret ederek rtr. Dolaysyla (bu rnekler
veya d u rumlar onun aksi ni sylediine gre) iddia doru
lamaz.
( i l ) Apagoge geici olarak i d d i a n n doru o l d uu n u n
kab u l yle, fakat ard ndan o n u n sorgu lanmayan ve d o
ru olarak kab u l edilen baka bir n e rmeyle b i rl eti ri l
mesiyle meydana geti ri l i r ve bylece bu i kisi ya gen e l
olarak eya n n tab i atyla y a da kes i n biimde kab u l edi
len sz kon usu iddiann i fadesiyle yah u t da iddian n
m dafi i n i n

bir

baka

beyan yla

el itii

i i n sonu

cu/vargs a ka yan l olan b i r kyasn n c l l e ri hali


ne gel i r . Bu yzden apagoge sei len u s u l e gre sadece

ad hominem olabi lecei gi bi ad rem de olabilir. i m d i


eer sonu /varg her trl phe ve teredd d n tesin
d e , hatta a priori kesin olan doru larla eliiyorsa o za
man hasm m z n iddias n ad absurduma i n d i rgemi
oluruz. Her hal karda ilave e d i l e n teki n c l n doru
l uu

kuku gtrmez o l d uu iin sonucun/varg n n

yan l l o n u n idd iasndan kaynaklan maldr. Dolaysy


la iddia doru olamaz.
25

(:

26

ileri gelir. l
(: Bir eyi kartnn imkanszln veya mantkszln gstererek is

Son ucun veya istidlalin yanll temelin veya illetin yanllndan

patlayan dolayl temellendirme: hal bihi muhal. Aada m stakilen


ele alnacaktr. )
27

58

(:

Zt/kart rmek. )

Tartma ve ekime
Bir tartmadaki her saldn yntemi burada biimsel
olarak anlatlan tartma idare usul leri n e indirgen ebilir.
Dolaysyla eskrimde tierce, quarte2a vb. gibi mutat, ku
ral l hamleler ne ise diyalekti kte de bunl ar odur. Buna
karlk benim eitli kaynaklardan toplayp sraya koy
duum saldn hileleri belki harp taktikleriyle karlatrla
bilir; ve son olarak bir tartmada tehevvr yah ut feveran
lar n iversitelerdeki kaamakl cevap verme ustalannn29
szde kural d dokundurmalaryla.30 karlatnlabilir.
Tarafmdan toplanp dzene sokulmu b u saldn h ilele
rine rnek ve numune olarak burada aadakiler zikre
dilebi lir.
Yedinci Hile: Geniletme. Hasmn iddias doal snr
larnn tesine tanr ve kastettiinden, hatta ifade etti
i nden daha geni bir an lamda alnr, bylece bu anlam
da kolayca rtl r.
rnek: A ngilizleri n dram sanatnda dnyadaki dier
btn m i lletleri geride brakt klar n iddia eder. B instan
tia in contrarirumu makul hale getirir, ngi l i zlerin mzik
te ve dolaysyla operada kayda deer bir baarlarnn
bulunmadn ileri srer. Bu saldr hilesine kar aln
mas gereken bir savu nma nlemi olarak: bir itirazda bu
l u n u l d uu zaman derhal aka ifade edilmi beyan ya
hut iddiamz kullanlan deyimlerle ya da onlar n akla ya
kn biimde kab u l edilmi anlam yla sk skya snrlama
mz ve genel olarak onlar m m k n en dar snrlar ieri
sine ekmemiz gerektii buradan anlalr. n k bir be
yan yahut iddia ne kadar genise o kadar ok saldrya
aktr.
28 [ : Eskrimde vaziyet al tarzlar . )
29 [ : Universit:Atfechtmaistem. Klla dvmek anlamna gelen fechten
fiiline cmlenin son undaki Saihieben szcnn yardmyla . )
30

[ : Sauhieben . J

59

Tartma Sanatnn ncelikleri

Sekizinci Hile: Sonular karma eilimi: Hasmn id


diasna veya nerm esine ou zaman rtl olarak,
onunla zne veya yklem bakm ndan iliki l i olan bir
ikinci nerme ekleriz. Bu iki nclden imdi hasmn ka
psnn nne brak lan yanl ve ou kez kt niyetli
bir sonu karnz.
rnek: A Onuncu Charles' srgne gnderdikleri n
den dolay Franszlan ver. B derhal kar l k veri r: "u
halde siz de kralmz srgn etmek istiyorsunuz. " Onun
rtl olarak e kledii by k nerme unu syler: "Kral
larn srgn eden herkes vgye layktr. " Bu ayn za
manda fallacia a dicto secundum quid ad dictum simp

liciter'e:: de indirgenebilir.
Dokuzuncu Hile: saptrma: Tartma esnasnda eer
gittike keye s kt m z , h asm m z n st n l ele
geirdii n i ve gal ip kaca n gryorsak tam zama n n
da bir mutatio controversiae:: i l e ve dolaysyla tart
may bir baka kon uya, i kinci derecede n e m l i bir e
ye, icap ed iyorsa tek bir hamlede ekerek b u tal ih s izli
i n n n e gemeye al malyz. imdi b i z b u n u ba
langtaki kon u yeri ne tartman n as l meselesi haline
geti rm e k iin bir soru n o l arak ad landrp h asma yuttur
maya al mal , bylece hasm d i kkati n i b u n a evir
mek iin b e klenti ierisinde o l d uu zaferi yzst b
rakmak zoru nda kalmaldr. Fakat b u rada da kuvvetli
bir kar d e l i l i n bize kar sratl e i l e ri s r l d n gr
dm zde biz de b i r kez daha s ratle ayn sn yapma
l ve bylece yeniden baka b i r eye atlamalyz. B u n u
on-on b e dakika ierisinde on k e z te krarlaya b i l iriz, el
bette hasm m z sabr n yitirmed ii srece . Bu h i l e l i
.3 1

(: Snrl bir anlamda ileri srlm bir eyi snrsz bir anlamda alma
hilesi. Bkz. aada 89 numaral dipnot. )

.32

( : Tartmay deitirm e . )

60

Tart ma ve ekime
saptrmalar , tartmay yava yava ve fark edilmez bi
imde, bahse kon u edilen eyle i l ikili bir kon u n u n ,
m m k nse gerekte , sad ece b i r baka ci h etten , has
mn ahsn i lgi l e n d i ren bir eyin etraf nda dn d rerek
en byk ustal kla icra ede b i l i ri z . Elbette iddiann sa
dece konusuna bal kal rsak, te yandan tartma ko
n u s u olan eyl e h i b i r i lgisi olmayan balant lar tart
maya dahil edersek bu daha az incelikli o l u r; szge l i m i
i n Budacl z e r i n e bir kon umadan i n l i leri n ay ti
caretine geme k gi b i . Ama eer gel i n e n noktada bu bi
l e uygulanab i l irl i kten kmsa, o n u btn yle ye ni bir
tartmaya balamak ve bylece eskisi nden kurtu lmak
iin hasm m z n kazara . u l land b i r deyim yah ut i fa
deye sar l r z . Szge l i m i nasm m z yle b i r kal p deyi m
kullanmtr: " M esel e n i n s rr ite b u rada sakl dr", biz
hemen keser ve deri z : " O . . . demek siz srlardan ve sr
c l ktan sz ediyors u n u z , bu kon u da ben sizin dengi n i z
olamam dostu m " vs. ve bylece o noktada her eyi le
h i m i ze evirmi ol uruz. Ama eer bunu yapma ans
veri l mezse daha da c retkarca hareket etm e l i ve ans
z n bir bakma b t n yle farkl b i r kon uya atlamalyz,
mesela unun gi b i : " Doru , ama daha az nce u n u da
i l e ri s rm tn z " vs. Saptrma u m u m iyetle d rst ol
mayan tartmaclar taraf ndan ( ou zaman i gdsel
olarak) kul lanlan h i l elerin e n gzde ve en bilindik ola
n d r.

O nlar n e redeyse ka n l maz o larak balar n n

s kt h e r yerde hemen saptrmaya bavu ru rlar.


Bu yzden bu tr tartma hilelerinden krk kadarn
toplayp bir araya getirdim. Fakat imdi inatlkla, kendini
beenmilikle ve namussuzlukla bylesine yakndan akra
ba olan dar kafalln ve yetersizliin sinip pusuya yatt
yerlerin tmn aa karmann ho bir ey olmadn
gryorum . Dolaysyla bu rneklerle yetiniyor ve ayaktak
mndan kimselerle bir tartmaya girmekten kanmann
61

Tartma Sanatnn ncelikleri

yukanda zikredilen sebeplerine daha bir ciddiyetle dn


yorum. Her halkarda tartmalar sayesinde bir bakasnn
kavray/anlay gcnn yardmna komaya al abiliriz;
fakat verdii cevaplarda bir inatlk emaresini sezer sez
mez tartmay orada kesmeliyiz. nk ok gemeden
drstlkten uzaklap irkinleecektir ve teoride mugala
ta

yahut laf cambazl olan ey pratikte hakkn nn bi

le bile tkamak, kastl olarak glk karmak demektir.


Fakat burada bavu rulan hileler laf cam bazl klanndan bile
daha ucuz ve kymetsizdir. nk irade onun roln oyna
mak iin anlay gcn bunlarla perdeler. Sonu her za
man iren ve tiksindiricidir; nk pek az ey bile bile
yanl anlayan insan gzlemlediimiz

zamanki

kadar b

yk bir fke ve hiddet uyandnr. Her kim ki hasmnn sa


lam delil ve temellendirmelerini kabul etmez ya dorudan
zayf ya da dolayl olarak kendi iradesinin stnl ile
bastnlarak zayflam bir akla sahip olduunu ele verir. Bu
yzden ancak dev ve ykmllk bunu gerekli kld za
man byle bir kimseyi tercih etmeliyiz.
Ne var ki btn b u n lara karn yukarda zikredilen hi
le ve terti plere hakszlk yapmamak iin itiraf etmem ge
rekir ki hasm n gz alc bir delil veya teme llendirmesi
ne hemen tesl im o l u p grmzden vazgeerek biz de
tela ve aceleyle hareket edebiliriz. Dolaysyla onun g
cn hisseder, ama kar delil yahut temellendirmeler,
ya da iddiamz koruyup deste kleye bilecek her neyse ,
hemen ha deyi nce aklmza gelmez. imdi byle bir du
rumda kaybedilmi nazaryla idd iamzdan hemen vazge
ersek haki kate sadakatsizlik ediyor olabiliriz, nk her
eye karn son unda hakl olduumuz ortaya kabilir.
Zayfl k ve iddiamza gven eksiklii nedeniyle o ann et
kisine boyun em i oluruz. Hatta iddiamz desteklemek
iin ne srd mz delil gere kten yanl bile olabilir,
ama doru olan bir baka delil b u l u nabilir. Bunun farkn62

Tart ma ve ekime
da olarak haki katin en samimi sevdallar bile iyi bir de
lile veya temellendirmeye hemen boyun emez,

bir

md det mukavemet etmeye alr. Hatta ou durumda


kar delil ve temellendirmeler doru l uun u kuku l u ha
le getirdiinde bile iddialarna bal kalrlar. Bu bakm
dan on lar muhafaza edemeyece kleri n i bildikleri bir yeri
takviye kuvvetlerin u laaca umuduyla bir sre ellerin
de tutmaya alan bir gcn kom utan na benzerler. Do
laysyla onlar kendilerini bir mddet zayf delil ve temel
lendirmel erle mdafaa ederken bu sre zarf nda salam
larnn akllarna geleceini ya da hasmlar n n delil ve te
mellendirmeleri nin akla yak n l klar n n kendilerine apa
k gr necei n i u m ut ederler. Bu yzden bir tartmada
doru l u k ve adaletten bir mi ktar uzakl amaya neredey
se zorlanrz, nk o an hakikatten ok kendi iddiamz
iin ekimek zorunda kal rz, bu hakikati n bilinmezlii
n i n olduu kadar i nsan akl n n kusurlu oluu n u n da bir
sonucudur. Ama tam da burada bu dorultuda ok fazla
ileri gid i p yan l bir gr iin uzun uzadya ekime ve
sonunda inat ve iflah olmaz biri olup kma teh l i kesi
ba gsterir. nsan doasnn alaklna yol verme, iddi
amz per fas veya per nefas33 savunma ve dolaysyla
d rst ol mayan sal d r h i l e leri n i n yard m yla ona mor
dicus34 yapma te h l i kesi vard r. y i l i k m e l ei b u rada
h e rkesi n koruyucusu olsu n , ta ki aradan b i r zaman
getikten sonra kimse yapt klar ndan dolay utanmak
zoru nda kal m as n ! B u n u n la b i rl i kte b u rada akland
e kliyle meselenin zne dair ak bir bi lgi bu bakmdan
bile kesin l i kl e kendi kendini eitmeye gt rr.

33

[ : yle ya d a byle, h e r ne pahasna olursa olsu n . )

34

[ : Olanca gcyle . )

63

incelikleri ve Aynnblanyla
Tartma Sanab

Die Kunst, Recht zu behalten.

Manbk ve Diyalektik
.
Eskilerin nazannda mantk ve diyalektik eanlaml tabirler
di ve yle kullanlrd; her ne kadar zerine dnmek, d
np tanmak, lp bimek, hesaplamak anlamlarna
gelen

A.oyEffm ve karlkl konumak, soh bet etmek an


taAf:yEcr9o. birbirinden ok farkl eyler olsa

lamna gelen

da. Diogenes Laertius' un bildirdiine gre " diyalektil<' tabi


ri

(aAf:KLKi, taA.ocrKi tpaymci'a, aAf:KLK avfp) ilk

defa Platon tarafndan kullanlmtr; ve Phaidros, Sofist.

Devlet (Vll. Kitap) ve baka yerlerde diyalektikle Platon'un


akl dzgn kullanma ve byle bir kullanmda hner ve
maharet sahibi olmay kastettiini gryoruz. Aristoteles
de szc bu anlamda kullanr; fakat Laurentius Valla'ya
gre mantk" tabirini benzer bir tarzda ilk kullanan Aristo
"

A.6yKa ooxcpci'a, yani, argutias,3s g mese


leler, tpcirmmv A.oyd-36 atopiav A.oyKTJv'den37 sz eder.

teles'ti. o

Dolaysyla diyalektik mantktan daha eski bir szck gibi


grnr. Ciceron ve Quintilianus da bu iki szc, dialec

tica ve Jogicay ayn genel anlamda kullanr. .38 Ciceron Lu


cullo' da: Dialecticam inventam esse, veri et falsi quasi dis.35

[ayutla: szckleri zekice/kurnazca kullanma; pi. sze dayal hile,

.36

[ : Mantki ncl. temel varsaym . )

.37

[ : Mantki glk, iinden klmas g durum: poros: geit; aporos:

mugalata, safsatacl k.)

geilemez, alamaz olan ; aporia: kmaz . )


.38 ( : Diyalektik doru i l e yanl arasnda b i r ayrt edici (veya yarg) olsun
diye icat edilmitir. )

67

Tartma Sanatmm incelikleri

Topica, bl. 2'de (ifade


Stoid enim judicandi vias dlligenter persecuti sunt,

ceptatrlcem (der). Yine Ciceron


eder) :
ea

scien tia

quam Dialecticen appellant.:59 Quintilianus,

lib. Xll , II'de: Jtaque haec pars

dialecticae, sive lllam dispu

tatrlcem dicere malimuso (der); ve onunla birlikte bu son


raki szck faAf:KnKi'nin Latince m uadili olarak ortaya

Petrl Rami dialectics, Audomari


Talaei praelectionibus illustrata, 1 569) . Szcklerin bu e-

kar (Buraya kadar mehaz

39

(: Maksadn hasl olabilmesi iin iktibasn yapld paragrafn btny


le aktarlmas daha doru olacaktr: "Her dikkatli/itinal tartma ynte
mi iki blme ayrlr-biri kefetme dieri karar venne-bana yle g
rnyor ki Aristoteles bunlann her birinin bata gelen kai fiydi. Bunun
la beraber Stoac/ar da sonuncusu iin emek sarf ettiler, nk onlar
diyalektik dedikleri bilimle bir tartmay idare etme usullerini zenle
ve sebatla incelediler; fakat toplka denilen ve gnlk kullanm iin da
ha kullanl, doal sralama iinde kesinlikl e ncelikli olan delilleri
kefetme sanatn btnyle gz ard ettiler. Fakat imdi biz, her iki sa
nat da ok yararl olduu ve zamanmz olursa her birini ayn ayn ele
alp incelemeyi dndmz iin, doal olarak ilk srada gelenle
balayacaz . " Bize intikal ettii ekliyle de pek farkl deildir:
"Biz her matlup hakknda deliller kardmz yerleri ( : mevaz' : to
pal: /oc1 ve bu delilleri kannay salayan aralar elde ettiimiz
de ve bunlan nasl kullanacamz bildiimizde eitimli ve yeti
m i oluruz. Eitimli oluun anlam ayn cinsten fiilleri oaltmaya
ve gzeiletinneye g yetirmektir. oaltma delil karma yerleri
n i n bizim iin mal um ve hazr olmasyla gerekleir. .. " Aada 60
numaral dipnota baknz. )
40 (Cmlenin tamam yledir: Nasl ki gre okulunun eiticileri talebe
lerine grete usta olanlann gerek gre msabakalannda kullanabi
lecekleri dnne hilelerinin tm n vennez (nk arlk, kuwet,
evk ve heyecan daha fazlasn meydana getirebilir) fakat (aldklar
eitim sayesinde) frsatn icaplarna gre bu hilelerin iinden bir ya da
iki tanesini ekip alacaklar bir hazineye sahip olabilirlerse, diyalektik
bilimi de, veya isterseniz buna tartma sanat da diyebilirsiniz, tanm
da, karmda, farkllklar n belirtilmesinde, belirsizliin gideri lmesin
de, tefrik ve tasnif etmede, keza hasmlarmzn aya n kaydnnada
veya i nsicamlarn bozmada da, ou zaman yararl olmakla beraber,
forumdaki mcadelelerin hepsini btn ynleriyle ihtiva ettii (b nye
sinde barndrd) iddiasnda bulunursa kendisinden daha yksek sa
natlarn yol unu tkamaktan ve aynntlanna (snrlamalarna) uyumlu
hale gelmesi iin blnm olan gc bizzat kurnazlyla bsbtn
tketmekten baka bir ey yapmayacaktr. )

68

ncelikleri ve Aynnt lanyla Tart ma Sanat

kilde eanlaml tabirler olarak kullanl orta alar ap


yakn zamanlara, hatta gnmze kadar gelir. Ama daha
yaknlarda, zellikle fumt tarafndan diyalektik szc
"sofistlere zg tartma sanat"n4 t ifade e9ecek ekilde
ou kez kt bir anlamda kullanld; bu yzden mantk
szc ikisinden daha masum bir tabir olarak tercih edil
di. Ne var ki ikisi de balangta ayn eyi ifade ediyordu;
ve u son birka yl iinde tekrar eanlaml tabirler olarak
kabul edilmeye balad.

il.
Ne yaz k ki "diyalektik" ve "mantk" szckleri teden
beri b u ekilde ku l lan l makta ve b e n i m o nl ar n anlam
lar n birbiri n d e n ayrma konusunda bir serbestim yok.
Eer olsayd mantk
hesap etm e k ve

(A.oyi:: cr{}m, zeri n e dnmek,


A.6yo, kelam ve ak l , ki b u i kisi b irbi

rin d e n ayr lamaz) "dncenin yasalar n n yan i akl y


rtm e n i n y nte m i n i n b i l i m i " : diyalektiki ise

(m.A.Ey::cr
at m zakere/mkaleme etmek: h e r mzakere ya ol
gu lar ya grleri z i kreder, yan i o ya tari h i ya da fi kri
d i r42) szcn modern anlam n da "tartma sanat " d i
ye tan m lamay terc i h ederdim . u halde mant n tan
m gerei tecr b e d e n ayr l a b i l e n bt n yle a prlori ka
rakterde bir ko n uyla, yani dncen i n yasalaryla, akl n
veya

A.6yo'un ileyii i l e urat aktr. B u nlar yol

dan karl m as sz kon u s u ol mayan ak l l bir varl n


te k bana dncesiu gi b i , akl n ken d i haline b ra k l4

(: "sophistische Disputierkunst". J

42

( : historlsch. oder deliberativ: L . dellbrare, de-

libra terazi kefesi,

arl k birimi: eski dilde: muvazene/ esbab. Burada "esbab" "efkar"


olarak anlamak gerekir. l
43

( : einsamen Denken eines vemnftigen Wesens: yani eitli ayartcla


ra ve yoldan karclara kar zayf insan dncesinden farkl olarak

"einsamen Denken" . )

69

Tartma Sanatmm ncelikleri

dnda ve i nsicam bozul mad nda takip ettii yasalar


dr. Buna kar l k diyalektik i ki ak l l varl k arasndaki
m nasebeti ele al r. O n lar ak l l varl klar o l d u klar i i n
b i rl i kte dnmel e ri gere kir, ancak t a m olarak ayn za
man gstere n i ki saat gibi birbiri n i tutmalar son b u l
duunda b i r tartma, veya b i r fi kri ekime ba gste
rir. Her bakmdan akli varlklar olarak kab u l e d i l d i kl e
ri nde i n san tekleri n i n zoru n l u olarak u zlama ierisin
de olmalar bekl e n i r, aralarndaki ayrl k bi reysel l i k i i n
zoru n l u o l a n farkl l ktan kaynakl a n r; bi naenaleyh b u
bi r tecrbi unsurd ur. Dolaysyla d n m e b i l i m i veya
saf akl n ileyii n i n b i l i m i o larak mantk n a priori ola
rak i na e d i l e b i l i r olmas gere ki r.
Buna karlk diyalektik byk blm itibariyle ancak

a posteriori olarak ina edilebilir; bir baka syleyile onun


kurallarn saf dncenin iki akll varlk arasndaki mna
sebette aa kan bireyselliin farkll nedeniyle maruz
kald arza yahut inktan44 tecrbi bilgisiyle ve ayrca tar
tarlarn bireysel dncelerini birbirine kar baarl kl
mak ve onun saf ve nesnel olduunu gstermek iin kul
landklar aralar hakk nda bilgi edinerek de renebiliriz.
Eer A ile B birlikte dnmeye girimise,

a)J;yEcrfut, 45

ve herhangi bir konuyla ilgili grlerini birbirlerine aktar


yorlarsa, bu saf tarihsel bir olgu olmad srece ve A,
B'nin ayn konuyla ilgili grlerinin kendisininkiyle ayn ol
madn fark etmesi durumunda yapm olabilecei her
hangi bir hatay ortaya karmak iin kendi dnme yn
temini gzden geirmekle ie balamayacak, fakat yanln
B'nin dncesinde meydana geldiini varsayacaktr. n
san doas byledir, hep kendisinin hakl olduunu iddia
eder. Bir baka syleyile, insan doal olarak dik baldr;
44 ( : Strung, rahatszlk, bozulma: stren, iza/ihlal etmek, rahat verme
mek, halel getirmek, nizamn/tertibini/ahengini bozmak, kantrmak,
tasall utta bulunmak. )
45 (Bkz. " Ekler" bl mnde il nu maral haiye. )

70

ncelikleri ve Aynnt lanyla Tart ma Sanat


ve ondaki bu nitelik beraberinde,

diyalektik demeyi tercih

ettiim ancak yanl anlamaya mani olmak iin

"Eristik Di

yalektik" 46 diyeceim bilgi dal iinde ele alnm olan bir


takm sonular getirir. Dolaysyla o insann doal nitelii
olan dik bahJ47 ele alp inceleyen bilgi daldr.

