Professional Documents
Culture Documents
MADDE VE BELLEK
DOST
Madde ve Bellek
Bedeti'T in likisi zerine Deneme
Bergson, Henri
Madde ve Bellek
ISBN 978-975-298-300-7 / Trkesi; (k Ergden / Dosl Kttabevi Yoymlon
Nisan 2007, Ankara, 182 sayfa.
Felsefe
Madde ve Bellek
Bederi'Tin likisi zerine Deneme
Henri Bergson
IM
kztabevo
ISBN 978-975-298-300-7
M atire e t mmoire
HENRI BERGSON
Presses Universitaires de France, 1939
indekiler
1S
58
100
132
zet ve Sonu
165
MADDE VE BELLEK
NSZ
10
MADDE VE BELLEK
NSZ
11
12 MADDE VE BELLEK
NSZ
13
1
Tasarmn imgeleri Ayklamasna Dair:
Bedenin levi
Bir an iin, madde teorileri ile tin teorileri hakknda hibir ey bilmiyormuuz, d dnyann gereklii ya da ideallii zerine tartmalar hakkn
da hibir ey bilmiyormuuz gibi davranalm. Karmza imgeler kar.
Hem de olas en belirsiz anlamda, duyularm atmda algladm,
kapattmda fark etmediim imgeler. Tm bu imgeler, btn temel
blmleriyle sabit yasalara gre birbirleri zerine etki ve tepkide bulu
nurlar. Bu yasalan ben doa yasalan olarak adlandryorum; ve bu yasala
rn kusursuz bilimi, bu imgelerin her birinde olup biteni hesaplamay ve
ngrmeyi kukusuz saladndan, imgelerin gelecei de imdiki za
manlan iinde yer alyor ve yeni hibir ey katmyor olmaldr. Bununla
birlikte, bu imgelerden biri, yalnzca alglar yoluyla dardan bilememek
le kalmadm, stelik duygu halleriyle ierden de bilemediim biri, dier
lerinden belirgin biimde ayrlr: Benim bedenimdir bu. Bu duygu halle
rinin meydana geldii koullan inceliyorum: Bu duygu hallerinin, gelii
min nihai seyri zerinde doru drst belirlenemeyen bir etki uygulamalan gerekirmi gibi, bunlann benim dardan algladm byk uyarmlar
16 MADDE VE BELLEK
18
MADDE VE BELLEK
20
MADDE VE BELLEK
22
MADDE VE BELLEK
23
24
MADDE VE BELLEK
25
26
MADDE VE BELLEK
27
28
MADDE VE BELLEK
dolaysz hem de anlk bir bak as elde edebilen bir varln sahip olabi
lecei alg olarak anlamak, geici bir sre iin arttr. Dolaysyla, bu hipotezi
kabullenerek, bilinli algnn kendini nasl ifade ettiini dnelim.
Bilinci hesap d brakmak [tmdengelim yapmak] gayet cesur bir
teebbs olur, ama burada byle bir ey art deil, nk maddi dnyay
ortaya kararak bir imgeler btnne sahip olduk, baka bir eyimiz de
zaten olamaz. Hibir madde teorisi bu zorunluluktan kaamaz. Maddeyi
hareket halindeki atomlara indirgeyin: Bu atomlar, fiziksel nitelikten
yoksun olsalar bile yalnzca bir bak as ve temas ihtimali onlan belir
gin klar; kimisi aydnlanmadan kimisi maddeden yoksundur. Atomu
younlatrp g merkezleri oluturun, akkan bir sv iinde dnp
duran burgalar halinde eritip datn: bu sv, bu hareketler, bu mer
kezler ancak gsz bir dokunma karsnda, etkisiz bir itki, renksiz bir
k karsnda belirginleirler; bunlar yine de imgedir. Elbette bir imge
alglanmadan var olabilir; tasarlanmadan kendini sunabilir; ve bu iki terim
-mevcudiyet ve tasarm- arasndaki mesafe, maddenin kendisi ile bu
maddeye dair algmz arasndaki aral tam olarak lebilir. Ama bu
eyleri daha yakndan inceleyerek, bu farkll yaratann tam olarak ne
olduunu grelim, ikinci terim birinci terimden fazla ise, mevcudiyetten
tasarma gemek iin bir ey ilave etmek gerekiyorsa, bu durumda mesafe
almaz olur ve maddeden algya geii nfuz edilemez bir gizem evreler.
Birinci terimden ikinci terime eksilterek geilebilseydi ve bir imgenin
tasanm onun mevcudiyetinden daha az olsayd durum ayn olmazd;
nk bu durumda, mevcut imgelerin, yalnzca mevcudiyetlerinin onlan
tasanma dntrmesi iin kendilerindeki bir eylerden vazgemeleri
yeterli olurdu. mdi, benim maddi nesne dediim imge ite budur; onu
ben tasarlyorum. Peki, bendeki varlnn kendinde yok gzkmesi ne
reden kaynaklanmaktadr? Bunun nedeni, tm dier imgelere bal oldu
undan, sanki kendinden nceki imgeleri srdryormu gibi, ardndan
gelen imgeler iinde devam etmesidir. Dolaysz varoluunu tasarma
dntrmek iin, ardndan geleni, nnden geleni ve ayn zamanda da
iini dolduran eyi aniden ortadan kaldrmak ve d kabuundan, yani
yzeydeki ince katmandan baka bir eyin kalmamasn salamak yeterlidir. Mevcut imge ve nesnel gereklik olan onu, tasarlanan bir imge
den ayrt eden ey, dier imgelerin her bir noktas zerinde kendisinin
her bir noktasyla etkide bulunma, tm aldn aktarma, her bir etkiye
eit ve kart bir tepkide bulunma ve sonuta, evrenin enginlii iinde
yaylan dnmlerin her ynde zerinden getii bir yol olma zorun
luluudur. Eer bu imgeyi tek bana brakabilirsem, eer onu zellikle
29
30
MADDE VE BELLEK
32
MADDE VE BELLEK
33
34
MADDE VE BELLEK
35
36
MADDE VE BELLEK
37
38
MADDE VE BELLEK
ibarettir. eitli duyularmn ayn nesneye dair eitli alglan bir araya
geldiinde, nesnenin eksiksiz bir imgesini oluturmazlar; bu alglar, be
nim ihtiyalarmn boluklarn bir anlamda len aralklarla birbirle
rinden ayn kalrlar: bu aralklar doldurmak iin bir duygu eitimi gerek
lidir. Bu eitimin amac, benim duyularm birbirleriyle uyumlu klmak,
bunlann verileri arasnda, bedenimin ihtiyalarnn sreksizliiyle para
lanm bir sreklilik oluturmak, ve son olarak da, maddi nesnenin bt
nn tahmini olarak yeniden oluturmaktr. Bir duygu eitimi zorunlulu
u, bizim varsaymmzda byle aklanacaktr. Bu aklamay bir nce
kiyle karlatralm. Birincisinde, grmenin yaylmsz duyumlan, do
kunmann ve dier duyularn yaylmsz duyumlanyla birleerek oluturduklan sentez sonucunda maddi bir nesne fikri ortaya koyarlar. Ama
ncelikle, bu duyumlann nasd yaylm elde edebilecekleri anlalmayaca
gibi, yaylm bir kez teorik olarak elde edildiinde, bu duyumlardan bazlannm, aslnda, uzayn herhangi bir noktas iin tercih edilme nedeni de
aklanamaz. Sonra, farkl trdeki bu duyumlarn istikrarl ve dolaysyla
dayankl, benim deneyimimle tm insanlarn deneyimi asndan ortak,
dier nesneler karsnda, doa yasalan denen o eilip bklmez kurallara
tabi bir nesne oluturmak iin birbirleriyle koordinasyon iinde olabilme
lerini hangi tesadfi anlamann, nceden olumu hangi uyumun sala
dn da kendimize sorabiliriz. Tersine, ikinci aklamada ise, farkl
duyulannzn verileri, ncelikle bizim iimizde deil, kendi ilerinde
alglanan eylerin nitelikleridir: Onlar birbirinden yalnzca soyutlama
ayrmken, bir araya gelmeleri artc mdr? Birinci hipotezde, maddi
nesne bizim algladmz ey hi deildir: Bir yanda, duyumsal nitelik
lerle birlikte bilin ilkesi bulunur, dier yanda ise bir madde vardr ve
bunun hakknda hibir ey diyemeyiz ve yadsmalarla tanmlanr, nk
ncelikle onu ortaya koyan her eyden yoksun braklmtr. kincisinde,
maddenin ok daha derinletirilmi bir bilgisi mmkndr. Kabataslak
bir eyi bu bilgiden ekip almak yerine, tersine, tm duyumsal nitelikleri
yaknlatrmak, aralarndaki akrabal bulmak, bunlar arasnda ihtiya
larmzn paralad sreklilii oluturmak gerekir. Bu durumda, bizim
madde algmz, en azndan kural olarak -ve birazdan greceimiz gibi
duygulanm ve zellikle bellek soyutlandnda, ne grecedir ne znel.
Bu alg yalnzca ihtiyalanmzn okluu tarafndan blnmtr. Birinci
hipotezde, tin de madde kadar bilinemezdir, nk tine duyumlan -n e
resi olduu mehul bir yerden- hatrlamann ve bu duyumlar bedenleri
oluturacaklar bir uzaya -niin bilinmez- yanstmann tanmsz kapasi
tesi atfedilir, ikinci hipotezde, bilincin ilevi ak seik tanmlanmtr:
39
Bilin, olas eylem anlamna gelir; ve tinin elde ettii biimler, bilincin
zn bizden gizleyen biimler, bu ikinci ilkenin nda uzak tutulma
ldrlar. Bylelikle bizim hipotezimizde tini maddeden daha ak seik
ayrma ve bunlar arasnda bir yaknlk kurma olasl hayal meyal de
olsa seilmektedir. Ama bu ilk noktay bir yana brakalm ve kinciye
geelim.
leri srlen ikinci olgu, uzun sre boyunca sinirlerin zgl enerjisi
olarak adlandmlm eyden oluur. Bilindii gibi, optik sinirin dsal bir
okla ya da bir elektrik akmyla uyarlmas grsel bir duyuma yol aacak
tr; ve bu ayn elektrik akm, akustik sinire ya da dil ve yutaa uyguland
nda, bir tat alglatacak ya da bir ses iittirecektir. Bu ok zgl olgular
dan u iki ok genel yasaya ulalr: ayn sinir zerinde etkide bulunan
farkl nedenler ayn duyuma yol aar; ve farkl sinirler zerinde etkide
bulunan ayn neden farkl duyumlara yol aar. Bu yasalardan kartlacak
sonu ise, bizim duyumlarmzn yalnzca birer iaret olduu; her bir
duyunun rolnn, uzam iinde gerekleen homojen ve mekanik hare
ketleri kendi diline tercme etmek olduudur. Son olarak, algmz artk
bir araya getirilemeyecek iki farkl blme ayrma fikri de buradan kay
naklanr: bir yanda, uzay iindeki homojen hareketler, dier yanda, bilin
iinde yaylmsz duyumlar. Bu iki yasann yorumunun ortaya kard
fizyolojik sorunlarn incelenmesine girimek bizim iimiz deildir: Bu
yasalar nasl anlalrsa anlalsn, ister sinirlerde zgl enerji olduu
dnlsn, ister bu enerji merkeze tansn, her koulda almaz glk
lerle kar karya kalnr. Ama, giderek daha sorunlu gelen ey, bu yasa
larn kendisidir. Lotze de yasalarn yanllndan kukulanmt. Bu
yasalarn doru kmas iin, ses dalgalarnn gze k duyumu ver
mesini ya da kl titreimlerin kulaa bir ses iittirmesini1 bekliyordu.
Gerekten de, ileri srlen tm olgular tek bir tre indirgeniyor gibidir:
farkl duyumlar yaratabilen tek bir uyanc ile ayn duyumu dourabilen
ok sayda uyarc, ya elektrik akmdr ya da organn elektrik dengesinde
bir deiime yol aabilecek mekanik bir nedendir. Oysa, elektrik uyart
snn, farkl trden duyumlara nesnel olarak cevap veren eitli bilecenler
ierip iermediini ve her bir duyunun rolnn basite kendisini ilgilen
diren bileeni btnden ekip karmak olup olmadn kendimize sora
biliriz: bu durumda, ayn uyartlar ayn duyumlara yol aarken, farkl
uyartlar da farkl duyumlara yol aar. Daha kesin olarak ifade edersek,
rnein, dilin elektriklenmesinin kimyasal deiimlere yol amadn
1) Lotze, Metaphysiq u e, s. 526 ve devam.
40
MADDE VE BELLEK
42
MADDE VE BELLEK
43
ac belirgin bir anda mdahale eder; byle bir nn olmas gerekir: bu,
organizmann ilgili blmnn, uyany kabul etmek yerine reddettii
andr. Algy duyumdan ayran ey yalnzca bir derece fark deil, yap
farkdr da.
Demek ki, canl bedeni bir tr merkez olarak kabul ettik. evredeki
nesnelerin bu merkez zerindeki etkisi, bu merkezden evredeki nesne
lere yansr: Dsal alg bu yansmadan ibarettir. Ama bu merkez matema
tiksel bir nokta deildir: Bu bir bedendir ve doadaki tm bedenler gibi,
onu paralamakla tehdit eden dsal nedenlerin etkisine maruz kalr.
Bedenin bu nedenlerin etkisine direndiini grdk. Beden yalnzca d
etkiyi yanstmakla snrl kalmaz; mcadele eder ve bylece bu etkiden
baz eyleri emerek kendi iine alr. Duygulanmn kayna burasdr.
Dolaysyla, metafor kullanarak diyebiliriz ki, alg bedenin yanstma gc
n lerken, duygulanm onun emme gcn ler.
