Professional Documents
Culture Documents
Psikoloji: Ġnsan ve hayvan davranıĢlarını inceleyen, bireyin davranıĢlarını ve onun altında yatan sebepleri araĢtıran bilim
dalıdır.
Eğitim Psikolojisi: GeliĢim ve öğrenme psikolojisi bulgularından hareketle eğitim öğretim nasıl gerçekleĢtiğini araĢtıran
bilim dalıdır.
SEBEPLERĠ PSĠKOLOJĠ
DAVRANIġ
DEĞĠġTĠRĠLMESĠ EĞĠTĠM
GeliĢim psikolojisi= Ġnsan davranıĢlarında doğumdan ölümüne kadar, tüm yaĢamı boyunca gözlenen biyolojik ve
psikolojik değiĢiklikleri inceler.
Bireyin belli dönemler halinde geliĢimini ve bu evrelerde öğrenmesi gereken davranıĢlarını inceleyen bilim dalıdır.
Öğrenme psikolojisi= Bireyin nasıl öğrendiğini ve nasıl öğretebileceğini araĢtıran bilim dalıdır.
≋ PSĠKOLOJĠ AKIMLARI ≋
GeliĢim: Bireyin döllenmeden baĢlayarak bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal yönlerden geçirdiği sürekli ve
düzenli değiĢimdir. GeliĢim bir süreçtir.
GeliĢme:
●Büyüme, olgunlaĢma, hazır bulunuĢluluk, öğrenme etkileĢimlerinin bir ürünüdür.
●GeliĢme bir üründür.
UĞUR YILMAZER (EĞİTİM BİLİMLERİ ÖĞRETMENİ) 2
●OlgunlaĢma ve öğrenme olmadan geliĢim olmaz. Örneğin bir çocuğun ağaca tırmanması definsel bir gelişmedir. Çocuk
kas ve kemikleri yeterli büyüklüğe ve olgunluğa eriĢmeden ağaca tırmanmayı öğrenemez. Kas ve kemikleri yeterli
olgunluğa eriĢtikten sonra ağaca tırmanmayı öğrenmemiĢse de ağaca tırmanma davranıĢını gösteremez. Demek ki, geliĢme;
öğrenmeyi ve olgunlaĢmayı kapsayan temel bir kavramdır.
⇒GeliĢme organizmadaki hem nitelik hem de nicelik olarak meydana gelen değiĢmeleri içerir.
Büyüme:
●Vücudun sadece boy, kilo ve hacim olarak artmasıdır.
●Bireyde fiziksel özelliklerdeki değiĢmedir.
⇛ör Bir bebeğe, doğduktan bir ay sonra ağırlık ve boy uzunluğu bakımından artış göstermesi.
●Büyüme ile geliĢim kavramları arasındaki temel fark, büyümede sadece niceliksel değiĢim gözlenirken, geliĢmede ise
niceliksel ve niteliksel değiĢiklik beraber olur. Yani büyümede fiziksel değiĢim(boy, ağırlığının artması, iç organların
değiĢmesi) vardır. GeliĢlimde ise fiziksel özelliklerin yanı sıra zihinsel, duygusal, sosyal özellikleri kapsar.
⇛ör Bir çocuğun somut işlemler döneminden sonra soyut işlemler dönemine girip soyut düşünebilmesi onun büyüdüğünü
göstermez. Çünkü bu özellik nitelikseldir.
OlgunlaĢma:
●Bireyin organlarının öğrenmenin etkisi olmaksızın tamamen biyolojik ve kalıtımsal olarak kendilerinden beklenen
fonksiyonları yapabilecek düzeye ulaĢmasıdır.
●Yani yaĢa bağlı olarak organizmanın kendisinden beklenen davranıĢı yerine getirebilecek duruma gelmesidir.
⇛ör Anaokuluna giden bir çocuğun parmaklarıyla makas tutabilecek düzeye gelmesi bir olgunlaşmadır.
●OlgunlaĢmada ―fiziksel geliĢim ve biliĢsel geliĢim‖ diye 2 boyut vardır.
●OlgunlaĢma büyük oranda öğrenme yaĢantıları ve çevresel faktörlerden bağımsız olarak org. belli bir yetkinliğe
ulaĢmasıdır.
●OlgunlaĢmanın sonucunda meydana gelen davranıĢlar öğrenme olarak sayılmazlar.
●OlgunlaĢmada öğrenmenin etkisi yoktur.
⇛ör Başlangıçta annesinin yardımıyla beslenebilen, kaşığı kullanamayan bir çocuk belirli devimsel ve zihinsel gelişlimi
sağladıktan sonra kendisi kaşığı alıp tabağa uzanarak beslenmeyi ister ve kendi kendine dökmeden yiyebilir.
⇛ör(KPSS 2006) GeliĢimde olgunlaĢma kavramı aĢağıdaki süreçlerden hangisini anlatmak için
kullanılmaktadır?
A) Sosyal normlara uygun davranıĢların öğrenilmesine sergilenmesi
B) Genetik olarak belirlenen bir plan çerçevesinde yaĢantılardan bağımsız olarak gerçekleĢen biyolojik geliĢmeler
C) Ġlk ergenlik döneminde baĢlayan ve yetiĢkinlik çağına kadar süren fiziksel ve cinsel değiĢmeler
D) Büyüme ve geliĢmeye eĢlik eden öğrenilmiĢ davranıĢ örüntülerinin kazanılması
E) Ġlerleyen yaĢla birlikte aĢırı davranıĢların yerlerini yavaĢ yavaĢ ağırbaĢlı davranıĢların alması
Hazır bulunuĢluluk:
●Hazır bulunuĢluluk; bireyin zihinsel, sosyal ve bedenen öğrenmeye hazır dönemde olması demektir.
●Hazır bulunuĢluluk olgunlaĢmayı, duyuĢsal özellikleri(ilgi, tutum),bireyin konuyla ilgili ön öğrenmelerini ve bireyin genel
sağlık durumunu kapsar.
⇛ör Bir çocuğun bisiklet kullanmaya hazır olması için yani hazır bulunuşluluğu için;
— Büyük kasların bisiklete binmek için gerekli olgunluğa ulaşması.(olgunlaşma)
— Birisinin bisiklet binmeyi göstermesi veya öğretmesi.(ön öğrenmeler)
— Bisiklete binmeyi istemesi.(duyuşsal özellikleri)
— Bisiklete binmek için genel sağlık durumunun elverişli olması gerekmektedir.(sağlık)
Öğrenme:
●Bireyin çevresiyle etkileĢimi sonucu meydana gelen nispeten kalıcı izli davranıĢ değiĢikliğidir.
●Bireyin davranıĢlarında yaĢantısı yoluyla kalıcı izli değiĢikliktir.
⇛ör Çocuğun düzgün bir şekilde kalem tutabilmesi için el ve parmak kaslarının, kemiklerinin yeterli büyüklüğe ve
olgunluğa erişmesi yetmez. Çocuğun kalemin nasıl tutulduğunu görmesi, kalem tutma denemelerini yapması, düzgün
tuttuğunda bundan haberdar edilmesi, pekiştirilmesi gerekir.