Eristik Diyalektik
Eristik diyalektik4B tartma sanatdr ve bu yle bir tart
madr ki taraflann her biri kendi grn

per fas et ne

fas49 savunmay ve tartmadan her halde hakl kmay


amalar. so Bir kimse

nesnel olarak doru/hakl olabilir, ne

46 [ Bkz. "Ekler blmnde "Eristik ve Diyalektik" balkl ili numaral


haiye . )
47 [ : Rechthabere/, dier Bat dillerinde muadili bulunmayan v e "dogma
tiklik"in zn en iyi kavrayan bu szck, eskilerin dilinde " beyan fi
kirde itimad nefs" diye ifade edilirdi. Her zaman hakl olduunda ve
ya en iyisini bildii nde srar. )
48 Mantk ve diyalektik eski dnyada esas iti bariyle eanlaml tabirler
olarak kullanlrd ve yakn zamanlara kadar da byleydi .
49 [: hakl haksz aralarla. )
50 Eristik ayn ey iin daha kaba bir isimden baka bir ey deildir.-Aris
toteles (D/ogenes Laertlus, V, 28'e gre) ikna etmeyi, 6 6u hedefledikle
rinden tr retorik ve diyalektiki, hakikati gaye edindiklerinden dolay
anal/Uk ve felsefeyi bir araya getirir.- AaA.emci ' ton ti:xvr ')Jyyrov
' Tl:; avama:u<'l;oEv n f KataC'KEU6.oev EQ<ltfmxo ro.i Q7tOKQi.m:ro
t&v 7tQO<JcAEyoEyoEvrov. [Diyalektik ise tartmaya katlanlann soru
ve cevaplanyla bir gr cerhetmeye/rtmeye ya da ispatlamaya ya
rayan tartma sanatdr. J D/og, Laert. ili, 48 vlta Platonls.
Aristoteles aslnda doru veya apodelktlk [ mantke n zoru n l u ) so
nulara/varglara ulama teorisi veya yntemi olarak mantk ile ka
bul edilmi veya her yerde doru olarak kabul gren sonulara/var
glara (i:vo;a, probabllla [eski dilde meh urat veya m selllmat) ; To
plka, 1 , ve 1 2 ) erime yntemi olarak diyalektik arasnda ayrm ya
par [ bkz. 1 4 numaral dipnot) . [ Bizdeki ifadesiyle, "Cedel b urhan id
rakten aciz olan lan i knaya h i zmet eden sanattr . Burhan ise bilindi
i zere nclleri yakiniyattan yaplan kyastr. ) Diyalektiin ( ulama
y amalad ) sonular/varglar yanl olduklar varsay l mayan ama
kendi balarna doru old u klar da kabul edilmeyen-nk bahis
kon usu olan bu deildir-nermelerdir. Bu hakl bir sebep olsun ol
masn hakl kma, veya bir baka syleyile, h aki katin znden
esasndan ba msz olarak grnne erime sanatndan baka bir
ey deildir. u halde mesele benim yukarda vazettiim gi bidir. . / . .

71

Tartma Sanatnn ncelikleri

var ki etrafndakilerin hatta kimi zaman kendi gznde bi


le (hakllyla badamayacak) bir konumda kalabilir. Sz
gelimi bir iddiann delilini ileri sre bilir ve hasm bu delili
rtebilir ve bylece iddias, her ne kadar baka deliller
olsa da, rtlm grnebilir. Elbette bu durumda o ve
hasm yer deitirmi olur: o aslnda nesnel olarak haksz
oldu u halde hakl kar. s
" B u nasl oldu?" diye sorulacak olursa: nsan doas
n n doal ktl /alakl s 2 sayesinde derim. Eer in-

51

52

72

.. /. Aristoteles btn varglar yukanda anlatld biimde ( 1 ) mantk


ve ( 2 ) diyalektikle, ardndan da didime veya ekimeyle ( eristik) ilgi
li oluu bakmndan aynr. (.3) t::ristik yntemi sayesinde eriilen var
gn n biimi dorud ur, ama ncller, yan i onun kanld malzeme
doru deil, fakat sadece doru gibi grnr. Son olarak (4) Sofistik
ynteminde varg nn biimi her ne kadar doru gibi grnse de yan
ltr. Bu son , nesnel hakikati gz nnde bulundurmadklar iin,
aslnda eristik diyalektik sanatna aittir; bir baka syleyile bunlar ga
libiyetten baka bir eyi hedeflemezler. Aristoteles'in Sofistik Varglar
( Sophistischen SchlsseJ kitab dierlerinden ayr olarak ve daha son
raki bir tarihte dzenlenmitir. Bu onun diyalektikinin son kitabyd .
B i r beyann/nermenin nesnel hakikati i l e o n u n hasmn v e dinleyici
lerin tasvibini kazanmada muteberlii farkl farkl eylerdir (Diyalektik
bu sonuncusunu hedefler) .
( Mamafih Aristoteles Topika A ! 'de diyalektik zerine incelemey
le, hatrlanaca zere, tartma ve temellendirme kabiliyetimizi geli
tirecek bir yntem bulmay hedefledii ni (: "nmze konulan her
hangi bir meseleyle ilgili genel olarak kabul edilen grlerden hare
ketle istidlalde/karmda bulunabileceimiz ve bir delil serdederken
kendi kendiyle eliik herhangi bir ey Sylemekten sayesinde uzak
duracamz bir yntem gelitirmektir") , A 2'de ise bu incelemenin
baka eylerin yan sra felsefi bilimler iin de faydal olduunu syl
yord u . Dolaysyla diyalektii Topika A l 'e bal olarak tartmayla s
nrlamak iin bu iki blm birbirinden ayrmak incelemenin amac
na aykr decektir. nk byle bir yaklam Topika A 2'de diyalek
tik incelemesini felsefi anlay veya bilimin hedefleriyle aka irtibat
landran pasajlar yok saymak veya delalet ettikleri eyi hafifletmek
zorunda kalacaktr. Hatta bu durumda nclleri endoksadan yaplan
diyalektik kyas ile nclleri yakiniyattan olan bir apodeiksis ( ki bu
ikinci Analltikler' in konusudur) arasnda yapmak iin titizlendii aynm
da anlamn kaybetmi olacaktr. )
(: Schlechtigkeit, bozukluk, fasitlik. J

ncelikleri ve Aynntlanyla Tartma Sanat

san doas alak deil , btn yle yce ve erefli53 olsay


d o zaman her tartmada hakikati b u l u p ortaya kar
maktan baka bir gayemiz olmazd ; sonunda haki katin
sze aklayarak balad mz grn m yoksa hasm
mzn grn n m lehine tezahr edeceine zerre ka
dar aldrmazd k. Bunu nemsiz veya olsa olsa tali bir
mesele olarak grrd k; ama her yerde karlatmz
zere esas mesele hep budur. Akl i meleke lerimiz sz
konusu olduunda bilhassa duyarl/al ngan olan dou
tan sah ip olduumuz kendini bee nmiliimiz54 brak
maz ki kabul edelim: balangta savunduumuz gr
yanl, hakl olan hasm mzdr. Bu glkten kurtu lma
n n yol u soru n tekil eden eyi alp her zaman doru bir
yarg biimine sokmaktan geer: Bunun iin i nsann ko
n umazdan evvel d nmesi gere kir. Fakat insanlarn
ounda doutan sahip olduumuz bu kendini been
mil ie gevezelik ve doutan nam ussuzluk elik eder.
Bunlar dnmeden nce konuurlar; ve hatta daha
sonra haksz/hatal olduklarn ve iddia ettikleri eyin
aslsz olduu nu fark etseler bile onun tam tersi ekilde
grnmesini isterler. ne srd kl e ri nermenin doru
olduu n u ifade ederken kendileri n i ynlendiren tek saik
olduu varsaylan haki kat merak imdi yeri n i kendini
beenmiliin bo kuruntular n a brakmtr: ve dolay
syla imdi kendini beenmilik uruna doru yan l,
yanl da doru gr n melidir.
Ne var ki bizzat bu namussuzluk, kendimize bile yanl
grnen bir nermede bu kr krne srar iin bir maze
ret vardr. ou zaman yle olur ki sylediimiz eyin do
ruluundan kukulanmayan salam bir kanaatle sze ba5.3

( : ehren, hrmet etmek, hatrn saymak, eref vermek; ehrlich. namus


ve haysiyet sahibi . )

54

( : Eitelkeit. tpk Greke hubris, Latince vanitas, Arapa -r-r gibi iki
yzldr: bir yzyle kibri, tekebbr dier yzyle beyhudelii, nafi
lelii ifade eder. )

73

Tartma Sanatnn incelikleri

lanz; fakat hasmmzn getirdii delil ve hccet onu rt


m grnr. ddiamz hemen terk edersek daha sonra
her eye ramen hakl olduumuzun farkna varabiliriz:
Sunduumuz delil yanl t ama yine de doru olan beyan
mz/iddiamz iin bir delil vard. Vaktinde ne srlm ol
sayd kurtuluumuz olacak olan delil o an aklmza gelme
miti . Bu sebepten tr, zahiren doru ve ikna edici oldu
unu gsteren her trl emareye karn , doruluunun sa
dece gr nrde olduu ve tartma esnasnda aklmza
onu bozup alt edecek veya beyanmzn doruluunun te
yidine muvaffak olabilecek bir baka delilin gelecei inan
ciyla, kar-delile saldrmay bir kural haline getiririz. Bu su
retle sahtekar olmaya neredeyse zorlanrz; veya her halde
byle yapmann ayarts ok byktr. Dolaysyla aklmzn
zayfl ve irademizin terslii birbirini karlkl olarak des
tekler ve umumiyetle bir tartmac sanki bu pro aris et fo
cis55 bir savam gibi hakikat iin deil, nermesi iin sa
var. O per tas et nefas56 yola koyulur; hatta grdmz
gibi baka trls kolay kolay elinden gelmez.
Demek ki her insan kural olarak syledii eyin arka
snda durmakta srar edecek, hatta onun yanl veya yanl
olma ihtimali yksek olduunu dndnde dahi bu s
ranndan vazgemeyecektir.57 Her insan kurnazlk ve alak55 (: Sunaklarmz ve ocaklarmz (dini ve siyasi serbesti) ii n . )
56 (: Hakl haksz aralarla. )
57 Machiavelli ' Prens'ine saldrda bulunmak iin komusunun zayf oldu
u her andan yararlanmas tavsiyesinde bu \ un ur; aksi halde ayn eyi
komusu yapacakt r ona. Eer dnyada s dinlenen namus ve sa
dakat olm u olsayd durum farkl olurdu; fakat bunlar beklenilmeye
cek nitelikler olduu iin kimsenin de (gereini yerine getirme babn
da) bunlara iti bar etmemesi gerekir, nk ktsyle karlaacaktr.
Tartmada da d u rum tam olarak byledir: eer bu ynde bir izlenim
uyanr uyanmaz hasmnn hakl olduunu kabul edersen, durum tersi
ne dndnde onun da ayn eyi yapacana bel balama sakn. Pek
zayf bir olaslktr bu. O beklediimin tam tersini yapaca, yani hak
sz davranaca iin ben de per nefas ( haksz) davranmaya zorlanrm.
ne srdmz eylerin lehine nyarglann bizi tutsak etmesine izi n
vermeksizin hakikate boyun ememiz gerektiini sylemek kolaydr;
fakat hasmmzr byle yapacan varsayamayz, dolaysyla biz de ./ . .

74

ncelikleri ve Ayn ntlanyla Tartma Sanat

lkla byle bir duruma kar bir lde nlem alr: gnlk
hayatn deneyimleri ona bunu retir ve o bylece kendi

doal diyalektii ne sahip olur, tpk kendi doal mantna


sahip olduu gibi. Fakat onun edindii bu diyalektik hibir
surette mant gibi salam ve gvenilir bir klavuz deildir.
Mantn yasalarnn aksine dnmek ya da bir karmda
bulunmak hi kimse iin yle kolay bir ey deildir: Yanl
yarglara her yerde rastlanr, ama yanl sonular ok nadir
dir. Bir kimsenin doal mantkta yetersiz olmas pek olur
ey deildir, ama doal diyalektikte pekala yetersiz olabilir,
nk bu herkese eit olarak datlmam bir yetenektir.
imdiye kadar anlattmz yanyla doal diyalektik (her in
sanda deiik derecelerde bulunan ) yarg yetisine benzer
lik gsterir (oysa akl58 aslnda herkeste ayn dr) . nk o
u zaman yle olur ki bir kimse gerekten hakl olduu bir
meselede salt yzeysel temellendirmelerle aalatlabilir59
veya rtlebilir; eer o bir ekimeden galip karsa o
u

zaman

bunu fikrini beyan/nermesini ifade ederken

yargsnn doruluundan ok onu savunmada gsterdii


kurnazlk ve maharete borludur.
Dier hallerde olduu gi bi burada da insan en iyi ye
teneklerle doar. 60 Ne var ki onu bu sanatn ustas hali
n e getirme k iin almayla ok ey yaplabilir. Bir h asm
yenmek iin kullanlabilece k veya kiin i n benzer mak
satla bizzat kulland takti klerin deerlendirilmesi de bu
ustala katkda b u l u n ur. Dolaysyla mantn ok fazla
gerek, pratik bir kymeti olmasa bile diyale ktik kesinlik
le byle olabilir; ve Aristoteles de mantn (analitii n i )
. . /. byle yapamayz. Hatta hakl olduu grnr grnmez, daha n
ce birok d nceyle desteklemi olduum bir iddiay terk edecek ol
saydm gelip geici bir izlenimin kurban olmam ve bir yanl kabul
etmek iin hakikati terk etmem pek de ihtimal d bir ey olmazd.
58 ( : die Vernunft. J
59
60

( : konfundleren, zihnini kantrmak/insicamn bozmak, bocalatmak,


aciz brakmak. )
Doctrina sed vim promovet lnsltam (eitim doutan sahip olunan ye
tenekleri gelitirir).

75

Tartma Sanatmm ncelikleri

diyalektii iin bir temel ve hazrl k ilevi grecek ekil


de dzenlemi ve bunu bata gel e n ii hal i n e getirmi gi
bidir. Mantk nermeleri n sadece biimiyle, b u na kar
l k d iyale ktik muhtevasyla veya maddesiyle/konusuyla
ilgi l e n i r: dolaysyla muhte viyatnn mnferit unsurlar na
gemezden evvel btn nermelerin genel form u n u ele
al p deerlendirmek yerindedir. 6 1
Aristoteles diyalektii n amacn tam olarak benim
burada tan m ladm gi bi tan mlamaz : zira her ne kadar
o o n u n ana gayesi n i n tartma olduu n u kab u l ederse
qe haki kati n kefinin de diyalektii n gayesi olduu n u bil
dirir ( Topika, L 2 ) . Aynca daha sonra o, felsefi adan
nermeler doru l u klar na gre ele alnrke n diyalektii n
onlar akla yak n l kl arna, ya da bakalarn n tasvi p ve
tasdi ki n i kazanma lsne

(6a) gre deerlendirdii

ni syler ( Topika, 1, 1 2 ) . Aristoteles bir nermen i n nes


nel doru l uun u n ileri sr l m e tarzndan ve elde ettii
tasvipten ayn olarak deerlendiri lmesi gerektii nin far
kndadr; ama bu i ki ncisini mn hasran diyalektie tah
sis edecek ekilde meselenin bu i ki vehesi arasnda ye
teri kadar keskin bir ayrm yapmakta baarl dei ldir. 52
ou zaman diyalekti k iin verd ii kural lar aslnda man
ta ait . olan lardan bazlar n ierir; ve bu yzden soru
nun tam a k bir zmn verd ii sylenemez.
Her zaman bir bilgi dal na ait konuyu bir bakasna
ait olanla kartrmamaya byk zen gstermeliyi z . Di
yalektiin sahasna ait ak bir fi kir ol uturmak iin
(mantn ii olan) nesnel hakikate aldr etmemeliyiz;
onu bir tartmada en iyi son ucu elde etme sanat63 ola61
62

(Bkz. "Ekler" blmnde " Topos yahut Mevaz- Cedel" balkl iV nu


maral haiye . )

(Bkz. "Ekler bl mnde "Eristik, Sofistik v e Peirastik" balkl V n umaral haiye . )


6 3 ( : Die Kunst, Recht zu behalten: ( Fr. J'art d'avoir raison) : alt etme/hakl kma sanat . )

76

ncelikleri ve Aynntlanyla Tartma Sanat

rak grmeliyiz sadece. Daha nce de grdmz gi bi


eer zaten doru ve hakl bir iddia ile balamsak bu
ok daha kolaydr. Kendi bana diyalektik bir kimsenin
her trden saldrya ve zel l i kle hak hakikat gzetmez
olanlara kar kendisini nasl savunabilecein i ve benzer
ekilde kendisiyle elimeksizin veya daha genel bir de
yimle alt edilmeksizin bir bakas n n ne srd eye
nasl saldrabilecei ni gsterme kten baka bir eyle ilgi
lenmez. Nesnel haki katin kefi nermelerin kabuln
salama sanat ndan ayr l maldr; nk nesnel haki kat
btnyle farkl bir

tpaymEia, meseledir; bu bir salam

yarg , d n p tanma ve tecr be iidir, ki b u n u n iin


zel bir sanat yoktu r. u halde diyalektiin hedefi bud ur.
Diyalektik gr n n mant64 olarak tan mlanm
\
tr; fakat bu yanl bir tanmdr, nk bu durumda o sa
dece yanl nermeleri/temelsiz idd ialar pskrtmek
iin kullanlabilecektir. Fakat bir kimse doru tarafta ol
duunda bile onu savunmak ve korumak iin diyalekti
e ihtiya duyar. O hileli, aldat c oyun lar n ne olduu n u
b i l m e k zoru ndadr, icabnda onlar karlayabilmek hat
ta hasm kendi silah laryla vurabilmek iin ou zaman
bunlardan yararlanabi lecek durumda olmal dr.
Dolaysyla diyalektik bir mnakaada nesnel hakikati
bir kenara koymamz, daha dorusu onu arzi bir durum
olarak grmemiz ve sadece kendi nermemizin savunma
sna, hasmmznkilerin de rtlmesine bakmamz gere
kir. Bu amala kurallar takip ederken nesnel hakikate iti
bar etmemeliyiz, nk genellikle haki katin nerede yatt
n bilmeyiz . Daha nce sylediim gibi grnn yanl
m doru mu olduunu umumiyetle kiinin kendisi de bil
mez; o ou zaman hakl olduuna inanr ve yan lr: ekse
riyetle her i ki taraf da buna inanr. Hakikat derinlerdedir,

veritas est in puteo. Bir tartmann balangcnda kural


64

(: die Logik des Scheins . J

77

Tartma Sanatnn incelikleri

olarak herkes dorun un/hakikatin kendi yannda olduu


na inanr; tartma esnasnda her i kisi de kuku duyar ve
tartma sona erinceye kadar dorunun hangi tarafta oldu
u belirlenmez veya teyit edilmez.
u halde diyale ktiin hakikatle pek bir iliii yoktur
veya bir tartma s i lahl bir msabakaya ( m bareze} yol
atnda kl ustas onunla ne kadar i lgi l e n i rse d iyalek
tik de ancak o kadar i lgilenir. Btn i hamle etmek ve
yaplan hamleyi savuturmaktan i barettir. Diyalekti k zih
ni/fikri m bareze sanatdr: ve biz onu ancak bu ekilde
grdmz takd i rd e bir bilgi dal haline getire b i liriz.
nk eer salt nesnel hakikati hedefimiz olarak grr
sek ufkumuz mant kl a snrl kal r, daha tesi n i greme
yiz. Eer bir hedef o larak yanl nermeleri n desteklen
mesin i alrsak duramz sofistik olur; ve her i ki halde de
hakikate dair nce d e n a k bir fi kre nadire n sahip olu
ruz . Bylece doru d iyalektik an layna ulam ol uyo
ruz. Buna gre o b i r tartmada en iyi sonucu elde etme
amacyla kullan lan z i h ni/fi kri m bareze sanatdr. 6 s Ve
her ne kadar eristik ismi daha uygun olacaksa da, ona
eristik diyalekti k: " dialectica eristica" demek daha doru
olacaktr. 6 6
Bu anlamda diyale ktiin bir tartmada hakikat kendi
yanlarnda olmad halde yi ne de galebe gelmeye al
tklarn grd kleri nd e ou kimse n i n kulland sanatla
r bir b tn halinde derli toplu hale getirip sergilemekten
baka bir hedefi yoktur. Bu sebepte n tr bir diyalek
tik biliminden sz aldnda nesnel haki kate kulak ke
silmek ya da o n u n yceltil i p yaylmas n n planda tut65

(: geistige Fechtkunst zum Rechtbehalten im Disputieren: ( Fr. ) l 'art de

!'eserime mental. et ce n'est qu'en la considerant ainsi que l 'on peut


en faire une discipline a part entiere . )
6 6 V e onun faydas oktur: asri zamanlarda kiinin hakl m haksz m ol
duu onun sayesinde aranmaz.

78

i ncelikleri ve Ayrntlaryla Tartma Sanat

mak ziyadesiyle yersiz ve uygunsuz olacaktr. nk


(nesnel haki kati gzetmek veya onun i nsan lar arasnda
yay lmasn gaye edinmek) gzleri gali biyetten baka bir
ey grmeyen i nsan larda doutan b u l u nan asli ve doal
diyale ktikl e yaplmaz. Bir anlam yla d iyale ktik bilimi esas
iti bariyle ve ncelikle drst olmayan , hak hakikat tan
mayan saldr hileleri n i n , gerek bir tartmada derhal ta
nnp savuturulabilmesi iin , izelgesini yapp zmle
mekle urar. Srf bu sebepten trdr ki diyalektik
hi kukusuz bir tartmada nesnel haki kati dei l , gali bi
yeti hedef ve gaye edinmelidir kendine.
Her ne kadar ok uzun boylu ve geni apl aratr

malarda bulunduu mu syleye r esem de daha nce bu


dorultuda herhangi bir ey yapldn bilmiyorum . 67

Dolaysyla buras bu anlamda bakir bir topraktr. Amac


mz gerekletirmek iin tecr bemizden sonular kar
malyz: dostlarmzla soh betlerimizde ou zaman ba
gsteren tartmalarda u ya da bu sal dr h i lesinin bir ta
raf veya dier tarafa nasl kullanldna d ikkat etmeli
yiz. Oyu n ve aldatmacalarda farkl biimlerde tekrarla
nan ortak unsurlar bulup karmak suretiyle , hem ken
d i kullanmmz iin hem de eer bun lar kullanacak
olurlarsa bakalarn pskrtme k iin faydal olabilecek
baz genel saldn hilelerini 68 sralayp sergil eyecek duru
ma gelebiliriz.
Takip eden satrlar bu dorultuda atlm i l k adm
olarak grlmelidir.