Ama bu yalnzca bir metafordur. Durumu daha yakndan grmek ve
duygulanm gerekliliinin bizzat algnn varlndan kaynaklandn
iyi anlamamz gerekir. Bizim anladmz anlamda anlalan alg, eyler
zerindeki olas etkimizi lerken, tersine, eylerin de bizim zerimizdeki
etkisini ler. (Sinir sisteminin son derece karmak yapsyla simgele
nen) bedenin etkide bulunma gc ne kadar yksekse, algnn kapsad
alan da o kadar genitir. Bedenimiz ile alglanan bir nesne arasndaki
mesafe, demek ki, gerekte, bir tehlikenin ne lde eli kulanda olduu
nu, bir vaadin sresinin ne kadar yakn olduunu ler. Bu nedenle, bir
mesafeyle/sreyle bedenimizden ayr duran, bedenimizden farkl bir nes
neyi alglaymz, gcl bir etkiden baka bir eyi asla ifade etmez. Ama
bu nesnelerle bedenimiz arasndaki mesafe ne kadar azalrsa, baka de
yile, tehlike ne kadar acil ya da vaat ne kadar dolaysz olursa, gcl
eylem de o lde gerek eyleme dnme eilimi gsterir. imdi, snr
aalm ve mesafenin sfr olduunu, yani alglanacak nesnenin bizim
bedenimizle aktn, yani sonuta bedenimizin alglanacak nesnenin
ta kendisi olduunu kabul edelim. Bu durumda, bu algnn zellikle ifade
ettii ey, gcl deil, gerek bir etki olacaktr: duygulanm bizzat bundan
oluur. Demek ki, bedenimizin gerek eylemi, olas ya da gcl eylemi
karsnda neyse, duyumlarmz da alglarmz karsnda ayn durumdadr.
Bedenin gcl eylemi dier nesneleri kapsar ve bu nesneler iinde kendi
ni gsterir; bedenin gerek eylemi bizzat bedeni kapsar ve sonu olarak
beden iinde kendini gsterir. Dolaysyla sanki gerek ve gcl eylem
lerin kendi uygulanma noktalanna ya da kken noktalarna gerek geri
dnleri yoluyla, dsal imgeler bizim bedenimiz tarafndan evreleyen
44
MADDE VE BELLEK
45
46
MADDE VE BELLEK
ceini sanmas gibi, bir duyum da ancak sinir hissederse sinirde olabilir:
oysa sinir elbette ki hissetmez. Dolaysyla duyumu saduyunun yerletir
dii yerden almak, oradan karmak ve sinirden daha fazla bal olduu
dnlen beyne yaknlatrmak gerekir. Bylece, mantksal olarak, so
nunda beynin iine yerletirilecektir. Ama eer duyumun meydana geldi
i sanlan yerde deilse baka yerde hi olamayaca; sinirin iinde deilse
beynin iinde de olamayaca hemen fark edilir; nk merkezden periferiye yansmasn aklamak iin belli bir g gerekir ve bu g de az ok
faal bir bilince atfedilir. Dolaysyla daha teye gitmek ve duyumlan
beyin merkezinde birletirdikten sonra, onlan hem beynin hem de uzayn
dna doru itmek gerekecektir. Bu durumda, mutlak anlamda yaylmsz
duyumlar tasarlanacaktr; dier yandan da, bo bir uzay, burada yansya
cak duyumlara ilgisiz bir uzay tasarlanacaktr. Sonra da, yaylmsz duyum
larn nasl uzam edindiklerini ve buraya yerlemek iin, uzamn baz
noktalarn dierlerine tercih ederek nasl setiklerini bize anlatmak
iin her trden aba sarf edilecektir. Ama bu doktrin bize uzamszln
[linitendu] nasl kendini saldn gsteremedii gibi, ayn zamanda,
duyumu, yaylm ve tasarm da aklanamaz klar. Doktrin duyumsal
halleri mutlaklk olarak grr; dolaysyla herhangi bir anda bunlarn
bilinte niin belirip niin kaybolduklarn anlayamayz. Duygulanm
dan tasarma gei de ayn ekilde nfuz edilemez bir esrarla kapl ka
lacaktr; nk -tekrar ediyoruz- isel, basit ve yaylmsz durumlarn
iinde, bu durumlarn uzayda belirli bir dzeni tercih etmeleri iin bir
neden asla bulunamayacaktr. Sonu olarak, tasarmn kendisini de
bir mutlaklk olarak ortaya koymak gerekir: ne kkeni, ne ynelimi
grlebilir.
Tersine, eylerin aydnlanmas iin tasanmdan, yani alglanan imgeler
btnnden yola kmak gerekir. Benim algm, saf halde, ve belleimden
soyutlandnda, benim bedenimden teki bedenlere gitmez: algm nce
likle bedenler btnnde yer alr, sonra yava yava snrlanr ve benim
bedenimi merkez olarak benimser. Ve buraya ynelmesinin nedeni, tam
da bu bedenin sahip olduu ikili yetenein -yani eylemde bulunma ve
duygulanm hissetme- deneyimidir; yani, tek kelimeyle, tm imgeler
arasnda ayrcalkl bir yeri olan belli bir imgenin duyumsal-hareket
ettirici gcnn deneyimidir. Gerekten de, bir yanda, bu imge her za
man tasarmn merkezinde bulunur, yle ki dier imgeler onun etrafnda,
onun etkisine maruz kalabilecekleri bir dzen iinde yaylrlar; dier
yandan, dier imgeler gibi onun yalnzca yzeysel yann tanmak yerine,
duyumsal diye adlandrdm etkilerle ieriyi, ii alglanm. Demek ki,
48
MADDE VE BELLEK
50
MADDE VE BEUEK
52
MADDE VE BELLEK
bir genilie yaylmasna; ardk da olsa bize kendini hep birlikte gste
ren uyarmlarn mthi okluunu bellein burada younlatrmasna
baldr. Zamann bu blnmez geniliini ideal biimde blmek, mo
mentlerin arzulanan okluunu burada ayrt etmek, tek kelimeyle, tm
bellei ortadan kaldrmak, algdan maddeye, zneden nesneye gemek
iin yeterlidir. Bu durumda, yaylan duyumlarmz daha ok sayda mo
mente dald lde giderek homojenleen madde, gerekiliin sz
n ettii ama asla tamamen akmad bu homojen uyanmlar sistemine
doru sonsuzca ynelir. Fark edilmeyen hareketlerle birlikte uzay bir
yana, yaylmz duyumlarla birlikte bilinci dier yana koymak hi gerek
mez. Tersine, yaylan bir alg iinde zne ile nesne nce birleir; algnn
znel yan bellein kaslmalar iindeyken, maddenin nesnel gereklii
de bu algnn isel olarak blnd ok sayda ve ardk uyarmla akr.
Bu almann sonuncu blmnden ortaya kacan umduumuz
zm en azndan budur: zne ve nesneyle ilgili, bunlarn ayrmlar ve ortak
noktalaryla ilgili somlar, uzaydan ziyade zamanla balantl olarak ortaya kon
maldr.
Ama saf alg ile saf bellek arasnda yaptmz ayrm, bir baka
nesneyi de hedeflemektedir. Maddenin doas hakknda bize bilgiler
salayan saf alg, gerekilik ile idealizm arasmda tavr almamz salasa
da, saf bellek, tin denen eye dair bize bir perspektif aarak, kendi asn
dan, bu iki doktrini -materyalizm ve tinselcilik- birbirinden ayrt etme
lidir. Hatta sonraki iki blmde bizi ncelikle ilgilendirecek olan ey
sorunun bu yandr; nk bizim hipotezimizin bu yan, bir anlamda,
deneysel bir dorulamay iermektedir.
Gerekten de, saf alg zerine zmlerimizi yle zetleyebiliriz:
maddenin iinde, u an iin verili olandan fazla bir ey vardr; farkl bir ey deil.
Bilinli algnn tm maddeyi kapsayamadma kuku yoktur, nk bu
bilinli alg, bu maddenin iinde bizim ihtiyalarmz ilgilendiren eyi
ayrr ya da ayrt eder. Fakat saf algnn maddeyle ilikisi parann
btnle ilikisi olduundan, maddenin bu algs ile maddenin kendisi
arasnda yalnzca bir derece fark vardr, yoksa nitelik fark deil. Bu
durum, maddenin, bizim burada fark ettiimizden baka trde gler
uygulayamayaca anlamna gelir. Maddenin gizemli bir nitelii yoktur,
byle bir gizemi iinde saklyor deildir. Gayet tanml ve bizi en ok
ilgilendiren bir rnei ele alrsak, sinir sisteminin, baz renk, diren,
tutarllk vs. zellikleri tayan maddi ktlenin, belki de fark edilmemi
fiziksel zellikler tadn, ama bunlarn yalnzca fiziksel zellikler oldu
54
MADDE VE BELLEK
ekleniyor, bu durumda bellein, kural olarak, maddeden tamamen bamsrz bir g olmasr gerekir. Dolaytsryla, eer tin bir gereklikse, ona burada,
bellek fenomeni iinde deneysel olarak temas etmemiz gerekir. Ve bun
dan byle, saf anry beynin herhangi bir ileminden tretme ynndeki
her teebbsn temel bir yantlsamayt analiz iin ortaya koymas gerekir.
Aynt eyi daha atk seik bir biimde syleyelim. Maddenin hibir
oklt ya da bilinmez gc olmadrnr, z itibarryla sahip olduu eyin saf
algyla aktn syleyebiliriz. Buradan u sonuca varabiliriz ki, genel
olarak canl beden ve zel olarak da sinir sistemi, uyarr biiminde altnp
refleks ya da iradi eylem biiminde aktarlan hareketlerin urak yerinden
baka bir ey deildir. Bunun anlam, tasarm yaratma zelliinin beyin
tzne bo yere atfedilmi olduudur. Oysa, tini en ele gelir biimiyle
kavradmz iddia ettiimiz bellek fenomenleri, zellikle, yzeysel bir
psikolojinin yalnzca beynin faaliyetinden rahatlkla kartabilecei
fenomenlerdir, nk bunlar tam da bilin ile madde arasndaki temas
noktasndadrlar ve materyalizmin dmanlar bile beyni bir an kab
olarak ele almaktan hi gocunmazlar. Ama beyinsel srecin bellein
ok clz bir blmne ancak karlk verdii; neden olmaktan ok sonu
olduu; maddenin burada, baka yerlerde olduu gibi, bir eylemin taycs
olduu -yoksa bir bilginin dayana deil- pozitif olarak saptanabiliyorsa,
bizim savunduumuz tez, en uygunsuz grlen rnek zerinden kantlan
m olur ve tini bamsz gereklik olarak ortaya koyma zorunluluu
kendini dayatr. Ama tin olarak adlandrlan eyin yaps ile tlle mad
denin birbirleri zerinde etkide bulunma olaslklar buradan yola ka
rak belki ksmen aklanabilir. nk, bu trden bir kantlama tam
anlamyla olumsuz olamaz. Bellein ne olmadn gsterdikten sonra,
ne olduunu aratrmaya koyulacaz. Bedene yalnzca eylemleri hazr
lama grevini atfettikten sonra, bellein niin bu bedene bal olduunu,
bedensel lezyonlann bellei nasl etkilediini ve beyinsel tzn duruma
gre kendini hangi anlamda ekillendirdiini aratrmamz zorunlu olur.
Bu aratrmann bizi bellein psikolojik mekanizmas hakknda ve bellee
balanan dier tinsel ilemler hakknda bilgilendirmemesi ise imknsz
dr. Tersine, saf psikoloji sorunlar bizim hipotezimizle az ok aydnlana
cak gibi gzkse bile, hipotez de bu psikoloji sayesinde kesinlik ve sa
lamlk kazanacaktr.
Ama bellek sorununun bizim gzmzde nasl ayrcalkl bir sorun
oluturduunu doru drst saptayabilmek iin bu ayn fikri nc bir
biim altnda da sunmalyz. Bizim saf alg analizimizden kaynaklanan
ey, bir anlamda ayran iki zmdr; bu zmlerden biri psikolojiyi
56
M A D D E V E BELLEK
60
MADDE VE BELLEK
62
MADDE VE BELLEK
bir bellektir, ama ilkinden son derece farkl bir bellek, daima eyleme
dnk, imdiki zamann iinde bulunan ve yalnzca gelecee bakan bir
bellek. O nun gemiten sahip kt tek ey, birikmi abay temsil
eden zekice koordine edilmi hareketlerden bakas deildir; gemiteki
bu abalan, onlan hatrlatan imge-anlarda deil, gncel hareketlerin
gereklemesini salayan kesin dzende ve sistematik karakterde bulur.
Yani, artk bize bizim gemiimizi sunmaz, onunla oynar; ve bellek adn
hl hak ediyor olmas, eski imgeleri koruduu iin deil, bunlarn yararl
etkisini imdiki na dek uzatt iindir.
Biri hayal eden, teki tekrarlayan bu iki bellekten kincisi birincinin
yerine geebilir, hatta ou zaman birinciymi yanlsamay verebilir.
Kpek sahibini neeyle havlayarak ve yalayarak karladnda onu tan
dna kuku yoktur; ama bu tanma, gemiteki bir imgenin hatrlanmas
ve bu imgenin u anki algyla yaknlamas mdr? Bu, daha ziyade, hayva
nn kendi bedeniyle benimsedii zel bir tavrdan, sahibiyle arasndaki
alldk ilikilerinin onda yava yava oluturduu ve yalnzca sahibini
algladnda mekanik olarak uyanan bir tavrdan kard bilin deil
midir? Fazla ileriye gitmeyelim! Gemiin mulak imgelerinin belki hay
vanda da imdiki zamann algsna tat olabilir; hatta tm gemiinin
bilincinde gcl olarak belirdiini bile tahayyl edebiliriz; ama bu gemi
onu byleyen imdiki zamandan kopartacak kadar ok ilgilendirmez
ve onun sahibini tanmas dnlm bir ey olmaktan ok yaanm
bir eydir. Gemii imge biiminde anmak iin, imdiki zaman eylemin
den soyutlanmak gerekir, ie yaramaz olana deer balamay bilmek, d
grmeyi istemek gerekir. Bu trden bir abay belki yalnzca insan gs
terebilir. Bu ekilde ulatmz gemi, kaygan olabilir, elimizden her
an kaacak noktada olabilir, sanki bu geriye dnk bellei daha doal
olan ve ileriye doru hareketiyle bizim davranmamz ve yaamamz
salayan teki bellek engelliyormu gibidir.
