You are on page 1of 185

HENRI BERGSON

MADDE VE BELLEK

DOST

Madde ve Bellek
Bedeti'T in likisi zerine Deneme

Henri (Louis) Bergson


(1859-1941)
1927 Nobel Edebiyat dlne layk grlen, duraan nitelikleri yok
sayarak devinimi, hareketi ne karan, sre felsefesi olarak bilinen
anlayn kurucusu Fransz filozof. Bir Yahudi ailesinden gelmesine karn
tam bir kentli Fransz gibi yetitirildi. Yksek retmen Okulunda renim
grd srada Yunan ve Roma dnemi klasiklerini tand. Paris, Angers ve
Clermont-Ferrand gibi kentlerdeki kimi liselerde felsefe retmenlii yapt
ve felsefesinin temel ilkelerini bu dnemde gelitirdi. Essai su r les donnes
im m diates de la conscience (1889) balkl teziyle doktor unvann ald. Bilimsel
yntemlerle llen zaman kavramna kar dure (sre, yaanan zaman)
kavramn gelitirerek dnemin felsefi dn zerinde byk bir etki
yaratt. Beden ve ruh ilikisi zerine o dnemde balad almalar M adde
ve B ellek' in ilk kez 1896da yaynlanmasyla dil yetisinden psiko-fizyolojiye
uzanan bir yelpazede geni yanklar uyandrd. 1900 ylnda Collge de
Francea seildi. Edebiyattan mzie kadar sanatn birok dalnda ve birok
ada yaratc zerinde baat bir etki yaratt. 1907de yaynlanan yapt
Devolution cratrice, evrim srecini devaml hareket halindeki yaam atlm
(lan vital) kavramyla aklad bir baka dnm noktas oldu. 1915ten
sonra Acadmie Franaisein krk lmsz yesinden biri olarak
onurlandnld. 1932 ylnda son byk bayapt Les deu x sources de la m orale et
de la religion yaynland. Bu byk yaptnda, bir taraftan zihinsel bir ahlak
anlayn, br taraftan Hristiyan azizlerinde kiileen mistik ahlak
kavrayn zmlerken, dine zg tek ilevin bir tr fo n ctio n fabulatrice
(masals ilev) olduu savyla yaklamn baml, adanm yorum ltlerinin
tesine tayordu. Bergsonun yaratt ok ynl etki, Bat felsefe ve
sanat sahnesinde uzun sre varln korumutur.

Bergson, Henri
Madde ve Bellek
ISBN 978-975-298-300-7 / Trkesi; (k Ergden / Dosl Kttabevi Yoymlon
Nisan 2007, Ankara, 182 sayfa.
Felsefe

Madde ve Bellek
Bederi'Tin likisi zerine Deneme

Henri Bergson

IM
kztabevo

ISBN 978-975-298-300-7
M atire e t mmoire

HENRI BERGSON
Presses Universitaires de France, 1939

Bu kitabn Trke yayn haklar


Dost Kitabevi Yaynlarna aittir.
Birinci Bask, Nisan 2007, Ankara

Franszcadan eviren, Ik Ergden


TeknikHazrlk, Mehmet Dirican - Dost TB
Bask ve Ci/t, Pelin Oiset Ltd. ti.
Mithatpaa Caddesi 62/4 Yeniehir06420Ankara

Dost Kitabevi Yaymkm


Merutiyet Cad 37/4, feefir 06420, Ankara
Tek (0312) 43593 70 Fax (0312) 4357902
www.dostyayinevi.com bilgi@dostyayinevLcom

Cet ouvrage, publi dans le cadre du programme de participation la publication,


bnficie du soutien du Ministre des Affaires Etrangres,
de lAmbassade de France en Turquie et de lInstitut dEtudes Franaises dIstanbul.
eviriye ve yayma katk program erevesinde yaynlanan bu yapt,
Fransa Dileri Bakanlnn, Trkiye'deki Fransa Bykeliliinin ve
stanbul Fransz Kltr Merkezinin desteiyle gerekletirilmitir.

indekiler

Yedinci Baskya nsz

1 Tasarmn mgeleri Ayklamasna Dair: Bedenin levi

1S

2 mgelerin TannmasmaDair: Bellek ve Beyin

58

3 mgelerin Hayatta Kalna Dair: Bellek ve Tin

100

4 mgelerin Snrlandrlmas ve Sabitlenmesi:


Alg ve Madde - Ruh ve Beden

132

zet ve Sonu

165

Yedinci Baskya nsz

Bu kitap tinin gerekliiyle maddenin gerekliini ortaya koymakta ve


belirgin bir rnekten, bellek rneinden yola karak tin ile maddenin
birbirleriyle ilikisini belirlemeye almaktadr. Dolaysyla ak seik
ikicidir. Ama dier yandan, bedenle tini ylesine tahayyl etmektedir
ki, ikiciliin daima yol at teorik glkleri ortadan kaldramasa da
fazlasyla yumuatmay ummaktadr. Nitekim, ikiciliin, dolaysz bilin
tarafndan salk verilirken, saduyu tarafndan benimsenirken filozoflar
arasnda pek de rabet grmemesine yol aan ey bu glklerdir.
Bu glkler, byk lde, madde konusundaki kh gereki kh
idealist kavraya baldr. Birinci blmmzn konusu, idealizm ile
gerekiliin ayn lde an iki tez olduunu, maddeyi maddeye dair
sahip olduumuz tasarma indirgemenin yanl olduunu, ama ayn za
manda maddeyi bizde tasarmlar reten ama bu tasarmlardan tamamen
baka nitelikte olan bir ey haline getirmenin de yanl olduunu gster
mektir. Bizce madde, imgeler btndr. mgeden bizim anladmz
ey ise bir tr varolutur ve bu varolu, idealistin tasanm olarak adlandr-

MADDE VE BELLEK

dmdan daha fazlas, gerekinin ey olarak adlandrdndan ise daha


azdr; ey ile tasarm arasnda yan yolda duran bir varolu. Bu madde
kavray, basite saduyuya zgdr. Felsefi speklasyonlara yabanc
birine, nnde duran nesnenin, grd ve dokunduu nesnenin yalmzca onun tininde ve tini iin varolduunu, hatta, daha genel olarak,
Berkeleyin ileri srd gibi, bir tin iin varolduunu sylersek ok
anr. Muhatabmz, nesnenin alglayan bilinten bamsz varolduunu
savunup duracaktr. Ama dier yandan bu muhataba nesnenin grnen
den tamamen farkl olduunu, ne gzn ona atfettii renge ne de elin
onda bulduu dirence sahip olduunu sylersek onu daha da artrz.
nk o, bu renk ile bu direncin nesnede bulunduunu dnmektedir:
bunlar bizim tinimizin durumlar deildir, bunlar bizim varoluumuzdan
bamsz bir varoluu oluturan elerdir. Dolaysyla, saduyu asndan
nesne kendi bana mevcuttur ve dier yandan nesne, bizim onu grd
mz haliyle, kendi bana renkli ve zgndr: bir imgedir, ama kendin
de mevcut bir imge.
mge szcn birinci blmmzde zellikle bu anlamda kullan
yoruz. Filozoflar arasndaki tartmalar bilmeyen birinin bak asna
kendimizi oturtuyoruz. Bu kii maddenin kendi alglad gibi varoldu
una doal olarak inanr; ve maddeyi bir imge olarak algladndan,
onu, kendinde bir imge haline getirir. Tek kelimeyle, biz maddeyi, idea
lizmle gerekiliin maddenin varoluu ve grn arasnda yapt
ayrmdan nceki halinde ele almaktayz. Ama, elbette ki, filozoflar bu
ayrm yaptndan beri, byle bir ayrm yokmu gibi davranmak glemitir. Bununla birlikte okurdan bu ayrm unutmasn talep ediyoruz.
Bu ilk blmdeki tezlerimizden herhangi birine kar okurun aklna
itirazlar gelirse, bu itirazlara, onu zerine kmaya davet ettiimiz bu
iki bak asndan birini benimsemekten kaynaklanp kaynaklanma
dn incelemesi gerekir.
Mekaniki filozoflara kar Berkeleyin, maddenin ikincil nitelikle
rinin en azndan birincil nitelikler kadar gereklik tadn ileri sr
d gn felsefede byk bir ilerleme gereklemitir. Berkeleyin hatas,
bunu ileri srebilmek iin maddeyi tinin iine tamak ve onu katksz
bir idea haline getirmek gerektiine inanmasdr. Descartesm maddeyi
geometrik uzamla karlatrrken onu bizim ok uzamza koyduuna
elbette kuku yoktur. Fakat maddeyi bize yaknlatrmak iin, tinimizle
maddeyi aktrmaya kadar ii vardrmaya hi gerek yoktu. Bu noktaya
vardna gre, Berkeley kendini fiziin baarsn aklayabilir durumda
grmemi demektir. Ayrca, Descartes fenomenler arasndaki mate

NSZ

matiksel ilikileri onlarn bizzat z haline getirmiken, Bergson da evre


nin matematik dzenini katksz bir ilinek olarak kabul etmeye kendini
mecbur hissetmiti. Bu durumda, bu matematiksel dzeni hakl gster
mek ve bizim fiziimize salam bir temel salamak iin Kant eletiri
zorunlu hal alr. Bunu baarabilmesi ise ancak bizim duyumuzu ve idraki
mizi snrlandrarak mmkndr. Descartesn maddeyi ittii nokta ile
Berkeleyin ektii nokta arasnda, yani, ksacas, saduyunun grd
yerde maddeyi brakma karan alnsayd; bu durumda, Kant eletiri, en
azndan bu noktada, gerekli olmazd; insan tini, en azndan bu ynde,
kendi kapsamm snrlandrmaya ynelmezdi; metafizik fizie feda edil
mi olmazd. Biz de maddeyi burada, saduyunun grd yerde grmeye
alyoruz. Birinci blmmz maddeye bu ekilde bakma tarzn tanm
lamaktadr; drdnc blmmz ise bundan sonular karmaktadr.
Ama nceden belirttiimiz gibi, madde sorununu, bu kitabn ikinci
ve nc blmlerinde ele alnan problemi -tinin bedenle ilikisi prob
lemini-, yani bizzat bu incelemenin konusunu ilgilendirdii lde ele
almaktayz.
Felsefe tarihi bu ilikiyi her daim sorun edinmi olsa da, gerekte pek
az incelenmitir. Ruhla bedenin birliini indirgenemez ve aklanamaz
bir olgu olarak saptamakla snrl teoriler ile bedenden ruhun bir ayg
tym gibi yanm azla sz eden teorileri bir yana brakrsak, psikofizyolojik ilikiye dair tek anlay olarak geriye glge-fenomenci hipotez
ile paralelci hipotez kalr. Bu iki hipotez de pratikte -yani tikel olgulann yorumunda- ayn sonulara varr. Gerekten de, ister dnceyi
beynin basit bir ilevi olarak ve bilin durumunu da beynin durumunun
bir glge-fenomeni olarak kabul edelim, isterse de dncenin durumlar
ile beynin durumlarn, ayn orijinal dilin iki farkl dildeki iki tercmesi
olarak grelim, her iki durumda da, alan bir beynin iine nfuz ede
bilseydik ve beyin kabuunu oluturan atomlann srekli yer ve durum
deitirmesine tank olabilseydik ve dier yandan psiko-fizyolojinin
anahtan da elimizde olsayd, kural olarak bu duruma denk den bilincin
iinde olup biteni tm aynntsyla bilebilirdik.
Dorusu, bu durum filozoflar tarafndan olduu kadar bilginler tara
fndan da en genel olarak kabul grmektedir. Bununla birlikte, tarafszca
incelenen olgularn gerekten de bu trden bir varsaym destekleyip
desteklemediklerini kendimize sormamz gerekir. Bilin durumu ile be
yin arasnda zincirleme bir iliki olduu tartmaszdr. Ama ceket ile
asl olduu ivi arasnda da bu iliki grlr, nk eer iviye karrsak
ceket der. Bu durumda, ivinin biiminin ceketin biimini belirlediini

10

MADDE VE BELLEK

ya da bu biimi asla hissetmememizi saladn m syleyeceiz? Bylece,


psikolojik olgunun beynin bir durumuna bal olmasndan, bu iki psiko
lojik ve fizyolojik dizinin paralellii sonucunu kartanlayz. Felsefe
bu paralellik tezini bilimin verilerine dayandrma iddiasnda bulundu
unda gerek bir ksr dngye der: nk bilimin bir olgu olan zin
cirleme balanty, bir hipotez (hem de olduka az anlalabilir bir hipo
tez)1olan paralellik ynnde yorumlamas, bilinli ya da bilinsiz, felsefi
dzene dahil nedenlerledir. nk bir ksm felsefe, pozitif bilimin karlanna bundan daha uygun, daha makul bir hipotez olmadna inanma
eilimindedir.
mdi, sorunu zmek iin olgulara belirli bilgileri sorarsak, kendimizi
bellek alanna tanlm buluruz. Bu alanda rahatlkla durabiliriz, nk
an, elinizdeki eserde gstermeye altmz gibi, zellikle tin ile madde
arasndaki kesiim noktasn temsil etmektedir. Fakat neden o kadar da
nemli deildir: Psiko-fzyolojik ilikiyi herhangi bir ekilde aydnlatabilen olgular btn iinde bellei ilgilendiren olgulann -ister normal
durumda olsun ister patolojik durumda- ayrcalkl bir yer igal ettiini
sanrm kimse tartma konusu etmez. Bu konudaki belgeler son derece
bol olduu gibi (eitli afazi durumlar zerine derlenmi gzlemlerin
olaanst ynn hatrlamak bile yeter!), anatomi, fizyoloji ve psiko
lojinin birbirlerine karlkl olarak destek olmay en iyi baardktan yer
de burasdr. Ruh ile beden ilikileriyle ilgili antik sorunu, basmakalp
fikirlerden uzak, olgular zemininde ele alan kiiye, bu sorun, ksa sre
ierisinde, bellek sorunu etrafnda, hatta daha zel olarak szcklerin
bellei sorunu etrafnda skp kalm gibi grnr: Sorunun daha ka
ranlk yanlann aydnlatabilen k hi kukusuz buradan yola kmaldr.
Sorunu nasl zmeye altmz grlecektir. Genel olarak psiko
lojik durum, bize, ou rnekte, beynin durumunu byk lde aar
gzkmektedir. Demek istediim, beynin durumu psikolojik durumun
ancak kk bir blmn, devinim hareketlerinde ifade bulan blm
ifade etmektedir. Bir dizi soyut muhakemeyle gerekleen karmak bir
dnceyi ele aln. Bu dnceye imge tasarmlan elik eder; bunlar en
azndan domakta olan tasanmlardr. Ve imgelerin kendisinin de bilin
te tasarlanabilmesi iin, bu imgelerin uzay iinde etkili olmalarn, yani
bedene herhangi bir davrann damgasn vurmalann ve uzaysal hareket
asndan zmnen sahip olduklan her eyi ortaya koymalarn salayacak
1)
Bu sonuncu noktada zellikle u makale zerinde durduk: Le paralogisme
psychophysiologique (R evu e de m ta p h ysiq u e e t de m o ra le, Kasm 1904).

NSZ

11

hareketleri, taslak halinde ya da eilim olarak belirtmeleri gerekir. te,


bizce, beynin durumunun her an gsterdii ey, burada, gerekleen bu
karmak dncede bulunmaktadr. Bir beynin iine nfuz edebilecek
ve orada olup biteni fark edebilecek olan kii, muhtemeldir ki, tasla
olumu ya da hazrlanm bu hareketler hakkmda bilgilenmi olur; baka
bir ey zerine bilgileneceini kantlayan hibir ey yoktur, insanst
bir zekyla donanm olsa ve psiko-fizyolojinin anahtarma sahip olsa
bile, bu duruma denk den bilincin iinde olup bitene dair bilebilecei
tek ey, oyuncularn sahnede gidip gelmesine bakarak bir tiyatro oyunu
hakknda ne kadar bilebilirsek, o kadardr.
Bu demektir ki, zihinle beynin ilikisi sabit bir iliki deildir, basit
bir iliki hi deildir. Oynanan oyunun niteliine bal olarak, oyunculann hareketleri bize az ya da ok ey syleyebilir: eer bir pantomimse
aa yukan her eyi anlayabiliriz; alayc bir komediyse neredeyse hibir
ey anlayamayz. Dolaysyla, psikolojik yaammz eylem olarak dsallatrmaya ya da katksz bilgi olarak iselletirmeye eilim gsterme
mize bal olarak, beynimizin durumu da zihnimizin durumunu az ya da
ok kapsar.
Sonu olarak, zihinsel yaamn farkl tonlan vardr ve psikolojik yaa
mmz, hayata ne lde dikkat gsterdiimize bal olarak, eyleme kh
daha yaknda kh daha uzakta, farkl yksekliklerde etkide bulunabilir.
Bu eseri ynlendiren fikirlerden biri, hatta almamza k noktas
olarak hizmet etmi olan budur. Genellikle psikolojik durumun son
derece karmak bir hali olarak kabul edilen ey, bizim bak amzdan,
bize, tm kiiliimizin son derece genlemesi gibi gelir. Kiiliimiz, nor
malde eylem tarafndan daraltlm olduundan, sktrmasna izin ver
dii kska gevedike kendini salar ve her daim blnmez olarak, ayn
lde nem tayan bir yzey zerine yaylr. Genellikle psikolojik yaa
mn bozukluu olarak kabul edilen, isel bir dzensizlik, bir kiilik
hastal olarak grlen ey, bize, bizim bak amzdan, bu psikolojik
yaam hareket ettirici birlikte-var-olanna balayan zincirleme balan
tnn bir sapmas ya da gevemesi olarak, dsal yaama ynelik dikkati
mizin bozulmas ya da azalmas olarak grnr. Bu tez, tpk anmsanan
szcklerin bir yerleri olduunu inkr etmekten ve afazileri de bu yerlerin
saptanmasyla deil baka trl aklamaktan ibaret tez gibi, bu eserin
ilk basks srasnda (1896) paradoksal kabul edildi. Bugn ise ok daha
az paradoksal gelmektedir. O dnemde klasiklemi olan, herkesin be
nimsedii ve dokunulmaz kabul edilen afazi anlay, zellikle anatomik
nitelikteki nedenler yznden, ksmen de o dnemden beri ortaya koy

12 MADDE VE BELLEK

duumuz nedenlerle ayn trden psikolojik nedenler yznden son birka


yldan beri olduka saldnya uramtr.2 Pierre Janetnin nevrozlar hak
knda yapm olduu gayet derinlikli ve orijinal inceleme, bu son yllarda
onu, tamamen baka yollardan, hastaln psikastenik biimlerinin
incelenmesi yoluyla, balangta metafizik bak alan olarak nitelenmi
olan psikolojik gerginlik ve gereklie dikkat mlahazalann kul
lanmaya yneltti.3
Aslnda bunlan bu ekilde adlandrmak tamamen de hata deildi.
Ne psikolojinin, hatta ne de metafiziin bamsz bilim olma hakkna
itiraz etmeden, bu iki bilimden her birinin bir dierine sorular sorabilece
ini ve belli ller iinde, bu sorulan zmeye yardm edebileceini
dnyoruz. Psikolojinin konusu, pratie yararl biimde ileyen insan
tininin incelenmesi ise; ve eer metafizik de yararl eylem koullarndan
kurtulmak ve kendini toparlayarak yaratc saf enerji olmak iin aba
layan bu ayn insan tininden baka bir ey deilse, zaten baka trl
nasl olabilir ki? Bu iki bilimin ortaya koyduu terimlerin lafzna bal
kalndnda birbirlerine yabanc gelen birok sorun, isel anlamlar bu
ekilde derinletirildiinde birbirlerine ok yaknm gibi ve birbirlerin
den yardm alarak zlebilirmi gibi grnr. Aratrmalarmzn
banda, maddenin varoluu ya da z konusunda gerekilerle idealistler
veyahut mekanistlerle devinimselciler arasnda gidip gelen sorunlar ile
an analizi arasnda herhangi bir balant olabileceine inanmamtk.
Bununla birlikte bu balant gerektir; hatta gayet yakn bir balantdr.
Bu balant dikkate alnrsa, temel nemdeki metafizik bir sorun gzlem
alanna tanm olur ve saf diyalektiin kapal alannda ekoller aras
tartmalan sonsuzca beslemek yerine, gzlemin bu alannda adm adm
zmlenir. Mevcut eserin baz blmlerinin karmakl, felsefeyi bu
dolaymdan ele aldmzda meydana gelen sorunlarn kanlmaz olarak
i ie gemesine baldr. Fakat bizzat gerekliin karmaklna bal
olan bu karmaa dolaysyla kolaylkla iin iinden kacamza inanyo
ruz; tabii eer aratrmalanmzda bize de ynlendiricilik yapm olan iki

2) Bkz. Pierre Marienin almalar ve F. Moutiernin eseri: L 'a p h asie de B ro ca , Paris,


1908 (zellikle blm VII). Sorunla ilgili aratrmalarn ve tartmalarn ayrntsna
giremeyiz. Bununla birlikte, J. Dagnan-Bouveretnin son makalesini belirtmeden geme
yeceiz: Laphasie motrice sous-cortical (Journal de psychologie n o rm a le e t pathologique,
Ocak-ubat 1911).
3) P. Janet, L es obsessions e t la p sy ch a sth n ie, Paris, F. Alcan, 1903 (zellikle s. 474502).

NSZ

13

ilkeden vazgemezsek... Birinci ilke, psikolojik analizin, esasen eyleme


dnk olan bizim zihinsel ilevlerimizin yararc niteliini kendine s
rekli mihenk noktas olarak almas gerektiidir, ikinci ilke ise, eylem
iinde edinilmi alkanlklarn, speklasyon alanna dek uzanarak, orada
yapay sorunlar yarattklan ve metafiziin de bu yapay karanlk noktalar
bertaraf ederek ie balamak zorunda kalmasdr.

1
Tasarmn imgeleri Ayklamasna Dair:
Bedenin levi

Bir an iin, madde teorileri ile tin teorileri hakknda hibir ey bilmiyormuuz, d dnyann gereklii ya da ideallii zerine tartmalar hakkn
da hibir ey bilmiyormuuz gibi davranalm. Karmza imgeler kar.
Hem de olas en belirsiz anlamda, duyularm atmda algladm,
kapattmda fark etmediim imgeler. Tm bu imgeler, btn temel
blmleriyle sabit yasalara gre birbirleri zerine etki ve tepkide bulu
nurlar. Bu yasalan ben doa yasalan olarak adlandryorum; ve bu yasala
rn kusursuz bilimi, bu imgelerin her birinde olup biteni hesaplamay ve
ngrmeyi kukusuz saladndan, imgelerin gelecei de imdiki za
manlan iinde yer alyor ve yeni hibir ey katmyor olmaldr. Bununla
birlikte, bu imgelerden biri, yalnzca alglar yoluyla dardan bilememek
le kalmadm, stelik duygu halleriyle ierden de bilemediim biri, dier
lerinden belirgin biimde ayrlr: Benim bedenimdir bu. Bu duygu halle
rinin meydana geldii koullan inceliyorum: Bu duygu hallerinin, gelii
min nihai seyri zerinde doru drst belirlenemeyen bir etki uygulamalan gerekirmi gibi, bunlann benim dardan algladm byk uyarmlar

16 MADDE VE BELLEK

ile yapabildiim hareketler arasnda daima araya girdiklerini gryorum.


eitli duygu hallerimi gzden geiriyorum: Bana yle geliyor ki, bun
lara! her biri, kendince, hareket etmeye bir davetiye kanyor, ama ayn
zamanda da beklemeye ve hibir ey yapmamaya da izin veriyor. Daha
yakndan bakyorum: Balanm ama icra edilmemi hareketler kefedi
yorum, az ok yararl bir karann iaretini gryorum, ama tercihi dlayan
bir zorlama yok. Anlann hatrlyor, karlamyorum: Doann, canl
varla uzay iinde hareket etme yetisini veren doann, insan trn
tehdit eden genel tehlikeleri duyum araclyla tam da belirttii ve bu
tehlikelerden kamak iin alnacak nlemleri bireylere brakt anda,
rgtl dnyann her yerinde bu ayn duyarlln belirdiini sandm
hatrlyorum. Son olarak da, duygu halleri iinde kendine atfettii rol
zerine bilincimi sorguluyorum: gerekten de, inisiyatif aldm san
dm tm yaklamlara duygu ya da duyum biiminde tank olduu;
tersine, benim otomatikleen faaliyetim ona artk ihtiya duymadn
belirttiindeyse gizlice svtn ya da yok olduunu sylyor bana.
Dolaysyla ya tm grnmler aldatcdr ya da duyumsal halin sonunda
vard durum, (bir hareketten dier hareketin karsanabilmesi gibi)
nceki fenomenlerden kesin olarak karsanabilen durumlardan deildir
ve dolaysyla evrene ve evren tarihine yeni bir eyleri gerekten katar.
Biz grnlerde kalalm; hissettiim ve grdm eyi ak seik ifade
edeceim: Her ey yle olup bitmektedir ki, evren adn verdiim bu imgeler
btnnde, -rneini bedenimin salad- baz zel imgelerin aracl olmadan
gerekten yeni hibir ey meydana gelemezimdi, benim bedenim dediim bu zel imgenin d grnn be
nimkine benzer bedenler zerinde inceliyorum. Uyanmlan sinir merkez
lerine ileten toplardamarlan, sonra da merkezden karak, uyanmlan
periferiye ileten ve bedenin blmlerini ya da tm bedeni harekete gei
ren atardamarlar fark ediyorum. Her ikisini de yapl amacn ve yne
limini fizyolojiste ve psikologa soruyorum. Onlann verdii karlk, sinir
sisteminin merkezka hareketlerinin bedenin ya da beden blmlerinin
yer deitirmesine yol aabilecei, merkezcil hareketlerin ya da en azn
dan, bu hareketlerden bazlannn d dnyann temsilini ortaya kara
bilecei ynnde oluyor. Peki ne dnmek gerekir?
Toplardamarlar imgelerdir, beyin bir imgedir, duyumsal sinirlerin
aktard ve beynin iinde yaylan uyanmlar da birer imgedir. Beyinsel
uyanm olarak adlandrdm bu imgenin dsal imgeler yaratmas iin,
bu imgeleri u ya da bu biimde iermesi ve tm maddi evrenin temsilinin

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV 17

bu molekler hareket iinde ierilmi olmas gerekir. Oysa, bunun sama


ln fark etmek iin byle bir nermeyi dile getirmek bile yeter. Maddi
dnyann paras olan beyindir, yoksa maddi dnya beynin paras deil
dir. Maddi dnya adn tayan imgeyi ortadan kaldnn, ayn zamanda
beyni ve beynin paras olan beyinsel uyanmlan da ortadan kaldrm
olursunuz. Tersine, bu iki imgenin, beyin ile beyinsel uyanmn yok oldu
unu varsayn: hipotez gerei yalnzca onlar silmi olursunuz; yani pek
az eyi, byk bir tablodaki nemsiz bir aynnty. Btn tablo, yani evren,
btnyle varln srdrr. Beyni btnsel imgenin koulu yapmak,
gerekten de kendi kendini yalanlamak olur; nk beyin, hipotez gerei,
bu imgenin bir blmdr. Demek ki ne sinirler ne sinir merkezleri
evren imgesini koullayabilir.
Bu sonuncu nokta zerinde duralm. te dsal imgeler, sonra bede
nim, son olarak da benim bedenimin evredeki imgelere getirdii dei
imler. Dsal imgelerin bedenim olarak adlandrdm imgeyi nasl etki
lediini gayet iyi gryorum: ona hareketi aktaryorlar. Ayrca bu bede
nin dsal imgeleri nasl etkilediini de gryorum: hareketi onlara iade
ediyor. Demek ki benim bedenim de maddi dnyann btn iinde
dier imgeler gibi hareket eden, hareketi alp veren bir imgedir. Muh
temelen tek fark udur ki, benim bedenim, ald eyi nasl iade edeceini
belli ller iinde seebilir gzkmektedir. Ama genel olarak bedenim,
zel olarak sinir sistemim nasl olup da benim evren tasarmmn tmn
ya da bir blmn dourur? ster bedenimin madde olduunu syleyin,
ister imge olduunu, kelimenin pek nemi yoktur. Eer maddeyse, maddi
dnyann parasdr ve sonu olarak, maddi dnya onun etrafnda ve
onun dnda varln srdrr. Eer imgeyse, bu imge ancak iine kona
bilecek eyi verebilir ve hipotez gerei eer yalnzca benim bedenimin
imgesiyse, tm evrenin imgesini bu bedenden karp almay istemek
sama olur. Nesneleri harekete geirmeye ynelik nesne olan bedenim, demek
ki, bir eylem merkezidir; bir tasarm dourmay baaramaz.
Ama eer benim bedenim, evresindeki nesneler zerinde gerek ve
yeni bir eylem uygulayabilen bir nesneyse, onlar karsnda ayrcalkl
bir konum igal ediyor olmaldr. Genel olarak, herhangi bir imge dier
imgeleri, doann yasalar olarak adlandnlan eye uygun olarak, belir
lenebilir, hatta hesaplanabilir bir tarzda etkiler. Bu imge seim yapamaya
candan, evre blgeyi kefetmek ya da yalnzca olas birok eylemde
kendini nceden denemek ihtiyac da duymaz. Zorunlu eylem, vakti
geldiinde kendiliinden gerekleecektir. Ama ben, bedenim olarak

18

MADDE VE BELLEK

adlandrdm imgenin rolnn dier imgeler zerinde gerek bir etkide


bulunmak olduunu, sonu olarak da maddi olarak mmkn birok yak
lam arasndan bir karara varmas gerektiini varsaydm. Madem ki bu
yaklamlar bedenime evredeki imgelerden salayabilecei yararn b
yklne gre nerilmitir, bu durumda, bu imgelerin, bedenime dn
drdkleri yzlerine bedenimin onlardan salayabilecei yarar herhangi
bir ekilde belirtmesi gerekir. Aslnda, dsal nesnelerin boyutunun,
biiminin, hatta renginin bile bedenimin onlara yaklap uzaklamasna
bal olarak deitiini; kokularn gcnn, seslerin younluunun mesa
feyle birlikte oalp azaldn; ve son olarak da, bu mesafenin, zellikle,
benim bedenimin dolaysz eylemine kar evredeki bedenlerin bir an
lamda kendilerini gvenceye alma nlemi olduunu gzlemliyorum. Be
nim ufkum geniledike, etrafmdaki imgeler daha tek tip bir zemin
zerinde belirir ve benim iin farkszlarlar. Ben bu ufku daralttka,
ufkun snrlad nesneler benim bedenimin onlara dokunma ve onlar
hareket ettirme kolaylna bal olarak ak seik sralanrlar. Dolay
syla, tpk bir ayna gibi, bedenimin muhtemel etkisini ona geri gnderir
ler. Bu nesneler, benim bedenimin byyen ya da azalan glerine gre
dzenlenirler. Bedenimi evreleyen nesneler, bedenimin onlar zerindeki olas
etkisini yanstrlar.
imdi, dier imgelere dokunmadan, bedenim diye adlandrdm
eyi hafife deitireceim. Bu imge iinde, beyin-omurilik sistemine
giden tm toplardamarlan dnce yoluyla kesiyorum. Ne olacak? Birka
skalpel vuruuyla birka demet lif kesilmi olacak: evrenin geri kalan,
hatta bedenimin geri kalan olduu gibi kalr. Gerekletirilen deiim
demek ki anlamszdr. Gerekte ise benim algm tamamen yok olur.
Dolaysyla, meydana gelen eyi daha yakndan inceleyelim. te, genel
olarak evreni oluturan imgeler, sonra bedenimin yaknnda duran im
geler, son olarak da bedenimin kendisi. Bu sonuncu imgede, merkezcil
sinirlerin bildiimiz rol, hareketleri beyne ve omurilie aktarmaktr;
merkezka sinirler ise bu hareketi periferiye tar. Merkezcil sinirlerin
kesilmesi, gerekten kavranabilir tek bir etki yaratr ki bu da, merkezden
geerek periferiden periferiye giden akm kesmektir; buna bal olarak
da, bedenimi, evreleyen eylerin ortasnda, nesneler zerinde etkide
bulunmak iin gereken hareket niteliinden ve niceliinden yoksun
brakmaktr. te eylemi ve yalnzca eylemi ilgilendiren ey budur. Bunun
la birlikte, yok olup giden ey benim algndr. Algmn bedenimin gcl
ya da olas eylemlerini, zellikle imgeler btn iinde, bir glge ya da

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV 19

bir yans tarznda belirttiinden baka ne denebilir? mdi, skalpelin yal


nzca nemsiz bir deiim gerekletirdii imgeler sistemi, genellikle
maddi dnya olarak adlandrlan eydir; dier yandan, yok olup giden
ey ise maddeyi benim alglaymdr. Buradan, geici olarak, u iki
tanm kar: mgeler btnn madde olarak adlandryorum ve belirli bir
imgenin, yani bedenimin olas eylemine mal edilen bu aym imgeleri maddenin
algs olarak adlandnyorum.
Bu sonuncu ilikiyi derinletirelim. Bana gre bedenim merkezcil ve
merkezka sinirlerle, sinir merkezleriyle bir btndr. Dsal nesnelerin
toplardamarlara uyarmlar ilettiini, bunlarn merkezlere yayldn,
merkezlerin ok eitli molekler hareketlere sahne olduunu, bu hare
ketlerin nesnelerin doasna ve konumuna bal olduklarn biliyorum.
Nesneleri deitirin, benim bedenimle ilikilerini deitirin; bu durumda
benim alg merkezlerimin isel hareketlerindeki her ey deimi olur.
Ama ayn zamanda benim algm iinde de her ey deiir. Demek ki
benim algm, bu molekler hareketlerin bir fonksiyonudur, onlara
baldr. Ama nasl baldr? Siz belki de algmn onlar ifade ettiini ve
benim de, son zmlemede, beyinsel tzn molekler hareketlerinden
baka hibir eyi tasarlamadm syleyeceksiniz. Ama eer sinir siste
minin ve isel hareketlerinin imgesi hipotez gerei belli bir maddi nesne
nin imgesiyse ve ben maddi evreni btnl iinde tasarlyorsam, bu
durumda, bu nermenin en ufak bir anlam bile olabilir mi? Burada
glkten kurtulmaya alld dorudur. Bize, z itibaryla, maddi
evrenin geri kalanna benzer bir beyin gsterilmektedir; ve eer evren
imgeyse sonu itibaryla bu beyin de imgedir. Sonra, bu beynin isel
hareketlerinin maddi dnyann btnnn tasarmn, beyinsel titre
imlerin imgesini son derece aan imgeyi yaratmas ya da belirlemesi
istendiinden, bu molekler hareketlerin ya da genel olarak hareketin
iinde dier imgelere benzer imgeler grlmyormu gibi davranlr;
grlen ey, az ok imgeye benzer, ama her koulda imgeden farkl yapda
bir eydir ve bu imgeden bir tasarm ancak gerek bir mucize sonucu
kabilir. Bylece madde, tasanmdan kkten farkl ve sonu olarak hibir
imgesine sahip olmadmz bir ey halini alr. Maddenin karsna da
imgeden yoksun, dolaysyla hakkmda hibir fikre sahip olamayacamz
bir bilin karlr. Son olarak da, bilincin iini doldurmak iin, maddesiz
bu dnce zerinde biimsiz bu maddenin anlalmaz bir etkisi icat
edilmitir. Ama hakikat udur ki, maddenin hareketleri imge olarak
gayet berraktr ve hareketin iinde bu harekette grlenden baka bir

20

MADDE VE BELLEK

ey aramaya gerek yoktur. Tek glk, bu ok zel imgelerden yola karak


sonsuz eitlilikteki tasarm yaratmakta yatar. Beyinsel titreimlerin
maddi dnyann bir paras olduuna ve dolaysyla bu imgelerin tasanmn
ok kk bir parasn oluturduuna herkes inanrken, biz niin bunu
dnelim ki? Sonu itibaryla, bu hareketler nelerdir ve btn tasar
larken bu zel imgelerin oynad rol hangisidir? undan kuku duyamam: Bu hareketler, benim bedenimin iinde, dsal nesnelerin eyle
mine bedenimin tepkisini, tepkiyi balatarak hazrlamaya ynelik hare
ketlerdir. Kendileri imge olduundan imge yaratamazlar; ama belirli bir
imgenin -bedenim in- evredeki imgelere gre konumunu, tpk yeri
deitirilen bir pusula gibi her an belirlerler. Tm tasarm iinde bunlar
pek bir yer tutmaz; ama benim bedenim diye adlandrdm tasanmn
bu blm asndan temel bir neme sahiptirler, nk bedenimin
gcl yordamlarn her an belirtirler. Dolaysyla beynin alglama denen
yetenei ile omuriliin refleks ilevleri arasnda yalnzca bir derece fark
vardr, yap fark olamaz. Omurilik, alman uyanlara yaplan hareketlere
dntrr; beyin bunlan basite doan tepkiler olarak srdrr. Ama
her iki durumda da sinir sistemi maddesinin rol, hareketleri ynlendir
mek, kendi aralarmda biletirmek ya da bastrmaktr. Bu durumda, be
nim evren algmn beyin tznn isel hareketlerine bal gzkmesi,
bu hareketler deiirken deimesi, ortadan kalkarken yok olmas nere
den kaynaklanmaktadr?
Bu problemin gl zellikle beyni ve beynin dnmlerini kendi
kendilerine yeterli ve evrenin geri kalanndan soyutlanabilir eyler olarak
tasarlamamzda yatmaktadr. Materyalistler ve ikiciler znde bu noktada
hemfikirdir. Beyin maddesinin baz molekl hareketlerini ayr ele alrlar.
Bu durumda, kimileri bizim bilinli algmzda bu hareketleri izleyen ve
hareketin izini aydnlatan bir fosforesan grrken, dierleri alglarmz
korteks tznn molekler uyarmlarn kendi tarznda srekli ifade
eden bir bilincin iine yayarlar: Her iki durumda da, algnn belirtme ya
da ifade etme iddiasnda olduu ey bizim sinir sistemimizin durumlardr.
Ama sinir sistemi, onu besleyen organizma olmadan, organizmann so
luk ald atmosfer olmadan, bu atmosferin iinde yzd toprak olma
dan, etrafnda dnyanm dnd gne olmadan canl diye dnlebilir
mi? Daha genel olarak, bu nesne kendi fiziksel zelliklerini tm dier
nesnelerle srdrd ilikilerden aldna gre ve her bir belirlenimini,
hatta sonu olarak kendi varln evrenin btnnde igal ettii yere
borlu olduuna gre, yaltlm maddi bir nesne kurgusunda bir tr
samalk yok mudur? Dolaysyla, alglanmzn yalnzca beyin ktlesinin

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV 2 i

molekl hareketlerine bal olduunu sylemeyelim. Alglarmzn bu


molekllerle birlikte deitiini, ama bu hareketlerin maddi dnyann
geri kalanna sk skya bal kaldn syleyelim. Bu durumda yalnzca
bizim alglarmzn nasl olup da beynin dnmlerine balandn
bilmek nem tamaz. Problem geniler ve ok daha ak seik terimlerle
ortaya konur. te, benim evren algm dediim ve ayrcalkl belli bir
imgenin -bedenim in- hafife deiimleriyle tepeden trnaa altst olan
bir imgeler sistemi! Bu ayncalkl imge merkezde bulunur; tm dierleri
kendilerine onu rnek alrlar; sanki bir kaleydoskobu evirmi gibi, her
bir hareketleriyle her ey deiir. Dier yandan, ite yine ayn imgeler;
ama bu kez her biri kendiyle ilikilidir; birbirlerini kukusuz etkilerler,
ama sonu daima nedenle orantldr: Benim evren dediim budur. Bu
iki sistemin birlikte varln ve ayn imgelerin evren iinde nispeten
deimezken, alg iinde son derece deiken olmalarn nasl aklamal
yz? Gerekilik ile idealizm arasnda, hatta belki de materyalizm ile
tinselcilik arasnda zmsz kalm problem, demek ki, bize gre, yle
ortaya konabilir: Bu sistemlerden birinde her imge kendi iin ve evredeki
imgelerin gerek eylemine maruz kald gayet tammh l ierisinde deiirken,
dierinde tm imgeler tek bir imge iin, hem de bu ayrcalkl imgenin olas eylemini
yansttklan deiken ller ierisinde deiir. Peki ayn imgelerin ayn anda iki
farkl sisteme dahil olabilmesinin kayna nedir?
Her imge baz imgelerin iinde ve dierlerinin dndadr. Ama imge
lerin btnnn bizim iimizde ya da dmzda olduklann syleyemeyiz,
nk isellik ve dsallk yalnzca imgeler arasndaki ilikilerdir. Evrenin
yalnzca bizim dncemizde mi yoksa bu dncenin dnda m var
olduunu kendimize sormak, demek ki, -bu terimlerin kavranabilir oldu
unu varsayarsak- problemi zmsz terimlerle ifade etmek olur. Dn
ce, varolu, evren terimlerini her iki tarafn da ister istemez tamamen
farkl anlamlarda ele ald ksr bir tartmaya mahkm olmak demektir.
Tartmay zme balamak iin, ncelikle kavgaya giriilecek ortak
bir mcadele alan bulmak gerekir; ve madem ki hepimiz eyleri yalnzca
imgeler biiminde kavryoruz, problemi imgelere bal olarak ve yalnzca
imgelerle ortaya koymalyz. Oysa, ayn imgelerin, biri bilime ait olan ve
her imgenin -yalnzca kendine gndermede bulunduundan- mutlak
bir deer tad, dieri ise bilincin dnyas olan ve tm imgelerin merkezi
bir imgeyi -bedenim iz- rnek aldklar ve bu imgenin deiimlerini
izledikleri iki ayr sisteme ayn anda dahil olabileceini hibir felsefi
doktrin tartma konusu etmemektedir. Gerekilik ile idealizm arasn
daki sorun bu durumda gayet ak bir hal alr: Bu iki imge sisteminin

22

MADDE VE BELLEK

kendi aralarndaki ilikiler nelerdir? znel idealizmin ilk sistemi kinci


den tretmekten ibaret olduunu, materyalist gerekiliin ise kinciyi
birinciden ekip kardn grmek kolaydr.
Gereki gr, gerekten de, evrenden yola kar; yani karlkl
ilikileri iinde deimez yasalarca ynetilen ve sonularn nedenlere
orantl olduu ve zellii merkezsizlik olan, dolaysyla tm imgelerin
sonsuza dek uzandklar tek bir dzlemde oluup gelitii imgeler bt
nnden yola kar. Ama bu sistemden baka alglar olduunu saptamak
nemlidir; yani bu ayn imgelerin ilerinden yalnzca birine mal edildii,
farkl dzlemlerde bunun etrafnda sraland ve bu merkezi imgenin
en ufak dnmleri karsnda kendi btnlkleri iinde balam dei
tirdikleri baka sistemler de vardr. dealist gr ise bu algdan yola
kar ve sahiplendii imgeler sisteminde ayrcalkl bir imge vardr ki bu
da kendi bedenidir; dier imgeler bunu kendilerine rnek alrlar. Ama
imdiki zaman gemie balamak ve gelecei ngrmek istediinde, bu
merkezi konumu terk etmek, tm imgeleri ayn dzleme yerletirmek,
bunlarn kendisi iin deil, kendileri iin deitiklerini varsaymak zo
rundadr. Bunlarn her birini bir sistemin parasym gibi ele almak
zorundadr, ki bu sistemdeki her deiim, sistemin nedeninin gerek
lsn verir. Evrenin bilimi yalnzca bu koulla mmkn olur. Bu
bilim var olduuna gre, gelecei ngrmeyi baardna gre, bu bilimi
temellendiren hipotez keyfi bir hipotez olamaz. Mevcut deneyime yalnz
ca birinci sistem sunulmutur. Ama bizim kincisine inanmamzn tek
nedeni, gemiin, imdiki zamann ve gelecein srekliliini ileri srmemizdir. Bylece, gerekilikte olduu gibi idealizmde de, bu iki sistemden
biri ortaya konur ve dieri bundan karsanmaya allr.
Ama, bu karsamada, ne gerekilik ne de idealizm sonuca varabilir;
nk bu iki imge sisteminin ikisi de dierinin dndadr ve her biri
kendine yeterlidir. Eer merkezsiz olan ve her bir enin kendi mutlak
bykl ve deerinin olduu bir imge sistemi varsa, merkezi bir im
genin btn deiimlerine her bir imgenin maruz kalarak deerinin
belirsizletii ikinci bir sistemi kendine yardmc olarak niin aldn
anlamyorum. Dolaysyla, algy yaratmak iin, glgefenomen olarak
bilin materyalist hipotezi gibi bir deus ex machinay anmak gerekecektir.
ncelikle ortaya konacak mutlak deiimli imgelerin tm arasndan,
beynimiz dediimiz imgeyi seecek ve bu imgenin isel durumlanna, bu
kez tm dierleriyle ilintili ve deiken yeniden-retimle ikiye katlanma
(nasl olduunu bilemiyoruz) esiz ayrcal atfedilecektir. Daha sonra
da, bu tasarma hi nem vermiyormu gibi davranlaca, burada yalnz

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV

23

ca beyin titreimlerinin artlannda brakacaklar bir mann grlecei


dorudur: sanki beynin tz, bu tasarm oluturan imgeler iindeki
beyin titreimleri, daha farkl bir yapda olabilirmi gibi! Dolaysyla
her gerekilik, algy bir tesadf gibi, sonu olarak da bir gizem haline
getirecektir. Ama tersine, eer ayrcalkl bir merkez etrafnda dzenlenmi ve bu merkezin belli belirsiz yer deitirmeleri karsnda derinden
dnm geiren istikrarsz bir imgeler sisteminiz varsa, ncelikle doa
nn dzenini -yer deiilen noktayla ya da nereden balandyla ilgilen
meyen bu dzeni- dlarsnz. Bu dzeni ancak siz de kendinizce bir deus
ex machinaya bavurarak, eyler ile tin arasnda ya da en azndan -K ant
gibi konuursak- duyarllk ile idrak arasnda nceden olumu bilmem
hangi uyumu keyfi bir hipotez araclyla varsayarak kurabilirseniz. Bu
durumda bir ilinek olacak olan bilimdir ve bilimin baars da bir gizem
olur. Dolaysyla ne birinci imge sistemini kinciden karsamak mmkn
olur ne de kinciyi birinciden; ve bu iki kart doktrin, gerekilik ile
idealizm, nihayet ayn alana yerletirildiklerinde, ters ynde, ayn engele
gelip arparlar.
imdi, iki doktrinin altn kazarsak ortak bir postulat kefeder ve
bunu yle ifade edebiliriz: Algnn tamamen speklatif bir nemi vardr;
alg katksz bilgidir. Tm tartmann yneldii nokta, bilimsel bilgi kar
snda bu bilgiye atfedilmesi gereken yerin ne olduuna dairdir. Kimileri
bilimin gerektirdii dzeni benimseyerek, algy bulank ve geici bir
bilim olarak grrler. Kimileri ise nce algy veri kabul ederek, onu
mutlaklk haline getirmekte ve bilimi gerein simgesel bir ifadesi olarak
grmektedirler. Ama her iki taraf iin de, alglamak ncelikle bilmek
anlamna gelmektedir.
Oysa, bizim tartma konusu ettiimiz de bu postulattr. Hayvanlar
leminde sinir sistemi yapsnn en yzeysel incelenmesi bile bu postulat
yalanlamaktadr. stelik, bu postulat kabul etmek, madde, bilin ve
aralarndaki ilikiler eklindeki l sorunu iyice anlamszlatrlmak
olur.
Gerekten de, hayvanla bitki aras tekhcrelilerden st omurgallara
dek dsal algnn geliimini adm adm izlemiyor muyuz? Basit protoplazmik ktle rneinde canl maddenin abuk tahrik olduunu ve kasl
dn, dsal uyartlarn etkisine maruz kaldn ve bu duruma mekanik,
fiziksel ve kimyasal reaksiyonlarla karlk verdiini grrz. Organiz
malar dizisinde yukar doru ktka, fizyolojik almann blnd
grlr. Sinir hcreleri ortaya kar, farkllar ve toplanarak sistem
oluturduklar grlr. Hayvan da dsal uyartya ok eitli hareketlerle

24

MADDE VE BELLEK

tepki gsterir. Ama, alntlanan uyarm bile derhal harekete dnp


gerekleerek devam etmediinden, hayvan yalnzca frsat bekliyor gibi
gzkr ve evredeki deiimleri organizmaya aktaran ayn etki organiz
may belirler ya da onu uyumlanmaya hazrlar. st omurgallarda, zel
likle omurda bulunan saf otomatizm ile beynin mdahalesini gerektiren
iradi faaliyet arasndaki ayrm kukusuz ki temelde yatar. Almlanan
etkinin, yine hareketler halinde geliip yaylmak yerine bilgi olarak tinselletii hayal edilebilir. Ama beynin ilevleri ile omurilik sisteminin
refleks faaliyeti arasnda yap farkll deil yalnzca bir komplikasyon
farkll olduuna ikna olmak iin beynin yapsn omurun yapsyla
karlatrmak yeterlidir. Peki gerekte refleks eylemde olup biten nedir?
Uyartyla iliki halindeki merkezcil hareket omuriliin sinirsel hcreleri
araclyla derhal yansyarak, kasn kaslmasn belirleyen bir merkezka
hareketi halini alr. Dier yandan, beyin sisteminin ileyii neden iba
rettir? Periferik uyanm, omuriliin devindirici hcresine dorudan yayl
mak ve kasa zorunlu bir kaslmay dayatmak yerine, nce kafaiine ular,
sonra da -refleks harekette iin iine karan- omuriliin devindirici
hcrelerine dek yeniden iner. Yolun bu ekilde dolandrlmasndan ne
kazanlmtr? Ve beyin kabuunun duyumsal denen hcrelerinde aranan
nedir? Nesne tasarmna dnmenin mucizevi gcn buradan aldn
kabul etmiyorum, asla etmeyeceim ve bu hipotezi de zaten yararsz
bulduum birazdan grlecektir. Ama benim gayet iyi grdm ey,
beyin kabuunun duyumsal denen eitli blgelerindeki bu hcrelerin,
merkezcil liflerin u lifikleri arasna yerletirilmi hcreler ile rolando
yang blgesinin devindirici hcrelerinin, almlanan uyanmn omurili
in hareket ettirici herhangi bir mekanizmasn iradi olarak ele geirmesi
ni ve bylece etkisine karar vermesini saladdr. Bu araya konmu hc
reler oaldka, birbirlerine kukusuz ki eitli biimlerde yaklaabilen
amipsi uzantlar da o lde artar; periferiden gelen ayn uyanm kar
snda adabilen yollar da o kadar ok sayda ve eitli olur; sonu olarak,
ortaya kacak hareket sistemleri arasndaki tercihi tek bir uyart yapa
caktr. Dolaysyla, bizce beyin bir tr merkezi telefon santralndan baka
bir ey deildir: beynin rol iletiim salamak ya da bekletmektir.
Ald eye hibir ey eklemez; ama tm alg organlan son uzantlarn
beyne gnderdiklerinden ve omurilik ile soann tm devindirici mekanizmalan kendi yetkili temsilcilerini beyinde bulduklarndan, beyin ga
yet gerek bir merkez oluturur. Bu merkezde, periferik uyart, dayatlm
olmayp seilmi olan herhangi bir devindirici mekanizmayla ilikiye
girer. Dier yandan, periferiden gelen ayn uyanma bu tzn iindeki

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV

25

ok sayda devindirici yol -hep birlikte- alabildiinden, bu uyanm burada


sonsuza dek blnr ve sonu olarak, yalnzca domakta olan saysz
devindirici tepki halinde yok olma yetisine sahiptir. Bylece beynin rol
kh toplanan hareketi seilmi bir tepki organna yneltmektir, kh
devindirici yollarn tmn bu harekete aarak, gebe olduu olas tepkile
rin tmnn burada belirmesini ve dalarak kendi kendini analiz etmesini
salamaktr. Baka deyile, beyin bize, burada toplanan harekete bal
olarak bir analiz arac gibi gelirken, yaplan harekete bal olarak da bir
seme arac olarak grnr. Ama her iki durumda da beynin rol hareketi
aktarmak ve blmekle snrlanr. Sinir sisteminin eleri ise ne beyin
kabuunun yukan merkezlerinde ne de omurilikte bilgi amal alrlar:
Tek yaptklar ey, olas eylemlerin okluunu aniden belirtmekten ya
da bu eylemlerden herhangi birini dzenlemekten baka bir ey deildir.
Bunun anlam, sinir sisteminin tasarm imal etmeye, hatta hazrla
maya yarayan bir aygttan baka bir eyi olmaddr. O nun grevi,
uyartdan almak, devindirici aygtlan hazrlamak ve bu tr aygtlardan
mmkn olan en fazlasn verili bir uyartya sunmaktr. Bu sistem ne
kadar geliirse, hep gayet karmak olan devindirici mekanizmalarla ili
kiye soktuu uzay noktalar da o denli ok sayda olur ve mmkn oldu
unca uzaa gider: Bizim eylemimize kalan serbestlik bylece byr ve
bu sistemin yetkinliinin giderek artmas ise bu ekilde oluur. Ama
sinir sistemi, hayvan leminin bir ucundan dierine giderken, gereklilii
giderek azalan bir eylem amacyla olumu olsa da, geliimi sinir sistemini
rnek alan algnn da katksz bgiye doru de eyleme doru yneldi
ini dnmemiz gerekmiyor mu? Bu durumda, bu algdaki zenginliin
giderek artmas, canl varln eyler karsndaki davrannda tercihine
braklm belirsizlik paynn bymesini simgelemez mi? Dolaysyla,
asl ilke olarak bu belirsizlikten yola kalm. Bu belirsizlik bir kez ortaya
konduunda, bilinli alg olasln, hatta zorunluluunu bu belirsiz
likten karsayp karsamayacamz aratralm. Baka deyile, maddi
dnya denen bu sk skya birbirine bal, ve dayank imgeler sistemini
ele alalm ve bu sistemin herhangi bir yerinde canl maddenin tasarlad
gerek eylem merkezleri hayal edelim. Bu merkezlerden her birinin etra
fnda canl maddenin konumuna tabi ve onunla birlikte deien imge
lerin dzenlenmesi gerektiini sylyorum; sonu olarak, bilinli algnn
retilmesi gerektiini ve dahas, bu algnn nasl ortaya ktn anlamann
mmkn olduunu sylyorum.
ncelikle unu saptayalm ki, bilinli algnn kapsamn canl varl
n sahip olduu eylem younluuna kesin bir yasa balamaktadr. Eer

26

MADDE VE BELLEK

bizim hipotezimiz salam temellere dayanyorsa; bu algnn ortaya kt


an, maddenin ald bir uyanmn zorunlu tepki olarak devam etmedii
andr. lkel bir organizma rneinde, uyarmn meydana gelmesi iin
ilgili nesneyle dolaysz bir temasn gerekecei dorudur; ve bu durumda
tepki pek bekletmeden gelir. rnein aa trlerde dokunma hem pasif
hem aktiftir; bir av tanmaya, onu tutmaya, tehlikeyi hissetmeye ve
tehlikeyi uzaklatrmak iin aba gstermeye yarar. Tekhcreli hayvanlann eitli uzantlar, derisidikenlilerin vantuzlu ayaklar, hem dokunma
algs organlar hem de hareket organlardr; selenterelerin srma arac
hem bir alg aygt hem de bir savunma aracdr. Tek kelimeyle, tepki ne
kadar dorudan olursa, alg da o lde basit bir temasa benzer. Bu durum
da, alg ile tepkinin eksiksiz sreci zorunlu bir hareketin ardndan gelen
mekanik itkiden pek ayrt edilemez. Ama tepki giderek belirsizletike,
tereddde daha fazla yer braktka, hayvan ilgilendiren nesnenin eyle
minin kendini hissettirdii mesafe de artar. Grme ve iitme yoluyla
giderek artan sayda eyle ilikiye girer, giderek daha uzaktaki etkilere
maruz kalr. Bu nesneler ister ona bir avantaj vaat etsin, isterse de bir
tehlike tehdidini olutursun, bu vaat ve tehditlerin gerekleme sre
si geriye ekilir. Canl bir varln sahip olduu bamszlk pay, ya da
-bizim deyiimizle- faaliyeti etrafndaki belirsizlik blgesi, ilikide olduu
eylerin saysn ve uzakln a priori deerlendirme imkn salar. Bu
iliki ne olursa olsun, algnn ikin doas ne olursa olsun, algnn genili
inin ardk eylemin belirsizliini tam anlamyla lt ileri srlebilir.
Dolaysyla u yasay ifade edebiliriz: algnn uzay zerindeki tasarrufu, eylemin zaman zerindeki tasarrufunun tpatp ayndr.
Ama organizmann az ok uzak bu nesnelerle ilikisi niin bilinli
bir algnn zel biimini alr? rgtl beden iinde olup biteni inceledik.
Aktarlan ya da ketlenen hareketler, tamamlanm eylemler biiminde
dnm geirmi ya da domakta olan eylemler halinde dalp salm
hareketler grdk. Bu hareketler bize eylemi ve yalnzca eylemi ilgilendi
rirmi gibi geldi; bu hareketler temsil srecine mutlak anlamda yabanc
kalr. Bu durumda eylemin kendisini ve onu evreleyen belirsizlii ele
aldk. Bu belirsizlik sinir sisteminin yapsnda grlr ve bu belirsizlik
sayesinde bu sistemin yaps daha ziyade temsil amalym gibi gelir. Bir
olgu olarak kabul edilen bu belirsizlikten karlacak sonu, bir alg zorun
luluu, yani canl varlk ile onu ilgilendiren nesnelerin az ok uzak etkileri
arasndaki deiken ilikidir. Bu algnn bilin olduu sonucuna nereden
varlyor ve niin her ey sanki bu bilin beyin tznn isel hareket
lerinden douyormu gibi cereyan ediyor?

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV

27

Bu soruya cevap vermek iin, ncelikle, bilinli algnn gerekletii


koullar fazlasyla basitletirerek ie balayacaz. Aslnda, anlara bu
lanmam alg yoktur. Duyularmzn dolaysz ve mevcut verilerine, ge
mi deneyimimizin binlerce ayrntsn katarz. Genellikle bu anlar bizim
gerek alglarmz yerinden eder. Bu durumda yalnzca birka bilgiyi,
bize eski imgeleri hatrlatmaya ynelik basit bir, iki imi aklda tutarz.
Algnn kullanllnn ve sratinin bedeli budur; ama her trden ya
nlsama da buradan doar. Gemiimizin tamamen nfuz ettii bu algnn
yerine, yetikin, eitimli, ama imdiki zamann iine kapanm ve dier
ileri tamamen dlayarak, d nesneye gre kendini ekillendirmeyi grev
edinmi bir bilincin sahip olduu algy geirmeyi engelleyen hibir ey
yoktur. Buna karlk, keyfi bir hipotezde bulunduumuz ve bireysel ili
neklerin ortadan kaldmlmasyla elde edilmi bu ideal algnn gereklie
asla denk dmedii mi ileri srlecektir? Ama zellikle bireysel ilinekle
rin bu kiisiz algya gelip eklendiini; eylere dair bilgimizin temelinde
bu algnn yattn gstermeyi; ve bu algy bilmezden gelmek iin, belle
in ona eklediklerinden ya da ondan kardklarndan onu ayrt etme
mek iin, btnyle algnn, andan ancak younluunun ar bykl
yle farkllaan isel ve znel bir tr bak as haline getirildiini
gstermeyi umuyoruz. Dolaysyla ilk hipotezimiz bu olacaktr. Ama bu
hipotezin ardndan doal olarak bir bakas gelecektir. Gerekten de,
herhangi bir algnn ne kadar ksa olduunu varsaysak da daima belirli
bir sreyi igal eder ve sonu olarak, anlar okluunu birbirleri iinde
srdren bir bellek abas gerektirir. Gstermeye alacamz gibi, tpk
hissedilir niteliklerin znelliinin, zellikle, bizim belleimizin iletti
i, gerekle bir tr eliki iinde olumas gibi. Ksacas, dolaysz bir alg
zemininin zerini anlardan bir rtyle kaplayan ve oklu anlar bzp
sktran bu iki biimiyle bellek, alg iindeki bireysel bilince temel katky
ve eyler hakkndaki bilgimizin znel yanm oluturur. Fikrimizi daha net
klmak iin bu katky gz ard edersek, ktmz yolda gerekenden ok
daha teye gidebiliriz. Ama elbette daha sonra geri dnmek ve zm
lerimizdeki olas anlklan -zellikle bellei yeniden iin iine katarakdzeltmek kouluyla... Dolaysyla, sonraki blmleri ematik bir sunu
olarak grmek gerekir. Aynca unu da talep ediyoruz ki, algy benim somut
ve karmak algm olarak deil, anlarmla imi ve sre bakmndan daima
belli bir younluk gsteren alg olarak deil; katksz alg olarak, fiilen
deil teorik olarak var olan bir alg olarak, benim bulunduum yerde bu
lunan, benim yaadm gibi yaayan, ama imdiki zamann iine gmlm
ve bellein tm biimleriyle ortadan kaldmlmas yoluyla, maddeden hem

28

MADDE VE BELLEK

dolaysz hem de anlk bir bak as elde edebilen bir varln sahip olabi
lecei alg olarak anlamak, geici bir sre iin arttr. Dolaysyla, bu hipotezi
kabullenerek, bilinli algnn kendini nasl ifade ettiini dnelim.
Bilinci hesap d brakmak [tmdengelim yapmak] gayet cesur bir
teebbs olur, ama burada byle bir ey art deil, nk maddi dnyay
ortaya kararak bir imgeler btnne sahip olduk, baka bir eyimiz de
zaten olamaz. Hibir madde teorisi bu zorunluluktan kaamaz. Maddeyi
hareket halindeki atomlara indirgeyin: Bu atomlar, fiziksel nitelikten
yoksun olsalar bile yalnzca bir bak as ve temas ihtimali onlan belir
gin klar; kimisi aydnlanmadan kimisi maddeden yoksundur. Atomu
younlatrp g merkezleri oluturun, akkan bir sv iinde dnp
duran burgalar halinde eritip datn: bu sv, bu hareketler, bu mer
kezler ancak gsz bir dokunma karsnda, etkisiz bir itki, renksiz bir
k karsnda belirginleirler; bunlar yine de imgedir. Elbette bir imge
alglanmadan var olabilir; tasarlanmadan kendini sunabilir; ve bu iki terim
-mevcudiyet ve tasarm- arasndaki mesafe, maddenin kendisi ile bu
maddeye dair algmz arasndaki aral tam olarak lebilir. Ama bu
eyleri daha yakndan inceleyerek, bu farkll yaratann tam olarak ne
olduunu grelim, ikinci terim birinci terimden fazla ise, mevcudiyetten
tasarma gemek iin bir ey ilave etmek gerekiyorsa, bu durumda mesafe
almaz olur ve maddeden algya geii nfuz edilemez bir gizem evreler.
Birinci terimden ikinci terime eksilterek geilebilseydi ve bir imgenin
tasanm onun mevcudiyetinden daha az olsayd durum ayn olmazd;
nk bu durumda, mevcut imgelerin, yalnzca mevcudiyetlerinin onlan
tasanma dntrmesi iin kendilerindeki bir eylerden vazgemeleri
yeterli olurdu. mdi, benim maddi nesne dediim imge ite budur; onu
ben tasarlyorum. Peki, bendeki varlnn kendinde yok gzkmesi ne
reden kaynaklanmaktadr? Bunun nedeni, tm dier imgelere bal oldu
undan, sanki kendinden nceki imgeleri srdryormu gibi, ardndan
gelen imgeler iinde devam etmesidir. Dolaysz varoluunu tasarma
dntrmek iin, ardndan geleni, nnden geleni ve ayn zamanda da
iini dolduran eyi aniden ortadan kaldrmak ve d kabuundan, yani
yzeydeki ince katmandan baka bir eyin kalmamasn salamak yeterlidir. Mevcut imge ve nesnel gereklik olan onu, tasarlanan bir imge
den ayrt eden ey, dier imgelerin her bir noktas zerinde kendisinin
her bir noktasyla etkide bulunma, tm aldn aktarma, her bir etkiye
eit ve kart bir tepkide bulunma ve sonuta, evrenin enginlii iinde
yaylan dnmlerin her ynde zerinden getii bir yol olma zorun
luluudur. Eer bu imgeyi tek bana brakabilirsem, eer onu zellikle

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV

29

kabuundan soyutlayabilirsem, bir tasarma dntrrm. Tasanm tam


da buradadr, ama daima gcldr; tam eyleme geecei anda, varln
srdrme ve baka bir ey halini alp yitip gitme zorunluluu onu etkisizletirmitir. Bu dnm salamak iin gereken ey, nesneyi aydnlat
mak deil, tersine, nesnenin baz yanlann karartmak, en byk blm
n kltmektir; tpk keltinin, bir ey gibi evrenin iine oturtulmu
kalmas yerine, bir tablo gibi evreden kopmas tarznda. Oysa, canl
varlklar evrende belirsizlik merkezleri olutursa da, ve bu belirsizliin
derecesi ilevlerinin miktar ve yksekliiyle llse de, bu varlklarn
yalnzca mevcudiyeti bile, ilevleriyle ilgisiz nesnelerin tm blmlerinin
ortadan kaldrlmasna denk debilecei tahayyl edilebilir. Dsal ey
lemlerden kendilerini ilgilendirmeyenlerin, bir anlamda aralarndan
gemesine izin verirler; tek bana braklm olan dierleri ise, zellikle
tek bana brakldklar iin alg halini alacaklardr. Bu durumda,
sanki biz onlardan yaylan -daima oalan ama asla ortaya serilme
yen bu - yzeylere yanstyormuuz gibi cereyan eder her ey. evre
mizdeki imgeler, bedenimize doru, bu bedeni ilgilendiren yzlerini ama bu kez aydnlatlm olarak- evirirler; geerken durdurduumuz
eyi, etkileyebileceimiz eyi kendi tzlerinden kopanp aynrlar. Bu imge
ler, onlar birbirine balayan kkl mekanizma nedeniyle birbirlerinden
farkszdrlar ve karlkl olarak birbirlerine ayn anda tm yzlerini
gsterirler. Bu demektir ki, kendi aralarnda tm temel blmleriyle
etki ve tepkide bulunurlar ve sonu olarak, ilerinden hibiri bilinli
olarak ne alglanr ne de alglar. Tersine, kendiliinden bir tepkiyle her
hangi bir yerde karlatklarnda etkileri azalr ve bu azalma tam da
bizim onlar hakkmdaki tasanmmzdr. Ksacas, eyleri tasarlamamz,
bizim zgrlmz karsndaki yansmalanndan doar.
Bir gne n bir ortamdan dierine getiinde, genellikle yn dei
tirerek ilerler. Fakat iki ortamn karlkl younluktan, nn gelme
as nedeniyle knlma olmamasna yol aabilir. Bu durumda tam yans
ma olur. Ikl uta gcl bir imge oluur; bu da, bir anlamda, n demetle
rinin yollarna devam etmesindeki imknszlklann simgeler. Alg da
ayn trden bir fenomendir. Maddi dnyann tm imgeleri, btn i
eleriyle birlikte verilidir. Ama asl gerek yani kendiliinden- faaliyet
merkezlerini ortadan kaldrrsanz, buraya erien ve bu faaliyeti ilgilendi
ren nlar, bu merkezleri ap gemek yerine, sanki geri dnp kendile
rini gnderen nesnenin konturlarn izerler. Burada pozitif bir ey olmaz,
imgeye eklenen ve yeni hibir ey olmaz. Nesneler, kendi gcl eylem
lerini simgelemek iin, yani aslnda canl varln zerlerindeki olas

30

MADDE VE BELLEK

etkisini simgelemek iin kendi gerek eylemlerinden bir eyleri terk


ederler. Alg, engellenmi bir krlmadan kaynaklanan bu yansma feno
menlerine fazlasyla benzer; bu bir serap etkisi gibidir.
Bunun anlam, imgeler asndan, var olmak ile bilinli olarak alglanm
olmak arasnda nitelik fark deil, yalnzca basit bir derece farkll oldu
udur. Maddenin gereklii elerinin btnlnde ve her trden ey
lemlerinde yatar. Bizim madde tasarmmz, bedenler zerindeki olas
eylemimizin lsdr; ihtiyalanmz ve daha genel olarak ilevlerimizi
ilgilendirmeyen eyin ortadan kaldrlmasndan kaynaklanr. Bir anlam
da, bilinsiz herhangi bir maddi noktann algsnn, anlk bir alg olma
syla, bizimkinden son derece daha yaygn ve eksiksiz olduu sylenebilir;
nk bu nokta, maddi dnyann her noktasndaki eylemleri derleyip
aktarmaktadr, oysa ki bizim bilincimiz bu dnyann baz blmlerine,
o da ancak baz taraflardan eriir. Bilin -dsal alg durumunda- zellikle
bu tercihte kendini gsterir. Ama, bizim bilinli algmzn bu zorunlu
clzlnda pozitif bir yan vardr ve bu da tine iaret etmektedir: Bu,
(szcn etimolojik anlamnda) ayrt etmedir.
Bizi megul eden sorunun tm gl, algy, alg organ gibi zel bir
aygtla belirli bir noktadan fotoraf ekilen ve ardndan, beyin tzndeki
bilmediim bir tr kimyasal ve psiik hazrlk sreciyle banyosu yaplan,
eylerin fotografk bir grnm olarak dnmemizden kaynaklanr.
Ama fotorafn -tabii eer buna fotoraf denebilirse- eylerin iinde ve
uzayn her noktasnda daha nceden ekildiini, hazr bulunduunu
nasd grmeyiz? Hibir metafizik, hatta hibir fizik bu sonutan kaamaz.
Evreni atomlardan oluturun: Maddedeki her bir atomunun eylemi, bu
atomlarn her birinde, nitelik ve nicelik olarak, mesafeye gre deiken
biimde kendini hissettirir. G merkezleriyle birlikte? tm merkezlerin
her ynde yayd g izgileri, maddi dnyann tm etkisini tek tek her
merkeze yneltir. Nihayet, monadlarla birlikte? her monad -Leibnizin
ileri srd gibi- evrenin aynasdr.* Dolaysyla bu noktada herkes
hemfikirdir. Ne var ki, evrenin herhangi bir noktasn veri aldnzda,
tm maddenin eyleminin bu noktadan direnle karlamadan ve eksilip
yok olmadan getii ve btnn fotorafnn orada yarsaydam olduu
sylenebilir: Fotoraf levhasnn ardnda, imgenin belirginlemesini sa
layacak siyah perde eksiktir. Bizim belirsizlik blgelerimiz bir anlamda
perde rol oynar. Var olana hibir ey eklemezler; yalnzca gerek eylemin
gemesini ve gcl eylemin kalmasn salarlar.
Soru iaretleri Bergsona aittir, (.n.)

