You are on page 1of 116

C

.E

R S

Dilsel
Toplunbilin
La sociologie du Iangage
PIERRE ACHARD
eviren
DENlZ KIRIMSOY

lletiim Yaynlar

PRESSES UNIVERSITAIRES DE FRANCE

C E P

N V E R S l T E S
letilm Yaynclk A.. adna sahibi: Murat Belge
Genel Yayn Ynetmeni: Fahri Aral
Yayn Ynetmeni: Erkan Kayl
Yayn Dan:nan: Ahmet nsel
Yayn Kurulu:
Fahri Aral, Murat Belge, Tal Bora, Murat Gltekingil,
Ahmet insel, Erkan Kayl, mit Kvan
Turul Paaolu, Mete Tunay

Grsel Tasarm: mit Kvan


Kapak llilstrasyou: Grcan zkan
Dizgi: Remzi Abbas
Sayfa Dzeni: Filiz Burhan
Bask: efik Matbaas

(i) I Sena Ofset (kapak)

letiim Yaynclk A.. Cep niversitesi 145

ISBN 975-470-426-0

1. Basm: letiim Yaynlar, Haziran 1994


ubat 1993 tarihli 1. basksndan evrilmitir.
Que sais-je?, Presses Universitaires de France, 1993
108, Boulevard Saint-Germain, 75006, Paris France
letiim Yaynclk A... 1994
Klodfarer Cad. iletiim Han No.7 34400
Caalolu stanbul, Tel. 516 22 60 - 61 - 62

nsz

Gnmzde bilgi bir yandan en nemli deer haline gelirken dier


yandan da artan bir hzla geliiyor, eitleniyor. Ama katlanarak
byyen bilgi retiminden yararlanmak, zellikle gndelik yaam
kayglarnn basks altnda, zorlayor: Her eye ramen bilgiye
ulama abasn srdrenler iin de imkanlar pek fazla deil.
Ayrca, zellikle Trkiye gibi lkelerde bir konuda kendini geli
tirmek ya da srf merakn gidermek iin herhangi bir konuyu
renmek isteyenlerin ans ok az. niversitelerimiz, toplumumu
zun yetikin blmne katkda bulunmak iin gerekli imkanlardan
yoksun.
Cep niversitesi kitaplar ite bu olumsuz ortamda, evler;nde
kendilerini yetitirmek, otobste, vapurda, trende harcanan za
mandan kendileri iin yararlanmak isteyenlere sunulmak zere
hazrland.

20. yzyl Fransz kltr hayatnn en nemli rnlerinden olan,


bugn yaklak 3000 kitaplk dev bir dizi oluturan "Que sais-je"
(Ne Biliyorum) dizisini letiim Yaynlar Trke'ye kazandryor.

letiim'in Cep niversitesi, bu byk diziden seilmi , Trkiyeli


okurlar iin zellikle ilgi ekici olabilecek eserlerin yansra, Av
rupa'nn baka yaynevlerinin benzer bir erevede yaymlad
kitaplar da ieriyor.
Ayrca Trkiye'nin' siyaset, kltr, ekonomi hayatyla ilgili konu
larda zel olarak bu dizi iin yazlm telif eserler "niversite"nin
"renim program"n tamamlayacak.
Cep niversitesi'nin her kitab alannn ndegelen bir uzman
tarafndan yazld. Kitaplar, hem konuya ilk kez eilen kiilere hem
de bilgisini derinletirmek isteyenlere seslenebilecek bir kapsam
ve derinlikte. Bilginin yeterli ve anlalr olmas, temel kstas. Cep
niversitesi kitaplarn lise ve niversite rencileri yardmc ders
kitab olarak kullanabilecek; retmenler, retim yeleri ve
aratrmaclar bu kitaplardan kaynak olarak yararlanabilecek;
gazeteciler youn i temposu iinde abuk bilgilenme ihtiyalarn
Cep niversitesi'nden karlayabilecek; alt meslek dalnda
bilgisini gelitirmek isteyen, evinde, kendi programlayabilecei
bir mesleki eitim imkanna kavuacak; ayrca, herhangi bir ne
denle bir konuyu merak eden herkes, kolay okunur, kolay tanr,
ucuz bir kayna Cep niversitesi'nden temin edebilecek.
Cep niversitesi kitaplar sk aralklarla yaymlandka, benzersiz
bir genel kltr kitapl oluturacak. nsan Haklar'ndan Gene
tik'e, Kanser'den Ortak Pazar'a, Alkolizm'den Kapitalizm'e, ista
tistik'den Cinsellik'e kadar uzanan geni bir bilgi alannda hem
zahmetsiz hem verimli bir gezinti iin ideal "mekan", Cep ni
versitesi.

iLETiiM YAYINLARI

iindekiler

GiRi

Dilyetisi, Dilbilim, Toplumbilim.


Dilyetisi ve Diller . . .

. ......... 7
......... 7

Sylem ve Toplumsal Etkileim .. . . . . . . ..... . . . .. . . . . .. . ... .


Dilbilimsel Bak ve Toplumbilimsel Bak ... . .

. ..... 13
. ........ 20

1. BLM

Pillerin Toplumbilimi ve
!levsel Dalmlar........ .......................

. ... ..

ilevsel Dalm ve
Lkse111burg'daki okdillilik ................. .
Roma lmparatorlugu'nda Latince
ve Eski Yunanca.. ..
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ..
. . ...... ...
Tipik Bir okdillilik Ornei: Kasamans . . . . . . . . .
ilevsel Dalm ve Eitim: Bir Dili Yazmak

23

. ........ 23
..

. ........ 28
...... 30
......... 33

il. BLM

Deikenlikten okdillilie
Ferguson'dan Wald'e Kadar iftdillilik...
Dilin Kurulu Boyutu: Fransz Devrimi
Boyunca Franszca ve Tara Azlan . . . . .
. . . . . . ... . . . . . . ... .
Kreoller..........
Ortakdillilik ve Deikenlik ..... ................ ..... ........

......... 36
. ........ 38

..... .43
. ........ 45
49

111. BLM

Dilbilim ve Deikenci Biim...

.51
.52
.59

. ...

Deikenci Biim. . . .... . . .


Deikenlik ve Deiim.......... .. . .............. ..
Deikencilik ve okdillilik: Almaklk
....................... .
ve Alntlar................
Deikenlik, Szdizim ve Anlambilim:
Deikenlikten Syleme Kadar..... ......

.. ...................

. 61
.64

iV. BLM

Toplumsal Bir Etkinlik Olarak Dil.


Edimbilim ve Etkileim ............ .. ......
"Dil Oyunu" Kavram... .. ... ...... . . .. ...
Sylem Boyutunda Dil Oyunlar .. . . .
Cinsler ve Siciller....
. . . ......... .. ... ..............

. ... 71
. .73
. . 78
. .................. .... . 80

...... 82

V. BLM

Szceleme ve Ussallk...
. ..... 89
Toplumsal Dnyann Anlalabilirlii............
.. .. 89
iletiimde Trebilim: J.J. Rousseau'dan
J. Habermas'a Kadar..............................................
.. ............ .. . . ..... 93
Balama ve Bitirme............ ... .
.. ....................
. .. 95
Edil}"lsellik ve Nesnelletirme ..... ......... . .
................. 100
Dil Uzerine Sylemler..
.. 106
SONU..

.. 109

GR

DLYETS, DLBLM, TOPLUMBLM

nsani etkinliin, toplum erevesinde yayld ve dilye


tisinin insanlar arasndaki iletiimi salad herkese bilinir.
Yine de toplum erevesi, iletiim ve dilyetisi kavramlarm
tanmlamak istediimizde baz sorunlarla karlarz. Top
lum erevesi, yani "toplum" , sadece insanlarn belli bir alan
ve belli bir zaman aralnda birarada yaadklar grgl bir
olgu deildir. Bir birliktelikteki ilikiler dizgesidir ve bu ili
kiler kurumlam, salamlam ve iyice oturmu konumlar
getirir, baz grevler yrtr. Sonuta, bunlarn byk bir
ounluu, belki de hepsi, dilyetisini yaratr ve belirli bir
iletiim salar.
Toplum gelimesinde, dilyetisinin rol nedir? Bu soruyu
yantlamak iin, dil etkinliinin i yapsn incelemek gerekir.
Ayrca, dil etkinliinin toplum asndan doasnn yap
olarak neye benzedii sorusu da bu arada yant bulmak zo
rundadr.
1. Dilyetisi ve Diller

Dilbilimin babas saylan F. Saussure'e gre, dilyetisi

an

cak dil erevesinde varln gsterebilen bir etkinliktir.


Franszca olarak yazd eseri, 1 "dilyetisi" ve "dil" arasndaki,
yani dilyetisi etkinlii ile varln srdrebilmesi iin gerelcli
olan ereve arasndaki fark aklayabilmek iin nemli bir
Dilbilimin temel eseri Genel Dilbilim Dersleri Saussure'n kendisi tara
fndan kaleme alnmamtr. rencilerinin (C. Bally, A. Sechehaye, A.
Riedlinger) derslerde biraraya getirdikleri ders notlaror.

kaynak olmutur. Aslnda bu eser, dilyetisi zerine yazl


mtr.2
Genel DUbilim Dersleri'nde "sz" dilyetisinin gerek kul

lanm olarak adlandrlr. Dil, kiiye zg olan szn tasar


lad ortak bir aktarm aracdr.
(. .. )Dil, szn anlalr olmas ve tm dil uygulamalarn

yrtebilmesi iin gereklidir. Sz de, dilin oturmas, yerle

mesi iin gerklidir. Sz olgusu, zaman iinde her an ncelik


tar. (s. 37)
Bir dil, kendisini "derin" anlamda sz etkinliinin iine,

"yzeysel" anlamda da insani yapabilirlie ve genel etkinlie


gtren dilyetisiyle "erevelenmitir''. Dil, bir gncelle
medir. Oluur ve gemiin bir rndr. Ruhbilim, insan
bilim, betikbilim gibi birok dal tarafndan tanmlanabilir.
Dilbilime gre, dilyetisi etkinlii, biimler arasndaki salam
ve dzenli iliki sayesinde "anlam yapma"ya yarayan bir
gelime olarak tanmlanmaktadr.
1.

Dil ve Diller

Saussure' e gre dil, belli bir topluluk

iinde, bir sz aktarmaya yarayan bir dizgedir. Dorudan


gzlemlenemez. Sz balam iinde bir anlam tar. Dil
(dizge) ve sz (etkinlik) kavramlarn tekil anlamlaryla ta
nmlamak, dil trleri sorununu belirsiz klmaktadr.
Dilbilimcinin ii, ayn dile ait tm szce ailesinde biim
lerin yorumlayclara balanmasn salayan ortak kurallar
ayrmaktr. Fakat, szcelerin ayn dizgeye ait olup olmadk
larn belirleyebilmesi iin bir d lt olmayacaktr. Da
yanabilecei tek nokta birok szcenin ayn toplum alan
iinde yer alyor ve kullanlyor olmasdr. Yani toplum dili
nin i yapsn bir varsayma dayanarak inceler.
Bu grn aslnda o kadar ak ve basit olmadn daha
sonra greceiz. (Blm 2) . Dilbilimci, dilsel uygulamalarn

2 Genel olarak dil, duyma ve ses zerine kuruludur. Ancak bu gerekli bir
koul deildir. Yaz, oluan bir uygulaym olarak, sese dayal kulla
nmlardan kaynaklansa da, el-yz hareketleri de bamsz ve btn bir
dil olutururlar: Sarlar dili (Cuxac, 1 983).

toplumsal snflandrlmasna bal olarak hareke't etmek


durumundadr.
Dilin dilbilim konusu olduunu bir an iin kabul edelim.
Diller ise, eitlilikleriyle, toplumdaki gr alarm, dil

uygulamalarnn

simgelemelerini

yanstrlar.

rnein;

Franszca ve ltalyanca ayr dillerdir; Suriye ve Fas' ta ise ayn


dil, yani Arapa konuulur. Arcak, Suriye'de konuulan
Arapa'yla, Fas'ta konuulan Arapa arasnda, neredeyse
talyanca ve Franszca arasnda olduu kadar fark vardr.
Dilbilimcinin dili ve toplum asndan diller baka nok
talarda da karmza kar. Dilbilimci iin, dile ait olmayan
anlalr bir sz kavram yoktur. Toplum asndan ise, szn
her zaman belli bir dilden kaynakland dnlmez. Diller,
iveler, tara azlar arasnda bir ayrma gidilir. "Dil" olarak
adlandrlan olgu ise yazarlara ve tarih dnemlerine gre
deiir. Toplum asndan, dil etkinlii herzamar ylesi bir
dizge deildir ve btn dizgeler de edeer saylmaz.
Toplumbilim iin, belli bir konuma sahip dil uygulaym
lar arasndaki farkllklar gzlemlenebilir. Ama bunun bir
dizge iinde olmas, toplumbilim iin gerekli deildir.
2.

Deikenlik

Dilbilimci dili tanmlar, ama dil toplum

tarafndan gerekletirilir. Saussure'den ok nce bile, birok


aratrmac dili tanmlamaya almtr. Yazyla balad
sylenebilecek tm bu aratrma tarihi boyunca, dilbilgiciler
ve szbilimciler, bir bilgi edinebilmek iin uramlardr.
stelik bugn bile, modern dilbilimciler en kktenci ve en
dizgeci betimleyicilerdir.
Klasik dilbilgiciler, dil uygulaymlarn tanmlar, arala
rndaki eitlilii belirler ve bunlarn nedenlerini bulmaya
alrlard. 17. yzylda Vaugelas, en iyi uygulaymlar be
lirlemek amacyla tanmlar hazrlad. Burada en iyi kulla
nmlar derken, Fransa'da zamann toplum snflarna gre,
asil tabakann dil uygulaymlarndan bahsetmekteyiz. Ayn
dnemde, "Messieurs de Port-Royal", genel ve aklamal bir
dilbilgisi oluturdular. Bu dilbilgisinde, gerek dile ait ku
rallar snflandrmak ve dil retimlerini anlalr klan genel

kurallarn hangileri olduunu aklamak kaygsn tayor


lard. 19. yzyln ilk yarsnda, zellikle Almanya' da baskn
kan bir gr dodu. Bu bak as, dillerin tarihi gelii
miyle ilgileniyordu.
O gne kadar, geni bir hayal gcnn rn olan k
kenbilim, bu ekilde somut bilimler ulamna katlm oldu.
Bu bilimin kulland karlatrmal yntem, dil birimlerini
fazlasyla kk paralara blm olsa bile, Saussure'c dil
kavramnn ortaya kmasna yol at.
ada dilbilim, dil verilerini klasik dilbilgiciler gibi dizge
zerinde, tarih dilbilimcileri gibi dilbilimsel olaylarn grgl
ve sesil zyaplar zerinde toplar. Ama,ne klasik anlayla,
iyi-kt kullanmlar arasnda bir fark gzetir, ne de tarihi
nin artzamanllk anlayn izler. Her tr kullanm eza
manda ele alr. Buna karn, iki engelden kurtulmay yine de
baaramaz:
Dil olaylar eitlilik nedeniyle aa kar. Tanmlar, her
eyi belirleyemez.
Dil olgular zamann akndaki deiimlerle aa kar.
Dilbilim, dili deimeyen belirli bir dizge olarak ele alr.
Ksaca diler, degik en l ikleriyle bir belirlilik kazanrlar.
Amerikal dilbilimci W. Labov, dzenli bir ekilde, deikenlii
dil olaylaryla birletirmeye almtr. Aratrmasnn so
nunda, (blm 3) btn dillerin deiken olduunu ve bir tek
kii tarafndan bile, ayn dilsel retimde ezamanda birbiri
ardna, birok kuraln ortaya karldn grr.
Franszca konuan herkes ulama olgusunu bilir. Bir sz
cn sonunda bulunan nsz, kendisini izleyen ve nszle
balayan bir szckle hece oluturabildii zaman, bu iki
szck birbiriine ulanr. Konuucular, konuma ekillerine
dikkat edecekleri yerde, ulama dizgesine (bir anlamda kulak
alkanlklarna) daha ok gvenirler. Bununla birlikte, ne
ulamay her zaman yaparlar, ne de syledikleri he ulamaya
doru gzyle bakabiliriz.
Franszca'da buna benzer bir rnek daha verebiliriz. Dil
. bilgisi okumu ya da okumam her konuucu sessiz e'yi
10

bazen syler, bazen sylemez. e'nin syleyii, ksmen diger


seslerin syleyiine gre deiir. ki nszden sonra e, varl
n koruma eilimi gsterir.3 Tek bir nszden sonra dme
eilimi gsterir: Eer e'nin dyle yine birbirini izleyen iki
nsz ortaya kyorsa ve onu bir baka e daha izliyorsa, bu
ikinci eyerini koruyacaktr. Bu durumda "fe mele demande"
gibi bir tmcede iki olaslk sz konusudur: je m'le d'mande
ve j'me l'demande. Daha ender olarak grnen je me l'de

mande gibi bir seenei de burada sralamak yerinde olur.4


(.n.: Trkede bunun iin, "postahane-postane" deike
nindeki soluksuz h, "Ahmeti-Ahmedi deikenindeki nsz
yumuamas, dilbilgisinde bir istisna olarak kabul edilebile
cek "aabeyi-abisi" deikenindeki ses olaylarn rnek ve
rebiliriz.)
Deikenlik ancak istatistikler nda gzlemlenebilir.
Hibir konuucu, dilbilgisinin gerektirdiklerini tam olarak
yapmaz, ama hibir zaman da hepsini unutmaz. Bu dil ge
reklerini gerekletirmek iin, birbirlerine oranla eit olma
yan eilimleri vardr. Sylediklerine dikkat ederek konutuu
zamankinden ok daha doru bir ekilde konumaya bu e
kilde devam ederler.
Ses olaylarnn dil tanmlarna dzenli bir biimde yer
letirmek iin, dilbilimcilerin 20. yzyln ilk yarsn bekle
meleri artc grnebilir-5
17. yzylda Vaugelas, saraydaki dil kullanmlarna ncelik

tanyarak, dil uygulaymlarn aamalandrarak ilk kez de


ikenlik kavramn ele alyordu. Bauzee de Encyclopedia'nn
"Dil" maddesindeki aklamasnda konuma biimlerini,
konuucularm siyasal yasallklarna gre aamalandrd. (Bir
millet, bir hkmete bal deilse leheler yasaldr. Eer bu

3 rnekleri F. Gadet'den aldk.

4 Bu, zellikle szl dili yazya geirmeye alan romanclarn tercihidir.


5 "Serbest deikeler" konusundaki ilk almalar A. Martinet'ye aittir
(zellikle, 1 955). Labov bunun sorunsallna dikkat ekmi, olgunun
dizgesel tanmyla beraber, istatistik boyutunu da tanmlamaya al
mtr.

lI

szkonusu deilse, sadece tek bir yasal lehe vardr. Gerisi


alt tabakann adi tara azndan baka bir ey deildir).
Labov' dan nceki dilbilimcilere gelince: onlar, deikenlikte
dilbilim balamndaki koullarn ok etkili olduunu d
nmyorlard. Kavram asndan ayr, ama birbirine yakn
dilleri, yan leheleri oluturan olgunun, daha ok szn
toplumdaki koullar olduu grnde birleiyorlard. Bu
eilim mutlak deildi. Ama, Gillieron, Gauchat gibi zamann
lehebilimcileri tarafndan yaplan almalar, daha sonra
yine de Labov'un kulland kaynaklar olmutur.
Deikinlii bu ekliyle ele almak, toplumbilim birimle
rini tanmlamay kanlmaz klar. Sadece, dilbilim evresi
nin, konuucunun toplumdaki durumu ya da toplumsal
parametreler iinde yapt istatistik almas, salam ka
ntlar sunamaz. alma boyutlu olmasna ve dil olaynn
dzenli olmasna karn, her trl durum ve koullar ta
nmlanmadka eksik kalacaktr.
Deikenlik sesbilim alannda kolaylkla kantlanabilir.
Szdizimi ya da anlam biliminde, sesbilimin konumu ok
daha zayftr. Fakat bu, degikenlik olgusuna hibir ey ka
zandrmaz. Diller benzer deildir. Her an, her konuucu iin,
badamayan kurallar birarada varlklarn srdrebilirler.
Dil kurallar iinde en geerli ve sabit dizge, dil seenekleri
nin arasndaki olasla dayanan dizgedir.
Deiimi, dilbilim asndan tanmlamak gerekir. Dilde,
deikenliin konusu olmayan ulamlandrlm kurallar var
dr. rnein, Franszca konuan her kii b ve p seslerin ayrt
edebilir. Szdiziminde, Latince ve Rusa'dan farkl olarak ta
nmlk kullanr. Anlambilimde ise, eylem zamanlarndaki baz
deikenlere ramen, genel yap ortaktr. Belirli olduu var
saylan bir dil iin aadaki gibi bir snflama yaplabilir:

Dil

Durum

Ulamlandrlm

Tm konuucular tarafndan ortak ksm


kabul edilen, deikenlik olmadan
uygulanan kurallar

12

Deiken ksm

Seenekli kurallar. Tm

konuucular

duruma gre istedikleri olaslklar


(gereken olaslklar) kullanabilirler.
Lehe olan ksm

Seenekli kurallar. Dil retiminde


bulunan konuucuarn uamlanm
dalmlar

Dilleri ayrca, u ekilde de snflayabiliriz:


yice snrlandrlm dil

baskn olan ulamlandrlm ksm

Toplum snflamasna
kar duyarl olan dil
(
" iltdillilik" durumu)

baskn olan deiken ksm; burada da


toplum etkenleri belirleyicidir.

Deiimde olan dil

baskn olan deiken ksm, burada


konuucunun ya etkeni belirleyicidir

Almaklk ve alntlarn ska gereklemesi;


liki kurma durumu
bu, btn konuucular iin deiken olabilir.
levsel dalm

Durum toplumbiliminin egemen olduu de


ikenler

Toplumsal grn ele almak durumunda kalan dilye


tisinin dilbilimsel incelemeleri zerinde deikenliin etkisi,
bu konunun ne kadar nemli olduunu yeterince gster
mektedir. Bylece ortaya kan deikenci dilbilim, dilin
toplumbilimine bir kavram kazandrmak iin bize yol gs
terir.
11. Sylem ve Toplumsal Etkileim
1.

Sylem Kavram ve Toplumbilim

Dilsel toplumbilim

sadece dillerin eitlilii gibi konularla ilgilenmez. Saussure


tarafndan sz kavramyla ortaya atlan
da incelemeliyiz. G. Guillaume ve

dil uygulamalarn
Z. Harris, bu konudan

bamsz olarak ve benzeme nedeninden dolay, szn et


kin kullanmn karlayan sylem terimini getirmilerdir. Bu
terim, onlara gre, sadece dilin basit bir gncellemesini
deil, bir dil eylemine karlk geliyordu. Bu terim, birok
yazar tarafndan birok farkl anlamda kullanlmtr.

Bize gre sylem, uygulaym durumundaki dil kullan


mdr. Bu kullanm, etkin dil eylemi olarak tasarlanmtr ve
bir eylemler (dilsel olsun olmasn) btnyle ilikidedir.
Kendisi de bu btn iinde yer alr.
Sylem kavram, teknik anlamyla kullanlan btn ortak
anlaml kavramlar gibi, sakncalar olan bir terimdir. Bu te
rim bazen belli bir konumdaki dilyetisini, bir yandan balam
asndan, dier yandan bir istein klgclna gre deer
lendirir. Baz dilbilimciler daha az farkllk oluturacak te
rimler nermilerdir. Benveniste tmcenin "dilbilimsel
zmlemenin ulaabildii en son dzey" olduunu yazar ve
yle devam eder: "Belirsiz bir yaradl, sonsuz sayda e
itlilik anlamna gelen tmce, etkinlikteki dilyetisinin bile
can damardr. (. ..) tmceyle, gsterge dizgesi olan dilin
alanndan klr; sylemin anlatm ifade ettii, iletiim arac
olan dilin apayr bir dnyasna girilir".
Dillerde, tmceleri kendi aralarnda dzenleyen szck
ler vardr. Bunlarn dilbilim ilevleri, tmce snrlarn bir
rpda averir.
Mantksal bantlar (nk, sonuta, o halde,
yinelem adllar

ama, ve, ... );


(o, onda, onun, oraya, ... );ya da hala, hi,

imdi gibi belirteler; metne bir gerignderi yapldnda


devreye giren gsterme adl ya da sfatlar... Aslnda gerek
ten dikkate alnmas gereken bu noktalardan baz yazarlar,
sylemin tmceden daha uzun bir szceler dzeni olduu
sonucunu kardlar.
Dil ve sylem arasndaki fark, tabi! ki bir uzunluk soru
nundan deil, bir bak asndan kaynaklanr: Herhangi bir
szce i yaps gereince bir tmcedir. Bir sylem de, her
hangi bir durumda, herhangi bir insan tarafndan etkin bir
biimde sylenmi ya da yazlm olduu andaki lsyle
bir tmcedir. Onu tmce yapan, bir dil dizgesine (Sassure'c
dil) uygunluu, onu bir sylem yapansa, etkin kullanm ve
gerek zyapsdr.
Benveniste'in dikkat ektii bu nokta, kktenci adan
aklanmaldr. Dil sylemle var olabilir ve sylemin uygu-

14

lan dil dizgesine dayanr. Bu aktr. Ancak, yine de kk


tenci bir aklamaya gereksinimimiz var. nk, sylem
zmlenmesi sadece dilbilimini deil, yoruma dayal dier
bilim dallarn da ilgilendirmektedir.
Dil kullanm demek olan sylem, tam anlamyla top
lumbilime dayanmaz. Gerek dil kullanm, sonsuz, ak bir
ufuk izgisi gibidir. Dilbilimci, gereklemi herhangi bir
tmce karsnda, her trl yoruma ak bir yap bulacaktr
(deikenlii de gz nnde bulundurursa). Fakat, herhangi
biri tarafndan, herhangi bir ortamda, sylenen herhangi bir
tmce birok yoruma ak kalacaktr: tmceyi syleyen ki
inin zel yaam, eylemlerin dizili dzeni, toplum kural
larna uygunluk, dinleyicilerle oluturduu iliki, tmcenin
gzellii veya nitelii, ... Artk, her bilim dal, inceledii
olaylarda (ruh, tarih, toplum, edebiyat vb.), dil eylernleripi
tekbir ynyle de olsa, stlendii grevlere gre incelemeye
balayacaktr.
Diyebiliriz ki, bak noktalan bir dizi oluturduklar anda,
somutlamaktadrlar. Dilbilimci iin, bir szce dizisi ayn
dizgeden kaynaklanmaktadr.

Bir sylem zmleyicisi

iinse, szce dizisi, dilyetisinin oluturduu kullanmla e


deerdir. Bu ayrmla, bir anket, gerek bireyin verdii btn
yantlar, gerekse bir soruya verilen tm yantlar dikkate al
narak incelenebilir. Szce, gz nnde tutulan deerlere
gre ok farkl anlamlar tayacaktr.
Ancak, tm bunlar grecelidir. Seilen dizi ne olursa
olsun anlam, belirli bir toplumsal kesimden kaynaklanr.
nsanolu, paylalacak tek toplumsal koulun dil olmasn
isterdi. Ama, dilbilimde, deikenlii ele almak durumunda
brakan akmlar, bu umudu ykmtr. Dier bilim dallan,
kendi sorunlarn, sylemin toplum boyutunda

zemez

ler. Aslnda hibir ey tek bir odak noktasyla zm kaza


namaz. Bir sylemi gerekletiren kii ele alnmadan,

top

lum etkileri gz ard edilerek, tarih bilgisi hie saylarak ve


toplum boyutlar dzene sokulmadan hibir ekilde tam,
somut bir bilgi elde edilemez. Bu baz bak noktala-rn

15

tanmlamamz salar ama bunlar elememize katkda bu


lunmaz.
2.

Etkileim

Sylem kavram, szn kullanmnn bir

toplum eylemi olduunu gsterir. Dilbilim dizgesi, yani dil,


bu eylemin gsteren olmasn salayan b iimdir. Etkileim
kavram ise, bunlarn tersine bir tutuma iaret eder: Bu,
toplum gelimelerinde, dil boyutunun ele alnrlr.
Toplumbilim, her zaman, dile dayanan birok toplumsal
olguyu kapsamna almtr. Les Formes elementaires de la vie

religieuse (Dini yaamn temel biimleri) adl eserinde


Durkheim, inanlara deinir. Weber, olduka aprak
olaylar ele alarak iktidar eitlerini saptar. deolojilere ma
nevi bir zyap kazandrm grnen Marx ve Engels de
"bilgi"nin nemini kabul etmeyen "adi maddiyatla" kar
koymulardr.
Ancak, baz dil olaylarn ele almakla, aprak zgllkle
rini, hatta dilbilimsel biimlerini ele almak arasnda fark var
dr. Budunyntembilim, budunbilim, iletiim ya da etkile
imsel simgecilik gibi bir okul dizisi nedeniyle, 30 yllk bir
sre boyunca, bu konudaki denemeler asndan yol ksmen
kapalyd. Bu grler, dtalk ngereini az ok "klasik"
toplumbilime atyorlard. "Dardaki" toplumbilim olaylarn
ele almyorlard.
Toplum yeleri arasndaki etkileimleri aratrarak, onlar
iin gereklii olan toplum ulamlar (rnein, toplumsal s
nflar) oluturmaya alyorlard: konuma, szcklerin se
imi, sz kesme, bir dilekedeki hitap biimleri ya da iltifat
gibi dil olaylar onlar iin daha nemliydi. Daha sonra "Dil
bilimsel edin" biimi zerine "letiimse! edin" kavramn
gelitirdiler. Onlara gre, szn ifade edilii, yalnzca dilsel bir
yapabilirlik gerektirmiyordu. Grg kurallarna, yerleik top
lum kurallarna ya da bunlarn izlerine de b alyd. Dilbilim
biimlerine fazla deinmemekle beraber, bu almalar, dilin
sadece insanlar arasnda bir iletiim arac olmakla kalmad
n; toplumbilimin kesinlikle, dilin inceleme alanna girmesi
gerektiini gndeme getirdi.

16

3.

Dil ve Toplumsal Yaam -

lnsanbilimsel olarak ok

farkl dillerle bir karlatrma yapldnda baz yazarlar,


dn yaps ile dil yaps arasnda ok dar bir ilikiye daya
nan bir varsaym gelitirdiler:

Sapir-Whorf varsayzm.