●GeliĢimin sağlanabilmesi için, çocuğun çevresiyle belli düzeyde etkileĢimde bulunmasına yani öğrenmesine ihtiyaç
vardır.
Kritik Dönem:
●Bireyin yaĢ değiĢkenine göre öğrenmesi gereken davranıĢları sergileyebilmesi için avantajlı(uygun) olduğu dönemdir.
●Eğer birey sergilemesi gereken söz konusu yeteneği bu dönemde kazanamazsa ileriki yıllarda kazanması daha da zor olur.
⇛ör ―1800‘lü yıllarında Fransa‘nın dağlarında hayvanlar tarafından büyütülmüş 10–11 yaşlarında bir çocuk bulunur.
Bulunduğunda hayvanlar gibi dört ayaküstünde yürütülmekte, insanlardan korkmaktaydı hiçbir dili konuşamamaktaydı.
Eğitimcilerin yoğun çabalarına karşı 5 yıllık bir eğitim sonunda sadece birkaç kelime ve adı öğrenebilmiştir. İnsanlarla
ilişki kurmayı kendi başına yaşamayı öğrenemedi. Bu çocuğun öğrenememesinin sebebinin nedeni kritik dönemindir.
⇛ör Bebeğin yürümesi için 1–2 yaş arası kritik dönemdir.
●Diğer bir tanımla, çocuklar bazı gelişim dönemlerinde ve yaşlarda belli tür öğrenmelere karşı yüksek duyarlılık gösterme
eğilimindedirler. Çevre etkilerine karşı daha duyarlıdırlar ve çevrede düzenlenen öğrenme yaşantılarını diğer dönemlerden
daha hızlı kazanabilirler.
UĞUR YILMAZER (EĞİTİM BİLİMLERİ ÖĞRETMENİ) 3
●Burada can alıcı nokta‴ zamanlama‷ dır. Eğer öğrencilere yaĢamlarının belirli zamanlarında öğrenme fırsatları
sağlanamasaydı geliĢim ya yavaĢlayabilir ya da tamamen durabilir.
≋ SONUÇ ≋
⇒GeliĢmede önce büyüme ve olgunlaĢma, sonra öğrenme oluĢur.
⇒OlgunlaĢma öğrenmenin temelidir.
⇒OlgunlaĢma kalıtımsal(genetiksel) özellikler taĢır.
⇒OlgunlaĢma kiĢinin doğuĢtan getirmiĢ olduğu potansiyelin zaman içerisinde ortaya çıkmasını ifade eder. KiĢinin herhangi
bir çaba göstermesine gerek yoktur. Kendiliğinden meydana gelen bir süreçtir.
⇒Hazır bulunuĢluluk olgunlaĢma ve öğrenme etkileĢiminin bir sonucudur.
⇒GeliĢim: Org. bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönlerden düzenli ilerlemesidir. GeliĢim bir süreçtir.
⇒GeliĢme: OlgunlaĢma, büyüme, öğrenme etkileĢiminin bir ürünüdür. GeliĢme bir üründür.
≋ GELĠġĠM ĠLKELERĠ ≋
1.GeliĢim, kalıtım ve çevre etkileĢiminin bir ürünüdür:
Bireyin geliĢimi, kalıtımdan getirdiği özellikler(saç rengi, göz rengi, cinsiyet, beden biçimi) ile çevreden edindiği bilgi,
beceri ve tutumların etkileĢmesiyle Ģekillenir.
⇛ör Kalıtım yoluyla getirilen zekâ kapasitesinin tam olarak kullanılabilmesi için, bireyin bilişsel gelişimini besleyen bir
çevre içinde etkileşimde bulunması, zengin yaşantılar kazanması gerekmektedir.
2.GeliĢim süreklidir ve belli aĢamalarda gerçekleĢir:
GeliĢim canlıyla birlikte baĢlar, sürekli devam eder. GeliĢimde her aĢama kendinden öncekine dayalı, kendinden sonraki
aĢamaya hazırlayıcıdır(temeldir).Ancak bu geliĢim aĢamaları birbirinden kesin çizgilerle ayrılmıĢ değildir. Birbiriyle iç içe
girmiĢ olabilir.⇛ör Somut işlemler dönemini yaşayan bir çocuğun bir sonraki aşama olan soyut işlemler döneminin alt
yapısı kurulmuş olur.
3.GeliĢim nöbetleĢe devam eder:
ÇeĢitli dönemlerde geliĢim alanları nöbetleĢerek ön plana geçebilir. Bir geliĢim alnının çok hızlandığı dönemlerde,diğerleri
duraklama gösterebilir.⇛ör Yürümenin ön plana çıktığı dönemde, konuşma duraklama eğilimi gösterebilir.
4. GeliĢim baĢtan ayağa, içten dıĢa doğrudur:
Önce baĢın hareketi kontrol edilir. Daha sonra göğüs, karın, bacaklar ve ayağın kontrolü sağlanır. Ayrıca, önce beden ve iç
organların, daha sonra dıĢa doğru olan kolların geliĢimi sağlanır.
⇛ör(KPSS 2006) Yeni doğum yapan Hatice, bebeğinin baĢının diğer organlarına göre büyük olduğunu fark eder ve
kaygılanarak bebeğini bir doktora götürür. Doktor korkulacak bir Ģey olmadığını belirtir.
Bebeğin baĢının diğer organlarına göre büyük olması aĢağıdaki geliĢim ilkelerinden hangisiyle iliĢkilidir?
A) GeliĢim baĢtan ayağa doğru olur.
B) GeliĢimde bireysel ayrılıklar vardır.
C) GeliĢim içten dıĢa doğru gerçekleĢir.
D) GeliĢimde kritik dönemler vardır.
E) GeliĢim genelden özele doğrudur.
3-AĠLENĠN ÇOCUK YETĠġTĠRME TARZLARI: Aile içinde bebeğe yaĢamının ilk yılında gösterilecek sevgi ve sıcak
yakınlık, onun temel güven duygusunu kazanmasında önemli rol oynamaktadır.
Her davranıĢ için katı kurallar koyan, cezalandırıcı, istek ve dileklerin açıklamasını engelleyen sınırlandırıcı ana-babaların
çocuklarının, kuralcı, otoriter, çocuklara karĢı düĢmanca davranan, despot oldukları gözlenmiĢtir.
Anne-baba, çocuğun davranıĢlarını ne aĢırı derecede kontrol edip kısıtlamalı, ne de çocuğun her istediği Ģeyi yapmalıdır.
Tutarlı ve güven verici bir tutuma sahip olmalıdır.
4-AĠLENĠN PARÇALANMASI: Ailenin dağılması, boĢanmalar, tüm çocuklar için sancılıdır, acı vericidir. Küçük
çocuklar daha çok etkilenmekte, hatta olaylardan kendini sorumlu tutmaktadır. Büyük yaĢlardaki çocuklar ise boĢanma
olaylarını daha kolay kabul etmektedirler.