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV 31

Bu bir hipotez deildir. Hibir alg teorisinin gz ard edemeyecei


verileri ifade etmekle kendimizi snrlyoruz. Gerekten de, hibir psiko
log, en azndan maddi bir dnya olasln ortaya koymadan dsal algy
incelemeye; yani aslnda her eyin gcl algsn incelemeye kalkmaz.
Ksaca mmkn olduu sylenebilecek bu maddi ktle iinde bedenim
dediim zel nesne ile bu bedendeki alg merkezleri tek balarna brak
lr: uzayn herhangi bir noktasndan gelen ve sinirler boyunca yaylarak
merkezlere ulaan uyarm bana gsterilir. Ama burada beklenmedik bir
ey meydana gelir. Bedeni evreleyen bu maddi dnya, beynin iinde
bannd bu beden, iinde merkezlerin ayrt edildii bu beyin aniden bir
yana atlr; ve sanki byl bir denein etkisindeymi gibi, nce ortaya
konmu olan eyin tasarm yepyeni bir eymi gibi ortaya kartlr. Bu
tasarm, kaynakland maddeyle hibir ortak yan olmasn diye uzamn
dna itilir: maddenin kendisine gelince, vazgeilmek istense bile mm
kn deildir, nk maddenin fenomenleri kendi aralarnda yle kesin
bir dzen olutururlar, kken olarak seilen noktaya yle ilgisizdirler ki,
bu dzenlilik ve bu ilgisizlik gerekten de bamsz bir varolu oluturur.
Bu durumda, maddenin hayaletini korumaya raz olmak gerekir. En azn
dan yaam veren tm niteliklerden yoksun braklr. Amorf bir uzam
iinde, hareket eden ekillerin silueti fark edilecektir; hatta (ki bu da
aa yukar ayn anlama gelir), kendi aralarnda birleen byklk iliki
leri, kendi ieriklerini ortaya koyarak evrilen ilevler hayal edilecektir:
Maddenin kalntlaryla dolu olan tasarm, genileyemeyen bir bilincin
iinde serbeste kendini ortaya koyabilecektir artk. Ama kesip bimek
yetmez, dikmek gerekir. Maddi desteklerinden ayrdmz bu niteliklerin
imdi bu destee nasl kavuacan aklamamz gerekir. Maddeden ek
siltilen her znitelik, tasarm ile nesnesi arasndaki aral geniletir.
Eer bu maddeyi yaylmsz bir hale getirirsek, genilemeyi maddenin
kabul nasl mmkn olabilir? Eer maddeyi homojen harekete indirger
sek, nitelik nasl doar? zellikle, ey ile imge arasndaki, madde ile
dnce arasndaki bir iliki -bu iki terimin her biri tanm gerei dierin
de eksik olana sahip olduundan- nasl hayal edebiliriz? Bylece adm
attka glkler doacaktr ve bu glklerden birini ortadan kaldrmak
iin gstereceiniz her aba, birok baka gln iinde onu zm
leyebilir. Peki biz sizden ne istiyoruz? Yalnzca byl denei kullan
maktan vazgemenizi ve balangta girmi olduunuz yolda devam etme
nizi. Duyu organlarna erien, sinirleri dntren, etkilerini beyne dek
yayan dsal imgeleri bize gstermitiniz. Sonuna dek gidin. Hareket
beyin maddesini geecek, orada elbette biraz oyalanacak ve iradi eylem

32

MADDE VE BELLEK

biiminde geliecektir. Alg mekanizmasnn btn ite budur. mge


olarak algnn kendisine gelince, bunun oluunu anlatamazsnz, nk
nce bunu ortaya koydunuz ve zaten bunu ortaya koymadan da yapamaz
dnz: beyni kabul ederek, en ufak madde parasn kabul ederek, imgeler
btnn de kabul etmi olmuyor musunuz? Dolaysyla, aklamanz gere*
ken ey, algnn nasl doduu deil, kendini nasl snrlandrddr, nk alg
teorik olarak btnn imgesi olurken aslnda sizi ilgilendiren eye indirgenir.
Ama blmleri deiken bir merkeze gre dzenlendii iin dolaysz
imgeden tamamen ayrlyor olsa da, snrll kolaylkla anlalr: teorik
olarak sonsuz olan alg, aslnda sizin bedeniniz olarak adlandrdnz
bu zel imgenin seyrine braklm belirsizlik payn belirtmekle snrl
dr. Ardndan, tersine, beden hareketlerinin belirsizlii, beynin gri tz
nn yapsndan kaynakland haliyle, sizin algnzn gerek kapsamn
belirtir. Dolaysyla, her eyin sanki sizin algnz beynin isel hareketleri
nin sonucuymu gibi cereyan etmesine ve bir anlamda beyin kabuun
daki [korteks] merkezlerden kaynaklanmasna armamak gerekir. As
lnda korteksten kaynaklanamaz, nk beyin de dierleri gibi bir imge
dir, dier imgeler ktlesi beyni de kapsar, dolaysyla kapsayann kapsanandan kaynaklanmas sama olur. Ama beynin yaps, aralarnda tercih
yaptnz hareketlerin titiz plann verirken, dier yandan, dsal imge
lerin algy oluturmak iin kendi zerine geri dnm gibi gzken
ksm, bu hareketlerin etkili olduu evrenin tm noktalann belirttiin
den, bilinli alg ile beynin deiimi kesin olarak birbirlerine denk der
ler. Bu iki terimin -bilinli alg ve beynin deiimi- karlkl bamll,
demek ki bunlann her ikisinin de, bir nc terimin fonksiyonu olmala
rna baldr: istemin belirsizlii.
rnein, ltl bir P noktas ele alalm ve bu noktann nlan da
retinann a, b, c gibi farkl noktalanna etkide bulunuyor olsun. Belli bir
younluktaki ve belli bir sredeki titreimleri bilim bu P noktasna yer
letirir. Bilin bu P noktasnda alglar. Biz bu incelemenin ak
iinde, her ikisinin de hakl olduunu ve bu k ile bu hareketler arasnda
temel bir farkllk olmadn gstermeye abalyoruz; yeter ki soyut bir
mekaniin hareketten dlad birlik, blnmezlik ve heterojenlik hare
kete geri verilsin; yeter ki hissedilir niteliklerde belleimizin kaslmalann
grebilelim: Bilim ile bilin bir an akr. Szcklerin anlamn burada
fazla derinletirmeden, P noktasnn retinaya kl uyarmlar gnderdi
ini sylemekle yetinelim. Ne olacaktr? P noktasnn grsel imgesi verili
olmasayd, bu imgenin nasl olutuunu bulmak gerekirdi ve ksa srede
zmsz bir sorunla kar karya kalrdk. Ama ne yaparsak yapalm

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV

33

ncelikle u soruyu sormamz gerekir: Sonsuz saydaki baka imge dlan


m dururken, benim algmn paras olmas iin bu imgenin niin ve
nasl seildiim bilmek; sorulmas gereken tek soru budur. Oysa P nokta
sndan retinann eitli cisimciklerine aktanlan uyanmlann beyinzanaltndaki ve beyinzanndaki optik merkezlere, ou zaman da baka mer
kezlere gnderildiini ve bu merkezlerin de bunlan kh hareket ettirici
mekanizmalara aktardklarn, kh geici olarak durdurduklann gryo
rum. Demek ki, almlanan uyanm etkili klan ey ilgili sinirsel elerdir.
Bu eler istemenin belirlenimsizliini simgeler; bu belirlenimsizlik
onlann btnlne baldr; dolaysyla bu elerin her lezyonu, bizim
olas eylemimizi azaltarak, algy da azaltr. Baka deyile, maddi dnya
iinde, toplanan uyanmlann mekanik olarak aktarlmad noktalar var
sa; belirttiimiz gibi, belirsizlik blgeleri varsa; bu blgeler zellikle,
duyumsal-hareket ettirici srecin gzergh zerinde buluur; ve ardn
dan da her ey sanki Pa, Pb, Pc nlan bu gzergh boyunca alglanm ve
sonra da Pye yanstlm gibi cereyan eder. Dahas, bu belirlenimsizlik
deneyimlenemeyen ve hesaplanamayan ey olsa da, izlenimin topland
ve aktanld sinirsel elerin durumu ayn deildir. Dolaysyla, fzyolojistler ve psikologlar bu elerle ilgilenmelidir; dsal algnn tm aynntts
burada zme balanacak ve aklanacaktr. u da denebilir ki, uyar,
bu eler boyunca yol alp merkeze eritikten sonra, orada bilinli bir
imgeye dnr ve bu imge daha sonra P noktasnda dsallar. Ama
byle ifade edildiinde, bilimsel yntemin gereklerine basite boyun
eilmi olunur; gerek sre asla tarif edilemez. Aslnda, bilinte oluan
ve sonradan Pye yansyan yaylmsz bir imge yoktur. Gerekte P noktas,
yayd nlar, retina ve ilgili sinirsel eler, dayanma iindeki bir
btn olutururlar. Ikl P noktas bu btnn parasdr; ve Pnin
imgesinin oluup algland yer Pdir, baka bir yer deil.
eyleri bu ekilde tasarlayarak, saduyunun naif inancna geri dnm
oluruz. Hepimiz, nesneye nfuz ettiimize, onu kendi iimizde deil onun
iinde algladmza inanmaya baladk. Psikologun gayet basit, geree
gayet yakn bir fikri kmsemesi, beyin-ii sreci, algnn bu minicik
ksmn tm algya denk kabul etmesinden kaynaklanr. Bu i sreci
koruyarak, alglanan nesneyi ortadan kaldrn; psikolog nesnenin imgesi
nin varln srdrdn sanr. Onun bu inanc kolayca aklanr:
dsal algy her noktada taklit eden imgelerin ortaya kt, sann ve
d gibi saysz durum vardr. Bu tr bir durumda nesne kaybolup beyin
varln srdrdnden, beyin fenomeninin imge retmeye yettii
sonucuna vanlr. Ama unu unutmamak gerekir ki, bu trden psikolojik

34

MADDE VE BELLEK

durumlarn tmnde birincil rol oynayan bellektir. Oysa, alg bizim


anladmz anlamda kabul edildiinde, bellein ortaya kmas gerektiini
ve bu bellein, tpk alg gibi, kendi gerek ve eksiksiz koulunu beynin
bir durumunda bulmadm daha ilerde gstermeye alacaz. Bu iki
noktann incelenmesi zerinde daha fazla durmadan, olduka basit ve
hi de yeni olmayan bir gzlemde bulunmakla yetinelim. Kr domu
birok kiinin grme merkezlerinde hasar yoktur: yine de asla grsel bir
imge oluturamadan yaayp lrler. Demek ki byle bir imgenin ortaya
kabilmesi iin dsal nesnenin en azndan bir kez rol oynam olmas
gerekir: sonu olarak, en azndan ilk kez tasarma fiilen dahil olmak
gerekir. u an iin baka bir ey talep etmiyoruz; nk bizim burada ele
aldmz ey katksz algdr, yoksa bellein karmak algs deil. Bel
lein katksn bir yana brakarak brt haldeki algy tahayyl edersek,
nesne olmadan asla imge olmadn kabul etmek zorunda kalnz. Ama
sz konusu dsal nesneyi beyin-ii srelere kattmzda, bu nesnenin
imgesinin nesneyle birlikte ve nesnenin iinde nasl verili olduunu
gayet iyi grrken, beynin hareketinden nasl doduunu ise asla gre
meyiz.
Sinirlerdeki ya da merkezlerdeki bir lezyon, sinirsel uyanmn gzerg
hn kesintiye urattnda, alg da ayn lde azalr. Buna armak
m? Sinir sisteminin rol bu uyanm kullanmak, onu gerek ya da gcl
olarak yerine getirilen pratik yordamlara dntrmektir. Herhangi bir
nedenle uyart artk etkili olmuyorsa, buna denk den algnn hl
varln srdrmesi tuhaf olur, nk bu durumda bu alg bedenimizi,
onu dorudan doruya bir tercihte bulunmaya davet etmeyen uzay noktalanyla ilikiye sokar. Bir hayvann optik sinirini kesin; kl noktadan
gelen uyarm artk beyne ve oradan yola karak da motor sinirlere akta
rlmaz; dsal nesneyi hayvann hareket ettirici mekanizmalarna (optik
siniri de kapsar) balayan ba kopmutur: Bu durumda grsel alg gszleir ve bilind da zellikle bu gszlk iinde oluur. Sinir sisteminin
katks olmadan, duyu organlar olmadan maddenin alglanabileceini
teorik olarak tahayyl edebiliriz; ama bu pratikte imknszdr, nk bu
trden bir alg hibir ie yaramaz. Ancak bir hortlaa uygun der, yoksa
canl, yani eyleyen bir varla deil. Canl varl imparatorluk iindeki
imparatorluk olarak dnrz; sinir sistemini de ayn bir varlk olarak
tasarlarz ve bu sistemin ilevi ncelikle alglar oluturmak, sonra da
hareketler yaratmak olur. Hakikat udur ki, benim bedenimi sarsan nes
nelerle benim etkide bulunabileceklerim arasnda duran sinir sistemim,
hareketi aktaran, bltren ya da bastran basit bir iletken rol oynar.

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV

35

Bu iletken, periferiden merkeze ve merkezden periferiye gerilmi ok


sayda iplikten oluur. Periferiden merkeze giden ne kadar ilmek varsa,
benden iradi eylem talebinde bulunan ve deyim yerindeyse, benim devindirici faaliyetime temel bir soru sorabilecek uzay noktas da o lde
vardr: sorulan her soru, tam da alg denen eydir. Bylece, duyumsal
denen iplerden biri kesildiinde alg elerinden biri de eksilmi olur,
nk bu durumda, dsal nesnenin herhangi bir blm faaliyet talebin
de bulunamayacak kadar gszleir; ayrca srekli bir alkanlk yerine
getirildiinde de durum ayndr, nk bu durumda zaten hazr olan
karlk soruyu gereksiz klar. Her iki durumda da, uyarmn kendi zerine
grnr yansmas ile n kaynakland imgeye geri dn yok olur;
daha dorusu, algnn imgeden kopmasna yol aan bu ayrma, bu ayk
lama yok olur. Dolaysyla, algnn ayrntsnn, duyumsal denen sinirleri
tpatp rnek aldn, ama btn olarak algnn, kendi gerek varlk
nedenini bedenin hareket etme eiliminde bulduunu syleyebiliriz.
Genellikle bu noktada yanlg yaratan ey, hareketlerimizin bunlara
vesile olan uyartya grnrdeki ilgisizliidir. Bedenimin bir nesneye
erime ve onu dntrme ynndeki hareketi ayn kalyor gibi gelir;
kh o nesnenin varlndan iitme organ yoluyla haberdar olurum, kh
grme ya da dokunma yoluyla bana belirir. Bu durumda, benim hareket
ettirici faaliyetim ayr bir varlk [entite] halini alr; hareketin meydana
gelmesini talep eden imge ne tr olursa olsun, ayn eylem iin her zaman
ayn olan, hareketin iradi olarak kaynakland bir tr rezervuar halini
alr. Ama aslnda, dsal olarak zde hareketlerin zellii, grsel, dokunsal ya da iitsel bir izlenime karlk vermelerine bal olarak, isel
olarak bakalam olmalandr. Uzayda ok sayda nesne fark ederim; bu
nesnelerin her biri, grsel biim olarak, benim faaliyetime arda bulu
nur. Aniden grmez olurum. Kukusuz ki, uzay iindeki hareketlerimin
nitelii ve nicelii hl ayndr; ama bu hareketleri grsel izlenimlerle
koordine edemem; bundan byle, bu hareketler, rnein, dokunmayla
elde edilen izlenimleri izlerler ve beyinde kukusuz yeni bir dzenleme
meydana gelir; hareket ettirici sinirsel elerin beyin kabuu iindeki
protoplazmik yaylmlar, duyumsal diye adlandrlan ve artk says azal
m bu sinirsel elerle ilikide olacaktr. Demek ki artk faaliyetim ger
ekten azalmtr; yle ki, ayn hareketleri yerine getirebilsem bile,
nesneler bana bu hareketler iin daha az frsat sunacaktr. stelik, optik
iletinin aniden kesilmesinin temel ve derindeki sonucu, faaliyet taleple
rinin bir blmn tmyle ortadan kaldrmaktr: oysa bu talep, grm
olduumuz gibi, algnn ta kendisidir. Burada, algy, bizim devinim faali

36

MADDE VE BELLEK

yetimize sorulmu bir tr sorudan deil, kelimenin tam anlamyla duyum


sal uyarmdan kaynaklandran grlerin hatasna parmak basyoruz.
Onlar bu hareket ettirici faaliyeti algsal sreten koparmaktadrlar, ve
bu faaliyet algnn yokluunda da varln srdryor gzktnden,
algnn yerinin duyumsal denen sinir eleri olduu sonucunu kartrlar.
Ama hakikat, algnn ne duyumsal merkezlerde ne de devindirici merkez
lerde olduudur; alg, bunlarn ilikilerinin karmakln ler ve nere
de ortaya karsa orada vardr.
ocukluu incelemi olan psikologlar, bizim tasarmmzn kiisellik
ten uzak olarak ortaya ktn bilirler. Tasarmn merkez olarak bizim
bedenimizi benimsemesi yava yava ve tmevarmlar sonucu olur ve
ancak o zaman o bizim tasanmmz olur. Bu ilemin mekanizmasn anla
mak aslmda kolaydr. Bedenim uzay iinde yer deitirdike, tm dier
imgeler de deiir; bedenim ise, tersine, deimeden kalr. Dolaysyla
bedenimi, elbette, tm dier imgelerimi balayabileceim bir merkez
yaparm. Dsal bir dnyaya inancm, yaylmsz duyumlan kendi dma
yanstyor olmamdan kaynaklanmaz, kaynaklanamaz: Bu duyumlar nasl
yaylm kazanabilir? Ben, dsallk kavramn nereden edinebilirim? Ama,
deneyin geerli kld gibi, ncelikle imgeler btnnn verili olduu
kabul edilirse, bu btn iinde kendi bedenimin sonunda nasl olup da
imtiyazl bir konum elde edebildiini gayet iyi grrm. Ayn zamanda,
ierisi ve dars kavramnn da nasl doduunu anlarm. Bu kavramlar
balangta yalnzca benim bedenim ile dier cisimler arasndaki ayrm
ifade ediyorlard. Gerekten de, genellikle yapld gibi benim bedenim
den yola kabilirsiniz; ama bedenimin yzeyine gelen ve yalnzca bu
bedeni ilgilendiren izlenimlerin, benim iin, nasl olup da bamsz nes
neler oluturabildiini ve bir d dnya yarattn bana asla anlatamazs
nz. Tersine, bana genel imgeler verirseniz, sonuta bedenim bu imgelerin
ortasnda ayr bir ey olarak belirir, nk bu imgeler hi durmadan
deiirken bedenim deimeden kalr, ierisi ile dans ayrm, bylece,
para ve btn ayrmna indirgenir. nce, imgeler btn vardr; bu
btnn iinde ise, ilgin imgelerin yansd eylem merkezleri bulu
nur; alglar byle doar ve eylemler byle hazrlanr. Benim bedenim bu
alglarn ortasnda beliren eydir; bu eylemlerin atfedilmesi gereken var
lk, benim kiiliimdir. Tpk ocuun yapt gibi, dolaysz deneyimin ve
saduyunun bizi davet ettii gibi, tasarmn periferisinden merkeze doru
bu ekilde gidildiinde olaylar aydnlanr. Tersine, teorisyenlerle birlikte,
merkezden periferiye doru gidildii varsaylrsa, her ey karanr ve sorun
lar oalr. Bu durumda, yaygn bir yzey oluturmay nasl baardklar

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV

37

anlalmad gibi, bedenimizin dma nasl yansdklar da anlalmayan,


yaylmsz duyumlar kullanarak, para para, yapay olarak ina edilmi
bir dsal dnya fikri nereden kaynaklanr? Aslnda ben, bedenim denen
bu eylem merkezini adm adm snrlamak ve bylece onu tm dierlerin
den ayrt etmek iin genel olarak maddi dnyaya kendimi derhal yerle
tirmiken, her trl grnme kar, kendi bilinli benimden bedenime
gitmem, sonra da bedenimden dier bedenlere gitmem niin istenir?
Dsal algmzn balangtaki yaylmsz niteliine bu inancn iinde o
kadar ok yanlg bir araya getirilmitir ki; kendi dmza tamamen i
durumlar yansttmz fikrinde yle ok yanl anlama, doru drst
sorulmam sorulara verilmi yle ok yanm yamalak cevap bulunur ki;
aniden her eyi aydnlattmz iddia edemeyiz. Bu yanlglann gerisinde
ki, blnmez uzanm ve homojen meknn metafizik mulakln, ka
tksz alg ile bellein psikolojik mulakln ak seik gsterdiimiz
lde, her eyin yava yava aydnlanacan umuyoruz. Ama bu yanlg
lar, aynca, gerek olgulara baldrlar. Doru yorumlanmalan iin bunlan
imdiden belirtebiliriz.
Bu olgulann ilki, duyulannzn eitime ihtiya duyduudur. Ne gr
me ne de dokunma kendi izlenimlerinin yerini derhal belirleyebilir. Bir
dizi koutluk ve tmevanm zorunludur. Bunlar sayesinde izlenimlerimizi
-birbirlerine gre- yava yava koordine edebiliriz. z gerei yaylmsz
duyumlar fikrine buradan sranz. Bu duyumlar, yan yana konarak uzam
olutururlar. Ama bizim hipotezimizde, duyulannzn da eitime ihtiyac
olacan grmemek mmkn mdr? Hem de kukusuz ki eylerle uyum
lu olmak iin deil, kendi aralarnda hemfikir olmak iin bu eitimin
gerektii nasl grlmez? te, tm imgelerin ortasnda, benim bedenim
diye adlandrdm ve gcl eylemi, evredeki imgelerin kendi zerlerine
aka yansmasnda ifade bulan belli bir imge. Benim bedenim iin
olas eylem biimleri sz konusu olduu mddete, dier bedenler iin
de farkl yansma sistemleri sz konusu olacaktr ve bu sistemlerin her
biri benim duyularmdan birine denk decektir. Dolaysyla, benim
bedenim baka imgeleri onlar zerinde uygulanabilecek eitli eylemlerin
bak asndan analiz ederek onlar yanstan bir imge olarak davranr.
Sonra da, benim farkl duyulannn ayn nesne iinde alglad nitelikle
rin her biri benim faaliyetimin belli bir ynn, belli bir ihtiyac simgeler.
imdi, benim eitli duyulanmn bir bedeni alglaytan, bir araya geldi
inde, bu bedenin eksiksiz bir imgesini verebilir mi? Kukusuz ki veremez;
nk bu alglar btnn iinde toplanmtr. Bilinli olarak alglamak,
semek anlamna gelir, ve bilin ncelikle uygulamadaki bu ayrmadan

38

MADDE VE BELLEK

ibarettir. eitli duyularmn ayn nesneye dair eitli alglan bir araya
geldiinde, nesnenin eksiksiz bir imgesini oluturmazlar; bu alglar, be
nim ihtiyalarmn boluklarn bir anlamda len aralklarla birbirle
rinden ayn kalrlar: bu aralklar doldurmak iin bir duygu eitimi gerek
lidir. Bu eitimin amac, benim duyularm birbirleriyle uyumlu klmak,
bunlann verileri arasnda, bedenimin ihtiyalarnn sreksizliiyle para
lanm bir sreklilik oluturmak, ve son olarak da, maddi nesnenin bt
nn tahmini olarak yeniden oluturmaktr. Bir duygu eitimi zorunlulu
u, bizim varsaymmzda byle aklanacaktr. Bu aklamay bir nce
kiyle karlatralm. Birincisinde, grmenin yaylmsz duyumlan, do
kunmann ve dier duyularn yaylmsz duyumlanyla birleerek oluturduklan sentez sonucunda maddi bir nesne fikri ortaya koyarlar. Ama
ncelikle, bu duyumlann nasd yaylm elde edebilecekleri anlalmayaca
gibi, yaylm bir kez teorik olarak elde edildiinde, bu duyumlardan bazlannm, aslnda, uzayn herhangi bir noktas iin tercih edilme nedeni de
aklanamaz. Sonra, farkl trdeki bu duyumlarn istikrarl ve dolaysyla
dayankl, benim deneyimimle tm insanlarn deneyimi asndan ortak,
dier nesneler karsnda, doa yasalan denen o eilip bklmez kurallara
tabi bir nesne oluturmak iin birbirleriyle koordinasyon iinde olabilme
lerini hangi tesadfi anlamann, nceden olumu hangi uyumun sala
dn da kendimize sorabiliriz. Tersine, ikinci aklamada ise, farkl
duyulannzn verileri, ncelikle bizim iimizde deil, kendi ilerinde
alglanan eylerin nitelikleridir: Onlar birbirinden yalnzca soyutlama
ayrmken, bir araya gelmeleri artc mdr? Birinci hipotezde, maddi
nesne bizim algladmz ey hi deildir: Bir yanda, duyumsal nitelik
lerle birlikte bilin ilkesi bulunur, dier yanda ise bir madde vardr ve
bunun hakknda hibir ey diyemeyiz ve yadsmalarla tanmlanr, nk
ncelikle onu ortaya koyan her eyden yoksun braklmtr. kincisinde,
maddenin ok daha derinletirilmi bir bilgisi mmkndr. Kabataslak
bir eyi bu bilgiden ekip almak yerine, tersine, tm duyumsal nitelikleri
yaknlatrmak, aralarndaki akrabal bulmak, bunlar arasnda ihtiya
larmzn paralad sreklilii oluturmak gerekir. Bu durumda, bizim
madde algmz, en azndan kural olarak -ve birazdan greceimiz gibi
duygulanm ve zellikle bellek soyutlandnda, ne grecedir ne znel.
Bu alg yalnzca ihtiyalanmzn okluu tarafndan blnmtr. Birinci
hipotezde, tin de madde kadar bilinemezdir, nk tine duyumlan -n e
resi olduu mehul bir yerden- hatrlamann ve bu duyumlar bedenleri
oluturacaklar bir uzaya -niin bilinmez- yanstmann tanmsz kapasi
tesi atfedilir, ikinci hipotezde, bilincin ilevi ak seik tanmlanmtr:

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV

39

Bilin, olas eylem anlamna gelir; ve tinin elde ettii biimler, bilincin
zn bizden gizleyen biimler, bu ikinci ilkenin nda uzak tutulma
ldrlar. Bylelikle bizim hipotezimizde tini maddeden daha ak seik
ayrma ve bunlar arasnda bir yaknlk kurma olasl hayal meyal de
olsa seilmektedir. Ama bu ilk noktay bir yana brakalm ve kinciye
geelim.
leri srlen ikinci olgu, uzun sre boyunca sinirlerin zgl enerjisi
olarak adlandmlm eyden oluur. Bilindii gibi, optik sinirin dsal bir
okla ya da bir elektrik akmyla uyarlmas grsel bir duyuma yol aacak
tr; ve bu ayn elektrik akm, akustik sinire ya da dil ve yutaa uyguland
nda, bir tat alglatacak ya da bir ses iittirecektir. Bu ok zgl olgular
dan u iki ok genel yasaya ulalr: ayn sinir zerinde etkide bulunan
farkl nedenler ayn duyuma yol aar; ve farkl sinirler zerinde etkide
bulunan ayn neden farkl duyumlara yol aar. Bu yasalardan kartlacak
sonu ise, bizim duyumlarmzn yalnzca birer iaret olduu; her bir
duyunun rolnn, uzam iinde gerekleen homojen ve mekanik hare
ketleri kendi diline tercme etmek olduudur. Son olarak, algmz artk
bir araya getirilemeyecek iki farkl blme ayrma fikri de buradan kay
naklanr: bir yanda, uzay iindeki homojen hareketler, dier yanda, bilin
iinde yaylmsz duyumlar. Bu iki yasann yorumunun ortaya kard
fizyolojik sorunlarn incelenmesine girimek bizim iimiz deildir: Bu
yasalar nasl anlalrsa anlalsn, ister sinirlerde zgl enerji olduu
dnlsn, ister bu enerji merkeze tansn, her koulda almaz glk
lerle kar karya kalnr. Ama, giderek daha sorunlu gelen ey, bu yasa
larn kendisidir. Lotze de yasalarn yanllndan kukulanmt. Bu
yasalarn doru kmas iin, ses dalgalarnn gze k duyumu ver
mesini ya da kl titreimlerin kulaa bir ses iittirmesini1 bekliyordu.
Gerekten de, ileri srlen tm olgular tek bir tre indirgeniyor gibidir:
farkl duyumlar yaratabilen tek bir uyanc ile ayn duyumu dourabilen
ok sayda uyarc, ya elektrik akmdr ya da organn elektrik dengesinde
bir deiime yol aabilecek mekanik bir nedendir. Oysa, elektrik uyart
snn, farkl trden duyumlara nesnel olarak cevap veren eitli bilecenler
ierip iermediini ve her bir duyunun rolnn basite kendisini ilgilen
diren bileeni btnden ekip karmak olup olmadn kendimize sora
biliriz: bu durumda, ayn uyartlar ayn duyumlara yol aarken, farkl
uyartlar da farkl duyumlara yol aar. Daha kesin olarak ifade edersek,
rnein, dilin elektriklenmesinin kimyasal deiimlere yol amadn
1) Lotze, Metaphysiq u e, s. 526 ve devam.

40

MADDE VE BELLEK

iddia etmek zordur; ve zaten tat dediimiz de bu deiimlerdir. Dier


yandan, fiziki elektromanyetik bir karklkla zdeletirebiliyorsa,
tersine, burada elektromanyetik bir karklk olarak adlandrd eyin
k olduunu da syleyebiliriz, yle ki optik sinir elektriklendiinde
nesnel olarak alglar. zgl enerji doktrininin, dier duyular iin
deilse de, kulakla ilgili ileri srdkleri asndan salam temellere dayal
olduu grlr: eyin gerek varl hibir yerde kulakta olduundan
daha ihtimal dahilinde olmamtr. Bu olgular zerinde daha fazla durmu
yoruz, nk bu konunun sunumu ve derinlemesine tartlmas yeni
km bir eserde mevcuttur.2 Burada sz edilen duyumlarn bedenimiz
dnda algladmz imgeler olmadn, daha ziyade, bizzat bedenimizde
yerlemi duyumlar olduunu belirtmekle yetinelim. Bedenimizin yap
sndan ve yneliminden, ilerde greceimiz gibi, duyumsal denen ele
rinden her birinin genellikle alglad dsal nesneler zerinde gerek
bir etkide bulunduu sonucu kar. Bu gerek etkinin de gcl etkisiyle
ayn trden olmas gerekir. Duyumsal sinirlerin her birinin niin belirli
bir duyum tarzna gre titretii bylece anlalacaktr. Ama bu noktay
aydnlatmak iin, duygulanmn doasn derinlemesine demek gerekir.
Bylelikle, incelemek istediimiz nc ve sonuncu argmana vannz.
Bu nc argman, uzam igal eden tasanmsal durumdan genilemez
gibi gzken duyumsal hale -hissedilmez derecelerde- geiten elde edi
lir. Buradan, uzam da duyuma eklendiinden ve alg sreci isel durumla
rn dsallamasndan ibaret olduundan, her trl duyumun doal ve
zorunlu yaylmszl sonucu kartlabilir. Psikolog, gerekten de, bede
ninden yola kar ve bu bedenin periferisinde alglanan izlenimler t
myle maddi evrenin yeniden yaplanmasna yeterli gzktnden,
ncelikle kendi bedenini evrene indirger. Ama bu ilk konuma katlanmak
mmkn deildir; onun bedeni tm dier bedenlerden ne daha fazla ne
daha az gereklie sahip olabilir. Dolaysyla daha teye gitmek, ilkenin
uygulanmasn sonuna kadar izlemek gerekir ve evreni canl bedenin
yzeyine indirgedikten sonra, bu bedenin kendisini sonunda genileyemez varsaylacak bir merkez halinde kasp bzmek gerekir. Bu durumda,
kabaracak, deyim yerindeyse, yaylarak iecek ve sonunda, nce bizim
bedenimize, sonra da tm dier maddi nesnelere genilik verecek yaylm
z durumlarn bu merkezden kaynaklanmas gerekecektir. Ama genile
meyen imgeler ile genileyen fikirler arasnda, zellikle, yeri net olarak
belirlenemeyen bir dizi ara durum -k i bunlar duyumsal durumlardr2) Schwarz, D a s W a h m e h m u n sg sp ro b le m , Leipzig, 1892, s. 313 ve devam.

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV 41

olmasayd bu tuhaf varsaym imknsz olurdu. Bizim idrak gcmz,


alldk yanlgsna boyun eerek, ey uzam mdr deil midir ikilemini
ortaya atar; ve duyumsal durum uzama pek az benzediinden, yerine
yarm yamalak yerlemi olduundan, bundan kan sonu bu durumun
mutlak anlamda yaylmsz olduudur. Ama bu durumda yaylmn ard
k dereceleri ile uzamn kendisi, yaylmsz durumlann sonradan edinil
mi herhangi bir zelliiyle aklanacaktr; algnn tarihi danya uzanan
ve yansyan isel ve yaylmsz durumlann tarihi olacaktr. Bu argmanlan baka bir biim altnda belirtmek ister miyiz? Hibir alg yoktur ki,
nesnesinin bedenimiz zerindeki etkisinin artmasyla duygulanm ve
daha zel olarak ac halini almasm. rnein, toplu inenin dokunurken
birden nasl battn hissetmeyiz bile. Tersine, ac azaldka yava yava
nedenini alglarz ve deyim yerindeyse tasarm olarak dsallatrrz.
Dolaysyla, duygulanm ile alg arasnda bir yap fark deil, derece fark
var gzkmektedir. Duygulanm kiisel varoluuma sk skya baldr:
gerekten de, acy hisseden zneden ayr bir ac olabilir mi? Dolaysyla,
algnn da byle olmas gerektii grlmektedir ve dsal algnn zararsz
bir hal alm duyumun uzaya yansmasyla olutuu kabul edilmektedir.
Gerekilerle idealistler hemfikir olarak bu ekilde dnrler. Gerek
iler, maddi evrenin iinde, znel ve yaylmsz durumlann bir sentezin
den baka bir ey grmezlerken, idealistler, bu sentezin ardnda, buna
denk den bamsz bir gereklik olduunu eklerler; ama her ikisi de,
duygulanmdan tasanma kademeli geite, maddi evren tasarmnn nispi
ve znel olduu, deyim yerindeyse, biz tasanmdan kaynaklanmazken,
tasanmn bizden kaynakland sonucuna varrlar.
Mspet bir olguya dair bu tartmal yorumu eletirmeden nce, ac
nn ya da algmn yapsn aklamak bir yana, aydnlatmay bile baarama
dm gsterelim. zellikle bana bal olan ve eer ben yok olursam yok
olacak duyumsal durumlar, yalnzca bir younluk azalmas etkisiyle, yay
lm edinmeyi, uzay iinde belirgin bir yer edinmeyi, kendi kendisiyle ve
dier insanlann deneyimiyle daima uyum iinde, kalc bir deneyim olu
turmay baarsalar da, bunu bize anlatmay glkle baanrlar. Ne yapar
sak yapalm, duyumlara nce yaylm, sonra da vazgemek istediimiz
bamszl, u ya da bu biimde, geri vermek durumunda kalrz. Ama,
dier yandan, bu hipoteze gre, duygulanm tasarmdan daha ak seik
olamaz. nk duygulanmlarn younluk yitirerek tasarm haline nasl
geldii anlalmasa da, ncelikle alg olarak verilmi ayn fenomenin,
younluunu artrarak nasl duygulanm haline geldii de anlalr de
ildir. Acnn iinde olumlu ve faal bir ey vardr ve kimi filozoflarla

42

MADDE VE BELLEK

birlikte, bunun mulak bir tasanmdan ibaret olduunu syleyerek doru


drst aklayandayz. Ama asd glk henz bu noktada deildir. Uyancinin adm adm artnn sonunda algy acya dntrd tartma
szdr; dnmn belirli bir andan itibaren kendini gsterdii de bir o
kadar dorudur: Niin baka bir an deil de bu an? Balangta yalnzca
ilgisizce seyrettiim bir fenomenin benim iin aniden yaamsal bir nem
kazanmasnn zel nedeni nedir? Bu hipotezde, belirli bir anda fenomen
deki younluk azalmasnn ona bir yaylma hakkn ve grnr bir bam
szl niin verdiini kavrayamadm gibi, bir younluk artnn, ac
denen ve olumlu etki kayna olan bu yeni zellii baka bir anda deil
de bu anda nasl verdiini de kavramam mmkn olmaz.
imdi hipotezimize geri dnelim ve duygulanmn, belirli bir anda,
imgeden nasl kaynaklanmas gerektiini gsterelim. Bylece, uzamda yer
igal eden bir algdan yaydmsz olduu sanlan bir duygulanma nasl
geildiini anlarz. Ama, acnn gerek anlam zerine baz hazrlk sapta
malar kanlmazdr.
Amibin uzantlarndan birine yabanc bir beden dokunduunda, bu
uzant bklr. Demek ki, protoplazmik ktlenin her bir blm uyary
almaya ve buna tepki gstermeye ayn lde muktedirdir. Alg ile hare
ket burada tek bir zellikte buluur: bzlebilirlik. Ama organizma kar
maklatka, alma blnr, ilevler farkllar ve bylelikle oluan
anatomik eler bamszlklann kendi istekleriyle terk ederler. Bizimki
gibi bir organizmada, duyumsal denen lifler zellikle merkezi bir blgeye
uyanlar aktarmakla grevlidirler. Uyarm buradan hareket ettirici ele
re yaylr. Bu eler, sanki tek balanna harekete gemekten vazgemi
gibi, ileri nbetiler sfatyla, tm bedenin hareketlerinde ortak davranr
lar. Ama yine de btn olarak organizmay tehdit eden imha nedenlerine
tek balarna da maruz kalrlar: stelik bu organizma tehlikeden kurtul
ma ya da kayplarn telafi etme ynnde hareket etme yeteneine sahip
ken, duyumsal e, iblm sonucu mahkm olduu nispi hareketsizlii
korur. Ac bylelikle doar. Bizce ac, zarar gren enin her eyi yerli
yerine yerletirme abasndan baka bir ey asla deildir: duyumsal bir
sinir zerinde bir tr hareket ettirici eilim. Demek ki her ac bir abadan,
hem de gsz bir abadan ibarettir. Her ac bkal bir abadr; abann bu
gszlnn nedeni de tek banaldr, nk organizma, blmle
rinin dayanmas nedeniyle, ancak btnlkl etkilere yatkndr. Aynca
aba lokal olduunda, ac canl varln bana gelen tehlikeyle kesinlikle
orantszdr: tehlike lmcl olabilirken ac hafif olabilir; ac dayanlmaz
olabilirken (rnein bir di ans) tehlike nemsiz olabilir. Demek ki

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV

43

ac belirgin bir anda mdahale eder; byle bir nn olmas gerekir: bu,
organizmann ilgili blmnn, uyany kabul etmek yerine reddettii
andr. Algy duyumdan ayran ey yalnzca bir derece fark deil, yap
farkdr da.
Demek ki, canl bedeni bir tr merkez olarak kabul ettik. evredeki
nesnelerin bu merkez zerindeki etkisi, bu merkezden evredeki nesne
lere yansr: Dsal alg bu yansmadan ibarettir. Ama bu merkez matema
tiksel bir nokta deildir: Bu bir bedendir ve doadaki tm bedenler gibi,
onu paralamakla tehdit eden dsal nedenlerin etkisine maruz kalr.
Bedenin bu nedenlerin etkisine direndiini grdk. Beden yalnzca d
etkiyi yanstmakla snrl kalmaz; mcadele eder ve bylece bu etkiden
baz eyleri emerek kendi iine alr. Duygulanmn kayna burasdr.
Dolaysyla, metafor kullanarak diyebiliriz ki, alg bedenin yanstma gc
n lerken, duygulanm onun emme gcn ler.
Ama bu yalnzca bir metafordur. Durumu daha yakndan grmek ve
duygulanm gerekliliinin bizzat algnn varlndan kaynaklandn
iyi anlamamz gerekir. Bizim anladmz anlamda anlalan alg, eyler
zerindeki olas etkimizi lerken, tersine, eylerin de bizim zerimizdeki
etkisini ler. (Sinir sisteminin son derece karmak yapsyla simgele
nen) bedenin etkide bulunma gc ne kadar yksekse, algnn kapsad
alan da o kadar genitir. Bedenimiz ile alglanan bir nesne arasndaki
mesafe, demek ki, gerekte, bir tehlikenin ne lde eli kulanda olduu
nu, bir vaadin sresinin ne kadar yakn olduunu ler. Bu nedenle, bir
mesafeyle/sreyle bedenimizden ayr duran, bedenimizden farkl bir nes
neyi alglaymz, gcl bir etkiden baka bir eyi asla ifade etmez. Ama
bu nesnelerle bedenimiz arasndaki mesafe ne kadar azalrsa, baka de
yile, tehlike ne kadar acil ya da vaat ne kadar dolaysz olursa, gcl
eylem de o lde gerek eyleme dnme eilimi gsterir. imdi, snr
aalm ve mesafenin sfr olduunu, yani alglanacak nesnenin bizim
bedenimizle aktn, yani sonuta bedenimizin alglanacak nesnenin
ta kendisi olduunu kabul edelim. Bu durumda, bu algnn zellikle ifade
ettii ey, gcl deil, gerek bir etki olacaktr: duygulanm bizzat bundan
oluur. Demek ki, bedenimizin gerek eylemi, olas ya da gcl eylemi
karsnda neyse, duyumlarmz da alglarmz karsnda ayn durumdadr.
Bedenin gcl eylemi dier nesneleri kapsar ve bu nesneler iinde kendi
ni gsterir; bedenin gerek eylemi bizzat bedeni kapsar ve sonu olarak
beden iinde kendini gsterir. Dolaysyla sanki gerek ve gcl eylem
lerin kendi uygulanma noktalanna ya da kken noktalarna gerek geri
dnleri yoluyla, dsal imgeler bizim bedenimiz tarafndan evreleyen

44

MADDE VE BELLEK

uzayn iine yanstlm ve gerek eylemler de bedenimiz tarafndan


kendi tz iinde tutulmu gibidir. Bu nedenle, dan ile ierinin ortak
snr olan bedenin yzeyi, uzayn hem alglanan hem hissedilen tek
blm olur.
Bunun anlam daima udur: benim algm bedenimin dndadr, duy
gulanmm ise tersine bedenimin iindedir. Tpk dsal nesneleri bulunduklan yerde, benim iimde deil onlann iinde alglamam gibi, benim
duyumsal durumlanm da meydana geldikleri yerde, yani bedenimin be
lirli bir noktasnda hissedilirler. Maddi dnya denen bu imgeler sistemini
ele aln. Benim bedenim bu imgelerden biridir. Tasarm -yani, dier
imgeler zerindeki olas etkisi- bu imgenin etrafnda dzenlenir. Duygu
lanm -yani kendi zerindeki fiili etkisi- bu imgenin iinde meydana
gelir. mge ile duyum arasnda, doal olarak, kendiliinden oluturduu
muz farkllk aslnda budur. mgenin bizim dmzda var olduunu syle
diimizde, bundan, bizim bedenimizin dnda olduunu anlarz. Duyum
dan isel bir durum olarak sz ettiimizde, onun bizim bedenimizde
ortaya ktn sylemek isteriz. Bu nedenle, alglanan imgeler btn
nn, bedenimiz yok olsa bile varln srdrdn ileri sreriz, oysa ki
duyumlarmz ortadan kaldrmadan bedenimizi ortadan kaldramayz.
Saf alg teorimizde yapmamz gereken ilk dzeltmenin zorunluluunu
bylece sezmi oluyoruz. Sanki algmz, kendi tzlerinden mevcut halle
riyle kopmu bir blm imgeymi gibi akl yrttk; sanki nesnenin
bedenimiz zerindeki gcl etkisini ya da bedenimizin nesne zerindeki
gcl etkisini ifade ederken, nesnenin btnnden yalnzca bizi ilgilen
diren yan soyutlamakla smrlamyormu gibi akl yrttk. Oysa bizim
bedenimizin uzay iindeki matematiksel bir nokta olmadn, bedenin
gcl eylemlerinin karmaklap gerek eylemlerle i ie getiini, baka
deyile, duygulanmz alg olmadn dikkate almak gerekir. Demek ki
duygulanm, dardaki beden imgelerini bedenimizin iine katmamzdr;
duygulanm, imgenin saflna yeniden kavumak iin, ncelikle algdan
ekilip kanlmas gereken eydir. Ama yap farkna, alg ile duyum ara
sndaki ilev farkna -alg gerek bir eylemi kapsarken, duyum yalnzca
olas bir eylemi kapsar- gzlerini kapayan psikolog, bunlar arasnda yal
nzca bir derece fark grr. Duyumun (ierdii mulak aba nedeniyle)
yerinin belirsizliinden yararlanarak onu derhal yaylmsz diye yaftalar
ve bylelikle, genel olarak duyumu basit bir e haline getirir; dier
imgeleri de ancak bileim yoluyla elde ederiz. Gerek udur ki, duyum
algy oluturan hammadde deildir; daha ziyade, algy saf halinden
karan, kirleten eydir.

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV

45

Psikologu srasyla duyumu yaylmsz ve algy da duyumlarn topla


t nokta olarak kabul etmeye ynelten hatann kkenini grmekteyiz.
Bu hata, greceimiz gibi, uzayn rolne ve uzamn yapsna ilikin yanl
bir anlaytan dn ald argmanlarla, giderek glenir. Ama kendi
sinin de yanl yorumlad olgular vardr ki, bunlan imdiden incelemek
yerinde olur.
ncelikle, duyumsal bir etkinin bedendeki yerini tam olarak sapta
mak gerek bir eitimi gerektiriyor olabilir. ocuun, ine olduu yere
tam olarak parman dedirebilmesi zaman alr. Bu tartmasz bir olgu
dur, ama bundan kartlabilecek tm sonu, inenin yapld yerdeki
deride olumu ac etkileriyle kolun ve elin hareketini yneten kas duyu
sunu koordine edebilmek iin elle yoklamann art olduudur. sel duy
gulanmlarmz da tpk dsal alglarmz gibi farkl trlere blnr. Bu
trler -tpk alg trleri gibi- sreksizdir; ancak eitimle kapatlabilecek
mesafelerle birbirlerinden ayrlmlardr. Bundan kan sonu, her tr
den duygulanm iin, bir tr dolaysz yerin, bu duygulanma zg lokal
bir rengin olmad asla deildir. Daha teye gidelim: duygulanm bu
lokal renge hemen sahip olamazsa, asla sahip olmayacaktr. nk eiti
min tek yapabilecei, grme ve dokunma yoluyla olas bir alg elde etme
fikrini mevcut duyumsal duyumla birletirmek olacaktr; bylelikle belir
li bir duygulanm, -yine belirlenmi olan- grsel ya da dokunsal bir
algnn imgesini hatrlatr. Demek ki, bu duygulanmn iinde, onu ayn
trden dier duygulanmlardan ayrt eden ve grme ya da dokunmanm
olas verilerinden birine -bakasna deil- balamay mmkn klan
bir ey olmaldr. Ama bu, duygulanmn, batan itibaren, yaylabilir bir
belirlenim ierdii anlamna m gelir?
Yanl yer belirlenimleri, kollar bacaklan kesilmi olanlarn yanlsa
mas (ki bunu yeniden snamak yerinde olur) hl kant olarak gsterile
bilir. Ama bundan kacak sonu, eitimin -alndktan sonra- artk
varln srdrd; ve pratik yaamda daha yararl olan bellek verile
rinin dolaysz bilincin verilerinin yerine getiinden baka ne olabilir?
Eylem asndan bakldnda, duyumsal deneyimimizi, grmenin, do
kunmann ve kassal anlamn olas verilerine tercme etmemiz kanl
maz olur. Bu tercme bir kez yapldnda, orijinal metin solar, rengini
yitirir; ama eer nce orijinal olmasayd ve eer duyumsal etki batan
itibaren yalnzca kendi gcyle ve kendi tarznda bir yere yerlememi
olsayd bu tercme asla meydana gelmezdi.
Ama psikolog saduyunun bu fikrini kabul etmekte ok glk eker.
Tpk algnn, eer nesneler alglasayd algnn alglanan eylerde olabile-

46

MADDE VE BELLEK

ceini sanmas gibi, bir duyum da ancak sinir hissederse sinirde olabilir:
oysa sinir elbette ki hissetmez. Dolaysyla duyumu saduyunun yerletir
dii yerden almak, oradan karmak ve sinirden daha fazla bal olduu
dnlen beyne yaknlatrmak gerekir. Bylece, mantksal olarak, so
nunda beynin iine yerletirilecektir. Ama eer duyumun meydana geldi
i sanlan yerde deilse baka yerde hi olamayaca; sinirin iinde deilse
beynin iinde de olamayaca hemen fark edilir; nk merkezden periferiye yansmasn aklamak iin belli bir g gerekir ve bu g de az ok
faal bir bilince atfedilir. Dolaysyla daha teye gitmek ve duyumlan
beyin merkezinde birletirdikten sonra, onlan hem beynin hem de uzayn
dna doru itmek gerekecektir. Bu durumda, mutlak anlamda yaylmsz
duyumlar tasarlanacaktr; dier yandan da, bo bir uzay, burada yansya
cak duyumlara ilgisiz bir uzay tasarlanacaktr. Sonra da, yaylmsz duyum
larn nasl uzam edindiklerini ve buraya yerlemek iin, uzamn baz
noktalarn dierlerine tercih ederek nasl setiklerini bize anlatmak
iin her trden aba sarf edilecektir. Ama bu doktrin bize uzamszln
[linitendu] nasl kendini saldn gsteremedii gibi, ayn zamanda,
duyumu, yaylm ve tasarm da aklanamaz klar. Doktrin duyumsal
halleri mutlaklk olarak grr; dolaysyla herhangi bir anda bunlarn
bilinte niin belirip niin kaybolduklarn anlayamayz. Duygulanm
dan tasarma gei de ayn ekilde nfuz edilemez bir esrarla kapl ka
lacaktr; nk -tekrar ediyoruz- isel, basit ve yaylmsz durumlarn
iinde, bu durumlarn uzayda belirli bir dzeni tercih etmeleri iin bir
neden asla bulunamayacaktr. Sonu olarak, tasarmn kendisini de
bir mutlaklk olarak ortaya koymak gerekir: ne kkeni, ne ynelimi
grlebilir.
Tersine, eylerin aydnlanmas iin tasanmdan, yani alglanan imgeler
btnnden yola kmak gerekir. Benim algm, saf halde, ve belleimden
soyutlandnda, benim bedenimden teki bedenlere gitmez: algm nce
likle bedenler btnnde yer alr, sonra yava yava snrlanr ve benim
bedenimi merkez olarak benimser. Ve buraya ynelmesinin nedeni, tam
da bu bedenin sahip olduu ikili yetenein -yani eylemde bulunma ve
duygulanm hissetme- deneyimidir; yani, tek kelimeyle, tm imgeler
arasnda ayrcalkl bir yeri olan belli bir imgenin duyumsal-hareket
ettirici gcnn deneyimidir. Gerekten de, bir yanda, bu imge her za
man tasarmn merkezinde bulunur, yle ki dier imgeler onun etrafnda,
onun etkisine maruz kalabilecekleri bir dzen iinde yaylrlar; dier
yandan, dier imgeler gibi onun yalnzca yzeysel yann tanmak yerine,
duyumsal diye adlandrdm etkilerle ieriyi, ii alglanm. Demek ki,

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV 4 7

imgeler btn iinde ayncalkl grlen, yalnzca yzeyi deil, derin


likleri de alglanan, hem eylem kayna hem de duygulanm merkezi
olan bir imge vardr: ben kendi evrenimin merkezi ve kiiliimin fiziksel
temeli olarak bu zel imgeyi benimserim.
Ancak, daha teye gitmeden ve kii ile kiinin iinde yer ald imgeler
arasnda belirgin bir iliki kurmadan nce, ana hatlanyla belirttiimiz
saf alg teorisini -alldk psikolojinin analizlerinin karsna karta
rak- ksaca zetleyelim.
Aklamay basitletirmek iin, rnek olarak setiimiz grmenin
anlamna geri dneceiz. Kii genellikle temel izlenimler edinir; bunlar
da retina koni ve ubuklannm alglad imgelere denk der. Grsel
alg bu duyumlarla oluur. Ama ncelikle, bir deil iki retina vardr.
Demek ki, ayr olduklar varsaylan iki duyumun, bir uzay noktas olarak
adlandrdmz eye denk den tek bir alg iinde nasl temellendiini
aklamak gerekecektir.
Bu sorunu zmlenmi varsayalm. Sz edilen duyumlar yaylmszdr. Peki nasl yaylrlar? ster uzamn iinde duyum edinmeye gayet
hazr bir ereve grelim, isterse de bilinte -kaynamadan- birlikte
varolan duyumlann ezamanllnn etkisini grelim, her iki durumda
da uzamla birlikte yeni ve aklanamaz bir ey ortaya km olur. Duyu
mun uzama eritii sre ile her temel duyumun uzayn belirgin bir
noktasn semesi, aklanamadan kalr.
Bu zorluu bir yana brakalm. Grsel uzam olumu olur. Peki bu
uzam dokunmann uzamyla nasl buluur? Bakmla uzayda saptadm
her eyi dokunarak snanm. Nesnelerin zellikle grme ile dokunmann
ibirliiyle olutuunu ve bu iki duyumun alg iindeki uyumunun al
glanan nesnenin onlarn ortak eseri olmasyla aklandn m sy
leyeceiz? Ama burada, temel bir grsel duyum ile dokunma duyumu
arasnda, niteliksel adan ortak hibir ey ileri sremeyiz, nk bunlar
tamamen farkl iki trdr. Grsel uzam ile dokunsal uzamn denklii,
ancak grsel duyumlar dzeniyle dokunsal duyumlar dzeninin pa
ralelliiyle aklanabilir. Dolaysyla, grsel duyumlarn tesinde, do
kunsal duyumlann tesinde, bunlarda ortak olan ama sonuta bunlardan
bamsz olmas gereken belli bir dzenin varln varsaymak zorundayz.
Daha teye gidelim: Bu dzen bizim kiisel algmzdan bamszdr, nk
btn insanlara ayn ekilde belirir ve nedenlerin sonulara bal olduu,
fenomenlerin yasalara tabi olduu maddi bir dnya oluturur. Sonu
olarak, nesnel ve bizden bamsz bir dzen, yani duyumdan ayr bir
maddi dnya hipotezine varm buluruz kendimizi.

48

MADDE VE BELLEK

Yol aldka, indirgenemez verileri oalttk ve yola ktmz basit


hipotezi byttk. Peki ama bir ey kazandk m? Sonunda vardmz
madde, duyumlann kendi aralanndaki mkemmel uyumunu bize anlatmak iin kanlmaz olsa da, onun hakknda hibir ey bilmiyoruz, nk
onun sezilebilir tm niteliklerini inkr ettik, (yalnzca denkliini akla
mak zorunda olduu) tm duyumlann inkr ettik. Dolaysyla o yoktur,
bizim bildiimiz, hayal ettiimiz bir eydir yalnzca. Esrarengiz varlk/
kendilik durumunda kalr.
Ama bizim doamz, kiiliimizin rol ve ynelimi de ayn byklkte
bir esrarla evrili kalr. nk, uzay iinde geliim gsterecek olan bu
temel, yaylmsz duyumlar nereden kaynaklanr, nasl doarlar, neye
hizmet etmelidirler? Bunlar da ne kkenleri, ne amalan anlalan mutlaklklar olarak grmek gerekir. Ve, her birimizin iinde tinle bedeni
ayrt etmek gerektiini varsayarsak, ne bedeni, ne tini, ne de bunlann
kendi aralannda srdrdkleri ilikiyi bilebiliriz.
imdi; bizim hipotezimiz neden ibarettir ve dierinden hangi belirgin
noktada ayrlmaktadr? Hakkmda hibir ey denemeyecek olan, stelik
o deil de bu olmas iin hibir neden de olmayan duygulanm'dan yola
kmak yerine eylemden yola kyoruz; yani eylerde deiiklik yapma
yeteneimizden, bilincin kant oluturduu ve rgtl bedenin tm g
lerini odaklad yeteneimizden yola kyoruz. Dolaysyla, ortaya seril
mi imgeler btn iine derhal yerleiyoruz ve bu maddi evren iinde,
zellikle, yaamn karakteristik zellii olan belirsizlik merkezlerini fark
ediyoruz. Bu merkezlerden eylemlerin yaylmas iin, dier imgelerin
hareket ya da etkilerinin bir taraftan derlenmesi, dier taraftan kullanl
mas gerekir. Canl madde, en basit biimiyle ve homojen halde, bu
ilevi zaten yerine getirmektedir; ayn zamanda da kendini besleyip onanr. Bu maddenin geliimi, bu ikili almay iki organ kategorisi arasnda
paylatrmaktan ibarettir. Beslenme organ denen bu kategorilerin ilki,
kincilerin ihtiyalann karlar: kinciler hareket etmek iin yaplm
lardr. Bunlann basit tr, sinir sistemi eleri zinciridir; iki u arasnda
gerilmilerdir ve ulardan biri d izlenimleri toplarken, dieri hareketleri
yerine getirir. Bylece, grsel alg rneine geri dnersek, koni ve ubuk
larn rol, yalnzca uyarmlar toplamak olacaktr; bu uyanmlar daha
sonra gereklemi ya da domakta olan hareketler halini alacaktr. Bura
dan hibir alg kaynaklanamaz ve sinir sisteminin hibir yerinde bilinli
merkez yoktur; ama alg, sinir sistemi eleri zincirini, bu zinciri destek
leyen organlarla ve genel olarak yaamla birlikte dourmu olan ayn
nedenden doar: alg, canl varln hareket etme gcn, alman uyanm

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV 4 9

izleyen hareket ya da eylemin belirsizliini ifade eder ve ler. Bu belir


sizlik, gstermi olduumuz gibi, bedenimizi evreleyen imgelerin kendi
zerlerine yansmasyla, daha dorusu blnmesiyle ifade bulacaktr; ve
hareketleri alan, durduran ve aktaran sinir eleri zinciri tam da merkez
olduundan ve bu belirlenimsizlii ltnden, algmz tm ayrnty
izleyecek ve bu sinir sistemi elerinin tm eitliliklerini ifade edecek
tir. Saf haldeki algmz, gerekten de, eylerin paras olacaktr. Ve keli
menin tam anlamyla duyum, bilincin derinliklerinden kendiliinden
fkrarak, uzay iinde zayflamak bir yana, her birimizin kendi bedeni
olarak adlandrd bu zel imgenin, onu etkileyen imgeler ortasnda
maruz kald zorunlu dnmlerle akr.
Dsal alg hakknda duyurmu olduumuz basitletirilmi, ematik
teori budur. Bu, saf alg teorisidir. Buna kesin gzyle bakarsak, algnn
iinde bilincimizin rol, bizden ziyade eylerin paras olan anlk grn
tlerin kesintisiz dizisini bellein srekli ipiyle birbirine balamakla
snrlanr. Dsal algda bilincimizin rolnn zellikle bu olduu, canl
beden tanmndan zaten a priori karsanabilir. nk, bu bedenlerin
amac uyarlar almak ve bunlan ngrlemeyen tepkiler halinde hazr
lamak olsa da, yine de, tepki seiminde tesadfe yer yoktur. Bu tercih,
esinini, hi kuku yok ki, gemi deneyimlerden alr; ve benzer durum
larn arkalannda braktklar anya bir an yapmadan tepki olumaz.
Gerekletirilecek edimlerin belirlenimsizlii, demek ki, -tam tesadfle
kartrmamak iin- alglanan imgelerin korunmasn gerektirir. Gele
cek zerinde bir etkimizin olmas iin, gemie dnk perspektifin de
eit ve denk olmas gerekir; faaliyetimizin ileriye doru atlmmn ardnda
bir boluk braktn ve bu bolua anlarn hcum ettiini, bellein de,
bilgi alannda, irademizin belirlenimsizliinin bir yanks olduunu sy
leyebiliriz. Fakat bellein etkisi, bu yzeysel incelemenin akla getirebile
ceinden ok daha uzaa ve ok daha derine uzanr. Bellei algnn iine
yeniden dahil etmenin, bylelikle kardmz sonulardaki abart payn
dzeltmenin ve bilin ile eyler arasndaki, beden ile tin arasndaki temas
noktasn daha kesin olarak belirlemenin vakti geldi.
ncelikle unu syleyelim ki, bellei ortaya kardmzda, yani ge
miteki imgelerin bir kalnts ortaya konduunda, bu imgeler srekli
olarak bizim imdiki zaman imgemizle karr, hatta bunun yerine bile
geebilir. nk bu imgelerin kendilerini koruma nedeni bir ie yarama
lardr: imdiki zamandaki deneyimi gemite edinilmi deneyimle s
rekli tamamlayarak zenginletirirler; ve edinilen deneyim giderek by

50

MADDE VE BEUEK

dnden, sonunda dier deneyimi kapsar ve istila eder. Bizim d dnya


algmzn zerinde serpilip gelitii gerek ve -deyim yerindeyse- anlk
sezgi zemininin, belleimizin kattklaryla karlatnldnda pek az ol
duu tartmaszdr. Bunun nedeni, tam da, gemiteki benzer sezgilerimi
zin ansnn sezginin kendisinden daha yararl olmasdr; nk gemi
teki sezgiler belleimizdeki tm ardk olaylar dizisine bal olduundan,
kararmz daha iyi aydnlatabilirler ve gerek sezginin yerini deitirirler.
Bu durumda gerek sezginin rol -daha ilerde kantlayacamz gibi
any armaktan, ona bir beden vermekten, onu faal ve dolaysyla
gncel klmaktan baka bir ey deildir. Dolaysyla, algnn alglanan
nesneyle fiilen deil, teorik olarak aktn syleyebiliriz. Alglamann,
sonunda, bir anmsama vesilesinden baka bir ey olmadn, gereklik
derecesini yararllk derecesiyle ltmz, znde gerekliin ta ken
disiyle akan bu sezgileri gerekliin basit iaretleri haline getirmekte
karmz olduunu dikkate almak gerekir. Ama burada, algy yaylmsz,
zmzden ekilip kanlm, sonra da uzayda gelitirilip ilenmi du
yumlarn danya yansmas olarak grenlerin hatasn kefediyoruz. O n
lar bizim eksiksiz algmzn, kiisel olarak bize ait imgelerle, dsallam
(ksacas, yeniden anmsanan) imgelerle dolu olduunu kolaylkla gste
rebilirler; ama unu unuturlar ki, geriye kiisiz bir zemin kalr, burada
alg alglanan nesneyle akr ve bu zemin dsalln ta kendisidir.
Temel hata, psikolojiden metafizie ykselirken sonunda bizden hem
bedenin bilgisini hem de tinin bilgisini saklayan hata, saf alg ile an
arasnda bir yap fark yerine yalnzca bir younluk fark grmektir. Bizim
alglanmza anlarn kantna kuku yoktur; ve tersine, bir an, daha
ilerde gstereceimiz gibi, ancak iine dahil olduu herhangi bir algnn
bedenini dn alarak yeniden mevcut olabilir. Bu iki edim, alg ve an,
demek ki daima birbirlerine nfuz ederler, dtan ie geime [endosmos]
fenomeni yoluyla kendi tzlerindeki bir eyleri daima dei toku ederler.
Psikologun rol bunlan ayrtrmak ve bunlarn her birine kendi doal
sadeliini geri vermektir: psikolojinin, hatta metafiziin ortaya kard
ok sayda glk bu ekilde aydnlanabilir. Ama durum hi byle deildir.
Saf alg ile saf annn, hepsi de bileik, eitsiz miktarlardaki bu karma
durumlarnn basit durumlar olmas istenir. Bylelikle ne saf an ne de
saf alg bilinebilir; yalnzca tek bir tr fenomen bilinebilir ve bu fenomen
de, iinde bu iki yandan hangisinin baskn kacana gre, kimi zaman
an olarak kimi zaman ise alg olarak adlandrlr; ve sonu olarak, alg
ile an arasnda yalnzca bir derece fark -yoksa yap fark deil- grlr.
Bu hatann ilk sonucu, aynntl olarak greceimiz gibi, bellek teorisini