Fishman (1971 ) bu varsaym tartmasna iki bak as


kazandrr: Birincisi,
nmnda

dilyetisinin, yani sylemin etkin kulla


dil yapsnn az ok belirleyici zyapsdr; Fishman

bunu dilbilim ve dilbilimd arasnda bir kartlk olarak ele


alr. kincisi ise

szlk/ szdizim kartldr. Bu ikinci kar

tlk her alana kadar genietilebilir: nsan, herey iin (ses


bilim, szlkbilim, szdizim, anlarnbilim, edimbilim, vb.)
neyin dilden, neyin sylemden kaynaklandn kendi ken
dine sorabilir.
Bunlarn herbiri dilbilim-dilbilimd ve szlkbilim
dilbilgisi kartlna sahip drt nokta ortaya karr:

1 . Szlkbilim tam anlamyla dil bilimden kaynaklanr;


szdaar ile dnyevi alglar arasnda zayf bir ba vardr.

2. Szdaar bir dnya gr deil, baz kavramlarn al


glanmasn kolaylatran ya da zorlatran bir "kafes"tir.

3-4. nc ve drdnc noktalar ayn ekilde grupla


mak olanakldr. Ancak,ayrc dil olgusu olarak szdaar
yerine dilbilgisini alr.
Dil, dilbilimci tarafndan d yzyle ele alnr. Bylece

diller toplumbilimin

konusu olarak kalr. Sonuta, dilbilim

asndan dzensiz de olsa baz olaylar, dillerin toplumbilim


asndan yaplandrlmasn salayabilir.

O halde "Eskimolarda karla ilgili terimlerin, Arapl arda at


cinsleri ile ilgili szcklerin bolluu" ak bir sonutur
(Fishman, s. 107) . Yaam biiminin deimesiyle, hibir
dilbilim etkisi olmadan, bir szdaar yok olabilir.

rnein,

Franszca' da, anlambilim alan dnda ok az tanna n -atre

(Bleuatre, rougeatre)

ve

- ir soneklerini

alan

(bleuir, rougir)

baz renk terimleri biimbilgisel ya da szdizimsel zyaplara


sahip olsalar, durum ok daha farkl olur.
"Dnce" ile szdaar arasndaki iliki, insanlarn bir
"dnce geleneinin "ardndan" ya da "erevesinde" d17

ndn gsterir. Ama, kalclklar hibir zaman "kesin


lik" kazanma ansna sahip olmayan terim yaratma abas
da (eretileme, dzdeimece, ekler ya da alntlar yoluyla),
bu terimlerin dilden (Saussure' c anlamyla) kaynaklan
mamasna karn her zaman devam etmitir.

Sapir ve Whorf tarafndan ortaya atlan varsaymn bu

yansmas, dili bir kenara koyarak, sylem erevesinde,


"zayf" bir ifade iin szlk boyutunun ne anlama geldiini
sonu olarak ortaya koymutur.
Dier btn eyler de szdizimini ilgilendirmektedir.
Benveniste, nl "Dn ulamlar ve dil ulamlar" adl
makalesinde ( 1 966), Aristo'nun ulamlarn inceler:
Bunlar on tanedir. Yedincisi "duru" anlatr. rnein, "il
est couche". Sekizinciyse "olu" anlatr; rnein, "il est
chausse". Bunlar, filozof tarafndan genelile "ss" olarak
ela alnm. Oysa, "faire" (yapmak) ve "subir" (katlanmak),
yani 9. ve 10. ulamlardan nce yer almlar. Btn bu
ulamlarn, Yunan dilbilim ulumlarna karlk geldii unu
tulmamaldr tabii. 7. ulam, ortaya denk gelmekte. Yani,

edilgen ve etken arasnda tam bir yere sahip deildir. (.n.:


Edilgen bir tmce kuruluuna sahip olmakla birlikte, bu
tmce etken bir anlam ykldr. Kimi Franszca dnl
eylemler de ayn deere sahip bit orta atdr. Sekizinci
ulam ise, zaman ve kip arasnda belirsiz bir biime sahiptir.
Yunancada asl kartlk bu orta at ile etken arasndayd;
edilgen "tremi" bir biimdi. f. nokta gz nne alnrsa,
"Katlanmak" ulamnn sonda olmasna ve belirli gemi
zamanla orta atnn dilbilgisine sokulmad diller ze
rinde alan yorumcularn 7. ve 8. ulam "ss" olarak ele
almalarna pek amamak gerekir. Bu ulamlara atfedilmi
esas yapy onlar kavrayamam ama, anlam ve evire

bilmilerdir. O halde, dil ulamlar, dn ulamlarn olu


turur, ancak belirleyemez.
Jacobson, sylenmesi gerekenlere gre, diller arasndaki
farkn daha az gze arptn belirtir ("Herey" sylenebilir

ya da en azndan evrilebilir). Franszca, ngilizce ve Yu-

18

nanca' da bir nesne belirlidir ya da deildir. (J'ai vu un livre


/le livre; Kitap grdm/ kitab grdm). Ancak Latince ve
Rusa'da durum farkldr. Nesneye belirlilik kazandrmak
elbette ki olanakldr ama, nesnenin kknde deiiklik
yapm;k gerekir. Bylece, konuucu da, nesnelerin doas
na gre zorunlu deiiklikleri yapmaya eilimli olur.
Sapir-Whorf varsaym, kuwetli biimleri asndan (1. ve

3. deikeler) yansma savnn ters bir retisi gibidir. Bu

biimlere gre dnceyi belirleyen, insann "somut" ama


dilsel olmayan yaam koullardr: Dilyetisi sadece bir yan
smadr. Lenin tarafndan yaygnlatrlm bu yansma sav,
sylemin (hatta u boyutunda dilin de) altyapsn (biyolojik.
ve tef<no-ekonomik altyap), st yapsna dntrenin dilsel
toplumbilim olmasna dayanr.
Ksaca, sylem ilevi konusunda iki biem grebiliriz:
Sapir-Whorf varsaym

OH-----> sylem-----> uygulaym (dilbilimsel altyap)


Yansma Sav

zdek uygulaymlar ----> sylem (zdek altyap)

Altyap kavram, ok uzun zaman kullanld halde, bu


gn deerini tmyle kaybetmemi olmakla beraber kulla

nlmamaktadr. Toplumun dank olmayan kesimlerinde


dierlerinden ok daha "durgun" olan birimler vardr.
(Nfus ve karayollar hafif sanayiye oranla daha durgundur).
Ayn ekilde dank evrende de dierlerinden daha durgun
birimler bulmak olanakldr (Moda konusundaki sylemler,
blimsel konulardakinden daha hareketlidir). Ama ses bilgisi
ve szdizimi bileenleri asndan dil ok sabit bir yapya
sahiptir.

Yine de diller ne bir st ne de bir alt yap iine sktrla

maz. Sylem bir uygulamadr ve "son aamada" ne dil tara

fndan ne de dilsel olmayan uygulamalar tarafndan belir


lenebilir.

19

III.

Dilbilimsel Bak ve Toplunbilimsel Bak

Dilbilimsel bak ve toplumbilimsel bak zaman zaman


birbirlerinden ok farkl, zaman zaman da o bal zel
likler gsterirler.
Dilbilim, biimler zerindeki dzenli ilemleri ve dilsel
geliimlerin dkmlerini konu olarak ele alr. Bu biimler
asl olarak sese dayanr ama, anlam tamaya elverili yz
hareketleri ya da grafikleri (ekil ya ;la yaz) de ierir. Bi
imler dzeni dediimiz, Saussure'n dil olarak adlandr
d, belli deikenliklere dayanan dzendir.

Dil yetisi dil kavramnca kapsanr: Hem yzeysel anlamda


dillerin eitlilii nedeniyle, hem de zgl olarak; nk
"dzen" her zaman sylemdeki yerini korur. Her iki ynden,
toplumbilimi ilgilendirir.
Yzeysel ynden, toplumbilim farkl dillerin, gerek dil
bilimsel bak gerek toplumsal algs asndan, ayn top
lumda, farkllam uygulamalarda nasl ilediini inceler.
zgl ynden, toplumsal geliimlerdeki sylemlerin ye
rine geer ve onlarn dilbilimsel yaplarndan soyutlanamaz.
Ayn toplumda konuulan farkl diller birbirlerinden
kesin olarak ayrlamad takdirde, durum ok daha kar
mak olur. Deikenci dilbilim, dilbilim dnyas iyi snr-.

landrldnda, toplumbilimi bir ara olarak kullanabilirse,

dillerin ayrm konusunda toplumsal bir anlam olmad


grlebilir. O halde, deiimler ve dil ayrmlar konusunda
bir toplumbilim aratrmas kanlmazdr.
Dili, d yapsyla inceleyen toplumbilim, tm gerekli
yntemlerle, dilleri ve deikenlii ele alr. Toplums(\} kul
lanm inceleyen toplumbilim ise syleme dayanr. Sylem,
basit bir yansma eklinde deil de, etkin bir ekilde, nes
nelerle deil toplumbilimin yntemleriyle kaynar.

Dilbilim, st kapal olarak dili inceleyen toplumbilime

iki ekilde girer. Bir yandan dilin ufkunu izer, dier yandan

da gcl anlam varln ortaya karr. Bir akustikinin


20

yapt gibi, biimlerin kendisiyle anlam tamadklar srece


ilgilenmez. rnein, sesbilim, anlam ayrc olmad ya da
"yansz" olduu Zaman, sesbilgisi asndan iki farkl sesi
zde alglar.
Buna ramen, baz durumlarda, birbirleriyle hi ilgisi ol
mayan iki ayr biim ayn anlama gelebilir (rnein, "pen
cereyi aamaz myz?" ya da "Hava amma da scak"). Anlam
dzeni o halde, dilbilime deil, iinde toplumbilimin de yer
ald yorumcu dzeneklere dayanr. Ayrca dilin eylem bo
yutuyla, anlamn sadece dzeneklerde yer almad, ayn
zamanda nesneleri de oluturduu sonucuna varrz. Top
lumbilimsel olgulardan bahsedebilmek iin, bu olgunun
hangi sylemde olutuu ve anlam boyutunun nasl biim
lendii sorularna hemen bir yant bulmak gerekir.
Dilsel biimler, birbirlerinden olduka farkl iki ekilde bir
anlam kazanabilir: Birincisi "kaplam" (bir kavramn kapsa
mna giren gelerin tm)- ikincisi "kullanm uygunluu"
(adlandrld szckle gsterilebilmesi iin, nesnece ta
nmlanmas gerekenler. Edilgen, etken, kii adllar, Avrupa
dillerindeki kipsel eylemler, tanmlklar vb. dier dilsel bi
rimler szceleme etki ve ilevine sahiptirler ama, "tanmlar"
ya da "kaplamlar" yoktur. Bunlar ounlukla, iyi snflan
drlm, dzenli ve deimez dilbilimsel ilevlerdir. Dil ey
lemlerinin edimi iin bu ilemler ayr bir nem tutar ve
szcelemeyi inceleyen dilbilime yer verilmesine neden
olur.
Ksaca, toplumdilbilim sorunlarn drt ulamla, snflan
dran bir izelge elde ederiz.
Bilimsel bakt
Nesne

Dilbilim

Toplumbilim

Dil

Deikenci Toplumdilbilim

Dillerin ve
deiimlerin
Toplumbilimi

Sylem

Szceleme Dilbilimi

Sylem
Toplumbilimi

ll

Bu kitapta ilk blm diller toplumbilimine ayrdk. 1.

Blm, ok dilli toplumlarda, birbirlerinden iyi ayrlabilen


diller olgusunu ele almaktadr. II. Blmde, diller arasnda
kesin olmayan dil ayrrnlanzerinde durduk. Ill. Blm ise
i deikenleri, deikenci dilbilimi ve bu tanmlar dorul
tusunda toplumbilimin yerini incelemektedir.
II. Ksm, sylem toplumbilimi ve szceleme dilbilimi

arasndaki farklara deinmektedir. N. blm, olaylarn


toplumbilimsel zmlemesi ve biimlerin dilbilimsel
zmlemesinin nasl ortaya ktn incelemektedir. V. B

lmde, ussallk kavramna ve dnyada toplumbilimcinin


yerine zellikle deinerek, dank grnn toplumsal
sonularn rnek vererek gstereceiz. Dilde sylemin ye
rine de bir ksm ayrdk. Bu, birinci ve ikinci ksmlar bir
birlerine balamamz salayacaktr.

22

BRNC BLM

DLLERN TOPLUMBLM
VE LEVSEL DAGILIMLARI

Dilbilim dergisinde "Who speaks what language to whom

ad when?" adyla yaynlanan makalesinde (1965) J. Fish


man, dillerin toplumbilimi sorununu ortaya koydu:

Bu makale, toplumda iyice yaygnlam ve olduka sabit


bir okdillilik artyla, kimin, hangi dilde, kiminle, ne zaman

konutuunu anlamamz salayacak, birok deiebilir


betinleyici ve zmleyici biimsel tanmlamalarla (... ) s
nrlandrlmtr. "Altgruplardaki" okdillilie "gruplararas"

okdillilikten, yani tek bir halkn iki veya daha ok disel


kodla, kendi i iletiinlerini saladklar kullanmdan daha
ok ncelik tannmtr.
1. levsel Dalm ve

Lksemburg'daki okdillilik

Fishman farkl dillerin farkl toplumlara ait olduu gr


n eletirmektedir. levsel dalmn temel sav, ortak
daarda, dil seiminin , toplumsal kullannlar tarafndan
belirlenmesine dayanr. Bu kullanm farkl boyutlarda ele
alnr. Fishman'a gre bu boyutlar yledir:
Bir gruba aitlik
Etkileim durumu, konuuculararas ilikiler
Konumann konusu
Etkileim alan

tletiim "arac" (yaz ya da sz)


Etkileimde rol (isel dil, anlama, alglama)
Durum (yapmack, doal, samimi)
Baskn kma sorunlar

23

Bir alan, aitlikle, durum ve etkileim konusu arasnda


sabit bir badr. Toplumbilimsel zmleme, her okdillilk
durumunda alanlar tanmlar ve kullanm skln inceler.
"Geni anlamda alan, kimi zaman etkileim iftleri ara
sndaki ilikilerce, kimi zaman zyapsal deitokularca,
kimi zaman da baz konulara uyarlanm ayrcalklarla be
lirlenir. Okuldaki bir snfta ya da bir sanat kursunda ayn
durum geerlidir."
Fishman'n makalesini, J-R. Reimen'in, bamsz bir
devlet olan Lksemburg' da, ayr dilin (Franszca, Al
manca ve Lksemburgca) konuuluyor olmasn ele alan
bir uygulmas izlemektedir. Reimen, Lksemburgca'y, Al
manca'nn bir lehesi olarak deil de, ayr bir dil olarak ele
almtr.
Lksemburgca, dier dillere gre, her trl yapmack ol
mayan durumlarda kullanlmaktadr. Yazar bunu "iki kiilik
kullanmlar" olarak adlandrmaktadr. Franszca, yasal du
rumlarda kullanlmaktadr. Almanca'nn ise zel bir kulla
nm alan yoktur.
Uygulamada olan bu dillerin aarnalandrlm ekli ve dil
alm-verimi arasndaki farklar aadaki izelgede verilmi
tir. (rnein, Alman radyosunu dinleyen Lksemburglular
dikkate alndnda, izelgedeki karlkl dzen bazen bo
zulur.)
Bu izelge, zellikle tarihi adan nemini yitirmitir.
Yaplan gzlemler dizgecilikten yoksundur ve gnmzde
geersizdir. Yine de, byle bir zmleme ilevsel dalm
konusunda, baz zyaplar gstermektedir.
BIRARADA UYGULANAN DiLLERiN KULLANIM lzELGESI*
Verim

Alm

LFA X

LFA X

Konuuculararas lma zellii


tamayan, tek kiilk szl konumalar
1. Sylev, deme, konferans, sylei

24

2. Toplumsal Konseycte, Milletvekili

Odasna szl mdahale

3. Radyo

LF X
.
L.

LF X
ALF X veya
LAF X

l t veya AFf

4. TV
5. Plak

AFt
AH

6. Sinema

7. Tiyatro

LFA veya
LAF FAL X

8. Toplu dualar

AL 't

Alt

9. Kiisel notlar

xx

xx

1 O. zel yazmalar

xx

xx

11. i yazmalar (kamu


idaresi, dernekler, sanayi,
ticaret. banka, hukuk)

FAt

FAt

12 Yayn

FAL 1'

AFU

13. Lksemburg gnlk yaynlar

AF X

AF X

14. Blgesel gnlk yaynlar ...

FAt

15. Yabanc gnlk yaynlar

FAt

16. Magazinler

Yazl Metinler

AF X

AF-!

17. DiOer haftalk ve sreli


yaynlar

AF X

AFt

18. Revler, ctergiler

FAt

FAt

19. Reklamlar

xx

xx

FA t

FAt

20. Levhalar, tabelalar, ilan

yazlar

izelge iin aklamalar:


AFL gibi bir veri, Almancann, Franszca ve daha Sonra Lksemburgcadan daha ok
kullanldOn gstermektedir. Yukar kan ya da aaO inen ok, ilk iki dilin kullanmnn
arttOn yp. da azaldOn gsterir. X harfi ise, o konuda, yazarn verilerinin yetersiz olduOunu

ifade eder.
Karlkl edilgen kullanmn, ok dillilik zyaps nedeniyle bu izelgede yer almtr

Lksemburg'a ait, Fransz ve Belika provenslerinin kendi sreli yaynlarndan


olan gnlk yaynlar

25

Lksemburg, corafi adan farkl milletlerin konutuu


dilleri ieren svire' den ok daha iyi bir rnektir. Lksem
burg'da dilleri belirleyen, durumdur. Toplumun st yaps
nn Franszca konuma eilimi, dilin kullanm alanlarndan
kaynaklanmaktadr. Ayrca eitim-retim dizgesine de
baldr. Lksemburgca evde, Almanca ve Franszca da
okulda yaygndr. Lksemburgca okulda retilmemekte
dir.
Ama hereyden nce eitim dilidir. Okulda nce Almanca
renilir; bir buuk yl sonra Franszc'aya balanr. Bylece
Almanca adm adm Lksemburgca'nn yerini alr ve 4. s
nftan sonra bu yeri Franszca'ya brakr. Dillerin aama
landrlmas, eitim derecesinin ilevindedir.
Reimen'in tanmladklar, dil kullanmnda grgl bir l
ndr Lksemburg' da yaynlanan dergilerin hem Almanca
.

hem de Franszca olduu ve Franszca'nn Almanca'dan


daha yaygn olduuu belirlenmitir. Fakat, bir kullanm
belirleyen gzlemci, bunu toplumdaki kiinin boyun edii
bir kural olarak yorumlamaya itilmitir. Oysa, kullanmlar
kurallar oluturmazlar, sadece etkilerler.6 Dilin nasl uygu
land konusunda yaplan bir gzlemden kiilere balana
bilir bir kullanm kural "sonucu karlr". Kullanm kural
laryla, sorgulama srasnda verilen yantlarda ortaya kan
ak kurallar birbiriyle kartrmamak gerekir.7 tleri blm
lerde tekrar greceimiz bu konu ok geni kapsamldr.
Belli aralklarla yaynlanacak olan bir dergi oluturmaya
alan bir Lksemburglu, belli eylerin (yayn aralar, for6 Sreli yaynlara zg bu konu, Lksemburg'da kullanlan iki sz ile
zetlenebilir:
- Eer sreli bir yayn gerekletireceksen Almanca ya da Franszca kul
lan.
- Eer yaynn bir revyse, Franszcay Almancaya tercih et.
Bu szler Grice (1975) tarafndan ortaya karlmtr. Daha !azla bilgi iin
bkz. Bachman, Undenfeld ve Simonin (1 981).
7 Burada klasik toplumbilimsel bir sonucu ele alabiliriz: Uygulaymlar,
toplumsal aktrlerin yaptklarndan doar. Bu yaplanlar da ilkelere
baldr.

26

mat, maket, ierik, yazlarn siyaseti) seimini yapmak zo


rundadr. Bylelikle, toplumsal konumu okuyucular tara
fndan belirlenen btn, bir "rne" dnr. Dil seimi de
dierleri gibi seilmesi gereken bir birimdir ve seimin ilkeleri buna anlam kazandrr. Baka bir deyile, Almanca'nn
seimi belirli aralklarla yaynlanan bu yayn "dergi" anlayndan uzaklatrr.
Bu ilke, kiisel gdmlerin boyun emek zorunda kal
dklar ve kullanmda aa kan st kapal kurallarla snrl
deildir. Gdmlerin toplumsal anlamna deer bimeyi de
salar.
levsel dalmda dil seimi, dier ynden yerlemi
toplumbilimin aklayc deikenler rettii bagmsz bir

degiken deildir. Byle bir ema, aratrmacnr kendisini


tanmlayc bulgular getiren bir insan olarak gstermesinden
daha fazla ey ifade eder.
Aratrmac, dil seimini gdmlerin bir szgeci eklinde
tanmlayarak, bunun bir tr karlkl grnts olarak yeni
bir toplumbilim yaratmtr. Lksemburg'da, "karlkl ko
numa kUllamm", Lksemburgca'nn tek alandaki kullanm

nedeniyle, bir grnt biiminde ortaya kar. Tpk, hukuk


ulamnn Franszca'nn tek alandaki kullanmyla ortaya
kt gibi.
Her okdillilik durumunda, uygulanabilir deimez veriler
btnne sahip olmas artyla baz alanlardaki tartmalarn
sonularn hi ekinmeden dikkate almayabiliriz. Eer dilsel
gdmlerin toplum kltr dzeniyle ilikisi varsa, ( ... . farkl

okdillilik durumlarnda, farkl zmlemelerle dil kuanm


alanlar gznnde tutularak bir ayrma gidilebilir. Bylece
de sezgisel, teorik ya da grgl biimde tanmlanabilirler.
llke sorunu nasl zlmeli? Grgl yorumlamay kulla
nm ln olarak ve usu yorumlamay da bilinli uygula
malarn kurallar btn olarak kenara koyup, Fishman'n
bir grne deinelim:
"X bir konu, X dilinin baskn oldugu bir alana ait olmasna
karn, bir Y diliyle tartldg zaman ve ayn konu ayn ko-

27

nuucular tarafndan, genel olarak kullanlan dilde tartl

d zaman ortaya kacak olduka farkl toplumsal etkileim


zerine sylenecek ok ey vardr. "

lke belirgin olmayan bir seimdir. Bu karmak kavram

u ekilde zetlenebilir: Eer dilsel bir seimde zgl bir

anlam yoksa, belirgin deildir. Fakat, kendisine balanabilir

bir anlamlama tayorsa, belirgindir. levsel dalm ilkeleri


belirgin olmayan seimlere bal alanlarn bir dkmdr.

kullanm skl sadece belirgin zyapnn verileridir; dil se

iminden kaynaklanmaz. Ksaca, anlam oluturan insanlarn


ayrclndan ileri gelmez.

il.

Roma mparatorluu'nda Latince ve Eski Yunanca


Bir toplumda, dardan bakldnda, konuucular iin

farkl grnen seilmi bir dil repertuar var olabilir. Tek dil
kavram, ilevsel dalmda ok u bir noktann temelinde

dir: Her trl ilev iin tek bir dil. Doallktan ok uzak olan

bu tekdillilik dncesi, 18. yzyl Avrupa' smda gelien milli

devlet tarihinin bir rndr. Fakat bu, her an ve her yerde


geerli olan toplumsal bir eilim anlamna gelmemeli.

Bu konuda kant toplayabiimek iin ada devlet d

ncesinin ilk rneini inceleyelim: Cumhuriyet dneminde

ve impar;:.torluun balarnda Roma. M. Dubuisson ve J.

Kaimo'nun aratrmalar, Klasik Roma'daki dilsel uygula

ymlar hakknda olduka ak bilgiler vermektedir. Klasik

Roma tekdillilik kavramndan uzakt. Romallara, Akdeniz


iin "Bizim Denizimiz" dedirten bu koca imparatorluk, tek

dilci deildi. mparatorluun merkezi olan Roma' da birok


dilin konuulmas, doal olarak artc deildir. Ama, Ro

mal alt tabaka da, gnlk hayatl,arnda ounlukla hem

Yunancay hem de Latinceyi kullanyorlard.

iero'nun Yunanca bir sylevle Verres'yi (Romal konsl

yetkisine sahip bir Vali) knamasna snan Fransz Dili sa

vunucular, tarihi bir yanlgya dmektedirler. iero, si


yaset ve hukuk gibi alanlarda sadece Latincenin kullanl-

28

masn savunarak, ilevsel dalma ncelik tanmtr. O,


Yunancay zel yazmalannda tercih eder, gncel yaa
mnda Latinceden daha ok severek kulanrd. Onun duru
mu bir istisna deildir. Yunanca sekinlerin diliydi ama,
toplumun temelinde de ayn dil yatyordu.
Tarihilere gre Yunanca metinler ok nemlidir, nk
Yunanca tarih dilidir. Dubuisson tarafndan incelenmi
Polybe'n eseri (Megapolis'te domu Yunan tarihi; l: t..
125) Roma tarihinin esas kaynaklarndan biridir ve Tite

Live'in eseri (Ladous'ta domu Latin tarihi, do: 1.. 64


veya 59) , bunun sadece bir evirisidir. Burada ilevsel da
lma tekrar rastlyoruz. Yunanca, Latinceye yaz boyutunda
evrilerek resmi bir konum kazanmtr.
Baka bir rnek daha verelim: Bamsz topluluklara uy
gulanan eitim politikas. Romallar gnmz rencileri
gibi alglamamak gerekir. Onlar, zorunlu ve laik okullarda
cretsiz bir eitim grmyorlard. Yalnz, nemli ve saygn
kiilerin ocuklar okuyabiliyordu. Kimi zaman bu eitim
Latince ve Yunanca olmak zere iki dilde gerekleiyordu.
Bu da, bugne kadar Romcilarn ikidillilie eilimli olduk
larn dndrd.
Devlet ynetimi ve resmi olaylar dnda, Yunanca, impa
ratorluun "Dou" ksmnda gncel yaamda da kullanl
maktayd. J, Kaimo sayesinde Yunan-Latin iki dillilii hak
knda geni bir bilgiye sahip olunsa da, Dou kesimdeki ok
dillilik hakknda fazla ey bilinmemektedir. mparatorluun
Bat kesimi, roman dillerinin baskn kmasyla romanlam,
fakat Dou kesimde ayn eit dalm gstermemitir. Bu
yndeki dil geliiminin nedenleri biraz sr olarak kalmtr.
Roma, hibir zaman Latinceden arnma politikas izleme
mitir. Ancak, Roman ehirlemesinin doal bir sonucu La
tinlemeydi ve bu da lejyonlarn, zellikle batya doru ger
ekletirdikleri seferlerle yakndan ilgilidir. Ayrca, bu sralarda
yaylmaya balayan Hristiyanln, Dou ve Bat kesimlerde
farkl ekillerde karlanmas da, bu dil dalmn etkilemitir.
Yunanca Bat' da gcn zamanla yitirmitir.

29

III.

Tipik Bir ok Dillilik rnei: Kasamans

Lksemburg ve Roma mparatorluu rnekleri, toplumca

kabul edilmi bir dil olayn ve gizilg halinde bir i levler

birliini sergilemekedir. Lksemburgca yaz dili olarak kulla

nlmakta, Almanca ve Franszca ise hem Lksemburg' da hem

de amvatanl arnda yine bir ilevler iinde uygulanmaktadr.

Roman dili iin de ayn ey sylenebilir: Latince, halkn belli

bir kesimi iin bir ilev birlii oluturmaktayd; Yunanca da

Yunanistan' da ayn grevi srdryordu.8 Baka bir deyile


buray a kadar incelediimiz okdillilik durumlar zel du

rumlardr. ada devlet anlaynda, resmi bir dile sahip ol

mak, belli bir gemii paylam olmak gibi (millet anlay)

devletin yasalln belirleyen ltler vardr. Bu kalc ltler


18. yzyldan bu yana gittike kuvvetlenmitir.

Tamamlanmam tekdillilik durumuna (tekdillilie y

nelen dilleri n ilevleri dalr. Bu ilem tamamland nda

tekdi llilik durumuna geilmi olunur) denk gelen okdillilii,

gerek okdillikten ay rmak gerekir. Bugne kadar birok

ger ek okdillilik durumu i nc elemelere konu olmu; bunlar


aratrmaclar tarafndan tanmlanmaya allmtr. Biz,

belirgin zeikler gsteren Ziguinchor blgesini setik.


(Juillard, 1990)

Zigui nchor, Senegal'in gneyinde, Kasamans nehri bo

yunda, Gambiya ve Gine-Bissau'nun (Portekiz Ginesi) snr


komusu olduu " kede" yer alr. Byle bir corafi konum

youn bir okdilliliin habercisidir. Baskn olan Diolas adl

budun ( kendi z dilleri ni konuurlar) , " aznlk" halklarla

(M anj ack veya Bai nucklar) iliki halindedirler. Bu iliki yle


bir devlette gereklemektedir ki, burada iletiim Wolof Di

liyle ya da resmi dil olan Franszcayla salanmaktad r.


8 Antik Yunanllarn tek dilli olduklar kabul edilir (P. Vidal-Naquet, 1981 ) .
Ancak, l ehesel zelliklerin hissedilmesine ve sitelerin Yunanca konu
ulan ortamlarda bulunmasna karn, Devlet'in (yani sitelerin) gr,
zamann ada idealinden ok farklyd: "Dil = millet".

30

'

Gambiyallarla, smrge dili olan ngilizce, Ginelilerle i se,

yine smrge dili olan Portekizce i letiimi salamaktadr.

Hangi artlar altnda kimin, hangi dili kullandn

renmek kolay deildir. Bir anket;


kullanlacak dilin seimi,

hibir geerlilii olmayan savlar, ayrc durumlar lis

tesiyle snrlama,

a nkete katlacak kiilerin daha ok yapmak istediklerine

gre yantlayacak olmalar; dolaysyla sonularn bir ta

nmdan ok ak bir kullanm ilkesini yanstmas gibi so

runlar getirir. Bu nedenlerle byle bir anket uygulansa bile,


yantlar ynlendirilmi olacandan salkl bir sonu a l
namaz.