≋ HORMONLAR ≋
HORMON: Org. Ģeklini, geliĢim özelliklerini belirleyen temel yapı taĢları, iç salgı bezlerinin salgılarına hormon denir. Bu
yapı taĢları vücudun büyüklüğünü, iç dengeyi ve üremeyi sağlarlar.
Ġç salgı bezleri:
≋ 1-BEDENSEL GELĠġĠM ≋
1-Doğum Öncesi:
— Doğum öncesi, yaĢam sürecindeki en hızlı geliĢim dönemidir.
— Olumsuz çevre faktörlerinin etkisi bu dönemde daha fazladır.
Fetüs doğduğunda boyu 48–53 cm arasındadır.
Ağırlığı ise 2500–4300 gr arasındadır.
3. haftada kalp atıĢları baĢlar.
4. aylarda kemikleĢme baĢlar ve anne karnındaki hareketleri hissedilir.
5. ayda göz kapaklarının açılıp kapanmasıyla birlikte göz etkinlikleri meydana gelir.
5. ayda iĢitme organları da geliĢmiĢtir.
1- OlgunlaĢma: Piaget‘m göre olgunlaĢma önce fiziksel büyüme ile ilgilidir. Fiziksel büyümede zihinsel geliĢimi sağlar.
Örneğin; okuma-yazma davranıĢının kazanılması için önce belirli bir yaĢa ulaĢmak gerekmektedir. Yani org. boy ve kilo
olarak fiziksel büyümesini tamamlamak zorundadır.
2-YaĢantı: Birey çevreyle etkileĢimi sonucu algıladığı dıĢ dünyayı anlamlandırır. DıĢ dünya ile etkileĢimler arttıkça birey
onlara iliĢkin Ģema geliĢtirilmesi için arıları görmesi gerekir.
3-Uyum: Alt düzeydeki bir dengeden, üst düzeydeki bir dengeye ilerleme olarak tanımlanır.
4-Örgütleme: Bilgileri, olayları ve süreçleri sistematik ve tutarlı hale getirmek için birleĢtirme eğilimidir. Bireylerin tüm
etkinlikleri koordineli öğrenmesini sağlar.
⇛ör Yeni doğan bebeğin nesneleri yakaladığını, emdiğini gözlemleyebilirsiniz. Ancak bu etkinlikler, başlangıçta
koordineli değildir. Bir kaç koordinesiz yakalama ve emme etkinliğinden sonra artık, istediği nesneyi düzgün olarak
yakalayıp emme davranışını gösterebilir. Böylece düzensiz etkinliklerden organize olmuş etkinliklere doğru bir ilerleme
görülür.
5-Dengeleme: Çocuğun biliĢsel dengesi, yeni karĢılaĢtığı olay, durum, varlıklarla bozulur. Onlarla etkileĢimde bulunarak
yeni yaĢantılar kazanır ve yeni olay, durum, varlığa uyum sağlar.
6-Sosyal GeçiĢ(sosyal etkileĢim):Ġçinde bulunan toplumda kurulan her türlü iletiĢim zihinsel geliĢimini etkiler. Bazı
biliĢsel geliĢmeler sosyal geçiĢle olur. KuĢaktan kuĢağa aktarılan bilgiler insanların tecrübelerini artırmakta ve bu da
zihinsel geliĢimi etkilemektedir.
1-ZEKÂ:
—Zekâ, çevreye uyum yapabilme yeteneğidir. KiĢi, içinde bulunduğu çevreye ne kadar çok ve ne kadar hızlı uyum
yapabiliyorsa o kadar zekidir.
2-ġEMA:
—Çocuk dıĢ dünyayı algılarken kendine özgü bir anlamlandırma ve Ģekillendirme biçimi oluĢturur. Buna Ģema denir.
—ġema yeni gelen bilginin yerleĢtirileceği bir çerçevedir.
—ÖrgütlenmiĢ davranıĢ ve düĢünce kalıplarıdır.
—En temel zihinsel yapıdır.
—Bireyin öğrenme aracıdır.
—ġemalar, problemleri anlama, çözme, dünyayla baĢ etme yolları olarak da düĢünülebilir.
⇛ör Kediyi görüp bunun kedi olduğunu öğrenen çocuk kediye ilişkin zihinde bir şema oluşmaktadır. Daha sonra kedi
kavramını duyduğunda kedinin şeklini, kediyi gördüğünde ise kedi kavramını zihninde canlandırmaktadır.
3-UYUM:
—Bireyin çevresiyle etkileĢerek, çevreye ve çevresindeki değiĢikliklere uyum sağlamasıdır.
—Uyum 2‘ye ayrılır.
UYUM
1-Evreler, değiĢmez bir Ģekilde belli bir sıra ile ortaya çıkar. BaĢka bir ifadeyle evrelerin sırsı değiĢmez. Zihinsel geliĢim
yavaĢ ve aĢamalıdır. Bir aĢamada elde edilen yaĢantılar, sonraki aĢamaların temelini oluĢturur.
2-Zihinsel geliĢim evreleri hiyerarĢiktir. Sonraki evre, önceki evrelerin kazanımlarını da içerir.
3-GeliĢim oranlarında bireysel farklılıklar görülebilir. Her birey kendine göre geliĢim gösterir. Aynı geliĢim evresinde
bulunan bireyler arasında da geliĢim oranları bakımından farklılıklar görülmektedir. Yani okumayı öğrenme yaĢı her çocuk
da aynı değildir.
4-GeliĢim kuramları her evrenin tipik olan geliĢim özellikleri vardır. Belirtilen özellikler genel olarak o dönemde
karĢılaĢılan veya kazanılan özelliklerdir. Çocukların % 75 inin gösterdiği geliĢim özelliği o dönemin özelliği olarak kabul
edilir.
—Kendisini dıĢ dünyadan ayırt etme: Bebek duyuları ve motor faaliyetleri yoluyla dıĢ dünya ile iliĢki kurar. Dönem
ilerledikçe çevresinde olup bitenleri ve kendisinin çevresinden farklı olduğunu keĢfetmeye baĢlar.
—Refleksim davranıĢlardan amaçlı davranıĢlara geçme: Tüm bebekler doğuĢtan Refleksim hareketlere sahiptirler.
Dönem ilerledikçe amaçlı davranıĢ göstermeye baĢlarlar.
⇛ör Bebeğin dudağına dokunduğunda emmeye başlar, elinizi avucunuza koyduğunuzda yakalar. Bebek, bu ilk şemaları
(emme, tutma, yakalama vb.)yoluyla kendi vücudu keşfetmeye çalışır.
Daha sonra, diğer nesnelerle etkinliklere baĢlar. Fincan, çıngırak vb. nesneleri tutar, emer, vurur. Çıngırağı ağzına
götürdüğü zaman bundan hoĢlanmayabilir. Gelecek sefer çıngırağı eline verdiğinizde, sadece ağzına götürmez, elinde salar.
⇛ör Yeni doğan bebeğe mama şişesini ters olarak verdiğinizde de emmeye çalışır. Oysa bir yâda iki ay sonra biberonun ne
tarafından emileceğini öğrenir.