67

Diogenes Laertius Theophrastos'un retorik zerine kaleme ald, hep


si de kaybolmu olan, ok sayda eser arasnda 'Aycovi.crnKov Ti 7tEQi

toU EQl<JnKOU eecogla (AgonisUkon tes peri tous erfsUkous theorias,


(Tartanlar zerine Nazariyat Klavuz Kitab)) balkl bir risalenin bulun
duunu syler. htiya duyduumuz ey galiba tam da buydu.
68 ( : Stratagemata: Kunstgriff. J

79

Tartma Sanatnn ncelikleri

Her Trl Diyalektiin Temeli


Her eyden nce her tartmann asli doasn: onda ger
ekten cereyan eden eyi gz nnde bulundurmalyz.
Hasmmz bir iddia ortaya atmtr (ya da bu biz de
olabil i riz, sonu deimez) . Bunu rtmenin iki tarz ve
taki p edebileceimiz iki yol vardr.
Bu tarz yahut biimler ( 1) ad
veya

ex concessisdir : 69

rem, ( 2 ) ad hominem

Biz ya nermenin eyann

tabiatyla, yani mutlak, nesnel hakikatle uyumlu ol


madn ya da hasmmzn ne srd dier ey
lerle veya kabullerle, yani ona grnd biimiyle
hakikatle tutarl olmadn gsterebiliriz. Bir mese
leyi bu sonraki tartma ve temellendirme tarz an
cak izafi bir kanaat dourur ve meselenin nesnel ha
kikatiyle neyin badap badamad buna gre
nemsizdir.
Takip edebileceimiz iki yoldan ilki ( 1 ) dorudan,
dieri ( 2 ) dolayl rtmedir.

( l ) Dorudan rtme iddiann nedeni ne/illetine, do


layl rtme sonulanna saldnr. 70 Dorudan rtme
idd i ann doru olmad n , dolayl rtme doru olama
yaca n gsterir.
Dorudan rtme yol u iki ynl bir usule imkan ve
rir. Ya iddiann sebepleri nin/illetlerinin yan l olduu n u

(nego majorem, minorem)7 gstere bil iriz

y a da illetleri

veya nclleri kabul eder fakat iddiann bunlardan ileri


69 (Srasyla: eye gre, kiiye gre, kabulden hareketle temellendirme
70
71

80

(yaparak tartma). l
( : direkte/indirekte Widerlegung: ( Fr . ) refutation directe/indirecte. )

(:

Byk/kk nermeyi/iddiay tartma. )

ncelikleri ve Aynntlanyla Tartma Sanat


gelmediini gsterir (nego consequentiam) 7 2 yani varg
ya veya kyasn biimine sal drabiliriz.
( 2 ) Dolayl rtme ya sahte saldn73 ya da (aksine)
rnek yntemini kullanr.
(a) Apagoge: Hasmmzn nermesini doru olarak
kabul ederi z ve ardndan onu doru olduu bilinen bir
baka nermeyle ilikilendirdiimizde ondan ortaya
kan eyi gsteririz. Bu iki nermeyi aka yanl olan bir
vargy veya sonucu veren bir kyasn nclleri olarak
kullanr z . (Varg aka yanltr) nk ya eyann doa
syla74 ya da bizzat hasmmzn dier nesrmleriyle e
liir; bir baka i fadeyle, varg ya ad rem ya da ad ham/

nem yanl tr Sokrates in Hippia maj. et alias) . Bu se


bepten tr hasmmzn nermesini n yan l olmas
icap eder, nk doru ncller ancak doru bir vargy

verebilir, oysa yanl nclleri n her zaman yanl bir var


gy vermesi gerekmez.
(b) rnek,

EVO"'tam, ya da exemplum in contrarlum. 75

Bu genel nermenin kendisi iin geerli olmamakla birlik


te ne srld biimiyle onda ierilen, dolaysyla onun
la zorunlu olarak yanl olduu gsterilen zel ya da mn
ferit hallerle dorudan ilikilendirilerek rtlmesine da
yanr.
Tartman n btn biimlerinin temel yaps yahut is
kel eti byledir. Zira tartmann her tr n ihayetinde buna
72
7.3

( : Sonucu tartma. ]
(: Apagoge, oyalama/saptrma: bir eyi kartnn imkanszl veya man
tkszln gstererek dolayl yoldan ispatlama: hal blhi muhal. Aristote
les mantnda byk ncl yakiniyattan kk ncl mehurat veya
msellimattan ibaret olan bir kyas tr . ]

74

Eer hibir surette kuku duyulmayan b i r hakikatle dorudan elii


yorsa, hasmmzn iddiasn ad absurduma irca etmiiz demektir.

75

( : Zt/kart rmek. ]

81

Tartma Sanatnn ncelikleri

indirgenebilir. Ne var ki bir tartman n btn gerekten


yukarda tasvir edildii ekilde yryebilir ya da sadece
yle yryor gibi grnebilir ve hakiki ya da sahte deliller
le desteklenebilir. Tartmalarn bu kadar uzun ve ayak di
reyici olmasnn tek sebebi o meseleyle i lgili hakikatin
kefedilip anlalmasnn kolay olmamasdr. Zaten tart
mada bavuracamz h ccet ve delillerin srasn dzen
lerken doru ile grnrde doruyu birbirinden ayrama
yz, zira tartanlar da nceden bu konu hakknda bir ya
kine/kesinlie sahip deillerdir. Bu yzden saldn hileleri
ni/ oyunlann nesnel bakmdan doru ya da yanl sorula
rn bir kenara brakarak anlatacam; nk bu herhangi
bir emniyete sahip olmadmz ve nceden belirlenmesi
mmkn olmayan bir meseledir. Aynca herhangi bir ko
nuyla ilgi l i her tartmada veya temel lendirmede bir eyde
uzlamamz ve kural olarak sz kon usu meseleyi bunun
la deerlendirmeye hazr olmamz gerekir: Contra negan

tem principia non est disputandum. 7 6

76

82

(: lkeleri inkar edenlerle tartamayz. )

Tarbma Hileleri

Hile
OenJletme. Bu hasmnzn nermesini doal snrlannn
tesine geniletmeye; abartmak iin ona mmkn oldu
unca genel bir delaletn ve geni bir anlam vermeye, di
er yandan da kendi nermemize olabildiince snrl bir
anlam ve dar snrlar kazandrmaya dayanr; nk bir id
dia yahut nesrm ne kadar geni olursa onun ak ol
duu itirazlar da o kadar ok olur. Savunma puncti veya
status controver.siaenin7a tam ve doru ifadesine dayanr.
('

rnek 1 .
Diye l i m k i b e n t m d nya ul uslar iinde ngi l izleri n
dram sanat nda i l k srada ge l d i kleri n i iddia etti m .
Hasm m d a bu iddiann tam tersi i i n bir instantia7 9
geti rmeye al t ve mzikte, dolaysyla operada
da on larn h i b i r ey ortaya koyamadklar n n pek
iyi b i l i n e n bir gerek olduu ceva b n verd i . Ben bu
sal dry mziin dram sanat iine girmedii ni ha
trlatarak savuturd u m . nk dram sanat sadece
tragedya ve komedyay kapsar. O bunu pekala b i l i
yord u . Yapt btn sah ne temsilleri n i ve dolay
syla opera ve ard ndan da m z i k iin geerl i ola
cak ekilde benim nerm e m i ge niletmeye al
makt . O bylece beni alt etmeyi ansa rastlantya
b rakmak istemiyord u .
7 7 ( : allgemein deuten. J
78 (: tartma konusu nokta veya mesel e . ]
7 9 ( : rnek. ]

85

Tartma Sanatmm ncelikleri

Buna karlk biz de, eer onu ifade etme tarzmz


byle bir yol iin elverili ise, snrlar n i l k bata kas
tettiim i zden daha fazla daraltarak nermemizi ko
ruyabiliriz.
rne k i l .
A 1 8 1 4 Barnn Hansa Birliine ait btn Alman ka
sabalarna bamszlklarn geri verdiini ifade eder. B
iddiann tersini kantlamak iin bamszln Bona
parte'tan alm olan Danzig'in (Gdansk) onu bu bar
la kaybettiini zikrederek instantia in contrariumBO ve
rir. A kendisini u ekilde savunur: Ben btn Alman
kasabalar dedim, hal b u ki Danzig Polanya'da.
Bu hileyi Aristotel es Topika'da (VII I , 1 1 , 1 2) zikreder.
rnek I I I .
Lamarck Philosophie Zoologique'te, sinir sistemi te
ekkl etmedii iin polipin duyma melekesinin geli
mediini ifade eder. Bununla birlikte polipte bir tr al
gnn olduuna kuku yoktur; nk o byk bir h
nerle daldan dala a doru ilerler ve avn yakalar.
Bu sebepten tr onun sinir sisteminin, sanki onun
la i ie gemi gibi bedeninin tamamna ayn lde
yayld varsaylmtr: nk m stakil duyu uzuvlar
olmakszn bir alg melekesine sahip olduu aikardr.
Bu varsaym Lamarck'n iddiasn rtt iin gr
n u ekilde temellendirmeye alr: "Bu durumda
bedeninin btn paralan her trden duymaya ve ay
n

zam anda

hareket etmeye, istemeye ve dnmeye

muktedir olmaldr. O zaman polip bedeninin her nok


tas bakmndan en kusursuz canlnn tm uzuvlarna
sahip olurdu; her noktas grebilir, koku, tat alabilir,
duyabilir ve benzeri; hatta o dnebilir, yargda bulu-

BO

86

( : tersine rnek. ) .

Tartma Hileleri

nabilir ve sonular karabilirdi; bedeninin her bir zer


resi kusursuz bir canl olur ve o bylece insandan da
ha yksek bir konumda bulunurdu, nk onun her
paras insan n ancak btnnde sahip olduu mele
kelerin tmne sahip olurdu. Aynca polip iin doru
ve geerli olann btn yaratklann en kusurlusu tek
hcreli organizmalara ve n ihayetinde canl olduklan
iin bitkilere de temil edilmemesi iin bir sebep ol
mazd vb. "
Bir yazar bu tr tartma/diyalektik hilelerine ba
vurarak haksz olduu n u n gizliden gizliye bilincinde
olduu nu ele verir. " Polipin btn bedeninin a
duyarl ve bu yzden sinir sistemine sahip olduu"
sylendii iin o bundan polipin tamam n n dn
ceye m u ktedir olduu anlam n karr.
Hile il

Esesll szck. a

B u h i l e b i r n e rm eyi sz kon u s u me

s e l eyle aralar nda szck b e nzerl ii n d e n baka ya ok


z ya da hi m tere k yan b u l u n m ayan bir eye te
m i l etmeye ; ard ndan da onu baaryla rtmeye ve
a

( : ffomonyma. Elfaz mteabihan . Gr. homnumon: homnumos: ho


mos 'ayn' + onoma veya onyma 'isim'.
Aristoteles De Sophisticis Elenchis'te sofistlerin safsatalarn in
d/ctione (dilden) ve extra dlct/onem (dil haricinden) olmak zere iki
ana kme ierisinde toplar.
Dilden kaynaklananlar unlardr (parantez ierisindekiler bn Si
na'nn Safsata'sndaki karlklardr): ( ) ift anlamllk; tek bir szckte
mphemlik veya mulaklk (bil itirak-il-isim). (2) Amphibolia: bir cmle
nin yapsnda mphemlik veya mulaklk (mmarat). (.3) Szcklerin
yanl ekilde bir araya getirilmesinden oluan tertip (itirak-it-telif) . (4)
Szckleri yanl bir ekilde ayrmaktan kaynaklanan taksim (itirak-il
ksmet). (5) Yazl konumay bir szc yanl vurgulayarak yanl yo
rumlama (bisebebi ihtilaf-il-i'carn vel-i'rab) (6) fade tarz, yani dilbilgisiy
le ilgili bir formdan yanl kann ( bisebebi ihtilaf-il-lafz).
Dil haricinden, extra dictionem kaynaklananlar da unlardr: ( 1 ) Araz,
bir ey hakknda doru olan her eyin onun arazlanyla ilgili olarak da
doru olduunu (veya tersi) varsayma (min vechi ma bilaraz). ./ . .

87

Tartma Sanatnn ncelikleri

bylece i l k iddiann rt lm saylmas tal e b i n e d a


yan r.
Burada una iaret etmek gerekir: Eanlamllars2 ay
n fi kir ya da kavram iin i ki szcktr; esesliler veya
sesdeler ayn szcn seslendirdii i ki fi kir ya da kav
ramdr ( bkz. Aristoteles, Topika, , 3 ) . Kim i zaman ci
simler iin kimi zaman ses perdeleri iin kullanlan "de
rin " , " keski n " , "y ksek"B.3 szckleri esesli, "nam uslu"
ve "drst" szckleri eanl am l dr.
Bu ex homonymia mugalata ( Sophisma) ile zde
qlarak grlebilecek bir hiledir; her ne kadar mugalata
aikar olduunda kimseyi aldatmayacaksa da.
Omne lumen potest exti ngui
lntellectus est l u men
lntellectus potest extingui . 84
Buradaki kyasta drt terimin olduu hemen anlalr,
nk k hem gerek hem mecazi anlamda kullanl
mtr. Eer mugalata ince ve karma k bir biime b r
nrse , zellikle ayn szcn ierdii fi kirler birbiriyle
ilikiliyse ve birbirinin yerine ku llanlmaya eJyeriliyse,
e lbette yan l fiki r verir, dolaysyla aldatabilir. Ama eer
kastl olarak kul lanlyorsa asla aldatacak kadar ince ve
./ . . ( 2 ) dicto secundum quid ad dictum simpliciter, ykleme ciheti
nin veya itibarnn ktl nden kaynaklanr (min sui i'tibar-il-ham
l i ) . (.3) Ignoratio elenchi, rtmeyi bilmeme (min kllet-il-lmi bit-teb
kit). (4) Petitlo principii, (msadere alet matlub evvel). (5) Evrilme
mesi gereken bir nermeyi evirme, istinta (min vechi iyhami aks-il
levazm, levazmn aksini vehmettirm e ) . (6) Non causa pro causa
(min ca'li ma leyse biilleti illet, illet olmayann illet yaplmas). ( 7 ) Bir
ok soru (min cem-l-mesail-il-kesireti fi meseleti vahde) . )
82

( : Synonyrna. Anlamda, m(te)radif. J

8.3

(: Tief, Sch neidend, Hoc h . J

84 ( : H e r k snebilir.
Akl bir ktr.
O halde o da snebilir. )

88

Tartma Hileleri

karmak deildir; dolaysyla bu d u rumlar fiili ve ferdi


tecr beden karlp toplanmaldr.
Eer her hile ksa ve kolayca anlalr uygun bir isim
alabilseydi ok iyi olurdu, bylece birisi bu hilelerden bi
rini veya dierin i ku llandnda bu ndan dolay hemen k
nanp ay planabilird i .
Esesli iin i ki rnek.
rnek 1.
A. "Siz Kant felsefesi n i n srlarna henz intisap etme
misiniz. "
B. "O . . . , sizin sz n ettiin i z eer srlarsa, benim
on larla bir iim olmaz . "
rnek i l .
eref szcnn barndrd ilkeyi budalaca b i r ey
olarak mahkum ettim. nk bu ilkeye gre bir kim
se daha da byk bir hakaretle karlk vermedike ya
da hasmnn kann veya kendininkini dkmedike si"

lip temizleyemeyecei bir hakareti sineye ekerek e


refini kaybeder. Buna karlk ben bir kimsenin hakiki
erefinin maruz kald veya katland eyle deil fa
kat ancak ve sadece yapt eyle zedelenebileceini
ileri srdm. nk bamza gelebilecek eyler iin
sylenecek bir ey yoktur. Hasmm derhal benim ne
srdm illete/hccete saldrd ve bana baarl bir
ekilde, bir tccarn iinde sahtekarlk, ifal veya ih
malden yanl yere sulandnda bunun onun erefi
ne kar bir saldn olduunu, bu durumda da haysiye
tinin mnhasran maruz kald eyle zedelendiini ve
onu ancak saldrgan cezalandrarak ve szn geri al
drarak kurtarabileceini bana ispatlam oldu.
Burada o bir esesli ile, baka trl nam mute
berf3s denilen ve iftira ve karalamayla hakarete ura-

85

(Fr. : bon nom: saygn isim . )

89

Tartma Sanatnn ncelikleri

yabilecek medeni haysiyeti point d'honneut66 de de


n i len ve hakaretle zedelenebilecek valye onun.J37
kavram altnda yutturmaya alyord u . Ve i l kine ya
placak bir saldn grmezden gelinemeyecei, fakat
aleni olarak aksinin ispatlanmasyla pskrtlmesi
gerektii ii n , ayn gerekeye bal olarak, d ierine
yaplan bir saldr n n da grmezden gelinemeyecei ,
fakat daha da byk bir hakaret ve dello ile alt edil
mesi gerektii sylenmitir. Burada eref yah ut hay
siyet szc nde esesli ile z iti bariyle birbirin
den farkl i ki eyin kartr ldn ve neticede bir tar
tma konusu meselenin d eitirildii niBB gryoruz.
Hile IIIB9
Bir baka hile, Kata, nispi olarak ve zel bir konuyla ba
lants iinde ortaya atlm bir nermeyi sanki genel veya

.7tA&, m utlak bir geerlik/uygulama iddiasyla sylenmi


gibi almaktr; ya da onu tamamen farkl bir anlamda alp
sonra da rtmektir.9 o Aristoteles'in rnei yledir: zen
ci siyahtr; fakat dileri bakmndan beyazdr; dolaysyla
ayn anda hem siyah hem de siyah deildir. Bu aikaar bir
mugalatadr ve rnek iin uydurulmutur; dolaysyla hi
kimseyi kandramaz. imdi bunu gnlk hayat deneyimin
den alnm bir rnekle karlatralm.
86
87
88
89
90

( : o n u r meselesi. )
(Fr. : l'honneur chevaleresque. )
(: mutatio controversiae . )
( : ddiann tlakn mutlaklatrma. )
Sophisma a dlcto secundum quid ad dictum sfmpllclter. f:w tr,:; Ai:
EW: to arti..<, fi iJ <7tA<, a"J.J.J m fi 7tQO tl Ai:yEo"o.t. Peri sop
hisUkon elekhon, 5. (Ksa adyla secundum quid et sfmplfciter veya
rtapa to 7tij cm artA<: Snrl bir anlamda ileri srlm bir eyi s
nrsz bir anlamda alma hilesi.
"Tahdit edilmeksizin (a7tA<) veya bir cihetten (7tij) ve miyar olmakszn
(K'Uplw) sylenen eyden kaynaklanan mugalatalar ksmen sylenen ey
(EV ).Ji;pf:.) tahdit edilmeksizin sylenmi gibi alndnda ortaya kar. "]
-

90

Tartma Hileleri
rne k 1 .
Felsefeden sz ederken diyelim k i benim sistemi
min Sekincileri9 I desteklediini ve onlar vd
n kabul ettim. Sonra ok gemedi, soh bet dnd
dolat Hegel'e geldi ve ben onun yazlarnn b
yk blm itibariyle bo ve manasz eyler oldu
unu veya hi olmazsa onlann arasnda yazann
szckleri yazmakla yetinip bunlara anlam bulma
iini okura brakt pek ok blmn bulunduu
nu savundum. Hasmm bu iddiay ad rem rt
meye kalkmad ama argumentum ad hominem
ileri srmekle ve bana daha az nce Sekincileri v
dm, onlar n da bir yn bo ve manasz ey
yazdn sylemekle yetindi. Bunu kabul ettim; fa
kat onu dzelterek dedim ki ben filozof ve yazar
olarak, yani theoria alanndaki baanlanndan dola
y deil, fakat sadece i nsan olarak ve saf pratik
meselelerdeki tutumlanndan dolay Sekincileri v
dm; oysa biz Hegel'den konutuumuzda belli ki
onun teorilerinden sz ediyoruz. Bu ekilde hasm
mn saldrsn savuturmu oldum.
Yukar da veri l m i ilk hile b e n zer bir karaktere
sah i ptir. Bu benzerl i k u na dayan r: Sald r n e srl
m olan eyd en farkl b i r eye yap l r. Bu yzden kii
nin ke ndisini karsn daki ne sald ry hedefi n e yapm
gi b i gstermesi bir ignoratio elench!J olacaktr. n k
91

(: Quietisten. Fr. Quletisme : Kemal yah ut mkemmeliyetin ruh sk

netine/dinginligine dayandgn dolaysyla bunun iin her trl insani


giriim ve abann bastnlmasn ve bylece tannsal iradenin tam ola
rak messir olmasn ngren felsefi gr. )
9 2 [ : Mantkta konu ile ilgisi olmayan bir eyi ispatlayan ya d a rten bir
delille asl konuyu ispatladg n veya rttgn varsayma yanlgs/al
datmacas; belli bir sonu veya vargy destekler grnen bir delil ya
hut hccet farkl bir sonucu ispata yneldiginde lgnoratio elenchl (:
rtlene/rtmenin tazammun ettigi eye dair bilgisizlik: tapa t'v
to f:).J:y-x_ou Ciyvoav) veya ilgisiz vargya bavurulmu olur. )

91

Tartma Sanatnn ncelikleri

verdiim btn b u rneklerde h as m n syle dii ey


dorud u r, fakat iddia ile gere kte d eil ama grn rde
el iki iindedir. Saldr n n hedefi n d e ki kii n i n bt n
yapmas gere ken yaplan kyas n geerl i lii n i yani ka
r lan son ucu reddetmektir, n k o n u n nermesi do
ru , b i z i m ki yan l tr. Bu ekilde o n u n rtmesi doru
dan per negationem consequentiae, yani var lan son u
c u n yads nmasyla rt lr. Bir baka h i le ngr l e n
b i r son u nedeniyle doru n c l l e ri kab u l reddetmek
tir. B u n u n i ki ekl i vardr ve b u n lar i V . ve V . ba l klar
atlnda ele alnacaktr.
Hile IV93
Eer bir sonuca varmak istiyorsanz onun nceden g
rlmesine/sezilmesine izin vermemeli. bilakis onun n
clleri n i fark ettirmeksizin ve kon uman zn urasna bu
rasna serpitirerek teker te ker kabul ettirmelisiniz. Aksi
halde hasmnz bile bile glk karman n94 her yol u n u
deneyecektir. Y a da eer hasmnzn bun lar kabul e d i p
etmeyecei bilinmiyorsa bu nclleri n de nclleri n i
n e srmekle balamals nz, b i r baka syleyile, n k
yaslaf9s yapmal ve bunlarn kimisinin ncllerini bel irli
olmayan bir dzen iinde kabul ettirmelisiniz. Bu ekil
de zorunlu olan kabulleri n tm n elde edinceye kadar
oyu n u n uzu gizler ve bylece bir dolam bal yol zeri n
den hedefi nize ulars nz. Aristoteles bu kurallar Topi

ka, Vlll, l 'de verir.


Kon u n u n rneklerle aklanmasna lzum yoktur.

9.3
94

( : Kartlar gizleme: ( Fr. ) Cacher son jeu. J


( : die Schikane, Fr. chlcaner. davay yokua srmek, hakk, adaleti

engellemek, bunun iin hr karmak; tezvirat, mzevirlik.]


95

92

( : Prosyllogisme n . J

Tartma

Hileleri

Hile V
Bir nermenin dorul uu nu ispatlamak iin, eer hasm
nz ya doru l u klar n kavrayamadndan ya da dorudan
bunlardan i leri gelecek iddiay nceden grd nden
doru nermeleri kabulden imtina ediyorsa doru olma
yan daha nceki nermeleri de kullanabilirsiniz. Bu du
rumda izlenecek yol kendi bana yan l fakat hasm n z
iin doru olan nermeleri alp onun dnme tarzndan
hareketle yani ex concessis ispatlamaya gitme ktir. n
k yanl ncllerden doru bir sonu kabilir, ama ter
si mmkn deildir. Benzer ekilde hasmnzn yanl
nermeleri kendisinin doru belledii baka yanl ner
melerl e rtlebilir, nk sizin alacanz vereceiniz
o n u n ladr ve b u n u n iin siz onun kulland fikirleri kul
lanmalsnz. Szgelimi o eer sizin mensup olmad n z
bir hizbi n veya mezhebin yesi i s e s i z pekala b u mezhe
bin i lan edilmi grleri n i bir i l ke olarak ona kar kul
lanabilirsiniz. 96

Hile VI
Bir baka yol ispatlanmas gereken eyi kaziye ( postula
te) olarak koymak suretiyle farkl bir klk altnda kant
lanm varsaymaktr: petitio principii. 9 7 Bu ya:
( 1 ) bir baka isim altnda; szgelimi "eref" yeri n e
"saygn isim " , "iffetli lik" yerine "erdem" v b . veya
"scakkanl canllar" ve "omurgallar" gib i birbiri
n i n yeri n e kullanlabilen tabirler kullanmak; veya
96

Aristoteles, Toplka, V l l l , 9.