Psikologlar andan, maddenin edindii bir kvrm ve pot olarak, tek
rarlandka daha derine kaznan bir izlenim olarak sz ettiklerinde, an
larmzn byk ounluunun yaadmz olaylara ve ayrntlarna y
nelik olduunu; bu anlarda nem tayan eyin de bir tarihe sahip oldu
unu ve sonu olarak bir daha asla tekrarlanmayacan unuturlar. Tekrar
yoluyla iradi olarak edinilen anlar enderdir, istisnaidir. Tersine, kendi
trlerinde biricik olgu ve imgeleri, bellek, srenin her annda kaydeder.
Ama renilmi anlar en yararl olanlar olduundan, bunlar daha fazla
fark ederiz. Ve bu anlarn, ayn abay sarf ederek tekrar yoluyla renil
mesi, alkanln o bildik srecine benzediinden, bu tr anlar birinci
64
MADDE VE BELLEK
rak, iki bellein burada nasl yan yana ilediini ve birbirlerine destek
olduklarn gstermekle yetinelim. Devindirici bellee kaznm dersle
rin otomatik olarak tekrarlandn gndelik deneyim bize gsterir; ama
patolojik durumlann gzlemlenmesi, otomatizmin burada bizim dn
dmzden ok daha teye uzandn ortaya koyar. Anlamadklar bir
dizi soruya zekice cevaplar veren akl hastalar grld. Dil onlarda bir
tr refleks tarznda iliyordu.1Kendiliinden bir szc telaffuz edeme
yen afaziler, ark sylediklerinde bir melodinin szlerini hatasz hatr
larlar.2 Hatta bir duay, rakamlann srasn, haftann gnlerini ve yln
aylarn hi taklmadan tekrarlarlar.3 rnein zeky taklit edecek kadar
incelikli, an komplike mekanizmalar olutuunda, kendiliinden ilev
grebilirler ve sonu olarak, genelde yalnzca iradenin balangtaki itki
sine boyun eerler. Peki biz bu mekanizmalan olutururken neler olup
bitiyor? rnein biz bir dersi renmeye alrken, hareketlerle yeniden
oluturmaya altmz grsel ya da iitsel imge zaten bizim zihnimizde
grnmez ve mevcut bir halde deil midir? Daha ilk ezber teebbsnden
itibaren, sanki bir hata ilemi gibi belli belirsiz bir sknt hissederiz;
bilincimizin karanlk derinliklerinden bir tr uyan alm gibiyizdir.4
Hissettiimiz eye younlatmzda ise eksiksiz imgenin orada bulun
duunu hissederiz; ama kaak bir halde, tam devindirici faaliyetimiz
siluetini yakalamak isterken kaan gerek bir hayalet gibidir. Aslnda
tamamen baka bir amala giriilmi olan yakn dnemdeki deneyler
srasnda,5 kiiler, tam da bu trden izlenimler edindiklerini beyan edi
yorlard. Deneklere birka saniye iinde bir dizi harf gsteriliyor ve aklda
tutmalar isteniyordu. Ama grdkleri harfleri uygun telaffuz hareketle
riyle vurgulamalarn nlemek iin, grntye bakarken belli bir heceyi
srekli tekrarlamalar isteniyordu. Buradan kan sonu, kiilerin ken
dilerini tamamen grsel imgenin hakimiyetinde hissettikleri zel bir
psikolojik durumdu: kck bir blm bile istendii anda tekrarlayamyorlard: akn baklar altnda, satrn yok olup gittiini fark ediyor1) Robertson, Reflex Speech (Journal o f m en ta l Science, Nisan 1888). Bkz. Ch. Frnin
makalesi, Le language rflexe (R e v u e philosophique, Ocak 1896).
2) Oppenheim, Ueber das Verbalten der musikalischen Ausdrucksbewegungen bei
Aphatischen (C h a rit A n n a le n , XIII, 1888, s. 348 ve devam).
3) A.g.e., s. 365.
4) Bkz. bu hata duygusu hakknda, Mller ve Schumannn makalesi, Experimentelle
Beitrge zur Untersuchung des Gedchtnisses (Zeitschr. f. Psych. V . P hys. D e r Sinnesorgane,
Aralk 1893, s. 305.)
5) W. G. Smith, The relation of attention to memory (M in d , Ocak 1894).
66
MADDE VE BELLEK
Iard. lerinden birinin deyiiyle, fenomenin temelinde btnn tasanm vard; btn kapsayan ve blmlerin ifade edilemez biimde hisse
dilen bir birlik iinde olduu bir tr karmak fikir vard.6
Edinilen annn ardna gizlendii kesin olan bu kendiliinden an,
imek akmas gibi aniden kendini gsterebilir: ama iradi bellek en
ufak bir harekete getiinde gizlenir. zne, imgesini unutmadn sand
harfler dizisinin yok olduunu, zellikle onlan tekrarlamaya balad
anda grr: Bu aba imgenin geri kalann bilincin dna itiyor gibidir.7
imdi bellei eitme tekniklerinin hayali yntemlerini analiz edersek,
bu bilimin hedefinin, zellikle, gizlenmi kendiliinden any n plana
karmak ve onu faal bir an gibi bizim zgrce kullanmmza sunmak
olduunu grrz: bunun iin, ncelikle etkin ya da devindirici bellein
her trden kararszl bastrlr. Zihnin fotoraf ekme yetisi, der bir
yazar,8 bilinten ziyade bilinaltna aittir; iradenin arsna glkle
itaat eder. Bunu uygulayabilmek iin, rnein, hesaplamaya bile vakit
brakmadan birok noktann bir anda gruplamasn aklda tutmaya al
mak gerekecektir:9 Bu ynteme sahip olabilmek iin -bir anlamda- bu
bellein aniliini taklit etmek gerekir. Bu bellein tezahrleri ok dei
kendir ve getirdii anlarda d benzeri eyler de olduundan, tinsel
yaama mdahalesinin daha dzenli bir hal almasnn entelektel den
geyi derinden bozmamas ender rastlanr bir durum olur.
Bu bellein ne olduunu, nereden trediini ve nasl ilediini bir
sonraki blmmzde gstereceiz. ematik bir anlay bir sreliine
yeterli olur. Dolaysyla, nceki sylediklerimizi zetlemek iin, gemiin
u iki u biimde depolanabileceim syleyelim: Bir yanda gemii kul
lanan devindirici mekanizmalar, dier yanda tm olaylan, konturlar,
6) According to one observer, the basis was a G esa m m tvo rstellu n g , a sort of all
embracing complex idea in which the parts have an indefinitely felt unity (Smith,
a.g.y., s. 73).
7) Alman yazarlarn disleksi olarak adlandrdktan bu duygulanmda olup biten de
ayn trden bir ey deil midir 1 Hasta, bir cmledeki szckleri dzgn bir ekilde
okur, sonra aniden durur, devam edecek halde deildir, sanki telaffuz etm ek iin
yapt hareketler anlar ketlemi gibidir. Disleksi konusunda bkz.: Berlin, Eine besondere
A r t der W ortblindheit (D yslexie) , Wiesbaden, 1887 ve Sommer, Die Dyslexie als functionnelle
Stoning (Arch. F. Psychiatrie, 1893). Hastann tekinin szlerini iittii ama kendininkileri
anlamad szel sarln tekil durum larnda da bu fenomenlere yaklarz. (Bkz.
rnekler: Bateman, O n A p h a sia , s. 200; Bernard, D e laphasie, Paris, 1889, s. 143 ve 144 ve
Broadbent, A case of peculiar aafection of speech, B ra in , 1878-9, s. 484 ve devam.)
8) Mortimer Granville, Ways of remembering (Lancet, 27 Eyll 1879, s. 458).
9) Kay, Memory a n d h o w to Im p ro ve it, New York, 1888.
68
MADDE VE BELLEK
7 0 MADDE VE BELLEK
lerine ad sylenen bir nesnenin grntsn ilerinde canlandrabiliyorlar; bu nesneyi gayet iyi tarif edebiliyorlar; ama yine de kendilerine
gsterildiinde tanyamyorlar. Grsel bir annn -bilinli bile olsakorunmas, benzer bir algnn tannmasna yetmez. Tersine, Charcotnun
inceledii ve grsel imgelerin tamamen silindii klasik durumda, alglann
tanmasnn tamamen yok olduu sylenmez. Bu vakann anlats dikkat
le okunursa bu duruma kolaylkla ikna olunur. Hasta, doduu ehrin
sokaklarn tanmyordu, oralarn ne adn biliyor ne de yn bula
biliyordu; ama yine de buralarn sokak olduunun farkndayd, evleri
gryordu. Karsn ve ocuklann tanmyordu; bununla birlikte, onlar
grdnde birinin bir kadn, dierlerinin ocuk olduunu syle
yebiliyordu. Kelimenin tam anlamyla psiik krlk sz konusu olsayd
bunlarn hibiri mmkn olamazd. Demek ki, ortadan kalkm olan
ey bir tr tanmayd -k i bunu analiz etmemiz gerekir-, yoksa genel
olarak tanma yetisinin kendisi deil. Dolaysyla, her tanmann daima
eski bir imgenin iin iine karmasn gerektirmedii, dolaysyla bu
imgelere bavurulabilecei, ama alglar bunlarla zdeletirmenin baanlamayaca sonucunu karabiliriz. Peki sonu itibanyla tanma nedir
ve nasl tarif edebiliriz?
ncelikle nm iinde bir tanma vardr; belirgin hibir an iin iine
kanmadan yalnzca beden byle bir tanmaya muktedirdir. Tanma bir
eylemden ibarettir, tasanmdan deil. rnein bir ehirde ilk kez dolayo
rum. Her ke banda tereddt ediyorum, nereye gideceimi bilmiyorum.
Belirsizlik iindeyim; ve unu anlyorum ki, bedenime alternatifler da
yatlyor, hareketlerim btnyle sreksiz, bir davranm sonrakilerin
habercisi ve hazrlaycs deil. Bir sre sonra, ehirde epey kaldktan
sonra, artk gayr ihtiyari dolaacam, nnden getiim nesneleri tek
tek alglamayacam. Oysa, bu iki u durum arasnda, biri algnn henz
ona elik eden tanml hareketleri dzenlemedii, dieri bir arada var
olan bu hareketlerin benim algm gereksiz klacak ekilde dzenli olduu
bu iki u durum arasnda ara bir durum da vardr. Bu ara durumda nesne
fark edilir, ama kendi aralannda birbirine bal, sreen ve birbirlerine
buyuran hareketleri kkrtr. Yalnzca kendi algm ayrt ettiim bir
durumla balayarak, sonunda, kendi otomatizmimden baka bir eyin
pek bilincinde olmadm bir duruma vardm: arada da karma bir durum,
domakta olan bir otomatizmin damgasn tayan bir alg yer ald. Son
raki alglarla ilk alg arasndaki fark, bedenin uygun bir mekanik tepki
gelitirmesine yol amalar olsa da; dier yandan, yenilenmi bu alglar,
tinde, aina ya da tandk alglarn zellii olan bu sui generis yanla belirse
de, gayet iyi dzenlenmi devindirici bir eliin, dzenli devindirici bir
tepkinin buradaki ainalk duygusunun temelinde yattn varsayamaz
myz? Demek ki tanmann temelinde, devindirici dzeyde bir olgu yat
maktadr.
Alldk bir nesneyi tanmak, zellikle bundan yararlanmay bilmeyi
gerektirir. Bu ylesine dorudur ki, bizim psiik krlk olarak adlandr
dmz bu tanma hastalna ilk gzlemciler apraksi adn vermilerdi.19
Ama bu nesneden yararlanmay bilmek, bu nesneye uygun den hare
ketleri yapmak, belli bir tavr almak ya da en azndan, Almanlarn de
vindirici itkiler (Beuegungsantriebe) adn verdikleri eyin etkisiyle bu
tavra ynelmektir. Demek ki, nesneyi kullanma alkanl, sonunda
hareketlerle alglan birlikte dzenlemeye varmtr; ve algy bir refleks
gibi izleyen, domakta olan bu hareketlerin bilinci, burada da tanmann
znde bulunur.
Tek bir alg bile yoktur ki hareket halini alp srmesin. Ribot20 ve
Maudsley21 bu noktaya ok nce dikkat ekmilerdi. Duyu eitimi, zel
likle duyumsal izlenim ile bu izlenimi kullanan hareket arasnda kurulan
balantlar btn iinde oluur, izlenim kendini tekrarladka balant
salamlar. lem mekanizmasnda aslnda esrarl hibir yan yoktur.
Bizim sinir sistemimiz, elbette ki, devindirici aygtlar oluturacak ekilde
dzenlenmitir; bu aygtlar, merkezler araclyla, duyumsal uyarlara
balanr ve sinir sistemi elerinin sreksizlii, birbirleriyle eitli biim
lerde iliki ,kurabilen terminal ulann okluu, izlenimler ile bunlara
denk den hareketler arasndaki olas balant saysn snrszlatrr.
Ama ina halindeki mekanizma, bilinte ina edilmi mekanizmayla
ayn biimde kendini gsteremez. Organizma iinde salamlam hare
ket sistemlerini bir eyler derinden ayrtm ve aka ortaya serer. Bu
nun, zellikle, bu sistemlerin dzenini deitirmenin gl olduuna
inanabiliriz. Ayrca, bu, nceki hareketler iinde takip eden hareketlerin
n-oluudur; parann btn gcl olarak kapsamasn salayan nolutur; rnein renilen bir melodinin her notas bir sonrakinin icra-
19) Kussmaul, Les troubles de la parole, Paris, 1884, s. 233; Allen Starr, Apraxia and
Aphasia (M ed ica l R eco rd , T l Ekim 1888). Kr. Laquer, Zur Localisation der sensorischen
Aphasie (N eurolog. C e n tra lb la tt, 15 Haziran 1888), ve Dodds, O n some central affections
of vision (B rain, 1885).
20) Les mouvements et leur importance psychologique (R e v u e philosophique, 1879, c
VIII, s. 371 ve devam). Kr. Psychologie de la tte n tio n , Paris, 1889, s. 75 (Flix Alcan).
21) Physiologie de lesprit, Paris, 1879, s. 207 ve devam.