— Nesne sürekliliği kazanma: Bebeklerin görüĢ alanları dıĢına çıkan nesne yâda kiĢilerin aslında yok olmadıklarını
kavramaları kastedilmektedir.
⇛ör Bebeğin gözünün önündeki top, battaniyenin altına sakladığında onun kaybolduğunu zanneder aramaz, oysa 9 aylık
bebek ise onu aramaya başlar.
—Ġlk deneme-yanılma öğrenmeleri: Örneğin çocuğun istediği bir topu çocuktan uzağa bir battaniyenin üstüne
koyduğumuzu düĢünelim. Çocuk battaniyeye ulaĢabilmekte fakat topa ulaĢamamaktadır. Bu durumda küçük bebekler topa
birkaç kez ulaĢmaya çalıĢır, fakat sonra vazgeçer. Daha büyük bebekler, battaniyeyi çekerek topa ulaĢabileceklerini
keĢfederler.
—Döngüsel tepki: Çocuk belirli türdeki hareketleri tekrarlar.
⇛ör Ayağını salladığında beşiğinde ses çıkarsa, aynı sesi çıkarmak için ayağını sallama hareketini tekrar yapar.
—Devresel tepki: Çocuğun yaptığı bir davranıĢı tekrarlamaktadır.
⇛ör Bir espri öğrenen çocuk, o espriyi etrafındaki yetişkinlere ―gına gelinceye‖ kadar tekrar eder.
—ErtelenmiĢ taklit:
(Taklit: Bir davranıĢın örneğini yada modelini takip veya kopya etme yeteneğidir. Çocuk-
un dağarcığında bulunan davranıĢlarla baĢlar.Örneğin yeni doğan bebek ellerini açıp kapamaya baĢlarsa bebek bir süre onu
taklit edecektir.Annenin davranıĢı,bebeği aynı hareketi yapmaya sevk etmiĢtir.
Bebeğin görmüĢ olduğu bir olayı,olay ortadan katlıktan sonra tekrarlaması,o olayı taklit etmesidir.
⇛ör Misafirlikte üzerine çay döküldüğü için telaşlanan bir kişiyi gören bebek,üzerine çay dökülmüş gibi
telaşlanırsa,ertelenmiş bir taklitle karşı karşıya kalınmış demektir.
—AlıĢkanlık kazanma: Çocuk bir uyarana karĢı alıĢtığından dolayı önceki tepkiyi vermez.
⇛ör (KPSS 2006) 5 yaĢındaki AyĢe, oyuncak bebeğiyle oynarken bebeğinin kolunu kırmıĢ ve ondan defalarca özür
dilemiĢtir.
AyĢe’nin bu davranıĢı Piaget’nin biliĢsel geliĢim kuramında yer alan hangi biliĢsel özelliğe bir örnektir?
A) Korunum
B) Yapaycılık
C) Canlandırmacılık
D) Gerçekçilik
E) Tersine çevrilebilirlik
B
A B C A C
⇛ör (KPSS 2006) Ali‘nin annesi bir çikolatayı tam ortasından bölerek yarısını onun, diğer yarısını da küçük kardeĢinin
tabağına koyar. Ancak, küçük kardeĢinin diĢleri henüz tam olarak çıkmadığı için onun tabağındaki çikolatayı birkaç
parçaya böler. Ali, kardeĢinin tabağındaki çikolataları görünce annesine ―Ona daha çok çikolata verdin.‖ der ve ağlamaya
baĢlar.Piaget’nin biliĢsel geliĢim kuramına göre Ali aĢağıdakilerden hangisini henüz kazanmamıĢtır?
A) Nesne devamlılığı
B) Korunum ilkesi
C) BaĢkalarının bakıĢ açısını anlama
D) DavranıĢları niyete göre değerlendirme
E) Görelilik ilkesi
—Somut yollarla problem çözme: Problemlerin çözülmesi somut nesnelerle olanaklı hale gelir. Problemleri
Gibi Ģekillerle çözerler.
⇛ör Nazlı ilkokul birinci sınıfa giden bir çocuktur. Okuldan gelmiş, matematik ödevini yapmaya çalışmaktadır. Bir ara
annesine ―anne bu problemi sen çöz ‖der. Annesi problemi okur. Problemde, elinizde 10.000 TL var. Tanesi 2.500 TL den
üç tane yumurta aldınız geriye kaç liranız kaldı? Diye sorulmaktadır. Anne Nazlı‘ya döner ―Niçin ben çözeyim kızım? Diye
sorar. Nazlı‘nın cevabı ―çünkü ben hiç yumurta almıyorum ki sen alıyorsun, bu problem seni ilgilendiriyor‖der.
Nazlının bu cevabından eğitimcilerin çok ders alması gereken ders vardır. Eğer problem de yumurta değil simit, çiklet vb.
alınsaydı çocukların ilgisini daha çok çekecek, onlar için daha somut olacak dolayısıyla, gelişim düzeyine daha uygun
olacaktı. Çocuk yaşamında işe yarayacak bu problemi çözmekten zevk alacaktı.
—Mantıksal düĢünme: Yine mantıksal düĢünmeden kasıt, somut problem çözmedir. Somut iĢlemler ise elle tutulup, gözle
görülebilen iĢlemlerdir.
⇛ör Benim beş portakalım, senin dört portakalın var. İkimizin portakallarını bir araya getirdiğimizde kaç portakal eder?
Diye sorduğumuzda problemi zihinsel olarak çözebilirler.
—Korunum kazanma gerçekleĢir:
—Tersine çevirebilme: Korunumun baĢlangıç noktasıdır. A=B ⇒ B=A
⇛ör 4+3=7 7–3=4 dır .
—Üst düzeyde sınıflama(Gruplama):Bir grup nesnenin bir baĢka grubun alt sınıfı olabileceğini anlarlar.
⇛ör Çocuk bilyeleri renklerine, büyüklüklerine, eski ve yeni oluşlarına göre sınıflayabilir.
—Üst düzeyde sıralama yapma: Çocuklar nesneleri belli özelliklerine göre sıralayabilirler. Örneğin nesneleri
uzunluklarına, geniĢliklerine, ağırlıklarına vb. göre düzenleyebilirler.
⇛ör Songül İlknur‘dan uzundur. İlknur‘da Gökçe‘den uzundur. Bu grupta, en uzun kişinin kim olduğunu kolaylıkla
sıralayabilirler.
NOT: Somut dönemde yaparak öğrenme tekniği kullanılmalıdır.
Çocuk bu dönemde çevreyi Bilgi imgelerle elde edilir. Çocuk yaptıklarını (ettiklerini) ve
eylemlerle anlar. Çevresindeki —Görsel bellek geliĢmiĢtir. anladıklarını sembollerle açıklar.
nesnele- —Algı önemlidir. Bir olayı, nem- — Dil, mantık, matematik, müzik
Rio ısırarak, dokunarak, vurarak, Neyi nasıl algılarsa zihninde o Ģekilde Alanlarının sembollerini kullanırlar.