97

(bn Sina Safsata'da tabiri "msadere alel matlub ewel" (ilk matlu
bun mukaddem olarak alnmas) diye karlar ve eski dilde "msade
re alel matlup" ksaltmasyla yerleir. )

93

Tartma Sanatnn ncelikleri

( 2 ) tartma kon usu zel meseleyi de iine alan ge


nel bir varsaymda bulunmak suretiyle yap lr;
szgelimi her trl beeri bilgi n i n belirsizlii n i
kaziye olarak koymak suretiyle tababetin kesin
l i kten uzakln savunmak gi b i .
(3) Y a d a karlkl olarak iki e y birbiri n d e n i leri ge
l i r ve biri n i n ispatlanmas gerekir, bu durumda
siz dierin i kaziye olarak koyabi l i rsin i z .
(4) Veya genel bir nerm e n i n ispatlanmas gerekir,
b u d u rumda siz hasm nzn onun czlerinden her
birini kabu l etmesini salayabilirsi niz. Bu i kinci
durumun tersid ir. (Aristoteles, Topika, Vlll, 1 1 . )
Bu eseri n son bl m diyal e ktiin uygulamasnn ba
z nemli kurallarn ihtiva etmektedir.

Hile VII
Eer tartman n bir lde kat ve biimsel kurallar er
evesinde idare edilmesi gerekiyor ve ak bir anlaya
ulamak arzu ediliyorsa nermeyi ne sren ve onu ispat
lamak isteyen kimse, onun kabullerinden hareketle iddia
nn doruluun u gstermek iin hasmna soru sormaya
dayal bir usul takip edebilir. Bu erotematik9B (veya "Sok
ratik" de denilen) yntem bilhassa eskiler arasnda yaygn
d. Bu ve takip eden hileleri n bazs onunla akrabadr.99
Burada taki p edilen usul n esas hasmnza kabu l et
tirmek istediiniz eyi gizlemek iin ayn anda ok say
da geni kapsaml soru sormaya ve dier yandan kab u l
lerden kaynaklanan delili h i vakit kaybetmeksizin i leri
srmeye dayanr; nk anlay gc bakmndan zayf
veya yava olanlar tam olarak takip edemezler ve tant98

( : Gr. lpcim;a: L. interrogatio: Plurium Interrogation u m . J

99

Bunlann hepsi Aristoteles'in De Sophisticls t:Jenchis'inin XV. Bl


mnn serbeste uyarlanmasdr.

94

Tartma Hileleri

lama esnasnda ortaya kabilecek yanllar veya bo


l uklar gzden karrlar.

Hile VIII
Bu hile hasmnz fkelendirmeye (irritare) dayanr; oo
nk fkelendiinde doru deerlendirme ve yarglama
yetenei ni kaybeder ve kendisi iin fayda ve stnln
nerede yatt n fark edemez. Onu sk sk ve kasti hak
szl klarda b u l unarak ya da nne bile bile glk ka
rarak ileden karabileceimiz gi bi genel olarak kstah
a bir tutum taknarak da onu fkelendirebiliriz.

Hile IX
Ya da peinde olduunuz eyi bilmesine imkan tan ma
mak iin onlardan karlacak sonucun gerekli kldndan
farkl bir d zen iinde sorular sorabilir ve onlarn yerini s
rasn deitirebilirsiniz. O zaman nlem alamaz . Aynca
onun verdii cevaplan da, karakterlerine gre, farkl hatta
tam tersi sonular iin kullanabilirsiniz. Bu takip ettiiniz
yolu gizleme hilesine, yan i iV. Hileye benzer.

Hile X
Eer peinde olduunuz ey iin hasmnzn olumlu cevap
lar vermesini istediiniz sorulara kastl olarak olumsuz ce
vaba geri dndn mahede ettiyseniz, o zaman sanki
olumlandn grmekten

endie ediyormusunuz gibi

nermenizin tersini sormanz gerekir; ya da onu her iki ba


kmdan da serbest brakabilirsiniz, bylece o sizin bunlar
dan hangisini teyit etmesini istediinizi fark edemez.

oo

[ : Fr. F'acher l'adversalre.

95

Tartma Sanatnn ncelikleri

Hile XI
Eer siz bir tmevarmda b u lunmak ister de hasmnz si
ze onu destekleyecek mnferit durumlar o kendi eliyle
sunarsa, eer mnferit d u rumlardan kan genel doru
yu kendisi de kabul ediyorsa, ona soru sormaktan geri
durmanz, bilakis soru larla tebarz ettirmek isted ii niz
eyi daha sonra yerlemi ve kabul edilmi bir olgu ola
rak takdim etmeniz gerekir; nk bu arada kendisi onu
kabul ettii ne i nanmaya balayacak, ayn izlenim dinle
yicilerde de uyanacaktr, nk mnferit durumlarla i lgi
li birok soru hatrlayacak ve elbette amalarna ulam
olmalar gerektiini varsayacaklard r.

Hile x o 2
Eer soh bet zel bir ismi olmayan, fakat mecazi veya
tasviri

b ir

tarifi gerekli klan genel bir fi kir etrafnda d

nyorsa ie nermeniz iin elverili bir mecaz seerek


balamanz gerekir. Szgelimi spanya 'daki siyasi parti
leri tan mlamak iin kullanlan isimler: Servi/es ve Libe
rales: belli ki son uncular tarafndan seil mitir.
Protestanlar ve ayn zamanda Evangel istler belli ki
bu isimleri kendileri semilerdir; fakat Katol ikler naza
rnda onlar n ismi sapknlar/ dinsiz/erdir. 03
Daha tam ve belirli bir anlama i m kan tan yan eyl e
rin isimleri bak m ndan da bu byledir: szgelimi eer
hasm n z bir deiiklik tekl i f ederse siz ona bir yenilik
diye b i l i rs i n i z , nk b u szc k fke ve h i ddet uyand
racaktr. Eer tekl ifi yapan sizsen i z , b u n u n tersi olacak
tr. l k d u rumda " kart i l ke "ye " mevcut d z e n " , i ki n ci
d u rumda " devri gem i eski b i r nyarg " o 4 diye b i l i rsi101
1 0.3

(Ya da: desteklemesi muhtemel . )


( : M nasip mecaz semek: ( Fr. ) Choisir des metaphores favorables. )
( : der <.etzer: mlhit, dinden km. )

1 04

( : Bocksbeute l . )

02

96

Tartma

Hileleri

niz. H izmet edecei ayn bir amac olmayan tarafsz bi


risinin "k lt" ya da .,dini ilkeler b t n " dedii eyi o
dinin m ntesibi "dindarlk" veya "sofuluk", onun mu
halifi ise " banazlk" veya "hurafe" diye tarif eder. Bu
aslnda karma k bir

petio prlncipiidir. Her eyden ev

vel ispatlan mas n n yol u aratrlan ey fark ettirilme


den tan m n iine soku l makta ve oradan daha sonra
sadece z mlemeyle alnmaktadr.

Biri n i n "gvenli

b i r yerde gzetim altnda tutu l d uu " n u syled ii kimse


ye dieri "hapse at l d " der. Bir kon umac ou zaman
eylere verdii isim lerle asl n da pei nde o l d uu eyi
nceden ele verir. Biri n i n "ru h ban" dedii n e dieri " pa
pazlar" os diye b i l ir.
Cedel yahut tartma sanatnn btn hileleri iinde
en sk rastlanan budur ve ou zaman insanlar buna far
knda olmakszn bavururlar. Niteki m durulan yere gre
ayn ey iin "sofuluk" ya da " banazlk"tan ; "ahlakszlk"
veya "apknlk" ya da "zina"dan, " kaamakl" ya da
" mstehcen" bir szden, "sknt" ya da "iflas"tan, "nfuz
ve yaknlk" ya da "rvet ve iltimas" "sayesinde"den , "sa
mimi minnettarlk" ya da "iyi deme"den sz edildiin i
d uyarsnz.

Hile XIII 0 6
Hasmn za bir nermeyi kabul etti rmek iin ona ayn za
manda kar bir nerme vermeli ve bu ikisi nden hangi
sini seecei ni ona brakmalsnz; bu arada siz de kar
nermeyi olabildii nce yaldzlamals nz ki kendimle e
limeyeyim derken nermenizi kabul etsi n , nk bu su
retle o gayet mu htemel grn r hale getiri l mitir. Szge
limi siz onun bir ocuu n babasnn yapmasn syled ii
her eyi yapmas gerektii ni kab u l etmesi ni istiyorsanz,
1 05
06

(Srasyla: die Qeistlichkeit: die Pfaffen: aslnda her iki szck de ay


n eye (ruhbanlk) biri ycelterek, dieri aalayarak iaret eder. )
(: Aksini seti rme: f'aire rejeter l'antithese. J

97

Tartma Sanatmm ncelikleri

ona " her konuda e beveynimize itaat mi yoksa itaatsizlik


etmemiz gerektiini" soru n . Ya da eer bir eyi n "sk" vu
ku b u lduu syleniyorsa. "sk" derke n b undan "birka"
defay m yoksa "birok" defay m anladn sorun , ta
bii ki o " birok" defay anlad n syleyecektir. Sanki
kur u n iyi siyah n yanna koyup beyaz, ya da beyaz n ya
nna yerletiri p siyah d iyormu gibi.

Hile xv o 1
Kstaha bir hile olan bu oyun u ekilde oynanr: Has
mnz hedeflediiniz sonu iin elverili olan eyi ters
yz eden cevaplar verm e ksizin sorularnzn birkan ce
vaplandrdnda, her ne kadar bunlardan byle bir so
nu kmasa da, san ki ispatlanm gi bi hedeflediiniz so
nuca gei n ve hemen m uzafferane bir edayla onu ilan
edin. Eer hasmnz mahcup veya ahmak birisiyse ve siz
de biraz kstah ve iyi bir sese sah ipseniz. bu hile kolay
ca baarl olabilir. Bu fallacia non causae ut causaeya
yakn bir aldatmacadr.

Hile xv oa
Eer ortaya elikili bir iddia attnz ve onu ispatlamakta
bir gl kle karlatysanz her ne kadar akla yakn g
rnmese de doru olan bir nermenin kabuln veya red
dini, sanki delilinizi ondan karmak istiyormusunuz gi bi,
hasmnza brakabilirsiniz. Eer bir hileden kukuland
iin onu reddedecek olursa zaferinizi onun ne kadar ad

absurdum bir durumda olduu n u gstermek suretiyle el


de edebilirsiniz. Eer onu kabul edecek olursa imdil i k
ak.la yakn olan sizin yannzdadr ve imdi etrafnza ba1 07

(: Malubiyete ramen gali biyet ilan etme: ( Fr. ) Clamer victoire mal

gre la defaite.

1 08

( : Sama temellendirmelerden yararlanma: (Fr. ) Utiliser des atyu

ments absurdes. l

98

Tartma Hileleri

knmalsnz. Olmad daha nceki hileyi kul lanabilir ve e


likisinin kendisin i n kabul ettii nermeyle ispatland n
d a savunabilirsiniz. Tabii b u n u n i i n an derecede kstah
olmak gerekir; fakat tecrbe bunun rneklerini gster
mektedir ve buna igdleriyle bavuran i nsanlar vardr.

Hile xv
Bir baka h i l e argumenta ad hominem veya ex conces
sise o g bavurmaktr. Hasm n z bir iddiada bulunduun
da o n u n daha nce ileri srd veya kab u l ettii baka
bir nermeyle , ya da onun tasvip ve tavsiye ettii bir
mekte bin veya mezhebin i lkeleriyle ya da bu mezhebi
destekleyenleri n veya ona sadece gr nte ve sahte bir
destek verenlerin eylemleriyle veya ken d i eylemleriyle
veya eylemsizliiyle yle ya da byle , velev ki sadece
grn te olsun , tutarsz olduu n u gsterm eye alma
lsnz. Szgelimi o eer intihan destekliyorsa, derhal
yaygaray basmalsnz, " yleyse neden ken d i n i asmyor
sun?" d iye . Eer Berl i n ' i n yaamak iin gzel bir yer ol
mad n sav u nuyorsa hi vak.it kaybetmeden, " O halde
neden ilk trenle terk etmiyorsun?" diye sormals nz.
Bu trden palavralar ve bile bile karlan g l kler
den yararlanmak her zaman mmkndr.

Hile XVII o
Eer hasmnz sizi bir kar delille bunaltyorsa ken d i nizi
ou zaman i nce bir aynn yaparak koruyabilirsin i z . Do
ru, byle bir ayrm daha nce dikkatinizi ekmemitir.

1 09

(Aristoteles, De Sophistlcis Elenchis'de ( l 7 7 b33) verdigi bir rnekle


ilgili olarak "bu zm getirilen her hccet veya delil iin uygun d
meyecektir . . . bu delilin kendisini degil fakat soruyu soran hedef
alr" der. )

1 10

( : Kl krk yararak kendini savunma: (Fr. ) Se detendre en coupant


Jes chevewc en quatre. l

99

Tartma Sanatnn incelikleri

Bir baka syleyile, konunun ift yn l uygul amas var


dr veya mulak bir anlamda alnmaya elverilidir.
Hile XVIll
Eer h asmnzn yenilgin izle sonulanmas m u kadder bir
delil veya temellendirmeler zinciri n e bavurd uun u m
ahede ettiyseniz onun bu son uca varmasna izin verme
meli . tam zaman nda tartman n akma mdahale et
meli veya btn yle kesmeli ya da onu konudan uzak
l trp baka kon ulara ynlendirmelisiniz. Ksacas daha
sonra di kkati ekip anla lr hale gelecek h i l eyi, m utatio

controversiae1 sonuna kadar gtrmelisiniz. (Bkz. Hile


XXIX)

Hile xx
Hasmnz temellendirmesi nde belli bir noktaya itiraz et
menizi salamak iin aktan aa size m eydan okuyor
sa ve sizin de syleyecek bir eyiniz yoksa, ortadaki me
seleye genel bir hava vermeye almal ve ardndan da
buna kar kon umaya balamalsnz. Eer doabilimiy
le ilgili belli bir varsaymn neden kab u l edilemeyecein i
sylemeye zorlamyorsamz, s i z insan bilgisin i n yan labi
l i rlik zellii n i n plana karabilir ve b u n u n eitl i r
nekleri n i vere b i lirsiniz.

Hlle XX
Btn n c l l e ri n izi ortaya koyup h asm n z n kab u l et
mesi n i salad ktan sonra isted iin i z son u ca u l amak
iin artk ona soru sormaktan u zak d urmal , hi vakit
111

( : Tartmann akn sekteye uratp saptrma: (Fr. ) lnterrompre et

l 12

( : Aynnty tartma teklifini genelletirmeyle savuturma: (fr. ) Oenera

detoumer le debat.
llser plutt que de debattre de detalls.

1 00

Tartma

Hileleri

kaybetmeden o n u ken d i n i z karmalsnz; h atta ncl


lerin biri veya d ieri e ks i k b i l e olsa sanki o n u kab u l
edilmi gi b i grm e l i ve s o n u c a varmalsn z . Bu h i l e fal

lacia non causae ut causaen n b i r uygulamas ndan i b a


rettir.

ffile XXJ I 1 .3
Hasmnz btnyle sathi veya m ugalatac bir temellen
d i rmeye bavu ruyor ve siz de onun gizli amacn sezinli
yorsanz pekala onun aslsz ve sathi yann ortaya sere
rek rtebilirsiniz. Ama o n u n bu hamlesini sath i l i k ve
safsatacl kta o ndan geri kalr yan olmayan bir kar de
l i l veya temellendirmeyle kar lamak ve onu zararsz ha
le getirmek daha iyid ir. nk sizin peinde olduunuz
ey hakikat, deil zaferdir. Szgelimi eer o bir argumen

tum ad hominemi benimsemise bir kar argumentum


ad hominem ve argumentum ex concessis ile onun g
cn krmanz yeterlidir. Ve genel olarak bizim iin me
safe maliyeti fark etmese bile o duru m u hakikatiyle or
taya koymak yeri n e eer aksa bu yol u kullanmak, bir

argumentum ad hominem ne srm e k daha ksadr.

Hile XXII
Eer hasmnz sizden tartma konusu meselenin doru
dan kendisinden kaynakland bir eyi kab u l etmenizi

talep ediyorsa bunun bir petitio principiil 4 olduun u


syleyerek o n u n b u tal e b i n i reddetmelisiniz. n k o v e
d i n leyiciler tartma konusuna yakn olan bir nerm eyi
onunla zde o larak grecekler ve bylece siz onu en iyi
temellendirmesinden mahrum brakm olacaksnz.
1.3

( : Safsatay safsatayla savuturma: (Fr. ) Repondre a d e mauvais ar-

guments par de mauvais arguments. )

1 14

( : Kendisi ispata muhta olan ispat vastas olarak kullanma aldat-

macas. )

101

Tartma Sanatnn ncelikleri

Hile XXIII 1 1 s
Yalanlama (tekzip) ve ekime ( m nakaa) bir kimseyi
fkelendiri r ve o n u iddiasn abartmaya sevk eder. Has
m nz tekzip edere k onu, her eye karn bu snrlarn
iinde ve kendi bana doru olan bir iddiay asli snrla
r n n tesine gen iletmeye gtrebi lirsi niz. Ve siz onun
b u abartl biimi n i rtt n zde onun balangtaki
iddias n da rtm gibi grn rsnz. Buna karlk
yalanlamaya

fkel e nerek arp

da

ken d i

iddianz

abartmaya veya geniletmeye kal kmamal, ayn h i l e n i n


sizin zerinizde byle bir sonu dourmasna izin ver
memelisiniz. ou zaman yle olur ki bizzat hasmnz
d orudan sizin i d dianz kastettiin izden daha fazla ge
n i letmeye kalkacaktr. te burada onu hemen d u rdur
mal ve koyduun u z snrlar n n iine ekmelisiniz: "Sy
lediim b u , gerisi fazlalk. "

Hile XXIV
Bu h i l e hatal bir kyasa ve dolaysyla yanl bir sonuca
varmaya dayanr. H asmnz bir iddiada b u l u n ur, onu bir
nerm eyle ifade eder. Siz ondan yanh karmla ve fikir
leri n i eip b kerek baka nermeler karrsnz. On u n
i l k nermesin i n ii nde bunlar yoktur ve o byle bir eyi
h i bir ekilde kastetmemitir; yle ki b u nlar sama, hat
ta teh l i kelidir. O zaman onun nermel eri san ki ya kendi
balar na tutarsz ya da kab u l edilmi bir doruyla eli
en baka nermeleri n yolu n u am gi bi grnr. Ve
bylece ortaya sanki o dolayl olarak rtlm gi bi bir
izlenim kar: bu apagoge, saptrmadr ve fallacia non

causae ut causaen n bir baka uygulamasdr.

1 15

1 02

( : Hasm mbalaaya zorlama: (Fr.) Forcer l'adversalre a l'exageratlon. J

Tartma

Hileleri

Hile XXV
Bu exemplum in contrarlum yoluyla apagogedi r. I 6 Bir

E7tayroyf, inductio ile bir nermenin genel geer bir do


ru olarak kabul edilmesini ne srmek iin ok sayda
mnferit rnek taraf ndan desteklenmesi gerekir. Fakat
saptrma,

cmayroyf

rnek onun yerle

i l e nermenin geerli olmad tek bir


bir edilmesi

iin yeterlidir.

Buna

EVO"tacrt, exemplum in contrarlum, instantia denir. Sz


gelimi "bt n gevi getirenler boyn uzlud ur" nermesi
tek bir zt misal l e , deve rneiyle yerle bir olabilecek bir
nermedir. rnek genel geer bir dorun u n geerlilii
n i n aratr ld bir durumdur ve onun temel tanm iine
evrensel olarak doru olmayan ve zikredildiinde onu
yerle bir edebilecek bir ey sokul u r. Fakat yan lgya mey
dan verebilecek her eyin ortadan kaldrld sylene
mez; ve bu hile hasmnz tarafn dan kullanld nda un
lara dikkat etmeniz gerekir:
( 1 ) Verdii rnek acaba gerekten doru mudur?
nk yle soru nlar vardr ki onlarn yegane do
ru zmne gre sz konusu durum doru de
i ldir, szgelimi birok m ucize rivayeti , hortlak
h i kayeleri ve benzeri byledir.
(2) Acaba o gerekten bu ekilde ifade edilen do
ru/hakikat tasavvu ru n u n veya tarifi n i n kapsam
ierisinde midir? n k sadece kapsam ierisi
ne giriyor gibi grnebilir, dolaysyla ortadaki
mesele kesin ayrmlarla zm e kavuturu lmas
gereken bir meseledir.
(.3) Acaba o gerekten bu tasavvurla veya tarifl e ba
datr lamaz m? nk bu da sadece grn rde
bir tu arszl ktan i baret olabilir.
1 16

(: Zt rnek gstermek suretiyle saptrma. J

1 0.3

Tartma Sanatmm ncelikleri

Hile XXVI
Retorsio argumentil 1 1 parlak bir darbed ir. Bununla has
mnzn ne srd delili kendisine kar kullanrsnz.
Szgelimi o "O bir ocuktur, dolaysyla bunu gz nn
de b u l undurmalsn z , " der. Siz ayn e n karlk veri rsiniz,
"Tam da bir ocuk olduu iin o n u d zeltmem gerekiyor
ya; aksi halde kt alkanlklarnda srar edecektir. "

Hile XXVII s
Getirdiin i z bir delile kar hasmnz hi beklemedii niz
bir ekilde fkelenmise daha da byk bir azimle onu
sktrmaya devam etmelisiniz. Sadece onu fkelendir
mek iyi bir ey olduu iin dei l , fakat olabilir ki byle
l i kle h asmnzn iddias n n zayf yanna parmak basm
ve o tam da buradan farkna vardnz anda olsa bile
saldrya daha fazla ak olduu iin yapmalsnz b u n u .