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV 51

derinden bozmaktr; nk an daha zayf bir alg haline getirildiinde,


gemii imdiki zamandan ayran temel farkllk gz ard edilmi olur;
tanma fenomenlerini, daha genel olarak da bilind mekanizmasn
anlamaktan vazgeilir. Ama tersine, an daha zayf bir alg haline getiril'
dii iin, algda grlen tek ey daha youn bir andr. Sanki alg bir an
gibi veriliymiesine, isel bir durum gibi, tm kiiliin basit bir dn'
m gibi akl yrtlecektir. Algnn kkensel ve temel edimi bilmezden
gelinir: saf algy oluturan, eylerin iindeki yerimizi derhal almamz
salayan edimdir bu. Ve psikolojinin bellek mekanizmasn aklamasn'
daki kkl gszlkte ifade bulan ayn hata, metafizikte, idealist ve
gereki madde anlaylarm derinden etkileyecektir.
Gerekten de, gerekilie gre, doa fenomenlerinin deimez dzeni, bizzat bizim alglarmzdan ayr bir nedende yatmaktadr; yle ki bu
neden ya bilinmeden kalr, ya da (her zaman az ok keyfi) metafizik bir
yapm abasyla buna eriebiliriz. dealist iinse, tersine, bu alglar gerekligin btndr; ve doa fenomenlerinin deimez dzeni, gerek algla
rn yannda olas alglan da ifade ettiimiz sembolden baka bir ey deil
dir. Ama gerekilik iin de idealizm iin de alg hakiki sanndr, kendi
dna frlatlm zne durumlandr; ve iki doktrini birbirinden ayran
tek ey, birinde bu durumlarn gereklii oluturmas, dierinde ise ger
eklikle birleecek olmalardr.
Ama bu yanlsama, genel olarak bilgi teorisine uzanan bir dier yanl
samay da kapsar. Maddi dnyay oluturan ey, sylediimiz gibi, nesne
lerdir; veyahut, (daha ok hoa gidecekse) imgelerdir. Bunlarn her bl
m hareketler yoluyla birbiri zerinde etki ve tepkide bulunur. Ve bizim
saf algmz oluturan ey, bizzat bu imgelerin iinde kendini belli eden,
domakta olan eylemimizdir. Bizim algmzn edimsellii, demek ki, alg
faaliyetimiz iinde, algy srdren hareketlerin iinde oluur, yoksa yo
unluunun ok byk olmasnda deil: gemi yalnzca bir fikirdir,
imdiki zaman devindirici-fkirdir. Ama bunu grmemekte ayak direnir;
nk alg bir tr tefekkr olarak kabul edilir, algya daima tamamen
speklatif bir ama atfedilir, bilmem hangi ilgisiz bilgiyi hedeflemesi
istenir: sanki algy eylemden soyutlayarak, onun gerekle olan balarn
kopartarak, hem aklanamaz hem de gereksiz klm olmuyormuuz gibi!
Ama artk alg ile an arasndaki tm farkllk ortadan kalkar, nk
gemi, z gerei artk etkide bulunmayandr; gemiin bu zelliini gz
ard edersek, onu imdiki zamandan, yani eyleyenden gerekten ayrt ede
mez oluruz. Dolaysyla, alg ile bellek arasnda yalnzca basit bir derece
fark vardr, stelik zne ikisinde de kendinden kamaz. Tersine, algnn

52

MADDE VE BELLEK

asl karakterini yeniden oluturalm; saf algnn iinde, derin kklerini


gerein iine daldran, domakta olan eylemlerin sistemini gsterelim:
bu alg amdan kkl biimde ayracaktr; eylerin gereklii ina edilmi
ya da yeniden ina edilmi olmayacak, dokunulmu, nfuz edilmi, yaan
m olacaktr; keza, gerekilik ile idealizm arasndaki zmsz kalm
sorunu da, metafizik tartmalar iinde srdrmek yerine, sezgi yoluyla
zme balamak gerekir.
Ama idealizm ile gerekilik arasnda alnmas gereken tavr da yine
burada aka fark ederiz. Bunlarn her ikisi de maddenin iinde tinin
gerekletirdii bir yapmdan ya da yeniden-yapmdan baka bir ey gr
mezler. Gerekten de, algmza znellik katan eyin zellikle belleimiz
olduunu ileri sren ve bizim ortaya koyduumuz ilkeyi sonuna dek
izleyerek, maddenin hissedilir niteliklerinin (tabii eer bu nitelikleri
bizim bilincimizin zellii olan srenin zel ritminden ekip kartabilsek) kendinde, ierden -yoksa dardan deil- bilinebileceini syleye
biliriz. Gerekten de, bizim saf algmz, ne kadar hzl olduunu varsaysak
da, belli younlukta bir sreyi igal eder; yle ki bizim ardk alglarmz,
(u ana dek varsaydmz gibi) eylerin gerek momentleri asla deil,
bizim bilincimizin momentleridir. Dsal alg iinde bilincin teorik rol
nn, gerein anlk grntlerini, bellein sreen ipi araclyla birbiri
ne balamak olduunu syleyebiliriz. Ama aslnda bizim iin anlk bir
ey asla yoktur. Bu adla adlandrdmz eyin iine, belleimizin, sonu
olarak bilincimizin almas zaten girer; bunlar sonsuza dek blnebilir
bir zamanm arzu edildiince ok saydaki anlarn, nispeten basit bir
sezgi iinde kavrayacak ekilde birbirlerinde srdrrler. mdi, en etin
ceviz gerekiliin tahayyl edebilecei madde ile bu maddeye dair algmz
arasndaki farkllk tam olarak nerededir? Algmz bize evren hakknda
bir dizi kayda deer ama sreksiz tablo sunar: u anki algmzdan sonraki
alglan karsayamayz; nk, hissedilir nitelikler btn iinde, bunlann dnecekleri yeni nitelikleri nceden grmemizi salayacak hibir
ey yoktur. Tersine, madde, gerekiliin genellikle ortaya koyduu gibi,
matematik tmdengelim yoluyla bir momentten bir dier momente ge
ebilecek ekilde evrilir. Bu madde ile bu alg arasmda bilimsel gerekili
in bir temas noktas bulamad dorudur, nk bu maddeyi uzay iin
deki homojen deiimlerle gelitirirken, bu algy da yaylmsz duyumlar
halinde bilincin iinde sktrr. Ama eer bizim hipotezimiz salam
temellere dayanyorsa, alg ile maddenin birbirinden nasl ayrlp nasl
akt kolaylkla grlr. Evrene dair ardk alglarmzn nitelik ba
kmndan heterojenlii, bu alglarn her birinin sre bakmndan belli

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV 5 3

bir genilie yaylmasna; ardk da olsa bize kendini hep birlikte gste
ren uyarmlarn mthi okluunu bellein burada younlatrmasna
baldr. Zamann bu blnmez geniliini ideal biimde blmek, mo
mentlerin arzulanan okluunu burada ayrt etmek, tek kelimeyle, tm
bellei ortadan kaldrmak, algdan maddeye, zneden nesneye gemek
iin yeterlidir. Bu durumda, yaylan duyumlarmz daha ok sayda mo
mente dald lde giderek homojenleen madde, gerekiliin sz
n ettii ama asla tamamen akmad bu homojen uyanmlar sistemine
doru sonsuzca ynelir. Fark edilmeyen hareketlerle birlikte uzay bir
yana, yaylmz duyumlarla birlikte bilinci dier yana koymak hi gerek
mez. Tersine, yaylan bir alg iinde zne ile nesne nce birleir; algnn
znel yan bellein kaslmalar iindeyken, maddenin nesnel gereklii
de bu algnn isel olarak blnd ok sayda ve ardk uyarmla akr.
Bu almann sonuncu blmnden ortaya kacan umduumuz
zm en azndan budur: zne ve nesneyle ilgili, bunlarn ayrmlar ve ortak
noktalaryla ilgili somlar, uzaydan ziyade zamanla balantl olarak ortaya kon
maldr.
Ama saf alg ile saf bellek arasnda yaptmz ayrm, bir baka
nesneyi de hedeflemektedir. Maddenin doas hakknda bize bilgiler
salayan saf alg, gerekilik ile idealizm arasmda tavr almamz salasa
da, saf bellek, tin denen eye dair bize bir perspektif aarak, kendi asn
dan, bu iki doktrini -materyalizm ve tinselcilik- birbirinden ayrt etme
lidir. Hatta sonraki iki blmde bizi ncelikle ilgilendirecek olan ey
sorunun bu yandr; nk bizim hipotezimizin bu yan, bir anlamda,
deneysel bir dorulamay iermektedir.
Gerekten de, saf alg zerine zmlerimizi yle zetleyebiliriz:
maddenin iinde, u an iin verili olandan fazla bir ey vardr; farkl bir ey deil.
Bilinli algnn tm maddeyi kapsayamadma kuku yoktur, nk bu
bilinli alg, bu maddenin iinde bizim ihtiyalarmz ilgilendiren eyi
ayrr ya da ayrt eder. Fakat saf algnn maddeyle ilikisi parann
btnle ilikisi olduundan, maddenin bu algs ile maddenin kendisi
arasnda yalnzca bir derece fark vardr, yoksa nitelik fark deil. Bu
durum, maddenin, bizim burada fark ettiimizden baka trde gler
uygulayamayaca anlamna gelir. Maddenin gizemli bir nitelii yoktur,
byle bir gizemi iinde saklyor deildir. Gayet tanml ve bizi en ok
ilgilendiren bir rnei ele alrsak, sinir sisteminin, baz renk, diren,
tutarllk vs. zellikleri tayan maddi ktlenin, belki de fark edilmemi
fiziksel zellikler tadn, ama bunlarn yalnzca fiziksel zellikler oldu

54

MADDE VE BELLEK

unu syleyebiliriz. Ve bundan byle, tek rol, harekete maruz kalmak,


hareketi ketlemek ya da aktarmak olur.
Oysa, her trl materyalizmin z bunun tersini savunmak zerine
kuruludur; nk tm ilevleriyle birlikte bilinci yalnzca maddi elerin
oyunundan dourabilecei iddiasndadr. Buradan yola karak, sonunda,
maddenin alglanabilir niteliklerini, hissedilir ve dolaysyla hissedilmi
niteliklerini, beynin alglama edimi iindeki fenomenlerinin peinden
giden ltlar olarak kabul etmeye varr. Bilincin bu temel olgulann
yaratabilen madde, ayn zamanda en yksek entelektel olgulan da dou
rabilecektir. Dolaysyla, hissedilir niteliklerin kusursuz greceliliini
ileri srmek materyalizmin zndendir ve kesin ifadesini Demokritosun
verdii bu tezin materyalizm kadar eski olmas da nedensiz deildir.
Ama, tuhaf bir krlk sonucu, tinselcilik bu yolda materyalizmi daima
izlemitir. M addeden karp ald her eyle tini zenginletirdiine
inanan tinselcilik, bu maddeyi bizim algmzda edindii ve grnte
znel niteliklerden yoksun brakmaktan asla tereddt etmedi. Bylelikle
ou zaman maddeyi gizemli bir varlk/kendilik haline getirmitir. Bu
kendilik hakknda bir ie yaramayan grnnden baka bir ey bilme
diimizden, dier fenomenler kadar dncenin fenomenlerini de yara
tabilir.
Aslnda materyalizmi rtmenin bir yolu, hem de tek bir yolu vardr:
madde kesinlikle nasl grnyorsa yledir. Dolaysyla maddedeki her
trl gcllk, her gizli g yok edilmi olur ve tinsel fenomenler bam
sz birer gereklik olur. Ama bunun iin, materyalistlerin ve tinselcilerin
birileri maddeyi tinin tasanm yapmak iin, dierleri ise maddeyi uza
mn tesadfi rts olarak grmek iin- maddeden ekip almakta hemfi
kir olduklar nitelikleri maddede brakmak gerekir.
Madde karsnda saduyunun tavr zellikle budur ve bu nedenle
saduyu tine inanr. Felsefenin burada saduyunun tavrn benimsemesi
gerektiini -yine de bir noktada dzeltme yapmasn- dndk. Pratikte
algdan ayrt edilemeyen bellek, imdiki zamann iine gemi zaman
katarken, ayn zamanda srenin ok sayda momentinin tek bir sezgisine
indirgenir ve bu ikili ilem dolaysyla, aslnda maddeyi, teorik olarak
kendi iinde alglasak da, bizim iimizde alglamamzn nedeni budur.
Bellek sorununun temel nemi buradan kaynaklanr. Bellek nce
likle algya znel niteliini aktaran eyse, madde felsefesinin de ncelikle
bellein katksn ortadan kaldrmay hedeflediini syleyebiliriz. imdi
unu da ekleyeceiz: Madem ki saf alg bize tm maddeyi ya da en azndan
maddenin zn veriyor, madem ki geri kalan bellekten gelip maddeye

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV 5 5

ekleniyor, bu durumda bellein, kural olarak, maddeden tamamen bamsrz bir g olmasr gerekir. Dolaytsryla, eer tin bir gereklikse, ona burada,
bellek fenomeni iinde deneysel olarak temas etmemiz gerekir. Ve bun
dan byle, saf anry beynin herhangi bir ileminden tretme ynndeki
her teebbsn temel bir yantlsamayt analiz iin ortaya koymas gerekir.
Aynt eyi daha atk seik bir biimde syleyelim. Maddenin hibir
oklt ya da bilinmez gc olmadrnr, z itibarryla sahip olduu eyin saf
algyla aktn syleyebiliriz. Buradan u sonuca varabiliriz ki, genel
olarak canl beden ve zel olarak da sinir sistemi, uyarr biiminde altnp
refleks ya da iradi eylem biiminde aktarlan hareketlerin urak yerinden
baka bir ey deildir. Bunun anlam, tasarm yaratma zelliinin beyin
tzne bo yere atfedilmi olduudur. Oysa, tini en ele gelir biimiyle
kavradmz iddia ettiimiz bellek fenomenleri, zellikle, yzeysel bir
psikolojinin yalnzca beynin faaliyetinden rahatlkla kartabilecei
fenomenlerdir, nk bunlar tam da bilin ile madde arasndaki temas
noktasndadrlar ve materyalizmin dmanlar bile beyni bir an kab
olarak ele almaktan hi gocunmazlar. Ama beyinsel srecin bellein
ok clz bir blmne ancak karlk verdii; neden olmaktan ok sonu
olduu; maddenin burada, baka yerlerde olduu gibi, bir eylemin taycs
olduu -yoksa bir bilginin dayana deil- pozitif olarak saptanabiliyorsa,
bizim savunduumuz tez, en uygunsuz grlen rnek zerinden kantlan
m olur ve tini bamsz gereklik olarak ortaya koyma zorunluluu
kendini dayatr. Ama tin olarak adlandrlan eyin yaps ile tlle mad
denin birbirleri zerinde etkide bulunma olaslklar buradan yola ka
rak belki ksmen aklanabilir. nk, bu trden bir kantlama tam
anlamyla olumsuz olamaz. Bellein ne olmadn gsterdikten sonra,
ne olduunu aratrmaya koyulacaz. Bedene yalnzca eylemleri hazr
lama grevini atfettikten sonra, bellein niin bu bedene bal olduunu,
bedensel lezyonlann bellei nasl etkilediini ve beyinsel tzn duruma
gre kendini hangi anlamda ekillendirdiini aratrmamz zorunlu olur.
Bu aratrmann bizi bellein psikolojik mekanizmas hakknda ve bellee
balanan dier tinsel ilemler hakknda bilgilendirmemesi ise imknsz
dr. Tersine, saf psikoloji sorunlar bizim hipotezimizle az ok aydnlana
cak gibi gzkse bile, hipotez de bu psikoloji sayesinde kesinlik ve sa
lamlk kazanacaktr.
Ama bellek sorununun bizim gzmzde nasl ayrcalkl bir sorun
oluturduunu doru drst saptayabilmek iin bu ayn fikri nc bir
biim altnda da sunmalyz. Bizim saf alg analizimizden kaynaklanan
ey, bir anlamda ayran iki zmdr; bu zmlerden biri psikolojiyi

56

M A D D E V E BELLEK

psiko-fizyoloji ynnde aarken, dieri metafizik ynnde aar ve


bunlardan ikisi de dolaysz bir dorulama iermez. Birinci zm, algda
beynin rolyle ilgiliydi: beyin bir eylem aracdr, yoksa tasarm arac
deil. Bu tezin dorudan onayn olgulardan bekleyemeyiz; nk saf
alg, tanm gerei, organlarmz ve sinir merkezlerimizi harekete geiren
mevcut nesnelere yneliktir, ve dolaysyla her ey sanki bizim alglannz
beynimizin durumundan kaynaklanyormu ve sonra da bu alglardan
tamamen farkl bir nesneye yansyormu gibi cereyan edecektir. Baka
deyile, dsal alg durumunda, mcadele ettiimiz tez ile onun yerine
koyduumuz tez, tamamen ayn sonulara yneltirler, yle ki biri saye
sinde dierinin (ve tersi) kavranabilirliinin daha yksek olduunu ileri
srebiliriz, yoksa deneyimin yetkinliini deil. Tersine, bellein ampirik
incelemesi bu tezleri birbirinden ayrabilir ve ayrmaldr. Saf an, gerek
ten de, hipotez gerei, var olmayan bir nesnenin tasarlanmasdr. Algnn
varl iin, beynin belli bir faaliyeti zorunlu ve yeterli nedense, bu ayn
beyinsel faaliyet, nesnenin yokluunda az ya da ok eksiksiz olarak tek
rarlanarak, algy yeniden retmeye yeterli olur: demek ki, beyin bellei
btnyle aklayabilir. Tersine, beynin mekanizmasnn any bir an
lamda koullandrdn, ama onun kalntsnn bile var olmasna yetme
diini, yeniden hatrlanan alg iinde, bizim tasarmmzdan ziyade eyle
mimizi ierdiini dnsek de, buradan kanlacak sonu, beyin mekaniz
masnn bizzat algnn iinde benzer bir rol oynaddr ve ilevi yalnzca
bizim eylemimizi mevcut nesne zerinde etkili klmay salamaktr.
Birinci sonucumuz bylece dorulanm olur. Bu durumda, daha ziyade
metafizik dzeydeki u ikinci sonu kalr: saf alg iinde biz gerekten
kendi dmza yerlemiizdir ve bu durumda, dolaysz bir sezgi iinde
nesnenin gerekliine temas ederiz. Burada da deneysel bir dorulama
imknszd; nk ister nesnenin gereklii sezgisel olarak alglanm
olsun, ister rasyonel olarak oluturulmu olsun, pratik sonular kesinlikle
ayn olacaktr. Ama burada da annn incelenmesi iki varsaym birbi
rinden ayracaktr. Gerekten de, kincisinde, alg ile an arasnda yal
nzca bir younluk fark ya da daha genel olarak derece fark olacaktr,
nk bunlarm her ikisi de kendi kendilerine yeterli olan tasarm feno
menlerinden baka bir ey olmayacaktr. Tersine, an ile alg arasnda
basit bir derece farkll deil, kkl bir yap fark olduunu grrsek, o
zaman, anda hibir derecede var olmayan bir eyi, sezgisel olarak kav
ranan bir gereklii algnn iine dahil eden hipotezden yana bir ka
naatimiz olur. Dolaysyla bellek sorunu gerekten de ayrcalkl bir so
rundur; nk iki tezin psikolojik olarak dorulanmasna yneltmesi

TASARIMIN MGELER AYIKLAMASINA DAR: BEDENN LEV 5 7

gerekir. Bu tezler dorulanamaz gzkr ve daha ziyade metafizik dzeyde


olan kincisi psikolojiyi son derece aar.
zlememiz gereken yol tamamen bellidir. Normal ya da patolojik psi
kolojiden dn alnm a eitli trden belgeleri gzden geirerek ie ba
layacaz. Buradan yola karsak, bellei fiziksel olarak aklamann imknl olduuna inanabiliriz. Bu inceleme titizlikle yaplmaldr, yoksa
bir ie yaramaz. Bellein ileyiinde bedenin rolnn nerede balayp
nerede bittiini, olgularn erevesini mmkn olduunca dar tutarak
aratrmamz gerekir. Ve bu incelemenin bizim hipotezimizi onayladn
grdmz lde, daha teye gitmekte, tinin temel almasn kendi
iinde dnmekte ve bylece tinin maddeyle ilikilerini ana hatlanyla
izdiimiz teoriyi tamamlamakta tereddt etmeyeceiz.

mgelerin Tannmasna Dair:


Bellek ve Beyin

Bellek teorisiyle ilgili ilkelerimizden kaynaklanan sonulan hemen belir


telim. Beden zerinde etkide bulunan nesneler ile bedenin etkiledii
nesneler arasnda bulunan bedenin, hareketleri kendine ekmek ve bu
hareketleri (durdurmad zaman) -eer eylem refleksse- belirli, -eer
eylem iradiyse- semeli baz devindirici mekanizmalara aktarmakla g
revli bir iletkenden baka bir ey olmadn sylemitik. Dolaysyla
her ey, sanki bamsz bir bellek, zaman ierisinde imgeleri -meydana
geldike- topluyormu gibi ve sanki bedenimiz, onu evreleyen eyle
birlikte, bu imgelerden biriymi gibi, sonuncusuymu gibi, genel olarak
olu iinde anlk bir kesinti uyguladmz her an elde ettiimiz eymi
gibi cereyan eder. Bu kesintinin iinde bedenimiz merkezde bulunur.
Bedeni evreleyen eyler beden zerinde etki ederken, beden de onlara
tepki gsterir. Bedenin tepkileri, deneyimin beden tz iinde olutur
duu aygtlarn saysna ve doasna gre az ya da ok karmak, az ya da
ok eitlidir. Dolaysyla beden gemiin eylemini devindirici dzenek
ler biiminde, yalnzca devindirici dzenekler biiminde biriktirebilir.

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 5 9

Bundan kan sonu, kelimenin tam anlamyla gemiin imgelerinin


kendilerini baka trl koruduklardr ve sonu olarak biz de u ilk hipo
tezi ifade edebiliriz:
I. Gemi iki ayn biimde meydana gelir: 1. Devindirici mekanizmalarda. 2.
Bamsz anlarda.
Ama bu durumda, bellein pratik ilemi, dolaysyla sradan ilemi,
gemi deneyimin imdiki eylem iin kullanm -yani tanm a- iki
biimde meydana gelmelidir. Tanma kimi zaman eylemin iinde olur
ve koullara uygun mekanizma tamamen otomatik olarak iin iine
girer; kimi zaman ise bir tin almasn gerektirir ve tin, gncel/fiili
duruma dahil olmaya en fazla yatkn tasarmlar bulup imdiki zamana
yneltmek iin gemite aramaya giriir, ikinci nerme de buradan
kaynaklanr:
II. Mevcut bir nesnenin tamnmas, nesneden kaynaklamyorsa hareketlerle,
zneden kaynaklanyorsa tasarmlarla olur.
Son bir soru da sorulabilir: Bu tasanm nasl korunacaktr ve devindirici mekanizmalarla ne tr ilikiler gelitirecektir? Bu soruyu bir sonraki
blmde, bilindn ele aldmzda ve gemile imdiki zaman arasn
daki ayrmn znde neden ibaret olduunu gsterdiimizde derinleme
sine aklayacaz. Ama u an iin bedeni, gelecek ile gemi arasndaki
hareketli bir snr olarak belirtebiliriz; gemiimizin hi durmadan gele
ceimize doru ittii bir utur. Bedenim, tek bir an iinde dnldn
de, etkide bulunan nesneler ile etkide bulunduu nesneler arasnda arac
bir iletkenden baka bir ey deilken, buna karlk, akan zamann iine
yerletirildiinde, daima gemiimin bir eylem iinde son soluunu verdii
belirgin bir noktada bulunur. Sonu olarak, beyin mekanizmalar olarak
adlandrdm bu zel imgeler, gemi tasarmlarmdan oluan diziyi
her an bitirir; bu tasarmlann imdiki zamana gnderdikleri son uzant,
gerekle, yani eylemle iliki noktalar bu imgelerdir. Bu ba kopanrsanz
gemiteki imge belki yok olmaz, ama gerek zerinde herhangi bir etkide
bulunma imknn ve sonu olarak, -ileride gstereceimiz gibi- gerek
leme imknn da elinden alm olursunuz. Bir beyin lezyonu, bu anlamda
ve yalnzca bu anlamda, bellekteki bir eyi ortadan kaldrabilir. nc
ve son nermemiz de buradan kaynaklanr:
III. Zaman iinde dizilmi anlardan bu amlann uzam iinde doan ya da
olas eylemini belirten hareketlere gei hissedilemez kademelerle olur. Beyin
lezyonlan bu hareketlere zarar verebilir, yoksa anlara deil.
Geriye, deneyimin bu nermeyi dorulayp dorulamadn bil
mek kalyor.

60

MADDE VE BELLEK

I. Bellein iki biimi. - Ders alyorum; ve ezberleyebilmek iin nce


her dizenin stne basa basa okuyorum; sonra defalarca tekrarlyorum.
Her yeni okumada bir ilerleme kaydedilir; szckler birbirine giderek
daha iyi balanr; sonunda bir btn halini alrlar. Bu belirgin anda,
dersimi artk ezbere biliyorumdur; dersin an halini ald, belleime
kaznd sylenir.
imdi dersin nasl renildiini aratryorum ve srasyla getiim
cmleleri hayalimde canlandryorum. Art arda yaptm her okuma bu
durumda kendine zg tekliiyle aklma geliyor; okumaya elik eden ve
hl da evreleyen koullar iinde tekrar gryorum; bu okuma nceki
ve sonraki okumalardan zaman iinde igal ettii yerle ayrlyor; ksacas,
bu okumalardan her biri benim tarihimin belirleyici bir olay olarak
nmden tekrar tekrar geiyor. Bu imgelerin de an olduu ve belleime
dahil olduklan sylenecektir. ki durumda da ayn szckler kullanlr.
Peki ayn ey mi sz konusudur?
Dersin ans, ezber renildiinden, bir alkanln tm zelliklerine
sahiptir. Tm alkanlklar gibi, ayn abay tekrarlayarak elde edilir.
Tm alkanlklar gibi, btn eylemin nce zlmesini sonra yeniden
olumasn gerektirdi. Son olarak da, bedenin btn alldk devinimleri
gibi, balangtaki bir itkinin btnyle sarst bir mekanizma iinde,
ayn dzen iinde birbirini izleyen ve ayn zaman igal eden otomatik
hareketlerin kapal bir sistemi iinde birikmitir.
Tersine, bu tr zel okumalardan birinin, rnein ikinci ya da ncnn ans, alkanln hibir zelliine sahip deildir. mge, daha ilk
bata ister istemez bellein iine kaznmtr, nk dier okumalar,
tanm gerei, farkl anlar oluturur. Bu, tpk yaammn bir olay gi
bidir; dolaysyla bir tarihi olmas ve sonu olarak tekrarlanamamas
z gereidir. Sonraki okumalann buna ekleyecei her ey, balangtaki
doasn deitirir; ve bu imgeyi hatrlamak iin gsterdiim aba, ben
ne kadar ok tekrarlarsam kolaylasa da, kendi iinde dnlen imge
bile, ncelikle, ister istemez, neyse hep o olaca eydir.
Bu iki an, yani okumann ansyla dersin ans arasndaki farklln
giderek azald, her okumann art arda gelitirdii imgelerin kendi arala
rnda rtt ve sonuta renilen dersin tm dier imgelerin st
ste binmesinin sonucu olan bileik bir imgeden baka bir ey olmad
sylenebilir mi? Art arda yaplan okumalann her birinin, bir ncekinden,
zellikle dersin daha iyi renilmesiyle farkllat tartmaszdr. Ama
u da kesindir ki, bunlarn her biri, daha iyi renilen bir ders olarak
deil, daima yenilenen bir okuma olarak dnldnde, kendi bana

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 61

mutlak olarak yeterlidir, meydana geldii haliyle varlm srdrr ve


birlikte-var-olan tm alglarla birlikte benim tarihimin ortadan kaldr
lamaz bir nn oluturur. Hatta daha teye bile gidilebilir ve bilincimizin
bu iki tr an arasnda derin bir farkllk, yapsal bir farkllk ortaya
kard bile sylenebilir. Bu trden belirli bir okumamn ans bir tasa
rmdr ve yalnzca bir tasarmdr; canmn istedii gibi uzatp ksaltabile
ceim tinsel bir sezgiye baldr; ona keyfi bir sre atfederim: bir tablonun
iindeymi gibi aniden onu kucaklamam hibir ey engelleyemez. Ter
sine, renilen dersin ans ise, bu dersi iimden tekrarlamakla yetinsem
bile, gayet belirli bir zaman gerektirir; tm zorunlu eklemlenme hareket
lerini, hayalimde bile olsa, tek tek ortaya koyabilmek iin gereken zaman
dr bu: Dolaysyla bu bir tasarm deil, eylemdir. Gerekten de, ders, bir
kez renildiinde, kkenlerini ortaya koyan ve onu gemiin iinde
snflandran hibir izi zerinde tamaz; benim yrme ya da yazma
alkanlmla ayn sfatla imdiki zamanmn bir parasdr; tasarlan
maktan ziyade yaanr, etkide bulunur; bu dersi renmeme hizmet
etmi olan art arda okumalan, tasarmm gibi ayn anda anmak houma
giderse, bunun doutan var olduuna bile inanabilirim. Demek ki bu
tasarmlar ondan bamszdr; ve tasarmlar renilen ve ezbere tekrar
lanan dersten nce geldiklerinden, ders bir kez renildiinde bu tasanmlara aldrmayabilir.
Bu temel aynm sonuna dek gtrerek, teorik olarak bamsz iki
bellek hayal edilebilir. Birincisi, gndelik yaammzn tm olaylarn
cereyan ettikleri lde imge-anlar biiminde kaydeder; hibir aynnty
ihmal etmez; her olguyu, her jesti kendi yerine ve tarihine yerletirir.
Yararllk ya da pratikte uygulama gibi bir art dnce olmakszn, yal
nzca doal bir zorunluluun etkisiyle gemii biriktirir. Daha nce hisse
dilen bir algnn zekya dayal, daha dorusu entelektel olarak bilinmesi
yalnzca bu zorunluluk sayesinde mmkn olacaktr; gemi yaammzn
yokuunu, belli bir imgeyi aramak iin her trmandmzda bu algya
snrz. Ama her alg, doan eylemin iinde srer; ve bir kez alglanan
imgeler bu bellein iinde sabitlenip dizilirler, onlar devam ettiren
hareketler organizmay deitirir, bedenin iinde harekete geecek yeni
dzenekler yaratrlar. Bylelikle tamamen baka dzende bir deneyim
oluur ve bu deneyim bedenin iinde birikir; bir dizi mekanizma oluur,
bunlar d uyanlara saylar giderek artan ve eitlenen tepkiler gsterir
ler, olas sorulara srekli artan sayda hazr karlk yaratrlar. Bu mekanizmalann bilincine, iin iine kartklar anda vanyoruz; ve imdiki zama
nn iinde biriken abalardan oluan tm bir gemiin bu bilinci hl

62

MADDE VE BELLEK

bir bellektir, ama ilkinden son derece farkl bir bellek, daima eyleme
dnk, imdiki zamann iinde bulunan ve yalnzca gelecee bakan bir
bellek. O nun gemiten sahip kt tek ey, birikmi abay temsil
eden zekice koordine edilmi hareketlerden bakas deildir; gemiteki
bu abalan, onlan hatrlatan imge-anlarda deil, gncel hareketlerin
gereklemesini salayan kesin dzende ve sistematik karakterde bulur.
Yani, artk bize bizim gemiimizi sunmaz, onunla oynar; ve bellek adn
hl hak ediyor olmas, eski imgeleri koruduu iin deil, bunlarn yararl
etkisini imdiki na dek uzatt iindir.
Biri hayal eden, teki tekrarlayan bu iki bellekten kincisi birincinin
yerine geebilir, hatta ou zaman birinciymi yanlsamay verebilir.
Kpek sahibini neeyle havlayarak ve yalayarak karladnda onu tan
dna kuku yoktur; ama bu tanma, gemiteki bir imgenin hatrlanmas
ve bu imgenin u anki algyla yaknlamas mdr? Bu, daha ziyade, hayva
nn kendi bedeniyle benimsedii zel bir tavrdan, sahibiyle arasndaki
alldk ilikilerinin onda yava yava oluturduu ve yalnzca sahibini
algladnda mekanik olarak uyanan bir tavrdan kard bilin deil
midir? Fazla ileriye gitmeyelim! Gemiin mulak imgelerinin belki hay
vanda da imdiki zamann algsna tat olabilir; hatta tm gemiinin
bilincinde gcl olarak belirdiini bile tahayyl edebiliriz; ama bu gemi
onu byleyen imdiki zamandan kopartacak kadar ok ilgilendirmez
ve onun sahibini tanmas dnlm bir ey olmaktan ok yaanm
bir eydir. Gemii imge biiminde anmak iin, imdiki zaman eylemin
den soyutlanmak gerekir, ie yaramaz olana deer balamay bilmek, d
grmeyi istemek gerekir. Bu trden bir abay belki yalnzca insan gs
terebilir. Bu ekilde ulatmz gemi, kaygan olabilir, elimizden her
an kaacak noktada olabilir, sanki bu geriye dnk bellei daha doal
olan ve ileriye doru hareketiyle bizim davranmamz ve yaamamz
salayan teki bellek engelliyormu gibidir.
Psikologlar andan, maddenin edindii bir kvrm ve pot olarak, tek
rarlandka daha derine kaznan bir izlenim olarak sz ettiklerinde, an
larmzn byk ounluunun yaadmz olaylara ve ayrntlarna y
nelik olduunu; bu anlarda nem tayan eyin de bir tarihe sahip oldu
unu ve sonu olarak bir daha asla tekrarlanmayacan unuturlar. Tekrar
yoluyla iradi olarak edinilen anlar enderdir, istisnaidir. Tersine, kendi
trlerinde biricik olgu ve imgeleri, bellek, srenin her annda kaydeder.
Ama renilmi anlar en yararl olanlar olduundan, bunlar daha fazla
fark ederiz. Ve bu anlarn, ayn abay sarf ederek tekrar yoluyla renil
mesi, alkanln o bildik srecine benzediinden, bu tr anlar birinci

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 6 3

plana karmak, model an haline getirmek ve kendiliinden annn


iinde, domakta olan bu ayn olgudan, ezbere renilmi bir dersin
balangcndan baka bir ey grmemek tercih edilir. Fakat, tekrar yoluyla
olumas gereken ey ile z gerei tekrarlanamayan ey arasndaki farkl
ln kktenliini kabul etmemek mmkn mdr? Kendiliinden an,
daha olutuu anda kusursuzdur; zamann onun imgesine bir ey eklemesi
demek bozmas demektir; bu an, yerini ve tarihini bellek iin koruyacak
tr. Tersine, ders daha iyi renildike, renilen an zamann dna
kacaktr; giderek daha kiisizleecek, bizim gemi yaammza giderek
daha yabanclaacaktr. Tekrarn etkisi kendiliinden any renilen
anya dntrmek asla deildir; onun rol, yalnzca, kendiliinden an
nn srmesini salayan hareketleri giderek daha fazla kullanarak, bunlar
kendi aralarnda dzenlemek ve bir mekanizma oluturarak bedensel
bir alkanlk yaratmaktr. Zaten bu alkanln an olmas iin, onu
edindiimi hatrlamam gerekir; ve onu edindiimi hatrlamam iin de,
kendiliinden bellee, yani olaylar tarihleyen ve bunlar tek bir kez
kaydeden bellee bavurmam gerekir. Birbirinden ayrdmz iki bellek
ten birincisi, en yetkin bellek olarak grlebilir. kincisi, yani psikolog
larn genellikle inceledikleri bellek ise, bellein kendisi olmaktan ziyade
bellein aydnlatt alkanlktr.
Ezbere renilmi bir ders rnei, elbette ki olduka yapaydr. Bununla
birlikte mrmz snrl sayda nesnenin ortasnda akar; bu nesneler
deiik sklkta nmzden geerler: Bunlarn her biri, algland anda,
bizde -e n azndan domakta olan- hareketlere yol aar ve biz de bu
hareketler sayesinde kendimizi uyarlarz. Bu hareketler, tekrarlana tekrarlana bir mekanizma oluturup alkanlk halini alarak, eyleri alglay
mzn otomatik olarak peinden gelen tavrlarn bizde olumasna yol
aarlar. Sinir sistemimizin asla baka ekilde kullanlamayacan syle
yebiliriz. Toplayc sinirler beyne uyany iletirler. Bu uyar, kendi yolunu
zekice setikten sonra, tekrar yoluyla yaratlm devindirici mekanizma
lara aktarlr. Uygun tepki bylece meydana gelir; evreyle dengeli iliki,
tek telimeyle, yaamn genel amac olan uyum byle oluur. Ve canl
varlk, yaamay yeterli bulduundan, baka bir eye ihtiya duymaz.
Ama gemiin devindirici alkanlklar biiminde kaydna varan bu alg
lama ve uyum sreci devam ederken, bilin, greceimiz gibi, srayla
getii durumlarn imgesini korur ve bunlar birbirlerini izleyi sras
iinde dizer. Bu imge-anlar neye yarayacaktr? Bellekte korunarak, bi
linte yeniden reyerek, yaamn pratik niteliini bozmazlar, dle ger
eklii birbirine katmazlar m? Bizim gncel bilincimiz, yani tam da

64

MADDE VE BELLEK

sinir sistemimizin mevcut duruma salad doru uyumu yanstan bilin,


gncel algyla koordinasyon ierisine giremeyen ve onunla yararl bir
btn oluturamayan gemiin tm imgelerini uzaklatramazsa durum
kukusuz byle olur. Olsa olsa, mevcut durumla ilikisiz baz mulak
anlar, yararl bir ekilde ilikilenmi imgeleri aarak, onlann etrafnda
belli belirsiz bir snr izerler; daha az aydnlk bu snr, karanlk, engin
bir blgede kaybolup gidecektir. Fakat, dsal uyar ile devindirici tepki
arasnda beynin kurduu dengeyi bozan bir kaza meydana gelir ve -m er
kezden geerek- periferiden periferiye giden ipleri bir an gevetirseniz,
karanlkta kalm imgeler aniden kendilerini n ortasna atarlar: d
grlen uykuda gerekleen ey kukusuz bu son kouldur. Birbirinden
ayrdmz iki bellekten kincisi, aktif ya da devindirici olan, demek ki
birincisini srekli olarak ketleyecektir, veyahut en azndan ondan yalnz
ca mevcut durumu yararl bir biimde aydnlatabilecek ve tamamlayabi
lecek olan eyleri kabul edecektir: fikirlerin arm yasalar bylece
ortaya kar. Ama, anmlan yoluyla mevcut bir algya yapabilecekleri
hizmetlerden bamsz olarak, kendiliinden bellein biriktirdii imge
lerin bir baka kullanm daha vardr. Kukusuz ki bunlar d imgesidir;
kukusuz ki bunlar genellikle bizim irademizden bamsz olarak belirip
yok olurlar; ve tam da bu nedenle, bir eyi gerekten bilmek iin, onu
kendi kullanmmzda tutmak iin, ezbere renmek zorundayzdr, yani
kendiliinden imgenin yerine, onun yerini doldurabilecek devindirici
bir mekanizma koymamz gerekir. Ama, imgenin kendisini, snrl bir
zaman iin bilincimizin bak altnda tutmamz salayan bir tr sui
generis aba vardr; ve bu yeti sayesinde, birlikte-var-olan hareketleri
alkanlk halinde rgtlemek iin ayn durumlarn ilineksel tekrann
tesadften beklemeye ihtiyacmz olmaz; onun yerini tutacak istikrarl
bir mekanizma ina etmek iin kaak imgeden yararlanrz. Ya bamsz
iki bellei birbirinden ayrmz salam temellere dayanmyordur, ya da
bu ayrm olgulara cevap veriyor olsa da, sinir sisteminin duyumsal-devindirici dengesinin altst olaca birok durumda kendiliinden bellein
ar etkinliine, normal durumdaysa, alkanlklarn ansnn, imgenin
ansnn gizil mdahalesine indirgenmesini salayan ilemin iinde mev
cut dengeyi ie yarar ekilde salamlatramayan tm kendiliinden an
larn bastrldna tank olmamz gerekir. Olgular hipotezi doruluyor
mu?
u an iin, ne birinci ne de ikinci nokta zerinde srar edeceiz:
Bellek bozukluklarn ve fikir arm yasalarn incelediimizde bunlan
gn na karabileceimizi ummaktayz. renilen eylerle ilgili ola

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 6 5

rak, iki bellein burada nasl yan yana ilediini ve birbirlerine destek
olduklarn gstermekle yetinelim. Devindirici bellee kaznm dersle
rin otomatik olarak tekrarlandn gndelik deneyim bize gsterir; ama
patolojik durumlann gzlemlenmesi, otomatizmin burada bizim dn
dmzden ok daha teye uzandn ortaya koyar. Anlamadklar bir
dizi soruya zekice cevaplar veren akl hastalar grld. Dil onlarda bir
tr refleks tarznda iliyordu.1Kendiliinden bir szc telaffuz edeme
yen afaziler, ark sylediklerinde bir melodinin szlerini hatasz hatr
larlar.2 Hatta bir duay, rakamlann srasn, haftann gnlerini ve yln
aylarn hi taklmadan tekrarlarlar.3 rnein zeky taklit edecek kadar
incelikli, an komplike mekanizmalar olutuunda, kendiliinden ilev
grebilirler ve sonu olarak, genelde yalnzca iradenin balangtaki itki
sine boyun eerler. Peki biz bu mekanizmalan olutururken neler olup
bitiyor? rnein biz bir dersi renmeye alrken, hareketlerle yeniden
oluturmaya altmz grsel ya da iitsel imge zaten bizim zihnimizde
grnmez ve mevcut bir halde deil midir? Daha ilk ezber teebbsnden
itibaren, sanki bir hata ilemi gibi belli belirsiz bir sknt hissederiz;
bilincimizin karanlk derinliklerinden bir tr uyan alm gibiyizdir.4
Hissettiimiz eye younlatmzda ise eksiksiz imgenin orada bulun
duunu hissederiz; ama kaak bir halde, tam devindirici faaliyetimiz
siluetini yakalamak isterken kaan gerek bir hayalet gibidir. Aslnda
tamamen baka bir amala giriilmi olan yakn dnemdeki deneyler
srasnda,5 kiiler, tam da bu trden izlenimler edindiklerini beyan edi
yorlard. Deneklere birka saniye iinde bir dizi harf gsteriliyor ve aklda
tutmalar isteniyordu. Ama grdkleri harfleri uygun telaffuz hareketle
riyle vurgulamalarn nlemek iin, grntye bakarken belli bir heceyi
srekli tekrarlamalar isteniyordu. Buradan kan sonu, kiilerin ken
dilerini tamamen grsel imgenin hakimiyetinde hissettikleri zel bir
psikolojik durumdu: kck bir blm bile istendii anda tekrarlayamyorlard: akn baklar altnda, satrn yok olup gittiini fark ediyor1) Robertson, Reflex Speech (Journal o f m en ta l Science, Nisan 1888). Bkz. Ch. Frnin
makalesi, Le language rflexe (R e v u e philosophique, Ocak 1896).
2) Oppenheim, Ueber das Verbalten der musikalischen Ausdrucksbewegungen bei
Aphatischen (C h a rit A n n a le n , XIII, 1888, s. 348 ve devam).
3) A.g.e., s. 365.
4) Bkz. bu hata duygusu hakknda, Mller ve Schumannn makalesi, Experimentelle
Beitrge zur Untersuchung des Gedchtnisses (Zeitschr. f. Psych. V . P hys. D e r Sinnesorgane,
Aralk 1893, s. 305.)
5) W. G. Smith, The relation of attention to memory (M in d , Ocak 1894).

66

MADDE VE BELLEK

Iard. lerinden birinin deyiiyle, fenomenin temelinde btnn tasanm vard; btn kapsayan ve blmlerin ifade edilemez biimde hisse
dilen bir birlik iinde olduu bir tr karmak fikir vard.6
Edinilen annn ardna gizlendii kesin olan bu kendiliinden an,
imek akmas gibi aniden kendini gsterebilir: ama iradi bellek en
ufak bir harekete getiinde gizlenir. zne, imgesini unutmadn sand
harfler dizisinin yok olduunu, zellikle onlan tekrarlamaya balad
anda grr: Bu aba imgenin geri kalann bilincin dna itiyor gibidir.7
imdi bellei eitme tekniklerinin hayali yntemlerini analiz edersek,
bu bilimin hedefinin, zellikle, gizlenmi kendiliinden any n plana
karmak ve onu faal bir an gibi bizim zgrce kullanmmza sunmak
olduunu grrz: bunun iin, ncelikle etkin ya da devindirici bellein
her trden kararszl bastrlr. Zihnin fotoraf ekme yetisi, der bir
yazar,8 bilinten ziyade bilinaltna aittir; iradenin arsna glkle
itaat eder. Bunu uygulayabilmek iin, rnein, hesaplamaya bile vakit
brakmadan birok noktann bir anda gruplamasn aklda tutmaya al
mak gerekecektir:9 Bu ynteme sahip olabilmek iin -bir anlamda- bu
bellein aniliini taklit etmek gerekir. Bu bellein tezahrleri ok dei
kendir ve getirdii anlarda d benzeri eyler de olduundan, tinsel
yaama mdahalesinin daha dzenli bir hal almasnn entelektel den
geyi derinden bozmamas ender rastlanr bir durum olur.
Bu bellein ne olduunu, nereden trediini ve nasl ilediini bir
sonraki blmmzde gstereceiz. ematik bir anlay bir sreliine
yeterli olur. Dolaysyla, nceki sylediklerimizi zetlemek iin, gemiin
u iki u biimde depolanabileceim syleyelim: Bir yanda gemii kul
lanan devindirici mekanizmalar, dier yanda tm olaylan, konturlar,
6) According to one observer, the basis was a G esa m m tvo rstellu n g , a sort of all
embracing complex idea in which the parts have an indefinitely felt unity (Smith,
a.g.y., s. 73).
7) Alman yazarlarn disleksi olarak adlandrdktan bu duygulanmda olup biten de
ayn trden bir ey deil midir 1 Hasta, bir cmledeki szckleri dzgn bir ekilde
okur, sonra aniden durur, devam edecek halde deildir, sanki telaffuz etm ek iin
yapt hareketler anlar ketlemi gibidir. Disleksi konusunda bkz.: Berlin, Eine besondere
A r t der W ortblindheit (D yslexie) , Wiesbaden, 1887 ve Sommer, Die Dyslexie als functionnelle
Stoning (Arch. F. Psychiatrie, 1893). Hastann tekinin szlerini iittii ama kendininkileri
anlamad szel sarln tekil durum larnda da bu fenomenlere yaklarz. (Bkz.
rnekler: Bateman, O n A p h a sia , s. 200; Bernard, D e laphasie, Paris, 1889, s. 143 ve 144 ve
Broadbent, A case of peculiar aafection of speech, B ra in , 1878-9, s. 484 ve devam.)
8) Mortimer Granville, Ways of remembering (Lancet, 27 Eyll 1879, s. 458).
9) Kay, Memory a n d h o w to Im p ro ve it, New York, 1888.

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 6 7

renkleri ve zaman iindeki yerleriyle birlikte belirten kiisel imge-anlar.


Bu iki bellekten birincisi gerekten de doayla ayn ynde iler; kincisi,
kendi bana brakldnda, daha ziyade tersi ynde gider. aba sonucu
elde edilmi olan birincisi irademize baml kalr; tamamen kendiliin
den olan kincisi, deimeden kalmaktansa, deiken biimde yenidenrer. kinci bellein ilkine yapabilecei dzenli ve kesin tek hizmet,
tercihini aydnlatmak amacyla, nceki duruma benzer durumlardan
nce ya da onlarn pei sra gelen imgeleri gstermektir: fikirlerin ar
m bundan ibarettir. Yeniden gren bellein, tekrarlayan bellee kural
gerei itaat ettii baka bir durum pek yoktur. Baka her yerde, ihtiya
olduunda imgeyi yeniden belirtmemizi salayan bir mekanizma ina etmek
isteriz, nk bu imgenin yeniden belireceine gvenemeyeceimizi hisse
deriz. Saf hallerinde dndmz bellein iki u biimi bunlardr.
unu hemen syleyelim: Ara biimlere, bir anlamda saf olmayan
biimlere bal kaldmzdan, annn gerek doasn unuttuk. ncelikle
iki eyi -imge-an ile hareketi- birbirinden ayrmak, ardndan da, ba
langtaki saflklarndan bir eyleri terk ederek birbiri iine akmay hangi
ilem dizisiyle baardklann gstermek yerine, bu iki enin kayna
masnn sonucu olan karma fenomeni dikkate alnz. Bu fenomen, karma
olduundan, bir yanyla devindirici bir alkanl gsterirken, dier ya
nyla, az ok bilinli bir ekilde yerli yerine yerlemi bir imgeyi gsterir.
Ama bunun basit bir fenomen olmas istenir. Dolaysyla, devinim al
kanlna temel olarak hizmet eden beyin, omur ilik ya da beyin soan
mekanizmasnn ayn zamanda bilinli imgenin dayana olduunu
varsaymak gerekir. Anlann beyinde topland ve bunlann gerek bir
mucizeyle bilinli hale gelecei ve esrarengiz bir srele de bizi gemie
geri gtrecei eklindeki tuhaf hipotez buradan kaynaklanr. Kimi kiiler
bu ilemin bilinli yanma daha fazla ilgi gsterip, burada bir glge-fenomenden baka bir ey grmek isterler. Ama, art arda tekrarlan imgeanlar biiminde aklda tutan ve sraya dizen bellei soyutlayarak ie
balamadklarndan ve bellei egzersiz yapa yapa yetkinleen alkanlkla
kartrdklarndan, tekrarn etkisinin, yalnzca tekrarlana tekrarlana
glenen tek ve ayn blnmez fenomene ynelik olduuna inanrlar:
ve bu olgu sonuta, devindirici bir alkanlk halini belirgin bir ekilde
aldndan ve (beyinle ilgili olsun ya da olmasn) bir mekanizmaya denk
dtnden; bu kiiler, ister istemez, bu trden bir mekanizmann ba
tan itibaren imgenin temelinde bulunduunu ve beynin de bir temsil
organ olduunu kabul ederler. Biz bu ara durumlar zerinde dnecek
ve doan eylemin, yani beynin bu durumlarn her birindeki pay ile bam

68

MADDE VE BELLEK

sz bellein, yani imge-anlarn payn ortaya koyacaz. Bu durumlar


hangileridir? Bunlar bir yanyla devindirici olduklarndan, bizim hipote
zimize gre, gncel bir algy srdrmeleri gerekir; ama dier yandan,
imge olarak, gemi alglan yeniden retirler. Oysa, imdiki zamann
iinde gemii yeniden yakaladmz somut edim, tanmadr. Dolaysyla,
tanmay incelememiz gerekir.
II.
Genel olarak tarama hakknda: imge-amlar ve hareketler. - nceden
grme duygusunu aklamann bildik iki yolu vardr. Kimilerine gre,
mevcut bir algy tanmak, onu dnce yoluyla eski evreye dahil etmek
demektir. Biriyle ilk kez karlayorum: tek yaptm onu alglamaktr.
Eer onunla yeniden karlar ve onu tanrsam, bunun anlam, ilk algnn
birlikte-var-olan durumlarnn aklma geldii ve gncel imgenin etra
fnda, o an alglanan ereveden farkl bir ereve izdikleridir. Demek
ki tanmak, gemite verilmi imgeleri imdiki bir algyla birletirmek,
onunla bititirmektir.10 Ama hakl olarak saptanaca gibi,11 yeni bir
algnn ilksel algyla ortak-koullan olduunu ileri srebilmek iin bu
ilksel algnn ncelikle ona benzeyen gncel durumla anlmas gerekir.
rnein ilk alg A olursa, B, C, Dnin birlikte-var-olan koullar, ilk
algnn yanmda varolurlar. Ayn alg yinelendiinde bunu A olarak
adlandrrsam, B, C, D terimlerine bal olan A deil A olduundan, B,
C, D terimlerini anmak iin benzerlik yoluyla bir armn ncelikle
akla getirmesi gereken A olur. A A ya zdetir demek bouna olur. ki
terim, benzer olsa da, saysal olarak birbirlerinden ayr kalrlar ve en
azndan u basit olguyla birbirlerinden ayrlrlar ki, A bir algyken A bir
andan baka bir ey deildir. Belirttiimiz iki yorumdan birincisi, bylece
kincinin iinde erir; imdi bunu inceleyeceimiz.
Bu kez, imdiki zamandaki algnn, kendisine benzeyen nceki algnn
ansn bellein derinliklerinde daima arayacan varsayalm: nceden
grm olma duygusu, alg ile annn yan yana gelmesinden ya da kayna
masndan kaynaklanr. Kukusuz ki, derin bir ekilde gzlemlediimiz gibi,12
10) Bkz. Lehmannn makaleleri iinde, deneye dayal olarak, bu tezin sistemli
sunuluu: Ueber Wiedererkennen (W undtun P hnilos. S tu d ie n i, c. V, s. 96 ve devam ve
c. VII, s. 169 ve devam).
11) Pillon, La formation des ides abstraites et gnrales (C r it. P hilos., 1885, c. I, s.
208 ve devam). -K r. Ward, Assimilation and Association (Mmd, Temmuz 1893 ve Ekim
1894).
12) Brochard, La loi de similarit, R evu e philosophique, 1880, c. IX, s. 258. E. Rabierbu
gre katlr: L eo n s d e philosophie, c. I, Psychologie, s. 187-192.

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 6 9

benzerlik tinin birbirine yaknlatrd, dolaysyla zaten nceden sahip


olduu terimler arasnda kurduu bir ilikidir; yle ki benzerlik algs,
armn nedeni olmaktan ziyade sonucudur. Ama tinin kavrad ve
ortaya kard bir e topluluuna bal bu tanml ve alglanm
benzerliin yannda, bizzat imgelerin yzeyine yaylm ve karlkl fizik
sel ekimin nedeni olarak etkide bulunabilen, belirsiz ve bir anlamda
nesnel bir benzerlik vardr.13 Genellikle bir nesneyi eski bir imgeyle
zdeletirmeyi baaramadan tanyabileceimizi ileri srebilir miyiz? Be
yindeki izlerin akt, egzersizin beyin hareketlerini kolaylatrd14
ya da anlarn gmlp dinlendii hcrelerle iliki halindeki alg hc
releri eklinde bildik hipotezlere snabiliriz.15 Dorusu, tanmayla ilgili
tm bu teoriler, bu trden fizyolojik hipotezler iinde ister istemez kaybo
lurlar. Bu teoriler, tanmann tmn, alg ile any yaknlatrmann
sonucu olarak grrler; ama dier yandan deneyim ortadadr: genellikle
annn, alg bir kez tanndnda ortaya ktna kanttr. ncelikle
tasarmlar arasndaki ba olduu sylenen eyi, hareketlerin bileimi ya
da hcreler arasndaki iliki biiminde beyne gndermek ve -bize gre
ok ak olan- tanma olgusunu, fikirleri depolayan bir beyin eklindeki
bizce ok karanlk hipotezle aklamak zorunludur.
Ama gerekte, bir algnn bir anya balanmas, tanma srecini ak
lamaya hi yetmez. nk eer byle tanyor olsaydk, eski imgeler yok
olduunda tanma da ortadan kalkar, bu imgeler korunduunda da daima
varln srdrrd. Psiik krlk ya da alglanan nesneleri tanma g
l, grsel bellein ketlenmi olmasn gerektirirdi; grsel bellein ketlenmesinin sonucu da zellikle hi amaz bir ekilde psiik krlk olurdu.
Oysa deney bu iki sonucu da dorulamamaktadr. Wilbrandn inceledii
bir vakada16 hasta, gzlerini kapadnda oturduu ehri tarif edebiliyor
ve hayalinde orada gezebiliyordu: sokaa ktnda her ey ona yeni
geliyordu; hibir eyi tanyamyor ve ynn bulamyordu. Ayn trden
olgular Fr. Mller17 ve Lissauer18 de gzlemlemitir. Hastalar, kendi
13) Pillon, a.g.y., s. 207. - Kr. James Sully, The H u m a n M in d , Londra, 1892, c. I, s.
331.
14) Hffding, lieb er W iedererkennen, Association und pyschische A ctivitt
1889, s. 433).
15) Munk, Lieber die F u n ctio n e n d er G ro ssh irn rin d e, Berlin, 1881, s. 108vedevanu.
16) D ie Seelenhlindhek als H erderscheinung, Wiesbaden, 1887, s. 56.
17) Ein Beitrag zur Kenntniss der Seelenblindheit (A r c h . f. P sychiatrie, c. XXIV,
1892).
18) Ein Fall von Seelenblindheit (A rc h , f P sychiatrie, 1889).
(Vierteljahrsschrift f. w issenschaftliche P hilosophie,

7 0 MADDE VE BELLEK

lerine ad sylenen bir nesnenin grntsn ilerinde canlandrabiliyorlar; bu nesneyi gayet iyi tarif edebiliyorlar; ama yine de kendilerine
gsterildiinde tanyamyorlar. Grsel bir annn -bilinli bile olsakorunmas, benzer bir algnn tannmasna yetmez. Tersine, Charcotnun
inceledii ve grsel imgelerin tamamen silindii klasik durumda, alglann
tanmasnn tamamen yok olduu sylenmez. Bu vakann anlats dikkat
le okunursa bu duruma kolaylkla ikna olunur. Hasta, doduu ehrin
sokaklarn tanmyordu, oralarn ne adn biliyor ne de yn bula
biliyordu; ama yine de buralarn sokak olduunun farkndayd, evleri
gryordu. Karsn ve ocuklann tanmyordu; bununla birlikte, onlar
grdnde birinin bir kadn, dierlerinin ocuk olduunu syle
yebiliyordu. Kelimenin tam anlamyla psiik krlk sz konusu olsayd
bunlarn hibiri mmkn olamazd. Demek ki, ortadan kalkm olan
ey bir tr tanmayd -k i bunu analiz etmemiz gerekir-, yoksa genel
olarak tanma yetisinin kendisi deil. Dolaysyla, her tanmann daima
eski bir imgenin iin iine karmasn gerektirmedii, dolaysyla bu
imgelere bavurulabilecei, ama alglar bunlarla zdeletirmenin baanlamayaca sonucunu karabiliriz. Peki sonu itibanyla tanma nedir
ve nasl tarif edebiliriz?
ncelikle nm iinde bir tanma vardr; belirgin hibir an iin iine
kanmadan yalnzca beden byle bir tanmaya muktedirdir. Tanma bir
eylemden ibarettir, tasanmdan deil. rnein bir ehirde ilk kez dolayo
rum. Her ke banda tereddt ediyorum, nereye gideceimi bilmiyorum.
Belirsizlik iindeyim; ve unu anlyorum ki, bedenime alternatifler da
yatlyor, hareketlerim btnyle sreksiz, bir davranm sonrakilerin
habercisi ve hazrlaycs deil. Bir sre sonra, ehirde epey kaldktan
sonra, artk gayr ihtiyari dolaacam, nnden getiim nesneleri tek
tek alglamayacam. Oysa, bu iki u durum arasnda, biri algnn henz
ona elik eden tanml hareketleri dzenlemedii, dieri bir arada var
olan bu hareketlerin benim algm gereksiz klacak ekilde dzenli olduu
bu iki u durum arasnda ara bir durum da vardr. Bu ara durumda nesne
fark edilir, ama kendi aralannda birbirine bal, sreen ve birbirlerine
buyuran hareketleri kkrtr. Yalnzca kendi algm ayrt ettiim bir
durumla balayarak, sonunda, kendi otomatizmimden baka bir eyin
pek bilincinde olmadm bir duruma vardm: arada da karma bir durum,
domakta olan bir otomatizmin damgasn tayan bir alg yer ald. Son
raki alglarla ilk alg arasndaki fark, bedenin uygun bir mekanik tepki
gelitirmesine yol amalar olsa da; dier yandan, yenilenmi bu alglar,
tinde, aina ya da tandk alglarn zellii olan bu sui generis yanla belirse

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 71

de, gayet iyi dzenlenmi devindirici bir eliin, dzenli devindirici bir
tepkinin buradaki ainalk duygusunun temelinde yattn varsayamaz
myz? Demek ki tanmann temelinde, devindirici dzeyde bir olgu yat
maktadr.
Alldk bir nesneyi tanmak, zellikle bundan yararlanmay bilmeyi
gerektirir. Bu ylesine dorudur ki, bizim psiik krlk olarak adlandr
dmz bu tanma hastalna ilk gzlemciler apraksi adn vermilerdi.19
Ama bu nesneden yararlanmay bilmek, bu nesneye uygun den hare
ketleri yapmak, belli bir tavr almak ya da en azndan, Almanlarn de
vindirici itkiler (Beuegungsantriebe) adn verdikleri eyin etkisiyle bu
tavra ynelmektir. Demek ki, nesneyi kullanma alkanl, sonunda
hareketlerle alglan birlikte dzenlemeye varmtr; ve algy bir refleks
gibi izleyen, domakta olan bu hareketlerin bilinci, burada da tanmann
znde bulunur.
Tek bir alg bile yoktur ki hareket halini alp srmesin. Ribot20 ve
Maudsley21 bu noktaya ok nce dikkat ekmilerdi. Duyu eitimi, zel
likle duyumsal izlenim ile bu izlenimi kullanan hareket arasnda kurulan
balantlar btn iinde oluur, izlenim kendini tekrarladka balant
salamlar. lem mekanizmasnda aslnda esrarl hibir yan yoktur.
Bizim sinir sistemimiz, elbette ki, devindirici aygtlar oluturacak ekilde
dzenlenmitir; bu aygtlar, merkezler araclyla, duyumsal uyarlara
balanr ve sinir sistemi elerinin sreksizlii, birbirleriyle eitli biim
lerde iliki ,kurabilen terminal ulann okluu, izlenimler ile bunlara
denk den hareketler arasndaki olas balant saysn snrszlatrr.
Ama ina halindeki mekanizma, bilinte ina edilmi mekanizmayla
ayn biimde kendini gsteremez. Organizma iinde salamlam hare
ket sistemlerini bir eyler derinden ayrtm ve aka ortaya serer. Bu
nun, zellikle, bu sistemlerin dzenini deitirmenin gl olduuna
inanabiliriz. Ayrca, bu, nceki hareketler iinde takip eden hareketlerin
n-oluudur; parann btn gcl olarak kapsamasn salayan nolutur; rnein renilen bir melodinin her notas bir sonrakinin icra-

19) Kussmaul, Les troubles de la parole, Paris, 1884, s. 233; Allen Starr, Apraxia and
Aphasia (M ed ica l R eco rd , T l Ekim 1888). Kr. Laquer, Zur Localisation der sensorischen
Aphasie (N eurolog. C e n tra lb la tt, 15 Haziran 1888), ve Dodds, O n some central affections
of vision (B rain, 1885).
20) Les mouvements et leur importance psychologique (R e v u e philosophique, 1879, c
VIII, s. 371 ve devam). Kr. Psychologie de la tte n tio n , Paris, 1889, s. 75 (Flix Alcan).
21) Physiologie de lesprit, Paris, 1879, s. 207 ve devam.

72

MADDE VE BELLEK

sini gzlemek iin onunla ilgilendiinde bu meydana gelir.22 Dolaysyla


eer her aina algya elik eden rgtl bir devindirici varsa, aina tanma
duygusunun kkeni bu rgtlenmenin bilincindedir.
Bunun anlam udur ki, genellikle tanmamzla oynanz, onu tasarlarz,
sonra onu dnrz. Gndelik yaammz nesneler arasnda cereyan
eder, ki yalnzca varlklan bile bizi bir rol oynamaya yneltir: bu nesne
lerin tandklk yanlann bu oluturur. Dolaysyla, devindirici eilimler
bize tanma duygusu vermeye yeterlidir. Ama hemen syleyelim ki, ge
nellikle baka eyle birleir.
Gerekten de, devindirici aygtlar bedenin daha iyi analiz ettii alg
larn etkisi altnda oluurken, nceki psikolojik yaammz da oradadr:
zaman iinde yer edinmi olaylarnn tm ayrntsyla birlikte varln
srdrmeye devam eder - bunu kantlamaya alacaz. imdiki nn
pratik ve yararl bilinciyle, yani alg ile eylem arasnda gergin bir sinir
sisteminin duyumsal-devinim dengesiyle hi durmadan ketlenen bu bel
lek, kendi imgelerini geirivermek iin, gncel izlenim ile birlikte-varolan hareket arasnda bir atlan belirmesini bekler yalnzca. Genellikle,
gemiimizin ak boyunca uzanmak ve bilinen, yerine yerlemi, kiisel,
imdiki zamanla ilikili imge-any kefetmek iin aba gerekir; bu aba
sayesinde algmzn bizi ynelttii eylemden kendimizi ekip kannz:
bu imge-an bizi gelecee doru iter; gemiin iinde gerilememiz gerekir.
Bu anlamda, hareket, imgeyi daha ziyade bir kenarda brakr. Bununla
birlikte, bir yanyla da imgenin hazrlanmasna katkda bulunur. nk
tm gemi imgelerimiz bizde mevcut kalrsa, u anki algyla benzeim
iindeki tasarmn olas tm tasanmlar iinden seilmesi gerekir. Yaplm
ya da yalnzca domakta olan hareketler bu ayklamay hazrlar ya da en
azndan imge alann snrlandrrlar ve biz de oradan derleriz. Bizler,
sinir istemimizin yaps gerei, imdiki zamandaki izlenimleri uygun
hareketlere dnp devam eden varlklarz: eski imgeler bu hareketler
ierisinde varlklarn srdrseler de, gncel algnn iine szmak ve
kendilerini benimsetmek iin frsattan yararlanrlar. Bu durumda, im
diki hal altnda rtl kalmalan gerekirken, aslnda bilincimizde ortaya
karlar. Dolaysyla, mekanik tanmaya yol aan hareketlerin, imgelerin
tannmasn bir yanyla engellerken, dier yanyla tevik ettii sylene
bilir. Kural olarak, imdiki zaman gemii yerinden eder. A m a dier
22)
P sy c h o b g ie 's in in mkemmel blmlerinden birinde (Paris, 1893, c. I, s. 242) A.
Fouillee ainalk duygusunun, byk lde, srprizi oluturan isel o k u n azaltlmasndan
olutuunu sylemitir.

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 73

yandan, tam da eski imgelerin ortadan kaldrlmas imdiki zamandaki


tavr yoluyla onlann ketlenmesine bal olduundan, biimi bu tavrn
snrlan iinde kalanlann karlaacaklar engel dierlerinin karlaaca
kadar byk olmaz; ve eer, bundan byle, bu imgelerden biri engeli
aabilirse, bu, imdiki zamandaki algya benzeyen imgedir.
Eer analizimiz doruysa, tanmayla ilgili hastalklar son derece farkl
iki biimi etkiler; psiik krln de iki trn saptarz. Kimi zaman,
gerekten de, eski imgeler artk anmsanamaz; kimi zaman ise yalnzca
alg ile birlikte-var-olan aina hareketler arasndaki ba paralanm
olur ve alg sanki yeniymi gibi dank hareketlere yol aar. Olgular bu
hipotezi mi doruluyor?
Birinci noktada itiraz olamaz. Psiik krlkte grsel anlarn aka
ortadan kalkm olmas yle sradan bir olgudur ki, bir sre boyunca, bu
duygulanm tanmlamaya hizmet edebilmitir. Anlarn hangi noktaya
kadar ve hangi ynde gerekten yok olabileceklerini kendimize sormamz
gerekir. u an iin bizi ilgilendiren ey, grsel bellek pratikte varln
srdrse de, tanmann olmad durumlann ortaya ktdr. Bu durum
da, bizim ileri srdmz gibi, devindirici alkanlklarn basite bozul
mas m sz konusudur, yoksa en azmdan onlar hissedilir alglara bala
yan ba kesintiye mi uramaktadr? Hibir gzlemci bu trden bir soru
sormadndan, bize anlaml gelen baz olgular, orada burada, tanmlar
ierisinde ortaya karmam olsaydk, buna cevap vermekte ok glk
ekerdik.
Bu olgulann ilki yn duygusunun yitimidir. Psiik krl ele alm
olan tm yazarlar bu zellikten etkilenmitir. Lissauerin hastas evin
iinde bir yerden baka yere gitme yetisini tamamen yitirmiti.23 Fr.
Mller u olgu zerinde srarla durdu: krler yollarn bulmay ok abuk
renirken, psiik krle maruz kalm biri, aylarca sren idmandan
sonra bile kendi odasnda yolunu bulamaz.24Ama yn bulma yetisi, beden
hareketlerini grsel izlenimlerle koordine etme ve alglar yararl tepkiler
halinde mekanik olarak srdrme yetisinden baka bir ey midir?
Daha da karakteristik ikinci bir olgu vardr. Bu hastalann resim izme
tarzndan sz etmek istiyoruz. Resim yapmann iki tarz dnlebilir.
Birincisi kdn zerine bir miktar noktay el yordamyla yerletirmek
23) A.g.y., Arc. F. P sychiatrie, 1889-1890, s. 224. Kr. Wilbrand, a .g .e., s. 140 ve
Bernhardt, Eigenthumlicher Fall von Himerkrankung (B erlin er klinische W o ch en sc h rift,
1877, s. 581).
24) A.g.y., A rch. f. P sychiatrie, c. XXIV, s. 898.