Hareket ettirerek tanır. canlandırır.
—Çocuklar yaparak öğrenir. —Çocuk bir olayı ya da nesneyi
—Bilgi eylemler yapılarak Görmeden resmedebilir.
öğrenilir. —Piaget‘min iĢlem öncesi dönemine
karĢılık gelir.
—Bilgi eylemle değil duyu ör-
Genleri yoluyla edindiği duyusal etkilere
dayalıdır.
ÖRNEK: KaĢık yemek yediği, ÖRNEK: Çocuk oturma odası- ÖRNEK: Benzer nitelik ve özellik
Bisiklet bindiği nesnedir. Nen resmini çizer ya da anlatabilir. gösteren obje ve nesnelerin
sembolik(dil) karĢılığını kullanır.
Ġnsan, hayvan gibi.
L. Vygotsky çocuğun biliĢsel geliĢiminde içinde bulunduğu ‗sosyal çevrenin‘ önemli rolü olduğunu ileri sürmüĢtür.
Çocuklar, çevresindeki kiĢilerden ve onların sosyal dünyalarından öğrenmeye baĢlamaktadırlar. Çocukların kazandıkları
kavramların, fikirlerine, olgunların, becerilerin tutumların kaynağı sosyal çevredir.
O halde biliĢsel geliĢimin kaynağı, kiĢisel psikolojik süreçlerden önce, insanlar ve kültür arasındaki etkileĢimdir.
Vygotsky‘ye göre tüm psikolojik süreçler, insanlar arasında, çoğu zaman çocuk ve yetiĢkinler arasında paylaĢılan sosyal
süreçlerle baĢlar. Bunun en açık örneği ―dil‖ dır dır. Sosyal çevremiz bizi belli bir kategoriye yerleĢtirir. Örneğin; zeki,
uzun, kısa, zengin vb. Sonuç olarak bizim bütün kişisel psikolojik süreçlerimiz, kültürümüz tarafından biçimlendirilmiş
sosyal süreçler olarak başlar.
Vygotsky, çocuğun biliĢsel geliĢimini etkilemede yetiĢkin rolünün çok önemli olduğunu vurgular. Ona göre, çocuklar,
yetiĢkinlerle ya da diğer çocuklarla iĢbirliği içinde birlikte çalıĢtıklarında biliĢsel geliĢimleri beslenir.
Birçok öğretme durumunda yetiĢkinler, çocukların düĢünme ve problem çözme etkinliklerini kontrol eder. Ancak bu
kontrol, çocukların öğrendiklerini içselleĢtirmeleri sağlamalı, onları bağımsız düĢünürler ve problem çözücüler haline
getirmelidir.
Vygotsky‘ye göre yetiĢkinin, çocuğun bilgiyi içleĢtirmesine bilgiyi kazanmasına yardım edebilmesi için iki noktayı
belirlemesi gerekir. Bunlardan birisi, çocuğun herhangi bir yetiĢkinin yardımı olmaksızın, bağımsız olarak kendi kendine
sağlayabileceği geliĢim düzeyini belirlemektedir. Ġkincisi ise, bir yetiĢkinin rehberliğinde çalıĢtığında gösterebileceği
potansiyel geliĢim düzeyini belirlemektir. Bu ikisi arasındaki fark, çocuğun ―geliĢmeye açık alanı‖dır. Vygotsky‘n geliĢim
ve eğitime getirdiği en önemli kavram geliĢmeye açık alandır.
O halde Vygotsky‘m göre öğretim, çocuğun geliĢimini ileriye götürebildiği ölçüde iyidir. Öğretim, çocuğun geliĢmeye
açık alanını etkili olarak kullanmasını sağlamalıdır. Bu nedenle, doğrudan bire bir öğretim ve çocukların çocuklarla ve
yetiĢkinlerle etkileĢimlerini sağlayan öğretim biçimleri çocuğun biliĢsel geliĢiminde önemli rol oynar.
Çocuğun biliĢsel geliĢim ilerlemesinde, diğer bir deyiĢle yakınsal geliĢim alanının etkili olarak kullanılmasında öğretmen,
diğer yetiĢkinler ve diğer çocuklar önemli katkılar da bulunurlar. Bu nedenle okullar, öğretmenler, çocukları çalıĢmalarında
aĢırı derecede bağımsız bırakmamalıdır. AĢırı bağımsızlık, biliĢsel geliĢimi yavaĢlatmaktadır.
GeliĢimin tam olarak sağlanabilmesi için, çocuğun sistematik olarak daha karmaĢık hale gelen bu olayları, olguları tam
olarak anlayabilmesi için ise yetiĢkinin ya da o alan da uzman olan herhangi bir kiĢinin yardımına ihtiyaç vardır.
≋ DĠL GELĠġĠMĠ≋
Dil geliĢimi zihinsel geliĢimin bir parçasıdır. Zihinsel geliĢime paralel olarak oluĢtuğu kabul edilir. Dil geliĢimi
olgunlaĢmaya ve öğrenmeye bağlıdır. Dil geliĢiminde aynı yaĢtaki çocuklar benzer özellikler gösterir.
1.Agulama-Babıldama Bebek çeĢitli sesler çıkarır, ihtiyaçları için ağlar. Sesleri bilinçsizce çıkarır.
Evresi(0–6 aylar) ⇛ör ‗agu‘
Anlamsız sesler yok olup anlamlı hece ve sözcüklerin çıkarılmaya baĢlandığı dönemdir. Yani hece
2.Heceleme Evresi hece okur.
(6–12 aylar) ⇛ör be-be, Mac-Mac, gâh-gâh
KonuĢmada kritik dönemdir. Bu dönemde çocuk çevreyi keĢfetmeye çalıĢır. Tek sözcükle çok Ģey
anlatmaya çalıĢır, fakat ne dediği tam olarak anlaĢılmaz.
⇛ör Çocuğun sadece ‗kedi‘ demesi.
3.Tek sözcük evresi Çocuk kedi demesiyle ‗kedi burada‘,‗kedi gitti‘ anlamlarını söylemek ister.
(12–18 aylar)
⇛ör ‗Top‘ dediğinde ‗Top nerede‘,‗Top oynadım‘,‗Top büyük‘ gibi değişik anlamlar çıkar.
Sözcüklerin birleĢtirilmesi dönemidir. Kullanılan kelime sayısı artar. Ġki kelime peĢ peĢe söylenerek
anlamlı sözcükler oluĢtuğu-lup.
4.Tel grafik konuĢma ●Sözcükler arasında bağlaç kullanılmaz.
dönemi ⇛ör ‗Anne su‘,‗Baba geldi‘
(18–24 aylar) Baba geldi diyen çocuk, baba iĢten geldi demek istemektedir.
5.Ġlk Gramer Cümlelerine dil bilgisi kurallarını ekler. Kelime hazinesi geniĢler.
Dönemi 2.5 yaĢında ortalama sözcük dağarcığı 400
(24–60 aylar) ⇛ör ‗Yemek yiyorum‘,‗Annem geldi‘
2-Okul Dönemi Dil GeliĢimi: Bu dönemde artık birey dili kurallarına göre öğrenmeye kolaydan zora doğru öğrenmeye
baĢlar. KarmaĢık dil yapılarını kullanmaya baĢlar. Okuma-yazma öğrenilir.