Anket deil de gzlem yolu seilecekse, bu kez de " gzlem

konusundaki elikiler" (Labov) karmza kar. G zlemci

yokken i nsanlarn dilsel tutumlar nasl gzlemlenir? Kala


balk yerlerde insanlarn neler yaptklar rahata gzlemle

nebilir. Ancak yalnz olduklar zaman ya da ikili i likilerinde


onlar dorudan gzlemlemek olanakszdr.

C. Juillard byle bir inceleme iin unlar nerir:

konuuculardan kullanlmakta olan dillerin genel bir

bak asyla tanmn almak, ak uygulaymlar iin ilkokul

sonda bulunan rencilerden rnek bir grup semek,

"Gnlk" gazetelerden dil kullanmn gsterir yazlar

toplamak. Sonucu snrlandrmak iin, aratrmada sorgu

lanan kiilerden, gn boyu kiminle, hangi dili konutuklarn

sormak. Bu ekilde onlarn dilsel yolu tekrar izilebilir.

Kalabalk bir yerde dorudan gzlemde bulunmak: r

nein, bir pazar yeri. Ziguinchor' daki farkl pazar yerlerinde


birok dilsel al- verilere tank olunmutur.

Ziguinchor'da en az 12 dil konuulmaktadr. (ngilizce,

Balant, Portekiz kreol, Diola, Franszca, Maningue, Mand

jack, Mankagne, P eul, Portekizce, Serer, Wolof) . Bunlardan


ikisinin (Diola ve Wolof) lehesel deikeleri vardr. Yapla

cak en salam gzlemler sonucu durumdan ne kadar emin


31

olunsa da, buradaki konuucularn ortaya kard ilevsel

dalm, dil kullanmn s abit bir grnts deil, s adece


kullanim i lkesi olabilir.

Bu grlen kullanm i lkesi, ilevsel dalmda karmza

eit dil olgusunu karr: Toplumu belirlemeye yarayan,

iletiimi salayan bir ara olan ve kltrden kaynaklanan dil.

Buna kar, kiisel kullanmda, ara durumunda olan baz


dillerin { rnein kreoller), okdillilikte belirleyici rol oyna

dklar ortaya kt. Ziguinchor'da "yerli" Wolof dili, belirle

yici dillerdeki aileleraras kullanm zelliini korumaya de

vam ederek yerlilemekedir. Fr anszca ve Wolof, okul son

rasnda kzlarn belirgin bir biimde Wolof' u, erkeklerinse

Franszcay semesiyle kat bir yar i ine girmitir.

Gncel yaama degin yaplan bir anke tte u veriler y

ledir: Bir delikanl, erkeklerle M anding ve Diola, annesi ve

kzkarde leriyle Wolof dilinde olmak zere gncel yaa


mnda dil kullanmaktadr.

20 yalarnda bir gen kzn ise bildii on dilden sekizini

kulland gzlemle ndi. Pazar yerinde yaplan aratrmalar,

Peul dilinin uzlamada, Franszcann fiyatlar onaylam ada,

Wolof dilininse pazarlk yapmada nemli olduunu ortaya


karmtr.

Konuucular ilevsel dalmn yaratt erevede snrl

kalmazlar. Gzlemlenmi e tkileimler dil seiminin koul

lara bal olmadn gsterir. Dil seimi, belli bir anlam


olan ve e tkileimde belli bir al- verie day anan sylem et
kinliine sahip serbest bir daardr.

Byle bir okdillilik durumunda daar, toplumsal adan

ak olarak ele alnmaldr. 75.000 kiilik bir ehirde ve

750.000 kiilik bir blgede varolan dillerin okluu bize,

Lksemburg' daki durumdan tam anlamyla farkl bir olayla


kar karya bulunduumuzu gstermektedir.
Lksemburg
Varolan diller

.32

birbirlerinden iyice
ayrdedilebilir, kapal dkm

Kasamans
lelelerle beraber 1 2
dolaynda, ak dkm

Dalm

ilevleri asndan
zmlenebilir; snrlanm
dank bir uygulama

Ozel durumlara ok
bal;srekli geliim
iinde kullanm

Etkileim

Eitim boyutunun stnl

Kiileraras boyutun
stnl

Kasamans'n durumu genel bir okdillilik rnei olarak ele


alnmaldr. Lksemburg ya da okdilliliin hemen hemen

grlemeyecek kadar az olduu Fransa gibi rnekler, zel


tarihi geliimlerin rnleridirler. Bu gibi tek durumlar ge
nelletirilmemelidir.
iV. levsel Dalm ve litim:

Bir Dili Yazmak

Yaz, ada ortamlarn ilevsel dalmlarnda ok nemli

bir rol oynar. kili konumalarn ve szn dili olan Lksem

burgca, yaz dili olan Almanca ve Franszca'yla mcadele

durumundadr. J. Goody ( 1979) yaznn ilevsel ve dank


zgllkleri zerinde ok geni bir deneme yazmtr. Ese

rinde, kkten ele alarak kullanm skln, konuulan ve ya


zlan dil arasndaki farkllklara deinmitir: Latince ve Yu
nanca modellere dayanarak kendi yazlarn oluturmadan
nce Avrupallar Latince, Akadlar Babilce, Siriyaklar Akadca
yazyorlard .
okdilli ligi doal zyaps bylece dorulanmaktadr.
Dil farkllklarnn, toplumsal adan, dilyetisi farkllklarn dan baka bir ey olmad (ki bylece dilbilimsel farklar
dank dzende yer aldndan, ilevsel dalm oluur) l
sne gre, yaz gibi dilsel bir etkinliin, kendini zgl bir
dil konumuna getirmesi hi de artc olmaz.
Buna karn yaz, toplumsal ya da dilbilimsel bir etki ol
madan, kendi setii deiimlerle bir dili belirleyemez.
Baz tarihi yanlglardan kanmak gerek:
Her yaz abeceli yaz deildir. Abeceli yaz 1.. 8. yzylda

Yunanistan' da ortaya kmtr. Arapa ve Ermenice daha


ok nszl yazlardr; Hint dilleri de hecelidir. in' de
33

"ideogram"lar kullanlr. Bu terim ok eletirilmitir. (Alle


ton, 1984)
Basm ve yaz ayr olarak dnlmelidir. Basm ger

ekleene kadar yaz, ustalarn bir el sanatydr9


Yaz, eskiden zgl kullanmlara sahipti (ivi yazsyla
yazlm birok belge sayl dkmler ya da eitli istatistik
lerdir) . Devlete, topluma, tarihi koullara bal irek bir
kullanmd. Kanunlarn, herkese anlalabilmesi iin yap
lan duyurularndaki yaznn drak kullanm, ilk nce Yu
nanistan' da grlr.
ktidara ve nesnellie bal olan yaz, topluma bir yer ka
zandrmakla beraber, sz kavramndan her zaman uzak
kalmtr. Yaznn, kulaktan kulaa dolaan dilden daha
farkl bir biime brnmesi ilevsel dalmdan kaynaklanr.
Yine de konuulan dile dayanan (buradaki dil, Saussure' c
anlaya gredir) yaz, daha sonra bir blnme ve olaan
lama sreci geirir. Dilbilimsel tutarllkta bir toplumii
nesnesi haline gelir. Yaz, dili maddeletirir, bournlamay
ak yapar, konuulan dilin dzensiz gelerini atarak ken
dine, destek edinebilecei bir dizge yaratr.
Fakat bu ekilde grnen dil, konuulan dil deildir.
Abeceli yazlarda bile yazlanlarla konuulanlar ayndr de
nemez.
Franszca'nn olumasna katkda bulunan metinler,
zellikle edebi adan, yaz kullanmn dil kullanmna ok
dar bir ekilde balar. Bu "tara azlar" ya da "blgesel
dil"lerin dilden atlmas anlamna gelmektedir. Fakat, ks
men yapay tek bir dizge olumas demektir (J. Du Bellay

Defense et Illustration de la langue Franaise adl eserinde,


dili bir baheye benzeterek Franszcaya, Latince ve Yunan
ca' dan alnm dallarn alanmasndan bahseder. Latince
de Yunanca'y kullanarak ayn eyi yapmtr) . Bu ekilde
yaz, gnderimde bulunduu kullanmlar konuma dilinden
ayrr. Sonuta, ksmen doal, . ksmen de denetlenen bu
9 E . L e Riy-Laduri, 1 6. yzylda bir kitabn deeriyle bir evin deerinin ayn
olacan umar .

.34

dilsel tutarllk, dili iyiletirmek ya da ilevsel uygulayma


uyum salamayan kullanmlarla ilgilenmek gibi birtakm
kayglar tar.
Yaz, tm kullannlar iermese de, Saussure' c anla
myla bir dil ufkunun olumasna neden olur. Kullanmlar
arasndan semeler yaparak, dilin kurallaabilmesini ve
dilsel gzlemlerin yazya dklebilmesini salar. Bu da, J. Cl.
Milner'in belirttii gibi, ltl kurallarn dilbilimsel bir te
meli olduunu anlamamza yardmc olur. ". . . . . diyin, ama
..... demeyin" biiminde bir tmce, baz konuucularn
(dilsel yaplara gre) sylenmemesi gereken eyleri syle
diklerini gsterir. Yani birok insan dilbilgisine gre yanl
konumakta.
Bu yarglar, yaznn ok dillilikteki, basmn da tekdilli
likteki yerini aklamaktadr. levsel dalm dillerin dei
imini ve grlebilen etkenlerin snflandrlmasn ngrr.
Yaz, tasarlad kurall davranyla, birok dilsel farklln
olumasna ve bunlarn gittike de artmasna neden olur.

35

KNC BLM

DEGKENLKTEN OKDLLLE

1953'te U. Weinreich Language in Contact adl eserini

yaynlar. l kidillilik zerine yapt zmlemesinde, okdil

lilik ve deikenlik konularn ele almtr. zellikle o lumsuz

aktarmlar konusunda bu eser olduka nemlidir. Bu esere


gre, az ok uyuan veya farkl dilbilimsel dizgeler, konuu

cular tarafndan yzeysel bir biimde anlalabilir. Weinre


ich, konuan bireylerin farkl dizgeleri bellege alma yete

neklerini incelemek iin, yerleik dil dizgilerinden (S aussu

re'c anlaya gre olan dil) yola kmtr.

Burada "dil ilikisi" ve " ikidillilik" kavramlarn olabildi

ince geni anlamlaryla ele alyoruz. ncelememiz iin bu


iki dil d izgesinin ne "dil" , ne " ayn" dilin leheleri" ne d e

" az" olmas nemlid ir. Ayrca dizgeler arasndaki farkn

byk olmas, biimlerin ve birbirleriyle badamayan

gelerin ok olmas , retim sorunlar n ve etkisi sonradan

ortaya kan olumsuz aktarm snrnn byk olmas da


nemsizdir. ( ... ) Yapsal olmayan etkenler arasnda bazlar,

iki dili olan bireyin konutuu dillerle ilikisine ve zellikle

iki dili alglamasndaki yeteneine baldr.

lkidillilikle d eikenlik arasndaki ilikiler noktaya

dikkatimizi eker. Kullanlan dizgenin ya da dizgilerin dil

bilimi, bireyler tarafndan gerekletirilen dilsel d avran

dizgesinin ruhbilimi, dilsel farkllklarn ulamlanmas.

Ruhbilim as ndan, incelediklerimizden farkl bir akm,

dillerin zneler iin ncelikle farksz olduu dncesine


dayanr. Ruh zmlemesind e zellikle Lacan ( 1966) , d il

yanllar yapan bir kii iin dilin {konuucuya gre, dil

36

yanllarnn artk ayrc olmad) tmyle tek para oldu


unu ileri srd: Her zneye gre bazen deien bu tr bir
yap, Saussure'c dil tamnna gre Lacan tarafndan "la
langue" olarak adlandrld. (.n.: Franszcada normal olarak
la langue eklinde yazlan dil szcn Lacan birletirerek
yazm ve yeni bir terim retmitir. Bu terim baz makale
lerde yeniden bir tanmlk alarak "la lalangue" gibi, Fran
szcada garip karlanan bir biime dnmtr. Ben evi
rimde bu terimi dildili olarak kullanacam.)
J. Cl. Milner bu olgudan dilbilimciler iin baz sonular

karr. Hereyden nce konuucu, ne gsterilebilir, ne de


grlebilir bir dsallk tamayan dildiline kaplmtr. Dil
dili, gnlk yaamda ortaya kar ama varln srdremez
ve kuramsallatrlamaz. Dilbilimcinin kuramsallatrabile
cei, ilkesel etkinlikler ieren ve iinde grlebilir veya gs
terilebilir yasaklarn nemli rol oynad toplumsallatrlm
dizgelerdir. O halde dilin doal bir tanm bir hayaldir. Dil
bilimci bir ilke tanmlar; bunu da bilinmeyenler erevesinde
yapar.
lkeyi inceleme alan iine almak dilbilimcinin, uygulaym
ilkesini tanmlamak yerine ak ilkeyi savunan anlatrcnn
yerini almas demektir. ilkeyi dizge olarak tanmlamas ge
reken dilbilimcinin, bunun kart olarak ilkeyi ilke olarak
tanmlamas da, onu bir toplumbilimci yapar. Milner btn
bunlardan, bilimsel anlamda dili, toplumsal olarak incele
menin olanaksz olduu sonucunu karr.
" Bu alanda tek tutarllk Bourdieu ve okuludur: toplum
bilim bir bilimse' ve dil konularyla ilgileniyorsa, dilbilim
yoktur. Fakat Bourdieu hakszsa ve dilbilim varsa, kendi ko
nusuyla yalnzca o ilgilenir."
Biz bu sonucu, grgl konu ve bilgiye dayal konular ara
sndaki fark gereince kabul etmiyoruz. Toplumdilbilimin
konusu toplumsal adan ulamlanm olduklar takdirde,

dilsel uygulaym/ardr. Dilbilimin de konusuayndr. Ancak


dilbilimde dilsel uygulaym/ar bagl olduklar dizge l
snde anlam tadklar takdirde bir konu oluturabilirler.
37

Bu iki konu farkldr ama birbirlerine baldr. Her iki bilim


dal, ayn bilimsellikle farkl kuramsal konular oluturarak
ayn grgl konudan (dil) yola kabilirler.
Milner, dilin toplumsal adan incelenmesinin olanaksz
olduunu sylemi olsa da, birok eyin anlalmasn sa
lamtr: Dil doal bir olgu deildir. Farkl dizgesel gr
alarnn biraraya geldii karlkl konumalar arasndaki
ilikilerle uygulaymlarn toplumsal ularnlanlar sayesinde
oluur. Konuan kii, ulamlamalar ieren bir bilin-ncesi
ilev (diller aras farklar) ile onlar reddeden (dildili) bir bi
linsiz ilev arasnda dengeyi kuran bir merkezdir.
1.

Ferguson'dan Wald'e Kadar iftdillilik


1959'da Charles A. Ferguson "Diglossia" adl bir makale

yaynlar. Makalede, ortaya kan deikenlerin ayn konu


ucular tarafndan, ilevlerine gre byk' bir farkla kulla
nld durumlarn zgllkleri ele alnmaktadr. Ferguson
daha ilk tmcesiyle bir dilin farkl birok kullanmndan
doan ilevsel dalma deinir.
En aza indirgenmi, ilevsel bir dalm, ykselmi bir
kullanm {Y, yksek) inmi bir kullanma (A, alak) gtrr.
Yazda iftdillilik kavram "hazrlk" bal altnda 4 rnekle
aklanm: Arapa, Modern Yunanca, svire Almancas,
Haiti Kreol. A, oul anlamda " blgesel leheler", Y ise,
biraradaki deiken olarak yaplandrlm. Her drt rnekte
yaznn yeri, Y'yi tanmlamak iin yeterli denebilecek kadar
geni.
Lksemburg rneini, Franszca szkonusu olmasa ve Al
manca ile Lksembirgca arasndaki yaknlk dikkate alnmasa,
svire' deki iftdillilik ile ayn snfa koymak olanakl olurdu.
Ancak nemli bir noktaya burada dikkat ekilmeli. Lksem
burgca " Lksemburg Almancas" olarak adlandrlmamtr.
Oysa bir "svire Almancas" (Swyzerttsch) vardr.
Ferguson, drt rneinde ilevsel dalm tanmlar: bas
knlk (Y, A' dan daha yksek) , retim (anadil ve doallk

38

asndan A, okul asndan Y), lnletirme (A iin zayf,


Y iin daha gl) , sabitlik (A ve Y arasndaki ilikinin zaman
iinde az veya hi deimemesi) , dil bilgisel yap (Y, A' dan
daha karmak), szdaar (A ve Y arasnda szck al-verii)
ve sesbilim (genelde e, ama A'ya gre uyarlanm) . Fergu
son daha sonra iftdillilii yle tanmlar:
"iftdillilik, olduka sabit dilbilimsel bir durumdur. Byle
bir durumda, hatta dilin ilkel lehelerinde bile, (blgesel
lnler ya da bir ln ieren) biraraya gelmi deikenler
vardr. Bunlar gerek belli eski bir dneme, gerekse baka bir
dilbilimsel toplulua ait olmakla beraber zengin ve eit
ykl yazl edebiyat btnyle yaylr. Aslnda okulda
renilen ve yazl ya da yapay szl iletiimlerde ounlukla
kullanlan deiken, toplumun hibir ksm tarafndan ola
an konumalar iin kullanlmaz."
Bu tanm, yazarn verdii drt rnek iin uygundur. Yine
de baz eletirilere hedef olabilir: Y' deki en derin dilbilgisel
karmaklk A'nn en yzeysel bilgi verilerine baldr. Ayrca,
uygulama alanlar grmezden gelinirse, tanmgerekliini
tmyle yitirmektedir. Aralarnda Fishman'n bulunduu
baka aratrmaclar, deikenler arasndaki yaknl da
deerlendirerek, iftdillilik terimini yeniden ele almlardr.
"Ferguson'un iftdillilik terimini ortaya attndan bu yana
geen zaman iinde, bu terim sadece toplumbilimde kabul
grmemi, anlam asndan da genilemi ve belirlenmitir.
Bu terim, balangta, iki veya daha ok dili kendi i ile
tiimlerini salamak iin kullanan bir toplumu tanmlamak
zere kullanlmtr. Daha sonra, toplumun iinde ayr bir
ok kodlama kullanlmasnn (ve zamanamnda birinin
dierinin yerine gemesinden ok kullanm sabitliininin) ,
kodlamalardan birinin ilevsel dalmna ve dier kodla
maya braklan farkl ilevlere bal olduu kefedildi. ( ... )
Bu ayrm alld gibi iki ynde gerekleiyordu. Bir Y dili
din, eitim-retim, kltrn dier alanlar iin; bir A dili de
gncel konular, ev, aile ve elsanatlar gibi alanlar iin kulla
nlyordu. (1961, s. 87)
39

Toplumdilbilimcilerin, dengesiz ikidillilik durumlarn


iftdillilik olarak adlandrma eilimleri zcdr. Ferguson,
"hemen hemen iki ayr dil durumuna gelmedike, ayn dile
ait deikenlerin ulamlanabilmesi" konusundaki sorunlar
inceleme frsat salamtr. Bu ayrmla hangi dilin daha
gl olduu bulunabilir. Ama deikenlar arasndaki ya
knlk dereceleri kaybedilir.
Akas Ferguson ok zgl bir inceleme yapmay ne
srmektedir. Fishman da, ayrc olmayan dil / lehe / de
iken kartln incelemek iin Weinreich'a dayanabilir.
O halde, Paraguay' da (Fishman, 1969 J. Rubin'e gre) Y'nin
spanyolca, A'nn da Guarani olduu durumu, iftdillilik
olarak adlandrmakta hibir saknca yoktur.
Ksaca, Fishman'n tanmna gre (bu akmn bibliyograf
yas iin bkz. Boyer, 1991) olan ift dillilik kavram kullanlarak
yaplan dilbilim aratrmalaryla, bu terime daha zgl bir
anlam verilerek yaplan evrensel aratrmalar arasnda gre
celi bir ayrma tank oluruz. rnein, Bickerton (197 5 ), Y ye
rine bir "udil", A yerine de bir "tabandil" terimini kullanr.
U ve taban diller arasnda artan ya da azalan kullanmlar
karlamak zere "ortadil" terimini gelitirmitir.
1986'da Paul Wald, kktenci bir bak asyla, Fergu
son'un terimine gerek anlamn kazandrmtr. Wald' e
gre, iftdillik durumunda Y ve A dizgelerinin nesnel yakn
l, toplum yelerinin yaknlk dizgesini tanmas olgusun
dan daha az nem tar. Bu nedenle, dilsel durumlardaki
etkin ilevlerin hareketini, snflama sorunundan nce ele
alr. Toplum yelerinin kullanmaya gerek duyduklar dilsel
rnler, okdilliliin zn oluturur. Wald bunu iki bilisel
seim olarak adlandrr:
Gerek Y'yi dilin bir deikeni olarak grmek (A deikenle
rinin ilkesel idealini gsterdii takdirde zel bir deikendir)
Gerek Y ve A'y farkl diller olarak grmek. Bu aralarna bir
snr koyma.sorununu getirecektir.
"Y (deikeni) iftdillilik durumunda, toplum ekirdei
nin tm dilsel uygulaymlarndaki fark ve dilsel deerleri

40

lmeye yarayan bir biemdir. Bu, Weber'ci ideal dil tiple


mesi, ileviyle, yerel kullanm kendi iinden atar ( . . . ) ve de
ikenliini snrlayan dilden (belki de btn dilden) ayrlr.
iftdillilik olgusunun ( . . . ) dili yaltma kaygs ( . . . ) dil fark
llklarnn artmasna (deikenler) ve dilsel uygulaymlarn
snrlandrlmas konusundaki aratrmalarn gittike daha
fazla yaplmasna neden olur.
"Bu durumda okdillilik, Y ve A deikenlerinin snrlan
drlmasyla ve Y deikeninin donup kalmasyla, hem bir
btnlk hem de bir ayrm anlamna gelmektedir ki; bu da,
bu terimin elikili bir terim olmas demektir (Wald, 1986,
54-5 3) .
Dilsel davran asndan bakldnda, diller arasndaki
nesnel yaknlk biraz nem tar ve tipolojik olarak iftdillilik
denemeyecek bir durum, iftdillilik zellikleri tayabilir.
Romallar rneinde olduu gibi, Latince ve Eski Yunanca
arasndaki ilikide byle bir iftdillilik hareketi szkonusu
dur: Latince'ye gre Eski Yunanca, dilin ideal bir tipidir ve
Y deikeni olarak nemli bir yer tutmaktadr. Ancak bas
knlk asndan durum tam tersinedir. Latince her trl i
levde zorunludur ve Y'den stndr. Fakat bu ilevsel da
lm, dilsel davran geliimi asndan okdillilik olgusunun
dnda kalmaktadr. Tipolojik olarak, bu durum bir iftdil
lilik deildir. nk konuuculara gre, Yunanca ve Latince
arasndaki fark hibir zaman belirsizlik tamamtr. Tersine
farklar ak ve belirgindir.
Wald, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde bulunan Bangui'deki
Yakama dilini aratrmtr. OAC'nde ortak bir dil olan Sango
vardr. Balangta bu dil, Yakamadan tretilerek pidjinle
mi, zamanla da halkn anadiline dnm bir iletiim
aracyd. lkenin bamszl ile birlikte, lnleme, a
dalama ve yazl dil retimi gereince gelimeye bala
mtr. Bu olguda, deikenlik, leheleme ya da ilevsel
farkllama szkonusu deildir. Yani Sango dilinde, bir ift
dillilik davrannn birimlerini, sadece Franszcann etkisi
altnda olduunda, Y deikeninin yapcl nedeniyle gr-

41

mek olanakldr. Bu adan baklrsa, Sango ve Yakoma ara


sndaki ilikinin yalnzca kktenbilimsel olduu farkedilir.
Ancak, Sangolardan ayr yaayan Yakomalar iin dil ay
rlmas sorunsuz gese de, Banguili Yakomalar iin ayn dil
olay farkl sonular verecektir. ehir yaamnda birtopluluk
oluturmaya devam eden Banguili Yakomalar, "temel Ya
koma" ya da "Yakomann Sangosu" biiminde adlandrla
cak olan bir deikeni, gncel kullanmlarnda "gerek Ya
komaya" tercih edeceklerdir. Gerek Yakoma bylece, bi
imsel durumlarda ve geleneksel alanlarda kullanlr. Ksaca,
yazl dil kullanmnn yokluuna karn, "gerek Yakoma"
Banguililer iin, Sangonun bir Y deikeni olarak belirir.
Yakomalar kendi aralarnda kapal kalamadklar andan iti
baren (rnein, bu durum, Sango Yakomas olmayan ko
nuucular kapsarsa) , Yakoma' daki iftdillilik ilikisi ayrc
lk niteliini kaybeder ve oluum aamasndaki Y deikeni
olarak " milli Sango"ya karan "Yakomalarn Sangosu", di
erleri gibi, yerel bir deiken kalr.
Wald baka bir yazsnda (1990), ayn yarglarn, OAC'nin
en azndan belli bir kesiminde kullanlan Franszcaya da
uygulanabileceini gsterir. Byle bir duruma bal olarak
yaplan bir deney sonucu, konuucularn Franszca kulla
nmn, iftdillilik anlay iinde "iyi" Franszca'yla gelitir
diklerini, ya da tam tersine, serbestlik ilevinde ve basit bir
iletiim arac olarak kullandklarn anlatr.
iftdillilik, "bir veya iki dil" sorununun toplumsal adan
belirlenemedii bir durumdur. Baz konuucular, dierleri
nin tek olarak kabul ettikleri iki dili kullandklarn iddia
ederken, hepsi beraber iki dili duruma bal olarak uygula
yma geirmektedirler.
Orta Afrika'daki iftdillilikte bir dil dierini gizleyebilir.
Gerek Yakoma dili, Sango diline gre, Y yerine ykselebilir.
Fakat, toplumsal yere Yakomadan daha abuk ulaan Sango,
Yakoma-Sango iftdilliliini yerli Yakomallara indirgeyerek,
kendine burada bamsz bir Y deikeni hazrlar. Ayn olgu,
yerel Latinceden toplumsal oluumla tek dile dnen roman
42

dillerinde de grlr. Fakat, tm ayn nesnel farkllklara


karn Arapa' da buna benzer bir devrim gereklememitir.
iftdillilik durumlar ve bilisel seimlerin toplumsal da
lmlar belli bir tanm etkilemektedir. Bir szcenin anlam,
Y ve A arasndaki btnlk ya da ayrm erevesinde ele
alnrsa, byk farklar karmza kabilir. Btnlk duru
munda, dilbilimsel tanm Y ve A'y beraber iermek zorun
dadr. kincisindeyse, Y'yi A'nn tanmndan karmas ve
birbirlerine geen dilsel birimleri alnt ya da geime olarak
tanmlamas gerekir (bkz. Blm 3) . Baka bir deyile Y ile
ilgisi olmayan yerli uygulaymlardan doan A'nn gizilg
cne dayanmaldr.
Sonuta, iki farkl dilbilimsel tanm var olacaktr. Oysa,
topluluklarn dilsel geliimleri, dalmlaryla doru orant
ldr. Yani, dilbilimsel zgllkleri olmasa bile, dil olaylarnn
toplumsal ulamlar, dilsel geliimi dalmlar sayesinde
gerekletirirler.
Dilbilimsel deiimler bazen aamal (lkeleraras ili
kiler) bazen de anidir (Bir dizgeden dierine srekli bir
gei olmadnda). Bu ak eliki, bir deiimin dizgeler
birliinde zamana ihtiyac olduu ve dalmlarn biim
leni olgusunun kaybolabilecei dnlrse zmle
nebilir. Ayrca bir iftdillilik durumunda bir dizgenin (Y
ve A) dier dizgeyi (Y ve A farklar) kapsad da dnl
melidir.
il. Dilin Kurulu

Boyutu: Fransz Devrimi Boyunca


Franszca ve Tara Azlar

iftdillilik, iki deiken ve ayn zamanda ilevlerin uygu


laymlarna gre deien iki seim ieren toplumsal konu
malarn snrl ve olduka sabit bir durumudur. Eer, her
hangi bir dilsel durum sabitlemiyorsa, dillerin toplumsal
bir ayrm ya da ortak bir deiken dizgesinde A ve Y'nin
yaylyor olmas durumu szkonusudur.
1 7 . yzylla devrim zaman arasnda (Asselin ve
4.3

McLaughlin,

1981) , Fransa ve Kanada'daki Franszcayla

tara az arasnda bulunan ilikide, bu iki gcllk, ayn


dilbilimsel topluluk itibariyle gerekleti.
Devrim srasnda, Rahip Gregoir, l 794'te Konvansiyon'a
sunulan "Tara azn yok etmenin ve Fransz dilini evren
selletirmenin gereklilii ve yollar" adl kitabnda, lkesin
den, "Babil Kulesi"ymi gibi sz eder ve bir dilden " 30 ayr
tara az" yapldn, bunun da "30 ayr lke" oluturdu
unu iddia eder.
Ayn eser, byk bir olaslkla dnemin getirdii grler
nedeniyle, Yeni Fransa' da (Kanada) Franszcann daha "saf
ve aksansz" bir ekilde konuulduunu ileri srmektedir.
Oysa, yeteri derecede zengin verilere gre, 1 7. yzylda
Quebec'e g eden insanlarn ne ayn tip olduklar, ne de
Fransa'nn tle-de-France blgesinden geldikleri sylenebilir.
Onlar, ulatklar yerlerde daldlar, belli bir eitim grme
diler ve Fransz ynetimiyle bir ilikileri olmad. Bu konudaki
daha geni aklamalar F. Brunot'nun Histoire de la langue
Franaise adl geni yaptndan alnabilir. Savlarn arasndan
en geerlisi, bir birleme olmadn ileri sren savdr.
Fransz ve Quebec dilleri arasnda kendi kendine oluan
birleim srr, ancak ayn durum, bir iftdillilik davran
erevesinde, farkl yarglara konu olduunda zlebilir.
Quebec'te farkl "konuma biimleri", yapay ve yazl
deil,<enlerinin yanl yaylmyla, bir dilin deikeni olarak
alglanm.Yazl Franszca, yaam koullarn az etkileyen
bir Y deikeni olarak grnyor. Fakat, Fransa' da yazl dil
bir Y deikeni deildir. Saray Franszcas, ehir Franszcas
ya da lle-de-France Franszcas'yla ayn ulamdadr; tara
azlar da ayr diller olarak ulamlandrlmtr.
Asselin ve McLaughin, zamann bilimadamlarnn hep
ayn grte olmadna dikkat ekerler. Barrere, dierleri
kadar tannm bir yazsnda, Konvansiyon'un karsnda
tara azlarn Franszca deilmi gibi ele almaya kar kar.
Ancak "blgesel diller" zerinde kovuturmasna devam
eder (Bask, Breton, Alman, talyan) . Gregoire'n dayand
44

nokta, Barrere'inkinin tersine milliyeti a deilidr. O, ev


rensel yaklamtr: Ona gre, dilleri birbirlerinden ayran
tipolojik snflandrma deil, geliim dereceleridir. Savun
duu ise, tara az yerine Franszcay kullanmak deil, tara
azlarnn Franszcaya doru geliimlerini salamaktr.
Aralarndaki farkl yaklamlara ramen Barrere, Gregoire
ve adalar, "modern" ya da Saussure'c tanmdan ok
uzak bir dil anlayna sahiptiler. Fakat, ele aldklar metin
lerle kantladklar ulamlar ok gerekidir: Tara azlarnn
farkl bir dil olarak ulamlanmasna degin toplumsal bir ol
gu, insanlar arasndaki anlamay azaltr, hatta yok bile
edebilir. Baz dilsel sapmalarn deiken olarak ele alnma
sna neden olan gei kurallar dilin toplumsal bir yer ka
zanmasn engeller ve bir szcenin baka bir dile yine szce
olarak ulamlanmas, karlkl anlama ileminde aksaklk
lara neden olur. nk ulamlama, ortak dilbilgisi ereve
sinde, dile kazandrlabilir szcelerin retiminde frenleme
grevi de stlenmitir. ki deikenin farkl dillere dayanarak
yaplan ulam, bu deikenlerin dilbilimsel tanmlarnda
kartlklar bulunmasna neden olur. Dilsel yenilikler, fark
larn iki dil arasnda oluturduu simgesel engel nnde
dura kalr.
III.