Hile XXVIII
Bu ze l l i kl e avam n h uzurunda bilginler arasndaki bir
tartmada tatbi ki kabi l bir hiledir. Eer bir argumentum

ad reminiz yoksa, dahas bir argumentum ad hominem


den de yoksunsanz bir argumentum ad auditorese ba
vurabilirsi niz. Bir baka syleyile, geerl i l iini ancak bir
uzmann anlayabilecei geersiz bir itirazda bulunabilir
siniz. imdi hasmnz bir uzmandr, fakat d i nleyici kitle
nizi oluturanlarn uzmanlklar yoktur, dolaysyla onla
rn gznde o alt edilmi grnecektir. Hele yaptnz
itiraz bir de o n u dinleyicileri n gznde gln bir kon u
ma dryorsa: Dinleyiciler glmeye hazrdr ve siz de
onlarn kahkah alarn kendi yan nza ekersiniz. tiraz n 17

(: ne srlen delilin/istidlalin sahibine yneltilmesi. )

1 18

( : fke zay fl n hasmn aleyhine kullanma: ( Fr . ) La colere est une


faiblesse. J

1 04

Tart ma

Hileleri

zn budalaca bir itiraz olduu n u gstermek hasmnzn


uzun uzun aklama yapmasn ve sz konusu bilgi dal
nn i l kelerine veya tartmakta olduu n u z konu n u n un
surlarna atfta bulunmay gerekli kl acaktr. nsanlarda
bunlar dinleme istei yoktur.
Szgelimi hasmnz bir da srasnn ilk oluumunda
terkibi itibariyle granit ve dier unsurlarn yksek scaklk
lar nedeniyle akkan veya eriyik halde bulunduklarn; s
caklk derecesinin 250 (200 R)'yi bulmu olmas gerek
tiini, ktle biim kazandnda denizle kaplandn ileri
srd. Siz bir argumentum ad auditores ile karlk vere
rek bu derecede, hatta ona ulamazdan ok nce, yani
1 00 (80 R)'de bile deniz suyun u n oktan kaynam ve
buhar biiminde havaya yaylm olacan syleyebilirsi
niz. Dinleyiciler buna gleceklerdir. Sizin bu itiraznz
rtmek iin hasmnzn kaynama noktasnn sadece scak
lk derecesine deil , ayn zamanda atmosfer basncna da
bal olduunu; ve deniz suyu n u n yaklak yans buhar bi
imine geer gemez bu basncn deniz suyu n u n kalan
nn 250 (200 R)'de bile kaynamasn imkansz hale geti
recek kadar artacan gstermesi gerekecektir. Ona by
le bir aklama yapma imkan verilmeyecektir, nk bu
meseleyi doabilimine ainal ktan olmayan dinleyicilere
tantlamak bilimsel bir incelemeyi gerekl i klacaktr.

Hile XXIX.
Eer alt edilmek zere olduu n u z sonucuna vardysanz
bir saptrmaya 9 bavurabilirsi n i z : yan i sanki tartma
konusu olan meseleyle bir ba varm gibi birdenbire
baka bir eyden kon umaya balayabilir ve hasmnza
kar bir delil getirebilirsiniz. Eer bavu ru lan saptrma
n n kon uyla genel anlamda bir ba varsa 2 0 bu kstah( : C7taywyf: diversion. J
20 (: thema qurestionis. J

I9

1 05

Tartma Sanatnn incelikleri

la gerek kalmakszn yaplabilir, ama eer kon uyla h i


bir ilikisi yoksa bunun iin bir para ksta h l k gerekli
d i r ve bu ancak hasmnza saldrrken ku l lanlr.
Szgelimi ben in'de yrrl kte olan sistem i vdm
ve orada babadan oula intikal eden soylu l u k d iye bir
eyi n olmadn, kam u grevleri n i n bana ancak e h i l ,
yani herkese a k imtihanlarda baarl o l m u olanlar n
getirildii ni syledim. ttasmm d a b u na karlk kamu g
revi iin i nsana renimin, (kendisin i n mspet bir ka
naate sahip olduu ) doutan gelen ayrcal k kadar az
uygun dtn savund u . tter i kimiz de konunun leh
v e aleyhinde deliller getirdik, tartt k ve sonunda o alt
edilmek zere olduu n u grd . ttemen tartmay saptr
d ve i n'de btn zmre leri n falakayla cezalandrld
n i leri srd . Bunu aya an d k n l e balad ve
b u n u n l a da kal mad , b u n l ar n her i kisi n i de i n l i l e r iin
b i r ayplama kon usu hal i n e getird i . Onun btn b u yap
tklar n ses karmaksz n taki p etmek bizi oktan ka
zan l m olan zaferden gn l l olarak vazgem eye g
trrd .
Eer tartma mevzuu olan kon uyu btnyle terk
ederse saptrma kstahlktan ibaret kalr ve " Evet ama
siz de az nce demitiniz ki" ve benzeri trden itirazlar
davet eder. nk o zaman tartma bir lde ahsile
meye balar; bunu bir sonraki blmde ele alacaz. As
l nda bu tam olarak, burada incelenecek olan argumen

tum ad personam ile daha nce e l e alnm olan argu


mentum ad hominem arasnda bir yerde kalr.
Neredeyse sradan i nsanlar arasndaki her az dala
nda bu hileye bavu ru lmasndan onun insan doasn n
deri n l i klerine kk sald anlalabilir. Eer taraflardan
biri dierine kar ahsi bir tarizde 2 1 b u l u nursa o b u n u
rterek cevaplamak yerine s e s karmaz, sanki o n u
kabu l etmi grnr ve hasmna baka bir sebebe bina

1 06

( : Vorwilfe: knama veya ayplama. )

Tart ma

Hileleri

en tarizde bulunarak karlk veri r. Bu Scipio' n u n Karta


callara talya' da deil fakat Afrika' da saldrrken takip et
tiine benzer bir h iledir. Savata bu trden oyalamalar
yararl olabilir; ama bir kavgada b u n lar zayf nlemlerdir,
nk yaplm olan knamalar herhangi biimde savu
turu l m u olmaz, kavgan n seyircileri her i ki taraf iin de
sylenebilecek en kt eyi iitirler. Dolaysyla bu an
cak faute de mieux 2 2 kullanlmas gereken bir h iledir.

Hile XXX
Argumentum ad verecundiam. Bu h i l e akldan ok otori
teye bavurmaya dayanr. (Hilenin m essir olabilmesi
iin) bavu rulan otoritenin hasmn bilgi d zeyine uygun
olmas gerekir.
Seneca unusquisque mavult credere quam judicare
der (De vita beata, 1 , 4 ) . t 2.3 Dolaysyla hasm n zn sayg
duyduu bir otoriteyi kendi yan nza almsanz iiniz ko
lay demektir. Hasmn zn yetenei ve bi lgisi ne kadar s
n rlysa itibar ettii otoritelerin says da o kadar fazladr.
Eer yetenei ve bilgisi st dzeyd eyse bunlar ok az
olacak veya hemen hemen hi olmayacaktr. O belki
kendisin i n ok az bildii veya hi bilmedii bir bilim ya
da sanat veya el zanaatnda h n er ve maharet sahibi uz
man kimseleri n otoritesin i kabu l eder, ama yl e olsa bi
le yine de buna kukuyla yaklaacaktr. Buna karlk

vulgus 24 her trden meslek mensubuna derin bir sayg


d uyar. O nlar bir ii meslek haline getiren kimsen in o n u
srf onun kendisi iin deil fakat onun sayesinde elde et
tikleri kazantan dolay sevdikleri n i n farknda deiller
d i r. Yahut kon usu hakk nda tam bilgi sahi b i olmak iin
reten kimseye nadiren rastland n bilmezler; nk
1 22
1 2.3

(: daha iyisi bulunmadg iin . )


( : Herkes yarg gcne/onu kullanma dzeyine uyan kanaati/inanc
tercih eder: Kiinin inanc onun yarg gcnn dzeyini gsteir. )

1 24

( : sradan halk. )

1 07

Tartma Sanatnn ncelikleri

eer renmesi gerektii iin renirse ou durumda


onu retmek iin zaman kalmayacaktr.
Fakat avam arasnda sayg gren pek ok otorite var
dr ve eer elinizin altnda peinde olduunuz eye hizmet
eden uygun bir otorite yoksa byle grnen birini alabilir
siniz. Srasnda birinin bir baka anlamda veya baka ko
ullarda syledii bir eyi nakledebilirsiniz. Hasmnzn an
layamayaca otoriteler genelde onun en fazla sayd ve
nem verdii otoritelerdir. Eitimsiz olanlar genellikl e sz
arasna Greke veya Latince deyimleri n sktnlmasndan
bilhassa etkilenirler.
cap ederse bav urduunuz otoriteleri arptmakl a
kalmaz, tahrif e d e b i l i r hatta hemen orac kta uyd urdu
u n u z bir eyi o n l arn az ndan da nakl e d e b i l irsin i z .
G e n e l d e has m n z n koltuu n u n altnda kitaplar olmaz,
olsa bile onlar ku llanabilecek frsat b u l amaz. B u n u n
e n gzel rn ein i , d ier yurttalar gi bi e v i n i n n n d e ki
caddeye kal d r m ta demeye zorlanmaktan yakas
n ku rtarmak iin Kitab M u kaddes'e ait o l d uun u sy
l eyerek u sz i kti bas etmi olan Fransz cure verir:

pa vean t illi, ego non pa vebo. 2s Belediye zabtalar na


b u yetmi ti .

Her yerde karlalan bir nyarg da bir otorite ola


rak kul l a n labilir. nk i nsanlarn ou Aristoteles ile
birlikte d nr: a ev rtoA.A.ot OKEl, ta'ta YE fivm
<jacv. 2 6 Ne kadar sama olursa olsun hibir gr yok
tur ki i nsanlar ilerinde b u n u n gen e l olarak kabul edildi
i yn nd e bir kanaat oluur olumaz kolayca benimse
meye yanamasnlar. rn e k davranlarn etkiledii gi bi
dnceleri n i de etki ler. On lar sr n n nnde giden
ksemeni takip eden koyunlara benzer. Daha dnme
ye balar balamaz cansz yere ylverirler. Bir dnce
25

( : Korkulan buysa ben bundan korkmuyorum. Paveo, pavero, pavi:

26

fiilinin " kaldnm demek: pave fiiliyle akrabal maharetin inceli


ini gstermektedir. )
(: oklarnn inand eyin varolduu sylenebilir. )

1 08

Tartma

Hileleri

ya da kanaatin yaygn l nn halk zerinde bu kadar ar


lnn olmas ok tuhaftr, yle ki kendi tecr beleri onun
herkese kabulnn btnyle sama ve sadece taklit
ten ibaret olduunu sylese bile zerlerinde bunun bir
etkisi yoktur, nk onlar kendileri n i bilmezler, kendile
rine dair bilgileri yoktur. Ancak seki n l er Platon ile birl i k

toi toA.Aoi 7tOM<' ocd ( tois pollois polla do


ke1, ki bu u anlama gelir: avamn kafas bir yn hura

te derler:

feyle doludur ve onlara laf anlatmak zor ve zahmetli bir

itir.
Fakat ciddi kon umak gerekirse bir dnce yah ut
kanaatin yaygnl hibir surette onun dorul uunun bir
delili olamaz, hatta o ynde bir ihtimal olarak bile kabul
edilemez. Bunun byle olduu n u savunanlar:
(1)

zamann uzunluu nun herkese kabul edilen bir


kanaati (hibir kukuya yer brakmayacak dere
cede kesi n ) ispatlama gcnden yoksun brakt
n varsaymak zorundadr; aksi halde bir za
manlar herkes tarafndan doru olduu kabul
edilen eski yanllann tmnn yeniden hatrlan
mas gerekird i . Szgelimi eski rtolemaios siste
m i n i n onan l p tekrar kul lan ma sokulmas veya
Katolikl iin btn Protestan lkelerde yeniden
tesis edilmesi gerekirdi;

(2)

aynca bunlar mekan bakm ndan uzakln da


ayn sonucu dourd uun u (yani herkese kab u l
e d i l e n bir kanaati kesin olarak ispatlayc gcn
den yoksun brakt n ) varsaymak zorundadr
lar. Aksi halde Budaclk, Hristiyanlk ve slam
dininin yaygn old uu corafyalarda bu yaygn l
n se bebini aklamak onlan g durumda bra
kacakt r ( Bentham, Tactique des assemblees
Iegislatives, Bd . i l , s. 7 6 ) .

1 09

Tartma Sanatnn incelikleri

imdi meseleye daha yakndan ve d i kkatle bakacak


olursak herkese kabu l edilen dnce yahut kanaat
olarak sunulan eyin aslnda i ki ya da kiin i n kanaa
ti olduu n u grrz; ve eer o n u n gere kte nas l olu
tuu nu anlayabilirsek buna ikna olmamam z iin bir se
bep yoktur. l k elde o n u kab u l etmi veya i l e ri sr p sa
vunmu olan hepsi hepsi i ki ya da , kii d e n ibaret bir
toplu l u ktur ve i nsanlar b u n larn o meseleyi btn yn
leriyle ve tam olarak aratrp snadklarna inanacak ka
dar saftr. Ard n dan b u n l ara birka kii daha katl r, b u n
lar nceki l erin gerekli kab i liyet ve uzmanl a sah ip ol
d u kl arna nced e n i kn a olmulardr. Bunlara da tembel
l i kten iin kn h n e inmenin meakkatli grnd , b u
yzden kon uyu kendileri aratrp karar verm e ktense
hemen i nanman n daha iyi olduu telkinine kaplan
bakalar itimat eder. Bylece b u tem b e l ve safd i l ba
l lar n says gnden gne artar; n k bu gr h erke
sin destein i kazanacak bir seviyeye dier deste kleyici
lerin ancak delil ve temellendirmelerdeki tutarl l k saye
sinde bu yaygn l a u laabilecei keyfiyetin i ona atfet
meleriyle birl i kte u lamtr. G e ri kalanlar o zaman her
kesin kab u l ettii eyi teslime mecbur kal rlar, n k
onlar herkesin kab u l ettii grlere ayak d i reyen ka
n u n kural tan maz ya da ken d i l e ri n i n herkesten daha
zeki olduu n u dnen kstah ve arsz kimseler olarak
tan nmak istemezler. Bir fikir yah ut gr bu aamaya
ulatnda bal l k b i r vazife haline ge lir; ve bu ndan
byle bir yargda b u l u n abilecek kabi liyette olan az say
daki i nsan d i l leri n i tutup seslerin i karmaz. Kon umay
gze alabil e n l erse , syleyecekleri bakalar n n grle
rin i n aksi sedas ndan ibaret o l u p ken d i l eri ne ait bir fikir
ya da kanaat ol uturma kab i liyetinden btn yle yok
sun olanlardr. Buna rame n onlar daha da byk bir
gayret ve hogrszl kl e b u nlar savu n urlar. nk
onlarn farkl d n e n i nsanlarda nefret ettikleri ey
aklad klar farkl grlerd e n ok ken d i l e ri n e ait bir
1 10

Tartma

H ileleri

yarg ve kanaat oluturmay isteme c retkarldr. Bu


yle bir cretkarl ktr ki kendileri n i n d e ok iyi farknda
olduktan zere kimse onlar asla b u n u n l a sulayama
mtr. H asl dnebilenler ok azd r, ama herkes bir
fikre ya da kanaate sah i p olmak ister, bu durumda on
lara kalansa o n u kendi ke ndileri n e ol uturmak yeri n e
hazr olarak bakalar ndan almakt r.
Eer iin z bu ise o zaman isterse bunlar yz mil
yonlar bulsun herkese kabul edilen bir fikir ya da kanaa
tin kymeti nedir? Onu birbirlerinden intihalle naklettikle
ri kolayca ispatlanabilecek yzlerce vakanvistin kaydetti
i tarihsel bir olgudan daha fazla kymeti yoktur. Sonuna
kadar gtrldnde bu grn tek bir kiin i n eserin
den baka bir ey olmad grlr. ( Bayle, Pensees sur

/es Cometes, Bd. 1, S. 1 0 . ) Benim, sizin ve onun syledi


inin tamam budur; ve tm itibariyle bir dizi iddiadan
baka bir ey deildir:
Dico ego, tu dicis, sed denique dixit et ille;
Dictaq ue post toties, nil nisi dicta vides.
Buna ramen avamdan kimselerl e tartrken herke
sin kabu l ettii bir fikir yahut gr bir otorite olarak
kullanabiliriz. nk hepimizin karlat bir eydir,
bunlardan ikisi ekiirken her ikisi n i n de bir saldn ara
c olarak setii silahtr bu. Daha iyi yaradla sah ip biri
n i n b u nlarla bir alverii olacaksa bu silah kullanmaya
tenezzl etmemesi bilsin ki ona ok pahalya mal ola
caktr. Hatta hasmnn zayf taraf zerinde gl etki ya
pacak trden otoriteleri semekten bir an bile olsun ge
ri durm am as gerekir. nk ex hypothesi' 2 7 o her trl
akli delil ve temellendirmeye, kendi bana dnp yar
gya varamayan tam bir yetenek fukaras , boyn uzlu Sieg
fried kadar duyarsz birisidir.
1 27

[ : Varsaym gerei. )

11 1

Tartma Sanatmm ncelikleri

Bir mahkeme heyeti nndeki tartma aslnda yalnzca


otoriteler, yani hukuk uzmanlannn tespit ettii trden
amir/buyurucu hkmler arasndaki tartmadr. Ve burada
yarg gcnn kullanm sz konusu iddia yahut davaya
hangi kanun veya otoritenin uygulanacann tespitine da
yanr. Ne var ki diyalektiin , tartma sanatndaki hnerin
kullanlabilecei bir yn frsat kar; eer sz konusu dava
ve kanun gerekten birbirine uymazsa , icap ediyorsa uyar
grnnceye kadar arptlabilirler ve biri olmazsa dieri.

Hile XXXI
Eer hasmnzn ileri srd delillere kar bir diyeceini
zin olmadn gryorsanz, ince dnlm bir ironi
darbesiyle bu konunun sizi atn ilan edebilirsiniz: "im
di syledikleriniz benim yetersiz kavray gcm ayor;
bunlan n hepsi doru olabilir, ama ben anlayamyorum,
dolaysyla hakknda bir gr beyan etmekten de eki ni
yorum. " Bylece nazarlannda iyi bir yere sahip olduunuz
seyircilere kurnazca yaklaarak, hasmnzn syledikleri
nin alaynn sama ve manasz eyler olduunu fark ettir
meden kabul ettirirsiniz. Nitekim Kant'n Kritik der reinen

Vemunft'u ktnda ya da daha dorusu dnyada bir g


rlt koparmaya baladnda eski eklektik okulun birok
profesr onu anlayamadklann belirtmiler ve anlama
daki bu baanszlklann da meselenin sonucunu tayin
edecek bir tarzda ilan etmilerdir. Fakat yeni okulun ba
llan onlara bu konuda gayet hakl olduklann ve onu ger
ekten anlayamam old uklan n gsterdiklerinde keyifleri
kam, damdan dme dnmlerdi.
Bu tehlikeli bir hiledir ve ancak seyircileri n size has
mnzdan daha yakn olduundan tam emin old uun uz
da ku l lanlabilir. Szgelimi bir profesr b unu bir renci
karsnda kul lanabilir.
Asl nda bu daha nce ki hilenin deiik bir trdr;
sebepleri n i gstermek, illetleri n i aklamak yerine kii1 12

Tartma

Hilelei

nin kendi otoritesini (delil gstererek) bilhassa kastl


olarak iddiada bulunmasna dayanr. Kar hamle ise u
nu sylemektir: "Beni balamanz rica ediyoru m , kes
kin zekanzla her eyi anl amak sizin iin ok kolay olma
l , kusur olsa olsa benim konuyu yetersiz biimde orta
ya koyuumda olabilir. " Ardndan nolens volens anlayn
caya ve bunun gerekten kendi kusuru ndan ibaret oldu
un u gr nceye kadar onu sktrmaya devam edersi
niz. Bu ekilde hasmnzn saldrs n savuturursunuz.
Gr lmedik bir nezaketle o size yaklap bo ve mana
sz eyler konutuunuzu ima etmek istiyordu ; siz de ay
n nezaketle onun bir ahmak olduu n u ispatlarsnz.

Hile xxx 1 2a
Bir iddia ile karlarsanz onu, aradaki i liki sadece g
rn r veya m phem bir benzerl i kten ibaret olsa bile, i
ren ve tiksindirici bir klk veya kategori ierisine soka
rak bertaraf etmenin ya da hi olmazsa zerinde kuku
uyandrmann ksa bir yol u vardr. Szgelimi diyebilirsi
niz: "Bu Manicilik" veya "Ari uscul uk", " Pelagi uscul uk",
" dealizm " , "Spinozaclk", "Tmtannclk", "Browncu
l u k" , " Doalclk", "Tanrtanmazlk", "Aklclk", Ru hu
l u k" , "Gizemci l i k" vb. Bu trden bir itirazda bulunurken ,
1)

sz konusu iddiann daha nce zikredilmi katego


riyle zde veya en azndan onda mndemi oldu
unu doru olarak kabul edersiniz; yani "A, bunu
daha nce duymutum ! " yaygarasn basarsnz.

2)

kon uyu i l iki lendirdiiniz sistemin btnyle


rtlm olduunu ve doru tek bir szc k ier
medii n i kendiliinden anlalan bir gerek ola
rak kabul edersiniz.

28 ( : Kltc/aalayc b i r eyle ilikilendirme: (Fr.) Princlpe d e l'as


soclatlon degradante. J

1 1 .3

Tartma Sanatnn ncelikleri

Hile xxxn
"Teori k olarak ok gzel ama prati kte ie yaramaz. " Mu
galata n n bu biimiyle nclleri kab u l eder, fakat pek iyi
bilinen bir mant k kuralyla elierek karm ya da so
n u c u reddedersiniz. ddia bir imkansz zeri n e oturur:
teori k olarak d oru olan eyin prati kte de ie yaramas
gerekir; eer yaramyorsa teoride b i r yanllk vardr; bir
.
ey gzden karlm ve hesaba katlmamtr; dolaysy
la prati kte yanl olan teoride de yan ltr.

Hile XXXN
Bir soru sord uun u zda veya bir delil ortaya attn zda ve
hasm n z dorudan bir cevap ya da karlk verm eyi p bir
kar soru veya dolayl bir cevapla ya da kon uyla ilgisi ol
mayan bir iddiayla kaamakl bir yola bavurduunda ve
gen e l l i kl e kon uya dnmeye alan bir tavr iinde oldu
unda bu zayf bir noktaya, hatta kimi zaman fark nda
olmakszn, doku nduu n u z u n gvenilir iaretidir. Deyi
yeri n d e ise onu sessizlie zorladnz. Bu yzden konu
nun zeri n e daha fazla gid i p bastrmal ve hasm n zn b u
kmazdan kurtu lmasna msaade etmemelisiniz, hatta
kazara doku nd uunuz bu zayf noktann gerekte nere
de ol duu n u bil mese n i z bile.

Hile XXX.V
Tatbi k edile bilirl i k snrlar ierisi ne girer girmez btn
dierleri n i gere ksiz hale getiren bir baka hile daha var
dr: Delil ve temellendirmelerle hasmnzn akl yla ura
mak yerine gd l erle iradesi zerinde al n; onun ve
benzer i lgi ve karlara sahipseler din leyicileri n ok ge
meden , velev ki onu bir akl hastanesinden alm olun,
sizin grn ze geldikl e ri n i greceksi niz. nk u bir
genel kurald r: bir gram irade yz kat arlndaki ak l
1 14

Tartma Hileleri

ve kavraytan ok daha messirdir. Doru , bu ancak


ok zel koullar alt nda uygu lanabilir. Eer bu gr n ,
isterse doru olduu ispat edilsi n , ken d i kan i i n belir
gi n biimde zararl olaca n hasmnza h issettirmeyi ba
anrsanz etin bir ceviz gi bi elinden dmesine gz yu
macak ve onu tekrar alman n basiretsizlik olduu n u d
necektir. Diyelim ki papaz takmndan biri felsefi bir
dogmay sav u nmaktadr; ona b u n u n kil isesinin temel
retilerinden biriyle dorudan el itii n i hissettiri rsiniz, o
hemen b u n u terk edecektir.
Toprak sah ibi birisi ngiltere 'de olduu gibi tanmda
makine kullanmn n harikulade bir uygulama olduu n u ,
n k bir motorun birok iin i n yapt i i yaptn sa
vun maktadr. ok deil ksa bir zaman son ra vagonlann
da buharla alaca n , bylece devasa lavtasnn dee
rinin byk lde decei n i ihsas edersiniz, bakn ba
kal m ne syleyecek!
By l e d u ru m l arda he rkes quam temere in nosmet
legem sancim us iniquam g h isseder. Eer seyirc i l e r ,
ama hasm n z dei l , sizi n le ayn mezhe b e , lon caya, sa
nayi i ko l u n a , d e rnee m e n s u psa d u rum yi n e d ei
m e z . Vars n o n u n sav s o n u n a kadar doru olsu n , s i z
daha b u n u n bahsi ge en to p l u m u n m terek m e n faat
l e ri n e aykr olduu n u ima e d e r etmez seyirc i l e r i n t
m hasm n z n d e l i l ve te m e l l e n d i rm e l e ri n i n , ne kadar
kusurs u z o l u rsa o l s u n lar, zayf ve aa l k, buna kar
l k s i z i n ki l e ri n , h e r ne kadar h e d e fi ancak rasge l e tut
tu ruyorlarsa da doru ve isabetli o l d u klar n gre c e k
l e rd i r. Y kse k perd e d e n tasvi p ve takdirleri n i b i l d i re n
b i r koroyu yan n za alacak, hasm n zsa o n u ru kr l m ,
s ngs d m olarak meydandan sr l p kar l a
caktr. Hatta seyirc i l e r ou kez s i zi n l e tam b i r fi kir b i r
l ii i i n d e o l d u klar n a inanacaklard r. Intellectus Jumi

nis sicci non est recipit infusionem a volun tate et af1 29

(: zaranna olan bir yasay onaylamann ne kadar byk bir dnce


sizlik olduunu. )

1 15

Tartma Sanatnn ncelikleri


fectib us. 1 30 Bu h i l eye "suyu ba ndan tutmak" denebi

l ir; bilinen ad ysa argum en t um ab utilid i r.