72
MADDE VE BELLEK
74
MADDE VE BELLEK
76
MADDE VE BELLEK
78 MADDE VE BELLEK
80
MADDE VE BEUEK
82
MADDE VE BELLEK
84
MADDE VE BELEK
edimsel bir sentez burada gerekli olur. Domakta olan herhangi bir kassal
duyumdan oluan imgesel ema bir eskizden baka bir ey deildi.
Gerekten ve tmyle hissedilen duyumlar ona renk ve yaam verirler.
Geriye, bu trden bir eliin nasl meydana gelebileceini ve her
zaman gerekleip gerekleemeyeceini bilmek kalr. Bir szcn fiilen
telaffuz edilebilmesinin, eklemlenme iin dilin ve dudaklarn, sesleme
iin grtlan, soluk alp verecek havann olumas iin gs kaslarnn
kendiliinden mdahalesini gerektirdii bilinmektedir. Her bir hecenin
dile getirilii, hepsi de omurilik ve soan merkezlerinde kurulu mekaniz
malarn tmn devreye sokar. Bu mekanizmalar, psiko-motris blgenin
piramidimsi hcrelerinin silindirimsi-eksensel uzantlaryla beyin kabu
unun st merkezlerine balanmlardr; isten itkisi bu yollardan ilerler.
Bylece, herhangi bir sesi syleme arzumuza bal olarak, bu hareket
ettirici mekanizmalardan herhangi birine harekete geme emri veririz.
Ama eitli ve olas telaffuz, sesleme hareketlerine karlk veren kurulu
mekanizmalarn hepsi, iradi konumada onlan harekete geiren -hangisi
olursa olsun- nedenlerle ilikide olsa da, bu ayn mekanizmalarn szck
lerin iitsel algsyla iletiimini kuku d brakan olgular vardr. Klinik
hekimlerinin tanmlad ok eitli afaziler arasnda, ncelikle, bu tr
den bir iliki ieriyor gzken ikisi (Lichtheimn 4. ve 6. biimleri)
bilinmektedir. rnein, bizzat Lichtheimn gzlemledii bir durumda,
hasta, dtkten sonra, szckleri ifade etme belleini, sonu olarak da
kendiliinden konuma yetisini yitirmiti; yine de, kendisine syleneni
tam bir dorulukla tekrarlyordu.38 Dier yandan, kendiliinden konu
mann zarar grmedii ama szel sarln mutlak olduu durumlarda
hasta kendisine sylenen hibir eyi anlamazken, bakasnn szn
tekrarlama yetenei hl tmyle korunuyor olabilir.39Bastianla birlikte,
bu olgulann yalnzca szcklerin telaffuz edilme ya da iitilme belleinde
bir tembellie kant oluturduu, akustik izlenimlerin bu bellei uyu
ukluundan uyandrmakla snrland sylenebilir mi?40 Ne var ki, bir
yer vereceimiz bu hipotez, Rombergin,41 Voisinin,42Winslowun43uzun
38) Lichtheim, on Aphasia (Bra in , Ocak 1885, s. 447).
39) A.g.e., s. 454.
40) Bastian, O n different kinds of Aphasia (B ritish M ed ica l Jo u rn a l, Ekim ve Kasim
1887, s. 935).
41) Romberg, L eh rb u c h d er N e rv e n k ra n k h e ite n , 1853, c. II.
42) Akt. Bateman, O n A p h a sia , Londra, 1890, s. 79. Kr. Marc, Mmoire sur quelques
observations de physiologie pathologique (M m . D e la Soc. D e Biologie, 2. dizi, c. III, s. 102).
43) Winslow, On o b sc u r diseases o f the B ra in , Londra, 1861, s. 505.
86
MADDE VE BELLEK
88
MADDE VE BELLEK
90
MADDE VE BELLEK
52) Bernard, a.g.e., s. 172 ve 179. Kr. Babile, Les troubles de la m m oire dans lalcoolisme,
Paris, 1886 (tp tezi), s. 44.
53) Rieger, Beschreibung der In telgenzstm ngen in Folge einer H im v e rle tzu n g , Wrzburg,
1889,s. 35.
54) Wernicke, D e r aphasische S ym p to m en c o m p lex, Breslau, 1874, s. 39. Kr. Valentin,
Sur un cas daphasie dorigine tramumatique (Rev. M d ica le de lE st, 1880, s. 171).
55) Ribot, Les m aladies de la m m o ire, Paris, 1881, s. 131 ve devam (Flix Alcan).
56) Winslow, On obscure D iseases o f the B ra in , Londra, 1861.
57) A.g.e., s. 372._
58) Pierre Janet, E ta t m e n ta l des hystriques, Paris, 1894, II, s. 263 ve devam. Kr. ayn
yazar, L a u to m a tism e psychologique, Paris, 1889.
92
MADDE VE BELLEK
94
MADDE VE BELLEK
96
MADDE VE BELLEK
gelmez mi? Tek bana olan birinci akm, ona elik eden mekanik tep
kilerle birlikte ancak pasif bir algya yol aar. Kendi bana braklm
olan kincisi, akm artt lde edimselleen, edimsellemi bir anya
yol aar. Bir araya gelen bu iki akm, ayr ve tannan algy, bulutuktan
noktada olutururlar.
te, i gzlem bunu sylemektedir. Ama burada durmaya hakkmz
yok. Kukusuz ki, beyindeki yerlerin saptanmasyla ilgili karanlk sorulann ortasnda, yeterli k olmadan dolanmak ok tehlikelidir. Ama eksik
siz alg ile imge-annn aynmnn klinik gzlemi psikolojik analizle kar
karya getirdiini ve buradan kan sonucun, anlarn yerinin belirlen
mesi konusunda ciddi bir atk olduunu syledik. Beyni anlann depo
land yer olarak kabul etmeye son verdiimizde, bilinen elerin bana
ne geldiini anlamaya alrz.76
Aklamamz basitletirmek iin, dardan gelen uyarlann ya beyin
kabuunda ya da baka merkezlerde temel duyumlara yol atn bir an
iin kabul edelim. Burada temel duyumlarmz her zaman iin vardr.
Aslnda, her alg nemli miktarda duyum ierir, bu duyumlarn hepsi
bir arada varolur ve belirli bir sra iinde dzenlenmilerdir. Bu dzenin
kayna neresidir ve bu birlikte-var-oluu salayan nedir? Mevcut bir
maddi nesneyi rnek alrsak cevap kukuya yer brakmaz: dzen ve birlikte-var-olma, dsal bir nesneden izlenim edinmi bir duyu organndan
gelir. Bu organ, zellikle, bir ezamanl uyart oulluunun, yzeyinin
seilmi blmlerine ayn anda dalarak, belli bir biimde ve belli bir
dzen iinde bu organ etkilemesini salama amacyla oluturulmutur.
76)
Burada anahatlann belirttiimiz teori, bir yanyla, W undtun teorisine benzer.
Ortak nokta ile temel farkll hemen belirtelim. W undtla birlikte biz de farkl algnn
merkezka bir eylem ierdiini dnmekteyiz ve buradan yola karak, (biraz farkl
anlamda da olsa) W undtla birlikte unu varsayabiliriz ki, imgesel denen merkezler daha
ziyade duyumsal izlenimlerin gruplat merkezlerdir. Ama, W undta gre, merkezka
eylem, yaps ancak genel olarak tanmlanabilen ve genellikle dikkatin younlatmlmas
olarak adlandrlan eye denk dyor gzken tamalgsal itki iinde oluurken, bu
merkezka eylemin her durumda ayn bir biime brndn de ileri srebiliriz, bu
biim kademe kademe edimsellemeye ynelen gcl nesnenin biimidir. Burada,
merkezlerin rolne dair anlayta nemli bir farkllk kendini gsterir. W undt unlar
ortaya koymutur: 1. Frontal lobda bulunan genel bir tamalg organ. 2. mgeleri depolamay
kukusuz ki baaramayarak, yine de bunlan kopyalama eilim ya da yeteneklerini koruyan
zel merkezler. Tersine, beyin tz iinde bir imgeden geriye bir ey kalamayacan ve
bir tamalg merkezinin de varolamayacan, ama yalnzca, bu tzn iinde, gcl alg
organlarnn var olduunu, bunlarn da annn eiliminden etkilendiklerini -tp k
nesnenin eyleminden etkilenen gerek alg organlarnn periferisinde olduu gibi- ileri
srebiliriz. Bkz. P sy c h o k g ie physiologique, c. I, s. 242-252).
98
MADDE VE BELLEK
iitsel imge-an arasna genellikle ara anlar gelip yerleir. Bunlar nce
likle az ok uzak merkezler iinde imge-anlar halinde gereklemek zorun
dadrlar. O zaman, idea, szel imge olan bu zel imgenin iinde ardk
dereceler halinde vcut bulur. Dolaysyla, zihinsel iitme buraya ynlen
diren eitli merkez ve yollarn btnlne tabi klnabilir. Ama bu
komplikasyonlar iin zn asla deitirmez. Araya giren terimlerin
says ve nitelii ne olursa osun, algdan ideaya deil, ideadan algya
gideriz, bilmenin karakteristik sreci merkezcil deil, merkezkatr.
Geriye, ierden kaynaklanan uyarmalarn, beyin kabuu ya da dier
merkezler zerindeki etkileriyle duyumlara nasl yol atn bilmek kalr
elbette. Burada kendini ifade etmenin sradan bir tarznn sz konusu
olduu gayet aktr. Katksz an, edimselletii lde, bedende buna
denk den tm duyumlara yol ama eilimi gsterir. Ama bu gcl
duyumlann kendisi, gerek olmak iin, bedeni harekete geirmek, all
dk ncelleri olduklar hareket ve tavrlar bedene dayatmak zorunda
drlar. Duyumsal denen merkezlerin uyarmlar, genellikle bedenin ger
ekletirdii ya da ana hatlarn belirttii hareketlerden nce gelen ve
hatta normal rolleri, balayarak bedenin hareketlerini hazrlamak olan
uyarmlar, demek ki, duyumun gerek nedeni olmaktan ok, onun gc
nn iareti ve etkinliinin de kouludurlar. Gcl imgenin gerekletii
ilerleme, bu imgenin bedenden gereken yaklamlar edinebildii evreler
dizisinden baka bir ey deildir. Duyumsal denen merkezlerin uyarlmas
bu evrelerin sonuncusu olup, bu, ayn zamanda, devindirici bir tepkinin
balangcdr, uzam iindeki bir eylemin balangcdr. Baka deyile,
gcl imge gcl duyuma doru ilerler, gcl duyum da gerek harekete
doru ilerler: Gerekleen bu hareket, hem doal uzants olduu duyumu
hem de duyumla bir olmak isteyen imgeyi gerekletirir. Biz bu gcl
durumlar derinletireceiz ve psiik ve psiko-fizik eylemlerin i me
kanizmasnn derinlerine nfiz ederek, edimselleen gemiin kayp etki
sini yeniden ele geirmeye hangi srekli ilerleme sayesinde yneldiini
gstereceiz.
3
mgelerin Hayatta Kahma Dair:
Bellek ve Tin
101
10 2
MADDE VE BELLEK
103
104
MADDE VE BELLEK
105
107
gya ramen, bilind tasarm fikri ak seik bir fikirdir; hatta srekli
bunu kullandmz ve saduyunun daha aina olduu bir baka kavray
olmad bile sylenebilir. Gerekten de, bizim algmzda u an iin mev
cut imgelerin, maddenin btn olmadn herkes kabul eder. Ama
dier yandan, alglanmam maddi bir nesne, hayal edilmemi bir imge,
bilind bir zihinsel durumdan baka nedir ki? Odanzn duvarlar te
sinde, bitiik odalar vardr, sonra da evin geri kalan, son olarak da sokak
ve oturduunuz ehir. Hangi madde teorisinden yana olduunuzun nemi
yoktur: ster gereki olun ister idealist, ehirden, sokaktan, evin dier
odalarndan sz ettiinizde, bilincinizde varolmayan ama yine de bilincin
dnda verili olan saysz algy dnrsnz. Bunlar, bilinciniz onlar
kabul ettii lde oluuyor deildir; bunlar bir anlamda zaten vardlar
ve, hipotez gerei, madem ki sizin bilinciniz onlan seemiyor, bilind
durumda, kendi iinde nasl varolabilirler? Bu durumda, bilincin dndaki
bir varoluun, nesneler sz konusu olduunda bize ak seik, zneden
sz ettiimizde ise mphem, karanlk gelmesi nasl mmkn oluyor?
Bizim edimsel ve gcl alglarmz iki izgi boyunca uzanrlar. Biri yatay
AB izgisidir ve uzam iindeki tm kendiliinden nesneleri ierir. teki
dikey CI izgisidir ki bunun zerinde de zaman iinde sralanm ardk
anlarmz dizilmitir. ki izginin kesitii I noktas, edimsel olarak bilin
cimize verilmi tek noktadr. AB izgisi fark edilmeden kalrken ve ter
sine, CI izgisinde edimsel olarak alglanan imdiki zaman I, bize gerek
ten varm gibi gelen tek noktayken, btn olarak AB izgisinin gerek
liini ortaya koymakta tereddt etmiyor olmamz nereden kaynaklanr?
Bu ayrmn znde, kh bulank ya da kabaca belirtilmi fikirler halinde,
kh her trl kurgusal deerden yoksun hipotezler olarak, analizini bir
den bire bitiremeyeceimiz, zamansal ve uzamsal iki dizi arasndaki bu
kkl aynm bulunmaktadr. Yanlsamann maskesini tamamen dr
mek iin kkene inmemiz ve bilinle ilikisi olmayan nesnel gerekleri
ve nesnel gereklii olmayan bilin durumlarn ortaya koymamz sala
yan ikili hareketi tm dolambalarna bakarak izlememiz gerekmektedir.