'

Kreoller

C. Hagege, L'Homme de Parole adl bayaptnda bulunan


bir blm "Kreol Laboratuar" olarak adlandrd. nk,
kreoller, sabit olmayan dilbilimsel dengenin koullarnda,
dilbilimsel hzl deiimlere uyum salarlar. Bylece, canl
bir biimde dillerin douu gzlemlenebildi.
Kreol terimi, toplumsal adan, herhangi bir Avrupa di
liyle ilikide bulunduktan sonra, yerli halk tarafndan, olu
um srecini tamamlayamadan uygulanan diller olarak ta
nmlanr. Bu tanmyla,kreoln oluumunu bu biimde
hikayeletirebiliriz:
1. Aama: Yabanc dille konuan bir A grubu, bir B duru-

45

munda, kendi diliyle iletiim kurmay dener. Bu deiimler


dzenliyse, ilevsellii aza indirgenmi bir dil ortaya kar.
Szdaar fakir, biimbilgisi ve szdizimi basit olan bu bile
Pidjin veya Sabir ad verilir.
2. Aama: A ve B arasndaki ilikiler younlarsa Pidjin
karmaklar. Eer, A, birbirlerinden belki de uzak olar. B 1 ,
B2, vb. gruplarla ayn biimleri kullanrsa, Pidjin iletiim dili
haline gelir. Bu aamadaki mantk, bu tr bir deikene bir
grnrlk kazandrr. Bu grnrlk 1 . aamada yoktur.
2. Tekrar Aamas: Daha nce iletiim dili durumunda
olan A. dili yaylmndaki ncelii kaybeder ve A' sicili B ile
birok ekilde birleerek A' 1, A' 2 gibi deikenlerin doma
sn salar.
3. Aama: Bir A' deikeni, bir B durumunda, C alt k
mesinin "anadili" yerine geer. levler btn olumasa da
(okdillilik savna gre) , artk C olarak adlandrlabilecek A
deikeni bir kreol olacaktr. (Bu durumda 3. aama dekre
olleme ya da dou aamas olarak adlandralabilir.)
4. Aama: Dil btnl iinde C, bir deiken olarak ele
alnabilir. (A ile iftdillilik asndan ilikisini srdrse bile) .
Bu durumda C karmaklar ve kreol konumundan kar.
Bu izem, kreollerin gerek geliimini yanstmamaktadr.
Buna karn, okdillilik olaynda olduu gibi dilsel bir dav
ran deeri tamaktadr.
Toplumsal olarak, 2. aamadaki bir deiken Pidjin, 4.
Aamadaki bir deiken de kreol adn alr. Bilimsel snf
landrmalar ve toplumsal snflandrmalar arasnda dizgesel
bir sapma vardr:
Aama

Dllblllmse
snflandrma

Dllblllmsel
davran

1 . aama

Pidjin

Basitleme

Frsat
olduQunda
yabanclarla
ilikiler

hi

2. aama

iletimsel

Sabitleme,
karmaklamaya
doOru balang

Dzenli
ilikiler

Pidj!n

46

ilev

Toplumsal
sonu

2. tekrar aamas

iftdillilik durumunda,
top;lum ii yeniden
uyarlamalar

3. aama

kreol

karmaklama

Dou

4. aama

Dil

tamamlanm
karmaklama

Tamamlanm Kreoller
dou

Buradaki basitleme ya da karmaklama kavramlar


dilbilimde nesnel b asitlik ya da karmaklk ltleriyle ilgili
deildir,. Konuucularn, yok olacak ya da birbirlerinin yerini
alacak karmak birimleri semelerine b aldr. Burada da,
toplumsal snflandrmalar, tam anlamyla dilbilimsel olgu
lardan daha nemlidir.
Bu durumlarn dilsel davranlarn, C. de Feral'in ( 1989)
tanmlar dorultusunca, Kamerun' daki Pidjin ngilizcesi
rneinde inceleyeceiz.
Bat Afrika' da, dilbilimciler tarafndan WAPE (Westem Atri
can Pidgin English) , konuucular tarafndan da "Broken Eng
lish" olarak adlandrlan, ngilizceden domu bir iletiim arac
yerlemitir. Bu dilin, dilbilgisi asndan (szlk asndan
deil) Portekiz kkenli Kriolo dili ile bir yaknl olmaldr.
Bu lkelerin bir ounda, eski ngiliz smrgelerinde
szkonusu olan bir olguyla dilsel seimler ynlendirilmitir.
Buralarda ngilizcenin resmi bir konumu vardr. I. Dnya
Sava'ndan sonra, Kanerun'un byk bir ounluu (bat
kesimi) Fransz ynetimi ve zayf bir kesimi (dou ve s ahil
eridi) ngiliz ynetimi altna girdiinden, eski bir Alman
smrgesi olan bu lke iin ayn durum geerli deildir.
Bylece ayn lkede, konuulduu blgeye gre konumu
deien ve btn konuucularn gznde farkl olan bir dil
gze arpar. Bu dil Limbe blgesinde kreollemi, Fransz
blgesinde ise zerklemitir (Eskiden Victoria adn tayan

Limbe blgesindeki bu dil, Bat Kamerun' da iftdillilik du

rumuna geer: tok pidgin " pidjin konumak", tok grammar


" ngilizce konumak") .
Hatta Franszca kkenli szcklerin ksaltlmas, hece
yerlerinin deitirilmesi sonucu bir argo bile tremitir
47

(pantalon yerine pan, mere yerine re'me) .


Dilbilimsel olarak Pidjin ngilizcesi, ngilizceden ok
uzaklamtr.
Corafi adan dou snrl bir alanda gereklemiti.:,
ama karmaklama sreci olduka ilerlemitir. Baz k
kenbilimsel birimler tannmakla beraber, yap tmyle z
gldr. Birka rnek verelim:
Pidjin: A don'kom'ya fo'tu'mun 'djesno (Franszca konu
an eitimsiz bir Yaundeli)
Kkenbilimsel yazm: I done come here for two month
just now.
ngilizce evirisi: 1 come here two months ago.
" Don" gesini de kapsayan grnrdeki dizge Pidjinde
son derece gelimitir. For ilgecinden doan fo gesinin ol
duka ilgin bir dalm vardr.

Eitim grm, ngilizce konuan bir gencin aadaki


szcesinde, ngilizcenin Pidjine girmesinin ne kadar zor ol
duu grlmektedir:

Everybody we i'bi concerned, dat is di'pipol we .... di re


latives of di'man'we i'don day, 'al, dem kom 'garla fo di
kompon we dem get to kray diday.
evirisi: 1lgilenen herkes, yani . . . . olan insanlar, len
adamn yaknlar, hepsi arazide toplanmak zere gelecekler
ve burana l iin alayacaklar.
ngilizceden yapld belli olan alntlar koyu yazarak
belirttik. Dilsel dnyadaki en uygun koullar altnda bile, bu
tr alntlara dayanan "ikili dizge", lnl lngilizceninkin
den ok uzaktr.
Dilsel davran yaklamnn, tipolojik yaklamdan tercih
edildii grlmektedir. Dou (dilin, toplumun anadili ola
rak uyarlanmas) ve yerlileme (basit, sabit ama ak bir
kullanm) arasnda bir fark grmek yararldr. Tipolojik
yaklamda bu iki terim kartmlmaktadr. Kamerun'daki
Pidjin, corafi adan ok snrl bir alanda domu, ama ok
daha geni bir biimde yerlilemitir.

48

iV.

Ortakdillilik ve Deikenlik
iftdillilik deikenliin i snrdr.

"dil"lerde, zellii olan bir deiken

Deien btn

(Y) "bir" dil olarak or

taya kabilir. Bu, dier uzak deikenlerin (A) bir dil olarak
belirlenmesini olanakl klar ve iletiimde kullanlan de
ikenlerin konumunu belirsizletirir. Dillerin toplumsal
ayrm sorun oluturuyorsa, farkl bilisel seimler top
lumdaki kiilere braklr. iftdillilik hareketine gre, Y ve

A arasndaki fark, konuucularn uygulaymlarna gre s


frlanabilir.
Ren'!e Balibar baka bir olaya dikkat eker (1985): Bir
dil kendisinin dier dillerden farkl olduunu gsteremez
ve aralarndaki ilikiyi tanmlayamazsa, varln srd
remez. Balibar, bir dilin zerinde, farkllklarn ne s
rlmesiyle oluan ilikiler ana "ortakdillilik" adn ver
mektedir.
Gnmz Franszcas, yazl olan ilk belge "Serment de
Strasbourg" yaztnda (Bu yaztta Franszca olduu syle
nebilecek veriler bulunmaktadr. Yaztn tarihi 14 ubat
842'dir) "roman" ve "germen" dilleri arasndaki farkn te
meli zerine kurulmutur. Franszca ve Latince (ve Eski
Yunanca) arasnda yaanm ortakdillilik, bugn ngiliz
cenin bu dile gir mesine benzemektedir. Baka trl,
Fransz Dili savunucularnn ngilizce fobisini ya da ufak
yazm sorunlarna drt elle sarlp bunlara zm aramalar
anlalmazd. Btn bu olaylar, dizge olan dil iin nemsiz
yanklar gibi grnse de, dil ayrmnda hassas bir snr
dr.
Tanmlayc dilbilim, toplumsal snflandrmaya zt der.
Dilbilimci dilsel retimlerin anlalabilirlii zerinde alr.
Toplunbilinciyse, dilsel uygulaynlar snflandrabilmek
iin, alglanabilir farklar ortaya koyar.
nsan dilindeki genel deikenlik bu durumda, iki ynde
zmlenebilir: Toplum iindeki anlalabilir dilsel biimleri
deiken olarak ele almas gereken. bir dilbilim ve dil soru-

49

nunu yalnzca sylem boyutunda toplumsal ulamlar iinde


ele almas gereken bir toplumbilim.
Toplumbilimsel adan, ilevsel dalmn yerini gidimli
dzenin almasna karn, dilbilimin, ilevsel dalm kav
ramlarn incelemeye ynelmesi hi de artc olmayacak
tr.

50

NC BLM

DLBLM VE DEGKENC BM

Deikenci biim, dilbilime deikenlik kavramn getirir.


Kavramn getirdikleri, grgl gzlemlerin yerinin ve nemi
nin incelenmesini gerektirmektedir.
Dilbilim, anlam tayan biimler dizgesini tanmlar. 50'li
yllarda L. Bloomfield, gereklii kantlanm szceler bt
nne gre dilbilimsel tanmlar oluturma teklifini ortaya
atmtr. Bu, Chomsky ve Harris'in iddetli tepkilerine neden
olmutur.
Szcelerin dnda ncelikle aralarndaki anlam ilikisini
tanmlamak gerekir. Etken ve edilgen tmceler arasnda, ele
alnmas gereken bir yaknlk vardr. (Harris)
Dilsel btnlk, yorumlanabilir bir , szceler btn
deildir. Yalnzca bu btnlk deil, bu toplam da incele
melerde gz nnde bulundurulmaldr. (Chomsky)
Her dilde, birok anlamlama iermesine karn, farkl
ekilde tanmlanmas gereken belirsiz szceler vardr.
(Chomsky)

Bu ekilde Chomsky, dilbilimin konusuna farkl bir yn


kazandrr: Dil, konuucunun edinci olarak di.i:?nlmelidir.
Artk, dilbilim kuram, olanakl saydaki szceler btnnn
domasn salayan "retici bir biim" olarak anlacaktr.
Dilbilim konusu konuucularn sezgisiyle oluur. retilen
szceler konuucular tarafndan, biimin ykledii yapyla
kabul edilirse, bu biim artk dorulanmtr. 1 0
1 0 Milner'in Factum Grammaticae (dilbilgisellik olayL) olarak adlandrd
bir yargnn bu tr olabilirlii olduka nemlidir.

51

Deikenci dilbili m , edincin gzlemlenebilirlii sonu


cunu ortaya kmtr. retici dilbilimciler,tmce ere
vesinde alrlar 11 ve doutan konumaya ynelik dilbilim
edincinin, ortak edincin gstergesi olduunu kabul eder
ler.
Konuucularn, bir uygulaym ilkeleri (ye te nek) dnda,
dilin toplumsa:! kimliine bal ilke tasarmlar vardr. Dilsel
yarg yetenee deil bir tasarma gei salar.
ne srlen biimler, sadece dilbilimcinin deikenine
ncelik salayarak deikeni kltmekle kalmaz; b u ekil
de, savlara gre bu dilsel farkllklarn kabul edilmesi de
gleebilir. Ksaca gzlem dikkate alnan sava gre dei
ir.

Deien uygulaymlar karsnda, konuucularn edin

lerini kullanp kullanamayacaklar kesinlik tamaz. Dei


kenciler retimsel felsefeyi kabul ederler, ama deikenliin
edince uygulan ve grg! gzlem sorunlarna d ikkat e
kerler.
L

Deikenci Biim
1. BykAl-VeriMerkezlerindeBirAnket- New York'ta,

1966' da, R sesinin syl emini inceleyen Labov'un zengin ama

basit aratrmasndan yola kalm:


New York ngilizcesinde r bazen sylenir, bazen sylen
mez. Klasik dilbilim terimleriyle iri ses biriminin iki ses de
ikeni vardr. [r] ve [0] . 1 2 Serbest deikenlerden bahse
derken "birinin dierine oranla daha dudaksl olduunu ve
bunun tmyle ras tl ant sonum olduunu" (Labov tarafn-

1 1 retici dilbilgicilerin kulland tmce erevesi h emen h emen sadece


yazda rastlanabilen bir szce eididir. Dilin szl dnemleri olduka
farkldr (Blanch e-Benveniste ve Jeanjean, 1 987).
1 2 "0" simgesi gereklemeyen bir gerekleimi gstermek zere kulla
nlmtr. Dilbilimde, dilsel bir yokluk ya da eksiklik de bir gerekleim
olarak ele alnr.

52

dan, Hubbel'den yaplan bir alnt) kabul ediyoruz. al


malarn sonucunda ortaya kan istatistik, yaygn bir gr
olmakla beraber, sylenite kaybolan [r] nin halkn alttaba
kasn b elirledii grn rtmtr.
Labov, baka bir soruna daha deinir: Byk bir al
veri merkezinde, herhangi bir reyonun hangi katta oldu
unu sorarak fourth floor cevabnn verilmesini salar.
Daha sonra verilen yant anlamazlktan gelerek yantn
yinelemini salar. Farkl al-veri merkezinde uygula
d anket sonucu, toplumsal ortamlar da birbirlerinden
ayrabiliriz. 13
Bu 3 merkez srasyla unlardr: Saks (lks maaza) ,
Macy' s (Lks ama fazla pahal olmayan bir maaza) ve Kle
in' s (ucuz bir halk maazas). Bunlar S+, M=, K- olarak gs
tereceiz.
Bu anketi Labov'un kendisi, orta snf giysileri iinde,
niversiteyi bitirmi grnen, doutan New Jerseyli bir ki
inin R sylemiyle gerekletirdi. 6.5 saat sren ankette, 264
zne sorgulanm ve verilen yantlar yazl olarak kaydedil
mitir. Labov, ayrca her grevlinin bulunduu maazay,
grev kat ve reyonunu, cinsiyetini, tahmini yan (5 yla denk
gelen izgilerle), grevini (reyon efi, satc, kasiyer, depo
cu. . . ), rkn, blgesel ya da yabanc gelen konuma zellik
lerini de not etmitir.
Sonula;dan karlan bir izelgenin zmlenmesi, bu
tr bir gzlemin karmakln ortaya koyar.

1 3 Toplumsal adan ilgin olan bu nokta deikenlik erevesini amak


tadr. Her maazada alan insanlar, ayn topl umsal katmandan
geldikleri halde, iinde altklar yere bal olarak dilsel konumlarn
deitirmektedir. Baka bir deyile, bir biemin uygulanmas evreye
de baldr. Bu noktayla, gzlem yntemi uygulanmadan yaplan ista
tistiklerde , niin "serbest deike" sonucuna ulald aklanm aktad r.

53

Fourth

Floor

Fourth

Floor

Her drt yantta, maazalardaki (r) oranlar (S= Saks, M= Maky's, K = Klein's)

. Toplumdilbilimsel bir deiken (iri) birok deere sa

hip olabilir (r0

[0} veya r1

[r}).

2. Toplumdilbilimsel deiken istatistik asndan koul


landrlmtr. Aklayc deikenler, r0 ve r1 oranlarn,n
dizgesel ve tutarl bir deikenini ortaya karr. Saylar r1 'in
her durumdaki gerekleme orann gstermektedir.

3. Aklayc deikenler, i deiken (dilbilimsel balam)


ve d deiken (toplumsal durum) olarak ikiye ayrlrlar.
Bunlardan sadece i deiken alglanr: Fourth floor yan
tndaki iki /r/ 'nin durumu, / r / 'yi r0 ya da r1 olarak syleme
eilimi. son nsz (floor) ya da nsz ncesi (fourth) olma
syla deiecektir. Her trl durumda r1 'in oran, szck
sonundaysa daha da artacaktr.
ikinci yant

lk yant

K-

Fourth

Floor

Sapma

Fourth

Floor

Sapma

+%60

13

18

+%40

M= 27

44

+% 60

22

61

+%180

S+

63

+%110

40

64

+%60

30

54

sapmalar yuvarlak rakam olarak alnmtr.

4. ki d deiken vardr. Birisi, izelge zerinde grle


bilen, saygnlk, mteri tipi ve fiyatlarla belirlenen top
lumsal katmanlama; yani maazadr. kincisi ise ok daha
sakldr ama nemli olduu gzlenir.
Floor

Fourth

ilk yant
K-

2. yant

Sapma

ilk yant

2. yant

Sapma

13

+ 1 60

18

+%130

M= 27

22

-%20

44

61

+%40

30

40

+%30

63

64

O/oO

S+

Yinelem yantnn sonucu aktr: kinci yant birincisine


o ranla daha fazla r1 iermektedir. Labov, balamsal biim
ve dilbilimst zenden bahseder. Deikenciliin nemli
bir katks szkonusudur. Balamsal biim, dalmn, ko
nuucuya ait bir zyap olarak ele alnmasn engeller. Ma
azalardaki biimsel etki ve toplumsal saygnlk arasndaki
anlam rastlants, bunun dnda, konuucular duruma
bal olarak edilgin biimde dilsel seimlerini belirleme
diklerini, bunun yerine edinlerinin etkin bir ekilde dei
kenlere uyum saladklarm gstermektedir.
2.

Deikenci Dilbilim- Byk al-veri merkezlerinde

yaplan bu anket, deikenci yntemin esasn sergilemek


tedir.

1. Toplumbilimsel deiken birok gerekleim ieren e


bir olgudur.

2. Bu gerekleimler istatistiklerle bir gzlem btn


iinde aratrlmtr. Gzlem, ayrc aklayc deikenlerin
tanmn ve bir gzlem stratejisini gerektirir.

3. Aklayc i deikenler, farkl gerekleimleri glen


direbilen ya da zayflatabilen dilbilimsel gelerdir.
4. D deikenler srasyla ikiye ayrlr: toplumsal degi

kenlerve biimsel degikenler.


Bu yntem, D. Sankoff'un " deiken kural" adn verdii
bilgi ilem izlencesi sayesinde mkemmellemitir. Bu iz-

55

lence, teknikleriyle, aklayc her deikene bir numara ve


rir. Bylece, deikenliin zyapsn ortaya koymak ve et
kileimde uyum salad koullar incelemek zere, i de
olsa d da olsa, her trl deikenden yararlanr.
.Bu yntem, i deikenlerce, serbest diye yanl adland
rlan deike koullarnn dilbilimsel dizgesini incelemeyi
salar. Deikenliin bu i yapsn yakalayabilmek iin, yine
deikenliin kayna olan d deikenlerin etkisini de l
mek gerekir. ncelenmi tm deikenlikler ele alnsa bile,
serbest deikenliin yerine konulamayacak bir bal de
iken kalr. Bu deikenliin sabit bir istatistik deeri var
dr.
Deikenlik iin, dilbilimsel bir sav, retici dilbilgisine
benzer ama, iki kural ulam vardr: Tm konuucularn ayak
uydurduu ulamsal kurallar; i ve d etkenlerin etkisiyle
olabilen, yaplar kullanarak yaptklar birok gerekleim
arasnda, gc! bir seim olan deiken kurallar. Deikenlik
ak bir olgudur; ancak toplum iinde ne kiileri ne de du
rumlar farkl snflara ayrr. Bu srerlik, deikenlerin top
lumsal bir yaklam olabileceini gsterir.
3. Toplumsal Deikenlerin Tipoloji ve Biim Aamalandrmas- Saussure'e ve Genel Dilbilim Dersleri'ne gre,

dil bir kurumdur. Ancak, bilimsel yn nedeniyle zorunlu


olarak doaldr. Deiimciler iin bu doal yn dillerin aa
malandrlmasnda bir snr oluturmaktadr: Yerli kullanm
(Bu terimi dilsel toplumbilimindeki karlndan farkl bir
anlamda kullandk) . Szkonusu olan gzlemcinin yarataca
elikidir. lrsanlar gzlemlenmedikleri zaman, nasl konu
urlar? Byle bir sorunun yantn bulmak iin gzlemci
dilbilimst bir alma yapmak durumundadr. O halde bu
bir gzlem yntemi sorunudur ve nemli olan konuucunun
sezgileriyle ortaya koyduu yerli dildir.
Dilsel retimlerin incelenmesi yetersizdir. Anlamann da
aratrlmas gerekir. Oysa, konuuculara yneltilen btn
sorgulamalar, dilbillmst anlayn en u noktasn aa
karr. Ama bu, ulamsla kurallar ilgilendirir, deiken ku-

56

rallar etkilemez: Konuucunun bilinli dilsel retimleri,


dikkate ald dilsel biime baldr.
Gzlemlenmi uygulaymlarn dzenlilii ve yerli kulla
nmlar dolayl olarak yakalayabilme olasl, yerli dilsel
'retimleri yanl alglamay engeller. Tabii ki, (Milner'in
Factum Grammaticae'sine gre) konuucu yanlabilir; bir
szcenin bir defa onaylanm olmas dile (Saussure' e gre)
ait olduunu belirlemez. Fakat, tanklk edebilecek bu b el
geler, deikenliin tutarl bir dizgesince, toplumsal ve dilsel
adan kontrol edildii andan itibaren, gz ard edilemezler.
Eer bir konuucu herhangi bir dilsel biimi kullanmadn
iddia ediyor veya bu biimi kabul etmiyor, ardndan da ayn
biimi kullanyor ve farknda olmadan bu biimi kabul edi
yorsa, ilkelerde yer almasa da bu biim, konuucunun yerli
dile yatknlndan kaynaklanyordur: Yerli ilke tam anla
myla eksiksiz olmayan bir dilsel yetenein (konuan kiinin
dnl bilgisi) ortaya kdr. Bunun arpc bir rneini

J. Boutet, bir ilkokulun birinci snfnda retmenin syledii


"
bir tmcede yakalam: On dit pas "pas sans "ne". (Fran
szcada olumsuzluk "ne . . . . . pas" dil birimleri ile yaplr. Bu iki
birimin, dilbilgisi gereince her zaman birlikte kullanlmas
gerekir. Snftaki retmen bunu vurgulamak isterken, kur
duu tmcede "ne" birimini kullanmam) .
Daha derin yaplan anketlerde, grnebilen ses kayt ale
tiyle uzun syleiler oluturulmutur. Bunu yaparken ortaya
atlan savn temelinde "tasarlanan eitli szce biimlerinin
sze dikkat edilerek tek bir boyutta sralanmas ve bylece
bilinen szcelerle, en kk dilsel iftlerin kutuplarn ieren
bir btn oluturulmas" yatar. Sorun A biimini toplamaktr.
Toplanabilmi biim, balang olarak, gzlemlenebilir bi
imdir. A biimiyle beraber dierleri srasyla:
A ailesel biim
B gzlemlenebiir biim

C bir metnin okunmas


D szck listesi
E " en kk iftler" listesi ( m. tr. hala/hala)
57

Labov 5 yaklam kullanmtr. A= sylei d (syleinin


banda l bir sohbet ya da sylei bittikten sonra kayt
devam ederken yaplan konumalar); Az= syleiye katlan
kii baka insanlarla konuurken ( ocu1<larla ya da telefonda
konuurken); A:= konu d konumalar; A4= Geleneksel i
irler ya da ocuk iirleri; As= Bir anlamda zel sorular. Labov
bu sonuncu yaklam iin yle bir soru kullanm: "Bugne
kadar, banza hi gerekten leceinizi, kendi kendin.ize
"Tamam, bu sefer iim bitti" dediiniz bir durum geldi mi?"
Baka yaklamlar da kullanlabilir. Syleilen kiiden, u ya
da bu sesi sylerken dilinin durumuna dikkat edilmesi iste
nirse, sylemin biimi ok daha ailesel olacaktr.
Deikenlik us ilevinde de incelenebilir. Belli bir metin,
farkl kiilere verilir. Metnin sonu yargs soru-yant tekni
iyle elde edilir. rnein, "bu kiinin aadaki mesleklere
uygun olabileceini dnyor musunuz?" gibi bir soruyla
beraber bir meslekler listesi sorgulanan kiiye verilir. Bylece
toplumsal " deerlendirme" derecesi de belirlenir (Dei
kenliin bilinalt veya bilinli bulgular ortaya kar) .
Toplumbilimsel deikenlerin bir tipolojisi yaplabilir. Bir
deikenin art szkonusuysa, onun tamamlayc dei
keninde bir ini vardr. Sabit deikenler ya da dizgesel de
ikenlii olmayan deikenlere rastlamak olanakszdr.

Verilen bir deiken, biemsel degikenlik ilevi iinde

art ya da ini durumunu gstere bilir.

Bir deiken, toplumsal katmanlar ilevinde art ya da

ini gsterebilir. Genellikle, biimlerin aamalandnlmas ayn


ekilde deiir. Fakat istisnalar da vardr. Biemlerin aama
landrlmas ilkeyi belirler. Eer ilke toplumun st tabakala
rna hitap ediyorsa, bunu genelletirmek doru olmaz.

Toplumdilbilimsel bir deiken, toplumsal adan alg

lanm olabilir, toplum yarglarn etkileyebilir ya da bunun


tam tersi olabilir. Biemsel ve toplumsal aamalandrmalar
arasnda farkllk olursa, toplumsal alg birini veya dierini
izler.
58

il.