Hile

xxxv 1 3 1

Ayrca hasmnz tumturakl szlerle artp sersem lete


bilirsiniz. Bu m m kndr, nk
Gewohnlich glaubt der Mensch, wenn er nur Worte hort,
Es musse sich dabei doch auch was denken lassen . 1 3 2

Eer o i ten ie zayfl n n farkndaysa ve anlamad bir


sr eyi dinlemeye ve sanki anlyormu gibi yapmaya
alk nsa ciddi bir eda i erisinde ok derin veya ilm i gibi
grnen bir eyi yutturarak onu kolayca etki n i z altna
alabilir ve onu d uyma, grme ve d nmeden mahrum
edersiniz. Onun anlamad halde anlar gr nerek dinle
dii eyi aklayarak iddia ettiiniz eye dair en su gtr
mez delili elde edersiniz. Yakn zamanlarda baz filozof
larn bu h ileyi btn halkn nnde ve grlmedik bir
baaryla kullandkl ar pek iyi bilinen bir gerektir. Fakat
mevcut rnekler iren olduu iin eski bir rnek iin
Goldsmith 'in, Vicar of Wakefield' nn, 7. blmne ba
klmasn nerebiliri z . 1 33
1 .30

1 .3 1
l .32

l .3.3

1 16

(n arkasyla bir arada dnerek: "(Menfaatimize olmayan ey genel


likle bize sama ve manasz grnr) zihnimiz siccum lumen deildir,
o yzden araya voluntate et affecbus girer. Siccum lumen bahsinde
ksa bir deerlendimie iin bkz. G. E. Less lng, nsan Soyunun Eiml.
Aydnlanma: Cevab Karanlkta Kalan Sorular" balkl hazrlk yazs. )
( : Anlamsz basmakalp szlerle hasmn akln kartrma: (Fr. )
Deconceter l'adversaire par des paroles lnsensees. )
(Mealen:
Ekseriya yeter kulana alnmas szn
nanmas ve zihninde yer etmesi iin insan n . )
"Ekler" blmndeki V I numaral eke baknz. Kukusuz dnrn
atfta bulunduu blmn kitabn sonuna der edilmi olmas onun bu
konudaki dileini tam olarak gerekletirmi olmayacaktr, zira sz
edilen blmde verilmek istenenin tam olarak anlalabilmesi tartma
nn taraflannn karakterinin bilinmesini, bu da kitabn tamamnn okun
masn gerekli klacaktr (Kitap vaktiyle Maarif Vekaleti Klasikleri ./ . .

Tartma

Hileleri

Hile XXXVI I
Hasmnz hakl olduu halde srf ekimeci, ayak direyi
ci tavrnz yznden kusurlu bir delil semise o n u ko
layca r tmenin bir yol u n u bulur, ard n dan da bylece
onun btn iddiasn rtm olduu n uzu iddia edebi
l i rsiniz. Bu bir tartmada kullanlabilecek h i leler arasn
da en bata zikredilmesi gerekenlerde n b i ri dir; aslnda
bu bir kestirme yoldur, bu sayede bir argumentum ad

hominem bir argumentum ad rem olarak ileri sr lr.


Eer onun veya seyircilerin d i kkatine daha doru veya
isabetli bir delil arpmazsa zafer sizin demektir.
Szgelimi bir kimse Tan n ' n n mevcudiyetin i ispat et
menin bir yolu olarak ontoloj i k bir delil ileri srerse o n u
a l t etmek z o r deil dir, nk ontoloj i k delil kolayca
rtlebil ir. Kt dava veki lleri n i n kolay bir davay kay
betmeleri byle ol ur: m nasip ve elverili olan akllar na
gelmeyince, o mesele iin uygun olmayan bir otoriteyle
o' davay savu nmaya alrlar .

. . /. iinden Wakefield Papaz adyla Trkeye kazandrlmtr) . Dola


ysyla dn rn bir zamanlar kendisini burgac iinde hissettii an
lalmazlk ve anlatlmazlk buna benzer bir ey olmal : Nasl ki o tar
tma sahnesi taraflarn ileri srd iddialar ve onlar desteklemek
iin serdettii deliller zetlenerek tam olarak anlatlam yor, hatta
buna taraflarnn kiilik yaplarnn tahlili ve tasviri, onlar byle bir
tartmaya ve tartmada ileri srdklerini srmeye sevk eden saik
lerin aktarlmas dahi yetmiyor, bunun iin o tartmann iinde yer
ald organik btnn btnyle bilinmesi gerekiyorsa, dnr de
her ne kadar sonradan naho bulmu ve tasvip etmemise de anla
lan o zamanlar byle bir metin kaleme almadka uradn d
nd hakszl hakkyla anlatamayacan h issetmi olmaldr.
rnek olarak atfta bulunulan parodi de saptncln ve arptcln
nasl bir karakter yapsn gerekli kldn en az dnr kadar iyi ta
nyan bir yazarn kaleminden kmadr; tpk romandaki George ka
rakteri gibi Goldsmith de Avrupa'dakl gezginlik yllan boyunca bir
ara ekmeini bu tr tartmalardan kazanmt. )

1 17

Tartma Sanatnn ncelikleri

Son Hile
Kullanlabilecek son hile kiisel , kaba, tahkir edici ola
caktr: h asm nzn tartmada stn l ele geirdii n i
ve bylece alt edilmek zere olduunuzu h isseder h is
setmez bu yola bavurabilirsi niz. Bu sanki kaybedilmi
bir oyu n gi bi tartma konusunu bir yana brakp hasm
nzn kendisine gemeye ve bir bakma onun ahsna
saldrmaya dayanr. Buna saf ve yal n olarak kon u n u n
nesnel biimde tartlmasndan hasm n zn o kon u da
ileri srd iddi alara veya yapt kabullere geen argu

mentum ad hominemden ayrmak iin argumentum ad


personam denebilir. Fakat kiiselleti rirken krc, saldr
gan ve garazkar nitelikte sz ve davranlarla kon uyu b
tnyle bir kenara brak p saldrnz onun ahsna yn
lend irirsin i z . Bu akl n/ru h u n meziyetlerinden yz evirip
ii bedenin stn l klerine, hatta salt hayvanilie kadar
gtrr.

Argumentum ad personam

ok bilinen ve yaygn ola

rak kullanlan bir h i l edir, nk bunu herkes ku llanabi


lir ve sonu alabilir. Burada nemli olan udur: ayn hi
lenin size kar kullan lmas kar tarafn n e kadar iine
yarar? n k eer o da ayn kural uygulayacak olursa i
sarpa saracak, dv kavga balayacak ya da taraflar
karlkl olarak birbirine hakaret edip kara alacakl ardr.
Ayn hilenin size kar kullanlarak ahs nzn tart
man n bir paras haline getiri l m emesin i n yeterli old uu
nu varsaymak byk bir hata olacaktr. nk bir kim
seye gayet sessiz biimde yanl yolda olduu n u , syle
dikl e ri n i n ve dndkleri n i n doru olmad n gster
mekle-ki bu her tartma srecinde ortaya kar-onun
iinde kaba ya da tahkir edici bir deyim ku llanm olsay
dnz uyandracan zdan daha ac hisler uyandr rdnz.
Bu neden byledir peki? nk Hobbes'un Blementa
philosophica de Cive' de iaret ettii zere: Omnis animi
voluptas, omnisque alacritas in eo sita est, quod quis
1 18

Tartma

Hileleri

habeat, quibuscum conferens se, possit magnlfice sen


tlre de selpso. 1 34 nsan iin gururu n u tatmi n etmekten
daha nemli bir ey yoktur ve h ibir yara onu incitmi
olan eyden daha ac verici deildir. Bu sebepten tr
dr ki " nsan haysiyeti iin yaar" ve benzeri deyim lerle
karlarz. G u rurun tatmi n i esas iti bariyle kiinin ken d i
sini bakalaryla her yn den ama ncelikle zihni meleke
leri bakm ndan kyaslamasyla gerekleir ve bu o kadar
messir ve o kadar gl bir tatm in biimidir ki her tar
tmada karlalr. Hakszlk b i r yana braklacak olursa
yen i lginin bu kadar ac verici o lmasn n sebebi budur.
Salt nezaket endiesiyl e gz ard edemeyecein i z bu son
silaha, b u son h i l eye de bu yzden bavurulur. Mamafi h ,
soukkanl bir tavr bu noktada s i z e yardm edebil ir:
eer hasmnz ahsn z tartman n bir paras haline ge
tirirse, saki n biimde "Bunun tartma kon u suyla bir i lgi
si yok, " karln verirseniz ve derhal muhavereyi kald
yere dndrp hakaretleri n e kulak asmakszn o n u n
haksz olduu n u gsterm eye devam edersen i z hasm n
zn bu hamlesini boa karabilirsiniz. Themistokles' i n
Eurybiades'e syledii gibi sizde syleyin : 7t<'taov EV,
Ko0crov f: 35 Fakat byle bir tavr herkese kar ie ya
ramayabilir.

34
35

( : Her trl manevi hazzn temelinde kiinin kendisini bakalanyla


kyaslayp kendi lehine son ular karmas vardr. ]
(: Vur fakat dinle beni. ]

1 19

nsann anlay gcn keskin letinnesin i n bir yolu ola


rak tartma ou zaman gerekten her i ki tarafn da ya
rarnadr, nk bu vesileyle insan dnceleri n i dzel
tir ve zihninde yeni d nceler uyanr. t .3 6 Fakat tartma
n n her i ki tarafn n da gerek bilgi ve grg, gerekse d
nme ve anlama gc bakm ndan hemen hemen bir
birine denk olmas gerekir. Eer biri n i n bilgisi ve grg
s e ksikse hasmyla ayn dzeyde ol mad ndan tekini
anlayamayacaktr. Eer biri dnme ve anlama gc
bakm ndan dieri n i n gerisinde ise bundan gce n i p kr
lacak ve bu onu drst olmayan hilelere bavurmaya g
trecek ve tartma kabalap sertleerek sona erecektir.
Bu yzden te k doru ve gvenilir yol Aristoteles'in
Topika'n n son bl mnde zi krettii yoldur: Karlat
n z ilk kimseyle deil , fakat sadece ortaya sama sapan
eyler atp bunda ayak diremeyecek, otoriteye deil ak
la mracaat edecek, makul olana kulak veri p ona boyun
eecek kadar anlay gcne ve z saygya sah ip, son
olarak hakikati her eyin zerinde tutacak, makul olan
velev ki hasmndan gelsi n , onu benimsemekte tereddt
e tm eyecek, yanl ya da haksz olduu n u n ispat na ta1 .36

(: Bizde bu temellendirme ge nelli kle yle yaplrd:


"nsan iin en nemli ey ncelikle kendi zatn kemale erdirecek ey

lerte megul olmas, sonra da trne fayda veren veya trn muhafa
za eden eylerte uramasdr. Gerekte insann zab ya nefsi natk ol
maktan ibarettir ya da nefsi natk onun en erefli czdr. Nefsi nab
kn kemali bilgi ile elde edilir. Bunun bir ksm saf bilgi, bir ksm da
ameli bilgidir. Kazanlm bilgi kesin kyas ile elde edilir. Kesin kyas ise
burhandr. u halde insann her eyden nce burhan bilmeye itina
gstermesi gerekir. bn Sina, ifa, Cedel Kitab. Trkesi iin bkz. Kl
tab'i-ifa, Topikler. ev. . Trker, stanbul. 2008 . J

121

Tartma Sanatnn ncelikleri

hamml edecek kadar hakinas olduun u bildiin i z tan


d kl arnzla tartmaktr. Bu demektir ki yz kiiden bel
ki de an cak b i ri tartmaya deerdir. G e ri kalanlar bra
kn canlarnn istediini sylesin ler, nk desipere est
jus gentium. 1 3 1 Voltaire' i n syledii n i hatrlay n : La paix
vaut encore mieux que la verite. 1 3 s Sonra "skt aacn n meyvesi dalndadr: o huzur ve bartr" diyen bir
Arap darbmeselini de aklnzdan h i karmayn .
1 37
1 38

[ : Herkesin ahmak olma zgrl vardr. )


[: stelik ban gerekten daha deerlidir.
Yukanda keli parantez ierisinde yer alan di pnotlann hazrlanmasn
da mevcut kitaplann yan sra aaya kanlan yakn tarihli kitaplardan
yararlanlmtr. Kitaplann temininde yardmlann esirgemeyen dnya
nn eitli yerlerindeki dostlara ve Franszca tabirlerin vuzuha kavu
masna yapt katklar iin Sn. Murat Eren'e ok teekkr ederiz.

D. Walton, f'undamentals of Critical Argumentation. Cambridge


University Press, 2005.
D. Walton , Relevance n Argumentation. Lawrence Erlbaum
Associates, ine., Publishers, 2004 .
F. H. Van Eemeren & R. Grootendorst, A Systematic Theory of
Argumentation The pragma-dialectical approach. cambridge
University Press, 2004 .
P. Besnard & A. H unter, Elements of Argumentation. The MiT Press
2008.
S. Rubinelli, Ars Topica The Classical Technique of Constructing
Arguments from Aristotle to Cicero. Springer, 2009.
M . A. Van Rees, Dissociation in Argumentative Discussions, A
Pragma-Dialectical Perspective. Springer, 2009.
M. Deslauriers, Aristotle on Definition. Koninklijke Brill NV, 200 7 .
J. K . Ward, Aristotle on Homonymy Dialectic and Science.
Cambridge University Press, 2008.
Christopher W. Tindale, f'allacies and Argument Appraisal.
Cam bridge University Press, 2007.
F. van Eemeren & B. Garssen & B. Meuffels, f'allacies And
Judgments Of Reasonableness l!mpirical Research
Conceming the Pragma-Dialectical Discussion Rules. Springer,
2009.
R. M. Sainsbury, Paradoxes. cambridge University Press, 2009.
D. Nikulin, Dialectic And Dialogue. Stanford University Press, 20 1 O .
K. Corrigan & E. G lazov-Corrigan, Plato's dialectic at play: argument,
structure, and myth in the Symposium. The Pennsylvania
State University, 2004.
T. H . Chance, Plato's l!uthydem us Analysis of What Is and Is Not
Philosophy. University Of California Press, 1 992.
M. Mccoy, Plato on the Rhetoric of Philosophers and Sophlsts,
Cambridge University Press, 2008.
Rhetoric, sophistry, pragmatism. Ed.: S. Mailloux, Cambridge
University Press, 1 995.

1 22

EKLER

Diyalogdan Diyalektie

Aristoteles'in tan kl na gre ( D . Laertius, IX, 2 5 ) diya


lektik muhtemelen Parmenides'in h i potetik antinomileri
ne b i r destek olarak h i zmet etmesi iin Eleal Zenon ' u n
dn p bulduu bir eydi . Fakat Eleallar i i n szl
atma tr olan eyi Platon yksek bir felsefe yntemi
ne dntrd . Bu i kisini birbirine balayan ba hi ku
ku yok Sokrates' i n ahlaki tanmlar iin kulland (Phai

don, 7 5 d , 78d) soru cevap tekniiydi ; Platon bu teknii


Kratylos, .390c'de (: "Nasl soru soracan ve cevap vere
cei n i bilene sen "diyalektiki" diyorsun?") aka "diyalek
tik yntem" olarak tarif eder. Sokrates'in tanmlarnn Pla
ton'un eidesine dnmesinde diyalektik merkezi bir yer
tutar ve Dev/erte tasvir edilen ideal mfredatn zirve nok
tasn tekil eder.
Bilindii gibi Platon Devlet'te diyalektiki bir varlk sra
lamas iinde e n alt dzeyden balay p gittike yksele
rek son u nda idealara varmak iin izlenen bir dnce
yolu olarak tarif eder. " nce canl varlklara, sonra yldz
lara ve sonu nda gnein ta kendisine bakan grm e g
c gi bi kavray gc de" d iyal e ktik rehberliinde "duyu
larn hibiri n e bavurmadan her eyin zne varmay"
hedefleyen bir yolculua karl r: bu iyi n i n zn e varma
d ka tatmin olmayacak bir yolculuktur. Yolcu iyin i n z
n e vardnda grlen d nyan n da kavranan d nyan n
d a srlar na vak f olmu olur. B u yol bilgisi o kadar ky
metli bir ilimdir ki btn teki bilimler iin "saak ta"
m esabesindedir, dolaysyla onlarn zeri n e kon u l mal
dr. Bu sebepten tr o yaln zca filozoflara (on yl l k
matematik eitiminden sonra otuz yandan otuz b e ya1 25

Tartma Sanatnn ncelikleri

na kadar) tahsis edilme l i , asla heveskarlan n diline d


mesi n e

izin

veri l m e m e l i d i r

( De v l e t ,

5 3 1 d-5 3 4 e ,

537 b-539e) . Dolaysyla hocayla talebe arasndaki fark


burada da kendini gsterir.
Mamafih btn klliyat gz nnde b u l u n d u ruldu
unda Plato n ' u n diyalektii nasl tarif ettii sorusu ce
vaplandnlmas kolay bir soru deildir. Phaidon ve Dev
let'te old uu gi bi bir dizi fikir yah ut varsaym (hypothe
sis; Phaidon, 1 OOb) yol uyla nihai olana erii nceye kadar
sre kli toplayc (synoptikos, icmal i ) bir ykseli olarak
tasavvur edilen bir diyalektie kar, bilhassa Phaid
ros'tan sonra ortaya kt sylenen ve belirleyici zelli
i n i ayrc, blmleyi ci ( diakritikos) b i r z i h i n ameliyesi
ol uturan ve b u hviyetiyle mant n habercisi olarak
gr l e n bir diyalekti kte n sz e d i l e b i l ir. Devlet'te tart
man n a ka ahlakla i lgi l i old uu blm lerd e bu n i ha
i i l ke iyi n i n kendisiyle ( auto to agathon, 5 3 2 a-b ) z
deletiri l i r.

Phaidon ve Devlet teki toplayc d iyale ktie kar bil


hassa Phaidros' tan so n ra o rtaya kan ay rc , bl m le
yici diyal e kti k toplama ( synagoge) ve blme ( diairesis)
d e n i l e n i ki farkl am e l iyede n o l uur. So n u n c u ynte
min uygu lamas ze l l i kle Sofist. Philebos ve Devlet
A dam ' nda ge n i bir eki l d e gsteri l i r. nceki d iyal e k
tik Symposion'dan veya Empedokles Fr. XVI I/20-26 ve
Parmen ides Fr. XI I/3 'ten ai na o l d uu m u z erosu n ile
ri ne benzer gr n rke n , b u rada art k y kse liin yeri n i
i n iin ( epistrophe i l e kart r lmamal d r) ald n gr
rz ve n e redeyse Aristote les' i n taks i m yoluyla tas n i f
siste m i n i n b i r benzeriyle kar l at mz syleye b i l i ri z .
Burada h a t a ontoloj i k gerekli klerle uratmz aikar
o l makla b i rl i kte yol boyunca kavramsal bir manta
doru ok n e m l i b i r adm at l d da b i r o kadar a k
tr. Bu diairesis am e l iyesi n i n son d u ra d uyul ur c z l e
ri n hemen zeri n d e yer alan eidostu r ( Sofist. 2 2 9 d ) ve
Plato n ' u n varolanlar emas iinde buna "ontos o n "
1 26

Ekler

denir. Oysa Aristoteles'te bu ayn d iairesis sreci ato

mon eidos, mantki ini vetiresi iinde infima species


de ( e n aa tr) sona erer ( De anima, i l , 4 l 4 b ) . Mama
fih Platon'un Devlet'te diyalektie ayrm olduu merke
zi ontoloj i k yerin Aristoteles'te terk edilmi olduunu g
rrz. Aristoteles bunun yerine en st noktasn apode

iksis dedii zihin ameliyeleriyle urar. Diyalektik aa


da da aklanaca zere apodeiktikhe (tam/dorudan
tantlama) deildir nki ilk ve haki ki ncllerden (yan i
yaki niyattan) deil fakat ou nl uun ya da bilgeleri n ka
bul ettii zan yah ut kanaatlerden ( endoksa) hareket
eder. Hal b u ki apodeiktikhe kyas yoluyla bilinen ncl
lerden yeni, gerek ve geerli son ulara u lar. Ne var ki
bir iddia olarak hayranl k uyandrc olmakla beraber yo
rumculann e kseriyeti Aristoteles kl l iyatn n by k bl
mnde bunun bir teori olmaktan teye gitmediin i , da
has yntemin ou durumda "diyalektik" d iye nitelendi
rilen eyle son uland n ve bunun hazin bir ironi oldu
un u ileri srerler.
Kukusuz diyalogdan diyalektie, diyalekti kten ispat
teorisi ve ni hayet bugn "mantk" dedii miz eye bu ev
ri lmenin hangi artlann zorlamasyla gere kletii , bir
nceki aamadan bir sonrakine her zaman tutarl l k ve
sistemati k bt n l k adna nemli kazanmlar elde edilir
ken bu sistemletirme abasnn sistem btnl adna
neleri danda brakt ve bunun nas l bir yoksul lama
ya yol at kitaplk apta bir meseledir ve m staki len
ele alnmas gerekir. Ancak yine de kitap iin arz ettii
nem gz nnde bulunduru larak bu srecin ilk aama
sna aada ana hatlanyla ksaca deinilmitir. ( B kz .
"Ekl e r" blmnde "Diyalog v e Diyalekti k" bal kl i l n u
maral haiye . )