Bu durumda uzam, burada yan yana duran eyleri sonsuzca korur gzkr
ken, zaman ise, kendisinin iinde birbirini izleyen durumlar adm adm
ortadan kaldrr. Bu almann bir ksm birinci blmmzde, genel
olarak nesnellii ele aldmzda yaplmtr; bir dieri, bu kitabn son
sayfalarnda, madde fikrinden sz ederken yaplacaktr. Burada birka
temel noktay belirtmekle yetinelim.
ncelikle, bu AB izgisi boyunca sralanm nesneler, bizim gz
mzde, alglayacamz eyi tasarlarken, CI izgisi yalnzca nceden alg
108
MADDE VE BELLEK
109
HO
MADDE VE BELLEK
111
1 1 2 MADDE VE BELLEK
1 14 MADDE VE BELLEK
115
116
MADDE VE BELLEK
118
MADDE VE BELLEK
120
MADDE VE BELLEK
121
12 2 MADDE VE BELLEK
kurosun atomlar gibi, isel bir uzamda yzerler, tesadf onlar birbir
lerinin ekim alanna soktuunda birbirlerine yaknlap yaprlar. Ve
doktrini bu noktada derinletirerek, doktrinin kusurunun idealan fazla
syla entelektelletirmek, onlara tamamen speklatif bir rol atfetmek, bu
idealarn bizim iin deil kendileri iin var olduuna inanmak, isteme
faaliyetiyle aralarndaki ilikiyi tanmamak olduu grlr. Anlar, hare
ketsiz ve amorf bir bilin iinde ilgisizce dolasa da, mevcut algnn
ilerinden birini tercihen cezbetmesi iin hibir neden yoktur: dolay
syla, bulumay ancak meydana geldiinde saptayabilir ve benzerlikten
ya da yaknlktan sz edebilirim; bu durum, znde, bilin durumlannn
birbirleriyle yaknlklar olduunun belli belirsiz de olsa kabul anlamna
gelir.
Fakat hem bitiiklik hem de benzerlik biimi edinen bu yaknl
bile armclk hibir ekilde aklayamaz. armda bulunmaya dair
genel eilim, bu doktrinde, armn zel biimleri kadar karanlkta
kalr. Kiisel am-imgeleri tamamen olumu, bizim zihinsel yaammz
boyunca mevcut haliyle verili eyler haline getiren armclk, bu
nesnelerin esrarengiz bir ekilde birbirlerini ektiklerini varsaymaya
indirgenir. Tpk fiziksel ekim iin olduu gibi, bu ekimlerin de hangi
fenomenlerle kendilerini gstereceklerini nceden syleyemeyiz. Hipo
tez gerei kendi kendine yeten bir imge niin gerekten de baka imgeleri
-k i bunlar ya benzerdir ya da onunla yaknlk iinde verilmilerdirbnyesine almay hedefler? Ama hakikat udur ki, bu bamsz imge,
tinin yapay ya da gecikmi bir rndr. Aslnda biz benzerlikleri, birbi
rine benzeyen bireylerden nce alglarz ve benzer paralar yldnda,
btn paralardan nce alglarz. Benzerlikten yola karak benzer nes
nelere varrz; bireysel farkllklarn eitliliini benzerliin -bu ortak
kanavienin- zerine ileriz. Ayn zamanda, pratik yaamda byk bir
rahatlk salamak amacyla gerein srekliliini paralamaktan ibaret
olan ve yasasn daha ilerde greceimiz zlme ynndeki bir al
mayla, btnden paralara doru da gideriz. Demek ki ilk olgu arm
deildir, ayrm yoluyla ie balarz; ve her annn baka anlar bnyesine
katma eilimi, algnn blnmemi birliine tinin doal geri dnyle
aklanr.
Ama biz burada armcln kkl kusurunu kefetmekteyiz. Bir
ok ardk arm, farkl anlarla birlikte, srasyla oluturan mevcut
bir alg verili olduundan, bu armn mekanizmasn kavramann
iki tarz olduunu sylyoruz. Algnn kendi kendine zde olduu varsaylabilir: yanndan geen baka atomlar bnyesine katan gerek psikolo
123
jik atom. armcln bak as budur. Ama ikinci bir bak daha
vardr ve bu da zellikle bilgi teorimizde belirtmi olduumuzdur. Tm
kiiliimizin, tm anlannzla birlikte, mevcut algmzn iine blnmez
biimde girdiini varsaydk. Dolaysyla bu alg srasyla farkl anlar
arsa da, kendisi hareketsiz biimde dururken bu anlar etrafna ek
meyi, giderek artan sayda eyi mekanik olarak balayarak yapmaz; bilin
cimizin btnyle genilemesi yoluyla bunu yapar ve daha geni bir
yzeye yaylan bilincimiz, ayrntl zenginlik envanterini daha teye
itebilir. Bylece, ancak daha gl teleskoplardan grlen bulutsu bir
yn, giderek artan sayda yldza dnr. Grnte basit olan ve yanl
anlalm bir atomculukla benzeim iindeki birinci hipotezde, her an
bamsz ve donmu bir varlk oluturur; dolaysyla, baka anlar kendi
bnyesine katmay niin amaladn syleyemeyeceimiz gibi, yaknlk
ya da benzerlik yoluyla birbirine balamak iin eit haklara sahip binlerce
an arasndan nasl bir seim yaptn da syleyemeyiz. dealann tesa
dfen arptn ya da aralarnda esrarengiz glerin uygulandn var
sayabiliriz, ama bilin hl buna kar tanklk etmekte olup, bamsz
durumda yzen psikolojik olgulan bize asla gstermez, ikinci hipotezde,
psikolojik olgularn dayanmasn saptamakla snrl kalrz; btn bu
olgular dolaysz bilince blnmez bir btn olarak verilmilerdir ve yal
nzca dnm bunlan ayr fragmanlar halinde paralar. Bu durumda
aklanmas gereken ey, isel durumlarn badakl deil, bzlme ve
yaylma eklindeki ikili harekettir. Bu hareket sayesinde bilin kendi
ieriinin geliimini daraltr ya da geniletir. Ama bu hareket, grecei
miz gibi, yaamn temel zorunluluklarndan kartlr. Bu hareket boyun
ca oluturduumuzu sandmz anmlarn, btn o ardk yaknlk
ve benzerlik dzeylerini niin ortadan kaldrdn grmek kolaydr.
Gerekten de, psikolojik yaammzn yalnzca duyumsal-devindirici
ilevlere indirgendiini varsayalm. Baka deyile, izmi olduumuz e
matik figrn iine, zihinsel yaammzn olas en basit haline denk
den bu noktaya yerleelim. Bu durumda, her alg kendinden yola ka
rak uygun tepkiler halinde srer, nk nceki benzer alglar, az ok
karmak devindirici aygtlar oluturmutur ve bunlar, etkide bulunmak
amacyla, ayn arnn tekrarn beklerler. Oysa, bu mekanizmann iin
de, benzerlik yoluyla bir arm vardr, nk mevcut alg, gemi alglarla
benzerlii sayesinde hareket eder; aynca, yaknlk yoluyla arm da vardr,
nk bu eski alglarn sonucu olan hareketler meydana gelir ve hatta
pelerinden, bu ilk hareketlerle koordineli sonsuz sayda eyleme yol aabi
lirler. Demek ki burada, benzerlik yoluyla arm ile yaknlk yoluyla
125
12 6
M A D D E V E BELLEK
127
1 2 8 MADDE VE BELLEK
129
meye, normal yorgunluun yan sra, baz spesifik zehirlerin sinir sistemi
elerinde birikmesi de yol aar.4 Akl hastalnn genellikle enfeksi
yona bal hastalklann ardndan geldii ve deliliin tm fenomenlerinin
toksik maddelerle deneysel olarak yeniden retilebilecei bilinmektedir.5
Akl hastal iinde zihinsel dengenin bozulmasnn, organizma iinde
yerlemi duyumsal-devindirici ilikilerin bozulmasna bal olduu
doru deil midir? Bu bozulma bir tr psiik badnmesi yaratmaya ve
bylece bellein ve dikkatin gereklikle temasn yitirmesine yeterlidir.
Baz delilerin domakta olan hastalklaryla ilgili olarak verdikleri tanm
lan okuyalm: Bu kiilerin genellikle bir olaandlk duygusu ya da
kendi deyileriyle, gerek olmama duygusu hissettikleri grlecektir,
sanki alglanan eyler onlar iin kendi belirginliklerini ve dayankllklann yitirmi gibidir.6 Eer analizlerimiz doruysa, mevcut gereklik
hakknda sahip olduumuz somut duygu, gerekten de, organizmamzn
doal olarak uyanlara cevap vermesini salayan fiili hareketlerden al
dmz bilinten oluur; yle ki, ilikilerin gevedii ya da duyumlar ile
hareketler arasmda bozulduu yerde, gereklik duygusu zayflar ya da
yok olur.7
Ancak burada, yalnzca akl hastalnn eitli biimleri arasnda
deil, kelimenin tam anlamyla akl hastal ile yakn dnemli bir psiko
lojinin tuhaf biimde karlatrd bu kiilik blnmeleri arasnda da
bir yn aynm yapmak gerekir.8 Bu kiilik hastalklannda, an gruplanmn merkezi bellekten kopup aynld ve dier anlarla dayanmadan
vazgetikleri grlr. Ama duyarllk ile devinim blnmelerinin birlikte
varolduu da sk gzlemlenen bir durumdur.9Bu sonuncu fenomenlerde,
ilk fenomenlerin maddi dayanan grmezlikten gelemeyiz. Entelektel
yaammzn tmyle bu dayanan ucuna, yani mevcut gereklie dahil
olmasn salayan duyumsal-devindirici ilevlere dayand doruysa eer,
entelektel denge, ilevlerinin u ya da bu biimde zarar grmesine bal
olarak eitli biimlerde bozulacaktr. Oysa, duyumsal-devindirici ilev
4) Bu fikir yakn dnemde eidi yazarlarca gelitirilmitir. Bunun gayet sistematik
bir sunumu iin bkz. Cowles, The mechanism of insanity, A m e r ic a n J o u rn a l o f In sa n ity,
1890-91.
5) zellikle bkz. Moreau de Tours, Du h achisch, Paris, 1845.
6) Bail, L eo n su r les m aladies m entales, Paris, 1890, s. 608 ve devam. Kr. ok ilgin bir
analiz: Visions, a Personal narrative (Journal o f m e n ta l scien ce, 1896, s. 284).
7) Bkz. daha yukarda, s. 152.
8) Pierre Janet, Les accidents m e n ta u x , Paris, 1894, s. 292 ve devam.
9) Pierre Janet, L a u to m a tism e psychologique, Paris, 1889, s. 95 ve devam.
130
MADDE VE BELLEK
131
4
mgelerin Smrlandnlmas ve Sabitlenmesi:
Alg ve M adde - Ruh ve Beden
Hurlandrmak iin amaz bir kural olamaz. Demek ki, bu kez fanteziye
belli bir pay ister istemez braklmtr; ve hayvanlar maddi ihtiyacn
esiri olduklanndan bu paydan pek yararlanamasalar da, tersine, insan
ruhu, belleinin btnyle birlikte, bedenin ona aralad kapya bask
yapar: fantezinin oyunlar ve imgelem almas buradan kaynaklanr:
tinin doayla birlikte sahip olduu zgrlkler. Bilincimizin eyleme do
ru yneliminin bizim psikolojik yaammzn temel yasas olarak grl
d de dorudur.
Gerekirse burada durabiliriz, nk bu almaya tinin yaamnda
bedenin roln tanmlamak iin kalktk. Ama bir yandan da yol alr
ken, metafizik bir sorun ortaya kardk ki, bunu zmsz brakamazdk.
Dier yandan ise, aratrmalarmz, zellikle psikolojik olmakla birlikte,
bize sorunu zmenin bir yolunu deilse de, en azndan bu sorunu ele
almann bir yann defalarca hissettirdi.
Bu sorun, ruhun bedenle birlii sorunundan baka bir ey deildir ve
karmza keskin biimde kmaktadr, nk biz maddeyi tinden derin
lemesine ayrt ediyoruz. Keza bu sorunu zmsz kabul edemeyiz, nk
tin ile maddeyi, yadsmalarla deil pozitif zellikleriyle tanmlamaktayz.
Katksz alg bizi gerekten de maddenin iine ve gayet gerek olarak
da tinin iine -bellekle birlikte nceden nfuz etmi olsak d a- dahil
eder. Dier yandan, madde ile tinin ayrmn bize gstermi olan psiko
lojik gzlem, ayn ekilde bunlann birliine de bizi tank eder. Dolaysyla
ya analizlerimiz temelde bir kusur tamaktadr ya da ortaya koyduklan
glklerden synlmamza yardm etmeleri gerekir.
Sorunun anlalmaz yan, btn doktrinlerde, idrak gcmzn, bir
yandan yaylma ve yaylmama arasnda, dier yandan nitelik ile nicelik
arasnda gerekletirdii ikili antiteze baldr. Tpk saf bir birliin te
melde blnebilir bir oklukla kartlk iinde olmas gibi, tinin de nce
likle maddeyle kartlk iinde olduu; alglarmz heterojen niteliklerden
oluurken, alglanan evrenin de homojen ve hesaplanabilir deiimlere
vard tartmaszdr. Dolaysyla bir yanda yaylmszlk ve nitelik, dier
yanda ise yaylm ve nicelik vardr. Yaylmszl yaylmdan tretme
iddiasndaki materyalizmi reddettik; ama yaylmn yaylmszlm yap
m olduunu ileri sren idealizmi de kabul etmiyoruz. Materyalizme kar,
algnn beynin durumunu byk lde atn savunuyoruz; ama idea
lizme kar da maddenin, maddeye dair sahip olduumuz tasarm, tinin
zekice bir tercihle maddeden -deyim yerindeyse- derledii tasarm her
yandan atn saptamaya altk. Bu iki kart doktrinden biri bedene
ve teki de tine gerek bir yaratma yetenei atfeder; birincisi beynimizin
1 3 4 MADDE VE BELLEK
136
MADDE VE BELLEK
1 3 8 MADDE VE BELLEK
I.
hareket budur zaten. Ama benim bakm hareketi bir yerden bir yere
giden bir AB izgisi biiminde alglar ve bu izgi, tpk her uzam gibi,
sonsuzca paralara ayrlabilir. ncelikle bu hareketi -dilediim gibi
oklu ya da blnmez kabul edebilirim; bu ise, hareketi, benim dmda
beliren bir imge ya da kendi kendime gerekletirdiim bir edim gibi
tahayyl etmeme bal olarak, ya uzamn iinde ya da zamanm iinde
tahayyl etmemle ilgilidir.