Deikenlik ve Deiim

Deikenci yntem, yenilik etkisi altnda, dilbilimsel de


iimlerin geici bir dnemde birarada varln srdrm
deikenlikler snamasna olanak salar. Bu tr deiken
likler, lehelerden bamsz, varolan deikenlerin biemsel
ve toplumsal dalmlar nedeniyle olumutur. Konuucu
larn ya gibi d bir deike nedeniyle, belli bir zaman
iindeki incelemeler deiime urar: Bu deiken ereve
sinde yaplan deike aamalandrmas, konuucular de
ikenlik snrn koruduklar takdirde, deikenin geliimi
konusunda iyi ipular getirecektir.
Bu sonular tahmini sonulardr ve zaman boyutu iin
deki karlatrmalarla dorulanmaktadr. Baz deikeler,
konuucunun yayla ilgili olabilir. nsan yalandka bunlar
daha fazla kullanabilir ya da tmyle kullanmaktan vazge
ebilir. New York'taki r syleyii konusunda 1 963-64 yllar
arasnda yaplan anket, yaa 40'n am insanlarn r1 'i
sylemek iin fazla zorlanmadklarn ortaya koymutur.
Buna karn, 18-40 ya grubu, toplumsal snflar ne olursa
olsun r0 ile r1 arasndaki fark gzetmeye almaktayd. Bir
de toplumsal snf ortalamas szkonusu: r1'i syleyen
genlerin (8- 17 ya) % 1 6's alt tabakadan gelmekte; % 89'u
ise ehirli. Ancak 40 yan stndekilerde toplum katman
larna dikkat edilmeden karlan oran hemen hemen
genlerin bu yukarda verdiimiz oranlaryla ayndr. O halde
iki sonu karmak olanakldr.
1 . nceleme alanna giren 18 ya dolayndaki genler,
kullanmda ok ender bir deike olan r1'i toplumsal bir
deere sahip olmas nedeniyle kullanmaktadrlar.
1
2. r1 syleyii 40 yldan daha fazla bir zamandan beri
olumusa, 1 840-45'li yllarda bir deer kazanm demek
tir.Daha nce, yani 1 8. yzylda r0 asil syleyi olarak bir
deikeydi.
Toplumdilbilimsel deikenlik ikiye ayrlabilir:

59

otmu deikinlik, yan bir etkisi yoktur.

dilbilimsel deiim, gen: insanlarn sk kulland, ge

lime aamasndaki deikeler ve yaa ileri konuucularn


kulland yok olma aamasndaki deikeler.
Dilbilimsel deiimlerde, st deiimleri (yksek taba
kann yayd kullannl ile alt deiimleri (tersine, alt taba
kann yayd kullanmlar) birbirinden ayrmak gerek.
Uygulama altrmas olarak, P. Encreve'nin ( 1 988)
nemli bir almas olan, Franszcadaki ulamalar konu
sunu aldk. Bu almay tmyle dorulayamyoruz, nk
dilbilimsel adan almasnn geliimi bizim grlerimiz
dndadr.
Franszcadaki ulama, konuucularn genellikle bilinli
olarak yaptklar deiken bir olgudur. Bu bilincin.byk bir
kn doal olarak uygulaymlar sonucu kazanlmtr. Ula
may gerektiren i 'deikenler iki eittir. Birincisi sesbi
limseldir. Franszcada heceleme nsz (z)

VE:

nller ()

arasnda dzenli bir sra izler. Bir szck z++z bii


minde sona eriyor ve nsz ile balayan szcn nne
geliyorsa, birincinin son nsz okunmaz: z++(z) z . . .
B u szc izleyen bir nl varsa, bir nceki nszl hece
kurma eilimi gsterir: [z+] + [z ] Bu da ulamay ge
rektiren bir olgudur.
kincisi ise szdizimseldir. Ulamsal kurallara dayanan
baz s.zdizimler ulamay gerektirir. rnein bir tanmlk ya
da iyelik sfatndan sonra gelen szck ( les amis) ya da kii
adl ve onu izleyen eylem arasnda (on a, ils ant, ils aiment. . . )
ulama vardr. Bu toplumdilbilimsel deikeni snrlayabil
mek iin, ncelikle istatistiklere giren, kesinlik kazanm
deikenleri dilbilim asndan tanmlamak gerekir.
Olguyu belirlemekle, ulamlarn genel biimde ve renim
grm insanlar tarafndan daha sk kullanldn grrz
(ayrc toplumsal snf, toplumsal ekonomiden ok renim
durumuna baldr) . Tarihi veriler, ulamsal alanlarn bir k
stlamaya gittiini iddia etseler de, deiim asndan ulama
daha ok oturmu, sabit bir deikenden kaynaklanr.
60

Daha nce deikenci biimi retmi olduudan, akla


ilk gelen rnein "les haricots" olduunu belirlemitim. Burada
ulama kesilmekte. Bu bir d olguya, h'nin soluklu olmasna
baldr. Bu deikenlii, genel ulama kurallaryla kartr
mamak gerekir. nk tmyle baka bir deikendir.
Ulama konusu bu kadarla bitmez. "Olaan" biiminde,
bir heceden sonra bir hece daha oluturur. " ils ont eu"
tmcesi " il-zon"t" biiminde ayrlmaldr. nk genel
olarak, balanma sonucu ulama oluur. Ama, bu tmcede
balanma gereklemeden bir ulama grlr: "il-zont-eu" .
Bu deikede daha farkl zyaplar vardr.
yalnzca istemli ulamalar ierir.

retilen aksana baldr.

gelime gstermektedir.
nemsiz olmasna karn, ulanacak nsz, ardndan

gelen nszn nnde yazyla da gsterilir. (qu'ils aient-t


vote)

st tabakadan gelen deiim, aklk ilkesine ters d

er.
Franszca'daki ulama olgusu ve balanma ile ilikileri,
deike olgusunun karmakln ve deikenlik biiminin
bunlar tanmlamak ii n ektii glkleri grmemizi sa
lar.
III.

Deikencilik ve okdillilik: Almaklk ve Alntlar

D eikenlik, okdillilii inceleme konusunda da yararl


dr. Bu alandaki temel alma S. Poplack tarafndan yapl
mtr. New York'taki Porto Rikolular zerinde yapt ara
trmas, Weinreicl'n almalarndan farkllk gsterir:
Weinreich, varolan dilleri ayr tutmaya alan bireyin bu
konudaki yapabilirlii sorununu dile getirirken, Poplack bu
ayrm tanmazlktan gelen bir toplumun elikili yapabilirlii zerinde durmaktadr.

N ew Yorklu Porto Rikolular, kendi aralarnda ngilizce ve


spanyolca karm bir dil konuurlar. Bu karm her iki
61

dilin tmceleriyle bir yap kazanmtr. Bir dilden dierine


gei hibir dilsel belirti gstermez. buna karn, her iki dil
baz durumlarda birbirlerinden ok belli bir ekilde ayrlrlar:
Poplack'n makalesine "Sometimes I'll start a sentence in
Spanish y termino en espanol" adn vermesi bu neden
dendir (1980) .
iki noktaya dikkat ekelim: asl sorun szdizimindedir
(deikenliin sesbilimde yerini bulmu olmasna karn);
bu olgu yerli kullanm lsnde olduu takdirde, dile (Sa
ussu re' e gre) dayanr. Biimler, pidjin ya da kreoller iin
sorun yaratr. 14
Dzensiz grnen bu dil karmndan hareketle, Poplack,
sav olarak kabul edilebilecek basit bir altkme dzeni olu
turur. Zamann dilbilgicileri de bu dili hemen hemen ayn
ulama gre biimlemilerdir: sfat, tanmlk, eylem, zne gibi
kavramlar, ngilizcede olduu kadar spanyolcada da uygu
lanabilir kavramlardr.
Bu ulamlarla, her iki dilden kaynaklanan dil rnlerini
karlatrarak baz kurallar ortaya karlabilir (yzeysel
dilbilgisi) ve iki dilbilgisinin ne zaman badat sylene
bilir.
rnein, ngilizcede tanmln, spanyolcada olduu gibi
isimden nce geldii belirlenir. Bu noktada dilbilgisi uyu
mutur. Buna karn, sfat, ngilizcede tanmlkla ismin ara
sna girer ama, spanyolcada isimden sonra gelir. Burada bir
uyuma yoktur.
Almaklk, konuma zincirinde dilbilgilerinin tam olarak
uyutuu noktada gerekleir. Ama, uyumad noktalarda
bu durumun gereklemesi olanakszdr. Poplack (1988)
bulduu btn sonular, birok oturmu iki dillilik duru
munda kantlayabilmitir.
Bu sav dorulamak iin, konuucularn bir alma kul-

1 4 Daniel Veronique ( 1 99 1 ) dilleraras deikenlik olaylarn n , pidjin


kreol-dil geliiminin, tarihsel klasik biimini nasl etkilediini gster
mektedir: Deikencilik sreklilie ncelik tanr.

62

!anp kullanmadklarn anlamak zere, onlarla konumak


gerekir. Olanakl bir geime hibir zaman zorunlu deildir.
Duruma bal olarak incelenmesi gereken bir olgudur.
1. Toplanm verilerin kullanm, yani doal b alamdaki
dil

2. Ayrc tm verilerin zmlenmesi (sadece kuramsal


verilerin deil)
3. Oluan bilgilerden seimler yaplmas
gibi madde altnda toplayabileceimiz bu ilemlerin ya :
plmas gerekir.
Doal ya da az incelenebilir (Labov'unA, B ulamalar gibi)
dilsel btn ierisinde, bu tr bir kartln yaplp yapl
mad aratrlabilir. Bylece dilbilgisi dnda baka dilsel
uyumlar bulunabilir.
Biim kavramn dlamak m gerekir? Almaklk (szdi
zimi deiiklikleri) ve alnt (szck olarak) terimleri arasnda
bir ayrm yaparsak, bu konuda bir kap aralayabiliriz. rne
in, Kanadal bir Franszca konuucusu, Franszca szdizi
mini deitirmeden birok lngilizce szc kullanabil
mektedir. Bu dil deiimlerinet'en te szcklerin daha
nemli olduunu dndrebilir. Bu durumda zorlama
yoktur, nk dzenli bir geime yoktur. Daha ok "basit
alntlar" szkonusudur. O halde, dier rneklerde basit
alntlarn szkonusu olmad nasl gserilebilir?
Poplack, verdii birok rnek dnda, aralarnda daha az
badaan dilleri incelemitir: Fin / ngiliz ve Tamil / ngiliz
ce15 dillerinden oluan kark szceler. nce Tamil Dili
zerinde younlaalm. Bu dil zne-nesne-eylem (NE)

ralamasna sahip bir dildir. ngilizce (EN) ve Tamil Dili


(NE) arasnda aslnda bir badama szkonusu olamaz.
Oysa, ngilizceden 136 nesne Tamil Diline girmitir ve % 96's
eylem ncesi yer almaktadr.
Tamil Dilinde isimler ekimlidir. Bu zelliiyle geime ve
1 5 Bu ilikiler Kanada'ya, zellikle Gney H i ndistan ve Finlandiya' dan

gelen gmen topluluklaryla gzlemlenmitir.

63

alntlar arasnda bir lt yaratr. Alnt szcklerin belirtili


nesne eki_almas beklenir. ngilizce szcklerin % 29'u bu eki
almakta; ama Tamilce szcklerin ancak % 54'nde bu du
rum grlr. Ayrca Tamilce szckler adl da olabildikleri
halde, ngliizce szckler sadece isim ilevi grmektedirler.
Tamilce szckleri ele alacak olursak, ancak % 39'urun bu
ad durum ekini aldn grrz. Ayn olgu, ynelme ad du
rum eki iin de ge erlidir. stelik, eklemeli dillerde, baz
alnt szckler ekimsizdir (rnein, Rusa' da metro ve kino
szckleri) . Alnt hakkndaki varsaym dorulanm g
rnmektedir.
Dil ilikileri, hedef dilde sabit bir szckleme olutur
mayan bir alnt gerektirir. Yerlemi alntlar ve basit aln
tlar arasndaki fark, kurallarn belirlediklerinden daha ok
tur. Basit alnt, sylem ve dilbilim arasndaki snrdadr:
Dilbilimci, dilsel toplumbilimin sorunu olan bu farka fazla
deinmez. Toplumsal adan ngilizce olarak ulamlanm
Tamilcenin dilbilimsel ilevi, bu konuda daha birok kant
salayabilir.
Burada, nemsiz grnen, ama konumuzun esas olan bir
olguya tekrar rastladk: Dil (Saussure'e gre) toplumsal ta
nmyla akmamaktadr.
iV. Deikenlik, Szdizim ve Anlambilim:

Deikenlikten Syleme Kadar


Almaklk ve alntlarla gerekleen yerli kullanmlarda
deiken kurallar vardr. D. Sankoff ve S. M ainville tarafn
dan biimsel bir dilbilim modeli ortaya atlmtr ( 1 986) . Bu
model, "balamdan ayr bir dilbilgisidir". Yani, tmce bi
rimlerinin sralamasna gre aklamalar ierir. Bu dilbilgi
sinde, dillerin birbirlerine b al uygulaymlar (dil burada
yine Saussure'n tanmna gredir) dorudan, iki szdizimi
arasndaki seimin oluturduu deikenlikten kaynaklanan
almaklarn uygulaymdr.
Bunun, iki dil crasnda bir seim olmas biimsel bir a64

dan ayrc deildir. Tek dillilik uygulamalaryla, geimeli


konumann iftdillilik durumuna dnmesi toplumsal bir
olgudur. Bir A kuralna B'ye oranla daha fazla eilim gste
rilmesi, A dilinin szdaarnn daha ar bast anlamna
gelir ki, bu da, bir d deiken olarak ele alnabilir (Bu tr bir
szck toplumsal adan A diline ait kabul edilir) . Szdizi
miyle szdaar arasndaki karlkl deikenlere basit alnt
diyebiliriz.
O halde, iki durumla kar karyayz:

Dil, A dilinden bir kuraln etkisi altndadr. Kullanlan

szck, toplumsal olarak B dilinde ulamlanm ise, basit bir


alntdr.

Dil, her iki dilbilgisiyle badaabilir. Szck gereksini

mini her iki dilin szdagarndan karlayabilir. Dilbilgisi


asndan, bu durumda geime ve alnt arasnda bir.fark
grlmez.
Yerli topluluklar iin dil karmnn toplumsimgesel ko
numuna gre durum ok daha farkldr. O halde, akkan

geime ve ak geime gibi bir ayrm yapmamz gerekir.


Akkan geime, New York'taki Porto Rikolularn duru
munda olduu gibi, mantk sralamasna gre bir iaret diz
gesinin eksiklii anlamna gelen ya da dorudan dilsel dei
ime dayanan ve yazy etkileyen bir durumdur. Almaklk
ve alnt tarafndan eit biimde etkilenme anlamna gelen
ak geime kavram, "dil kodu"nu farkl biimde ekillen
dirir: Ottawa' da ngilizcenin zaman zaman Franszcaya d
nt anlar rnek verebiliriz.
Bir etkileimin baskn erevesi, farksz dilbilimsel seimler
szkonusu olsa da, deikenliin koullarn etkiler. Burada
hem ruhsal hem de toplumsal bir bak asyla, bilisel bir
seim ve kuralc bir ift kaynak (tamamen saf A ve B dilleri)
biemsel deikenlii ortaya karr. O halde, dil kodunun
seimi, deikenci yntemin ortaya koyduuyla ayn anlama
gelmektedir. Ancak bu kavramla beraber unlarda dikkate
alnmaldr: Dilsel seim aklanmas gereken bir deiken, dil
kodunun seimi ise, bir yorumlama aracdr.
65

Tamilce ve ngilizce arasndaki dil ilikisi bu gr do


rulamaktadr. Basit alntlarn, adllar deil de, ounlukla
isimler olmas, kullanm sklndan kaynaklanr. Daha ak
bir deyile bunun sebebi, dillerin toplumsal grnlerinin
daha ok "anlamli, tam szcklere" ncelik tanmas (isimler
ve daha az oranla sfat ve eylemler) ve bala ya da tamam
layc dil birimlerinin (tanmlk, ilge, adl, sonek, vb.) sz
diziminde kendiliinden uyum salyor olmasdr.
Uygun veriler kavram, isimlerle adllar arasnda bir ayrm
yapldn gstermekteir. Tamil Dilinde bir eylem seimi,
beraberinde Tamil Dilinin konumuna bal bir tamamlayc
sorunu getirdiinden, szkonusu olan "anlaml, tam bir
szck ise, szck seimi gerekleebilir. Adl, dilbilim bo
yutundan kaynaklanan dilsel bir paradr. Alnt yoluyla ge
enbir iim ise, getii dilde ilemeye devam etmekle birlikte,
toplumsal adan kaynakland dile aitliini srdrebilir.
Be deikenlii bur kuram ya da bir yntem olarak ele
almak ve aralarndaki iliki sorununu ortaya koymaktr.
Ses bilimde, bu sorun olduka kolay zmlenir: farkl
ekilde seslendirilen ayn szcklerin deikenlik dizgesi
kolaylkla incelenebilir. Buna karn, szdizimi boyutuna
kldnda artk bir aynlktan bahsetmek olanakszlar.
nk, anlam, olabilecek herey arasnda, belirsiz bir ekilde
biimlenmektedir.
Sesbilimde, deikenliin bu derece kolaylkla snrlan
masn salayan, ses seimindeki dengedir. ki dil kodunda
farkl biimde grnen ayn ulamlar lsnde bu yntem,
kolayca geime koduna girebilmektedir. Alntlar szko
nusu ise, bu bahsedilen szdizimi iin geerli olsa da, sz
cklerin kendileri iin deildir. rnein ngilizcede Square
szc "kare" anlamna glemektedir. Dzdeimece yo
luyla "meydan" anlamm da yklenmitir. Ancak Fransz
caya geen bu szcn bu anlamlarla hibir ilgisi yoktur;
"k_k park" d emektir. Bu "eanlamllarn" anlamlarn
ayrmak isteyen dilin hareketidir.
Sesbilim alanndan kld anda, iki komu biiminin

66

birbirine denk olduunu ileri srmek, bu durumda ok zor


dur. Sfat ve isim arasndaki bir bala ok daha ciddi bir
iliki ortaya koyabilir. Franszcadaki "ne . . . . . pas" olumsuz
luu sadece "pas" karsnda bir anlam farkna sahip olabilir.
Yine Franszcadaki basit ve bileik gemi zamanlarn ikisi
de tamamlanm gemi deere sahip birer deike olarak
ele alnabilir.
Btn bunlar deikenci kuram aklamak iin yeterli
deildir. Hibir durumda ne konuucularn tm tarafndan
kusursuz bir ekilde kullanlan tek bir dilbilgisi grlebilir,
ne de konuucunun bireysel olarak, karsnda bulunduu
biimlere tarafsz kald dnlebilir. Ancak, deikenci
yntem bugne kadar yapt aratrmalarn baarlarn,
ayn olgu zerindeki farkl deikenlere borludur. Bunu
yapmas szdizim boyutunda olduka gtr ve anlambilim
boyutunda kukusuz olanakszdr. Bu nedenle deikenci
yntem ounlukla ses boyutunda almtr. Birok konu
ucu, kendi edimlerine uyarak, deiken kurallar ortaya ko
yar. Konuucular, sesbilimdeki dilsel gereklemelerde bir
denge bulunduu halde, szdizim ve anlambilimde, farkl
kurallar (geimelar) , farkl deikenler retmektedirler.
Bu nokta 1977'den beri bir tartma konusudur. Verilen
rnekler, Franszca ve ngilizcedeki adllar veya eylemlerdir.
Franszcada belirsiz kii adl "on" ile ifade edilebilir. Fakat,
ayn zamanda "tu" veya "vous" belirli kii adllara da ayn
ilev iin kullanlabilir. S. Laberge, tezini, bu olguyu dei

kenci bir yntemle inceleyerek hazrlamtr. Bylece dei


keleri "on", "tu", "vous" biimindeki toplumdilbilimsel bir
deiken olan "belirsiz kii adllarn" tanmlamaya al
mtr.
Bu yaklam, i koullarn (balam, tt veya vous beirli kii
adllarnn balamdaki yokluu ... ) ve "ya" deikesiyle ilgili
olarak ortaya kan deiimin izlerini gzler nne sermek
tedir.
Laberge'in bu yaklam, B. Lavandera tarafndan redde
dilir. Lavandera, bu arasnda (ya da tu ve vous kendi

67

aralarnda gruplanrsa, ikisi arasnda) herhangi bir ileti ol


madn ileri srm, dolaysyla bunun, toplumdilbilimsel
bir deike olmadn sylemitir ( 1977), W. Labov da, ista
tistik dalmlar1nn ilgin olmadn eklemitir: Asl nemli
olan, nedeni gizli kalm bu seimleri aydnlatmak ve yap
larn incelemektir.
Ayn ikilemi, Kanada'nn Quebec blgesinde konuulan
Franszcada, yardmc eylemlerin kullanmnda tekrar g
rebiliriz. Fransa' daki Franszcada kiisiz eylemler etre eylemi
ile ekildii halde, Quebec'teki Franszcada avoir eylemi ile
ekilebilir. G. Sankoff ve P. Thiibault'un deikenci incele

mesi ( 1 977) , anlambilimsel bir dengenin, yerli dil kullanm


dengeli olduu takdirde var olabileceini vurgular. Blanc
he-Benveniste'in ( bkz. Boulet, 1986) ok daha klasik bir
zmlemesi bir farka dikkat ekr: Ona gre, yardmc ey
lemler, kural d kullanldklar zaman bir anlam fark ge
tirmekteydiler.
S. Poplack, bir incelemesinde (1990) Franszca konuma
dilindeki istek kipinin imdiki zaman zerinde ok zenli
bir alma yapmtr. Ottawa'da toplam 240 saatlik sohbet
ler srasnda biraraya gelen verilerin sonucu artcdr:
Toplum genel olarak bu kipin kaybolmakta olduu kansn
tamaktadr, ama yine de kipin kullanmna, artc yo
unlukta ok yer vermilerdir. Ancak, kipin kullanm, ken
disinden nce gelen eyleme baldr. Ayn ekilde Fransa' da
da yaplan aratrmalar karlatrlabilir sonular vermitir.
Bu tr bir almay sadece szl olarak yapmak olanakldr. Bylece bilimsel deiken u ekilde belirlenebilir.
istek kipi gerektiren balamlar
istek kipi alan belirli eylemler
Poplack, almasn " que" balacyla kurulmu yan

tmceciklerle snrl tutmutur. Bu bala Franszca' da istek


kipini gerektiren bir balatr. l deikenler arasnda, istek
kipinden nce yer alan eylemlerin snflandrmasna nem
vermitir. Sonular ok aktr:

68

stek kipinin kullanm hibir ekilde ulamlandrlama


maktadr. Ancak kullanm skl yeterli olanlar hakknda bir
ey ileri srmek olanakldr. ok az saydaki eylemlerden
sonra istek kipi gelmektedir. Bunlar da sadece drt kez kul
lanlmtr.
ok tannan ve biembilimsel olarak kk deien ey
lemler daha sk kullanlmaktadr. Az rastlanlan eylemlerde
durum tam tersinedir.
stek kipinden nce gelen eylemler belirleyici i deiken
konumundaysa, yakn anlaml eylemler, farkl kullanm sk
lklar gstermektedirler. rnein, Franszca' daki "tercih
etmek" ve " daha ok sevmek" eylemleri yakn anlamldr ve
ikisi de istek kipinin kullanmn dilbilgisinde gerekli grr.
Aratrmann sonucu, birinci eylemin hemen hemen her
zaman istek kipiyle beraber kullanld, ikincisinde ise du
rumun tam ters olduudur. stek, duygu ve dnce bildiren
eylemler arasnda bir gruplama yaplabilir. Ama bunun d

nda kesi bir ulam oluturulmas olanakszdr: stek bildi


ren eylemler her zaman bu kipe gereksinim duymaktadr.
Duygu eylemlerinde bu durum daha ender grlr; dnce
eylemlerinde ise durum tam tersinedir.
lstek kipinin kullanm d deikenler arasnda top
lumsal katman ve dilbilimst bak ileviyle akr.
Bu durumda istek kipi, toplumdilbilimsel bir szdizimi
deikeni haline gelir. Bylece de deikenci yntem, bu
deikenin tam anlamyla anlambilimsel bir deeri olmad
n ileri srebilir: Bildirme kipiyle istek kipi arasnda, yerli
szl uygulaymlar szkonusu ise, hibir ayrlk yoktur.
D eikenci dilbilim btn bunlara kar bu olumsuz so

nulardan etkilenmemitir. S. Poplack ve S. Tagliamonte,

aa yukar 19. yzyln ortalarndan bu yana Dominik


Cumhuriyeti'nde bulunan bir grup zencinin konutuu n
gilizce zerinde bir inceleme yapmlardr. Bu incelemeyle,
grubun konutuu ngilizcenin, bugnk lnl Amerikan
ngilizcesine ok yakn olduu, ama buna karn gnmz
zenci ngilizcesinden ok uzak olduu kantlanmtr. Yani,
69

sanlann aksine, zenci ngilizcesinin beyaz ngilizcesinden


farkllamas, Afrikallamadan kaynaklanmamaktadr. Ba
ka trl, 19. yzyldan beri tmyle kapal ve spanyolca
konuulan bir ortamda, halen lnl bir ngilizce konuu
luyor olmas aklanamaz.
Ksaca deikenci yntemin ii, farkl eylem imlerine
yklenebilir anlamlar olumlu biimde yerletirmek ve imler,
iki farkl ekilde ortaya kmsa, aralarndaki deeri, dalm
yardmyla belirlemektir.
Bir anlamda, toplumdilbilimsel deikenler, anlaml kul
lanmlarn balad noktadan sonra biter:
Konuucu bir tek eyi anlatmak iin, birok biim ara
sndan bir seim yapabiliyorsa, deikenci yntem ve kuram,
uyumaya balar.
Konuucu birok biim arasndan bir seim yaptnda
bunlarn birbirlerine denk olup olmad bilinmiyor ve bu
seimler toplanan verilerle uyuuyorsa, dei$kenci dilbilim
farkl savlarn grg! sonularn aratrabilir.
Konuucular birbirine bal dil dizgelerini kullanyor
larsa, deikenci yntem bir dil savn dizge plannda (ortak
yerli kullanmn istatistik zellikleri) geerli klar.Ancak dil
bilimsel adan dikkate alnmas gereken bireysel sylemle
rin, anlaml uygulaymlarn gz ard etmemek gerekir.

Deikenci dilbilimine de deinerek, diller ve deikenlik


konularnn da bylece sonuna geldik. imdi de doal olarak,
Saussure'c dil anlayyla erevelenmi dilyetisi uygula
masna, yani sylem konusuna geiyoruz.

70

DRDNC BLM

TOPLUMSAL BR ETKNLK OLARAK DiL

Biimsel ve toplumsal deikenler nedeniyle, konuucu


larn srekli bir dilbilimsel dzen deiikliine eilimleri
vardr. Bu sreklilii incelemek, bir anlam bilimsel denge
(gndergesel dengeye kart olarak) zerine kurulu dilbi
limsel deikenleri ve yeterli kullanm skln belirlemek
iin, deikenleri kaba hatlaryla var saymak gerekir: Tutarl
bir istatistik oluturmak iin belirli bir kesinlik oluturulma
l.
"Yaayan sz"1 6 iinde dil dizgesinin nasl olduuyla ilgi
lenen dilbilimciler, deikenlik olgusunu da dikkate almak
zorundadrlar. Ama ayn zamanda gerek balamnda tekil
szceleri de incelemek durumundadrlar. Ancak bunu ista
tistikler dorultusunda gerekletiremezler. Franszcadaki
belirtisiz zne bu konuda iyi bir rnektir. Kullanld ba
lamdan ayr ele alndnda, belirtili znenin, belirtiiz z
neyle karmas iten bile deildir. Bunlar birbirlerinin yerine
kullanlabilir. Hatta ayn tmcede dilbilgisi asndan e,
anlam asndan da belirtili ya da belirtisiz zellikler taya
bilirler. Bu "gndergesel denge"dir, ama anlam dengesi de-

1 6 Bu terim Bakhtine'e gre Boutet tarafndan kullanlm. rneklerimizi


ve yorumlarmzn esasn, B. Lavandera'y eletiren bu al madan
esinlenerek aldk. Yaayan sz i nceleyen dilbilime biz "szcelemenin
dilbilimi" adn veriyoruz. "Szceleme" terimi birok olguyu tan mlaya
bilir: ki nemli eilim grlr: 1 . Uygulaymcl ktan ve dilsel felsefeden
yola karak, yorumlamalar ve edimbilimsel etkileri zmler (Austi n ,
Searle, Ducrot). 2. Durumla szce arasndaki ilikilerle i lgilenir: Biz:,
szcelemeyi bu son anlamyla ele alyoruz.

71

ildir. Kardaki kiinin algsna b al olarak yaplan dil


gndergesi belirtili ya da belirtisiz olabilir: "Yaamda baarl
olmak iin almal, kararl olmal ve azmetmelisin. Yoksa
hibir ey yapamazsn. - Ama, bu gidile devam edersen
yaknda sen de yok olur gidersin'' . Burada, . ksmdaki
tmceler insanolu almal anlamna gelirken, 2 . ksmda
dorudan kardaki kiiye seslenilmektedir. Deikenci dil
bilim, zel bir balamda bu kadar yakn ilikileri ele almf!Z.

Szce zmlemesi ve deikenlik birbirleriyle uyumaz.

Deikencilik ayn anlam deerine sahip farkl biimleri


aratmr. Szce zmlemesi ise, ayn imin tayabildii an
lam deerlerine bakar. Sonuta:

Deikencilik, farklarn ayrcln dorular, ama, n

ceden varolan sabit bir anlam varsaymyla yola kar.

Szce dilbilimi, kullanmlar arasndaki benzeme ya da

kartlklardan yola karak, "anlambiliinsel deer" kavra


mna bir kesinlik kazandrr. Ancak farklarn ayrcl ko
nusunda varsaymlara dayanr.
Bu iki gr arasnda baka ayrlklar da vardr: Konuu
cunun ylesine ya da zenle konumas, bir yandan szce
siyle kiinin kendisi .arasndaki ilikiye (sylediklerini du
yuyor mudur acaba?), dier yandan da konuucuyla dilbi
limci arasndaki ilikiye (tmyle ak m, yoksa gzlem
lendiinden dolay farkl m konuuyor?) baldr. Dei
kenciler, kendiliinden oluan dil kullanmna nem verirler.
Dilbilimst etkilerden kanrlar. Bundan dolay, doal
olarak, konuucularn sylemlerinde ilkesel bir zen gs
terdikleri yazlar, okullardan toplanan veriler, halka ak si
yasi konumalar deikencilerin inceleme alanlar olmutur.
Oysa bu iki tip dilsel zen ayn konuma sahip deildir: Gz
lemciye gre, dilsel zen, kendiliindenlik zelliini yok
ederek verileri olumsuz ynde etkilemektedir; ama yaz ve
okul verilerindeki dilbilimst dilsel zen, konuucularn
"kendiliindenlik" zelliini yanstyor grnmektedir. O
halde, deikencilie gre, szl olarak gsterilmeyen dilsel
zen, sabit bir deere sahip olamaz. Gereken deerler ya72

zarlar ya da sylev veren kiiler tarafndan kullanlmaktadr.