74

MADDE VE BELLEK

ten ve resmin nesneye benzeyip benzemediini her an inceleyerek bunlar


kendi aralarnda birletirmekten ibarettir. Noktalarla izmek buna
denir. Ama genellikle baka bir yola bavururuz. Modele baktktan ya da
onu dndkten sonra hi elimizi kaldrmadan izeriz. Byle bir yete
nei, en alldk konturlann rgtlenmesini derhal zme alkanl dn
da, yani emay bir rpda hayal etme ynndeki devindirici eilim
dnda nasl aklarz? Psiik krln baz biimlerinde geersiz kalan
eyler, zellikle bu trden alkanlk ya da denklikler olsa da, hasta belki
de hl, kendi aralannda iyi kt balayabildii kimi izgisel unsurlan
izebilecektir; srekli bir izgi izmeyi beceremez, nk eli konturlann
hareketine uygun davranamaz. mdi, deneyimin dorulad ey tam da
budur. Lissauerin gzlemi bu adan olduka eiticidir.25 Onun hastas
basit nesneleri izmekte ok byk glk ekiyordu ve akldan izmek
istediinde de, oradan buradan alnma ve birbirlerine balamay baara
mad kopuk kopuk paralar iziyordu. Ama tam psiik krlk durumlan
enderdir. Szel krlklere, yani grsel tanmann yitirilerek alfabe harfle
riyle snrl kalnmas durumuna ok daha fazla rastlanr. Bu tr durum
larda hastann harfleri kopya etmeye alrken harflerin hareketini kav
rama gszl yaygn gzlenen bir durumudur. izime herhangi bir
noktadan balar ve modele uygun davranp davranmadn her an yoklar.
Dikte ettirilen eyi ya da kendiliinden yazma yetisini genellikle olduu
gibi koruduundan, bu durum daha da dikkate deerdir. Burada ortadan
kalkm olan ey, fark edilen nesnenin eklemlenmelerini birbirinden
ayrma, yani grsel algy onun emasn izme ynnde devindirici bir
eilimle tamamlama alkanldr. Belirttiimiz gibi, tanmann temel
koulu budur.
Ama imdi, zellikle hareketlerle yaplan otomatik tanmadan, animgelerin dzenli mdahalesini gerektiren tanmaya gememiz gerekir.
Birincisi dalgnlkla tanmadr: kincisi ise, greceimiz gibi dikkate da
yal tanmadr.
Bu da hareketlerle balar. Ama, otomatik tanmada bizim hareketleri
miz algmz gerekli etkileri elde etmek iin srdrrken ve bylelikle
bizi fark edilen nesneden uzaklatrrken, burada, tersine, nesnenin
konturlarn vurgulamak iin bizi nesneye geri getirir. An-imgelerin bu
rada oynadklar -yardm c deil- baat rol buradan kaynaklanr.
Gerekten de hareketlerin kendi pratik amalarndan vazgetiklerini
ve devindirici faaliyetin, gerekli tepkiler yoluyla algy srdrmek yerine,
25) A.g.y., Arci. /. P sychiatrie, 1889-90, s. 233.

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 75

belirgin izgileri izmek iin geri dndn varsayalm: Bu durumda


mevcut algya benzeen imgeler, bu hareketlerin biimini nceden olu
turmu olduu imgeler, tesadfi olarak deil dzenli olarak gelip bu kalba
dkleceklerdir; ama bunun koulunun kolaylkla nfuz edebilmek iin
birok ayrnty terk etmek olduu dorudur.
III.
- Anlardan hareketlere doru tedrici gei. Tanma ve dikkat. - Burada
tartmann temel noktasna isabet ediyoruz. Tanmann dikkate dayal
olduu durumlarda, yani an-imgelerin mevcut algya dzenli olarak eri
tii durumlarda, anlarn ortaya kn mekanik olarak belirleyen alg
mdr, yoksa anlar m kendilerini kendiliinden algnn nne tarlar?
Beyin ile bellek arasnda kurulacak ilikilerin doas bu soruya veri
lecek cevaba bal olacaktr. Gerekten de, her algda, sinirlerin almlayc merkezlere aktard bir uyarm vardr. Bu hareketin dier kortikal
merkezlere yaylmasnn gerek etkisi orada imgeleri ortaya karmak
olsa da, bellein beynin ilevinden baka bir ey olmad da ileri srle
bilir. Ama eer, baka yerde olduu gibi burada da hareketin ancak hare
ket retebileceini, almlayc uyanmn rolnn yalnzca bedene anlarn
gelip dahil olaca belli bir tavn dayatmak olduunu saptarsak, bu durum
da, maddi uyarmlarn tm etkisi bu devindirici uyum almas iinde
tkendiinden, any baka yerde aramak gerekir. Birinci hipotezde, bir
beyin lezyonunun yol at bellek sorunlar, anlarn zarar grm blge
de bulunmalanndan ve onunla birlikte yok olmalarndan kaynaklanr,
ikinci durumda ise, tersine, bu lezyonlar bizim domakta olan ya da olas
eylemimizi, ama yalnzca bizim eylemimizi ilgilendirirler. Kimi zaman
bedenin bir nesne karsnda imgenin hatrlanmasna uygun tavr alma
sn engellerler; kimi zaman, bu annn mevcut gereklikle balarm
keserler, yani annn gereklemesinin nihai evresini ortadan kaldrarak,
eylem evresini ortadan kaldrarak, annn gncellemesini de engellerler.
Ama, her iki durumda da, beyinsel bir lezyonun anlan gerekten ortadan
kaldrd sylenemez.
Bu ikinci hipotez bizim hipotezimiz olacaktr. Ama bunu dorulamaya
almadan nce, algnn, dikkatin ve bellein genel ilikilerini nasl
tahayyl edebileceimizi ksaca syleyelim. Bir annn derece derece gelip
bir tavnn ya da bir hareketin iine nasl dahil olabileceini gstermek
iin, bir sonraki blmmzn sonulan zerinde biraz ngrde bulun
mamz gerekecektir.
Dikkat nedir? Bir yandan, dikkatin temel etkisi algy daha younla
trmak ve ayrntlan ortaya karmaktr: kendi maddesi iinde dnlen

76

MADDE VE BELLEK

alg, entelektel durumun bir anlamda abartlmasna indirgenir.26 Ama,


dier yandan, bilin, bu younluk art ile dsal uyannn daha yksek
bir gcne bal olan younluk arasnda indirgenemez bir biim farkll
saptar: gerekten de ierden geliyor ve zeknn benimsedii belli bir
tavr sergiliyor gibidir. Ama karanlk zellikle burada balar, nk en
telektel bir tavr fikri ak bir fikir deildir. Algy ayrm zeknn
bak asna indirgemek iin bir tin younlamasndan27ya da tamalgsal2829bir abadan sz edilecektir. Kimileri, bu fikri maddiletirerek,
bunun beyinsel enerjinin zel bir gerilimi,251hatta alman uyarya eklenen
merkezi bir enerji harcamas30 olduunu varsayacaklardr. Ama by
lelikle, psikolojik adan saptanan olguyu ya bize yeterince ak seik
gelmeyen fizyolojik bir dile evirmekle snrl kalnr ya da dnp dola
lp bir metafora saplanlr.
Tinden ziyade bedenin genel uyumu yoluyla dikkati tanmlamaya ve
bilincin bu tavr iinde, ncelikle, bir tavrn bilincini grmeye adm
adm ynelinir. Tartmada Th. Ribotnun benimsedii tavr budur.31
Bu tavr, saldnya uram olsa da,32tm gcn korumu gzkmektedir;
yeter ki, yine de, Th. Ribotnun betimledii hareketlerde fenomenin
negatif koulunun grldne inanalm. Gerekten de, iradi dikkatin
birlikte-var-olan hareketlerinin zellikle duraklama hareketleri oldu
unu varsayarsak, buna denk den tinsel almay, yani ayn organn,
ayn evre iinde, ayn nesneyi alglayarak, orada artan miktarda nesne
kefetmesini salayan esrarengiz ilemi aklamak kalr geriye. Ama daha
teye de gidilebilir ve ketleme fenomenlerinin, iradi dikkatin fiili hare
ketlerinde bir hazrlk olduu ileri srlebilir. Gerekten de, daha nce
den hissettirdiimiz gibi, dikkatin, mevcut algnn yararl etkisini izle
mekten vazgeen tinin geriye dnn gerektirdiini varsayalm: bu
ncelikle bir hareket ketlemesi, bir durma eylemi olacaktr. Ama bu
genel tavra daha incelikli hareketler hzla gelip eklenecektir. Bu hare
26) Marillier, Remarques s u r le mcanisme de lattention (R e v u e philosophique, 1889,
c. XXVII). Kr. Ward, art. Psychology de lE n cyclop. B rita n n ica ve Bradley, Is there a
special activity of Attention? (M in d , 1886, c. XI, s. 305).
27) Hamilton, L ectu res o n M eta p h ysics, c. I, s. 247.
28) W undt, Psychologie physiologique, c. II, s. 231 ve devam (F. Alcan).
29) Maudsley, Physiologie de lesprit, s. 300 ve devam. Kr. Bastian, Les procvessus
nerveux dans lattention (R e v u e philosophique, c. XXXIII, s. 360 ve devam).
30) W. James, P rinciples o f Psychology, c. I, s. 441.
31) Psychologie de la tten tio n , Paris, 1889 (Flix Alcan).
32) Marillier, a.g.y., Kr. Sully, The psycho-physical process in attention (B rain,
1890, s. 154).

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 7 7

ketlerden birka saptanm ve tanmlanm33 olup, bunlann grevi, fark


edilen nesnenin konturlan zerinden tekrar tekrar gemektir. Dikkatin
yalnzca negatif deil, pozitif almas da bu hareketlerle birlikte balar.
Anlarla devam eder.
Gerekten de, eer dsal alg bizde, ana hatlan izilen hareketlere
yol aarsa, belleimiz, burada toplanan ve hareketlerimizin ana hatlann
izmi olduu eski imgeleri alm algya ynelir. Bylece mevcut algy
yeniden yaratr, daha dorusu ya ona kendi imgesini geri dndrerek, ya
da ayn trden birka imge-any gndererek bu algy iki misline kartr.
Eer aklda kalan ya da yeniden hatrlanan imge, alglanan imgenin tm
ayrntlarn kapsamay baaramazsa, bellein en derin ve en uzak blge
lerine bir an yaplr; ta ki bilinen dier ayrntlar bilinmeyenlere gelip
yansyana dek bu srer. Bu ilem sonsuza dek devam edebilir, bellek
algy glendirebilir ve zenginletirebilir, alg da giderek daha fazla geli
erek, artan sayda tamamlayc any kendine eker. Dolaysyla, bilme
diim miktarda sabit bir a sahip olan ve bunu kh evresine saan,
kh tek bir noktada younlatran bir tine inanmayalm. mge karln
da imge; dikkatin temel almasn, nemli bir telgraf alarak dorulu
unu kontrol etmek iin geldii yere kelimesi kelimesine geri yollayan
telgrafnnkiyle karlatrrz genellikle.
Ama bir telgraf gnderebilmek iin aleti kullanmay bilmek gerekir.
Ayn ekilde, algya dair imgemizi algya yanstmak iin, onu yenidenretebilmemiz, yani bir sentez abasyla yeniden oluturmamz gerekir.
Dikkatin, analizin bir yetisi olduu sylendi; dorudur da. Ama bu tr
den bir analizin nasl mmkn olduu yeterince aklanmad gibi, bir
algnn iinde ncelikle kendini gstermeyen eyi bu algmn iinde hangi
srele kefedebileceimiz de aklanm deildir. Hakikat udur ki, bu
analiz bir dizi sentez denemesiyle yaplr ya da -ayn anlama gelmek
zere- bir o kadar hipotezle yaplr: Belleimiz, yeni alg ynnde ortaya
att eit eit benzer imgeleri srasyla seer. Ama bu tercih tesadfi
deildir. Hipotezleri varsayan, semeye uzaktan da olsa nclk eden
ey, taklit hareketleridir; bunlar sayesinde alg devam eder ve bunlar
algya ve hatrlanan imgelere ortak ereve olarak hizmet edeceklerdir.
Ama bu durumda, ayr algnn mekanizmasn genellikle yaplagelenden baka trl tasarlamak gerekecektir. Alg yalnzca derlenen, hatta
tinin hazrlad izlenimlerden olumaz. Dahas, edinilir edinilmez da33)
S tu d ie n i,

N. Lange, Beltr. Zur Theorieder sinnlichen Aufmerksamkeit (W undtun Philos.


c. VII, s. 390-422).

78 MADDE VE BELLEK

lan alglar, yararl eylemler halinde etrafa satklarmz da byledir. Ama


dikkate dayal her alg, szcn etimolojik anlamnda bir dnm,
yani aktif olarak yaratlm, nesneyle zde ya da benzer ve nesnenin
konturlarma uyan bir imgenin darya yansmasn gerekten varsayar.
Eer bir nesneye baktktan sonra aniden gzmz evirirsek, ardk
bir imgesini elde ederiz: bu imgenin ona baktmzda meydana geldiini
varsayamaz myz? Almlayc merkezka liflerin yakn dnemde kefi
bizi olaylann dzenli olarak byle meydana geldiini ve izlenimi merkeze
gtren toplama srecinin yannda, imgeyi periferiye gtren tersi bir
srecin olduunu da dnmeye yneltir. Burada bizzat nesneden foto
raf ekilmi imgeler ile yalnzca yanks olduklar algnn ardk dolaysz
anlarnn sz konusu olduu da dorudur. Ama nesneyle zde bu imge
lerin ardnda, bellein iinde depolanm ve onunla benzerlik gsteren
baka imgeler de bulunur. Son olarak da, nesneyle uzak akraba olan
imgeler vardr. Bunlann hepsi algy karlamaya ynelirler ve algnn
tznden beslenirler, algyla birlikte dsallaabilecek kadar yeterli g
ve yaam edinirler. Mnsterbergin34 ve Klpenin35 deneyimleri bu so
nuncu noktada hi kukuya yer vermez: Gncel algmz yorumlamaya
msait her imge-an buraya yle rahatlkla szar ki, neyin alg neyin an
olduunu ayrt edemeyiz. Ama bu adan, Goldscheider ve Mllerin
okuma mekanizmalan zerine ustalkl deneyimlerinden daha iyisi yok
tur.36 Kelimeleri harfi harfine okuduumuz nl bir almada37 Grasheyin ileri srdne kar, bu deneyciler akkan okumann gerek bir
khinlik olduunu saptamlardr; tinimiz kimi karakteristik zellii
oradan buradan toparlayarak, btn aralklar an-imgelerle doldurmu
tur ve bunlar, kdn zerine yanstldnda, gerekten basl karakter
lerin yerini tutar ve bizde yanlsama uyandnr. Bylece, srekli olarak
yaratr ya da yeniden ina ederiz. Bizim farkl algmz kapal bir emberle
gerekten karlatrlabilir; bu algda, tine ynelik imge-alg ile uzama
firlatlm imge-an birbirini kovalar.
Bu sonuncu nokta zerinde duralm. Dikkate dayal algy genellikle,
tek bir hatta yol alan bir dizi sre olarak tasarlarz: nesne duyumlar
34) B eitr. Z u r experim encellen Psychologie, Heft 4, s. 15 ve devam.
35) G ru n d riss d er Psychologie, Leipzig, 1893, s. 185.
36) Zut Physiologie urvd Pathologie des Lesens (Zeitschr. f. klinische Mdian, 1893).
Kr. M ckeen Cattell, Ueber die Zeit der Erkennung von Schriftzeichen (Philos. S tu d ie n ,
1885-86).
37) Ueber Aphasie und ihre Beziehungen zur W ahmehmung (A rc h . f. P sychiatrie,
1885, c.XVI).

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 7 9

ortaya kartr, duyumlar karlarnda fikirleri yaratr, her fikir, zihinsel


ktlenin her noktasn, giderek daha da gerideki noktalara uzanana dek
iyice sarsar. Dolaysyla burada dz bir hat boyunca ilerlenir; bu sayede
tin nesneden geri dnsz ekilde giderek uzaklar. Bizse, tersine, d
nlm algnn bir dng olduunu ileri sryoruz; yle ki nesneden
yola kan hibir uyarm tinin derinliklerinde yar yolda duramaz: nesne
nin kendisine her zaman geri dnmek zorundadr. Bu basit bir szck
sorunu olarak grlmemelidir. Entelektel almann kkten farkl iki
anlay sz konusudur burada. Birincisine gre, olaylar mekanik olarak
ve ardk eklenmelerin tamamen tesadfi diziyle cereyan eder. rnein,
dikkate dayal algnn her annda, tinin daha derin bir blgesinden kay
naklanan yeni eler, genel bir bozuklua yol amadan, sistemin dn
mn gerektirmeden, eski elerle birleebilir. kincisinde ise, tersine,
bir dikkat edimi, tin ile nesne arasnda yle bir dayanmaya yol aar ki,
bu yle iyi kapatlm bir dngdr ki, birincisini kapsayan ve arak
andaki tek ortaklk yalnzca alglanan nesne olan yepyeni bir dngy
btnyle yaratmadan yksek younluk durumlanna geilemeyebilir.
Daha ilerde ayrntl olarak inceleyeceimiz bellein bu fakl dngle
rinden en dan olan A, dolaysz algya en yakn olandr. Geri dnp onu
tekrar kapsayan ardk imgeyle birlikte N nesnesini ierir. Onun ar
dnda, giderek genileyen B, C, D emberleri zihinsel yaylmann artan
abalarna denk der. Greceimiz gibi, bellein btn bu dnglerin
her birine dahil olur, nk bellek her zaman mevcuttur; ama esneklii
sayesinde sonsuzca genleebilen bu bellek, nesnenin zerine ok sayda
varsaymsal ey yanstr; kh bizzat nesnenin ayrntlar, kh birliktevar-olan ayrntlar onu aydnlatmaya katkda bulunabilir. rnein, fark
edilen nesneyi bamsz bir btn tarznda yeniden oluturduktan sonra,
onunla birlikte, en uzaktaki durumlan bile yeniden olutururuz ve on
larla birlikte bir sistem halini alr. Nesnenin arkasnda bulunan ve nes
nenin kendisiyle birlikte gcl olarak verili olan, giderek byyen derin
likli nedenleri B\ C ve D olarak adlandralm. Dikkatin gelimesinin,
yalnzca fark edilen nesneyi deil, balant kurabilecei giderek derinleen
sistemleri de yaratmak etkisi tad grlr; yle ki, B, C, D emberleri
bellein en st dzeyde yaylmasn temsil ettikleri lde, bunlarn
yansmalan olan B, C ve D de gerekliin daha derin tabakalarna
eriir.
Demek ki ayn psikolojik yaam, bellein ardk evrelerinde saysz
defalar tekrarlanm olur ve ayn tinsel edim farkl yksekliklerde iin
iinde olabilir. Tin, dikkat gstermek iin abalarken kendini daima

80

MADDE VE BEUEK

tmyle verir, ama geliim gstermek iin


setii dzeye bal olarak basitleebilir ya
da karmaklaabilir. Tinimizin ynelimini
belirleyen, genellikle, mevcut algdr; ama
tinimizin benimsedii gerilim derecesine
gre, bulunduu ykseklie gre, bu alg
bizim iimizde ok ya da az sayda an-imge
gelitirir.
Sonu olarak, baka deyile, tam olarak
yerine yerlemi olan ve dizileri bizim ge
mi varoluumuzun akn belirten kiisel
anlar, bir araya geldiklerinde, belleimizin
en sonuncu ve en geni rtsn oluturur
lar. Esasen kaak olan bu kiisel anlar ancak
tesadfen maddileirler; ya bizim bedensel
tavrmzn tesadfi olarak belirgin bir belir
lenimi onlan cezbeder ya da bu tavrn belir
F ig r 1
sizlii bile bu anlarn tesadfi tezahrlerine
alan bo brakr. Ama bu u kabuk, isel ve zekde emberler halinde
sklar ve tekrarlanr, giderek daralan bu emberler, kiisel ve orijinal
biimlerinden giderek uzaklam, sradanlklar iinde, mevcut algya
uygulanmaya ve bireyi kapsayan bir tr tarznda onu belirlemeye giderek
daha muktedir olan, ayn -azalan- anlan tarlar. Bu ekilde eksiltilmi
olan annn, mevcut algnn iine gayet iyi yerletii bir an gelir ve ne
algnn nerede bittii ne de annn nerede balad sylenebilir. Bu
belirgin anda, bellek, bu tasanmlan keyfi olarak ortaya kartp yok etmek
yerine, bedensel hareketlerin aynntsn kendine rnek alr.
Ama bu anlar harekete, dolaysyla da dsal algya daha da yaklatk
a, bellein ilemi daha yksek bir pratik nem kazanr. Tm aynntlanyla ve duyumsal renklerine varana dek, neyseler o olarak kopyalanm
olan gemiin imgeleri, d kurmann ya da dn imgeleridir; bizim
harekete gemek olarak adlandrdmz ey, zellikle bu bellein kaslp
bzlmesini, daha dorusu giderek daha fazla bilenmesini ve bylelikle
iine nfuz edecei deneyime keskin kenarn sunana dek bilenmesini
salamaktr. Aslnda, bellein devindirici esi burada ayrt edilmediin
den, anlarn anmsanmasndaki kendiliindenlik kh bilmezden gelinir
kh abartlr. Bizce, algmzn otomatik olarak taklit hareketlerine bln
d belirgin bir anda bizim faaliyetimize bir ar karlmtr. Bu
durumda bize salanan bir eskizdir ve biz de az ok uzak anlan buraya

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 81

yanstarak ayrntlar ve rengi yeniden yaratrz. Ama olaylar genellikle


asla byle dnlmez. Kimi zaman tine mutlak bir zerklik verilir; var
olan ya da olmayan nesneler zerinde dilediince alma gc tine bah
edilir; ve bu durumda, duyumsal-devindirici dengedeki en ufak bozulma
nn ardndan gelebilecek dikkat ve bellee dair derin rahatszlklar hi
anlalmaz. Kimi zaman ise, tersine, mevcut algnn mekanik etkileri gibi
imgesel sreler yaratlr; zorunlu ve tek tip bir ilerlemeyle, nesnenin
duyumlan ortaya karmas ve fikir duyumlarnn da buna balanmas
istenir: bu durumda, balangta mekanik olan fenomenin yan yolda yap
deitirmesi iin hibir neden olmadndan, zihinsel durumlann iine
kebilecei, uyuklayp uyanabilecei bir beyin hipotezine varlr. Her iki
durumda da, bedenin hakiki ilevi bilmezden gelinir ve bir mekanizmann
mdahalesinin neden zorunlu olduu anlalmadndan, bir kez bu me
kanizma iin iine katldnda, nerede durulmas gerektii de bilinmez.
Ama bu genellemelerden kmann vakti gelmitir. Beyin yerine dair
bildik olgular hipotezimizi dorulayacak m, yoksa geersiz mi klnacak,
bunu bilmemiz gerekir. Beyin kabuunun belli yerlerdeki lezyonlanna
denk den imgesel bellek rahatszlklar daima tanmayla ilgili hasta
lklardr; bu, genel olarak grsel ya da iitsel tanmayla ilgili (psiik
krlk ve sarlk) olabilecei gibi, szckleri tanmayla ilgili rahatsz
lklar (szel krlk, szel sarlk, vs.) da olabilir. Dolaysyla, incelememiz
gereken rahatszlklar bunlardr.
Ama hipotezimiz salam temellere dayal olsa da, bu tanma lezyonlar
anlarn lezyon geirmi blgede bulunmasndan asla kaynaklanmaz.
Bunlar iki nedene bal olmaldr: Kimi zaman, dardan bir uyar geldi
inde, anlanmz arasnda bir ayklama yapmaya yol aan belirgin tavr
bedenimiz otomatik olarak yerine getiremez; kimi zaman ise, anlarn
bedende bir uygulanma noktas, eylemin srmesini salayacak bir ara
bulamamasna baldr. Birinci durumda lezyon, otomatik olarak yerine
getirilen hareketin iinde toplanm uyarm srdren mekanizmalara
yneliktir: nesne dikkat ekemez, ikinci durumda, lezyon, iradi hareket
lere zorunlu duyumsal evveliyat salayarak bu hareketleri hazrlayan ve
doru ya da yanl olarak imgesel merkezler diye adlandrlan beyin kabu
unun bu zel merkezlerini ilgilendirecektir: zne dikkati sabitleyemez.
Ama, her iki durumda da, zarar grecek olan u anki hareketlerdir ya da
hazrlanmasna son verilmi olan gelecekteki hareketlerdir: Anlar imha
olmayacaktr.
Patoloji bu ngry dorulamaktadr. Psiik krln ve sarln
mutlak anlamda ayr iki trnn -szel krlk ve sarlk- varln

82

MADDE VE BELLEK

bize gsterir. Birinci durumda, grsel ya da iitsel anlarn hl sz


edilmektedir, ama denk den alglara uygulanamazlar, ikinci durumda,
anlarn hatrlanmas engellenmitir. Lezyon, sylemi olduumuz gibi,
birinci durumda otomatik dikkatin duyumsal-devindirici mekanizmala
rna ve ikinci durumda da iradi dikkatin imgesel mekanizmalanna m
ynelmitir? Hipotezimizi dorulamak iin belirgin bir rnekle ken
dimizi snrlandrmamz gerekir. Kukusuz ki, genel olarak eylerin, zel
olarak szcklerin grsel bakmdan tannmasnn, ncelikle duyumsaldevindirici bir sre ierdiini, sonra da buna denk den tavrlara dahil
olan anlarn etkin bir yanssn ierdiini gsterebiliriz. Ama bizler
iitme izlenimlerine, daha zel olarak da telaffuz edilen dilin iitilmesine
bal kalmay tercih ederiz; nk bu rnek tm rneklerin en anlalan
dr. Gerekten de, sz iitmek, ncelikle szn sesini tanmaktr, sonra
onun anlamn bulmak, son olarak da yorumu az ok geniletmektir:
Ksacas, bu, dikkatin her kademesinden gemek ve bellein ardk g
lerini uygulamaktr. stelik, szcklere dair iitsel bellek rahatszlklanndan daha sk ve daha iyi incelenmi rahatszlk yoktur. Nihayet, akus
tik szel imgelerin ortadan kalkmas iin, beyin kabuunun belirli baz
kvrmlarnda ciddi lezyonlar olmas gerekir: demek ki yer belirlemeye
dair tartmasz bir rneimiz olacaktr ve beynin gerekten anlar depo
layp depolayamayacan bu rnek zerinden kendimize sorabiliriz. Do
laysyla, szcklerin iitsel tannmasnda: 1. Otomatik bir duyumsaldevindirici sreci; 2. An-imgelerin aktif ve deyim yerindeyse ayrks
yansmasn gstermemiz gerekir.
1. ki kiinin mehul bir dildeki konumasn dinliyorum. Bu onlar
iitmeme yeter mi? Bana ulaan titreimler, onlarn kulaklanna arpanla
ayndr. Bununla birlikte ben yalnzca tm seslerin birbirine benzedii
mulak bir grlt alglarm. Hibir ey ayrt edemem, hibir eyi tekrarlayamam. Tersine, bu ayn ses ktlesi iinde, iki muhatap, nszleri,
nlleri ve birbirine pek benzemeyen heceleri, sonu olarak farkl sz
ckleri ayrt ederler. Onlarla benim aramdaki fark nedir?
Sorun, andan baka bir ey olmayan bir dilin bilinmesinin, mevcut
bir algnn maddiyatn deitirip deitiremeyeceini ve ayn fiziksel
koullar iinde birlerinin iitmedii eyi tekilere fiilen iittirip iittiremeyeceini bilmektir. Bellek iinde biriken szcklerin iitsel anlarnn
burada sesli izlenimlerin arsna cevap verdii ve etkisini glendirdii
hakl olarak varsaylr. Ama iittiim sylei benim iin bir grltden
baka bir ey olmasa da, sesin dilediince glendirilmi olduu varsaylabilir: Grlt, daha gl olabilmek iin berrakln yitirecektir.

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 8 3

itilen ses, szcn ansn hatrlatsa bile, en azndan kulan szc


iitmesi gerekir. Alglanan sesler, bellee ne syler? Sonuta hece olarak
ve szck olarak aynlmam, ayrt edilmemi, alglanmam iseler, iitsel
imgeler deposundan bu seslerin zerine yerleecek imgeleri nasl see
ceklerdir?
Bu glk, duyumsal afazi teorisyenlerini yeterince etkilemi gzk
memektedir. Gerekten de, szel sarlk halindeki hasta, kendi diliyle
kar karya geldiinde, bizim mehul bir dili iittiimizde iinde bulun
duumuz durumla ayn durumda olmaz. Genellikle iitme duyusu zarar
grmemitir, ama telaffuz edildiini iittii szlerden hibir ey anlamaz,
hatta ou zaman onlar ayrt bile edemez. Szcklerin iitsel anlarnn
beyin kabuunda paralandn syleyerek ya da kimi zaman beyin ka
buunun tesindeki, kimi zaman ise beyin kabuunun altndaki bir lezyonun iitsel annn fikri antrmasn engellediini ya da algnn anya
erimeyi engellediini syleyerek bu durumun yeterince aklandna
inanlr. Ama, en azndan, sonuncu durumda, psikolojik sorun olduu
gibi kalr: lezyonun ortadan kaldrd bilinli sre hangisidir? Kulaa
ncelikle sessel bir sreklilik olarak gelen szcklerin ve hecelerin ayr
mas genel olarak hangi arala olur?
Gerekten de bir yandan iitsel izlenimlerle, dier yandan iitsel an
larla iimiz olsa da, glk almazdr, iitsel izlenimler, iitilen cmleyi
vurgulayabilen ve belli bal eklemlenmelerini belirtebilen, domakta
olan hareketleri dzenliyor olsalar durum byle olmazd. Balangta
mulak ve dzgn koordine edilemez olan isel eliin otomatik hare
ketleri, bu durumda, kendini tekrarlayarak daha iyi ortaya kar; sonunda
basitletirilmi bir figr izerler ki, bu figrde, dinleyen kii, ana hatlan
ve temel ynelimleriyle, konuan kiinin hareketlerini bulur. Bylece,
iitilen szn devinimsel emas olarak adlandrdmz ey, bizim bilin
cimizde, domakta olan kassal duyumlar biiminde gerekleir. Kula
yeni bir dilin elerini alglayacak ekilde eitmek, bu durumda, ne ham
sesi deitirmek ne de bu sese bir an eklemek anlamna gelir. Bu, sesin
kaslar devindirici eilimlerini kulan izlenimleriyle koordine etmektir;
devindirici elii yetkinletirmektir.
Fiziksel bir idman yapabilmek iin btn olarak hareketi taklit ederek
ie balarz; gzlerimizin bize dardan gsterdii haliyle, ilediini grd
mze inandmz haliyle hareketi taklit ederiz. Bu konudaki algmz
karmtr: bu hareketi tekrarlamaya alan hareket de karm olacak
tr. Ama bizim grsel algmz sreen bir btnn algsyken, bu btnn
imgesini yeniden oluturmaya altmz hareket, kaslarn ok sayda

84

MADDE VE BELEK

kaslp gevemesinden oluur; ve bu konudaki bilincimiz de, eitli eklem


hareketlerinden kaynaklanan ok sayda duyum ierir, imgeyi taklit eden
bulank hareket, zaten gcl bir zlmedir; kendini analiz edecek eyi,
deyim yerindeyse, kendi iinde tar. Tekrardan ve egzersizden doacak
olan ilerleme, yalnzca balangta kapsanm olan eyi ortaya kar
maktan, temel hareketlerin her birine, tekilerle dayanmay sakl tuta
rak -yoksa bir ie yaramaz- kesinlik salayan bu zerklii vermekten
ibarettir. Alkanln tekrarlanan abayla edinildii hakl olarak sy
lenir; ama tekrarlanan aba, her zaman ayn eyi retiyorsa neye yarar?
Tekrarn gerek etkisi, ncelikle zmek, sonra yeniden birletirmek ve
bylece bedenin zeksndan sz etmek eklinde olur, ierilmi hareketler
her yeni denemede geliir; bedenin dikkati, her seferinde, fark edilmemi
yeni bir ayrntya yneltilir; blmeyi ve snflandrmay salayan bu tek
rardr; iin zn vurgulayan odur; isel yapsn belirleyen izgilerle,
hareketin btn iinde tek tek karlar. Bu anlamda, bir hareket ancak
beden onu anladnda renilir.
Bylece, iitilen sesin devindirici elii, bu sesli ktlenin srekliliini
bozar. Geriye, bu eliin neden ibaret olduunu bilmek kalr. sel olarak
yeniden retilmi szn kendisi mi? Ama bu durumda ocuk, kulann
ayrt ettii tm szckleri tekrarlamay bilir; ve biz de, yabanc bir dili
bilirsek onu doru aksanla telaffuz edebiliriz. Olaylarn da bu kadar basit
cereyan etmesi gerekir. Ben bir melodiyi kavrayabilirim, onu takip edebi
lirim, hatta belleime yerletirebilirim, ama yine de ark olarak sylemeyi
baaramayabilirim. Almanca konuan bir Ingilizin bkn ve titrem zel
liklerini glk ekmeden ayrt ederim - dolaysyla kendi iimde onu
dzeltirim; ama bu, eer ben konuursam, Almanca cmleye doru bkn
ve titremini verebileceim anlamna gelmez. Aynca klinik olgular burada
gndelik gzlemi dorulamaktadr. nsan konuamazken bile konumay
takip edip anlayabilir. Motris afazi, szel sarla yol amaz.
nk, iittiimiz sz vurgulayarak sylememizi salayan ema, bu
szn yalnzca belirgin konturlann gsterir. Tamamlanm tablo kar
snda kroki neyse, sz karsnda bu da ayndr. Gerekten de, g bir
hareketi iitmek baka eydir, bu hareketi yapabilmek baka ey. Bu hare
keti anlamak iin, z gerekletirmek yeterlidir; onu olas dier hare
ketlerden ayrt etmeye bu kadar yeter. Ama hareketi yerine getirebilmek
iin, onu bedene anlatabilmek de gerekir. Oysa, beden mant imalardan
anlamaz. Talep edilen hareketi oluturan her blmn tek tek gsterilmesi
ni, sonra btn olarak yeniden oluturulmasn gerektirir. Tek bir ayrnty
bile ihmal etmeyen eksiksiz bir analiz ile hibir eyin kestirilip atlmad

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 8 5

edimsel bir sentez burada gerekli olur. Domakta olan herhangi bir kassal
duyumdan oluan imgesel ema bir eskizden baka bir ey deildi.
Gerekten ve tmyle hissedilen duyumlar ona renk ve yaam verirler.
Geriye, bu trden bir eliin nasl meydana gelebileceini ve her
zaman gerekleip gerekleemeyeceini bilmek kalr. Bir szcn fiilen
telaffuz edilebilmesinin, eklemlenme iin dilin ve dudaklarn, sesleme
iin grtlan, soluk alp verecek havann olumas iin gs kaslarnn
kendiliinden mdahalesini gerektirdii bilinmektedir. Her bir hecenin
dile getirilii, hepsi de omurilik ve soan merkezlerinde kurulu mekaniz
malarn tmn devreye sokar. Bu mekanizmalar, psiko-motris blgenin
piramidimsi hcrelerinin silindirimsi-eksensel uzantlaryla beyin kabu
unun st merkezlerine balanmlardr; isten itkisi bu yollardan ilerler.
Bylece, herhangi bir sesi syleme arzumuza bal olarak, bu hareket
ettirici mekanizmalardan herhangi birine harekete geme emri veririz.
Ama eitli ve olas telaffuz, sesleme hareketlerine karlk veren kurulu
mekanizmalarn hepsi, iradi konumada onlan harekete geiren -hangisi
olursa olsun- nedenlerle ilikide olsa da, bu ayn mekanizmalarn szck
lerin iitsel algsyla iletiimini kuku d brakan olgular vardr. Klinik
hekimlerinin tanmlad ok eitli afaziler arasnda, ncelikle, bu tr
den bir iliki ieriyor gzken ikisi (Lichtheimn 4. ve 6. biimleri)
bilinmektedir. rnein, bizzat Lichtheimn gzlemledii bir durumda,
hasta, dtkten sonra, szckleri ifade etme belleini, sonu olarak da
kendiliinden konuma yetisini yitirmiti; yine de, kendisine syleneni
tam bir dorulukla tekrarlyordu.38 Dier yandan, kendiliinden konu
mann zarar grmedii ama szel sarln mutlak olduu durumlarda
hasta kendisine sylenen hibir eyi anlamazken, bakasnn szn
tekrarlama yetenei hl tmyle korunuyor olabilir.39Bastianla birlikte,
bu olgulann yalnzca szcklerin telaffuz edilme ya da iitilme belleinde
bir tembellie kant oluturduu, akustik izlenimlerin bu bellei uyu
ukluundan uyandrmakla snrland sylenebilir mi?40 Ne var ki, bir
yer vereceimiz bu hipotez, Rombergin,41 Voisinin,42Winslowun43uzun
38) Lichtheim, on Aphasia (Bra in , Ocak 1885, s. 447).
39) A.g.e., s. 454.
40) Bastian, O n different kinds of Aphasia (B ritish M ed ica l Jo u rn a l, Ekim ve Kasim
1887, s. 935).
41) Romberg, L eh rb u c h d er N e rv e n k ra n k h e ite n , 1853, c. II.
42) Akt. Bateman, O n A p h a sia , Londra, 1890, s. 79. Kr. Marc, Mmoire sur quelques
observations de physiologie pathologique (M m . D e la Soc. D e Biologie, 2. dizi, c. III, s. 102).
43) Winslow, On o b sc u r diseases o f the B ra in , Londra, 1861, s. 505.

86

MADDE VE BELLEK

sreden beri iaret ettikleri bu pek ilgin ekolali olgulann ve Kussmaulun,


kukusuz biraz abartarak, akustik refleksler olarak niteledii eyi44 aklar
gzkmemektedir. Hasta, bu vakada, iitilen szleri mekanik olarak,
belki de bilinsizce tekrarlar; sanki iitsel duyumlar kendiliklerinden
eklemlenici hareketlere dnrm gibi. Buradan yola kan bazlar,
szcklerle ilgili akustik bir merkezi konumann eklemlendii bir mer
keze balayan zel bir mekanizma varsaymlardr.45 Hakikat, bu iki hi
potez arasnda arac olarak gzkr: bu eitli fenomenlerde, mutlak
anlamda mekanik eylemlerden fazlas, ama iradi bellee bir ardan
daha az vardr; bunlar, iitsel szel izlenimlerin eklemlenme hareketleri
olarak varlklarn srdrme eilimine tanklk ederler. Bu eilim, bizim
irademizin alldk denetiminin elbette dnda deildir, hatta belki de
kaba bir seicilik bile ierir ve normal durumda, iitilen szn belirgin
zelliklerinin isel tekrarnda ifade bulur. Oysa, bizim devindirici ema
mz baka ey deildir.
Szel sarln baz biimlerinden biraz nce talep ettiimiz psiko
lojik aklamay belki de bu hipotezi derinletirerek buluruz. Akustik
anlarn btnsel kalntsyla birlikte baz szel sarlk vakalar bilinmek
tedir. Hasta, hem szcklerin iitsel ansn hem de iitmenin anlamn
zarar grmeden korumutur; bununla birlikte, telaffuz edildiini iittii
szcklerin hibirini tanmaz.46 Burada, akustik izlenimlerin, iitsel szel
imgeleri, yldklar kabuk merkezlerinde bulmalann engelleyen, beyinzar-alt bir lezyon olduu varsaylr. Ama sorun, ncelikle, beynin imge
leri depolayp depolayamayacam; sonra da, algnn iletken yollarnda
bir lezyonun saptanmasnn bizi fenomenin psikolojik yorumunu ara
maktan muaf brakp brakmayacan bilmektir. Gerekten de, hipotez
olarak, iitsel anlar bilinte hatrlanabilir; hipotez olarak iitsel izlenim
lerin bilincine varlabilir: dolaysyla, bizzat bilincin iinde bir boluk
olabilir, bir sreklilik zm olabilir, nihayetinde, alg ile annn birle
mesine kar duran bir ey olabilir. Oysa, ham iitsel algnn gerekten
de iitsel bir srekliliin algs olduu ve alkanln yerletirdii duyumsal-hareket ettirici balantlarn rolnn, normal durumda, bu sreklilii
zmek olduu saptanrsa durum aydnlanacaktr: Bu bilinli mekanizma
44) Kussmaul, L es troubles d e la p a ro le, Paris, 1884, s. 69 ve devami.
45) Arnaud, Contribution ltude clinique de la surdit verbale (Arcli. de N eurologie,
1886, s. 192). Spamer, Ueber Asymbolie (A rc h . f . P sychiatrie, c. VI, s. 507 ve 524).
46) Ozellikle bkz.: P. Srieux, Sur un cas de surdit verbale pure (R evu e de m decine,
1893 , s. 733 ve devami) ; Lichtheim, agy, s. 461 ve Arnaud, Contrib. ltude de la
surdit verbale (ikinci makale), Arch. de N e u ro lo g ie, 1886, s. 366.

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 8 7

lardaki bir lezyon, zlmenin olumasn engelleyerek, buna denk den


alglara gelip yerleme eiliminde olan anlarn atlmn kesin olarak
durdurur. Dolaysyla, lezyon devindirici ema zerine ynelebilir.
Akustik anlarn korunmasyla birlikte szel sarlk vakalarn -k i bun
lar olduka enderdir- gzden geirelim: Bu konuda baz karakteristik
ayrntlar not edilebilir. Adler, hastalarn youn bile olsa grltlere
tepki vermemelerini, oysa ki iitme duyusunun onlarda son derece hassa
siyetini koruyor olmasn, szel sarln nemli bir olgusu olarak be
lirtir.47 Baka deyile, ses onlarda devindirici yanksn artk bulmamakta
dr. Charcotnun geici szel sarla yakalanm bir hastas, saat sarka
cnn tnsn iittiini, ama ka vurduunu sayamadn belirtir.48Muh
temelen vurulan ne ayrabiliyor ne de ayrt edebiliyordur. Bir baka
hasta da konumadaki szleri algladn, ama kank bir grlt olarak
iittiini aklayacaktr.49Son olarak, iitilen konumay kavrama yetisini
yitirmi olan kii, eer szck defalarca tekrarlanrsa ve zellikle zerine
basa basa, hece hece telaffuz edilirse durumu toparlayabilmektedir.50
Akustik anlarn korunmasyla birlikte, szel sarln mutlak anlamda
net olduu birok vakada saptanan bu sonuncu olgu zellikle anlaml
deil midir!
Strickerin51 yanlgs, iitilen szn ierde btnlkl olarak tekranna inanmasdr. Onun tezi, szel sarla yol am tek bir motris afazi
vakas bilinmemesiyle rtlr. Ama, sesleri birbirinden ayrmaya, bu
nun kavramn oluturmaya ynelik devindirici bir eilimin varln
kantlamakta tm olgular birbirleriyle yarrlar. Bu otomatik eilim, yukarda sylemitik- belli bir ilksel zek almas olmadan ilemez:
yoksa, farkl ses tnlaryla farkl yksekliklerde telaffuz edilen benzer
szlerin btnn nasl saptayabilir ve sonu olarak ayn kavramla nasl
izleyebiliriz? Bu isel tekrar ve tanma hareketleri, iradi dikkate bir nhazrlk gibidirler; irade ile otomatiklik arasndaki snr belirlerler. Ente
lektel tanmann karakteristik fenomenleri, nceden hissettirdiimiz
47) Adler, Beitrag zur Kenntniss der seltneren Formen von sensorischer Aphasie,
1891, s. 296 ve 297.
48) Bernard, D e l'aphasie, Paris, 1889, s. 143.
49) Ballet, L e langage intrieur, Paris, 1888, s. 85 (Flix Alcan).
50) Bkz. A m audnun A rc h iv e s de Neurologiede (1886, s. 366 ve devam) aktard
vaka (Contrib. clinique ltu d e de la su rd it verb a le, ikinci makale). Kr. Schmidt vakas,
Gehrs und Sprachstrng in Folge von Apoplexie (Ailg. Z eitschr. f. P sychiatrie, 1871, c.
XXVII, s. 304).
51) Stricker, D u langage e t de la m u siq u e , Paris, 1885.
N e u ro l. C e n tra lb la tt,

88

MADDE VE BELLEK

gibi, bunlarla hazrlanr ve zme balanr. Peki ama, kendinin tam


bilincine varm olan bu eksiksiz tanma nedir?
2. Bu incelemenin ikinci blmn ele alyoruz: Hareketlerden an
lara geiyoruz. Dikkate dayal tanmann gerek bir dolam olduunu
sylyorduk. Bu dolamda, dsal nesne bize giderek derinleen b
lmlerini gsterir; tabii ki, simetrik olarak yerlemi belleimizin an
larn dsal nesneye doru yanstmak iin daha yksek bir gerilimi be
nimsemesi arttr. Bizi ilgilendiren zel durumda nesne, fikirleri bilincin
iinde iitsel tasanmlar halinde serpilip gelien, sonra da dile getirilen
szcklerde maddileen bir muhataptr. Dolaysyla, eer dorunun iin
deysek, dinleyicinin, denk den fikirler arasna derhal yerlemesi ve bu fikirleri,
kendi kendilerini devindirici ema iinde kapatm, alglanan ham sesleri
kapsayacak iitsel tasarmlar halinde gelitirmesi gerekecektir. Bir hesab
izlemek, hesab kendi adna yeniden yapmaktr. Bakasnn szn anla
mak, kulan alglad seslerin srekliliini zekice, yani fikirlerden yola
karak yeniden oluturmaktan ibarettir. Daha genel olarak, dikkat et
mek, zek yoluyla kavramak ve yorumlamak, tek ve ayn ilemle rtr;
bu ilem sayesinde tin, kaba alglann az ok yakn nedenlerinin simetrik
noktasn, bu alglara kyasla kendi iinde seerek, kendi dzeyini sap
tayarak, anlann onlara doru akmasna izin verir ve bu anlar da alglara
yeniden kavuur.
unu hemen syleyelim ki, genellikle eyler byle hayal edilmez. Bizim
armc alkanlklarmz iin iindedir, bunlar sayesinde, iitsel anlar
benzerlik yoluyla antran sesler tahayyl ederiz. Sonra, anlann yok
olmasna yol ayor gzken beyinsel lezyonlar vardr: daha zel olarak,
bizi ilgilendiren durumda, beyin zaryla ilgili szel sarln karakteristik
lezyonlarndan sz edebiliriz. Bylece, psikolojik gzlem ile klinik olgular
uyuuyor gibidir. rnein hcrelerin fiziksel-kimyasal dnmleri bii
minde, kabuun iinde yatm iitsel tasarmlar olur: dardan gelen
bir uyarm onlan uyandrr ve beyin-ii bir sre araclyla, ve belki de
tamamlayc tasarmlar gidip arayacak beyin zan tesi hareketlerle fikir
leri antrrlar.
Yine de bu trden bir hipotezin tuhaf sonular zerinde dnelim.
Bir szcn iitsel imgesi, konturlan kesin olarak belirlenmi bir nesne
deildir, nk farkl seslerle telaffuz edilen ya da farkl yksekliklerdeki
ayn sesin telaffuz ettii ayn szck farkl sesler verir. Dolaysyla, ne
kadar ok ses ykseklii ve tns varsa, bir szcn iitsel ans da o
kadar ok olur. Tm bu imgeler beynin iinde ylp birikecek midir,

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 8 9

yoksa -eer beyin seiyorsa- hangisini tercih edecektir? Yine de birini


semesi iin nedenleri olduunu kabul edelim: Yeni bir kiinin dile
getirdii bu ayn szck, nasl olur da farkl bir anyla birleir? Gerekten
de, bu annn, hipotez gerei, atl ve pasif bir ey olduunu, sonu olarak,
isel bir benzerlii dsal farkllklar altnda kavrayabilir durumda
olmadn belirtelim. Szcn iitsel imgesinden bize sanki bir kendilik
ya da trm gibi sz ediliyor: Bu tr, karmak seslerin benzerliini
ematize eden aktif bir bellek iin hi kukusuz ki mevcuttur; ama yal
nzca alglanan seslerin maddiliini kaydeden ve kaydedebilen bir beyin
iin, ayn szcn binlerce farkl imgesi olacaktr. Yeni bir ses tarafndan
telaffuz edildiinde, dier imgelere dorudan doruya eklenecek yeni bir
imge oluturacaktr.
Ama bu durum bir o kadar da can skcdr. Bir szcn bizim iin
bireysellii, retmenlerimizin bize onu soyutlamay rettikleri gn
balar. Biz ncelikle szckleri deil, cmleleri telaffuz etmeyi reniriz.
Bir szck ona elik edenlerle her zaman azlar; tamamlayc paras
olduu cmlenin ileyiine ve hareketine bal olarak farkl grnmler
edinir: rnein, melodik bir temann her bir notas temann tmn
belli belirsiz yanstr. Dolaysyla, model iitsel anlar olduunu varsa
yalm; bunlar beyin-ii baz dzeneklerce temsil edilir ve bu arada sesli
izlenimler bekler: Bu izlenimler tannmadan geip gidecektir. Gerekten
de, kuru, cansz, tek bana kalm imge ile cmleyle birlikte rgtlenen
szcn canl gereklii arasndaki ortak l nerededir, temas noktas
nerededir? Yukarda grdmz gibi, bu cmlenin belli bal syle
nilerini vurgulamaktan, bylece cmlenin hareketini benimsemekten
ibaret bu otomatik tanma balangcn gayet iyi anlyorum. Ama, ayn
basmakalp cmleleri ayn slupta telaffuz eden benzer seslerin tm
insanlarda olduunu varsaymadka, iitilen seslerin kendi imgelerini
beyin kabuu iinde nasl buluturacaklarn anlayamyorum.
imdi, beyin kabuunun hcreleri iinde gerekten depolanm anlar
varsa eer, rnein duyumsal afazi durumunda belirli baz szcklerin
telafisi imknsz biimde yitirildii, bakalarnn da tamamen kendini
koruduu saptanacaktr. Aslnda, olaylar bu ekilde cereyan etmez. Kimi
zaman anlarn tm yok olur, zihinsel iitme yetisi tamamen ortadan
kalkar, kimi zaman ise bu ilevin genel olarak zayflamasna tank olunur;
ama genellikle azalan ey ilevdir, yoksa anlarn says deil. Hasta, sessel
anlarn yeniden kavrayacak gce sahip deilmi gibi, szel imgenin
etrafnda dnyormu ama bir trl zerine konamyormu gibi gzkr.
Genellikle, bir szc hastaya buldurmak iin, szcn yoluna yer

90

MADDE VE BELLEK

letirilmesi, ilk hecenin belirtilmesi yeterli olur,52 ya da basite tevik


bile yeterli olur.53 Bir duygu ayn etkiyi yaratabilir.54 Bununla birlikte,
belirli tasanm gruplarnn bellekten silindii vakalar da kendini gsterir.
Bu olgularn byk ounluunu gzden geirdik ve bize yle geliyor ki,
bunlar kesinlikle belirgin iki kategori halinde ayrabiliriz. Birincisinde,
anlar genelde aniden yitirilir; kincisinde yitim tedricidir. Birincisinde
bellekten ayrlm anlar rasgeledir, keyf olarak ve hatta tamamen tesadfi
seilmitir: bunlar baz szckler, baz rakamlar olabilir, hatta, genellikle,
renilen bir dilin tm szckleri de olabilir, ikinci durumda, szckler,
sistematik ve dilbilgisel bir dzen izleyerek yok olurlar. Bu, Ribot yasa
snn belirttii dzendir: nce zel isimler silinir, sonra genel isimler,
son olarak da fiiller.55 te dsal farkllklar. te imdi de bizce isel olan
farkllk. Birinci trde amnezilerde, ki bunlarn hemen hemen hepsi
iddetli bir okun ardndan gelir, grnte ortadan kalkm anlarn
gerekten mevcut, ve yalnzca mevcut deil, stelik eyleyici olduuna
da inanma eilimindeyiz. Genellikle Winslowdan dn alnma bir
rnei,56F harfini ve yalnzca F harfini unutmu hasta vakasn ele alrsak,
belirli bir harfin her rastland yerde soyutlanmas gerekip gerekme
diini, dolaysyla -eer nceden onu zmni olarak tanmamsak- bir
btn meydana getirdii konuulan ya da yazlan szcklerden o harfi
ayrp ayramayacamz kendimize sorarz. Ayn yazarn belirttii bir
baka vakada,57 kii renmi olduu dili ve de kendi yazd iirleri
unutmutu. Yeniden iir yazmaya baladnda ise aa yukar ayn dize
leri yeniden yazar. Zaten ou durumda, benzer vakalarda, kayp anlann
btnyle yeniden olutuuna tank olunur. Bu trden bir soru zerine
fazla kesin bir yargda bulunmak istemesek de, bu fenomenler ile Pierre
Janetnin betimledii kiilik blnmeleri arasnda bir analojiyle ister
istemez karlarz:58 bu fenomenlerden bazdan artc bir ekde bu

52) Bernard, a.g.e., s. 172 ve 179. Kr. Babile, Les troubles de la m m oire dans lalcoolisme,
Paris, 1886 (tp tezi), s. 44.
53) Rieger, Beschreibung der In telgenzstm ngen in Folge einer H im v e rle tzu n g , Wrzburg,
1889,s. 35.
54) Wernicke, D e r aphasische S ym p to m en c o m p lex, Breslau, 1874, s. 39. Kr. Valentin,
Sur un cas daphasie dorigine tramumatique (Rev. M d ica le de lE st, 1880, s. 171).
55) Ribot, Les m aladies de la m m o ire, Paris, 1881, s. 131 ve devam (Flix Alcan).
56) Winslow, On obscure D iseases o f the B ra in , Londra, 1861.
57) A.g.e., s. 372._
58) Pierre Janet, E ta t m e n ta l des hystriques, Paris, 1894, II, s. 263 ve devam. Kr. ayn
yazar, L a u to m a tism e psychologique, Paris, 1889.

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 91

negatif sanrlara benzer ve ipnotizmaclar mihenk noktal telkin


sonucunu karrlar.59 Tm dierleri ikinci dereceden afazilerdir, gerek
afazilerdir. Birazdan gstereceimiz gibi, bu afaziler belirli bir yerdeki
ilevin -szcklerin anlarn edimselletirme yetisinin- adm adm azalmasna baldrlar. Amnezinin burada zel isimlerle balayp fiillerle
biten yntemsel bir yaklam izlemesini nasl aklayabiliriz? Szel im
geler gerekten de beyin kabuunun hcrelerinde ylyorsa, bunun
nasl olduunu anlayamayz: Gerekten de, hastaln bu hcrelere hep
ayn dzen iinde zarar veriyor olmas tuhaf deil midir?60Ama anlarn,
edimsellemek iin, devindirici bir yardmc maddeye ihtiya duyduk
larn ve hatrlanmak iin de bedensel bir davrana katm bir tr
zihinsel davran gerektirdiklerini kabul edersek durum aydnlanacaktr.
Bu durumda, z, taklit edilebilir eylemleri ifade etmek olan fiiller, zellikle
dilin ilevini kavrayamadmz durumda, bedensel bir abayla kav
rayabildiimiz szcklerdir: tersine, zel isimler, tm szckler arasnda,
bedenimizin giriebilecei bu kiisiz eylemlerden en uzak szckler oldu
undan, bir ilev zaafndan ncelikle onlar zarar grebilir. u artc
olguyu belirtelim ki, bir afazi hastas, arad ad asla bulamadndan,
onun yerine uygun bir dolaylama koyacaktr, baka adlar da araya girecek
tir,61 hatta kimi zaman diren gsteren adm kendisi de araya kanabilir:
doru szc dnemediinden, buna denk den eylemi dnr ve
bu tavr cmlenin kaynakland bir hareketin genel ynelimini belirle
mitir. rnein, unutulan bir adm ba harfini aklda tutarak, ba harfi
telaffuz ede ede ad bulmamz mmkn olabilmektedir.62 ikinci tr olgu
larda btn olarak ilev zarar grrken, birinci tr durumlarda, unutma,
grnte daha net olsa da gerekte asla kesin deildir. Her iki durumda
da, beyin tznn belirli hcrelerinde yer etmi anlar bulamayz; bu
hcrelerin tahribatyla bu anlar ortadan kalkmtr.
Ama bilincimizi sorgulayalm. tekinin konumasn, onu anlama
fikriyle dinlediimizde olup biteni ona soralm, izlenimlerin kendi im
59) Bkz. Grashey vakas. Sommer bunu yeniden incelemitir ve afazi teorilerinin
gncel durumunda aklanamaz olduunu ileri srmektedir. Bu rnekte, kiinin yapt
hareketlerin hepsi bamsz bir bellee ynelik im ler havasmdadr. (Sommer, Zur Psychologie
d er Sprache, Z eitschr. f . psychol. u. Physiol. D e r S inneso rg a n e, c. II, 1891, s. 143 ve devam.
Kr. Sommerin Alman Ruh Doktorlar Kongresindeki teblii, c. XXIV, 1892.)
60) W undt, Psychologie physiologique, c. I, s. 239.
61) Bernard, D e l aphasie, Paris, 1889, s. 171 ve 174.
62) Graves, tm adlan unutmu ama ba harflerini hatrlayan ve bylelikle bu adlan
yeniden bulabilen bir hasta vakas aktarmaktadr (Akt. Bernard, D e Vaphasie, s. 179).

92

MADDE VE BELLEK

gelerini arayp bulmasn pasif bir ekilde bekliyor muyuz? Sanki ie


entelektel almamzn slubunu dzenleyerek balyormuuz gibi,
muhatap karsnda deiken, onun konutuu dil karsnda deiken,
ifade ettii fikir tryle deiken ve zellikle cmlesinin genel hareketiyle
deiken bir dzen iine yerlemi deil miyiz? Devindirici kavram, tit
remlerini, bir dolambatan dierine, dncesinin eimini izleyerek,
vurgulayarak, bizim dncemize yol gsterir. O, bo anaktr, iine dolan
akkan ktlenin biimini, kendi biimi itibaryla belirler.
Ama bylelikle, bizi, her vesileyle, gelimelerden ziyade eyleri dnme
ye ynelten yok edilemez eilim nedeniyle, yorumlamann mekanizma
sn anlamakta tereddt edebiliriz. Fikirden yola ktmz ve bu fikri,
iitilen sesleri kapsayacak ekilde devindirici kavramn iine dahil ola
bilen iitsel an-imgeler halinde gelitirdiimizi syledik. Burada sreen
bir ilerleme vardr, bu sayede fikrin bulutsuluu ayn ayr iitsel imgeler
halinde younlar. Bu imgeler, hl akkanken, sonuta, maddi olarak
alglanan seslerle derilerek katlaacaklardr. Fikrin ya da imge-anmm
bittii, imge-anmn ya da duyumun balad hibir zaman kesin olarak
sylenemez. Gerekten de, ktlesel olarak alglanan seslerin bulankl
ile anmsanan iitsel imgelerin buna ekledii berraklk arasndaki, anm
sanan bu imgelerin sreksizlii ile bunlann ayr szckler halinde ayr
trp krnmdan geirdikleri kkensel fikrin sreklilii arasndaki ayrm
izgisi nerededir? Ama bilimsel dnce, bu kesintisiz deiim dizisini
analiz ederek ve kar konulamaz bir sembolik betileme ihtiyacna teslim
olarak, bu evrimin belli bal evrelerini tamamlanm eyler halinde
durdurur ve katlatm, iitilen ham sesleri ayn ve eksiksiz szckler
haline getirir, sonra anmsanan iitsel imgeleri, ierdikleri fikrin bamsz
kendilikleri haline getirir: bu terim, ham alg, iitsel imge ve fikir,
bylece, her biri kendi kendine yeterli ayr btnler olutururlar. Ve,
katksz deneyime bal kalmak iin ille de fikirden yola kmak gerekir
ken -nk iitsel anlarn balant yeri fikirdir-, ham sesler de kendile
rini ancak anlar yoluyla tamamlarlar; ham ses keyfi olarak tamamland
nda ve anlar da keyfi olarak bir araya eklendiinde, olaylarn doal
dzenini tersine evirmekte, algdan anlara ve anlardan alglara doru
gideceimizi ileri srmekte saknca grlmez. Bununla birlikte, teri
min bozulan srekliliini u ya da bu biim altnda, u ya da bu anda
yeniden oluturmak gerekecektir. Dolaysyla, soanck ile beyin kabuu
nun ayr blmlerinde bulunan bu terim kendi aralarnda iletiim
kurduundan, alglarn iitsel anlar uyandraca ve anlarn da sras
geldiinde fikirleri uyandraca varsaylacaktr. Geliimin belli bal

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 9 3

evreleri bamsz terimler halinde katlatrldndan, imdi geliimin


kendisi iletiim izgileri olarak ya da itki hareketleri halinde maddi
letirilir. Ama hakiki dzenin bu ekilde tersine evrilmesinin ve bunun
zorunlu sonucu olarak dizinin her bir teriminin iine ancak dizinin
ardndan gerekleen eleri dahil etmenin zarar vermeyecei sylene
mez. Blnmez bir ilerlemenin srekliliinin ayr ve bamsz terimlerle
dondurulmu olmas da zarar verir. Bu tasanm tarznn yeterli olmas
iin, onu icat etmeye hizmet etmi olgularla kat biimde snrlanmas
gerekecektir belki de: ama her yeni olgu, figr karmaklatrmaya, ha
reket boyunca yeni duraklar yaratmaya zorlayacaktr; yan yana duran bu
duraklar ise hareketin kendisini yeniden oluturmay asla baaramaya
caklardr.
Bu adan, duyumsal afazi emalarnm tarihinden daha eitici hibir
ey olamaz. Charcotnun,63 Broadbentin,64 Kussmaulun,65 Lichtheimm66
almalarnn damgasn tayan ilk evrede, gerekten de, transkortikal
yollarla eitli konuma merkezlerine bal olan bir idealatnc mer
kez hipotezine bal kalnr. Ama bu idea merkezi, analize hzla karp
erir. Gerekten de, beyin fizyolojisi, asla fikirleri deil ama duyumlar ve
hareketleri giderek daha iyi yerli yerine oturturken, duyumsal afazilerin
eitlilii klinik uzmanlar, entelektel merkezi, byyen eitlilikte
imgesel merkezler halinde, grsel tasanm merkezleri halinde, dokunsal
temsil merkezleri, iitsel temsil merkezleri vs. halinde ayrmaya zorlar.
Dahas, kimi zaman, bunlan, biri ykselen dieri alalan iki farkl yol
halinde paralanmaya zorlar; bu yol onlan iki iki ilikiye sokacaktr.67
Sonraki dnemin emalannm, Wysmann,68 Moelinin,69 Freudun,70
63) Bernard, De l'aphasie, s. 3764) Broadbent, A case of peculiar affection of speech (Brair, 1879, s. 494).
65) Kussmaul, L es troubles de la parole, Paris, 1884, s. 234.
66) Lichtheim, O n Aphasia (Brain, 1885). Yine de, duyumsal afaziyi sistematik
olarak ilk kez incelemi olan Wernickenin bir kavramlar merkezini artk kullanmadn
belirtmek gerekir (Der aphasische S ym p to m e n c o m p le x , Breslau, 1874).
67) Bastian, O n different kinds of Aphasia (B ritish M e d ic a l Jo u rn a l, 1887). Kr.
Bemheimin, o p tik a fa zi zerine (yalnzca olas olarak belirtilen) aklamas: De la ccit
psychique des choses (R e v u e de M d ecin e, 1885).
68) Wysman, Aphasie und verwandte Zustnde (D eutsches A r c h iv f r klinische M edicin,
1890). Magnan daha nceden bu yola girmiti. Skwortzoffun emas bunu blirtmektedir:
De la ccit des m o ts (Th. De md., 1881, pl. I).
69) Moeli, Ueber Aphasie bel W ahrnehmung der Gegenstnde durch das Gesich
(B erliner klinische W o ch en sc h rift, 28 Nisan 1890).
70) Freud, Z u r A u ffa s s u n g d er A p h a sie n , Leipzig, 1891.

94

MADDE VE BELLEK

vs. karakteristik zellii buydu. Bylece teori giderek karmaklayor,


ama yine de gerekliin karmaklna erimeyi baaramyordu. Dahas,
emalar karmaklat lde, lezyon olaslklarn canlandryor ve
varsaymamza yol ayorlard. Bu lezyonlar, kukusuz daha eitli olmak
iin, daha zgl ve daha basit olmak zorundadrlar; nk emann kar
makl, esasen, balangta kartmlm olan merkezlerin ayrmasna
baldr. Oysa, deneyim burada teoriye hak vermekten uzaktr; nk
teorinin tek bana brakt bu basit psikolojik lezyonlann ounu, nere
deyse her zaman, ksmen ve eitli biimde bir araya gelmi olarak gste
rir. Afazi teorilerinin karmaklamas bylece kendi kendini yok eder
ken, emalar karsnda giderek kukucu bir hal alan gncel patolojinin
dorudan doruya olgularn tanmna geri dndn grmek artc
mdr?71
Ama baka trl nasl olabilir? Duyumsal afazinin baz teorisyenlerine kulak verirsek, onlarn bir cmlenin yapsn asla yakndan ele alma
dklarna inanabiliriz. Onlarn muhakemesine gre, sanki bir cmle,
eylerin imgesini artracak adlardan oluuyormu gibidir. zellikle
imgeler arasndaki ilikileri ve her trden nans oluturmay grev
edinmi olan sylemin bu eitli blmlerinin akbeti nedir? Bu szckle
rin her birinin, kukusuz daha karmak ama belirgin bir maddi imgeyi
ifade edip hatrlatacan syleyebilir miyiz? Bu durumda, ayn szcn,
igal ettii yere ve birletirdii terimlere gre ifade edebilecei farkl
ilikilerin okluunu dnebiliriz! Bunlann zaten yeterince yetkin bir
dilin daha da rafinelemesi olduklarn ve bir dilin, eylerin imgesini
ortaya karmaya ynelik somut szcklerle mmkn olduunu ileri
srecek misiniz? Buna kolaylkla katlrm; ama benimle konutuunuz
dil ne kadar ilkel olursa ve ilikileri ifade eden terimlerden ne kadar
yoksun olursa, benim tinsel faaliyetime o kadar daha ok yer vermeniz
gerekir, nk tinim sizin ifade etmediiniz ilikileri saptamak zorunda
kalr: Bu demektir ki, her imgenin gidip kendi ideasn bulaca ek
lindeki hipotezden giderek uzaklamak zorunda kalacaksnz. Dorusu,
burada yalnzca bir derece sorunu vardr: yetkin de olsa kaba da olsa, bir
dil ifade ettiinden ok daha fazlasn ima eder. Esasen sreksiz olan nk yan yana konmu szcklerle ileyen- konuma, dnce hareke
tinin belli bal evrelerini uzaktan uzaa belirtmekten baka bir ey yap
maz. Bu nedenle, bana zaman zaman yolu gsteren, iri harflerle yazlm
71)
1892).