Bununla birlikte, her trl basmakalp fikri bir yana attmda, bir
tercihim olmadn, benim bakmn Adan Bye olan hareketi bln
mez bir btn olarak kavradn ve eer bir eye blnrse, bunun kat
edildii varsaylan izgi olduunu, yoksa kat eden hareket olmadn
abucak fark ederim. Elimin Adan Bye giderken ara konumlardan geti
i ve bu ara noktalann, yol boyunca dzenlenmi olan ve arzu edildii
kadar ok saydaki evrelere benzedii dorudur; ama bu ekilde belirtilmi
blmler ile kelimenin tam anlamyla evreler arasnda u temel farkllk
vardr ki, belli bir evrede durulurken, burada hareketli olan ey geer.
Gei bir harekettir ve durma hareketsizliktir. Durma, hareketi kesintiye
uratr; gei hareketin kendisiyle ayndr. Hareketli olann bir noktadan
getiini grrsem, orada durmasnn da mmkn olduunu kukusuz
dnebilirim; ve durmadnda da, onun geiini son derece ksa bir
kmltszlk olarak kabul etme eilimi gsteririm, nk en azndan
bunu dnecek zamana ihtiyacm vardr; ama burada kmldamayan
ey yalnzca benim imgelemimdir, hareketli olann rol ise, tersine, hare
ket etmektir. Uzamn her bir noktas bana ille de sabit gibi geldiinden,
hareketlinin kendisine, bir an iin aktrdm noktanm hareketsizlii
ni atfetmekte glk ekerim; bu durumda, tm hareketi yeniden can
landrdmda, hareketli olan, kendi gzerghnn tm noktalarnda son
derece ksa bir an duruyor gibi gelir. Ama hareketi alglayan duyulann
verileri ile onu yeniden oluturan tinin hilelerini birbirine kartrma
mak gerekir. Duyular, kendi balanna brakldklarnda, bize, iki gerek
durak arasndaki gerek hareketi kat ve blnmez bir btn olarak
sunarlar. Blnme, geceleyin aniden akveren bir imein bir frtna
sahnesini aydnlatmas gibi, ilevi zellikle bizim sradan deneyimimizin
hareketli imgelerini sabitlemek olan imgelemin eseridir.
Burada, gerek hareketin algsna elik eden ve bunu kapsayan yanlsa
mann k noktasn kavrarz. Hareket, grnr biimde, bir noktadan
dierine gemekten, ardndan da uzam kat etmekten ibarettir. Oysa, kat
edilen uzam sonsuzca blnebilir; ve hareket -deyim yerindeyse- kat ettii
izgiye uygulanabildiinden, bu izgiye bal ve onun gibi blnebilir gz
140
MADDE VE BELLEK
kr. Bu izgiyi izen hareket deil midir? Ardk ve yan yana noktalan
srasyla kat etmemi midir hareket? Kukusuz ki evet; ama bu noktalar
ancak izilmi, yani hareketsiz bir izginin iinde gereklik bulurlar; ve
siz de hareketi ancak byle, srasyla bu farkl noktalarda tasarlayabilirsiniz,
zorunlu olarak buralarda durabilirsiniz; sizin ardk konumlarnz, znde,
yalnzca hayali duraklardr. Siz yolun yerine yrngeyi koyuyorsunuz, n
k yrnge yolu ima ettiinden, yolla aktm samyorsunuz. Ama bir
ilerleme bir eyle, bir hareket bir hareketsizlikle nasl akr?
Burada yanlsamay kolaylatran ey, srenin ak iindeki anlarn,
tpk hareketli olann yol zerindeki pozisyonu gibi ayrt etmemizdir.
Bir noktadan dierine hareketin blnmez bir btn oluturduunu
varsaysak da, bu hareket yine de belirli bir zaman alr; ve hareketli olanm,
tm dier anlardan ayrlan bu belirgin an iinde belli bir pozisyon igal
etmesi iin bu sreden blnmez bir n ayrmak yeterlidir. Hareketin
blnmezlii, demek ki, nn olanakszln ierir; ve sre fikrinin
stnkr bir analizi, gerekten de bize, hem sreye anlan niin atfettii
mizi, hem de anlara sahip olmadan nasl var olabileceini gsterecektir.
Basit bir hareketi ele alalm; rnein elimin A dan Bye gidi yolu. Bu
yol benim bilincime blnmez bir btn olarak verilir. Bu hareket kuku
suz ki srmektedir; ama benim bilincimde ald isel grnmle akan
sresi, onun gibi yekpare ve blnmezdir. Oysa, hareket olarak, basit bir
olgu olarak kendini gsterirken, uzam iinde bir yrnge izer ve ben bu
yrngeyi, olaylar basitletirmek iin geometrik bir izgi olarak kabul
edebilirim; ve bu izginin ulan, soyut snrlar olarak, artk izgi deil,
blnmez noktalardr. Oysa, harekedi olanm izdii izgi, onun hareketi
nin sresini benim iin lse de, izginin vard noktann bu srenin bir
ucunu simgelememesi mmkn olabilir mi? Ve eer bu nokta, uzunluk
zerindeki bir blnmez ise, yolculuun sresini srenin blnmez bir
noktasyla bitirmememiz mmkn olur mu? Toplam izgi toplam sreyi
temsil ettiinden, bu izginin blmleri, grnd kadaryla, srenin
blmlerine denk dmelidir; izginin noktalanmn ise zamanm anlarna
denk dmesi gerekir. Demek ki, srenin blnmezleri ya da zaman anlan,
bir simetri ihtiyacndan doar; uzamn sreyi btnsel olarak temsil etmesi
istendiinde doal olarak bu simetriye vanlr. Ama hata da ite buradadr.
AB izgisi, Adan Bye gerekleen hareketin akan sresini simgelese de,
gerekleen hareketi, akan sreyi, hareketsiz olarak asla temsil edemez;
ve bu izginin blmlere aynlabilir olmasndan ve noktalarla sonulan
masndan da, ne bu harekete denk den srenin ayr blmlerden olu
tuu ne de anlarla snrl olduu sonucu karlmaldr.
141
142
MADDE VE BELLEK
II.
Gerek hareketler vardr.
Saduyunun bir fikrini daha kesin ifade eden matematiki, pozisyonu,
iaret noktalaryla ya da eksenlerle aradaki mesafeye gre tanmlar; hare
keti de mesafenin deimesiyle tanmlar. Dolaysyla onun harekette
tek grd ey, uzunluk deiimleridir; ve rnein, bir nokta ile bir
eksen arasndaki deiken mesafenin mutlak deerleri hem eksenin nok
taya gre yer deitirmesini hem de noktann eksene gre yer deitirme
sini ifade ettiinden, ayn noktaya hem hareket hem de hareketsizlik
1)
Bu argman ksaca hatrlayalm. Hareketli bir cisim varsayalm. Belli bir hzla yer
deitiriyor olsun ve iki cismin nnden ayn anda geiyor olsun. Bu cisimlerden biri
hareketsizdir, teki ise hareketli cisimle ayn hzda ona doru hareket etmektedir.
Hareketli cisim birinci cismin uzunluunun belli bir miktarm kat derken, doal olarak
kincinin uzunluunu iki misli geride brakr. Buradan yola kan Zenon u sonuca vanr:
Bir sre, kendinin iki mislidir. ocuksu bir akl yrtmedir bu, nk Zenon birinci
durumdaki hzn, ikinci durumdaki halinin iki misli olduunu dikkate almamaktadr.
Tamam ama syleyin bana bunu nasl fark edebilir? Hareket bir cismin, biri kmldamayan
dieri hareketli iki cismin farkl uzunluklarn ayn zaman iinde kat edebilmesi, sreyi
mutlakln bir tr yapan ve onu ya bilincin iine ya da bilince benzer bir eyin iine
yerletiren kii iin ak seiktir. Bu bilinli ya da mutlak srenin belirli bir ksm
akarken, gerekten de, ayn hareketli cisim, iki cisim boyunca, birbirinin iki misli iki
uzam kat edecektir, ama buradan bir srenin kendinin iki misli olduu sonucu kar
tlamaz, nk sre her iki uzamdan da bamsz bir ey olarak kalr. Ama tm akl
yrtme sreci boyunca Zenonun hatas, tam da gerek sreyi bir yana brakmas ve
uzam iindeki nesnel izi dikkate almasdr. Ayn hareketli cismin brakt iki iz, srenin
lmleri olarak, nasl olur da eit bir dikkatle ele alnmaz? Biri dierinin iki misliyken,
nasl olur da ayn sreyi temsil etmezler? Buradan yola karak, bir srenin kendinin
iki misli olduu sonucuna varan Zenon kendi hipotezinin mant iinde kalyordu ve
onun drdnc argman tpk dier argman kadar geerlidir.
1 4 4 MADDE VE BELLEK
III.
Maddenin, snrlan mutlak anlamda belirlenmi
bamsz cisimlere her blnmesi, yapay bir blnmedir.
Bir cisim, yani bamsz bir maddi nesne, bize ncelikle bir nitelikler
sistemi olarak kendini gsterir. Bu sistemin merkezinde diren ve renk
-bakn ve dokunmann verileri- bulunur ve tm dier veriler bir anlam
da askda kalr. Dier yandan, bakn ve dokunmann verileri, uzam iinde
en belirgin biimde yaylan verilerdir ve uzamm temel nitelii srekliliktir.
Sesler arasnda sessizlik aralklan vardr, nk iitme duyusu her zaman
megul deildir; kokular arasnda, tatlar arasnda boluklar bulunur, sanki
koku alma ve tat tesadfi olarak iliyor gibidir: tersine, gzlerimizi aar
amaz grsel alanmz tmyle renklenir ve kat cisimler ister istemez
birbirlerine bitiik olduklarndan, dokunma duyumuz nesnelerin yzeyi
146
MADDE VE BELLEK
J47
148
MADDE VE BELLEK
149
IV.
Gerek hareket, daha ziyade, bir eyden ok
bir durumun aktarlmasdr.
Bu drt nermeyi ifade ederek, gerekte, birbirine kart karlan iki
terim -nitelikler ya da duyumlar ile hareketler- arasndaki mesafeyi
adm adm daraltm olduk. lk bakta mesafe almaz gzkr. Nitelikler
kendi aralannda heterojendir, hareketler homojen. z gerei blnmez
olan duyumlar llemezler; her zaman blnebilir olan hareketler ise
yn ve hz bakmndan hesaplanabilir farkllklarla birbirinden ayrt
12)
Thomson, O n vortex atoms (Proc. O f the R oy. Soc. O f E d in b ., 1867). - Aym
trden bir hipotez Graham tarafndan ileri srld, O n the molecular mobility of gases
(Proc. O f the Roy. S o c., 1863, s. 621 ve devam).
15 2
MADDE VE BELLEK
M G E L E R N S IN IR L A N D IR IL M A S I V E S A B T L E N M E S
153
54
M A D D E V E BELLEK
Bu demektir ki, alg ediminde, algnn kendisini bile aan bir eyi
kavranz; bununla birlikte maddi evren esasen bu evrene dair tasarmmzdan ne farkllar ne de ayrr. Bir anlamda, benim algm benim
iimdedir; nk, kendi iinde hesaplanamaz miktarda na yaylan eyi
benim sremin biricik bir nnn iinde toplar. Ama eer benim bilin
cimi ortadan kaldnrsanz maddi evren mevcut haliyle varln srdrr:
Ne var ki, eyler zerindeki eylemimin koulu olan srenin bu zel ritmini
bir yana brakrsanz, bu eyler kendi ilerine girerek saysz na blnr
ler ve bilim bu anlan bler ve hissedilir nitelikler de, yok olup gitmeden,
kyas kabul etmez biimde blnm bir sre iinde yaylp geliirler.
Bylece madde saysz uyarma dnr. Bunlann hepsi kesintisiz bir
sreklilik iinde birbirine baldr, hepsi kendi aralannda balantldr
ve rpertiler gibi her yne dalrlar. Gndelik deneyiminizin sreksiz
nesnelerini -tek kelimeyle- birbirine balayn; sonra da, onlarn nitelik
lerinin hareketsiz srekliliini bulunduklar yerdeki uyarmlara dn
trn; kendi kendinize yaptnz hareketlerin iinde bilincinizin kavra
d bu blnmez edimden, hareketlilikten baka bir ey kalmamas iin
hareketleri destekleyen blnr uzamdan kendinizi kurtararak bu hare
ketlere balann: madde hakknda imgeleminiz iin belki yorucu ama
katksz ve dsal alg iinde hayatn gereklerinin sizi katmaya mecbur
ettii eyden kurtulmu bir bak elde edersiniz. imdi benim bilincimi
ve onunla birlikte hayatn gereklerini onarn: ok uzaktan uzaa, ve her
seferinde eylerin isel tarihinin devasa dnemlerini aarak, neredeyse
anlk grnmler elde edilir. Bu grnmler bu kez renklidir. yice belir
ginlemi renkleri, sonsuz saydaki temel tekrar ve deiimleri zet hale
getirirler. Bylece, bir koucunun binlerce ardk pozisyonu, gzmzn
alglad, sanatn kopya ettii ve herkes iin, koan bir insann imgesi
haline gelen tek bir sembolik tavrda bzr, bu tavra indirgenir. Zaman
zaman evremize ynelttiimiz bakmz, demek ki, ancak ok sayda
tekrar ve isel evrim etkisi kavrar. Bunlar da sreksiz etkilerdir ve bunla
rn srekliliini, uzam iindeki nesnelere atfettiimiz nispi hareket
lerle yeniden olutururuz. Deiim her yerdedir, ama derinliinedir; biz
bu deiimi oraya buraya yerletiririz, ama yzeyde brakrz; ve bylece
hem nitelikleri bakmndan istikrarl hem de konumlar bakmndan
hareketli cisimler olutururuz. Basit bir yer deiiminin iinde, bizce,
evrensel dnm yer almaktadr.