Bu tr zenli kullanmlar da dil kapsamna girer. Konumuz


dilbilim olmadna gre, dilsel toplumbilime geri dnelim.
Bu daln bizi gtrd noktaya ve sonuta, snrlanaca
yere b akalm: Sylem.
1. Edimbilim ve Etkileim

Dil ve toplumsal gelime arasndaki iliki, dil seimi ve


deikenlerle snrl deildir. Sz toplumsal gelime iinde
inceleyebilmek iin, mantk, felsefe ve edimbilim kavram
larna girmek gerekir.
" H ava scak" gibi bir szceyi ele alalm. Hangi koullar
iinde sylendii biliniyorsa, her konuucu "hava souk" ya
da "yamur yayor" gibi bir tanmlamann tersini alglaya
caktr. Bu szceyi duyan bir kii, kalkp pencereyi aabilir.
te, bu ekilde szcenin etkinlie dnmesine edimbilim
denir.
Edimbilimsel boyut hibir ekilde nemsiz saylamaz.
Baka bir deyile bu, Aristo ve iero' dan bu yana bilinen en
eski olgulardan biridir. kna etme sanat ya da szbilim, o
zamanlar btn bir eitimin temeliydi. 18. yzyldan sonra,
bu bilgelik geleneinin yerini kktenci bir kavram almtr:
Szn etkinlikten ayrlmas, nesnel olarak dnyay ifade et
me istei ve etkinlii yapay, kontroll bir gsteri olarak kabul
etme, yeteneklerden ok somut bilgiye ncelik tannr'as.

Ksaca, 18. yzylda szbilim artk gereksiz bir ek, hatta faz
lalk olarak grlyordu. "Sylem" ve " davran" (dilsel an
lamda) arasnda bir kartlk baladktan sonra, sylem artk
bir davran olarak alglanmaktan kt. Ancak uygulama-.
larda, aklanamayan baz beklentiler belirledik: "Saatiniz
var m?" sorusuna kar beklenen cevap hibir zaman "evet"
ya da "hayr" olmaz.
" Hava scak" tmcesine kar edimbilimsel bir etki do
musa, bunlar ayn zamanda davrana dnen szcelerdir
(Bunlara edimsel ya da gerekletirici diyoruz) . rnein "sz

73

veriyorum" tmcesi edimseldir, nk sz veriyorum demek


ayn zamanda sz vermektir. Bu szcenin ilgin yn, sa
dece birinci tekil kiiye gre edimsel olmasdr. "Sz veri
yorsun" ya da "sz veriyor" edimsel deildir. Edimbilim,

konuucular arasnda bir etkileim oluturur ve p u etkileim


szcelemeyi oluturur. Yani, konuucularla, onlarn kendi
szceleri arasnda bir iliki kurar.
Szcenin anlamyla, edimbilimsel etkilerini karlatr
mak yerine, Milner'in yapt gibi (1989) anlamlama (dilbi
limsel) ve anlam (gerek etki, yani edimsel etki) arasndaki
fark ortaya koymak daha yerinde olacaktr.
Her szce, dilbilimsel adan anlamlama dediimiz bir
tamamlaycya sahiptir. ki farkl szcenin farkl anlamla
malar vardr. Anlamlama kavram, farkl biimlerin neden
olabilecei anlam etkilerini soyutlama olanana dayanr.
Milner, bu etki iin, "deikenlik" terimini kullanr. Ancak
bu, u ana kadar grdmz toplumdilbilimsel terimiyle
e anlaml deildir.
"Genellikle anlamlama olarak adlandrlan kavram, hibir
zaman bamsz deikenliin konusu olamaz. Belirtili ol
duu andan itibaren, tpk terimler dizgesinde olduu gibi,
szdizimine ( . . . ) ve szdaarna yerlemi ise, anlamlama
snn deimesi szkonusu deildir. Ayn ekilde, kk is
tisnalar dnda, anlamlama deimeden szdiziminin de
imesi, yine anlamlama deimeden terimin zelliklerinin
deimesi olanakszdr. "
Anlama dnk olan dilbilim boyutu da, "deikenlie" ve
bunun dizgesine baldr. Fakat neyin anlam tadn ve
neyin dilbilimsel bir alanda ayr szdizimlerini birarayage
tirdiini nasl bulmal? Deikencilerin, edimbilimsel etki
sine gre anlam lerek, bile bile anlamlama olgusunu yok
ettikleri noktada Milner, anlamlamann bir tr ortak anlam
olduunu grr: Anlamlama, anlam yapmaya yarayan bir
olgudur.
Anlamlamann incelenmesi (Milner buna anlambilim
adn veriyor) , "terimlerin" (szdaar) bunlar kullanmayan

74

kiiler tarafndan da belirlenebileceini ne srr. Eer bir


terim kullanm sonucu domusa, edimbilimsel bir anlama
da bal olacaktr.
Bu gr, dilsel szcklerin iki ulama blnmesine neden

olur. Birincisi, ilevsel szdaar ofarak adlandrdmz


ulamdr. Bu ulamlamalar kullanmlarna bal olan sz
ckleri (ad, sfat, eylem kkleri, baz belirteler) tekrar s
nflandrr ve kendine gre bunlarn bir tr snrn belirler.
Bu ulamdan bir szck, gndergelerle insanlarn bir tr bi
rikimi gibidir.

Btn dierleri ikinci ulama girer. Bu ilevde, anlamlama


"balamla" ya da "durumla" olan ilikisi zerine belirlenir:

ona, onu gibi yinelem terimleri (balama baldr), ben, sen


gibi adllar, eylem zaman ve atllar, Avrupa dillerindeki
kipsel eylemler (gsterici) vb. szckler. Bu tr szcklerin
anlamlar kiilerin gndergede bulunmasyla ortaya kmaz.
Jacobson'dan Chomsky'ye kadar olan dilbilim gelenei,
szdaarn olaan, dizindaarn ise istisna olarak deer
lendirmektedir.
S zdaar terimleri ounluktadr. Dizindaar terimleri
aznlkta olmalarna karn, kullanmda daha sk grlr ve
daha gl bir yapya sahiptirler. Kendi aralarnda kapal
drlar ve bir dilden bakasna gemeleri olduka zordur.
Oysa, szdaar terimleri kolayca bir alnt durumuna gee
bilir veya ksalma, birleme, treme gibi yollarla yeni bir
szck oluturabilirler.
Anlamlamalar sz ile durum arasndaki ilikiye dayanan
dilbilimsel ilev "szcenin biimsel arac"yla aklanr. Bu,
nce E. Benveniste, daha sonra J. Simonin- Grumbach ta
rafndan ortaya atlm ve incelenmitir.
Buna gre, sylemi yle ekillendirebiliriz. Szceler bir
birlerine ve duruma birtakm gnderi imleriyle baldr.
Bylece oluan sylem, ya btnyle balamdan (gidimli
zincir) ya da metind durumdan etkilenir. Aadaki izel
gede bu balar oklarla, sylem "hatt" szceleri b alayan
izgilerle, szceler ise dikdrtgenlerle gsterilmitir. Syle-

75

min iinde bulunan oklar, balama geri gnderide bulunan


yinelemlerdir.

Sylev

Durum

A szcesinin anlamlamasn snrlandrmak iin kan


oklarn sonuna nem verilerek anlamlama yaltlmtr:

Dilbilimsel tanm ayrlm bir szcenin tekrar araya yer


letirilebilecei durumlar ve balamlar soyutlar.
Bir szcenin anlamlamas bir durumu (Dur) 1 7 gerektirir,
belli bir boyut ve kken verir. X1, X2, . . . gibi her ayrc boyut
iki farkl nokta ierir:
Dur0 ' a gre belirlenen X 1 : Sen (B1 ) ben'e (B0) oranla;
burada (Yer 1 J , orada'ya (yer2) oranla; gemi zaman (Z1 J ,

imdiki zamana (Z0) oranla; vb.

X0 X 1 ' ile iliii olmayan Xw; O (Bwl , ben-sen'e (B0, B 1 )


-

oranla; darda (Yerw) , burada-orada'ya (yer0, yerl ) oranla,


geni z;;mann hikayesi (Zwl , belirli gemi-imdiki zaman
(Zo. Z1) oranla, vb.
O halde durum, anlamlama asndan O, 1 ve w'de, kii,
zaman, yer, dier deiiklikler gibi biimsel boyutlar do-

1 7 Benveniste'in aa kavuturduu, adllar ve eylem zamanlarn ieren


biimlemeleri genileten A. Culioli'nin biimlemeleri. J, Simonin
Grumbach bu biimi somut olarak gelitirmitir.

76

rultusunca dizgesel bir yap olarak dzenlenir. Bylece du


ruma balanan dilsel birimler dilin, bir etkileim arac ol
masn salar. Bu da, konuucularn uygulaymyla, iletiimi
oluturan szceleyenlerin sylemi gerekletirmeleriyle olur.
Burada anlamlamaya giren szceleyen ile anlama giren ko
nuucu kavramlar arasnda bir ayrm grlmelidir. Konu
ucular, szceleri uygulayarak onlar arasnda, szcenin bi
imsel aracnn szceler arasnda yapt gibi baz ilikilerin
olumasn salyorlarsa, toplumsal bir etkileim szkonu
sudur. Szcelemeyle ilgilenen dilbilim dal, edimbilimin
toplumbilimdeki konumu sorusu iin bir zm yoluna P.
Bourdieu tarafndan ortaya atlan ( 1982) dncelerle gir
mitir.
"Dilbilimsel olarak, dilbilim olaylarnn gcn kavra
maya almak, dilin iinde mantk ilkeleri ve kurumlam
dil ilkeleri aramak, Homerus'ta somutlaarak, skeptronun
sylevi veren veya sz alan kiiye verilmesinde olduu gi
bi.yetkinin ncelikli olduunu unutmak demektir."
Bourdieu'ye gre, dilsel bir eylemde bulunan kiinin g
cn gstermedii srece, ne dilsel bir eylem edimseldir, ne
de szcklerin bir gc vardr. Yarglayan bir yarg, sadee
yarglamaktan teye gidemez, nk bir yargdan baka bir
ey deildir. Ayn ekilde bir sz de, uygun zamanda, uygun
kii tarafndan dile getirildiinde dilsel bir eylem olabilir.
Anlamlama anlam demek deildir. Bourdieu'nn bu eleti
risi "dili kendini yneten bir nesne olarak ele alma" olanan
ykmtr. "Szcklerin gc sorusu", "yine szcklerle" bir
yant bulacandan "saf" bir sorudur.
Bourdieu'nn bu tanm, Milner'in ortaya att dilbilim
d kavramna denk gelmektedir (il. Blm) . Eer, dilsel
eylemlerin dilbilim ve dilbilinst olmak zere snfland
rlmas gerekiyorsa, bir eylemin toplumsal kurum erevesi
nedeniyle mi yoksa yaps nedeniyle mi edimsel olduu be
lirlenmelidir. Oysa, zaman zaman her ikisi de geerli olabilir.
Bir soru tmcesi ya etkin bir yant b ekler (yani bir sorudur
ve dilsel bir eylemdir) ya da bir yorum bekler ( "szbilim"

77

sorusudur) : Anlamlama (szceleyeni sorgulayan) ve anlam


(syleyenin gerek konumu) arasnda, dilsel eylemler ve
olaylar vardr; ancak bunlar, dorudan eyleme dnen
"sylem" in getirdii szcelerin i yapsyla karttrlar.
Ancak, szcelemeyi inceleyen dilbilim dal, Bourdieu'nn
somutlamayan toplum belirlemeleri nedeniyle att baz
n? ktalarn tekrar ele alnmasn salad.

Dilbilim ve toplumbilim arasndaki balar deikenlik ve

dil erevesinde, kimi zaman kout, kimi zaman da farkldr:


levsel dalm ve deikenci dilbilim, dillerin dilbilimsel ve
toplumbilimsel alarnn birarada dnlmesini salad.
il. "Dil Oyunu" Kavram

Szceleme, somut szcenin uygun bir ortamda iki u nokta


arasnda yerlemesidir: Birinci nokta tmyle balang ko
numundaki durumdur (Dur0). Bunun anlam, yer konumuyla
belirlenir, nk anlamlamas szceleyene gnderide bu
lunmaktadr. kinci nokta, tmyle bitmi konumdaki du
rumdur (Durw) . Bunun szce ve durumla anlamlama boyu
tunda hibir ilikisi kalmamtr. Baz gerek sylemlere yak
lamaktan teye gidemeyen bu durumlar, konuucularn
dilsel etkinliklerini snflandrmada nemlidirler.
Geleneksel szbilim, baka bir deyile ikna etme sanat,
edimbilimsel adan bir konuma savdr. Mantk ise, ko
nuucunun durumuyla ilgisi olmayan gerek szceler sa
natdr.
Mantk ve szbilim geleneksel anlamda daha nce bira
radayd. 18. yzyl Avrupa'snda yeni bir akm dounca bu
olgu deiti. Szbilim artk bir ayan manta bast:Ve dilin
balang niteliindeki nesnellie nem verilmeye baland.
Mantk, her trl yorumunu aklayabilecei bir dil aramaya
balad. Leibnitz'in terimleriyle, dil ve gerek, etkin bir ili
kileri olmayan monat'lardr (asl var olan, yaln kavramlar) .
Ancak, ok nceden var olan uyumlu bir denge sayesinde
birarada gelimektedirler.

78

18. yzyldan gnmze kadar mantk, nedenleri (dil


kullanm) hesaplara dayandran baz teknikler gelitirmitir.
Ancak, byle bir indirgeme, dpal olarak sorunlar kard.
Bunlardan birincisi Lewis Caroll tarafndan gndeme geti
rildi: Bir karsama kuraln (A, B'yi kapsyorsa ve A gerekse
B de gerektir; gibi her tasm eidi) tanmsal olarak akla
mak yetersizdir, onu ortaya koymak gerekir. Aksi takdirde,
bu gibi kurallar stste ymaktan teye gidilmez: (A c B V
A) c B tasmnda A'nn deeri "AcB V A"dr. Bu da [( Ac:B V
Al B c V (AcB V A) J c B" tasmm getirecektir. Bylece Bye
asla ulalamaz. O halde mantk, "mantksal" olarak hesap
olgusu iine indirgenemez bir etkinlik katyordu: modus

ponens. Kopma kural diyebileceimiz bu etkinlikle sonuta,


nesne olarak dil kavramyla ve dilst kavram birbirlerinden
ayrld.
Wittgenstein " Tractatus logico-philosophique" (1921) adl
eserinde yeni manta yer vermitir. Bu eser "syleneme
yecek bir ey varsa gizlenmelidir" szyle bitmektedir.
Eserde, yorum gcnn kiiye zgl ve dili kendi iinde

kavramann olanakszl zerinde de durulmaktadr. Fe\sefe


incelemeleri daha sonra edimbilimi oluturan "dil oyunlar"
kavramn gelitirirler. Bu " dil oyunu", szcele.-e yklenen
uygulaymsal anlamn kurallarca tanmlanmasna yardmc
olur.
Ameliyathanede bulunan profesrn "bisturi", "pense"
gibi szckler sylemesi, bu nesnelerin kendisine verilmesi
gerektii anlamna gelirken, ayn szcklerin bir retmen
tara.fndan snfta rencilere sylenmesi, bu nesnelerin
kada izil esi gerektii anlamna gelebilir. rnekler o
@.ltlabilir. Ksaca, szcelerin d biiminde hibir ey, nes
nelerin hangi oyunda olduunu bize gstermez: "dil oyunu"
dilsel uygulaymlarn yorumlanmasdr.
Szcelerle konuucular arasndaki uygulaymlann iliki
sine de dil oyunu diyebiliriz. Anlam etkileyen bu olgu, an lamlama konusunda bir sorun deildir; dilbilimde de ancak
kk bir yer tutar. Dil iindeki uygulaymlarn ancak bir

79

soru ya da olumsuz bir tmce karsnda verilen dilsel tep


kiler arasndan ele alnabileceini vurgular. Dil oyunu ol
mayan szceler, incelemelerde yarar salamazlar.
III.

Sylem Boyutunda Dil Oyunlar

Wittgenstein'n dil oyunu, felsefenin evrensel konusuna


deinen bir " akl deneyi" dir. Bu oyun dilsel tutarllklarn
okluunu ve bunlarn "uygulama asndan uzlamclk
larn" gsterir. Oyun, olgularn (dilsel yetenekler), azmsa
namayacak uzlamalarna dayanr. .Bu Lewis Caroll'n yan
stt elikidir: Bir dil oyunu "kurallar dil oyunlarna yer
letirmek" olsun. Bu durumda, hangi dil oyununun kural
larn kullanmal? Toplumsal olarak, toplum yaamnn her
alan bir dil oyunu gibi grlebilir.18

ki adan gzlemlemeliyiz: a) szcelerin yaps, iinde


bulunduklar dilin oyununu belirtmezler. b) toplum birey
leri, farkl etkinliklerde ayn sayda dil oyunlarn katmak
durumundadrlar. Yani, ayn szce, farkl dil oyunlarnda yer
alabilir. Bu olgu, Sovyet dilbilimci M . .8aktin tarafndan " di
alogisme" adyla ortaya atlan olgusudur.
Baktin'in eserinin garip bir yazgs vardr. Bu en nemli
eseri hibir zaman yaynlanmamtr. rencilerinden biri
olan V. N. Voloinov tarafndan ders notlarnn toparlanmas
zerine bilgiler biraraya gelmitir (Marksizm ue Dil Felsefesi,
1929). Ayn yl Dostoyeuski'de Yaratclk Sorunlar adl eser
Baktin adyla yaynlanmtr. Daha sonra, 1930'lu yllarn
frtnal siyasetinde Voloinov kaybolmu, Baktin ise 1961 'de
emekliye ayrlana kadar, alakgnll bir ekilde niversite
kariyerine sorunsuz devam etmitir. 1963'ten lmne ka
dar (Dostoyevski hakkndaki almasnn ve Rabelais ze-

1 8 Wittgenstein, dil oyunu ve yaam biimleri aras ndaki balarn biro


unu yeniden ele almtr. ( 1 9 : "Bir dil oyunu dnmek bir yaam
biimi dnmektir" ya da " 23 "Burada dil oyunu teri mi, bir dili ko
numa olay nn, bir eylem i n , b i r yaam biiminin paras olduunu
ortaya koymakt r.

80

rine yazd tezinin tekrar basksyla) nne n katt. Douda


" gizli eseri" 19 yeniden kefedildi. Bu sralarda (eserin yayn
lanmasndan 50 yl kadar sonra, 1 975'li yllarda) , Anglo
sakson ve Fransz yazarlar, diyalojik terimini dilseLtoplum
bilimin temeli sayarken, Baktin SSCB'de sadece edebi
zmlemeleriyle tannyordu.
okseslilik ve diyalojik kavramlaryla Baktin, szcklerin
anlamn kullanmn dnda kabul eden "soy1t idealizme"
ve yine bu anlam "rastlantsal psikofizyolojik tepkilerin"
yansmas olarak gren "pozitivist ruhbilime" kar km
tr.
diyalojizm, bir szcelemenin kendi iinde bir anlam ta
madn belirtmektir. nk, " dil oyununun okseslilii
ayn zamanda o szcelemeyi kapsar. Wittgenstein'n ortaya
att " dil oyunu" terimi, Baktin'in biimleyiiyle ilgili ol

mad halde, 1929 tarihli Marksizm ve Dil Felsefesi adl


eserinde, Wittgenstein'n dil felsefesinin yer almas ilgintir.
diyalojizm yeni bir bak as sralamasnn ortaya konma
sn salamtr:

Dil eylemi kavram, bireyin szcelemesine bal benzeik

varsaylan, dil bilimsel anlamlamaya kart, edimbilimsel bir


eylemdir.

Dil oyunu kavram, dil olaylarnn, yaam seviyelerine

ba l alanlarda, uygulamalarla yaplandn gsterir. Witt


genstein ve Bourdieu, edimbilimsel anlamda d etkilerin de
var olduunu gstermilerdir. Wittgenstein'n, "dil oyunu
toplumda kendiliinden var olur" dedii noktada, Bourdieu,
toplum yzeyinde bir zmleme yaplmas gerektiini ne
srmtr.

Diyalojizm kavram, anlarnlarnas tamamlanm bir sz-

1 9 Baktin ve Voloinov'un hazrlad tez, 70-BO'li y llarda baars n

zamanki gncel elikisine borludur. Bu tez, Bloomfield'in yapsalc .


Skinner'in davran, Chomsky'nin doutanc aratrmac kuakla
rna, dil hareketliliini gstermi; baz tartma alanlarnda diyalektikten
vazgeilmesini salamtr.

81

etikte anlamn olmayabileceini varsayar. Anlam, anlamlama


evresinde toplumun dilsel uygulaymlannn karlamas ne
deniyle doan bir sonutur. "Dil oyunlar" da dank dzen
ierisinde, gr alarnn, dil uygulamalarnn, ilgilerin b
tnlemesiyle ortaya kan, aka yaplm dilsel seimlerin bir
rndr. Diyalojizm asndan toplumsal ilerlemeler, b lltn
toplum tarafndan belirlenemez. iftdillilik, diller arasnda
doal bir snr olmadn, diyalojizm ise, toplumlar arasnda
doal bir snr olmadn gsterir.
Dank dilsel dzen, anlamlama temelinde, aktarlan
sylem kavramyla somutlar. Anlamlamalarn alan, sy
lemin hareket anyla beraber (yazl olmamas kaydyla) ,
farkl boyutlar (zaman, yer, gereklik, vb.), bu boyutlarn
olumasyla deiken bir deer (1 saysyla belirtilmitir) ve
sabit bir deer (w ile gsterilmitir) sayesinde durumun bir
.
"gndergesini" olutururlar.
Bu ilem birok yntemle gerekletirilir.

Dorudan aktarm: szceyi (Dur' 0) eklindeki syleyi

iyle brakarak: Dn, Ahmet bana "Seni yarn grmeye gele

cegim" dedi.

Dolayl aktarm; (Dur' ol durumunu (Dur0) durumuna

aktararak: Dn, Ahmet bana (beni) bugn grmeye gelecegini

syledi.
(Dur' ol ve (Dur0J arasndaki iliki dilbilimsel olarak kont
rol altnda deil de, onun yerine toplumun dilsel uygula
ymlar (yani dil oyunlar) daha etkin oluyorsa, anlamlama
artk Dur ve Dur' arasnda bir ayrm yapmaya yetmez. By
lece, dolayl serbest aktarm karmza kar: Ahmet, bana

gelmek iin ilerini ayarlad.


iV. Cinsler ve Siciller

Dilsel doruluklarn toplumsal yaplandrmas iki "dze


nek" sayesinde iler: Kullanmda imlerin yokluu ve aktarlan
sylem tarafndan szceleme ilikisinin yaplandrlmas.

82

1.

Kullanmda lmlerin Yokluu - Klasik mantk karlkl

snflandrmalarn izelgesine gre iler: tm toplum sahip

olduu ya da olmad nesneleri paylar.20 Dil ola lar b u


ekilde ilemez. Mantkya gre, "yasaklanmam her ey
yaplabilir" ve "yaplamayacak her ey yasaktr" tmceleri e
deerdir. Bir hukuku iin ayn ey szkonusu deildir. Bi
rinci szce, yasaklanm eyler belirlenmise, geri kalan izin
grr, savn ileri srer. Yasaklamak dilsel bir eyleme gerek
duyarken izin vermek hibir dilsel eyleme gerek duyma
maktadr.
Dil bilimlerine zg birdeyile izin / yasaklama kartl
yoksun bir kartlktr. Burada imlenmi kutbun "yasakla
ma", imlenmemi kutbunsa "izin" olduu ileri srlr. Bu
kartlk hukuksal sylemde "eksik" ya da "yoksun" bir terim
olabilir. Eer hukuksal sylemde sabit bir zyap olsayd, dil
sicillerindeki kartl ele almak gerekirdi.
(Dur0) durumu, ayrc kartlklara gre imlenmemi de
erlere borlu gibidir. Bu duruma, imlenmi bir deer yk
lemek, dilsel bir eylem gerektirir; aksi takdirde imlenmemi
deerini koruyacaktr.
Doruluk ve dorulatrma sorununu ele alalm: Anlam
lama asndan dilsel eylemle, bunu gerekletiren szcele
yeri arasnda bir fark olmaz. Bu durumda szceleyenin
doruluu varsaylmaktadr. Szceleyenin yerine sorumlu
luu stlenen konuucunun btnyle doruluu, anlam
lamann dnda anlam ilgilendirir. Konuucu, konuma
srasnda dorulua ynelik bir eylem gerekletirir. mlen
memi durumdaki dinleyiciler, konuucunun doruluunu,
bunu tartmadklar srece kabul etmek durumundadrlar.
lte bu, kullanmda imlerin yokluudur. Szceleyenin belit
sel doruluu, im eksiklii szkonusuysa, konuucunun ya
rarnadr.
20 Byle bir tanm mantky , gerek mantksal evreni tekrar dzenlemeye,
gerekse kural n sorunsalln ortaya koymaya ynlendirir. Biz, bunun
mantk ynn bir kenara brakyoruz. nk ayrc l nedeniyle bu
konu bizi olduka karmak sorunlarn iine gtrecektir.

83

2.

Szceleme ilikisinin Yaplandrlmas

Kullanmda

imJerin yokluu sayesinde, anlamlamann, bir tr geerli ve


tmyle dilsel bir eylemin somut yz olduu ortaya kar.
Anlamlamalarn sylemde balann incelemek ok il
gintir.
nk, eklemlemderi kabul etmeyen ya da farkl eklem
lemeler gPtiren etkin anlam olduu halde, anlamlama, dil
eylemleri '1n dayanadr. Bu durumda, szcelemenin i
dzeni stnde toplumsal olaylarn dalm dzenini ince
lemek zere bir temel yaratlabilir. Bylece bir inceleme t
myle grgl olmaz. Yalnzca, ana savlarn grecelemi ya
da sorunlam olduu yerlerden balayarak, benzeik olan
sylemlerin nasl seileceini bilmek gerekir.
Bunun en kolay yolu gidimJi sicildir. Bu terimi dil oyunu,
yaam biimi, soyut toplumsal alan ya da doruluk ekinde
tanmlayabiliriz. Bu terimler e anlaml olmasa da, sicil an
cak bunlarn btnl sayesinde toplumsal bir anlama
,kavuabilir.
Gidimli bir sicil szceleyen (yapay) ve konuucu (gerek
toplumsal yer) arasnda bir balant kurar. Bu da zmle
memizin iki yne doru gelimesine neden olur: Sylemin i
yapsyla ortaya kan szceleme; sylemin dayand top
lumsal eylemler. Bu eylemler, bir taraftan szceye yklenir
ken dier taraftan baarsz da kalabilirler. rnein "eki
iviyi akar" ama, ivinin giremeyecei sertlikte bir duvar da
var olabilir.
V. Blm' de birok somut rnee yer verilmitir. Biz bu
rada baz tanmlar vermek istiyoruz.
Sicillere bal sylem biimlerini gidimli cins olarak ad
landryoruz.
Bu cins dncesini ilk kez Benveniste'in zmleme
sinde grrz. Benveniste burada, syleme l<art olarak,
Franszcadaki basit gemi zamann bir anlatm cinsi oldu
unu vurgular. J. Simonin-Grumbach ( 1 975) anlatm I sy
lem kartlnn kabul edilmesi gerektiini savunur. Gidimli
cins, gidimli bir sicil ya da i yapya dnk bir bakla, olu-

84

turucu szceleyi birimleri btn olarak tanmlanr. rne


in bilimsel bir sylem, szceleyenleri ortak konumaya (biz,

insanolu ya da insan gibi szcklerle) yneltir. Szceleyen


ok ender olarak ben kiisini kullanr ama, sen ve siz kiilerini
her zaman syleminin dnda tutar.

Cins kendi iinde sicili oluturmaz. Kurgu yazn (roman)


yapay ekilde "aktarlan sylem" olmadan, dengelenmi bir
sicile bal yorumlanan birimleri iermesi kouluyla, cinsin

var olduunu kantlamaya yete rlidir: Romanda ben kiisi,

yazara deil, bakahramana bir gnderidir. Bu sonu, zel


bir romann i birimlerine ya da genel anlamda btn ro
manlara deil "roman" siciline bal birimlerin olumasna
neden olur. Bir anlatmn sicil oluturucusu olmas kow
luyla, sicil. kavram olarak, cinse uyum salamaya ynelir. Bu
durumda cins, sadece kaynakland szceleyi yelpazesiyle
deil, daha nceki mutlak bir duruma (Dur0) denk gelen bir
ana durum (Dur'0) ile de tanmlanmaldr.
Daha ak bir deyile, cins kavramlarnn kurallar, bir
sylemin iinde yerlemi aktarlan sylem birimlerine da
yanmaz. Sadece dilbilimsel terimlerle biimlendirilebilen
serbest dolayl anlatm olgusunun varl, aktaran sylemle
aktarlan sylem arasndaki farkn, ayn zamanda edimsel
birimlerin etkisi altnda olduunu gstermektedir. Tpk,
dnyadaki bilgilerin ya da sicildeki szcelerin grgl ko
numu gibi. Aktarlan sylemin bu zellikleri, siciller arasn
daki ilikilerin dzenlenmesi asndan ok nemlidir.
erik denilen dilsel birimler, sicile bal gidimli gelenein var
olabilmesi iin nemli olduklar halde, cins, i zyaplatrma

asndan daha nemlidir. M. Foucault (1969) ve J. Guilhaurnou


ieriklere arivleme sonulan adn vermilerdir. Onlara gre bu,
birbirine yalcn toplumsal kurumlamalar ortamnda yine birbi
rine yalcn biimler altnda tekrarlanan sylemlerdir.
Hereyden nce anlamn toplumsal yapsndaki birimleri
bulmaya ynelik bir aratrma sav olan gidimli sicil, uygu
lamada nasl olumaktadr?