≋ 3-KĠġĠLĠK GELĠġĠMĠ ≋
C-PSĠKOSEKSÜEL GELĠġĠM
Dönemleri:5 dönem de incelenir.
1.Oral Dönem(0–1 yaĢ)
2.Anal Dönem(1–3 yaĢ)
3.Fallık Dönem(3–7 yaĢ)
4.Latana(=Gizil) Dönem (7–11 yaĢ)
5.Genital Dönem (11–18 yaĢ)
1.ORAL DÖNEM( 0–1 YAġ):
— Bu dönem id‘in egemenliği altındadır.
— En önemli organ ağızdır.
—Oral dönemde temel haz kaynağı emmedir. Bebek eline geçen her Ģeyi, dokunduğu her Ģeyi ağız yoluyla tanımaya
çalıĢır.
—Bu dönem de bebeğin beslenmesi ve emzirilmesi önemlidir.
—Anne tarafından çocuğun memeden erken kesilmesi, ya da aksine çok uzun emzirilmesi, onun bu döneme bağlı olmasına
neden olmaktadır. Yani emme ihtiyacı, daha sonraki yaĢamında da sürmektedir.
⇛ör İleriki yaşlarda çocuğun sinirli ve gergin olduğunda tırnak yemeleri, Freud‘un oral bağımlılık olarak tanımladığı
durumun bir göstergesidir.
2.ANAL DÖNEM(1–3 YAġ):
—Bu dönem idrar ve dıĢkı çıkarma ile ilgilidir.
—Haz kaynağı içerde biriken dıĢkısını tutmak yâda bırakmak.
—En önemli organ dıĢkılamanın olduğu organdır.
—Tuvalet kontrolü eğitimi önemlidir. Çocuğun tuvaleti ile ilgili anne-babanın, bakıcının tutumu çocuğun kiĢiliğini etkiler.
—Çocuk bu dönem de kendini ve çevreyi kontrol etmeyi öğrenir.
—HoĢ görüsüz, katı, baskıcı yolla tuvalet eğitimi veren anne-baba yâda bakıcılar, çocuğun bu döneme bağımlı olmasını
sağlarlar.
—Tuvalet eğitimi iyi olanlar yaratıcı, üretken, aktif olurlar. Kötü olanlar inatçı, cimri, aĢırı düzenli veya aĢırı düzensiz,
saldırgan olurlar.
3.FALLĠK DÖNEM(3–7 YAġ):
—Bu dönemin haz kaynağı cinsel organdır.
—Çocuk karĢı cinsteki ebeveyne açık olarak daha fazla sevgi gösterir. Erkek çocuk annesine karĢı cinsel bir yakınlık
beslemesi, kız çocuğun da babaya karĢı cinsel yakınlık istemesi normal karĢılanmalıdır.
Savunma Mekanizmaları:
Savunma mekanizması, farkında olmadan. Bilinçsiz olarak kaygıdan kurtulma çabasına verilen isimdir. Belirli ortamlar
bireyde kaygıya yol açıyorsa, bu tür ortamlarda birey bilmeden savunma mekanizmalarını kullanmaya baĢlar.
Mantığa Bürünme(Bahane Bulma):Mekanizması yapmıĢ olduğu belirli bir davranıĢı hafifletici mazeretler bulma
biçiminde kendisini gösterir. Birey mazeretler bularak, kendi davranıĢlarını olduğundan daha az yanlıĢ ya da tuhaf
gösterme eğilimindedir.
⇛ör Akşam misafir geldi çalışamadım öğretmenim.
⇛ör Sınavda kopya çekerken yakalanan öğrenci, bu yüz kızartıcı davranışı örtbas etmek için,
―Herkes öğrenciyken kopya çeker.‖ gibi bir genelleme yaparak, kendi davranışını makul göç-
Termeye çalışır.
⇛ör Çok para harcayarak büyük borçlar altına giren kişi,―Borç yiğidin kamçısıdır.‖gibi bir söyleyişin arkasına sığınarak
borçlanma davranışını olumlu bir atılım gösterme çabasındadır.
Bu tür mantığa bürünme ve makul gösterme çabaları, bireyin kaygısını geçici olarak azaltarak, zor ve utanç verici bir
durumu bireyin kolaylıkla atlatılmasına yol açar.
Pollyanna DavranıĢı: Hayal kırıklığı yaratan her durumda iyi bir taraf görme Ģeklindeki uyum mekanizmasıdır.
⇛ör ―İşten çıkarıldım. Zaten iyi bir tatile ihtiyacım da vardı.‖demesi
KarĢıt Tepki GeliĢtirme: Gerçek duygularımızı göstermek, içinde bulunduğumuz durum içinde uygun kaçmayacağından,
gerçek duygularımızı zıt fakat o durum içinde kabul edilebilen duyguları göstermeye baĢlarsınız. Buna karĢıt tepki
geliĢtirme adı verilir.
⇛ör Sevdiğiniz bir ablanız, kocası kazada ölünce, iki çocuğunu alarak sizinle oturmak üzere yanınıza geldi. Zamanla
ablanız sizin yaşamınıza karışmaya başladığını ve çocukların sürekli gürültü yaparak sizin çalışmanızı olumsuz yönde
etkilediğini görüyorsunuz. İçinizde ablanıza ve çocuklarına karşı bir kızgınlık belirmeye başlıyor, ne var ki içinizdeki
öfkenin farkına varınca, suçluluk hissediyorsunuz. Çünkü kocasının ölümünden sonra ablanıza ve çocuklarına yardımcı
olacak tek kişi sizsiniz. Gerçekte hissettiğiniz kızgınlığı göstermek uygun olmadığı için, kızgınlık duygusunun yerine onlara
şefkat ve sevgi duygusu göstermeye çalışıyorsunuz. Bu davranışınız, karşıt tepki geliştirmeye bir örnektir; şefkat gösterisi
yaparak, kızgınlık duygusunun ortaya çıkaracağı kaygıdan kurtulmuş oluyorsunuz.
Yansıtma(BaĢkalarına suçu atma):Bireyin kendisinde bulunan kusurları baĢkalarında görme davranıĢına yansıtma adı
verilir. Birey, yansıtma yoluyla kendisinde bulunan olumsuz yönleri ‖zorunlu ve gerekli‖ imiĢ gibi gösterir.
⇛ör Başkalarına hiç yardım etmeyen ve sürekli kendi çıkarını gözleyen bencil biri,―Herkes kendi başının çaresine bakıyor,
kimse bir diğerine yardım eli uzatmıyor,‖diyerek, etrafındaki kimseleri suçlar.
Kendisinde bulunan kötü özellikleri baĢkalarında görerek birey kendini, olumsuz özellikler açısından baĢkalarından farklı
görmez. Birey yansıtma davranıĢında bulunarak,‖Ne yapayım, herkes böyle, bende böyle olmak zorundayım; böyle
davranmam yaĢamın zorunlu bir sonucu, benim elimde olan bir Ģey yok.‖mesajını verir.