Bir anlamda, ok sayda nesnenin varl, bir insann dierinden, bir
aacn dierinden, bir tan dierinden ayrt edilir olduu tartmaszdr,
I 56
MADDE VE BELLEK
yla ortak olan bir bala birbirine balamak iin, genel olarak ardkln
soyut bir emasn, genilik anlamnda uzam neyse, uzunluk anlamnda
da maddenin ak olan homojen ve ilgisiz bir ortam hayal etmemiz
gerekir: homojen zaman bundan ibarettir. Demek ki homojen uzam ile
homojen zaman ne eylerin zelliidir, ne de bizim onlan tanma yete
neimizin temel koullardr: Bunlar, kendimize dayanak noktalar sala
mak iin, ilem merkezleri belirlememiz iin, nihayet gerek deiimler
yapabilmek iin gerein hareketli srekliliine ynelik katlatrma ve
blme eklindeki ikili almay soyut bir biimde ifade ederler; bunlar
bizim madde zerindeki etkimizin emalardr. Birinci hata, bu homojen
zaman ve uzam eylerin zellii yapmaktan ibaret hata, metafizik dogma
tizmin almaz glklerine varr: ya mekanizm ya da dinamizm. Geip
giden evren boyunca yaptmz ardk kesimleri mutlaklar haline geti
ren ve niteliksel bir tr tmdengelim yoluyla bunlan kendi aralannda
bo yere birletirmeye abalayan dinamizmdir; mekanizm ise, bu kesim
lerin herhangi birinin blnmesine* yani bykln ve konumun anlk
farkllklarna bal kalr ve bu farkllklar deiiklik geirirken, bunlarla
birlikte hissedilir niteliklerin ardkln da yaratmaya bouna aba
gsterir. Yoksa, tersine, teki hipotezi mi benimsiyoruz? Kantla birlikte,
uzamn ve zamanm bizim duyarllmzn biimleri olduunu mu ileri
sryoruz? Bu durumda, maddenin de tinin de ayn lde bilinemez
olduu sonucuna varrz. imdi, bu iki kart hipotezi karlatrrsak,
bunlarn ortak bir zleri olduunu kefederiz: Zaman ve uzam homojen
yapan ya da tefekkr edilmi gereklikler veya tefekkrn biimleri yapan
bu iki hipotez de uzama ve zamana dirimsel olmaktan ok speklatif nite
likte bir nem atfederler. Bilgi amacyla deil etki amacyla gerein
iine dahil edilmi blnme ve katlama ilkelerini homojen uzam ve
zamanda grecek bir doktrine, -bir yandan- metafizik dogmatizm ile
-dier yandan- eletirel felsefe arasmda artk yer vardr. Bu ilkeler, eylere
gerek bir sre ile gerek bir genilik atfederler ve son olarak da, tm
glklerin kkenini, fiilen eylere ait olan ve tinimizde kendini derhal
gsteren bu sre ve genilik iinde deil, sreklilii blmek, oluumu
sabitlemek ve kendi faaliyetimize uygulama noktalar salamak iin ey
lerin altna gerdiimiz homojen uzam ve zamanda grrler.
Ama hissedilir nitelie ve uzama dair yanl anlaylar tinin yle
derinlerine kk salmtr ki, onlara ayn anda ok sayda noktadan sald
ranlayz. Dolaysyla, bu durumun yeni bir vehesini kefetmek iin, bu
yanl anlaylarn hem gerekilik hem de idealizm tarafndan kabul
gren u ikili postulat ierdiini syleyelim: 1. Farkl trden nitelikler
arasnda ortak hibir ey yoktur. 2. Uzay ile saf nitelik arasnda da ortak
hibir ey yoktur. Tersine, biz, farkl dzendeki nitelikler arasnda ortak
bir ey olduunu, bunlarn hepsinin uzaya farkl derecelerden katldkla
rn ve madde metafiziini, alg psikolojisini ve daha genel olarak bilincin
maddeyle ilikileri sorununu binlerce glkle rahatsz etmeden bu iki
hakikati bilmezden gelmenin mmkn olamayacan ileri sryoruz.
Bu sonular zerinde srar etmeden, imdilik, itiraz ettiimiz bu iki postu
lat eitli madde teorilerinin znde gstermekle yetinelim ve bunlann
kaynaklandklar yanlsamaya erielim.
ngiliz idealizminin z, uzay dokunsal alglarn bir zellii kabul
etmektir. Hissedilir niteliklerde duyumlardan baka bir ey grmediin
den ve duyumlarda da ruh hallerinden baka bir ey grmediinden,
eitli niteliklerin iinde, bu duyum fenomenlerinin paralelliini temel
lendirebilecek hibir ey bulamaz: dolaysyla bu paralellii bir alkan
lkla aklamak, rnein edimsel bak alglarnn bize olas dokunma
duyumlarn tavsiye etmesiyle ifade etmek gerekir. ki farkl duyunun
izlenimleri iki dilin szcklerinden daha fazla birbirine benzemese de,
birinin verileri dierininkinden bouna karsanmaya allr; bunlann
ortak eleri yoktur. Ve sonu olarak, her zaman dokunsal olan uzay ile
hibir biimde uzay olmayan dokunmann dndaki dier duyularn
verileri arasnda hibir ortaklk yoktur.
Ama hareketleri uzamn iine ve duyumlar da bilincin iine yerleti
ren atomcu gerekilik, uzayn dnm ya da fenomenleri ile buna
karlk veren duyumlar arasnda hibir ortaklk kefedemez. Bu duyum
lar bu dnmlerden bir tr ma gibi kar ya da maddenin tezahr
lerini ruhun diline tercme ederler; ama her iki durumda da kendi nedenle
rinin imgesini yanstmazlar. Bu duyumlarn hepsinin de ortak bir kkene
uzandna kuku yoktur ve bu kken uzamn iindeki harekettir; ama
tam da uzamn dnda hareket ettiklerinden, duyum olarak, nedenlerini
birbirine balayan akrabal reddederler. Bylece, uzamdan koparak bir
birlerinden de koparlar ve bylece ne birbirlerine katlrlar ne de uzaya.
Demek ki idealizm ile gerekilik arasndaki fark, burada, idealizmin
uzay dokunsal algya dek geriletmesi ve uzayn yalnzca bu algnn zellii
haline gelmesidir. Oysa ki gerekilik, uzay daha da teye, her trl
algnn dna iter. Ama iki doktrin hissedilir niteliklerin eitli dzenle
rinin sreksizliini ileri srmekte hemfikir olduu gibi, katksz anlamda
genilik olan eyden hibir biimde genilik olmayan eye ani gei konu
sunda da hemfikirdirler. mdi, alg teorisinde her ikisinin de karlat
temel glkler bu ortak postulattan kaynaklanr.
15 8
MADDE VE BELLEK
Gerekten de, Berkeley gibi biz de uzaya dair her algnn dokunmayla
ilikili olmasn m istiyoruz? iitmenin, koku almann ve tat almann
verilerinde genilik olmasa da olur; ama en azndan, dokunsal uzama
denk den grsel bir uzamn douunu aklamak gerekecektir. Bakn
sonunda dokunmay simgeler hale geldii ve uzam ilikilerinin grsel
algsnda, dokunsal alglann bir varsaymndan baka bir ey olmad
hakl olarak ileri srlr. Ama rnein rlyefin grsel algsnn, zerimiz
de sui generis bir izlenim brakan, stelik de tarif edilemez bu algnn, bir
dokunma duyumuna dair basit anyla nasl aktn glkle anlayabi
liriz. Bir annn mevcut bir algyla birlemesi, bu algy bilinen bir eyle
zenginletirerek karmaklatrabilir, ama yeni trde bir izlenim, algda
yeni bir nitelik yaratamaz: oysa, rlyefin grsel algs mutlak anlamda
orijinal bir zellik gsterir. Dz bir yzeyden yola karak rlyef yanlsa
mas yaratldn syleyebilir miyiz? Rlyefli nesnenin glge-k oyun
larnn az ok iyi taklit edildii bir yzeyin bize rlyefi hatrlatmaya yeterli
olduu ileri srlebilir; ama rlyefin hatrlanmas iin, ncelikle alglan
m olmas gerekir. Daha nce de syledik, ama tekrarlamamzda yarar
var: Belli bir dzenek verili bir anda belli bir alg yanlsamas yaratabiliyorsa, bu algnn kendisini de her zaman retebilir fikri bizim alg
teorilerimizi tmyle geersiz klmtr; sanki bellein rol basit neden
den karmak etki yaratmak deilmi gibi! Retinann dz bir yzey oldu
unu ve grme yoluyla geni bir ey alglyorsak bunun retinann grnt
snden baka ey olmadn m syleyeceiz? Ama, bu kitabn banda
gsterdiimiz gibi, bir nesnenin grsel algsnda, beynin, sinirlerin, reti
nann ve nesnenin kendisinin birbirine sk skya bal bir btn olutur
duklar, sreen bir sre olduklar ve retinadaki grntnn de bunun
yalnzca bir epizodu olduu doru deil midir? Tm algy onun iinde
zetlemek iin bu grnty hangi hakla soyutlayabiliriz? stelik, yine
gstermi olduumuz gibi,13 bir yzey ancak boyutun belirtildii bir
uzamda yzey olarak alglanmaz m? Berkeley, en azndan, tezinin sonuna
kadar gidiyordu: Grmenin uzay alglayabileceini tmyle reddedi
yordu. Ama bizim itirazlarmz bu durumda iyice glenir, nk bizim
izgiyi, yzeyi ve hacmi grsel olarak alglaymzdaki orijinallii anlarn
basit bir armyla nasl yarattmz bilemeyiz; oysa bu alglar yle
nettir ki, matematiki bununla yetinir ve genellikle yalnzca grsel bir
uzay zerinde akl yrtr. Ama bu eitli noktalar zerinde srar etmeye
lim, operasyon geirmi krlerin gzlenmesinden karlm tartmal
13) E ssa i su r les don n es im m diates de la conscience, Paris, 1889, s. 77 ve 78.
philosophique,
1 6 0 MADDE VE BELLEK
1 6 4 MADDE VE BELLEK
zet ve Sonu
16 6
MADDE VE BELLEK
1 6 8 MADDE VE BELLEK
170
MADDE VE BELLEK
IV.
- Ama bu katksz alg teorisi, ayn anda iki noktada yumua
tlmak ve tamamlanmaldr. Gerekten de, gereklikten mevcut haliyle
kopmu bir para gibi olan bu katksz alg, baka bedenlerin/cisimlerin
algsna kendi bedeninin algsn, yani duygulanmlann kartrmayan;
keza gncel an sezgisine de baka anlarn sezgisini, yani anlann kar
trmayan bir varla aittir. Baka deyile, incelemenin kolayl asndan,
ncelikle canl bedeni uzamn iinde matematik bir nokta olarak ve
bilinli algy da zaman iinde matematik bir an olarak ele aldk. Bedene
kendi geniliini, algya da sresini geri vermek gerekir. Bylelikle,
bilincin iine iki znel unsurunu yeniden katm oluruz: duyumsallk
ve bellek.
Duyumsallk nedir? Algmzn, bizim bedenimizin dier bedenler
zerindeki olas eylemini belirttiini sylemitik. Ama bizim bedenimiz,
genilemi olarak, kendi zerinde olduu kadar bakalar zerinde de
etkide bulunabilir. Dolaysyla, bizim algmza bedenimizden bir eyler
girecektir. Bununla birlikte, evredeki bedenler/cisimler sz konusu oldu
unda, bunlar, hipotez gerei, az ya da ok nemli bir uzam araclyla
bizim bedenimizden ayrdrlar; bu uzam, onlarn vaatlerinin ya da tehdit
lerinin zaman iindeki uzakln ler: bu nedenle, bu bedenlere/cisimIere dair algmz yalnzca olas eylemleri belirtir. Tersine, bu bedenler/
cisimler ile bizimki arasndaki mesafe azaldka, olas eylem de gerek
eyleme dnr; mesafenin nemi azaldka eylem de o kadar aciliyet
kazanr. Ve bu mesafe sfra indiinde, yani alglanacak beden/cisim bizim
kendi bedenimiz olduunda, algnn belirttii, gcl deil gerek bir
eylemdir. zellikle acnn doas byledir: hasar grm blmn her
eyi yerli yerine koymak iin edimsel abas; ancak btnsel etkide bulu
nabilen bir organizmada yerel, tek bana braklm ve hatta baarszla
mahkm aba. Demek ki ac, meydana geldii yerdedir; tpk nesnenin,
algland yerde olmas gibi. Hissedilen duyum ile alglanan imge arasnda
u fark vardr ki, duyum bizim bedenimizin iindedir, imge bedenimizin
dnda. Bu nedenle, bedenimizin yzeyi, bu beden ile dier bedenlerin/
cisimlerin ortak snn, bize hem duyum biiminde hem de imge biimin
de verilmitir.