1 27

Diyalog ve Diyalektik

Platon'a gre diyalektik, yukarda da ifade edildii zere ,


"ilk i l kelerin bilimi"dir ve duyulara bavurmadan , varsa
ymlara ihtiya duymadan i lerlemesiyle btn bilimler
den ayrlr (Devlet, Vl-V l l ) . Soflst'te bu gr biraz dei
ir, bu defa cinslerin trleri n e ard ardna blnmesiyle
tanmlarn ortaya karl mas diyale kti k olarak tarif edilir.
Ama czilerden kl l ilere doru kademeli bir y kseli ta
nmlardaki ortak unsurdur ve deimez. Karlkl kon u
ma sanat olarak diyalog akln tabiat icab deil i nsanda
infial ve i htiraslarla kirlenmesi sonucu mtak olduu
mutlak yeri n e nispil i kler d nyasnda bocalamasn sarp
yoldan ama deil de kolay yoldan dolanma arayn n
sonucu olarak bulunan b i r u s u l olarak grlebilir. Dola
ysyla pre-Sokratik dnemde d eil de daha sonralar or
taya km olmas dnmek isteyen iin ziyadesiyle
dndrcdr. Bir edebi tarz olarak diyalog yazarn
hayal gc n n mahsul olan kii ler araclyla bir fikri n
m ahhas hale getirilmesine h i zmet eder. Fikir b u rada
tartmaya temel ol uturan dramati k bir durum ve o du
ruma ahsi zellikleriyle canl l k kazandran karakterler
arac lyla daha kolay anlatlm olur. Yirminci yzylda
bilhassa Alman anlamac d nce gelenei iinde anla
ma abas n n mhim bir paras olarak diyalog yeniden
nem kazan d. Gadamer diyalog hakkndaki grn
felsefe tarihinden iki meseleyi n plana kararak a kla
maya alr. Bunlardan i lki erken Sokratik d iyaloglar
kkl ve esasl biimde yeniden okumaya tabi tutmakla
ilgilidir. Bu diyaloglarda Sokrates'in dnemi n i n nde ge
len sofistleriyle mcadele ettii gr lr. Nasn gibi o da
1 29

Tartma Sanatnn ncelikleri

sofistleri n h ileleri n i kul lanr ve bu yolla m uhataplarn n


oun u susturmada baarl olur. Bu d iyaloglar hakknda
genel olarak kabul edilen gr Sokrates' in sofistliin s
nrlarn gzler nne sererken paradoksal biimde haki
kat ve bilgi n i n kr lgan l n fa ettii yol u n dadr. O b u n u
hasmlar n n teh l i keli izafi/nispi sofstlikleri n e kar m ut
lak hakikatin bir tr n savunarak yapar. Sokrates ha
smlaryla mant ki temellendirm e m cadelesine giriir ve
kendi iddialarna sk s kya bal mantn gcyle zayf
temellendirm e n i n snrlar n olanca plaklyla ortaya
koyar. Buna gre Sokrates sahte muhakemeye kar
mantn zaferi n i temsil eder.
Gadamer genel kab u l gren b u gre kar bir ba
ka tablo karr. Sokrates ke ndisinden bir ebenin (maia)
yapt ii yapan biri olarak (maieuestha) sz eder ve bir
ebe olarak o hakikate peinen sahip deil fakat sadece
onun doumuna yardmc olan biridir (maieutikos) . Ga
damer Hakikat ve Yntem 'de Greklere ve Plato n ' u n diya
loj i k modeline geri giderek diyalog sayesinde ortaya
kan an lamann hep ykselen ve asla sona ermeye n bir
akl i l i k, diyalektiin iinin de doas gerei bitmez ve s
nrsz olduu n u gstermeye alr:
"Kon umac bahis konusu olan eyi n hakikati en so
nunda ortaya kana kadar sorgulamaya tabi tutul ur.
Sokrati k diyalogun maieutik retkenlii , szckleri bir
ebe gi bi ku llanma mahareti kesinlikle diyaloga itirak
eden kimseleri hedef alr, fakat sadece onlar n dile getir
d i kl e ri grlerl e , d iyalogda alan meselenin iki n man
tyla ilgi lidir. "
"Bir sohbeti idare etme sanat olarak diyalektik ayn
zamanda eyleri sunoran eis hen eidos ( bir ideann birlii
iinde) grme sanatdr. Bir baka ifadeyle ortak anlam
bulup ortaya kararak kavranlan oluturma sanatdr. "
Hakikatin doum u hakiki diyalogda gerekleir, ki er
ken Sokratik diyaloglarn ilmi bir inceleme yahut aratr
ma deil fakat kelimenin gerek anlamnda sohbet ya130

Ekler

h ut muhavere olmas b u n u n bir son u cudur. Burada Sok


rates sadece hakikatin yol u n u amaz ayn zamanda diya
logu da sr kler, b u n u yaparken hasmlar n n sahte bil
gelii n i n , bilge l i k zentileri n i n ve kibirleri n i n ortaya ka
rlmasna alr. Dier taraftan bu diyaloglarda Sokrates
byk bir sohbetin ierisindeki tek bir sestir, geri kalan
herkes tartmacdan ok o sohbetin katlmclardr;
Sokrates bu ge ni katlm iinde sohbetin ortak sesin
den hakikati n ortaya k n n artlarn hazrlar. Bu se
bepten tr erken Sokratik d iyaloglar, srf byle bir
form bir sl up meselesi olduu ve bir fi krin dramatik bir
yap iinde ortaya kon ulmasn mmk n kld veya ko
laylatrd iin dei l fakat bizati hi hakikatin douu di
yaloj i k bir karaktere sah ip old uu iin d iyalog form u nda
yaz lmtr. Bu bakmdan d iyalog hakk nda sylenebile
cek birok ey vardr ki ayn zamanda ve eit derecede
hakikat iin de uygund ur.
Gadamer'e gre anlama abas her zaman bir diyalo
gun parasdr. Diyalogun karakteri zaten "anlamaya a
l an kimsenin sah ip olmas gereken yksek gr gen i
lii ni ifade eden" ufu klarn kaynamasnda gr nr hale
gelmeye balar; n ki u fu klar kar karya gel i p de bir
biriyle etkilemeye baladnda bir diyalog kendiliin
den balam demektir. Burada u fku "hem al hem s
nr olarak" bizati hi dil koyar, n ki dil W. von H u m
boldt'un ifade ettii gi bi kon uana sadece bir iletiim va
stas salamaz, fakat ayn zamanda d nyay grecek bir
zaviye , bir d nya gr de sunar. Dilin "grm e"yi ve
"farkl ekilde grme"yi mmkn k lan gc ufu k fikrin
de zaten zmnen ifade edilir. Ne var ki kaynama d e ndi
inde bundan en son anlalmas gereken bir ufkun d i
eriyle kolayca badamas ve onunla birl i kte ortaya k
mas beklenen sre kl i ahenk ve tam bir fikir birliidir.
Kaynama son unda eriilen bir menzil deildir, zira n asl
ki gr u fkumuz attmz her admla deiirse u fu klar
da srekli istihaleler geirir. Baz lar ufuklarn kaynama131

Tanma Sanatnn ncelikleri

sn byle bir al veri yerine bir kavga yah ut a z dala


nn frsat, dolaysyla karlaman n gayesin i de kar
daki n i n bastn lmas veya susturulmas olarak grebilir,
oysa Gadamer iin anlama anlaman n , kardaki n e ken
dini anlatma frsat verm e de anlaman n n artdr. Her
anlama yerletirilmi bir u fkun iinden gerekleir ve bu
u fu k gemile zorunlu olarak ve her yerde b u l u nacak e
kilde karlkl m nase bet iindedir.
Gadamer tam ve eksiksiz anlaman n sonsuz snrsz
bir i olduu kon usunda aktr ve insan snrl l nn ger
eklii n i ve insan dnmesi n i n e ksikliini tekrar tekrar
vurgular ki bu durum gereklie dair her felsefi sistem
letirme abasnn yol u n u tkar. Gadamer her zaman
temizden, bahis konusu meseleden gelen sorulara kar
lk verdiimizi iddia eder. Dolaysyla akl n d i l yol uyla
tuzana dt doal eliki l er bizi karlk vermeye
zorlar veya davet eder. Bu elikiler doru ya da yanl
olana dair ak olmaya ve onun lehinde ve aleyhinde id
dialar ileri srm eye zorlar. Ve sorgulama ve aratrma
yol uyla en i nce ayrntlar na kadar inilmesi nin negatifli
inden bu diyalektik elikilerden k yol u b u l u n ur.
Dolaysyla diyalog her zaman ksmi olan bir bilgi n i n yo
l u n u aar, ancak bizatih i bu tam olmakl ktan uzakl k her
zaman ve zoru n l u olarak kendi tesi ne, btn n bilgisi
ne duyulan zlemi iaret eder.
Sch leiermacher i ki sohbet yahut karlkl kon uma
(Gesprach ) tarzn birbirinden ayrr. Bir eyin anlamn
tespit etmeye alan ve dolaysyla diyalektiin kkeni
olan "hakiki diyalog"dan (das "eigentliche Gesprach " )
farkl olarak "serbest musahabe (diyalog)" (das "freie
Gesprach " ) taraflar n karlkl olarak birbirini yaratc
"dnce lerin m eydana getiri lmesi " n e kk rtt bir aza
mi zgrl k ve yaratclk edimidir. Buna karlk diyalek
tik snrl d nme sanatn n retisidir. Byle bir diya
lektik anlaynda onun sohbet yahut karlkl konuma
ya yakn l n palana kar lr. Karlkl konuma ise saf
1 32

Ekler

dnme alannda bizzat sohbet sanatnn temelleri n i


gsterme gcn Jinde barndran d nce alverii
olarak gr lr.
Diyalog ile diyalektik arasndaki il iki ele alnp de
erlendirildiinde genellikle b u n lar n her birinin felsefe ,
bilimler ve sanat arasnda yaplan geleneksel aynna ait
olduu ifade edilir. Diyalog u m u m iyetle edebiyat ve fel
sefe iinde m talaa edilmesine karn esas itibariyle
soh bet veya karlkl kon umada yaar. Gadamer'e g
re diyalog dncenin karlkl olarak uyarlmasndan
baka bir ey deildir. Bu hviyetiyle o irticalidir, bir ba
ka i fadeyle diyalogda konumann taraflar tamamen z
grdr. Dolaysyla bir sohbeti n nereye varaca h ibir
surette bandan ngrlemez. Bu sebepten tr bir
diyalog biliminden sz edilemez. te yandan b u ze l l i k
ler ona bir teori vasfn da yklemez, dolaysyla bu an
lamda bir d iyalog teorisinden sz etmek de ayn lde
mmk n deildir. nki diyalog her zaman farkl bir
tarzda srdrlebil ir, yan i bir kimse girdii her d iyalogda
kendisini farkl bir ekilde anlatabilir. Halis ve hakiki b i r
d iyalog katlanlar hakknda her zaman bir ey ifa eder.
Mamafi h d iyalogun b u ze l l i kleri , bilhassa hem irticali
hem can l olmas, diyalogda srekli l i k arz eden unsurla
r n tespitin e engel deildir, ama byle bir tespit ancak
tamamlandktan sonra mmk n olabilir. te yandan di
yalog sanatn ze l l i kleri n i de gsterir, nk o soh bet
mahareti ve iletiim becerisin i gerekli klar ve bu bakm
dan bir disiplin olarak incelenmesi estetik alanna dahi l
edilebilir. Ne var k i b i r bakasyla ifahi sohbet olarak di
yalog ne herhangi bir eyi taklit eder ne de herhangi bir
ey vcuda getiri r, daha ok o kon uman n taraflar n n
birbiriyle iletiim halinde olmalarna i z i n verir. Dolaysy
la diyalogun kelimenin gerek anlamnda bir sanat oldu
u da sylen mez.
Diyalog tek yanl , kendini ne karan, i gzleme da
yal dnce n i n tam kartdr. Dier yandan d iyalogun
1 33

Tartma Sanatmm ncelikleri

en temel veheleri nden biri yukarda i fada edildii ze


re tamamlanmam l ktr. Hakiki bir d iyalog veya soh be
tin tamamlanmlktan uzakl ve bir yap bt n ln
den yoksunl uuyla tanmland gz nnde b u l u n du ru
l u rsa sohbete dalmaktan veya katl maktan sz edilmesi
gayet doru bir ifadedir. Esasen b u n u n la anlatmak iste
diimiz o n u n asla n ceden tasarlanmad ve hep kendi
lii n d e n gel itiidir. Kurallarla ve teaml lerle dzenlen
medii iin soh betin kendileri n i nereye gtrecein i
kimse ban d an bilmez, ama b u n a ramen yi ne de ken
dileri n e zg yap lar olduu sylenebilir. Gadamer Haki

kat ve Yn tem de b u n u u ekilde ifade eder: Diyalogda


'

"ortaya kan ey n e bana ne size aittir ve bu se bepten


tr m u sah ipleri n indi kanaatleri n i ylesi ne aar ki
sohbeti idare eden kii bile bilmedii n i bilir hale gelir . . .
Bir soh beti i dare ettiimizi syleri z , fakat bir sohbet ne
kadar halis ve hakiki ise onun idaresi de katlanlarn o
kadar az iradeleri dahi l i ndedir. " H lasa diyaloglar nce
den kestiri l emeye n istikametlerde ilerlerler, nitelik ve
m uhteva bak mndan en nemsiz ve manasz olanndan
en m h i m ve ciddi olanna doru kolay kolay izah edile
meyen bir d eime gsterirler ve ou zaman rasgele or
taya atlm bir fikir kadar masumane bir eyden gel iir
ler. Dolaysyla yazl bir metin veya saf dnceden
farkl olarak d iyalogda konuma doal ve kendiliinden
dir ve h e rkese ak bir yerde gerekleir.
Gadamer diyalogun btn b u nitelikl e ri n i n ayn dere
cede kendi haki kat gr, keza hakikat kon usunda Pla
ton ' u n sahip olduun u dnd kanaat iin de geer
li olduunu syler. Halis ve haki ki d iyalogda balangta
ki kab u l ve varsaymlar ok ciddi itiraz ve snamalardan
getii iin taraflar deiirler. Anlama iin kimi zaman
bir szge kim i zaman bariyer tekil eden nyarglarn
hibir zaman ciddi bir tetkik ve tah kik kon usu yaplma
d syle nir. Bu okuma faal iyeti iin kabul edilebilir fa
kat d iyalogda sk sk itiraz kon usu yapld ve hem md1 34

Ekler

dei hem m uteriz hi ummadklar eylerle karlatklar


iin nyarglar ne kar, grnr hale gelir. Bu nyarg
y bilin dzeyi n e karma durumu deil fakat daha ok
meydan okunmas na veya hi b e klenmedik ekilde ele
al n p deerlendiri l mesine izin veri lerek kiinin temel re
ferans noktalar n n farkna varma meselesidir. Bunun
byle ol mas artc dei ldir. Veri m l i bir diyalog ekseri
yetle kiiyi eyleri farkl ekilde ve yen i bir adan grme
ye zorlama sonucunu douru r.
u halde d iyalogda biz her zaman doada akl kavra
maya ve doada ve tarihte bir ve ayn akl n gerekl eme
sini grmeye balarz. Ne var ki Gadamer'e gre bu h i
bir surette akln mekani k kavran demek dei ldir; o He
gel ' i n szn ettii tari hte i kin akl n devinimi ile deil
fakat eyleri anlamann olaanlna tayan temel insani
drt n n teh l i keli, mmkn, tarihsel ve zneler aras
balam ile ortaya kar. Beri yandan Platon d iyalektii
n i n ekirdein i teki l eden soru cevap mant H egel di
yalektii nde yeri n i dnce ve varl k kartlna brakr.
Hegel diyale ktii kavram ve obj e arac lyla, dncenin
meseleleriyle uyum iinde kendi kendine ilerlemesi ze
rindeki sraryla Platon diyalogun u n temel u nsurl ar n
kendine m a l eder.
Diyalektik balangta bir ekle sokul mam ve gr
n rde dzensiz ifahi bir soh bet yahut fi ki r al veriin i n
yazl kayd , tespiti ve retleksiyonu olarak ortaya kar.
Bu bakmdan o ancak can l , ifahi bir diyalogun ardn
dan vcut bulur ve b u h viyetiyle bataki dialogosun tek
bir akl tarafndan zlp bir ekle sokularak tamam
lanm bir sonucu olarak grlebilir. Sistematik bir yap
dan ve grne gre evrense l l i kten mahrum ol masna
karn yine de evre nsel bir insani olay olan d iyalog kar
lkl faslalarla, buna karlk diyalektik kartlar bilhas
sa szde akma an nda kavrayarak ilerler. Diyalogun
kendi iinde sakl olan amac soh bet etki n l iin i srdr
mek ve muhatapla birl i kte olmaktr. Ve bu h viyetiyle o
1 35

Tartma Sanatnn ncelikleri

her zaman anlaml ve herhangi bir anda sona e rmemi


olsa bile tamdr. Her ne kadar ifahi diyalog iin tart
maya katlan her yeni konumacyla alan m uhtemel
yollarn tmn takip etmek m m k n deilse de bir yol
semek her zaman mmkndr. Oysa yaz l diyalog ve
onun imbikten geirilerek diyale ktie dn trlm ha
li iin sadece tek bir imkan, sonsuza dek takip etmek
zere oktan seilmi tek bir yol vard r.
Diyalogun nceden ngrlemezlii dze n lilikler ve
nerme form u nda ifade edilebi lecek evrensel doru lar
.arayan gvenilir bir yntem peindeki akl her zaman zo
ra sokar ve bunaltr. Diyalektik her ne kadar d iyalogda
ortaya karsa da kendisini kkeninden kurtarmak, onu
u nutmak, izleri n i ortadan kaldrmak ve bylece kesin bir
bilim ve yntem olmak ister. te o zaman d iyal e ktik te
mellendirme ve akl yrtme sreci ierisindeki her tr
l ar z i unsurlar karmaya veya en azndan ifahi soh
beti sonradan i lave edilen illetler muvazenesiyle bir bur
han yah ut temellendirm e ortaya koyacak bir mecraya
sokmak ister. Bu suretle diyalektik kardakine yani mu
hataba her trl diyaloj i k bamll ortadan kaldrmay
umut eder ve bylece monoloj i k hale gel ir. Diyalektik
kendisini mantki bir girii m , belli kurallara uygun doru
felsefi temellendirmeler yapma ve hareket noktas ola
rak doru nermeleri seme sanat ve yntemi olarak in
a eder.
Mamafih diyalektik tarih boyunca ok eitli biimle
re ve kl klara br n r. Plato n ' u n bu an lamda diyalektii
doru olmayan fikir yahut iddialarn rtlmesi iin zo
run l u bir ara olarak grdne yu karda iaret edilmi
ti . Doru bir iddiaya gidimli ( discursive) bir diyale kti k s
re neticesinde u lalamamas m mkn ise de diyale k
tik dorulama ve temellendirme olmakszn doru bir
fikri n mal um veya akl e n dorulanm olarak kab u l im
kanszd r. Bir akl i doru lama yntemi olarak diyalektik
eylerle i lgili yaygn kanaatlerimizin diyalojik sorgulama1 36

Ekler

lar nda ortaya kan elikil eri n ayrntl olarak aklan


masna dayanr. Diyaloj i k bir m usahabede "evet" ve "ha
yr" karl klaryla ortaya kan kartlara atfen bir eyi n
ne olduu n u soruturma tatbikat olarak diyalektik bel ki
bir tr sanat olarak kabu l edilebilir. Platon gerek soh
betleri hem taklit eden hem de on lar yeniden ina eden
diyaloglarn yazarken diyale ktiin can l d iyaloj i k musa
habe iindeki kke n i n i n , dolaysyla yaznn ifahi diyalo
gun esnekl iini ldrdn n ve soruyu cevaplandrma
kapasitesin i iptal ettiin i n ziyadesiyle farkndadr ( b u an
lamda Yedinci Mektup fevkalade nemlidir) , fakat o yu
karda da ifade edildii zere diyalektii daha yksek bir
kon u ma yerletirmek peindeyd i . Plato n ' u n grmek iste
dii ekliyle diyalektik temel varsaymlardan onlarn ta
ntlanamayan temellerine ve nihai iyiye ykselite haki ki
olan kavraman n hem mantken dzenlenmi hem de
dzenleyici yoludur. Buna karlk Aristoteles diyale ktii
tafsi latl ve ince ayrmlar, kyaslar ve mecazlardan m te
ekki l bir mant k sistemi iine yerletiri rken diyalektik
tasarsn hocasnn ve selefleri n i n doru dnmeyle il
gil i kavraylar n sistemletirm e olarak grr.
Plato n ' u n ve dorudan taki pileri n i n eserlerindeki
ekliyle diyalog hem felsefede hem ede biyatta merkezi
bir yer tutar, nk o zaman b u i kisi ayr disi plin olarak
dnlmyord u . Yazl diyalog daha sonra sadece ev
rensel fi kirleri dei l , fakat m stesna karakterleri ve geri
dndr lemez olaylar da sergilemenin gzde dramatik
formu haline geldi.

1 37

III

Eristik ve Diyalektik

Eristische Dialektik, magi b m uhavere : ekimeci m


nazara: did imeci tartma. Kavramn Trke karl ko
nusunda tam bir fi kir b i rl ii b u l u nmad iin (cedelci,
mnakaac, didimeci , ekimeci, vb . ) Greke asl mu
hafaza edilmitir. Az aada da ifade edilecei zere

eristik diyal ekti kl e ean lam l olarak ku llan l makla birl i k


te daha kaba bir tabirdir: G r. erizeln, kavga/m nakaa
etmek, ekimek; eris, kavga, m cadele; eristikos, i hti
lafl ,

tartmal ;

ekimeyi/didimeyi seven,

hakikate

e rimekten ok kars ndakin i alt etmeyi hedefleyen .


Aristoteles'e gre diyale ktik b i r tartma soru sorann
(o

Egcmv) m u hatabna/cevaplayana (o <7tOKQtv6gvo)


(7tQ6Pl..:a
) tevcih etmesiyle balam olur:

bir meseleyi

"Soru soran n ilevi tartmay cevaplayan o iddia nede


niyle zoru n l u olarak kan en paradoksal karlklar

7t0tf;cra tOV CL7tOKQlVOEVOV ta ao6tata Af:yElV


'tCV la tiV 0EcrtV avayKalOOV) verdirmeye ynlendirmek
(c'crn:

tir" ( Topika 0 .3, 1 59a 1 8-20 ) . Bununla beraber e ristik


ve sofistik arasndaki fark o kadar a k deildir. Aada
da ifade edilecei zere eristik ustasnn hedefi yaln zca
galibiyetke n , sofist gzn hrete ve onunla birl i kte ka
zanaca gel i p geici dllere diker. Aphrodisiasl Ale
xanderos Topika zeri n e yazd yoru mda: "Platon' u n

E uthydem us 'u nda ve Aristoteles'in diyalektik zeri n e i n


celemesine girite eristik ve sofisti k kyasn bir ve ayn
olduu nu syledikl e ri n i " yazar.

Ayrca

Platoncu Albi

nus' u n : "Eer metni doru anlarsak Plato n ' u n Euthyde


m us' unda

sofistikin

takip

ettii

yntemi

(tfv

'tCV

crOcj>cratoov E0oov) ana hatlaryla tekn i k biimde izil1 .39

Tartma Sanatnn ncelikleri

mi bulabileceimizi, dolaysyla sofstiin safsatalar n n


di lde ve gerekte ne olduu n u , zmleri n i n nerede bu
lu nacan" syled ii ifade edilir. Mamafi h Aristoteles De

Sophisticis Elenchis'te ( 2 . Blm) kulland klar kyas bi


imi bakmndan sofistik ile eristik arasnda ayrm yapar,
bkz. aada V numaral haiye .
Bizde de bn Sina, ifa'snn Safsata kitabnda eristik ile
sofistik arasnda bir aynm yapmaya alr ve bunu tarafla
rn niyetlerinden veya peinde olduk.lan eyden hareketle
yapar: "Magabe (eristik) muhaverenin taraflarndan biri
nin galip gelmek iin giritii sonu bana dnen bir devr( i
batl)dr. Kim stn gelmek isterse gel iigzel didimeye
ynelir ve her kapy alar. Baz insanlar ise galip gelmek
iin deil kendisinin filozof sanlmas iin didimeye yne
lir. lk durum ile bu ikincisi arasnda fark vardr: stn gel
meyi isteyen kimse gcnn fazlal ndan dolay gayrihak
ka dayanarak galip geldiini itiraf eder. Bazen batla daya
narak galip gelmesiyle vnc, hakka dayanarak galip gel
mesiyle vncnden daha fazla olur. nk hak yardmc,
batl ise haindir. Yannda yardmc varken galip gelen kim
se, yannda hain varken galip gelenden daha zayf durum
dadr. Bu nedenle en uygunu, nasl olursa olsun galip gel
meyi isteyene magibi (didimeci) denmesi ve biliyormu
grnm veren ama gerekte bilmeyen kimseye mugfila
tac safsatac (mugahti sofestai) denmesidir. "
Eristiin Elea Okulu ve Zenon ile, Sokratik gelenek ve
zellikle kk Sokratik okullar, dolaysyla kukuculukla
ilikisi ile ilgili olarak bkz. E. Zeller, Orek Felsefesi Tarihi,
( 2 . Bask, Say Yaynlan, 2008, stanbul).