Sommer, bir ruh doktorlar kongresindeki tebli (A rc h . de N e u ro lo g ie, c. XXIV,

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 9 5

el ilanlar gibi, szel imgeler yardmyla dncenizin dolambalarn


izleyebilmek iin sizin dncenize kout bir dnceden yola karsam
ancak sizin konumanz anlayabilirim. Ama szel imgelerden yola kar
sam asla anlayamam, nk ardk iki szel imge arasnda, hibir somut
tasarmn doldurmay baaramayaca bir mesafe vardr. Gerekten de
imgeler, eylerden baka bir ey asla olamaz; keza dnce de bir harekettir.
Dolaysyla, imge-anlar ile idealan, olmu bitmi eyler olarak, sonra
da sorunsall merkezlerin ikmeti olarak greceimiz eyler olarak ele
almaya bo yere alnz. Hipotezin anatomiden ve fizyolojiden dn
alnma bir dil altnda klk deitirmesi bounadr, armsal bir tin
yaam anlayndan baka bir ey asla olamaz; hipotezin, bu anlay iin
sahip olduu tek ey, her ilerlemeyi evrelere blme ve ardndan bu evreleri
ey olarak katlatrma ynndeki zeknn gidimli sabit eilimidir; ve
a priori olarak, bir tr metafizik nyargdan domu olduundan, ne bilin
cin hareketi takip etme stnlne sahiptir ne de olgularn aklanma
sn basitletirme stnl vardr.
Ama bu yanlsamay, belirgin bir elikiye vard noktaya dek izleme
miz gerekir. deaIann, bellein derininden arlm, devindirici kavra
mn iine giderek daha fazla dahil olabilen an-imgeler biiminde gelien
katksz anlar olduunu syleyebiliriz. Bu anlar daha eksiksiz, daha
somut ve daha bilinli bir temsil biimini aldka, onlar cezbeden ve
erevesini benimsedikleri algyla giderek daha fazla karma eilimi
gsterirler. Dolaysyla, beyinde anlarn donup kalaca ve biriktii bir
blge yoktur ve olamaz. Anlarn beyinsel lezyonlarla szmona imhas,
annn gncellemesini salayan sreen ilerlemenin kesintiye urama
sndan baka bir ey deildir. Ve sonu olarak, szcklerin iitsel anlarn,
rnein beynin belirli bir noktasna tm gcmzle yerletirmek ister
sek, bu imgesel merkezi algsal merkezden ayrt etmeye ya da iki merkezi
birlikte kartrmaya eit nedenlerle ynelmi oluruz. Deneyimin dorula
d ey de zellikle budur.
Gerekten de, bu teorinin bir yandan psikolojik analiz yoluyla, dier
yandan patolojik olgularla ynetildii tuhaf elikiyi belirtelim. Bir yan
dan, grnd kadanyla, bir kez gerekleen alg beyinde depolanm
an halinde kalyorsa, bu ancak algnn etkiledii elerin edinilmi bir
dzenei olabilir, tam da bu anda, alg baka eler aramaya nasl gide
bilir? Bain72 ve Ribot73 gerekten de bu doal zmde duruyorlar. Ama
72) Bain, Les sens e t l'intelligence, s. 304. Kr. Spencer, Principe de psychologie, c. I, s. 483.
73) Ribot, Les m aladies d e la m m o ire, Paris, 1881, s. 10.

96

MADDE VE BELLEK

dier yandan patoloji de buradadr; belli trdeki anlar toplam bizden


kaarken, buna denk den alglama yetisinin dokunulmadan kalabilecei konusunda bizi uyarr. Psiik krlk, grmeyi engellemez, tpk psiik
sarln iitmeyi engellememesi gibi. Daha zel olarak, szcklerin
iitsel ansnn yitimiyle ilgili olarak, -bizi ilgilendiren tek ey budur-,
bu kayb, sol tempero-sfenoidal birinci ve ikinci kvnmlan tahrip eden
bir lezyonla dzenli olarak balantl gsteren ok sayda olgu vardr,74
ama bu lezyonun kelimenin tam anlamyla sarla yol at tek bir
vaka bile bilinmemektedir: Hatta deneysel olarak maymunda sarlk
yaratlabilmitir, ancak bu onda psiik sarlktan, yani iitmeye devam
ettii sesleri yorumlamaktaki yetersizlikten baka bir eye yol amamtr.75 Dolaysyla, algya ve anya farkl sinirsel eler atfetmek gerekmek
tedir. Ama bu durumda bu hipotez en temel psikolojik gzlemle elie
cektir; nk annn, daha net ve daha youn olduu lde alg halini
almaya yneldiini grrz, ama radikal bir dnmn gerekletii ve
sonu olarak, imgesel elerden duyumsal elere aktanldn syleyebi
leceimiz bir an olmaz. Bylece, birincisi alg elerini bellek eleriyle
zdeletiren ve kincisi bunlar ayrt eden bu iki zt hipotezin yaps, bu
iki hipotezden her birinin tekine gndermede bulunduu ve hibirinin
bir dierine bal kalmad ekildedir.
Baka trl nasl olabilir? Burada da alg ayr olarak ve ant-imge de
statik durumda olarak dnlmektedir; tpk algnn an-imge olduu
dinamik ilerlemeyi kabul etmek yerine, algnn eylerinin an-imge olma
dan tamamlanmas gibi.
Bir yandan, gerekten de, eksiksiz alg ancak nne frlattmz bir
imge-antyla derilerek tanmlanr ve farkllar. Dikkatin bedeli budur;
dikkat yoksa, mekanik bir tepkinin elik ettii duyumlar pasif olarak
yan yana konmu demektir. Ama dier yandan, daha ilerde gsterece
imiz gibi, imge-annn kendisi, saf an durumuna indirgendiinde etki
siz kalr. Bu gcl an ancak kendisini cezbeden alg sayesinde edimsel
leebilir. Gsz olduundan, kendi yaamn ve gcn, maddiletii
mevcut duyumdan dn alr. Bu, ayn algya -biri merkezcil olup nesneye
dardan gelen, dieri merkezka olup, k noktas saf an olarak
adlandrdmz ey olan- zt ynlerde iki akmn yol at anlamna
74) Bkz. Shawin makalesinde en net vakalann saylmas (The sensory side of Aphasia,
Brain, 1893, s. 501). itsel szel imge yitiminin karakteristik lezyonunu birok yazar
birinci kvrmla snrlamaktadr. Bkz. zellikle Ballet, Le L angage intrieur, s. 153.
75) Luciani, akt. J. Soury, L es fo n c tio n s d u cervea u , Paris, 1892, s. 211.

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 9 7

gelmez mi? Tek bana olan birinci akm, ona elik eden mekanik tep
kilerle birlikte ancak pasif bir algya yol aar. Kendi bana braklm
olan kincisi, akm artt lde edimselleen, edimsellemi bir anya
yol aar. Bir araya gelen bu iki akm, ayr ve tannan algy, bulutuktan
noktada olutururlar.
te, i gzlem bunu sylemektedir. Ama burada durmaya hakkmz
yok. Kukusuz ki, beyindeki yerlerin saptanmasyla ilgili karanlk sorulann ortasnda, yeterli k olmadan dolanmak ok tehlikelidir. Ama eksik
siz alg ile imge-annn aynmnn klinik gzlemi psikolojik analizle kar
karya getirdiini ve buradan kan sonucun, anlarn yerinin belirlen
mesi konusunda ciddi bir atk olduunu syledik. Beyni anlann depo
land yer olarak kabul etmeye son verdiimizde, bilinen elerin bana
ne geldiini anlamaya alrz.76
Aklamamz basitletirmek iin, dardan gelen uyarlann ya beyin
kabuunda ya da baka merkezlerde temel duyumlara yol atn bir an
iin kabul edelim. Burada temel duyumlarmz her zaman iin vardr.
Aslnda, her alg nemli miktarda duyum ierir, bu duyumlarn hepsi
bir arada varolur ve belirli bir sra iinde dzenlenmilerdir. Bu dzenin
kayna neresidir ve bu birlikte-var-oluu salayan nedir? Mevcut bir
maddi nesneyi rnek alrsak cevap kukuya yer brakmaz: dzen ve birlikte-var-olma, dsal bir nesneden izlenim edinmi bir duyu organndan
gelir. Bu organ, zellikle, bir ezamanl uyart oulluunun, yzeyinin
seilmi blmlerine ayn anda dalarak, belli bir biimde ve belli bir
dzen iinde bu organ etkilemesini salama amacyla oluturulmutur.
76)
Burada anahatlann belirttiimiz teori, bir yanyla, W undtun teorisine benzer.
Ortak nokta ile temel farkll hemen belirtelim. W undtla birlikte biz de farkl algnn
merkezka bir eylem ierdiini dnmekteyiz ve buradan yola karak, (biraz farkl
anlamda da olsa) W undtla birlikte unu varsayabiliriz ki, imgesel denen merkezler daha
ziyade duyumsal izlenimlerin gruplat merkezlerdir. Ama, W undta gre, merkezka
eylem, yaps ancak genel olarak tanmlanabilen ve genellikle dikkatin younlatmlmas
olarak adlandrlan eye denk dyor gzken tamalgsal itki iinde oluurken, bu
merkezka eylemin her durumda ayn bir biime brndn de ileri srebiliriz, bu
biim kademe kademe edimsellemeye ynelen gcl nesnenin biimidir. Burada,
merkezlerin rolne dair anlayta nemli bir farkllk kendini gsterir. W undt unlar
ortaya koymutur: 1. Frontal lobda bulunan genel bir tamalg organ. 2. mgeleri depolamay
kukusuz ki baaramayarak, yine de bunlan kopyalama eilim ya da yeteneklerini koruyan
zel merkezler. Tersine, beyin tz iinde bir imgeden geriye bir ey kalamayacan ve
bir tamalg merkezinin de varolamayacan, ama yalnzca, bu tzn iinde, gcl alg
organlarnn var olduunu, bunlarn da annn eiliminden etkilendiklerini -tp k
nesnenin eyleminden etkilenen gerek alg organlarnn periferisinde olduu gibi- ileri
srebiliriz. Bkz. P sy c h o k g ie physiologique, c. I, s. 242-252).

98

MADDE VE BELLEK

Dolaysyla bu dev bir klavyedir; bu klavyenin zerinde dsal nesne


binlerce notadan oluan akorunu aniden icra etmeye balar ve bylece,
belirli bir dzen ierisinde ve tek bir momentte, duyum merkezinin tm
ilgili noktalanna denk den dev bir temel duyum okluuna yol aar.
imdi, dsal nesneyi ya da duyu organn veyahut ikisini birden ortadan
kaldralm: ayn temel duyumlara yol alabilir, nk ayn kiriler mev
cuttur, ayn ekilde titremeye hazrdrlar; ama ayn anda binlercesine
saldrmay salayacak ve ayn akorun iinde bunca basit notay bir araya
getirmeyi salayacak klavye nerededir? Bizce, imgeler blgesi, eer var
sa, ancak bu trden bir klavye olabilir. Kukusuz, saf anlamda psiik bir
nedenin ilgili tm kirileri dorudan doruya harekete geirmesinde
anlalamaz bir ey yoktur. Ama zihinsel iitme rneinde -ki bizi ilgilen
diren tek ey budur-, temporal loptaki belirli bir lezyon tarafndan orta
dan kaldrldndan, ilev yerinin saptanmas kesin gzkr. Dier yan
dan, beyin tznn bir blgesinde depolanan imge kalntlann kabul
etmemizi ya da alglamamz imknsz klan nedenleri de ortaya koyduk.
Dolaysyla tek bir hipotez akla yatkn kalmaktadr ki bu da, bu blgenin,
bizzat iitme merkezine oranla, duyu organlarnn -k i burada bu kulak
tr- simetrisinde bir yer igal etmesidir: bu zihinsel bir kulak olur.
Ama bu durumda, belirttiimiz eliki yok olur. Bir yandan, hatrla
nan iitsel imgenin ilk algyla ayn sinirsel eleri harekete geirdiini
ve annn bylece adm adm algya dntn anlarz. Ve bylece,
dier yandan, karmak sesleri -rnein szckler- hatrlama yetisinin,
bunlan alglama yetisinden ok sinirsel tzn dier blmlerini ilgilen
direbilecei anlalr: Bu nedenle, psiik sarlk durumunda, gerek
iitme zihinsel iitmenin ardndan gelebilir. Kiriler hl buradadr ve
dsal seslerin etkisi altnda hl titreirler; eksik olan isel klavyedir.
Sonuta, baka terimlerle ifade edersek, temel duyumlarn doduu
merkezler, bir anlamda, iki farkl taraftan, nden ve arkadan harekete
geirilebilir. nden, duyu organlarnn, dolaysyla gerek nesnenin izle
nimlerini edinirler; arkadan, gcl bir nesnenin etkisine, bir aracdan bir
dierine maruz kalrlar. mge merkezleri, eer varlarsa, bu duyumsal mer
kezler karsnda, yalnzca duyu organlannn simetrik organlan olabi
lirler. Duyu organlar nasl ki gerek nesnelerin bulunduu yer deilse,
onlarda katksz anlann, yani gcl nesnelerin bulunduu yer deildir.
Bunun, gerekte olabileceklerin son derece ksaltlm bir tercmesi
olduunu ekleyelim. eitli duyumsal afaziler, iitsel bir imgenin antrlmasnn basit bir edim olmadn yeterince kantlamaktadr. Bizim
katksz an olarak adlandrdmz niyet ile kelimenin tam anlamyla

MGELERN TANINMASINA DAR: BELLEK VE BEYN 9 9

iitsel imge-an arasna genellikle ara anlar gelip yerleir. Bunlar nce
likle az ok uzak merkezler iinde imge-anlar halinde gereklemek zorun
dadrlar. O zaman, idea, szel imge olan bu zel imgenin iinde ardk
dereceler halinde vcut bulur. Dolaysyla, zihinsel iitme buraya ynlen
diren eitli merkez ve yollarn btnlne tabi klnabilir. Ama bu
komplikasyonlar iin zn asla deitirmez. Araya giren terimlerin
says ve nitelii ne olursa osun, algdan ideaya deil, ideadan algya
gideriz, bilmenin karakteristik sreci merkezcil deil, merkezkatr.
Geriye, ierden kaynaklanan uyarmalarn, beyin kabuu ya da dier
merkezler zerindeki etkileriyle duyumlara nasl yol atn bilmek kalr
elbette. Burada kendini ifade etmenin sradan bir tarznn sz konusu
olduu gayet aktr. Katksz an, edimselletii lde, bedende buna
denk den tm duyumlara yol ama eilimi gsterir. Ama bu gcl
duyumlann kendisi, gerek olmak iin, bedeni harekete geirmek, all
dk ncelleri olduklar hareket ve tavrlar bedene dayatmak zorunda
drlar. Duyumsal denen merkezlerin uyarmlar, genellikle bedenin ger
ekletirdii ya da ana hatlarn belirttii hareketlerden nce gelen ve
hatta normal rolleri, balayarak bedenin hareketlerini hazrlamak olan
uyarmlar, demek ki, duyumun gerek nedeni olmaktan ok, onun gc
nn iareti ve etkinliinin de kouludurlar. Gcl imgenin gerekletii
ilerleme, bu imgenin bedenden gereken yaklamlar edinebildii evreler
dizisinden baka bir ey deildir. Duyumsal denen merkezlerin uyarlmas
bu evrelerin sonuncusu olup, bu, ayn zamanda, devindirici bir tepkinin
balangcdr, uzam iindeki bir eylemin balangcdr. Baka deyile,
gcl imge gcl duyuma doru ilerler, gcl duyum da gerek harekete
doru ilerler: Gerekleen bu hareket, hem doal uzants olduu duyumu
hem de duyumla bir olmak isteyen imgeyi gerekletirir. Biz bu gcl
durumlar derinletireceiz ve psiik ve psiko-fizik eylemlerin i me
kanizmasnn derinlerine nfiz ederek, edimselleen gemiin kayp etki
sini yeniden ele geirmeye hangi srekli ilerleme sayesinde yneldiini
gstereceiz.

3
mgelerin Hayatta Kahma Dair:
Bellek ve Tin

nceki blmleri ksaca zetleyelim. ayn terim saptadk: katksz


an, an-imge ve alg. Bunlann hibiri aslnda tek bana meydana gelmez.
Alg asla tinin mevcut nesneyle basit bir temas deildir; an-imgelere
tamamen bulanmtr ve bu am-imgeler onu yorumlayarak tamamlarlar.
An-imge ise, maddiletirmeye balad katksz anya ve cisimletirmeye yneldii algya benzer: Bu bak asndan deerlendirildiinde,
domakta olan bir alg olarak tanmM
lanr. Son olarak da, katksz an,
}
kural olarak kukusuz bamszdr ve
!
normalde yalnzca renkli ve canl im( Katksz aru
An-imge alg f genin iinde tezahr eder ve onun
A
B
d
c
D sayesin(Je ortaya kar. Bu terimi,

ayn AD dz izgisinin ardk paralan olan AB, BC ve CD ile simgeler


sek, bizim dncemizin, A dan Dye
F ig r 2
giden srekli bir hareketin bu doru-

MGELERN HAYATTA KALIINA DAR: BELLEK VE TN

101

sunu belirttii ve terimlerden birinin nerede bitip dierinin nerede bala


dn kesin olarak sylemenin imknsz olduu ifade edilebilir.
Zaten bilincin, bellei analiz etmek iin, ileyen bellein hareketini
izledii her seferinde kolaylkla bu saptanabilir. Bir anyla m buluuyoruz,
tarihimizin bir evresini mi hatrlyoruz? imdiki zamandan koparak,
ncelikle genel olarak gemie, sonra da gemiin belli bir blgesine
yerletiimiz su generis bir edimin bilincindeyiz: Bir fotoraf makinesinin
ayarlanmasna benzeyen, elle yoklayarak yaplan bir i. Ama bizim anmz
hl gcl evrede kalr; bylece, tek yapabildiimiz, uygun tavn benimse
yerek onu almlamaya hazr olmaktr. Yava yava bir bulutsu olarak
belirir ve svlar, gcl halden edimsel hale geer; ve konturlan belirgin
letike ve yzeyi renklendike, algy taklit etmeye ynelir. Ama derin
kkleriyle gemie bal kalr ve bir kez gerekletiinde, kendi kkensel
gclln hissetmeseydi; imdiki zamandaki bir halin yan sra, imdiki
zamandan iyice kopan bir ey de olmasayd; onu asla bir an olarak tan
mazdk.
armcln deimez hatas, oluun bu sreklilii -k i yaayan
gerekliktir- yerine, cansz ve yan yana elerin sreksiz okluunu koy
masdr. Bu ekilde olumu olan elerin her biri, kkeni itibanyla,
kendinden nceki eden ve de ardndan gelen eden bir ey ierdiin
den, bizim gzmzde karma ve bir anlamda saf olmayan bir biim ala
caktr. Ama dier yandan, anmclk ilkesi gerei, her psikolojik du
rum bir atom tr, basit bir e olur. Ayrt edilen evrelerin her birinde,
istikrarsz istikrarlya, yani balangc sona feda etme zorunluluu
buradan kaynaklanr. Sz konusu olan alg mdr? Algda yalnzca algy
renklendiren, bir araya toplanm duyumlar grlecektir; hatrlanan
imgeler tanmmayacaktr, bunlar algnn karanlk ekirdeini oluturur.
Sras geldiinde hatrlanan imge midir peki bu? mge hazr halde alna
caktr, imge zayf alg halinde gereklemitir ve bu imgenin adm adm
gelitirdii katksz anya gzler kapanacaktr. armcln bu e
kilde istikrarl ile istikrarsz arasnda oluturduu rekabette, alg her
zaman an-imgenin yerini deitirecektir ve an-imge de katksz annn
yerini deitirir. Bu nedenle, katksz an tamamen yok olur. AD yayl
masnn tmn MO izgisiyle ikiye blen armclk, OD blmnde
yalnzca bu izgiyi sonlandran ve tm algy onun iin oluturan duyum
lar grr; dier yandan, AO ksmn da, katksz annn, gelierek
vard gereklemi imgeye indirger. Psikolojik yaam, bu durumda t
myle u iki eye indirgenmi olur: duyum ve imge. Ve bir yandan,
orijinal bir durum oluturan katksz an, imgenin iine battmdan,

10 2

MADDE VE BELLEK

dier yandan, alg imgesi, algnn iine nceden imgenin kendisinden


bir eyler katarak yaknlatmldmdan, bu iki durum arasnda bir derece
ya da younluk farkll bulunacaktr. Gl durumlar ile zayf durumlar
arasndaki ayrmda, gl olanlar imdiki zaman alglar haline getirilir
ken, zayf olanlar, -neden bilinmez- gemiin tasanmlan dzeyine getiri
lecektir. Ama hakikat udur ki, eer kendimizi hemen gemie yerletirmezsek gemie asla eriemeyiz. Esasen gcl durumdaki gemiin bizim
tarafmzdan gemi olarak kavranabilmesi, karanlklardan gn na
karak, imdiki zaman imgesi halinde yaylmasn salayan hareketi
izler ve benimsersek mmkndr. Edimsel ve nceden gereklemi bir
eyin iinde gemiin izini bouna ararz: karanl aydnlkta aramak
da ayn eydir. armcln hatas temel olarak buradadr: Edimselin
iine yerletirildiinde, gereklemi ve mevcut bir durumun iinde,
gemi kkeninin izini kefetmek iin, algnn ansn ayrt etmek iin
ve batan itibaren bir byklk fark olmaya mahkm olan eyi bir yap
farkll haline getirmek iin bouna abalayp tkenir.
Hayal etmek, hatrlamak deildir. Bir an, edimselletii lde, bir
imgenin iinde yaamaya eilim gsterir elbette; ama tersi doru deildir
ve dolaysz imgenin beni gemie gtrebilmesi iin gerekten onu ara
maya gemie gitmem ve bylece, gemii karanlktan aydnla gtren
sreen ilerlemeyi izlemem gerekir. Psikologlarn, hatrlanan bir duyu
mun daha fazla arlatnda daha da edimsel bir hal almasndan yola
karak, duyumun ansnn domakta olan bu duyum olduu sonucunu
kardklarnda sklkla unuttuklan ey budur. leri srdkleri olgu kuku
suz ki dorudur. Gemiteki bir acy hatrlamak iin ne kadar abalar
sam, onu gerekten hissetmeye o lde eilim gsteririm. Ama bu ko
layca anlalr, nk annn geliimi, tam da sylediimiz gibi, maddile
mesinden oluur. Sorun, acnn ansnn gerekten balangtaki ac
olup olmadn bilmektir. Hipnotize edilen kii, kendisine srarla scak
olduu tekrarland iin sonunda snmasndan, telkin szcklerinin
de scak olduu sonucunu karmaz. Bir duyumun ansnn bu duyumun
iinde sryor olmasndan, annn kendisinin domakta olan bir duyum
olduu sonucunu da karmamak gerekir: Belki de, gerekten, bu annn
doacak olan duyum karsndaki rol, telkinde bulunan manyetizmac
roldr. Bizim eletirdiimiz ve bu biim altnda sunulan muhakeme,
demek ki zaten inandrc bir deerden yoksundur; henz kusurlu de
ildir, nk annn edimselletii lde dnt bu tartmasz haki
katten yararlanr. Ama, tersi ynde akl yrtldnde, yani katksz
annn younluunu artrmak yerine duyumun younluu azaltldnda

MGELERN HAYATTA KALIINA DAR: BELLEK VE TN

103

samalk aka grlr; ki bu yine de mevcut hipotezimiz iinde hakl


olabilir. Gerekten de, eer iki durum yalnzca derece bakmndan fark
lysa, belli bir momentte duyum n olarak bakalar. rnein byk
bir acnn ans zayf bir ac olsa da, tersine, hissettiim youn bir ac,
azalarak, sonunda, byk bir ac olarak hatrlanp kar. Ve, hissettiim
eyin, hissettiim zayf bir duyum mu yoksa hayal ettiim zayf bir duyum
mu olduunu sylememin imknsz olduu bir an da kukusuz gelir (ama
bu doaldr, nk an-imge zaten duyuma benzer), ama bu zayf durum
asla bana gl bir durumun ans gibi gelmeyecektir. Demek ki an
tamamen baka bir eydir.
Ama an ile alg arasnda yalnzca bir derece farkll grmekten
ibaret yanlsama, armcln basit bir sonucu olmann, felsefe tari
hindeki bir ilinek olmann tesindedir. Kkleri derindedir. Son zmle
mede, dsal algnn yaps ve nesnesi hakkndaki yanl bir fikre dayanr.
Alg, katksz bir tine ve tamamen speklatif ilgiye hitap eden bir bilgi
olarak grlmek istenir yalnzca. Bu durumda, annn kendisi de, artk
bir nesnesi olmadndan, z gerei bu trden bir bilgi olduundan,
alg ile an arasnda bir derece fark grlebilir, alg annn yerini deitirir
ve bylece bizim imdiki zamanmz, zellikle en glnn yasasna
bal olarak oluturur. Ama gemi e imdi arasnda bir derece farkndan
baka bir ey vardr. imdiki zamanm beni ilgilendiren eydir, benim
iin yaayan eydir ve her eyi sylersek, gemiimin temelde gsz
olduu yerde, beni eyleme kkrtan eydir. Bu noktada duralm. Bunu,
imdiki zaman algsna kar kararak, katksz an olarak adlandrd
mz eyin doasn daha iyi anlarz.
Gerekten de, imdiki zamann gerekliine dair, bilincin kabul ettii
somut iareti tanmlayarak ie balarsak, gemi bir durumun ansn
nitelemeye bo yere abalarz. imdiki an benim iin nedir? Zamann
z, onun akp gidiyor olmasdr; zaten akm olan zaman gemitir ve
zamann akt n imdiki zaman olarak adlandmnz. Ama burada mate
matiksel bir an sz konusu olamaz. Kukusuz-ki, saf anlamda dnlm,
gemii gelecekten ayran blnmez snr olan ideal bir imdiki zaman
vardr. Ama gerek, somut, yaanm imdiki zaman, ister istemez bir
sreyi igal eder. Bu sre nerededir? imdiki n dndmde ideal
olarak belirlediim matematik noktann tesinde midir, berisinde midir?
Hem tesinde hem berisinde olduu ok aktr ve benim imdiki zama
nm diye adlandrdm ey, hem gemiimin hem de geleceimin snr
larm ihlal eder. ncelikle gemiimi ihlal eder, nk konutuum
an, daha konuurken benden uzaklamtr; sonra da geleceimi ihlal

104

MADDE VE BELLEK

eder, nk bu an gelecee yneliktir, ben gelecee ynelirim, ve bu


blnmez imdiki zaman, zaman erisinin sonsuz-kk bu esini sap
tayabilirsem eer, gelecek ynn gsterir. Dolaysyla imdiki zama
nm olarak adlandrdm psikolojik durumun, ayn zamanda yakn ge
miin bir algs ile yakm gelecein bir belirlenimi olmas gerekir. Oysa
yakn gemi, alglanm olduundan, greceimiz gibi, duyumdur; nk
her duyum temel uyarmlarn birbirini uzun uzadya izlemesinin ifadesi
dir; ve yakm gelecek, belirlenmi olarak, ya eylemdir ya da hareket. Benim
imdiki zamanm, demek ki, hem duyum hem de harekettir; ve madem
ki imdiki zamanm blnmez bir btn oluturuyor, bu hareket bu
duyuma bal kalmaldr, onu eylem olarak srdrmelidir. Buradan benim
kardm sonu, imdiki zamanmn duyumlarla hareketleri bileik bir
sistem iinde oluturduudur. imdiki zamanm, z gerei, duyumsaldevindiricidir.
Bunun anlam, imdiki zamanmn bedenim hakkndaki bilinten
ibaret olduudur. Uzam iine uzanm olan bedenim, duyumlar hisseder
ve ayn zamanda hareketleri yerine getirir. Duyumlarn ve hareketlerin
yeri bu uzamn belirli noktalandr. Verili bir anda, hareketlerin ve duyumlann tek bir sistemi olabilir. Bu nedenle, imdiki zamanm bana
mutlak anlamda belirli ve gemiimden belirgin olarak ayn bir ey gibi
gelir. zerinde etkide bulunan madde ile kendisinin etkide bulunduu
madde arasna yerlemi bulunan bedenim bir eylem merkezidir; almlanan izlenimlerin, gereklemi hareketlere dnmek iin kendi yollarn
zekice setikleri yerdir; dolaysyla, benim olu halimin gncel durumunu
gayet iyi temsil eder, ki bu olu da, benim sremin iinde oluum halinde
dir. Daha genel olarak, gerekliin ta kendisi olan oluun bu sreklilii
iinde, imdiki an, ksmen anlk kesitlerden oluur ve bizim algmzn
ak halindeki ktlenin iinde uygulad ey bu kesittir ve bu kesit
zellikle bizim maddi dnya olarak adlandrdmz eydir: Bedenimiz
bu dnyann merkezini igal eder; beden, bu maddi dnyada, bizim doru
dan doruya akp getiini hissettiimiz eydir; bizim imdiki zamanm
zn gncellii onun edimsel durumundan ibarettir. Uzamn iine yayl
m olan madde, hi durmadan yeniden balayan bir imdiki zamana
gre tanmlanmak zorundayken, imdiki zamanmz ise, tersine, varl
mzn maddiyatdr; baka bir ey deil. Ve bu btn, belirlenmitir,
srenin her bir an iin biriciktir; bunun nedeni tam da duyumlar ile
hareketlerin uzamm yerlerini igal etmesi ve ayn yerde, ayn anda birden
ok eyin olamamasdr. Bu kadar basit, bu kadar aikr ve sonuta sadu
yunun fikri olan bir hakikati nasl olur da grmeyiz?

MGELERN HAYATTA KALIINA DAR: BELLEK VE TN

105

Bunun nedeni, zellikle, gncel duyumlar ile saf an arasnda bir


nitelik fark deil, bir derece fark bulmakta gsterilen inattr. Bize gre
farkllk kkldr. Benim gncel duyumlarm, bedenimin yzeyinin belir
li blmlerini igal eden eylerdir; tersine, katksz an bedenimin hi
bir blmn ilgilendirmez. Bu annn maddileerek duyumlara yol aa
cana kuku yoktur; ama o belirgin anda an olmaktan kp, edimsel
olarak yaanan, mevcut bir ey halini alacaktr; ve onu yeniden an
haline getirebilmem iin, gemiimin dibinde, onu gcl olarak andm
ilemi kafamda canlandrmam gerekir. Bu an zellikle ben aktif kldm
iin edimselleir, yani hareketlerime yol aabilen duyumlar halini alr.
Tersine, psikologlann ou katksz annn iinde daha zayf bir alg,
domakta olan duyumlar btnn grrler. Duyum ile an arasndaki
her trl nitelik farkn bu ekilde batan sildiklerinden, kendi hipotez
lerinin mantyla, any maddiletirmeye ve duyumu idealletirmeye
ynelirler. Peki bu an mdr? Any imge halinde, yani domakta olan
duyumlann iinde zaten cisimlemi olarak fark ederler. Duyumun zn
bylece baka yere tayarak ve bu annn idealliinde, duyumdan belirgin
olarak farkllam, ayr bir ey grmek istemeyerek, katksz anya geri
dndklerinde, domakta olan duyuma zmni olarak brakm olduklan
ideallii anya brakmak zorunda kalrlar. Gerekten de, hipotez gerei
etkide bulunmayan gemi, zayf duyum halinde varln srdrebiliyorsa, bu, gsz duyumlar olduu anlamna gelir. Eer hipotez gerei
bedenin hibir blmn ilgilendirmeyen katksz an, domakta olan
bir duyumsa, bu demektir ki, duyumun yeri esasen bedenin bir noktas
deildir. Duyumu, uuan ve yaylmsz bir durum olarak gren yanlsama
buradan kaynaklanr; bu durum, beden iinde ancak ilineksel olarak
yaygnlap salamlaabilir: bu yanlsama, grm olduumuz gibi, dsal
alg teorisini derinden bozar ve maddenin metafizik deikenleri arasmda
zmsz kalm ok sayda soru ortaya atar. Bu konuda kesin karan
vermek gerekir: Duyum, z gerei, yaylabilir ve yerleebilir; bir hareket
kaynadr; katksz an, yaylmsz ve gsz olduundan, duyumdan
hibir biimde aynlmaz.
imdiki zamanm dediim ey benim yakn gelecek karsndaki tavnmdr, benim eli kulanda eylemimdir. Demek ki, benim imdiki zama
nm, duyumsal-devindiricidir. Benim gemiimden imge halini alan yal
nzca budur ve sonu olarak, en azmdan domakta olan duyum bu eyleme
katlabilir, bu tavra dahil olabilir, tek kelimeyle yararl olabilir; ama,
imge halini aldnda gemi katksz an olmaktan kar ve imdiki
zamanmn belli bir blmyle akr. mge halinde gncellemi olan

106 MADDE VE BELLEK

an, demek ki, bu katksz andan derinden farkllar. mge, imdiki


zamandaki bir durumdur ve gemiten onu ayran yalnzca kaynakland
andr. An ise, tersine, gerekmedike gszletiinden, duyumla hibir
ekilde kanmaz, imdiki zamanla ba yoktur ve sonu olarak yaylmszdr.
Katksz annn bu kkl gszl, zellikle gizil durumda nasd
korunduunu anlamamza yardmc olur. Sorunun can alc noktasna
henz girmeden, bind psikolojik durumlar alglamadan holanmama
mzn, zellikle bilinci psikolojik durumlarn temel zellii olarak kabul
etmemizden kaynaklandn saptamakla yetinelim; yle ki psikolojik
bir durumun, grnd kadaryla, bilinli olmaktan kmas iin var
olmaktan da kmas gerekir. Ama eer bilin imdiki zamann, yani gncel
olarak yaanann, yani sonuta eyleyenin karakteristik iareti ise, bu du
rumda, eylemeyen ey, ille de bir anlamda var olmaya son vermeden
bilince ait olmaya son verebilir. Baka deyile, psikolojik alanda, bilin
varoluun eanlamls deildir, yalnzca gerek eylemin ya da dorudan
etkinliin eanlamlsdr ve bu terimin genilemesi bu ekilde snrland
rlm olduundan, bilindn, yani, ksacas, gsz bir psikolojik du
rumu tasarlamakta daha az glk ekilir. Kendinde bilince dair, engelsiz
ce uygulandnda belirdii ekliyle bilince dair nasl bir fikir yrtlrse
yrtlsn, bedensel ilevleri yerine getiren bir kiide bilincin rolnn
zellikle eyleme nclk etmek ve bir tercihi aydnlatmak olduu tartl
maz. Dolaysyla, kendi n karann dolaysz ncellerine ve gemi
anlardan onlarla birlikte yararl olarak rgtlenebilecek olanlann ze
rine yanstr; gerisi karanlkta kalr. Ama biz burada, yeni bir biim
altnda, bu almann bandan beri izlediimiz, hi durmadan doan
yanlsamay buluruz. Bilincin, bedensel ilevlerle birlikte bile olsa, esasen
kurgulamaya ynelik, pratik-ilineksel bir yeti olmas istenir. Bu durumda,
bilincin, sahip olduu bilgilerden vazgemede bir kan grlmedi
inden, katksz bilgiye mahkm olduundan, onun iin tamamen kayp
olmayan eyi aydnlatmay reddetmesi anlalamaz. Buradan kan sonu,
teorik olarak ona ait olan eye fiilen de sahip olacadr; ve bilin alann
daki her gerek, edimseldir. Ama bilince gerek roln verin: Gemiin,
alglanr alglanmaz silindiini, maddi nesnelerin ben onlar alglamay
braktmda var olmaya son verdiklerini varsaymak iin de bir neden
olmayacaktr.
Bu son noktada duralm; nk glklerin merkezi ve bilind
sorununu evreleyen mulaklklarn kayna burasdr. Yaygn bir nyar

MGELERN HAYATTA KALIINA DAR: BELLEK VE TN

107

gya ramen, bilind tasarm fikri ak seik bir fikirdir; hatta srekli
bunu kullandmz ve saduyunun daha aina olduu bir baka kavray
olmad bile sylenebilir. Gerekten de, bizim algmzda u an iin mev
cut imgelerin, maddenin btn olmadn herkes kabul eder. Ama
dier yandan, alglanmam maddi bir nesne, hayal edilmemi bir imge,
bilind bir zihinsel durumdan baka nedir ki? Odanzn duvarlar te
sinde, bitiik odalar vardr, sonra da evin geri kalan, son olarak da sokak
ve oturduunuz ehir. Hangi madde teorisinden yana olduunuzun nemi
yoktur: ster gereki olun ister idealist, ehirden, sokaktan, evin dier
odalarndan sz ettiinizde, bilincinizde varolmayan ama yine de bilincin
dnda verili olan saysz algy dnrsnz. Bunlar, bilinciniz onlar
kabul ettii lde oluuyor deildir; bunlar bir anlamda zaten vardlar
ve, hipotez gerei, madem ki sizin bilinciniz onlan seemiyor, bilind
durumda, kendi iinde nasl varolabilirler? Bu durumda, bilincin dndaki
bir varoluun, nesneler sz konusu olduunda bize ak seik, zneden
sz ettiimizde ise mphem, karanlk gelmesi nasl mmkn oluyor?
Bizim edimsel ve gcl alglarmz iki izgi boyunca uzanrlar. Biri yatay
AB izgisidir ve uzam iindeki tm kendiliinden nesneleri ierir. teki
dikey CI izgisidir ki bunun zerinde de zaman iinde sralanm ardk
anlarmz dizilmitir. ki izginin kesitii I noktas, edimsel olarak bilin
cimize verilmi tek noktadr. AB izgisi fark edilmeden kalrken ve ter
sine, CI izgisinde edimsel olarak alglanan imdiki zaman I, bize gerek
ten varm gibi gelen tek noktayken, btn olarak AB izgisinin gerek
liini ortaya koymakta tereddt etmiyor olmamz nereden kaynaklanr?
Bu ayrmn znde, kh bulank ya da kabaca belirtilmi fikirler halinde,
kh her trl kurgusal deerden yoksun hipotezler olarak, analizini bir
den bire bitiremeyeceimiz, zamansal ve uzamsal iki dizi arasndaki bu
kkl aynm bulunmaktadr. Yanlsamann maskesini tamamen dr
mek iin kkene inmemiz ve bilinle ilikisi olmayan nesnel gerekleri
ve nesnel gereklii olmayan bilin durumlarn ortaya koymamz sala
yan ikili hareketi tm dolambalarna bakarak izlememiz gerekmektedir.
Bu durumda uzam, burada yan yana duran eyleri sonsuzca korur gzkr
ken, zaman ise, kendisinin iinde birbirini izleyen durumlar adm adm
ortadan kaldrr. Bu almann bir ksm birinci blmmzde, genel
olarak nesnellii ele aldmzda yaplmtr; bir dieri, bu kitabn son
sayfalarnda, madde fikrinden sz ederken yaplacaktr. Burada birka
temel noktay belirtmekle yetinelim.
ncelikle, bu AB izgisi boyunca sralanm nesneler, bizim gz
mzde, alglayacamz eyi tasarlarken, CI izgisi yalnzca nceden alg

108

MADDE VE BELLEK

lanm olan eyi ierir. Oysa, gemiin


artk bizim iin nemi yoktur; eylem ih
timalini yitirmitir, mevcut algnn yaamsall dn alnarak bir etki elde
e edilir. Yakn gelecek ise, tersine, henz
harcanmam bir enerji iinde, eli kula
F ig r 3
nda bir eylemden ibarettir. Demek ki,
vaatlerle ve tehditlerle dolu olan, maddi
evrenin alglanmam blm, bizim iin, gemi varlmzn edimsel
olarak fark edilmemi evrelerinin sahip olamayaca ve olmamas gere
ken bir gereklie sahiptir. Ama, pratik yararla ve yaamn maddi ihti
yalaryla tmyle ilikide olan bu ayrm, bizim tinimizde metafizik bir
ayrmn giderek netleen biimini alr.
Gerekten de, evremizde bulunan nesnelerin, bizim eyler zerinde
ya da onlarn bizim zerimizde yapabilecei (miz) eylemi farkl derecelerde
tasarladklarn gsterdik. Bu muhtemel eylemin vdesi tam da bu eyleme
denk den nesnenin yakn ya da uzak oluunun damgasn tar; yle ki
uzam iindeki mesafe, bir tehdidin ya da bir vaadin zaman iindeki yakn
lnn lsdr. Dolaysyla uzam bize yakn geleceimizin emasn
aniden verir; ve bu gelecein sonsuzca akmas gerektiinden, onu simge
leyen uzamn zellii, hareketsizlii iinde, sonsuzca ak kalmaktr. Alg
mza sunulan dolaysz ufkun, bize, zorunlu olarak, fark edilmez olsa da
var olan daha geni bir emberle evrili grnmesi buradan kaynaklanr;
bu ember de kendi iinde onu evreleyen bir dier emberi ierir ve bu
bylelikle sonsuza dek gider. Dolaysyla, bu algy da ieren daha geni,
hatta sonsuz bir deneyim karsnda her zaman bir ierik olmak, genileyen
bir ey olan bizim edimsel algmzn zdr: ve fark edilen ufku at
iin bilincimizde mevcut olmayan bu deneyim de edimsel olarak verili
grlr. Ama, biz kendimizi bylelikle mevcut gereklikler haline getir
diimiz bu maddi nesnelere bal hissederken, anlarmz ise, tersine,
gemi anlar olarak, kendimizle birlikte srklediimiz ve kurtulduu
muzu sanmann houmuza gittii l arlklardr. Karmzda uzam
sonsuzca amamz salayan ayn igd, geen zaman ardmzda brak
tka kapamamz salar. Ve genileyebilir bir ey olan gereklik, bizim
algmz sonsuzca aar gzkrken, tersine, isel yaammzda bize yal
nzca imdiki anla birlikte balayan bu ey gerek gibi gelir; gerisi pratik
olarak ortadan kaldnlmtr. Bu durumda, bir an bilinte yeniden belir
diinde, bizde, esrarengiz beliriini zel nedenlerle aklamamz gereken
bir hortlak etkisi yaratr. Gerekte, bu annn bizim mevcut durumumuza

MGELERN HAYATTA KALIINA DAR: BELLEK VE TN

109

katlm, alglanmayan nesnelerin algladmz nesnelere katlmna


tpatp benzer ve hilind her iki durumda da ayn trden bir rol oynar.
Ama, eyleri bu ekilde tasarlamakta epey glk ekiyoruz, nk
uzamn iine ezamanl olarak dizilmi nesneler dizisi ile zaman iinde
ardk olarak gelien durumlar dizisi arasndaki benzerlikleri silme ve
tersine, farkllklar vurgulama alkanl edindik. Birincisinde, terimler
tamamen belirlenmi bir ekilde birbirlerini koullar, yle ki her bir
yeni terimin ortaya kn ngrebiliriz. Bylece, odamdan ktmda,
hangi odalardan geeceimi bilirim. Tersine, benim anlarm tamamen
keyfe keder bir dzende kendini gsterir. Tasanmlann dzeni demek ki
bir durumda zorunluyken, dier durumda olumsaldr; ve nesnelerin her
trl bilincin dndaki varlndan sz ettiimde benim hipostaslatrdm ey, bu zorunluluktur. Alglamadm nesnelerin toplamn verili
varsaymakta hi mahzur grmyor olmamn nedeni, bu nesnelerin kesin
olarak belirlenmi dzeninin onlara bir zincir grnm vermesidir, ki
benim mevcut algm bu zincirin bir halkasndan baka bir olamaz: bu
halka, bu durumda, kendi edimselliini zincirin geri kalanna iletir. Ama
daha yakndan bakldnda, bizim anlarmzn ayn trden bir zincir
oluturduu ve tm kararlarmzda her zaman mevcut olan karakterimizin
bizim tm gemi durumlarmzn edimsel sentezi olduu grlecektir.
Bu younlam biim altnda, bizim nceki psikolojik yaammz, kendi
yaam deneyimimizin tmn kullanrken ancak ok kk bir blm
n algladmz d dnya iin olduundan ok bizim iin var olur. By
lelikle yalnzca zet olarak sahip olduumuz ve tek tek bireysellikler
olarak kabul edilen eski alglarmzn bizde ya tamamen yok olmu izleni
mi braktklar ya da ancak kendi keyiflerine gTe yeniden ortaya kma
etkisi tadklar dorudur. Ama bu eksiksiz ykm ya da diriliin keyfe
keder grnm, yalnzca edimsel bilincin onu her an yararl kabul etme
sine ve gereksiz olan anlk olarak reddetmesine baldr. Her zaman
eyleme ynelerek, bizim eski alglarmz iinden, yalnzca nihai karara
katkda bulunmak iin mevcut algyla birlikte rgtlenenleri maddile
tirebilir. Benim irademin uzamn verili bir noktasnda tezahr etmesi
iin bilincimin bu araclan ya da btn uzamn iinde mesafe olarak
adlandrlan eyi oluturan bu engelleri bir bir amas gerekse de, buna
karlk, bu eylemi aydnlatmak iin edimsel durumu bir nceki benzer
durumdan ayran zaman aralnn zerinden atlamak yararl olur; ve
bylece, bir srayta o zaman aralna tandndan, gemiin tm
ara blm onun etkisinden kurtulur. Bizim alglarmzn uzam iinde
kesin sreklilik halinde dzenlenmesini salayan ayn nedenler, an-

HO

MADDE VE BELLEK

lanmzm zaman iinde sreksiz biimde aydnlanmasn salar. Uzamn


iinde fark edilmeyen nesnelerle ve zaman iindeki bilind anlarla
ilgili olarak, varoluun kkten farkl iki biimiyle kar karya kalrz;
ama eylemin gereklilikleri, bir durumda, dierlerinde olduunun tersidir.
Ama burada varoluun temel sorununa temas ediyoruz. Bu sorunu
ancak yle bir inceleyebiliriz; yoksa, bir sorudan dierine geerek adm
adm metafiziin merkezine varabiliriz. Deneyle ilgili eyler konusunda
-k i bizi yalnzca bunlar ilgilendirmektedir- unu syleyebiliriz ki, varolu
iki koulun bir araya gelmesini ierir gzkmektedir: 1. Bilince sunulu.
2. Bu ekilde sunulmu olan eyin nceki ve sonraki eyle mantksal ya
da nedensel balants. Psikolojik bir durumun ya da maddi bir nesnenin
bizim iin gereklii u iki olgudan oluur: bizim bilincimiz onlar alglar
ve bunlar zamansal ya da uzamsal bir dizinin paras olup bu dizinin
terimleri birbirlerini belirler. Ama bu iki koul tedricidir ve bu koullar
eitsiz biimde her ikisine de ihtiya olduu halde, yerine getirilir. rnein, edimsel isel durumlarda, balant daha az skdr ve imdiki zamann,
olumsalla geni bir yer brakarak gemi tarafndan belirlenmesi, mate
matik bir trevlenme nitelii tamaz; buna karlk, bilinteki tasanm
kusursuzdur, edimsel bir psikolojik durum onu alglamamz salayan
edimin iinde bize tm ieriini sunar. Tersine, dsal nesneler sz konusu
olduunda ise balant kusursuzdur, nk bu nesneler zorunlu yasalara
uyarlar; ama bu durumda dier koul, yani bilinte tasarlanma koulu,
ancak ksmi olarak yerine getirilmi olur, nk maddi nesne, tam da
onu tm dier nesnelere balayan fark edilmemi elerin okluu nede
niyle, bize gsterdiinden son derece daha fazlasn kendi iinde kapsyor
ve ardnda gizliyormu gibi gelir. Dolaysyla, kelimenin ampirik anla
mnda, varoluun, her zaman iin, bilinli kavray ve dzenli balanty
-farkl derecelerde- ierdiini syleyebiliriz. Ama, belirgin ayrmlar
ortaya koyma ilevine sahip olan idrak gcmz, eyleri asla byle anla
maz. Farkl oranlarda birbirine karm iki enin her durumda mevcudi
yetini kabul etmektense, bu iki eyi ayrmay ve bylece, bir yanda
dsal nesnelere, dier yanda isel durumlara kkten farkl iki varolu
tarzm atfetmeyi tercih eder; bu tarzlarn her biri, baskn olduu belirtilen
koulun mnhasran varlyla nitelenir. Bu durumda, psikolojik durum
larn varl tamamen onlann bilin tarafndan kavranmasyla mmkn
olacaktr, ve yine btn olarak dsal fenomenlerin varl da, bunlarn
birlikte-varlklannn ve ardklklarnn kesin dzeninden ibaret ola
caktr. Bilincin en ufak payn, var olan ama alglanmayan nesnelere; ve
varoluun en ufak payn da bilinsiz isel durumlara brakmann imkn-

MGELERN HAYATTA KALIINA DAR: BELLEK VE TN

111

sizlii buradan kaynaklanr. Bu kitabn banda, birinci yanlsamann


sonulanm gsterdik: Bu sonu, bizim madde tasarmmz bozmaktr.
Birinci yanlsamay tamamlayc olan kincisi, bizim tin anlaymz
geersiz klar ve bilind fikrini yapay bir karanla gmer. Bizim gemi
psikolojik yaammz, btnyle, imdiki durumumuzu koullandrr,
ama ille de belirlemesi gerekmez; karakterimizde btnyle ortaya kar,
ancak gemi durumlardan hibiri karakterde aka tezahr etmez. Bu
iki koul, bir ataya geldiinde, gemi psikolojik durumlarn her birine,
bilind olsa da gerek bir varolu salar.
Ama, eylerin gerek doasn, pratikte en byk yaran salamak
zere tersine evirmeye ylesine almzdr; ve uzamdan ekilip kanlan imgeler yle bir takmak olmutur ki, anmn nerede korunduunu
sormaktan kendimizi alkoyamayz. Fiziksel-kimyasal fenomenlerin bey
nin iinde yer aldn, beynin bedenin iinde olduunu, bedenin onu
kuatan havann iinde olduunu vs. alglarz; peki ama gemi, bir kez
tamamlandnda, eer korunuyorsa, nerededir? Molekler bakalam
durumunda gemii beyin tznn iine yerletirmek basit ve ak seik
bir durum olur, nk bu durumda edimsel olarak verili bir rezervuarmz
olur ve gizil imgeleri bilince aktmak iin bu rezervuan amak yeterlidir.
Ama eer beyin byle bir kullanma hizmet edemiyorsa, biriken imgeleri
hangi depoya yerletireceiz? eren-ierilen ilikisinin belirgin ak se
ildii ile evrenselliinin, nmzde daima uzam amak ve ardmzda
da daima sreyi kapamak zorunluluuna bal olduunu unutuyoruz. Bir
eyin bir bakasnn iinde olduunu gsterdiimizde, bu eyin nasl ko
runduunu asla aklam olmuyoruz. stelik: gemiin beyinde depo
lanm an olarak varln srdrdn bir an kabul edelim. Bu durumda
beynin any korumas iin, en azmdan kendini korumas gerekecektir.
Ama bu beyin, uzamn iinde yaylm imge olarak, imdiki andan baka
sn asla igal etmez; beyin, maddi evrenin tm geri kalanyla birlikte,
evrensel oluun hi durmadan yinelenen bir kesitini oluturur. Dolay
syla, ya bu evrenin srenin her bir nnda gerek bir mucize sonucu yok
olup dirildiini kabul etmek zorunda kalrsnz, ya da bilince uygun gr
mediiniz varolu srekliliini bu evrene aktarmanz ve onun gemiini
imdiki zaman iinde varln srdren ve uzayp giden bir gereklik
haline getirmeniz gerekir: Dolaysyla, any maddenin iinde depola
maktan hibir kazancnz olmaz; tersine, psikolojik durumlara uygun
olmadn dndnz gemiin bu bamsz ve btnsel varlk srd
rn maddi dnyann tm durumlarna yaymak zorunda kaldnz
fark edersiniz. Gemiin bu kendi iinde varlk srdr, demek ki, u ya

1 1 2 MADDE VE BELLEK

da bu biimde kendini dayatr ve bunu alglamakta hissettiimiz glk,


uzam iinde anlk olarak alglanan cisimler kmesi iin doru olan bu
ierme ve ierilme zorunluluunu, zaman iinde alglanan anlar dizisine
atfetmemizden kaynaklanr yalnzca. Temel yanlg, buraya uyguladmz
anlk kesitlerin biimini, akmakta olan sreye aktarmaktan ibarettir.
Ama hipotez gerei artk var olmayan gemi nasl oluyor da kendini
koruyabiliyor? Burada gerek bir eliki yok mudur? Bu soruya u cevab
verebiliriz ki, sorun, zellikle, gemi artk var olmaktan km mdr,
yoksa yalnzca bir ie yaramaz hale mi gelmitir eklindedir. imdiki
zaman, keyfi olarak, var olan diye adlandryorsunuz, oysa ki imdiki
zaman yalnzca yaplandr. Buradan anlalan ey, gemii gelecekten
ayran blnmez bir smrsa, imdiki andan daha az var olan hibir ey
yoktur. Bu imdiki zaman olmas gereken olarak dndmzde, he
nz yoktur; var olan olarak dndmzde ise, oktan gemitir. Ter
sine, imdiki zaman bilincin somut ve gerekten yaad bir ey olarak
grrseniz, bu imdiki zamann byk lde yakn gemiten olutuu
sylenebilir. Olas en ksa k algsnn grld saniye biriminde tril
yonlarca titreim yer alr ki, ilk titreim ile sonuncusu arasnda son
derece blnm bir aralk vardr. Sizin algnz, ne kadar anlk olsa da,
demek ki, hesaplanamayacak kadar ok sayda anmsanan eden oluur
ve dorusu, her alg zaten andr. Genellikle yalnzca gemii alglarz, ka
tksz imdiki zaman, gelecei kemiren gemiin anlalmaz ilerleme
sidir.
Demek ki bilin, gelecee eilerek onu gerekletirmeye ve ona katl
maya alan gemiin u anki blmn kendi yla her an aydnlatr.
Bylece yalnzca belirsiz bir gelecei belirlemekle megul olan bilin,
nn bir blmn, gemiteki en uzak durumlarmza yayabilir ve
bu durumlar, imdiki durumumuzu, yani yakn gemiimizi yararl bir
ekilde dzenleyebilir; gerisi karanlkta kalr. Yaamn temel yasas sa
yesinde -k i bir eylem yasasdr-, tarihimizin bu aydnlanm blmne
yerleip kalrz: karanlkta korunan anlan alglamakta hissettiimiz g
lk buradan kaynaklanr. Gemiin btnsel olarak varln srdr
dn kabul etmekten holanmyor olmamz, demek ki, bizim psikolojik
yaammzn ynelimine, durumlann gerek akna baldr; ve burada,
tmyle olup bitmi eye deil, srmekte olana bakmakta karmz
vardr.
Bylece, uzun bir dolambacn ardndan, yola k noktamza geri
dneriz. Birbirinden son derece farkl iki bellein olduunu sylemitik:
Organizmann iinde sabitlenmi olan biri, olas eitli sorgulamalara

MGELERN HAYATTA KALIINA DAR: BELLEK VE TN 113

uygun karlklar veren zekice kurulmu mekanizmalar btnnden ba


ka bir ey kesinlikle deildir. Mevcut duruma uyum salamamz ve maruz
kaldmz eylemlerin, kh tamamlanp bitmi kh henz ortaya kan,
ama daima az ok uygun kendiliinden tepkiler halinde srmesini mm
kn klar. Bizim gemi deneyimimizi, bellekten ok alkanlk iin iine
katar, ama imge uyandrmaz. Dieri gerek bellektir. Bilinle birlikteyaylarak, tm durumlanmz, meydana geldikleri lde aklda tutar ve
ardndan da bunlan birbirine ekler; her olguyu kendi yerine yerletirir
ve sonu olarak, bu olgunun tarihini belirler ve ilk bellek gibi srekli
yeniden balayan bir imdiki zamann iinde deil, mutlak gemiin
iinde ok gerek olarak hareket eder. Ama bellein bu iki biimini
derinlemesine ayrt ederken, aralarndaki ba gstermedik. Bedenin
zerinde, gemi eylemlerin birikmi abasn simgeleyen mekanizmala
ryla birlikte, hayal eden ve tekrarlayan bellek, bolukta asl durarak
salnyordu. Ama yakn gemiimizden baka bir eyi asla alglamyor
olsak da, imdiki zaman bilincimiz zaten bellekse, balangta ayrm
olduumuz iki terim birbirine sk skya balanacaktr. Gerekten de,
bu bak asyla dnldnde, bedenimiz, bizim tasanmmzm amazcasna yeniden doan blmnden baka bir ey olamaz; bu, daima mev
cut olan blmdr, daha dorusu her an gemite kalan blmdr. Kendi
de imge olan bu beden imgeleri depolayamaz, nk imgelerin parasdr.
Bu nedenle, gemi alglar, hatta imdiki alglan beyne yerletirmeyi
istemek ham hayal rn bir giriim olarak kalr; alglar beynin iinde
deildir; beyin alglann iindedir. Dier imgelerin ortasnda varln
srdren ve bedenim olarak adlandrdm bu tamamen zel imge,
sylemi olduumuz gibi, her an iin, evrensel oluun enine bir kesitini
oluturur. Demek ki, bedenim, almlanan ve geri gnderilen hareketle
rin gei yeridir, benim zerimde etkide bulunan eyler ile benim etki
lediim eyleri birletiren izgidir, tek kelimeyle, duyumsal-devindirici
fenomenlerin merkezidir. Belleimde biriken anlar toplamn bir SAB
konisiyle gsterirsem, gemiin iinde oturan
AB taban hareketsiz kalrken, her an iin be
nim imdiki zamanm gsteren S tepesi srekli
ilerler ve benim edimsel evren tasarmmn P
hareketli dzlemine de yine srekli olarak de
er. Beden imgesi, Sde younlar; ve, P dzle
minin paras olan bu imge, dzlemi oluturan
tm imgelerden kaynaklanan eylemleri almlamak ve geri gndermekle kendini snrlar.

1 14 MADDE VE BELLEK

Alkanln dzenledii duyumsal-devindirici sistemler btnnden


oluan beden bellei, demek ki, ksmen anlk bir bellektir ve bunun
temelinde de gerek bellek yatar. Bunlar iki ayn ey oluturmadndan;
birincisi, sylediimiz gibi, deneyimin hareketli dzlemi iine kincinin
dahil ettii hareketli utan baka bir ey olmadndan, bu iki ilevin
birbirlerine karlkl destek olmalar doaldr. Gerekten de, bir yandan,
gemiin bellei, duyumsal-devindirici mekanizmalan grevlerinde yn
lendirebilecek ve devindirici tepkiyi deneyimden kan derslerin varsay
d yne yneltebilecek tm anlan sunar: Yaknlk ve benzerlik yoluyla
anmlar zellikle bunlar oluturur. Ama dier yandan, duyumsaldevindirici aygtlar, gsz -yani bilind- anlara, vcut bulma, maddi
leme, sonu olarak mevcut olma imkn sunarlar. Gerekten de, bir
annn bilinte yeniden kendini gstermesi iin, katksz bellein yk
sekliklerinden eylemin gerekletii belirli bir noktaya dek inmesi gere
kir. Baka deyile, annn cevap verdii sesleni imdiki zamandan kay
naklanr ve an, yaam veren scakl, mevcut eylemin duyumsal-devin
dirici elerinden dn alr.
Gayet dengeli zihinleri, yani, znde, yaama kusursuzca uyum sa
lam insanlar tanmamz salayan ey, bu badamann salaml,
tamamlayc bu iki bellein birbiri iine kesin olarak girii deil midir?
Eylem adamn niteleyen ey, verili bir durumun yardmna bununla
ilgili olan tm anlar arndaki srattir; ama bu ayn zamanda, yararsz
ya da ilgisiz anlarn, bilincin eiinde belirerek oluturduklan almaz
engeldir. Tam anlamyla imdiki zamanda yaamak, bir uyarya, onu sr
dren dolaysz bir tepkiyle cevap vermek, aa bir hayvann zelliidir:
Bu ekilde hareket eden insan, itkisel biridir. Ama bu insan, gemite
yaamann zevki iin gemite yaayan ve edimsel duruma bir yarar sa
lamayan anlan bilincin nda doan kiiden -bir itkisel deil, hayalpe
resttir o - daha iyi uyumlanm deildir. Mevcut durumun erevesini
titizce izleyebilecek kadar uysal, ama tm dier arlara direnebilecek
kadar enerjik bir bellein ansl dzenei bu iki u arasnda yer alr.
Saduyu ya da pratik duyu muhtemelen baka bir ey deildir.
ocuklarn ounda kendiliinden bellein olaanst geliimi, zel
likle belleklerini davranlaryla dayanma iine henz sokmam olma
larna baldr. Genellikle anlk izlenimlerin peinden giderler ve onlarn
eylemi annn verdii bilgilere boyun emediinden, tersine, onlarn
anlar da eylemin zorunluluklaryla snrl deildir. Daha az seerek
hatrladklar iin, daha kolay aklda tutuyor gibidirler. Zek gelitike
bellein belirgin biimde azalmas, demek ki, anlarla eylemlerin giderek

MGELERN HAYATTA KALIINA DAR: BELLEK VE TN

115

artan rgtllne baldr. Dolaysyla bilinli bellek, nfuz etme gc


bakmndan kazand eyi kapsam bakmndan yitirir: ncelikle dlerin bellei olmanm kolaylna sahiptir; ama gerekten de d grd
iin... Keza, entelektel geliimleri ocukluu pek amayan insanlarda
da kendiliinden bellein bu ekilde abartld gzlemlenir. Bir mis
yoner, Afrikadaki yabanlara uzun bir vaaz verdikten sonra, ilerinden
birinin kalkp tm metni batan sona ve ayn hareketlerle tekrarladn
grmtr.1
Gemiimiz, imdiki zamandaki eylemin zorunluluklar tarafndan
ketlendiinden, neredeyse tmyle bizden sakl kalsa da, etkin eylemle
ilgilenmeyerek, kendimizi d yaamna bir anlamda yeniden yerletir
mek istediimiz her durumda bilin eiini ama gc bulur. Uyku, ister
doal olsun ister yapay, tam da bu trden bir kopua yol aar. Ksa sre
nce bize, uykuda, sinirsel, duyumsal ve devindirici eler arasnda bir
temas kopukluu olduu gsterildi.2 Bu ustalkl hipotezde durmasak
bile, alnan uyary uygun tepkilerle srdrmeye uyanklk durumunda
her zaman hazr olan sinir sisteminin geriliminin, uyku durumunda en
azndan ilevsel olarak gevediini grmemek imknszdr. Oysa, baz
d ve uyurgezerlik durumlarnda bellein taknln gzlemlemek
sradan bir durumdur. Ortadan kalkt sanlan anlar, bu durumda, ar
pc bir kesinlikle yeniden belirir; tamamen unutulmu ocukluk sahne
lerini tm ayrntlaryla tekrar yaarz; rendiimizi bile hatrlamad
mz dilleri konuuyoruz. Ama bu adan en retici ey, boulan ve aslan
insanlarda ani soluk tkanmas grlen baz durumlardr. Yaama geri
dnen kii, kendi tarihinin unutulmu tm olaylarnn, en ufak koulla
ryla birlikte ve hatta meydana geldikleri dzen iinde, ksa srede gz
nn nnden getiini belirtmitir.3
Kendi varln yaamak yerine hayal eden bir insan, kendi gemi
tarihinin ayrntlarnn sonsuz okluunu her an kendi bak altnda
tutmaktadr kukusuz. Ve, tersine, bu bellei yaratt her eyle birlikte
1) Kay, M e m o ry a n d hov to im p ro ve it, New York, 1888, s. 18.
2) Mathias Duval, Thorie histologique du sommeil (C. R . d e l Soc. D e Biologie, 1895,
s. 74). Kr. Lpine, a.g .e., s. 85 ve R ev u e de M d e c in e , Austos 1894 ve zellikle Pupin, Le
n eu ro n e et les hypothses histologiques, Paris, 1896.
3) Winslow, O b s c u r D iseuses o f the B ra in , s. 250 ve devam. Ribot, M a ladies de la
m m oire, s. 139 ve devam. Maury, L e so m m eil e t les rves, Paris, 1878, s. 439. Egger, Le moi
des mourant (R e v u e P h ib so p h iq u e, Ocak ve Ekim 1896). Kr. Balln sz: Bellek hibir
jeyi kaybetmeyen ve her eyi kaydeden bir yetidir (akt. Rouillard, Les am nsies. Tp
tezi, Paris, 1885, s. 25).