Duyumsal duyumun bu isellii bedenin znelliini olutururken,
nesnellikleri de genellikle imgelerin bu dsallmdadr. Ama almam
zn tm ak iinde peinden gittiimiz ve srekli yeniden doan yanlg
burada tekrar karmza kar. Duyum ile algnn kendileri iin var olmalan istenir, onlara tamamen speklatif bir rol atfedilir; ve bir olduklan
-ayn zamanda da onlar ayrt etmeye hizmet eden- bu gerek ve gcl
17 2
MADDE VE BELLEK
ZET VE SONU
173
eylemden balam eyleme gei ilikisi olmas; olgular yoluyla saptayanlayacamz eydir, nk -sanki alg beyinsel durumun sonucuymu gibi
her ey bizim hipotezimizde cereyan edecektir. Gerekten de, katksz
alg iinde, alglanan nesne mevcut bir nesnedir, bizim bedenimizi dei
tiren bir bedendir. Dolaysyla imge edimsel olarak verilidir, ve bundan
byle olgular, beyinsel deiimlerin bedenimizin domakta olan tepkile
rini ana hatlaryla belirttiklerini ya da mevcut imgenin bilinli suretini
yarattklarn sylememizi (kendimizle ok eitsiz uyumamz pahasna
da olsa) yanszca salamaktadr. Ama bellein durumu tamamen farkldr,
nk an var olmayan bir nesnenin tasarmdr. Burada, iki hipotez zt
sonulara yol aacaktr. Nesnenin mevcut olduu bir durumda, bedeni
mizin bir hali nesnenin tasarmn yaratmamza imkn tanyorsa eer,
ayn nesnenin yokluu durumunda da bu halin yeterli olaca haydi
haydi sylenebilir. Dolaysyla, bu teori iinde, annn, ilk algya yol
aan beyinsel fenomenin yatm tekrarndan domas gerekecektir ve,
basite, zayflam bir algdan ibarettir. Buradan, u ikili tez ortaya kar:
Ant, beynin bir ilevinden baka bir ey deildir ve alg ile aru arasnda yalnzca
bir younluk fark vardr. Tersine, beynin durumu bizim mevcut nesne
algmz asla dourmuyor ama yalnzca bu algy srdryorsa, bu nesneye
dair hatrladmz any da devam ettirebilir ve sonuna vardrabilir,
ama any douramaz. Dier yandan, mevcut nesne algmz bu nesnenin
kendisinin bir eyi olduundan, mevcut olmayan nesne tasarmmz,
algdan tamamen farkl dzende bir fenomen olacaktr, nk varlk ile
yokluk arasnda hibir kademe, hibir orta yoktur. Buradan da, bir nce
kinin tersi olan ikili hipotez kaynaklanr: Bellek beynin bir ilevinden baka
eydir ve alg ile an arasnda kademe fark deil, yap fark vardr. ki teorinin
kartl, bu durumda, keskin bir biim alr ve bu kez deneyim onlar
birbirinden ayrabilir.
Teebbs ettiimiz dorulamann ayrntsna burada geri dnecek
deiliz. Yalnzca temel noktalar hatrlayalm. Anlarn muhtemelen
beyinzar maddesinde birikmesinden yana tm fiili argmanlar, yeri belli
bellek hastalklanndan kartlrlar. Ama eer anlar gerekten de beynin
iinde toplanyor olsalard, net unutkanlklara tanmlanabilir beyin lezyonlannn denk dmesi gerekirdi. Oysa, gemi yaammzn tm bir
dneminin, rnein, aniden ve kkl bir ekilde bellekten sklp atl
d hafza kayb durumlarnda, belirgin beyin lezyonlar gzlemlenmez;
ve, tersine, beyindeki yeri net ve kesin olan bellek rahatszlklarnda,
yani eitli afazilerde ve grsel ya da iitsel tanma hastalklarnda, kendi
yerinden sklp alnm gibi olan ey herhangi bir belirgin an deil,
ZET VE SONU
175
VII.
- Bu sonuncu problemin, yalnzca psikolojik deil, metafizik
kapsamn hemen belirtelim. An, zayflam bir algdr tezi, kukusuz
ki, katksz bir psikoloji tezidir. Ama yanlmayalm: eer an daha zayf
bir algysa, tersine, alg da daha youn bir an gibi bir ey olacaktr. Oysa,
ngiliz idealizminin tohumu buradadr. Bu idealizm, alglanan nesnenin
gereklii ile tahayyl edilen nesnenin ideallii arasnda doa fark deil,
kademe fark grr. Maddeyi isel durumlarmzla ina ettiimiz; algnn
doru bir sanndan baka bir ey olmad fikri de buradan gelir. Maddeyi
ele aldmzda mcadele etmeye devam ettiimiz fikir budur. Ya bizim
madde anlaymz yanltr, ya da an algdan kkl biimde ayrlr.
Metafizik bir probleme, dorudan doruya gzlemin zme balaya
bilecei bir psikoloji problemiyle aktracak denli balam deitirdik.
Gzlem bu problemi nasl zer? Eer bir algnn ans bu zayflam
algysa, bu durumda, rnein, hafif bir sesin algsn youn bir grltnn
ans olarak kabul edebiliriz. Oysa, benzer bir karklk asla meydana
gelmez. Ama daha teye gidebilir ve bir annn bilincinin, zayflnn
bilincine vardktan sonra gemie atmaya altmz daha zayf bir
edimsel durum olarak asla balamadn yine gzlem yoluyla kantla
yabiliriz: Bir sre nce yaanm bir gemiin tasarmna sahip olmam
olsaydk, en az youn psikolojik durumlar gemie nasl gnderebilirdik?
Oysa, tpk mevcut ama daha mulak bir deneyimi, mevcut ama daha
berrak bir deneyimle yan yana koyar gibi, bu psikolojik durumlar gl
durumlarla yan yana koymak gayet basit olurdu. Hakikat udur ki, bellek
imdiki zamandan gemi zamana doru bir gerilemeden oluuyor deil
dir asla; tersine, gemiten imdiki zamana bir ilerlemeden ibarettir. Biz
kendimizi derhal gemie yerletiriyoruz. Gcl bir durumdan yola
kp, bir dizi farkl bilin dzlemlerinden geerek, bu durumu gncel bir
alg iinde maddiletii noktaya kadar, yani mevcut ve etkin bir hal
ald, yani, sonuta, bedenimizin kendini gsterdii, bilincimizin bu u
dzlemine dek gtrrz. Katksz an bu gcl durumda oluur.
Bilincin tanklnn burada bilinmemesi nereden kaynaklanr?
Any, ne niin gemie frlattmz syleyebildiimiz, ne tarihini nasl
bulabileceimizi syleyebildiimiz, ne de hangi hakla falanca anda deil
de filanca anda tekrar belirdiini syleyebildiimiz daha zayf bir alg
haline niin getiririz? Gncel psikolojik durumlarmzn pratik algsn
her zaman unutmamzdr bunun nedeni. Algy tinin yansz bir ilemi,
yalnzca bir tefekkr olarak grrz. Bu durumda, katksz an elbette
ki bu trden bir ey olamayacana gre (mevcut ve baskn bir gereklie
denk dmez), an ile alg ayn trde durumlar olur; bunlar arasnda
ancak bir younluk fark grlebilir. Ama hakikat udur ki, bizim imdiki
zamanmz, daha youn olanla tanmlanamaz: o, bizim zerimizde etkide
bulunan ve bizim etkide bulunmamz salayandr, duyumsal ve harekete
geiricidir; bizim imdiki zamanmz ncelikle bedenimizin durumudur.
Gemiimiz ise, tersine, artk etkide bulunmayan, ama etkide bulunabile
cek olandr, yaamsalln dn alabilecei mevcut bir duyuma dahil
olarak hareket edebilecek olan eydir. Annn, etkide bulunarak gncel
letii anda an olmaktan kt, yeniden alg halini ald dorudur.
Bu durumda, niin annn beynin bir durumundan kaynaklanamayaca anlalr. Beynin durumu any srdrr: anya salad maddilik
sayesinde imdiki zaman zerinde etkide bulunma gc verir; ama ka
tksz an tinsel bir tezahrdr. Bellekle birlikte, gerekten de tinin
alanna gireriz.
VIII.
- Bu alan aratrmamz gerekmiyor. Tin ile maddenin kavak
noktasnda bulunan, ncelikle bunlarn birbirleri iinde aktn gr
meyi arzulayan bizim, zeknn kendiliindenliinden aklmzda tutma
mz gereken ey yalnzca bedensel bir mekanizmayla kesime noktasdr.
Fikir armlar fenomenine ve en basit genel idealarm doumuna
bylelikle tank olabiliriz.
armcln temel yanlgs nedir? Tm anlar ayn dzleme yer
letirmi olmak, onlan mevcut bedensel durumdan -yani eylemdenayran az ok nemli mesafeyi bilmemektir. Dolaysyla, ne annn bu
any aran algya nasl dahil olduunu aklayabilmitir, ne de ar
mn niin -herhangi bir baka biimle deil- benzerlik ya da yaknlkla
yapldn aklayabilmitir; keza, benzerliin ya da yaknln gncel
algya gayet iyi balad binlerce annn iinden bu belirli annn hangi
tesadf sonucu seildiini de aklayamaz. Bu demektir ki, armclk,
tm farkl bilin dzlemlerini birbirine katm ve kantrmtr, yeterince
tam olmayan bir annn iinde yeterince karmak olmayan bir any
grmekte inat etmitir -oysa ki bu, gerekte, daha az hayal edilmi bir
andr, yani eyleme daha yakndr ve dolaysyla daha sradandr, -konfek
siyon bir giysi gibi- mevcut durumun yeniliine gre kendini ekillendir
meye daha msaittir. anmcln rakipleri yine de onu bu alanda
izlemilerdir. Tinin yksek ilemlerini armlarla aklamakla sular
lar; yoksa, armn gerek doasnn anlamamakla sulamazlar. Oysa
ki armcln kkenindeki hata buradadr.
Bedenimizin kendi gemiini harekete geirici alkanlklar halinde
bir araya getirdii dzlem olan eylem dzlemi ile gemi yaammzn
ZET VE SONU
177
178
MADDE VE BELLEK
IX.
- Temel zihinsel faaliyeti kendimiz iin bu ekilde tasarlayarak,
bu kez kendi bedenimizi, evresindeki her eyle birlikte, belleimizin
son dzlemi, u imge, gemiimizin her an geleceimize ittii hareketli
u haline getirerek, bedenin rolne dair sylemi olduumuz eyi onay
lam ve aydnlatm oluruz; ayn zamanda da, beden ile tin arasndaki
bir yaknlamann yollann hazrlam oluruz.
Gerekten de, katksz alg ile katksz bellei srasyla inceledikten
sonra, geriye, bunlar birbirine yaknlatrmamz, aralannda koutluk
kurmamz kald. Katksz an zaten tin ise, ve katksz alg hl madde
nin bir eyiyse, katksz alg ile katksz an arasmdaki balant nokta
sna yerleerek, tin ile maddenin karlkl etkisini aydnlatm olmamz
gerekir. Aslnda, katksz, yani anlk alg yalnzca bir idealdir, bir
snrdr. Her algda sre belli bir younluk ierir, gemii imdiki zamann
iinde srdrr ve bylelikle bellee benzer. Bu durumda, algy somut
biiminde, katksz an ile katksz algnn, yani tin ile maddenin bir
sentezi olarak ele alarak, ruhun bedenle birlii problemini en dar snrlan
iine kapatm oluyoruz. almamzn zellikle son blmnde yapmaya
altmz ey budur.
ki ilkenin, genel olarak ikicilik iindeki kartl, geniliksiz-genilik, nitelik-nicelik, zgrlk-zorunluluk eklindeki l kartlk halini
alr. Bedenin rolne ilikin anlaymz, katksz alg ile katksz an
analizlerimiz, bedenin tinle balantsn herhangi bir yanyla aydnlata
caksa, bu ancak bu kartl ortadan kaldrmak ya da yattrmak
kouluyla olabilir. Dolaysyla bunlan srasyla inceleyelim ve yalnzca
ZET VE SONU
179
180
MADDE VE BELLEK
ZET VE SONU
181
imler olarak ele alnan bu ayn nitelikler arasndaki fark, demek ki,
yalnzca bir sre ritmi farkdr; bu fark isel gerilim farkdr. Bylece,
gerilim fikri dolaysyla nitelik ile nicelik kargdn ortadan kaldrmaya
altk; tpk genileme fikriyle, yaylmsz ile yaylm kartln ortadan
kaldrmaya alm olmamz gibi. Genileme ile gerilim, oklu ama her
zaman belirlenmi dereceleri varsayar. drak gcnn ilevi, bu iki trden
-genileme ve gerilim-, onlann bo zarflarn, yani homojen uzam ile
katksz nicelii ayrmaktr; bylelikle, eylemin ihtiyalarndan doan
-dolaysyla ya alnacak ya da braklacak- kat kademe ve soyutlamalar
ieren esnek gereklikleri ikme etmektir; ve bylelikle, dnmsel
dnceyi, hibir alternatifi eyler tarafndan kabul grmeyen ikilemlerle
kar karya brakmaktr.
3.
Ama, genilik ile geniliksizliin, nitelik ile niceliin ilikileri
byle dnlrse, nc ve sonuncu kartl -zgrlkle zorunluluun kartln- anlamakta daha az glk ekilir. Mutlak zorunluluk,
srenin ardk anlannn birbirlerine kusursuz denk olmalaryla temsil
edilir. Maddi evrenin sresi de byle midir? Bu anlann her biri mate
matiksel olarak bir ncekinden karsanabilir mi? Tm bu alma bo
yunca, incelemenin kolayl asndan, karsanabildiini varsaydk;
ve nceki bir felsefenin gayet derinden inceledii doann akndaki
olumsalln, bizim iin genel olarak zorunluluk anlamn verdii eyle
rin ak ritmi ile bizim sremizin ritmi arasndaki mesafe gerekten de
budur. Dolaysyla biz hipotezimizi korusak da yumuatmak gerekecektir.
Ama o zaman bile zgrlk, bir imparatorluk iindeki imparatorluk gibi
doann iinde olacak deildir. Biz bu doann yanszlatnlm, dola
ysyla gizil bir bilin olarak, muhtemel tezahrleri birbirleriyle yeniemeyen ve belirmek istedikleri anda yok olan bir bilin olarak kabul
edilebileceini sylemitik. Bireysel bir bilincin buraya gnderdii ilk
klar, demek ki beklenmedik bir kla aydnlatmazlar: bu bilin bir
engeli ortadan kaldrmtr, gerek btnden gcl bir blm ekip
karmtr, sonu olarak onu ilgilendiren eyi semi ve ortaya kar
mtr; ve bu zekice seme sonucu, biimini tinden aldna tanklk
etse de, maddesini doadan almtr. Bu bilincin ortaya kmasna tank
olurken, kendiliinden ve ngrlemeyen hareketleri gerekletirmeye
muktedir, canl cisimlerin, en basit biimlerinde belirdiini grrz.
Canl maddenin geliimi, ilevlerdeki bir farkllamadan ibarettir ve bu
farkllama, uyartlar ynlendirmeye ve eylemleri rgtlemeye muktedir
bir sinir sisteminin nce olumasna, ardndan kademe kademe karma
Madde ve Bellek
Henri Bergson
Trkesi: Ik Ergden
[-i
felsefe
789752 983007