1 40

iV

Topos yahut Mevaz- Cedel

nermeler ve meseleler muhtevalar bakm ndan fa rkl

disiplinlere aittir. Topika A l 1 ' e gre bir mesele "ist e r


kendi bana isterse bu trden baka bir meselenin

zmne bir yardm olarak ya sei me ve saknmaya (1tQo


a[QEOW Kai cjuyi)v) ya da haki kat ve bi lgiye (7tQo
<'A.i)0Etav Kai yvcixnv) gtren bir aratrma"dr. Bir m e

selenin en nemli karakteristii tartmal bir konuyla i l


gili olmasdr: Meselenin kon usu "ya insan larn her i ki
bakmdan da bir kanaate sahip olmad (oooEtEQC

oaoumv) veya ou kimsen i n bi lgelerin kanaati n e


(Evavtiw of 7toA.A.oi t0i crocjot) ya da bilgelerin ou
kimsenin kanaatine (of crcjoi tot 7toA.A.oi) kart bir ka
naat ben imsedii veyahut da bu zmreleri n her birin i n
yelerinin

aralar nda fikir birl iine sah ip olmad kl a r

(EKCT'tEQOl at0i EaU'tOt)" bir eyle ilgil idir.

Aristoteles bu an lamda herhangi bir meseleyi ze l


muhtevasndan bamsz olarak tartmada kullanlab i l e
cek bir yaklam ortaya koymak ister ve b u n u n iin gen el

olarak nermelerin mtereken sah ip old u kl ar eyi To


pika A4 'te ele alp i n celer. Dolaysyla di kkatini nerrn e
lerin kon u ve yklemleri arasnda varolan mantksal i l i
ki zerine toplar ve bir yklemin bir kon uya ait oldu u

nu veya ol madn ifade eden bir nermede yklern in


sadece tanm ( QO definitum) , cins (yEvo, gen us) , has
sa (tov, proprium, nitel ik veya zgl k) , veya araz (cru
,

EllKO, accidens, ilinek) olarak ait olduu n u n beya n

edildiin in farkna varr. Benzer ekilde incelemeye ta bi


tutulan herhangi bir meselede cevab aranan soru b ir
tarif, cins, hassa veya araz ifade eden bir yklemin be lli
141

Tatl.ma Sanatnn ncelikleri

bir konuya ait olup olmaddr. Bir nermede h km ve


isnad mmkn her bir yklemin belli ayrt edici zellik
leri vardr, buna gre : tanm cinsi (genus) ve aynn ( dif

ferentia, fasl) ile bir eyin zn ifade eden bir szdr

(A.6yo). Cins bir eyin z nn tr bakmndan dier ey


ifov)

lere y klenebilen parasdr. Hassa (veya zglk,

bir eyin zn gstermeyen fakat sadece ona ait olan


ve mekan ve zamana bal olarak onunla birl ikte bulu
nan bir sfattr. linek yah ut araz bunlar n hibiri olmayan
eydir, ama yine de o eye aittir; o cins, hassa ve tari f
olarak daha fazla belirtilemeyen herhangi bir eyi ifade
. eder. Nitekim eski mant k kitaplar ndaki "Nefyen ve isba
ten cins hakk nda sadk olan ey nev'i hakk nda da sadk
olur" kaziyesi bu aynnn uygu lama istikameti hakknda
kabaca fikir verir.
u halde Aristoteles konu ile yklem arasndaki ilikilerin
eitliliini ele alp inceleyerek balamaktadr. Bu eitlilik
temellendirmelerin yola kt ncllerde veya tartma iin
ortaya atlan meselelerde ifade edilebilir. Her nermenin
yklemi konuyla ya evrilebilir ya evrilmez. Eer evrilebilirse
o ya konunun zn ifade eder-ki bu durumda onun tari
Jidir-ya ifade etmez, bu durumda o bir hastr. Evrilmez ise
o ya tanmda bir unsurdur-ki bu durumda konunun cinsi
dir (ya da Aristoteles'in burada cinse dahil ettii bir aynmdr)
ya da tanmda bir unsur deildir, bu durum da o bir arazdr.
Aristoteles'in yklenebilir olanlan tasnifi byledir. Porphyios
daha sonra tr beinci bir yklem olarak kabul ettiinden
tr ortaya kan karmaann iinde umutsuzca rpnacak
tr. Aristoteles tr bir yklenebilir olarak deil fakat konu
olarak dnr. nki onun gz nnde bulundurduu bi
reylerle deil trlerle ilgili yarglardr. Aristoteles bu yk
lemleri n ait oldukl ar kategorileri Topika A8 'de tanmlar:
" Bundan sonra yukarda zi kredi l en drt y klemin bulun
d uu kategori trleri n i belirlemeliyiz . Bun lar on tanedir:
z (ti fot) , nicelik (1tocr6v) , nite l i k (1to6v) , grelik (1tg6
n), yer (1to) , zaman (1tOtE) , durum (KEi'cr9a) , iye l i k
1 42

Ekler

(EX.Etv) , etki (7totdv) , edi lgi (Ttacrx.Ev) . nk araz, cins,


hassa ve tan m her zaman bu kategorilerden biri nde bu
l u nacaktr (EV

Q. tol-rmv ni:v Ka'tllYOQtc:v EO"Lat); nk

b u nlar vastasyla yap lan btn nermeler ya z ya ni


tel ii, ya nicelii ya da teki kategorilerden birini iaret
edecektir. "
Buna karlk Aristoteles bir

't07tO tan m vermez.

Geri daha sonra grd ilev incelenerek t67toun z


aa kavutu ru l maya al lm ve bu doru ltuda muh
telif tanmlar verilm itir. Szgelimi bir toposun bir " bak
as", bir "aksiyom" old uu i leri sr l mtr. Kimileri
Aristoteles'in bu kon udaki susku n l uu nu szc n k
keninden hareketle amaya al mlar ve M 4. yzyl
da szcn askeri term i nolojide "glerin konuland
r ld mevki yahut mevzi "i kastetme k iin ku llan ldna,
dolaysyla toposun diyalektik ve retorik ku llan mnn bir
mecaz olarak askeri term i nolojiden gelimi olabilecei
ne di kkat ekmilerdir. Gerekte n de topoi ci nsleri a
sndan bir tartmay kazanmada temellendirme strateji
leri olarak gr lebil ir. Ancak biraz daha yakndan bak l
dnda ve bunlar n hangi tr temellendirme stratejileri
ni temsil ettikleri, yan i te ki teme llendirme stratej i leriy
le karlatnldklannda farklar n n ne olduu kurcaland
nda grn rdeki bu sarahat kaybolur. N ite ki m "hatt is
tidlal" veya "temellendirme yol u " , "cins, tarif, hassa ve
araz meseleleri n i n zm iin bir i l ke/kural (principi

um) , " harici kann i l kesi " vb. gi bi tan mlara rastlanma
s bu noktadaki kafa kar kl n dorular.
Bizde bn Sina Aristoteles' i n topoisin i ifa'snda "me
vaz- cedel" balyla karlayp tafsilatl olarak aklar.
Fakat nihayetinde o da Aristoteles'in sylediine die
doku n u r bir ilavede bulu nmaz: "lk Talim ' de (yani Topi
ka'da) cedele tahsis edilen kitap bazen kitabul mevazi
d iye adlandr lr. Mevzi kelimesi n i n anlam her biri bir k
yasn paras yaplan pe k ok h km n kendisinden dal1 43

Tartma Sanatnn ncelikleri

!anabildii m n fe rit bir h kmdr. ( . . . ) l eri dzeyde kl


l i ey zihinden uzaktr, zihin ondan istinkaf ve onu ka
bulden imtina eder. Bu durumda mevzilerden czi ola
n n kullanm faydal ve takdire ayandr . . . Kl l i m u kad
dime olarak kul lanldnda onun iin czi iin b u l undu
u ndan daha fazla mnakaza b u l u n ur. n ki cziyi nak
zeden kl l iyi de nakzeder . . . Avam bir eyi an lad , onu
grd ve onu nakzeden bir rnek gremedii ou
d u rumda adeta onu zorunlu bir h kmm gi bi kab u l
e d e r ve mevzi o l a n kl l i o n a haz rlayc bir kural o l u r . Fa
kat bilfiil kl l iyi kullanrsa hem onu hem de ondan hare
ketle yaplan a klamay iptale maruz brakr. . . . yle an
lal yor ki b u n lann mevzi olarak adlan d n lmasn n sebe
bi zihnin yneldii istikamet olmasdr. " Eski mant k
kitaplannda bu ve daha sonraki a klamalar "mevaz-

cedeli kullanmaktan maksat bir mevzua taal l u k eden


her ne varsa cmlesini ispat veya i ptaldir" diye h lasa
edilmitir.
Mamafih Ciceron bir ge nlik eseri olarak grd ve
tamamlamadan brakt De In ventione sinde
'

yani her

hangi verili retori k bir meselede sakl diskursif i kna im


kanlarnn inventiosu-Aristoteles'e sadk kalarak bir ta
nm vermeye alr: "Dolaysyla nasl ki sakl olan ey
lerin kefi , sakl olduklar yer gsteri ldiinde ve aka
belirtildiinde kolaysa, herhangi bir delili/burhan incele
mek istediimizde bizim de topikay bilmemiz gerekir.
Topikalar delillerin/burhanlann karldklar mevzi ya
hut mahal olmasndan tr Aristoteles bunlar bu ekil
de adland rr. Dolaysyla bir tan m olarak verebil iriz: to
pika bir delil/burhan mahal lidir (argumenti sedem), de

lil/burhan ise i nsan lar baka trl kukulu olacak bir e


ye inandran sebep yah ut i l l ettir (argumentum autem ra

tionem quae rei dubiae faciat fidem)" .


"Delil/burhanlar iinde barndran topi kalann bazlar
tartma konusu olan zel bahiste b u l u n ur; bazlar ise
harici d u ru m l ardan karlr. Kon u n u n kendisinden ka1 44

Ekler

r ldnda kimi zaman ondan bir btn olarak, kimi za


man onun paralarndan, kimi zaman bir iaretten , kimi
zaman da u veya b u ekilde tartma konusu meseley
le ilikilendirilen eylerden karlar; fakat harici durum
lardan karlan topikalarn ayn kon u ile aralarnda belli
bir mesafe vardr ve ondan ok uzakt rlar. " Ne var ki me
selenin gl Roma d nyas n n regnare in iudiciis dic

tus estini de yldm: "Bu konu sadece fevkalade yararl


olduu iin deil ama ayn zamanda kurallarn tespiti b
yk gl k arz ettiinden tr de, muazzam bir dikkat
le ve zenle ele alnmaldr" . )

1 45

v
Eristik, Sofistik ve Peirastik

Buna karlk Aristoteles De Sophisticis'te ( Peri sophisti


kon elekhon) diyalektii sofistik ve eristikten ayrmak iin
kl krk yarar. Orada bu aynnn diyalekti k varglarn biim
ve muhtevalar bakmndan doru, buna karlk sofistik
ve eristik varglann yanl olduuna dayand sylen ir.
Eristi k sofistikten o kadar farkl dr ki bir eristik ustas
n n hedefi yal n zca gali biyetken sofist gz n hrete ve
onunla birlikte kazanaca gelip geici dllere diker.
Fakat muhtevas asndan bir ifade yah ut nermenin
doru olup olmad sz konusu aynnn temelin i olutu
ramayacak kadar kesinlikten uzak bir meseledir; ve bu
tartmacnn hakk nda kesinlie e n az ulaabilecei bir
konudur. ste lik bu he rhangi kesin ve gven ilir bir form
iinde tartmann son ucuyla da ortaya kmaz. Dolay
syla Aristoteles diyalekti kten sz ettiinde biz buna so
fistik, eristi k ve peirastiki de dah i l etmel i ve onu " bir tar
tmada en iyi sonucu elde etme sanat" diye tanm lama
lyz. Bir tartmada en gvenilir yol sze doru ve hakl
olan bir iddia ile balamaktr, fakat i nsan n mevcut yap
s gz nnde bulundurulduunda bu kendi bana ye
terli dei ldir, te yandan, insan zihninin zayfl hat rla
nacak olursa tam olarak gerekli olan da bu deildir. Ba
ka areler, son u ii n etkili olabilecek baka kesti rme
yollar da gere klidir, zira b u nlar, nesnel haki kate u lama
zorunlu olmad iin kii nesnel olarak haksz olduun
da da ku llan labilir; d u rum un byle olup olmamas nadi
ren tam kesinlie taall u k eden bir meseledir.
Bu yzden diyalekti k ve mant k arasnda Aristote
les'in bize brakt ndan daha kesi n bir ayrm yaplmas
1 46

Ekler

fikri ndeyi m . Bu durumda salt biimsel olduu kadaryla


nesnel haki kati manta tahsis etmeli , diyalektii de tar
tmada istenen sonucu elde etmeyl e snrlamalyz. Bu
na m u kabil sofistik ve eristik de d iyalektikten Aristote
les'in ayrd gi bi ayrlmamaldr, nk onun yapt ay
rm nesnel ve maddi hakikat zerine oturur; ve bunun
ne olduu ile ilgili olarak ak bir kesi n lie tartmadan
nce ulaamayz . Bu durumda Pontius Pilatus ile birl i kte
sormaya zorlanrz: Hakikat nedir? nk veritas est in

puteo: i:v Puffi

i aA.T)9da ( ha ki kat uurumun di binde

dir), Demokritos, Diog. Laert. , IX, 7 2 ) . ou zaman iki ki


i hararetl i bir tartmaya giriir ve ardndan her biri ken
disi n i n kiyle dei ettii teki n i n gryle evine dner.
Her tartmada haki kati n ycelip yaylmasndan baka
bir hed efimizin olmadn sylemek kolaydr; ama tar
tmadan nce kimse onun nerede olduu nu bilmez ve
bir kimse hasmnn ne srd kleri veya kendi syledik
leri sayesinde yan l yne sevk edil ir.

( Peirastik, m:acrttQKO (peiran: snamak, tecr be et


mek; peira: snama, tecr b e ) : deneme ya da snama
ii n , tee b b sleri ileme/deerl e n d irm e : dolaysyl a bir
tartmada tamame n o tartmaya zg tecr bi unsur
l ar deerl e n d i rm e , ya da diyale ktii n daha s k ve da
kik tr olarak bir tartmada hasm n idd ialar n tecr
beye/s namaya tabi tutma. Aristoteles De Sophisticis

.Elenchis, 1 1 'de p eirastiki n eristikten veya safi sureta


ak l yrtmeden farkl olarak " d iyale ktiin bir tr ol
duu n u " syler; b u ndan baka peirastik diyal e ktik ge
nel mah iyettedir ve diyale kti k sorgu lamada k u l lan l r.
"Aynca cevabn bir eyi olumlamasn veya yadsma
sn talep etmek bir eyi gsteren i n deil fakat bir tecr
be/s nama

(7tdpa) yapann iidir. nk snama/sna


(7tEtpacr1Kil bir

mann sonular n deerlendirme sanat

tr diyale ktikti r ve bilen kimseyi dei l fakat cahi l ve bi


lirl i k taslayan kimseyi gz nnde bulund urur. u halde
zel bir durumun nda genel ilkeleri gren birisi bir
1 47

Tartma Sanatnn ncelikleri

diyale ktiki, buna karlk bunu sadece grn rde yapan


kimse bir sofisttir. imdi e kimeci ve sofistlere zg is
tidlal biimi sonulan doru olsa bile sadece zahiren is
tidlal gi bi gr nen istidlal biimidir; b u n u bir tecr be/s
nama yntemi olarak diyalektik ele alr . . . )
"

1 48

VI

Akam yemei nden sonra adetim olduu zere kilisenin


erefi n e kade h kaldrd m; papaz Frank bana bunun iin
teekkr etti ve biricik sevgilisi n i n kilise olduu n u syle
di. 'Squire her zamanki hnzrl yla, "Gel doruyu syle,
Frank, " dedi, "varsayalm ki b i r yanda sen i n b u sz n
ettiin sevgi l i n , gz kamatrc kyafetler i i n d e , dier
yanda sade bir e l biseyle Miss Sophia, 1 39 hangisi sen i n ol
sun isterdin?" Papaz, "El bette i kisinin d e , " d iye cevap
verd i . 'Squire , " Doru syledi n Frank, " dedi; "u itiim
boazma dursun gzel bir kz bu d nyada senin papaz
l k alemi de dah i l her eye deer. Zira aar ve emsal i ey
ler ykten baka bir ey dei l , 1 4-0 bunlarn hepsi asl as
tar olmayan gz boyayc soytarl k ve b e n b u n u ispat
1 39

1 40

(: Roman bir hatrat olarak kaleme alan ve ayn zamanda hikayenin


bakahraman olan Wakefeld papaznn almll ve aklll ile ab
lasn glgede brakan kk kz . ]
( : tythes and tricks but an imposltlon, ali a confounded imposture . :
kilise vergisi ve benzeri eylerin bir yandan bir yk, bir haksz talep
..

dolaysyla eziyet olduu anlam, dier yandan ayn szcn bir


yandan kkeni Lat. imponere: zerine koyma/yerletirme fiilinden
kkte szck imposturede daha ak olan hile, sahte tavr, kilise
terminolojisinde ise takdis iin elini zerine koyma anlamna geldi
i gz nnde bulundurul ursa basit gibi grnen cmlenin tazam
munlan bakmndan ne kadar karmak olduu anlalr. Dier yan
dan bu iki anlamn ayn szckte ok manidar bir ekilde bir araya
gelmesi ve bylesine esrarl bir tarzda i ie gemesi meselenin ha
ki kati ni baka bir eye ihtiya duymayacak kadar ak gsterir ve ay
n zamanda bir baka eyi daha, eski insanlan n "dayatma ile "yap
mackl k" aras ndaki yak nl ve derin ba ne kadar sarih bir ekil
de grdklerini. dolaysyla oklannn zannettii gibi onlarn "istlb
dat"n egemen olduu bir ortamda deil bilakis bugn n insannn
ne tadabilecei. ne de tatsa tadn alabilecei bir "serbestlik" ieri
sinde yaadkJann gsterir. J

1 49

Tartma Sanatnn Jncellkleri

edebiliri m . " "Keke ispat etseniz," diye atld olu m Mo


ses ve ardndan "size bu konuda cevap vere b i l i ri m " diye
e kl e d i . Onun maksadn hemen an layan ve bizi elence
ye hazrlamak iin meclisin geri kalan na gz krpan
'Squire, "Nasl isterse n i z , " ded i , " eer bu konu zeri n e
seri n kanl bir tartma istiyorsanz meydan okumanz
kabule hazmn . O halde nce cevap veri n , tartmay
analoj i k olarak m yoksa diyalojik t 4 olarak m yrtmek
istersiniz?" Moses tartmaya kabul edilmekten gayet
mutl u , " M antk kurallarna gre olmas n isteri m , " ceva
bn verd i . 'Squire , "Buna da kabul , " dedi, "o halde en
batan balayal m , zannederi m varolan n varl n i n kar
edemezsiniz? Eer bunu kabu l etmezseniz daha ileri gi
demem . " Moses, " Pe ki , " diye cevaplad , " zan nederim
bunu kabul edebili ri m , bu kabulden nas l faydalanacak
sanz faydalann bakal m " . Beriki , " yle u muyoru m ki , "
diye karl k verd i , " parann btnden daha az old uu
nu da tesli m edersiniz". Moses, "Bunu da kabul ediyo
rum , " dedi, "doru ve akla ayk r bir yan da yok" . "Bir
genin i alar n n toplamnn iki dik aya eit old uu
nu da i n kar etmeyeceksi niz herhalde?" Dieri "Bundan
daha ak ne olabilir" dedi ve zerine yerlemeye bala
yan kuru m l u tavryla etrafna baknd. " Pekala, " dedi
'Squire, kon umas n h zlandrarak, "ncller zerinde
bylece anlatktan sonra imdi m ahedeye geiyo
rum , kendi kendine varolanlar n birbirine balanmas
karlkl bir ift orantdan kt iin doal olarak sorun
l u bir d iyalojizm t 4 2 dourur ki bu bir bakma ruhani liin
zn n ikinci ykleme atfedilebilecein i ispat eder-" 1 4.3
141

( : Gr. analogia: ana (gre, uyannca )

42

snda, apraz) + logos: legesthai : legein . )


( : Dialogism: hayali tartma; bir ncelden hareketle ikili sonu karna. )

1 43

logos: Gr. dialogus: dia (ara

(: Yazar bylece gerek post hac ergo propter hac gerek secundum

quod n umaras ile eristiin hnerlerini bir kalemde olanca arpcl

yla gstermi ol uyor. )

1 50

Ekler

"Duru n , duru n , " diye bard br , " b u n u kabul etmiyo


rum : birbiri n e bu kadar uzak retilere byle ses kar
madan teslim olacam m zannediyorsunuz?" Sq uire ,
san ki tehevvr iindeymi gib i , " N e , " d e d i , "teslim olmu
yorsunuz yle mi! u basit soruya cevap verin o zaman :
Yakn larn birbiri n e bal olduu n u sylerken Aristote
les' i n hakl olduu n u dnyor musun u z?" b r " H i
kukusuz" diye cevap verdi. " yleyse, " diye e kledi, Squi
re , "imdi soracam eye hemen cevap verin : Enthyme
mam n 44 i l k ksm n n analitik i n ce lemesini secundum

quoad mu yoksa quoad minus mu b u luyorsunuz? delil


lerinizi syleyin : bana hemen delilleri n izi sylemenizi is
tiyoru m " . Moses " tiraz ediyoru m , " d iye atl d , "temellen
dirmenizi tam olarak takip edemiyoru m ; ama eer onu
basit bir nermeyle ifade edersen i z zan nediyorum o za
man bir cevap alabilirsiniz. " "Aman e fendi m , " d iye kar
lad 'Squire, "nasl emir buyurursanz, gryoru m ki
benden hem sizi i kna edecek delil hem de onu takdir ede
cek akl istiyorsunuz. Hayr efendim, zatalinizi temin ede
rim ki siz benim iin etin bir rakipsiniz . " Doal olarak bu
zavall Moses'a kar bir kahkaha tufannn patlamasna
neden oldu. Neeli yzlerin arasnda tek zntl sima
oydu ve toplantnn sonuna kadar da tek sz etmedi.
Oliver Goldsmith

The Vicar of Wakefield

1 44

( : Kyas matvi veya rtk kyas: ncllerden biri e ksik olan fakat zi
hinde tamamlanan yas. )
s

You might also like