116

MADDE VE BELLEK

reddeden kii, kendi varoluunu gerekten tasarlamak yerine, bununla


srekli oynar: bilinli otomat olarak, uyary uygun tepkiler eklinde
srdren yararl alkanlklar ynndeki eilimini izler. Birinci kii, tikel
olandan, hatta bireysel olandan asla kamaz. Her bir imgeyi zaman
iindeki tarihine ve uzam iindeki yerine brakarak, bu imgenin teki
lerden nerede farkllatm grr; yoksa onlara nerede benzediini deil.
Her zaman alkanlklaryla hareket eden dieri ise, tersine, bir durumun
iinde, pratikte nceki durumlara benzeyen yan ortaya karacaktr. Ev
renseli dnmeyi kukusuz ki baaramaz, nk, -genellik dnce iin
neyse alkanlk da eylem iin o olduundan-, genel idea, yeniden hatr
lanan ok sayda imgenin en azndan gcl tasarmn gerektirir; bununla
birlikte, evrenselin iinde evrilmeye devam eder. Ama bu iki u durum
(ki biri kendi bak iinde yalnzca tekil olan az ok kavrayan, tamamen
i dnyaya dalm bir bellein durumudur, dieri ise eylemine genelliin
damgasn vuran tamamen devindirici bir bellein durumudur), istisnai
durumlara kapanr ve ancak byle durumlarda kendini gsterir. Normal
yaamda ise sk skya birbirlerine nfiz ederler ve bylelikle, her ikisi
de, balangtaki saflklarndan bir eyleri yitirirler. Birincisi farkl
lklarn ansyla ifade bulurken, kincisi de benzerliklerin algsyla ifade
bulur: genel idea, iki akmn kesitii yerde belirir.
Genel idealar sorununu burada btn olarak zecek deiliz. Bu fikir
ler arasnda, tek kayna alglar olmayan ve maddi nesnelerle balantlar
ok uzak olanlar vardr. Bunlan bir yana brakacak ve yalnzca benzerlik
algs olarak adlandrdmz ey zerinde temellenen genel idealan d
neceiz. Biz, katksz bellei, entegral bellei, devindirici alkanla
dahil olma ynndeki sreen aba iinde izlemek istiyoruz. Bylelikle
bu bellein roln ve doasn daha iyi tantm olacaz; ama bylelikle,
benzerlik ile genellik gibi karanlk iki kavram ok zel yanlaryla ele alarak
belki de aydnlatm olacaz.
Genel idealar sorunu etrafnda ortaya kan psikolojik dzendeki
glkleri mmkn olduunca yakndan ele alarak, onlan u emberin
iine kapatmay baaracamz sanyoruz: Genelletirmek iin ncelikle
soyutlamak gerekir, ama yararl bir ekilde soyutlamak iin de genelletir
meyi bilmek gerekir. Adclk ve kavramclk, bilinli ya da bilinsiz ola
rak, bu emberin etrafnda dolanr; bu iki doktrinden her biri dierinin
yetersizliini veri alr. Gerekten de, genel ideann yalnzca uzantsn
dikkate alan adclar, bu genel ideann iinde yalnzca bireysel nesnelerin
ak ve tanmsz dizisini grrler. Onlara gre, ideann birlii, tm bu

MGELERN HAYATTA KALIINA DAR: BELLEK VE TN 117

farkl nesneleri farkszca belirtmemizi salayan simgenin zdeliinden


ibarettir. Onlarn dncesine gre, nce bir eyi alglamaya balarz,
sonra da ona bir szck ekleriz: Sonsuz sayda baka eylere yaylma
yetenei ya da alkanl tarafndan glendirilmi bu szck, bu du
rumda, genel idea dzeyine ykselir. Ama szcn yaylmas ve yine de
belirttii nesnelerle snrl kalmas iin, bu nesnelerin benzerlikler gster
mesi gerekir; bu benzerlikler nesneleri birbirine yaklatrrken, onlar
szcn uygulanmad tm nesnelerden ayrr. Demek ki genelleme,
grnd kadaryla, ortak nitelikler soyut olarak ele alnmadan olmaz
ve bylece adclk, kavray yoluyla -yoksa balangta istedii gibi yalnz
ca yaylarak deil- genel idea derece derece tanmlamaya ynelecektir.
Kavramclk, bu kavrayn sonucudur. Kavramcla gre zek, bireyin
yzeysel birliini eitli nitelikler haline getirir; bu niteliklerin her biri
kendisini snrlandran bireyden kopartldnda bir trn temsilcisi
olur. Her tr, edimsel olarak bir yn nesneyi ierir gibi kabul etmekten
se, tersine, imdi, her nesnenin, gc/ olarak, kendine hapsettii saysz
zellii, trler okluunu kapsad kabul edilir. Ama sorun, zellikle
bireysel niteliklerin, bir soyutlama abasyla tek bana braklm bile
olsalar, balangta olduklan gibi bireysel kalp kalmadklarn bilmektir
ve onlan tr haline getirmek iin, ncelikle her nitelie bir adn daya
tlmasn! salayan, sonra da bu ad altnda bireysel nesneler okluunu
derleyen tinin yeni bir yaklamnn zorunlu olup olmadn bilmektir.
Bir zamban beyazl, bir kar tabakasnn beyazl deildir; bu beyazlar,
kardan ve zambaktan ayn olsalar da, zambak beyazl ve kar beyaz olarak
kalrlar. Ancak onlara ortak bir ad vermek iin benzerliklerini dikkate
alrsak, bireyselliklerinden vazgeerler: Bu ad, sonsuz saydaki benzer
nesneye uygularsak, szcn eylere uygulanarak arad genellii, bir
tr dolaymla, nitelie indirgemi oluruz. Ama byle akl yrterek, bata
terk ettiimiz yaylma bak asna geri dnm olmuyor muyuz? Demek
ki bir emberin iinde gayet gerek olarak dnp dururuz; adclk bizi
kavramcla yneltir, kavramclk da adcla geri getirir. Genelleme,
ortak niteliklerin karlp alnmasyla olabilir; ama niteliklerin ortak
grnmesi iin, nceden bir genelleme almas yaplmtr.
imdi bu iki rakip teoriyi derinletirirsek, ortak bir postulat kefederiz:
Bu teorilerin her ikisi de, bireysel nesnelerin algsndan yola ktmz
varsayarlar. Birincisi, sralama sonucu tr oluturur; kincisi analiz yo
luyla tr ortaya karr; ama analiz ve sralama, dolaysz sezgiye verili
gereklikler olarak kabul edilen bireylere yneliktir. te postulat budur.
Belirgin gerekliine ramen, ne geree benzer ne olgulara uygundur.

118

MADDE VE BELLEK

Gerekten de, a priori olarak yle gzkmektedir ki, bireysel nesneleri


net olarak ayrmak algnn bir lksdr; tpk genel idealarn ak seik
tasarmnn zeknn rafinelemesi olmas gibi. Trlerin kusursuz kavranii, kukusuz ki, insan dncesine zgdr. Bu bir dnme abas
gerektirir ve bu aba sayesinde bir tasarmn zaman ve mekn zelliklerini
sileriz. Ama bu zellikler zerine dnmek -b u dnme olmadan nes
nelerin bireyselliini kavrayamayz-, farkllklar saptama yetisini ve
dolaysyla imgelere dair bir bellei gerektirir, ki bu da elbette insann
ve yksek hayvanlarn ayrcaldr. Dolaysyla, bireyin alglanmas ya
da trn kavranyla deil, arac bir bilgiyle, mulak bir belirleyici nitelik
ya da benzerlik duygusuyla balarz: Tam anlamyla alglanan genellik
ile net biimde alglanan bireysellik karsnda eit biimde mesafeli
olan bu duygu, her ikisini de ayrlk yoluyla yaratr. Dnlm analiz
onu genel ideadan temizler; ayklayc bellek ise bireyselin algs olarak
salamlatrr.
Ama eyleri alglaymza dair tamamen yararc kkenlere gnder
mede bulunduumuzda, bu durum ak seik grlecektir. Verili bir du
rumda bizi ilgilendiren ey, burada ncelikle kavramamz gereken ey,
bir eilime ya da bir ihtiyaca cevap verebilme yandr: oysa ihtiya doru
dan doruya benzerlik ya da nitelikle ilgilidir ve bireysel farkllklarla
bir ii yoktur. Hayvanlarn alglar genellikle yararl olan ayrt etme
leriyle snrl olmaldr. Otul hayvan eken ey, genel olarak ottur: birer
kuvvetmi gibi hissedilen ve maruz kalman (nitelik ya da tr olarak
dnlen eyler demeyeceiz elbette) otun rengi ve kokusu, dardan
alglanmasna dair tek dolaysz veridir. Hayvann bellei bu genellik ya
da benzerlik zemini zerinde kontrastlan deerlendirebilecek ve farkl
lklar da buradan doacaktr; bylelikle hayvan bir manzaray dierinden,
bir tarlay dierinden ayrt edecektir. Ama tekrar edelim, bu, algnn
gereksizliidir, zorunluluu deil. Sorunu geriye attmz, benzerliklerin
ortaya kt ve trlerin olutuu ilemi basite bilindna ittiimiz
sylenebilir mi? Biz hibir eyi bilindna atmyoruz. Bunun nedeni
gayet basittir, bizce burada benzerlii ortaya karan ey psikolojik nite
likteki bir aba deildir: Bu benzerlik nesnel olarak bir g gibi hareket
eder ve ayn btnsel etkilerin ayn derin nedenleri izlemesini isteyen
tamamen fiziksel yasa sayesinde benzer tepkilere yol aar. Kloridrik asit
kire karbonat zerinde -ister mermer olsun, ister tebeir- her zaman
ayn ekilde etkide bulunduuna gre, asidin bir cinsin karakteristik
zelliklerini trler arasnda ayrt edebildiini syleyebilir miyiz? Bu asi
din tuzdan baz alma ilemi ile her eit topraktan kendine besin olarak

MGELERN HAYATTA KALIINA DAR: BELLEK VE TN 119

hizmet edecek ayn eleri hi amadan ekip karan bitkinin edimi


arasnda temel bir farkllk yoktur. imdi bir adm daha atalm; bir su
damlasnn iinde hareket eden amibin ilkel bilincini hayal edelim:
hayvanck zdeleebilecei eitli organik tzler arasndaki farkll
deil benzerlii hissedecektir. Ksacas, mineralden bitkiye, bitkiden bi
linli en basit varlklara, hayvandan insana gidildike, eylerin ve varlk
larn, evrelerinde kendilerini cezbeden, pratikte onlan ilgilendiren eyi
-evrenin geri kalan onlar zerinde etkisiz kaldndan soyutlamaya
ihtiya duymazlar- kavrad ilem geliir: yzeysel olarak farkl etkilerle
tepkinin bu zdelii bir tohumdur ve insan bilinci bunu genel idealar
halinde gelitirir.
Sinir sistemimizin ynelimi zerine dnelim; bu ynelim onun
yapsnn sonucuymu gibi gzkr. ok eitli alg aygtlar grrz.
Bunlarn hepsi, merkezler araclyla ayn devindirici aygtlara bal
drlar. Duyum deikendir; ok eitli nanslar olabilir; devindirici
mekanizma ise, tersine, bir kez olutuunda, hi deimeden hep ayn
biimde ileyecektir. Dolaysyla, yzeydeki ayrntlar mmkn oldu
unca farkl olan alglar varsaylabilir: eer bunlar ayn devindirici tep
kilerle devam ediyorlarsa, organizma buradan ayn yararl etkileri karabiliyorsa, bedene ayn tavrn damgasn vuruyorlarsa, bu durumda,
ortak bir ey kendini gsterecektir ve genel idea tasarlanmadan nce
hissedilmi, kendini gstermi olacaktr. Balangta kapatlm g
zktmz emberden nihayet sonunda kurtulduk. Genelletirme yap
mak iin, benzerlikleri soyutlamak gerektiini syleyebiliriz, ama ben
zerlii yararl bir ekilde ortaya karmak iin, genelletirmeyi batan
bilmek gerekir. Aslnda ember falan yoktur, nk tinin, balangta
soyutladnda, yola kt benzerlik, bilinli olarak genelletirdiinde
vard benzerlik deildir. Tinin yola kt benzerlik, hissedilen, yaanan
bir benzerliktir; yle de denebilir: otomatik olarak iin iine giren bir
benzerliktir. Geri dnd benzerlik ise, zekice alglanm ve dnlm
bir benzerliktir. Ve, bireylerin algs ile cinslerin kavran, zellikle bu
ilerleme srasnda, anlan ve bellein ikili abasyla oluur; bellek ken
diliinden soyutlanm benzerliklere farkllklar eklerken, idrak da ben
zerliklerin getirdii alkanlklardan ak seik bir genellik ideasn or
taya serer. Bu genellik ideas, kken itibaryla, eitli durumlar iinde
tavr zdeliine dair bilincimizden baka bir ey deildir; bu, hareketler
uzamndan dnce uzamna ykselen alkanln ta kendisidir. Ama,
alkanln bu ekilde mekanik olarak ana hatlanyla belirttii cinsler
den, bizzat bu ilem zerinde gerekletirilen bir dnm abasyla,

120

MADDE VE BELLEK

genel olarak tr ideasna getik; ve bu idea bir kez olutuunda, bu kez


iradi olarak, snrsz sayda genel kavram oluturduk. Burada, zeky bu
inann ayrnts iinde izlemek art deildir. Doann almasn taklit
eden idrak gcnn de devindirici aygtlar kurduunu sylemekle yeti
nelim. Ancak bu kez bu aygtlar yapaydr ve bunlar, snrsz okluktaki
bireysel nesnelere snrl sayda cevap vereceklerdir: bu mekanizmalarn
btn, dile getirilmi szdr.
Tinin bu iki raksak ileminin -biriyle bireyleri ayrt ederken, tekiyle
trleri oluturur- ayn abay gerektiriyor olmasnn ve eit hzda ilerle
mesinin nemi yoktur. Birincisi, yalnzca bellein mdahalesini gerek
tirerek, daha deneyimimizin banda gerekleir; kincisi ise asla tamam
lanmadan sonsuzca srer. Birincisi istikrarl imgeler oluturmaya varr,
ki, bunlar da, srasyla, bellein iinde depolanrlar; kincisi istikrarsz
ve yok olup giden tasanmlar oluturur. Bu sonuncu nokta zerinde dura
lm. Burada zihinsel yaamn temel bir fenomenine temas ederiz.
Gerekten de, genel ideann z, eylem alan ile saf bellek alan
arasnda hi durmadan hareket etmektir. Daha nce belirttiimiz emaya
gnderme yapabiliriz. Bedenime dair u anki algm, yani duyumsal-devindirici belli bir dengeye dair algm S noktasndadr. A B tabanl yzey
de, eer istenirse, tm anlanm yer alabilir. Bu ekilde belirlenen konide,
genel idea srekli olarak S zirvesi ile A B taban arasnda salnacaktr.
Sde, bedensel bir tavrn ya da sylenen bir szcn gayet net biimini
alr; A Bde, binlerce bireysel imgenin ayn lde net grnmne
brnr ve dayanksz birlii bu imgelere blnr. Bu nedenle, eylerden
bakasn tanmayan ve ilerlemeleri bilmeyen, tam olmu olana bal olan
bir psikoloji, bu hareketin yalnzca ularn fark edecektir, ki kendisi de
bunlar arasnda gidip gelir; genel ideay kh bunu harekete geiren ey
lemle veya ifade eden szckle aktracaktr, kh bellekte onun dengi
olan, oul, sonsuz saydaki imgelerle aktracaktr. Ama gerek udur
ki, genel idea, bu iki ucun herhangi birinde dondurduumuzu sandmz
anda bizden kaar. Genel idea, birinden dierine giden ikili aktan oluur
- her zaman hazrdr; ya dile getirilmi szckler halinde somutlar ya
da an olup buharlar.
Bunun anlam udur ki, S noktasnn simgeledii duyumsal-devindirici mekanizmalar ile ABda yerlemi anlar btn arasnda, nceki
blmde ima ettiimiz gibi, psikolojik yaammzn binlerce tekrarna
ayn koninin binlerce kesitinde - A B, AB vs.- yer vardr. D yaamn
yaamak iin duyumsal ve devindirici durumumuzdan koptuka ABde
daha ok dalrz; duyumsal uyarlara devindirici tepkilerle karlk vere

MGELERN HAYATTA KALIINA DAR: BELLEK VE TN

121

rek, mevcut gereklie sk sk bal kal


dmz lde Sde younlama eilimi
gsteririz. Aslnda, normal ben bu an
konumlardan herhangi birine asla ba
lanmaz; bunlar arasnda hareket eder,
ara kesitlerin sunduu konumlar sra
syla benimser, ya da, baka deyile, bun
larn tasarmlarna, mevcut eyleme ya
rarl biimde katkda bulunabilecekleri
kadar yeterli imge ve idea verir.
Bu aa zihinsel yaam anlayndan,
idea arm yasalar karsanabilir.
Ama bu noktay derinletirmeden nce,
yaygn arm teorilerinin yetersizlii
ni gsterelim.
Zihinden doan her ideann, nceki zihin haliyle bir benzerlik ya da
yaknlk ilikisi iinde olduu tartmaszdr; ama bu trden bir sav,
armn mekanizmas konusunda bizi bilgilendirmez, hatta, iin do
rusu, bize kesinlikle bir ey retmez. Gerekten de, aralarnda herhangi
bir benzerlik zellii olmayan ya da herhangi bir yanyla birbirine deme
yen iki idea bouna ararz. Benzerlik midir sz konusu olan? ki imgeyi
ayran farkllklar ne kadar derin olursa olsun, yeterince yukan kldn
da, bunlarn ait olduklar ortak bir tr ve dolaysyla, birleme izgisi
olarak kullanacaklar bir benzerlik her zaman bulunur. Bunu yaknlk
olarak kabul ederiz? Bir A algsnn, yukarda sylediimiz gibi, eski bir B
imgesini bize yaknlk yoluyla hatrlatmas iin ncelikle ona benzeyen
bir A imgesini hatrlatmas gerekir, nk bellekte Bye gerekten temas
eden ey A algs deil, A ansdr. A ve B terimlerinin birbirlerinden
uzak olduu varsaylsa da, araya giren A terimi ile A arasnda yeterli bir
benzerlik varsa, bunlar arasnda bir yaknlk ilikisi daima kurulabilir.
Bu demektir ki, rasgele seilmi herhangi iki idea arasnda her zaman
iin benzerlik vardr ve daima -deyim yerindeyse- yaknlk vardr; yle
ki, ardk iki tasanm arasnda yaknlk ya da benzerlik ilikisi kefederek,
birinin niin dierini antrd aklanamaz.
Asl sorun, hepsi de herhangi bir yanlaryla mevcut algya benzeyen
onsuz saydaki an arasnda nasl ayklama yapldn ve niin bunlar
arasndan birinin -falancann deil de filancann- bilincin aydnlna
ktn bilmektir. Ama bu soruya armclk cevap veremez, nk
idealar ve imgeleri bamsz kendilikler haline getirmitir; bunlar, Epi-

12 2 MADDE VE BELLEK

kurosun atomlar gibi, isel bir uzamda yzerler, tesadf onlar birbir
lerinin ekim alanna soktuunda birbirlerine yaknlap yaprlar. Ve
doktrini bu noktada derinletirerek, doktrinin kusurunun idealan fazla
syla entelektelletirmek, onlara tamamen speklatif bir rol atfetmek, bu
idealarn bizim iin deil kendileri iin var olduuna inanmak, isteme
faaliyetiyle aralarndaki ilikiyi tanmamak olduu grlr. Anlar, hare
ketsiz ve amorf bir bilin iinde ilgisizce dolasa da, mevcut algnn
ilerinden birini tercihen cezbetmesi iin hibir neden yoktur: dolay
syla, bulumay ancak meydana geldiinde saptayabilir ve benzerlikten
ya da yaknlktan sz edebilirim; bu durum, znde, bilin durumlannn
birbirleriyle yaknlklar olduunun belli belirsiz de olsa kabul anlamna
gelir.
Fakat hem bitiiklik hem de benzerlik biimi edinen bu yaknl
bile armclk hibir ekilde aklayamaz. armda bulunmaya dair
genel eilim, bu doktrinde, armn zel biimleri kadar karanlkta
kalr. Kiisel am-imgeleri tamamen olumu, bizim zihinsel yaammz
boyunca mevcut haliyle verili eyler haline getiren armclk, bu
nesnelerin esrarengiz bir ekilde birbirlerini ektiklerini varsaymaya
indirgenir. Tpk fiziksel ekim iin olduu gibi, bu ekimlerin de hangi
fenomenlerle kendilerini gstereceklerini nceden syleyemeyiz. Hipo
tez gerei kendi kendine yeten bir imge niin gerekten de baka imgeleri
-k i bunlar ya benzerdir ya da onunla yaknlk iinde verilmilerdirbnyesine almay hedefler? Ama hakikat udur ki, bu bamsz imge,
tinin yapay ya da gecikmi bir rndr. Aslnda biz benzerlikleri, birbi
rine benzeyen bireylerden nce alglarz ve benzer paralar yldnda,
btn paralardan nce alglarz. Benzerlikten yola karak benzer nes
nelere varrz; bireysel farkllklarn eitliliini benzerliin -bu ortak
kanavienin- zerine ileriz. Ayn zamanda, pratik yaamda byk bir
rahatlk salamak amacyla gerein srekliliini paralamaktan ibaret
olan ve yasasn daha ilerde greceimiz zlme ynndeki bir al
mayla, btnden paralara doru da gideriz. Demek ki ilk olgu arm
deildir, ayrm yoluyla ie balarz; ve her annn baka anlar bnyesine
katma eilimi, algnn blnmemi birliine tinin doal geri dnyle
aklanr.
Ama biz burada armcln kkl kusurunu kefetmekteyiz. Bir
ok ardk arm, farkl anlarla birlikte, srasyla oluturan mevcut
bir alg verili olduundan, bu armn mekanizmasn kavramann
iki tarz olduunu sylyoruz. Algnn kendi kendine zde olduu varsaylabilir: yanndan geen baka atomlar bnyesine katan gerek psikolo

MGELERN HAYATTA KALIINA DAR: BELLEK VE TN

123

jik atom. armcln bak as budur. Ama ikinci bir bak daha
vardr ve bu da zellikle bilgi teorimizde belirtmi olduumuzdur. Tm
kiiliimizin, tm anlannzla birlikte, mevcut algmzn iine blnmez
biimde girdiini varsaydk. Dolaysyla bu alg srasyla farkl anlar
arsa da, kendisi hareketsiz biimde dururken bu anlar etrafna ek
meyi, giderek artan sayda eyi mekanik olarak balayarak yapmaz; bilin
cimizin btnyle genilemesi yoluyla bunu yapar ve daha geni bir
yzeye yaylan bilincimiz, ayrntl zenginlik envanterini daha teye
itebilir. Bylece, ancak daha gl teleskoplardan grlen bulutsu bir
yn, giderek artan sayda yldza dnr. Grnte basit olan ve yanl
anlalm bir atomculukla benzeim iindeki birinci hipotezde, her an
bamsz ve donmu bir varlk oluturur; dolaysyla, baka anlar kendi
bnyesine katmay niin amaladn syleyemeyeceimiz gibi, yaknlk
ya da benzerlik yoluyla birbirine balamak iin eit haklara sahip binlerce
an arasndan nasl bir seim yaptn da syleyemeyiz. dealann tesa
dfen arptn ya da aralarnda esrarengiz glerin uygulandn var
sayabiliriz, ama bilin hl buna kar tanklk etmekte olup, bamsz
durumda yzen psikolojik olgulan bize asla gstermez, ikinci hipotezde,
psikolojik olgularn dayanmasn saptamakla snrl kalrz; btn bu
olgular dolaysz bilince blnmez bir btn olarak verilmilerdir ve yal
nzca dnm bunlan ayr fragmanlar halinde paralar. Bu durumda
aklanmas gereken ey, isel durumlarn badakl deil, bzlme ve
yaylma eklindeki ikili harekettir. Bu hareket sayesinde bilin kendi
ieriinin geliimini daraltr ya da geniletir. Ama bu hareket, grecei
miz gibi, yaamn temel zorunluluklarndan kartlr. Bu hareket boyun
ca oluturduumuzu sandmz anmlarn, btn o ardk yaknlk
ve benzerlik dzeylerini niin ortadan kaldrdn grmek kolaydr.
Gerekten de, psikolojik yaammzn yalnzca duyumsal-devindirici
ilevlere indirgendiini varsayalm. Baka deyile, izmi olduumuz e
matik figrn iine, zihinsel yaammzn olas en basit haline denk
den bu noktaya yerleelim. Bu durumda, her alg kendinden yola ka
rak uygun tepkiler halinde srer, nk nceki benzer alglar, az ok
karmak devindirici aygtlar oluturmutur ve bunlar, etkide bulunmak
amacyla, ayn arnn tekrarn beklerler. Oysa, bu mekanizmann iin
de, benzerlik yoluyla bir arm vardr, nk mevcut alg, gemi alglarla
benzerlii sayesinde hareket eder; aynca, yaknlk yoluyla arm da vardr,
nk bu eski alglarn sonucu olan hareketler meydana gelir ve hatta
pelerinden, bu ilk hareketlerle koordineli sonsuz sayda eyleme yol aabi
lirler. Demek ki burada, benzerlik yoluyla arm ile yaknlk yoluyla

124 MADDE VE BELLEK

arm bizzat kaynandan ve neredeyse bir arada kaynam olarak


-asla dnlm olmad kesindir, ama iin iine katlm ve yaanm
tr- kavrarz. Bunlar, bizim psikolojik yaammzn olumsal biimleri
deildir. Tek ve ayn temel eilimin tamamlayc iki yann temsil eder
ler: her organizmann, verili bir durumdan kendine yararl olan ekip
karma ve olas tepkiyi, devindirici alkanlk biiminde biriktirerek,
ayn trden durumlarda kullanma eilimi.
imdi kendimizi bir srayta zihinsel yaammzn teki ucuna ta
yalm. Bizim yntemimize uygun olarak, basite etkide bulunan psiko
lojik varolutan zellikle hayal edilen psikolojik varolua geelim. Ba
ka deyile, gemi yaammzn tm olaylarnn en ufak aynntlar iinde
ortaya kt bellein bu AB tabanna yerleelim. Eylemden koparak
gemiinin tmn kendi bak altna yerletiren bir bilincin, baka
bir gemi zerine deil de bu gemiin bir blmne bal kalmas iin
hibir neden yoktur. Bir anlamda, tm anlar onun edimsel algsndan
farkllarlar, nk eer bu anlar aynntlarnn okluuyla ele alrsak,
iki an asla tpatp ayn olmaz. Ama, bir baka anlamda, herhangi bir an
mevcut durumla kyaslanabilir: Benzerliin tek bana belirmesi iin bu
alg ve bu an iindeki yeterince aynnty gz ard etmek yeterlidir. Aynca,
an algya bir kez balandnda, anya bitiik ok sayda olay da ayn
anda algya balanm olur; sonsuz okluk, ancak durdurulmas seilen
noktada snrlanr. Yaamm zorunluluklar, benzerlik etkisini, dolay
syla da yaknlk etkisini dzenleyecek ekilde artk burada deillerdir
ve znde hepsi birbirine benzediinden, bundan kan sonu hepsinin
birbiriyle badaabileceidir. Biraz nce, edimsel alg belirli hareketler
halinde sryorken, imdi ayn ekilde olas anlarn sonsuzluu iinde
yok olmaktadr. Demek ki, ABde anm keyfi bir tercihe yol aar,
tpk Sde zorunlu bir yordama yol amas gibi.
Fakat bunlar iki u snrdr. Psikolog, incelemenin rahatl asndan
her iki konuma da yerlemelidir, ama bu ulara aslnda asla eriilemez.
Tam anlamyla duyumsal-devindirici durum, en azndan insanda yoktur;
keza insanda, mulak bir faaliyetin dayana olmadan imgesel yaam da
yoktur. Bizim normal psikolojik yaammzn bu iki u arasnda saltndm syleyebiliriz. Bir yanda, duyumsal-devindirici S durumu bellei
ynlendirmektedir, ki bu durum, znde, edimsel ve aktif utur; dier
yandan, bu bellein kendisi, tm gemiimizle birlikte, ileriye doru bir
atlm uygulayarak kendinin olas en byk blmn imdiki eylemin
iine dahil eder. Bu ikili abann sonucu olarak, bellein olas durumla'
mun sonsuz okluu her an meydana gelir. Bu durumlar bizim emamzda

MGELERN HAYATTA KALIINA DAR: BELLEK VE TN

125

AB, AB vs. kesitleriyle temsil edilir. Bunlarn, tm gemi yaammzn


tekran olduunu syleyebiliriz. Ama bu kesitlerin her biri, tabana ya da
tepeye yakn olmasna bal olarak, az ya da ok genitir; dahas, bu
eksiksiz gemi tasarmlarmzn her biri, ancak duyumsal-devindirici
durum iinde smrlandnlabilecek olan eyi bilincin na sunar, ki bu
da, sonu olarak, yerine getirilecek eylemin bak asndan mevcut algya
benzer. Baka deyile, btnsel bellek imdiki bir durumun arsna
ezamanl iki hareketle karlk verir. Kendini tmyle deneyimin nne
tamasn ve eylemi gz nne alarak, blnmeden, az ok bklmesini
salayan bu hareketlerden biri, aktarma hareketidir; teki ise kendi etra
fnda dnme hareketidir, bu hareket sayesinde nn durumuna doru
ynelerek, en yararl yzn ona sunmak ister. Bu bzlmenin eitli
derecelerine, benzerlik yoluyla anmn deiik biimleri denk der.
Gemi yaammzn bu olas binlerce indirgenii iinde sanki anla
rmz defalarca tekrarlanm gibi cereyan eder her ey. Bellek iyice darald
nda anlar daha sradan bir biim edinirler, genletiinde ise daha
kiiselleir ve bylece farkl sistematikletirmelerin snrsz okluuna
dahil olurlar. Kulama alnan yabanc dilde bir szck, bana genel
olarak bu dili ya da ayn szc gemite telaffuz etmi olan bir sesi
dndrtr. Benzerlik yoluyla bu iki arm, edimsel algnn ekim
alanna tesadfen gelen iki farkl tasarmn rasgeleliine bal deildir.
Bunlar, iki ayn zihniyet dzeneine, bellein geriliminin iki farkl dzeyine
denk derler. Bu dzeyler bir yerde saf imgeye daha yaknken, baka
yerde dolaysz karla, yani eyleme daha uygundurlar. Bu sistemleri
snflandrmak, bunlan zihinsel yaammzn eitli tonlarna srasyla
balayan yasay aramak, bu tonlarn her birinin kendi kendine nn
gereklilikleriyle, ayn zamanda da kiisel abamzn deiken derecesiyle
nasl belirlendiini gstermek, g bir teebbs olur: tm bu psikoloji
henz olumamtr ve u an iin bu ie kalkmak bile istemiyoruz.
Ama bu yasalarn var olduunu ve bu trden kalc ilikiler olduunu
her birimiz hissederiz. rnein, bir analiz roman okuduumuzda, bize
tasvir edilen baz fikir armlarnn doru olduunu, bunlarn yaanm
olabileceini biliriz; baka armlar ise bizi oke eder ya da bize ger
eklik duygusu vermez, nk -sanki yazar semi olduu zihinsel yaam
dzleminde durmay becerememi gibi- biz burada tinin farkl katlan
arasnda mekanik bir yaknlamann etkisini hissederiz. Dolaysyla bel
lein kendi ardk ve ayr gerilim ya da dirimsellik dereceleri vardr,
bunlan tanmlamas gtr kukusuz, ama ruh ressamnn bunlann aras
na karmas cezasz kalmaz. Zaten patoloji, burada, hepimizin igds

12 6

M A D D E V E BELLEK

olduu eklindeki bir hakikati -kaba rneklerle de olsa- dorulamtr.


rnein histeriklerin sistematiklemi amnezilerinde ortadan kalkm
gzken anlar gerekte mevcuttur; ama bunlann hepsi, kukusuz ki,
entelektel dirimselliin belirli bir tr tonuna baldrlar ve znenin
burada yeri yoktur.
Nasl ki benzerlik yoluyla armn sonsuz saydaki farkl dzlemi
varsa, yaknlk yoluyla armn da vardr. Bellein tabann temsil
eden u dzlemde, kendinden nce gelen ve de izleyen olaylann btnne
yaknlk yoluyla bal olmayan an yoktur. Oysa ki, uzam iinde bizim
eylemimizin younlat noktada, yaknlk, hareket biiminde, nceki
benzer bir algnn hemen ardndan gelen tepkiye yol aar. Aslnda, ya
knlk yoluyla her arm, bu iki u snr arasnda tinin arac konumunu
gerektirir. Burada da tm anlarmzn defalarca tekrarlanma olasln
varsayarsak, gemi yaammzn bu rneklerinden her biri, kendine,
belirli paralara blnecektir ve bir rnekten dierine geildiinde, b
lnme tarz ayn olmayacaktr, nk bunlarn her biri zellikle egemen
anlarn doasyla nitelenmektedir ve bu egemen anlara da baka anlar
-destek alr gibi- yaslanrlar. rnein eyleme ne kadar yaklarsak, ya
knlk o lde benzerlie benzemeye ve bylece basit bir kronolojik
ardklk ilikisinden ayrlmaya ynelir: dolaysyla, yabanc bir dilin
szckleri hakknda, bellekte bunlar birbirlerini artrdklarnda, ben
zerlik yoluyla m yoksa yaknlk yoluyla m armda bulunduklarn
syleyemeyiz. Tersine, gerek ya da olas eylemden koptuumuz lde,
yaknlk yoluyla arm, gemi yaammzn ardk imgelerini doru
dan doruya yeniden retmeye ynelir. Burada bu eitli sistemleri derin
lemesine incelememiz imknszdr. Bu sistemlerin, atomlar gibi yan yana
konmu anlardan asla olumadn belirtmek yeterli olacaktr. Egemen
baz anlar daima vardr. Bunlar, gerek parlak noktalardr ve bunlann
etrafndaki dier anlar belirsiz bir bulutsu olutururlar. Belleimiz gen
letike bu parlak noktalar oalr. rnein bir any gemiteki yerine
yerletirme sreci, sylendii gibi, yerine yerletirilecek annn aralannda
yer bulduu giderek yaknlatrlm anlan ekip karmak iin bir u
valn iine dalar gibi anlarmzn ynna dalmaktan ibaret deildir.
Araya giren ok sayda anya hangi mutlu tesadf sonucu eriebiliriz?
Yer belirleme almas, gerekte, artan bir yaylma abasndan ibarettir.
Bu sayede, kendi kendine daima tmyle mevcut olan bellek, anlarn
giderek genileyen bir yzeye yayar ve sonuta, o zamana dek karmak
bir ynn iinden, yerini bulamayan any ayrt eder. Zaten burada da,
bellein patolojisi bize eitici bilgiler salayacaktr. Geriye dnk amne

MGELERN HAYATTA KALIINA DAR: BELLEK VE TN

127

zide, bilinten yok olan anlar muhtemelen bellein u dzlemlerinde


korunmaktadrlar ve zne onlar, hipnotizma durumunda gsterdii aba
gibi istisnai bir abayla bulabilecektir. Ama alt dzlemlerde, bu anlar,
bir anlamda, yaslanabilecekleri egemen imgeyi bekliyorlard. Herhangi
bir ani ok, herhangi bir iddetli heyecan, bunlann balanaca belirleyici
olay olacaktr: ve bu olay, ani nitelii gerei, tarihimizin geri kalanndan
kopsa bile, unutkanlk iinde onu izleyeceklerdir. Dolaysyla, fiziksel ya
da ahlaki bir okun ardndan gelen unutmann, nceki olaylan dolayszca
ierdii anlalr -bellein tm dier kavraylar iinde aklanmas
olduka g bir fenomen. Bu arada belirtelim: yakn dnemli, hatta
nispeten uzak anlara bu trden herhangi bir beklenti atfetmeyi redde
dersek, bellein normal almasn kavrayamayz. nk ans bellekte
kaytl her olay, ne kadar basit olduu varsaylsa da belli bir zaman igal
etmitir. Bu zaman diliminin ilk dnemini igal etmi olan ve imdi de
ardk alglarla birlikte blnmez bir an oluturan alglar, demek ki,
olayn belirleyici blm henz meydana gelmedii srece, gerekten
havada kalmlard. eitli nsel ayrntlaryla birlikte bir annn yok
oluu ile, gemie dnk amnezi nedeniyle, verili bir olaydan nceki az
ya da ok sayda annn ortadan kaybolmas arasnda, demek ki, nitelik
deil, basit bir derece fark vardr.
Aa zihinsel yaam zerine bu trden eitli mlahazalarn sonu
cunda, belli bir entelektel denge kavray doacaktr. Bu denge elbette
ki ancak kendisine malzeme olarak hizmet eden elerin karmasyla
bozulur. Burada zihinsel patoloji sorunlarn ele alacak deiliz: bununla
birlikte, tm bunlar es de geemeyiz, nk bedenle tin arasndaki doru
ilikiyi belirlemeye alyoruz.
ki u snn -eylem dzlemi ile d dzlemi- arasnda bulunan aralkta
tinin srekli gidip geldiini varsaydk. Bir karar almak m gerekiyor?
Tm deneyimi karakter olarak adlandrdmz eyin iinde toparlayp
rgtleyerek, eylemlere doru ynelecek ve burada, bu eylemlere malze
me olarak hizmet eden gemile birlikte, kiiliin bu eylemlere damgasn
vurduu ngrlemez biim de ortaya kacaktr; ama eylem, ancak gn
cel durumun iinde, yani zaman ve uzam iindeki bedenin belirli bir
konumundan doan koullarn bu btn iinde bir ereveye oturursa
gerekleebilir olacaktr. Sz konusu olan entelektel bir alma mdr,
bir anlay m oluturuluyor, ok sayda andan az ok genel bir idea m
karlmaya allyor? Bir yandan fanteziye, dier yandan mantksal
seicilie byk bir pay braklmtr: ama ideann yaayabilir olmas

1 2 8 MADDE VE BELLEK

iin, mevcut gereklie herhangi bir yanyla temas etmesi gerekecektir;


yani, derece derece ve kendiliinden tedrici azalmalar ya da bzlmelerle,
beden tarafndan az ya da ok iin iine katlabilir ve ayn zamanda tin
tarafndan temsil edilebilir olmas gerekecektir. Bedenimiz, bir yandan
ald duyumlarla ve dier yandan yerine getirebildii hareketlerle,
tinimizi belirleyen eydir, ona dn ve denge veren eydir. Tinin faaliyeti,
birikmi anlar kitlesini sonsuzca aar; tpk bu anlar ynnn imdiki
zamann duyum ve hareketlerini sonsuzca amas gibi; bu duyum ve
hareketler ise yaama dikkat olarak adlandrabileceimiz eyi koullar,
bu nedenle her ey bu duyum ve hareketlerin tinin normal almas
iindeki tutarllklarna baldr, tpk bir kesi zerinde ayakta duran
bir piramit gibi.
Yakn dnemdeki keiflerin ortaya kard, sinir sisteminin incelikli
yapsna bir gz atalm. Her yanda iletkenler grrz, hibir yerde merkez
yoktur. U uca eklenmi ve ulan kukusuz ki akm geerken yaknlaan
iplikler; ite tm grlen budur. Tm almamz boyunca ileri srd
mz gibi, bedenin, alnan uyarlar ile yaplan hareketler arasndaki
bir buluma yeri olduu doruysa, var olan her ey belki de budur. Ama
dsal evreden uyarm ya da uyartlar alan ve bunlan uygun tepkiler
biiminde geri gnderen bu iplikler, periferiden periferiye ustaca gerilmi
bu iplikler, balantlarnn salaml ve kesin kesiimleri nedeniyle,
bedenin duyumsal-devindirici dengesini, yani mevcut duruma uyumunu
salarlar. Bu gerilimi gevetir ya da bu dengeyi bozarsanz, artk yaama
dikkat gsterilemiyormu gibi cereyan edecektir her ey. D ile akl
hastal bu duruma pek yakndr.
Biraz nce, nronlar arasndaki dayanmay kesintiye uratann uyku
olduunu ileri sren, yakn dnemki bir hipotezden sz etmitik. (lgin
deneyimlerin yine de onaylad) bu hipotez kabul edilmese bile, derin
uyku srasnda, sinir sisteminde uyar ile devindirici tepki arasnda kurul
mu ilikinin en azndan ilevsel bir kesintiye uradn varsaymak
gerekecektir. Bu durumda d daima tinin bir durumu olurken, bedenin
duyumsal-devindirici dengesi tinin dikkat gstermesini salayamaz. Ve
sinir sisteminin bu gevemesinin, uyanklk durumunda, normal faaliyet
lerinin ortadan kaldrlamayan rnleri tarafndan sinir sistemi ele
rinin zehirlenmesine bal olmas giderek daha muhtemel gelmektedir.
D ise akl hastaln her noktada taklit etmektedir. Deliliin tm
semptomlar yalnzca dn iinde bulunmakla kalmamakta -dolaysyla
bu iki durumu karlatrmak sradan bir durum halini almaktadr-, akl
hastalnn kkeni de beynin tkeniinde gzkmektedir. Bu tken

MGELERN HAYATTA KALIINA DAR: BELLEK VE TN

129

meye, normal yorgunluun yan sra, baz spesifik zehirlerin sinir sistemi
elerinde birikmesi de yol aar.4 Akl hastalnn genellikle enfeksi
yona bal hastalklann ardndan geldii ve deliliin tm fenomenlerinin
toksik maddelerle deneysel olarak yeniden retilebilecei bilinmektedir.5
Akl hastal iinde zihinsel dengenin bozulmasnn, organizma iinde
yerlemi duyumsal-devindirici ilikilerin bozulmasna bal olduu
doru deil midir? Bu bozulma bir tr psiik badnmesi yaratmaya ve
bylece bellein ve dikkatin gereklikle temasn yitirmesine yeterlidir.
Baz delilerin domakta olan hastalklaryla ilgili olarak verdikleri tanm
lan okuyalm: Bu kiilerin genellikle bir olaandlk duygusu ya da
kendi deyileriyle, gerek olmama duygusu hissettikleri grlecektir,
sanki alglanan eyler onlar iin kendi belirginliklerini ve dayankllklann yitirmi gibidir.6 Eer analizlerimiz doruysa, mevcut gereklik
hakknda sahip olduumuz somut duygu, gerekten de, organizmamzn
doal olarak uyanlara cevap vermesini salayan fiili hareketlerden al
dmz bilinten oluur; yle ki, ilikilerin gevedii ya da duyumlar ile
hareketler arasmda bozulduu yerde, gereklik duygusu zayflar ya da
yok olur.7
Ancak burada, yalnzca akl hastalnn eitli biimleri arasnda
deil, kelimenin tam anlamyla akl hastal ile yakn dnemli bir psiko
lojinin tuhaf biimde karlatrd bu kiilik blnmeleri arasnda da
bir yn aynm yapmak gerekir.8 Bu kiilik hastalklannda, an gruplanmn merkezi bellekten kopup aynld ve dier anlarla dayanmadan
vazgetikleri grlr. Ama duyarllk ile devinim blnmelerinin birlikte
varolduu da sk gzlemlenen bir durumdur.9Bu sonuncu fenomenlerde,
ilk fenomenlerin maddi dayanan grmezlikten gelemeyiz. Entelektel
yaammzn tmyle bu dayanan ucuna, yani mevcut gereklie dahil
olmasn salayan duyumsal-devindirici ilevlere dayand doruysa eer,
entelektel denge, ilevlerinin u ya da bu biimde zarar grmesine bal
olarak eitli biimlerde bozulacaktr. Oysa, duyumsal-devindirici ilev
4) Bu fikir yakn dnemde eidi yazarlarca gelitirilmitir. Bunun gayet sistematik
bir sunumu iin bkz. Cowles, The mechanism of insanity, A m e r ic a n J o u rn a l o f In sa n ity,
1890-91.
5) zellikle bkz. Moreau de Tours, Du h achisch, Paris, 1845.
6) Bail, L eo n su r les m aladies m entales, Paris, 1890, s. 608 ve devam. Kr. ok ilgin bir
analiz: Visions, a Personal narrative (Journal o f m e n ta l scien ce, 1896, s. 284).
7) Bkz. daha yukarda, s. 152.
8) Pierre Janet, Les accidents m e n ta u x , Paris, 1894, s. 292 ve devam.
9) Pierre Janet, L a u to m a tism e psychologique, Paris, 1889, s. 95 ve devam.

130

MADDE VE BELLEK

lerin genel dirimselliini etkileyen, gereklik duygusu olarak adlan


drdmz eyi zayflatan ya da ortadan kaldran lezyonlann yannda,
baz duyumsal-devindirici balantlann dierlerinden dorudan doruya
ayrlmas gibi, bu ilevlerin -dinamik deil- mekanik bir azalmasyla
ifade bulan lezyonlar da vardr. Eer bizim hipotezimiz salam temellere
dayanyorsa, her iki durumda da bellek ok farkl biimlerde zarar g
recektir. Birinci durumda, hibir an stnkr olmayacaktr; ama tm
anlar daha az dolu, gereklie daha az salam biimde ynelmi olacak
lardr. Buradan da, zihinsel dengede gerek bir kopu meydana gelecektir,
ikinci durumda, denge bozulmaz ama karmakln yitirir. Anlar kendi
normal grnmlerini korurlar, ama dayanmalann ksmen geride bra
krlar, nk duyumsal-devindirici tabanlan, deyim yerindeyse kimyasal
olarak bakalamak yerine, mekanik olarak azalm olur. Her iki durumda
da anlar dorudan zarar grm ya da hasara uram olmaz.
Bedenin anlan beyinsel dzenekler biiminde koruduu, bellek yitim
ve azalmalannn bu mekanizmalann az ok eksiksiz ykmndan ibaret
olduu, bellein comasnn ve sanrmn ise, tersine, faaliyetlerinin abar
tlmasndan ibaret olduu fikri, demek ki, ne dnme yoluyla ne de
olgular tarafndan dorulanm olur. Aslnda, bu grn gzlem yoluyla
savlanabildii tek bir durum vardr: afaziden sz etmek istiyoruz ya da
daha genel olarak, iitsel ya da grsel tanma rahatszlklanndan. Has
tala, beynin belirli bir kvrmnda sabit bir merkez atfedebileceimiz
tek durum budur; ama bu ayn zamanda herhangi bir annn mekanik
olarak ve derhal kesin olarak sklp alnmasna tank olunmayan, ama
daha ziyade ilgili bellek btnnn kademeli ve ilevsel zayflamasna
tank olunan bir durumdur. Ve bu beyin lezyonunun bu zayflamaya
nasl yol aabildiim, beyinde birikmi anlarn hibir biimde yedeklenemediini akladk. Gerekten zarar gren ey, bu tr algya denk
den duyumsal ve devindirici blgeler ve zellikle bunlan isel olarak
harekete geirmeyi salayan eklentilerdir; yle ki an, neyle ilgileneceini
bilemeden, sonunda uygulamada gsz kalr: oysa, psikolojide gszlk
bilinsizlik anlamna gelir. Tm dier durumlarda, gzlemlenen ya da
varsaylan, ama asla net biimde yeri saptanamayan lezyon, duyumsaldevindirici balantlar btnne getirdii bozuklukla hareket eder, ya
bu kitleyi bakalatm ya da onu paralar: bunun sonucu olarak da ente
lektel denge bozulur ya da basitletirilir ve dolaysyla, anlar dzensizleir ya da birbirinden ayrlr. Bellei beynin dolaysz bir ilevi olarak
gren doktrin, zmsz teorik glkler ortaya karan bu doktrin,
karmakl her trl imgeleme meydan okuyan ve sonulan isel gzlem

MGELERN HAYATTA KALIINA DAR: BELLEK VE TN

131

yenleriyle badamayan doktrin, beyin patolojisinin desteine bile gve


nemez. Tm olgular ve tm benzerlikler, beyni yalnzca duyumlar ile
hareketler arasnda bir arac olarak gren, bu duyumlar ve hareketler
btnn zihinsel yaamn u noktas haline getiren bir teoriden yana
dr; bu u, olaylann dokusuna srekli dahil olur ve bylece bellei geree
yneltme ve onu imdiki zamana balama biricik ilevini bedene atfe
derek, bu bellei maddeden kesinlikle bamsz kabul eder. Bu anlamda
beyin, yararl any hatrlamaya katkda bulunur, ama daha ok da tm
dier anlar geici olarak ayr tutmaya katkda bulunur. Bellein mad
denin iine nasl yerleeceini bilmiyoruz; ama unu gayet iyi biliyoruz
ki, -ada bir filozofun derin szyle- maddilik, bizde unutmay yaratan
eydir.10

10) Ravaisson, L a philosophie e n F ra n ce a u X IX e s i c le , 3. bask, s. 176.

4
mgelerin Smrlandnlmas ve Sabitlenmesi:
Alg ve M adde - Ruh ve Beden

Bu kitabn ilk blmnden genel bir zm kmaktadr: Her zaman


eyleme dnk olan bedenin temel ilevi, eylem amacyla tinin yaamn
snrlamaktr. Beden, tasarmlan ayklayan bir aygttr; yalnzca ayklar.
Beden ne bir entelektel durum yaratabilir ne de byle bir duruma yol
aabilir. Peki bu alg mdr? Bedenimiz, evren iinde her an igal ettii
yer bakmndan, zerinde etkide bulunduumuz maddenin blm ve
vehelerini belirler: eyler zerindeki gcl eylemimizi len algmz,
bylece, organlanmz fiilen etkileyen ve hareketlerimizi hazrlayan nes
nelerle snrlanr. Peki bellek midir sz konusu olan? Bedenin rol andan
depolamak deil, yalnzca ie yaracak any -nihai eylem amacyla mevcut
durumu tamamlayacak ve aydnlatacak any- semek ve bu anya atfetti
i gerek etki sayesinde belirgin bir bince yol amaktr. Bu ikinci aykla
mann birinciden ok daha az kesin olduu dorudur, nk bizim gemi
deneyimimiz bireysel bir deneyimdir, ortak bir deneyim deil, nk
ayn fiili durumla badaabilen farkl anlannz her zaman var olmutur
ve tpk alg durumunda olduu gibi, doann da burada, tasanmlanmz

MGELERN SINIRLANDIRILMASI VE SABTLENMES 133

Hurlandrmak iin amaz bir kural olamaz. Demek ki, bu kez fanteziye
belli bir pay ister istemez braklmtr; ve hayvanlar maddi ihtiyacn
esiri olduklanndan bu paydan pek yararlanamasalar da, tersine, insan
ruhu, belleinin btnyle birlikte, bedenin ona aralad kapya bask
yapar: fantezinin oyunlar ve imgelem almas buradan kaynaklanr:
tinin doayla birlikte sahip olduu zgrlkler. Bilincimizin eyleme do
ru yneliminin bizim psikolojik yaammzn temel yasas olarak grl
d de dorudur.
Gerekirse burada durabiliriz, nk bu almaya tinin yaamnda
bedenin roln tanmlamak iin kalktk. Ama bir yandan da yol alr
ken, metafizik bir sorun ortaya kardk ki, bunu zmsz brakamazdk.
Dier yandan ise, aratrmalarmz, zellikle psikolojik olmakla birlikte,
bize sorunu zmenin bir yolunu deilse de, en azndan bu sorunu ele
almann bir yann defalarca hissettirdi.
Bu sorun, ruhun bedenle birlii sorunundan baka bir ey deildir ve
karmza keskin biimde kmaktadr, nk biz maddeyi tinden derin
lemesine ayrt ediyoruz. Keza bu sorunu zmsz kabul edemeyiz, nk
tin ile maddeyi, yadsmalarla deil pozitif zellikleriyle tanmlamaktayz.
Katksz alg bizi gerekten de maddenin iine ve gayet gerek olarak
da tinin iine -bellekle birlikte nceden nfuz etmi olsak d a- dahil
eder. Dier yandan, madde ile tinin ayrmn bize gstermi olan psiko
lojik gzlem, ayn ekilde bunlann birliine de bizi tank eder. Dolaysyla
ya analizlerimiz temelde bir kusur tamaktadr ya da ortaya koyduklan
glklerden synlmamza yardm etmeleri gerekir.
Sorunun anlalmaz yan, btn doktrinlerde, idrak gcmzn, bir
yandan yaylma ve yaylmama arasnda, dier yandan nitelik ile nicelik
arasnda gerekletirdii ikili antiteze baldr. Tpk saf bir birliin te
melde blnebilir bir oklukla kartlk iinde olmas gibi, tinin de nce
likle maddeyle kartlk iinde olduu; alglarmz heterojen niteliklerden
oluurken, alglanan evrenin de homojen ve hesaplanabilir deiimlere
vard tartmaszdr. Dolaysyla bir yanda yaylmszlk ve nitelik, dier
yanda ise yaylm ve nicelik vardr. Yaylmszl yaylmdan tretme
iddiasndaki materyalizmi reddettik; ama yaylmn yaylmszlm yap
m olduunu ileri sren idealizmi de kabul etmiyoruz. Materyalizme kar,
algnn beynin durumunu byk lde atn savunuyoruz; ama idea
lizme kar da maddenin, maddeye dair sahip olduumuz tasarm, tinin
zekice bir tercihle maddeden -deyim yerindeyse- derledii tasarm her
yandan atn saptamaya altk. Bu iki kart doktrinden biri bedene
ve teki de tine gerek bir yaratma yetenei atfeder; birincisi beynimizin

1 3 4 MADDE VE BELLEK

tasannu yaratmasn isterken, kincisi idrak gcmzn doanm plann


izmesini ister. Biz bu iki doktrine kar ayn tankla bavuruyoruz:
bilincin tankl. Bilin bize bedenimizde dier imgeler gibi bir imge
gsterir; idrak gcmzde ise, yaratma ya da ina etme yetisini deil,
ayrma, ayrt etme ve mantksal olarak kar karya getirme ynnde
belli bir yetiyi gsterir. Bylece, psikolojik analizin ve sonu olarak sadu
yunun gnll esirleri olarak, kaba ikiciliin ortaya koyduu atmalar
krkledikten sonra, metafiziin bize aabilecei tm k yollann da
kapam gzkyoruz.
Ama zellikle ikicilii ifrata vardrdmz iin, analizimiz belki de
eliik eleri birbirinden ayrmtr. Ama bir yanda saf alg teorisi, dier
yanda saf bellek teorisi, bu ikisi, yaylmama ile yaylma arasndaki, nitelik
ile nicelik arasmdaki bir yaknlamann yollann hazrlamaktadrlar.
Saf alg mdr sz konusu olan? Beynin durumunu, bir algnn koulu
deil ama bir eylemin balangc yaparak, eylerin alglanan imgelerini
bedenimizin imgesi dna frlatrz; dolaysyla algy eylerin iine yeni
den yerletiririz. Ama bu durumda, algmz eylerin paras olurken,
eyler de bizim algmzn doasna benzerler. Maddi yaylm, geometrinin
szn ettii bu oklu yaylm deildir, olamaz; daha ziyade tasarmmzn
blnmemi genilemesine denk der. Bu demektir ki, saf algnn analizi,
genileme fikrinde bize yaylm ile yaylmama arasndaki olas bir yaknl
hissettirmektedir.
Ama bizim saf bellek anlaymz, paralel bir yolla, ikinci kartl
-nitelik ile nicelik kartln- yattrmaya yneltmelidir. Gerekten
de, saf any, bunu srdren ve etkili klan beyinsel durumdan kkl
biimde ayrdk. Demek ki bellek, hibir dzeyde, maddeden treyen bir
ey deildir; tam tersine, madde, daima belli bir sreyi igal eden somut
bir alg iinde kavradmz haliyle, byk lde bellekten trer. Bizim
somut algmzda birbirini izleyen heterojen nitelikler ile uzamn iinde
bu alglarn ardna bilimin yerletirdii homojen deiimler arasndaki
fark tam olarak nerededir? Bu heterojen nitelikler sreksizdir ve birinden
dieri kartlamaz; homojen deiimler ise, tersine, hesaplamaya uygun
durlar. Ama buna hesaplanabilir olmalan iin, katksz nicelik olmalanna hi gerek yoktur: onlar hilie indirgemek daha doru olur. Onlann
heterojenliinin -bir anlamda- yeterince younluksuz olmas, bizim ba
k amzdan pratikte ihmal edilebilir olmalan iin yeterlidir. Oysa,
her somut alg, ne kadar ksa olduu varsaylsa da, birbirini izleyen sonsuz
saydaki katksz algnn bellek yoluyla zaten senteziyse, bu durumda,
hissedilir niteliklerin heterojenliinin, bu niteliklerin bizim belleimiz

MGELERN SINIRLANDIRILMASI VE SABTLENMES 135

iinde bzlmelerine bal olduunu, nesnel deiimlerin nispi homo


jenliinin ise onlann doal gevekliklerine bal olduunu dnemez
miyiz? Tpk genileme ile genilememe arasndaki mesafenin, yaylma
zerine dnceler sayesinde azalmas gibi, nicelikle nitelik arasndaki
mesafe de, bu durumda, gerilim zerine dncelerle azaltlamaz m?
Bu yola girmeden nce, uygulamak istediimiz yntemin genel ilke
sini ifade edelim. nceki bir almada bu yntemi kullanm olduumuz
gibi, mevcut almada da bunu zmnen zaten kullandk.
Genellikle olgu olarak adlandnlan ey, dolaysz bir sezgiye belirdii
haliyle gereklik deildir; pratiin karlarna ve toplumsal yaamn ge
reklerine gerein uyarlanmasdr. Katksz sezgi, ister dsal olsun ister
isel, blnmemi bir srekliliin sezgisidir. Biz bunu yan yana duran
eler halinde paralyoruz. Bu eler, bir yerde ayr szcklere, baka bir
yerde bamsz nesnelere denk der. Ama tam da bu ekilde kkensel
sezgimizin birliini paralam olduumuzdan, ayr terimler arasnda,
dsal ya da zerine-eklenmi olamayacak bir ba kurmak zorunda hisse
deriz kendimizi. sel sreklilikten doan canl birimin yerine yapay
birlii koyarz; bu birlik, bir arada tuttuu terimler gibi bo, cansz bir
erevenin birliidir. Ampirizm ile dogmatizm, znde, bu ekilde olu
mu fenomenlerden yola karak birbiriyle uyum salarlar; aralanndaki
tek fark ise dogmatizmin bu biime, ampirizmin ise bu maddeye daha
fazla bal kalmasdr. Gerekten de, ampirizm, terimleri kendi aralannda
birletiren ilikilerde yapay olarak var olan eyi belli belirsiz hissederek,
terimlere bal kalr ve ilikileri ihmal eder. Ampirizmin hatas deneye
ok fazla deer bimek deildir, tersine, gerek deneyin, tinin kendi
nesnesiyle dolaysz temasndan doan deneyin yerine, eklemlerinden
kopanlmt, dolaysyla doasnn bozulduu kesin olan, eyleme ve dile
ok byk bir kolaylk salamak iin dzenlenmi bir deneyi koymaktr.
Gerein bu paralanmas, tam da pratik yaamm gerekleri dikkate alna
rak gerekletiinden, ampirizm eylerin yapsnn isel hatlann izleme
mitir: Bu nedenle ampirizm, hibir nemli sorunda tini tatmin edemez
ve hatta, kendi ilkesinin tam bilincine vardnda bile, bu sorunlar
ortaya koymaktan uzak durur. Dogmatizm, ampirizmin gzn kapad
glkleri kefeder ve ortaya kanr; ama, dorusu, zm ampirimin
izdii yolda arar. Dogmatizm de ampirizmin yetindii bu aynk, sreksiz
fenomenleri kabul eder ve yalnzca bir sentez yapmaya abalar. Bu sentez,
bir sezgi iinde verili olmadndan, daima keyfi bir biim tayacaktr.
Baka deyile, metafizik, bir yapmdan baka bir ey olmasa da, ayn lde
geree yakn birok metafizik vardr ve bunlar sonu olarak birbirlerini

136

MADDE VE BELLEK

rtrler ve son sz, her bilgiyi nispi kabul eden ve eylerin zn de


tin iin eriilmez gren eletirel bir felsefenin olur. Gerekten de, felsefi
dncenin dzenli yry bu yndedir: Biz, deneyim olduunu dn
dmz eyden yola kyoruz, grnte bu deneyimi oluturan frag
manlar arasnda eitli dzenlenme olaslklarn deniyoruz ve tm ya
pmlarmzn bilinen dayankszl karsnda, sonunda yapmdan vazge
iyoruz. Ama son bir teebbste daha bulunmak gerekecektir. Bu, dene
yimi kaynanda aramak, daha dorusu, bizim kullanmmz ynnde
eilim gstererek, tam anlamyla insani bir deneyim halini ald bu
nemli dnm noktas zerinde aramak demektir. Kantn gsterdii ek
liyle speklatif akln gszl, belki de, znde, bedensel yaamn
baz zorunluluklarna hizmet eden ve ihtiyalarmzn karlanmas iin
bozmak gereken bir madde zerinde ilemde bulunan bir zeknn g
szldr. eylere dair bilgimiz, bu durumda, asla tinimizin temel yap
syla ilikili olmaz; yalnzca tinimizin yzeysel ve sonradan edinilmi
alkanlklarna, bizim bedensel ilevlerimizde ve aa ihtiyalarmzda
sahip olduu olumsal biime bal olur. Bilginin grecelii demek ki
kesin deildir. Bu ihtiyalarn yaptklar eyi tanmlayarak, sezgiyi ilk
saflna yeniden yerletirir ve gerekle yeniden ilikiye geeriz.
Bu yntem, uygulamada, srekli yeniden doan nemli glkler geti
rir; nk, her yeni sorunun zm iin yepyeni bir aba gerektirir.
Baz dnme ve hatta alglama alkanlklarndan vazgemek zaten
sorunlu bir durumdur: zaten yaplacak almann negatif yan da burada
deil midir? Bu almay yaptmzda; deneyin dnm noktas dediimiz
yerde yerimizi aldmzda; dolaysz olandan yararl olana geii aydnla
tarak insani deneyimimizin afan balatan domakta olan lgn ktan
yararlandmzda; gerek erinin -fark ettiimiz- son derece kk e
leriyle birlikte, bu elerin ardndaki karanln iinde uzanan erinin
biimini oluturmak kalr geriye. Bu anlamda, bizim anladmz ekliyle
filozofun grevi, diferansiyelden yola karak bir fonksiyonu belirleyen
matematikinin grevine fazlasyla benzer. Felsefi arayta u yaklam,
gerek bir tmlevleme [integrasyon] almasdr.
Gemite bu yntemi bilin sorununa uygulamaya altk ve isel
yaammzn algsyla ilgili olarak tinin yararc almasnn, uzam iinde
katksz srenin bir tr krlmasndan ibaret olduunu dndk; bu
krlma bizim psikolojik durumlarmz birbirinden ayrmamz, onlar
giderek kiisizleen bir biime indirgememizi, onlara ad vermemizi, sonu
itibaryla onlan toplumsal yaamn akna dahil etmemizi salar. Am
pirizm ve dogmatizm isel durumlar bu sreksiz biim iinde ele alrlar.

MGELERN SINIRLANDIRILMASI VE SABTLENMES 137

Ampirizm, durumlarn kendisine bal kalarak benliin iinde yalnzca


yan yana duran olgular dizisini grrken, dogmatizm ise bir ban gerek'
liliini kavrarken, bu ba ancak bir biimin ya da bir gcn iinde
bulabilir: katmacn dahil olduu dsal biim ile elerin badakln
salayan belirsiz ve -deyim yerindeyse- fiziksel g. Buradan, zgrlk
sorunu zerine iki kart bak as kaynaklanr: Determinizme gre
eylem, elerin kendi aralarndaki mekanik bileiminin sonucudur; de
terminizm kartlarna gre ise, bu eler kendi ilkeleriyle kesin olarak
hemfikir olduklarnda, zgr kararm keyfi bir fiat [hkm, irade] olmas
gerekir, gerek bir ex nihilo [hiten] yaratl olmaldr. Ele almmas gere
ken nc bir yan daha olduunu dndk. Bu, srekli ak halinde
olan ve bir durumdan tekine, belli belirsiz kademelerle geilen gerek
ten yaanan ama kullanlagelen bilginin son derece kullanl olmas
iin yapay olarak paralara blnm sreklilik- katksz srenin iine
yeniden yerlememiz olur. Bu durumda, eylemin sui generis [kendine
zg, biricik] bir evrim yoluyla ncellerinden kaynaklanabileceini san
dk; hatta bu eylemde, eylemi aklayan bir takm nceller bulunduuna
ve yine de eylemin bu ncellere mutlak anlamda yeni bir eyler eklediine,
nk tpk meyvenin iekten ilerde olmas gibi onlardan ileri olduuna
inandk. Dolaysyla zgrlk, -sylendii gibi- hissedilir bir kendiliindenlie asla indirgenemez. Olsa olsa hayvanda bu mmkndr, nk
onun psikolojik yaam zellikle duyumsaldr. Ama dnen varlk olan
insanda, zgr eylem, duygu ve dncelerin bir sentezi olarak adland
rlabilir ve buraya vardran evrim de makul bir evrimdir. Ksacas, bu
yntemin hilesi, kullanlagelen ya da yararl bilginin bak asn, doru
bilginin bak asndan ayrt etmekten ibarettir. Kendimizi eyleyen olarak
grdmz ve kendimize bakmamzn yararl olduu sre, elerin birbi
rinden aynld ve yan yana konduu bir sredir; ama eylemde bulunduu
muz sre, bizim durumlanmzm birbiri iinde eridii bir sredir ve eyle
min ikin doas zerine speklasyonda bulunduumuz istisnai ve biricik
durumun, yani zgrlk teorisinin iine yeniden yerleebilmemiz iin
bu noktada aba gstermemiz gerekir.
Bu trden bir yntem madde sorununa uygulanabilir mi? Sorun,
Kantm szn ettii bu fenomenlerin eitlilii iinde, yaylabilir
eilimli mulak ktlenin, uyguland homojen uzamn tesinde -ve bu
uzam sayesinde alt blmlere ayrrz- kavranp kavranamayacan bil
mektir; ayn ekilde, bizim isel yaammz da tanmsz ve bo zamandan
ayrlarak yeniden katksz sre olmaya alr. Kukusuz ki, dsal algnn
temel koullarndan kurtulma istei nafile bir giriim olur. Ama sorun,

1 3 8 MADDE VE BELLEK

genellikle temel kabul ettiimiz baz koullarn, sahip olabileceimiz


katksz bilgiden ok, eyleri nasl kullanacamzla, bundan kanlacak
pratik zmle ilgili olup olmadn bilmektir. Daha zel olarak, somut,
srekli, farkllam ve ayn zamanda dzenlenmi genilikle ilgili olarak
da bu uzayn, onu destekleyen amorf ve cansz uzamla dayanma iinde
olmasna itiraz edilebilir; biz bu uzam sonsuzca blyor, keyfi olarak
figrler kesip karabiliyoruz ve hareketin kendisi de, bu uzamda, -baka
yerde sylediimiz gibi- anlk konumlann okluu olarak belirebilir,
nk burada gemi ile imdiki zamann badakln hibir ey sala
yamaz. Dolaysyla, belli bir l ierisinde, uzaydan kmadan uzamdan
klabilir ve burada dolaysza bir dn de vardr, nk uzay gerekten
de alglarz, oysa ki uzam yalnzca bir ema tarzmda kavrayabiliriz. Dolay
sz bilgiye ayncalkl bir deeri keyfi olarak atfettii eklinde bir itiraz bu
ynteme yneltebilir miyiz? Bir bilgiden kuku duyma fikri bile bize ancak
dnmenin iaret ettii glk ve elikilerle, felsefenin ortaya koyduu
sorunlarla geldiine gre, bu bilgiden kuku duymamz iin ne gibi bir
nedenimiz olabilir? Bu glk, eliki ve sorunlann zellikle dolaysz bilgiyi
kapsayan sembolik betilemeden doduu, bu betilemenin bizim iin ger
ein kendisi haline geldii ve dolaysyla derinlii delmeyi baaracak olan
tek eyin, youn, istisnai bir aba olduu sylenebilirse, bu durumda, dolaysz
bilgi kendi dorulanmasn ve kantn kendi iinde bulmaz m?
Bu yntemin uygulanmasnn yol aabilecei sonular arasnda bizim
aratrmamz ilgilendirenleri hemen seelim. Aynca kendimizi gster
gelerle snrlandracaz; burada bir madde teorisi oluturmak sz konusu
olamaz.

I.