⇛ör Sınavda düşük not alan öğrencinin öğretmeni suçlaması.
⇛ör Yeterli olmayan bir öğretmenin öğrencilerin ilgisizliğini neden olarak ileri sürmesi.
ÖzdeĢleĢme: Birey kendinde bulunan özellikleri özenilir bulmadığı zaman, kendisi olmaktan çıkıp, istediği özelliklere
sahip baĢka biriymiĢ gibi kendini algılamaya ve davranmaya baĢlar. Kendisini bir baĢkasının yerine koyma ve davranma
eğilimine, özdeĢleĢme adı verilir.
⇛ör Çirkin bir genç kız, kendini beğendiği bir film artistiyle özdeşleştirerek, o artist gibi giyinip, süslenerek çirkinliğini
unutur.
⇛ör Genç bir erkek, mahallenin kabadayısıyla kendini özdeşleştirerek bedeninin zayıflığının doğurduğu kaygının üstüne
çıkar.
Yer DeğiĢtirme: Bizde kaygı uyandıran sorun, gücümüzün yetmediği bir kimse, yâda denetimimiz altında olmayan bir
olaysa, kaygımızı veya kızgınlığımızı gücümüzün yettiği bir kimseye yöneltiriz.
⇛ör İş yerindeki müdüre kızan memur, öfkesini evdeki karısına boşaltır. Memurun karısı, kocasına ifade edemediği
kızgınlığı denetimi altında olan, gücünün yettiği çocuklarını azarlayarak ifade eder; çocukta evdeki kediyi yâda köpeği
tekmeler.
Yüceltme: Bireyin taĢıdığı olumsuz dürtüleri, duyguları toplumun kabul edemeyeceği yasak vb. bir davranıĢı toplumun
olumlu bulduğu bir davranıĢ, eylem biçimine çevirerek olumlu Ģeyler yapmasıdır.
⇛ör Saldırganlık dürtüsü yoğun olan bir çocuğun boksa eğilim duyarak herkesin olumladığı, alkışladığı büyük bir boksör
olması gibi.
YüceleĢtirmeyi diğer savunma mekanizmalarından ayıran en temel fark her hangi bir sıkıntıya karĢı ortaya konmamasıdır.
Diğer tüm savunmaların aĢırı olusu hastalık olurken bunda böyle bir Ģey söz konusu değildir.
Hayal dünyasına kaçma(Avunma):Ġçinde bulunulan durum kaygı uyandıran bir durumsa, hayal dünyasına kaçıp orada
daha hoĢ bir durum içinde kendimizi düĢünerek, içinde bulunduğumuz durumun ortaya çıkardığı kaygıdan kurtulmuĢ
oluruz.
⇛ör Çok borcu olan birinin piyangodan para kazandığını hayal etmesi.
⇛ör Tembel bir öğrencinin kendini sınıfın en çalışkanı olarak düşünmesi.
Telafi: Bireylerin kendisini zayıf gördüğü bir alandaki eksikliğini baĢka bir alandaki baĢarısıyla telafi etmeye çalıĢmasıdır.
⇛ör İşinde başarısız olan bir iş adamının başkanı olduğu derneği çok iyi yönetmesi.
⇛ör Erkeklerin dikkatini çekmeyen çirkin bir kız, çalışıp başarılı bir biçimde doktorasını yapar ve bilim alanında başarılı
bir kimse olarak herkesin dikkat ve takdirini çeker.
Ġnkâr: Birey önce yapmıĢ olduğu bir davranıĢı kabul etmeyip, inkâr ederek de bir savunma mekanizması gösterebilir.
⇛ör Çirkin bir davranışta bulunan kimse,―Hayır ben hiçbir zaman o kişiye kaba davranmadım, sürekli saygılı
davrandım.‖diyerek daha önceki davranışını inkâr eder.
⇛ör (KPSS 2006) Ġki yaĢındaki Esra, annesi gözden kaybolduğunda huzursuzluk, gerginlik, ağlama ve benzeri tepkiler
vermektedir.
Esra’nın böyle tepkiler vermesinin nedeni aĢağıdakilerden hangisidir?
A) Henüz nesne devamlılığı kavramını kazanmamıĢ olması
B) Bu yaĢlardaki çocuklarda görülen benmerkezci düĢünme biçimine sahip olması
C) Kayıtsız bağlanma stiline sahip olması
D) Bu yaĢlardaki çocuklarda benzer durumlarda ortaya çıkan ayrılık kaygısını yaĢaması
E) Bu yaĢlardaki çocuklar gibi gerçeklik ilkesinden çok, haz ilkesine göre davranması
≋ 4- AHLAK GELĠġĠMĠ ≋
Bu geliĢimde ⇉PĠAGET ⇉KOHLBERG
Ahlak; toplumun içinde kiĢilerin benimsedikleri, uymak zorunda oldukları biçimleri ve kurallarıdır.
Ahlak geliĢimi; temelde çocukların belirli davranıĢları ― iyi ya da kötü ‖ olarak değerlendirmeleri biçimidir.
Kohlberg ahlaki geliĢimi üç dönemde incelemiĢtir. Ve her düzey de kendisi içinde ikiye ayrılır.
a)Gelenek öncesi düzey
b)Geleneksel düzey
c)Geleneksel sonrası düzey
⇛ör (KPSS 2006) Ahmet Bey kendisinden borç para isteyen arkadaĢının bu isteğini yerine getirmiĢtir. EĢinin ―Neden borç
verdin, bizim baĢkalarına borç verecek kadar paramız yok.‖ demesi üzerine eĢine ―Bir gün benim de ihtiyacım olursa o da
bana verir.‖ demiĢtir.
ArkadaĢına borç verme gerekçesi dikkate alındığında Ahmet Bey, Kohlberg’in kuramına göre ahlak geliĢiminin
hangi dönemindedir?
A) Amaca yönelik araçsal iliĢkiler eğilimi
B) Ġtaat ve ceza eğilimi
C) Toplum düzenini koruma eğilimi
D) Ġyi çocuk eğilimi
E) Evrensel ahlak ilkeleri eğilimi
B-GELENEKSEL DÜZEY:
—Birey için aile, grup ve ulusun beklentileri her Ģeyden önemlidir.
—Otoritenin kuralları kabul edilir, sorgulanmaz.
—Empati geliĢir.
‖ Hars‘ın karısı ölümcül bir hastalığa yakalanmıĢtır. Doktorlar ancak bir eczacının geliĢtirdiği bir ilacın fayda edeceğini
söylerler. Hansı eczacıya gider. Eczacı oldukça yüksek bir fiyat ister. Hansı istenen paranın ancak yarısını bulabilir.
Eczacıya yarısını teklif eder. Eczacı kabul etmez. Yarısını daha sonra ödemeyi teklif eder. Eczacı gene kabul etmez. Hansı
da akĢam eczaneye girip ilacı çalar. Hansı suçlu mudur? Suçluysa neden suçludur, suçsuzsa neden suçsuzdur.