J. Boutet ( 1989) , ayn toplumsal uygulaym, i yap ve


85

edimbilimsel deerde benzeik olabilecek bir aratrma ya


par: ve ii nitelikleri hakknda konuan bay ve bayan i
ilerin sylemlerini zmler. Bu kadar benzeiklik, salam
bir rg (ortamn var olmas) , tutarl uygulaymlar arasnda
gereki bir kesit, benimsenmi ulamda bir dsallk, vb. or
taya koymaktadr.
Sicilin mutlak bir varl yoktur. Bilimsel sylemi, daha
ayrntya girsek de (fizik, nicemsel fizik, . . . ) ya da ok daha
yzeysel ele alsak da (yaz, adalk, . .. ) bir sicil olarak kabul
edebiliriz. Ancak her sicile bir cins balamak gerekir. D
birimlerin cinse girmesi (rnein

siz adlnn bilimsel bir

metinde bulunmas) imlenmi bir deer olmas anlamna


gelir.
Neden-sonu ilikisi, siciller arasndaki tek iliki deildir.
Bir A sicili, B sicilinin alt sicili olabiliyorsa, bir X sicilinin Y
sicilindeki bir s yleme gemesi de olanakldr. Bu ekilde,
rnein bilimsel sicilin gazetecilik sicilinde yer almasyla
bilimsel gazetecilik olgusu ortaya kar. Yerleen sicil ile
yerleilen sicilin anadurumlar (Dur' 0) arasndaki szceleyi
yolu, Y siciline, X' e gre bir konum kazandrmaktadr. Bu Yx
ilikisinin sabitlii arivleme sonucuna gre deiir. Eer
sabitse, toplumbilimin konusu olur. zel durumlarda ska
tekrarlanan baz Yx'lerin, alan blmeleri de olanakldr.
niversite dnyasnda, tpk kimyann fizii kulland
gibi, ruhbilim de canlbilimin kulland s ylemleri ierir
(Y'de doruluu olan bir szce X'te de gereklik olarak ele
alnr) . Bu kart nermelerin nitelii, sicildeki diyalojik a
tmalardr. Dzenli biimsel farkllklar, diyalojik kavramn
tutarl hale getirmeye yeterli deildir. Ayrca, birbirine kart
iki sicilin sadece ayr ya da birbirlerinden bamsz olduunu
sylemek de yanltr. Futbol ve Amerikan Futbolu arasnda
diyalojizm yoktur. nk, ayn zaman ve ayn alan payla
mazlar. Ama, ayn konunun farkl yorumlarn dile getiren iki
avukat arasnda diyalojizm vardr. Ksaca, diyalojizm ayn
alann paylalmas srasnda ortaya kan bir atmadr.
Szkonusu olan, ii nitelii olaynda olduu gibi, ya gerek

86

ya da ruhbilimde olduu gibi sicile ait bir isim tarafndan


belirlenmi ve simgesel olmaldr.
kili konumacln nasl olutuuna deinelim: ilerin
tartt nitelik olaynda, "nitelikli olma" gibi bir kavram,
iilerle iverenler tarafndan farkl anlamlarla kullanlr.
iler nitelikli olmay, kendilerini kabul ettirme anlamnda
kullanrken, niteliklinin kendileri olduunu vurgularlar. Ni
telikli olan hibir zaman grev yerleri deildir. Halbuki,
evrelerinde nitelikli olan hem kendileri hem de i yerleridir.
Bu sicilin birimi vardr. nk iiler ve onlarn evresi, ortak
bir uygulaymda yer almtr. Burada farkl konumlarda bu
lunmaktadrlar. Bunu da sylemlerindeki ayn szcklerle
dile getirirler. Konumlarna gre, szcelemelerini farkl bi
imlerde sktrarak, szcklere farkl anlamlar verirler.
Buna karn, ruhbilimcilerde, canlbilime oranla, her okulun
kendine zg bir uygulamas vardr ve normal koullarda,
hibir ey aratrmaclar, ayr siciller oluturma durumuna
yneltmemektedir. Tabii, "ruhbilim" terimine kar kan
gruplarn kar szkonusu deilse. Bu, ikili konumacl
oluturan ortak alann simgesel blndr. Bir karla
trma daha yapalm: Bugn astronom ile astrolog arasnda
bir diyalojizm olmad sylenebilir (Bu iki sicil, baka sy

lemlerde diyalojiklie kaynak olduu ve farkl siciller o duu


halde).
Gidimli siciller baka alardan da atabilir. rnein
reklamlar ele alalm: Reklam iletileri bir sicil oluturabilir.
Ama, ara, yaratclk vb. zerine az ok kuramsal bir reklam
metinleri btnl bir baka sicil oluturacaktr. Bir n cs ise, retici ve tketicilerin gnlk i yaamlarna bal
farkl farkl szcklerden oluacaktr. Bu farkl sylemlerin
zmlemesiyle dank eklemlemeye ya da sicili s ylenen ler arasndaki edimbilim ilikisine geni bir yer ayrlmas
gerekebilir.
Sicillerin dkm, bu yaptn ilk blmn hatrlatmak
tadr: levsel dalm. Fishman'dan Poplack'a kadar, Fer
guson, Wald ve Labov ile beraber, yaplm irn:: elemeleri ak87

tardmzda, geimeli kullanmlara mutlak bir deer ka


zandrmamz gerekirdi: Karlkl olarak al-veri halindeki
dzenekler (okdillilik) , b irarada var olan dzenekler (de
ikencilik) ya da okdillilik ve deikencilik olgularnn e
biimler eklinde birarada var olmalar (iftdillilik) . Bu
mutlak konum, dile dar anlamda bal olan toplumsal d
etkenlerle tanml.anmalyd. Szdizimi kavramn aarken,
deikencilik, sylemin yerletirilmi olduu ulamlardaki
deerini ve sicilin yapsnda dilin stlendii ii tanmaya,
ksaca ilevsel dil davranlarn amaya yneltilmitir. Ama
sylem ve sicil, tarihsel daha dorusu arkeolojik balamda
(Foucault'nun kulland anlamda) toplumsal bir bak a
syla birbirlerine balantl olduklarn gsterebilirler. nk
arkeolojide farkl dil dzeneklerinin kullanmlar d veriler
olarak ele alnr. Szcelemeyi inceleyen dilbilim de, evrensel
biimlerin kazand edimbilimsel eylemlerle bu biimlerin
evreni arasnda gerekli balanty kurar.
Dkm ve tanmyla, genel toplumbilime yeni kuramsal
yaklamlar kazandran dank siciller, szdizimi, szdaar,
szceleme ve toplumsal uygulaymlar arasnda olduka sa

bitlemi ilikilerdir. Sylem zmlemesinin ya da baka bit


deyile, simgesel eylemleraras terimi altnda gruplanm
aratrmalar btnlnn inceledii konu, dilsel toplum
bilimin, deikenliin ya da deikenci dilbilimin ilevsel
dalm adyla, istatistik sonular ve deiimlerle inceledii
konuyla ayndr.

88

BENC BLM

SZCELEME VE USSALLIK

Toplum bilimlerinde ussallk nemli bir grev stlen


mitir. Ussallk, ekonomideki gibi belirgin ya da tarih, bu
dunbilim gibi dallarda olduu gibi rtk olabilir.
Ussal bir tutum, amaca doru ulamak iin uygulanan bir
stratejidir. Dilsel toplumbilimde, bu konu iin baz savlar
ortaya atlmtr: Tutumlarn ve amalarn nesnel tanm
olabilir; amalar tutumlardan bamszdr; stratejiler, uygu
layan kii tarafndan ynlendirilebilen, belirlenmi bir tu
tumdur; dil, dnyada gerekten bir yer tutmasa da, dnyay
her ynyle ifade edebilir.
T oplumbilimde "bireysel yntemcilik" u ngerekleri
kabul eder: Konuucular bamsz stratejilerinde bir ussallk
bulundururlar ve "doal amalar" vardr. Bu durumda dil
sadece bir aklamadr. Yani "idealist" anlamda, dili top'
lumsal etkin grevinden soyutlamaktr.
Bunun "somut" yn, "maddi" dnyann ve teknolojinin,
toplumsal ilevleri belirledii grn savunur. Dilsel top
lumbilim, bu her iki gre de kardr. nk bu alanda
simgesel etkileime, gerek "stratejiler", gerekse " amalar"
dorultusunda etkin bir grev verilir.
1. Toplumsal Dnyann Anlalabilirlii

B irtakm uzmanlarn, konuucularn syleyebilecekleri


zerine hazrladklar anket tr aratrmalarn sonucu
oluan istatistiki toplumbilime, Garfinkel, Saks, Schegloffve
dierlerinin oluturduu bir akm (Budunyntembilim)

89

karttr. Bu akm paylaan kiilerin kendilerine zg yn


temleri vardr.
Bireysel yntemciler ve budunyntembilimciler temelde
ayn gr paylarlar. Ancak, ilk grup, toplumsal rolnu
gerekletiren "aktrlerden" bahsederken, dieri ne yapt
n bilen " yelerden" bahsetmektedir. Birinci grup iin us,
evrensel olmakla beraber, aratrmac baz davranlarn
anlamn kendi usuna dayanarak tekrar biimlendirebilir.
Dier grup iinse, davranlarn anlam, usunu kullanabilen

yelerin yeteneine baldr. Budunyntembilim terimi bu


nedenle domutur. Budunbitkibilim ya da budunhayvan

bilim, insanlarn bitki ve hayvanlar nasl adlandrdn in


celer. Budunyntembilim de insanlarn durumuna bal
olarak onlara zg yntemleri incelemektedir. Bu sav ngi
lizcede " accountability" olarak adlandrlr. Terimin kavram
karl "dile getirilenlerin nesne olabilmesini salayabile
cek elverili davran" olarak zetlenebilir. Bireysel yn
temeilik ve budunyntembilim arasndaki bu yaklam "bir
dile getiri" olgusundan ok uzaktr. Onlar, birbirlerine olan
yaknlklarndan ok (bireyin toplumda bir yer kazanmas
iin gereken toplumsal yap; zellikle kiinin zel anlala
bilirlik nitelii) , aralarndaki farklarla ilgilenirler (birinci
gruptakilerin evrenselcilii ve kreselcilii ile ikinci grupta
kilerin grgcl ve snflandrmacl) .
Bu konudaki toplumbilim savlarn, dile verilen yere ve
konuuculara gre toplumsal dnyann anlalabilirlik de
recesiyle snflandrabiliriz. Bireysel yntemcilik ve dilsel
altyaplarn maddecilii dile hi yer vermezler. Bunlardan
ilki, dnyann dorudan anlalabileceini (dile gereksinim
duymadan), ikincisi ise, dilin saydam olmadn ve bilimsel
bilginin konusu olduunu savunduundan atrlar.

Daha nce bahsettiimiz Sapir-Whorf varsaym., dilin

dnsel bir altyap, hatta dnselden te eylemsel bir


altyap olduunu ileri srer. Bu, anlam ve anlamlama ara
snda bir fark gzetilmedii zaman ok yanl saylmaz. An
cak, anlam sadece edimbilimsel bir dil oyunu sayesinde

90

szgeten geirilmi bir kavram olarak ele alnmamaldr.


Dil oyunlar, zorlayc ve keyfi bir d yap olarak tanm
lanabilir. Bu Foucault'nun

" Les mots et les choses" ( 1 9 26,

Szckler ve nesneler) adl eserinde szettii bilgisel kuram


(bir dnemin tm bilgilerini etkileyen ortak biim) kavra
mdr. Eserinde, bilimsel bak alarn dnyaya yayan ve
canlbilim, ekonomi ya da dilbilim gibi retileri getiren bir
hareket sayesinde, bilginin 16. yzyldan gnmze nasl
geldiini ele almaktadr. Ancak, bunlar arasndaki yaknlk
lar, karlkl etkileimi aklayamamakta, ayrca

accounta
bility terimini de dlamaktadr. Bilgisel kuramlar nedensiz,

kantlanamayacak olgulardr. Srekli geliirken tarihsel s


relerinde ele alnan bamsz bilim dnne kar koymak
szkonusudur: Bilginler, kendi alarnn terimlerine gre,
bilgileri yeniden biimlendirmekten hibir zaman geri kal
mayacaklardr.
Bourdieu de dsallk tanm savyla, "gerek" ve "sylem"
arasnda tekrara dayal kullanmlar dolaysyla ilevsel bir
sabitlik ktn ileri srer ve yapy yeniden retmeye da
yanan tutumlar " alk" olarak adlandrr. Ama "istek do
rultusunda gerekleri almaya" dnen bu alk, artk i
levsel olmayan "ani" deiimlere uyum salamaktadr.
Budunyntembilim, etkin kullanmlar iinde evrensel ve
doal nedenler bulundundan bireysel yntemcilie kar
dr. Whorf, saydaml ve altyapy dilin iinde kabullendii
halde, budunyntembilim, dili anlalabilirlik ortam olarak
ele alr ve bu anlayyla da bireysel yntemciliin tarafna
geer. Foucault, sylemi, anlalabilirliklerin dsal tanm
olarak, Bourdieu ise dnya nesnelerinin altyapsnca belir
lenmi olarak kabul ederler.
Olgubilim, A. Schtz'ten sonra, dil eylernlerince toplumsal
biimde oluturulan eye " gerek" adn verir. lletiimsel
budunbileme gre (Hymes, Grumperz, Moerman, Linden
feld, vb.) anlatm, "kltrel edince" dayanr. Bu bilim dal,
dzenek ve eylem arasnda bir fark grr ve szle eylem
arasnda birtakm dzenleyiciler olduunu varsay'!r. Byk

91

simgesel etkileim ailesinin bu dalm, anlalabilirlik bo


yutlarn ve d etken tanmlarn ayrtrmak iin deil, ta

nm herhangi bir biimde kesinletirmek i i n yardr.

nsani eylemler toplumsaldr, nk gstergedirler. Dili

paylaanlara gr , gizilgle anlam tarlar (accountabi


lity) .

Dili paylaanlar, eylemlerin toplumsal gstergelerine,

gereken, ama yeterli olmayan bir tutarllk ykleyerek dn

yay ifade ederler.

Bu " yerel tutarllklar" zaman ve uzam iinde bulunan

ksmen keyfi bir anlatm dzeneine dayanrlar. Bunun en


yzeysel anlamyla " deiken" olmas beklenebilir. "i

kltrnn" "ehir kltryle" yapt konumalarn ilevsel


adan s abitletii dnlrse, bunlar farkl " alklar"

olarak adlandrlabilirler. Ancak, byle bir s abitleme s z


konusu deilse " toplumsal deime" olarak adlandrlr.

Sylem kavram anlatm dzeneklerini gelitirir.

Sylem dnyasnda, dilsel toplumbilim sorunu zl

meden hibir sorunun iinden tam olarak klamaz. M.

P echeux'nn yaklam, bu adan, gz ard edilemeyecek


bir yaklamdr. Pecheux, s ylemin bir yandan toplumsal bir

eylem, dier yandan da tam anlamyla bilgi olmasndan

doan eliki zerinde durmaktadr. zyapsnda bir d

sallk tamayan bir nesnenin dsall nasl tanmlanabi

lir?

Bu byk bir elikidir. Toplumsal bir uygulaym olma

sna karn, nesnelerin anlamlarn biimlendiren dilsel

toplumbilim, genel toplumbilimde anlamlarn g revini ta

nmak zorundadr. Bu biimlendirmenin bilgiye dnmesi

de toplumbilimi bir ikileme s rkler. Pecheux, daha nce

Lacan ' n dikkat ektii bu noktalar tekrar ele alarak, buiki

leme "M nchausen etkisi" adn vermi tir. M nchausen

B aro nu (M elies tarafndan ortaya karlarak tantlan bir


kahraman) bir gn batakla batnca, kendi kendini s ala

rndan tutarak kurtarm. Sylemin znelliini nesnel olarak

tanmlamak da buna benzemez mi? O halde, bu durumdan

92

nasl kabiliriz? En mantkl yol, bilinenlerden yola kmak.


Toplumbilim szkonusu olduunda, sylemin nesnel olarak
ele alnmasnn olanakl olmad ve yorumlamann nesneyi
biimlendirdii bilinmektedir, ama bu dil oyunlar olabile
cek en sert biimde de oynanabilir. Ayrca, toplumdaki birey
iin hibir eyin kesin olmad, hereyin greceli olduu da
bilinmektedir. Bu sahip olunan bilgilerle birlikte, eksiklik

lerine karn kabul edilen trebilime de deinmemiz gerek


mektedir.
il.

letiimde Trebilim:
J.J. Rousseau'dan J. Habermas'a Kadar
ada ussalk ve ehir dzeni siyaseti arasnda baz

uyumalar vardr. Demokratik dzen ussal saylan genel is


teklere dayanr. 18. yzylda yerleen ussalk, doayla ne
denler, szcklerle nesneler, genel isteklerle toplumsal is
tekler arasnda rastlantsal bir iliki sonucu doar. Bu da
"
vrense bir tanmda birok seenee neden olur. Eer her
ey " dnyada olabilecek iyilerden daha iyiye" gitmiyorsa bu;

toplumsal yapmacklk, doal glerin bamsz oyunlarna


yenik dt iin olur. Weinreich'n anlatt gibi ( 1 989),

1755 ylndaki Lizbon depremi, bir yandan Voltaire iin,

Tanr'ya (Leibnitz' e gre) kar bir bakaldry artran


ilham kayna olabilmi; dier yandan da Rousseai iin, bizi
doadan uzaklatran ehir yaantsnn sonularn ifade
etmitir.
O gnden bugne deneyim baz sorunlar karmaya
balamtr. Felsefenin ve sosyal bilimlerin gelimesiyle,
ideal koullar ve gerek ilerlemeler arasna tartlmaz bir
mesafe girmitir.
Siyasal trebilim ve dilsel toplimbilim birbirlerini sorgu
lama durumundadrlar. Habermas, son yllarda bu konuya
baz temel dnceler getirmitir. Trebilim asndan ussal
kararlar salayamayan demokratik biimler, anlam bi
imlerini oluturabilecek koullar konusunda kendi kendini

93

sorgulamaldr. Trebilimsel anlam, kiisel karlara y


nelmeyen ussal kararlar demektir. Bu da iletiimse! trebi
limi oluturur.
Oysa, " iletiim" kavram, trebilimin gr asna denk
dse de, toplumbilime ok uyum salayamamaktadr. le
tiim konuucularn dnyasyla iletininki arasnda, baka bir
deyile, zel bir duruma bal olmayan evrensellemi bir
szceleme arasnda bir fark gzetmektedir. Demokratik si
yasi kararn ussal gelimelerine bal olarak iletiim top
yas, kanlmaz bir ekilde, dilin edimbilimsel boyutunu
gndeme getirir.
Bununla birlikte , toplumbilim szcelemelerin edimbi
limsel geliimini gzlemleyerek, genel grnen karc
zelliklerini ve evrensel kabul edilen grecelii gstererek,
snrlar b elirleyen bir l iinde ele aln geliimini de
mokratikletirme yolunda kullanabilir. Dilsel toplumbilim
bu durumda, zel bir tr eletiri olarak karmza kar. Ha
bermas buna "kuatlm kale" adn vermektedir. Ussal ka
rarlarn k yeri olan iktidarn, zel kar atmalarnda
bile kendine zg karlar vardr. O halde, ilevini iyileir-.
mek iin (nesnel trebilirh) . onu eletirmek (kaleyi kuat
mak) gerekir. Ancak bu, iktidar ele geirmeden yaplmaldr.
nk iktidar ele geiren, kendi kiisel karlarn, genel
karlara yeleyecek demektir. Oysa, saf, gereki ve nesnel
bilgilerle dolu bir sylemden daha iyi hangi sylem, kart
la meydan vermeden eletiriyi iktidara kabul ettirebilir?
Bu trebilim ilikisi, Mnchausen etkisi olmasayd, dilsel
toplumbilimde ok rahatlkla grmezden gelinebilirdi.
Yanszlk gereki bir yaklam deildir. Herhangi bir gr,
bir olu, bir alan incelemek yanszlk deildir. Bu, uygula
ymda, kalenin u ya da bu yann kuatmaktr. Kimse, bu
lunduu ii renerek elde ettiini ileri sremez. Yaplan i,
kiinin durumu tarafndan belirlenmitir. Buradaki en ilgin
nokta znenin kendi z durumunun ortaya konulamayan
ksmdr.
Aadaki drt rnekte, baz siciller iinde sylemlerin

94

eylem

yaplarn ve nasl zmlendiklerini gstereceiz.

Ancak yorumlarm yapmayacaz. ktisadi bilimlerin yapsal


zelliklerini gstermek, yeni, saf bir ekonomi modeli ortaya
koymak deildir. Ayn ekilde bir kamuoyu yoklamas, halkn
genel grn aktarmakla beraber, bilimsel bir seenek
sunmaz. Ancak, toplumsal uygulaym mkemmel olsa bile,
tmyle nesnel olamayacandan dolay, bunun keyfi z
yapsn vmek tamamen anlamsz olacaktr. Dil zerindeki
sylemlere gelince . . . Dilin var olabilmesi iin sylem de var
olmaldr. Ama, yorumcu adan, dilin Saussure'c nesnel
lii, ancak sylemin belirledii snrlar iinde kalr.

Balama ve Bitirme Sylemleri:


ktisadi Bilimler

III.

Uzun zaman " siyasi iktisat" olarak adlandrlan bilim dal


bugn iktisadi bilimler olarak anlmaktadr. Bilimsellik ile bir
yere varlamayaca bilinse de, " siyaset" teriminden kay
naklanan rahatszlktan kurtulmak iin byle bir yola ba
vurulmutur. Bu olgu doruluk kavramnn sorunudur. Bir
fiziki bir savn doruluunu tartabilir. Ancak, fizik dalnn
ne kadar bilimsel olduunu sorgulayamaz. Baka bir deyile
fizikinin uygulaymnda, bilimsellik doruluu ok nceden
gelimi ve yerlemitir. ktisatnn (ideal) bilim asndan
her zaman desteklendii ve bunun dsal bir biim olduu
belirlendiine gre, onu bilimsel syleme yaklatrann ne
olduu sorusu ortaya atlabilir.
ktisat eitimi hakknda, 20.000 szck ieren bir metin
zerinde yaptm aratrmayla, Fransz iktisat metinlerin
deki yapsal zellikleri yle belirledim:

Ben kii adlnn (benim, bana,. .. ) yokluu;


Biz ve belirsiz kii adllarnn gz ard edilemeyecek ka

dar biimli tekrar


Yardmc eylem kullanmnda younluk (gerek zaman
gerek kip ekimlerinde kullanlmas gereken yardmc ey
lemlerin uygulaym oran % 60)
9.5

Eylem ekiminde % 85 orannda bildirme kipi imdiki

zaman kullanm (% 2 orannda istek kipinin imdiki za


man, % 3 orannda gelecek zamat, % 7 orannda art, % 3
orannda hikaye kullanlmtr)

Biz kii adlyla kullanlan eylemlerin drtte biri gelecek

zaman ya da art kipidir. Bunlar ya dorudan ya da dolayl


olarak "sylemek" eylemi ile ilgili eylemlerdir. (Sylemek,
demek, bildirmek, belirtmek, ortaya koymak vb.)

etre (ol

mak) yardmc eylemi, bu eylf!mlere ok ender gelen bir


yardmc eylemdir.
O halde iki sylem basama ortaya kmaktadr: Szce
lemenin var olduu ve

biz ya da belirsiz kii adllaryla bir

likte kipsel ve kiisiz eylemlerin kullanld sylemler; sz


celeyenin birey olarak kendini ortaya koymad imdiki
zaman, gemi zaman ve edilgen atnn baskn olduu
sylemler. Ancak bu zellikler, dzen ileyileri ele alnma
d takdirde salksz verilerdir. Bunun iin bu konudaki
rnekleri oaltalm:

(1) Kendimizi, meslek eitimi konusunu, gemiteki ge


liimi ak ekonomik nesnellik ilevinde gereklemeyen
eitim dizgelerinin karanlndan kurtarmaya zorladk.

(2) Daha nce de belirttiimiz gibi, insan usunun biim


lenii okul eitimiyle balayabilir ama bu, eitimin sona er
mesiyle bitmez.

(3) Genellikle toplumsal isteklerle ekonomik istekler ara


snda bir fark grlr. Kiisel olarak biz bunlar basit istek ve
dzenli istek biiminde adlandrmay tercih ediyoruz.

(4) Bu, yerletirilecek rencilerin az sayda olmas n


salayabilecek, hizmetlerin artmasna dayanan eitimbi
limsel bir iyiletirme olgusunu getirir. Asl nemli olan el
becerilerine dayal yaylmac bir formasyon izlencesinin
ngrlmesidir.

(5) Burada sunulan biim iinde eitim, farkl niteliklere


sahip gelecein iilerine tartlmaz bilgiler hazrlayan bir
fabrika gibi ele alnacaktr. Eitim sektrnn e tkinlikleri
gerekte drt ynde geliir.
96

( 1 ) ve (2) numaral rneklerde dnya grleriyle (reti


sylemi) ve bunun hakknda dnlenler arasnda (reti
tesi) bir fark grlr:

( 1 ) . rnekte, reti tesi olan szce;

kurtarmaya zorladk.
reti basamana dayanan szce ise;

meslek egitimi konusunu, gemiteki geliimi ak eko


nomik nesnellik ilevinde gereklemeyen egitim dizgelerinin .
karanlgndan
(2) . rnekte de ayn ekilde:

"Daha nce de belirtpgimiz gibi" tmcesi kendisini izleyen


szcklerin reti tesi yorumudur.
1 . rnekte reti ve reti tesi birimleri birbirlerine bal
olduu halde, 2.sinde reti birimi bamszdr. Ama, her iki
durumda da, nesne hakkndaki sylemle, sylem hakkndaki
sylem birbirlerinden ayrdedilebilmektedir. Biz daha ok
szceleyeni ve nesnel sylemin kaynakland yeri belirtir
ken, sylem stnde sylemin znesini de belirtmektedir.
3. rnek ok daha karmaktr. "bir fark grlr" derken
kastedilen rtk zne, biz kii adlndan farkldr. rtk z

neyle, biz arasndaki farkla, buna bal olarak genellikle ve


kiisel olarak arasndaki fark, iki ayr szceleme basaman
gstermektedir. rtk zne szceleyenin retili "ba
metin" deki genel yerini gsterirken, biz, sylemin zel sz
celeyenini gstermektedir. Biz adlnn ben adlndan daha

fazla kullanlmas, okuyucu ya da dinleyicinin metni nyar


gh ele almamasn salamaktadr. rtk zneyle biz ara

sndaki fark, her zaman ayrc deildir. rnek tilmcemizde


bu iki adl, iki " istek" arasnda bir saptama oluturmaktadr.
3. rnekte yalnzca bir tmce olsayd, bunu;

genellikle birfark grlr


toplumsal istek ve ekonomik istek arasnda

eklinde zmleyebilirdik.

Baka bir deyile, dinleyici, iki tr istek grebilmesi iin,


"genel" olgusuna davet edilmektedir. Bu durumda da, ya iki
yeni ad soylu szckle belirtilen eyler ele alnmaya ya da iki
97

yeni ad soylu szck, !_!yleri zmlemek zere ele alnmaya


ynlendirilir.
3. rnek, mesleki etkinlikleri srasnda iktisatlarn orta
mndaki toplumii etkinliin kadar, ekonomik sylemlerinin
de sorgulanmasn gerekli klar. Her metin, her defasnda bir
reti ve bir atma durumunu (konuucunun doruluunu
gzler nne serdii) ierir. Bir anlamda bu, dier metinlerin
gerek ierik gerekse potansiyel adan, dier toplum oyun
cularyla bir karlamasdr. Doruluun bu isellii, nes
nede belirsizlie neden olur. Burada Baktin'in ne srd
diyalojizm kavramnn iine giriyoruz: szcklerin ve an
lamlarn atmas, ayn zamanda gruplarn atmasdr ve
gruplarn kendi tanmlarn yapabilmeleri, kendilerini do
rulayabilmeleri iin bir frsattr.

4. rnek, szceleyeni rtk zne ile gstermektedir. tk


zmlemeyle denilebilir ki, rencileri yerletiren rtk
zne, iktisat delidir ama, nesnenin tarafnda bir ekonomi
uzmandr. Sonraki tmce (asl nemli olan ngrlmesidir)
nesne hakknda geen sylemle nesne arasndaki farkn artk
varolmadn gstermektedir: ktisat kendini dzenleyici
olarak ortaya koymakta ve kendi kendini zel bir yerde (as
lnda devlete ait olan bir yerde) grevlendirmektedir.
5. rnekte gelecek zaman ve edilgen tmce kullanlmtr.
Ama bu tmce yapsnda szceleyen kapal deildir. Verilen
tmcede, model ve gerek arasnda bir farka deinilmekte
dir. Model kavram .ekonomide nemlidir ve syleme kout
bir metinden, ideal bir geree kadar deerler ykleyebilir.
Sylemek eyleminin kullanm skl ve sylemdeki stratejik
yerleri, bu model "kaygsnn" bir iaretidir.
Toplumsal iktisadi bilimler, trlerden yola kabilirler.

Sylemle sylemst arasndaki eklemleme sorunu, biz ve


rtk zne olgularyla ortaya kmakta, incelenmesi de sy
lemek eylemlerinin ele alnmasna dayanmaktadr.
Bilimsel gnderge, sylemle sylemstnn ayrlmasyla
gerekleir. Bu ayrm kesinletiinde, retili sylem biti
rilmi ve nesnel olacaktr. Bu her zaman olmaz. Uygulaymc

98

bir teknikle badaan sylem, tpk canlbilime degin bir


sylemin tp sylemine dnmesi gibi, biten szcelemeyi
balayan szcelemeye dntrr. Balang szceleyeni
toplumbilim retisinde ayrcdr. ktisadi bilimler ve siyasi
steleme arasndaki zgl ba, devlete her zaman ne yapl
mamasn ileten liberal bir sylemle kopmaz. Burada ko
nuucular arasnda sylemi ele al biimi nemlidir.
Bilgi sylemleri, " uygulandklar zaman" toplumsal bir
yere sahiptirler: Devete yakn uzmanlar. sel bir bakla
model zerine bir sylem, sylemstne ekilen dikkatleri
yorumlamaktr. retili sylemin i nesnesi gerek deil, bir
biimdir. Biim gibi yaplan bir seim dizgesi, ilemci bir
yaklamla, "ussal" olan davran ve dil-d eklinde belir
ler. Kendini bilim snfna sokan ekonomi, gncel ekonomi
tutumlarnn bir lt kaynadr. Ekonominin konusu bir
ilkedir: Bu da sadece, kendine zg bir manta sahip pazar
uygulamalarnn dorulayc basit sylemleri deil, nesne
lerle szckler arasndaki "usd" balar kesmeye alan
bir anlayn ilemsel tanm kaynadr.
Ekonomi sylemlerinin zmlenmesi toplumsal ko
nuya nem kazandrr: Meslektalaryla srekli bir doruluk
tartmasnda bulunan aratrmac toplumbilim (her trl
alanda olanlara ynelik zgl bir durumdur) ; Konuucula
raras ilevde, teknik tutumlara girdii andan itibaren reti
toplumbilimi (farkl retilerin ayrldklar ya da bazen ya
platklar zamanlar); iktisatnn ortak anlamla sreklilik
kurduunda nesneyle toplumbilim ilikisi (pazarlamaclk,
toplumsal olarak henz basit bir gerek olarak deil, soyut
bir ey olarak ele alnmaldr).
Ekonomi alannn izmeye altmz bu grnts,
toplumdilbilimin szceleyi yntemini ve kimi zaman da
nk bir ekil (bilimsel gndergeye bal szceleme deste
i) ile reti nesnesi (ussal tutum kavram) olarak alglan
masnda karn ussala bal sorunlar gstermeye yarar.