Her hareket, bir kmltszhktan dierine gei olarak,


kesinlikle blnmezdir.
Burada bir hipotez deil, bir olgu sz konusudur ve genellikle bir
hipotez bunu maskeler.
rnein, ite elim A noktasnda duruyor. Aradaki mesafeyi bir rpda
geerek, elimi B noktasna tayorum. Bu hareketin ierisinde, hem gr
dm bir imge, hem de kassal bilincimin kavrad bir edim vardr.
Bilincim bana basit bir olgunun isel duyumunu verir, nk A kmltszlkt, B de kmltszlktr ve A ile B arasnda blnmez ya da en azn
dan blnmemi bir edim bulunur; kmltszhktan kmltszla gei,

MGELERN SINIRLANDIRILMASI VE SABTLENMES 1 3 9

hareket budur zaten. Ama benim bakm hareketi bir yerden bir yere
giden bir AB izgisi biiminde alglar ve bu izgi, tpk her uzam gibi,
sonsuzca paralara ayrlabilir. ncelikle bu hareketi -dilediim gibi
oklu ya da blnmez kabul edebilirim; bu ise, hareketi, benim dmda
beliren bir imge ya da kendi kendime gerekletirdiim bir edim gibi
tahayyl etmeme bal olarak, ya uzamn iinde ya da zamanm iinde
tahayyl etmemle ilgilidir.
Bununla birlikte, her trl basmakalp fikri bir yana attmda, bir
tercihim olmadn, benim bakmn Adan Bye olan hareketi bln
mez bir btn olarak kavradn ve eer bir eye blnrse, bunun kat
edildii varsaylan izgi olduunu, yoksa kat eden hareket olmadn
abucak fark ederim. Elimin Adan Bye giderken ara konumlardan geti
i ve bu ara noktalann, yol boyunca dzenlenmi olan ve arzu edildii
kadar ok saydaki evrelere benzedii dorudur; ama bu ekilde belirtilmi
blmler ile kelimenin tam anlamyla evreler arasnda u temel farkllk
vardr ki, belli bir evrede durulurken, burada hareketli olan ey geer.
Gei bir harekettir ve durma hareketsizliktir. Durma, hareketi kesintiye
uratr; gei hareketin kendisiyle ayndr. Hareketli olann bir noktadan
getiini grrsem, orada durmasnn da mmkn olduunu kukusuz
dnebilirim; ve durmadnda da, onun geiini son derece ksa bir
kmltszlk olarak kabul etme eilimi gsteririm, nk en azndan
bunu dnecek zamana ihtiyacm vardr; ama burada kmldamayan
ey yalnzca benim imgelemimdir, hareketli olann rol ise, tersine, hare
ket etmektir. Uzamn her bir noktas bana ille de sabit gibi geldiinden,
hareketlinin kendisine, bir an iin aktrdm noktanm hareketsizlii
ni atfetmekte glk ekerim; bu durumda, tm hareketi yeniden can
landrdmda, hareketli olan, kendi gzerghnn tm noktalarnda son
derece ksa bir an duruyor gibi gelir. Ama hareketi alglayan duyulann
verileri ile onu yeniden oluturan tinin hilelerini birbirine kartrma
mak gerekir. Duyular, kendi balanna brakldklarnda, bize, iki gerek
durak arasndaki gerek hareketi kat ve blnmez bir btn olarak
sunarlar. Blnme, geceleyin aniden akveren bir imein bir frtna
sahnesini aydnlatmas gibi, ilevi zellikle bizim sradan deneyimimizin
hareketli imgelerini sabitlemek olan imgelemin eseridir.
Burada, gerek hareketin algsna elik eden ve bunu kapsayan yanlsa
mann k noktasn kavrarz. Hareket, grnr biimde, bir noktadan
dierine gemekten, ardndan da uzam kat etmekten ibarettir. Oysa, kat
edilen uzam sonsuzca blnebilir; ve hareket -deyim yerindeyse- kat ettii
izgiye uygulanabildiinden, bu izgiye bal ve onun gibi blnebilir gz

140

MADDE VE BELLEK

kr. Bu izgiyi izen hareket deil midir? Ardk ve yan yana noktalan
srasyla kat etmemi midir hareket? Kukusuz ki evet; ama bu noktalar
ancak izilmi, yani hareketsiz bir izginin iinde gereklik bulurlar; ve
siz de hareketi ancak byle, srasyla bu farkl noktalarda tasarlayabilirsiniz,
zorunlu olarak buralarda durabilirsiniz; sizin ardk konumlarnz, znde,
yalnzca hayali duraklardr. Siz yolun yerine yrngeyi koyuyorsunuz, n
k yrnge yolu ima ettiinden, yolla aktm samyorsunuz. Ama bir
ilerleme bir eyle, bir hareket bir hareketsizlikle nasl akr?
Burada yanlsamay kolaylatran ey, srenin ak iindeki anlarn,
tpk hareketli olann yol zerindeki pozisyonu gibi ayrt etmemizdir.
Bir noktadan dierine hareketin blnmez bir btn oluturduunu
varsaysak da, bu hareket yine de belirli bir zaman alr; ve hareketli olanm,
tm dier anlardan ayrlan bu belirgin an iinde belli bir pozisyon igal
etmesi iin bu sreden blnmez bir n ayrmak yeterlidir. Hareketin
blnmezlii, demek ki, nn olanakszln ierir; ve sre fikrinin
stnkr bir analizi, gerekten de bize, hem sreye anlan niin atfettii
mizi, hem de anlara sahip olmadan nasl var olabileceini gsterecektir.
Basit bir hareketi ele alalm; rnein elimin A dan Bye gidi yolu. Bu
yol benim bilincime blnmez bir btn olarak verilir. Bu hareket kuku
suz ki srmektedir; ama benim bilincimde ald isel grnmle akan
sresi, onun gibi yekpare ve blnmezdir. Oysa, hareket olarak, basit bir
olgu olarak kendini gsterirken, uzam iinde bir yrnge izer ve ben bu
yrngeyi, olaylar basitletirmek iin geometrik bir izgi olarak kabul
edebilirim; ve bu izginin ulan, soyut snrlar olarak, artk izgi deil,
blnmez noktalardr. Oysa, harekedi olanm izdii izgi, onun hareketi
nin sresini benim iin lse de, izginin vard noktann bu srenin bir
ucunu simgelememesi mmkn olabilir mi? Ve eer bu nokta, uzunluk
zerindeki bir blnmez ise, yolculuun sresini srenin blnmez bir
noktasyla bitirmememiz mmkn olur mu? Toplam izgi toplam sreyi
temsil ettiinden, bu izginin blmleri, grnd kadaryla, srenin
blmlerine denk dmelidir; izginin noktalanmn ise zamanm anlarna
denk dmesi gerekir. Demek ki, srenin blnmezleri ya da zaman anlan,
bir simetri ihtiyacndan doar; uzamn sreyi btnsel olarak temsil etmesi
istendiinde doal olarak bu simetriye vanlr. Ama hata da ite buradadr.
AB izgisi, Adan Bye gerekleen hareketin akan sresini simgelese de,
gerekleen hareketi, akan sreyi, hareketsiz olarak asla temsil edemez;
ve bu izginin blmlere aynlabilir olmasndan ve noktalarla sonulan
masndan da, ne bu harekete denk den srenin ayr blmlerden olu
tuu ne de anlarla snrl olduu sonucu karlmaldr.

MGELERN SINIRLANDIRILMASI VE SABTLENMES

141

Eleal Zenonun argmanlarnn kayna bu yanlsamadan baka bir


ey deildir. Onun tm argmanlar, zaman ile hareketi, bunlan alttan
alta destekleyen izgiyle aktrmaktan, ayn alt-blmlere ayrmaktan
ve sonu olarak bunlan bir izgiymi gibi ele almaktan ibarettir. Bu
karkla Zenonu ynelten ey, genellikle bir hareketin yrngesinin
zelliklerini harekete aktaran saduyudur; ve ayn zamanda da hareketi
ve sreyi daima uzama dntren dildir. Ama saduyu ve dil burada
kendi haklanna sahiptirler ve hatta bir anlamda kendi grevlerini yerine
getirmektedirler, nk oluumu daima kullanlabilir bir ey olarak dn
dklerinden, nasl ki ii kulland aletlerin molekler yapsn dert
etmiyorsa, onlar da hareketin isel rgtlenmesini dert etmek zorunda
deillerdir. Hareketi, yrngesi gibi blnebilir kabul eden saduyu, pra
tik yaamda tek nem tayan ey olan u iki olguyu ifade eder: 1. Her
hareket bir uzam izer. 2. Hareket eden ey, bu uzamn her noktasnda
durabilir. Ama hareketin isel doas zerine akl yrten filozof, onun
z olan hareketlilii harekete geri vermek zorundadr. Zenonun yapma
d da ite budur. lk argman (ikiye blnme) hareketli olanm kmltsz
olduunu varsayar; ardndan ise, kat etmesi gereken izginin zerinde
snrsz sayda evre grr yalnzca: Aradaki mesafeyi nasl kat edebildiini
renmeye bouna alyorsunuz denir bize. Ama bu ekilde kantlanan
ey, hareketsizliklerle hareketi a priori oluturmann imknszldr; ki
kimsenin bundan asla phesi olmamtr. Hareket bir olgu olarak ortaya
konduundan, sonsuz sayda noktann kat edilmi olmasnda bir anlamda
geriye dnk bir samaln olup olmadn bilmek tek sorundur. Ama
biz burada ok doal bir eyden bakasn grmyoruz, nk hareket
blnmemi bir olgu ya da blnmemi olgular dizisidir, yrnge ise
sonsuzca blnebilir, ikinci argmanda (Akhilleus), hareketi kabul etme
ye raz oluruz, hatta harekete hareketli iki cisim de verilir, ama hep ayn
hata ilenir ve bu hareketlerin kendi yrngeleriyle aktklar ve tpk
bu yrnge gibi, hareketlerin de keyfi olarak blnebilecei ileri srlr.
Bu durumda, kaplumbaa kaplumbaa admlan atarken, Akhilleusun
da Akhilleus admlan attn, bylece bu bir miktar blnmez edim ya
da sramann ardndan Akhilleusun kaplumbaay geride brakacan
kabul etmek yerine, Akhilleusun hareketini de kaplumbaann hareke
tini de dilediimiz gibi paralara ayrmaya hakkmz olduu sanlr: Byle
ce iki hareketi, hareketliliin temel koullanyla uyumayan, keyfi bir
yapm yasasna gre yeniden ina etmek houmuza gider. Ayn mulagata
nc argmanda (Ok) daha ak seik grlr. Buna gre, bir merminin
yrngesi zerinde noktalar saptayabiliyorsak, yolculuk sresi iinde

142

MADDE VE BELLEK

blnmez anlar saptamaya hakkmz olduu sonucunu kartabiliriz.


Ama Zenonun argmanlarnn en reticisi belki de drdncsdr
(Stadyum). Bu, haksz yere kmsenmitir ve buradaki samaln bu
kadar belirgin olmas, dier argmanda gizlenen postulatn burada
tm aklyla sergilenmi olmasndandr.1Burada, yeri buras olmayan
bir tartmaya kalkmadan nce, derhal alglanan hareketin ok ak
seik bir olgu olduunu ve Elea Okulunun belirttii glk ya da eli
kilerin hareketin kendisinden ok, tinin, hareketi, yaayabilir olmayan,
yapay bir biimde yeniden-rgtlemesinden kaynaklandn saptamakla
yetinelim. Tm bunlardan u sonucu kartabiliriz:

II.
Gerek hareketler vardr.
Saduyunun bir fikrini daha kesin ifade eden matematiki, pozisyonu,
iaret noktalaryla ya da eksenlerle aradaki mesafeye gre tanmlar; hare
keti de mesafenin deimesiyle tanmlar. Dolaysyla onun harekette
tek grd ey, uzunluk deiimleridir; ve rnein, bir nokta ile bir
eksen arasndaki deiken mesafenin mutlak deerleri hem eksenin nok
taya gre yer deitirmesini hem de noktann eksene gre yer deitirme
sini ifade ettiinden, ayn noktaya hem hareket hem de hareketsizlik
1)
Bu argman ksaca hatrlayalm. Hareketli bir cisim varsayalm. Belli bir hzla yer
deitiriyor olsun ve iki cismin nnden ayn anda geiyor olsun. Bu cisimlerden biri
hareketsizdir, teki ise hareketli cisimle ayn hzda ona doru hareket etmektedir.
Hareketli cisim birinci cismin uzunluunun belli bir miktarm kat derken, doal olarak
kincinin uzunluunu iki misli geride brakr. Buradan yola kan Zenon u sonuca vanr:
Bir sre, kendinin iki mislidir. ocuksu bir akl yrtmedir bu, nk Zenon birinci
durumdaki hzn, ikinci durumdaki halinin iki misli olduunu dikkate almamaktadr.
Tamam ama syleyin bana bunu nasl fark edebilir? Hareket bir cismin, biri kmldamayan
dieri hareketli iki cismin farkl uzunluklarn ayn zaman iinde kat edebilmesi, sreyi
mutlakln bir tr yapan ve onu ya bilincin iine ya da bilince benzer bir eyin iine
yerletiren kii iin ak seiktir. Bu bilinli ya da mutlak srenin belirli bir ksm
akarken, gerekten de, ayn hareketli cisim, iki cisim boyunca, birbirinin iki misli iki
uzam kat edecektir, ama buradan bir srenin kendinin iki misli olduu sonucu kar
tlamaz, nk sre her iki uzamdan da bamsz bir ey olarak kalr. Ama tm akl
yrtme sreci boyunca Zenonun hatas, tam da gerek sreyi bir yana brakmas ve
uzam iindeki nesnel izi dikkate almasdr. Ayn hareketli cismin brakt iki iz, srenin
lmleri olarak, nasl olur da eit bir dikkatle ele alnmaz? Biri dierinin iki misliyken,
nasl olur da ayn sreyi temsil etmezler? Buradan yola karak, bir srenin kendinin
iki misli olduu sonucuna varan Zenon kendi hipotezinin mant iinde kalyordu ve
onun drdnc argman tpk dier argman kadar geerlidir.

MGELERN SINIRLANDIRILMASI VE SABTLENMES 143

hi ayrmsz atfedilebilir. Eer hareket mesafenin deimesi olarak gr


lrse, ayn nesne, ilikilendirildii iaret noktalanna bal olarak hareket
li ya da hareketsiz olur; mutlak hareket yoktur.
Ama matematikten fizie, hareketin soyut incelenmesinden evren
iinde gerekleen somut deiimlerin dikkate alnmasna geildiinde
eylerin grnm deiir. Tek tek ele alman her maddi noktaya hareket
sizlii ya da hareketi atfetmekte zgr olsak da, maddi evrenin grnm
nn deitii, her gerek sistemin i konfigrasyonunun deitii ve
burada, hareketlilik ile kmltszlk arasnda tercih ansmzn olmad
da dorudur: Hareket, i doas ne olursa olsun, tartmasz bir gereklik
halini alr. Btnn hangi paralannm hareket ettiinin sylenemeyece
ini varsayalm; btnn iinde daha az hareket olamaz. Her tikel ha
reketi nispi olarak kabul eden ayn dnrlerin, hareketlerin btnn
bir mutlak gibi ele almalarna amamak gerekir. eliki Descartesda orta
ya konmutur. Descartes, her hareketin karlkl2olduunu ileri srerek
grecelilik tezine en radikal biimini verdikten sonra, hareketin yasalarn
sanki hareket bir mutlakm gibi formle eder.3 Leibniz ve onun ardndan
bakalan, bu elikiyi belirttiler:4 Bu eliki zellikle Descartesn hareketi
nce bir geometrici olarak tanmladktan sonra fiziki olarak ele almasna
baldr. Geometrici iin her hareket nisbidir: Bunun tek anlam, bizce,
hareket edenin, hareketli cismin ilikilendirildii eksen ya da noktalardan ziyade,
hareketli cismin kendisi olduunu ifade edebilecek matematiksel bir semboln olma'
ddr. Bu da gayet doaldr, nk daima llebilir olan bu semboller
mesafelerden baka bir eyi ifade edemez. Ama gerek bir hareketin var
olduuna kimse ciddi olarak itiraz edemez: yoksa evrende hibir ey
deimezdi ve zellikle de kendi hareketlerimiz hakknda sahip olduu
muz bilincin ne anlama geldiini anlayamazdk. Morus, Descartesla tar
tmasnda, bu sonuncu noktaya ho bir ekilde imada bulunuyordu: Ben
sakin sakin otururken ve baka biri, bin adm uzaklaarak, yorgunluktan
kpkrmz kesildiinde, hareket eden odur, dinlenen de benimdir.5
Ama eer mutlak bir hareket varsa, hareketi yalnzca bir yer deiik
lii olarak grmekte srar edebilir miyiz? Bu durumda mekn eitliliini
mutlak farkllk haline getirmemiz ve mutlak bir uzamn iindeki mutlak
pozisyonlan ayrt etmemiz gerekir. Newton buraya dek varmtr.6Ardn
2) Descartes, P rincipes, II, 29.
3) P rincipes, II. blm, 37 ve devam.
4) Leibniz, Specimen dynamicum (M a th em . S chriften, Gerhardt, 2. Ksm, 2. C., s. 246).
5) H. Morus, S crip ta P hilosophica, 1679, c. II, s. 248.
6) Newton, P rincipia (Thomson, 1871, s. 6 ve devam).

1 4 4 MADDE VE BELLEK

dan da Euler7 ve dierleri devam etmilerdir. Ama bunu hayal edebilir


ya da kafamzda canlandrabilir miyiz? Bir mekn bir dierinden ancak
niteliiyle ve uzamn btnyle olan ilikisiyle mutlak olarak ayrt edilir:
yle ki uzam, bu hipotez ierisinde, ya heterojen blmlerden olumutur
ya da sonludur. Ama biz sonlu bir uzamn karsna engel olarak bir
dier uzam kartnz ve uzamn heterojen blmleri altnda homojen
bir uzamn dayanak olduunu hayal ederiz: Her iki durumda da, ister
istemez homojen ve tanmsz uzama geri dneriz. Dolaysyla ne her
mekn nispi kabul etmemizi engelleyebiliriz, ne de mutlak bir harekete
inanmamz.
Bu durumda, gerek hareketi nispi hareketten ayran eyin, bunun
gerek bir nedeni olmas ve bir kuvvetten kaynaklanmas olduu sylene
bilir mi? Ama bu son szn [kuvvet] anlam zerinde hemfikir olmak
gerekir. Doa bilimlerinde kuvvet, ktle ile hzn bir fonksiyonudur;
arta gre llr; uzam iinde meydana getirdii kabul edilen
hareketlere bakarak tanr ve deerlendiririz. Bu hareketlerle balantl
olduundan, onlann nispiliini paylar. Mudak hareketin ilkesini, bu
ekilde tanmlanan kuvvetin iinde arayan fizikiler, kendi sistemlerinin
mant dolaysyla, balangta uzak tutmak istedikleri mutlak uzam
hipotezine geri dnerler.8Dolaysyla, szcn metafizik anlamna sanlmak ve uzam iinde alglanan hareketi -bilincimizin aba duygusunda
kavradna inand nedenlere benzer- derin nedenlere dayandrmak
gerekecektir. Ama aba duygusu, derin bir neden duygusu mudur? Kesin
analizler, bu duygunun iinde, bedenin periferisinde nceden gerekle
mi ya da balam hareketlerin bilincinden baka bir ey olmadm
gstermedi mi? Demek ki, hareketin gerekliini hareketten aynlan bir
neden zerinde temellendirme isteimiz bounadr: analiz bizi her zaman
hareketin kendisine geri getirir.
Ama niin baka yerde anyoruz? Hareketi kat ettii izgiye dayad
nzda, ayn nokta, onu ilikilendirdiiniz orijine bal olarak, srasyla
bir kmltsz bir hareketli olarak grnr. Hareketten, bu hareketin
z olan hareketlilii karp alrsanz durum ayn olmaz. Gzlerim bana
bir hareketin duyumunu ilettiinde, bu duyum bir gerekliktir ve bir ey
gerekten olup biter: ya benim gzlerimin nnde bir nesne yer deitirir
ya da benim gzlerim nesnenin karsnda hareket eder. Eer bir hareketi
nce meydana getirmek isteyip, sonra da meydana getirirsem ve kaslan7) Euler, T h e o ria m o tu s co rp o ru m solidorum , 1765, s. 30-33.
8) zellikle Newton.

MGELERN SINIRLANDIRILMASI VE SABTLENMES 145

mn duyusu bana bu hareketin bilincini getirirse, hareketin gerekliin


den haydi haydi emin olurum. Bu demektir ki, hareket bana, isel olarak
bana, bir durum ya da nitelik deiimi olarak belirdiinde, ben bu hareke
tin gerekliine temas etmi olurum. Ama bu durumda, eylerin nitelik
deiimini algladmda nasl olur da durum ayn olmaz? Ses sessizlikten
mutlak anlamda farkldr, tpk bir sesin dierinden farkl olmas gibi.
Aydnlk ile karanlk arasnda, renkler arasnda, nanslar arasnda farkl
lk mutlaktr. Birinden dierine gei de mutlak anlamda gerek bir
olgudur. Demek ki ben zincirin iki ucunu tutuyorum: kas duyumlar
benim iimdedir, maddenin hissedilir nitelikleri dmdadr; ve her iki
durumda da hareketi -eer hareket varsa- basit bir iliki olarak kavra
mam: hareket bir mutlaktr. Bu iki u arasna, kelimenin tam anlamyla
bedenin hareketleri gelip yerleir. Burada, grnr bir hareketi gerek bir
hareketten nasl ayrt ederiz? Dardan alglanm hangi nesne hakknda
hareket ediyor diyebiliriz, dier hangi nesne hakknda kmltsz duruyor
diyebiliriz? Byle bir soru sormak, her biri kendi bireyselliine sahip,
kiilerin trleriyle karlatrlabilir, birbirinden bamsz nesneler ara
snda saduyunun grd sreksizliin, temelleri olan bir ayrm olduu
nu kabul etmektir. Tersi hipotezde ise, gerekten de, maddenin belirli
blmlerinde pozisyon deiikliklerinin nasl meydana geldiini bilmek
deil, btn ierisinde bir grnm deiikliinin, -niteliini saptamamz
gerekecek- bir deiimin nasl gerekletiini bilmek nem tar. Dolay
syla, nc nermemizi hemen ifade edelim:

III.
Maddenin, snrlan mutlak anlamda belirlenmi
bamsz cisimlere her blnmesi, yapay bir blnmedir.
Bir cisim, yani bamsz bir maddi nesne, bize ncelikle bir nitelikler
sistemi olarak kendini gsterir. Bu sistemin merkezinde diren ve renk
-bakn ve dokunmann verileri- bulunur ve tm dier veriler bir anlam
da askda kalr. Dier yandan, bakn ve dokunmann verileri, uzam iinde
en belirgin biimde yaylan verilerdir ve uzamm temel nitelii srekliliktir.
Sesler arasnda sessizlik aralklan vardr, nk iitme duyusu her zaman
megul deildir; kokular arasnda, tatlar arasnda boluklar bulunur, sanki
koku alma ve tat tesadfi olarak iliyor gibidir: tersine, gzlerimizi aar
amaz grsel alanmz tmyle renklenir ve kat cisimler ister istemez
birbirlerine bitiik olduklarndan, dokunma duyumuz nesnelerin yzeyi

146

MADDE VE BELLEK

ni ya da kelerini izlemek zorunda kalr, dolaysyla asla hakiki kesinti


lerle karlamaz. Maddi uzayn temel olarak alglanan srekliliini, her
biri kendi tzne ve bireyselliine sahip bunca cisme nasl paralyoruz?
Bu srekliliin bir andan dierine grnm deitirdiine kuku yoktur:
Ama niin bir kaleydoskobu evirmi gibi, dorudan doruya btnn
deitiini saptamyoruz? Sonu itibaryla, hareket halindeki cisimlerin
izledii yollan niin btnn hareketlilii iinde anyoruz? Hareketli bir
sreklilik bize verilmitir. Burada her ey hem deiir hem ayn kalr:
Kalcl cisimler yoluyla, deiimi ise uzam iindeki homojen hareketlerle
tasarlamak iin bu iki terimi, kalclk ile deiimi, birbirinden niin
aynyoruz? Bu durum, dolaysz sezginin bir verisi deildir; ama bilimin bir
gerei de deildir, nk bilim, tersine, yapay olarak paraladmz bir
evrenin doal eklemlenmelerini yeniden bulmak ister. Dahas, tm maddi
noktalann birbirleri zerindeki karlkl etkisini giderek daha iyi kant
layan bilim, grnlere ramen, ilerde greceimiz gibi, evrensel sreklilik
fikrine vanr. Bilim ile bilin, znde, hemfikirdir; yeter ki bilinci en dolaysz
verileri iinde, bilimi ise en uzak zlemleri iinde dnelim. Bu durum
da, keleri gayet dzgn kesilmi, yer deitiren, yani kendi aralarnda
iliki halinde olan cisimlerle birlikte sreksiz bir maddi evren oluturma
ynndeki kar konmaz eilim nereden gelmektedir?
Bilincin ve bilimin yannda hayat vardr. Filozoflarn titizlikle analiz
ettikleri speklasyon ilkeleri altnda, incelenmesi ihmal edilen ve yal
nzca iinde bulunduumuz yaama zorunluluuyla, yani aslnda hareket
etme zorunluluuyla aklanan bu eilimler vardr. Bireysel bilinlere
edimlerle kendi gsterme ynnde verilen g, her biri canl bedenlere
denk den ayr ayr maddi blgelerin oluumunu gerektirir: bu anlamda,
benim kendi bedenim ve onunla analoji iindeki dier canl bedenler,
evrenin sreklilii iinde en rahat ayrt edebileceim bedenlerdir. Ama
bu beden bir kez oluup ayrt edildiinde, onun hissettii ihtiyalar,
onu, baka bedenleri ayrt etmeye ve oluturmaya yneltir. Canl varlk
larn en basitinde beslenme, bir aray, ardndan da bir temas gerektirir,
sonu itibaryla bir merkeze doru ynelen bir dizi aba gerektirir: bu
merkez, tam da, bamsz nesne halini alr -ve bu da besin olarak kullan
lacaktr. Maddenin nitelii ne olursa olsun, hayatn burada birincil bir
sreksizlik oluturaca ve bunun da ihtiya ile ihtiyac tatmine yarayacak
eyin ikiliini ifade ettii sylenebilir. Ama tek ihtiya, beslenme deildir.
Baka ihtiyalar da bunun etrafnda rgtlenir. Bunlann hepsinin amac
bireyin ya da trn korunmasdr: oysa, bunlarn her biri, bizi, kendi
bedenimizin yanmda, aramamz ya da kamamz gereken, bizden bamsz

MGELERN SINIRLANDIRILMASI VE SABTLENMES

J47

bedenler ayrt etmeye yneltir. Demek ki bizim ihtiyalanmz, k demet


leridir ve bunlar, hissedilir niteliklerin srekliliine evrilmi klar
olarak, burada ayr ayn bedenler izerler. htiyalanmzm tatmin bulmas,
ancak bu sreklilik ierisinde kendilerine bir beden bulmalanyla, sonra
da buradaki baka bedenleri snrlandrmalaryla mmkndr; bu beden,
dierleriyle -tpk kiilerle ilikiye girer gibi- ilikiye girecektir. Hissedilir
gerekliin bu ekilde kesilmi paralan arasndaki bu zel ilikileri sap
tamak; ite bizim yaamak diye adlandrdmz ey tam da budur.
Ama eer gerein bu birinci alt-blnmesi, dolaysz sezgiden ok,
hayatn temel ihtiyalanna karlk veriyorsa, blnmeyi daha da ileri
gtrerek, eylerin daha yakn bir bilgisini nasl elde edebiliriz? Buradan
yola karak, dirimsel harekete nfuz ederiz; hakiki bilgiye srtmz eviririz.
Bu nedenle, bedeni, bedenle ayn yapda paralara ayrmaktan ibaret
kaba ilem bize bir amaza gtrr. Bir sre sonra, ne bu blnmenin
niin durduunu ne de sonsuza dek nasl devam edeceini dnemeye
cek durumda hissederiz kendimizi. Gerekten de, bu ilem, yararl eylemin
sradan biimini temsil eder, katksz bilgi alanna hi gerei yokken
aktanlmtr. Maddenin basit zelikleri, ne olursa olsun, paracklarla
asla aklanamayacaktr: Bu bedenin tm dierleri karsndaki etki ve
tepkilerini, olsa olsa, bedenin kendisi kadar yapay olan cisimciklere dek
izleriz. Kimyann konusu zellikle budur. Maddeden ok cisimleri inceler;
dolaysyla maddenin genel zelliklerine hl sahip olan bir atomda
durduu sanlr. Ama atomun maddelii, fizikinin bak altnda iyice
yok olur. rnein atomu sv ya da gaz olarak deil de kat olarak dn
memiz iin, atomlarn karlkl etkisini herhangi bir baka biimden
ziyade arpmalarla tahayyl etmemiz iin hibir neden yoktur. Niin
kat bir atom dnyoruz, niin arpmalar dnyoruz? nk
katilar, zerlerinde en ak biimde etkide bulunduumuz cisimler ola
rak, d dnyayla ilikilerimizde bizi en fazla ilgilendirenlerdir ve nk
temas, kendi bedenimizin dier bedenler zerinde etkide bulunmas iin
sahip olduumuzu dndmz tek aratr. Ama olduka basit dene
yimler, birbirini iten iki cisim arasnda gerek temasn asla olmadn
gstermektedir;9 ve dier yandan katlk, maddenin mutlak anlamda
belirgin bir durumu olmaktan uzaktr.10 Demek ki, katlk ve arpma,
9) Bu konuda bkz. Maxwell, Action at a distance (Scientific pap ers, Cambridge, 1890,
c. II, s. 313-314).
10) Maxwel, Molecular constitution of bodies (S cien tific p a p ers, c. II, s. 618). Dier
yandan, Van der Waals sv ve gaz hallerin srekliliini gsterdi.

148

MADDE VE BELLEK

grnr ak seikliklerini pratik yaamn alkanlk ve zorunluluklarn


dan alrlar; bu trden imgeler eylerin zn hibir ekilde aydnlatmaz.
Yine de bilimin her trl itirazn zerine kard bir hakikat varsa
eer, bu, maddenin tm blmlerinin birbirleri zerindeki karlkl
etkisinin hakikatidir. Cisimlerin varsaylan moleklleri arasnda itme
ve ekme gleri uygulanr. ekimin etkisi gezegenler aras uzam boyunca
yaylr. Demek ki atomlar arasnda bir ey vardr. Bunun madde deil,
kuvvet olduu sylenecektir. Atomlar arasna gerilmi olan ipliklerin
giderek inceldii, ta ki grnmez hale gelene dek inceldii, hatta -sanl
d gibi- maddiyatszlat hayal edilecektir. Ama bu kaba imge neye
yarayabilir? Hayatn korunmas kukusuz ki, gndelik deneyimimiz iinde
cansz eyleri ve tm bu eylerin uzay iinde uygulad etkileri ayrt etme
mizi gerektirir. eyin merkezini, ona dokunabileceimiz belirgin nokta
olarak saptamak bizim iin gerekli olduundan, ele gelir konturlan bizim
iin o eyin gerek snn halini alr ve bu durumda, onun etkisi iinde,
ondan ayrlan ve farkllaan, ne olduunu bilmediim eyi grrz. Ama
bir madde teorisi, hepsi de ihtiyalanmzla ilikili olan bu sradan imgeler
altndaki gereklii bulmaya namzet olarak kendini sunduundan, nce
likle bu imgelerden kendini kurtarmas gerekir. Ve, aslnda, fiziki etkileri
derinletirdii lde, kuvvet ile maddenin birbirine yaklatn ve
birbirine kavutuunu grrz. Kuvvetin maddiletiini, atomun ideal
letiini, bu iki terimin ortak bir snra doru yneldiini, evrenin kendi
srekliliine bylece kavutuunu grrz. Hl atomlardan sz edile
cektir; atom onu tek bana brakan tinimiz iin kendi bireyselliini
koruyacaktr; ama atomun katl ve ataleti ya hareketler halinde dalp
gidecektir ya da kuvvet izgileri halinde; ve bu kuvvet izgilerinin kar
lkl katl evrensel sreklilii yeniden oluturacaktr. Maddenin yap
sna en fazla nfuz etmi olan XIX. yzyln iki fizikisinin de -Thomson
ve Faraday- tamamen farkl noktalardan yola km olsalar da, bu sonuca
varm olmalar arttr. Faradaya gre atom, kuvvetlerin merkezidir.
Onun bundan anlad, atomun bireyselliinin, uzay boyunca ldayan
ve bu atomu gerekten oluturan tanmsz kuvvet izgilerinin kesitii
matematiksel noktada olutuudur: Her atom, bylece, onun deyimlerini
kullanrsak, ekimin yayld tm uzay igal eder ve tm atomlar
birbirine nfuz ederler.11 Tamamen baka bir fikir dzeni iinde yer
alan Thomson, uzay dolduran kusursuz, sreen, homojen ve sktrla11)
c. XXIV).

Faraday, A specuation concerning electric conduction (p h ib s. M a g a zin e, 3. Dizi,

MGELERN SINIRLANDIRILMASI VE SABTLENMES

149

maz bir akkan varsayar: Bizim atom olarak adlandrdmz ey, bu


sreklilik iinde burgalanan ve zelliklerini biimine, var oluunu ve
dolaysyla bireyselliini de hareketine borlu, sabit biimli bir halkadr.12
Ama her iki hipotezde de, algmzn yzeyde oluturduu sreksizliin,
maddenin sonuncu elerine yaklatka yok olduunu grrz. Bu
sreksizliin bizim ihtiyalarmzla bantl olduunu psikolojik analiz
bize gstermiti zaten: her doa felsefesi sonuta kendini maddenin
genel zellikleriyle uyumsuz bulur.
Dorusunu sylemek gerekirse, burgalar ve kuvvet izgileri, fiziki
nin ruhunda, hesaplan ematize etmeye ynelik sradan figrlerden baka
bir ey asla deildir. Ama felsefe, bu sembollerin dierlerinden niin
daha elverili olduunu ve daha teye gitmeye imkn tandn kendine
sormaldr. Bu sembollerin denk dtkleri nosyonlar bize, en azndan,
gerein tasanmn aramamz gereken yeri belirtmiyorsa, bu semboller
zerinde ilemde bulunarak, deneyime eriebilir miyiz? Oysa, bu nosyonlann belirttii ynelim kuku verici deildir; bu nosyonlar, somut uzay
boyunca yol alarak, bize dnmleri, dzensizlikleri, gerilim ya da enerji
deiimlerini gsterirler; baka bir eyi deil. ncelikle hareket hakknda
yaptmz tamamen psikolojik analize de zellikle bu ekilde katlrlar.
Ve bu analiz bize hareketi, bir ilinek olarak eklendii nesneler arasndaki
basit bir iliki deiimi olarak deil, hakiki ve bir anlamda bamsz bir
gereklik olarak sunar. Dolaysyla, ne bilim ne de bilin u sonuncu
nermeye kar kacaktr:

IV.
Gerek hareket, daha ziyade, bir eyden ok
bir durumun aktarlmasdr.
Bu drt nermeyi ifade ederek, gerekte, birbirine kart karlan iki
terim -nitelikler ya da duyumlar ile hareketler- arasndaki mesafeyi
adm adm daraltm olduk. lk bakta mesafe almaz gzkr. Nitelikler
kendi aralannda heterojendir, hareketler homojen. z gerei blnmez
olan duyumlar llemezler; her zaman blnebilir olan hareketler ise
yn ve hz bakmndan hesaplanabilir farkllklarla birbirinden ayrt
12)
Thomson, O n vortex atoms (Proc. O f the R oy. Soc. O f E d in b ., 1867). - Aym
trden bir hipotez Graham tarafndan ileri srld, O n the molecular mobility of gases
(Proc. O f the Roy. S o c., 1863, s. 621 ve devam).

150 MADDE VE BELLEK

edilirler. Nitelikleri duyumlar biiminde bilince dahil etmek hoa gider


ken, hareketler bizden bamsz olarak uzayn iinde gerekleirler. Kendi
aralarnda birleebilen bu hareketler, hareketten baka bir eye asla yol
amazlar; bu hareketlere temas edemeyen bilincimiz, esrarengiz bir sre
sayesinde, onlar duyuma dntrecektir, bunlar da daha sonra uzayn
iine yansyacak ve -nasl olduunu bildiimiz bir ekilde- ifade ettikleri
hareketleri kapsayacaklardr. Bunun sonucu, iki farkl dnyadr. Bunlar
ancak bir mucize sonucu birbirleriyle ilikiye girebilirler. Bir yanda, uzay
iindeki hareketlerin dnyas, dier yanda duyumlarla birlikte bilin.
Ve, kukusuz ki, daha nce gstermi olduumuz gibi, bir yandan nitelik
ile dier yandan katksz nicelik arasndaki farkllk indirgenemezliklerini korur. Ama sorun zellikle gerek hareketlerin kendi aralarnda
yalnzca nicelik farkllklarn m temsil ettiklerini, yoksa, deyim yerin
deyse isel olarak titreerek ve kendi varoluunu genellikle hesaplanamaz
anlann saysna blerek belirten niteliin kendisinin mi gerek hareket
olduunu bilmektir. Mekaniin inceledii hareket, soyutlama ya da sem
bolden, ortak bir lden, tm gerek hareketleri kendi aralannda kar
latrmay salayan ortak bir blenden baka ey deildir; ama kendi
balanna dnlm olan bu hareketler, srenin iinde yer alan bln
mezlerdir, bir nceyi ve bir sonray varsayarlar ve zamann ardk anla
rn, kendi bilincimizin srekliliiyle arasnda analoji kurabileceimiz
deiken nitelikte bir bala birbirine balarlar. rnein, grdmz
iki rengin indirgenemezliinin, zellikle, bizim tek bir nmza skm
trilyonlarca titreimin dar sresine bal olduunu alglayamaz myz?
Eer bu sreyi geniletebilirsek, yani onu daha yava bir ritim iinde
yaayabilirsek, bu ritim yavaladka renklerin soluklatn ve ardk
izlenimler halinde uzadn, ama hl renkli kaldklarn, ama saf uya
ranlarla karmaya giderek daha yaknlatklarn grmez miyiz? rnein
gamdaki pes notalar iin olduu gibi, hareketin ritminin bilincimizin
alkanlklaryla uyuacak kadar yava olduu noktada, alglanan nite
liin, isel bir sreklilikle kendi aralarnda birbirine bal, tekrarlanan
ve ardk uyaranlara kendiliinden blnp paralandn hissetmez
miyiz? Karlatrma yapmay genellikle engelleyen ey, hareketi, hare
ketin kendisi ile iine girip badat nitelik arasna kendi katlklarn
koyan elere -atomlara ya da baka eylere- balama ynndeki al
kanlktr. Hareket eden cisimler hakknda gndelik deneyimimizin bize
gsterdii gibi, niteliklerin indirgendii temel hareketleri srdrmek
iin en azndan cisimciklerin gerektiini dnrz. Bu durumda hare
ket, bizim imgelemimiz iin, bir ilinekten, bir dizi konumdan, ilikiler

MGELERN SINIRLANDIRILMASI VE SABTLENMES 151

deki deiimden baka bir ey deildir; ve deimeyenin deienin yerini


deitirmesi, bizim tasarmmzn bir yasas olduundan, temel nemdeki
ve merkezi e bizce atomdur ve atomun hareketinin tek yapt ey
ardk konumlar birbirine balamaktr. Ama bu anlayn tek sakncas,
maddenin ortaya att tm sorunlan atom iin de diriltmesi olmad
gibi, zellikle yaamn ihtiyalarna cevap veriyor gzken maddenin
bu blnmesine mutlak bir deer atfetmek gibi bir hatay da ilemekle
kalmaz yalnzca; hem bilincimizin bir durumunu, hem de bizden bamsz
bir gereklii algmzn iinde kavramamz salayan sreci de anlalmaz
klar. Dolaysz algmzn bu karma nitelii, bu gereklemi eliki gr
nm, bizim algmzla mutlak anlamda akmayan dsal bir dnyaya
inanmamzn temel teorik nedenidir; ve duyumu, bilinli tercmesinden
baka bir ey olmad hareketler karsnda tamamen heterojen klan
bir doktrin iinde bu algy tanyamadmzdan, bu doktrin, grnd
kadanyla, tek veri haline getirdii duyumlarla yetinir ve bu duyumlara
hareketi katmaz; bu hareketler, onlarla olas bir ilikinin yokluunda,
gereksiz bir kopyadan baka bir ey olmazlar. Dolaysyla, bu ekilde anla
lan gerekilik kendi kendini yok eder. Ksacas, tercihimiz yoktur:
hissedilir niteliklerin az ok homojen bir dayanana inancmz salam
temellere dayanyor olsa da, sanki bu duyum kukulanlan ve fark edilme
yen ayrntlarla doluymu gibi, bizim duyumumuzu bizzat niteliin iinde
aan bir eyi bize kavrattran ya da kefettiren bir edim yoluyla bu mmkn
olabilir. Duyumun nesnellii, yani verdiinden daha fazlasna sahip ol
mas, zellikle bu durumda, hissettirdiimiz gibi, bir anlamda krizaliti
iinde yerine getirdii hareketlerin devasa okluundan ibaret olacaktr.
Duyum, hareketsiz olarak, yzeye yaylr; ama derinlerde yaar ve titrer.
Dorusu, nicelik ile nitelik ilikisini kimse baka trl tasarlayamaz.
Alglanan gerekliklerden baka gerekliklere inanmak, zellikle alg
dzenimizin bize deil, bu baka gerekliklere bal olduuna inanmaktr.
Dolaysyla, bir sonraki anda olacak olann nedeni verili bir n igal
eden alglar btn iinde bulunuyor olmaldr. Ve mekanizma, madde
nin hallerinin birbirlerinden karsanabileceini ileri srdnde, bu
inanc daha kesin bir ekilde ifade etmekten baka bir ey yapmaz. Bu
karsamann, hissedilir niteliklerin grnr heterojenlii altndaki ho
mojen ve hesaplanabilir eler kefedilirse ancak mmkn olduu do
rudur. Ama dier yandan bu eler, kurall dzenini aklamalan gereken
niteliklerin dndalarsa, kendilerinden istenen hizmette bulunamazlar,
nk nitelikler buraya ancak bir tr mucize sonucu eklenirler ve ancak
nceden olumu bir uyum sayesinde buraya denk derler. Demek ki,

15 2

MADDE VE BELLEK

bu niteliklerin iine, isel uyarmlar biimindeki bu hareketleri yerletir


mek; bu uyarmlar daha az homojen ve bu nitelikleri de yzeysel olarak
grndnden daha az heterojen kabul etmek; ve iki terim arasndaki
vehe farklln, bir anlamda tanmsz bu okluk iin, anlar tek tek
belirtemeyecek kadar dar bir srenin iine bzp indirgenme zorunlu
luuna atfetmek zorunludur.
Baka bir yerde ksaca da olsa ele aldmz ve temel nemde olduunu
kabul ettiimiz bu sonuncu nokta zerinde duralm. Bilincimizin yaad
srenin ritmi bellidir; fizikinin szn ettii ve verili bir zaman aral
nda, arzu edildii kadar byk miktarda fenomenin ylabildii zaman
dan ok farkldr. Bir saniyelik sre ierisinde krmz k - e n uzun
dalga boyuna sahip olduundan titreimleri en az sklkta olan- art
arda 400 trilyon titreim gerekletirir. Bu rakam hakknda bir fikir
edinmek ister misiniz? Bilincimizin bunlar sayabilmesi ya da en azmdan
art arda gelilerini aka kaydedebilmesi iin titreimleri birbirlerinden
yeterince uzaklatrmak gerekecektir ve o zaman bu ardkln ka gn,
ay, yl igal ettii aratrdacaktr. Oysa, bilincinde olduumuz en kk
bo zaman aral, Exnere gre, saniyenin 2 binde birine denktir; keza,
bu kadar ksack aralklar a n arda alglayabilmemiz pheli gzkmek
tedir. Yine de bunu sonsuza dek yapabileceimizi kabul edelim. Tek keli
meyle, 400 trilyon titreimin, birbirlerinden ylnzca onlan ayrt etmek
iin gerekli saniyenin 2 binde biri zaman ierisinde, anlk olarak ve tek
tek geiine tank olan bir bilin hayal edelim. Bylece, bir saniye iinde
hissettiimiz bu krmz k duyumu, bizim sremiz iinde mmkn
olan en byk zaman tasarrufunda bulunarak cereyan ettiinde bile,
tarihimizin 250 yzylndan daha fazlasm igal eden ardk fenomenlere
denk der. Byle bir eyi tahayyl edebilir miyiz? Burada, bizim kendi
sremiz ile genel olarak zamam ayrt etmek gerekir. Bizim sremizde,
bilincimizin alglad srede, verili bir zaman aral ancak snrl sayda
bilinli fenomen ierebilir. Bu ieriin arttn tahayyl edebilir miyiz?
Keza, sonsuzca blnm bir zamandan sz ettiimizde, bu sreyi mi
dnm oluruz?
Uzam sz konusu olduunda, blnmeyi istediimiz kadar oaltabi
liriz; ama bunu yaparken, blnen eyin doas asla deimi olmaz.
nk uzam, tanm gerei bizim dmzdadr; nk uzamn bir blm,
bize, biz onun iinde olmaya son verdiimizde bile varln srdryor
gibi grnr. Dolaysyla uzam blnmemi brakmamz bounadr, uza
mn bekleyebileceini biliyoruz, keza yeni bir imgelem abasnn onu
bleceini de biliyoruz. Uzam daima uzam olarak kaldndan, daima

M G E L E R N S IN IR L A N D IR IL M A S I V E S A B T L E N M E S

153

yan yanal ve sonu olarak blnme olasln ierir. Uzam, znde,


sonsuz blnrlk emasndan baka bir ey deildir. Ama srenin duru
mu tamamen bakadr. Bizim sremizin blmleri, bu sreyi blen edimin
ardk anlanyla akr; burada ne kadar an saptarsak, o kadar blm
vardr; ve eer bilincimiz bir zaman aral iinde, belirli sayda temel
edim kavrarsa, blnmeyi herhangi bir yerde durdurabilirse, blnebilirlik de orada durur, imgelemimiz daha teye gemeye, sras geldiinde
son blmleri blmeye ve bizim isel fenomenlerimizin dolamn bir
anlamda aktif hale getirmeye bo yere abalar: sremizin blnmesini
ne kadar artrmak istersek, bu aba bu sreyi ayn lde uzatr. Bununla
birlikte, biz ancak birka fenomen sayabilirken milyonlarca fenomenin
birbiri ardma geldiini biliyoruz. Bize bunu syleyen yalnzca fizik deil
dir; duyu organlarnn kaba deneyimi de bunu kefetmemizi salar; doa
da bizim isel durumlanmzm ardklndan ok daha hzl ardklklar
hissederiz. Bunlar nasl alglarz? Kapasitesi her trl imgelemi aan bu
sre nedir?
Bunun bizim sremiz olmad kesin; ama her ey ve herkes iin ayn
olan, farkszca ve bo olarak, srmekte olann dnda akan bu kiisiz ve
homojen sre de deildir. Baka bir yerde gstermeye altmz gibi,
bu szmona homojen zaman, dilin pek sevdii bir eydir, kayna kolay
lkla bulunabilen bir kurgudur. Gerekte, srenin tek bir ritmi yoktur;
birok farkl ritim hayal edilebilir. Bunlar, daha yava ya da daha hzl
olarak, bilinlerin gerilme ya da geveme derecesini lerler ve bylelikle
bu bilinlerin varlk dizisi iindeki yerlerini saptarlar. Eitsiz esneklikteki
bu sreleri tasarlamak, bilincin yaad gerek srenin yerine homojen
ve bamsz bir sre koyma yararl alkanln edinmi olan bizim tini
mize g gelebilir; ama ncelikle, gstermi olduumuz gibi, byle bir
tasarm g klan yansamamn maskesini drmek kolaydr ve ardn
dan, bu fikir, znde, bu tasanma bilincimizin gsterdii suskun rza
demektir. Uyurken, iimizde birbirinin ada olan iki ayr insan olduu
nu ve bunlardan birinin birka dakika uyurken, tekinin dnn gnleri
ve haftalar kapsadn fark ettiimiz olmaz m hi? Bizimkinden daha
geni ve insanln geliimini, deyim yerindeyse evriminin byk evreleri
iinde bzerek bu evrelere indirgeyerek tank olan bir bilince tm tarih
ok ksa bir zaman olarak gelmez mi? Ksacas, algdamak, younluu son
derece azaltlm bir varoluun devasa dnemlerini daha youn bir yaa
mn daha farkllam anlar halinde younlatrmaktan ve bylece ok
uzun bir tarihi zetlemekten ibarettir. Alglamak, hareketsizletirmek
anlamna gelir.

54

M A D D E V E BELLEK

Bu demektir ki, alg ediminde, algnn kendisini bile aan bir eyi
kavranz; bununla birlikte maddi evren esasen bu evrene dair tasarmmzdan ne farkllar ne de ayrr. Bir anlamda, benim algm benim
iimdedir; nk, kendi iinde hesaplanamaz miktarda na yaylan eyi
benim sremin biricik bir nnn iinde toplar. Ama eer benim bilin
cimi ortadan kaldnrsanz maddi evren mevcut haliyle varln srdrr:
Ne var ki, eyler zerindeki eylemimin koulu olan srenin bu zel ritmini
bir yana brakrsanz, bu eyler kendi ilerine girerek saysz na blnr
ler ve bilim bu anlan bler ve hissedilir nitelikler de, yok olup gitmeden,
kyas kabul etmez biimde blnm bir sre iinde yaylp geliirler.
Bylece madde saysz uyarma dnr. Bunlann hepsi kesintisiz bir
sreklilik iinde birbirine baldr, hepsi kendi aralannda balantldr
ve rpertiler gibi her yne dalrlar. Gndelik deneyiminizin sreksiz
nesnelerini -tek kelimeyle- birbirine balayn; sonra da, onlarn nitelik
lerinin hareketsiz srekliliini bulunduklar yerdeki uyarmlara dn
trn; kendi kendinize yaptnz hareketlerin iinde bilincinizin kavra
d bu blnmez edimden, hareketlilikten baka bir ey kalmamas iin
hareketleri destekleyen blnr uzamdan kendinizi kurtararak bu hare
ketlere balann: madde hakknda imgeleminiz iin belki yorucu ama
katksz ve dsal alg iinde hayatn gereklerinin sizi katmaya mecbur
ettii eyden kurtulmu bir bak elde edersiniz. imdi benim bilincimi
ve onunla birlikte hayatn gereklerini onarn: ok uzaktan uzaa, ve her
seferinde eylerin isel tarihinin devasa dnemlerini aarak, neredeyse
anlk grnmler elde edilir. Bu grnmler bu kez renklidir. yice belir
ginlemi renkleri, sonsuz saydaki temel tekrar ve deiimleri zet hale
getirirler. Bylece, bir koucunun binlerce ardk pozisyonu, gzmzn
alglad, sanatn kopya ettii ve herkes iin, koan bir insann imgesi
haline gelen tek bir sembolik tavrda bzr, bu tavra indirgenir. Zaman
zaman evremize ynelttiimiz bakmz, demek ki, ancak ok sayda
tekrar ve isel evrim etkisi kavrar. Bunlar da sreksiz etkilerdir ve bunla
rn srekliliini, uzam iindeki nesnelere atfettiimiz nispi hareket
lerle yeniden olutururuz. Deiim her yerdedir, ama derinliinedir; biz
bu deiimi oraya buraya yerletiririz, ama yzeyde brakrz; ve bylece
hem nitelikleri bakmndan istikrarl hem de konumlar bakmndan
hareketli cisimler olutururuz. Basit bir yer deiiminin iinde, bizce,
evrensel dnm yer almaktadr.
Bir anlamda, ok sayda nesnenin varl, bir insann dierinden, bir
aacn dierinden, bir tan dierinden ayrt edilir olduu tartmaszdr,

MGELERN SINIRLANDIRILMASI VE SABTLENMES I 5 5

nk bu varlklarn her birinin, bu eylerin her birinin kendi karakteris


tik zellii vardr ve belirli bir evrim yasasna uyarlar. Ama ey ile evresi
arasndaki ayrm kesin olarak zme balanm olamaz; birinden die
rine hissedilmez kademelerle geilir: maddi evrenin tm nesnelerini
birbirine balayan sk dayanma, karlkl etki ve tepkilerinin srekli
lii, bizim bu nesnelere atfettiimiz belirgin snrlara yeterince sahip
olmadklarn kantlamaktadr. Bizim algmz, bir anlamda, onlardan
arta kalann biimini izmektedir; onlar zerindeki olas etkimizin dur
duu ve dolaysyla artk bizim ihtiyalarmz ilgilendirmedikleri nokta
da bu izimi sonlandra. Alglayan tinin ilk ve en belirgin ilemi budur:
Uzayn sreklilii iinde blmler izer ve yalnzca ihtiyacn telkinleri
ile pratik yaamn zorunluluklanna boyun eer. Ama bu ekilde gerei
blmek iin, ncelikle gerein keyfi olarak blnebilir olduuna ikna
olmamz gerekir. Sonu olarak, hissedilir niteliklerin srekliliklerinin
altna, dmleri sonsuzca deforme edilebilen ve sonsuzca klebilen
bir a germemiz gerekir: Basite alglanan bu dayanak, keyfi ve tanmsz
blnebilirlie dair tamamen ideal bu ema, homojen uzamdr. imdi,
fiili ve -deyim yerindeyse- anlk algmz maddenin bamsz nesnelere
bu ekilde blnmesini gerekletirirken, belleimiz de eylerin sreen
akn hissedilir nitelikler halinde katlatrr. imdiki zaman iinde
gemii srdrr; nk bizim etkimiz, gelecek zaman, bellein iirdii
algmzn gemii bztrmesiyle, indirgemesiyle doru orantl olarak
dzenleyecektir. Bir etkiye karlk olarak ritmi iin iine katan ve ayn
sre iinde devam eden acil bir tepki grmek; imdiki zamann iinde,
hem de hi durmadan tekrar balayan bir imdiki zamann iinde var
olmak; ite maddenin temeli: zorunluluk bundan ibarettir. Eer zgr
etkiler ya da en azndan ksmen belirlenmemi etkiler varsa, bunlar
ancak kendi oluumlarnn uyguland oluumu uzaktan uzaa belirgin
letirebilen, farkl anlar halinde onu katlatrabilen, bylece maddeyi
younlatrabilen ve onu zmseyerek, doal zorunluluun dmleri
arasndan geecek tepki hareketleri halinde onu kendine mal edebilen
varlklara ait olabilirler. znde az ok byk yaam younluklarnn
ifadesi olan srelerinin az ya da ok yksek gerilimi, bylelikle, hem
alglarnn younlama kuvvetini hem de zgrlklerinin derecesini be
lirler. evredeki madde zerindeki etkilerinin bamszl, bu maddenin
ak ritminden kurtulduklar lde kendini daha belirgin gsterir.
Bylelikle, hissedilir nitelikler, stne bellein de eklendii algmzdaki
halleriyle, gerein katlamasyla elde edilmi ardk anlardr. Ama bu
anlan ayrt etmek iin ve de bunlar bizim varlmzla ve eylerin varl

I 56

MADDE VE BELLEK

yla ortak olan bir bala birbirine balamak iin, genel olarak ardkln
soyut bir emasn, genilik anlamnda uzam neyse, uzunluk anlamnda
da maddenin ak olan homojen ve ilgisiz bir ortam hayal etmemiz
gerekir: homojen zaman bundan ibarettir. Demek ki homojen uzam ile
homojen zaman ne eylerin zelliidir, ne de bizim onlan tanma yete
neimizin temel koullardr: Bunlar, kendimize dayanak noktalar sala
mak iin, ilem merkezleri belirlememiz iin, nihayet gerek deiimler
yapabilmek iin gerein hareketli srekliliine ynelik katlatrma ve
blme eklindeki ikili almay soyut bir biimde ifade ederler; bunlar
bizim madde zerindeki etkimizin emalardr. Birinci hata, bu homojen
zaman ve uzam eylerin zellii yapmaktan ibaret hata, metafizik dogma
tizmin almaz glklerine varr: ya mekanizm ya da dinamizm. Geip
giden evren boyunca yaptmz ardk kesimleri mutlaklar haline geti
ren ve niteliksel bir tr tmdengelim yoluyla bunlan kendi aralannda
bo yere birletirmeye abalayan dinamizmdir; mekanizm ise, bu kesim
lerin herhangi birinin blnmesine* yani bykln ve konumun anlk
farkllklarna bal kalr ve bu farkllklar deiiklik geirirken, bunlarla
birlikte hissedilir niteliklerin ardkln da yaratmaya bouna aba
gsterir. Yoksa, tersine, teki hipotezi mi benimsiyoruz? Kantla birlikte,
uzamn ve zamanm bizim duyarllmzn biimleri olduunu mu ileri
sryoruz? Bu durumda, maddenin de tinin de ayn lde bilinemez
olduu sonucuna varrz. imdi, bu iki kart hipotezi karlatrrsak,
bunlarn ortak bir zleri olduunu kefederiz: Zaman ve uzam homojen
yapan ya da tefekkr edilmi gereklikler veya tefekkrn biimleri yapan
bu iki hipotez de uzama ve zamana dirimsel olmaktan ok speklatif nite
likte bir nem atfederler. Bilgi amacyla deil etki amacyla gerein
iine dahil edilmi blnme ve katlama ilkelerini homojen uzam ve
zamanda grecek bir doktrine, -bir yandan- metafizik dogmatizm ile
-dier yandan- eletirel felsefe arasmda artk yer vardr. Bu ilkeler, eylere
gerek bir sre ile gerek bir genilik atfederler ve son olarak da, tm
glklerin kkenini, fiilen eylere ait olan ve tinimizde kendini derhal
gsteren bu sre ve genilik iinde deil, sreklilii blmek, oluumu
sabitlemek ve kendi faaliyetimize uygulama noktalar salamak iin ey
lerin altna gerdiimiz homojen uzam ve zamanda grrler.
Ama hissedilir nitelie ve uzama dair yanl anlaylar tinin yle
derinlerine kk salmtr ki, onlara ayn anda ok sayda noktadan sald
ranlayz. Dolaysyla, bu durumun yeni bir vehesini kefetmek iin, bu
yanl anlaylarn hem gerekilik hem de idealizm tarafndan kabul
gren u ikili postulat ierdiini syleyelim: 1. Farkl trden nitelikler

MGELERN SINIRLANDIRILMASI VE SABTLENMES 157

arasnda ortak hibir ey yoktur. 2. Uzay ile saf nitelik arasnda da ortak
hibir ey yoktur. Tersine, biz, farkl dzendeki nitelikler arasnda ortak
bir ey olduunu, bunlarn hepsinin uzaya farkl derecelerden katldkla
rn ve madde metafiziini, alg psikolojisini ve daha genel olarak bilincin
maddeyle ilikileri sorununu binlerce glkle rahatsz etmeden bu iki
hakikati bilmezden gelmenin mmkn olamayacan ileri sryoruz.
Bu sonular zerinde srar etmeden, imdilik, itiraz ettiimiz bu iki postu
lat eitli madde teorilerinin znde gstermekle yetinelim ve bunlann
kaynaklandklar yanlsamaya erielim.
ngiliz idealizminin z, uzay dokunsal alglarn bir zellii kabul
etmektir. Hissedilir niteliklerde duyumlardan baka bir ey grmediin
den ve duyumlarda da ruh hallerinden baka bir ey grmediinden,
eitli niteliklerin iinde, bu duyum fenomenlerinin paralelliini temel
lendirebilecek hibir ey bulamaz: dolaysyla bu paralellii bir alkan
lkla aklamak, rnein edimsel bak alglarnn bize olas dokunma
duyumlarn tavsiye etmesiyle ifade etmek gerekir. ki farkl duyunun
izlenimleri iki dilin szcklerinden daha fazla birbirine benzemese de,
birinin verileri dierininkinden bouna karsanmaya allr; bunlann
ortak eleri yoktur. Ve sonu olarak, her zaman dokunsal olan uzay ile
hibir biimde uzay olmayan dokunmann dndaki dier duyularn
verileri arasnda hibir ortaklk yoktur.
Ama hareketleri uzamn iine ve duyumlar da bilincin iine yerleti
ren atomcu gerekilik, uzayn dnm ya da fenomenleri ile buna
karlk veren duyumlar arasnda hibir ortaklk kefedemez. Bu duyum
lar bu dnmlerden bir tr ma gibi kar ya da maddenin tezahr
lerini ruhun diline tercme ederler; ama her iki durumda da kendi nedenle
rinin imgesini yanstmazlar. Bu duyumlarn hepsinin de ortak bir kkene
uzandna kuku yoktur ve bu kken uzamn iindeki harekettir; ama
tam da uzamn dnda hareket ettiklerinden, duyum olarak, nedenlerini
birbirine balayan akrabal reddederler. Bylece, uzamdan koparak bir
birlerinden de koparlar ve bylece ne birbirlerine katlrlar ne de uzaya.
Demek ki idealizm ile gerekilik arasndaki fark, burada, idealizmin
uzay dokunsal algya dek geriletmesi ve uzayn yalnzca bu algnn zellii
haline gelmesidir. Oysa ki gerekilik, uzay daha da teye, her trl
algnn dna iter. Ama iki doktrin hissedilir niteliklerin eitli dzenle
rinin sreksizliini ileri srmekte hemfikir olduu gibi, katksz anlamda
genilik olan eyden hibir biimde genilik olmayan eye ani gei konu
sunda da hemfikirdirler. mdi, alg teorisinde her ikisinin de karlat
temel glkler bu ortak postulattan kaynaklanr.

15 8

MADDE VE BELLEK

Gerekten de, Berkeley gibi biz de uzaya dair her algnn dokunmayla
ilikili olmasn m istiyoruz? iitmenin, koku almann ve tat almann
verilerinde genilik olmasa da olur; ama en azndan, dokunsal uzama
denk den grsel bir uzamn douunu aklamak gerekecektir. Bakn
sonunda dokunmay simgeler hale geldii ve uzam ilikilerinin grsel
algsnda, dokunsal alglann bir varsaymndan baka bir ey olmad
hakl olarak ileri srlr. Ama rnein rlyefin grsel algsnn, zerimiz
de sui generis bir izlenim brakan, stelik de tarif edilemez bu algnn, bir
dokunma duyumuna dair basit anyla nasl aktn glkle anlayabi
liriz. Bir annn mevcut bir algyla birlemesi, bu algy bilinen bir eyle
zenginletirerek karmaklatrabilir, ama yeni trde bir izlenim, algda
yeni bir nitelik yaratamaz: oysa, rlyefin grsel algs mutlak anlamda
orijinal bir zellik gsterir. Dz bir yzeyden yola karak rlyef yanlsa
mas yaratldn syleyebilir miyiz? Rlyefli nesnenin glge-k oyun
larnn az ok iyi taklit edildii bir yzeyin bize rlyefi hatrlatmaya yeterli
olduu ileri srlebilir; ama rlyefin hatrlanmas iin, ncelikle alglan
m olmas gerekir. Daha nce de syledik, ama tekrarlamamzda yarar
var: Belli bir dzenek verili bir anda belli bir alg yanlsamas yaratabiliyorsa, bu algnn kendisini de her zaman retebilir fikri bizim alg
teorilerimizi tmyle geersiz klmtr; sanki bellein rol basit neden
den karmak etki yaratmak deilmi gibi! Retinann dz bir yzey oldu
unu ve grme yoluyla geni bir ey alglyorsak bunun retinann grnt
snden baka ey olmadn m syleyeceiz? Ama, bu kitabn banda
gsterdiimiz gibi, bir nesnenin grsel algsnda, beynin, sinirlerin, reti
nann ve nesnenin kendisinin birbirine sk skya bal bir btn olutur
duklar, sreen bir sre olduklar ve retinadaki grntnn de bunun
yalnzca bir epizodu olduu doru deil midir? Tm algy onun iinde
zetlemek iin bu grnty hangi hakla soyutlayabiliriz? stelik, yine
gstermi olduumuz gibi,13 bir yzey ancak boyutun belirtildii bir
uzamda yzey olarak alglanmaz m? Berkeley, en azndan, tezinin sonuna
kadar gidiyordu: Grmenin uzay alglayabileceini tmyle reddedi
yordu. Ama bizim itirazlarmz bu durumda iyice glenir, nk bizim
izgiyi, yzeyi ve hacmi grsel olarak alglaymzdaki orijinallii anlarn
basit bir armyla nasl yarattmz bilemeyiz; oysa bu alglar yle
nettir ki, matematiki bununla yetinir ve genellikle yalnzca grsel bir
uzay zerinde akl yrtr. Ama bu eitli noktalar zerinde srar etmeye
lim, operasyon geirmi krlerin gzlenmesinden karlm tartmal
13) E ssa i su r les don n es im m diates de la conscience, Paris, 1889, s. 77 ve 78.

MGELERN SINIRLANDIRILMASI VE SABTLENMES 159

argmanlar zerinde de durmayalm: Berkeleyden bu yana klasiklemi


olan, grme yoluyla edinilen alglar teorisi, ada psikolojinin artan
saldrlarna direnebilecek gibi grnmemektedir.14 Psikolojik trdeki
glkleri bir yana brakarak, bizim iin temel nemdeki bir baka nokta
ya dikkat etmeye arda bulunmakla yetinelim. Uzamn hibir ilikisine
dair kkensel bir bilgiye grme yoluyla sahip olamayacamz bir an
iin varsayalm. Grsel biim, grsel rlyef, grsel mesafe, bu durumda
dokunsal alglarn sembolleri olurlar. Ama bu sembolizmin niin baarl
olduunun bize sylenmesi gerekir. te biim deitiren ve hareket eden
nesneler. Grme, belirli deiimler saptar, ardndan da dokunma bunlar
dorular. Demek ki, grsel ve dokunsal iki dizide ya da bunlann nedenleri
iinde, bunlan birbirine denk dren ve paralelliklerinin srekliliini
salayan bir ey vardr. Bu ban ilkesi nedir?
ngiliz idealizmi iin bu herhangi bir deus ex machina olabilir ve sonuta
gizeme varrz. Kaba gerekilik iinse, duyumlarn kendi aralarndaki
denklik ilkesi, duyumlardan ayr bir uzamda bulunur; ama bu doktrin
gl geriye atar ve hatta iddetlendirir, nk uzam iindeki homojen
bir hareketler sisteminin, bu hareketlerle hi alakas olmayan eitli
duyumlar nasl artrdn bize sylemesi gerekir. Biraz nce, grsel
uzay algsnn imgelerin basit arm yoluyla douunda gerek bir ex
nihilo yarat varm gibi gelmiti; bu durumda, tm duyumlar hiten doar
ya da en azndan duyuma yol aan hareketle hi alakalan yoktur. znde,
bu ikinci teori birinciden sanldndan daha az farkldr. Amorf uzam,
birbirini iten ve arpan atomlar, atfedilen istisnai nem nedeniyle
dier alglardan kopartlm ve nesnelletirilmi alglardan baka bir ey
asla deildir; bu alglar, simge halini alm dier alglardan ayrt edilmek
iin bamsz gereklikler haline getirilmilerdir. Bu ilem srasnda
ieriklerinin bir blmnden yoksun kalmlardr; btn duyular do
kunma duyusunda topladktan sonra, dokunma duyusunda, dokunsal
algnn soyut emasndan baka bir ey kalmamtr ve d dnya da
bununla kurulmak istenir. Bir yanda bu soyutlama ve dier yanda duyum
lar varken, bunlar arasnda olas iletiim yokluuna armak gerekir
mi? Ama hakikat udur ki, uzam bizim dmzda olmad gibi, iimizde
de deildir; keza, ayrcalkl bir duyum grubuna da ait deildir. Btn
14)

Bu konuda bkz.: Paul Janet, La perception visuelle de la distance, R e v u e


1879, c. VII, s. 1 ve devam. William James, Principles o f Psychology, c. II,
blm XXII. Uzayn grsel algs konusunda kr.: Dunan, Lespace visuel et lespace
tactile (R evu e p h ib so p h iq u e , ubat ve Nisan 1888, Ocak 1889).

philosophique,

1 6 0 MADDE VE BELLEK

duyumlar uzayla benzer niteliktedir; hepsi de uzayn iinde az ok derin


kkler salarlar; ve kaba gerekiliin glkleri, -duyumlann kendi arala
rndaki akrabal, sonsuz ve bo uzam biiminde kavranp ayr bir yere
konduundan- bu duyumlarn ne uzayla benzer nitelikte olduunu ne
de kendi aralarnda denklik kurduklarn grebiliyor olmamzdan kay
naklanr.
Tm duyumlarmzn birka derece yaylabilir olduu fikri, ada
psikolojiye giderek daha fazla nfuz etmektedir. Yayhmllktan15yok
sun ya da hacim duygusundan16 yoksun duyum olmad gr, pek
de haksz saylmayacak biimde savunulur. ngiliz idealizmi, uzayn teke
lini dokunsal algya ayrma iddiasndayken, dier duyular bize dokunma
nn verilerini hatrlattklar lde uzamn iinde uygulanrlar. Daha
dikkatli bir psikoloji ise, tersine, bize tm duyumlan balangta yaylabi
lir kabul etme zorunluluunu gsterir ve bu zorunluluu kukusuz ki
giderek daha fazla gsterecektir; bunlara zg uzay, dokunsal uzayn ve
de kukusuz grsel uzayn yksek younluu ve yararll nnde solar
ve silinir.
Bu ekilde anlalan uzam, sabitliin ve sonsuzca blnebilirliin
simgesidir. Somut uzay, yani hissedilir niteliklerin eitlilii, uzamn
iinde deildir; biz uzam uzayn iine koyuyoruz. Gerek hareketin ze
rinde durduu dayanak uzam deildir; tersine, uzam onun zerine koyan
gerek harekettir. Ama ncelikle maddi yaamm ifade rahatl ve gerek
leriyle megul olan imgelemimiz, terimlerin doal dzenini altst etmek
ten holanr. Aka ortada olan sabitlii zellikle aa ihtiyalanmzn
deimezliini yanstan, tamamen ina edilmi, hareketsiz bir imgeler
dnyasmda dayanak noktasn aramaya alm olan imgelemimiz, hare
ketlilik ncesi kmltszla inanmaktan, bu kmltszl iaret noktas
olarak ele almaktan, bunun iine yerlemekten ve sonunda, hareketin
iinde bir mesafe deiimini, hareketten nce gelen uzam grmekten
kamamaz. Bu durumda, homojen ve sonsuzca blnebilir bir uzamn
iinde, bir gzergh izecek ve konumlan sabitleyecektir: ardndan, hare
keti gzergha kar uygulayarak, onun bu izgi gibi blnebilir olmasn
15) Ward, E ncyclop. B rita n n ic a m n Psikoloji maddesi.
16) W. James, Principles o f Psychology, c. II, s. 134 ve devam. Bu arada unu belirtelim
ki, gerektiinde, bu gr Kanta atfedilebilir, nk T ra n sen d a n ta l E ste tik uzam iindeki
uzantlaryla ilgili olarak eitli anlamlarn verileri arasnda farkllk grmez. Ama
Eletirinin bak asnn psikolojinin bak asndan tamamen farkl olduunu ve alg
nihai biimine eritiinde, Eletirinin konusu asndan, tm duyumlarmzn so n u m la
uzam iinde yerinin belirlenmesinin yeterli olduunu unutmamak gerekir.