1-Hansı suçludur. Polisler onu yakalar ve cezalandırır.( Ⅰ. AĢama )
2-Hans suçsuzdur. Karısı için böyle bir Ģey yapmıĢtır. Ġnsan karısı için böyle davranmalıdır. Çünkü karısı da onun için
böyle yapardı.( Ⅱ.AĢama )
3-Hans suçludur. Toplumdaki insanlar onu ayıplar.( Ⅲ.AĢama )
4-Hans suçludur. Kanuna aykırı davranmıĢtır. Kanunlar toplumsal düzeni sağlamaya yarar. Toplumsal düzeni bozmuĢtur.(
Ⅳ.AĢama )
5-Hans suçludur. Ġnsanlar toplum içinde birbirlerinin özel eĢyalarına saygı göstermek zorundadır. ( Ⅴ. AĢama )
6-Hans suçsuzdur. Ġnsan hayatı her Ģeyden önce önemlidir. Bir insanın hayatı söz konusu olduğunda hırsızlık caizdir.( Ⅵ.
AĢama)
≋ BENLİK GELİŞİMİ ≋
Bu geliĢimde ⇉ ROGERS ⇉ MASLOW
Saygı 4.Ġhtiyaç
Sevgi 3.Ġhtiyaç
Barınma 2. Ġhtiyaç
Yeme-Ġçme 1.Ġhtiyaç
⇛ör (KPSS 2006) Maslow‘a göre, geliĢim süreci boyunca bir üst düzeydeki ihtiyacın ortaya çıkabilmesi, bir alt düzeydeki
ihtiyacın giderilme derecesine bağlıdır.
Buna göre, aĢağıdaki ihtiyaçlardan hangisinin diğerlerinin hepsinden sonra ortaya çıkması beklenir?
A) Güvenlik
B) Uyuma
C) Yeteneklerini geliĢtirme
D) Kabul edilme
E) Ġlgi görme
≋ANNE-BABA TUTUMLARI≋
Demokratik ana-baba:
—Ana-babalar bir takım isteklerde bulunan ve belirli ölçüde kontrol edenlerdir.
—Tutarlıdırlar.
—Sevgilerini hissettirir ve iletiĢim kurarlar.
—Kural koyar ama mantığını açıklar ve eleĢtirileri dinlerler.
—Bazen cezaya baĢvurular. Ama daha çok olumlu davranıĢları ödüllendirirler.
—Çocuklar kendilerinden memnun, kendine güvenen, atılgan, kendilerine saygıları yüksektir.
Otoriter ana-baba:
—Çocukları kontrol ederler ama onları dinlemezler.
—Çocuklarıyla az ilgilenirler.
—Soğuk ve katı olurlar, ceza ve emirleri fazladır.
—Çocuklar çekingen, mutsuz ve huzursuzdur.
—BaĢkalarına güvenmezler, derslerde baĢarı düĢüktür.
Ġzin verici(BoĢ vermeci) ana-baba:
—BoĢvermercidirler.
—Kural koymazlar.
—Çocuktan bir Ģey istemezler.
—Cezalandırmadan kaçınırlar.
—Genellikle tutarsız ve güvensizdirler.
1.Denetim Odağı: Bireyin olayların nedenlerini nerede aradığı ve görmeye çalıĢtığı ile ilgilidir. Ġki türlüdür.
—Ġçten denetimli olayların nedenini kendilerinde görür.
—DıĢtan denetimli olayların nedenini dıĢarıda ararlar.
⇛ör Kötü not alan içten denetimli öğrenci, yeterince çalışmadığını, dıştan denetimli öğrenci ise öğretmenin zor soru
sorduğunu düşünür.
DıĢtan denetimli insanları sık sık yönlendirme, kontrol ve teĢvik etmek gerekir.
2.Cinsiyet Rolü: KiĢinin toplumda cinsiyetine verilen özellikleri taĢımasıdır. Erkek bireylerin erkeksi özellikleri, kız
bireylerin kadınsı rolleri benimsememesidir.
Androjen KiĢilik: Kadın ve erkek her iki cinsinde olumlu yönlerini geliĢtirmeye yönelik kiĢilik durumudur.
⇛ör Bayanların otobüs şoförlüğü yapması.
⇛ör Bir erkeğin aşçılık yapması.
⇛ör Bir erkeğin ağlaması(ağlama davranışı bayan davranışı olarak değerlendirilir.)
3.Özsaygı: KiĢinin kendisi ile ilgili olumlu duygularıdır. Öğrencilerin saygı ihtiyacı vardır.
5.Fenomoloji YaklaĢım:
Fenomen: Kendini ve dıĢ dünyayı kendine özgü bir biçimde algılayan kiĢinin ―öznel yaĢantısı‖dır. Fenomoloji yaklaĢım,
bireyin davranıĢlarını anlayabilmek için onun kendine özgü anlayıĢını ve yaĢantısını bilmeye dayanır. Bireyin davranıĢını
biçimlendiren en önemli faktör, onun kendini ve çevreyi o andaki anlamlandırmıĢ biçimi yani o andaki bireyin o andaki
fenomenidir.
6.Hemostatik(Denge) Durumu: Canlı varlıkların yaĢayabilmesi için organizmanın oksijen, kandaki Ģeker, su, beden ısısı
gibi öğeleri belli sınırlar(denge) içinde tutması gerekir. Organizma değiĢen bu öğelere karĢı fizyolojik dengesini korumak
zorundadır.
⇛ör Beden ısısın birkaç derece yükselebilmesi ağır hastalığa bazen ölüme de sebep olabilir.
7.ÖzdeĢleme: Bireyin özendiği ve beğendiği baĢka birine benzemeye ve onun gibi davranmaya çalıĢır.
⇛ör Bir çocuk doktor olan babası gibi giyinmeye ve davranmaya çalışır
NOT
Sevgili KPSS adayları, yukarıdaki ders notları Kpss de önceki yıllarda yapılan sınav soruları göz önünde tutularak
Üniversitelerimizde okutulan Gelişim Öğrenme Psikolojisi Kaynakları taranarak hazırlanmıştır. Bu notlardaki konu
bilgileri özet niteliğinde olup konular kavrandıktan sonra ekte sunulan konu testlerinin çözümü siz değerli aday
öğretmenlerimizin kavrama düzeyini daha da pekiştirecektir. Bu notun haricinde diğer Eğitim Bilimleri Ders notlarını
kitapçınızdan istemeyi unutmayınız. Sevgili öğretmen adayları sizde bilirsiniz ki ―kul hatasız olmaz‖ dikkatlice incelediğim
fakat yinede gözden kaçan birkaç hata varsa şimdiden affınıza sığınarak ilginize teşeküeederek bulduğunuz her türlü
eksiklikler,hatalar ve önerilerinizi uguryilmazer44@mynet.com ve 0505 683 04 70 nolu telefona bekliyerek, başarılar
dilerim.
Uğur YILMAZER
(Eğitim Bilimleri Öğretmeni)