99

iV.

Edimsellik ve Nesnelletirme

Balama ve bitirme sylemleri arasndaki kartlk, sz


celemenin etkin olarak gerekletii yerde edirnbilimsel bir
etki olduunu dndrebilir. Oysa, nesnel szcelerden
oluan szceleme ayn zamanda bir eylem deeri tar. Bunu
iki ekilde aklamaya alacaz:
1.

Kamuoyu Yoklamalar

Felsefi adan, iletiim tre

bilimi ada demokratik devlet anlaynda nemlidir.


Devlet toplumbilimi, genel bir istein biimleni aamala
rn, ussalln, zellikle "kiisel karlar" dorultusunda
"iletiim dngsn'.' tarafsz olarak incelemek durumun
dadc Uetiim ve ussallk, szce ile szceleme arasndaki
farka dayanr. Verilen bir kararn ussal olabilmesi iin, ideal
adan, ikna yoluyla elde edilmi olmas ve ynetimin yo
rumlarna dayanmyor olmas gerekir. Vatanda byle bir
durumda, var olan tm dnler arasndaki kuvvet ilikisini
tanmayacaktr.
Uygulaym asndan bakldnda, daimi bir halk paza
rnda genel istek olgusunu ekillendirme kaygsnn, birka
milyondan fazla nfusu olan yerlerde hibir nem tama
dn grrz. Bir kurum dngs dnda halk adna ko
numa yaplrken sylenen dank .istekler sayesinde so
mutlaan "genel istekler", tutarsz olmalarna karn inat
bir tavr yklenerek kamuoyunu olutururlar.
1930'lu yllara kadar yazlan makalalerde halkn tepkisi
sadece "gr" ya da "-dnce" adyla gemitir (Fransa'da).
1930'lardan sonra, kamuoyu yoklamalar giderek iyilemi
ve yerlemeye balamtr-21 Kamuoyu yoklamalarnn ku
rucular, Amerika Birleik Devletleri'nden Lazarsfeld ve
Fransa'dan Stoetzel, trebilimden ok toplumbilimle ilgi
lenmilerdir. Her ikisi de "felsefi ve insancl" olan geleneksel

21 Burada ileri srdklerimizin esas Mots dergisindeki Kamuoyu Yok/a


malar ve Dil ve Toplumbilim (Haziran, 1 990, say 23) ile Anketler, So
rular, Yantlar (Mays, 1 991 , say 55) adl yazlara dayanmaktadr.

1 00

toplumbilimin bilinmeyenleri iinde, hekimliin erdemlerini


karlatrdlar. Yazya dnen dncelerinin vgyle bir
ilgisi yoktu tabii. Dnce yoklamalarnn nesnel deeri ne
deniyle, "Kamuoyu ...dn dnyor; ...dn varsaym
yor" eklindeki szceleyi yapsn, reddedilme korkusu ta
madan kullanlabilen farkl diremeleri (ayn yapyla tersini
savunanlar da dahil) snrlamlardr. Genelletirilmi an
ketlerin bugn hangi noktada eletirilebilir olduunu gs
termek kolaydr. rnein istatistik asndan.22 Toplumdil
bilim her zaman yerinde sayamaz. Liberal siyaset ilevinde
.(kurumsal deil), toplum nesnelletirmesiriin dsal bir ara
olmaktan kp, anaarklarn yerini nasl ald sorusuna
kesinlilde bir cevap bulmaldr. Yoklama uygulaymnn da
yand, bilimsel saylan biim iin u kart savlar ortaya
atlmtr.
i) Ankete katlan her birey. ele alnan her
konuda kendine ait bir gre sahiptir

a ) Labov'a gre, her anket "denetim" altnda


bir durum yaratr. Sadece "do{lal" sylemlerin
gzlemi sonucu, grOn varl ve onun sa

bitlii tam anlamyla tesbit edilebilir.


b) Sotgulanann ad gizlenmek kouluyla,

b) Doal etklleimin bir blm olarak ele

sorunun yant hakknda tam bir gr bil

alnan her soru, bir yant verilmesine neden

dirilebilir.

olur. Gizlilik derecesi ne olursa olsun.ankete


_alnan kiinin yant, sanki daha nceden va
rolan bir dnceymi gibi, sorgulayanla bir
ibirlii sonucu ortaya kan bir sylem ola
caktr. Bu, ii verilmeyen yantlara kar in
sanlar cesaretlendirmek olmayan anketrle
rin uygulamalar sonucu domu ve kuvvet
lenmi bir durumdur.

c) Sorular farkl bireylerin yantlarn karla c) Farkl toplumsal durumlar iindeki tanm
yabilmek amacyla, belli bir biimde hazrla lara gre , sorularn bir biimde hazrlanmas,
nr.

bireylerin bunu bir biimde alglayacaklar


anlamna gelmez. Deikenci toplumdilbilim
yorumlamada rastlantsal olmayan farklar
bile belirleyebilir.

d)

O halde bir rnekle, topluluk btnl d) lk yoklamalarda sorgulananlar, anketr

nn bir imap oluturulabilir. Gr duru

lerle oluturduklar bireysel etkileim orta

munu belirleyen bu imaj birbirlerinden ba

mnda, sorularn yantlarn zorunlu olarak,

msz biimlenen bireysel grlerin kabul

daha nceden kabul ettikleri kamu grle

edilmesi gibi snrl bir anlama gelir.

rine grereceklerdir.

22 rnein hata pay .


1 01

O halde dnce yoklamalar var olan gr hakkndd

bilgiyi gsteren bir olgu deildir. Aksine, dnce kurulu


unun geliimi, yani dank ve edimsel bir eylemdir.
1968'de " doum kontrol haplarna" bal tbbi riskler
hakknda ne dnldne ynelik yaplan anket, birey- lerin daha ok bu yntemin yanls olup olmadn ortaya
kard. Zamannda byle bir soruyu ynetimden bamsz
olarak ele almak olanakszd. Verilen yant bireylerin hk
met yanls olup olmadklarn ortaya karrd. Bunun ya
nsra kamuoyu yoklamalarn yrten irketler, dzenle
dikleri "panellerde" tek bir sorgulanan grubuyla farkl an
ketler dzenler, sorgulananlara neredeyse profesyonellermi
gibi bir cret verir ve sonular bsbtn iirirlerdi.
Evreler u ekilde sralanabilir:
1. Dn grlerinin ayrc olduuna karar verecek
(edimsel olarak) herhangi bir toplumsal istee ynelik bir
sorun ortaya atmak. Bu toplumsal istek teknik bir kurulua
ynelir (gazete, siyasi parti, vb. ) .
2. Olduka karmak olabilecek sorunu anket eklinde

biirrlendirmek.
3. Sorgulanacak grubu belirlemek.

4. Anketi sorgulamak: Sorular sorgulamaya dntr


mek, sonra her bir yantta kurallatrabilirlii ve kabul edi
lebilirlii lmek.
5. Kurallatrlabilir olanlar kurallatrmak; teknik zel

likleri toplayp semek.


6. Sonular alclara iletmek; gerek duyulursa, gereksi
nimlerin dier zelliklerini belirtmek, bunlar yorurrlamak
ve anlamlamas hakknda tartmak.
7. Sonulan, gerek zel gerekse tzel alardan kullanmak.

Her bir evre, hibir zaman btnyle ussal olmayan, her


zaman karmak ve dank bir geliimdir. Sonular bir de
netlemeden yoksundur ama etkili karar gc iermektedir
ler. Bunlar o halde edmisel bir boyut tamaktadr.
J. Richard Zappela, savatan bu yana yaplan kamuoyu

1 02

yoklamalarn dzenli bir ekilde ele alarak, yant biimlerini


incelemitir. ncelemesinde, sorulardaki en kk deiik
liklerin (nanyor musunuz? nanmakta msnz? nancnz
var m? lnanr msnz? . . . gibi) bile yantlar byk lde
deitirebileceine deinen Zappela, bu savn somut r
neklerle kantlamtr. Verdi rneklerden birinde Zappela
sonucun % 20 orannda deitiini gstermektedir. Bu,
olgunun kantdr: Sezgisel olarak denk biimlerin farkl et
kileri vardr; bu etkiler, etkileim iindeki szceleyenin etkin
zyapsn gsterir (nancnz var m? gibi bir soru, sorunun
ieriini nesnelletirmekte ve konuucuyla arasna bir
" uzaklk" koymaktadr) ; yantlar belki de aka belli olan
sorularda bile, dncelerin biimleni-ncesi hakknda
kesin bir ey sylenemez. Lebart ve Salem tarafndan ele
alnan ( 1988) le Credoc'un her yl yapt aratrmasnda,
"Ortaklklarn en fazla para harcad bireysel ulamlar ne
dir?" sorusuna karlk verilen "gmenler" yantnn grafie
dkmyle baka bir rnek daha karmza kar:
1985 - 1 986 yllar arasnda ne olmutu? ncelemeyi basit
letirmek iin nceki yllara ait yant dkmler istendi.
Mesleki dilde, sonu ak braklmak yerine, kapal soruya
dntrlerek kurallatrlmt.

4. evre sorunludur. Anket yazl olarak da uygulanabilir. ,


Ancak yaz, toplum katmanlarna gre hassastr (Sorgulanan
kiilerin tm yaz konusunda hibir zaman tam eitimli
olamazlar) . Bunun iin genel olarak szl biimde yaplr.
Sorgulamay telefon yoluyla da yapabilirdik: telefon biim
lemede her zaman nemli bir yer tutar.
Sorunun aktarl biimi en ok dikkat edilmesi gereken
noktadr. Telefonda sorunun ayrcl sorgulanan tek bir
kiiye ynelir. Soru aktarm, gcl ayrcl, gncel ayr
cla dntrr: sonular, siyasi partileri, hkmeti, hatta
vatandalar arasndaki okurlar bile sorgular. Bu okurlardan
kendilerini sonularn karsndaym gibi hissetmeleri (o
unluk-aznlk, yasal-yasal olmayan kartlklarnda tarafsz
yorumlanamamas iin) istenir. Aada, bu konuda bir r-

1 03

nek baz zellikler hakknda bilgi vermektedir:


28 Kasm 1981 tarihli

Madame Figaro

gazetesi, SOF

Yt yoklamalarn yaynlar:

. RES'un yapt kamuo


"doum oran"

"ideal aile" = 3 ocuk


"krtaja hayr": % 55
Bu sonu "Fransa' da ulamsal olarak krtaj reddediliyor"
eklinde bir balkla yorumlanm.
Bu durumda halkn, dalmdan " genel istee" gemitir.
Okuyucu, taraftar bile olsa, % 55 orannda bir kartlk ol
duundan dolay, sonuta,krtaja kardr. Oysa soru "ste
meden hamile kalm olsaydnz. krtaja bavurmay d
,
nr mydnz?" eklinde biimlendirilmi.
Bu durumda yaynn etkisi: 1 ) Sorgulama alannda "kr
taj" sorununu ele almak, 2) Bireysel zel bir gereksinimi
genel kamu grne dntrmek, 3) Cevaplarn toplan
masyla bir ounluk oluturmak (kesinlikle hayr-duruma
bal olarak hayr) . 4) Bu ounluu "kamu gc" olarak
adlandrmak olur.
Kamuoyu yoklamalar, seim yoklamalarna kout bir
yapya sahiptir; ama;
a) Seimlerde sorgulanan semenler, gerek ve sorumlu
luk dolu bir eylemi, " iyi olmak" amacyla ynlendirilen so
ruyla tamamlama eilimindedirler. Kamuoyu yoklamala
rnda ise bu eylem "grmek" iin yaplr.
b) Seimlerin sonular kuramsal adan belirlidir; ku
rumsal yorum daha nceden verilmitir. Yoklamalarda ise
tersine, sonular, eylem ayrmna gre snrlamak iin ken
dini tutan bireye gre deiir.
Yoklamalar ne darda var olan dnleri nesnel olarak
tanmlayan bilimsel uygulamalar ne de bu var olan bamsz
dnler zerinde oynanan "oyunlardr". Bu kamuoyudur.
Yani, siyasi ileyi gereksiniminin kurumsal bir dzeni, ak
tarlan sylemde konuucusu olmayan bir syleyitir. (Ka
muoyu ' . . . dn dnyor)
1 04

2. Sylem Olarak Saylar- Kamuoyuna nesnel olarak baz

szceler yklendiinde tanmlarn getirdii savlar etkili


toplumsal bir eylem olutururlar. Kamuoyu bu lye sa
hiptir. Uygulayclar tarafndan bu sylemlerin edimsel z
ya: larnn ortaya konuu, bir eletiri gibi duyguya dayanr.
nk, nesnellik ve edimsellik, bfr ikilem yaanmadan ayn
anda gz nnde bulundurulamaz.
Saylar da bunlara benzer. Kurallara bal stunlardaki
toplam saylara dayanan, temelde sayna, eylemi tanmlayan
bir grntden baka bir ey deildir. Tarihte, noterlik an
layndan kaynaklanan sayma eylemi, bir konum saptar ve
onu aktarr.
Szn nitelenmesinde kuku duyulabilecek yazl her
hangi bir dilsel eylemde, nesnelletirme yapmak kanl
mazdr: Saylarda sadece adllar deil, eylemler de yer al
mayacak, dil olduu gibi grnecektir (bilgi-ilem verileri
gibi): Yalnzca birtakm rakamlar kalacaktr (ekranda ya da
bilgisayar klarnda) . Ama dilin kaybolmas, dilyetisinin
kaybolmas anlamna gelmez. Yani bu ilem, dalml bir
dilsel birimin maddesel grnmdr. B u biimde bir yaz,
kendisi iin kullanlabilecek bir durumu ekillendirdiinden
edimseldir.
Sayma eyleminin olduunu sylemek, bunun keyfi ol
duunu deil, bir sonucun eylemden nce var olmadn ve
konuucunun sorumluluuna bal olduunu sylemektir.
Bu, budunyntembilimcilerin ok az deindii accoun
tability terimini aa kavuturmaktadr. ngilizcede hesap
lama, banka hesab, hesap vermek szcklerinin tm "ac
count". szcnn yan anlamlardr. Franszcada bu
szck arasndaki ba, birka zel kullanm dnda hemen
hemen kaybolmutur.O halde belki de, accountability teri
mi, szcelemeyi ve tm eylemlerin baland toplumsal
sorumluluu edimselletirdii dncesini tar. Bu da doal
olarak sz eyleme tr. nk eylem tmyle maddele
. ebiliyorsa, sorumluluk da sadece dilsel olabilir.
Sayma eylemi de baz glklerle karlaabilir: lkeye

1 05

uyum salama, konuucunun doruluu ve kullanlabilirlik.


Bunlarn nn de nesnel etkileri vardr.
tlkey uyum salama ilkenin kesinliine dayanr. Verilen
kararlarn ayrntl olarak snanmalar, ya da en kk kiisel
deneyimler "kk" elikilerin grlmesini salyorsa,
saymann yaln zca gerekleen olaylan nesnel bir ekilde
kaydettii var saylr. Doruluk, kesinliktir. nk saymann
temeli, belgeleyici bir sorgulayana gerek duymaz. Sonuta,
saylar birbirlerine gnderide bulunan sylemlerdir ve "sa

ylan" ortam yazlarn korumas altndadr. lkelerin b askc


zyapsyla, denetlemenin birliki zyaps edimsellie yar
dmc olmaktadr.
Saymann farkl kullanmlar vardr: memur denetimi,
fiyat hesaplar, Maliye Bakanl' na vergilendirme hesaplan
dzenleme, ticari teebbslerin kime ne kadar borlu oldu
unun ve bu teebbslerde kimden ne kadar bor alnd
nn kaydn tutma, ynetim birimlerini iyiletirme . . . Bunlar
lnl tek belgelerden yola karak gerekletirir. Bu ok
ilevlilik onun nesnellik olgusunu glendirmektedir. nce
ayrntlarla dolu bu belgelerin tek olmas dengenin salan
mas ve korunmas iin gereklidir.
Hesaplar ak ve doru belgelendiklerinde edimsel ve

.i

nesnel olarak iki konuma sahip olurlar. Bu ekilde sylemin

deimez ikililiini gsterirler: sylenenler ve yaplanlar. Bu


ikisi hibir zaman birbirine denk deildir.
V. Dil zerine Sylemler
Dilin her toplumsal nesne gibi gstergesel ve uygulayc
olmak zere iki yn vardr. Uygulaymc yn Saussure'c
dil anlayyla tanmlanabilir. Gstergesel ynyle sylemler
tarafndan oluturulmaktadr ve anlalabilirlik snrn kay
drmak, ayrmak, snrlandrmak zere belli bir grevi vardr.
Dalmc bak, nasl deikenci hareketin snrlarn
oluturuyorsa, dil zerindeki sylemlerde dank toplum
bilimden bir dn noktas olarak kabul edilebilir. Dil ve

1 06

dilyetisi zerindeki sylemler, konuucular ve onlarn var


saylan srekliliini ya da sreksizliini, sicilde dank ili
kilerini (kim, nasl, hangi syleme ilikin dilden bahsediyor?)
ve cinslerini (dilin farkl belirleyicileri hangi szceleyenlere
ilikin olarak hangi yeri tutmaktadr?) deitirir, ama ayn
zamanda anlalabilirlik snrlarn da ortaya koyar. Dil ve
dilyetisi zerine olan s ylemleri incelemek nemlidir. Bu
sylem zmlemesinin dayand snrn ayrclna be
lirler, ama aramaktan vazgetii bir sonucu ortaya kard
ndan elikilidir de.
Rerne Balibar (1985) , " ortakdillilik" ad altnda "dilsel
biimlenmeler"e nemli kavramlar kazandrmtr (Boutet,
Fiala ve Simonin 1976) : Bir dil sade_ce, onu " kendi baka
sndan baka" olarak b elirleyen dil eylemleri dizisinin bir
nesnesi olduu zaman toplumsal bir olgu olabilir. Dilsel bi
imleme, yalnzca var olan biimlerle, bunlarn deikenleri
ve dalmyla deil; belli zaman ve uzamda dil, lehe, az
vb. iin neyin ayrc lt olduunu belirten "dier" diller
zerindeki sylemlerle de oluur. Bu dil, lehe, az vb.
kavramlar budunyntembilimsel adan, bunlar kullanan
insanlarn uygulaymlardr.
Bir "szck" bir "kelime" deildir ve Rusa olan slovo ne
"szck" ne de " kelime"nin gsterenidir. Ancak "kelime"
(Arapa-Trke ortakdillilii nedeniyle) Trkede bir konuma
sahiptir. Oysa slovo iin byle bir durum szkonusu deildir
(bu ortakdillilik ok snrldr: rnein semaver, ar, sovyet,
glasnot... ) . O halde, Trk evreninde bugnk ekliyle var olan

dilin toplumsal konumu, dier "dillerle" olan ilikisine bal


dr. Baka bir deyile, bir dil, sylenemeyecek sylemlerin

syleneb\lenlerle belirlendii bir sylem dizisiyle oluur.

Ortakdillilik, bir dilin dil olarak konuulabileceini ileri

sryorsa, yalnzca genel anlamda " dil" zerinde bir sylem


gr tamaktadr. " Dil" szcnn kullanmn ele ala
lm. 16. yzylda l'ransa'da "dil" edebi dil anlamna gel
mekteydi (gncel kullanmlar alann dndayd) ve Fran
szca, Latince ve Yunancadan "a alarak" bir kltr dili ha-

1 07

line gelmekteydi. 17. yzylda toplum dili, merkezin dn


daki yerlerde konuulan leheler, argolar ya da teknik diller
arasnda bir ayrm yaplmas gerektii kaygs yaand. 1 8 .
yzylda i s e dil, millete atfedildi. Tara azlar v e leheler
dile gre bir konum kazandlar: Hkmete bagl olmayan
milletlerin leheleri yasaldr. Ancak bagl olduklar zaman,
yalnzca tek bir yasal lehe vardr. Geri kalan ayak takm
halka ait tara agzlarndan baka bir ey degildir.

Toplumsal nesne olarak diller, dilsel toplumbilime iki


ekilde dayanrlar. Dil zerine sylemler, dierleri gibi
zmlenmesi gereken sylemlerdir. O halde bu belli "kesin
lik" dorultusunca, dilsel toplumbilimin kuram ve yntem
lerini uygulamak gerekir. Henz yeni rtlm bu gr23
sylemler, anlaabilirlik erevesinde Saussure'c dile da
yandnda da elikilidir. Dilbilimsel seviye, toplumsal
olarak ulamlandrlmtr ama, Saussure' c dil, uygulaymsal
bir yetenek de olsa, oldu-bitti deeri tayan bilimsel ta
nmlaryla bir nkoul olarak kalacaktr. Ayn zamanda da
nk dzen, dilbilimle snrl kalmamaktadr. Bir dil ya da
herhangi bir konuma biiminin toplumsal ulam belli l
de dank bir sicildir ve baz dank siciller de bazen
konuma biimleri olarak belirlenir (tahtann dili, matema
tik dili, . . . ) . Tekdillilik durumlarnda (ideal anlamda) dil,
kapsayan genel bir sicil olarak grlebilir. levsel dalmda,
dil boyutu grg! uygulaymlarn ayn snfndadr.
Bunun dnda, dank bir sicilin tek bir dil olarak snr
land hibir durum yoktur. niversitede birok saydaki
dillerin arasna giren ya da uluslararas ticaretle farkl dilleri
konuan insanlarn gerekletirdii etkinlikler gibi eitli
dilsel dei-tokular gerektiren her trl etkinlik iin bu ok
aktr. Diller zerindeki sylem, do al adan ortakdillilik,

kuralsa! olarak da okdilliliktir.


23 Baz eserler (Balibar ve Laporte, 1 974; Gadet-Pecheux, 1 98 1 ; Bou
tet-Vermes, 1 987; Vermes, 1 987-88) birok dil tarihi belgeleriyle des
tekleyerek bu gr rtmlerdir (Brunot'nun ansiklopedik dil tarihi
yapt ve Histoire Epistemologie, Langage adl dergi). Buna karn, dil
zerine sylemler hakknda yaygn zmlemeler yoktur.

1 08

SONU

1 860'l yllarda emperyalist amal yapsalclk ortaya

kondu ve insanlar, dilbilimsel yapsalclktan bahsetmeye


baladlar. Ama, bu biim eretilemeliydi Dillerin ekonomik
:
yararlar salad yaknlklar, kendi zyaplarndan kaynak
lanmaktayd. Dilsel toplumbilim, dilyetisi etkinliini gerek
dier dilyetilerine gre ekfemlenen toplumsal bir etkinlik
olarak, gerekse gsterge olan toplumsal bir etkinlik olarak ele
alr.
Gsterge ve us arasnda ok sk balar yoktur. Bir eyleme
bir anlam yklemek, onu bir diziye yerletirmek ve bir eyin
nesnesi olarak varsaymak demektir. Ama ussallk, gsterge
nin bir yap grd yerde anlamn evrenselliini grr ve
bunu biimsel olarak inceler. Ussal bak as srekli bir
ekilde gerei vurgularken, dilsel toplumbilim, ayrc se
enekleri yaplandrmak, genel toplumsal eylemler ve uy
gulaymlar arasnda dil eyleminin ve uygulaymlarnn yerini
belirlemek iin, dilbilimsel boyuta dayanr. Bylece, biim
ve anlam, dilsel hareket, diyalektik ve deiim arasndaki
ilikiler anlalr duruma gelmektedir.
Dil sabit bir olgu deildir; nk, her eyden nce, biim
ve toplumsal anlamdan kaynaklanan anlamlama, ayn za
manda yorumlamann belirsizliini de gsterir.
Bu sabitliin gereklememesi iin ikinci neden, dnya
daki sz eyleminin dnyay biimlendiriyor olmasdr. Biz
demek gc ifade eder. Onlar demekse bu ifadeyi bozar. O
halde bir kural sylemek de, kurald olan belirlemek ve
onu dlamaktr. .

1 09

Bu sabitsizliin son nedeni olarak, biimlerin gsterile


bilir, gelitirilebilir, biimlenebilir olduunu da eklemek
gerekir. Bylece yeni anlamlar yaplabilir ve bu anlam daha
nceki zyapy bozmadan, biimsel dil dnyasnda yerini
alr.
Dillerin farkll toplumbilimden ok uzak deildir. Bu,
toplumbilimin, eylem konumlarn, imleme biimlerini, ya
da topluluk ekillerini tanmasna yardmc olur. Ancak,
dilsel retimlerin toplumsal ulam, btnyle dilsel biim
lerin dizgesi zerinde yaplamaz.
Ne toplumbilim ne de dilbilim, kullanm yerlerine gre
azalan ya da oalan baz dilsel uygulaymlarnn dizgelerini
ele almak durumundadr. O halde toplumbilim, byle bir
derecelendirmenin tanmsal basit bir gstereni olabilir ve
tanm yzeysel, dsal ve yaklak kalabilir.
Yani dilsel biimlerin uzam yaygnla baldr. Gster
gesel deerleri, belirlenmi toplumsal bir uzamda sabit ol
duklar zaman oluur. Toplumsal uzanm bu durumda, g
receli kesinlii ve dsall tanmlanm.,olmaldr. Sreksiz
deikenler ise elenir.
Toplumbilimle dilbilim arasnda baka bir iliki daha
vardr: Dilbilimsel dizgenin tanmlanmasndan te, retici
liin tanmlanmas szkonusuysa, dizgenin baka bir tan
mn yapmak gerekir. Anlamlamas sabit biimlerin uygu
lamas deil, anlam tamaya elverili uygulaymlar (sabit
lememi bile olsalar) bu kapsama girmelidir.
Ksaca, deikenci dilbilim, kiisel edim asndan bile,
deikenliin gl zyapsn kantlamtr. Ama bunu
yapmak iin arakesit toplam ilemini kullanmtr. Dizge,
neyin sabit neyin toplumsal olduunu belirlemektedir. Dili
uygulamaktan ok, dili kullanma olgusunu gz nnde bu
lundurmak, toplumsal olsun olmasn, tm gcllkleri bir
letirerek retmeye dayanr. Anlaml ya da anlamsz yapay
imler arasnda, belirsiz konumda imler vardr. Dille ya da
deikenlikle ilgilenenler (toplumbilimci, dilbilimci) kant
lanmam her eyi reddetmek zorundadrlar. Fakat, ilgi

110

odaklar her eyden nce, uygulanan dilsel biimler olan bu


kiiler, dilsel etkileri gcl, hareketli, deitirilebilir, dala
bilir etkiler olarak ele alp.ak durumundadrlar.
B ourdieu'nn destekledii bir gre gre, edimbilimsel
bir anlam szcklere dardan gelir ve konuucu bunu hi
bir zaman, "dsal bir olgu" eliinde allm s zlerle sy
lemez. Dilin toplumsal grevi dncelerle snrldr. O
halde: Toplum oyuncularna zgr oiduklarn dndr
mek, onlar belirleyen eyleri tantmamak gerekir. B ylece
dilbilimci anlamlama boyutunda anlambilimi, toplumbilim
de uygulayrnlar ele alr. Bu da sylemin iinin ne olduunu
grmemizi engeller.
Milner'den Bourdieu'ye, Bourdieu' den Austin'e uzanan
bir baka gr daha vardr. Yukardakinin tersine biimden
anlama (ya da baka biirnlemelerde (B.L. Whorf) anlama
dan biime) bir indirgeme olduunu ileri srer. Dilin (Sa
ussure' c anlamyla) yaps hibir zaman sadece dil oyun
larnn snrlaryla belirlenmeyecektir. Bu sayede sylem
artk her eydir ama biim hitir. ok daha kark ve yap
mack ama benzer tek bir biim ortaya kar (Yklem eylemi,
zne yapan kiiyi, nesne de eylemden etkilenenleri anla
tr) .
Bu snrl iki durum kimse tarafndan savunulmamtr.
Polemiklerde olumulardr; ortaya kveren durumlardr.
Dilbilim anlam tayan biimlerin dizgeleriyle ilgilenir ve
isel ada: belirleyemese de bir anlam varsayar. Bu olguyla
beraber toplumbilimle ilikiye girer.

Toplurrbilim dizgeleri, bunlar s eerek kullanan grup


lardan yararlanarak bulmaya alr. Etkinlik olarak dil ise,
dili biim olarak grmez; sadece anlamn grr. Anlamlama
ile anlam arasndaki fark keyfi olmamasna karn, dilbi
limsel anlamn anlam olmadna toplumbilimcinin dikka
tini eken dilbilimcidir. Bu, onun toplumbilim ve zellikle
anlambilim alanna kaymasna, anlambilim ve edimbilim
arasndaki farkn ortadan kaldrlmasna ve dilbilimde sz
celemenin ncelik kazanmasna neden olur.

111

Dilsel toplunbilim ve toplundilbilim, geni anlamda, bir


retilerarasnn alanlararas oluturmak: olmadn, ama
retiler iinde somut nesnelerin belirsizliini ele almak
olduunu gsterirler.
Dilsel toplumbilimde nemli olan sylem kavram re
tileraras bir kavramdr. Bir yn anlamlamadr (dilbilimsel),
dier yn ise belirlenmemitir. Dilsel toplumbilim syle
min tm anlamlarna sahip kamaz. Sadece anlamn top
lumsal boyutunu ele alabilir.
Dilsel toplumbilimin amac indirgemecilik deildir. Bir
taraftan her, toplumsal olay sylemde ele alnr; ama top
lumsal eylem , dank 'da olsa, dilsel boyuta indirgenemez.
Dier taraftan ise, sorunu bu ekliyle ele almak, sylemi bir
ekleme olarak deil de bir bileke olarak belirleme olanan
ortaya karr. Bir eylemin gsterge deeri her zaman dil
seldir, ama sadece dilsel deildir. Gstergenin dilsel oldu
unu sylemek, kaynakland yerin dil olduunu, ya da i
dzeninin dile benzediini sylemek deildir. Ama top
lumsal bir eyleme yakn olarak, gstergeyi nceden gren,
nceleyen, biimlendiren ve yorumlayan szler vardr.

1 12

You might also like