MGELERN SINIRLANDIRILMASI VE SABTLENMES 161

ve onun gibi, nitelikten yoksun olmasn isteyecektir. zellikle gerein


ters yz olmasn temsil eden bu fikre uygulanan idrak gcmzn burada
elikiden baka bir ey kefetmemesi artc mdr? Hareketler uzamla
bir tutulduunda, bu homojen hareketler uzam olarak grlr; ve bunlar
arasnda yalnzca hesaplanabilir yn ve hz farkllklar grmek istendi
inde, hareket ile nitelik arasndaki her iliki ortadan kaldmlm olur.
Bu durumda hareketi uzamn iine kapatmaktan, nitelikleri bilince
kapatmaktan ve hipotez gerei asla birbirine kavuamayacak olan bu iki
paralel dizi arasnda esrarengiz bir denklik oluturmaktan baka bir ey
kalmaz geride. Bilince geri gnderilen hissedilir nitelik, uzay yeniden
elde etmekte gsz kalr. Uzama srlen, zellikle de tek bir andan
bakasnn olmad ve her eyin daima yeniden balad soyut uzama
srlen hareket, kendi z olan imdiki zaman ile gemiin bu dayan
masndan vazgeer. Ve algnn bu iki vehesi olan nitelik ve hareket
eit bir karanla brndnden, kendi iine kapal ve uzama yabanc
bir bilincin uzamda vuku bulan eyi ifade ettii alg fenomeni bir gizem
halini alr. Tersine, her trl basmakalp yorumlama ya da l fikrini
bir yana brakp, dolaysz gereklikle yz yze gelelim: Alg ile alglanan
ey arasnda, nitelik ile hareket arasnda almaz bir mesafe, temel bir
farkllk bulamayz.
Bylece, laf olduka uzattktan sonra, bu kitabn birinci blmnde
ortaya kardmz sonulara gelmi olduk. Algmzn esasen tinimizde
olmaktan ziyade eylerde bulunduunu; bizim iimizde olmaktan ziyade
dmzda olduunu sylemitik. eitli trlerdeki alglar, gerekliin
-ayn miktardaki- doru ynlerini belirler. Ama nesnesiyle akan bu
algnn, fiilen varolmaktan ziyade teorik olarak varolduunu ekleyelim:
apansz vuku bulur. Somut algda bellek mdahale eder ve hissedilir
niteliklerin znellii, zellikle, yalnzca bir bellek olarak balayan bilinci
mizin bu nitelikleri birbiri iinde srdrmesine ve bylece onlar biricik
bir sezgi iinde, anlarn bir oulluu iinde bzmesine, buna indirge
mesine baldr.
Bylelikle, bilin ve madde, ruh ve beden, algnn iinde temasa geer
ler. Ama bu fikir bir yanyla karanlkta kalr, nk bizim algmz -ve
dolaysyla bilincimiz- maddeye atfedilen blnebilirlie katlyormu
gibi gzkr. kici hipotezde, alglanan nesne ile alglayan znenin ksmi
akmasn kabul etmekten doal olarak tiksinti duymamzn nedeni,
nesne bize z gerei sonsuzca blnebilir geleceine, algmzn blnmez
birliinin bilincinde olmamzdr. Yaylm bir okluun karsna yerle
mi bilincin, yaylmz duyumlarla birlikte olduu hipotezi buradan

162 MADDE VE BELLEK

kaynaklanr. Ama eer maddenin blnebilirlii tamamen bizim madde


zerindeki eylemimizle ilikiliyse, yani maddenin grnmn deitire
bilme yeteneimizle ilikiliyse; bu blnebilirlik, maddenin kendisine
deil, bu maddeyi etkimiz sayesinde drmek iin altna gerdiimiz
uzama aitse; bu durumda glk ortadan kalkar. Btn iinde dnlen
yaylm madde, her eyin dengelendii, birbirini dnledii ve etkisizle
tirdii bir bilin gibidir; algmzn blnmezliini gerekten sunar; yle
ki, tersine, maddenin yaylmndan bir eyleri kendi algmza hi utanp
sklmadan atfedebiliriz. Eylemin nyarglar olarak adlandrabileceimiz
eyden kendimizi ne kadar ok yoksun brakrsak, bu iki terim -alg ve
m adde- birbirine o lde ynelir: Duyum yeniden genilik kazanr,
somut uzay kendi doal srekliliine ve blnmezliine yeniden brnr.
Ve, iki terim arasnda almaz bir engel gibi ykselen homojen uzamn,
bir emadan ya da bir simgeden baka gereklii yoktur. Maddenin zerin
de etkide bulunan bir varln yaklamlarn ilgilendirir, ama maddenin
z zerine speklasyonda bulunan bir tinin almasn ilgilendirmez.
Buradan yola karak, tm aratrmalanmzm yneldii sorun, ruh
ile bedenin birlii sorunu belli ller iinde aydnlanr. kici hipotez
iinde bu sorunun anlalmazl, maddeyi esasen blnebilir olarak ka
bul etmekten ve her ruh halini de kesinlikle yaylmsz olarak kabul
etmekten kaynaklanr; yle ki, iki terim arasndaki iletiim kesilerek
balanr. Ve bu ikili postulat derinletirerek, burada, maddeyle ilgili
olarak, somut ve blnmez uzayn, onun altndaki blnebilir uzamla
kartrlmas kefedilir; tinle ilgili olarak ise, yaylm ile yaylmszlk
arasnda kademeler olmad, gei ihtimalinin olmad eklindeki
yanltc fikir kefedilir. Ama bu iki postulat ortak bir hatay barndnyorsa; fikirden imgeye ve imgeden duyuma tedrici bir gei varsa; edimsellie
doru, yani eyleme doru evrildii lde ruh hali yaylma daha fazla
yaklayorsa; nihayet, bu yaylm, bir kez eriildiinde, blnmeden kal
yorsa ve bylelikle, ruhun birliiyle hibir biimde uyumuyorsa; bu
durumda, tinin katksz alg edimi iinde maddenin zerine konabilece
i, sonu olarak onunla birleebilecei, ama yine de ondan kkten ayn
kald anlalr. Maddeyle birletii durumda bile bellek olmasyla, yani
gemi ile imdinin gelecei amalayan sentezi olmasyla; maddeden
yararlanmak iin ve bedenle birliinin varlk nedeni olan eylemler yoluyla
tezahr etmek iin bu maddenin anlarn bzmesiyle, indirgemesiyle
maddeden ayrlr. Dolaysyla, bu kitabn banda, beden ile tinin aynmnn uzama gre deil, zamana gre saptanmas gerektiini sylerken
haklydk.

MGELERN SINIRLANDIRILMASI VE SABTLENMES 163

Kaba ikiciliin yanll, uzama gre konumlanmasdr; bir yana,


uzam iinde deiimleriyle birlikte maddeyi ve dier yana da bilin iin
deki yaylmsz duyumlan koymasdr. Tinin beden zerinde ya da bede
nin tin zerinde nasl etkide bulunduunu anlamann imknszl bura
dan kaynaklanr. Olgunun klk deitirmi saptamalarndan baka bir
ey olmayan ve olamayan hipotezler buradan kaynaklanr: bir paralellik
fikri ya da nceden olumu uyum fikri. Ama bir bellek psikolojisi ya da
bir madde metafizii oluturma imknszl da buradan kaynaklanr.
Bu psikoloji ile bu metafiziin dayanma iinde olduunu; ve glk
lerin, zne ile nesnenin akt katksz algdan yola karak bu iki
terimin geliimini karlkl sreleri iinde tevik eden ikicilik iinde
yattn saptamaya altk: Madde, analizinde ne kadar ileri gidilirse,
birbirlerinin sonucu olan, dolaysyla dengelenen sonsuzca hzl anlann
ardklndan baka bir ey olmama eilimi gsterir; tin algnn iinde
zaten bellektir ve kendini imdiki zaman iinde gemiin bir uzants
olarak, bir ilerleme, gerek bir evrim olarak ortaya koyar.
Ama bedenin tinle ilikisi giderek ak seik bir hal almyor mu?
Uzamsal bir ayrmn yerine zamansal bir ayrm koyuyoruz: iki terim
birlemeye daha fazla m yatkndr? Birinci ayrmn kademe iermediini
saptamak gerekir: Madde uzamn iindedir, tin uzamn dndadr; ara
larnda gei olasl yoktur. Tersine, tinin en mtevaz ilevi eylerin
sresinin ardk anlarn birbirine balamaksa, maddeyle temasa bu
ilem ierisinde geiyorsa ve yine ncelikle bu ilem iinde maddeden
aynlyorsa, madde ile tam anlamyla gelimi tin arasnda, yalnzca belir
siz deil ayn zamanda akla yatkn ve zerinde dnlm eyleme mukte
dir tin arasnda sonsuz kademe olduu dnlr. Yaamn byyen
younluunu len bu ardk kademelerin her biri, srenin daha yksek
bir gerilimine karlk verir ve duyumsal-devindirici sistemin daha b
yk bir geliimiyle -darda- ifade bulur. Bu durumda bu sinir sistemi
dikkate alnyor mu? Bu sinir sisteminin byyen karmakl, canl
varln faaliyetine giderek artan bir serbestlik, tepki gstermeden nce
bekleme ve alglanan uyarty hareket ettirici mekanizmalarn giderek
zenginleen eitliliiyle ilikiye sokma yetisi salayacak gibi gr
necektir. Ama bu yalnzca dansdr; ve canl varla madde karsnda
daha byk bir bamszlk salyor gzken sinir sisteminin daha kar
mak rgtlenmesi, bu bamszl bile maddi olarak simgelemekten
baka bir ey yapmaz, yani varln, eylerin ak ritminden kurtulmasn,
gelecee daha derinden etki edebilmek iin gemii daha iyi kavramay
salayan i gc, ksacas, szce verdiimiz zel anlamda, belleini

1 6 4 MADDE VE BELLEK

simgeler. rnein, kaba madde ile dnme en yatkn tin arasnda


bellein olas tm younluklar ya da -ayn anlama gelmek zere- tm
zgrlk kademeleri vardr. Birinci hipotezde, tin ile bedenin ayrmn
uzam terimleriyle ifade eden hipotezde, beden ile tin dik ayla kesien
iki demiryolu gibidirler; ikinci hipotezde ise, raylar bir eriyle birleirler
ve bylelikle bir yoldan tekine hissetmeden geilir.
Ama buradaki grntden baka bir ey midir? Kelimenin gerek
anlamyla madde ile en mtevaz zgrlk ya da bellek kademesi arasn
daki ayrm belirgin ve kartlk da yok edilemez kalmaz m? Kukusuz ki
evet; ayrm varln srdrr, ama birlik de mmkn bir hal alr, nk
-ksmi akmann kkl biimi altnda- katksz alg iinde verili
olur. Kaba ikiciliin glkleri, iki terimin birbiriyle ayrmasndan deil,
ikisinden birinin dierine nasl eklendiinin grlememesinden kaynak
lanr. Oysa, gstermi olduumuz gibi, tinin en alt kademesi olan katk
sz alg, belleksiz tin, gerekten de bizim anladmz anlamda maddenin
parasdr. Daha da teye gidelim: Bellek, maddenin hibir ekilde nce
den sezemedii ve kendince taklit edemeyecei bir ilev olarak mdaha
lede bulunmaz. Madde gemii hatrlamyorsa, gemii hi durmadan
tekrarlad iindir; zorunlulua tabi olarak, her biri ncekine denk olan
ve birbirinden kartlabilecek bir dizi an ortaya koyduu iindir: Bylece,
maddenin gemii gerekten de imdiki zamannda verilidir. Ama az
ok serbeste evrilen bir varlk yeni bir eyi her an yaratr: Dolaysyla
eer gemi maddenin iinde an durumunda birikiyor olmasayd, gemi
ini imdiki zamannda okumaya bouna allrd. Bylece, bu kitapta
nceden defalarca ortaya km bir metaforu tekrar kullanrsak, gemiin,
madde tarafndan edimde bulunabilir olmas ve tin tarafndan da hayal
edilebilir olmas benzer nedenlerle gerekmektedir.

zet ve Sonu

I. - Olgulardan kardmz ve muhakeme yoluyla onayladmz fikir,


bedenimizin bir eylem -ve yalnzca eylem- aleti olduudur. Bir tasarm
hazrlamaya -hele ki aklamaya- hibir kademede, hibir anlamda, hi
bir veheyle hizmet etmez. Dsal alg sz konusu olduunda ne olur?
Beynin algsal denen yetileri ile omuriliin refleks ilevleri arasnda
yalnzca bir kademe farkll vardr; yoksa yap farkll deil. Omurilik
ald uyanmlan az ok zorunlu olarak icra edilen hareketlere dnt
rrken, beyin de bu uyarmlar az ya da ok serbeste seilmi hareket
ettirici mekanizmalarla ilikiye sokar; ama beynin alglarmzda akla
d ey, bizim balanm, hazrlanm ya da esinlenilmi eylemlerimizdir;
yoksa alglarmzn kendisi deildir. An sz konusu olduunda ne olur?
Beden, gemile yeniden oynayabilen hareket ettirici alkanlklar
korur; gemiin dahil olabilecei tavrlar yeniden benimseyebilir; veya
hut, eski alglar srdrm baz beyinsel fenomenlerin tekrar yoluyla,
anya gncellikle bir ba noktas salayacaktr, yitirilmi bir etkiyi imdiki
gereklik zerinde yeniden ele geirmenin bir yolunu salayacaktr: ama

16 6

MADDE VE BELLEK

beyin, anlan ya da imgeleri hibir durumda depolamayacaktr. Dolay


syla, ne algda, ne bellekte, ne de -haydi haydi- tinin yksek ilemle
rinde, beden, tasarma dorudan katkda bulunur. Bu hipotezi eitli
veheleri altnda gelitirerek, bylece ikicilii ar noktaya vardrarak,
beden ile tin arasnda almaz bir uurum amz gibi gelmektedir bize.
Gerekte, onlar yaknlatrmann ve birletirmenin olas tek yolunu
belirtmi oluyoruz.
II. - Bu problemin, kh kaba ikicilik iinde, kh materyalizm ve idea
lizm iinde ortaya att tm glkler, alg ve bellek fenomenleri iinde,
fizii ve ahlak birbirinin sureti olarak kabul etmekten kaynaklanr. Be
nim yerim, glge-fenomen olarak bilin materyalist bak as m
olacak? Baz beyin fenomenlerinin niin bilince elik ettiini anlamyo
rum; yani, ncelikle ortaya konmu olan maddi evrenin bilinli tekrar
nn ne ie yaradn ya da nasl meydana geldiini anlamyorum. dealiz
me mi geiyorum? O zaman kendime yalnzca algy vermi olurum ve
bedenim de bu alglardan biri olur. Ama, alglanan imgelerin, bedenim
olarak adlandrdm eyin ok hafif deiimleriyle tepeden trnaa altst
olduklarn gzlem yoluyla grrken (nk grsel evrenimin yok olup
gitmesi iin gzlerimi kapamam yeterlidir), bilim btn fenomenlerin
birbiri ardna gelmesi gerektii ve sonularn nedenlerle kesinlikle oran
tl olduu belirli bir dzene uyarak birbirlerini koullamalan gerektii
konusunda beni temin eder. Dolaysyla, bedenim olarak adlandrd
m ve her yerde peimden koan bu imgenin iinde, bedenimin etrafnda
birbiri pei sra gelen imgelerin denklerini -bu kez gayet kurall ve ken
dilerini birbirlerine gre tpatp ayarlayan denklerini- aramak zorunda
kalacam: Bu ekilde tekrar karlatm beyin hareketleri, yeniden
alglarmn sureti olacaklardr. Bu hareketlerin hl alg olarak, muh
temel alglar olarak kalacaklar dorudur; yle ki bu ikinci hipotez die
rinden daha kavranlr olur; ama, buna karlk, eylere dair benim gerek
algm ile eylere hibir biimde benzemeyen baz beyin hareketlerini
muhtemel kavraym arasnda aklanamaz bir denklii varsaymas gere
kecektir. Daha yakndan bakarsak, her idealizmin sakncasnn burada
olduu grlecektir; algda bize beliren dzenden bilimde bize baarl
gelen dzene bu geite yatmaktadr; ya da, daha zel olarak Kant idea
lizm sz konusu olduunda, duyarllktan idrak gcne geitedir. Bu
durumda, kaba ikicilik kalr geriye. Bir yana maddeyi ve dier yana tini
koyacam ve beynin hareketlerinin benim nesneleri tasarlamamn ne
deni ya da vesilesi olduklann varsayacam. Ama eer nedenseler, tasa-

ZET VE SONU 167

nm meydana getirmeye yeterliyseler, materyalist glge-fenomen olarak


bilin hipotezine aama aama tekrar derim. Eer yalnzca benim
tasarmmn vesilesiyseler, bu tasarma hibir biimde benzemedikleri
iindir; ve bu durumda, maddeyi tasanmmda ona verdiim tm zellik
lerden soyarak, idealizme geri dnm olurum. dealizm ve materyalizm,
demek ki, bu trden ikiciliin daima arasnda salnaca iki kutuptur; ve
tzlerdeki ikicilii korumak iin bunlan ayn dzeye yerletirmeye karar
verdiinde, onlar ayn asl metnin iki tercmesi olarak, tek ve ayn
ilkenin nceden kurala balanm iki paralel alm olarak grme ve
bylelikle karlkl etkilerini inkr etme ve kanlmaz sonu olarak
zgrl feda etme eilimine girer.
imdi, bu hipotezin altna baktmzda, bunlarda ortak bir z
kefediyorum: Bunlar, tinin temel ilemlerini -alg ve bellek- katksz
bilgi ilemleri olarak gryorlar. Bilincin kkenine yerletirdikleri ey,
kh dsal bir gerekliin yararsz suretidir, kh tamamen yansz bir ente
lektel yapmn tl maddesidir: ama, algyla eylemin ve anyla davrann
ilikisini daima ihmal ederler. Oysa, yansz bir bellek ve alg, ideal bir
snr olarak kukusuz ki tahayyl edilebilir; ama aslnda alg ile bellek
eyleme dnktrler, beden bu eylemi hazrlamaktadr. Sz konusu olan
alg mdr? Sinir sisteminin byyen karmakl, almlanan uyarm
hareket ettirici aygtlarn giderek nem tayan eitliliiyle ilikiye
sokar ve bylece giderek daha fazla sayda eylem olaslna ezamanl
olarak kalktrr. Bellei mi ele alyoruz? Bellein ilk ilevi, imdiki
zamandaki bir algyla benzeen tm gemi alglan anmak, ncekini ve
sonrakini bize hatrlatmak, bylece en yararl karan bize telkin etmektir.
Ama hepsi bu deil. Srenin oklu anlarn tek bir sezgi iinde bize
kavratarak, bizi eylerin ak hareketinden, yani zorunluluun ritminden
kurtanr. Bu anlan tek bir nn iine ne kadar yabilirse, madde zerinde
bize salayaca etki de o lde salam olur; bylece, canl bir varln
bellei ncelikle eyler zerindeki eyleminin gcn lebilir gzkr
ve yalnzca entelektel bir yank olur. Dolaysyla, hakiki ilke olarak bu
eyleme gcnden yola kalm; bedenin bir eylem merkezi olduunu,
yalnzca bir eylem merkezi olduunu varsayalm ve alg iin, bellek iin
ve bedenin tinle ilikileri iin buradan hangi sonulann kaynaklana
cana bakalm.
111.
- ncelikle alg iin. te, alglama merkezleriyle birlikte bede
nim. Bu merkezler uyanlr ve bende eylerin tasarm oluur. Dier yan
dan, bu uyarmlarn benim algm ne retebileceini ne tercme edebile

1 6 8 MADDE VE BELLEK

ceini varsaydm. Dolaysyla algm bu uyarmlarn dndadr. Nerededir


peki? Hi tereddt etmem: Bedenimi ortaya koyarak, belli bir imgeyi
ortaya koydum, ama bu imgeden yola karak tm dier imgeleri ortaya
koydum, nk niteliklerini, belirlenimlerini, sonu itibaryla varoluu
nu evrenin btnnde igal ettii yere borlu olmayan maddi nesne
yoktur. Dolaysyla benim algm, bizzat bu nesnelerin bir eyi olabilir
yalnzca; nesneler algmn iinde deil, algm nesnelerin iindedir. Ama
tam olarak bu nesnelerin nesidir? Benim algmn, duyumsal denen sinir
uyarmlarnn tm ayrntsn izler gzktn grmekteyim; dier yan
dan da, bu uyarmlarn rolnn yalnzca benim bedenimin evredeki
bedenler/cisimler zerindeki tepkilerini hazrlamak olduunu, benim
gcl eylemlerimi ana hatlaryla belirtmek olduunu biliyorum. Demek
ki alglamak, benim bedenimin nesneler btn zerindeki olas eyle
mini bu btnden koparmaktan ibarettir. Bu durumda alg bir ayklama
dan baka bir ey deildir. Hibir ey yaratmaz; tersine, onun rol, imgeler
btnnden benim hibir etkimin olmad imgeleri elemektir, sonra
da, kendi bana kalan imgelerin her birinden bedenim diye adlandr
dm imgenin ihtiyalarn ilgilendirmeyenleri elemektir. Katksz
alg olarak adlandrdmz eyin ok sadeletirilmi aklamas, ematik
tarifi en azndan budur. Gerekilik ile idealizm arasnda aldmz tavn
hemen belirtelim.
Her gerekliin bilinle bir akrabal, bir benzeimi, bir ilikisi olma
s, idealizmin kabul ettiimiz yandr; bu yzden eylere imgeler diyoruz.
Hibir felsefi doktrin, kendisiyle uyum iinde olduu srece, bu sonutan
zaten kaamaz. Ama tm bilinli varlklarn, gemi, imdiki ve olas,
tm bilin halleri bir araya getirilse bile, bize gre, maddi gerekliin
ancak kck bir ksm ele alnm olur, nk imgeler algy her yandan
geride brakrlar. Bilimin ve metafiziin, algmzn ancak birka halkasma
sahip olduu bir zinciri btnyle onararak oluturmak istedii ey zel
likle bu imgelerdir. Ama alg ile gereklik arasnda, bylelikle, parabtn ilikisini oluturmak iin, algya, eylemleri hazrlamak olan gerek
roln brakmak gerekir. dealizmin yapmad ey de budur. Algda
kendini gsteren dzenden bilimde baar gsteren dzene gemekte;
yani, duyumlarmzn birbirlerini izleyiindeki olumsallktan doadaki
fenomenleri birbirine balayan determinizme gemekte -biraz nce sy
lediimiz gibi- niin baarsz kalr? Bunun nedeni, zellikle, algnn
iinde bilince kurgusal bir rol atfetmesidir; yle ki, iki duyumdan - r
nein- kincinin birinciden tremesini salayan aralar bu duyumlar
arasndan karvermekte bu bilincin ne kar olduu hi anlalmaz.

ZET VE SONU 169

Bu durumda karanlkta kalan ey, bu aralar ile onlann kesin dzenidir;


bu aralar ya -Millin deyimiyle- olas duyumlar halini alr ya da, Kantn
yapt gibi, bu dzen, gayri ahsi idrak gc tarafndan yerleik eski altyap
lara atfedilir. Ama benim bilinli algmn tamamen pratik bir ynelimi
olduunu, eylerin btn ierisinde, yalnzca onlar zerinde benim olas
eylemimi ilgilendiren eyi belirttiini varsayalm: Geri kalan her eyin
benden katn ve, bununla birlikte, tm geri kalann algladm ey
le ayn nitelikte olduunu anlarm. Bu durumda benim madde algm ne
-ngiliz idealizmi iin olduu gibi- zneldir, ne de -Kant idealizmin
istedii gibi- nispidir. znel deildir, nk benim iimde olmaktan ziyade
eylerin iindedir. Nispi deildir, nk fenomen ile ey arasnda,
grnm ile gereklik ilikisi deil, yalnzca para-btn ilikisi vardr.
Buradan gerekilie geri dnm gzkyoruz. Ama gerekilik, eer
temel bir noktada dzeltilmezse, idealizm kadar kabul edilemezdir; hem
de ayn nedenle. dealizmin, algda kendini gsteren dzenden bilimde
baar gsteren dzene, yani gereklie geemeyeceini sylemitik. Ter
sine, gerekilik de gereklikten onun hakknda sahip olduumuz dolay
sz bilgiyi ekip karmakta baarsz kalr. Gerekten de, kaba gereki
likte miyiz? Bir yanda, uzam iinde dalm, az ok bamsz paralardan
oluan oklu bir madde vardr; dier yanda ise, onunla hibir noktada
temas edemeyen bir tin vardr; tabii eer -materyalistlerin istedii gibi
kavranamaz glge-fenomen deilse. Tercihen Kant gerekilii mi ele
alalm? Kendinde ey -yani gerek- ile bilgimizi ina ettiimiz hissedilir
eitlilik arasnda kavranabilir hibir iliki, hibir ortak l yoktur.
imdi, gerekiliin bu iki u biimini derinletirerek, bunlarn ayn
noktaya doru yneldiklerini grrz: her ikisi de homojen uzam, zek
ile eyler arasnda bir engel olarak dikerler. Naif gerekilik bu uzam,
eylerin asl kalaca gerek bir ortam haline getirir; Kant gerekilik,
burada, duyum okluunun koordine olduu ideal bir ortam bulur; ama
her ikisi iin de bu ortam, gelip buraya yerleen iin zorunlu koul olarak,
nce verilidir. Ve bu ortak hipotez de derinletirildiinde, homojen uzama
yansz bir rol atfetmekten ibaret olduu grlr; yani bu uzam ya maddi
gereklii destekleyici bir hizmette bulunur, ya da -yine tamamen kur
gusal olarak- duyumlann kendi aralarnda koordine olmalarn salama
ilevini yerine getirir. yle ki, gerekiliin anlalmazl, tpk idealiz
min anlalmazl gibi, bizim bilinli algmz ve bilinli algmzn koul
larn eyleme doru deil, katksz bilgiye doru ynlendirmesinden
kaynaklanr. Ama imdi bu homojen uzamm, mantksal olarak, maddi
eylerden ve bunlara dair sahip olabileceimiz katksz bilgiden nce

170

MADDE VE BELLEK

deil, sonra geldiini varsayalm; uzayn uzamdan nce geldiini varsaya


lm; homojen uzamn bizim eylemimizi ve yalnzca bizim eylemimizi
kapsadn, maddi srekliliin altna -bakim olabilmek iin; faaliyet
lerimiz ve ihtiyalarmz istikametinde paralara ayrabilmek iin- gerdi
imiz sonsuzca blnm bir a gibi olduunu varsayalm. Bu durumda,
her eyi bize tm dier eyler zerinde etkide bulunurken, dolaysyla bir
anlamda uzayn btnln igal ederken gsteren bilime erimeyi
baarmakla kalmayz yalnzca (elbette ki biz bu eyin yalnzca merkezini
fark ederiz ve bedenimizin onun zerinde artk etkide bulunamad
noktada bu eyin snrlarn durdururuz). Metafizikte, uzam iindeki
blnebilirliin ortaya kard elikileri, gstermi olduumuz gibi,
eylemin ve bilginin iki bak asnn ayrlmamasndan srekli doan
elikileri zmeyi ya da yumuatmay baarmakla kalmayz yalnzca.
zellikle, gerekiliin genileyen eyler ile bunlara dair alglannz ara
ma diktii almaz engeli de devirmeyi baanrz. Gerekten de, bir yana,
oklu ve blnebilir dsal bir gereklii, dier yana ise uzaya yabanc ve
onunla muhtemel ilikisi olmayan duyumlar koyarak, somut uzayn
gerekten blnmediini, stelik, dolaysz algnn da gerekten yaylmsz
olmadn fark ederiz. Gerekilikten yola karak, idealizmin bizi y
nelttii ayn noktaya geri dneriz; algy yeniden eylerin iine yerleti
ririz. Ve, her iki tarafn da hi tartmasz kabul ettikleri ve aralarndaki
ortak snr oluturan postulat uzak tuttuumuz lde, gerekilik ile
idealizmin bir arada akmaya ok yakn olduklarn grrz.
zet olarak, genileyen bir sreklilik varsayarsak ve bu srekliliin
iinde de bedenimizin simgeledii gerek eylem merkezini varsayarsak,
bu faaliyetin , her an etkide bulunaca maddenin btn blmlerini
aydnlatr gibi gelir. Bedenimizi maddenin iinde paralara ayrm olan
ayn ihtiyalar, ayn eylem gc, bizi evreleyen ortamn iinde ayr
bedenleri snrlandracaktr. Sanki dardaki eylerin gerek eylemini,
bu eylemi durdurmak ve gcl eylemi yakalamak iin szdmyormuuz
gibi cereyan eder her ey: eylerin bedenimiz zerindeki ve bedenimizin
eyler zerindeki gcl eylemi bizim algmzdr. Ama bedenimizin evre
mizdeki cisimlerden/bedenlerden ald uyanmlar, domakta olan tepki
leri, tz ierisinde, hi durmadan belirlediinden; ve bylelikle beyin
tznn bu isel hareketleri, bizim eyler zerindeki olas eylemimizin
ana hatlarn her an verdiinden, beynin durumu tpatp algya denk
der. Beynin durumu algnn ne nedeni ne sonucudur, ne de -hibir
anlamda- suretidir: yalnzca algy srdrr; alg bizim gcl eylemimiz,
beynin durumu ise balayan eylemimizdir.

ZET VE SONU 171

IV.
- Ama bu katksz alg teorisi, ayn anda iki noktada yumua
tlmak ve tamamlanmaldr. Gerekten de, gereklikten mevcut haliyle
kopmu bir para gibi olan bu katksz alg, baka bedenlerin/cisimlerin
algsna kendi bedeninin algsn, yani duygulanmlann kartrmayan;
keza gncel an sezgisine de baka anlarn sezgisini, yani anlann kar
trmayan bir varla aittir. Baka deyile, incelemenin kolayl asndan,
ncelikle canl bedeni uzamn iinde matematik bir nokta olarak ve
bilinli algy da zaman iinde matematik bir an olarak ele aldk. Bedene
kendi geniliini, algya da sresini geri vermek gerekir. Bylelikle,
bilincin iine iki znel unsurunu yeniden katm oluruz: duyumsallk
ve bellek.
Duyumsallk nedir? Algmzn, bizim bedenimizin dier bedenler
zerindeki olas eylemini belirttiini sylemitik. Ama bizim bedenimiz,
genilemi olarak, kendi zerinde olduu kadar bakalar zerinde de
etkide bulunabilir. Dolaysyla, bizim algmza bedenimizden bir eyler
girecektir. Bununla birlikte, evredeki bedenler/cisimler sz konusu oldu
unda, bunlar, hipotez gerei, az ya da ok nemli bir uzam araclyla
bizim bedenimizden ayrdrlar; bu uzam, onlarn vaatlerinin ya da tehdit
lerinin zaman iindeki uzakln ler: bu nedenle, bu bedenlere/cisimIere dair algmz yalnzca olas eylemleri belirtir. Tersine, bu bedenler/
cisimler ile bizimki arasndaki mesafe azaldka, olas eylem de gerek
eyleme dnr; mesafenin nemi azaldka eylem de o kadar aciliyet
kazanr. Ve bu mesafe sfra indiinde, yani alglanacak beden/cisim bizim
kendi bedenimiz olduunda, algnn belirttii, gcl deil gerek bir
eylemdir. zellikle acnn doas byledir: hasar grm blmn her
eyi yerli yerine koymak iin edimsel abas; ancak btnsel etkide bulu
nabilen bir organizmada yerel, tek bana braklm ve hatta baarszla
mahkm aba. Demek ki ac, meydana geldii yerdedir; tpk nesnenin,
algland yerde olmas gibi. Hissedilen duyum ile alglanan imge arasnda
u fark vardr ki, duyum bizim bedenimizin iindedir, imge bedenimizin
dnda. Bu nedenle, bedenimizin yzeyi, bu beden ile dier bedenlerin/
cisimlerin ortak snn, bize hem duyum biiminde hem de imge biimin
de verilmitir.
Duyumsal duyumun bu isellii bedenin znelliini olutururken,
nesnellikleri de genellikle imgelerin bu dsallmdadr. Ama almam
zn tm ak iinde peinden gittiimiz ve srekli yeniden doan yanlg
burada tekrar karmza kar. Duyum ile algnn kendileri iin var olmalan istenir, onlara tamamen speklatif bir rol atfedilir; ve bir olduklan
-ayn zamanda da onlar ayrt etmeye hizmet eden- bu gerek ve gcl

17 2

MADDE VE BELLEK

eylemler gz ard edildiinden, bunlar arasnda bir kademe farkll


grlemez. Bu durumda, (kapsad abann mulakl nedeniyle) duyumsal duyumun belli belirsiz bir yerinin olmasndan yararlanarak, yay
lmz olduu derhal sylenir; ve bu azaltlm duyumsallklar ya da yay
lmz duyumlar, uzamn iinde imgeler oluturduumuz malzemeleri sa
lar. Bylelikle, birer mutlak olarak ortaya koyduumuz bilin elerinin
ya da duyumlarn nereden geldiini aklayamadmz gibi, bu yaylmz
duyumlarn koordine olmak iin uzamla nasl bulutuklarn da aklayamamaya mahkm oluruz; keza, bu uzamda niin bir baka dzeni deil
de bu dzeni benimsediklerini de aklayanlayz; son olarak, btn insan
lar iin ortak, istikrarl bir deneyimi orada hangi arala oluturmay
baardklarn da aklayanlayz. Faaliyetimizin zorunlu sahnesi olan bu
deneyimin tersinden yola kmamz gerekir. Dolaysyla ncelikle katk
sz algya, yani imgeye sahip olmamz gerekir. Ve duyumlar, imgenin
kendini rettii malzeme olmann tesinde, bu durumda, tersine, buraya
karan katkllk olarak, kendi bedenimizden tm dier bedenlere yan
sttmz ey olarak belirecektir.
V. - Ama duyumda ve katksz algda kaldmz srece, tinle ilikide
olduumuzu zar zor syleyebiliriz. Glge-fenomen olarak bilin teorisi
karsnda, kukusuz ki, hibir beyinsel durumun bir algnn dengi olma
dn ileri sryoruz. Genel olarak imgeler arasndan alglarn ayklan
masnn zaten tinin habercisi olan bir seme ve saduyu etkisi olduuna
kuku yoktur. Nihayetinde, imgelerin btn olarak tanmlanan maddi
evrenin kendisinin de bir tr bilin olduuna kuku yoktur; bu bilincin
iinde her ey birbirini dnler ve etkisiz klar; bu bilincin olas tm
ksmlar, etkilere her zaman eit tepki gsterip birbirlerini dengeleyerek,
knt yapmay karlkl olarak engellerler. Ama tinin gerekliine te
mas etmek iin, bireysel bir bilincin, gemii bununla zenginleen bir
imdiki zamann iinde srdrerek ve koruyarak, gemiin yalnzca baka
bir biimde kendini tekrar eden bir imdiki zamann iinde hi durma
dan kendi ardndan gelmesini ve her eyin srekli akmasn isteyen
zorunluluun yasasndan kurtulduu noktaya yerlemek gerekir. Katk
sz algdan bellee geerek, maddeyi kesin olarak terk edip tine geeriz.
VI. - almamzn merkezini oluturan bellek teorisi, bizim katksz
alg teorimizin hem teorik sonucu hem de deneysel dorulanmas olma
lyd. Algya elik eden beyinsel durumlarn algnn ne nedeni ne de
sureti olmalar; algnn, fizyolojik birlikte-var-olanyla ilikisinin, gcl

ZET VE SONU

173

eylemden balam eyleme gei ilikisi olmas; olgular yoluyla saptayanlayacamz eydir, nk -sanki alg beyinsel durumun sonucuymu gibi
her ey bizim hipotezimizde cereyan edecektir. Gerekten de, katksz
alg iinde, alglanan nesne mevcut bir nesnedir, bizim bedenimizi dei
tiren bir bedendir. Dolaysyla imge edimsel olarak verilidir, ve bundan
byle olgular, beyinsel deiimlerin bedenimizin domakta olan tepkile
rini ana hatlaryla belirttiklerini ya da mevcut imgenin bilinli suretini
yarattklarn sylememizi (kendimizle ok eitsiz uyumamz pahasna
da olsa) yanszca salamaktadr. Ama bellein durumu tamamen farkldr,
nk an var olmayan bir nesnenin tasarmdr. Burada, iki hipotez zt
sonulara yol aacaktr. Nesnenin mevcut olduu bir durumda, bedeni
mizin bir hali nesnenin tasarmn yaratmamza imkn tanyorsa eer,
ayn nesnenin yokluu durumunda da bu halin yeterli olaca haydi
haydi sylenebilir. Dolaysyla, bu teori iinde, annn, ilk algya yol
aan beyinsel fenomenin yatm tekrarndan domas gerekecektir ve,
basite, zayflam bir algdan ibarettir. Buradan, u ikili tez ortaya kar:
Ant, beynin bir ilevinden baka bir ey deildir ve alg ile aru arasnda yalnzca
bir younluk fark vardr. Tersine, beynin durumu bizim mevcut nesne
algmz asla dourmuyor ama yalnzca bu algy srdryorsa, bu nesneye
dair hatrladmz any da devam ettirebilir ve sonuna vardrabilir,
ama any douramaz. Dier yandan, mevcut nesne algmz bu nesnenin
kendisinin bir eyi olduundan, mevcut olmayan nesne tasarmmz,
algdan tamamen farkl dzende bir fenomen olacaktr, nk varlk ile
yokluk arasnda hibir kademe, hibir orta yoktur. Buradan da, bir nce
kinin tersi olan ikili hipotez kaynaklanr: Bellek beynin bir ilevinden baka
eydir ve alg ile an arasnda kademe fark deil, yap fark vardr. ki teorinin
kartl, bu durumda, keskin bir biim alr ve bu kez deneyim onlar
birbirinden ayrabilir.
Teebbs ettiimiz dorulamann ayrntsna burada geri dnecek
deiliz. Yalnzca temel noktalar hatrlayalm. Anlarn muhtemelen
beyinzar maddesinde birikmesinden yana tm fiili argmanlar, yeri belli
bellek hastalklanndan kartlrlar. Ama eer anlar gerekten de beynin
iinde toplanyor olsalard, net unutkanlklara tanmlanabilir beyin lezyonlannn denk dmesi gerekirdi. Oysa, gemi yaammzn tm bir
dneminin, rnein, aniden ve kkl bir ekilde bellekten sklp atl
d hafza kayb durumlarnda, belirgin beyin lezyonlar gzlemlenmez;
ve, tersine, beyindeki yeri net ve kesin olan bellek rahatszlklarnda,
yani eitli afazilerde ve grsel ya da iitsel tanma hastalklarnda, kendi
yerinden sklp alnm gibi olan ey herhangi bir belirgin an deil,

174 MADDE VE BELLEK

sanki kii anlarn mevcut durumla temasa geirmekte az ok glk


ekiyormu gibi, dirimsellii iinde az ok azalm olan hatrlama yetisidir.
Dolaysyla, bu temasn mekanizmasn incelemek gerekir; bylece bey
nin rolnn, anlan kendi hcreleri iinde hapsetmek yerine, bu meka
nizmann ileyiim salamak olup olmadn grmek mmkn olur.
Gemi ile imdiki zamann birbirleriyle temasa gemesini, yani tanmay
salayan tedrici hareketi, bylelikle, her bir evresinde izlemi oluruz. Ve
gerekten de, mevcut bir nesnenin, mutlak anlamda farkl iki biimde
tannabileceini, ama, her iki durumda da beynin bir imge rezervuar
gibi davranmadn grdk. Gerekten de, kh tamamen pasif, zerinde
dnlr olmaktan ziyade eylem olarak bir tanmayla, beden, yenilen
mi bir algyla otomatiklemi bir yaklam denkletirir; ki bu durumda
her ey alkanln bedenin iinde kurduu hareket ettirici aygtlarla
aklanr ve bellek lezyonlan bu mekanizmalarn sonucu olabilir. Kimi
zaman ise, tersine, tanma, aktif olarak, mevcut algnn nnde duran
imge-anlarla oluur; ama bu durumda bu anlarn, algnn zerine yer
letikleri anda, algmn genellikle harekete geirmek iin iin iine katt
ayn aygtlar beynin iinde harekete geirme yollann bulmalar gerekir;
yoksa, batan gszle mahkm olarak, edimsellemeye hi eilimleri
olmaz. Bu nedenle, bir beyin lezyonunun belli bir an kategorisine zarar
verdii tm durumlarda, zarar grm anlar, rnein ayn dnemin
anlar olmalar bakmndan ya da aralarnda mantksal bir akrabalk
olmasyla birbirlerine benzemezler; tek ortaklklar, hepsinin iitsel ya
da hepsinin grsel veyahut hepsinin hareket ettirici olmasdr. Zarar
grm gzken ey, demek ki, eitli duyumsal ve hareket ettirici blge
lerdir; daha sk olarak da, anlarn kendisinden ziyade, kabuun bile
iinde hareket etmelerini salayan eklerdir. Biz daha teye gittik, ve,
szcklerin bilinmesini olduu kadar duyumsal afazi fenomenlerini de
dikkatle inceleyerek, tanmann beynin iinde uyuklayan anlarn meka
nik olarak uyanyla asla olmadn saptamaya altk. Tersine, tanma,
bilincin az ok yksek bir gerilimini gerektirir. Bilin, katksz bellekte
katksz anlar aramaya giderek, bu anlar, mevcut algyla temas halinde
adm adm maddiletirmeye alacaktr.
Ama bu katksz bellek nedir, ya bu katksz anlar nelerdir? Bu
soruya cevap verirken, tezimizin kantn tamamlyorduk. Birinci noktay
saptam oluyorduk, yani bellein beynin bir ilevi olmaktan baka bir
ey olduunu saptamtk. Geriye, an ile alg arasnda basit bir kademe
farkll olmadn, ama kkl bir doa farkll olduunu, katksz
an analiziyle gstermemiz kalyordu.

ZET VE SONU

175

VII.
- Bu sonuncu problemin, yalnzca psikolojik deil, metafizik
kapsamn hemen belirtelim. An, zayflam bir algdr tezi, kukusuz
ki, katksz bir psikoloji tezidir. Ama yanlmayalm: eer an daha zayf
bir algysa, tersine, alg da daha youn bir an gibi bir ey olacaktr. Oysa,
ngiliz idealizminin tohumu buradadr. Bu idealizm, alglanan nesnenin
gereklii ile tahayyl edilen nesnenin ideallii arasnda doa fark deil,
kademe fark grr. Maddeyi isel durumlarmzla ina ettiimiz; algnn
doru bir sanndan baka bir ey olmad fikri de buradan gelir. Maddeyi
ele aldmzda mcadele etmeye devam ettiimiz fikir budur. Ya bizim
madde anlaymz yanltr, ya da an algdan kkl biimde ayrlr.
Metafizik bir probleme, dorudan doruya gzlemin zme balaya
bilecei bir psikoloji problemiyle aktracak denli balam deitirdik.
Gzlem bu problemi nasl zer? Eer bir algnn ans bu zayflam
algysa, bu durumda, rnein, hafif bir sesin algsn youn bir grltnn
ans olarak kabul edebiliriz. Oysa, benzer bir karklk asla meydana
gelmez. Ama daha teye gidebilir ve bir annn bilincinin, zayflnn
bilincine vardktan sonra gemie atmaya altmz daha zayf bir
edimsel durum olarak asla balamadn yine gzlem yoluyla kantla
yabiliriz: Bir sre nce yaanm bir gemiin tasarmna sahip olmam
olsaydk, en az youn psikolojik durumlar gemie nasl gnderebilirdik?
Oysa, tpk mevcut ama daha mulak bir deneyimi, mevcut ama daha
berrak bir deneyimle yan yana koyar gibi, bu psikolojik durumlar gl
durumlarla yan yana koymak gayet basit olurdu. Hakikat udur ki, bellek
imdiki zamandan gemi zamana doru bir gerilemeden oluuyor deil
dir asla; tersine, gemiten imdiki zamana bir ilerlemeden ibarettir. Biz
kendimizi derhal gemie yerletiriyoruz. Gcl bir durumdan yola
kp, bir dizi farkl bilin dzlemlerinden geerek, bu durumu gncel bir
alg iinde maddiletii noktaya kadar, yani mevcut ve etkin bir hal
ald, yani, sonuta, bedenimizin kendini gsterdii, bilincimizin bu u
dzlemine dek gtrrz. Katksz an bu gcl durumda oluur.
Bilincin tanklnn burada bilinmemesi nereden kaynaklanr?
Any, ne niin gemie frlattmz syleyebildiimiz, ne tarihini nasl
bulabileceimizi syleyebildiimiz, ne de hangi hakla falanca anda deil
de filanca anda tekrar belirdiini syleyebildiimiz daha zayf bir alg
haline niin getiririz? Gncel psikolojik durumlarmzn pratik algsn
her zaman unutmamzdr bunun nedeni. Algy tinin yansz bir ilemi,
yalnzca bir tefekkr olarak grrz. Bu durumda, katksz an elbette
ki bu trden bir ey olamayacana gre (mevcut ve baskn bir gereklie
denk dmez), an ile alg ayn trde durumlar olur; bunlar arasnda

176 M ADDE VE BELLEK

ancak bir younluk fark grlebilir. Ama hakikat udur ki, bizim imdiki
zamanmz, daha youn olanla tanmlanamaz: o, bizim zerimizde etkide
bulunan ve bizim etkide bulunmamz salayandr, duyumsal ve harekete
geiricidir; bizim imdiki zamanmz ncelikle bedenimizin durumudur.
Gemiimiz ise, tersine, artk etkide bulunmayan, ama etkide bulunabile
cek olandr, yaamsalln dn alabilecei mevcut bir duyuma dahil
olarak hareket edebilecek olan eydir. Annn, etkide bulunarak gncel
letii anda an olmaktan kt, yeniden alg halini ald dorudur.
Bu durumda, niin annn beynin bir durumundan kaynaklanamayaca anlalr. Beynin durumu any srdrr: anya salad maddilik
sayesinde imdiki zaman zerinde etkide bulunma gc verir; ama ka
tksz an tinsel bir tezahrdr. Bellekle birlikte, gerekten de tinin
alanna gireriz.
VIII.
- Bu alan aratrmamz gerekmiyor. Tin ile maddenin kavak
noktasnda bulunan, ncelikle bunlarn birbirleri iinde aktn gr
meyi arzulayan bizim, zeknn kendiliindenliinden aklmzda tutma
mz gereken ey yalnzca bedensel bir mekanizmayla kesime noktasdr.
Fikir armlar fenomenine ve en basit genel idealarm doumuna
bylelikle tank olabiliriz.
armcln temel yanlgs nedir? Tm anlar ayn dzleme yer
letirmi olmak, onlan mevcut bedensel durumdan -yani eylemdenayran az ok nemli mesafeyi bilmemektir. Dolaysyla, ne annn bu
any aran algya nasl dahil olduunu aklayabilmitir, ne de ar
mn niin -herhangi bir baka biimle deil- benzerlik ya da yaknlkla
yapldn aklayabilmitir; keza, benzerliin ya da yaknln gncel
algya gayet iyi balad binlerce annn iinden bu belirli annn hangi
tesadf sonucu seildiini de aklayamaz. Bu demektir ki, armclk,
tm farkl bilin dzlemlerini birbirine katm ve kantrmtr, yeterince
tam olmayan bir annn iinde yeterince karmak olmayan bir any
grmekte inat etmitir -oysa ki bu, gerekte, daha az hayal edilmi bir
andr, yani eyleme daha yakndr ve dolaysyla daha sradandr, -konfek
siyon bir giysi gibi- mevcut durumun yeniliine gre kendini ekillendir
meye daha msaittir. anmcln rakipleri yine de onu bu alanda
izlemilerdir. Tinin yksek ilemlerini armlarla aklamakla sular
lar; yoksa, armn gerek doasnn anlamamakla sulamazlar. Oysa
ki armcln kkenindeki hata buradadr.
Bedenimizin kendi gemiini harekete geirici alkanlklar halinde
bir araya getirdii dzlem olan eylem dzlemi ile gemi yaammzn

ZET VE SONU

177

tablosunu tinimizin tm ayrntlanyla koruduu katksz bellek dz


lemi arasnda, tersine, binlerce farkl bilin dzlemini; yaanm dene
yimimizin btnsel ama yine de eitli binlerce tekrarn fark ettiimizi
sandk. Bir any daha kiisel aynntlarla tamamlamak, anlar bu anyla
mekanik biimde yan yana getirmekten ibaret deildir; daha geni bir
bilin dzlemine tanmak, eylemden uzaklap rya istikametine ge
mektir. Bir annn yerini belirlemek de, onu baka anlarn arasna meka
nik olarak yerletirmek deildir; btn olarak bellein byyen geni
lemesi yoluyla, gemiin bu ayrntsnn yerini bulabilecei kadar geni
bir ember izmek demektir. Bu dzlemler, birbiri zerine konmu, hazr
eyler gibi verili deildir. Bunlar, tinsel eylere zg varolula, daha ziyade
gcl olarak var olurlar. Zek, bu dzlemleri ayran mesafe boyunca her
an hareket ederek, onlara yeniden kavuur, daha dorusu onlan yeniden,
srekli olarak yaratr: Zeknn yaamn oluturan bu harekettir. Bu
durumda, arm yasalarnn niin baka yasalar deil de benzerlik ve
yaknlk olduunu ve niin bellein benzer ya da yakn anlar arasndan
-dierlerini deil de- baz imgeleri setiini ve sonuta, beden ile tinin
bileik almas dolaysyla, ilk genel kavramlarn nasl olutuunu an
larz. Canl bir varlk iin nem tayan ey, mevcut bir durumda, nceki
bir duruma benzeyen eyi yakalamaktr; sonra da, nceden gelen eyle
ve zellikle de ardndan gelenle yaknlk kurmak ve bylelikle, gemi
deneyiminden yararlanmaktr. Hayal edilebilecek tm armlar ieri
sinde, benzerlik ve yaknlk yoluyla armlar, demek ki, ncelikle,
dirimsel bir yararlla tek sahip olanlardr. Ama bu anmlarn meka
nizmasn ve zellikle de anlar arasnda yaptklar grnte keyfi se
meyi anlamak iin, eylem dzlemi ve d dzlemi olarak adlandrdmz
bu iki u dzleme srasyla yerlememiz gerekir. Birinci dzlemde yalnzca
hareket ettirici alkanlklar yer alr; bunlann tasarlanmaktan ziyade
eylemde bulunan ya da yaanan anmlar olduklarn syleyebiliriz:
Burada, benzerlik ve yaknlk kaynamtr, nk benzer dsal du
rumlar, kendilerini tekrarlayarak, sonunda bedenimizin baz hareket
lerini kendi aralarnda birbirine balamlardr; ve bundan byle, bu
bitiik hareketleri sergilediimiz ayn otomatik tepki, bu hareketlere
yol am durumdan, nceki durumlarla benzerliini de alacaktr. Ama,
hareketlerden imgelere ve en yoksul imgelerden en zengin imgelere geil
dii srece, benzerlik ve yaknlk ayrr: Sonunda, artk hibir eylemin
imgelere katlmad bu dier u dzlemde birbirlerine tamamen kart
olurlar. Birok benzerlik arasndan bir benzerliin tercihi, birok yakn
lk arasndan bir yaknln tercihi, demek ki, tesadfen olmamaktadr:

178

MADDE VE BELLEK

Bellek geriliminin srekli deien derecesine baldr; bellein, mevcut


eyleme dahil olma eilimini daha fazla gstermesine ya da bu eylemden
kopmasna bal olarak btnyle bir tarzdan dierine geer. Gstermi
olduumuz gibi, ilk genel kavramlar izen de bellein iki u snn ara
sndaki bu ikili hareketidir: Hareket ettirici alkanlk, benzer imgelere
ynelerek, onlardaki benzerlikleri ekip kartr; benzer imgeler de
hareket ettirici alkanla doru tekrar inerler, bylelikle, rnein,
onlar birletiren szcn otomatik telaffuzunda i ie geeceklerdir.
deann domakta olan genellii, zaten tinin belli bir faaliyeti iinde,
eylem ile tasanm arasndaki bir hareketin iinde mevcuttur. Bu nedenle,
belli bir felsefe iin, genel ideay, aslnda tinin bir utan tekine giden
hareketinden ibaretken, iki utan birine yerletirmek, szcklerde
somutlatrmak ya da anlarda uuculatrmak her zaman kolay olacaktlT .

IX.
- Temel zihinsel faaliyeti kendimiz iin bu ekilde tasarlayarak,
bu kez kendi bedenimizi, evresindeki her eyle birlikte, belleimizin
son dzlemi, u imge, gemiimizin her an geleceimize ittii hareketli
u haline getirerek, bedenin rolne dair sylemi olduumuz eyi onay
lam ve aydnlatm oluruz; ayn zamanda da, beden ile tin arasndaki
bir yaknlamann yollann hazrlam oluruz.
Gerekten de, katksz alg ile katksz bellei srasyla inceledikten
sonra, geriye, bunlar birbirine yaknlatrmamz, aralannda koutluk
kurmamz kald. Katksz an zaten tin ise, ve katksz alg hl madde
nin bir eyiyse, katksz alg ile katksz an arasmdaki balant nokta
sna yerleerek, tin ile maddenin karlkl etkisini aydnlatm olmamz
gerekir. Aslnda, katksz, yani anlk alg yalnzca bir idealdir, bir
snrdr. Her algda sre belli bir younluk ierir, gemii imdiki zamann
iinde srdrr ve bylelikle bellee benzer. Bu durumda, algy somut
biiminde, katksz an ile katksz algnn, yani tin ile maddenin bir
sentezi olarak ele alarak, ruhun bedenle birlii problemini en dar snrlan
iine kapatm oluyoruz. almamzn zellikle son blmnde yapmaya
altmz ey budur.
ki ilkenin, genel olarak ikicilik iindeki kartl, geniliksiz-genilik, nitelik-nicelik, zgrlk-zorunluluk eklindeki l kartlk halini
alr. Bedenin rolne ilikin anlaymz, katksz alg ile katksz an
analizlerimiz, bedenin tinle balantsn herhangi bir yanyla aydnlata
caksa, bu ancak bu kartl ortadan kaldrmak ya da yattrmak
kouluyla olabilir. Dolaysyla bunlan srasyla inceleyelim ve yalnzca

ZET VE SONU

179

psikolojiden edinmeye altmz sonular daha metafizik bir biimde


burada sunalm.
1. Bir yandan, rnein cisimciklere gerekten blnm bir uzay hayal
edersek; dier yanda da, uzama yansyacak, kendi ilerinde yaylmsz
duyumlarla birlikte bir bilin hayal edersek, bu madde ile bu bilin ara
snda, beden ile tin arasnda elbette ortak bir ey bulunamayacaktr.
Ama alg ile maddenin bu kartl, alkanlklarna ya da yasalanna
gre paralayp yeniden bir araya getiren bir idrak gcnn yapay rn
dr: dolaysz sezgiye verili deildir. Verili olan ey, yaylmsz duyumlar
deildir: Uzama nasl eriirler, orada bir yer nasl seebilirler, sonu
itibanyla, evrensel bir deneyim oluturmak iin orada nasl koordine
olabilirler? Gerek olan ey, bamsz paralara blnm bir uzay da
deildir: Bilincimizle hibir iliki ihtimali olmadan bir dizi deiim nasl
meydana gelebilir, hem de bu deiimlerin dzeni ve ilikileri, bizim
tasarmlarmzn dzen ve ilikilerine nasl denk debilir? Verili olan
ey, gerek olan ey, blnm uzay ile katksz genisizlik arasndaki
orta bir eydir; yaylm olarak adlandrdmz ey budur. Yaylma, algnn
en belirgin zelliidir. oklu ve sonsuzca blnebilir uzay, yaylmay
salamlatrarak ve eylemin ihtiyalanna uygun olarak yaylmann altna
gerdiimiz soyut bir uzam araclyla alt-blmlere ayrarak olutura
biliriz. Tersine, yaylm incelterek, uuculatrarak, onu, srasyla, du
yumsal duyumlar haline getirip eriterek ve katksz idealarn taklidi
halinde buharlatrarak, bu yaylmsz duyumlar elde ederiz ve ardndan,
bunlarla imgeleri yeniden oluturmaya bo yere abalanz. Bu ikili al
may srdrdmz iki kart yn, ok doallnda karmzda alr,
nk bizzat eylemin gereklerinden kan sonu, uzayn -bizim iinmutlak anlamda bamsz nesnelere blnd (uzay alt-blmlere ayr
mann bir iareti kaynaklanr buradan) ve duygulanmdan algya hisse
dilmez kademelerle geildiidir (algnn giderek daha da yaylmszlatn varsayma eilimi buradan kaynaklanr). Ama, grevi zellikle man
tksal ayrmlar, dolaysyla kesin kartlklar saptamak olan idrak gc
mz, srasyla her iki yola da atlr ve bu yollarn her birinde sonuna
kadar gider. Bylece, ulardan birinde, sonsuzca blnebilir bir uzay,
dierinde ise mutlak anlamda yaylmsz duyumlar ortaya kartr. Ve
bylelikle yaratt kartl sonra da seyreder.
2. Daha az yapay olan, nitelikle niceliin, yani bilinle hareketin
kartldr: ama bu ikinci kartlk, ancak ilki kabul edilirse kktendir.

180

MADDE VE BELLEK

Gerekten de, eylerin niteliinin bilinci etkileyen yaylmz duyumlara


indirgendiini, yle ki bu niteliklerin yalnzca -simgeler gibi- uzamn
iinde gerekleen homojen ve hesaplanabilir deiimleri temsil ettiini
varsayalm; bu durumda, bu duyumlarla bu deiimler arasnda kavranamaz bir denklik hayal etmeniz gerekir. Tersine, bunlar arasndaki bu
yapay ztl a priori ileri srmeyi reddederseniz, onlan ayryor gzken
tm engellerin birbiri ardna dtn greceksiniz. ncelikle, kendi
zerine kapanm bilincin, yaylmsz alglarn isel bir geit trenine
tank olduu doru deildir. Dolaysyla, katksz algy, alglanan eyle
rin iine yerletirecek ve bylece birinci engeli ortadan kaldrm olursu
nuz. Bir kincisiyle karlaacanz da dorudur: bilimin zerinde ilem
yapt homojen ve hesaplanabilir deiimler, ancak ilinekleri olabilecek
leri, atomlar gibi oklu ve bamsz elere ait gzkmektedir; bu okluk,
alg ile nesnesi arasnda bulunacaktr. Ama eer uzayn blnmesi, yal
nzca bizim uzay zerindeki olas eylemimizle ilintiliyse, bamsz cisim
cikler fikri, a fortiori ematik ve geicidir; bilimin kendisi, zaten, bu fikri
uzak tutmamza imkn tanmaktadr. te bu ikinci engel de der. Al
mas gereken son bir mesafe kalmtr: Niteliklerin heterojenlii ile
uzay iindeki hareketlerin grnr homojenlii arasndaki mesafe. Ama
zellikle bu hareketlerin oda olmu eleri, atomlar ve dierlerini
ortadan kaldrdmz iin, hareketli bir cismin ilinei olan hareket
burada sz konusu olamaz; mekaniin inceledii ve aslnda somut hare
ketlerin ortak lsnden baka bir ey olmayan soyut hareket sz konusu
olamaz, iaret noktas deitirildiinde hareketsizleen bu soyut hareket,
gerek, yani hissedilir deiimlerin temelini nasl oluturabilir? Bir dizi
anlk konumdan olutuundan, blmleri uzayan ve birbirleri iinde
devam eden bir sreyi nasl doldurabilir? Dolaysyla tek bir hipotez
mmkn kalmaktadr: Bilin gibi, kendi gemiini imdiki zaman iinde
srdrebilen somut hareket; kendini tekrarlayarak, hissedilir nitelikler
yaratabilen somut hareket zaten bilincin bir eyidir, zaten duyumun bir
eyidir. Son derece ok sayda ana paylatrlm, yaylm duyumdur;
krizaliti iinde -sylemi olduumuz gibi- titreen bu duyumun kendisi
dir. Son bir noktann daha aydnlatlmas gerekmektedir: Homojen hare
ketlerin farkl niteliklerle kaynamas deil elbette, ama daha az hete
rojen deiimlerle daha fazla heterojen deiimlerin kaynamas nasl
olur? Ama bu soruya bizim somut alg analizimiz cevap vermektedir:
Katksz alg ile katksz bellein canl sentezi olan bu alg, anlarn
ok byk okluunu grnr sadelii iinde ister istemez zetler. Bizim
tasarmmzda tahayyl edilen hissedilir nitelikler ile hesaplanabilir dei

ZET VE SONU

181

imler olarak ele alnan bu ayn nitelikler arasndaki fark, demek ki,
yalnzca bir sre ritmi farkdr; bu fark isel gerilim farkdr. Bylece,
gerilim fikri dolaysyla nitelik ile nicelik kargdn ortadan kaldrmaya
altk; tpk genileme fikriyle, yaylmsz ile yaylm kartln ortadan
kaldrmaya alm olmamz gibi. Genileme ile gerilim, oklu ama her
zaman belirlenmi dereceleri varsayar. drak gcnn ilevi, bu iki trden
-genileme ve gerilim-, onlann bo zarflarn, yani homojen uzam ile
katksz nicelii ayrmaktr; bylelikle, eylemin ihtiyalarndan doan
-dolaysyla ya alnacak ya da braklacak- kat kademe ve soyutlamalar
ieren esnek gereklikleri ikme etmektir; ve bylelikle, dnmsel
dnceyi, hibir alternatifi eyler tarafndan kabul grmeyen ikilemlerle
kar karya brakmaktr.
3.
Ama, genilik ile geniliksizliin, nitelik ile niceliin ilikileri
byle dnlrse, nc ve sonuncu kartl -zgrlkle zorunluluun kartln- anlamakta daha az glk ekilir. Mutlak zorunluluk,
srenin ardk anlannn birbirlerine kusursuz denk olmalaryla temsil
edilir. Maddi evrenin sresi de byle midir? Bu anlann her biri mate
matiksel olarak bir ncekinden karsanabilir mi? Tm bu alma bo
yunca, incelemenin kolayl asndan, karsanabildiini varsaydk;
ve nceki bir felsefenin gayet derinden inceledii doann akndaki
olumsalln, bizim iin genel olarak zorunluluk anlamn verdii eyle
rin ak ritmi ile bizim sremizin ritmi arasndaki mesafe gerekten de
budur. Dolaysyla biz hipotezimizi korusak da yumuatmak gerekecektir.
Ama o zaman bile zgrlk, bir imparatorluk iindeki imparatorluk gibi
doann iinde olacak deildir. Biz bu doann yanszlatnlm, dola
ysyla gizil bir bilin olarak, muhtemel tezahrleri birbirleriyle yeniemeyen ve belirmek istedikleri anda yok olan bir bilin olarak kabul
edilebileceini sylemitik. Bireysel bir bilincin buraya gnderdii ilk
klar, demek ki beklenmedik bir kla aydnlatmazlar: bu bilin bir
engeli ortadan kaldrmtr, gerek btnden gcl bir blm ekip
karmtr, sonu olarak onu ilgilendiren eyi semi ve ortaya kar
mtr; ve bu zekice seme sonucu, biimini tinden aldna tanklk
etse de, maddesini doadan almtr. Bu bilincin ortaya kmasna tank
olurken, kendiliinden ve ngrlemeyen hareketleri gerekletirmeye
muktedir, canl cisimlerin, en basit biimlerinde belirdiini grrz.
Canl maddenin geliimi, ilevlerdeki bir farkllamadan ibarettir ve bu
farkllama, uyartlar ynlendirmeye ve eylemleri rgtlemeye muktedir
bir sinir sisteminin nce olumasna, ardndan kademe kademe karma

182 MADDE VE BELLEK

klamasna yneltir: st merkezler ne kadar ok geliirse, hareket etti


rici yollar da o kadar oalacaktr ve ayn uyart, bu yollar arasnda eyleme
bir tercih sunacaktr. Uzamn iinde harekete braklan ve giderek by
yen bir serbestlik; ite gerekte grdmz budur. Grlmeyen ise,
bilincin zaman iindeki artan ve birlikte-var-olan gerilimidir. Bu bilin,
oktan eskimi deneyimlerin bellei araclyla, gemie daha iyi sahip
karak, bu gemii daha zengin ve daha yeni, ama daha youn bir hayat
yaayan ve dolaysz deneyim bellei araclyla, artan sayda dsal n
kendi mevcut sresi iinde toplayp younlatran bir karar iinde im
diki zamanla birlikte rgtlemekle kalmaz yalnzca; edim yaratmaya da
daha fazla muktedir olur; ve maddenin anlarnn arzu edildii kadar
byk okluuna yaylmas gereken isel belirsizlii, bylelikle, zorunlu
luun ilmekleri arasndan daha kolay geecektir. Bylece, ister zaman
iinde isterse de uzay iinde tahayyl edilsin, zgrlk daima zorunlulu
un iinde derin kkler salm ve zorunlulukla smsk bir yaknlk iinde
rgtleniyor gibi gzkr. Tin, maddeden alglar dn alr ve besinini
bu alglardan kartr ve onlara hareket biiminde geri verir; bu hareket
leri zgrlyle damgalar.

Madde ve Bellek
Henri Bergson
Trkesi: Ik Ergden

[-i

elsefe tarihinin bayaptlarndan biri olarak kabul edilen bu


almasnda, ruh ve bedenin birlii zerine gelitirilmi ka

dim tartmaya odaklanyor Bergson. Thodule Ribot'nun 1881


tarihli almas Maladies de la mmoire karsnda yazarn duy
duu tepkinin rn saylan bu byk eser, yazarn maddesel bir
dzeye indirgenmi an kavramlatrmasna duyduu tepkinin
tesinde, birok yaptna temel olacak felsefi dnnn ba
lca dayanak noktalarn da gzler nne serer. Bellein znde
ruhsal olduunu savunan Bergson, beynin sadece bellei m ev
cut edime ynlendirdiini, bu eylem araclyla anlar imdiki
zamana kazdn anlatr. Ruh ve bedeni birbirinden ayrrken
Descartes'a zg "uzam sallk" kavramn "zam ansallk" kavram
lehine reddeder. Bat'da felsefe ve sanat dnyasnn bir dnem i
ni sarsc bir etkiyle biimlendiren bu byk dnrn temel
nemdeki bu metni. Dost Kitabevi Yaynlar'nn 500. kitab ola
rak imdi Trke'de.

felsefe

789752 983007

You might also like